You are on page 1of 303

Ellen Alpsten _ arie Katerina tobias'a; teekkrlerimle I ld.

Sevgili kocam, btn Ruslarn kudretli ar', ld; stelik de tam zamannda. Bir an iin orada, klk sarayn st katndaki yatak odasnda, zaman donakald. Yksek tavanda asl avizelerdeki mumlarn alevi huzursuzca titreiyor ve odaya puslu, kararsz bir aydnlk veriyordu. Iklar duvarlardaki yksek aynalarda dans ediyordu; karanlk kelerde glgelerin titremesine neden oluyor, Flaman ii goblene nakedilmi figrlere adeta can veriyordu. Darda, kapnn nnde btn bir akam, sonra da gece boyunca sren ayn sesleri duyabiliyordum; ayn fsltlar ayn mrldanmalar sk skya kapal panjurlar hiddetle sarsan souk ubat rzgrnn ulumasna karyordu. Her ey aynen son gnlerdeki gibiydi. Hibir eyin deimemi olmas inanlmaz grnyordu. imdi, Petro'nun bana Poltava'daki byk arpmann ardndan, yal bir askeri iaret ettii gn anmsyorum: Savata bacan kaybetmiti. O gn Petro'nun yannda durup teselli ve takdir edici szler ararken adam bana engel olmutu. "Burada, iinde, Hanmefendi" demiti ve iaret parmayla alnna vurup, "bacam hl burada, iinde. nemli olan da bu." Ben de imdi tpk yleydim: Ruhumda, bedenimde ve aklmda Petro hl benimle beraberdi. Ama inanszlk ve anlayszln bize hkmediyor oluuna armamal! Zira Rusya'y o gne kadar en ok zorlayan irade az nce snmt. Saray Hekimleri Blumentrost, Paulsen ve Horn sessizlik ve mahcubiyet iinde Petro'nun yata banda duruyorlard. Gizliden gizliye, aslnda ar'm be kapik deerinde ilala rahatlkla kurtarlabilecei duygusu iindeydim. imdi yalvarrcasna onun cesedine dikmilerdi gzlerini. Yeniden soluk alp vereceini mi mit ediyorlard? Eer gerekten de ldyse, ben size daha ok para veririm, sizi hekim msveddeleri, diye geirdim iimden. Ama yz ifademi bozmamak iin byk aba harcadm. Hem Feofan Prokopovi'in hem de Aleksander Menikov'un beni gzlediklerini hissediyordum. Prokopovi, Petro'nun hayallerini kaleme alm, bylece bu dlere anlam ve kalclk kazandrmt. Petro ve Rusya ona ok ey borlu. Menikov'a gelince; durum tam tersiydi. O, Rus mparatorluu'nun en zengin ve kudretli adam, her eyini Petro'ya borluydu. Menikov grtlan temizledi. Gzlerimi kaldrdm. kisi de, hem o hem de Prokopovi, gzlerini Petro'nun ellerine dikmilerdi. Baklarn takip ettim. Kt, l ar'm hareketsiz, aniden tm gcn yitirmi ellerindeydi hl. Paulsen onun gzlerini kapam ve ellerini apraz duracak biimde gsnn zerinde birletirmiti. Ama skca tuttuu kd parmaklarndan kurtaramamt. Kalem Petro'nun sonuncu ve lmcl uur kayb srasnda elinden dmt; yumuak yatak arafnn zerinde siyah mrekkep lekeleri grnyordu. Petro lmnden nceki dakikalarda, kalan son gcyle mrekkep, kalem ve kt istediinde, korkudan neredeyse kalbim duracakt. Hayr, unutmamt. Beni de yanma ekmek istiyordu; karanla, lme, unutulua. O an btn bedenimi bir soukluk kaplamt. Kanm donmu, btn damarlarm Baltk Ormanlar'ndaki kra ve dondan arlam aa dallarna dnmt. Ya onun ellerinin hali! Gzlerimize yle aresiz grnyorlard ki; o gl bedeniyle kyaslandnda, ar narin kalan, onun elleri. Tamamna erdirmek istedii tm o eyler iin nihayet zayf den, onun elleri. O elleri bu denli gsz grmek gene de

dokundu bana ve son aylarda ta yreimde duyduum korku ve fke kayboldu. Bana kalan son sevgiyi zorlayarak unutmaya altm bu elleri; daha iki hafta nce salarmn arasna sokup sk buklelerimi parmana dolam, onlar koklam ve bana glmsemiti stelik. "Benim zavall Katerina'm, hl ne kadar gzelsin! Salarn olmadan manastrda nasl grneceksin acaba? Bir de souunu dn orann! Bir at kadar gl olsan da, sana da saldrr o souk. Yevdokiya, zavallck, bana hl yazar ve ikinci bir krk iin yalvarp durur! Neyse ki sen hi deilse yazamyorsun!" Ardndan glm, ban geriye yatrp biraz daha iki istemiti. Yevdokiya, talihsiz kadn, gencecik kzken onun kars olmutu! Onu yalnzca bir kez grmtm. Neredeyse tam otuz yldr bir manastrda srgndeydi. Delilik gzlerinden okunuyordu. Salar dibinden kaznm kafas souk ve kir yznden ilerle, iltihapl sivilcilerle kaplyd. Sahip olduu tek dostu kambur cceydi. Petro, karsna hcresinde hizmet eden bu talihsiz yaratn dilini kestirmiti; Yevdokiya'nm sonsuz szltlarna ancak peltekleyerek yant verebiliyordu. Onu o gn yalnzca bir kere grm olmak -Petro herhalde byle dnmt yaammn geri kalann dehet iinde geirmeme yetecekti. Sandalyemden kalkarak Petro'nun yanma gittim ve deinin yannda diz ktm. hekim odann gerideki yar glgeli blmne ekildiler bir an. Tpk tarladaki rkek kargalar gibi. Petro'nun, yaamnn son yllarnda en ok korktuu kulard kargalar. Elini elime aldmda yumuak ve serindi. Ksa bir sre iin sktm bu eli, sonra dudaklarma gtrdm. Bedeninden yaylan koku tandk geliyordu: Ttn, mrekkep, deri ve ok hafif de olsa, Grasse'da kendisi iin zel olarak hazrlatt parfm z. Henz bir lnn eli deildi bu. Parmaklar imdi kttan daha kolay ayrlyordu. Kt cansz bedenini rten arafn zerinde serbeste duruyordu. Sakin ve emin bir halde kd aldm. zerinde ne yazl olursa olsun, imdi, bu hareketi yalnzca benim hak ettiimi herkese gstermek nemliydi. Yalnzca benim, onun karsnn ve ocuklarnn annesinin. On iki kez dourmutum. Kt parmaklarmn arasnda hrdad. Petro kalan son gcyle birka cmle yazmt. Bitmek tkenmek bilmeyen arzusunun son heyecanyla enine boyuna dzenlemeye alt bir konu. Okuyamyor olmaktan ilk kez utanmyordum. Doruldum ve kocamn son arzusunu Feofan Prokopo-vi'e uzattm. Menikov da en azndan benim kadar cahildi! Petro bizi kendi ekim alanna mahkum ettii andan itibaren, babalarnn sevgi ve tevecch iin tartan iki ocuk gibiydik. Kendi halknn seslendii gibi Batyuka ar, yani Babacmz ar. Buna karlk Prokopovi bize gre apayr bir sahnede oynuyordu roln. Ondan hep korkmuumdur: Hem ilahi hem dnyevi aleme hi yabanc olmayan bu adamdan; bilgisinden ve keskin mizah anlayndan. Tek bir adam bin kitapla nasl baa kabilir, syler misiniz? Ktphanesinde -en azndan can dostum Darya buna yemin etmiti- bu kadar ok kitab vard! Btn hepsini okumu muydu? Peki ya, tm o dier eylere nasl zaman bulabiliyordu? Ban hafife edi, Petro'nun son mektubuna uzanrken. Prokopovi'in bu davran mektuba ok nem verdii izlenimi uyandrd; oysa Petro'nun, son haftalarnda, benim iin nasl bir kader hazrladn bilecek biri varsa, kendisiydi... Besbelli ki, ar'n syleyecei elzem bir ey daha olduunu tahmin ediyordu! ki yl nce Petro'nun o inanlmaz kararn kaleme almasna yardm eden de o deil miydi? Petro iin, btn tre ve yasalar hie sayarak, yerine geecek kiiyi ar'n kendisinin belirlemesini salayan kural yazya Feofan Prokopovi dkmt. kisi de bir halk hkmdarna balamann Tanr'nm iradesi ve takdiri olduuna derinden inanmlard! Petro her zaman, imparatorluunu kendi kanndan olsa bile buna layk

olmayan -olu ve tahtnn varisi Aleksey gibi- birine brakmaktansa, buna layk bir yabancya brakmay yelediini sylemiyor muydu? Aleksey ve gzleri; sk kirpiklerle glgelenen, dolgun bakl o gzler. kk geni aln altnda annesi Yevdokiya'nm gzleri. lk karlamamzda ne kadar da rkek ve gvensiz bakmt bana. Doru drst oturamyordu bile Meni-kov'dan yedii dayak yznden. Denekle acmaszca dvmt ocuu; srt ve kaba etleri kan iinde kalm, iltihapl yaralar almt. Aleksey, lme yaklamann insan dntrdn kavramak iin de ok ge kalmt artk. lm, gsz birine, kendi yaamnda sahip olmad deer ve huzuru verebilirdi. Gl adamlar ise lmn nazarnda gzya ynndan ibaretti. Kapatld hcrede, Aleksey'in kararszl nce ylgnla, sonunda da inancn yitirmilerin anlayszlna teslim olmu olmal. Sen benim kanmdan bir kan, etimden bir et deildin Aleksey. Bu yzden huzur iinde uyuyabilirim. Babam o yaln kyl bilgeliiyle nasl derdi? "Bakasnn gzyalar yalnzca sudur." Gelgelim, Petro bir daha asla gsne oturan o karabasanlarn olmad bir uyku uyuyamad. Aleksey'in evresindeki ikenceci gardiyan ve cellat, ruhunun bir karga biiminde dudaklarndan dar utuuna yemin etmilerdi. O gnden sonra Petro, imparatorluun her kesinde bu kara kuun avlanmasn emretmiti; kyller dl karlnda kargalar yakalyor, ldryor, ttslyor ve kzartyordu. Bunun ar'a pek yarar yoktu. Ku yatak odasnn duvarlarndan ve sk skya srglenmi kaplarndan sessizce ieri szlyor, her gece geliyor ve abanoz kanatlaryla ar'm ryalarnn n karartyordu. Uuunun serin glgesinde Petro'nun ellerindeki kan asla kurumam olmal. Feofan Prokopovi'e yapay bir soukkanllkla baktm. Aslnda, geveke dmlenmi korsemin altnda kalbim hzla ve dzensiz atyordu. imdi baylma zaman deil! Nak ve deerli talar yznden kazklam terliklerim iinde parmak ularm kprdattm. imdi gl olmak gerek. Bir mparatorie. Rusya'nn talandrlan ilk mparatorie'si, neyle karlarsan karla! Samur krkm iyice omuzlarma ektim ve olabildiince dik durdum. Yine de elbisemin ipeksi kumann altnda kollarmdaki tyler rperdi. Prokopovi nazike glmsedi. Bu yal tilkiyi kandramazdm elbette. nsan kalbinin tm srlarn bilirdi. Hepsini. zellikle de benim kalbiminkileri. enemin ucuyla, gszce iziktirilen satrlar okumas iin iaret verdim. Ban ikinci kez edikten sonra kocamn son szlerine yneltti baklarn. Ardndan okumak zere kd havaya kaldrd: "Her eyimi..." Duraklad, bize bakt ve tekrarlad, ... eyimi..." Menikov yerinden frlad, tpk eski gzel gnlerde krbac yedii anlardaki gibi. "Kime?" diye sordu Prokopovi'e. "Hadi syle, Feofan Prokopovi, kime?" Kendimi tuttum; ama heyecandan nefesim kesilmiti. zerimdeki krk aniden fazla gelmeye balad. Feofan omuz silkti. "ar cmlesini tamamlayamam. Hepsi bu kadar." Yanlyor muydum, yoksa her taraf krklklarla kapl yznde ikinci bir glmseme mi vard? Bana bir an bakt, sonra gzlerini indirdi. Bir darbeyle yeniden hayata dndm. Hibir ey belirlenememiti! Dncelerim karmakarkt. Petro lmt; ama bu benim gvende olduum anlamna gelmiyordu! Aksine. "Hepsi bu mu? Yani btn hepsi bu kadar m?" diye tekrarlad Menikov ve saygdeer Pskov Bapiskoposu'nun elinden kd ekip ald. "Bu olamaz!" diye mrldand ve anlamsz gzlerle harflere bakt. Prokopovi kd sakince geri ald. "Okuyamazsn ki, Aleksander Danilovi. Okuma yazmay renmek yerine yapacak daha iyi eyler buldun hayatta."

Menikov sert bir yant vermeye hazrlanrken, iki adan arasndaki hararetli kavgay hemen nledim. u anda yapacak ok daha nemli eyler vard. Her an nemliydi! Hemen harekete gemem gerekiyordu; tabii, Yevdokiya'nn kaderini paylamak istemiyorsam; ya da bir kzan tepesinde Sibirya'ya srlmek; ya da daha kts, aada Neva'nn buz ktleleri arasnda yzkoyun srklenmek. "Feofan, bununla, ar'm, yerine geecek kiiyi belirlemeden ldn m sylemek istiyorsun? Rus mparatorluI u'nun varisini tayin etmeden?" diye sordum emin olmak istediimden. Ban ar ar sallayarak onaylarken anlalmas zor bir ifadeyle yzme bakyordu. Efendisinin yata bandaki uzun nbet yznden gzlerine kan oturmutu. Koyu renk salar bir papaza yarar ekilde uzun ve pudraszd. Aralarnda ak peremler vard ve dz bir ekilde omzuna kadar sarkyordu. Bugn zerinde sradan bir ruhaninin giydii yaln, koyu bir papaz cppesi vard. zerindeki hibir ey, Petro'nun kendisine verdii ynla payeyi ve makam ele vermiyordu; gsnde asl duran, deerli talarla ssl ar hatan, panagia?da.n baka hibir ey. Yalyd. Bunu byle kolayca nasl unutabildim? Daha yirmi yl nce, henz Novgorod Bapiskoposu'yken bile bana ok yal grnmt. Ama bir gzm onun zerinde olmalyd; Prokopovi daha bir sr ara hizmet verebilecek adamlardand! Onsuz kolaylkla, hemen unutulabilirdim. ne doru eildi ve bana bir eliyle kd uzatt. Kd elinden aldm ve elbisemin katlarndan birinin iindeki gizli cebime koydum. Feofan doruldu. "arie Hazretleri" diye konumaya balad, aniden gcn yitiren bir sesle. "Kd senin ellerine teslim ediyorum." Nefesim durdu birden, bana byle hitap edince. Kararn bylelikle vermi mi oluyordu? Menikov ban kaldrd ve dikkatle bize bakt. "Feofan..." Durakladm. Syleyeceim eyler iin en iyi szckleri nasl bulabilecektim? "Evine git, Feofan. Sabah oluyor neredeyse ve senin yandaki bir insann uykuya ihtiyac vardr. Seni aracam. Ve o ana dek, ar'm son szlerini yalnzca bu odadaki kiinin bildiini de unutma. Anlamt. "arie Hazretleri, sana ebedi sadakatimi ve hayranlm sunuyorum. Sen tm Ruslarn anas, ar'm-zn yaayan ruhusun. Rusya, ar'm keskisi sayesinde yaam ve biim kazanan ilenmemi bir ktleydi!" Keke, diye geirdim aklmdan, Prokopovi ettii bu nadide szcklerin her biri iin bir para altn alsayd! Ama o zenginlie aldrmyordu. Peki ya ne istiyordu? stikrar, Katerina Alekseyevna, istikrar. Sanki bunlar Petro'nun ikiden kslm sesi fsldyordu kulama. stikrar onun her zaman zerinde durduu tek eydi. Bu ayn zamanda bilge Prokopovi'in sadakatinin de anahtar olmalyd. Kararn vermi ve ncesine gre daha da fazla eilmiti. Yeniden dorulduunda, baklarn benimkilerle birletirdi. Birbirimize syleyeceklerimiz iin kelimelere gerek yoktu. Yirmi yl beraber yaamak ve beraber savam olmak, bizi sessizce ve sk skya birbirimize balyordu. "Biz de Feofan, senin Biz'e verdiin byk hizmetleri unutmayacaz. Ve bu hizmetlerini, yle mit ediyoruz ki gelecekte de srdrrsn." Konumam bilinli olarak resmi bir biime brndrmtm. Bedenini yeniden edi, konumakszn ve saygyla. "Seni Aziz Andreas Nian'yla onurlandracaz. Ayrca sana Kiev'de bin, hayr, iki bin kleli bir arazi hediye edeceiz." Hemen bunun bedelini kimlerden salayabileceimi dndm. Bir zm yolu bulunurdu artk. "Beni ok onurlandrdnz, arie." Feofan durdu ve bekledi.

Kapnn yannda kaide gibi duran ve sessizce bizi seyreden hizmetliye bamla iaret verdim. Bizim mzn ve hekimlerin dnda odaya girmesine izin verilen tek kii bu hizmetliydi. "Feofan Prokopovi'in faytonunu hazrlat ve ona aaya inene kadar yardm et. Kimsenin onunla konumasna izin verme. Duyuyor musun?" Telala ban sallad. Uzun kirpiklerinin glgesi pembe yanaklarna dyordu; pek irindi. Yz bir anda acyla baka bir adamn yzn anmsatt bana. Ne yazk ki lm birininkini. Yine de birok gn ve gece boyunca seyretmek zorunda kalmtm o yz; Petro'nun o ba koyduu yerde, karyolamn yan banda. i alkolle dolu ar bir cam kabn iinde yzyordu, ylece, tpk k boyunca votkaya yatrlan elmalar gibi. Gzleri sonuna kadar ak, kederle bana bakyordu. Canl gnlerinde yumuack olan dudaklar, kan ekilince bzlm, incelmiti. lm acs srasnda dilerin zerinden di tlerine doru geri ekilmilerdi. Yaadm ilk dehetin ardndan kavanozu hizmetimden uzaklatrmasn istediimde, Petro beni manastr ve krbala tehdit etmiti. Bylece bu ey daha pek ok hafta karyolamn, Petro'nun paylamak istemedii yatamn yan banda durmutu. Bu any arabuk savdm ve stne basarak tekrarladm: "Kellen ortada, delikanl; sakn kimseyi onunla konuturma!" Feofan bu szler zerine sessizce gld. "Korkmayn, arie. Prokopovi kimseyle konumak istemezse, kimse de onunla konuamaz. Gel bakalm, delikanl, u yal adama kolunu ver!" ocua bir iaret yapt ve delikanl eilerek kapy at ona. Koridorda, korku iinde, donuk yzlere rastladm. Soylular ve hizmetliler orada, tpk tuzaa yakalanm tavanlar gibi oturmu rkeke bana bakyorlard. Grnmem kalabaln arasnda bir dalgalanma yaratt. Madame de la Tour, kzlarmn sska Fransz retmeni, benim kk Natal10 ya'm kendisine doru ekti. Onu orada grmek hi houma gitmedi. Koridor ok souktu ve dn leden sonra bir iki ksrmt minik kzm. Elizabet ve Anna da retmenin yanndayd. Benimkileri arayan baklarndan sakndm. Onlar henz ok genti! Nasl anlayabilirlerdi. Henz ne ben ne de koridordaki dier insanlar biliyordu, korkulacak kiinin ben olup olmayacan. Kalabaln iinde baz yzler aradm. Petro'nun erkek torununun taraftarlar, Prens Dolgoruki ve kk Petro Alekseyevi yoktu. Neredeydiler? Tahtn kime geeceiyle ilgili planlarn hangi kede yapyorlard acaba? Bu planlar bir an nce renmeliydim! Feofan Prokopovi ve gen hizmetkr, Petro'nun yatak odasndan benim ardmdan ktlar. Bense kapda durup gvdemle ar'm yatana ynelen baklar engelledim. Tanr'ya kr geni yaplym! Ksa bir sre iki adamn arkasndan baktm. Hizmetlinin bacaklar ve arka ksm, dar kesimli ak renk ipek pantolonunun altnda kasl grnyordu. Prokopovi'in gen erkeklerden holand sylentisi doru muydu acaba? Eer yleyse, refakati seimim doruydu demek ki. Onu mutlu edecek birisiydi. Menikov gld. "Yal kaktan iyi kurtuldun!" Ona doru dnp istediimden daha sert bir yant verdim: "O bir kak deil. Kak olan biziz. Umarm sznde durur." aresizlik iinde bana bakt. "Sana ne sz verdi?" "Grdn m! Burada kak sensin! Sen yalnzca sylenen szleri duyuyorsun! Oysa bundan tesi syleniyor!" diye yantladm yalnzca. Bir admda yanma vardm ve gmleinin dar kesim yelein zerine genie katlanm yakasn kavradm. Biraz sert ekmi olmalym ki, bir sre nefes alamad.

rkildi ve hzla ellerini havaya kaldrd, geni manetlerinin ar dantelleri hrdayarak savruldu. Sert bir ifadeyle yzne bakarak fsldadm: "Menikov u anda bu samala ayracak zamanmz yok. kimiz de ayn sandaldayz ve u anda boa harcadn her saniye iin Tanr'dan af dilemelisin!" Henz kurtulmaya cret edemedii sk kavraymn altnda knd. "Darda, koridorda kimi gremediimi biliyor musun, Aleksander Danilovi? Tahmin et bakalm! Kk Petro Alekseyevi Romanov'un ve sevgili akl hocalarnn yokluunu acyla hissettim! Onlardan bir iz yok! Bunun anlamn, Rus mparatorluu'nun yasal varisinin neden dedesinin lm deinin yannda, yani ait olduu yerde bulunmadn anlayabiliyor musun?" Menikov gszce ban sallad. O iri ve gl adam, prsk bir halde, oyuncak bir bebek gibi, ellerimde aslyd; bir kez daha yutkundu. Aln ter iinde kalmt. "Herhalde mparatorluk klalarnda, birliklerin banda olduundandr! Belki de ok yaknda askerler onu omuzlarnn zerlerine alp, ok yaa, diyeceklerdir! Byk Petro'nun lm haberinin verilecei an bekliyorlardr! Peki o zaman bize ne olacak? Babasn kimin idam ettirdiini anmsarsa ne olacak? Aleksey'in fermannn altndaki ilk adn kime ait olduunu biliyordur herhalde -her ne kadar, yaz yazmay bilmediinden, imza satrnda yalnzca arp iareti olsa da!-Menikov! Gzel Tanrm, bir eyler yapmalyz! Bizi Sibirya'ya srmek, dllendirmek olur onlara gre! Prens Dolgo-ruki'nin senin ve benim kllerimizi rzgra savurmaktan baka bir arzusu yoktur herhalde!" Onu serbest braktm, geriye doru tkezledi. Aryzk-l parmaklaryla gzkapaklarm ovutururken, hl kendine 12 gelememi grnyordu. Ama gzlerini atnda, bakndaki duruluk beni artmt. Konuurken ban sallad. K.endin sylyorsun, Katerina Alekseyevna; onlar ar'n vefat haberini duyacaklar an bekliyorlar! Ama Petro'nun ldn bu odadaki bizlerden baka kimse bilmiyor ki! Fe-ofan Prokopovi ve biz hari, kimse bilmiyor!" Durdurmama frsat vermeden koridora alan kapya varp Petro'nun dairesinin nnde nbet tutan subaylardan birini yanma ard. "Feofan Prokopovi az nce gitti. Onu grdn m?" diye sordu askere usulca. Asker hararetle ban sallad evet anlamnda. Meni-kov'la yapt bu konumay kendi gelecei asndan ok anlaml buluyordu herhalde. "yi" diye srdrd Aleksander Danilovi konumasn. "Yanna yirmi adam al. Faytonunu takip et ve adam eve var-dmaa evi kuatn! Sakn ola ki, ieriye bir insan ya da bir fare girip kmasn!" Gen adam bir kez daha sallad ban. Sonra bir an du-raksad. "Peki yanndaki hizmetli ne olacak? Onu..?" Eliyle, yatay bir ekilde boazn yalayan belirgin bir hareket yapt. Menikov "Hayr" dedi, "o, yal adama refakat etmeli." ki adam birbirine ksa bir sre bilgi bir tavrla srtt. Menikov subayn omzuna vurarak: "Her eyi gzelce halledersen, bu senin karna olur!" Gen adamn gzleri parlyordu. "Adn ne?" diye sordu Menikov ardndan. "Orlov, Prens'im!" Bunu sylerken Menikov'un nnde olabildiince eildi. Menikov bir kez daha ban sallad onu yreklendirirce-sine ve kapy tekrar kapad. 13 Bu giriimi houma gitmiti. Pek ok sava kendisi lehine eviren, ban en kt beladan pek ok kez kurtaran o cesur ve kararl adam yine i bandayd. Petro ne

demiti, Aleksander Danilovi'in kirli ileri yznden biri onu kendisine ikayet etmeye kalkt zaman? "Menikov hep Menikov olarak kalacaktr; her ne yaparsa yapsn!" Konu bylece kapanmt. Ona korku salmay baarmtm. Ama bu yalnzca ilk admd. Ve haklyd: Bizden baka kimse ar'n ldn bilmiyordu! Bu bilgi sayesinde birka saat ndeydik, bu sr ok ihtiyacmz olan zaman kazandryordu bize; yarn sabaha kadar Petro'nun ehrinin zerini kurun arlnda bir kubbe gibi rtecek olan zaman. Ayn fikirde olduumu hissettirircesine, biraz daha yumuak bir ses tonuyla ona "Hadi gel. Yan tarafa, kk ktphaneye geelim" dedim. Onu hafife ne doru ittim. Emin olmayan admlarla, iki gn iki geceden bu yana Petro'nun yata banda nbet tuttuu sandalyeye doru ilerledi. Gm ilemeli yeil brokar ceketi zensizce arkaln zerinde asl duruyordu. Kumaa yedirilen gm ipliklerden her biri bir kyl ailesini en az iki yl geindirebilir-di. Sap fildii kaplama asas yandaki kk masaya dayalyd. kisini de eline alp Petro'nun kk kitaplna alan gizli kapya yneldi. Hekimlere seslendim: "Blumentrost! Ben izin vermeden nzn de bu oday terk etmesini istemiyorum, beni anlyor musun?" "Ama..." Yant vermek istedi. "Majesteleri'nin lm haberinin aklanmamas imparatorluumuzun arzusudur. Tek bir szck yok! Yoksa burada Rusya'da bir daha hekim olarak alamazsn, bilesin!" 14 yi konumayd. Bu ses tonu Petro'yu da memnun ederdi. "arie'm, nasl buyururlarsa." Blumentrost sessizce eildi. "Gzel. Sonra dllendirileceksin. Bu meslektalarn iin de geerli." Menikov duvardaki gizli ve komu odaya geit veren dar kapy am beni bekliyordu. Hafife sendeliyordu. Nbet srasnda imi miydi acaba? Yoksa yorgunluk muydu onu ayaklar zerinde emin olmadan durmaya iten? Ya da: Korku muydu? Kk, karanlk odaya ondan nce girdim. Petro'nun gizli imparatorluuna. minedeki ate yeni snmt; duvarlardaki ahap sy keyifle geri yanstyordu. Yer ran seferi dnnde getirdiimiz yumuak hallarla kaplyd. Yaz masasnn, minenin ve raflarn nndeki sade sandalyeleri Petro bizzat yapmt. Bazen gece yarlarna doru bile odasndan ykselen rende ve eki sesleri duyardm. Marangozluk ve oymaclk ileri onun eytanlarn ve korkularn savard. Bazen yorgunluktan planya tezghnn zerinde uyuyakalrd. Byle zamanlarda Menikov onu tek bana omzuna alr, yataa tard. Ben orada onu beklemiyorsam, o zaman gen bir erkek hizmetlinin karnn kullanrd yastk olarak. Odann yksek pencerelerinde, Byk Kuzey Sava'ndan nce, henz gen bir adamken, Hollanda'dan satn ald ar dokuma perdeler aslyd. Raflarda kitap stne kitap duruyordu: Gezi notlar, deniz yolculuu, deniz ve kara savalar zerine yazlar ve din konulu yaptlar. Bu yaptlarn her birini dnp dnp kartrmt. Onu asla takip edemediim bir dnyayd buras. Yaz masasnn zerinde hl ak duran, kede ve minenin yannda st ste yl kitaplar 15 vard. Bazlar matbaa basksyd ve deri kaplyd, bazlarysa uzun zaman nce manastrlarda elle yazlm, sonra yine elle kopya edilmiti. minenin zerindeki tabla, Petro'nun gururu "Natalya" firkateyninin aslna uygun modelini saymazsak, botu. Onun zerinde olumuz Petro Petrovi'in yalboya tablosu aslyd. Ani lmnden hemen birka ay nce resmedilmiti. Babasnn ve

benim kalplerimizi paralayan o lm. ok byk ac, ok acmaszca kesintiye urayan umutlar. Aklm karm gibiydim o zamanlar. Her ey anlamsz geliyordu bana. Odaya uzun zamandr girmiyordum; nk sahi gibiydi bu resim. Sanki olum elinde tuttuu kk mein topu bana atverecekti. Sarn bukleleri dantelli beyaz bir gmlein zerine dklyor, hafif tebessm yayan dudaklarnn arasnda bir dizi kk inci di grnyordu. Onun u anda burada olmas iin, onu Rusya'nn ar ilan etmek iin canm verirdim. Geri daha ok gen, phesiz. Ama benim ve senin kanndan bir oul, Petro. Bir hanedanlk. Her hkmdarn ve bizim de istediimiz ey bu deil mi? imdi bir tek kzlarmz hayatta ve korkak, sevilmeyen bir torun. Gen Prens'in dncesi soluumu kesen bir gle geri gelmiti. Pyotr Alekseyevi, Petro, onu doar domaz, henz memedeyken alm ve talihsiz annesinden uzaklatrmt. Zavall Charlotte. Her zaman rkek ama soylu bir at andrrd ve babas da onu tpk bir at gibi, o en akrak Braunsch-weig'dan ayrp Rus Saray'na gelin olarak satmt. Onu Aleksey'in nne yem olarak atmt; o zor mizacn ellerinde ok gemeden krlacak bir oyuncak. Charlotte, St. Peters-burg'daki ilk dnemlerinde ok alamaktan srekli imi gzlerle dolamt. Bunu sla hasretine balyordum. Ama 16 ok gemeden, bir sr morluktan ve ilerden ehresi neredeyse tannmaz hale gelmiti. Aleksey narin Alman Prensesi dverek ruhunu bedeninden ayryordu. Bir kz ocuu dourduktan sonra yeniden hamile olduunu fark edince, korkudan o kadar ok alamt ki, eteim bile slanmt. Yaamndaki dehet ve ylgnlk onu soluk alamaz hale getirmiti. Peki, imdi neredeydi kk olu? Prens Dolgoruki'nin saraynda m? Klalarda m? Darda, kapnn nnde mi? Henz on iki yandayd; ama ondan eytandan korktuumdan daha ok korkuyordum. Petro'nun, arevi unvann bile layk grmedii o ocuktan! Dolgorukiler gen Petro'yla iktidara gelecek olurlarsa, bu, yaammn son gecesi demek oluyor. Menikov lnn odasna alan kapy bir kez daha ap Blumentrost'a bir srahi koyu arap getirtmesini syledi; hayr, hayr, skunet iinde dnmek istiyorsa, iki srahi. Bir hizmetli sessizce odaya szld. ki ieyle zerinde Venedik ii camdan yaplma birka bardan bulunduu bir tepsi getirdi. Aleksander Danilovi Menikov ve ben yalnzdk. Hl biimini koruyan bacaklarn nne doru uzatp koltua yasland. Oturduu narin mobilya krlacak gibi duruyordu altnda. Sessizlik iinde ve dncelere gml bir halde birka yudum iti. Ardndan, rengrenk sslerle kapl barda atein ynne doru evirdi ve saa sola dndrd. Alevler renkli kesmelerden geerek iindeki arab aydnlatt. Kadeh kanla doluymu gibi grnyordu. Onun karsna oturdum ve trnaklarmla kadehimi tklamaya baladm. Bu gece iki oyunlarna yer yoktu. arabn kaynar halde Menikov'un boazndan aktn hayal ettim. Kadehini aka yapyormuasna bana doru kaldrd. Donup kalmtm; sanki az nce canm bedenimden ayrlmt. 17 Ama canm bedenimden az nce ayrlmt da zaten: te tam da bu beni kurtarmt, umarm! "arie Katerina Alekseyevna'ya iiyorum. O sralar senin zerine oynamam ie yarad, Prenses'im! Sana, en byk kaybma! Sana, en yksek kazancma!" Birden ban yle hzla geriye att ki, kafasndaki peruk yere dt; yksek sesle glmeye balad. Neredeyse kn uluyan kurtlar gibi nlad sesi: yksek ve alayc. amamal, Petro'nun yata bandaki nbetinin son saatlerinde de imiti.

Onun bu kstahln soukkanllkla karladm. Petro olsayd bunun iin ona krbac basard. Menikov bir kpek gibi ac ekiyor, hepsi bu kadar, dedim kendi kendime. Onun da Efendisi lmt az nce. Ona ne olaca belli miydi? Hi hesapta olmayan aclarn saatin-deydi. Ona u anda ok ihtiyacm vard. Ona, Gizli Kurul'a ve birliklere. Bu dncelerle ona baktm, ta ki glmeyi kesene dek. ou dklm ama hl sar olan peremlerinin altndaki yz kzarmt, bir yudum daha alp bardann kenarndan gvensizce bana bakarken. "Peki ya sen, Menikov?" diye sordum sonunda yalnzca. Ban saa sola sallad, bir sre duvara bakt ve aniden elindeki kadehi koyu renk ahap kaplamaya frlatt. Bardak tuzla buz oldu, arap yava yava ve kpkzl yere akt. Ardndan: "Haklsn. Bir amarc paras arie, bir breki imparatorluun en zengin ve en gl adam!" dedi. "ar'dan sonra" diye anmsattm nazike. Bana honutsuzlukla bakt ve yavaa tekrarlad: "Elbette. ar'dan sonra." Alevleri seyreden bak houma gitmedi. Ama hemen toparland. "Ne allmadk bir zamanda yayoruz! Ne all18 madik bir yaam, Prenses'im! Bunu ancak lahi iradeyle aklayabiliriz kendimize!" Bam onaylarcasma salladm ama bir yandan da dnyordum: Allmadk m? Evet, Avrupa saraylarnda byle syleniyor olmal. Eli ve katipleri neelendiren ey buydu imdi. Ama Petro'ya gre, arzulanan eye alrd. Zavall bir kyl kznn Rusya'nn imparatorieliine ykselmesine alrd. u andan itibaren neler olaca dncesi tm kanm harekete geirdi. Sanki damarlarmda binlerce karnca geziniyordu. Ben, bulak kz. Ben, ortalk hizmetisi. Ben, sava tutsa. Ben, amarc kz. Ben, karargh orospusu. Ben, ar makyajl iman ayya. Ben, kocasn aldatan! Ama o, en son ana dek bana aitti. Ve artk konuamaz! u andan itibaren syleneceklerin olup olmamas benim elimde. zgr olabilirdim. Tm klelerin, "kullarn" en byk arzusu: Volya, mkemmel, yabanl, byk zgrlk. Uzandmda tutabileceim kadar yakn, yine de henz yrek yakacak kadar uzak. Hayr, nereden geldiimi asla unutmadm: Ben ve mpa-ratorie Hazretleri olmak..? Menikov hl duvar seyrediyordu. Elinde yine azna kadar dolu baka bir kadeh tutuyordu. Birden elinden kayd ve enesi gsne dt. arap beyaz dantelli gmlei ve mavi yeleinin zerinde byk, krmz bir leke meydana getirdi. Uyuyakalmt. Tolstoy gelmeden birka dakika kestirmesine gz yumdum. ok gemeden yapacaklarmz konumamz gerekiyordu. Daha sonra onu sarayna tayabilirlerdi, iyice uyuyup aylabilmesi iin. Aziz Andreas Nian'na da, benim ona verebileceimden ok daha fazla kle ve unvana da zaten sahipti. Ona vadedebileceim hibir ey yoktu. Ama o kendiliinden kalacakt. Hibir ey, u eski korku kadar, 19 insan hayata balayamaz, Katerina, diye kulama fsldar gibi oldu Petro. Ha yle, demek ki oluyormu. Bir arie gibi dnmeye balyordum artk. Klk sarayn bahesine alan pencereye yaklatm. Elbisemin eteklerine ve kol azlarna ilitirilmi altn ikonalar her admmda angrdyordu. Prusyal Prenses Wilhelmine Berlin'de, benim giyim tarzm grnce kahkahalara boulmutu bir zamanlar: "Rusya'nn ariesi gezgin bir algcnn oynatt gelin kuklasna benziyor!" Evet ama kocam beni seviyordu, Wilhelmine. Kocam gldryordum ve o da burnunu vcudumun btn ukur-cuklarma sokuyordu.

Pencerenin nndeki, St. Petersburg'un -Bizim ehrimizin! Bizim ryamzn!gecelerinin souunu saraydan uzak tutan astarl kuma kenara ittim. Seni artk sonsuza kadar kollarnda tutan kadifemsi ve simsiyah gece, imdi Neva'nm suyunu da Aleksander Nevski Manzaras'n da karanla gmmt. Katksz ve snrsz arzunla; uyruklarnn, soylularn ve klelerinin yz binlercesinin acsyla, bataklk araziden yarattn ehir. Bu ehir, imdi topran altna gml olan kle iilerin aclar, yaknmalar ve cesetleri zerinde kurulu. Ama bu grkemin yannda onlar kim anmsar ki? Rusya'da bir fazlalk var olduysa, o da insan yaamyd. Sabah, nce solgun ve serin ama ardndan hafif kllenmi kor gibi sarayn dz duvarlarna yansyacak. Sen burada hapsettin, Petro. imdi ona ne olacak? Bana yardm et! D cepheleri yirmi yl nce, o gne dek bilinmeyen bir grnt sunan yksek evlerin pencerelerinin ardnda, mumlar yanmaktayd: Sabrsz, rktc ve talepkr bir titreklikle. Iklarnn, bir hayalet el yardmyla nasl da huzursuzca sokaklara ve odalara aktn gzledim. 20 Darda, avluda sngs zerine eilmi bir nbeti duruyordu. Omuzlar seiriyordu; alevlerin titreen altnda bunu grebiliyordum. Svariler atlarna binip hzla kapya doru kotular. Blumentrost verdiim emre sadk kalm myd? Yoksa bunlar dnyaya inanlmaz ilan etmek iin mi acele ediyorlard? Dolgorukiler'e mi gidiyorlard? Rus dev devrildi. O ld. nsani olarak ebediyete kavutu. Davranma zamanyd. Pencerenin nnden kk ktphaneyi koridora balayan kapya yneldim aceleyle. Tpk umduum gibi, koridorda az insan vard. Duvar kaplamasna kaytszca yasl duran asker beni grnce hazr ola geti. "Bana Kont Andreyevi Tolstoy'u ar. Ayrca Kont Apraksin, Baron Ostermann ve Pavel Yaguinski'yi. Acele et, ar onlar grmek istiyor!" Sesimin neeli kmasna ve son szlerimin uzun koridorda duyulmasna zen gsterdim. Hzla uzaklaan askerin ardndan szde sevinle baktm. Koridordaki insanlar reveranslarn bitirip dorulur dorulmaz fiskoslar balad. Ancak kapy arkamdan kapar kapamaz, acma geri dndm. Korkuyordum. Evet, Petro tam zamannda lmt. Ama imdi ne olacakt? Volya m yoksa srgn ya da lm m? Uzun zamandr gerek bir korku hissetmemitim, bunun farkna imdi varyordum. u gerek, sran duyguyu; insann midesini dmleyen, terini donduran ya da souk souk akmasna neden olan, kalp atlarn yavalatan ve barsaklar aan korkuyu, eyden beri... Hayr, dur! Eer kafam boaltmak istiyorsam, imdi bunlar dnmemeliydim! Eitimsiz aklmla ayn anda yalnzca tek bir eyi yapabilirdim. 21 Arkamda birinin mrldandn duydum: Menikov uykusunda hem konuuyor hem de alyordu. Onunla imdi yalnz olmak ve onu kontrol altnda tutmak en iyisiydi. Onu bu odadan ancak bir karara varld zaman salacaktm. Tolstoy ve Kurul da bir an nce gelseydi ya! Kurul bana itaat ederse birlikler de ona itaat ederdi. Peki, unvan olmayan ama benim istediim tahtta gz olan kk prens Petro Alekseyevi nerelerdeydi? Trnaklarm kemiriyor-dum. Darda, pencerenin nnde soluk alan ve dald tavan uykusu kt ryalarla blnen huzursuz, karanlk ehir bana akl veremezdi. Pencerenin nnde arkalkl geni bir sandalyeye oturdum ve ayaklarm sert, nakl terliklerimden kardm. u anda yapabildiim tek ey, beklemekti. Ayaklarmdan yukarya, bama doru bir scaklk trmand. ubat, St. Petersburg'un en souk aydr. Kendime scak arap ve rek smarlamalydm; bu beni ayk tutar ve bana hzl, hafif bir sarholuk verirdi. Umarm yan oda Petro iin ok souk deildir. Katlanamad tek bir ey varsa, o da

mekti. Sava alanlarnda birlikte dmz anlar oktu. Onu souktan yalnzca geceleri koruyabilmitim. Menikov, uzun kollarn yavaa gerdi. Hl az ak horluyordu; ama birazdan onun da uyanmas gerekecekti. Gzlerimi kapadm. Gzyalarn akmaya balad. Nihayet. Aslnda ferahlam olsam da umutsuzluk ve keder kaynakl sahte olmayan gerek gzyalanyd bunlar. nmde uzunca bir sabah ve ardndan haftalar vard. Bu sre iin ok ok gzyana ihtiyacm olacakt; nk halk ve saray, salar dank, krk sesli, gzleri i, kederli bir arie grmek ister. Benim keder ve sevgim bana mstesna olan yapma hakk veriyordu. Bu konuda Dolgorukiler bile boy l-emezdi benimle. Hal byleyken, ayn ekilde alamaya 22 balayabilirdim. Tuhaf yaamm iin dklen gzyalarn. Ala hadi, kyl fahie, hizmeti, orospu; ala, btn Ruslarn ariesi! Kimse seni duymayacaktr gecenin bu vaktinde! 23 BRNC BLM aamm bir cinayetle balad. Yaammn balangcyla, doduum an kastetmiyorum. Kim ilk yllarn tam olarak anmsayabilir ki? Bir kul olarak, bir kle olarak srdrlen yaamn ne olduunu bilmemek en iyisi! Rus Kilise'sine ait bir mlkte, Zerkovny'de, Nemzy, yani Alman asll kleler olarak bizim varlmz tasvir edilemeyecek kadar sefalet iindeydi. Yaamamz tpk benim kymdeki tozlu sokan topra gibi sert ve talyd. Doup bydm o yoksulluk iindeki yer neredeydi? Bilmiyorum. Usuz bucaksz Livonya kaybolup gitti; kym var olmayan bir ky ve lkem var olmayan bir lke artk. Kulbeleri hl duruyor mudur? u birka gariban isba'ya. ne olduu ve hatta sokan tamamna ne olduu beni ilgilendirmiyor. Kalbimde bir vatan buldum. Ne var ki, o zamanlar, genliimde, benim dnyam da son isba'yla birlikte sona ererdi. Ruslar gibi biz de kk topluluklarmz iin ayn szc kullanyorduk: mir. Bizim wzzVdeki eri br ve sert toprakl sokak bizi yaama balyordu, tpk .rar//z'larmzm kuaklar gibi. Yaz mevsimi, plak ayaklarmzn derisini sran, bizi ksrten, gzlerimizi kr eden krmz tozdan bir kasrgaya dntrrd soka. Baharda ve gzde; ortalktan kar kalktktan sonra ve 24 ilk byk yamurun ardndan, bizim isba'dan tarlalara ve rmaa dek, dizimize kadar amur iinde ilerlerdik bata ka. Knsa her admda uyluklarmza kadar kara gmlr, ya da cam gibi kaygan buzun zerinde eve kadar kayardk. Arada bir, uzun yeleli ve ar naili beygir koulu tepeleme yklenmi bir araba geerdi. Ykn manastrda boaltr ve pazarda ihtiya duyulan manastr mallarn yklerdi tekrar. Bunlar dnda pek bir ey olmazd. Tavuk ve domuzlar yolda koar, pislik, hayvanlarn ty ya da kllarna yapr kalrd. Salar keelemi, bitli, pis ocuklar, yalar tarlada yardm edemeyecek ya da manastrn keten rekesine geecek yahut dokuma tezgahlarnda oturamayacak kadar kk olduu srece bu sokakta oynarlard. "Kle" olarak varoluumuzun vahameti, bize daha genlik yllarmzda ulard: Parmaklarmzn ular almaktan kabuk balar, sinekler gzlerimize sokuur, onlar kovmaya bile gcmz olmazd. Bask, dumanl z>Z>#'larda bir tek karnmz doyurmak ve uyumak iin bulunurduk. Evlerimizin yaammzla tek balants bu birka moladan ibaretti. Kulbeler rasgele sralanmt; arkada her ailenin kendi kk sebze bahesi ve emesi olurdu. Bizim mir de Livonya ve evresindeki dier pek ok kk Baltk tara kyyle aynyd grnteydi. Bir zamanlar, aslnda ok uzun zaman nce Papa'ya ve Almanlara ait olan o lkeler geninde yer alyordu. ok gemeden Polonyallar, Letonyallar,

Ruslar, sveliler ve Almanlar iyi kt barl bir birlikte yaam iin kaynamlard. O zamanlar. Nisan aynda bir gn, yzyl dnmnden hemen nce -ar Petro'nun benimseyip yerletirdii takvime gre, 1699 yl olmalyd- kk kz kardeim Christina ve ben bu sokaktan aa yryorduk. Sondaki tahta ve kerpi karm alak isba'dan itibaren sokak geniliyor, tarlalarn yanndan 25 geerek nehre yneliyordu. O gn hava hafiften tenimizi okuyor ve tatl tatl, ottepel kokuyordu; bizim Baltk lkelerinin en byk mucizesiydi bu. Byk erimeyi hi yaamam olan, bizim varlmz anlayamaz. Yreklerimiz, tpk postunun altndaki ya ilkbahara kadar idare ettiren bir aynn nefesi gibi, k boyunca dinlenirdi. Uzun k mevsimi ve kurun rengi bir rt gibi ruhlarmzn zerini rterdi. Mir, votka ve kvafm yaratt pusla birlikte, miskin ve can skc bir karanla gmlrd. Lava ekmei, fasulye orbasnn zerinde byk ya gzleri oluturan domuz ya kn, ka-krdak, dar kek ve sonbaharda kaba kk paralar halinde kesip, tuzlayp tokmaklayarak hamur haline getirdiimiz tuzlu otlarla beslenirdik. Her gn yenirdi bu ot. Tkrlen balgam yere varmadan donduran soua kar bize g verirdi. Kar, souk ve kra, sona ermeyecek ve katlanlmayacak bir alkanlk haline gelmek zereyken bir anda yok olurdu. Uzun, karanlk k mevsimlerinde, ottepe'vn. bir kez daha tekrarlanacana inanamazdk. Derken nce Vayna'dan kopan buz tabakalarnn muazzam grltsyle rperirdik. Su vahice ve zincirlerinden boalmasma aldar, buz tabakalarn byk bir gle srklerdi. Yoluna kan her eyi gcyle ezer geer, kk aylar bile taard. lkbahar sonlarna doru ilk yeiller grnr, Vayna'nn etli ve pullu balklar ve eit eit otlarla midemiz bayram ederdi. Ksa, hummal ve oun vahi yaz aylarnn zincirini krard. Ksr topraklarmz bir anda yaamla dolar, aalarn yapraklar younlar, adeta erbetlenirdi. Kelebekler dans ederek havada yalpalar, kular hi armadan beyaz geceler boyu akrd. Kymz o zaman anszn gelen bereket ve yaamn sarho-luuyla delirirdi. Uzun gnler ve ksa geceler balard. O yl on altnc doum gnm kutlayacaktm; Christina benden iki ya daha kkt. Ortal toz iinde brakarak 26 dans ediyor, kendi ekseni etrafnda dnyor ve ellerini aklatyordu: "Nefes al, Martha! Nefes! Haydi kokla!" Burnunu havaya kaldrd. "Yaam yeniden balyor!" Gldm ve kolumdaki ar amar bohasna ramen onu yakalamaya altm; ama beceriklilikle elimden kurtuldu. Nehirde elbise ykayacaktk. Daha geen ay isb'nrv arkasndaki kk teknede amar iin buz krmak zorunda kalmtk! amar buzla fralamak yle zahmetliydi ki. Ellerimiz souktan mosmor olurdu; iyilemesi uzun srer, acl iler meydana gelirdi. O gnk ii seve seve stlenmitik; nk amar ykayan, tarlaya gitmek zorunda deildi. i bitirdikten sonra o hafta sonundaki ilkbahar alveriinde gzel grnmek iin ykanmaya karar vermitik kendi aramzda. Christina kolunda amar tamyordu, ne de olsa o babamn karsnn kzyd. Oysa ben, komu kydeki bir kzla yaplan bir ilkbahar dansndan dokuz ay sonra domutum. O gnlerde Elizabet Rabe ile nianlym babam stelik. Bu yzden de btn trelere ramen, onu annemle evlenmeye zorlayamamlar. Keiler babamn tarafn tutmu annemin ailesine kar. Bizim mir'de kylan nikahlarda son sz hakk keilerindi ve onlar babamn kendi mlkiyetlerindeki bir kzla evlenmesini istiyorlard! Annem beni doururken lm, Elizabet Rabe de beni kabullenmiti. Baka ne yapabilirdi ki? Annemin ailesi o gn isba'nm eiinde durup babama beni bir boha iinde uzatm. Beni almasaym, kesinlikle ormann kenarna brakrlarm.

Elizabet Rabe'nin bana kt davrandn syleyemem. ok sk almak zorundaydm, hepimiz gibi. Beni hi dvmedi; ama ok sinirlendii zaman salarmdan eker ya da kolumu imdikler ve barrd: "Seni kan bozuk, seni! Asln kim biliyor ki senin? u haline bir bak; salarn karga t27 y gibi kapkara! Senin anneni iyi tanrdm, her adamn peinden koard! Hepsiyle yataa girdi. Seninki gibi yeil gzleri olmas iin insann, ok erkek lazm, bunu herkes biliyor! Dikkat et de senin de bana ayn eyler gelmesin!" Byle anlarda babam ieriye girecek olursa, kimseye bir ey demez, isba'y terk ederdi. O zaman ok zgn grnrd; her zamankinden daha zgn. Srt, manastrn tarlalarnda, Vayna'daki kayklarda ya da rahiplerin dokuma tezghlarnda almaktan kamburlamt. Artk yalnzca birka kadeh kvas'ta.n sonra disiz azyla zgn bir ekilde glebiliyordu. Bayram gnlerinde alabildii votka, kk gzlerindeki daha da canszlatrrd. Christina bana doru yanat dans ederek, kolumun altndan kavrad ve dndrd. Durduumuzda ikimiz de gnee dndk. "Bir, iki, ; gnee en ok kim bakacak!" diyerek gld. "Gzlerindeki lekenin iinde evlenecein adam greceksin!" Scack vcudunu hissettim ve botaki kolumu onun omzuna doladm. Gzlerimizi kapadk. Sabah gnei scaklyla gkyzndeki yerini oktan almt. Keke enlikte de hava byle gzel olsa! Kendimi Christina'dan kurtardm ve onu yanandan ptm. "Gel hadi, koalm! amar ne kadar hzl ykarsak, o kadar abuk ykanabiliriz! Salarm ykamak istiyorum, sonra da kydaki scak talarn zerine yatp kendimi kurumaya brakmak!" Ban sallad, elimi kavrad ve birlikte tarlalarn yanndan komaya baladk. Arazi Rus Manastr'nn keilerine aitti; almakta olan kleler grlyordu her tarafta. Ksa sreli bereket dneminden yararlanlmalyd. Babam ve kardelerim btn gn ve aydnlk gecenin yars boyunca manastrn tarlalarnda alrlard ou kez; stne de isba'm28 n arkasndaki bize ait orak topra ilerlerdi. Ah hayr, bizi doyuran topra sevmezdik: O bizim sert ve acmasz Efen-dimiz'di. Haftann alt gn manastra aitti, yedincisi ise bizim topraa. Tanr kleler iin tatil gn ngrmemiti. imdi, baharda, tarlalarn yalnzca bir blm ekilirdi yaz hasad iin. kinci bir blme ilerde, yaz banda pancar ve lahana dikilirdi ki, bunlar kn, toprak sertleince de toplanabilirdi. Topran geriye kalan nc blm gelecek yla dek dinlendirilirdi. Erkekler hzla alyordu. Yln geri kalan ksmna hazrlk yaplacak zaman ok ksayd. Geitirilmi ya da aylaklk edilmi birka gn ktla neden olabilirdi. Austos aynda babam ve kardelerim neredeyse on sekiz saat alrlard tarlalarda, hemen ardndan yaz hasadna balanr ve k hasad iin ekim yaplrd nk. alanlarn arasnda, oradan oraya gezinen uzun, koyu renk elbiseli keiler de vard. Grnte koyu bir sohbete dalmlard; ama aslnda alanlar denetliyorlard. Aralarnda babam ve kardelerimi grr gibi oldum. Srtlar yere kadar eikti. "Sence bir keiin eteinin altnda ne var?" diye sordu Christina sinsice parldayan gzlerle bana bakarak. Gldm ve omuz silktim. "ok fazla bir ey olamaz; yoksa belli olurdu, yle deil mi?" "Bu doru! zellikle de, seni grdkleri zaman!" diye yantlad.

Bu dncesi garibime gitmiti. Elizabet Rabe'yi ve annem hakknda sylediklerini dndm. "Ne demek istiyorsun?" diye sordum ihtiyatla. Christina'nm beni inciteceini sanmyordum. Gerekten de: "Martha! Bir de benden byk olacaksn, ha?" dedi, ban geriye atmadan nce. Topuzunu zd ve uzun sar salarn savurdu. "Gznden kam olamaz, herhalde..?" Ah, panayrda herkes seninle dans etmek 29 isteyecek! Ve kimse benim farkma bile varmayacak!" Kstah ve bilgi bir tavrla bana gz krpt. "Samalk! Sen bir melee benziyorsun!" Ban okadm. "Ama kollarna bakacak olursak, bir an nce ykanmas gereken bir melek! Hadi gel." Nehrin kysnda geen ylki s yerimizi bulmutuk yine. ki yan dikenli allklarla kapl kk bir patikayla iniliyordu; yoldan bakldnda bizi kimse gremezdi. Kyya inerken admlarmz dikkatle atyorduk. Christina, tuni-/fca'snm cebine koyduu bez parasna sarl kymetli sabunumuzu kard. amar tahtasn duru suya soktu ve sabunu dikkatle tahtann keskin eesine srmeye balad, tm yzeyi kaygan bir tabakayla kaplanana dek. Sabun retimi, insann btn bedeninde arlara yol aan zor bir iti ve Elizabet Rabe byk bir zevkle benim zerime ykard bu ii. Sabun kaynatma ii, manastrdaki kesim gnlerinden sonra, sonbaharda; ya da kn biriktirilen kllerle yazn, mir'in btn kadnlarnn ortaklaa yapt bir faaliyetti. Bu i iin yamur suyuna kl, yakc bir eriyik, biriktirdiimiz domuz ya da inek ya ve at kemii kartrp kaynatrdk saatlerce. Bir sre sonra, yzeyinde grltyle fkrarak patlayan byk kabarcklarn kprd gri, yapkan bir bulama meydana gelirdi. Bulama her geen saat ama olduka yava bir ekilde, giderek katlard ve biz yorgunluktan ellerimizin kopacan hissettiimiz ana kadar onu srekli kartrmak zorunda kalrdk. Sonra, nihayet, kaynatma gnnn akamna doru, ktleyi tahtadan yaplm bir kalba dkerdik. Biraz da tuz eklenince, kat bir ktle elde edilirdi. Ama tuz bizim iin ok deerliydi; hem hayvanlar iin hem de et ve sebzeyi kn saklayabilmek iin gerekliydi. O yzden sabunu ou defa katlatrmadan, yapkan bir bulama olarak katardk ykama suyuna. 30 Kirli amarlar bohadan kardm. Erkeklerin giydii iyi ketenden gmlek ve pantolonlarla, biz kadnlarn bayram gnlerinde giydiimiz sarafartXzx ve keten tunika'Yzr vard bohada. Gndelik kyafetlerimizden ok daha yumuak bir kumatan yaplan giysilerin yakalarn, kol azlarn ve etek ularn rengrenk ilemelerle sslerdik. Sam toplayp rengi solmu bartm imdi daha da kavurucu olan gneten korumas iin alnma doru kaydrdm. Ardndan elbisemin kol azlarna tutturulmu eritlerden ektim. Kollarn uzunluu hava ve koullara gre deitirilebiliyordu. Elbisemin pamuklu bezi oktan incelmi, kollarnda saysz kat izi olumutu. Christina'yla birlikte ie koyulduk. Hzla alyorduk. Ykanma midiyle elbiseleri suya daha hzla sokuyor, daha kuvvetlice itileyip yass talarn zerinde dvyor, hemen skp, kurusunlar diye allara atveriyorduk. "Hadi!" diye bard Christina birden, ben son gmlei zenle dzeltirken. Kuandaki basit dm zp kaln tunika'sn bann zerinden kard ve eteinden kurtuldu. Artk ilkbahar gnei altnda rlplakt; hemen suya kotu. O koarken, bir an iin benden ne kadar farkl grndn fark ettim. Lanet olas Elizabet Rabe. Anneme att iftiralarn bedelini bir gn demeliydi! Christina'nm salar sar ve yumuack, teni scak altn rengindeydi. Vcudu ince uzun yaplyd; dar kalalar, tomurcuk halinde gsleri vard. Yine de, ocuk sahibi olmaya hazrd. Geen yl, ilk kanamas olduunda yanma gelmiti. Oysa ben...

Evet, Elizabet haklyd! Salarm siyah ve skt, tenim killi toprak gibi matt. Bizim kyde hi kimsede byle bir vcut yoktu ve ben bu yzden utanyordum. Benim kalalarm imdiden geni, memelerim byk ve sertti. 31 Christina kyya yakm yerdeki slkta suyla oynuyordu. "Gel! Hadi gelsene!" diye seslendi ve suya dald. Sonra ayaa kalkt, yeniden s suda kotu ve derin yere ulanca balklama dalgalarn zerine atlad. Daha fazla tereddt etmeden elbiselerimden kurtuldum, i amarlarmn dmlerini zdm ve hzla ona katldm. Suda ne kadar oynadmz, dalp ktmz ve yasak olduu halde vcutlarmz paha biilmez sabunla svazladmz bilemiyorum imdi. Suyun altnda gzlerimizi ayor, ellerimizle su salyangozlar yakalyor ve ylanbal avlamak iin kydan sivri kam saplar koparyorduk. Su ok souktu ve yzeye kar kmaz derimizdeki tyler diken diken oluyordu. Yalnzca cumartesi akamlar banya'ya., yani hamama gittiimiz k aylarnn ardndan ne deiim ama! Temizlik Elizabet Rabe iin ok nemliydi ve bizim mir'de baka hi kimse aslnda her hafta gitmezdi hamama. Her taraf buulanm tahtalarla evrili kk odann ii ok boucu olurdu. i iyice stlm talarla dolu bir kovann etrafnda, banklarda otururduk; talarn zerine iine sedir yapraklar atlm su serpilir, neredeyse nefesimizi kesen youn buhar bulutlar ykselirdi tslayarak. Ykandktan sonra temiz ketenlerimizi giyerdik. Haftann geri kalan ksmnda ykan-mazdk artk. Gezgin bir satc bu hamamlarn kuzeyden, sve ve Finlandiya'dan geldiini sylemiti bir keresinde. Oradaki insanlar bunu bizden daha sk kullanyorlarm! Ama biz buna inanmamtk; nk bu kadar ok ykanmak iyi bir ey olamazd. Suda geirdiimiz sre dndmzden daha hzl gemiti. Yukardan, yoldan gelen at seslerini duyduumuzda, vakit leyi oktan geiyordu. Sudan km, salarmda-ki suyu skmakta olduumdan gelenleri ilk ben duydum. "Hey siz, kzlar!" diye seslendiler bize Rusa, ailece olduka 32 iyi konutuumuz dille. Yolu iyice grebilmek iin doruldum: Birka atl ve iki at koulu ak renk tenteli bir arabayla srcsn seebildim. Aramzda epeyce mesafe olmasna ramen beni seyrettii hissine kapldm ve bir an nce uzun gmleime erimek iin atldm. Christina'ya suda kalmas iin iaret verdim alelacele. "Kim onlar?" diye sordu alak sesle ve s akntnn iinde oradan oraya yalpalad. "t! Bilmiyorum! Olduun yerde kal!" dedim kararl bir tonda. Adam tam o srada ykl arabann oturandan indi. Onu takip eden dier atlyla konumaya balad, silahl olduklarn grebiliyordum. Adam rmak kysna inen patikaya yneldi. Aceleyle, yeni ykanm gmleimin asl bulunduu alla doru kotum. Hl nemliydi, yine de giydim. Gmleimi kalama kadar anca indirmitim ki, adam karma dikiliverdi. Aa yukar babamn yalarndayd; ama belli ki onun kadar ok almamt! Geni yakalar omuzlarna dek koyu renk krkle kapl Rus tarz uzun bir giysi vard zerinde. Altna, yumuak deri bir pantolon giymi, ssl bir kemer takmt. Uzun izmeleri batan aa amur ve pislik iindeydi. Yzne baktm. Koyu renk sk bir sakal vard; bandaki yass apka yzne glge yapyordu. Yine de, hnzrca parlayan ve merakla bana bakan gzlerini grebiliyordum. Elizabet Rabe benim byle yar plak bir vaziyette yabanc birinin karsnda dikildiimi duyacak olsayd, eminim kafam gzm yarana dek beni pataklard. Adam eldivenlerini kard. Ksa, kaln parmaklarnda renkli talarla ssl bir sr yzk vard. Bu kadar ok yz manastrn bakeiin-de bile grmemitim!

"Manastra giden yolu aryorum. Galiba yolumuzu ardk. Bize yolu tarif edebilir misin, hanm kz?" 33 Kaba ve krk dkk bir Almanca'yla konuuyordu, tpk Ruslar gibi. Szckler sakin ve souk bir ses tonuyla kyordu azndan. Btn dilerinin hl yerinde olduunu grebiliyordum. Gslerime bakma ekli beni rahatsz etti. Daha da kts, alelacele yaptm basit topuzum ald ve salarm dalmaya balad. Bunlar toparlamaya alrken tu-nika'va omuzlarmdan aaya kayd ve hareket edince gmlek slak vcuduma yapt. Gslerimin ketenin altndan prldadn biliyordum. plak olsam da fark etmeyecek-mi. Dilini hzla dudaklarnn zerinden geirdi. Adamn o hali bana, erkek kardeim Fyodor'la birlikte geen yaz, sebze bahemizdeki allarn arasnda grdmz ylan hatrlatt. Uzun, ak yeildi hatrladm kadaryla ve derisinin altndaki koyu renk barsaklar da seilebilecek kadar saydamd. Yava hareketlerle, tehditkr bir ekilde kvrlarak zerimize doru gelmiti. Fyodor, benden kk olduu halde, kendinden emin bir ekilde arkaya itmiti beni. Ylan srarla ve dilini oynatarak giderek yaklamt. Zehirliydi besbelli. ldrc. Kardeim hemen yere eilip bir ta ald. Ylan sonuna kadar at enesiyle ne doru hamle yapt srada kardeim tek bir darbede ezmiti ban. Ylann l, uzun bedenindeki sinirlerin nasl seirip b-zldn hl anmsarm. Adam bana doru bir adm att anda Christina'nn seslendiini duydum: "Martha, dikkat et!" Adam ban sesin geldii yne evirdi, ben de o andan yararlanp rman kenarndaki yosun kapl talardan birini kapmak iin eildim. Belki kk bir kyden geliyordum ve ok gen bir kzdm; ama onun tam olarak ne istediini biliyordum. Sonuta arka avluda horoz ve tavuklarmz vard ve manastrn ahrnda boa ve inekleri seyretmitim. Ayrca 34 btn ailenin bir odada yatt Arda'larda insani srlar yok denecek kadar azd! "Manastra gitmek iin bu yolu dmdz takip edin. Acele ederseniz hemen varrsnz!" diyerek yolu tarif ettim ksaca. Bunlar sylerken sesim titremi, bu da beni kzdrmt. Adam bir ey sylemeden bana doru bir adm daha att. Geriye katm ve bardm: "Uzak dur!" Sadece glmsedi ve bakmaya devam etti. "Biraz daha yaklarsan, Tanr biliyor ya, kafan paralarm! Arabana bin, keilere mi gideceksin, hangi cehenneme gideceksen defol git!" dedim sert ve yksek sesle. Elimdeki ta, tehdit edercesine havaya kaldrdm yeniden. Gz ucuyla, beraberindeki adamn da atlarndan indiini grdm. Uzun bir yolculuun ardndan yapld zere bacaklarn silkeleyip atlarn dizginlerini aa dallarna baladlar. Drt adama kar kendimizi savunamazdk. Korkmaya baladm. Aralarndan biri daha patikaya yneldi. Adam bir kere daha bana bakt. Christina'nn suda sessizce alamaya baladn duydum. Beni fkelendirdi bu ve cesaretimi artrd. Adama bir kez daha haykrdm: "Bas git buradan seni pis Rus!" Kk bir adm daha att, duraksad ve ardndan geride-kilere eliyle beklemelerini iaret etti. Birden glmeye balad. Di etleri ttn inemekten kpkrmzyd. "Tanr biliyor ya, beni elendiriyorsun, ufaklk. Tekrar greceiz, o zaman daha kibar olacaksn! Bundan emin ol!" Salarma dokunmak istercesine elini uzatt. Christina lk att. Adamn ayaklarnn nne tukurdum. Yz sertleti ve korkutucu bir ifadeye brnd. "Bekle hele" diye tehdit etti. "Martha, him? Sudaki ufaklk sana byle seslendi, deil mi? Bu senin adn m?"

Dudaklarm srdm ve yant vermedim. 35 Arkasn dnd ve baka hibir ey sylemeden yokutan yukarya kp, adamlarnn yanna dnd. Arabaya koulu atlar dilini aklatarak harekete geirdiinde ancak brakabildim elimdeki ta. Dizlerimin ba zld, kumlarn zerine yldm. Btn vcudum titriyordu. Tekerleklerin tal sokakta kard takrt ve at nallarnn akrts giderek uzaklat. Christina sudan kp koarak yanma geldi ve kollarn boynuma dolad. Salya smk alyordu; bir sre birbirimize sarl kaldk. Yzn kaldrp bana bakt ve salarm okad. "Tanrm, ne kadar cesursun, Martha! Ben buna asla cesaret edemezdim! Yani onlar u kck, gln tala tehdit etmeye..!" Yanmdaki taa baktm. Gerekten de kck ve ok komik grnyordu imdi. "Ne dersin, onlardan korkmal myz?" dedi ardndan fsldayarak. Yutkundum. Bizim bal olduumuz manastr sormutu. sba'mzn, topraklarmzn, tenimi saran gmlein ve bizlerin de ait olduu manastr. Babamn vergilerimizi, obrok'u lene kadar demesi mmkn grnmyordu. Dncelerimi savmaya altm. "Samalk. O ya tulumunu bir daha asla grmeyiz! Umarm arabasndan der ve boynu krlr." Ancak pek ikna olmua benzemiyordu. Gnein nne bir bulut geldi. Alacakaranln ilk zarif mavilii gnn n sndryordu. Her taraf yine kirlenen nemli gmlein iinde meye baladm. Ne aksilik; yarn enlikten nce tekrar ykamam gerekecekti! Ayaa kalktm ve bacaklarma yapan kumlar temizledim. "Gel hadi, eve gidiyoruz. Karanla kalmak istemiyorum. 36 Christina itaat etti. Hi konumadan hzla elbiselerimizi eiyip nemli amarlar topladk. Akam olmadan kurumalar iin evde onlar kuzinenin zerine asmamz gerekecekti. Elizabet Rabe bana ok kzacakt. Sessiz sedasz bir uzlamayla, bamzdan geeni hi kimselere anlatmadk. Ne var ki, nehir kenarndaki karlamann son olmad douyordu iime. Hayatta hibir ey nedensiz olmaz, bugn bunu biliyorum. Sabah, enlikten nce yamur yad. Kyn ayrlna giden yoldaki yumuak, lk amurun iine gmlyordu ayaklarmz. enlie giderken kirlenmesinler diye kenevir tiftii ve aatan yaplma terliklerimizi elimizde tayorduk. Manastrn aasnda bulunan panayr alanna Elizabet Rabe, Christina ve henz doru drst yryemeyen kk Anna'yla birlikte gidiyorduk. Anna ayak uydurmakta zorlanyordu; elinden tutmu ekitiriyordum bize yetisin diye. Nemli sabahn ardndan leden sonra gne kt; gkyz ak ve maviydi imdi. Panayr alannn yanna dans pisti kuran kadnlar, ocuklarn sallanmas iin uzun kayn aalarnn arasna ip geriyorlard. Rengrenk, uzun elbiseli ocuklar bir araya toplanm arklar syleyip alk tutuyorlard. ayrn zerinde imdiden bir kemeke yaanyordu. Grebildiim ilk adrn nne bir ay balanmt. Postu kirli, tyleri dankt; enesini atnda kreltilmi dileri grnyordu. Trnaklar da neredeyse etine kadar kesilmiti. Yakalanm vahi hayvanlardan iyisi mi uzak durmal. Kzgn ve ne yapaca belli olmayan doalar u an iin uykudayd ve bu zincirle krlamazd. Kn, bu tutsak aylarla dolaan gezgin satclar yol kenarnda donup kalrd sk sk. Aylar lnn elindeki zincirden kurtulur, alk, onlar en yakndaki ev ve bahelere srklerdi. Bu yzden Anna ve ben, 37 penelerini anlamsz bir ekilde bal olduu kaza srten koca kafann yanndan geni bir yay izerek getik.

Ardndan, rengrenk yamal adrn iini grmek iin tentesini kaldrdk merakla. Gzlerime inanamyordum! Anna'nm soluu kesildi ve dehet iinde geri ekildi. adrn ortasnda tyler rpertici bir yaratk balyd. Bunun bir insan olduunu syleyemezdim! ki bal, drt kollu ve iki bacakl bir yaratkt. Bizi duymu olmal ki, balardan biri bize dnd, dieri biare yana devrik kalakald. Prsk azlarnn birinden salya akyordu; ikincisinin, bize bakan zgn, hafif yamuk yzndekindeyse glmsemeyi andran bir hal vard. Hemen parmaklarn saydm. Alt taneydi. Yutkundum ve bir adm geri attm. ok korkuntu, gene de gzlerimi ondan alamyordum. Tam o srada biri yksek sesle: "Ooo, gen bayanlar mucize adrm merak m etmiler?" dedi. kimiz de rktk; neredeyse yzst adrn iine decektik. Yan bamzda bir adam duruyordu. Az tesinde bir cce bir eyler iniyor ve onun arkasnda ldayan, yeil ve mavi renkli pullarla sslenmi uzun bir elbise giyen, bu yzden bal andran, hantal bir kz duruyordu. Benimle ayn yata olmalyd. Bedeninin st ksmnda dml bir ip balyd, sa-nn evresine de delik deik bir balk a dolamt. ok boyanmt; yz una batrlm gibiydi! Yanaklarna parlak krmz iki tane leke kondurmutu; kalarna ve gzlerine de kmr srmt. lk kez makyajl bir kadn gryordum. Adam iman karnn yumruklayp kendini tantt: "Dnyann drt bir yanndaki mucizeleri kynze, sizlere getiren Lampert Usta duruyor karnzda!" Bu arada ccenin omzuna bir yumruk att; cce paldr kldr bir perende att. Ceketindeki zillerle demir pullar neeyle angrdad. "Bendeki cceler, denizkzlar ve korkun yaratklar kimsede 38 yoktur! Bu akamki gsterime gelin, bayanlar! Hilkat garibesine rk meyve atma yar var!" diye rtkanl srdrd Lampert Usta; parmayla da adrn ortasndaki talihsiz yarat gsteriyordu. Bir kez daha rkerek ieriye baktm. imdi iki ba da aa sarkm, kollaryla anlamsz hareketler yapyordu. "Denizkz" -her ne demekse- bana glmsedi, o srada dilerindeki siyah boluklar belirdi. Tanrm, iyi ki o anda Elizabet Rabe beni kolumdan kavrayp ikimizi birden fkeyle geri ekti; ne kadar mutlu olmutum onun bu davranndan tr! "Bu yoldan km insanlarla ne haltlar kartryorsun! Senin de onlardan bir farkn yok ya! Gel, Christina ve ben atebazlar seyrediyoruz!" diye tslad. Yine de, balla tatlandrlm bir avu fndk tututurdu elime. Bunun iin paray nasl karmt acaba babamdan? Hi phe yok, bugn bayramd gerekten de. Sonraki szlerini iitemedim; nk adrlarn ve barakalarn arasndan renkli bir algc topluluu kp sert toprakl yoldan bize doru geldi ve davullarn, zurnalarn, zillerin sesi Elizabet'in azarlarn yutuverdi bana acm gibi. Buna ok sevindim ve elimden ekitiren Anna'ya birka fndk verdim. Christina'y, atebazlarn, hokkabazlarn ve sihirbazlarn bulunduu barakada bulduk. Sihirbaz tam o srada kyllerden birinin kirli kulann iinden krmz bir top karyor, kalabalk deliler gibi glp alklyordu. Kendi kulandan da top karlmasn isteyen bir sr adam ne doru itiip kakyordu. Christina beni yanna ekip atebaz gsterdi. "Ne kuvvetli adam, grdn m? Yuttuu ateten olmal" dedi kkrdayarak. Baygn gzlerle mealeli, ksa petamall adama bakyordu. geirdim. Artk Christina'ya dikkat etmeye balama39 mz ve keilerden kydekilerden birini ona e olarak semelerini istemeliydik. Yoksa orman kenarna bir boha daha koymamz gerekebilirdi!

Biraz dolatm. leride uzun, beyaz sakall bir hokkabaz duruyordu. Teni gneten sepilenmi, alnna zincifre krmzs bir nokta kondurmutu. Kulaklarnda kpeler aslyd, salarn ensesinde topuz yapmt. Birden, adamn yaam boyunca kim bilir ne kadar ok ey grdn dndm. Bense her zaman bu kyde, kendi mtr'imde kalacaktm! Adam bir el hareketiyle kalabal susturdu. Elindeki parlak lobuta ilaveten bir drdncsn ardndan beincisini ald ve onlar havada atp tutmaya balad. Yardmcs kaytszca onu seyrediyor, aatan yaplma dier lobutlar parlatyordu. Yal adam krk bir Almanca'yla: "ki lobut; ocuk ii! lobut; aptallara gre! Drt lobut; iyidir! Be lobut; ustalk ister!" diyordu. Bir yandan da gsn dvyordu. evresinde toplananlar dosta ve cesaret vermek istercesine alk tutuyorlard. Christina yanma geldi ve birlikte biz de alklayanlara katldk. Adamn yardmcs bana bakp gz krpt. Anna'nn kk eli benimkiyle sk skya kaynamt ve Elizabet Rabe de yanmdayd imdi. Lobutlar o kadar yksee ve o kadar hzla dimdik havaya doru uuyordu ki, gzlerimizle takip etmek neredeyse imknszd. Gne lobutlarn zerinde krlyor ve yal adam at srasnda bir yandan da altnc ve yedinci lobutlar hazrlyordu. evredekiler onu az ak, hayretler iinde seyrediyorlard. Renkli algclar amatayla yine yanmzdan getiler; biraz daha ilerleyip ifacnn nnden getik. Tezghnn nnde trl eit maraz olan insanlar uzun bir kuyruk oluturmu bekliyordu. Arkamda inleyip szlayan bir erkek barts duydum; yle bir baryordu ki, sanki salam dii ekiliyordu. Kukla oynatlan yerden ykse40 len neeli sesler bizi kendisine ekti. Gsteri btn hzyla sryordu, biz de dier seyirciler gibi imenlerin zerine oturduk. Para demeden biraz seyredebilecektik! Sahnede, parl parl balkl, ceketine Ruslarn ift bal kartal armas dikilmi bir kukla grdm. Bu, Rusya'nn Gen ar olmalyd! Oyun, anladm kadaryla bir kalede geiyordu. Kukla ar kendisine geit vermeyen sradan bir askerin nnde durdu. Yanmdaki adam glmekten gzyalarna boulmutu. Ona doru eilerek fsltyla sordum: "Konu ne acaba? O ar mr Ban sallad ve ayn ekilde ksk bir sesle yantlad: "Evet o. ar Petro iki yl nceki gezisinde Riga'daki enlikleri izlemeye gelecekti ama sveliler buna izin vermediler! Basit bir asker Btn Ruslarn ar'n surlardan ieriye sokmad! sve Kral'na gre..." O srada bir sandalye zerinde oturan ikinci kuklay gsterdi... "Bunda aacak bir ey yokmu; ama ar hl fkeden kpryormu!" Bir kez daha gld ve ardndan dikkatini yeniden oyuna verdi. Kukla ar imdi fke nbeti geiriyor, tacn hiddetle yerden yere vuruyordu. Ben de dierleriyle birlikte katla katla glyor, arada bir de Anna'ya tatl fndklardan veriyordum. Tam o anda zerime bir glge dverdi. Bir ses Rusa, "te o kz" dedi. Bam kaldrdm. Irmak kenarndaki adamd. arkada ve bir grup keile orada dikiliyordu. Bizim gibi basit, eski psk ketenlere brl klelerin, iftilerin, sefillerin, avarelerin oluturduu sr iinde bugn daha da hali vakti yerinde grnyordu. Uzunca ceketi koyu yeil kadifedendi; beline sk skya balad kuan ssleri olduk-a zengindi. Gbei kuan zerinden tayordu. Paltosu41 nun geni yakalar scak ilkbahar gneine ramen krkle kaplyd. Elizabet Rabe ayaa frlam, beni de elimden ekmiti. Benim nme geti. Keilerden biri beni gsterip sordu: "Elizabet Rabe, bu senin kzn m?"

Ban sallayp sknt iinde "Hayr, otez" dedi. Bizim zerimizde sz hakk olan herkese olduu gibi, keie de bir sayg ifadesi olan "Peder" szcyle hitap etmiti. "Bu Martha, kocamn kz. Ama onu ben byttm. Neden sordunuz?" Beni skca kolumdan kavrad. "Bir ey mi yapt?" Rus sakaln svazlayp bana glmsedi. Gzlerini seemiyor dum; nk byk, kunduz postundan kenarlar olan yass balnn glgesinde kalyorlard. Grup susuyordu. Az nce konuan kei bana bir adm yaklap enemi altndan kavrad. ren bir ekilde salamura soan ve kirli i amar kokuyordu. Burnumun ucunu kadm. Bu papazlar ykanmyorlar myd, ya da en azndan, amarlarn deitirmiyorlar myd, acaba? Kei pis pis baktktan sonra beni brakt. "Hayr" diye yantlad ardndan "bir ey yapmad." Elizabet'e dnd. "Evinize gidin, akam olmadan senin isba'm. geliriz." Christina enesini tutamad. "Ama akam dans var!" Keiler bir ey sylemeden dik dik Elizabet Rabe'ye baktlar. Omuz silkti, bo ve ifadesiz bir yz ifadesiyle. Kalmkafallk bir kulun efendisinin iradesine kar kulland eski bir silaht. Bize zg sessiz, iddetsiz bir tr bakaldryd. Sahiplerimizin istek ve emirleri ou kez baarszla urard sndmz bu aldrmazlk karsnda. Efendilerimizin g ve kararlar bizlere kanlmaz olarak yabanc ve dmanca gelirdi; gene de katlanmak gerekirdi bunlara, durmadan tm kutsal alanlarmza, ailemize, emeimize saldrdklar halde. 42 Elizabet anlamazlktan gelmekten baka ne yapabilirdi ]<i? Biz onlara ve manastra aittik. Onlarn arzusu bizim iin emirdi. Bunun zerine evin yolunu tuttuk. Christina sylenip duruyor ve tepiniyor; ama bana bakmaya cesaret edemiyordu. Elizabet'in aln fkeden kr krt; yry srasnda yere tkrp durdu. Dans iin kalmay ok isterdi. imdi ona nehirde olup bitenleri nasl anlatacaktm? Anlatmaya kalktmda, bana bir tek, "Kapa eneni, kaz kafal. Senin gibi birinin bamz belaya sokacan biliyordum zaten!" dedi. Anna sessizce alyordu. Eve giden ksa yol boyunca kez dt. Akama doru, kulbemizin kaps alndnda neredeyse rahatlamtm. Evdeki hava btn leden sonra boucuydu. sba'nm nndeki sokak sszd. Mtr'de aya olup yryebilen ne varsa, hepsi enlikteydi. Babam birka kez saf saf ne olduunu sordu, fke dolu Elizabet'ten bir yant alabilecekmi gibi! renebildii tek ey, keilerin beni grmeye gelecekleriydi. Sonunda i ekerek ocan yanndan kalkp yass bir kaseye biraz daha kvas koydu. Siyah ekmekle mayalanm ac iki, votka alamayanlar iin bir teselliydi. Kvas ok sert bir iki deildi; ama birka kaseden sonra ayn ekilde sarho edebiliyordu. Kydeki herkes kvas ierdi; nk akamlar, o ar iten sonra, yaam bir para sarho olmadan ekilir deildi. Sonra babam evin "krmz" yani iyi ve temiz olan kesindeki srann zerine seirtip gnlszce Aziz Niko-la'nn ikonasnn tozunu almaya balad. Ucuzundan toprak boyayla, kaba saba bir tahtann zerine yaplm bir tasvirdi bu. Etrafn ereveletememitik. Ardndan, ikonann yannda asl duran alelade ahap haa bakt, ksa bir sre dnyor gibi yapt. Sonuta omuzlarn silkip ikisini yan yana 43 ast. Papazlar biz wzy'leri ve dier kleleri pazar gnleri kiliselerine almazlard. Biz Rus Kilisesi'ne bal deildik. Katolik olarak vaftiz edilmitik ama, yaknndan geerken duyabiliyorduk papazn dediklerini. Bizler iin inan, yalvarma ve yakarma ieren birka cmleden ve parmakla srekli ha karmaktan baka bir ey deildi. lm gnmz geldiinde, zgr doanlarn cennetine gidecektik; biz kleler buna inanyorduk.

Babam bana bakp eliyle yanndaki sray iaret etti. Oturduum yerden kalkp onun yanma gittim. Bana glmsedi, ardm. "Yine ne haltlar kartrdn bakaym Martha, hi? Anlat bakalm." Omuz silktim. "Hibir ey. Keilerin yanndaki Rus, iki gn nce rman kenarnda bana saldrmaya kalkt. Kafasn krmakla tehdit ettim adam." Babam kahkaha att, sonra da ksrd. Kulbemizin sobasndan tten duman yznden uzun zamandr hastayd. sba'y stmann tek yolu bu sobalard; ama bu yzden bir sr insan lyordu. "yi" dedi sadece yeniden soluk alnca. Keiler gelene dek konumadk. Arada Elizabet Rabe bir iki kez tiz bir sesle soluklanm, souk ve kmseyen baklarla beni szmt. Keiler kapy birka kez tkladktan sonra ieriye girdiler. Babamn yz bo, hatta aptal bir ifadeye brnd o an. Ruhu onu sanki terk etmi, ahmak bir kula dnmt. Poposunu srann zerinden kaldrd; Rus usulne uygun bir ekilde parmakla ha kard, sonra tekrar oturdu. Keilerle birlikte, rman kenarnda rastladmz Rus da gelmiti. Drt duvar sefil hayatmz evreleyen kk odada gezdirdi baklarn tiksintiyle. Duvardaki tahtalarn 44 arasnda, nceden kaynattmz yosunlar tkalyd. Taze yosunlarn arasnda hamambcekleri yuvalard; oysa yosun kaynatlnca lyorlard. Adam, ocan yanna, yere koyduumuz elbise ve rt bohalarn inceledi. Kede, ii su dolu badya'mn yannda, aatan yaplm kaba saba kaselerimiz istifliydi. Bunlarn yannda, elimizi yzmz ykadmz ve sonra sokaa dktmz ikinci bir badya daha duruyordu. Rus, dudan alayl, hatta tiksintiyle bkt. izmesini yerdeki samanlara srtp topuklarmdaki pislii temizledi. Bu kibirli davran yznden ondan o an nefret ettim. Buras benim evimdi. Keilerden biri konumaya balad ve babam karde anlamna gelen brafla. selamlad. Babam ise homurtuyla, "ho geldiniz, otez" diye karlk verdi. Kei ikonamzn nnde eilip ha kard. Ziyaret balayabilirdi artk. "yi akamlar. Gryorum ki, ikonan temiz tutuyorsun... yi!" Babam saf saf glmsedi hibir ey demeden. Ama Christina o srada, iftilerin nl bir ataszn syledi pervaszca. "Ph! konaym! Dua etmeye yaramadktan sonra, bok ana kapak!!" Anna srtt; bense kran duygusuyla Christina'ya baktm. Onun da benim kadar kzgn olduunu hissedebiliyordum. Kei gerildi ve ii uzatmadan babama dnd. "Moritz, getiimiz gnlerde manastrda bir konuumuz oldu; Vassi-li Gregorovi Petrov. Kendisi Valkl bir tccar. Byk bir eve sahip ve kendisine bir hizmeti lazm. Vassili ltufta bulundu; bu i iin senin aileni dnm." Ltufmu! fkeden dilimi yutabilirdim. Vassili'nin gzleri hl bana evriliydi. Kei, konumasn bitirince isba'da bir an sessizlik oldu. Elizabet Rabe eviklikle yerinden frla45 yip Christina'nm kolunu kavrad. Kzn ileri doru itip Vas-sili'nin nnde hafife eildi. Konumaya balamadan nce hzla dudaklarn yalad; sinek yutmu bir kertenkeleyi andryordu. "Anlyorum, Efendim. Byk bir ev; yardm art! Sana sylyorum, Efendim, kimse Christina'm kadar gl ve becerikli deildir! Ona bir bak, Efendim, melee benzemiyor mu? u salara..." Christina'nm topuzunu okamaya balad hemen, ta ki kzn sar salar zlp omuzlarna dklene dek. "u narin tene, u gzel dilere bir bak!"

Gzlerime inanamyordum; kz kardeimin ne kk, ince yapl enesini dileri grnecek ekilde at zorlayarak. ren bir davrant. Tpk ilkbaharda kurulan hayvan pazarndaki gibi! Hrs ite! Christina afallamt. Keiler bile aknlktan kalarn kaldrmt. Babam utancndan yzn duvara dnd. Vassili gzlerini Christina'nm zerinde gezdirip kmseyen bir tavrla kz bileinden tuttu. Aydnlk teninin altndan mavi damarlar grnyordu kzn. Adam srtarak ban sallad. "Olmaz, bu kz ok elimsiz. K gemeden lr, imdiden belli. ime yaramayan birini de doyurmam ben." Kzn darack kalasn imdikleyerek, "ocuk bile yapamaz bu" dedi. "Haklsnz, haklsnz" dedi keiler hep bir azdan. Babamla ilk konuan kei, keelemi sakaln okad. Vassili konumasn srdrd: "Hayr, onu istiyorum! O bir aygr kadar gl ve salkl" dedi beni gstererek. Ban dnmeye balamt. Elizabet tiz bir sesle sze girdi: "Hayr, onun kan bozuk. stelik aptal ve tembel!" Kolay kolay pes etmeyecekti anlalan. "Kapa eneni" dedi Vassili sadece ve elini kuanda asl duran deri kesesine gtrd. Yine yolculuk kyafetini giymi olduunu daha yeni anlamtm. Uzun izmelerinin back46 lan baldrlarna sarlyd; koyu renk deriden sade bir palto giymiti. Kesesinin yannda kl ve tabanca aslyd. Yk dolu bir arabayla yolculuk yapmak zahmetli ve tehlikeliydi. Kesesinden birka sikke karp keilere verdi. Elizabet Rabe ne doru atlp: "Peki ya biz? Onu alrsan bizim ilerimiz aksar..?" Elini ap uzatt. Babamn gzlerini aradm. Ama ba utancndan hl dnkt. Vassili bir an duraksad. Keilerden biri ban hafife sallaynca Vassili, Elizabet'e gm bir sikke verdi. Kadn, sikkenin bir kesini srd hemen ve halinden memnun bir halde cebine indirdi. Deerim bu kadard anlalan. Cadaloz kar! Vassili bana dnd. "Ufaklk, eyalarn topla. Arabam darda. Hemen gidiyoruz." Duraksadm; ama Elizabet arkamdan hafife ittirdi. Toplayacak pek eyam yoktu. zerimde hl yakas iekli keten tunikave altnda temiz eteim vard; yolculuk srasnda berbat olacakt! Valk ehri en az gnlk bir mesafedeydi. Kuam zmeye baladm. Keiler kafalarn baka yne evirdi; ama Vassili hi utanmadan beni tepeden trnaa szmeye devam etti. Gzlerinin nnde gmleimi kardm; uzun kollu eski bir gmlek ve bunun zerine de eski bir tunika giydim. Gzlerini vcudumun her noktasnda hissediyordum; yanaklarm utantan yanyordu. Salarm topuz yapp bartm skca alnmn evresine doladm. imden bu yal tekeye kolay kolay pabu brakmayacama dair yemin ettim. "Hazrm" dedim. Kapya varmadan babam yanma geldi bir anda. Bana sarld; hatrladm kadaryla, bana ilk sarlyd bu. "Kendine dikkat et evladm. Senin annen iyi bir kadnd. br dnyada grrz, Tanr'nn izniyle" diye fsldad kulama. 47 "Tanr neye izin veriyor ki!" diye tsladm, gzyalarma engel olabilmek iin. Vassili serte bileklerimden yakalad. Anna, gideceimi anlaynca alamaya balad. Elizabet Rabe kzn yzne bir tokat indirdi; ocuk daha ok alamaya balad. Keilerden biri beni hala kutsad. Ate pskr-yordum. Ardndan evden kp arabaya bindim. Vassili'nin yanma oturdum. Ona elik eden adam arabadan inmemiti bile; bir sre bana baktlar. Pazarln abuk biteceini nceden biliyorlard sanki. Onurum krldndan kendimi hasta hissediyordum.

Valk'a giderken Vassili'nin yannda yol boyunca aladm; bana tek bir kelime bile sylemedi. Topra kupkuru tarlalarn arasndaki yollardan geerken atlar daha hzl kosun diye arada bir dilini aklatp duruyordu. Bize refakat eden dier atllar, dzlklerde arabann nnde ve arkasnda gidiyordu. Uzaktan bakldnda, gkte uan yabankazlarn andryorduk byk ihtimalle. Ormann iindeyse, atlarn gvdeleriyle arabaya siper oluyorlard hrsz ve kurtlara kar. Etrafa bakmaya cesaret edemiyordum. Bizim milden, benim kymden ve benim dnyamdan baka hibir yer bilmiyordum. Geceyi geirdiimiz handa, Vassili beni bir odaya kilitledi. Odada bulunan dek samanla doldurulmutu; ama evdeki sobann kenarnda duran yatamzdan ok daha rahatt! Adamlarndan biri kaldm odann kapsnda, dier iki-siyse arabann banda btn gece nbet tuttu. Anlalan benim kaacam dnyordu. Oysa nereye kaabileceimi ben bile bilmiyordum henz. Geriye dnemezdim. Elizabet Rabe beni ldrrd. Neyse ki adam elini bile srmedi bana. Valk hakkndaki o ilk izlenimimi asla unutmayacam: ehir ok uzaklardan bile inanlmaz derecede byk ve kalabalk grnyordu! Tek bana evlerin ok oluu bile yeterdi. 48 Bacalar saymaya yetiemiyordum. Evlerin hepsi ahaptan yaplm, alak ve geniti; bizim balardan ok byklerdi. lerinde kim bilir ka aile yayordu? Evler dzensizce sralanmt; ama heybetli ve kocaman grnyorlard. Evlerin bereketli tarlalar ve zenle ilenmi sebze bahelerinin arasndan geni Vayna Irma akyordu. Irman hemen kysndaki evler, sel basknlarna kar ayaklar zerine ina edil-rnilerdi. Hemen hemen btn evlerin birer avlusu ve bahesi vard. Valk ehri ite bu kadar zengin grnyordu! ehre girerken gzlerim neredeyse yuvalarndan frlayacakt. Bu kadar ok insan bir arada nasl hareket edebiliyordu? Sokaklarda daha nce hi grmediim kadar ok insan vard! Tpk k gnlerinde, drt bir yana kouturmalarn seyredip elenelim diye yuvalarna duman flediimiz karnca ynlar gibi megul grnyorlard. nsanlar, surlarn arkasndaki yolda arabalarn etrafndan glkle ilerleyerek yanmzdan geiyordu. Omuzlarnda tavuk, rdek kafesleri tayan iftiler; temiz etekleri ve prl prl parlayan deri izmeleriyle sokan pislik ve amurundan korunmaya alan Valkl beyefendiler; pazarda yaptklar alveriin ardndan dolu ellerle evlerine kouturan ba rtl sradan kadnlar; sokakta sucuklu ekmek satan ve barmaktan yanaklar kzarm ufak ocuklar; kalabaln arasnda oradan oraya koturup kh bir elma kh dolu bir czdan almaya alan dilenci ve yoksullar; kahyalardan yedikleri krbalar yznden anran katrlar ve evlerden atlan pleri paylaa-mayp dalaan sokak kpekleri. Lampert Usta'nn mucizeler adrndan bile daha elenceliydi buras! Vassili, btn sorularma doru drst cevap vermek yerine somurttuu halde, kimin ne olduunu anlayabiliyordum. rnein uradakiler gneyden gelen Polonyallard; dizlerine kadar inen dar kesim pantolon, baldr kemiine dek kan orap, metal tokal 49 ayakkab ve yine dizlerine kadar inen koyu renk dar ceket giyiyorlard. Sonra doudan gelen u Tatarlar: Onlardan ekiniyor dum! Farknda olmadan canlarn skacak bir ey yaparm endiesiyle yzlerine bakmaya cesaret edemiyordum. ekik gzleri, kk elmack kemikleri ve baldrlarna doladklar kaba tabaklanm postlarla ne kadar da vahi grnyorlard. Hepsinin belinde silah vard. Bunlarn dnda, uzun boylu, sarn isveli askerlere rastladk; ehrin br ucundaki garnizona bal olmalydlar. Askerlerden biri, dikkatini, annelerinin yannda o dkkn senin bu dkkn benim dolaan soylu Alman kzlarna vermeden nce bana gz krpt. Kzlara yle bakakalmtm ki, neredeyse gzlerim yuvalarndan dar frlayacakt. Ne kadar da bakml grnyorlard! Salar tertemizdi ve sert, kabark bir bonenin

altna toplanmt. Darack korsajlar, gslerinin yusyuvarlak ve belirgin bir ekilde, hatta uygunsuzca grnmesini salyordu. Bilekten dmeli, uzun kollu elbiselerinin etekleri iveyle dalgalanyordu. Elbiselerin altna sert i etek giyiyorlard anlalan! Onlara bakarken boynum tutulacakt neredeyse. Onlarn bu zarafeti yannda yabani biri gibi grnyordum herhalde! Bu kzlar gibi zgr ve korunan biri olmak iin neler vermezdim. Bir iki Rus papaz arabann yanna gelip Vassili'ye bir eyler syledi. Baka Ruslara da rastladm; kee-lemi sakallarnda hl le orbalarnn artklar sallanyordu; zerlerinde geni yakal, uzun kuyruklu elbiseler vard. ar'larnn sakallarn kesmelerini emrettii gnn birka gn ncesiydi. Oysa sinek kayd tra demek, bir Rus'a gre Tanr'ya kar gelmek demekti! Efendileri btn ikonalarda sakallyd; kendileri de ayn eyi yapamayacaklar myd yani? O gnlerde daha, ar'n delirdii dedikodular yaylyordu kulaktan kulaa. Bazlarysa onun gerek bir ar ol50 madm, aksine yabanc kandan olma bir ocukla deitirilmi biri olduunu dnyordu. Annesi, Natalya Narikina o zamanlar bir kz dourmumu. Ama hemen o gece Moskova'nn Alman varolarmdaki bir olan ocuuyla deitirilmimi! Yani, Alman varolarndan birinden ald yabanc uyruklu bir orospunun etkisiyle hareket eden sahte bir ar'm o. Oysa iyi bir kadnla evlenmiti; taht iin varisler dourabilecek, kkl bir soydan gelen, bir Rus kadnla! Yolumuza kan Ruslar hafife eilip Vassili'yi selamladlar. Sonra da bana bakp hnzrca srttlar. Arkalarndan dilimi kardm. Ya o ehrin kokusu! Sokaklardaki p ve atklar yznden burnumun direi krlmt. Bizim kymz kkt. Atk su, yola geliigzel dklen inek ve insan pislii, kymzn geni dzlklerinde kaybolup giderdi. Ama burada her keden baka bir koku ykseliyor ve hava sndka daha da ekilmez bir hal alyordu. Sokaklarda yryen insanlarn kokusu scak bulutlar halinde stmze doru geliyordu. Burnumun ucunu kadm; anlalan Valk ehrinde haftalk banyo alkanl pek yaygn deildi. Sktrlm toprak ve mcr ta deli yolun zerinden atk sular akyor; domuzlar, kpekler ve fareler kflenmi yemek artklarn kartryorlard. nsanlar tencerelerini pencereden aaya boaltyordu; yemekler arada srada insanlarn kafalarna, elbiselerinin zerine geliyordu. Bu pis manzara karsnda irkildim. Ayn pencerelerden bezelye orbas, lahana turusu, prasal etli brek, kzarm tavuk, taze ekmek kokular ve adn sann bilmediim bir sr baka eyin daha kokusu geliyordu. Vassili dilini son bir kez daha aklatarak dizginleri ekti ve atlar takrdayan nal sesleri eliinde bir avluya saptlar. Gelmitik. 51 Ev daha nce grdklerimden daha bykt. Nehir kysna yakn, kalaslar zerindeydi ve altnda domuz ve tavuklarn barnd bir al vard. Hayvanlarn tahta blmeleri temizdi ve bu temizlik ve scaklk btn avluya yaylyordu. Avlunun sanda ve solunda at ve arabalarn baland ahrlar uzanyordu. Evle geni nehir yata arasndaki alann byk bir sebze bahesine ayrldn grebiliyordum. Vassili dizginleri gen bir yanamaya frlatt ve beni oturaktan kaldrd. Bu srada gsm okad; tylerim diken diken oldu. Yalnzca srtt ve evden kan paytak yryl iman kadn izlememi emretti. Kadn sert baklarla tepeden trnaa szd beni. Siyah salarnn arasnda krlam peremler vard, gzleri yuvarlarndan hafife kkt. Kadnn yz bana kkken yakalayp patlayana kadar kamlarla flediimiz iri kurbaalar hatrlatt. Katmerli enesinde zerinde tane kl bulunan bir et beni vard. Ama irkinliine ramen sakin ve anlaml lts bozulmamt. Benim gibi giyinmiti, hayli gze batan gbeinde byk bir nlk balyd. nle taze kan ve kk tyler yapmt.

"Bu kim, Efendim?" diye sordu Vassili'ye Rusa, ellerini kalasna koyarak. Sanki ben orada yokmuum gibi, bamn zerinden konuuyordu. "Yeni bir hizmeti Sofiya." Vassili baklarn kadndan karyormu gibi geldi bana. "Ad Martha." "Martha... baka?" Adam omuzlarn silkti. "Bilmiyorum. nemli de deil zaten." Vassili'nin evinin idaresi tamamen Sofiya'ya aitti. Her eyin dzenli olmasna ok dikkat ediyordu. Balangta bu kocaman evde kaybolurum korkusuna kaplmtm ve bu yz52 jen bana ayrlan blmlerde dolayordum yalnzca. rne-s-in tavuklarn, kazlarn ve domuz yavrularnn ayak altnda kouturduu ve kzgn sobann o yaz gnn daha da ekilmez hale getirdii mutfakta bulunmak ok houma gidiyordu. Yerine getirmem gereken hizmetler sayesinde Vassili'nin zenginliinin boyutlarna vakf olduumda, gzlerim fal ta gibi almt. Kiler azna kadar tka basa dolu olmalyd; nk Vassili'nin srekli misafiri oluyor, kimisi birka gnlne yatya kalyor ve hepsinin iyi arlanmas gerekiyordu. Balk tuzluyor, mantar ve kklerden turu kuruyor, meyveleri, sebzeleri ve Baltk ringalarn alkol ya da sirkeye yatryor, et donduruyorduk. Byk kavanozlarda kk salatalklar yzyor; stler, eer Sofiya kaymandan tuzlu tereya yapmayacak ya da peynir mayalamayacaksa, taze kefir olmak zere flarda bekletiliyordu. Ayrca sandk ve uvallarda kakrdak, un, krmz ve beyaz soan, patates, fndk, srk elma, buruuk armut, kabak, beyaz turp, lahana, pancar, mercimek, mis gibi kokan yeil ince uzun taze fasulyeyle bezelye ve Elizabet Rabe'nin kvaml orbasn yapt iri beyaz fasulye depolanyordu. Tavandan aaya safrana varncaya dek eit eit kurutulmu baharat aslyd. Hindistan adnda bir lkeden geliyordu ve arda buna paha biilemiyordu. Baharatlarn yannda, hafif tuzlu, nefis bir koku yayan pastrmalar aslyd. Rafn en karanlk kesinde dar ielerin iinde, Vassili'nin uzaklardan getirttii zeytinya ve sirkeler saklanyordu. Bunlarn yannda, azlar sk skya rtlm kaselerin iinde iyi piirilmi salalar korunuyordu orba ve soslar iin. Ah evet, Vassili boazna ok dkn bir adamd! Buradaki ilk gnlerimde, Sofiya bana srtn dner dnmez, parmam kaplarn iine daldrrdm bir tek! Byle lezzetli eylerin olabileceini hi bilmezdim. Eskiden, bay53 ram gnlerinde, arada bir manastrn mutfanda rahiplere yardm ederdim; ama bu cennetin yannda rahiplerin yavan yiyeceklerinin laf bile olmazd! Evin temizlii de ilerim arasndayd; post ve hallar tokmaklyor ve rmesinler diye koridordaki samanlar altst edip havalandryorduk; ahap kapl duvarlardaki ikonalar evreleyen varakl ereveleri parlatmamz gerekiyordu. Zemindeki kaim deme tahtalarn dizlerimizin zerinde dzenli olarak balmumuyla cilalyorduk; bu sayede rengi ve kokusu bal andryordu. Geri sabahlar temizlediimde ve yatan havalandrdmda hep rahatsz oluyordum ama, bana en artc grnen ey Vassili'nin yatak odasyd. Yine de byk tahta karyolann zerindeki araf elimle okamaktan; kolalanm ve baharat kokan kuma burnuma yaklatrmaktan kendimi alkoyamyordum. Bizim isba'da. ailemle birlikte sk tk yass sobann evresinde uyurduk. Scak samanlarn altna sokulurduk; manastrn ahrmdaki domuzlardan pek farkmz yoktu aslnda. nsanlarn da yumuak kumalarn zerinde uyuyabileceini hi bilmezdim. Manastrn rahipleri bile kuru kerevetlerde dinlenirlerdi. Vassili dul kalmt ve evliyken ocuu olmamt. Hizmetilerden biri, sarn, neeli ve hoppa bir Rus olan Olga bebek bekliyordu. Birka gn sonra, zavall kzn bir kez olsun evlenmediini rendim. Adet olduu zere kzcaz nianlamak Vassili'ye

derdi; ama bu konuda hibir ey yapmamt. Sofiya bana kar belli bir lde dosta davranyordu. Bir leden sonra onunla oturmu domuz yal brek iin lahana keserken sormaya cesaret ettim: "Olga'nm ocuu kimden?" Homurdand ve elindeki lahana sapna bayla sert bir darbe indirdi. Dilinin ucunu dudaklarnn arasna alp iki elini yana aarak: 54 "Onu Efendimiz hamile brakt" dedi. Bu arada yz anlalmaz bir ifade ald. "Efendimiz mi?" Gzlerim fal ta gibi ald ve o anda hemen anlayamadm. Bu u ana kadar bir tek incil'de rastladm bir eydi. "Budala ey!" diye kzd Sofiya. "Vassili elbette. Ne de olsa bir erkek. Praskaya'nm gz de her zaman onun zerinde olmuyor." Bana bakt ve sonra bir elini dnceli bir ifadeyle gsme koydu. "Kendine dikkat et, Martha. Sen bir hayvan kadar scaksn. Vassili Olga'ya yaptn sana da yaparsa yzne tek bir erkek bakmaz haberin olsun. Ve Praskaya, Vassili'nin senin peinde olduunu anlarsa..." Kanmn yanaklarma doru ykseldiini ve yzmn ate gibi kzardn hissettim. Yine Elizabet Rabe'nin aalamalarn anmsamtm. Sofiya bir an anlaml bir ekilde susup memelerimi im-dikledi. "...O zaman bu kadar neeli olamazsn!" Kkrdad ve gl, salam dilerinin hepsini gsterdi; et benindeki kllar onun bu etaretiyle uyum iinde titredi. "Praskaya da kim?" diye sordum ihtiyatla, lahana yapraklarn kovadaki suda oradan oraya gezdirirken. Sofiya yeniden srtt. "Praskaya bir ylan. Kt ve zehirli. Buraya hizmeti olarak alnmt ve Vassili ona deliler gibi vurgun. Ve Vassili'den daha ok iip, imdiye dek askerlerden bile iitmediim kaba saba akalar yapyor! Etek giymi bir erkek! Adamn baka yataklara da girdiini pekala biliyor ve buna izin veriyor; tabii onun iin bir tehlike oluturmadklar srece. Olga bir tehlike deil, bunu biliyor. Kz fazlasyla beceriksiz ve aptal. Ama sen..." Daha fazla konumad; nk tam o anda gen seyis Grigori girdi ieriye. lenleri mutfakta bize verilen kvaml sebze orbasndan istedi bir anak. 55 Sofiya aznn payn verdi: "Kedi ve hizmetiler istedik- leri zaman, seyislerle kpekler nlerine geldii zaman yer!" Ama ardndan kalkt ve tencereden bol kepe bir porsiyon verdi. Grigori'nin orbasn afiyetle yiyiini seyrettim. ok arkada canls bir genti ama tuhaf bir hastala yakalanmt. Aniden nbet geiriyor, kaslyor, kendini yere atyor, az kpryor ve yerlerde tepiniyordu. Vassili bir gn onu dvm ve o gnden beri de bu nbetler giderek ktlemiti. Grigori atlar ahra sokarken dikkatli davranmamt. Vassili'nin en sevdii at pasl bir kancaya arpm ve hemen ardndan telef olmutu. Vassili fkeden delikanly krbala-mt ve o gnden beri nbetleri yle arlamt ki, kendini yaralamamas iin onu skca balamak zorunda kalyorduk. Balangta Sofiya bu derdin Tanr'dan geldiine inanyordu; ama sonra ikimiz de bundan pek emin olamadk. Grigori bir taburenin zerine tnemi yanmzda oturuyor ve orbasndan ald her kaktan sonra rkeke bana bakyordu. Sofiya bunu fark etti, yine srtt ve brek iin yumurta toplamak zere beni tavuk kmesine gnderdi. Kendisi de kaba unu elemeye ve tuzu tartmaya koyuldu. Daha sonra beyaz soan soymam gerekti ve bu ii yaparken, her zamanki gibi gzlerim yaard. Sofiya uyarsnda haklyd. Praskaya ailesini ziyaretten dnnce, ilk grd andan itibaren benden nefret etti. Vassili'nin onu sorumlu tuttuu ilerden en ar olanlarn bana veriyordu: Kovalarla su ve kmr tamak, ocaklardaki klleri temizlemek ve domuzlara otlakta obanlk etmek bana dyordu. Her beceriksizliimde beni tokatlyor, trmklyor ya da serte imdikliyordu. Bir keresinde, banyosu iin scak

su tarken, kastl olarak arpmt bana; az kalsn kolum halanacakt. Salarm gsterisiz bir boneyle saklamaya zorluyordu beni ve ne zaman Vassili'nin yaknlarnda grse lgma dnyordu. Hava karardnda beni hizmeti odasna kadar takip ediyor, arkamdan kapy kilitliyordu. Anahtar da cebinde saklyordu. lk ac hapsedilme duygusunun ardndan ona neredeyse kran borluydum. Bu benim iin Vassili'ye kar en iyi korunmayd. Praskaya'nm ktlklerini ve Vassili'nin her frsatta ellerini popoma gtrmesini ya da azgn bir it gibi bana yaslanp gslerime dokunmasn saymazsak, bir tccarn evindeki yaam pek de zor deildi. Orada geen her gn farkl bir yenilik ve mucize demekti. Her an, daha nce varlklarndan bile haberdar olmadm eylerle karlayordum, rnein nehir kenarndaki temiz tutmam gereken depo gibi. Burada Vassili'nin mallarn dilediim gibi seyredebiliyordum. Vassili, kendisine para kazandrabilecek her eyin ticaretini yapyordu: rnein, Rusya'dan gelen kaba ketenler ya da uzak lkelerden gelen, adn bile aklmda tutamadm narin, ltl kumalar. Olga'nn ipek dedii bu kuma ok koyu pembeden krk beyaza dek her rengi yanstyordu; zerlerinde oun masal hayvanlar ya da byl baka desenler olurdu. Olga kuman ipliinin bizim pamuk ve ketenimiz gibi tarlalarda, ya da yn gibi hayvanlarn srtnda yetimediini sylyordu; bu iplikleri btn gnn aalarda asl geiren iman trtllar yapyormu, yaptklar tek ey yaprak yiyip sonra kendilerini iine hapsedecekleri iplikleri rmekmi bu trtllarn! Bu kadn aptal m sanyor beni, diye sormutum kendi kendime. Keke ben de byle bir trtl olsaydm! Raflar mal kaynyordu ve Vassili, gnlk girip kan mallarn kaydn bizzat kendisi tutuyordu dikkatle. Bu mallarn arasnda ii bal ve balmumu dolu flar, kayatuzu bohalar, eker ve un uvallar, kutularla lleta, deerli yalarla dolu kavanozlar, ham ve tabaklanm deriler, keten balyalar ve edici, nee verici garip, kk, beyaz toz keseleri yer al56 57 yordu. Vassili bu tozdan ne zaman bir frt ekse hemen fark ediyordum. Byle zamanlarda glmesine engel olamyor, etek giyen kim varsa el atyordu ve ertesi gn, Vassili btn gece zerinden inmediinden, Praskaya glkle yryebiliyordu. kinci bir depoyu ise her zaman kilitli tutuyordu. Bu deponun serin karanlnda hangi yasak hazinelerin saklandn Sofiya sayesinde renmitim: en iyisinden samur ve vizon krkler, votka flar ve iinde havyar serin tutan bir sr ar, buz dolu kaplar. Vassili bu gizli depoyla kellesini koltukta tayordu. Bu tr mallarn ticareti bir tek ar'a serbestti! O zamanlar Rus mparatorluu iinde yaa-masak da ar'm adamlar bu depo yznden onun burnunu kesebilir, onu idam edebilir ya da kaza oturtabilirlerdi. ar'm mal ve gelirleri sz konusu olunca, bu iin akas olmazd. Ancak Vassili'ye o rahat yaam salayan ey tam da bu yasak ticaretti ite. Mterileri Valk'taki renkli insan karmn yanstyordu. Biz hizmetiler avluya gelen araba ve ziyaretileri daha iyi grebilmek iin kap ve pencerelerde itiip kakrdk. Dnyann her yerinden getirdikleri yeniliklerin yolu mutlaka bizim mutfaa kard. En gzel sylentilerden biri de, ar'n aslnda uzun bir sredir Rusya'da olmad, aksine Petro Mihailov adyla Avrupa'ya seyahat ettiiydi. Szmona orada ayn bizim gibi sade bir yaam srp gemilerin nasl yapldn reniyormu. Bu hikyeye herkes katlarak glyordu; yle ya, akl sal yerinde olan biri yle zengin bir yaanty nasl olur da bizim sefil varoluumuzla deitirirdi, buna kimse inanamyordu. Buna karlk iki yl nce sve tahtna kan ocuktan byk bir

hayranlkla bahsediliyordu; XII. Karl'dan. Sabahtan akama dek birlikleriyle hareket ettii ve imdiden allmadk bir bilge58 l'k gsterdii, btn lkesinin onun iin tek vcut olduu, rada herkesin aalar gibi uzun olduu, ay kadar gl ol-dukla-ri) biz bir adm giderken onlarn on adm gidebildikleri anlatlyordu. Ksaca, kuzeydeki bu lke ona bir ilah gibi tapyordu, yani gerek bir kral gibi! Bu hikyeleri zevkle dinliyordum; ama sonuta baa kmam gereken kendi hayatm vard. O kadar ok alyordum ki, bana ailemi zleyecek bir an bile kalmyordu. Birka ay bile gemeden, yzlerinin hatrmdan silinmeye baladn hissettim. Tarlalardaki budayn yakc gne nlarnn altnda kavrulduu scak, kurak bir yazd. Acaba nasllard? Tarlalarda kavrulup giden ekin yznden endieliydi herkes. Tanr'ya krler olsun ki, ktlk zamanlarnda kleler Pomefiki'lerine gvenebilirlerdi. Efendiler, klelerinin hayatta kalmasn salar ve manastrlarn kilerleri tka basa doludur, diye geiriyordum iimden. Endielerimi unutmaya, bunun yerine daha iyi Rusa renmeye abalyordum. ok belli olan ve evin dier sakinleri tarafndan bitmez tkenmez nee kayna olarak grlen Almanca aksanmdan kur-tulamyordum ne yazk ki. Olga ocuunu dourmutu; ama ne bir ad olmutu ne vaftiz edilmiti. Ve henz iki aylkken, Praskaya onu nehirde ykarken boulmutu. Ufakl kastl olarak elinden drdnden pheleniyordum. Olga hafta boyunca alad. Ama belki de onun iin bylesi daha iyiydi; eer ans varsa bir gn doru drst bir erkek bulabilirdi belki. Drt ay sonra, ge kalm souk ve rzgrl bir sonbaharda, neh-nn zerinde ilk buzlarn belirmeye balad gnlerde yine hamileydi. Vassili bir haftalna seyahate ktnda Praskaya frsat deerlendirip Olga'y sudan bir bahaneyle fena halde sopa59 lamt. Ertesi gn zavall kz ortadan kayboldu. Bir gece ncesinde battaniyesinin altnda aladn duymu ama onu teselli edememitim. ki gn sonra nehirde bulundu. Buz gibi suda boulmak iin nehrin zerindeki buzda delik am olmalyd. Cansz bedeninin grntsn asla unutmayacam: Salarnn arasnda otlar vard; balklar ve su fareleri gzkapaklarn kemirmiti. Bu yzden de gzleri yuvalarndan uramasna akt, korkuyla bolua bakyorlard. Vcudu sudan imi, souktan mosmor kesilmiti. Kk kollar ise dua eder gibi gsnde balyd. Kendi iradesiyle lm setii iin cesedi, Rus Kilisesi tarafndan kutsanmad ; ehir surlarnn dndaki, hayvanlarn bedenleri eeleyip yedikleri lleci amuru ukuruna atld. Bundan bir hafta sonra Vassili Praskaya'dan odamn anahtarn alp kadn kovdu. Ona ne oldu, bilmiyorum. Ardndan, geceleyin bana geldi. Odamn kapsnn aldn duymamtm. Olga'nn lmnden beri odada yalnz yatyordum. Vassili'nin admlaryla hrdayan samanlarn sesine uyandm ancak. Gzlerimi atmda, glgesi oktan zerimdeydi; zerime ulland. Bardm. Iknyordu. "Bar bar, Martha, sana kimse yardm edemez!" dedi. Yine de iini salama alp bir eliyle dudaklarm kapamt. Kaln parmaklarn srdm ve o anda suratma yle sert bir tokat indirdi ki, bir an iin yldzlar saydm gzmn nnde uuan. "Srtk! Bunu oktandr yapmak istiyordum, nehirdeki o gnden beri! Sana gnn gstereceim!" Uyluk kemiimin zerine oturdu ve gl kollarndan biriyle ellerimi bama bastrd. Dier eliyle zerimdeki gecelii yrtt. Gslerim ay nda parlyordu. Solukland ve elini memelerimin zerinde gezdirdi, parmaklaryla u-

60 rn kstrd. Alamaya ve tepinmeye baladm, bunun ze-me bana tekrar vurdu; ama bu kez daha az sert. "Kes u a-lamay; sen de istiyorsun! Tanr biliyor ya, eytan kadar gzelsin! Annen olacak smsk oulotuyemi olmal; gzlerin o kadar yeil ki! Bir gzel de semirmisin! Seni iyi beslemeleri iin emir verdim! Kemiklerine arpmaya niyetim yoktur Sakin durmann daha iyi olacana karar verdim, ahrdaki o delikanl gelmiti aklma. lesiye pataklanmaya niyetli deildim. Vassili'nin zerinde bir tek pantolon ve gmlei vard, imdi onlar da karyordu. Karn sandmdan daha yalyd. Benim pes ettiimi hissetmi olmalyd, glmeye balad cvk bir halde. "Evet gzelim, yava yava anlyorsun kar koymann sama olduunu! Geri senin gibi yaban kedileri daha ok houma gidiyor; Praskaya ok yalanmt ve can skcyd!" Pantolonunun dmelerini aarken btn bedenim tir tir titriyordu. Daha nce elbette plak adam grmtm, nehirde yzenleri ya da babam; Elizabet Rabe'nin zerindeyken. Vassili'nin uzvu kkt ve snk bir ekilde aaya sarkyordu. Sofiya'nn kk kk dorayp dille birlikte orbaya ya da bree katt kk eki turulara benziyordu. Vassili onu eline alp bir aaya bir yukarya okamaya balad. Ama hl kk ve krmzyd, tpk sokak itleri-ninki gibi. Souk gzlerle Vassili'yi izliyordum. Bakm fark ettiinde kfretmeye balad. "Bana by yaptn!" diye bard ve beni arkaya itti. "Ama bekle hele, bir yolunu biliyorum..." Organn gslerimin arasna yerletirip ileri geri srtmeye balad, derin derin nefes alp knyordu. Bu arada anlayamadm bir eyler fsldyordu; byk olaslkla sertletirsinler diye btn Rus azizlere dua ediyordu! Ama deien hibir ey olmamt ve 61 ben rahatlamann ilk hissini yayordum. Belki yine gider ve beni rahat brakrd. Ama yanlmtm. Gsmden daha da yukarya kayd ve bir eliyle de zorla enemi amaya alt. Kendimi ok kt hissediyordum. Herhalde onu azma..! Yapacakt. nik kuyruunu azma sokup omzuma vurdu. "Yala onu! Em iyice, kk kedim, yavaa ve dolu dolu; bylesi houma gidiyor." Isrma istei geti iimden. Tehdit edercesine fsldad: "Eer srrsan, seni ldrrm." Dediini yapacana hi kuku yoktu; ekingen bir tavrla azmdaki iren eyi yalamaya ve emmeye baladm. Vas-sili inlemeye balad. Dilimle kabardn hissettiimde neredeyse rahatlamtm. nledi: "Hmm, gzel. Byle devam et, kk cad, devam et." Kendimi ok sefil hissediyordum, keke lebilseydim. Tam o anda geri ekildi ve ksk bir sesle emretti: "Arkan dn, abuk!" Ne istediini hemen anlayamadm; beni kalalarmdan tutup, tpk ahrdaki buzalar gibi, oradan oraya frlatt. Hzla iki parman bacaklarmn arasna gtrp iimi yoklad. Ardndan memnun bir halde gld. "Sen daha bakiresin! Kimin aklna gelirdi bu! stelik de btn delikanllar kuyruk sallayan dii kpee bakar gibi sana bakarken!" Byk bir zevkle etimi mncklyordu. Ardndan bacaklarmn arasna sokulduunu hissettim. Sevinten baryordu, bacaklarm at ve iime yklendi. lk attm. kinci bir hamle daha yapt ve ben ardan alamaya baladm. Artk iimdeydi, bastrdka bastryor ve elleriyle etimi pene-liyordu. Tanrm, Olga bunun tekrar tekrar olmasna nasl katlanmt? Belki de intihar etmesine neden Praskaya deildi! Birden bitiverdi. zerime ktn ve glkle nefes aldn hissediyordum. Bacaklarmn aras slanmt-

62 , bana aylar nce bunun en tehlikeli an olduunu fslVassili'nin ar cssesi altnda tepindim. Pis pis glp kalkmama izin verdi. Sendeleyerek odann kesinde duran kabnn yanma gittim. Sabahlar yzm ykadm bezi hp souk suya daldrdm. Dikkatlice bacaklarmn arasn ve baldrlarm sildim. Bez kandan kpkrmz olmutu. Vas-sili hafiften horlamaya balamt bile. Birden, Olga'nn syledii baka bir eyi anmsadm. Kapy atm ve karanlkta el yordamyla koridordan geip mutfaa vardm. Hl biraz kor kalm ocan yanndaki rafta iinde adi sirke bulunan kab buldum. Parmam iine daldrdm ve ardndan iime soktum. Ate gibi yand. Olga, byle ocuk olmayacana dair bana yemin etmiti. Kendisi de denemi miydi bunu? Bunu hatrlamak beni pek de memnun etmemiti. Parmaklarm ve bacaklarm tekrar temiz suyla ykadm. Odamda Vassili'nin yksek sesle horlamaya baladn duydum. Oraya kesinlikle dnmek istemiyordum! Ocan yannda scak zemine ktm ve bir st ocuu gibi kvrlp sessizce alayarak uyuyakaldm. Belki de sirke gerekten ie yaramt. lerleyen aylarda her seferinde adet grdm ve Tanr'ya krettim bu yzden. Sofiya o korkun ilk gecenin ardndan sabah, Vassili'nin iirdii yzm grd ve beni kollaryla sarmalad. Sonra da, hl Praskaya'nm banyo teknesinin bulunduu odaya soktu. Vcudumun zerinden tekneye kovalarla scak su dkp bana kfur kokulu sabundan verdi. Kendimi saldm. Sofiya salarm okayp yzm pt. "Zavallck. Geecek. Bir dahaki sefer bu kadar kt olmayacak!" Bunu bir teselli olarak m kabul etmeliydim, bilmiyordum. 63 Vassili sk sk yanma geldi. Artk hibir ac hissetmiyordum ve onun daha ok inleyip daha abuk gelmesini salayan eyler olduunu kavryordum yava yava. Bir erkee nasl zevk verilir reniyordum; ama bunu tiksindirici buluyordum. Bana, elimi srmediim, Alman kesimi bir elbise ve Karadeniz'in gneyinden gelen bir sr yapkanl eker hediye etti. Mutfak ocann ateine attm hepsini. Alevler ekerlemeyi biimsiz bir ktleye dntrd; burnumun deliklerini iyice ap huzurla ac ve kara duman iime ektim. Geceleri sk sk Olga'nn, lme gitmeden nceki son gecesinde hayal krkl iinde alayn gryordum ryalarmda. Gndzleri bo bir an bulduumda nehir kysnda dolayordum, tam imi ve rm bedeninin bulunduu yerde. Yanlyor muydum yoksa yzndeki, huzurun ve mutluluun ifadesi miydi? u an neredeyse, bana artk kt bir ey gelemezdi. Ne var ki, yaam, benden ok daha hzl karar verebiliyordu: Vassili'nin evindeki ikinci ylmda, berrak bir ubat sabahyd. Hava souk ve tazeydi; nehrin zerindeki buzlar gne nlaryla parldyordu. Her nefes almda dudamn nnde bulutlar oluuyordu. Yn elbisemin ve koyun derisinden mantomun zerine iki kaln al attm; sadece avludan geip ahra ulaabilmek iindi bu hazrlk. Grigori'ye bir tas taze yaplm ay gtrecektim. Elimdeki tas bir anda elimi yakmaya balad ve ahra ulamak iin koturdum. Zavall gen bu geceyi ahrda geirmek zorundayd. Vassili'nin atlarnn iecei suyun donmamasna dikkat etmesi gerekiyordu. Uykusunu amak iin elinde iinde metal paralar bulunan bir torba tutuyordu. Uyuyakaldnda, kaslar geviyor ve elindeki torba angrtyla yere derek onu uyandryordu. Ardndan yannda hazr bekleyen aa tokma alp, iinin getii anda oluan ince buz tabakasn kryordu. Onun 64 apt ie gerekten hi imrenmiyordum; geen kasm iki niak ucu donmutu ve uykusuzluktan bitkin bir haldeydi.

Ahrn kapsna varr varmaz, bir denein havadaki sl-n andran garip bir ses duydum. Dikkatlice yaklap seslendim: "Grigori, orada msn?" Yant alamadm; ama Vassili'nin, ahr kapsn hmla amas zerine korkudan neredeyse yere decektim. zerinde bir tek kemerini skca balad pantolonu ve uzun izmeleri vard. Vcudunun st ksm plakt ve soua ramen ter iindeydi. Bir elinde gm topuzlu krbac vard. "Ne istiyorsun?" diye sordu bana kaba bir tavrla. Adetteydim ve byle geceler neyse ki beni yalnz brakrd. Ayrca iki gndr korkun bir di ars ekiyordu. Yana kzarm ve imiti. fkeden lgna dnm olduunu grebiliyordum. lk anda ne diyeceimi bilemedim ve sonuta biare, elimi ayla birlikte ileriye uzattm. "Grigori'ye ay getirmitim; hava ok souk olacak..." Dehetten szm bitiremedim. Konuurken Vassili'nin omzu zerinden ahrn iini grebilmitim. Orada Grigori'yi grdm: Kollar gerili bir vaziyette diree balyd ve zerindeki k iin hayli ince olan gmlei kemerine kadar yrtkt. Baygn bir halde sallanyordu. Srtndan eritler halinde kan akyordu. "Ah, aman Tanrm!" diye fsldadm. Elimdeki kase parmaklarmn arasndan kayd ve ay Vassili'nin izmelerine srad. "Bunu neden yaptn?" diye sordum kendimi kaybedip. Vassili derin derin soluklanp kaseyi tekmeyle avluya frlatt. Kase kaba talara arparak paraland. "Tembel! e yaramaz herif! Bu pezevengin karnn neden doyuruyorum ki? Uyuyakalm! Ve su teknelerinin hepsi buz tutmu, atlar su iemiyor! Bu ona ders olsun!" 65 "Uyuya m kalm? Ve sen onu bu yzden mi ldresiye dvyorsun? O daha bir ocuk!" iko ve gl Vassili'nin neredeyse her gece plak vaziyette zerime kyor olmas gerei sayesinde ona kar ses tonum deiebilmiti. Yine de byle bir gecede benim de daha dikkatli olmam gerekiyordu. "Aylan teki, baka bir ey deil!" diye bard tekrar. Bana srtn dnd ve ahra geri dnp yeniden krbalamak zere solukland. Krba yaral vcudunda sakladnda Gri-gori mitsizce inledi. Vassili glyordu, vurmak iin bir kez daha gerildi ve o anda beni hibir ey durduramad! ocuu ldrecekti! Vassili'nin kolunu kaptm ve o anda krbacm ekip aldm; armt. "Buna hemen bir son ver, seni hayvan!" diye bardm ona. "Onu ldreceksin!" Vassili'nin surat fkeden kpkrmz oldu. Beni geriye doru itti; tkezleyerek bir saman balyasnn zerine dtm. O arada krba elimden frlad. Vassili krbac yakalayp bana iki kez vurdu. Acdan alamaya baladm. "una bak! Demek bu zppeye yaknlk duyuyorsun! Eteklerini koklattn m bari? Ya da daha fazlasn?" Bir kez daha vurdu. "Hele bu akam bir bekle, sana unutamayacan bir ders vereyim de gr!" deyip nme doru tkrd, sonra da alnndaki teri silip ahrdan kp gitti. Kendi cesaretim karsnda irkildim ve tir tir titremeye baladm. Vurularnn iddetinden elbisem yrtlmt ve kolumun zerinden kan akyordu lk lk. Ama kendi derdimle ilgilenecek zamanm yoktu. Grigori acdan hl inliyordu. Aznn kprdn grebiliyordum. Nbet geiriyordu! Alelacele ellerini zdm; yere yld. Yara bere iindeki srt samanlara deer demez, acdan barmaya balad. Baland direin yannda yerde Vassili'nin gmle66 . juruyordu hl. Uzanp onu hemen yerden aldm ve katlayp Grigori'nin bana yastk yaptm. Sonra nbeti balad. Gzleri yuvalarndan kt ve yz sani olmayan bir ifade ald. Kollar ve bacaklar atyor, kontroln yitirmi bir halde saa solu

yumrukluyordu. An-,aS1lmayan szler sayklyor ve azndan kan akyordu; dilini srm olmalyd. Adeta eytan arpmt! lk anda geri ekildim ve zerinde ha kardm. Ama ardndan acma duygusu korkuma ar bast. Ne yapabilirdim? Kk kardelerimin sinir krizi geirip anlamsz yere alayarak sa solu yumrukladklarmda onlar nasl sakinletirdiimi anmsadm. Bylece cesaretim yerine geldi, kolumdan szlen kan unutup kaslan ve kpren kafasn iki elimle skca kavradm. Gzlerinin beni bir an iin tand izlenimine kapldm. Sonra yine bolua daldlar, gzlerini izleyemiyordum, vahice dnyorlard. Ban memelerime yaslayp oradan oraya sallamaya baladm, oradan oraya. Bu arada benim de gzlerimden yalarn szldn fark ettim. Bedeni hl tepmiyordu ama eytan onu yavaa sakinletiriyordu; derken uzun, ok uzun bir sre sonra kollarmda hareketsizce yatakald. Yaam artk yalnzca Tanr'nn ellerindeydi. Onu brakmadm, aksine sabrla bekledim ve gslerimin arasnda souk, basnl nefesini hissettim. Bu ekilde uyuyakalm olmalym. Uyandmda, Grigori lmt. Btn gn boyunca hissettiim tek ey korkuydu, mthi bir korku. Bu duygu beni demirden bir yumrukla kavrayp barsaklarm dmlyor, terimi buz kesiyor, dizlerimin bam zyordu. Bundan nce ve sonra bir daha asla bylesine kuvvetle hissetmedim korkuyu. Vassili ne yapacakt acaba? Onu artk iyi tanyordum ve fkesinin nelere kadir olduunu biliyordum. Onu btn gn 67 grmemitim. Mutfakta Grigori iin alayp yas tutuyorduk ve keyfimiz yoktu. Sof iya birka kez dik dik bana bakt. Tam da o akam mutfaktaki atein gece boyunca kontrol bendeydi! Kn hi sndrmyorduk atei, kmrlerin koru bu byk oday evin en scak yeri haline getiriyordu. Ne var ki bunun anlam, kendimi hizmetilerin odasna kapatamaya-camd; ona kar korumaszdm. Sofiya, akam, yatana gitmeden nce bana bir eyler fsldad: "Dikkatli ol. Onu hi bu kadar sinirli grmedim." Sesim korkudan grtlamda donduundan yalnzca bam sallayabildim. Belki de bu, mrmn son gecesiydi! Bilinsiz bir halde karanlk mutfaktaki ocan st yzeyini biraz kl ve iri bir frayla fralamaya koyuldum. Sonunda, her ey temizlendiinde ve gzlerim yorgunluktan kapanmaya baladnda, ocan kenarna sokulup kendimi bir battaniyeye sardm. Uyuyamyordum. Kafamn iinde resimler birbiri ardna uuuyordu: Olga, onun Vassili'nin pii tarafndan iirilmi vcudu. ocuunun cansz kk bedeni. Olga'nm kendi bedeni, gzkapaksz. Grigori, zellikle de Grigori'nin yaral l vcudunun korkun grnts. lmek istemiyordum! Byle deil ve imdi deil. Derken, bir an Vassili'nin hzl ve tehditkr admlarn duydum. Beni yattm yerden duygusuzca ekip ald ve hzla, kendimi korumaya frsat bulamadan duvara bastrd. "imdi, kstahlnn bedelini deyeceksin kzm!" diye tslad. ok yakmmdayd, nefesi votka kokuyordu. Hi phe yok ki, btn gn imiti ve ne yapacan kestirmek gt. "Bak senin iin ne getirdim! Kedi gibi miyavlayacaksm!" Kolunu kaldrd ve gzmn nnde bir sr srm olan krbacn aklatt. Srmlarn her birinde dm vard. Korkudan damarlarmdaki kan donmutu. Bunun gibi krba68 - hrszlar krbalanrd ldrlesiye. Bir darbesi insann derisinden eritler koparrd. "Evet" diyerek gld tiksin bir ekilde, gzlerimdeki korkuyu grnce. "Bundan sonra seni artk kimse istemeyecek! Kral Naibi Sofia itaatsizlik eden hizmetlilerine ne yapard, bilir misin? Onlar krbalar, sonra votkayla ovar ve tututururdu. ar Petro'nun suratna tkreyim, ben hl Sofia'nn itaatkr kuluyum ve sen de bana

gzel bir meale olacaksn Martha! Ama nce bir kere daha gzelce elenmek istiyorum seninle, sonra cayr cayr yanabilirsin!" Beni mutfaktaki byk masaya srkledi. Burada beni ar aa tablann zerine yatrd ve zerime aband. Az benimkinin zerinde kaslyordu glmekten, ben aresizlik iinde kendimi savunmaya alrken. Sonra salarmdan aslarak bam yukarya kaldrd ve haince tslad: "Eee, lm korkusu naslm? Ben senin son hatramn! Benden sonra seni kimse istemeyecek!" Bundan sonra olanlar pek ayrntl anlatamam. Ama szleri bende, iimde olabileceine ihtimal bile vermediim g ve iradeyi uyandrd. Vassili, bir elini bacaklarmn arasna soktuu tekiyle de geceliimi yukarya ekmeye altndan, beni ok sk tutmuyordu. Benim kar koyacam hesaba katmamt. Kollarm geriye doru ak, ellerim karanl avuluyordu. Bu masay iyi tanyordum; tam u anda bulunduum yerde, Sofiya bugn leden sonra tepsinin zerinde baharat ezmiti. Bunun iin en ar pirin havan-elini kullanmt; nk baharatlar yln bu zamannda tatlarn yle kolay kolay salmyorlard. Parmaklarm olabildiince geriye doru uzattm, Vassili kalalarmdan yukarya doru aslrken. Ardndan btn arlyla zerime yklendi ve dileriyle zorla azm amaya alt. Tam o srada ha-va.nelinin souk metalini hissettim ellerimde. Ne kadar ar 69 olduunu biliyordum ve bir hamleyle onu kendime ekmeye altm. Dehet iinde, Vassili'nin beni evirmek istediini fark ettim. Elimi abuk tutmalydm; bu benim son frsatm olabilirdi! Bylece havanelini tek bir hamleyle kaldrdm ve var gcmle kafasna indirdim. zerimdeki yzn ifadesi boald. Azndan ve kulaklarndan kan szyordu, kafas gzlerimin nnde ikiye ayrld. Ama bu bana yetmezdi, emin olmalydm! Bylelikle bir kere daha, sonra bir kere daha vurdum. Onurumun saysz defa krlm olmas beni onun vcudu karsnda anlamsz bir iddete itiverdi. O bir canavard ve br dnyaya insani bir ehreyle gitmeye hakk yoktu. kt ve yere ykld. Orada hareketsiz kald. Onun yanna diz ktm ve btn gcmle son bir kez daha vurdum. Havaneli kayarak yere dt. Gcm beni terk etti ve baygn bir ekilde ben de yere, onun yanna dtm. 70 KNC BLM yldm, biri yzmde slak bir bez gezdiriyordu. Gzlerimi atmda, zerimde Sofiya'y grdm. efkatli bir yz ifadesiyle bana bakyordu. Souktan korunmak iin uzun, beyaz geceliinin zerine battaniye atmt. Salar birka yerden skca rlyd. Yanndaki masann zerinde gece lambas duruyordu; bekletilmi domuz yama daldrlp skca sarlm keten. Bu basit mum, herhalde odasndan getirdii ahap bir kutucuun iine oturtulmutu ve lo, pis kokulu bir k yayyordu. Yine de burnuma ok tatl bir koku geldi: kan ve lmn kokusu. Tpk kesim gnlerinin sonrasndaki gibi. Sofiya beni sarst: "ocuum -Martha- hadi uyan! Neler oldu? Tanrm, ne oldu? Bunu sen mi yaptn?" Oturdum. Bam korkun bir ekilde aryordu. Sonra Vassili'nin cesedini grdm. Yz artk yalnzca kan ktle-siydi. Bu benim eserim miydi? Alnm kayp burnumu ektim. Sofiya beni bir kere daha sallad ve sorusunu yineledi: "Martha, neler oldu?" "Beni ldrmek istedi, Sofiya, beni lesiye krbalayp alkolle svayp tututuracakt" dedim zr diler gibi. Ona aresizce baktm ve i eke eke alamaya ve titremeye baladm; herhalde ancak imdi anlyordum gerekten neler olduunu. 71 Sofiya dudaklarn srarak Vassili'nin cesedine bakyordu. Derken ayaa kalkt ve yzsz cesede beklenmedik gl bir tekme att.

"Bunu hak etti, kpek! Dilim dilim dorayp, ufalamal, sonra da domuzlarna atmal yem diye!" Havay derin derin iime ekince hkrk tuttu. Sofiya tekrar bana dnd. Yz imdi ciddi ve dnceliydi. Hzla dnyordu besbelli. "imdi ne yapacaz seninle? Btn bu olanlar nasl aklayacaz? kence yaparlar imdi sana, sonra da asarlar... Bu volneniye'nin en kts! Nedir bilirsin!" Bam salladm ve tekrar hngr hngr alamaya baladm. Pomeikt'sine kar itaatsizlik saylan her eylem vol-neniye idi. Volneniye'nin ne olduunu elbette biliyordum: lm ark; ya da benim durumumda, belki de alktan ve susuzluktan yava yava lmem iin canl canl bama kadar topraa gmlrdm. Bir tek kadnlar, hafif durumlarda, rnein hrszlk yaptlarsa, mrlerinin sonuna kadar dokuma atlyelerinde almaya mahkum edilirlerdi. Dilerim birbirine arpyor, kollarm bacaklarm deliler gibi titriyordu. Ne yapsam durduramyordum. "Gel benimle" dedi Sofiya bir sre suskun kaldktan sonra. Beni ayaa kaldrd ve eski battaniyesinin pskUeriyle yzndeki gzyalarn sildi. "Hemen bir eyler yapmalyz. Birazdan sabah olacak" dedi. O nde ben arkada mutfaktan karken Vassili'nin mutfan btn zeminine bulam kanma basmamaya altm. Hl hi durmadan alyordum. Sofiya nmde koridorda ilerliyordu. Elindeki mumla bizim oralarda grdmz aldatc andryordu karanlkta. Vassili'nin kaps ak duran alma odasna giden merdivenlere trmanmaya balaynca ardm. Efendimin btn misafirlerini ilk kabul etti72 -; ilerini yrtt bu odada bir ya da iki kez bulunmutumKoyu renkli ahaptan geni yaz masasnn zerinde normalde iine votka koyduu kesme cam ie bo duruyordu. Sofiya ieyi eline alp az ksmn koklad, ardndan hakir gren bir ifadeyle soludu. Geceye ve zulmne cretini artrmak iin ieyi o bitirmi olmalyd. Bo karafakinin yannda u gizemli toz keselerinden biri de duruyordu. Yalnzca yars doluydu. Sofiya beni tekrar artt; parman slatp tozun iine bandrd ve gl bir nefesle burnuna ekti. Ardndan tek bir hareketle masann zerine vurdu; Vassili'nin btn belge ve hesaplar havada uutu. Kitaplarn alp odadan darya frlatt, yle ki, domuz derisinden ciltleri ayrlp sayfalar uuup darmadan bir ekilde hareketsizce yere dyorlard. zerlerinde birikmi tozlar imdi havada dans ediyorlard; haprdm. Sofiya yaz masasnn ar ekmecelerini ekip ekip ilerini yere boaltt. Kuty kalemler, hesap cetvelleri, sikkeler, bir bak, mrekkep hokkalar, deri keseler, kutular, pipo drtecei ve onlarca kt karman orman ayaklarmn dibine dkldler. Sofiya son olarak da perdelerden birini yarya kadar aaya ekti ve yaz masasnn nndeki sandalyeyi gl bir tekmeyle devirdi. aknlktan alamay unutmutum. "Sen ne yapyorsun yle?" diye sordum yaptklarna hi anlam veremeden. evreme, yaptklarna baktm. Yalnzca omuz silkti. "Eve hrsz girdiine baka nasl inanrlar? Bana hatrlat da, dardan cama bir de ta atalm!" "Hrsz m?" "Evet, Efendimizi ldren hrszlar! Ne ackl bir olay!" Grdm kadaryla, bana rahat ve sakin bir edayla bakyordu; ukur gzlerinde kurnaz bir gl parldyordu. im73 di anlyordum. Ardndan yine, "Ama nce, sana ne yapaca, mz dnmemiz gerekiyor Martha. Buradan hemen toz olsan iyi edersin, afak skmeden hem de!" diye ekledi.

Boazm kurumaya balad, korkuyordum. Ne planlyordu? Birden deimiti sanki, benim tandm Sofiya deildi artk. "Ama nereye gidebilirim ki? Kimsem yok ki, Sofiya!" diye szladm. Omuz silkti ve srtndaki battaniyeyi iyice omuzlarna ekti. "Sana ancak tek bir ekilde yardm edebilirim..." Elini bir arada duran birka kitabn arkasna uzatp kk bir anahtar kard. Bununla Vassili'nin yaz masasnn zerindeki kutuyu sakince at. "Nereden biliyordun..?" diye sordum hayretle. "Ben bu evde olup biten her eyi bilirim, Martha." Bir avu sikke karp saymaya balad. "Bu paavradan, alrken giydiinden baka elbisen var m?" diye sordu sonra. "Hayr,yo, var saylr! Vassili hediye etmiti; ama Alman tarz!" "nemi yok; hatta, daha iyi! imdi beni iyi dinle..." Elimi ald ve sikkeleri iine koydu. "imdi, neyin var neyin yok, boha yap. Senden geriye hibir iz kalmamal! Valk'ta kimse bir hizmetiyi hatrlamaz nasl olsa! Tan aarrken ehrin kapsndaki yk arabalar Marienburg tarafna gider. Bunlardan birine binmeni istiyorum, beni anladn m? Marien-burg'a, baka bir yere deil! Oras yeterince uzak, ortadan kaybolmak iin de yeterince byk! Ancak o zaman alarm vereceim. Yolculuk iin ve sonraki birka hafta geinecek kadar paran var. Sonra ne yapacan sen dneceksin. Ama, bak Martha seni burada grmek istemiyorum. Anlald m? Beni anlyor musun?" diye tembihledi. "Marienburg?" diye yineledim uursuzca. 74 "Peki ya sen? Sana ne olacak?" Sikkeler souk souk avcuun iindeydi. Hi phesiz, bugne dek grdm en bk parayd bu. aknlm yzmden okunuyor olmalyd! Mumun ak kapnn cereyanyla titreiyor, Sofiya'nm varlak yznde karanlk glgeler oluturuyordu. Benim cin yalnzca yaamm kurtaran bir yabancyd u anda. "Banayetecek kadar var burada; btn bunlar getiinde kendime tarlas ve bahesi olan kk bir ev satn alrm, kz kardeiminkinin yannda. Sayg grerek ve sevilerek leceim. Baka da bir ey istemiyorum" diye aklad. Anlamtm: Beni evden uzaklatrma arzusu pek de benim hayrma deildi anlalan. Neyse; zmn ye ban sorma. Yalnzca bam salladm. Yollarmz ayrlyordu. Hl hayattaydm ve sonuta nemli olan da buydu. Benim iin dokumahane yoktu, benim iin lm ark yoktu, erkek ldren kadnlara verilen ikenceli ceza yoktu. Aksine hayat ve belirsiz bir zgrlk! Sofiya beni dirseimden tutup merdivenlerden aaya, mutfan yanndaki odama gtrd. Elinde yanan bir mum tutuyordu. Mumun yumuak alevi bedenlerimize ait inanlmaz uzunlukta glgeler yanstyordu duvara. Admlarmzdan altmzdaki birka tahta gcrdad, bunun dnda t yoktu evde. Ben boham toparlarken bana bakt. Fazla bir eyim yoktu; iyi sarafan elbisem, stne giydiim yn tunika'm ve Vassili'nin bana daha birka gn nce hediye ettii bir kese yapkanl eker. Ek olarak, Olga'nm geni dili taran da koydum. Alman tarz elbiseyi giymek, zannettiimden daha zor geldi. Sofiya etimi bastrp dmeleri ilikledi. Yan diki-lerdeki ubuklar vcuduma batyordu. Rahat nefes alamyordum. Etein altna Grigori'nin yn pantolonunu giydim. Bunlarn zerine yn gmleimi ve yine Vassili'nin hediye75 si olan tulup'xi, koyun derisi kaim mantomu giydim. Ayaklarma iki ift kaim yn orap ektim. Bylece, ev kapsnn yannda duran hizmetli izmeleri de ayama

olacakt. Salarm skca toplayp bartm alnm ve kulaklarm rtecek ekilde baladm. Sofiya honut bir halde beni seyrediyordu. "Gayet iyi oldu! Kimse seni bu klkta tanmaz, bylesi daha iyi! Aman gzlerini yerde tutasn, kzm! Senin gzlerinin Valk'ta bir ikincisi yok" diye uyard beni. Sessizce bam salladm; ama baklarm indirmeyi unutmutum. Sofiya ban saa sola sallad isteksizce. Ko-numakszn evin kapsna yneldik. Bana oradaki kaba deriden yaplm ve ayama biraz byk gelen bir ift izmeyi ve ikinci bir kaln yn battaniye verdi. "Hava souyacak, buna ihtiyacn olabilir!" Sonra da beni omuzlarmdan kavrad. "Bu gece, Martha, ikimizin srr olarak kalacak hep. Eer bunun hakknda konuursan eytan seni yanma, cehennemine alsn; kulaklarn, burnunu ve ellerini kessin ve seni canl canl kzartsn!" Tekrar bam salladm, tyler rpertici beddua yznden hibir ey syleyemedim. Sofiya bana kendi bildii yolla gzda vermiti; hemen gitmek istiyordum. Ancak ar ev kapsn srglemeden nce beni alnmdan pt. Souk bir rzgr darbesiyle gerisin geri koridora dndm. Ama Sofiya kararl bir halde beni eikten itti. Darya, karanln kucana. "Arabalar ehrin kapsnda! Marien-burg'a gideceksin!" diye yineledi. Ses tonunda sabrdan eser yoktu. "Git hadi imdi! Salcakla kal ve kendine dikkat et! eytandan korkma, insanlardan kork!" Sonra Vassili'nin evinin kapsn sonsuza dek arkamdan kapad. 76 Karanlkta kendi yaammla tek bama kalakaldm. Tkyz bulutlarla kaplyd, tek bir yldz grnmyordu. Duvar ve sabah Grigori'nin ld ahr hayal meyal gre- fiyordum. Gerekten de bu sabah m olmutu? Bir mr gemiti sanki! Dikkatli admlarla, kalnca buz tutmu tahta basamaklardan avluya indim. Avlu kapsnn ar demir srgsn ap sokaa ktm srada tekrar kar yamaya balad. Yzmden aa lapa lapa kar yayor ve bazlar kirpiklerimde asl kalyordu. Yzmdeki yalar donarak buza dnyordu. Alamay kestim; nk bu yalnzca gcm tketiyordu. Yaan taze kar ayak izlerimi hemen rtyordu. Sanki burada hi bulunmamm gibi. ehrin kapsna vardmda parmaklarm souktan mosmor olmutu, dudaklarm glkle kprdatabiliyordum. Ellerim tulup'uman ceplerine gmlyd; ama hibir yarar yoktu. Grigori'nin donmu parmak ularn dndm ve benimkileri izmelerimin iinde azimle yukar aa oynattm. Surlarn nnde hareketlilik balamt oktan. ri beygirler koumlar iinde derin derin soluk alp veriyorlar, nal-laryla karla kapl amuru eeliyorlard. Mealeler sert rzgrda titreiyor, alevlerinin isi youn ve slak kar tanelerinin altnda tslyordu. Adamlar aralarn zerine balya ve boha yklyorlard; karlkl emirler savuruyorlar ve ac soua ramen terliyorlard. Kaytszca silahlarna yaslanm, olup biteni gzetliyor gibi grnen sveli askerleri fark ettim. niformalar iinde donuyorlar ve ortada yanan atete ellerini stmaya alyorlard. Saksonyal August birka hafta nce sve'e sava ilan etmi, Kurlandiya ile Livonya snrnda kimi atmalar balamt bile. Elektr Prens Riga'y almak zere birka hamlede bulunmutu; Livonya'ya erimesi fazla uzun sr77 mezdi. Onun, ismen Polonya Kral olduunu, aslnda ar'n j elindeki bir kukladan baka bir ey olmadn biliyorduk. Ama arkasnda bir ordusu, Danimarkal Christian ve Rusya ar'yla kurduu ittifak vard. Getiimiz haftalarda Valk'ta byk bir huzursuzluk ve bekleyi hkm srmt. Surun dibinde, aralarn hemen nnde birka yal kadn, yanan kmrlerin zerinde isten kararm tombul karnl kazanlarda bizim scak, ac aymzdan

satyorlard. Kazanlardan birinde fokurdayan suyun iinde yzen siyah, iri ay yapraklarn grdm. ay szebilmek iin dilerin arasndan imek gerekiyordu. Kadnlar ayrca bombeli salar zerinde, iine az miktarda salamura et paralar ve turu koyduklar scak gzleme yapyorlard. Yiyecekleri grnce, aniden hissettiim bir alkla neredeyse baygnlk geirecektim. ki kadndan da bir eyler aldm. Ne de olsa u anda btn gcm toplamam gerekiyordu! Cebimden sikkelerden birini kardm srada kadnlar bir an ve aknlkla bana baktlar. yle yannda bol para tayan birine benzemiyor-dum. Paray daha nce, mealelerin altnda saymamam hatayd. Ama elimden kaparlar diye korkmutum. Bu evrede, kuytu kelere gizlenmi ve kalabaln iinde frsat kollayan her trden hrsz ve yankesici oluyordu. Kay gibi sert eti kemirip emmeye altm. Kendime bir tas ay daha aldm. "O kadar agzl olma, kzm!" dedi aym tazeleyen ihtiyar. "Gerisini sevgiline sakla, hazr genken!" Kkrdad ve siyah, disiz dama grnd, bir yandan da km gsn yumruklad. Ona kulak asmadm. Zihnim tmyle geleceimle meguld. Bedenimin her hcresi heyecan ve korkudan kopacak denli gergindi. lk aralar gitmeye hazrd, srcleri yerlerini ald. Askerler kontrol iin arabalarn evresinde son bir tur attlar. Sava kapya dayanmt. Btn ara srclerine "nereden 78 elip> nereye gittiklerini" soruyorlar, tentelerin altndaki vklere bakyorlard. Kendilerinin de burada kaytsz artsz isteniyor olmadklarn biliyorlard. Baltk lkelerinin zgrl iin mcadele eden Baron Johann von Patkul bizlerin gizu kahramanyd. sve egemenliinden honut olmayan Baltkl tek soylu o deildi. Saksonyah August ile birlikte Ruslarn lkemize dman olmas fazla uzun srmezdi artk. Bu, bizlerin zgrlk ve bamszlk ryamzn sonu anlamna gelirdi ki, bunu ben bile biliyordum, Patkul haydi haydi. ki g arasnda ufalanacaktk. Tanr vere de, o gnler hi gelmese! Beygirler srtlarmdaki ar boyunduruun altnda balarn sallayp sabrszca dizginlerini sryorlard. Srcler yksek sesle aracn gidecei yerlerin adlarn baryorlard: "Pernau!" "Dorpat!" "Marienburg!" Bam evirdim. Bu benim bineceim arat! Boham kaptm ve bo tasm yal kadna iade ettim. Tam Marienburg arabasna doru giderken adamlardan birinin kymn adn bardn duydum -oysa oras var noktas olarak anons edilemeyecek kadar ok kk ve nemsizdi ama yanlmamtm. Adn bir kez daha duydum! Manastra gidiyor olmalyd, tpk o gn Vassili'nin gittii gibi! Hibir engelim yoktu; eve gidebilirdim! O anda nasl bir beklenti iindeydim, bilmiyorum. Yalnzca eve gitmek istiyordum! Vassili'nin evinde geirdiim zaman, Elizabet Rabe'yle ilgili en kt anlarm bile yumuatmt. Arabaya doru yrdm aceleyle ve srcye sordum: "Manastra kadar ka para?" Srtt ve, "Bir pck ve bir geceye bedava, gzelim!" dedi. 79 Anlalan, Sofiya'nm dedii gibi pek de gsterisiz deil-dim! Israr ettim: "Hadi syle, moruk!" Omuzlarn silkti. Flarn arasna skp battaniyeni yere serersen, o zaman bir denga." Yarm kapik! Ama baka seeneim yoktu. Mealelerden birine yanap avcumun iinde paray saydm. Avcumun iine skca bastrdmdan sikkeler scack olmutu. Bir denga bulup adama uzattm. Memnun bir edayla srtt ve azndaki sar

diten biriyle sikkeyi srd ve gsnde apraz olarak asl duran kesesine soktu. Belliydi; aklna yolcu alabilecei hi gelmemiti. "Bin hadi!" dedi ksaca ve arabaya binebilmem iin, dizginleri tutmaktan sertlemi elini bana uzatt. taat ettim, arabann n ksmna bindim ve sonra arkaya doru, zeri tenteli yk blmne emekledim. Arkadan yine srarla "Marienburg!" diye barldm duydum. Hayr, bana gre deil! Asla, Sofiya, asla! Eve gidiyoruz! Sevin ve rahatlamadan tr ark syleyebilirdim! Arabann iinde zerimdeki kaln manto, adamn ykledii f ve bohalara kar yumuak bir tampon vazifesi gryordu. Ykleme blm, ayaklarm uzatabileceim kadar bykt. Yanmda tavukla dolu birka kafes ve benim dmdaki tek yolcu kei duruyordu. Rahatm byle yerindeydi. Beygirler hamle yapp arabay ekmeye baladlar; darya bakmak iin balmumuyla svazlanm arka tenteyi kaldrdm: Valk, ehir surlar, mealeler ve sveli askerler, giderek uzaklayorlard; yaammdan sonsuza kadar uzak kalmalarn umdum. K sabahnn sisi iinde eriyip daldlar, sonra kardan bir duvarn ardnda bsbtn gzden yittiler. Arazi bask, gri bir gkyznn altnda tekdze bir ekilde geniliyordu. Karla kapl dzlkte grebildiim yegane karaltlar benimki gibi yoksul kylerin z/ia'laryd. O gn gne, 80 A nuk, gms bir cam gibiydi ve yalnzca birka saat kald gkyznde. Kye ertesi gnn akam vardk. sba'lar karla kapl tarlalarn arasnda, ay nn altnda sakin ve hayal meyal g-nyordu. Tarlalarn etrafn gm bir ereve gibi evreliyorlard. Manastrn yanndan geerken, flarn arasna sindim gayri ihtiyar. Rahipler beni burada grecek olurlarsa cevaplayamayacam sorular sorabilirlerdi. Daha sonra bir zm yolu bulurdum naslsa. sba'lar atlarmdaki karn arlndan keceklerdi sanki. Yol kenarndaki allarn dallarnda ise buz sarktlar uzuyordu. Srcmn sylediine gre en souk klardan biriydi bu: nsanlarn burnunda sm donuyordu; snr nbetileri kzaklarna yapyordu souktan ve srn gden bir ifti adm atar vaziyette donmutu. Ama ben u anda kulbemizdeki alak sobann scakln hissetmeye balamtm bile, ellerimi birbirine srtyordum. Tanr izin verirse, bir iki saat sonra sevdiklerimin yannda yatacaktm, tpk eskisi gibi. Acaba scak lava var myd? Ya da yulaf orbas? Hm, ekmeimi ii kvas dolu kaseye bandracaktm. Byle yapnca iki insann bana daha abuk vuruyordu! Hl uyanklar myd acaba? Saat ka olabilirdi ki? Yln bu mevsiminde bunu tahmin etmek kolay deildi! Tek bir dnce zerinde odaklaam-yordum. Ksa bir sre sonra arabac, beni arabann iinde souktan iyi kt koruyan ar rty kaldrp, "Geldik. Seni nerede indireyim?" diye sordu ask suratla. Onun bekledii trden rahat ve konukan bir yol arkada olmamtm. Oturduu banka yaslanp sokan atal yapt keyi gsterdim. s-ba'mz tam onun yanndayd! "uras! uras evim! Kede dursan yeter" dedim, ocuk gibi heyecanlanarak. 81 Adam tkrd. "Berbat bir yer buras! Yarn leye kadar gidebilirsem buralardan ne ala! Fikrini deitirirsen, beni nerede bulacan biliyorsun!" Yant vermek yerine arabadan boham aldm. Oturaktan yere atlarken neredeyse yere decektim; sokak buzla kapl ve cam gibi kaygand. Atlar bile nallar zerinde pek gvenli duramyorlard. Kaygan yzeyin zerinde demir nallan takrdad araba harekete getiinde. Dikkatlice bizim isba'yz doru kaydm. Yanmdaki birka para eyay skca gsme basl tutuyordum. Alak bacadan duman ttyordu. yi! Soluk solua kalmtm, sakinleene dek bir sre bekledim. Kalbim yerinden frlayacak gibi arpyordu. Eve dnn bu denli zor olaca kimin aklna gelirdi? Onlara imdi ne diyecektim, nasl aklayacaktm? Ah, bu zaten kimin umurundayd ki? Kapy tklamak iin kolumu kaldrr kaldrmaz Anna'nm o tatl arln

hissettiimi sandm kollarmda. Bir kpek yavrusu gibi zerime atlacakt! Nihayet evdeyim! Kapy aldm. Bir sre sessizlik oldu. Tekrar aldm, bu kez daha gl. Babam horluyorsa isba'da. kolay kolay baka ses iitilmezdi! Scak scak uyuyabilmek iin hepsi ocan evresinde birbirlerine sk skya sokulmulardr. nc kez tkladm. Sonunda isba'nm iinden gelen ayak sesleri iittim! "Kim o?" diye sordu bouk bir ses Rusa. Bu sesi hemen tanyamamtm; ama babam olmalyd! tm myd acaba? "Benim, Martha! Kapy a, hava ok souk!" Bu kez kapnn kaba tahtasn yumrukladm. "Martha m?" diye tekrarlad ses inanmam bir tonda. "Evet, evet, benim!" Hem alyor hem glyordum. "A kapy, baba!" 82 Kap ald ve bir yzle kar karya geldim. Burumu, uykulu ve en nemlisi, yabanc bir yzd grdm. s-ba'mzdaki adam beni tepeden trnaa szd. zerinde kalnca ynden yaplma ve defalarca tamir edilmi uzun, lekeli bir gecelik vard. Bann evresine kee bir al sarmt. Ayaklarnda kaim, kaba dikili oraplar vard ve yz souktan bir sr iltihapl sivilceyle doluydu. Elimde olmakszn bir adm geri attm. "Sen kimsin?" diye sordu ardndan. "Ben de sana soracaktm tam; sen kimsin? Buras benim ailemin evi! Moritz Skavronski ve Elizabet Rabe ile ailesi; sen ne aryorsun burada?" . Omuzlarn silkti, ban kayp osurdu. Bunu yaparken de bir ayan kaldrd. "Moritz... ne? Bu ad hi duymadm..." Hi ekinmeden beni szyordu. "Ama, bu bizim kulbemiz! Bizim isba'mzl" diye yineledim. zntyle bana bakp ban sallad. "Ah, kzm, galiba burada oturmuyorlar artk! Ama ieri gir, cereyan yapyor!" Kapy at, eliyle ieri davet eden bir jest yaptktan sonra beni isba'nm iine ekti. aknlk iinde, ocan etrafnda bir kadnla iki ocuun yattn fark ettim. Salar uykudan dalm kadn ban kaldrp benimle birlikte isba'ya. giren souk rzgrdan duyduu memnuniyetsizlii belir-tircesine homurdand. evreme bakndm. Hayr, yanlmyordum; bu bizim evimizdi! Bu da, babamn yapt ocakt. u, alak masann, taburelerin ve bankn durduu krmz kemiz. Hatta iki kovamz bile hl burada ve Elizabet Ra-be'nin akamlar iinde orba piirdii isten kararm tencere de. Alak tahta sraya oturdum. Bu srann zerinde aylar aylar nce babamla birlikte oturmutum, Vassili'nin evimize geldii gn. Aziz Nikola'nm ikonas bile duruyordu; bir 83 tek ak renk aatan yaplma kk ha yoktu. Ama kirli glgesi hl duvardayd. zerimdeki mantoyu kardm, izmelerimi de kapya doru ittim. Tabanlarmdaki kar eriyerek yerdeki samann zerinde bir havuzcuk oluturuyordu. Adam ocaa yanap birer kase ay doldurdu ikimize. Yamru yumru bir tencereden ald bir avu ac yapran zerine kaynar su dkp kaseyi elleriyle hafife tartt. Ayrca kk bir lavatan iki gdm kopard. Anlalan zsba'da. lavaa katk edebileceimiz herhangi bir ey yoktu. Birden dank etmiti: Bu insanlar yoksuldu. Bunu benim azmdan duymak biraz tuhaf; nk ben de o gne dek mrmde ne bir ruble ne de bir taler grmtm! Ama soframz basittiy-se de, hibir zaman a kalmamtk! Bir sre suskun kaldk ve ben fkeyle lavam kemirdim. Ev sahibi hprdeterek ayn iiyordu kasesinden. "Burada neler oldu?" diye sordum iki yudum ay arasnda. ay o kadar scakt ki, dudaklarm yanmt. Dudaklarm ve damam bir sre hissizleti.

Adam ban sallamakla yetindi. "Ah, kzm, keke bile-bilsem!" Halimden anlarcasma bana bakt ve konumasn srdrd: "Doa ve Tanr ldrd! Geen yaz havalar birden yle snd ki, ekinler tarlada kavruldu! Tarladaki iiler de scak arpmasndan sinekler gibi ldler. Her taraf korkun bir halde lm kokuyor, nehirde cesetler yzyordu... Ve tabii sonbaharda tek bir rn alnamad! Ardndan ktlk geldi; ama ne ktlk! nsanlar kpek ve solucanlar yediler! Hatta bazlar llerin kaburgalarmdaki etleri kestiler! Ve imdi de bu k... Bakalm ne olacak?" "Peki ya manastr? Pomeikt'lerin grevi bizlere yardm etmek, yle deil mi..?" diye szn kestim. Dediklerine ina-namyordum. 84 Bir an gld. "Manastr! Erzak kendilerine yetmedii ge-kesiyle rahipler btn kaplar kilitlediler! Korkuyorlard ^yvan olu hayvanlar! Gc yerinde olan kleler pl rty toplayp svt. Nereye gittiklerini Tanr bilir! Vos-fok'a douya doru, bir zamanlar rahiplerin onlar satn alp p- etmek zorunda braktklar yere belki de? Ailene ne olduunu bilmiyorum. Biz buraya geldiimizde bu iba botu. Ama ii byle dayal deliydi. Hibir eksik yoktu. Ama soyadn bana hibir ey ifade etmiyor." "Peki... Sen Alman msn? Elbisen..! Yakk almaz bir ey... Gs darack balanm! Neyin var neyin yok meydanda! Sokaklarda byle pek gvende olmazsn... Yabanc srtkler gibi... Ya da..." Aklna baka bir dnce gelmiti sanki. "Yoksa Rus musun? Bizlerden biri misin? ar'm Rus kyafetlerini de yasakladn duydum! Bizlerin de Batl gibi giyinmemizi istiyor; ama hangi parayla alrz ki bunlar? Yetmezmi gibi, szmona elinde makas Moskova sokaklarnda dolap Boyarlar'm da sakallarn kesiyormu! Bu, Tan-r'ya irk komaktr!" Tkrd. Tanr'nm inayeti Petro'nun zerine olsun! Ecnebi bir orospudan peydahlanm bir pi!" Bam salladm. "Hayr, bu elbise bir hediyeydi. Elbette Rus deilim. Ailem nemzy'di; ama imdi Livonyalym! Ben de buralym!" Bunlar sylerken gurur doluydum. Alayl bir edayla gld bir an. "Batyuka ar'm sve'le ii bittiinde, buralardan geriye pek bir ey kalmayacak, diyor rahipler!" Szlerini duymazdan geldim. Elimdeki ay kasesi boalmt; zihnimi toparlamaya alyordum. Ailem ekip gitmiti! Babam ve kardelerim belki de scak arpmasndan lmlerdi, kurak ve sert topran zerinde alrlarken. imi bir halde tarlada srtst yatyorlard, ya da balk ve s-anlara yem ola ola nehrin zerinde yzkoyun srkleni85 yorlard! Ve saldrlardan korkan rahipler hi kimseyi gm~ myordu. imi byk bir fke kaplad. Bu, ilkbahar leninde birlikte dans eden, glen topluluk, mir deil miydi? Ne kadar zaman gemiti ki? Bir mr boyu mu yoksa? Bu dnceler beni yormutu. eytandan deil insandan kork, demiti Sofiya bir keresinde. Mirdin geri kalan ksm kam ya da g m etmiti acaba? Nereye? Her halkrda, kendileri iin pek hayrl olmayacak bir yere ve gelecee! Bu dnce iimi karartmt: u dnyada yapayalnzdm. Adam ayn hprdetmeye devam ediyordu. "stersen geceyi burada geirebilirsin. Yarn dnrsn artk, nerede kalacan. Ya da..." Pis pis srtt. "Byle pembe yanak ve byle gzel meme grmeyeli ok oluyor! Kalabilirsin de!" Ocaa doru, ailesinin yatt yere doru bakarak imal bir ekilde gz krpt. Midem buland. Btn erkekler ayn myd? Kaskat kesildim. aresiz grnm olmalym ki, ekledi: "Af edersin, kzm, yle demek istemedim. zerine tulup'unu rtersen srann zerinde yatabilirsin. Gzel bir para!" Krkl kaln deriyi okad. "Sana

verebileceimiz fazladan bir battaniyemiz yok. Ama yarn gitmen gerekiyor! Burada gerekten kimseyi doyurabilecek halde deiliz!" Bir gecelik teklifini kabul etmeye karar verdim. Eski evimin krmz kesinde, fe/^'umun altnda uyudum. O gece grdm ryalar yabanl ve rahatsz ediciydi: Gneten yanm ve a biila oradan oraya dolaan Anna ve Christi-na'y grdm. imi bir ceset olarak tarlada yatan babam grdm. Bir ara Vassili'nin yzsz cesedini de. Ne yapmtm ben? Ama hibir pimanlk duymuyordum. Daha ok aresizliime ayordum. Uyurken alam, birtakm adlar sayklamm adamn ertesi gn dediine gre. Gn aarrken isba'dan ayrldm; bir kase ay daha imi, neredeyse vedalamamtm. Onlarn kt kanaat erzaklarna 86 daha fazla ortak olmak istemedim; biraz un ve bir uval bulgurdan baka bir ey grememitim yiyecek olarak. Tanr'ya kr, beni Valk'a geri gtrecek arabaya hemen rastlamtm- Merakl srcnn hibir sorusunu yantlamadm ve itiraz etmeden ikinci denga'y dedim. Valk'a yolculuun iki gnn uyuyarak geirdim ve srcnn erzakndan ok az ey yedim: Kei derisinden bir matara iinde peynir suyu, biraz scak irmik lapas ve yine tuzlanm et. Valk'a varmadan nceki gece, domuz ahrndan farkl olmayan bir handa geceledik. Le gibi kokan vcutlarn arasnda, o scak ahrda uyumak benim iin imknszd. Posta arabaclarnn yakt atein bana gittim ve gece gkyzndeki yldzlar seyrettim uzun uzun. Ailem ve ortadan yok olular beni hzn-lendirdiinden uyuyamyordum. Ama belki onlar da herhangi bir yerde, ayn yldzl gkyzn seyrediyorlard. Valk'a gelince hibir zorluk ekmeden Marienburg ynne giden bir arabaya getim. Elimde imdi yalnzca birka kapik kalmt. Sofiya ok ok az eye ihtiyacm olacan dnerek hesap yapmt. Ara Marienburg'un surlarna akama doru ulat. Hava kararmt bile. Mealelerin isi eki eki kokuyordu ve kar onca zaman hi durmamt. Marienburg'da her ey Valk'ta-ki gibiydi, yalnzca daha byk. nsanlar iyice ken karanla ramen bir i yetitirme tela iinde oradan oraya kouturuyor, dilencilerin parmaklarna basma pahasna, gelen geen arabalarn ve atlarn arasndan hnerle szlyorlard. stlerine balarna amur ya da kar srarsa da kfr edip yumruklaryla tehdit savuruyorlard. Dikkatimi esas eken ey sokakta ne kadar ok askerin olduuydu. Bunlar sve Kral'nn efsanevi gleri olmalyd! Benim gzmde dier insanlarla aynydlar. Bir farklar varsa ok yakkl olmala-ryd: Mavi niformalarnn ve omuzlarnda tadklar 87 uzun, scak paltolarnn iinde heybetli, sarn ve gururlu grnyorlard. Araba, ieriden bir sarhoun kovulmakta olduu bir ka~ bak'n nnde durdu. Kapnn zerinde altn bir yonca yapra aslyd. Kabak'lurda. yemek sunulmaz, yalnzca votka bulunur. Erkekler burada olabildiince hzl ve ok sarho olabilmek iin pe pee kadehler dolusu votka ierlerdi. Srcmz dilini aklatt ve atlarn dizginlerini kabak'm giriinde duran ve bu i iin bekleyen gen bir ocua frlatt. Sonra oturduu yerden indi, salam ketenden yaplm pantolonun iindeki bacaklarn sallad ve kaba aa ayakkablarn kara sildi. Kenarlar tavan krkyle evrili deri kaponunu ensesine devirip bize dnd. "Geldik! Herkes insin!" diye seslendi. Anlalan evine dnmekten memnundu ve ka-bak'z girmek iin sabrszlanyordu. u son bir iki gnk yolculuu birlikte yaptmz gen ift benim nmden indi. Erkein kzla sevecen bir ekilde ilgilenmesi dikkatimi ekmiti. Kz hamileydi ve grnd kadaryla, doumu yaknd: Geni sarafan', tulup'u ve kaba izmeleriyle olduka beceriksiz hareket ediyordu. O gne dek hibir erkein byle nazik

davrandn grmemitim; tabii Grigori'nin hamhalat arkadaln bir yana brakacak olursam. Ardndan adam gl elini bana da uzatt, yere atlamak iin eteklerimi topladm. Gen ift ksa bir an dosta bana bakt ve sonra rkek bir ifadeyle hoa kal dedi. zgndm; ama ne bekliyordum ki, beni de evlerine mi gtrmelerini? Sknt en garip umudu ve en derin hayal krkln yaratr. Erkein iki bohay birden srtlandn ve ardndan kolunu efkatle einin omzuna attn grdm. Kalabalktan korumak zere eini evlerin dibinden yrtyor, kendisi yol tarafnda yryordu. Kalabaln iinde gzden kaybettim onlar. Yalnzlk, tpk kn ormandaki koru88 maz birinin zerine atlayan kurt gibi saldrd zerime; boazm kavrayp skt ve ben gzyalarm hzla gerisin geriyuttum. Bohay gsme sk skya bastrp evreme bakndm- Hangi yne gitmeliydim? O srada, arabacnn hl atlarnn yannda durduunu ve bana baktn fark ettim. Elindeki aa kymyla dilerinin arasn kartryor ve arada bir eyler bulup azndan karyor ve onlar seyrediyordu. Kabak'm nndeki gen, atlarn ar nallarna kk ta ya da sivri kymk batp batmadn kontrol ediyordu. "Nereye gideceini bilmiyor musun, hanm kz?" diye sordu src ve elindeki kym karn zerine frlatt. Ardndan, kemerinde asl duran kesenin iinden bir tutam ttn karp st dudann akma yerletirdi ve emmeye balad. Yantm beklerken sesini karmadan bana bakyordu. Bir sre sonra ttnn artn karn zerine tkrd. Tiksinmitim, bam salladm. "Hayr. Bam sokacak bir yere sonra bir ie ihtiyacm var! Sk alrm hem de..." demeye hazrlanyordum ama "bo ver" dercesine bir jest yapt. "Paran var m?" diye srdrd soruturmasn. Omuzlarm silktim ve aresiz grnmeye altm. "ok az, bir iki gn yetecek kadar!" Paray gstermek iin elimi keseme gtrmek istedim. "Brak kalsn, hanm kz." Aklndan bir eyler geiriyor olmalyd. "Hm, gel buraya!" Elini bana uzatt. enemi yukarya kaldrd. Eli dizgin ve ttn kokuyordu, ayrca kir iindeydi. Sonra bartm geriye itip sama dokundu. Dik dik bana baktktan sonra yanamdan bir makas alp glmeye balad. "Arabaya bindiin srada ne kadar gzel olduunu fark etmemiim! Ban yle ne ememelisin, anlyor musun? Sen her erkei batan karrsn. stersen, seyahat cretini tekrar grebiliriz!" Azndaki krk dkk dilerini gste89 rerek srtt. Ar ttn inemekten di etleri kpkrmzyd ve yara bere iindeydi. Kzardm hissettim ve tepkiyle bir adm geri attm Tekrar boham aldm ve gitmek zere davrandm. "Dur bakalm" diyerek beni kolumdan ekti. "Ailen nerede?" diye sordu. Omuz silktim. "ld ya da kat, bilmiyorum." Sesimi sakin tutmay baarmtm. "Okuma yazman var m?" diye sordu. Yalnzca bam salladm, hayr yerine. Garip bir ekilde bu cevap onu memnun etmiti. "Sana gre bir ey biliyorum. Benimle gel." Kabak'm nndeki gence arabaya gz kulak olmasn ve bir ie votkay hazrda tutmasn emretti hemen. Sonra da sokak aralarndaki karmaann iine daldk birlikte. Bileimden sk skya kavramt; ama beni korumaktan ok elinden kamayaym diye! Byle hzl admlarla youn kar ya altnda ve onca insann arasnda ne kadar yrdk bilemiyorum; ama bana sanki bir mr gibi gelmiti. Kapsnn kasasnda, krmz bir canm iinde mum yanan bir kapda aniden durdu. Kapy ald, bir sre bekledi, sonra da omzuyla

kapy itti. Evin iindeki dar ve izbe koridora nce beni itti sonra da peimden geldi. Kapy dikkatlice kapad arkamzdan. Popoma vurup bana yukar kata kan darack merdiveni iaret etti. Kaba saba davran yznden bir an gerildim. Bir yerlerden bir kadn kahkahas ykseldi. Votkay fazla karm bir hali vard. "Hadi kmlda, k hadi!" Beni bir kez daha itekledi, ihtiyatla merdivenleri kmaya baladm. Baka seeneim yoktu; nk gvdesiyle darya alan kapnn nn kesmiti. Binann ii scakt, bu yzden tulup'umun kuan gevettim. Adam arkamdan geliyordu. 90 Ayn kadn tekrar gld ince ve yksek sesle; ama bu kez is tslamaya dnmt. Tuhaf bir ses iittim, yle ki, ki biri eliyle plak tene vuruyordu. Son basamaktaydm, c- rc koridordan seslendi: "Natalya? Burada msn, ana?" Annesi mi? Beni evine mi getirmiti? Aklm giderek kasyordu. O anda koridordaki drt kap ayn anda ald. Her birinden birer kz kafasn dar kard. Hepsi de ar mak-vaihyd, tpk Lampert Usta'nn Mucizeler adr'ndaki gibi. Birinin sa ak ve dankt; lo kta memeleri rlplak parlyordu ve zerinde sadece kalalarn dizlerine kadar rten olduka kirli, dantelli bir don vard. "Ooo, yeni biri!" dedi kadn ve ehvetle dudaklarn yalad. Bir sve askeri kapdan kafasn gsterip seslendi: "Hani? Deneyebilir miyim?" Yanndaki onun omzuna vurdu, asker gld. "Daha seninle baa kamyorum, benim kk tombul orospum!" Kz tekrar glmeye balad. Az nce duyduum tiz glt bu. Orospu; bunu gerekten sylemi miydi? Buras u serbest kzlarn bulunduu evlerden biriydi! Valk'tayken Olga'dan duymutum byle evlerin olduunu! Utanp sklarak ve yalnzca fsldayarak sz etmiti buralardan; ama byle bir yerin gerekten olabilecei kimin aklna gelir? te, kerhanenin tam ortasna dmtm ve grnrde de hibir k yolum yoktu. Dier kzlar bana pek de yabani bakmyorlard. Ne var ki, sanki ben o anda yokmuum gibi birbirleriyle konuuyorlard, hatta biri basmdaki rty ekmiti. "Gzel salar var" dedi ilerinden biri. "Peki ya vcudu?" diye sordu merakla baka biri. Bu kaln manto ve elbisenin altnda ne olduu pek grlmyor; ama Natalya halleder naslsa!" 91 Hepsi gld, arabac da; ama Natalya koridordan badi badi yryerek kagelince hepsi bir anda sustu. Korkun grnyordu. Vcudu ok iriydi; bu kadnla kyaslaynca iko Sofiya bile normal yapl bir kadn kalyordu! zerindeki alev krmzs elbise, bngl bngl bedenine Alman usul dar balanmt, st dudann zerinde ince siyah kllar vard. Kafasysa, insana hem komik hem de itici gelen dantel bonenin altnda kel gibi duruyordu; nk kulaklarnn evresinde herhangi bir sa kl grnmyordu. Yz geni, teni solgundu. Kaslaryla kirpikleri beyazd, bu da yzn ifadesiz klyordu. Bir adm geri attm; ama arabac koluma yapt. Canm yakyordu; biraz debelendim. "Natalya! Ana! Uzun zaman oldu..." akayla kark bir reverans yapt kadnn nnde, kadnsa ona yumuak bir tokat att. "Evet, uzun zaman oldu; ama borlarn unuttuumu sanma sakn, seni pezevenk!" Ardndan gld ve bir an adam, darya doru frlayan memelerine bastrd. Adam da onun zincifre kremiyle kapl yanaklarn pt.

"Hangi rzgr att bakalm seni buralara, Mihail? Borcunu demeye mi geldin yoksa?" diye sordu kadn ve hemen merakl ve kmseyici baklarn bana evirdi. Grd ey, anlalan houna gitmiti. "Daha iyi, ok daha iyi!" diye gld adam. "Natalya anne iin taze et! Bu kz ite! Valk'tan buraya benim arabamla geldi; gel buraya, kzm! Onu grdm ve hemen senin saygdeer evin geldi aklma. Ailesi yok, i aryor." Koridordaki herkes gld; adam beni duvarda asl duran mumun altna itti. Natalya memnun bir halde ban sallad. " ha! Byle gzel bir para iin yeterince i bulunur burada! Gzel bir av! Gzler tpk kedi! Annen bolca yavan urubu 92 imi olmal, ocuum, gzlerin o kadar yeil ki! Ve gzel, A leun dudaklar, erkeklerin akln bandan alr!" Arabac memnun bir halde srtt. "Biliyordum!" "Buraya, ieriye getir onu. Burada onu daha iyi grebili-m" diye emretmekle yetindi Natalya. Samzda kalan bir kapy1 actL ldrseler oraya girmemeye karar verdim ve arkam dndm. "Gitmek istiyorum" dedim kendimden emin bir sesle ve arabacnn koltuk altna kstrd boham kaptm. "Gitmek mi? Aklndan bile geirme!" dedi adam pikince ve beni odann iine itti. eride, yerde samanla doldurulmu bir ilte, birka sandalye ve zerinde ok kollu bir amdann durduu bir masa bulunuyordu. Kede bir farenin oynat izlenimine kapldm. Odann ii rk kokuyordu. Natalya bir mum yakt ve odann iine yumuak bir k yayld. "Mantosunu kar!" dedi kadn arabacya. Adama kar koydum; ama benden glyd ve tereddt etmeden tulup'umu ekip kard. "Hayr! Brak beni! Boham ver! Gitmek istiyorum!" diye bardm. Kapda duran dier kzlar kkrdyordu. "Bohas! Duydun mu?" "Gitmek istiyormu!" Aalardaki saksaanlar gibi terek benimle alay ediyor, bir yandan da elleriyle alk tutuyorlard. "Sana git dediim zaman gidebilirsin!" dedi Natalya souka. "Sk tut u vahi kediyi!" diye emretti Mihail'e. Adam kollarm kavrad ve arkaya kvrd. Acdan derin derin soluk alp veriyordum ve kprdayamyordum. Natalya zorla enemi at. "Hm, btn dileri yerinde! Hem de bembeyazlar!..." Ardndan bedenimi ve boazm okad. Sonra basmdaki rty karp sam zd. Elleriyle salarmn arasnda gezinip honut bir tavrla ban sallad. 93 "Bize iyi i getirecek! sveliler ok para dker buna; bir havas var!" Mihail gld; elbisemin zerinden arkadan aband^ hissedebiliyordum. "Ayr bir havas m var? Hem de nasl] Memeler tam samalk!" Pis ellerinden birini gsmn zerine koydu. lk attm, dierleri yine gld. Az nce s-veli'yle megul olan kz hl yar plak arszca kapda diki-liyordu. Kolunu koyu renk salar olan, bol makyajl bir Ta-tar kzn omzuna yaslam vaziyette sze girdi: "Buna alsan iyi olur, gzelim! Senin gibi dama'lar lazm buraya!" Natalya beni szmeye devam ediyordu ve hi utanmaks-zm gslerimi, vcudumu, arkam elliyordu. Derken keskin bir ifadeyle bana bakt. "Ka yandasn?" "Neredeyse on yedi" diye yantladm aknlk iinde. Acaba tm bunlar Vassili'yeyaptklarmn cezas myd? Yolum genelevde mi son bulacakt? Tanr'nm hi merhameti yok muydu? "Hm." Yantm onu memnun etmi olmalyd. "Hl bakire misin, bebeim?"

Yzm nme edim ve utanga bir halde bam salladm. Kzlar tekrar glt. "Bak hele, bak hele... Gren de hanm hanmck biri sanr!" dedi yar plak olan. "Peki kimdi? Ahrdaki seyis mi, yoksa arabac m? Yoksa yolculukta rastladn bir asker mi? Herkes yine gld kulak trmalarcasma. Natalya birden tokat att bana. "Aptal ey! El dememi olsaydn dnyann paras ederdin! Neyse, bunu hallederiz artk! Halledilmeyecek ey yoktur! Erkekler safdil olur..." Mihail'e dnd. "Buna ne istiyorsun bakalm? stersen, borlarn silebilirim. Bu akam yeni humbaraclar geliyor, onlara sunabilirim." 94 Mihail kahkahalarla gld ve kollarm daha da skt. nledim"Borlarm m sileceksin? Ha, anladm, aka yapyorsun! Sence ben bunun ne kadar deerli olduunu bilmiyor mu-m, gvercinim? zerine on ruble daha isterim..." Bir an duraksad, Natalya ise benim kavrayma uzak olan bu rakam karsnda derin bir nefes ald; bu miktar ou insann bir ylda kazandndan daha fazlayd! Adam konumasn srdrd: "...Ve burada tadna bakacak ilk kii ben olacam. Hemen burada!" Yerdeki ilteyi gsterdi. Natalya isteksiz grnyordu; ama kzlar alk tutup glmeye baladlar. "Arabac bunu hak etti ama!" "Biz de seyredebilir miyiz? Ltfen Natalya!" Kadn omuzlarn silkti ve homurdanarak. "Peki, yle olsun. Ama hemen imdi ve burada. Gzlerimizin nnde; kamanz istemiyorum! Hem bylece kzn ie yarayp yaramadn da grrz! Bizim erkekler yatakta cilveli kzlar sever! Ama sakn kaba davranma, akamki iimizi mundar etmeni istemiyorum. Morluk grmeyeyim yoksa seni kendi ellerimle pataklarm!" dedi. "Hayr!" diye bardm ve elinden kurtulmaya altm. "Brak beni, domuz herif!" Debelendim; ama o glerek beni kokumu saman dolu bitli iltenin zerine itti. Buradan kmalydm, hemen; yoksa yitip gidecektim! Gz ucuyla, Natalya'nm tepkisizce bizi izlediini grdm. Geni kalasn hemen yanmzdaki sandalyelerden birinin zerine brakt ve burnunu ekti. Ardndan, boynunda asl bir keseden birka madeni para karp saymaya balad. Kzlar arkada fsldap kkrdyorlard. imdi ya da asla! Gl bir hamleyle Mihail'den kurtulmaya altm ve bir elimi kurtardm. Elim Natalya'nm bileine arpt. Kadn ba95 rd ve elindeki paralar havaya doru uzunca bir yay izerek angrtyla koridora ve odaya saldlar. Mihail beni bir an serbest brakt; kzlar ise le kargalar gibi yerdeki paraya ullandlar. Mihail tekme ve kfrle kzlar pskrtmeye alt. Natalya da tiz bir lk atarak kzlar salarndan kavrayp uzaklatrmay denedi. O ann kargaasndan yararlanp sam bam dalm bir halde koridora oradan da merdivenlere koup evden katm. Darda, sokakta hl kar yayordu lapa lapa. Durmadan kotum, hangi yne gittiimi bilmeden, rasgele. Yanaklarmdan yalar szlyordu; korku ve bitkinlikten nefes alamaz hale gelmitim. Sonunda ayaklarm zorla srkler oldum, her admda biraz daha kara batyordum. Elbisemin etekleri srlsklam ve kir iindeydi. Eski izmelerimin tabanlar giderek su geirmeye, oraplarm slanmaya balamt. En yakn duvara yaslandm yorgun ve tknefes bir halde. Ellerimle yzm svazladm. Gzya ve smklerim avcumun iine yapt. Souktan titriyordum ve ancak orada kavrayabildim talihsizliimin ne lde olduunu. Mantomu, eldivenlerimi ve boham genelevde brakmtm! Hemen yan tarafm yokladm; para kesem de yoktu! Kerhanedeki arbede srasnda kuamdan kayp dm olmalyd. imdi ne yapacaktm? Kaybolmutum. Mantosuz, eldivensiz ve parasz geceyi atlatamazdm.

nnde durduum evin eiine ktm ve yzm kollarmn arasna aldm. Mutsuzluuma yanacak takatim bile kalmamt. Hatta, itiraf edeyim, kaderime boyun edim ve ani, merhametli bir lm bekledim. Burada soukta, bu ancak bir iki saat srerdi! Sokaklar, kouturan birka insan dnda botu. nmden bir grup sveli asker geti. Sokak fenerinin aydnlndan korunmak iin kendimi evin giriine doru ektim. Ma96 'enburg'un namuslu vatandalar akam yemeklerini yemekteydiler. Sokakta sadece apulcular, dilenciler ve yanke-1 iler kalmt. Karnm guruldad. En son ne zaman bir eyler yemitim? Arabada yiyip itiim bir tas ay ve biraz da ball irmik lapas, hepsi o. Orada yle oturdum ve her geen an biraz daha yitip giden yaamma veda ettim. Demek, asla tanmadm annem beni bunun iin dourmutu aclar iinde. Dnyada bir bana kalan gen kzlara hibir merhameti olmayan bir zamanda yayordum. Ama ben ne de olsa dier herhangi bir gen kz deildim: Ben adam ldrmtm. Ve bu olup bitenlerin hepsi, buna eminim, yaptklarmn cezasyd. imdi ben de lmeliydim. Ellerim ve ayaklarm ilkin hissizleti. Derken kollarm da kprdatamaz oldum, yle arlamlard ki. Karnm tekrar guruldad. Acaba alktan m, yoksa souktan m lecektim? O an gelene dek kimse rahatsz etmedii srece ne fark ederdi; yeter ki hzl olsun! Sokak karanlk ve sakindi. Avlularn gerisindeki alak evlerin btn kap ve pencereleri sk skya kapalyd. Bir tek, nnde oturduum evin hemen karsndaki ahap kiliseden ilahiyi andran sesler geliyordu. Gzlerimi kapadm. Tan-r'nn benim gibi biriyle ii olmazd. Islaklk ve souktan bedenim rperiyordu. Bu, lmn ilk iareti miydi? Kilisedeki sesler giderek ykseliyordu; yoksa gkyzndeki meleklerin miydi bu sesler? Gzlerimi yeniden atm. Kilisenin kaps imdi akt ve darya, karla kapl yolun zerine scak bir k dyordu. Mavi-gri tahtayla kaplanm kk bir binayd. Alak, ge-ni pencerelerinde mumlar yanyor, nemli karanl ve uuan kar tanelerini aydnlatyorlard. badet sona ermi olmalyd; giri yerinde iyi giyimli erkek ve kadnlar birikmiti. 97 Glgenin iine biraz daha sokuldum; beni burada grnie-meliydiler! Kalabaln arasna kiliseden kan bir adam katld. o\ uzun boyluydu ve siyah mantosunun altndaki cppesini se~ ebiliyordum. Livonya'daki Lteryan kiliselerden birinin papaz olmalyd. Eikte durup cemaatin tek tek elini skyordu. Her birine gzel szler sylyordu. Onunla konumak isteyen oktu. Halsizliime ve uzakta kalmama ramen, hepsiyle nasl eit mesafeli, tebessm ederek ve dosta konutuunu fark edebiliyordum. Cemaattekiler kiliseden uzaklap her biri kendi yoluna gitmeden nce ikier er kiilik gruplar halinde yolda oyalandlar. Dizlerimi kendime doru ektim. Kesinlikle kimse grmemeliydi beni burada! Ama yanmdan geerlerken grdler; geni baz etekler neredeyse bana srtnmler ama hemen tiksintiyle geri ekilmilerdi. Erkekler beni kaale almadan izmelerini hemen yan bamda kara batrmlard gcrdatarak. Baka da bir ey olmamt. Sonunda papaz kilisesinin eiinde tek bana kalmt. Yanndan binann iini grebiliyordum. Kilise koridorunun her iki yannda da basit tahta sralar diziliydi. Kilisenin zeminine ak renk ahap plklar kaplanm, zerlerine de taze saman serpitirilmiti mekn scak tutabilmek iin. Mihrabn sanda ve solunda, iinde defne dallar bulunan uzun metal srahiler duruyordu.

Birileri, ubat aynn bu ac souunda bile Tanr'nn evini sslemek iin zahmet etmiti. Mihrabn zerine Kutsal l'y temsil eden basit bir tasvir konmutu. Tuvale den scak a baklacak olursa, mangalda ate yanyordu. Kilise, kasvetli, karanlk ve yksek tavanl Rus kiliselerinden ok farklyd! O kiliselerde insana 98 Aen bakan ikonalar ve nefes daraltan tts kokular rknt verirdi. Papaz sokakta bir an sama soluna baknd ve arkasn A' nd. Galiba yine ieriye girecekti. Bugnk grevini yerigetirmiti ve huzurlu grnyordu. Kiliseden yaylan seen sCaklk kk bir hareket yapmama neden oldu, kmldarken de burnumu ekmi olmalym. "Kim var orada?" diye Rusa seslendi papaz pheyle ka-ranlm iine. Hi ses karmadm. Tam o srada ksrmem gerekti. Karanln iinde papaz ve ezilen kar hissettim. Drt be basamak aaya, sokaa indi ve dorudan benim bulunduum eie geldi. yice iki bklm oldum. Hafife omzuma dokundu. Kaskat kesildim. "Hey, kzm! Donuyorsun!" Bu kez Almanca konumutu. Kmldamadm. Beni sallad. "Haydi, bana bak!" Ses tonundan olsa gerek, ona itaat edip bam kaldrdm. Parmaklaryla hemen yanaklarma dokundu, sonra bileimi kavrad ve bir an tenime dokundu. "Neredeyse lmek zeresin, ocuum! Haydi, hemen ayaa kalk!" Kendimi savunmama frsat vermeden beni bir hamlede ayaklarmn zerine kaldrd. Kolumun altna girdi. Sendeleyerek ve souktan kaskat bir halde karlarn zerine basarak onunla kilisenin iine girdim. Elbisem slaklktan ve kirden tayamayacam kadar arlamt zerimde. Papaz beni koroya ayrlan ykseltinin ve sralarn yanndan geirip mihrabn yanndaki bir odaya gtrd. Srtndaki paltoyu kard ve alnn buruturarak beni tepeden trnaa szd. "ok slanmsn! lme davetiye karrsn byle!" dedi ve hi vakit kaybetmeden beni soymaya balad. Kendimi sa99 vunamayacak kadar gszdm. zerimdekini omzumdan | ve kollarmdan syrarak ald, vcudumun st blmn scak, byk elleriyle ovmaya balad. Bunu, sanki odundan yaplma biriymiim gibi ve ellerimle rtmeye altm gslerime gz ucuyla bile bakmakszn yapyordu. "Aptal olma!" demekle yetindi ve paltosunu zerime sard. Kuma ar ve kamdrcyd; ama beni styordu, tpk ana kuca gibi. "imdi de eteini kar, izmelerini de! zerindeki slak eylerden kurtulmalsn!" diye buyurdu. Bir an duraksad. "Beni anlyor musun ki? Almanca biliyor musun? Yoksa Rus musun?" Bam salladm bir tek, evet anlamnda; bu ona yetmiti sorularna yant olarak. Beni bir sreliine yalnz brakt ve sonra scack, duman tten bir kase iecekle geri geldi. "Al, i. Ama dilini yakma sakn!" Kaseden bir iki yudum aldm ve bedenimde yeni bir hayat akmaya balad. Bu kadar lezzetli bir eyi daha nce hi imemitim. tiim ey tatl ve scakt. "Ne bu?" diye sordum gszce ve kaseyi yukar kaldrdm. Yzm yanyordu. Nedeni kedeki mangaln yayd scaklk ve itiim ey olmalyd. "Scak arap" diye yantlad ksaca ve beni incelemeye balad. "Adn ne?" diye sordu ardndan. "Martha." Sesim kskt ve konuurken canm yanyordu. Yutkundum, yreime bir ey saplanmt sanki. "Gerisi?"

"Bilmiyorum" diye yantladm batan savma. Ban sallad. "lle de sylemen gerekmez. Benim adn Ernst Glck. Nereden geliyorsun?" "Valk'tan" diye yantladm ihtiyatla. "Ailem ld. aryorum." 100 " mi? Nasl bir i? El ii gibi bir ey mi?" diye sordu ka-l rrn kaldrarak. "Ama soyadn bile sylemek istemiyor-? O zaman sana kim i verir ki? Belki hrszsn ya da daha sun il" beteri Ya da daha da beteri. Szleri kafamn iinde iki, hatta kez yankland. Sevecen yz gzlerimin nnden silindi ve elimdeki arap kasesi parmaklarmn arasndan kayd. Tahta demenin zerinde ve atein nndeki postun zerinde koyu krmz bir havuzcuk olutu. Vassili'nin mutfamdaki kan gibiydi. Bu talihsiz kaza iin zr dileyemeden evremdeki her ey dnmeye balad. Ellerim zerinde oturduum sandalyede tutunacak bir ey arad; ama boluu kavrad. yi yrekli papaz beni tutabilmek iin ayaa frlad. Btn vcudum me nbetiyle sarslyor, dilerim birbirine vuruyordu. Kendimi dik tutamyordum; btn gcm tkenmiti. Hatrlayabildiim en son ey, Ernst Glck'n beni kucaklayan kollaryd. Bana sonradan sylediklerine gre, iki hafta boyunca kendimi bilmeden yatmm. Benim leceimi, dahas lmek istediimi dnmler. Derken mart aynn bir le vakti gzlerimi atm; btn bilincim yerindeydi. Gr salarn bann arkasnda toplam sarn bir kadn grdm. Koyu renk iri gzleri vard, yznde hafiften krklklar belirmiti. Belden balamal mavi elbisesinin yakas tertemiz ve bembeyaz bir ekilde boynunu saryordu. Bir kitabn zerine eilmi kalemini sayfann zerinde aa yukar gezdiriyordu. Bir eyler sayar gibiydi. Yannda ciddi yzl bir kz oturuyordu. Kadnn kk bir kopyasyd sanki, bana Anna'y anmsatt. ocuk benim uyandm grd ve annesini drtkledi. "Anne, uyand!" dedi fsltyla. Kadn ban kaldrp bana doru evirdi ve, "Beni duyabiliyor musun?" diye sordu. Yavaa bam salladm. Kadn 101 ayaa kalkt, odadan kt ve sonra elinde bir tabakla gerj dnd. inde scak, kvaml bir orba vard. Ka orbann iine daldrp kzma: "Onu dorult, Ulrike! imdi bir eyler yemesi lazm, yoksa gerekten lecek!" dedi. Ufaklk itaat ederek srtma iki yastk daha sokuturdu. Ardndan Karoline Glck,yani papazn kars, ifal kkler ve iri balk eti paralaryla hazrlad orbadan iirdij her kakla can verdi bedenime. Glmsyordu. "Bunu atlatrsan, bir daha kolay kolay kt bir ey olmaz sana, kzm." Glckler'in o gnlerdeki eli aklk ve iyilikleri daha sonralar da artacakt beni. Sava kapdayd ya da oktan kmt; Saksonyal August klnda. Gerekten de, yle at kap gelen yabanclarn arlanaca bir dnem deildi! yileip yeniden hareket edebilir hale gelir gelmez, onlara minnettarlm gstermeye altm. Yaplacak ne i varsa, Karoline Glck'n sylemesine gerek kalmadan hemen bitiriyordum. ki elimin gc dnda sunabileceim hibir eyim yoktu. Kendimi Baltk'm usuz bucaksz topraklar zerinde esen scak yaz rzgrnda, kklerini bereketli, emin bir yere salmadan nce savrulan bir bitki gibi hissediyordum. Ernst Glck'n ve iki olu Johannes'le Friedrich'in oraplarn yamyor, akamlar, mutfaktaki ocan ateinin nnde gmlek yakalarn dndryordum. Yemekten sonra oca ve tencereleri kum ve klle ovuyordum iyice parlayana dek. badetlerden sonra kiliseyi temizliyor, buradaki byk mineyi spryor, az saydaki kilise gmn parlatyor ve vazolardaki kuru dallar toplayp bunlarla

papaz konutunda-ki mangal tututuruyordum. Karoline Glck'le pazara gidiyor, pazar gnleri kurulan sofraya alnacak bir para et iin ondan daha sk pazarlk ediyordum. Pazar leden sonralar kilisenin nnde soukta sokakta durup muhtalarn kap102 bezelye ve krk arpa lapas ya da havu ve domuz ya- i yaplm yemekler dolduruyordum. O zamanlar Mari-burg bu yoksullardan geilmiyordu. Her pazar gn bir-jh geliyordu. Karoline Glck cemaatin yal ve hasta ye-1 rini ziyarete gittiinde, feneri ve iane antasn tayordum- Bunlarn dnda saatlerce Glckler'in evliliinin ge meyvesi kk Ulrike'yle oynuyordum. Yine de bir gn, Karoline Glck beni odasna ardnda neyle karlaacam bilmiyordum. Tekrar salma kavumutum. Bana yol mu verecekti? imdeki eski korkuyu hissediyordum. Nereye gidebilirdim ki? Belki ondan hi deilse bir tavsiye mektubu alabilirdim, ya da hizmeti arayan bir ev biliyordu. Odaya giden alak, mavi-gri boyal kapy ap selam verdim. zerimde onun artk giymedii ve bana hediye ettii elbiselerinden biri vard; mavi ve yeil izgiliydi ve boazlyd. 0 sralar bu tarz giyinmek houma gidiyordu ve sarafan, tu-nika ve bartme dnmek istemiyordum. Ama souk hava ve yoksulluum bana baka seenek brakmyordu. Salarm temiz bir bonenin iinde, arkadan balyd. Ellerimi hemen belime sarl nle sildim. eri girince, Karoline ban nndeki iten kaldrd. "Martha! Gel, otur!" Bana dosta gld ve oturduu kanepeye eliyle vurdu. Heybetli bir mobilyayd; Karoline evin btesini denkletirmek iin hesaplar yaparken sk sk bu kanepeye otururdu. rkek bir halde yanma, kenara oturdum ve bam edim. Yanmdaki minede neeli bir ate yanyor, arada bir dkme demir siperlie kvlcmlar sryordu. Geri nisan tyyd ama bu yl k gemek bilmiyordu ve minenin yanndaki sepetin ii odun doluydu. 103 Karoline elindeki bte defterini kararl bir ekilde kapa-di. Beyaz kdn zerine alt alta rakamlar yazar, yanlarna notlar der, kimi satrlar siler yeni satrlar eklerdi. Bu sayede her seferinde kocasnn cmertliine arr ya da eli uzun a kzn foyasn meydana karrd. Karoline'yi yaz yazarken birok kez izledim; ama neler yazdn okuyamyor-dum elbet. Kdn zerindeki siyah harfler bana gre fare pisliine benziyorlard, baka da bir ey deil. Ucu sivriltilmi kalemini hemen yan bandaki masann zerine, kk mrekkep hokkasnn yannda duran deri ve metalden yaplm bir kutunun iine koydu dikkatlice. "Az nce geen ayn harcamalarn hesaplamaya altm! Epey bir i; Ernst, yoksullara ve muhtalara kar yle iyi yrekli ki, benim bir kenara ayrdmdan daha fazlasn harcyor. Tanr'ya kr bol ba alyoruz, yoksa papaz konutunu da rehine koymak zorunda kalacam!" Gld. ri ve salkl dileri grnd o arada. Bana dnd, elimi eline alp dikkatle bana bakt. Teni scak ve huzur vericiydi. "imdi naslsn, Martha? Tam olarak iyiletin mi artk?" diye sordu ve sevgiyle bana bakt. Bam salladm ama bam hl nmdeydi. Sessizce iini ekti ve ayaa kalkt. ki admda minenin yanndayd; siperlii kenara itti ve maayla odunlar yoklad. Szlerini nasl srdreceini dnr bir hali vard. Elbette hi kolay deildi, beni yoluma gndermek; salma kavumu olsam da. "Ne zamandr bizimlesin?" diye sordu sonra. "Sekiz haftadan fazla oluyor" dedim ihtiyatla. "O kadar oldu demek!" arm grnyordu. "Peki ne yapmay dnyorsun?" diye sordu ve karmdaki kk koltua oturdu. Bu ekilde bana dorudan bakabilecekti.

"Bilmiyorum. Hayatta kalmak iin i bulmam gerek. alkan biriyimdir, sk alrm..." 104 Szm kesmek zere bir iaret yapt. "Biliyorum MartBurada tandn yok, yle deil mi ? ehirde yaayan herhangi bir akraban yok mu?" Bam salladm. Dnyordu. "Gen bir kzn bir bana girecei gnler deil bunlar. Sen iyi bir hizmetisin. Bizimle kalmak ister misin?" Soru yle dolaysz sorulmutu ki, aknlktan bam dorulttum ve gzlerimi fal ta gibi atm. Karoline gld. "Hep byle dik durmalsn, Martha. Boynu bkk dolaman iin hibir neden yok. Duruu gzel olan bir kzdan daha zarif bir ey olamaz." Bu kez ben de gldm ve Karoline soruyu yineledi; ama daha bir sevgiyle ve yavaa: "Peki, hizmeti olarak bizimle kalr msn? Ulrike'yle ilgileneceksin ve evle kiliseyi temiz tutmaya alacaksn. Mutfakta alman gerekmez, bu i iin zaten biri var. Ama alverii stlenebilirsin. Bu ie yatkn olduunu ve iyi pazarlk edebildiini fark ettim pazarda. Evet, ne diyorsun? Yemek, yatak ve az da olsa yevmiyen olacak. ok deil; ama hi olmazsa elinde biraz paran olur, ya da eyizlik biriktirirsin. Gnn birinde, eer gitmek istersen de sana iyi bir referans mektubu yazar, doru dzgn bir i bulmana yardmc olurum. Burada yanmda ok ey renebilirsin." Dorudan ve aratran gzlerle beni seyrediyordu. aknlk ve sevincimden bir sre hibir ey diyemedim. Sonra kalktm ve Karoline'nin nnde diz kp sert ellerini benimkilerin arasna alp ptm. "Benim dndmden daha Rus'musun sen!" "Bu, evet mi demek? Bana senin gibi bir yardmc lazm! Ve sen iyi bir kza benziyorsun!" Bam yle kuvvetle salladm ki, topuzum ensemde hoplad. "Evet, evet, evet! Elbette kalmak isterim!" dedim glerek, inanamyordum. Karoline bir sre beni szd inceleyen baklarla. 105 "yi. O zaman mutfan yanndaki hizmeti odasn d^ zenleyelim. Oras scak olur hem. Yalnz Martha, iki ey var." Yznde ok tuhaf bir ifade vard. "Evet?" diye sordum hayretle. "Evimde iffetsizlik ve yalana msamaha gstermem!" aknlk iinde baktm. "Szm sana deil, genel geer kurallar" diye rahatlatt beni. "Ancak: Sanrm bandan bir sr kt olay geti ve bunlar hakknda konumak istemiyorsun. Bunu anlayla karlyorum. Tanr benden merakn gnahn esirgedi ve bunun iin her gn ona krediyorum! Her kalbin kendince srlar vardr. Ama bana bir ey syleyeceksen, ya da anlata-caksan, bu doru olmal, beni anlyor musun?" Ciddi bir ifadeyle bakyordu bana. Bu noktada akasnn olmad hissediliyordu. Sessizce bam salladm. "ffet meselesine gelince; elbette, kr deilim. Pazardaki olanlarn boyunlar uzuyor sana bakmaktan. Bu senin suun deil Martha, arbal ve terbiyeli olduunu biliyorum. Yine de..." ne doru eildi ve samimi bir tavrla, dar elbisemin iine hapsettiim memelerime vurdu. "Bunlar gzelce gizleyeceksin. Evimde hamile bekar kz istemem. Ayrca benim Ernst de bir erkek. Beni anladn m?" Yanaklarm ate gibi yanyordu. Yine de szleri iin minnettardm ve bam bir kez daha salladm. nerilerine sadk kalmaya yemin ettim iimden! Karoline Glck beni kucaklad ksa bir sre. "Kaldn iin mutluyum! Belki Johannes'le Friedrich'e biraz ekidzen verirsin! Hem Ulrike de senden ok holanyor. Tam bir kk prenses oldu!" Bir an gld. "Hadi git imdi, Martha, yerlemek iin yapacan bir sr i var! Glck ailesine ho geldin!"

106 Tekrar bte defterini ald eline. "Benim iim kolay kobitmez. Mutfaa akam yemei iin haber ver. Balk ezesi, dilimlenmi havu ve lava! Yanna da sadece su ve ay-" Bam salladm, beceriksizce bir reverans yaptm ve hzla dar ktm. Koridorda souk ta zeminde diz ktm. Papaz konutu aVak bastm ilk ta evdi. Kirele beyazlatlm duvarda tahta, gsterisiz bir ha aslyd; mrldanarak, yarm yamalak bir Paternoster Duas okudum Almanca. Bu duay son haftalarda kilisede srekli duymu ve biraz ezberlemitim. Benim Tanrm beni Vassili'ye satmt. Glck'n Tanr's beni kurtarm ve yaamm bana geri vermiti. Onu izleyecektim. Yapacak ok iim olsa da Glckler'in evinde yaam keyifliydi. Ailenin birlik ve beraberlii evi sevgi ve scaklkla dol-duruyordu. Ulrike'yi imdiden tm kalbimle seviyordum. ok nazl olsa da onu Anna'ya benzetiyordum. ki olan, Friedrich ve Johannes'i hemen hemen hi grmyordum. Benden biraz byktler ve Ernst Glck onlara cemaatinin dier genleriyle birlikte, papaz konutunun st katndaki bo, stlmayan bir odada adn sann imdiye dek duymadm dersler veriyordu her gn. Bir insan nasl olur da onun kadar ok ey bilirdi? Onun odasn toplarken yazd saysz yaznn ve raflara istiflenmi onca kitabn karsnda hayrete dyordum. Btn bunlar ok deerli olmalyd! Tpk Karoline'nin aileyi geindirmek iin yapt sk hesap kitap gibi bunlar da benim iin bilmeceydi. Kitaplara ve derslere ilaveten kendisi gibi, yaam zerine kafa yoran baka alimlerden neredeyse her gn gelen mektup ve telgraflar vard. rencilerine ncil de retiyordu; ama bunun dnda, aina olduumuz dnyann tm lkelerinin nerede oldukla107 rn da biliyorlard. Ben kendi vatanmn harflerini bile sa-yamyordum! Tarih biliyorlard, hepsi eitli dillerde olduka iyi konuabiliyor, yazabiliyor ve okuyabiliyorlard; Almanca, svee, Rusa, Greke ve Latince. Masalarndaki yaz tahtasn ve kalemlerini dzeltirken kendimi ok aptal hissediyordum. Ktlar ve karatahta zerindeki harfler benim iin cumartesi akamlar ekmek hamuruna kattm susam tanelerinden farkl deillerdi. Ayrca Ernst Glck onlara saylar ve vcut yapsn da anlatyordu; hatta bazen elence olsun diye, kovama ne kadar suyun sdn bile hesaplayabiliyorlard! Ama beni en ok hayrete dren ey, Ernst Glck'n derslik duvarnda asl duran saydam insan resmiydi. Vcudun ii grnyordu; birbirine gemi atar ve toplar damar-larm resimdeki, okul odasn temizlediim bir gn, Ernst Glck'n bana sabrl bir annda aklad kadaryla. Kalp ve beyin de grlebiliyordu: Resim, Avrupa'nn gneyinde uzak bir yerde, talya adndaki lkede yaayan bir sanat tarafndan izilmiti. Can kulayla dinlemitim sylediklerini. "Peki Peder Glck, benim ruhum nerede?" Dnceli bir ifadeyle bana bakmt. "Bunu ben de ok dndm, Martha. Sanrm Tanr ruhun vcudumuzun neresinde olduunu bilmemizi istemiyor. nk ruhumuz ona ait ve bize onu yalnzca dn verdi. Ona ok zenli davranmamz gerek. Bizi insan yapan bilinemeyen ey o ve bizim en deerli hazinemiz. Birileri baka eyler sylese de..." "Gerekten bile daha m deerli?" Szn kestim ve merakl gzlerle ona baktm. Ksa bir sre dnd.

"Bunu sylemek zor. Gerek seni her zaman kurtarmayabilir. Ama ruhunu satarsan ya da onu sakatlarsan, bu seni her zaman felakete srkler. Ruhunu satm bir insan hemen 108 irsin." Ardndan gld. "Yalan sylemektense susmay le Byle bir durumdan kmann en doru yolu bu!" Glckler'deki ilk yl su gibi akp geti. Akam yemekleri onlarla birlikte masada yiyordum; sonra Ernst Glck aileine mum nda ncil okuyordu. Yemein ardndan sofrav topluyor, aile yeleri scak yataklarda yatsnlar diye bakr vatak stclarna kmr dolduruyordum. Ertesi yaz Rus ar I. Petro sve'e sava ilan etti. Pet-ro'nun, birka yl nce Riga'da cereyan eden bir olay yznden; bir sve askerinin kalenin kaps nnde dikilip onun girmesine engel olmas yznden sava ilan ettii syleniyordu. Ayrca, szmona, Ruslar "eski yerleik Rus" lke ve ehirlerini de svelilerden kurtaracaklard. Bu szler bize aka gibi geliyordu. Bununla bizleri, zgr Baltk lkeleri'ni kastediyorlard! Oysa ar bu eylemini bizlerin ne tarihine, ne dinine ne de diline dayandrabiliyordu! Savaa dorudan katlmadan lkemizde bar olmayacakt. Johann von Patkul ve dier pek ok Baltk soylusunun ryas bozulmu oluyordu. sve Danimarka'ya yrynce Danimarka'nn gen kral Frederik korktu ve Petro'yla ittifakn bozdu. Ernst Glck bu olay deerlendirirken uzaklardaki Rusya'dansa yakndaki sve'i tercih etti elbet, diye yorum yapmt. stelik Sak-sonyal August da, Riga'y ele geirememiti. Hem Petro hem de August Livonyal soylularn desteini hesaba katarak yapyordu planlarn. Byle bir fikre nasl kaplyor olabilirlerdi? te yandan, Petro'nun ordusunda on binlerce iyi eitilmi askerin bulunduu syleniyordu; ordusu svelilerden sayca ok stnd! Her eye ramen, o yaz hayatmzda bir deiiklik olmad; rn boldu ve sonbaharda btn kilerler tka basa dolmutu. Ticaret her zamanki gibi yryordu ve gezgin tacir109 ler, gezgin mzisyenler, yk arabalar ve haddehane alanlar eskisi gibi hareket halindeydiler. nemli olan da buydu. Ancak yolculuklar srasnda iitilen ve Baltk topraklarna dair anlatlan hikyeler giderek daha tehditkr olmaya ve Marienburg'da dilden dile dolamaya balad. Kendi ailemin emin bir yerlerde ve karnlarnn tok olduunu umuyordum. Anna yedisine basm olmalyd. Erkek kardelerim, yayorlarsa, yetikin birer adam olmulard. Ben on sekizime girmitim, yani yetikin bir kadndm artk. Yine de kendi hayatmla ilgili Glckler'in bana sunabildiinden daha fazlasn mit edemiyordum. Yetiyordu bana, ok mutluydum. Ekim sonlarna doru, yani byk sonbahar frtnalarndan nce, sve'in efsanevi ocuk-Kral, tekneyle Riga Kr-fezi'ni geerek Pernau'ya varmt. Teknesinden dalgalarn zerine atlam ve adamlarndan nce Baltk karasna ayak basmt. Ordusu, Ruslarn kuatmasmdaki Narva Hisar'na kasmn sonlarnda ulamt. Kari var zamann akllca ayarlamt. Yaklak krk bin kiilik Rus ordusu bir aydr buradayd ve adamlar igal ve kuatma nedeniyle yorgundular. Cephane ve yiyecekleri tkenmek zereydi. evredeki tm iftlikler oktan yamalanmt; kyller geri kalan hayvanlarn Ruslara satmaktansa ormanda saklanmay yelemilerdi. te yandan, Novgorod'dan beklenen erzak ve adam takviyesi de gereklememiti. Rus generaller birbirlerine dm, ortada mttefik olmad iin birliklerin cesareti krlmt. Ayrca toplar da kt madenlerden dklmt, suratlarnda patlyordu.

Buna karlk Karl'n hizmetinde, kasmn ayn gn, yalnzca dokuz bin asker bulunuyordu. Ama gl zerinden, insan ve hayvanlar yutan bir sis, daha dorusu bir kar frtnas geldi. stn Rus ordusunu tarumar etti. Anlatlanlara 110 u klrsa ar orduyu takviye etmek zere o srada Novgo-od'da olmas sayesinde lmden kl pay kurtulmutu. Rus-1 r deli danalar gibi svelilerin snglerine doru komular. Hayatta kalanlarn hemen hemen hepsi tutsak alnm. Ama Kari Rus subaylar tekrar serbest brakmak zorunda kalmt- nk onca tutukluyla birlikte, k atlatmas imkanszd. sveliler Petro'yu kar ynts arasnda, alarken ve hayal krkl iinde gsteren sikke bastrdlar: ar'm tac bir yana kaymt ve resmin altnda da "Karda oturmu, ac ac alyordu" yazyordu. Tanr'ya krediyorduk; nk bunun savan sonu olduuna inanyorduk. Narva Muharebesi'nin arifesinde akam yemei iin masada oturuyorduk. Yiyecekler daha sonbaharda azalmaya balamt. Pazarda kadnlarn bir para kuzu boynu ya da bir uval un iin sz dalana girdikleri veya diditikleri grlyordu. O akam yemekte mantar ezmesi, domuz ya ve krmz soanla su vard. Byle de karnmz doyuyordu; ama geen tasasz yazla kyaslannca, fark aka hissediliyordu. Kasm sisi btn soka kaplam ve papaz konutunun nemli duvarlarndan geerek kalplerimize, ta iimize ilemiti. Ernst Glck ellerini birbirine kavuturdu; hepimiz sofra duas iin bamz nmze edik. Livonya ve Baltk lke-leri'nin bar ve zgrl iin dua etti. Ayrca her iki ordunun selameti ve iki hkmdarn can sal iin de dua etmiti. Bitirdiinde, Karoline ezmeyi kesti, bizler de yemeimizi yediimiz inko tabaklar uzattk srayla: nce ayn zamanda en byk paray alan kocasna, sonra oullarna, Ul-rike'ye, bana ve en son da kendisine koydu bir para. Fried-rich byk bir srahiden su dkt bardaklara. Bak ve tahta kaklarmzla yemee baladk suskunluk iinde. Tabaklara deen bak ve kak sesleri ve Marienburg'un bo sokaklaIII rmda esen rzgrn uultusu dnda hibir ey duyulmuyordu. Ulrike birden clz ve duru sesiyle, "ar'm kocaman iki kafas olduu ve akam yemeinde kk ocuklar yedii doru mu?" diye sordu. Hepimiz kahkahalara boulduk ve Friedrich: "Evet, zellikle de sar sal kk ocuklar! Papaz ocuklar daha yumuak ve krpe oluyorlarm!" Ulrike dudan bkt. Neredeyse alayacakt. Herkes Ernst Glck'n yantn duymak iin sustu. Ben de heyecanlydm, Ruslarn efsanevi ar' hakknda ok ey duyuyorduk! Btn gcyle Rusya'y tepeden trnaa deitirecee benziyordu! Sakallarn kesilecei sylendiinde Valk'ta ykselen fkeyi hl hatrlarm. Elbette bu topraklarda, ki Ruslara ait deildi, insanlar hl sakallyd ve Rus kyafetleri giyiyorlard; ama mparatorluk snrlar iinde ar'm adamlarnn akas olduunu sanmyorum! Petro, Rusya'da btn surlara zerlerinde Alman kyafeti bulunan kuklalar yerletirtmi, tm terzilere bu diki tarzna uygun diki dikmesi buyruu vermiti; aksi takdirde iddetle cezalandrlacaklard. Kurallara uymayanlarn yallk ya da yoksulluk gibi bahanelerle yalvarp yakarmalarna kulak aslmyordu. Rusya'nn iklimi byle dekolteli kyafetlere pek uygun deildi; ama Petro geri adm atmyordu. "Eer Petro bizim topraklarmzda savamasayd, ona kaytsz artsz hayran olabilirdik!" dedi Ernst Glck sonunda. "O niye?" diye sordu Johannes hayretle. "Bunu dersimde anlatmtm ya!" Johannes gzlerini bir an rtye evirdi. Mavi gzl ve koyu kumral sal olduka yakkl bir genti. riyar, uzun bacakl ve geni omuzluydu. ehrin kzlar son zamanlarda bile isteye ibadete gelmeye balamlard.

112 "Johannes!" diye uyard annesi onu hemen. "Doru ama!" diye savundu kendini. "Sonuta ar bizim dmanmz! bizi bsbtn yutmak istiyor! Szmona, z-(riir Baltk lkeleri! Andan baka bir ey olmayacak! ocuklara uyku ncesi anlatlacak masallar! nk Ruslar bir eyi bir kere ald m, bir daha geri vermez! Belki de lkelerimiz yzyllar boyu esaret hayat yaayacaklar! Bir de u teden beri Ruslarn olan topraklardaymz samal! Burada, Ba-t'da ne ileri var? Rusya bizlerden ne istiyor?" Byk aabeysinin heyecanl kna arnca Ulrike'yi hkrk tuttu. Ernst Glck oluna yant vermeden nce, bir sre dnd. "Elbette, ksmen haklsn, bizler bu savata yalnzca aresiz rehinelerden te bir ey deiliz. Ne Petro'nun ne de Karl'm bizim topraklarmz zerinde hakk var. Ama Petro Bat'ya ulamak zorunda! Aksi halde imparatorluu zaman iinde ayakta kalamaz! Gemileri iin yl boyu donmayan bir limana ihtiyac var; bu Archangelsk'te garanti deil! Ve Karadeniz'deki Asov da her an Trkler tarafndan geri alnabilir. Ayrca ailesindeki Bat'ya ynelen ilk kii o deil. Rus aysnn uyanma vakti geldi!" "Neden ailenin Bat'yla ve Avrupa'yla ilgilenen ilk kiisi o deil?" diye sordum. "Annesi Natalya Narykina, Artamon Matveyev'in evinde bymt. Matveyev'e ilerici dnen bir bilgin olarak sayg duyduumu bilirsiniz!" Johannes ve Friedrich balarn salladlar. "Ayrca vey kz kardei Sofia'y dnn!" diye ekledi ardndan. "u kstah kadn!" demekle yetindi Friedrich. Annesi souk bir ifadeyle ona bakp sordu: "Neden kstah kadmm? Bir kadn olarak eitim hakkn savunduu ve u berbat te113 rem'in dnda bir yaam arad iin mi? Gen Petro'nun i-lerini yrtrken iyi bir hkmdard o!" diye itiraz etti. "Terem nedir?" diye bldm konumay tekrar. Karoline yantlad sorumu. "Evlerde, soylu ve hali vakti yerinde Rus kadnlarnn yaad kapal bir blm. Yabanclara, konuklara ve aileden olmayan erkeklere kendilerini gstermezler! Ama Sofia babasn, yal ar Aleksey'i kendisinin de kardeleri gibi gerek bir eitim alabilmesi konusunda ikna etmiti. Ve Petro babas ldnde henz ocuk olduundan, Sofia onu yarm akll vey kardei Ivan'la birlikte tahta oturtmu ama gerekte lkeyi kendisi ynetmiti! Bilgece ve ngrl kararlar verdiini ok duydum. Ve onun bilgisine karn Petro doru drst yaz yazmasn bile bilmez! Ama ne de olsa o bir erkek deil, en byk hatas da bu." Heyecandan nefesim kesilmiti. Bir kadn lke ynetmiti! Nasl yaayacana karar verme hakkn kazanmt! Bu duyulmam bir eydi, keke bizler iin de byle olabilseydi! "Peki sonra ne oldu ona?" diye sormaya devam ettim. Bu kadn, ar'n kz, Rus mparatorluu'nun hkmdar hakknda daha ok ey bilmek istiyordum. "Hl yayor mu?" Ernst Glck bir an gld. "Bugn salar kaznm olarak bir manastrda hapis hayat yayor ve muhtemelen eski gnlere lanet okuyordur! Btn kadnlar gibi o da yeterince geni grl deildi! Kardei, ar Fyodor ldnde, sevgilisiyle, Prens Vassili Golizyn'le birlikte hkm srd. Prens nemli bir adamd!" "Erkek bir orospu, hepsi o kadar!" diye szn kesti Johannes terbiyesizce. "Johannes, ben konuurken szm kesme. Ayrca, senin nihayet dnyadaki farllklar grmeni ve o kstah azn amadan nce iyice dnmeyi renmeni istiyorum artk! 114

c i onca zaman neden eittim acaba?" diye olunun aznn payn vermiti Ernst Glck. Johannes sandalyesini tepkiyle geri itti, ayaa kalkt ve baka hibir ey sylemeden oday terk etti. karken de ka-my arparak kapad arkasndan. Karoline i geirdi. Johannes'in peinden gitmek iin kimse bir harekette bulunmad. Friedrich tabamdaki ezmenin mantarlarn gereksiz kk paralara bld bir tek. Ardndan Karoline sakince konumay srdrd: "Evet, Prens Gol2yn" diyerek kocasna konuurken nerede kaldn hatrlatt. Ernst Glck kranla karsna bakt ve hibir ey olmamasna kald yerden devam etti: "Vassili Golizyn'in hazrlk almalar olmasayd Petro'nun fikirlerinin ou olmazd: Soylularn oullarnn ordu ve devlet hizmetlerine alnmas, gemi yapmnn gelitirilmesi ve donanmann kurulmas, Hollanda, Brandenburg, ngiltere ve Viyana gezileri; bu adam zapt edilemez bir meraka sahipti ve hi yerinde duramyordu. Onca eyden ve oralarda grdklerinden sonra terem'in kaldrlmasn, genlerin eitilmesini, Ruslarn da tpk bizler gibi giyinmesini ve sakallarn kesmesini istemesine armamal! Ve klar donmayan bir liman. Rusya da artk nihayet haritalarda yerini almal, gerek byk bir g olmal! uraya yazyorum, bu ok uzun srmez. Petro olu Aleksey'i yurtdndan bir prensesle evlendirmeye alyor; ite bu Rus arl'nda hi duyulmam bir ey!" "Peki Sofia neden yeterince geni grl deildi?" diye sormaya devam ettim. Sohbetin bu kadnn dna kaymasn istemiyordum. "Bir kere, hkmdarln ancak Petro'yu saf d etmekle salama alabilirdi. Oysa bunu hibir zaman gerekten yapmaya almad! Neden? Bunu ben de bilmiyo115 rum. Onun kadar ileri grl bir kadnn Petro'yu ciddiye almamasna hibir aklama bulamyorum!" "Peki kadn onca yl onunla ne yapt? Petro nerede yayordu?" diye szn kestim. "nce onu Moskova'da oyalad, stelik Alman banliysnde, Nemezaya Sloboda'da; orada Avrupa'nn her yerinden insan yaar. Zanaatkarlar, tccarlar, sanatlar, bilginler, eczaclar ve doktorlar. Harika bir yer olmal! Ruslar hibir yabancya gvenmez. Rus bir Ortodoks papaz bana bir keresinde, 'Rus olsa, Alman bir ruh bile kurtarlabilir' demiti! Bir Rus, halklar gruba ayrr: Kutsal Kilise'nin yeleri, Dou'daki busurmane'ler ve Bat'daki nemzy'ler. Son ikisine bitmez tkenmez bir gvensizlikle yaklar! Dolaysyla Pet-ro'nun Bat kkenli yabanc eyler karsndaki heyecann ve hayranln anlayamazlar! Hem ne zaman duyulmutur bir arn lkesini bir yldan fazla terk edip Avrupa'y gezdi-i!" "ar sevgilisini orada, Alman banliysnde tanmam myd? Anna Mons'u?" diye szn kestim merak iinde. Ernst Glck bana bakp ban sallad. "Kadn deil mi ite; seni ancak ak ykleri ilgilendiriyor! Hale bak, Anna Mons'un adn duymusun! Evet, orada onu da tand. Ardndan Sofia onu Moskova'dan ve saraydan uzak bir kye srd. Ama Petro Alman banliysndeki arkada ve taraftarlarn yannda gtrd ve orada imparatorluk iinde kk bir imparatorluk kurdu kendisine! Hatta toplar dktrp kk bir svari birlii oluturdu. Ve Sofia olup bitenin farkna varana kadar, Petro silahlanm, pek ok kiiyi kendi tarafna ekmi, kkl bir Rus ailesinin taht mirasndan pay alacak kzyla evlenmi ve reit olmutu!" "Peki ne oldu?" diye sordum heyecanla. "arie'ye, Pet-ro'nun karsna yani?" 116 Yevdokiya Lopuina? Zavall kadn. Onun da kaderi So-f a'nnkiyle aynyd. Petro onu da salarn kaztp bir ma-aStra kapatt. Petro onu yeterince ilerici bulmuyormu. Olu Aleksey'in annesi; ama dier iki olu doumdan bir iki hafta sonra ldler. imdi kadn fareler kemiriyor."

Karoline ban sallad. "Ne alaka, byle gencecik bir kadn diri diri gmmek! Ailesinin yanma geri gnderseydi ya! Ne korkun! Rus Kilisesi evliliin bozulmas iin bir zm bulabilirdi!" Dnp dolap bir arada mutlu bir yaam sren Glck iftinin en sk tarttklar konuya gelinmiti: Tanr nnde kylm bir nikahn bozulmasna izin verilmeli miydi, verilmemeli miydi? Karoline, Ulrike, a kz ve ben Hasat Bayram iin saatlerce kiliseyi sslemek iin uramtk. Skntl gnler geiriyor olmamza ramen, mihrabn nne buday baaklar, msr koanlar, meyveler, sebzeler ve evresine renkli kurdeleler baladmz taze kesilmi kokulu dallar ylmt. Yksekteki, aa oyma mumluklarda, akamlar kendi sardmz saf balmumundan mumlar yanyordu temiz ve dik alevleriyle. Dier zamanlarda mumluklara evde kullandmz temizlenmi domuz ya da sr yayla balmumu karm mumlar koyuyorduk. Ama bunlarn alevleri temiz olmaz ve yandklar odalar pis kokard. Mum iin en iyi ya Norve evresinde gezinen balinalarn kafasndan retilirdi; ama bunu elde etmek zor ve ok pahalyd. Cemaat yava yava kiliseye doluurken, sralar ve tahta yer demesi tertemiz prl prl parlyordu. Etrafa ba iin gelen yiyecek ieceklerin ve yerlere serdiim taze samann kokusu yaylmt. ayakl mangallar tka basa kz kmrle doluydu. Cemaatin bayramlklarn giydiini fark ettim. Ruslarn nemli kilise kutlamalarnda giydii atafatl kya117 fetlerin aksine, ancak kuman parlaklndan ve eteklerin yumuak dkmnden anlalyordu kyafetlerin ne denli zel olduu. Kadnlarn kyafetleri pastel koyu renklerdeydi; ancak yakalar taze kolalanmt ve kibar bir ekilde boyunlar sslyordu. Hatta kimileri hali vakti yerinde olmann simgesi saylan dantel yakalar oturtmulard elbiselerinin boyun ksmna. Gen kzlarn renkli kuaklar balad bellerinin stndeki giysiler bedene skca oturuyordu; kulak ve boyunlarna zarif inciler takmlard. Kilisede bu kadar sse izin veriliyordu. Salar dzgn bir ekilde rl, topuzlu, bukleli ya da balyd; yanaklarysa kendini iyice hissettiren k souundan tr kzarkt. Gzlerini istemeyerek, etrafta bulunan gen erkek gruplarna kaydrdklar gzmden kamyordu. Gen erkekler bir arada duruyor ve nee iinde akalayorlar di; onlarn gzleri de ayn ekilde istemeyerek, annesiyle babasnn ya da kardelerinin yannda hanm hanmck oturan u ya da bu kza kayyordu. Valk'ta, Vassili'nin yannda arabann zerinde oturduum o gnk zlemin aynsn hissettim bir anda: Ben de onlardan biri olmak istiyordum! Dzgn bir ilikiden domu olmay ve yreinde ac srlar tayan bir yabani olmamay. Bu kzlar yle taze ve yle esirgenmi grnyorlard ki! Banyo tuzlarnn ve trelere ters dmeden kullanabildikleri kolonyalarnn kokusu geliyordu insann burnuna. Hibir erkek kolayca yanaamazd onlara, yarm ruble'ye satn alp gnlnce ktye kullanamazd onlar! Hayr, onlar elde edebilmek iin ok aba harcamalar ve brakn bir mektup almay, bir baklar iin bile ok beklemeleri gerekirdi! Bana ac bir ekilde kapatlm bir dnyayd onlarnkiTam bu dncelere dalmken Karoline'nin gzlerini zerimde hissettim. Bam]* kaldrdm, bana ban sallayp tebessm etti. im snd; artk ben de bir aileye aittim! 118 Johannes ve Friedrich'in yannda srada oturuyordum. Ulrike kk elini benimkinin iine sokmu dieriyle de ilahi kitabn kartryordu ciddi bir ifadeyle. Artk o bile okumay sokmutu. Bu arada ben de pek ok ilahiyi ezberlemiim ve bu sayede cehaletim pek gze batmyordu. Johannes ve Friedrich kendi aralarnda fsldap

glyorlard. izmeleri parlyordu; pantolonlar zerlerinde yle dar duruyordu ki, bacaklarndaki kaslar belli oluyordu. Koyu renk salar ksa tralanmt. Tabii ki onlar da temiz ehirli kzlar szyorlard. Gelecek ilkbaharda Johannes Marienburg'da bir ticarethanede i arayacakt. O zaman o da kzlardan birini zgrletirip kendi ailesini kurabilecekti. Ve bu dnce beni dolayszca, hibir ekilde nceden uyarmadan, ok mutsuz etmiti. Johannes evden ayrlacak, baka bir kzla evlenecek ve onu sevip sayacakt! Bu duygu beni yle gl etkilemiti ki, buna kesinlikle hazrlkl deildim. Yandan rkeke ona baktm. Baklarm hissetti ve ban bana evirdi. Herhalde her zamanki gibi yine aka yapacakt. Ancak dudaklarndan tek szck kmad. Baklarmz birbirini yakalad. evremdeki yzleri artk yalnzca belli belirsiz grebiliyordum. evremizdeki ttn, is, kolonya, balmumu, saman, deri ve insan kokular birbirine karmt. Balayan ilahi sanki ok uzaklardan geliyormu gibi alnyordu kulama. Botaki elim kilisenin srasnda duruyordu gszce. Johannes kolunu ylesine aa drd ve kocaman elini scak bir ekilde benimkinin zerine bastrd. Elinin basksna yant verdim. Sevgi ve scaklk tpk Vay-na'nm dalgas gibi yreimi kaplad. Beeniliyordum ve kendimi onlardan biri gibi hissediyordum. Karoline Glck kilisenin dier tarafndan bana bir kez daha glmsedi. Ellerimizi gremiyordu. Gzlerimi indirdim. 119 Bu arada gzlerim arkamdaki srada oturan iriyar, sarn bir adamn gzlerine kayd. Ask suratl ve mavi gzly-d; gr byklar dudak ularnn sandan ve solundan aa- sarkyordu. Baklar yzm yakyor ve btn kanm bama hcum ediyordu. Johannes'le beni izlediini adm gibi biliyordum. Ernst Glck neredeyse bir yl nce donmayaym diye beni ovduu kk yan odadan kageldi. Cemaat ayaa kalkt ve ibadet balad. badet sresince ellerimizi kprdatmadan oturduk. Son ilahi okunup dua iin ayaa kalkmamz gerektiinde Johannes elini ekti. O anda artk yarm bir insandm. Johannes ve ben sonraki gnlerde birlikte geirebileceimiz her an deerlendirmeye baladk. Asla bol zaman olmuyordu; yaamlarmz ok farklyd! O btn gn babasnn yannda dersteydi ve artan zamanda o ticarethane senin bu ticarethane benim kendini tantyordu. Yine de, pazara gitmem gerektii zamanlarda sokakta grecek frsatlar douyordu. Kilisede temizlik yaptm gnler, uzun, biimli bacaklarnn gl admlaryla yanma gelirdi; sk skya birbirimize sarlr, fsltyla konuur ve soluklarmz souk odann iindeki duru buuya karrd. Asla ortak geleceimiz zerine konumazdk. Ama bu beni rahatsz etmezdi. Ben btn kalbimle emindim, baka sze ve yemine ne gerek vard ki? O benimdi. Noel'den ksa bir sre nce, bir akam Johannes ve ben evde yalnz kaldk. Btn gn sabrszca odalar arnlayp durmutu. Annesinin odasnn nnde beni basamakta kstrd. Bir ey sylememe frsat kalmadan kollarn boynuma dolad. Beni scack ve smsk kavrad ve yzme, boynuma kk pckler kondurmaya balad. "Martha!" Hzla soluk alp veriyordu. "Bu byle devam edemez!" Yzm kaldrd ve gzlerimin iine bakt. "Seni artk gizli gizli grmek ve 120 uyuz itler gibi peinde dolamak istemiyorum. Bana ait ol-alSn! Karm olmalsn! lkbaharda ikimizi de doyurabilirmDudana elimi koyup fsldadm: "Sen ne dediini bilmiyorsun, aptal ey! Ailen evlenmemize asla izin vermez!" Gzlerimden ya geldiini hissettim. "Ailem mi! Onlarn onayna ihtiyacm yok! O gn geldiinde yaamm kendim belirlerim ve kendim kazanrm! Seninle olan yaamm! Her gn ve her gece" diye mrldand kulama.

Alamaya baladm, o ise beni durmadan pt. Ardndan kendini scak bir ekilde bana dayad, ben de onun boynuna doladm kollarm. K olduu iin yeniden giydiim sarafan ve tunika'mn zerinden bedenini hissedebiliyordum. "Martha..." Salarmn arasnda nefes alp veriyordu. "Martha, seni istiyorum, hemen bu gece! Hibir kadn bu kadar ok istemedim... Bu gece kapn ak brak. Seninle olmalym! Biz birbirimize aitiz! yleyse birlikte..! Yapmalyz; bu akn, gerek bir akn paras bence!" Bam salladm sersem bir halde. Kendini benden kopard ve, "imdi gitmem lazm. Bu gece!" dedi. Elimi dudana gtrp pt. Sonra da gitti. Akamn geri kalan ksmnda ilerimi bitirdim telala; Noel reinin yumuak hamurunu bakr kaplara dkyordum ama, aklm kesinlikle yaptm ite deildi. Ben ne yapyordum? Beni btn iyi niyetiyle ailesine dahil eden saygn Karoline Glck'n kat yasana kar geliyordum. Ama duygularma ve iimdeki, mideme ken, beni kontrol altna alan ehvete kar gelemiyordum. Hayatmda ilk defa tutkunun, tm duygular tpk bizim nehrin ottopel zaman baraj ve buz plakalarn skp kopard gibi altst eden korkun gcn hissediyordum. 121 Saman minderimin zerinde akam duam ettikten sonra beklemekten, sabrszlk iinde saa sola dnmekten sklp uykuya dalmak zereyken geldi. Kap sessizce ald ve bir an sonra kendimi onun kollar arasnda buldum. Daha nce Vassili'yle olanlardan ok farklyd her ey. Jo-hannes'in vcudu scak ve gl bir ekilde bana bask yapyordu; gmleimi beceriyle bamn zerinden kard. Ben meden zerimize scak, yumuak yn paltosunu rtt. Ellerim merakla vcudunda gezindi ve sabrszlk iinde gmleini koparrcasna skp aldm vcudundan. Minde-rimdeki samanlar tenimize batyordu; ama bu beni daha ok gldryordu ve o beni daha gl sarmalyordu. Sanki bedenim hayatm boyunca onun arlna hasretti. "Ne kadar gzel memelerin var! Ve tenin yle scak, yle yumuak ki!" Dudaklar boynumdan aaya doru kayyordu. Vcudumun her yerindeki tyler diken diken oluyordu. Sessizce gld. Dudaklar gs ularmdan birine kilitlendi, dier eliyle de br mememi okuyordu. Yumuak etimi emiyor, hafife sryor ve ben ani zevklenmelerle sarslyordum. Ayn anda hem souu hem de sca yayor, btn gcmn karnmda ve bacaklarmn arasnda toplandn hissediyordum. Onu gittike yakn, daha yakn hissetmek istiyordum! Baldrlarm kalalarna dolayp onu kendime ektim. "Pt, pt, yava! Gzel olmasn istemiyor musun!" Glmsedi ve beni tekrar mindere yatrd. Eli karnmdan aaya, baldrlarma doru kayd. "ok gzel tylerin var; bu mr boyu houma gidecek!" Parmaklarn edep yerimdeki kllarn arasnda dolatryor, dier eliyle de gslerimi okamaya devam ediyordu. Dili vcudumda kefe kmt; boynumu, dirseklerimi ve karnm yalyordu. Yavaa daha da aalara eilip gbeimi ve kalalarm yalad. imdi iki eliyle kalalarm kavrayp ha122 ffce yukarya kaldrmt. Bir an snarcasna bana baktn hisseder gibi oldum; ama bu duyguyu hemen savuturdum. "imdi sakin ol!" diye fsldad ve baldrlarm elleriyle genie ayrd. Niyeti neydi? Vcudum yay gibi gerildi, dilini baldrlarmn arasna dedirdiinde. aknlk ve utantan neredeyse kalkp kaacaktm! Ama btn uzuvlarmn gc tkenmiti; kendimi ancak zevke teslim edebilirdim. Dilini gizli yangmda gezdiriyordu. Sonra arad yeri buldu. Yumruklary-la ellerimi yana doru bastrd ve dili ayn noktaya kilitlendi. TOhannes yumuaka emmeye ve kk dil darbeleriyle beni tatmaya balad. Bir dalgaya yakalandm, bu dalga beni giderek, ykseklere, daha ykseklere tamaya balad, ta ki halsizlikten bam

yasta dene .dek. Vcudum ayn altnda parldyordu. zerime doru kayd ve dudan dudaklarma yaptrd; kendi nefesimin kokusunu hissediyordum ehvetle. Derken daha fazla beklemeye dayanamad ve kendini kuvvetlice zerime bastrd. Bir an duraklad ardndan vcudumun zerinde gidip gelmeye balad, ta ki bir sarsntyla durana dek. ok hzl nefes alp veriyordu, bir elimi ensesine koydum. Dier elimle alnndaki slak salarn dzelttim ve taze, erkeksi terinin ekimsi kokusunu iime ektim ve hafife onun yzne doru fledim; kapal gzlerle bana glmsedi. Bu ekilde uykuya daldk. Sabah, gn domadan odamdan ayrldnda, dudaklarm srk iinde, gslerimse okamalar yznden mosmordu. Ertesi sabah, ibadet srasnda, Johannes'le mutluluum iin dua ettim hararetle. lahi srasnda bam kaldrdmda, gzlerim yeniden o iri yapl, sarn adamn gzleriyle bulutu. Durmadan bana bakyordu; elbette aktan iip kzarm dudaklarm fark etmiti. Gz kapaklarm indirdim; ama keskin baklaryla onlar deliyordu. 123 NC BLM zleyen gnler ve gecelerde [ohannes'i tekrar grmedim. Yalnzca mutfakta ticarethane iinin Ernst Glck'n umduu kadar iyi gitmedii duydum. Ertesi gn, ikindi saatlerinde Karoline Glck beni odasna ard. Ellerimi ykadm ve alelacele salarm dzelttim. Ne istiyordu acaba? Johannes onunla konumu muydu? Beni kz olarak barna m basacakt? Kapnn kulpunu aaya doru bastrrken kalbim heyecandan duracak gibiydi. Ban elindeki iinden kaldrd ve bana bakp glmsedi, davet edercesine. "eri gel, Martha! Hemen kapy rt; dars ok souk!" dedi. Ernst Glck de odadayd, ardm. Yznde iyi niyetli bir tebessm, bana bakyordu. Noel'den iki gn nceydi. "Biraz scak arap ve meyve ister misin?" diye sordu Ernst Glck. Henz yant bile veremeden kars bir kaseye scak arap koyup bana uzatt. Sava zamanlarnda byle gpegndz arap yudumlamak byk bir lkst. Kutlanacak bir eyler olmalyd! "Gel buraya, yanma otur, Martha." Karoline Glck beni yanma, nceden birinin stt rahat sedire doru ekti. arap kasesi scak bir halde avcumun iinde duruyordu; iinde yzen elma ve armut paralarnn arab nasl emdiini sey124 j-ediyordum. mineye yasl duran Ernst Glck hafife ks-rerek, beklenti iinde karsna bakt. Ne olmutu? Kalbimye-rinden frlayacak gibiydi. "Martha, harika bir ey oldu! Ailesiz ve eyizsiz gen bir kzn bana gelebilecek en gzel ey! Senin iin byle bir eyi ummaya bile cesaret edemezdim!" dedi Karoline Glck ve sevgiyle glmsedi. Ernst Glck bayla onaylyordu. Srayla onlara bakyordum. "Ne oldu ki?" diye sordum. Sesimin tonu neden byle paslyd? Gelecekteki mutluluum iin sevinemez miydim? Ernst Glck konumaya balad. "Cemaatimde pek ok lkeden Lteryenlerin olduunu biliyorsun. Hepsi de benim kiliseme gelir ve bamzn zerinde yerleri vardr..." Karoline glerek szn kesti. "Ernst! Yani gerekten, neler olduunu daha basite syleyemez misin?" Sz tekrar kocasndan almt. "Johann Trubach da bizim cemaatten. sveli bir svari. Tabii, zengin deil; ama klada kendisine ait kk bir kulbesi var, biraz da maa ve kilisemizin iyi yelerinden biri. Scak kalpli ve efendi bir adam. Zaten nemli olan bu."

"Eee?" diye sordum sessizce. minede yanan atee ve avcumun iindeki arap kasesine ramen beni bir me tuttu. Kasedeki meyveler araba doymu, ar ktleler halinde kasenin dibine kyorlard. "Bunun benimle ne ilgisi var?" "imdi, aklm bir trl almyor; ama dn ikindi saatinde Ernst'e, kiliseye geldi" dedi Karoline; gzleri hl parlyordu. Ernst Glck: "Martha, Johann Trubach benden seni istedi. Seni aylardr kilisede ibadet ederken gryormu ve sana gnln kaptrm!" dedi dosta bir ifadeyle. Yanlyordum. Byk olaslkla bir yanllk olmalyd! Ben Johannes'e, benim Johannes'ime sz vermitim! Bu art125 larda beni baka biri nasl isteyebilirdi ki? Ernst Glck umarm reddetmiti? "Ona senin durumunu aka anlattm. Yani, anlarsn; ailenin ve eyizinin olmadn. Soyadnn bile olmadn..." Bana efkatle glmsedi. "Bizim atmzn altnda yaadn bilmenin onun iin yeterli olduunu syledi! Martha, iin dorusu, onun isteini senin adna kabul ettim. Ama bir kez de senden duymak istiyorum, buna sevindiini! Bak, bundan daha iyisi olamaz!" diye ekledi ardndan. Karoline onaylarcasma kuvvetle ban sallad. "Bu byk bir ans, ok byk bir ans, ocuum!" Bir kolunu boynuma dolayp beni gsne bastrd. "Ama, yardmma ihtiyacnz var!" deme cesaretini gsterdim. O anda aklma geliveren en glnesi, en sradan bahaneydi bu. Ben sizin olunuzu seviyorum, o da beni, demeye cesaret edemedim. Karoline ban sallad. "Artk o kadar deil, Martha. Ernst yaknda Ulrike'ye de ders vermeye balayacak. Johannes bu sabah yola kt. Ernst ona Pernau'da bir yazhanede i buldu. Hemen yola koyulmas gerekiyordu. Her ey apar topar geliti; sana ok selam var! Paskalya'da ziyaretimize gelecek, o zaman kocanla sen de gelirsin. Yaknda Friedrich de evi terk edecek..." Johannes! Gitmi! Bana veda etmeden! Selam varm! 0 ak gecemizden sonra bana yalnzca selam m vard! Paskalya'da yeniden grebilirmiim. Paskalya'da! O zamana kadar nasl yaayabilirdim ki, ondan hibir haber alamadan? Karoline'nin gzlerinde sadece efkat ve dostluk ifadesi grebiliyordum. pheden en ufak bir iz yoktu. mitsizlik iinde gzlerimin yala dolduunu hissettim. "Biliyorum, her ey ani oldu! Ama dndk ki, Ernst, Epifani Yortusu'ndan sonra nikahnz kyabilir! Sen de onu 126 arn daha yakndan tanrsn; onu akam yemeine ardk! Greceksin, ok iyi bir adam." Kendimden gemi bir halde bam salladm ve ayaa kalktm. Karoline ve Ernst Glck birlikte bana sarldlar. Yanlyor muydum, yoksa, ben oday terk etmeden nce hir an bakmlar myd? Byle dndm iin utandm. Onlara itaatsizlik edebilir miydim? Kalbimin derinliklerinden gelen yant ak seik "evet" idi. O gece uyuyamadm. Kamak iin uygun zaman bekliyordum. Glckler'in evinde artk fazla vakit kaybedemez-dim. Bir boha hazrlamak iin iki kez kalktm. Hemen hemen btn maalarm biriktirmitim. Marienburg'dan Per-nau'ya giden arabalar sabahn krnde hareket ediyorlard. Hibir ey umurumda deildi. Ne Glck ailesiyle ilikilerimin kopmas ne de sava zaman olduundan yolculuk srasnda karlaabileceim tehlikeler. Tek istediim, Johan-nes'in yannda olmakt. Byk, kalnca bir rt alp boha yapmak zere nc kez kalktmda pencerede bir ses duydum. Arkam dndm. Tekrar cama vuran kk ta sesleri iittim. Yanlmyordum! Bu Johannes'ten bakas olamazd! Bir an nce onun yanma varabilmek iin acele ederken neredeyse kendi ayama basp decektim! K gecesinin zifiri karanlnda bir atlnn siluetini grebildim ancak. Paltosunun

yakalarn kaldrm, apkasn da iyice yzne indirmiti. Yine de bir an bile phe etmedim; Johannes beni almak iin gelmiti. Penceremin kk kolunu kavrayp ekitirdim; ama dkme kurun kilit ancak gl bir hamleden sonra sald kendini. Johannes atndan atlayp hemen pencereye geldi. "Martha!" diyerek glmseyip iki kolunu boynuma dolad. "Gitmem gerekiyor; ama sana veda etmeden gittiimi dnmeni istemedim!" 127 Ay bulutlarn arasndan ktndan, imdi onun yzn rahata grebiliyordum; mavi gzlerini ve hl vcudumda hissettiim gzel azndaki beyaz dilerini. "Ama beni de Pernau'ya gtreceksin, yle deil mi? Ben de hazrlanyordum tam! zin ver, izmelerimi alaym, sonra atnn terkisine otururum! Sana skca sarlrm!" Beni pt, ardndan zgn bir ifadeyle bakt. "Hayr, Martha, benimle gelemezsin. En azndan imdi. zin ver Pernau'da yaamm bir yoluna koyaym, sonra seni almaya gelirim!" Azmda ac bir tat olumaya balad. Bir ey sylemeksi-zin bam salladm. "Elimden baka bir ey gelmez!" dedi ve beni pt. "Ama sana veda etmeden gidemem! Sakn seni sevmediimi dnme! Ama savatayz. sveliler btn yollar tutmu! O yzden gen bir kzla yola kamam! Burada, ailemin yannda gvendesin!" "Johannes, beni evlendirmek istiyorlar! sveli bir svari beni istedi! Evlenmek iin! Ama ben seni seviyorum!" Kendi sesimdeki bariz mitsizlii yeniden duydum. Bu iyi deildi. Erkekler bir kadnn mitsizliini, tpk av kpeklerin kan kokusunu fark ettii gibi annda fark ederlerdi. "Martha..." Sesi sertleti. "Anlamyorsun, savatayz! Kari bir aya kalmaz Pernau'ya girer; Ruslar yenmeden ve Au-gust'u Polonya tahtndan indirmeden durmayacaktr! Sak-sonyal Elektr Prens'ten nefret ediyor!" "Ama, sava yaknda bitecek!" diyerek szn kesmeye kalktm. Hava boazm yakt. "Nedenmi o?" Sesi gerekten arm gibi kt. "Narva'dan sonra savamak iin bir neden kalmad, bunu bizzat baban sylyor! sveliler en iyi askerlerin kendileri olduklarn ispatladlar! Ruslar tarumar ettiler, diyor baban." 128 Sesim gvensiz km bu da beni kzdrmt. "Babam! Yanlyor demek ki! Narva Karl iin apkasmda-ki tyden yalnzca biri; bu adam sava budalas! Karl'n buralarda megul olmas ngilizlerle Franszlarn da iine yaryor, bu sayede onlarn ilerine bulamyor! Hayr, ancak Moskova'y aldnda duracaktr o." Bunun zerine ne diyebilirdim ki? Anlayabildiim tek ey, beni burada yalnz brakacak olmasyd. Bir bana, Nar-va galiplerinden biriyle. Alamaya baladm ve boynuna sk skya sarldm. "Beni burada yalnz brakma! Beni evlendirmek istiyorlar, diyorum! Aramzda geen onca eyden sonra, beni yalnz brakamazsn..." Kollarm boynundan zd ve geri ekildi. "Bak, beklemek zorundayz. Ve belki, belki de bu kt bir zm deildir. Sonuta ilk kez benimle ey... anlyorsun... ey yapmyorsun..." Szn tamamlamad; ama bu kadar bile kalbimin paralanmasna yetmiti. "Ne demek istiyorsun?" diye fsldadm hayretle. Omuzlarn silkti. "Hem, eve geldiim gnler daha kolay grebiliriz. Onurlu bir evliliin olur, elenmemize de devam ederiz..." Bir ey sylememe frsat kalmadan beni pt; sinirlenmeme ramen, baldrlarmn yandn hissettim. Hayr! Onu ittim ve omzunu yumrukladm.

"Seni adi herif! Seni pis yalanc!" diye bardm. Ama hemen yeniden alamaya ve yalvarmaya baladm: "Beni de al, Johannes!" Yz deimiti. Sabrszlk ve rahatlama duygusuyla kark bir halde, eyerinin zerine atlad. Papaz konutundan sesler geldi. Hzla o tarafa bakt. "Gitmeliyim, Martha! oktan gitmi olmalydm aslnda. Dayan! Yeniden greceiz." 129 Bu szlerden sonra uzaklat, Marienburg'un ara sokaklarndan lkemizin engin topraklarna, oradan da byk suyun kenarndaki Pernau'ya doru. Yaammdan uzaklara. Ve ben ona, beni krm olmasndan tr yaadm byk acya ramen, bir kez olsun onu ne kadar ok sevdiimi syle-yemeden. Tam o srada papaz konutunun kaps gcrtyla ald ve Glckler'in iko as kt darya. Elinde bann zerine kadar kaldrd bir fener tutuyordu. "Kim var orada?" diye seslendi. Bam hemen ieri ektim. yle ya, savataydk. Odamda souk ta zemine oturdum ve anlamszca alamaya baladm. Ellerim yerdeki samanlar trmalyor ve vcudum tpk solucan gibi oradan oraya kvrlyordu demenin zerinde. Scak yn gmleime ramen buz kestiim halde yerden ancak saatler sonra kalktm. Sokaa bakan pencere hl akt. Karoline Glck'n verdii ve yanma alacam birka elbiseyi atm. Sonra yeniden katladm. Bunu, yorgunluktan uyuyakalana dek yineledim. Yaamm bir andan dierine anlamszlamt. Midem ilk kez Noel'le yeni yl arasnda buland. Gizlice mutfaa attm kendimi. nce, Karoline Glck'n Noel gect si iin yapt kurabiye ve kaz cierinden fazla kardm dnmtm. Ama birka gn sonra detten de kesildim. Olga'y hatrladm, artk hi phem yoktu. Kalbimin altnda Johannes'in ocuunu tayordum. Johann Trubach eve her geldiinde ve bana hediye olarak kk ekerlemeler ve renkli bir iek demeti uzattnda, onu alamaktan imi gzlerle karlyordum. Epifani Yor-tusu'nun arifesinde, o akam kesin kararm verdim: Bu nianldan kurtulmaya alacaktm. ehirde bir tur atmak iin beni almaya gelmiti. Beni grmeye geldiinde niforma yerine koyu renk sade bir etek, 130 I n izme ve boazna kadar dmeli yelein altna temiz bir gmlek giymesinden memnundum. Boynuna tertemiz bir mendil balamt. Souktan korunmak iin byk krk kah, ift astarl bir palto giyiyordu. Karoline, zarif ve be-z grnmeleri iin o gelene dek ellerimi bamn zerine koydurmu ve kzarana kadar yanaklarm skmt. Tulup'u giymeme yardm etmi ve ben Johann'm kolunda evden kmadan, beni uyarmt: "abuk dn, yarma yetitirmemiz gereken daha ok i var!" O leden sonra Marienburg sokaklarnn nasl olduunu ok iyi hatrlyorum; nk o gnn hemen sonrasnda sava daha ak seik hissedilecek ve her zamanki gnlk i kouturmalarndan eser kalmayacakt. Atk sularn ve insanlarn kokusu bu souk, duru k gnnde tpk bir bulut gibi asl duruyordu; sokaklar buz tuttuu iin hibir ey yerin altna inmiyor, yalnzca zerine bastmz kar bulamacnn rengini deitiriyordu. Karoline'nin dn verdii izmeler kirlenmesin diye admm dikkatle atyordum. Yk arabalarnn srcleri kz ve katrlarn harekete geirmek iin yksek sesle baryor, dillerini aklatyor ve onlar krbalyorlard. Frnc raklar byk apkalarnn altndaki kzark kulaklaryla, iinde uur gizli Epifani rei satyorlard-Uura hepimizin ihtiyac vardr, diyerek papaz konutu iin birka tane aldm. Bir evin kesinde bir ifti dikiliyor, herkes rahatlkla grebilsin diye iki tavan kulaklarndan havaya kaldrm tutuyordu. Anlalan ormanda henz avlamt; nk tavanlarn kulandan hl kan szyordu. Hali vakti yerinde

beyefendiler birbirlerini apkayla selamlyorlard, arkalarndaki yakacak odun dolu el arabalarn utana skla ekerlerken. Ormana gidemeyenler ehirdeki ya da evresindeki allarn kuru dallarn topluyorlard evlerini stabilmek iin. Savala birlikte ehre ok sayda dilenci gel131 dii dikkatimi ekti. Namuslarn pazara karm hoppa kzlarla en iyi keleri kapmak iin kavga ediyorlard. Gezgin tccarlar sokaklarn ve meydanlarn kenarna kirli, yrtk prtk, yal yn tenteli adrlarn kurmulard. Yol kenarndaki bir kestaneci, yanmaktan kararm parmaklaryla, kzn zerinde kestane eviriyordu. Johann bana bir avu dolusu kestane ald adamdan ve bir sre sessizce kabuklarn soyup kestanelerin yumuak, unlu tatlarna baktk. Ama ardndan dosdoru sordu: "Martha, seni her grdmde gzlerin neden hep kzark ve alamaktan imi oluyor? Nianlandmza memnun deil misin? Sana iyi bir koca olacam, sz veriyorum!" Kaln eldivenlerin iindeki elleriyle benimkileri kavrad. Derinin altndan bile ellerinin iyi niyetlilii anlalabiliyordu. Eveleyip gevelemeden yantladm: "Johann, seninle evle-nemem! Senin iyi bir adam olduunu biliyorum ama..." Durdu ve ellerini omzuma koydu. "u rahibin gen olu, yle deil mi? Sizi kilisede grdm. Biraz delifiek olsa da, yakkl ocuk. Unut onu, Martha, sana syleyeyim! O Per-nau'ya yerleti ve ok gemeden bir kzla evlenip yoluna devam edecektir. Biliyorum, ok zor. Ama: Unut onu!" "Yapamam!" Neredeyse bararak konumutum, hatta sokaktan gelip geenler dnp bize bakmt. Bunun zerine fsldayarak konumama devam ettim. "Onun ocuuna hamileyim, Johann! Anlyor musun? Onun ocuuna! Herhalde bakasnn ocuunu tayan biriyle evlenmek istemezsin?" Bana sakince bakt. Beklediimin aksine beni kendisine doru ekti ve skca tuttu. nsanlar yine dnp bize bakt ve sokak algcs fltn souktan morarm dudaklarndan ekip bize gld. Johann tamamyla huzura ermi grnyordu: "Bu harika!" Ellerini sevinle omuzlarma bastrp beni hafife sallad. 132 "Ne?" Aklm kartndan, syleyecek tek bir sz bulamadm"Martha, ben artk ocuk sahibi olamam. Evliliin gerektirdii sorumluluklarm bile yerine getiremem. Bitti. ld. Geti- Nedeni belki bir yarayd ya da Riga Kalesi'ndeki souk gnlerdi. Sana yalnzca yarm bir koca olabilirim. Ama senin ocuuna iyi bir baba olabilirim, sana sz veriyorum!" Bu durumda nasl kar klr? Ertesi gn, ikindide Johann Trubach'la evlendirildim. Nikahta Karoline Glck'n dn verdii ak gri, boaza kadar kapal bir elbise giydim. Artk evli ve iffetli bir kadndm. Akam arap ve ekmekle kutlama yaptk. A kz cier ve elmayla doldurulmu bir hindi hazrlad ve ardndan .da Epifani reklerimizi yedik. Uur benimkinden kmt. zleyen aylar uzun ve sertti. Bu, benim yaamm myd imdi? Birlikte geirdiimiz ksa zamanda Johann bana kar ok iyiydi. Klada kk bir kulbemiz vard; bir masa, iki sra ve birlikte yattmz darack bir yatak. Duvarda eyalarmz astmz iki kanca aklyd. Johann maan neredeyse eksiksiz elime sayyordu. Ama izinli olduu gnlerde kendini kaybedene kadar iiyordu. Bir ay sonra yeniden cepheye arlmt. Glckler'deki neeli gnlerimden sonra kendimi ok yalnz hissediyordum. Karoline Glck' ok ender ziyaret ediyordum; nk papaz konutunda her ey bana Johannes'i hatrlatyordu. Kendime yeni bir yaam kurmaya alyordum. Yegane arkadam, komum Karin idi. Jo-hann'n aylardr cephede olduu bir mays akamn hl hatrlarm: Karinle birlikte bizim masada oturuyorduk. Ben ehirli birka beyefendinin gmleklerini tamir ediyordum, ikimizin de nnde, kasesinde biraz kvas vard. Karin'in iki olu ve kocas cephede Ruslara

kar savayordu ve yaamndaki tek tesellisi ttnd. Yine de, arada bir azn aprdata133 rak tkrmesi ve krmz tkrk ve ttnden oluan bu karnm, kapnn yannda duran ve bu i iin ayrlm kovay skalamas iimi kaldryordu. Ben bu ucuz ttn inemiyordum; nk beyaz, salkl dilerime kyamyordum. Karin gibi ttn ineyen kadnlarn di etleri kanlmaz olarak morumsu krmz bir renk alyor, dileri de ryordu. Karin bir kez daha tkrd; ama bu kez kovaya isabet ettirmiti. Elimi tuttu: "Brak el falna bakaym, meleim! Yaam bakalm senin gibi bir altn paras iin daha neler saklam! z ve gc kalmam Johann'la yetinecek deilsin herhalde!" Pis pis srtarak elimi yukarya doru evirdi. Av-cumun iinde birbirini kesen derin izgileri grebiliyordum. Karin alnn buruturup avcuma gmd gzlerini. Bir sre sonra ban sallayp: "ocuum, sen bu eli bakasndan dn alm olmayasm!" dedi. "Neden, ne gryorsun? Hep mutlu mu olacam? Ya ocuum? O ne olacak?" Yeniden sustu. "ok zel bir ak gryorum. Bir sr yolculuk gryorum. Bir beygir kadar salklsn, bu seni hep kurtaracak. ok gl bir yaamn olacak; sana doumunla bahedilmemi bir yaam!" "Yolculuk mu? Johann'la m? Ve ok zel bir ak m? Mutlu ve dolu dolu bir ak m?" Elimi bir yumruk oluturacak ekilde kapad ve parmaklarmn altnda oluan katlar sayd. "Hem de ne dolu! On i-ki tane doum gryorum!" Memnun bir halde gldm bir an ama sonra tekrar sustum. yleyse sz konusu ak bir tek Johannes'le mmknd; nk Johann on iki ocuk yapamazd! Kocam nasrl elleriyle vcudumu okamakla yetinmek zorundayd. Gzlerimi kapayp Johannes'e ait anlarm gzmn nne getirir, bylece tahrik olur ve Johann' mutlu etmeye alrdm-Ama bunu yaparken ben ac ekerdim. Johannes nerelerdey134 , acaba? nadm ve delice akm yznden son anda syledi-- iren szlerini unutuvermitim ve beni almak iin dneceine inanmak istiyordum. Bu duygularla dikkatlice sandalyeme oturdum ve biraz daha Karin'e yanatm. Elbette, doumumla bahedilmemi bir yaam! Bir klenin evlilik d kz olarak bir papaz olunun gnln bana vereceini nasl umabilirdim ki! Kocamla birlikte yaamalydm, bildiim tek ey buydu! "Peki ya, u anda tadm ocuk? Salkl m? Bir olan m, yoksa kz m?" diye sordum yeniden. Karin yeniden avcuma bakt. Sonra gzlerini kapad. Yzndeki ifadeyi tam olarak anlayamyordum. "Bunu gremiyorum. Byle sama sapan sorular da sorma!" demekle yetindi ardndan. Hayretle sustum, gmlek yakasn yeniden elime aldm. ki gn sonra pazarda Karoline Glck'e rastladm. Savaa ramen pazar kurulmaya devam ediyordu. Sunacaklar ok ey olmasa da iftiler tarlalarndan ne kyorsa onu satmaya alyorlard. Tccarlar artk hemen hemen hi uramaz olduklar iin topraklarmz ne veriyorsa onunla yetiniyorduk. Karoline'nin yannda onun sepetini tayp merakla evresine bakman gen, gzel bir kz vard. Hzla yanlarna gittim ve kz szmeye baladm. Bir hizmeti iin fazla iyi giyinmiti, ayrca dik ve gururlu duruyordu. Byk olaslkla iyi bir ailenin kzyd. Sar salar temiz bir elengin iine toplanmt ve gvercinboynu elbisesinin st ksmna yuvarlak, astarlanm beyaz bir yaka takmt. Elbisesinin zerine kaln, mavi ynden geni yakal bir pelerin giymiti. Rengi gzlerine yansyordu. Kulak memelerinde iki pembe inci parlyordu. Karoline beni samimiyetle selamlad ve yanndaki kz tantt. "Martha! Ne gzel bak, Aleksandra'yla da tanacaksn. Pernau'dan yanmza tand. Johannes'le yaza evlenecekler,

135 bir dnsene! Her ey o kadar abuk olup bitiyor ki; Johannes onun babasnn yannda alyor ve imdi birbirlerine srlsklam aklar! Umarm yaknda babaanne olurum!" Bunlar sylerken bir yandan iyice yuvarlaklaan karnm okad sevgiyle. Aleksandra'nm yz kzard ve tebessm ederek bana bakt. Eminim Johannes szlenmeden ya da nianlanmadan bu kza elini bile srmeye cesaret edememitir, diye geirdim aklmdan. Byle bir ey yaplmayacak kadar narin grnlyd kz. Ve byk olaslkla Johannes onun ilk erkeiydi. Baba evindeki hizmetinin aksine, diye i geirdim acyla. Johannes'le benim aramda geenleri biliyor muydu acaba? Yoksa sz bile edilmeyecek pek ok kefinden yalnzca biri miydim sadece? Bana bayla selam verdi, ben de selamn aldm. Ama nian iin onu tebrik edecek durumda deildim. Sanki birileri kalbimin derinlerine bir haner saplamt. ki gn sonra ocuumu drdm. Btn gn odaya kova kova su ve kmr tamtm; nk scak bir banyo iin lgnca bir istek vard iimde. Belki de, pazardaki karlamann ardndan temizlenmem gerektiine dair aptalca bir dnceye kaplmtm. Birdenbire, teknenin iine son kova scak suyu dkerken, karnmn altnda korkun bir ar hissettim ve bedenim pe pee gelen ac dalgalaryla defalarca kasld. Tekrar ayaa kalkabildiimde, eteim kandan krmzya boyand ve o anda gzlerim karard. Ama duyduum ac beni merhametsizce yeniden dnyaya geri getirdi ve dev yumruuyla beni sallad. Srnerek darya kp komum Karin'in kapsn alabildim. Cannm Johannes'in ocuuyla birlikte vcudumdan akan kana karp gitmemesini ona borluyum. ocuumla birlikte babasnn ans ve ona duyduum ak da lp gitmiti. Karin bir hafta boyunca beni scak, gcm yerine getirecek orba ve kvafla. beslerken ben 136 melankoli iindeydim. ok kan kaybetmitim. Artk yaamdan daha ne bekleyebilirdim ki? "Nasl olur da Karin, elimin 'cinden byle sama bir ey okuyabilirdi?" diye sordum kendi kendime. sve Kral sava ve savama arzusunu ok sevmiti: Birlikleri nce Livonya'y ve 1701 Temmuz'unda da Kurlandi-ya'y igal etti. Ama sonra iin rengi deimeye balad: Rus General eremetyev, svelileri ilk kez Livonya'da, Errest-fer'de malup etti. Bir sonraki yl yine temmuzda Hummu-li'de sveli general Schlippenbach' yendi. Temmuzun sonunda kladan bizi uyardlar: Ruslar Marienburg'a saldrya hazrlanyormu! Nereye gidebilirdim ki? Papaz konutunun kaps bana her zaman akt, bunu biliyordum. Belediye binasnn dndaki tek ta bina oydu. Herhangi bir Rus aknnda ahap kladan daha emindi. Ne var ki, Johannes'in ni-anlsyla ayn at altnda yaama dncesi bana hi de cazip gelmiyordu. Olduum yerde kaldm. 25 Austos 1702 gn, Rusya'nn en eski ve en gzde ailelerinden birine mensup General Boris Petrovi eremetyev, Marienburg'u teslim ald. Ate ve lm, korku ve panik, duman ve kanla dolu bir gnd. Odamda sipere yattm. Her yatan kadn ve kk ocuklar dnda klada kimsecikler yoktu. ehrin her ky bucanda savalyordu. Top glleleri surlara arpyor ve dt tahta barakalar yerle bir ediyordu. Marienburg'un pek ok mahallesinden dumanlar ykseliyor, kent sakinleri btn ehir tutumasn diye ellerinden geleni yapyorlard. Birlikler, toplarn sar edici grlts ve kkrt, kan ve barutun ar kokusu altnda, ehrin iinde ve dnda, youn bir duman duvarnn ardnda arpyorlard. Daha len olmadan, ar'n mparatorluk yeiline brnm birliklerinin stnl ellerine geirdikleri aka belli olmutu. kindi sularnda sve bayra indirildi ve b137

tn kadnlar kocalarn aramak zere cephelere gittiler. Karin hem oullarn hem de kocasn kaybetmiti. Kendini acsyla birlikte odasna kapatt. Haykrlar, artk yalnzca yal ve sakatlarn gezindii klann her yerinde yankland. zleyen gnler, akl banda olan hi kimse kapdan dar kmaya cesaret edemedi. Ruslar esir aldklar svelileri ahr ve barakalara tktrdlar. Sylentiye gre, ar'm askerleri daha sonra bu evleri iindeki talihsiz esirlerle birlikte zevkle atee vermilerdi. Marienburglular soyup soana evirmiler ve evlerde ele geirdikleri ne varsa hrsla krp dkm, yamalamlard. Ernst Glck'n kilisesinde mihrabn zerindeki Kutsal l tasvirini hedef tahtas olarak kullanp zerine bak frlatmlar, mihrabn amdanlarn ve akam sofras kazann eritmiler, arap ve mum mahzenini talan etmiler, kilise sralarn geceleri kamplarnn nnde yakp snmlard. Marienburg'a gerekletirilen saldrdan gn sonra odanm kaps alnd. Olduum yerde donakaldm. Katksz bir orba iin havu doruyordum. Klann bahesinde yetien bir iki sebze ve biraz yulaf dnda yiyecek pek bir eyim yoktu. Ruslar Marienburg'da ate, frtna ve kara lmden oluan bir kutsal l gibi hkm srdnden, ehir ktlkla kar karyayd. Klann kaplar artk gece gndz hem yerli hem de Rus her trl ayaktakmna akt; zaten binalarn neredeyse yars ve tahta duvar yanm ya da krlmt. Kapy kim alm olabilirdi? Dar kma yasandan hemen nceydi. Karanln yalnzca birka saatlik grilie dnt bu aydnlk yaz gecelerinde bu yasa delmek olduka zordu. Yemei hemen bir kenara kaldrdm ve ba elime alp skca tuttum. Sessiz admlarla kapya yanatm. "Kim var orada?" diye sordum tutuk bir halde. "Martha Trubach?" diye sordu bir ses. 138 "Evet? Kim var orada? Ne var?" diye fsldadm. "Karoline Glck'ten bir haber getirdim... Johann'la ilgili" diye mrldand ses, kapnn ardndan. Bu szler zerine tedbiri elden braktm ve kapnn nne dayadm masa ve sandalyeyi ekip kapy hafife araladm. Ama bak hl elimdeydi. Darda kapmn eiinde hrpani klkl birini grdm. Yz yar karanlktayd; ama adam yine de tandm. Dzenli olarak kiliseye a almaya gelen biriydi, kasesine birok kez orba ve yemek koymutum. "Neymi Glckler'in haberi?" diye sordum kestirmeden. Durumdan hl emin deildim. Biraz yakna geldi, ter ve sidik kokusu yznden istemeyerek irkildim. nce omzu zerinden dikkatlice geriye bakt. Klann her taraf Rus asker kaynyordu; bunun gibi bir haberciyle acmaszca elenmekten pek holanrlard. Ruslar byk bir zevkle burun ve kulaklar keser, ya da talihsiz kurbanlarnn aln ve gslerini, bykba hayvanlara yapld gibi, dalarlard. apkalar balarna ivilenen ya da sra dayandan geirilen Mari-enburglularm hikyeleri de anlatlyordu. "Senin kocan... yayor! Burada, Marienburg'da. Ama ar yaral ve Karoline Glck onun bu geceyi karamayacan sylyor. Yalnzca senin adn sayklyormu!" Konuurken rahatsz bir ekilde srekli ayak deitiriyordu. "Nerede imdi? Glckler'in konutunda m?" diye sordum hemen, bir yandan kapnn yanndaki engelden pelerinimi alrken. Johann yayordu; ama belki yalnzca bir gece daha! Johannes'e duyduum aptalca sevgim yznden bir an utanmtm. Kocam bana kar iyi ve sabrl davranmt! imdi lrken hi deilse elini tutabilmeliydim! Adam ban sallad. "Hayr, papaz konutu iki gndr, atmalarn baladndan beri, yarallarla dolu. Oras ok korkun! Her taraf canldan ok lye benzeyen bedenlerle

139 kapl! Ama rahibin kars, Johann Trubach' belediyenin bakmevinde grdn, syledi." Bir an dndm. Belediye ehrin br uundayd. Bu saatte bu uzun bir yoldu; her taraf Rus askeri kaynadndan tehlike katlanarak artyordu ve askerler, General eremet-yev'in emrine ramen on yandaki kzlardan disiz ninelere kadar, her etekliyi taciz ediyorlard. Kapmn nndeki ulak gitmeye hazrland. "imdi gitmem lazm. Bu kadar ok Rus'un olduu bir yer hi de bana gre deil. Ben daha yaamak istiyorum... Bu akam gitmez-sen, lr. ok zayf ve ok kan kaybediyor; geceyi atlatama-yabilir. Ben gidiyorum!" dedi bir kez daha srarla. Ardndan gzden kayboldu. Klann bahesine inen basamaklarda giderek uzaklaan ayak seslerini duydum. Bir an bile duraksa-madm. Eer hemen imdi Johann'm yanna gitmezsem, mr boyu ona kar ilediim suun vicdan azabyla yaayacaktm! zerimde yalnzca uzun, keten bir elbise ve yakalarna yalnz geirdiim uzun gecelerde zarif iek sslemeleri ilediim tunika vard. Johann'm beni son kez gzel ve temiz grmesini istiyordum. Hemen en gzel kuam alp basit bir dm attm ve salarm hzla topladm. Ardndan iek desenli byk koyu renk bartsyle bam ve omuzlarm rttm. Bunu bana Johann cepheye gitmeden nce hediye etmiti. Bam eik tutar, hzl koar ve Tanr da beni korursa, belediyeye ve Johann'a canl ulaabilirdim! Bunu ona borluydum. Marienburg sokaklar botu. Hl barut ve lm kokuyordu ve bu keskin kokuya votka kokusu da karyordu. Rus askerleri zaferlerini kutluyorlard. Gn yerini gecenin kurun rengine brakyordu. Beyaz gece anlalan bana kfrediyordu: evrem tmyle korkun derece kl ve aydnlkt, o kadar ki, grnmemek iin iyice duvar kenarlarna 140 I sokularak yryordum. Btn sokaklar Rus toplaryla delik deikti. Bu yzden, dmemek iin admlarm dikkatli atmam gerekiyordu. Kaybettiim zaman kazanabilmek iin koabildiim anlarda var gcmle seirtiyordum; dumanlar ykselen ykntlarn arkasna gizlene gizlene, bo sokaklarda ilerliyordum. Kalbim yerinden frlayacak gibiydi; rtmle btn yzm kapatyordum. Ruslar beni yakalayacak olurlarsa, ne yapacaklarn dnmek bile istemiyordum. Nihayet evreme baknca belediyeye yaklatm anladm. Bir sonraki kenin ardnda, geni, asfalt bir meydanda, Johann'm u anda lmekte olduu ihtiaml ta bina ykseliyordu. Bir evin duvarna yapp etraf kolaan ettim. Her ey sakin grnyordu. Meydan hzla geebilmek iin derin bir soluk aldm ve tam o srada kaba bir ekilde biri arkadan tutup beni durdurdu. "Bakn burada kimler varm?" Karmda, srtr vaziyette Rus askerinin suratn gryordum. niformalar kirli ve yrtkt; hibirinin azndaki diler tam deildi ve benim kolumu tutan askerin gznn zerinde paralanm bir sarg vard. Salar kir ve kandan kabuk balamt. Her nden de korkun bir halde ter ve dier dayanlmaz vcut kokular ykseliyordu. "Brak beni! ek u pis ellerini zerimden! Bakmevine gitmem gerek!" diye haykrdm ve elinden kurtulmaya altm. "Bakmevine mi? Yoksa hemire misin, ya da kantinci raisin, gzelim? O zaman ilgilenebilecein bir eyler var burada!" ren bir ekilde gld ve elimi ap arasna doru bastrd. lk attm. "tiraf etmeliyim, bu kmeste tuttuum kzlar arasnda

en gzeli sensin! Ve onlarn hibiri ikayet etmedi!" Belirgin bir iaret yapp yeniden gld. 141 Beni omuzlarmdan tutup arkamdaki ptrl tahta duvara bastrd. Basmdaki rt kayd ve koluma bir iki kymk batt o anda. Yeniden lk attm. "Lanet olsun, u vahi kediyi sk tut; onu nce ben istiyorum! Onu ilk ben grdm!" diye homurdanp yumruklarm duvara bastrd. Glmekten titreyen az dudaklarma yapt. Olabildiince iddetle srdm dudaklarn. Geri ekildi ve dudaklarmdaki kan temizlemeye balad. "Kahretsin! Cad srd beni! Bekle hele, bunu deteceim sana!" Yzme yle iddetli vurdu ki, bir an iin gzlerim karard. Eteimi yrtarak indirdi, arkadalar arkamdan belimi tutup kalalarm havaya kaldrmaya altlar. Askerin pantolonu dizine kadar inmiti bile. parman iime soktu. Acdan bardm. Glyordu. Ardndan tek ve kaba bir hamleyle iime girdi. Beni arkadan tutan asker bam geriye doru bastrp pis dilini grtlama sokmaya urat. Bir elini arkamda gezdiriyordu. Sesim kslana dek bardm. Acdan kendimi kaybetmitim ve bunun, yaammn son an olduunun bilincindeydim. Tpk Elizabet Rabe'nin dedii ekilde lecektim; kayp ve kirletilmi bir halde. Umarm Tanr beni hemen ldrecek kadar merhametlidir. Ruhum bedenimden ayrlmaya hazrd. Tam o srada gzya, kan ve acdan oluan sisin iinden nc pisliin bardn iittim: "Dikkat! Atl muhafz!" Bu szlerin ardndan eri Tatar ayaklarnn izin verdii lde hzla kamaya balad. Dier ikisi iddetli bir krba yiyince barmaya baladlar. Adam benden ayrld ve beni kenara itti. Baka bir askerin canm yakana sal sollu yumruklar indirdiini grdm. Adam alamaya balayp dizlerinin zerine kt. Yerinde oynaan ve hzla soluyan atlarn ar nallarna hedef olmamak iin evin bir kesine pustum. 142 Elinde krba olan asker iki serseriyi ayaa kaldrd ve ka-f larn serte birbirine toslatt. "feldmareal Boris Petrovi eremetyev iin hazr ola ge- sizi ipi krklar! Ahlakszln cezasnn krba ve krek olduunu biliyorsunuz!" ki adam da yemi olduklar darbeden sendeliyordu; ama vine de atlardan birinin zerindeki yksek ahsiyetin karsnda dik durmaya abalyorlard. Gzyalarm, salyalarm ve yzme yapan salarm sildim. Beyaz kta, atl adamn siluetini grebiliyordum; ama yzn seemiyordum. Demek ki Ruslarn efsanevi sava kahraman General eremetyev buydu! Beni hrpalayan asker canna susayacak kadar aptald: "Herkes, ben eremetyev'im diyebilir! Onun bu kokumu sokak aralarnda gezeceini mi sanyorsunuz! u anda Men-ikov'un adrnda oturmu zaferini kutluyordur!" Grupta bir an sessizlik oldu. Herkes, eyerinin zerinde dimdik duran adama bakyordu. zerinde parlak bir gs zrh ve frdolay krkle evrili, dizlerine kadar inen, iki yakas, zerinde bir erkek kabartmas bulunan bir brola birbirine ilitirilmi bir paltosu vard. Dar pantolonu ve dizine kadar uzanan izmeleri deridendi. Ama ba akt ve sfr numara tralanmt. Karayaz atnn kk bir daire izmesine izin verdikten sonra serseriyi tutan askere seslendi: "unun dilini kes. Dierini yakalayn, u tavan gibi kaan yakalayn. Dokuz kuyruklu kediyle otuzar krba akllarn balarna getirir." Emir subay hi tereddt etmedi. Bana davrand, adamn enesini at, dilini darya ekti ve korkudan debelenen askerden tek bir bak darbesiyle ayrd dilini. Sonra da dili adamn ayaklarnn dibine frlatt. "Al, krbatan sonra hayatta kalrsan, itaatsizlik ettiin generalin erefine akam yemei olarak yersin! Bana kalsayd, eyini keserdim ya, neyse!"

143 Adam dizlerinin zerine kt ve hngr hngr alamaya balad. Azndan kanlar fkryordu. Manzara beni rahatlatt. Ac ekmek neymi, grsnd! Svariler tekrar atlarna bindi. Gen emir subay: "Peki ya kz? Onu burada byle brakamayz ya?" dedi. eremetyev bir an duraksad. "Ayaa kalk, gen bayan" diye emretti ardndan. Aryan uzuvlarm devirip sallanarak ayaa kalktm. Hl kanyordum, bir yandan da utanarak tunika'm kalalarma indirdim. "Lanet olas domuzlar!" dedi general ve atndan aaya indi; ok ardm. evremdeki dnya silikleti; ben yalnzca, karanlk dar sokakta zerime doru gelen bu uzun boylu kiiyi seebiliyordum. Salarm yzmden bamn arkasna doru okad. Sonra iki eliyle yzm kavrayp gecenin beyaz na doru kaldrd. Mrlt halinde sylendi ve tek eliyle omzundan paltosunu ald. Yumuak, yeil kumala beni sarmalamasn ve yumuak krkn yzm okamasn artk yalnzca hayal meyal hissediyordum. Beni atna doru ynlendirdi. General ata binip emir subaylarna seslendi: "Ona yardm edin. Tek bana binemeyecek kadar zayf ve yaral. u serseriye gelince; dokuz kuyruklu kediyle elli krba olsun. Yirmi bei belden aaya!" Bu szlerin ardndan beni yukarya ekti ve eyerin zerine tam olarak oturabilmem iin beni biraz ne doru itti. niformas yanam kandrd. Yeniden alamaya baladm. kencecilerim merhamet iin yalvarmaya baladlar; ama emir subay elindeki binici kamsyla bir kez daha halad onlar. eremetyev paltosuyla beni iyice sard ve: "Sk tutun, gen bayan. Kampa geri dnyoruz" dedi. Sonra bayldm. Tanr yine canm balamt. Birisi yumuaka yzm tokatlayp bama kan gitsin diye ayaklarm havaya kaldryordu. Gzlerimi atmda, 144 fkatli, dosta bakan bir yz grdm. Ne bu gen adamn kim olduunu ne de nerede olduumu biliyordum. Beni en-errden kavrayp alkol kokan bir mendille alnm sildi. "Adn hatrlayabiliyor musun? Adn ne? Buraya nasl geldiini hatrlyor musun?" Gszce bam salladm. "Martha..." diye mrldandm. "Askerler... Johann bakmevinde..." Almanca konuuyordum; karmdaki anlamayan gzlerle bana bakyordu. Yeniden hatrlamaya baladm ve bedenimdeki ar bir dalga halinde her tarafma yaylp beni de beraberinde srkledi. Gen adam alnm sildi. "Feldmareal eremetyev'in adrndasm. Seni Marien-burg'da kurtarmt..." Elimi kaldrdm zorlukla. "Biliyorum" dedim Rusa. O korkun olayn hatrlatlmasm gerekten istemiyordum. Dikkatlice alt tarafma doru baktm. Gen emir subay baklarm takip etti ve kulaklarna kadar kzard. Kanamam durdurann ve battaniyeden bir etek uydurann o olduunu anladm. rg tunika'm hl zerimdeydi; ama kollar ve srt taraf yrtkt. eremetyev'in omzuma att paltonun stnde, bir sahra yatanda yatyordum. Doruldum ve paltoyu srtma aldm. Yumuak krk her taraf ezikler, bereler iindeki vcuduma iyi geldi. Bam dnd ve emir subay beni hemen yakalad. "Mareal birazdan gelir. Yzne renk gelmesi iin bir eyler yemek ister misin? Seni gl ve salkl grmeyi arzuluyor!" dedi. Rus'un beni nasl grmek istedii umurumda deildi; ama alktan lmek zereydim, bu yzden de bam salladm istekle. Gen adam honut bir ifadeyle gld ve adrdan kt. Ar, balmumuna daldrlm tenteyi kaldrdnda, eyll aynn scak gne nlar adrn iine doldu. Tm 145 gece ve yarm gn boyunca uyumu olmalydm! iinde bir iki toz yuma uutu ve kr olmuasna gzler^ mi kstm.

Dirseime yaslanp adrn iine gz attm. Yerde yumuak ve zengin desenli hallar seriliydi; kenarlar birbirinin stne bindirilmiti. Bu adrda kalan kiinin aya yumuack hallardan baka bir eye demezdi. Bam yere doru edim. Hallarn zerindeki desenler bana Vassili'nin deposundaki kumalar hatrlatt. Desenler bir iki yerde dalgalanyordu, dokuyan kadn i srasnda haly dizinin stne koymu olmalyd. Bunun dnda adrn ii olduka sadeydi. Bir keye uzun bir masa atlmt ve zerine, grebildiim kadaryla, bir ym kara ve deniz haritas serpitirilmiti. nnde tane sandalye duruyordu. Birinin zerine parlak bir krk rt geliigzel atlmt. Sahra yatamn yannda demir bir kilidi olan ar bir konsol duruyordu. Srgs ekili ve kilitliydi. Yatamn nnde, yerde, bir yemek tepsisi duruyordu; iindeki yiyeceklerin bir ksm yenme-miti. Ben uyurken biri burada oturup yemek mi yemiti? Divann kenarna doru eilip tpk kk bir kpek gibi kokladm; yemekler gayet taze kokuyordu. Pirinten kadehin iinde bir miktar arap, tahta taban iinde birka para kzartlm tavuk, yannda da bir para rek otlu taze ekmek vard. Et souk olduu halde derisinin gevrek kokusunu alabiliyordum ve gsz dm vcudum iin bu kadar bile yeterdi. Gen emir subayn artk daha fazla bekleyemeye-cektim! Mevcut btn gda maddeleri Rus ambarlarna nakledildiinden, Marienburg'da son gnlerde erzak bulmak zorlamt. Biraz sebze, yulaf ezmesi, eki ekmek, su ve ayla yaamtm. Kadehteki arab itim ve ekmei azma tktrdm, rek otlarn keyifle dilerimin arasnda krdm. Kzarm ta146 beyaz, yumuak etini dilerimle kopardm. Doru d-st inemeden her eyi st ste azma dolduruyordum. adrn giriinde glme sesleri duyduumda, ksrkten boulaina amamal. Azmn evresi krntlarla dolu, yarm ta-yyk budu elimde, boazm tkayan lokmadan kpkrmz olmu bir suratla bam kaldrdm. nmde, Marienburg'un galibi, Boris Petrovi eremetyev duruyordu. zerine beyaz, parlak bir ha ilenmi siyah, uzun bir palto giymiti bu kez. "Yeniden karnn ackm, gen bayan! Bu iyiye iaret!" zerinde haritalarn bulunduu masadan bir ie arap ald. Elimdeki kadehi doldurdu. "Al. Bu yardmc olur. Hem iyilemene hem de unutmana. Bana inan." Sandalyelerden birini ekip yanma oturdu ve ayaklarn uzatt. Pantolonu dard ve paltosuyla ayn koyu kumatan yaplmt. Uzun ve backl izmeleri kamptaki amura ramen parlyorlard. Kaamak bir ekilde yzne baktm. ok yal biri gibi grnd bana. akaklarndaki salar beyazd ve sert havann tabaklad yz bizim oralardaki kurak yaz topra gibi derin izgilerle doluydu. ri burnu yrtc kularn gagasn hatrlatyordu; dolgun dudakl aznn kararl bir ifadesi vard. Huzur verici bir yz, diye karar kldm. Gen emir subay tavuk, ekmek, konserve meyve ve birayla geri dnd. eremetyev tabamdan bir para tavuk ald ve sessizce yemeye koyulduk. Arada bir birbirimize bakyorduk. Ancak alm yattnda yzne dorudan bakabildim. "Beni neden kurtardn, Mareal eremetyev?" Ses karmadan beni szd. Sonra omuzlarn silkti. "Bilmiyorum. Adamlarmn sana yaptklar eyi baka kzlara da yaptn belki yz belki bin kere grdm belirtmeliyim. Belki bu kez gna gelmitir. Belki yorulmuumdur. Belki de, yzn bir lnnki kadar solgun ve kan revan iinde olduu halde, houma gitmitin. Kim bilir? Greceiz." 147 Yzm okamak istedi; ama ben gayri ihtiyari geri ekildim. Bir an gld ve sanrm ac bir glt bu. "Korkma, K-khanm. eremetyev hibir kadn yaplmasn arzu etmedii hibir ey iin zorlamamtr. Senin adn ne bakalm?"

Korktuum iin utanmtm. O olmasayd u anda bir lydm ve vcudum yara bere iinde sokaklarda yatyor olacaktm. "Martha" diye fsldadm ve yeil paltosuna biraz daha sk sarldm. "Uyu imdi, Martha. Sonra ne yapacamza bakarz" dedi dosta ve ayaa kalkmak istedi. Tam o srada ar bir el arkasndan onu bastrp tekrar sandalyeye oturttu. kimiz de bu uzun boylu, sarn adamn adra girdiini duymamtk. Onunla birlikte ieri giren gne , parmaklarndaki deerli talarla ssl yzklere arpp krlyordu. Gen emir subay yle bir hazr ola gemiti ki, bir insann bu kadar dik duracan asla hayal edemezdim. eremetyev kasld ve hzla bir elini hanerine gtrd, ardndan tekrar sandalyeye kt. "Menikov! Hl ne istiyorsun? Az nce her eyi konutuk ya!" diyerek iini ekti. Sarn adam yksek sesle gld ve eremetyev'i bu kez iki eliyle sandalyeye bastrd. "yle mi? O halde neden hl bu kyafetle geziniyorsun ortalkta, Boris Petrovi? Sinirime dokunduunu biliyorsun!" adrn iindeki donuk kta parldayan byk beyaz hal paltoyu ekitirdi hoyrata. Bu kez eremetyev de glmeye balad. "Ben de ite bu yzden giyiyorum ya Aleksander Danilovi! mparatorluk ne derse desin, farkllklarn her zaman baki kalacan sana gstermek iin yalnzca." Bir hamleyle Menikov'un ellerinden kurtulup ayaa kalkt ve sakince adama bakt. Konuundan bir ba ksaya1) 148 ma dik duruuyla ok daha heybetli grnyordu. Meni-kOv fkeden kzard. eremetyev'in ayann dibine tkrd. -Tedirginlikle gen emir subayna baktm. Nasl davranacabilemedii her halinden belli oluyordu. Ardndan Menikov yeniden srtt ve yant verdi: "Ph! stemem eksik olsun! Malta valyeleri gibi bir tarikatn mensubu olmaya ok mu meraklym sanyorsun? Porsumu damarlarnda sekiz kuaktr soylu kan akan o muhallebi ocuklarna! Benim gibi insanlara sayg gstermez aslnda onlar, daha ok korkarlar! Neyim varsa, diimle, trnamla saladm! Taaklarmla -kmn yerini bulmak iin kmn zerinde bir haa ihtiyacm yok, inan bana!" Boris Petrovi tekrar gld, "Seni bu kadar kolay kzdrmak ok houma gidiyor, Aleksander Danilovi Menikov. Kendine hakim olmay renmelisin. Bu, prens olmann birinci kuraldr." Menikov bu prenslik dersi zerine anlalmaz bir eyler geveledi ve ardndan eremetyev'in kafasna hafif bir tokat indirdi. Kavgay srdrmek yerine, "Aptalca konumay brak da, bana oradan iecek bir eyler ver" dedi. Bu szlerin ardndan, daha nce eremetyev'in oturduu sandalyeye oturdu. Tavuk tabann zerine eildi ve dorudan ama hayretle gzlerimin iine bakt. "eremetyev! Senin adrnda bir kz ha! eytann penesinden kurtulmayas Hkmdar Sofia'nn adi ruhu adna! Byle eyler hi olmazd! ki yl seferi olduktan sonra, mumula suratl karnn ansn nihayet unutabildin m?" Farknda olmadan eremetyev'in paltosunun iine iyice sokulup kollarmla vcudumu sardm. Menikov'un muzip-e parldayan gzlerini yzmde ve gsmde gezindirme tarz houma gitmemiti. eremetyev, Menikov'un bu edepsizliini yantlamad, aksine haritalar kartrmaya balad. 149

"Brak u haritalar, zaten yakacak olmaktan baka bir ie yaramazlar, Boris Petrovi! Sana benim ktphanemden bir iki tane gnderirim. Dnyann en iyilerini. Bilirsin!" "ok cmertsin, Aleksander Danilovi" diye itiraz etti kurtarcm alayc bir ifadeyle. "O kadar haritayla ne yapyorsun anlamyorum, stelik okuma yazman da yokken?" Ama Menikov btn dikkatini benim zerimde toplamt. ki yakasn sk skya gsmn nnde birletirdiim paltonun ucuyla oynuyordu. "Senin adn ne, hanmkz? Seni nerede bulmular? u paltoyu ek de, seni daha iyi greyim. Nadide bir paraya benziyorsun!" Marienburg'da bama gelen olayn stne bu adamn kibirli ve kstah yapmackl bende yepyeni bir duyguyu harekete geirmiti. Zavall, tek bana, ailesiz ve mal mlk olmayan gen bir kadn olabilirdim; ama bundan byle kimsenin benim hakkmda karar vermesine izin vermeyecektim. Dosdoru gzlerinin iine bakarak, "Ya sen kimsin peki, paldr kldr ieriye dalyorsun, imdi de gslerime bakmaya alyorsun?" dedim meydan okurcasna. adrda bir an lm sessizlii yaand. Ksa bir an iyilik meleime baktm; hl szmona azimle haritalara baktn ama byk altndan gldn fark ettim. Arkasndaki gen emir subaynn korkudan nefesi kesilmi gibiydi. Ba yazlar topladmz elmalar kadar kzarmt. Menikov'un ise aknlktan az ak kalmt. Sonra ban geriye atp glmeye balad. Yeniden sakinletiinde gzlerinin ucundaki yalar sildi. "Fena deil! Ad bile olmayan pasakl kyl kz bana kim olduumu soruyor!" "Sandndan daha temizim ve adm da Martha" diye yantladm sakince. Bana bakt ve ne doru eildi. "Ve ben, kk kz Martha, Aleksander Danilovi Meni-kov'um, aynen eremetyev'in dedii gibi. En byk hkmdarn hkmdar olan kii, btn Ruslarn ve yaknda btn galtkllarn ar' olacak Petro'dan sonraki en gl adam. ar'n kaytsz artsz arkada ve sadk yardmcs!" "Ayrca kaytsz artsz ve sadk bir ekilde cebini doldurmay seven!" diye ekledi eremetyev ardndan. Menikov bu szleri duymazdan gelip elini salarmn arasna daldrd, parmayla lleler yapp koklad. "Hmm, gzel kokuyorsun. Tam istediim tazelikte. Boynun da uzunmu! Dayanabilirmisin gibi geliyor bana, tam da cephede bana lazm olan eye yani!" eremetyev ban haritalardan kaldrd hayretle. Herhalde doru duymamtm! Menikov dehete dm halimizi grp yeniden glmeye balad. Szlerinin yaratt etkiden memnundu anlalan. Ayaa kalkt ve kalamdan bir makas ald. "eremetyev, haritalar daha sonra emir subaymla gnderirim sana. Dnte de kz yanma o getirir. Kzcaz senin bu yaban srs iinde tek bana gvenli bir adm bile atamaz herhalde! Darya'yla birlikte kede uyurlar. Birbirleriyle kavga etmedikleri srece idare eder. Kadn kavgasndan holanmam. Tabii ak havada ve amur iinde olmad srece" diye ekleyerek art niyetle srtt ve adrdan kt. adrn tentesini yle gl itti ki, tente asl olduu kazklara birka kez arpt. Glkle yutkunabildim ve tekrar eremetyev'e baktm. O da bana karlk verdi ve omuzlarn silkmekle yetindi. "Kusura bakma. Dedii gibi, hkmdarn hkmdar o. ar'mzdan sonra en byk gcn sahibi. Seni istiyorsa, elimden bir ey gelmez. imdi biraz uyu, sonra sana giyecek bir eyler ayarlarz gitmeden nce." Bu szleri sylerken uz150

151 gn olduu anlalyordu. "Ama ben gitmek istemiyorum] Erkeklerin gnllerini elendiren bir top gibi oradan oraya atlmaktan bktm artk! Ben de bir insanm!" Bunlar sy. lerken gzyalarm zor zapt ettim. Sesim duygularm kadar gl olmalyd. eremetyev akn bir halde bana bakt. Ardndan, "Haklsn; dnyaya bir kz olarak gelmek bile bir ceza. Sizin yaamnz da zor! Ancak, Martha: u bir gerek ki, gzelliin de bir bedeli vardr. Ama bu iktidar ve g de olabilir! Meni-kov seni adrna alyor. Byle bir eyi ka kz hayal ediyor biliyor musun? Yaamn rastlantlarn kendi lehine kullanmasn renmen gerek. Gzelliini ve erkekler zerindeki cazibeni tpk bir oyun kdym gibi grp yaamn ekip evirmelisin!" dedi. Bunlar syledikten sonra bir sre dnd, sonra da gld: "Ayrca, Menikov sana en ufak bir ilgi gsterecek olursa, Darya Arsenyeva onun gzlerini oyar, seni de krbalatr! Seni rahat brakacaktr, gven bana." "Darya Arsenyeva kim?" diye sordum. "Seferlerin vazgeilmez demirba! Kkl bir aileden gelen ve Petro'nun kz kardei arevna Natalya'nm yakn arkada yal bir levazmc. Seni uyaryorum, Martha. Onunla arkada olmaya bak, yoksa Tanr yardmcn olsun. Meni-kov'u gznn nnden hi ayrmaz; adam er ya da ge onunla evlenecek. Geri her ikisine de daha iyi ksmetler kabilirdi mutlaka." Hibir yant vermedim, aksine sessizce bam salladm-eremetyev bana son bir kez glmsedi sonra da haritalarna dalp gitti. Kabuslar yznden sk sk lk attm, debelendiim ve bu yzden gen emir subaynn beni defalarca sakinletirmek zorunda kald rahatsz bir uykuya daldm. 152 Akam Menikov'un adam vaat edilen haritalarla ka^iinde, temiz, hemen hemen llerime yakn elbiselere kavumu ve ykanm olarak sahra yatamn zerinde oturuyordum. Salarm dzgn bir ekilde ortadan ayrlm ve rkadan sade bir ekilde topuz yaplmt. Vcudum yanyordu ykanrken ok keselemitim. Marienburg hatrasn ve serseriyi vcudumdan temizlemek istemitim. Banyodan sonra kendimi yepyeni bir insan gibi hissettim ve kvete scak su dolduran kzdan srekli daha fazlasn istedim. Zavall kz kvetle ocak arasnda mekik dokumutu! eremetyev'in adrndan ayrlmadan nce Marien-burg'un muzaffer komutanna dnp: "Feldmareal eremetyev, benim iin yaptklarnz unutmayacam. Bunun iin dllendirileceksiniz!" dedim. Kt muamele grm, yoksul ve yaral gen bir kadnn azndan kan bu szler kulana olduka tuhaf gelmi olmalyd; gene de, eremetyev ban nne edi ve glmsedi: "Benim iin bir zevkti, Martha. kran duygusu gnmzde ender rastlanan bir meziyet. Onu koru, senin yolunu aar. Yeniden greceimize eminim." Olduka aydnlk bir akamd. Ar hava ak arazideki kampn zerinde adeta bir an andryordu. Dizanteri, ter, kirli amar, rm yara, yal lahana orbas ve u anda soumu barutun eki kokusu tpk bizim zsba'nm yaknlarndaki kk gln slkleri gibi, insann vcuduna yapyordu adeta. Rus askerleri sanki ovann br ucuna, gnein batt yere kadar kamp kurmu gibiydiler. Kirli ve yrtk niformalar iinde yumuak imlere uzanmlar, zerinde ar tencerelerin asl olduu kamp ateini seyrediyorlard. Rus mparatorluu'nda konuulan tm dillerde bir eyler konuuyorlar ya da zar atyorlar -zira ar bu oyun dnda tm ans oyunlarn yasaklamt- silahlarn temizliyorlar, 153

kk yaralarn inceliyorlar, bir para lava ekmei ya da tahta kakla kat orbalarn kaklyorlar ve litrelerce bira ve kvas iiyorlard; ksacas, zafer sonras gnlerdeki akam, larda neler yaplyorsa onu yapyorlard. Endielenmeme neden olacak tandk bir yze rastladm aralarnda: O gn arabacyla iini bozduum kadn, ana Natalya! Daha da iman-lamt; ama kzlarn burada kampta daha iyi dizginliyordu. sveli humbaraclardan sonra imdi Rus askerlerine maalarnn hatr saylr miktar karlnda hizmet veriyorlard. Kn, kstah Tatar'n bir askerle pazarlk ettiini grdm. Aznda neredeyse di kalmamt artk, boynu da irinli sivilcelerle kaplyd. zerindeki pis elbise clz kaburgalarnn stnde emanet gibi duruyor, dekoltesinin iinde meme yerine boluk grnyordu. Ac anlara ramen, bir an, Marienburg kerhanesindeki kzlara acdm hissettim. Benim sonum da rahata onlarnki gibi olabilirdi! Almyazla-r, yaamla lm arasndaki ac dolu bir uzatmadan baka bir ey deildi. Yanlarndan geerken bam yine de hemen nme edim. Bu karlamaya hi ihtiyacm yoktu! ehrin olduu yne baktm. ehir surlarnn nndeki tarlalar ya ezilmi ya da hoyrata hasat edilmiti; ne de olsa ar adamlarn doyurmak zorundayd! Tm ehirde tlecek tek bir buday tanesi, kesilecek hayvan, yolunacak tavuk ve meyvesi toplanacak aa kalmamt. Marienburg'un kendisi hl ayaktayd; ama surlarn ardndan ykselen youn duman bulutunu rahatlkla grebiliyordum. Kla da yanyordu; alevler, evresindeki hl ayakta kalm alak tahta barakalar yalyordu. Ate btn ehri sarmt. Eli ku-landaki geceye ramen -aydnlk akamlar sona ermek zereydi- ehir kapsndan darya oluk oluk akan insan selini grebiliyordum. Hepsi uvallar ya da bohalar tayordu. ehrin zengin sakinleri btn hizmetileriyle birlikte g 154 j- nrlard; ne var ne yok her eylerini kz ve katr arabana yklemilerdi. Yoksullar, sakatlar ve Marienburg'un ktakmysa koltuk atlarna sktrdklar kk bohala-1a onlarn arkasndan gidiyorlard. Onca insann arasnda rlckler de var myd acaba? Rus'un eli yle uzundu ki, na-sl kurtulacaklard? Baklarm doruca ne evirdim. Menikov'un yaveri konumakszn nmde yryordu askerlerin arasndan. Kendimi dimdik tutuyor ve yolumuzun sanda ve solunda bulunan adamlarn satamalarn ve slklarn duymuyormu gibi yapyordum. Her admm bana hl dn sabah, Marienburg'daki olayn acsn hatrlatyordu. Kendimi bizim oralarn knda kurtlarn saldrsna uram gibi hissediyor ve canm yakanlarn krba altnda lm olduunu umuyordum. Dokuz kuyruklu kediyle elli krba; normal bir insan bundan sa kamazd, bunu ere-metyev de ben de biliyorduk. Aleksander Danilovi Menikov'un adrna gelmitik. Yola kmamdan az nce eremetyev'in syledii szler aklmdan kmyordu. Tpk banyoda vcuduma srdm sngerin suyu emmesi gibi emmitim bu szleri. Menikov'un adr akamn solgun nda l sld. Giriin sanda ve solunda mealeler yanyordu yerlere katran aktarak. Sng takm iki asker nbetteydi. ki adam da yanlarndan getiimiz srada hazr ola geti. Refakatim gi-n perdesini kaldrnca bir an afallayarak durdum: Her ey ne kadar da ssl pusluydu! Gen adam burada beklememi syledi ve iinde bulunduum blmeye bir geitle bal olan yan blmeye girip kayboldu. Hayatmda gerekten gzel eyler grdm ilk an o akam olmalyd ve o adrda grdklerim. Elbette benim snrl grgme gre Vassili de zengin-"k ve aaa dolu bir cennette yayordu. Ama abuk reni155 I yordum: Glckler daha alakgnll bir refah iinde iyi amasn biliyorlard; ama onlarn evindeki varoluun^,, rahatlk ve scakl yaamn gzelliklerini ve

holuklar^ kolay alglayabilmemi salamt. Bir daha asla Kreuzberg'(je ailemle yaadm gnlerdeki o yoksulun yoksulu gen ^ olmak istemiyordum. Sava, Menikov'un adrnn giriinde sona eriyordu Gsterisiz sahra yataklar yerine zengin oymal, parlak koy^ renkli aatan karyolalar vard adrda. Daha nce hi gr. mediim bir hayvann altn yaldzl ba oluturuyordu yatan her bir ayan. Bu hayvann yznn evresinde frdolay uzun tyler vard. Sivri dili azlar sonuna kadar akt. Yataklarn zerinde rgden yumuak battaniyeler, bol ilemeli, altn srma pskl ve eritleri olan yastklar ve gm renkli postlar seriliydi. Kamptaki yryten sonra yeniden kirlenen plak ayaklarm yumuak, kaim hallarn iine gmlmt. Menikov'un da eremetyev'inki gibi bir alma masas vard; ama zerinde uzun, altn gibi parlayan amdanlarn yan sra zarif kesimli kristal srahiler ve ok sayda kase, kaselerin iinde scack dumanlar tten ball rekler ve taze meyveler vard. Kaselerin nnde Menikov'un szn ettii haritalar duruyordu; ak, katl, kapal, rulo halinde i ie geirilmi ya da daha salam ktlara sarlm pek ok harita. Biraz daha yaklatm. Ernst Glck'n ders odasnda da harita grmtm phesiz. Vayna'nm akntsn ve byk ehirlerimizin konumunu biliyordum. Sava patlak verdiinde, papaz tpk bir cephe komutan gibi, bir arpmayla ilgili her yeni haberde madur durumdaki ky ve ehirlerin zerine raptiye batryordu. Menikov'un ak duran haritalarnn zerinde verevine duran altndan bir ty kalem tutucu ve ucu yeni sivriltilmi bir tj' kalem duruyordu. Yanndaki mrekkep iesinin az akt. Kalem tutucu156 elime aldm, parmaklarmn arasnda hafife evirip burma gtrdm. Taze mrekkep bilgelik kokuyordu. Byle- Kir altn kalem tutucu, babam parman bile oynatmasa lemi rahatlkla en az be yl geindirebilirdi. Onu gerisin eriye yaz masasnn zerine koydum. Tam o srada birinin beni gzetlediini hissettim. ekinerek yukarya doru baktm ve bir adamn boyalarla sabitlenmi dik baklaryla karlatm: Menikov'un yaz masasnn zerinde yalboya bir resim aslyd. rkerek bir adm geri attm. nsan yznn byle resmedildiini o gne kadar yalnzca bizim isba'da. asl duran Aziz Nikola tasvirinden biliyordum, bir de Ernst Glck'n kilisesindeki Kutsal l resimlerinden tabii. Ama bu resimdekinin bir aziz olmad besbelliydi; aksine kanl canl bir insan! Korktum; nk, Tanr'ya kfr deil miydi bu? O kadar gerekti ki! Koyu renk sal, yuvarlak ama sert yzl bir adamd resimdeki. Iltl mavi gzlerinin bak dorudan gzlerimi deliyordu ve adra girdiim andan itibaren eminim beni gzetlemiti. Savruk, koyu kalar gzleriyle hayret verici bir tezatlk oluturuyordu; salar ve Alman usul ince by gibi bu kalar da kapkara denecek kadar koyu renkliydi. Burnu biraz byk gibiydi; ama yana doru zarife kvrlan az bu kusuru rtyordu. Gzel bir adamd. Altn ve gmten gs ve kol zrhlar taknmt; zerinde beyaz bir palto, gkyz renginde bir earp vard. Elinin biri bir klcn zerinde duruyor, dieri amirane bir edayla, tepesinde krmz tyler olan bir miferin siperine uzanyordu. Resmin bir kesine iki bal Rus kartal izilmiti. Bu kartal Marienburg kaplarnn nnde asl duran binlerce bayran zerinde dalgalanrken grmtm. Resmi daha iyi inceleyebilmek iin bam yana doru yatrdm. Tam bu srada arkamda keskin bir kadn sesi duydum. 157 "Eee, syle bakalm, kk kz, ar'mz beendin mi?" Hzla ve kzarm bir suratla arkama dndm. Arszc, etraf kartrrken yakalanm olmak istemezdim. Karo-line Glck nasl derdi? Merakn gnah. Dner dnmez de aknlktan nefesim kesildi. Orada, karmda duran kadn kadar gzel ve ssl bir varln olabileceini asla tahmin edemezdim! Gayri ihtiyari kirli ayam dieri, nin altna ittim ve basit, kaba, keten eteimle gizlemeye altm.

Kk hareketimi grm olmalyd, byk, gzel aznn kenarn alayc bir ifadeyle aaya bkt. Pasakl bir kyl kz gibi grnyordum herhalde ona. O ise plak omuzlarna parltl bir krk gibi den dolgun buday sars salarna iki tane inci toka takm, mavi ipek kumatan dikilmi Alman kesimi bir elbise giymiti. Bedenine darack oturan elbise yuvarlak, dolgun memelerinin neredeyse yansn akta brakyordu. Sa memesinin ucuna yakn bir yerde, her nefes al veriinde kstaha inip kalkan kk bir bene taklmt akn gzlerim. Ar ar ve kontrol edercesine evremde bir daire izdi. Her hareketi glle kark adn bilemediim ar, batan karc bir koku brakyordu havaya. Derken yaratt sihri bir anda kendi bozdu. Elbisenin dirsekte bir dantel frfrla sonlanan darack kolundan bir mendil kard ve onu abartl bir irenmeyle kk, sert kemerli burnuna tuttu. "Kz sen eek pislii ve lam kokuyorsun! Aman Tanrm, Menikov seni bu halinle adrna m aryor? Endielerim vard zaten; ama seni grnce... h! Yal akbaba eremetyev'e bir eytanlk dnd anlalan! Yoksa baygn baygn yzne filan m baktn?" Son szleri sylerken iyice yzme yaklat ve mavi gzlerini gzlerimin iine dikti. Sesimi karmadan bam iki 158 a salladm. Eek pislii gibi kokabilirdim, ne bileyim, irmesine yan aklarm da kirli olabilirdi; ama beni tuzaa dr izin vermeyecektim. "yi- nk bunu yaparsan, senin gzlerini oydururum. Bunu yaparm. Ben her eyi yapabilirim. Bu onu keyiflendi-ir Hatta byk olaslkla seyretmek de ister." Beni zmt. adra daha yeni girmitim; ama beni en kaba tehditlerle karlamt. Bu kadn Menikov'un nezdin-deki konumundan -slubu yznden bir an bile tereddt etmeden bunu anladm o kadar da emin grnmyordu. "Sen Darya Arsenyeva msn?" diye sormakla yetindim bu nedenle. "Adm nereden biliyorsun, pasakl kz? Taral!" diyerek beni azarlad. Gzleri akmak akmakt. Ona glmsedim. "General eremetyev bahsetti bana senden. Senin gzel ve kudretli olduunu ve Kont Menikov'un sana fena halde abay yaktn syledi." Yz hafife yumuad, imdi o da bana glmsyordu: "Konumasn iyi biliyorsun, kz. Belki de hi de o kadar aptal biri deilsin! Marienburg'dan m geliyorsun? Adn ne? Kampa nasl geldin?" Eliyle zarif bir ekilde yerdeki byk minderlerden birini gsterdi ve zerine oturduk. Ayaklarm post ve rtleri kirletmeyecek ekilde uzattm ve ona hikyemi anlattm; ama bu sabahki olaylar zetleyerek. Konumadan beni dinliyor, arada bir biraz rek ve meyve alyor, ikisini birden yle yava ve hazla yiyordu ki adeta yakk almyordu. Ne var ki, bir ey demesine frsat kalmadan adrn yan odasnn giri tentesi ald ve Menikov yanmza geldi. Gayri ihtiyari toparlandm. Darya ise mark bir kedi gibi, istifini bozmad. Menikov'u, aaya drd ipeksi kirpiklerinin gerisinden seyretti. 159 "Hah, eremetyev'in kefi de gelmi ite! Kzmz Martha. ok iyi! Houna gitti mi, Darya?" diye sordu sevgilisine cilveyle. Kadn pembe azn hafife aralayarak ve kaburgama yumuaka dokunarak, "Fena deil. Belki biraz fazla yapl" dedi. "Peki, onunla ne yapacaz?" diye sz srdrd Meni-kov. "adrn sana ait kesi fena olmaz, diye dnyorum. Senin yatanda yatabilir, sen benim yanmdayken ve benim..."

Darya, hi beklemediim bir ekilde, tpk bir sincap gibi hzla yerinden frlad ve dantel mendiliyle Menikov'un azna serte vurdu. Demek ki byleydi! Adam sanki dilini yutmutu; ama yz fkeden kpkrmz olmutu. Darya konumaya baladnda sesi sakindi. "amarhanede alabilir. Orada her zaman fazladan birine ihtiya oluyor!" Ayaa kalktm ve bam edim. Anlamtm: Meni-kov'dan uzak duracaktm. Darya'y endielendiren tek ey buydu. Menikov itiraz etmeye alt; ama kadn onu yan blmeye doru ekti. Yrrken arkasna dnp bana sahte ve yumuaka glmsedi. "Yaknda grrz, Martha. Sana amarhaneyi gstersinler. Burada, ana adrda yatabilirsin. Sana hizmetimle bir iki elbise gnderirim. stersen zerine uydurulabilir, tabii gerekirse." Bir bakas benim elbiselerimi ayarlayacakt! Teekkr iin reverans yaptm. Darya eteklerini toplad; ayandaki ilemeli kk terliklerini grdm. Ar gl kokusu, kadn kt halde adrda asl kalmt. Bylece amarc oluvermitim. Gndzleri amarhanede alyor, generallerin ve sefere katlm ok sayda soylu beyefendinin gmleklerini ykyordum. Byk Kuzey Sa160 valar'nm balamasna daha yllar varken Petro Moskova'nn kkl ailelerinin oullarn devlet hizmetine armt- Bu, imdi askeri hizmeti de iine alacak ekilde geniletilmiti- Rusya'nn en gzde ailelerinin gen fidanlar kampta Baltk gneinin altnda iki seksen uzanyorlard. ar'm, tebasndan istedii hizmet ok ard: Adamlarn birou yllarca ailesini, evini barkn gremiyordu; zira akl almaz mesafeler evlerine ksa sreliine de olsa gidip gelmelerine imkan vermiyordu. Yaz sonu gnei tenimi daha da koyu ve mat hale getirdi. Darya'dan ok ey reniyordum; nasl giyindiini ve nasl davrandn dikkatle izliyordum. zellikle de Meni-kov'la baa kma tarz beni hayrete dryordu. Kadn korku nedir bilmiyordu sanki. Gn boyunca alakgnll bir uysallktan marka bir kstahla, oradan kaba saba akalara geiyor ve ne zaman ne yapaca kestirilemez artc bir karm sergiliyordu. yle ki, sanki Menikov onun bir sonraki admnn ne olacandan emin olamyordu; bu da kendisini ona balyordu! Bana gzelliimle ilgili verdii tleri sonsuza dek dinleyebilirdim. Dudaklar yumuak ve parlak olsun diye bal ve yumuak balmumu karm sryordu. Salarn memleketinden getirdii papatyayla ykyordu; ama suyun iine daha nce grmediim yabanc bir meyvenin suyunu da ekliyordu. Darya bu meyveye limon diyordu ve keskin z tenini de temiz ve beyaz tutuyordu. Bu uzunca, sar meyveyi ilk grdmde, Darya meyveyi srmam istemiti. Eki tadndan tr yzm buru buru olunca tiz bir kahkaha atmt. Tenini yumuak tutabilmek iin sabahlar her yerine kaymak sryordu a.ma bunu Menikov adrda olmad zamanlar yapyordu; nk bu haliyle bir cye benziyordu. Ayrca, ok uzaklardan, ad Venedik olan gneydeki bir ehirden gelen ve ol161 duka pis kokan gri bir krem gstermiti bana. yle pahalj bir kremdi ki, onu srekli kilit altnda tutuyordu. Ama bij pis kremi vcuduma srmeye zaten hi niyetim yoktu. stelik bir hizmetiden bu kremin cilde zararl olduunu duymutum. Bunu mr boyu kullanm yal MoskovaU kadnlarn rtlerinin altnda bizim ehrin surlar dibinde yaayan ayaktakmnmki gibi derileri varm gya. Darya ayrca bana, almaktan yen ve kzaran ellerimi zeytinyayla ovmam ve salarm da birayla durulamam salk vermiti. Dnyorum da, birka yl ncesine kadarki yaammda bira bir tek bayram gnlerinde olurdu! Bir damlasn bile ziyan etmememiz gerekirdi, yoksa babam bizi bir gzel benzetirdi; oysa imdi salarm duruluyordum birayla!

Gelgelelim beni en ok Darya'nn Menikov'un Moskova'daki saray yaamyla ilgili anlatt ykler etkiliyordu. Anlalan orada her gn bir eyler kutlanyormu. Krem-lin'in saray takvimi kutlama yapmaya elverili deilse, insanlar gizli kt oyunlarnda, iki aleminde ya da dansta bir araya geliyorlarm. Sava ve Moskova'dan uzak kocalar kadnlarn neesini daha da artrm. Petro, kadnlar hapishaneden farkl olmayan terem'den kard ve imdi erkeklerle birlikte kutlamalara katlp elenmelerini istiyor, diye anlatmt Darya. Kadnlarn nee iinde glmesini, kremlenip sslenmesini ve tpk Versay'dakiler gibi davranmalarn istiyordu Petro. Bartsne ve kapal kaplar ardnda yaamaya son! Onlara artk boyarini Boyar kadnlar da demiyor-du; aksine, Fransa'daki rnekleri gibi artk Baha'lardan sz ediliyordu. Moskova'nn eski sakinlerini derinden sarsmasna armamal: Artk eski usul kyafetler giymek, olan ocuklarn okutmamak ve kzlar terem'lere kapatmak sutu! Darya'nn alayc bir ifadeyle anlattna gre ar ve Meni162 kov ayin srasnda, herkesin gz nnde pipolarna ttn doldurmular! Gnn birinde Moskova'y kendi gzlerimle grmek istiyordum! Darya'nn aklnn kart ve zgn olduu anlar da oluyordu. Byle zamanlarda, tereni A. ald eitimle en akrak elenceler, iki, derin dekolteli elbiseler ve aikr zevk dknl arasnda bocalyordu. "ocukluumun Moskova's yok artk, Martha. Bu ok zc; yazlar geirdiimiz iftliimizden k mevsimi iin ehirdeki saraymza gelilerimizi hatrlyorum da... Biz kzlar anne ve teyzelerimizle bir tahtrevanda oturur, kapal perdelerin ardndan bakardk sokaklara! Ama ne sokaklar,.grmelisin! Moskova o zamanlar dnyann merkeziydi! ehir ok uzaklardan bile insann nefesini keser! ehir btn bir ovay kaplam gibidir! Yzlerce kubbe ve kule adeta gkyzne uzanr. Alak tahta ve kerpi barakalarn yan banda tatan yksek evler dizilidir pe pee! Renkli bir curcuna ve oradaki insanlar... artk hibir yerde eski Moskova'daki kadar gelenek, grenek ve canllk yok!" "Peki ama senin ocukluunun Moskova's artk niye yok, Darya?" diye sordum hayretle. "ar yeni bakentini ina etmeye kalknca ne olacak asl?" diye sordu fkeli bir ses tonuyla. amtm. "ar yeni bir ehir mi kuracakm? ylesine, hi yoktan m var edecek? Nerede, ne zaman? Peki nasl? Yoksa imdi mi, savan tam ortasnda m?" Darya bir an iin kendine olan gvenini yitirir gibi oldu ve pek de iime yaramayan ters bir yant mrldand. Bu gizemli ehirle ilgili baka soru sormadm. Ama ar'm tebas-na sald derin gvensizlik ve paralanmlk duygusunu kavramtm. En yakn evresi bile onun kararlarndan kor163 kuyorsa, kendilerini kendi lkelerinde ou zaman bir ya_ banc gibi hissetmesine yol ayorsa, o zaman kk ehirde-ki esnaf, ya da bozkrdaki kyl ne yapacakt? Ne var ki, Menikov'un adrnda da zaman abuk gei, yordu. Her akam bir kutlama oluyordu! Ertesi sabah da prens ve generaller iin bir ayin dzenleniyordu. kinci bir ayin ak arazide askerler iin dzenleniyordu. Menikov'un adrnda, ar'm resminin yannda bir sr de ikona vard-gelen konuklar, adra girer girmez, bu ikonalarn nnde eski geleneklere gre eilir, parmakla ha karrlard. Ama ne zaman iten kp adra gelsem, nee dolu ve kr ktk sarho bir grup bulacam biliyordum burada. Bu ardndan atl kovalyormuasma lgn nee, savan sorunlarn ve kapdaki zorluklar bir an unutmay salyordu. Yaam sabah sona erebilir ve Tanr'yla Aziz Nikola'y zamanndan nce grebilirlerdi! Sylentilere gre, ar bir sonraki sefer emrini oktan vermiti; ama hedef henz gizliydi.

Ne diyebilirim ki; kutlama ve enlikler beni ok mutlu ediyordu! ok az uyuyordum ve neredeyse meclise katlan tm erkeklerden daha ok iebiliyordum. Akamlar uzun, amatal ve elenceliydi; arap, bira ve votka su gibi akyordu. Kimse, yoksul ikisi kvas imiyordu. Cceler, bodur v-cutlaryla elenenlerin arasnda ember evirir, eitimli kpekler insanlarn azna yiyecek verir ve alev tekerleklerinden atlarlard ve sk sk biz kadnlar, erkek kyafeti giyerdik, erkekler de kadn klna girerlerdi. Bizim kyafetlerimizi giyen erkeklere oranla biz kadnlar daha batan karc grnrdk! Erkeklerin gs kllar dekoltenin grntsn bozar ve geni omuzlar elbiselerin dar kollarn patlatrd. Ama onlarn bu grntleri karsnda byk amata kopard. Erkek kyafeti giymek houma giderdi. Dize kadar inen pantolonlar ve zarif oraplar dolgun, kavisli kalam daha 164 belirginletirir ve uzun bacaklarm daha da uzun gsterirdigu enliklerde Menikov'a gre yeterince imeyen biri hrsa, patlayana kadar imeye zorlanrd. Biri talihsizin e-esini zorla aar ve baka biri izmeler dolusu bira ve votka hosaltrd boazndan aaya. Menikov ve bizler seyredip Hulardk. Menikov boulmakta olan ve fokurdayan kurbannn erefine kadeh kaldrr ve meclise seslenirdi: "Gerek bir Rus'a gerek bir sarholuk iin dokuz gn lazmdr! gn sarho olmak iin, gn sarho kalabilmek iin ve gn de tekrar aylabilmek iin!" Alklar, hep bir azdan da tempo tutardk: "Dokuz, dokuz, dokuz!" Istrap iindeki mecburi iici kurtuluu baylmakta bulur, srklenerek adrna tanrd. Kutlamalara kampta rtbesi ve unvan olan herkes katlrd: Ty bitmemi Boyar oullarndan tutun Petro'nun acmaszca bir de savaa gnderdii yal, saygdeer prenslere kadar. Benim ve Darya'nn dnda baka kadnlar da katlrd iki alemlerine; Marienburg'da kalm orospular ve imdi Anne Natalya'nmki gibi hizmetlerini Rus askerlerine sunan kzlar ve sefere gerek kantinci olarak elik eden kadnlar. Ayrca Marienburg nlerindeki son gnlerimize doru Moskova'dan Darya'nn kz kardei Varvara ve Menikov'un kz kardei Anna da gelmiti. Anna Menikova pek de gzel bir kadn deildi. Kardeinden ald ve erkeksi bir etki yaratan hatlar nedeniyle yz kaba ve uyumsuz grnyordu. Ayrca Moskova tarz makyaj yapyordu ki, bu da ilk bakta onu daha da korkun gsteriyordu. Yz kire beyaz bir pudra tabakasyla kaplyd. Dudaklarn zincifre krmzsna boyam, yanaklarna da ayn krmzdan iki tane yuvarlak leke kondurmutu. Kalarna ve 165 kirpiklerine siyah boya ekmiti. Bu kadar makyajla yzni}n aslnda neye benzediini anlamak gleiyordu! Yine de, A.n, na Menikova herkese kar dosta davranyor, hayli sekin giyiniyor ve korsesinin, fndk memelerini hep yukarda tutmasn salayacak ekilde, dimdik geziyordu. Akll bir kadnd Bir eyll akam ar bir perdenin nnde kadnla birlikte oturuyordum. Ruslarn kampna geleli yalnzca bir ay olmutu ve erkekler arasnda bir huzursuzluk balamt Harekat tarihi yaknd. O akam kk bir grup toplanmt ve konuklarn arasnda istisnai olarak eremetyev de bulunuyordu. Anna Menikova bir dilim nar gibi kzarm kaz cieri ezmesi ve bir salkm zmn ardndan zenle parmaklarn sildi, koyu biradan bir yudum ald ve iki omzu zerinden etrafa hzla gz atarak bizi kimsenin dinlemediinden emin olmaya alt: "Duydunuz mu? Anna Mons..." diye balad szlerine gizemli bir ifadeyle. Arsenyeva kardelerin ikisi de tek bir szck bile karmamak iin boyunlarn ne doru uzattlar. "Hayr, neyi? Hadi syle? Ne olmu ona? Petro ondan bkm m?" diye merakla bilgilenmeye altlar.

Anna olumlar tarzda ban sallayp, fsltsn duyabilelim diye biraz daha yaklat. Ben de Anna'nn ran'dan getirttim dedii ar parfmden srmtm. "Evet yleymi! Ben Aleksander Danilovi'in yalancsym, Petro'ya gna gelmi! Ona koca aryormu! Koca! Anna da kz kardeler de glmeye ve ellerini rpmaya baladlar. "Bir koca istiyorsa tabii! Onca yl Petro'ya bir ocuk veremedi! Tundra als gibi verimsiz kt Alman! Dediklerine gre kz kardeini Pet-ro'nun koynuna sokmaya alyormu! Yosma, ne olacak! Babas altrm orospulua!" Sze ben de kartm. "Aaa, Anna Mons'un bir de kz kardei mi var?" 166 "Bir mi? Bu Monslar Moskova'daki Alman mahallesinde-. oilerden beterler! Herhalde Almanya topraklar bu kadar rdei doyurmadndan Moskova'ya geldiler! Ama her bir cUk dierinden gzel; akll tilkinin, yal Mons'un hakk-! vermek gerekirse! Ama kendisi gece kadar irkin. Anna'y daha gencecik bir kzken gm tepsiyle sundu ar'a! Anna olmasayd, altn baldrlar, altn salar olmasayd, arie yevdokiya hl Kremlin'deki terem'de olurdu! Gen bir ada-mn bilmesi gereken her eyi Anna retti ona. Ama imdi onu da sepetliyor! Ve kz kardei ondan daha gzel; yle gzel elmack kemikleri var ki, salar da gneten daha parlak! Memeler desen ayn stanneninkiler gibi ve beli kolum kadar ince." Darya bu benzetme srasnda yzn ast. "Ah, hayr! Bir eyler yapmalsn!" diye bard Varvara Arsenyeva. "Petro'yu ele geirmesine frsat verilmemeli! Sen de biliyorsun ki, eer..." Ama son anda szn kesip azn gizlemek zere yelpazesini hzla sallamaya balad. Anna Menikova ona uyaran bir bak att ve sonra omuzlarn silkti. "Oda hizmetisine rvet vermeye altm. Anna Mons'unkini kandrmak daha kolayd, iin dorusu. Alman kadn ocuk sahibi olamadysa bunda benim de paym yok deil!" kz yeniden glmeye balad; ama Menikov emrivakiyle Arsenyeva kardeleri arnca grubumuz ne yazk ki dald. Gzel kzlarn birini bir dizine, dierini teki dizine oturttu, elbiseleri zerinden omuzlarn okad, ellerini dekoltelerinden ieriye sokup dolgun memelerini almakta olan mziin ritmiyle sallamaya balad. Anna Menikova benim yanmda kalmt ve susuyordu. Menikov imdi de Varvara'yla Darya'y birbirine yaptrmt; iki kz karde oradakilerin alk ve arklar eliin167 de pmeye balamlard. Mumlarn aydnl kadnlar yumuak bir n iine daldrmt ve elbiselerinin ipe&j her hareketlerinde batan karc bir ekilde parldyordu evrelerinde oturan erkeklerin gzlerindeki ehveti okuyabiliyordum. "Anna; ama onlar karde!" diye fsldadm aknlk iinde. Omuzlarn silkmekle yetindi. "Arsenyevalar vahilikle-riyle ve azgnlklaryla tannrlar. Erkek kardelerinin yatan bile paylamlar, dendiine gre babalarmnkini bile... Yapmadklar kalmamtr. Bu yzden de kardeimin ok houna giderler... ve de ar'm. Byle kark zamanlarda yeni birileri gerekir ve herkes kendi yerini arar. Her eyin yerli yerine oturmas da yz yl bulur" diye fsldad, gzlerini adrn ortasndaki lden ayrmadan. "ar'm da houna m gidiyorlar?" diye sordum temkinle. Bakn hele! Kurnaz Darya'nn gz bizim tahminimizden de ykseklerdeydi demek? Anna bana dosta glmsedi. "Sen dorusunu yapyorsun, Martha; bir kadn gibi iyi dinle ve bir erkek gibi elen! Varvara ve Darya'ya gelince, onlar kardeimin ikisinden biriyle evleneceini umuyor. Ama her ikisinden ar da holanyor. Onlardan ne istiyorsa yapyorlar. Onunla ve birbirleriyle. Eer Anna Mons'u gnderecek olursa, o zaman ikisinden biri Mons'un yerini alabilir. Gerilimin nedeni bu! Bakarsn kz kardeler arasnda gerek bir savaa da tank oluruz!"

adrn lo karanlnda grebildiim kadaryla, sinsice glmsyordu. Gzleri ldyordu. "arie Yevdokiya kaztlm salaryla manastrda oturduu srece ikisinden biri olabilir. Ya da bizlerden biri..." diye ekledi ardndan. "Yevdokiya, Aleksander Danilovi ve benimle ayn masada oturna168 vanamazd. imdi kendisine aptal rahibeler ve bir iki fare refakat ediyor." ga szlerin ardndan kalkt ve beni adrn giriindeki ntenin altnda yalnz brakt. imizden biri ar' fethede-u'lir derken kendini kastediyordu? Kukusuz Menikov'un Ykseliinin ahikas olurdu bu. Kz kardei Rusya'nn ari-ces Menikov onu Moskova'dan bu yzden mi armt? ar yaknlarda myd? Gecenin ge saatleri deildi; ama ben imdiden ok yorulmutum. Ne yapsaydm acaba? Darya ve Varvara'nm karlkl birbirlerinin gslerini okamalarn ve Menikov'un, onlarn her bir pcnde tempoyla alk tutmasn seyretmeye devam m etseydim? Rahatszlk duyuyordum; nk byle uygunsuz davranmalarn ahlakszca buluyordum. Birden, elenenler arasnda Boris Petrovi'i grdm ve yanma gitmek iin kalktm. adr direinin glgesinde tek bana oturmu, ban bir yasta dayamt. nnde hi dokunulmam tepeleme dolu bir tabak ve bir srahi bira duruyordu. eremetyev ll adamd. Menikov'un atafat dknl ona aykryd, bunu hissediyordum. adrdaki her eyi, herkesi inceliyor sonra iine kapanp trnaklarn seyrediyordu. Ayaa kalktm srada, adra doru gelen heyecan dolu sesler iittim. Geriye dndm kmak zere; ama tam o srada adrn giri tentesi yzme yle bir arpt ki, arkaya doru tkezledim ve bir an nefesim durdu. adr direine tutunarak durabildim. Gzmn nndeki yldzlarn mziin ritmiyle dnmeleri dindiinde, yaz masasnn zerinde asl resimdeki adam duruyordu karmda: Petro, tm Ruslarn ar. Mumlarn yumuak nda dikiliyor ve zerimde uzun bir glge oluturuyordu. 169 aknlktan bir para sendeledim ve hemen beni dirseimden kavrayp, Almanca, "Aman, gen bayan, sakn bayl_ mayasn imdi! Eminim sana hl ihtiya vardr!" dedi. Uzun boylu bir kadn olduum halde ancak omuzlarna eriiyordum. Bana dev biri gibi gelmiti; ama ayn zamanda o ksack sre iinde, beni skca tutan elinin hayli kk olduunu fark ettim. Bana glmsedi, kolumu samimiyetle yoklayarak skt ve adra girdi. Hafife geri ekildim, olup biteni yeni yeni anlamaya balyordum. adrn ortasna geldiinde, masada bir an iin sessizlik oldu. Ardndan erkekler sevin gsterisinde bulundular, bartlar, yeni ielerin mantarlar patlad, mzisyenler daha hzl, daha vahi ve daha yksek sesle almaya baladlar. Kyl usul, topuklarmn zerine ktm ve olup bitenleri kemden izlemeye koyuldum. ar, Prens Sotov'u, Go-lovkin'i, Narikin'i ve Trubetzkoy'u selamlad. Ardndan dosdoru arkada Menikov'un yanma gitti. Menikov, Dar-ya ve Varvara'y bir kenara itip Petro'yu kucaklad. ar yksek sesle ve beni artarak yine Almanca bard: "Kardeim! Canm! Seni zledim! Sensiz hibir eyin tad olmuyor!" Menikov ondan aa kalmad: "Benim Sevgili ar'm! Sensiz geen gnlere yazk!" eremetyev'in hi sesini karmadn ve alayl bir edayla dudaklarn bzdn gryordum. Ona doru szldm ve yanma oturdum. Heyecanla ar'm etrafn kuatanlar iinde tekrar yerine oturan az sayda kiiden biriydi. Petro ve Menikov sarma dolatlar, birbirlerinin san okuyor, birbirlerinin omuzlarna vuruyor ve birbirlerinin nefeslerini ekiyorlard ilerine. Masadakiler ikisinin erefine srahi ve kadehlerini kaldrdlar. Arsenyeva kardeler de birlikte nlediler:

"ar sen ok yaa!" 170 I "Marienburg'un galibine! sve solucanlarna lm!" "Kuzey Sava'nn erefli bir sonla bitmesine!" eremetyev biray neredeyse genzine karacakt; dosta srtna vurdum. Ardndan akayla kark: "Marienburg'un gerek galibinin kim olduunu ben biliyorum, Boris Petro-vi, zme cann" dedim. Yant vermedi, aksine ac bir ekilde dudak kvrd. "Ne yazk ki, Menikov kadar gzne giremedim ar'm! stersem on savatan galip kaym, Aleksan-der Danilovi onun en yakn ve can yolda olmaya devam edecek!" Sesi gerekten zgn kmt. "Ben onun dostu deil, yalnzca iyi bir Feldmarealiyim. Bunun ne kadar zor olduunu bilemezsin. Oysa ar' btn kalbimle severim ve onun iin gerekten canm veririm!" Ona acdm. "Petro ve Menikov nereden tanyorlar? Menikov ar'a yakn soylu bir aileden mi geliyor?" eremetyev bir kahkaha att; ama sesi acl yankland. "Bu uzun zamandr duyduum en iyi aka, Martha! Menikov... Hayr, aslnn ne olduunu kimse doru drst bilmiyor. Btn izleri silip spryor ve ykseldike, doumuyla ilgili en ufak imay cezalandrr oldu. Sonradan grmenin nde gideni o!" "Peki ama, birbirlerini nereden tanyorlar? Bir ar'la byle kolayca nerede tanlr da gnl fethedilir?" diye sordum. "imdiki gibi zamanlarda her ey mmkn! Bugn kyl ve yabanclar Rus soylularndan daha kolay kazanyor ar'n kalbini, onu da syleyeyim! Ve elinden gelse ar utanmadan u yosmalardan biriyle, Menikov da dieriyle evlenecek!" enesiyle nmzdeki grubu iaret etti. len devam ediyordu ve Petro'yla Menikov Arsenyevalar' bellerine kadar soymulard. Menikov'un, Varvara Arsenyeva'nm koyu pembe meme ularn emdiini gryordum. Bam te ya171 na evirdim. Bana Johannes'in kollarnda hissettiim hazz hatrlatyorlard. Tekrar o yne baktmda, Petro Darya'y omuzlam masadaki kutlayclarn ateleyici nidalar eliinde komu adra gidiyordu. Menikov da srtarak Varva-ra'y ekeliyordu ardndan. nce eremetyev'e sonra da kendime bira doldurdum. Artk rahata konuabilirdik. Kalarn yukarya kaldrd: "nanlmaz birisin, Martha! Her akam beygir gibi iiyor ve adam gibi eleniyorsun ve hl ilk gnk kadar gzelsin! Umarm uzun yllar korursun bu gzelliini! Sana gnn birinde sahip olacak erkek bunun kymetini bilecektir!" Evet, beni biri isterse, diye geirdim iimden sessizce, bir yandan da eremetyev'e glmsedim ltyla ve kadehimi erefine kaldrdm. O da kadehini benimkiyle tokuturdu ve Menikov hikyesine kald yerden devam etti: "Aleksander Danilovi'in kkeniyle ilgili bir yn dedikodu var. Gnn birinde unvanlar hepimizinkini geecektir eminim! imdiden imparatorluk iinde bir imparatorluk kuruyor kendisine. Preob-raenskoye sokaklarnda brek satcs olduu syleniyor. Petro ve o bir meyhanede arbede srasnda tanmlar. Babasnn Petro'nun alaynda maala alan biri olduunu ve olunu, ayn yerde topuluk renen gen ar'la yan yana getirdiini syleyenler de var. Her naslsa, yapk ikizler gibiler ite!" eremetyev burada iaret parman orta parmann zerine koymutu. "Menikov doumuyla ilgili aka yapan herkesi krbatan geiriyor. Daha geen hafta Prens Lo-puin'in bana geldi. Ve zavall arie Yevdokiya Lopuin ailesinden! Akl almaz bir zgrl var adamn ve ikisi her zaman, her yerde birlikteler" diye aklad bana. "Her zaman? Duyduuma gre, onunla..." szn kestim merak iinde.

172 "Ne?" Serte bana dnd. "O gzel kulaklarna dikkat et, gnn birinde istemediin eyler duymasnlar ve kulaklarn kesilmek zorunda kalmasn! Menikov'la ar'mz arasndan su szmaz; ama Efendimiz'in adna bu ekilde leke srecek kiiyi cezalandrmasn Tanr'dan bizzat ben isterim!" Sesimi kestim ve mahcup bir halde biramdan bir yudum aldm. Yattrc bir ses tonuyla srdrd konumasn. "Ama insanlarn byle aptalca eyler konumasna armamal! Her yerde birlikteydiler, hatta Asov seferinde ayn adr paylamlard! Ve Avrupa'daki byk gezi srasnda, Menikov Almanya, Hollanda, ngiltere ve Avusturya'da Petro'yla birlikteymi! Hatta gemi yapmn da Hollanda'daki tersanede ar'la birlikte renmiler ve ayn oday paylamlar; be yl nce yurda dnp hazirandaki ayaklanmann ardndan Strelitzler'in kafalarn uurmazdan evvel. Yzlerce Strelitz'in kafasn kendi elleriyle kesmiti! Belki Petro onu bu yzden ok seviyordur..." "ar onu bu yzden neden sevsin ki?" diye sordum hayretle ve eremetyev'in tabanda duran kzarm slnn bir buduna uzandm. Derisine bal srlmt ve altn sars, tatl kabuun altndaki et yumuak ve pembeydi. Meni-kov'un adrndaki lezzetli eylere kar koyamyordum ve kampta bulunduum u birka haftada korsem iyice gerilmiti. "Bunu sana nasl anlataym, uzun zaman nceydi..." diye ayak diredi eremetyev; ama devam etti. "Getiimiz yzyln seksenli yllaryd, Sofia'nn hkm srd sralard, hatrladm kadaryla. Strelitzler o yllarda elli bin adamla, Rusya'nn en gl alayyd! Saflarna katlmak iin o alaya mensup birinin olu olmak gerekiyordu ve her biri hali vakti yerinde hatta zengin insanlard. Ama giderek Petro'nun annesi, arie Natalya Narikina'nm ailesinin Bat yanls 173 ak etkisinden korkmaya baladlar. Natalya ar Aleksey'in ikinci karsyd ve ihtiyar ar kadna delice vurgundu. armamak gerek! Sofia'nn annesi ona nur topu gibi, salkl iki kz dourmutu; ama iki olu, Fyodor ve van zayf, hatta miskin yaratklard. Oysa Natalya'nm olu Petro, ocukken bile bir at kadar glyd." "Bunun Strelitzler'le ilgisi ne?" diye sordum eremet-yev'in tabandaki Baltk ringasndan alrken. "ok basit: Strelitzler modern bir ordu iinde tmyle anlamsz hale gelip gzden deceklerini biliyorlar, bu yzden bir gnah keisi aryorlard. Bir bahane bulup Kremlin'e saldrdlar ve Petro'nun annesinin babaln baltalaryla kk paralara ayrdlar ve saraydaki herkesi kk Petro'nun gzleri nnde acmaszca katlettiler! Amcas van Nari-kin'i mzraklarnn ucuna geirip iki gn boyunca ar ar lmeye braktlar. Sonra da cesedi alp kk Petro'nun burnuna dayadlar; annesinin huzurunda ona orospu ocuu diye kfredip onu da ayn akbete uratmakla tehdit ettiler. Ama Petro'yu, o sralar birlikte hkmettikleri miskin vey kardei van' ve arie Natalya'y sa braktlar! Bu, Sofia'nn en byk hatasyd. Onu ldrtmedi; nk onu ciddiye almyordu. Neden, bunu bir trl anlamyorum." Ban sallad, biraz bira iti ve etli ekmei tabandaki slnn kenarndaki krmz yaban mersinlerine bandrd. "Bu ans Petro'ya bugne dein elik etmi; kabuslar gryormu ve imdi burada bahsetmek istemediim daha bir sr ey. Ama ite tam da bu nedenle Menikov'u, drt yl nceki ayaklanma srasnda kendi elleriyle kelle uuran bu adam ok seviyor. Kanl kelleler dizlerine kadar ykseldii halde devam etmiti, srekli devam ediyordu, ta ki katliamdan kollar yorulana ve btn vcudu kan ter iinde kalana dek. Petro onun yanndayd, alyor ve Menikov'u her darbesi 174

iin pyordu. Sanki Aleksander Danilovi teker teker btn canavarlarn yeniyordu." Bir ara daha vermiti. "Ben bunu asla yapamazdm. Asla. gir insann kellesini kendi ellerimle uurmak? Sava alanna hkmediyorum ama bu? Nyet\ Hayr!" Dinlerken tylerim diken diken oldu. Ruslar ne kadar acmasz grnmlerdi birden bana! Vahi yaama tutkusu, korkun gaddarlk ve derin acma arasnda bocalama tarzlar ne kadar tuhaft! Ruslarn ruhunda kararllk ve huzur yoktu anlalan. eremetyev'i teselli ettim: "Hayr, Boris Pet-rovi, sen byle bir eyi yapamayacak kadar iyisin. Sen sokakta tacize urayan kzlar kurtaryorsun. Senin yerinde orada Menikov olsayd, belki de tecavze katlrd, kim bilir?" Yant vermek yerine, yal bir ay gibi homurdanmakla yetindi. eremetyev ve ben gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbete devam ettik. adrda neredeyse yalnzdk artk. Onunla yaptmz konumadan ok ey renmitim ve o benim bir yn aptal sorum karsnda sonsuz bir sabr gstermiti! renmeliydim; yaamm artk Rus fatihinin yaamna balyd. Baka nereye gidebilirdim ki? imdiye kadar, ar'm, lkesine getirdii kstlamalarn sakal ve kyafetle snrl olduunu sandm sylediimde, eremetyev alayc bir ifadeyle glmt bana. Aslnda ar'nn gzlerini aan yapt seyahatleri olmu eremetyev'in dediine gre; imparatorluunun geri kafall grebilmesi iin Sofia ve sevgilisi Prens Golizyn'in daha nceki abalar boa gitmi. fkeyle kendi lkesine, Rus yaamnn her alanna el atmt: elenceye, gndelik hayata, tarma, eitime, dine, ynetime ve zellikle de orduya. Devasa lkeyi, tpk lava yaptmz yumuak hamur gibi yourmaya balamt. Ne var ki, bu ha175 mur onun ellerinde katlam ve katt maya ou kez o kadar kolay kabarmamt. eremetyev'in dncesine gre, svelilerle giriilen lm kalm sava Rus mparatorluu'nu yeni bir aa atlamaya zorluyordu. Petro'nun paraya, adama ve donanma ihtiyac vard, hem de en ksa srede! "Sava tek bana, gelecei ve ilerlemeyi salyor. Bunlarn ynn, hzn ve elbette ki sonucunu belirliyor!" dedi gzlerim neredeyse kapanmak zereyken. "Biraz daha i; Martha, o zaman daha iyi dinlersin!" diye buyurdu ve ben de itaat ettim. Bira beni canlandrmt. "Bir lke bu kadar ksa bir srede emeline nasl ular? Ar ar dnen ve yavaa rmeye balayan eski bir deirmen ark. Derken yeni bir deirmenci geliyor ve hi olmad kadar hzl ve iyi tsn istiyor! arkn tesinden berisinden bir dilinin frlamasna ve eski deirmen tann krlmasna armamal" diye kzd, sesi neredeyse mitsizdi. Tasvir dolu benzetmesi beni gldrmt; ama o hararetle srdrd konumasn: "Petro'nun, halk nasl bir ykn altna soktuunu hayal bile edemezsin, Martha! Bunu hayal bile edemezsin! Eskimi ynetimimiz atrdyor ve btn eklemlerinden krlyor. Biz Ruslar gerek, sert ve btn vatana uzanan ynetime alkn deiliz; kukusuz bizim de Voy-voda'mz, kurullarmz ve vergi toplayclarmz vard! Ama imdi bir de bu kt bamza; iki yldr Petro'nun saysz adama, paraya, planlamaya ve destee ihtiyac var! Zengin ya da yoksul, kle sahibi ya da mlk sahibi her aile ona asker vermek zorunda! Fabrikalar disipline ediliyor ve refah iin yeni kaynaklar yaratlyor. Binlerce alana ihtiyac var, bu yzden soylularnn oullarn yurtdna kovalyor, yeni diller ve grgler rensinler diye! Rusya'da kalan genler bile eitiliyor. Bir donanma kuruyor! Bir donanma! On be 176 i ncesine kadar Rusya'da geminin ne olduunu bilen tek bir insan bile yoktu! Hayr, sana sylyorum, sadece ve sadece savatr Rusya'y gelecee zorlayan. Demir yumruklu ar islerini byle srdrmeye devam etmeli. Her ey ayn anda, btitn

ynlere doru. Tpk bir pire sirki gibi. Bylesi ok daha iyi) varsn Rusya ona ancak yz yl sonra kran duysun!" diye bitirdi szlerini dokunakl bir ekilde. "Ama sava sona erdi! Galip geldin ya!" diye bardm. Gld. "Marienburg'un ne nemi var, Martha! Hedef ok daha byk! Klar donmayan bir limana kavuma, Bat'ya ynelme, dier byk glerle ittifak iin; Kari ve Petro yaad srece savamaya devam edilecek. Sonra bir yirmi yl daha srer. ar'n ne kadar ileri gidebileceini tahmin edebiliyor musun? Narva'daki arpmadan sonra Rus toplaryi-tirildiinde, onun ne yaptn biliyor musun?" "Hayr" diyerek bam salladm. "Rusya'daki kiliselerin anlarn toplatt, eritti ve yeni toplar dktrtt! ar'n demire ihtiyac var, anlar verin! Ana kilisenin kutsal anlarn! Byle bir insan ne durdurabilir sence?" adrda yalnz olup olmadmzdan emin olabilmek iin evresine baknd ve ardndan sesini hafife kst: "Yetmezmi gibi, bir de u deli samas yeni ehir kurma plan..." Cmlesini tamamlayamad. Komu adrn tentesi kalkt. ar'd darya kan, pantolonunu dzelterek ve terden slanm gmleini kuana tktrarak. Bo adrn yar glgeli ortamnda bizi fark etmemi miydi, yoksa grmezden mi geliyordu? Onun gibi bir insan, herhalde asla gerekten yalnz olmazd, diye geirdim iimden. Solgun k yzn glgeliyordu. Iltl, mavi gzleri anlalan iyice yuvalarna gmlmt. Gmleinin koluyla alnndaki teri silip burnunu ekti. eremetyev ve ben hi kprdamadan, sessizce duruyorduk. rkek bir hayvan gzetliyor gibiydik. ar geni ve ra177 hat sandalyelerden birine oturdu ve bacaklarn ne doru uzatt. Ardndan bir kadehi azna gtrp iindeki biray uzun uzun iti. enesinin kenarndan boynuna doru bira szd. Petro ban geriye yaslad ve rahatlayarak ark sylemeye balad. Ksa bir sre sonra uyuklamaya balad. eremetyev ve ben birbirimize bakp bamz salladk. Gitme vakti gelmiti. Keme ekilip yumuak bir battaniyenin altnda uyumak istiyordum. Ancak Feldmareali duraksatan bir ey vard. Elini kolumun zerine koydu. Anlamadm; ama ar'a doru evirdii baklarn takip ettim. Tam o srada yars bo kadeh Pet-ro'nun elinden kayverdi. Zeminde paraland ve bira drt bir yana srad. ar angrtyla beraber yerinden srad, gzleri fal ta gibi almt; ancak evresini tam olarak seemiyordu. Ayaa frlad ve dengesizce yanndaki masadan destek almaya alt; ama masa adamn arlna dayanmad. Masann tablas krld ve zerindeki tabak ve bardaklar kayarak halnn zerine dkldler. Yemekler ve bira halnn zerinde kocaman bir leke oluturdu. Olup bitenlerin ardndan Petro ban iki elinin arasna alp sessizce inlemeye balad. Sonra aniden, hibir n belirti olmadan, az kprmeye balad ve dev csseli adam kendi kendine vurmaya balad. Bir yandan da baryordu: "Bir daha olmasn... Hayr! Bir daha olmasn! Anne... Anne! Onu paralyorlar! Kan, kan, her taraf kan... Ben ne yaptm? Ben ne yaptm? Hayr, hayr van! Amcam benim! Bizi ldrmeyin! Bizi sakn ldrmeyin... Anne! Ben ne yaptm?" Kendini yere att ve acdan kvranyormuasma bzld. Dizlerini kendine doru ekti ve alamaya balad: Btn vcudu i ekilerle sarslyordu: "Ben ne yaptm?" ve "Kan, kan, kan... Ah hayr, ok korkun!" Gzleri yuvalarnda dnyordu. Dilini dudaklarnn arasna sktrdn grebiliyordum. eremetyev yanmda do178 nup kalmt. ar bana Grigori'yi hatrlatmt. Zaman kaybetmemeliydik. Boris Petrovi'e dnp: "Sen bacaklarn tut, ben gerisini hallederim" dedim.

Btn korkularmdan syrldm. Karmzdaki yalnzca ac eken ve yardma muhta bir insand. Petro'nun btn uzuvlar strapla kaslyor; bu arada o, anlalmayan, ac dolu szler savuruyordu. Byk sava ve memleketime verdii byk zarardan tr aslnda bu adamdan nefret etmem gerekirdi; ama u anda bunu umursamyordum. eremetyev ar'n iki bacan kavrayp aaya bastrd. Efendisinin gl bedeni ahland. ar'n kollar savrulan bir krek gibi arpt sadk generaline. Hezeyandan kimseyi, hibir eyi tanmyordu. Hi duraksamadan yanma ktm, kaslan ban tuttum ve var gcmle gsme bastrmaya altm. ki kolumu boynuna dolayp yumuaka sktm. Saa sola savurduu kollarndan hnerle syrldm. Kaslmalar giderek zayflyordu. eremetyev'e baktm; hl ar'n ayaklar zerinde oturuyordu. "Bunun olacan biliyordum!" diye sylendi. "Uzun at yolculuu, kadnlar, ardndan bol bira onu yordu tabii! Petro kendini bir Titan olarak grmekten holanr; ama sal hi de iyi deil!" Titann ne demek olduunu bilmiyordum, parmam dudamn ucuna koymakla yetindim. eremetyev sustu. Petro sakinlemiti; onu kollarmda sallyordum. Yz slakt ve slak koyu salar akaklarna yapmt. Toz, duman, ter ve Darya Arsenyeva'yla yaad ak kokuyordu. evreme bakndm. Menikov ve iki kz karde komu adrda uyuyakalm olmalydlar. Gsmdeki adam burnunu memelerimin arasna doru bastrd iyice, zor nefes alyordu. Serbest kalan iki kolunu skca yuvarlak belime dolad. Ban okadm. Elbisemin zerinde alyordu. eremet179 yev artk sakinleen ar'm ayaklarnn zerinden dikkatlice kalkt. Baklarm izmelerinde asl kald. Tpk elleri gibi ayaklar da, iri gvdesine oranla ok kk kalyordu! "Yaknnda olmalsn, Martha. imdi uykuya dalar. Onu brakma. Kesinlikle kendisini yaralamamak. Her ey ona bal" dedi eremetyev ve ac bir edayla yineledi: "Her ey." Bamla onayladm; salarm okad. Ardndan adrdan darya, huzursuz geceye kt. ar ve adamlar geldiinden beri ate sndrlmemiti. eremetyev'e sorular sorulduunu iittim. Sonra ortalk yeniden sessizleti. Petro memelerimin zerinde artk sessiz ve dzenli nefes alp veriyordu. Dikkatlice bir iki rg yastk ektim yanma. Petro'nun ban gsmden kaldrmaya altmda, hemen kar koydu ve kollaryla skca bana sarld. "Byle iyi..." dedi Rusa, burnunu ekerek. "Beni sk tut, matka." Bana "yal kz" demiti! Yastklar srtma dayamaktan baka bir seeneim kalmamt. Salarn okamay srdrdm. evremdeki mumlar usulca snyorlard ve adrn ii kararmaya balamt. Rusya'nn hametli ar'm tpk alayan bir ocuk gibi kollarma alm bir halde uyuyakaldm. Uykuya gemek zereyken, uzun zaman nce Ulrike Glck'n yemek masasnda sorduu soru gelmiti aklma: "ar'n kocaman iki kafas olduu ve kk ocuklar yedii, doru mu?" Ertesi sabah yalnz uyandm. adr botu. ar gitmiti, Menikov ve Arsenyevalar'dan da hibir iz yoktu. Giriin tenteleri havaya kaldrlmt; adrn iinde souk sonbahar rzgrlar esiyordu. Darya ktmda, gn gzlerimi ald. epeevre btn kamp hazrla girimiti. Nihayet Darya'y grmtm: Kz kardeiyle birlikte Menikov'un kyafetlerinin ve deerli eyalarnn arabaya yklenmesine nezaret ediyordu. Boynundaki srk izlerine ve emme 180 rklerine bakmamaya altm. ar'n, sabahn krnde, kimseyle vedalamadan ekip gittiini syledi. "Uyandmda, oktan gitmiti!" dedi hafif ask bir surat ama gizemli bir tebessmle.

ar, Menikov'a Ladoga Gl'ndeki Nteborg Kale'sini alma emri vermiti. Ruslar kaleyi iki hafta boyunca kuatma altnda tuttular ve ardndan, kritik bir deniz savandan sonra saldrdlar ve zafere ulald. O ekim aynda Menikov kalenin Ruslarn eline getiini ilan etti. ar kran duygularnn ifadesi olarak Menikov'u Boazlar Birinci Valilii'ne atad. Ama kalenin adn deitirdi. Neva Irma'nn hemen denize dkld yer olduu iin Petro buraya Schlsselburg (Kilit Kale) adn verdi. Menikov'a yazd mektupta: "Krlacak ceviz ok sertti! Ama Tanr'ya krler olsun ki, onu krmay basardn!" diyordu. Menikov ise ocuksu bir gururla, mektubu her frsatta, zaferin ardndan yaplan tm len ve kutlamalarda herkesin huzurunda okumaya kalkyordu. Menikov ertesi ay Arsenyevalar' ve beni Moskova'ya gnderdi. Klar kamp, kadnlar iin hi de keyifli bir yer deildi. ar' k gndn-mne, yeni yl bayramna kadar bir daha grmedim. ehir uyumuyordu, kuku yoktu buna. Kar lapa lapa yayor; sokak, bulvar ve alanlarda, sabah alverii iin sert havayla bouan seyyar satc arabalarnn tekerlerinin yarma kadar kyordu. ehrin giriinde, geni caddelerdeki fenerlerin iinde yanan mumlarn zayf klarnn eriemedii yerlerde, kar ya yznden yol yordam bulmak neredeyse olanakszd. Gnn domasna, kar yznden daha da kasvetli olacak, zayf aydnla biraz daha zaman vard. Ah Sevgili Petro, lmn o ana kadar benimle ehrimiz 181 arasnda sr olarak kalacakt. Dz cepheli yksek evlerin talar senin yasn gece boyunca saklayacakt. Drt yz kprnn altndan akan sular aknlklarn mrldanarak ifade ediyorlard; bir tek Nevski Meydam'nda oynaan k rzgrlar itaatsizlik ediyor, haberi Rusya'nn geri kalanna yayyordu. Batyuka ar'm kapris ve zorlamalarna her zaman sabrla gs germi olan insanlarn yaad geni topraklara. Yalnzca birka saat daha: Rusya gndznn o solgun karanlnda mparatorluk anlar bir kez daha hznle ve ayn tonda almaya balayacakt. Uyruklarn ellerindeki ileri brakacak ve diz kecekti; her zaman yaptklar gibi. Bu, seni sevindirecek bir tablo! Btn Rusya ve bildik tm dnya gzlerini senin ehrine evirecek. Senin hep istediin gibi: Btn baklar St. Petersburg'a, senin cennetine evrilecek. Feofan Prokopovi sayesinde ehirle ilgili efsane sknts pek ekilmiyor, diye geirdim aklmdan. Petro'nun, ilk ta Aziz Aleksander Nevski'nin Ttonlar baaryla yendii yere koyduu, sylencelerden biriydi. ar'm ormanda avda olduu bir gn su imek iin bir su kenarnda mola verdii srada tepesinde bir kartaln daireler izdii, sonra da yumuak bir biimde ar'm omzuna konduu da sylentiler arasndayd. O su ba, Petro'nun sonradan ehrini kuraca yerdi. nc bir ykye greyse, Petro Schlsselburg'un dousunda, ele geirilen sve kalesi Nyenantz'm evresindeki bataklklarda yrye kar. Burada, nehrin bataklk ksmnda bir adaya, Lust Eland'a rastlar. Tam o srada bir kartal kanatlarn aar ve ar' adann ortasna srer. Burada Petro bir kayn aac dalyla yere bir ha izer. Dal yere brakr ve: "sa adna; burada Aziz Petro ve Paul adna bir kilise ve bir kale ina ettireceim!" der. 182 Bunlara ne ekleyebilirim ki? Bana bir tek gerek kalyor anlatacak. Marienburg'a saldrdan sonraki yln mays ay ortalarnda, Sava Kurulu, Petro'nun emriyle, Schlsselburg zaferini pekitirmek zere burada bir Rus kalesinin yapmna karar verdi. Baltk lkeleri'nden kazanlan topraklarn korunmas gerekiyordu. ar ve Kurulu, Ladoga Gl ile Finlandiya Krfezi arasndaki bataklk blgede kalan

nispeten kuru saylan bir noktada, Lust Eland'da karar kldlar. Yine de, Petro adada Aziz Aleksander'in kemikleri iin mezar atrdnda, bizler ayak bileklerimize kadar amurun iine gmlmtk. Bamzn zerinde sivrisinekler vzldyordu. Uzun ve tekdze tren boyunca kovarak baa kamadk bu sineklerle, hem de bunlar bizden uzak tutmakla grevli hizmetliler olduu halde. Ama canavarlar yine de azimle insann kann emiyorlard. Onlarcasmn tepesinde uumasna ramen bir tek ar kmldamadan duruyor, Aleksander Nevski'nin tabutunun mezara indiriliini seyrediyordu. Akam kollarm sinek sokmas ve kamaktan kabar kabar olmu, yara iinde kalmt; korkun grnyordum. Darya, kabarklarn zerine kefir srmemi nerdi. Gerekten de ie yaramt ve ar hl bu sevimsiz yerin ortasnda kurmay dnd cennetten sz ediyordu. Daha o sralarda bile onun her szne inanmaya ve onun peinden gitmeye hazrdm. Oysa maiyetine henz girmitim; glme ve hazla dolu bir gecenin ardndan kucana bir sikke att bir kz olarak. Bundan daha fazlas deil ama daha az da deil. Baka seeneim yoktu. Prokopovi, insanlarn St. Petersburg'un kurulduu arazide, ar burada ina almalarn balatmadan nce hi kimseciklerin oturmadna inanyor olmasndan zevk alyordu. Elbette bu ok samayd; sonuta sveli subaylarn oturduu son derece byk evlerden, konaklardan baka 183 Ladoga Gl'nn btn evresi benim memleketimdeki kye benzer isba'hucm oluturduu wzVlerle kaplyd. St. Petersburg'un ilk ve gerek eviyse, Petro'nun kendi elleriyle yapt kulbeydi. Yannda muhafzlar olmakszn, balta omzunda, sivrisinek kaynayan ormanlarn iine dalyordu, evrede birer hrsz etesi halinde dolaan cretli askerler kol gezdii halde. Onun iin endielenen Menikov'un gnderdii muhafzlar talad ve kfrle kard syleniyordu. Ormanda uygun, ilenmeye msait ve yeterince gl gen aalar seip uygun llerde bizzat kesiyordu. Ahap ev eninden ok boya gitmiti ve pek zel bir konfora sahip deildi: Bir sofa ve iki odas vard. Oturma odasndaki uzun duvarn ortasnda, yln neredeyse her mevsiminde atein eksik olmad byk bir mine yer alyordu. Ocan st tarafndaki engele bakra aslabiliyor ve lahana orbas ya da kaa kaynatlabiliyordu. Kayrakta pencerelerinin birinin yannda, yine bizzat Petro'nun elinden kma bir masayla iki bank duruyordu. Eline ne zaman rende ve tahta geirse, aklna gzel fikirlerin geldiini, sylerdi. Petro'nun bakanlarn, onun rende tezghnda geirdii geceden baka hibir ey bu denli korkutamazd. Odann iinde ayrca ok sayda boyanm, kayrakta ve demir emberlerle salamlatrlm sandk bulunuyordu. Bunlar ev gereleri, Petro'nun aletleri ve benim kyafetlerim iin dnlmt. Duvarda bir Avrupa haritas aslyd. Bunun altnda, kedeki bir kaidenin zerinde sa'nn, ermilerin zmrt ve incilerle bezenmi ikonalar duruyordu. Odadaki rahat grnml tek eya, dar bir ini sobann yannda duran ve zerinde atkl bir dekle krk battaniyeleri olan geni yatakt. Ev, zerinde, gkkuann ve ekerlemelerin btn renklerini tayan ta sarayiaryla yeni Roma'nm ve yeni Kuds'n ykselecei bir temeldi. Nasl oluyor da Petro 184 bu kulbeyle yetiniyor, yine de mimarlarn srekli daha p-rkernli binalar yapmalar iin tevik ediyordu? Ona gre balangcn, gznde canlandrd sonla ortak bir taraf yoktu. Kendisi iin ok az ey istiyordu; ama Rusya'nn hreti iin her eyi.

Kulbe, ar'm yeni kurulan ehrindeki ilk sarayyd. Buras yle bir ehir olacakt ki! Bat'nn hkmdarlarnda hayranlk uyandracak ve Rusya'nn Avrupa'da bir g olarak konumunu glendirecekti. ran'dan portakal ve limon aalar getirtti ve bahelere nane, gl ve kfurlar diktirtti; nk alldk pis kokular bu cennetin bysne halel getirmemeliydi! Bir ulak yazlk sarayn bahesinden ilk portakal ieklerini adra getirdiinde Petro'nun geirdii sinir krizini hatrlarm. Bahvan iekleri zeytinyann iinde taze tutmaya almt. Yanmza getirildiinde, btn bir demet rk kokuyordu. Petro fkeden lgna dnp asasn ulan srtnda krm ve ona her bir iei tek tek ttn yapraklarna sarmasn emretmiti. Yeni ehrin btn cadde ve meydanlar, camlar Menikov'un fabrikalarnda retilen fenerlerdeki ral p ve mumlarla aydnlatlyordu; bu sayede, etrafta kol gezen ekyalar kolluk kuvvetleri tarafndan hemen fark edilebiliyordu. ehrin anacaddelerinde ve krk adaya balanan nemli kprlerde, Petro flagbaumt'ler, yani askerlerin nbet tuttuu bariyerler kurdurmutu. Yalnzca hastasna giden doktorlar, kentin ileri gelenleriyle zel izin alm olanlar geebiliyordu bunlardan gei kartlar olmadan. Ama imdi, bu gece, pencereden baknca, mkemmel boyutlardaki grkemli, dizi dizi evlerin hemen ardnda, ilk mtevaz tahta baraka evlerin ve onlarn ardnda da amur, saman ve yosundan yaplma z>#tf'larn ve nihayet Kuzey'in cennet bahesinin en fakirlerinin yaad, rzgrda para185 lanacakm gibi sarslan kt kanaat balmumuyla sval tenteli adrlarn yer aldn biliyordum. ehir bu haliyle yine de senin dnyan yanstyor, sen istemi olsan da olmasan da Petro. Ama ehir yeni yzyln ilk yirmi ylnda bym, canlanmt! Nedense birden, ehrin kuruluundan hemen birka ay sonra, Hollanda'dan gelip Lust Eland'a demir atan bir firkateyn yznden yaadmz yersiz sevinci hatrladm. Buzlu suyun zerinde sallanyordu ve Petro'nun adamlarna k iin tuz ve arap getiren Hollandal kaptann ziyareti, vahilii Menikov'u bile etkileyen ve Hollandallar ziyadesiyle rkten bir dizi enlie neden olmutu. Petro ertesi gn adamlar frtnal havada bir sandal gezisine raz edebilmek iin onlara kupalar dolusu iki iirdi. Bizler ksa srede yine ayldk. Bana kalrsa, bahriyeler be yz altn talerlik armaanlarla evlerine dnerken hallerinden fazlasyla memnundular. Petro'ya gre bu ziyaret, kendisinin Avrupa'nn batsnda umduu tannmasnn ilk iaretiydi. Ayn yl gelecek dier gemiler iin de ayn eli akl gstereceine dair vaatte bulunmutu. Alnm pencerenin souk camna dayadm. Belki ate gibi kaynayan dncelerimi bu yolla serinletebilirdim. te, u anda Petro'yla, sanki benimle birlikte odadaymasna, ylesine, sessizce konuup glyordum! ylesine, tpk eski gnlerdeki gibi, yourmas iin ayaklarm baldrlarna koymuum gibi. Kk parmaklaryla ayaklarm ve parmak ularm yle ovuturuyordu ki, ilerindeki yzlerce kk kemik ktrdyor ve sinirlerim snarak souk bacaklarmn yeniden canlanmasn salyordu. Ya da onun deyiiyle, baldrlarma ate basyordu. Pencere cam grntm bana geri yanstyor, ldayan gzlerimi ve kzarm yanaklarm grebiliyordum. Fatonge ve inci tokalarmdan syrlp yz186 den bir iki perem sa yana topladm. Huzura kavumal ve nmdeki uzun saatler iin dncelerimi toparlamalydm. Sonra, Rusya, Tanr'nm izniyle, anlarn eliinde yeni mparatoriesinin sal iin dua edebilirdi. Ama o an iin arkamda hl Menikov horluyordu, tpk bir ay gibi; ban ensesine doru yle drmt ki, kk dili grnyordu. minedeki ate bekleyi saatlerince yanp kl olmutu. Birka kez kapya vurulmu, hzla amaya komutum. Ama gelmelerini mitle beklediim adamlar grnmyordu bir trl!

Beni imparator ilan etmeye yetkili st Kurul- Benim st KuruFum. Nerede kalmlard acaba? lm deindeki imparatorlarnn banda durmak zere sarayda olmallard! Bu durumda onlarn sadakatine, ki yle olduklarn kabul ediyordum, gerekten gvenebilir miydim? Saysz kez kellelerini kurtarmtm. Ama uras da kesindi ki ilerine geldii zaman insanlar her eyi unutuyordu! Gen emir erini adamlar bir araya getirme greviyle gnderdiimden beri tekrar grmemitim. Gkkuann ldayan, neeli renkleriyle bezenmi klk sarayda da gecenin u saatlerinde neredeyse Petro'nun ocukluundaki kasvetli Kremlin'inki kadar gzden uzak keleri, sonsuzca uzanan koridorlar ve kvrm kvrm basamaklar bulmak mmknd! Sradan bir emir erini bir perdenin arkasna ekip sonra da karanlk bir geitten Neva'ya atsalar kim aldr ederdi ki? Bunu neden daha nce dnememitim? Belki de bedeni hantalca sarayn altndaki karanlk, kirli ve buzlar zlm suya dtnde, yalnz farelerin dikkatini ekmiti. Sonra da balklar ottepeln ardndan, balklarn di-dikledii cesedini kar akntyla alarnda bulurdu. Gerginlikten bileimi srdm kann tadn alnca fark ettim. Ulam yakalandysa ve ldrldyse, demek ki Dolgoruki187 ler planmdan haberdard. Daha da kts, o zaman ok deerli bir yn saati boa geirmi saylrdm! Keke Mensi, kov'u gndermi olsaydm, basit bir hizmetli yerine! Nasl bu kadar aptallk etmitim? Tam o srada Menikov, tkr boazna kam olsa gerek, grltyle, serte ksrd. Uykulu bir halde sandalyesinde doruldu. Sudan km kpek gibi silkindi, sonra da ayaa kalkp kollarn aarak koca gvdesini gerdi. Ksa uykunun ardndan hayli diri grnyordu. Uzun iki alemlerinden sonraki bu zelliine her zaman hayret etmiimdir. Yanma, pencereye geldi. Sandal aac ve misk karm parfmn bastran alkol, ter ve uykusuzluun verdii bitkinliin kokusunu soludum. Salar dalm, gmlein dantel-s kaymt. Ayrca gmleinin zerinde, az nce ierken dkt krmz arabn lekesi duruyordu Nazike gmleinin yakasndan tuttum, kayan dantelsm tekrar zenle balanm dme tutturdum. Bir sre akn gzlerle bana baktktan sonra glmsedi. Bu adamn her eyini biliyordum; ikimizin de kaderi ayrlmaz ekilde birbirine balyd. Menikov pencereyi ap pencerenin geni pervazndan biraz kar alarak iki ve uykusuzluktan kzarm yzne srerken sessizlii bozdu. "Brr, souk! yi geldi! Gl bir frtna kopacak gibi! St. Petersburg'un bataklklarmdaki ka her zaman gvenebiliriz!" Kendine gelmi bir ekilde srtt; artk tamamen aylm-t. Petro'nun kk kitaplnn iinde souk bir rzgr esmeye baladndan pencereyi tekrar kapadm. Menikov minenin yanma gitti, bir maayla kl ve geride kalm kz kartrd, zerine becerikli bir ekilde yarlm birka odun att. Alevler hzla taze ve ksmen hl nemli odunlara srad. lk ac dumann ardndan oda yeniden, tpk bir k 188 orman gibi tazelik kokmaya balad. Menikov bana dnd, erakla kalarn kaldrd. "Kurul nerede kald? Ostermann serserisi yine yeni sevgilisiyle kayp m? Bir rahip olunu ie al, ondan sonra karlarn etekleri altnda ara ki bulasn! Ya Tolstoy? Baka zaman olsa Petro'nun kapsn amdrrd! Yant vermek yerine aresizce omuz silktim. "Kimi gnderdin yanlarna? Tanr bilir ya, belki de Go-lizyn hl yatanda horul horul uyuyordur, ne dersin Kate-rina?" diye sordu srarla. Yzmden kaygm anlam olmalyd. Ses tonu beni krmt. Ben o anda, o sarho bir haldeyken, en iyisi olduunu dndm eyi yapmtm. Durum imdi deitiyse, elimden bir ey gelmezdi!

"Eer o kadar sarho olmasaydn, o emir erini gndermek zorunda kalmazdm! Kim bilir, belki de kesik ba oktan Neva'da srkleniyor dur; eer yleyse Sibirya'ya gitmek iin kzaklarmz hazrlayabiliriz, tabii yrmek istemiyorsak! Salarm imdiden kaztsam iyi olur! Bu kadar mcadeleyi bunun iin mi verdim sanyorsun?" Sesimdeki korkuyu kendim de duydum. Yine de, Menikov iki admda yanma gelince armtm. Kocaman eliyle kararl bir ekilde azm kapad. "Hit!" diye fsldad. "Duyuyor musun?" Bayla ktphaneyle Petro'nun ld oday birbirine balayan kk kapy iaret etti. Kulak kabarttm ama bir ey duyamadm. Bam sallarken eli hl azmdayd. "Evet! Dinle hele!" dedi srarla. Tekrar kulak kabarttm. Gerekten de, Petro'nun odasndan kesinlikle Blumentrost ve dier arlatanlarn sesine benzemeyen sesler geliyordu. Hayal krklna uram bir k-Zn alamasn andryordu bu. Menikov beni serbest brak-u; bense ona olduu yerde kalmasn ima ettim. Parmak u189 larmda kapya yanap sessizce kapy atm. Petro'nun cansz bedeninin bulunduu oda sessizdi; ama ierisi hl mumlarn yumuak altndayd. Ancak damlayan balmumunun scak kokusunun zerine rk, tatl kokusuyla lm yaylmaya balamt oktan, tpk bir araf gibi. Ama bu yatan nnde diz km kiiyi rahatsz etmiyordu anlalan. Yalnzca karanlk, yumuak kadifeden yaplm bir pelerin gryordum. Bann arkas bir balkla gizlenmiti ve dar omuzlar alamaktan sarslyordu. Petro'nun elini eline alm durmadan pyordu. Gz ucuyla, doktorlarn beni grr grmez korkuyla ir-kildiklerini fark ettim. l ar'm yanma kimseyi sokmama emrime kar gelmilerdi! imde kabaran hiddet yreimi titretti. Kz tuttuum gibi ayaklar zerine kaldrdm ve baln iine gizlenmi alamakl ve ikin ama yine de olduka gzel yze baktm aknlk iinde. Ak renk gzler, Petro'nun gzleri! Israrla ve korkusuzca bana bakyorlard. Elizabet! Neden buradayd ki, neden darda, koridorda dadsnn ve iki kz kardeinin yannda deildi? fkeden onu yle sert sarsmtm ki, dileri birbirine arpm, salyalar enesine bulamt. Yumuak, huzur veren hantal vcudunun tm arlyla kollarma brakmt kendini. "Anne,yapma!" diye bard ve bir hamleyle kendini benden kurtard. Gl bir kz olduunu ve pelerinin koyu renk kadifesinin kzma beklenmedik bir hkmran grnts verdiini fark ettim. Bugne kadar benim gzmde ocukken hep oynad porselen bebeklerden biri gibiydi oysa. "Burada ne iin var? Buraya nasl girdin?" diye ktm. 0 buraya gelebiliyorsa, demek ki dierleri de ar'n ldn renebilirlerdi. "Ah, bu ok kolay oldu..." Etli dudaklarn ne kard; gzlerinde kkrtc bir parlt vard. "Koridor neredeyse 190 bostu; herkes yatana gitmi ya da sandalyede uyuyakalm. Madame de la Tour Natalya'y yatana gtrd; nk le-ekmi gibi ksryordu! Fransz ekirge hazr gitmiken onun yannda kald. Anna ise..." Sesini kesmesi iin gz iareti yaptm. En byk kzm, Anna, Alman Kari Friedrich von Holstein-Gottorp'la yaknda kylacak olan nikah hazrlklarndan baka bir eyi dnecek durumda deildi! Gen Dk bir erkek gzeli saylmazd hi kukusuz: Omuzlar darack, elimsiz biriydi; stelik kekemeydi. Aslnda onun gz Elizabet'teydi; ama Petro bir Alman'a kz verme dncesine yle hevesle kaptrmt ki kendini, kestirmeden en byk kzn sunmutu. Elizabet srf beni kzdrmak iin konumaya devam etti: "Kapda en son bir tek u gen asker vard. Biliyorum, ieriye kimseyi sokmamak zere emir almt." Glmsedi. "Ama onu ikna ettim!" Pembe dilini bir kez dudaklarnn

zerinde gezdirdi kinayeyle ve tpk ciere yaklamakta olan bir kedi gibi, sivri, kk dilerini gstererek tekrar glmsedi. Yreime korku inmiti. arevna Elizabet Petrovna asker dkn kzn teki! Porselen bebeklerden doruca canl, iri, kasl oyuncaklara ynelmiti. Oysa henz on be yandayd. Elizabet Rabe'nin beni Vassili'ye satt zamanki yamdan bir ya kkt. Ama kzm, bu gencecik yanda, Avru-pa'daki tm prensesler iinde en kt hretli olanyd! Petro kk Elizabet'inin bir resmini evlilik anda prens bulunan btn Avrupa saraylarna gndermiti; ressam, kzmz olduundan birazck bile gzel resmetmi deildi. Hayr, kzmn tavanduda yoktu! Teni iek hastalndan bozulmamt; dileri beyaz ve hepsi de yerli yerindeydi. Buna ramen Petro, Avrupa'daki tm saraylarn yalboya tabloyu teekkr ve nazik bir iki szle St. Petersburg'a neden geri postaladklarn anlamyordu! Kimse ona nedenini syle191 meye cesaret edemiyordu! Oysaki ilk zamanlarda onu iste~ yenler hi de az deildi. Byyp de ocuk odasndan kar kmaz, Kurlandiya Dk'nn onu istedii sylentisi yayl^j Yoksa Portekizli Prens Manuel miydi o? Saksonyal August gen bir amca olundan, Saksonyal Kont Albert'in olundan bahsetmiti. Petro, Elizabet'te ne grmek istiyorsa, onu gryordu: Babasnn gcn, gln, onun yaama zevkini almt. Daha ocukken bile, ocuk olarak lmemeye kararlyd. Elizabet'i Poltava'daki byk savan olduu yl, saatlerce sren inlemelerin ardndan getirmitim dnyaya; nce bacaklar kmt meydana. Ebe korkudan ha karmt, kafa beklerken vcudumdan kk bacaklarn ktn grnce. "Kutsal Meryem Ana akna! Bu da m olacakt!" diye barp ellerini bana koymutu. "Bu ne demek oluyor!?" diye sormutu Darya bitkinlik iinde, kfur ve limon suyuyla slatlm bir mendili burnuna tutarken. Derin bir nefes alp kalan btn gcmle bir kez daha knmtm. Bu ocuu bir an nce dnyaya getirmek istiyordum yalnzca! Ebe kk bacaklarndan ektii an Elizabet ilk, isyan dolu ln atmt. Kadn bebei kollarna alp yumuak ynle kurulamt, hazr tuttuu lk suda ykamadan nce. "Sanki ekim yldzlarnn altnda domas yetmiyormu gibi -bu bir kadn iin en kt iaret- bir de nce bacaklaryla geliyor dnyaya! Bunlardan sakmlma-l! Bunlar kurt gibi vahi olurlar!" "imdi ne olacak?" diye sordu Elizabet sessizce. "Sen ne dnyorsun? Ne olmal imdi?" Sesim yine istediimden sert kmt. Elizabet glmsedi, yle ki, sanki aklmdan geenleri okuyabiliyordu. "Kk Petro ar m olacak imdi? arevi bile deil bir kere!" 192 Evet; ama Aleksey'in olu! Ve bir erkek! Bu da yeter" diye ekledim keskin bir dille. "Erkek mi!" Elizabet hrsla burnundan soludu. "Bir adam onlarca yl Schlsselburg'un rutubetli zindanlarnda tutuklu kalnca neye benzer biliyor musun? Ya da Sibirya'nn souu kemiklerine ileyince?" Sanki Petro'nun ruhu ak azndan darya km ve Elizabet'in kulaklarndan kznn bedenine girmiti. Ayakta beklerken, kapdaki askere ak olmutu; sonra hemen babasnn lm deinin banda gzyalarna boulmutu; ardndan kk yeenini, talar yazn bile buzla kapl Schlsselburg'un kfl zindanlarnda rtmeyi dnyordu! Gerek bir Rus'tu anlalan: Vahi gzellii, kederi, hzn ve inadyla her geen an bana daha da yabanc gelen biri. Bam iki yana sallayp ona aklamaya altm: "Her ne olursa olsun Elizabet, Petro Alekseyevi'e bir ey olmamal. Ona kt bir ey yaplrsa, yapan ya da bundan sorumlu olan btn Avrupa'nn gznde bir kral katili saylr ve asla meru bir hkmdar olarak tannmaz. Byle olmasn ister misin?"

Yavaa ban iki yana sallad. Tekrarladm: "O yaamal, her ne olursa olsun. stikrar, Elizabet, istikrar." Bana bakt ve onaylarcasma ban sallad. Bir an suskun kaldktan sonra ban yana yatrd, mumlarn titreen nda gzlerine pelerin balnn glgesi dt ve gzlerinin o hayret verici maviliini sndrd. "Petro Alekseyevi, arevi bile olmadna gre ve erkek kardelerim de yaamadna gre..." Her szc dikkatlice tartt belliydi. Bu dncesi yznden onu tokatlamak istedim; ama yine de serinkanllkla sordum: "Evet, o zaman?" 193 Szlerini dikkatle yan yana getiriyordu: "imdi, hepsi ldne gre ve Anna da yaknda bir Almanla evlenecein-gre, o zaman..." "O zaman?" diye yardmc oldum merakla. O zaman geriye bir tek ben kalyorum! Babam beni severdi! O zaman imdi ben neden arie olamyorum?" O an alayabilirdim. Akn anlamsz bir rastlants sonucu ve doann akas olarak benim kzm, Rusya'nn arev-nas olan u tombalak, akl bir kar havada, tembel yaratk karma gemi arie olmak istediini sylyordu! Pet-ro'nun imparatorluu; muazzam zenginlii, kanl yoksulluu ve inanlmaz sefaletiyle kaytsz artsz onun ellerine braklsn istiyordu! Sava ve bar, erkeklerin zevkle pt yumuak, etli ellerinin parmak ularnda olacakt. Politika, u anda sadece ve sadece son peruk ve apka modasn takipte kulland kafasnda ekillenecekti! Btn klalarn kelimenin dosdoru anlamyla hanmefendisi olacakt ha! "Elizabet!" Yine iradem dnda glme tutmutu ve bir kere baladm m, sonu gelmek bilmezdi. Gldm, gldm ve gldm, ta ki bbreklerim aryana kadar. Doktorlar kede m gibi bzldler. Blumentrost omuzlarn silkti. Kriz geirdiimi dnyor olmallard. Kzmn yz fkeden kzard ve neredeyse lk la: "Kes u glmeyi hemen! Bu benim hakkm! Benim en doal hakkm! arie olmak istiyorum!" diye haykrd. Petro Saray'nm elence bahesindeki maymun gibi zerime zplad. Beni yumruklamasna ramak kalmt. Ama tam o srada Menikov yardma geldi. Kz tek koluyla kaln belinden yakalad ve eliyle hemen azn kapad. Elizabet tekmeler savurmaya balad. Menikov debelenmesine izin verdi; bense sesimi karmadan onun bu halini izliyordum194 an kzlarmdan ok l oullarmn annesiyim, diye A -ndm aniden. Ona baknca kendimi tanyamadm. Bu lice fke ve kskanl Petro'dan da alm olamazd. Geri k bir saray balosunda, Petro hastalanmadan nce, Eli-bet'in lszlne bizzat tank olmutum: Elizabet kendisiyle ayn yalarda bir kza, zarif Natalya Balk'a besledii uursuz kskanl ve nefreti o gn sergilemiti. Natalya, General Balk'la gzel Anna Mons'un,yani Petro'nun ilk sevgilisinin kzyd. Natalya Balk o sralar gencecik yama ra-nen Rusya'nn en gzel kz saylrd ve kesinlikle hrsl biri deildi. Saray onun ayaklarna serilmiti. Natalya Balk o baloda dans kartna Elizabet'ten daha fazla teklif alnca, Elizabet zavall kz iki kez tokatlam ve herkesin gz nnde pistin ortasnda sandan bir tutam koparmt. Petro glmekten gzyalarna boulmutu; ama ben kavgay hemen sona erdirmitim. Natalya Balk kzmn ellerinden kurtarlmt. Hemen haftasnda kz ok uygun bir ksmet olan Prens Lopuin'le evlendirdim. Elizabet, Menikov'un kollarnda nihayet sakinleti. Menikov aknlk iinde ban sallad. "Sakinletin mi, arevna?" diye sordu brakmadan nce emin olmak iin. Kz bayla onaylad ve arbal grntsn biraz olsun koruyabilmek iin pelerinini dzeltti.

Ban gururlu bir ekilde geriye att; omuzlarna kadar inen elmas kpeleri mumlarn yayd kta onun fkesini yanstarak parldad. "Bizimle yan tarafa gel, Elizabet..." dedim onu yattrr-casma ve doktorlara bamla iaret ettim. Onlara verdiim emir hl geerliydi: Hi kimse, hi kimse bu odaya admn atmayacakt! Kzm nme katp kk ktphaneye doru iteledim, l odasnn kapsn aralk kalacak ekilde rttm. Dikkatli olmak mazur grmek zorunda kalmaktan daha iyiydi. Byle bir ey tekrarlamamalyd! 195 Elizabet bana inat iki bklm, nmde scak odaya do^ yrd. Menikov'un canlandrd ate l l ve scack ya_ nyordu. Kzm hi oyalanmadan araba uzanp Venedik ij renkli cam kadehlerden birini azna kadar doldurdu. Hrsla iiyor ve arada dudaklarn aprdatyordu. "Tpk kyller gibi iiyorsun!" diye serzenite bulun. dum. "Tabii, sen iyi bilirsin!" diyerek cevab yaptrd hemen. Menikov araya girdi. "arie! Elizabet! u anda yapacak baka ilerimiz var! Kesin u zrvalklar!" Elizabet donakald ve Menikov'a bir kedi yakalad fareye nasl bakarsa yle bakt. "Ne dedin, Aleksander Danilovi? arie mi?" Szc sorgularcasma uzatarak bana ba,kt. Ban aa yukar sallayp kendi kendiyle konuuyormu gibi szne devam etti: "Elbette! te bu! Btn bunlar sana yetmiyor! Hayr, annem daha fazlasn istiyor! Kendisini uygun gryor! Artk nne kacak ilk emir erini tahta oturtman engelleyecek kimse de kalmad..." Menikov'un bana engel olmasna frsat vermeden kzn azna yle sert bir darbe indirdim ki, duda patlayp kanamaya balad. Elizabet korkun bir lk att ve elini dikkatle azna gtrd. Menikov ona dantelli bir mendil uzatt. Bir sre ar bir sessizlik hkm srd odann iinde. minede yanan bir iki odunun atrdayarak devrilmesiyle kan sesten ve klk sarayn evresindeki rzgrn mineden ieriye girip uuldamasndan baka t kmad. Elizabet dudamdaki yaray yalayp hn dolu gzlerle bana bakt. Sonra elindeki mendili dekoltesine tktrp pelerinini kard. Kadifenin altna Versay modasna uygun olduka derin dekolteli, zengin ilemeli bir elbise giydiini fark ettim. Ac turuncu rengindeydi ipek kuma. Elizabet'in omuzlar beyaz dantel bulutunun altnda bir hayli batan karc grnyordu; gs dekoltesi yle derindi 196 ki neredeyse gs ular belli oluyordu. Her iki bileinde de uzun kpeleriyle uyumlu ar bilezikler vard. Zmrt ve yakutlarla iek deseni verilmi iri elmaslar ldyorlard. Gslerinin arasna inen damla biimli kolye de ayn desenle ilenmiti- On bin kleyi yl boyunca geindirecek bu talar yle pervaszca tayordu ki, sanki oyuncaktlar. Sandalyesini atee doru yaklatrd, ilemeli terliklerini kard ve zarif dantel oraplarn iindeki kk ayaklarn taburelerden birine uzatt. Bir lene gidecekmi gibi giyinmiti. Onun geli gidilerini artk kontrol edemez olmutum. imdi, kendisinin hkmedemeyeceini anlaynca, rahatlam grnyordu; ama yine de olayn iinde yer almak istiyordu. "Evet, Menikov, plann nedir? Annem zerinden iktidar ele geirmek mi niyetin? Ya da, bu odada neyi bekliyorsunuz? Duvarlar halen babamn ruhunu soluyor! Pencere camlarnda grnen buu korkularnzn buhar! Hayr, anne, bu souktan deil! kiniz de utanma sklma nedir bilmezsiniz! Onunla yatan paylayor musun ara sra?" diyerek Aleksander Danilovi'e dnp bir melek gibi glmsedi. Onu tokatlamak istedim. Menikov atein nda fkeden kzard. Aznn payn vermek yerine nce bana bakt. Onaylarcasma bam salladm. Tekrar, az nce uyuduu sandalyeye oturdu. Srahiye uzand ve nce Elizabet'e sonra kendisine arap koydu.

"Hayr, arevna Elizabet. Bir gn, biraz daha yaayp yalandnda, szlerinin aptalca olduunu sen de anlayacaksn." Elizabet gld. "Hayr, Aleksander Danilovi, umarm, evremdeki gzel vcutlu her erkekle yatmay asla brakmam! Ben annemin yerinde olsaydm, seninle olmakta hi tereddt etmezdim." Dudaklarn dolgunlatrarak kahverengi llelerinden biriyle oynamaya balad. 197 rktm. Elizabet ile Menikov nasl da tehlikeli bir cif olurdu! Ona taht karl yatan ve adn m teklif ediyoH, yoksa? Aman Tanrm, bir kez olsun kendi kanmdan canm dan birine gvenemeyecek miydim? Bir hkmdarn dnya, s dostlar ve dmanlardan m ibaretti, aras yok muydu? Ostermann, Yaguinski, Tolstoy, gelin artk! Aralarna girip kendime de arap koyarak ikisi arasnda bir anda oluan ilgiyi datmaya altm. "Elizabet, Prens Menikov ok hakl. Biraz yalandnda sana sadk kalmas gereken bir adamla yatmamann ou zaman daha iyi olduunu reneceksin." Szlerimin ruhuna ilemesine altm, o aknlk iinde dudaklarn bzerken. "Yalandmda m? O zaman bir yn krklktan baka ne kalacak ki geriye? Elbette kimse istemez beni o zaman!" diye itiraz etti kstaha. Bu yant duymam olmak isterdim. minedeki alevler gzmn nnde dans ediyordu. Iltlar gzm aldndan bakm baka yne evirdim. Doruldum ve Elizabet'e aklamaya altm: "Mademki buradasn, neler oluyor, renmelisin: Dolgorukiler kk Petro Alekseyevi'i tahta karmaya alacaklar. Eer bu gerekleirse, Menikov'a Sibirya yolu grnr. Tabii bize de..." "Dolgorukiler mi? Vassili Dolgoruki benim kum'um. Vaftiz babam ve ailesi bize neden byle bir ey yapsn ki?" diyerek szm kesti. "Aleksey yznden tabii ki" dedim yalnzca. "Aleksey, tabii ki!" Gzleri yeniden Menikov'a kayd; o ise gzlerini alevlere dikmi, elindeki kadehi dndryordu. Yine etkilenmitim elimde olmadan; Elizabet'in salam kaynaklar olmalyd. vey kardei ldnde, kendisi henz ocuktu. Geri o gnlerde sarayda hkm sren dehet ve lgnlktan nasibini almayan kalmamt ya! 198 Sibirya'da! Tam tanrlara gre bir manzara!" bir ifadeyle gld. "Snrda inmek zorunda lacaksm Aleksander Danilovi, samur krkl kzaktan n samanla dolu bir arabaya bineceksin! Tpk k gn bir re gtrlen bir domuz gibi; phen olmasn! Peki ya son? Belki bir balta satn almak iin yannda birka kapik olur. cv yapmak iin acele etmek zorundasn ama..." Sesi ince ve sertti, tpk sarayn karanlnda kolayca bulunsun diye ccelerinin boynuna taklan kk anlar gibi. Aleksander Danilovi vurmak ister gibi bakt. Hibir ey duymam gibi konumam srdrdm: "Ayrca kk ar bykannesini, Yevdokiya Lopuina'y manastrdan karr. Ve kafalarmz kaztp bizi bir manastra tkar. nk o zaman, Elizabet, sen len ar'n evlenmemi kzndan baka hibir ey olmayacaksn, yani senden korkmasna gerek kalmayacak! St. Peterburg'u da terk edecek ve..." "Hayr! Bunu yapamaz!" diye heyecanla bararak kadehi hzla kk masaya indirdi. Kadehteki arabn bir ksm dar frlad. "Neyi yapamaz?" diye sordum hayretle.

"St. Petersburg'u terk edemez! Bu babamn onca abasna ihanet olur! kinci kez lmesi gibi bir ey..." Sesi giderek snyordu. Yine ayn dncelere kapldm: Ne tuhaf bir kz. Babasnn hayallerine ihanet edilmesini manastra kapatlmaktan daha kt buluyordu! "O halde, burada bizimle birlikte beklemelisin!" diye onun adna karar verdim. "Neyi?" Bir yudum arap daha iti ve yeniden Menikov'a bakt. "Gizli st Kurul'u" diye bilgi verdi zetle Menikov. 199 Elizabet alayl bir ekilde gld ve kadehinin renkli ke meini alevlerin nnde oynatrd. "u bok uvallar! p ufak tehditle karlatklar an altlarna yaparlar ve her osu rukta korkudan titrerler. Bana Ostermann'n da aralarnd olduunu sylemeyin sakn!" Kk ayan uzatp Menikov'u kkrtmak istercesine elini adamn baldrmdaki dantelden ieri soktu. Bam evirdim. Petro, Ostermann' sarayn en kafas alanlarndan biri kabul ederdi. Bochumlu papazn olu, kocamn emriyle kontlua ve babakan vekilliine kadar ykselmiti. Byk Kuzey Sava'n sona erdiren anlamay Nystad'da o imzalamt. Benim lmmden sonra Tanr Rusya'y Elizabet'ten korusun, diye geirdim aklmdan. Menikov ve ben szbirlii etmiiz gibi, sustuk. Elizabet plak omuzlarn silkti ve bir ark mrldanmaya balad. Bir sre sonra bu da aptalca geldi ona ve susarak ifadesiz bir yzle alevlere dikti gzlerini. lk kuruni aydnlk neredeyse habersizce perdelerden ieriye szmaya balamt. Ama gece hl hkmn srdryordu. Gn sararmas ve gndzn, kstl saatlerle snrl gri yla parldamasma daha en az saat vard. ehir kardan mantosuyla karanlkta ldyordu. Klk sarayn evresindeki konaklarn ve evlerin camlar buz kristalleriyle kaplyd ve pervazlarda kk sarktlar aslyd. Hizmeti ellerinin bunlar temizlemek zere sivri tahta raspalara davrandklarn grr gibi oluyordum. Eskiden, ocukken, bu sarktlar azmza sokar, itahla yalardk. Tad tozlu olurdu, ok garip. Arkamda yine Elizabet'in sesini duydum: "Babam sevdin mi?" Buna verecek yant bulamyordum. 200 DRDNC BLM adoga Gl'nden balayan ve usuz bucaksz Rusya zerinden imparatorluun tam kalbine, Moskova'ya yaptmz ilk yolculuk hi bitmeyecek sanmtm. O k, mola verdiimiz posta istasyonlarnda sylenenlerden de hatrladm kadaryla, en sert klardan biriydi; kzaklarmz kara saplanyordu sk sk. Buz ve kar frtnalarna yakalanp len yolcular oluyor, kurtlar alktan yollara, evlere kadar iniyordu pervaszca. Moskova'ya Noel'den nce sa salim varabilirsek anslydk! Darya Arsenyeva da dahil herkesin korku ve sabrszlktan btn cinleri tepesindeydi. Arabamza koulmu gl kuvvetli, benekli atlar acmaszca krbalyordu. Akam olduunda hayvanlarn az kpk iinde kalyor ve derileri kanl kam izinden geilmiyordu. Mola verdiimiz yirmi drt posta istasyonundan her birinde hayvanlarn deitirilmesi gerekmiti. Faytoncumuz, ya da Menikov'un iftlik kahyas, ar'm elisi sfatyla keyfince en uygun atlar seiyordu; hak gemi gememi hi aldrmyordu. nk hl her bir Rus'un mal ayn zamanda ar'n da mal saylyordu. Moskova'ya yaklatka hanlarn grn de giderek gzelleiyordu. mparatorluun batsndaki gibi domuz ve tavuklar bizimle birlikte konuk odalarnda arlanmyordu, aksine onlar iin ahrlar vard. 201

ou handa ana salonun kalbini etraf tala rl mine ya da inili bir soba oluturuyordu. Mutfaklarda lahana yemekleri ya da patates ve sebzeli tavuk orbas kyordu. Ayrca eritilmi peynire ya da fme ete sarl, esmer budaydan ya. plma krep, blintik'Yer yaplyordu. Souk k gecelerinde dardan bu meknlara girer girmez nemli krklerimizden duman ttmeye balyor ve bir yn insann rettii s ve koku, gnn uzun taze havasndan sonra yorgun ruhuma adeta darbe indiriyordu. Bu izlenim ancak bir iki kadeh votkadan sonra geiyor; ama yine de, dier yolcularn yannda banklarda yatmak zorunda kalmadmz bir oda bulmak beni sevindiriyordu. Schlsselburg'dayken bizi bekleyen bu yolculuu rendiimde, Moskova'ya giden karla kapl zahmetli yolu aacak iyi ve rahat kzaklar getirmitim gzmn nne. Ama Menikov, Noel'den sonra gelecei Moskova'da rahat etmek iin maiyetinde ie yarar kim var kim yoksa hepsini bizimle birlikte gndermiti. Konforlu yolcu kzaklarn, bagaj, erzak ve yolculuk iin gerekli donanm tayan bir alay gl ve geni yk kza izliyordu. Menikov'un askeri ve siyasi danmanlarndan birka, iki mabeyinci ve iolan, bir nakkareyle iki tromboncusu, bir zenci ve bir cce ailesi, yazc, ayrca arkc ve bir Ortodoks papazdan oluan yarm kilise korosuyla birlikte yolculuk ediyorduk. Bunlara ek olarak, besili iki a kalfasyla iki a saymtm. Bunlarn ou posta istasyonlarnda, domuzlar gibi ahrda, gece memek iin samanlara sarlarak yatyordu. Arsenyevalar ve ben kk odalarda dip dibe uyuyorduk. Darya yatan hizmetilerine nceden sttryordu; zavalllar sonra souk eikte, birbirlerine sokularak uyumak zorunda kalyorlard. Kzaklarmz Schlsselburg'la Moskova arasndaki yedi yz on yedi verst'i alt gnde de alabilirdi, drt haftada da. Bu 202 v,avada, Darya'nm grne gre, daha ok sonuncusu geerli olacakt. Gn aarrken, ortalk hl kapkaranlk olduu halde Arsenyevalar, Anna Menikov ve ben kzamza binmitik. Rengrenk boyanm, tahtadan kk bir evdi bu. erisindeki sralar yumuak minderlerle kaplanmt ve her birimiz dizlerimizin zerine vizon krkten birer battaniye rttk. Krklerin altna ayrca ilerindeki kor halinde kmr besledikleri kapal bakr mangallar yerletirmiti hizmetilerimiz. Gne kendini ancak saat onda gsterdi, belli belirsiz. Gzlerimiz gkyznde hasretle gnn ilk mavi ve krmz klarn arad. Sabah saatlerinde, hancnn nmze kahvalt olarak koyduu, zerine bir para tuzlu tereya eritilip dklm irmik lapas ve demli ay sayesinde midem scakt. Gerilere dnp, Marienburg'a tek bama yaptm souk, suskun yolculuu dnnce nasl da hayret ediyordum. u anda yaptmzla ne kadar tezatt! Rahatlk, gzel yemekler, bitip tkenmek bilmeyen glmeler ve Arsenyevalar'm hikyeleri! Anna Menikova bazen ayr bir kzakta seyahat ederdi, duruma gre, cannn muhabbet isteyip istememesine gre. Yine de, eminim, hibir eyi karmyordu. Kzan kk, kafesli penceresinden grnen manzara, parlak kar rtsnn altnda bir gnden dierine farkllk gsteriyordu. Gelip geen zaman ancak tek tek olaylardan lebiliyorduk: rnein, arabacmz kzamza snmaya zorlayan frtna. Biz dama'lar edepsiz akalarmzla adamn kulaklarn kim kzartacak diye iddiaya tutumutuk ve iddiay Varvara kazanmt. Ya da, kurtlarn bir akamst alktan uluyarak kzamz kuatmas. Varvara Arsenyeva uzayan, yalvaran sesleri duyunca sinirlenmi ve arabacya seslenmiti: "Krbala u meretleri de, def olsunlar! Bunlar bamza Yevdokiya Lopuina musallat etti! Cad kar! Bunlar eytann tremeleri!" 203 Tek bana arabacnn gayretiyle kurtlar uzaklamaymca biz de oturduumuz yerlerin altndaki sandukalardan dier krbalar karp hayvanlara vurmutuk.

Kurtlarn gzleri kzan yan tarafndaki mealelerin nda parlyor, bu cimri k ve onun sefaleti enelerinde salyaya dnyordu. Sonunda, Menikov'un mabeyincisinin kza yanmza geldi ve saa sola kouturarak uluyan birer krk, di ve kan yumana dnm hayvanlara ate ald. Drt kurt iin yirmi be kurun skmak zorunda kalmlard. Akam, olay dndke, domuz yanda piirilmi iri, beyaz fasulyeleri yerken hl ellerim titriyordu. Menikov'un adamlar ise kahramanlklaryla ldyorlard. Baltk lkeleri'ni geride brakm olmaktan memnundum; grnleri beni zyordu. Reval'den Riga'ya, her ey sava yznden batan aaya talan edilmiti. Bir zamanlarn gururlu ehirleri artk haritada yalnzca birer add. General eremeryev onca ganimetle ne yapacana gerekten de armt. Bir den-ga'ya bir koyun, hatta bir ocuk satn alnabiliyordu. Bir insan yarm kapik bile etmiyordu! nceki yaamm duman iinde balamt. Yine de bunu dnmek istemiyordum; aklmda u an sadece Noel vard. Menikov beni Daiya'nn yanma nedime olarak vermiti. Bu da, kk bir maaa, bir hizmetiye ve Darya'nm terem'inde kendime ait bir odaya sahip olacam anlamna geliyordu. Ama sonsuza kadar Darya'nm merhametine snmak niyetinde deildim. Bir nedime bugnle yarn arasnda kendini sefalet iinde sokakta bulabilirdi. Neyse ki Menikov bana, yolculua kmadan nce, bir kese altn vermiti; bununla, Darya'nm gzetiminde, bir miktar sandk eyas satn alacaktm. Ona teekkr etmek istediimde, Aleksander Danilovi gzlerini bana dikip, "Gen Bayan Martha, senin bildiin ama benim bilmediim bir ey var. Greceiz... Altn akll kullan!" demiti. 204 Keseyi avcumun iine koydu ve parmaklarm kapatt. aknlktan bakakaldm iin elimi manonumun iine sokmay unuttum. Ben szlerini zihnimde yorumlayana ve cmertlii iin elini pene kadar, o, paltosunu kuand, krk apkasn alnna dek iyice indirdi ve kaim kar rtsnde bata ka Schlsselburg'un kapsna geri dnd. Ar izmeleri el dememi karn zerinde kocaman ukurlar ayordu. Onu tekrar birka hafta sonra, Moskova'da grecektik. Darya huzursuzlanmaya ve pencereden daha dikkatle bakmaya baladnda, haftadan beri yolda olmalydk. Kz kardei Varvara'y drterek pencereden dary, gms arazinin nndeki tpk sonsuz bir izgi gibi uzayan karanlk ormanlar gsterdi. Darda benim dikkatimi ekecek zel bir ey yoktu. Oysa, o solgun k ve tekdze karda, Darya, Moskova'nn evresini tanmt; tpk ben, kendi evimin evresindeki her tarlay nasl tanyorsam yle. ki gn sonra, geceyi geireceimiz posta istasyonuna varmak zereyken, Darya kza durdurttu. Heyecandan yanaklar kzarmt ve elimi, isteksizliime ramen krkmn iinden ekeledi. "Gel, Martha, gzlerinin daha nce grmedii bir ey gstereceim sana! Hadi, izmelerini giy ve gel!" Benden hzlyd. Darya vizon krknden battaniyesini bir pelerine dntrerek kzaktan karn zerine atlad. Dizlerine kadar kara gmld. Ama neeyle glyor ve bata ka ilerlemeye devam ediyordu. Onu takip ettim, yolun kenarnda ayn ekilde dizlerime kadar kara batarak. Darya bir olan ocuu gibi uaklardan birini slkla arp ondan yolun kenarnda kk tepeye kadar uzanan bir patika amasn istedi. "Gel, gel hadi!" diye seslendi sabrszca bana birka kez omzu zerinden ve adam izlemeye devam etti. nmde aceleyle yryordu, birka kez pelerininin kenarlarna taklarak 205 tkezledi; ama glerek, plak ellerinde ve ate gibi yanan yzndeki karla hemen dorulup yoluna devam etti. Kk tepenin zirvesine geldiinde durdu, benim

yanna varmam bekledi. nce kolunu omzumun zerine koyup dier eliyle ayaklarmzn altnda uzanan engin dzl gsterdi. "Sperling Da'ndayz! te bak, Martha, nmzde yatan eye bak! Dnyann en gzel ehri. Baksana! Moskova! Moskova!" diye bard pe pee. ki bin kiliseli ehir nmzdeki sonsuz dzlkte boydan boya uzanyordu. Bu kadar byk bir ehri daha nce hi grmemitim. Nerede balyordu, nerede bitiyordu? Btn bysyle ve akl almaz boyutlaryla Rus mparatorluu'nun kalbi arszca ve gururla gzlerimizin nne seriyordu kendini. Gne soluk bir halde batmak zereydi. Ama ehrin binlerce kubbe ve kulesi yine de altn gibi ldyor, her biri kendine zg klarn yaama ve akama sunuyordu. Tayga'nn gece rzgr yeni balamt; kentin evlerinin, cadde ve sokaklarnn grltsn adeta bulunduumuz tepeye tayordu. ehrin nabzn elimde tutuyordum sanki, damarlarnda dolaan kan hissedebiliyordum. Krbalar saklyor, kadnlar glyor, ocuklar baryor ve kabak'l&rdaki erkekler kfrediyorlard. Ahrlarda bren hayvanlar, nehrin deirmen arklarna arparak alayn, at nallarnn ehrin kaba talarla kapl caddelerindeki takrtsn duyabiliyordum. lk kokular burunlarmza gelmeye balamt! Kabak'l&rdaki yemeklerin, ara sokaklardaki atk sularn, pazarlardaki ve sokaklardaki plerin, tccarlarn ya ve parfmlerinin, binlerce insann ve bunlarn kardklarnn kokular; mutlu, kederli binlerce yaamn kokusu. Moskova benim olduka iyi tandm Marienburg'danya da Ernst Glck'n odasnda sadece resimlerini grdm Riga'dan ok farkl ina edilmiti. ehir kaplarn grebili- ! 206 rdum; ama bir btn halinde surlar yoktu burann. ehir olc bir salyangoz kabuu gibi, kendi iine ve atlar akam ineinde parldayan binalardan oluan canl bir kalbin ev-esinde kvrlyordu. Her boyutta ve farkl mimari zellikteki onca bina, Moskova Nehri ve onun kk bir yan kolu olan Yausa'nn olduka geni ve heybetli akan yatana doru skm mahalle ve tarlalardan oluan bir kuakla evriliydi. ehirde bir imar dzeni fark edemediimden aknlk iinde Darya'ya dndm. "Dier btn ehirlerden farkl grnyor, Darya! Demek istediim" diye ekledim hararetle, onu gcendirmemek iin, "benim memleketimin Alman ve sve ehirlerinden ok farkl!" Gld ve kollarn yine. ehre doru uzatt. "Moskova Dou'dur Martha! Bunun, ar Petro'yla ve onun Avrupal byk g hayalleriyle hibir ortak taraf yoktur! Biz sertlikle, mahrumiyetle ve kat tutumumuzla byk olduk! Kendimize kar kat tutumumuzla! Babo gelenekleri ve zgrlyle Novgorod'un ne hale geldiini biliyor musun? O ehri yenmitik ve imdi maziye gmlyor. Biz Moskovallar aslen Tatar'zdr! Vahi ve gururlu! Sokaklarmzda ne kadar Tatar dolatn greceksin!" Gzkapaklarm akaklarna kadar ekip yzn korkun bir hale soktu. Gldm; ama o ban bir kez daha aa yukar sallayp baklarn yeniden ehre evirdi. "u karda grdn yerleimler, posacFla.r, ehrin neredeyse btn dkknlarnn bulunduu mahalleler. Dkknlarn evresindeki yaplar da dkkn sahiplerinin evleri, baheleri ve ahrlar! Onlarn hemen yannda bu dkknlarda alanlar yaar. Ayrca yce ar'n lkeye davet ettii zanaatkarlar, sanatlar ve bahvanlar oturur! urada, Yausa'nn ve iki yan kolu Neglinnaya ve Klyazma'nm evresinde Moskova'nn deirmenleri yer alr; onlar olmasa ehir ekmek bulamaz! 207 Moskova Nehri'nin evresinde, baharda su altnda kalan tar-lalar bulunuyor. Bu tarlalardan en iyi meyve ve sebze dalr btn lkeye." "ehrin dnda kalan uradaki yerleimlerde kimler oturuyor?" diye sorarak szn kestim.

Omuzlarn silkip hi dnmeden yantlad: ar'a, onun soylu snfna ve zengin ehirlilere hizmet veren kle ve kyller. Rus halknn karncalar, aslnda! Onlar dnmeye gerek yok!" Bu szn zerine sylenecek szm yoktu. Belki ailem de onlarn arasndadr, diye geirdim aklmdan. Belki de srldkleri yer burasdr. Darya konumasn srdrd: "Ama aralarnda kunduz avclar, balklar, ahin yetitiricileri, kpek bakclar ve ahr olanlar da yaar. En dardaki evler de balclarn mahallesi! Orada arclar ve arlar yaar. Oradan uzak dursan iyi edersin, yoksa btn vcudunu sokarlar. Ama en iyi bal oradan kar!" Gld ve dudaklarn yalad. Bir sre dzlkte yaylan renkli, grltl karkl seyrettim. Birden Darya ehrin tam ortasndan gkyzne ykselen kuleyi gsterdi. "uradaki! O Kremlin, tm saraylarn saray! evresindekiler de soylularn, hizmetilerin, zanaatkarlarn, terzilerin ve sanatlarn evleri,yani ar'a hizmet eden herkesin! ehir iinde ehir." Krkn ensesine kadar ekti. Gzel yz, tpk yapraklar alan bir iek gibi kmt yumuak yakadan. Kararn verdi: "Yerleir yerlemez gostini dvor'z giderken seni de yanmda gtreceim, o zaman grrsn!" "Gostini dvor ne?" diye sordum merakla. Gld ve ellerini aklatt. "Belinde bir torba altnla dolaan kadnlarn cenneti! Aleksander Danilovi sana altn ver208 ,. naS1l olsa, yle deil mi?" Yoklarcasma bana bakt. En iyinin, doruyu sylemek olduunu dnp, bamla onay-1 dim- Bunun zerine devam etti: "Orada en gzel tovar'la.r bulunur! Gerekten, insann arzu edebilecei en gzel mal-ar! Yan yana dizilmi yzlerce tezgh dolusu deerli metaller ham ve ilenmi deerli talar, ipek, krk, kee, srma ve... Aman neyse, kendi gzlerinle grrsn!" Tekrar gld ve baklarn yeniden kente evirdi. Memleketine son kez, uzunca bir bak attktan sonra beni kolumdan kavrayp: "Gel, hemen gidelim, karnm ok ackt! Mola yerinde imdi en alasndan yal somonla patatesli lava ve stne ayn yanna, karabiberli rek yaplacak! Ve kendimi kaybedene kadar kadehler dolusu Moskova votkas ieceim! Yarn yolumuz uzun; nk bir sr kontrol noktasndan geeceiz. Ayrca selamlamak zorunda kalacamz bir sr kzakla karlaacaz!" dedi. Karda tkezleye tkezleye tekrar kzaklarmzn yanna indik. Varvara Arsenyeva bizi keyifsiz karlad. Ayaklarnn dibindeki bakr mangaln iindeki kmrler souduundan, mzrdanyordu: "Nerede kaldnz yahu! Sizi beklerken ttm ite!" Anna Menikova bol ilemeli eldiveninin iindeki elini kzan penceresinden darya karp kalk iin iaret verdi. Akam kaldmz handa btn maiyet ikram edilen taze ekmekten, yal somondan, taneli havyardan, salamura ve fme av etinden, kzarm kmes hayvanlarndan, taze kaardan, bol baharatl sucuktan, buhar tten dilli ve sakatatl reklerden, bol baharatl turp ve lahana yemeinden ve hardalla krema sosuna yatrlm yumurtalardan yle bolca yiyip imiti ki, brakn lokantacnn kilerinde bir f votka ya da cin kalmasn, adamn banda sa bile kalmamt. Kk grubumuz Moskova'ya var heyecanndan tpk ar kovan gibi vzldyordu. Anlatlan hikyelerin 209 hepsini can kulayla dinliyordum: Karlaacam insanlar bundan byle beni de ilgilendirecek olan olduka garip gelenekler. Gece onca isim ve hikyeden dolay bam atladn, dan, beni bekleyen bilinmezler iin g toplamam salayacak ar bir uykuya daldm. Menikov'un kona o ana dek grdklerim arasnda en geni ve zengin olanyd. lk para kazanmaya baladnda kendisine Kremlin Saray'nn yaknlarnda tatan bir ev ina ettirmiti. Bir sre sonra Petro'nun deerli dostu Franz Le-fort lnce

grkemli evi, Kremlin'den sonraki en byk ev bo kalmt. ar, evi arkada Menikov'a hediye etmi, Aleksander Danilovi ikinci kez sylenmesini beklemeden Lefort'un sarayna tanmt. Ksmen ahap, ksmen ta ve ksmen de briketten yaplm geni bir evdi. Tahtalarn da kp talarn da derzi zenli bir ekilde katranla alnmt. erideki duvarlar rengrenk sahtiyanlarla ya da Menikov'un Petro'yla birlikte kt byk gezi srasnda Hollanda ve Felemenk lkelerinden getirdii hallarla kaplyd. Moskova o zamanlar, benim ehre ilk geliimde, neredeyse tmyle ahaptan ina edilmiti. rk ahap binalar srekli yangn tehdidiyle kar karyayd ve yzlerce yangn ar bizzat kendi elleriyle sndrmt Moskova'da; ama alevlerden korktuundan ok eytandan korktuu iin. Gene de Moskova'da, yangnla ciddi mcadele ancak yzlerce ev tutuup da, kor krmz kvlcmlar akam kzlln soldurunca balad. Benim Moskova'ya geliimden birka yl nce Petro yeni yaplarn yalnzca tatan yaplmas emrini vermiti. Yanm evini ta binaya dntrme olana olmayanlar, arsalarn zengin ehirlilere satmak zorundaydlar. Darya'nn Franz Lefort'un evindeki odas scak ve sevimliydi. Kadnlarn odalarna hl terem diyordu; belki de ocukluunda yle rendii iin. Odalarn zeminleri yumuak 210 , aljjarla ve kaln postlarla kaplyd. Sra ve sandalyelerin zerlerine incelikle ilenmi ya da renkli ipekle bezenmi minderler konmutu; duvarlarda deerli ikonalar aslyd. Altn ve gm varakl ereveleri, zerlerinde av sahnelerinin ve baka eylerin de tasvir edildii ve bunlarn gerek anlamlarn bilemediim, hnerle rlm ve binlerce dmle dokunmu duvar hallarnn yannda yumuaka parld-yorlard. minelerde gn boyu aydnlk bir ate yanyordu. Menikov o yl btn eve, tpk svelilerin kulland trden ocaklar ina ettirmiti. Bunlar tavana kadar ykselen, Delft inileriyle kapl ve btn oday hoa stan sobalard. Benim odam Darya ve kz kardei Varvara'nm odalarnn arasndayd. Bir dnn, tek bana bana ait bir oda! Kreuzberg'deki isba'mzm tamamndan daha bykt! nsan daha iyi bir yaama ne kadar abuk alyor. Glckler'in yanndaki yaamm bile bana inanlmaz uzaklktayd. sba'da nasl yaayabilirdim? O yaama asla geri dnmek istemiyordum! Deim atklyla doldurulmutu ve gayet kabarkt; zerindeki yastklar nevresim sandklarnda saklanan kfur kokulu tertemiz ketenle kaplyd. Gece stme ayrca tilki krknden ar bir battaniye rtyordum. Odada ayrca, demir kuak ve arduaz plakalarla kapl, renkli tahtadan yaplm iki tane de sandk bulunuyordu: Bunlara kyafetlerimi koyacaktm. imdilik Rus tarz sarafan, tunika ve uzun, kaln manto, ya da Darya'nn hediye ettii kyafetlerden bazlarn giyiyordum. Ne var ki, bunlarn saysn artrmam gerekiyordu. Gzel yemekli mutlu yaam yanmdan iz brakmadan geip gitmiyordu; ama gerekten hi umurumda deildi bu. Bedenim mutluydu ve azm glyordu, hainlikten uzak. Yayordum, ne iin ikayet edebilirdim ki? Darya, yeni yl kutlamalar ncesinde ba gsteren kyafet sorunuma dosta ve gayretle yaklat. Menikov'un bana ver211 dii altn kesesini eliyle tartt: "Aman Tanrm, bununla bu, tn lkedeki ipekleri alabiliriz! Bu kadar cmert davranmasnn nedeni neydi ki?" Bana dikkatle bakt, yznde bir gvensizlik belirdi. Kukusuz, Darya, Menikova soyadn almad srece konumundan asla emin olamazd. Ve Aleksander Danilovi ona gelin tacn giydireceine dair en ufak bir davran sergilemiyordu! Ona ak yreklilikle baktm. "Nedimelerinin seni onurlandrmalarn istiyor anladm kadaryla! Bana bir baksana, benim her eye ihtiyacm var! Tek bir gmleim orabm, i amarm, bartm ya da elbisem yok!"

eriye Varvara da girip bize katld ve o da beyaz elleriyle altn tartt. "Keke bu mtevaz arzuyla yetinsen..." dedi ardndan ineleyerek. "Ne demek istiyorsun?" diye stne gittim. Herkese eyvallah diyerek daha fazla sevilmediimi oktan renmitim. Aksine! Varvara beni sevmiyor olabilirdi; ama iyi niyetimin snrlarna da sayg duymalyd. Varvara susuz gibi grnmeye alt: "Hi, hibir ey..! Ama erkeklerin her zaman gizli niyetleri olduunu herkes bilir ve Aleksander Danilovi de hayrseverliiyle tannmaz hani!" Hararetle sar cilal trnaklarn seyretmeye koyuldu, bir yandan da rujlu dudaklarn bzd. Kendimi fkeden aresiz hissettim. Laf ne demeye getiriyordu? Darya bir bana bir de kardeine bakt. Bir an iin aramza duvarlar ren bir sessizlik oldu. "Hadi gidelim, Martha" dedi ardndan yalnzca. Gostini dvor aynen Darya'nn bana anlatt gibiydi: Kuanda altn keseli kadnlar iin bir harikalar diyar. Gzelliklerini nceden asla tahmin edemeyeceim pek ok eyay ilk kez gryordum: Fildii ve abanoz, kaplumbaa kabuu ve sedef kakma, porselen ve ryamda bile grmediim bir 212 &n inci ve deerli ta tr. Yumuak eller salarm en-mden yukarya kaldrp dolgun vcudumu tepeden trnaa -It. Terzi, yardmcsyla hararetli bir ekilde fsldayordu. rkkuamm her renginden prltl ipekler, yumuak kadifeler ve gcrtl damaskolar ayaklarmzn dibine salyordu. Darya bana uygun tonlar sememe yardm ediyordu. Altn ve gm elbise kopalar, kpeler, kolyeler ve renkli ta-! bilezikler boynuma, gsme ve kollarma tutuluyordu. Kendime bir iki tak beenip dierlerini braktm. Ufak tefek bir kadn terzi bize Brksel ve Paris'ten getirttii narin danteller gsterdi. Darya i amarlarm iin zarif iek desenli danteller nerdi. Eldivenlerim iin yumuak, alacal deriyi seen de oydu. Ellerim son olarak, krknn, dvlm ve psklle ilenmi ynden, uzun bir pelerine kenar yapt yumuak, gms samur krkleri okad. Biraz pazarlk ve hobe ettikten sonra adam apka iin de biraz krk vermeye ikna oldu. Samurun gms tyleri mat ten rengi-me ok yakt ve gzlerimi daha da ltl gsterdi. Byle bir apkayla bariz bir ekilde, soylu bir kzdm artk! Eve dnerken kar gkyznden yine iri taneler halinde yere dyor ve Erzengel Kilisesi'nin -Moskova'nn en yksek binasyd anlar ehrin canl gecesinde alyordu. Kar bulamac kristalli buza dnyor ve yayalar zerinde evlerine doru kayyorlard. Kst oturan bir sr insana rastladk ve glmekten kendimizi alamadk. Petro, gnleri dnyann yaradlndan itibaren sayan eski takvimi deitirdiinden beri, Noel Gn de ar'n arzusuna gre ayarlanyordu. Artk aylar sa'nn doumuna gre dzenleniyordu. Yln ilk gn bylece, eyll aynn birine deil, ocak aynn ilk gnne, Epifani Yortusu'nun hemen ncesine denk geliyordu. Kutlamalar aralk aynn ortalarnda balyor; enlikler, resmi geitler, oyunlar, maskaralar 213 alay, havai fiek gsterileri, akam yemekleri, balolar ve de fuarlar silsilesi Epifani'ye dek uzuyordu. Yaknda ar da Moskova'da olacakt. Kollarmda geirdii geceyi unutmUs muydu acaba, ok merak ediyordum! arla birlikte imdiye dek yalnzca adlarn duyduu^ insanlar da grecektim: ar'ayakn duran, soylu snfna ille de dahil olmalar gerekmeyen nfuzlu erkekleri ve rnein kz kardei Natalya'yla ar Ailesi'nin dier yelerini gen olunu, arevi Aleksey'i. Ben en ok Anna Mons'u grebilmeyi umut ediyordum. Arsenyevalar Efendileri'ne ak rettii iin bu Alman kzdan nefret ediyorlar ve korkuyorlard. Bu, ona olan merakm daha da kamlyordu! Ama ne var ki, ortalkta liyakat nian sahibi General Balk ile evlenecei sylentileri dolayordu.

Varvara Arsenyeva'nm o gnlerdeki ruh hali bir kedinin-ki gibiydi ve sa solu belli olmuyordu. Hizmetilerinden biri pahal elbiselerinden birini t srasnda yakt diye kzn trnaklarnn altna acmaszca sivri pler sokturmutu. Ardan gnlerce alayan kzn hali iimi paralamt. Ama kendimi tuttum. Kolaylkla onun yerini alabilirdim. Varva-ra'nm bunun iin yalnzca frsat kolladn hissedebiliyordum. Tek korunmam, Darya'nm bana gsterdii ve benim kalben karlk verdiim, ikiyzl olmayan sevgiydi. Mtevaz taklarm, amarlarm, krk ve elbiselerim Noel iin gostini Bor'dan tam zamannda gelmiti. Odamda asl duran parlatlm metale iyice yaklatm. Bu ekilde kendimi yeni zenginliimin parlts iinde inceleyebilirdim. Ellerimle mantomun yakasndaki krk okamaktan ve kyafetlerimi giyip karmaktan bkp usanmyordum-Hatta gece krk apkamla uyudum; o kadar mutluydum ki! Sonra, kutlamalardan iki gn nce, Moskova derin bir uykudan uyanrmasna canland. ar ve beraberindekiler 214 t'dan dnmlerdi. ehir yeniden efendisine kavumu, n bir kpek gibi lgnca sevgi ve bayram sarholuuna girmiti- Moskova kendi hayatn kutluyordu, parlak gnlerinin sayl olduunu biliyordu sanki. Petro kararn oktan vermitiKzamz Menikov'un konann avlu ve bahesini rten kapdan darya kvrld. Bekiler havaya kaldrdklar sngleriyle bizleri selamladktan sonra ar kapy arkamzdan kapayp demir bir srgyle tekrar kilitlediler. Ara dar sokaklarn engebeli, sert kar tabakasyla kapl parke talar zerinde, Kremlin'in bulunduu gzel meydana doru sessizce kayyordu. Faytona binerken pelerinimi zenle toplamtm; nk karli amurun iinde kirlensin istemiyordum. Faytonun iinde Arsenyevalar beni bekliyordu. Yabanc elilerin, Rus kadnlarnn d grnlerini Batllara benzetme abasn gln bulduklar syleniyordu. Ama benim gzmde Arsenyevalar gzellik timsaliydiler. Darya o akam salarna kat kvrm attrm ve uzun boynuna on sral inci bir kolye takarak salarn iyice vurgulamt. Yuvarlak omuzlar plakt ve elbisesinin kare kesimli dekoltesi dolgun memelerini itah kabartan iki yarmkre eklinde ortaya karyordu. Gslerinin arasnda ekillenen derin yarn balad yere bir ben yaptrtmt. Benek her soluk al verite tahrik eder biimde inip kalkyordu. Elbisesi koyu mavi ipektendi; omzunun evresi ve dirseklerine kadar inen dar kollarnn kenarlar pahal dantel ve srmalarla sslenmiti. Varvara da ayn ekilde takp taktrmt; ama onun sa bir toka yardmyla, uzak bir gney lkesinde yaayan ender bir kuun yumuak tylerinden bir kule gibi duruyordu. Boynu plakt; ama ar ve her birinin ortasnda byk bir zmrt olan altn kpeler takmt. Hi konumuyordu, sanki akl baka yerlerdeydi. Her 215 iki Arsenyeva da yumuak deriden uzun eldiven giymiti ve ellerinde, altlarndan uzun gm pskller sarkan ilemeli birer kese vard. Ancak kendi d grnmden de memnundum. Darya bana kyafet ve tak seimimde yardm etmiti. Fransz tarz elbisemin yumuak parltl ipeinin rengi eremetyev'in ttn yapraklarn andryordu. Ama kuma mum nda tpk bir ate gibi parlyordu. Hizmetim, yumuak parmaklaryla, salarm yzmn iki yanndan yukar kaldrm ve Darya'nm incili tokalaryla kulaklarmn gerisinde tutturmutu. Bylece salarm ensemden omuzlarma doru d-kml ve koyu renkte iniyordu. Kz, salarm eskisi gibi parlak ve canl grnene kadar kefir ve limon suyu karm bir sv kullanarak sevgiyle ovalamt. Kulaklarm ve boynum plakt. Ben Arsenyevalar gibi herhangi bir nemli adamn sevgilisi deildim ki, onlar verdii hediyelerle ss-leyeyim. Ama mtevaz altn inem ve gsmdeki

kk incilerle gurur duyuyordum. Bunlar gostini Bor'dan almtm ve benim en deerli hazinelerimdi bunlar. Kremlin'in nndeki Gzel ya da Kzl Meydan, o gece, mealelerin ve fenerlerin ve Kremlin'in evresindeki insanlarn hareketlilii sayesinde, adeta bylym gibi grnyordu. Meydann evresindeki ta trabzanl katl evlerdeki dkknlar hl akt ve hummal bir hareketlilik vard. lk kez Moskova'da grdm kahvehanelerden darya, zifiri karanla ve gecenin ayazma, yumuak bir k yaylyordu. Hali vakti yerinde pek ok Moskovalnn, askerlerin, kzakl ve atl adamlarn yan sra, son ihtiyalar karlamak zere hizmetliler kouturuyordu meydanda. Duvarlarn dibinde ne kadar babo kz ve evlerin kelerinde kendilerini rzgrdan ve kardan koruyacak barnak arayan ne kadar ok dilenci vard! Sabah olunca, donmu bedenleri ehrin dna 216 p-trlecek, kerpi ukurlarna atlacak, stlerine bir krek toprak atlmakszn a kurtlara yem olacaklard. Kremlin Saray'nn evresinde, sarayn uzun kenar boyunca yksek ve dmdz bir duvar uzanyordu. Heybetli Ba-silius Katedrali'nin zengin sslemeli kule ve kubbeleriyle Kremlin'in donukluu tam bir tezat oluturuyordu. Tula sarayn evresi, zerinde nbeti kulelerinin ykseldii katl ta duvarla evriliydi. Arkasnda ise saysz at ve kubbe ykseliyordu. Darya ne doru eilip olduka uzun bir kuleyi iaret etti. "Bu, van Grosny'nin an kulesi" diye aklad. "Hain van m?" diye sordum. Bu ad daha nce hi duymamtm; ama kulama hi de ho gelmiyordu bu ad. Darya ban sallad. "Evet,ya da Korkun! Bizim zamanmzdan nce ve bizim ar'mz zamannda uzun sre hkm srm bir ar. van binlerce ama binlerce insan ldrm; hatta kendi olunu bile katletmi!" mz de hemen ha kardk bu gnah karsnda. Darya sesini biraz alaltarak konumasn srdrd: "Ve bir gn korkun bir sululuk duygusuna kaplm. Bu kuleye kam ve anlar saatlerce alm, ta ki pimanl geene dek! Petro anlatt bu hikyeyi bana" diye ekledi bildiklerinden gurur duyarak. "Kule, ar van her eyi gzetlemek istedii iin bu kadar yksek. hanet ve ayaklanmadan korktuu kadar, hibir eyden korkmazm. armamal! Sinir krizlerinden birinde Novgorod nfusunun yarsn buzlarn altna gmdrm!" Varvara anlatlanlardan keyiflenmi olmalyd ki, tiz bir kahkaha att. Elbisesini yakan zavall kz dndm bir an. Sonra darya baktm. ndirilmi kprnn zerinden arlk kutlamalarnn yaplaca saraya giriyorduk. Gzlerim ay nda karlat her resmi emiyordu. Ama oynaan kar tanelerinin arasnda gz ap kapayncaya kadar deiiyordu 217 bu resimler. Bu, her an sona erebilecek bir rya olabilir miy, di? Zaman durduramaz mydm? "imdi ne olacak?" diye fsldadm heyecanla Darya'ya. Bana glmsedi, torbasndan yelpazesini karp at. pe. in zerinde yzm utantan kpkrmz yapan resimler vard: Dolgun, pembe tenli plak bir kzn zerine ko benzeri bir yaratk binmiti. "imdi, Martha, dnya tepetaklak olacak!" demekle yetindi Darya ve yzne serin hava yelpazeledii ahlaksz resim karsndaki utangalm fark etmemi grnd. Hi aldr etmeden Varvara'nn ardndan faytondan inmeye hazrland. "Greceksin. Kendi gzleriyle grmeyen, inanmaz! Krmz rujlu dudan bzerek ince parmaklarndan birini dudaklarnn zerine koydu ve susmam salad. Krk pelerininin altndaki elbisesini dzeltmekte olan Varvara da gld. "nmzdeki haftalar sa salim atlatrsan ansn var demektir! Petro'nun kendine zg kutlama

fikirleri vardr, greceksin! Tanr'ya kr ki Lefort ve Gordon sa deil, yoksa haftalarca sarholuktan baygn yatardk." "Lefort ve Gordon kim?" diye sordum; ama iki Arsenye-va nden koturmaya balamlard bile. "Petro'ya yaamn gzel ve gnah taraflarn reten hocalar! Biri svireli, dieri de sko! Ve ikisi de, dediim gibi, Tanr'ya kr ki, oktandr l! ar tpk bir ocuk gibi alam mezarlar banda" diye aklad Darya omzu zerinden. pek ayakkablarmzn deri tabanlar bozulmasn diye hizmetiler ayaklarmzn altna hallar serdiler. Kremlin'in, bir yn muma ve kmr mangalna ramen karanlk ve serin olan koridorlarna girdik. Bu duvarlar ar'm kullarn derin bir hrmete ve boucu bir itaate zorluyordu. Herkes ar'm byklnden ve acmasz yneti218 . Jen sz ediyordu. Serin karanlk, duvarlardaki renklerin sslemelerin grkemini sndryordu. eride, havay te-z tutsun diye yaklan ttslerin buruk kokusu hakimdi. 1 tyl hallar her admmz yutuyordu. Gzlerimi nce tarafa evireceimi bilemiyordum! Duvarlardaki am- anlarda duran mumlar eki eki ya kokuyor, donuk kla-yzyllarn glgeleri tarafndan hapsediliyordu. Ellerinde amdanlar tayan hizmetiler hzl admlarla nmzden ilerlerken Kremlin'in derinliklerindeki odalarn yaknndaki kk bir salondan getik. Aslnda buraya imparatorluun en soylular girebilirdi yalnzca; oysa imdi ben de girmitim; bir kle! Batl kyafetleri iinde zarafetten uzak saray nedimeleri iliti gzmze. Gsnde kocaman bir ha olan uzun, koyu renk entariler giymi, Panagial birka Ortodoks papaz, gzlerini Darya'nm dekoltesine dikip onu ayplayan szler mrldand. Kn tarlalarn zerinde uuan kargalar andryorlar ve evrelerini saran nemli karanlkla btnleiyorlard. Deerli ereveler iindeki aziz tasvirlerinden pek ok gz souk ve alayl baklarla bizi izliyordu. Arsenyevalar imdi daha da hzlanmlard, yrrken rastladklar saray nedimelerini balarn bir saa bir sola zarife eerek selamlyorlard. Odalarn tuhaf soukluu beni titretiyordu. eremet-yev'in anlatt, Petro'nun ocukluuna dair hikyeleri anmsadm. Gzlerinin nnde ailesinin yarsnn katledildii ya da ikence grd odalarda nasl kutlama yapabiliyordu bu adam? Hallar kana bulanm, ats kendi lmyle rtl bir evde nasl uyuyabiliyordu? Bunlar, Stre-litzler'in, zerinde duran ar'm san ekitirdikleri basamaklar deil miydi? Kk ar'a orospunun dl diye kfrettikleri yer buras myd? Kabuslardan ekmesine armamal! 219 Bir ift kanatl kapyla sonlanan uzunca bir koridoru daha giriinde, bizi canl bir mzik ve davul sesleri karlac' Derin bir nefes aldm, derken kaplar giriin sanda ve $Q lunda duran muhafzlar tarafndan ekilerek ald. Bir an lna gzlerimi yumdum: Koridorun karanlk ve souu^ dan sonra meknn aydnl gzlerimi almt. Darya kolu mu imdikleyerek, "Yalnzca cesaret, Martha! ve gl, ayr. ca kaderine kret; seni Marienburg'dan baka bir yere deil de buraya srkleyen kaderine kret! Burada var msn yok musun kimse aldrmaz; evrene bir bak!" dedi. Zaten bunu yapyordum! Salonda, imekten daha imdiden kzarm, her an glmeye hazr suratl pek ok insan zengin kyafetler iinde alak masalarn evresinde oturuyordu. Benim kulaklarma yabanc, yumuak melodili bir mzik almyordu. Petro, Rus mizacnn sonsuz zlemini dile getiren ar ve hzn dolu mzii de mi yasaklamt? Hizmetiler omuzlarnn zerinde gzel yiyeceklerle dolu tepsiler tayorlard. rkildim: Et yemez gnleri olduu halde, kzarm ve salamura baln yan sra et de ikram ediliyordu! Her eit kmes hayvanna ilaveten nar gibi kzarm, zerinden hl bira damlalar szlen ve azlarna halanm meyve ve

kestane tktrlm yabandomuzlar gryordum. Gzlerim, altn rengi, duman tten, sebzeli, somonlu reklerin; ilerinde dil ve turu paralarnn yzd kremal orba tencerelerinin; somon ve kolan balkl tepsilerin; limon ve kk, gevrek blinflerle birlikte ikram edilen havyar kaselerinin zerinde gezindi alkla. Baz hizmetiler de ellerinde votka ve cin srahileriyle koturuyorlard. Konuklarn haddinden fazla byk kadehlerine, azna kadar iki dolduruyorlard. Herkes yle pervaszca iiyordu ki, iki enelerinden szlp canm elbiselerin zerlerine damlyordu. Bana ikram edilen tabaktan bir tane blini aldm. Havya220 donuk donuk parlayan, koyu incilerine bandrdm ve zerine eki limondan sktm bolca. Enfesti! kinci seferde zerine daha ok havyar koydum. Bu sihir dolu sa-tlerin benim iin daha ne kadar sreceini kim bilebilirdi , -p parya ve Varvara yanmda duruyorlard ve yelpazelenin korumas altnda birbirlerine tek tek konuklar gsteriyorlard. "Bak, u kar kede, yastklar arasndaki arevi! Ne kadar da bym son bir ylda! Seferde olduumuz iin epeydir grmemitim!" "urada da arie Praskovya, van'm dul ei duruyor! Tabii amaz bir ekilde evlendirmek istedii kzlarn da yannda getirmi! ar'm bann etini yiyip duruyor bu konuda; bu arada herkes, miskin ar van'm, ruhu ad olsun, kzlarn babas olmadn biliyor!" Varvara ekledi: "Ama van yle sanyordu, bunak! u yanndakilere bak, arie Praskovya memlekette bulabildii kak ve hrpani btn karlar da beraberinde getirmi! Kokular buraya kadar geliyor! Pf, le kokulu ayaktakm! Bana serserileri ve ayaktakmm toplamasn biliyor da, onla-raykanp paklanmalarn niye sylemiyor? Geen sefer, onu ziyaret ettiimde, ona bir eyler alan yar kr bir harp vard, adam tepeden trnaa ter ve sarmsak kokuyordu..." Darya burnunu buruturarak yukar ekip gld. "Eee, devam?" "Neyse, adam edepsiz arklar sylemeye balad! Sana yemin ederim, kulaklarma kadar kzardm! Deli bakl bir kz da dans ederek rlplak soyundu. rlplak! Gsleri srn yumurtalar gibi sallanyordu! eyinin kllar da dizlerine kadar iniyordu! Praskovya kz kendinden geerek seyretti!" Varvara kendi kendine gld. Bam evirip evreme bakndm. Aklma gzel bir aka gelmiti; ama Varvara'yla 221 aram bozmak istemiyordum. Artk Darya da onu di yordu. Az nce arevi diye gsterdii gence dikmiti gzlerini. Yetikin birine hibir ekilde benzemiyordu! Preiu Aleksey on iki bilemediniz on yalarnda bir delikanlya ve halknn o btn ciddi halleri vard zerinde. Rus tarz sade, koyu renkli bir kyafet giymiti ve salar tpk Ortodoks papazlarmmki gibi uzun ve pudrasz olarak omuzlarna dklyordu. Yann verdii gvensizlii bir ifadesizlik maskesi altna gizlemeye alarak evresindeki cokun kalabal inceliyordu. Teni sanki hi gne grmemi gibi soluktu. Koyu renk gzleri derin bakyordu. Bana kardelerimden birini hatrlatt; iimden onu kucaklamak geldi. Ama bunun yerine byk bir kadehe Macar arab koydurttum ve bir dikite hepsini itim. Saki etkilenmi bir halde kalarn yukar kaldrd ve kadehimi yeniden doldurdu. Kadehi yine bir dikite boalttm; imdi keyfim gzle grnr bir ekilde artmt. Ne grkemli bir kutlamayd! Davul sesleri bir anda ykseldi. Davulcularn alnlarnda hiddetten ter damlacklar birikmiti. Salon beklentili bir sessizlie gmld. Praskovya konumay ve kkrdamay kesti ve arevi, grebildiim kadaryla, epey gergin bir halde minderine oturdu. Mzisyenler topluluu iinde huzursuz bir titreme gze arpt. iddetli bir darbeyle kap ald! eriye haykrlar ve grltler eliinde, omuzlarnda bir taht tayan rengrenk erkek grubu girdi. Tahtn stndeki adamn

banda bir ta vard ve gayet zengin giyimliydi. aknlm sonsuzdu; nk benim Marienburg'daki kampta, Rusya'nn ar niyetine kollarmda tuttuum adam deildi bu! Adamlar velveleyle yanmdan getiler. Salonda bulanan herkes ayaa kalkp tahtn stndeki adamn karsnda eildi; sonra birden tahtn evresindeki insan yumann iinden benim tandm Petro syrld. Schlsselburg'daki 222 jj^aaa-n hatrladma gre zerindeki kyafet Frizonlu . denizci niformasyd. Dar pantolonu ve gm tokal, rlak ayakkablarnn zerindeki skca dmelenmi do-1 klan, vcudunu daha bir iriyar gsteriyordu. Yaklak iki metreye varan boyuyla dier tm erkeklere tepeden bakyordu Aralarnda cephede geirdiim aylarda Petro'nun arkadalk ettii birka kiiyi seebiliyordum: Elbette Aleksander panilovi Menikov ve de Prens Golovkin, Narikin ve Tru-betzkoy. Gremediim biri varsa o da cephede srekli ar'm yaknlarnda bulunan Nikita Sotov idi. Ona bir ey mi olmutu? Acaba lmt de, benim mi haberim olmamt? Petro salonun ortasna geldi ve tahtn nnde reverans yapt- Yakndan baknca, tahtta oturann iren bir ya tulumu olduunu anladm. Petro yksek sesle bard: "Prens-Kayzer Fyodor Romodanovski'yi benimle birlikte selamlayn! Efendimizi selamlayn ve ondan, Tanr akna, ikili meclisi balatmasn dileyin!" Sa eliyle bir iaret verdi. Tayclar oflama ve inleme sesleriyle taht salonun br ucundaki yerden yksek bir kaidenin zerine indirdiler. Tahttaki adam her kimdiyse, Petro'nun kendisi de, salonda bulunan dier herkes de oyunla gerei birbirinden ok iyi ayryordu anlalan! Kalabalk, hl barmakta olan arlarnn evresinde topland. "melisiniz, yoksa arzunuzu yerine getirmeyecek!" Herkes glyor ve kocaman kadehleri sakilere doru uzatyordu. Petro da byk bir srahi kapp byk yudumlarla imeye balad. arap enesinden szlerek gmleinin krmal dantelinin ve yeleinin sar ipeinin zerine akt; ama o buna hi aldr etmedi. Bitirdiinde ellerini rparak herkesi imeye tevik etti. Hatta kendisinin bizzat, glmekte olan gen bir kadnn enesini zorla atn, ince beyaz boazndan aaya bardan iindekini olduu gibi boaltt223 n grdm. Kadn ksrp aksrmaya balad ve hepsini cp surca yuttuunda, ar kadnn pembe dudaklarna bir py ck kondurdu. Kendi kendime kzdm: Neden, bilmiyordum. Bunun zerine dikkatimi baka eylere ynelttim. "Bu kim?" diye usulCa sordum Darya'ya ve mmkn mertebe kimsenin dikkatini ekmeden enemle taht iaret ettim. iko gulyabani tam o srada geirdi ve tac kayd. Darya kadehini doldurttu ama imeden nce yant verdi: "Bu, Fyodor Romodanovski, ar'm sarayndaki en iren, en sinsi ve en hain insan! Ama Petro iin cann verir ya da kim olsa ldrr ve bunu yapt da. Ondan uzak dur. Sana bugn dnyann tepetaklak olacan sylemitim. ar bu akam ar deil, yalnzca Petro Mihailov. Ve Fyodor Romodanovski Asil Prens-mparator! Petro yllar nce o byk yolculua kt zaman da onu Moskova'da brakmt. Ama o gnleri bir tek hikyelerden biliyorum. O zamanlar ben daha bir ocuktum." Yelpazesini sallad. evremizdekiler ark sylemeye balamt. Petro elleri havada, ltl bir yz ifadesiyle alk tutuyordu: "kili meclis! kili meclis! Efendi, sanayalvaryoruz! kili meclis! Su-madbrodneyfi, usejuteyp, vsepyaneyi sobor\" diye ark tutturdu ve herkes ona elik etmeye balad. Gzlerim Prens Aleksey'e takld. Onaylamayan bir ifadeyle dudaklarn sryordu. Menikov'un onun yanna geldiini onu kabaca drtklediini fark ettim. Bunun zerine Prens de ellerini havaya kaldrp babasnn tuttuu ritme ayak uydurdu. Darya, Menikov'a bayla iaret etti, o da aka yollu reveransla karlk verdi. "Aleksander Danilovi ile evlenmek istiyor musun?" diye sordum usulca.

Sorum zerine silkinerek toparland ve serte bana bakt. "Evet, tabii ki. Onu seviyorum. Uzun zamandr, neredeyse 224 , .-rt yildr. Ve elimden gelse, terem'inde yaamak isterdim ve clklarmz bytmekten baka bir eyle ilgilenmezdim. Ama bu ekilde, onun dnyasnda yaayp onun kurallarna trre oynamak zorundaym. ar' memnun etmem de onun arzusuydu. Her eylerini paylarlar ve birbirlerinden ayrldklarnda kpekler gibi kvranrlar." Menikov kalabaln zerinden bir pck gnderdi. arevi ban eip Menikov'a bir eyler syledi. O da onun kafasna bir tokat indirdi ve yanndan ayrld. Aleksey alamakl oldu ve geri ekildi. Duvarn souk glgesinin iinde eridi. Yzn artk gremiyordum. Resimler ve renkler tpk bir pee gibi gzlerimin nn kapad. eriye birden askerler girdi ve kaplar kapadlar; armtm. Petro yeniden alk tutarak salona seslendi: "Adamakll elenmeden buradan hi kimse kamaz! Ayrca: Bu akam Ren arab yerine yalnzca ar Macar arab iilecek! Balarnzn dnmesini ve kim olduunuzu unutana kadar imenizi istiyorum! taat etmeyene iki kat ime cezas vereceim!" Kalabalk tekrar sevin iinde, ikili meclis, diye barmaya balad. Sahte Prensmparator elini kalabal yattrmak iin kaldrd ve askerlere bir iaret verdi. Askerler kaplardan birini at, ieriye Nikita Sotov girdi. zerindeki petamal saymazsak rlplak bir vaziyette ve banda ereti duran tenekeden bir piskopos tacyla yal bir eein stnde oturuyordu. Beraberinde bin bir eit az bozuk serseri de girmiti ieriye. Hafif giyimli gen kadnlar utanmazca atklar gslerinin arasnda ar birer hala kvra kvra yryor; salarna ta takm gen olanlar flt alyor ve zerlerinde iki piponun atlmasyla ha ekli oluturulmu bayraklar sallyorlard. Kalabalk haykrd: "Patrik Baks! Patrik Baks! Gel ve bize suyundan ver!" 225 Grnt yle houma gitti ki, ben de glmeye ve alk tutmaya baladm. Ben de baryordum: "Gel ve bize suyun dan ver!" Bu, pis ve le kokulu yal Rus keilere rnstahak-t! O pis sarmsak kokulu nefeslerini ka kez burnumun dibinde hissetmitim bizim mir'deki manastrn mutfanda alrken; kemikli parmaklar ka kez imdiklerle kalala, rm morartmt? Nikita Sotov eeiyle bir daire izerek kalabaln zerine takdis suyu gibi votka serpti. Bir iki gen prens eei sarsndan pmeye kalknca hayvan huzursuzlap ifte atmaya balad. Bunun zerine kuyruuna aslp kuvvetlice ekitirmeye baladlar onu; hayvancaz can havliyle anrmaya balad. 0 arada Arsenyevalar'n Menikov'un yanma oturduklarn grdm. Tam onlara katlmak istediim srada belime bir kol sarld skca. Elbisemdeki srmalarla keyifle oynayan artc derecede kk eli grnce, bir an ondan kurtulmak istedim. Arkamdaki adam vcudunu benimkine bastrd ve Petro'nun sesi kulama fsldad: "Partim houna gitti mi, matka?" ar bana yine ilk geceki gibi "yal kz" diye hitap etmiti. Bam evirdim. Yz arabn, salonun scaklnn ve lgnln etkisiyle kzarmt ve ayakta sallanyordu. Nikita Sotov yanmza gelip zerimize votka pskrtt. "Martha! Senin iin zel dua!" diye bard; alnm yap yap olmutu votkadan. Eek karmzda duruyordu ve ben, evremdekile-rin cesaretlendirmesi ve kkrtmasyla Petro'ya, "Eein ban tut!" dedim. Hayretle yzme bakt ama emrime itaat etti. Eek kuvvetle ifte atmaya, debelenmeye balad. Prens Sotov rengrenk tal teneke takkesini drd ve bize bard: "Hey, kesin unu! Bu kutsal bir eek!"

Eek kuyruuyla bize vurmaya alt. i arap dolu byk tasm alp hayvann burnunu iine daldrdm. Eek ha226 etle imeye balad, stne bir de osurunca, Petro glmekten atlad"Eek rzgr! Haydi denize alalm! Ha hay!" Eek imeye usulca devam etti. Petro bir kadnn omzun-j n geliigzel aln alp eein arkasna tuttu. Ama Pet-o'yu hayal krklna uratsa da eek bir kez daha yellenmedi. yiden iyiye sarho olan hayvan nallar zerinde takr-dayarak salonda sersem sersem dolanmaya balad. Sotov bararak hayvan krbalamaya balad, bir yandan da takdis votkasndan imeyi srdryordu. Petro yeniden yanma gelip elbisemin kuman yoklad. "Gzel. Sanki vcudunu alevler sarm gibi." Bana bakp glmsedi, dilerinin ne denli beyaz olduunu fark ettim. "Ama umarm bir kese altnla gostini dvor'da.n alabildiin yalnzca bu deildir!" Bam salladm. "Hayr! Harika eyler..." Ancak o anda anladm! Bana bakt ve gld. Altn Menikov'dan deildi! Bizzat ondan geliyordu! Kzardm. "Sana teekkr borlu olduum bir gecelik gzel uykunun ufak bir karl! Ve anlalan demi!" dedi. Eli teklifsizce memelerimin ve gbeimin zerinde gezindi. Meme ularmn olduunu tahmin ettii yeri ovmaya balad. Karnm snmaya balamt; ama yine de parman imdikledim. "Gezmeye kan eller, kurt kapanma yakalanrlar!" diye uyardm glerek. Bir an gzleriyle beni tartt ve "Karnn a m?" diye sordu. Bamla onayladm. Bir ift havyarl blini beni kesmemiti! Elimi kavrad ve beni Menikov'un Varvara ve Darya'yla birlikte oturduu alak masaya doru gtrd. Pavel Yagu-inski ve Anna Menikova gibi tandk yzlere rastladm. Anna'nm hemen yannda, aslnda fazla dibinde, yakkl ve 227 anladm kadaryla Rus olmayan bir adam oturuyordu. Koyu tenliydi, salar abanoz gibi siyaht. Masada ayrca derisi katran rengi, iko bir cce ve dev yapl bir adam daha oturuyordu. Anlalan mucizeler adrn bir araya getiren yalnzca Petro'nun baldz, arie Praskovya deildi! Bam dndren ey arap myd yoksa ar'a bu denli yakn olmam myd, bilmiyorum. Petro beni mindere oturtunca teekkr ettim. Herkese temiz kaseler datp ikiyle doldurdu. "Bunlar kartall kupa! Bunlar kendim tasarladm ve piirttim!" diye aklad gururla. "Normal kadeh ve kupalardan yeterince iilmedi! Hadi bir imece oyunu! Matka'y yeniden buldum ve zerinde ipekten gzel bir elbise var! Haydi buna ielim! Macar arab!" diye yineledi adeta tehdit edercesine. Masa cotu, cce yar sarho haliyle bir parende att. Petro'nun kpekleri adamn bana p yzn yalamaya baladlar; kurtulmak iin minderlerin altna sakland cce. Petro'nun burjuva diye hitap ettii ve Anna Menikova'nn yanndaki yakkl adamla yabanc bir dilde konuan iman dev, kadehini dosta havaya kaldrd: "Matka'ya ve ipek elbisesine!" Herkes iiyordu, bir tek Darya, gzlerini bana dikmi bakyordu. Kamptaki son geceden ona bahsetmemi olmam bir gvensizlik olarak m yorumlamt acaba? Varvara ise gzleriyle, kadehinin zerinden beni deiyordu. Ama korkumu sonraya erteledim; imdi yalnzca bu an yaamak istiyordum! Durmakszn itik ve Arsenyevalar minderlerinde artk dik oturamaz hale gelmilerdi. Bense, Petro'nun kucanda oturuyor, onu ellerimle besliyor ve evredeki konuklara yiyecek frlatyordum. Ona yakn durmamdan holandn hissedebiliyordum. Varvara sarholuktan iki kez kusmu-tu, yine de ar yeter diyene dek imek zorundayd. kiye

228 r dayankllm babamdan almtm; buna krediyor-j rn Zira onca ikiden sonra bam hl omuzlarmn zende dik duruyordu! Ama sonunda ben de artk partiye ka-anlar ift grmeye baladmda, ar Menikov'un yakasna yapp barmaya balad: "Sefil, Sahtekr! Yastnn altna sakladn eyi hemen kar ortaya! Bu bir emirdir!" Menikov ban sallad ve kendisini savunmak istedi; ama ar onu minderden itip altndan bir ie kard. Petro bir sre ieye baktktan sonra glmeye balad. "Ren arab! ki msveddesi! Menikov, sen hi deimeyeceksin! Her frsatta ya sahtekrlk yapyorsun, ya da kendi kurallarna gre oynuyorsun!" Aleksander Danilovi'in omzuna bir yumruk indirdi; adam sendeledi. "Ama cezan ekeceksin, Menikov! imdi kartall kupayla iki kere Macar arab ve bir kere de votka ieceksin, ben sayarken! Ve..." Baklar gruba kayd. "Ve, Arsenyeva kardeler de sana katlacak! Sokaktaki itler gibi tek bana iecek deilsin ya!" ki Arsenyeva'nn da beti benzi atmt korkudan; ama ar'larnm arzusu karsnda boyunlar kldan inceydi. Varvara ilk bardaktan sonra horul tulu bir uykuya dald; Darya ise o kadar kt oldu ki, bir hizmetinin omzuna yatrlp darya tanmas gerekti. Menikov ise tpk bir beygir gibi uysal bir ekilde cezasn ekiyor ve sendeleye sendeleye ar'na bakp bahriyeli usul onu selamlyordu. Birden elindeki kupay var gcyle duvara frlatt; bardak ikona ve hallarn yanma arparak paraland ve Menikov srtst yere yld. Petro gld ve en yakn arkadann bacaklarna bir tekme indirdi. Beni ellerimden tuttu ve baygn Menikov'un evresinde daireler izerek dans etmeye baladk. Az glmekten kapanmyordu ve gzleri delirmiesine parlyordu. Krktk sarho olmutu besbelli. Tam bu srada gsne bir yastk isabet etti. 229 m "Ha? Kim yapt bunu?" diye barmaya balad bu ani d raklama yznden. O srada, salonun arka ksmnda yast l sava yapldn grdk. Her yerde yastk tyleri uuuVo du ve iko burjuva o anda yastn kaldrp bir nedimeni bana vurdu; yastk darbenin etkisiyle paraland. Kaplar nndeki askerler ierideki amatay ifadesiz yzlerle iz_ yorlard. Sngleri taklyd; nk hl hi kimsenin salonu terk etmesine izin yoktu. Anna Menikova, srtst, ayaklar iki yana alm bir vaziyette bir minderin zerinde yatyordu. Onun zerinde -pantolonu ayak bileklerine kadar inik- yakkl yabanc yatyordu. Petro, Anna Meniko-va'nm zerinde gidip gelmekte olan adamn plak km yakalad. "Devier! Yanl ritimdesin! Bu ekilde asla yapamazsn, adamm!" Onu iteklemeye balad. Anna Menikova kendisini rtmeye alt ama beceremedi. O da uurunu kaybedecek kadar ok sarhotu. Petro gld ve Devier'in omuzlar zerinden kadnn gslerini yakalayp barmaya balad: "Sancak! skele! Herkes gverteye!" Anna Menikova'nm hali iimi burktu. Havada uan bir yast kapp Petro'nun kafasna geirdim. Kendisini korumaya frsat bulamadan, yandan bir tane de yumruk salladm yasta. Patlayverdi yastk ve iindeki tyler ar'n zerine yamaya balad, terden srlsklam olmu salarna, yzne yapt. "Kar yayor, kar yayor!" diye bardm sevinle. "Sen dur hele! Birazdan Menikov'un kardeinden, yal kzdan, daha iyi durumda olmayacaksn!" diye tehdit etti ve kk yastklardan birini kapp beni masa ve sralarn arasnda kovalamaya balad. "Bunun iin nce beni yakalaman lazm!" diye seslendim ve oturduu yerden olanlardan birinin bandaki elengi ekitirmekte olan Romodanovski'nin tahtnn evresinde iki tur attm kahkahalar iinde. Kars, 230

modanovskaya da o srada yakkl bir gen bulmu p-k gslerine havyar srdryordu; gen adam havyarn erine limon da sktktan sonra memeleri yutarcasma yala-aya balaynca, kadndan neeli lklar ykseldi. So-tov'un sarho eei mziin, bar arlarn ve kahkahalarn arasnda ac iinde anryor, yer demesinin cilal tahtalar zerinde tepiniyordu. Petro'nun yolumu kesip, beni ornuzlayn ve salonun bir kesindeki minderlerin zerine atm askerler de izliyordu. Sarho kalabalk evremize toplanm kuduruyor ve yastk tyleri tpk Kzl Meydan'a yaan kar gibi zerimize yayordu. Sotov iki ve yorgunluktan zayf dm koluyla, insanlar votkayla takdis etmeye devam ediyordu hl. Bense yalnzca ar'n ar bedenini, ellerini ve dudaklarn hissedebiliyordum. Derin bir soluk almama bile frsat vermeden, bacaklarm zorlayarak iki yana am, iime girmiti bile. Btn Ruslarn hkmdarna nasl kar koyabilirdim ki? Gne nlar burnumu gdklad srada uyandm. lk anda nerede olduumu bilemedim; geni bir yatan zerinde, yumuack krklerin ve rtlerin altnda yattm fark ettim yalnzca. Kulama ate trtlar geliyordu. Elimi yatan yanndan sarkan ilemeli perdeye uzatp onu tmyle kenara ektim. ar srt bana dnk halde, minenin yannda, pencerenin na doru evrilmi bir masann banda oturuyordu. Keeden terliklerin iindeki ayaklaryla zeminin ta kaplamalarna vuruyordu sabrszlkla. Eliyle de bir kalem eviriyordu. Beni fark edemeyecek kadar derin dncelere dalm grnyordu. plaktm, kyafetlerim odann iinde de grnmyordu; yzme yapm llelerimi kenara ekip araflardan birine sarndm. Yataktan ktm. Ta kaplamann post ve halyla kapl olmayan blmlerinin ne kadar souk olduunu fark ettim plak ayakla basnca. 231 Sessizce Petro'ya yaklatm ve omzu zerinden baktm, p^ lu k sabahnn souk klar, kimi akta, kimi hl khfu r iinde kvrk halde duran saysz kt rulonun zerin dyordu. ar sessizce ark sylemeye balad ve kalemi nnde duran kda gtrd. Boynumu uzattm. Tatan devasa bir kemere benzeyen bir ey izdi. Byle bir eyi daha nce hi grmemitim. Elimi yumuaka omzuna koyup sordum: "Bu nedir?" Korkup srad ve ayaa frlad. Derin bir ryadan aylma-sma bana bakt. "Benim!" dedim sakinletirmeye alarak, "Matka." Farknda olmadan, iki karlamamzda da bana hitap ederken kulland szc sylemitim. Gzleri gn nda zerindeki yumuak entarinin yeilinde prl prl parlyordu. Yakas krkl entarisinin beli kuaklyd ve Petro bir elini az ksm krkle kapl byk cebine sokmu, dieriyle de dalgn bir vaziyette kt ynlarn kurcalyordu. "Ah, bu her ey ve hibir ey! Gemi ve bina yapm iin taslaklar. Tandklara, askerlere ve Bat'nm dier hkmdarlarna mektuplar. Yrrle girecek ya da asla girmeyecek yasa tasarlar. Ruslarn hali belli mi olur? Uygulamaya konulacak yeni vergiler ve kaldrlacak eski vergilerle ilgili aklamalar. Geri, hayatm boyunca hi vergi kaldrmadm ya!" Bam anlamasma salladm ve bol kvrml yazyla kapl bir kda baktm. "Evet, yaknda gz krpma vergisi koymak istediini de duydum!" Bir an aknlk iinde bana bakt ve ardndan gld. "Bunu kim syledi? Nerede duydun?" Bir parman teklifsizce dolatrd plak omuzlarm silktim. "Sokaklarda. Darya Arsenyeva'yla birlikte dolatm kahvelerde." 232 I Am burumaya balad. Yz ifadesi, tpk nisan aynn as gibi kestirilemez bir hal ald. "Sen kahvelere de mi git- ? paha neler! Ne diyorlar? Beni seviyorlar m? Bu vergile- uo yere ykseltmiyorum! Bir sava kaa

mal oluyor, bili-jyusun? Halkn, ihtiya duyduu yaam alanlarn yaratmak ka para? Asker yetitirmek, halk erginletirip dnmesini bilen uyruklar olarak eitmek ka para? Bir de byle item ediyorlar insana! Kurduum okullara ocuklar sopa zoruyla geliyor neredeyse! Ama bekle hele..." zeri tmden yazyla kapl bir kt ekti nne. Kt imzalyd ve altnda krmz, balmumu mhrn zerinde Rus ar'mn ift kartal baslyd. mzann mrekkebinde hl, kurutma iin kulland ince kum tanecikleri yapkt. "te, en son fermanm: Boyar ve zgr vatandalarn ocuklarndan okula gittiini kantlayamayanlar bundan byle evlenemeyecek! Gzel bir yasa, yle deil mi? Bu onlara bir ders olacak! Uyruklarmn eitimli birer insan olmalarn istiyorum! Dnebilen! Rusya'y dnen!" Eliyle ferman tklad. "Peki, ar'm, nesini dnecekler? Dnceleri zgrle-ince, sana itaat etmeyi srdrrler mi?" diye sordum, szlerimi pek tartmadan. Eitim ve zgrlkle bunlarn doru llerdeki bileimi Ernst Glck', rencilerini ve arkadalarn da megul eden bir eydi. Petro bir sre olduka akn bir halde bana bakt. Ardndan dank salarm okayp, "Bakn hele! Matka dnyor! Ve tatl sesiyle akll szler ediyor. Ama seni uyarm olaym, kafan bylesi dncelerle yormak iin fazla gzelsin! Gostini dvor'da.n aldn kuma ve taklar sana yetmeli." Bu szlerinin ardndan omzumu okad ve beni kollaryla havaya kaldrd. ki admda yataa ulap beni zerine brakt. Her ey yine, nefretini sarholuuna yorduum, son akamki kadar hzl gidiyordu. ki kez keyifle gslerimi 233 mncklad ve gslerimin u ksmlar kendiliinden h vaya dikilince, durumundan memnun bir halde kahkah patlatt. Bir hamleyle zerindeki yeil ev entarisini kard srtndan. Kestirmeden giderek bacaklarm iki yana ayr(j ve iime girdi. Hi durmadan iime girip karken bir yan dan da ban salarma gmyor ve tpk ocuklar gibi apr, tyla, boynumu ve gslerimi emiyordu. iddetli bir iki hareketten sonra titredi ve rahatlam gibi iini ekerek zerime yld. Rahatlama isteiyle aryan gslerimin zerinde soluunu hissediyordum. Yoksa Anna Mons'dan rendii ak gsterme ekli bu muydu? Yoksa, Arsenyeva-lar'n, ellerini azlarnn nne tutarak fsltyla sz ettikleri sanat bu muydu? Petro neredeyse uykuya dalmak zereydi, "Peki ya ben?" diye sorduum srada. Ban hayret iinde kaldrd ve "Ne?" dedi. Onu hafife sarstm; ama uslu bir bebek gibi srtnn zerine yuvarland. Sk, kvrck gs kllarnn arasnda ter zerreciklerinin parldadn grebiliyordum. Grntden etkilenmitim. Parmam kllarnn arasnda gezdirip zerine ktm. "Gslerimi oka!" dedim ona sessizce. taat etti; ama soran baklarla bana bakt. zerinde yumuaka gidip gelmeye baladm. Salarm onun yzne dkld ve ben, giderek daha da hzl hareket etmeye baladm, ta ki, tpk Glckler'in evindeki odada ot dein zerinde Johannes'in rettii zere damarlarmdaki ate yanana dek. nlemeyle dorulup nefes nefese gsnn zerine kapaklandm srada, Petro belimi tutmaktayd. Hl aknln atamamt zerinden; ama slak alnmdan pt ve tebessm ederek, "Salarn ve tenin Ta-tarlarmkine benziyor. Annen de Tatar myd?" diye sordu. Omuz silkmekle yetindim. "Bilmiyorum. Annemin kim olduunu bilmiyorum." 234 m pirseklerine yasland. "Annenin kim olduunu bilmiyor ? Bu ok tuhaf! Hadi babasn tanmayan anlarm da!" Elini salarmn zerinde gezdirdi. "Kedicik. Karnn a Bamla onayladm. Tavandan sarkan bir kordonu ekti ve duvar kaplamasna gizlenmi bir kap alp ieriye gzlerini ovan bir hizmeti girdi. Bunca zamandr orada m durmutu acaba? plaklm gizleyebilmek iin rty omuzlarma kadar

ektim. Petro bunu grnce gld: "Bouna utanma. Oda hizmetilerim her zaman evremdedir. ster bir yastk olarak i grsnler, ister bir iimi halletsinler ya da benimle iskambil oynasnlar; onlar olmadan yaayamam!" Ksa bir sre sonra nme iinde tavuk ve peynirle doldurulmu scak rekler, likrde bekletilmi birka kiraz ve ballar akan bir para brek olan bir tabak geldi. Ayrca hizmeti anlalan plaklma hi aldr etmiyordu bir kasenin iine buruk tatl, koyu, duman tten bir iecek doldurdu. Kaseyi koklamaya altm. Burnuma keskin bir koku geldi. "Bu nedir?" diye sordum,yeniden alma masasnn bana dnm olan Petro'ya. "ikolata" diye yantlad ve yass, kk iedeki ikisinden bir yudum ald. Bu onun sabah ikisiydi. "Peki ikolata nedir?" diye sordum bu kez. Yine elimdeki fincan kokladm. eker, st ve duman hissedebiliyordum; ama iinde gizli baka eyler de olmalyd. Koku batan karcyd. "Fransa Kraliesi'nin kendi memleketinden, spanya adnda bir lkeden getirdii bir iecek. ikolata ve evresinde toplad cceler, onun, kocasnn masrafl sevgilileri karsndaki tek tesellisi! Srf Montespan'm maliyetiyle ahrlarn at yerine orospuyla doldurabilirdi!" Ban saa sola salla235 yp tekrar yeni balad izimlerine dnd. Boazmdan aaya scaklk ve tatllk brakarak inen iecekle dolu kasemin kenarn tkladm sessizce. Zavall Fransa Kraliesi, diye dndm ve scak, gzel kokulu reimden srdm keyifle. Sanki lmtm de, ans eseri cennete gelmitim. st ste yeni yl kutlamalarnn yapld gnler ve haftalar ben hi farkna varmadan geldi geti. Petro'nun srekli evresinde bulunan erkeklerin ounu kampta geirdiim haftalarda sabah saatlerine dek sren iki gecelerinden tanyordum. Darya'yla arkadalm sayesinde Moskova Sara-y'mn dier dama'laryla. da tanma olana buluyordum. Kadn arkada edinmekte hi zorlanmyordum. Ama hi kimse Prens Fyodor Matveyev Apraksin'in yerini tutamazd; bol ve gzel nerilere sahip deildi. ar Fyodor'un dul ei, Petro'nun vey kardei arie Marfa Matveyevna Apraksi-na'nn erkek kardei olarak btn saray avcunun ii kadar iyi tanyordu. Bana, kendisine kum ya da istersem vaftiz babas olarak hitap edebileceimi sylediinde, yzm sevin ve gururdan kpkrmz olmutu. Minnettarlk duygusuyla, alakgnllln yanstan yzksz parmakl ellerini ptm. lk ikili meclis kutlamasndan sonra Menikov'un evine bir daha dnmemitim. Petro bir iki elbisemi, i amarm ve mtevaz taklarm buraya getirtmiti. Ulakla birlikte Darya'ya, Petro'nun katibine yazdrdm iyi dileklerimi de gndermitim. Karl ok itendi; yazd satrlar bana okuduklarnda iim ferahlamt. Yl banda, Petro'nun ma-iyetiyle birlikte katldm ok sayda ayin bana inanlmaz i karartc ve uzun gelmiti. Ne var ki, ikili meclislerdeki kaba akalardan sonra, Petro'nun, dua etmek iin btn bedeniyle ve byk bir ciddiyetle diz kmesi beni artmt. Altn ve gmlerle bezeli ikonalarn, hep birlikte sylenen ilahilerin, deri ve kadifeyle kapl ayin kitaplarnn, parlayan 236 kadehlerin ve atafatl, altnla kapl ar ayin kyafetlerinin oluturduu birlik, Rus Kilisesi'nin yceliini yanstyordu. Mminler huu iinde ve Tanr korkusuyla btn vcutla-j-yla diz kyorlard. Ama benim kalbim bu ibadetlerde bombotu. Tts kokularndan boulacak gibi olduumdan, zihnimde Glckler'in o gsterisiz kiliselerini canlandrmaya alyordum. Kendi emriyle uygulamaya soktuu yeni takvim nedeniyle ocak aynn birine denk gelen yeni yln ilk dakikalarnda, Petro, uyuyan gkyzn havai fiek gsterisiyle

uyandrd. Btn hepsini kendi tasarlamt ve ge ykselen her renkli topta ve aaya szlen her yldz yamurunda, tpk ocuklar gibi ellerini aklatyordu heyecanla. Kremlin'in ak pencerelerinin nnde, onun hemen yannda duruyor, binlerce renkte kvlcmla patlayan gecenin karanlna bakyordum. Petro, yalnzca bylesi halka ak kutlama veya trenlerde grd oluna dnd. Aleksey gzlerini bu baklar reddedercesine baka yne evirdi ve alnn krtrd. Grlty duymamak iin parmaklarn kulaklarna sokmamaya byk aba harcadn rahatlkla grebiliyordum. Petro delikanly serte itti; bu sertlik beni bile artmt. Aleksey bir an sendeledi; ama dengesini hemen buldu. "Bir de asker olacaksn arevi! Her top patlaynda neredeyse altna yapyorsun! Doumunu havai fiek gsterisiyle kutladm dnyorum da!" diye sitem etti. Prensin yz alamakl oldu. "Evet, kafasna arpan havai fiek yznden Prens Dolgoruki'nin ld gn." Petro yalnzca omuz silkti. "Dolgorukiler'den bugn yeterince var! Keke kucamdaki bebee arpsayd, belki bugn daha az sorunum olurdu!" evremizdeki nedimeler gld. Aleksey'in gzyalaryla boutuunu grebiliyordum. Burnunun geni kanatlar tp237 ki bir ocuunkiler gibi titriyordu. ki havai fiek arasndaki ksa karanlkta teselli edercesine kolunu sktm. Bana hayretle bakt. Elbette u sra babasnn yatan paylatm biliyordu ve ar'm askntlarnn kendisine yaknlk gstermemesine alkt. Aleksey uzun kirpikleri zerinde toplanan gzyalarn iki kez gz krparak savuturdu ve rkek bir tebessmle Kremlin'in ona sadk glgelerine dald. Ayn akam, gece yemeinden nce, ar bana annesinden miras kalan bir ift kpe hediye etti. zerindeki yakut ve zmrtler ustalkla ilenmi aaya doru bakan birer yarm ay eklindeydiler. Aylarn her iki ucundan da damla biiminde inciler sarkyor, bamn her hareketinde salncak gibi sallanyorlard. Beni hediyenin altnla llebilen deerinden ok, Petro asndan ifade ettii nem artmt. Bu gzelim talar, Petro'nun kyafet odasnda asl byk aynada parlayarak gz krpyorlard. Aynada kendimi seyrettiim srada, Petro, elleri plak omuzlarmda, arkamda duruyordu. "Houna gittiler mi? Vcudumu ve kalbimi stan kza mutluluk getirsinler!" dedi ve beni kendisine dndrd. Petro bugn ikili meclisin yalnzca erkeklerin katlaca bir akam yemeine davetliydi. Sabahn erken saatlerinde yaverinin iki asker yardmyla onu odasna tayacandan hi kukum yoktu. Yemek iin giyinmi, hazrd. Dizlerine dek inen krmz ceketi vcuduna tam oturacak ekilde dar kesimliydi. zerindeki, altn ve gm bezeli dmeleri kocamandlar. Altndaki yelek koyu kahverengiydi ve altn srma iplikle ilenmiti. Boynunu yumuak bir dantel yaka evreliyordu. Bana sarld ve gbeimin yaknlarnda yanl anla-lamayacak derecede bir bask hissettim. Elim yeleinin ilemeli kuma zerinden aaya, pantolonunun yumuak geyik derisine kayd. evik parmak hareketleriyle kuan zdm ve parmaklarmla scak etini kavradm. ini ekip 238 o-zlerini kapad. Dizlerimin zerine ktm; ev entarimin se-t eteklerindeki ipek, hareketimle birlikte hrdad. Dudaklarmla yumuaka onu kavradm. nledi. Giderek sertletiini hissedebiliyordum. Petro'nun, elleriyle omuzlarm sktrp sessizce barmas uzun srmedi. Kendimi tmyle yere braktm ve ona bakarak glmsedim. Hareketimle salarm dald. "Bunu nereden rendin?" diye sordu pantolonunu yeniden dmlerken. Omuz silkip gldm. "Ne de olsa bir asker karydm." Bana bakt ve ardndan yeleinin dar cebini kartrd ve bir sikke kard. "Peki, bakalm..." dedi ve paray kucama att. Bir an ardm, incinir gibi oldum. Ama

sonra paray aldm, baktm ve kenarndan skca diledim. Hayretle bana bakyordu ar. "Koca Rus ar'nm sana sahte para vereceini mi dnyorsun?" "Hi belli olmaz. Bugnlerde kime gvenebilirsin ki?" diye yantladm ve masum bir yz ifadesi taknmaya altm. Ban geriye atp gld. Kapy arkasndan kapatp kendini kaybedecei bir baka iki alemine doru Kremlin'in karanlk koridorunda ilerlerken hl gldn duyabiliyordum. Kyafetlerimi hazrlattrdm ve giyinip Rus Saray'nm hanmefendilerinin katlaca elenceli bir akam yemeine gittim. Gecenin en nemli elencesi, sabah saatlerine doru pastann iinden bir ccenin kmasyd. Hepimiz ccenin zerine sarl kuaklardan tutup ekmeye baladk, ta ki cce anadan doma bir halde salonun ortasnda sendeleyerek dnene kadar. yle tatl grnyordu ki, tpk, Prenses er-kasski'nin finosuna benziyordu; ar'n Fransa'dan getirttii tatl, kpkl arab iirdiimiz kk ss kpeine. Derken Noel Kutlamalar'nn bys sona erdi. Daha Epifani Yortusu'nda Moskova'nn suyu eria suyu olarak 239 takdis edilirken, Petro sabrszlktan yerinde duramyordu Her yl olduu gibi, papazlar krej-eniye'de buzun stnde bir delik ayorken souktan yanaklar kzarm gen olanlar ellerindeki altn buhurdanlar sallyorlard. Buzun zerin, deki donmu havay youn bulut ve kutsal ttsler kaplamt. Sarayn fazlasyla yorgun ve yar ayk sakinleri tm grkemleriyle bu yl son kez ar'm evresinde toplanmt. Krmz kadifeden, altn ve gmle bezeli koyu yeil atlas elbiselere, yumuack vizon ve samur krklere ve narince tabaklanm deriden zarif pilili pelerinlere, pantolon ve ceketlere hayran olmutum. Aralarnda pek ok kii eski gnlerin o yass krk apkalarn giymiti ve kimi hanmefendiler yorgun yzlerini rtmek iin kunduz krk apkalarnn altna, altn ilemeler yznden kaskat duran tller takmlard. Artk benim de altm, kire beyaz ve krmz makyajlarnn altnda yz ifadeleri yorgun grnyordu. ar, bunlar fkeli, karanlk baklarla szyordu. nsann iliklerine kadar ileyen kuru ayaz bile Rus tarz giyinmek iin zr olarak kabul etmiyordu. Tre uyarnca ilkin nedimeler elbiselerini karp plak vcutlarn delikten ieriye, Moskova'nn buz gibi suyuna sokup kardklar srada, Petro oktan ahrlara gitmi sefer hazrlklarn denetliyordu. Hareket iin her ey hazrd. Hi duraksamadan bana Meni-kov'un evine geri dnmemi emretti. Kendimi ok kt hissetmitim. Varvara Arsenyeva'nn fke ve kskanlndan korkuyordum. Aleksander Danilovi'in konandaki odama yerletiimin hemen ikinci gn, leden sonra Varvara beni eline geirdi. Darya, hizmetilerinin ektii kzakla arya gitmek zere yola koyulmutu; bir dkkna, kenar krkle evrilmi yumuak, yeil deri bir palto ve buna uygun bir kalpak sipari etmiti Menikov iin. Ocak ay, Schlsselburg'daki 240 Gl'nde yln en souk ay olabilirdi. Menikov ise pheye hareket etmeden nce yaplmas gereken binlerce ile meguld. ar oraya varm arkadan bekliyor, seferiyle leili her aamay bildiren ve hep ayn szlerin yer ald sabrsz mektuplar gnderiyordu: "Nerede kaldn? Yanmda olmazsan nasl neelenirim? Canm, hemen peimden gel." Darya'nm oturma odasnda, atein yaknnda oturmu kendisine hediye etmeyi dndm, yumuak ran ynnden bir atk ryordum. Ynn rengi bana hardal hatrlatan ho bir saryd ve o kadar yumuakt ki, bitmi atky yzklerimden herhangi birinin iinden rahatlkla geire-biliyordum. ardaki esnaf bana bu ynn ranl da keilerinin normal postunun arasnda bydn sylemiti. Ynn ilesine szmona paha biilemiyordu! Bunun doruluunu, bo para kesem de onaylamt! Atknn zerindeki ilemeler iin, gen bir kzken Livonya'da rendiim ssl motif ve rnekleri semitim.

Birdenbire darda, koridorda hzl ve fkeli ayak sesleri iittim. Kamay ya da saklanmay akl edemeden Varvara kapy btn gcyle iterek at. Tpk Glckler'in evinde anlatlan intikamc melei andryordu: Uzun, kzl salar tpk alev gibi omuzlarnn zerindeydi; fkeden titreyen elinde bir denek vard. Bol, koyu renk bir ev elbisesi giymiti ve yalnayakt. Birka admda hemen yanma gelip, bam kaldrmam iin sopay enemin altna dayad: "Evet, Kremlin'e yaptn kk gezintiden sonra demek yine buradasn!" Korkumu belli etmemek iin sakince glmsemeye altm. Ama bu onun kzgnln daha ok krkledi. Bir anda kpkrmz, gergin bir yz ifadesiyle bana bard. "Srtk! Senin gibi bir sokak yosmasn kurtarrsak olaca buydu zaten! Demek erkeimi alarsn! Seni pis odalk, seni, sana gnn gstereceim!" 241 Denek slk alarak havada yayland ve ben hzla sandalyeden halnn zerine yuvarlandm. Vurulardan syrlmay kukusuz Elizabet Rabe'den renmitim! Denek saklayarak koltuun arkalna, az nce omuzlarmn yasland yere vurdu. Minderin ipek kuma yrtld. Varvara bir an, aknlk iinde, verdii zarara bakakald ve ben bu ksa an lehime kullandm. Bir hamleyle onun dizlerine atldm, dengesini yitirip yere, yanma dt. Elleri boazma yneldi, yle ki, sopasn kapamadm. Trnaklar sanki her yerdeydi ve tam gsmn zerinde mthi bir darbe hissettim ve barmaya baladm. Ama ayn anda salarn elime geirdim ve var gcmle ekip bir tutam kopardm. "Onu senden almadm! Onun ilgilendii kii herkese ap arasn aan bir odalk olmad hibir zaman! Belki de bu hrsnla Menikov'un ahrlarnda tatmin oluyorsundur! Azgn bir ksraktan farkn yok!" Szlerimi adeta yzne tukurdum. fkeyle bard ve gzme yumruk att. Arka st dtm ve aclar iinde, koltuun kolaklarna arptm. O ise yeniden toparlanarak ayaa kalkt ve isabetli bir vuru iin denei havaya kaldrd. "Seninle iim bittiinde, yzne kimse bakmayacak!" diye tehdit savurdu. Gzlerimi yumdum ve yaralanmamak iin ellerimle yzm rttm. Ama beklediim darbeyi indirmedi. Yalnzca Varvara'nm ac iindeki sesini iittim. Gayet iyi tandm bir ses grledi ayn anda: "Burada neler oluyor, eytan akna?! Siz kadn milletinden bir an bile gzmz ayrmaya gelmiyor!" Kulaklarma inanamyordum, gzlerimi dikkatlice atm. Sperling Da'nn ok ok uzanda olduunu sandm Petro, Varvara'nn salarn kavram, yzn aaya doru 242 bastryordu. Varvara sinirden tkrd ve anlalan, onu takmas biraz vakit ald. "ntikam melei seni! Hemen odana defol!" diye bard petro ve kadnn elinden sopay ald. Bana henz bakmamt. Ben de bu an deerlendirerek kulamdaki onun hediye ettii kpelerden birini kaba kuvvetle ekip aldm. Kulak mememden bir anda kan boald ve kadife elbisemin zerine damlad. Kpenin narin tokas da krlmt bu arada. Canm yandndan alyordum. "Ah Petro, ah Petro, bana neler yaptna bir bak!" diye szlandm ve hi zorlamama gerek kalmadan gzyalarna bouldum. Bedenimdeki korku ve ac gerekti. Kan boynumdan aaya dek szlyordu ve dekoltemin zerinde Varvara'nm vurduu yerde ate krmzs bir ben olumutu. Burnumu ektim. "Benden nefret ediyor! Annenin kpesine yaptna bak! Ve bak, beni nasl yaralad! Sana itaat ettiim iin beni ldrmeye kalkt!" Varvara'ya baktm, kendini kaybetmi bir halde bana bakyordu; daha da gzyalarna bouldum. Merhametsiz karya gnn gstermek istiyordum! Petro akan kana bakt ve ardndan parmayla akn bir halde slak yanam ve g-

smdeki yaray okad. Ancak tek bana annesinin krlan kpesi bile onun lgna dnmesine yetmiti. Varvara anlamszca kekelemeye balad: "Bu doru deil! Hayr, benim kpeyle bir ilgim yok!" ar ona dnd. Yz fkeden kpkrmzyd. Yerden denei kaldrd ve bir an sanki vuracak gibi oldu. Varvara bir iki adm geri ekildi. "Defol! Yzn grmek istemiyorum artk, cad! Seni dokuma tezghlarna srmediime dua et, hain kar!" diye bard. Denei havada savurdu; hzla indirdii denek havada slk ald. Varvara elleriyle yzn rtt; plak ayaklar 243 koridorda uzaklarken aprdyordu. Tanr'ya kk bir dua okudum, kabul etmesi iin. Petro bana dnd, yz ifadesi efkat ve sevgi doluydu. "Kadnm, matka! Benim iin nelere katlanmsn!" Bam gszce salladm ve daha ok alamaya baladm. Beni kollarna ald ve bir sre narince sallad. Kollarm onun boynuna doladm ve tutuk bir halde alayarak niformasnn apoletlerini slattm. Bu halde bir sre kaldk, hi ses karmadan. Odadaki tek ses, yanmakta olan odunlarn a-trtsyd. Beni tpk dizini taa arpm bir ocuu teselli eder gibi teselli etti. Tam bu srada odaya Menikov ve Darya girdi. Darya benim halimi grnce korkudan lk att. Hzla yanma gelip ayaa kalkmama yardm etmeye alt. Petro kendi ayaklarmn zerinde durup duramayacamdan emin olduktan sonra, kuandan birka sikke kard. Bunlar Menikov'a uzatt. Berikiyse kollarn gsnde birletirip ylece durdu. "te, al, Alekaa" diye emretti Petro sabrszca. "Kz iin." Beni iaret etti. Kalbimin at hzland. Beni burada yalnz brakmak istemiyordu! Ama Menikov ban sallad. "Martha satlk deil, hkmdarm." Petro yzn ekitti ve kesesinden biraz daha para kard. "Al ite, agzl kpek! Bazen seni krbalatmaya sahiden can atyorum!" Ama Menikov duruunu deitirmedi. Korkmaya baladm ve kanm kulaklarma hcum etti. Tanr akna, beni neden brakmyordu ki gideyim? Sessizce alamaya baladm; ama bu kez gerek korku yznden. Darya teselli etmek iin bana sarld. Menikov'un beni ar'a satma konusunda direnmesi, hibirimizin anlayamad akl almaz bir kstahlkt. 244 "Satmyorsan, o zaman onun iin oynayalm!" diye nerice bulundu ar tersleyerek. Tombala ve zar oyunu dnda w tr oyundan nefret ederdi. Menikov dnceli bir halde teyla onaylad; ama art kotu: "Ben benimkilerle, sen de seninkilerle!" ar fkeden kprd ve konumasnn tonunu deitirdi: "Hepimiz senin zarlarnn hileli olduunu biliyoruz Kont Menikov, tpk, saray kahyamn iyi niyetle parafe ettii ve senin atlyelerinden gelen mallarn miktarnn aibeli oluu gibi!" Menikov omuzlarn silkip kaytszca, "Majesteleri nasl arzu ediyorsa! Kalsn o zaman!" dedi. Darya ve ben aknlk ve korkudan adeta nefes alamyorduk. Buna nasl cret edebilirdi ki! ki adam arasndaki hava, yaz aylarnda yldrm dm kuru dallar gibi atrdamaya balamt. Petro fkeden siyaha dnen gzleriyle bana bakt. Gzlerimi korkuyla kardm. Bu evde artk gvende olamazdm. Darya beni sonsuza dek Varvara'dan koruyamazd. Bunu artk Petro da biliyordu. Moskova'nn buzlarnn altna srklenmek istemiyordum! "kar hadi u zarlarn o zaman, Menikov!" diye homurdand, paralan tekrar kesesine koydu ve bir ift zar kard. ki adam da atein nnde halnn zerine meldiler. Darya ve ben de yanlarna. lk nce ar alkalad zarlar avcunun iinde ve ta demeye, minenin dibine frlatt. Drt ve iki gelmiti. imdeki sknt bir anda artt. Menikov alay edercesine gld

ve efendisinin yaptnn aynsn yapp zarlar frlatt. Gzlerimi yumdum ve iimden dua etmeye baladm. ki tane alt att ve ellerini rpt. Petro o kadar sinirlenmiti ki, ayaa frlad. Uzun izmelerinin derisi gcrdad. Zarlar alp minedeki atein iine frlatt. Zarlarn yapld boynuz tslayarak erimeye balad, ac bir koku salarak alevlere kart. 245 ,:,: ar, Menikov'u yakasndan kavrayp yukarya ve dilerinin arasndan homurdand: "Sana efendine kar kmak neymi, gstereceim! Bana kalsa, yarndan tezi yok Sibirya'da kar tanelerini saymaya balarsn! stelik btun slalenle birlikte!" Darya'y ksrk tuttu. Gerek bir Rus olan Darya iin Sibirya'nn katlanlmaz souu lmden de beterdi. Tam o anda ar, Menikov'un enesine bir yumruk indirdi ve adam geriye doru savrulup minenin nne dt. ar hiddetten kudurmu bir halde hasmnn bana dikilip kalalarn tekmelemeye balad. Menikov szland ve ar'm nnde diz kt. Anlalan, Petro ne yapacan bilemiyordu ki, yz yeniden yumuad. Aleksander Danilovi'i, Alekaa'sm aslnda ok sevdiini biliyordum. Kalbinde Menikov'un yerini hi kimse dolduramazd. Onun yz ve tebessm genliinin tasasz, yabani gnlerini anmsatyordu kendisine. Hi kimseden korkmadan ve kabuslar grmeden uyuyabildii gnleri. Menikov, Petro'nun elini kendisininkinin iine ald ve tek tek her parman pt. Bir yandan da ar yznden ekittii yz ifadesiyle mrldanyordu: "Bu rezil hizmetiyi dven ve Rusya'nn ocuklarna onca iyilii yapan bu eli pyorum. Aleksander Danilovi Menikov'un yce Majesteleri'nin gz koyduu bir eyi kendisine satmayacan veya onu kandracak biri olmadn anlayamayan hkmdarmn ve efendimin bu elini pyorum. Majestele-ri'ne, gnlnn ektii eyi ancak hediye edebilirim." Bu szlerin ne anlama geldiini anlamam iin ksa bir srenin gemesi gerekmiti. Darya benden hzl davranp beni kucaklad. "Bunu iyi deerlendir, Martha!" diye kulama fsldad. Petro kahkaha att ve Menikov'u bir hamleyle ayaklarnn zerine dikti. Menikov yineledi: "Efendim Petro, izin verirlerse bu kz, Martha'y kendilerine hediye etmek isterim!" 246 "Tamam, tamam!" diye bard Petro. "Ama beni bir kez avanak yerine koymaya sakn kalkma." Bir kolunu jylenikov'un omzuna att ve onu koridora doru ekti. Omzunun zerinden bana seslendi: "Biz Aleksander Danilo-vi'in alma odasmdayz, bu olay kutlayacaz! Eyalarn hazrla Martha ve onlar Kremlin'e gnder. Seninle gece orada grrz!" ki adam da glp terenfin kapsn arkalarndan kapadlar. Koridorun tahta zemini onlarn admlarn ve gllerini hemen yutuverdi. Darya beni tekrar kendisine doru ekti ve bir sre sarma dola bir halde kaldk. Ardndan beni biraz geriye doru iterek, "Bir an nce ocuk dourmaya bak Martha. Anna Mons'un hi ocuu olmad ve bu ona dt duruma mal oldu! Bir adam bir erkek evlattan daha mutlu edebilecek ve sana balayacak baka hibir ey yoktur!" dedi. Petro Kremlin'de bana eskiden terem'e dahil olan ve kendi odalarna yakm kk bir oda verdi. Petro'nun vekilharc Pavel Yaguinski hizmetime soyluluk derecesi dk bir hizmeti kz verdi. Kz olduka beceriksiz ve tavan dudaklyd; zavall kzcazn ne dediini bir trl anlamyordum. Yine de arkamdan Almanca aksanmla alay ediyordu Rusa. Ancak, Varvara'nm at yaralarm, Petro'nun emriyle, kfur ve bir tundra alsnn yapraklarndan elde edilmi asitli bir krem kullanarak ustalkla sard. ki gece daha ar'm yatanda uyudum. Sefere kmadan nceki son gece tpk karn tok bebekler gibi ml ml uyudu gsmn zerinde. Sabahleyin, yola kmadan nce, veda etmek iin beni pt ve: "Bana bir ey olursa, Yaguinski'ye talimat

verdim, sana elli altn duka verecek. Bununla kendine yeni bir yaam kurabilirsin" dedi. Ona bu cmertlii yznden teekkr etmek istedim; ama sonra yalnzca: "Sana bir ey olmaz. Sevgilim, kendine dikkat et" dedim. 247 Sanki bir espri yapmm gibi, yalnzca gld ve sabah ayaznn dondurduu parmaklarm pt. "Bu gzel, matka!" ar ve adamlar Kremlin'in kapsndan donuk sabahn iine doru ilerlerken, ben derin ve sk bir uykuya daldm. Btn ehir souktan renksiz bir buz kitlesine dnmt. Bu srada Bat'daki Byk Kuzey Sava tm acmaszh-yla srmekteydi. Saksonyal August'un bir mttefik olarak giderek daha da ie yaramaz bir konuma geldiini duyuyordum sarayda. Tek derdi mcevher kutusu dedii eymi; yani sevgilisi Kontes Aurora Knigsmarck'm bacaklarnn arasnda sakl olan ey. Knigsmarck geen yl kendisine bir erkek ocuk dourmu ve ocuun ad Moritz olarak vaftiz edilmiti. ocuk pekala bir pi olduu halde, August ocuun doumunu en yksek memurlarna onaylattrmt. Kk Moritz'in hikyesi yreimi burkmutu. "Gl August'un Polonya krall fazla uzun srmeyecee benziyor." "Neden, km" "nk Fransa'daki Lui'nin Polonya'ya kimin hkmedeceine dair kendi dnceleri var. Ve Paris'teki kral dnd eyleri ou zaman gerekletirir. Ayrca, Stanislav Leszinski bir Polonyal ve ben eminim August Polonya'nn hatr saylr ailelerinden bir tanesinin bile adn syleyemez!" "Knigsmarcky belki" diye ekledim kuru bir ifadeyle ve ikimiz de gldk. Fyodor Apraksin'in gitmesi beni zmt. Ondan ok ey reniyordum. stelik eremetyev'den Petro'nun seferiyle ilgili srekli mektup geliyordu kendisine. Bu sayede, akamlar atein nnde bu mektuplar bana okuduunda kendimi ar'a yakn hissediyordum. Harita zerinde Rus birlikleri248 nin o srada nerede bulunduklarn gsteriyor ve Karl'n bir sonraki kararn tahmin etmeye alyordu. Kimi zaman, onu Kremlin'in yaknlarndaki byk evinde ziyarete gidiyordum. Bu ziyaretlerde saygda kusur etmiyor, ne gerekiyorsa yapyordum; o da her seferinde ktphanesine scak arap, fndk, etli rek ve ekerleme getirtmeyi ihmal etmiyordu. ehirde oyalanyor olmas bir mucizeydi. Eskiden arlar askerlerini savan sonunda eve gnderirlerdi; oysa bugn ordu mr boyu hizmet anlamna geliyordu. te yandan Petro, sefer srasnda olsun yolculuklarnda olsun evresinde tandk yzler grmekten holanyordu. Kremlin ve Kzl Meydan'm evresini kuatan caddelerdeki soylu konaklar erkeksizdi. arda da zaman zaman kadn esnaflarn hizmet ettii oluyordu. Ama Moskoval damdXzx da kendi balarnn aresine bakmay biliyorlard. Kk oullarn sveli sava esirleri tarafndan eitilmesi moda olmutu. Bunlar ksa srede, yumuak ve okayc bir aksanla, Rusa konumasn reniyorlard. Dar pantolonlarn iindeki uzun bacaklaryla damd'lz.vm akllarn balarndan alyorlar ve grnd kadaryla, en yeni danslardan ve her trden oyundan anlyorlard. Ertesi yl pek ok aile salkl ve grbz yeni nesilden tr ok mutluydu. Ne var ki damaklarn flrtlerinden ok beni ilkbahar boyunca Anna Menikova uratrmt; de Vieraya da Devier lakapl beyefendiyle gelinen tehlikeli durum, ikili meclisteki ilk akammda yaanan biricik olayla snrl deildi. Anna Menikova gen Portekizli'yi tm kalbiyle seviyordu. Baka bir adamla evlenmektense, yal kz unvanyla yaamay tercih ediyordu. Onunla saysz kez, ikindiler boyu sabrla, akyla muhtemel gelecekleri zerine sohbet ettiimi biliyorum. Ama btn tavsiyeler, Anna'nn alamas ve ban iki yana sallamasyla sonlanyordu. 249

"Onunla asla evlenemeyeceini" dedi ve yeni ipek mendilime smkrd. Ardndan mendili bir top gibi buruturup tpk bir kyl kadn gibi Fransz modasna uygun elbisesinin kolundan ieriye tkt. "Peki neden?" diye sordum hayretle. Byk, alamaktan kzarm gzleriyle bana bakt. "Tabii ki aabeyim yznden!" "Aleksander Danilovi?" imdi gerekten de armtm. Ban onaylarcasna sallad. "Sen ne sanyorsun ki! Beni baka kimselerin istemediini mi dnyorsun? Aleksander ok gl biri. Hayr, Martha, ben teden beri, Mosko-va'daki ykselme tutkusuyla dolu her erkek iin saygn bir kadnm." "Peki, sorun nerede o zaman?" diye sordum. Omuzlarn silkti, yine gzyalarna boulmutu. "Aleksander, beni istemek iin konana gelen herkesi adamlarna bir gzel dvdryor ve sepetliyor!" Hayal krkl o denli bykt ki, szlerini artk neredeyse anlayamyordum. "Peki ya Devier? Seni ondan istedi mi hi?" diye emin olmak iin sordum. Bayla onaylad. "Ah, hem de ka kere! Menikov'un seni Petro'ya hediye ettii gn Devier beni bir kez daha istemiti. Bu drdnc isteyiiydi! Aleksander yle sinirlendi ki, onu kendisi dvd. Zavall Antonio'ma vurdu! Deneini Devi-er'in srtnda krd. Ah, imdi ne olacak..." Alamakl sesi ve fkesi szlerinin geri kalan ksmn yutmutu. Parmaklarn srmaya balad, gzyalar kire beyaz makyajnn zerinde izler oluturuyordu. Devier u anda Petro'yla birlikte, ar'm tm emirlerinin harfiyen yerine getirilmesi gereken bir savaa gitmiti. Anna Menikova, bana, yeni yln ilk yalnz geirdiim aylarnda bir katip edinebilmem iin yardm etmiti. Petro, 250 henim glgem, benim gzlerim ve benim kulaklarm" de-xq\ kendi sekreterini beraberinde cepheye gtrmt. Pet-o'ya her gn sarayda olup bitenler hakknda tatl szler ya-vordum. Ona Apraksinle geirdiim akamlardan da bah-etmitimApraksin'in gidiinden birka hafta sonra, gnler giderek uzamaya baladnda, ar bana yant yazmaya balad- O zaman ona Anna Menikova ile Devier arasndaki talihsiz hikyeyi de anlatma cesareti buldum. Bu havadan sudan eylerin onu keyiflendirdiini biliyordum. Drt hafta sonra, Devier Moskova'ya gnderildi. Derhal Anna Menikova 'yla evlenmesi iin. Dn, dn yemei ve nikah gecesinin ardndan Moskova'dan aceleyle ayrlmak zorunda kalmt. ar ve Byk Kuzey Sava'nm her adama ihtiyac vard. Anna Menikova o gnlerde edindiim en sadk arkadalarmdan biri olmutu. Bir akam Fyodor Apraksin'in evine gittiimde, avluda bir tahtrevan daha vard. Kaplarnda Rusya'nn ift kartal vard. Giriteki meale ve mangaln scanda oturan tayclar iyi giyimli ve besiliydiler. Ktphaneye girdiimde, Apraksin'in yanndaki atein banda oturan ve birtakm ktlarla megul olan kadn, ar'm kz kardeini tanmtm. arevna Natalya Alekseyevna Romanov'u yeni yl zaman sarayda ok sk grmtm. Artk yetikin bir kadn olmutu; yumuak bir yz vard ve dendiine gre, asil, sevgi dolu da bir ruhu vard. Bir ar'm kz ve kz kardei olarak o gnlerde bekarla mahkum edilmiti. Hibir Rus onu isteyecek kadar asil bulunmuyordu. Hkmdar Sofia bile sevgilisi, akll ve hrsl Prens Vassili Golizyn ile evlenmeye cesaret edememiti. Bir arevna baka dinden -ya da Ruslara gre, dinsiz- Batl bir hkmdarla da evlenemezdi. Petro kz kardeini tm kalbiyle seviyor, sayyordu ve ona ok gveni251 yordu. ou konuda kararlar kendisine brakyor, vahi par tilerine katlma konusunda da onu zorlamyordu. Buna kar lk o da kendini Moskova'da tiyatroya ve halkn eitimin adamt. Yeni yln ilk aynda Moskova'da bir derginin ili. says

yaymland: "Vedomosti" adl bu dergi grlmemi bir yenilikti! Artk kahvelerde insanlar yabanc lkeler, sarav yaam, Rusya'nn politikas ve savan gidiat hakkndaki yazlar bu dergiden okuyorlard. Apraksin'in ua bana ktphanenin kapsn ap adm syledii srada, Natalya ve ev sahibi ellerinde bu derginin ilk saysn tutuyorlard. Reverans yaptm ve rkeke arevna'ya baktm. arie Yevdokiya srgn edildikten ve Petro'nun annesi Natalya Narikina yllar nce ldkten sonra, arie Natalya artk saraydaki ilk dama idi. ok gemeden temsiller ve tiyatro zerine keyifli bir sohbete daldk. Petro, sahne ilerinden sklyordu; ama srf kz kardeinin gnl olsun diye Dan-zig'den Johann Christian Kunst adnda bir tiyatro ynetmeni getirtmiti. Kendisine hatr saylr bir maa balanan adam btn karlarn, yedi ocuunu ve btn ekibini Moskova'ya yerletirmiti. "Moskova tiyatrolarnn perian hali ve baboluu karsnda dehete kaplmt Alman!" diye gld Natalya. "aracak bir ey yok. Bizde kimse tiyatroya gitmiyor! Babamn bir tiyatro ekibi vard; ama bu can skcyd ve srf hrs yznden vard. Oyuncular bir tek sarayda oynuyorlard; nk babam, bu iin Batl gerek hkmdarlara gre bir ey olduunu dnyordu!" Genlik gnlerinin oyunlarn hatrlarken ban sallad saa sola. "Korkuntu. Moskovallar bir oyunu beendiklerini asla belli etmezler. Ama memnun olmadklar zaman rk meyve ve yemi kabuklar her an hazrdr!" Apraksin de gld. "stat Kunst'a buralarda sk rastladm. Her iki gnde bir gzyalarna boulur ve geri dnmek 252 sterdi! Ama sonra ar onun iin Kremlin'e yakn Nikolski apis'nda bir tiyatro, komediny dom'u ina ettirdi. Binann pinmdan sorumlu zavall Golovin ie nereden balayacan bile bilmiyordu. Bir dileri bakan tiyatrodan ne anlasn! Bylece grev o makam senin bu merci benim doland durdu; hazine bakanlndan sava bakanlna kadar. Ayrca, bir tiyatronun neden dekorasyon malzemelerine ve kostme ihtiya duyduu da anlalamyordu. Herkes, Kunst'un kendi cebini doldurmak istediine inanyordu!" Hemen ertesi akam, arevna Natalya'yla birlikte tiyatroya gittim ve ad Moliere olan bir Fransz yazarn oyununu seyrettim. Kzakta giderken bana oyunun konusunu anlatmt, iyi de etmi, oyundan pek bir ey anlayamayacaktk; nk piyesin Rusa evirisi Latince'den yaplmt ama Latince eviri de Almanca eviriden yaplmt zaten. Seyirciler olur olmaz yerlerde glyorlard; oyunculardan ikisi baz replikleri hatrlayamad. Natalya, fildii ve ipekten yaplma zarif yelpazesinin arkasna gizlenmi bir halde glmekten katld ve ardndan, aileden gelen zarif elleriyle, nnde eilen oyuncular iltifatla alklad. O akamdan itibaren, arevna Natalya Alekseyevna'y arkadam olarak grme erefine eritim. O k ve ilkbahar Moskova'daki gnlerim rahat, renkli ve dolu dolu geiyordu; ama yine de iimde bir sknt vard. Kaderim bana gelmiyorsa, onu kendim aramalydm! lkbaharn ilk gnlerinden biriydi. Solgun gne gn getike kazanaca g iin savamaya devam ediyordu. Toz zerrecikleri, Kremlin'in kk penceresinden szlp nmdeki yaz masasnn zerindeki kt ynlarnn zerine den aydnlk kta oynayordu. Gen katip tereddtle bana bakt. Ona Makarov'un, acil durumlarda ve ar'm Moskova'da bulunmad zamanlarda Ukafla.r iin saklad 253 mparatorluk mhrnn yedeini uzattm. Ama ban sallad: "Hayr, Martha. Bu benim kelleme mal olur. ar'm mhrn ktye kullanmann cezasn biliyor musun? Boazndan aaya dklen eriyik halinde demirle lm. Ben bunu yapamam. Neden ar'a yazp ziyaret etmek iin ondan izin istediini sylemiyorsun?"

"nk buna izin vermez de ondan! u anda Nyen-antz'm nndeler ve sveliler oray hayatlar pahasna koruyacaklardr! Kampta tek bir kadn istemiyor" diye steledim. "Ya, grdn m" dedi yazc ve ellerini gsnde birletirdi. Makarov'un brakt mhr masann zerinden alp yeniden ona uzattm. Eek inadyla ban sallad. "Onun yanma gitmeliyim. Ltfen! Cepheye gidebilmek iin bu gei iznine ihtiyacm var. Gei izni de ancak zerinde bu mhr varsa geerli" diyerek yalvardm bir kez daha ve dirseklerimi masann zerine dayadm. Ban sallad. "Seni anlyorum. Ama bu mhr kullanrsam, ldm demektir. Bu, Makarov'un mhr ve sana syleyeyim, gen bayan, onun hi akas yoktur." "Sorumluluk senin olmaz" diyerek onu ikna etmeye ve kandrmaya altm. "Hayr" dedi yine ve pencereden darya, Kzl Meydan'a bakt. Satclar mallarn satmaya alyor; acizler bileklerindeki anlarla aevlerine doru ilerliyor; ocuklar kouturuyor; dama'lar tahtrevanlar iinde tanyor; papazlar sert rzgr yznden klahlarn balarna bastryor ve yayalar gndelik ilerini ayakst bir sohbet ya da kk bir kahve molasyla blyorlard. "Hayr" diye bir kez daha yineledi yazc kararl bir ekilde. Son kararn aklamasma tnlad sesi. Sesimi karma254 j n ona baktm. Basit bir aileden gelen gen bir adamd, tpIvlakarov gibi... Bamabeyinci, Makarov'u bir ticarethanene kefetmi, dili su gibi konuup yazdn grnce ie algt, Makarov geri terfi etmiti ama kiisel mektuplarn hl "Hizmetkr kulunuz" diye imzalard; Menikov gibi bir zamanlarn etli rek ustalarna yazyor olsa bile. Koullarn daha iyi hale getirmeye alyordu anlalan. Bu koullar unutmaksa baka bir hikyeydi, neyse! Gen yazc yine inatla ban sallad. Yakn zamanda Petro'nun ikinci seyisinin kzyla evlendiini biliyordum. Kadn ocuklu ve hamileydi. Burnumu ektim ve keseme davrandm. inde bulabildiim tek ey bir altnd. Elimdeki bu kapik deerindeki sikke son paramd. "Bana gei iznini yaz, ltfen. Ve ar'n mhr ksmn da bana brak." Yaz masasnn koyu tahtas zerinde donuk bir halde parldayan altna bakt ve onu alp hzla cebine indirdi. Burnunu ekerek kalemin ucunu masaya gml mrekkep hokkasna daldrd. Siyah mrekkep kk sngerin zerine damlad ve sonra yazc bir iki becerikli el hareketiyle kdn zerine bir eyler yazd. Yazmay bitirdiinde, lo kta gerinerek bana, "Bat'dan gelen ulan varp varmadna bakmak iin ksa sreliine koridora kacam" dedi. Ancak oday terk etmeden nce nme bir para mhr balmumu ve bir mum koydu. Hzla ie koyuldum. Balmumu, alevin yardmyla eriyerek kdn zerine, tam, szcklerin sona erdii yere akp bir topak oluturdu. Tabaka yeterince kalnlatnda kendimden emin bir halde yasak mhr alp skca balmumunun zerine bastrdm. ift kartal kaln kitlenin zerinde belirmiti: gururlu, kan krmzs ve tehditkr. Mektubu memnun bir ekilde a doru kaldrdm ve fledim, ardndan da, mrekkebin abuk kurumas iin ze255 rine rh serpitirdim. Sonra da, yazc odasna gelmeden oradan hemen uzaklatm. Artk saray duvarlarnn saklayacak yeni bir srr daha olmutu. Yasak yolculuuma kmadan nce, az saydaki arkadamla vedalatm. Darya, erkek kyafetleri bulmam konusunda bana yardmc oldu; dizlerime kadar inen beni scak tutacak bir ceket, bir yelek ve salam kei derisinden pantolon. Ama salarm kestirmeye yanamadm; llelerimi alnma kadar indirdiim Polonya usul bir

apkann altna toplayarak gizledim. Gen bir erkek gibi grnyordum ama, Darya anlaml bir ekilde memelerimin zerine vurunca, ikimiz de kahkahay patlatmtk. Natalya Alekseyevna Romanov bana bir miktar para verdi ve yanma sadk ve deneyimli, beli silahl bir refakati katt: Pyotr Andreyevi Tolstoy. Yakn zamanda Petro tarafndan yeniden cepheye arlmt ve kampta ksa bir sre kaldktan sonra eli olarak stanbul'a gnderilecekti. Rusya'nn bozkrlarnda gen bir kadnla birlikte yolculua kma fikrine baylm olmasa da, bunu belli etmiyordu. 1703 ylnn Mart aynn son gnlerinden birinde, sabahn erken saatlerinde bir posta arabasyla gze arpmadan ayrldk Moskova'dan. Faytonun pei sra ar silahl alt atl asker geliyordu. Ertesi gn Sperling Da'na vardmzda, geriye baktm. Moskova'nn saysz bacasndan dumanlar ykseliyordu. Kubbe ve kuleler ilkbaharn gz kamatran aydnlk nda gururla ge doru ykseliyorlard. Kar erimiti ve faytonumuz yolu hzla katediyordu. Posta istasyonuyla aramzdaki mesafeyi yarladmzda refakatilerim ve ben bildik fayton gzerghn terk edip yolumuza yalnzca atlarla devam ettik. At srtnda yolculuk uzun ve zordu; ama te yandan da hem salarma deen rzgr hissetmek hem de gnn sonunda gl bedenimi ele geiren yorgunluk duygusu houma gidiyordu. Ayrca adamlardan geri kalmak ve 256 onlarn yolculuunu daha da yorucu hale getirmek istemiyordum. Moskova'da geirdiim aylar beni tembelletirmi ve imanlatmt. Hatta kt nefes kokusunu gidermek iin ran nanesi inemeye bile balamtm. Yknt halindeki yerlerden geiyorduk. Her savata olduu gibi, en byk acy sradan halk ekiyordu. Kerpi is-to'lar yerle bir edilmiti. Ahap evler yanm, ta binalar talan edilmi, talar sklmt. Ormanlarda oraya buraya dalm, sskalktan yalpalayan, mel bakl srlara rastlyorduk. Er ya da ge yabani hayvanlarn ya da serseri askerlerin eline deceklerdi. Pyotr Andreyevi Tolstoy geceyi geirmek zere ykk bir kilisenin yanma kampmz kurmaya altnda, ar'm kampna at hzyla iki gn uzaklktaydk. Bir zamanlar bir mir'e ait olan yanm evlerden geriye yalnzca temel talar ve kk bir mezarlk dnda hibir ey kalmamt. Mezar talar bile tekmelenmi ve yerlerinden sklmt. Savan lme dahi saygs yoktu. Pyotr Andreyevi Tolstoy iki askerle birlikte bizim iin tavan ve kaymtavuu avlamak iin ormana daldnda, ben de ykntlarn arasnda gezintiye ktm. Saman at yangna kurban gitmi ve bir zamanlar bu binay ayakta tutan ahap kiriler yerle bir olmulard. Sralar muhtemelen yakacak niyetine kullanlmt. Mihrap neredeyse paralanm, isten kararmt. Kilisede ssleme olarak ne vardysa alnm, paralanm ya da yaklmt. Ykntlar arasnda ilk otlar kvrm kvrm uzamaya balamt bile. Doa, malna yeniden sahip kmaktayd. imi Glckler'in evinde geirdiim tasasz gnlerin ans kaplad ve dklmemi onca gzya yznden burnumun kandn hissettim. Eldivenlerimi karp uzun, yn pelerinimi mihrabn nne serdim. Uzun izmelerle diz kmek zordu; ama yine de ellerimi birbirine yaptrp bana bunca iyilik 257 yapan Tanr'ya dua ettim. u anda kendimi yine onun ne brakyordum. Yalnzca ona gvenebilirdim. Dar mda beyaz dolunay gkte iyice ykselmiti. Etrafm saran allk ve otlar geit vermez bir aa dnmt. Tolstoy'un ve askerlerden birinin avlad, kn etkisiyle clz ve bol sinirli tavanlar aramzda kardee bjtk. Gece berrakt; Tolstoy ve ben gkteki yldzlara bakarak, yorgunluktan gzkapaklarmz dene dek, sessizce kendi yaamlarmzdan bahsettik. Yzn kurt yaralam bir asker gece gnll olarak nbet tuttu. Bana gelen o olaydan sonra kurtlardan o kadar ok nefret ediyordu ki, onlar avlyor, ldryor ve sonra da kuyruklarn pelerinine dikiyordu. Pelerininin zerinde o kadar

ok kuyruk vard ki, kuma neredeyse grnmyordu. Ayrca evrede irili ufakl serseri asker gruplar grlmt ve bunun iin Pyotr Andreyevi Tolstoy dikkatli olmamz konusunda bizi uyarmt. evremizi kuatan orman yayor, soluk alyordu. allarn hrts ve rzgrn gece kularnn kanatlarndaki uultusu gece boyunca beni rahatsz eden ryalarma elik etti. Ertesi gnden itibaren gei kdm kuamda ak olarak tamaya baladm; nk her kontrol noktasnda gstermek zorunda kalyorduk. Tolstoy kdn zerindeki mparatorluk mhrn grnce kalarn yukar kaldrmt. Ama ses etmemiti. Ona bu yzden minnettardm. Ertesi sabah, yola koyulmadan nce, aalarn glgesinde kalm karla elimi yzm bir gzel ykadm ve dilerimi kayn kabuu ve donmu otla temizledim. Salarm da omuzlarma prl prl dklene kadar iyice taradm. Sonra da ensemde bir topuz yaptm. Cephede temizlik her trl ziynetten daha etkileyiciydi. Pyotr Andreyevi Tolstoy, ar'm Schlsselburg ve Ladoga Gl yaknlarndaki kampn hi zorlanmadan buluverdi258 ev redeki iftliklerde kimsecikler kalmamt ve hepsi talan edilmiti- Tarlalardaki k rn geliigzel toplanmt. tede beride, gzden kaan bir iki sap ykseliyordu yalnzca. Ck allklar yakacak odun olarak budanm ve btn orman gemi yapm iin kknden kesilmiti. Savata yenik den bir yerin bana gelebilecek en byk felaket bir orduyu km barndrmakt. Bir kontrol noktasnda durdurulduk ve kampn nlerindeki bir tepecikte attan indik. Hafiften yamur iseliyor, gm bir pee gibi gzlerimizin nne dyordu. nmzde usuz bucaksz bir dzlk seriliydi. Atlarmzn nefesleri souk havada hrldyor ve azlarndaki kpk yorgun ellerimize damlyordu. Kontrol hattnda bir Isveli'ye rastlam olmak pek houna gitmemiti Tolstoy'un. Moskova'da geirdiim onca aydan sonra, on binlerce askerin bir arada kamp yapmasnn neye benzediini unutmutum. Tahta barakalarn, adrlarn ve kamp ateinin evresine gerili paltolardan uydurma adrlarn arasnda kouturan insan ve hayvan kalabalndan baka bir ey yoktu. Akam oluyordu ve ate karanln ilk rtsn alevlendirmekteydi. Ladoga Gl zerinden batmakta olan gne, kamp kor krmzs bir renge bouyordu. Akam gneinde, Petro'nun gururu olan donanmann bir blm gln yumuak dalgalaryla salnyordu. Bulunduklar yerden Finlandiya Krfezi'ne kolaylkla alabilirlerdi. Barma, glme, svme, alama ve ark sesleri, kalabaln zerinde asl duran bir bulutu andryordu. Pyotr Andreyevi Tolstoy ban sallad. "Asla deimeyecek." "Kim? Ne?" diye sordum hayretle. Az nce ar'm adrn semeye alm; ama bulamamtm. ar da tpk btn askerleri gibi yrtk prtk, kk bir adrda konaklyordu. "Rus ordusu" diye yantlad basite. 259 "ar Aleksey'in, yani Petro'nun babasnn ynetimindeyken, Rus birlikleri hem kendine hem de dmana srf sayCa f azlalyla korku salard. Bu onlarn biricik ve en iyi silahyd! Petro ancak Narva yenilgisi sayesinde dzenin ve planlamann nemini kavrayabildi; ama daha fazlasn da deil] u yabanilere bir bak, Martha! Yarsnn bir niformas bile yok, olana da cretli askerler tarafndan el konuluyor! Eitimleri, az miktarda kt beslenmeyle, sert kerevet ya da plak toprakla, subaylarndan yedikleri tekmeler ve silahlarn nasl tutacan bile renmeden en ksa srede arpmaya girmekle snrl. lk frsatta tavan gibi kap gitmelerine armamal! Petro'nun askerlerinin binlercesi firar ediyor, bunu bilmiyor musun?"

Gerekten de, kamp halindeki birliklerin arasndan geerken, pek ounun paavralar iinde hatta mart aynn ac souuna ramen yar plak oluu dikkatimi ekti. Yalnzca ar'm gurur kayna olan -ve kendisinin de dahil olduu- iki alay dzgn niformalara sahipti. arlk rengi olan koyu yeil kyafetli Preobraenski Ktas ve lacivertler iindeki Semyonovski Ktas. Yine de, kamp halindeki bu adamlar cesaretlendirmek iin olduka basit eylerin yeterli oluu artc grnyordu. ri domuz ya paral koyu bir orba ve sve Kral'nm zevkleri zerine svp sayan edepsiz bir ark, o akam sralarn arasna bir memnuniyet dalgas olarak yaylabiliyordu. Atlarmzla kampta ar ar ilerledik, bir sr generalin atein evresinde sradan askerlerle birlikte oturduklarn grdm; bir eyler yiyip konuuyorlard. Aralarndan beni tanyan birka balarn kaldrp selam verdi. Elinde krba, bir Tatarla Rus arasndaki yumruklamay sinsice gzetleyen eremetyev'i grdm. Bana el sallad ve Pyotr Andreyevi Tolstoy'a selam verdi. 260 imde giderek artan bir sknt ba gstermiti. mparatorluk mhrn kullanmakla bir su ilemitim. Derken kantinci mi, yoksa orospu mu olduklarn ilk anda syleyemeyeceim birka kadn grdm; amarc adrndan kyorlard. zerimde hl erkek kyafetleri vard. Honutsuzluk ve kskanlkla, zerlerini yalnzca saydam birer rtyle rttkleri derin dekolteli elbiselerine baktm. lerinden biri diliyle davetkr bir hareket yapp kalalarn kvrd. Pyotr Andreyevi Tolstoy ona srtp ban sallad. Bense, kstah kary grmemi gibi davrandm. ar'm kk adrnn giri tentesi akt. nnde nbet tutan askerler zar atyorlard. Petro'nun, Menikov, Apraksin ve Golovin'le birlikte bir masann banda oturduunu grebildim. skambil oynuyor gibiydiler; nk barma ve glme sesleri kampn br ucuna kadar ulayordu. Tolstoy'a veda ettim. Kendisi ar'a daha sonra grnmek istiyordu. Artk yalnzdm. Attan indim ve darack binici pantolonu iindeki bacaklarmn gzle grnr ekilde titremesine kzdm. adra yaklatm gren askerler ayaa frlad. Gei iznini incelediler. Elbette okuyamyorlard. Ama mhr, zerine deni yapmt. Gememe izin verdiler. Derin bir nefes aldm ve adra girdim. Adamlar oyunlarn brakp bana diktiler gzlerini. Menikov elindeki kartlar masaya drd ve: "Kupa, kz keser!" dedi. Sonra gld, kollarn at ve, "Martha! Her zaman srprizlerle dolusun! Tam seveceim kadn ite!" dedi. Dier erkekler de glmeye balad. Ama geliimden hi de memnun olmayan biri varsa, o da Petro'ydu. yle hmla ayaa kalkmt ki, alak, tahta taburesi devrildi. Uzun admlarla bana doru ilerlerken gzleri fkeden kapkara grnyordu. "Buraya nasl geldin, kadn?" diye sordu hiddetle. evresindeki arkadalar bir an sustular. Menikov'un yz asld. 261 Apraksin sakin bir tavrla bana bakyordu. Bam kaldrdm ve Petro'nun gzlerinin iine baktm. Dev gibi grnyordu ve fkeden duda seiriyordu. Ama oralarda, baknn herhangi bir yerinde, fkenin yan sra beni byle beklenmedik bir ekilde karsnda grm olmaktan itaatsizce zevk alan bir k oynayordu. "Atla. Atla geldim. Moskova'dan Ladoga Gl'ne kadar at stnde yirmi gn" dedim sakince ve szlerimin sevinle kmasna gayret ettim. "Atla! Peki cephe hatlarndan ve kontrol noktalarndan nasl geebildin?" Yant vermek yerine kuamdaki izin kdn kardm. Petro ruloyu ap kdn zerine den akamn son gn nda yazlanlar bir sre okudu. Sonra adra doru bard: "Makarov! Buraya gel! Derhal!" Bamabeyinci koarak geldi ve beni grnce gzleri fal ta gibi ald aknlktan. Sekreterin omzu zerinden adrn iine baktm, yar glgede, srpriz bir ekilde, arevi'in de adrda olduunu grdm. ar'n olunun Moskova'dan ayrlm

olduunu duymamtm. Aleksey nne, Maka-rov'un serdii haritalara bakyordu can skntsyla. "Bu senin mhrn m Makarov?" diye sordu ar kestirmeden, Makarov yanmza gelip dikildiinde. Makarov kd eline ald, evirip evirdikten sonra fikrini syledi. "Evet ve hayr. Mhr elbette benim; ama basann ben olmadndan eminim." ar baklarn bir an ondan bana kaydrd. Petro'ya glmsedim ve topuzdan kurtulup alnma den bir peremi kenara ittim. Kendimi yeniden gl ve gen hissediyordum. Petro'nun yz artk seirmiyor ve ban dik tutuyordu. Sonra o da glmeye balad ve gei kdn mealenin zerine tuttu. Kt trdayarak yanmaya balad. 262 "Eh, o zaman demek ki bu kd grdmz unutaca-jZ. nk bu yzden tekerlee balanabilirsin ya da dokumahanelere gnderilirsin. Bu da hi ho olmaz senin iin." Sesimi karmadan kdn yann seyrettim ve reverans yapmak istedim. Ama Petro bunu bir szyle engelledi: "Brak u samal, sinirlerimi bozuyor! Zaman kayb yalnzca. nmde insanlarn iki bklm olularn seyretmekten baka bir iim yok mu sanyorsun?" Elindeki kd ayaklarnn dibine drp koru sndrd. Gei kdm kle dnm ve ar'n ayaklarnn altnda topraa karmt. d kopmu Makarov'u tekrar geri gnderdi. adrndaki adamlar yeniden iskambil ktlarnn bana dnd. Sessizce konuup glyorlard. Masaya attklar kartlarn havadaki slklarn duyabiliyordum. "Demek atla geldin, yle mi?" diye bir kez daha sordu Petro. Sessizce bam salladm. Yanaklarm yanyordu. Kk ellerini omuzlarma koydu. Elleri ar gelmiti. "Tek bana m?" diye sormaya devam etti ve samdaki bir lleye dikti gzlerini. Bam salladm. "Hayr, Pyotr Andreyevi Tolstoy bana elik etti. Gzel bir yolculuktu." Petro burnundan soludu fkeyle. "Gzel bir yolculuk! Bugnlerde gen bir kadn iin tehlikeli yalnzca! Aptal ve dncesizsin, Martha! Bana nelerin gelebileceini hi dnmedin mi?" Bam kaldrp ona baktm. "Bama gelebilecek her ey, hayatmda daha nce bama geldi zaten. ar'ma feda olsun." Sesini karmadan bir sre bana bakt. Baklar zerimde gidip geliyor, bedenime pek de uymayan erkek elbisesini szyordu. yice yuvarlaklaan memelerim dar yelein altnda 263 daha da belli oluyorlard. Tenimi az da olsa grebilmesi i[n en st dmemi amtm. Grd eyden holanma benziyordu. "Peki buraya neden geldin? Gzel, gen bir kadn iin Moskova skc m geldi? Bir yama daha bastm!" dedi alay edercesine. "Geldim" dedim yavaa ve her bir szc zenle vurgu-layarak, "nk yannda olmak istedim. Ve kalbimin altnda Ruslarn ar'nn ocuunu tayorum." O akam ar'n adrnn klar snmedi. Ay, dokunabileceim kadar yaknd. Karanln iinde gururla ldyordu, parlak ve yusyuvarlakt. Drbnden baktmda zerinde belli belirsiz glgeler grebiliyordum. Bunlar bizimkilere benzeyen ehirler miydi acaba? Yoksa yksek dalar m? Orada da insanlar ya da nehirler var myd? Yoksa ay yalnzca dnyann bir yansmas myd? Geceleri neden parlard? Bu sorular pe pee, yanmda duran ve kendi elleriyle teleskopu gzme gre ayarlayan Petro'ya soruyordum. inde btn aletlerini saklad sandk yanmzda, hemen kampn zerindeki tepede, plak

topran zerinde duruyordu. James Bruce adnda biri bu aletleri inanlmaz paralara ngiltere'den gnderiyordu. Petro elinden geldiince sorularma yant vermeye alt; ama sonra kestirme bir ey syledi: "Gezegenleri ou zaman insanlara benzetirim, Martha. Gremediimiz bir yanlar vardr her zaman." "Bu yan ar da m gremez?" diye sordum usulca ve bam omzuna yasladm. Acyla gld. "zellikle de ar gremez br yan!" diye yantlad ardndan. Bam salladm. "Bir istisna var." "Neymi o?" diye sordu hayretle. "Ak. Sevmek karndakinin br yann da tanmak ve tanmay istemektir. Sen benim gezegenimsin ve bir boruyla gkyzne bakmakszn da seni tmyle tanyabilirim." 264 Gld ve elini oktan yuvarlanm olan karnmn zeri-e koydu. "Seni btn yuvarlaklarnla seviyorum. Bu yzden mi benim gezegenimsin?" "Evet" dedim ve kendimi ona doru bastrdm. Schlsselburg'da akam yemei iin bir araya gelen topluluk olduka grltl ve neeliydi. Menikov tam be tane btn kz kzarttrmt. Hizmetiler bira ve arap doldurmaya, yetiemiyorlard. Tokuturmann ardndan kupam indirdiimde, Aleksey'in, kollarn gsnde birletirmi oturduunu grdm. Kendi lsn amamak konusunda direniyordu. Petro da arevi'i gzlemlemiti: "!" diye seslenip kartall kupasn serte masaya vurdu; masa rtsne arap dkld. Ccesi Yakim ortam yumuatmaya almak iin suratn ekitip: ", i!" diyerek ar' taklit etti. Menikov zavall soytarnn kafasna kafatasmdan ses gelecek iddette bir amar indirdi. nleyerek stunlarn arasna yuvarland. Aleksey babasna yalvarrcasna bakt. "Ltfen, Sayn Babam. Bu kadar ok iersem yarn iyice zayf derim. "Yarn zayf m dersin? O zaman indir pantolonunu aaya da grelim aslnda kz olduunu! Martha'ya bak, masann altndan daha beni de ier! Bu sayede ocuumuz da nasl davranacan imdiden reniyor!" Karnm okad, ardndan fkeden kararm baklaryla yeniden Aleksey'e dnd. "! Yoksa seni pataklarm!" Aleksey btn vcuduyla titriyordu: "Ben de sizin ocu-unuzum, sizin mirasnzn!! Bana eziyet edeceinize, benim salm iin endie etmelisiniz!" Nefesimi tuttum. Masadaki herkes donakalmt. Cce bile, belli bir mesafede durmu, tombul yumruklaryla gzlerini rtyordu. 265 "Miras m?" Petro'nun sesi grledi. SchlusselburgW ezelden beri nemli kaln duvarlarnn svalar nasl oldu da dklmedi aarm. Gzleri seiriyordu; alnndaki damarlar iyice belirginlemiti. Aleksey korkudan sandalyesinde Uy bklm oldu. Apraksin baklarn indirdi ve Menikov kz yama bulanm trnaklarn incelemeye koyuldu. "Yarn lebilirim Aleksey Petrovi; ama sana u kadarn syleyeyim, kendine beni rnek almazsan, mirasnla ok mutlu olmayacaksn! lkenin gc ve byklne hizmet edecek her eyi sevmek zorundasn ve kendini byle..." Doru szc aryordu. "...Kokumu rahip ve kar entarilerinin arkasna saklayamazsm!" Petro tkrd, fkeden btn vcudundan ter fkrdn grebiliyordum. Elini dubina'sma. dayad. Kam o ana dek huzur iinde yanndaki sandalyenin zerinde durmutu. "Ne zaman ki sorumluluklarn bilir, bu konudaki tleri dinler ve onlara uyarsn ancak o zaman mirasm olursun! Ne zaman uyruundakilerin her birinin iyilii iin aba harcamaktan kanmazsm, mirasm o zaman olursun! Ama anlalan sana verdiim tler bir kulandan girip dierinden kyor!" Havaya srad ve dubina'syla havay krbalad. "Sana ve buradaki herkese tek bir ey sylemek

istiyorum! Kimse benim mirasm deil, srf o annenin bacaklar arasndan dodu diye! Hi kimse! Ben ar olabildim; nk bedel dyorum. En ok ben ac ekiyorum. Gn olmuyor ki, canm Rusya iin tehlikeye atmayaym! Ve ben bir tek Rusya iin lrm." lm sessizliine gmlm toplulua bakt. Bu szlerinin ardndan bardan yere dkt ve sakiye yeniden doldurttu. Barda oluna doru uzatt ve yeniden ama bu kes sakin bir sesle emretti: "Ve imdi: , Tanr'nm adna, yoksa cann yakacam!" 266 Aleksey kupaya uzand; ama imek iin acele etmiyordu, ikov admda yanma vard. Byk elleriyle tek hamlede enesini at. Dirsekleriyle de Aleksey'in omuzlarna bastrp kupann iindekini olann boazndan aaya boaltt- Aleksey tkrd, az kprd ve ksrd; sanki lmek zereydi. Petro'yu hafife drttm. Bir an iin dikkatini bana yneltti ve ban sallad. Bir sre duraksadktan sonra Menikov'a: "Brak onu. Bak, korkudan altna yapt zaten" dedi kmseyerek. Menikov, arevi'i serbest brakt. Aleksey'in giydii deri pantolonun a ta dizlerine dek slanmt; herkes gryordu bunu. Olan alamaya balad; omuzlar feci ekilde sarslyordu. "Dar" dedi Petro ve kupasn yeniden doldurttu. Aleksey gzyalar iinde darya frlad, kalanlarsa kahkahaya boulmutu. Menikov hicivli bir ark tutturdu. Yanmda oturan Apraksin aarm salarn svazlyordu. Ertesi gnn sabah Petro'ya sordum: "Ona neden bu kadar sert davranyorsun? Onu sevmiyor musun?" Ksa bir an dnd. "Onu yalnzca ar olarak geirecei yaama hazrlyorum. Bu, gerek sevginin olmad bir yaamdr." Bam saa sola salladm. "Ben seni seviyorum. Ve ocuumuzun Aleksey gibi olmasn istemiyorum." "yle olmayacak. Aleksey sevgi ve nee iinde bytlmedi, aksine, yalnzca grev ve can sknts gerei... Yevdo-kiya'y hibir zaman sevmedim." "Hibir zaman m?" diyerek konuyu biraz eeledim. "Hayr. Grev icab bir evlilikti! Yevdokiya o kadar eski kafalyd ki! Ruhunu da tpk eski Rus modas kyafetleri gibi gveler sarmt! Alman banliylerinden ne zaman eve dnsem, beni glmseyerek karlamak yerine barp arrd." 267 Glesim geldi. "Baka kadnlarn koynundan kp eve gelmeye kalkarsan, ben seni krbalarm!" Benim glme katld ama sonra ciddileti. "O benim arie'mdi. Glmsemek onun temel greviydi. Ve bana salkl olan ocuklar dourmak; ondan baka hibir beklentim yoktu." Buna syleyecek bir szm yoktu. Byk Kuzey Sava'nm Nyenantz'taki ilk gerek deniz arpmasnda svelilere kar kazanlan zafer Petro'yu ok keyiflendirmiti. Kaptan Petro Mihailov olarak cesurca savam ve iki sve firkateyni ele geirmiti. General Boris Petro-vi eremetyev ve Kont Golovin onu Aziz Andreas Nian'yla onurlandrmlard. Petro bundan o kadar ok gururlanmt ki, yanma, yorgann altna gelmeden nce bunu gece entarisinin zerine ilitirmiti. Menikov da, Schlsselburg'un genel valisi olarak niann Golovin'in elinden alm ve gsne ilitirmiti. Zafer, kutlama iin yeni bir vesileydi. Ne var ki, bizzat yakn arkadalar bile onun taknlndan korkuyor, kayglanyorlard. Bu yzden Petro arkadalarn topla-smlar diye askerler gndermi ya da kaplarn bizzat almt. Bir akam yemeinde Petro Andreyevi sarholuun verdii mitsizlik iinde Schlsselburg'un perdelerinden birinin arkasna gizlendiinde, Petro onu salarndan tutup karm ve ona kendi elleriyle iki iirmiti. Tolstoy, tpk sudan km balk gibi nefes almaya abalamt. Ama

Petro'nun keyfi olsun diye adamn burnunu kapadmdan, ikinin tmn bir seferde yutmaktan baka bir seenei kalmamt. Ertesi gn eli olarak stanbul'daki Babli'ye gnderildi. Atnn zerinde yz yemyeildi. ar o gnlerde dur durak bilmiyordu. Gnn yirmi drt saati ar'm tm emirlerini yerine getirmeye yetmiyordu. Sava zaman dier her eyi bir kenara brakmt ve sava son268 aSnda kalan ilerini tamamlamak iin iki misli azimle al-acakt. Birbiri ardna L^/lara imza yetitirdiini grebili-vordum. Makarov ktlar uarcasna yeniden gzden geirirken "derhal", "imdi", "vakit kaybetmeden", "bir an nce" mbi yinelenen ifadeleri grp tebessm ediyordu! Petro omuzlarn silkip, "Geri getiremeyecein tek bir ey varsa o da zaman kaybdr, tpk lm gibi" diyordu. Bylece, yaz olsun k olsun saat sabahn drdnde yataktan frlayp gnlk iinin bana geiyordu. Uykulu bir kucaklamann ardndan ben tekrar uykuya dalyordum; elim ocuumuzun bymekte olduu karnmn zerinde. Nyenantz'taki arpmann zerinden iki hafta bile gemeden, St. Petersburg'un ilk ahap evleri, sveli subaylarn eski kladaki bo evlerinin hemen dibinde bitmeye balamt bile. Petro bunlar subay ve yarallara tahsis etti. Baz yerleimler de Neva'nm evresindeki ll dzlklere serpilmilerdi. Bu evlerin sakinleri tarlalarn sveliler iin ekmi ya da onlarn evlerinde almlard. Burnu smkl, ifadesiz yzl, pis ve bitlenmi ocuklarn grmtm. Sivrisinek kaynayan bu bataklk arazi iin harcanan onca aba ve emek karsnda hayret etmekten azlarn bir trl kapatamyorlard. ster Rus olsun ister sveli, onlar iin fark etmiyordu. St. Petersburg'un kuruluunun Petro iin nemini nasl tahmin edebilirdik ki? Petro, Petro Pavel Kalesi iin ilk direkleri dikmeye baladnda kimse burann bir ehir olabileceine inanmyordu aslnda. Oysa onun o andan itibaren tek bir dncesi vard: St. Petersburg, her ne pahasna olursa olsun, asla gzden karlmayacakt. ehri asla ama asla Rusya'dan ayr dnlmeyecekti. Bu, ister imparatorlua, ister kendi yaamna mal olsun, hi fark etmezdi. "Ne diye burada yeni bir ehir kuruyorsun ki?" diye sordum bir gn sabaha kar, Lust Eland'daki Petro Pavel Kale269 si'nin kuruluunun ertesinde. Yorgun bir ekilde kollarnda yatyordum; ama hafif bir votka sarholuu ve kafalarmz-daki saysz sahne dinletirici ikinci bir uykuyu karyordu Uzunca bir sre yant vermedi; bense Petro'nun elleriyle ina ettii evimizdeki minede yanan odunun atrtlarn sayyordum iimden. Ate, hamilelikle hassaslaan ve pert-beleen tenime yumuak bir k serpiyordu. Kendimi hi olmadm kadar salkl ve gl hissediyordum. Bir an iin onun uyuduunu sandm. "Yeterince ehir yok mu?" diyerek bir soru daha sordum. Petro burnunu ekti. "Elbette. Ama Rusya zaten her eye sahip deil mi? Bana yle geliyor ki, benim anavatanm iin bunlar neden yaptm Rusya ok sonra anlayacak. Moskova yal ehir ve zeri l bir gemiin toz ve rmcek alaryla kapl. Moskova demek, papazlar, Boyarlar, cehalet ve Dou demek Martha." "Bunu Darya da sylemiti!" diyerek szn kestim. Gld. "Darya da yar Tatar saylr! O, benim Moskova'da yaadklarm yaamad. Ben Kremlin'den nefret ediyorum Martha!" Bu szlerle birlikte yz seirmeye balad; onu kollarmla hafife sarp sarmaladm. Bir an iin sakinleti. "Orada bir daha yatmamaya karar verdim. Moskova'da kalmak zorunda olursam,

Preobraenskoye'de, annem ve Natal-ya'yla birlikte bydm yerde kalmaya alacam." Konumasn srdrmeden nce, ksa bir sre dnd ve gsm okad. "Benim Rusya'mn yeni bir simgeye ihtiyac var! ehrim iin bu yeri bouna semedim. Buras iin etin bir sava verdim ve gn gelecek uyruklarm onlara yeni bir Kuds sunduumu anlayacaktr. Yeni, gl bir ruhun yeni merkezi." Sylediklerinden honut grnyordu. Snmekte olan atein narin alevlerine dalarak glmsedi. "Srf bu yzden yeni bir ehir kurmaya gerek var m? Bunu ne zaman, hangi parayla yapacaksn savan tam ortasnda?" 270 "Olmas gereken iin zaman ve para bulunur Martha. rnein sevgi iin!" diyerek gld ve btn vcuduyla zerime yuvarlanarak sorularma bir son verdi. Kamptaki yaam houma gidiyordu. Petro'nun gndelik yaamnda yer alabiliyordum orada. Kukusuz, yatan paylaan tek kz ben deildim. Ama onunla en ok ien, elenen ve glen bendim. Onun da dedii gibi, kalbini stan jui bendim. Ayn basit eylere birlikte glyorduk ve sandalyesine reine srdmde ya da izmelerini yarya kadar suyla doldurduumda bile keyfi kamyordu. Akl almaz fkesi ve kanl anlar su yzne ktnda onu smsk kucaklayan bendim. Dier kadnlar onun yatanda o iini bitirene kadar kalyorlard ancak. O bu kzlar, sabahlar kaa yemek, ya da bir aacn dibine su dkmek iin attan inmek kadar kk ayrntlar olarak gryordu. Ruslarn ar bir tek benim kollarmda kabuslar grmeden uyuyabiliyordu. Sabahlan, yulaf ezmemizi birlikte kaklayp lavalarmz kvas ya da aya bandrdka ve o, karnmdaki ocuun tekmelerini eliyle yokladka hibir kz benim iin tehlike saylmazd. Gnler rahat geiyordu. Gnein altnda oturup ocuk kyafetleri dikiyor ve vcudumun emrettii kadar uyuyor ya da o gnlerdeki dinmek bilmez itahm tatmin ediyordum. Srekli taze bal petei emiyor ya da Schlsselburg'dan yeni kurulmu salatalk turusu getirtiyordum. Ama canm en ok Baltk ringasn ekiyordu. Elma ve soanla doldurulup kremaya yatrlm bu balklardan kilolarca yiyordum gizliden gizliye! Ve uzun gecelerin ardndan biraz hareket etmek ve kafam yeniden toparlayabilmek iin Petro'nun as Jo-hann Felten'le birlikte gen ehrimizin yaknlarndaki k-k arya gidiyordum. Pazar yeri, nlerinde rengrenk satclarn, algclarn, kyllerin, fahielerin, yankesicilerin 271 ve gezgin soytar ve ifa datclarnn durduu bir sra sala barakadan oluuyordu. Haziranda bir sabah, yine pazara gittiimiz bir gn, Fel-ten keyifsizdi. Bir tekerlek Limburger kaarn yeterince zenle saklamad iin ar geen akam onu dubina ile cezalandrmt. Petro'nun can gece yars bu kaardan bir dilim ekince, peynirden geriye yalnzca krntlar bulunmutu; ama faili bulunamamt. Gnlerdir yamur yamamt, parlak yaz Finlandiya Krfezi'ne dek uzanan kzl dzlklerin zerinde yzyordu. Tarlalarda ilk baaklar grnmeye balamt artk ve tarlalarda alan serflerin ayaklar dibindeki kesekler kuru kuru parlyordu. Ufak ama gl atlarmzn nallar, Petro'nun toplaryla perian olmu sert toprak yollar zerinde bouk bir ses kararak takrdyorlard. Atm yerdeki oyuk ve yarklarn evresinden ne kadar dikkatle srsem de zeminin ukurlat yerlerde bileklerine kadar amurun iine batyordu. Felten tknaz atnn stnde kendi kendine syleniyordu: "Sama sapan bir yer buras! Doru dzgn bir mutfamn, adam gibi kap kaamn olduu Moskova'ya ne zaman geri dneceiz? Bu yabani ortamda insan hibii ey yapamyor! Oradaki baharatlarm dnyorum da! Hele o dibine ken kvaml orbam! Burada hibir yemek Kremlin'deki gibi olmuyor!" Gldm ve atm dikkatlice, Petro'nun donanmas iin yaplan son kesimden kalan bir mee otuunun etrafndan dolatrrken, "yisi mi, sen kendini burada uzun ama

ok uzun bir sre kalmaya hazrla, Aba Felten! ar da bizler de burada, onun yeni cennetinde, gzel yemekler yemek istiyoruz. Ve bunun iin sana ihtiyacmz var!" "Cennetmi!" Ufak tefek tknaz Danimarkal, aramzda konutuumuz, onun azndan ark sylercesine yumuack 272 kan Almanca'yla bu szc neredeyse tkrrcesine sy-1 misti- Ayn esnada yanandan ehvetle kan emen bir sine-- de eliyle bir amar indirmiti. Yine svd. "Cennetmi! Buras bir cehennem! ar, ehri kurmak iin askerlerden sonra buraya zorunlu iiler de getirtecekmi, doru mu?" O kadar fkeliydi ki, nar gibi kzarsmlar diye bira, hardal ve balla svayp alevin zerine tuttuu domuz yavrularna benziyordu. Bamla onayladm ve botaki elimle zerime en sivrisinek ordusunu savdm. Atmn aya yerdeki bir ukura girince hayvan tkezledi. Eyerin zerinde zar zor toparlanmtm ki, karnmdaki yumurcak canm actarak tekmelemeye balad. Ardan dudaklarm srdm. Felten hibir ey fark etmemiti. Yalnzca derin bir nefes aldm ve hibir ey olmam gibi, konumaya devam ettim. "Bu doru. lk on be bin adam martta, karlar eridikten sonra bekleniyor. Dierleri daha sonra, austosta gelecek. Bu yl byk inaat giriimleri iin artk ok ge; ama Nyenantz'taki arpmadan nce inaat zaten balayamazd ki." Felten yine ban sallad. "On yl nce, Hollanda'da limanda ar'a rastladmda bunlarn olacan keke tahmin edebilseydim! Saklanrdm ya da ona yemek piirmeyi kabul etmezdim! Ah, ne olurdu evimde kalsaydm!" diye mrldand teatral bir ekilde. "On be bin iiye de yemek yapmak zorunda deilsin ya! O zaman iin gerekten zor olurdu, dorusu!" diyerek gldm. Atlarmz ovada ar ar ilerliyorlard. ar grnmt. Rzgr lk esiyor ve bir araya toplanm halkn seslerini bize tayordu. Kyllerin ou rnlerini yere serdikleri bezlerin stnde sata karmlard. Domuz ve danalarn bulunduu ala gelmeden nce, eitli sebze ve turfanda meyvelerin yan sra balk ve et piirmek iin yayvan toprak gveler, peynir ve ekmek, renk renk kuma toplan, reng273 renk yumuak yn ileleri ve her tr hastala kar kk ve baharatlar grlyordu. Atlar byk curcunann uzanda bakma almyordu. Bir scak demirci yeni dvd bak ve aletlerini tezghna yaymaktayd; Felten, keskinliini anlamak zere bir parman baklardan birinin azna srd nsan kalabalnn arasnda kendisine yol amak iin sepetini iyice kendine doru bastryor, bir yandan da askerlerin bizi izleyip izleyemediklerine dikkat ediyordu. arnn ana-caddesine doru ilerledik. Oradaki barakalarda frndan yeni km ekmek, yumuak kaar, taze kaymak ve tereya, k iin hazrlanm meyve kompostosu, ekimsi fme et ve nefis brekler satlyordu. Bazlar maydanoz, nane tr taze yeillikler satyordu ve bunca yeillii grnce, azmn suyu akmaya balamt. Felten aceleyle, besili iki yavru domuz ald ak artrmadan. Askerler bunlar ayaklar birbirine balanm bir ekilde uzun bir sopaya asarak omuzlarna aldlar. Tam o esnada arkamda frncyla tartan bir kadn sesi duydum.: "Benden istediin para ok fazla! Bu dpedz soygun, baka bir ey deil! Seni zincire vurmak lazm!" Bu melodik ama sert sesi hemen tandm. Ama, yanlm olmalydm! "unun haline bak, sen buna brek ii mi diyorsun? Domuzlarm bile bundan daha fazlasn hak ediyor!" diye steliyordu kadn. Frncnn savunmas giderek zayflyordu. Arkam dndmde, hakl olduumu anladm: Frncya ahlak dersi veren kii Karoline Glck idi! Onu burada, byle capcanl ve salkl bir halde greceim hi aklma gelmezdi. Bu yzden yavaa ve duraksayarak yanma doru

gittim. Kolunu tuttuumda irkildi. Ama o da beni hemen tand ve yzne yaylan o gerek sevgi parlts yurtsuz kalbimi stverdi. "Martha! Aman Tanrm, sen yayorsun! Burada ne yapyorsun?!" 274 Bana sarld ve ben tpk bir ocuk gibi, onun pelerinin-jen ve topuz yapt sar salarndan yaylan kfur ve nane dokusunu iime ektim. Glckler'de geirdiim o yaz, o kk keten torbacklarn iini baharatlarla ben, kendi ellerimle doldurmutum; Karoline de bunlar her zaman zenle kyafetlerinin ve katl kefenlerinin arasna koyard, jkirniz de glyor, alyor ve ayn anda da konuuyorduk, birbirimizin ne dediini neredeyse tam olarak anlayamadan"Nerelerdeydin ki?" "Johann nasl?" "Ernst Glck burada yine rahip mi? Peki ya Ulrike nasl?" Neden sonra hamile jolduumu anlad ve bir elini gvenle tostoparlak olan karnmn zerine koydu. "una bakn, bu Johann'la senin ikinci ocuun!" diyerek gld. Bam salladm. "Hayr, Johann ld; en azndan ben yle sanyorum. Ve onun ilk ocuunu o zamanlar drmtm." "Ama..." Karoline omzumun zerinden Felten'in ve askerlerin beni beklediini yeni fark etmiti. Grd ey onu artmt. "Ama, o zaman kim peki? Evlendin mi?" lene kadar drst bir papaz kars olarak kalacakt anlalan. Bam salladm. "Hayr; ama ocuumun geliine benim kadar sevinen bir babas var. Petro, Rusya'nn ar." Karoline aknlktan, az nce kyasya pazarlk ederek ald breklerden birini elinden yere drd. "ar m! Yce Tanrm! Sen neler yapyorsun byle? Tanr'nn Aziz Annesi!" Felten az nce yeni bir kaar tekerlei bulmutu ve dikkatsizliinin zr olarak bunu ar'a hediye edecekti. Yerinde duramyordu. Kk Danimarkalnn arada bir zorbal tutuyordu! 275 Karoline'yi bileinden tutup: "Bu akam St. Petersburg' gelir misiniz? Birka evimiz var artk ve Felten size dorrm? kzartr! Sizi aldrmak iin asker gnderirim; hem o zaman yoldaki serserilere kar da gvende olursunuz" dedim. Karoline bana hemen ayakst Glck ailesinin hangi miride oturduunu tarif etti. Ernst Glck retmen olarak i bulmutu ve aile Marienburg saldrsn sa salim atlatabildii iin anslyd. u anda ocuklar ve Johannes'in kars Aleksandra'yla birlikte, aralklarndan Nyenantz'tan esen rzgrn frd ahap bir evde oturuyorlard. Yol boyunca Felten, ucuza kapatt domuzlardan birinin hemen bu akam yine elden gideceini syleyip durdu, ta ki, sert bir dille azn kapamasn syleyip ne geerek grubu trsla gtrmeme dek. Glckler'i yeniden bulabildiim iin ok mutluydum; onlar Darya'dan sonra, benim bu dnyadaki dier ailemdi. Yeni bir yaam kurabilmeleri iin onlara yardm edebilmeliydim! Bana yaptklar onca iyilik iin teekkr etmeliydim. Beni zerre kadar etkilemeyen tek dnce, Johannes'i yeniden grecek olmamd. Petersburg'daki ahap ev scakt; nk ini soba yazlar bile sessizce yanyordu. Petro'yu sabah orada ehir planlar zerine eilmi bir halde brakmtm. imdiden ran'a ulaklar gndermiti, portakal aalar, kfur ve nane fideleri getirsinler diye. Kendisiyse, Rusya genliinin eitimiyle ilgili bir Ukas zerinde alyordu; kapy atm srada, elindeki kalemi dndryordu homurtuyla. Gzlerinin altna derin glgeler oturmutu; masasnda duran souk ka-a'dan bir kak alarak yedi. Kendi elleriyle yapt tahta kupann dibinde ac kvas kalmt. kinin yzeyi yal bir tabakayla kaplyd. Geen akamki kutlama uzun srmt ve bu kez o bile her

zamankinden fazla imiti. Sabahnda ise tersaneleri dolam, generalleriyle tartm ve ardndan iki ta276 e uzun, fkeli mektup yazdrmt; biri Aleksey'e dieri Saksorryal August'a. Ruhundaki istirahatszlk ve yorgunluk kendini bedeninde ele veriyordu. Masann altndaki ayaklar srekli oynuyordu. Yzn ve omuzlarn oynatmadan bir an bile duramyordu. Odann iine gne ya da taze hava girdiinde, ba-n yalnzca bir anlna kaldrd nnden. Pelerinimi zerimden attm, kk bulutlar halinde toz ykseldi. Ayaklarmdaki hafif deri sandaletlerim birden ar gelmeye balamt ve Petro'nun kucana oturup da iler iindeki bacaklarm tabureye uzatabildiim iin ok mutluydum. Petro'yu alnndan ptm, o da elini birden karnmn zerine koydu. "Ne yapyor bakalm bizim asker? Hazr olda m?" diye sordu ve boynuma bir pck kondurdu. Burnunu ksa bir sre dekolteme dayayp solukland. "Hm, gzel, taze hava kokuyorsun! Felten pazarda dzgn bir eyler bulabildi mi bari? Bir boa kadar am!" "Senin asker u anda yzyor! Sanrm bahriyeli olacak" diye yantladm sorusunu ve merakla henz tamamlanmam Ukaf elime aldm. zerinde Petro'nun siyah, kaim mrekkeple yazd kvrm kvrm yazsnn ve adn oturttuu yerdeki krmz ltl mhrnn bulunduu ar kt rulolarn seyre doyamyordum. "Neden devam etmiyorsun yazmaya?" Burnunu ekti ve ban sallad. "nk olmuyor. Ben istediim kadar emredeyim, bir trl olmuyor! Emirlerimi yerine getirecek kimsecikler yok ki! Soylu halk, oullarn akademilerime, kzlarn da yurtdna gndermeye yanamyor..." "Buna amamal!" diye szn kestim. "Gen dama'lar orada namuslarn nasl koruyabilirler sonra?" diyerek gldm ve kinayeli bir ekilde dudaklarm slattm. 277 "Okula gndermektense klelerinin arasna gizliyorlar oullarn! Oysa bu onlarn iyiliine. Ya da bir kyly ele al; askere alnmyor da cenazesi kalkyor sanki! Benim, birine ihtiyacm var; yle birine ki, kendisi de eitimli olacak, birka dil birden bilecek, herkese, evet herkese rnek olabilecek birine!" st dudan sryor, bir yandan da bynn ucunu emiyordu. "Tam senin istediin gibi birini tanyorum!" dedim birdenbire, sanki kafamdan frlayvermiti dnce. Glckler'e, onlarn kalbini krmadan, sadaka verir duruma dmeden nasl yardm edebileceimi biliyordum artk. Petro aknlk iinde bana bakt; ama szme devam edemeden, gzlerimin nne acdan bir duvar rld. Sanki bir dev bedenimi ve ocuumu ele geiriyordu. Kzl yumruunu kullanarak var gcyle bastryor ve beni sallyordu adeta. ki kez soluklanmaya abaladm; ama cierlerim sanki snmt. "Hayr" diye inledim ve eteim bir anda krmzya boyan-d; bedenimin gc ekiliyordu. Ac, zihnimdeki btn dnceleri siliverdi. Petro korkun bir lk atarak beni yakalad. Hamileliimin yedinci aynda, kk olumuzu l olarak aclar iinde dnyaya getirirken o yanmdayd. zleyen aylar, hafzamda znt ve ar bir melankoli perdesinin ardnda kayboldular. Keder kularnn karanlk szl ilk kez o gnlerde ruhumun n karartmlard. Siyah tyl canavarlar keskin peneleriyle kalbi yarp ruhun iine rekleniyorlard. Onlar hi kimse kovamaz; iine girip kulukaya yattklar, rk, kokmu yumurtalarn ruhun kvrmlarna sakladklar insann kendisinden baka hi kimse kovamaz onlar. Karoline Glck beni bir an bile yalnz brakmad. Petro aileye eski bir sveli subayn evini tahsis etmiti. Ernst Glck, Moskova'da iddial bir mfredat olan

278 ilk liseyi kuracakt. Felsefe, Ahlak, Latince, dier bir sr yaban01 dil ve Aritmetik, bu okullardaki beden eitiminin yani sra okutulacak alanlardan yalnzca birkayd. Karoline Glck'n dediine gre, Ernst Glck ar'la iyi anlayordu, petro Avrupa'ya yapt byk yolculuk srasnda Luther'in ^ittenberg'deki evini de ziyaret etmiti. Hibir ey onu Cesur Luther'le mrekkep hokkas frlatt eytann hikyesi kadar elendirmiyordu. "Tanr biliyor ya, ben de aynsn yapardm!" diye haykrrd ve onu tanyanlar, her szne inanrd. Ne yazk ki, Ernst Glck iki yl sonra ateli bir hastalk yznden lecek, Karoline Glck saygdeer bir dul olarak Moskova'da birka yl daha yaayacakt. Karoline, ar'n, olunun son derece biimli kk parmaklarn ve ayak ularndaki trnaklarn grnce, tpk bir ocuk gibi aladn sylemiti. imdi ne olacakt? Salkl bir ocuk dourma konusundaki acizliim ortadayd! Keder kular kafatasmdaki bolukta Darya'nm szlerini yanklyorlard acmaszca. Beni scak fasulye orbas ve domuz ya, kaln kan sucuklar, yada kzartlm ekmek, taze baharatl omlet ve Felten'in geceden araba yatrd kurutulmu tatl meyvelerle besliyorlard. Bunlar bana g verecekti. Karoline ayaklarmn altna srekli scak talar koyuyor, stme rtecei battaniyeyi nce inili sobann zerinde styordu. G vcuduma ar ar dnyor ama nee dnmyordu. Yalnzca yatamda yatyor ve tavan seyrediyordum. Kirilerdeki bcek ve kertenkeleleri saymak yetiyordu. Koca bir gnden bunun dnda hibir beklentim olmuyordu. Yryebilecek kadar glendiimde, ilk kar yamadan, Petro beni Glckler'le birlikte, fayton ve tahtrevan-l maiyetle Moskova'ya geri gnderdi. Kar kmalarm ie yaramamt. 279 "Ltfen, brak yannda kalaym!" diye yalvarmtm. O ise yalnzca bam sallamt. "ok gszsn. Moskova'da daha iyi doktorlar var seninle ilgilenecek!" demi V kesin kararn vermiti. Faytonum kampn dna doru ilerlerken, gen, salk^ amarc kzlarn nehirde ykandklarn grdm. Gl vcutlarn arszca sergiliyorlard. Beyaz tenleri gne nlaryla parldyordu. Aralarndan acaba hangisi geceyi Pet-ro'yla geirecekti? ektim ve pencerenin nndeki perdeyi rttm. Petro benim arabamla en sevdii kpeklerini Lenka ve Lisenka'y Moskova'ya gndermiti. Onlardan gzyalar dkerek ayrlmt. Lisenka gebeydi, srekli ve hi konumadan onun ikin karnn okuyordum. Moskova, Petro'nun yokluunda tekrar eski geleneklerine geri dnmt. Sonbahar, eyllde erkenden bastrnca, erkekler, yass kunduz krknden kalpaklarn ortaya karmlar ve yine kenarlar krkl uzun paltolara brnmlerdi. Belden deil kaladan balyorlard kemerlerini; Batllarn backl izmeleri yerine geleneksel botlarn giyiyorlard. Petro'nun giymelerini emrettii kyafetler sandklarnn en dip ksmlarna itilmilerdi. Ayin srasnda hl bedene oturan ve dekolteli elbise giymeye cesaret edebilen kadnlar kfr iitiyorlard. Kabark kollu bluzlar, ilemeli sara-fan\2x ve geni tunika giyen dier kadnlar, bunlarn eteklerini yrtyor, arkalarndan onlara tekme atyor ve kedi gibi barp aryorlard. Karoline bama bir ey gelebileceinden korktuu iin, ok nadiren yalnz brakyordu beni. ocuklarndan yalnzca Ulrike Moskova'ya gelmiti. O solgun ocuk, Alman banliylerinde delikanllarn imdiden dnp baktklar gzel, gen bir kz oluvermiti. Karoline'nin kocasna yardm ettii gnlerde, Darya oluyordu yanmda. ok zel bir teselli etme tarz vard: "En 280

zindan sen yeni bir ocuk yapabilirsin, Martha!" dedi, uzun ,aj- frtnalarnn ardndan solgun gnein kendini ilk kez gsterdii o gn. Yorgun bir halde bam evirdim ona ve kaytszca sor-dum: "Bunun neresi iyi?" Kremlin'deki odamn penceresine yanap, yaamn tm hzyla srp gittii byk Kzl Meydan'a bakt. "Bak, yle syleyeyim: Aleksander Danilovi bana aka, evlilik d bir ocua tahamml edemeyeceini belirtti." aknlktan gzlerim fal ta gibi almt. Benim geldiim yerde ocuklar zenginlik kabul edilirdi! "Peki bunu nasl nlyorsun?" diye sordum. Darya omuzlarn silkti. "Bunun bir sr yolu var. Koyun barsandan ya da limon kabuundan kendine klf yapabilirsin..." Anlamayan gzlerle ona baktm. Neden bahsediyordu? aknlm fark etmi olacakt ki, bir an duraksadktan sonra konumasn srdrd: "Ya da, rnein Varvara kk bir ta koydurtmu..." Ne var ki, birden kzard ve ban sallad. Zavall Darya. Krmzya boyad yanaklarnn zerinden suskun gzyalar szlyor ve yzndeki kire beyaz makyajnda kederli izler brakyorlard. Ona sarldm ve domam ocuklarmza birlikte aladk. Ziyaretime gelen baka kadnlar da oluyordu: Natalya Alekseyevna, artk General Balk'm kars olan ve ikinci ocuunu bekleyen Anna Mons'la birlikte gelmiti. Benimle Alman banliylerinin yumuak Almanca'sy-la konuuyordu. G verir diye havanda dvlm bal ars ve kl otundan ilalar hazrlatmt Alman banliysnde. General kars Balk'a gz ucuyla bakyordum. Petro'dan asla bir ocuu olamamt. Benim yerimde olmak iin acaba neler geiyordu aklndan? Tuhaf saylabilecek ziyaretilerden 281 biri de Prenses Kurakina idi. arie Yevdokiya'nn kz kardelerinden biriydi; ama Petro'nun ilk karsnn acnacak kaderi zerine azndan tek bir szck bile kmyordu. Kocas, Prens Boris Kurakin, ikili meclislerin ba mdavimlerinden biriydi. Bana kalrsa, yanma kocasnn emriyle geliyordu. Prenses Kurakina, ar'n Batl gelenek ve diller konusundaki abasn tm kalbiyle destekliyor, hatta btn Rusa szcklerin sonlarna Franszca ya da ngilizce ekler koyarak konuuyordu. Dolaysyla onun laf kalabal karsnda, dediklerinin tek bir kelimesini bile anlamadmdan yalnzca bam sallyordum. Odam terk ettii zaman da, minenin yannda duran yumuak sedirin stne atyordum kendimi tkenmi bir halde ve alevlere dalyordum. ar ylba iin yeniden Moskova'ya gelmiti. Mektuplarndan, haziran gecesinin ac ve kederini oktan geride brakm olduu sonucunu karmtm. Benden de ayn eyi bekliyordu. Yzme Moskova usul makyaj yapp dudama krmz bir glck kondurdum. Her taraf altn ilemeli koyu yeil atlastan yeni elbisemi giydim. Petro kendi grnmne ne kadar az zen gsteriyorsa, evresindeki kadnlarn gzel giyinmesine o kadar ok nem veriyordu. Glyor ve dans ediyordum; ama aklm tmyle baka yerlerdeydi. Kendi kendime donuk, sorgulayan gzlerle bakyor ve tek bir an bile kendimi yeterli bulmuyordum. Son karlamamzdan bu yana geen onca aydan sonra, aramzdaki yaknlktan hibir ey eksilmemiti. Bunun iin Tanr'ya minnettardm. ar ehre varr varmaz beni Preobraenskoye'ye arttnda, ayanda hl, Hollanda tersanelerindeki ilk maayla satn ald izmeleri vard; uzun at yolculuunun ardndan canlar kmt. Deri pantolonu leke iindeydi. Gmleiyse gnlerce sren yolculuktan sonra ter kokuyordu. izmelerini ayandan kardnda, tabanlarnn iyice 282 nn olduu gze arpyordu. oraplar da delik deikti. Ynden darya frlayan parmaklarn oynatp gld. "G-yorsunya, matka, oraplarm bile sana hasret!

Onlar artk kimse yamamyor ve sen yanmda olmaynca onlarn delikleri de kalbimdeki delik kadar byyor! Brak da sana ne kadar hasret kaldm gstereyim!" Eli hi tereddt etmeden ar eteimin altna doru kayd ve bir sre, oraplarm i amarma tutturduum bantlarla oynad. Son haftalarda bu an iin ok endielenmitim. Ana parmaklarnn altnda karnm giderek snmaya balad. nnde diz kp pantolonunun kuan zerken Petro keyifle derin bir nefes ald. Beni kaldrp oturma odasndaki masann zerine oturttu ve zerimi bile soymadan bacaklarm ayrd. "Artk gerekten bir ocuk sahibi olmann zaman geldi!" dedi i amarm kenara syrp kendini slaklma itmeden nce. Yeni ylda, Saksonya'nn Elektr Prensi August, Polonya tahtn kaybetti. sve Kral Kari ve Fransz Lui, kendi gzdeleri olan Stanislav Leszinski'yi Varova'da hkmdar ilan ettiler. Kari, savan sve asndan baaryla sonulanmas halinde Rusya'nn elinde bulunan eski Polonya topraklarn da Leszinski'ye iade edeceine sz verdi. Petro fkeden aresizlik iindeydi. Bir tampon lke durumundaki Polonya'y yitirmekle kalmamt, aksine, imdi Osmanl'nn da sve-Polonya ittifakna katlma tehlikesi ba gstermiti! Rusya'nn artk her cephede dmanlar vard. lke zaten hkmdarnn zorlamalaryla da lm deindeydi. ar'la birlikte, yanmzda bir alay kadn -elbette Darya ve Anna Tolstoya da dahilar'n Neva kenarndaki yeni ehrine gittim. Petro Pavel Kalesi artk Neva'nm sular zerinde heybetle ykseliyordu. Acnacak haldeki iilerin bitip 283 tkenmek bilmeyen emekleri sayesinde maliyeti hatr say, lir rakamlara ulaan ev ina edilmiti. Zoraki iilerin ojh, firara kalkyordu. Bu yzden Petro onlar eziyetli ar ile_ ri srasnda gzetletiyordu. Binlercesi yaral srtlar, imjs kemikleri ve sivrisinekler tarafndan srlm etleriyle bulank suda alyor ve batakl kurutmak, Neva'nm suyunu kanallara ynlendirmek iin mcadele ediyordu. Kavurucu yaz havasmdaki kt koku, aresizlikten kendilerini bir ark eliinde ilerine kaptrm olan, grltc ve terleyen kitlenin zerinde bir bulut gibi asl duruyordu. Hznl Rusa arknn her notasnda ellerindeki kazma ve krekleri amur zemine vuruyorlard. Kafalarn ilerinden kaldrp bana bakan salksz yzler arasnda tandk bir sima aradm. Babam burada myd? Kardelerim de onunla beraber miydi? lk binalar iin gerekli tm yap malzemeleri gemilerle getirilmiti. Petro, Avrupa'da grdklerine benzer, yksek ve geni cepheli, tatan bir ehir hayal ediyordu. Moskova'da-ki evler halen er p gibi karmakarkt. Ama u an iin ahap yaplarla yetinmek zorundayd. St. Petersburg'un valisi olan Menikov bile: "Sava u andaki gibi devam ettii srece elimizden bundan fazlas gelmez!" diyordu. Petro svelilerin gl bir saldrya kalkmasndan endie duyduundan, Saksonya'ya takviye gler gndermiti. Petro'nun generalleri eremetyev, Ronne, Ogilvy, Bauer, Re-pinn ve Golovin gelecek iki yl boyunca dinlenmeksizin Lit-vanya ve Kurlandiya'da seferde olacaklard. Ayn yln yaznda birlikleri Livonya'daki Dorpat' ele geirmi, bir ay sonra Narva, ondan iki hafta sonra da vangorod'u igal etmilerdi. sveliler Kurlandiya'dan pskrtlm, gen ve kolaylkla tahrip edilebilir haldeki St. Petersburg'a denizden gelebilecek bir saldr engellenmiti. 284 Tm bu gzel yeni haberler bana, Moskova'da ulayordu; rtk kalbimin altnda yeniden bir ocuk tayordum. Yln banda, St. Petersburg'da olduum gnlerde hamile kalmtm- Karoline Glck kesin bir yatak istirahatnda srar edi-

r ayaa kalkmamam ve fazla votka imemem konusuna cok dikkat ediyordu. Rahibin einin azmini ancak Petro'nun aka duyduu susuzluk yenebiliyordu. Karnm iyice yuvarlaklamt. O yln scak haziran aynda Kzl Meydan'daki hava da sakin grnyor, Kremlin'in zerinde boucu bir bulut oluturuyordu. Sinekler lgn lgn evlerdeki girintilere snyordu. at aralar yeni yumurtadan km hamambceklef inden geilmiyordu. Petro bunlardan ok irendii iin btn duvar ve at gvdesini scak katranla svatmt; ama katrann kokusu nefesimizi iyice kesiyordu. Petro'nun Preobraenskoye'deki evinin koridorlarnda bir aaya bir yukarya yryor ve bundan ok sklyordum. On adm ileri, bir kere dn, on adm geri. Ama Karoline Glck kamamam iin kolumu skca kavryordu. Bu kez salkl bir ocuk dnyaya getirmeliydim ve bu grevi bizzat kendi stlenmiti. Petro'nun alma odasna doru yneldim. Birdenbire sokak kaps dardan yle sert bir ekilde ald ki, koridorda ferahlatc bir hava akn olutu. Yorgunluktan ayakta zor duran bir ulak ieri att kendini. Kendisinden daha iyi durumda olmayan iki asker elik ediyordu ona. Karoline ve ben elimizde olmadan koridorun karanlk kesine sradk. Adamlar bizi grmemi, hemen Petro'nun kapsn almlard. At yolculuu yznden burumu ve kirlenmi yeleklerini dzeltip izmelerini kapnn kasasna vurmulard. zerlerindeki kurumu amur ve pislik byk paralar halinde yer demesine dkld. Petro feriye buyur etti adamlar. Karoline ve ben gergin bir ekilde kulak kabarttk. Sessizlik. Odadan hibir ses gelmiyordu. 285 Ksa bir sre sonra ulaklar birer st dkm kedi gibi dar-ya ktlar. Karoline'den onlara mutfa gstermesini, yemeklerini yedikten sonra avludaki at yalanda ykanabile-eklerini sylemesini, istedim. Yavaa Petro'nun odasnn kapsn atm. ar yuvarlak vitray caml pencerenin yannda duruyor ve darya bakyordu. Odaya girdiimi fark etmemiti anlalan. Sessizce yanma yaklatmda, yznden yalar aktn grdm hayretle. Ona arkadan sarldm. nce irkildi; ama hemen sonra kollarmda gevedi. "Batyuka. Alyorsun. Ne oldu?" diye sordum sessizce ve bann arkasna yumuak bir pck kondurdum. Sesine yeniden kavuabilmek iin birka kez derin derin solukland. "Sofia lm. ki gn nce, onu srdm manastrda. Kz kardeim ld. Nihayet, nihayet ld" diye mrldand. Sofia hakknda duyduum eyleri hatrladm. O, Rusya'nn bugne kadar gelmi gemi ilk kadn hkmdaryd! Kendisi iin eitim hakk talep eden ve kardelerini glgede brakan kadm! Petro bana dnd ve yzn boynuma gmd. Tenimin onun gzyalaryla slandn hissediyordum. Btn vcudu bir i ekmeyle sarslyordu. Kol ve bacaklarnda baka ve tehlikeli bir titreme daha hissediyordum. Her iki Strelitz ayaklanmasn da krkleyen kiinin Sofia olduundan phelenmez miydi hep? Ban saa sola sallyordu hzla. Yine nbet geirmesinden korktuum iin onunla birlikte diz ktm. "Yo, yo... sakin ol, rahatla..." diye mrldandm ve onu hafif hafif, tpk bir ocuk gibi salladm. Dediklerimi epey sonra anlyor gibiydi; gzyalar iinde kendi kendisiyle konuuyordu: "Sofia ok sra d bir kadnd. Manastrn mezarlna gml286 O1i" dedi sessizce. Yznde bir tebessm belirdi. "Onun srt"1 &abilecei byklkte bir tabut bulursak..." Burada glecei tuttu. "Onu grmeliydin, Martha! Yz kilo arlnda azman bir kadnd! Vassili Golizyn onun zerine nasl kyordu, hep merak etmiimdir! Ama bir eytan kadar akllyd ve gerek bir hkmdard! Ondan hayatmn her saniyesi korktum- Onu manastra kapatmadan nce son bir kez sohbet etmitik. Kremlin'in taht salonunda dimdik

karma dikilmiti- ben de zaten onun nmde eilmesini beklememitim. O gn bana ok nemli bir ders vermiti. O gn Kremlin'de, ben ocukken, beni neden ldrtmedin? diye sormutum. Beni kmsercesine burnundan derin bir nefes alp, 'eer bunu anlamyorsan, aptal "ocuk, Petro' diye yantlamt. 'Hibir ey anlamyorsun demektir. Gerek bir hkmdar iin en nemli ey, imparatorluunun srekliliidir. van'm aptal biri olduunu anlamadm m sanyorsun? Benden sonra Rusya'y senin dnda kim ynetebilirdi ki?' demiti bana alayl bir ifadeyle. Sreklilik..." Szleri anlalmas olanaksz i ekmelerin iinde yitip gitti. Petro toparland ve yine kendi kendine ayn eyi syledi: "Evet, manastrda derince bir tabut. Tan zerinde ad yaz-mamal. Bende yaratt tm korku ve kabuslar onunla birlikte gmlmeli. Onun iktidar zamanndaki kabulleri hatrlyorum da... tvan yanmda kekeler, zrvalard; zaten tahtnda bile doru drst oturamazd. Bense o ar kyafetlerin iinde adeta nefes alamazdm ve Sofia sylenecek her sz kendi belirlerdi. Ben yalnzca bir kuklaydm, baka bir ey deil." Derken beni yle sk bastrd ki gsne, karnmdaki ocuk irkilerek tekmelemeye balad. "Ah, matka, neden hep byle yalnzm? Neden hep ar olmak zorundaym? Strelitz-ter'i manastrdaki hcresinin penceresi nnde idam ettirir287 ken, ya da canl canl ayaklarndan astrp sallandrttrm4a lelerinin pis kokusu ge kadar ykselip akbabalarn, idam meydannn zerinde drt hafta boyunca umalarna neden olduunda, Sofia el sallayp glmekle yetinmiti. Oysa benim ryalarmda kaldlar. Benim ryalarmda yalnzca." Yeniden i ekti. Yzndeki yalar ptm: "Aptal olma! Hi de yalnz deilsin. Biz varz. Ben ve olumuz!" diye fsldadm kararlhk. la. Kremlin'in balkonundaydk. Kzl Meydan'da byk bir canllk vard. Aaya, Narva Sava'nm galibi ar'larn bekleyen, sevin lklar atan, umut iinde kaynaan kalabala bakyorduk. Artmakta olan karanln iinden yzmze slak kar taneleri vuruyordu. Kirpiklerime ve krk apkama yapyordu kimisi. Ellerimi gm rengi samur krkten manonumun iine soktum iyice ve pelerinimin krk yakasn yukar kaldrdm. Muzaffer askerler buz ve karn zerinde kayp dmesinler diye Kzl Meydan'a kum ve kk ta krntlar serpitirilmiti. Kremlin'in duvar boyunca ve meydann br tarafndaki katl trabzanlara, askerlerin geidini altn bir kla aydnlatacak mealeciler yerletirilmiti. Top grlemeleri, havai fieklerin grlts ve davul sesleri alaya bal askerlerin heybetli ayak seslerini bastryordu. Askerler top ateiyle parampara olmu sve bayraklar takl sngl tfeklerini havaya kaldrp sallyorlard. Adamlar, Kzl Meydan'a tahtadan alelacele kurulmu zafer taknn altndan gururlu bir ifadeyle getiler. Binlerce, on binlerce vcut tek bir varlk, mealelerin krpan klar altnda et ve kemikten oluan ve hayaletler gibi szlen bir burga meydana getiriyordu. Binlerce bouk ses hep bir azdan batyuka arlar iin "ok yaa" diye baryordu. 288 petro da onlarn arasndayd. Eyeri bir leopar krknn krmz kadife bir rtnn zerine yerletirilmi, gl, heyaz bir atn srtndayd. Eyer Alman tarzndayd: Bu saye-je petro, evresinde toplanm kalabala el sallayabilmek cin, eyerin zerinde kolayca dik durabiliyordu. Petro Kzl vleydan'daki birinci turunu tamamlad srada, olumuz da gn m grmeye karar vermiti. Sancnn ilk iddetlenii, her seferinde gcn artran so-nu gelmez bir eki gibiydi. lk ac karnma saplanan bir bakt sanki. Tpk bir hayvan gibi bardm. Karoline yan basmdayd. Elimi skca tutuyor ve odann iinde acdan bir vahi kedi gibi bir aa bir yukarya yrrken bana her admmda, "Yaayacak, bunu dn! Senin ve ar'm iin gl ve salkl bir ocuk olacak!""diyordu.

Alnmda birikmi terle bam sallyor, Darya'nn, dilerimin arasna sktrd kk bir sandal aac parasn s-ryordum. Doktor Blumentrost yatakta yatmam istiyordu; ama ben bizim kydeki kadnlarn bu acyla yryerek ba edebildiklerini ve doumu atlatabildiklerini grmtm. Vcudu artk yalnzca acdan oluan bir ban ayakta tuttuu bir srada, meldim; Darya ve Karoline'nin barslarn duyabiliyordum: "Ikn! Bastr! Btn gcn topla! Bir kere daha! Hadi bir daha! Dayan!" ki kadn da beni kollarmdan tutuyor ve skntmn artt anlarda burnuma nadrruhu dayyorlard. Oluk oluk kanyordum. Ebeler odaya kovalar dolusu scak su tayorlard. Blumentrost daha fazla beklemek istemedi: "imdi benim vazifem balyor!" diye emretti. "Onu sk tutun! Daha sk! Koltuk altlarndan. Geliyor." Can havliyle baran bir ses duyuyordum. Kimin sesiydi bu? Bamn iinde duvarlara arpp binlerce kez yanklanyor, ter ve kan, havann duvarlardan ieriye girmesine izin 289 vermiyordu. Blumentrost ellerini vcudumun iine anlalmaz bir ekilde gld. "Evet, ok iyi, geliyor! Kafas hissetmeye baladm... Ikn, kzm, kn!" Yeniden barmaya baladm ve doktoru tekmelemek i tedim; sancm o kadar glyd. Sonra bir an gzlerim ka rard; ama u anda baylmak istemiyordum. Canm bedenimden kacak olsa da, ocuumun sesini nihayet duymak ve onu grmek istiyordum! "Evet! Gzel! Bir kez daha! Bir olan! Bir olan!" diye bard Blumentrost ve elinde debelenen olumu a doru kaldrd. ocuu becerikli elleriyle ba aa evirdi ve kanl kna bir aplak indirdi. Ksk ilk barm iittim ve bir daha uyanmak istemediim derin, yumuak bir karanla daldm. Lousa odas adeta kadnlar diyaryd; kfur ve mr aac kokuyordu. Banyo iin kaynar su tslyordu ve Karoline srekli tlenmi temiz keten bezler getirtiyordu. Petro ve ben olumuzun kk ve etli parmaklarn, tombul gbeini doyasya sevebiliyorduk. Yayordu, gl ve amatacyd ve kk, gerek bir komutan gibi emiyordu memelerimi! Petro onu Kremlin'deki Blagovetenski Katedrali'nde vaftiz ettirdi ve Makarov'a, kk Petro Petrovi'i Moskova Saray Ytll-'na. kaydetmesi iin emir verdi. O yeni yl zaman, yaadm en neeli gnlerdi. Yreim kpr kprd ve ben byk bir arzuyla yeniden yaama balanmtm. Petro ve ben her gece iiyor, dans ediyorduk. Bazen bir gecede kez kyafet deitirdiim oluyordu: Kh Frizonlu bir bahriyeli kz, kh bir Amazon ya da bir Yunan Tanras oluyordum. Kutlamalarn sonunda, sabahn ilk saatlerinde, Moskova'nn atlar zerindeki ar, kadifensi karanlk henz kalkmamken, elimde bir kandille Petro Petrovi'in, bakcsyla birlikte yatt odaya gidiyordum. Be* 290 erine doru eilip, ocuumun nefes alp almadndan n olmaya alyordum. Martta, karlarn utana skla eri-eye balad srada, Petro'yla birlikte Moskova'dan ayrlp oheye gittim. Kk Petro'yu arkada brakmak, yreimi aralarnt ama ne yapabilirdim ki? Cephelerde, Petro'nun adrn seve seve paylamak isteyen onlarca kadn vard. Bu koullarda Moskova'da rahat uyuyamazdm. Kk olumu fvlenikov'un saraynda, Darya'nn gzetimine braktm, yolculuk srasnda ve kampta, Darya'ya, Aleksander Danilo-vi'in karmakark ev ileri arasnda kk Petro'yu unutmamasn tembihlediim mektuplar yazp durdum. "Petru-kam karanlkta yalnz brakma sakn; nk korkabilir. Onu scak tutacak elbiseler diktir, bedeli neyse, Petro karlayacaktr. Eer yolculua kacak olursan, olumun yeterince yiyecek ve ieceinin bulunduundan iyice emin ol."

Kk Petro Petrovi doumundan sonraki yln Paskalya anlar almadan nce aniden ld. lm onu bizden ayrdnda, glmeye yeni balamt. Kk Petro'nun doumunu takip eden ylda, Moskova'dayken, salkl bir ocuk daha dourdum; ama o da talihsiz kardeinden fazla yaayamad. Keder kular yine ruhumun derinliklerinde umaya balamlard. Darya her gn yeni tler veriyordu: "Bir ocuu ancak yryp komaya baladnda, ilk atelenmeyi atlatacak kadar glendiinde sevmeye al!" Ama bazen, veliaht Aleksey'in byyp serpildiini grdke, kendi kendime, Tanr Petro'yu, Yevdokiya Lopui-na'y srgne gnderdii iin bu ekilde cezalandryor oldasn, diye soruyordum. Kzm Yekaterina'y dnyaya getirdiimde Petro'nun yannda geirdiim sre neredeyse drt yl oluyordu. Petro ben 'ousa yatamdayken srekli mektup gnderiyordu: "Seni 291 zlyorum, ne zaman geliyorsun?" diye yazm ve yrei^ stmt. Mektubu okuyana gsz bir el hareketiyle okumay srdrmesi iin iaret ettim. "Menikov da burada deil ve u dnyada en sevdiim iki kiinin yzne hasretim. Kk kzmz bir an nce gl ve salkl hale getir ve hemen yanma gel. Dn akl banda bir asker siste atdan dt, grmeliydin, nasl gldm! Neem yerinde; ama sen benim yanmda olduun zamanki gibi deil." Nekahet dnemini abucak atlattm ve Petro'nun yannda olabilmek iin yola koyuldum. Kk Yekaterina Petrovna, sar sal, yanaklarnda ve etli dirseklerinde gamzeler bulunan sevimli bir ocuktu. Yrmeye ve konumaya ok erken balamt ve her zaman neeli bir varlkt. Petro onu sevmeye doyamyordu. Akamlan adamlaryla birlikte oturup, sava ve lkesiyle ilgili sorunlardan konuurlarken, o, kk elleriyle masann altnda, dikkatle babasnn izmelerindeki mahmuzlar dndrrd, ta ki Petro onu kucana alp kendi tabandan besleyinceye dek. lk admlarn St. Petersburg'da, Neva'nm kysnda atmt. Petro, onun her yeni admyla, tpk yeni ehrindeki evlerin adm adm kuruluu kadar gururlanyordu. Ama gece olduunda, imparatorluunun geleceiyle ilgili kayglar onu yle derinden etkiliyordu ki, benim kollarmda bile rahat uyuyamyordu. Ryasnda konuuyor, ya da cepheye gitmek iin daha uykudayken elbiselerini giyiyordu. Ertesi gn yapaca yeni denetlemeler iin g toplayabilsin diye ban yasta yaptryordum. sveli Kari, birliklerini gney ynne, Saksonya'ya doru harekete geirmiti. General Rehnskjld, Frauenstadt'ta Saksonlar ve Ruslar malup etmi, Rus generallerin bile dehete kaplmasna yol aacak ekilde tm esirleri idam ettirmiti. sveliler ele geirdikleri blgelerde ac, ate ve lm sayorlard. Saksonlar balan292 ta Lteryan din kardelerinden o kadar ok ekinmiyor-lardi- Ne var ki, bir sre sonra muhbirlerimiz ilk haberleri getirmeye balamt. Dehet vericiydi! Btn kyller delik deik gvdeleriyle aalara aslm, gzleri kargalar tarafndan oyulmu ve bacaklar kurtlara yem olmutu. KarPn adamlar gbre erbetlerini kaynayana kadar stp bunlar patlayana ya da hayat belirtileri kesilinceye dek kurbanlarna iiriyorlard. Gl August'un Petro'ya yazd yalvar dolu mektuplarnn says giderek artyordu. Petro ve generalleri aresizdi. Ne yapabilirlerdi? Sava yitirilmi miydi? Sabahlara dek toplant yaptklarna tank oluyordum. Bir keresinde, onun yanna sokulduumda, bir mektuba dalm gzyalar iinde aladn grdm. "Bu nedir?" diye sordum ve yolculuk srasnda ezilmi mektubu elime aldm. Okuyamadm halde, mektuplara dokunmak houma gidiyordu! "ngiltere'den, Dk Marlborough'dan geliyor" diye yantlad.

"Eee?" diye tekrar sordum. "Karl'la benim aramda arac olmay reddetti. Ve bu ngiliz'e neler vaat ettim, biliyor musun?" Sesinin tonu bouktu, aln ve gzleri seirmeye balad. Sessizce bam sallamakla yetindim. Konumasn srdrd: "Evet, Kiev, Vladimir ya da Sibirya Prensi unvanlarndan birini seme hakk. Ama kibarlk ve cmertliimizi elden brakacak deiliz ya; ne de olsa, bar grmelerini yapacak adam koca bir Dk!" Parman alayl bir ekilde yukar kaldrd. "Ayrca, yaad srece, her yl iin elli bin mparatorluk taler'i! Ve pek tabii, bugne kadar bulunmu en byk yakut; ne de olsa ngiltere'deki Des parldayan her eyi ok sever ve Marlboro-ugh'un borcu var! Biraz daha cmert davranalm ve onu Aziz Andreas Nian'yla onurlandralm, dedik! Ama ne ol293 du: Zatahaneleri reddetti!" Son szlerini fkeyle hayklr elimdeki mektubu ekip ald. Sinirden titreyen elleriyle ]j k paralara ayrd. "Zatahaneleri reddetti" diye yinelen skunet iinde. "Tabii, svelilerin spanya Veraset Savala r'na karmasmdansa, burada oyalanmas daha iyidir, yl deil mi? Geri bu, Fransa'nn iine gelirdi; ama ngilte, re'ninkine deil. te bu yzden, Martha, bu kadar basit, RUs. ya ve koca ar'nn kan alyor olmas!" Saksonya ile sve arasnda 1706 ylnda, Altranstadt'ta imzalanan bar anlamasnn ardndan, Saksonyal August Polonya tahtyla ilgili her trl talebinden vazgeti. Onu aalk biri olarak gryordum. Rusya'yla olan ittifakn korkaka bozmakla kalmam, Livonyal zgrlk kahramanmz, Baron Johann von Patkul'u, svelilere teslim etmiti. sveliler de Patkul'un kollarn ve bacaklarn kesmi, onu tekerlee balam sonra da drt paraya ayrmlard. sveliler Saksonya ilerine yerlemiler ve bin bir ac iindeki lke btn k boyunca onlarn ordusunu beslemek zorunda kalmt. Petro bu durumdan ok rahatszd. Snrlar olas bir saldrya kar glendirmiti. Yz yldan beri ilk kez, Kremlin, imparatorluun kalbi bile korumaya alnmt. Ama Petro Uka/ imzalarken mrldanyordu: "Keke yanp kl olsa, u eytann saray!" Ve birka ay sonra Kari, Minsk'e dayanmt bile. Yekaterina'nm doduu yl Kiev'deki ahap evlerden birine yerlemitim. Petro, Archangelsk'e gnderdii, oradan da Bat'ya gidecek olan uzun sipari listelerinde beni de gzetiyordu. Zor koullara ramen bu ehirdeki yaamm kolaylatrmak iin elinden geleni yapyordu. Ben, Darya'yla benim arzularm yazdrrken, Makarov yanmzda sabrszlkla oturuyordu. Makarov, ar'n verdii listeyi tekrarlad: "Mavi renk, elle boyanm, manzara resimli tan takn ngi' 294 liz porseleni. On top izgili tafta ve birka top farkl desenlerde Hint kuma. Ayrca on iki f zeytin ve iki sandk anez..." Elini kaldrp onun szn kestim: "orap! Gerekten iyi oraba ihtiyacm var! Polonya'dan gelen o pespaye eyler daha ilk admda paralanyor! Petro'yla denize alacak olursam, ayaklarm scak tutmam gerek!" diye bardm sevinle. Darya gld ve listeye birka ey daha ekledi: Yz iin krem ve elleri iin talyan merhemi, Afrika'nn kuzeyinden bademya, attrmalk ekerli limon, Amsterdam'dan ipek ve Brksel'den dantel. "Ve altn bir alyans!" diye tamamladm listeyi aka yollu. Ama o st ste i ekmeye balad. Utandm ve korktum arkadam krm olmaktan. Sarlp onu teselli ettim: "Meraklanma, eli kulandadr! Neredeyse dokuz yldr sadk bir sevgili oldun Aleksander Danilovi'e! Artk bir karara varacaktr." Darya burnunu ekti ve ban sallad: "Sen ne olduunu bilmiyorsun ki! Menikov, Prenses Saltikova adnda birine gz dikti ve bunu da hi gizlemiyor! rfnt henz on beinde! Dn bana o kz isteyeceini ve onunla bir sr ocuk yapmak istediini,

syledi. Bense ailemin iftliine geri dnp onun emirlerini bekleyecekmiim! Ah, ne yapacam bilmiyorum! O kz ok gen ve benimkinden ok daha iyi bir aileden geliyor! Ve benim baka bir ailem olmayacak!" Makarov onun bu i dkmesi karsnda donakald ve aceleyle geri ekildi. Darya arkasndan seslendi: "Evet, hemen sv ve koup ne dediimi ona anlat! Hadi bakalm! Solucan; hi kimseye gvenilmiyor artk!" Neredeyse adamn arkasndan bir eyler frlatverecekti. O kadar byk bir hayal krkl yayordu ki, oturmakta olduu rahat sandalyenin minderini yumruklamaya balad farknda olmadan. 295 "Ne yapacam ben? Ona en gzel yllarm verdim imdi? Beni artk kim ister ki! Ben bir tek onu istiyorum; Ama Aleksander, o gen damzlk ksrakla evlenip g li, soylu ocuklar yapmak istiyor!" Hiddetle tkrd ruklarn skarak imi yzne bastrd. "Ona, o kk yOs. maya sahip olamad iin kuduruyor! Hametli Aleksander Danilovi kz yalnz grmeyi ver sin! imdi de katibi, kz iin ha babam de babam gudubet ak iirleri yazyor; savatayrru-z, arpyormuuz, umurunda deil! Bana istedii her gece sahip olabilirdi; anlalan bu, aka iyi gelmiyor!" Onu bir sre aresizlik iinde dinlemekten baka yapabileceim bir ey yoktu. Ama szleri ruhuma iledike, benim de fkem artyordu. Yekaterina ayamn dibinde emekliyordu. Petro ve ben Kiev'deki aydnlk gecelerimizi bu ekilde geirmeye devam edecek olursak ben yeniden hamile kalabilirdim. Yeni bir velet. Yalnzca zamana bakyordu. Gerekten de, ar ve ben tpk ocukluumun mir'indeki zenginlerin besledii tavanlar gibiydik. ar bu benzetmeme katlarak glmt; amaya kendisine nikahl e olarak gen bir prenses almaya kalkarsa, ne olurdu? Kendimin ve kzmn kaderini benim izmem gerekirdi o zaman! O leden sonra, kaygszlmn bir paras oluverdi. Btn kadnlar, erkek itahnn yalnzca birer oyunca myd acaba? Darya yasta gmlm, alyordu. Ban svazladm. Ban kaldrdnda, tatl yz kpkrmz ve i iindeydi. Yastn zerindeki rg desen de yanana kmt; salarnn danklyla birlikte, ona beslediim acma duygusu da artmt. Doruydu: Darya da -benim gibi- neredeyse yirmi ndeydi. ocuk istiyorsa, acele etmeliydi. "imdi evine git, Darya. Hizmetine syle sana bir kvet scak su yapsn, ykandktan sonra da scak koyun st iine 296 . ]^ damla afyon ruhu damlatp i ki uyuyabilesin. Dert et-e bir aresini buluruz naslsa" diyerek onu teselli ettim ve htrevann arttm. Boynuma yaslanm sessizce i ekirdu, j-jpia dizi kanayan bir ocuk gibi. Altn ehir Kiev'deki evimizin scak odasnda yalnz kaldm- Yekaterina ayaklarmn dibinde oynuyordu. Babasnn nipo kutusunun iinde bir oyuncak kefetmi, keyifle, ilenmi lleta parasn emiyordu. Yumuak dama ve tatl tkr sayesinde Rusya'nn simgesi olan ift kartal ekilsiz bir ktleye dnvermiti. Gne nlar sar salarna vuruyordu; bir an iin, yeri rten halnn zerinde onu bir melee benzetmitim. Petro'ya Menikov ve Darya'dan bahsedince, yzme hiddetle bakt. Saksonya'daki svelilerin yaratt sknt yetmiyormu gibi imdi bir de Don Kazaklarnn Ataman Bula-vin'in ayaklanma ihtimali kmt ortaya. Keye skmt! Ama baka seeneim yoktu! "Kadn milleti!" diye sitem etti yalnzca ve yeniden, kendini bir nebze huzurlu hissettii akamlarda yapt zere drt bir yana yazd mektuplarna verdi. Bu tek szle benim varlm hemen unutuvermiti; bunu grebiliyordum. Bu denli kolay pes etmek istemiyordum.

"Ne demek istiyorsun yani? Bir kadn en iyi yllarn bir adama adayacak, sonra da adamn gen, dourmaya elverili bir karyla kamasna seyirci kalacak, yle mi?" Hayret ettim ama, bayla onaylad Petro. "Elbette. Sen ne sanyorsun ki? Darya'nm hreti ortada, ok rica ederim! Menikov'u bizzat ben o kk Saltikova'nm zerine saldm... Kanl canl kk bir et paras; ama bir o kadar da iyi korunmu! O zaman da bizim yal herifin kza yzk taklaktan baka ans yok! Bir sr salkl ocuk da verir ona artk. Ben de vaftiz babas olurum." 297 Srtmaya balad; ama sinirimden ona bir yastk frlatn da, yastk salarn yalayarak yanndan geince glmeyi bir anda kesti. "Aklndan ne geiyor, kadn!" diye tersledi beni. Ama onun bu fkesi karsnda bir adm bile geri atmadm. Aslnda... Burada yalnzca Darya iin mi savayordum? Petro yeniden ciddileti. "Dorudur, Menikov'a hibir zaman evlilii layk grmedim; nk onun agzl ve hrsl olmasn istemiyordum. Ama artk baka trl dnyorum. Aleksander Danilovi en etin savalarda cesaretini ve cann ortaya koydu. Onu hi phesiz dier herkesten ayr bir kefeye koyuyorum. Greceksin, benim sevgim adaletsiz deil. Koullar dzelince onu Rusya Prensi olarak onurlandracam. Bunun iin de uygun bir kadna ihtiyac var, yani kanl canl kk Saltikova'ya!" Nefesim skt birden. Rusya Prensi unvan ar ailesinin dndan hi kimseye verilmemiti imdiye kadar. ar'n olu bile bu unvan hak etmemiti! Menikov bir yl ncesinde de Alman Prensi unvanna layk grlmt. Petro'ya satamaya devam ettim: "Demek, kanl canl bir et paras u kk Saltikova, yle mi? Sana unu syleyeyim; brak aznn sular aksn! Menikov Darya'yla nikah tacn giymedii srece, yatamda seni ho karlamayacam! Szn tutmak zorunda! O lanet szn tutmas gerek!" Bu szlerden sonra sinirden titremeye baladm. Bunlar her ne kadar benim iin tehlikeli szler olsa da, onlar btn ciddiyetimle sylemitim. Petro artk yle hiddetle baryordu ki, alnndaki damarlar ortaya kyor, gzlerinin neredeyse yalnzca beyaz grnyordu. "O benim yatam, senin deil, Martha! Senin bu dnyada hibir eyin yok! Yanp yklan memleketin kadar yoksulsun sen!" 298 li sesimi karmadan baktm yzne. Birlikte olduuuZ yllar boyunca hi kavga etmemitik. Sesimizi bile ykseltmemitik. Ama ite imdi! Ayamzn dibindeki Yekate-rina alamaya balad. Eilip kucakladm ve okadm onu. Ensesi bal ve toz kokuyordu. Petro kk kzna bakt, daha nce sanki onu hi grmemi gibi bir hali vard. Ardndan sakin bir sesle yant verdim. "Aksine, Petro. Bir eyim var. O da gururum ve zgrlm. Darya iin bunlar dnyorsan, benim iin kim bilir neler dnyorsundur? Kovulmadan nce, kendim gidiyorum." Bu szlerin ardndan srtm dndm ve oday terk ettim. "Peki ne yapacaksn? Neyle yaayacaksn?" diye bardn duyuyordum arkamdan. Benden yant alamad. "Martha! Burada kal! Dur! Bu bir emirdir!" diye baryordu. Ona yant vermeden kapy kapadm. Ancak bir iki admdan sonra dizlerimin ba zlmeye balad ve dizlerimin zerine ktm. Yekaterina akn bir halde, kk elleriyle yzm okayp rendii birka szc mrldand. eriden, Petro'nun alma odasndan tahta atrtlar geliyordu kulama. Galiba fkeden zerinde oturduu sandalyeyi krmt ve buna sinirlendii iin de baryordu. Yekaterina'y kucama alp neyim var neyim yok toparlamak zere odama giderken ellerim titriyordu. Doruydu. Ne yapacaktm? Nasl geinecektim ve nereye gidecektim? Ama kesinlikle kararlydm. Hibir yol bulamazsam, Petro'nun hediye etmi olduu tak ve kyafetleri satabilirdim. Gostini

dvof&dL bir dkkna daha yer bulunurdu mutlaka. Dkkn iletebilir ve bu ekilde Yekaterina'y eitebilirdim. Okuyup yazmay renmeli, sevip sayg duyduu biriyle evlenebilmeliydi. Kimse kzma bana davranld gibi davranamamalyd. ki gn iki gece ar'dan hibir haber kmad. svelilerin askeri stnlkleri karsnda ac ekiyor, ordusu iin plan299 lar yapyor ve geceleri kerhaneleri dolayordu ki, bu, Kiev'in savata elden ele gemi btn hafifmerep kzlarna korku salyordu. Uyuyabilmek iin gereinden ok afyon ruhu yutuyordum. Bazen, kasvetli uykularm srasnda, onun ar admlarla kapmn nnden getiini hissediyordum. Ama asla yanma gelmiyordu ve ben yeniden sarholuun salksz uykusuna dalyordum. Bir yandan da kendi kendimi yiyip bitiriyordum: Sevgim ve sadakatim bana bu zor saatlerinde onun yannda olmam emrediyordu. Ama en sonunda yola km ertelemek iin nedenim kalmamt artk. Demir kuakl ve arduvaz kapl elbise ve ev eyas sandklarm skca kilitlenip balanmlard. Savan ikiye bld, belirsizliklerle dolu lkenin iinden geen Moskova'ya yolculuumun nnde hibir engel yoktu. Bir araba arttm ve yanma silahl refakatiler vermesi iin Petro'ya haber saldm. u sra hibir adaman uzaklatrama-yaca eklinde bir yant gndermiti. Bunun zerine, atlar hazrlatmtm. Austos aynn balarnda gneli bir sabaht. Kiev ehrinin altms atlar tatl yaz iyiyle nemli nemli parlyorlard. Evin bahesine ktmda, gzlerim bir an kamamt. Hizmetliler benim ve Yekaterina'nm eyalaryla dolu sandklar arabann zerine koyuyorlard. Yekaterina kucamdayd. Makarov ve Felten ask suratlaryla kapnn aznda duruyorlard. kisine de sarldm ve onlara isterlerse boyunlarna da asabilecekleri, zerinde Aziz Nikola'nn kabartmas olan birer kulplu sikke verdim. "Benim sadk arkadalarmdnz. ar'a sadk birer yardmc olmay srdrn. Size ihtiyac var. Yeniden Moskova'ya geldiinizde, dkknma uramay unutmayn!" Makarov mutsuz bir ekilde yere bakt ve Felten o gn istisnai olarak temiz olan nlyle gzlerini sildi. Eildi ve 300 yekaterina iin hazrlad taze karamelle dolu bir kese uzat-t. Her ikisi de cokuyla balarn sallad. Evet, Moskova'ya geldiklerinde beni ziyaret edeceklerdi. Boazmn dmlendiini hissettim; ama burada gzyalarm sergilemek niyetinde deildim. Ne yapyordum ben? Mutluluumu ve hayatm kendi ellerimle sokaa atmyor muydum? Kendimi kunt faytoncunun yanna attm ve Yekaterina'y kucama aldm. Kesinlikle alamak yoktu imdi! Bunu ehrin kaplar nnde yapabilirdim! Adamlara bir kez daha el salladm. Arabac diliyle aklatp arabay harekete geirdi. Felten bu kez gerekten i ekmeye balamt. Tam o srada neredeyse arabann zerinden decektim; atlar o denli ani duruvermilerdi. ar'm eli kararl bir ekilde dizginleri kavramt. 301 BENC BLM arya ve Aleksander Danilovi Menikov'un dnleri, olduka sade ama neeli bir kutlamayd. Dn iin nasl da eski zamanlardaki gibi takp taktrmak istemitik: srmal allar, incili balklar, kaim tller, tyl gen pskller ve kalkk burunlu terlikler. Ne var ki, Petro'nun sayesinde, Avrupa tarz bir kutlama oldu. Ama dn sabah Darya, kendisini banyo1 Az. ponza tayla keselediim srada, omuzlarn silkerek, hem gld hem alad. "Ben onunla uvala sarlm bir halde bile evlenirdim! Yeter ki benim olsun!"

Menikov'un, sa tasvirli damatlk tacnn altndaki yz askt. Darya ise ipekli ar bir elbise giymi ve Meryem Ana'nm resminin bulunduu gelinlik tacnn altna balk benzeri Fransz tarz bir hotoz, kk bir Fatonge, takmt. Bedenine skca oturan korsajnda mee palamudu byklnde gm dmeler sralanyordu ve elbisenin bol, ar etei srma eritler, beyaz feldspat ve kk incilerle ilenmiti. Darya, Kiev Kilisesi'nin yalnzca meale ve mumlarn aydnlatt alaca karanlna ayak bastnda adeta bir ay gibi parlyordu. Kievli kk nak kzlarn parmaklarna kan oturmu olmalyd. kisi adna yle sevinmitim ki, kalbim kt kt atyordu. 302 IsTikahm ardndan, gnlmzce elenmemizi hibir ey eelleyemedi; ne Polonyallar, ne de sveliler! Konuklarn hepsi bir arada oturuyordu; masann bir tarafnda dama'lzr, nlarm karsnda da erkekler. Akamn altsndan gecenin p.e saatlerine kadar ikili oyunlar oynand, erefe nidalar atld ve dans edildi. Hava karardnda ise darya, lk yaz gecesine ktk. Gkyz yldzlarla kaplyd ve bir yn yldz kayd gzmn nnden. lemeli terliklerimi len masasnn altnda braktmdan, ayaklarmn altnda imlerin tazeliini ve nemini hissediyordum. Bu bana, hem zgrlk duygusu hem de yaama dair kyllere has bir duygu verdi ve balarmzn zerinde ilk fiek patladnda korkudan sradm. Petro lgnca barp alklyordu. Bu havai fiek gsterisi, arkada Menikov'a bir srpriziydi. Bana sarld, yarak gkyzne salan szckleri okudu: "Vivatl 'mrnz uzun olsun!' demek. Ve ite, u da: 'Aklaryla ballar'!" Rengrenk yldz yamurunu byk bir hayretle izledim. ksrp yzlerimizdeki isi silmek zorunda kaldk. Yeniden ba baa geirdiimiz bu ilk gecede, sevimemizin ardndan, Petro gzyalaryla gbeimi slatt. Ban ok-admda, bana vahi bir ifadeyle bakarak: "Beni hibir zaman terk etme, Martha. Yalnzca senin yannda insanm ben. Gidersen, yeniden hayvanlarm!" Sonunda onu sakinletirmeyi baardmda, ltl yaz sabah dolmaktayd odaya. Birlikte geirilen onca yldan sonra Darya'yla evlilik Menikov iin o kadar da kt saylamazd. Evliliklerinin henz nc aynda Darya, Menikov'un ocuuna hamile olduu mjdesini verdi. Aleksander Danilovi, St. Petersburg Vassilyev Adas'ndaki yeni konann bahesi iin ran'dan getirttii tavuskular kadar gururluydu. Kk Prenses Sal303 tikova da, tpk ortaya kt gibi, abucak unutulmutu Petro, mays aynda Darya'nn dnyaya getirdii olanln vaftiz babaln stlendi. ocua bir sr ky ve vaftiz treninde giymesi iin de bir top elbiselik, ince Amsterdam kuma hediye etti. Ama ocuk, di bile karamadan, oluverdi Artk Darya'yla ikimizi birletiren yeni ve gl bir ba daha vard: ocuunun zamansz ldn grmenin acs. Sonbaharda, yumuak yaz topra ilk byk dona hazrland srada, Ruslar Kalisz'te svelileri yendiler. Menikov yllar nce Schlsselburg nlerindeki savata olduu gibi kendisini yine en etin atmalarn iine att. Petro'nun gzdesinin yeteneklerinden duyabilecei her trl phe silinip yok oldu. Zafer sonras kutlamalarda, Aleksander Dani-lovi'i Byk skender'in en sadk hizmetlisiyle karlatran dizeler okuttu. Bir akam, Petro'nun kkrtmasyla, Meni-kov'un bana altn yaprakl defne dalndan bir ta oturttum; ama o denli sarhotu ki, koyar koymaz kayklmt ta. evremizde dans ederek dnen cceleri tekmelemeye alt. Petro, akamn geri kalan blmnde ayakta durabilmesi iin ona kat kat elmas ve zmrtle kapl bir baston hediye etti. stndeki bezemelerin desenini Petro'yla birlikte tasarlamtk ve baston ar'm kesesini tam tamna bin ruble hafifletmiti.

O zaferin sarholuunun hemen ardndan, yeni yldan ksa bir sre nce, Petro, en iyi generallerini Sava Kurulu iin Krakau'da bir araya getirdi. sveliler her geen gn biraz daha douya ilerliyorlard. Sava kmasn elinden geldiince nlemek istiyordu; nk bunun iin donanm yetersizdi. Yaklm toprak. Daha korkun bir plan olabilir mi? Kampmz hl Kiev'deydi. Kari, sylendiine gre, dorudan Moskova zerine yrmek niyetindeydi. ar devrilecek 304 Rus mparatorluu paralanarak kk sve eyaletlerine dntrlecekti. Petro, alma odasnda gergin bir yzle Ukrayna haritalar zerine eilmi duruyordu. Tmgenerali Nfikolay flant parman bir blgenin snrnda gezdirip: "Kari, bu snr boyunca ilerlemeyi dnyor. Ancak lkeyi tanmyor, buralarda neredeyse hi yerleim yok. evrede cok az ky var, ormanlar ve allklar o kadar sk ki, ne bir insan ne de bir hayvan bulman mmkn. Ve eer Kazaklar, dmann yaklatn duyarsa, her eyi atee verirler! sve ordusu azna koyacak bir lokma bile bulamadan ala ve soua doru yol alp durdu. Yaklm topraklar, Kazaklarn dmanlarn Kazaklardan ok daha iyi alt eder!" flant ve ar gldler, bense naksmdan bam kaldrp onlara baktm. Birden susup birbirlerine ylece baktlar. Petro bir eliyle flant'm omzuna vurdu ve donuk bir yz ifadesiyle: "te bu, Nikolay, ite bu! Yaklm toprak!" dedi. Ukas hzla kaleme alnm ve yine ayn hzla cepheye gnderilmiti. Emir, insann midesini kaldrabilirdi. Kk /.rfl'larmda yaayan insanlar iin bunun ne anlama geldiini biliyordum! Dman, Ukrayna'ya gelir gelmez, kendi ordusunun hayatta kalmasn salayacak erzakn dnda, tarlalardaki ve harman yerlerindeki ya da ehirlerin ambarlarndaki btn yem ve tahllar yaklacakt. Btn evler, ahrlar ve itle evrili her toprak paras da atee verilecekti. Bu emre uyularak kprler ykld, orman ve allklar kesildi ve atee verildi. Deirmenler yaklp, deirmen talar parampara edildi. Kimi kylerin sakinleri emirlere uymay reddetti. Tm ky atee verildi ve sakinleri ipe ekildi. "Peki ya, orada yaayan insanlar? Onlara ne olacak?" diye sorma cesaretinde bulundum Petro'ya, bana yaklm topra anlatrken. 305 "Hayvanlar ve tayabildikleri tm mallaryla birlikte yaklmayan ormanlara yollanacaklar. Orada beklemek zorundalar" demekle yetindi ve kafese kapatlm vahi bir hayvan gibi sabrsz admlarla odada gezinmeye balad. RUs_ ya'nm skntsnn verdii aresizlik onu zayflatmt; eski niformasnn yelei adeta emanet gibi duruyordu stnde alacak bir ey deildi bu; o gnlerdeki btn beslenmesi bolca iki, sabahlar biraz kaa ve akamlar yedii bir iki lokmadan ibaretti. "Ya k geldiinde? O acmasz Rus k?" diye sordum dehetle. Petro bana bakt. Mavi gzleri byd ve o gzel, siyah, yay gibi kalarn atarak: "K eer Kazaklar iin geliyorsa ve acmaszsa, sveliler iin on kat daha acmasz olacaktr. Hayvanlar gibi geberip giderler." Ertesi gece Yekaterina hastaland. Ateini drmek iin her eyi denedik. Blumentrost kzdan birka kez kan ald. Kzgn bardaklar narin srtna bastrlrken gsterdii cesareti izlemek korkuntu. Bunun da faydas olmaynca, doktorlar onu buzlu suda ykattlar. Onlar kamlatmak istedim; ama ben cvayla tedavi edilmesin diye direnirken kk kzmz ld. Petro, acsn iine gmd; nk o aylarda ruhunun savat bir yn ey vard. Kk oullarmn lmne ne kadar zlm olsam da, yryen ve konuan bir ocuun lm baka trl bir acyd. Yekaterina kendi varl olan, btnyle inat, gerek, kk bir insan olmutu. Birka ay sonra kalbimin altnda yeniden Petro'nun

ocuunu tayordum. Ne var ki, yreimde, Yekaterina'ya beslediim sevginin olduu yerde, ac dolu bir kabarck kalmt. Aydan aya karnm itike, St. Petersburg da byyordu. Byk Kuzey Sava'nn tm kargaasna ramen, Petro, 306 ehrin<^e onaP bitenler hakknda bilgi sahibi olmak istiyordu, petro Pavel Kalesi artk bir ta yapyd. Bu devasa yap, Pet-ro'nun cennetine yaplan her trl saldry pskrtecekti! Kalenin burlarna Petro'nun en iyi adamlarnn adlar verilmiti: Menikov, Sot ov, Golovkin, Trubetzkoy ve Narikin. nemli yaplarn inasna devam edilen St. Petersburg'daydm. Yeni yldan sonra, douma az kala, daha ok kadn bulabileceim ve Kremlin'deki ebeler tarafndan ba-klabileceim Moskova'ya gitmeliydim. Fontanka Kanal'nm Neva'yla bulutuu yerdeki kk yazlk sarayda, yatak odamda oturuyordum. Bedenim yle imiti ki, kaln parmaklarmla uzun salarm bile recek durumda deildim. Gece yarsyd. Oda hizmetim kapmn nnde oktan kvrlp uyumutu. Tedirgindim ve ikin gbeimle gece hangi yne dneceimi bilmiyordum. Deiiklik olsun diye, salarmn inat llelerini ekle sokmaya ve ldayana dek taramaya karar verdim. Aynada grdm kadn hi mi hi beenmemitim. Gzlerimin altnda koyu glgeler olumu, yzm atlayan birka kk damar sayesinde bozulmutu. Bacaklarm arlaan vcudumu tamakta glk ekiyordu. imi ektim ve aynada, arkamda duran Petro'yu grnce aniden telalandm. Uykusuzluktan gzleri kzarm; birka Polonyalyla yaad iki aleminin ardndan ayaklar birbirine dolanmaya balamt. Bana doru eildi ve omuzlarma srklar kondurdu oynarcasna. "Naslsn, benim gzel Martha'm?" diye sordu ardndan, nefesini kulamda hissediyordum. "Ktym. Kendi bama salarm bile tarayamyorum. u halime bak!" dedim homurdanarak ve fkeyle, ikin ellerimi havaya kaldrdm. Gld ve fraya sarld. "yle desene. Sa taramada stme yoktur." 307 Sa rgmle urat sessizce. Gm frann sert dokunularndan bamn derisi karncalanyordu. i bitirdiim de enesini bama dayad. Bir sre birlikte aynada kendimj-zi seyrettik. Hayaletler gibi solgun grnyorduk. Mumlarn yzmzn eklini bozuyor ve kemikleri belirginleti-riyordu. Uzun sre sustu, mangallarn ve ini sobann son ateinde ona sokuldum. Aynada, perdeleri ak olan yatamn hatlarn seebiliyordum. Kaln ku ty yorganlar davet edercesine yar ak duruyordu... "Gel..." dedim usulca ve onu yataa ekmek iin uzandm. Belki yanmda olduu zaman uyku tutard. Ama skca kolumdan tuttu beni. "Hayr. zerine bir manto giy ve benimle aaya gel." "Ne mantosu?" diye sordum hayretle. Omuzlarn silkti ve ak olan elbise sandm gstererek. "Herhangi bir ey al yeter, gecelikle kalmaman iin!" Sustum aknlktan ve hemen kaln beyaz yn geceliimin zerine kenarlar vizonla evrili altn sars, damasko bir pelerin aldm. ran iiydi ve ayaklarma kadar uzanyordu. Derin pilileri ve gsmn altndaki backla devasa karnm bile rtyordu. Petro ban sallayarak: "Bu iyi. Gel hadi." Beni kucana alp bir ty gibi, eikte uyuyan hizmetinin zerinden geirdi. Yeniden ayaklarmn zerine bastmda, dudaklarn bzerek parmann birini zerine koydu, ben de sessizce bam salladm. Parmaklarmzn ularyla yazlk sarayn souk koridorundan sessizce

getik; sarayn yaknlarndaki bir suyun ve mealelerdeki ziftin kokusu duyuluyordu. Zeminin ta demelerine serilmi saman, ayaklarmn altnda hrdyordu. Kee terliklerimden souk iliyordu. Petro merdivenlerden aaya gtrd beni. Kk bekleme odasnn nndeki kapda durduk. Avrupa tarz yksekte duran kap 308 kolunu aa1 indirdi. Oda, minedeki atein aydnl dnda karanlkt. minenin nndeki scak demelerde ve baz koyun postlarnn zerinde Petro'nun kpekleri yatyordu. Kokumu aldklarnda, kuyruklaryla hafife selamladlar bizi. Gzlerim karanla yava yava alt. Derken minenin yannda duran karalty grdm. Bu bir papazd. Kisvesi uzun ve siyaht ve zerinde tek bir ssleme dahi yoktu. Yerlere kadar iniyordu. Papazn ayanda, bu souk ekim gnnde bile yalnzca orap ve sandalet vard. Koyu ve pudralanmam salar omuzlarna dklyordu; sakallar bakmlyd. Onu selamladm, o dapanagza'sn tutarak karlk verdi. Pelerinime biraz daha sarldm; hi deilse salarm derli topluydu. Petro bir konuumuzun olduunu syleyemez miydi? Ama o beni kolumdan ekip papazn yanma gtrd "Martha, seni tm Rus mparatorluu'nun en byk ve en zgr aklyla tantrmak istiyorum: Feofan Prokopovi!" Demek Petro'nun dilinden drmedii Feofan Prokopovi buydu! Onu ilk kez getiimiz yaz Kiev'de vaaz verirken dinlemi ve kampa, anlattklarndan ok etkilenmi bir ekilde geri dnmt. Feofan o sralar uzun bir Roma gezisinden yeni dnmt ve duyduum kadaryla, eski Moskova Muhafz Alay'ndand. Buna ramen, Petro'ya gre, yeteneklerinin okluu onun terfi almas iin yeterli bir neden-di.Prokopovi bundan byle Kiev'in tm keilerinin bapapaz ve ehir niversitesi'nin bakanyd. Bir kez daha nnde eildim. Papaz scak bir glmsemeyle karlk verdi; adamn yznden bilgelik ve keskin bir zek okunduunu sylemeliyim. "imdi de beraberindeki hanmefendinin adn sylemelisin, ar'm" dedi neredeyse alayc bir tavrla. Petro'nun y309 znn kzardn fark ettim. Aceleyle yant verdi: "Bu nedenle buradayz. Feofan, bu Martha." Sonra gld ve kk grubumuzun zerindeki tutuk havay datarak: "Bir at kadar gldr, benden ok ier ve kalbimi her konuda fethetti. Gnlmn sultan benim." Feofan bayla bir kez daha onaylad; ama kurnaz bir til kininkileri andran gzleriyle beni szp incelediini grebiliyordum. Bu sessiz, kk adamn dmanlmdansa dostluunu yelemeliydi insan. "Evet, ar'm?" diye sordu sakaln svazlayarak. Kpeklerden biri esneyip gbeini alevin scaklna evirdi. Petro beni atein nne ekip iki kpei de kovalad. Kpeklerin az nce yatt yerde Feofan'm nnde diz kt ve beni de beraberinde ekti; u son gnlerdeki imi halimle, bu hi de kolay olmamt. "Bir yemin etmek istiyorum. mparatorluum mutlu yarnlara kavuur ve byk sve tehlikesi savuturulursa... o zaman... Heyecandan yreim azma gelmek zereydi, btn gzeneklerimden ter fkrdn hissediyor, kulamda kann uultusunu duyuyordum; karnmdaki bebek bile kprdamyordu. Feofan hibir ey sylemedi ve sessizce ar' szd. Petro yutkunup duraksayarak devam etti: "O zaman, arie Yev-dokiya Lopuina'dan boanmamdan bu yana kavutuum zgrlmden Martha'yla evlenmek iin vazgeeceim." Toparland ve kendinden emin bir ekilde: "Feofan Proko-povi, bugn burada, 1707 ylnn Ekim

aynda, bu yeminime ahit olman istiyorum. Martha, gzel gnler geldiinde seni nikahl eim olarak alacam. Seni Kutsal Rus Kilisesi'nde vaftiz ettirip olumu sana vaftiz babas, kz kardeimi de vaftiz anas yapacam. Katerina Alekseyevna adn alacaksn! Buna ahitlik ediyor musun Prokopovi?" dedi. 310 Yanaklarmdan yalar szld; gzya perdesinin ardndan Feofan'm parmayla zerimizde ha karn grebildim ancak. Hemen sonra yanmzdan ayrld; koridorlarda admlarnn uzaklaan sesini duyabiliyordum. Petro'yla ba baa kaldk kk odada. Tpk bir masald! Odann kendi etrafnda kez dnecek olmas sanki an meselesiydi. Uzun uzun ve sessizce konutuk. Halnn zerinde uyuya kalmadan nceki son szlerim: "Biliyor musun, starik, yal adam, bunu yapman gerekmiyor? Evlilik payesi beklemiyorum ben" oldu. Gld yalnzca: "te, matka'm, yal kz, ben de srf bu nedenle istiyorum ya. kimiz de ayn hamurdan yorulmuuz." Atei snm minenin nndeki halnn zerinde Pet-ro'nun kollarnda uyandm. Kollarn bana dolam, nefesini huzur iinde yzme flyordu. Her soluk alp veriinde bynn ince tellerinden bir ikisi havalanyordu. Darya'nm, tka basa yedikten sonra uyku eken kedisi gibiydi; glmekten kendimi alamadm. Glmem uyandrd onu ve kollaryla beni daha da sk sard. "Dn ne yaptn hatrlyor musun? diye sordum usulca. Gzlerini amadan ban sallad: "Hayr. Neymi?" "Benimle nianlandn." Szc glkle syleyebildim. Nefesini sesli bir biimde salp, "Bu delilie ahitlik edecek hi kimsen var m, Katerina Alekseyevna?" dedi. Bana ilk kez, Rus Kilisesi'ndeki vaftizde verecei adla hitap etmiti. Yeniden gldm; eli karnmn zerinden bacaklarmn arasna kayd. "Martha'yla ok sevitim; ama Kateri-na'yla siftahm yok... Bu ekilde savaa gidemem ki" diye mrldand. Kalbim hzla atmaya balad; damarlarmdaki slakln bacaklarmn arasna doru aktn hissediyordum. "Ama 311 karnm! Bu i iin artk ok imanm! ki ay sonra da dou_ racam" diyerek kar kmay denedim. "Zrva. Bal gibi olur" diyerek beni dizlerimin zerine k-trd. Geceliimi bamn zerinden syrd. Elleri byk bir zevkle tenimin zerinde gezindi ve bir ara dolgun kaba etimi kavrad. plaktm, nnde eilmi bekliyordum. Gslerim olgun meyveler gibi aaya sarkyordu, karnm sancyla gerildi; yine de her hareketini ehvetle bekliyordum. Gmleini kardn ve pantolonunu bileklerine kadar indirdiini, kemerinin ar tokasnn kard takrtdan anladm. zerime eilip gslerimi yourarak, bir an iin scakln bana aktard. Arkamdan, uyluklarmn arasnda dilini gezdirip en duyarl noktamda beklediinde, ani bir ehvet duygusuyla neredeyse lk atacaktm... "Ltfen!" diye inledim; o ise yumuaka yalamaya balad. Petro bacaklarm iyice aralad, bense ellerimle yerde dengemi bulmaya alyordum. Beni daireler izerek yavaa emiyor, tadma varyordu; uzun, ehvet dolu bir inlemeyle zirveye ulatmda, oktan iimdeydi. ime girip karken, bir yandan da elleriyle karnmn zerinden bebeimizi okuyordu. Bitkin bir halde yerde uzanm, odann souunda ikimiz de titriyorduk: "Bu, ocuumuzu gl ve salkl bir yaama hazrlamak iindi yalnzca!" dedi. Hallardan birini zerimize ekti; Menikov, plak ve titreyerek birbirimize sarlm bir halde, uzun bir sohbetin tam ortasnda buldu bizi. Bir an gld ve ardndan: "Zaman geldi. Bulavin, Don Kazaklaryla birlikte burnumuzun dibinde at koturabileceini sanyor. tin bacaklarn koparmalyz."

Petro, Don Kazaklarna ve Atamanlar Bulavin'e, bar grmesi iin Prens Yuri Dolgoruki'yi gnderdi. Onu yolcu ettiimiz srada Petro'nun yanndaydm. Bu sadk adam bir 312 daha gremeyecektik. Bulavin onu yakalatp drde bldrd ve yem olarak kulara attrd. Kendisiyse, Kazaklaryla birlikte lkeyi batan baa dolap Azak ve Vorone tersanele-rindeki ii kleleri ayaklandrd. Eski inantakiler, kyller, vasfsz iiler ve de Tatarlar ona isteyerek boyun ediler. Kzm Anna'y Moskova'da dnyaya getirmek zere St. Petersburg'dan ayrlrken, Petro kaygl bir mektup ve ii be bin ruble dolu torbayla yolcu etti beni. Petro torbay son anda Pavel Yaguinski'ye ykletmiti kzan zerine. "Bu nedir?" diye sordum hayretle, beni pp uurlarken. Kzarr gibi oldu yantlarken: "Para. Be bin ruble. sveliler tahminimden daha iyi nian alacak olurlarsa, diye veriyorum. lrsem, para senin ve ocuun." "stemiyorum! Senin yaaman istiyorum" dedim kekeleyerek. Gld. "Demek ikimiz de ayn eyi istiyoruz. Benim de Yaradan'm huzuruna kmak iin acelem yok." Tka basa dolu torbay elbise sandmn en arka kesine sakladm ve Tanr'ya sndm. Kremlin Saray'nda kzaktan indirilirken beni arevi Aleksey karlad. Yanaklarmdan pp elimi skt. "Martha! Merhametli Efendim! Yolculuunuz iyi geti mi?" Koyu, ifadesiz gzleri hzla, ne frlam karnmn zerinde gezindi. arevi, Yekaterina ldnde, ruhumu teselli etmesi iin papazlarndan birini gndermiti bana. Petro, adamcaz tala kovalatmadan nce, akam yemeinde edepsiz arklar sylemeye zorlamt. Aleksey konumasn srdrd; alnnda krmz birka leke vard. "Ltufkr babam birbiri ardna fke dolu mektuplar gnderiyor bana. Moskova valisi olarak grevimi tam olarak yapamadm dnyor. Ama ehir de Kremlin de takviye edildi! Sabrn ok mu zorladm babamn, ne dersiniz?" 313 Bam hayr anlamnda salladm sadece ve yolculuum-da bana elik eden Anna Tolstoya'nn koluna girdim. Admlarm girie doru birbiri ardna glkle atarken, Aleksey karn zerinde, evremde kk bir kpek gibi dolanp duruyordu. "imdi de, Bulavin Ayaklanmas'n bastrmam istiyor! Ben, tek bama! Ona iimde sakl olan gsterebilirim artk!" Heyecandan ksrmeye balad. "Martha, hakkmda olumlu eyler syledin, deil mi? Biliyorsun ki, Yuri Dolgo-ruki, Tanr ruhunu ad etsin, her zaman, 'Martha olmasayd hkmdarmzn keyfi yznden kim bilir daha neler ekerdik!' derdi." Glmsedim ve souktan morarm elini tuttum. Ben vizon bir manto, krk apka ve manonum iinde rengrenk ilenmi eldivenler giyinmiken, Aleksey'in zerinde Polonya kesimi bir ceketle, keten bir gmlek vard yalnzca. Snftan frlam bir olan andryordu. Siyah salar uzam ve dank bir ekilde omuzlarna dklmt. Beni ateli gzlerle szd ve baklar dudaklarmda asl kald. "yi eyler syledim hakknda Aleksey. Baban seni seviyor..." Tanr bu kk yalanm balasn diye manonum iinde parmaklarm attm. "...Hem Bulavin Ayaklanmas'n bastrrsan seninle gurur duyar" diye yantladm. Aleksey'in ii iine smyordu; bana gnlsz selam veren eitimcisi Huysen'i sevinten neredeyse yere ykyordu. Bu sska Alman'n, memleketine, Rus ar'nn yanndaki amarc kz alaya alan mektuplar yolladn biliyordum. Giyim tarzm, abartl makyajm ve taklara dknlm Postdam'dan Darmstadt'a dek btn saraylarn akam sohbetlerine malzeme oluyormu. Selamn bu yzden souk bir ekilde bam eerek

karladm. Aleksey hmla bana sarld; ama hemen geri ekildi. "Sana sarlmamalydm. Ben ve314 eInim- Doktor Blumentrost syledi. Kk kz kardeimi ,^nyaya getirmeden hastalanman istemem!" Tam o srada, kesem patlamadan ve ilk kaslma sanclarn balamadan nceki son dncem: "Neden, kk erkek kardein deil?" olmutu. Aleksey, Moskova Valisi olarak, Bulavin ve adamlarn yenip onlara kar en sert cezalar uygulama emri almt. Can dostum Fyodor Matveyev Apraksin de onunla yola kmt; o skklkta kzm Anna Petrovna'nm salkl doumu nedeniyle bana bir inci kolye gnderme frsat da bulmutu. ncilerin her biri birer nohut byklnde ve koyu gri renkteydi. Kopas safirdi; gvercin yumurtas byklndeydi o da. Aleksey_ve Apraksin, bu kuru kta hibir erzak almadan otuz binden fazla askerle ekip gittiler! Bulabildikleri her Bulavin adamn yakalayp, cesedini, yaad kyn yaknndaki aalara astlar. Bu arada Feofan Prokopo-vi, bana, ocuk eitimiyle ilgili bir dizi neriler ieren "Genliin lk Eitimi" adl almasnn ilk nshalarndan birini gnderdi. Bir iki sayfa okuttuktan sonra geri kalan ksmn kendime yasakladm. Bylesi samalklar ancak ocuksuz bir papazn kafasndan kabilirdi. Yeniden eski gcme kavuur kavumaz, kucamda Anna, bir arabaya atlayp St. Petersburg yolunu tuttum. Haftalar sren yolculuk boyunca memelerimi emip tketti. Stmn artmas iin lokantalarda birbiri ardna scak bira itim. St. Petersburg'da Paskalya enlikleri'ne hazrlandmz srada, Petro, Schlsselburg'a yapt bir geziden sedyeyle dnmt. Yeni Ladoga Kanal'n ve gemi yapm iin gerekecek mee ormanlarn denetledii srada yannda bulunan Pyotr afirov'un yz bir lnnki kadar solgundu olanlar anlatrken: "ar aniden bayld. Kalyon yapmnda kullanlacak ktkleri sayyordu; ama birden, kesik aa gibi yere devrildi!" 315 Anna Petrovna'y adamn kucana tututurup elim' ar'm alnna koydum. Gzleri dnm, yz kl gibi sol mutu. Aln ate gibi yanyordu. "Elenmenin dozunu kar. mtryine! Yoksa hasta bir fahieyle mi yatt?" diye sordum afirov'a, sert bir ifadeyle. Kzard ve ban ne edi. afirov, Golovin'in emrinde dilerinde grev almt, imdi de zel Danma Kuru-lu'nun yesiydi. Rus Kilisesi'ne kabul edilmi bir Yahudi iin bu olaanst bir ykseliti. Yaamn Petro'ya adamt. Doktor Blumentrost hi vakit kaybetmeden cva krn uygulamaya koyuldu. Petro'nun yatt odaya girince onu kollarma aldm, tpk bir bebek gibi kollarmda uyudu. Hasta odas rtl perdeler yznden lotu. Hava boucuydu. Petro srekli kan vermekten bitkin dt iin beni bile nadiren tanyabiliyordu. Ancak iki hafta sonra, krpan gz-kapaklar arasndan bana bakp: "Belki de yeminimi hibir zaman gerekletiremeyeceim, Katerina." diye fsldad. Kzdm ve: "Eee? Bu kimin umurunda! Sen iyilemeye bak" diyerek karlk verdim. Biraz olsun toparlandnda, eski yeil ev entarisi ve ayanda tiftik terlikleriyle, koluma tutunarak odalarda gezinmeye balad. Sk sk pencereden darya bakp, karncalar gibi sabrla dn gerekletirmeye alan ii kleleri seyrediyordu. Yeni klk saray plan aamasmdayd; hasta yatanda bile, iki mektup aras boluklarda, ufak tefek deiiklikler iin sarayn izimlerini getirtiyordu. Yeniden yrmeye baladnda, birlikte inaatlar dolamaya ktk; Petro'nun o ilkbaharda cmert vaatler ve uval dolusu altn deyerek Rusya'ya getirttii Alman mimarlarla, talyan heykeltralarla, Fransz ressamlar ya da Hollandal marangozlarla karlayorduk. Karlarn erimesiyle birlikte, bir havuz ustasn beklemeye koyulduk. Petro, Fransa'da, Kral'm saraynda

316 rd su oyunlarnn aynsn istiyordu bahesinde. Mar-f n sonlarnda ehre gelmeye balayan ii kle aknn ard rkas kesilmiyordu. Ta ufuk izgisinden balyordu kafilelerin ucu ve yeil dzlklere kadar kvrm kvrm uzuyordu bir karalt halinde. Ancak iyice yaklaldnda insan topluluu biimini alyordu bu gruh. Sk gzetim altndaydlar. Her mola yerinde kamay deniyorlard. Yakalandklarnda, liderleri aslyor, grubun dier yeleri ise kamlanyordu. Bazlarnn burnu bile kesiliyordu; yzlerdeki ak, ukursu kemii grdmde midem kalkyordu. Gemiler ve daha kk teknelerden oluan heybetli bir filo Schlsselburg'dan St. Petersburg'a doru harekete getii srada, Petro hl salna tam anlamyla kavumu deildi. Paltosunun altndan bana yaslandn kimse fark etmiyordu. Neva Rhtm'nda dikilmi, filonun gelmesini bekliyordu. Rzgr, gemilerin yelkenlerini iirirken, renkli flama ve bayraklar da nne katyordu. Gemiler, dalgalarn zerinde yava ama hametle alalp ykselerek yol alan birer marur kua benziyordu. Rhtma yanarlarken, Petro, gverte ve rhtmdaki tayfalarn her hareketini gzleriyle takip etti. O olur vermeden ne bir halat utu dalgalarn zerinden, ne bir apa brakld Neva'nn karanlk dalgalarna; ne de bir dm atld amandra, baba ve halkalara. Gemiler iskeleye atrtyla yanatlar; tayfalar bir direkten dierine hnerli, kvrak hareketlerle geiyorlard. Sonunda iskeleler indirildi ve Petro rahat bir nefes ald. Kollarn ap, sallanan tahta iskelelerde dengelerini bulmaya alan kadn kalabalna doru yneldi. "Natalya! ehrime ho geldin!" diye seslendi ve kz kardeini kucaklad. O da itenlikle karlk verdi kucaklamaya; ama bu arada kucandaki fino kpeini salama almay da 'nmal etmedi. Koluyla geni bir yay izerek, kendisine elik 317 eden kadnlar gsterdi. Petro allmadk bir nezaketle efry, di: "Kardelerim benim! Suya altnz ve dalgalardan hic korkmadmz gryorum! Benimle yaayan ve benim ya_ nmda olmak isteyen, suyu benim kadar sevmeli!" arevnalar zayfa balarn salladlar. Glmemek iin kendimi zor tuttum. Ksa deniz yolculuu, grandeslerin tmnn midesini biraz altst etmie benziyordu. Erkek kardelerini St. Petersburg'da ilk kez ziyaret ediyorlard. ounu daha nce hi grmemitim. Yar kz kardeleri Maria Yekaterina, Yevdokiya ve Feodosia. ar Aleksey'in ilk einden olma kzlar, Sofia'nn kz kardeleri. Baklarm byk bir merakla ekingen ve solgun yzlere takld. Sofia da bunlar gibi mi grnyordu acaba? Modas oktan gemi elbiseleri, balklar, tlleri, kvrk ve kabark elbise kollar ve uzun, ar sarafan'\.axy\a. neredeyse kyafet balosunda gibiydiler. arie Praskovya ise iko bedenini Avrupa tarz bir elbisenin iine sktrmt. Dilencilerden, delilerden ve sakatlardan oluan bir alay insan da peine takmt. Petro onu grd zaman yavaa iini ekti ve kulama usulca fsldad: "Gzel ve salkl be kz olduu iin Praskovya ansl saylr!" "Bunun ansla ne ilgisi var?" diye sordum aknlkla. "Evlenmek, Martha. Bu dolgun sal, pembe tenli kzlarn hepsi safi siyaset. Her biri iin bir Alman prensi istiyorum! Zavall kardeimin gerek ocuklar olup olmamalarnn hibir nemi yok." Petro sustu. Karmzda son bir grandes duruyordu. Gzlerinin ekiklii ve uzun, ince burnu bana hi de yabanc gelmiyordu. Petro eildi ve grebildiim kadaryla da, gnlszce, kadnn yallk lekeleriyle bezeli elinin beyaz derisine alelacele bir pck kondurdu. Kadnn btn yz ke318

mikri belirginleti glmserken. Rzgr, tlne taklp bir jjre oynat. Gne, balndaki mcevherlere arpp krl-ordu. Selamlamann ardndan, srt dimdik bir ekilde ya-jrnzdan uzaklat, arkasna bile dnp bakmadan. "Benim iin tehlikeli olabilecek tek kadn oydu!" dedi Petro, arkasndan incecik bir glmsemeyle bakarken. "Ne demek istiyorsun?" diyerek gldm. "Bu grdn arie Marfa Matveyevna Apraksina'yd. Kardeim, ar Fyodor'un ikinci karsyd. lk kars ve kk olu ateli bir hastalktan ldler. Marfa iki aylk arie'ydi kardeim ldnde. Karnnda kardeimin ocuunu tayor olabilir endiesiyle gzme gece gndz uyku girmiyordu!" Fyodor Matveyevi Apraksin'in kz kardeinin arkasndan bakakaldm; Neva Rhtm boyunca sakince yryordu. Srma ipliklerle ili sarafan'ma. dalgalar arpyordu. Gndzn parlak, Doulu nda seirten bir glgeyi andryordu... Pyotr afirov, ar'n omzunu silkeledi. Petro bir hamleyle doruldu; ben de uyanmtm. Pencerelere asl perdeler kapal deildi ve yaz gecesinin sts yatak odamn iinde oynayordu. Petro, ilk anda nerede olduunu kavrayamadndan kollarn saa sola savurdu. "Ne? Kim? Annem mi? Strelitzler mi?" afirov cesurca kollarn ona dolayp kulana srarla bir eyler fsldad: "Benim, ar'm, afirov, sadk hizmetin! Uykunuzu blmemi mazur gsterecek yeni haberler getirdim size!" Gzlerimi iyice atm ve yastmn iine gmlp gergin bir halde konumalarna kulak kabarttm. Petro gevedi. "afirov, seni Yahudi bozuntusu! Ne dolayorsun yle gizlice? kar azndaki baklay, sonra da brak uyuyaym!" Artk tmyle uyankt. 319 afirov gld: "Bulavin ld. Hastala yakalanp l Bitti, nifak tohumu yok oldu. Ayaklanma sona erdi." Petro ellerini rpt: " kere krler olsun! Yarn ran Ayini yaplsn ve imparatorluun anlar alnsn! Bulavin ld! Geberip gitti kpek! Demek ki Tanr hl adil!" di-yerek gld. afirov yerinde duramyordu. "Baka ne var?" diye sordu ar. "sveliler..." diye konumaya balad Pyotr afirov. "Eee?" sesindeki korkuyu hissedebiliyordum. "sveliler gneye, yaklm topraklara doru ilerliyorlar. Yedinci Hafif Svari Birlii'miz, General Lowenhaupt'la on iki bin adamnn ve Tayinat Birlii'nin yolunu kestiler. L-wenhaupt ve alt bin askeri kaabildi. Ama erzak dolu binlerce araba ve cephane bize kald..." "Alktan lecekler..." diye fsldad Petro. Yataktan frlad ve afirov'a sarld. "Bu, eytann bacan krdmz ilk gece!" diye haykrd. Szleri tpk rmcek bacaklar gibi tenimin zerinde gezinip, huylandrmlard beni. Solgun karanlkta afirov'un ban salladn grdm. "Onu nasl buluyorsun? Gzel mi? Yoksa deil mi?" Petro bir yandan bunlar sorarken bir yandan da ban emi, kararszlkla, nndeki yalboya tabloyu inceliyordu. Sabah klarnn tuvalin zerine dmesi iin resmi pencerenin yaknna itmiti. Resimde, salarnn zerine ksa, dalgal ve pudral bir peruk takm gen bir kadn yer alyordu. Yanaklar pespembeydi. Hibir tak yoktu zerinde. Iltyla parlayan damasko kumatan elbisesinin kesimi de gsterisizdi. Ama omuzlarna, konumuna uygun, mavi kadife ve kakm krknden kaln bir pelerin almt. Zarif ellerinin 320 birince gl tutuyordu. Tanmad izleyicisine glmsyor-du. Yuvarlak, mavi, ocuksu gzleri ifadesizce bolua bakyordu.

"Dorusu bilemiyorum" dedim. "Ho grnyor. Ama, ocukken iek kardn duymutum sanki?" Elini hafife savurarak karlad itirazm: "Daha neler, teni bebek poposu gibi pespembe! Hem yle olsa da, iekbo-zuu kaltmla gemez. Biraz daha pudralanacak demek ki, hepsi bu. Ama biraz sska... Byle bir fasulye sr soyumu nasl srdrr, bilemiyorum!" Sonra ban sallad. Kararn vermiti. "Kz kardei Avusturya'nn Veliaht Prensi'yle evlendi, biliyorsundur. Viyana'yla akraba olmak iin tahta memelerini grmezden gelebilirim!" "Hem o tahta memelere senin saldrman da gerekmiyor zaten" diye ekledim yumuaka. Kalbimdeki kskanl nicedir yenmeye alyordum; ncelikle kendi iyiliim iin! Yazlk saraydaki gecenin ve Petro'nun, Feofan Prokopovi'in huzurunda ettii yeminin bir d olduu hissine kaplyordum sk sk. "Viyana'daki Kayzerin zina suunu lmle cezalandrdn duydun mu?" diye sordum alayl bir ekilde. Petro ban sallad. "Anlalan Tuna kysndaki amcazademin gereinden ok uyruu var! Ben de bunu uygulamaya balayacak olsaydm, Rusya'da Rus kalmazd!" diyerek gld Petro ve Pavel Yaguinski'ye eliyle iaret etti. BraunschweigWolfenbuttelli Charlotte Christine Sofie'nin tablosunu alp gtrebilirdi. "Nereye gidecek?" diye sordu Yaguinski. Yanndaki iki oda hizmetisi tabloyu glkle tutabiliyordu. "Olumun odasna koyun da yzne alsn!" diye emretti Petro. "evresindeki balketinde bakire hizmetilerin zerine binmeye ve kendisini kaybedene dek imeye bir son vermesinin zaman geldi artk! Evlilik, bu ie yaramaz herife iyi gelecektir." 321 Kk Alman Prenses'e imdiden acmaya balamtlrn Bulavin Ayaklanmas'nm bitiini izleyen aylarda, Aleksev evresindekilere zellikle acmaszca davranmt. Geri h l samimi ve yalvar yakar ieren mektuplar alyordum ondan. Ama evremdeki kadnlar tyler rperten olaylar aktarmlard bana. ster kk kpekler olsun, isterse bakir? hizmeti kzlar, savunmasz ve masum her yarata ikence ediyormu. Ayrca evresine yardaklarn toplayp szde kahramanlklarn kutlamak zere her akam krktk sarho olana dek iiyormu. Sonra da sarho haliyle: "Nicedir olmas gereken ey sonunda gerekleirse, babamn o soyu sopu belli olmayan arkadalar ve amarc orospusu kazkla tanacaklar!" diye naralar atyormu. Bu sylentilerin hibirine inanmyordum, o yzden bunlar Petro'ya da duyurmadm. "Onu Saksonya'ya gndereceim! Ama Rusya'da her ey yoluna girdiinde. Madem olum cesur deil, bari akllansn!" diyordu Petro. Sanki can kulayla dinliyormuum gibi bam kaldrp iki yana salladm. "Ama bu beceriksizin hi deilse ocuk sahibi olmasn dnmeden nce, yeenlerimi evlendirmeliyim! Acele etmezsem, ok yaknda anneleri gibi ierler, o zaman da hibir Alman prensi istemez onlar..." Petro yanma sokularak burnunu memelerime daldrd. "Benim etten yastmsm, matka! Kollarn ne zaman ki bacaklarn kadar kalnlar, o zaman yemek yemeyi brakabilirsin, sz ver bana? Yeniden yannda olmaktan mutluyum. stm bam artk yine temiz ve oraplarm da deliksiz!" Gldm ona daha sk sarldm. Ensesindeki yumuak, inat salar ekitirirken, erkek bir kedi gibi mrldyordu. Bir sre bylece kaldk, ta ki arkamda bir ayak sesi duyana kadar. Pavel Yaguinski geri dnmt. Pavel ukur gzl, keskin elmack kemikleri olan, iriyar bir adamd. Aznn 322 ki yanndan aaya doru sarkan yanaklar kederli kpek-, rjn yzn andryordu. Bu da onu olduundan daha yal ^steriyordu... Eildi ve konumaya balad: "ar'm, Doktor Bumentrost geldiklerini bildirdiler."

petro suratn ekiterek eliyle iaret etti. "Bumentrost, cval ikenceci! eri gelsin. Bir dakika... Yaguinski! Senin yapan imi! Bak bu hi dikkatimi ekmemi. Buraya gel!" Pavel Yaguinski itiraz etmeden Petro'nun yanna geldi, petro adam kabaca salarndan kavrayp ban geriye doru bastrarak emretti: "eneni a, hem de iyice! Yaguinski'nin grtlana bakt ve burnunu krtrd. "Nefesin aynn k gibi kokuyor. Karn iyi dayanyor sana! Dur bakaym, belli ki arkadaki u rk diinden..." Saraynn zavall idarecisini salarndan ekerek pencerenin yanma srkledi. Bota kalan eliyle yaz masasnn en st gzn kartrp tka basa dolu bir torbayla uzun, ince bir pense kard ortaya. Pavel bir sre knp skld. Ama kurtulma abalar bounayd. Petro eliyle adamn enesini daha da amak iin zorlad. Penseyi doru olduunu dnd die yerletirip bir hamleyle yukar ekti. Pavel yaral bir hayvan gibi inledi ve fkran kan odann iine tkrd. Petro ise, adam kaytszca serbest brakp dii gururla a doru kaldrd. "Nefis bir para! Hadi bakalm torbaya!" diye bard gururla. Torbay ap Pavel'in diini, ektii dier saysz diin yanma koydu. Gostiny dvor pintilerinin para ks gibi azna kadar doluydu kk torba. Arkadalaryla sokak aralarnda ya da meyhanelerde dolaaca zamanlarda, Petro, torba ve pensesini de yanna alrd. Yana i birini grd an ie koyulurdu. Pavel Yaguinski baylacak gibi oldu ve bir sandalyenin arkalma tutundu. Petro hibir acma hissi duymakszn 323 onu izliyordu; derken ayan sabrszlkla yere vurdu. "Daha ne bekliyorsun? Blumentrost geldi dememi miydin sen? Artk syle de girsin ieri, u yal eytan! O ve iren cvas fazla beklemesinler!" Ben de Yaguinski'yle birlikte oday terk etmeye koyuldum. Blumentrost mrldanarak selam verip nmden geti. Petro kollarn ap onu kucaklad. Syledii ilk szleri duyabildim: "Gel, Blumentrost! Kammdan irin geliyor ve ierken cehennem gibi yanyor. Tedavi pek ie yaramyor!" Sonra kap kapand arkamdan. Koridorda ardan ocuk gibi alamaya balad Pavel Ya-guinski. Elimi omzuna koyup onu teselli ettim: "Kabul salonuma git ve hizmetilerimden birine mutfaa gitmesini syle. Aralarnda yal bir erkez var, Yakovlevna. Onda ileri indiren merhemden var. Sana iyi gelecektir." Bayla onaylad. Ama arkasn dnmeden nce: "ar, senin hizmetine yeni bir nedime verdi. Sana hizmet edip yarenlik edecek" dedi "Ad ne?" diye sordum. Pavel her ne kadar byle bir durumla ilk kez karlamyorsa da utanmt. "Yevdokiya ernikova. Ama ar ona, boi-baba diyor. Birka ocuu var ve..." "Ve karn yine dolu, yle mi?" diye tamamladm szn. Pavel ban sallad ve kzard. Hl i olan yana beyaz kalmt bir tek. "Bo ver, Yaguinski. Ben ilgilenirim onunla. Bu ilk deil. Git imdi" diye emrettim dosta, sakin bir sesle. ki bklm, itaat etmenin huzuruyla, ekip gitti. Yevdokiya ernikova'ya hafif ama nemsiz iler verdirdim. ocuunun babasnn kim olduunu aratrmama gerek yoktu. Akam yemeinde glerek, Petro'yu erkeklik gcnden dolay kutladm. Sallanp duran sevimli bayla bana bakt, ieler 324 dolusu arap ve biradan sonra kafay bulduunun farknday-ax stmde uyuyup kalmadan nce: "Ne yaparsam yapaym yal kz, en iyi param senin!" dedi. Salarm kartrrken horlamaya balad. Kendimi altndan zar zor kurtarp nefes aldm. Ancak epey gzya dktkten sonra uyuyabildim.

Neva'nn sular St. Petersburg'u buzdan bir yumruk gibi kuatmt. Kn souu, ehri, gnein altnda parlayan tek bir ktleye dntrmt. Gemiler dev deniz hayvanlar-nm kaburgalar gibi buza gmlmlerdi. Kzaklar ve kayaklar sert buzda gemilerin evresinde dolanp duruyordu. Bir yerden dierine gitmek imdi daha kolayd. Petro, Neva zerinde bir kprnn yaplmasna kar kyordu. Aksine, her soylu aile kendine ait bir tekne yaptrtmalyd. Geri yazn kayklar vard; ama sadece alt tabakadan insanlar bedava tanyordu. Hali vakti yerinde olan Ruslar kar kyya geebilmek iin bir kapik dyordu. Petro'nun ehri olduka yava bymekteydi. Gerek sava karklklar, gerek doann bunaltan direnci ve Petro'nun Moskova'dan St. Petersburg'a g etmelerini emrettii insanlarn yaad sessiz hayal krkl inaat geciktiriyordu. Yoksa bu ehir, Petro'nun dlerinin girdabna kaplm d-mensiz bir sandal gibi dnp duran bo bir kabuk muydu? Gerekten de, bulank Neva'nn evresindeki binalar incisiz birer istiridyeye benziyordu. Petro Pavel Kalesi ve burlar, kalenin iindeki kilise dnda, Kutsal l Kilisesi ve iine Nyenantz'taki pazarn tand gostiny dvor yer alyordu. Bunlara ek olarak, Petro, Lteryan bir kilise ve bir de han yaptrtmt. ki yap da Neva Rhtm nnde demir atm yabanc gemilerin tayfalarn memnun etmek iindi. nk en az otuz kesme ta getirmeyen gemiler artk limana yanaarnayacakt. Petro'nun St. Petersburg'da taa ok acil ihtiyac vard; imparatorluun geri kalan ksmnda da ta yapy 325 yasaklamt. Ama ta ve ara gereci ll topraklara getirme], yazn da zor oluyordu. Elde doru drst alet edevat yoktu i kleler kova ve krekleri olmadndan, amuru ve killi topra nlkleriyle ya da elleriyle tayorlard. Gndnm. lerinde gelgitler yle iddetli olabiliyordu ki, Neva kar ko-yamayp Finlandiya Krfezi'nin geri teptii kendi akmtsry-la tayordu. Nehrin taan suyu yeni ina edilen ehrin duvar ve rhtmlarn dvyordu. lkbaharda, erime mevsiminde buz ktleleri korkun bir gmbrtyle kopuyor ve henz karanlk olan gecelerde bizi derin uykumuzdan ediyordu. Nehir bir kez daha yollar ve yeni yaplar sular altnda brakyordu. Eriyen karlar ehrin lkenin dier ksmyla balantlarn koparabiliyordu. lk zamanlardaki yazlardan birinde, oturduumuz kk ahap evimizde, Petro, Neva'nm amurlu sularnda dizlerime kadar batm bir halde bata ka yrmemi kaytszca izlemiti. "Neredeyse on be verok yksekliinde; bu sabah ltm" diyordu keyifle. Bu srada pencerenin pervazna oturmu ayaklarn sallyordu. Kendini ve sahip olduu birka deerli eyay sudan koruyabilmek iin oraya snmt. Dalgalara kaplan eyalarn suda oradan oraya srklenmesini ve krek ekmeye alan insanlar izlerken glmekten krlyordu. Petro, Petro Pavel Kalesi'nin duvarna, Neva'nn sularnn ykseldii yeri gsteren bir iaret koymutu. Onun iin nemli olan tek ey, ehrinin hl ayakta olmasyd. Gelgitten sonra rk kokusu haftalarca ehrin zerinde asl kald. Neva'nn at zararlar geride kalan aylarn tm emeklerini boa karabilirdi. iler ve cretli zanaatkarlar vakit kaybetmeden yeniden iba yapmak zorundaydlar. Petro'nun, Antonio Devier ynetimindeki gizli servisi, Fransa Elisi Campredon'un Paris'e yollad bir mektubunu 326 ]e geirmiti. yle yazmt eli: "Bu ehir ll topraklar zerine deil, yapmnda len binlerce insann kemikleri zerine kuruldu. ehrin mezarlktan bir fark yok." Petro sabah kabulnde kamyla elinin yzne vurdu ve mektubu gzlerinin nnde yrtt. "Bir ehir ina etmek savamaya benzer! nsan kurban etmeden ikisi de olmaz!" diye bard ve zavall adamcaza bir tekme indirdi. Pavel Yagu-sinski ve

Fyodor Romodanovski'yle birlikte Petro'yu yattrmaya altmda, klcn ekti ve adamlardan birini yanandan, dierini de kulandan yaralad. Campredon daha sonra kamnn kanatt burnunu tutarak bana yaknd: "Tanmak yirmi drt gnm ald! Tam tamna bin iki yz ruble harcadm cebimden! Issz yollarda yolumu kaybettim! Sekiz atm boularak telef oldu, eyalarmn yars da kayboldu! Ve imdi de bu. Mon dieu, mon di-eu, bunu hak etmek iin ne yaptm!" Adamn haline acdm. "ikayetinizi gnlnze kaydediniz, Msy Campredon!" diye tavsiyede bulundum. lkbaharda tarlada patates bulmu bir domuz gibi yzme bakt bir sre. Sonra nmde eildi. "Madam" dedi ksaca. "Sayglarmla." Petro, sadece talyan mimar Domenico Trezzini'de kendisiyle ortak yanlar bulmutu. Ben ahsen bu iriyar, esmer, gaga burunlu ve omuzlarna kadar kibirle dklen kvrck salar olan bu adamdan pek holanmamtm. Ama en azndan dier ustalar gibi St. Petersburg'daki ilerden srekli yaknmyordu. nk inaatlarda neler duymuyorduk ki! "Bu kpek barnanda nasl yaayp alacam, ltfen syler misiniz? Yaratclm iin eli yz dzgn bir mekna ihtiyacm var!" diyerek talepte bulunuyordu Alman ressam. "Yemek iren! Domuzlarmn nne bile atmam bunlar!" diyordu Fransz peyzaj mimar. 327 "Mallarm hl gmrkte bekletiliyor! Keskim ve mermer olmadan nasl yontacam heykeli ben?" diye soruyordu talyan heykeltra. "En dangalaklarn da buraya veriyorlar! Ellerimle yaptijw m klaryla ykyor bunlar!" diye yakmyordu, Fontanka ve Moyka Kanallar zerine kpr ina edecek olan Hollandal Hayr, Domenico Trezzini yaknmyordu, aksine gelecek yllarda da dur durak bilmeden inaalara devam edecekti Aziz shak Kilisesi'ni, bakanlar iin konaklar, Kronstadt Hisarlar'n, Aziz Aleksander Nevski Manastr'n, senatoyu ayrca rhtm ve kanallarn zerine yaplan ahap kprlerin planlarn da o izmiti. Onun iini bitirdii yerde dier ustalar almaya balyordu. rnein, Fransa'dan gelen kibirli Aleksander Le Blond, kavgac Alman Schaedel ve Basel adnda bir ehirden gelen, havyardan nefret eden, ekmekle erimi peynir yemeyi seven kuru Haerbel. Moskoval ilk birka yz soylu aile St. Petersburg'a tanmak zere emir aldlar. Ne ilerlemi yalar, ne de ar hastalklar bu emirden muaf saylmalar iin zr kabul ediliyordu. Bir zamanlar Menikov'dan nce Rusya'nn en varlkl adam olan Prens erkasski, bacandaki dem nedeniyle mazeret bildirince Petro hi tereddt etmeden, adamn Kremlin yaknlarndaki konana Muhafz Ktas'n gnderdi. Askerler bu saygdeer zat salarndan tutarak dar srklemiler, hizmetileri eyalar alelacele toparlayana dek, adam anadan doma bir halde, alay ve glmeler arasnda Moskova'nn buzu stne oturtup bekletmilerdi. Her eyin stne bir de Moskova'nn byk bir blm yanp kl olunca, Petro sevinten alk tutmutu. Yanan evlerin yeniden yaplmasn yasaklad. Evsiz kalan binlerce ailenin yuvaya m ihtiyac vard? te, St. Petersburg'un evresindeki ll arazide herkese yetecek kadar yer vard! 328 gir akam yemeinde, Dileri Bakan Amiral Golo-in'in, afirov'a, "Neva'mn Fince ne anlama geldiini bili-or musun?" diye sorduunu duydum. afirov ban iki yana sallad. "Pislik!" dedi Golovin yalnzca ve yere tkrd. Muhafz Ktas, Neva'mn buzlarnn kzakla geilmeye elverili kalnlkta olduunu bildirdiinde, berrak bir ekim sabahyd. O sabah gkyz lekesiz bir mavilikteydi. Yalnzca birka a karga, siyah, telveli mrekkeple yazlm kararsz harfler gibi

uuuyordu havada. Petro Pavel Kalesi'nin hatlar gerek olamayacak kadar keskin bir biimde seiliyordu. Neva'nm her iki yakasndaki aalara kra dmt. Dallar sanki gmten yaplm gibiydi. Souk hava insann burnundan beynine iliyordu. Karnlar yine burunlarnda olan Anna Tolstoy ve Darya Menikova ile birlikte kzakta oturuyorduk. Arabamzn nne sekiz adet uysal, dii renge-yii koulmutu. Narin boyunlarn altn bezeli koumlarnn arl altnda emilerdi. Kzan iki yanndan flamalar sarkyor ve karn zerinde peimizden srkleniyorlard. Petro ise daha sade bir kzaa binmiti. Arabann nne ayaklarn yanlara doru aarak dimdik bir vaziyette oturmu, huzursuz kk elleriyle dizginleri skca tutuyordu. Onun hemen arkasnda, birouna kk atlarn ama srf elence olsun diye bazlarna da domuz ve kpeklerin koulduu, rengrenk sslenmi kzaklara binmi saray halk yer alyordu. Petro heyecanla kalenin Trubetzkoy burlarna bakarak elini kaldrd. Bir top at souk havay delip geti, Petro'nun kolu atla birlikte aaya indi ve slk alarak atlarnn srtn kamlad. Bir top daha atld. "Neva yolu ak!" diye haykrd, kardan esen rzgr szlerini alp savurmutu azndan. "Haydi!" diye ben de haykrdm ve kk zillerin asl olduu kayn dalyla hayvanlarn srtn kamladm. Darya ve 329 Anna zevkle ellerindeki renkli mendilleri sallyorlard. B<i tn saray halk mavi buzun zerindeki taze karda bizim iz\^ rimizi takip ediyordu. Artk St. Petersburg sakinleri nehr' yryerek geebilirdi; izin kmt! Petro kar kyda kzan birden durdurdu. aknlk iinde gzlerinin nndeki gerek deilmi gibi parlayan yapya bakyordu. Bana dnerek: "Bunu sen mi yaptn?" diye sordu akn bir ifadeyle. Gururla bam sallayp elimle yapy iaret ettim: "Karlarn Kral'nayarar bir buz saray Majesteleri! Sadk hizmetkrnzdan!" Gece, buzdan bir kk yaptrtmtm onun iin: Kubbeleri gnein altnda cam gibi parlyordu; giriin sanda ve solunda Petro'nun zencileri dikiliyordu. plak gslerinin simsiyah teni parlak buzda btn grkemiyle ortaya kmt; mavi ve krmz renkteki deri izme ve pelerinleri manzaray tamamlyordu. ine buzdan iki taht yaptrm ve onlar leopar postuyla kaplatmtm. ki buz stununun arasnda duruyorlard ve yukardan aaya kaln kadifeden krmz bir bayrak sarkyordu. Stunlarn gerisinde, srtmza scack vuran ate yanyordu. Ne var ki, nedimelerimin ve dier konuklarmn buz kalplar zerindeki kaba etleri donuyordu. zinsiz ayaa kalkmaya yeltenene ceza olarak kartall kupayla iki iirtiyordum. algclarn parmaklar souktan enstrmanlarna yapmt; yine de Petro onlara menuetto aldryordu. Ccelerimiz dans etmeye balad. Buzun zerinde sarho halleriyle oradan oraya kayp tepe taklak birbirlerinin zerine dyorlard. Bunlara o kadar glmtm ki, midem ekimi ve sanclar iinde yataa gtrlmtm. Ancak yeni yl sevinleri kimseye Rusya'nn zor gnlerinin artk geride kald yanlgsn yaatmyordu. Apraksin'i St. Petersburg'daki yeni evinde ziyaret ettiimde, endielerini benden gizlemedi. 330 hizmetlisi kzamdan inmeme yardmc olurken, "Kum, ni ylda sana salk ve mutluluklar dilerim" diyerek se miadm onu ve elini pmek istedim. Elini ekerek, "Bunu rtk yapmamalsn. Elimi ptn grsnler istemem!" dediEski gnlerdeki gibi keyifle minesinin nnde oturduk. Odada o gnlerde az eya vard; ama her biri zenle seilmi gzel mobilyalard. Duvarlar, minenin zerinde asl duran ar'm resmedildii tablo dnda plakt. im titredi, koyu krmz, srmayla ilenmi Acem motifleriyle ssl mantoma skca sarldm. Altn gibi

parldayan vizon krk yakam, donuk tenimi adeta okuyordu. Dilsiz zenci bir hizmeti bize scak arap, berrak naps; yal somon ve kaymakla doldurulmu scak bliniftki'lerden ikram etti. "Hm, enfes!" dedim hayranlkla ve bir gevrek sarma daha aldm. "Her zamankinden daha iyi olmu. Yoksa yeni bir a m aldn, Kum?" Evet anlamnda ban sallad. Yanlyor muydum acaba; o buz kesmi yz kzarmaya m balamt? ardm ve yantn bekledim. "ey, yle de denebilir..." diye mrldand. Ona daha fazla sknt vermemek iin hemen baka bir konuya getim. "Daha ne kadar ehirdesin? Yeni sefer emri verildi mi?" diye sordum. Petro'yu birka gecedir grmyordum; nk adamlaryla bir toplantdan kp dierine giriyordu. Acil ve yakc sorunlara zm bulduklarnda ise, ar'a kayglarn unutturmak iin hep birlikte iip kutlama yapyorlard. Sonra da kendini iki gen hizmetlisine suda donup kalm firkateynine tattryor ve burada kk kamarasnda krklerin altnda tek bana iki bklm uyuyordu. Apraksin dnceli bir ifadeyle ban sallad. "svelilere uzun sre dayanamayacaz galiba. Son meydan savandan bu yana yllar geti ve Karl'm parmaklar kamyordur. K 331 daha bitmeden atma kabilir. Biliyor musun, Kari Moskova'ya yalnzca bin iki yz verst uzaklkta! Dmann imdiye kadar bu kadar yaklatn hi hatrlamyorum! lkbahara kadar bekleyemeyiz, tehlike byk." Alevlere dald, bir anda ok yorgun grnd. "Belki de ilkbaharda sveli olabiliriz." "Fyodor Matveyev..." diye sze girerek ptrl ellini tutum. "ar' yalnz brakman istemiyorum. Onun hayatndan endie ediyorum. En olmadk kargaann ortasna atyor kendini!" Apraksin yzme bakarak gld. "Byle yapmasayd, bizim batyuka ar'mz olmazd o zaman! Ama meraklanma, ona atlan her kuruna seve seve siper olurum." Bu srada kap ald ve ieriye zeri karla kapl kk bir kpek dald. Onu hzl admlarla gen bir kz izledi. Kz beni fark etmeden, Amiral'in tozluklarna keskin dilerini geirmeye alan kk kpein peinden Apraksin'e doru kotu. "ok yaramaz bu kpek, Fedyuka!" dedi kibar bir Rusa'yla. Ellerini aplatarak gld: "ehirde ve nehirde ne kadar kadn varsa hepsinin kesine dald. Bir dahaki hediyen daha terbiyeli olsun!" Kpei yakalayp ona pckler kondurdu. O srada beni fark ederek merakla bana bakt. Apraksin'in yz kpkrmz olmutu. Bugne kadar kimsenin bu yiit askere Fedyuka diye hitap ettiini duymamtm. Bu beni keyiflendirdi; kk srrn ona ok grmedim. Kk kz kendine ekerek, "Anna bir reverans yap bakaym. Bu hanm ar'mzn sadk eleri. Sana sz etmitim kendisinden" dedi. Gvercin mavisi rengindeki sade yn elbisesiyle edal bir ekilde yere eildi ve uzun kirpiklerinin arasndan merakla bana bakt. Salar rlm ve bann zerine tutturulmutu; ama bir iki peremi aradan kmt. Kk, yukar kalkk burnu ille doluydu; kalar ve ok ak renkli gzlerini 332 evreleyen kirpikleri kmr gibiydi. "Anna Kramer, Sayn pfendim" diye mrldand heyecandan soluk solua. Ka yasnda olabilirdi ki? Belki henz on besindeydi. Benden tam oj drt ya gen! Vcudu krpe bir dal gibiydi. Bense hamileliklerim arasnda bile baka elbise giyemiyordum! Ama arab ve lezzetli yemekleri yle seviyordum ki, kendimi tuta-myordum. Fyodor Matveyev gen kza efkatle bakt ve bana, "Anna, isTarval. eremetyev onu ehrin enkazlar arasnda bulmu. Kk bir kzd henz; ama onu eremetyev'in adrnda kefettim. Bana hediye etti" diye aklad. imdi yz kzaran, Anna'yd.

"Her zaman benim yanmda. Daha nce onu hi grmedin mi?" diye sQrdu ve yzme bakt. Anna reveransn tamamlayp doruldu ve zarif bir ekilde evremizden doland. nsan, dostlarn ne kadar iyi tanyabilirdi ki? "ar kzdan haberdar m?" diye sordum. "Elbette" dedi Fyodor ve bo gzlerle alevlere bakt. ektim belli etmeden. Elbette. Petro, iki verst'lik daire iindeki tm gzel kzlardan haberdard. Anna yeniden yanmza, atein yanna geldi. Onu ar'm kollarnda hayal ettim bir an. Krlabilirdi kollarnda. Ama kza sinirlenemiyordum. O pek ok kzdan yalnzca biriydi. Anna yeniden bir reverans yapmak iin eildi. "Zatliniz, gitmeme izin buyursunlar" dedi ksk bir sesle. Bam salladm ve dnceli bir ifadeyle elimi uzattm; ekinerek tuttu ve kibarca pt. Kz gittiinde, Apraksin, sanki blnmemiesine konumaya brakt yerden devam etti: "Evet, byk bir savan arifesindeyiz. Ve bu da beni korkutuyor. lk kez gerekten yaamak istiyorum." Bunlar sylerken gzlerime bakamamt. Ama sve birliklerini dize getiren, sava deil Rusya'nn kyd. Kari birlikleriyle Haydach Harabeleri'ne snmt. 333 Kargalar bile dondurup yere dren ldrc souktan korunmay umuyordu burada. lerleyileri srasnda adamlar alktan ve souktan krlyordu. Atlarn oktan yemiler eyerlerini omuzlarnda tayorlar ve alktan arada derisini emiyorlard. Kazaklar, geceleri ky ykntlar arasna szarak uykudaki savunmasz askerlerin boazn kesiyorlard. Souktan donmu ellerini paavralara saryorlard. Hastalar ve yarallar uyuturacak ilalar kalmamt. Hastalarn l ve donmu uzuvlarn tm bilinleri yerindeyken kesip alyorlard. Haydach evresindeki kurtlar o k ya balamt. Kazak atamanlarndan Skoropadski'nin bir elisi, St. Pe-tersburg'daki saraymzda bize unlar anlatt: "svelilerin umudu kald: snaps, sarmsak ve lm." Birka yudum votkay gargara ederek yere tkrd. Sonrasnda ieyi kaparak bir dikite boazndan aaya boaltt. Petro sabrszlkla onu izliyordu ve hemen arkasndan srarla sordu: "Karl'n niyeti ne peki?" "Poltava'ya gitmek istiyor. Poltava'y alrsa Moskova'y da alabileceini sanyor" diye yantlad ufak tefek evik grnl adam, elinin tersiyle azn silerken. Petro keyiflenerek gld birden. Masadaki tavuklarn en irisini alp nce koklad sonra inceleyip bir di attktan sonra Kazak'n tabana koydu. "Poltava! Madem yle, karlamamz Poltova'da olsun! Ye karde! Sof ramdaki en semiz tavuk senin olsun. Bir f da votka an buraya, kutlamak istiyorum. Ben izin vermeden de buray kimse terk etmesin!" diye bard. Kazak kendisine syleneni tekrarlatmad ve memnuniyetinin bir ifadesi olarak grltyle geirdi. Ya ve sosu damlayan tavuu agzl bir ekilde paralad parmaklaryla. 334 Poltova... Nisan aynda, taze ayrlarn taze imleri arasndan ilk dniekleri fkrdmda, sveliler ehir surlarna dayandlar. lk kuatma srasnda serseri bir kurun Kral ICarl' topuundan yaralad. Yine de Kari, fkeyle adamlarn krbalayp onlar iin yaama umudu olabilecek tm ka yollarn kapad. Petro'nun alaylarnn ele geirdii ve bize kadar ulaan bu mektuplarndan birinde, "aresiziz ve sonumuzu bekliyoruz. Kral her trl neriye kapal ve tek gayesi var; o da sava ve yine sava. Artk onun iin hibir eyin nemi yok, zaferin bile" yazyordu. Petro ise uygun zaman kolluyordu. "Hayr. Hayr, hayr, hayr! Seninle geliyorum! Sen orada, darda savarken, benim Kiev'deki minenin banda oturup nak ileyebileceimi nasl

dnrsn!?" diye sordum inatla. "Kimse bu grevimden beni alkoyamaz ve peinden gelmemi engelleyemez. Nereye olursa olsun, hangi artlarda olursa olsun!" Szlerimi glendirmek iin bir yandan da ayam yere vurdum. Petro kan anana dnm gzleriyle bana bakt. Kl rengi yznde gzleri iki kmr tanesini andryordu. Blu-mentrost'un cval kr etkisizdi. Belinden iltihap ve kan geliyor, litrelerce eki ter dkyor ve kollarmda tm gcn teslim ediyordu. Her gn scak suyla ykayp sngerle ovsam da tiksinti veren rk bir koku yayyordu. Huzursuzdu: Artk karar vermeliydi, yaamna mal olsa bile. Bitkin bir halde gzlerini kapamaya alt. "Kahrolas, dik kafal kadn! Sen hibir eyden etkilenmez misin! Ya sana sava meydanndan uzak dur, diye emredersem?" dedi ve son bir kez daha doruldu. Glmsedim ve onu yavaa yastna ittim. "Sava meydanlarna kmaya niyetim yok. Sana dua etmek ve zafer sonras seni ilk kutlayan ben olmak iin kararghta olmak 335 istiyorum. Kiev'e, dier kadnlarn yanma gitmek istemiyo-rum. Bana ihtiyacn var. Sana ans getiriyorum." Mum gibi olmu parmaklaryla ellerimi kavrad. "Doru Pekala. Tanr'nn Kutsal ad adna. Ama ikayet duymak istemiyorum." art koarak bitirdi konumasn. "Hi ikayet duydun mu?" diye sordum ve terli, souk elini dudaklarma gtrdm. Glmsedi. Di etleri llerininkine benzer ekilde ekilmiti. "Hayr" diye mrldand ve hafif bir uykuya dald. Ayaa kalkarken ipek elbisemin hrdamamasna zen gsterdim. Azak Denizi kysndaki Azak'ta, Taganrog Kutsal l Kalesi'ndeki dairemizin yan odasna getim. Tersanedeki filosunu oluturacak gemilerin yapmndaki gelimeleri denetlemek amacyla Paskalya'nn ardndan buraya gelmitik. Byk kazanlarda kaynayan katrann scakl, hzarlarn zrlts ve eki darbelerinin srekli, tekdze bouk sesi kaplyordu havay. Pencereye doru gittim ve amak isterken arkamda hafif bir ksrk sesi duydum. Arkama dndmde, minenin nndeki koltukta oturan Blu-mentrost'u grdm. mine Petro'nun emriyle yanyordu; nk ilk yaz gnlerinin boucu havasna ramen kemikleri pek snmyordu. Blumentrost bir sre uyumutu galiba; nk kvrck salar darmadan olmu, fular kaymt. akn, yal bir kua benziyordu. "Zatliniz" diyerek hzlca toparland; yuvarlak gzlklerini dzelterek ayaa kalkt. Glmseyerek ona, "Evet, Blumentrost, hastamz ne zaman yeniden ata binebilecek kadar iyileecek?" diye sordum. Kafasn sallad ve zgn bir ifadeyle yzme bakt. Glmsemem donakald. "Nesi var?" diye sordum hemen. "nsan skntlarn iine atmamak, Blumentrost? Bakalaryla paylaldnda, katlanmas daha kolay olur." 336 Blumentrost uzun byklarnn ularn yiyordu. "Zor, zatleri, zor, anlyorsunuz beni, deil mi?" Atein nnde kendi koltuunun yannda duran koltua vurdu eliyle. Yanna oturdum. Alevlerin scakl eteimin altndan trmanp bacaklarm gdklyordu. "Nesi var?" diye sordum tekrar. "Majesteleri hasta. Hastal, nasl sylesem ki, zatlinizi zmeden? Zhrevi bir hastalktan mustarip." Parmaklarn bkt kaygyla. Eklemleri ktlad. "Zhrevi bir hastalktan m?" diye dikkatle yineledim szc. "Ak konumalsn, Blumentrost? Ben bir kyl kzym ve tp dilinden anlamam" dedim. Blumentrost i ekti. Madem ak sylemem gerekiyor, pekala. ar'n cinsel hastal var. Bunu elimden geldiince tedavi etmeye altm; ama iyilemedi." "Hastaln belirtileri ne?" diye sordum endieyle.

"Yani, su dkerken yanma gibi, idrarnda kan, cerahat..." Szn kestim: "Peki, Blumentrost bu hastalk Majestele-ri'ne benden mi bulat bu? ar'n ateinin sebebi ben miyim?" Alman Hekim acyla glmsedi. "Hayr, zatleri. Son doumunuzda sizi muayene ettiimde salklydnz. Beygir kadar glsnz, bu bir mucize." Ban sallad. "Bunu, birilerinden... Nasl desem, bu, ar'a bakasndan bulam. Sz konusu kii Yevdokiya ernikova adnda biri." Bam kaldrarak, "Yevdokiya ernikova m? Ama o benim maiyetimde; benim dam'm. ar'dan bir ocuk bekliyor" dedim metanetle. Blumentrost afallayarak bakt yzme. Ban sallad. "Beklemiyor artk. Bir kz dourdu; ar onu elinden aldrd. Sonra kadn ona hastalk bulatrd Jn krbalatt. Bu arada, kocas ve yedi ocuuyla birlikte Sibirya'ya srld." 337 Srtmdan souk terler akt, aknlktan bam sallayabildim yalnzca. Birden aklma bir ey geldi. "Ne zamandr hasta? Bizim ocuklarmz etkiler mi? yileir mi?" diye sordum Blumentrost sakince bana bakt. "Bilmiyorum, zatlileri bilmiyorum. Tanr'nn takdirinde. yiletirilmez. Ama hastaln seyri yavalatlabilir. ocuklara gelince..." "Evet?" diye sordum heyecanla. Yeniden ellerine bakt. "Eer dnyaya gelebilirlerse ve gl olup hayatta kalabilir-lerse bu bir mucize olur. Ama mucizeye olan inancn yitir-memeli insan!" diye ekledi. Ayaa kalkp yeniden pencerenin yanma gittim. Gkyz Azak Denizi'nin zerini bir kubbe gibi kuatyordu. Birka frtna bulutu karararak ve gzda verircesine bir araya toplanyordu. Kopacak frtnada yrtlp paralanmasnlar diye kk teknelerin yelkenlerini indirdiklerini gryordum. Martlar iddetli Dou rzgryla daha ykseklere kyorlard. lklar havay yrtp yzlerce kez kulaklarmda nlyordu. Moskova'daki Paskalya leni'nden bu yana yine hamile olduumu biliyordum. Yedinci hamileliimdi bu. ar'a salkl bir oul vermek istiyordum; vermeliydim! Bu son frsatm olabilirdi! Arkamda Blumentrost ayaklarn srtp duruyordu. "Zatlileri..." Elimle iaret ettim ona yalnzca, yzm dnmeden. Anlayp geri ekildi. Yzmden aaya sel gibi akan yalar kimse grmemeliydi. Poltova Sava'yla ilgili gerekler bir sava zerine anlatlan her trl efsaneden ok daha artcyd; ama ayn zamanda ok daha etkileyici ve rktcyd. 1709 ylnn Haziran aynn o sabahnda, ar'm adrnn giriinde durmu, Petro'nun, skoyal james Bruce'un hediyesi Arap ksra Finette'ye biniini izliyordum. Gkyz kapalyd. Bulutlar 338 kmeleniyorlar ve aalarn zirvelerinde esen hafif rzgr onlar datamyordu. Menikov, zengiyi ar'mn ayana gre ayarladktan sonra onun elini pt. Petro eyerinden sarkarak uzun bir sre Aleksander Danilovi'e sarld. Birbirleriyle fsldayor-lard sanki. Petro yeniden-dorularak oturdu. Bir iaret gel-miesine, krk bin askeri ve btn generalleri ar'n nnde diz ktler. ar kendisine sadakatle bal insan denizine bir sre sessizce bakt. Rzgr, pelerininin kaln katlarnda sakinlemeden nce apkasndaki tyleri sallad. Ama gk birden alverdi ve hafife iseleyen sabah yamurunun son damlalar arasndan ar'm zerine bir gne vurdu. Adamlarnn saflar arasnda sayg dolu mrldanmalar ykseldi ve bazlar ha kard. Petro, Finnete'yi aha kaldrarak konumaya balad. Gecenin ge saatlerine kadar Feofan Prokopovi'le oturup bu konumay hazrladklarn yalnzca ben biliyordum. "Gkteki Tanrm!" diye bard; rzgr ar'n szlerini arkadaki en son adamna kadar tayor gibiydi. Tylerim diken diken olmutu.

"Brak, Anavatanmz Rusya'nn tm birlikleri, dii aynn kaderinin kendi ellerinde olduunu bilsinler! Askerlerim! Rusya'nn sonsuza dek yeniden domasna, ya da ilelebet sve eytannn elinde yok olup gitmesine sizler karar vereceksiniz! Silahlarnz benim iin kuandnz sanmayn! Sizi savaa sren ey, benim ahsi heveslerim ya da hret dknlm deil! Sizler, Tanr'nn, sizin adnza inayet bahettii Petro Alekseyevi Romanov'a emanet ettii topraklar uruna savaa gidiyorsunuz! Onun bu gveni, sizlerin, ocuklarnzn ve tm Rusya'nn kaygsna ortak olmama neden oluyor! Ama imdi imparatorluumuz sizin takdirinizde olan bir karar bekliyor!" 339 Bir an iin sustu. Fi nette huysuzlanmaya balamt; Pet_ ro yattrd at. Ardndan solukland ve sesi yeniden sava meydan zerinde yanklanmaya balad. "Kendinizi aptal yerine koydurmayn! sve askerlerinin doast gleri yok! Onlarn da sizlerinki gibi arpan yrekleri, sizlerinki gibi akan kanlar var! Gzlerinizi gerei grmek iin an ve Tanr'nn sizlerle ve Rusya'yla birlikte olduunu hissedin! Benimle ilgili yalnzca unu biliniz..." Yeniden sustu. Krk binden fazla gzn beklenti dolu baklarnn ona yneldiini hissettim. Yeniden konumaya balad: "Benimle ilgili bilmenizi istediim tek ey u: ar Petro kendi yaamna deer veren bir insan deildir. Benim yaamm ancak Rusya'nn ayakta kalmasyla ve sizlerin yaamasyla bir deer kazanr! Kanmn her damlasn btn Ruslarn ycelii, erefi ve Tanr korkusu iin aktacam!" Finette ahland; ar hayvan coturmak iin iki yanndan mahmuzlad. Petro adamlarnn arasndan drtnala geerken adamlar da dalgalar halinde ayaa kalkyorlard arkasndan. Ha karp ksk sesle bir ilahi okuyorlard hep bir azdan. Dalgalanan pelerini ve nallarn geride brakt toz ar' gr alanmdan karmt. Huu iinde dnyordum: Bugn yaamn sava meydanlarnda kaybedecek olsa bile, tm Ruslarn ar'nn bu en deerli anna tank olmutum! ar'm generalleri eremetyev, Ronne, Menikov ve Bruce da ha kararak atlarna bindiler. Birlikleri, adeta sessiz bir uzlamayla, devasa, tek bir vcut halinde, birbiri iinde harekete geiyordu. Ordu svelilere kar sava durumu almt. ki yan kanat Ronne ve eremetyev komutasmdayd. Orta ksm Menikov'un, Topu Birlii ise James Bruce'un emrindeydi. Sonradan anlatldna gre, bir tek Petro ayn anda her yerdeymi. Acmaszca Finneti'yi sava alannn iine sre340 rek ksrak da binicisi de azndan kpkler saana, gzleri gnene dek lgna dnm kitleye emirler yadryor, onla-r yreklendiriyor ve hakaretler savuruyormu. O, yani ar, Jer an her yerde hazr ve nazrd. Kendisine sklan kursun benim dualarm sayesinde onu skalam olmalyd. Biri apkasn delip gemiti. kincisi som altndan, yakut ve znrut bezeli gsndeki byk haa isabet etmiti; bu ha Athos Da'nm rahipleri vey erkek kardei Fyodor'a ta giymesi vesilesiyle hediye etmilerdi. ncs ise eyerinin tahta kasnana saplanmt. Savan nasl cereyan ettiini dorudan anlatabilecek durumda deilim. Yaral ilk askerler kampa geri getirildiklerinde, yaralar sarmak, yeni sarg bezi hazrlamak, ekilen aclar dindirmek iin votka ve afyon ruhu datmak, felaketin gzyalarn ve korkuyu dindirmek gibi bir dolu iim vard. Ancak tm bunlarn ardndan, ar'm bana yollam olduu mektubu okutma frsat bulabildim: "Katerina Alekseyevna, matka! Tanr'nn ltfunu gsterdiini ve sve Kral'n yenilgiye uratmay bize nasip ettiini sana bildirmek isterim. Dman toz ettiimizi sana kendim yazmak istedim. Eksik olan tek ey bana ans dileyen o pcklerin. Hemen gel! Karargh, 27 Temmuz 1709, Petro Alek-seyevi."

Bana mektubu okuyan ulak bu szleri duyunca benimle birlikte alad. Kendimize gelmek iin birlikte bir kupa Macar arab ierken ellerimiz titriyordu. Ancak sonra salarm yeniden rebildim ve ellerimdeki kan, cerahati ve yzmdeki teri ykadm. Kirli nl kardm, izmelerimi giydim ve atm eyerlettim. Ksram leden sonrann ge klarnda ovada, Byk Kuzey Sava'nn kahramanna doru tozu dumana katarak yol ald. Karnmda olumuzun tekmelerini hissediyordum artk. 341 Poltava sava alannn grntsnn bende yaratt i\\ deheti asla unutamam. Belki Marienburg saldrs sonras daha gentim, ya da byle bir savan yol aabileceklerini gerekten tam anlamyla kavrayamayacak kadar korkmutum! Poltava nlerindeki tepelerde ayrlarn her yerine bedenler, ya da paralanm bedenlerden geriye kalan artklar dalmt. Akbabalar havada daireler iziyor ve kargalar aa dallarnda sabrszca bekleip crtlak crtlak baryor-lard. Vahi kpekler kendilerine ziyafet ekmek zere parampara bedenleri emin yerlere srklyorlard. Ksramn admlarn seyr ekletir dim; nk lmcl yaralar alm olsa da hl yaayan askerleri inemekten korkuyordum. Kanayan kol ve bacaklarn kaldrarak, bir sz, bir yudum su, bir doktor ya da sevdikleri birini grme umuduyla, yalvarp yakaryorlard. lerinden biri eteimin ucundan beni yakalamay baard. aresizce karnnn zerinde yatmt ve yaam kanyla birlikte akp gidiyordu bedeninden. "Ltfen, Saygdeer Hanmefendi, su!" diye mrldand. Gzyalarmm aktn hissettim ve ona baktm. Yaralarnn durumu yle iler ayd ki, bir an midem kalkt. rmemi yattrp eyerin ceplerinde suyla dolu kei derisi tulumu bulana kadar adam oktan lmt. Rzgrsz ovann zerine miskince kmt youn barut duman; yerden ykselen ter, kan ve keskin iltihap kokularndan oluan puslu rty aaya, sava alanna bastryordu. lmn bayltc keskin kokusunu solumamak iin salarm burnuma ve azma doladm. evremi saran lmn rkntsyle yeniden alamamak iin gzlerimi nme, yola doru edim. Petro beni, bu zafer annda, gzel, gururlu ve l l bulmalyd. Yolumun zerinde yatan, vcutlar lime lime olmu dman askerlerinin ok zayf dtkleri grnyordu. O gn, Karl'm tam tamna yedi bin aske342 A lm ve bini de Ruslara esir dmt. Bunlar, Tan-r'nn kendilerine hkmdar olarak verdii yaral, hiddetli ve kudurmu bir adamla ekip gitmek zorunda kalan silah ^^adalarndan daha iyi bir kader bekliyordu belki de. Ta uzaktan, Poltava duvarlarnn yaknnda duran Petro'yu seebiliyordum. Bedeni, generallerinin ve evresinde sessiz hayvanlar gibi oturmu, ya da diz km esir selinin tam ortasndan ykseliyordu. Serinletici rzgrda, ele geirilen sve bayraklar, kirli ve top atlar yznden paralanm halleriyle, alacakaranln maviliinde dalgalanyorlard. Petro parlayan gzlerle, Karl'm apar topar kandan geriye kalanlar seyrediyordu. Geri sve Kral'nm altndaki at iki kez vurulmutu; ama o yine de kamay baarmt. Ama Petro zaferi ve sevinciyle adeta kutsal bir hale gibi kuatlmt. Salar birbirine karm, paltosu paavraya dnm, gsnn evresindeki Aziz Andreas Nian takl mavi kurdelesi kan ve is yznden kapkara olmutu. Yz de savan isiyle bir zencinin rengini almt. Gzleriyle dileri, pervaneleri evresine toplayan bir k gibi parlyordu. Kendisiyse, nnde diz km KarPn maiyetini kukuyla inceliyordu. Hizmetliler, algclar, katipler, alar, doktorlar, papazlar ve eczaclar; hepsi krallaryla birlikte sava alanna gelmilerdi. "Katerinuka! Gel de bir bak unlara, yal kzm! Bir mareal, on general, elli dokuz komutan ve bin yz subay... Ve Bakan Piper!" Kafasnda be sa olan, ksk gzl, kk bir adam ensesinden tutup kabaca ayaa kaldrd.

Bakan Piper'in boyu Petro'nun ancak dirseklerine geliyordu. Adam pelte gibi titriyordu. "sve Kral'n yneten bakan! Evet, Piper, sana uygun bir i bulacaz elbette. St. Petersburg'un bir yn caddesi denmeyi bekliyor, yle deil mi, Katerinuka?" diye seslendi Petro. Beni pt ve sarld. Deri, ter ve barut kokan nefesini so343 ludum ve yzme, savan onun yznde brakt is bulat sveli subaylarn birou baklarn yere indirdiler. Sevdikleri ve deer verdikleri tm insanlardan uzun yllar uzak kalmlard. Petro ise bararak: "Ey sveliler, insana zaferi ite byle bir kadn getirir! Dost, cesur, her zaman gler yuz_ l ve erkek gibi alkan!" Baklar Mareal'de donup kald. "Sen Mareal Rehnskjld deil misin?" Adam adn anlayp ban sallad. "Ayaa kalk!" diye bard birden Petro. "Ayaa kalk, domuz sveli!" Emektar asker ne dendiini anlamad; ama korkudan ayaa kalkt titreyerek. Ben de korkmutum. Petro'nun niyeti neydi? hretini ve kazand zaferi byle adi bir idamla lekeleyecek miydi? eremetyev ve Ronne'nin de donup kaldklarn hissedebiliyordum. Petro Mareal'e yaklat. Kana bulanm klcn, Kiev'de kendi ellerimle ilediim mcevher kapl knndan yavaa ekti. Gnein son nlar, eliin zerine vurup tepelerde alevlenen ilk kamp ateinin zerine yansd. Havada duman tad vard. Rehnskjld'n kapal gzlerle sessizce dua okuduunu gryordum. Glckler'in evinde ska okumu olduum Paternoster\ tandm. Petro Mareali salarndan kavrad ve gzlerinin iine bakabilmesi iin arkaya doru yatrd. "Rehnskjld, lkeme ne kadar ac ektirdiini biliyor musun? Senin gibi bir sava ender gelir dnyaya. Narva'da kurunlarndan biri bana isabet ediyordu neredeyse" diye ate pskrd. Avularm terledi. Mareal duasn bitirip sakince Petro'nun, St. Petersburg'un g gibi mavi olan gzlerinin iine bakt. Bitmi tkenmi grnyordu ve svee, "Tanr'mdan gnahlarm affetmesini diledim ve lm iin hazrm, ar Petro" dedi. 344 "Diz k" diye emretti ar ve vaktiyle dman olan esiri-ni yere doru bastrd. eremetyev gzlerini kapad. Ronne parmaklarn ekitiriyordu. Petro klcn havaya kaldrd. Rehnskjld adamlarna seslenerek, son bir kez yreklendirici szler syledi. svelilerden kimisi alyor, kimisi de elleriyle yzlerini rtyordu. Petro bekledi. Mareal'in korkudan gevemi ellerinden birini tuttu ve bu eli deerli talarla bezeli klcnn kabzasnn stne koydu. "Takdirimin bir ifadesi olarak bu klc al, Mareal Rehnskjld. Senin bunu kuanmana izin veriyorum." Saysz savalarn korkusuz kahraman deerli Mareal Rehnskjld, kendini yere brakt. Yzn akamn dt iye ve kann slatt _ ime gmerek ocuk gibi alad. Adamlar ona dokunmaya cesaret edemediler; solgun baklarla boluu seyrettiler. Petro adama bakp ban sallad. "u ie bak. sveliler umduumdan da yufka yrekli ktlar." At srtnda Poltava'nm tepelerini yavaa trmanarak kampa dndk. Hl sava alannda kalm olan adamlar arkamzda toplanyordu. kmekte olan gecenin iinde, her eye ramen zaferin gururuyla yanp tutuan Rus askerlerine ve topallayan, st ba parampara olan esir kalabalna klavuzluk ediyorduk. Dnp Poltava'nm duvarlarna doru baktmda, yeniden ziyafet sofrasna konmak isteyen akbabalarla kargalarn havada daireler izdiini grdm. Kuatlan ehirden insanlar da gelmeye balamt; cesetlerin ve ar yarallarn arasnda ilerine yarayacak bir ey bulma umuduyla. Baklarm nme evirdim.

Hemen o gece btn kamp zaferi kutlad. Petro adamlarna bira ve votka dattrd ve Felten, enlie yetecek kadar kz, domuz, tavuk, tuzlama balk, lahana ve un bulabilmek 345 iin, ehrin tm mahzenlerini ve evre kylerin ahrlarm yamalatt. sveliler ise, tozup elenen grubumuzun tam ortasnda sessizce oturmaktaydlar. Petro fildii sapl aar kan, ban ve yeil boynuzdan ataln bir kenara att. Vck vck yal ellerimi tutup yemek yiyenlere doru kaldrd ve emretti: "Bu akam, elle tutulabilen ne varsa, yalnzca ellerimizle yiyeceiz! atal bakla yiyeni grrsem, canna okurum!" Sonra da beni dudaklarmdan pt ve azma Felten'in tka basa meyveyle doldurduu leziz, soslar akan domuz kellesinden bir para uzatt. Dikkatimi ekti: sveliler yemek yerken ne yelleniyor ne de geiriyorlard. Ayrca yemei elleriyle yemekten ekiniyorlar ve dilerindeki yemek artklarn temizlerken arkalarna dnyorlard. svelilerden nefret eden Felten'den, o akam, sve Kral klna girmesini istedim. Onuruyla oynanmas, fkeden gzlerini yaartmt Felten'in. Petro ylesine gld ki, yedikleri genzine katndan, masann zerine kustu. Kendine gelir gelmez, kupalarmz havaya kaldrmamz istedi. "sveli misafirlerimizin salklar erefine! Bana, zaferin nasl kutlanacan reten adamlara!" Kutlamaya katlanlar, sabahn erken saatlerine doru, yorgunluktan ancak yastklarna, ya da sandalyelerine sar-labildiler. Ama Petro zafer dllerini daha yeni datmaya balyordu. "eremetyev! Sana, uzun zamandr gzlerini diktiin Kiev evresindeki arazileri veriyorum. Hadi, hadi, al, sklma. Seni ihtiyar sava kurt, seni! Ayrca, St. Peters-burg'daki klk sarayn hemen yaknlarnda bir konak yaptrmana izin veriyorum!" lk karlamamzdan bu yana, ar'la ok sk fk olduu grnen eremetyev, Petro'nun huzurunda eildi ve ona kranlarn mrldand. Meni-kov'a ikinci dereceden mareallik verildi; Ronne ise generallik rtbesiyle payelendirildi. Golovkin amirallie terfi et346 tj. Petro sadk, kurnaz ve hamarat Pyotr afirov'u da unutmad. "Kk Yahudi, seni bundan byle babakan vekili ! Ve kzlarndan her biri bir prensle evlendirilecek!" Pyotr afirov yere eilerek ar'nm dizlerini pt. Men-jkov'un, taltifleri kskandn ve kzmaya hazrlandn fark ettim; yatmas iin bir elimi kolunun zerine koydum. "Bu akam, Byk Aleksander Danilovi, yalnzca kutlamak istiyoruz! Petro'nun ltuf pastas yeterince byk. Herkese bir para der." Menikov, verildike daha fazlasn istiyordu. Petro kendisine ise, subaylarnn ricalar zerine, karac tmgeneral ve deniz koramirali rtbesini verdi. Beni pt ve: "imdi tmgeneral ve koramiral ei oldun. Benimle gurur duyuyor musun?" dedi. Bamla onayladm ve terfileri erefine iki kadeh naps itim. Ardndan yastklarn zerinde uykuya dalmm. Petro beni adrmza tam olmal; nk ertesi sabah orada uyandm. Karnmdaki ocuk hareketsizdi. Kamp iki gn iinde terk etmek zorundaydk; nk evremizdeki topraklar ordumuzu daha fazla besleyecek durumda deildi; ayrca lmn ve rmln dayanlmaz kokusu, sava meydanndan adrlarmza dek ulayordu. Poltava galipleri lapa lapa yaan karn altnda ve buz rtsnn stnde ama zafer cokusuyla Kzl Meydan'a doru ilerliyordu. Bense o gn, Kremlin'in balkonuna kamyor ve hibir len yemeine katlamyordum ar'n istei zerine. Petro ilerlemi hamileliimden kayglanarak, beni Ismailov'daki evine gndermiti. Evde yerimde duramyor-dum: Nak ilerken ineyi parmaklarma batryor, minenin alevlerini seyrederek saatler geiriyor ve parmaklarmla Pencere camlarndaki buz kristallerine ekiller iziyordum.

347 Petro'nun, Moskovallarn sevin gsterileri arasnda, t te'nin zerinde Kzl Meydan'a giriini gremiyor, sadece haberini alyordum. Anlatlanlara gre: At, leopar krklerle ve gm koumla sslenmiti. Onun hemen arkasndan, ge, nerallerin komutasndaki alaylar geliyordu. Alaylara bal askerler, pelerinden ar aksak yryen, korkudan ldrm sveli esir selinden gzlerini bir an olsun ayrmyorlard Esirlerden ancak en glleri uzun Moskova yryne dayanabilmiti. Yzleri ve adlar, ganimet olarak ele geirilen yz bayran dalgalar ve Ruslarn sergiledii otuz alt sve topunun arl altnda silinip gitmiti. Kzl Meydan' dolduran ve Kremlin'in karsndaki balkonlarda duran halk, sesleri kslana dek sevin nidalar atyordu. Boyarlar ve aralarnda Petro'nun arkada Kont Strogonov'un da bulunduu zengin tccarlar, kaplarnn nne kp ar' ve generalleri, ereflerine kadeh kaldrmak iin eve davet ediyorlard. Tekliflerin hibiri geri evrilmiyordu. Zafer alaynn getii yol boyunca yedi tane zafer tak kurulmutu. Petro bunlarn altndan bir bir getikten sonra, Prens-Kayzer Fyo-dor Romodanovski'nin tahtna ulat. Salar ve omuzlar karla kaplyd. Eildi ve bir elini kalbinin zerine koyarak, sahte ar'a aklama yapmaya balad: "Tanr'nm yardm ve Majesteleri'nin ltuflaryla, Rusya'y Poltava'da zafere tadm!" sveli askerler delirmeye baladklarn dnm olmallar. ar hangisiydi ki; kaba saba, ypranm niformasyla Poltava'da grdkleri adam m, yoksa evresini bir alay kan kuatt, tahtta oturan ve enliklerin balamas iin iaret veren makyajl, ssl psl, iko adam m?" Darya, konuklarn trenci bann salonun iinden atla gemesini istediklerini anlatt. Petro her kadeh kaldrta tabancasn havaya skm, adamlar da buna yz katyla karlk vermiler. Kremlin'in len salonunun rengrenk boyal 348 tavan o gece tannmaz hale gelene dek delik deik edilmi. Onin anlatmadklarn, bakalar aktarmt. Btn bunlar olup biterken, Praskovya'nn gzel kz arevna Yekaterina jvanovna, Petro'nun yanndan hi ayrlmam. Bense, o saatlerde, olumuzun kalp atlarn duyabilmek iin ellerimi imi karnma dolam, derin bir uykudaydm. Birka gn sonra sanclar balad; bu kez Doktor Blument-rost'un tm uyarlarn dikkate almtm. Yatamn perdelerine tutunup kenetlendiim, beni tutan hizmeti kzlarn kollarn srdm, sanc dolu, uzun saatler geirdim. Blu-mentrost'un: "Tanrm, abuk!" Ters geliyor! Ayaklar geliyor nce!" diye bardn duyduumda, gzlerim bir an iin karard. Sonunda, nihayet sonunda, doktorun, etli kt elleriyle, ocuumun bzlm, kusursuz kk bedenini a tuttuunu ve havaya kaldrdn grdm. Bouk, gl bir viyaklama koptu odann yorgun, bunaltc sessizliinin iinde. Glesim geldi. Alev alev yanan yzmden terden slanm salarm ektim. "Petro Petrovi olsun ad! Petro, babas gibi!" Darya bir an ok megulm gibi davranmaya balad; Anna Tolstoya ise bir porselen kabn zerine eilmi scak suyla ellerini ykyordu. Blumentrost, ocuu a tutmak iin onunla birlikte pencereye dnd. Sonra da bebekle birlikte bana dnd. ocuk mavi iri gzleriyle bana bakyordu. Blumentrost itenlikle glerek: "Korkarm zatlileri, bu mmkn deil. Bu bir kz. ar'mza dnyalar gzeli bir kz" dedi. Elizabet'i kucama almaya ikna olmam, neredeyse bir hafta srmt. Petro ise sevinten kendinden gemi ve onu Poltava'nn kk kahraman ilan etmiti. Stannesini tom-Dullaana dek kuvvetle emiyor ve skca kundaklanmaya, avaz ktmca barp kar kyordu. 349

Koullar lehimize dnmt: Rusya; Prusya ve Danimarka'yla ittifak kurmutu ve Polonya tahtnda imdi yeniden tek eliyle nal bkp, gm bir taba drebilecek kadar kuvvetli olan Saksonya Elektr Prensi oturuyordu. Petro, ayn gnlerde, Trklerle yaplan bar antlamasnn sresini de uzatmt. Kont Tolstoy, stanbul'a gnderilecek en iyi eliydi hl. Yaral Karl'n Sultan'm sarayna snd sylentilerini samalk olarak nitelendiriyordu. Aleksey, Prenses Charlotte'nin resmini nce kmr kalemle boyam ardndan da bana hedef tahtas yapmt. Sonra da perdeyle rttrp, Petro'dan habersiz, Kremlin'in bodrumuna kaldrtmt. Evlilik grmeleri olduka yava ilerliyordu. Avrupa, Rusya ve Petro'ya kukuyla bakyordu. Yine de, Menikov'un St. Petersburg'daki yeni konanda, Kutsal Aleksander Nevski'nin isim gn erefine verilen len yemeinde Petro benden, geri zekl kardei van'n be kzma daha yakndan bakmam istedi. Menikov, St. Petersburg'daki konan dayayp derken hibir masraftan kanmamt. Vassilyev Adas zerindeki Strelka'da bulunan yap, St. Petersburg'dakilerin en grkem-lisiydi. Petro bundan rahatsz deildi. "Olsun, ben de kutlamalarm hep orada yaparm, btn masraf da Menikov der!" dedi keyifle. Neva kysndaki sarayn denmesi iin ran'dan ipek, talya'dan mermer, Libya'dan abanoz ve sedir aalar, Sibirya'dan altn, in'den cila malzemesi ve duvar kd, Hollanda'dan ini, Afrika'dan fildii, ngiltere'den gm getirtilmiti. Menikov'un, tek bir kitap bile okuyamad ktphanesi yalnzca otuz bin kitab kapsamakla kalmyor, dnyann drt bir yanndan gelen haritalardan oluan ender bir koleksiyonu da barndryordu. Ktphaneden ve srekli byyen ieriinden ktphaneci sorumluydu. Sahanlklarn, uzun koridorlarn, zel ve konuklara 350 ayrlan odalarn duvarlar hal ve nianlarn yan sra yzlerce tabloyla sslenmiti. Bunlarn yaklak drtte biri gm ve altnla ilenmi ikonalard; ama byk bir blm insanlarn resmedildii tablolard. len yemei ncesinde, aynal uzun koridorlardaki gezintim srasnda, ruhumu okayan birka tablomu ve Pet-ro'yu neredeyse her yata gsteren bir sr tablo grdm. Hepsinde de muzaffer bir hkmdar olarak resmedilmiti. Darya kendi kabul odasnda, bana bir dizi kk yalboya tabloyu gsterirken, kendini tutamayp alad: "Bu benim yas kem" diye yaknd. len oullar Pavel Samson ve Petro Lukas'm kk yzlerine bakyorduk. nc bir ocuk resminde, Menikov'un, o anda yksek atele yatakta yatan kz Yekaterina'nn narin pembemsi yz yer alyordu. Yolumuza devam ettik. Darya yrrken aceleyle gzyalarn sildi. Byle nemli bir lende zgn grnerek Petro'yu fkelendirmekten korkuyordu. Darya'nm lene katlmamas iin Petro'dan izin koparmaya altm; ama btn uralarm boa kt. Bu yzden kadncaz akl baka yerde olduu halde, bana, dnyann bambaka bir kesinde yzyllar nce yaanm olan olaylarn resmedildii tablolar gsteriyordu. Menikov bunlar Avrupa'dan satn aldrtmt. Uzunca bir sre, n ak peleriniyle boann zerinde oturan ve Menikov'u okayan plak, gzel bir kzn yer ald bir resmi inceledim. Toparlak yanaklar ve koyu peremleriyle bu kz bana vanovna'nm birazdan masada daha yakndan bakmam gerekecek prenseslerinden birini anmsatyordu. Menikov ikinci tur servisin yaplmas iin elmaslarla donatlm asasn yere vurarak iaret verdiinde, Petro'yla ben yerimizi almtk bile. alkan hizmetiler masalardaki rek ve para pilileri toplam, av eti ve kzarm domuz yavrusunu sofraya tayorlard. Petro kartall kupasndan biryu351 dum aldktan sonra geirdi. Gzleri, baldz Praskovya'mn evresinde oturan bir grup kadnda dolat. ar'm emriyle be kzn da yannda getirmiti. arevnalar,

amcalarnn gzlerinin kendi zerlerinde olduunun farkndaydlar sandklarnda ne buldularsa takp taktrmlard. Prenses vanovna'y gren Fransz ve spanyol elilerinin glmemek iin kendilerini zor tuttuklar gzmden kamad. Biz Rus kadnlarnn sslenme tarzlar onlara sakil ve taral grnyordu. Fildii ve inci sapl uzun yelpazemi daha hzl sallamaya baladm; beyaz fondtenimin altnda fkedenyan-yordum. Kimse bir Rus Prensesi'ne glemezdi. Yumuak, gri renkli devekuu tylerinin arasndan tenime vuran hafif esintiyle biraz olsun kendime geldim. Petro bana doru eildi ve soslar damlayan yabandomuzuna att iki srk arasnda azn aprdatarak sordu: "Ne dersin, bunlardan hangisini Kurlandiya'nm kk dkne verelim? Friedrich Wilhelm, Prusya Kral'nm yeenlerinden biri ve bu, senin Baltk'm fethimizi salamlatrmak iin harika bir yol. Tanr senin yurduna, senin toprana ayak bastm gnleri gstersin bana." Sabah, talyan hamamcsna temizlettii dilerinden et liflerini ekip kard. "Bu yzden de cmert davranacam." Dilini aplatarak kadehinden kk bir yudum daha ald. Bu srada Praskovya'nm en byk kz Yekaterina gzel ban yukar kaldrd. Daha yeni on dokuzuna girmiti. Kedi gibi zarif bir ekilde kalkarak hrtl eteiyle yanmza sokuldu. Teklifsizce Petro'nun kucana oturdu ve onun kadehini havaya kaldrd: "Uzun ve salkl gnlere, kahraman amcacm" dedi ksk, yumuak sesiyle. Glmsyordu ve altn rengi gzleri mum nda parldad. Dekoltesi dopdoluydu ve gslerini Petro'nun omzuna bastryordu. Petro glmeye balad ve fazla kar koymad. ki elini kzn gs352 terine koyup plak ensesine bir pck kondurdu. Kz hafif bir lk atp ar'n ellerine yumuldu. Ben yanmda oturan Ivlenikov'la sohbete baladm. Petro'nun, "Tanr biliyor ya, yeenim olduunu ikide bir unutmam bouna deil!" dediini duydum. "Bu bir ar' ne zaman rahatsz etti ki? Ayrca babamla vey kardetiniz" diye crldad Yekaterina kstaha. Menikov ince byklarn svazlayarak bana doru eildi: "Kk kua dikkat et. arielik pekala itahn kabartabilir, bunun iin hem iko anasn hem de aptal kardelerini parmanda oynatr. Hem, bir ar'n akrabasyla evlenmesi de grlmedik bir ey deil hani" diye fsldad kulama. Bam sallayarak yeniden Petro ve Yekaterina'ya dndm. Kz o arada elini Petro'nun bacaklar arasna sokmu, kk bir kuun kanat rparken gsterdii beceriyle, ileri geri hareket ettiriyordu. Petro ise derinden inliyordu. Kzn kolunu kavradm ve kararl bir ekilde yukar ektim. Gzlerindeki bak fkeden donmutu. "Yatak odasnda olmadmz, aksine Aleksander Dani-loviler'in konuklar olduumuzu unutmayalm. Zataha-neleri, az nce ltfedip Kurlandiya evliliiyle ilgili fikirleri olduunu sylediler..." dedim dosta. "yle mi, neymi o?" Petro, zevkinden yoksun braklmaktan pek honut kalmamt besbelli. Menikov ar, pudral peruunun altndan ban sallad ve: "Eer Prusya Kral ve yeeni Kurlandiya Kontu'na ballmz gstermek istiyorsak, akla ilk gelen ey, gzel Pren-ses'imiz arevna Yekaterina vanovna'y des olarak vermekten baka ne olabilir ki?" dedi. Yekaterina ifadesiz bir yzle Menikov'a bakt. Annesi Praskovya gibi o da nefret ediyordu ondan. Petro'ya sokularak alamaya balad. 353 "Amca, senden ayrlmak istemiyorum! Yalnzca RUsv iin dourmak istiyorum!" Dudaklarn bzerek: "Bir sr" oul! Annem ne kadar dourgan olduumuzu kantlad mr boyu mutsuz olurum senden ayrlrsam" diye kekele yip efkatle amcasnn salarn okad. Petro onaylarcasma homurdand.

Prenses'i salarndan tutup ekmemek, trnaklarm pembe yzne geirmemek iin, yumruklarm sktm. "Evet dourgan olmasna dourgan, Prenses'im; ama sadece kz dourdu!" dedim kedi gibi sinsice glmseyerek. Petro alevlenen kavgamz yarda kesti. "Haklsn Meni-kov; ama dnyorum da, Yekaterina iin daha iyi bir zm bulabiliriz..." diye yantlad Petro ve ardndan ellerini yeeninin kaba etlerinin zerine koydu. teki kz kardelere doru bakt. Bu arada Praskovya da ikinci kz Anna'y salarndan kavrad. Petro bir an dnd. "Anna gitsin. Anna Kurlandiya desi olsun. Ben de, Alekaa, Yekaterina'yla birlikte senin galerilerini dolaacam imdi." Menikov ibirliki bir ifadeyle gld; ama kendisini pek de rahat hissetmediini grebiliyordum. Petro'yla Yekaterina'nn arkalarndan bakmadm; ama len salonunun giriinden gelen seslerden tek bir sonuca varabilirdim. Petro daha koridorlardan geip gitmeden arev-na Yekaterina'ya ilgisini gstermeye balamt bile. Pet-ro'nun benimle sz kestii Schlsselberg'deki o gece, artk bir d kadar uzaklarda kalmt. Kartall kupama hizmetilerden birine votka doldurttum. Bu srada tylerle kapl kzarm tavuskuu ikram yaplyor, algclar da neeli bir menuetto alyorlard. Kurlandiya'nn mstakbel desi kz kardeleriyle ayn emberde dans ediyordu. Yekaterina vanovna, dalm salar ve ltl gzlerle galeriden geri dnd. Annesinin yanna oturup gzlerim 354 eien kard. Yekaterina kendisine bir eyler fsldadm-a praskovya ban edi, sonra da geriye atarak zevkle gld. arevna Anna vanovna kendisiyle gurur duyan gen bir gelir1 oldu. Balangta Dk be prensesin de resimlerini is-tetmiti- Onun iin hepsi de uygundu! Yine de Petro'nun seiminden memnun grnyordu; gen gelin gayet iyi geli-jfii, temiz soluklu ve koyu, ltl gzleri olan bir kzd. Anna'nn eyizinden de honut kalnmt. Petro'dan, bonkr davranmasn istemitim. Anna'ya iki yz bin rublelik bir kese verdi; Friedrich Wilhelm bununla hemen kumar borlarn kapamak istiyordu. Dn sabah, Petro'yla birlikte, kz kardelerinin dn treni iin Anna vanovna'y hazrladklar gelin odasna girdik. Ayn sabah Neva'nn zerinde ince bir buz tabakas olumutu ve kar havasnn arl vard. Yekaterina kardeinin salarn topuz yaparken glmseyerek ar'a bakt. "ar'm, kardeime ok byk bir ltufta bulundunuz! Bir kadnn mutlu bir gelin olmaktan baka ne arzusu olabilir ki? Tanr ona ltufkr davranp birok oul versin!" Bir gzel pataklamak istedim onu sesindeki ima yznden. Ama, kk arevna madem bu kadar istekliydi, ben de ban balamak iin elimden geleni yapacaktm. Bir ksrak gibi kzgnd ve niyetini belli ettiinden bu yana Petro yatama daha az gelir olmutu; geldiindeyse bitik bir halde oluyordu. Petro gld ve kz yanaklarndan pt. Ardndan taze geline tler verdi: "Anna vanovna, Sevgili Yeenim! Evliliinle lm baban, sevgili kardeim ve muhterem ar Ivan' ve Rusya'y ereflendirmelisin! Kendin iin deil, lken iin evleniyorsun. inde domu olduun hak ve inancn koru. Yeni vatann sevip saymay ren. Kocan ailenin reisidir, ona itaat et." 355 Anna alakgnlllk ve uysallk iinde ban sallad. Petro, len babasnn yerine kzn koluna girerek ona Petro Pavel Kalesi'nin kilisesine kadar elik etti. Kilisenin ahn yle souktu ki, soluklarmz bulut halinde ikonalara doru ykseliyordu. Ama gelinle gvey sunan nnde diz ktkleri anda papaz, gzlerini dua kitabndan kaldrp kararl bir ifadeyle: "Bu nikah inancm gerei kyamam" dedi. Kulaklarmza inanamadk. Friedrich Wilhelm aknlk iinde Prusya Eli-si'ne dnd;

ama eli omuzlarn silkip gzlerini tavana dikti. Anna alamaya balad, Praskovya hzla kzn yanma gitti. ar diz kt yerden ayaa kalkt. Papaz kisvesinden yakalad, dier eliyle uzun, ili ceketinin cebinden kamsn kararak: "Nedenmi o, seni kk, lanet olas papaz?" diye tehdit savurdu. Adamn yz keten bez gibi bembeyaz oldu: "Kutsal Rus Kilisesi'nin adna arevna'y dinsiz biriyle nikahlamay reddediyorum. Bu, Tanr'ya hakarettir ve yasalarmza aykrdr." Sesi korkusunun iinde kslp kayboldu. Petro kolunu kaldrp dubina'sn iki kez adamn bana indirdi. Renkli, souk mermer demelerin zerine kan damlyordu. Petro adam birka muhafz askerin durduu yere doru tekmeledi. "Gtrn unu. Btn Ruslarn ar'n deerli yabanc konuklarn nnde kk drd iin ona otuz krba vurun. Prusya Elisi'nin sararp solduunu grdm. Bir ara papazn lehinde bir eyler syleyecek gibi oldu; ama sonra fikrini deitirdi. Anna hkrarak alyordu; kk nadr ruhu dolu iemi tuttum burnuna. Gzyalar, zenle beyaz dzgn srlm yznde irkin izler brakt. Praskovya kzn 356 -rne kabaca bir dirsek indirdi. "Kendine gel, Anna!" diye tslad kzma. "Menikov!" Petro'nun sesiyle inledi kilisenin kfl havas. "Bana papazn ar. Yeenimle Dk'n nikahlarn Uymamakta ayak diretirse, bana nelerin geleceini sylemeyi de unutma!" Bunu izleyen kutlama her eye ramen iyiydi. Bylelikle, eski Rus rf ve adetlerinden eser kalmamt geriye. Uzun masalarda kadnl erkekli oturulmu, havyar, balk, tavuk, hindi, her trden et ve Petro'nun yeni klk saray biiminde dev bir ya pasta yeniyordu. Felten alarn gn gece altrmt bunun iin. Gece boyunca dans ettik ve byk bir heyecanla, gkte Romanovlarn ve Kurlandiya Hanedan-l'nm armalarnn birbirlerine dolanp szld, grkemli havai fiek gsterisini izledik. Gen Dk o srada evliliin icaplarn yerine getiremeyecek kadar sarho olmutu bile. Gen ift gzyalar ve kucaklamalar arasnda Kurlan-diya'ya doru yola kmak zere kzaklarna binerken, Dk'n yznn salksz grnm dikkatimi ekti. Yola kmadan nceki gece nihayet Anna'nn koynuna girebildiinden, kz halinden memnundu. Neva Rhtm boyunca sert buzda ilerlerken kzaklarnn demirleri imekler aktryor, yeni yln bu serin sabah rzgrnda renkli flamalar dalgalanyordu. Kurlandiya Desi henz gn bile gemeden, geri dnmt. Kocas nceki gnk ziyafette ikiyi fazla kardndan St. Petersburg'a elli mil uzaklktaki bir konaklama yerinde istifra etmek zorunda kalm. O srada tepetaklak ka-nn iine dm ve gen karsnn yakarlar arasnda, kusmuklar iinde boulup kalmt. "Pyotr Andreyevi Tolstoy elilerim iinde en mzmz kt!" diyerek bard Petro ve yeni alm olduu bir mektu357 bu ikindinin eik den na doru tuttu. "Bu hafta iinde yollad nc arzuhal! Anlalan stanbul'daki esir pazarnda vakit geirmekten ileriyle yeteri kadar megul olarn-yor..." diye mrldand ve kd, bir yn kt rulosu ve Uka/la.Tin bulunduu masaya brakt. Durmadan daha fazla altn ve daha fazla samur krk talep ediyor! Topkap'daly sultann itah da dipsiz bir kuyu sanki!" "Ne, daha ok mu istiyor?" diye gldm ve miskince gbeimin zerinde yuvarlandm. Yerdeki minderlerin zerine uzanm yeni bir elbisenin izimlerine bakarken bir yandan da oda hizmetimin getirdii fndkl, ball, karabiberli, scak kurabiyelerden yiyordum. minede yanan birka odun devrildi; salan

kvlcmlardan rken finom havlayarak geriye doru srad. Yeniden gldm ve hayvan kucama alp nemli burnuna bir pck kondurdum. Petro, gkte uan bir kartal gibi evremde daireler iziyordu. Ben sakince uzanm, gz ucumla, izmesinin burnunu ve yenmi topuklarnn geli gidilerini izliyordum. Bir karabiberli kurabiye daha alp enfes kokusunu iime ektim. Petro tam karmda durdu. Yumruuyla dier eline vurdu. "Evet bu. Evet, bize gereken bu. Kahrolas Franszlar, ngilizler, dediklerinde hakllar. Ukas' hemen bugn kaleme alacam..." "Ne?" diye sordum nihayet ve renkli izimleri elimden brakrken dorulup oturdum. Zengin bezemeli ran ynnden atkm omzuma aldm. Souk, bu k minedeki atee ramen insann iine iliyordu. Mavi kadife elbisem bile nemden arlap bedenime yapyordu adeta. Petro diz kp ban omzuma dayad. Alnn souk terler kaplamt; salarn okadm. Hl iyilememiti ve Blumentrost'a baklrsa, hi iyilemeyecekti de. Bu eczac msveddesini kovup, ar' iyiletirebilecek baka bir doktor bulmak gerekirdi asl358 a baklrsa! Ne ie yaryordu ki ar' iyiletiremedikten sonra' "Ah, Katerinuka. Rusya'y artk tek bama ynetemiyo-^" diye i ekti Petro. Korktum: "Bu ne demek?" diye sordum temkinli bir sesle. Acaba, yabanc bir lkenin prensesiyle evlenmeyi mi kuruyordu kafasnda? Ona oul douracak bir kadn m? Son aylarda yine ska yatama girmeye balamt. Yoksa Yeka-terina'smm tatl uysall, giyim ve tak konusundaki arsz istekleri mi skyordu cann? Petro vermeyi severdi; ama bunun iin skboaz edilmekten holanmazd. "Eskiden, Rusya'da bulunmadm zamanlar, Fyodor Ro-modanovski ilgileniyordu her eyle. yi bir Prens-Kayzer'di ve lkeyle ben ilgilenemediimde o yapyordu bu ii. Ama o sralar Rusya'ya hkmetmek ok kolayd, hem de ok! Yapp ettiklerimin artk beni atn dnyorum! Dev bir ormanda, elinde ufack aksyla, boy veren btn dallar budamak isteyen kk bir ocuk gibiyim! Rusya nceleri ayak srklar zerinde kendi etrafnda kez dnen, masallardan km bir isba'yd. Ama imdi, koridorlaryla, kadaryla, merdiven-leriyle ve kuleleriyle bir saray oldu kt. Tek bir adamn ba etmesi olanaksz. Artk baka trl yrmez..." Derince bir soluk ald ve minenin nndeki minderlere, yanma oturdu. "Bir senatoya ihtiyacm var. Rusya'nn, kendisini ynetecek tek bir adama deil, birok adama ihtiyac var." "Bir neye ihtiyac var, dedin?" diye sordum. Bu szc hi duymamtm hayatmda; ama kulama ho geldi. Ayaa kalkarak Venedik camndan yaplm, kk srahiden glya dktm avularma. Bununla, dnmekten yanan akaklarn yumuaka ovuturdum. Dvlm gl yapraklarnn ve geride kalan yazn kokusu sard havay. "Senato 359 , 111 nasl bir eydir?" diye sordum yeniden ve kaskat omuzlarn yumuak hareketlerle gevetmeye baladm. Petro gld ve youran parmaklarma brakt kendini, "Senato nasl bir ey mi? Bilgece kararlaryla Rusya'y iyi yalanm bir saat gibi, tkr tkr iletecek bir dzine adam; ama yle adamlar ki, soylu olduklar iin deil, bu onuru hak ettikleri iin orada bulunacaklar, anlyor musun?" Bamla onayladm. "Tam olarak neyle ilgilenecekler peki?" diye sormaya devam ettim. "Gerek bir gce sahip olacaklar m?" "Evet; ama uygun grdm lde! Devlet ileriyle ilgilenip lkeyi bilgece ynetecekler. Akll, uygun yasalar yapacaklar ve uygulayacaklar. mparatorluun

yarglarnn zerinde olacak gzleri; nk son zamanlarda agzl ve haksz davalarla ilgili ikayetler artyor." Biraz dnd. "Ayrca bana para bulmallar, hem de ok para! En iyi senatr, yeni para kaynaklar bulunmasyla ilgili en iyi fikirlere sahip olandr! Silah altna alnacak yeni askerler iin para, yeni ittifaklar iin para, St. Petersburg iin para!!" "Paraya ihtiyacmz var m ki?" diye sordum gzlerimi byterek; aklmdan Petro'nun klk sarayn nasl dillere destan bir grkemle donatt geiyordu. Gld ve eliyle salarm okad: "ar'm paraya her zaman ihtiyac var! Ama kullar var olduka, paraszlk ekmez. Onlara ait olan, bana aittir. Keyfimin istedii gibi kullanrm bunu. Hayr, kimi zaman olup bitenleri topluca grmekte zorlanyorum! Bunun iin ynetici bir senatoya ihtiyacm var. Ona itaatsizlik eden, bana itaatsizlik etmiesine sert bir ekilde cezalandrlacaktr." "Ya sana kar birleip istemediin bir karar verecek olurlarsa?" diye sordum merakla. "Gcn bakalarna m devredeceksin?" 360 Petro ban sallad. "Asla! Kimsenin o kadar gl bir birlik oluturmasna izin vermeyeceim. Birbirlerine gve-nemeneliler! Yal gbekler ve zgr dnce, kalbi asile-tjrir; Tanr biliyor ya, buna hi ihtiyacm yok!" diye homurdand. Boynundaki kaslar yine gerilmiti. Ksa bir an ban boynuma srtt. "Hm, burada kalmay ok isterdim. Ama Ukaf hemen yazmalym..." Kal, demeye frsat bulamadan kalkp birka admda duvar kaplamasyla btnlemi kk giz kapya ulamt. Buradan odalarma gizlice girip kabiliyordu. Ama tam bu srada kk kapya vuruldu. Bana dnd ve alayl bir ekilde, "Gizli bir konuk mu bekliyorsun, Katerinuka?" diye sordu. akn bir ekilde bam salladm ve kalkmadan nce ormzlarmdaki yumuak al dzelttim. plak ayaklarmn altndaki hallar scakt; kapy kadnlarmdan birini karmda greceim dncesiyle atm. Ama eikte bir ulan diz ktn grnce ardm. Arkasnda iki asker duruyordu. Uzun sre hzl at srmekten soluk soluayd. Paltosu amur ve buz kristalleriyle kaplyd. izmeleri, klk sarayn hafife parlayan mermer demeleri zerine, erimi karn amurlu suyunu ve sokak pisliklerinden oluan birtakm izler brakt. Adam Petro'nun nnde diz kerek yumruuy-la gsne vurdu. Ban ne eip konutu: "ar'm! Babli'den acil bir haber var." Gldm ve kalkmasn emrettim. "Altn ve samur mu istiyor yine Tolstoy? Eer yleyse, zamanlamas ok kt!" Ama adam koyu renk gzlerindeki ciddi ifadeyle bana bakt. Yannda mektup yoktu; szl olarak aktard haberini: "isveli Kari stanbul'da. Pyotr Andreyevi Tolstoy, Sultan' Rusya lehinde etkilemeye alt; ama bunun iin elinde yeterince imkn yoktu." Petro adam ayaa kaldrarak ona mineme kadar elik etti. "Kari stanbul'da m? Tolstoy'un 361 imkn yoktu da ne demek? Peki Karl'n imknlar neymi? Poltava'y dmdzlak terk etmemi miydi?" diye sordu kendini glkle tutarak. Haberci ban sallad. "sveli altn iinde yzyor. Sava btesini sanlann aksine Poltava'dan karabilmi. Ayrca ngiliz-Levanten Cemiyeti'nden Cook Kardeler ona bor vermiler; Holstein Dk de yle." "Eee?" diye sordu Petro karanlk bir yz ifadesiyle. "Zaten Sultan da uzun zamandr Rusya'nn Karadeniz'deki byyen gcnden kayg duymakta. Orada, imparatorluuna fazla yakn olmakla huzurlarn karyorsunuz. Tolstoy elinden geleni yapt ve Sultan' karar vermeye zorlad."

Hissediyordum; bu iyiye iaret deildi. Ulak konumasn srdrd: "Sultan, olmayacak koullar ne srd: Stanislav Leszinski yeniden Polonya Kral olmalym. Iivonya ve St. Petersburg evresindeki topraklar sve'e geri verilmeliymi." Petro kalemini alp fkeyle krd. "Sultan bozuntusu tombul tosbaa! Umarm Tolstoy aznn payn vermitir ona!" Haberci ban sallad skntyla. "Verdi vermesine." Pet-ro'nun yzne bakmaya cesaret edemedi. "Eee?" diye steledi Petro. "Peki, ne oldu?" Parmaklar sinirle yeil ropdambrnn kuaklarn ekitiriyordu. "Sultan, Andreyevi Tolstoy'u annda Yedikule Zindanla-r'na kapatt." Petro tumturakl bir kfr savurdu. Makarov elleriyle gzlerini kapatarak ban sallad. Bense, bir ona bir tekine bakp durumu anlamaya alyordum yalnzca. "Bunun anlam ne?" diye sordum usulca, ksa bir sessizliin ardndan. Petro bana dnd ve ellerini hafife salarmda gezdirerek: "Bu, Katerinuka, sava demek. Savamz zaten azd; imdi bir tane daha oldu" diye mrldand. Ardndan glerek 362 sordu: "Sen de benimle Trk topraklarna geliyor musun? gana stanbul'da bulabileceim en iri zmrd hediye edeceim- Tombul tosbaa Sultan' da hafif atete kzartacam." Rusya bir senatoya kavutuu gn kendini stanbul'un Babli'siyle savata buldu. "Elbette, amarc yosmasn da sava alanna beraberinde gtrecektir!" Yekaterina vanovna'nn buz gibi sesi Praskovya'nm evindeki kk topluluun iinde yankland. arevna szn syleyecek zaman yanl semiti. Ksa, birdenbire bastran sessizliin iinde sesi crtlak bir ekilde ve zalimce nlad. Hizmetiler ikinci servisi yeni toplam ve algclar enstrmanlarn yeniden akord etmeye koyulmulard. evremizdeki misafirler, Petro'nun en yakn dostlar ve ailesi atal baklarn kenara brakmt. Bazlarysa yal parmaklarn masa rtlerine silmi ve nefislerini tatmin etmenin keyfiyle i ekerek arkalarna, yumuak yastklarna dayanmlard. Herkes, Praskovya'ya syledii bu szleri duyduunda donakald. arevna vanovna, sylediklerini duyduumuzu anlaynca kpkrmz kesildi. Yine de, kstaha dudaklarn bztrd, zenle yaplm ban geriye atp sakiyi armak iin elini aklatt. O srada afirov ve eremetyev'le sessizce Osmanl'ya kar yaplacak seferin masraflarnn ve gerekli destein nereden salanacan gren Petro ban kaldrp bakt. Neesi son zamanlarda pek de yerinde deildi. Mttefiklerinden yalnzca Moldavya Prensi Dimitri Kantemir savaa birlikte gitmeye razyd. Gerek Saksonyal August gerek Kazaklar, Babli'yle aralarnn almas sz konusu olunca, endieyle geri ekilmilerdi. Yekaterina vanovna, tpk bir krek mahkumunun saklayacak krbac omuzlarnda hissetmesi gibi, Petro'nun ba363 klarn zerinde hissetti. Salonda bulunan hi kimse sanki nefes almaya cesaret edemiyordu. eride bir yldrm dmesini beklercesine korkulu bir hava vard. Bir iki alg knp sklarak bir eyler alyordu. Petro fkeli bir el iaretiyle susturdu hepsini. Bana bakt. Bam kaldrmadm; ama Yekaterina vanovna'nm alenen onurumu krmas gzyala-rmn yanaklarmdan akmasna neden olmutu. Petro, herkesin grecei biimde, masa rtsnn zerinde duran bitkin elimin zerine koydu elini. Yanmda Anna ve Elizabet oturuyordu. kisi de ayn ekilde elimi okamaya baladlar. Sylenen szlere bir anlam verememilerdi ama ac duyduumu gryorlard. Petro yavaa ayaa kalkt. "Praskovya, Rusya'nn dul ariesi" diye bard salona Petro. Praskovya Saltikova, minderinden dorulup diz ktnde titriyordu. "ar'm" diye mrldand ve byk

bir ustalkla birbirine eklenmi plak ahap demeye alnm koydu. "Kzlarn da ayaa kalksn. arevna vanovna ve Kur-landiya Desi de" diye emretti ksa ve sert bir ifadeyle. Gen kadnlar annelerinin yannda rkeke diz ktler ve alnlarn ayn ekilde demeye yaptrdlar. Petro baklarn salonda gezdirdi ve daha yumuak bir sesle: "Natalya Alekseyevna, Sevgili Kardeim sen de, ltfen! Ve dier kardelerim de, arevna Alekseyevna." Grandes kk kpeini burnundan perek neeyle Praskovya ve civcivlerine katld. Bana destek karcasna glmsedi. Yal arevnalar, Alekseyevnalar da, onu izledi. Olup biteni henz anlayamamtm ki, Petro beni kolumdan kavrayp ayaa kaldrd. Kadnlarn yanna doru giderken, ar'n admlarna ayak uyduraym derken neredeyse taklp decektim. "Rusya'nn arevnalar ve arie Praskovya! Siz Rusya'nn en saygdeer Togo'larsnz. Yaamm boyunca, konumlarnza sayg gstermeyi bir grev bildim. 364 Arna imdi..." Ara verdi; prenseslerin gzleri yalvarrcasna ar'n zerine odakland. Gen arevna vanovna'lardan biri sessizce alamaya balad. Petro yavaa devam etti konumaya: "Ama imdi, sarayn en saygn hanm, kzlarm Anna ve Elizabet'in annesi Katerina Alekseyevna'y karm ilan ediyorum! Sizlere ve bylece tm halkma, onu efendiniz olarak tanmanz emrediyorum!" Sesi, kararn yalnzca salondakilere deil, tm imparatorluuna duyurmak istercesine ykseldi. "Eer Trk topraklarna yapacamz sefere kadar evlenmek iin zaman bulamaz ya da Tanr'nm takdiriyle sava alanndan geri dnemeyecek olursam, sizlere ve hepinize bugn unlar emrediyorum: Katerina Alekseyevna bizim irademizle Rusya'nn ariesi'dir! Katerina Alekseyevna, Rusya'nn tahtnda yeri benim yanmda olan sevgili esimdir. Kendisine, hak ettii saygy gsterin! Ona hakaret etmek, bana hakaret etmektir! Makarov, kaydet bunlar!" diye tamamlad konumasn. Makarov ban sallayp kt kalem getirmesi iin mezlerinden birini gnderdi. Nefes almaya cesaret edemiyordum adeta. Petro'nun terli eli elimin zerine yapt. Ona dnp nnde reverans yaptm. Dizlerimin ba zlmt, elini pmeden nce yanama gtrdm. "Majesteleri, Tanr ahidim olsun ki, bu onura layk olmaya alacam." Ayaa kalktmda Petro elini kaldrd ve yeniden glmsedi: "Mzik! Ve kpkl Fransz arab! Hadi bakalm, tembel uvallar sizi, ben izin vermeden gidin de, greyim!" algclar bir dans mzii almaya baladlar. Petro elimi pt. "Ltfeder misiniz?" diye sordu allmadk bir nezaketle. "Ve alamay da kes ltfen, matka. ar'n seni e ilan etmi, hi yakmyor bu imdi" diye ekledi yalnzca benim duyacam kadar alak bir sesle. Bunun zerine daha ok aladm ve btn gece boyunca da sakinleemedim. 365 Petro'yla yeniden sefere kacam iin sevinliydim-sandklarm hazrlattm. Ben kahya kadnla, karargha gi-derken gtrmek istediim eyalarmn uzun listesini gzden geirirken, Anna ve Elizabet de dairemde oynuyorlard. Her iki kz da yalarna gre iri ve glydler. Ama yine de kk Elizabet'in, Anna'yla didimek ve ona dediini yaptrmak iin her frsat kollad gzmden kamyordu. Bu nedenle, birbirlerine girmesinler diye bir nedime grevlendir-dim: "Lisenka! Annuka'nm salarndan ekmeyi brakr msn!" diye bardn duyuyordum. Barma basarak ikisini de Natalya Alekseyevna'nm candan ve sabrl himayesine braktm. Onlarla babalar arasnda bir tercih yapmak her zaman g geliyordu bana. Petro'nun bana bahettii erefe ramen, onun yanndaki yaamm hl, k balangcnda Neva zerindeki ilk buz tabakasnda yaplan bir yry gibi geliyordu bana. Kirli buzun bir insan tayp tamayaca asla bilinemezdi.

eremetyev ve adamlar Riga'dan yola kmlard bile. Smolensk'te yeni asker toplayacaklard. Petro, yal adam fkeli mektuplaryla daha da ileri saflara sryordu. Trkler, Polonya ve Moldavya'ya girmeden nce, birliklerin Tu-na'ya ulamas gerekiyordu! Hzl, hzl ve daha hzl; tek bir gn bile kaybedilmemeliydi! Bizim yolumuz da yine Smolensk ve Sluzk zerinden geiyordu; nk Kiev yolu olas Tatar saldrlar yznden tehlikeliydi. Martta, yazn ilk lk rzgrlaryla birlikte St. Petersburg'dan ayrldmzda, balarmzn zerinde ha ve Aziz Konstantin'in. "Bu iaretle galip geleceiz" sznn ilendii bir sancak dalgalanyordu. Petro'nun yan banda Moldavya Prensi Dimitri Kantemir at sryordu; onu, bizimle birlikte savaacak be bin adam izliyordu. Kantemir'i ve dalarnn sert iklimiyle yorulmu, suskun birliklerini selamladmz srada, yannda, ufack 366 bir ata binmi, dnyalar gzeli kk bir kz vard. Salar taptaze, szme bal rengindeydi; teninin altn gibi mat bir parlts vard. Gzleri, kayaklara koulmu kpeklerin gzleri gibi ak renkliydi ve gerek bir prenses gibi dimdik oturuyordu eyerin zerinde. Petro sekiz yalarndaki kz dikkatle szd ve merakla: "Bu da kim, Prens Dimitri? Sava ocuklara gre deil. Kadnlar bile beni zor ikna ediyorlar, sava alannda bulunmalar gerektiine." Bana bakarak gz krpt. Prens Kantemir glmsedi: "Bu benim kzm, Maria Kantemir. Onu her zaman, her yere yanmda gtrrm. Saraymda yle tam anlamyla gvenip brakabileceim kimse yok." Kk Prenses sakince ban sallad bize. Petro sadece: "Ne kadar da gzel" dedi. Baklarn kzn zerine dikmiti. Ona bir kadn szer gibi bakyordu. Rahatsz hissetmitim kendimi; ama nedenini tam olarak bilmiyordum. Maria Kantemir suskun bir halde ve bo gzlerle ona bakyordu. Derken kk, gl atn mahmuzlad ve Rus ar'n geride, toz bulutunun iinde brakt. Petro gzleriyle yercesine, arkasndan bakt kzn. Dier zamanlarda olduka bereketli rn veren tarlalardaki ekinler o yl clzd ve baharn ilk gneiyle kavruluyordu. Yolumuzun zerindeki otlar da ac ve kuruydular, yle ki, kimi zaman atlarmz bile otlayacak bir ey bulamyordu. Yetmezmi gibi, Ukrayna dzlkleri geen ilkbaharda ekirge srleri tarafndan tarumar edilmiti. Bir nceki yln kt hava koullarnn rn miktarnda de neden olmas neticesinde ortaya kan ktlk, kavurucu scaklarla bsbtn artt. Dere yataklar ottepePden ksa sre sonra kurumutu; ky kuyusunda bulabildiimiz birka damla su da bayat bayat kokuyordu. Umutlarn tkendii topraklarda ilerledik, 367 son lokmalarn ellerinden aldmz insanlarn nefreti bir veba gibi bulayordu herkese. Uzun haftalarn ardndan Dinyester'e ulatk. Ama nceden dndmz gibi, nehrin kysnda konaklayamadk Binlerce adam ve at neyle besleyecektik ki? Nehri geerken arabalarmz brandalarna kadar, taan lgn sularn iine gmld. Kimini de dalgalar yrtp kopard. Bir sr at boulup telef oldu ve cephanemizin bir ksm su ekip i grmez hale geldi. Adamlar silahlarn balarnn zerinde tutarak byk bir ikenceyle bata ka getiler nehri. Nehrin dier kysndaki arazi ok farklyd: Gzlerim ate gibi yanan kum deryasnda boulup gitti. Keskin rzgr, kumlar kamlayarak onlar gri ve direnen dalgalara dntryordu. Bir mitsizlik deniziydi buras. Btn umutlarmz Prut Nehri vadisine ertelemitik. Oraya vardmzda neredeyse yaz olmutu. Burada, geride braktmz yolun yorgunluunu atacaktk zerimizden. Birlikler daha savaa girmeden araziye yenik dmlerdi. Alk ve susuzluk

burunlarmz kanatp kulaklarmz uuldatyordu. Prut Nehri kysnda Poltava zaferinin ansna kutlama yaptmz o akam, Osmanl seferi boyunca yaadmz ender mutlu anlardan biriydi. Petro ve ben, Fel-ten'in bir kyden bulup getirdii tatl Tokay arabn iip scak kumullarn zerinde yuvarlandk. Tenim acmasz gnein altnda altn gibi parlamaya, salarmda ak renkli peremler olumaya ve bedenim mahrumiyetlerden dolay neredeyse yine hamileliklerim ncesindeki gibi gerilmeye balamt. Tm bu skntlara ramen, akamlar zerime yeni bir eyler giyiyor, gzlerimdeki tozu duman ykayp sslenmeye zen gsteriyordum. Prut'ta mola verdik. Petro ve adamlar Trk ordularnn konumunu saptamaya alyorlard bou bouna. Olaysz ge368 en birka gnden sonra hepimiz biraz gz dnm bir hal-je; kala gz arasnda evre kyleri yamalyor, her akam grlt patrtyla sefil abalarmzn sonularn kutluyor-(juk. Korkak Trkler, diye dnyorduk; bir delie girip saklanmlard. Yaknlardaki yerleim yerlerinde yaayan kzlar, askerlerin ilerde alaca denein bir blmnn yz suyu hrmetine, onlarn arzularn yerine getiriyorlard; bunlardan birini de ben hizmeti olarak aldm yanma. "Ya tulumu Sultan'n boynundan kesip almak istediim zmrde yazk oldu!" dedi Petro ve dudaklarna bir arap iesi dayamadan nce beni pt. "Onu bana hl verebilirsin" dedim cilve yaparak. Gld, birbirimize sokularak masada szp kaldk. Ancak sabahn erken saatlerinde bizi uyandran ey parlak gnein acmasz klar deil, kulaklar patlatan borazan sesleri oldu. eremetyev haykrarak adrmzda bitivermiti: "ar'm! Felaket..." "Kim?" Ne?" diye irkildi Petro, eliyle zonklayan ban svazlayp gzlerini ovuturarak. abucak bluzumu omuzlarma ekmeye altm; nk Petro uykuda dudan memelerimden birinin ucuna yerletirmiti. eremetyev yanmzda diz kerek Petro'nun kolundan tuttu. Beti benzi atmt. "Trkler! Kuatldk. Yenildik. Sayca ok stnler" diye kekeledi. "Ne?" diye bard o anda Petro. Ayaa frlad, adrdan kp giriin rtsn kapamadan nce kirli gmleini kemerinin iine sokuturdu. Parlak k gzlerime arpt; gzlerimi krptrarak aydnla doru bakmaya altm. Ufack delikten, kamptaki kargaay grebiliyordum. Ben de ayaa kalktm ve rtnp gne admm attm. nmze serilen manzaraya dehet verici miydi, yoksa grkemli mi? Kuatlmtk. Krk bin adamdan oluan Rus ordusu kendisinden sayca neredeyse kat daha fazla Trk 369 ve Tatar birlikleri tarafndan sarlmt. Kampmzn nnde ylm mthi bir asker ve tehlike dalgasyd bu: Kp-rp kabaran dman dalgas. Binlerce krmz bayran zerindeki altn hilal, yakc rzgrda, ymlarca iblis dans ediyormuasna gururla parlyordu. Prut'u evreleyen ovalarn en uzak noktalarna dek askerden baka bir ey grnmyordu; tabancalar ve tfekleriyle, bellerindeki ar palalaryla srtlarndaki parlak niformalaryla ve omuz ve baldrlarn-daki kaba postlaryla insan rktyorlard. Aralarnda ise minder ve hallarla kapl ykseke tahtrevann iinde, heybetli bir adam oturuyordu. Tatan yontulmuasna, hareketsiz duruyordu. Adam kuatan mcevherler, sabah aydnlnda, gece gkyznde parlayan havai fiekler gibi k sayorlard. Bu, Sultan olmalyd. Grntsn kafamn iine yerletirmek iin baklarm ona diktim. Artk yenilmitik. "Meryem Ana akna. Ne yapacaz imdi?" diye mrldand Petro, yan bamda. eremetyev aresizce ona bakt. ar aknlktan syrlp: "abuk silahlara davrann"

diye emir verdi. "Mevzilerinize! Hadi, hadi, hadi! Ne duruyorsun, btn gn bekleyecek zamanmz yok! Hzla dar frlarken Boris Petrovi'e yle bir toslad ki, neredeyse ykp drecekti adam. karken bir daha dnp: "Rus ar'm hi kimse su kenarnda pinekleyen bir rdek kadar kolay ele geiremez, ben Rus ayym." adrna doru kotu, bu arada emir erine seslenip kyafetlerini, Finette'nin eyerini ve koumlarn istedi. Dengesini salamas iin Boris Petrovi'e sarldm bir an. Scaklma snd, iin iin alamaktan omuzlarnn titrediini hissettim. ki yldr dinlenme nedir bilmiyordu. "Cesur ol, Boris Petrovi. Hadi bakalm imdi silah bana" dedim, biraz kendine geldiinde. Bu adam beni dt370 en berbat durumdan kurtarmt. ar'n yanndaki ya-amrn ona borluydum. Belki de onu burada son kez gryordum. Elini skca tuttum. Arkamzdaki Trkler, gnein altnda l l parlayan uzun borazanlarn bir kez daha aldlar. Buna kocaman davullar eklendi ve sava arklar sylenmeye baland; binlerce vahi hayvann kard tyler rpertici bir ulumay andryordu. Tylerim diken diken oldu. eremetyev kendini kollarmdan kurtararak: "Silahlara!" diye bard. Mareal arkasn dnp gitti. Mslman bedenlerinden olumu duvarn nnde bir an ufack ve aresiz grnd gzme. Yreim burkuldu. adra girdiimde,. Petro silahlarn kuanm, Makarov'a son szlerini dikte ediyordu. Yaz, Makarov: "Ben, Petro Alekseyevi, Tanr'nn ltfuyla tm Ruslarn ar olarak, emrediyorum: Trklerin Sultan'na esir decek olursam, kimse beni ar olarak bilmesin. Benim iin be ruble bile verilmesin ve tek damla kan aktlmasn. Her eye kadir olan Tanr'nn isteiyle, sava alannda dersem, arlk tacn ocuklarmn en kymetlisine verin." "Batyuka! Starik\ Yoksa sen..." dedim ve ayaklarna kapandm. Bana bakp yzm okad. "En azndan sana yola kmadan nce hakkaniyet gsterdim. Onurlu yaayacaksn. Bana her an her yerde verdiin g iin sana teekkr ederim, Ka-terinuka, yal kz." Bir sre dalgnca yzme bakt. adrn kap rts arkasndan kapanp diree vurdu, tek bama kalmtm. Adamlarn bartlar, silah akrtlar, top grlemeleri ve kanla lmn kokusu, ilerleyen saatlerde, arapla birlikte itiim afyon ruhunun verdii sarholuumu delip hayal me371 yal beynime ulayordu. Gene de hazr halde bir hane yordum elimde; Petro lecek olursa ben de yaamma o an son verecektim. Karargha ken sessizliin iinde uyandm. adrn nnden birtakm fsltlar geliyordu ieriye. baka ses yoktu. Ayaa kalktm, omuzlarm rtmek iin kaln bir al aldm ve ln yldzl souk gecesine adm attm. Etraf umutsuzluk, lm ve kan kokuyordu; rmek zorunda kaldm. Ayam bir eye takld, bedenden baka bir ey olamazd bu. Birden bir el kapad azm. Bastrmasyla birlikte tkanp kald lm azmda. Hibir ey gremiyor-dum; ama o srada Petro'nun kokusunu duydum. Bir an rahatladm. Sesi bouktu: "Gitmeliyiz, Katerinuka. Kamak zorundayz. Atlarmz hazr ve bir klavuz bize nehir yatanda s bir yer gsterecek. izmelerini giy ve mcevherlerini yanma al. Onlara Rusya'ya kadar ihtiyacmz olacak" diye emretti bana; eliyle hl azm kapatyordu. Nefes aldm ve savan pis kokusunu getiren meltemi midem bulanarak soludum. Daha yeni kavryordum: Ruslarn ar kamak istiyordu. sve Kral onur krc bir bartansa lmeyi yelemiti. Petro ise burada, benim karmda dikilmi atlarn

eyerlendiini sylyordu. Yanndaki Kazak rehbere canm emanet etmek yle dursun, gnahm bile vermezdim! Ufak tefek bir adamd ve Hintbiberi iniyordu. Azn aplatp kpkrmz bir tkrk fkrtt yere. Gzleri, yolunu aran gemileri krkayalara eken korsan ateleri gibi parlyordu ay nda. Petro ne kadar aresiz olabilirdi ki? Elinden syrldm ve sakince: "Hayr" dedim. aknlk iinde: "Ne, hayr m?" diye tekrarlad. "Hadi abuk ol! Bulutlardan faydalanalm! Dolunay rtyorlar, kimse grmez bizi." 372 "Yenildin, deil mi? Hezimete mi uradk? Sultan'm eli-ne mi dtk?" diye sordum emin olmak iin. Karanla ramen, Petro'nun sessizce ban salladn grebildim. "Eee, oe olmu yani?" diye srdrdm konumam. "Biz, Trklerin gznde hl gl durumdayz. Belki de dtn durumdan habersizdirler! Hibir ey sona ermi deildir! Ronnie ve irivov Tuna kysnda oktan hazr bekliyorlardr! Orada Trklerin dn yolunu keseceklerdir." Ama o hl kar koymaya alyordu bana. "Kadn! Sen ne sylediinin farknda deilsin!" diye fkeyle bard. "Elbette farkndaym!" diye karlk verdim ve Petro'nun yanndaki askerlerden birine yaptm iaret zerine asker, Kazak' bir eliyle tutup dier eliyle de barna ve midesine iki yumruk indirdi. Adam bararak yere ykld. "Gtrn onu. Ve hi kimse buraya neden geldiini bilmesin" diye emrettim, alak bir sesle. Elimi yatay bir konumda boazma srttm; asker bayla onaylad. "Ne yaptn sen?" diye bard Petro sessizce. "ldrdn m?" imdi ne yapacaz?" "Bylece kimse Rus ar'nn gizlice kamaya altn renemeyecek!" diye tslayarak karlk verdim. "stediin ne senin? Btn Avrupa'nn, Rus aysnn kana katlarak glmesi mi? Eer imdi kaarsan, bugne kadar yapm olduun her eyi ama her eyi yok edersin." Dudaklarn srd. Soluunu sayabiliyordum. "O halde ne neriyorsun, Katerina Alekseyevna?" diye sordu ardndan. Ona bakp sakince yantladm: "imdi gidip mcevherlerimi getireceim. eremetyev ve af irov bunlar ya tulumu Sultan'a hediye etsinler, sandmdaki btn kahrolas altnlarla birlikte. Sonra da Rusya pazarla otursun." Petro ksaca dnd. Ardndan ban sallad ve Muhafz Ktas'ndan baka bir askere emretti: "Pyotr afirov'la Mare373 al eremetyev'i arn bana. abuk." Adam ald emir zerine karanlkta kayboldu. Petro yanaklarm eliyle okad. "Sen bir kadn deil, bir erkeksin. Rusya'y ben deil, sen ynetiyor olmalydn." Dnceli grnyordu. "En azndan bu gece!" diyerek szlerinin etkisini azaltt alelacele. Herhangi bir ey sylemeden arkam dndm ve adra girdim. erideki mcevher kutularn aldm; demir kuakl iki kk sandkt. ran tarz allarmdan birini yere yayarak iki kutunun gz kamatran ieriini stne boalttm. Ha kolyeler, sa tokalar, taraklar, zincirler, yzkler, kpeler, bilezikler, brolar ve kordonlar hafif bir ngrtyla yumuak kuman zerine dtklerinde, inciler, safirler, yakutlar ve zmrtler adrn alaca karanlnda ltyla parladlar. Ayaklarmn dibindeki mcevher ynn szdm. Sahip olduum btn servet buydu; Petro'nun her an Avrupal bir prensese talip olmas ihtimaline kar tek gvencemdi bunlar. Ona gl bir erkek ocuu vermeyi beceremediim iin bir tr garantiydi bana. Bu mcevherler kzlarma iyi bir eitim, bana da iyi bir gelecek salayabilirlerdi. Yaammn zel anlaryla dolu birok para vard ilerinde. Petro isim gnlerimde, yeni yl kutlamalarnda ve nemli dier gnlerde beni kymetli hediyelere bomutu. Sarma inci, pembe kuvars, turmalin ta, mavi renkli topaz ve zenle dvlm altndan yaplm bir tac aldm elime. Geen ylki yeni yl kutlamasnda, peri

giysilerimi tamamlasn diye onu salarma takmtm; uygun bir zincir ve bilezikle birlikte. Dier paralarn altnda kalmlard zincirle bilezik. Petro'nun bana ilk hediyesi olan, annesinin kpeleri iliti gzme. Alp kemeri-. min altndaki kk bir keseye yerletirdim onlar. Deersiz birer akl taym gibi ellerimi gezdirdim yerdeki paralarn zerlerinde. Renkli elmasl zincirler kaytszca sa sola kayp birbirlerine dolandlar. i ne, ayrsn Sultan hepsini, 374 diye geirdim aklmdan. Sonunda aradm buldum: Petro'nun ve Anna'yla Elizabet'in kklk resimlerinin yer al-jx bir bilezik. Gm ereveden glmsyorlard bana. ^Jp koluma taktm. O srada, Petro'nun, kk Yekaterina'nn ilk doum gn nedeniyle verdii yz de grdm aralarnda. Kalp biimli, altn bir eride yerletirilmi sar bir elmast. eridin iine kzmn sar salarndan bir bukle gmlmt. Parmama taktm onu. Dier mcevherleri ekilsiz bir bohann iinde topladm. Bohay omzuma attm, yatamn altnda duran altn kutusunu da elime aldm. afi-rov ve eremetyev her ikisini de sessizce yanlarna alarak kararghtan ayrldlar. Aarmakta olan gn yuttu glgelerini. Petro mhrl yzklerinden birini parmandan ekip kard. Avcumun iine koyarak parmaklarm kapad: "Bugn yaptklarn hi unutmayalm. af irov ve eremetyev'in bugn gsterdikleri cesareti de unutmayalm!" dedi sessizce. Bir ey sylemeden yz kemerimdeki keseye attm. O yz yaammzn ok sonraki yllarnda yaanacak belli bir gne dek unutacaktm o kesenin iinde. Sultan hediyemi ltfedip alm. Talarm azn aprdatarak seyretmi. Rusya grmelerde fazla zarar grmedi. Prut Antlamas'na gre, Azak Kalesi yeniden Trklere geecekti. Azak Denizi boyunca kurulmu olan btn istihkm ve kaleler yklacakt. Petro artk Polonya'nn iilerine kar-amayacakt. Geri ekilme bize yeniden aylara mal oldu. Petro askerleriyle gece boyu iiyor ve asker alayna elik eden her hafifmerep kzla dp kalkyordu. Blumentrost'un onu yine cvayla tedavi edii ve bedeninin ou zaman i oluu gzmden kamyordu. Tanr'nn inayeti sayesinde, bu hastala mucize eseri yakalanmamtm. Datt gecelerin ardndan onu ayltmak iin ok kez kovalarca souk su boca ettirmiimdir. 375 St. Petersburg'un kaplarna varmamza az bir zaman kala Petro, atn bir tepede durdurarak, atmn dizginlerini ya_ kalad. "Katerina Alekseyevna, Neva'mn buzlar erir erimez benimle evlen. ok ciddiyim" dedi rica edercesine. Syleyecek bir sz bulamadm. St. Petersburg'un uzandch dzlkler akam gneinin altnda huzur iindeydi. ehir yle gzel grnyordu ki! Eve dndm iin ok mutluydum! Sava kaybetmitik; ama ben galip gelmitim. Petro Pavel Kalesi'nin yldz biimli duvarlar akam nda kzla brnmt. Neva'mn sular yemyeil ve gizemle parlyordu. "Beni duydun mu?" diye sordu Petro sabrszca. ehir, gzlerimizin nnde usulca akam ncesi ken sisle sarlyordu. 376 ALTINCI BLM m Ruslarn ar'yla evleneceim ve dnmn yaplaca sabaht. Marienburg saldrsnn zerinden neredeyse on yl gemiti. On yl gemiti Aleksander Danilovi Meni-kov'un adrna ayak basmn zerinden. O gn ayaklarm kirliydi, stmde de yrtk bir tunika vard ve arazide kurulan adrlarn plak zemininde ikayet etmeksizin yatp uyuyordum. Oysa imdi, klk sarayn mavi yatak odasnda, yatamn zerinde oturmu ayak topuklarmn yumuak derisini inceliyordum keyifle. Bunlar, her hafta banyoda ovulmu bir kadnn ayaklaryd. Teninin her noktas ponza tayla yumuatlm, bademya ve limon merhemiyle svazlanm bir kadnd. Fazladan bir adm atmas

hi gerekmemi, gerektiinde de bunu yalnzca kadife terliklerle yapm bir kadnd. Vayna'nn kysndaki o sivri talar bugn olsa topuklarm nasl da actrlard, diye geirdim aklmdan ve byk bir keyifle pembe ayak parmaklarm eip bktm. Bu srada Darya ve Anna girdiler odama. Oda hizmetim yatamn kaln perdelerini aarken, ikisi de kapda yerlere kadar reverans yaptlar. Hizmeti sessiz admlar ve hrtl eteiyle pencereye gidip in ipeinden perdeleri at. erisi, hizmetinin gece boyu yanar halde tuttuu Delft inili soba377 nm yayd ateten scack olmutu. Mis gibi kokan krep smetana, bal ve buruk tatl scak ikolatann bulunduu tepsiyi elimle bir kenara itip kollarm aarak arkadalarma uzattm ve: "Gelin, benimle birlikte alayn! Bir trl inanamyorum!" diye seslendim. kisi de i ekip bana sarldlar. Bedenlerine skca oturan zengin ilemeli sabah giysilerini giymilerdi bile. Peruku-nun scak maayla hafife dalgalandrd yumuak, pudral peruklarnn altna zenle gizlenmiti kendi salar. Tm dnyaya arie'nin nedimesi olduklarn gsteren yeni nianlar taklyd ikisinin de gsnde; donuk bir parlaklk yaylyordu nianlardan. Admn i ie gemi ba harfleri, iyi kesilmi elmaslarla evriliydi. zerime hemen Brksel dantelinden sabahlm aldm. Koyu renkli llelerim omuzlarma dklyordu. Darya glerek, "Kalk artk, arie. Yatak kyafetlerinle evlenecek deilsin herhalde!" dedi. "Neden olmasn? Petro yatakta rendi beni sevmeyi" diye gldm. Gz gze geldik ve anlaml bir ifadeyle birbirimize baktk. Hizmetim kapda belirdi ve benim iin pudral, yksek bir peruk hazrlayan zel perukumun da geldiini bildirdi. Onun peinde de, iki kalfasyla birlikte gelen terzi hazr bekliyordu. Hepsini ieriye buyur ettikten sonra Anna'yla Dar-ya'ya: "Gn uzun olacak, yiyin ve iin!" diye byrdm. plak ayaklarm, altn gibi parlayan yer demesinin zerinde pencereye kadar szldler. im iime smadndan, bir iki dans figr yaptm. Darya ve Anna dolu azlaryla glp el rptlar: "Oyna, arie, oyna!" diyerek yeniden blini ve smetana'ys uzandlar. Darya, eki kremaya dknlnden top gibi yusyuvarlak olmutu ve bu sabah da yine itahla yiyordu ayn eyi. Pencereden darya, Neva'ya baktm. Nehrin buzu stnde kayaklar el ele vermi kayyorlar, 378 rengrenk bayraklar ve iek gerdanlklarla ssl kzaklar onlarn yolunu kesiyordu. Buz ktleleriyle parlayan nehrin zerindeki gkyz, yatak odamn duvarlarndaki in ipei duvar kaplamalar gibi masmaviydi. Solgun k gnei, ehrin sanki gerek deilmiesine parlamasna neden oluyor, kar kydaki aa ve allarn dallar gme alyordu. Buzdan bir imparatorluk; ben de onun hkmdar oluyordum. Sarayn dier tarafndan imdi de trompet sesleri geliyordu. Btn ehir, gurur iinde, evliliimizi bizimle birlikte kutluyordu. lkbaharn habercisi olan bu souk k altnda yaanan sevin, benim iindi! Hepsi benim admayd. Aladm, aladm, sabah boyunca sevinten aladm. Darya makyaj masamn nndeki sandalyemin etrafnda pervane olmu yakaryordu: "Martha, makyajn yapamam alarsan!" "Katerina Alekseyevna!" diye dzelttim hemen; ama yine de gzyalarm tutmaya altm. O sabah eski adm son kez duyacaktm. Gm ve sedef ereveli aynamn iinde, kalbi mitsizlikle dolu ve midesi uruldayan, bir soyad bile olmayan Martha yitip gitti gzlerimin nnden. Yerini bir arie'nin gururla ldayan gzleriyle bana bakan Katerina Alekseyevna ald. Grnm inceledim. Tenimin rengi talya'nn mermerleri kadar aarp ldasn diye vcudumu, Petro'nun italyan banyocusunun gnderdii kelek, limon ve alkol zeltisiyle haftalar boyunca ovdurmutum. Bir yandan da, salarm Prut'un acmasz gnei altnda yitirdii parlakl ve eski koyu rengi alsn diye kestane, bira ve yumurtayla ykand haftalarca. Halimden memnundum. Tenim mat bir ltdayd

ve Darya'nm scak su, sirke, limon suyu ve balla hazrlad sabah ieceime damlatt gzelavratotu sayesinde gzlerim iri ve parlak grnyordu. 379 Ayaa kalkm elbisemin ezici arl altnda byk bi dikkatle dengemi salamaya alrken, dairemin dndan gelen clz ama telal sesler duydum. zerimdeki elbise sim. li atlastan dikilmiti ve igzarlk yaplarak beli yle ok sklmt ki, nefes almakta glk ekiyordum. Ksa korsajm stne, inci ve srmayla pe pee kular, kelebekler ve sarmaklar ilenmiti. Gergin ilemeler yznden kaskat durmam gerekiyordu. Mavi kadifeden kakm krkl pelerinin omuzlarmdan kaymasn gm kordonlar engelliyordu. Etek bol ve ard; her kvrm, inci ve elmas tokalarla tutturulmu ilemelerin gerginliinden kaskat duruyordu. Kapya ulamadan nce iki sadk arkadama dndm. Ellerinden tuttuumda, hayretten donakaldlar: "Kim olduumu ve nereden geldiimi hibir zaman unutmamam iin bana yardmc olun!" diye rica ettim sessizce. Darya ylece bakarken, Anna nmde reverans yapt. Mavi gzleri koskocamand ve ate emberi gibi alev alev yanyordu. Kabul odamn kapsnn nne geldiimde, Petro, Alek-sander Danilovi ve Amiral Cruys'la Amiral Botsis beni bekliyorlard. Petro, bu emektar Hollandal denizcileri o gn iin manevi babala ve nikah ahitliine atamt' Kendisi koramiral niformas giymiti. Menikov da aynsn giymiti. niforma kalp gibi oturmutu Petro'nun zerine. Beni grnce eildi. Minnettarlkla glmsedim. Elinde tuttuu kadife kutunun kapan at. inde inci, sar ve pembe elmaslarla bezeli, yuvarlak, kk bir ta vard. Petro tac eline aldnda efkatle glmsedi. "Annem, Natalya Narikina bu tac ar Aleksey ile nikahland srada takmt. Artk senin matka ve senden sonra da kzlarmzn. Perukum kederlendi, herhalde tac peruuma nasl yerletireceini dnyordu. Petro bir kutu daha kard ve a380 kyollu: "Geri kat kat giyinmen pek zevkime uygun deil; ama boynun da pek bo kalm." Kutuyu atnda derin bir nefes almak zorunda kaldm, gutunun krmz kadifesinin iinde inci bir tasma duruyordu. ncilerin her biri nohut byklndeydi. On sral dizi, elmas ve safirle bezeli ift kartal biimindeki bir tokayla birletirilmiti ortada. Boynuma takt, tasmann arlyla bir an nefessiz kaldm. "Yeni bir koleksiyonun temel ta bu!" dedi Petro ve gz rpt, kolyenin kilidini kaparken. enemden kprck kemiime kadar inen kartall tasmaya elimi gtrerek Petro'ya gz krptm: "Bu canavar da iyi eziyor insan." "Beni yaamm boyunca ezip durdu!" dedi aka yollu. Sonra ne eildi ve kolunu skca balanm belime sararak kulama fsldad: "aka bir yana, bu kat kat elbiseleri tek bama zerinden nasl karacam?" Beni boynumdan, tasmadan akta kalan bir damlack yerden pt. Kaplar ald; trompet ve davullar yeniden almaya balad. Krmz yolluun zerinde Anna ve Elizabet duruyordu nmzde; zerlerindeki gm renkli damasko kumatan elbiseleriyle ok irin olmulard. Tafta ve dantel i eteklerini uuturarak zerimize atldlar; ama Petro bana sarlmadan nce yakalad onlar. "Hey, sizi kk cadlar, imdi uslu durun bakalm. Daha sonra kudurabilirsiniz, yoksa sopay yersiniz." kisi de kkrdad. enesinin altndan gdkladlar onu gldrene dek ve pervaszca niformasnn dmelerinden ekitiriyorlard. Petro'nun kendilerine hibir zaman el kaldrmayacan ok iyi biliyorlard. Kutsal shak Kilise'nin iinde Feofan Prokopovi, Tan-n'nn ve insanlarn nnde birlikteliimizi kutsad. Ahap kiliseyi dolduran tts ruhumu dumanlamt. Altn ve erguvan rengi gzlerimin nnde oynayor, ilahi kulaklarm-

381 da nlyordu. Gelin tacnn bamn zerinde havada szl-dn hissediyordum. Amiral Cruys'un kars yaknmda duruyordu, yeniden dorulurken bana destek oldu. Trenden sonra kzamzn demirlerini Neva'nm buzlar zerinde gcrdatarak Aleksander Danilovi'in Strelka kysndaki konana gittik. Vassilev Adas'ndaki bina, Neva kys boyunca bayraklar ve sarmaklarla sslenmiti. Men-ikov yirmi drt aamal yemein her aamasn elmas kaph asasyla yemek salonunun parkelerine vurarak bizzat balatyordu. Azmn sular akt. Ne var ki, brakn altn varakla kapl kayn tavuunu, kaz cierli kuzu dolmasn, yedi ayr eit bal, srf brek ve yada kzartlm peynir sarmasn itahla mideme indirebilmem iin bile korsem fazla skyd. Bir tek kpkl Fransz arabn dilediimizce tadabildik. Keyfimiz anbean daha da artt. Muhteem salonun iki uzun duvarndaki yksek Fransz aynalar suretlerimizi yzlerce kez yanstyordu; dama'larm ve erkeklerin ayr ayr oturduu uzun masalarn grntlerini. Bir tek ortada yuvarlak, kk bir masa yer alyordu. Amiral Cruys ve Amiral Bot-sis'in eleri arada bir Elizabet ve Anna'yla birlikte burada oturuyordu. lk yemeklerden sonra Petro, evremde oturan kadnlara doru bakarak bard: "Ayaa kalk Anastasya Golizina, seni Majesteleri'nin saray soytars ilan ediyorum!" Anastasya Golizina'y salarndan tutarak yerinden kaldrd. imdiden ie Moldavya arab, iki kupa Prag biras ve bir karafaki dolusu armut votkas imiti. Yal Prenses, bir yandan lokmalarn yutmaya alrken, bir yandan da el hareketleriyle Petro'dan kurtulmaya alyordu. "Evet, evet, salonun ortasna, hadi bakalm! Dn yle, dn, dn, babuka!" diye bard Petro. Hepimiz alk tuttuk lklar kopararak. Anastasya Golizina salonun ortasnda 382 beceriksizce dnerek, tempoya ayak uyduruyordu. Petro bir nara fme somon alarak kadna frlatt. Somon yanana isabet etti ve macun kvamndaki dzgnne yapp kald. jCabark, pudral peruu hafife kay kld. "Tam isabet! Tam isabet!" dedi Petro coarak. "imdi sra sende, Katerinuka, bakalm yal firkateyne daha iyi isabet ettirebilecek misin!" Glmesine elik ederek bir yudum votka daha aldm ve hzla bir tavuk kanadn Anastasya Golizina'ya doru frlatsn. Kzarm et kadnn burnuna isabet etti. Sevincimden ellerimi rptm ve Petro yz kpkrmz olmu bir halde gururla bard: "Selam olsun arie'ye! En iyi adamlarm kadar nianc! Erkekler tabancalarn ekerek al sslemeli ve yaldzl tavana ate etmeye baladlar. Dama'lar kartall kupalarn bir dikite boalttlar ve ardndan yeniden dol-durttular. leden sonra, saat e doru, hava kararmt bile. Yine de, gkyzn sabahn ge saatlerine dek havai fiek gsterileriyle aydnlatmak iin birka saat bekledik. Gkyznde ate pskren fzeler, alev iekleri ve parltl ate toplar altndaki gecede St. Petersburg'un evleri kzla, maviye ve altn sarsna boyand. Klk sarayn evresinden nehir kysna uzanan tm sokaklarda halka sebil bira datld ve ehrin her kesinde seyyar satclar et yemekleri, balkl blintfiki ve smetana sundu. Dierleri ise semiz tavuklar, sebzeli ve peynirli brekler, kafa ve lahanaya sarlm kuzu eti sarmas datt. Votka, insanlarn kann ate gibi stt. liklere kadar ileyen soua ramen meydanlarda algclar hnerlerini sergiliyorlard. St. Petersburg sakinleri mantolarna ve krklerine sarnm, sokaklarda, nehir ve kanallar zerindeki buzda kendinden ge-miesine dans ediyorlard. O gece lokantalarda klar snmedi, votka su gibi akt ve havai fieklerden salan barut ehrin kprleri zerinde neredeyse gn boyunca asl kald. 383

Sabahn ge saatlerinde, tanyeri aarrken bir sr kayak ve meale Petro'yla bana klk saraydaki dairemize kadar eslik etti. Menikov sarayn giriinde, bir yandan ayakta durmaya alyor, dier yandan da algclardan ald bir ift zili grltyle srekli birbirine vuruyordu. yle sarhotu ki kard grlty kendi bile duymuyordu. afirov, Devier ve Petro zillerin ritmine uygun bir ekilde neeli arklar sylyorlard pe pee. Darya Menikova ve Anna Devier zifaf gecem zerine hi utanp sklmadan edepsiz akalar yapyorlard. Menikov, yatak odamza geldiimizde yatan rtsn amak istemiti; ama Petro onu ensesinden yakalayarak hiddetle sarst. "O pis parmaklarnla gerdek deime dokunma, sefil herif!" diye bard. Eski arkadan bylece kapnn nne koyarak, bekleen dier gruba seslendi: "Defolun, apulcu srleri! imdi utanga eime kar kocalk grevimi yerine getireceim." Hepsi gltler ve akalaarak birbiri ardna oday terk ettiler. Giderek uzaklaan zil seslerinin, barlarn ve arklarn klk sarayn yksek koridorlarnda yankland duyuluyordu. Petro bana bakt ve bir sre sessiz kaldk. Ayaklarm dans etmekten aryor, bam da ampanyadan dnyordu. Yanma gelerek beni duvara doru itti. "Nasl istersin imdi, arie?" diye sordu pis pis srtarak. tii onca votka, bira ve araptan sonra bile hl ayk grnyordu. "En iyisi, cesur bir denizcinin kz arkadana yapt gibi, Petro Alekseyevi" dedim ve kulan zarife srdm. Gld ve tehdit savurdu: "Bunu sen istedin!" Ustalkla eteimin iplerini zd. Kaim atlas kuma, kat kat ayak bileklerime dkld. Onu, i eteklerimin dier katlar izledi. Hepsini birden sabrszca ayamn ucuyla kenara ittim. Ellerim kaba etlerime gtrerek beni bir ty gibi havaya kaldrd-Parmaklar byk bir itahla etlerime gmld. "Karmn 384 jy Rusya'nn en gzel k. Tek bana bu bile evlenmek iin kjr neden deil de ne!" diye mrldanarak korsemin zerinden taan memelerimi pt. Beni biraz daha kaldrd. Oyalanmadan, zarif orap ve dantel i amarlar iindeki bacaklarm ona doladm. Cilveyle dndm ve boynundan srdm. "Yapma, ben henz bakireyim!" diye gldm, sesimi deitirerek. "Onun aresine bakacaz, Tanr'nn izniyle" diyerek bir eliyle kemerini zd. Pantolonu bileklerine kayd. Kalalarm nnde ykselttim ve iime girdi. Cilal duvar srtm acttndan yanmdaki komodine ttndm. ime girip ktka, onu kaslarmla ezdim iimde. Bir yandan da karnna srtnyordum. Zevkin zirvesine ulamadan ksa bir sre nce salarn yakalayp ona: "Acele etme!" diye fsldadm. Bekledi ve ben yava yava, zevkle doyuma ularken, o da tatl tatl yzme soludu. geirip kollarm boynuna doladmda, glmeye balad: "arie'm benim! Katerinuka! Benim Asker sevgilim!" Onu ldrecekmiesine sktm, ta ki iime gelene dek. Beni yere brakmadan nce bir sre duvara dayal halde hareketsiz kaldk. Bacaklarm titriyordu. O da terli salarn alnndan toplad. Gzleri gen delikanllarmki gibi ltyla parlyordu. "imdi ne olacak?" diye sordu usulca. "imdi mi?" diye gldm. "imdi uyuyacaz. Yorgunluktan ldm, sen ne sanyorsun?" diye cevap verdim ve yatamn zerindeki yastklara attm kendimi. Beni kollaryla sard ve ben yeni yaammda, Rus ariesi olarak, derin ve ryasz bir uykuya daldm. Dnmz izleyen yl St. Petersburg gzlerini yeni bir hareketlilie ayordu. Nevski tarafndaki aalarn yeni ye-il srgnleri, Fontanka ve Moyka kys boyunca ykselen inaatlarn canll gurur veriyordu bana. Gerek eski dos385 turn eremetyev, gerek Prenses Yossupovyeni evlerinin bit' sini gsterili elencelerle kutlamlard. Daha on yl nces' ne kadar sveli asker ve serflerin

buradaki bataklkla^ lm kalm mcadelesi verdii gerek olabilir miydi? Ne_ va'nn buzlar eriyordu; geni nehrin dalgalar zerinde St Petersburglu ailelerle tccarlarn kayk ve tekneleriyle ya_ banc lkelere ait tekneler yan yana dans ediyorlard. Bahar gnlerinde Petro Pavel Kalesi'nden atlan len topuna kayk ve gemiciler alklarla, tabanca atlaryla ya da temiz havay dumana boan bir salvo atyla karlk veriyorlard. Mays aynda bir sabah, Nevakay'a gitmek iin dar ktmda Petro benimle gnlszce vedalamt. imi vcuduyla bir haftadr yatyordu. Vcudunda toplanan su onu ardan inletiyordu. Bu yzden de, Petro'nun Berlin'de tavlayp St. Petersburg'a getirttii mimar karlamay ben stlenmitim. Yine hamileydim; ak havaya her km beni neelendiriyordu. Gen ehirle birlikte iimdeki yaam da yeni bir anlam kazanyordu. ocuumuz akmzn bir simgesi olmann tesinde bir nem tayordu bu kez: Btn mparatorluk ve yeni Rusya iin bir umuttu. Acaba, Tanr'nn izniyle, salkl bir oul sahibi olabilecek miydim? Tahtrevanma binmek zereyken bir ulak aceleyle ve sinsi bir yz ifadesiyle bana bir mektup uzatt. Tahtrevanda nedimem Ulrike Villebois beni bekliyordu. Mektubu, okusun diye ona uzattm. Haber arevi'ten geliyordu. Aleksey, dnmz nc kiilerden duymu, Almanya'dan bir kutlama mesaj gndermiti. "Majesteleri, babamn sizleri kanuni e mertebesine ykselttiini ve yeniden bir ocuk beklediinizi byk bir mutlulukla renmi bulunuyorum. Bu sevindirici haberler vesilesiyle en iten dilek386 i sunmama izin verin. Ltuf ve tevecchlerinizi eskiden olduu gibi benden esirgememenizi temenni ederim. Car, kararlarn ve mutluluklarn bana bildirmemeyi tercih ettiinden, bu tebriklerimi babama iletmeye cesaret edemiyorum- Majesteleri, ar'm tevecchlerini bana yneltmesine Je ancak siz vesile olabilirsiniz. Sizin elinizdeyim; her zamanki cizane kulunuz, Aleksey." Elimle yeter iareti verdim: "Yeter. Duyduklarm kafi. Mektubu bana ver, Ulrike." Birka aydr nedimem olan Ernst Glck'n kz Ulrike, mektubu zenle katlayarak bana uzatt. Bu arada ardmzdan gelen birok tahtrevanla birlikte, Nevekay boyunca salnarak ilerliyorduk. Var noktamz, Schltter'in beklendii tersaneydi. Mektup kdn burnuma gtrerek kokladm. Burnumu krtrdmda Ulrike aknlkla yzme bakt. "ki kokuyor. arevi yazarken yine sarhomu..." dedim tiksintiyle. "Kafay ekeceine, bir eyler rense ya!" diye eklemekten de kendimi alamadm. Ulrike baklarn indirdi. Daha bir iki hafta nce onu Amiral Villebois'yla evlendirmitim. Amiral Villebois ilk bakta gen Ulrike'ye gre iyi bir seim gibi grnmeyebilirdi: Adamn salar oktan aarmt. stelik bir deniz savanda gzlerinden birini yitirmiti ve yz bir sr yara iziyle gerilmiti. Ama kurt asker, bu narin ve gzel papaz kznn sznden hi kmyordu. Mektubu yenime sokarak, bulantm gidermek zere bam pencereden dar kardm. Kk penceresinden yeterince hava girmeyen tahtrevan i bunaltc bir hal almt, iyice ykselmi gne ehri evreleyen kurumu batakln kokusunu gkyzne tayordu. Mays ayndaydk ama St. Petersburg'un havas, o yl her zamankinden daha kararsz387 di! Bir gn souktan korunmak iin krklere sarnrken, ertesi gn saanak yamurdan dolay yazlk sarayn tomurcuk fkran bahesinde gezinemiyordum. Bugnse, sabah basan scakla birlikte, yoldaki kzl amur sertlemiti bile. Daha sabahn erken saatlerinde sivrisinekler ortaya km, karabasan gibi kurbanlarnn

stne ullanyorlard. Derin nefes alp baklarm belli bir noktada sabitlemeye altm. Bulantmn stesinden ancak byle gelebiliyordum. Tayclarmz, Petro Pavel Katedrali'nin inaatnda kullanlan talar rhtm boyunca tayan bir grup adamn yanndan getiler. Adamlar yarya kadar suya gmlm sandallara yklyorlard talar. Sandalclar aknt yznden kaleye giderken dmen tutmakta zorluk ekiyorlard. Bu katedral, bildiimiz dnyada ei benzeri olmayan bir yap olacakt! Domenico Trezzini, ta Finlandiya'dan grnecek olan kuleden, sekin i mekn dekorasyonuna varncaya dek, her ayrnty dnmt. Petro, ar ailesinin btn yelerinin bundan byle buraya gmlmesini kararlatrmt. Bu nedenle karnca gibi ii kaynayan inaatn tesine, Petro Pavel Kalesi'nin debdebeli, kzl duvarlarna bakp, benim mezarm da burada olacak, diye geirdim iimden. Zavall iilerden birka bo gzlerle tahtrevann iine, bize bakyordu. Adamn biri ta yknn altnda tkezledi. Srtndaki semerin arln alnna tpk bir yular gibi geirdii mumlanm keten bir kuakla dengelemeye altndan, iki bklm bir halde yryordu; kollar krba izleriyle doluydu. Kulaklar ve burnu yoktu. Yalnzca siyah, kabuk balam kara delikler grnyordu kafatasnda. Demek ki iilik esaretinden iki kez kurtulmaya almt. ncsnde idam edilecekti. Bu zc manzaray grmemek iin pencerenin tln rttm. Hibir ekilde yardm edemezdim onlara. 388 jSTevakay ocuklarla, i bekleyen gndelikiler, avareler ve nehir boyunca kouturan insanlarla kaynyordu. Tezgh kurmu seyyar satclara ilgi gsteren kmyordu pek. Brek ve taze bira kokusu davet edercesine tahtrevann iine kadar geliyordu. Tayclarmz ve onlarn evresindeki svari ktas dier tahtrevan ve faytonlarn arasndan yol amaya alyordu. Ar uvallar yklenmi ar ar ilerleyen bir sr eein arkasnda ister istemez durduk. F ve balyalarla ykl bir saman arabas rhtm manzaramz kapatt. Pazar ykn omuzlam babuki'ler tayclarmza arpmaktan son anda kurtaryorlard kendilerini. Tayfalar, bana salam pabu gibi grnmeyen sevgilileriyle rhtm duvar boyunca sarma dola dizilmilerdi. Rhtma tam zamannda vardk. Rostock'tan gelen firkateynin tayfalar rzgrda dalgalanan yelkenleri toplamakta, karada bekleyen yardmclarna byk bir ustalkla ma atmaktaydlar. Drt bir yanda firkateynler, kalyonlar ve yelkenli kayklar limann gri-yeil dalgalarnda salnp duruyordu. Havada tuz tad vard; balk kokusu tersanelerin kzgn ziftinin aina kokusuna karyordu. Sesler de havada birbirine karyordu; yelkenler savruluyor, gemiler iskelede atrdyor ve tayfalar kalaslarn zerinden ar flar karaya yuvarlyorlard. Martlar ak kanatlaryla rzgrda szlp, ara sra dalgalarn iine dalyorlard. Yeniden havaya ykseldiklerinde gagalarnda parlak bir balk rpnyordu. Ulrike nden inerek tahtrevann iki kk basaman yere koydu ben basaym diye. Muhafz alayndan iki subay beni karlamak iin alelacele kotu. Finlandiya Krfezi'nden, iime derin derin ektiim serin bir rzgr esti. Klk sarayn debdebesinden kurtulup sradan insanlarn yannda olmak ok iyi gelmiti! arie olduumdan beri tek bama bir adm bile atamaz olmutum. 389 Ulrike yzne renk gelsin diye hafiften yanaklarn dikleyip kalarn dzeltti. "Kimi bekliyoruz bugn?" dh, sordu ardndan. "Bir Alman mimar. Ad Andreas Schlter" diye yantla, dim Ulrike'yi. "Prusya Kral iin kehribardan adeta dnya harikas bir oda yapm. Petro onu uval dolusu parayla tavlayp St. Petersburg'a ard." Gzlerimi devirdim azck ve Ulrike gld. Tam o srada srpriz bir ekilde Domenico Trezzini belirdi yanmda ve ellerini arkasna balad. Kendisiyle konumam bekledi sabrszca. Ardan alarak kaytszca ona doru dndm.

"Domenico Trezzini! ar'n ehrini elleriyle yapan adam! Burada ne aryorsun?" diye sordum dosta taklarak; oysa yant ok akt. Trezzini yle kurumlu bir adamd ki, ona taklmaktan kendimi alamyordum. "Hi, yle gezinirken, yeni birinin geleceini duydum da. Sonra baktm ki, siz Majesteleri'nin maiyeti geliyor." Szne bilerek ara verip dalgalara bakt. "ar, Schlter'i St. Petersburg'a neden ard?" diye sordu nemsemez grnerek. "Trezzini, ne o kskandn m?" diye sordum sessizce. Bana yant vermeden suya bakt. Birden zldm adama. Aklama ihtiyac duydum: "ar Berlin'deki yaptlarna hayran olmu da..." "ar, Schlter'in, hesap hatalar yznden Prusya Sara-y'nda gzden dtn duymad m? Neden Schlter'i be bin ruble maala bamimar olarak atad ki? Benim ne byle bir unvanm ne de byle bir maam oldu" diye srdrd sorularn. Yelpazemi kapadm ve Trezzini'nin omzuna hafife vurdum: "ehir yetenekli on ustaya yetecek kadar byk, Domenico Trezzini! Tasalanma!" diye yattrdm onu. Susarak ban edi. 390 gu srada Andreas Schlter gemiden indi. Kumral uzun salar pudrasz, ceketinin kesimi dard; yakas ak temiz beyaz gmlei kaln boazn daha da belirginletiriyordu. yz kanl canl, beyaz dileri ise parlak ve dzgnd. Ciltleri kn souundan donup bozarm ya da votkadan kzarm St. Petersburglu erkeklerin arasnda bir Yunan ya da Roma Tanrs'n andryordu. Ulrike bylenmiesine adam seyrediyordu; kabaca brne vurdum. "Kendine gel, Ulrike" diye fsldadm glerek. Birden irkildi: "Balayn, arie. Kehribar oda gibi harika bir eyi ancak bylesine gzel bir insan yaratabilir..." dedi adeta kendinden geerek. "Daha grmedik!" dedim biraz kmseyerek. Birka tayfa gemiden adamn ynla sandn indirmeye balad. Schlter ise rhtm admlyordu incelercesine. "nsann ayaklarnn yeniden karaya basmas ne gzel! Demek Kuzey'in Venedik'i, Byk ar'n cenneti buras!" deyip gld benimle tantrlp nmde eilmeden nce. Trezzini meslektayla rekabet yznden uzun sre sknt ekmeyecekti: Schlter, birka ay sonra, sonbaharn bitimine doru St. Petersburg'un evresindeki hasrotlarndan sis gibi ykselip ortaya kan ateli bir hastalktan ld. Ayn hastalk yeni doan kzm Margarita'y da elimden ald. Yalnzca bir iki hafta yaadktan sonra, ad, tm saray listelerinin en yrek burkanna yazld: len ocuklarmn listesine. Petro benimle birlikte yas tuttu; ama iinde, ok derinlerde bir yerde, mezara tadnn bir olan deil de bir kz oluu onu biraz rahatlatyordu belki de. Birka hafta sonra bana sarld: "Bu yine bir denemeydi. Artk salkl ve gl bir oulun zaman geldi!" Bunu sylerken dudaklar bir tebessmle kvrlmt; ama gzleri ciddi bakyordu... 391 Petro'nun ehrinde konaklamasn zlemle bekledii J^ nuk, ne yazk ki, uzak durmakta srar ediyordu: Bar. Alek-sander Danilovi Menikov, Petro adna, Kuzey Bar Antlamas iin grmeler yapmak zere St. Petersburg ile Almanya'nn kuzeyi arasnda iki yldr srekli mekik dokuyordu. Beraberinde otuz bin askerden oluan bir orduyu da gtryordu. Tm Alman prenslerine Petro'nun dostluunu sunuyordu sunmasna ama bu dostluk can gnlden kabul grmyordu. Elbette ki sve'in yllar sren egemenliine bir son vermek istiyorlard. Ama Menikov'un ordusunun da beslenmesi gerekiyordu. ehirler rza gstermediinde adamlar istediklerini kendileri alyorlard. Ayrca Aleksan-der Danilovi kiisel giderleri iin de olduka yksek miktarlarda para talep ediyordu. Bu para, srf onun rahatn salamakla grevli neredeyse yz kiilik bir personel iindi. Yaklak yzyl nce

Avrupa'y otuz yldan fazla inleten savan yaralar henz sarlmamt. Menikov'un, duvarlar ardnda kara lmn kol gezdii Lbeck ve Hamburg gibi ehirlerden para koparmasna Petro bile hayret ediyordu. Bu yzden de, Almanlarn btn ikayetlerine ramen Meni-kov'u davranlarndan dolay knayacak en son kii Pet ro'ydu. Sonuta bu parann te biri yeni kuraca filoya harcanyordu. Utrecht Bar Antlamas, spanyol Veraset Sava'n ilkbaharda sona erdirdi. Menikov, General Magnus Stenbock von Friedrichstadt' Holstein'den yukarya, Jtland'a kadar kovalad. Sonbaharda Stettin'i igal edecekti. Petro yeni faaliyetleri iin srtn salama aldn dnyordu. Maysta, ottepefden sonra, gnein ilk scak klaryla beraber Rusya Finlandiya'yla savaa girdi. Helsinki on alt bin Rus erine savasz teslim oldu. Petro bat kysndaki Abo'ya ulat ve bana eylln ilk gnlerinde 392 pTirurla unlar yazd: "Finlandiya ok yaknda sve'in egemenliinden kurtulacak. Yalnzca seninle birlikte kutlamak jstiyorum, seni ok zlyorum. Geri Finli kadnlarn kalalar gergin ama kanlar uyuuk! Gnlerdir glmedim. Seni candan seven starik'ine sadk kal! Yaknda tekrar yanma gel, Katerinuka. Yavrularmz da p benim yerime. Onlara syle, yaknda bir erkek kardeleri olsun!" Ulrike Villebois mektubu indirdi, okumay brakt ve gururdan yanaklar kzarm bir halde bana bakt. "ar bir kez daha galip gelmi! Belki de savalar sona eriyordur artk?" Sonra alnn krtrp kaygyla ekledi: "Ama Amiral Ville-bois'dan tek bir haber yok!" Ulrike ilk ocuuna hamileydi ve o aylarda einin salyla ilgili kabuslar yznden ac ekiyordu. Glerek alnndan ptm. "Evine git, Ulrike. Eminim yeni haberler getirmi bir ulak da seni bekliyordur imdi." Reverans yaparak geri geri kapya gitti. Tam bu srada kap vuruldu ve kap kolu hzlca aaya ekildi. Marie Hamilton hzl admlarla odaya girdi. Ulrike bir an duraksad, herhalde merak etmiti; ama kmas iin iaret ettim elimle. Yalnz kaldmzda Marie Hamilton karmda eildi. Marie'nin yeniden hamile olduunu duymutum; ama hi belli olmuyordu. Alt ocuk dourmutu; oysa vcudu gen bir kz gibi alacak derecede gergindi hl. Bu ocuun da yine Petro'dan m, ya da eski mahkum Grigori Orlov'dan m olduu konusunda hibir fikrim yoktu. Orlov Moskova'daki Strelitz idamlarndan kurtulmutu, imdilerdeyse St. Peters-burg'daki dama'lar mutlu ediyordu var gcyle. Salonlarda gizliden gizliye, beygir gibi bir mal, boa gibi gc olduu fsldanyordu. "Bu halinle sarayda telala komana neden olan ey nedir, Marie?" diye sordum saray hizmetlime hafif bir alayla. 393 "arevi'le ilgili, arie'm" dedi glkle soluyarak ve kk eliyle dolgun gslerine vurdu. Bir yandan da gzleriyle beni szd. Hamileliinden haberdar olmam onu rahatsz etmie benziyordu. "Ne var? Yoksa Sofie Charlotte sonunda hamile mi?" diye sordum yalnzca. "Tam tersine! arevi evlendikleri geceden beri yatmam onunla. Bugn leden sonra gnah kard papaza, Sofie Charlotte'yi hangi koullarda babasnn evine geri gnderebileceini sormu" diye yantlad telala. "O yal mankafa ne demi peki?" dedim sakin bir edayla. "Ksrlk. Ruslarn dininden olmayan bir kadnla evli olunca galiba kolay oluyormu! Erkeine yl ocuk dourmaynca erkek onu boayabiliyormu! Byle sylyor papaz. Aksi halde karsn vaftize zorlayabilir, kafasn kazttrp bir manastra yollayabilir. Sofie Charlotte gnlerden beri alyor ve Aleksey onu her grdnde, ya dvyor ya da eline ne geerse arkasndan frlatyor." Fazla dnmedim, aksine hemen ayaa frlayarak ellerimi vurdum birbirine. "Faytonum! Atlar koun! Mantom!" diye seslendim koup gelen oda hizmetime.

Emrimi bir baka hizmetiye iletti. O da koarak uzaklat. Ksele tabanl ayakkabsnn demir penelerinin ahap parke zerindeki takrtlarn iittim. "Ne yapyorsun, arie?" diye sordu Marie Hamilton aknlkla. "vey olumu ziyaret edeceim" diye akladm sakin bir sesle. "Ama..." Kaygl grnyordu. mparatorluk rengi yeil hafif saten pelerinim omuzlarma koyulurken: "Ama ne?" diye sordum. Bir an kararsz kaldm. Bir sre dndkten sonra, Marie'den, neredeyse de394 ki tmyle rten, firuze ve elmas kolyeyi takmasn is-tedim boynuma. Bunlara ek olarak Marie kpelerimi uzatt, follarm uzattm; Marie ak mcevher kutusundan bunlara uygun bilezikler takt koluma. Kilidin dili tenime yakn bir yerde yavaa yuvasna geti. "Aleksey'in bu akam konuklar var klk sarayda" dedi temkinli bir sesle. rkm gibiydi, kirpikleri yavru baykuun kanatlar gibi rpnp duruyordu. Hayretle: "Eee, ne olmu? Hi cmb grmedim mi sanyorsun? Hi meraklanma, bu tr eylere alm" dedim ve aynaya bir gz attm. Gzel. Gitmek iin dndm: "Hadi gel, sarho olmadan onunla konumalym!" diyerek omuzlarmn zerinden emir verdim. Marie Hamilton kebildi-i kadar kt reverans yaparken ve endieli bir yzle peimden koturdu. Fontanka'daki yazlk sarayn dar koridorlar ve merdiven boluu evi terk ettiimiz srada gnn scakln hl koruyordu. Arabann iinde Marie bulantsn bastrmaya alyordu. Ara, Petro'nun zenle dettii yazlk sarayn bahesinin engebeli zemininde sallanp duruyordu; ancak kza kar acma duygusu beslemiyordum. ncecik parmaklarnn kemiklerini srp duruyordu; bense pencereden darya, suyun zerine km kr alacakaranla bakyordum. Ilk ve aydnlk yaz gecesinde aklar, nehir boyunca iskelelerin basamaklarnda oturuyorlard. Rhtmda babalar, oullarna oltann dalgalara nasl atlacan gsteriyorlard. Kynn yksek eiminde rdeklerin rengrenk tylerle kapl kafalarn seebiliyordum. ehrin lk gecesi byl alarn savurup atyordu ve sakinleri de balklar gibi iinde aresizce rpmyordu. Fayton, Aleksey'in o yl kendi odalarna tand klk sarayn nnde sarsntyla durdu. Ben yazlk sarayn o nee395 li, gsterisiz evresini tercih ediyordum hl. Ortadaki inili sobasnn, bask tavanlarn ve boyal tahta duvarlarn arasnda kendimi gvende hissediyordum. Buras bir saray deil, bir evdi. Aleksey Almanya'dan henz yeni dnmt. Camdan cama klar ve mealeler geziniyordu ieride. Faytona doru birileri geldi, kapnn stndeki armay grdklerinde eilip selam verdiler. Arabacm oturduu yerden aaya atlayp bize faytonun kapsn tuttu. Avluda kimseler yoktu. Ayam dikkatlice kaldrma bastm. Yukardan, tren salonlarndan birinden konumalar ve arklar geliyordu. Birden sknt bast iimi. Arabacya dndm. "Bana krbacn ver, adam." arm gibiydi; ama karlk vermeden itaat etti. Denei gm kapl kabzasndan tuttum. "Marie, gel. Bana yolu gster" diye emrettim ve daha hzl gidebilmek iin koluna girdim. Admlarmz kvrlp ykselen gri-beyaz mermer merdivende yanklanyor, grntmz yan duvarlarn yksek, altn ereveli aynalarnda yansyordu. Kap ve merdiven balarnda askerler hazr ola getiler. Saray halkndan kimseler grnmyordu. Ya Petro'yla birlikte seferdeydiler ya da ar'm yokluunu frsat bilip nihayet evlerinde ailece vakit geiriyorlard. Sonunda, kk yemek salonunun siyah mermerli, yksek kapsna vardk. Aniden beliren iki asker sngleriyle yolumuzu kesti.

"Buradan gemek yasak! Bu arevi'in emri!" diye zrl-dadlar. Birinin yznde iltihapl bir ikinlik vard, teki-ninse birka dii eksikti. Elimi snglerin zerine koyup onlar aaya doru edim. "Yarn Sibirya'y boylamak ya da tekerlee gerilmek istemiyorsan evlat, buradan hemen defol, beni anladn m?" diyerek alak bir sesle uyardm onlar. "arie bu!" diye mrldand Marie, aklarcasma. Her iki gen de sapsar kesildi ve akn bir halde eilip mrldanarak 396 r diledi. Onlar nmde diz kp alnlarn yere yaptrrken, biz Marie'yle birlikte kapdan salona girmitik bile. Yalpalayarak yryen insanlarla dolu salona girdiimde grdm ilk kii Sofie Charlotte'ydi. Grdklerime inanamadm. Rusya'nn arevi'inin kars, ayya Yuri Trubetz-koy'un kadehini dolduruyordu. Adam kadn boynundan pp clz kaba etine bir aplak indirdi. "Ay! Senin kna vurunca insann eli kuru kemiklere arpyor! Ama iince insann gzne hi de fena grnmyorsun!" dedi bouk, yksek bir sesle ve kadnn plak kolunu imdikledi. Kendini ekip kurtarmaya alrken gzyalarn glkle tuttuunu gryordum kadnn. Birden salonun dier bir kesinden lklar ve alklar koptu. "Git, arevna Sofie Charlotte'yi al! arevi'in yatak odasna gtr" diye emrettim Marie'ye. Marie, Sofie Charlot-te'ye ulamak iin kalabalk arasnda glkle ilerledi. Bense pelerinimin yakasn biraz yukar kaldrp duvar kenarndan olay yerine ilerledim. Kimsenin dikkatini ekmemitim. Herkes imi, kendinden gemiti. Salonun en arka kesinde, masann evresine doluup: "Evet! Veliaht Prens'imizin erefine!" diye lk atan erkeklerin arasndan syrlarak getim. "Hibir engel tanmyor! Esiz bir binici!" "Mahmuzla!" Ayak parmaklarmn ucunda yrdm. vey olumu grebiliyordum imdi. Salar omuzlarna dklm, terli gmlei vcuduna yapmt. Ayanda svari izmeleri vard. Ama pantolonu dizkapaklarna kadar inikti. Masann zerinde, yzkoyun bir kadn uzanyordu. arevi kadnn gergin kalalarm ikiye ayrm, iine girmeye alyordu. Bir yandan hayvan gibi homurdanyor, dier yandan bir eliyle kadnn tombul memelerini skyordu. Dier eliyle de 397 kalalarna vurarak: "Hadi, gzel atm! Senin srlmen ge_ rek!" diye baryordu. Arkadalar slklarla ona elik ediyor ve at gibi kiniyor-lard. Kz ise glyor ve evresiyle birlikte lk atyordu zevkten. Kzn yzne baktm. Basit ve aptal bir grnm vard. Vcudu bembeyazd, ok kaba, koskocaman aznn zerinde geni, kalkk bir burnu vard. Neredeyse kaba etlerinin zerine kadar inen salar kzld. Tam geri ekiliyordum ki, Aleksey: "Birazdan, evet, birazdan, ar mparatorluu'na bir miras peydahlyorum! O fasulye sr Alman'la asla yatmayacam! Hak ettii yere, manastra gidecek!" diye bard uluorta. Kz budalaca sevin nidalar atyordu. Aleksey kzn stne att kendini. Fazla dnmeden, elimde skca tuttuum kamy kaldrp Aleksey'in srtna sal sollu vurdum. Barmaya balad ve kzn zerinden kalkt. "Buna kim cret etti..." diye bararak evresine baknd. Beni grdnde erkeklii de bir anda snd. "stn rt, arevi Aleksey" diye emrettim fkemi gizleyerek. Kz da kalkp doruldu bu arada. Yrtk elbisesiyle plak memelerini rtt ve fkeyle, hatta meydan okurcasna, bana bakt. Kimdi bu kz? evremi saran gen erkekler geri ekilip diz ktler. Hepsi balarn ne emilerdi; onlara aldr etmedim. Ama aralarnda Aleksander Kikin'i de grnce ardm. Petro'yla birlikte bymlerdi; ikimiz de ona da-dufka, yani babalk diyorduk. Onun burada ne ii vard? Selam vermek iin ban edi; ama grmezden geldim: kimiz iin de en iyisi buydu.

Aleksey fkeden rengi atm halde pantolonunu yukarya ekip kemerini balad. Gzleri yuvalarndan frlayacak gibiydi, dudaklarysa incecik bir izgiye dnmt. Karn398 da eildi: "arie, saygdeer vey annem. Ne beklenmedik kir eref dedi, kstaha bastrd bir alayla. "Majesteleri'ni buraya getiren nedir?" "arlk iin bir miras arzusu, evet, tam bu!" dedim ksaca. "Benimle gel" diye emrettim. Koyunun mezbahaya giderken kasab izlemesi gibi, arkamdan beni izledi. Yrrken baklarn arkadalarndan kard. "Nereye gidiyoruz?" diye sordu kapda. ne doru ittim onu. "Sen daha iyi biliyorsun yolu. Doru yatak odana. Sofie Charlotte seni bekliyor orada." Kamnn kabzasyla srtna vurdum, gitmesi iin cesaretlendirircesine. "Hadi, yr artk." "Sofie Charlotte'yle iim yok benim. Ben baka birini seviyorum!" diye itiraz etti yrrken. "yle mi, kimi?" diye alayl bir edayla sordum. "Az nce grdn kendisini. Ad, Afrosinya. Finlandiya'da amarcyd." Bana meydan okurcasna bakt. Bir kahkaha attm. "Ne mthi bir bulu, Aleksey! nan bana, karn sevmen senin iin daha iyi olur!" "Sen de babam gibisin! Tpk onun gibisin!" diye bararak abanoz, fildii ve dibudakla kapl yer demesine tkr-d. "Ben Afrosinya'y seviyorum, bakasn deil." "Sama sapan konuma. Baban olsayd seni de Afrosin-ya'n da dverek ldrrd" diyerek kestim konumasn hemen. Somurtarak sustu. Uzun koridorlarda tkezleyerek nmde yrmeye koyuldu. Birden ortalkta kimseler kalmamt. Yine de odalarn nefes aldn ve duvarlarn kula olduunu biliyordum. Kapsnn nne geldiimizde ona: "Hadi, gir ieri!" diye emrettim. taat etti. Sofie Charlotte soyunmu titreyerek yatakta oturuyordu. Prens Trubetzkoy'un kolunu imdikledii 399 yer kpkrmzyd. Gzleri imiti alamaktan. Marie Ha_ milton o srada minenin kllerini yeniden canlandrmaya alyordu. Aleksey'in tm bedeni titremeye balad. "stemiyorum! stemiyorum! Tiksiniyorum ondan!" Yeniden yere tkrd. fkeyle pantolonunu zd ve meydan okurcasna bana dnd. Kam solucan gibi sarkyordu. "Bak ite Alman cads beni ne kadar uyaryor! Bu kadar ok ocua sahip olmamza da hi amamal!" diyerek gld slak gzlerle, alay edercesine. "stelik imdi hizmeti kzlar gibi kokuyor!" diye ekledi tiksinerek. Aalarcasma dikkatle yzne baktm. "Madem senin Afrosinya'n daha iyi kokuyor..." diye sze balamtm ki So-fie Charlotte ocuk gibi bir alama tutturdu yeniden. Durakladm ksa bir an. Hayr, baka are kalmamt. "Sofie Charlotte alamay kes. Senin iyiliin iin" diyerek yattrdm onu. Dnerek: "Marie!" diye seslendim. Saray hizmetlim yanmda bitiverdi. Ksaca szdm onu. Korsesinin altndaki ufak bir ilik dnda hamile olduu pek anlalmyordu. Ak kahverengi sa lleleri, pembe dudaklar, iri kahverengi gzleriyle ok gzel grnyordu. Dolgun gsleri ipek elbisesinin dekoltesinden dar frlamlard. ar zaten birka yldr yatana alyordu onu. Bir bildii vard elbet. "Marie, arevi, soyunu srdrmek iin karsndan bir ocuk istiyor. Bunu yapabilmesi iin ona yardm et!" dedim ksaca, utancm bastrmak iin. Marie kk, sivri dilerini gstererek glmsedi. "Emriniz olur, arie'm" Reverans yapt. Gitmek iin hazrlandm. Kapda arkama dnp baktmda, Marie Hamilton'un, dekoltesini aaya ekip beyaz, dolgun memelerini ortaya kardn

grdm. Aleksey'in nnde diz kt. Prsk kamn eline alnca Prens i geirip ellerini kadnn omuzlarna koydu. Kzn bunu ilk defa yapmad hissine kapldm. 400 Ivlarie!" diye uyardm kapy aarken. "En iyi ksmn Veliaht Prenses'e brak, unutma." Darda, kapnn nnde dizlerim zld. Yanaklarmdan szlen gzyalarm sildim. Bu, Rusya'nn iyilii iindi. Sofie Charlotte bir oul dourursa ben de rahat nefes alabilirdim. Eminim ki, Petro da rahatlard. Ama ite tam da bu dnce daha ok alamama neden oldu. Sava alannda Petro'nun yannda olmak iin Finlandiya'ya gittim. Klk sarayda olup bitenlerden ve Afrosin-ya'dan ar'a hi sz etmedim. Baardm iin sonucunu bildirmekle yetindim: Sofie Charlotte nihayet hamileydi. are-vi'in kendisi bu habere abuk sabuk bir tepki gstermi; apar topar eyalarn toplatp maiyeti ve Afrosinya'yla birlikte, suyundan ifa bulmak iin Karlsbad'a gitmi. Petro ban sallamakla yetindi: "Nasl bir evlatla cezalandrldm ben byle! Umarm bozuk sal hepten elimden alr onu!" evresini saran Apraksin, afirov ve eremetyev onunla birlikte gldler. Petro, Sofie Charlotte'nin saraydaki tm Alman nedimelerini ve yardmclarn Rus hizmetliler, hekimler ve ebelerle deitirdi. ocuk, doumdan sonra hibir ekilde gizlice deitirilmemeliydi! Sofie Charlotte, ar'a birbiri ardna yakar dolu mektuplar yazyordu. Satrlarna umutsuzca gzya dkerek alk olduu kadnlarn yeniden hizmetine verilmesini rica ediyordu! abalar bounayd. ocuunu, dillerini henz tam olarak konuamad yabanclar arasnda getirdi dnyaya. Ardndan bebeiyle birlikte. klk sarayda tek bana kald; evresinde Aleksey'in saray grevlileri kalmt. Bu narin Prenses'in geleceinin parlak olacana dair kimse bir kapiine bile bahse girmezdi. Veliaht Prenses'in lousa haberi elimize Hang Koyu yaknlarnda geti. "arevi'in kars, Sofie Charlotte, sabahle401 yin salkl bir kz ocuu dourdu. ar'n kz kardei onuruna, Natalya Alekseyevna Romanov adyla kutsand" diye okudu ktta yazanlar Petro yksek sesle. Kd yuvarlayp bir sre sessizce demir attmz Rilaks Liman'nm harelenen mavi sularna dalp gitti. Deniz havas tenine yaram, mavi renkli gzlerine yeniden hayat gelmiti. Birka tane ak dm siyah salar rzgrdan dalmt. Bizi saran dalgalar, sabahn keskin klarn binlerce kez kryor, nmzde Finlandiya'nn mavi ky eridi uzanyordu. Petro, uzun yllar nce Marienburg nlerinde, Menikov'un adrnda ilk kez grdm o gen, gl adama benziyordu yeniden. "Bir kz!" dedi aalayc bir edayla ve mektubu Makarov'a uzatt. Adam mektubu ald ve hemen deri antasna yerletirdi. "Kz bende de ok. Bu herifin hibir meziyeti yok mu?" Bir mart dalp kt dalgalara ve bulutlar gkyznde toplanmaya balad. Petro'nun szlerinden korumak istercesine, ellerimi karnmn zerine koydum. Yine hamileydim. ki hafta sonra Hang Koyu'nda sve donanmasn embere aldk. Top atlarndan askerlerin kulaklar sar, barut tozundan gzleri kstebekler gibi kr oluyordu. atmann ardndan dalgalarn zerinde gemilerin kederli kalntlar yzyordu. Paralanm tekne gvdeleri, yelken bezleri ve aa direkler. Ksa bir sre sonra, kzm Maria'y dnyaya getirmek iin Finlandiya'dan ayrlp St. Petersburg'a dndm. Ne var ki, zavall kz doduu gn bile atlatamayacak kadar zayft. Petro, Avrupa'daki saraylara gnderilen haftalk mektuplarnda onun ne doumundan ne de lmnden sz etti.

Gen kadn stme dyordu neredeyse, ok acelesi vard besbelli. Beni de kendisiyle birlikte yere indirmeden nce 402 sOn anda yakaladm onu. Petro'yla birlikte yazlk sarayda, yeni kurulan sanat galerisindeki nesne ve bedenleri incelemitik hayretle. Petro bu garabet koleksiyonunda, diyebilirim ki, irenlie ve tuhaf zevklerine hibir snr koymamt. ocukluundan beri tuhaf yaratklardan ender bulunan silahlara, seyahatlerinden getirdii kk hediyelerden her tr haarata kadar, ne bulduysa biriktirmiti. imdi de yazlk saraymzn odalarnda bir sanat galerisi amak istiyordu! Yapt seim beni zmt. Sonuta buradan ehrin gnbegn serpiliini izliyorduk. Petro sarayn bahesini Fransz ss bahelerini rnek alarak ve byk bir istekle dzenletmiti! Ama imdi bu bahede kullar keyif srecekti! St. Petersburg sakinleri Petro'nunkoleksiyonunu serbeste dolaabilecek; susadklarnda kahve, arap ve votkayla hararetlerini sndreceklerdi. Odalarda alkol iinde saklanan bal kuzular, drt kollu bacaksz bir bebek, gsnden yapk ikizler, balk yzgeli bir ocuk ve szde altm yandaki bir bakirenin dourduu iki kpek yavrusu sergileniyordu. Kk yazlk sarayn kaybndan dolay serzenite bulunduumda, Petro gld ve: "Bekle bakalm! Sana, umduundan daha byk ve daha grkemli bir saray yaptracam!" dedi. stme doru gelen telal admlar duymutum; ama pek dikkat etmemitim. O gnlerde pek ok kii telala kouturuyordu. Gen kadn ancak bana yandan arpp fkeli bir nidayla kesesini drnce dikkatimi verdim ona. Omzum arpmann etkisiyle acmt. Kadn eilmi paralar toplarken bir yandan da Almanca syleniyordu. Sonra ban kaldrd, beni tanynca korktu: "arie! Efendimiz! zr dilerim!" dedi Rusa, korkmu bir halde. Kolumu ovuturdum ve neeli bir ifadeyle karlk verdim: "Pek grlmeyecek biri de deilim!" Kz kpkrmz oldu; ama sonra o da gld. Btn paralar yerden toplamt. 403 Reverans yapp gitmeye hazrlanyordu ki, kolundan yakaladm. Ak renkli gzleri, taranmam salar, kumral lleleri bana tandk geldi. "Seni tanyorum galiba! Daha nce karlamam mydk seninle?" diye sordum. Bir kez daha reverans yapt. "Dorusunu sylemek gerekirse... eer Efendimiz hatrlatmama msaade ederlerse, adm Anna Kramer. Fyodor Apraksin'in evinde karlamtk sizinle." Glerek yanaklarn sktm. "Tabii ki! Fedyuka'da!" diyerek aka yollu hatrlattm. Yz daha da kzard. "Peki, o gnden beri neler yapyorsun? Apraksin'in evinde misin hl?" diye sordum. Anna ban iki yana sallad; birden ok mutsuz grndn fark ettim. "Hayr. Fyodor Matveyev beni General Balk'a hediye etti" dedi ksaca. "Ama General Balk, Anna Mons'la evli! Mons'un da seninle ayn at altnda olmaya katlanacan hi sanmyorum!" diye karlk verdim hayretle. Anna ban edi ve alamamak iin illi burnunu ovuturdu. "Buyurduunuz gibi. O yzden de General beni ksa yoldan, minnet borcuna karlk, Marie Hamilton'a hediye etti. imdi onun zel hizmetindeyim." Ksa bir sre ikimiz de konumadk. Onu szdm. Kederliydi ve taze gzelliini hznn peesi rtmt. "Bak sen! Marie Hamilton mu? Umarm rahatn yerindedir. Onun bir iini mi hallettin imdi?" diye sordum dosta. Anna ban sallayp elindeki keseyi hafife yukar kaldrd. "Sarraf BlumenthaPden Efendim'in parasn aldm... Mcevherlerini bozdurmutum da" dedi biraz tutuk. Efendisi'ni ilgilendiren konularn ne kadarn syleyebileceini bilmiyormu gibiydi.

Petro'nun zoruyla yaplan ard arkas kesilmeyen elence ve zevk dknlklerine yaplan harcamalar 404 yle yksekti ki, St. Petersburg'da epeydir para sknts ekiliyordu. Kimi dama'lar bu harcamalar karlayabilmek iin ailelerinden kalan taklar dahi emanete brakyorlard ve bu ender grlen bir ey deildi. "Marie Hamilton iyi mi? Yeniden hamile olduunu duydum?" diye sordum, konuyu deitirmek iin. Ama yznn kire gibi bembeyaz kesildiini grnce ardm. "Tanr biliyor ya, bundan hi haberim yok" dedi fsltyla. Mantosuna sarnarak, para dolu kesesini kolunun altna sktrd. "Acele etmeliyim, Efendim kendisini iyi hissetmiyor, ayrca olduka sert biridir." Bu szleri sylerken bir kez daha aalara kadar eilip reverans yapt ve koarak gitti. Ksa bir sre arkasndan bakp, uuan eteklerini seyrettim. Aklma bir ey taklmt. Marie Hamilton, arevi'in yatak odasmdayken hamileydi. O ocua sonra ne oldu, bilmiyorum. Belki kimsesizler yurduna, kim bilir, belki de tarada bir aileye verilmitir. Ama yine hamile olduundan kukum yoktu. Peki bu gizliliin nedeni neydi? Byle bir yaam tarz iin bu alacak bir ey deildi ki! Yersiz dnceler. Omuzlarm silktim ve Ulrike Villebo-is'ya iaret verdim. Byk bir beceriyle eilerek kuyruundan tutup eteimi yukar kaldrd ve yolumuza devam ettik. Petro'yla birlikte onun byk alma odasnda, minenin nnde oturuyorduk. Arkamzda iki gen oda hizmetisi alma masasna ve yaz takmlarna ekidzen veriyordu. "Sana, ikimiz iin yaptracam yazlk saray gstermek istiyorum!" dedi Petro, Lisenka'nn ban okarken. Kpek, itahla dilerini gcrdatyordu. Petro eski bir deri eldiven vermiti inemesi iin ona; Petro'nun burunlar anm, topuklar yenmi eski izmelerinin zerine pervaszca kurulmutu. Holand yerdeydi ve byk bir zevkle tylerini styordu. 405 "Bir saray daha m? Klk saraydan daha m byk, daha m grkemli olacak? Srekli yazlk sarayda yaayamaz myz? Yalnzca sen, ben ve ocuklarmz? Bu sanat galerisini baka yere tayamaz msn?" diye sordum aka yollu ve deerli talarla kapl semaverde fokurdayan buruk aydan dol-durttum kendime. Ayrca, bolca votka doldurmalar iin bardam havada tuttum, iecei dudaklarma gtrerek keyifle birka yudum aldm. ay boazmdan scack geiverdi. O k ok dm. Son hamileliim gcmden ok ey alp gtrmt. Peynirli, mantarl ve yada kzartlm sarma breklerden alp afiyetle yedim. Petro ban saa sola sallad. "Byle olmasn herkesten nce ben isterdim! Ama u anda nemli olan tek ey, Avrupal hkmdarlarla ayn basamakta durduumu gstermek! Klk saray onlarn anlayna gre yle pek muhteem bir yap deil. Ama benim Louvre'm saylabilir ve imdi de bir Versay'a ihtiyacm var. Petro Saray benim Versay'm olacak..." Ona epey akn bakm olmalym ki, nme den bir llemi kulamn arkasna kvrd. "Bunu anlayamazsn. Paris grmemi, Byk Lui'nin sarayn gezmemi biri, bunu anlayamaz. Ama Fransa Kral'nn yaptn, Ruslarn ar haydi haydi yapar! Ayrca Alekaa da kendine, bir de yazlk konak ina ettiriyor. Strelka kysndaki, ehrin en gzel kona zaten, bu bile yeni bir saray yaptrmak iin yeterli neden!" dedi ve ayaa frlad. "Bekle, sana Petro Saray'nn planlarn gstereceim. Neredeyse iki yldr zerinde alyorum, tabii zaman bulduka! Kronstadt'taki evimize yakn bir yerde yaptrmay dnyorum saray..." alma masasna gidip bir eyler arad. Ardndan hizmetileri tekmeleyerek uzaklatrd: "Kahretsin! Buralar topladnzda hibir ey bulunmuyor!" diye bard.

406 nmde dans eden alevleri seyrediyordum. Sanki alevlerin iinde oktandr unutulmu yzler grnyordu; onlar kovalamak iin birka kez gzlerimi krptrdm ve dncelerimi Petro'nun yeni sarayna odaklamaya altm. Petro Kronstadt yaknlarnda, kk Mon Plaiser Kk'n yap-trtmt. Filosunun yapmn gzlemlemek iin Finlandiya Koyu'ndaki yerini kendi belirlemiti. Dz ve yeillik bir araziydi. Deniz, hem koyu hem de kumsal hafife dzlemiti. Petro elinde birka rulo ktla yeniden yanma gelip oturdu. "Bu planlar uzunca bir zamandr bende duruyorlar; ama son iki yl, saray dndmden beri, yle eyler girdi ki araya, bunlara ayracak zamanm olmad. Yalnzca miras kanununu hazrlamak bile bana aylara mal oldu. Memleketin btn soylular da kylleri de hl tm mlk ve topraklarn yalnzca byk oula brakmakta diretiyorlar!" "Sen de farkl davranmyorsun ki!" Aptallma kzarak dudaklarm srmak istedim. Ama Petro bir sre sustu ve Li-senka'nm azndan eldiveni ekip ald. Kpek hrlayp yakalamaya alt eldiveni. Petro sonra bana bakp birden elimi yakalad. "Bir oul ver bana, Katerinuka. Sana yalvaryorum. Yeniden rahat uyumam iin. Erkek ocuktan daha acil ve nemli bir isteim yok! Yalnzca bir oul! Bir tanecik yalnzca, tmyle Aleksey'in eline kalmamak iin! Benim gzel Rusya'm! Ltfen!" Gzlerinin derinlerindeki kaygy grebiliyordum. imi sevgi ve acma duygusu kaplad. "Benim elimde olsayd, ar'm, sana on gl erkek verirdim" diye fsldadm ve parmaklarn dudaklarma gtrp ptm. "Biliyorum, biliyorum..." diye mrldand dalgn bir halde. Bu srada odann nndeki kk koridordan heyecanl sesler geldi kulamza. Makarov'un sesi fkeden adeta crl407 yor gibiydi: "ar' rahatsz edemezsiniz! arie'yle birlikteler!" Petro kulak kabartt. kinci bir erkek sesi Makarov'la tartyor, arada yal bir kadnn szlanlar da duyuluyordu. "Bu afirov!" dedi Petro ve hzl admlarla kapya yneldi. Kucamdaki Petro Saray'nm planlarna baktm. Says basamakla Finlandiya Koyu'na kadar inen bu bahede olumuz oynayacakt; bunun iin yemin ettim iimden. Krons-tadt'm karsna den yumuak burundaki konumu iyi seilmiti. Yapy dier adan da grmek iin kt ruloyu yana doru evirip bam edim. Petro hmla kapy at. afirov'un yannda bir erkek ve elleri bal bir kadn duruyordu. Makarov hkmdarna dnerek omuz silkti zr dilercesine. "Ne var, afirov?" diye sordu Petro serte. Eski dostunun yznde umutsuz bir ifade grnce: "Ortal niye byle velveleye veriyorsun? amata karmak iin akam yemeini bekleyemez misin?" diye takld yine de. afirov dier adamn koluna girdi. "ar'm! arie'yi grmemize izin verin." Merakla bam kaldrdm ve afirov'un yanndaki yal adama baktm. Hi grmediim biriydi, yine de bamla grmeyi kabul ettiimi iaret ettim. afirov adamla yaknma geldi ve elleri bal kadn da kendisiyle birlikte ekip srkledi. Barp szlanrken ttn rengi tkrkleri de enesinden akyordu kadnn. Ak dm pis salar havaya dikilmiti. Tek gz vard, o da gzya kesesine ve krklara gmlmt. Dierini koyu renkli, lekelerle dolu bir bez parasyla balamt. Elleri birer pene gibi grnyordu. Nkris-li parmaklarnn trnaklar uzun ve kvrkt. Kadnla birlikte scak oday iren bir ter, votka ve insan salyas kokusu kaplamt. "Evet?" diye sorarken nefesimi tutmaya alp 408 parfml mendilimi azma ve burnuma gtrdm. afirov yal kadn salarndan tutarak diz ktrd. Kadn inledi. ndir o iren suratn arie'nin karsnda, yal cad!" diye kt afirov. Kadn hl sessizce szlanyordu. Petro kk grubun

gerisinde durmu aresiz bir ifadeyle bakyordu. Ayaa kalktm. Petro Saray planlarnn olduu kt rulolar hrtyla yere kayd. "Ne var, afirov? Kim bunlar?" diye sordum alnm atarak. Derin bir nefes alp yal adama: "nce sen, Blument-hal" dedi. Adama daha dikkatle baktm. Hi kuku yok ki, afirov'un din kardelerinden biriydi bu; nk dindar Yahudiler gibi bask siyah apkas, siyah pelerini, akaklarndan aaya sarkan lleleri vard. Ne demiti adna, afirov? Blu-menthal m? Bu ismi sanki daha nce duymu gibiydim; ama nerede ve ne zaman, bunu hatrlamyordum. Adam, afirov'un emriyle, konumakszn karma geerek vakarla nmde eildi. Geni pelerininin ceplerinden birinden kadife bir kese kard. Yal kadn szlanmay kesmiti. Yalnzca minedeki odunlarn trts duyuluyordu. Blumenthal nmde diz kerek torbann iindekileri narin, yumuak avcunun iine boaltarak bana uzatt. aknlktan lk attm: Gzlerimin nnde, birka ay nce, Aleksey'i evliliin erdemlerine geri dnmesi iin zorladm gn boynumda olan firuze ve elmas tal zincir parlyordu. ar yanma geldi ve kolyeyi eline ald. O da tanmt zinciri. "Bu zinciri nereden buldun, adam? Bunu arie'ye ben hediye etmitim!" diye sordu aknlkla. Yal sarraf, ban acizane eerek: "Bu parann soylu birine ait olduunu anlamtm ben, bu yzden de kuzinimin olu Pyotr afirov'a bavurdum." "afirov, bu mcevheri ona kim satm? Bu yal kokumu kadn da kim?" diye paylad Petro yardmcsn. Kslm 409 dudaklarnn arasndan ksaca: "Bu yal kadn dk yp ryor kadnlara. St. Petersburg'daki kadnlarn arzulamadk lan bebeklerini alyor" dedi. Salarn yolmaya balayan kadnn iren parmaklarna baktm. Midem kalkt. Sallanp duruyordu alayarak. Disin damann zerindeki dudaklar titriyordu. afirov konumasna devam etti: "Ve mcevheri, evet mcevheri Marie Hamilton rehine koymu! Paraya ihtiyac varm, ocuunu aldrmak iin... ya da yal kadnn sulamalarna inanacak olursak, ocuklarn aldrmak iin!" Odada bir sre sessizlik oldu yeniden. Petro'nun yzne bakmaya cesaret edemedim. "Anlamyorum..." dedim usulca. afirov eilerek: "zninizle..." diyerek yaly tekmeyle kenara itti. Kadn lk kopararak srtst yere yuvarland. "Konu! Belki kokmu postunu kurtarabilirsin hl!" diye tslad kadna. Kadn dorulup oturdu. Gz nefretle parlad. "Hamilton kahpenin teki! imdi ben, zavall babuka, onun gnahlarn ekeceim. Drt be ayda bir gelirdi bana, rfnt. Srekli alayp szlanrd, ocuu douramam, diye. Kimlerle krtrdn ancak Tanr bilir..." Sesi mlyordc. Kadn konuurken ben hl Petro'ya bakamyordum. "Enayi deilim ben! Hayrna i yapmam!" diye cyaklad yal kadn. afirov yeniden tekmeledi kadn ve istemsiz bir homurtuyla sustu kadn. "Marie Hamilton arie'den ald mcevherleri daym Blumenthal'a rehin brakyormu demek ki. Daym ilk kez bu parada phelenmi..." diyerek aklamada bulundu. Konumasn kestim: "Marie Hamilton sana ka para getirdi bunlardan, Blumenthal?" diye sordum sarrafa. Adan dalgn bir ekilde kafasn saa sola sallad. "Ha, kendisi gelmiyordu. Alman hizmetisi Anna Kramer'i gnderiyordu 410 a. Kk irin bir ey, hanmefendisi gibi durumlara dmeyecek biri! Ama Anna ok sk geldi, kh yzk gibi kk j,ir parayla, kh bir kolye ya da kah kemerle..." Elimi kaldrdm. O srada Petro yal kadnn yanna geldi. Eilerek kadn salarndan tutup gzn grebilmek iin ban yukar ekti. "Dilini kknden koparttrmadan

syle bana kocakar, Marie Hamilton'un karnnda ldrdn ocuklarn cinsiyeti neydi?" Kadn ona bakyordu. Tek gz buz gibi parlyordu. Kkrdayarak ar'm ayaklarnn tam dibine tkrd. "Bunu renmeye karar verdiysen, ben naslsa leceim demektir. Erkekti, ar'm. Nur topu gibi olanlar! Aldrd her ocuun ardndan glmt Hamilton. Ve her defasnda da: ari-e'nin yapamadklarn ben hi acmadan ldryorum demiti!" afirov yanma gelip yumruunu yzne indirinceye kadar glmt kadn. Mart aynn sonlarnda puslu ve bulutlu gnlerden birinde, Marie Hamilton idam sehpasna karld. Hem Veliaht Prenses hem de ben yine hamileydik. Buna ramen Petro ocuk katilinin idamn izlememizde diretti. Petro Pavel Kale-si'nin Neva Kaps'nda Hamilton'un kzaa bindirilii srasnda koparlan barlar ta uzaktan duyuluyordu. Donmu nehrin dier kysndan saman ykl arabaya bindirilip rhtm boyunca herkese gsterilerek getirilecekti. Benim ricalarm sayesinde Marie Hamilton ikence grmedi. Aalamalarn ve hrszln affetmitim. Bana gre, aptalca davrannn cezasn yeteri kadar ekmiti. Ama Petro insaf gstermedi. Bu kadn, Rus mparatorluu'nun olas miraslarn vicdan hi szlamadan ldrmt; bundan emindi. Bunun bedelini herkesin nnde deyecekti imdi. rk saman yaylm araba yaklayordu. Hafiften ya-nur iseliyor ve arabaya koulmu uzun yeleli kk atlar, 411 kaygan talarn ve amurlu karlarn zerinde kayarak ilerliyorlard. Sabahn alacakaranlndan beri hkmly bekleyen kalabalk, onu nihayet grdnde, kyamet koparp -rk meyve sebze yamuruna tuttu Marie'yi. Yzne ilk lahana yapraklar isabet ettiinde ban evirmedi. Alayp alamadn gremiyordum. Bunun iin fazla uzaktaydm. Yaklatnda, yzndeki darp izleriyle omuz ve gsndeki kzgn demir izlerini grdm. Ayrca ak kahverengi lleleri hoyrata krplmt. Kaznm kafasnda birok kesik izi vard. "Tanr zavall ruhunu kutsasm..." diye mrldand yanmda duran arie Praskovya ve parmayla ha kard. 0 da Marie Hamilton iin Petro'dan merhamet dilemiti. a-revna Sofie Charlotte baklarn yukarya deil, kucana, i ie geirdii parmaklarna dikmiti. Gzlerini krptryordu huzursuzca. Aleksey ise bacaklarn uzatm, ktrdete-rek elma yiyordu. Yerken de azn aplatyor ve ekirdeklerini ayaklarnn dibine tkryordu. Marie arabadan kaldrlp alnd. Bileklerindeki balar zld. Dimdik duruyor ve kalabaln svglerini duymazlktan geliyordu. "Kaltak! ocuk katili! Cad! Bir kadn kalabaln iinden syrlp yzne tkrd. Marie edal bir ekilde, omuzlarnda ve gsnn zerinde kk siyah kurdeleler olan beyaz ipek elbisesinin geni eteini dzeltti. ar, eski sevgilisini lme tayacak elbiseyi bizzat kendisi tasarlamt. Zayf bedeni saray elbisesinin arl altnda eziliyordu. Baklar kalabalkta gezindikten sonra gelip benim gzlerimde kald. Elimi kaldrp selamladm, reverans yapt iyice kerek. Baklarn yere indirerek iki cellat yamann arasnda yava admlarla idam sehpasna doru ilerledi. Gzlerim kaldrp cellat ktne baktnda, orada duran Petro'yu grd. 412 Korkudan ellerini dudaklarna gtrp hafif bir lk att. Cellat yamaklarndan biri glp kadnn narin krek kemiklerine vurarak bard: "Bunu beklemiyordun kzm, deil mi? ar bu ii bizzat yapacak! Kalabalktan lklar koptu. Artk yrmekten ok sendeliyor, srkleniyor denecek admlarla kt merdivenleri. Krmz kadife kapl sandalyemin zerinde huzursuzca kprdanyordum. Petro'nun niyeti neydi? Hi beklemediim bir hareket yaparak Ma-rie'ye kolunu uzatt; o da hemen toparland.

Cellat ktnn yanma kadar elik etti ona Petro ve eliyle omzundan bastrarak diz kmesini salad. Petro'nun dudaklarnn kprdadn grdm; ama ona neler sylediini duyamyor-dum. Kadn ban ne doru uzatarak eildi. Beyaz, ince boynu kaba idam ktne demiti. Cellat bandaki siyah kukuletasn dzelterek biraz daha yaklat. Petro biriken kalabala doru dnd. Ama gzleri benim gzlerimde donmutu. "Hkmlerin en ar olan bu karar hkmlnn kadersiz bandan ben kaldramam. Bu, Tanr'nm ve insanlarn yasalarn hie saymak olurdu. Marie Hamilton, Tanr'nm da, benim kabul ettiim gibi pimanln kabul etmesini, seni affetmesini umarak verilen bu hkme sayg gster!" diye seslendi. Yanmda duran Sofie Charlotte alamaya balad. Aleksey ise nefretle szd karsn. arevi'in keyfi o gnlerde yerinde deildi; nk Petro neredeyse her gn sitem dolu mektuplar yazyordu kendisine. Ona da zevk vermi olan bu kadnn idamndan pek etkilenmie benzemiyordu. Baklarm yannda getirdii toplulua ynelttiimde, o kzl sal, tombul, alelade kz da grdm. Baklarm fark edince iyi-ce eilerek reverans yapt. Bense baklarm yeniden kte evirdim. 413 Cellat, Petro'nun iaretiyle klcn kaldrp tek bir darbeyle Marie'nin ban bedeninden ayrd. Havaya kan fkr. maya balad ve kadnn kafas saman dolu bir sepetin iine yuvarland. Kalabalktan lklar koptu, hatta baz kadnlar alamaya balad. Birden zgara kokular geldi burnuma. St Petersburg esnaf izdiham frsat bilmiti. ar yere eildi ve ba sepetten alp havaya kaldrarak kendine doru tuttu Kopuk ba dudaklarna yaklatrd ve Marie Hamilton'un lm dudaklarna yumuak bir pck kondurdu. Sofie Charlotte rd. Marie Hamilton'un yerine aldm nedimem Anna Kramer'e bir iaret vererek Veliaht Prenses'in buradan kp gitmesini saladm. Anna, Sofie Charlotte'ye kolunu uzatt ve yumuak sesiyle Almanca konuarak sakinletirmeye alt onu. Aleksey merakl gzlerle Anna Kramer'e bakt. Fildii, ipekli yelpazemle kzn omuzlarna vurarak kendisini uyardm. Kzmz Elizabet Petrovna'nn isim gnn Menikov'un saraynda bir len yemeiyle kutluyorduk. ar, Pyotr Andre-yevi Tolstoy'la gayretke bir adam olan Aleksander tvanovi Rumyanzev'e dnerek: "Bana her zaman yerinde nerilerde bulundunuz! imdi skntma bir are bulmak iin de yardmc olun bakalm..." dediinde pek uzanda oturmuyordum. "ar'm, cannz skan mesele nedir?" diye sordu Pyotr Andreyevi Tolstoy ve samimi bir ekilde hkmdarna biraz daha sokuldu. yice bym karnmla daha rahat oturabilmek iin arkama, yastklara dayandm. Her yerim arlam ve imiti; doumuma en fazla bir iki hafta kalm olmalyd. Bir yandan da pr dikkat konumalara kulak kabartyordum. Petro sesini biraz daha alakt. "Aleksey" dedi sadece. Gerek Tolstoy gerek Rumyanzev yantlamakta biraz kararsz kaldlar; birbirleriyle iaretle-tikleri gzmden kamad. 414 "Masasnda birlikte oturduu valyelerine, 'u piskopos helasndan beni kurtaran yok mu?' diye seslenen ngiltere jrah'mn durumuna dmek istemiyorum; ama..." "Ne olmu o belal ngiliz piskoposuna?" diye kesti sz-n Tolstoy. Petro geveyerek sandalyesinin arkalna yasland. "Kral'n ikayetlerini duyup dinleyen valyelerden kimileri adamn vaaz verdii katedrale gidip mihrabn nnde ldrmler onu..." Pyotr Andreyevi Tolstoy ban saa sola sallad; ama ilk sz alan Rumyanzev: "Sanrm, arevna Sofie Charlotte ve elbette ki Majesteleri arie'nin doumlarn beklemekte yarar var. Ancak bundan sonra, ar'm, acil bir karar gerekebilir" dedi sakin ve dnceli bir ifadeyle.

"Ama artk cieri be para etmez bir oula dayanacak gcm kalmad!" diye barmaya balad ar; ama yemee davetli elilerden bir ikisi balarn kaldrp baknca sesini hemen alakt. Elizabet Petrovna bile kk kpeiyle oynamay brakp sorgularcasna babasna bakt. Yelpazemi salladm, sonbaharn ilk gnlerinin bu scak akamnda; Menikov'un saraynn salonundaki hava olduka kasvetliydi. Bir yandan da elilere yle nazike glmsedim ki, baklarn indirip yemeklerine devam etmek zorunda hissettiler kendilerini. Sakiye bir iaret yaptm elimle. Hi vakit geirmeden, iki yamayla kk bir f snaps gnderdi onlara. Fransz Eli Campredon'un beti benzi atmt. Bir f snaps ve bardan dolduran koca kepeden korktuu kadar hibir eyden korkmadn biliyordum. Alnnda biriken ter damlacklarn grnce glmemek iin kendimi zor tuttum. Saki yama onun ift kartall kupasn azna kadar doldurmutu. Petro sesini biraz alaltarak konumasna devam etti: "Reit olduundan beri bir kez olsun ne iimde ne de skntl anlarmda destek oldu mu bana? lp gideceim ve impa415 ratorluum ona kalacak dncesi beni korkudan hasta ediyor..." Rumyanzev yattrd onu: "Kukusuz, kukusuz. ar'm unu bilin ki, biz her trl kararnzn arkasndayz. Ama u birka ay bir bekleyin. Olu ya da bir erkek kardei olursa kstahln ve talepkrlm daha ne kadar srdrebilir ki Aleksey?" "Eer olursa" diye geirdim aklmdan. imdeki endieyi bir duayla geitirmeye altm. ar suskun ve bulank bir yz ifadesiyle, upuzun kupasndan koca bir yudum ald. Odada gezinen baklarn takip ettim. Veliaht Prenses'e taklmt baklar. Evlilik ve hamilelik iyi gelmemiti ona. Azna pek bir ey koymuyor, nedimesine ikide bir taze limonata getirtiyordu. Teni kl gibiydi ve irkin sivilcelerle, banlarla kaplyd. Salar parlakln yitirmie benziyordu. Belli ki, salarndaki bukleleri oda hizmetisi maa ile zar zor yapmt. Braunschweig Saray'na yazd ama yerine ulamayan son mektubunu dndm: "Ben, evimizin sunanda adanan ama bununla kimseye bir nebze olsun yarar salamam kurbanlk bir kuzu gibiyim. Kahrdan ve yalnzlktan yavaa lyorum..." diye okumutu mektupta yazanlar Makarov bana ve Petro'ya. Bu srada Petro'nun sylediklerine kulak verdim: "Avusturya mparatoru'nun baldz mdr nedir, bu ekirgeyi benim salak olum yeniden hamile brakmay nasl becerdi, bilemiyorum! Bu fener direine eyim bile kalkmazd benim..." Tolstoy ve Rumyanzev'in gltklerini duydum. Pyotr Andreyevi Tolstoy samimi bir ekilde ne doru eildi: "Sevgilisinin bu i iin Prens'e yardm eli uzattn iittim..." dedi ve eliyle de duruma uygun bir hareket yapt; adan katla katla gldler. 416 Nedimelerime bakndm; hep hazrda bekleyen Anna baklarm grd. Bardan brakarak hzla yanma geldi. "Prens Aleksey nerede bu akam?" diye sordum alak bir sesle. Gzlerini yerden kaldrmad. "Karsnn yzne daha fazla katlanamadn syledi. Afrosinya'yla ba baa yemek yiyorlar" diye yantlad gerekleri saklamadan. "Afrosinyayannda m kalyor srekli?" diye devam ettim sormaya. Anna ban sallayarak: "Her zaman. Bir an bile ayr kalmyorlar. Prens ona ihtiaml bir daire dettirdi..." O srada Petro kupasn kaldrarak salona doru bard: "Bir kadeh de domam olumun erefine ielim! Ve erkek torunuma!"

Herkes ayaa kalkt; ortal erefe nidalar kaplad, tavana silahlar skld. Azck cesaretlenmek iin ikisinden bir yudum almakta olan Prenses'e glmsedim. Ardndan ben de itim. Petro alnn krtrd ve az nce Aleksey iin kaleme ald mektuptan bana satrlar okumaya balad: "Olum, senin gibi aalk bir yarata bu ekilde hitap etmek bana giderek daha da ac veriyor. Ben Rusya'dan ve halkmdan ne yaamm ne de gcm esirgedim. O halde senin o erefsiz yaamn niye esirgeyeyim? Tahtm senin gibi erefsiz bir oula brakmaktansa erefli bir yabancya brakmay tercih ederim..." Duvarlar koyu krmz cilal kk alma odamda huzursuzca volta atyordum. in ii porselen kaplarda, ran ttss yanyordu. Hareket, ien bedenimin arln biraz olsun hafifletir diye umuyordum. Rutubetli, souk bir ekim gnyd; zehir gibi bir rzgr, pencerelerindeki camlar kurunla evrili ift kat erevelere ve nndeki kaim perdelere ramen ieri szyordu. minenin gr atei bile kemik417 lerimi stmyordu. lk kez bir doumdan korkuyordu Karnm o kadar byk, o kadar ikindi ki, ikizim olduu^, dnyordum. Petro'ya iki olan birden mi geliyordu acaba? Bu dnce kalp atlarm hzlandryordu; ama ne olursa olsun, hayal kurmak istemiyordum. "Ulaklardan birini arn gelsin, Aleksey'e mektubu yollayacam..." dedi Petro o srada. Skntl admlarma son verdim: "Setiin szckler biraz ar kamad m? Sofie Charlotte'nin dourmasn beklesen. Belki kendisine ekidzen verir..." diyerek vey olum iin ricada bulundum; geri yaptm ey saduyuyla eliiyordu ama Aleksey'den o kadar kolay vazgemek istemiyordum. Petro bir sre kararszlkla yzme bakt ve ardndan ban sallad: "Altn gibi kalbin var. Sana gre hi kimse bu kadar kt olamaz. Marie Hamilton'u dnyorum da! Onu bile affetmitin!" Omuzlarm silktim yalnzca. "Hayat intikam duygular beslemekle geirilecek kadar uzun deil. Kin ve fke insann yreindeki huzuru alp gtrr yalnzca" dedim nemsemez bir tavrla. O srada kapya vuruldu usulca. Anna Kramer kap aralndan ban uzatp bakt. Petro'yu grr grmez geri ekilmek istedi. Bamla iaret ettim; kapy arkasndan rtmeden odaya girdi. Petro kz tanmaya alrcasna bir sre ona bakt. Anna reverans yapt ve sessizce: "Pyotr Andreyevi Tolstoy ieri girmek iin izinlerinizi istiyor. Majesteleri, arevna Sofie Charlotte'nin doumu an meselesi' dedi. Petro ksaca: "Brak girsin, daha ne duruyorsun, kzn!" diye emretti. Petro Andreyevi'i gzel, siyahi klesi Abraham izliyordu ; stanbul'dan getirmiti onu. Abraham baston yutmua418 ,na dimdik yryordu. Kapnn aznda durarak kollarn kavuturdu nnde. Tolstoy, Petro'nun atein yaknndaki sandalyeye davetini ban sallayarak geri evirdi: "Pek uzun kalamayacam, ar'm. Yalnzca, Veliaht Prenses'in sanclarnn sklatn bildirmeye geldim. Blumentrost erken olduu kansnda..." Petro yalnzca: "Niye? Blumentrost nasl bu kadar emin olabiliyor ki? Peydahladklarnda o da m yanlarndayd?" diye sordu alayc bir glle ve ayn anda minedeki ktklere bir tekme atp ortala kvlcmlar sratt. Petro Andreyevi sabrszca ayak deitiriyordu. "Veliaht Prenses'in dairesinde sylentiler dolayor..." diye balad szne. "Veliaht Prenses merdivenlerden aaya yuvarlanm. Btn bedeni morarm. Bir omurgas krlm, diyor Blumentrost..." Sesi yeniden gitti.

Ben de bir koltua oturup srtma yastk yerletirdim. Ayaklarm Petro'nun bacaklar zerindeydi; ayaklarm ve ikin kemiklerimi ovmaya balad. Tolstoy yeniden konumaya baladnda sesi buz gibiydi: "Aleksey, Sofie Charlot-te'yi kendini merdivenlerden aaya atmcaya dek tekmeleyip dvm. Bu da doumu balatm." "Aman Tanrm!" diye bardm. "Olamaz?" Petro bir ey sylemedi. Ayaklarm zerinden ekip ayaa kalkt. Kk yaz masasna bir kez daha giderek az nce Aleksey'e yazd mektubun sonundaki yumuak mum damlas zerine mhrn bast. Ban kaldrd; baklar sessiz bir yalvarla yuvarlak karnmn zerinden geti. "Prens'e, karar vermesi gerektiini syleyin. Ya konumunun ve grevlerinin gereklerine uygun ekilde davranr, ya da manastra gider" diye Tolstoy'a emretti. Ksa bir sre d-ndkten sonra omuzlarn silkti. "Ya da..." 419 Szn tamamlamad. Pyotr Andreyevi Tolstoy bile ar'nn yzne bakmaya cesaret edemedi. Sofie Charlotte, ekim aynn sonlarnda, nemli bir gnde salkl bir erkek ocuk dourdu. Doum srasnda ar da bizzat hazr bulundu. Byk bir zafer cokusuyla glerek bebei sabahn puslu na doru kaldrd. "una bir bakn! Benim varisim! Petro Alekseyevi!" diye bard. Yanma yaklatm ve efkatle bebei szdm. Debelenip lk atyordu; belli ki ok salklyd. Petro ocuun ilk scak banyosunu kendisi yaptrd, yusyumru, pespembe eklemleri mutlu etmiti beni. Bu doumla omuzlarmdan byk bir yk kalkmt. Petro bebei st annesinin tombul kollarna brakt. Moskova'nn Alman varolarmdaki st en bol kadn setirip getirtmiti. Stanne bebei hafife gsne bastrp, "Hadi bakalm km!" diyerek bluzunu omzundan syrd; kk Petro Alekseyevi koyu krmz meme ucuna var gcyle yapt. Petro keyifle gld. "Bu iyi ite! imdiden ay gibi gl!" Arkamzdan, Sofie Charlotte'nin yatandan, ksk sesler geldiini duydum. Yanma gidip baktm. Blumentrost, doum yapm kz hacamat ediyordu. Doktorlar scak bardaklar srtna basmaya byle devam ederlerse can bedeninden akacakt. Bu arada oda hizmetisi de krmz arapl, scak et suyunu iirmeye alm; ama Sofie hepsini gerisin geriye karmt. "Sofie Charlotte..." dedim usulca ve ikin karnmn izin verdii lde ona doru eildim. Ban bana doru evirdi ama gzleri kapalyd hl. Alnndaki terler gri bir tl gibi parlyordu, yanaklarnda ise cansz bir alevin koru vard. Elinden tuttum. Parmaklar bir an parmaklarm kavrayp skt ve gcn yitirip arafn zerine dt. "Anne..." diye fsldad Almanca. Yzndeki salar ektim ve gitmek iin doruldum: "Temiz hava almasna dikkat edin. Kurutulmu 420 I meyveli lk arap ona g verir. Ayrca odada kfur yakn, favay temizler!" diye emrettim, balarn rkeke sallayan oda hizmetilerine. Daha sonraki gnlerde Gen Prenses, bedenini paralayan sanclarla kvranp durdu. Petro'nun zaman geirmeden artt alt doktor, aresizce balarn sallamakla yetinmilerdi. Petro da, Prenses'in odasna yapt son ziyareti iki uan yardmyla ancak yapabilmiti. ar, karnndaki gazdan dolay neredeyse adm atamyor ve her admda tpk hayvanlar gibi bryordu. Torununun doumunu kutlamak iin son gnlerde ve son saatlerde yemek ve ikiyi fazla karmt. Bense Sofie'nin deinden uzak durmaya ve doum yapana kadar dinlenmeye karar vermitim. Zor saatlerimin zerinde ne bir beddua ne de kt bir gz olsun istiyordum. Kendi yerime Anna Kramer'i gnderdim ona. Uzun saatlerden sonra geri geldiinde, gzleri alamaktan kzarmt ve yz aknlk iindeydi.

O srada bana bir eyler okumakla grevli hizmetlime ara verdirdim ve usulca Anna'ya sordum: "Nasl?" Anna Kramer hafife sendeler gibi oldu. "Yanma gel, otur ocuum! Scak araptan al ve sonra anlat!" dedim hemen. Anna itaat ederek hizmetimin sunduu koyu, tatl iecei yudumlad. Gzlerini bir an kapad ve sonra bana bakarak: "Prenses sonunun geldiinin farknda, Efendim! Bir papaz artp Aleksey'i kurtarmak iin gnah kartt. O bir melek..." Sesi giderek ksldndan biraz daha arap iti. Bense minenin alevlerine dalmtm. Dnyamz meleklere gre bir yer deildi. "Tam olarak ne syledi?" dedim alak bir sesle. Anna kendini toparlayp, Aleksey'in lmle peneleen karsnn szcklerini yineledi. "Yaam sresince kendisiyle ve kocasyla ilgili olarak gerek olmayan, kt sylentilerin dolam olduunu an421 latt. Hastalnn ise hamileliiyle ilgili olmadn, aksin kendi skntlaryla ve kocasyla ilgili olduunu syledi. Ka_ dere ve ar'm kendisine gsterdii ilgiye kranlarn sun-du..." Anna yutkundu; yznn burumasndan midesinin ekidiini anladm. Kararsz szcklerinin devamn bekledim. "ar Petro kendisine ok ltufkr davranm. Aleksey ise sevgi dolu bir e olmu ve..." Alamaya balad ve diz kt. "Balayn, arie. Size yalvaryorum, ne olur beni bir daha Prenses'in dairesine yollamaym! Orada grdklerim ve duyduklarm dorusu ok korkun!" Yzn ellerine gmd; ince bedeni hkrklarla sarslyordu. Elimi bana gtrp salarn okadm. Zavall yavrucak. Uzun zamandr yapmack bir dnyann iinde hapisti. Elimin sana demesiyle birlikte ban kaldrp yeniden hkrd. "arevna, ar'm ellerini pt ve dnyamza veda etti. Aleksey odaya geldiinde kahrndan kendinden geti! Kendini karsnn ayaklarnn dibine att, parmaklarn tek tek pt ve kere bayld, ta ki ar onu tekmeleyip darya attrana dek..." Bu srada, Aziz shak Kilisesi'nin anlar tekdze ve bouk bir tonla almaya balad. Ksa bir sessizliin ardndan ehrin dier kiliseleri bu zc ary devraldlar; anlar, uzun ve karanlk gecenin sonuna kadar alacakt. Anna'yla baktk. Narin yznden gzyalar szlyordu. Ha kardm. "Tanr ruhunu ad etsin" dedim usulca. Okuyucum da alamaya balamt. Anna yzn ellerine gmd ve ayaklarmn dibinde ylece hareketsizce kalakald. Sonradan rendiime gre, gelinin l bedenine Petro bizzat kendisi otopsi yapmt. Sarayda Prenses'in zehirlenmi olduuna dair kan sylentilerin doru olup olmadn anlamak istiyordu. Prenses'in alm bedeni ve i organlarnn grntsyle, doymak bilmeyen bilim merakn da 422 tatmin etmi olmalyd ayn zamanda. l kaldrclar, kad-jnn bedenini yeniden dikip ly ykamak iin gtrdklerinde Petro, torununu vaftiz tann zerinde bizzat kendisi tutmutu. Bununla, ocuu resmen varisi olarak taltif ediyordu. Sofie Charlotte'nin cenaze trenine katlamadm. Ayn gnlerde, ekim aynn sonlarna doru, ilk karn dt srada, sanclarm balad. ki gn sonra, ben de, gl ve salkl bir olan tayordum kucamda. Top sesleri, St. Petersburg gecesini tam yz yirmi bir kez yrtt ve kilise kulelerindeki anlar sevinten oynuyordu. Olum olmutu; imdi imparatorluun bir deil, iki deil, tam varisi vard. "Babam!" diye okudu Pavel Yaguinski. O gn Senato'da, Petro'nun yan banda oturuyordum. Mektubun okunduu srada, Petro'nun bacaklarnn sabrszlktan kasldn grebiliyordum. Menikov da yaknmzda oturuyordu. Krmz bir ceket giymi, kr sal bir peruk takmt ve banyocusu-nun sabahki ziyareti nedeniyle, yanaklar kanl canl parlyordu.

"Baba!" diye yeniden okumaya balad Yaguinski. "Majesteleri, beni Rus tahtnn varisliinden almak istiyorsanz, bu arzunuz yerine gelsin. Hatta bu boyunduruun zerimden kalkmas iin size yalvaryorum. Hi huzurum kalmad ve imdiye kadarki kt anlarm hkmran olmama olanak vermiyor. Bedenim zayf ve bir imparatorluu sizinki gibi tek bana demir bir bilekle ynetecek kadar gl deil. Benim, u andan itibaren, bir erkek kardeim de olduuna gre Tanr onu korusun, vefatnzdan sonra Tanr size de uzun mrler versin Rusya'nn tacnda gzm olmayacak. ocuklarmn esenliini de sizlere emanet ediyorum. Tanr ahidim olsun! Yaamm srdrebilmem iin gerekli olann dnda hibir ey dilemiyorum..." 423 Petro elini havaya kaldrd ve Pavel Yaguinski y! kesti. Kk topluluun zerine gergin bir sessizlik kt Petro parmaklarn mektuba uzatt: "u paavray ver bakaym, Pavel Yaguinski!" diye emretti. Saray muhasibi emre uydu. Petro mektuba hzla gz att. Menikov'a baktm; pet. ro'ya bakan gzlerindeki ate beni artmt. ar ban kaldrd. "Bununla km silebilirim, baka da bir ie yaramaz. 'Arzunuz yerine gelsin'mi!" dedi olunun szlerini taklit edercesine. Petro yeniden mektuba bakt ve buruturup oturumun tutanan yazan Makarov'a top gibi frlatt. "Arivin iin, Makarov! Yararsz bo laf ve aptalca ifadeler; hibir iime yaramaz. Gelecek kuaklar sevinir belki!" diye bard. Mabeyinci buruuk kd zenle at ve iki eliyle dzeltti. ar birbiri ardna danmanlarna bakt. "arie Katerina bana salkl bir olan dourdu. Huzura kavuabilmem iin varis sorununun halledilmesi gerekiyor. arie ve ben birka ay sonra Avrupa'ya seyahat edeceiz. Dndmde, Avrupal hkmdarlara, benden sonra imparatorluumu devralacak varisimi bildireceim." Danma Meclisi yeleri sandalyelerinde donmu gibi oturuyorlard. Petro bu szleri korku salan bir tonda sylemiti. "O zamana dek..." diye bard Petro birden; alnndaki damarlar iti ve yz kpkrmz oldu. "...O zamana dek olum kararn vermek zorunda. Ya onuruyla varis olmaya karar verir, ya da sonsuza dek bir manastrn karanln boylar!" Son szleri hrltyla boaznda dmlendi. Tahtndan dizleri zerine yere dt. Yz gz arplm, lgnlar gibi baryordu. Ayaa frladm ve bardm: "Tanrm, Men-ikov, tut onu! Bacaklarn tut!" Danma Kurulu'ndaki adamlar sandalyelerinden frlayarak ahap kapl duvarlara yaslandlar. Menikov, Pet424 r0'nun ayaklarna oturdu btn gcyle. Ben de Petro'yu omuzlarndan tuttum, bir yandan da saa sola savurduu follarndan saknmaya alyordum. Eli bama arpp almam drd; sonunda yzn tutup gsme bastrabil-dim. Orada bir para kendine geldi. Danma Kurulu'na baktm. Adamlar kire gibi bembeyaz olmulard. "Oturum bitmitir. ar'n dinlenmeye ihtiyac var. Evlerinize gidin. Dier gelimelerden haberdar edileceksiniz" dedim kararl bir ses tonuyla. Adamlar eildiler. Menikov'la ikimiz kaldk odada. kimiz de susuyorduk; odadaki tek ses ar'n ar ve dzensiz soluk alp vermeleriydi. ar, aklk ve gelime aray iin ilk Avrupa gezisine yirmi yl nce kmt. Sylediine gre o gnlerde saraylarda saygdan ok merakla karlanmt. Oysa imdi, o saraylarda onlardan biri gibi karlanmak zere, birlikte Avrupa yolculuuna hazrlanyorduk! Yolculuk ncesi tm koullar uygundu: Hollanda ve ngiliz gemileri Baltk Denizi'nde ticaretin gvenliini salyordu. Polonya, Saksonya ve Danimarka da sve'e kar bir gvenlik halkas oluturmulard. Ayrca Petro'nun Bat'ya

gitmekte acele etmesi iin baka bir neden daha vard: Yeeni arevna Yekaterina vanovna nisanda, nihayet, Mecklenburg Dk Kari Leopold'la evlenecekti! Yklenen ve ileri postlarla denen kzaklarn aralarnda gezinip duruyorduk. Petro, kk Petro Petrovi'i kucanda tutuyordu. Olumuz o sra drt aylkt ve hayat doluydu. Kar taneleri evremizde dans ediyordu. Gkyzn kaln bir bulut tabakas kaplamt. Henz ikindi vaktinin ilk saatleri olmasna karn, gnn silik klar erken gelen akamn karanlnda eriyordu. St. Petersburg'da ocak sonlaryd. yle souktu ki, yrrken bedenlerimiz cams havada scak bir iz brakyordu. Soluklarmz dudaklarmzn zerinde 425 donuyor ve konumamz gletirecek ekilde buz damlacklar haline geliyordu. Petro oluna gururla mlklerini gsteriyordu. Stanne ise kafas kesilmi tavuk gibi ikisinin evresinde dnp duruyordu; kk Prens tp hastalanr diye kayglanyordu. "ar'm yapmayn, krk baln bandan karmayn yoksa hastalanp lr!" dedi kaygyla. Petro kk olunu kendine doru bastrd ve: "Ah, Rus Prensi bu kadarna dayanr! Deil mi, km? imdi gidip seninle u sve Kral'nn kna bir tekme atalm ve onun eski dostlarn ziyaret edelim... Aklndan sakn karma, dostlarndan ok dmanlarnda olacak gzn her zaman!" dedi. Kk Prens'i pembe yznden pt; babasnn byklarndan can yanan ufaklk yzn buruturdu. Petro Petro-vi mzkland ve babasnn sarm olduu yumuak samur battaniyeden kk ellerini darya kard. "zlme! Bir dahaki sefere seni de yanmda gtreceim, tamam m? Bat-yuka'na kzma; mecbur olmasaydm seni yalnz brakmazdm! Bak, annen bile sonra gelecek, yoksa onu da hibir kul uzak tutamazd sava meydanndan! Anlatk, sana yazacam, Petruka, sz!" dedi Petro sakin bir sesle ve olunun parmaklarn pt. Sonra da yzn buruturup nefes ald. "arevi az nce ykn boaltt. Hem de zerime!" diye ikayet ederek Kk Petro'yu stannesine uzatt. Kadn reverans yapt, bebei babasnn ellerinden hnerle alp iki oda hizmetisiyle birlikte hzla saraya yneldi. Petro elini omzuma koyarak: "En dorusu, kk meleimiz ilk k atlatana kadar senin de burada kalman... Ayrca Yekaterina vanov-na'nm dnne de fazla merakl olmadn sanyorum..." dedi aka yollu ve alnmdan pt. Kadife ve vizon mantomun altndan omuzlarm silktim. "arevna evlenmek iin 426 can atyordu; onun adna yrekten seviniyorum" dedim glmseyerek. "Ona uzaklardaki yaamnda mutluluklar dilerim ve umarm, dnnden sonra onun kocas, enitesi Kurlandiya Dk'nden -Tanr ruhunu ad etsin- daha uzun yaar!" Ama Petro'nun baklar ciddiydi. "ok srmeyecek, kendi kzlarmz iin de birer koca dnmemiz gerekecek. Paris'e vardmda bununla ilgileneceim." Sustum; nk hl krgndm. Petro beni Paris'e gtrmek istemiyordu. "Niye seninle birlikte gelemiyorum ki?" diye sormu, alam, yalvarmtm. "Ah, Katerinuka,.oralarda yle sklrsn ki! Hem sen buradayken, Rusya iin endielenmem gerekmiyor!" diye iltifat etmiti. "Sklmak m? Ben mi? Paris'te mi? Sen neden bahsediyorsun?" Anlamamasma gzlerimi dikerek ona bakmtm. Her ne kadar Avrupa'y tanmasam da, bir kadnn Paris'te sklamayacan biliyordum. Aslnda ar benimle grnmekten utanyordu. Paris'teki saray iyi tanyordu; benim oralarda abartl makyajm, iri taklarm ve ikona kapl elbiselerimle dolamamn iyi bir izlenim brakmayacan biliyordu. Oysa o ne olursa olsun, Paris'teki sarayda en iyi ekilde kabul grmek istiyordu! Kral naibi ve kk Kral XV. Lui, onu Versay'da bizzat karlayacaklard! Ama beni grdklerinde, gnde be kez kyafet deitiren

Fransz soylular glmekten krlabilirlerdi. Oysa, Franszlarn, terzilerinden memnun kalmadklar iin mi bu kadar sk kyafet deitirdiklerini Petro kendisi de merak ediyordu! "Neden Paris?" diye sordum yine de, aramzdaki sessizlii bozmak iin. Petro birden kahkaha att ve ellerimi samur manonumdan ekip kard. Birka hoyrat dans hareketiyle 427 beni uuan kar taneleri altnda evirdi. "Bir kral istiyorum! Bir kral!" diye yle haykrd ki, ses klk sarayn przsz cephesinden yanklanarak geri dnd. "Kzlarmdan biri iin bir Fransz kral!" Meydandaki buzun zerinde ayaklarmz kayp karlara yuvarlandk ve glerek bir sre yerde kaldk. ki hafta sonra ar'n kafilesi, byk tela ve patrtyla bir sis ve dolu perdesi arkasnda gzlerimin nnden kayboldu. Grdm son ey, ar'n kadife ve krklerle kapl kzann arkasnda dalgalanan renkli bir bayrakt. Uurlama srasnda Aleksey biraz uzamzda durmutu. Yz ask, baklar kayglyd. Birka gn nce kei cppesinde karar klmt. Anlalan bunu ona Aleksander Kikin nermiti. St. Peters-burg'da iktidar deiimini bekleyen ve buna byk bir zenle hazrlanan tek kii Kikin miydi? Petro gibi bir adam her an lebilirdi. Deduka'nn szlerini duyar gibi oluyordum: "Manastr mezar deildir... Unutma ki, kisvesini karp saltanat kaftann giyen oktur. Baban artk fazla yaamaz..." Petro ise, kararndan dnmesi iin Aleksey'e son bir frsat daha tanmt. Yola kmadan ksa bir sre nce, Aleksey'in dairesine giderken, Petro'ya elik etmitim. Tombul Afrosin-ya atein nndeki minderlerin zerine uzanm dinleniyordu. Bizi grr grmez telala toparland ve reverans yapt. Petro'nun ccesi kadnn hareketlerini taklit etti, sonrasn-daysa glmekten patlayacak gibi oldu. Kz cceye sinirlendi ve onu arkasndan tekmelemek istedi; ama cce kvrak bir hareketle bunu savuturdu. Petro, kz grmezden gelerek yazl aklamay Aleksey'e uzatarak sordu: "Bunda ciddi misin?" Aleksey babasnn nnde diz kt: "Bir manastrn sessizliine kapanabilmek yrekten arzuladm bir ey. Ltfen, inann bana babacm!" 428 Ama Petro ban sallayarak: "Sen, bunun ne demek olduunu bilmiyorsun. Bu gen bir erkek iin ar bir karar. Bunu bir kez daha dn ve bana yaz" dedi. "Ne zaman?" diye sordu Aleksey telala. Petro dnp gitmeye hazrlanrken bir kez daha arkasna bakt ve: "Alt ay iinde, olum. O zamana kadar bir yant istiyorum" dedi. arevi'in yznde bir rahatlama belirtisi grdm. Pet-ro'nunki gibi bir yaamda, alt ayda ok ey olabilir, diye dnyor olmalyd. Bat'ya seyahatimden birka hafta ncesi, alma odamn kaps alnd. ar Fyodor'un ei ve dostum Fyodor Matveyev Apraksin'in kz kardei arie Marfa Matveyevna'y topraa veriimizin birka gn sonrasyd. Bu saygdeer kadn salnda neredeyse hi grmemi olsam da, sessiz lm beni ok zmt. Saray doktoru, lnn bedenini incelerken, hl bakire olduunu tespit etmiti. Kap bir kez daha vuruldu. O gn bana yarenlik eden Anna Kramer at kapy. Birka ksk ses geldi kulama. Anna reverans yapt, ban kaldrdnda, yznde derin bir aknlk ifadesi vard. "General Balk'm kars huzurunuza gelmek istiyor" dedi. Ayaa kalktm ve soran bir ifadeyle Anna'ya baktm. Bir zamanlarn Anna Mons'u benden ne istiyor olabilirdi ki? Zarif sslerle bezeli alma masamn zerinde asl duran Venedik ii cam aynama abucak bir gz attm. Yzm toparlak ve pespembeydi, tm krklar itahm

sayesinde gerilip kapanmt. Boynumu ve kulaklarm elmaslar sslyordu. zerimde Burgonya arab krmzs kadifeden son moda bir elbise vard. Bu renk, yeil gzlerime ve mat tenime ok yakyordu. Evet, Anna Mons'u bu ekilde karlayabilirdim. Elimle iaret ettikten sonra imparatorluun her damaksn ve her yosmasn bedenlerindeki veba hyarcndan daha ok rk429 tp nefret ettirmi olan kadn girdi ieriye. Hl ok gzeldi. Kl sars salar ipek gibi ldyordu ve kenarlar krkle evrilmi lacivert pelerini gzlerine ltl bir parlaklk katyordu. Kulaklarnda safirler prldyordu. Reverans yapmak iin ktnde, bileinde yine ayn cinsten talar ldad. "Saygdeer Majesteleri, arie. Beni kabul ettiiniz iin minnettarm" dedi bouk sesiyle. Bir an iin, Petro'yla evliliimden bu yana, kimsenin benimle dolaysz ve szn esirgemeden konumad geti aklmdan. Her sz on kez evrilip evriliyordu. Her istein arkasnda baka bir niyet yatyordu. Bu da beni yoruyordu. "Bayan Balk, ltfen yanma otur!" dedim yine de olduka samimi bir sesle ve Delft inili sobamn nne geip ben de oturdum. Sobann przsz d yzeyi ho bir scaklk yayyordu. Balk tereddt iindeydi ve o srada, kapda dikilen gen bir adam fark ettim. "Evet?" diye sordum merakla ve karlk beklercesine, hl ayakta duran Anna Mons'a baktm. Bir kez daha reverans yapt ve ardndan: "arie, izin verirlerse, kk kardeim Wilhelm Mons'u size takdim etmek istiyorum. Avrupa gezisinden yeni dnd ve mparatorluk Saray'nda bir i bakyor" dedi. Sustu ve beklenti iinde bana bakt. aknlkla gen adam szdm. Baklarma sklmadan karlk verdi ve eildi. Mons ailesinin dier genleri gibi bu da ok yakklyd. Koyu renk salar sk ve dalgalyd; mavi gzleri, uzun, siyah renkli kirpiklerle evriliydi. Uzun boylu, geni omuzlu ve dzgn yapl biriydi. Bu da, dar pantolonu, parlak, uzun konlu izmeleri ve gnn modasna uygun dar kesimli ceketiyle iyice vurgulanyordu. "Tabii, tabii..." dedim aknlk iinde; kanmn yzme vurduunu hissettim. Bana glmsedi. Anna Mons yanma 430 gelip oturdu. Ellerimi aklattm. "Anna! Syle, ay, votka ve brek getirsinler buraya! Wilhelm Mons'a bir grev yeri bulmamz lazm!" dedim nemsemez bir ifadeyle. Anna Kramer, ald terbiye gerei kendisinin de nnde eilen gen adamn yanndan ekinerek geti. Yz pancar gibi kzard. Baklarm Wilhelm Mons'un ellerine kayd. Parmaklarnda deiik metallerden yaplm drt yzk taklyd. Baklarm fark ederek yeniden glmsedi; beyaz dileri kt ortaya. "Bunlar benim uurlarm, arie. Biri kurundan, biri bakrdan, biri demirden ve..." duraksad. "Ve ne?" diye sordum glerek. "Ve altndan" dedi kararl bir sesle. "Peki bunun anlam ne?" diye sordum. "Ak. Anlam ak" dedi sadece. Bir sre nedensiz bir sessizlik oldu odada. Sonra pek nemsemeyerek: "Wilhelm Mons ie arevna Elizabet Pet-rovna'nm mabeyincisi olarak balayabilir. Gerisini sonra dnrz" dedim. Wilhelm Mons eildi, General Balk'n kars ise elimi pmeye alt. Ama ben ayaa kalktm ve eteimi dzelttim. "yi gnler" dedim yalnzca ve odadan ktm, Mons kardelere dnp bakmakszn. Niye bir anda kendimi byle aresiz ve akn hissettim ki?

Bundan birka hafta sonra St. Petersburg'dan ayrldm. ocuklarm Darya Menikova'nm gzetimine braktm; nk grmcem Natalya Alekseyevna Romanov o rutubetli, souk kta son nefesini vermiti. Bu haberi bir mektupla Petro'ya bildirmeye cesaret edemedim; bunun iin Hamburg kaplarnn nnde Petro'yla buluacamz an bekledim. Kz kardeinin kaybna neredeyse iki gn alad. Petro'nun ocukken bandan gemi olanlar gerekten anlayan tek kiiydi o. O sralar bir dakika bile ayrlmadm yanndan; ryalarnda kimi zaman onun adyla seslendi bana. 431 Benim vatanm Livonya'nm tesindeki Avrupa ne kadar da karkt! Her biri kendi bamszl iin mcadele eden kk dukalklarn ve prensliklerin says bile hayret vericiydi. Oysa tek bir hkmdarn olduu Rusya'da iler ne kadar da kolayd! Durmak zorunda kaldmz gmrk sahalarn ve snr kaplarn saymaktan birka gn sonra vazgetim. Verilen gmrk ve snr vergileri nedeniyle altn keseleri birbiri ardna boalyordu. Getiimiz lkelerin hanlar temiz ve bakmlyd, yle ki Hamburg'a geldiimizde, kendimi ok zinde ve dinlenmi hissettim. O yln mays aynda, be yz adet saltanat arabas ve aratan oluan kafilemiz Hamburg'a ulat. Danimarka Kral IV. Frederik ve Petro bizi karlamaya gelmilerdi. Hamburg son sve saldrsndan sonra ksmen de olsa hl ykntlar altndayd. Havadaki duman ve lm kokusu henz yok olmamt. Tatlms, mideleri bulandran o kokuya Prens'in k adrlar bile engel olamyordu. Elbe Nehri zerinde hl, yzen imi cesetlere rastlanyordu. Baz semtlerin sakinleri ykntlar arasnda kendine snacak yer aryor; brtlen, kk, ve sylendiine gre, babo dolaan kpekleri yiyerek besleniyorlard. Oysa bizim adrlarmz da atafatn hibir tr eksik deildi: Sk dokunmu saf keten srma pskllerle sslenmiti. Katlanabilir mobilyalarm ok hafifti ve altn kaplama metalle evriliydi. Komodinlerin zerinde deri, gm ve fildiinden eit eit kutular, antalar duruyordu. Petro her gn, kaldm adra, dier kadnlarn yannda k grneyim diye, modistra gnderiyordu. Petro ve Frederik sve'e kar hem karadan hem de denizden dzenlenecek saldr konusunda yava ve temkinli bir biimde anlamaya alrlarken, ben yz gofdama eliinde ehri dolayordum. Almanya'nn ilk opera binasndaki gsterileri izledik. Petro'nun kz kardei Natalya'nn 432 bin bir glkle kurduu Kunst Tiyatrosu'ndakilerle bu gsteriler arasndaki fark elbette grebiliyordum! Yazn ilk gnlerini, Petro'nun Gottfried Wilhelm von Leibniz adnda bir adamla sohbet etmek iin bulutuu Bad pyrmont Kaplcalarnda geirdik. mek zorunda kald onca su moralini pek dzeltmemiti! Leibniz, geni aln ve hogr yoksunu gzleriyle, iime kutsal bir korku ve sayg salmt. Petro, onunla birlikte geirdii saatlerden sonra bitkin bir vaziyette geliyordu adrma. Yapabileceim tek ey, ban kucama koyup akaklarn glyayla hafife ovmakt. "u Leibniz ok ilgin bir adam dorusu." "Neden? Meslei ya da unvan ne?" diye sordum ve scak, yal parmaklarmla salarn svazladm. "Bir filozof dedi Petro. Ban dairesel hareketlerle ovarken gzlerini kapad. "O bir bilge. Leibniz yaam, bu dnya ve bunlarn anlamlar zerine dnyor. Zihnini srekli gelitiriyor ve kendisi iin rahat ve bildik bir yerde taklp kalmyor. Rusya iin tm arzuladklarm onun dncelerinde adeta vcut buluyor. Ne yazk ki, benimle birlikte St. Petersburg'a gelmeye yanamyor." "Peki bu dnyayla ilgili neler sylyor?" diye sordum glerek. O srada Petro bann zerinden elleriyle memelerimi yakalad ve elbisemi kestirme yoldan aaya indirdi. Memelerimin ularyla oynamaya balad. Son haftalarda onu pek grmemitim.

Ayaa kalkt ve oturmakta olduumuz yumuak demeli dinlenme srasnn stne beni bir rpda srtst yatrverdi. Sabrszca kemerini zd. Yazlk elbisemin altndaki i amarlarm kenara ekerken gld. "Leibniz de benim gibi, bu dnyann olabilecek dnyalarn en mkemmeli olduuna inanyor! Ve ben de senin hl tm kadnlarn en iyisi olduunu biliyorum! Elbette kemik torbas Leibniz bunu bilemez!" 433 ime boaldnda derin bir nefes aldm. Yazn, Kopenhag'daki kararghta bulunduumuz srada, yine hamileydim. Danimarka Kral gnlerini ve gecelerini, srncemede kalan grmelere ayracana, msrif sevgilisi Anna Sofie Reventlov'la geiriyordu. Petro burnundan soluyordu: "Bu kanca giden parayla bir ahr dolusu orospu toplardm. Artanla da bir sr gemi yaptrrdm!" Bu szlerin Revent-lov'un kulana gittiinden emindim. Grmeler, frsat bulunup da yapldnda, daha da ar aksak ilerliyordu. Petro bir gn aniden kararghmz toplatt ve Mecklen-burg'a doru yola koyulduk. Dk Karl Leopold ve Yekateri-na vanovna, birliklerimizi ve maiyetimizi ehir sakinlerinin, kyllerin ve iftlik sahiplerinin yanma yerletirdi. Halk yzerek ya da kayklarla Elbe Nehri'nden Aa Saksonya'ya kayor, ya da Hamburg ve Lbeck gibi zerk ehir devletlerine smyordu. Yekaterina vanovna'nla nikah-lanmasmdan sonraki ilk grmemizde Petro herkesin gz nnde onu dudandan pt ve gslerini okad. Gen Dk'n yz utancndan pancar gibi oldu. Petro yumruuyla onu hafife kenara iterken beni de yanna ekti ve Yekaterina'nm korseden yamyass olmu karnn okad. "Bak!" dedi gururlu bir edayla ve beni ne doru itti. "Bir bak una, Leopold. Benim arie'myine hamile. Biz yallarn hl nelere kadir olduunu grnce, siz genlerin az bir kar ak kalyor, yle deil mi? Bana bir kupa bira getirin!" Ellerini aplatt ve saray olannn uzatt barda bir dikite iti. Bat gezisine ktmdan bu yana arevi'in dorudan kendisinden tek bir haber almamtk. Ama Darya Meniko-va, kk Petro Petrovi ve ablalarnn salk durumlarndan beni her gn haberdar ediyordu. Mektuplarnda Alek-sey'e dair beni huzursuz eden bilgiler de aktaryordu. St. Pe434 tersburg'dan ayrlmamla birlikte o sefil yaam tarzna yeniden dnmt. Darya byk bir nefretle, Finli kz Afrosin-ya'nn len arevna Sofie Charlotte'nin yerini btnyle doldurmaya niyetli grndn, hatta davet ve elencelerde onun taklarn taktn, yazyordu! Derken, birdenbire arevi pazarla yanar gibi grnd. Petro'nun kendisine tand alt aylk sre oktan gemiti. Mecklenburg atosu'ndaki dairemde hl sabah giysilerimin iindeyken, Petro habersizce odama geldi. Olduka scak bir ekim sabahyd. Yksek pencereleri atrmtm; oda havalanp temizlenirken Fransz ipei ince tller de rzgrda hafife uuuyordu. Birka gn sonra, kk olum benden ok uzaklarda, ilk ya gnn kutlayacakt. Neva imdi belki de buzlar altndayd; keskin ayazda soluklar insanlarn dudaklarna yapmaya, rengrenk kzaklar Fontanka Kanal zerinde iz brakarak kaymaya balamlard bile. Yurdumu ve ocuklarm zlemitim; onlar souktan pespembe olmu yanaklarndan pmek istiyordum. Petro Pavel Kalesi'nin karsndaki kk yazlk sarayn parkndaki karlara ayaklaryla ekiller iziyorlard belki de. Mecklenburg Ormanlar'nm altn renkli yapraklar kimin umurundayd? ar' grnce maiyetimdeki kadnlar ayaa kalkp geri ekildiler. Tpk, kmeslerine dalan tilkiden rkp kaan tavuklara benziyorlard. Petro'nun yz birlikleriyle yapt talimde terlemi, parlyordu. Rzgr salarn datmt; topuklarnda hl

ahr ve sabah yrynn pislikleri duruyordu. Yzndeki ifadeye bir anlam veremiyordum; ama beni ptnde, bira tad aldm. Gldm: "Petro, bensiz itin demek! Bu hi de ho deil; yoksa Bad Pyrmont'un ifal suyunun etkisini mi azaltmaya 435 alyorsun?" diye sordum ve salarm taramaya baladm Bam sallad ve yanma sokulup aynal komodinimin nndeki yumuak kk sraya oturdu. Burnuma taze ter kokusu geldi; parmam yananda gezdirdim. Petro ise eskimi ceketinin cebinden mumlar ufalanp dklen, katlanm [^ mektup, kard. Kt bir eyler sezinliyordum. Gm kakmal fram usulca yerine koyup ar'm konumasn bekledim. "Bu sabah St. Petersburg'dan iki mektup aldm" dedi Petro yalnzca. "Birisi Menikov'dan. arevi'in Mecklenburg'a gelebilmek iin kendisinden bin duka dn istediini yazyor. Finli yosmay da beraberinde getirmek istiyormu. Bu yolculuk iin Senato da kendisine iki bin ruble vermi." Aynada, atk kaslaryla mektuba bir kez daha gz atan Petro'yu izledim. ki ve uykusuzluun brakt izlere ramen, yine de hl o gen, yakkl adam grebiliyordum. Mektubu iinden okuyordu. Dayanamayp sordum: "Eee? St. Petersburg'dan ayrlm m peki?" Petro altdudam kemiriyordu. "Grne baklrsa, evet. Afrosinya, onun kardei Ivan Fedorov ve hizmetisiyle birlikte ehirden ayrlmlar." Gldm ve hayretle: "arevi iin kk bir grup gibi geliyor bana! Ne de olsa, papaz, arkcs, hamamcs ve soytars olmadan tek bir adm atmaz!" dedim. Petro aynada baklarm arad. Ban sallad: "yle. kinci bir mektubu da arevna Maria Alekseyevna'dan aldm..." Merakla bekliyordum. Maria Alekseyevna, Petro'nun vey kz kardelerinden biriydi; hi gvenmiyordum ona, gvenmeye de hi niyetim yoktu. Petro aklamaya alt: "Karlsbad dn yolda arevie rastlam. Yazdna gre, veliahtlk konusunda kararn vermi ve yanmza gelmekteymi." 436 Yeniden fram aldm ve Petro'ya uzattm: "Desene her ey yolunda o zaman, starik. Gel, cann skacana, yararl bir i yap." Ksa bir sre yzme baktktan sonra kafasn sallad. "Bilmiyorum, bilmiyorum. Bu ite bir bit yenii var." Yine de ayaa kalkt ve gl bir ekilde salarm taramaya balad; samn dipleri karncalanp ensemden aaya tatl bir rperti indi. Aleksey. Eriyip giden gecenin glgesinde, vey olumun yumuak ve krlgan yzn grdm sandm. Mavi gn St. Petersburg'un gn ekingen bir edayla kaplad. Koridordan t kmyordu. Ne tuhaf, btn gece koridordan gelen ayak sesleri ve fsltlar duymutum. Ya imdi: Hibirinden eser yok. Korku dolu gergin bir sessizlik kmt klk sarayn zerine. Gnn ilk binann zerine simli bir kurdele gibi brakt kendini. Sarayn nndeki meydanda ilk bedenleri seebiliyordum. Bir eyler olmasn bekliyormu gibi kararszca bir araya toplanmlard. Ostermann ve Tolstoy da aralarnda myd acaba? Gzlerimi krptrdm; ama ie yaramad. Gzlerim sabahn bu alacakaranlnda, ocukluumuzda yerin altndaki yuvalarn dumanlayp karttmz, sonra da kulaklarnn zerinden kadifemsi postlarn syrdmz kstebeklerinki gibi krd. Seyyar satclar kstebek postlarna iyi para verirdi, diye hatrladm. Kadnlar, kendilerine yumuak bereler ve zenginlerin paltolar iin astar dikerlerdi bunlardan. "Ne dnyorsun?" diye sordu Menikov sessizce. Ona doru dnerek pencerenin pervazna yaslandm. Pencere, aralklarndan souk hava fleyip bunu yavaa odaya dol-duruyordu. Elizabet, Gizli KuruPu ve alnacak karar beklerken uyuyakald. Kalbinin huzur bulmasn diledim, onun

437 adna. nk o da, byk iktidar oyununda bir tur pas gemeye karar vermiti. Oysa benim iin, bu gece, kozumu oynayabileceim son frsatt. Kzmn ba yasta gmlyd ve gl dudaklar, nefes alp verirken hafif aralktlar. Meni-kov yant beklercesine hl bana bakyordu; sorusunu yineledi: "Ne dnyorsun, arie Hazretleri?" Tpk kendinden nce Feofan Prokopovi'in yapt gibi, o da imdi bu ekilde hitap etmiti bana. Hemen bir yant vermek istemedim ve yorgunluktan imi yzn szdm. Ne garip, diye dndm. Yzlerce, binlerce kez grmtm; ama yine de buyuz hatlarn kafamn iine yerletiremiyordum. ri burnun, ince dudaklarn ve ukur gzlerin olduu bu yzde sanki hibir zellik yoktu. Hep aynyd ama her gn baka bir ehreydi. Evet, belki onun yzyd; ama yine de, olabilecei baka bir sr insann da yzyd. Preobraenskoye sokaklarnda pasta satan bir olann yznden tutun da ta Rusya'nn en zengin ve en gl adamna kadar uzanan bir yerde, Aleksander Danilo-vi Menikov'un kendi yz kaybolup gitmiti. Her saldrdan hi zorlanmadan syrlan bir insand. Tpk Finlandiya Krfezi kysndaki solgun kumun insann parmaklarnn arasndan akp gitmesi gibi. Menikov sakince karlk verdi baklarma. O bekleyebilirdi. Evet, onun o sonsuz, tehlikeli sabr. "arevi'i dnyorum" diye yantladm. "Petro Petrovi'i mi?" diye sordu emin olmak iin Menikov ve minenin zerindeki yalboya tabloya yle bir gz att. Elizabet ml ml uyuyordu i geirerek. O mahut gnlerde, olum ateler iinde yatarken, Tanr'yla soysuzca bir pazarla kalkmtm. Elizabet'i al. Olumu bana brak. Yukardaki glmt bu aresizliime. Petro'yu ve beni acmaszca, alelacele cezalandrmadan nce glmt. 438 "Hayr. Aleksey'i dnyorum. Yaasayd, u anda her ey farkl olurdu" diye abucak karlk verdim kederli dncelerimi datmak iin. Menikov gld. "Hi kukusuz her ey farkl olurdu imdi, arie Hazretleri! Sen ve ben, ikimiz de, pili gibi sopalara geirilmi olurduk oktan; bundan emin olabilirsin! Aleksey ikembemden bizzat kendisi geirirdi kaz, hem de aac yalamadan! Bunu yaparken de o iren sapk mutlaka domuz gibi horuldard zevkle." Petro, Aleksey'in dnnden sonra, sarayda ve tm lkede, tpk Tanr'nm kopard kasrga gibi grlmedik bir dehet balatnca, korkun kazk cezasnn ne anlama geldiini kavramtm. Oysa tek bir adam arptrmt bu cezaya! Ama grnts yetmiti. Petro'nun yannda geirdiim yllarda dehet verici pek ok olaya tank olmutum: ar'n huzurundan yeterince hzl ayrlmadklar iin adamlarn apkalar kafalarna ivileniyordu. ar' ve kararlarn, herkesin iinde, samalkla ve mukaddesata aykrlkla sulamaya cesaret eden kei ve rahibelerin gvdeleri usturayla doranyordu. Bunca yl hkmdarlna ramen, Petro'nun bir Alman devirmesi olduunu syleyen Ruslara ve eski moda inanllara kaynar metal iiriliyordu. Yine de bunlarn hibiri, o hkmlnn ac dolu feryatlarna hazrlayamamt beni. lklar, saatler sren aclardan gece clz iniltilere dnene dek, gn boyu Moskova'nn yumuak yaz havasn yarp getiler. Kpkzl kan phtlamak bilmiyor ve hi kesilmeden btn gzeneklerinden, krmzya bulanan meydann talarna damlyordu. Kzl Meydan o yaz adn hak etmiti. Kremlin'i saran hava iren 439 bir tatllk kazanm, bedenimden yaama zevkini alp g0^ trmt. Bu adam neden bu kadar ac ekmek zorundayd? Adn daha nce hi duymadm bu muhafz subay kimdi? Soru-larm yantn Anna Tolstoya'dan aldm. Petro, acmasz sorgulamalar srasnda, arie Yevdokiya Lopuina'y, manastrdaki mnzevi yaamnda gizli gizli ziyaret eden tek kiinin Aleksey olmadn renmiti.

Hayr, arie kk masum bir ak ilikisine de girmiti. Asl grevi arie'ye nezaret etmek olan Stefan Glebov'un, kadnn zavall grnts karsnda yrei paralanmt. Yevdokiya yllar boyu kendisiyle birlikte manastr hcresinde tutsak kalm bu adamn acma duygularna tm gcyle ve tutkularyla, karlk vermiti. Adam, Yevdokiya'ya zarar vermemek iin ikence edilirken bile direnmiti. Ama Petro, Yevdokiya'nm, Glebov'a yazm olduu duygusal mektuplar ele geirmiti. Kadn, subaya lapufka diyordu! Yani, tavan ayakm! Kudretli Tanrm, ayn takma ad, evliliklerinin o sayl gecelerinde kocasnn da kulana fsldamt! Bunun cezasn Glebov ekecekti. kence srasnda btn kemikleri krlm ve kzgn kerpetenlerle eti bedeninden koparlrken, Petro birden, kaza oturtun, diye emretmiti! Sivri kazk barsaklarndan gsne kadar geirilmiti. Yevdokiya haberi alnca acdan sesi kslmcaya dek lklar att. Akl gnlerce, tyler rperten gerekle merhamet dolu delilik ve unutma arasnda gidip geldi. Kendisinin ve sevgilisinin gnahlar iin merhamet dilemek anlamszd; bunu biliyordu. ar o gnlerde beni bile grmek istemiyordu. O gnlerde nefret ve lgnlk vebasnn soluu benim uykularm, Petro'nun da akln karyordu herhalde. O aylardan sonra hibir zaman ama hibir zaman ayn kii olmad. 440 Artk her uyku kt ryalarla dolu, her gl zoraki ve her sarholuk yalnzca unutmak iindi. Kararn alnd o gece, onun alma odasnn kilitli kapsn almtm yumruklarmla. Henz uyumadn biliyordum. Kapnn altndan, yanan mumun titrek n grebiliyordum. Ayak seslerinin kapya yaklatn duydum. Ahap kapnn gerisindeki buz gibi kalp atlarn duyar gibiydim. "Ne istiyorsun?" diye tersledi beni, kapal kapnn ardndan. Derin bir nefes alp bouk bir fsltyla: "Ltfen, batyu-ka! Dinle beni. Bu lgnla bir son verelim, sevgilim. Yevdokiya'ya zulmetmekle eline ne geecek? Yeteri kadar bedel demedi mi, sana Aleksey'i dourmakla! Bak, ne kadar mutlu ve zgrsn! Ben ve ocuklarn yanndayz! Seni seven bir halkn var! Dilediin yere zgrce gidip geliyorsun! Sevgisini bala ona! Sana ve bizlere ne zarar dokunabilir ki artk?" diye ona yakardm. Kapnn gerisinde kulan iyice kapya dayadn hissediyordum. Hasta soluunun ve lgn dncelerinin eki kokusu burnuma kadar geliyordu. Kap hzla ald, rkerek adm geri adm attm. ar'n ehresinden saf hezeyan sald zerime doru. "Bak sen? Selefin iin af m diliyorsun benden? Eer onun kaderi senin iin bu kadar anlamlysa, payla o zaman onunla! stiyorsan hemen bugn kafan kazttrp seni de manastra tkabilirim. Ama yle havas lml, gnei scak Susdal'a deil; bundan emin olabilirsin!" diye bard yksek sesle; sesi sarayn bo mermer koridorlarndan merdiven sahanlna kadar nlad. Yaklaan ayak sesleri duydum. Durup kulak kesildiler rkeke ve sonra topuklarn vurarak hzla uzaklatlar. Dehet iinde kardaki duvara dayandm ve ancak bam sallayabildim sessizce. Geceler boyu gzme uyku girmedi; 441 nk dnmek iin verdiim her ara, kafamn iini korkularla dolu bir tmarhaneye eviriyordu. Sevdiim ve deer verdiim insanlarn selameti iin yalnzca dua edebiliyordum. ar, vey kz kardei Maria Alekseyevna'y Schlssel-burg'a yollamt bile; nk Aleksey'de onun eliyle yazlm mektuplar bulunmutu. Bu herkesin bana gelebilirdi; benim ve ocuklarmn da. Issz koridorun birden ken tehditkr karanlna sokuldum iyice. Neyse ki, Petro kapdan dar kmt. Beni dirseimden yakalayp kendine doru ekti.

"Sen ilk karm becerme creti gsteren bu hayvan herif iin af m diliyorsun? Sana syleyeceklerimi iyice kafana sok; bir arie, her zaman ve sonsuza dek, zavall yaamnn her gnnde ve her saatinde, baka hibir erkein dokunamayaca ar kars olarak kalr! Buna ramen Glebov'la ilgili kararm gzden geirmemi istiyor musun?" Btn cesaretimi toplayarak bam onaylarcasma hafife salladm. Petro'nun zerinde uykusuz gecelerin ve kfl ikence odasnn kokusu vard. Elbiselerinden souk duman ve dostlaryla birlikte grtlana boaltt litrelerce ucuz votkann kokular ykseliyordu. Midem buland. Salarmdan yakalayarak bam gzlerine bakacam ekilde hzl geriye yatrd. Acdan lk attm. Yz yzme deecek gibiydi; nefesinin ar kokusu yzme arpyordu. "Glebov'la ilgili kararm bir kez daha gzden geirdim, Katerinuka. Sana iyilik olsun diye, gvercinim. Ne yapacam, biliyor musun? Onu krk paltolara sardracam! Ayana orap, bana apka geirteceim." Bunlar sylerken sinsice glyordu. "Niye ki?" diye sordum korkuyla ve kendimi ellerinden kurtarmaya altm aresizce. "ok basit! nsan kazn zerinde ne kadar scak olursa o kadar uzun yaar ve bir o kadar da ac eker!" Sanki iblisin ta 442 i gibi gld; gzleri yuvalarnda frldak gibi dkyordu. Ardndan beni pmeye alt; ama onu iterek oradan uzaklatrdm. aknlk iinde bard: "Katerinuka, neyin var senin, kk arie'm! Sen bu kadar nazl deilsindir!" "Kokuyorsun!" dedim tiksinerek. "Ellerindeki kan kokuyor! Bana dokunma!" pt dudaklarm sildim, rerek. Bo gzlerle bana bakt. "Hep o bildik yreklilik, deil mi, Katerina Alekseyevna? Ne var, biliyor musun? Sana ihtiyacm kalmad artk! Limandaki her orospu senden daha fazlasn veriyor bana: Bir oul yani! Yzlercesini yaydm btn lkeye! stersem, seni ne kadar ykselttiysem, ondan daha ok alaltnn!" Bunlar syledikten sonra arkasn dnd ve alma odasnn kapsn yzme arpt. Sonra Aleksey'in lmn izleyen akamn anlar. Petro, o akam kaygszca ve aaal bir ekilde Poltava zaferinin yldnmn kutluyordu. Birbirinden zengin yemekler mziin tatl ezgileri arasnda ikram ediliyordu ve baski, flar, kasalar dolusu arap, bira, likr ve votka tattryordu salona. Kk olumuz Petro'nun kucanda oturuyordu. ar, yabandomuzundan ve mantarl breklerden kk paralar koparp ocuun azna veriyordu. Kk arevi ayaklarn sallyor ve sarayn nnde gerekletirilen ve havay delip geen her top atnda ellerini rpyordu. Petro onu yanma brakmad: "Gryor musunuz? Gerek bir kk asker! Yaza ilk yelkenlisini alacam ona!" diye haykrd gururla. Elizabet ve Anna ise balarn tabaklarndan kaldrp bakmaya cesaret edemediler; kzlarmn yzlerinin ok solgun olduu dikkatimi ekti. Elizabet'in gzleri sanki atei varm gibi parlyordu. Anna, incecik boynunun zerindeki ban silkeledi huzursuzca. Bense birbiri ardna 443 tatl Krm arabndan iiyordum. Ama o da damarlarmda-ki buzu eritmeye yetmiyordu. arap grtlama kan gibi ya_ piip kalyordu. rmemek iin kendimi zor tutuyordum Petro, arie taklarm takmam emretmiti. Solgun tenimi kire beyaz dzgnle rtmtm ve tavan kan allm yanaklarmn zerinde parlak lekeler halinde ldyordu. Akam, kutlamann ardndan, yatak odamdaki mumun lo j. gna ramen samdaki ilk ak telleri fark ettim. Yksek mevki sahibi yabanc konuklarn baklar tenimi yakyordu adeta. ylesine byk bir merak iindeydiler ki, kendi votkalarn tekneden kepeyle almak zorunda

olduklar halde bunu unutmulard. Campredon gs cebinden ayrmad kk not defterine bir eyler yazyordu. Pet-ro'nun gizli servisinin ele geirdii mektuplarda, benim o akam ok dalgn olduum yazyordu. O akam neler geirmitim aklmdan? Belki de, beni Vay-na'dan Neva'ya efkatle srkleyen, onca yl kendilerine gvenip inandm tanrlar dnmtm. Byle bir sonu hak etmek iin, acaba nerede yanl yapmtk? Ben yeterince aba gstermi miydim? vey olumu kurtarmak iin yeterince uram mydm? Onu ilk grdmde, henz bir ocuktu. minedeki son odunlar devrildi; rkp sradm. atrtlar beni dncelerimden kopard. Menikov hafife glmseyip yineledi: "O kokumu muhallebi ocuunun hayatta olmadna kretmelisin." "Niye kokumu diyorsun ki onun iin, Aleksander Dani-lovi? llerin arkasndan kt konuulmaz. Hem onu bir ar olarak ekillendirmek senin elinde deil miydi?" Homurdanarak kora dnm ktklere tekme att. Grltden rahatsz olan Elizabet uykusunda dier tarafna 444 dnd. Koltuuna yerlemeye alrken hafife dudaklarn aplatt. Menikov bir an ona bakt. "Aleksey salan biriydi; dlek ve de ayya" dedi ardndan ja kararl bir ekilde. "Almanya'dan ilk dnnde Petro onun dzgn bir harita izip izemeyeceini grmek istemiti, hatrlyor musun?" diye sordu arkasndan. Bamla onayladm yalnzca. Menikov alay edercesine gld: "Baarsz olmaktan yle korkuyordu ki, odasnda kendi eline ate etmiti! Dnebiliyor musun? Odasndan yalnzca patlama sesi duymutuk, sonra da kanlar iinde, alayp szlayarak odasndan kp gelmiti, tpk karlar gibi! 0, dlein, ayyan, salan biriydi" dedi bir kez daha. "Kim bilir, belki de gereinden ok insana fazlaca gvenmitir?" dedim aknlm belli ederek. Menikov omuzlarn silkti. "Aleksey sana gvenmeyecekti de kime gvenecekti? Seni deilse, kimi rnek alacakt? Ama sen onu zayf ama gaddar eitimcilerin ellerine terk ettin! Belki de ona yalnzca papazlar sayg ve efkat gsterdi" diye meydan okudum. "Sayg m?" diye tslad yzme Aleksander Danilovi. "Aleksey saylp sevilecek biri deildi! Prens ksa srede bozulmutu ve soysuz bir zevk pezevengi olmutu. Braunsch-weigli kk Prenses, Aleksey onu ilk dvdnde kime koup snd biliyor musun? Bana, kt, yal Prens Meni-kov'a" diyerek gld alay edercesine. "Doktorum yarlm kalarn sarp, krlm kaburgalarn tahtalarla desteklerken, ben yan banda oturuyordum. Alamaktan neredeyse oturamaz bir haldeydi! Aleksey'in onu kpei sanp sarhoken srekli tekmelemesine ramen salkl ocuklar dnyaya getirmesi, Tanr biliyor ya, tam bir mucize!" Elimi, onu uyarrcasma kaldrdm. "Bunlar duymak istemiyorum. En azndan, imdilik." Menikov dudaklarn sI 445 rarak alayc bir edayla ban edi. "Ba stne, arie. Sana bir ey anlatmam da gerekmiyor aslnda. Zavall kzcaZln evine yazd umutsuz mektuplar sen de biliyorsun. Ailesinin bunlara hi yant vermemi olmas mucize deil, yle deil mi? nk asla ellerine ulamad bunlar! Oysa Sofie Charlotte, her gn sabrszlk iinde Bat'dan gelecek bir ulak bekliyordu. Ve sana da gvendi!" Bam evirdim. "Bu biraz farklyd. Eer Rusya'nn Veliaht Prenses'i kalkp da Almanya'ya, yeni memleketinde durumunun ne kadar kt olduunu yazyorsa bu btn mparatorluk zerine glge drr. Buna izin veremezdik. arevi'in kars,

kimsenin kz ya da kimsenin kz kardei deildir artk, Menikov. Bedeni ve ruhuyla Rusya'ya aittir." Ban sallad: "Elbette, elbette! ok doru, arie'm." Yznn ald ifadeyi gremeyeceim ekilde pencereye dnd. Sofie Charlotte'yi ilk kez, evlendikten iki yl sonra St. Pe-tersburg'a geldiklerinde grmtm. Yapt reverans srasnda grdm dz sar salarnn ayrmn iyi hatrlyorum. Dorulurken iyice szmtm kadn. Elbette, tahta gibi dmdz ve yz de opur doluydu. Ama gzlerinde onu sevimli klan yumuak bir k parlyordu. "Size nihayet nezaket ziyaretinde bulunabilmekten byk sevin duyuyorum, arie'm! Sizin iyiliksever ve merhametli biri olduunuzu duydum, umarm sadk bir arkadanz olmama izin verirsiniz!" derken sesi olduka tatlyd. Onun da beni merakla szd gzmden kamamt. Almanya'daki saraylarda ar'm yanndaki amarc kzdan sz etmekten eneleri oktan yorulmutu tm soylularn446 gvet, Byk Lui'nin baldz ve Pfalz Elektr Prensesi'nin k-zl) Paris'teki Madam bile, adm duyduunda kalarn ata-rak: "Rusya'nn ariesi mi? u karabiber tanesi olmak isteyen fare boku!" demi. Bunu bana Paris dn Petro'nun kendisi anlatmt! Sofie Charlotte bana glmsedi; baklarnda scak bir gven duygusundan baka bir ey gremedim. Kk taht odasndaki altn koltuumdan kalkp kollarm atm kendisine: "Rusya Saray'na ho geldin arevna Charlotte! St. Petersburg benim olduu gibi senin de yeni vatann olsun. Tanr seni ve evliliini korusun." Prenses adeta gsme snd ve yuvasndan dm nazl bir ku gibi iyice sokuldu. Kibarca onu kendimden uzaklatrarak tahtmn yanndaki srmal, krmz kadife kapl tabureyi gsterdim ona. "Ltfen, gel yanma otur. Ve bana dnnn nasl getiini anlat!" "Kzard ve: "Eee, o kadar ok zaman geti ki zerinden! Demek istiyorum ki... sizin ar'a elik edememenize hepimiz ok zldk!" dedi. Bam salladm. Buna zlmeyen tek kii bendim. Prut yenilgisi Petro'nun safrasna yle vurmutu ki, birka haftalna St. Petersburg'dan ayrlarak Karlsbad'a, ifal sulardan imeye gitmiti. Onu yolcu ederken herhangi bir ikayeti yoktu ve bana gnderdii mektuplarnda da orada geirdii gnleri tm kasvetiyle resmetmiti: "Burada, Karlsbad'da her ey ok elenceli, ayn hapishanedeki gibi. Dalar o kadar yksek ki, gnei zor grebiliyorum ve bira, bulursan tabii, kt ve kpksz. Ama en kts de, bana o tatsz suyu sanki atmm gibi kova kova iirmeleri." Ayrca mektuplardan, Aleksey'in, Elbe kysndaki Tor-gau'da nikahland haberini de almtm. Petro, olunu, evlenecei kadnn teyzesi olan Polonya Kraliesi'nin sarayna 447 salarndan sryerek gtrmek zorunda kalmt. Nikahtan nceki akam, Prens, gnah kard Papaz van Slors-ki'ye yapm ve Petro'ya haykrm: "Asla! Hibir zaman yabanc bir cadyla, bir kafirle evlenmeyeceim! Kanm onun kanyla kirlenmeyecek! Ben, dinimizi savunan ar olacak olan ben! Yanmda, Lteryan biriyle; bu dpedz Tanr'ya hakaret!" Papaz ban hararetli bir ekilde sallayarak Prens'i onaylam ve bedeniyle Veliaht Prensi korumaya alm. Petro papaz kisvesinden yakalad gibi dar srklemi ve Alek-sey'in iki gznn ortasna da bir yumruk indirmi. Ertesi gnn sabah Torgau Saray'nda dn yaplm. Dikkatimi yeniden Sofie Charlotte'ye verdim. "Ama Majesteleri ar, bizimle olma ltfunu gsterdiler!" dedi hafif soluk solua. "Ne muhteem bir gnd! ok muhterem babam beni koluna takp mihraba, arevi'e doru gtrrken hngr

hngr aladm! O ve babam o kadar mutluydular ki, mutluluumuza srekli kadeh kaldrdlar!" Yanaklar yle kzarmt ki, soluk yznde alev alev yanan kocaman iki leke haline gelmiti. O da bir erkee, tpk bir zamanlar benim Vassili'ye satldm gibi satld, diye geirdim iimden. Konumasn srdrd: "Dnn ertesi sabah da ar, bize bir nezaket ziyaretinde bulunup yatamn ucuna oturarak bizimle sohbet etme ltfunu gsterdi." Zavall kzcaz. Aleksey, byk ihtimalle kza sarho haliyle ve kabaca sahip olmutu; ayrca kz hemen o sabah, ne olup bittiine dair hesap vermek zorunda kalmt ar'a! Gzlerim kzn, zerindeki elbisesi sk skya dmelenmi, ince bedenine kayd ve kz baklarm yznden iyice kzard: "Umarm zatlileri beni yeniden onurlandrdklarnda Rus mparatorluu'na bir varis vermi olurum..." diye ekledi yalnzca benim duyabileceim bir sesle. Teselli etmek 448 iin elini okadm bam sallayarak. Teni scak ama kuruydu. Kk taht odasnda evreme bir gz attm. Drt bir yanda insanlar bekler halinde konumaya dalm grnyorlard. Gene de bizi izlediklerini ok iyi biliyordum ve gofdamd\z-rmdan biri olan Marie Hamilton'a, yanma gelmesi iin iaret ettim. Marie, onlarca yl nce Moskova'nn Nemezkaya Sloboda'sma yerlemi olan sko asl bir aileden geliyordu. "Sevgili Sofie Charlotte, bu Marie Hamilton; sadk bir nedimemdir. Onu senin emrine vereceim. Marie, bir are-vi ei olarak hakkn olan kendi saray maiyetini oluturmanda sana yardmc olabilir." Sofie Charlotte minnetle elimi perken Marie Hamilton da reverans yapt. Adnn ba harflerini tayan elmas brou, kk taht salonunun renkli camlarndan ieri szlen yatk gne nlarnn altnda akmak akmak parlad. Yeniden dorulduunda iri kahverengi gzleri bir eyler sorarcasna benimkilerle bulutu. Nasl ki, birok gece ar'n emirlerini yerine getiriyorsa, benim emirlerimi de hi itiraz etmeden yerine getireceini biliyordum. Bam salladm hzla. are-vi'in evinde ve yatanda olup bitenlerden en ayrntl biimde haberdar edilmek istiyordum. Menikov hl pencere pervazna dayanm dalgn bir halde darya, geni mey dana bakyordu. ektim ve tam onu yattracak bir iki sz edecektim ki, vcudu tpk kuru bir dala den yldrm gibi sarsld. Cama iyice yaklap nefeslerimizle buulanan yzeyi eliyle silerek temizledi. "Kate-rina Alekseyevna!" diyerek beni yanna ekti. "uraya bak!" Hemen yanma seirttim, ikinci bir cam daha temizledim. Klk sarayn d avlusunun giri kapsndan nallar kvlcmlar saan atllar giriyordu. apkalarn yzlerine iyice e449 mi, paltolarnn krk yakalarn yukarya kaldrmlar^ Kim olduklarn anlamak imkanszd. yice grebilmek iin cam bir kez daha siliyordum ki meydana Muhafz Ktas askerlerinden oluan ikinci bir grup daha girdi drtnala. Sabahn miskin karanlnda bile koyu yeil niformalarn, srmal apolet ve dmelerini seebiliyordum. At nal tkrtlar sarayn duvarlarna arpp yzlerce kez kulaklarmda yanklanyordu. imdeki ocuksu drty bastrp ellerimle kulaklarm kapamaya engel oldum. "Aleksander Danilovi, bunlar da kim?" dedim rkerek ve ona sokuldum. Onun da beti benzi atmt; eneleri birbirine vuruyordu. "Aralarnda bir ocuk gremedim. Petro Alekseyevi aralarnda deil" dedi yalnzca.

"ar ilan edilmesi iin onlarn arasnda m olmal?" diye sordum sessizce. Menikov'un yant biraz gecikti. "Hayr" diyebildi sonunda. "Onlar iin nemli olan bizi yakalamak." Elimi avcunun iine koydum; o da teselli edercesine scak parmaklaryla elimi skca sard. "Peki ne yapacaz?" diye fsldadm. "Bize ne olacak? Sibirya'ya m srleceiz?" Menikov ban sallad. "Sibirya m? Hayr, onlarn gznde orada bile zgr saylrz!" Merhamet ederlerse, manastra! Olmad, zindan ve lm..." Adamlar atlarndan indiler. At uaklar kendilerine doru kouyorlard. Terli atlarn dizginlerini devraldlar. imdi de Muhafz Ktas askerleri sarayn giri kapsna gelmilerdi. Sanki ilerinden kimileri balarn kaldrp Petro'nun lsnn durduu odann penceresine bakyor gibi geldi bana. Souk bir rzgr esti ve kapda dalgalanan ift kartall bayran kpkrmz kumana asld. Bayrak hl direin gnderinde dalgalanyordu. Herkesin grebilecei gibi, ar hl yayordu. Rzgr yalan ve umutlarmzla oynuyordu. 450 Sabahn kuruni, puslu havasnda gruptan bir adam ayr-jjp kendisini izlemeleri iin dierlerine iaret verdi. Ama bu, prens Dolgoruki deil miydi? Gzlerimi yumdum, bedenim-deki btn kan beynime hcum etti. Ayn anda kalbim kulaklarm sar edercesine arpmaya balad. Bu, karar an myd acaba? Menikov ve ben sessizce dnp iinde sadece gecenin souk klleri duran minenin nndeki sandalyelerimize oturduk. "zgnm" diyebildim yalnzca. Menikov elini kaldrd. "Bo ver. Sen elinden geleni yaptn. Artk Tanr'nn dindeyiz. Bizim admza o karar verecek. Biz bir ey yapamayz; dua etmekten baka." Tam bu srada kapnn yumruklandn duyduk. Bir daha ve arkasndan bir daha. Kulaklarmda silah sesleri gibi yankland. Sert bir ses: "An, ar namna!" diye bard. Elizabet uyanp gzlerini ovuturdu, baklar benden Menikov'a kayd sorgularcasna: "Ne oldu?" diye sordu ardndan. "Kim bu?" Sorusu yantsz kald. Menikov ayaa kalkt, ceketini silkip yakasna ekidzen verdi, salarn dzeltti. Sonra da srtarak: "Her ne kadar dm biri olsam da dm biri gibi grnmek istemiyorum, tutuklandmda bile!" dedi. Hzl admlarla kapya doru gitti ve kapy amak iin anahtar evirdi. 451 YEDNC BLM leksey'den benim elime ulaan son mektup Knigsberg'den gnderilmiti. Prens'in, yolculuunu ve halas Maria Alekseyevna'yla Karlsbad'daki bulumasn byk bir saygyla aktard satrlarn bana Petro okumutu. Suratn ekiterek, zarf evirip evirdikten sonra a tuttu. Sonra da ban sallayp, sessizce: "Kpek. Beni kukla gibi oynatt. Herkesin gz nnde! Bu mektup eer gerekten de iki hafta nce Knigsberg'den yollanm olsayd, imdi oktan kim olurdu burada biliyor musun?" dedi. Sesi giderek ykselmiti. "arevi!" diyerek kendi sorusunu kendi yantlad. "Birileri bu mektubu onun adna gndermi. Ama kim? Peki Aleksey nerede imdi?" diye sordu. Kd kibarca parmaklarnn arasndan ekip aldm. Yeniden ban sallad. "Olum kam! Beni Avrupa'nn maskaras yapt. Grn ite, ar yle zalim ki, kendi olu bile hayatndan endie ediyor! Tavanlar gibi kayor o yzden! Nasl da glecekler imdi Paris, Londra ve Madrid'de! Kahkahalar buraya, Mecklenburg'a kadar geliyor!" dedi ac bir sesle. Onu yattrmak iin ne syleyeceimi bilmiyordum; sessizce salarn okadm.

Baklar beni syrp bolua yneldi; dudaklarn sr-yordu. Sonra konumaya balad: "Katerinuka, kimse bir ey 452 duymamal! Bu ok gizli kalmal! Rezillik!" Bam salladm yalnzca ve elinden tuttum. "Nerede olabilir? Onun gibi bir kallei kim barndrmak ister ki?" diye sordu yeniden. Her ne kadar soruyu kendi kendine sorduysa da, "Bilmiyorum, ar'm" diye yantladm. Yzne bakarak tahmin et-nieye altm. "Arkadalarna belki; ya da akrabalarna?" "Arkada m? Rusya'da Prens'in evresindekilerin hepsi birer dalkavuk. Akl banda olan hi kimse bylesine aalk bir yarat arkadala kabul etmez. Akraba m? Meck-lenburg'daki Yekaterina'dan baka burada, Avrupa'da akrabamz yok." Yeniden dnmeye balad ve birden ban kaldrd. "Ne oldu, batyuka?" diye sorup ellerine sarldm. "Nerede olabilecei konusunda bir fikrim var... Ama bu yle korkun ki, dnmek bile istemiyorum bunu! Akraba m, diyorsun matka? Akraba m?" Yzn salksz, lekeli bir kzllk kaplad. Karmak ve savruk dncelerini izlemekte glk ekiyordum. Petro ise ayaa frlayarak kabul odamn kapsn hzla at. Kapnn arkasna yaslanm olan hizmetkr dengesini bulup ar'm karsnda hazr ola gemeye alyordu. Petro, adamn omzuna bir yumruk indirerek ona bard: "Hadi be adam, o salak kafann omuzlarnn stnde kalmasn istiyorsan kmlda biraz! Bana Andreye-vi Tolstoy ve Rumyanzev'i ar! Kalem, kt ve mrekkep getir! Hemen, imdi!" Adam tkezleyerek uzaklarken, Petro yeniden bana dnd. Yznde korkun bir kararllk vard. Kmldamaya cesaret edemedim. Odamda yarm yamalak, anlalmaz mrldanmalarla volta atmaya balad. Arada bir ellerini havaya kaldrp zarif dolaplarm tekmeliyordu. Sonra yeniden uursuz bir sessizlie gmld. 453 "Tolstoy ve Rumyanzev'i neden arttn?" diye sordum cesaretimi toplayarak. Bana bakt. "O ip kaknlarn niye mi arttm? nk o ikisi lkenin en iyi iz sren av kpekleri, Katerinuka." Alayl bir kahkaha att. "Hibir av ellerinden sa kurtulamad bugne kadar!" Szleri iimi rpertti. O ise srtn bana dnerek, kap vu-ruluncaya dek, sessizce pencereden dary seyretti. Petro kapy amak iin kendisi gitti. Pyotr Andreyevi Tolstoy'un o bildik geni gvdesini grdm nce, Rumyanzev onun hemen arkasndayd. "Tolstoy, atn hazrlat. Benim iin bir kaan izini sreceksin. Yannda gtrmen iin bir mektup yazdracam." Tolstoy'un gldn duydum: "ar'm, ne yne doru kat bu yaban?" "Viyana'ya, Tolstoy, Viyana'ya" diye yant verdi Petro tereddtsz ve ikisi de ieriye girince kapy ekip kapatt. Tolstoy'un yzne rkek bir kavrayn yaylr gibi olduunu ama hemen ardndan yerini korkun bir kararlln aldn grdm. Yatak odamda yalnzdm. Yamurun ilk iri damlalar camlara vuruyor, mumlarn alevi titreerek yanyordu. Mecklenburg'a gz gelmiti. Darya, yayalarn yamurdan kap snacak yer aradklar atonun bahesine baktm. Kopan frtna aalar yatryordu. Bir imek akt gkyznde ve ehrin atlar tpk gndz gibi aydnland. Viyana'ya, demiti Petro. Petro, bildim bileli avlanmaktan nefret ederdi. Kpek srleri de beslemezdi. Silahlar ise yalnzca savata kullanrd. Av etini sadece tabanda grmek isterdi. Oysa imdi adamlarn, azim ve kararllkla, olunun, arevi'in peine, ava gnderiyordu. 454

Tolstoy ve Rumyanzev onun izini zorlanmadan buldular. arevi, Oder kysndaki Frankfurt'ta, stemen Koha-novski adyla konaklamt; kars ve hizmetisiyle birlikte. Rumyanzev'in Mecklenburg'a gnderdii mektuba gre, a-revi Nysa'dan Afrosinya'ya kahverengi kadifeden erkek elbiseleri satn almt. Tolstoy'un rendiine gre, Prag'da kendisini Kremetsky adnda Polonyal bir tccar olarak tantm. Sonra, Petro'nun Viyana'daki elisi Kont Veselovs-ki'den rendik ki, Aleksey gerekten de Viyana'daym. Petro yaz masasnn zerine Avrupa lkelerini gsteren bir harita am kk inelerle arevi'in dolat yerleri iaretliyordu. ar, ttnden sararm parman Avusturya'nn bakentini gsteren noktaya koyarak bastrd. "Viyana!" dedi gururlu bir edayla. "Biliyordum! Ne dangalak birini peydahlamm ben! Tam bir yzkaras!" "Tolstoy ne kadar abuk buldu onu byle!" dedim aknlkla. Petro gld. "ok basit. Aleksey her akam yle fitil gibi iiyor ki, dedii ykl hesaplardan olduu kadar meymenetsiz davranlarndan da hatrlar herkes onu! Gece yars kr bir adam bile izini srebilir bu soysuzun; burnu koku alsn yeter!" Viyana! Aleksey'in orada yzn gstermeye nasl cret edebildiine armtm. Anlalan, umduumdan daha da mitsiz bir durumdayd. Zavall Sofie Charlotte'nin kardelerinden biri olan mparatorie'nin merhametini mi umuyordu? Tabii ki; belki de kk kz kardeinin St. Peters-burg'da nelere katlanm olduundan haberi bile yoktu kadnn. Kz kardeimi lesiye dven bir adam ben kendi yurdumda asla barndrmazdm. Ama Livonya'nm isba's Viyana Saray deildi. Petro, Veselovski'nin mektubundaki Veliaht Prens'in gece Viyana'ya varn bildiren satrlar bana da okudu. "an455 slye Schnborn uykusundan gece yars uyandrlm. are-vi at srtnda saraya gelip anslye'nin huzuruna kmak istemi. anslye'nin nnde diz kp kendisi ve beraberindekiler iin snma istemi." Burada Petro okumay kesti fkesi yatana ve yeniden okumaya balayncaya kadar ona skca sarldm. Rusya'nn Veliaht Prensi gidip yabanc bir anslye'nin nnde diz kmt! Yeniden okumaya baladnda, Petro'nun elleri fkeden hl titriyordu: "Aleksey Petrovi Romanov'un, mparator'dan taht zerindeki ve ocuklarna ait haklarn korunmas iin ricada bulunduu, syleniyor. Ama bildiim kadaryla, VI. Kari karar vermek konusunda aceleci davranmyor. Kalbi Rusya'yla bartan yana ve ar'mn kavgalarna karmak istemiyor. te yandan, Viyana, elinde tuttuu Silezya ve Bohemya'ya yaplabilecek bir Rus saldrsndan ekiniyor. Prens Aleksey ve beraberindekiler, ehrin yaknlarnda bir yerlerde Viyana'nn kararn bekliyorlar..." "Viyana'nn karar!" diyerek burnundan soludu Petro. Gzleri yuvalarnda frldak gibi dnyordu; avcunda tuttuu kamsn yle gl skmt ki, elinin kemikleri bembeyaz ortaya kmt. "Karar, St. Petersburg'da verilecek, olum! Sen grrsn!" diye haykrarak kamsn sandalyelerden birinin zerine yle iddetle indirdi ki, arkaln oymas koptu. K gelmiti ve Petro beklemekteydi. Tek arzum, karnm-daki ocuun, babasnn vey aabeysine yaatt btn o aclardan etkilenmemesiydi. Petro, Viyana'daki mparator'a kendisinin de Batl bir imparatorluun dikkate deer bir hkmdar olduunu ispat etmek istiyordu ve benim yanmda, Viyana'ya yeni yl iin en iyi dileklerini gnderdi. Maka-rov'un kalplam szlerinin altna yalnzca bir dipnot olarak unlar eklemiti: "Sizden ricamz, eer olumuz sizin 456

topraklarnzda bulunuyorsa, gvenlik eliinde onu bize p-ndermenizdir. Onu efkatli bir baba olarak kendi ellerim-\t cezalandrp doru yola sevk edeceim. Sizleri seven kuzeniniz, Petro." Ama mparator'dan Petro'ya gelen kstah yant beni bile artmt. Yeni yl kabulnde imparator Kari, Kont Vese-lovski'yi grdnde, gzlerinin iine bakarak unlar sylemi: "Bildiimiz kadaryla, Rus arevii bizim topraklarmza asla gelmedi." Bu yant Mecklenburg'a aktarmaktan baka bir ey gelmemiti Kont Veselovski'nin elinden. Petro iki kese altn gnderdi kendisine. Altnn parlakl, mparator'un Viyana'smda kimi dilleri zmt. arevi byk bir gizlilikle Tirol Blgesi'ne gnderilmiti. Rumyanzev'in, Ehrenberg Kalesi'ndeki tutsaktan haberdar olmas fazla uzun srmemiti. Kalenin, Tirol Dalar'nda olduunu ve bir kartal yuvasn andrdn bildiriyordu. Anlalan ele geirilmesi zordu. Birka gn sonra, Rumyanzev'in, Veliaht Prens'i karma planlan yapt srada, Veliaht Prens, Afrosinya ve Avusturya Elisi Khl'le birlikte kaleden gizlice kat. Kimse bir ey grmemiti. Kimse bir ey duymamt. Kimse bir ey sylemek istemiyordu. Rumyanzev yeniden atma atlad. Veliaht Prens kuzeye, babasnn bulunduu yne doru gitmi olamazd. O halde atn gneye, talya'ya srecekti. Bitkinlikten can ksa da, Aleksey'i izini srmekten vazgemeyecekti. Mecklenburg'un rutubetli, souk havas kemiklerime ilemiti. Her hareket ac veriyordu; her tarafm itii iin daha da iman grnyordum. St. Petersburg'un o gizem dolu, kuru havasn nasl da zlemitim. nsan o berrak souklu-uyla tutsak eden o Baltk havas neredeydi? imdi Baltkyresinin ormanlarnda ve bataklklarnda alktan kurtlar 457 uluyordu geceleri. Kyller lahana yemei, tuzlu kaa yiyor ve ac kvas iiyor olmalydlar. Kn, hayatta kalmaya almak dnda bir ey yaptklar yoktu. Kanlar, benimle ayn kandand ve kn topaklanp sert, adal bir ktleye dnyordu. Klarmzn aylar gibiydik biz de. Ya St. Petersburg benim ehrim! Yln bu zamannda ne de gzel olurdu! Gzlerimi yumarak ehrimin Nevski manzarasn zihnimde canlandrmaya altm. Burnuma masmavi havadaki karn kokusu geliyordu; Neva Nehri zerindeki buzun kalnlm hissediyordum. Sarayn ve evlerin rengrenk duvarlarna vuran ksa sreli n yansmalar geliyordu gzmn nne. Nevski'de ve Neva'nm buzu zerinde, krklerine sarnm, ksa gnn klar altnda alverilerini yapmak iin kouturanlar seebiliyordum. Bir sihir gibi, kendini saknarak ehre ken karanln iinde kayboldu baklarm. Kestane satclarnn barlar, kabak'la-vn giri kaplarndaki anlar, karn gerek deilmi gibi parlayan nda atlan admlarn gcrtlar ve kzaklarn, sessiz tslamalarla karn zerinde brakt izler; her biri, gizem dolu rtlerinin ardnda, kendi kk dnyalarn oluturmaktaydlar. Bana gelince; ocuumu yabanc diyarlarda douracaktm. Bu dnce, beni o sralar Aleksey'le ilgili sorulardan daha fazla megul ediyordu dorusu. Aynada yorgun, soluk bir yz ve adr benzeri elbiselere brnm ar, ikin bir beden gryordum. Benim yamdaki kadnlar oktandr saygn bir babuki olarak, gnlerini huzur iinde, aileleriyle bir arada geiriyorlard. Bense hl Petro'yla seferlere kyor, birlikte sabahlara kadar elenip aclar iinde kvranarak, kimi zaman, hatta ou kez, bir iki saat yaayabilen yem hayatlar douruyordum. Yorulmutum. Ocak aynn rutubetli bir leden sonrasnda, Wesel'de bir handa, bir erkek ocuu dnyaya getirdim. Amster458

dan'da bulunan Petro'nun yanna gitmek iin bekliyordum burada. Kolay bir doum oldu. ki saat bile srmeyen sanclardan sonra, bebek ot yatamn araf zerinde debelenerek yatyordu. Ebe tarafndan scak su ve yumuak bir bezle ykanrken zevkten baryordu. Kk Prens alelacele bulunup getirilen bir hizmeti kzn memelerini var gcyle emiyordu. ocuu, Paul Petrovi Romanov adyla vaftiz ettirdim. Bir ulak hi vakit kaybetmeden Wesel'den Hollanda'ya doru yola kt. ar salkl yeni bir askerin doumundan duyduu byk gururla yant gnderdi. Bir yandan da, mutlu haberi duyurmak iin Londra, Paris ve Madrid'e mektuplar yollamt. Mektuplar henz gidecekleri adreslere ulaamadan, Paul, insanlarn, eyalarn, slak pelerinlerin, kaln elbiselerin, souk hava cereyannn ve inili sobadan yaylan ar scan kargaasnda lp gitti. Kk olumun narin yz hatlar, tabutunun kapa ivilendikten sonra bile, uzun sre aklmdan kmad. ar ay sonra Fransa'dan dnd. Paris'i ziyaret edip Spa'da ifal sularndan imiti. Geirdii elenceli gnlerini ve anlarn benimle paylat. Sen Nehri'nin kulana fsldad srlar ve Parisli metreslerin yklerini. Azna bir tavuk kanadyla birlikte kzarm patates tktrrken: "O ikiyzl yal kar Maintenon'u bile grdm! Byk Lui'nin, lmeden nce, onunla evlendiine dair bir sr iaret var! Korkacak daha nesi olsun ki? Kadn parmanda oynatyordu adam zaten!" "Seni kabul etti mi? Nasl grnyordu? Kralie gibi mi?" diye sordum merakla ve adal, tatl Ren arabmdan bir yudum aldm. Kral'n ocuklarnn retmenliinden Versay Kraliyet Saray'nn hakimi konumuna kadar ykselen dul Scarron'un yks bylemiti beni. Petro, bir kupa dolusu Hollanda birasn bir dikite iip azn koluyla sildi. Geir459 di, sakinin gelmesi iin ellerini aklatt, sonra da glerek: "Hayr, hasta olduunu ne srd, kocakar. Ben de kapsndaki kadnlar kenara kklayp, habersizce dairesine girdim. Gerekten de yatanda yatyordu! Ama hasta falan deildi" dedi. inanmayan gzlerle ona baknca konumasn srdrrd: "Gerekten, inan bana; eytan, kendinin gitmedii yere yal bir kar yolluyor! Kadn beni grnce, sanki ie geiri-liyormu gibi cyaklad. Btn her taraf prsk ve sarkkt; iyy." Tiksintiyle rperdi ve kalama skca bir imdik att. "Oysa Katerinukam bldrcn gibi! Ne ararsam var! Kemikleri de ta gibi... Ama Kk Lui tatl bir ocuk. Yzndeki pudra ve krem biraz fazla; ama gnn birinde adam olduunda bizim Elizabet iin biilmi kaftan. Fransa Kraliesi! Bizim kzmz! Ne dersin?" Yantlamama frsat vermeden keyifle bir kez daha gei-rip ekledi: "Biliyor musun, yaknda evimize dneceimiz iin seviniyorum. Sana sz veriyorum, Berlin'de fazla oyalanmayacaz. Sonra ver elini St. Petersburg! Petro Petrovi yrmeye balamtr artk!" Birden ayaa frlad ve ienlere doru bard: "Doldurun bardaklarnz! arevi'in erefine, Petro Petrovi'in erefine!" Elilerin kaamak baklarla birbirlerine baktklarn grdm. Veliaht Prens Aleksey'in, srekli ensesinde hissettii lm korkusuyla bir yerlerde kaak olarak yaadndan hepsi haberdard. Yine de, bardaklarn kaldrp, yrmeye yeni balam bir ocuun erefine itiler. Gururla gldm. Petro ise, halinden memnun bir halde gruba bakt ve pasl bir pipo teliyle trnaklarn temizlemeye balad. Saki, Petro'nun boalan bardan yeniden doldurdu; o da bir dikite boaltt. Aleksey, babasnn peine takt azl kpekleri biliyor muydu acaba? Tolstoy'un alnndaki acms terin tadn alabi460 liyor muydu? Rumyanzev'in ata binmekten pelteleen, kan oturmu bacaklarndaki ary hissediyor muydu? Bu iki adamn uykusuzluktan ve hrstan zonklayan beyinlerinde reyen nefret dolu dnceler Aleksey'in ryalarna girmiyor muydu? Aleksey, Napoli yaknlarndaki Aziz Elmo Kale-si'nin burlarnda otururken, Gney'in

o hafif esintisi bu iki adamn azim ve nefretini bir veba soluu gibi nne katp kendisine tamyor mudur? Aziz Elmo... mparator, Aleksey'i portakal aalarnn glgeledii ve Napoli Krfezi'ne bakan kalenin kaln duvarlar arkasna gndermiti. Afrosinya, Tolstoy'un sylendiine gre, arevi'in ocuuna hamileydi. Prens'in kendisi ise, Rumyanzev'in toplad sylentilere gre, babasnn korkusundan akln karmak zereydi. "Onu bulmu! Onu bulmu!" Petro'nun yz heyecandan bembeyaz olmu, yumruklar zafer cokusuyla sklmt. "mparator, onun o lanet olas Aziz Elmo'da gvenlikte olduunu sanyor! Oysa arevi orada kapanda oturuyor! Pis bir fare gibi!" Ban kaldrd, gzleri parlyordu. "Bir mektup! Viya-na'ya hemen bir mektup gndermeliyim. mparator tahtnda oturan hrdavat bozuntusu beni aptal yerine koymak istiyordu anlalan. Ona gnn gstereyim de grsn! Ph! Zaten hep talya'ya gitmek istemiimdir! Gerekirse, krk bin askeri de peime takarm! Belki o zaman konuur Kari!" Kapy hzla at ve koridorda, yaz scandan tr kaps ak olan kardaki alma odasna doru seslendi: "Makarov!" Katibin irkildiini grdm. Bu srada, Kuzey Sava'nm seyriyle ilgili son bilgileri gzden geiriyor ve bunlar haftalara ve aylara gre tasnif etmeye alyordu. "Makarov! Kaldr o tembel kn, yoksa kaz boylarsn, ona gre!" diye bard Petro bir kez daha. Sesinde, son cmlesini katlanlr 461 klabilecek o alayc imay aradm. Eteklerimi topladm ve ayaa kalkmak istedim. "Hayr dur" diye emretti Petro. taat ederek yeniden koltua ktm. Makarov bir elinde bo bir rulo kt, dierinde kalem ve mrekkeple usulca odaya girdi. Petro sabrsz bir el hareketiyle yaz masasn gsterdi. Makarov hibir ey demeden yazma pozisyonunu ald ve dikkatle Efendisi'ne bakt. akaklarn kaplayan buz grisi salar ve koyu renkli gzlerinin altndaki yalanma keselerini yeni fark ediyordum. ar'n o korkun gcne sahip olmadan, onunla birlikte yaamak pek de katlanlr bir ey deildi. Petro bir sre kafasn toparlamaya alt: "Viyana'daki kuzenim, eminim ki sizler, Rusya'y benim bilgim dnda terk eden sevgili olumun topraklarnzda olduunu rendiimde duyduum strab tahmin ediyorsunuzdur. Majes-teleri'nden makul bir aklama bekliyoruz. Bu nedenle sizlere, sadk Pyotr Andreyevi Tolstoy'u ve beraberinde Albay Rumyanzev'i gnderiyorum. Her ikisi de, arevi'in bulunduu yerden haberdarlar ve onunla her tr karlamay takdir edeceklerdir. Kuzenim, siz de biliyorsunuz ki, Tanr'nn ve Doa'nm yasalar gerei, bu konuda gstereceiniz muhalefete ne ben ne de Rusya gz yumabilir. Ne yapacamz sizin vereceiniz karara baldr. Grmek dileiyle, Majeste-leri'ni seven kuzeniniz Petro." Kk bir ara verdi ve dnmeye devam etti. Pencerenin renkli camlarndan ieriye iinde toz zerreciklerinin oynat parlak ve tatl bir k szlyordu. Makarov'un kdn zerinde gezindirdii kalemin kard czrtdan baka bir ses duyulmuyordu. Sonunda durdu ve kendinden emin olmak iin tekrarlad: "Majesteleri'ni seven kuzeniniz Petro." Makarov bir para mhr mumunu yanmakta olan muma tutmadan nce, mektubun zerine biraz rh serpitirdi. 462 Bu ii yaparken Petro da onu izliyordu. "Evet, gzel oldu. Viyana'daki o itin dl anlayacaktr..." diye mrldand. "Kim, kim?" diye sordum aknlktan; nk dncelere dalp gitmitim. Petro akn bir ifadeyle bana bakt: "Tabii ki, mparator."

Gerekten de anlamt Viyana'daki mparator. Alek-sey'in iyilii ile Silezya ve Bohemya'daki topraklarna yaplabilecek bir Rus saldrsn lp biti. Karar vermekte pek zorlanmad. Viyana'ya varlarndan birka gn sonra Tolstoy ve Rumyanzev bir kez daha ama bu kez mparatorluk bayra altnda, Gney'e doru yola ktlar. mparator'un, Aleksey'i avclaryla yapaca grmeye hazrlamas iin Napoli'nin Kral Naibi Kont Daun'dan ricada bulunduunu biliyorlard. Grevleri hi de kolay deildi. mparator, are-vi'e merhamet gstermeleri iin kendilerinden defalarca ricada bulunmutu. Adamlar tehlikeli bulduu ve onlardan her trl ktln gelebileceini dnd akt. ki adamn mektuplarndan, Napoli'ye yaptklar seyahatin karlarn eridii bir dnemde Rusya iinde yaplan her seferden daha zorlu olduu anlalyordu. Napoli'de Tolstoy ve Rumyanzev'i korku dolu bir yrek ve cesur bir yzle karlayan arevi iin, cennet, kaplarn am gzya dkyordu. ki adamn dillerinde bal, yreklerinde hyanet vard. Elbette ar olunu seviyor ve balyordu. Elbette arevi St. Petersburg'a refakatisiz, serbeste dnebilmeyi umut edebilirdi. Elbette arevi Rusya'ya gelir gelmez sevgilisiyle evlenebilecekti. Elbette onunla huzur ve bar iinde diledii yerde yaamn srdrebilecekti. Tolstoy, Petro'ya unlar yazyordu: "Veliaht Prens'in bu kz gerekten bylesine sevip saymas alacak bir ey." Bize gelince, Berlin'e, austos aynn scak bir gnnde vardk. ehri evreleyen topraklar kzgn gnee ramen 463 yemyeil ve bereketliydi. Taze ayrlar ve sk aal serin, glgelik ormanlar arasnda yzlerce gl parldyordu. Kyler tertemiz ve dzenliydi; yollara kanallar ve akarsular elik ediyordu. Rusya'da bylesine bir gnen bile insanlar ayaklandrmaya yeterdi. Bu kadar fazla dzen ve tertip bana yabancyd! Petro atn faytonumun yannda ufak admlarla sryordu; beni gneten koruyan perdeyi kaldrarak: "Prusya'y beendin mi, arie? Her yer ok temiz, deil mi?" diye sordu glerek ve bir pck yollad. Bam faytonun penceresinden karp nmzde ip gibi uzanan yolu szdm. Dier yollarla birlikte bir yldzn kollarndan birini oluturacak ekilde ehre balanyordu. Petro bunu, gece konakladmz yerde, ate nn aydnlatt bir harita zerinde gstermiti. Glerek bam salladm: "Bu kadar dzen sanrm beni lgna evirirdi!" iftiler ekin toplama srasnda durup bizim geiimizi seyrediyorlard. Arkama dnp baktm; gzlerimin nndeki hayret verici manzara karsnda gleceim geldi: Be yzden fazla araba ve fayton toz bulutlar arasnda, grlt ve koku yayarak, dar, masum ky yollarndan Berlin'e doru yol alyordu. Yk arabalarn eken kzler arabaclarn kamlar altnda bryorlard. Yola denmi biriketler, hayvanlarn toynaklar altnda ufalanyordu. Atlar ikindi scanda huzursuzca ahlanyorlar, kylerdeki kk olanlarla kzlar kafileyle birlikte yryerek merakl gzlerle bakyorlard. Bu arada en fazla ilgiyi, atlarnn zerine dimdik oturmu adamlardan oluan bir grup ekiyordu. Boylar o kadar uzundu ki, ayaklarn ksa kayl zengilere koymakta zorlanyorlard. Bu adamlar Petro'nun Berlin'e hediyesiydi. ar, Rusya'nn her yerini aratmt bu adamlar toplamak iin; nk Prusya Krah uzun boylu askerlerden holanyordu. 464 Konvoyumuzun gerisinde kalan topraklar adeta bir ekirge srsnn saldrsna uram gibi grnyordu. Buralarda yaayan insanlara geride k geirebilecekleri kadar bir eyler kaldn pek sanmyorum. Petro oraya varmadan bir nceki akam bana ev sahibimiz Kral Friedrich Wilhelm ve ailesi hakknda ksa bilgiler vermiti. Yolculuumuzun son gecesini geirdiimiz av

kknn nnde, yaklan kamp ateinin nda: "Aslnda bir kral deil o, anlyor musun? Zaten bykbabas da unvan kendi kendisine yeni vermi; ama brakalm bunlar. Nihayetinde benim dedem de ailemizdeki ilk ar'm!" dedi. Petro kk odalardan birine yerlemektense scak geceyi atein yannda geirmeyi tercih etti. "En azndan Katolik dinine geen Saksonya'daki iman August gibi kalle bir tutum ta-knmamt Berlin. Hayr, Byk Elektr Prens, Prusya'snn Lteryan olmasn ve dnyaya ak olmasn istiyordu..." Alevlere dalp gitti, bir eyler dnyordu. "Sylendiine gre, imdiki Kral eli sk ve mtevaz birisiymi, stelik iyi bir adamm! Saray da maiyeti de ok kk, diye yazmlard bana; topu topu iki mabeyinci! Tam bana gre!" Bir an iin bize refakat eden o korkun insan saysn aklma getirdim. Rusya'da bol olan bir ey varsa, o da insand. Umarm Berlin buna hazrlklyd! Petro konumasna devam etti. "Ama yal tilki o zamanlar ne yaptnn f arkmdaym. Kafas alan tm Lteryanlar, Byk Lui'nin Nantes Ferma-n'ndan sonra, Prusya'ya, ona sndlar. Yani Berlin'de yalnzca Pfalz, Franken, Thringen ve Avusturya'dan kaan mlteciler toplanmam, Fransa'dan da bir sr Hugnot gelmi! Bunlar Prusya'ya olaanst zenginlik katmlar! Hal byle olunca, Berlin'in ei benzeri olmayan bir ehir olmas artc deil tabii!" dedi saygyla kark eki bir yz ifadesiyle. 465 Berlin'e girerken, yllar nce St. Petersburg'da Neva Rhtm'nda karladm o soluk benizli, yakkl adam Andreas Schlter geldi aklma. Berlin'de Kral iin dur durak bilmeden yaplar dikmiti, ta ki onun gazabna urayana kadar. Boyu bulutlara deecek denli yksek olmas istenen bir kulenin temel hesaplar yanl yaplmt. Schlter kim bilir daha neler yaratacakt! Bir zamanlarn kirli, kokumu ky Berlin'den, bir kelebein kozasndan kmas gibi, gzel, yeni bir ehir kmt. Bulvarlarn iki yanndaki sk yaprakl aalar koyu glgelerini salmlard; bu caddelerdeki yayalar ise kahvehanelere ya da nlerinde seyyar satclarla hokkabazlarn bulunduu dkknlara girip karak keyiflerince vakit geiriyorlard. Spree Nehri'ne doru uzayp giden geni yol boyunca, soylularn kkleri, konaklar ykseliyor, gerek Byk Saray gerek Charlotten-burg atosu grkem ve byklkleriyle gz kamatryorlard. "Benim Rus dostum! Petro! Nihayet..." diye karlad Kral bizi. Petro'ya skca sarld. ki adam bir sre, yeniden skca birbirlerine sarlmak iin kol kola kaldlar. Kralie'yle ben perek birbirimize Almanca komplimanlar yaptk: "Kardeim! Nihayet Berlin'e gelebildiniz. Tanrm, neredeyse tm Avrupa'y gezip grdnz; bana anlatmalsnz! Yeeniniz Mecklenburg'u sevdi mi? Kzlarnzn tablolarn getirdiniz mi? Biliyorsunuz, bizim Friedrich neredeyse evlenecek yata." Bunu yle tatllkla sylemiti ki, bu, kocasnn akraba severliini daha da inandrc hale getiriyordu. imdense kadnn ne kadar bitkin grndn dnyordum. Onu pek de rahat olmayan bir yaama zorlayan asker kocas, drt bir yana dalm topraklarnda dur durak bilmeden, oradan oraya dolayordu. Bu arada birliklerini denetliyordu; nk 466 I Prusya bar zamanlarnda da elli bin askerlik bir ordu beslemek zorundayd. Kralie nedimelerimi ve dier saray hizmetlilerimi szd; Rus usul boyanm kire beyaz yzlerinde yanaklar kpkrmz ortaya kmt. Berlin'deki kadnlarn hibirinin bu ekilde boyanmad dikkatimi ekmiti. Petro, Berlin'i ziyaret etmemizden aylar nce, benim gvenilir saray hizmetlilerimi ve soylu Rus nedimelerimi deitirmiti. Onlar memleketimize oktan geri dnmlerdi belki de. Srf aka olsun diye Petro onlarn yerine kaba, sradan hizmeti kzlar almt.

Kadnlar boyanm ve pahal elbiseler giyinmi bir halde ilk grdnde, Petro glmekten atlayacakt neredeyse. Kk Prusya Prensesi Wilhelmine nmde kibarca reverans yapt, ardndan da elbiselerimin zerindeki saysz ikonay ekitirmeye balad. "Bu renkli resimleri niye takyorsun elbisene? Les images font beaucoup de bruitV dedi alnn buruturarak. "Bu, St. Petersburg modas, Wilhelmine. Her blge farkl giyinir" dedi aceleyle annesi, kzn szn keserek. Bense kzn ban okadm. Elizabet'ten daha byk deildi. "Beni ktlklerden ve anszlklardan koruyorlar, Prenses Wilhelmine" diye yantladm dosta. ocuk houma gitmiti. ok uyank ve yetenekli birine benziyordu. Kral ertesi akam iin bizi yemee davet ettikten sonra ve-dalatk. "Bu akam skc devlet yemeimizi geride braktktan sonra, yarn benim dairemde samimi bir akam yemei iin buluabiliriz. atafattan uzak, biz bize olmak iin. Hibir ey, leziz bir bezelye orbas ve nar gibi kzarm bir domuzun yerini tutamaz." ar'm brne vurdu. "Ve biramzn tabii! Nefis, Alman biramz! Hollanda'nnki gibi bulak suyuna benzemez. Soldurmadan iek bile sulanmaz onunla!" 467 Petro keyifle ban sallad; nk Paris'in kat merasim kurallar onu yorgunluktan bitirmiti. Friedrich Wilhelm dosta beni szd. Tuhaf bir ekilde, duraksayarak konuuyordu, sanki zaman ve soluktan tasarruf ediyordu: "arie ne dnr bilemiyorum. Bu sarayl ekirgelerin tmnn kna bir tekme atmak isterdim! Zaten saygdeer babamn tm gzde sarayllarn grevden uzaklatrdm. Ben gsterisiz, sadk, gen bir sarayl mezi hepsine yelerim! Onun iini okuyabilir ve ona gvenebilirim!" Kralie, kocasnn patavatsz konumasn nazik bir biimde kesti: "Olum yan flt almaktan ok holanyor. Arzu ederseniz size kk bir konser verecek." Kral yzn krtrd. "Kar zrvas. Prens Friedrich flt alacana talim yapsn. Bu tr samalklar kafasndan karacam onun. Sen bu ii bana brak." Babas konuurken Wilhelmine'nin ona nasl endieyle bakt gzmden kamad. Petro ise slk alacakm gibi dudaklarn bzp aka yollu eilerek, ksa peruunu bandan kard. "Senin szn benim bam stne, Kral kardeim! Akama grmek zere." Biz atodan ayrlrken, Charlottenburg'un kubbesinin glgesi altnda, Petro'nun armaan olan uzun boylu Rus delikanllara barnacaklar yeni yerleri gsteriliyordu. Rus arkadalarndan ayrlacaklarn anladklarnda ilerinden birou kpek gibi uluyarak alamaya balad. Faytoncu, saltanat arabasn nmzde durdurduunda Petro, kendi kendine konuurcasna: "Bir imparatorluun bana gelebilecek en iyi ey, onun kurucusunun torunlardr. Kurucularn torunlar. Daha sonra her ey yok olup gidiyor. Prens Friedrich flt alyor, benimkiyse Avrupa'y bir utan dierine katede-rek kayor zilzurna. Bu i daha da rndan kabilir tabii-Tanr'ya kr, bunu grmeye mrm yetmeyecek." 468 Faytona bindiimizde, bastonunun gm topuzunu arabaya vurarak faytoncuya hareket etmesi iin iaret verdi. ehirden geip Mon Bijou atosu'na doru yol alrken, biraz taklp keyiflendirmek istedim Petro'yu. Ama o, akl ok uzaktaym gibi yzme bakt. Sonunda bir Ren arab iesinin mantarn ekip kartt ve son damlasna kadar iti. "Tanr'nn huzurunda yemin ederim ki, imdiye dek bylesine gzel bir eyle hi karlamadm! nsan byle bir eyi nasl yaratabilir ki?" Petro duygulandndan sesi ok yumuak kmt. Parmak ularn, iinde bulunduumuz kusursuz salonun altn gibi ldayan duvarlarnda gezdirdi. "nsan bu

kadar hassas ve bu kadar ar bir kehribar tan bu forma nasl sokabiliyor? Schlter ustaln konuturmu dorusu!" diye mrldanarak baklarn huuyla odann iinde gezdirdi. Btn salon birbirine ok zarif ve belli belirsiz ek yerleriyle bititirilmi kehribarlarla kaplanmt. Kaplama aralarna alas bir ustalkla resimler yerletirilmiti. Mumlardan yansyan titrek k demetiyle hayat buluyordu resimler. Kehribar, avizelerden yaylan btn k huzmelerini stnde topluyor ve bunlar yzlerce oyunun yanstld bir yelpazeye dntrp tekrar altn ve baln tok tonlarnda birbirlerinin iinde eritiyordu. Ben de yaklatm biraz. Elim dikkatlice duvarlarn kaygan yzeyinde gezindi. Kralie vnle gld. "Biz de bu salona her girdiimizde aknlmz gizle-yemiyoruz. Schlter'in kehribar odas! Bunun iin ona soyluluk unvan vermeliyiz. Bu sanat yaptnn dnyada ei benzeri yok." "Ya, yle mi? Hibir yerde mi?" diye sordu Petro, sanki merak yeni uyanmasma. "Hibir yerde" diye onaylad Kralie yeniden. "Bu salon benim btn gururum. Mmkn 469 olsayd onu gzel atom Mon Bijou'ya kurdururdum! Yrekten bal olduum her ey orada. Oray ite bu yzden sundum size!" orba ve ekmek sofraya kondu; biz ise, scak ve yal domuz kzartmas mutfaktan getirilene kadar Postdam'daki atoyu gezdik. Gen Prens Friedrich daha sonra bize flt alacakt. Lo bir odada, perdeyle rtl bir duvarn nnde durduk birden. Friedrich Wilhelm aniden ocuklar gibi glmeye balad ve Petro'yu elinden tuttu. "te, en sevdiim param burada benim!" Perde, yanndaki bir kordonu ekince yavaa ald. "Bekle!" diyerek hizmetiye, avizeye biraz daha mum koymas iin iaret verdi. Oda aydnlandnda, bir kaide zerinde orta ykseklikte bir heykel seebildim. Petro kahkaha att. Biraz daha yaklatmda grdm ey yznden kpkrmz olmutum. Bu korkun irenlikteki yaratk plak kn bize doru dikmiti. Bir yandan da, dimdik, koskoca uzvunu elinde tutuyordu. evresinde kadn bedenleri uuyordu. Kralie'nin de yelpazesinin ardnda ks ks glmesi beni artmt. Petro ellerini rparak beni yanma ekti. "Bu bir bereket tanrs olmal! psene onu, Katerina Alekseyevna!" dedi ksk bir sesle. "Ne?" diye aknlk iinde fsldam ve olduum yerde donakalmtm. "p onu! Daha ok ocuumuzun olmas iin! Daha ok oul iin!" diye emretti bir kez daha. Kralie, yerinde bir a-kaymasna, bir kez daha gld: "ar Petro, bir pagan heykele kondurulacak bir pck fayda getirir mi gerekten, bilemiyorum..." dedi ardndan. Ortamdan imdi o da rahatsz olmutu. Friedrich Wilhelm hemen sze girdi: "Dediim gibi, en iyi param! Masamza dnelim mi?" diyerek yeniden kordonu ekmek istedi. Petro ise kurun gibi ar elini onun koluna indirdi. 470 "p onu, Katerina" dedi nc kez, sakin bir ses tonuyla. "Ya da: Kelle gider! Beni anlyorsun, deil mi?" diyerek, elini yatay bir biimde boazna srtp ekti. Ev sahiplerimiz aknlkla birbirlerine bakp ortam yumuatmak zere bir eyler mrldandlar. Petro'nun gzlerinde o hep grdm akac baklar grememek beni tedirgin etmiti. Gzbebeklerinin karanlk donukluunda hibir itiraz kabul etmeyen bir kararllk gryordum. Bunun zerine ben de ne eildim ve dudaklarm putun yontuldu-u tan soukluuna dedirdim. Petro bir anda yeniden sakinlemi bir ekilde glmeye balad. "Bak, demek oluyormu." Friedrich Wilhelm'e dnp onun omzuna vurdu. "Berlin'deki kardeim, mademki bu sizin en kymetli paranz, o halde bunu hediye olarak kabul ediyorum!" Kral aknlktan syleyecek sz bulamamt. Bu sre iinde yaanacaklar beni endielendiriyordu: Danimarka'da, Kral Frederik Peter, Afrika'dan getirtilen pelesenkle svanm bir insan vcudunu, bylesine ender bulunur bir paray hediye olarak vermekten kanmt. Bunun zerine Petro, tekme atarak mumyann yatt

camekan krm, iindeki mumyann burnunu koparvermiti. Sonra elinde burun, dudaklarnda tatl bir glmsemeyle Danimarkal Frede-rik'e dnp: "Artk mumyan sende kalabilir!" demiti. Ama o akam, sayg kurallar, Prusya Kral'na her trl itiraz yolunu kapyordu. Elbette Petro putu alp gtrebilirdi, hem de seve seve! "Sevgili Rus kuzenim hatra olarak Berlin'den baka eyler de alp gtrmek istemezler mi?" diye sordu Friedrich Wilhelm aka yollu. Bundan cesaret alan Petro Kralie'ye dnp: "Mademki sordunuz, kardeim, u kehribar oday da ok isterim! Prus-ya-Rusya dostluunun bir ans olarak St. Petersburg'da kurdururum! En gzel sarayma, size sz veriyorum!" 471 ki gn sonra Mon Bijou atosu'ndan ayrldk. Yola ktmzda Prusya Kraliesi'nin o en sevdii saray tannmaz haldeydi. Gzelim yksek pencerelerden yaz gneinin s-zld kusursuz dzenlenmi odalar dolarken Kralie adna zlmtm. Camlarn bazlar krlmt. Yumuak ipek acem hallar ezilmi, yer yer yanmt. Parlak damasko perdeler demir kornilerde paavra gibi aslyd. Yaldzl duvar kaplamalar sklm, arkasndaki duvar da kurunlanmt. Avizelerin Bohemya kristalleri ve amdanlarn fildii fincanlar krlmt. Sobann Delft inileri atlam, yerdeki zarif parkelerin zerine kurum salmt. Duvarlardan iniler sklm, gtrlmek zere paketlenmiti. Her mobilya parasnda kaba bir el, oymaclk renmeye kalkm, Kral'n Brandenburg ve Hannoverli atalarnn resimlerinin yzleri kesilip paralanmt. Biz atolar ve ehri gezerken, Petro'nun adamlar kendilerince elenmilerdi. Rusya konvoyumuz alt yk arabas daha zenginlemiti. Kehribar odasnn kaplamalar hzla duvardan sklm, krk ar kutuya yerletirilmiti. ren put da faytonumda, benimle birlikte geliyordu. zerine bir rt rtmtm; ama belki de gizil gcn oktan gstermiti. Sonbaharn ilk rzgrla-ryla birlikte Petersburg'a ulatmzda, yine hamileydim. Aleksey Moskova'ya kara kta ulat. Sylentiye gre, grld her yerde insanlar kendilerini nne atarak diz kp selameti iin dua etmilerdi. Ka yks doal olarak saray duvarlarn amt. Biroklar iin arevi bir umut iaretiydi. Nihayet birisi kp kudretli, fkeli ve ounlukla da anlayamadklar Hkmdarlarna kafa tutma cesareti gsterebilmiti. stelik buna yeltenen herhangi biri deildi: ar'm z oluydu. Petro Kremlin'in pencerelerinin nnde sabrszca volta atyordu. Darya, Kzl Meydan'a bakyordu sabrszlkla. 472 Aleksey'in de bu meydandan gemesi gerekiyordu. Olu Rusya'ya dnerse onu affedecek ve ona iyi davranacakt; buna yemin etmiti. Yemin etmiti! Tanr, sa ve Kutsal Ruh adna. Moskova'nn beyaz buzu bir an iin arevi'in yreini mi kaplad acaba, diye sordum kendi kendime. nk onu aylardan sonra burada, Kremlin'de tekrar grdmde, korkudan buz kesmi ve dncelerini toplayamaz bir haldeydi. Bu arada, Afrosinya Berlin'e ulamt ve ilerleyen hamilelii nedeniyle yolculuunu srdrme konusunda pek acele etmiyordu. Yine de, agzllkle yiyecek siparileri gnderiyordu: Taze havyar ezmesi, fme ya da salamura somon, kurutulmu morina ve kafa iin uvallar dolusu msr unu. Aleksey'in ehre varmasndan drt gn sonra, Petro onu zel olarak toplad Danma Kurulu'na armt. ar toplantya katlmam yasaklamt. fkesini yumuatacamdan m kayg duyuyordu? Ama katlmak zorunda olmadm iin memnundum ben. Yine de kapal kaplar ardndaki her olaydan haberdardm. Benim sadk dostum Anna Tolsto-ya grmelerin yapld akam scak arap iip brek

yemek zere odama geldi. Anna'nn anlattna gre, Petro, Aleksey'e ikindiden gece kene dek yle barmt ki, iki gn sesi kslmt. ar'n gl sesi kurul yelerinin kulaklarnda yle bir yanklanmt ki, sar olmaktan korkmulard. Aleksey diz kp hayatnn balanmas iin yalvarp yakarmt. "ar onu tam olarak neyle suluyor?" diye sormutum Anna Tolstoya'ya, Anna Kramer onu ieri alr almaz. Cilal tepside, ileri rdek cieriyle doldurulmu yumuak breklerin ve votkal ayn dumanlar ttyordu. Anna Tolstoya, Anna Kramer pelerinini karmasna yardmc olduktan sonra gelip yanma, atein nne oturmutu. Konumaya 473 balamadan nce bir sre dncelerini toparlamaya almt sanki. "Her eyle. Her eyle sulad onu" dedi sonra da. Merak iinde bekliyordum. Anna Kramer yayvan bir fincana biraz ay koyup zerine votka ekledi. Anna Tolstoya da susam bir ocuk gibi iti ay. "Dorusu her eyle, arie" diye tekrarlad. "Kt yetitirilmi olmakla, yeterince salkl olmamakla, yreksizlikle, Sofie Charlotte'nin lmyle, Finli kzla olan yasak ilikisiyle, annesi..." "Annesi mi?" diye kestim szn, armtm. Anna Tolstoya ban sallad. "Evet, duymam miydin? Kusura bakma ama bunu bir tek kardeim Pyotr Andreyevi Tolstoy biliyor ve imdi de biz..." Hznl bir ifadeyle gld. "Neyse ki, bir tek burann, bu odann duvarlarnn kula yok..." Hafife drttm kendisini. "Anlat" diye direttim. Gzleri yala doldu. "Av balad arie. Artk herkes, Veliaht Prens'le ilikisi olan herkes, malndan mlknden, hatta canndan endie edecek..." Sesi hkrklarla kesildi. "Yevdokiya Lopuina'nm bununla ne ilgisi var?" diye sordum tekrar. Pek inanasm gelmiyordu. Anna Tolstoya iini ekti. "Kardeimin dediine gre bir 'SusdalKomplosu' sylentisi varm! Biliyorsun, Susdal, arie Yevdokiya'nm yatt manastr. Zavall kadncaz orada Stepan Glebov adnda bir sevgili edinmi szmona. Ayrca Aleksey arie'ye mektuplar yazm ve hls Maria Alekseyevna'yla birlikte annesini grmeye gitmi. Hatta Aleksander Kikin de -ar'a kar bir isyan hazrl iin- onlarla birlikte gitmi. Petro da imdi her eyi renmek ve btn kantlar bulmak istiyor; Prens'in kann annesinin etkisiyle olduuna inanyor. Sana diyebilirim ki, Yevdokiya, olu Aleksey'i dnyaya getirdiine piman olmaya daha balamad bile!" 474 Birden, kapal kepenkleri sarsan ve mumlarn alevini huzursuzca titreten bir rzgr esti. "Baka neyle suland?" diye sormaya devam ettim. Anna Tolstoya kzarm, siyah gzleriyle bana bakyordu. "hanetle" dedi ksaca. Damaklarm kurumutu. "hanet mi?" diye mrldandm. "Ama, bunun anlam..." Anna Tolstoya ban sallad, gzkapaklar yalar tutacak gte deildi artk. "Kendi z olunu!" Cmlesinin son szckleri kaybolup gitti. Anna Kramer teselli etmek iin sarld ona. Usulca sordum: "Hibir umut yok mu?" Anna'nm baklar minenin alevlerinde yitip gitti. Yznn zarif kemiklerine den glgeler onu bir anda yal ve bitkin gstermiti. "ar, onu yalnzca bir artla affedebilirmi" diye mrldand. "Neymi o?" diye sordum yavaa. "Kendisiyle birlikte hareket edenlerin adlarn verirse. Her birinin. Ve Pyotr Andreyevi, ar'm hepsini ldreceini sylyor. Hepsini." Aleksey'in dnnden ksa bir sre sonra, ateler iinde kvranan olum Petro Petrovi, tahtn varisi ilan edildi. Petro, dondurucu soua ramen, ayinden nce ocuun Kzl Meydan'da iki alaynn nnden geirilmesi iin diretti. Aleksey vey

kardeinin tombul ellerinden perek ona ballk ve sadakat yemini etti. Ama yznn kl gibi olduu gzmden kamad. Yemin ederken dizleri titremiti. Bar iareti olarak beni de kez yanaklarmdan ptyse de benimle gz gze gelmekten kand. Saray halk, yzlerce kiiden oluan bir sel ve renk dalgas halinde Kzl Meydan'dan Kurtarc Katedrali'ne doru ilerliyordu. Feofan Prokopovi, Pskov Bapiskoposu sfatyla ayini ynetiyordu. lahiler sy475 lenmeye balamadan nce, Petro'nun, yannda oturan Alek-sey'e bir dirsek attn grdm. Aleksey, afirov'un kendisine uzatt kd ald. Ayaa kalkt ama ayakta duramayacak kadar bitkin bir hali vard. Aleksey yksek ve ince bir sesle okumaya balad. Katedralin altn yaldz kaplamal duvarlarnda ve yksek kubbesinde yanklanan her cmle ak seik anlalyordu. Konumas kulaklarmzda yanklanyordu. "Ben, Aleksey Petrovi Romanov..." diye konumaya balad. Yutkundu. Petro tehditkr bir ekilde ona bakt. Aleksey mezbahadaki bir kuzu gibi ban edi ve itaat ederek konumasn srdrd. "ok saygdeer babama ynelik ilediim sular ve kusurlar nedeniyle, Rus tahtmdaki her trl hakkm kaybettiimi itiraf ediyorum." Yeniden sustu. Katedralin souuna ramen sapsar aln terle kaplanmt. Aleksey fermann kenarlarn kvrp duruyordu. Konumasna tekdze bir sesle devam etti: "lediim sular ve deersizliim nedeniyle kaderimi babamn ellerine brakyorum. Hibir zaman Rus tahtnda gzm olmayacak ve sevgili kardeim Petro Petrovi Romanov'u Rus mparatorlu-u'nun varisi olarak tanyorum." Olum, ateine ramen, adn duyunca ban kaldrd. Usulca mrldanp tavanda sallanan yaldzl amdanlara uzanmaya alt. Aleksey'in siyah gzleri bir sre ocuun zerine dikildi. "Bu yeminle kilisenin kutsal han pyor ve ferman kendi ellerimle imzalyorum" diyerek konumasna son verdi. Petro memnun bir ekilde ban sallad. Feofan Prokopo-vi ar bir hala ne doru geldi; Aleksey han ortasndaki deerli talara kondurduu bir pckle yeminini mhrledi. Katedrali rahatlama mrldanmalar kaplad. Bense, Anna Tolstoya'nn dairemde sylediklerini dnyordum: "arie, inan bana, daha henz balamad bile." 476 Katedralin nnde kzama binerken, Kzl Meydan'n drt bir kesinde konumaclarn peydahlandn grdm. nsanlar hzla bunlarn evresinde kmeleiyordu. Bu gnlerde herkes bundan byle olacaklar duymak, grmek ve bilmek istiyordu. Kimsenin kesin bir ey bildii yoktu. Ka-/>fl/'larn iki tezghlarnda, gostiny dvor'un ara sokaklarnda ve kahvelerin alak masalarnda en olmadk sylentiler dolayordu dilden dile. Kzl Meydan'n buzunun souu izmelerimden ieri ilerken merakla bekliyordum. Konumaclar ayn anda kt rulolarn aarak yksek bir sesle okumaya baladlar: "arevi Aleksey'in gnahlarn dinleyin! lemi olduu ve kendisinin de kabul ettii gnahlar! ok saygdeer babasnn tahtna oturmasna engel olacak gnahlar..." Mantomu toplayp kzama bindim ve oturdum. ki saray hizmetlim yerlerini alr almaz hemen emrettim: "Pencereleri kapayn, perdeleri de ekin." O gn, gerekten de, daha fazla ey duyacak halim kalmamt. Yine de konumaclarn syledikleri blk prk de olsa kzan iinden duyuluyordu. "Hatta erdemli, sevgi dolu karsnn salnda en alak soydan bir yaratkla yasak ilikiye girdi..." Bunlar duyduumda neredeyse glecektim. Nedimelerim baklarn tedirgin bir ekilde, ellerini sttklar manonun krk postuna dikmilerdi. Yoksa benden de mi korkuyorlard artk?

"...Eer aldmz karara bakaldracak biri olursa o da hain ilan edilecek ve ayn ekilde cezalandrlacaktr..." Kremlin'in koca kaplar beni korumak istercesine kapand arkamdan. Yksek duvarlar kalabaln grltsn benden uzak tutuyordu. Bir iki kar tanesi ate gibi yanan yzme kondu sessizce. Karnmda, tadm varln ilk yaam 477 belirtilerini duyuyordum. Tahtn varisi olan oluma bir erkek karde daha geliyordu. Petro'nun yannda kendimi hi bu kadar gvende ve ayn zamanda da hi bu kadar tehlikede hissetmemitim. Aleksey kendi postunu kurtarmak iin kimleri feda edeceini fazla dnmemiti. Adlar, lk baharda kaynandan fkran sular gibi, birbiri ardna kt ihanet kusan kaleminden. yle ok ad saymt ki! Birok adn yabancs deildim. Aleksander Kikin, arevna Maria Alekseyevna, Rahibe He-lene; bu, annesinin Susdal Manastr'nda ald add. Days Avram Lopuin, Prens erbatov, Dolgoruki ve Vyasemski. arie Praskovya'nn da dostu olan Rostov Piskoposu Dossifey. Bu kilise adam Moskova'ya getirildi ve hi zorluk karmadan her eyi itiraf etti. Evet, Petro'nun lecei kehanetinde bulunmutu. Evet, Tanr'nn da onaylad bir evlilik nedeniyle, miras, Aleksey'in meru hakkyd. Ortodoks Kilisesi Konseyi'nin nne ktnda, din kardelerinden fkeyle unlar talep etmiti: "Neyani? inizde kuku duyan tek kii ben miyim? Vicdannz dinleyin! Dudaklarnzla itaatkrca ycelttiiniz o ad vicdannzda duyabiliyor musunuz acaba? Ne var ki, toplanan piskoposlar balarn eip onunla ilgili kararlarn tek bir azdan vermilerdi. Kendileri olacana o feda olsundu. Geride kalan hafta ve aylarda yaplan zulmler aklma ve ruhuma, Neva'nm ilkbahardaki o siyah, souk dalgalar gibi arpyordu. evremde olup bitenlerden, bunlar ancak unutarak korunuyordum. O aylardan geriye yalnzca blk prk anlar kald bende: Aleksander Kikin'in, deduka'mzn lm. Tekerlekte kemikleri krlrken Petro ikencecinin yanna gelip onu durdurmu ve Kikin'e: "Niye herkesin iinde bana ihanet ettin, bykbabacm" diye sormutu yal 478 gzlerle. Kikin sonsuz aclar iinde ban kaldrarak H-Jcmdar'nn ayaklarna tkrd. "Despot! Ruh zgrlk ister serpilmek iin. Sen onu tutsaklk ve korkuyla bouyorsun!" Petro'nun yznn fkeden nasl kire gibi olduunu grmtm. Kikin, lrken bile ona kafa tutmutu. Petro, arkasnda duran St. Petersburg kolluk kuvvetlerinin ba General Antonio Devier'e dnp. "kence etmeye devam edin kpee, geberene kadar. Ama yava yava, ac eksin!" diye emretmiti. kenceci gardiyann grz bir kez daha indiinde, Kikin, Petro'ya nispet olsun diye, son bir kez daha glmt. Prens erbatov'un burun kanatlar kesilip dili grtlandan koparld. Dierleri krbaland ya da taocaklarmda ve kanallarda en ar ilere mahkum edildi. Dossifey tekerlekte can ekiirken Petro'ya beddua etme gcn kendinde bulabilmiti: "eytann dl! Eer elini oluna srersen kan seni ve senden sonraki arlarn tmn lanetlesin! Ah Tanrm, ne olursun Rusya'ya ac! Romanovlar lanetle!" Bunlar dedikten sonra da lmt. Aleksey bu korkun cezalar seyretmek zorundayd. En sadk dostlarnn aclar karsnda tm bedeninin titrediini gryordum. O gnlerde Aleksey azna hibir ey koyamamt. Her gn bir iki yudum orba imeye zorluyordu kendini. Uyku-dansa eser yoktu. Bir zamanlar Strelitzler'in balarnn geirildii Kzl Meydan'daki karglara, yeni bir i dmt: Bu yeni talihsizlerin kelleleri bo, dehetli gzlerle yoldan geenlere bakyordu. Yevdokiya'nm sevgilisi Stepan Glebov'un bedeni ise bunlarn arasnda,

drtgen bir idam sehpasnn zerinde duruyordu. Dier cansz beden ynlarnn tepesinde, en st479 teydi. Vahi kpekler geceleyin bedenini alp gtrene kargalar gzlerini oymutu. Ktln bys benim ruhuma egemen olamamt Ama Petro'nun yreini ele geiriine aresizlikle seyirci kalmtm. Giderek talayordu bu yrek. Glebov'un kazktaki lmnden birka gn sonra, Krem-lin'deki bir zamanlarn terem'inde yer alan dairemden ayrldm. Gazya kandilli karanlk koridorlara asla snamam-tm. Duvarlardaki ikonalarn yzlerine den glgeler beni korkutuyordu. O sabah, bize doru yaklaan ayak seslerini duyduumda, bana yalnzca nedimem ve gen bir saray olan elik ediyordu. Sabahn ok erken saatleriydi. Kulak kabarttm. Silah krts myd, duyduum? Durdum. Yine biri mi tutuklanyordu? Evinde kalmayp Kremlin'de bizimle birlikte kalan Menikov atyla ay avna m kyordu? Yoksa, duyularmn azizliine mi uramtm? Sradan nbetilerin sesleri miydi kulama gelen? Admlarm daha dikkatlice atmaya baladm. Bu srada kede kk bir asker grubu da belirdi. Beni grr grmez eilen Antonio Devier'i grubun banda grnce ardm. Dier askerler de, bellerindeki tabanca ve bacak zrhlarnn metaline arpan eri kamalardan dolay glkle diz ktler. Bedenleriyle gizledikleri kadn yeni fark etmitim. Aralarndaki siyahlar giyinmi ufak tefek kii dimdik duruyordu. Salar kalnca bir tln altna gizlenmiti. Bir rahibe olmalyd. Ayaklarnn ucuna kadar dklen bol elbisesi, kaba pamuk ipliindendi. Yznn soylu ve orantl hatlar yine de etkilemiti beni. Geni aln hafif kkt ve gzleri kmr gibi kapkarayd. Uzun, dar burnu ince, kansz dudaklarnn hemen stnde sonlanyordu. Teni, uzun sre gne yz grmemi insanlarnki gibi solgundu. 480 Tanrm, kadn tpk Aleksey'e benziyordu! Ya da -imdi her eyi yeni anlamaya balyordum- Aleksey tpk bu kadna benziyordu! Yevdokiya sakin baklarla usulca beni szd. Grntm adeta emiyordu; yumuak, parlak samdaki gri incileri, pelerinimin mavi kadifesini. Gm rengi samur yakam ve mflonlu yumuak deri izmelerimi. Utandm. Karmda duran kadn, benim giysilerimi giymesi gereken kadnd. Petro'ya ocuk vermesi gereken kadnd. Olunun tahta ktn grmesi gereken kadnd. Koridordaki sessizlik katlam ve skntl bir hal almt. Devier arln bir ayandan dierine geiriyordu huzursuzca. Tanr byle olmasn istemedi, diye geti aklmdan birden. Utancn gemiti. Geride yalnzca acma duygum kalmt. Bu yzden bam eip usulca: "Selamm ve hayr duam seninle olsun, Rahibe Helene" dedim. Yevdokiya tepki vermedi. Ama baklar benden kayp ifadesizce bo koridorda yitip gitti. Gzlerinde deliliin ltlar parlyordu. Yreinde can, ruhunda ate kalmamt. Kk grup gitmek iin yeniden hareketlendi. Yevdoki-ya'nm yava admlar Kremlin'in kf kokan souunda kayboldular. Karanlk, gvdesini yutmutu. Petro, Yevdokiya'y, yani Rahibe Helene'yi, salarn yeniden kazttrarak Ladoga Gl yaknlarndaki bir baka manastra srd. Orada hcresini dilsiz bir cce kadnla paylayordu. Ccenin dnda kimseyle grmeyecek ve kimseyle konumayacakt. Ne bir mektup girecekti ieriye ne de bir mektup kacakt darya. Yevdokiya sessiz bir dnyada yaamsz bir varolua mahkum edilmiti. Petro'nun, onun iin dnd ceza zamand; sonsuz, bo, damlayarak akan bir zaman. Onu dndm ender anlarda, en azndan bir kez daha sevmiti, diye geiriyordum aklmdan. 481

Petro, akan onca kann ardndan keyif ve elence dknln srdryordu. inde bulunduum ruh hali ve yasma ramen, o gne kadar grdklerimin tmn glgede brakan o ikili meclise katldm. Ayya-Bapiskopos Nikita Sotov lmt ve onun yerini Prens Petro Buturlin alacakt. Soytarm olan yal Prenses Anastasya Golizina ise onun barahibesi olacakt. Petro, enliin tm ayrntlarn dnecek zaman bulabilmiti. Petro Buturlin, flardan oluturulmu tahtta yerini ald. Piskopos bal biraz byk geldiinden gzlerinin nne dmt. Topluluk gle elene Buturlin'in yanndaki duvara ie frlatyordu. Nbetiler, uuan cam krklarndan eilerek korunmaya alyorlard. Petro, ii votka dolu ift kartall kupasn bana doru kaldrd. ", matka, i! arevi slaklktan holanyor!" diyerek iyice yuvarlanm karnma hafife vurdu. Ona katldm ve Menikov'un silahn patlataca ana dek, Petro'yla ime yarma girdim. Kilise mziine uyarlanm edepsiz arklar sylemeye baladk hep bir azdan. Gzmn nndeki her ey dnyordu. Buturlin, domuz mesanesine doldurulma; karabiberli votkayla kalabal kutsuyordu. nsanlar masalarda yer kapmak iin itiip kakyor, durmadan tkmyorlard. Safranl balk, sarmsakl ve soanl kuzu, havyarl yumurta, tuzla kapl kolan bal, biraya bulanarak kzartlm koca bir domuz ve sakatat tuzlamalar. Petro Menikov'a sarld. Kendini kaybetmiesine, hi ekinmeden alyordu kollarnda. Derken, salona elinde bir huniyle bir saray olannn girdiini grdm. Huni, zavall birinin grtlana votka boca etmek iin getirilmiti. Kum'um, Amiral Apraksin, olan yakalayp elinden huniyi ald ve kendi azna gtrd. Sonra da kk bir f votkay havaya kaldrp grtla482 na boaltt. Petro, Menikov'un kollarndan syrlarak bard: "Yapma Apraksin! Senin imelerin beni kayglandryor! Lefort'u ve Golovin'i iki yznden kaybettiim yeter bana!" Elence ancak ertesi gn sona erdi. Dinlendirici bir ekerlemenin ardndan, Petro'yla ben birlikte yryebilelim diye tm davetliler Kremlin'in evresindeki parkn yollarndaki kar kremek zorunda kaldlar. Sabahlam konuklarmzn yemyeil suratlarna ok gldk. Admlarmza zorlukla ayak uydurabiliyorlard yeni yam kar krerken. arevna Elizabet Petrovna ve arevi onlara kar topu frlatyordu. Anastasya Golizina'nn yznn tam ortasna isabet ettirdiklerinde avazlar kt kadar bardlar. "Tam isabet, batrdk!" diye bard Petro da. Petro Petrovi'i koltukaltlarn-dan kavrayp deli gibi dndrmeye balad. "Olum benim! Tahtmn varisi! Gel u, Petro Petrovi!" Ben de nedimelerimle birlikte el aklatarak ritim tutuyordum. Onlar hzlannca biz de ark sylemeye baladk. Sonunda Petro'nun ba dnnce kendini Petro Petrovi'le birlikte karlarn zerine brakt. O yl Paskalya'y da Moskova'da geirdik. Petro'nun yrrle koyduu tm yeni kurallara ramen, Ortodoks Kili-sesi'nin ulu bayramlarn hl eski gnlerdeki gibi kutluyor-duk. Kremlin'in uzun masalar, tatl stle yaplm yumuak pastann, kuN'in arlndan, bel veriyorlard. Bunun yannda taze peynirden ve ekerli meyvelerden yaplan paskalya rei, nefis pafa'dan yiyorduk. Aleksey, grdm kadaryla, azna hl tek bir lokma koymamt. Kemikli omuzlarndaki Polonya kesimi ceketi emanetmi gibi duruyordu. Gelecek aylar atlatacak gc kendinde nasl bulacakt acaba? Petro ve ben ayinden sonra tahttaki yerlerimizi aldk. Petro Petrovi'in stnde Preobraenskoye Alay'nm kk bir niformas vard. Ayaklarmzn dibinde, altn bir tabu483 rede oturuyordu. Anna ve Elizabet srma eritli ve renkli ipliklerle ilenmi ak renkli ipek elbiseler giymilerdi. Krpe gen yzlerinden ve zarafetlerinden koltuklarm kabaryor-du. Paskalya leni balamt. Henz ilk sarayl ar'm huzuruna

gelmeden Petro usulca: "Tanrm, tren bittikten sonra yine srtm aryacak. Akam sana gelebilir miyim?" dedi. Bir anlk da olsa, geride kalan haftalarn korkular kaybolmutu. Yine birbiriyle akalaan sevgililer olmutuk. Bam salladm. Bu srada Amiral Fyodor Matveyev Apraksin de yanmza geldi. ar'm nnde eilerek ona rengrenk boyanm bir yumurta hediye etti. Petro ban eerek ona benzer bir yumurtayla karlk verdi. Apraksin yksek sesle: "sa dirildi!" dedi. Petro neeyle yant verdi: "Gerekten, dirildi." Fyodor Matveyev tahtn iki basaman kt, Petro da ban edi. kere ptler, bar adna. Bu adeti Petro hazr bulunan her saraylyla ayn biimde yerine getirdi. Daha kuli ve paa'y tatmaya frsat bulamadan Kzl Meydan zerine karanlk kt. O gece bana skca sokularak uyudu Petro. Eli korurcasma karnmn zerinde duruyordu; sabah da iindeki canly dinledi. Geen haftalara gre sakin grnyordu. Belki de, yle umut ediyordum, sonunda her ey iyi bir sonla bitecekti. Kurbanlar ryasnda bir kez olsun rahatsz etmemiti onu o gece. Uyuduu saatlerin karanl onu cinlerden korumutu. Sabahn temiz havasna yamur selleri elik etti. Havay rm l bedenlerin kokusundan arndrd ve inen son kar Kzl Meydan'n tala-rmdaki kan ykayp temizledi. O sabah, belki de dehet artk geride kalmtr diye dndm hatrlyorum. Byk Kuzey Sava neredeyse yirmi yldr devam etmekteydi. Herkes sava yorgunuydu: Yllardr Rusya ve Avru484 pa'y -Petro'nun emri onlar nerelere gndermise- kar kar dolamak zorunda kalan generaller; artk ou yaknnn yzn unutan askerler; oullarndan ayrlmak zorunda kalp orduya katllarn cenaze trenlerindeki gibi gzyalar, lklar ve yaslarla uurlayan halk; yaamlar boyunca srecek savalara katlmasnlar diye oullarn oradan oraya karan soylular; mlkleri iin ar vergi vermek zorunda kalan kk arazi sahipleri; bu vergiden kurtulmak iin efendilerine daha yksek bedeller vermek zorunda kalan "kleler". Bu ekilde hibir zaman zgrlklerine kavuamayacaklard! Nihayet Finlandiya Krfezi'ndeki Petro Sa-ray'ndan Kronstadt'a kadar bakp: "Bu ilelebet Rusya'nndr" demek isteyen Petro ve kasasnda tek bir altn bile kalmayan, artk yzn bile hatrlamad bir kraln sama sava hevesinden bkan sve. Hepsinin tek bir arzusu vard: Bar ve refah. 1718 ylnn Mays aynda, Rus ve sve Elileri Eland Ada-s'nda bar grmeleri iin bir araya geldiler. Petro, Eland'a Boris Kurakin, Pyotr afirov, General James Bruce ve Baron Andrey vanovi Ostermann' gnderdi. Sava o kadar uzamt ki, bitmesi de kolay olmayacakt. Ne uruna savatmz bilen var myd ki? Nedeni bilinmeyen bir savan bar grmelerini sonulandrmak kolay myd? Kurakin ve beraberindekiler St. Petersburg'a elleri bo dnmlerdi. Sava devam ediyordu; ama bu artk yalnzca sve topraklarnda sryordu. Finlandiya Krfezi'nde yaam maysta balar. Son buzlar zlp yok olur ve ezilmi pis karn inat artklar eriyip yok olur. Tatl bir hava, kn cierlere dolan ac souun anlarn hafifletir. Karanlk aylar boyunca ruhumuzda uyuyan ve imdi yreklerimizde uyanan gzelliklere alr gzler. Karanlk kn ac ve kederleri geride kalr. Pet485 ro, sarayn bittii yln mays aynda, Petro Saray'ndaki fs_ kyeli havuzlar ilk kez gururla seyretmiti. Borulardan, kanallardan ve fskiyelerden oluan bu harikalar harikas ey, Kronstadt Krfezi'nin tuzlu deniz suyunu ekip coku dolu nidalarmz

eliinde pskrerek altndan bir k gsterisi sunuyordu. Finlandiya Krfezi zerindeki tepede imdi ak sar renkli duvarlar ve beyaz ispalyalaryla, ok yksek olmayan saray uzanyordu. Limonluklarda yetitirilmi gen aalar ilk meyvelerini veriyordu. Terastan bakldnda, l l parlayan denizin zerinden ok uzaklar grnyordu. Gri mermer merdivenler aaya, plann ar'm kendi elleriyle izdii, parka iniyordu. Aalarn taze yapraklar arasndan Petro'nun ve benim suyun zerine kurulmasn istediim ak renkli kameriye ve kk kklerin parltlar grnyordu. Ik saan mermerleri ve keskin hatlaryla Marly Kk. Basit yaps ve irin, sradan donanmyla, Petro Saray'ndaki dairemiz: Mon Plaisir. Orada ka kez, kaykla St. Petersburg'dan gelen sarayllar beklemitik. Finlandiya Krfezi'nde ok sk saanak ya olduundan, kayktaki-ler kyya vardklarnda iliklerine kadar slanm olurlard. Kadnlarn boyalar akar, algclarn sazlar sudan eriirdi. Petro ve ben Mon Plaisir'de kupkuru ve scack yerimizde otururken onlarn grnts karsnda glmekten kendimizi alamazdk. Bu neeli gnler geride kalm gibiydi. imdi orada, aalarn ak yeilinin arasndan szlen ilk klarn evreledii Mon Plaisir'de, mays aynn sonlarna doru bir sabah vakti, Aleksey'i bekliyorduk. Tavana kadar ykselen pencereden parlak bir gne dyordu demelerin zerine. Duvardaki sslemeler n yansmalaryla parlyordu. Petro uzun arkalkl koltuuna yaslanm, ayayla sabrszca satran tahtas desenindeki 486 mermer demeye vuruyordu. Ben ise srtm salona dnk, rpman denizi seyrediyordum. Bizle birlikte arevi'i bekleyen kadndan baklarm karabiliyordum bu sayede. Af-rosinya umarsz bir yz ifadesiyle, alak bir taburede oturuyordu. Solgun yznde hibir heyecan belirtisi yoktu. Yzn evreleyen toplanmam kzl salar cehennemin alevleri gibiydi. Artk karn i deildi; nk ocuunu birka gn nce Petro Pavel Kalesi'nde dnyaya getirmiti. Petro, ocuu doar domaz ldrtmt. Pencere camlarna ramen denizin tuzunun tadn dudaklarmdan alabiliyordum. Mon Plaisir yoluna denmi ak renkli akllarda asker admlar iitildi. Ka kii olduklarn sylemek zordu. Afro-sinya derin bir nefes verdi ve dudaklarn bzerek enesini kaba saba ellerine dayad. Aleksey'i, aylar nce Bolonya'da ayrldklarndan bu yana grmemiti. Petro, St. Petersburg'a geliimizin ardndan arevi'i, Petro Pavel Kalesi'nin Tru-betzkoy Burcu'na getirtmiti. Tylerim rpermiti duyduumda. Bu zindan, iine denin ruhuna reklenip onu kanlmaz bir ekilde korku ve deliliin boucu havasna eken zifiri karanlyla biliniyordu. kence odalarysa daha da korkun bir ne sahipti. Buradan ancak ve ancak idam sehpasn boylamak zere canl kabiliyordu insan. alma odasnn kaps vuruldu. Petro sandalyesinden kalkt. Odann ortasnda, bacaklarn am, elleri arkasnda bal dikiliyordu. Afrosinya taburesinde doruldu. Bam kapya evirdim. Vcudum hl pencereye dnkt. Sanki var gcmle darda yemyeil, canl bir tazeliin ve yeni bir yaamn var olduu bir dnyadan emin olmak istiyordum. Sanki kendimi oradan koparp aldmda dayanam kaybedecektim. "Girin ieri, o hainle birlikte!" diye seslendi Petro. 487 Kap ald, iki asker giriin sama ve soluna yerleip hazr ola geti. Onlar, Aleksey'i aralarnda tutan iki iriyan adam izledi. Arkalarnda iki asker daha grebildim. Aleksey'in ba eikti. Daha da zayflamt ve ayakta duracak hali yoktu. Kendini btnyle Muhafz Ktas'nm ellerine brakmt sanki. Kkn klar gzn alm gibiydi; nk elini glkle kaldrp gzne doru gtrd. Petro aalar bir tavrla

dudaklarn bzd. Afrosinya seimini yapmt. Kaskat kalarak souk, mavi gzleriyle sevgilisini szd. "Olum alt adamn refakat etmesini gerektirecek kadar tehlikeli mi? Baksanza eli aya titriyor! Gidin, bizi yalnz brakn!" diye emretti Petro yksek bir sesle. Adamlar emrini yerine getirdiler. Aleksey, odada yalnz ve aresiz kalakaldnda, btn bedeni titremeye balad. Yzn, kemikleri km, solgun elleriyle kapad. "Ik. Ia tahamml edemiyorum artk! Baba, size yalvaryorum..." diye szlanmaya balad. Sesi ksk ve tkenmi gibiydi. Son gnlerde kr krne, anlamszca barp durmutu sanki. "Kapa eneni!" diye bard Petro. "Burada, ne zaman konuacana ben karar veririm!" Aleksey sessizce alamaya balad. ekileri, tkenmi bedenini sarsyordu. "Buraya bak!" diyerek fkeden patlad Petro. Aleksey yine itaat etti. Afrosinya'y o srada grmt. lk att ve sarlmak iin ona doru hamle yapt. Ama Petro kabaca karsna dikilerek onu geri itti. Aleksey'in aya takld, Petro'nun, zerinde her zaman haritalarn okuduu, ar masaya tutunarak yeniden dengeledi kendisini. Petro onu hemen kolundan yakalad. arevi'in aptal bir kazaya kurban gidip elinden kurtulmasndan korkuyordu adeta. Afrosinya ban geriye atarak meydan okurcasna Aleksey'e bakt. 488 Aleksey kendini Petro'nun eliksi parmaklarndan kurtararak glkle: "Afrosinya! yi misin? Bandan neler geti? ocuumuz..." dedi. Baklar aknlk iinde, kadnn dolgun ama hamile olmad aka belli olan karnna takld. "ocuumuza ne oldu?" Kadn omuz silkip gzn trnaklarna evirdi. Petro olunun sorularn yarda kesti. "Ak ilanlarn kendine sakla? Afrosinya, Rus mparatorluu'nun sadk bir kulu olduunu kantlad" diye homurdand. "Anlamyorum..." diye konumaya balad Aleksey yine de. Sevgilisine aresiz gzlerle bakt. Koyu renk gzlerinden, dt aknln acs okunuyordu. Bu gzlerdeki son gven duygusu da artk Jcorkun bir kavraya dnmt. "Hayr" diye mrldand. "Bunu yapamazsn, Afrosinya. Herkesin gz nnde..." "Birazdan daha iyi anlarsn. Mektuplar ver, Afrosinya!" diye bld Petro onun konumasn ve elini kadna doru uzatt. Afrosinya taan dekoltesine elini soktu. Ortaya bir tomar mektup kard ve Petro'ya samimi bir glck atma cesareti gsterdi. Kalta pataklamak isterdim. Ama ellerimi gslerimin stne kenetlemitim. "Katerina Alekseyevna, Sevgili Analm..." dedi o srada Aleksey. Btn vcudumla ona doru dndm. Ancak imdi, sabahn o dehetli aydnlnda, bedeninin tmn grebilmitim. Korkun grnyordu. Sapsar ve zar gibi teni, zayf kemikli yznn tasal hatlar zerine gerilmiti. Banda ve ensesinde ikence izleri grnyordu. Ciddi bir ey deildi; ama yine de ten zerinde yalnzca bir krbacn brakabilecei trden izlerdi bunlar. arevi'e el kaldrlmt. yle zayft ki, hcre giysisinin kumandan beliren kala kemiklerini grebiliyordum. plak bacaklarnn zerindeki deri, yara bere iindeydi. Onu glmseyerek cesaretlendir489 meye altm ama gzlerim doldu. Bizi gz ucuyla izleyen Petro, Aleksey'in konumasn yeniden bld. "Aleksey Petrovi Romanov; Afrosinya, ondanyakmasn istediin mektuplar zenle saklayarak vatandalk grevini yerine getirdi!" Petro mektup destesini elinde tartt ve keyifli bir edayla burnuna gtrd. "Hainliinin kantlarn memelerinin arasnda saklad... scak, yumuak etlerinde!" Sesini fsldar-casma kst ve ktlar tekrar koklad.

Aleksey acyla bararak dizlerinin zerine kt. "Yapmaynz! Niye bu kadar gaddarsnz, baba, niye? Size ne yaptm ben, olunuz olarak dnyaya gelmekten baka!" dedi ineleyici ve atallaan bir sesle. Afrosinya taburede donup kalmt sanki. "Kapa eneni!" diye azarlad onu Petro. "Adil bir biimde yarglanacaksn! Ve hakknda adil bir hkm vereceim! Aksini iddia etmeye asla yeltenme..!" Aleksey ellerini yzne kapad ve Petro'nun szleri srasnda kendini yere att. Sessizce szlanyor ve ocuk gibi bir saa bir sola savuruyordu kendini. "Bittim, bittim ben artk..." diye mrldanyordu kendi kendine. Onu tutup kaldrmamak iin kendimi zor tuttum. Ellerimle pencerenin srgsne dayandm. Gne klar kurun srgy stmt, parmaklarma scack vuruyordu. Ikta, kta kalmalydm. Petro olunun evresinde dnp durmaya balad. lk mektubu ap, birka satr okuduktan sonra ban sallad. "Olum, sana verdiimiz onca eitimden sonra hl berbat bir yazn var..." Afrosinya bu beklenmedik alay karsnda tiz bir kahkaha att. Aleksey yeniden alamaya balad. Kadnn tavr ve ihaneti onun son umudunu ve son gcn de elinden almt sanki. Petro bir ey olmam gibi konumasn srdrd: 490 "Viyana'daki mparator'a gnderilen bir mektup... Okuyalm bakalm, o spaya neler yazmsn... 'Majesteleri'nin de duyduklar zere, babamn amarcdan olan ufak pii hasta yatyor. Gryorsunuz, babam da Tanr da istedikleri gibi davranyor!' Bu satrlara ne diyorsun, benim amarcm!" diyerek Petro bana dnd. Yzme bir ifade taknmamak iin aba gsterdim. Ama birden, bir zamanlar, Prut'un acmasz gnei altnda, Petro'nun askerlerinin kaznm kafalarnda alevlenen lgnla benzer bir duygu sapland yreime. Aleksey olumdan nefret ediyordu. Olumun lmn istiyordu. Bu dnce kanma kararak damarlarmda dolat ve zehirli bir kanca gibi ruhuma sapland. Aleksey'e bakmaktan kandm; nk Petro'nun benden bir yant beklemediini anlamtm. O bu srada dier mektubu da at. "Ah, buradaki de sevgili kuzinin Yekaterina vanovna'ya, Mecklenburg'a gnderilmi: '...Yekaterina vanovna, Meck-lenburg'da Rus birliklerinin ayaklanmasn ne kadar ok arzuladm bilemezsin... Bu herkesin keyfini karr ve babamn sonunu getirir...'" Petro ksa bir ara verdi. Aleksey souk zeminde bzld ve kendini tutamayarak hi ekinmeden hngr hngr alamaya balad. "Baba, ltfen, gcm tkendi..." diye yaknd. Petro hi oral olmadan devam etti. "Bir tane daha... Bakalm, burada neler anlatmsn. Bak sen, Rus Senatosu'na! Kulan iyi a: '...Babamn zulm ve kt ynetimi beni lkeyi terk etmeye zorlad. Babamn beni sev-meyip ikinci karsndan olan ocuklarn ar sevmesine bir anlam veremiyorum. Petro Petrovi zayf, her an lebilecek hastalkl bir ocuk. ar'm kendisi de srdrd bu hayat tarzyla her an aramzdan ayrlabilir. Rusya'y ynetmem iin kader beni seti, beni unutkanlnza havale etmeyin. 491 Eski gelenekleri yeniden canlandrmaya alacam ve bu sizlerin zararna olmayacak.'" Petro ksa bir ara verdi. Son szleri ak seik okumaya balamadan nce derin bir soluk ald: " 'ar olduumda, St. Petersburg'u unutulmulua terk edeceim. Moskova'ya geri dneceim. Filoyu yakacam ve orduyu datacam. Btn yabanclar kovduracam. Kili-se'mize ve Tanr'mza sayg gstereceim...'" Sustu. Afrosinya da ban kollarnn arasna gmmt. Mthi bir sessizlik vard odada. ar ve olunun arasnda hkm sren gerginlik, denizin hrtlarn, kkn nndeki askerlerin seslerini, aalardaki kularn cvltlarn, saatlerin tik taklarn yutmutu. Geriye yalnzca yaamn, kendilerini lgn bir kavgann iine att iki adam kalmt: l gibi yerde yatan Aleksey ve gzlerini ona dikmi Petro.

"Dorul, Aleksey." Petro imdi daha sakin bir sesle konumutu. arevi onun isteini yerine getirdi ve titreyen ellerine ve bacaklarna hakim olmaya alt. Petro ksk bir sesle: "Seni, btn Ruslarn hkmdar olan ahsma ve imparatorlua kar ihanetle suluyorum. tiraf ediyor musun?" Nefesim kesilecek gibiydi. Aleksey sessizce ban Afrosinya'ya evirdi. Gzlerinde ona kar ne kin ne de fke vard. Gzlerinin iinde yalnzca ac ve tkenmilik grebiliyordum. Kadnn gzyalar yanaklarndan akyor ama baklarn Aleksey'den karmyor-du. Aleksey yeniden babasna doru bakt. Kararm yznn hatlar utan ve strapla geveyip silikleti. "tiraf ediyorum, ar'm ve Babam" dedi sessizce. yle sessiz sylemiti ki, szleri, Mon Plaisir'in nndeki kumsaln akllarm yalayan dalgalarn iinde kaybolup gitmiti. O gn leden sonra, ruhum ikiye blnmt. Bir yarm, uysal bir sadakatle Mon Plaisir'de, nefret uyandran o 492 olaylarn ve oyuncularnn olduu yerde kalmt. O her zaman Petro'ya aitti. Uzun ve gzel anlar uruna onu seviyordu. Onunla ayn havay soluyor ve onunla, isteyecek olursa, ayn yata paylayordu. Onun yla parldyordu ve yanna yaklamaya kimse cesaret edemiyordu. Bylece, gsnde atan kalbinin bouk sesini kimse duyamyordu. Ama dier yarm, varlnn grntsnden syrlp, sessiz admlarla yreimin derinliklerine yerleiyordu. Petro ele geiremiyordu onu; nk bu yar, ruhumun souk zemininde gizleniyordu. Yaammn aknts iinde kreksiz bir kayk gibi, uzun zamandr oradan oraya savruluyordu. Ta ki, bir gn gelip, bir baka insann baklar onu son bir limana tayana dek. Mon Plaisir kysnn tatl rzgrlarn bugn bile hl dudaklarmda hissedebiliyorum. Bunu dndmde, tuz ekere dnyor ve fsldaylarn anmsyorum: Karn rengi, gzyalarnn tad ve okyanuslarn enginlii. Boris Petrovi eremetyev benimle grmek istediinde, sabahn ok erken saatleriydi. Aleksey'in akbeti hakknda karar verecek mahkemede ilk duruma yaplacakt. Gzlerimi ovuturarak yatamda doruldum. Bam biraz dnyordu, karnmdaki ocuun erkenden rahatsz edilmeye kar tepki gsterdiini hissediyordum. Bir konuum olduunu syleyen Anna Kramer'e, "Kimmi o?" diye sordum merakla. Anna yantlad: "Prens Boris Petrovi eremetyev. Ona, sizi grebilmesi iin ok erken olduunu, henz perukunu-zun bile gelmediini syledim." Ks ks gldm ve kaln yatak perdelerimi kendi ellerimle atm. "Beni, bir kadn olarak en berbat durumda grm bir erkek varsa yeryznde, o da emeretyev'dir. O, her zaman gelebilir, Anna! Syle ona, hemen yannda olacam!" 493 Ayaklarm yatan kenarndan demenin scak aa kaplamalar zerine indirip yalnayak yrdm. Pencereye vardmda darya, nehir rhtmnn uzaklarna doru baktm. Petro Pavel Kalesi'nin surlarmdaki Neva Kaps'nn nnde birka sandaln yeil dalgalar zerinde oynatm grdm. Gne gkyznde parlamaya balamt bile. Gzel bir haziran gnn mjdeliyordu. Bu srada Neva'nn demir kapsnn aldn grdm. Bir bek adam kapdan geerek sandallara daldlar. Alnm krtrarak arkamda hl beni bekleyen Anna'ya dndm. "Sylesene, Boris Petrovi'in mahkemedeki yerini almas gerekmiyor muydu imdi?" diye sordum aknlkla. Bir ey sylemeden ban sallad. Bir an dndm ve sonra, "Bana sabahlm ver. Acele et" diye emrettim Anna'ya. Bir nebze dzene girmesi iin parmaklarmla salarm taradm.

Boris Petrovi kabul odamn penceresinin nnde arkas bana dnk duruyordu. Omuzlar aresizce aaya dm, ba ne eikti. Admlarm duyduunda bana dnp hemen diz kt. Arlardan biraz inler gibi oldu kerken. ere-metyev, eklemlerindeki demden ve guttan mustaripti. Elimi pmesi iin ona uzattm ve ayn zamanda ayaa kaldrdm onu. Marienburg zaferinin kahraman olarak beni ekip atna alan bu adam ne kadar da zayf ve tkenmi grnyordu! Kendime engel olamayp onu kucakladm ve kez ptm. Kollarmdan kurtulduunda kpkrmz oldu ve gzlerini yere indirip ceketini dzeltti. "arie, bana bu kadar erken bir saatte zaman ayrdnz iin size teekkr ederim..." Scak mevsime ramen minede ate yanyordu. ere-metyev alevlere yakn duruyordu. Alevlerin scakl arlarna iyi geliyordu, bunu biliyordum. Atein yanma oturdum ve yanmdaki koltua elimle vurarak: "Ho geldin, Sevgili 494 Boris Petrovi. Seni ok az gryorum. Gel yanma otur, buraya, minenin yanna. Ne tuhaf, haziranda bile iim yor!" dedim. Minnetle glmsedi. Bir an iin syleyecek ey bulamadk. Sze ilk ben baladm. "Korkarm, eski dostum bana yalnzca ok byk ricalar olduunda geliyor; sana nasl yardm edebilirim? Olun sakal brakp papaz m olmak istiyor? Kzn pantolon mu giymek istiyor? Ya da Menikov'a ait bir mlke mi gz diktin? yleyse eer, ne yazk ki sana yardmc olamam!" Bunlar sylerken sesime kastl olarak neeli bir ton verdim. Tahminlerim beni yanltmad: eremetyev'in ricas o denli byk, o denli nemliydi ki, sonunda konumasn bitirdiinde, oday bir sre saatin tik taklar doldurdu yalnzca. Prens eremetyev, arevi'in mahkemesinde grev almay dini ve onuruyla badatramyordu. Bunu yapmaktansa btn maln mlkn yitirmeyi ya da Prens'le birlikte lmeyi yeliyordu. Szcklerinin deheti ruhuma ilemesin diye bir sre bekledi. "arie. Sizin de bildiiniz gibi yaamm boyunca her eyi ama her eyi Efendim iin yaptm. Bundan sonra da beni dnyann br ucuna gnderse bile, bu byle devam edecek. Son nefesime kadar Petro iin savaacak, ata binecek, yelken aacak, bilgi sahibi olacam..." Son sz sylerken bir an glmsedi ve konumasna ciddileerek devam etti: "...Ve ldreceim." Biraz solukland ve sessiz bir iniltiyle nmde diz kt. "Ama bir babann olunu idam etmesine seyirci kalamam. nk bu hkm, hi kuku yok ki, Prenses'im, kesin gibi grnyor. Bunu yalnzca sana sylemeye cesaret edebiliyorum; yoksa bu odann dnda, postumu yal kulaklarmn zerinden syrrlard hemen." 495 Bam salladm ve titreyen ellerini tuttum. "Bu durumda ne yapabilirim senin iin?" "Mahkemeden zrm istedim bile. Ama Petro ulam hibir yant vermeden kamlayp geri gnderdi bana. Bu nedenle sana geldim." Sustum ve dndm. Boris Petrovi yzn ellerimin iine gmd. "Bildik her trl yasaya, Tanr'nmkilere de Do-a'nmkilere de aykr bu! Olunun yaamna son veren bir baba. Bunun iin kiliseden ve mahkemeden yardm istiyor. Bu davranlar onaylamak zorunda kalrsam huzur iinde lemem! Bundan eminim, bu, arevi'e kymet verdiimden deil elbette! Tam tersine, onu kklnden beri tanyorum. yi bir insan deil. Rusya'daki tm kt insanlarn en yozlam. Ama yine de..." Ayaa kalktm, onu aryan ayaklar zerine kaldrdm. "Seni tahtrevanlarmdan biriyle Moika'daki sarayna tattracam otez. Sen bunlara kafa yorma. Senin lehine syleyebileceim en doru szleri bulmaya alacam Boris Petrovi."

Ksa bir ara verdim ve sonrasnda dudaklarm yal, kllarla kapl kulana gtrdm. Teninde yalln acl kokuyordu. "Boris Petrovi, hkmn kesin olduundan emin misin?" diye fsldadm kulana. O gnlerde yerin bile kula vard. Ban sallad ve ayn sessizlikte yant verdi: "Belki kilise ve mahkeme iin bunu syleyemem. Ama ar'm yreinde, evet." eremetyev gidince yeniden pencerenin nne geldim. Sandallar bu arada kaleden karya gemilerdi. imdi Deniz Komutanl'nm nnde, Neva'nn dalgalar zerinde sallanyorlard. Sandalclar sokak lambalarnn direklerine yaslanm, ttn iniyor ve geen kzlarn arkasndan bakyor496 lard. ocuklar rhtmda toplanm, sandallarda oturup kt oynayan kaba saba kale uaklarn izliyorlard. Boris Petrovi eremetyev gibi adamlar yaad srece, Rusya iin hl bir umut vard. ar'm yreinde, evet. Byle demiti. "ar'm yrei zaten Tanr'nn elinde; bu nedenle de, sorularna adil bir yant ancak kendisi bulabilir..." diye yazmt Petro'nun danm olduu Kilise Mahkemesi. Papazlar Aleksey'le ilgili kesin bir hkmden kamyorlard. Bir babann, yanl yola sapan olunu en ar cezaya arptrdn yazan Eski Ahit'le, Yeni Ahit'teki rnekler karlatrlyordu. Yeni Ahit'te baba ltufkr davranp olunu balyordu. Petro imparatorluun ileri gelenlerinden yz akn kiiyi bir araya getirerek oluturduu bu dnyevi mahkemeden -dinsel tartmalar srdrenlere gre daha ak bir yant bekliyordu. Mahkemenin yapld gnlerde, ar' ben bile sadece bir kez grebilmitim. Olumuzun oyun odasna gelip beni orada o kadar erken bir saatte grnce armt. Dizlerimin zerinde yerde tahta bir kayk yzdryordum. Petro Petrovi o srada bir kayk batrm, gururla bana sarlmt. Taptaze kokusunu ektim iime; haziran gnei ve taze elma gibi kokuyordu. Olumla ok ender ba baa kalyorduk. Zaten, Avrupa'ya yaptm gezi, geliiminin en nemli aylarn almt benden! Bu srada kendini benden kurtararak, "Baba! Batyuka!" diye bard. Kapda Petro ve Aleksander Menikov duruyordu. Bu kadar erken bir saatte nereye gidiyorlard ki? Kollarmn derisinin kanmaya baladn hissettim. Dorulup ayaa kalkamadm. Bu nedenle bam olduum yerde eerek: "Gnaydn, ar'm ve saygdeer kocam" dedim. Menikov ksaca eilip selam verdi. Petro kk arevi'i kollarna ald. 497 Sarn ocuk, babasnn ellerinde gln bir ekilde narin grnyordu. Aklmdan birden, Petro gnn birinde ona da bugn Aleksey'e davrand gibi davranrsa ne olur, diye geti. Buna verdiim yant, beni o kadar korkuttu ki, bu dnceyi kafamdan hemen savdm. "Bir deniz savan kazanm olduunu gryorum, yle mi Prens'im?" dedi Petro glerek ve gururla Petro Petrovi'e bakt. arevi krmz yanaklaryla ban sallayp ellerini gvenle babasnn gsne koydu. "Seninle gurur duyuyorum! Tm bu skc iler sona erdiinde, seni de Kronstadt'a gtreceim. Orada kendine sahici bir kayk seersin." Ayaa kalktm imdi ve yanlarna gittim. "Sabahn bu saatinde nereye byle?" diye sordum Petro'ya. Petro alnn krtrarak "Kaleye. Mahkeme Aleksey'in ihanetinden emin olmak iin daha fazla kant istiyor." "Daha fazla kant m?" diye sordum tereddtle ve ellerimi karnmn zerine koydum. Birka ay sonra doum yapacaktm. Petro ask suratyla ban sallad. Menikov ban bize doru evirerek gld: "Bir otuz krba daha dilini zer." Bu arada,

Petro Petrovi'in yanan skt. Midem buland, Petro'nun koluna ttndm. Bana destek olup salarm okad. "Senin durumundaki bir kadnn bilmesi gereken eyler deil bunlar" diyerek usulca haddimi bildirdi. Elini tuttum. Buz gibiydi. imdi daha da yaknnda duruyordum ve artk ender olarak yaadmz bylesine bir samimiyetten yararlanmak istiyordum. "ar'm, sana yalvaryorum" diye fsldadm. "Onu ldrme, Petro, ltfen. ann kendi kanndan bir kanla lekeleme. Kendi etinden olan ete ikence yapma. Onu srgne yolla! Bkhaneye gnder, ya da bir manastra kapat. Ama lsy498 le bizi lanetleme!" diye yalvardm. Petro akn bir halde bir sre yzme bakt. "arie'nin neden ve kimden sz ettiini hi mi hi anlamyorum" dedi nemsemez bir tavrla. "Menikov, ona dama'sm arn. arie iyi deil, istirahata ihtiyac var" diye talimat verdi. Dar karken, Petro'nun olumuzu yeniden kucakladn ve onu efkatle ptn grdm. Yreim belirsiz korkularla skmaya balamt. Anna Tolstoya'nm iki gz iki eme anlattklarna gre, Aleksey, ar'n ilk sorgulamasndan sonra gn dinlenmek zorunda kalmt. Ancak bundan sonra kendinde g bulabilmiti, babasyla yapaca yeni grme iin. Zulmn kt bys kara anda tutsak etmiti Petro'yu. kence odalarndaki ter, ate ve kan kokusu ar'n beynini bulandrmt. Zulm altndaki olunun uursuzca syledii her laf kendi yararna evirip arevi'e kar kullanyordu. Ancak itiraf edilecek bir ey kalmadnda, son verecekti sorgulamaya. Bunlar izleyen birka gnn ve Aleksey'in ac ektii uzun saatlerin ardndan, vakit gelmiti. ar yz yirmi yedi adam, Prens'in ihanet ettiine ikna edebilmiti. lm kararn ar deil, onun tarafndan atanan mahkeme vermiti. Kendisi tertemiz syrlmt iin iinden. Prens idam edilecekti. Prens Aleksander Danilovi Menikov, adnn yanma bir arp iareti koyarak karar ilk imzalayan kiiydi. Ama belki de. renilecek hl bir eyler vard? Belki de Aleksey, tm ikencelere ramen, her eyi sylememiti? Belki de Petro'nun dev imparatorluunun herhangi bir yerinde, Veliaht Prensi kurtarmak iin uygun zaman kollayan bir grup komplocu vard? Karar haziran aynn gneli bir sabahnda verildi. Martlar, ksack sren bir frtnann taze esintisiyle denize srk499 lenmeden nce Trubetzkoy Burlar'nm pencereleri nnde lklar kopardlar. Ayn gn, leden sonra, yazlk sarayn iskelesinin nnde, Petro ve adamlarn kayklara binerken grdm. Gzlerimi kstm ve aralarnda kimi tandk yzleri seebildim: Kum'um, Fyodor Matveyevi Apraksin, ilk kayn pruvasnda ayakta duruyordu. Bakan Golovkin o srada Prens Dolgoruki'ye yerlerine oturmalarnda yardmca oluyordu ve Prens Trubetzkoy, kaykta oturmu denize bakan Pyotr afirov'a hararetle bir eyler anlatyordu. Pyotr Andre-yevi Tolstoy ve Aleksander Menikov, dengesini korumak iin ak bacaklaryla ayakta duran ar'la birlikte ayn tekneyi paylayorlard. ar, suyun zerinden kaleye doru bakyordu. Yine Aleksey'in yanma m gidiyorlard? Kayklarn yazlk sarayn kysndan aldklarn ve gerekten de kaleye doru yneldiklerini grnce ardm. Petro ve adamlar kalenin yldz biimli duvarlarnn karanlnda kaybolup gittiler. Karnmdaki yke ramen, kk Meryem Ana ikonasnn nnde diz kerek arevi Aleksey'in ruhu iin dua ettim. Sonrasnda Anna Kramer'e, klotu ve afyon ruhu karm bir iecek hazrlattm ve rahatsz bir uykuya daldm. Ryamda doum yapyor, korkun bir canavar douruyordum ve de ar, hi duraksamadan ocuu olarak benimsiyordu bu canavar.

Gecenin tam yarsyd yatak odamn kaps yumrukla vurulduunda. Bir sre kendime gelemedim, hl ryalar ale-mindeymiim gibi hissettim. Ama ok gemeden Anna Kra-mer'in kaygl yz yatamn perdeleri arasnda bitivermiti. Elinde, ince yz hatlarna hayali glgeler ekleyen bir gece lambas tutuyordu. "Efendim, kim olabilir ki?" diye rkeke mrldand. Kapm yeniden alnmaya balad; korkum yerini byk bir fkeye brakt. 500 Bir kap alnmasndan korkmak iin mi bunca zaman hayatta kalmtm? Kapnn nnde eytan bile dikiliyor olsa, beni almadan nce ona bir bardak votka ikram etmek isterdim! "Bunu imdi reneceiz!" diyerek hzla kapy atm. Kabul odamda Aleksander Danilovi Menikov duruyordu. Onun arkasna, ona yolu aydnlatm olan kk bir karart pusmutu. Adamn kambur olduunu ve zerinde elbise niyetine, iplerle vcuduna tutturduu deri paralar olduunu grebiliyordum. Kukuletasndan yzn seemiyordum. Menikov bileklerimden yle sk kavrad ki, hafife barmak zorunda kaldm. "Katerina Alekseyevna, hemen benimle gelmelisin! ok nemli! Karyor! Sanrm akln karyor!" diye kekeledi. Terin ve kann eki kokusu burnuma kadar geliyordu. Bitkinlikten gzleri iyice yuvalarna kmt. Teninde yer yer morluklar gze arpyordu. Elimin birini ondan kurtararak elinin zerinde gezdirdim. Menikov buna pek ses karmad. Parmaklarm kokladm. "Bu kan. Kavga m ettin? ar'n bana bir ey mi geldi?" diye sordum. Ban sallad. Arkasndaki iki bklm hrpani adam biraz daha yukar tuttu. lk atmamak iin kendimi zor tuttum. Menikov'un btn giysisi kanlar iindeydi. "Bu a-revi'in kan. Benimle gel, yalvarrm!" diye mrldand. "abuk ol." "Yalnz olmaz!" dedim ani bir gvensizlikle. zerime yeil kadife pelerinimi giyerken bir yandan da, "Anna, mantonu giy" diye emrettim. izmelerimi giydim. Anna da gece giysisinin zerine hafif bir pelerin ald ve yazlk sarayn karanlk koridorlarnda Menikov'la Petro Pavel Kale-si'nin kambur nbetisini izleyerek nehre doru aaya indik. 501 Neva'nm ak renk suyunun zerine yorgan gibi bir sis inmiti; sisin nehrin kar kysnda daha youn olduu grlyordu. Kaya admm attmda bir burga gibi ayak bileklerimi sard sis. Nem yznden baldrlarma yapan geceliimin eteklerini emiyordu agzllkle. Kydaki sazlklarn arasnda, aydnlk gecenin keyfini karan sevgililer arpt gzme. Bu kez, gecenin aydnlk saatleri, her trl byden yoksundu. Kararmak bilmeyen gece, bizlere hkmeden lgnlk gibi geliyordu u anda bana. Menikov'un tekinsiz refakatisi, uzun bir denekle sandalmz kydan itti; iki bklm eilmi ama gl ve dzenli darbelerle, sakin nehrin zerinde kaya yol aldrrken, Anna Kramer de km oturuyordu. Menikov'la ben ayakta birbirimize yakn duruyorduk. Titremelerini yattrmak iin parmaklarn i ie geirdiini grdm. Neva Kaps'nda bizi bekleyen dier karartlar seebiliyordum. Kayktan inmem iin Apraksin kolunu uzatt. Men-ikov da Anna Kramer'e yardm etti. Trubetzkoy Burcu'nun koridorlarnda kaba rlm duvarlardan szan sular engebeli ta zeminde glckler oluturmutu. Tslayarak yanan ziftli mealelerin le gibi kokan vt mide bulandran aydnlnn ulaamad yerlerde, farelerin glgelere katklarn gryordum. Kf, bozulmu yemek ve lm kokuyordu her yer. Petro'yla birlikte katldm seferlerin tmnde duymutum bu iren kokuyu;

burnumda yer etmiti. Koridorlarda sessizce Menikov'un arkasndan yryordum. Bir yandan da, sakinletirmek iin An-na'nm elinden tutuyordum. Parmaklar alas bir gle elimi skyorlard. Sonunda kaim, demir kuaklarla kavileti-rilmi mee aac bir kapnn nnde durduk. zerindeki kk pencere ziftle kapatlmt. Elimde olmadan pelerinimi boazma kadar sardm. Menikov kapy at. Ardnda koyu renk souk ta duvarlar olan kk bir hcre vard. H Duvara gml bir penceresi vard; ama zeri tahtayla kapa-J tlmt. Bir kede, zeri enesine kadar rtl bir vcudun yatt bir kerevet yer alyordu. Odann iinde, geceyi aydnlatan iki mealenin glgesi, duvarlarn yutmu olduu zavalllarn ruhlar gibi oynayordu. Daha evremi tanmaya zaman bulamadan birisi, dizleri zerinde hzla nme atld ve dizlerime yle sk sarld ki, neredeyse decektim. Keskin bir lk attm, dengemi bulduumda ancak tanyabildim Petro'yu. Parmaklar, geceliimin nemli kumana doland. Ban kaldrdnda yzndeki ifadeden korktum. Gzleri yuvalarnda dnp duruyordu; morarm dudaklar kpk iindeydi. "Katerinuka!" diye inledi. "Tanr'ya krler olsun, geldin! Ben hibir ey yapmadm, hibir ey, duyuyor musun beni? Bunlar nasl oldu bilmiyorum... Katerinuka, bana yardm et! Benim suum deil!" diye haykrd birden; sesi hcrenin bask duvarlarnda yankland. "Bana yardm et! Bana yardm et, bana yardm et!" diye tekrarlad ldrmasna. Sesi ksld ve bir hayvan gibi brmeye balad. Menikov, Petro'yu ayaa kaldrmamda bana yardmc oldu. Birlikte Petro'yu bir taburenin zerine oturttuk. Hl mrldanyordu. "Artk burada olduuna gre, her ey yoluna girecek. Ben hibir ey yapmadm. Benim suum deildi..." Anna Kramer ar'n yanma kerek onun ellerini tuttu. Ben de kerevete, uyuyor gibi grnen adamn yanna gittim. Yan banda, ban ellerine dayam ikinci bir adam oturuyordu. Yaknma geldiimde onu tandm. Pyotr Andreyevi Tolstoy'du bu. ldnden artk emin olduum vcudun zerine doru eildim. Yzndeki ikence izlerinden dolay onu hemen tanyamasam da, bu Aleksey'di. Yz simsiyah 502 503 lekelerle kaplyd ve gzleri yuvalarndan frlamt. Az yrtlm, dili dilerinin arasndan darya kmt. Midemin bulantsn yattrabilmek iin yutkundum. Parmaklarm, gzkapaklarmn zerine gtrdm; ama kapanmamakta direniyorlard. Korkun bir ithamla bolua bakyorlard. enesine kadar ekili rty amak istedim. Pyotr Andreyevi Tolstoy kolumdan tutarak: "Tanr akna, bunu yapmayn, arie'm" dedi srarla. "Bu bir kadna gre deil, hele sizin durumunuzdaki birine gre hi deil!" Elini kolumdan kurtararak rty atm. Tolstoy'un uyarsna ramen, grdm manzara karsnda dehetle geriye ekildim. Menikov beni yakalayarak midemin bulants geene kadar bam tuttu. Kerevete doru dndm. Prens'in hem kollarndaki hem de bacaklarn-daki btn etler kzgn kerpetenlerle kopartlm ve btn kemikleri krlmt. Kemik ular dizlerinden, kalalarndan ve gsnden frlayp kmt. Vcudunda kalan deri paralar da kam darbeleri yznden kararmt ve kanlar iindeydi. "Aman Tanrm, arevi!" dedim soluksuzca. Sesimin nlamasyla birlikte Petro ban kaldrp yeniden barmaya balad: "Ben hibir ey yapmadm, Katerinuka, inan bana!" Anna Kramer ona sarld, Petro ocuklar gibi k-zn gsnde i ekti. Yeniden Aleksey'in vcuduna yaklatm ve bulantma engel olmaya altm. Omzuna yavaa dokunduumda ba gvdesinden ayrlarak kenara yuvarland. Dehet iinde lk kopardm. Aleksey'in kafas uurulmutu! Menikov arkamda duruyordu ve beni omuzlarmdan tuttu. "ar" dedi fsltyla. "Aleksey bugn ikinci ikence srasnda ellerinde lnce ar fkeden kudurdu. Bu

kadar uzun yaamas, Tanr, ya da eytan biliyor ya, bir mucizeydi! Petro kendini kaybetmiti ve benim klcm alarak Alek504 sey'in lm bedeninden kafasn uurdu. imdi de ldrmak zere..." Dilerim takr diyordu; kanm ekilmi, parmaklarm uyumaya balamt. ar, Aleksey'in l bedeninden kafasn kesmiti. "En kts de" diye srdrd Menikov alak ama srarc bir ses tonuyla. "Aleksey'in herkesin nnde katafalka konulacak olmas. Bu ekilde herkes, ar'n, olunu katlettiini renecek." Yalvarrcasna bana bakt. Anlalan, dile getiremedii sorusuna kendisi de yant bulamamt. "Prens'in lm nedeniyle ilgili olarak nasl bir aklama yapacaksn?" diye sordum. Menikov omuzlarn silkti. "Belki beyin felci? Belki verem? Herkes salnn bozuk olduunu biliyor..." dedi aresizlik iinde. Kendisi de ikna olmua benzemiyordu. Rusya ve btn Avrupa'y nasl inandracaklard buna? Baklarm Anna Kramer'e kayd ve kararl bir sesle: "Kla doktoruna git, kendisine ihtiyacmz olduunu syle. lalarm ve alet antasn da getirsin." Adam birka dakika sonra kageldi. Belli ki, o da uykudan kaldrlmt; nk kaba kuma paltosunun altndan, tiftik kapl tahta ayakkablarnn iinde plak ayaklar grnyordu. Solgun yzyle eilip selam verdikten sonra ikircikli gzlerle kerevetin zerindeki l bedene bakt. "Yara dikmek iin ne varsa hepsini brak oraya" diye emrettim. "Vcudu temizlemek iin de alkol gerekiyor." antasndan gerekli malzemeleri karp bize verdi ve kollarn aaya sarktarak odada dikildi. "Gidebilirsin..." diyerek, ona gitmesi iin izin verdi Menikov. Doktorun arkasndan, kapy srglemeden nce, "Cann tatlysa, grdklerini unut" diye uyard adam. Alkol iesini, uvaldz ve ipi elime aldm. Elimdekilerle birlikte Anna Kramer'in yanna diz ktmde, Anna ba505 m kaldrd. Elinden tutup gzlerinin iine baktm. "Anna, senden bir ricam var. Byk, ok byk bir rica bu. Ama biz, yani ar ve ben, yapacaklarn asla unutmayacaz." Duraksayarak ban sallad. "Nedir o Efendim?" diye sordu sessizce. Derin bir soluk alarak konumaya devam ettim. "Senden, arevi'i temizlemeni ve onun kemiklerini dzeltmeni istiyorum. Onu yeniden insana klna sokman istiyorum." Yzme bakmadan ban sallad. Bileklerinden yakalayarak gzlerimin iine bakmas iin onu zorladm. "Bunun iin, Anna, kafasnn da yerine dikilmesi gerekiyor." Son cmleyi ok sessizce sylemitim. yle ki, sanki kendim bile duymak istemiyordum. Anna karlk vermedi. Karanlkta baklarn pek yorumlayamyordum. Bir ey sylemeksizin gerekli malzemeyi ona uzattm. Bir sre duraksadktan sonra, ie ve aletleri elimden alp ayaa kalkt. Aleksey'in kerevetine doru yrrken gecelii bacaklarna deip hrdyordu. Tolstoy hi konumadan taburesinden kalkp yerini ona brakt. Menikov'la birlikte, omuzlar Anna'nm dizleri zerine gelecek ekilde ly evirdiler. Kafasn da alp Anna'nm kucana koydular. Aleksey l, kaskat gzlerle zavall kzn tam yzne bakyordu imdi. Kaln iplii ineye geirirken Anna'nn parmaklarnn nasl titrediini gryordum. Sessizce gvde ve boynunun kapkara derisine ilk dikii att. Parmak ularyla dm atp kk keskin bir bakla ipi kesti. neyi her sokup kardnda parmaklar daha da sakinleiyor ama yanaklarndan iri, sessiz gzyalar szlyordu. Mumlarn kadn daha yumuak ve daha efkatli gsteriyordu; bu da evresinde duran adamlarn baklarn nlerine indirmesine neden oldu. Petro ve ben, yazlk saraya gitmek iin kaya bindiimizde, gn, geceden kalma beyaz ge renk vermeye balamt.

506 ar yolculuk srasnda tek bir sz bile etmemi ama ellerimden yle sk tutmutu ki, parmaklarm uyumu, buz gibi olmutu. Suyun, krek rplarn byk bir agzllkle yuttuunu duyuyordum. Ancak yazlk sarayn nndeki iskeleye yanatmzda ban kaldrd. Sabahn ilk klar, kan oturmu, bitkin gzlerine dt. "Katerinuka, bana bir insan olduumu syle. Ne olur, syle" diye fsldad. "Yanmda kalacan syle." Szleri, kayn burnuna arpan dalgalarn prtlar arasnda kayboldu, Finlandiya Krfezi'ne akan Neva'yla birlikte srklenip gitti. Sabahn soluk klar gnle birlikte gelen gle doldular. Petro'ya suskunca sarldm. skelede iki hizmeti bizi beklemekteydi ar' yatana gtrmelerini syledim ve kendi ellerimle ona etkili bir uyku ilac hazrladm. Ertesi akam Petro, Poltava zaferinin dokuzuncu yln kutluyordu. Onu daha nce hi bu kadar ok glerken, hi bu kadar ierken ve hi bu kadar insan, varlklaryla uykusunu ve cinlerini kendinden uzak tutmalar iin, zorlarken grmemitim. Mcevherlerimin ve emriyle srdm macunsu dzgnm altnda terlemitim. Petro, yalaktan su ien bir at gibi agzllkle iiyordu. Bense, ona belli etmeden, Tokay arabnn her iki kadehinden birini yere boaltyordum. Poltava kutlamalarn Petro'nun isim gn izledi ve takip eden gnlerde, uzun ayinlere, akam yemeklerine, havai fiek gsterilerine, resmi geitlere ve ikili oyunlara katlanmak zorunda kaldm. Avrupa'nn tm lke elilerine, saray yas tutmalar yasaklanmt. Aleksey bir vatan haini olarak lmt. Campredon'un kk not defterine hararetle bir eyler karaladn grdm. Aleksey'in cesedi ykanp giydirildi ve Birlik Kilise-si'nde katafalka kondu. Boynuna ran ii muhteem bir fular sarlmt; bylece Anna Kramer'in zarif dikilerini kimse 507 gremeyecekti. aknlktan duyarszlam halk, l are-vi'lerinin nnden geiyordu. Ceset, zerine beyaz broka bir rt serilmi olan kaidenin stnde yatyordu; evresini de eref ktas askerleri sarmt. Onlarn asl grevi, eminim cenazeye kimseyi yaklatrmamakt. Saray son gnlerin kutlamalarnn sarholuundan henz aylmamt. Menikoy iki ilahi arasnda bana doru eilip: "Kafamda alemci arklarla ilahiler birbirine giriyor, bu yzden azm amyorum" diye fsldad. Petro ayin sonras olunun bedeninin yanma giderek zerine eildi. Admlar biraz kararszd; elleriyle dengesini salamaya alt. Aleksey'in tabutunun kenarna tutundu. Fransa Elisi Campredon dudaklarn bkt. Ksa bir sre Petro'nun dudaklar l arevi'in souk azna dokundu. Dorulduunda yanaklar kzarm, gzleri dipdiri ve taptaze grnyordu. Baklarn kalabaln zerinden gelecee doru dikti. Pyotr Andreyevi Tolstoy'a, Aleksey'i yakalamasnn mkafat olarak kontluk unvan verildi. Bylece, sadakati hakknda yllar nce arevna Sofia'nn nderliindeki Strelitz Ayaklanmasndan bugne dek sregelen son kukular da ortadan kalkm oldu. Aleksander vanovi Rumyanzev'e ise muhafz subay rtbesi ve iki bin serf verildi. Ayrca Ressam Andrey Matveyev'in kzyla evlendi. Kz, Petro'nun ocuuna hamileydi. Kzn bykbabas Petro'nun annesi Natalya Narikina'y bytmt. Bylece kariyerini, iyi bir evlilikle de zenginletirmi oldu. Kamlanmasn ve ikence grmesini istediim tek kii, bu iten en ufak bir zarar bile grmeden kurtulmutu: Afrosinya, Preobraenskoye Alay'ndan bir subayla evlenip huzur ve refah iinde bir yaam srd. hanetinin cezasn cehennemde ekmesini umut ediyordum. 508

Aleksey'in lmnden iki ay sonra, bir kz ocuu dnyaya getirdim. Petro bebei barna basm, kendisine bir erkek evlat dourmadm iin hi de hayal krklna uramamt. "Bir dahakine, Katerinuka! Bir dahakine!" dedi Petro aldr etmeksizin ve arevna Natalya Petrovna kk eliyle babasnn parman skca kavraynca: "Bir ay gibi gl! Bu zelliini senden alm!" dedi glerek. Anna Kramer'i onun ilk obergofdama1 s olarak atadm. Anna Kramer, Natalya Petrovna'y ilk kez kucana alp sarldnda, ak sar salarmdaki beyazlar dikkatimi ekti. Aleksey'in lm gecesi, onun da genliini almt. lk karn d gecikti o yl. Gecenin iinde oynaan yumuak kar tanelerini grdmde, Menikov'un saraynda Aziz Andreas'm isim gnn kutluyorduk. ar bu akam, Rus mparatorluu'nun vermi olduu en yksek nianlar tayan kiilerle kutluyordu. Faytonlarmz, Deniz Komu-tanl'n Vassilyev Adas'na balayan kpry kulland. Kpr, sabitlenmi kayklara kaln kalaslar aklarak ina edilmiti. Petro'nun, ehrin kuruluu srasnda Alekaa'sna hediye ettii adann bu kadar hzl gelimi olmas beni artmt. Gene de adann en grkemli binas Menikov'un konayd; yaldzl cephesi ta Deniz Komutanl'nn kysndan bile parlyordu. Adada sadece zenginler bina ina edebiliyorlard. Bir soylunun ne kadar ok kulu varsa, Vassilyev Adas'nda ve Strelka'daki kona da o kadar byk olabiliyordu. Yaldzl salonun ift kanatl kaplar alp bir ulak muhafz subayna tekmil verdiinde, ilk yemekler masaya daha yeni getiriliyordu. Aleksander Menikov da adam benimle ayn anda grm olmalyd ki, evin beyi olarak kalkp onu karlamaya gitti. Petro ise o srada byk bir hayranlkla, zenci Abraham Petrovi Hannibal'in ona hediye etmek iste509 dii renkli, konuan kular inceliyordu. Petro, Tolstoy'un stanbul'dan alp getirdii gen zencinin vaftiz babaln stlenmiti. Abraham Petrovi onun yannda dikilip kulara konumalar taklit ettiriyordu: "Bana iki ver! Bana iki ver!" diye tyordu kulardan biri. tekiyse yant veriyordu: "Bunu kellenle dersin, itolu it!" Petro glmekten atlamak zereydi. Hayvanlarn su kaplarna biraz daha votka koydu. Abraham iri, beyaz dileriyle yan banda glerken Petro'nun da, "Bunlar daha da geveze yapar bu!" diye sylediini duydum. Zenci Paris'te, parasn Petro'nun karlad eitimini tamamladktan sonra, daha da sevimli olmutu. Bir an iin, acaba yatan Prenses Mussin-Pukin adnda biriyle paylat doru mudur, diye geirdim aklmdan. Menikov ulan yanna gitmiti. Adam eildi. Mumun yumuak na ramen yzndeki bitkinlii seebiliyordum. Aleksander Danilovi, ula kolundan tuttu telala ve szcklerini daha iyi duyabilmek iin ban adamn azna yaklatrd. Menikov'un aknlktan ellerini yavaa dudaklarna gtrdn grdm. O srada kulardan birini omzuna koyup krmz ve mavi kuyruk tylerinden hafife ekitirmekte olan ar'a doru yneldi. Abraham ku-lamdaki, neredeyse omuzlarna kadar inen altn kpeyi ekitirdi; ku kpeyi hzla gagalad. Bir yandan da, "tolu it, itolu it!" diye tp duruyordu. Petro sevin nidalar atp zenciyi kucaklad. Dolgun dudaklarndan perek: "Ne gzel bir hediye, bu byle! Bunlar Mon Plaisir'e koyacam!" dedi. Abraham, Efendisi'nin pcne karlk verdi. Kadifemsi kollaryla ar'a sarld srada teninin altndaki tm kaslar kpr kpr oynuyordu. Kadnlardan bazlarnn usulca i geirdiklerini grebiliyordum; glmemek iin kendimi zor tuttum. 510

Menikov kalabaln iinde kendine yol aarak yavaa petro'ya doru ilerliyordu. Eteimi toparlayarak Petro'nun yanna gittim. Petro ban kaldrp: "Ne o surat yle, Aleka-a" dedi srtarak Menikov'u grnce: "Ne o, kularm m Jcskandm?" Aleksander Danilovi eildi ve allmadk bir ses tonuyla: "ar'm, sve Kral XII. Kari lm" dedi. Petro, eliyle kuun tylerini okamaya devam etti. Ku, onun apoletleri zerinde bir eyler kemiriyordu. aknca gzlerini krptrd. "ld m?" demekle yetindi duyduklarnn anlamn tam olarak kavramadan. Menikov ban sallad. "Serseri bir kurun; en azndan byle syleniyor. Kral Danimarka'daki Fredriksten Kalesi'ni kuatm. Ayandan vurulmu. Askerler gnlerce tam onu. Ancak yaras iltihaplanm. Kendi zehirli kanyla lm." Ulan, kapnn yanndaki bir sandalyede bitkin bir ekilde oturduunu grdm. Bir kupadan bira ierek susuzluunu giderirken, bir yandan da bir domuz budunu diliyordu. Zavall adam, bir an nce burada olabilmek iin, neredeyse bir hafta boyunca at srtndan inmemiti. Petro omzundaki kuu alp Abraham'a geri uzatt. Ellerini rpt. Mzik durdu ve evremiz sessizlie gmld. "Az nce rendiim zere, kuzenim, sve Kral, kalle bir yarann kurban olmu" diye temkinli bir sesle aklamada bulundu. "XII. Kari ld!" diye bard ardndan. "Ruslarn dman yok oldu!" Szleri, Menikov'un konuklar arasnda, derin bir suya atlm ta gibiydi; ne var ki, dalga yerine akn bir suskunluun dairelerini oluturmutu. Kari uzunca zamandr yaammzn bir paras olmutu. Onun varln hissetmediimiz tek gnmz gememiti. Renkli kularn kafeslerinin yannda duran Petro ift kartall kadehine uzand. 511 19 umpjoAjjiq nunq 'lupoaiippS irre uui^q uipi}[ ng -p uunq ap i^IPR 'uiipitasauiiassiq n;p>[ ijuap nq iuiipua"$[ ^p -Ann rtuireuT uajjpojaS auiSaoapa jipqaj nuinuinxio>[ unu -aq unSnoo5 jiq iqiS t^uaouuaj vuav^a^ 'Jipreurez jig ajsas Jiq fuSnuinA' ipuipjijiui aAip juisjpaS 3A unsnjo>[ tziq jutl,, npjoAuajspS iqi p^Aaq Jiq uios nuo ti|{B|i'Ed uuiquinui ij p -ifXEd iqi i]^q uiutJ-E^u^u^qBA! luaj BpunjB utt ^ots oinp -joS nunSnp^nzns bAbb UBpunuAbq ut^jusju'E^ btj^jaj uiq tzTuui>{ ^ui^p Jig -npjo^njnjpS diAsp^ains uapuiad ra unSnp 'jo^njruC ixiuajzos lyi^a^ unSnjnjdo} 3A iSi 'mjnSn UB|>[tpjB>[i^ npjonnuop bjb^utjjj nq npAhui nunio Jiq ututS >{3jjj uixqumui -ijpznS ' .nq n ng jiq xE]ireurez 3UTJ3J3S ump.TOAnzns i^ixxisjue^ -B"X 'ipjlisS 5l 3pB^JT 3A TJ13JUI3 ^ unzn 'z sssusjj UBpuu^us^ munipp txii]3 ns iuis^uinuo>{ oijaj ^puu'Ei^pnp unSjop yp-i -aq auiasuininS Jiq J^qi^J 'njnuinp ^utjbi^ubX isSp -IJ3]}[ldjp{ q^AIS 3A Unzn iipjipui IULTE]>[13d^}JZO S3SU3J,J 219 (i'UmjOAIUJ3JIJS3^ 'jOAIS'Eq II1 -BlfEp IUI UI'ffB 'BSfO^ IUI

nS 'uisuip^>[ jiq j^qn; >[o5 uas 'sasuai j,, -npjnpuo^ >jnD -ndp ii -3SU3J,! au utpv,, ipuii nzn^ jiq uap oi{ ipap uta^ts u(ji*^) 'npjos a^ip C(^ uiuijapp Bp unu) 'ilS ns jiq usij[ -zisjipq 3A nunuin^p 3A znpuinp lu uz^j "P ^p jipau 3A mn^ iusq s nSnpunjnq aunsn^p uiziuiiu^uinQ[,, -ipjaA -uuap 3a 3j>[i|ui>['ES Jiq ajsas Jiq uapS uap p ap ipsp t^ U3S U3>jsnur[p lu^uisrp >jn/fnq us 12JAIU1>D33I{ I 'gj'Eq npjoX!i[];'E>[ dtut iJspnpS unS^op 'edzu^'e^ -ip ^n] bvs sjbs uj|k ' ! Jiq 3A ipns uj-e|>[-eub^ squiad sjjipusui Jiq puii^^p'Ed ununzpS npjoiju [bjbj>[5h "npjoAnjnjo ipzn3 ua 'apuiJiq uu'es'euj li uiisajau uapjiq 'apuiiipa|zi ~3o niop aupX! iip^aS uisas raisuq ojjaj -> uTuuiq '3Dup uapauijaA >{in^ -euis^piu ajajas unuo ~H 'npjnjpS EUu^|>cEpnp luiqap^ aA uapiuaA oj^a j ipjiS^q SEKZNC BLM aria Kantemir'in kehaneti km, dedii gibi pek ok kargaa ve belirsizlik yaanmsa da, Tanr bize nihayet bar ihsan etmiti. sve tahtna oturan Ulrica Eleoriora ingiltere ve Viyana'dan yardm istedi. ngiliz Amiral Norris, grevi gerei Skane kysndaki Rus burlarna saldrd. Menikov, glmekten krlarak, babo bir kpein ldrln ve bir banya'mn alevler iinde yann anlatmt bize. Daha sonra, Aleksey'in lmn izleyen ilkbaharda, Eland'da ikinci Bar Kongresi balad. Nisanda, yreklerimizin de buzunu zen ve ruhlarmza canllk katan ottepel zaman, kk olumun atei yk seldi. Kulaklarnn arkasnda ve kollarnda ilk koyu lekelerin belirdii gn kendini kaybetti. Suskun, aresiz bir pazarln ardndan Tanr'ya, her eyimi, sahip olduum her eyimi almasn teklif ettim. Yeter ki, kk olumu benden almand. Kendi fsltlarm iitiyordum: "Tanrm, benden Anna'y al. Elizabet'i al. kisini de al; ama olumu bana brak..." Kulaklarm iittii szlerden biraz olsun utanmyordu. Bu takasta o denli ciddiydim. Vcudunun ate gibi yanan grnts karsndaki aresizliim tm duyularm yok ediyor, korkudan gzyalarn kuruyordu. Petro, bildiim kada514 ryla, Kronstadt'tan St. Petersburg'a dnmek zereydi. Keke hemen gelseydi! Keke yanmda olsayd! Ne yazk ki, dua iin kenetlenmi parmaklarm bir an zmeden olumun yatann banda nbet tuttuum uzun bir gecenin sabahnda, arevi artk beni duyamyordu. Cam gibi gzleriyle ylece bana bakyor, ne szlerim ne de sevip okamalarm ulaabiliyordu ona. Blumentrost onu hacamat etmek istedi. Apraksin ve Menikov hekimi kamlamam engellemek iin btn glerini kullanmak zorunda kaldlar. Olum ayn gnn akam, aclar iinde son nefesini verdi. Narin gsnn ini k durduu an, birinin lk attn duydum. Kesim ktndeki bir hayvann sesini andryordu. Neden sonra, barann kendim olduunu anladm. Artk hibir ey hissetmiyordum: Ne yzm trmalayan

trnaklarm, ne bir tomar sa yolup koparan o korkun gc, ne de duvar yumruklamaktan kollarmdan akan kan. Beni kendime getiren Petro'nun ayd. ocuun ld odann kaps hzlca ald srada, ben olumun cesedi zerine kapanm alyordum. ar'n ayanda hl amura ve at dklarna batm izmeleri vard; yz yamur altnda at koturmaktan amur iinde kalmt. "Petruka!" diye bararak ikimizin zerine atld. Ac iinde sarld ikimize; gzyalarmdan ve barlarmdan nefes alamyordum. Yatan kenarna yuvarlandm ve Petro'nun, l olumun kk bedenini yataktan kaldrp dileri birbirine vurana dek silkelediini grdm. "Yaadn syle bana, kk meleim! Babacn byle yalnz brakma! Petro'm, arevi, bir eyler syle!" Petro byk bir aknlk iinde, emirlerini artk duyamayan Prens'in solgun yzne bakt ve skca kucaklad onu. Gsnden kopup gelen lk, tarla kargas gibi kede pusmu, sinsi ve karalar iindeki papazn ha karmasna neden ol515 du. ar, kollarnda l olunu silkeliyordu. zerindeki kaba dokunmu paltonun altnda iri omuzlar da hkrklarndan zangr zangr titriyordu. "Geri dn, Petro'm, geri dn" diye alyordu. Yzmdeki kanlar, gzyalarm sildim ve srnerek yanna gittim. ki bklm yanma sokulduumda alamas kesildi. Ona ve ocuumuza sarldm, uzunca bir sre byle kaldk. Artk kmldamaya cesaret edemiyordum; kk Petro'nun salarndan yaylan ho kokuyu hasretle iime ektim. Yumuak vcudu scackt hl; aresizlikle elini sktm. Karlk verebilirdi belki. l olumuzu kollarmzdan ayran Menikov oldu. Vahi bir kedi gibi tslayp adam yumruklamaya baladm. Trnaklarm etlerine geirdim ve var gcmle srdm. Her taraf kan iinde kald ama kendini savunmad. Beni ayaa zorla kaldran ve daireme yollayansa Petro'ydu. Aleksander Danilovi Menikov ve Fyodor Matveyev Apraksin, arevi'in defin ileriyle yalnz ilgilenmek zorunda kaldlar. Petro, acdan sarlam ruhumun perdesi ardndan duyabildiim kadaryla, gnlerce odasna kapanm, her trl yiyecei de geri evirmiti. Kabul ettii tek ey, emri zerine Pavel Yaguinski'nin getirip kapsnn nne koyduu snaps-ve votka ieleriydi. Bense, takip eden gnler ve haftalar boyunca kendimi karanlk bir odaya kapattm. Keder kular keskin peneleriyle ruhumun her kesine yuva kurmutu. ren yumurtalarndan bir sr civciv kyordu her an; kanatlarnda ty yerine sipsivri dikenler vard. Yaamma ne ekilde son verebilirim, diye geirdim aklmdan defalarca. Tanr birok ocuumu almt benden, hi deilse bunu brakamaz myd? Yaam saysz insan iin ok ey ifade eden olumu. Onunla birlikte, gvencem de lp gitmiti. Her ey eskisi gibiydi; ama artk daha da ktyd: Yalanmtm. 516 Birka hafta sonrasyd, bir gn, alma odamdan gelen birtakm sesler duydum. Ayaa kalkp yalnayak ve zerimdeki gecelikle yan odaya getim. Pencereleri haftalardr almyordu; ierisi scak ve havaszd, glkle nefes alnabiliyordu. Pencerenin yannda Petro'nun dikildiini grnce ardm. Alak bir sesle: "ar'm?" dedim. Yzn dndnde, grdmden rkmtm. Yz imi, gzlerine kan oturmutu. Gzbebekleri toplu ine ba kadar klmt. Sarho olmalyd. Acyla gld. "Korkma, Katerinuka. Sen de pek parlak grnmyor-sun. kimiz de gece kadar irkin grnyoruz. Buraya gel" diyerek ban yeniden pencereye evirdi. Haklyd. Keder kularm ancak votkayla karabiliyor-dum. Acyla tp yuvalarna ekilmeleri iin ok ama ok imem gerekiyordu. Petro umursamaz bir ifadeyle hl pencereden dar bakyordu. Yanma gittim. Orada, gl aalarnn arasnda, Petro

Alekseyevi, ablas Natalya Alekseyevna ile oynuyordu. ki heykel arasna byk bir beceriyle gerdikleri ipin zerinden kk atlar gibi atlyorlard. ki ocuun da ne denli gl olduklarn grmezden gelemedim. Glyorlard, temiz havada yanaklar kpkrmz olmutu. Petro da benimle ayn eyleri dnyor olmalyd: Bizim olumuzu imdi kurtlar kemiriyordu. "Olumun olu niye bu kadar gl?" diye mrldandn duydum. Aleksey'den sz ettiini duyunca dm koptu. lmnden bu yana kimse onun adn azna almamt. "Ve ablasna bak! Olduka da gzel, o Alman fasulye srnn kz. Salar parlyor, gc de yerinde" dedi acyla. Biraz daha sokulup ona sarldm. Kaskat kesildi; eki terinin kokusunu alyordum. Gnlerce hamama gitmemi olmalyd. 517 "Onun ocuklar diye, nefret etme onlardan" dedim ses sizce ve bam omzuna koydum. "yi birer evlat olarak yetis meleri iin elinden ne geliyorsa yapmalsn. Babalarnn byle olmasnda onlarn suu ne." Usulca arpan kalp atlarmzn arasna ocuklarn ba-rlar kart. Petro yavaa ban iki yana sallad. "O, are-vi unvann almayacak. Eitimine gelince, okuma yazmay bilsin yeter. Daha fazlas gerekmez. Hibir zaman lkeye hkmetmeyecek" dedi kararllkla. Konuurken sesi kupkuru kmt. Gitmek iin arkasn dnd. Kapnn aznda bir kez daha durdu. "Tanr, kendisiyle bir pazarla giremeyeceim ekilde cezalandrd beni" dedi. Dank salarn yznden toplad. "Petro Saray'na gidiyorum. Beni arayacak olursan, oradaym." Sesindeki keder, o gittiinde bile, uzunca bir sre yreimde kald. lkbaharn parlak klarn odadan kovalamak iin perdeleri rttm. Kuma, bahedeki iki ocuun gln bo-mamt yine de. arabn iinde birka kak afyon ruhu zdm ve yeniden yatama girdim. Skntl dlerimin her birinde keder kularnn rlar, kulamda ocuk glckleri gibi yanklanyordu. Petro Avrupa'ya gnderdii haftalk mektuplarda olumuzun lmn gizledi. Haber yine de yldrm hzyla yayld. Doal olarak, orada konuulanlar o da, ben de, hepimiz tahmin edebiliyorduk: Gze gz, die di, oula oul. Rusya'da da Kk Petro'nun lmn, gizliden gizliye, Aleksey'in lmnn bir cezas olarak yorumlayanlar vard. Bunu kimse aka sylemeye cesaret edemiyordu. Ama yine de bir rahibin dudaklarndan bu yasak szlerin kt iitildi. Papaz Aleksander Danilovi'in maiyetindeydi. Menikov, bu din adamn manastrn avlusunda, byk bir kazanda, 518 lene dek kaynattrmt. Bu dehetengiz ceza gerei deitirmedi: Bunca yldan sonra, btn Ruslarn ar'nm, bir ve-liaht yoktu. arevi'in lmnden sonraki aylarda, Petro, etrafmda ve iimde sren duyarsz boluu daha da byten yeni uralara verdi kendini. Yeni okullar at, askeri kitaplarn bask kalitelerini bizzat denetledi, yeni tersanelerin aln yapt, askeri okullara binlerce renci toplatt, kullarn satlaryla ilgili yeni yasalar hazrlad, Rusya'nn elli yeni eyalete blnmesini tamamlad ve kendisinin yaratt koca imparatorluk iin yeni yasalar hazrlayacak bir Yasama Kurulu oluturdu. Bunlara ek olarak, halkn yirmi iki snfa bld. Kendi ehri St. Petexsburg'a da samyordu; lkenin usuz bucaksz topraklarnda bir utan dierine at sryordu. O gecelerde yalnz yatmak istemediini pekala biliyordum. Yreini deilse de, bedenini kim styordu? Tohumlarna kim kucak ayordu? Korkuyordum. Sonbaharda, Eland Bar Kongresi ikinci kez baarszla urad. Pavel Yaguinski, James Bruce ve Ostermann bunun nedenini, sve Kraliesi Ulrica Eleonora'nn zorlu kiiliine balyorlard. Yaguinski, dnnden sonraki bir akam yemeinde: "Kadn bar istemiyor! Erkek kardeinden daha da beter kt, cad! Bir kyl kz

kadar inat!" diye sylenip durdu. "Tahtta oturan bir kadn, ne mkemmel bir dnce! Tac kocasna giydirseydi ya..!" Yelpazemle koluna vurarak, akayla: "Ben senin gibi grmyorum meseleyi; bir kadnn lkeyi bir erkekten daha kt ynetmesi iin hibir neden yok" dedim. Glerek ban sallad. "Kadnlar; szm size deil ari-e'm; ama kadnlar kafalarn pek toplayamazlar. Dnceleri ayn anda birok yerdedir. Yzlerce eyi bir arada yapmak isterler. Tpk, ilk nce hangi taneyi gagalayacan bi519 lemeyen ve drt bir yana zplayp duran tavuklara benzerler." Petro, kuzu yahnisiyle dolu kann zerinden alayC baklarla beni szerek, ka azna gtrd. Azn birka kez keyifle aplatp kupasna bira doldurdu. "Ostermann sen ne dersin?" dedi. Ostermann: "Yaguinski isabet buyurdular -size saygrn sonsuzdur Prenses'imkadnlar nemsizi nemliden ayrt edemezler! Oysa erkek tek bir konuda younlaabilir. ar ite bu sayede ar'dr" dedi. Tartma olsun istemedim, dierlerinin de o anda ayn ekilde dndkleri belliydi. ar ar'd elbette. Ama tek bir olu bile yokken salkl kz vard. Mecklenburg'dan, Des Yekaterina vanovna'dan, yalvaran mektuplar almaya balamtk: Rus birlikleri bu kk lkeden geri ekiliyorlar, onlarn yerineyse ngiliz askerleri giriyordu lkeye. Bundan birka ay sonra Gen Des, kk kz Anna Leopoldova'yla birlikte yanmza kamak zorunda kald. Annesi arie Praskovya'nm evine yerleti ve halinden gayet memnundu burada. "Kari Leopold'un elleri yle terliyordu ki, iyy ok irenti!" diye anlatyordu kz kardei An-na'ya; dul Kurlandiya Desi'ne. Kz Anna Leopoldova yusyuvarlak, salkl bir ocuktu. Kzm Natalya Petrovna'yla birlikte eitilmeleri iin n ayak oldum. zleyen yln mays aynda, Ulrica Eleonara'nm ei Frede-rik, sve kral oldu. ngilizler Baltk Denizi'nden geri ekildiler. Ancak Finlandiya'nn Nystad ehrinde, zlemle beklenen bar grmelerine yeniden balanana kadar birka sve ehrinin daha atee verilmesi gerekti. Hi phe yoktu: Kanamam seferdir olmuyordu. Yoksa, Petro'nun frsatn bulduka beni ehvetle kucaklamalarndan birinde yine hamile mi kalmtm? Yatamda keyif 520 \e geriniyordum. Hamile kalmam iin kimi zaman Petro'nun bana yle bir bakmas bile yetiyor, diye geiriyordum aklmdan. Merakmdan hesapladm; sonbaharda dnyaya gelebilirdi! Bunu hemen Petro'ya bildirmeliydim! Yatanm kenarnda duran kk zile uzandm ve lgnca aldm. Kap ald ve ieriye, kpkrmz yanaklar, prl prl gzleriyle Ulrike Villebois girdi. Bacaklarm yatamn kenarndan aaya sallandrarak, "Ulrike, tembelleiyorsun. Marienburg'daki rahmetli annen bu halini grseydi sana sobay temizletirdi hemen!" dedim. Ulrike glerek reverans yapt. Bu arada eteinin katlar arasnda bir eyler saklamaya alyordu. "Ne var orada?" diye sordum merakla. Kzarmt. "Hibir ey, arie. Kk bir kitap sadece." Gldm ve ona doru elimi uzattm. "Kzardna gre, pek de masum bir ey olmasa gerek. Ver bakaym!" Gld ve koyu renk ipekle kapl kitab bana uzatt. "Okuma bilmek gerekmiyor. Bir sr renkli resim var iinde!" dedi. Kitab elime aldmda burnuma hafif bir yasemin kokusu geldi. Cilt byk olaslkla esans ruhuna yatrlmt. Kapan atm ve aknlk iinde mrldandm. ince kk bir kitapkt; iindeki resimler olduka ak sakt. "Aaaaa! Ay ne zor grnyor bunu yapmak. nsan byle eilip bklrse bir yerlerini krar dorusu! Nereden buldun bunu?"

"in'den gelmi" diye gld Ulrike ve yanma sokuldu. "Gostiny dvor'da buna paha biilemiyor. una bir bak, arie!" Kitapta iki kzla sevien bir erkei gsteren sayfay at. Resmi daha iyi anlamak iin kitab birlikte evirip evirdik. "Bunlar amiralle uyguluyor musun, ha Ulrike'cik? diye takldm ona. Gzlerini kapad. "Bunu ar'a gstermeliyim! Buna baylacak! Sana hemen iade ederim!" dedim onu utanga halin521 den bir nebze olsun kurtarmak iin. Reverans yapp, "Sizj giydirmeleri iin emir vereyim mi?" diye sordu. Bam salladm. "Pelerinimi ver yeter. Ona zaten bir ey syleyeceim." Yznde nce bir soru iaretinin belirdiini sonra da anlamasma gzlerinin parladn grdm. Bam sessiz ve glmseyerek salladmda mutluluktan bir kez daha reverans yapt. Dairemi Petro'nun dairesine balayan kk koridorda ayaklarm elverdiince, hzla ilerledim. Ulrike klar yak-trmt; yrrken gnahkr kitabn iindeki dier resimlere de baktm. nanlmaz! Bunu onunla denemeliydim! Kabul odasnn kapsn atm. Henz sabahn ok erken saatleriydi. ar'm kapsnn nnde iki bklm uyuyan oda hizmetlisi beni grnce korktu. "arie! Bu kadar erken bir saatte! ar'm hazr olduunu sanmyorum!" Biraz kekeledi, uygun szckler bulmaya alyordu. Glerek omzuna vurdum "Delikanl, ben ar'm farkl hallerini de grdm; haydi bakalm, toparlan da kendine ayla kafa al mutfaktan. Hem oyalanm olursun. ar'la konuacaklarm var!" Yerinden kmldamadn grdm hayretle. "arie, size yalvaryorum, bir saat sonra gelin!" diye ricada bulunurken utancndan yz kzarmt. aknlk iinde sustuumuz bir anda, Petro'nun odasndan bir ses duydum. Glme sesine benziyordu. Glyordu. Yoksa, baka biri daha m vard odada? Onun yatak odasna girmekte imdi daha da kararlydm. Omuzlarm silktim. "ekil kenara. Uyank olduunu duyuyorum" diye emrettim. Gen adam omuzlarn sarktarak syleneni yerine getirdi. Yatak odasnn kapsn atm. Oda, uykulu bir sabahn loluundayd hl. Koyu yeil, yaldzl ilemeli perdeden 522 ieriye k szlyordu. Gzlerimin alacakaranla almas biraz zaman ald. ar'm sessizce konutuunu duyuyordum. Bir mektup yazyor olmalyd ve hep yapt gibi, kendi kendinle konuuyordu herhalde? Yataa sessizce biraz daha yaklatm. lk grdm ey, ar'm srtna dolanm bir ift bacak ve ensesini okayan bir ift eldi. Petro'nun gvdesinin zevkle aa yukar inip ktn gryordum. nlemeleri ve onu iine alan kadnn sessiz glckleri duyuluyordu. "Batyuka!" diye seslendim aknlk iinde. Bir nceki akam benim yatamdayd! Dalgnln, youn ilerine ve kafasnn her zamanki karklna yormutum! Oysa o gcn bakasna saklyormu! Sinirlenmitim. Bu nedenle "Petro!" dedim daha da hiddetli bir sesle. rkerek evresine baknd. Beni grnce erkekliinin birden sndn grdm. O ve srt bunu hak etmiti. "Katerinuka! Seni kim sald ieriye!" diye sordu aresizce. Gen kadn grebiliyordum imdi. Petro'nun beni adsz yzlerce kzla aldatmasna uzun zamandr alktm: Hizmeti kzlarla, sarayl kadnlarla, kontes ve prenseslerle. Onlarla k/a'sm yer gibi, ya da bir aaca ier gibi dp kalkyordu. Duygularndan habersiz ve yzlerini hatrlamakszm. Bu nedenle kendisine sitem etmeyi hi dnmemitim. Byle gelmi byle de gidiyordu. Ama buradaki, imdiki, biraz farklyd. Petro aknlk iinde dorulurken, kadnn gergin baldrlar meydan okurcasna, hl ar'm belindeydi. nce parmaklar, ar'm

aarmaya yz tutmu kvrck gs kllarnda geziniyordu. Dolgun dudaklaryla bana glmsedi. Kendine zg o altn benekli mavi gzleri, kedi gzlerini andryordu. Bal rengi salar gneten bir elenk gibi, yastn zerine dalmt. rtnmek iin hibir harekette bulunmad. Bu, Maria Kantemir'di. 523 "Katerinuka, sabahn bu erken saatinde burada ne aryorsun..." diye yineledi Petro donuk bir sesle. Maria ise bana bakarak gld ve ince kollarn gererek dirseklerinin zerine dayand. Ban cilveli bir ekilde eerek kstaha: "arie, sonsuz ballm ve sadakatimle!" diyerek sayg gsterisinde bulundu. Gsleri dipdiri ve yusyuvarlakt; sarkmyorlard. Kskanlk damarm kabarmt. Ne kadar da gzeldi! Benimkiler ise, on bir doumdan ve doyasya yenen smetana'la-ila. blintfiki'leTden ve iilen votkalardan sonra ta dolu slak bir uvala dnmt. "Batyuka, dev adam, ok arsn! zin ver de altnda hareket edebileyim" diye mrldand kadn. Petro kzarmt. "Olur, Prenses'im..." diye kekeledi. Kyaklarma inanamyordum! Yataa sere serpe uzanp bacaklarn st ste att. Petro yataktan inip eski yeil ropdambrn ald zerine. Gzlerimden akan yalar grnce: "Matka, niye byle kp geliyorsun ki buraya..." dedi aresizlik iinde. "Sana bir ey syleyecektim, ar'm" diyebildim sessizce. Kolunu omzuma atarak pencerelerden birinin nne gtrd beni. "Bana bir ey mi syleyeceksin? Nedir o?" diye sorarken, gznn bir ucuyla da huzursuzca yatana bakt. Maria Kan-temir yzkoyun yatm, ban ellerine dayamt. atk kaslaryla bize bakyordu. Zorlukla glmseyerek Petro'ya doru sokuldum. Kulana iyice yaklaarak, usulca: "Yeniden hamileyim, ar'm. mparatorluk iin yeni bir arevi!" dedim. O ise glerek: "Harika bu, Katerinuka! Bu akam kutla-yalm bunu!" dedi. Petro konumam beklercesine bana bakt. "Bana sylemek istediin baka bir ey var m?" aknlk iinde bam salladm. Bacaklarn am, altn renkli baldrlarn sallayan Maria Kantamir'e doru bakt Petro. 524 "Peki, yleyse..." diyerek omuzlarn silkti. Birden anlayamamtm. "Akama yemekte grrz" diyerek kararl bir ekilde, beni kapya doru gtrd. Uurlanmtm. Daha yatak odasnn kapsndan kmamtm ki, Pet-ro'nun yataa doru gidip hzla Maria Kantemir'in kalalarn yukarya doru kaldrdn grdm. "Kstahlnla kamy oktan hak ettin! Zarif tenine dua et..." diye homurdand. Hafif bir glck atarak srtst dnd kz. nce kollarn ar'a doru uzatt. Arkamdan kap kapand. Gen oda hizmetlisi mahcup bir yzle bana bakyordu. Aceleyle duvardaki gmme, kk kapy amaya gitti. "Beni ieriye sokmaman sana kim emretti? ar m, yoksa Prenses Kantemir mi?" Hizmeti nce duraksad, sonrasnda da mrldanarak, "Prenses Kantemir" dedi. "Ve sen de onu dinledin?" diye sordum aknlkla. Ban edi, yzme bakmaya cesaret edemedi. Kk koridorda yalnz kaldmda, parmaklarmn elimdeki kk in kitabn byk bir acyla sktn hissettim. Gzyalarmdan krleen gzlerim hibir resmi seemiyordu artk. Dizlerim zldnden yere yldm. Ya-naklarmdaki yalar sildim. Ulrike'nin karsna bu ekilde kamazdm. Evet, stmdeki gmlek yn iplikten deil ipektendi, ayaklarmn altndaki zemin sktrlm toprak deil, deerli aatand. Gerisi ise, yirmi ylda pek deimemiti. Kaderin karsnda aresizdim. Olum lmt ve kocamn yatanda da baka bir gen kadn yatyordu.

Glgeler elimdeki renkli resimlere can verdi. Erkee zevk veren kadn, mum nda, altnla ilenmi gibiydi. Kitabn sayfalarn birbiri ardna yrtp paralamaya baladm ar ar. 525 lkbahar souk, dolu, buz ve kasp kavuran frtnalarla geti. Doudan, Semerkant zerinden, lkeye bir ekirge srs akn etti. Vahi yaratklar, bulabildikleri her eyi, anzna varana kadar tm ekinleri yiyip bitirdiler. Nedensiz kan orman yangnlar topra kemirerek engin Rus dzlklerinde derin yaralar at. Hayvanlar bile neyle besleneceklerini bilemiyordu. Kylere kurtlar ve aylar iniyordu. Petro voyvodalar toplad. Kylerin yallarndan, sk bir plan ve dikkatli bir dalm yapmalar, sonbahar ve ka bu ekilde hazrlanmalarn istedi. Saraya, lkenin deiik blgelerinden, arevi Aleksey'in grldne dair haberler geliyordu. Grld her yerde rengrenk iekler ayor ve taze ekinler fkryor denmekteydi. Petro, bu tr zrvalar yayanlar kamlatyordu. Hannover Elisi'nin ele geirilen bir mektubunu okuyunca fkeden lgna dnmt. Szckleri, Pet-ro'nun imparatorluundaki her eyi aka anlatyordu: "ar bana buyruk davranyor ve yalnz kalyor. Evet, Rusya'ya byk hizmetleri oldu; anl idaresiyle hiten var ettii her ey, imdi korkun bir zorbalk ve gnlsz bir sadakatle ayakta duruyor. Halkn tek derdi, o gn atlatabilmek. Halkn tek umudu, ar'm gnlerinin sayl olmas ve imparatorluun eski yaam tarzna kavumas. Yeni adetler, yasalar, treler hatta okullar ve gelien ticaretle birlikte gelen refah, Ruslarn byk bir blm iin, yaknda uyanmay umduklar bir kabus yalnzca..." Yreimin altnda byyen ocuk bir Nystad Bar' ocuu olabilirdi. 1721 ylnn Austos sonu ile Eyll ortalar arasnda Baron Ostermann'm bakanlndaki heyet Rusya ve sve arasnda, karada ve denizde bar salamak zere grmelere katld. sve bundan byle, Livonya, Estonya, Ingermannlandiya ve Wiborg Blgesi topraklarndaki btn haklarndan vazgeiyordu. 526 Grmelerin ardndan, Petro, St. Petersburg'a ular ulamaz, sabahn erken saatlerinde dorudan yatak odama gelmiti. Sevinle zerime atlarak beni uyandrd. "Kateri-nuka, uyan! Uyan! Bil bakalm, ne oldu?" diyerek deimin zerinde zplad. Yatakta dorularak uyku sersemliiyle gzlerimi ovuturdum. Artk geceler karanlkt, Petro'yu grmekten ok, duyuyordum. Yine de burnum heyecann, salarna sinen deniz ve rzgr kokusunu ve vcudundaki uzun at yolculuunun geride brakt tatl ter kokusunu alabiliyordu. "Nedir o, sevgilim?" diye sordum kibarca; bir haberi yine hemen benimle paylamak istemesine sevinmitim! Omuzlarmdan tutarak, onun yanna oturmam iin, toplanm arafn zeFnde beni dizlerimin zerine kaldrd. "Dinle..." dedi sonrasnda ksaca. kimiz de gecenin sessizliine kulak kesildik. Sonra birden ehrin anlar almaya balad. nlamalar St. Peters-burg'un karanlk gn yrtp kalbimde yanklanyordu. Petro beni yle sk kucaklad ki, neredeyse baryordum. "Bunlar bar anlar, yal kz! Nystad Bar'nn anlar!" Beni yaamm boyu izlemi olan sava yllarndan sonra, bu habere ylesine armtm ki, elimde olmakszn i geirdim. "Bar" diye bard Petro ve bir hamlede yatamdan indi. Gidip hzla kapy at. Kapnn nnde nbet tutan gen asker, sersem bir halde ban kaldrd. Petro'yu tanr tanmaz, sayg gsterisinde bulunmak zere kendini telala yere atmak istedi. "Hey sen! Silahn ver, diz kmeyi de sonraya sakla! Artk bar zaman, buna ihtiyacn yok!" diyerek askerin elinden silahn ald. Kapy ak brakp pencereye kotu. Bir anda perdelere doland. Koca gvdesiyle kuman altnda aresizce

debelenmesine glesim geldi ve yardmna kotum. erevenin kurun srgsn birlikte ekerek pencereyi ar527 dma kadar atk. Petro silah kontrol edip darya dorulttu ve ehrinin kadife mavisi gne nian ald. Silah sesi anlarn sesini bastrd. nsanlar koup klk sarayn rhtmna toplandlar. Korkmu bir halde yukarya bakyorlard. Petro omzunun zerinden barp mermi ve barut istedi. Silah yeniden doldurarak ikinci kez havaya ate etti. Silah tepmesini hafifletmek iin, skca beline sarldm. "Sizi eekler, ne korkuyorsunuz!" diye bard aadakilere. "Bar! Mir\ Bar geldi! Mir, mir\ Byk Kuzey Sava sona erdi! Bu topraklar sonsuza kadar bizim!" diye sevin nidalar att. Szleri, ona yant veren salvo atlarna karmt. Haber an sesleriyle tm ehre yayld; insanlar gecelikle-riyle sokaklara frlad. Bulabildikleri her eyle grlt yapyorlard! Tencere tava tangrtlar ile kllarn, oraklarn ve trpanlarn akrtlar arasnda davullar bouk bouk gm-lyordu. ok gemeden, Menikov'un saray zerindeki gkyz de havai fieklerle aydnland. Petro gzleri dolu dolu bana bakp: "Alekaa'm. Gel, oraya koalm! imdi, hemen!" diye fsldad. Aada rhtmda, insanlar pp kucaklayorlard. lk algclar almaya balamlard. Petro'yu tanyabilenler nnde diz kyordu. an sesleri, bar, grlt ve nidalar arasnda, sandalla Vassilyev Adas'na getik. Ky boyunca yaklan sevin ateleri ykselir ykselmez, Neva'nm suyu da kocaman bir alev gibi grnmeye balamt. Bir Rus, bar ve dnyay, ayn szckle ifade eder diye geirdim aklmdan ve buna hi amadm: mir. O gece, Nystad Bar dolaysyla yaplan sevin gsterileri btn sava nidalarndan ok daha grltlyd; ama kulaklarmzda, arklarn en tatlsyd. Petro'nun, St. Petersburg ve Moskova'da yaplacak asl Nystad kutlamalarn dnecek kadar aylabilmesi iin gnden fazla bir sre gemesi gerekmiti. enlikleri konu528 mak iin nihayet bir araya geldiimizde, son gnlerin bitkinlii yznden aka okunuyordu. Parmaklar kendisinin doldurduu fieklerin barutundan simsiyah olmutu. Kollar doyasya ald davullardan szlyor olmalyd. Ba votkadan dnse de, kan km gzleri yorgunluktan yansa da, asl kutlamalar planlamak iin kt kaleme yine kendisi sarlmt. "Hadi, anlatn bakalm! Muazzam ve ei benzeri olmayan fikirler duymak istiyorum sizden! Bu, Byk Kuzey Sava'nm sonu!" diye emretti. Nystad gnleri her eyi glgede brakmalyd. Bu srada Maria Kantemir odaya girdi ve gayet doal bir tavrla yanmza oturdu. lkesine zg bir giysi vard zerinde. Dar kesimli tunika'smn, dar pantolonun zerindeki ilemeli elbisesinin ve ar gm taksnn kendisine pek yaktn itiraf etmeliyim. Parfmnn keskin kokusu burnuma doluyordu. Misk ve tefarik kokuyordu. Nedimelerim, Kantemir'in, parfmn iine kendi vcut svsndan da bir iki damla eklettirdiini sylemilerdi. Petro elini kadnn dizinin zerine koydu ve listeye yazm olduu birka neriyi glerek ona okudu. Kadn ban geriye att. "Bunlarn hepsi gzel fikirler. Ama senin gibi bir imparator enlie hi gecikmeden hemen balayabilmen! Sana ok gl, hatta tanrsal bir gsteri lazm..." Sustu, altn benekli gzleri bir an iin uzaklara dald. Kadnn dudaklarndan sanki bilgeliin incileri salyordu. Petro byk bir itahla kulak kabartt ve kadnn her szcne ban sallad. Canm sklmasna i ektim ve belli etmeden, evremizde suskunca oturan adamlar inceledim. Alekaa Meni-kov, kum'um Fyodor Apraksin, Vassili Dolgoruki ve Petro Pavel Kalesi'nin korkun burcu sayesinde ad mr boyu anlacak olan Prens Trubetzkoy. Yllar nce, erkek giysileri iinde, yannda kaderime doru at srdm, kr sal Kont Pyotr Andreyevi Tolstoy. 529

imdi Maria Kantemir'e kar tutumlar neydi? Uzun yllar birlikte elenmi ve her eye birlikte katlanmtk. Pek ok kez, Petro'nun fkeyle alelacele verdii saysz cezalardan kurtarmtm balarn. Bu ekilde, mlklerinin ellerinden alnmasna, Sibirya'ya srlmelerine ve yaamlarnn idam sehpasnda noktalanmasna engel olmutum. Bu nedenle bana minnet ve sadakatle balydlar. Ama gvenliimi srf onlarn minnet ve sadakatiyle salayamazdm. Bunlar kumdan birer duvar gibiydi ve gzden dmenin ilk dalgasyla yklp giderlerdi. Peki ya imdi? imdi hepsi, ar'n beynini aka ap arasnda tutsak eden bu kadnn tarafna m geeceklerdi? Geri utandklarndan balarn nlerine emilerdi. Yine de Kantemir'in szlerine kafa sallamlard. Bu, korkudan myd, nezaketten mi, yoksa da diplomasinin bir gerei miydi? "yleyse ne yapaym, Maria?" diye sordu o srada Petro, merakla. Kadnn parmaklarn yeniden dudaklarna gtrerek pt. Yant vermekte acele etmedi kadn ve azn bzerek: "Tpk bir deniz tanrs gibi denizden gel; artk hep senin olan denizden, kendi yarattn gemilerle, kendi kurduun ehre gel. Moskova'y daha sonra dnrz" dedi nemsiz bir edayla. Petro'nun gzleri parlad ve yksek bir sesle: "Maria'm! Ne kadar da akll!" Kadn bandan tutup dudaklarndan pt. Kadnn, cilveyle Petro'nun dudaklarn srdn gryordum. Elleri gsne gittiinde hafif bir glmsemeyle ar' itti. "Sonra, ar'm" diye mrldand ve koyu renkli kirpiklerini indirdi. Trnaklarm avularma gmmtm; ama onaylarcas-na glmeyi baarabildim. Bu kadn her trl doludan, her trl yangndan ve her trl salgndan daha tehlikeliydi. Ellerimi ikin karnmn 530 zerine koyup sinirlerime hakim olmaya altm. ocuk kk elleriyle, sanki beni cesaretlendirmek istercesine, karlk veriyordu. Maria Kantemir neyi planlyor olursa olsun, karnnda arevi'i tayan bendim. Ryalardan kopup gelen bir resim gibi Neva'da nehir yukar yelken atk. Sonbahar g, tpk ottepel zamanlarndaki gibi, masmavi ve gz alabildiine bulutsuzdu. Dalgalar, yeil ve gri tonlarda kprerek yelkenlilerin pruvalarna dek ykseliyor, kutlamalarmza elik ediyorlard adeta. Neva'mn sular, yzlerce gemi, firkateyn ve kayn yelkenlerinin parlak beyazlnda kayboluyordu. Rzgr, direk ve gvdelerde asl renkli flama ve forslar tatl tatl yalyordu. alman trompetlerin sesi evlerin n cephelerine arparak geri dnyor, gemilerde alan davul sesleriyle kaynayordu. Bordalardan birbiri ardna top at yaplyor, acms dumanlar havay kaplayp bir an iin nefes almamz ve grmz gletiriyordu. Petro geminin pruvasmdayd. ehrinin kys insan kala-balklaryla kararmt; bu onun bile beklemedii bir enlik oluyordu. Ceketinden kirli mendilini kararak sallamaya balad ve "Miri Miri" diye lgnlar gibi barmaya balad. Ben de dantelli mendilimi karp onunla birlikte, grtlam aryp karnm yanana dek, bar btn dnyaya haykrdm. Gne gaddarca tenimin altna ve beynime iledi; yine de kocamn yanndan ayrlmadm; ne Birlik Meyda-n'nda, ne de avazmz kncaya dek TeDeum'u sylediimiz kilisede... Mavi yeil parlayan ipek elbisemle ve parlak, ssl salarmla gerek bir arie gibi grndm biliyordum; terzilerim bunun iin gece gndz almak zorunda kalmlard. Terzi ba gslerimin altndan dolanan kua zmrt ve safirlerle yle gz kamatrc zenginlikte ilemi531 ti ki, iyice bym karnma bakmak kimsenin aklna gelmedi. Petro ayinin ardndan bir an elimden tutup, "Nasl da parlyorsun Katerinuka; atlardaki saksaanlarn bile bizimle birlikte bar kutlamasna amamal!" dedi. Sonra da, Yanus Tapna'nn nnde, bayraklarn ve rengrenk dkknlarn arasna

kurulmu olan krsye karak kalabala seslendi: "Evlatlarm! Batyuka'nz, ar'nz, bu kutsal ve sonsuz bar bize armaan ettii iin Tanr'ya kranlarn sunuyor. Hepinizin salna, Rusya'nn gzel gnlerine ve refahna iiyorum!" Ynlarn lklar arasnda bir bardak dolusu ikiyi bir dikite iti ve azn srma eritlerle bezeli ceketinin koluna sildi. Havaya bir el ate ettiinde alnndaki ter tanecikleri renkli inciler gibi parlamt. Balarna taze dallardan ta takm beyaz giysili haberciler, bedava bira ve votkayla neyi kutladn unutacak kadar sarho olan halkn arasnda, sokaklarda dolayorlard. Saraydaki kyafet balosu balayana dek, btn akam sokaklarda lgnca dolatk. Petro Frizonlu bir denizci klna girmi, ben de salarmda iekler ve mavi beyaz desenli bir elbiseyle, Hollandal bir kyl kadn olmutum. Bu vaziyette, bizimle sabaha kadar dans edip kutlayacak olan soytarlarn, perilerin, obanlarn ve ran prenslerinin arasna katldk. Sabaha doru, Petro'nun Marie Kantemir'i sandalyemin yaknndaki bir divana doru srklediini grdm. Petro, kadnn kat kat elbisesini yukarya, plak kalalarna doru ustalkla syrarak, bacaklarn ayrd. Bu srada, kadnn el ve bacak bileklerindeki kk an ve ziller hafiften nlyordu. Ellerini Petro'nun bana dolad. Uzun parmaklan, yksek otlarn arasnda srnen zehirli bir ylan gibi, onun ak dm sk salarnda dolayordu. Petro, kadnn zerine bineceine, ban mtevaz bir ekilde eip onu yalama532 ya balaynca ardm. Kadnn ap arasndaki kllar, yumurtadan yeni km bir civcivin altn sars ince tyleri gibiydi. Ban arkasna atm byk bir zevkle tattryordu kendini. Petro pantolonunu zp kadnn iine girmek istediinde kadn glerek bacaklarn kapad. Petro aknlkla bakt; ama kadn onu bandan tutarak dudana bir pck kondurdu. Petro da glmeye balad ve bir ie votka ald. Dier eliyle de kadn kaldrarak omzuna ald. Kantemir gen bir kedi gibi sald kendini. Bu ekilde sarayn koridorlarnda kayboldular. ift kartall kupama azna kadar iki doldurdum. kinin scak sertlii olanlar unutmama yardm etti. Ertesi gn, Ayy-Papaz Petro vanovi Buturlin'le Prens Nikita Sotov'un dul einin dn soytarl iin sayvanlarn altndaki yerlerimizi aldmzda, Petro, "Nezle misin, Katerinuka? Gzlerin ok kzarm!" dedi armasna. Prenses Sotova'yla Buturlin'in dnleri, kutlamalarn en can alc blm ve ikili meclisin balangc olarak tasarlanmt. Gerek Buturlin, gerek Prenses Sotova, Nystad kutlamalar vesilesiyle birbirleriyle evleneceklerini birka gn nce renmilerdi. Her ikisi de benden yardm istemi, benimse elimden hibir ey gelmemiti. Ama gelinle damad imdi byle nmde grnce, benim de glesim gelmiti: Prenses Sotova altmna merdiven dayam yal bir kadnd. Ak sa-larmdaki taze iekler, rengrenk boyal krk yzn ok daha komik gsteriyordu. Ben de gldm. Petro ise kolumu imdikleyip, "Glmen houma gidiyor, Katerinuka! ok aladn, bu, arevi'imize dokunuyor" diyerek karnm okad ve damat Petro Buturlin'in yanndaki tahta kmasna yardmc. Adamn omzuna vurarak: "Eee, gen damat, heyecanl msn?" Buturlin glmsemek iin zorlad kendini. Prens Sotov'un dul ei benim yanma oturdu. Petro ellerini 533 rpt, mzik balad ve len salonunun kaplar ald. eriye, votka ve naps dolu anaklarla hizmetiler girdiler. anaklar ylesine ard ki, drt adam glkle tayabiliyordu. Onlar, omuzlarnda gm arap soutma kaplar tayan adamlar izliyordu. Kaplar, iinde Anna ve Elizabet'in rahata ykanabilecekleri kadar bykt. Hizmetiler kepelerle misafirlerin ift kartall kupalarn doldurmaya baladlar. Ortada henz yiyecek bir ey yoktu; askerler de konuklarn bardaklarmdakini iip

imediklerini denetliyor, bitiren varsa, hemen devasa kepeli hizmetilere iaret veriyorlard. Fransz Campredon'un ha kardn grdm; yz sapsaryd. Adam, seksen alt topu bulunan "Friedmacher" firkateynine ad verme treninden bu yana kendine daha yeni gelebilmiti. O gn de bir yn arap imek zorunda kalmt. O kadar lgn bir kutlama olmutu ki, Apraksin, James Bruce ve hatta Amiral Cruys buna katlmak yerine elli rublelik cezay gzden karmlard. Ucuz atlatmlard, diye geirdim aklmdan. Yal Prens Prosorovski tersanede bulunmad iin on krba cezas almt. Dans mzii almaya balaynca Petro vanovi Buturlin, gelini, sarho beceriksizliiyle dndrmeye balad. Konuklar da onlara katld; ne var ki, sarholuktan birbirimizin zerine dyorduk. Her arpmada ve yere her yuvarlanmzda daha da ok glyorduk. Sonunda Petro, eline bir davul geirip gmbrdeterek almaya balad. "Gerdek gecesi! Gerdek gecesi zaman! Yataa! Haydi gen iftler yatanza!" diye bard Petro, tpk pazar yerindeki rtkanlar gibi. Menikov, Apraksin ve Pavel Yaguinski, Prens Butur-lin'i ellerinden ve ayaklarndan tutarak omuzlarna alp t-kezleye tkezleye saray merdivenlerinden darya ktlar. Sonbaharn serin havas, gerdek odasnn yolunu bulabilecek kadar ayltmt bizi. Petro, "Drt Firkateyn" adl ka534 bak'm alt katnda snaps dolu flardan bir yatak hazrlatmt. Prenses Sotova ikiden ayakta zor durduundan yataa gitmesine Petro yardmc oldu. Petro vanovi Buturlin ise bu gerdek gecesi fikrinden honut grnyordu. Kadnn elbisesinin kurdelelerini ekmeye balad. Onlarn erefine koyu Fransz likrnden bir kadeh daha iip yan odaya getik. Petro'nun atrm olduu gzetleme deliklerinin bulunduu duvarlarda kendimize yer kaptk glerek. Flardan yaplm yata grebiliyorduk. Sotova'nm porsumu memelerini ve Ayya-Papaz Buturlin'in lm erkekliini uyandrmak iin giritii nafile abalar grdke kahkahalarla birbirimize yapyorduk. Nystad Bar'n haftalarca bu ekilde kutladk. Petro her seferinde de, daha esprili ve daha lgn bulularla kyordu karmza. Hatrlyorum da, deniz tanrs klmdaki bir tayfa, bira dolu dev bir fnn iinde, Buturlin'i atall asa-syla batrmaya alrken, adamcaz da yzme renmek zorunda kalmt. Petro vanovi Buturlin, haftalarca maya ve malt kokmutu. O hafta, sokakta soytar klnda grnmek istemeyen an hret sahibi kiiler krba cezas alyor, ayrca yz ruble demek ve ift kartall kupay iki defa boaltmak zorunda kalyorlard. Nystad kutlamalarndan bir hafta sonra, sabahn erken saatlerinde, kanamam balad. Doum birka hafta erken balamt. Kk olum, ekimin ilk gnlerinden birinde cansz olarak dnyaya geldi. Petro dairemde beni grmeye geldi. Yz aresizlikten kl gibi olmutu; bense, karnmla birlikte yreimin de sklm olduunu hissediyordum. Baklarn gzlerimden karr gibiydi. "Sylesene Blumentrost, ne oldu?" diye sordu sessizce, yatamn kenarnda otururken. Hekim aresizlik iinde omuz silkti. "Bilmiyorum, ar'm. Elimden geleni yaptm. Salkl 535 ve gl bir erkekti. Ama gbek kordonu boazna dolanm. Daha anasnn karnndayken lm. Bu yzden de doum erken oldu. Daha fazlasn syleyemem." Petro ban sallad. Yeteri kadar duymutu. Blumentrost ise duraksayarak konumasna devam etti: "Ve, bu ok hassas bir durum olsa da..." "Evet, ne?" diye sordu ar. Sesi aresizlik iindeydi. Gitmek istedii belliydi. Blumentrost, syleyeceklerini bir an nce syleyebilmek iin derin bir soluk ald. "Doum zor oldu, ar'm. Hatta ok zor. arie ok kan kaybetti. Onun durumunu

henz bilmiyorum." O anda gzlerimi kapadm; ama kulaklarm tkamak iin ellerimde derman yoktu. Blumentrost devam etti. "Kanaatime gre, arie bir daha dourmasa iyi olur." Sylenen szn deheti Petro ile arama adeta bir duvar rmt. Her szck, aramzdaki bu almaz ykseklikteki duvarn bir tayd adeta. Tanr, imparatorlua bir varis vermem iin bana on iki kez frsat vermi ve ben on iki kez baarsz olmutum. Artk her ey bitmiti. Duyduuma gre Petro, daha o akam Maria Kantemir'le birlikte Menikov'un saraynda bir ziyafete katlmt. Kadn onun bardandan imi ve onu tabandan kendi elleriyle beslemiti. Birka gn sonra Nystad Bar Antlamas'nm tm ieriini rendik. Petro daireme geldii srada, Birlik Kilise-si'ndeki Te Deum iin hazrlanyordum. Hl ok bitkindim ve en basit iler iin bile nedimelerimin yardmna ihtiya duyuyordum. Ulrike Villebois ve yardmclar reverans yapmak iin eildilerse de, Petro buna sinirlenerek engel oldu. "inize devam edin, Varna'larm! arie'ye gnn nemine yarar bir gzellik veriyor musunuz diye bakmak istedim yalnzca" dedi gizemli bir ifadeyle. Bam kaldrdm, o sra536 da perukum kaln sa rglerimi bamn stnde toplamaya alyordu. "Bar antlamasnn okunma treni iin yeteri kadar gzel deil miyim?" diye sordum. Sesime neeli bir hava vermitim. Bir erkei, bir kadnn sirke tadndaki szleri kadar hzl hibir ey karamaz. Yumuaka ensemden pt; gen hizmetilerim utanarak kkrdadlar. "Elbette; ama gnn neler getirecei bilinmez" dedi. "Ulrike..." diye seslendi kza dnerek. "...arie'ye, dnde hediye ettiim gerdanl getir." Ulrike buyrua uyarak yan odadan yass kutuyu getirdi. Petro ar gerdanl boynuma takt. nciler buz gibi tenime deiyordu. ift kartaln kanatlar zerindeki rengrenk, deerli talar, meydan okurcasna parlyorlard. Petro bir yandan beni inceliyor, bir yandan da dnyordu. "Sa ekli gzel. Ulrike, u gm srmal krmz kadife elbiseyi getir arie'ye" diye emretti ardndan. mparatorluk yeili ipei giymek istediimden, tam itiraz edecektim ki, bir el hareketiyle buna engel oldu. "Ne yaptm biliyorum, matka. Bana nedimelerinin yannda kar gelme, yoksa yersin kamy" dedi scak bir tavrla. Giyinmem bitince evremde bir tur att. "Gzel" dedi memnun bir ifadeyle. "Hadi gidelim." Kol kola merdivenlerden aaya, souktan yerinde duramayan hizmetilerin bekledii avluya, sslenmi kzaklarn yanma indik. Kzaa binmeden nce Petro bana dnp, "Ne dersin, peruum bamda kalsn m?" diye sordu. Ban inceledim. Peruu birka kez takp karmt belli ki, ak dm kendi salarnn bir blm dalmt nk. Glerek kalsn dedim. Omuzlarn silk-ti. "Pekala. Ama kendimi ebek gibi hissediyorum byle" dedi homurdanarak ve takma san bana oturtmaya alt. Uzun sren Te Deum srasnda Petro, Feofan Prokopo-vi'in dudaklarndan dklen zenle seilmi szlerin bir ta537 nesine bile kulak verecek durumda deildi. Onu birka kez, ayaklarn sabrszca yere vururken yakaladm. Baklar uarcasna arkadalarnn ve yksek rtbelilerin olduu sralarda geziniyordu. Bir keresinde Aleksander Menikov'la gz gze geldik. Kalarm bir eyler sorarcasna kaldrdm, o da kaytszca omuzlarn kaldrd. Dikkatimi ayine verdim. Fe-ofan Prokopovi szckleri inci gibi birbiri ardna sralyordu. Cmleleri anlam ve gzelliin mkemmel bir zincirini oluturuyordu. Ne yetenekli bir adamd! Gzlerimi yumarak dnyaya kapadm. Prokopovi'in sesi Birlik Kilisesi'nin kubbesinde yanklanyordu:

"Yce Tanr'mzn bizler iin neler ltfettiini kutsanm halkmzn bilmesini isterim. Yce Tanr'mzn ve ar'm-zm iradeleriyle! Tm yreimiz ve tm gcmzle her ikisine de kranlarmz sunmalyz. Ancak unutmayalm ki bar krlgan bir servettir. Bar srdrmek iin abalarmz gevetmemeliyiz. Rusya'nn, Yunanlar ve Yunan krallaryla ayn kaderi paylamasn hi ister miyiz?" Szleri kulaklarmda grlyordu; bu kaderin ne olduuna kulak vermeden, bam hzla saa sola salladm. Aleksander Danilovi'in de ayn eyi yaptn grnce, glmemek iin kendimi zor tuttum. kimiz de yle cahildik ki! Kalabaln, ibadet iin diz kmesi gerekiyordu. Feofan Prokopovi, Pyotr afirov'a bir iaret verdi. afirov gsnde asl ar haa, panagia'yz., dokunarak ban edi. afirov ayaa kalkt. Olduka irilemi olduu ekti dikkatimi. Petro'nun onu Musevilikten Rus Kilisesi'ne geirdii sralarda ufak tefek biriyken, imdi ya tulumu, zevk dkn bir prens olmutu. Srma ve prlantalarla ilenmi mavi kadife ceketi bunu gizlemeye yetmemiti. demle arlam bacaklarn smsk saran ak renkli, dar pantolonu ve ayak-kablarndaki tokalarla soytar gibi grnyordu. Yine de: 538 afirov tehlikeli ve kudretli bir adamd. Be kz, lkenin en iyi ailelerine gelin gitmiti. Menikov'la kimi ticari ilere ortak olmasna ramen aslnda ikisi birbirini ekemeyen iki rakiptiler. Bana her zaman iyi bir dost olmutu. Oysa imdi, onun Marie Kantemir'e yakut bir gerdanlk hediye ettiini duymutum. afirov ceketinin kolundan birka kt paras kararak bizim bulunduumuz krsye geldi. Petro elimden tutarak beni ayaa kaldrd. afirov, sanclardan oflaya puflaya nmzde dizleri zerine kp ktta yazlanlar okumaya balad: "ar'n anl abalar, siyaset ve savataki yreklilii sayesinde, bugn burada, Tanr'mn evinde, Nystad Bar'n kut-layabiliyoruz. Onun bitmek tkenmek bilmeyen gayretleri sayesinde, karanl ve belirsizlii arkamzda braktk. Rusya eref sahnesine ayak bast ve orada kendine sonsuza kadar bir yer edindi. Aziz ar'mz, yoktan bir dnya yaratt." Petro'nun elleri terden benim ellerime yapmt. Kalabala baktm, baklarm yine Aleksander Menikov'un yzyle karlat. Birden, burada ok nemli eylerin dndn o da fark etmiti. Ayrca, arkada Pyotr afirov'un, Petro'nun elisi roln kendi elinden alabileceini de anlamt. Gzleri afirov'un srtna odakland. Biraz gerisinde Maria Kantemir'i grdm. Samur krk ve lacivert kadife elbisesiyle ok gzel grnyordu. Gzleri Petro'nun yzne odaklanmt. Boynunda bir dizi safir yumuak bir ekilde parldyordu. Talarn her biri gvercin yumurtas byklndeydi. Doumdan beri ars dinmeyen srtm biraz geriye atarak baklarm kalabaln en arkalarnda gezdirdim. afirov grtlan temizleyerek kald yerden devam etti: "Bu nedenle Senato, mparatorluk unvann ar'n kabu539 lne sunmay bir grev bilir. Bundan byle ar Petro, Birinci Petro, Rusya'nn imparatorudur! Bundan byle ar Petro Byk Petro, lkenin babas, btn Ruslarn imparatorudur!" Son szleri kiliseyi saran sevin lklar tarafndan yutuldu. Mzik cotu. Feofan, han, afirov'la birbirlerine bar pckleri konduran Petro'nun zerinde gezdirdi. Pet-ro'nun ban nasl sallad ekti dikkatimi. Belli ki, mutlu ve gururluydu. Yine de, arm ve utanmasna yzn kzartmay baard. Sonra da elini havaya kaldrd. Kilise yeniden sessizlie gmld. "Bana, lkemin ve senatonun teklif ettii bu onuru kabul etmekten baka bir ey kalmyor. Btn kullarma sesleniyorum: "Btn eylem ve planlarmda bana tkenmek bilmeyen abalarnzla destek olduunuz iin teekkr ederim!" dedi.

afirov elini kaldrd, sesi kilisenin iinde adeta grledi: "Rus mparatoru ve mparatoriesi, ok, ok ok yaa!" Topluluk ayaa kalkt. Yaa nidalar, kilisede yanklanp ak kaplardan darlara ulayor, meydandan, Petro Pavel Kalesi'nden atlan dost atlarnn ve yzlerce geminin toplarndan atlan salvolarn arasndan geerek Neva'nm dalgalar zerinde kayboluyordu. Rus mparatoriesi'ydim artk. Imperatria. Ama aynadaki kadn bunu anlamam grnyordu. ok ac ekiyordu! Gerekten de, yalnzca gecenin glgelerinde gezinen, gndzse ormann fundalklarnda saklanan kaak bir mahkum gibiydi. Teni hi gne grmemi gibi solgundu. Salarna, artk kna ve mee znn bile rtemedii aklar dmt. Kan damarcklaryla dolu gzleri, alamaktan ien gzkapaklaryla gzalt torbalarnn arasnda yitip gitmiti. Kafasnn iinde mutluluk ve derin mitsizlik, nisan aynda St. Petersburg'un gndeki frtna bulutlar gibi 540 hzla yer deitirebiliyordu. Kimi zaman tm krklerine sa-rlsa bile yordu. Sanki yreinden kopup gelen ve damarlarn donduran buz gibi bir rpertiye yakalanyordu. Kimi zaman da, iddetiyle soluunu kesen ve tm berrak dncelerini alp gtren scaklk dalgasyla doluyordu ii. Nystad kutlamalarn izleyen haftalarda Neva'nn suyu kimse farknda olmadan ykselmeye balad. Sular nce iskelelerin basamaklarna ulat. Sonrasnda da kynn ilk talarn yuttu. Ertesi gn saltanat arabalar, atlar ve hatta yk arabalar ky yolunda gidemez oldular. Gece olur olmaz klk sarayn avlusu ve kalenin birinci kat sular altnda kald. Ayak ilerine bakanlar ve hizmetiler slak oraplarla, binada denekler yardmyla hareket ediyorlard. Birka saat gemeden ortal kf kokusu sard. Gkyznde kara bulutlar topland, ikinci bir Nuh Tufan kopacakm gibi yamur inmeye balad. Kudurmu nehir frtnal bir meddcezir kabarmasna dnyordu. Dalgalar evlerin kaplarn kryor, duvarlarn talarn peinden srklyordu. Nehir kaplardan, pencerelerden ieri doluyordu. Su altnda kalm sokaklarda ien hayvan leleri, hatta insan cesetleri yzyordu. Neva, Nystad kutlamalar iin kurulan Yanus Tapma'n yutup onu rk bir dal gibi paralara ayrd. Yzden fazla insan bouldu; ehirde hastalk ve salgnlar balad. Petro setler ina ettirdi. Halk uzun zincirler oluturup ellerine geirebildii her trl kap kaakla evlerindeki sular boaltyordu. nsanlar, balarna gelen uursuzlukta, alkanlklarna ve tela iindeki gnlk yaamlarna sarlmlard. Evlerinin atlarnda kt oynuyor ve uyluklarna kadar bata ka, sulara gmlen kabak'larna. gidiyorlard. Petro btn bu olanlara ramen, o yl ilk kar indiinde, Aziz Andreas'm isim gnn yine tm parlaklyla kutlad. Yemekte Maria Kantemir, Petro'ya iyice sokularak kulana, 541 sel felaketine uram insanlarn balarndan geen aksiliklerle ilgili ykler fsldyordu. Petro azndakileri saa saa boulurcasna glyordu. Moldavya Prensesi eline bir alx paras alp Petro'nun soytarlar D'Acosta ve Balakirev'in bacaklarna vurdu. "Duymuyor musunuz, ar su basknna glmek istiyor! Haydi, kayklarnza, yoksa karina edilmi gemi gibi suya yatrrm sizi!" diye emretti yksek bir sesle. Petro hl ksryordu, gzleri yaarana dek yeniden glmeye balad. D'Acosta ve Balakirev'in kk bir masay hzla evirip iine bindiklerini grdm. Gerekten de Neva sularnn zerinde iki deniz kazazedesi gibiydiler. Mzik eliinde her trl canbazl yapyorlard. Maria Kantemir'in, al parasyla adamlara vuruunu izlerken glmem boazma takld. Memleketinin dalarndaki vahi kediler kadar tehlikeli grnyordu. Kaya her yaklatnda, iki soytarnn yzleri

korkudan kire gibi oluyor ve hareketlerine biraz daha hz katyorlard. Ne zaman ki Petro elini kaldrp, glmekten soluk solua: "Yeter, yeter, dayanamyorum artk!" dedi, Prenses onlar ancak o zaman rahat brakt. Yerine oturmadan nce Menikov kadnn elini pt. ki soytar da masadan indiler; etraflar hemen Petro'nun ve benim ccelerim tarafndan sarld. ift kartall kupalara uzanrlarken elleri titriyordu. Akam daireme dndmde, Ulrike Villebois beni bekliyordu. Elbiselerimi, eteimi ve i amarlarm karmamda bana yardmc oldu. stmde hibir eyin kalmasn istemiyordum. Taklarm zp kardnda hafiflemitim. plak vcudumla aynann karsna getim. inili soba oday iyice stmt. Ulrike, iinde gm sslemeli fildii taraklarn, deerli kl fralarn olduu tuvalet antasn at. indeki ielerden birini karp gm tpasn at ve gl-suyuyla yzm sildi. Sonra da salarm aarak mat tenli 542 omuzlarmdan gslerimin zerine brakt; nane ve ceviz-ya karm bir Hint merhemiyle hafife akaklarm ovdu. Atein alevleri odam hafiften aydnlatyordu; ama aynada yatam seebiliyordum. Son doumumdan bu yana Petro yatama pek uramamt. Sarayda Kantemir'in ak sanatndaki ustal zerine sylentiler dolayordu kulaktan kulaa. Kadnn Petro iin hazrlad ieceklerinden sz ediliyordu. Dediklerine gre, yemeine de birtakm tozlar kar-tryormu. Darya Menikova, sz konusu karmn Afrika'da yaayan zrhl bir hayvann tlm boynuzuyla Hint kaplannn kurutulmu, dvlm cinsel organ olduunu sylemiti. Petro bu tozlar kullandktan sonra bir gecede kadna drt kez sahip olabiliyormu. Gzlerimi yumdum. Kasm gecesinin ay yreime akt. Ulrike Villebois dudaklarn kulama yaklatrd. Sesi pencerelerin nnde esen rzgrn hrtlar arasnda zor duyuluyordu. "mparatorie'm" diye fsldad. "Halkn sylediine gre, her eyin sulusu o cadym." Ulrike yavaa omuzlarm ovuyordu. Srd yan kokusunu almtm: Ar bir yasemin kokuuydu. Yavaa gld. "Cad Kantemir. Selin nedeni oymu. Sandalla klk saraya gelirken insanlar at dklar frlatm zerine" dedi. Gzmde canlandrnca glesim geldi. Ulrike de rahatlayarak neeme ortak oldu. Parmaklar ensemde geziniyordu. Yar ak gzlerimin nnde mumlar titreerek yanyorlar-d. Biraz daha eilerek yaklat, yumuak ellerini boynumda ve kprck kemiimin zerinde dolatryordu. ektim. Byle okanmak ne kadar da iyi geliyordu insana. Memelerimin ularnn dikildiini hissediyor, nefes almaya cesaret edemiyordum. Ulrike ince vcudunu benim vcuduma srtyordu. Yumuak elleri kelebein kanatlar gibi hafif bir ekilde gslerime konmutu. Yumuak, yal parmaklar te543 nimin zerinde uuuyordu. Bunun nasl bir duygu olduunu neredeyse unutmutum. Onu yumuak bir ekilde kendime doru ektim. Mumun nnde durduunda dantel gecelii iinden vcudunun hatlarn aka seebiliyordum. Kuan zerek karnn okamaya baladm. Geceliini omzundan kaydrp plak gzelliinden zevk almama zaman brakt. Bacaklarm ayrp kucama oturdu; kpr kpr hareket ediyordu. Yumuak dudaklar dudaklarma konmu, tatl diliyle dilerimin arasnda gezinip damam yokluyordu. Soluu tarn ve gl kokuyordu. Parmaklarm bana ait deillerdi artk; aksine her trl iradenin dnda, kadnn srtnda ve kaba etlerinde dolayorlard. Memelerimin ularn emiyordu. Parmaklar karnmn zerinde gezinirken soluk solua kalmtm. imin slaklna, nce bir sonra da iki parman birden daldrd. Beni kefederken gzleri kapalyd; kendimi sonuna kadar ona brakmtm.

"Sizi yatanza gtreyim, mparatorie'm" diye fsldadnda dediini yapmaktan baka hibir ey gelmedi elimden. O gece, Ulrike Villebois'ya ait olduum uzun, souk k gecelerinin ilkiydi. Onunla geirdiim her geceden sonra, kendimi, kaymak kabna dalm bir kedi gibi, tok ve honut hissediyordum. Onunla geirdiim gecelerin ardndan kendimde yeniden g buluyordum. Rus ar'nn imparator unvann Avusturya dnda tm Avrupa lkeleri itirazsz tandlar. Sarayda yaam olaan geiyordu. Petro da kendini gnlk ilerine vermiti. Petro'nun sfahan'daki elisi Prens Artyomi Petrovi Volyinski, senatonun sabah oturumunda huzura ktnda ben de Petro'nun yannda oturuyordum. Eli yllardr Petro'nun hizmetinde ran'da, bildiimiz dnyann dousunda yayordu. Byk bir merakla onu inceledim: Ya srlm koyu salar kvrm kvrm omzuna dklmt. Sinek kayd tra olmutu; 544 trnaklar da tertemiz ve trplyd. Senato yeleri onun yannda zebanilere benziyordu. Petro elini kaldrarak konumaya balad: "Evine ho geldin, Artyomi Volyinski. Bakyorum da, neredeyse bir ranl olmusun. Domuz eti yemeyi braktn da syleme sakn, yoksa adamakll kzarm bak." Sesinin tonundan sylediklerinin yar aka, yar ciddi olduu anlalyordu. Senato yeleri uysal uysal gldler. Volyinski de gld ve ikinci kez eilerek: "Gerekten de ok oldu gelmeyeli. Ama ok iler baarld, mparator'um!" dedi ho bir sesle. Petro elini havada gezdirerek konumasn yarda kesti. "Bo szlerle zaman geirme! ran'da vaziyet nasl? Bana sfahan'dan sz et!" Eli eildi ve tutuk bir ekilde konumaya balad. "Birka iyi haber var. Rusya zerinden ticaret gittike artyor. Kazak boylarnn nehir kylarndaki saldrlarn byk lde bastrabildik. Bylece kolanbal avyla havyar nakliyatnn gvenlii de salanm oldu." Petro ban sallayarak szn kesti: "Peki, kt haberler ne, Volyinski? Yoksa balklk zerine mi konuacaksn srekli? Seni tanrm. Tam bir diplomatsmdr, temcit pilav gibi ayn eyi anlatp durursun!" Volyinski'nin yz ciddilemiti. "Rus ticaret noktalarna saldrld ve atee verildii doru. Btn lke ayakland; Snr sa salim geebildiim iin krediyorum. ran ah drld..." "Ne?" diyerek ayaa frlad Petro. "Peki bunu niye daha nce sylemedin?" diye bard ve Volyinski'nin koluna iki krba darbesi indirdi. Acem ii pelerininin ipei yrtld ve beyaz tenindeki yaradan kanlar akmaya balad. "Kim drd onu tahtan? Ne zaman? Ne biliyorsan hadi syle!" diye 545 bard ar. Volyinski kam darbelerinden saknmyordu. "Afganl isyanclar, mparator'um, sfahan' ele geirdiler ve imdi bir dehet rejimi sryorlar. Yakp ykyor, yamalayp rza geiyor ve katlediyorlar. rf ve adetleri tm lkede yaylyor, artk kimse, hak hukuk nedir bilmek istemiyor..." Ksa, ancak yerinde bir ara verdi. Petro'nun kafasndan geenleri okuyabiliyordum. Hindistan'a, yani snrsz zenginlie ran'dan geiliyordu; bir keresinde bana byle sylemiti. Altn, gm, bakr, kurun, ya, boya, kemir yn, ipek, meyve ve baharat uzun barkalara yklenip Bat'ya gnderiliyordu; orada deerlerine paha biilemeyen Bat'ya. Volyinski de Petro'nun zihninden geirdiklerini toparlamasn bekliyordu. kisinin de ne dndklerini biliyordum: Rusya, dousundaki komu kralla saldrmak iin daha elverili bir ortam ne zaman bulacakt? Bu kadarn ben bile anlayabiliyordum. Petro byklarn svazlayarak yeniden glmeye balad. "Sadk Volyinski, bu kam darbelerini aslnda hak etmemitin. Bunu sevgimin bir ifadesi olarak kabul et. lerde

samalayacak olursan ve ben de cezan vermek istersem, cezan peinen ektiini sylersin bana!" Ksaca duraklad. "Peki, durum ne kadar kark? syanclar neredeler? Yalnzca Isfa-han'dalar m, yoksa btn lkeye yaylmlar m? Emin olmak istiyorum, o lanet olas Hive Han'nn karsnda uradm hezimeti yine yaamak istemem." Volyinski, Prens Aleksander Berkovi-erkasski'nin bundan birka yl nce yapt o uursuz sefer hatrlatlnca, parmayla ha kard. Hive Han'nn yardmyla Hazar Denizi'nde bir Rus kalesi ina edilecekti. Ama kale inaatna balamadan nce erkasski, denize dkld yerde nehrin yatan deitirecek ve tonlarca altn karacakt. Ama Hive Han bizi ele verdi. erkasski ve adamlar ehir 546 surlar iinde ldrldler. Kafas Buhara Emiri'ne hediye olarak gnderildi. Basz bedeniyse bozkrn kzgn rzgrlarnda ve yakc gnein altnda yava yava kuruyana dek, Hive'nin ehir surlarnda sallandrld. Prenses erkass-ki'nin gzyalar o yldan bu yana dinmek bilmedi ve kadn karalara brnd. ar'm hibir tehdidi bu soylu kadn yas renginden vazgeirememiti. Dikkatimi yeniden Senato'ya verdim. Birka sinek, Senato Salonu'nun yksek kubbeli tavannda vzldayp uuuyordu. ehrin zerinde gnlerdir rzgr esmiyordu. Petro dnk deniz enliklerinde gemileri halatlarla ektirmiti. Neva'nm sular amurlu ve bulankt. lkbaharn iddetli yalarndan sonra, bu defa da yazn bu ilk aylarndaki kavurucu scak btn lkede mahsul bir kez daha tehdit ediyordu. Gne kk glleri ve dereleri kurutmu ve aalar oktan kesilmi eski orman alanlarnda talarn zerindeki yosunlar yakmt. Rusya'y ktlk gnleri bekliyordu. Senatodakiler, salonun renkli camlarndan dolan haziran scann altnda ter dkyorlard. Herhalde imdi sevgililerinin kollarnda ya da kklerinin bahelerinde keyif atmak isterlerdi. Ancak Petro'ya gre, imparatorluk hizmeti yaz izni tanmyordu. Volyinski'nin Senato'daki konumasndan bir ay sonra Rusya ran'a sava at. Rahatlamtm: Sefer, St. Petersburg'un srlarla ve ihtirasla zehirlenmi havasndan beni kurtaracakt. Ayrca Petro ve ben, ak havada ve adr kerevetlerinin stnde birbirimize yeniden yaknlamtk her defasnda. Blumentrost ne sylerse sylesin; on nc kez hamile kalmay denemek istiyordum. Byk bir sevinle sandm hazrlattm; salarmda o kuru rzgr hissetmeye balamtm bile. Hazar De-nizi'ne kadar gvertede kim bilir neler grecektim! 547 Gemiler Neva kylarnda oktan palamarlanmlar, yola kmak iin ertesi sabah bekliyorlard. Rhtm, konvoyumuza refakat edecek yk arabalar ve hamallarla dolup tayordu. Ayrca bu defa, imparatorluun selametinin ve btn mitlerin kendisine bal olduu bir bebek de brakmyordum geride. Kzlarmz neredeyse yetikin birer kadn olmulard. leden sonra, yola kmadan nce, habersizce Anna ve Eliza-bet'i dairelerinde ziyaret ettim. Ulrike Villebois dayanmdayd ; aramzda hkm sren sessiz anlama bana iyi geliyordu. Gzlerimin nndeki scak tablo beni hayrete drd: Natalya Petrovna, stanasmm dolgun gslerini emiyordu. Pembe yanaklar ve gr, kahverengi salarn grnce iime mutluluk doldu. Yaknda yama girecekti. Onun yannda, Mecklenburg Desi'nin kz Anna Leopoldovna oynuyordu. Babasna hi mi hi benzemiyordu. Acaba Yekaterina va-novna kiminle dp kalkm, diye sordum kendi kendime. Anna Petrovna ise ak pencerenin bir kesinde hizmetindeki baz kadnlarla oturuyordu. Kucanda naks vard ve kendi ilemesini nedimelerinden birinin ince iiliiyle karlatryordu. Beni grr grmez kalkp yanma kotu. "Anne! Seni grmek ne gzel! ok endielendim. Herkes ran seferinden sz ediyor,

seni grp gremeyeceimi bile bilmiyordum!" Glmseyerek bana bakt, yz kzard. "O kadar ok ey var ki konuacak!" Ona sarldm, sonra da kollarm iterek ona yle bir baktm. ocuklar nasl bu kadar hzl byyebiliyorlard? An-na'y henz Poltava Sava'ndan bir yl nce dourmam mydm? Anna Petrovna imdi on drt yana girmiti. Teninin duruluu ve parlakl ok houma gidiyordu; babasndan da o derin baklar almt. "Dur sana bir bakaym!" dedim sevecenlikle ve onu kendi etrafnda dndrdm. Benimle acil ne konumak istediini 548 biliyordum; gen Holstein Dk, Petro'ya kzlarndan birisiyle evlenmek istediini sylemiti. Anna, byk olduundan, doal olarak bunu kendine yormutu. Ama Dk'n Eli-zabet'e deli gibi ak olduunu biliyordum. Geen ylki ziyaretinde, kk kzm grebilme umuduyla sarayn nnde, Neva'da yelkenliyle turlayp durmutu. Ama balkona srekli Anna'y yollamtm ben. Gen Dk gcenip geri dnmt. Gene de isteinden vazgememiti. Anna kollarn uzatt ve glerek, dans eden bebekler gibi, kendi etrafnda dnd. zerinde, mat tenine ve kumral llelerine ok yakm glkurusu renginde Musul ii ipek dokuma elbisesi vard. Kzm gen bir kadn olmutu, buna hi phe yoktu. Anna'mn hizmetileri ellerini rparak ark sylemeye baladlar. Bazlar da onunla birlikte dndler. Bu srada Elizabet'in keskin sesi duyuldu: "Sahiden diyorum Anna, byle budalaca davranrsan, deil Dk, bir kyl bile seni isba'sma. gelin gtrmez!" Ona dndm. Kk bir masada oturuyordu, belli ki, karsnda oturan Wilhelm Mons'la domino oynamt. Fildii ve abanoz tahtann zerinde dank birka ta duruyordu. irkin szlerinden dolay ona haddini bildirmek zereydim ki, Wilhelm Mons sze girdi: "arevna Elizabet! Ne kadar yakksz bir konuma. Gen bir kadn iin, iyi bir aileden gelen gen bir adamla evlilie hazrlanmak kadar sevindirici ne olabilir ki?" Grdm kadaryla, Elizabet'e alayl bir ifadeyle bakyordu. Elizabet'in Mons'un kendisini tersleyiine kar kmayp sadece somurtmas beni artmt. Wilhelm Mons'u grmeyeli ok olmutu. Yznden salk ve kuvvet fkryordu. Sarayda, kzmn gen Mons'a tutkunluu alay konusu olmutu. Bugne kadar bunlara pek kulak asmamtm. Ama ate olmayan yerden duman kmazd. Benim bile gzlerim 549 neredeyse hep Mons'un zerindeydi. Elizabet gen bir at gibi soluk solua, bir ta oyun tahtasna ftursuzca vurarak takrdatyordu. Gzlerini tahtaya dikmiti. Yuvarlak yanaklar ani bir kzarmayla alev alev yanyordu. Bir bebek kadar gzel yzn asmt. "Babanla ran'a yola kmadan nce bana iyi gnler dilemeyecek misin?" dedim dosta. Elizabet ayaa kalkp yarm bir reverans yapt. "Sana memnuniyetle iyi gnler dilerim, anne. Ama senden ayrlacak olmama da ardm. Sarayda, senin St. Petersburg'da kalacan konuuluyor!" Szleri sanki pusuya yatm bir Kazak'n oku gibi, aniden ve acyla isabet etmiti bedenime. "Kim sylyor bunu?" diye sordum aknlk iinde. Ulrike Villebois'y arkamda, hemen yaknmda hissetmek iimi rahatlatyordu. Elizabet omuzlarn silkti. "Saray." Bu srada korkmu bir halde kapya bakt. Baklarn izleyerek kapya dndm. Eikte Maria Kantemir ve iki yeni ccesiyle birlikte Petro duruyordu. Son gnlerde Kantemir ve Volyinski ile birlikte kald Petro Saray'ndan yeni dnm olmalyd. Maria Kantemir reverans yapacak oldu; grnyle uyumayan bir kibarlk gsterisiydi bu. Burada, kzlarmn odasnda, gzel bir vahi yarat andryordu.

Sk teik'snm altna ilemeli ipekten dar bir pantolon giymiti. Tunika'smn st ksmn dmelememiti; plak, ince belinde gm bir kemer grnyordu. Bal rengi salar da gmi iplerle rlmt ve kollarna takt kaim bilezikler bileklerini kracakt neredeyse. Omzunda, ikide bir fstk ve iek yaprakla-ryla besledii kk bir maymun oturuyordu. Modaya uyup yzn kire beyazna boyamak yerine, tenini Petro Sara-y'ndaki gnete hafife bronzlatrmt. Darya Menikova 550 onun Finlandiya Krfezi'nde rlplak yzp, Mon Bi-jou'nun akl talar zerinde gnelendiini anlatmt. Puslu, vahi gkyznn aynas olan bu su, onun yannda ehlilemi dendiine gre, dalgalar usulca ayak parmaklarn yalam. "arie'm" dedi Petro kaytszlkla. "Senin de burada olman ne kadar gzel. Bylece seninle de vedalaabileceim!" Elizabet baklarn yere indirdi. Wilhelm Mons'un bana baktn hissediyordum. Bir kalp at uzaklktaydm kendisinden. Anna kesine ekildi. Petro'nun nnde bir reverans yaptm. "Anlamyorum..." diye baladm sze. Petro konumam kesmek iin elini kaldrd. "Kararm kesindir. Byle bir yolculuk senin yandaki bir kadna gre deil. Burada kalp kzmzn evliliiyle ilgilenmelisin. Hem burada devleti ynetecek birine de ihtiyacm var." Szlerinin tonunda kesinlik vard. Bana doru eildi. Byklarnn kllar kaytszca alnm svazlad. Gidip kzlaryla kucaklap vedalat. Elizabet Petrovna'ya sarldnda o da iyice sokuldu ona. aresiz kalmtm. Petro, Natalya'ya eilerek onu havaya kaldrd. Bu srada, yzne bile bakmadan gen stannenin beyaz, dolgun gslerini okad iltifat edercesine. "Uzun zaman burada olmayacam. Kalbindeki yerimi koru, mparatorie'm" dedi ylesine ve kk kzna bir veda pc kondurdu. Bu srada Maria Kantemir'in omzun-daki maymun srayarak kk masann zerinden birka domino ta kapt. Onlar fstk zannetmi olacak ki, hayal krklyla cyaklayp etrafa frlatt. Hepsi tangr tungur parkenin zerine sald; nedimeler toplamak iin hemen yere meldiler. Maria Kantemir elinden hi eksik etmedii kk dal parasn havada savurdu. "Gel buraya!" Sesi odada yankland. Maymun sinerek ona itaat etti. Petro glerek, 551 hepimizin nnde dudaklarndan Maria Kantemir'i pt "Tam bir mparatorie gibi benim Hanmefendim!" dedi mest olmuasma. Kadnn gzleri, ormann karanlndan, karargh ateinin na doru bakan bir hayvanmkiler gibi parlyordu. Baklar beni aryordu. Bu baklardaki tehdit ok akt. Petro sefer sonras, kocam olmayacakt artk; bundan adm gibi emindim. ok ksa bir kahkaha att kadn; sert rzgrla arpan bir kap gibi. Petro ve Kantemir oday terk ederlerken herkesten ok eilerek reverans yaptm. Kararm kesindi: Sonuta, hayatm beni bugne dein ne kadar biimlendirdiyse ben de hayatma o kadar yn vermitim. Kadn anlamt. Onu daireme ok ge saatte artmtm. Bana yapt bu ziyaretten kimsenin haberi olmamalyd. Kendisini, skntl yallk ryalaryla dolu bir uykudan uyandrm olmalydm; nk salar darmadankt. Ama teni gecenin karanlnda narin ve bembeyaz parlyordu. erkez kzlarnn soydan gelen bir zelliiydi bu ten. stanbul'daki sarayda il il altn saylyordu bu kzlara. Babalar, kz ocuklar daha emzikteyken derilerine kk bir izik atp sr iei bulatrlm kan damlatyorlard bu yaraya. Kk kzlara bu ekilde bulatrlan hastalk, insanlardaki iekten daha hafif geiyor ama onlar bu hastaln ykc ya da ldrc trnden mr boyu koruyordu. Yalanmt, onu son defa kkn mutfanda, A Johann Felten'in imparatorluunda grdmden bu yana, ok

zaman gemiti. Yllar boyunca yapt hizmetlerden dolay kendisini yeterince dllendirdiim halde mutfakta, Felten'in yannda almaktan baka bir istei olmamt. Moika'nn ardnda, nc ara sokakta ona tatan bir ev yaptrtmtm. Kz Yelena'ya 552 iyi eitim aldrtm, ykl saylacak bir cep harl balatmtm. Bugn iki olu da Preobraenskoye Alay'nda subayd. "ran! Pekala" demiti. Hemen bu gece teberisini toplayacakt. "Peki, mparatorie'm. Oraya daha nce hi gitmemitim." Sonra da, her yere kolayca girip kan solgun bir glge gibi, ehrimin parlayan gecesinde kaybolup gitmiti. Petro, kafilemin iskeleye yaklatn grnce herhalde gzlerine inanamamt. Kaderimizi belirleyecek olan dnn ve bugnn hi kimseye ait olmayan diyarnda salnp duruyordum. At ua benim iin zengiyi tuttuunda ve iki gen seyis eyere oturmam iin beni yukar kaldrdnda, kendimi birden gen bir kz gibi hissettim. nce kam hafife dokununca, ksram emin admlarla yola koyuldu. Klk sarayn ana kapsndan darya ktk hep birlikte. Bir daha arkama dnp bakmadm. Acaba beni grnce Petro ne yapacakt? Beni hemen bir manastra m kapattracakt? Beni rezil edip daireme geri mi yollayacakt? fkeyle beni krbalayacak myd? O sabah, hepsi olabilirdi; bunu biliyordum. Ama, sanki korkacak bir ey yokmuasna, gururla atmn srtmdaydm. Berrak mavi gn suyun zerinde ykselirken martlar iri bir av umuduyla havada tyorlard. Her yer insan kaynyordu: Tayfalar, tayfalarn szlanan sevgilileri, harl harl alan miolar, omuzlarna rengrenk kular ya da ufack maymunlar alm hokkabazlar. Katrlar ve atlar yk arabalarnn yolunu tkyor; arabaclar kfrler savurup inedikleri ttn tkryordu. Kantinciler ve seyyar satclar yolculuk srasnda gerekli mallar pazarlyorlard. Kumalar, tabaklar, tencereler, ipler, deniz yolculuunda gereken ara gereler, uur getiren eyalar, ikonalar, deniz tutmasna ve 553 fil' dier ar szlara kar uruplar, hanerler, Acem palalar. Bu renkli, cvl cvl kalabaln arasnda, olup bitenleri denetleyen silahl muhafzlar devriye geziyorlard. Petro'nun hkmettii dev imparatorluun tm dilleri havada birbirine karyordu. skelelerin yaknnda, dalgalarn zerinde bir yn gemi salmyordu. Bunlar uzun gvdeli, direkli ve sadece birka armlk su ekme yetenei olan alt dz teknelerdi. Bunlarn, Hazar Denizi gibi s sularda yolculuk yapmak iin uygun olduunu bana Apraksin anlatmt. Bylece nehirlerdeki saysz slk ve kumluklar bamza dert amayacakt. Gemilerin bayraklar rzgrda oynayor, tayfalar byk bir hnerle bir direkten dierine zplyorlard. O kadar ok gemi vard ki, hepsinin rhtma demir atma ans olmamt. Aktaki firkateyn ve dar gvdeli mavnalarn yanna sandallar gidip geliyordu. yle yklydler ki, gvdelerinin byk bir blm sulara batmt. Gzcler ve denizciler kaygyla yklemeyi denetliyor, neyin nereye, nasl yklendiine byk bir zen gsteriyorlard. Uzaklardan, Petro'yu grdm; yaz atnn zerinde oturuyordu. Kazak rehberiyle birlikte bir haritann zerine eilmiti. Menikov da hemen yannda, atn zerinde oturmu, grtla paralanrcasna talimatlar yadryordu saa sola. Petro yanma iyice yaklatmda ban kaldrp bakt ancak. Bir mr kadar uzun sren bir bakt bu. Yznde hibir ifade yoktu. Yznn bir iki kez seirdiini grdm. Bunun pek ok anlam olabilirdi. Birden sanki tayfalar da eyalar, silahlar ve toplar daha yava ykler oldular. Damarlarnda krmz kan dolaan, yrei lk

lk arpan kim varsa, imdi hepsi nefesini tutmutu. Atm sakin bir ekilde srerek Petro'nun aygrnn yanna sokuldum. Atlarmz tank olduklarndan, huzurla birbirlerinin koumlarn koklamaya koyuldular. Menikov glmseme554 sini, ksrnn ve hzla azna gtrd elinin ardna gizledi. Petro hl bir ey sylemiyordu. Parmaklarn dubi-tf'snm zerine koyduunu grdm. stem d bir hareketle biraz daha dikletim oturduum yerde. Gzlerim onunki-lere odakland ve sessizce, yalnzca onun duyabilecei bir tonda, "Tek bana ran'a gitmene izin vereceimi mi sandn gerekten?" dedim. Bir sre sustu. Sonra da ban sallad. "Hayr. Dorusunu sylemem gerekirse, bunu dnmedim, matka. Paskalya'yla Epifani Yortusu nasl ayn gne denk gelmezse, sen de beni brakmazsn." ekti, rahatlamt. Eildim ve herkesin duyabilecei bir sesle: "ar'm, gecikmemi ho gr. Btn hzmla emrini yerine getirmeye altm. Size elik etmemi istemekle beni ok onurlandrdnz, bunun iin size mteekkirim. Umuyorum yola knz geciktirmemiimdir. Eyalarm nereye ykleteyim?" dedim. Petro, bir utan dier uca atyla liman dolaan Eli Vol-yinski'ye doru dnerek ona bir iaret yapt. Volyinski al atyla gelip yanmzda durdu. Austos sabahnn boucu havasnda narin Arap atnn burnu kpk iindeydi. Hayvann gzlerinin evresinde sivrisinekler uuuyordu; huysuzca kprdanmaya balad. Volyinski ban edi, bir yandan da etrafmzda olup bitenleri izledi. Petro ona: "Volyinski, mpa-ratorie'nin sandklarn benim firkateynime yklet. Kabininde tm ihtiyalarnn karlanm olmasna da dikkat et" diye emretti. Volyinski bir sre aknlk iinde bakt. Gzlerini hemen indirecek kadar akllyd. Ban sallayarak atn Petro'nun kalyonunun bulunduu yne doru srd. Yklerini tayanlarn liderine elimle iaret ederek geminin bulunduu yn gsterdim. Dilini aklatt. Katrlar, hamallar ve yk 555 arabalar miskince harekete geip, Volyinski'nin ardndan gemiye doru yneldiler. Petro'ya dndm, birka basit ve gzel ey sylemek istedim. Tam bu srada yanmzda bir tahtrevan durdu. Aracn gvde ve kaps rengrenk boyal ve altn kakmalyd. stnde Moldavya bayra dalgalanyordu. Kalarm attm. nce bir el perdeyi ekerek at. Petro birden arkasn dnd. Maria Kantemir, sorgulayan baklarn Petro'ya yneltmeden nce beni szd. Petro eilerek onu dudaklarndan pt. "Yolun ak olsun hayatm" diye mrldand bu arada. Bana dnerek, "Kateri-nuka, seninle gvertede grrz" dedi. Kalabaln arasnda ikimiz ba baa kalmtk. Atmn zerinde doruldum. "Ne zamandr tahtrevanla yolculuk ediyorsunuz? Yoksa ata binmeyi unuttunuz mu? mparatorie'niz bile ata binebiliyor" dedim alay edercesine. Gzlerinde, sebebini pek anlayamadm pikin bir ifade vard. Gld ve elleriyle akta kalan salarn okad. "Nasl olur mparatorie'm! Bilginiz yok herhalde. Bu hi affedilir bir ey deil dorusu, hem de hi." Ban yapmack bir krgnlkla sallad. Yaz scana ramen, yreimi bir soukluk kaplamt. "Majesteleri'ne bir oul verme erefini tayorum" diyerek gld. Serin bir rzgr arkamza aldmz iin bir sorunla karlamadan Moskova'ya ulatk. Gvertede asker ve tayfalara ska grnmeye zen gstermitim, hatta onlarla bir iki ho sohbet de etmitim. Petro'nun Volyinski ve dier adamlaryla yapt grmelerde de yerimi alm ve haritada rotamz izlemeye almtm. Moskova Irma, bana bir deniz kadar geni grnen bir nehre, Oka'ya dklyordu. Bu top-

556 raklarda nfus youndu; ovalar ok bereketli olmalyd. Ancak iki yaz st ste gelen kuraklktan onlar da nasiplerini oktan almlard. Yine de demirlediimiz her yerde, hem Voyvodalar hem de ky halk bizi alglarla karlyor, Tatar hizmetilerin omuzlarnda taman hediyeleri gemilere ykletiyorlard: Kuzu, inek ve domuz gibi yeni kesilmi hayvanlarn etleri, kesilip yolunmu kmes hayvanlar, flarla bira, votka ve fnaps; tulumlarla ayran, frndan yeni km sert, siyah somun ekmek; yumurta, eki lahana, tuzlanm balk ve soan turusu hediyeler arasndayd. Petro hepsini minnetle ve yal gzlerle kabul edip onlara merhamet gstereceine sz veriyordu. A ocuklar, bir nehirde gzden kaybolana dek gemilerin^renkli bayraklarndan ayrmam-lard gzlerini. Nini Novgorod'a tam zamannda varmtk. Yazn, Ku-zey'in ottopel'iyle sular ykselen Volga'y gemek daha da kolayd. Yine de gemilerimiz kk adacklara ve kumluklara oturup kald. Rzgr ters ynden esiyordu; kzgn yaz sca miskince amursu dalgalarn zerine kmt. Petro'nun ky gzcleri, hlamur ormanlarnn kayranlarnda, uzun yaylarn omzuna takm Tatarlar gzlyorlar di. kk elmack kemiklerinin zerindeki ekik gzleri, karga kanad gibi siyah, dz ve uzun salar ve tunika'Yas zerine sardklar postlarla dehet verici grnyorlard. Atlarn kesip yerler, diye anlatlmt; bu yzden fazla koturmazlarm hayvanlar. Halk olarak, adlar tembel ve hrsza kmt. Bu yzden de Volyinski gvertedeki nbeti saysn iki katma kartmt. Kendini iyi hissettii zamanlarda Maria Kantemir de temiz havaya kyordu. ki hizmetisine oflaya puflaya gverteye tattryordu kendini. Karn belirgin bir ekilde bymt artk. Karnnn yuvarlak deil de sivri olmas beni 557 korkutmutu. Ayrca teni de birden ktlemiti. Bu, bir erkek ocuu tayor anlamna geliyordu. lkesine zg rengrenk tunikdXzx giyiniyordu ve gvertedeki karlamalarmzda ounlukla solgun grnyordu. Geminin sallanmas onu daha da hasta ediyordu. Kt ruhunun bedeninden ayrlmasn can gnlden diliyordum. Petro ona gz gibi bakyordu. Bu yzden de her gn kadnn salyla ilgili bilgi almaya zen gsteriyordum. erkez hizmetim Yakovlevna'yla ona ifal otlar, iksirler, uruplar yolluyordum. Yal kadn, Marie Kantemir'in balangta bunlara biraz burun kvrdm anlatmt. "Benden arie'nin kaynattrp yollad eyleri imemi beklemiyor-sundur herhalde?" diyerek alay etmi, sonra da iecei Yakovlevna'nn ayaklarnn dibine boaltmt. Sonra da yeniden kusmak iin komutu. Sonunda armaanlarm kabul etmeye balam, hatta bir sre sonra, bunlar aldrmak iin birilerini gnderir olmutu. Kazan' getikten sonra suyun hz artt. Gl akntlar gemilerimize hzla yol aldryordu. Nehrin her iki kysnda da grlmeye deer pek bir ey yoktu. Buradaki Kazak ve Kalmuklar yle kt ve yle vahilerdi ki, brakn ky kasabay tek bir iba bile yoktu. ariin ehrinin ardnda kalan ssz, kumlu ve tarma elverisiz bir blgede demirledik ve Petro, Johann Felten'e gvertede akam yemei hazrlamasn emretti. Petro bu seyahatte de eski alkanlklarndan vazgememiti. Flarca iki iilmeyen tek bir akam dahi ge-irmemitik. kinin yannda taze balk, yabanrdei ve sebzeli blini yedik o akam. Kk masada, Petro'nun karsnda yerimi alm, bardam da azna kadar doldurtmutum. Artk hava, gece olduunda bile scak l rzgrlaryla yanan gn aratmyordu pek; serinlemek iin her defasnda batan aaya ykanyordum. Scak tenimden, Yakovlev558 na'nn vcudumu ovduu kremin kokusu ykseliyordu. Pet-ro'yu Maria Kantemir'in kabininden karken grdm. Bir eliyle kemerini balamaya alrken dier eliyle terli salarn dzeltiyordu. Ondan birka dakika sonra da Maria Kan-temir kt

gverteye. Hl Petro'nun arzularn yerine getiriyor olmak pek houna gitmiyordu anlalan. Kydaki mealelerin ve dolunayn nn altnda gzleri daha da kk grnyordu. Aramza oturdu ve sunulan taze meyveyi bayla tersleyerek geri evirdi. Ama Petro onun elini tutup parmaklarn at ve ceviz byklndeki zmleri almas iin onu zorlad. "Ye" dedi tehdit edercesine. "Salkl bir olan istiyorum. Anne iyi beslendii zaman ocuk gl douyor" dedi biraz daha neeli bir tonla ve yanamdan makas ald. "Doru deil mi, Katerinuka, Elizabet'e hamile olduun srada bir at gibi yemitin, benim gl Katerinukam. Hadi, gzel Ma-rie'nin tad iko erimizin erefine ielim! Rusya iin gl bir oula!" Taze, kpkl biradan iip geirdi. Marie eliyle azn kapad. Kire gibi bembeyazd yz. Dnceli grnyordu. "Maria, Yakovlevna'yla gnderdiim ieceklerin bir yarar olmad m?" dedim merhametli bir sesle. Ban gszce sallamakla yetindi ve rd. Petro bana aknca: "Ona kadnlarndan biriyle ila m yolluyor-sun?" diye sordu. Omuzlarm silktim ve hafife glmsedim. "Elbette, ar'm. Salkl bir ocuk dourtmada erkez Yakovlev-na'nn zerine yoktur." Kadehimi onunla hafife tokuturarak kafama diktim. "Bu zahmetli yolculukta insan daha da dikkat etmeli" dedim, laf olsun diye. "Bak sen" dedi armasma ve dilerinin arasndan bir klk kard. Klk yle uzundu ki, dalgnlkla, barut ve t559 tnden kararm trnaklarn temizlemeye balad. Maria Kantemir ise, leden sonra Felten'in adamlarnn tuttuu kara mersin baln didikliyordu keyifsizce. "Ne yani, seyahatin sevgili Prenses'imize iyi gelmeyeceini mi sylemek istiyorsun?" diye sordu Petro bir kez daha. Zorlanmadm halde, gzlerimin dolduunu hissettim. Bir iki damla yanaklarmdan szld, alamamak iin kendimi zor tuttum. "Hamile bir kadn iin byle seferlerin ne denli riskli olabileceini, len ocuklarmn ardndan ektiim aclardan sonra ben bilirim" dedim bouk bir sesle. "Bu yzden de, Yakovlevna'nm, Maria Kantemir'le ilgilenmesine zen gsteriyorum." Petro elimi tutup pt. "Alama, benim iyi kalpli Kateri-nukam. Tasalanma, mparatorie'm. Bu ocuk dnyaya salkl gelecek" diye beni teselli etti. Bir an dnd ve karanlkta gzleri alkla parlayan Maria Kantemir'e dnd. "Astrahan'a ular ulamaz orada bir daireye yerleirsin. u Yakovlevna da hep yannda olur" dedi. Maria Kantemir kar kmak istediyse de araya girdim. "Ama nasl olur, ar'm! Ama Yakovlevna'ya benim de ihtiyacm var! Kimse toz ve ieceklerimi onun kadar iyi hazrlayamaz! Onun ifal uruplar olmadan uyuyamam! Onu benden almamalsn" diye szlandm. Petro tereddtte kalmt, bunu grebiliyordum. Sonunda Maria Kantemir de sze girdi. Szleri, mealeden szlp suyun simsiyah yzeyine damlayan ziftin tslamalarna kart. "Yal kadn olmadan Astrahan'da kalmam. Hazrlad iecekler bana iyi geliyor, bu yzden de onun benim maiyetimde olmasn istiyorum" dedi, benimle inatlarcasma. Petro da ban sallayp hafife elime vurdu. "Sama, Ka-terinuka. Uyku ilacym, kocakar zrvalar bunlar! Sava meydanna ktmzda kemiklerin yle yorulacak ki, yal 560 kadna ihtiyacn olmayacak! imdi nemli olan, arevi'in salkl domas."

Bam uysalca salladm. Maria Kantemir ar'm elini pt. "Efendim, izin verirseniz, ayrlmak istiyorum. Prens'in dinlenmeye ihtiyac var" dedi kararl bir ekilde ve ince elini i karnnn zerine koydu. Petro ve ben bir sre hibir ey konumadan oturduk. Alev nn tenimde hafife oynatn fark ediyordum. Petro, yasemin ve sandal aac kokumu alacak kadar yaknmda oturuyordu. ne doru eilerek kadehini doldurdum. Ak salarm plak koluna srndler. Bu srada bana bakan gzleri ay nda parlyordu. "Katerinuka, birlikte yeniden sefere kacamz kimin aklna gelirdi! Sensiz hibir kararghn tad yok" dedi ikinin verdii sarholukla glerek. Dolgun buklelerimi arkaya doru toplayarak okad eliyle. Sonra da boynumdan aaya, giysimin ince keteninin altnda parldayan gslerime kaydrd elini. ektim ve sandalyemden kalkp dizlerimin zerine ktm. Parmaklarm pantolonunda kendiliinden yolunu buldu ve dudaklarmla onu sardm. Azmda byd. Elleri hafife salarmn diplerini trmalyordu. Ardndan, ikilerimizi tazeleyerek kadehini havaya kaldrd. "Bir olan olacak, deil mi Katerinuka?" "Elbette, ar'm. arevi'in erefine!" Glerek onunla kadeh tokuturdum. Ayn nne gelen bir bulut gzlerimdeki ifadeyi gizledi. erkez hizmetlim Yakovlevna, Maria Kantemir'le Astrahan'da kald. Binlerce kulesi olan inko atl, tatl meyvelerin yetitii ve sularnda ay nn oynat Astrahan ehrinde. Yal kadnla kez perek vedalatm. "Bar seninle olsun, anacm" dedim, Eli Volyinski'den duymu olduum bir selamlamayla. "Kalbin kederden uzak, 561 gece uykularn huzurlu olsun. Tanr seni ve yaknlarn korusun Prenses'im, sen iyi bir insansn" diye karlk verdi kadn. Giderken omuzlarna vurduu heybelerde kese kese altn vard. Bunlarla mrnn son demlerini rahatlk iinde geirebilirdi. Astrahan nlerinde hayvan kesip, ekmek piirdik ve bira mayaladk. Ayrca, bizim geliimizle kendilerini yeniden gvende hisseden Rus tccarlarn verdii hediyeleri kabul ettik: Kavun, karpuz, elma, eftali, kays ve zm gemilere yklendi. Gemilerimiz temmuz aynn yakc scanda Hazar Denizi kysndaki Derbent'e yelken at. Yirmi bine yakn piyade bizimle geliyordu. Yz binden fazla adam da bizi karadan izleyecekti. Sonunda Derbent'e vardmzda, adamlarn gzlerinde, Prut seferinde grp korktuum, o lgnln belirtileri vard yine. Yorgunluk, ar scak, alk ve susuzluk herkesin akln bandan alyordu. Drde blm olmamza ramen, kumanyamzn yetersiz olduu ortaya kmt. Dar gvdeli ikmal mavnalar Hazar Denizi'nde kan bir frtnada batmlard. Gzlerimizin nnde binlerce at alktan telef oluyordu; gene de yasz etleri adamlarmz ayakta tutmaya yaryordu. Felten'le birlikte, gten dm atlarn kesimini denetliyordum. Scak havada tan zerinde kaynayan kann kokusu midemi kaldryordu. Adamlar iren eti istemeye istemeye yiyordu; ama Bak'ye kadar ilerleyebilmek iin g toplamalar gerekiyordu. Baku Ha-n'nn bizi dosta karlamasn bekliyorduk. Ayrca Petro, Han'n sahip olduu refahtan pay almak istiyordu. Suyun zerinde bile yanan neftya adnda esrarengiz bir madde kartyordu. Kararghta bir kenara ekilip dinlenmek yerine, Petro'nun talyan banyocusunu arttm adrma. Hastalarn bulunduu adrdaki yank ve gne arpmasndan yak562 nan son hastalarn da pansuman ettikten sonra, akama doru yanma geldi. Eilerek selam verdi ve ikram ettiim souk ayran teekkr ederek ald. "mparatorie'm, sizin iin ne yapabilirim?" dedi, Gney Avrupa'daki memleketinin o scak tonunu hi kaybetmemi sesiyle. "Taze talk pudranz m arzu ederdiniz? Sandmda biraz kald. Marihuana suyunuz, korkarm kurudu."

Glerek bam salladm. "Bunlarn hibiri, usta. Salarm kes" dedim ksaca. Bir sre bana bakt. "Efendim, mparatorie'm?" diye tekrarlad pheyle. Uzun ve kaln sa rgleri olmayan bir kadn, onun gznde, bir kadn deildi. "Salarm scakta, askerlerin yanndayken beni rahatsz ediyor. Beni bouyor -ve bamn derisi gnein altnda birka dakikada kaynyor. Kes gitsin" dedim. Su dolu bir testiye uzand; ama bam salladm. "u sra su bizim iin ok deerli. Kuru kes." taat etti. Usturay dedirmeden, parmaklaryla tatl tatl bastrarak bamn diplerini ovalad. Ensemde keskin madenin soukluunu hissettim. Derbent evresindeki dalarda yaayan kadnlar gibi bartsyle rttm bam. Birliklerin arasnda btn gnm bu ekilde geirebiliyordum. Akam, Petro masann zerinden bo bir ifadeyle beni szd ve hibir ey sylemedi. Konumaya baladnda ise szlerinde kesinlik vard. "Artk Bak'ye kadar gidemeyeceiz, matka." Siyah ekmei ayrana banarken, "Neden gidemeyeceiz, Efendim?" diye sordum. Yant onun yerine, bizimle birlikte yemek yiyen General Matyukin verdi: "Askerler otuz gn daha yrrlerse lrler, arie" dedi yalnzca. Petro da, ekmekten bir para koparp, Felten'in bir yerlerden mucize eseri bulduu clz bir tavuun kanadyla yedi. 563 "Biz Astrahan'a geri dnyoruz. Havalar biraz serinlediinde ve adamlar yeniden g topladktan sonra sefere devam etmek zere Matyukin burada kalacak." Konumaya devam etti; bu arada yz biraz aydnlanmt. "Hem ben de bylece, Moldavya Prensesi olumuzu dnyaya getirirken onun yannda olurum." Matyukin son ikiyle doldurulan bardan havaya kaldrd. "arevi'in erefine ve annesi, Prenses Kantemir'in salna." Bunu sylerken baklarn benden kard ve bardandan yalnzca ufak bir yudum ald. Bense sylediklerine katlarak kadehimi bir dikite boalttm. Petro'nun, Maria Kantemir iin hazrlatm olduu bask, serin ev, sessizdi; terk edilmi bir hali vard. Yumuak minderlerin zerinde oturup gevezelik eden kadnlar yoktu. Ayak bileklerindeki zilleri mgrdatarak souk ta demelerin zerinde telala kouturan plak ayakl hizmetiler grnmyordu ortalkta. Petro'nun burada brakt Moldavyal muhafzlar da kaypt. Petro ve ben maiyetimizdeki be kiiyle birlikte, atlarmzn stnde evin i avlusunu dolayorduk. Yanmzda bir iki asker, A Felten ve eek zerinde bize elik eden iki cce vard. Avlunun zerinde kular tp uuuyor, konup kalktka buradaki dut aacnn yapraklarn hrdatyorlard. Duvarlardan birinde gri mermer emeden su akyordu. nndeki yalan ii rengrenk, parlak talarla denmiti; altn renkli balklar yzyordu suyunda. Havay, avlunun bir kesindeki mangalda yanan tatl bir sandal aac kokusu sarmt. Ama bu kokuya karan eki bir koku daha vard. Ortalkta kimsecikler yoktu. Attan inip elimi emenin durgun suyuna daldrdm. Uzun at yolculuundan sonra yzmdeki tozu ve teri ykamak ne kadar da iyi gelmiti! 564 Bam yukarya kaldrdmda, stunlarn arkasnda kaybolan arafl birini grr gibi oldum. Petro perdeleri kapal odalar dolarken ben de peinden gidiyordum. Adm-larndaki tedirginlii yreimde duyabiliyordum. Petro, Maria Kantemir'i birka hafta nce brakt odann kapsn iterek at. Youn bir kfur ve nane kokusu nefesimizi kesti. Bizi daha avluda karlayan o eki koku, odann iinde nefes almay zorlatracak kadar youndu. "Pf, amma da iren!" dedi Petro. Glkle nefes alabildiinden koluyla azn ve burnuna kapad.

Baklarm hzla Moldavya Prensesi'nin yatann durduu blmede gezdirdim. Kilimler rtlm yumuak bir divann etrafnda minderler diziliydi. Yanmdaki alak, fildii kakmal bir masann zerinde, gm tepside bir fincan nane ay duruyordu. Parmam tatl iecein iine soktum. Souktu. Mermer kapl zemine ipek hallar seriliydi. Bo yataktaki pamuklu araf, sanki kalkan kiinin ok acelesi varm gibi geliigzel almt. Kirliydi ve ok iren kokuyordu. Sedefli abanoz bir paravann nnde, azna kadar youn, sarms bir svyla doldurulmu in porseleni bir kase vard. Yatan civarndan gelen kokular yle pisti ki, kfurun o keskin buhar bile kr etmiyordu. Petro hafife ksrd ve: "Maria? Maria? Hayatm, neredesin?" diye seslendi. Sesi yksek kubbeli tavanda ksa bir sre yankland. Ardndan bir grlt duyduk. kimiz de paravana doru dndk. Siyah paravann arkasnda, skca sarnp brnm zayf bir karalt belirdi. "Buradaym, ar'm" diye karlk verdi kadn. Sesi peenin altnda boulur gibiydi. Petro hzla yanma gitti ve rtsn kaldrmak istedi. O ise alas bir gle Petro'yu bileklerinden yakalad. "Brak ben yaparm. Buna altm artk" dedi sakince. 565 Divann zerine kverdim; merhametli bir loluk bana kucan amt. Maria Kantemir ise, rtsn kard, Acem sabahnn merhametsiz nda rlplak dikildi karmza. Petro grd eyin dehetiyle lk att. Elini azna gtrerek geri ekildi. Yakovlevna'nm ve bir ocuk hastalnn nelere yol aabileceini grnce tiksintiden lk atmamak iin ben bile kendimi zor tuttum. banlar, Moldavya Prensesi'nin o esiz gzelliini mahvetmiti. Ba irinli yaralar iindeydi; opurlam kafa derisinden sallanan be clz tutam dnda tm salar dklmt. Teni, o bebek tazeliini ve kendine zg altn rengini kaybetmi, grimsi, soluk bir renk almt. Yznn kusursuz hatlar derin, ukur yaralarla bozulmu, siliklemiti. Dudaklar ince ve kanszd, beyaz dilerini zar zor rtyordu. Hastalk, vcuduna da musallat olmutu. Memeleri, ne frlam gs kafesinden dmdz ve prsk bir biimde aaya sarkyordu. Kollarnda yolunmu, iltihapl taze banlar grnyordu. Gzlerim memnunlukla karnna odakland. Dz ve ie kkt. Maria Kantemir kocamdan bekledii ocuu kaybetmiti. Bacaklarnda kanmaktan yaralar alm, vcudu kupkuru bir kemik torbasna dnmt. Birden, vahi bir kedi evikliiyle, zerime atlmak istedi; Petro kadnn karsnda put gibi kalakalmt. Askerlerden biri kadn zamannda yakalad ama kadn yine de fkeyle tkrerek beni srd. Scaktan ien ayaklarmn zerinde doruldum ve, "ar' evden karn. Burada bulac iek var" diye emrettim. Petro itiraz etmeden refakatilerle birlikte oday terk etti. Arkasna bir kez daha' dnd; ama Maria Kantemir'e deil, bana bakt yalnzca. Gzlerindeki adsz deheti okuyabiliyordum. Bana bakarken ne grmt acaba? ri, gl, Derbent 566 llerindeki dikenler kadar ksa salar olan bir kadn m? ocuklarnn annesini mi, yllarn birlikte geirdii karsn m, yoksa imparatorluun imperatria\vsx\ m? Odadan ayrld ve beni, yapacaklarmla ba baa brakt. "Onu sk tut" diye emrettim askere. yice yanma sokuldum ve baklarm, kurbannn zerine a ren bir rmcek gibi, yakalad donuk gzlerini. ok emin olduu oyunda galip gelen ben olmutum. "Prenses" diye fsldadm tatl bir dille. "Gzelliine ne oldu? Ya byk umutlar baladmz o arevi'e? Ne korkun! iein tam da Astrahan'da kuduraca kimin aklna gelirdi ki!" Boazndan siki skya tutulduundan, zorlukla nefes alyordu. "ans ite!" dedim. Tkrd. Bu zehirli tkrkten kendimi son anda kurtarabildim. "eytan kadn!

Senin o yal cadnn ii bu, biliyorum! Bu hastal bana o bulatrd! Kan ald vcudumdan gya, arkasndan da ateim ykseldi! Her eyin sorumlusu o! Ama bunu deyeceksin!" diye cyaklad. "Her eyi istiyordum! mparatorie olacaktm! Olum Rusya'y ynetecekti! Kaybettiim imparatorluumun tazmini olacakt bu!" Gldm ve ellerimi kaldrdm. "Nefesini harcama bouna utanmaz yosma" diye yant verdim. "Daha da fazlasn hak etin aslnda. Mademki yal kadnn suu bu, o nerede imdi? kence ettiimizde suunu itiraf eder!" Maria Kantemir i ekti ve bana bir kez daha vurmaya yeltendi. Ama asker onu yle sk tutmutu ki, kadn acyla bard. "Gitti! Dierleri gibi o da gitti! Hastalannca hepsi gitti. ocuumu tek bama kaybettim. Kimse bana yardm etmek istemedi" diye alad. "Sana m acyaym, kaltak?" dedim acmaszca. Ona kar nefretim ve geen yl boyunca hissettiim tm aalanm567 ln fkesi dudaklarmdan dklvermiti. "Benim iin aklndan geirdiklerin bunlard demek, yle mi? Tek basmasn ha? Byle de kalacaksn! Artk ar seni grmek istemeyecek. Kimse seni grmek istemeyecek artk. Ama bence bu kadar bile az sana! Burada, bu evde kal da gr! Hi bitmeyecekmi gibi bo zamannn olaca gnlerde kendinle ba baa kalp yaayan bir l olacaksn. Vakit geirmek iin elinde yalnzca anlarn var. Drdn piin ve srdn ksa aaann anlaryla yaayacaksn." Odadan karken, haykrlarn duymayaym diye asker kadnn azn kapatt. Avluya gelinceye kadar bekledim adam. Petro muhafzlaryla birlikte gemilerin yaknndaki kararghmza gitmek iin oktan ayrlmt oradan. Bense avlunun kapsnn byk anahtarn yuvasnda evirdim; kilit arkamzdan doygun bir akrtyla yuvasna oturdu. Maria Kantemir'e giri kapsndaki bir delikten bir kap yemek ve su vermesi iin, Volyinski araclyla, yal bir kadna para verdirttim. Eer gnn birinde, evin nne koyulan yemeklere el srlmeyecek olursa, Astrahan'daki ev atee verilecekti. Ama ben onun hastal atlatmasn ve daha uzun yllar yaamasn arzu ediyordum. ran'la sava ancak izleyen yln sonbaharnda sona erdi. Aleksander Danilovi Menikov'un, konanda grkemli bir kyafet balosu verdii bir eyll gnyd. Ben, iinde neredeyse kprdayamadm elmas ve altn ili Venedikli bir fahie elbisesi giymiken, Petro bordo renkli bir kardinal cppesi giymiti. Bir haberci, Baku dolaylarndaki General Mat-yukin'in zafer haberini getirerek elenceyi bld. Petro, Alekaa'syla birlikte, zel dairesine ekildi hemen. Yeniden grndklerinde zerlerinde, gslerinde Aziz Andreas Nian takl Preobraenskoye Alay'nm koyu yeil niformasn tayorlard. Menikov, zaferi sevin nidalar ve Fran568 sz ampanyas ielerinin mantarlarn aan saysz klcn akrtlar arasnda duyurdu. Birka dakika gemeden ehrin tm anlar almaya balad. Petro davulu eline alarak gece boyunca ald; bense hi durmadan onun kadehini doldurdum. Gece yars olmadan bin ieden fazla ampanya iesi boaltlmt. Petro'nun egemenliinde bar iinde geecek biricik yla girilmiti. 569 DOKUZUNCU BLM m 1 damn yzn grmeye alyordum. Ancak tm grebildiim eri br kamburu ve kaba, almaktan kzarm elleriydi. Ellerini yalvarrcasna, kk kabul salonunun mermer demelerine koymutu. stndeki gmlein her yeri yama doluydu; kafasnn uyuz olmu derisini grebiliyordum. Samanla doldurulmu yrtk

prtk deri iindeki ayaklar korkudan titriyordu. Bir sre sonra baklarn kaygyla odada bulunan eyalarn zerinde dolatrdktan sonra benim zerimde odaklad. Petro yanmda, parmaklarn sabrszca sandalyesinin dirsekliine vurup duruyordu. "Eee? Tanyor musun onu? Yoksa yalan m sylyor it? Eer tanmyorsan, kstahlndan dolay dilini yaktracam?" dedi ve can skntsndan trnaklarnn arasndaki kiri inceledi. Dubina's miskince kucanda duruyordu. Karmzda duran adam Petro'nun szleri zerine korkudan szlanarak biraz daha sindi. "Yzne bir bakaym, Fyodor Skavronski" dedim yumuak bir sesle onu yattrmak iin. Bir an duraksadktan sonra ban kaldrd. Ayaa kalktm, birka basamak inerek yanna gidip diz ktm. Ona gz kulak olan askerler hazr ola getiler. Gerekirse bana yardma koacaklard hemen. Onlar570 dan ve Petro'dan baka odada, Elizabet, Anna ve Wilhelm Mons vard. O olmadan kzm neredeyse tek bir adm bile atmyordu artk. Elimi hafife adamn bann zerine koydum. Btn vcudu titriyordu; ama baklarn benden karmyordu. Gzlerim adamn btn yz hatlarn emiyordu. Evet, doruyu sylyor olabilirdi; ama belki de yaland. "Doruyu mu sylyorsun, adam?" diye sordum sessizce. Bu birka szc karrken duygulandm iin sesimin titremesine sinirlen-mitim. Sessizce ban sallad. Konumaya baladnda aznda, dilerinin yerinde, birka krk dkk, sapsar di kk grnyordu. Oysa benden daha gen olmalyd. Sesi bouk ve kendinden emindi: "Tanr ahidim olsun ki, Martha; ben senin kardein Fyodor'um." Adam St. Petersburg'la Riga arasnda posta arabacsyd. ocukken, ykle birlikte, araba ve faytonlarn tepesine balanyor, burada hem yklere gz kulak oluyor hem de serserilere ve engellere dikkat ediyormu. Yazlar acmasz gnee ve scak rzgrlara maruz kalyormu. lkbahar ve sonba-hardaysa saanak iine iliyor, kn da oturduu yerde donup kalyormu. Yolcunun biriyle tartm. Adam kamsna davrandnda, Fyodor: "Bana dokunma, ben imperatria'mzm kardeiyim! Bana vurursan, bunu dersin!" diye barm. Bunlar sylerken kr ktk sarho olduundan, St. Pe-tersburg'a getirilmeden nce ieri tklm. Bana babamn salarn hatrlatan sar, yumuak salarn inceliyordum. kk gzleri ve ask dudaklar Elizabet Rabe'ninkileri andryordu. "Christina nasl?" diye sordum. Szckler dudaklarm adeta okad; sorumda ise genlik gnlerimin o tatl rzgrlar vard. Bana ait zamandan daha eski grnen gnlerin. 571 Fyodor ban eip aptalca srtt. "Ah, o mu, hepimizi rezil etti" dedi Almanca'ya alan Rusa'syla. "Byk ktlkta annem onu eek sudan gelesiye dvdkten sonra, evden kat. Onu tarlada hergelenin biriyle yakalamt. imdi Re-val'de, herkesin hizmetinde adi bir kz oldu!" dedi ve tkrmek istercesine dudaklarn bzd. Bam sallayarak sormaya devam ettim: "Peki dierleri? Kreuzberg'den ayrldktan sonra ailenin geri kalanlarna ne oldu?" Fyodor omuz silkti. "Mikail, Ladoga Gl evresindeki tarlalarda alyor. Anna bir kunduracyla evlendi. Adamda katr ykyle para var. Yine de beni her grdnde, kpeklerini zerime salyor." Suratn asp omuz silkti ve grltyle burnunu ekti. Benim gl, doymak bilmez kardeim, Fyodor. Arada bir karn doysun diye manastrn mutfandan ona yiyecek alardm. Tarladaki sefil iinde alrken testiler dolusu su tadm tembel kardeim benim. Rahipler onu kamlattklarnda srtn sardm dar hrsz. "Babamz nasl ld?" diye sormaya devam ettim. Yeniden omuzlarn silkti. "Yeni beyimiz byk ktlktan hemen sonra onu dverek ldrd."

"Ya Elizabet Rabe?" Boazm bir anda kuruduundan, sesim fsltyla kmt. Fyodor sinsice srtarak ban edi ve iki elinin parmaklaryla belirli bir jest yapt. "Yeni beyimizin evine tand... O yata bile adamn houna gitti." Petro cmert davranmt: Fyodor, Mikail ve Anna'ya mr boyu aylk balad. Ama Christina iin onca ricama kulak bile asmad. Askerler Fyodor Skavronski'yi gtrdkleri srada Petro kabul salonunda ban sallad. "RevaPde adi bir kz. Hayr, ne yani, Katerinuka!" dedi yapmack bir fkeyle. "Onu aratp bir manastra kapattrrm. Bylece, ihtiyalar da karlanm olur" dedi kararllkla. Elimi tutup saysz yzn arasna bir pck kondurdu. "Kusura bakma, ok 572 nemli ilerim var. nce Senato'ya gitmeliyim." ekti. Pek ok senatrn ie yaramazlna fkelenip oturumun sresini yarm saatle snrl tutmutu. Dnmelerine yardm olsun diye, adamlar salarndan tutup kafa kafaya tokuturduu oluyordu. Salondan ayrlrken yznde aydnlk bir ifade vard. "Ayrca, u hrsz ve sahtekar Menikov'un da bir gzel pataklanmas lazm. Anlalan imparatorluun memurlarn yine dolandrmaya yeltenmi..." diye ekledi neeyle. Hzla uzaklarken arkasndan baktm. Dubina's, sanki Menikov'un srtna hazrlanr gibi neeli bir tempoyla uzun izmelerine arpyordu. Elizabet ve Anna da reverans yapp gitmek iin dndler. Elbisemi dzelttiim srada, gzlerim Wil-helm Mons'un mavi-gzleriyle karlat. O da gittiinde, Pavel Yaguinski'nin hl kapda durduunu grdm. Ne yapacam bilemeden, elimle iaret ederek onu yanma ardm. Eildi ve yanma geldi. "Pavel vanovi, gen bir erkein, evlenme ana gelmi soylu bir kz adm adm izlemesini doru buluyor musun? Bu, kuku uyandrmaz m?" dedim samimiyetle. Yaguinski admlarn benim yava admlarma uydurdu. "Yalnzca uyandrmakla kalmyor, mparatorie'm, yle de..." dedi dikkatlice. Daha fazla bir ey sylemek istemiyordu; bunu sezmitim. "Gen Mons'un arevna Elizabet Petrovna'ya yaptklarna sayg duyuyorum" dedim, laf fazla uzatmadan. "Ama onu baka birinin maiyetine vermenin zaman geldi artk, hem de yetikin bir arevna'nnkine. Wilhelm Mons sadk hizmetlerinin karl olarak bundan byle benim hizmetlim olsun. Benim gibi yal bir kadn her trl pheyi kaldrr" diye gldm ve yeniden nmde eilen Yaguinski'nin omzuna yelpazemle hafife vurdum. "imdi git, ar seni bekliyor. Bugn dubina'nn yeteri kadar ii var zaten" dedim. 573 Pavel vanovi'in birbiri ardna reveranslar yaparak hzla uzaklamasn seyrettim. Yallm ve cazibemden sz ederken bana muhalefet etmemiti. Bu durum beni tahminimden ok zmt. Sama, diye dndm arkasndan ve eteklerimi topladm. Wilhelm Mons olum olabilecek yatayd. Yakkl ve salkl bir oul. Bar arlar Petro'nun dairesine daha elli adm uzaktayken duymutum. Ilk bir ilkbahar gnyd. Sabah, Petro Saray'nm bahesine gtrlmek iin gemiye yklenecek gl fidanlarn denetlemitim. Temiz hava eklemlerimi ve ruhumu ferahlatmt; zira dn akam deiik Assemblee'ye katlmtm. Petro bu tr toplantlar yrrle yeni sokmutu. Byk ev sahipleri haftada akam, mzikli ve yemekli davetler vereceklerdi. Petro'nun fermanna gre davet leden sonra drtte balayacak ve mevki sahibi her davetli diledii zaman gelip diledii zaman gidecekti. Balangta Petro, eski ailelerin dama'\a.rnn Assemblee'lere katlmalarn ceza tehdidiyle salamt. Ama zamanla bu amatal elencelerden zevk almaya baladlar; hatta bazlar, rnein gzel, gen Prenses erkasski gibi, bu akamlardan her trl arla kamak iin yararlandlar. Hi kimse onun kadar derin dekolteli elbiseler giymiyor, hi kimse onun gibi ar makyaj yapmyordu.

O sabah, onlarca kadeh gl Burgon arab, lgn danslar ve saraydaki havay tketen ttn dumanndan bam hl dnyordu. Ama Petro'nun odasndan gelen grltlerle kendime gelmitim. Konumalar birbirinden ayrt etmeye altm. Evet, hi phe yok ki, bu Menikov'un sesiydi. Aradaki grltl cyaklama sesi de, olsa olsa Pyotr afi-rov'unkiydi. Bylesine gl bir adamn sesi, fkeden telal pazarc kadmlarmki gibi kyordu. Gldm. imdi Petro'nun sesini de duyuyordum. Alekaa bu kez fazla ileri gitmi olmalyd! Admlarm hzlandrdm, dairesine giden kapnn nndeki nbetiler aceleyle yol verdiler. Yerde Prens Menikov ve Baron afirov boumaktayd. Bir kabak'taki ayyalar gibi birbirlerine vuruyorlard. Uuan yumruklar gryor, atrdayan kemikleri duyuyordum. Petro ise, Grcistan'da bir pazar yerinde horoz dv izler-miesine, adamlarn etrafnda dnyordu. eri girdiim srada, dubina'sm havaya kaldrp Aleksander Danilovi ve afirov'a vurdu. "Ayrln, sersemler! t herifler! Sevgilinizin nnde dvr gibi ar'nzn nnde dvmek ne haddinize! Ayrln, diyorum size! Gsteririm ben size, ikinizi de morartaym da, grn!" diye grledi. Elini, yeniden havaya kaldrp fkeyle, hem arkadalar hern de danmanlar olan bu iki adamn yzne indirdi. kisi de acdan kvrand. Menikov, a-firov'u salarndan yakalam, Baron da buna karlk dilerini Alekaa'nm etlerine geirmiti. Kaygyla Petro'nun kollarna atldm. "Starik\ ar'm! Yapmayn! Ne oldu ki?" diyerek ona sarldm. Ayn anda da afirov'a bir tekme savurdum. Kimi zaman, gen bir askerden daha gl olmak ie yaryordu! Menikov nefes nefese ve ksrkler arasnda doruldu. afirov zrlayarak zengin ilemelerle bezeli elbisesindeki hasar inceliyordu. Elbisesinin kolu yrtlm, inciler ve srma teller yere salm, peruu da kee gibi dalmt. Petro, onu skca saran kollarmda biraz olsun kendine geldi ve ban yumuak memelerime yaslad. geirip hngr hngr alamaya balad. Sylediklerini anlamakta glk ekiyordum. "kisi de yalanc ve sahtekar, Katerinuka. Tanr'ya krler olsun, yanmdasm! Sana her zaman gvenebilirim. Menikov, yalanlan ve sahtekarlklaryla tekerlei kez hak etti." 574 575 Aleksander Danilovi'e baktm. Petro'nun imparatorluunda, Riga'dan Derbent'te, her akam baka bir iftliinde geceleyerek at koturabilecek bu Prens, imdi dengesini glkle salamaya alyordu. Bir sandalyenin arkalndan destek alarak titrek ayaklarnn zerinde doruldu. Evet ya; onun snr tanmayan agzll zerine her Rus baka bir hikye anlatabilirdi! Bedavaya hi kimseye ne hizmet eder ne de parman oynatrd. Karln, ruble ya da kapik olarak, olmazsa soylu bir at alarak, ya da bir geceyi gzel bir kzla birlikte geirerek, mutlaka alrd. Kafasndaki salarndan ok rtbesi, bir o kadar da payesi vard. Yemekleri Fransz alar tarafndan hazrlanrd. Bindii arabaya on at kouluydu. Faytonunun tepesini prenslik tac sslyordu. Atlarnn stne armasn srma iple ilettii erguvan rengi kadifeler rtyordu. Kimi zaman, Darya Menikova'nm benimkilerden daha gz kamatrc mcevherler takp takmadna, dikkat etmem gerekiyordu. Yine de, bana iyilii dokunmu hibir insan unutamam! nsan St. Petersburg'daya davacyd, ya da daval. te bu yzden, eski dostumun beklenmedik bir ekilde, yaamn glgeli blmne gemesine engel olmalydm. "Mesele ne?" diye sordum yeniden. Petro geri ekildi ve: "Aleksander Danilovi Menikov gvenimizi ktye kulland. ran'daki birliklerimizin dzenli beslenmesi iin gnderilen paray iko karsnn boynundaki mcevherlere yatrp, askerleri kuru ekmek ve sidik gibi orbaya mahkum ederek bize ihanet etti! Bu yetmiyormu gibi,

Kazaklardan on be bin kle alarak bama bir de ayaklanma sard!" diyerek fkeyle yere tkrd. Bam salladm ve glmeye altm. "Bu kadar da kt olamaz durum! Menikov hep ayn Menikov deil mi?" dedim steleyerek. Menikov da kararszlk iinde, glmseme 576 cesaretini gsterdi. Ama bu, Petro'yu daha da sinirlendirmie benziyordu; zira kollarmdan hzla syrlmt; yz kire gibiydi imdi. Kapy gstererek yeniden barmaya balad: "Dar! kiniz de!" Derin bir nefes alp konumasn daha sakin bir biimde srdrd. "afirov, bu konuda sorguya ekilmeye hazr ol. Haberim olmadan ehri terk edersen, bunu hem sen hem de ailen canyla der. Ve sen..." dedi ve tehdit edercesine dubina'sn Aleksander Menikov'a yneltti. "Menikov! Dnyaya geliin de yaamn gibi hayaszcayd! Annen seni gnah ve rezillik iinde, tpk kzm bir kpek gibi dourdu! Gnah ve rezillik iinde yayorsun. Gnah ve rezillik iinde de lmelisin; ama daha nce, baladn noktaya geri dneceksin!" Ayn akam, Darya Menikova beni grmek istedi. Hizmetilerim ve Wilhelm Mons'la birlikte minenin nnde oturmu, kitap okuyan kzn scak sesine kulak veriyordum. Okunan kitap olduka mstehcendi. Gen nedimeler, ipeksi, uzun kirpiklerinin arasndan Wilhelm Mons'a davetkr baklar gnderirken, bir yandan da kkrdyorlard. Uzun yllar nce kapt hastalk, Petro'ya imdi yle ac veriyordu ki, bu kk gofdama'\a.r\ gnlk yaamna soka-myordu. Eskiden olsayd hepsi onun yatan paylard! Hastal son haftalarda yeni bir seyir almt: Artk kendi bana su dkemiyor ve szlayan karn da ona strap veriyordu. Wilhelm Mons uzun, gzel biimli bacaklarn uzatm, ayaklarmn ucunda bir minderin zerinde oturuyordu. Gzleri alevlere dalp gitmiti; kitap okuyan kzn szlerini de pek dinlemiyor gibiydi. Ne dnyordu acaba? Gzlerimi ondan almak iin kendimle mcadele ettim. Bu srada kap usulca ald, ieriye Ulrike Villebois girdi. Kulama fsldamak iin eildiinde elini samimi bir ekil577 de plak omzuma koydu. Bunu yapmasna izin verdim. Bu srada gen Mons'un bizi izlediinin farkndaydm. "Darya Menikov seni bekliyor, Prenses'im. Onu kk in odasna aldm" diye fsldad Ulrike. Menikov, bu lm kalm sava iin en gl silahn ne sryordu: Genliimin anlarn ve Darya'yla o gnlerdeki dostluumu. u gnlerde ne zaman bir araya gelsek, ekerli meneke yiyip ocuklarmz iin evlilik planlar yapyorduk. Darya imanlk ve tembellii yznden o eski ateliliini yitirmiti. Ayaa kalktm; Wilhelm Mons bir eyler sormak istercesine bana bakt. Beni izlemesi iin iaret ettim. Kk in odasna gitmek zere, dairemin, birka mumun soluka aydnlatt dier odalarndan getik. minenin alevleri, renkli ipek gerili duvarlara resmedilmi kular adeta canlandryordu. Gzlerim titrek a abuk alt. Darya oturmamt, aksine, vahilemi bir kmes hayvan gibi, kk oday bir utan dierine arnlyordu. Kendisini selamlamama frsat vermeden, dizleri zerine kt. Omuzlar i eki-leriyle titriyor, elleriyle kavrad ayak bileklerim acyordu. Darya'y yukarya ekip sarldm, sonra da karmda tutup dosta inceledim. "Wilhelm, Prenses Menikova'ya mendilini ver. Bir prenses, aslna bakarsan hibir kadn, asla alatlmamal!" diyerek payladm onu dosta. Eilerek itaat etti. Darya kendisine uzatlm olan ipek mendile, kyl kadnlar gibi, byk bir grltyle smkrd. Biraz toparlanma benziyordu. Salar darmadankt. Gzyalar, Venedik'ten getirttii soluk renkli dzgn zerinde irkin izler brakmt. Onun vcut arl karsnda ar zarif kaan oymal sandalyelerden birine oturttum. Ben de

yanma oturdum. "Bana ne sylemek istiyordun?" diye sordum ellerini tutarak. Sesimdeki yorgunlua armtm. Darya, gzleriyle denetlercesine, yzm 578 inceledi. Ban nne edi ve arad eyi bulana dek, telala ikin dekoltesini kartrd. Yzkl, yumuak parmaklaryla, bklm kk bir kt uzatt. "Alekaa ne olduunu bana sylemek istemiyor. Ama bugn yeil salonu parampara etti. Mutfak da yerle bir oldu. Ay da ok kt hrpalad. Onu bir daha gremeyiz artk! u anda da, fke ve umutsuzlukla alma odasnn duvarlarndaki inileri kryor! Ne oldu ki byle?" diye yalvararak sordu; sesi titriyordu. Bam iki yana sallamakla yetindim ve kd atm. stnde tek bir cmle yazlyd. Geliigzel yazlm yaznn mrekkebi gzyalaryla akmt. Kd Wilhelm Mons'a uzattm. "Oku bana" diye emrettim. Yazy alevlerin nda daha iyi grebilmek iin mineye doru bir iki adm att. "imdi ne yapacam ben?" diye okudu; sesindeki aknl fark etmitim. Sustum. Mons, haberin nemini kavramamt. Nasl kavrayabilirdi ki? Ama Darya ve ben durumun farkndaydk. Darya'nn yzndeki aknlk binlerce ey anlatyordu. Hametli Menikov aresiz kalmt. Darya ellerimden tutup fsltyla: "Ltfen, Katerina Alekseyevna, eski dostluumuzun hatrna" dedi. Parmaklarm pcklere boan yumuak dudaklarn hissediyordum. Birden aklma bir ey geldi; glmeye baladm. "Kocan ne yapsn biliyor musun, Darya?" diye sordum neeyle. "ok basit! Efendisi'nin emrine uysun ve genliindeki iine geri dnsn! Hatta hemen yarn; dairemdeki akam yemeinde. Ona kk bir topluluk olacamz syle!" aresizlik iinde bir Wilhelm Mons'a bir bana bakt. Yine de onaylarcasna ban sallad ve haberi alp ehrimin souk k gecesine kt. 579 Yemeimiz olduka sadeydi: ine sebze doldurulmu pelmeni ve hyar turulu bir tavuk orbas, ardndan da soanl kuzu. Petro suratn ekiterek pidesinden bir para kopard ve hprdeterek orbasndan iti. Tek kelime bile konumuyordu. Sabah, ran seferi iin daha fazla altna ihtiya olduunu renmiti. General Matyukin, Bak'ye saldrmak iin hl uygun an kolluyordu. Birlikler alktan krlyor, souktan donuyorlard. Gsz adamlarla ran' nasl fethedecekti? te yandan, Petro'nun imparatorlukta vergi koyulmadk bir ey bulmas da artk iyice zorlamt. ar, fakir kullarnn Rusya'nn sularna atp ektikleri, on kez yamanm alarndan bile bir pay alyordu. "Sylesene, vergi koyabileceim bir eyler geliyor mu aklna?" diye sordu umutsuz bir sesle. Bir an dndm: Ev, davar, aa ve tula, ev gereleri, tabak anak, kzak, yk arabas, bal kovanlar, gl, nehir, deirmen, hatta banyolar bile vergilendirilmiti; zetle, Petro'nun lkesini atla gezerken gznn grebilecei her ey. Kam orbama daldrdm ve pelmeniyle birlikte biraz sebzeli eki bir turu gtrdm azma. "Sebzeye ne dersin? Lahana ve salatala?" dedim keyiflenmesi iin. Petro bir sre sustu, ban sallad, sonra da gld. "Bunu yaptk bile, Katerinuka. mparatorluumdaki her sebzenin onda birini alyorum. tiraf etmeliyim: Vergilenmedik tek ey, solunan hava." "Eh, fena bir fikir deil" dedim, laf olsun diye. Petro daha ok gld ve bira bardan havaya kaldrd. "Sana ve beni her zaman gldrebilme sanatna! Yllar boyunca!" Bunlar sylerken gzleri doldu. Mum , salarm-daki buz grisi peremlerine yumuak bir hava vermi ve ikin yzndeki derin krklar dzeltmiti. Sandalyemin ar580

kasnda duran Wilhelm Mons, kadehimi Petro'yla birlikte kaldrabilmem iin, hzla kadehimi doldurdu. Bardaklarmz sessizce dudamza gtrdmz srada, dardan tangr tungur sesler geldi. Grltlerin yan sra, tandk bir ses: "Pirofkil Scak, tazepirofkil Frndan yeni kt!" diye bard bouk bouk. Daha neem bile kamamt ki, kaplar ald ve ieriye Prens Menikov girdi; ama her zamankinden ok farkl bir halde. Aleksander Danilovi srtna paavralar giymiti ve ayaklar souk havaya ramen plakt. Bana pis bir frnc apkas takmt; gbeinin nnde ise byk bir tepsi tutuyordu. "Ptrofkil Pirofki\ Preobraenskoye'nin en iyileri! Yalnzca bende bulunur, frnc delikanl Menikov'da!" Petro'nun karsna gelince sustu ve kucandaki tepsiyi ikram edercesine ona doru uzatt. Petro'nun baklar, nce arkadana, sonra da altn sars kzarm, mis kokan reklere dikildi, ardndan yine Menikov'a dnd. Glmemek iin kendini zor tuttuunun farkmdaydm. reklerden birini alp srd. "Hmm, hl eskisi kadar nefis, Menikov, seni serseri!" Menikov tepsiyi yere koyup Petro'nun nnde diz kt. Sessizce: "Beni affediyor musun, kalbimin Efendisi?" diye sordu. Petro hl tereddt iindeydi, bunu hissediyordum. Menikov itenlikle ona bakp, "Kabahat iledim; ama imparatorluundaki her serseriyi asarsan, yaknda tek bir kulun kalmaz!" Petro kenarndan srd rei frlatt. Menikov'u kucaklad. O srada kpekleri de ree ullandlar. Gld ama gzyalarn tutamad. "Alekaa, bana sakn bir daha ihanet etme, yoksa istemeyerek de olsa kafan uurtmak zorunda kalrm" diye i ekti. Menikov da ar'a sarld. O akam, hibir ey olmam gibi, birlikte yiyip itik. Bir an Wilhelm Mons'u yaknmda, ok yaknmda hissettim. 581 Nefesi bal kokuyordu; banyocunun ponza tana direnebil-mi kolumdaki tylerim diken diken olmutu. Bu yzden de, Menikov'un Petro'ya yaslanarak sessizce, "Bir gzn afirov serserisinin zerinde olsun..." dediini ancak yarm yamalak duyabilmitim. Ertesi sabah daireme zenci bir ocuk geldi. zerinde Menikov'un armas ilenmi erguvan rengi, kadife bir manto vard. Gzleri kmr gibi parlyor, teni ise koyu renkli kadifeye benziyordu. Bir ey sylemeden nmde eildi ve kk elleriyle zar zor tutabildii mcevher kutusunu at. Gzlerimin nnde, ar'm hazine dairesinde bile olmayan bir alnlk, bir zincir ve bir ift kpe parlyordu. Zinciri kadifenin zerinden aldm ve Venedik camndan aynamn nnde boynuma tutup zevkten i geirdim. Zenci zarif bir biimde diz kp bozuk bir Rusa'yla crlad: "Aleksander Danilovi Menikov'dan minnet ve sayglarla." ocuu Petro'nun zencisi Abraham Petrovi'e gnderdim; orada her istediini bulabilirdi. Birka hafta sonra -o sralar Petro Saray'ndaydk- Petro beni yanna artt. O sabah hep birlikte geirmitik. Ahrlardan birinde, karn tyleri eker yan renginde olan iko bir tekir yavrulamt. Natalya Petrovna, gzleri henz almam, titrek kedi yavrularn karsnda grnce sevincinden yerinde duramamt. Petro'nun dizlerine oturup krk yumaklarn haprana dek yzne bastrd. "Hangisini almak istersin, ufaklk?" diye sordu gururla Petro. Ik ahrn penceresinden Natalya'nn kumral llelerine dyordu. Yreim sevgiyle doldu. Sonbaharda ilk dersini almaya balayacakt. "Birinde karar klmak zorunda mym? Hepsini alamam m?" diye sordu aknca. Petro'nun be kediyi birden byk 582 elleriyle alelacele aldn grdm. "Elbette, meleim, hepsini alabilirsin! Bak, tam be tane! vanovna teyzelerin gibi gzel, deil mi? Belki kuzenin Anna Leopoldovna

da ister?" Natalya biraz dnd ve dosta, "Bir tanesini alabilir" dedi. "Eteini tut, iine koyalm. Ben yal kediyi alaym; kklerin annelerine ihtiyalar var daha" dedi Petro. Kediyi alp yukar kaldrd; bu arada kedi ona trnaklarn geirdi. Petro anlalan farknda bile olmad ve Natalya'yla birlikte gitmek zere dndler. "Gelmiyor musun?" diye sordu bana da. Bam salladm. "Elizabet darda. Fransa Kral'nm ona gnderdii at terbiye edecekti. Ben de izlemek istiyorum." Petro gld: "O halde dikkat et de, Paris'e gelin gitmeden nce boynunu krmasn!" Petro ve Natalya'nn arkalarndan, ahrn karanlndan ilkbahar gneinin aydnlna kmalarn izledim. Darda avluda, Anna Kramer bekliyordu; efkatle Natalya'nn botaki elini tuttu. Elizabet maneje geldiimde, bayla kibarca selam verdi. Wilhelm Mons'u maiyetinden aldm iin beni affetme-miti. Terbiye ettii aygr parlak bir doruydu; kzm srarla ata sz geirmeye alyordu. Gcn yerinde kullanrsa, Fransa'ya iyi bir kralie olur, diye geirdim aklmdan. Yeter ki, ne ise, o olsun. Petro'nun alma odasna girdiimde saygdeer Feofan Prokopovi'i karmda grnce ardm. Yksek pencerelerden birinin pervazna dayanmt. Papaz kisvesinin karasyla duvardaki donuk ahap kaplamann rengi i ie gemiti. Oda toz, kt, mrekkep ve ttn kokuyordu. Her biri Petro'nun varlna iaret ediyordu. Kedeki odann pencereleri akt. Finlandiya Krfe-zi'nin tuzlu havas cierlerimizi dolduruyordu. Gne mla583 r ipek Acem hallarnn zerine dyordu. Fskyelerdeki sularn ykseliini, sonra da mermer havuza derken kardklar rltlar duyuyordum. Yreimiz Petro Saray'nda atmaktayd. Odaya girdiimde Feofan bayla selam verdi. Byk hann ortasndaki ta derin bir saygyla ptm. Emi olduum bamn zerinde ha kararak beni kutsad. Papaz, yllardr, Petro'nun bana uzun zaman nce verdii evlilik sznden bu yana, onun iin vazgeilmez biriydi. Yeteneklerinin sonsuz eitlilii beni her zaman artyordu. Kaleminden tiyatro iin piyesler kabildii gibi, her cumartesi akam Petro'yla birlikte Kuzey Sava Tarihi'ni de yazabiliyordu. Yazd her eyle ar'n hizmetindeydi. Aleksey'in ihaneti srasnda sadakat ve itaat vaazlar vermi, Petro'nun filosunu gklere karan kasideler yazmt. Patrik Stefan Yavorski onun Pskov Bapiskoposluu'na atanmasn engellemeye kalknca, Petro patrikliin kaldrlmas iin bunu gereke olarak kullanmt. Patrikliin yerini yeni bir dini kurum olan Pravitelstvu-yui almt. Yavorski ynetimindeki Kutsal Ynetici Sinod'un yeleri, yetkilerinin ellerinden birer birer alnn ve Feofan Prokopovi'in ar'a, "Anavatann Babas" unvann veriini aresizce seyretmek zorunda kalmlard. Feofan'n, adn telaffuz bile edemediim bilginlerin yaptlarn kendi dillerinden okuduunu biliyordum. Spinoza'y, Descartes', Bacon' ve adn hatrladm Leibniz'i. Petro Saray'nda ne ii olabilirdi ki? ou zaman, yazlk saraymzn parlak yerine, ktphanesinin serin karanln tercih ederdi. Merakm dizginledim ve yaz masasnda oturan Petro'yu yanaklarndan ptm. zerinde alt kttan ban kaldrarak o da beni pt. "Matka, geldin demek? Gel, yanmza otur, sen de yallara katl. Yine sama sapan eylerle urayoruz!" dedi. 584 Dedii gibi yaptm ve yksek arkalkl bir koltua oturdum. Feofan'n gzlerinin hl zerimde olduu gzmden kamad. Glmsedim ve yalnzca biz kullarn yapt gibi, oral olmadm. Ellerimi kucamda kavuturup parmaklarm sakinletirmeye altm. Petro, gelmemle kesilen konumasna yeniden balad.

"Nerede kalmtk? Ah evet, zgrlkte..." dedi. Bam sallayarak szn kestim. "zgrlk! Bundan sz etmek houma gider benim! Volya\ Dilediini yapmak, tm kullarn ryasdr!" diyerek gldm. Feofan da onaylar tarzda ban sallad. Kibar bir glmseme belirdi dudaklarnda. "Prenses'im, Rusya'nn ruhunu dile getiriyorsunuz. Yine de, gerek zgrlk itaatsizlik ya da Tanr'nn ve ar'mzm yasalarna uymamak demek deildir. Gerek zgrlk, ruh salmza ve hakiki davranmza zarar veren btn gnahlardan ve yersiz tasavvurlardan arnmaktr." Konumasna ara verdi ve Petro'ya bakt. O ise amurlu izmelerini masann zerine koymu, Feofan' tasdik edercesine ban sallyordu. Alnm attm, nereye varmak istediini anlamamtm. Feofan Prokopovi her kulland szc zenle seiyormu gibi geldi bana. "Yrein ve doann yasalar var, diye dnyorum. Bunlarla ilgili kararlar Tanr ya da onun adna Tanr'nn setii bir hkmdar verir. Onlar kendi halklarnn babalardr ve Tanr'nn yardmyla kendi kararlarn vermede zgrdrler! Tm inanllar kendi zgrlkleri iinde, sradan akllaryla bunlarn bilgeliini hemen kavrayamasalar da, bu kararlara uymak zorundadrlar..." "Sadede gel, saygdeer Feofan" diye szn kesti Petro. Ksa bir bak attm ona. Heyecanl grnyordu. Her eyi anlamasam da, Pskov Bapiskoposu'nu dinlemeye devam ettim. 585 Feofan konumasn sakince srdrd: "Efendimiz'in, ar'mzn bir olu yok. Halknn iyiliini dnerek, btn Ruslarn takdiri ve Ulu Tanr'nn ltfuyla ar'mz, Yce Rab'bimiz kendisini yanma ardnda -Tanr geinden versin- kimin baa geeceine tek bana kendisi karar verecektir. Petro sandalyesinde ne doru eildi. "Bizi yalnz brak, Feofan Prokopovi. Kralie'ye syleyeceklerimi tek bama da syleyebilirim. Ama bir zm bulabilmem iin bana yardmc oldun. Teekkr ederim, Peder." Ayaa kalkt ve gerindi. Feofan eildi. Giderken bana glmsedi. Yreim birden azma gelmiti. Ellerimi, koltuun dirsekliklerine oyulmu aslan balarna koydum. Petro konumuyor, beni szyordu. fkemin kabardn hissediyordum. Acaba pilerinden hangisini miras ilan edecekti? Ne de olsa, gayri meru olu oktu! Huzurum kat; ayaa kalkp pencereye gittim. Petro'ya arkam dnmtm; odada soluk almamz dnda saatin tik taklar duyuluyordu. Darda, beyaz akl deli yolda Elizabet ve Wilhelm Mons'u grdm. Ata binmekten yanaklar kzarm, samimi bir ekilde Mons'la konuuyordu. Mons kibarca glyor ama aradaki mesafeyi korumaya da zen gsteriyordu. Baklarm, parktaki aalarn tepesinden, gne nda gkkuann tm renklerini fkrtan su fskiyelerine, oradan da uzaklara, Finlandiya Krfezi'nin kurun rengi sularna kayd. Petro'nun arkama getiini hissettim. Kollaryla dolgun vcudumu sarp enseme bir pck kondurdu. "Katerina Alekseyevna'm benim. Bir kadnn karnna hkmetmeye gcmn yetmediini rendim" diye mrldand. Sesi ok kederliydi; iim szlad. "Tanr senin bana gl, salkl bir oul vermeni esirgedi. Ona gcenmiyorum. Zira bu, yallk gnlerimde yreimi acyla doldurur. Ama senle ben, hep destek olduk birbirimize. Bana hep 586 sadk kaldn. Bana yerinde nerilerin oldu her zaman. Ilml olmay, merhamet etmeyi rettin bana. Birok kararszlmda yanmda oldun." Sesi kslp kayboldu. Bam arkaya, omuzlarna dayadm ve yaaran gzlerimi kapadm. Odann scakl halsizletirmiti beni. "Hazr msn?" diye sordu sessizce. Birden yine kendime geldim. Gzlerimi atm; k gzlerime erek ac verdi. "Hazr m? Ne iin?" Sesim glkle kabilmiti.

"Sana ta giydirmeme. nmzdeki yl, Moskova'da havalar snp gne kar kmaz. Zamanndan nce lecek olursam, eserimi sen tamamlarsn. Hazr msn?" diye sordu sessizce. "Hazr msn? kimiz de yalandk. Onca yla bir teekkr olarak..!" diye yineledi alak sesle ve srarla. "Yalandk" diye nlad szleri kafamda, "yal, yal, yal." Ama bu szler canm yakmadan nce, onaylarcasma bam sallamtm. plak omzumdan arzuyla srrken scak gln duyuyordum. "Seninle o kadar ok gurur duyuyorum ki!" Szckler kulamda genileyerek kafamn iinde nlamaya baladlar. Elizabet'in gl, fskiyelerin rlts ve gne nlarnn oynamas yok oldu; tm dncelerim silindi. Wilhelm Mons ban evirerek yukar doru bakt. Petro parmaklaryla enemi kaldrp pt srada, o kadar da yal olmadm dndm. Pyotr afirov idam sehpasna ktnda btn bedeni titriyordu. zerinde keten gmlekten baka bir ey yoktu ve yalnayakt. Moskova'daki hapishanede zayflamt. Yz hatlarnda, hrs ve agzlln onu yiyip bitirmeden nceki o gen, din adam gryordum yine. 587 Aleksander Danilovi yanmda oturuyordu. Kaytszca bastonunun elmasla kapl topuzunu eviriyordu. Kendine gne uygun yeni, sar bir peruk yaptrm olduunu fark ettim. Eski ortann idam sehpasna kmas onu keyiflendirmiti. Yelpazemle serin hava salamaya alyordum. Moskova'nn havas nisan ay iin olduka boucu saylrd. Kzl Mey-dan'daki idam ktnn evresine daha ziyade ask suratl, ilgisiz bir kalabalk toplanmt. nsanlar seyre koyuldum. Ne kadar da zayftlar! Kan oturmu gzleri ne kadar da kkt. Balarnn yerinde neredeyse yalnzca kafataslar kalmt. Ktlk, nc ylmdayd. Halk arasndaki sylentileri gayet iyi biliyordum. Tanr Rusya'y cezalandryor, Tanr Rusya'nn tahtmdaki evlat katilini cezalandryor; ottepef'vn. hemen sonras olduu halde, Moskova Irma'nda neredeyse su akmyordu. Rusya'nn kimi blgelerinde yolculara hanlarda yalnz yatmamas neriliyordu; zira yaamlar yemek olarak orba tenceresinde noktalanabilirdi. nsanlar o denli at. afirov tm bedeni sarslarak alamaya balamt. Sulu mavi gzlerini be kzna ynelmiti. Prensesler Dolgoruki, Golovin, Gagarin, ovanski ve Saltikov dantel mendillerini babalar iin gzyalaryla slatyorlard. afirov ihanet ve rvet almaktan sulu bulunmu, gn sonras iin idamna karar verilmiti. Salya smk alyordu. Petro'nun baklarn aradm. Bir nceki akam sandklarmda deri kk bir kese aram ve uzun aramalardan sonra nihayet onu bulabilmitim. Keseyi en son Prut seferi srasnda, kemerimin altnda tamtm. Keseyi bulduumda, Petro'nun hediye etmi olduu yzk hl iinde duruyordu. Petro'nun szleri geldi aklma. "Bugn olanlar asla unutmayalm!" afirov o sabah Trk Sultan'nm kararghna gitme cesaretini gstererek, Petro ve Rusya iin hayatn ortaya koymutu. Yz alp Petro'nun dairesine gitmi ve hibir ey 588 demeden onun nne koymutum. Petro, yazmakta olduu fermann zerinden ban gnlszce kaldrp bana bakmt. "Bu da ne?" diye sormutu. "Bu, bana on iki yl nce Prut'ta verdiin yzk." "Eee?" Yz eline alp evirip evirmiti. Mumun alevi yakutun kzll iinde krlmt.

"O gn, afirov'un Rusya iin yaptklarn asla unutmayalm, demitin" diye hatrlattm. Petro bir sre susarak yzme bakmt. Yz cebine sokmadan nce, "Yataa git, Katerinuka" demiti. Petro idam sehpasnda afirov'un yannda duruyordu; yznde hibir ifade yoktu. evredekilerin gzleri, iine kor dm birer delii andryordu solgun yzlerinde. ar'm grntsn belleklerine kazyorlard. afirov'un bacaklar titriyordu. kenceciler koluna girerek onu cellat ktne srklediler. Ha kard. Dizlerinin zerine kmek istediinde, iriyar cellatlarn glerek elme takmasyla birlikte, tpk Natalya'nn oyuncaklar gibi, yzst dverdi ve zar zor dengesini bulmaya alt. Kalabalk, komut almasma, hep bir azdan zevkten grledi. Cellat darack gz deliklerinden daha rahat grebilmek iin krmz kukuletasn dzeltti. Baltay havaya kaldrd. lkbahar gnei elii parldatt. afirov, ta kesilmiesine, yerde yatyordu. Dudaklarnn sessizce bir dua mrldandn gryordum. nce yapl, yumuak bal kars, Barones afirov, kendinden gemiti. Balta yere indi. Ama elik, afirov'un ba yerine aaca saplanm, titreip duruyordu. Pyotr afirov hl hayatta olmann yol at korkuyla lk att. Yanmda duran Menikov sinirlenerek homurdand: "afirov gibi bir adama nasl olur da iyi bir cellat bulunmaz? 589 Naslsa paras ok! Ne budalalk!" Burnuna grltyle iki kez enfiye ekti. Kalabalklarn arasndan birinin Petro'ya doru yaklatn grdm. Bu Makarov'du. Elindeki ruloyu at. Petro, a-firov'u affediyor! Fermandan kan szler Kremlin'in duvarlarnda yankland. Kalabalktan, Barones afirov'u bile ayltan bir i ekme sesi ykseldi. Kocas balanmt! Petro, lm cezasn Sibirya'ya srgn cezasna evirmiti. afirov'u saatler sonra senatoda grdmde, hl her yeri titriyordu. Yz kire gibi bembeyazd; gzleri lm grmt. Kendine gelebilmesi iin zel hekimi onu iki kez hacamat etmek zorunda kalmt. Akam Prut yzn komodinin zerinde, krem ve aynalarmn yannda buldum. Yazla birlikte uzun, aydnlk gnlerin elenceleri de balad. Petro, kk bir ahap tekneyi karlamak zere dzenlenecek treninin hazrlklar iin St. Petersburg'a geri dnmt. iler tekneyi smailov yaknlarndaki bir gln kysnda, bir kilisenin inas srasnda bulmulard. Feofan Prokopovi tekneyi Rus filosunun atas diye nitelendirmiti. Tekne bundan byle St. Petersburg'da sergilenecekti. Petro kendini hararetle karlama treni hazrlklarna verirken ben de Petro Saray'na ekildim. Saraya gitmek zere bindiim barkamn kapsn aarken gzleri sevinten parlyordu: "Tekne geldiinde gremeyecek olman ok yazk! Deniz elenceleri bana hl en ok seninle zevk veriyor, her ne kadar sen kamarama smasan da artk!" Gldk ve vedalamak iin beni pmeden nce kaba etime bir imdik att. Ben de, "Kutlamalara fazla kaptrma kendini, starik, sana iyi gelmiyor!" diye mrldandm. skelenin gri tanda gzden kaybolana dek birbirimize el salladk. 590 Uzun sre zlediim huzur ve gvenceye yeniden kavumutum. ehrin kokumu havasndan uzaklamak bana iyi gelmiti. Drdnc yazn sonunda, ktln mahvettii, yreimi dalayan yanm topraklar grmemek iin nehir yolunu tercih ettim. Kylerin otluklar bombotu ve yollarda, alktan lp kalm insanlarn cansz bedenleri yatyordu. Kimsede onlar gmecek g kalmamt. Petro Saray sessiz bir cennet gibi geldi bana. Daha uzaklarda gne nda parldayan fskiyeler grnyordu. Aalar atonun atsn gremeyeceim kadar bymt. Rengrenk kular havada cvldayor, kelebekler sandaln evresinde

lgnca oynayorlard. Marly Kk'nn yanndaki kuhanede kk maymunlarmn cyak cyak barla-rm duyuyordum. Sandalmdan inip rhtma ktm. Ayaklarm slak iskele tahtalarnda kayd. Wilhelm Mons ileriye frlayp gl koluyla tuttu beni. Elimi yle skyordu ki, tlsml yzkleri etime geti. Minnetle yzne baktmda, baklar bizi saran denizden daha da derindi. Teekkr szcklerim dudaklarmda snp kald. Nicedir unutulmu bir ey uyand iimde: Yaamak. Onun saf gc beni iine almt. imdeki kadn, uzun sredir korunak aram olduu ruhumun souk derinliinden alelacele ayaa kalkmt. Ona engel olamadan gzlerimde yerini alm ve adamn baklarna yreiyle karlk vermekteydi. Daha fazlas olmad, daha fazlasnn olmas da gerekmiyordu. Ona doru dnmedim, o anda deil; ama yreim hep onunla kald, bunu niye gizleyeyim ki? aresizdim. Ayn gnn akam St. Petersburg'dan ilk ulak de gelmiti. Petro yllardan beri ilk defa bana yine sabrszln dile getiren mektuplar yazyordu. "Yal kzm, nerelerdesin? Sa591 ray sensiz yle bo ki, beni kimse gldremiyor. Her gn kocaman kzmz Natalya'yla oynuyorum; zira kzlarmz iinde senin varln ve senin gzelliini bulabildiim tek kii o. Acaba gnn birinde ona layk bir prens bulabilecek miyiz? Bo vakitlerimde btn odalar dolayorum, yine de seni hibir yerde bulamyorum. Kendini toparla biraz, dinlenmeyi hak ettin. Bir insann sevdiiyle birlikte yalanmas ne kadar gzel..." Elimle iaret ederek ulan okumasn kestim. "Yeterli, canm. Uzun bir yolculuktan geliyorsun. Mutfaa git, avc ba sanrm al horozu getirmi, u anda kzartlyordun Koca bir tabak doldur kendine. Mektubu da yle brak" diye emrettim. minenin nnde diz kmeden nce, ktphanemin nndeki uzun koridorlarda adamn yanklanan admlarnn uzaklamasn bekledim. Ate yzm strken ak sar ipek elbisemin zerine de altn klar sayordu. Duraksamadan mektubu alevlere tuttum. Kuru kd agzllkle yalad alevler ve dillerine ilk gelen szckler, Petro'nun son cmlesinin szckleriydi: "...birlikte yalanmas." Siyah el yazs atein scaklnda bzt. Kaba etlerimin zerine ktm ve kdn kl oluunu izledim sakince. Birden glesim geldi. Akl banda herkesi korkutacak denli gldm ve yine gldm. Katerina Alekseyevna yal deil, Petro. O gen! Yayor, hem de nasl! nk seviyor o! Seven yaar, sevgili eim. Glmem alamaya dnt; yumuak halnn zerine yuvarlanana dek durmadan aladm. Orada, minenin nnde, sabahn ilk klarna kadar derin ve r-yasz bir uykuya daldm. Uyandmda, souktan titriyordum. Rzgr gece pencerelerden birini am, parkenin zerinde yamur sular birikmiti. Oda soumu, ieriye tuzlu bir hava dolmutu. Al592 tmdaki hal da su ekmi, ak renkli ipek elbisem slanp zerime yapmt. minenin nndeki ar koltua tutunarak ayaa kalkmay denedim. Beceriksizce tutmu olmalym ki, koltuk byk bir grltyle yere devrildi. Bu srada kap ald ve ieriye grmeyi en ok arzu ettiim ve bir o kadar da korktuum insan uzatt ban. "mparatorie'm..." dedi Wilhelm Mons. "Bir grlt duydum. Bir yerinizi actmadnz ya, Efendim?" Kapda nbet tutmu olmalyd. Yoksa yanma bu kadar abuk nasl gelebilirdi ki? Wilhelm Mons birka admda yanma geldi ve bana doru eildi. Hl yerde

oturuyordum. Huzursuz uykumda elbisem omuzlarmdan kaydndan, salarm dank ve kyr kvr bir halde plak omuzlarma dklmt. Sanrm kendisi de ne yapacann tam olarak farknda deildi, parmaklaryla nce yanaklarm, sonra da azm okarken. Dudaklarm onun parmak ularn agzllkle yakalayp denizin ve gzyalarmm tuzunun tadn ald. Yanaklarmdaki slakl perek mrldand: "Karn rengi, gzyalarnn tad, okyanuslarn enginlii." Baklarna daha fazla dayanamadm ve gzlerimi kapadm. ekileri sessizleti, beni nihayet, nihayet... Ka yldr zlemini duyuyordum bunun? Ne zamandr hasrettim buna? Onu ilk grdm gnden beri mi? ...Beni kollaryla sarmasna. Elbisemin sar ipei kt gibi yrtlyor, i amarlarm zerimden ekilip alnyordu ve elleri kocaman memelerimi kavrayacak kadar bykt. Memelerimin ular dikilmi, sevime arzusuyla szlyorlard. Dudaklarn memelerimin zerine koyduunda i geirdim. Beni sere serpe arkaya, gn na doru yatrd. rtnmek istedim ama izin vermedi. Gzleri, iki alemlerinin izini tayan ve ou lmden kurtulamam yaamlara can vermi bedenimin zerinde geziniyordu. "Ne kadar gzel bir kadnsn, Kateri593 na Alekseyevna. Gnein altndaki en gzel kadn, yumuack ve smscak" diye fsldad. Szleriyle eklemlerim yumuam ve gevemiti. Etimin her kvrmn tek tek pyordu. Vcudumun her yeri payn alyordu. Dili yumuak ve slakt; parmaklar kvrak, elleri ise glyd. ime girdi. ehvetle bardmda eliyle azm kapamak zorunda kald. Zevkten yzkl parmaklarn kanatasya srdm. Ardndan teninin zerindeki tatl krmzy yaladm. Onun kollarnda bir kralie deil, bir kadndm. leden sonra ge saatte uyandm ve pencereyi kapamak iin plak ayaklarmn zerinde doruldum. Yeniden yamur yamaya balamt. Kap rzgrdan arpp duruyordu. Ne kadar dikkatsizdik; kapy kapamay bile unutmutuk! Ayak ucumda hl uyumakta olan sevgilime baktm. Artk benim erkeim, olum, genliim, akmd. minenin yannda duran ustaca rlm sepetten birka odun aldm ve gen kzken rendiim gibi, mineye yerletirdim. akmak tandan kan kvlcmlar, odunlarn arasna yerletirdiim saman ve kava sradlar. Kyl kadnlar gibi topuklarm zerine km ark mrldanyor, bir yandan da, oynaan alevleri izliyordum. Yaam ne kadar gzel olabiliyordu. Uyumak, rtnmek, hatta yemek bile istemiyordum. Akm bana tazelik veriyor, beni stp besliyordu. Yaammn bundan sonraki aylar hep onun oldu. Akmz bu ekilde yaamay nasl baardk bilemiyorum imdi. zel bir Tanr koruyor aklar. Her kalp atn, her dnceyi, her umudu ve her korkuyu paylayorduk. Parktan denize indik. Aalarn etrafnda dndk; ta ki aalar bizim etrafmzda dnene kadar. Denizin sert rzgr deniz tuzunu tenimizin zerinde kaln bir kabuk gibi piiriyordu. Alacakaranlk rtsnn indii saatlerde mavi bulutlar bir araya 594 toplanyordu. Tatl yaz yamuru yzm yalyordu. Wil-helm Mons, benimle tek bir varlk olana dek bana skca sarlyordu. yle bir varlk ki, iki bal, drt kollu ve drt bacakl. Tpk Petro'nun sanat galerisinden frlam yaratklar gibi; ama imdiye kadar grdklerimin en gzeli. Petro Saray'ndaki yaz bizim dnyamzd; bizi saran bu dnya gzel ve bykt. Elizabet benden uzak duruyordu. Yemei kardeleriyle birlikte dairelerinde yiyor, parkta karlatmzda ise admlarn benden karmay ok iyi beceriyordu. Denizden esen rzgr fskiyelerden fkran su zerrelerini bir tl gibi Elizabet'le benim arama geriyor, Elizabet'in renkli eteklerinin grnts bu tln ardnda, hzla aalarn arasnda gzden kayboluyordu.

Bir sabah kzlarmn Petro Saray'ndaki ders odasn haber vermeden ziyaret ettim. Mavi ipek perdeler akt. Gne, odann drt bir yann saran kitaplarn deri ciltleri zerine donuk klar gnderiyordu. Bir kede, kzlarn insan vcudunun srlarn kefetmesi iin alnm camdan bir insan maketi duruyordu. Hareketsiz gzleri, Elizabet'in birini skmesinden sonra farkl ynlere bakyordu. Eitmen Madam de la Tour bile yerine dzgn oturtamamt onu. Gzn biri sabit ve ifadesizce bana dikilmi, dieri ise biraz daha merakla ayaklar dibinde duran byk bir yerkreye evrilmiti. Petro'nun Almanya'dan getirttii piyanonun yannda gm bir nota sehpas duruyordu. Anna, kendini gen Holste-in Dk'ne beendirmek iin an dersleri alyordu. Nota sayfalar fildii bir mandalla tutturulmutu; ama rzgrda yine de uuuyorlard. kan hrt bir yaz masasnn banda oturan Elizabet'i pek rahatsz etmi gibi grnmyordu. Ban bir kdn zerine emiti. Sessizce yanma sokuldum. Sann sar llelerinden birka dalmt. Ensesi pembe ve 595 yumuakt, bir bebeinki gibi tpk. Ne yapacam bilmeden nce hafife san okadm; ona kar bugne kadar hi hissetmediim bir efkatle. Ama Elizabet irkilerek bana dnd. "Sen miydin?" diye tslad. Ayn anda da zerinde alt eyi gizlercesine eliyle rt. Nezaketimi korumaya altm. "Neler yapyorsun Elizabet? Bu ne alkanlk byle; bakyorum da, Madam de la Tour'un dersinin ardndan tek bana alyorsun..." Ona glmsedim. Keyifsizce omuz silkti. "Pek bir ey yaptm yok. Ama uzun zamandr hatra defterime bir eyler yazmamtm. Bunu telafi ediyorum. Hava da at srmek iin zaten pek iyi deildi." Pencereden darya baktm. Darda gne parlyor, aalarn tepesini yalayan hafif bir rzgr esiyordu. Ona verecek karlk bulamadm. Gitmemi bekleyen ve bunu umut eden bir ifadeyle yzme bakt. Yazd kda bir gz attm. Szckleri okuyamasam da yazsnn olduka kvrml olduu dikkatimi ekmiti. Bu satrlar yazan bir ocuk deil, bir kadnd artk. Petro birbiri ardna bana, Petro Saray'na, mektuplar yolluyordu. Her satrnda sevgisini ve zlemini dile getiriyordu: "Ne yazk ki, meleim, Katerinukam, senin yannda olamyorum. u eski hastalm bana her zamankinden daha ok ac veriyor; ama bu halde sana grnmediim iin de seviniyorum. Karnm ikiyi fazla karm bir beygirinki kadar i. Gsmdeki arlar dayanlacak gibi deil; bacaklarmdaki apseler her admmda bana ikence ediyor. Tanr'ya krler olsun ki, Apraksin bana mkemmel bir votka gnderdi. Ale-kaa da muhteem bir aygr hediye etti; aclarm unutmak iin iip ata biniyorum." Yaz mevsimi yerini sonunda rzgrl ve slak bir sonbahara brakt. Yreimdeki ve kanmdaki Wilhelm Mons'la 596 birlikte St. Petersburg'a doru yola ktm. Petro'yla birlikte, giyeceim ta ve tren elbisemin tasarmlar zerine eildiimiz vakitlerde iimi bir korku kaplyordu: Bir arie'nin ta giymesi! Bundan nce hibir ar byle bir karar almamt. Moskova'daki kutlama, bu kararn ne kadar esiz ve byk olduunu Moskova'daki en fakirin fakirine bile gsterecekti. Tacn ve elbisenin kuyruunun arl altnda boynum sanki imdiden kaskat kesilmiti. O gnlerde, Wilhelm Mons'la birlikte kk bir isba'da. olsaydm, yine ayn ekilde mutlu olurdum! Basit bir kyl muydum ben ve yle mi kalacaktm? Petro'yla birlikte klk sarayda, alma odasndaki masasnn nnde duruyorduk. Huzursuzluumu hissediyordu sanki. Beni kararl bir ekilde kendine doru ekti. Neredeyse geri ekilecektim, bedenim Wilhelm Mons'u o denli zlemiti; ama sonra bundan vazgetim. Kolum bedenine sarld ve elerimle dank salarn okadm

hafife. Elbise, niforma ve mcevher taslaklarnn izili olduu kt rulolarndan masann ahap yzeyi neredeyse grnmyordu. Petro sevinle: "Bak! Menikov'un evinden faytonlarla kp, Kzl Meydan'dan geerek Kremlin'e gireceiz. Btn meydan bayraklarla donatlmal, diye dnyorum, sen ne dersin? Uspenski Katedrali o kadar uzak deil; ama btn halk seni grebilmeli! Ve bu,yaamlar boyu unutamayacaklar bir manzara olmal!" Ttnden sararm parmaklaryla ktlar kartrd. "Bak, burada senin elbise kuyruunu kimin tayacan dndm. Elbette, kum'un, yal ayya Apraksin geldi aklma... Eer o gn bir kez olsun ayk kalabilir-se! Ve, Ayya-Papaz olarak da Buturlin, ne dersin?" Dalgn bir halde byklarn sryordu ve benden ok kendisiyle konuuyor gibiydi. Kim bilir hangi eski kahramanlarn onurlandr acakt? 597 Bamla onayladm yalnzca. Yine de aklma bir ey geldi. "Peki, bana tac kim giydirecek, ar'm? Sinod'un bakan Stefan Yavorski mi? Yoksa Feofan Prokopovi mi?" diye sordum nazik bir ekilde. Elindeki kd masaya brakt. Ellerini plak omzuma koyarak alnmdan pt. Yant verirken onun da sesi ok yumuak kmt: "Hayr, Katerinuka. Benden baka kimse sana ta giydirmeyecek." Petro'nun askerleri ran'dan St. Petersburg'a km dndler. Neva'y getikleri ssl kzaklarn iinde askerlerin niformalar rengrenk parlyordu. Halk kyda sevin gsterilerinde bulunuyordu. Petro ise daha ikindi karanlnda havai fiekleri atelemiti. Davulu kollar uyuuncaya kadar kendisi almt. Sefer baaryla sonulanmt. Petro askerlerin yamalama ve yakp ykma ihtimaline kar komutan Prens Boris Kuristanov'u idam cezasyla tehdit etmiti. Ma-rienburg surlarnn yaklp yerle bir edilmesinin zerinden ok zaman geti, diye geirdim aklmdan. Yine de benim yanmda Prenses'e unlar yazmt: "Bana, buna mecbur olduun hallerde bile kaba kuvvet kullanmaya cesaret edemediini sylyorsun. Bense sana, gereksiz iddete bavurmaman sylyorum. unu da aklndan karma: Oni ne takoi na-rod, kak w Ewrope... Bu insanlar bizlere ya da Avrupal halklara benzemezler..." Sabah, birliklerin geit treninde, yatak odamn penceresinin nndeydim ve ayaklarmn nnde uzanan bembeyaz karla kapl muhteem ehre bakyordum. Bu arada mabeyincim Wilhelm Mons'un elleri, yerlere kadar uzanan krkmn altndaki plak vcudumda dolayordu, ta ki kadife perdenin arasnda, sktrmalarna teslim olana dek. ehre dndmzden beri, sevimelerimizi hi sabah olmayacakm gibi yayorduk. 598 Ama yaamn ve zevkin sarholuu yle tatlyd ki, srekli bir mutluluk bile bunu salayamazd. Petro ta giyme trenimi sade bir fermanla duyurdu: "Gelmi gemi btn kral ve imparatorlar, savata olduu gibi barta da kendilerine sadk kalan elerine ta giydir-milerdir. Sevgili mparatorie'miz, Katerina Alekseyevna Romanov kadar hi kimse, arlk tac altndaki yaamn tehlikelerinin ve yknn bu denli bilincinde olmamtr. Hibir zaman cinsiyetinin zayfln gstermedii gibi, asla hata yapmam, gl ve cesur olmutur. Onun sadakatini takdir edip, Tanr'nn bize balad gle onu tahta karacaz. nmzdeki yl Moskova'da." Yeni ylda Petro, ta giyme treninin tarihini mays aynn sonu olarak belirledi. "Katerinuka, bu gn kutlamak iin bundan muhteem bir ay bulunamaz!" dedi. O srada hokkabazlar len salonunun parke demelerinde yuvarlanp duruyorlard ve ccelerinden ikisi zenci Abraham Petrovi'in hakemliinde yerde gree tutumulard. Kaplar ald, hizmetiler al horozu, tatl su stakozu, av ederiyle

dolu tepsiler ve sebzeli g-veler tayorlard. Dz gm tepsilerde servis yaplan havyardan aldm. Geri u gnlerde onunla olamyorsam da, Wilhelm Mons havyarn aka g vereceini anlatmt bir keresinde. Bam kaldrdmda, bana glmseyerek kadehini kaldrd. Petro bunu grp alnn att. "Gen Mons olduka serbest davranyor. Maiyetin iinde nasl davranyor?" Omuz silktim. "Bir ikayet duymadm." Sesimde umursamazlk vard ve Wilhelm Mons'un hareketine karlk vermeyerek Petro'ya fme mersin balkl blintfiki yedirmeye baladm. "Hmm, nefis" dedi azn aplatarak ve parmaklarmn ucunu yalad. Boynuma limon skarak tenimi yalamaya ba599 lad. Bu srada gz gerdanlma takld. Bu, Menikov'un hediye ettii o muhteem parayd. Birden duraklad: "Bu kolyeyi nereden aldn, Katerinuka? mparatorluumda bu tr talar ender bulunur. Sana kim hediye etti bunu?" diye sordu dudaklarnda beliren gvensizlikle. "Onu affettiin zaman Alekaa hediye etmiti bana. Arac olduum iin bana kranlarn sunmutu" dedim ak szllkle. Petro derin bir nefes ald ve salarn eliyle arkaya att. "Katerinuka, herkesten nce senin hediye kabul etmemen gerekir. Menikov'dan olsa bile. Hatta zellikle de ondan geldiinde! Ona kar yaplacak bir itham seni kirletmemeli, anlyor musun? Bunu nasl yapabildin? Ben, imparatorluumda, dnya nimetleriyle etki altna alnamayacak kiiler istiyorum ve sen de byle biri olmalsn!" Konuurken sinirliydi; onu hemen ptm. "Elbette, Efendim. Ne kadar dncesizce davranmm. Hadi, starik, bu akam dersin sras deil, elence zaman! benimle!" Yakn ilgimyattr-mt onu; kartall kupasn yle hzla doldurdum ki, bira kprerek tat. Tren giysilerim ve ta giyme trenim iin gerekli akse-suvarlar ilkbaharda Paris'ten geldi. Tacm ise Petro, St. Pe-tersburg'da hazrlatyordu. Nevski'nin inenerek sertlemi karlar zerinde kuyumcuya giderken kzamzn altndaki demirler gcrdyordu. Petro kuyumcunun saraya gelmesini istememiti. Kk adam ve kalfalar karmzda defalarca eildikten sonra nmz sra kk dkkna daldlar. Nbetilerimizden ikisi kapya dikildi. nmze, masann zerine kk bir sandk konduu srada, Petro'yla ben votkal scak aymz hprdetiyorduk. Petro elini bileime koydu. "Fincan koy, Katerinuka, yoksa heyecandan hepsini dkebilirsin" diye uyard beni ve sevgiyle glmsedi. Sylediini yaptm; armtm ve iine 600 kaynar ay dktm ukur altl eli abuk bir kalfaya uzattm. Ufak tefek kuyumcunun yz, "ok saygdeer Majesteleri, hazr msnz?" diye sorarken gururla parlyordu. Ba ve eliyle onaylar bir hareket yapan Petro'ya baktm. Kuyumcu, yanaklarn iirerek zahmetle kutunun kilitlerini evirdi. Kapa kaldrmadan nce, yardmcsna bir talimat daha verdi: "Arka sradaki mumlar sndr. Hepsinin ldamasn istiyorum! Mkemmel bir ekilde mak!" diye mrldand heyecanl bir sesle. Neredeyse glecektim; eserine bu denli hayrand. Petro ise elimi tutup sessizce, "Bak" dedi yalnzca. Kk adam kutunun kapan kaldrd. Ellerimin serbest oluuna seviniyordum. Acaba Petro'ya m sarlsaydm, yoksa ellerimle azm m kapasaydm; aknlktan ne yapacam bilemiyordum. "Bir milyon rubleden fazla tuttu, Katerinuka, yalnzca tacn..." diye mrldand yavaa Petro. Tylerim diken diken olmutu. Bir milyon ruble! Berbat, kokumu, kk tsba'snda yaayan sradan bir Rus iin bu, kim bilir ka yaam demekti? Gzmn nndeki bu aheser, arie Praskovya'da ve Marfa'da grdm mcevher kapl hotozlara kesinlikle benzemiyordu. Odann alacakaranlnda ve mumlarn titreen klarnda, tac evreleyen baparmamn

trna byklndeki elmas kapl gvdesi nmzde parlyordu. Talar, alnm ezmemesi iin, kakm krkten bir yasta yerletirilmiti. Kakm krkn kenarlarndan inci zincirleri sarkyordu. Elmas talarla dnml dizilmi gri, pembe ve beyaz incilerle dolu kemerler yukarda, yakut bir han bulunduu zirvede buluuyordu. Ortadaki yakut, gvercin yumurtas byklndeydi. Usta ii kesimiyle ate ve kan pskryordu. Kemerlerin arasnda gk yakut, zmrt ve yine elmaslar parlyordu. Petro'nun elini 601 tutup, "Takabilir miyim?" diye sordum. Sesim daha da kslmt. Petro dehetle ban sallad: "Ta dediin ey, dilediin zaman bana takabilecein bir bere ya da bir apka deildir, Katerina. Bir ta, Tanr'nn bahettii gcn kutsanm bir simgesidir! Onu ancak takdis edildikten sonra tayabilirsin. Dnyann hibir suyu kutsal takdis yan alnndan ykaya-maz. Ancak bundan sonra taca hazrsn demektir. Beklemen gerekiyor yani!" Sabrszlm ve grgsz sevincimden dolay utanmtm. Petro kuyumcuya doru dnerek, "Bir aheser! Maysa kadar bitirilip ta giyme treni iin Moskova'ya yetiecek mi?" diye sordu. Kk adam bayla onaylad ve keskin gzleriyle, tac sarp odadan karan kalfalar gzledi. Petro ikindinin alacakaranlnda kzan iinde ellerini samur manonumun iine soktu ve parmaklarm brakma-macasma skca tuttu. "Teekkr ederim, hep yanmda olduun iin sana teekkr ederim. Sana btn yaptklarnn, her eyin karln vermek istiyorum" dedi fsldayarak. Nevski'ye bakan evlerin pencerelerinde klar oynayordu. Kar berrak ve yldzlarla dolu gkyznn altnda yapay bir ltyla parlyordu. Hemen o akam, Paris'ten kuma getiren Gostiny dvor'lu tccarn saraya gelmesi iin emir verdim. Elbiselerin hepsi Fransa'da hazrlanyor olabilirdi; ama Petro'nun elbisesini kendi ellerimle dikmek istiyordum. rnek katalogundan gk rengi tafta bir kuma seerek bundan epey bir arn smarladm. Petro'nun dizlerine kadar uzanacak ceketin kenarlarn evirmek iin simli bir erit setim. Kakma ustas da gm bir kemer hazrlayacakt; kapris olsun diye de oraplar iin alev krmzs ipek ip setim. Tccarn syledii fiyat uuktu. Kyafete yzlercesini ileyeceim simli ipliin 602 tanesi bile bir svarinin iki yllk maa kadard. Bense bir an olsun ekinmeden Wilhelm Mons'a talimat verip siparii imzalattm. St. Petersburglu sekin aileler, Moskova seyahati iin hi zaman yitirmeden eyalarn toplayp hazrlanma talimat aldklarnda martn sonlaryd. Nevski boyunca dizili aalarda hl buzlar sarkmaktayd; ancak yumuak hava ve gnein ilk klar vakitlice gelen bir ilkbahar mjdeliyordu. Saltanat arabalar ve dier aralardan oluan ard arkas kesilmeyen bir konvoy taradan Moskova'ya ilerliyordu. Erken balayan ottepePden yararlanp Moskova'ya nehir yoluyla gidenler de oktu; seyreden yelkenlilerden suyun zeri capcanlyd. Kylardaki aalar serin rzgrla yeni gveren dallarn eiyorlard. ocuklar yoruluncaya dek teknelerimizle birlikte kouyorlard. zerimizde bulutlar akp gidiyor, rzgr yreimdeki kederi alp lkenin uzaklarna tayordu. Yine de ska kabinime ekilmek zorunda kalyor ve ruhum yatana dek gzlerimi kapyordum. Bir baka yaamda, adamn biri beni bir gm teklie satn almt. Oysa imdi ta giyecektim. Wilhelm Mons, bir ara bir frsatn bulup kabinime girmeyi baarmt. Gl kollaryla bana sarlp nefesim yeniden normalleene dek beni skca tuttu. Korkumu onun gzlerinden okuyabiliyordum; kalbinin atlar kalbimin atlarndaki btn kayglar datmcaya kadar beni pt.

Sonunda bir kez daha Moskova surlarnn ssl mazgallarn ve binlerce kulesini grmtm. Benim ehrim St. Pe-tersburg'du, buras deil. Ama en parlak saatimin ehri olacakt. Aleksander Danilovi Menikov'un Moskova'daki konann i avlusunda altn faytona bindiimde maysn yedi-siydi. Petro, elbisemin arl altnda dengemi koruyabil603 mem iin beni bizzat tutarak yardmc oldu. Bana cesaret verircesine glmsedi: "Katerinuka. imdi dik durma zaman" diye mrldand. Elimi onunkinin zerine koyduumda titriyordu. Smscak parmaklaryla souk elimden tuttu. "Korkma. Bugn burada olacaklar, hayatta bana gelebilecek en iyi ey" diye sakinletirmeye alt beni. Uyumuasma bam salladm ve erguvan renkli kadife elbisemi yukarya topladm. Kadife kuma mays ay iin olduka kaim saylrd; ama Petro'yu bir trl ikna edememitim. Robum spanyol kesimiydi, dantelli yakas olduka yksekti. Kuma, altn ilemelerle kazk gibi olmutu. Elbisemin kuyruunu tayan on iki olandan drd, faytona binebil-mem iin hzla koup eteklerimi katladlar. Yeil yelekleri, sar peruklar ve yumuak apkalarnda sallanan beyaz devekuu tyleriyle ok sevimli grnen bu ocuklar, Petro'nun sadk yardmclarnn oullaryd. Hep birlikte kuyruu kaldrdlar; boynum, kuyruklu elbisemin zerine aldm pelerini tutan elmas tokalarn arlndan bir an olsun kurtuldu. Kremlin'in surlar zerinden havan toplar gmbrd-yordu. ehrin anlar almaya balad. nsann kendi sylediini duymas bile gt. Kaplar aldnda Kzl Meydan'daki halk, tepesinde kraliyet tac bulunan altn faytonu grr grmez kyamet kopard. Muhafzlar trompetlerini dudaklarna gtrdler, davullar bouk bir ritimle vuruyordu. Kremlin'in birinci giriindeki meydanda Petro'nun en sevdii iki alaynn bandosu almaya balad. ki krlang havalanarak avlunun zerinden utu. Gzleri bana meydan okurcasna yabanc bir parlaklkla ldyordu. Faytonumuza koulu on iki beyaz at ahland; dar niformalar iindeki faytoncu ter iindeydi. Glmsedim ve kendiliinden havaya kalkan elim halk selamlad. Artk geriye dn yoktu. 604 Uspenski Katedrali nnde, yeni kurulmu olan Muhafz Alay'ndan birka adam koparak ayrlp bize doru geldi. Kum'um Fyodor Matveyev Apraksin ve Prens-Papaz Butur-lin bana yardmc olurken Aleksander Danilovi ve Prens Repnin, bu Hassa Birlii'nde grevlendirilmiti. Fyodor Matveyev glmseyerek: "Efendim, ne kadar sevindiimi bilemezsiniz" diye mrldand. Bir nceki gn ailesinin Moskova'daki evine aka yollu bir mektup yollamtm. imdi yapmack bir sertlikle onu szyordum: "Kum Apraksin, emrimi yerine getirdin mi?" diye sordum alak sesle. Srtt ve mahcup olmuasma omuz silkti. "Evet, Anacm, Efendim. Saylr... Senin ta giyme trenine bsbtn ayk katlacak deildim ya! Bu geleneklere aykr olurdu. Sabah da ba arsndan duramazdm!" dedi yalvarrcasna. Ayplarcasna bam salladm. Aceleyle ekledi: "Ama bir, bilemedin iki kadehik yuvarladm! Moskova'daki mahzenlerim bombo. Bunu hizmetkrlarm yapm olmal. Onlar kamlattracam" diyerek gld. Yapt aka beni de gldrd. Ve bir anda btn renkler daha canl gzkmeye, mzik daha neeli almaya balad sanki. ki adam kollarma girmiti, bu ekilde kilisedeki cemaate ayrlan uzun blm birlikte yrdk. Katedral insan kaynyordu. Sadece davetiye alan erkan alnmt ieriye. Admlarm pelerinimi tayan saray olanlarmn, Prenses Golizyn'in ve Baron Ostermann'm yardmlaryla atabiliyordum. Kalabaln arasnda tandk pek ok yz vard; ama tm yzleri annda unutuyordum. Baklarm mihraba dikilip kalmt nk. Kadife bir yastn zerinde

tacm tutan General James Bruce ufack grnyordu. Ta ard. Yakna geldiimde adamn dudaklar zerinde ter damlacklar biriktiini grdm. Elbisemin altnda adeta eziliyordum. Kr605 mz kadife sayvann altndaki iki tahttan birinde, Petro'nun yanndaki yerimi almam uzun zaman ald. Bu srada Mareal Kont Pyotr Andreyevi Tolstoy otursunlar diye kalabala iaret etti. Nefesim yeniden dzene girdi ve Petro'nun dingin ve vakur yz ifadesini taklit etmeye altm. Bana gz krpt ve annda yine ta kesildi. Feofan Prokopovi, Novgorod Bapiskoposu olarak ayini balatmak zere ayaa kalkt. Katedralin giriinde dakikalar gemekte o denli direnmiken, imdi burada su gibi akyordu. Prens Vassili Dolgoruki dua etmek iin ayaa kalkt. Dizleri zerine kt, kilisedeki dier insanlar da onu izledi. Petro baklarn bir sre eilmi insanlarn srtlar zerinde gezdirdi. O da ayaa kalkarak bana bir iaret yapt. Kavalyelerimin yardmyla onun yanma gidip bam kaldrdm. Gzlerim onunkilerle bulutu. "Katerina Alekseyevna, diz k!" Sesi katedralin kubbesinde yankland. Elbisemin altnda biraz nce dayanlmaz bir scaklk duyarken imdi iimi bir rperti kaplamt. Diz kmeme yardm etmek iin drt refakatim yanma geldi. On i-ki kk saray olan da yere kp alnlarn katedralin souk ta demelerine koydular. Kiliseyi derin bir sessizlik kaplad. Uspenski Katedrali nndeki halk bile susmutu. Bam dimdik tutuyordum. Feofan Prokopovi nme gelip durdu. Scak, kokulu yal parmaklaryla alnnm zerinde ha kard. Duasn mrldand. ektim ve bir an iin gzlerimi kapattm. Yan kokusu gergin ruhumu uyuturmutu. Feofan katedralin yaldzlar ve glgeleri iinde eriyip gitmiti. Gzlerimin nnde her ey dnyordu. Yalnzca tek bir insan duruyordu hi kmldamadan: Petro. St. Petersburglu ufak tefek kuyumcunun yreini koyarak hazrlad tac almak zere kollarn uzatt. Bana doru 606 tala yaklatn grmyordum aslnda; daha ziyade hissetmekti bu. Szleri, kulamdaki kann uultu ve rltsnda kayboldu. Gzlerimi kapadm, o ana dair hatrlayabildiim tek ey, basmdaki tacn arlyd. Ac bir sz bamdan gergin enseme, oradan da omuzlarma indi. Gzlerimin nnde krmz imekler akt; yine de ellerim Petro'nun bana uzanan ellerini skca tuttu. Bacaklarna sarlp ayaklarn pecektim ama izin vermedi buna. Yukar kaldrrken skca tuttu beni. Birden i geirdim. Ac, gzellie dnm, mzik cotuka comutu. Petro'nun, mparatorluk kresini koymas iin elimi iyice atm. Bir anda, bugn benimle paylamaya hazr olduu zenginliin bilincine vardm! Gzya yanaklarmdan sel gibi akt ve beyaz, kalnca srlm dzgnmde derin izler brakt. Asay, ar Aleksey'in evlilik d olu, Prens van Mussin-Pukin uzatt Pet-ro'ya: "Sa ol, kardeim!" dedi Petro arkadana alak sesle. Petro asay skca gsne bastrp orada tuttu. Artk bir ift olarak birlikte hkmdardk. Sarayllar ilahi ve dua iin ayaa kalkt. Koro, kran duam darlara, ehir meydanlarnda alnan mar mziine, Bakan Golovkin'in bonkrce sat ve halk birbirine dren altnlarn ngrtlarna, adrvanlardan aktlan krmz ve beyaz arabn rltlarna kart ve rzgra kaplp lkenin drt bucana tand. Kutlamalar bir hafta srd, ardndan btn soylu takm, emrindeki adamlarn ve eyalarn toplayarak hi zaman yitirmede yeniden St. Petersburg'un yolunu tuttu. Deniz oyunlar ve Petro'nun isim gn kutlamalarna zamannda yetimek iin yeniden Neva'da olmak gerekiyordu.

O haftalarda Petro'nun, strapsz geen bir gn bile olmamt. Onu hasta odasnda ziyarete gittiimde: "Bu kez gerekten de ok arya katm" diye mrldand. "ektiim 607 aclar Yunan efsanelerindeki ylanlar gibi. Cvayla birini zehirliyorum, yzlerce yenisi kyor vcudumda!" Yz, zerinde yatt araf kadar beyazd. Odada konumaya kimse cesaret edemiyordu. O yaz drt ay boyunca yatandan kalka-mamt. Durumu o kadar ard ki, dier hekimlere danmas iin Blumentrost'u zorlamtm. Moskova'ya haber gnderdi ve Hekim Bidloo kp geldi. Ama sonunda Petro'nun idrar kesesinden neredeyse bir etverik kan, idrar ve irin karan kii hekim Horn olmutu. Zaman, Wilhelm Mons'la kaybettiimiz saatleri telafi etmek iin deerlendiriyordum. Ona hediye ettiim be bin kleli mlknde geen olaylar bana anlatrken birlikte ok glmtk. Uzun sre kalmasna izin vermemitim; ama orada geirdii birka gn, yaam boyu anlatacak serven yaamasna yetmiti anlalan. Yine de, sonbaharn ilk rzgrlarnn ardndan bir gn Petro, Pavel Yaguinski ile akam yemei iin daireme geleceini bildirdiinde ok sevinmitim. Sevdii yemeklerden birkan yapmas iin Johann Felten'e emir vermitim. Eki lahanal domuz ikembesi dolmas, taze pide ve souk bira. Masay kendim hazrladm. Yazlk sarayn bahesinden topladm iekleri masaya yerletirirken bir de ark mrldanyordum. Yaguinski, Maka-rov ve Menikov'la birlikte geldiinden mabeyincim Wilhelm Mons'dan da sandalyemin arkasnda beklemesini ve ardndan bizimle birlikte yemesini istedim. Ayrca Darya Menikova ve Ulrike Villebois'y da davet etmitim. Krmz, sade bir elbise giymi, sam da inci zincirlerle rdrmtm. Sonrasnda da Ulrike Villebois'dan, Meni-kov'un bana bir zamanlar hediye ettii mcevheri boynuma takmasn istemitim. Petro daireme ge geldi; ksaca selamlad hepimizi toptan. Taban azna kadar doldurup ekmeini bldm. Teekkr etmedii gibi ok da az konutu. Aca608 ba hl arlar m vard? armtm; o sustuu iin benim srekli gevezelik etmem gerekmiti. Bir saat getikten sonra: "arie, saatin ka?" diye sordu mrldanarak. Boynumdaki altn bir zincire takl zarif saatime baktm; Petro bunu Berlin'de yaptrtmt benim iin. "Henz dokuz, Efendim, elenmek iin daha ok zamanmz var" diye sakince yantladm. Ama Petro saatimi bir ey sylemeksizin elimden ald. Elmas ibrelerinden biri krlana dek hoyrata ileriye ittirdi. "Yanlyorsun, Katerina Alekseyevna! Gece yars olmu; senin, benim ve onun dnda -Wilhelm Mons'u gsterdi-herkes yatmaya gidecek imdi!" Soluum kesildi ama bam sallayarak: "stein emrin olur! yi geceler, dostlarm!" dedim, pek etkilenmemi gibi grnerek. Ellerimi rptm; misafirler de yzlerinde mahcup bir ifadeyle ayaa kalktlar. Yoksa Petro'nun oyununun bir paras mydlar? Wilhelm Mons yerinde kald. Beti benzi atmt. Srtm sandalyeme dayadm kaytszca. Odada mz kaldmzda bir sre yanan odunlarn trtlar duyuldu yalnzca. Petro konumakszn bir Wil-helm'e bir de bana bakyordu. Yelpazemi aarak yapmack bir skunetle salladm. Bu, Petro'yu harekete geirdi; zaten istediim de tam buydu. Gs cebinden katlanm bir mektup kard. Birka kez okunduu belliydi. Mektubun kat yerleri ypranmaya yz tutmutu ve yaznn baz blmleri sanki gzyandan akmt. Petro mektubu atnda baklarm geni ve kvrml

yazya diktim. Mektubu Wilhelm Mons'a frlatmadan nce bana bir sre aalayc bir tavrla bakt. "Ne yazk ki, cahil bir hizmetiyle evlenmiim. Oku, zppe seni!" diye grledi. Wilhelm Mons ince, uzun parmaklaryla mektubu at. Okuyordu, bunu yaparken de sessizce du609 daklarn oynatyordu. Sonra ban sallayarak kekeledi: "ar'm! Yalan bu! irkin ve adi bir iftira bu!" dedi. Petro ise baka aklama yapmasna zaman tanmad. Yumruunu skp Wilhelm Mons'un suratna indirdi. Vuruun iddetiyle sevdiim insan, sandalyesiyle birlikte yere devrildi. Ona yardma komak istedim. Petro beni yakalayp silkeledi. "Kaltak! Seni mparatorie yaptm, ta giydirdim; sen ise bir hizmeti paras gibi krtryorsun. ren kahpe! Namussuz, iliklerine kadar da yalanc. u haline bak, yaptn ilere karlk aldklarn da takp taktrmsn bir de. Rvetiliin de cabas!" Boynumdaki gerdanl ekerek kopard. nciler, yakut ve elmaslar renkli yamur taneleri gibi yere dkldler. Wilhelm Mons dizleri zerine kp Petro'nun izmelerine sarld. izmesinin derisine pckler konduruyordu. "ar'm, aileme gstermi olduunuz sevgi ve sayg adna buna inanmayn! arie'nin adn lekeleyeceime ya da size ihanet edeceime inanmayn!" "t dl! Solucan!" diye bararak ona iki tekme att. lki gzel yzne, ikincisi de ok sert bir ekilde gsne isabet etti. "arie'nin adn da o lanet olas slalenle birlikte azna alma! Hepinize deteceim bunu!" Bunlar sylerken bir yandan da, Hollanda porseleni bir su testisini alp tm hiddetiyle Venedik aynasna frlatt. Ayna tuzla buz oldu. "Katerina Alekseyevna, senin ve seninkile-rin de sonu ite byle olacak!" diye bard. fkesinin karsnda kendimi toparladm ve sakince, "Harika. Az nce eyalarnn arasndaki en gzel paray mahvettin. Rahatladn m imdi?" dedim. Davranmdaki en ufak bir endieyi suumun bir itiraf olarak greceini biliyordum. Yeniden bileimden yakalad. Kemiklerim krlacak sandm ama yine de dudaklarmdan 610 tek bir kelime bile kmad. Petro kapya doru bararak, "Nbetiler! Hemen yanma gelin!" diye emretti. Srm gibi drt asker odaya hcum ettiler. Petro, titreyen parmayla yerde hl iki bklm oturan Wilhelm Mons'u gsterdi. "Tutuklayn u adam! Hemen tutuklaym!" diye emretti soluk solua adamlara. "Kaleye gtrn onu. tiraf edene kadar karanla atp ikence edin. Krn btn kemiklerini. Derisini yzn. Suu, hrszlk ve mparatorie'ye hakaret." Gzlerim karard, tam baylrken Petro beni tuttu. Wilhelm Mons ne beni ne de akmz ele verdi. Petro'nun ikencecileri korkun zanaatlarnn hakkn vermiler ama Mons'un dudaklarndan tek bir sz kmamt. Saray tellallar St. Petersburg sokaklarnda gezinerek, halka Mons Ailesi'nin dier hrszlklarnn da ihbar edilmesini duyurdular. Sevgilimin ektii aclar dndke uykularn kayor, yaama sevincim kaybolup gidiyordu. Petro ise benden itiraf bekliyordu. Onu, aclarmla memnun etmek istemiyordum. Bu yzden de, ar'n, Wilhelm Mons'un idam iin belirlemi olduu gnde kzlarm ve Parisli dans hocasn yanma arttm. Solgunluumu yanaklarmn zincifre krmzs altna gizlemitim. Her tarafm mcevherlerle parlyordu. Bize dans reten ufak adama, "Yeni bir Paris dans duydum, ad menuetto\ Bize onu ret!" diye emrettim.

Ban saygyla eerek zor hareketleri gstermeye balad. Elizabet gizliden gizliye sanki beni inceliyordu. Akmzn kaderini belirleyen kttaki o kvrml yaz geldi yine aklma. Ama, bu olamaz, diye dndm; o benim kzmd. balkondaki algclar almaya balad. Tiz, prltl tnlamalar eliinde, kalbimin krlm paralar zerinde dans etmeye baladm. 611 i dam sehpasna kan Wilhelm Mons'un grnts tyler rperticiydi. Btn gece Tanr'ya dua etmitim, bu an iin bana g versin diye. Uykusuz gecelerin yzme drd glgeleri beyaz dzgnm rtyordu. Durmadan ekerli meyve attryordum. Felten yle tatlandrmt ki bunlar, yerken azm glmsemeye benzer bir ekil alyordu. Mons Ailesi'nin bireyleri birer birer idam sehpasna gtrlrken evredeki halk olup biteni sessizce izliyordu. Wilhelm yr-yemiyordu. Gardiyanlar onu samanla dolu bir arabaya atmlar, imdi de geni omuzlar zerine alyorlard. Yanmda oturan Petro hrsla soluk alp vererek beni inceliyordu. Bam evirip ekerli dudaklarmla glmsedim ona. Davranm merakla bekleyen gzleri yuvalarndan frlayacakm gibi byd. "Evet, Katerina Alekseyevna, imdi ne dnyorsun?" diye sordu inelercesine. Hafife omuzlarm silktim ve boynumu krkmn yakasyla biraz daha rttm. "Sadk bir hizmetliydi. Eer, onu resmen suladn gibi, mcevherlerime el uzatmsa, cezay hak etti demektir" dedim ve baklarm yeniden ne evirdim. "Hem de nasl, hatta, senin de gayet iyi bildiin gibi, ta-cmdaki mcevherleri bile ald!" dedi homurdanarak. Wilhelm idam sehpasnn evresindeki karn zerinde, yrekleri paralayan bir et yndan baka bir ey deildi. Onu basamaklardan yukarya srklediklerinde acyla baryordu. Parmaklarm birbirine kenetlenmiti. Onu seviyordum, onu ok seviyordum; ama yeteri kadar seviyor muydum acaba? Her eyi itiraf etseydim ve ktkte onun yannda yer alp birlikte lme gitseydim, bu, sevginin gerek bir belirtisi olur muydu acaba? Bunu yapmadm ve bununla da yaamalym. Petro beni ayaa kaldrarak dncelerimden kopard. "Buradan iyi gremezsin, sevgilim. Gel benimle." Oturduumuz yerle idam sehpas arasndaki alan hzl admlarla 612 geti. Ona zor yetiebiliyordum; ama beni insafszca, merdivenlerden yukarya, tekerlein yanna, idam sehpasna peinden srkledi. Wilhelm ban kaldrp bakacak durumda deildi artk, bylesi daha iyiydi. Petro kollarn omuzlarma att ve yanamdan perek yksek bir sesle kalabala, "arie, sadakatine ihanet eden, hrsz Wilhelm Mons'un idamn daha yakndan grmek istiyor! Hadi bala!" diye seslendi. Kalabalk susmutu. Wil-helm'in gerek lm nedenini sanki hepsi biliyormu gibiydi. Petro grevlilere iren ilerini yapmalar iin talimat verdi. Gzlerimden boalan yalar, grmek zorunda olduklarm engellemek iin merhamet gstererek beni kr ettiler. Wilhelm'i tekerlee gerdiklerini biliyorum. Onu drde bldklerini biliyorum. Ve sonunda kafasn uurduklarn biliyorum. Btn bu sre boyunca Petro kolumu kuvvetle skarak Wilhelm Mons, yakkl, hayat dolu ve gl Wil-helm'im, nihayet lene dek, beni alatt, alatt ve alatt. Petro biliyordu. damdan sonraki gnlerde, gezintilerine elik etmem iin beni srekli zorlad. Kzamz, Wilhelm Mons'un geride kalm cansz gvdesinin asl olduu idam ktnn yannda kanlmaz olarak durdu. Paralar vahi kpeklere yem olarak braklmt. ar'la birlikte kzaktan inmek zorunda kaldm. "Gel Katerinuka, yryelim biraz, ayaklarmz alsn" dedi keyifle. Wilhelm'in o denli yaknndan gemitim ki, eteklerim geride kalan vcut kalntl-larna srnmt.

Ne var ki bu arada, Petro'ya artk yeter dedirtecek kadar inatla, havadan sudan eylerden bahsederek gevezelik edip durdum. Sinirlenerek: "u senin lanet olas cesaretin! undan biraz olsun generallerime bulam olsayd, imdiye dek ok daha fazla sava kazanmtm!" dedi. Yeniden kzaa bindik. Cesaret edip Wilhelm'in basz gvdesine son bir kez daha baktm. Atlar yrdler, kar bu613 ktlarnn arasnda celladn kt kaybolurken, kzan yanlarndaki ziller alyordu. Ayn gnn akam Petro'nun dairesindeki dost meclisinden erken ayrldm. Yas tutuyordum. Tm yreimle; gecenin karanlnda ve sszlnda. Bundan sonra atacam admlar dnmek iin gcm toplamam gerekiyordu. Petro, bakanlarn benim emirlerimi dikkate almayacana dair bir ferman hazrlatmt. Ayrca haznedarmn brosunu da mhrletmiti. Artk param yoktu; nedimelerimden bor bile almtm. nmzdeki gnler belirleyici olacakt. Beni ikencecilerin eline mi teslim edecekti? Aleksey'eyapt gibi beni de kendi elleriyle mi ldrecekti? Yoksa, Yevdo-kiya Lopuina'ya yapt gibi kafam kazttrp beni de bir manastra m tkacakt? Oda hizmetilerimin yardm olmadan salarm atm ve boynumdaki, kulaklarmdaki ve bileklerimdeki taklar kardm. Anna Tolstoya usulca odaya girerek elbisemin arkasndaki balar zd. Geceliimi giymeme yardmc oldu. Tek bama yatak odama girdim. Duvardaki mumlarn bazlar yaklmt; ardm. Benden nce odama biri girmi olmalyd! Elimde, yatamn kenarndaki, zarif komodinin zerine koymaya hazrlandm bir kandil vard. Elim birden donakald. Hemen sonrasnda da kendi lm duydum. Daha nce hi bylesine bir lk koparma-mtm. Kandil elimden kayp yerde yuvarland. Kzgn ya yere dkld. Alevli fitil yaa deince ate yatak arafma srad. Var gcmle bardm. Anna Tolstoya koarak odaya geldi. "Efendim, ne oldu?" diye seslendi ve ayaklarmn dibindeki alevleri sndrmek iin telala stne bast. Sakinleememi, elimle komodini gsterebilmitim yalnzca. Elleriyle azn kapad. "Aman Tanrm, bu nasl bir hayvan!" diye mrldandn duydum. 614 Komodinin zerinde bir kavanoz duruyordu. Kn votka iine elma bastrlan sradan bir kapt bu. St. Petersburg'da her kabak'ta. bulunan trden. Ama duru svnn iinde meyve deil, sevgilimin ba vard. Mavi gzleri yuvalarndan frlam, dudaklar lmn acsyla di etlerine doru ekilmiti. Bana bakyor gibiydi Wilhelm Mons. Gzleri her trl ithamdan uzak, yakarrcasma bana bakyordu. Tiksinerek rdm. "Gtr onu Anna, gtr onu!" diye kekeledim. Anna isteksiz elleriyle kavanozu kaldrd. Arkasn dnd srada yatak odamn kapsnn nnde Petro'yu grdm. Kartall kupas vard elinde, azna gtrerek kocaman bir yudum ald. "Odan yle plakt ki, Katerinuka, yatann yannda birka ss olsa fena olmaz, diye dndm" dedi sarho halde. Anna'ya serte bakt. "Anna Tolstoya, o kavanoza kim elini srerse, Tanr biliyor ya, bunu hayatyla der. Sadk hizmetinin hatrna, sana onu yeniden yerine koyman neririm." Anna yardm istercesine bana bakt; ama ben ne yapabilirdim ki? "Anna Tolstoya, getir onu buraya koy. ar ne kadar ltuf-kr, odamn ssn bile dnyor" diye mrldandm sessizce. Petro gzlerini dikmi beni inceliyordu. aret parmayla beni gstererek: "imdi de, Katerina Alekseyevna, sana ne yapacama karar vermeliyim!" dedi. Gzlerindeki ifade iimi titretti. Daha ne yapabilirdi ki? Zaten kazanmam myd! Sevgilimin sabit baklar ve Anna'nn teselli veren kollar arasnda bitkinliime yenik derek uykuya daldm.

Saray yazgm biliyordu; bunu aka hissediyordum. Bana tam olarak ne olacan tahmin etmeye alyorlard yalnzca. Hangi manastra yollanacaktm? Petro Pavel Kale-si'nde benim iin bir hcre hazrlatld doru muydu? By615 le olmadn umuyordum! Daha kamnn ilk darbesiyle, neyle sulanrsam sulanaym, itiraf ederdim. Tuhaft dorusu: O kadar doum sancsna dayanmtm; ama cesaretim, kastl olarak verilen bedensel aclara dayanamayacakt. Bana kimse yardm edemezdi. Beni yreklendirmek iin bana gizlice ksa mektuplar ve kk hediyeler yollayacak olan Menikov bile. Kum'um Apraksin kollarnda ve bacaklarnda biriken sudan yataa dmt. Ulrike Villebois, kocasnn Petro'dan duyduklarn yal gzlerle bana aktard: "Ona, ngiltere Kral'nn Anna Boleyn'e yaptn yapacam..." demi Petro Senato'da. "Kral, Anna'ya ne yapmt?" diye sordum. "Anna'nn suu neydi?" Ulrike mutsuz bir ifadeyle elini yatay olarak boazna gtrerek ekti. "Zina, Efendim" diye mrldand. Petro'nun kabul odasnn duvar ktl kapsna kulam dayayp oday dinlediim srada neredeyse gece yarsyd. Oday daireme balayan gizli geit karanlkt. Yolumu yalnzca bir kandil aydnlatyordu. Petro'nun, Pyotr Andreyevi Tolstoy ve Baron Ostermann'la grtn biliyordum. Onlarla benim hakkmda konuuyordu! Sesleri, duvarn arkasndan bouk bir ekilde geliyordu. Ostermann'm geveleyerek konutuunu duyuyordum. "ar'm, imdi acele etmeyin! arevna Anna ile Holstein Dk'nn nianlarn dnn!" Petro sinirlenerek, "Bunun arie'yle ne ilgisi var? Zrva! Size soruyorum: Manastr m, srgn m, yoksa lm m?" diye sordu Korkumdan parmam srdm; ayaklarmn dibine vuran k titriyordu. "Affedersiniz ama Dk nian bozabilir! Bu da Prenses'in adn lekeler. Hrmetin yan sra, Avrupa'da, arie'nin kle olarak doduu, amarc olarak alt ve imdi de ta 616 giymi bir mparatorie olduundan sz ediliyor! imdi bir de zinayla yarglanrsa, ne olur? Peki bir de idam ettirirseniz?" diye srarla sordu Ostermann. Pyotr Andreyevi'in derinden gelen sesini duyuyordum imdi. "Ostermann hakl. yalnzca Anna'nn niannn bozulmasyla kalmaz. Korkarm, Elizabet'e de talip kmaz." Bir tahtaya vurulduunu ve Petro'nun kfrlerini duyuyordum. Sonra da: "Peki ya, Fransa Kral ii ne oldu?" diye sordu Petro. Tolstoy aklad: "Elizabet'le evlenmesini istediiniz Chartres Dk, birka hafta nce bir Alman prensesle evlendi. Srdrdmz uzun mzakereye ramen, kararn bize bildirmeye tenezzl bile etmedi! Bir dkn istemediini bir kral neden istesin?" Bir sre sessizlik oldu. Kapnn tahtasna yle dayanmm ki, kulam acd. Petro sessizce, "Peki. Bekleyeceim. Ama sras elbette gelecek" dedi. Eildim ve kk amdan sessizce yerden aldm. Mum neredeyse tkenmek zereydi. Wilhelm Mons'un idamndan iki hafta sonra, Holstein Dk, klk saraydaki pencerelerimin altnda bir konser verdirdi. Hava zehir gibi souktu. Souktan algclarn parmak ular ve dudaklar mzik aletlerine yapp kalmt. Ertesi gn Dk'le Anna'nn nianlar saraya ilan edildi. Ne-va'y kzaklarla geerek Birlik Kilisesi'ndeki ayine katldk. Feofan Prokopovi'in takdis ettii yzkleri gen ifte Petro takt. len yemeinde, baloda ve havai fiekli kutlamalarda mutlu bir arie gibi grnmek iin son gcm kullandm. Aklmdan ne Wilhelm'in grntsn ne de Yevdokiya Lopuina'nm zavall yaamn karabiliyordum. Sabahn erken saatlerinde, koyu renkli llelerim parlak bir ekilde omuzlarma dklen dek salarm fralarken,

6(7 saray sessiz ve sakindi. Petro'nun kapsna giden uzun yolu yrdm srada sarayn souk, mermer kapl zemininde ayaklarm yordu. Koridorda, yere melmi bir halde cereyanda ne kadar kaldm bilmiyorum. afak skm olmalyd; ama Petro'nun kapsna alan koridorda kimsecikler yoktu. Kilitli kapsn ellerim syrlrcasna yumrukladm. Salarm darmadankt ve yzm trnaklarmla kanatana dek yol-mutum. Petro'ya seslenmekten sesim kslmt. Nihayet, uzun saatlerden sonra, kapnn arkasnda hareket ettiini duydum. "Ne istiyorsun, Katerinuka?" diye sordu bitkin bir halde. En azndan yine lakabmla hitap etmiti bana! "zr dilerim, ar'm, batyuka!" dedim alayarak. "Dizlerine kapanp senden af dilemek istiyorum! Starik, sevgilim, ltfen! Sevdiklerimizin, birlikte katlandmz gnlerin hatrna!" Yeniden alamaya baladm ve kapy yumrukladm. Kap biraz araland ve beni batan aaya szen gzlerinden birini grdm. "Beni aldattn" dedi ac bir sesle. Dizimin zerine ktm ve beni szmeye devam eden gze doru yukarya baktm. aresizlik iinde yanaklarmdaki yalar sildim, ocuk gibi. "Evet. Affet beni. Ama seninle kavga etmek istemiyorum, sevgilim. Sana iyi davranmak ve seni mutlu etmek istiyorum. Hata yaptm. Beni yeniden yaamna ve kalbine al. Tek snam oras benim! Kocam, kardeim, babam, vatanmsm. Beni affet, ltfen!" Kapy biraz daha aralad. Ban grebiliyordum. Belli ki, o da uyuyamamt. Yz ikindi. "Bilmiyorum, Katerinuka" diye i ekti sonunda. Onun bu kararsz hali, fkeyle verdii kararlardan daha ok korkutuyordu beni. fkeli anlarnda imekler yadrr ama ortalk yanmaya baladnda, 618 fke yerini pimanla brakr, bu pimanlk da alevleri sn-drrd. Yeniden alamaya baladm ve ellerimle azm kapadm. Yzmden salya smk ve gzya szlyordu. Ban sallad. "Katerinuka, dars souk, ieri gel." Bu szlerle birlikte beni yerden kaldrarak dikkatlice odasna gtrd. Perdeler kapalyd, ierisi snaps ve acms ttn kokuyordu. Atein nndeki sevdii koltuk iine kkt. Belli ki, kapnn nndeki yakarmalarm dinlemek iin orada oturmu, ayaklarn da atee uzatmt. Yeniden koltua oturdu; bense ayaklar dibinde bir mindere ktm. Susarak beni inceledi. Dncelerini blmekten saknyordum. Sabahn alacakaranlnn yzne drd glgeler yz ifadesini gizliyordu. "Siz kadnlarn nesi var byle?" dedi nihayet ve ban sallad. "Anna Mons benimle alay etti. Yevdokiya, tktm manastrda bile aldatt beni. Daha nce, yllarca mektup yamuruna tutmutu. En azndan sen yazma bilmiyorsun, Katerinuka; senden yana rahat ederdim." Gld ama benim onun neesine katlacak halim yoktu. ne doru eildi ve bir el hareketiyle topuzumu at. Koyu renkli llelerim omuzlarma dkld. Birini parmaklarna dolad. "Hatta Maria Kantemir bile szn tutmad. Ama sen, Katerina, sen bana birlikteliimizin en mkemmel annda ihanet eden tek kiisin. Bense, yaptklarnn karlnda seninle en yce varlm paylatm. O halde neden?" Eski alkanlyla salarm koklad. "Hm. Hl gzelsin. Benden ka defa hamile kaldn? Yanlmyorsam, on iki kez." Bam salladm. Yannda, yerde duran snaps iesine uzand. "On iki ocuk ve hl gzelsin. Ama manastrn souu seni kim bilir neye evirir? Kaznm salarla nasl grnrsn acaba?" dedi ve ikisinden koca bir yudum ald. 619 "Bana niye ihanet ettin?" ini ekti. "Beni sen de anlamadn, ite bu da beni mutsuz ediyor. Bir hkmdar ne kadar yalnzdr bilir misin? Kmn altndaki arlk tahtnn

altnnn ne kadar souk olduunu biliyor musun? Bana ok yakn insanlarn aslnda ne kadar uzak olduklarn biliyor musun?" Sesimi karmadan bam salladm. Bir kez daha iti ve hkrd. Atein scakl plak kollarm saryordu. "Karar verdin mi, Petro? Beni affedemez misin?" diye fsldadm. minenin alevlerine bakt yalnzca. "Hayr. Aff edemem. Bunu biliyorum. Ama seninle ilgili herhangi bir karar almadm. Henz almadm. imdi yatana git." Onu dinleyip ayaa kalktm. Gitmeden nce, souk, kk elini avularmn iine aldm. Onlar sttm ve, "On iki ocuk, Petro! Bir erkek iin on iki kez dourmann nasl bir ey olduunu dnebiliyor musun?" diye fsldadm srarla. "Sanmyorum. Askerlerinden hibiri, senin iin yaamlarn bu kadar sk ortaya koymamlardr. Ve bunu niye yaptm, biliyor musun? Yalnzca sevgimden, ar'm." Alevlere bakmaya devam ediyordu. Elini kucana braktm; ylece, hareketsizce kald orada. Yeniden yataa gittim, uzun gecelerin ardndan ilk defa rahat bir uyku ektim. Ayn gn, len vaktinde, yatamn yanndaki kafay Pavel Yaguinski'ye aldrtt. Petro kt cinlerin etkisindeydi. Kendi aclarnn, kskanlnn ve huzursuzluunun ateinde kavruluyordu. Her geen gn, benim iin bir umuttu ama belirsizliiyle de bir ceza. Her gn emrimdeki kadnlardan yeni, lgn ykler dinliyordum: "Dnsene bir, ar dn olan bir evin nnden gemi! Kapy alp topluluun arasna katlm ve dn masasna oturup herkesten daha ok imi!" 620 "ar dn, Ladoga Kanal'na gitmek iin Blumentrost ve Paulsen'le birlikte yola km! almalarn hangi aamada olduunu grmek istemi, stelik bu soukta! Ama iki hekim, onlarla birlikte bir eczacnn da gelmesi iin diretmiler." "Birka gn nce Olonez'deki demir iletmelerine gitmi. yz kiloluk demiri dvmek iin demirciyi rsnden uzaklatrm! Sonra da cretini alp Olonez pazarndan bir ift uzun orap alm kendine!" Petro yeni yl kutlamalar iin St. Petersburg'a geri dnd. Eski atei, dinlenmeye ekildii bir srada onu yeniden yakalam. Hasta yatanda ziyaretine gittim ama beni bile tanmamt. Saatlerce diz kp yannda oturdum, yorulduumda ise yanna uzanarak kulana anlarmz fsldadm. Bylece daha sakin nefes alp verdi. Sarlarak birlikte uyudum onunla. Fyodor Matveyev Apraksin izleyen gnlerin birinde, sabahn erken saatlerinde hasta odasna geldi. Gidip pencereyi at. Kar koymaya altm ama dinlemedi. "Azck ak kalsn Efendim, oda dayanlmaz ekilde irin ve ter kokuyor" dedi ve byk bir gle pencereyi ekip at. Temiz k havas pis kokan oday doldurdu. Ateler iinde kendini saa sola atmaya balayan Petro'ya sarldm yeniden. Arlm durdurdu onu. "Ne oldu da byle birdenbire atei ykseldi, kumV diye sordum. Apraksin pencereye dayanm uzun piposunun ttnn bastryordu. "Birdenbire olduunu syleyemeyeceim, mparatorie'm. St. Petersburg yaknlarndaki balk kynde olanlar duymadn m?" Bam iki yana salladm. Piposundan bir iim ald. "Olonez'deki demir iletmelerinden ayrldktan sonra rzgr lgnca esmeye balad. ar, alp kazanarak ald yeni o621 raplarna ramen yordu." Ksaca glmsedi Apraksin, ardndan yz yeniden ciddileti. "Zehir gibi soua ramen St. Petersburg'a atla gideceim, diye tutturmutu. Rzgrda yolumuzu kaybetmemek iin atlarmz ky boyunca srdk. Lyachta'da sudan sesler geldiini duyduk..."

"Ne olmutu?" diye szn kestim. Piposunun dumann fleyip gld. "Dalgalar bir sandal adeta parampara etmek zereydi! inde Kronstadtl birka asker vard. ar, kendisini engellememize frsat vermeden atndan inmiti bile..." "Peki sonra?" diye soluksuzca sordum. Apraksin omuzlarn kast. "Efendimiz'den ne beklersin ki? Buz gibi suya atlayp adamlar kurtarmak iin sandala yzd." "Peki baarabildi mi?" diye sordum ararak. Apraksin ban sallad. "Evet. ar adamlarn hepsini kurtard. Onlarla birlikte oturup kadehler dolusu scak naps iti ve yeniden atna bindi. Rzgrda St. Petersburg'a yolumuza devam ettik. St. Petersburg snrlarna gelmeden atei ykseldi." Konumasn tamamlayamadan odaya Blumentrost girdi. Bana bakt. "mparatorie'm, biraz darya karsanz iyi olur. Cva krnn grnts pek ho deildir..." dedi kararszlk iinde. Bam salladm. "Kalacam, Blumentrost. Birisi bu korkun ilemde elini tutmal onun!" Apraksin ise eilerek, "Gerek bir mparatorie! zninizle arie, ben gidip yldnm enlikleriyle ilgileneyim; Majesteleri emretmilerdi" dedi. Bam salladm ve elimle iaret ederek gitmesine izin verdim. Blumentrost, Petro'nun rtsn zerinden kaldrd. Bir lk atmamak iin kendimi zor tuttum. rendim. Karn imi, derisi ise rmt. Blumentrost, yumuak ve scak deriye hafife bastrdnda, Petro ateler iindeki uykusunda acdan bard. Kasklarnn evresinde baka yumrular da olumutu. "Bbrek ta, Majesteleri" diye fsldad Blumentrost. "Paulsen ve Horn'la 622 birlikte ameliyat etmem gerekiyor. ar artk doal yollardan ihtiyacn gremiyor, bu nedenle bir kez daha idrar torbasn kesip amamz lazm..." Kendimden gemi halde bam salladm. Petro'nun ikin karnnn grnts ve hastaln sald pis koku rmeme neden oldu. Blumentrost, cebinden iinde afyon ruhu olan kk iesini kard. Ellerimi Petro'nun bana koyarak yukar kaldrdm ve sessizce, "Ben hazrm" dedim. Blumentrost konumakszn cva dolu kk ieyi kard. erde boucu bir hava vard. Birka saat uyuyup dinlendikten sonra yeniden odaya giren Alekaa, "imdi durumu nasl?" diye fsldad. Ne sylemeliydim? Haftalardr durumunda bir deiiklik-yoktu. Gzlerimiz hastann zerine kilitlenmiti. Yaammzn ve lmmzn bal olduu Pet-ro'ya. Siyah ceketinin iinde klm gibi duran Makarov'a dndm. Yanma geldi, onu pencereye doru gtrdm. "Makarov, Blumentrost ar' ldrecek" diye fsldadm kaygyla. "Berlin'e haber gnder! Prusya Kral'nn, Petro'nun ska szn ettii mkemmel bir hekimi var. Ad von Stahl. Onu buraya getir, ne pahasna olursa olsun." Makarov bir ula grevlendirmek zere odadan ayrld. Gece olmutu. Hizmetiler pencerelerdeki perdeleri rterek Petro'nun ehrini onun aclarna kapadlar. Mumlar yaktlar, tatl balmumu hastaln irin kokan havasna, kfurun dumanna ve odann drt bir yannda yanan Acem ttssne kart. Odann kelerindeki glgeler yaam yolumuzda bize elik etmi insanlarn suretlerine dntler; bizden nce lme giden insanlarn. Atei ok ykselen Petro grd onlar ilk nce. "Natalya, kardeim! Alama... Sofia, elbette, sen hi rahat brakr msn beni? Ve Aleksey, cieri be para etmez seni, ekil git." Petro inliyordu ve yana dnmek istedi; ama Blu623 mentrost buna izin vermedi. Petro gzlerini krptrd. "e-remetyev! Buradasn demek. Aslnda btn su senin..." Yksek sesle alamaya baladm ve szlerini ruhumdan kovmak iin diz ktm. Feofan Prokopovi basit bir papazla ieri girdi.

O gnlerde Petro nc kez gnah karyordu. Birok kez, alamaktan kendimden gemitim. Kendime geldiimde ise kendisiyle konuamayacam kadar gszd Petro. Feofan Prokopovi, Aleksander Danilovi ve ben yatan evresine dizildik. Petro'nun baklar bizlerden kayp gitti. anlar alyordu. nsanlar rhtmdan ve Nevski'den akn akn dua etmeye geliyorlard. Niin dua ediyorlard? Petro'nun lmesi iin mi, yoksa salna kavumas iin mi? Ksa bir sre gzlerini at. ektim. "Beni seviyorsun, deil mi?" diye fsldad. Dudaklar kuru ve atlakt. Bam salladm. "Yaammdan daha ok!" Yzmden yalar seller gibi akyordu. ini ekti. "yle de olmal..." Elini azna koydum. "Konuma sevgilim. Gcn harcama." Yeniden, yara iinde kalan dizlerimin zerine ktm. Bir an iin bam kaldrdmda, Blumentrost, Paulsen ve Horn'un birbirleriyle bakarak iaretletiini grdm. Petro elini kaldrd. Bir eyler mrldand. Feofan Prokopovi onu duyabilmek iin ona eildi. "ar ne istiyor?" dedim titreyen sesimle. Bapiskopos anlalmaz bir ifadeyle beni szd. "Kt kalem istiyor" diye yantlad sessizce. Menikov istenileni bulmak iin ar'n masasnn zerindeki ktlar kartrd. Acaba yanlyor muydum, ararken gereinden fazla zaman harcamam myd? imdi o da anlamt: Onun gelecei de buna balyd. Prokopovi, Pet624 ro'nun yorgun parmaklar arasna ucundan siyah mrekkepler damlayan kalemi tututurdu. Kda zayfa bir eyler karalad Petro. Sesini duyuyordum: "Anna Petrovna. Bana Annuka'y, byk kzm getirin..." Birden bir rzgr uuldayp klk sarayn duvarlarnn evresinde dolat. Szlerini duymu muyduk gerekten? Emrini yerine getirmek iin kimse kmldamad. Gln bir narinlik iindeki elleriyle kd birdenbire skt. "Aman, Tanrm" diye mrldand, ben de ayn anda ayn szckleri mrldandm. lke nefesini tuttu. Son szlerini birlikte syledik. Gzlerimi kapadm. Ve onlar yeniden atm. Menikov kapy ayor. imden dua ediyorum. Kk alma odasnn nndeki koridorda adam kaynyor. Si-nod'un, senatonun ve komutanln yeleri lm odasndan haber bekliyorlar. Bir karar bekliyorlar. Onlar ve btn Rusya'y tm bir gece aptal yerine koyduk. Petro'nun oymalarn eliyle yapt sandalyeye tutunuyorum. Prens Dolgoruki'nin genzinden kacak sesine hazrlyorum kendimi. Yeni ar Petro Alekseyevi adna, bizim tutuklanmamz okuyacak. Ama odann ii parlak bir aydnla kavuuyor. nmde diz ken Gizli Kurul yelerinin her birinin elinde ok kollu bir amdan var. Heinrich Johann Ostermann, Kont Pyotr Andreyevi Tolstoy, Pavel Yaguinski, hepsi burada. Menikov kan oturmu gzleriyle evremde dolanyor. Tam bir serseri gibi grnyor u anda, aslnda ne ise, yle. Bir ey sylemesine frsat vermeden, ayaa kalkyorum. Elbisemin zerindeki ikonalar rzgr ssleri gibi sakrdyor, taklarm mumlarn nda parldyor. Konuurken sesim gl kyor. "Rusya'nn byk ve inayetli ar', Birinci Petro aramzdan ayrld. Yreimiz ya625 sa bouldu, ruhumuz acdan uyutu. Yine de, Rusya'nn m-paratoriesi ve ariesi olan bendeniz, Katerina Alekseyev-na, Tanr'nn omzumuza ykledii sorumluluun bilincindeyim." Nefesimi veriyor ve bir elimi havaya kaldryorum. "Yemin ederim ki, Tanr'nn inayet edip bize bahettii imparatorielii adil bir biimde ifa edeceim. Btn Ruslar, kendi ocuklarm gibi seveceim. Adaletle hkmedeceim ve sizlerin deneyimli grlerine itimat edeceim."

Sustum, sessizlik oldu. Adamlarn tek tek gzlerine bakyorum. Anlam grnyorlar. Benimle birlikte hkmedecekler ya da benimle yok olacaklar. Biliyorum! Sze ilk giren, Menikov: "ok yaa, Katerina, Ruslarn Hkmdar! okyaa mparatorie!" diye grlyor ve gnn ilk kar taneleri bile sesinin gcn zayflatamyor. Haykrna Kurul ve Saray da katlyor. Grlt actacak denli uyank duyularmn etrafnda krlyor. Giriin zerindeki ift kartall bayrak yarya indiriliyor. Petro Pavel Kalesi'nden yz bir pare top atlyor. Birlik Katedrali'nin anlar bouk bouk alyor. Gz ap kapayncaya dek ehrin tm anlar nlamaya balyor: ar ld. okyaa arie! imdi Feofan Prokopovi de yanmzda. Elimi pyor ve tereddt etmeksizin o an bana ballk yemini ediyor. Rum'um Apraksin aceleyle beni arie ilan eden emirnameyi ayor. Prens Repnin, Golizyn ve Dolgoruki'nin isyan etmek istediklerini grebiliyorum. imdi Kk Petro Alekseyevi'le birlikte odadalar. Onu uykusundan kaldrm olmallar; zira mumlarn karsnda gzlerini krptrp duruyor. Salar dank ayaklar plak. Pimanlk duymuyorum. Daha o kadar gen ki! Daha nnde ok zaman var! Salona muhafz alay askerleri giriyor, koridorda ylp merdivenlerin aalarna kadar kuyruk oluturuyorlar. 626 Birka yz grtlaktan: "Katerina ok yaa! arie Hazretleri okyaa!" barlar duyuluyor. Diz kmeye baladka her bir generalin yzn hatrlyorum. Yzlerce kez, karargh ateinin evresinde karmda oturmulard. Zaferlerini birlikte kutlam yenilgilerine birlikte alamtm. Poltava sonras yaralarn sarm ve ran'n kzgn gneinde kaplarna sulu orba doldurmutum. Her zaman onlarn yannda olmutum; onlar da bunun byle kalmasn istiyorlard. Petro ld. Sevgili kocam, btn Ruslarn kudretli ar, ld; stelik de tam zamannda! Bir an iin orada, klk sarayn st katndaki yatak odasnda, zaman donakald. JEAN JACQUES DE CAMPREDON'UN GNLNDEN St. Petersburg, sa Efendimiz'in 1727 Ylnn 16 Mays Gn Gece yarsna doru. Az nce saraydan dndm; akam saatlerinde dier eliler de oradayd. Bizleri Prens Menikov karlayp arie'nin durumuyla ilgili bilgi verdi. Majesteleri Fransa Kral'nn onca yldr St. Petersburg elisi olarak, insanlarn yzlerinde bu denli ok keder grmedim. Menikov dahi artc Kralie'nin lme boyun emesi karsnda etkilenmie benziyor. Aslnda kendi gelecei hakknda dnse daha hayrl olurdu. unun da sorulmas gerekiyor: 0 mu ynetiyor lkeyi? arie mi? imdi, Birinci Petro'nun lmnn zerinden henz iki yl gemiken arie de lrse, ona 627 ne olacak? Menikov'un bandaki sa tellerinden ok dman var; ama kendini byk grme ve iktidar hrs yznden bunu gremiyor bile. Geri, kz Maria'y kk PrensPetro Alekseye-vi'le nianlad; ama bu sarayda nianlar da ok abuk bozulabiliyor. Gelecek haftalarda kalemimdeki mrekkep kurumaya-cak, bundan adn gibi eminim! arie lm deinde; ama onun, doduundaki konumundan ok uzak, akla hayale gelmeyecek kadar yksek yerlere ulamasn salayan lahi iradeye, o son nefesini verene kadar hayrete dmeye devam edebiliriz. Polonya'dan Prenses Leszczins-kaya olarak gelmi bulunan benim Kralie'm dahi arie'ye ok aryor. Aslnda durum hi de yle deil: arie, Fransa Kra-l'nn, kzyla evleneceini mit etmiti. Kukusuz, imparatori-e ilan edildiinde, Prensler, Boyarlar ve zellikle de

Kutsal Rus Kilisesi arasnda bundan huzursuzluk duyanlar vard. Ama bu konuda Menikov'a gvenebilirdi. Menikov, direni odaklar zerine askerlerini gnderdi. Sng karsnda, phe iinde olanlar annda taraf deitirdiler! Birinci Petro'nun defin gnn hatrlyorum. arie, Pet-ro'nun mirasn byk bir keder ve en derin mitsizlikle devraldn anlatmt halkna. Bir kadnn bu kadar ok gzyana sahip olabilmesi artcyd gerekten de! Ta da, belki de biz artk bu derece insan olabilen bir kadn tanmyoruz dur? Wilhelm Mons'un da unun urasnda birka ay nce ldn dnecek olursak, talihsizliinin onu ne denli akna evirdiini anlamak kolaylar. Zira Gen Mons'un kabahati konusunda hibir phe yok! arie'nin, yzlerini rtbelerine gre farkl siyah peeler arkasna gizleyen hizmetlileri, ona destek olmaya almlard. Ama o yerleri tekmeleyip tabuta sarlmt. ar Petro onu sevmiti. Ama o Petro'yu sevmi olabilir miydi ki, lnn ban beklerken aktt gzyalarna inanalm? ar ak olmak iin fazlasyla korkuntu. 628 ar'n lmnn ardndan arie'nin sal iin endielendik. Pskov Bapiskoposu ar'n tabutunu kapatmak iin arie'nin yeniden sakinlemesini beklemiti ve bu haftalar srmt. Btn Rus trelerine kar gelen bu adam, tm grkemi ve byklnn btn iaretleriyle yatyordu tabutun iinde. Sonra, ar'n lmnden tam be hafta sonra, Tanr yedi yandaki kk arevna Natalya'y da yanna ald. Tanr verir ve Tanr alr. Nedime Anna Kramer, kk arevna'nn lmyle ar bir melankoliye kaplarak yaama veda etti. 1725ylnn onuncu gnnde, ikisi birlikte Petro Pavel Katedrali'nde son istirahatlarna uurlandlar. Daha alacakaranlkta tm alaylardan on binlerce asker Neva'nn buzlar zerinde hareket halindeydi. Petro'nun tabutu onjki subayn srtndayd ve sekiz general, tabutu kar ve doludan koruyacak olan altn pskll yeil kadife sayvan tutuyordu. Otuz iki adet soylu at, koumlarndaki tular hoplatarak, nden trs gidiyordu. Petro'nun tabutu evresinde onun en yakn arkadalar ve imparatorluun nde gelen isimleri bulunuyordu. Her biri srayla tabut rtsn bir sre tad. Kar taneleri kirpiklerine yakalanp gzyalarna karyordu. Ama hemen ardndan her ey olduka hzl bir biimde eski haline geri dnd; hatta Petro'nun dnemine gre daha iyiye giderek. arie saraydaki yas drt ay sonra bitirdi hemen ve kzn Holstein'n hrsl Dk'yle evlendirdi. Gen ift St. Petersburg'dan gzyalar eliinde ayrldlar; arevna annesinden kopmak istemiyordu. arevna Elizabet hl bekar ve yle de kalma arzusunda. Bu Prenses'in her eyi zarif. Gzelliin ta kendisi denebilir. Eer bir kusuru var ise, o da davrannda ve yaradlndadr. Gelgelim, parbleu, byle bir dekolteyi daha Versay'da bile grmedim. Ne yazk ki, yalym ve de bir muhafz askeri deilim, ki bana baksn. Kral'ma bu kzla evlenmemesini tavsiye etmekle iyi yaptm; evlenecek olsalard onun sayesinde Versay bile armak neymi, renirdi! 629 Sylenenlere gre arie'nin akcieri imi ve tombul bedenini artk yardm olmakszn hareket ettir emiyormu. Oysa onu daha iki hafta nce grdm. Karlar erirken onunla ata binmitim. Kendisine zar zor yetiebiliyordum; ehrin evresindeki ormanlarda o denli delice sryordu atn. Bir hayaletten mi kayordu, yoksa bir hayaleti mi kovalyordu, kim bilir? Hl olaanst gzel bir kadn ve ben onun hareketlerindeki zarafet karsnda her zaman aknlk yayorum. Parlak, ak kavray yeteneine ramen, neesini de devaml korurdu. nsanlarn onu sevmesine armamal. Onun nazik ve samimi olmad bir anna hi denk gelmedim. Anlalan arie nasl bir ortamdan geldiini asla unutmad. Sanrm, arie ok hasta ve bana yle geliyor ki, ar'n yokluunda can skntsndan lyor. Daha sabahn krnde koca bir kadeh Burgonya arabna

be tane taze rek bandryor, ba bir an nce dumanlansn diye. Birka hafta nce, nisan aynn ilk gnnde, yangn anlarn aldrtt. Herkes gecelikle sokaa frlad; yangn ya da sel olmad anlalnca, millet bn bn saa sola baknmaya balad. arie penceresinin nnde durup glmekten katlmt. Ama hemen ardndan herkese bedava bira dattrm ve le saatlerinden nce de kimseyi yatana gndermemiti. Tpk ar Pet-ro'nun salndaki gibi. O kutlamalardan ylesine korkar ve nefret ederdim ki. Baz gnler, damarlarmda kan deil de votka dolayormu gibi hissederdim ve kartall kupalar geceleri ryama girerdi. Majesteleri'nin, Kral'm Lui'nin beni Paris'e geri armas iin yalvardm ok olmutur. Niye Rusa rendim, bilmem ki? Pencereden baktmda, yazlk sarayn pencereleri ardnda -ki huzursuz klar grebiliyorum. Uzun bir gece olabilir. Li-vonyal bir kle, arie ve bir rekinin kz; Maria Meniko-va da bir sonraki ar'la nianl. Sirk adrndan farkl deil buras, gerekten. Paris'teki benim Bourbonlaryelerim doru630 su! Svariler, sarayn avlu kapsndan ieriye giriyor. Sarayda neler oluyor? arie Katerina Alekseyevna'dan geriye ne kalacak? Hibir savaa girmedi, hibir yeri yamalamad ya da talan etmedi. Bar iinde yaamak ve ortaya bir eyler koymak isteyen herkes iin Rusya adna iki gzel yl geti. Onun iin en nemli ey vatandalarnn eitim ve renimiydi. Laurentius Blumentrost ve ikinci Saray Hekimi Gottlob Schubert, Bilimler Akademisi'nde hocalk yapyorlar ve biricik Rus gazetesi artk Almanca da yaymlanyor. Neva'nn kysnda artk o kadar ok nemzy var! St. Petersburg Lisesi'nin kaplar her tabakadan yetenekli ocuklara ak ve getiimiz yllarda Vitus Bering de gezilerine yeniden balad! Ne var ki, arie'nin kendisi okuma yazmay renmedi. "Eski katrdan at olmaz, Campredon" demiti bir keresinde bana. Yazlk sarayn kapsndan u anda, zerinde Kont Skav-ronski'nin armas bulunan fayton geiyor. Bunlar gerekten de arie'nin kayp ailesi mi? Olmasn umduu kiiler mi bunlar sahiden? Her insan kklerine ihtiya duyar ve bir arie de yalnz lmek istemez elbet. On iki doumun ardndan imdi, son saatlerinde bir kz evlat ve bir szde aabey tutuyor onun elini. Beni bu lkede artk hibir ey artmyor. Gece yars yemeimin ardndan. Mays ayyla birlikte, St. Petersburg'un ilk lk ve stms karanlk geceleri geri geldi. uanda, maysn sonlarnda, bu ge saatlerde bile hava hl aydnlk. Bu sihrin aklm kartrmas asla bitmeyecek. evremi kuatan ehir hl canl. Saraylar, kiliseler, kabak'lar ve yaama sevinciyle dolu kent sakinleri bana gerek deillermi gibi geliyor. Burann yirmi yl nceki halini bilirim! Moskova'dan Neva kylarna tanmam dnyorum da: Ciel! Quel horreur! imdi sarayn klar dayanyor. 631 arie bu gece lecek olursa, Paris'e yazacam haber iin yeni mhr balmumuna ihtiyacm olacak. Sonra yine bir ar Pet-ro'muz olacak, zavall Aleksey'in kk olu. ekmecelerimde balmumu ararken daha nce grmediim bir el ilan buldum. Taz masama nasl gelmi? Onu buraya ilitiriyorum: "lm olan ar Petro'nun hizmetleri her zaman ve sonsuza dek takdire ayandr. Tine de, kararlarnn bykln, biri-cikliini, bilgeliini tasvir etmemiz ok zor." Ama yaratrken bozdu. Kendisiyle herhangi bir biimde iliki kuran herkese ac katyordu, imparatorluun barn, refahn, gcn sarst. Uyruklarnn erefini, haklarn ve rahatlarn bile isteyerek zedeledi. Her alana krc bir ekilde el uzatt: Dine, aileye, kutsal Kilise'ye. Byle bir hkmdar sevilebilir mi? Hayr, asla. Byle bir hkmdardan olsa olsa, nefret edilir."

Kap alyor. arlk Saray'nn ula olmal. arie, bir kadn olarak deil, bir hkmdar olarak lyor. Oysa, her zaman bir hkmdardan ziyade bir kadn oldu. Gecenin yla birlikte Neva'nn sular zerine den mavi erit daha nce hi dikkatimi ekmemi. Bataklktaki klar kendi kendilerine oynayorlar. Grev beni aryor; ama gitmeden nce el ilann bir kez daha okuyorum. Byle bir hkmdar sevilebilir mi? Hayr. Peki ya arlk tahtndaki bir insan? Evet. arie'nin tercihi buydu. 632 LTERATR MAYIS 2004 kyl kz Martha... Kimdir bu kadn? Bulak bir kz, bir hizmeti mi? Ar makyajl, ehvet dkn ayya bir kadn m, yoksa modern Rusya'y kuran bir imparatorie mi? Hayata alnp satlan bir kle olarak balayp, akla hayale gelmeyecek kadar ykseklere ulaan Katerina bunlarn hepsidir aslnda. Ama her eyden nce bir kadndr o. Deli Petro olarak da bilinen ar Byk Petro ile tutkulu bir ak yaar. Rus Imparatorluu'na bir veliaht prens vermek adna tam on iki kez hamile kalr. Saraylarda zevk ve sefa iinde yaarken bile, ar'n salarn kestirip manastra kapattrd ilk karsyla ayn kaderi paylama korkusu bir an olsun peini brakmaz. Ve ar Petro kendi elleriyle ta giydirip onu imparatorie yapar; ondan istedii iki eyi de kendisine verememesine ramen. Bu iki insan bu denli birbirine yaklatran ve arie'yi bu denli zel klan ey neydi? Peki deliliin snrnda yaayan, kendi z olunu bile ldrten bylesine korkun bir adam sevilebilir mi? Ya koca bir imparatorlua hkmeden bir adam? Gerekte arie hangisini arzuluyordu: Ak m, iktidar m?

You might also like