You are on page 1of 164

Toplumda zgrlkle aydnlatan dnme'nin birbirinden ayrlamayacan biliyoruz, (...

) ne var ki, bu dnme kavramnn, somut tarihsel biimlerden, i ie getii toplumsal kurumlardan daha az olmamak zere, bugn her yerde meydana gelen gerilemenin nvesini kendinde barndrdn ak seik grm olduumuza inanyoruz. Aydnlanma, bu gerileme momenti zerinde dnp tanmazsa, o zaman kendi kaderini tayin eder." Max Horkheimer/ Theodor W. Adorno

Max Horkheimer (1895-1973), 1930 ylndan itibaren Frankfurt'taki Toplumsal Aratrmalar Enstits'nn toplumsal felsefe alan ordinarysl ve yneticiliin de bulundu. 1933'te New York'a gt ve almalarm burada Adorno, Marcuse ve dierleriyle srdrd. Ellili ve altml yllarda Frankfurt'ta tekrar profesrlk yapt.

Filozof, Toplumbilimci ve Mzik Eletirmeni olan Theodor W. Adorno (19031969), 1933 ylna dek Frankfurt'ta doentlik yapt. O da Horkheimer gibi Ameri ka'daki srgn yaamndan sonra Frankfurt'a dnerek almalarn burada srdr d. 1958'de Toplumsal Aratrmalar Enstits'nn ynetimini devrald.

Ouz zgl 1940'ta stanbul'da dodu. 1972 ylndan bu yana almalarm Al manya'da srdrmekte. 1987-1990 yllar arasnda Felsefe Dergisi'nin genel yayn ynetmenlii grevinde bulunan Ouz zgl'n 1984-1990 yllar arasnda eitli dergilerde sanat ve felsefe arlkl 60'm zerinde eviri yazs, yine bu konularda pekok eviri kitab bulunmaktadr.

Kabalc Yaynevi'nin Notu: Kitabn ikinci cildi Felsefi Fragmanlar II pek yaknda yine yaynevimiz tarafndan yaymlanacaktr.

MAX HORKHEIMER THEODOR W. ADORNO

AYDINLANMANIN DYALEKT

Felsefi Fragmanlar I

Almancadan eviren: Ouz zgl

Kabalc Yaynevi

KABALC YAYINEV 79 Felsefe Dizisi 21 AYDINLANMANIN DYALEKT Felsefi Fragmanlar I Max Horkheimer - Theodor W . Adorno zgn Ad: Dialektik der Aufklrung - Philosopische Fragmente S. Fischer Verlag GmbH, Frankfurt am Main 1969 Bu kitabn tm yayn haklar Onk Ajans Ltd. ti. araclyla Kabalc Yaynevi'ne aittir. Kabalc Yaynevi, stanbul 1995 ISBN 975 - 7942 -41 -3 (1. cilt) ISBN 975 - 7942 - 40 - 5 (Takm) Yayn Ynetmeni: Vedat orlu Dizgi: Beyhan Ajans Dzelti: Fsun Kayra Bask: Yaylack Matbaas KABALCI YAYINEV Himaye-i Etfal Sok. No: 8-B Caalolu 34410 STANBUL Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95

iindekiler

1. 2. 3. 4.

YEN BASIMA NSZ............... ........................... NDEY.................................................................. AYDINLANMA KAVRAMI.................................... ARASZ I ODYSSEUS YA DA MT VE AYDINLANMA.................. 5. ARASZ II JULIETTE YA DA AYDINLANMA VE AHLAK..

7 11 19 63 99

NOTLAR............................................................................ 139 EK: ODYSSEUS VE SEIRENLER/M. Franz

153

Friedrich Pollock'a

YEN BASIMA NSZ


"Aydnlanmann Diyalektii" Querido yaynevi tarafndan 1947 ylnda Amsterdam'da yaymland. nceleri ad yava ya va duyulan kitabn bir hayli zamandr mevcudu kalmad. Yir mi yl akn bir sre sonra kitab yeniden yaymlyorsak, bu nun nedeni, yalnz evreden gelen srekli tevikler deil, s telik ierdii dncelerden hi de az olmayan bir blm nn bugn de gncelliini korumas ve daha sonraki kuram sal almalarmz geni lde belirlemi olmasdr. Dardan bir kii, kimin hangi tmceden ne denli sorumlu olduunu kolay kolay tasarlayamaz. Kitabn byk blmn birlikte yazdk; kitaba canlln kazandran temel e, "Aydnlanma nn Diyalektii"nde birleen bu iki miza arasndaki gerilim dir. Kitapta sylenenlerin tmnn de deimez olduunu ne srmyoruz. Byle bir sav, hakikati tarihsel devinimin kars na deimez bir e olarak karmak yerine, ona zamansal bir nve olma hakk tanyan kuramla badamazd. Kitap Nasyonalsosyalist terrn sonunun az ok yaklat gnlerde kaleme alnd. Ancak kitabn birok yerinde yer alan tanmla malar bugnn gerekliine artk uymamaktadr. Buna karn, ynetilen dnyaya gei olgusuna ilikin deerlendirmeleri miz daha o zamanlar bile safdilcesine deildi. Nesnel ynden birbirleriyle atmaya itilen devasa blokla ra politik olarak blnme dneminde dehet ve ylgnlk de-

8 vam etti. nc Dnya'daki elikiler, totaliterizmin yeniden canlanmas, "Aydnlanmann Diyalektii"ne gre, bir zamanlarki faizm gibi srf tarihsel bir olay olmaktan uzaktr. lerle menin karsnda da durmayan eletirel dnme bugn, her ne kadar tarihsel srecin karsnda gszm gibi grn yorlarsa da zgrlk tortularndan, reel insanlk eilimlerin den yana yer almay gerektiriyor. Topyekn btnlemenin kitapta tehis edilen gelimesi durmam, sadece kesintiye uramtr; diktatrlkler ve sa valar zerinden srecek gibi grnmektedir. Aydnlanmann buna bal olarak pozitivizme dnmesi, mevcut durumun mitletirilmesine ilikin tahminler ve sonunda anlakla akl dmanlnn zdeletirilmesi ok ac bir ekilde gerekle mitir. Bizim tarih tasarmmz tarihten bak olma kuruntu suna kaplmyor, ama enformasyonlarn peine de pozitiviste dmyor. Felsefe eletirisi olarak felsefeden el ekmeyi de dnmyor. Kitabn yazld Amerika'dan Almanya'ya dnerken, bura da kuramsal ve pratik olarak ok eyler yapabileceimize ina nyorduk. O zamanlar ellinci bugn de yetmibeinci doum gnne kitabmz adadmz Friedrich Pollock'la birlikte, "Aydnlanmann Diyalektii"nde biimlendirilmi tasarmlara bir yn vermek zere. Sosyal Aratrmalar Enstitsn dn celerimizde yeniden kurduk. Kuramlarmz gelitirirken ve bunu izleyen ortak deneyimlerimiz srasnda Gretel Adorno, ilk basmda olduu gibi, yine byk bir anlay ve duyarlkla bizlere yardmc oldu. Yllarca nce yaymlanm kitaplarn yeni basmlarnda ya plmas olaan deiiklikler konusunda olduka tutumlu dav randk. Yazdklarmza ekidzen vermek istemiyorduk, hatta konuya aka uygun dmeyen dncelerin yer ald satr lara dahi; metni batan sona gncel duruma getirmek yeni bir kitap yazmakla ayn kapya kacakt. Bugn, ynetilen dn-

yann gidiini her zamanki gibi dolayl ekilde hzlandrmak yerine, zgrl korumann, onu yaygnlatrp gelitirmenin ok daha byk bir nem tadn sonraki yazlarmzda da ifade ettik. Burada ncelikle basm hatalarn ve benzer yan llklar dzeltmekle yetindik. Bu tutumumuz kitab bir belge haline getirdi; umarz daha fazlasna da hizmet eder. Frankfurt am Main, Nisan 1969

MAX HORKHEIMER THEODOR W. ADORNO

NDEY
lk provalarn Friedrich Pollock'a adadmz kitap zerin de almaya baladmz zaman onu Pollock'un ellinci do um gnne kadar bitirip yaymlayacamz umuyorduk. An cak konuya girdike sorunlarla gcmz arasndaki oranszl aka farkettik. Aslnda amacmz, insanln gerekten in sani bir dzeye kmak yerine niin yeni trden bir barbarla dtn anlamaktan fazlas deildi. Mevcut bilince ok g vendiimiz iin betimlemenin glklerini azmsadk. Modern bilimsel almalarda byk bulularn, kuramsal yapda artan bir yozlamaya mal olduunu yllarca nce de grmtk. Biz yine de, yazlarmz zellikle uzmanlk alanna giren retile rin eletirisi ya da srdrlmesiyle snrlayarak, bilimsel al malar izleyebileceimizi sanmtk. Yazlarmz hi olmazsa konu ynnden geleneksel disiplinleri, sosyolojiyi, psikolojiyi ve bilgi kuramn izlemeliydi. Ne ki, burada bir araya getirdiimiz fragmanlar bu inanc mzdan vazgemek zorunda kaldmz kantlamaktadr. Bi limsel gelenein zenle gzetilii ve denetlenii, pozitivist sadeletiricilerce yararsz bir yk diye zellikle unutulmaya bra kld noktada bilginin momentlerinden birini oluturuyorsa, o zaman gnmz burjuva uygarlnn k srecinde yal nz bilimsel almalardan deil, stelik bilimin anlamndan da kuku duyulmas doaldr. Ta kafal faistlerin ikiyzl lkle gklere kard ve her kla girme yeteneindeki in-

12 sanlk uzmanlarnn safdilce gerekletirdii ey, yani Aydn lanmann hi durmadan kendi kendini tahrip edii, dnme yi, an zihniyetinin alkanlklan ve eilimleri karsnda iyi niyetliliin son kalntlarn da yasaklamaya zorlamaktadr. n sanlk kanlmaz olarak dncelerin birer meta ve dilin de onlarn vgs olduu bir konuma geldiyse, o zaman byle bir yozlamann nedenini anlamak iin giriilen deneme ge erli dilsel ve dnsel taleplerin ardna taklmay reddetmeli dir, hem de bu taleplerin tarihsel sonular denemeyi tama men boa karmadan nce. Sz konusu yalnzca bilimin dalgnlkla alet ediliinden do an engeller olsayd, o zaman dnme, toplumsal soranlar konusunda en azndan resmi bilime muhalefet eden akmlarla balant kurabilirdi. Ama bu da toplam retim srecinin ml kiyetine girmitir. Bu akmlarn uradklar deiiklikler ait ol duklar ideolojilerdeki deimelerden hi de az deildir. Mu zaffer dncelerin bugne kadar kar karya kaldklar ey ler imdi onlarn bandan gemektedir. Bu deneme kendi is teiyle eletirel bir e olmaktan kp srf bir ara olarak mevcudun hizmetine girerse, beenip setii olumluyu iste meyerek bir olumsuza, bir ykc-olana dntrr. Onsekizinci yzylda kitaplarla insanlarn yaklmasna kar durarak al akla lm korkusu alayan felsefe daha Bonapat: dne minde saf deitirmiti. Sonuta Comte'un apologetik (sakn cal) ekol uzlamaz Ansiklopedicilerden boalan yeri gaspetmi ve elini, bir zamanlar bu eli geri evirenlerin hepsine uzatmtr. Eletiriden olumlamaya dnen bakalamalar ku ramsal ierik zerinde de etkisini gstermekte, bu ieriin ha kikati silinip kaybolmaktadr. Motorize edilmi tarih bugn hi kukusuz bu tr dncel gelimelerin hl nnde git mektedir. Baka kayglar tayan resmi szcler, kendilerine birer mevki salam olan kuram henz tam anlamyla yoz lamadan nce ortadan kaldryorlar.

Dnme, iledii sular lp bierken yalnz bilimsel ve gndelik deil, stelik kart kavram dilinin onaylayc kulla nlndan da yoksun brakldn anlamaktadr. Egemen d nme dorultusunun onayn almaya uramayan bir ifadeye rastlamak artk mmkn deil ve beylik, klie dilin kendi ba na yerine getiremedii eyler, toplumsal mekanizmalar tara fndan titizlikle telafi edilmektedir. An masraflardan duyduk lar endie yznden sinema fabrikalarnn kendi istekleriyle bakp besledikleri sansrcler, alma yaamnn her alann da karlalan resmi mercilere benzemektedir. Bir edebiyat metninin, yaratcsnn kendi ngrsyle olmasa dahi, yayn evinin iinde ve dnda redaktrn, yayncnn, dzelticinin, ghost writer'in (bir bakas adna kitap vb. kaleme alan yazar ) kalemiyle baml klnd sre titizlik bakmndan san srn her eidini hl glgede brakmaktadr. Bunlarn ilev lerini tamamen gereksiz hale getirmek, tm hayrsever re formlara karn, eitim sisteminin tutkuyla ulamaya alt bir hedef gibi grnyor. Olgularn saptanmasna ve olaslk larn hesaplanmasna kesin bir snr konmamas durumunda idrak eden akln arlatanlklara ve boinanlara fazlasyla du yarl kalaca kans, arlatanlklarn ve boinanlarn ar de recede rabet grmesine yol aan verimsiz bir zemin hazrla maktadr. ki yasa nasl ki o gnden bu yana ok daha ze hirli rnlerin yaygnlamasna ortam yarattysa, kuramsal im gelemin engellenii de politik hezeyanlara yol at: nsanlar her ne kadar bu hezeyanlara henz kaplmadlarsa da, dtaki ve kendi kendilerince telkin ettikleri sansr mekanizmalar nedeniyle direnme aralarndan yoksun brakldlar. almalarmzda karlatmz kmaz (aporie) bylece aratrmaya kalktmz ilk konu olarak beliriyordu: Aydnlan mann kendi kendini tahrip edii. Toplumda zgrlkle ay dnlatan dnme'nin birbirinden ayrlamayacan biliyoruz ve bizim petitio principii'miz (kantlanmas gereken nermeyi

14 kantlamak iin kullanma yanll ) de buradan kaynakla nyor. Ne var ki, bu dnme kavramnn, somut tarihsel bi imlerden, i ie getii toplumsal kurumlardan daha az ol mamak zere, bugn her yerde meydana gelen gerilemenin nvesini kendinde barndrdn ak seik grm olduu muza inanyoruz. Aydnlanma bu gerileme momenti zerinde dnp tanmazsa o zaman kendi kaderini tayin eder. ler lemenin ykc elerini tartp bimeyi dmanna braktnda gz kapal pragmatikletirilmi dnme muhafaza edici ka rakterini ve bu nedenle hakikatle olan ilikisini kaybeder. Teknolojik ynden eitilmi kitlelerin akl sr ermez ekilde her eit despotluun ekiciliine kaplma eilimi gsterme sinde, rk paranoyaya kendini tahrip edercesine ilgi duyma snda ve kavranlmayan tm anlamszlklarda bugnk ku ramsal anlayn zayfl gn na kmaktadr. Aydnlanma dan mitolojiye gerileyiin nedenini, zellikle gerileme amacy la icat edilmi milliyeti, pagan ve dier modern mitolojiler den ok, hakikat karsnda donup kalm Aydnlanmann kendisinde aramak gerektiini gstererek bu fragmanlarda byle bir anlaya katkda bulunacamz sanyoruz. Her iki kavram da yalnz akln tarihi asndan deil, reel adan anla lmaldr. Nasl ki Aydnlanma burjuva toplumunun gerek hareketini btn olarak, bu harekete ilikin kiilerde ve ku rulularda cisimlemi dnce asndan ifade ediyorsa, o za man hakikat salt rasyonel bilin demek deildir, stelik onun gereklikte ald biim anlamna da gelmektedir. Modern uy garln yasal ocuunun, daha farkna varma srasnda bilim, ticaret ve politikada egemen greneklerce klie halinde hazr lanm olgulardan ayrlp, uzaklama korkusu, toplumsal sap malar karsnda duyulan korkuyla dorudan zdetir. Ayn grenekler bugn dilde ve dnme'de sanatn, edebiyatn ve felsefenin yetinmesi gerektii aklk kavramm da tanmlyor. Bu kavram, olgular ve egemen dnme biimlerini olumsuz

deerlendiren dnme'yi kukulu bir mulaklk diye, lkeye yabanc diye tabulatrarak akl gitgide daha koyu bir karanl a itmektedir. Bu ylesine korkun bir durum ki, beylik, klie bir dilde yenilik neren en namuslu reformcular bile duruma uydurulmu kategoriler aygtm ve ardndaki deersiz felsefeyi benimseyerek ykmak istedikleri mevcudun sultasna g kat maktadrlar. Bu sahte aklk imdi mitin bir baka ifadesi ol maktadr. Mit her zaman hem karanlk hem de aydnlatcyd. Her defasnda kavramn ileviyle ili dl olarak ve kendini ondan bak tutarak kimliini kantlamtr. nsann doal kn bugn toplumsal ilerlemeden ayr dnmek mmkn deildir. Ekonomik retkenliin art bir yandan adil bir dnya iin gereken koullar yaratrken te yandan teknik aygta ve bunu elinde tutan sosyal gruplara halkn geri kalan ksm zerinde hadsiz hesapsz bir stnlk kurmalarn salyor. Ekonomik gler karsnda birey tama men hkmsz braklyor ve bu gler toplumun doa ze rindeki egemenliini akla hayale gelmez bir dzeye karyor. Birey kulland aygtn nnde grnmez hale gelirken gei mi yine bu aygt tarafndan ok daha iyi bir ekilde salan yor. Kendilerine datlan metalarn niceliiyle birlikte kitlenin acizlii ve gdlme olasl adil olmayan bir ekilde artyor. Alt katmanlarn yaam dzeyinin maddi ynden byk l de, sosyal yndense hayal krkl yaratacak ekilde ykselti lii, akln ikiyzlle yakan yaygnlamasnda yansyor. Ak ln gerek istei eylemenin yadsnmasdr. Akl, kltr metas haline getirildii ve tketim amacyla insanlara teslim edil dii noktada zlp dalmak zorundadr. Ak ve tam bir enformasyon seli ile atafatl, dzenli elenceler insanlar bir yandan akllandrrken te yandan aptallatryor. Sz konusu, Huxley, Jaspers, Ortega y Gasset ve dier uy garlk eletirmenlerinin dndkleri gibi deer olarak kltr deil, insanlarn tamamen ihanete uramamalar gerekiyorsa,

16
Aydnlanmann akln bana toplamasdr; gemii korumak deil, gemite beslenen umutlarn gerekletirilmesidir. Ne ki, gemi bugn gemiin tahrip edilii olarak devam ediyor. Ondokuzuncu yzyla kadar bir ayrcalk olan, eitim grme milerin artan sefaletiyle denen saygdeer eitim, yirminci yzylda hijyenik fabrika tarafndan tm kltrel elerin de vasa bir potada eritilmesiyle satn alnd. Ekonomik kazanmlarn kartlarna dnmesinde sata karlan kltrn hibir katks olmadn ne sren kimi kltr savunucularnn san d gibi belki de bu o kadar yksek bir bedel deildi. Refah metalar mevcut ilikilerde birer sefalet esi haline gelmektedir. Bu metalarn nicelii gemi dnemde, toplum sal znenin bulunmay yznden i ekonomi bunalmnda ar retim olarak bir etki yarattysa, bugn de iktidar grupla rnn toplumsal zne olarak baa gemeleri yznden uluslar aras faizm tehlikesini douruyor: lerleme birdenbire gerile meye dnmektedir. Hijy'enik fabrikalarn ve bunlarla ilgili her eyin, Volkswagen'in ve spor saraynn* metafizii ahmak a ortadan kaldrmas pek byk bir nem tamazd, ama bunlarn toplumsal btnde metafizik haline gelmesi, arkasn da reel felaket ve belalarn yld ideolojik bir perdey'e d nmesi hi de nemsiz deil. te bu durum fragmanlarm zn k noktasn oluturuyor. Bir sonrakinin kuramsal temeli olan ilk makale rasyonel likle toplumsal gerekliin ve bundan ayrlmayan doa ile do a zerindeki egemenliin i ie geiini aklamaya alyor. Bu arada Aydnlanmaya ynelik eletiri de, iine kart g z kapal egemenlik entrikasndan Aydnlanmay kurtaracak olumlu bir kavram yine Aydnlanmadan karak hazrlayacak. lk makale eletirel blmnde kaba izgilerle iki sav ieri yor: Mit zaten Aydnlanmadr, ve: Aydnlanma mitolojiye geri
* Goebbelsin, hazr bulunanlarca da onaylanan, topvekn sava propagandas yapt yer, n.

dnmektedir. Her iki araszde bu savlar zgl konular ze rinde gelitirilmitir. Birincisi, burjuva-bat uygarlnn dikkate deer ilk belgelerinden birini oluturan Odysseia'da mitle Ay dnlanmann diyalektiini izliyor. Aratrmann odak noktasn da,mitsel doa ile Aydnlatlm doa zerindeki egemenliin ayrmn ve neredeyse birliini aka gsteren kurban ve fe ragat kavranlan yer almaktadr. kinci arasz, Aydnlanmann hatr gnl tanmaz tamamlayclar Kant, Sade ve Nietzsche'yi konu alyor ve tm doal eylerin krkrne nesnel-olanla doal-olann egemenliinde otokratik zneye baml klm nn zellikle nasl zirveye ulatn gsteriyor. Bu ynteme burjuva dnnn tm kartlklarn, zellikle de ahlaksa! hogrszlk ve mutlak ahlakszlk arasndaki kartl kal dryor. "Kltr Sanayii" blm, Aydnlanmann asl ifadesini sine ma ve radyoda bulan ideolojik gerileyiini sergiliyor. Aydn lanma burada zellikle yapm ve yayn teknii ile bunlarn et kisinin hesaplanmasndan ileri geliyor; ideoloji, kendine zg ierii gerei, teknii kullanan glerin ve varolularn putlatrlmasyla tkenip gidiyor. Bu elikiyi incelerken kltr sa nayii, kendisince istenenden ok daha ciddi bir biimde ele alnd. Ama kendi ticari karakterine olan gl eilimi, yumu atlm geree duyduu inan, yalan karsnda oktan beri sorumluluktan kamasna yarayan bir balatc neden haline geldii iin, zmlememiz de nesnel olarak bu sanayinin rnlerine ikin, bir estetik yap ve bu yapyla biimlendiril mi bir gerek olma savn izlemekte ve bu savn geersizlii zerinde toplumun dzensizliini gstermektedir. Kltr sa nayii ile ilgili blm, dier blmlere karlk, daha ok frag manlar halinde kaleme alnmtr. "Anti-Semitizmin eleri" blmnde yer alan sav biimi tartmalar aydnlatlm uygarln aslnda barbarla dn n sz konusu ediyor. Srf dncel deil, pratik olarak da

kendi kendini yok etme eilimi balangtan bu yana rasyo nellie aittir, yoksa yalnz bu eilimin yaln ekilde ne kt evreye deil. Bu anlamda anti-semitizmin ilktarihini felsefi adan yazmaya altk. Anti-semitizmin "akldcl", ege men akln znden ve bu akln yansmasna uyan dnyadan tretilmektedir. "eler" dorudan doruya Sosyal Aratrma lar Enstits'nn, Felix Weil tarafndan kurulan ve hayatta kalmas salanan vakfn ampirik aratrmalarna baldr; bu vakf olmasayd yalnz bizim aratrmalarmz deil, stelik Alman gmenlerinin Hitler'e karn hl sren kuramsal a lmalarndan byk bir blmn de gerekletirmek mm kn olmayacakt. lk sav, Frankfurt'taki balang yllarn dan bu yana bilimsel birok sorun zerinde ortak almalar yaptmz Leo Lwenthal ile birlikte yazdk. Son blmde, ksmen nceki makalelerde belirtilmi d ncelere ait olan, ama orada kendine yer bulamayan gr ler, ksmen de gelecekteki almalara ilikin sorunlar imdilik ana hatlaryla betimleniyor. Bunlarn byk bir blm diya lektik bir antropolojiye dayanyor. Los Angeles, California, Mays 1944 Kitap, sava srasnda tamamlanm metin zerinde nemli bir deiiklik yaplmadan brakld. Yalnz "Anti-Semitizm'in eleri"ne bir sav daha eklendi. Haziran 1947 MAX HORKHEIMER THEODOR W. ADORNO

AYDINLANMA KAVRAMI
Aydnlanma, gelien dnme'nin en geni anlamnda, balangtan bu yana insanlardan korkuyu kaldrmak ve onla r kendilerinin efendisi durumuna getirmek amacn gtm tr. Ne var ki, tamamen aydnlatlm yeryz bugn muzaffer bir felaketin belirtilerini tayor. Aydnlanmann program dnyay gizlerinden kurtarmakt. Mitleri paralayacak, hamhayalleri bilgi vastasyla alaa edecekti. "Deneysel felsefenin atas"1 Bacon motifleri bir araya getirmiti bile. "nce kendi bilmediklerini bakalarnn bildiine, sonra da onlarn bilme diklerini kendilerinin bildiine inanan" gelenek mezlerini kmsemektedir Bacon, "ancak safdillik, kukulanmaya kar isteksizlik, dncesizce verilen yantlar, bilgilik taslamak, kar kmaktan ekinmek, karclk, aratrmalarda savsaklk, sz fetiizmi, srf ksmi bilgilerle yetinmek: Bunlar ve benzeri eyler insan anl ile eylerin doas arasnda mutlu bir evlili in gereklemesini engellemi, bunun yerine anla deersiz kavramlar, plansz deneyler yamamtr: Bylesine vgye de er bir birlemeden duyulan korku ve kacak sonular kolay ca tasarlanabilir. Kaba bir bulu olan matbaa makinesi; akla daha yakn bir bulu olan top; daha nceleri de bir dereceye kadar bilinen pusula: Bu bulu hangi durumda deiiklik yaratmamtr ki; biri bilimde, dieri savata, ncs de ma liye, ticaret ve denizcilikte! Ve btn bunlar, inann, tamamen bir rastlant sonucu insann ayana taklm, karsna km-

20 tr. Demek ki, insann stnl bilgiden kaynaklanyor, buna hi kuku yok. Burada, krallarn tm hazinelerini dkse satn alamayaca, emirleriyle hkmedemeyecei, casuslarnn ve muhbirlerinin hakknda bir haber getiremeyecei, kayna olan lkelere denizcilerinin, kaiflerinin yelken aamayaca birok ey sakldr. Bugn doaya srf dncemizde egemen oluyor ve bu dncenin basksna boyun eiyoruz; stelik bu dnce tarafndan kendimizde, doaya pratikte egemen oluyormu sansnn uyandrlmasna da gz yumuyoruz."2 Bacon matematie yabanc olmasna karn kendinden sonraki bilimin karakterini ok iyi ifade etmitir. nsan anl ile eylerin doas arasnda dnd mutlu evlilik ataerkil dir: Boinanc alteden akl gizlerinden kurtarlm doaya ege men olacakt. Bir g olan bilgi hibir engel tanmamaktadr, ne yaratn kleletirilmesinde ne de dnyann efendilerine boyun eiinde. Burjuva ekonomisinin fabrikalarda ve sava alanlarnda elde ettii sonular, nereden geldiine bakmadan, ayn ekilde giriimcilerin de mlkiyetine girmektedir. Krallar teknii, tccarlar gibi dorudan doruya ellerinde tutmuyor lar: Teknik, birlikte gelitii ekonomik sistem kadar demokra tiktir. Teknik bu bilginin zdr. Ulamaya alt hedef im geler deil, idrakin verecei mutluluk deildir, tersine yn temlerdir, bakalarnn emeini smrmektir, sermayedir. Bacoridan sonra hl saklanan, korunan pek ok ey tekrar bi rer ara olmaktadr: Yceltilmi matbaa makinesi olarak rad yo, daha etkili bir top olarak pike yapan sava ua, daha gvenilir bir pusula olarak uzaktan kumanda aygt. nsann doadan renmek istedii ey, doay ve insanlar tamamen egemenlii altna almak iin, bu aralar kullanmak, uygula maktr. Baka bir ey deil. Aydnlanma kendi bilincinin son krntlarn da kendine acmadan yakp, kl etmitir. Mitleri paralayacak kadar dayankl olan dnme sadece kendini tahrif eden dnme'dir. Olgulara duyarln zaferi karsnda

bugn Bacon'un nominalist inanc metafizik diye kukuyla karlanrd ve skolastik hakknda vard deersizlik yargsna kendisi maruz kalrd. ktidar ve idak eanlamldr.3 draktan doan ksr mutluluk, Bacon ve Luther'e gre, ahlakszlktr. Sz konusu olan, insanlarn hakikat diye adlandrd doygun luk deil, "operasyon"dur, etkili yntemdir; "bilimin gerek amac ve grevi makul, oyalayc, sayg uyandran ya da etkili szler sarfetmek ya da aydnlatc argmanlar gstermek de il, faaliyette bulunmak, almak ve daha nce bilinmeyen ayrntlar meydana kararak yaama yardmc olmak ve ona daha iyi bir biim vermektir." Hibir giz kalmayacak, ama onlar aa vurmaya da zenilmeyecekti. Dnyann gizlerinden kurtarlmas, animizmin kknn kurutulmasdr. Xenophanes tanrlarn ounu hor gryordu, nk onlar insanlar, yani kendilerini yaratanlar tm rastlan tsal ve kt eylerle bir tutuyorlard ve son gnlerin mantk' dilin kalba sokulmu szlerini, kumardaki bir deer tama yan, ntr filerle deitirilse farketmeyecek sahte sikkeler ola rak ilan ediyor. Dnya bir kaosa ve sentez de selamete dn yor. Totem hayvan, ikiyzllerin dleri ve mutlak idea arasnda bir fark olmayacaktr. nsanlar Yenia bilimine gi den yolda anlamdan vazgeme baarsn gsteriyor, kavram lar formllerle, nedeni kurallar ve olaslklarla deitiriyorlar. Neden, bilimsel eletirinin kendini kyaslad son felsefi kav ramd, nk eski fikirlerden sadece o bilimsel eletiriye kar koyuyordu; yaratan ilkenin laikletirilmesinde son sray al yordu. Tz ve nitelii, faaliyeti ve sefaleti, varl ve varoluu zamana uygun olarak tanmlamak Baeoridan bu yana felsefe nin amalarndan biriydi, ama bilim bu tr kategoriler olma-, dan da kendine yetiyordu. Onlar eski metafiziin tiyatro putlar (idola theatri)* olarak geride kalmlard ve daha kendi
* dola tleatri Yetkelere inanp balanmaktan doan nyarglar, Bacon'a gre bunlar
be adettir: Tiyatro, ar, Maaza, Soy ve Okul putlar, n.

dnemlerinde bile gemi ncesine ait varolanlarn ve gle rin antlarydlar. Mitlerdeki yaam ve lm bunlarla kayna m ve kendini gstermiti. Bat felsefesinin kendi ebedi doa dzenini belirledii kategoriler, bir zamanlar Oknos ile Persephone'nin, Ariadne ile Nereus'un igal ettikleri yerleri iaretlemekteydi. Sokrates ncesi kozmolojiler gei anna sarlmaktadrlar. Burada doann ilk maddeleri saylan su, btn (bir), hava, ate mitsel grn daha yeni rasyonelletirilmi tortulardr. Irmakla topran birlemesinden domu ve Nil kylarndan Greklere gelmi olan imgeler nasl ki burada canlmaddeci (hylozoist) ilkeler haline, eler haline gelmise, ayn ekilde mitsel kt ruhlarn yaylan okanlamll t myle ontolojik varolanlarn saf biimleri halinde ruhanilemektedir. Sonuta felsefi logos Olympos'un ataerkil tanrlarn Plton'un idealar araclyla kavramtr. Ancak Aydnlanma, metafiziin Platon ve Aristoteles'ten miras kalan blmnde eski gleri tekrar tanm ve tmellerin hakikat zerindeki hak iddiasn boinan diye kovuturmutur. Aydnlanma ge nel kavramlarn otoritesinde, insanlarn doay etkilemeye a lmak iin tasvirleri karsnda gizemli riteller dzenledikleri kt ruhlardan duyulan korkuyu grdn sanmaktadr. Ar tk gizli zellikler, hkmeden ya da ikin gler yanlsamas na kaplmadan maddeye egemen olunacakt. Hesaba katlabilirlik ve yararlk llerine uymayan her ey Aydnlanmann gznde kukuludur. D basklar umursamadan bir kez ge limeye balarsa artk durmak bilmez. nsan haklarna ilikin dnceleri gemiteki tmellerden farkl deildir. Bulduu her eit manevi direnite sadece gc artar.5 Bu durum, Ay dnlanmann kendisini hl mitlerde de grmesinden ileri ge lir. Direni hangi mite dayanrsa dayansn, bu tr bir kartlk ta argman haline gelmeleri nedeniyle, Aydnlanmaya ykle dikleri ykc rasyonellik ilkesine sk skya sarlrlar. Aydn lanma totaliterdir.

Aydnlanma, mitin temeli olarak antropomorfizmi ta batan beri znelin doaya yansmas eklinde grmtr.6 Doas t eyler, hayaletler ve kt ruhlar, doal-olandan korkan in sanlarn yanslardr. Aydnlanmaya gre mitsel pek ok figr ortak bir paydada toplamak mmkndr, bunlarn hepsi z neye indirgenmektedir. Sphinx'in sorusuna Oidipus'un verdii "insan" yant, Aydnlanmaya ilikin basmakalp bir bilgi olarak fark gzetmeden yinelenmitir, hem de bunun, nesnel du yunun bir paras, bir dzenin anahatlar, kt glerden du yulan korku ya da selamet umudu olup olmadna bakma dan. Aydnlanma sadece birlik, btnlk tarafndan kapsanabilen eyleri varlk ve olup bitmi diye kabul etmektedir; onun ideali her eyin, ama her eyin kendisini izledii sistemdir. Rasyonalist ve ampirist yorumlarnn birbirinden fark bu radan ileri gelmemektedir. Ekoller belitleri her ne kadar farkl biimde yorumladysalar da birlik, btnlk biliminin yaps hep ayn kald. Bacon'un una scientia universalis7 postlas, aratrma alanlarnn pluralizmine karn, birletirilemeyenin ylesine karsndadr ki, tpk Leibniz'in mathesis universalis'inin sramaya kar kma benzer. Figrlerin okluu durum ve tasnif edilie, tarih ise olguya, ey de maddeye indir genmektedir. Genelliin aamalar nedeniyle en yce ilkeler ve gzlemsel nermeler arasnda Bacon'a gre bile ak seik mantksal bir ba bulunmaldr. De Maistre onu, "une idole d'echelle''i8 koruyor diye kmser. Biimsel mantk nde gelen btnletirme, birletirme ekollerinden biriydi, Aydnlanmaclara dnyann hesaba katlabilirliinin emasn sun mutur. Platon'un, son yazlarnda saylarla idealar mitletirici tarzda bir tutmas, tm mitolojiden kurtarma zlemlerini dile getirmektedir:: Say Aydnlanmann kanonu haline gelmitir. Ayn eitlikler burjuva adaleti ile meta deitokuuna egemen dir. "Eit-olmayanla eit-olan topladn zaman ortaya eit-olmayann kmas bir kural deil midir? Hem adaletin hem de

24 matematiin bir ilkesi deil midir? Bir yandan karlkl adalet le dnl adalet arasnda, te yandan geometrik oranla arit metik oran arasnda gerekten bir uyum yok mudur?"9 Burju va toplumuna edeer egemendir. Bu toplum ayn ad tama yan soyut niceliklere indirgeyerek karlatrlabilir duruma getirmektedir. Aydnlanma saylara, sonuta Bir'e kararak kaybolmayan eylerin grnne dnmektedir; modern pozitivizm onu edebiyata sryor. Birlik, btnlk Parmenides'ten Russel'a kadar bir belgi olarak kalyor. zerinde srar la durulan tek ey tanrlarla niteliklerin tahribidir. Ne var ki, Aydnlanmaya kurban giden mitler bile Aydn lanmann kendi rnleriydiler. Gemi olaylar bilimsel adan llp biilirken mitlerdeki tasarmn bir zamanlar bu olaylar hakknda vermi olduu hesap geersiz saylmaktadr. Mit an latmak, adlandrmak, kayna belirtmek istiyordu: Ama bun larla betimlemek, saptamak, aklamak da istiyordu. Mitlerin yazya dklmesi ve bir araya getirilmesiyle birlikte bunlar oalm, abucak sylentiden retiye dnmtr. Her ri tel gemi bir olayn ve de by ile etkilenmesi gereken be lirli bir srecin tasarmn iermektedir, Ritelin bu kuramsal esi daha ilk halk destanlarnda bamsz hale gelmitir. Tra gedya yazarlarnn hazr bulduklar biimiyle mitler, Baconun ama diye ycelttii disiplinin ve iktidarn belirtisini tarlar. Yerel hayaletlerin, kt ruhlarn yerine cennet ve buradaki hi yerari, bycnn ruh arma eylemlerinin ve kabilenin ye rine de farkl kurban trenleri ve klelerin emirle salanan almas gemitir. Olympos tanrlar artk elerle dorudan zde deildir, onlar imlemektedirler. Homeros'ta Zeus gkkubbeye bakanlk eder, Apollon gnee yn verir, Helios ile Eos alegorik-olana gemek zeredir. Tanrlar maddelerin be lirmesi olarak maddelerden ayrlrlar. Felsefedeki gelimeyle birlikte varlk artk monad haline, kurallar sisteminde srf be lirgin bir nokta haline gelen logos'a ve darda da eyler ve

yaratklar ynna kararak dalmaktadr. Kendi varoluu ile gereklik arasndaki tek fark tekilerin hepsini silip sprmektedir. Farklara hi uyulmadan dnya insana baml olu yor. Bu konuda Musevilerin yaratl yks ile Olympos dini sz birlii eder. "... ve denizin balklarna, ve gklerin kular na, ve srlara, ve btn yeryzne, ve yerde srnen her e ye hakim olsun."10 "Ey Zeus, ulu Zeus, gklerin hakimi seri sin, insanlarn hakl haksz btn ilerini, hayvanlarn taknl n bir bakta sen grrsn, ve drstlktr seni en ok se vindiren."11 "Zira durum yledir, biri cezasn hemen eker, bir bakas ise daha sonra; biri kaar kurtulur ve tanrlarn ga zab kendisini bulmazsa bile, sonuta bu kesinkes gerekleir ve cezay susuzlar ekmek zorunda kalr, ister ocuklar ol sun ister sonraki kuaktan biri."12 Tanrlar karsnda varln koruyanlar sadece koulsuz boyun eenlerdir. znenin uya n, otoriteyi tm ilikilerin ilkesi olarak benimseme pahasna gereklemektedir. Byle bir akln birlii, btnl karsn da insanla tanr arasndaki fark, ilk Homeros eletirilerinden bu yana akln hi amadan vurgulad bir nemsizlik dze yine inmektedir. Yaratan tanr ile dzenleyen akl doann hakimi olarak birbirine benzemektedir. nsann, tanrnn modeli olmas, varolu zerindeki egemenlikten, efendinin bakn dan, emirden ileri gelmektedir. Mit Aydnlanmaya ve doa da srf nesnellie doru kay yor. nsanlar otoritelerindeki artn bedelini egemenlikleri al tna aldklar eylerden yabanclamakla dyorlar. Aydnlan mann eylere kar tutumu, diktatrn insanlara kar tutumu gibidir. O insanlar, davranlarn ynlendirebildii kadaryla tanr. Bilim adam eyleri retebildii srece tanr. Bylece onlarn Kendindeleri Onun in haline gelir. Dnm sra snda eylerin z hep ayn ekilde, yani egemenliin daya na olarak meydana kar. Bu zdelik doann birliini, b tnln oluturur. Bu birlik, btnlk tpk znenin birlii,

26 btnl gibi bysel ruh arma trenleri tarafndan bir koula balanmamtr. amanlarn ritelleri darda rzgara, yamura, ylanlara ya da hastalarn iindeki kt ruhlara ses leniyordu, yoksa unsurlara ya da rneklere deil. By yapan tek ve ayn nah deildi; ruhlardan birouna benzemesi gere ken klt maskelerini hemen deitiriyordu. By kanl bir ya land, ama burada egemenlik, temelini yozlaan dnyann oluturduu katksz geree dnerek yadsnmyordu he nz. Byc kendilerini korkutmak ya da yattrmak iin k t ruhlarn klna giriyor, rktc ya da yattrc hareket lerde bulunuyordu. Bycnn grevi her ne kadar yinele mek de olsa, gsterisiz avlanma alanlar homojen bir evrene, tm yama olanaklarnn cisimleniine inen uygar insan gibi kendisini grnmez glerin modeli olarak ilan etmemiti. n san nce byle bir model olarak, bakalaryla zdeleirken kaybedemeyecei, nfuz edilmesi mmkn olmayan bir mas ke olarak ilk ve son defa olmak zere mlkiyetine katt Ben'in kimliini kazanr. Bu, akln kimlii ile bu kimliin, ni teliklerin bolluunu yok eden doann birliinden, btnl nden olumu karldr. Dta braklm doa srf snf landrmann karmakark bir esi durumuna ve gl Ben de salt bir sahip olu, soyut bir zdelik durumuna gelmekte dir. Byde savunulacak zgl bir yan vardr. Dmann mz rann, sann, adnn bana gelenler ayn zamanda kiiye de uygulanr, tanrnn yerine kurbanlk hayvan kesilir. Kurba nn deitirilmesi gidimli (diskursiv) manta doru atlan ad m niteler. Kz ocuk iin geyik, ilk doan ocuk iin kuzu kurban edilse bile hl kendi niteliklerine sahip olmak zorun dadrlar ve tr temsil ederler. Seilen rnein geliigzellii ni ilerinde tarlar. Ancak hic et nunc'un (burada ve imdi'nin) kutsall, seilenin, vekiline geen biricikliini kkten ayrmakta, deitirme srasnda deitirilemez hale getirmekte dir. Bilim buna bir son verir. Bilimde savunulacak zgl bir

yan yoktur: Varsa, o da kurbanlk hayvanlardr, yoksa tanr deil. Savunulabilirlik evrensel bir kullanlabilirlie dn mektedir. Bir atom bir eyin yerine deil, maddenin modeli olarak paralanr ve tavan da kimsenin yerine gemez, labo ratuarn tutkusunca salt bir rnek diye grlerek yanl deer lendirilir. levsel bilimde farklarn kesin olmamas yznden her ey tek bir madde halinde sona erdii iin bilimsel nesne ta gibi katlamakta ve bir zamanlarn kat ritelleri de esnek mi gibi grnmektedir, nk onlar birinin yerine hl bir bakasn geirmekteydi. By dnyas, izleri dilsel biimler iinde kaybolmu olan farklar iermekteydi.13 Varolanlar ara sndaki eitli ilikiler, anlam kazandran zne ile anlamsz nesne arasndaki, rasyonel anlam ile rastlantsal anlam tay cs arasndaki tek bir iliki tarafndan yerlerinden edilmitir. By aamasnda dler ve imgeler srf durumun belirtisi ola rak grlmyor, benzerlik ya da ad nedeniyle buna bal sa ylyordu. liki, niyet ilikisi deil, akrabalk ilikisidir. Bilim gibi by de bir ama gder, ama nesneyle arasn gitgide aarak deil, buna yknmeyle ulamaya alr. Bynn te meli, nrotikler gibi ilkel insann da stne almas gereken "dncelerin her eye gc yetmesi"nde14 deildir; dnce lerle gerekliin kesin olarak birbirinden ayrlmad yerde ruhsal srelere gereklikten daha fazla deer vermek mm kn deildir. Freud'un anakronik biimde byye ykledii "dnyaya hkmetme olaslna duyulan sarslmaz gven,"15 dnyann gereklie uygun olarak ancak daha deneyimli bir bilim sayesinde hkmedilecei grne karlk oluturmak tadr. Bycnn mekana bal uygulamalarn her eyi kap sayan sanayi tekniiyle deitirmek, gereklie uygun Ben'de gerekletii gibi her eyden nce dncelerin de nesneler karsnda bamszlamalarn gerektiriyordu. Dilsel ynden gelitirilmi ve gerek olma savyla eski mit sel inanlarn, halk dinlerinin deerini dren bir btnlk

28 olarak gksel, ataerkil mit Aydnlanmadan baka bir ey de ildir, ki felsefi Aydnlanma onunla ayn dzeyde boy le bilir. imdi bu mitin hakkndan gelinmektedir. Mitoloji ka nlmaz bir gereksinimle ykc eletirideki belirli kuramsal g rlerin etkisine girerek Aydnlanmann sonsuz srecini tehli keye atmtr; bu grlere gre mitoloji sadece bir inantr, stelik akl, hakikat, hatta Aydnlanma kavramlar bile birer animist by durumuna gelmitir. Mit kahramanlarn yok eden ve kehanetlerin mantksal sonucu olarak entrika halinde beliren yazgsal zorunluk, ilkesi, yalnzca bat felsefesindeki, biimsel mantn inandrcl eklinde dzeltilmi rasyona list sistemlere deil, stelik tanrlar aras hiyerariyle balayan ve putlarn srekli karanlnda drstlk yoksunluuna kar duyulan fkeyi zde ierik olarak gelenekletiren sistemlerin sonularna da hkmetmektedir. Mitlerin Aydnlanmay ger ekletirmeleri gibi Aydnlanma da att her admla iyiden iyi ye mitolojiye karmaktadr. Aydnlanma, yok etmek zere tm elerini mitlerden almakta ve hkm verici olarak mitin ekiciliine kaplmaktadr. Yazg ve misilleme srecinden, kendisi bu srece misillemede bulunarak, uzak durmaya a lmaktadr. Mitlerde tm olaylar, gerekletikleri iin, bunun karln demek zorundadrlar. Aydnlanmada da durum ayndr: Olgu daha gerekleir gereklemez geersiz duruma gelir. Eylemle tepkinin eitlii retisi, insanlar yinelenmeye bavurarak geride kalm varolula zdeleme ve bylece onun etkisinden kurtulma yanlsamasn bir yana braktktan sonra bile, yinelenmenin varolu zerindeki etkisini uzun s re savunmutur. Ancak bu byl yanlsama unutulup gittike insanlar yinelenme tarafndan yasallk ad altnda bir dng iine sokulmakta ve bu dngnn doa yasasnda nesnelletirilmesiyle birlikte zgr birer zne olarak gven altnda bu lunduklar sansna kaplmaktadrlar. Mitsel imgeleme karlk Aydnlanma tarafndan savunulan ilke, her gemi olay yine-

lenme diye aklamann, ikinliin ilkesi mitin kendi ilkesidir. Anlamsz; oyunun talar ilevini tamamlad iin gnein al tnda yeni bir eye izin vermeyen, byk dncelerin oktan beri tasarlandn, olas bulularn nceden planlanabileceini, insanlarn ortama uyarak kendilerini korumalarnn karar latrldn ne sren can skc bilgelik, kendisini reddeden gerek d bir yaptrm, nceden var olanlar misilleme arac lyla hi durmadan eski durumuna getiren yazgnn yaptr mn yeniden retmektedir. Deiik olan her ey eit duruma getirilmektedir. Bu, gizil deneyimin snrlarn eletirel ekilde izen bir yargdr. Her eyin her eyle zdeliinin bedeli, hi bir eyin kendisiyle zdelik hakkna sahip olmamasyla de niyor. Aydnlanma eski eitsizliin neden olduu hakszl, arasz otoriteyi sarsyor, ama te yandan her varolann dier varolanlarla ilgili oluunu tmel dolaymlama iinde ebedile tiriyor. Kierkegaard'n Protestan Ahlak'nda vgyle sz ettii ve Herakles sylencesinde mitsel otoritenin ilk imgelerinden biri olarak yer alan llemez-olan (inkommensurable) ke sip, buduyor. Yalnz nitelikler dncelerde zlp dal makla kalmyor, stelik insanlar reel bir konformizme (uyma cla) zorlanyor. Piyasann insanlara hangi soydan geldikleri ni sormama iyiliinin bedelini, deitokuta bulunan kii ken disine doutan verilmi olanaklarnn meta retimi tarafndan model haline getirilmesine gz yumarak demitir. nsanlara kendi Ben'leri, daha kesin bir ekilde birbirlerine benzesinler diye, dierlerinden farkl, kendilerine zg bir Ben olarak ar maan edilmitir. Ancak evdeki bu hesap arya uymad iin Aydnlanma liberalist dnemde bile sosyal baskya hep yaknlk duymutur. Davranlar ynlendirilmi kolektifin bir lii bireyin yadsnmasndan ileri gelmektedir, bu ise, toplu mun kiiyi birey durumuna getirmek isteyi tarzn hor gr mektir. Adlarna hi kukusuz Hitler'in genlik rgtnde rastlanan sr, eski barbarla dn anlamna deil, baskc

30 eitliin zaferi, hak eitliindeki gelimenin eitler tarafndan hakszla dntrlmesi anlamna gelmektedir. Faistlerin sahte miti tarih ncesine ait gerek bir mit olarak ortaya k yor; bu gerek mit misillemeyi fark ettii zaman sahte mit bu nu kurbanlar zerinde gz kapal uygulamaktayd. Doal basky krmak iin giriilen, ama doann bozulmasna neden olan her deneme doal basknn daha da artmasyla sonulan maktadr. te Avrupa uygarl bu yolu izlemitir. Aydnlan mann kulland ara, yani soyutlama kendi nesnelerine kar , kavram olarak ortadan kaldrd yazg gibi davranyor: Ya ni yok etme olarak. Doadaki her eyi yinelenebilir duruma getiren, bunu sanayi iin hazrlayan soyut-olann ve de sana yinin sivri u brakmayan, dzleyen egemenlii altnda kurta rlmlarn kendileri de, Hegel tarafndan Aydnlanmann so nucu diye tanmlanan bir "ekip"16 haline gelmitir. znenin nesneye mesafesi, yani soyutlamann koulu, efendinin egemenlii altndakiler araclyla kazand duru ma olan mesafede temel buluyor. Homeros'un destanlar ile Rigveda'nn methiyeleri, efendilerden oluan sava bir hal kn yenik dm yerli halk (autochthon) kitlesi zerinde kendine yurt tuttuu toprak egemenlii ile salam konumlar dneminden kalmtr.17 Tanrlar arasndan en yce tanr ite bu yurttalar dnyasyla birlikte meydana kmtr; bu dnya da hekimler, khinler, zanaatlar, tccarlar ilikileri salar ken, silahlanm soylularn nderi olarak kral da uyruu bo yunduruk altnda tutmaktadr. Gebeliin sona ermesiyle bir likte toplumsal dzen mlkiyet zerine kurulmakta, egemen lik ile emek kar karya gelmektedir. Odysseus gibi bir mlk sahibi, "sr, koyun, domuz obanlan ile klelerden oluan ok sayda ve zenle rgtlenmi uyruunu uzaktan ynet mektedir. Akam, yaklan binlerce atein araziyi nasl aydn lattn malikanesinden grd zaman huzur iinde yatmaya gider; nk yiit klelerinin vahi hayvanlar uzaklatrmak,

koruduklar allardan hrszlar kovalamak iin uyumayp, nbet tuttuklarn bilir."18 Gidimli mantk tarafndan gelitiri len dncelerin genellii, kavram alanndaki egemenlik, h kmranlk temelinden karak gereklik dzeyine ykseliyor. By mirasnn, eski belirsiz tasarmlarn yerine kavramsal bir liin gei olgusunda yaamn emirler tarafndan dzenlenen, zgrlerce belirlenen durum ve koullar ifadesini buluyor. Dnyann baml klnmasnda dzeni ve boyam emeyi renen Ben, hakikati, aralarnda kesin farklar bulunmazsa var olamayaca dzenleyici dnme'ye katyor hemen. Bu d nme, nesneyi gerekten ilgilendiren bilgiyi yknmeci b y araclyla tabulatrmakta, alm lka dnyasna ilikin imgeden ve bu dnyann hayali mutluluundan nefret etmek tedir. Yerli halkn Kton tanrlar cehenneme srlmtr; yer yz de ndra ile Zeus'un gne ve k dinleri altnda cehen neme dnmektedir. Ama cennet ve cehennem birbirine baldr. Nasl ki Ze us'un ad birbirlerini dlamayan ktlelerde bir k tanrsna olduu gibi yeralt tanrsna da aitse,19 Olympos tanrlar Kton tanrlaryla her eit ilikiyi srdryorsa, ayn ekilde iyi ve kt gler, selamet ve felaket belirgin ekilde birbirlerinden ayrlmamt. Onlar tpk olu ve bozulu, yaam ve lm, yaz ve k gibi birbirine balydlar. nsanln bilinen ilk evrele rinde Mana olarak ululanan dinsel ilkenin bulank ayrlmaml Grek dininin aydnlk dnyasnda yaamaya devam edi yordu. Bilinmeyen, yabanc olan her ey birincildir, ayrlma mtr; deneyimleri akn hale getiren her ey, eylerde fazla olan her ey onlarn nceden bilinen varolulardr. Burada ilkel-olann doast bir ekilde bana gelenler maddi tzn kart olan manevi bir tz deildir, tersine tekil eye karlk doal-olann aprakldr. Allmam-olana deneyim ka zandran korkunun ad onun kendi ad durumuna geliyor. Bu ad bilinene karlk bilinmeyenin aknln ve bylelikle

32 deheti kutsallk olarak saptyor. Doann grnte ve zde iki katna karlmas, mitle bilimi olas klan etki ile g, da vurumu aklama haline gelen korkudan kaynaklanmaktadr, Ruhbilimciliin inandrmaya alt gibi ruh hi de doaya tanmamaktadr; devindiren ruh yani Mana bir izdm de il doadaki reel ar gcn, ilkellerin zayf ruhlarnda yank bulmasdr. Etkin-olanla olmayann ayrlmas, belirli yerlere eytanlarla tanrlarn yerletirilmesi ilk defa bu n-animizmden kmaktadr. Hatta znenin nesneden ayrlmasn imdi den iermektedir. Aa artk srf aa deil, baka bir eyin belirtisi, Mana'nn yeri sayld zaman dil, bir eyin hem ken di hem de kendinden baka bir ey olduu, hem zde hem de zde olmad elikisini davurur.20 Dil tanr araclyla totolojiden dile dnr. nsanlar tarafndan genellikle kapsa dklarnn zellii diye tanmlanan kavram balangtan bu ya na daha ok diyalektik dnme'nin rnyd; bu dnme'de her ey olmad eye dnerek her zaman ne ise odur. Bu, kavramla sorunun kar karya geldii, Homers destannda olduka gelien ve modern pozitif bilimde altst olan nesnelletirici belirlemenin ilk biimiydi. Ancak bu diya lektik, korkunun, iki katna ykseltilmesi ve totoloji olan adndan karak gelitii srece gsz kalmaktadr. Tanrlar insanlardan korkuyu kaldramaz, onlar tanrlarn talam ses lerini kendilerine ad olarak almlardr. Korku, artk bilinme yen kalmad zaman insann serbest olduu kuruntusuna ka plr. Bu ise, mitolojiden syrlmann, cansz canlya katan mit gibi canly cansza katan Aydnlanmann yolunu belirler. Ay dnlanma mitsel, kktenci duruma gelmi bir korkudur. Pozi tivizmin katksz ikinlii, bu ikinliin son rn adeta ev rensel bir tabudan baka bir ey deildir. Hibir eyin darda kalmamas gerekir, nk dar tasarm korkunun asl kayna dr. lkel insan, kendilerinden birine kar ilenen suun cn, zaman zaman katili kendi aile yeleri arasna alarak

yattrmsa da,21 bu, yabancnn kann kendi kanna kat mak, ikinlii yaratmak anlamna geliyordu. Mitsel ikicilik var olu evresini amyor, onun dna kmyor. Mana'nn hk mettii dnya ile Hint ve Grek mitlerinin dnyas hl aresiz dir, ve sonsuza kadar ayndr. Her doumun bedeli lmle, her mutluluun bedeli de mutsuzlukla deniyor. nsanlar ve tanrlar kendi sreleri iinde alnyazlarn, kaderin gz kapa l gidiinden farkl llere gre datmay deneyebilir, ama sonuta varolu onlara stn gelir. Kaderin elinden zorla ko parlan kendi adaletleri bile varoluun zelliklerini tar; bu adalet Grekler ve de barbarlar gibi ilkel insanlarn bir bask ve sefalet toplumundan evreye attklar baka denk der. Bu nedenle su ve ceza, mutluluk ve mutsuzluk, mitsel ve de ay dnlatlm adalet iin bir denklemin taraflar saylr. Adalet or tadan kalkarak hak, hukuk haline gelmektedir. aman tehlikeli-olan onun imgesine bavurarak ortadan kaldrma ta ve eitlii ara olarak kullanmaktadr. Eitlik uygarlkta ceza ile kazanc dzenlemektedir. Mit tasarmlarn btnyle doada ki ilikilere dayandrmak mmkndr. kizler burcu ikiliin teki simgeleriyle birlikte nasl ki doann kanlmaz dola mna dikkati ekiyor ve iinden kt yumurta simgesi onun ok eski, belirleyici zellii oluyorsa, ayn ekilde Zeus'un elindeki, ataerkil dnyann adaletini simgeleyen terazi de ya ln doaya gnderme yapyor. Doal ilikilerin kargaadan kp artk arasz deil, insanlarn bilinleri araclyla etkisini srdrd uygarla gei eitlik ilkesinde bir deiiklie yol amamtr. Hatta insanlar bu geiin bedelini, daha nce tm dier yaratklar gibi kendilerine baml kldklar eylere ta pnmakla dediler. Fetiler balangta eitlik yasasna baly dlar. imdi ise eitliin kendisi feti haline geliyor. Adalet tanrasnn gzlerini rten ba, yalnz hukuka karlmamas gerektiini deil, stelik onun zgrlkten kaynaklanmadn da ifade ediyor.

34 Rahiplerin retisi, imle imgeyi birletiren anlamda simge seldi. Hiyerogliflerin tanklk ettii gibi szck balangta im ge ilevini de gryordu. Bu ilev mitlere gemitir. Bysel ritel trnden mitler yinelenen doay hedef alrlar. Doa simgesel-olann zdr: Yani bir varlk ya da simgenin ger eklemesinde tekrar tekrar bir olay haline gelmesi gerektii iin ebedi diye tasarlanan bir sretir. Bitip tkenmezlik, sonu gelmeyen yenileni, anlam tayanlarn sreklilii simgelerin yalnz belirleyici zellikleri deil, stelik asl ierikleridir. Ev renin ilk anadan, inekten ya da yumurtadan meydana geldii ni anlatan yaratl betimlemeleri, Musevilerin yaratl yks ne karlk, simgeseldirler. Eskilerin, fazlasyla insani bulduk lar tanrlar alaya almalar ze dokunmamaktadr. Bireysellik tanrlarn zn tketmemektedir. Onlar hl Mana'dan bir eyler tamakta, doay genel bir g olarak canlandrmak taydlar. n-animizmci zellikleriyle Aydnlanmaya doru ykselmektedirler. Olympos kroniklerinin utanga rts al tnda elerin karm, basks ve darbesine ilikin reti skandal yaratrcasna olumutu; bu reti ksa sre sonra bi lim haline gelmi ve mitleri imgelem rnlerine evirmiti. Bi limle edebiyatn birbirinden ak seik ayrlmasyla birlikte, bu ikisinin yardmyla meydana kan iblm dile gemek tedir. Sz im olarak bilime yaklamakta ve ses olarak, imge olarak, asl sz olarak bunlarn toplamyla, duyum beraberli iyle ya da sanatn btnyle bir daha eski durumuna getiril meye izin vermeyen deiik sanatlar arasnda paylalmakta dr. Dilin im olarak hesaba (kalkl) ses karmamas, doay idrak etmek iin ona benzeme savndan vazgemesi gerekir. mge olarak simgeye ses karmamas, doann btn olmak iin onu idrak etme savndan vazgemesi gerekir. lerleyen Aydnlanmayla beraber yalnz otantik sanat yaptlar, zaten taklit olan eylerin taklitlerinden kanma baarsn gstere bilmektedirler. Sanatn ve bilimin, kltrel alan olarak bera-

berce ynetmek iin ikisini birbirinden ayran geerli kar sa v, sonuta onlar kendi ynsemeleri araclyla birer kartlk olarak birbirine katyor. Bilim neo-pozitivisti yorumu iinde estetikilie, sistemi akn duruma getirici her eit amatan yoksun birbirinden ayrlm imler sistemine, matematikilerin kendi sorunlarn oktan beri gururla akladklar bir oyuna dnyor. Ama entegral simgesellik sanat, pozitivisti bili min teknik alanlarna bel balyor. Bu sanat dnya iin ger ekten bir kez daha ideolojik ikiye katlanma, uysal bir yeni den retim durumuna geliyor. mle imgenin birbirinden ayrl masn nlemek mmkn deildir. Ancak bu ayrlk, her ey den habersiz kendinden honut bir biimde tekrar nesneletirilirse, o zaman yaltlanm bu iki ilkenin ikisini de hakikati tahrip etmeleri iin zorlar. Felsefe, bu ayrl srasnda alan Uurumu gr ve kav ram ilikisi iinde grmeyi ve her defasnda bo yere kapama y denemi, hatta onu bu deneme araclyla tanmlamtr. ou zaman ise adm ald tarafa gemitir. Pozitivizmin idealar retisini bir yana atmas gibi, Platon da edebiyata kar ayn ekilde davranmtr. Gya Homeros o ok vlen sana tyla ne kamusal ne zel bir reform gerekletirmi, ne bir sa va kazanm ne de bir icatta bulunmutur; onu sayan ya da seven yanda da pek yokmu; sanat yararln imdi kantla yacakm.22 yknme Platon'da ve Musevilerde dlanm, boykot edilmitir. Byclk ilkesi akl ve din tarafndan afo roz edilmitir. O hl varolutan el eken bir mesafede, sanat olarak, itenlikten uzak bir ekilde srp gitmektedir. Bu sa natla uraanlar birer yolcu haline, yerleik dzene geenler arasnda yer bulamayan arta kalm gebeler haline geliyor lar. Doa artk uyum salayarak etkilenmeyecek, alma ara clyla hkmedilecekti. Sanat yapt byclkle birlikte, dnyevi varolu ilikisinden kopmu, kendine zg, iine ka pal bir alan oluturmaktadr. Bu alanda zel yasalar egemen-

36

dir. Bycnn tren srasnda ilk i olarak kutsal glerin bulunmas gereken yeri evreden yaltlay gibi, her sanat ya pt da kendi evresini gerek-olandan ayrmaktadr. Sanat bysel sempatiden ayracak ekilde doay etkilemekten vazgei bysel mirasa daha sk sarlmaktadr. Bu vazgei katksz imgeyi, elerini koruyup saklad bedensel var oluun kartl konumuna itiyor. Sanat yaptnn, estetik g rnn amac, ilkel insann bysnde meydana kan yeni, rktc olay, yani genelin zelde grnmesi olayn kendi ne mal etmektedir. Sanat yaptnda, nesneyi bir mnevi-olan diye, Mana'nn davurumu diye gsteren iki katma kar ol gusu her zaman yerine getirilmektedir. Bu onun gizemli hava sn oluturur. Btnln ifadesi olarak sanat mutlak-olann onuru stnde hak iddia eder. Kavramsal bilgi karsnda kendisine ncelik tannarak felsefeyi zaman zaman harekete geirmek mmkn olmutur. Shelling'e gre sanat, insanlarn bilim tarafndan terkedildii noktada harekete geer ve "bili me rnek oluturur, sanatn bulunduu yere bilimin nce ulamas gerekir."23 mge ile imin birbirinden ayrlmas "sana tn her eit tekil betimlenii nedeniyle tamamen ortadan kal drlmtr."24 Sanatta bu tr bir gvene burjuva dnyas ok ender olarak akt. Btn bunlar, burjuva dnyas bilgiyi k stlad zaman genel olarak sanat iin deil, inanca yer bul mak iin gerekleiyordu. Yenian militan dinsellii inan araclyla Torquemada'y, Luther'i, Muhammed'i, akl ve var oluu uzlatracan ne sryordu. Oysa inan zel bir kav ramdr: nan bilgiye kart ya da onunla uyumlu oluunu s rekli ekilde vurgulamazsa inan olmaktan kar, yok edilir. Bilginin kstllna bal kald srece kendisi de kstl olur. Protestanlk var oluunu borlu olduu akn hakikat ilkesine duyulan inanc tarih ncesi dnemde olduu gibi dorudan doruya szn kendisinde bulmak ve bunu simgesel zorla geri vermek iin giritii denemenin bedelini, sze, hem de

kutsal olmayanna boyun eerek demitir. nan kanlmaz biimde dman ya da dost olarak bilime bal kaldnda ayrl amak iin onu mcadelede ebediletirmektedir: nancn fanatizmi gerek d oluunun belirtisidir, yalnzca inanan, ama bu yzden artk inanmayana verdii nesnel dndr. Vicdannn temiz olmay onun ikinci zelliidir. nan sahip lerindeki itenliin oktan beri an duyarl ve tehlikeli olma snn nedeni, kendisine zorunlu olarak bal kalan uzlamay meslek haline getirme hatasnn, bu ikin elikinin gizli bilin cinde yatmaktadr. nan ilkesinin arya vardrlmas deil, gerekletirilmesi olarak ate ve klla, Kar-Reformasyon ve Reformasyonla evreye dehet salnmtr. nan hkmetmek istedii dnya tarihiyle ayn trden olduunu her zaman belli etmitir, hatta Yeniada tarihin yeledii bir ara, onun zel bir hilesi durumuna gelmitir. Kar, konulmaz, durdurulmaz olan, Hegelin onaylad gibi, yalnz onsekizinci yzyl Ay dnlanmas deil, dncenin Hegel'ce ok iyi bilinen devini midir. En bayalar gibi en yce grler bile hakikate kar, savunucular birer yalanc durumuna getiren bir mesafe ier mektedirler. nan paradoksu sonuta yalana, yirminci yzyl mitine dnerek yozlamakta ve akldl da, toplumu za ten barbarla gtren tamamen aydnlanm olanlarn elinde aklc bir enlie dnmektedir. Dil tarihe girdii zaman ustalar rahiplerle byclerdir. Simgeleri zedeleyenler doast gler adna, temsilcileri top lumun yetkili organlar olan dnyevi glerin eline derler. nceden neyin meydana geldii karanlkta kalr. Mana'y do uran korku, dehet her yerdeydi, etnolojide, en azndan ka bile yallar tarafndan karlald yerde oktan onaylanm ve benimsenmitir. zde olmayan, akc Mana insanlarca da yankl duruma- getirilir ve zorla maddiletirilir. Bycler her yeri hemen trmlerle (emanation) doldurur ve dinsel ritellerin eitliliini dinsel alanlarn eitliliine balarlar. Ruhlar

38 dnyasyla ve onlarn zgrlkleriyle birlikte meslek bilgileri ni, iktidarlarn artrrlar. Kutsal yarlk, kendisini yneten b yclerin stne geer. Gebeliin ilk aamasnda kabile yeleri doay etkileme srecine bamsz ekilde katlrlar. Erkekler avlanrken kadnlar sert emirler olmadan da ilerin stesinden gelirler. Bylesine yaln bir dzene almak iin ne lde zora bavurulduunu belirlemek mmkn deildir. Bu dzende dnya oktan iktidar ve dnyevi-olan diye iki alana ayrlmtr. Bu dzende doal sre Mana'nn etkisi olarak bo yun emeyi gerektiren bir norm dzeyine yceltilmitir. An cak her eit boyun eie karn gebe vahiler kendilerine snr koyan by trenlerine de katlyor ve gizlice yaklamak iin av hayvanlarnn klna giriyorlarsa, ayn ekilde sonraki dnemlerde ruhlarla ilikiler ve boyun ei insanlarn deiik snflan arasnda paylatrlmtr: Bir yanda iktidar te yanda boyun ei. Yinelenen, hep ayn kalan doa sreleri, ister yabanc kabileden ister kendi kabilesinden olsun, boyun edirilenlerin kafasna, topuz ve sopann her barbar davulunda, her tekdze ritelde yanklanan dzenli darbelerine gre a lma ritmi olarak sokulur. Simgeler birer feti karakteri alr. Simge anlamna gelen doann yinelenii, gelime srasnda, toplumsal basknn simgelerce temsil edilen sreklilii olarak ortaya kar. Deimeyen, sabit bir imge haline getirilmi kor ku, dehet ayrcalkllarn pekitirilmi egemenliine dnr. Ama bu, tm imgesel Olanlardan vazgeilse bile genel kav ramlar olarak kalr. Bilimin tmdengelimli biimi hl hiyerar i ile basky yanstmaktadr. lk kategorilerin rgtl kabileyi ve kabilenin bireyler zerindeki iktidarn temsil etmesi gibi, toplumsal gereklik ve iblm ilikilerinde kavramlarn ba mll, art arda gelii, treyii, birlemesi de toplam mantk sal dzene temel oluturur.25 Ne var ki, dnce biimlerinin bu toplumsal karakteri, Dukheim'n sand gibi toplumsal dayanmann ifadesi deildir, tersine toplumun ve egemenli-

in nfuz edilmez birliine kant oluturun Egemenlik, iinde temel bulduu toplumsal btne yksek lde bir dayankl lk ve g salar. Egemenlii toplumsal ynden gelitiren i blm hkmedilen btnn varln korumasna yarar. Ama bylelikle btn olarak btn ve btne ikin akln faaliyeti zorunlu ekilde tikellerin icras haline gelir. Egemenlik birey lerin karsna genel-olan diye, gereklikteki akl diye kar. Kendileri iin baka bir k yolunun ak olmad toplum yelerinin gc, btn yeniden gerekletirmek zere stle rine yklenen iblm araclyla birikir ve btnn rasyo nellii bu yzden tekrar oalr, artar. Aznlk tarafndan yap lan her eyin bireyin ounluk tarafndan ezilmesi eklinde gerekleir: Toplumun bask altnda tutuluu ayn zamanda bir kolektif tarafndan uygulanan basknn zelliklerini tar. Bu, kolektiflikle egemenliin birliidir, yoksa dnce biim lerinde grlen arasz toplumsal genellik, dayanma deil. Platon ile Aristoteles'in evreni betimlemek iin kulland fel sefi kavramlar, genelgeer olma savyla, bu kavramlar tarafn dan tmellendirilen ilikileri hakiki gereklik dzeyine ycelt mektedir. Vico'nun ne srd gibi26 bu kavramlar Ati na'nn pazar meydannda domu, ayn arlkla fizik yasalar n, yurttalarn eitliini ve kadnlarn, ocuklarn, klelerin ise aalk olularn yanstmt. Dili bir burjuva toplumunda ili ki arac diye kabul etmi olan genellii, sylenenlere ve ege menlik ilikilerine dilin kendisi salamaktadr. Metafizik vur gu, dnceler ve normlar araclyla alnan zorunlu nlem ler, emirlerin yerine getirilmesi iin egemenler topluluunun dil tarafndan birletirildii noktada kavramlar benimsemek zorunda kalan katyrekliliin ve ayrcalk tanmamann so mut duruma getirilmesinden baka, bir ey deildi. Dilin top lumsal gcnn bu ekilde pekitirilmesi olarak dnceler, bu g ne denli artmsa o denli gereksiz duruma gelmi ve bilim dili de onlara bir son hazrlamtr. zerinde feti korku-

40 sundan hl bir eyler tayan telkin, sz geen savuncaya bal kalmyordu. Kolektiflikle egemenliin birlii daha ok, hem metafiziksel hem bilimsel dildeki yararsz, kt ierii zorunlu olarak benimseyen toplumsal btnde kendini gs termektedir. Metafizik savunca (apologie) mevcudun adalet sizliini en azndan kavram ve gereklik arasndaki uyumsuz luk nedeniyle ele vermektedir. Bilim dilinin tarafszl iinde aciz-olan kendine canllk kazandrma gcn tamamen kay betmitir ve bilim dilinin tarafsz iaretini yalnzca mevcutolan bulmaktadr. Byle bir tarafszlk metafizikten daha me tafiziktir. Aydnlanma srf simgeleri deil, stelik ardndan ge lenleri, genel kavramlar da kullanp sarf etmi, metafizikten geriye yalnzca kolektiften duyulan ve ondan treyen soyut korkuyu brakmtr. Aydnlanma karsnda kavramlar tpk sanayi trstleri karsndaki emekliler gibidir: Kimse kendini gvenli hissetmemelidir. Mantksal pozitivizm olasla bir fr sat daha verdii zaman, olaslk hemen etnolojik pozitivizmi varlkla bir tutmutur. "Nos ides vagues de chance et de qu intessence sont de ples survivances de cette notion beauco up plus riche,"27 yani bysel tzn. Adc (nominalist) Aydnlanma olarak Aydnlanma adn, kapsamsz, tek bir noktayla ilgili kavramn, zel adn karsn da duraklamaktadr. Kimilerinin ne srd gibi28 zel adla rn balangta cins ad da olup olmadklar artk kesinlikle saptanamaz, ama zel adlar cins adlarnn kaderini henz paylamamtr. Hume ve Mach tarafndan yadsnan Ben-tz ad gibi ayn ey deildir. Ataerkillik dncesinin, mitin yok edilii dzeyine ykseldii Musevi dininde adla varlk arasn daki ba tanr adn aza alma yasayla onaylanmtr. Muse viliin byy bozan dnyas byclkle, onu tanr dn cesinde yadsyarak uzlamaktadr. Musevi dini lmllerin umutsuzluunu teselli edecek hibir sze gz yummaz: o sa dece sahte-olan tanr diye, sonluyu sonsuz diye, yalan doru

diye arma yasana umut balar. Kurtuluun gvencesi, araya karan tm inanlara yz evirmekten, bilgi de hmhayallerin gammazlanmasndan ileri gelir. Yadsma elbette soyut deildir. Her Olumlunun fark gzetmeden yadsn, Budizmin uygulad gibi bo, deersiz-olann basmakalp forml, tpk kart panteizm ya da onun karikatr olan burjuva kukucu luu gibi, mutlak-olan adyla anma yasana uymamaktadr. Hiliin ya da evrenin aklan olarak dnyann aklan mitolojilerden baka bir ey deildir ve kurtulua giden g venli yollar bysel yntemleri yceltmektedir. nceden ha berdar olmann kendini beenmilii ve kurtulutaki olumsuz luun yceltilmesi aldatlmaya kar direniin doru olmayan biimleridir. mgenin hakk, yasaklann doru ekilde yeri ne getirmekle kurtarlr. Byle bir yerine getiri, yani "belirli yadsma",29 rnein yanl da doruyu da bo, deersiz sa yan kukuculuk gibi byle batan karc bir gre kar so yut kavramn hkmranl tarafndan gven altna alnmaz. Bu belirli yadsma mutlakn yetkin olmayan tasarmlarn, put lar katilklk (rigorizm) gibi bir yana atmaz, karlarna on larla yetinmeyen dnceyi karr. Diyalektik her imgeyi da ha ok yaz olarak aa vurur. mgenin kendi sahteliini itiraf ediinin nasl okunmas gerektiini, onun zelliklerine baka rak retir; bu itiraf imgenin gcn zorla elinden alr ve ha kikatin adna sunar. Bylece dil srf bir im sistemi olmaktan kar. Hegel belirli yadsma kavramyla, Aydnlanmay arasn da sayd pozitivisti yozlamadan ayrt eden bir eye dik kati ekmitir. Ama tm yadsma srecinin bilinen sonucunu, yani sistemdeki ve tarihteki btnl sonuta yine mutlakolan durumuna getirerek yasaa kar gelmi ve kendisi mito lojiye dmtr. Bu durum, ilerleyen dnme'nin kutsallatrlmas olarak yalnz Hegelci felsefenin deil, stelik Hegel'in, genel olarak metafiziin kansnca ayrmna varlmasn salayan kuruluk,

42

imgelemden yoksunluk olarak diyalektiin de bandan ge mitir. nk Aydnlanma yalnzca herhangi bir sistem kadar totaliterdir. Aydnlanmann yanll, romantik dmanlarnca her zaman suland gibi analitik yntemlerden, elere geri dnmekten, yanstma nedeniyle bozulup ayrmaktan deil, srecin kendince daha balangta kesin, belirlenmi olmasn dan ileri gelmektedir. Matematik ilemlerinde bilinmeyen ba ka bir bilinmeyenle birlikte bir denklem oluturduunda bu na, bir deer konulmadan nce, eskiden beri bilinen, tannan damgas vurulmutur. Doa, kuvantum kuramndan nce de sonra da matematiksel olarak kapsayandr; buraya girmeyen zlmezlik- ve akldclk bile matematik teoremlerince de itirilir, yeniden dzenlenir. Sonuna kadar dnlm, matematikletirilmi dnyann hakikatle vaktinden nce gerek letirilen zdeliinde Aydnlanma mitsel-olana geri dn ba kmndan gvenli olduunu sanmakta, dnme ile matemati i bir tutmaktadr. Bylece deyim yerindeyse serbest brakl makta, mutlak merci durumuna getirilmektedir. "te sonsuz bir dnya, bir yanda idealliklerden oluan bir dnya; bu dn ya, nesneleri teker teker kusurlu ve haklarnda edindiimiz, bilgiler rastlantsal olmayacak, tersine sonu gelmeyen ilerle me iinde rasyonel, sistematik homojen bir yntem dzeyi ne ulaacak ekilde ve sonu olarak her nesne kendi eksiksiz Kendinde Varlk'na (Ansichsein) gre tasarlanmtr... Doa nn Galilei tarafndan matematikletirilmesinde imdi bu dn yann kendisi yeni matematiin ynetimi altnda idealletirilmekte, modern ifadesiyle- kendisi matematiksel bir eitli lik durumuna gelmektedir."30 Dnme, kendi kendine yr yen. otomatik ve sonradan yerine geirebilmek iin yaratt makineye yknen bir sre halinde eyleiyor. Aydnlanma31 dnme'yi dnmek konusundaki klasik istemi bir yana it mitir, bu istemin kktenci biimi Fichte'nin felsefesidir, nk bu istem,praksisi gerekli klan, ama yine de Fichte'nin

kendisince yrtlmek istenen yasadan gya dikkatlerin ev rilmesine yol amaktadr. Matematiksel ilem tarz adeta d nce riteli durumuna gelmitir. Belitsel ekilde kendini s nrlamasna karn bu tarz zorunlu ve nesnel olarak kendini yeniler: Dnme'yi, kendisinin tanmlad gibi ey haline, alet haline getirir. Ama dnme'nin dnya ile kendisini bir tuttuu byle bir yknmeye bavurmasyla birlikte gerekolan o denli biricik haline gelmitir ki, tanrnn yadsn bile metafizik hakknda varlan yarg dzeyine dmektedir. Ay dnlatlm akln yarglna svanan pozitivizme gre anlakalr (intelligible) alanlara sapmak yalnz yasak deil, stelik an lamsz szler sarfetmektir, zevzekliktir. Pozitivizmin ok kr ki ateist olmasna gerek yoktur, nk nesnelletirilmi dnme bir kez olsun soru soramaz. Pozitivisti sansr, top lumsal etkinliin bilgiden kurtarlm zel alanlarndan biri olarak resmi eitime, tpk sanat gibi, seve seve gz yumar; ama bilgi olma savyla ortaya kan yadsmaya asla. Dnme ile gerek-olan hazrlama arasndaki uzaklk, varoluun e kim alanndan kmak, bilimci zihniyete gre tpk ilkel by cnn ruhlar armak iin izdii daireden kmas gibi l gnlktr, kendi kendini yok etmektir; her iki defasnda da ta buya kar geliin suluya gerekten bela getirmesi salanm tr. Saf akln eletirisinin dnme'yi srgn ettii, iinde tut tuu daireyi doaya egemen olu izmektedir. Kant dn me'nin sonsuza doru duraksamadan, zahmetli ilerleyiine ilikin retiyi, dnme'nin yetersizlii konusundaki ayak direyile ve ebedi snrllk durumuyla birletirmitir. Kant'n verdii yant bir kehanettir. Dnyada bilime nfuz edemeye cek bir varlk yoktur, ama bilim tarafndan nfuz edebilecek ey varlk deildir. Kant'tan sonraki felsefi yarg yeniyi hedef alyor, ama akln her zaman nesnelere yayd eyi yinele mekten baka bir ey yapmad iin yeniyi anlamyor. Ne var ki, bir hayalcinin dlerine kar bilim alannda korumaya al-

44

ilan bu dnme'ye hesap sorulmaktadr: Doa zerindeki evrensel egemenlik dnen znenin aleyhine dnmekte, on dan geriye, tasarmlarma elik edebilecek hep ayn Ben'i d nmekten baka bir ey kalmamaktadr. zne ile nesne bo, deersiz duruma geliyor. Soyut z, tutanaa geirme ve siste matikletirme zerinde hak iddia edi, byle bir eldecilie (zilyetlie) destek olmaktan baka bir zellii bulunmayan so yut malzeme karsnda nem tamyor. Akl ve evren denk lemi sonuta tam kmaktadr, ama her iki tarafn karlkl k saltlmas kouluyla. Dnme'nin matematik aygtna indirge niinde dnyann onaylan, kendi boyutlarnn onaylan di ye karara balanmtr. znel rasyonelliin zaferi diye beliren ey, yani tm varolanlarn mantksal formalizme baml kln mas, akln dolaysz bulunabilir-olana boyun emesine mal ol mutur. Bulunabilir-olan bu biimiyle kavramaktan, verileri yalnz mekansal-zamansal ilikileri iinde faketmekle kalma yp, stelik onlar yzey olarak, ancak toplumsal, tarihsel, in sani duyularn gelimesiyle gerekleen dolaymlanm kav ramsal momentler olarak dnmekten, yani bilginin tm yet kisinden el ekilmektedir. Bu yetki srf algdan, snflandr maktan ve hesaplamaktan deil, dolaysz-olann belirleyici yadsnndan ileri gelir. Ama dolayszn en soyut biimi olan sayy kendine arac seen matematiksel formalizm bunun ye rine dnceleri dolayszlkta alkoyar. Gerek-olan hakl k makta, bilgi kendi yineleniiyle snrl kalmakta, dnce srf totolojiye dnmektedir. Dnme makinesi varolan kendi ne fazlasyla baml kldka, varolann yeniden retimi sra snda korkrne kstl kalr. Bylece Aydnlanma hibir za man elinden kurtulamad mitolojiye geri dner. nk mi toloji girdii biimlerde mevcudun zne sahip olmutur: Do lam, yazg, dnya egemenlii hakikat diye yanstlm, umut tan el ekilmitir. Mitsel imgenin zlnde ve de bilimsel formln seikliinde gerek-olann edebilii onaylanmakta,

yaln varolu kendisince engellenen anlam diye ifade edil mektedir. Devasa analitik bir yarg olarak dnya, bilimin d lerinden geriye kalan, biricik mit, ilkbaharn sonbahara d nmesini Persephorte'nin karlna balayan kozmik mit gibi ayn trdendir. Mitsel srecin, edimsel olann yasal kla cak bir defal bir hamhayaldir. Tanrann karl balan gta doann lmyle birdi. Her sonbaharda yineleniyordu ve yineleni ayrlm-olann devam deil, her defasnda ayrlm-olann kendisiydi. Zaman bilincinin yerlemesiyle birlikte sre bir defalk olarak gemite saptanm ve lmden duyu lan korkuyu, deheti mevsimlerin her yeni devresinde oktan geip gitmi olandan yaknarak merasimle yattrmaya all mtr, Oysa ayrlk acizdir. Bir defalk gemiin saptanabilme si nedeniyle devresel-olan kanlmaz-olann karakterini alr ve korku, dehet eskiden karak tm olup bitenlere eskinin srf yinelenii olarak yaylr. Gerek-olann ister sylencesel tarih ncesine, ister matematiksel formalizme altalanmas, gncelin ritel srasnda mitsel srele ya da bilimdeki soyut kategoriyle simgesel ilikisi, aslnda eski olan yeniyi nceden belirlenmi diye gsterir. Umutsuz olan varolu deil, imsel ya da matematiksel simgede varoluu ema olarak kendine mal eden ve ebediletiren bilgidir. Aydnlatlm dnyada mitoloji dkutsalla (profanitaet) karmtr. Cinler ve kavramsal izleyicileri tarafndan dipten dorua temizlenen varolu kendi yaln doall iinde gemi dnemleri cinlerin stne ykleyen kutsal bir karaktere b rnmektedir. Bugn toplumsal adaletsizlik yine kendisinden kan acmasz gerekler ad altnda, bir zamanlar tanrlarnn korumas altndaki bycnn kutsal oluu gibi, araya giril mesinden her zaman kanacak ekilde kutsallatrlyor. Ege menliin bedeli insanlarn yalnz hkmedilen nesnelere ya banclamasyla denmiyor: stelik akln nesneletirilmesiyle birlikte insanlar aras ilikiler, hatta bireyin kendisiyle ilikisi

46

bile byl- hale getirilmitir. Akl kendisinden nesnel olarak beklenen geleneksel tepkilerin ve ilev tarzlarnn dm noktas halinde klmektedir. Animizm nesneye ruh kazan drmtr, endstriyalizm. ise ruhlar nesneletirmektedir. Eko nomik aygt, topyekn planlamadan nce, metalar otomatik olarak insanlarn davranlarn belirleyen deerlerle donat yor. Serbest deitokuun sona ermesinden bu yana metalar birer feti karakteri alana kadar ekonomik niteliklerini kaybet tiler ve bu karakter her ynyle toplumsal yaamn zerine bir hareketsizlik gibi yaylmaktadr. Seri retimin ve kltr nn saysz acentalar araclyla norm durumuna getirilmi davran tarzlar bireylere tek doal, uygun, makul davran lara diye dayatlyor. Birey artk kendini yalnzca ey olarak, istatistik esi olarak, success or failure (baar ya da baar szlk) olarak belirliyor. lt de kendini korumak, ilevinin nesnelliiyle baarl ya da baarsz ekilde uyum salamak ve bu uyuma ilikin karsna konmu modelleri rnek almak tr. Bunun dnda kalanlar, fikirler ve yasa d davranlar, okul sralarndan sendikalara kadar dikkatle gzleyen kolekti fin gcn zerlerinde duyarlar. Ancak tehditkr kolektifin kendisi bile, altnda kolektifi zorbalkta bulunmak iin etkile yen glerin gizlendii aldatc yzeylerden biridir. Kolektifin bireyi izgide tutan zorbal insann gerek niteliini temsil etmez, tpk kullanm metalarndaki niteliin bir deer olutur mamas gibi. nyargsz bilginin aydnlnda eylerle insan larn alm olduklar eytani biim egemenlie, ruhlarda ve tanrlarda Mana'nn zglln yaratm, byclerin ve b yc hekimlerin bysndeki bak yakalam olan ilkeye gnderme yapmaktadr. Nedeni anlalmayan lm eski d nemlere kabul ettiren alnyazs eksiksiz olarak nedeni anla lr varolua gemektedir. nsanlarn birdenbire doay bir b tnlk olarak farketmelerine neden olan gn ortasndaki te lal korku, bugn her an ba gstermeye hazr olan panikte

kendi haberleme ortamn bulmutur: nsanlar k yolu bu lunmayan dnyann, kendilerinden oluan ve hi etkileyeme dikleri bir btnlk tarafndan atee verilmesini bekliyorlar. Aydnlanmann mitsel alacakaranl mit iin de geerlidir. Aydnlanma, semantik dil eletirisinin sand gibi yalnz ay dnlatlmam kavramlarda ve szlerde deil, stelik kendini korumaya ilikin ereksel balamda yer almad srece her eit insani davurumda da mitin farkna varmaktadr. Spinoza'nn "conatus sese conservandi primum et unicum virtutis est fundamentum"32 (kendini koruma abas erdemin ilk ve biricik temelidir) sav, Bat uygarlnn, burjuva snfndaki dinsel ve felsefi ayrmlar dinginlie kavuturan gerek zde yiini iermektedir. Tm doal izlerin mitolojik diye yntemli ekilde ortadan kaldrlmasndan sonra ne beden ne kan ne ruh ne de doal Ben olmas gereken insani z akn ya da mantksal zneye yceltilmi bir durumda akln dayanak nok tasn, davranlarn yasa koyucu merciini oluturmaktadr. Kendini koruma ile rasyonel bir iliki olmadan kendisini yaa mn ellerine brakan bir kimse, Aydnlanmann yargsna gre, tpk Protestanlk gibi tarih ncesine geri gider. Byle bir itki, boinan gibi, gya mitseldir; insani zce, zorunlu grlmeyen tanrya tapmak alkolizm gibi bir lgnlktr. lerleme her ikisi ne de ayn yazgy ngrmtr: Arasz doal varlk'a tap mak ve onun iine karmak; ilerleme, haz gibi dncenin, de insani z unutan ksmn lanetli duruma getirmektedir. 'Bireyin toplumsal emei insani z ilkesi araclyla burjuva ekonomisinde dolaymlanmtr; toplumsal emein, bir tarafa artrlm sermayeyi dier tarafa da fazla alma gcn geri vermesi gerekmektedir. Ne ki, kendini koruma sreci burjuva toplumundaki iblm nedeniyle gelitike, bu sre bede nini ve ruhunu teknik aygta gre biimlendiren bireyleri ken dinden vazgemeye daha ok zorlamaktadr. te yandan ay dnlatlm dnme bu durumu dikkate almaktadr: Sonuta

48

bilginin akn znesi grne gre znellikten kalan son an olarak ortadan kaldrlm ve yerine otomatik dzen mekaniz malarnn bu yzden daha uyumlu duruma gelen almas geirilmitir. znellik, serbeste sahip olmak iin, szmona geliigzel olan oyun kurallarnn mantna karp kaybol mutur. Szcn tam anlamyla hamhayal karsnda olduu gibi, dnme'nin karsnda da durmayan pozitivizm bireysel eylemle toplumsal norm arasndaki son ara verici mercii de ortadan kaldrmtr. Bilinten silindikten sonra znenin ken dini eyletirerek katld teknik sre, tm anlamlardan ol duu gibi mitsel dnme'nin okanlamllndan da kurtul mutur, nk akln kendisi de her eyi kapsayan ekonomik aygtn aralarndan biri haline gelmitir. Akl, inatla amaca ynelmi ekilde ve sonucu insanlar iin her eit tahminin dnda kalan maddi retimin tam olarak hesaplanm ileyii gibi ar sonular douracak ekilde dier aletlerin yapmna yarayan bir alet hizmeti grmektedir. Sonuta akl, amalarn katksz organ olmaya ilikin eski tutkusunu gerekletirmi tir. Mantk yasalarnn istisnaszl ilevin bu tr tekanlamllndan, sonunda kendini korumann zorunluundan domak tadr. Bu durum, iki eliik savdan sadece birinin doru biri nin de yanl olabilecei ilkesinde hl yansyan hayatta kal may ya da yok olmay seme umudu halinde tekrar tekrar belirmektedir. Bu ilkenin ve toplam mantn formalizmi, ki bu formalizm toplam mantk olarak yer etmektedir, biimlerin devamyla bireylerin devam arasndaki uyumun rastlantya kald bir toplumda mevcut karlarn seik olmayndan ve i ie gemiliinden kaynaklanmaktadr. Dnme'nin man tktan dlan konferans salonlarnda, insanlarn eyletirilmesi de fabrika ve brolarda onaylanyor. Tabu bylece tabulatran gce, Aydnlanma da Aydnlanmann kendisi olan ak la geiyor. Ama bylelikle doa gerek kendini koruma ola rak kendisini dlayacana sz veren, bunalm ve sava ko

nusunda kolektif yazgdakinden farksz bireydeki sre tara fndan serbest braklmaktadr. Kuram iin geriye biricik norm olarak tek tip bilim ideali kald zaman, praksis dnya tarihi nin koulsuz ynetiliine tutsak olmaktan kurtulamaz. Uygar lk tarafndan tamamen baml klnm olan insani z, ba langtan bu yana uygarln kap kurtulmaya alt insan lk d tutumun elerinden biri durumuna gelmektedir. Ken di adn kaybetmekten duyulan en eski korku imdi gerekle iyor. Katksz doal, yani hayvansal ve bitkisel varolu uy garlk iin mutlak bir tehlike oluturuyor. yknmeci, mitsel, metafizik davran tarzlar birbiri ardna alm dnemler say lyordu; bu dnemlere saplanp kalmak, insani zn, ar a balar sonucunda yabanclat ve bu yzden kendisini ar lde dehete dren yaln doaya tekrar dnecek diye korku duyulmasna neden oluyordu. Tarih ncesine, hele g ebelik dnemine, zellikle de asl ataerkillik ncesine ilikin canl anlar her yzylda uygulanan en korkun cezalarla in sanlarn bilincinden dalanarak karlmtr. Aydnlatlm akl ate ve tekerlein yerini, bozulmaya yol at iin her eit akldla mal ettii belirleyici sfatla deitirmitir. Hazclk lmlyd, arlklarn ondan duyduu nefret Aristoteles'e olan nefretinden az deildir. Burjuva doallk idealinin kastettii, biimsiz doa deil, orta yolun erdemidir. Promiskuitet (zgr cinsel iliki) ve ilecilik, bolluk ve alk kartla ramen zl gleri olarak dorudan zdetirler. Emreden aznlk toplam yaam, yaamn korunmasna ilikin gereklere baml klarak kendini ve bunun yan sra btnn de yaamaya de vam ediini gven altna alyor. Egemen akl, basit yeniden retimin Scylla's ile dolu dizgin yerine getirmenin Charybdis'i arasnda Homeros'tan modern yazarlara kadar ynetimi elden brakmak istemiyor: o, kk ktlklerin yol gsterici yld zndan baka her eit yol gsterici yldza eskiden beri gven duymamtr. Yeni Alman paganlar ile sava atmosferini y

50

netenler hazz tekrar serbest brakmak istiyorlar. Ama haz al mann binlerce yllk basksnda kendinden nefret etmeyi renmi olduu iin, kendini kmseyerek totaliter zerklik iinde sradan ve tahrif edilmi bir biimde bekliyor. Yaltlanm, azledilmi akla kendini korumay rettikten sonra ken disi de kendini korumaya bal kalyor. Bat uygarlnn d nm noktalarnda, Olympos dinine geiten Rnesans'a, Reformasyon'a ve burjuva ateizmine kadar, anlalmaz, tehditkar doadan duyulan korku, bu korkunun maddiletirilmesinin ve nesneletirilmesinin sonucu olarak, animist boinan dzeyine indirgenmitir ve doaya egemen olu dta ve ite yaamn mutlak erei durumuna sokulmutur. Kendini koruma sonu ta otomatik hale getirilirse, o zaman akl, retimi ynetenler olarak akim mirasna el koyanlarca yerinden edilir, ve sonra da mirasa el koyanlar mirastan yoksun braklanlardan korku duyarlar. Aydnlanmann z, kanlmazl egemenlikten ka mamama olan bir seenektir. nsanlar her zaman doaya bo yun eme ya da doay kendilerine boyun edirme seene iyle kar karya kalmtr. Burjuva meta ekonomisinin yay gnlamasyla birlikte, hesap eden akln gnei mitin karanlk ufkunu aydnlatmtr; imdi bu gnein buz gibi nlar altn da yeni barbarlk tohumlar olgunlamaktadr. Egemenlik al tnda her zaman mitin ekim alanna giren insan emei ege menliin basks altnda hep mit tarafndan uzaklara tanm tr. Homeros'un destanlarndan birinde mitin, egemenliin ve emein i ie geii zenle korunmutur. Odysseia'nn onikinci blm Seirenlerden sz eder. Seirenlerin ekicilii, gemite kayboluun ekiciliidir. Ama bu ekicilie kaplan kahramanmz aclar iinde erginlemitir. Karlamak zorun da kald lm tehlikelerinin eitliliinde yaamnn birlii, kimlii glenmi, pekimitir. Su, toprak ve hava gibi zama nn alanlar ondan ayrlmaktadr. Ona gre gemiin dalgalar,

imdiki zamann kayalklarna arpp geri ekilenlerdir ve ge lecek bulut gibi ufukta toplanmaktadr, Odysseus'un geride braktklar, glgeler dnyasna girmektedir: Ben, kucandan kt tarih ncesi mitine henz ylesine yakndr ki, yaad kendi gemii mitsel tarih ncesine dnmektedir. Zamann kat dzenine bavurarak bunu nlemeye almaktadr. blmden oluan ema, gemii, geri getirilmez olann mutlak snrnn dna kararak ve pratik bilgi halinde imdi'nin em rine vererek gncel an' gemiin hkmnden kurtaracaktr. Gemiten ilerleme malzemesi olarak yararlanmak yerine onu canl diye kurtarmaya alma hevesi, gemi gnlerin betimlenii olarak tarihe ait olan sanatta dinmitir. Sanat bilgi yerine gemekten vazgetii ve bylece kendini praksisten yaltlad srece toplumsal praksis tarafndan, tpk haz gibi, ho g rlr. Seirenlerin arks henz sanat halinde gten drl memitir. Onlar, "bereketli topraklar stnde ne olup bittii ni"33 ve ayn zamanda Odysseus'un da payn ald, "Argos oullaryla Troyallara tanrlar meclisinin Troya dzlklerinde ne kadar ac ektirdiini"3'* bilirler. Seirenler yakn gemii dolaysz hatrlattktan sonra, arklarndan anlalaca zere, haz konusunda kar konulmaz szler vererek, herkesin yaa mn yalnzca tm boyutlar karlnda zamana geri veren ataerkil dzeni tehdit etmektedirler. Onlarn hayal oyunlarna kaplanlar, doann biricik ebedi amazlnn varolua ka vutuu noktada yok olurlar. Seirenler olup biten her eyi bil dikleri zaman, bunun bedeli olarak gelecei talep ederler ve gnl ferahlyla geri dn iin verdikleri sz, zlenenin gemi tarafndan tekrar yakalanmasna yarayan bir kuruntu dur. Hayvana geri dntrme tanras Kike, kendisine kar koyduu gibi dier zlme glerine kar da direnmesi iin gcne g katt Oclysseus'u uyarmtr. Ne var ki, Seirenle rin ekiciliine kar koymak mmkn deildir. arklarn dinleyen bir kimse onlarn ekiciliinden kap kurtulamaz.

52

zde, amaca ynelik, erkeke insan karakterinin, Ben'in ya ratlna kadar insanlk kendine korkun ktlklerde bulun mak zorunda kalmt ve bunlarn bir paras ocukluk d nemlerinde hl yinelenmektedir. Ben'i bir arada tutma abas her aamada Ben'e bal kalmaktadr ve Ben'i kaybetmenin ekicilii, onu korumak iin gsterilen kr krne kararllk la her zaman at ba gitmitir. inde Ben'in askya alnd euphoria'y (vcut esenlii duygusu ) lme benzer bir uykuyla cezalandran uyuturucuya zg sarholuk, kendini koruma ile kendini yok etmeyi uzlatran en eski toplumsal enliklerden biridir, Ben'in kendinden daha uzun mrl ol maya kalkmasdr. Ben'i kaybetmekten ve Ben'le birlikte kendisi ile baka bir yaam arasndaki snr kaldrmaktan du yulan korku, lmden ve ykmdan rkmek, uygarl her an tehdit eden mutluluk szne karde gibi baldr. Onlarn yo lu boyun ei ve alma yoluydu, yerine getiri bu yolu srf grn olarak, gc elinden alnm gzellik olarak aydnlat maktadr. lmne de mutluluuna da ayn ekilde dman lk duyan Odysseus'un dncesi bundan haberdardr. O yal nzca iki ka olana tanr. Birini yol arkadalarna nerir. Kulaklarn balmumuyla tkayarak var gleriyle krek ek melerini ister. Kim var olmak istiyorsa, geri getirilmezin eki ciliini duymamaldr ve bunu da ancak Seirenleri duymazsa baarabilir. Toplum her zaman bunu salamtr. alanlar din ve dikkatlerini toplam bir ekilde ileriye bakmak, ke narda kalanlar yerlerinde brakmak zorundadrlar. Dikkatin dalmasna neden olan itkiyi direnerek ek bir aba halinde yceltmelidirler. Ancak o zaman pratikleirler. teki olana, bakalarn kendisi iin altran mlk sahibi, yani Odysseus seer. Diree bal ve kendinden gemi bir ekilde dinler, ekiciliin gc arttka balarnn daha ok sktrlmasn is ter, tpk sonraki dnemlerde yurttalarn, glerinin artmasy la birlikte kendilerine iyice yaklaan mutluluu inatla geri tep

meleri gibi. ittikleri Odysseus iin sonusuz kalr, yalnz ba yla kendisini zmeleri iin arkadalarna iaret edebilir, ama artk ok getir, bir ey duymayan arkadalar arknn sadece tehlikeli olduunu bilirler, ama gzelliinden haberleri yoktur, Odysseus'u ve de kendilerini kurtarmak iin onu dire e bal brakrlar. Onlar smrcnn yaamn kendilerininkiyle birlikte tek bir yaamda yeniden retirler ve o da top lumsal ilevini artk terkedemez. Odysseus'u geri dnlmez ekilde praksise balayan balar ayn zamanda Seirenleri de praksisten uzak tutarlar: ekicilikleri salt dnme konusu halinde, sanat halinde etkisiz duruma, getirilir. Diree bal Odysseus hareketsiz ve kulak kesilerek bir konser dinler, tp k sonraki dnemlerin konser izleyicileri gibi, ve serbest bra klmas iin cokuyla seslenmesi daha o zaman alk olarak yanklanr. Sanattan alnan haz ve el iilii tarih ncesine ve da ederken birbirlerinden byle ayrlrlar. Destan imdiden doru kuram iermektedir. Kltrel malzeme ile emirle al ma sk bir ballam iinde bulunurlar ve ikisi birden kanl mas mmkn olmayan bir bask altnda toplumun doaya egemen oluunun temelini meydana getirirler. Seirenlere kar Odysseus'un gemisinde alnan nlemler Aydnlanmann diyalektiinin sezgi dolu alegorisidir. Temsil edilebilirlik nasl ki egemenliin ls ve kendini kuramlar da herkesten ok temsil ettirebilen bir kimse iktidar sahibi saylyorsa, temsil edilebilirlik de ayn ekilde hem ilerlemenin hem de gerilemenin arac saylr. Mevcut koullarda alma srecinin dnda bulunmak yalnz isizler iin deil, stelik toplumsal kart kutbu iin de sakat braklma anlamna gelir. st katmanlar artk iliki kurma gereini duymadklar varolu u yalnzca bir dayanak olarak grrler ve emreden Ben ha linde duygusuzlarlar. lkel insan doal eyi arzunun gzden kaybolan nesnesi olarak tatmtr, "oysa efendi, kleyi ey ile kendisi arasna sokarak eyin srf bamllk yanyla anlamak-

54

ta ve bunun tadn tam anlamyla karmaktadr; bamszlk yann ise onu ileyerek biimlendiren kleye brakmaktadr."35 Odysseus alma alannda temsil edilmektedir. Ken dinden vazgeiin ekiciliine boyun eemedii gibi, sonuta bir mlk sahibi olarak alma srecine, hatta bu srecin yn lendirilmesi ve ynetilmesine de katlmaktan yoksun kalr; yol arkadalar ise, eylere ok yakn olmalarna karn, alma nn tadna varamazlar, nk alma sreci bask altnda, umutsuzca ve duyular zorla krletirilmi bir ekilde gerek leir. Klenin bedeni de ruhu da boyunduruk altnda kalr, efendi geri ekilir. Hibir egemenlik bu bedeli pazarlkla in dirme baarsn gsterememitir ve ilerleyen tarihin daireye benzer hareketi bu tr bir zayfla, iktidarn edeerine bal olarak aklanmaktadr. blmyle birlikte becerisi ve bilgisi ayrmlaan insanlk ayn zamanda antropolojik ynden daha ilkel bir aamaya geri dnmek zere zorlanmaktadr, nk egemenliin sresi, varoluun teknik kolaylklarna karn, i gdlerin daha gl ekilde bastrlarak sabitletirilmesine baldr. mgelem dumura uramaktadr. Felaketin nedeni, bi reylerin gya toplumun gerisinde ya da toplumsal maddi re timin gerisinde kalm olmalar deildir. Makinelerin gelimesi egemenlik mekanizmasnn gelimesine dnt, bylece birbiri iine gemi teknik ve toplumsal ynseme insanlar ek siksiz kapsama noktasna yaklat zaman, geride kalanlar srf gereklik dn, doru olmayan temsil etmezler. Buna karlk ilerlemenin iktidarna uyum salay iktidarn ilerle mesini ierir, her defasnda kendi kartnn baarsz kalann deil, baaryla gerekleen ilerleyiini kantlayan yeni bir ge rilemeyi ierir. nlenmesi mmkn olmayan ilerlemenin ilenci(beddua) nlenmesi mmkn olmayan gerilemedir. Bu durum, insan bedenine yakndan bal olan duyusal dnyaya ilikin deneyimlerle snrl kalmaz, stelik duyusal deneyimden, onu kendisine boyun edirmek iin ayrlan, ba-

ra buyruk anl da uyarr. Duyular zerinde egemenlik ku rulmasn salayan anlksal ilevin bir rnekletirilmesi, tek sesliliin yaratlmas iin dnme'ye boyun edirilmesi, dnme'nin de neredeyse deneyim kadar yoksullamas de mektir; bu iki alann birbirinden ayrlmas, her ikisini de zede lenmi bir biimde geride brakr. Dnme'nin, kurnaz Odysseus'tan safdil genel mdrlere kadar st katmanlarca retilegelen rgtleme ve ynetmeyle snrlandrlmas, srf zayfla rn davranlarna yn verilmesi sz konusu olmad srece gllere atan snrll da ierir. Akl gerekten egemenliin ve kendine hakim olmann aygt durumuna gelir, burjuva fel sefesi eskiden beri onun bu ilevini anlayamamtr. Uysal proleteryaya mitten kalm olan sar kulaklar efendinin hare ketsizlii karsnda hibir stnle sahip deildir. Toplumun ar olgunluu hkmedilenlerin hamlndan beslenir. retim sisteminin insan bedenini oktandr hizmet etmeye uydurdu u toplumsal, ekonomik ve bilimsel aygt ne kadar karmak sa ve ince dnlmse, beden gcnn yettii yaantlar o kadar yoksullar. Niteliklerin ortadan kaldrlmas, ilevlere evrilmesi, rasyonelletirilmi alma yntemleri araclyla bilimden kp halklarn deneyim dnyasna gemekte ve ei lim olarak tekrar amfibyumlarn (ikiyaayllarn) niteliklerine benzemektedir. Bugn kitlelerin gerilemesi, duyulmam-olan kendi kulaklaryla duyamama, tutulmaz-olana kendi elleriyle dokunamama acizliidir, yenik dm her eit mitsel kr lemenin yerine geen yeni bir krleme biimidir. Tm iliki leri ve kmldanlar kapsayan toplumsal btnn dolaymlanmasyla insanlar tekrar, toplumsal gelime yasasnca, Ben ilkesince bile kar klm olan bir ey haline, yani zor uygu layarak ynlendirilen kolektiflik iinde birbirine benzer salt cinse zg varlklar haline getiriliyor. Birbirleriyle konuama yan krekilerin her biri, tpk fabrikadaki, sinemadaki ve ko lektifteki modern ii gibi ayn ritme, tempoya baldr. Top-

56

lumdaki somut alma koullan bask altndaki insanlar st ne stlk aptallatrm ve hakikatten uzaklatrm olan bi linli etkilerde bulunmaya deil, uymacla (konformizm) zorlamaktadr. ilerin acizlii egemenlerin bir hilesi, oyunu deildir, antik yazgnn, bu yazgdan kamak iin harcad abalara karn, sonuta dnm olduu sanayi toplumunun mantksal sonucudur. Ama bu mantksal zorunluk kesin zorunluk deildir. Bu zorunluk egemenliin hem yanss hem de arac olarak ege menlie bal kalmaktadr. Bu nedenle ierdii hakikat, apa klnn kanlmaz oluundan daha az kukulu deildir. Kendi kukululuunu somut olarak tanmlamak dnme'ye her zaman yetmitir. Efendi aklna estii gibi kleye engel olamaz. nsanlarn yerleik dzene gemesinden ve sonra da meta ekonomisinde, yasa ve rgt halinde eylemesinden bu yana egemenlik kendini snrlamak zorunda kalmtr. Aygt bamszlk kazanmaktadr: Akln arabulucu mercii, ynlendi ricinin iradesinden bamsz olarak ekonomik adaletsizliin dolayszln yumuatmaktadr. Her eyi, dili, silahlar, maki neleri kapsamas gereken egemenlik aygtlar her ey tarafn dan kapsanmak zorunda kalmaktadr. Bylece rasyonellik momenti egemenlikte hem onlardan biri hem de farkl bir ey olarak kendini kabul ettirmektedir. Aracn genelde kendini emre hazr duruma getiren somutluu, herkes iin geerli "nesnellii" dnme'yi kendi aralar olarak douran ege menlik eletirilerini de iermektedir. Dnme mitolojiden imsel manta uzanan yolda kendini yanstma esini kaybet mitir ve makineler bugn besledikleri insanlar sakatlayp, tahrif etmektedir. Ne ki, yabanclatrlm ratio makine biim lerine girmi bir halde, maddi ve anlksal aygt olarak istikrar kazanan dnme'yi kurtarlm salarla uzlatran ve toplu mun kendisini clnme'nin eel znesi olarak treten bir top luma zenmektedir. Dnme'nin tikel kkeniyle evrensel

perspektifi eskiden beri birbirinden ayrlmyordu; Bugn dn yann sanayiye dntrlmesiyle birlikte evrenselin perspek tifi, dnme'nin toplumsal adan gereklemesi o kadar ak bir duruma gelmitir ki, bu yzden dnme egemenler tara fndan salt ideoloji diye yadsnmaktadr. Sonu olarak bu, ekonomik zorunluu temsil eden hiziplerin kara vicdanlarnn ak ifadesi olmaktadr, yle ki, bu ifadenin nderlik kumul larndan dinamik dnya grne kadar meydana kan bi imlerini, daha nceki burjuva savuncasna kararl ekilde kar karak kendi kt davranlarn artk yasal balamlarn zorunlu sonucu olarak kabul etmemektedirler. Bunun iin bavurduklar greve ve yazgya ilikin mitolojik yalanlar pek de yle gerek d deildir: Davranlarnda giriimcilere hk meden ve felakete gtren ey artk nesnel piyasa yasalar de ildir. Daha ok genel mdrlerin bilinli karar, en belirsiz fi yat mekanizalarnn zorunluuna pes etmeyen bir bileke ola rak, eski deer yasalarn ve bylelikle kapitalizmin alnyazsn yerine getirmektedir. Egemenler, tasarladklar eyleri za man zaman byle tanmlasalar da hibir nesnel zorunlua inanmazlar. Kendilerini tarihin mhendisleri gibi gsterirler. Yaam dzeyinin her defasnda buyrukla ykseltilmesi sonu cunda kendilerini bir derece daha aciz klan ilerlemeyi sadece hkmedilenler el srlmez, gerekli diye hazmederler. Makine leri kullanmak iin hl gereksinim duyulan insanlarn gei mini, toplumun efendilerinin emrinde bulunan zamann asga risiyle salayabildikten sonra, arta kalan gereksiz ksm, yani geni halk kitleleri talim ve terbiye ile, sistemin byk planla rna bugn de yarn da malzeme olarak hizmet etsinler diye, sistem iin ek muhafz alaylar durumuna getirilmitir. sizler ordusu olarak onlarn geimleri salanmaktadr. Modern ya amda dile ve algya kadar her alan nceden biimlendiren ynetim sisteminin srf nesnesi olma dzeyine indirgenen bu insanlar, hibir ey yapamayacaklarna inandklar nesnel zo-

58

runluk yalanyla aldatlmaktadrlar. ktidarn ve acizliin kar t olarak sefalet, sefaleti tamamen ortadan kaldrma kapasite siyle birlikte byk boyutlara ulayor. Ekonominin st ku manda kademelerinden son profesyonel dolandrclara kadar status'un snrszca srmesini salayan hizip ve kurumlar or manna bireyin nfuz etmesi mmkn deildir. Menecer yle dursun, sendika aasnn gznde bir proleter, onun dikkatini ekse bile, gereksiz bir modelden baka bir ey deildir, oysa te yandan sendika aasnn kendisi yok edilme korkusuyla kar karyadr. Sistem tarafndan insanlara uygulanan iddetin, insanlar doann egemenliinden karan her admla birlikte artmas sonucunda ortaya kan durumun samal, rasyonel toplu mun akln eskimi, kullanlmaz diye sulamaktadr. Bu akln zorunluu giriimcilerin zgrlnden az olmamak zere bir grntr, ki bu zgrln zorunlu doas kendisini giri imcilerin kanlmaz mcadelelerinde ve anlamalarnda a a vurmaktadr. Batan sona aydnlatlm insanln iinde kaybolduu byle bir grn, egemenlik organ olarak emir ve boyun ei arasnda seim yapmas gereken dnme ortadan kaldramaz. Kendisini tarih ncesinde yan tutar bir ekilde brakan entrikann elinden kurtulmaya gerek kalma dan, doadan kesinkes ayrlmasna yarayan ya/ya da mant n, sonucu ve atky uzlamaz ve kendine yabanclam bi imde bu doa olarak tekrar tanmak dnme'ye yetmekte dir. Kendi bask mekanizmasnda doay yanstan ve devam ettiren dnme, n alnmaz sonulan nedeniyle kendisini de, bu sonular unutan doa olarak bask mekanizmas ola rak yanstmaktadr. Geri tasarm yalnzca bir aratr. nsanlar, doaya nasl egemen olunacaksa o ekilde karlarna koy mak iin, dnerek doadan uzak kalyorlar. Farkl durum larda ayn ey olarak elde tutulan ve bylece dnyay karga alk, ok ynllk, uzlamazlk olarak bilinenden, Bir'den,

zdeten ayran maddi ara iin, ey iin kavram elle tutulabi len her eyin yerine uyan dncel bir ara olmaktadr. D nme, ayrc ilevi, uzaklamaya ve cisimlendirmeyi yads mak istedii zaman da aslsz, aldatc hale gelir. Tm mistik birlemeler bir kuruntu olarak, deeri drlm devrimin gsz ie dnk izi olarak kalrlar. Ama Aydnlanma, top yann her eit hipostaslatrlmasnn (soyut kavramlarn ba msz birer gereklik haline getirilmesi ) aksine hakl k t ve egemenlii anlamazlk diye hi umursamadan ilan ettii zaman zne ile nesnenin birbirinden kopuu, ki bu kopu onlar gizlemeye yanamamaktadr, kendi gerekdlnn ve hakikatin fihristi durumuna gelir. Boinancn boykot edilii herzaman egemenliin ilerlemesiyle ve de maskesinin d rlmesiyle ayn anlama gelmitir. Aydnlanma, Aydnlanma'dan, kendi yabanclamas iinde alglanabilen doadan ok daha fazlasn ifade eder. Kendi kendisiyle uyumayan doa olarak akln kendini anlamasnda doa tpk tarih ncesi d nemdeki gibi kendine seslenir, ama artk dorudan doruya, mutlak g anlamna gelen, Mana diye varsaylan kendi ady la deil, tersine kr, sakat bir ey olarak. Doann yozlamas doaya egemen olutan ileri gelir ve bu egemenlik akln varo lu nedenidir. Akl, ona egemenlik olduunu kabul ettiren ve doaya geri dndren yadsma yznden, kendisini doaya kle klan egemenlik hakkn elinden karmaktadr. nsanlk zorunluktan ilerlemeye ve uygarla doru kata da durma may, haberi olmadan kendinden vazgemeyi baard za man zorunlua kar kendi yd engelleri, yani kurumlan, doann boyunduruk altna alnndan karak o gnden beri topluma geri tepen hkmetme uygulamalarn artk gelecekte ki zgrln gvenceleri olarak grp anlayamaz. Uygarl n ilerleyii egemenlikle beraber, egemenlii yattrma pers pektiflerini de yenilemitir. Ancak reel tarih, ortadan kaldrl aralarnn artyla hi de orantl ekilde azalmayan reel ac-

60

lardan rlrken, perspektifleri gerekletirmek kavrama bra klmtr. Zira o bilim olarak insanlar doadan uzaklatrmak la kalmayp, bilim biimine giren, ekonomideki bulank ynsemelere bal kalan dnme'nin kendi bilinci olarak haksz l ebediletiren uzakl da lp bitirmektedir. Doann znede bu ekilde anlmasyla, ki bu anma olgusu her klt rn yanl anlalan hakikatini iinde tamaktadr, Aydnlan ma genel olarak egemenlie kar karlmtr ve Aydnlan maya engel olan ad, san Vanini'nin dneminde de san bi limlerden duyulan korkudan ok disiplinsiz dnceye kar beslenen kinden karak yanklanyordu; bu dnce, doa nn kendi kendisinden korkarak titremesi biiminde kendini aa vurarak doann ekim alanndan kmaktadr. Rahipler Mana'nn cn her zaman aydnlanmacdan almtr; aydnlanmac, ad byle olan dehet karsnda dehete derek Mana'y yattrmtr ve Aydnlanma'nn kahinleri, kstahl arya vardrma konusunda rahiplerle sz birlii etmitir. Ay dnlanma, burjuva aydnlanmas olarak Turgot ve d'Alembert'den ok daha nce kendi pozitivisti momentinde kay bolmutur. O zgrlkle kendini koruma eyleminin birbirine kartrlmasndan asla bak olmamtr. Uzun sredir haki kate kar gizlice birlemi olan ilerleme ile kltrden hangisi nin adna gerekleirse gereklesin, kavramn ertelenii mey dan yalana brakmtr. Bu, yalnz protokol nermelerini dorulam ve byk dnrlerin baarlarn aalayan dn celeri, kltr miras halinde yanszlatrlm hakikatle arasn da bir fark kalmayan, zaman amna uram bir eit manet olarak saklam bir dnyada oluyordu. Dnme'ye kadar yaylan egemenlii uzlamaz doa diye anlamak, kavramak, gya ebediliin sosyalizmce gerici common sense'e (saduyuya) verilen dn olarak alelacele onay lanmas zorunluunu azaltma baarsn gstermitir. Bu sa duyu, zorunluu gelecek iin temel dzeyine ykselterek ve

akl idealist ynden en ar biimde ktleyerek burjuva fel sefesinin mirasna olanca gcyle sarlmtr. Bylece zorunlukla zgrlk dnyasnn ilikisi gya salt nicel, mekanik olacak ve tamamen yabanc diye konan doa da ilk mitoloji ler gibi totaliter kalacak, zgrl sosyalizmle birlikte souracakt. Kendisini unutan insanlardan matematik, makine, r gt olarak eyletirilmi biimi iinde c alan dnme'nin babo braklmasyla birlikte Aydnlanma kendi kendini ger ekletirmekten vazgemitir. Bireyleri disiplin altna alarak eyler zerindeki egemenlik biiminde insan varlna ve bi lincine geri tepen zgrl ise kavranamayan btne brak maktadr. Oysa devrimci, gerek praksis kuramn bilinsizlik karsnda boyun emeyiine baldr; toplum bu bilinsizlik araclyla dnme'yi duygusuz duruma getirmekte, pekitir mektedir. Gerekletirmeyi kukulu duruma sokan, gerekle tirmenin maddi koullar deildir, maddi koul olarak babo braklan teknik deildir. Bunu ne srenler, tekrar bir are arayan sosyologlardr, areye hkmetmek iin bunun kolektivisti trden olmas farketmemektedir.36 Sululuk toplumsal bir krleme ilikisidir. Hi durmadan yarattklar veili-olana kar halklarn gsterdii mitsel bilimsel sayg, sonuta dev rimci imgelemin topyaclk olarak kendinden hl utan duymasna ve tarihteki nesnel ynsemeye uysalca gvenme eklinde yozlamasna neden olan olumlu bir gerek durumu na, bir derebey atosu durumuna geliyor. Duruma bu ekilde uymann organ olarak, aralarn srf yaps, bnyesi olarak Aydnlanma, romantik dmanlarnca ktlendii kadar yk cdr. Aydnlanma ancak bunlar uygun grmeyi reddettii ve sahte mutlak, bulank egemenlik ilkesini ortadan kaldrmaya cesaret ettii zaman kendine gelir. Boyun emeyen bu tr bir kuramn ruhu, acmasz ilerlemenin ruhunu hedefinden evi rebilirdi. Bu ilerlemenin rtkan Bacon. "krallarn tm hzi nelerini dkse satn alamayaca, emirleriyle hkmedemeye-

62

cei, casuslarnn ve muhbirlerinin hakknda bir haber getire meyecei" pek ok eyi dlemitir. Arzu ettii eyler yurtta lara, krallarn aydnlatlm miraslarna grev olarak kalm tr. Burjuva ekonomisi piyasann dolaymlanmasyla iktidar birka katna kararak bu iktidarn eylerini ve glerini de ylesine oaltmtr ki, bunlarn ynetimi iin artk krallara ve de yurttalara deil, ncelikle herkese gereksinim vardr. nsanlar eylerin iktidarnda nihayet iktidardan yoksun kalma y reniyorlar. En yakn pratik hedefler ele geirilmek iste nen uzaklk olarak meydana kt ve "casuslaryla muhbirle rinin hakknda bir haber getiremeyecei" lkeler, yani ege menlie zg bilim tarafndan yanl anlalan doa balang taki doa olarak hatrland zaman Aydnlanma kendini yet kinletirir ve yceltir. Bugn Bacon'un topyas, yani "doaya praksiste hkmetmemiz" dnyevi ltler iinde yerine geldi i iin, Bacon tarafndan egemen olunmayanlarn stne at lan basknn z aa kmaktadr. Bu z egemenliin kendisiydi. Bacon'a gre hi kukusuz "insann stnl"n kant layan bilgi imdi egemenliin zlyle yer deitirebilir. Ama byle bir olaslk karsnda gncelin hizmetindeki Ay dnlanma kitlelerin eksiksiz ekilde aldatlmasna dnmek tedir.

ARASZ I ODYSSEUS YA DA MT VE AYDINLANMA


Seirenler yks nasl ki mitle rasyonel almann i ie gei olgusunu ieriyorsa, Odysseia'nn btn de Aydnlan mann diyalektiine bir kant oluturur. Destan, zellikle en eski aamasnda mite bal kaldn gzler nne serer: Ser venler halka zg sylenceden kaynaklanrlar. Ama Homeros'un akl mitleri hkm altna alnca, onlar "dzenleyince", bu akl mitlerle elikiye der. Destanla mitin, yeni klasik fi loloji tarafndan zaten sona erdirilmi, olaan biimde bir tu tuluu felsefi eletiriye btnyle bir kuruntu olarak grnr. ki kavram birbirinden ayrlmaktadr. Bu kavramlar, Homeros redaksiyonlarnn ek yerlerinde hl farkedilen tarihsel bir s recin iki evresini imler. Homeros'un szleri dile, eer nce den varsaymyorsa, bir genellik kazandrr; bu genellik toplumun hiyerarik dzenine, bu dzeni herkese anlalr biim de betimleyerek bir son verir, stelik tam da onu ycelttii yerlerde; Achilleus'un fkesi ile Odysseus'un yolculuu ark lar, a r t k arks sylenemeyen eylerin zlem dolu ekilde sluplatrlmasdr ve serven kahraman, da burjuva bireyi nin ilk imgesi olarak meydana kmaktadr; bu bireye ilikin kavram ise, yanlarak hedefsiz dolaanlarn tarih ncesi rne ini oluturan bir btn halinde benliklerini srdrmelerinden tremektedir. Tarih felsefesi asndan romann kartn olu-

64

turan destanda roman benzeri zellikler gze arpmakta ve anlam dolu Homeros dnyasnn saygn evreni de dzenleyici akln eseri biiminde belirmektedir, ki iinde miti yanstan rasyonel dzen araclyla bu dzenleyici akl miti yok et mektedir. Homeros'taki burjuva aydnlanmasna ilikin enin ince lenmesi gerektiini, Nietzsche'nin ilk yaptlarn izleyen Alman ge-romantik Antika yorumlar vurgulamtr. Hegel'den bu yana pek az gibi Nietzsche de Aydnlanmann diyalektiini grp anlamtr. Onun egemenlikle olan ikircimli ilikisini formle etmitir. "Tm rahiplerin kara vicdanlaryla rahip ol malar iin Aydnlanmay halkn iine srmek gerekir,- devlete kar da ayn ekilde davranmaldr. Krallarn; devlet adamlar nn tm davranlarn bilerek sylenen yalan durumuna getir mek Aydnlanmann grevidir..."1 te yandan Aydnlanma, "byk politikaclar iin (in'de Konfiyus, Roma mparator luu, Napolyon, bugn yalnz dnyaya deil iktidara da y nelen Papalk) bir ara yerine gemitir... Kitlelerin bu konu da kendilerini aldat, rnein tm demokrasilerde, olduka byk bir deer kazanmtr: nsanlarn kltlmesi ve ynetilebilir duruma getirilmesi 'ilerleme' ad altnda ulamaya al lan bir hedef olmutur!"2 Aydnlanmann bu ikili karakteri tarihsel ana motif diye meydana kt zaman, ilerleyen d nme kavram olarak Aydnlanma kavram aktarlan tarihin balangcna kadar uzanmaktadr. Ancak Nietzsche Aydnlan mayla ve bylece Homerosla ilikisinde ikircimli kalrken ve de kendisini tamamlayclarndan biri sayd Aydnlanmada hem hkmran aklin evrensel devinimini hem de yaam d man "nihilist" gc grrken, faizm ncesi ardllarnda geri ye yalnz ikinci moment kalmakta ve ideoloji biiminde yozlatrlmaktadr. Bu ideoloji, tm canl olanlar bask altna alan ayn praksise bel balam krkrne yaamann krkrne vgs halin gelmektedir. Bu durum kltr faistleri

nin Homeros'a kar tutumlarnda ifadesini bulmaktadr. Bu kiiler, Homeros'un betimledii feodal ilikilerde demokratik bir iliki bulmaya almakta, destan denizci ve tccarlardan birinin eseri saymakta ve onya destann ar rasyonel bir sylem ve de bilinen bir iletiim biimi diye yermektedirler. Kendilerini szmona dolaysz her egemenlikle bir hisseden lerin ve her eit aracl, her aamann "liberalizm"ini boykot edenlerin kem baklarnda bir doruluk pay vard. Gerek ten de akln, liberalliin, burjuvaln snrlar, burjuva kavra mn Ortaa feodalizminin sonuna tayan tarihsel tasarmca benimsenmi snrdan kanlmaz olarak ok daha gerilere git mektedir. Eski burjuva hmanizminin, meruiyetini kantlama s gerektii kutsalln balangc sand noktada yeni-romantik gericilik burjuvay tehis ederek dnya tarihi ile Aydnlan may birletirmitir. Aydnlanmann tasfiyesini grev edinen moda ideoloji Aydnlanmaya istemeye istemeye sayg gster mektedir. En cra yerlerde bile aydnlatlm dnme'yi ka bul etmeye zorlanmtr. Aydnlatlm dnme'nin zellikle en eski izleri gnmz eski a uzmanlarnn kara vicdann tehdit etmektedir, ki onlar tm sreci bir kez daha istisna tut may, daha gelimeden ortadan kaldrmay akllarna koymu olmalarna karn bu sreci bilinsizce yrtyorlar. Ama Homeros'un anti-mitolojik, aydnlatlm karakterine, Kton mitolojisiyle olan uyumazlna ilikin anlay tamamen yanl, snrl bir anlay olarak kalmaktadr. Alman ar sana yiinin irekileri (esoteriker) arasnda en nemlisi ve bu yz den en gsz olan Rudolf Borchardt baskc ideolojiye hiz mette kusur etmeyerek analize vaktinden nce ara vermekte dir. vlen kaynak glerinin oktan beri Aydnlanmann aamalarndan birini temsil ettiini grmemektedir. Hi ayrn tya girmeden destan romanla bir tutarak, destanda ve mitte gerekten neyin ortak olduunu gzden karmaktadr: Ege menlik ve smr. Destanda lanetledii soylu-olmayan, yani

66

dolaymlama ve dolam, mitte ululad kuku uyandrc soylu-olann, yani ak zorbaln geliip yaygnlamasdr sadece. Szde sahicilik, arkayik kan ve kurban ilkesi, egemenliin, bugn tarih ncesine reklam olarak bavuran ulusal yenilen meye zg kara vicdanndan ve kurnazlndan izler tamak tadr. Faizmin dolandrclnda zaferini aa vuran ve bunu Aydnlanmaya isnat eden yalan momenti zgn mitte bile g rlmektedir. Avrupa uygarlnn temel metni olan Homeros'un eserinden baka hibir eser Aydnlanma ile mitin i ie geiine bu denli uzdilli bir kant oluturmaz. Homeros'ta des tan ve mit, biim ve malzeme yalnz birbirinden ayr ortaya kmakla kalmaz, stelik birbiriyle atmaya da girer. Estetiksel ikicilik tarihsel-felsefi ynsemeyi dorular. "Apolloncu Ho meros, bireyselliimizi borlu olduumuz genel insani sanat srecinin sadece bir devam ettiricisidir."3 Homeros'un malzemesinin katmanlarnda mitler sabit bi imler halinde yer etmitir; ama bu mitlere ilikin haber, yani mphem sylencelere zorla kabul ettirilen birlik ayn zaman da znenin mitsel glerden ka yolunun betimlenmesidir. Bu durum, derin anlamda lyada iin de geerlidir. Bir tanr ann mitsel olunun rasyonel komutana ve rgtleyiciye kar fkesi, kahramann disipline uymayarak eyleme gemeyii, savata muzaffer ekilde denlerin artk kabileye deil, He len ulusuna zg, lenlere mitsel bir ballkla dolaymlanan zorunluk nedeniyle kavranlmas tarih ncesiyle tarihi birbiri ne balar. Bu durum, serven roman biimine yakn olan Odysseia iin ok daha somut bir ekilde geerlidir. Hayatta kalan bir bireyin eitli yazglara olan kartlnda Aydnlan mann mite olan kartl belli olmaktadr. Troya'dan thaka'ya uzanan dolambal yol, etiyle kemiiyle doa gleri karsnda son derece zayf kalan ve ancak zbilinte oluan Ben'in mitler arasndan geen yoludur. Tarih ncesi bu Ben'in lt mekanda laikletirilmitir, eski cinler, bir zamanlar ta

rih ncesinin dehetinde meydana ktklar kayalklara ve maaralara kovulmu bir ekilde uygar Akdeniz'in uzak ky larn ve adalarn doldururlar. Ama serven her yere kendi adn vermektedir. Mekan aan rasyonel toplu bak bu yer lerden dolay baarlmaktadr. Titreyen kazazede pusulann grevini nceler. Artk denizin her yerini tanyan gszl ayn zamanda glerin gcnn ellerinden alnmasn da he defler. Denizde ve karada aslnda cinlerin bulunmadna, bu nun geleneksel halk inancnda bysel bir kuruntu ve bir yaygnlk olduuna ilikin mitlerdeki basit gerekdlk, erginkiinin gznde, lkesine ve mlkiyetine geri dn, yani kendini koruma amacnn seikliine karlk bir "yolunu a rmaya" dnr. Odysseus'un bandan geen servenler, Ben'i kendi mantnn dna eken tehlike dolu tuzaklardr. O her defasnda bu tuzaklarn ekiciliine kaplr, sz dinle meyen bir renci gibi, hatta rollerini deneyen doymak bil mez bir oyuncudan farksz ahmak bir merakl gibi onlan bir biri ardna dener. "Tehlikenin olduu yerde kurtarc da kar."4 : Ben'in zdeliini oluturan ve hayatta kalmasn sa layan bilginin tz eitli-olandan, oyalayc-olandan, zcolandan edinilen deneyimdedir, ve bilgilenmi olarak hayatta kalan da kendisini, yaam iin dayankl ve gl klan lm tehdidine cesaretle terkeden kiidir. te bu, destanla mit ara sndaki srecin gizidir: Ben, servenle duruk bir kartlk oluturmaz, tersine nce kendi durukluu iinde bu kartlk vastasyla, her eit birlii yadsyan srf eitlilikteki birlik va stasyla kendini biimlendirir.5 Kendinden sonraki tm asl roman kahramanlan gibi Odysseus ycelmek iin adeta ken dini alaltr; doaya yabanclamas, her servende boy l t doay terkedite gerekleir ve kap kurtulduu gle rin mirass, yargc ve c alcs olarak, amansz bir kii ola rak yurduna dnd zaman buyruu altndaki amansz-olan alayc bir ekilde zaferini ilan eder. Homerosu aamada

68

Ben'in zdelii, kendilerine dayanmak zorunda kalacak ka dar zde-olmayann ilevi, balamsz, eklemlenmemi mitle rin ilevidir. Bireyselliin isel rgtlenme biimi, yani zaman, servenin birlii yzeysel kalacak kadar, sonulan da olayla rn getii sahnelerin mekansal deiimi olarak, yerel tanrlann bulunduu ve frtnann insan srkledii mekanlar ha linde kalacak kadar zayftr henz. Tarihsel olarak byle bir zayflk sonradan Ben'in bandan getii ya da byle bir za yfln betimleniini okurda ngrd zaman yaamn anla tl tekrar servenlerin srasna kaymtr. Tarihsel zaman yol culuk imgesinde mekandan, tm mitsel zamanlarn kesin e masndan zahmetli ve kesin olmayan bir ekilde ayrlmakta dr. Ben'in, servenleri baaryla atlatmaya, kendini korumak iin alalmaya yarayan organ hiledir. Denizci odysseus doa tanrlarn, tpk uygar seyyahn vahilere fildii karlnda renkli boncuklar sunmas gibi aldatr. Ne ki, zaman zaman kendisi dei tokuu olarak ortaya kar. Zia yolluklar verilir ve alnr. Homerosu yolluk, dei tokula kurban arasnda, ortada bulunur. ster yabancnn ister korsanlarca altedilen yerlinin hakkn kaybetmi kan, tpk bir kurban treni gibi, karln demelidir ve c almaktan vazgeme yeminine ne den olmaldr. Ne ki, yollukta edeerlik ilkesi hemen kendini belli eder: Evsahibi reel ya da simgesel olarak hizmetinin kar ln, konuk da yurduna ulamak iin ilkesel olarak kendisi ni muktedir klacak yolluunu alr. Evsahibi bu hizmeti iin dorudan bir bedel kabul etmese de, kendisinin ya da bir ya knnn hi olmazsa bu ekilde karlanacan dnebilir: Asal tanrlara sunulan kurban olarak yolluk ayn zamanda on lara kar gvenceyi embriyon halinde iinde tar. Bunun pragmatik nkoulunu Antik Yunanistan'daki yaygn, ama tehlike dolu deniz yolculuu salar. Odysseus'un ba dma n Poseidon bile edeerlik kavramlaryla dnr, Odysse-

us'un, yolculuu srasnda urad yerlerden, Troya'dan pay na den ve kendisi engellemeseydi rahata evine tayabile cei ganimetten ok daha fazla miktarda yolluk aldn ika yet yollu szlerle sk sk belirtir. Ama bu tr rasyonelletirme leri Homeros'ta zgn kurban trenlerine kadar geri gtr mek mmkndr. Belirli deere sahip her kurban iin tanrla rn tevecchne gvenilir. Dei toku kurbann laikletiril mesi ise, o zaman kurban rasyonel dei tokuun byl e mas gibi belirir; kendilerine gsterilen sayg sistemi nedeniy le devrilen tanrlara hkmetmek iin insanlarn dzenledii bir enlik gibi grnr.6 Kurbandaki aldatma momenti Odysseus'a zg hilenin ilk imgesidir, tpk doa tanrlarna adeta bir kurban olarak ek lenmi Odysseus'a zg birok hile gibi.7 Aldatlanlar doa tanrlardr, hem yan tanrlar hem de gne tanrlar tarafn dan. Odysseus'un Olympos'taki dostlan Poseidon'un, kendisi ne hl sayg gsteren ve pek ok kurban sunan Yz Yank lara, Da Adamlarna gidiinden, gzdeleri Odysseus'u tehli kesizce uurlamak iin yararlanrlar. Poseidon'un honutlukla kabul ettii kurban-aldat momentini iermektedir bile: Bi imsiz deniz tanrsnn belirli bir yerle, kutsal blgeyle snrlandrl ayn zamanda onun gcn de kstlar ve Yz Ya nklarn boasyla aln gidermek iin Odysseus'tan hncn almaktan vazgeer. nsanlarn tanrya planl ekilde kurban edildii her tren tanry aldatr: Onu insani amalarn nceli ine baml klar, iktidarn elinden alr ve bu aldat hi ke sintiye uramadan dindar cemaatin inansz rahiplerce aldatlna geer. Hile kltte meydana kar. Odysseus hem kur ban hem de rahip ilevini grr. Girdii rizikoyu hesaplaya rak iktidarn, bu rizikoya yol aan yadsnn etkiler. Yozlaan yaamn bu ekilde deerden dlr. Ne ki aldat, hile ve rasyonellik kurbann arkayikliine basit bir kartlk olutur maz. Kurbandaki aldat momenti, belki de mitin sahte niteli

70

ine zg olan bu en isel neden, ancak Odysseus vastasyla zbilin dzeyine ykselir. Kurban sunarak tanryla kumlan simgesel iletiimin reel olmad herhalde en eski deneyimler den biridir. Yeni moda akldclarca vlen kurbandaki ve killii, kurban edilenin tanrlatrlmasndan, cinayeti, seilen kiiye tazimde bulunarak szde rasyonelletiren rahiplerin bu yalanndan ayrmak mmkn deildir. zellikle gsz kiiyi tanrsal tzn taycs dzeyine karan bu yalann bir ksm, varln an'n gelecek uruna feda ediliine borlu olan Ben'in zerinde oktan beri hissedilmektedir. Tzellii tpk kurban edilenin lmszl gibi bir grntr. Odysseus birounun gznde bouna tanr saylmyordu. nsanlar kurban edildii srece, kolektif ve birey kartl kurban tarafndan ierildii srece aldat ve kurban nesnel olarak birbirinden ayrlmaz. Kurbann vekilliine inanmak, Ben'deki zgn-olmayan, egemenlik tarihine zg-olmayan anmsama anlamna gelirse, o zaman bu inan eitilmi Ben'in karsnda gerekdna dnr: Ben, artk kendisin den vekilliin byl gc beklenmeyen insandr. Benin ya ps doayla olan inili kl, deien ve de kurban edilen Ben tarafndan kurmak istenen balanty ikiye ayrr. Her kurban, tarihsel realite iinde giriilen ve yalan tarihsel realite tarafndan ortaya karlan bir onarmdr. Ancak kurbana olan saygn inan olaslkla kafalara nceden sokulmu bir ema dr, ki bu emaya gre, baml klnanlar uradklar hakszl , ona katlanabilmek iin, tekrar kendilerine uygularlar. Bu gnn mitoloji uzmanlarnca bu hakszla isnat edilen dolay sz, yalnzca kesintiye uram iletiim, vekaleten iade edi va stasyla bu durumu kurtarmaz, tersine kurban kurumunun kendisi tarihsel bir felaketin belirtisidir, insanlarn ve doann ayn lde bana gelen bir zorbalk edimidir. Hile, kurban daki bu tr nesnel gerekdln znel almndan baka bir ey deildir, ki bu znel alm kurbann yerine gemektedir.

Olaslkla bu nesnel gerekdlk her zaman bir gerekdlk deildi. Tarih ncesi evrelerin birinde8 kurbanlar, daha o za man ayrcalk hrsndan pek ayrlmayan kanl bir rasyonellik trne dkndler belki. Bugn egemen olan kurban kura m bu durumu, kabile yesinin dklen kannn g olarak geri dnecei bir kolektif beden, bir kabile tasarmyla ilgili bulurlar. Totemcilik daha kendi dneminde bir ideolojiyken, egemen akln kurbanlara ihtiya duyduu reel bir durumu ima ediyordu. nsanlarn kurban edilii ile yamyamln pek birbirinden ayrlmad arkayik bir eksiklik durumudur bu. Sa ysal oalan kolektif zaman zaman hayatta kalmay sadece insan eti yiyerek baarabilmektedir; kimi etnik ya da sosyal gruplarn zevki herhangi bir ekilde yamyamla balyd bel ki, ki bugn insan etinden sadece tiksinti duymak bu zevke kant oluturmaktadr. Ver sacrum* gelenei gibi, alk gnle rinde ayn yataki genlerin ritel gsterilerle ge zorland daha sonraki dnemlere ait gelenekler bu tr barbarcasna ve aydnlk rasyonelliin zelliklerini yeterince belirgin bir biim de korurlar. Mitsel halk dinlerinin olumasndan ok daha n ce bu rasyonelliin aslsz olduu ortaya kmtr mutlaka Kabile yelerini yemeyi gereksiz klmak iin sistemli avn ka bileye yeterli hayvan salamas gibi, byclerin emriyle ken dilerinin yenmesine ses karmamak zorunda kalan akgz avclar ve tuzak kurucular kesinlikle lgna dnmlerdir.9 Kurbann, kurbandaki rasyonellii tamamen yadsyan byl kolektif yorumu kurbann rasyonelletirilmesidir; ancak bu gn ideoloji olann bir zamanlar hakikat yerine gemi olabi lecei varsaym, dmdz aklanm bu varsaym ok zarar szdr: Yeni ideolojiler, sonradan daha nce bilinenlere ayn ekilde bavuran eski ideolojilerin yinelenmesidir, tpk doup gelien snfl toplumun evvelce kabul grm ideolojilerdeki yalan ortaya karmas gibi. Kurbann ok sz edilen akld* Ver sacrum: Doan ilk ocuun kurban edilmesi, n.

72

l, kurban pratiinin, artk bu pratiin gerekd, yani tikel rasyonel olan zorunluundan daha uzun srdn ifade et mekten baka bir ey deildir. Hilenin tutunmak iin yararlan d ey, rasyonellikle akldlk arasndaki bu tezattr. Her mitolojiden kurtar, kurbanlarn yararszlndan ve gereksiz liinden edinilen kar konmaz bir deneyim biimine sahip tir. Kurban ilkesi akldl yznden geici diye anlalrsa, o zaman rasyonellii sayesinde yaamaya devam eder. Bu rasyonellik ortadan kalkmam, deimitir. Ben, haklar kur ban tarafndan her zaman talep edilen kr doaya kararak kaybolmay nihayet baarr. Ne ki, o zellikle doal-olann balamna, yani canl-olana kar direnmek isteyen canl-olana bal kalr. Kurbann, kendini koruyan rasyonellik vastasyla deerinin drlmesi, kurbann kendisinden pek farkl olma yan dei tokutur. Kurbann almasndan meydana kan, zde olarak direnen Ben, insann kendi bilincini doal ba lama kar kararak kendi kendini merasimle kutlad, do laysz, ama yine de kat, srarla zerinde durulan bir kurban trenidir. Kuzey mitolojisindeki, Odin'in kendine kurban ola rak kendini aaca astn anlatan nl yk ile Klages'in, bu gn bile mitin tektanrc biiminde, yani sabilim'de grlen,11 her kurban tanrnn tanrya kurban edilmesidir, diyen sav bu kadaryla bir doruluk pay iermektedir. Ne ki, Ben'in kendi ne kurban olarak kendini sunduu mitolojik katman halk din lerinin balangtaki tasarmn deil, daha ok mitin uygarlk a benimseniini ifade eder. Snflar tarihinde Ben'in kurbana kar dmanl kendisinin bir kurban olduunu iermektey di, nk bu dmanln bedeli, d doa ile dier insanlar zerinde egemenlik kurmak iin insandaki doann yadsn mas pahasna denmiti. te bu yadsy, yani tm uygarlk rasyonelliin z, hi durmadan yaylmaya devam eden mit sel akldln hcresini oluturur: insandaki doann yadsn

masyla birlikte yalnz d doaya egemen oluun telos'u de il, stelik kendi yaamnn telos'u da akn ve mphem, bi linmez hale gelmektedir. nsann, bilincini doa olarak ken dinden ayrd anda kendisini yaama balayan tm amalar, toplumsal ilerleme, maddi ve manevi glerin art, hatta bi lincin kendisi bile geersiz, nemsiz duruma gelir ve aracn ama olarak ge-kapitalizmde aka bir lgnlk niteliini alan yceltilii znelliin ilk tarihinde bile grlebilir. nsann, kendi Beni'nin temelini oluturan kendisi zerindeki egemen lii her zaman znenin gizil imhasn ierir ve bu imha zne nin hizmetinde gerekleir, nk hkmedilen, bask altnda tutulan ve kendini koruma vastasyla tasfiye edilen tz asla canl-olandan baka bir ey, canl-olann, kendini korumann sonularn tek bana belirleme ilevinden baka bir ey de ildir, ve aslnda bu, zellikle korunmas gereken eydir. To taliter kapitalizmin akla aykrl, maddiletirilmi, egemenlik e belirlenmi biimiyle ihtiyalar karlama teknii ihtiyala rn karlanmasn olanaksz hale getirmekte ve bunu insanlann imhasna kadar vardrmaktadr. Bu akla aykrlk, kendini kurban ederek kurbandan kana yar tanrda ilkrneksel bi imde gelimitir. Uygarlk tarihi, kurbann iednnn tari hidir. Baka bir deyile: Feragatin tarihidir. Her feragat eden, yaamnn kendisine geri verilenden daha ounu, savunduu yaamdan daha ounu verir. Bu durum sahte bir toplum balamnda yaylr, geliir. Bu sahte toplumda herkes bir faz lalktr ve aldatlr. Ne ki, evrensel, eitsiz ve haksz dei tokutan kanan kiinin feragat etmeyerek eksiksiz btn he men yakalamas ve bylece her eyi, hatta kendini korumann ona salad czi kalntlar bile kaybetmesi toplumsal bir ek sikliktir. Bu durum kurbana karlk, gereksiz kurbanlar ge rektirir. Odysseus da her zaman hislerine hakim olan12 Ben'lerden biridir ve bu yzden kurtard ve de uzun bir yol culuk olarak anmsad yaam elinden karr. Ama o yine

74

de kurbann kaldrlmas iin verilen bir kurbandr. Mitle sava biimine girmi egemenlere zg feragati, feragate ve ege menlie artk ihtiya duymayan bir toplumu temsil eder: Ken dine ve bakalarna zorbalk uygulamamak, tersine uzlamak iin kendine hakim olan bir toplumu. Kurbann znellie dnmesini, kurbanda her zaman pa y bulunmu olan hile belirler. Kurbanda yer alan aldat mo menti hilenin gerekdlnda bir karakter esine, fizyono misi kendini korumak iin kendine reva grd darbelerce belirlenen "hilekar"n tahrifine dnr. Zeka ile fiziki g arasndaki iliki burada ifadesini bulur. Neredeyse hi durma dan zeka taycs, yani emreden diye betimlenen hilekar Odysseus anlatlan tm kahramanlklarna karn, yaamn korumak iin savat tarih ncesinin gleri karsnda en azndan fiziksel olarak zayf kalr. Servencinin, taliplerce te vik edilen yumruk kavgasnda dilenci ros'u yenmesi ve yay germesi gibi salt fiziksel gcnn vld frsatlar tamamen sporculara zgdr. Kendini koruma ile fiziksel g birbirin den ayrlmtr: Odysseus'un atletik yetenekleri, pratik dertler den uzak, egemenlere zg-serinkanl ekilde idman yapabi len bir centilmenin yetenekleridir. Kendini koruma ile arasna mesafe koyan g zellikle kendini korumaya yarar: Gsz, obur, disiplinsiz dilenciyle ya da tasasz yan gelip yatan talip lerle kavgasnda Odysseus geride braktklarna, rgtl mlk egemenliinin reel biimde ok daha nce kendilerine reva grd eyleri simgesel olarak tekrarlar ve soyluluunu ka ntlar. Ancak tarih ncesinin gemlenmemi ve gevememi gleriyle karlat zaman ii zorlar. Yabansl biimde var olan mitsel glerle gs gse bir kavgaya asla girimez. Tekrar tekrar bandan geen kurban trenlerini verili diye kabul etmek zorunda kalr: Onlar ihll etmeyi baaramaz. hll etmektense biimsel ynden kendi rasyonel kararlarnn nkoulu durumuna getirir. Bu sre, kurbann konumuna te

mel tekil eden tarih ncesine zg hkmn deyim yerindey se her zaman dahilinde gerekleir. Bu arada eski kurban akld hale geldiinden gszn kurnazl kendini ritelin budalal olarak gsterir. Ritel benimsenmi olarak kalr, kendisine harfi harfine uyulur. Ama anlamsz hale gelen h km, ondan kanmak iin kendi kurallarnn ona daima yer vermesiyle kendini rtr. Doann stnl zellikle do aya hkmeden akl tarafndan rekabet srasnda her zaman talep edilir. Burjuva aydnlanmalar itidali, gereklik duygusu nu, gler dengesinin doru deerlendirilmesini talep etme konusunda sz birlii eder. Arzu dncenin atas olmamal dr. Ne ki bu durum, snfl toplumda her eit iktidarn fizik sel doa ile onun toplumsal izleyicileri ve pek ok ey kar snda kendi iktidarszlnn eziyet verici bilincine bal olma sndan ileri gelir. Srf bilinli ekilde icra edilen doaya inti bak edimi bunlar bedence gszlerin hkmne sokar. yknmeyi yerinden eden ratio sadece onun kart deildir. Kendisi de yknmedir: lye yknme. Doaya can verme yi ortadan kaldran znel akl, canszlatrlm doann ste sinden,, srf onun hareketsizliini taklit etmekle ve animist ola rak kendini ortadan kaldrmakla gelir. yknme, insann in san karsnda hl insanbiimcilik haline gelmesiyle, ege menliin hizmetine girer. Odysseusu hilenin emas, bu tr bir intibak edi vastasyla doaya egemen olmaktr. Hayatta kalmay, deyim yerindeyse,neden kendi yenilgisinin dn ne, gizil ekilde lme baml klan gler dengesinin deer lendirilmesinde burjuva hayal krklnn ilkesi, kurbann ma neviletirilmesine yarayan ezberlenmi ema, yani feragat oktan in nuce (zet halinde) yer almtr. Hilekr sadece, ge ersiz kld kendi ryas pahasna, d gler gibi kendisini de byden kurtararak, hayatta kalr. O, btn asla elde edemez, her zaman beklemesini bilmelidir, sabrl olmaldr, vazgemelidir, Lotus yemeye ve Hyperionn kutsal srlary-

76

la aln gidermeye izin yoktur, kayalklardan geerken Scylla'nn gemiden kapt yoldalarn kaybedeceini hesaba katmaldr. O, yakasn kurtarr, bu onun hayatta kaldr, kendine ve dierlerine salad n, btn, genel, blnmez mutlulua duyulan arzunun kendini kk drmesiyle, yar-tanrlk onurunun sadece kazanldn onaylar. Tevekkl gstererek doaya intibak eden deitirilmi, ara haline gelmi akln doaya kendi payn vermesi ve by lece onu aldatmas Odysseusu hilenin formldr. Etki alan na dt mitsel canavarlar, deyim yerindeyse, hl tarih n cesinin talam antlamalarm, hak iddialarn olutururlar. Eski halk inanlar kendilerini dank kalntlar halinde, geli mi ataerkil dneme bu ekilde gsterirler: Olympos g al tnda onlar anlamsz zorunluk haline gelmi soyut yazgnn fi grleridirler. Scylla ile Charybdis'in arasndan gemektense baka bir rota semenin mmkn olmad, denizdeki aknt nn kk antik gemi zerindeki hakimiyeti mitsel dnm olarak aklc ynden ele alnabilir. Ama mitsel olarak cisim lendiren intikalde g ve gszlk arasndaki doal iliki oktan bir hak ilikisi niteliini almtr. Scylla ile Chaybdis yakaladklarn yeme hakkna, Kirke korunmaszlar dntr me ve Polyphem de konuklarn i i yutma hakkna sahip tir. Mitsel figrler hep ayn eyi yapmaya mecburdur. Herbiri yinelenmeden ileri gelir: Baarszlklar sonlarn hazrlar. Hepsi ller dnyasnn, Tantalos'un, Sisyphos'un, Danaos kzlarnn cezay gerektirici mitlerinde Olymposu hkm va stasyla temellendirilen eylerin zelliklerini tar. Onlar mec buriyetin figrleridirler: Ettikleri zulm kendilerine yk olan bir ilentir. Mitsel kanlmazlk, ilenle, ilencin cezasn eken ktlkle ve bu ktlkten doan, ilenci yeniden reten su arasndaki edeerlilik vastasyla tanmlanmaktadr. Bugne kadarki tarihte her hak bu emann izlerini tar. Mitte her de veran momenti kendinden ncekinin hakkn verir ve bylece

sua balln yasa olarak tesis edilmesine yardmc olur. Odysseus buna kar kar. Ben, yazgnn kanlmazl kar snda rasyonel genellii temsil eder. Ama genel olanla kanl maz olan i ie gemi ekilde bulduu iin, kendi rasyonel lii zorunlu olarak snrlayc bir biim, bir istisna biimini alr. O kendini kuatan ve tehdit eden, adeta her mitsel figr da hil eden hak ilikilerinden kanmak zorundadr. Hakla ilgili kurallar tatmin etmesi, bu kurallarn zerindeki nfuzunu kaybetmesiyle, onunda bu nfuzu sz geen kurallara tan masyla gerekleir. Seirenleri dinlemek, ama onlara kaplma mak, direnmek mmkn deildir. Direnme ve krleme bir dir, onlara direnen bir kimse kar durduu mitosta kendini kaybetmi demektir. Ancak hile, rasyonel hale gelmi diren medir. Odysseus, Seirenler adasnn nnden deil de, baka bir yoldan gemeyi denemez. Bilgisinin stnlne gven meyi ve zgrlnn korunmaya yeteceini vehmederek batan karclar diree balanmadan dinlemeyi de dene mez. Kendini kk drr, gemi nceden belirlenmi, yazgsal rotasn izler ve o bilinli ekilde doadan uzaklasa da, dinleyici olarak doaya tutkun kalmay gerekletirir. Baml lk antlamasna uyar ve mahvedicilerin kollarna atlmak iin diree bal rpnp durur. Ama antlamada bir boluk bul mutur, bu boluk vastasyla antlama kurallarn yerine getir mekten maharetle kap kurtulur. lkaa zg antlamada, yolcunun arky balanm ya da balanmam ekilde dinle yip dinlememesi ngrlmemitir. Balamak, zincire vurmak tutuklunun hemen ldrlmedii bir aamaya aittir. Odysseus arknn arkayik hakimiyetini, teknik ynden aydnlanm e kilde kendini diree balatarak kabul eder, onaylar. Haz ar ksnn nnde eilir ve lm gibi hazz da sonusuz brakr. Diree bal dinleyici, herhangi bir kimse gibi seirenlere git mek ister. O imdi, tutkun bir kii olarak onlarn bysne kaplmad bir enlie rastlamtr. Yar-tanralarn gcn

78

de yanstan kendi arzusunun tm gcyle onlara gidemez, nk kulaklar balmumuyla tkal krek eken yoldalar srf yan-tanralar deil, stelik efendilerinin umutsuz ln da duymazlar. Seirenler kendi paylarn almtr, ama bu, burjuva ilk tarihinde yolcunun zlemi halinde oktan etkisizletirilmi tir. Destan, gemi gzden kaybolduktan sonra arkclarn ba na ne geldiini anlatmaz. Tragedyada ise bu onlarn son saati olmak zorundayd, tpk Oidipus, Sphinx'in emrini yerine geti rerek ve bylece onu altederek bilmeceyi zd zaman, onun da son saatinin gelmesi gibi. Zira mitsel figrlerin hakk, gllerin hakk olarak, sadece kurallarnn yerine getirilemezliinden dolay can bulur. Bu yeterlik gerekletii za man, mitlerden dolay en uzak haleflerine kadar gerekle mitir. Odysseus'un Seirenlerle baarl ekilde baarsz kal m karlamasndan bu yana arklar hastalanmtr ve bat dnyasnn mzik sanat, tekrar her eit sanat mziinin devindirici gc haline gelen arknn uygarlktaki anlamszln dan mustarip olmaktadr. Harfi harfine uyulmasndan dolay antlamann feshedil mesiyle birlikte dilin tarihsel yeri deiir: Dil tanmlama haline gelmeye balar. Mitsel yazg, fatum konuulan szle birdi. Mitsel figrlerce geri alnmaz ekilde yerine getirilen yazgsal hkmlerin ait olduu tasarm evresi szle nesne arasndaki fark henz tanmamaktadr. Szn nesne zerinde dolaysz nfuzu olmaldr, ifade ile ama i ie gemektedir. Ancak hi le, farktan yararlanmak demektir. Nesneyi deitirmek iin s ze sarlnr. Bylece ama bilinci meydana kar: Ayn szn deiik anlamlara gelebileceini anlayarak Odysseus dt zor durumda ikiciliin farkna varr. Udeis ad hem kahraman hem de Kimse sfatlarnn isnat edilmesine olanak tand iin, kahraman adn ekiciliinden kurtulmay baarr. Geri alnmaz szler insafsz doa balamnn formlleri olarak ka lrlar. Bu formllerin hareketsizlii, ayn zamanda yansttklar

yazgnn hareketsizliine daha by aamasnda kar gelme liydi. Sz ve sze intibak eden ey arasndaki kartlk burada kararlatrlmt. Bu kartlk Homerosu aamada belirleyici hale gelir. Odysseus, gelimi burjuva toplumunda, biimcilik anlamna gelen eyi szlerde kefeder: Szlerdeki srekli y kmlln karl, kendilerini her eit ierikten uzaklatr makla, mesafe iinde her eit gizil ierikten, Odysseus'un kendisinden ve de Kimse'den sz etmekle denmektedir. Do a gibi kaytszca insanlara ve tarihe hkmetmek isteyen mit sel adlarn ve kurallarn biimciliinden, burjuva dn'nn ilk rnei olan adclk ortaya kmaktadr. Kendini koruyan hile, sz ve nesne arasnda hkm sren sreten beslenir. Polyphem'le karlamasnda Odysseus'un birbiriyle elien iki davran, yani adlara boyun eii ve onlardan ayrl yine de ayn eydir. Kendini Kimse diye yadsyarak kendi tarafn tutar, ortadan kaybolarak cann kurtarr. Dil vastasyla lye bu ekilde intibak etmek modern matematiin emasn ie rir. Her eyin doru gittii, antlamann yerine getirildii ve ortan yine de aldatld yerde bir dei toku arac olarak hile, mitsel tarih ncesinde olmasa bile Antikan ilk dne minde grlen bir ekonomi biimine, mterek ev idareleri arasndaki ok eski, "frsat dtnde yaplan dei tokua" atfta bulunur. "Artakalanlar frsat dtnde deitirilir, ama geimin salanmasnda arlk noktasn insanlarn kendi ret tikleri metalar oluturur."13 Frsat dtnde dei toku ya pan kiinin davran tarznda servenci Odysseus'un davran tarz hatrlatlr. Feodal bey hl dilencinin patetik grn altnda, ilk defa gelenee aykr olarak ev idaresi ekonomisi nin dna kt, "gemiye bindii" iin grlmemi bir zen ginlikle geri dnen doulu tccarn zelliklerini1"1 tar. Giri imlerinin servene zg esi, hl hkmeden geleneksel ekonomi biimi karsnda ratio'sunun ekonomi asndan

80

akld grndr. Ratio'nun bu akldl, burjuva aklnn, karsna daha byk bir g olarak kan her akldla inti bak etmesi biiminde, hilede grlmektedir. Bana buyruk hilekr, vaktiyle her makul eye benzeyen homo oeconomicus'tur artk: Bu yzden Odysseia bir Robinson yksdr. lk neksel her iki kazazede gszlklerini kolektiflikten ayrlan bireyin gszln kendi toplumsal gleri hali ne getirir. Dalgalara kaplm, aresiz, tek bana yaltlanmlklarn onlara atomcu karn acmasz takibi dikte eder. On lar, daha bir iiden yararlanmadan nce, kapitalist ekonomi nin ilkesini temsil ederler; ama yeni giriimler iin kurtararak beraberinde getirdikleri eyler, giriimcinin her defasnda ken di el emeinden ok daha fazlasyla rekabete girdii gereini yceltir. Doa karsndaki acizlikleri, toplumsal stnlkleri iin bir ideoloji ilevi grmeye balamtr. Odysseus'un dal galar karsndaki savunmaszl, seyyahn yerli halk zerin den zenginlemesinin meruiyetine benzer. Burjuva ekonomi bilimi sonradan buna riziko kavramnda yer vermitir: Batma olasl kr ahlak ynnden temellendirmelidir. Gelimi de i toku toplumu ve bireyleri asndan Odysseus'un serve ni, baar yolunu oluturan rizikolarn betimlenmesinden ba ka bir ey deildir. Odysseus, vaktiyle burjuva toplumunu te sis eden ilk ilkeye gre yaar. ki seenek vard: Aldatma ya da yok olma. Aldatma ratio'nun belirtisiydi, ratio'nun tikellii bu belirtiden anlalyordu. Bu yzden, burjuva dneminin sonunda barizleen mutlak yalnzlk, seyyah Odysseus ile mnferit fabrikatr Robinson'un tasarladklar gibi, evrensel sosyalizasyona aittir. Radikal sosyalizasyon radikal yabancla ma demektir. Odysseus ile Robinson'u megul eden btn lktr: Biri onu boydan boya kateder, dieri yaratr. Her ikisi de bunu insanlardan tamamen yaltlanm ekilde yerine geti rir. nsanlar ikisine de srf yabanclam biimde, dman ya da dayanak, daima ara, ey muamelesi yapar.

Asl slaya dnle ilgili ilk servenlerden biri kukusuz ok daha gerilere, cin karikatrleri ile byc tanrlara ait barbarlk ann ok gerisine uzanr. Sz konusu, Lotos yi yenlerin yksdr, Lotos yemiinin tadna bakanlar, tpk Se kenleri dinleyenler ya da Kirke'nin deneiyle dokunduu ki iler gibi, kendilerinden geerler. Ancak nefsine hakim olama yanlarn bana bir ktlk gelmemelidir: "Oysa Lotos yiyen lerden bir ktlk gelmedi adamlarmza, / habercilerimize"*15 Onlar sadece unutma ve iradelerini terketme tehlikesi tehdit etmelidir. len, "semiz topraklarda"16 kimsenin almad ve savalarn olmad balangtaki durumu lanetler: "Kim yediyse Lotosun bal gibi yemiini, / kendinden geti ve dn mek istemedi bir daha gemiye. / Orda kalp Lotos yemekten baka bir ey dnmediler, / akllarn elmiti bu yemi, unutturmutu slay."17 Katlatrlm toplum dzeninde ba ml klnan katmanlar katlanlmaz olana katlanabilmeleri iin muktedir hale getirmeye yarayan uyuturucu maddelerin salad mutluluu hatrlatan bu tr cennete benzer toprak lardan onlarn pay almasna kendini koruyan akl raz olamaz. Gerekten de bu cennet benzeri topraklar srf sahte bir mutlu luktur, duygusuzca srnmektir, hayvan varoluu gibi yeter sizdir. Olsa olsa mutsuzluk bilincinin yokluudur. Oysa mut luluk hakikati ierir. ze ilikin bir sonutur. ekilen aclar kalkt zaman geliir. Lotos yiyenlerin yannda onlarn bu sahte mutluluuna gz yummayan ileke hakldr bu yzden. Lotos yiyenlere kar kendi davasn, topyann tarihsel emek vastasyla gereklemesini savunur, mutluluk tablosunda birdefa kalmakla bu mutluluun gcn elinden alr. Ama ras yonellik, yani Odysseus bu hakk alglayarak zorunlu ekilde hakszlkla ilikiye girer. Davran dolaysz olarak egemenli in yararna iler. Kendini koruyan akl "dnyann kylarnda* Bu blmdeki alntlar iin bkz. Homeros, Odysseia, evirenler: Azra Erhat - A. Kadir, Sander Yaynlan, stanbul 19?0.

82

ki"18 bu mutlulua, sonraki dnemlerin ok daha tehlikeli mutluluu gibi, pek raz olamaz. Tembeller harekete geirilir ve gemiye tanr: "Ama bakmadm gzlerinin yana, srkle dim gemiye onlar, / teknede, kreki siyalarnn altna ek tim, vurdum cincire."19 Lotos douya zg bir yiyecektir. Bu gn de ince ince kylm olarak in ve Hint mutfanda kul lanlr. Kendisine isnat edilen batan karcl. tarmdan, hayvan yetitiriciliinden ve avclktan, ksacas her eit re timden daha eski bir dneme, yani toprakta20 yetien rnle ri ve de deniz rnlerini toplama dnemine gerileyiin batan karcldr belki. Destann, aylaklk yaamna ilikin tasar m ieklerin yenmesine balamas pek de rastlant deildir, byle olsayd bile bugn bundan bir ey anlamak mmkn olmayacakt. AvrupalIlarn glsuyu ile piirilen yemeklerden, ekerli menekeden tand, yakn douda hl tatl eklinde yaygn olan iek yemek, yaamn yeniden retiminin bilinli kendini korumaya, toklarn mutluluunun planl beslenmenin yararlna bal olduu bir durumu nceler. En uzak ve en eski mutluluun, koku alma duyusunu uyaran ans beslen menin son derece yakn oluu ile hl i ie gemektedir. Bu an tarih ncesine gnderme yapar. nsanlarn tarih ncesinde ne kadar ac ektikleri nemsizdir, onlar bu tarih ncesine ilikin imgeden beslenmeyen hibir mutluluk dnecek durumda deildir: "Engine aldk yeniden, iimiz hzn dolu."21 Odysseus'un, eline dt Homeros'ta drlmek ve dm olmak edeerdir dier figr Tepegz Polyphem tekerlek kadar byk tek gzn ayn tarih ncesinden kalan bir iz olarak tar: Bu tek gz kulaklarn ve gzlerin simetri sinden daha ilkel olan burun ile az hatrlatr,22 ne ki tehis etmek, derinlik, somutluk alglar ancak iki gzle iki kulan birliinde birbirini tuttuu zaman sz konusu olur. Ama Lotos yiyenlere karlk Polyphem yinede daha sonraki, asl barbar lk dnemini, avclar ve obanlardan oluan bir dnemi temsil

eder. Homeros'a gre barbarlk, topran sistemli ekilde i lenmedii ve bu yzden sistemli, zamandan tasarruf eden bir emek ve toplum rgtnn kurulmad dneme rastlar. O, Tepegzleri "tre bilmez, azgnlar"23 diye tanmlar, nk on lar" yalnz lmsz tanrlara gvenirler, / ne ekin ekerler elle riyle, ne de ift srerler, / toprak ekilmeden, ilenmeden verir onlara her eyi, / arpay da, buday da, asmay da verir, / a rap sunan iri salkmlar Zeus'un yamuru iirir"24, ve burada uygarln suunu gizlice itiraf etmesine benzer bir eyler bu lunur. Bolluun yasaya ihtiyac yoktur ve uygarln anariden ikayeti neredeyse bolluu ihbar etmeye benzer: "Yoktur onlarn demekleri, yasalar falan. / Otururlar yksek da tepele rinde, oyuk maaralarnda, / herkes kendi evini ynetir, ken di karsn, ocuunu, / umurlarnda deildir hi kimse, ba kalarna aldrmazlar."25 Bu, gszlerin bask altna alnmas na dayanan ataerkil bir akrabalk toplumudur artk, ancak de imez, kesin mlkiyete ve hiyerarisine gre gtlenmemitir henz ve bu durum maara sakinlerinin, nesnel yasann eksikliini ve bylelikle Homeros'un karlkl umursamazlk, yani vahet aamas serzeniini temellendiren, birbirlerine bal olmaylardr. Ama anlatcnn pragmatik sadakati daha sonraki satrlarda kendi uygar yargsn tekzip eder: Kr edile nin acyla barmas zerine akrabalar umursamazlklarna karn ona yardm etmek iin koup gelirler ve Odysseus'un adn deitererek bavurduu hile ahmaklarn akrabasna yardmc olmasn engeller.26 Ahmaklk ve yasaszlk ayn be lirlenim olarak meydana kar: Homeros Tepegzleri "yasasz dnen canavarlar"27 diye tanmlad zaman, bunun anlam, onlarn yalnzca dncelerinde ahlak yasalarna sayg gster memeleri deil, stelik dncelerinin kendisinin de yasasz, sistemsiz, blk prk olmasdr, tpk davetsiz konuklarn koyunlarn stne binmektense aluna saklanarak maaradan nasl kaabileceklerine ilikin burjuva bilmecesini zememe-

84

leri ve Odysseus'un sahte adnn tad sofizme zg ifte anlamn da farkna varlmamas gibi. lmsz tanrlara gve nen Polvphem kukusuz bir yamyamdr ve tanrlara gven mesine karn saygda bulunmay reddedii buna uygun d er: "Uzaklardan gelmeyen ey yabanc sen ahman birisin" sonraki dnemlerde ahmaklarla yabanclar arasnda ayrm yapmaya pek dikkat edilmemitir ve yabanc olan eyleri kul lanma bilgisizliine dolaysz ekilde ahmaklk damgas vurul mutur"kork diyorsun bana tanrlarn cnden, say onlar, / ne yldrmlar gnderen Zeus'a aldr eder Tepegzler, / ne de br tanrlara, ok daha yetkiniz biz onlardan!"28 Bunlar anlatan Odysseus "yetkin" szyle alay eder. Oysa kastedilen yal sfatdr elbette; gne sisteminin iktidar kabul edilir, be nimsenir, ama bu bir feodal beyin burjuva zenginlii iktidarn kabul etmesi gibidir, feodal bey ses karmadan kendini soylu hisseder, ama urad hakszln kendisine temsil edilen hakszlk trnden olduunu farketmez. Polyphem'in babas ve Odysseus'un dman deniz tanns Poseidon evrensel, her eye karmayan gktanrs Zeus'tan yaldr, ve elementler halk inanc ile logos merkezli yasa inanc arasndaki mcade le, deyim yerindeyse, znenin haberi olmadan yrtlr. An cak yasa tanmayan Polyphem, onu aydnlanm ocukluk d neminin masal dnyasnda dev Goliath haline getiren uygarl n tabular tarafndan kendisine yaktrld gibi tam anla myla bir canavar deildir. Kendini koruyuunun dzen ve alkanlk biimini ald yoksullar evresinde uzlaanlardan yana onun bir eksii yoktur. Koyunlaryla keilerinin yavrula rn emzirttii zaman bu pratik eylem hayvanlara duyduu efkati ierir ve dost diye hitap ederek, maaray bu defa ni in en son terkettiini, yoksa efendisinin bana gelen felake te mi zldn sorduu kola nl konumas ok duygu landrcdr, tpk slaya dnen Odysseus'un yal kpei Argos tarafndan tekrar tannd zaman bu duygusalln Ody-

sseia'da bir kez daha doruuna ulamas gibi, hem de konu ma kaba bir ekilde sona ermesine karn. Devin davran henz karakter halinde nesnellememitir. Odysseus'un yalva rarak syledii szlere vahi bir nefret duygusuyla deil, he nz hkm altna girmedii yasay reddederek cevap verir: Odysseus ile yoldalarnn cann balamak istemez: "Yapa rm ben canmn istediini"29 ve bunlar anlatan Odysseus'un iddia ettii gibi gerekten kt niyetle konuup konumad belli deildir. Caka satarak ve yar kendinden gemi ekilde sarho Polyphem Odysseus'a konukluk armaan szleri ve rir,30 ama Odysseus'un kendini Kimse diye tantmasndan sonra, onu en son yiyeceini syleyerek, aklna konukluk ar maanna karlk istemek gibi kt bir dnce gelir; belki de Odysseus kendini Kimse diye tantt ve Tepegzlerin kt aklna gre mevcut saylmad iin.31 Gl kuvvetlinin be densel kabal onun her zaman deiip duran gvenidir. Bu yzden, yola sokulanlara kar hi durmadan ilenen haksz lkla ilgili mitsel kurallarn yerine getirilii hak tanr doal g ce kar da bir hakszlk haline gelmektedir. Odysseus'un oyu nuna gelen Polymhem ile dier canavarlar, Hristiyanlk a ndaki ikayeti ahmak eytann, Shylok ve Mephistopheles'e kadar uzanan modelleridir. Devin, sal yerinde olduu s rece, daha iyi bilmesi gereken kii tarafndan alaa edilene kadar, barbar kabalnn tzn oluturan ahmakl daha iyiyi temsil eder. Odysseus kendini Polyphem'in gvenine ve bylelikle onun temsil ettii insan eti zerindeki ganimet hak kna uydurur, bunu kurallarn yerine getirilmesiyle birlikte bu kurallar yok eden hile emasna gre yapar: "Al bu arab Te pegz, i yediin insan etinin stne, / nasl arabmz vard gemimizde, bir gr bak1'32 diye neride bulunur kltr tay c. Ratio'nun kartna, henz kesin bir kimliin olumad bir bilin aamasna ki bunu hantal, kaba dev temsil eder

86

intibak etmesi ad hilesinde son eklini alr. Bu hile halklar arasnda ok yaygndr. Grekede bir szck oyunudur; sap tanan bir szckte ad Odysseus ile ama Kimse bir birinden ayrlr. Odysseus ile Udeis gnmz insanna hl benzer adlar gibi gelir ve thaka'ya dnenle ilgili yknn an latld lehelerin birinde thaka kralnn adnn gerekten de Kimse adna benzedii pekala tasarlanabilir. Olup bitenlerden sonra akrabalarnn, sulunun kim olduu sorusuna Polyphem'in Kimse diye cevap vererek olay gizlediini, sulunun cezadan kurtulmasna yardmc olduunu tahmin etmek ras yonel ynden zayf bir klf etkisi brakr. Aslnda zne Ody sseus, zneyi zne yapan kendi kimliini yadsr ve biimsizli e intibak ederek hayatta kalr. Adnn kimse olduunu sy ler, nk Polyphem bir Ben deildir, ad ve nesne karkl aldatlan barbarn tehlikeden kurtulmasna engel olur: c nn alnmas iin seslenii, c almak istedii kiinin adna b yl ekilde bal kalr ve bu ad onun sesleniini acizlie mahkum eder. nki Odysseus amac ada katarak ad by l evreden yoksun brakr. Ama kendini savunmas, her uy garlkta olduu gibi, destanda da kendini yadsmasdr. Byle likle Ben, intibak ederek kamaya alt doal balamn ya pay evresine der. Kendi isteiyle adna Kimse diyerek ve doal duruma intibak doaya hkmetme arac eklinde mani pule ederek cretkar hale gelir. Hilekr Odysseus baka trl davranamaz: Devin kayalar frlatan ellerinin hl etki alannda bulunmasna karn, kaarken yalnz alay etmekle kalmaz, s telik gerek adn ve soyunu da aklar, sanki tarih ncesi, bi raz nce kap kurtulmu olan onun zerinde, eer kimliini rasyonel kimlikten henz ayrlan byl sz sayesinde tekrar eski haline getirmezse, bir ara Kimse adm tamken tekrar kimse durumuna dmekten korkmasn gerektirecek bir n fuza hl sahipmi gibi. Dostlan onun ahmaklk yapmasn nlemeye, akln bana toplamasna alrlar, ama baara

mazlar, frlatlan kayalardan g bela kurtulurlar, o adn sy lemekle muhtemelen Poseidon'un ki pek yle hereyden haberli diye tantlmaz nefretini stne eker. Akllnn ah mak klna girmesinden ileri gelen hile, bu kl terk eder etmez ahmakla dnr. Bu, dil uzluunun diyalektiidir. Antikadan faizme kadar Homeros gevezelikle sulanmtr, ve bu hem kahramanlar hem de anlatc iin geerlidir. Ne ki onyal (Homeros -n) kehanet ynnden eski ve yeni Spartallara stn olduunu, hilekrn, arac kiinin sarfettii szlerle onlarn bana bela getireceini syleyerek gstermitir. Fizik sel gc aldatan szler durmak nedir bilmez. Szlerin ak parodi olarak bilin akmna, dnmenin kendisine elik eder: Dnmenin yanlmaz zerklii, sanki dnme ile ger eklik ayn ad tayormu gibi bu zerklik szle,r vastasyla gereklie girdii zaman, bir lgnlk momenti cinnet mo menti haline gelir, oysa dnme .srf araya koyduu mesa fe nedeniyle gereklie hkmeder. Ancak byle bir mesafe ayn zamanda edilgidir. Bu yzden akll Odysseus atasznn tersine hep fazla konuma hevesindedir. Onu nesnel ynden belirleyen korkudur, zorbala kar szn ortadan kalkm yararna devaml sarlmad zaman, zorbalk tarafn dan tekrar bu yarardan yoksun braklmay arzu eder. nk sz, aldatt doadan daha gsz olduunu bilir. Fazla ko numak, zorbaln, ve hakszln zgn ilke eklinde meyda na kmasna neden olur ve bylece korkan kiiyi her zaman korkulan eylemlere tevik eder. Tarih ncesindeki szn mit sel basks, aydnlanm szn kendisine karlk yine de ken disince zorla getirilen felakette ebediletirilir. Kendini Odysse us olarak aa vuran Udeis, lm korkusundan kaynaklanan stnlne hl lm korkusu iinde fazlasyla gvenen Musevinin zelliklerini tamaktadr bile ve arac kiiden al nan c, burjuva toplumunun sonunda deil, her eit zorbala tekrar tekrar bavurma amac gden olumsuz topya halinde

88

bu toplumun balangcnda yer alr. Yamyamn barbarl olarak mitos'tan kap kurtulann an lattklarna karlk Kirke yks tekrar asl by aamasna dikkati eker. By, tekrar bynn esiri olan Ben'i ayrtrr ve bylelikle daha eski biyolojik bir tre geri iter. Ben'in ay rmasnn hz yine unutuun hzdr. Bu hz zamann kat d zeniyle birlikte, kendini bu dzene gre ynlendiren znenin sarslmaz iradesini yakalar. Kirke, kendilerini itkilerine terk eden erkekleri batan karr ve batan karlann girdii hay van kl oldum olas bu itkiye balanm, Kirke de, erotik inisiyatifi doallk olarak ona yaktran Hermes'in dizeleriyle gerekelendirilerek kurtizanln (kibar fahieliin -n) ilk r nei haline getirilmitir: "d kopacak, yatana gtrmek is teyecek seni, / sakn olmaz deme, hor grme tanrann yata n."33 Kirke'nin zellii, eylemlerinde nce felaket getirici sonra da yardmc olarak davranmasndan belli olduu gibi, ifte anlamllktr; bu ifte anlamllk soy aacndan da anla lr: O, Helios'un kz ve Okeanos'un torunudur.34 Onda ate ve su eleri birbirinden ayrlmamtr ve doann ister ana erkil ister ataerkil olsun belirli bir grnnn baatlna kartlk olarak hl fahienin baknda, yldzn nemli yanssnda35 tekrar belirerek promiskuite'nin (serbest cinsel ilikinin ), kurtizanln zn oluturan ite bu birbirin den ayrlmamlktr. Kurtizan mutluluk baheder ve mutlu edilenin zerkliini tahrip eder, bu onun ifte anlamlldr. Ama mutlu kld kiiyi zorunlu olarak yok etmez: Daha eski bir yaam biimini elinde tutar.36 Lotos yiyenler gibi Kirke de konuklarna lmcl ktlklerde bulunmaz ve vahi hayvan lar haline getirdikleri henz sakin, uysal bir ekilde dururlar: "Kurtlar, arslanlar vard evresinde, da hayvanlar, / byle miti Kirke onlar kt ilalarla. / Saldrmad bu hayvanlar adamlarmn stne, / ama kalkp uzun kuyruklaryla onlar okadlar. / Kpekler nasl kuyruk sallarsa lenden dnen

efendilerine, / bilirler nk kendilerine gzel eyler getirdi ini her seferinde, / yle kuyruk sallyordu bu sert trnakl kurtlar ve arslanlar."37 Bynn etkisindeki insanlar, Orpheus'un ezgilerini dinleyen vahi hayvanlara benzer ekilde dav ranrlar. Eline dtkleri mitsel yasa ayn zamanda zgrl ilerindeki bastrlm doadan zer, ayrr. Mitosa gerileyilerinde yalanlanan ey zaten mitostur. Onlar Ben yapan ve hayvandan ayran itkinin bastrlmas, eski bir gre gre Kirke adnn (Circe; daire, deveran demek olan circulus'tan n) ima ettii ve umutsuz ekilde kapanm olan doann de verannda basknn ie dnmesiydi. lkletirilmi tarih nce sini onlara hatrlatan zorba byc ise hayvanlarla birlikte, tpk Lotos yiyenlerin cennete benzer topraklan gibi, uzlama yanllna fazlasyla kaplm sahte bir dnya yaratr. Ne ki onlar bir zamanlar insan olduklar iin uygar destan balarna geleni trajik bir felaket olarak gstermesini bilir ve Homeros'un anlattklarnda bir hazi iz pek grlmez. Kurban ne denli uygarsa bu iz o denli byk bir azimle ortadan kaldr lr.38 Odysseus'un yoldalar, daha nceki konuklar gibi kut sal vahi hayvanlar haline deil, murdar ev hayvanlar, yani domuz haline gelirler. Kirke yksnde belki de, domuzlarn kutsal sayld Demeter'in Ktoncu kltn hatrlamann bir rol vardr.39 Ya da ama domuzun insannkine benzeyen anatomisini ve plakln dnmenin, ki bu dnce motifi aklamaktadr: Sanki onyallarda benzerle karma konusun da, Musevilerde devam eden ayn tabu bulunmaktayd. So nuta insan eti yeme yasan dnmek mmkndr, nk, Juvenal'da olduu gibi, insan eti tadnn domuz eti tadna benzedii hi durmadan anlatlmaktadr. Sonradan her uygarlk, toplumun amalar dorultusunda toplum tarafndan kurallara balanan hazlar dnda, itkilerin den dolay baka hazlar dnenleri byk bir zevkle domuz diye tanmlamtr. Odysseus'un yoldalarnn domuza dn

90

melerinde by ile kar-by, ot ve arapla yakndan ilintili dir, sarholuk ile aylma da, cinsiyete ve tarih ncesinin ans na en yakn olan, giderek iyice bastrlan, bilin dna itilen koku alma duyusuyla.40 Ancak domuz grn altndaki bu kk alma mutluluu, burnu yerde olann ve dik yrmeye balayann zgr olmayan koklamas41 eklinde tannmaya cak hale gelmitir. Bu sanki, byleyici kurtizann erkekleri baml kld ritelde, ataerkil toplumun her defasnda yeni den boyun edii eyi tekrarlamas gibidir. Uygarln kadn lar hakknda verdii hkm, kadnlar uygarln basks altn da hemen benimsemeye ve cinsiyeti yermeye yanarlar. Ay dnlanma ile mitosun, izleri destanda grlen atmasnda, gl olan batan karc ayn zamanda gszdr, eskimi tir, saldr karsnda savunmaszdr ve yannda muhafz olarak baml hayvanlara ihtiya duyar.42 Doann temsilcisi olarak kadn burjuva toplumunda kar konulmazln43 ve acizliin gizemli imgesi haline gelmitir. Bylece o, doayla uzlama nn yerine doann alt edilmesini koyan hodpesent ve deer siz egemenlik yalann yanstr. Evlilik topluma katlanmann, onunla uzlamann orta yolu dur: Kadn, iktidarn kendisine erkek tarafndan dolayl ekil de tannmasyla aciz kii olarak kalr. Odysseia'da bunun bir ksm kurtizan tanrann yenilgisinde iyice belli olur, edebi ynden daha gen Penelopeia ile yaplm kltrl evlilik ise ataerkil kurumun daha sonraki nesnellik aamasn temsil eder. Odysseus'un Aiaie adasna kmasyla birlikte erkekle kadn arasndaki ilikinin ifte anlam, zlem ve yasa, antla ma vastasyla konman bir dei toku biimini alr. Bunun nkoulu feragattir. Odysseus Kirke'nin bysne kar koyar. Bu yzden by tarafndan, ona kar koyamayanlara verilen srf aldatc szler Odysseus'a nasip olur. Odyseus Kirke ile yatar. Ama ona nce lmszler, Olympos tanrlar adna b yk bir ant iirir. Bu ant erkei, iktidarsz braklma karsn

da, promiskuite yasandan ve daima itkiyi terkedi, erkein kendini iktidarsz brak eklinde simgesel olarak hl de vam eden erkek egemenliinden alnacak karsnda koru yacaktr. Kirke, byye karn Odyseus'un dnmemek iin direnmesi karsnda, "gsnde hassas olmayan serke bir yrek"44 tayor diye serzenite bulunarak, kendisine kar koyan efendiye, Ben'e ba emek ister: "Ama imdi sok klc n knna, haydi, / gidelim seninle uzanalm yatamza, / sev gi iinde gvenelim birbirimize, sevie birlee."45 Kirke'nin bahettii hazin bedeli hazin hor grlm olmasdr; sonun cu kurtizan ilk dii karakter olarak varlk gsterir. Efsaneden tarihe gei srasnda onun burjuva duygusuzluuna katks belirleyicidir. Kirke'nin davran, sevgi sonradan ideoloji ola rak rakiplerin nefretinden dolay daha ok aldatmak zorunda kaldka hkmn o derece artran sevgi yasan uygular. Dei toku dnyasnda daha fazlasn veren kii hakszdr; seven kii ise daima daha ok sevendir. Yapt fedakrlk gklere karlrken sevenin de fedakrlkta bulunmaktan kurtulmamasna kskan gzlerle dikkat edilir. Seven kiiye zel likle sevgide hakszlk yaplr ve ceza verilir. Sevgisini belli eden kendine ve bakalarna hkmedememe acizlii, umutla rnn gereklemesini ondan esirgemek iin yeterli nedendir. Yalnzlk artan bir ekilde kendini toplumla birlikte yeniden retir. Daha duygular henz dallanp budaklanrken bu me kanizma, kendini gerekletirmekten dolay yozlaacak kadar duygusuzlua itilmi olan bakalarn da bulabilmek iin sevgi aamasnda bile hkmn artrr. Erkeklerin kle gibi boyun edikleri Kirke'nin gc, onlarn, Kirke'ye boyun emeyi red deden feragat etmi kiiye olan bamllklarna geer. Tanra kirke'nin, ozan tarafndan kendisine isnat edilen doa zerin deki etkisi bir rahip kehaneti halinde, hatta denizde karla lacak glklerin tedbirli bir ngrs halinde azalr. Bu du rum, diiye zg tedbirlilik karikatrnde yaamaya devam

92

eder. Gten drlm bycnn Seirenler ve Scylla ile Charybdis hakkndaki kehanetleri sonuta erkeklerin kendile rini korumalarna yarar. Ancak kuaklar arasnda dzenli bir iliki kurmann neye mal olduunu, antlama yapt efendisinin emriyle Kirke'nin tekrar insana dntrd erkeklerin davrann anlatan mulak birka dize ele vermektedir. nce yle denmekte: "Ama imdi eskisinden daha gentiler, / daha gzeldiler ve daha boylu boslu."40 Ne ki, bu ekilde onaylanan ve erkek likleri glendirilenler mutlu deildir: "Alamak geldi hepsi nin iinden hkra hkra, / ev batan baa iniltilerle yank-, land durdu."47 Bir yl srecek ksr evlilii merasimle kutla mak iin dzenlenmi lene elik eden en eski dn arks herhalde bu ezgilerle yanklanyordu. Penelopeia ile olan asl evlilikle bu evlilik arasnda tahmin edilenden daha ok ortak yanlar vardr. Fahie ile yasal e ataerkil dnyada kadnn kendine yabanclamasnn tamamlayc eleridir: Yasal e, yaam ve mlkiyete ilikin deimez dzenden duyulan haz ele verirken fahie de, yasal ein mlkiyet hakkn ak bra kan eyi onun mttefiki olarak tekrar mlkiyet ilikisine isnat eder ve haz sata karr. Mitsel kader tanralar,48 Odysseus'un sevgilileri Kirke ile Kalypso, tpk burjuva ev kadnlar gibi alkan birer dokumac olarak tantlr, Penelopeia ise bir fahie gibi, slaya dnenin gerekten yal bir dilenci mi yoksa serven peinde koan bir tanr m olduunu kukulu bak larla anlamaya alr, O ok vlen Odysseus'u tekrar tanma sahnesi gerekten soylulara zg bir tarzda geer: "Oysa ka dn uzun zaman yle kald, bir ey demeden, / aknlk kap lamt zavallcn yreini, / Kimi zaman Odysseus'un yz ne benzetiyordu yzn onun, / kimi zaman da tanmyordu aputlarn altnda bir trl."49 Penelopeia kendiliinden bir harekette bulunmaz, sadece bir hata ilemekten kanr, ayr ca dzenin ezici basks altnda byle bir hata ileme hakkn

kendinde grmez. Gelecekteki konumuna henz tam anla myla intibak etmemi olan gen Telemachos bu duruma f kelenir, ama anasna kacak kadar kendini bym hisse der. Anasna ynelttii duygusuzluk ve ta yreklilik sulama s, Kirke'nin daha nce Odysseus'a kar ne srd sula malarn aynsdr. Kutizan ataerkil dnya dzenini benimsedi i zaman monogam e bununla yetinmez ve kendini erkek karakteriyle eit hale getirene kadar sakinlemez. Evliler ite byle anlarlar. Penelopeia slaya dneni snarken yeri dei tirilmesi mmkn olmayan evlilik yatan ima eder, ki Ody sseus bu yata genliinde soy ve mlkiyet birliinin simgesi olan bir zeytin aacnn evresine kurmutur. Penelopeia duy gulandrc bir kurnazlkla yatan yeri deitirilmi gibi konu ur ve kocas da "ierleyerek" ona cevap verir, bu dayankl el iini nasl ortaya kardn ayrntlaryla anlatr: Onun, burju va ilk rnei olarak, kendi zerafeti iinde bir hobby'si vardr. Bu hobby, ayrmlam mlkiyet ilikilerinden dolay zorunlu ekilde oktan dnda kald zanaatlara zg ilerin yine lenmesinden ileri gelir. O bu ilikilerden zevk duyar, nk refah, zenginlik, salama zgrl ona, eer yaamak istiyor larsa bu tr ileri yapmak zorunda kalanlar hakknda karar verme yetkisi verir. Duygulu Penelopeia onu buradan tanr ve olaanst saduyusuyla vp tatl diller dker. Bir para alay gizli bu vgye, ani duraklamalar halinde belirerek, ko casnn ektii aclar, sadece evlilik tarafndan, "onaylanm sreklilik dnceleri"50 tarafndan salanan mutluluun tanrlarca kskanlmasna balayan szler eklenir: "Ne yapalm ki, tanrlar dertlere bodu bizi, / ok grdler bize yan yana ya ammz, / genliin tadn karp ihtiyarln eiine varma mz."51 Evlilik srf yaayanlarn misilleyici dzeni deildir, s telik birlikte ve dayanma iinde lme direnmek demektir. Uzlama evlilik iinde boyun eiten dolay artar, geliir, tpk insani-olann tarihte bugne kadar zellikle ve yalnzca, in

94

sanclln gizledii barbar-olan nedeniyle gelimesi gibi. Eler arasndaki antlama eski dmanl g bela ortadan kaldr d zaman, Phileman ile Baukis efsanesindekine benzeyen huzurlu yallk imgesi de kaybolup gider, tpk kesilen kur ban dumannn ifal ocak dumanna dnmesi gibi. Kuku suz evlilik uygarlktan dolay mitos'un ilk temel talarndan bi ridir. Ama evliliin mitsel katl ve salaml, kk adann engin denizden ykselmesi gibi, mitostan ayrlarak sivrilir. Rotasndan km esas yolculuun en uzak duraklar bu tr snlacak yerler deil, Hades'tir. Servencinin ilk Nekyia'da (llerin ruhlarn arma merasimi; Odysseia'nn 11. blmne Antika'da bu ad verilmitir -n) karsna kan grntler k dinini kaldran anaerkil52 ruhlardr: Yani Ody sseus karsnda, kendini ataerkil, amaca uygun bir katyreklilie zorlad53 anasnn grntsnden sonra en eski kadn kahramanlar bulur. Ancak anasnn grnts acizdir, krdr ve dilsizdir,54 tpk dilin grntye terkedildii momentlerde ki epik anlatma benzer bir hayal gibi. Grntye dil kazan drmak iin canl anlarn teminat olarak kurban kanna ihti ya vardr, ki grnt bu dil vastasyla, her zamanki gibi bey hude yere ve geici olarak, mitsel dilsizliin dna kar. z nellik ancak grntlerin nemsizliini idrak ederek kendine hakim olduu zaman bu grntlerce bo yere sz verilen umuttan pay alr. Odysseus'un adanm topraklan arkayik g rntler lkesi deildir. Btn bu grntler sonuta ona, ller dnyasndaki glgeler olarak kendi gerek zlerini, ze vahiri gsterirler. Odysseus bu grntlerin birer l olduu nu anladktan ve onlar kendini korumann efendilere zg davranyla, yaamna yararl ve iinde mitsel gcn hayal olarak, ruh halinde kendini koruduu bilgileri kendisine sa layanlara armaan ettii kurbandan uzaklatrdktan sonra on lardan kurtulur. Gten drlm mitlerin bir araya geldii ller dnyas slaya en uzak olan yerdir. Bu dnya sla ile

sadece ok uzak bir mesafeden iletiim kurar. Odysseus'un Hades'teki ziyareti destann en eski, aslnda efsaneye ait kat manlarndan biridir diyen Kirchoff'un bu varsaym55 kabul edilecek olursa o zaman bu en eski katman ayn zamanda destandr, ki bu katmanda bir zellik Orpheus ile Herakles'in Hades'e inilerini anlatan efsanedeki gibi mitosu yad snmaz ekilde amaktadr, rnein her eit anti-mitolojik dcenin en kk hcresini oluturan, cehennem kapsnn paralanmasna, lmn feshedilmesine ilikin motif gibi. An ti-mitolojik eyi, Poseidonla olas bir barmadan sz eden Teiesias'n kehaneti iermektedir. Odysseus'un omuzunda bir kayk krei tayarak yola dmesi ve "denizin ne olduu nu bilmeyen, /tuzlu yemee asla el srmeyen"56 insanlarla karlaana kadar dolamas gerekmektedir. Karsna bir yol cu kt ve ona omuzunda bir harman krei tadn sy ledii zaman, Poseidon'u yattracak kurban kesmek iin uy gun yere geldiini anlayacaktr. Kehanetin pf noktas kayk kreinin harman krei diye yanl tehis edilmesidir. Bu durum onyallara ok komik gelmi olmal. Ancak barma nn baml klnd bu komik e insanlar deil, fkeli Poseidon'u hedef almaktadr.57 Yanl anlama ask suratl elementer tanry gldrecek, kahkahalar fkesini datacaktr. Bu durum, Grimin kardelerin masalndaki anneye, kk ya ramazdan kurtulabilmesi iin komu kadnn verdii te benzemektedir: "Yaramaz mutfaa gtrsn, ocan stne oturtarak ate yaksn ve iki yumurta kabuunda su stsn, bu onu gldrecektir, eer glerse sonu gelmi demektir."58 Gl mek bugne kadar zorbaln belirtisi, gz kapal, inat in san doasnn ba gsterii olsa bile, iinde yine de, glmekle birlikte kendi gz kapal doasn bu biimiyle farkeden ve bylece ykc zorbala ynelen kart eyi tar. Glmenin bu ifte anlam adn ifte anlamna yakndr ve adlar belki de talam gllerden baka bir ey deildir, rnein bugn,

96

balangtaki ad verme ediminden hl bir eyler tayan tak ma adlar gibi. Glmek znelliin suuna baldr, ama glme nceden bildirdii hukukun erteleniinde baml olmaktan fazlasn da sezdirir. Slaya dn yolunu vaadeder. Sla zle mi, ilk yks Odysseia'da anlatlan znelliin tarih ncesin den kap kurtulmasn salayan servenin dourduu eydir. Sla kavramnn mitos'a ters dmesinde, faistlerin mitos'u s la diye gsteren yalannda destann en gizli paradoksu karar latrlmtr. Bu durum kendini, slann nkoulu olan yerle ik dzeni gebelik dneminden sonra getiren tarihin hatrlannda belli eder. Yerleik dzenle ortaya km deimez mlkiyet dzeni eer insanlarn, sla zleminden ve kaybolup gitmi balang dnemine duyulan zlemden kaynaklanan yabanclamasna dayanyorsa, o zaman bu ayn zamanda her eit zlemin ve sla zleminin yneldii sadece sla kavram na temel oluturan deimez mlkiyettir, yerleik dzendir. Her felsefenin sla zlemi olduunu syleyen Novalis'in bu ta nmlamas, eer bu sla zlemi kaybolmu en yal kiinin ha yalinden domuyorsa ve mitos'a zorla kabul ettirilmi bir ey olarak doann kendisini sla diye tasarlyorsa hakllk kazanr. Sla, kap kurtulmu olmak demektir. Homeros'un destanlar n hedef alan "yeryznden uzaklaan" eserler sulamas da buradan ileri gelir; bu ise onlarn doruluunun gvencesidir. "Onlar insanla ynelirler."59 Serven yksnde vuku bul duu gibi mitleri roman haline getirmek hem mitleri, hem de mitos'u, onu sladan ve uzlamadan ayran uurumu kefede rek, zaman iine srklemesini tahrif etmez. Uygarln tarih ncesinden ald tyler rperticidir, uygarlk bu c alr ken tarih ncesine benzer, tpk Homeros'ta oban Melanthios'un paralann anlatan iren bir belge halinde yer almas gibi. Bu durumu meydana karan, anlatlan olayn ierii de il, anlatma srasnda zorbala uyulmasn salayan zbilintir. Mitsel dizelere olan kartl iinde dil, szlerin kendisi,

hatrlayarak karlalan felaketi tespit etme olana Homeosu kap kurtuluun yasasdr. Kap kurtulmu kahramann her defasnda anlatc olarak ortaya kmas bouna deildir. Sanki hobee, elenmeye yaryormu gibi hl tyler rperti ci eylerden sz eden yknn duyarszl, bu tyler rperti ci, dehet verici eylerin, ancak onlar destanda kaderle res men birbirine kart zaman, meydana kmasna izin verir. Ne ki, susmak, sesini kesmek, ara vermektir, anlatcnn, uy garln tamamen bastramad zgrlk nn parlamasn salayan iyice geride kalm olana dnmesidir. Odysseia'nn XXII. blmnde Telemachos'un vefasz hizmetilere, kurtizanla denlere verdii cezadan sz edilir. Acmasz bir ka ytszlkla, ondokuzuncu yzyldaki byk yazarlarn impassibilite'si (duygusuzluu -n) gibi, insanlk d bir tarzda as lanlarn kaderi anlatlr ve talaarak szlerden gerek arta ka lanlar oluturan bir suskunlukla, ifadesiz bir ekilde tuzaa dm kularn lmne benzetilir. Bunu, sraya dizilmi olanlarn lmn "bir ara ayaklar rpnverdi, ama uzun srmedi bu"60 diye anlatan dize izler. Anatominin ve hayvan lar zerinde yaplan deneylerin duygusuzluunu yanstan61 anlatcnn bu titizlii, yasa ve hukuk adna yarg Odysse us'un kat dnyaya itilen klelerin rpnn bir roman gi bi tutanaa geirir. dam konusunda kafa yoran bir yurtta olarak Homeros, bunun uzun deil bir an srdn ve ge ip gittiini tespit ederek kendini ve asl okurlar olan dinleyi cileri avutur.62 Ne var ki, "uzun srmedi"den sonra yknn isel ak durur. Anlatcnn davran, uzun srmedi mi?, diye sorar ve kaytszln yalanc karr. Bu davran, anlatlanlar keserek idam edilenlerin unutulmasna engel olur ve hizmet ilerin lmle savat bu bir saniyelik srenin dile gelmeyen sonsuz acsn ortaya karr. Uzun srmedi'den yank olarak geriye, daha sonraki retorikilerin sabrl olma hakkn kendi lerine tanyarak hibir eyin farkna varmadan ihll ettikleri

98

quo usque tandem'den (daha ne kadar -n) baka bir ey kal maz. Ancak umut, ilenen ktln anlatlnda, bunun oktan geride kalm olmasna balanr. lkaa, barbarla ve kltre baml olu konusunda Homeros evvel zaman iinde'yi hatrlatan avutucu bir ele sahiptir. Destan ilk defa roman olarak masala intikal eder.

ARASZ II JULIETTE YA DA AYDINLANMA VE AHLAK


Kant'a gre Aydnlanma, "insann, kendi kusuru olan er ginlie ulamamlktan kmasdr. Erginlie ulamamlk in sann kendi anln bakasnn ynetimi olmadan kullanma acizliidir."1 "Bakasnn ynetimine ihtiya duymayan anlk" akl tarafndan ynetilen anlktr. Bu ise, anln kendi tutarl nedeniyle tekil bilgileri sistem halinde birletirmesidir: "Akln ...nesnesi sadece anlktr ve onun amaca uygun kullanmdr."2 Akl, "anlksal eylemlerde belirli kolektif bir btnle ula ma amacn"3 gder ve bu da sistemdir. Akln hkmleri, kavramlarn hiyerarik bir yap kazanmasna ynelik talimat lardr. Leibniz ve Descartes'ta olduu gibi Kant'ta da rasyonel lik "hem st dzeydeki trlere ykselirken hem de alt dzey deki trlere inerken sistematik tutarln "yetkinletirilmesinden"4 ileri gelir. Dnmek, homojen, bilimsel dzenin Ay dnlanma anlamnda kurulmas ve olgulara dayal bilginin il kelerden tretilmesidir, hem de bunlar ister keyfi konmu be litler ister kendiliinden domu fikirler ya da yce soyutla malar diye yorumlansnlar. Mantk yasalar dzen iindeki en genel ilikileri yaratr, onlar tamnlar. Btnlk szbirliindedir. eliki nermesi in nuce sistemdir. Bilgi, ilkelerde altalamaktan(fazlalamak,halsiz brakmak) ileri gelir, sisteme katan yargyla birdir. Sisteme bal olduu halde bunu baka trl dnmek sistemsizliktir ya da otoriterliktir. Akl tarafndan tevik edilenler sadece sistem-

100

li btnlk dncesidir, kesin kavramsal tutadn biimsel eleridir. nsanlarn sanki rasyonel bir grm gibi kant gstermek istedikleri her ieriksel ama Aydnlanmann dar anlamnda kuruntudur, yalandr, "rasyonelletirmedir", hem de kimi filozoflarn bu sonutan karak insancl duyguya dik kati evirmek iin byk abalar harcamasna karn. Akl "zeli genelden tretme... yetisi"dir.6 Genelle zelin homojen lii Kant'a gre "saf anln ematizmi" vastasyla salanmak tadr. Algy anla uygun ekilde yaplandran entelektel me kanizmann bilinsiz etkisi bu ekilde tanmlanr. Anlk, nes nenin, znel yargy kendisinde bulduu anlalrlna, daha Ben'e nfuz etmeden nce, nesnel nitelik olarak biim verir. Bu tr ematizm olmadan, ksacas algnn entelektellii ol madan hibir izlenim kavrama, hibir kategori rnee uymaz, hatta sistem bir yana, her eyin hedef ald dnme birlii bile mmkn olmaz. Bunu yaratmak bilimin bilinli grevidir. Eer "tm ampirik yasalar ... saf anlk yasalarnn zel belirle nimleriyseler"7 o zaman bilim, ilkelerin olgusal yarglara do ru ekilde bal kalmasna dikkat etmek zorundadr. "Bilgilen me yetimizle doann bu uyumu yarg gc tarafndan ... ap riori varsaylr."8 Bu uyum rgtl deneyim iin "yol gsterici"dir.9 Sistemi doayla uyum iinde tutmak gerekir; sistemden dolay olgularn ncelenii gibi olgular da sistemi onaylamal dr. Ne var ki, olgular praksise aittirler; tekil znenin doayla ilikisini her yerde toplumsal nesne diye tanmlarlar: Deneyim edinmek daima reel davranmak ve edilgidir. Bir kuram dene meye yarayan alg geri fizikte genellikle deney aygtnda par layan elektrik kvlcmna indirgenmitir. Ama kvlcmn mey dana gelmeyii genelde pratik bir sonuca yol amaz, ya kura m boa karr ya da olsa olsa deneyden sorumlu asistann kariyerini engeller. Ancak laboratuvardaki koullar bir istisna dr. Sistemle gr uyum iinde tutmayan dnme; yaltlan-

m yz ifadelerinden ok daha fazlasn ihlal eder, reel praksisle atmaya girer. Yalnz beklenen olay gereklememekle kalmaz, stelik beklenmeyen bir durum otaya kar: Kpr ker, tohum rr, tp hasta yapar. Sistemli dnmedeki eksiklii, mantn ihlal ediliini en belirgin ekilde gsteren kvlcm gelge bir alg deil, ani lmdr. Aydnlanmann g zettii sistem, olgularla en iyi ekilde ba eden, doaya ege men olu srasnda zneyi en etkili ekilde destekleyen bilgi biimidir. lkeleri, kendini korumann ilkeleridir. Erginlie ulamamlk, kendi kendini koruma acizlii olarak ortaya kar. Birbirini izleyen kleci, i adam, brokrat biimlerine gi ren yurtta Aydnlanmann mantksal znesidir. znelerin, tek ve ayn akl tayanlarn reel elikiler iin de bulunmasndan doan akl kavramndaki zorluklar bat Ay dnlanmasnda yarglarn szmona seikliinin ardnda gizli dir. Saf akln eletirisinde ise bu zorluklar transzendental Berile ampirik Ben ve dier uzlamaz elikiler arasndaki se ik olmayan ilikilerde ifadesini bulur. Kant'n kavramlar ift anlamldr. Transzendental bireyst Ben olarak akl, insanla rn genel zne halinde rgtlenerek ve saf aklla ampirik akl arasndaki elikiyi btnn bilinli dayanmas iinde orta dan kaldrarak zgrce bir arada yaama dncesini ierir. Bu durum gerek genellik dncesini, topyay temsil eder. Ancak akl ayn zamanda hesap yapan dnme merciini oluturur, ki bu dnme dnyay kendini koruma amacna gre dzenler ve nesnenin, duyusal bir malzemeyi boyundu ruk altna alma malzemesi haline getirmeye yarayan ilevle rinden bakasn tanmaz. Geneli ve zeli, kavram ve tekil durumu dtan koordine eden ematizmin gerek doas so nuta sanayi toplumunun kar olarak gncel bilimde ortaya kar. Varlk, malzeme gibi ilenme ve ynetim asndan in celenir. Her ey, hayvan bir yana, bireyler bile yinelenebilen, telafi edilebilen bir sre haline, sistemin ilemsel modeli iin

102

srf bir rnek haline gelir. Brokratik, eyletiren bilim, kamu bilinci ve bireysel deneyim arasndaki eliki durum ve koul lar vastasyla nlenmitir. Duyular, daha alg gereklemeden nce kavram aygt tarafndan belirlenmitir, yurtta madde yerine, bu maddeden kendine yaratt dnyay apriori diye alglar. lk defa Hollywood'un bilinli gerekletirdii eyi Kant sezgisel olarak ncelemitir: Grntler daha kendi re timleri srasnda anln standardna gre sansr edilir, ki son radan bu standarda uygun ekilde izlensinler. Kamusal yargy onaylayan alg daha meydana kmadan bu yarg tarafndan hazrlanmtr. Gizli topya akl kavramnda znelerin rastlan tsal farklar nedeniyle, bilin dna itilmi kendi zde kar n grd zaman akl, nasl ki amalar erevesinde srf sis temli bilim olarak ilev gryorsa, zde kar da farklarla birlikte yerle bir eder. Bu akl toplumsal faaliyet tarafndan yaplan snflandrma dnda baka belirlenimleri geerli say maz. Herkes ne hale geldiyse ondan baka bir ey deildir: Meslek gruplarnn ve ulusal gruplarn ie yarar, baarl, baa rsz bir yesi. O kendi corafik, psikolojik, sosyolojik tipinin herhangi bir temsilcisidir. Mantk demokratiktir, burada zen ginlerin yoksullar karsnda bir stnl yoktur. Zenginler nller arasnda, dierleri de yoksullara yardm kurumunun, muhtemel nesneleri arasnda yer alr. Bilimin genel olarak do aya ve insanlara kar davran sigorta biliminin zel olarak yaama ve lme kar davran gibidir. len, kimseyi ilgi lendirmez, sz konusu olan, lm olaylaryla irketin ykmllkleri arasndaki ilikidir. Ayrnt deil, byk saylarn yasas formlde yinelenir. Genelle zelin uygunluu, zeli sade ce genel bir durum olarak ve geneli de zelin, geneli kavra tan ve kullandran yan diye alglayan tek bir anlkta da artk gizli kalmaz. Bilimin kendine zg bilinci yoktur, o bir alettir. Oysa Aydnlanma hakikati bilimsel sistemle zde klan felse fedir. Bu zdelii temellendirmek iin Kant'n felsefi adan

giritii deney bilimsel hibir anlam tamayan kavramlara yol amtr, nk bunlar oyunun kuralna gre srf manipule et meye yarayan direktifler deildir. Bilimin kendi kendini anla masna ilikin kavram bilim kavramyla eliir. Kant'n eseri, deneyimi srf tatbikatta bulunmak diye duyular st hale geti rir, bu yzden bugn Aydnlanma tarafndan kendi ilkelerine gre dogmatik diye yadsnr. Hakikat biimini alm bilimsel sistemin Kant tarafndan sonu olarak gerekletirilen onayla nyla birlikte dnce kendi hkmszln belli eder, nk bilim teknik altrmadr, kendi hedefi zerinde dn mekten, sistemin basks altnda dier alma trleri kadar uzaktr. Aydnlanmann ahlak retileri, kardan mahrum kalnd zaman topluma katlanmak iin, gten den dinin yerine entelektel bir temel bulmak zere harcanan umutsuz abala ra kant oluturur, Gerek birer yurtta olarak filozoflar kendi kuramlarna gre reddedilmi olan glerle pratikte anlarlar. Kuramlar tutarl ve katdr, ahlak retileri ise katym gibi grndkleri yerlerde bile propagandac ve duygusaldr ya da Kant'n, ahlaksal gleri birer olgu diye grmeye kar itirazla r gibi, tretilmezliin, yani ahlakn bilinten zorla silinmesi dir. Kant'n, tm bat felsefesinden ok daha dikkatli de olsa, karlkl sayg devini bir akl yasasndan tretmeye kalk mas eletiride hi destek grmez. Burjuva dnmesi'nin her zamanki abalarndan biri de, onsuz uygarln var olamaya ca saygy maddi kar ve zorbalk vastasyla deil de baka trl, ncekilerden yce ve paradoks, hepsi gibi geici ekil de temellendirmesidir. Kant'n sayg motifi nedeniyle yasann srf biiminden dolay kazan frsatn elinden karan yurtta aydnlanm deildir, boinanlara kaplmtr, budalann biri dir. Kt davrann ans sahibi olduu yerde bile ahlaksal davrann rasyonel olduunu syleyen Kant'n bu iyimserlii nin kayna, barbarla gerileyi karsnda duyulan dehetten

104

baka bir ey deildir. Kant Haller'in10 szlerine ek olarak yle yazar: Bu yce ahlaksal glerden biri, karlkl sevgi ve sayg azalacak olursa, "o zaman (ahlakszln) hilii (ah laksal) zlerin alm derin uurumuyla birlikte tm lkeyi bir yudum su gibi iecektir." Ancak Kant'a gre bilimsel akl karsnda ahlaksal gler, eer sz geen gizli olaslk yeri ne iktidarla uzlamaya ynelirlerse hemen dnecekleri ah lak d gler kadar tarafsz birer itki ve davran tarzdr. Ay dnlanma fark kuramdan uzaklatrr. Tutkular "ac si quaestio de Lineis, planis aut de corporibus esset"11 diye ele alr. Tota liter dzen bunu gerekletirmitir. Ondokuzuncu yzyl i adamn Kant'n sayg ve karlkl sevgisinde tutmu kendi s nfnn denetiminden kurtulan, ahlak duygusunu kat bir di siplinle halkndan esirgeyen faizm artk disiplini savunmaya ihtiya duymaz. Kategorik buyrua kar ve saf aklla o dere ce derin bir uyum iinde insanlar davran tarzlarnn eyleri, merkezleri olarak grr. Avrupa'da gerekten kapya daya nan ak zorbala kar egemenler burjuva dnyasn, ekono mik temerkz henz yeterli bir ilerleme kaydetmedii iin en gellemek istemilerdi. nce srf yoksullarla vahiler serbest braklan kapitalist elerle kar karya braklmt. Ama to taliter dzen hesaplayan dnmeyi tamamen kendi haklar dorultusunda kullanmakta ve bilimi de ayn ekilde grmek tedir. Bu dzenin yasas kendi kanl icraat yeteneidir. Felse fenin eli, Kant'n eletirisinden Nietzsche'nin Ahlakn Soykt'ne kadar, bunu duvara yazmtr; sadece bir kii bunu ay rntlara kadar uygulamtr. Marquis de Sade'n eseri "bakas nn ynetimine ihtiya duymayan anl", yani vesayetten kur tulmu burjuva zneyi gzler nne sermektedir. Kendini koruma bilimin temel, belirleyici ilkesidir, Kant'ta olduu gibi, idealist ynden tretilse bile kategoriler izelgesi nin ruhudur. Ben'in kendisi, tamalgnn bireimsel btnl, Kant'n mant asmak gereken en yksek nokta12 dedii

merci aslnda maddi varoluun hem rn hem de kouludur. lerini kendileri halleden bireyler Ben'i, yanstan ngrnn ve geneli gzden karmayn mercii olarak gelitirirler, bu Ben yaygnlar ve ekonomik bamszlk ve de retici mlki yet ihtimalleriyle birlikte kuaklar boyunca gitgide klr. Sonuta mlkszletirilmi yurttatan, boyunduruk altna al nan kitle toplumundaki retim yntemlerinin simgesi haline gelmi bir bilimden bakasn tanmayan totaliter trst sahiple rine geer. Sade, onlarn istedikleri anlamda planlananlar iin daha o gnlerde bir ant dikmitir. ktidar sahiplerinin yolun dan amayan rgtler vastasyla halklara kurduklar komplo, Machiavelli ile Hobbes'tan bu yana aydnlatlm akla burjuva cumhuriyeti kadar yakndr. Otoritenin, ancak kendini itaate, yani bir olgu olmayan kabagce zorlayacak gc bulunmad zaman, akl bu otoriteye dman olur. Kimin akla bavur duu hesaba katlmad srece otoritenin, dolaymlama ile olduu gibi kabagle de artk ilgisi yoktur, bireyin ve grupla rn durumuna gre bar ya da sava, hogry ya da bas ky verili-olan diye gsterir. eriksel hedefleri, doann akl zerindeki iktidar olarak, kendi yasa koyuculuunun ihlal edilii olarak meydana kard iin, kendisi gibi, biimsel ynden her doal karn hizmetine girer. Dnme tamamen bir organ haline gelir, o tekrar doa haline sokulmutur. An cak insanlar egemenler iin, doann tamam da toplum iin malzeme durumuna girer. Yurttalarn birbirlerini rahat brak madklar ksa bir liberalizm dneminden sonra egemenlik fa izm biiminde rasyonelletirilmi arkayik dehet olarak mey dana kar. Napoli Kral Ferdinand'n balosunda Prens Francavilla yle der: "Demek ki dinsel evhamlarn yerine ar ter r geirmek gerekiyor, ki bylece halk gelecekteki cehennem korkusundan kurtarlm ve ayn zamanda, bu korku yok edil dikten sonra, kendini her eye vakfetmi olsun; ama bu hayali korkunun yerine, yalnz halk iin geerli ok kat ceza yasala

106

r konmaldr, nk devlette huzursuzluk yaratan yalnz onlardr; Honut olmayanlarn doduu yer sadece en alttaki s nflardr. zerlerinde hissetmedikleri bir dizgin tasarm zen ginleri ilgilendirir mi? Hele bu bo grnle, boyunduruklar altnda yaayanlarn posasn karma hakkn elde ederlerse! Zenginler snfnda despotluk glgesinin kendi zerine d mesine izin vermeyecek kimse bulamazsnz, ama bu glge gereklikte dierlerinin zerine dt srece."13 Akl hesap yapmann, planlamann organdr, hedeflere kar tarafszdr, esi koordinasyondur. Kant'n transzendental olarak temel lendirdii eyi, yani idrak ile plan arasndaki, soluklanma mo lalarnda batan aa rasyonelletirilmi burjuva varoluunu her ayrntda kanmas mmkn olmayan amaca uygunluk niteliiyle belirleyen ilikiyi Sade spor'dan yzyl nce ampi rik olarak gerekletirmitir. yelerinden hibiri rolnden kuku duymasn diye toplu gsterileri zenle dzenlenmi olan ve her biri iin bir yedein hazr bulunduu modern sporcu gruplar, Juliette'in, her an'dan yararlanld, hibir gzenein ihmal edilmedii, hibir ilevin pasif kalmad cin sel team'lerinde tpatp kendi modellerini bulurlar. Sporda ve kitle kltrnn her dalnda, iin zne tam vakf olmayan, kendisini keyfi konmu kurallarla kyaslayan izleyicinin kom binasyonlarn farkn, deien durumlarn anlamn kefetmek ten aciz kald gayret dolu, etkili bir faaliyet hkm srer. Kant sistemin kendi mimari yaps, Sade'a zg cinsel ta knlklarn sporcu piramitleri ve alayc yanss Sodom'un 120 Gn'ndeki zevk dkn toplumun kat kurallar olan ilk burjuva Localarnn ilkeler sistemi gibi, toplam yaamn ieriksel amatan yoksun dzenini mjdeler. Bu tr gsterilerde hazdan ok faal iletme, rgtleme sz konusu olmaktadr, tpk mitolojiden kurtarlm dier alarda, imparatorlar d nemi Roma'snda, Rnesans'ta ve faaliyet emasnn faaliyetin ieriinden daha ar bast Barok'ta olduu gibi. Yenia'da

Aydnlanma uyum ve yetkinlik dncelerini, onlarn dinsel te dnyada cisimlendirilmesinden ayrm ve sistem biimi altnda insani abalara ltler olarak teslim etmitir. Fransz Devrimi'ne umut veren topya etkili ve ayn zamanda aciz bir ekilde Alman mzik ve felsefesine girdikten sonra yerleik burjuva dzeni akl tamamen ilevsel duruma getirmitir. Akl amasz bir amaca uygunluk haline gelmitir ve ite bu yz den kendisinden her ama dorultusunda yararlanmak mm kn olmaktadr. O aslnda plann kendisidir. Totaliter devlet uluslar kullanr. Sade'da yle devam eder: "te sorun bu, di ye cevap verdi prens, hkmetin kendisi nfusu denetlemeli dir, korktuu zaman imha etmek, gerekli grd zaman da oaltmak iin her ara elinde bulunmaldr ve sizin karlar nzdan ya da tutkularnzdan baka adaletinizi dengeye geti recek bir ey asla mevcut olmamaldr, ve bunlar, dedii miz gibi, kendi yetkilerini artrmak iin sizden gerektii ka dar yetki alm olanlarn tutku ve karlarna bal kalmal dr."14 Prens, ratio'nun girdii en korkun biim olan em peryalizme izleyecei yolu gstermektedir. "... Boyunduruk altna almak istediiniz halkn elinden tanrsn aln ve ahlak n bozun; sizden baka bir tanrya tapmadklar, sizinkinden baka treleri olmad srece hep onlarn efendisi olarak ka lacaksnz... bunun iin brakn en caniyane yeteneklerini ge litirsinler; asla ceza vermeyin, ta ki oklarn size evirene ka dar."15 Akl ieriksel bir ama gtmedii iin duygulanmlar (affekte) ondan ayn uzaklktadr. Onlar sadece doaldrlar. Akl tm akld olanlara yalnzca kar kartan ilke Aydnlanma ile mitoloji arasndaki gerek kartl temellendirmektedir. Mitoloji akl sadece doann derinliklerinde gizlenmi akl ola rak, doal g olarak tanr. Ona gre insann i dnyasndaki devinimler, tpk d gler gibi, tanr ya da cin kkenli canl glerdir. Aydnlanma ise balam, anlam, yaam znellie

geri gtrr, oysa znellik ilk defa bu geri gtrte oluur. Akl znelliin kimyasal etkenidir, bu etken eylerin kendi t zn sourur ve akln yalnkat zerkliini ortadan kaldrr. Doadan duyulan boinansal korkudan kamak iin akl nesnel etki birimlerinin ve figrlerin hepsini kaosa zg bir malzemenin maskeleri olarak kk drm ve zne d nce gerei tamamen tek mutlak, anlamsz bir otorite haline gelene kadar bunun insani aamalar zerindeki etkisini kle lik diye lanetlemitir. Tm doa gleri, znenin soyut iktidar iin aralarnda fark bulunmayan, yalnkat birer diren duru muna girmitir. Bat Aydnlanmasnn, Kalvenizm olarak da, ortadan kaldrmaya alt zgn mitoloji, dzene ilikin bir Katolik retisi ve bu reti altnda yaylmaya devam eden pagan halk inancyd. nsanlar bu mitolojiden kurtarmak bur juva felsefesinin amacyd. Ama bu kurtar insancl sahiple rince dnlenden ok daha ileri gitti. Zincirinden kurtulan pazar ekonomisi ayn zamanda akln gncel biimi ve akl mahveden g oldu. Romantik gericiler sadece yurttalarn bana gelenleri ifade ediyordu: Yani zgrln, onlarn dnyasnda rgtl anariye yol atn. Katolik kar-devrimin eletirisi Aydnlanma karsnda hakl kmaktadr, tpk Aydnlanmann Katoliklik karsnda hakl kmas gibi. Aydn lanma liberalizme balanmt. Eer duygulanmlarn her biri bir deer tayorsa, o zaman sistemin biimine zaten hkme den kendini koruma en olas davran kuraln da tekil eder grnmektedir. Bu kurala serbest ekonomide gz yumulacak t. Machiavelli, Hobbes, Mandeville gibi ilk burjuva dnemi nin bencillii tavsiye eden, mulak yazarlar bylece toplumu ykc ilke olarak grm, aydn yazarlarca, klasiklerce resmi reti dzeyine karlmadan nce uyuma ihanet etmilerdir. Bu yazarlar burjuva dzeninin btnln, sonuta her ikisi ni, yani geneli ve zeli, toplumu ve Ben'i birbirine kartran bir dehet ve ylgnlk olarak vmlerdir. zel gruplarca

ekonomi aygt zerinde kumlan egemenliin insanlar bld ekonomik sistemin gelimesiyle birlikte akl tarafndan z de saylan kendini koruma, bireyin cisimlendirilmi itkisi, kendini yok editen artk ayrlmayan ykc doal g olarak ortaya kmtr. Bu ikisi seik olmayan bir ekilde i ie ge mitir. Saf akl akldlk, hatasz ve ieriksiz yntem haline gelmitir. Ancak doa ile Ben arasndaki uzlamay haber ve ren topya devrimci nclerle birlikte gizlendii yerden ka rak Alman felsefesinde, hem akld hem rasyonel ekilde, zgr insanlardan meydana gelen birlik dncesi olarak be lirmi ve ratio'nun fkesini zerine ekmitir. Toplumun bu gnk durumunda, en rasyonel are diye insanln propa gandasn yapmaya ynelik acnas ahlak abalara karn, kendini koruma mitos olarak horlanan topyadan uzak kal maktadr. Kendini kurnazca koruma st katmanlarda faist ik tidar ele geirme mcadelesidir, bireylerde ise ne pahasna olursa olsun hakszla uyum salamaktr. Aydnlanm akl bir l, kendi iinde ve dier itkilere kar, tpk evrenin gkkreler halinde dzenlenii gibi, kademe tekil edecek bir itki bulmakta zorluk ekmektedir. Aydnlanm akl doadaki hiyerariyi hakl olarak Ortaa toplumunun bir yanss diye meydana karmtr. Yeni nesnel bir deer aamalar dzeni ni kantlamak iin sonradan giriilen abalarn ise yalan ol duklar gn gibi oltadadr. Kendini bu tr anlamsz yineleme lerde aa vuran akldlk sanayisel ratio'ya direnmekten ok uzaktr. Leibniz ve Hegelle birlikte nde gelen felsefelerin artk birer dnce olmayan bu tr znel ve nesnel ifadeler de, duygularda, kurumlarda, sanat eserlerinde hakikat talebini kefetmelerine karlk, akldlk dierlerinde olduu gibi Ay dnlanmann modern pozitivizme yakn olan son kalntsnda duyguyu, dini ve sanat, zellikle idrak denen eyi yaltlamaktadr. Bu geri duyarsz akl dolaysz yaam yararna kstla makta, ama yaam dnceye dman bir ilke haline getir-

110

mektedir. Bu tr bir dmanlk grn altnda duygu ve tm insani ifadeler, hatta kltr bile dnceye kar sorumlu olmaktan karlmakta, ama bylelikle, oktan akld hale gelmi ekonomik sistemin her eyi kapsayan ratio'sunun taraf szlatrlm esine dnmektedir. Bu ratio balangtan be ri srf kendi ekiciliine gvenememi, onu duygu klt vas tasyla tamamlamtr. Bu klt iin arda bulunduu yerler de, kendi aracsna, yani hep gvenilmez kalm olan kendine yabanclam akln dnmesine kart bir yn almaktadr. Duygulu aklarn sinemadaki taknl lakayt kurama indiri len darbe olarak ilev grmekte, bu darbe hakszla saldran dnceler karsnda ne srlen duygusal argmanlarda de vam etmektedir. Duygular bu ekilde ideoloji dzeyine kar ken, gereklikte baml olduklar horgr ortadan kaldrama maktadr. Yldzlarn yer ald ykseklikle karlatrldnda onun ideoloji tarafndan tand ykseklikte her zaman ok baya grnmesi srgn edilmesine hl yardmc olmakta dr. Duygular hakknda varlan yargy akln biimselletirilii oktan ieriyordu. Doal itki olarak kendini koruma, dier devinimler gibi, hl vicdan azab ekmektedir, sadece al kanlk ve kendisine hizmet etmesi gereken kurumlar, yani ba mszlam dolaymlama, aygt, rgt, sistemlilik hem ku ramda hem pratikte rasyonellikmi gibi itibar grmektedir; he yecanlar buraya eklenerek uydurulmutur. Yenia Aydnlanmas balangtan bu yana radikalliin etkisi altndayd: Bu onu nceki mitolojiden kurtarma aama larndan ayrmaktadr. Toplumsal varln yeni bir tarzyla bir likte tarihte yeni bir din ve zihniyet yayld zaman eski snf lar, kabileler ve halklarla birlikte genel olarak eski tanrlar da bir yana atlmtr. zellikle bir halkn, rnein Yahudilerin, kendi yazgsndan dolay toplumsal yaamn yeni bir biimine getii yerlerde eski alkanlklar, tapnmaya ilikin kutsal ey lemler ve eyalar iren birer su eylemi ve gulyabani duru-

muna sokulmutur. Bugn alaya alman ve hi sevilmeyen korku, ar duyarlk gibi zellikler insanln geliim srecin de cebr ilerlemelerin belirtileri olarak deifre edilebilirler. Dkdan ve insan etinden irenmekten balayp fanatizmi, tembellii, maddi ve manevi yoksulluu horgrmeye kadar davran tarzlarndan oluan bir izgi uzanmaktadr, bu davra n tarzlar uygun ve zorunluyken irenilen irkinliklere d ntrlmtr. Bu izgi hem ykmn hem de uygarln iz gisidir. Her adm bir ilerlemeydi, Aydnlanmann aamalarn dan biriydi. Ancak n-canlclktan byye, anaerkil kltrden ataerkil kltre, kleciliin oktanrclndan Katolik hiyerar iye olan tm nceki deiimler srasnda yeni, ama eskilerin yerine aydnlanm mitolojiler, yce ana'nn yerine ordularn tanrs, totemin yerine kuzunun ululan geirilmi olsa bile, kendisini sorunda temellendirilmi, nesnel sayan her eit fe dakarlk aydnlanm akln karsnda zlp dalmtr. Bylelikle, burjuva dzeninin varoluu iin zorunlu olanlar d nda tm sahte balar tabulatran yargnn esiri olmutur. Burjuvaziyi iktidara getiren aygt, yani glerin serbest brakl, genel zgrlk, zerklik, ksacas Aydnlanma, egemenlik sistemi olarak baskda bulunmaya zorlanr zorlanmaz burjuva ziye cephe almtr. Aydnlanma kendi ilkesi gerei, burjuva dnyasnn varolu nedeni olan inancn asgarisi karsnda bi le tereddte dmemekte, egemenlie eski ideolojiler gibi g ven verici hizmetlerde bulunmamaktadr. Aydnlanmann akl kavram konusunda szgeen topya ile gizlice haberleme ye olan anti-otoriter eilimi kendisini sonuta yerleik burju vaziye, tpk ksa sre sonra ittifak kurduu aristokrasi gibi, dman hale getirmektedir. Anti-otoriter ilke sonuta kendi kartna dnmek, akla kar bir merci durumuna gelmek zorundadr: Kendinden dolay mecburi olan her eyin ortadan kaldrlmas egemenlie, her defasnda kendine uygun den balar hkmran bir ekilde belirleme ve manipule etme izni

112

vermektedir. Egemenlike hi dikkate alnmayan yurttalk er deminden ve insan sevgisinden sonra felsefe de otorite ile hi yerariyi, Aydnlanma nedeniyle oktan birer yalan haline gel mi olmalarna karn, erdem diye iln etmitir. Ne ki bu tr kendi sapklklarna kar Aydnlanmann elinde hibir arg man yoktur, nk kendisi iin pratik bir yaran yoksa katk sz hakikat deformasyon karsnda, rasyonelletirme de ratio karsnda hibir imtiyazdan yararlanmaz. Akln biimselletirilmesiyle birlikte kuram, eer tarafsz yntem iin bir simge den daha fazlasn almak istedii srece, anlalmaz bir kav ram haline gelmekte ve dnme de sadece anlamdan feragat edildikten sonra anlaml saylmaktadr. Baskc duruma gelmi dzeni temelsiz brakmaya alan, egemen retim tarzna bal Aydnlanma kendi kendini ortadan kaldrmaktadr. Kant'a ynelik ilk saldrlarda, geerli Aydnlanma giriimleri olan, her eyi ezip paralayan saldrlarda bu durum zaten ifa de edilmiti. Kant'n ahlak felsefesinin, akln olanaklarn kur tarmak iin kendi aydnlatc eletirilerini snrlamas gibi, yan stmaz ekilde aydnlanm dnme de tam tersine kendini korumadan dolay, mevcut dzene yeterli yer elde etmek iin kendini kukuculukta ortadan kaldrmaya almtr. Sade'n eseri ise, tpk- Nietzsche'ninki gibi, pratik akla y nelik kat bir eletiri oluturmakta, her eyi ezip paralayan saldrlarn eletirisi bu eletiri karsnda zgn dnme'nin tekzibi gibi grnmektedir. Bu kat eletiri bilimci ilkeyi yokedici ilke dzeyine karmaktadr. Kukusuz Kant Ben'deki ah lak yasasn, Kant'n verdii gvencelere duyulan sayg srf psikolojik bir doal olgu halinde kald srece, her eit yaderk (heteronom)* inanlardan temizlemiti, tpk yukardaki yldzl gkyznn fiziksel bir olgu halinde kalmas gibi. O bunu "akln olgularndan biri"16 diye tanmlar, Leibniz "un instict gnral de socit"17 der. Ancak olgular, mevcut olma* Yabanc yasaya boyun ediren (n).

dklar yerlerde geerli saylmazlar. Sade onlarn mevcudiyeti ni yadsmaz. ki kzkardeten iyi yreklisi Justine ahlak yasas kurbanlarndan biridir. Ne ki Juliette, burjuvazinin kanmak istedii sonular karr: Katoliklii ve onunla birlikte tm uy garl en yeni mitoloji olarak kt ruhlarla doldurur. Takdis trenine ynelik enerjiler tersine dnerek kutsalla saygsz lk halinde devam ederler. Ama bu tersine dn adeta toplu ma aktarlr. Juliette btn bu olup bitenler srasnda, Katoliklerin nka'lara davrand gibi fanatik bir ekilde davranmaz, arkayik dnemden bu yana Katoliklerin de hl mizacnda yatan kutsalla saygszln icrasn sadece aydnlanm, faal bir ekilde salar. Uygarlka tabulatrlan tarih ncesine z g davran tarzlar vahet grnm altnda ykc davran tarzlarna dnm, gizli bir biimde varlklarn srdrm tr. Juliette bunlar artk doal deil, tabulatrlm olarak faa liyete geirir. Bu davran tarzlarn temellendirilmemi olan deer yargsyla telafi eder, nk btn deer yarglar kar tlarndan dolay temellendirilmemitir. O bylesine ilkel tep kileri yineledii zaman bunlar artk ilkel deil, vahicesinedir. "Liaisons Dangereuses'18deki Merteuilden* pek farkl olma yan Juliette, psikolojik ynden ifade edilirse, yceltilmemi ve de gemie dndrlm Libido'yu deil, gerileme karsnda duyulan entelektel hazz, amor intellectualis diaboli'yi, uy garl kendi silahyla alt etme zevkini temsil eder. Juliette sis temi ve sonucu sever. Rasyonel dnme organn mkemmel ekilde kullanr. Kendine hakim olma konusuna gelince, ver dii talimatlar zaman zaman Kant'nkine benzer, tpk zgl uygulamann ilkeye benzemesi gibi. Kant yle der:19 "De mek ki erdem, manevi zgrl temel ald srece, insanlar iinde olumlu bir emir ierir, yani insanlarn tm yetilerini ve eilimlerini kendi (akln) hkmne sokmas, bununla beraber kendine hakim olmas, yani duygu ve eilimlerinin esiri olma* Choderlos de Laclos.'nun "Tehlikeli likiler" adl eserinin kadn kahraman, n.

114

ma yasana uymas emrini, nk akl, insanlar zerinde efendilik taslayan hkmetin dizginlerini eline almazsa (de ve duyumsamazlk) eklenir," Juliette sulunun kendine nasl hakim olmas gerektii konusunda ders verir. "Plannz birka gn nceden iyice dnn, sonularn tartp biin, size ya rarl olabilecek... olaslkla sizi ele verebilecek eyleri dikkatle gzden geirin, btn bunlar, meydana karlmaktan emin olduunuz zamanki gibi ayn soukkanllkla tartya vurun."20 Katilin yz, onun byk bir skunet iinde olduunu belli etmelidir. "... yz hatlarnzdan skunet ve ilgisizlik okunmal dr, byk bir soukkanllkla bu duruma gelmeye alnz... vicdan azab ekmediinizden emin deilseniz, ki bu duruma ancak sua almakla gelirsiniz, dediim gibi, kendinizden emin deilseniz, yz hatlarnza hakim olmak iin bouna u rar durursunuz..."21 Biimselci akl karsnda vicdan azabn dan zgr olmak sevgi ya da nefretten zgr olmak kadar ze ilikindir. Pimanlk, burjuvazinin popler ideolojiye kar lk eskiden beri hie sayd gemii bir varlk olarak koyar; pimanlk gerilemedir, onun burjuva pratii karsnda kendi ni hakl gstermesinin biricik yolu bu gerilemeden korunmak tr. Spinoza Stoaclar yineler: "Poenitentia virtus non est, sive ex ratione nort oritur, sed is, quem facti poenitet, bis miser seu impotens est."22 Prens Francavilla'nn dnd anlam da ardndan hemen ekler: "Terret vulgus, nisi metuat"23 ve bununla, iyi bir Machiavellist olarak, akla aykr dmesine karn alakgnlllkle pimanln, korkuyla umudun epey yararl olduklarn kasteder. "Erdem iin duyumsamazlk (g diye ele alndnda) zorunlu ekilde art koulur", diyen Kant,24 Sade'a benzer ekilde, bu "ahlaksal duyumsamazl" duyusal uyarmlara kar ilgisizlik anlamna gelen hissizlikten ayrr. Coku ktdr. Skunet ve karar azmi erdemin gcn oluturur. "Saln ahlaksal yaamdaki durumu budur; oysa srf iyiyi dnmekle uyarlsa bile duygulanm (affekt) geride

soluk bir izden baka bir ey brakmayan, bir an iin parlayan bir grntr."25 Juliette'in arkada Clairwil ktlk konu sunda tamamen ayn eyleri tespit eder.26 "Yreim ta gibi, beni sevindiren mutlu duyumsamazln hassasiyetini yele mekten ok uzam. Ah Juliette... sen belki de tehlikeli hassa siyet konusunda yanlyorsun, oysa birok ahmak onunla vnyor." Duyumsamazlk, hem burjuva hem de Antika tarihinin, ar gl tarihsel ynseme karsnda kendi acizli inin pauci beati'sinin farkna varld dnm noktalarnda meydana kar. Bireysel kendiliindenliin zel yaama gerileyiini niteler, bu zel yaam ilk defa bu nedenle asl burjuva varolu biimi olarak kurulur. Stoa, ki bu burjuva felsefesidir, bakalarnn ektii aclar karsnda ayrcalkllarn kendilerini tehdit eden tehlikeye gs germelerini kolaylatrr. Bu felse fe genele sarlr, ve zel varoluu genele kar savunma ola rak ilke dzeyine karr. Burjuvann zel yaam st snfn alalm kltrel varldr. Juliette'e gre bilim inancn ikrardr. Bilime ynelik ve rasyonellii kantlanmaz olan her eit sayg gsterisi iren tir: Tanrya ve oluna inanmak, on emre boyun emek, iyiyi ktye yelemek, gnahlardan arnmak. Juliette'i kendine e ken, uygarlk efsanelerince dlanm tepkilerdir. Semantik'i ve mantksal sentaks' tpk modern pozitivizm gibi kullanr, ama zellikle dnmeye ve felsefeye kar dilsel eletirisini yeni ynetimin bu memuru (pozitivizm -n) gibi deil, dine kar savaan Aydnlanmann kz olarak yneltir. "l bir tan r!", der sa iin,27 "Katoliklerin szlndeki bu tutarsz sz zinciri kadar gln bir ey yoktur: Tanr ebedi demek, lm se ebedi deil. Budala Hristiyanlar, l tanrlaryla ne yap mak istiyorlar ki?" Kanta gerek kalmadan benimsenenlerin i renme nesnesine dnmesi gibi, bilimsel hibir kanta da yanmadan lanetlenenlerin elde etmeye deer bir ey haline gelmesi, yani deerlerin deitirilmesi, Nietzsche'nin kendini

ele veren "haydi bakalm!", biyolojik idealizmi olmadan "ya saa kar gelme cesareti"28 Juliette'in zgl tutkusudur. Ya kn dostu Prenses Borghese, tamamen Nietzsche'nin dn d anlamda, yle seslenir: "Bir su ilemek iin bahaneye gerek var m?"29 Nietzsche retisinin zn aklar.30 "Zayf lar ve karakteri bozuk olanlar telef olup gitmelidir: nsan sev gimize ilikin ilk nerme. Herhangi bir ktlkten daha zarar l olan nedir karakteri bozuk olanlara ve zayflara acmak yani Hristiyanlk..."31. Bu Hristiyanlk "garip bir ekilde des potlar alt etmek ve onlar kardelik ilkelerine indirgemek iin can atyor... zayf rol yapyor; zayf savunuyor, onun gibi konumak zorunda kalyor... Bu ban, aslnda zayfn elinden rastlant sonucu rahibin yetkisine getii zaman, nerildii ekliyle yrrle girmi olduuna inanabiliriz."32 Bunu, Juli ette'in akl hocas Noirceuil Ahlakn Soykt'ne katk olarak belirtir. Nietzsche iktidar sahiplerini ve onlarn "da, yabanc nn balad yere dnk" yani kendilerine ait olmayan her eye dnk acmaszlklarn sinsice ver. "Onlar orada her eit toplumsal baskdan uzak, zgr olmann tadn karrlar, uzun sre toplumu kuatp epeevre sararak ona huzur ve ren gerginliin at zarar vahi doaya detirler, belki bir dizi iren cinayet, yakp kl etme, rza geme, ikenceden, sanki bir renci akas yaplm gibi neeyle ve ruhsal bir dengeyle uzaklaarak, ozanlara uzun bir sre dizeler yazdra cak ve vecek malzeme saladklarndan emin bir ekilde se vin lklar atan canavarlar olarak yrtc hayvan vicdannn masumluuna geri dnerler... Sekin rklarn azgn, sama, beklenmedik ekilde beliren bu <pervaszl>, hatta giriimle rinin gn gnne uymazl, olanakszl... Gvenlie, cana, yaama, huzura kar vurdumduymazlklar ve bunlar hor grmeleri, tyler rpertici neeleri, her ykmdan, zaferin ve acmaszln verdii her ehvet duygusundan aldklar derin haz,"33 Nietzsche'nin aklad bu pervaszlk Juliette'i de he

yecana getirir. Onun verdii mesaj da "tehlikeli yaamak"tr: "... oser tout dornavant sans peur."34 Yaamda zayflar ve gller vardr, snflar, rklar ve kimi hkmeden kimi de bo yun een uluslar vardr. Bay Verneuil yle der:35 "Grnen lerin aksine insanlarn hak ve gereklie gre eit doduklar n onaylayacak kadar budala bir lml, rica ederim, nerede dir! Byle bir paradoksu ortaya atma hakk Rousseau gibi bir insan dmanna tannmtr, nk o, kendisi gibi ok zayf bir ekilde, dierlerinin dzeyine karamad bu hakk aa ya, kendine ekmek istiyordu. Sorarm size, drt ayak iki parmak boyunda bir Pigme, doann bir Herkl'e bahettii g, boy bos rneiyle kendini mukayese etme kstahlnda bulunabilir miydi? Byle bir durum, sinekle filin eit olduu anlamna gelmez miydi? G, gzellik, boy bos, dil uzluu: Btn bunlar balangta, otorite egemenlere geerken toplu mu belirleyen erdemlerdi." Nietzsche devam eder:36 "Gten kendisini g diye gstermemesini, alt etmek, boyun edir mek, hkmran olmak istememesini, dmana, direnie ve zafere susam olmamasn talep etmek, gszlkten kendisi ni g diye gstermesini talep etmek kadar samadr." Verneuil unlar syler:37 "ster gcnn stnl, organlarnn nazikliiyle, ister snfna layk eitiminden ya da zenginliin den dolay, su ilemek iin doadan en stn yetenekleri el de etmi bir kimse, byle bir birey, her eyi erdem ya da lm llk uruna bastran biri gibi ayn yasaya gre nasl yarglana caktr, syler misiniz bana? Bu ikisine ayn cezay veren yasa adil olur muydu? Her eyin ktlk yapmaya davet ettii bir kimseyi, her ey tarafndan dikkatli davranmaya itilen biri gibi grmek doal mdr?" Doann nesnel dzeni kendisini nyarg ve mit olarak or tadan kaldrdktan sonra doa geriye malzeme yn olarak kalr. Nietzsche'nin, "yalnz idrak etmekle kalmayp, kendimizi de idrak ettiren"38 bir yasadan haberi yoktur. Kendini koruma

118

normuna gre gelimi olan anlk yaama ilikin bir yasay bir dereceye kadar alglad zaman bu, gllerin yasasdr. Bu yasa, akln biimselcilii yznden insanla zorunlu bir r nek tekil etmezse, o zaman yalanc ideolojiye karlk gerek oluunun imtiyazlarndan yararlanr. Sulu olanlar zayflardr, ki bu Nietzsche'nin retisidir, onlar doal yasay kurnazlkla ryla aldatrlar. "nsanlar iin en byk tehlike ktler, <yrtc hayvanlar> deil, patolojiklerdir. nsann yaamn mahveden ler, yaama, insanlara, kendimize gvenimizi ciddi ekilde kukuya ve tehlikeye drenler batan itibaren talihi ters gi denlerdir, boyun edirilenler, direnleri krlanlardr, yani za yflardr."39 En az Sade kadar Nietzsche'nin de tiksindii, nef ret ettii Hristiyanl dnyann bana saldranlar onlardr. "............... Zayflarn gller zerindeki basks doada gerek ekilde mevcut deildir; bu bask fiziksel alanda deil, manevi alan da vardr; zayf bu tr basklar uygulamak iin elinde bulun mayan glere ihtiya duyar; doaya belirli bir tarzda bask yapmak iin kendisine bahedilmemi bir karaktere brnme si gerekir. Ne ki, bu bilge anann (doann -n) yasalarnda gerek olan ey zayfn gl tarafndan ezilmesidir, nk gl bu yola bavurmak iin sadece sahip olduu yetenekle rini kullanacaktr; zayf gibi baka bir karaktere brnmez-, doadan elde ettii karakterin tezahrlerini sadece harekete geirir. Demek ki buradan doan her ey doaldr: Baskda bulunmas, zorbalklar, acmaszl, despotluu, adaletsizli i... bunlar kendisine biim veren el kadar temizdir; zayflar bask altna, almak ve soymak iin haklarn kulland zaman dnyann en doal iini yapar... Zayfn elinden alabileceimiz eyler bakmndan asla ekinmemeliyiz, zira su ileyen biz deiliz, bu su daha ok zayfn savunmas ya da almasyla nitelenir."40 Zayf kendini savunduu zaman hakszlk yapar, "yani doann kendisine verdii zayflk karakterinin dna kt zaman: Doa onu kle ve yoksul olsun diye yaratm

tr, boyun emek istemezse hakszlk yapm olur."41 Paris'te saygn bir etenin reisi olan Dorval bu tr tavsiyeler ieren konumalarda tm egemen snflarn inanlarnn gizli ikrarn Juliette'ten nce gelitirmitir, ki Nietzsche hn psikolojisi ne deniyle artan bu inan ikrarndan zamann sorumlu tutar. Bir Alman profesr olarak Nietzsche, bencillikleri "aalk he deflere ynelik ve bu hedeflerle snrl" olduklar iin su ile yenleri yadsmakla Sade'dan ayrlsa bile, Juliette gibi "suun ekici dehetine"42 hayrandr. "Hedefler byk olduu zaman insanlar baka bir l kullanr ve <ilenen suu>, hatta ba vurulan en korkun aralar bile bu ekilde deerlendirmez ler."43 Aydnlanm Juliette, gerekten de burjuva dnyasn niteleyen byk hedeflere kar bu tr nyarglardan henz uzaktr, ona gre bir vurguncu, kurbanlarnn says daha az olduu iin bir bakandan daha az sevimli deildir. Oysa Al mana (Nietzsche -n) gre gzellik etkiden, nemden ileri ge lir, o tm Tanrlarn Alacakaranlnn ortasnda, emperyalist yamalar tarihsel misyonlar haline getirmeyi arzu eden kk hrszn asldn grme konusundaki idealist alkanl terkedemez. Alman faizmi glye tapmay tarihsel reti dze yine karrken onu ayn zamanda kendine zg bir samal a vardrmtr. Efendi ahlak uygarla itiraz ederken yanl lkla ezilenleri savunmutur: Krlemi igdlere duyulan nefret, eiticinin yalnzca kurbanlarnda meydana kan ger ek doasn ele verir. Ancak byk g ve devlet dini ola rak efendi ahlak nesnel ynden, tamamen uygar powers that be'ye (st katmanlara -n), nfuz edilmez ounlua, hnca ve vaktiyle kar durduu her eye geer. Bu durumun tahak kuk etmesi Nietzsche'yi rtr ve yaamn olumlanmasna karn edimsellik ruhuna dman gerekliini meydana ka rr. Pimanlk iin akla aykrdr denmise, o zaman merhamet gnahn ta kendisidir. Buna boyun eenler "genel yasay ihll

120

ederler, buradan u sonu kar: Bir erdem olmaktan uzk merhamet, doa yasalarnca talep edilen bir eitsizlii bozma mza neden olur olmaz gerek bir ktlk haline gelir."44 Sa de ile Nietzsche, akln biimselletirilmesinden sonra merha metin adeta genel ve zel zdeliinin duyusal bilinci olarak, doal hale getirilmi dolaymlama olarak geriye kaldn gr mlerdir. Merhamet, Spinoza'nn dedii gibi "quamvis pietatis specimen prae se ferre videatur,"45 yani en ikna edici n yargy oluturur, "zira bakalarna yardm etmek iin akl ya da merhamet tarafndan sevk edilmeyenlere, hakl olarak in sanlktan nasibini almam kiiler denir."46 Commiseatio do laysz biime girmi insanlktr, ama ayn zamanda "mala et inutilis,"47 yani Roma virtus'undan balayp Medici'ler zerin den Ford'un efficiensy'sine kadar biricik gerek burjuva erde mi olan erkek dirayetinin kartdr. Clairwil merhameti kadn lara ve ocuklara zg diye tanmlar, kendi "Stoacln", "hereyi yapma ve her eye sarslmadan kar koyma" olana n kendisine tanyan "tutkularn skunetini"48 ver. "Merhame te erdem bile denmez, o bir zayflktr, korkudan ve talihsiz likten domutur, felsefenin kurallaryla uzlamayan ar ince duygululuu amak iin gayret gsterildii zaman zellikle alt edilmesi gereken bir zayflktr."49 "Hadsiz hesapsz merhamet tezahrleri"50 kadnlardan kaynaklanr. Sade ile Nietzsche, merhametin gnah olduunu ne sren retilerinin eski bir burjuva soyaekimi olduunu biliyorlard. Nietzsche tm "gl dnemlere", "sekin kltrlere", Sade Aristoteles'e51 ve gezimcilere52 dikkati eker. Merhamet felsefenin karsnda tutunamaz. Kant bile istisna yapmaz. Merhamet "bir eit yuf ka yrekliliktir" ve "erdem olma onurundan yoksundur."53 Ancak Kant, Clairwil'in rasyonalizmine karlk, merhametin yerine geirmeye alt "insan cinsine kar genel tevec ch"54 ilkesinin de ayn akldlk sulamasna maruz kald n gzden karr, tpk "yufka yrekli bir haylaz" haline gel

mek iin insan kolayca batan karabilecek "bu iyi huylu tut ku" gibi. Aydnlanma aldanmaz, onda genel olgu zel olgu dan, kapsaml sevgi snrl sevgiden stn deildir. Merhamet kuku uyandrr. Sade gibi Ni'etzsche'de ars poetica'y karara itirak ettirir. "Aristoteles'e gre Grekler sk sk merhametten ekmitir: Tragedya vastasyla zorunlu boalma da buradan kmtr. Bu eilimin onlara nasl kukulu geldiini gryo ruz. Merhamet, gereken ciddilii ve dayankll kaldrr, Kah ramanlarn alayp dvnen kadnlar gibi davranmalarna ne den olur vs."55 Zerdt yle der: "Pek ok iyilik, pek ok za yflk gryorum. Pek ok adalet ve merhamet, pek ok zayf lk."56 Gerekten de merhamet adaletle elien bir moment iermektedir, ki Nietzsche bu ikisini birbirine kartrr. Bu moment, kendisini uygulayan istisna vastasyla insanlk diilik kuraln onaylar. Merhamet, en yaknn sevme hakszlnn ortadan kaldrln onun rastlantsallna verirken, evrensel yabanclama yasas hafifletmek istedii bu hakszl dei mez diye kabul eder. Kukusuz merhametli birey genelin hakkn, yani bu hakk ok gren genele, doaya ve topluma karlk yaama hakkn savunur. Ancak manevi yaam olarak genelle kurulan ve bireyi harekete geiren birliin, kendi za yflndan dolay, aldatc olduu meydana kar. Merhamet teki zayflk deil, snrlayc olan onu kukulu yapar, o her zaman az gelir, yetmez. Merhametin kart burjuva duyarszl nn ders ald Stoa duyumsamazl (apathie) nasl ki ken dini geri ektii genele, her eyle uyum salam katlmc topluluk olarak daha ok acnacak bir ballk gsterdiyse, merhameti kk drenler de devrime kar olumsuz bir ta vr almtr. nsanseverlerin yce duygular ve sosyal yardm uzmanlarnn ahlaksal zbilinleri gibi merhametin kendini beenmicesine tahrifi yoksulla zengin arasndaki farkn ma nevi hale getirilmi onaydr. Felsefe ciddiyet hevesini dikkat sizce aa vurduu zaman, bu itirafn affetmeyenlerin emri

122

ne girmitir. Dnyann faist efendileri merhametin reddini politik hogrnn reddine ve skynetimin ilnna evirmi, bu noktada merhamet metafizikisi Schopenhauer'le hemfikir olmulardr. Schopenhauere gre insanlarn rgtlenmesini umut etmek, sadece talihsizlii umut etmesine izin verilen ki inin saygsz lgnl olarak geerlidir. Merhamet dmanlan insanlar talihsizlikle zde klmak istemiyorlard. Onlara gre talihsizlik bir yzkarasyd. nsan iin znt duyulmas, du yarl acizliklerini etkilemiyordu. Bu acizlik, kendileriyle her zaman anlaan ama pratikte yine de ayrldklar iktidarn umutsuz vgsne dnmtr. Hayrseverlik ve iyilik gnah durumuna, egemenlik ve bask da erdem durumuna gelir. "Her iyi ey bir zamanlar k tyd; her doutan gnah doutan erdem haline gelmi tir."57 Juliette bunlar Yenia'da da gerekletirir, ilk kez bi linli ekilde deerleri deitirir. deolojiler yok edildikten sonra, hep pratikte deil, ideolojide de Hristiyanla iren gelenleri kendi ahlak anlay dzeyine karr. Bunu yapar ken iyi bir felsefeci olarak soukkanl ve dnceli davranr. Her ey hayale kaplmadan olup biter. Clairwil'in kutsalla saygszlkta bulunma nerisine u cevab verir: "Azizim, tanr ya inancmz kaybeder etmez, arzu ettiin saygszlklar tama men yararsz muziplikler haline gelir... Belki ben senden daha dayanklym; ateizmim de doruunda. nerdiin muziplikle re ateizmimi pekitirmek iin ihtiya duyduumu sanma; se nin houna gittii iin, ama srf elenmek iin yapacam" Amerikal katil Annie Henry'nin dedii gibi just for fun "ve ister dnce tarzm pekitirmek ister bakalarn buna inandrmak olsun asla zorunlu biey diye deil."58 Su orta na kar geici dostluk duygusuyla ycelmi ekilde kendi ilkelerini egemen klar. Akln biimselletirilmesiyle tm he defler zorunluk ve nesnellik niteliklerini bir kuruntu olarak kaybettikten sonra hakszlk, nefret, ykm bile faaliyet haline

gelmektedir. By srf faaliyete, aralara, ksacas sanayiye gemektedir. Akln biimselletirilmesi, makineli retim tarz nn entelektel ifadesinden baka bir ey deildir. Ara fetiletirilir, hazz sourur. Eski egemenliin kendini bezemesine yarayan hedefler Aydnlanma tarafndan kuramsal olarak nasl birer yanlsamaya evriliyorsa, egemenlik de zenginliin sa lad olanaklar vastasyla Aydnlanmay pratik temelden yok sun brakmaktadr. Egemenlik bizatihi ama olarak, ekonomik g biiminde yaamaya devam eder. Haz, kendisini yasakla m metafizie benzeyen eskimi-olann, nesnel-olmayann iz lerini tar artk. Juliette suun motiflerinden sz eder.59 Ken disi ykselme ve para hrs bakmndan dostu Sbrigani'den aa kalmaz, ama yasak-olan da yceltir, gklere karr. Sbrigani, bu zengin ve devlerine bal kii ondan daha ileri dedir. "Sz konusu zenginlememizdir, bu hedefe ulamazsak sulu duruma deriz; zenginlemek iin doru yoldaysak o zaman elenmeye hakkmz olur, aksi takdirde o gne kadar elenmeyi unutmalyz." Tm rasyonel stnlne karn Ju liette hl boinanlara sarlmaktadr. Kutsalla saygszln ocuksuluunu fark eder, ama sonuta ondan Kendine bir haz karr. Ancak her haz bir yceltmeyi ele verir: Haz, bir bakas iin kendinden feragattir. Doa aslnda haz filan tan maz: htiyalarn karlanyla snrlar kendini. Yceltilmemi duygulanmlardaki hazlarn toplumsall yceltilmilerdekinden az deildir. Haz yabanclamadan kaynaklanr. Bilgiden alnan haz, yasaklanmad ve bu yasa ihlal ettii yerlerde bile ilk defa uygarlktan, sarslmaz dzenden doar, ileri gelir ve uygarlk ve de sarslmaz dzen yznden, kendisini bunla ra kar koruyan doaya zlem duyar. nsanlar hazzn by sn, alma zorunluundan, bireyin belirli toplumsal bir i leve ve sonuta bir Ben'e bal olmasndan dolay egemenli in, disiplinin bulunmad tarih ncesini ilk defa dledikleri zaman hissederler. Tanrlara ve cinlere duyulan sevginin kay

124

na, uygarla bulam olanlarn sla hasretiydi, kendilerini toplumsal dzenin esi haline getirmek zorunda kalanlarn "nesnel umutsuzluuydu", onlar tapnma srasnda tanrlara ve cinlere yceltilmi doa olarak sesleniyorlard. Dnme, so nuta tamamen boyunduruk altna alnan rktc doadan kurtulurken domu, meydana kmtr. Haz, deyim yerin deyse, doann aldr. nsanlar hazda dnmeyi bir yana atarlar, uygarlktan kap kurtulurlar. En eski toplumlarda bu tr birlikte geri dnler enliklerde ngrlmtr. lkel ta knlklar hazzn kolektif kaynadr. Roger Caillois yle der: "Genel kargaann, enlii temsil eden bu perde aras evrensel dzenin ortadan kaldrld bir an gibi grnr. Bu yzden bu anda her taknlk mubahtr. Kurallara aykr davranmak gerekir, her ey tersine gereklemelidir. Mit dneminde za mann ak aksi yndeydi: nsan yal doup ocuk lyor du... bylece doal ve toplumsal dzeni koruyan her hkm sistemli ekilde ihll edilmektedir."60 nsan kendini yceltil mi kaynak glerinin eline terkeder; ama ertelenen yasak asndan bu edim bir sefahat ve lgnlk nitelii tar.61 Ne ki, gelien uygarlk ve Aydnlanmayla birlikte glenen Ben ve gven altna alman egemenlik enlii bir maskarala evi rir. Egemenler hazz topluma rasyonel diye, tamamen zaptedilmemi doadan alnan gmrk vergisi diye sunarlar, ze hirlerinden temizlenmek ve ayn zamanda yksek kltr iin de tutmak iin, btn btne mahrum braklamayan y netilenlere kar miktarn tayin etmek iin ararlar onu. Haz sonuta enliklerde ortadan kalkana kadar manipulasyonun nesnesi haline gelir. Gelime ilkel enlikten tatillere kadar uzanr. "Toplumsal organizma, kendi karmakl nem ka zandka, yaamn allagelen aknn durmasna izin ver mez. Dn olduu gibi bugn, bugn olduu gibi yarn her ey ayn ekilde devam etmelidir. Genel taknlklar artk mmkn deildir. Frtnal gnler bireysellemi, enliin yeri

ni tatiller almtr."62 Tatiller faizmde radyo, gazete balklar ve benzedrin vastasyla retilen kolektif sahte taknlklarla tamamlanmaktadr. Sbrigani bunlar bir para hisseder. Elen meyi kendine "sur la route de la fortune", tatil olarak bahe der. Juliette ise Ancien Regime'in yann tutar. Gnah ilemeyi yceltir. Juliette'in taknlklar Katolikliin etkisi altndadr, tpk rahibenin vecde geliinin paganln etkisi altnda olmas gibi. Nietzsche her eit hazzn hl mitsel olduunu bilir. Ken dini doaya terk edite haz, btndeki deimelere duyulan merhamet gibi olas eylerden feragat eder. Her ikisi de bir teslimiyet momenti ierir. Nietzsche hazz, inzivada kendin den haz al olarak, kendine eziyet edenin depresyonlarndaki mazoist haz olarak her ke bucakta arar bulur. "Srf haz pe inde olan herkese kar."63 Juliette teslimiyeti sevgiyi, yani burjuvazinin fesaretine kar direni olarak son yzylda tipik olan burjuva sevgisini reddederek hazz kurtarmaya alr. Sevgide haz, onu himayesine alan insann yceltiliine baly d, sevgi zgn insani bir tutkuydu. Sonuta bu tutku cinsiye te bal deer yargs olarak feshedilmektedir. Seven erkein coku dolu tapnnda, kadna belirttii snrsz hayranlk gibi, kadnn gerek klelii hi durmadan yceltilmektedir. Bu kleliin benimsenmesinden dolay cinsiyetler her zaman uzlamtr: Grne gre kadn yenilgiyi kendi isteiyle kabul lenmekte, erkek yengiyi kadna isnat etmektedir. Cinsiyetler arasndaki hiyerari, erkeklere zg mlkiyet dzeninin kad na zorla kabul ettirdii boyunduruk Hristiyanlk vastasyla evlilikte yreklerin birlemesi eklinde yceltilmi, cinsiyetin ataerkil dnemden nceki iyi gnlerden kalan ans yattrlmtr. Byk sanayi egemenliinde sevgi iptal edilmitir. Orta katman mlkiyetinin k, serbest ekonomi znesinin yok, oluu aileyi ilgilendirmektedir: Aile artk toplumun o ok v len hcresi deildir, nk burjuvann ekonomik varoluunun

126

temelini oluturmaktan uzaktr. ocuklar aileyi kendilerine ar tk bir yaam anlay olarak grmezler, babann bamszl ve onunla birlikte baba otoritesine kar direni kaybolup gi der. Babaevindeki klelik gen kzlarda, zgrlk yolunu aar gibi grnen bir tutkunun domasna neden oluyordu, ama bu zgrl elde etmek ne evlilikte ne darda herhan gi bir yerde mmknd. almak iin gen kzlara alan her olanak sevgi yolunu kapamaktadr. Modern sanayi sistemi, herkesi bu sistemin hizmetine girmeye zorlayan talebini yay gnlatrdka, white trash denizine ait olmayan her ey nite liksiz isizlie ve ie, kk uzmanlara, kendi iini kendisi halletmek zorunda kalan varolulara intikal etmektedir. Giri imcinin giderek kaybolan bamszl nitelikli i olarak, ret mesine izin verilen herkesi ve bylece "alan" kadn da, on larn karakteri olarak kapsamna almaktadr. nsann zsaygs kullanabilirlii ile orantl ekilde artmaktadr. Aileye kar di reni, serbest zamanlarda boy-friend'le olan ilikinin cennet kaplarn amasndan ok daha az bir riziko oluturur. nsan lar kendi cinslerine kar, Juliette'in aydnlanm evresinde eski bilgelik diye oktan beri benimsenmi rasyonel, hesap bir iliki iine girerler. Ruh ve beden gereklikte birbirinden ayrlr, tpk saygsz, geveze yurttalardan ok sz geen zevk dknlerinin talep ettikleri gibi. Noirceuil rasyonel e kilde karar verir:64 "Yineliyorum, bence sevmek ve haz duy mak ok farkl eylerdir... zira efkat duygusu miza ile neza ket ilikilerine benzer, ama bir boynun gzelliinden ya da bir kalann gze ho gelen yuvarlaklndan kaynaklanmaz asla; kiinin zevkine gre fiziksel duygulanm canl ekilde uyarabilecek olan bunlarn, bana kalrsa, manevi sevgi zerin de bir haklar yoktur. Dncelerimi tamamlamak iin yle diyeyim; Belize irkindir, krk yandadr, neresinden baklrsa baklsn edal, ekici bir yan, dzgn tek bir hatt yoktur, zerafetten nasibini almamtr; ama Belize zekidir, benim duygu-

larma ve tercihlerime bal milyonlarca eye sahiptir; Belize ile yatmak aklmdan bile gemez, ama onu yine de lgnca seveceim; Araminthe'i ise canm ok ekecek, ne ki arzu ate i sner snmez ondan nefret edeceim..." nsann Descartes tarafndan dnen ve genlemi tz diye blnmesiyle bir likte rtk (implizit) konmu kanlmaz sonu , romantik sevginin yok edilmesi olarak tm aklyla ifade edilmekte dir. Bu durum, bedensel itkinin gizlenmesi, rasyonelletirilme si olarak, "sahte ve her zaman tehlikeli bir metafizik"65 olarak geerlidir, tpk Kont Belmor'un sevgiyle ilgili uzun konuma snda aklad gibi. Juliette'in dostlar her eit taknla karn, efkate karlk cinsellii, manevi sevgiye karlk dn yevi sevgiyi yalnz bir l olarak ok gl diye deil, ste lik ok zararsz diye grrler. Boynun gzellii ile kalann yuvarlakl cinsellik zerinde, gemii olmayan, srf doal ol gular olarak deil, iinde tm toplumsal deneyimlerin bulun duu imgeler olarak etkide bulunur; bu deneyimlerde doa dan farkl olan eye duyulan istek, cinsiyetle snrl olmayan sevgi yaar, can bulur. Sevginin hl en maddi olmayan ef kat ise dnm cinselliktir, manevi sevginin lgnln ifa de eden elle salarn okanmas, alndan pmek Avusturalya yerlilerinin cinsel iliki srasndaki barl vuru ve srlardr. Ayrm soyuttur. Belmor metafiziin gerei tahrif ettiini, sev giliyi olduu gibi grmeyi engellediini, byden kaynaklan dn ve bir rt olduunu aklar. "Ve ben bu rty para lamayaym, yle mi! Oysa bu zayflktr... korkaklktr. Haz ge ip gittii zaman onu, nceleri beni kr eden bu tanray analiz etmek istiyoruz."66 Sevgi bilimsel olmayan bir kavram dr, Dolmance Philosophie dans le Boudoir'n ilgin 5. diyalo gunda "... yanl tanmlamalar bizi hep yanlgya dryor" diye aklamaktadr, "gnl nedir bilmiyorum. Ben ruhun za yflna byle diyorum."67 "Lucrez'in dedii gibi, brakn bir an iin "yaamn iyzne geelim,"68 yani soukkanl anali

128

ze, "o zaman ne sevgiliyi yceltiin ne de romantik duygunun analiz karsnda tutunamayacan greceiz... Benim sevdi im ve de acdm sadece bedendir, hem de ona kavumam her an mmkn olduu halde."68 Btn bunlarn doru yan, sevginin, ilerlemenin eseri olan zlp yok oluunun anlal masdr. Hazz mekanikletiren, zlemi, arzuyu hilekrla e viren bu tr zl vastasyla sevgiye znde saldrlmaktadr. Juliette organsal ve sapk cinselliin vgsn, doal-olmayann, maddi-olmayann, hayali-olann eletirisi haline ge tirdiinde, zevk dknleri bile, topyac ar sevgiyle fiziki hazz da, en yce mutlulukla en yaknn da deerden d ren normallie dnmlerdir. Juliette'in savunduu gereki zevk dkn kii, cinsellik pedagoglar, psikanalistler ve hormon fizyologlar araclyla, spora ve hijyeniyle olan inan cna cinsellik yaamn da katan girgin, pratik kii haline gel mektedir. Juliette'in eletirisi, Aydnlanmann kendisi gibi e likilidir. Bir zamanlar burjuva devrimine bal olan tabularn su ilercesine ykl gereklik iin yeni bir adalet haline gel medii srece, fiziksel hazz herkes iin serbest brakan ve gi derek yaknlaan topyaya ballk olarak ycelmi sevgiyle birlikte yaamaya devam eder. Bize belirli bir bireyi tek, biricik diye dayatan "gln co ku" kadnn sevgide yceltiliini Hristiyanln ardndan ataer kil aamaya geri gtrmektedir. "... hi kukusuzdur ki, srf ihtiyalarmz karlamak iin yaplm nesnelere gln e kilde dknlmz gsteren valyecesine tevecch ka zanma ruhumuzun, evet bu ruhun, kentlerde ve kylerde icra ettikleri khinlik mesleinden dolay kadnlara kar bir za manlar atalarmzn duyduu derin hrmetten kaynakland kesindir: Korku, dehet nedeniyle insanlar rkeklikten, ekin genlikten hareketle klt'e varmlar ve valyelik, nezaket bo inancn barndan kmtr. Ne ki, bu derin hrmet doada bulunmuyordu asla, onu orada aramak zaman kaybndan ba

ka birey deildi. Bu cinsiyetin bizimkine karlk aalk olu u o denli salam ekilde yer etmitir ki, ona sayg gstermek iin tutarl bir motifin bizi uyarmas mmkn deildir, ve bu krkrne hrmetten doan sevgi de, kendisi gibi sadece bir nyargdr."69 Sonu olarak, toplumsal hiyerari istenildii kadar yasalarla gizlensin yine de kabagce dayanmaktadr. Doa zerinde kumlan egemenlik kendini insanlk iinde ye niden retir. Bedence zayf olanlar korama dncesini g l kuvvetli kleden yararlanma biimine sokan Hristiyan uy garl, bu dini kabul eden halklarn gnln tamamen kazan may asla baaramamtr Sevgi ilkesi keskin zeka ve Hristi yan efendilerin ok daha keskin silahlar tarafndan, ta ki Ltercilik klc ve krbac Kutsal Kitabn z haline getirip de devlet ve reti kartln kaldrana kadar, yadsnmtr. Ma nevi zgrlk reel basknn dolaysz olumlanyla zde tu tulmutur. Ancak kadna zayflk damgas vurulmutur, erkek lerden sayca fazla olduklar yerlerde bile zayflk nedeniyle kadnlar aznlkta kalmtr. Kurulan ilk devletlerdeki boyun duruk altna alnm yerli halkta, smrgelerdeki rgt ve si lah bakmndan istilaclardan geri kalm yerlilerde, ari rk ara sndaki Yahudilerde olduu gibi kadnn savunmaszl, zer lerindeki basknn hukuksal nedenini oluturur. Sade, Strindberg'in dncelerine biim verir. "nsanla ormandaki may mun arasnda olduu gibi erkekle kadn arasnda da bu denli kesin ve nemli bir fark bulunduundan kuku duymayalm. Tpk maymunlarn kardelerimiz olmasn kabul etmemek iin olduu gibi, kadnlarn trmzn bir parasn olutur masn reddetmek iin de yeterli nedenlerimiz vard. plak bir kadnla ayn yata plak bir erkek dikkatle gzden geiri lirse, (cinsiyet bir yana) her iki varln yaplarnda ok byk bir fark bulunduu, kadnn sadece erkekten daha aa bir aama oluturduu kolayca grlecektir; farklar ayn suretle iten kaynaklanmaktadr ve her iki trn anatomik analizi,

130

eer ayn zamanda ve byk bir titizlikle yaplrsa, bu gerei gn na karr."70 Kadna gsterilen hrmet vastasyla ka dn cinsinin eziliini ideolojik ynden telafi etmek iin ve bylece arkayik dnem anlarn bilin altna itmek yerine soylu hale getirmek iin Hristiyanlka giriilen deneye, y celtilmi kadna ve teorik olarak bamszlatrlm hazza kar evrilen dolaplarla mukabele edilmektedir. Bask pratiine uygun den duygulanm hrmet deil, kmsemedir ve H ristiyanln hkmettii yzyllarda, bou bouna harcanan a bay daima anmsatan nesneye, yani kadna kar duyulan ya saklanm, zoraki hale gelmi nefret hep sevecenlik ilkesinin ardnda frsat kollamtr. Kadn Meryem Ana kltnn ceza sn, kutsal ataerkil egemenlik dzenini gizliden gizliye tehli keye sokan Hristiyanlk ncesi kahin kadnn ansndan al nan olarak cad hezeyanlaryla ekmitir. Kadn kendisine sayg gsteren yar inanm erkein fkesini stne eker, tp k yzeysel ekilde uygarlam ve onu korumas gereken glnn dmanln stne eken zayf gibi. Sade nefreti bilinli hale getirir. Roma emniyet amiri kont Ghigi yle der: "Ben iki bedenin birlemesinden iki gnln birleebileceine hi mi hi inanmadm. Bu fiziksel birlemede bir tek sevgi motifi bile deil, sadece byk bir kmseme... nefret motifi gryorum."71 Kraliyet icra memurunun bask yapt kzcaz gzyalarn tutamaynca bakan Saint-Fonds yle seslenir: " te kadnlarda grmek istediim bu... ben bir tek szden dola y onlarn hepsini niin bu duruma dremeyeyim!"72 H kmran erkek kadna birey olma onurunu ok grr. Her ka dn trn toplumsal rnei, cinsinin temsilcisidir ve bu yz den, erkek mantnca eksiksiz kavranm biri olarak doa iin, dncede sonu hi gelmeyen altalamann temeli iin, gereklikte sonu hi gelmeyen boyun ei iin gvence tekil eder. Szmona doal varlk olarak kadn, kendisini doadan uzaklatran tarihin rndr. Doann, fizyolojik, biyolojik,

ulusal, toplumsal ynlerden gsz olann ekiciliini canlan dran her eyi umutsuzca yok etme istei Hristiyanlk deneyi nin baarsz kaldn gstermektedir. "... que ne puis-je, d'un mot, Les rduire toutes en cet tat!" Hi sevilmeyen, kar konmaz ekiciliin, doaya geri dnn kkn tamamen kurutmak baarsz kalm uygarlktan doan acmaszlktr, kltrn teki yz olan barbarlktr. "Her eyi!" Zira yok edi istisna tanmaz, yok etme istei totaliterdir ve totaliter olan sa dece yok etme isteidir. Juliette Papa'ya yle der; "Ben de Tiberius gibi ayn eyi arzu ediyorum, yani insanlk sadece bir tek baa sahip olsayd, onu zevkle bir vuruta uururdum!"73 Gszln belirtisi, telal, dzensiz hareketler, yaratn korkusu, izdiham, btn bunlar ldrme hrsna anak tutar lar. Alnnda egemenliin damgasn tayan, maddi ve manevi ynden zayf bir g olarak kadndan nefret etmenin aklan ayn zamanda Yahudiden nefret etmenin de aklandr. Kadnlarla Yahudilerin binlerce yldan bu yana hkmetmedik leri davranlarndan anlalmaktadr. Ortadan kaldrlmalar mmkn olduu halde yaamaya devam ediyorlar ve korku lar, zayflklar, srekli baskdan dolay doayla olan yakn balan onlarn yaam esini oluturuyor. Bu durum, gc nn bedelini doayla arasndaki gergin mesafeyle deyen ve korkuyu kendine yasaklamak zorunda kalan glnn fkesi ne yol amaktadr. Gl bastrmak zorunda olduu ln bin katn kurbanlarndan kartarak kendini doayla zde letirmektedir. Bakan Blammont "Aline et Valcour" adl ese rinde kadnlar hakknda unlar yazar "lgn yaratklar, elleri min arasnda rpnmalarn grmeyi ne kadar da severim! Bu, aslann dileri arasndaki kuzudur."74 Ve yle devam eder: "Bu tpk bir kenti ele geirmeye benzer, nce tepeler zaptedilmelidir... hakim noktalara yerleip buradan da direnile karlama tehlikesi olmayan yere saldrlmaldr."75 Aada bulunan her ey saldry stne eker: Felaketin oktan gelip

132

att yerde aalamaya bavurmak byk zevk verir. Yuka rdaki iin tehlike ne kadar az olursa, ikenceden ald ve ar tk hizmetinde olan haz o kadar kolay, rahat olur: Kurban a resiz kald zaman egemenlik elenceye dnr ve kendi il kesi olan disiplinin yalanlannda zaferini iln eder. Taraflar dan birini artk tehdit etmeyen korku, yaamn tadn tam an lamyla ancak kolektif iinde karan bireyin iten ie duygusuzlamasnn ifadesi olan yksek sesli glte patlak verir. Kahkahalar her zaman uygarla kara almtr. Victor Hugo bir eserinin "nsan Frtnalar Okyanus Frtnalarndan Daha Ktdr."76 balkl blmnde, "insan azndan, bu krater den kan lavlarn en yiyip bitirici olan needir" der. Juliette,77 "insan felaketin stne elden geldiince tm ktly le gitmelidir; skntdan kurtaran gzyalarnn sinir tzlerini fazlasyla uyaran bir keskinlii vardr..."78 diye aklar. Haz, efkat yerine acmaszlkla birleir ve cinsel sevgi Nietzsche'ye79 gre ne ise o hale gelir, yani "cinsiyetler arasnda kendi aralaryla bir sava, kendi temelinde lmcl bir nef ret" haline. Zoolojiye gre, "erkek ve diide 'sevgi' ya da cin sel ekicilik batan beri ve esas olarak 'sadistedir'; buna hi kukusuz ac vermek de dahildir; bu tpk alk gibi acmasz dr."80 Bylece uygarlk vard kendi son aamasn irkin, itici doaya dayandrmaktadr. Sade'da tm aklyla betim lenen lmcl sevgi ve ezilenleri ne pahasna olursa olsun utantan esirgemeyi isteyen Nietzsche'nin utanga-utanmaz yce gnlll: Tpk byklk sanrs gibi acmaszlk san rs oyunda ve fantezide insanlara gereklikteki Alman faizmi gibi sert davranr. Ancak gerekliin bilinsiz devi, yani znesiz kapitalizm yok edii kr kne icra ederken, bakaldran zne sanrs gereklemesini bu yok edie borlu ol makta ve bylece ey olarak ktye kullanlan insanlara, ey ler dnyasnda dolaysz bir yer tutan yanl, ters sevgiyi ms tehzi bir duyarszlkla yaymaktadr. Hastalk, iyileme belirtisi

ne dnmektedir. Sanr aalann kurbann yceltiliinde fark edip anlamakta, kendini, fiziksel olarak aamad ege menlik canavaryla zde hale getirmektedir. Ylgnlk olarak imgelem ylgnla direnmek iin aba harcamaktadr. Kesin, amansz eyler gerek hazdr, diyen Roma atasz srf tevik etmek, yreklendirmek iin deildir, kurallara balad yerde mutluluu parodiye eviren dzenin zlmez elikisini de ifade eder ve mutluluu boykot ettii yerde baarr bunu. Sa de ile Nietzsche bu elikiyi ebediletirerek kavram haline gelmesini kolaylatrmtr. Kendini taplan yarata terkedi ratio karsnda putataparlk olarak belirir. Tapnmann zlp dalmas gerektii, Musevi tektanrclnda buyrulmu olan ve onun laikletiril mi ekli Aydnlanma tarafndan dn tarihi boyunca deiik sayg biimleri zerinde icra edilmi olan mitoloji yasandan anlalmaktadr. Her defasnda boinancn temelini oluturan ekonomik gerekliin k zgl Sadsma glerinin ser best kalmasna yol amtr. Hristiyanlk ise sevgiyi vmtr: Yalnz sa'ya tapmay. Amasz cinsel itki evliliin kutsallatrlmasyla yceltilmitir, tpk kristal kadar duru yasay tanrsal inayet vastasyla dnyaya yaklatrma abas gibi. Uygarln, armha gerilmi tanr retisiyle vaktinden nce satn almak istedii doayla uzlamas Musevilie Aydnlanmann katl gibi yabanc kalmtr. Musa ile Kant duygu tellall yapma mtr, onlarn duygusuz yasas ne sevgi ne de zerinde insan larn yakld odun ynn tanr. Nietzsche'nin tektanrcla kar sava Musevi retisinden ok Hristiyan retisini he def alr. Geri Nietzsche yasay reddeder, ama "daha yce Ben'e,"81 yani doal deil, doaldan -fazla- olan Ben'e ait ol may ister. Tanrnn yerine stinsan geirmek ister, nk mi toloji olarak tektanrcln yarm yamalak ve Hristiyanlk bii mi altnda gizli yan kalmamtr. Ancak bu yce Ben'in hiz metinde eski ileci idealler "egemen gc tesis etmek zere"82

134

kendini ama diye Nietzsche tarafndan nasl vldyse. ite bu yce Ben, gya lm tanry kurtarmak zere giriilen umutsuz bir aba olarak, ngiliz kukuculuunda ruhunu tes lim eden Avrupa uygarln kurtarmak iin Kant'n tanrsal yasay zerk hale getirme giriiminin yenilenii olarak ortaya kmaktadr. Kant'n "her eyi, kendi iradesinin dsturundan dolay kendini bile genel yasakoyucu olarak konu alabilecek ekilde yerine getirme"83 ilkesi stinsann da gizidir. stinsann iradesi en az kategorik buyruk kadar despotadr. Her iki ilke d glerden bamsz olmay, Aydnlanmann z diye belirlenmi mutlak erkinlii hedef alr. Nietzsche'nin en parlak anlarda bile hl "Don Kiotluk"84 diye ktledii yalan kar snda duyulan korku yasay insann kendi koyduu yasayla deitirirken ve bylece her ey aa karlm tek, byk bir boinan gibi saydamlarken, Aydnlanma, hatta hakikat bile her biime girmi birer put haline gelmekte ve "bizler, bugnn insanlar, biz tanrszlar ve anti-metafizikiler, kendi ateimizi hl eski inancn, yani tanrnn hakikat, hakikatin tanrsal olduunu syleyen Platon'un da inanc olan Hristiyan inancnn bin yldr, ateledii yangndan aldmz da"85 id rak etmekteyiz. Demek ki bilim hl metafiziin eletirisine tutsak olmaktadr. Tanrnn yadsn kaldrlmas mmkn ol mayan bir eliki ierir, o bilgiyi de yadsr. Sade Aydnlanma dncesini deimenin bu noktasna kadar gtrmemitir. Bilimin kendi zerinde dnmesi, Aydnlanmann vicdan felsefe, yani Almanlar iin mahfuz tutulmutu. Sade'a gre Ay dnlanma pek de yle manevi ve sosyal bir fenomen deildir. Sade, Nietzsche'nin idealist adan daha yce Ben araclyla aacan sand balar zm, toplumla, resmi daireyle, ai leyle dayanmay86 eletirmi, ii anarinin ilnna kadar vardrmtr. Eseri, dinden sonra uygarln dayand ilkelerin; yani On Emir'in, baba otoritesinin, mlkiyetin mitolojik karak terini aa karmaktadr. Bu ise, yz yl sonra Le Play'in

abartt87 toplum kuramnn tam tersidir. On Emir'den her bi ri biimsel akln karsnda hkmszlnn kantlanna manz kalr. Bunlar geriye bir ey kalmakszn ideolojiler ola rak kantlanrlar. Cinayet lehine konumay, Juliette'in istei zerine Papa'nn kendisi stlenir.88 Papa, Hristiyanla yak mayan edimleri. bu edimlerin eytan ii olduuna hkmeden, doal k vastasyla hakl gsterilen Hristiyan ilkelerinden daha kolay rasyonelletirir. Cinayete gereke gsteren "philo sophe mitr", cinayeti lanetleyen Maimonides ile Aziz Toma'ya oranla sofizme daha az bavurmak zorundadr. Dahas, Roma akl gl taburlara Prusya tanrsndan daha sk sarl maktadr. Oysa yasa alaa edilmi ve insaniletirilmesi gere ken sevginin putataparla dn olduu ortaya karlmtr. Metafizik olarak bilime ve sanayiye srf romantik cinsel sevgi deil, her eit sevgi tutsak olmutur, nk akln karsnda hibiri tutunamaz: Ne kadnn erkee sevgisi ne iftler arasn daki sevgi ne de anababa ve ocuk sevgisi. Blangis Dk' emrindekilere, kocalarn, akrabalarn, kz ocuklarn ve ele rin sert, hatta bakalarndan daha sert muamele grmesi ge rektiini syler, "ve bunlar, olaslkla bizi sk skya birletir diini sandnz balarn bizce ne kadar deersiz olduklarn size gstermek iin sylyorum" der.89 Tpk erkek sevgisi gi bi kadn sevgisinin yerine de baka eyler gemitir. SaintFonds'un Juliette'e aklad sefahat kurallar btn kadnlar iin geerli olmaldr.90 Dolmance anababa sevgisinin by sn materyalist adan kaldrr. "Sonuncu balar, anababann yallkta terkedilme korkusundan kaynaklanr ve ocukluu muzda bize gsterdikleri ilginin aynsn yallklarnda grme leri gerekir."91 Sade'n argman en az burjuvazi kadar eski dir. Demokritos anababa sevgisini ekonomiye dayal diye kmsemitir.92 Ne ki, Sade uygarln temeli olan devlilii de bysnden kurtarr. Ona gre ensestin rasyonel hibir nedeni yoktur93 ve ensest'e kar ne srlen hijiyeni arg-

136

mann ilerlemi bilim sonuta kendine katm, Sade'n souk kanl yargsn onaylamtr. "... ensest sonucu doacak ocuk larn dierlerine gre geri zekal, sar dilsiz, raitik vs. olarak dnyaya gelme ihtimalinin fazla olduu asla kantlanmam tr."94 Romantik cinsel sevgiyle deil, efkatin ve toplumsal duygulanl temelini oluturan ana sevgisiyle bir arada tutulan aile95 toplumla elikiye der. "Yalnz topluma ait olmas ge reken ocuklar aile iinde yaltladnz srece iyi birer cum huriyeti yapacanz sanmayn... Genellikle vatann karla rndan ok farkl olan karlar aile iinde ocuklara alamak zarar getiriyorsa, o zaman onlar bu karlardan ayrmak byk yarar salar."96 "Kzlk zar balar" toplumsal nedenler den dolay yok edilmelidir, babann kim olduunu bilmek o cuklar iin "absolument interdite"tir, onlar "uniquement les enfants de la patrie"dir97 ve Sade'n yasalara kar mcadele de ilan ettii anari, bireycilik,98 genelin mutlak egemenliiy le, cumhuriyetle ayn kapya kmaktadr. Yerinden edilen tanrnn daha kat bir put halinde geri dnmesi gibi, eski bur juva beki devleti de faist kolektifin zorbal biiminde geri dnmektedir. St. Just ile Robespierre'in ilk admlarn attklar devlet sosyalizmi yolunu Sade sonuna kadar dnmtr. Burjuvazi en sadk politikaclarn giyotine gnderdii zaman en ak szl yazarlarn da bibliothque nationale cehenne mine srmtr. Justine ile Juliette'in pepee yaratt skandallarn kronii onsekizinci yzyl slubunda ondokuzuncu yzyln ucuz romanlarna ve yirminci yzyln kitle edebiyat na nasl biim verdiyse, Homeros destan da, sonuncu mitolo jik rty kaldrp attktan sonra, egemenlik organ olarak dnme'nin tarihi olmutur. Dnme kendi aynasnda grd hayalinden korkarak kendinden ok daha ileride bulunan eylerin grlmesini salamaktadr. Sade'n eserini Aydnlan may kurtaracak bir manivela haline getiren, Sade'a gre de "gardez vos frontires et restez chez vous",99 ufukta aaran

uyumlu toplum ideali deil, hatta Zame'nin yksnde geliti rilen sosyalist topya100 bile deildir, tersine Aydnlanmann kendi kendinden rkmesini, ylmasn rakiplerine brakmama sdr. Burjuvazinin mulak yazarlar Aydnlanmann sonularn burjuvazinin savunucular gibi uyumcu retilerle saptrmaya almamtr. Biimselci akln ahlakszlktan ok ahlakla ya kn bir iliki iinde bulunduunu iddia etmemitir. Aydn ya zarlar ise aklla crmn, burjuva toplumuyla egemenliin ay rlmaz birliini yadsyarak desteklerken, tekiler rktc gerei hi ekinmeden aklamtr. Clairwil kardeinin ya am yksn zetlerken, "... elerinin ve ocuklarnn kany la, sodomizmle, cinayetlerle, fahielikle ve alaklkla kirlenmi ellere tanr bu zenginlikleri teslim etmektedir; bu rezaletler iin beni dllendirmek zere tanr onlar emrime veriyor" der.101 Clairwil abartmaktadr. Hain egemenliin adaleti srf irenlikleri dllendirecek kadar tutarl deildir. Ne ki, sade ce abartmak dorudur. Tarih ncesinin z dehetin, ylgnl n ayrntlaryla ortaya kmasdr. stisnann, en ar ikence nin enine boyama betimleniinde gn na kan z, arala rnda efkatle kuruna dizilenlerin de bulunduu, kovuturu larak katledilenlerin, istatistiksel bilgileri arkasnda kaybol maktadr. Ylgnlk dnyasndaki mutlu varlk srf varolmas nedeniyle melun, habis diye rtlmektedir. Bylelikle varo lu z, mutlu varlk da hilik haline gelmektedir. Egemenlerin ilk dnemlerdeki trelerini benimsemi olan ynetilenlere karlk st katmanlar arasnda, hele burjuva dneminde ken di ocuunu ve eini ldrmek, fahielik ve sodomizm pek grlmemitir; Ama iktidar sz konusu olduunda egemenler sonraki yzyllarda bile cesetleri da gibi ymlardr. Ege menliin kendini bulduu faizmde efendilerin zihniyetine ve edimlerine karlk Brisa-Testa'nn yaamnn egemenlii de hissettiren coku dolu betimlenii ailevi bir masumiyet dze

138

yine inmektedir. Sade'da ve Mandeville'de zel dknlkler totaliter dneme ait kamu erdemlerinin nleyici tarih yazmn olutururlar. Akldan kalkarak cinayete kar ilkesel bir arg man gstermenin olanakszln rtbas etmeyip tm dnyaya ilan etmek, zellikle ilericilerin bugn bile Sade ile Nietzsche'ye duyduklar nefreti alevlendirmitir. Bu ikisi, mantksal Pozitivizmden farkl olarak, bilime gvenmitir. Mantksal Po zitivizmden daha belirgin ekilde srarla ratio zerinde durma lar, Kant'n akl kavramnda olduu gibi her byk felsefede yer alan topyay, yani artk kendini tannmayacak hale sok mayan, buna ihtiya duymayan bir insanl klfndan kurtar mak gibi gizli bir anlam tamaktadr. Merhametsiz retiler egemenlikle akln zdeliini iln ederlerken, onlar burjuvazi nin ahlakllk taslayan uaklarndan daha merhametli olmu lardr. "Senin iin en byk tehlike nerededir?", diye Nietzsche kendi kendine sormutur,102 "merhamette." Kendi olum suzluu iinde Nietzsche insana olan, ama avutucu teminatlar tarafndan her gn ihanete urayan sarslmaz gveni kurtar mtr.

NOTLAR

AYDINLANMA KAVRAMI
1. 2. Voltaire, lettres philosophiques XII. Oeuvres compltes. Ed. Garnier. Paris 1879. Band XXII. s. 118. Bacon., In Praise of Knowledge. Miscellaneous Tracts Upon Human Philo sophy. The Works of Band I. s. 254f. 3. Bkz. Bacon, Novum Organum age. Band XIV. s. 31. 4. Bacon, Valerius Terminus, of the Interpretation of Nature. Miscellaneous Tracts age. Band I. s. 281. 5. Bkz. Hegel, Phnomenologie des Geistes. Werke. Band II. s. 4l0f. 6. Xenophanes, Montaigne, Hume, Feuerbach ve Salomon Reinach bu ko nuda sz birlii ederler. Bkz. Reinach: Orpheus. From the French by F. Simmons. London-New York 1909- s. 6ff. 7. Bacon, De augmentis scientiarum age. Band VIII. s. 152. 8. Les Soires de Saint-Ptersbourg. 5ime entretien. Oeuvres compltes. Lyon 1891. Band IV. s. 256. 9. Bacon, Advancement of Learning age. Band II. s. 126. 10. Genesis I, 26. 11. Archilochos, fr. 87. Deussen'den alnt. Allgemeine Geschichte der Philo sophie. Band II. Birinci Blm. Leipzig 1911. s. 18. 12. Solon, fr. 13, 25, age. s. 20. 13Bkz. Robert H. Lowie, An Introduction to Cultural Anthropology. New York 1940. s. 344f. 14. Bkz. Freud, Totem und Tabu. Gesammelte Werke. Band IX. s. 106ff. 15- Age. s. 110. 16. Phnomenologie des Geistes, age. s. 424. 17. Bkz. W. Kirfel, Geschichte Indiens, in: Propylenweltgeschichte. Band III. Francis Bacon. Ed. Basil Montagu. London 1825-

s. 26lf,

und G. Glotz, Histoire Grcque. Band I. in: Histoire Ancienne.

Paris 1938. s, 137ff. 18. G. Glotz, age. s. 140. 19Bkz. Kurt Eckermann, Jahrbuch der Religionsgeschichte und Mythologie. Halle 1845- B.and I. s. 241., und O. Kern, Die Religion der Griechen. Ber lin 1926. Band I. s. lSlf. 20. Hubeit nature." 21. ile Mauss "sempati"nin, H. Hubert et M. yknmenin tasarmsal ieriini yle ta Thorie gnrale de la Magie, in: nmlyorlar: "L'un est le tout, tout est dans l'un, la nature triomphe de la Mauss, L'Anne Sociologique. 1902-3. s. 100. Bkz. Westermarck, Ursprung der Moral begriffe, Leipzig 1913, Band 1. s. 402. 22. Bkz. Platon, Das zehnte Buch des Staats. 23- Schelling, Erster Entwurf eines Systems der Naturphilosophie. Fnfter Ha uptabschnitt. Werke. Erste Abteilung. Band II. s. 623. 24 Age. s. 626. 25. 26. Bkz. G. E. Vico, Durkheim, Die neue De quelques formes ber die primitives de classification. Natur der L'Anne Sociologique. Band IV. 1903. s. 66ff. Wissenschaft gemeinschaftliche Vlker. eviren Auerbach. Mnchen 1924. s. 397. 27. Hubert es iMauss, age. s. 118. 28. Bkz. Tnnies, Philosophische Terminologie, in: Psychologisch Soziolo gische Ansicht. Leipzig 1908. s. 31. 29. Hegel, age. s. 65. 30. 31. Edmund Husserl, "Die Krisis der europischen Wissenschaften und die transzendentale Phnomenologie", in: Philosophia. Belgrad 136. s. 95ffBkz. Schopenhauer, -Parerga und Paralipomena. Band II. Parag. 356. Wer ke. Ed. Deussen. Band V. s. 671. 32. Spinoza, Ethica. Pars IV. Propos XXII. Coroll. 33- Odysseia, XII, 191. 34. Age. XII, 189-190. 35. Hegel, Phnomenologie des Geistes, age. s. 146. 36. "The supreme question which confronts our generation today - the ques tion to which all other problems are merely corollaries - is whether tech nology can be brought under control... Nobody can be sure of the for mula by which this end can be achieved... We must draw on all the reso urces to which access can be had..." (The Rockefeller Foundation. A Re view, for 1943. New York 1944. s. 33ff)

ODYSSEUS YA DA MT VE AYDINLANMA
1. Nietzsche, Nachlass. Werke. Band XIV. s. 206. 2. Age. Band XV. s. 2353. Nietzsche, age. Band IX. s. 2894. Hlderlin, Patmos. Gesamtausgabe des Inselverlags. Leipzig, s. 230. 5. Bu de sre yirminci blmn tekmil bir banda yrei. aka girdiklerini / Bir adama grlr. dii kalkarsa Odysseus kpek nasl, kadnlarn iin havlaya elimsiz geceyars eniklerinin sessizce taliplerin / koynuna yabanc farkeder. "Gsnn

uluyordu

Odysseus'un

evresinde,

saldrmaya,

havlaya, / kuduran yrei yle havlyordu ite Odysseus'un. / att yrei ne u szlerle, gsne vura vura: / Katlan, yreim, katlan, atlattydn sen daha korkuncunu, beni / gc snrsz Tepegz deerli / arkadalarn Sevgili yemiti ha ni o gn, / ben leceimi sanrken, sen nas dayandydn, / ve akl nasl bulduydu maaradan karmann yolunu. yreine karak byle diyordu, / sabrl yrei de katland, kmad sznden, / ama ken disi durmadan bir o yana dnyordu, bir bu yana." (XX. 13/24). zne he nz istikrar kazanmam, zde hale gelmemitir. Odysseus'tan bamsz olarak duygular, cesaret ve yiirek faaliyete geerler. ''Yirminci blmn ba nda kradie ya da etor havlar (iki szck eanlamldr 17.22), ve Odysseus gsne, yani yreinin stne vurur ve onunla konuur. Yrei hzla ar par, organ bir kendi biim iradesi gemeleri deildir, insann dnda gerektii tersine Die harekete iin yrek altna el geer. ve des bamsz ald Buradaki ayaa hitap olarak hayvanla birer konuma, edilmesi Berlin bir domuza hareket Eurigibi 1927. d pides'te yalnzca dir." s. dr: 189). Dii harekete

etmekte

(Wilamowitz-Moellendorff, Duygu, kpek benzetmesi,

Heimkehr

Odysseus.

boyunduruk

tutulmakta

Odysseus'un

arkadalarnn

nmesi gibi ayn deneyim dnyasna aittir. Hl blnm olan, kendi do asna ve d doaya kar kabag kullanmaya zorlanan zne, katlanmas n dan dini metis sna sabretmesini zafer syleyerek yrei jesti ve zaman haline nceleme srasnda Gse dolaysz vurmak kii, kii gnceli sonra bunun, nce gznden saklayarak kazananlarn akl "cezalandrmaktadr." gelmitir:

Zafer "...

kazanan Hitap

kendi doasna kar elde ettii bir zafer olduunu ifade eder. Baar, ken koruyan tarafndan stnd: O gerekletirilmitir. Odysseus'u age. s. eden Sonraki "kendi"nden hzla arpan yrei anmsamtr; deyim yerindeyse bir dier isel g olan yrekten kurtarmtr. 190). Ancak filozoflar -autosmetis'i ous ya da logistikon olarak akldan yoksun ruh blmlerinin kar karmlardr." (Wilamowitz, ilk olarak 24. dizede sz edilir: Yani itkinin akl araclyla gemlenmesin-

den nn rek Sk rntl

sonra. pay

Szcklerin llrse, o

seiminde zaman

ve

birbirini

izleyiinde Ben'ini olarak gevek, yalnzca

kantlama insann sarslr, geici sz

gc i

Homeros'un olarak, ,

zde bir

kendi

doasna egemen oluunun sonucu diye grmek gerekir. Bu yeni Ben, y cezalandrldktan sk birbirine gibi ekilde sonraki beden ey devinir. bireimini mo yoru hitap eden ruhsal momentlerin karlatrl ki bu znenin tz znenin balamn Wilamowitz tarafndan ay geen

zmlenen grnmektedir; dei

onaylar 6. Klages,

mentlerin koordinasyonundan olumaktadr. kurbanla tokuun Nietzsche'nin materyalist muna karlk tamamen by asndan ele alr: "Kurban kesme mecburiye ti herkesin bana gelir, nk grdmz gibi herkes yaamdan ve yaa mn nusu ve dei tm olan, besleyici nimetlerinden (balangta yaama kendine ayn feda den pay kurban alkanlarla Der Geist balangtaki dncesinden (fluiden) als suum doan) cuique alelade sadece srekli ekilde vermekle ve tekrar vermekle elde eder. Ama sz ko ekilde ederek Klages, meta dei tokuu anlamnda bir dei toku deil, insann ruhunu tayc zlerin (essenzen) der Seele. tokuudur." (Ludwig Widersacher

Leipzig 1932. Band III. Teil 2. s. 1409)- Ancak kurbann ikili karakteri, bire yin kendisini kolektife bysel ekilde teslim etmesi ve byle bir by tek niiyle ren kurban kendini bir kesenin korumas, eliki davran kurbandaki ierir. tarz olarak rasyonel hileye, enin bask gelimesini altnda Mitle gerekti rasyonellik kurba nesnel Sregelen bysel dzene

dnr.

nn ateli savunucusu Klages bile bu durumla kar karya gelmi ve Hellenizmin ideal imgesinde doa ile gerek iletiim ve yalan arasnda ayrm gzetmek rak nkii tacana 7. zorunda doa zn yemin insann kalmtr; egemenlii bu tr bir gnei ama mitsel grn dnme'nin kart ve artk bir oluturmaktadr. tarlalar srf kendisinden ilke "Tanr-kraln rnlerle inanc pagan kalka tahta kapla deil, bysel mitin dair grnne doduracana kalmas, kurban karamamt,

karken,

bundan

byle

etmek gerek

zorunda anlamda

stelik pagan boinancdr da." (Klages, age. s. 1408). Homeros'ta uygarl edilmeyii seiminde dorudur. kendini Destann kl tevik eilimi aktarlan olaylarn geerli

maktadr. "With one exception... both Iliad and Odyssey are completely expurgated of the abomination of Human Sacrifice." (Gilbert Murray, The Rise of the Greek Epic. Oxford 1911. s. 150). 8. En nek... eskisinde barbarlarla pek yar olas deil. "nsann kurban edilmesine vahiler ilikin gre uvar halklar arsnda, gerek arasndakin-

den ok daha yaygndr, ve en alt kltr aamalarnda bu grenek pek

bilinmez. zand teklerde. denli

Bunun

zamanla ilgili

kimi

halklarda adalarnda,

tehlikeli Reade

ekilde yle (Eduard

yaygnlk der: 'Ulus

ka Azne

gzlenmitir", "Afrikallarla glyse,

Sosyete da

Polinezyada, nemlidir'

Hindistan'da,

olarak o

Winwood denli

kurban

Westermarck,

Ursprung und Entwicklung der Moral begriffe. Leipzig 1913- Band I. s. 363). 9- Bat Afrika'daki gibi yamyam halklarda "ne kadnlar ne de ocuklar... lez

zetli yemekten tadabilirler." (Westermarck, age. Leipzig 1909. Band II. s.


.459). 10. Wilamowitz kendine Platon'da hakikattir. uydurma nous'la bir gibi, Baka logos'u "keskin bir kartlk" masaldr, ayrlmayan olma halinde koyar. (Glaube ya en ve da yce onlar nes

der Hellenen. Berlin 1931. Band I. s. 4lf). Mit ona gre "insann kendi anlatt olduu sayar. yk"dr, mitlerin bir ocuk gerekddr kantlanmaz bilir gerekdndan grn deyile:

Wilamowitz

karakterini

Mitleri

nce amalar

konusunda

nel bir elikiye dm olan anlam verici dilde arar; ki bu dil sz ge en elikiyi uydurma diye uzlatrmaya alr: "Mit ncelikle azdan kan witz konumadr, bu sz onun ieriini asla ilgilendirmez." akln (Age). Wilamo diye gecikmi mit kavramn cisimlendirerek, ak'kart

nceden akla koul sayarak acjn anmadan moda diye alay ettii Bachofen'e kar belirsiz bir polemik eklinde mitoloji ile dini inandrc bi imde birbirinden ayrr (age. s. 5), bu ayrta mit eski deil, zellikle ye ni aama olarak ortaya mitin, totem, ama kar: dinin Mana bunu "Ben (age. ve ve s. oluu, 1). deimeleri Grek gibi ve inantan zg mite inat dayal geii... kibri dilleri "Bugn izlemeye tabu ve alyorum" uzmanlna diyalektiini sevilen ve

yznden

aydnlanmann Orenda Grekleri

grememitir: hakknda

szcklere Grekler

anlamyorum,

izlemek

Grcklere zg ekilde dnmek iin uygun bir yol sayyorum." (Age. s. 10). "Hellenizmi en eski evresi Platon'a zg tanrnn nvesini barnd rr" diyen dolaysz kan ile Kirchhoff'un savunduu ve Wilamowitz'in be nimsedii. en dr, ve maz. hakikat onaya eski tpk mitlerin lkel nostos'taki zn kalmas bulan mit gibi. merkezi (mitsel tarihsel Ancak ve iir -.) mitsel nasl karlamalarda uzlaaca yeterli anlay daha akldcla bir ok ge kar belirsiz felsefi kar Odysseia'nn kalmakta ifadeden direniinde ka ekilde szlerle grn miti tarih

kavramnn

Wilamowitz'de ycelten byk gerilimi sulad

yoksun

gerekdln dnme'ye eskiden

savunuunda mevcut

gzden yalan belirgin

ncesine

isteksizlik dnem

arasnda

beri

karmaktadr.

Wilamowitz'in

mitlerindeki

uydurma, icat etme keyfilii, kurbann anonimlii yznden en eski mit

lerde de kesinlikle yer alm olmaldr. Bu anonimlik, Wilamowitz'in arkavik Hellenizme kadar geri gtrd Platon'a zg tanrya ok yakndr. 11. Pagan kurban dini olarak Hristiyanlk anlay Werner Hegemann'm Ge retteter Christus (Kurtarlm sa) (Potsdam 1928) adl eserine byk l de temel oluturur. 12. rnein 302); var I05ff) yle: ele Polyphem'i vermemek hemen iin ldrmekten kt vazgetii zaman ses (IX, (XI, de kendini yrein Antinoos'un klan davranlarna

karmad zaman (XVII, 460ff): ayrca rzgarlar blm (X, 50ff) ve slaya gemleniine baml Teiresias'n vazgeii kehanetiyle kesinlik karlatrnz. Kukusuz Odysseus'un henz

il, sadece erteleme karakteri tar: Kendini tuttuu c eylemlerini genel likle daha sonra hakkn vererek yerine getirir: Gz yuman sabrl olandr. Tm mine rili doal-olanlar girmek ierikten iin boyunduruk btnsel, altna alan kar konulmaz gizlenen kabag ey, bu bii buyruksa! zneye vazgeite davrann tr zor

da hl doal ama olarak bir yere kadar grlmektedir. Mitsel olarak ve bamszlamann aktarlmasyla birlikte balk, boyunduruk altna al, insann zel amalarna karlk ey halinde bamsz, "nesnel" duruma gelir, genel rasyonel bir yasaya dnr. Ody sseus'un ileme sabrnda, aktarlr: zellikle Mitsel taliplerin ldrlmesinden gereklemesi sonra c hukuksal nesnel arzunun snrl egemenliin

arac haline gelir. Hukuk vazgeilen cdr. Ancak bu, kendi dnda bu lunan bir kimsede, sla zleminin dnda byle bir sabr olutuu zaman, bir insann, neredeyse gvenen kazanr. c bir kimsenin burjuva ertelenmi c ap de ilerisini orta d gsteren bu, zelliklerini kendinden Gelimi diye toplumunda cn ikisi

dan kaldrlr: c dncesiyle birlikte tabu zlemi de son bulur, ve ite Ben'in al dolavmlanarak gzden rlmesidir. 13. Max Weber, Wirtschaftsgeschichte. Mnchen und Leipzig 1924. s. 3. 14. Victor karn, 15. Brard zellikle Odvsseiadaki belirtmitir. Sam Bkz. esini, sonradan yaplan eklemelere "les Rsurrection d'Homre'deki

Phniciens et l'Odysse" blm. Paris 1930. s. 11 Iff. Odysseia. IX. 92f. 16. Age. XXIII, 311. 17. Age. IX, 94ff. 18. Jacob Burckhardt, Griechische Kulturgeschichte. Stuttgart. Band III. s. 9519- Odysseia. IX, 98f. 20. Hint mitolojisinde lotos toprak tanrasdr (bkz. Heinrich Zimmer, Maja. Stuttgart und Berlin 1936. s. 1050. zerinde Homeros, destannn yksel dii mitsel efsane ile bir ba bulunuyorsa, o zaman lotosyiyenlerle kar-

lamay olurdu.

Kton

gleriyle

atmada

bir

aama

olarak

belirlemek

doru

21. Odysseia. IX. 10522. Wilamowitz'e gre Kykloplar "aslnda birer hayvan"dr (Glaube der Helle nen. Band I. s. 14). 23. Odysseia. IX, 106. 24. Age. 107ff. 25. Age. 112ff. 26. Bkz. Age. 403ff27. Age. 428. 28. Age. 273ff. 29- Age. 278. 30. 31. 32. 34. 35. 36. 38. 3940. 41. Bkz. Age. 355ff. "Tekziplerin ska grlen samal nihayet l domu bir mizahn nda meydana kabilirdi" (Klages, age. s. 1469). Odysseia. Age. 347f. Bkz. Age. 138f. Ayrca bkz. F. C. Bauer, Symbolik und Mythologie. Stutt gart 1824. Band I. s. 47. Bkz. Baudelaire, Le vin du solitaire, les fleurs du mal. Bkz. J. A. K. Thomson, Studies in the Odyssey. Oxford 1914. s. 153. Murray, "Domuzlar Bkz. Homeros genel "Das destannn -olarak redaksiyonunda kendisine baml klnd (WilamoWerke, kavram btnyle s. 33. Age. X, 296/7.

37. Odysseia. Age. 212ff. sylenen "sexual expurgations"tan sz ediyor. (Bkz. Age. S. I4lff). Demeter'in in der kurbanlk Kultur", hayvanlardr." in: ekilde eker: Gesammelte koklama witz-Moellendorff, Der Glaube der Hellenen. Band II. s. 53). Freud, Unbehagen Band XIV. Frankfurtam Main 1968. s. 459 Dipnot. Wilamowitz'in ile nous, zerk notlarndan akl birinde beklenmedik dikkati Die arasndaki baa "Schwyzer des

inandrc bir tarzda nous'u burundan hzl solumakla koklamay bir araya getirmitir." 191). 42. 43(Wilamowitz-Moellendorff, etimolojik Heimkehr anlam Odysseus, bir Wilamowitz, yaknln bakmndan eyler

meydana kardn yadsmaktadr. Bkz. Odysseia. X, 329Kar yan" 44. konulmazlk Aphrodite bilinci Peithon daha sonra, "bysnn reddine gz yumma kltnde ifadesini bulmutur. (Wilamowitz-Moel-

lendoff, Der Glaube der Hellenen, Band II. s. 152). Odysseia. X. 329.

45. 47. 48. 49. 50. 51. 52. 53-

Age. 333 ff. Age. 398f. Bkz. Bauer, age. ve s. 49-

46. Age. 395f.

Age. XXIII. 93ff.


Goethe, Wilhelm Meisters Lehrjahre. Jubilumsausgabe. Stuttgart und Berlin. Band I. 16. Kapitel, s. 70. Odysseia. XXIII, 210ff. Bkz. Thomson, age. s. 28. "Grnce bir acdm, bir yandm, bir aladm, / ama ne kadar byk olursa olsun benim acm, / gene brakmadm ne gesin, yanasn kana, Teiresias sorularma karlk verene dek." (Odysseia. XI, 87ff).

54.

"urda

grrm

anamn

lm

gm

ruhunu,

ite

kann

dolaynda

sessiz sedasz durur, / ama ne olunun yzne bakabilir, ne konuur, / nasl anlataym, efendimiz, kendimi ona?-" (Age. 14 Iff). 55. "Bu yzden birka yeri dnda onbirinci blmn tamamn... sadece es ki nostos durumuna sokulmu bir fragman ve bylece destann en eski Ody blm olarak grmekten kamamam." (Kirchhoff, Die'homerische

ssee. Berlin 1879- s. 226) "Whatever else is original in the myth of Odysseus, the Visit to Death is." (Thomson, age. s. 95). 56. 57. Odysseia. XI, 122f. Poseidon haneti gcnn kndr. balangta ifte "topran zn olarak deniz ima kocas"yd edebilir. (bkz. Wilamowitz, Glaube der Hellenen. Band I. s. 112ff) ve sonradan deniz tanrs oldu. Teiresias'n ke onun Poseidon'un bulunduunu iftilikle yer denizlerden dnmek deitiriinde uzakta mm ifade toprak iin bir kurban verilerek yattrlmasn m temelinde onda ki Kton simgesel Bu onarm onarlmasnn korsanlnn

sini bulabilir: Poseidon klt ile Demeter klt i ie geer. (Bkz. Thom son, age. s. 96 Dipnot). 58. Grimm Kardeler, Kinder- und Hausmrchen. Leipzig, s. 208. Yakn mo tifler kzn meyi yukar Antika'dan, ararken reddeder. kaldrarak zellikle Demete'den aktarlmtr. ile kars Demeter Baubo "karlan tarafndan giysilerini (Freud, Cultes, Eleusis'e" Ev ve geldiinde Baubo vcudunu X. s. 399"Dysaules bunun

arlanr, ama yas ve zntsnden dolay yiyeceklere, ieceklere el sr sahibesi plak Band zerine onu birdenbire gldrrA Reinach, gstererek Bkz.

Gesammelte

Werke.

Salomon

Mvthes et Religions. Paris 1912. Band IV. s. 115f0. 59- Hlderlin, Der Herbst, age. s. 1066.

60. 61.

Odysseia. XXII, 473. Wilamowitz'e gre, cezalar "ozan tarafndan haz duyarak yerine getiril mitir." (Die Heimkehr des Odysseus, age. s. 67). Otorite filologlar "asl m kadn cesetlerinin sallan", kapanlarla dolu av yolu benzetmesini "tam olarak ve... modern ekilde yanstyor" (age., bkz. Age. s. 76) diye seviniyorlarsa, o zaman haz bu benzetmenin byk bir blm gibi g rnr. Wilamowitz'in eserleri, barbarlk ve kltrn Almanlara zg ekil de birletirilmesinin etkili belgelerinden biridir ve yeni Hellenizm sevgisi nin temelini oluturur.

62.

Gilbert Murray, dizenin teselli edici amacna dikkati eker. Kuramna g re Homeros'taki ikence sahneleri uygarl tevik edici sansr tarafndan kaldrlmtr. Geriye sadece Melanthios ile kadnlarn ldrl kalmtr (age. s. 146).

JULIETTE YA DA AYDINLANMA VE AHLAK


1. 2. 3. 4. 5. Kant, Beantwortung der Frage: Was ist Aufklrung? Kants Wrerke. Akade mie-Ausgabe. Band VIII. s. 35. Kritik der reinen Vernunft, age. Band III. (2. Basm) s. 427. Age. Age. s. 435f. Age. s. 428.

6. Age. s. 4297. Age. Band IV. (1. Basm) s. 93. 8. Kritik der Urteilskraft, age. Band V. s. 1859- Age. 10. Metaphysische Anfnge der Tugendlehre, age. Band VI. s. 44911. Spinoza, Ethica, Pars III. Praefatio. 12. Kritik der reinen Vernunft, age. Band III. (2. Basm) s. 10913. Histoire de Juliette, Hollande 1797. Band V. s. 319f. 14. Age. s. 322f. 15- Age. s. 324. 16. Kritik der praktischen Vernunft, age. Band V. s. 31, 47, 5517. Nouveaux Essais sur L'Entendement Humain. Ed. Erdmann. Berlin 1840. Buch I. Kapitel II. Parag. 9- s. 215.

18. Bkz. Heinrich Mann'in Inselverlag basm iin kaleme ald giri. 19. Metaphysische Anfnge der Tugendlehre, age. Band VI. s. 408. 20. Juliette, age. Band IV. s. 58.

21. Age. s. 60f. 22. Spinoza, Ethica. Pars IV. Prop. LIV. s. 368. 23. Age. Schol. 24. Metaphysische Anfnge der Tugendlehre, age. Band VI. s. 408. 25- Age. s. 40926. Juliette, age. Band II. s. 114. 27. Age. Band III. s. 282. 28. Fr. Nietzsche, Umwertung aller Werte. Werke. Krner. Band VIII. s. 213. 29- Juliette, age. Band IV. s. 204. 30. E. Dhren "Neue Forschungen"de (Berlin 1904. s. 453ff) bu yaknla dik kati ekmitir.

31. Nietzsche, age. Band VIII. s. 218.


32. Juliette, age. Band I. s. 315f33. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. .321ff. 34. Juliette, age. Band I, s. 300. 35. Histoire de Justine. Hollande 1797. Band IV. s. 4 (Diihren'de de yer alr. Age. s. 452). 36. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. 326f. 37. Justine, age. Band IV. s. 7. 38. Nachlass, age. Band XI. s. 214. 39. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. 433. 40. Juliette, age. Band I. s. 208ff. 41. Age. s. 21 lf. 42. Jenseits von Gut und Bse, age. Band III. s. 100. 43. Nachlass, age. Band X3I. s. 108. 44. Juliette, age. Band I. s. 31345. Ethica. Pars IV. Appendix. Cap. XVI. 46. Age. Prop. L. Schol. 47. Age. Prop. L. 48. Juliette. age. Band II. s. 125. 49- Age. 50. Nietzsche contra Wagner, age. Band VIII. s. 204. 51. Juliette, age. Band I. s. 313. 52. Age. Band II. s. 126. 53. Beobachtungen ber das Gefhl des Schnen und Erhabenen., age. Band II. s. 215f. 54. Age. 55- Nachlass, age. Band XI. s. 227f. 56. Also Sprach Zarathustra, age. Band VI. s. 24S.

57.

Genealogie der Moral, age. Band VII. s. 421.

58. Juliette, age. Band III. s. 78f. 59- Age. Band IV. s. 126f. 60. 61. 62. Thorie de la Fte. Nouvelle Revue Franaise. Jan. 1940. s. 49. Bkz. Caillois, age. Age. s. 58f.

63- Nachlass, age. Band XII. s. 364. 64. Juliette, age. Band II. s. 8lf. 65- Juliette, age. Band, III. s. I72f. 66. Age. s. 176f. 67. 69. 70. Edition prive par Helpey. s. 267. Age. s. 178f. ge. s. L88-9968. Juliette, age.

71. Juliette, age. Band IV. s. 261. 72. Age. Band II. s. 273. 73- Juliette, age. Band IV. s. 37974. 75. 76. 78. 79. 80. 81. 82. 83. 84. 85. 86. 87. Aline et Valcour. Bruxelles 1883. Band I. s. 58. Age. s. 57. Victor Hugo, L'Homme qui rit. Band VIII. Kapitel 7. Bkz. Les 120 Journes de Sodome. Paris 1935. Band II. s. 308. Der Fall Wagner, age. Band VIII. s. 10. R. Briffault, The Mothers. New York 1927. Band I. s. 119Nachlass, age. Band XI. s. 216. Age. Band XIV. s. 273Grundlegung zur Metaphysik der Sitten, age. Band IV. s. 432. Die frhliche Wissenschaft, age. Band V. s. 275. Bkz. Genealogie der Mo ral, age. Band VII. s. 267-71. Die frhliche Wissenschaft, age. Bkz. Nietzsche, Nachlass, age. Band XI. s. 216. Bkz. Le Play. Les Oeuvriers Europens. Paris 1879. Band I. zellikle s.

77. Juliette, age. Band IV. s. 199.

133f. 88. Juliette, age. Band IV. s. 303ff. 89- Les 120 Journes de Sodome, age. Band I. s. 72. 90. 91. 92. 93. Bkz. Juliette, age. Band II. s. 234 Dipnot. La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 185Bkz. Demokrit. Diels'in 278. Fragmani. Berlin 1912. Band II. s. 117f. La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 242.

94. S'. Reinach, "La prohibition de l'inceste et le sentiment de la pudeur", in: Cultes, Mythes et Religions. Paris 1905. Band I. s. 157. 95- La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 238. 96. Age. s. 238-49. 97. Age. 98. Juliette, age. Band IV. s. 240-44. 99- La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 263. 101. Juliette, age. Band V. S. 232. 102. Die frhliche Wissenschaft, age. Band V. s. 205-

EK: ODYSSEUS VE SEIRENLER MICHAEL FRANZ

Gnmz burjuva felsefesinde, Aydnlanma araclyla mitten bamszlam bir dnyada sanatlarn ilevine ilikin ilk bakta ekici gelen felsefi bir benzetmeyle karlarz; bu dnyada iblmnn toplumsal ynden antagonist bir bi imde n alnmaz gelimesi balamtr. Benzetme Homeros'un alegorik bir yorumudur; burada Odysseus'un Seirenlerle karlamas amlanmaktadr. Bu, Theodor W. Adorno ile Max Horkheimer'in faizmden kaa rak sndklar ABD'de kaleme aldklar, Almanca olarak ilk kez 1947'de Hollanda'da Querido yaynevince baslan nl "Aydnlanmann Diyalektii" adl kitapta yer almaktadr. Belir tilmesi gereken eliki, snfl toplum koullarnda Aydnlanma srecini retici glerin gelimesinin yanss olarak niteleyen elikidir; Aydnlanma olarak balayanlar kapitalist paraya e virme rasyonellii olarak son bulmaktadr. Bylece Aydnlan ma egemen olunamayan, denetimden km toplumsal sre cin akldlna dnerek deersiz, kt mitleri tevik eden tehlikeli bir durama inmektedir. Buraya kadar iyi; ama bura dan, iinde toplumsal elikilerin itici glerini yitirdii bir ta rih tasarm karlmaktadr. retici glerin geliimi bu gr asndan bir dnce tarihi srecine dnmektedir. Aydn lanmann simgesi bilim, zellikle de matematik olmakta, bilim retici glerdeki gelimenin zihinsel merkez sreci diye ele alnmaktadr. Yaamn toplumsal ynden gven altna aln na tek yanl yaklalmakta, bu gven egemenlik ilikilerine

dayanmaktadr. Yeniden retimin basks altnda toplumun yaam sreci zorunlu olarak toplumsal ynden antagonist bi imde gelimektedir. "Emreden aznlk toplam yaam, yaa mn korunmasna ilikin gereklere baml klarak kendini ve bunun yansra btnn de yaamaya devam ediini gven al tna alyor. Egemen akl, basit yeniden retimin Scyllas ile dolu dizgin yerine getirmenin Charybdis'i arasnda Homeros'tan modern yazarlara kadar ynetimi elden brakmak iste miyor: o, kk ktlklerin yol gsterici yldzndan baka her eit yol gsterici yldza eskiden beri gven duymam tr."1 Scylla ile Charybdis imgeleri de "Odysseia'dan alnmtr. Scylla uzun boyunlu, alt bal bir deniz canavardr; sarp, kaygan ve sipsivri ykselen kayalar iindeki bir maarada oturur; nnden yzerek ya da gemiyle geen her eyi, yunus balklarn, foklar, gemicileri balarn uzatarak yutar. Chary bdis ise tekinin karsndaki daha alak kayalklarda oturan, yaknna gelen her eyi dalgalarla birlikte yutan deniz tanrs dr. " kez kusar gnde ve eker iine smrr kez, / su lar yuttuu sra varaym deme oraya sakn."2 Ancak geri dn mek istemeyen herkes kayalklarla girdabn arasndan gemek zorundadr. Birinden kamak isteyen tekine yakalanr. Kur ban vermeden gemek mmkn deildir, durumu arkadala rndan gizleyen Odysseus'un da bana gelir bu; Kirke'nin nerisi zerine Scyla'nn yaknndan geerler, ama arkadala rndan alts yakalanr. Odysseus ve arkadalar bundan nce Seirenler adasnn yanndan gemek zorundadrlar. Kirke Odysseus'u kutsar (XII, 39-46): "Seirenlere varacaksn sen en nce, onlar byler yaknlarna gelen btn insanlar, kim yaklarsa bilmeden ve dinlerse onlar, yand,

bir daha evinde onu ne kars karlar, ne ocuklar. Seirenler onu ayrda nlayan ezgileriyle byler, ayrn evresinde kemikler vardr, bek bek, bunlar kemikleridir etleri ryen insanlarn, bzk bzk durur kemiklerin stnde deriler." Kirke'nin Odysseus'a hangi t verdii bilinir: Kendisini diree balatp arkadalarnn kulaklarn balmumuyla tka mak. Bylelikle o Seirenlerin ezgilerini dinleyebilecek ve te kiler de saa sola bakmadan krek ekebilecektir. Arkadala rna ipleri zmeleri iin yalvard zaman da onlar balarn daha ok sktracaktr. Yerinde olduu ok iyi anlalan bir t. Ama Seirenler ezgilerinde neyi dile getirmilerdir? "Gel buraya, dillere destan Odysseus, Akhalarn an erefi, durdur gemini de duy bizim sesimizi. Hibir vakit bir kara gemi burdan geemedi durup dinlenmeden azmzdan kan tatl ezgileri, dinlerler doya doya, daha ok ey renir yle giderler. Biliriz biz engin Troya'da olup biten her eyi, Argoslularla Troyallara tanrlarn ne aclar ektirdiini, biliriz biz ne olur ne biter bereketli toprak stnde." (XII, 185-192). Seirenler Musa'larn bilgisine sahip olduklarn ne srerler ve tanrsal baka bir Musa'lar korosu da olutururlar, Ernst Buschor'un3 kantlad gibi "uzayn k denizini ya da Hades'in alaca karanln" yurt tutarlar. "Yalnzca yeralt dnya snn kapsndan gemi olanlar onlarn ezgilerini dinleyebilir ler; onlar izinsiz iiten faniler lme mahkum olurlar." Seiren ler Euripidis'te insan biiminde kanatl tanr ulaklardrlar, Elysium'un k dnyasna giden yolda ruhlara elik ederler. Ama

156

halk inancnda Sekenler zellikle Hades'in glgeler lkesinde bulunurlar, lleri karlar ve teselli ederler. Odysseus-serve nindeki Sekenler bu te dnya Musa'larndan ve tanr ulakla rndan farkldrlar. Odysseia'dakiler masal Sekenleridir. Buschor yle der: "Bu tr masallar anlatan Grek denizcilerine g re Sekenler sevimli, batan karc, bilge iki deniz yaratdr: (Sophokles'in dedii gibi) deniz tanrs Phorkys'in kzlardr; belirli bir adada otururlar, ezgilerini dinleyenleri lme gn derirler, gleri krld zaman kendileri de lrler. Ama Hades'e ve cennete tamamen yabanclamamlardr. Bulunduk lar adann yeralt dnyasnn giriine yakn bir yerde, bat y nnn en u noktasnda, cennet gibi gzel bir lke, frtnalar dan uzak, her zaman masmavi bir gkyz ve durgun denizle evrili bir iek bahesi olmas bir rastlant deildir. Onlar ac masz lm melekleri deildirler, doast ezgileri gemicile rin bana karlarn, ocuklarn, yurtlarn unutma, yabanc sahillerde gten derek gmlmeden rme felaketini ge tirir." - "... nlerinden geen gemicilere seslenirler, kendilerini her eyi bilir gsterirler, onlara birtakm gizler aklayacaklar n sylerler. Kurduklar bu tuzakla tehlikeli yaratklar haline gelirler..." Adorno ile Horkheimer Seirenleri ve Odysseus'un serve nini nasl yorumla maktadr?4 "Kim var olmak istiyorsa, geri getirilmezin ekiciliini duymamaldr ve bunu da ancak Seirenleri duymazsa baarabilir. Toplum her zaman bunu sala mtr. alanlar din ve dikkatlerini toplam bir ekilde ileri ye bakmak, kenarda kalanlar yerlerinde brakmak zorunda drlar... teki olana, bakalarn kendisi iin altran mlk sahibi, yani Odysseus seer. Diree bal ve kendinden ge mi bir ekilde dinler, ekiciliin gc arttka balarnn da ha ok sktrlmasn ister... ittikleri onun iin sonusuz ka lr... Arkadalar smrcnn yaamn kendilerininkiyle bir likte tek bir yaamda yeniden retirler ve o da toplumsal ile

vini artk terkedemez. Odysseus'u geri dnlmez ekilde praksise balayan balar ayn zamanda Seirenleri de praksisten uzak tutarlar: ekicilikleri salt dnme konusu halinde, sanat halinde etkisiz duruma getirilir. Diree bal Odysseus hareketsiz ve kulak kesilerek bir konser dinler, tpk sonraki dnemlerin konser izleyicileri gibi, ve serbest braklmas iin cokuyla seslenmesi daha o zaman alk olarak yanklanr. Sa nattan alnan haz ve el iilii tarih ncesine veda ederken birbirlerinden byle ayrlrlar." Adorno ile Horkheimer kapitalizmde gelien efendi-uakdiyalektiinin izdmn Homeros dnemine yanstrlar. Mi tolojiden kurtuluun, geleneksel egemenlik ilikilerinin de mokratikletirilme ifadesi olarak aristokrasiye kar verilen sert snf kavgalarnda gerekletiini gremezler. Bedensel ve zi hinsel faaliyetin birbirinden ayrl gerekten de bu dnemde balar: Sanat, bir meslek olarak icra edilen zgl bir etkinlik durumuna gelmitir; ama kamuyu ilgilendiren bir sorun ve toplum yaamnda bir g olmay elden brakmamtr. Bu adan gelimesinin tepe noktasna klasik Polis demokrasisin de ulaacaktr. Adorno ile Horkheimer, mitlerde yaamn ve lmn amlanm olduunu sylyorlar. Buna karlk Aydnlanma nn simgesi olarak bilim hakikat diye sadece yaplabilir-olan tanmaktadr, hem de onun toplum asndan tad anlamla ilikisini gznne almadan. "nsanlar Yenia bilimine giden yolda anlamdan vazgeme baarsn gsteriyorlar." Bu ise gerek gelimeyi ters yz etmektir. Durum tama men bunun tersidir: Mitsel dnya imgelerinin dalmasyla, bu imgelerdeki ekici ve onaylayc gcn kaybolmasyla birlikte insanlar kendileri bir kanya varmak iin yeni bir balang yaparak anlam soruturmaya balamlardr. Bu ekilde dier savlar da doru deildirler. Bu savlarda bilimsel almann belirli yanlan yaltlanm ve mutlak diye

158

konmutur; rnein bilimin zellikle snflandrc bilim olarak biimlendii belirli zorunlu, ama geici tarihsel gelime evre leri; ya da ama bilimin iblmsel yaps, ki bu yap toplumun iblmsel yapsyla birlikte toplumun sosyal antagonizmalarnda dolaymlanmaktadr. Adorno ile Horkheimer'e gre by dnyas hl farklar iermekte, bilim ise niteliklere ilgi gstermemekte ve llemez-olan, kuvantalatrlamayanlar kesip, budamaktadr. "Aydnlanmann kulland ara, yani soyutlama kendi nesne lerine kar, kavram olarak ortadan kaldrd yazg gibi dav ranyor: Yani, yok etme olarak." mge ile eyin by aama sndaki ilikisi, zgl bir temsil etme ilikisi olmu olsayd, o zaman bilim yalnz cinsleri tanmlard: Her tekil ey sadece bir cinsin rnei saylacak ve yerine bakasn geirmek, deitirmek kesinkes mmkn olacaktr. yknme, yani insanlarn doa glerine bysel ekilde kendilerini uydurma arac sa natta yaamaya devam edebilir ama etkilemekten vazgemek kouluyla: Seirenler bu konuda kefil olmular, bu yzden l mek zorunda kalmlardr. Adorno ile Horkheimer'in Homeros'a ilikin alegorik yoru mu byle. Ancak Odysseus'un Seirenlerle karlama yks n aklayan bir metin daha var. Yzylmzn byk sanat larndan Franz Kafka'nn kaleme ald bu yk, 1931'de Max Brod tarafndan yaymlanan "in Seddi'nin nasnda"5 adl ciltte yer alr. Adorno ile Horkheimer, Kafka'nn "Seirenlerin Suskunlu u" yksne deinmezler, ama belirli ortak yanlar ve dikka te deer ayrlklar yine de gzden kamaz. Kafka'nn yks ksa ve anlamldr, bir tmce dahi fazla deildir:

SERENLERN SUSKUNLUU Yetersiz, hatta ocuka arelerin de kurtulmak iin ie yarayabileceklerinin kant: Odysseus Seirenlerden korunmak iin kulaklarn balmumuyla tkad ve kendini skca diree balatt. Elbette yola kanlarn hepsi batan beri benzer ekilde davranabilirdi, ama Seirenlerin daha uzaktayken batan kardklar kiiler hari; bunun bir yardm dokunamayacan dnya alem biliyordu, Seirenlerin ezgileri her eye nfuz etmekteydi ve batan ka rlann tutkusu ne zincir ne de direk tanrd. Ama Odysseus bunu dnmemiti, hem de bu konuda belki bir eyler duy mu olmasna karn. Bir avu balmumuna ve zincirlere g vendi, areciklerine masum bir ekilde sevinerek Seirenlere doru yelken at.
Oysa lar vard, Seirenlerin ezgilerinden ok daha korkun bir silah-

imdiye kadar grlmemise de bir kimsenin kendisini onlarn ezgilerinden kurtardn dn mek mmkn, ama suskunluklarndan asla. Seirenleri kendi
suskunluklar. gcne dayanarak yenmi olma gtren duygusuna, gurura kar bu duygudan olan doan, her eyi srkleyip hibir ey direnemez. dnyevi

Ve gerekten de Odysseus yaklat zaman, ister bu ra kibi yalnz suskunluun pes ettirebileceine inanmalarn dan, isterse balmumu ile zincirlerden baka bir ey d nmeyen Odysseus'un yzndeki mutluluk ifadesinin onlara ezgilerini unutturmu olmasndan ileri gelsin, bu gzel sesli arkclar susuyorlar, ezgilerini dile getirmiyorlard. Ama Odysseus, deyim yerindeyse, onlarn suskunluunu iitmiyordu, ark sylediklerine, onlar sadece kendisinin duymadna inanyordu. nce balarn dndrmelerini, de rin derin nefes almalarn, yala dolu gzlerini, yar ak az larn grd ylece, ama bunun duyulmayan ezgilerine ait

160

olduunu sand. Ksa sre sonra her ey uzaklara diktii gz lerinin nnden kayd, gitti. Seirenler Odyseus'un kararll
karsnda Seirenlere tam anlamyla en gzden kayboldular, zaman, ve artk, Odysses onlardan zellikle yakn olduu

haberdar deildi.

Ama onlar her zamankinden daha gzel uzanarak dndler, rktc salarn zp rzgara verdiler ve pene lerini kayalarn stne ap gerdiler. Altk batan karmak is temiyorlard, Odysseus'un iri gzlerindeki yansy mmkn olduunca uzun bir sre tutmak, yakalamak istiyorlard sade ce.
Seirenler bilinli olsaydlar, daha o zaman yok edilmi olurlard. Ama onlar bylece hayatta kaldlar, yalnz Odysse

us kap kurtuldu ellerinden. Bir de buna ek olarak, Odysseus'un ok kurnaz, kader tanrasnn bile iyzn anlayamad tilki gibi biri olduu sylenir. Belki de o, insan aklyla artk kavranamayacak olma sna karn, Seirenlerin sustuunu gerekten farketmi ve yu
kardaki sahte olay Seirenlere ve tanrlara kar adeta bir kal kan olarak tutmutur.

Bu ksa ykde, nesne merkezli betimlemeye kararak kaybolmayan, iirsel anlam aan bir dil kar karmza. Bu, imgesel programn im dili (algorithmus) olarak biimlendir meye yarayan, yani ierii retorik asndan ereksel ierik olan bir alegori deildir. Bu, imgesel dnme'nin diyalektik bir devinimidir, geleneklemi motifler alnarak deitirilmi tir; bu, okurun da katlmas gereken anlamsal ynsemelerle ve ilikilerle oynanan bir oyundur. Biz de bu oyuna katlmay deneyelim. Balangta Adorno ile Horkheimer Kafka'y benimsiyormu gibi grnr, ama kabalatrarak, tek yanl, pek ok eyi ak brakan, olanaklar gsteren ve sonuna kadar harcattran, dnme'yi seeneklerde uyaran diyalektik kar

tn ekiciliinden yoksun bir ekilde. Ama yine de nemli bir ortak yan kar ortaya: Odysseus'un bavurduu yetersiz are lere sevinmesi; ki bu, Adorno ile Horkheimer'in saldrlarn da ana hedefi oluturan tek yanl, srf ok yakn-olan zerin de dnlm amasal bir rasyonelliin bavurduu areler dir. Kafka bu areleri yalnz yetersiz deil, stelik ocuka di ye tanmlar; bunlar areciklerdir, kendini aldattan ayrlma yan kk hilelerdir. Acaba kurtulmak iin bir ie yarayabilir ler mi? Bu sav ilk tmcede ne srlr, ama savn aklan ve temellendirilii ondan kuku duyuluunu ortaya koyar; Kafka'nn yks, artk genel, doal, ard arkas sorulmayan bir varsaym olan bir sav iin kant olmaktan baka her ey dir. nce arelerin ocuka olular da aklanr. Odysseus'tan evvel bakalar niin bunu akllarna getirmemitir? Zincirlere ve diree kimse gven duymam olsa gerek. Herhalde tutku nun ne olduu hl biliniyordu. Kafka ykye paradoks bir yn verir. "Oysa Seirenlerin ezgilerinden ok daha korkun bir silahlar vard, suskunluklar." Kendi gcne gvenme duygusu, her eyi srkleyip gtren gurur batan karlann tutkusundan hl ok daha gldr. Seirenler sustuklar za man yenilmi saylrlar, oysa yenilmi saylmalarndan dolay yenerler, insanlar kendilerine ekerler. Odysseus'u suskunluk da etkilememitir. Kafka balangta Odysseus'un bavurduu areciklere se viniini masumca, yani nahif diye deerlendirir. Bu sevin bi raz sonra, iinde arelerin tamamen bamszlk kazand uursuz bir mutlulua dnr. Sonuta geriye sadece, ken dinden haz alan ve karsnda her eyin kaybolduu sarslmaz bir, kararllk kalr. Gler ilikisi tersine dner: Odysseus'un yazgs Seirenle rin dudaklarna deil, Seirenlerin yazgs Odysseus'un, artk kendilerine bir ey ifade etmeyen bakna baldr.

162

Odysseus'n kurtaran bavurduu areler midir, yoksa her eit yanl anlamay ieren ve kendine eken onun kendini aldat mdr; Seirenleri dinleme, ezgilerinden haz alma amac boa kmtr, boa kmak zorundadr. stnl, Odysseus'un sadece tuzaa dmemesini, tehlikesizce dinleyebilme sini salayacak olan areler ele geirir. Ama ve ara ilikisi tersine dner ve giriimin tamam anlamn kaybeder. "... Odysseus Serienlere zellikle en yakn olduu zaman, artk onlardan haberdar deildi." Tutkudan yoksun, yeni trden bir lgnlk etkisi brakan bu adam Seirenler iin bir bilmecedir diree bal, kulaklar balmumuyla tkal ve gzlerinde lgn lk parltlar. Anlamn kaybeden amasal rasyonellik lgnl a dnmek zorundadr. Kendini aldatma ve yanl anlalma yolculuu byle gee bilirdi, insanl mitsel gemiten karan yol olarak yorumla nabilirdi, ama Adorno ile Horkheimer'n vurgulad sosyal antagonizmalardan yoksun bir ekilde. Krekiler eksiktir y kde. Odysseus sanki yalnzdr, arkadalarndan sz edilmez. Odysseus'un kendini diree balat anonim bir olay gibi an latlr. Dncenin paradokslar iindeki deviniminin ilk belirti leri burada grlmeye balar: Odysseus yalnzca diree bal deildir, stelik kulaklarn balmumuyla da tkamtr. Onun bir ey iitmesi, hatta ezgilerini dile getirmi olsalard bile Seirenlerin suskunluundan baka bir ey iitmesi mmkn de ildi. Suskunluk onlara verilen bir cezayd, artk kendi silahlar deildi. Olaslkla aknlktan dolay sustuklar iin bu ba ka bir suskunluktu. Acaba Odysseus'a yalnz zincirlere gvenmek yetmemi miydi? Srf diree balanarak Seirenleri dinleme tehlikesini gze almak istemiyor muydu? Bu yzden mi kimse farkna varmadan kulaklarn da balmumuyla tkamt? Yoksa dnya ya, Seirenlerin ezgilerini zarar grmeden yalnz kendisinin dinleyebileceini mi gstermek istiyordu? Ya da btn bunlar

aslnda kendi mi dzenlemiti? Bu durumda hibir eyin, hele Seirenlerce dile getirilen ezgilerin eksik olmamas gereken kendi dzeninin tadna varacakt; hem de ister ezgilerini sy lesinler isterse sylemesinler, Odysseus onlar ezgilerini dile getirirken duymak zorundayd. Acaba kararll gerek miydi, Seirenlerin ezgilerinden ya da suskunluundan daha m korkuntu. Bu durumda kulakla rn balmumuyla tkamas ya da tkamamas hibir nem ta mayacakt; o nasl olsa bir ey iitmeyecek ya da iine gelen leri iitecekti. Demek ki, Seirenlerin ezgilerini dile getirmeleri ya da getirmemeleri de bir nem tamayacakt. Hatta Seiren lerin kendisi gereksiz olacakt. Sylentiler, imgeler yetecekti. "Seirenler bilinli olsaydlar, daha o zaman yok edilmi olur lard." Bu yol, yalnz mitsel gemiten uzaklatran bir yol olma yacakt, stelik sanattan yoksun, sanattan haz alma olanak ve yeteneinden yoksun bir yol da olacakt: Yetersiz arelerden ve sarslmaz bir kararllktan baka bir ey iermeyen bir gele cee doru uzanan yol. Bu bir kurtulu mu? Neden? Hangi bedel karlnda? Ama durum byle mi? Acaba Odysseus, daha sonra iyice gelien, ufku dar olduu iin abes ve dar grllnden dolay acmasz olan amasal rasyonelliin, Adorno ile Horkheimer'da ortaya kt, gibi, ilk rnei deil mi? Frnkel'e g re "Odysseia", "tm glerin inadna kendisini savunmak iin yazgsn akll ve direngen ekilde ellerine alan, yeni dne min gereki insan"n vmektedir.6 "Odysseia'da, daha nce mevcut olmayan bir farka yer verilmitir: "...bu dnceyi ona ister bir tanr telkin etmi, isterse kendisi aklna getirmi ol sun." "Odysseia"nn 1. Blmnde, lmllere kendi sorum luluklarn anmsatan Zeus'un nl konumas yer alr (I, 7679):

164

"Ne diye insanlar tanrlardan bilir birok eyi! Sanrlar btn bellar bizden gelir, oysa kaderin dnda ac yar balarna kendi kendileri, kendi taknlklar." Kafka ykye yine paradoks olan bir zm getirir; olas lklar ieren, gelecei ak brakan bir dnce oyunu: Belki her ey bir dzendi. Ama kendini beenmilikten, byklk satmaktan deil, tersine gizini ele vermemek iin dikkatli dav ranmaktan dolay bir dzen. Odysseus iin iyzn, Seiren lerin sustuklarn da anladn gstermek istemiyordu. O za man bavurduu arelere sevinmesi yalnz Seirenlere ve tanrlara kar korunmak iin dnlm bir davrant. Seirenlerin sustuunu gerekten farketmiti. Ama bunu kimseye sy lememiti. Bylece Seirenleri suskunluklar iinde silahsz b rakmt. O gurura kar bakt, ama pek de yle masum ol mayan areciklerine masumca sevinmesinden dolay deil. Byle bir gurur, kendisince de bilinen krlemenin sadece baka bir biimiydi. Ama o tanrlar gereksiz yere kldrmak istemiyordu, bunun zerine onlarn kendinden beklediklerini yerine getirirmi gibi davrand. Kendi gcne gven duydu unu gstermek istemiyordu. Diree balan da belki bir oyundu. Ne var ki, Odysseus kendisini yalnz Seirenlerle tanrlarn deil, stelik insanlarn da anlamayacaklarn ve verdii rnek yerine oyunu kendilerinin ciddiye alacaklarn aklna getirme mitir: nsanlarn gelecekte gzleri kapal yknecekleri ras yonel davran modeli olarak. Aslnda Odysseus'un elinde; yanl anlalmamak iin, gerek tek bir frsat vard: Kendisi ark sylemeliydi.

DPNOTLAR
1. 2. 3. 4. 5Max Horkheimer/Theodor W. Adorno, sophische Fragmente. Frankfurt a.M. 1969, s. 38. Dialektik der Aufklrung. Philo

Homeros, Odysseia. eviren Johann Heinrich Voss. Leipzig 1964. Emst Buschor, Die Musen des Jenseits. Mnchen 1944. Alntlar s. 5, 7 ve 9. Horkheimer/Adorno, 19. Franz Kafka, Das Schweigen der Sirenen, Mauer. Leipzig und Weimar 1979, s. 27-29. in: Beim Bau der chinesischen Dialektik der Aufklrung. Alntlar s. 40 vd., 11 ve

6. Frankel, Dichtung und Philosophie des frhen Griechentums, s. 95.

KAYNAK:
Michael Franz, Wahrheit in der Kunst. Neue berlegungen zu einem alten

Thema. Aufbau-Verlag, Berlin und Weimar 1984, s. 62-72.

You might also like