You are on page 1of 160

KTSAT-MALYE

SORU 1 Tam rekabeti bir firma monopolcu bir firma olursa fiyat, retim miktar, tketici ve retici fazlasndaki deimeleri ekil yardmyla gsteriniz. SORU 2 Ricardocu denklik nedir? SORU 3 Senyoraj geliri nedir? ekil yardmyla aklaynz. Uzun dnemde bte aklarn senyoraj geliriyle finanse etmek mmkn mdr? SORU 4 Tam rekabet ve monopol piyasasnn karlatrlmas ? SORU 5 Marshall Lerner koulu, devalasyon ve d ticarette kk lke avantaj nedir? SORU 6 Aadaki terimleri aklaynz. a)Gayri safi kalknma b)Muhafaza fiyat c)Talebin apraz esneklii d)Euro dolar piyasas SORU 7 Kayt d ekonomi kavramn aklaynz? Kayt d ekonominin ortaya kma nedenleri ve kayt d ekonominin llmesi yntemlerini anlatnz. SORU 8 Enflasyon hedeflemesi kavramn aklaynz? Enflasyon hedeflemesinin n koullarn, avantajlarn ve dezavantajlarn anlatnz? SORU 9 Sweezy moelini (dirsekli talep erisi) ekil yardmyla aklaynz? SORU 10 Ekonomi bilginize dayanarak aadaki kavramlar aklaynz : a- Okun yasas b- ktisadi honutsuzluk endeksi c- Pareto optimumu d- Faiz arbitraj e- Talebin apraz esneklii SORU 11 Gelirin yeniden dalm (ikincil datm) nedir? Gelirin yeniden dalm iin ne gibi politikalar izlenir? SORU 12 Depresyonla mcadelede kamu harcamalar ve vergi politikalarn karlatrmal olarak anlatnz? SORU 13 D borlanma ne zaman yaplr? ekilleri nelerdir? SORU 14 Otomatik stabilizatrleri anlatnz.

SORU 15 Bte esneklii nedir? Son yllarda lkemizin bte esnekliinin azald ynndeki grler neye dayanr? SORU 16 Aadaki terimleri aklaynz. Telafi edici bte Tahkim Vergi harcamas Ayrma kuram SORU 17 Vergilenebilir kapasite nedir, nelerden etkilenir ? SORU 18 Maliye bilginize gre aadaki kavramlar aklaynz. a- Verginin Reddi b- Verginin ikame etkisi c- Laffer erisi d- Varginin amortisman e- Konsolide bte SORU 19 Philips erisini grafik yardmyla aklaynz? SORU 20 Currency board (para kurulu) ve Free floating (serbest fiyatlandrma) 'i aklaynz? SORU 21 Consumption(Tketimin) (C)'in Milli Gelir (Y) zerindeki etkisini aklaynz? SORU 22 Crowding Out'u aklaynz? SORU 23 Devlet bor stokunun sermaye piyasas zerindeki etkilerini aklaynz? SORU 24 Btede genellik ne demektir.? Bu konuda Trkiye'deki eksiklikleri belirtiniz? SORU 25 Vergiden kanma'y aklaynz? SORU 26 Aadaki kavramlar aklaynz. a- Kara para b- Konsolide bte a c- Telafi edici bte d- Maliyet enflasyonu SORU 27 Btenin denetlenmesini aklayn? SORU 28 Vergi borcunu sona erdiren nedenler nelerdir aklaynz? SORU 29 Stagflasyonla mcadelede maliye politikasnn roln aklayn? SORU 30 Aadaki kavramlar aklayn? a- Konversiyon b- Katma bte c- Verile emri

d- Tersine artan oranllk e- stisna SORU 31 Tarife d aralar nelerdir? Aklayn. thalat kotalar ile gmrk tarifelerini karlatrnz. SORU 32 Bilano a nedir? demeler bilanosunu bir tablo halinde yaznz Otonom ve denkletirici politikalar aklayn? SORU 33 Aadaki kavramlar aklayn? a- Pareto optimumu b- demeler bilanosu c- Likidite tuza d- Talebin gelir esneklii SORU 34 Monopollerin sakncalarn, ekil yardm ile aklaynz. SORU 35 Tam rekabet ve monopoll rekabet piyasalarnn zellikleri nelerdir. Uzun dnemde tam rekabet ile monopoll rekabet arasndaki farklar nelerdir? SORU 36 GSMHyi oluturan kalemleri aklaynz. SORU 37 demeler Bilanosunu oluturan kalemleri alt alta sralaynz. SORU 38 Kasm ve ubat Krizlerinin k sebeplerini sralaynz . SORU 39 Aadakileri ksaca tanmlaynz a) Piyasa Fiyat Faktr Fiyat b) Gelir-harcama gecikmesi(Robertson gecikmesi) c) Sendikasyon Kredisi d) Milli Hasla Sosyal Hasla SORU 40 Dolayl vergilerin gelir ve kaynak dalm zerindeki etkileri nelerdir? SORU 41 Btesi srekli ak veren, enflasyon ve isizlik oran yksek olan bir lkede bte an kapatmak iin bavurulabilecek kaynaklar nelerdir? SORU 42 a)Verginin gelir ve ikame etkileri? b)Denk bte? c)Faiz d fazla? d)Yatrm carileri

SORU 43 Katma Bte, zerk ve zel bteyi ana hatlaryla anlatnz? SORU 44 Vergi idaresince verilen vergi ceza eitlerini anlatn ve ceza tutarlarn belirtiniz? SORU 45 Para politikas nedir? Aralar nelerdir? Enflasyonla ve deflasyonla mcadelede para politikasnn etkinlii nasldr?

SORU 46 deme gcne gore vergilendirme aralar nelerdir? Trkiyede uygulann anlatnz? SORU 47 Maliye politika araclarn anlatnz? Uygulamadaki engellerden ve de aksaklklardan bahsediniz? SORU 48 Aadaki kavramlar aklaynz? a-Dk mal b-lee gre azalan getiri c-retimde dsallk d-Okun yasas e-Beklentilere gore geniletilmis Phillips erisi SORU 49 Yatrm faiz esneklii sfr, para talebi faiz esneklii sonsuz iken kamu harcamalrdaki artn etkisini IS-LM modelinde inceleyiniz? SORU 50 Tam rekabeti bir firmann kapatma noktasn ekil yardm ile gsteriniz. SORU 51 Bte ann azalmasnn toplam talep-arza etkisin ekil yardmyla aklayn. SORU 52 Para arzndaki artn faizler zerinde etkisini, beklenen enflasyon ve gelir etkisinin (likidite) ikame etkisini bastrd durumu tartnz? SORU 53 Heteredoks ve Ortodoks poltikalar anlatnz. SORU 54 Cournot dengesini aklaynz. SORU 55 Helsinki srecinden sonra Trkiye AB ilikileri. SORU 56 Tam Rekabette zarar ve ar kar elde eden firmann durumunu ekille aklaynz. SORU 57 Keynesyen modelde oaltan mekanizmasnn anafikrini saysal bir ernekle aklaynz. SORU 58 Para politikasnn aralar ve amalarn aklaynz. SORU 59 sizlik eitleri nelerdir? Ekonmide tam istihdam hedefine ulamak niin nemlidir? SORU 60 Kamu borlarnn srdrlebilirliini tartnz. SORU 61 IMF'nin amalar nelerdir? SORU 62 Verimli-Verimsiz giderler ayrm yapp, kamu gelirleri asndan nemini aklaynz.

SORU 63 Btenin akl ve anlalrl ilkesini aklaynz. SORU 64 Enflasyonunu gelir dalm zerindeki etkileri nelerdir. SORU 65 Muhasebenin temel kavramlarn yaznz. Dnemsellik kavramn aklaynz. SORU 66 Envanter kavramn aklaynz. SORU 67 sizlik eitlerini yaznz. SORU 68 retim faktrlerini yaznz. SORU 69 Para politikas aralarn yaznz. SORU 70 Azgelimi lkelerde iktisadi kalknma hzn snrlayan konular yaznz. SORU 71 Enflasyonla mcadele stratejilerini yaznz. SORU 72 Maliye politikasnn amalarn yaznz. SORU 73 Vergi lkelerini yaznz. SORU 74 Aadaki kavramlar aklaynz. a) Verginin kanunilii b) Program bte c) Vergiden kanma SORU 75 Veraset ve intikal vergisinin lehinde ve aleyhindeki grler nelerdir? SORU 76 Enflasyonla mcadelede gdlen amalar nelerdir, bu amalarn gerekletirilmesinde vergi politikasndan nasl yararlanlr? SORU 77 KDVnin konusunu ve mkellefini belirterek, sz konusu vergiyi, vergide adalet ilkesi ynnden deerlendiriniz. SORU 78 Makro ekonomik ama ve aralar nelerdir ve aralarndaki elikileri anlatnz. SORU 79 Vergilemede beyan esasnn nemi nedir? SORU 80 Devlet Borlarnn konsolidasyonunu aklaynz. SORU 81 Btenin yasama organnca denetimini aklaynz. SORU 82 Devlet borlanmasnn gelir dalm zerindeki etkilerini eitli ynlerden inceleyiniz.

SORU 83 GSMHdan harcanabilir gelire ulamak amacyla indirilecek kalemler nelerdir, aklaynz ? SORU 84 Aagdaki kavramlar aklaynz a)Nominal dviz kuru, reel dviz kuru b)Hzlandran c)Senyoraj kar, enflasyon vergisi SORU 85 Serbest piyasa ekonomisinde, a)retim faktrleri fiyatlar nasl oluur ? b)retim faktrlerine ynelik talep artnn ve retim faktrleri talep erisinin negatif eimli olmasnn nedenleri nelerdir ? c)retim faktrleri arznn artmas nasl olur, faktr arz erisinin pozitif eimli olmasnn nedenleri nelerdir ? SORU 86 .Keynesci ve Monetarist grlere gre; a)Para arzndaki deiikliklerin nominal gelir zerindeki etkisini, b)Para arz ve talebindeki deiikliklerin ngrlebilirliini, c)ktisadi politikann oluturulmasn karlatrmal olarak aklaynz. EVDE BAK SORU 87 Depresyon dnemlerinde olmas gereken kamu harcama politikas nedir? SORU 88 Az gelimi lkelerde d ticaretin iktisadi kalknmann finansmanndaki roln aklaynz. SORU 89 a) enflasyonist ortamda bolanma politikasnn baars neye bal ve nasl olmal? b) gelir dalmn belirleyen unsurlar srala ve ksaca aklaynz. SORU 90 Aadakileri tanmlaynz. a)Tam mkellef-dar mkellef b)Fonsiyonel gelir dalm c)Egzersiz-jestiyon usul d)Milli bte kuram e)Vergi tarifesi-vergi matrah f)Resen tarh SORU 91 Tam rekabetten monopole gemenin sakncalarn aklaynz. SORU 92 D ticare politikas nedir?aralar ve amalarn yaznz.Amalarndan hangisi az gelimi lkelerde nemildir. SORU 93 Tam rekabet piyasasnda tek fiyatn sonular nelerdir?

SORU 94 Devalasyonun d demeler dengesi dndaki ekonomik etkileri nelerdir? SORU 95 Aadaki kavramlar aklaynz. a) Risk sermayesi b) Forward piyasas c) Talebin gelir esnekilii d) Ak piyasa ilemleri e) oklu kur sistemini

ksaca aklaynz.

SORU 96 Keynezyen ve Monetarist grlere gre toplam talebi etkileyen faktrler nelerdir? Her iki grn ortak ve farkl yanlarn aklaynz. SORU 97 Keynezyen ve Monetarist grlere gre, kamu harcamalarndaki bir artn ekonomik etkileri nelrdir? SORU 98 Trk genel bte sistemiyle ilgili olarak; a) Bte giderlerinin tahmin edilmesi ve yaplmas srecini ksaca aklaynz. b) Bte ile verilen deneklerin yetmemesi halinde btenin uygulanmas aamasnda yaplan ilemleri ksaca belirtiniz. c) Trkiyede gider btelerinin srekli olarak almasnn (balang denekleri ile gereklemeler arasndaki sapmalarn) nedenleri konusundaki grnnz aklaynz SORU 99 Mali, iktisadi,sosyal ve idari vergileme ilkelerini saynz. Kresellemenin, devletlerin vergileme kapasitesinde yaratt sorunlar ile vergileme ilkelerine etkisini aklaynz. SORU 100 Maliye politikasnn amalar arasndaki uyumsuzluklar ksaca aklaynz.

SORU 101 Maliye politikas arac olarak; a) Borlanmann fonksiyonunu belirtiniz. b) Borlanma stratejisini etkileyen unsurlar ( vade, faiz oran, i-d bor tercihi, tercihte rol oynayan unsurlar asndan) Trkiyenin izledii borlanma politikasn da gz nne alarak belirtiniz SORU 102 Vergi istisnas, kamu iktisadi kuruluu, hazine a, vergi sorumlusu, Tobin vergisi, para kurulu (currency board), srnen pariteler (crawling peg), konsolide bte, dalgal borlar ve Marshall' n gelir dalm kuram kavramlarn ksaca aklaynz.

SORU 103 zelletirmelerin iktisadi ve mali amalarn saynz. Trkiyedeki zelletirme giriimlerinin etkinliini bu amalar dorultusunda deerlendirerek mevcut sorunlar belirtiniz. SORU 104 Aadaki kavramlar aklaynz: a)King Kanunu b)arpan-Hzlandran c)Deer Paradoksu d)Likidite Tuza SORU 105 Klasiklerin emek piyasas ve istihdam hakknda grlerini anlatn. SORU 106 Otonom ve uyarlm tketimi ekil yardm ile anlatnz. SORU 107 Monopoln etkinlik ve kaynak dalm zerindeki etkileri nelerdir? SORU 108 Aadaki kavramlar aklaynz. a)Vergi Amortisman b)Vergi muafiyeti c)Konsolide Bte d)Konversiyon e)Bte arpan f)Katma bte g)Mcbir sebepler nelerdir? SORU 109 Kamu harcamalarndaki artla ilgili olarak Wagner ve Peacock-Wisemann grlerini aklaynz. SORU 110 Parafiskal geliri tanmlaynz. SORU 111 Piyasa Aksakl ve Hkmet Aksakl nedir? Karlatrnz. SORU 112 Kamusal mallarn genel denge modeli iinde optimal miktarlar Samuelsonn zmne gre nasl belirlenir? SORU 113 Hazinenin Merkez Bankasndan borlanmasn ksaca aklaynz. Bu tr bir borlanma ne tr sorunlar yaratr? Son yaplan dzenlemeler hangi yndedir?

SORU 114 Devlet btesinin denetim trlerini ve bte srecinin deiik aamalarnda ortaya kan denetim faaliyetlerini yaznz. SORU 115 Dolayl ve dolaysz vergileri ekonomik etkinlik asndan deerlendiriniz. Trkiyedeki uygulama hangi yndedir? SORU 116 a) Fiyat deiikliklerinde (art / eksili) genellikle neden gelir etkisi ikame etkisinden daha kk olur? b) Teknolojik olanaklar ile retim olanaklar erisi snr nasl izilebilir.Bu eri neden negatiftir ve ibkeydir aklaynz. SORU 117 Fiyat farllatrmas yaplabilen bir monopoln iki piyasa iin retim denklemi: Q1 = 500 5P1 Q2 = 300 2P2 Monopol iin maliyet denklemi : C = 2980 + 14Q + 0,05Q ve Q = Q1 + Q2 Monopol iin i)Optimal arz miktar ii)Her iki piyasa iin fiyatlar iii)Toplam retim miktar, toplam maliyet (TC) ve toplam kr bulunuz.

SORU 118 Parann miktar teoremine gre; para arz %8 arttrlrsa, a.Fiyatlar genel dzeyi hangi ynde, nasl deiir, neden? b.Ayn anda parann dolam hz da %24 drlrse ne olur, neden? c.stihdam dzeyi artarsa nasl bir etki ortaya kar SORU 119 ubat 2001e kadar olan ekonomik program ile ubat 2001den sonraki ekonomik program aralar, amalar ve ileyii bakmndan mukayese ediniz. SORU 120 Otomatik stabilizatrler nelerdir? SORU 121 Tam rekabet piyasasnn zellikleri nelerdir? SORU 122 Milli gelir nedir? Hesaplama yntemlerini yaznz? SORU 123 Kronik enflasyonun geerli olduu ve sermaye hareketliliinin tam olduu bir ekonomide, kamu harcamalarnn i borlanma ve para arz ederek finans etme olasal da var ise,

a)Kamu harcamalarnn borlanma yoluyla finanse edildii durumu, b) Kamu harcamalarnn para arz ederek finanse edildii durumunu, finansal piyasalar zerindeki etkisini aklaynz SORU 124 Neo-klasik analizde enflasyon oran ile faiz oran arasndaki ilikiyi deerlendiriniz. SORU 125 Dviz kuru sistemleri nelerdir. Sermaye hareketliinin tam olduu bir lkede dviz kurunun bir pa (anchor) olarak kullanlmasnn sonularn Mundell-Fleming modeli erevesinde deerlendiriniz. SORU 126 Baz iktisatlarn gelimekte olan lkelerin izledikleri ihracata ynelik byme modeli tercihlerini, fakirletirici byme olarak nitelendirmenin nedenleri nelerdir? Bu tezi ortaya atan ktisatlarn grlerini kullanarak tartnz. SORU 127 Trkiyede yurtii havayolu tamacl hangi piyasa tr iin bir rnektir. Bu piyasada yer alan firmann ksa dnem dengesini ekil yardm ile aklaynz. SORU 128 Fiyat endeksi ne demektir? Makro ktisat politikalar belirlenirken hangi fiyat endeksleri kullanlmaktadr? Sralayarak aklaynz. SORU129 Gayri Safi Milli Hasla (GSMH) ile Gayri Safi Yurtii Hasla (GSYH) arasndaki farkll aklaynz. Bu iki milli gelirin birbirinden ok farkl olmasnn nedenleri neler olabilir? Aklaynz SORU 130 Bankaclk Dzenleme ve Denetleme (BDDK) ile Sermaye Piyasas Kurulunun (SPK) grevlerini ve yetkilerini dnerek, bu iki kurumun finansal sistem zerindeki denetleme ilevinin nemini aklaynz. SORU 131 Kamu giderlerinin fonksiyonel ayrmn aklaynz. Kamu hizmetleri ve giderlerinin planlanmas bakmndan nemini tartnz. SORU 132 Enflasyonla mcadele asndan, arz artrc kamu giderlerinin niteliklerini inceleyiniz, gnmzdeki geerliliini ve nemini tartnz. SORU 133 Kurumlar vergisi kanununa gre rtl sermaye ve rtl kazan uygulamalar ne demektir? Koullarn belirtiniz ve uygulanabilirliini inceleyiniz SORU 134 KDV de yer alan indirim sisteminin ; gerek KDV ve gerekse gelir vergisi ile kurumlar vergisi asndan oto kontrol zelliini tartnz. SORU 135 Btede genellik ilkesini aklaynz ve gnmzde bte uygulamas asndan nemini tartnz. SORU 136 Btenin uygulanmas bakmndan, kamu giderlerinin idari aamada denetimini aklaynz ve etkinlik asndan nemini tartnz. SORU 137 Bor ykn aklaynz, bor yknn yaayan ve gelecek kuaklar asndan olabilecek etkilerini tartnz.

SORU 138 Aadaki Kavramlar Aklaynz. a)Lorenz Erisi b)Mali Srklenme c)demeler Bilanosu SORU 139 Talep esnekliiyle ilgili aadaki sorular cevaplaynz. a)Talep esneklii nedir. b)Talep esnekliini etkileyen faktrler nelerdir. c)Talep esnekliinin yansma zerindeki etkilerini anlatnz. SORU 140 Dviz kurunu tanmla, dalgal kur sistemini ve sakncalarn anlat. SORU 141 Tam rekabet piyasasnda ksa dnem kar maksimizasyonunu, toplam ve marjinal egriler yardmyla ayr ayr ackla. SORU 142 Dirsekli talep egrisini anlat. SORU 143 Asagdakileri tanmlaynz. a)Gizli maliyet-frsat maliyeti b)Ky bankaclg c) retimde dsallk ve negatif dssal ekonomiler SORU 144 Kara para aklama yntemleri nelerdir? SORU 145 Emisyon hangi ller ierisinde gvenilir bir kamu geliridir? SORU 146 ahsi gelir vergisinin, gelir daglm zerindeki etkileri nelerdir? SORU 147 Kamu giderlerinin carpan ve hzlandran etkilerini anlatn. SORU 148 Btcede giderlerin denetimi hangi yollarla yaplmaktadr? SORU 149 Aadaki kavramlar aklaynz.. a) Verginin amortisman b) Wagner kanunu c) ifte vergi d) Parafiskal gelirler SORU 150 Borlanmann bte zerindeki etkilerini yaznz. SORU 151 Hazinenin modern fonksiyonlarn yazarak bononun gelir yaratma etkisini anlatnz. SORU 152Vergi yk, Gayri safi vergi yk, safi vergi yk kavramlarn aklaynz. SORU 153 Devletin i veya d borlanmaya gitmesinin nedenleri NELERDR? SORU 154 A) Tahakkuk zaman am , tahsil zaman am B) zerk bte, verginin tarafszl C) Vergilendirilebilir kapasite

D) Konsolidasyon ve konversiyon nedir SORU 155 Marshal_Lerner teorisi ve devalasyon nedir? SORU 156 Mundel-Fleming (IS_LM) de maiye ve para politikas NEDR? SORU 157 Mastrich sonras sreci anlatnz. SORU 158 Gelir etkisi-ikame etkisi ve giffen paradoksunu ekille anlatnz. SORU 159 A) oligopol B)Politika karmas C)Forfaiting D) Arbitraj kavramlarn

tanmlaynz.

SORU 160 Tam rekabette uzun dnem endstri dengesini anlatnz. SORU 161 D ticaret politikas aralar nelerdir. SORU 162 Verginin yansmasn anlatnz. SORU 163 Kaydi para nedir Maliye politikasndan nasl etkilenir SORU 164 Ricardonun blm teorisini anlatnz? SORU 165 Para politikas aralar nelerdir ? SORU 166 Para politikas aralar nelerdir ? SORU 167 Tam rekabet piyasasnn zellikleri nelerdir? Eksik rekabet piyasalarnn isimlerini yazn. SORU 168 Reel GSYH nedir, nasl hesaplanr.? SORU 169 Aadaki kavramlar aklayn. a)Dolarizasyon b)LAffer Erisi c)Revalasyon d)Talep Fonksiyonu e)King Kanunu SORU 170 Gelirin unsurlar nedir ? SORU 171 Kurumlar vergisinin mkellefleri, konusu, beyanname verilme zaman ve verginin denme zamann aklaynz. SORU 172 Btenin ilkeleri nelerdir? SORU 173 Bte a , temel bte a, tam istihdam bte a, devresel bte a kavramlarn aklaynz ve bte aklaryla ilgili iyimser Ricardocu yaklam anlatnz.

SORU 174 Ekonomide iki finansal varlk olsun. Para ve Bono. Parann beklenen getirisi sfr, bononun beklenen getirisi pozitif veya negatif olabilmektedir. Bu durumda bireylerin hangi koullarda portfylerinde para bulunduracaklarn aklaynz. SORU 175 Merkez Bankas gelecekte dk enflasyon politikas uygulayacan bugnden aklyor. Karar birimlerinin otoritelere gveni tam. Eer gelecekte Merkez Bankas bu politikaya uymaz ise enflasyon, reel cretler ve istihdam nasl etkilenecektir? Tartnz. SORU 176 80'li ve 90'l yllarda Trkiye'de kredi faiz oranlarnn yksek dzeyde seyretmesi kredi kullanmlarn ve yatrmlar nasl etkilemitir anlatnz. SORU 177 Enflasyon ile Senyoraj gelirleri arasndaki ilikiyi ekil yardmyla aklaynz. Bte aklarn uzun dnemde senyoraj gelirleri ile finanse etmek mmknmdr? Aklaynz. SORU 178 A) Nominal pa (apa/ Anchor) ne demektir? Nominal pa olarak belirlenebilecek balca deikenleri aklaynz. B) 2000-2001 yllarnda krizden sonra terkedilen ekonomik istikrar programnn pas nedir? Aklaynz. C) Bugn uygulanan ekonomik istikrar programnda hangi deiken pa olarak belirlenmitir anlatnz. SORU 179 Bir firma fiyatn arttrnca haslat azalyor. Nasl bir politika izlemeli? SORU 180 retim faktrlerinin marjinal verimlilii ve lee gre getiri kavramlarnn aklanmas ve aralarndaki ilikinin deerlendirilmesi. SORU 181 Parann fonksiyonlar ve bu konudaki farkl grlerin genel makroekonomik dengeyle ilgili sonular. SORU 182 Bireysel talep erisi ile toplam talep erisinin farklar. SORU 183 Kresellemenin kltrel, ekonomik ve siyasi etkilerini lkemiz rneinde tartnz. SORU 184 Son yllardaki gelimeler nda BM'nin geleceini tartnz. SORU 185 a) Blgeleraras eitsizliklerin nedenleri b) istihdam nitelii ve nicelii. SORU 186 Reel milli gelir, cari mili gelir, senyoraj ve enflasyonu tanmla. Enflasyonist bir ortamda senyoraj ve mili gelir arasndaki iliki, iktisadi bymeye etkisi nedir? SORU 187 Avrupa'nn EURO para birimini kullanmaya balamasnn Trkiye ekonomisi zerine etkileri nelerdir? SORU 188 Btenin genellii ilkesi nedir?

SORU 189 Kamusal mal nedir? zellikleri nelerdir? SORU 190 Safi art ve kaynak teorisi nedir? SORU 191 Ynetimin fonksiyonlar nelerdir? SORU 192 Alacak devir hznn yksek olmas ne anlama gelir? SORU 193 Likidite oranlar SORU 194 Verginin alnd kaynaklara gre snflandrmasn yapnz.Gelir ve kurumlar vergisini mkellef ve oran asndan karlatrnz. SORU 195 Vergi asln ve vergi cezasn sona erdiren sebepleri yaznz. Tarhiyat ncesi uzlamay anlatnz. SORU 196 Bte uygulama sonucunda yaplan denetimi anlatnz. SORU 197 Maliye politikasnn etkinliini phillips erisine gre anlatnz. SORU 198 Aadaki kavramlar aklaynz. a)retici art b)Pareto optimumu c) karlanm faiz paritesi d) yatrm isel olmas SORU 199 retimin en dk maliyetle gerekletirilmesini ekil yardmyla anlatnz ve genileme yolunu tanmlaynz. SORU 200 Para talebinin azald, yani ayn gelir ve faiz dzeyinde elde tutulmak istenen para miktarnn azald durumda, a)Keynesin yatay arz erisine gre fiyat ve kt nasl etkilenir? b)Klasiklerin dncelerine gre fiyat ve kt nasl etkilenir? SORU 201 Pigou etkisi ne demektir? SORU 202 Keynesyen dnceye gre ktisat politikas ile fiyatlar artrmadan kty artrmak mmkn mdr? Neden?ekil yardm ile anlatnz. SORU 203 a)dn verilebilir fonlar teorisini anlatnz. b)Para arznn isellii ve dsalln anlatnz. SORU 204 Gmrk Birliinin ticaret yaratc ve ticaret saptrc etkilerini anlatnz. SORU 205 Para arpan nedir? SORU 206 Trkiye ile ilgili aadaki klar yaklak rakam ve yaklak oranlarla cevaplandrnz a.)hracat ne kadardr

b.)D Ticaret hacmi ve GSMH ne kadardr c.)hracatn sektrel dalm nasldr d.)D Ticaret haddi ne demektir ve Trkiyenin durumu e.)Son yllarda d ticaret haddinin yn nasldr. SORU 207 Getiri erisi nedir? eklini izerek biimini ve eimini belirleyen faktrleri dilerseniz bir ernek de vererek anlatnz. SORU 208 Klasik Miktar Kuramnn Cambridge Yaklamnda a.)Para miktar yar yarya azaltlrsa milli gelir nasl etkileniz ekille anlatnz. b.)Kapsanmam Faiz Haddi Paritesi ve kapsanm faiz haddi paritesi nedir.Kapal ekonomi iin risk priminin etkili olup olmadn ve bu pariteleri deerlendiriniz SORU 209 Uluslar aras ktisattaki Satnalma Gc Paritesi kavramn aklaynz. SORU 210 MBnin temel amac nedir? Bu ama iin mevcut durumda temel olarak hangi para politikas rejimi uygulanyor? Bu politikann n koullar nelerdir? SORU 211 zel tertip i borlanma senetleri SORU 212 Program Kredisi SORU 213 Gelir ve harcama politikalarnn verimlilik zerine etkilerini tartnz. SORU 214 Vergi yetkisinin snrlanmasn AB erevesinde ve anayasa hkmlerini baz alarak tartnz. SORU 215 ifte vergileme nedir? SORU 216 Erdemli mal nedir? SORU 217 Mali anestezi, asimetrik enformasyon,oylama paradoksu kavramlarn aklaynz. SORU 218 Dnya ticaretine yn veren uluslararas kurum ve kurulular nelerdir?Kresellemeyle bu kurum ve kurulularn rolleri nasl deimitir anlatnz. SORU 219 Dnya ticareti iinde gelimi ve gelimekte olan lkelerin paylarndan bahsediniz.Dnya ticaretindeki mevcut trendlerden bahsederek,gelecee ynelik tahminlerinizi anlatnz. SORU 220 l acmaz nedir aciklayiniz. Turkiye neden sabit kur-para politikasi-serbest sermaye hareketleri politikasindan serbest kur-para politikasi-serbest sermaye

hareketleri politikasina gecmistir. Son yillardaki Turkiye ekonomisini de goz onunde bulundurarak degerlendiriniz. SORU 221 Devletler bazen fazla terim urunlerini denize dokerler ya da yakarlar. Turkiye fazla findigi denize dokerse ureticilerin olumlu etkilenecegi dusunulmektedir. Bu sav ileri surulurken findigin arz ve talep esneklikleri icin ne gibi varsayimlar yapilmistir. Boyle bir durumda findik ureticilerinin gelirleri nasil etkilenir? Ayrica hukumet taban fiyat belirlerse ureticilerin gelirleri nasil etkilenir? Aciklayiniz. SORU 228 Dolayli ve dolaysiz vergi nedir? Ulkemizde vergiler icerisinde hangisi daha fazladir ve bunun ekonomiye etkileri nedir? SORU 229 Enflasyonist bir ekonomi nin ozellikleri nelerdir? Bu ekonomide devlet nasil bir maliye politikasi izlemelidir ve kullanacagi maliye politikasi araclari neler olacaktir? Aciklayiniz. SORU 230 Keynesyen ve Monetarist okullarn parann dolanm hz hakkndaki grlerini ve teoriden kan politika sonularn aklaynz ? SORU 231 Bir ekonomide byme hznn artrlmas iin maliye politikas m yoksa para politikas m uygulanmaldr ? Gerekelerini aklaynz ? SORU 232 "D ticaret birbirine e lkeler arasnda ve karlatrmal stnlkleri iermeyen mallarla yaplmaktadr" bu gre katlyormusunuz ? Gerekelerinizi yaznz ? Eer cevabnz "evet" ise bu teorinin adn yazp bir rnek ile aklaynz ?

SORU 1 Tam rekabeti bir firma monopolcu bir firma olursa fiyat, retim miktar, tketici ve retici fazlasndaki deimeleri ekil yardmyla gsteriniz. Tekel, yakn ikamesi bulunmayan bir mal veya hizmetin tek satcsnn bulunmas durumuna ve bu tek satcya verilen addr. Belirli bir maln bir tek satcsnn olmas durumu, tam rekabetteki endstri kavramna benzetilebilir. Endstri, tam rekabet artlarnda ayn mal reten btn firmalarn toplamna verilen isimdir. Endstri iindeki her firma ayr bir karar birimidir. Firma endstri arznn ve piyasa talebinin belirledii fiyat seviyesini veri olarak kabul eder ve kendisine en yksek kar salayacak retim hacmini tespit eder. Tekelde ise ayr ayr firmalar yerine bir tek firma sz konusudur. Tam rekabette firmalarn kar karya olduu piyasa talep erisi, tekelde bu tek firmann kar karya kald talep erisidir. Dolaysyla tek firma, tam rekabet piyasasndaki tek firma gibi, fiyat veri olarak kabul etmek zorunda deildir. Tekelci firmann kararlar maln piyasa fiyatn etkilemektedir. Baka bir deyile fiyat belirleyen, tek firmann arz ile piyasa talebi ya da toplam taleptir. Tekelci firmann karn maksimize eden retim ya da arz miktar ile piyasa talebinin eitlendii noktada, piyasa denge fiyat olumaktadr.

Tekelci firmann karn maksimize eden denge retim ya da arz dzeyini, yine marjinal maliyet-marjinal gelir eitlii belirlemektedir. Firma hangi piyasaya mal arz ederse etsin, maliyet yaps deimeyecektir. Buna gre monopolc firmann dengesi ekil-3 yardmyla anlalabilir. ekilden de grlecei zere, monopolc firmann denge retim ya da arz dzeyini MM (Marjinal Maliyet) ve MH (Marjinal Hasla) erilerinin kesime noktas D belirlemektedir (MM=MH). Buna gre kar maksimizasyonunu salayan, sat miktar OAdr. Birim bana fiyat, (A)dan klan dikin talep dorusunu kestii (E) noktas ile belirlenir. Yani firmann karn maksimize eden (OA) arz miktarnn tm (AE) veya (OP) fiyatnda talep edilecek, yani satlacaktr. Toplam gelir, sat miktar (OA) ile fiyatn (OP) arpmna, yani (OAEP) dikdrtgeninin alanna eittir. retim (OA) kadar iken ortalama maliyet (AB) ya da (OF) kadar olacana gre, firmann yklendii toplam maliyet de (OA)x(OF)ye, yani (OABF) dikdrtgeninin alanna eittir. Toplam kar ise (OAEP) dikdrtgeninin alan ile (OABF) dikdrtgeninin alan arasndaki farka, yani (FBEP) dikdrtgeninin alanna eit olmaktadr. (OP) fiyat monopol piyasasnda arz ve talebi birbirine eitlediine gre, piyasa dengesi de firma dengesi ile birlikte belirlenmi olur. ekil-3: Monopolc Firmann Dengesi

Tekel altnda durum yukardaki gibi iken, rekabet altnda tketicilerin mal ve hizmetlere dedikleri fiyat, maln reticilere maliyetinden (giriimcileri sektre yatrm yapmaya gdleyecek kadar kar dahil) az da olsa dktr. Bu nedenle tketiciler birok mal deerinden daha dk fiyattan satn alm olurlar. Fakat tekel durumunda tketiciler lehine olan bu ekstra deer tekelcinin eline geer. Bu durumu rakamsal bir rnekle daha da aalm. rnein bir kutu aspirinin 1 liradan satlmas durumunda 200 adet, 10 liradan satlmas durumunda da 100 adet alc bulabileceini varsayalm. Karn maksimize etmek isteyen bir tekel, 1 lira maliyetli aspirini 10 liradan satarak kutu bana 9 lira kar edecektir. Grlecei zere, hem maldan 100 kiinin daha yararlanmas engellenmi hem de mal satn alan 100 kii tam rekabet koullarnda oluacak fiyatn zerinde bir bedel demitir. Aspirin alamayan 100 kii onun yerine daha pahal veya daha kalitesiz rnler almak durumunda kalacaktr. Bu sebeple, tekelci fiyatlar; gelir dalmn, ekonominin tm zerindeki dengeleri, ekonomik kaynaklarn doru alanlara dalmn ve teebbslerin gdlerini olumsuz ynde etkilediklerinden, sosyal olarak arzu edilmeyen piyasa durumunu yanstrlar1. Tekelci fiyat uygulanmas, retim sonucu ortaya kan katma deerin byk bir ksmnn tketiciden reticiye transferi sonucunu dourur. Tketicilerin piyasann rekabeti olmas durumunda elde edecekleri ilave deer, tekel sahiplerine geer ve bu da gelir dalmn olumsuz ynde etkiler. Ayrca, oluan yksek tekelci fiyat nedeniyle zel sektrde talep dmesi yaanr ve bu durgunlua sebep olur. Durgunluktan ise yine tasarruf eilimi, teebbs sahiplerine kyasla dk olan tketiciler zarar grr. Durgunluk dnemlerinde tekelciler rekabeti piyasalarda faaliyet gsterenlere kyasla daha yava fiyat drme eilimindedirler.
1

POSNER, Richard A., a.g.e., s. 4.

Yaplan almalar gstermitir ki, tekelci fiyat uygulandnda elde edilen retici ve tketici rant toplam, rekabet ortamnda oluan toplamdan dktr. Buradan da yaratlan katma deer kimde kalrsa kalsn, tekelci firmalarca yaratlan katma deerin her zaman rekabeti firmalarca yaratlandan dk olaca anlalmaldr. Yukarda geen iktisadi rant terimi ile, nadir veya hi bulunmayan bir retim kayna sebebiyle elde edilen deer ifade edilmektedir. Bir kiinin evini, zamanla kalabalklaan ehir nfusu nedeniyle artan emlak fiyatlarn gz nne alarak, ald fiyatn stnde satmas sonucu elde ettii ilave deer iktisadi ranta iyi bir rnektir. Tekelci rantna gelince bu rant, yaknndan su kayna getii iin verimli hale gelen bir arazide olduu gibi nitelii veya ierii gerei deerlenen bir maddenin deer artn ifade etmek gibi toplumsal bir amac olmayp, tamamen suni ve piyasann maliyet ile talep yapsndan kaynaklanan ve bu sebeple arzu edilmeyen bir ranttr2. Yenilik yapma gds asndan konu deerlendirildiinde ise, tekelci firmann yenilik iin AR-GE faaliyeti yapmasnn kolay olduu grlr. nk bunun iin ayrabilecei kayna mevcuttur. Rekabeti firmann ise, eer sonucunda kendisine gerekten rekabet avantaj salayacana inanyorsa, zellikle sermaye piyasalar gelimi lkelerde yenilik yapmak amacyla, kaynak bulmas zor olmayacaktr. Fakat bu adan nemli olan, rekabeti firmann yenilik yapma konusunda daha seici ve rasyonel olacadr. Bu sebeple rekabeti firmalarda AR-GE faaliyetlerinin retim aamasna gei oran tekelci firmalara kyasla daha fazla, bir baka deyile AR-GE faaliyetlerinin daha verimli olduu sylenebilir. Ancak AT&T gibi tekellerin dnyann en byk AR-GE laboratuarlarna (Bell Laboratories) sahip olduunu ve ou teknolojinin bu laboratuarlarda gelitirildiini de belirtmek gerekir3. Tekeller hakknda yaplan bir baka eletiri ise, tekelin asl faaliyet gsterdii piyasada elde ettii tekelci kar kullanarak, rekabeti bir piyasada maliyetlerinin altnda ykc fiyatlandrma yoluyla rakiplerini pazar dna itme olaslnn bulunmasdr. Bu tehlike, zellikle piyasaya giriin zor olduu durumlarda geerlidir. nk piyasaya giri kolay ve sabit maliyetler dkse tekelci firma, fiyatn tekelci fiyata ykselttii anda piyasaya daha dk fiyatlardan rn sunmak zere yeni firmalarn girii sz konusu olacaktr4. Ancak, tekelci fiyat ile rekabeti fiyatn karlatrlmas o kadar kolay deildir. nk gnmzde birok oligopol piyasa olduundan, gerek anlamda rekabeti fiyatn tespitini yapmak gtr. nk, birka firmann pazar paylat oligopol piyasalarda teebbsler fiyat rekabetine girmek istemeyebilirler. Ayrca, piyasaya giriin zor olduu oligopol piyasalarda fiyat savalarnn olumas daha zordur. Bu sebeple, gnmzde piyasalarn ounluunda, uygulanan fiyatn tekelci fiyat ile rekabeti fiyat arasnda yer ald sylenebilir. Birden fazla aktrn sz konusu olduu oligopol piyasalar rekabet otoriteleri tarafndan sk bir ekilde denetlenirken, tekellerin daha ayrntl ve sk bir denetime tabi tutulmas tutarl bir davran olacaktr5. ktisadi reglasyon ikiye ayrlr. Bunlardan ilki doal tekellerin reglasyonu iken dieri potansiyel olarak rekabeti olan pazarlarn reglasyonudur6. Fakat, doal tekellerin reglasyonu iktisadi reglasyonun ortaya k sebebi ve en saf kullanld alan olduundan, regle edilmesinin mutlaka gerekli olduu genel olarak kabul gren doal tekellerin nasl regle edildiinin anlalmas, dier iktisadi reglasyon trlerinin kavranmasn kolaylatracaktr.
2 3 4 5 6

POSNER, Richard A., a.g.e., s. 18-19. POSNER, Richard A., a.g.e., s. 37. POSNER, Richard A., a.g.e., s. 47-48. POSNER, Richard A., a.g.e., s. 16. VISCUSI, W. Kip/VERNON, John M./HARRINGTON Joseph E., a.g.e., s. 346.

SORU 2 Ricardocu denklik nedir?

SORU 3 Senyoraj geliri nedir? ekil yardmyla aklaynz. Uzun dnemde bte aklarn senyoraj geliriyle finanse etmek mmkn mdr? Hastaln tanm Kamu harcamalarnn vergilerin yansra para basma yoluyla finanse edilmesi durumunda ortaya kan bir ekonomik hastalk trdr. Devletin para basmas neticesinde tedavldeki para hacmi genileyerek enflasyona neden olur. Enflasyon ise mal ve hizmetlerin fiyatn artrdndan halkn satn alma gcn azaltr. Bir baka ifadeyle enflasyon sonrasnda enflasyon ncesine gre parann satn alma gc azalm olur. Enflasyonun reel gelirler zerindeki bu olumsuz etkisine enflasyon vergisi ad verilmektedir. Gerekten de senyoraj yoluyla devlet bir tr gizli vergi uygulam olmaktadr. Hastaln ortaya kt alanlar Merkez bankas bamszlnn tam olarak salanamam olduu tm lkelerde devlet senyoraj yetkisini keyfi olarak kullanarak enflasyon vergisi ad verilen hastaln ortaya kmasna neden olabilir. Hastaln nedenleri Hkmetlerin para basma yetkisini elinde bulunduran merkez bankas zerinde bask ve mdahalelerinin szkonusu olmas, Merkez bankalarnn para arzn ne ekilde ve hangi kurallar erevesinde artracaklarna ilikin anayasal ve yasal dzenlemelerin mevcut olmamas vs. Hastaln tedavisi

Merkez Bankalarnn bamszln salayacak anayasal/yasal kural ve kurumlar oluturulmaldr. Parasal anayasa , Para Kurulu (Currency Board) ya da baka formlasyonlar ciddi bir ekilde gzden geirilerek parasal disiplin tesis edilmelidir. Para arznn kontrolsz bymesi uzun sren enflasyonlarn nemli sebeplerinin birisi. Para arzndaki artlarn temel nedeni bte aklarnn finansman olduu takdirde ise, enflasyonun en nemli sebebi de para arzndaki artlar oluyor. Yani, enflasyonun drlebilmesi iin ncelikle bte aklarnn azaltlmas lazm. Bte aklar baka biimde kapatlamaynca, aklarn finanse edilmesinin kanlmaz yolu da karlksz para baslmas. Bte aklarn finanse etmek iin devletin karlksz para yaratma operasyonuna 'senyoraj' deniyor. 'Senyoraj' her zaman enflasyona neden olmayabiliyor. Gayri safi milli hasladaki byme orannda para baslmas enflasyonist etkiler yaratmayabiliyor. Ancak, bymeden doan gerek para talebinin zerinde baslan karlksz para, 'senyoraj enflasyonu' denilen ve maliyet ve talep enflasyonlar ile izah edilemeyen bir enflasyon biimine yol ayor SORU 4 Tam rekabet ve monopol piyasasnn karlatrlmas ?

Tam Rekabet Piyasas


Tam rekabet piyasas gerei deil, ideal olan veya olmas istenen bir piyasay ifade etmektedir. Tam yarma (rekabet) koullar altnda piyasann ilemesi hem firmalar hem de tketiciler iin menfaat douracaktr. Bylece toplumun menfaat ve karlar da gzlenmi ve gzetilmi olacaktr. Tam rekabet sistemi dier piyasa eitleri iin olmas gerekeni gsteren bir ablon piyasa olarak dnlmelidir. Tam rekabet piyasasna ekil veren zellikler aadaki gibi sralanabilmektedir: Piyasada ok sayda alc ve satcnn bulunmas: Piyasada ok sayda alc ve satcnn bulunmas, fiyatlarn bu iki grup tarafndan etkilenmesi ve deitirilmesine engel tekil edecektir. Dier bir ifade ile fiyatlar zerine bask kurabilecek retici ve tketici grubu bu piyasada varlk gsteremeyecektir. rnn homojen olmas: Mallar birbiri ile zde nitelie sahiptir, dolays ile hibir retici firma kendi malnn ok daha kaliteli, ok daha ilevsel olduu gibi gerekelerle fiyatlar zerinde oynayamacaktr. Tam enformasyon (bilgilendirme): Tam rekabet sisteminin en nemli zelliklerinden biri de enformasyonun yani bilgilendirmenin tam olmasdr. Gerek retici gerekse tketici tm piyasada oluan fiyatlar ve piyasann cari koullar hakknda tam bilgiye sahiptir. Piyasaya giri ve kn serbest olmas: Piyasaya giri ve kn serbest olmas ile birlikte rantabl alamayan firmalar daha etkin olabilecekleri sektrlere geebilir ve bylece piyasada her bir sektr o sektrn uzmanlarnca allr ve bu durum ncelikle firma daha sonrada da lke ve toplum refahi asndan nemlidir. ekil 4.1. Tam Rekabette Piyasa Dengesi ve ve Firma Talep Erisi
P P

PYASA Q0

FRMA P=AR=MR

PE
E

PE

ekil 4.1. Tam Rekabette Piyasa Dengesi ve Firma Talep Erisini gstermektedir. Buna gre piyasaya herhangi bir mdahelenin olmad tam rekabet piyasasnda piyasa dengesi, piyasa gleri olan mal arz ve talebince belirlenir. Arz ve talep E ile gsterilen noktada birbirine eit olduu iin piyasa dengesi E noktasnda oluur ve dengeyi veren fiyat seviyesi de PE olarak gerekleir. Piyasadan firmaya dndmzde, firmann talep erisi yatay eksene paraleldir, dier bir ifade ile sonsuz esneklie sahip bir talep erisi ortaya kmtr. Bu koullar altnda firma iin; fiyat=ortalama haslat= marjinal haslat= taleptir. Simgesel olarak gsterdiimizde:

P=AR=MR=D

(1)

Tam rekabet piyasasnda firmann toplam haslat erisi pozitif eimli bir eri olarak karmza kmaktadr. Bunun anlam ise firmann satt mal miktarn arttrmas ile toplam haslatn ayn zamanda (TR) arttrabilmesidir. nk piyasada fiyat talebe de eit olduu iin firma istedii kadar mal cari fiyattan satabilecektir. Toplam Haslat: Satlan maldan elde edilen haslat ifade eder, yani satlan mal miktarnn fiyat ile arpmna eittir. Simge olarak ifade ettiimizde:

TR=QxP

(2)

Ortalama Haslat: Toplam haslatn retim miktarna blnmesi ile elde edilir. Dier bir deyile, bir birimden elde edilen haslattr. Ortalama haslat ayn zamanda bize fiyat da vermi olacaktr. O halde simgesel olarak gsterdiimizde:

AR=TR/Q =P

(3)

Marjinal Haslat: En son ilave sat miktarnn toplam haslatta meydana getirdii deiimdir,tam rekabet piyasasnda marjinal haslatta fiyata eittir. Bu durumda marjinal haslat u ekilde de gsterilebilir:

MR= P x Q/ Q

(4)

Tam Rekabet Piyasasnda Ksa Dnem Firma Dengesi: Kar Maksimizasyonu


Tam rekabet sisteminde firmann ksa dnem karn analiz ederken Toplam Haslat-Toplam Maliyet Yaklam ve Marjinal Haslat-Marjinal Maliyet yaklam kullanlmaktadr. Toplam Haslat-Toplam Maliyet Yaklam; Bu yaklam ile firmann toplam maliyet ve haslat erileri analize dahil edilir. Bylece toplam maliyet erisinin toplam haslat erisinin altnda kalan yerleri kar alan olarak gsterilir. Bylece kar aral en yksek alan maksimum kar alan olarak seilir. ekil 4.2 nin st ksm incelendiinde pozitif eime sahip toplam haslat erisi olan TRyi ve Toplam Maliyet erisi TCyi grmekteyiz. K ve L noktalarnda TC=TRdir, dolays ile bu noktalarda kar yoktur. Ancak TC erinin TR erisinin altnda kald yerlerde dier bir ifade ile toplam haslatn toplam maliyeti getii yerlerde (K ve L noktalar arasnda kalan blgede kar vardr. Burada cevap verilmesi gereken soru, firmann bu iki nokta arasnda nerede bulanacadr. Bu sorunun cevab ise grafikte aka grlmektedir, o halde her iki arasndaki akln en fazla olduu yer yani MN aral firma iin maksimum kar salayan noktadr. Bu durum grafiin altnda gsterilen kar/zarar erisinde de grlmektedir. Kar/zarar erisinin maksimum olduu nokta ile MN aral ayn dzeyi yani Q2 retim dzeyinin maksimum kar verecek nokta olduuna iaret etmektedir.

ekil 4.2. Toplam Haslat- Toplam Gelir Erileri Yardmyla Kar Maksimizasyonu

TR, TC TC TR L M K
N

Zarar

Kar

O Q1
Kar/Zarar

Q2

Q3

+
Kar Alan

Q1 Q2 Q3

Zarar Alan Kar/zarar erisi

Marjinal Haslat-Marjinal Maliyet yaklam: Bu yaklama gre firmann rettii en son birim maln maliyeti, o maln satndan elde edilen haslat at noktadan itibaren; firma azalan bir haslat ile kar karya kalr. Firma retimine bu ekilde devam ettiinde ise bu kez kar yerine zarar gerekleir. Bununla beraber marjinal maliyetin marjinal haslata eit olduu noktada ise firma kar maksimizasyonuna ular. Dier bir ifade ile kar maksimizasyonuna bu yaklamda:

MR=MC

(5)

eitliinde ulalr. Bu durum ekil 41.3. de gsterilmitir. Buna gre K noktasnda firma iin maksimizasyon art salanmtr. ekil 4.3. Marjinal Maliyet-Marjinal Haslat Yaklamna Gre Kar Maksimizasyonu

MR/MC MC

K R0 MR

Q0

ekil 4.4. Marjinal Maliyet-Marjinal Haslat Yaklamna Gre Kar Maksimizasyonu


Endstri Fiyat P S Fiyat P MC SRAC

Firma

P*

P* LRAC

D kt Miktar Q kt Miktar Q

Tam rekabet firmasnn uzun dnem dengesi incelendiinde fiyat uzun dnem ortalama maliyete (LRAC) eit olacaktr. Piyasa arz erisi, endstri iinde yer alan firmalarn ksa dnem marjinal maliyetlerinin toplamna eittir. Firmalarn lee gre sabit getiri ile altklar varsaym altnda analizimizi yaptmz iin uzun dnem ortalama maliyet erisi olan LRAC yatk olacak ve yatay eksene parelellik arzedecektir.

4.2. Monopol Piyasas

Bir ekonomide bir mal reten ancak bir firmann olduu bir piyasa eklinde zetlenebilir. Monopolc (Tekelci) bir piyasada, bir mal monopolc firmadan baka reten bir firma yoktur. Dolays ile toplumda ilgili mala olan talep sadece bu firma tarafndan karlanr. zellikle piyasa ekonomisinin popler hale gelmesi ile birlikte dnya ekonomilerinde monopoller azalmtr. Ayrca tketici menfaatleri ve ekonomik gerekelerle kimi lkelerde de yasaklanmtr. Tpk tam rekabet piyayasnda olduu gibi pr anlamda , en sert hali ile monopol uygulamas grlmemekle beraber buna yaklaan endstriler olmutur (Liberal politikalara geilene kadar Trkiyede ay, sigara , eker v.b. rnlerde tekelci yap mevcuttu). Monopoln oluma nedenleri u ekilde zetlenebilir: Devlete salanan iletme imtiyaz, rnein maden arama ve karma ileminin eskiden sadece MTA (Maden Tetkik Arama Tekilat) ya braklmas gibi Devlet lisans, bir takm retim ve hizmetlerin sadece belirli nitelikteki kii ve kurumlara braklmasdr. rnein sadece avukatlk belgesine sahip olanlarn avukatlk yapmas gibi Patent, yeni bir icat gelitiren kii veya kuruma devlet tarafndan imtiyaz salanarak o maln retimini sadece o firmann yapmasnn salanmas gibi Telif hakk, herhangi bir sanat eserinin basm, sat veya yeniden retilmesi konusunda sadece o eseri yapann izninin gerekmesidir Bu saydmz nedenler yasal temelli olup, pr bir monopol oluturmamakla beraber arz ve retimi snrlandran faktrlerdir. Bunlara ilave olarak bir de doal nedenler vardr ki bu da, bir mal reten birka firma arasndan sadece birinin lek ekonomisi sonucu dierlerinden daha ucuz yani daha az maliyetle retim yapmasndan dolay dier firmalar sektr dna itmesi ile olumaktadr. 4.2.1.Monopolc Firmann Ortalama, Marjinal ve Toplam Haslat Ortalama Haslat: Monopol piyasasnda da ortalama haslat olan AR, fiyata yani P ye eittir. Ortalama haslatn fiyata eit olduu aadaki basit matematiksel denklemle de ispat edilebilir:

AR=TR/Q =(PxQ)/Q ise AR=P

(6)

Monopol bir piyasada firma talebi tek bana karlad iin firmann talep erisi ile piyasa talep erisi ayndr. Marjinal Haslat: Marjinal haslat kavram anlam olarak bu piyasada da deimemektedir. Dier bir deyile marjinal haslat, bir birim mal daha fazla satmak karl elde edilen haslat vermektedir. Monopol piyasasnda marjinal haslat tam rekabet piyasasnda olduu gibi fiyata eit olamamaktadr. Bilindii zere tam rekabet piyasasnda marjinal haslatn fiyata eit olmasnn nedeni reticinin ayn fiyattan diledii kadar mal satabilmesi idi. Ancak monopol piyasasnda firma ayn fiyattan diledii kadar mal satamamaktadr. Daha fazla mal satmak istediinde fiyatn indirmesi gerekmektedir, bu durum ise marjinal haslatn fiyatn altnda gereklemesine neden olmaktadr.

ekil 4.5. Monopol Piyasasndaki Firmann Marjinal Ve Ortalama Maliyeti


P K

AR=D O MR

Yukardaki ekilde en dikkati eken nokta K noktasdr. nk K noktasnda MR=AR, bunun nedeni ise ilk mal satndan elde edilen marjinal haslat ve ortalama haslatn birbirine eit olmasdr. Zamanla maln satlan birimleri arttka marjinal haslat fiyattaki deiimlere paralel bir ekilde azalmakta ve AR erisinden uzaklamaktadr. 4.2.2. Monopol Piyasasnda Denge Fiyat ,Ortalama ToplamToplam haslat- toplam maliyet yaklamna gre, toplam haslat erisi toplam maliyet Maliyet;marjinal erisinin zerine ktnda, her ikisi arasndaki dikey mesafenin en fazla olduu nokta Maliyet firmann karnn da en st olduu noktadr ve ekil 4.6 da KL aral olarak gsterilmitir. ekil 4.6. Toplam Maliye-Toplam Haslat yaklamna Gre Kar Maksimizasyonu
P TC TR
K

Marjinal Maliyet Marjinal Haslat Yaklamna gre ise, firmann kar maksimizasyonu MR, MC eitliini veren noktada gerekleir. Aadaki grafik monopolc bir firmann ar kar durumunu vermektedir. ekil 4.7. Marjinal Maliyet Marjinal Gelire likin Kar Maksimizasyonu (Ar Kar)

P, ATC,MC
AIRI KAR ALANI

ekil 4.8. Marjinal Maliyet Marjinal Gelire likin Kar Maksimizasyonu (Normal Kar)

P,ATC,MC

NORMAL KAR

kt (Q)

Firma yksek fiyatla ar kar elde edebilir ancak toplumun ou bu mal bulamamaktadr. Bu durumda firma retim miktarn Q0 dan QR ye getirir. Bylece retim miktarnn artmas ile fiyat der ve ar kar ortadan kalkar. ster monopol ister baka bir piyasa olsun firma hem retim miktarn hem de fiyat e anl olarak istedii gibi ayarlamayaz.

4.3.Monopolc Rekabet Piyasas


Tam rekabet piyasas ile monopolc rekabet piyasas arasnda her ikisinin de baz ynlerini tayan piyasalar gerek hayatta kar karya kaldmz piyasalardr. Monopolc rekabet piyasas byle bir piyasadr. Monopolc rekabet piyasasnn zellikleri u ekilde zetlenebilir: Piyasada ok sayda firmann bulunmas; bu zellik fiyatlarn reticiler tarafndan kolaylkla deitirilemeyecei hatta bir kann bir araya gelse dahi fiyatlar bask altna alamayacan ifade etmektedir. Piyasada homojen deil heterojen rnlerin olmas, monopolc rekabet piyasasnn en byk zelliklerinden birisi reticilerin mal farkllatrmas yoluna giderek kendi mallarna zel bir mteri portfy kazandrma urasdr. Firmalarn temel hedefi kendi malna bamllk meydana getirmek ve bunu baardktan sonra da ar kar elde edebilme arzusudur. Giri ve k serbestliinin olmas, bu serbestlik neticesinde rekabete ayak uyduramayan firmalar aradan ekilir ve mallar sadece uzmanlar tarafndan retilir. ekil 4.9. Monopolc firmann ksa dnem dengesi

MC ATC

L P0

D=AR
P1 M MR

Q0

Monopolc rekabet piyasasnda da talep (D) ortalama maliyete (AR) eittir. Ayn zamanda marjinal haslat (MR) ise ortalama maliyetin altndadr. Yukardaki ekilde firma kar maksimizasyonu iin MR=MC eitlii gereklidir (K Noktas). Bu noktadan miktar eksenine indiimizde kar maksimizasyonu oluturacak miktar seviyesi bulunmaktadr (Q0). K noktasndan talep eksenine ktmzda ise (L Noktas) bu kez tketicilerin Q 0 kadar mal talep etmek iin demeye raz olduklar fiyat verecektir P0. O halde firma MR=MC eitliinde; (O- Q0 ) x Po=Firmann Haslatdr, bu haslattan ortalama maliyeti yani birim bana den maliyeti karttmz da bize ar kar alann verecektir. (O- Q 0 ) x P1 = Satlan mal miktar iin toplam ortalama maliyettir. O halde (O- Q0 ) x Po - (O- Q0 ) x P1= KARdr. Dier bir ifade ile kar alan (ML P0 P1) drtgeninin alan kadardr. ekil 4. 10. Monopolc firmann Uzun dnem dengesi ,

MC ATC E PE

D=AR
MR

Q1

Uzun dnemde ar kar gren pek ok firmann bu endstri koluna girmesi ile birlikte firma iin olumu talep azalarak Q1 seviyesine gelecek; piyasann temel zelliklerinden olan piyasaya giri k serbestlii kural ile endstri iine pek ok firma gelecek, bu da rekabeti arttracaktr. Artan rekabet nedeni ile firmalar bir yandan daha ok reklam ve promosyona giderlerken bir yandan da fiyatlarn aa ekeceklerdir. Her iki etki nedeni ile firma artk ar kar deil normal kar olarak adlandrlan E noktasna ulamaktadr. SORU 5 Marshall Lerner koulu, devalasyon ve d ticarette kk lke avantaj nedir?

Devalasyon Devalasyonun szlk anlam u ekilde tanmlanabilir: Ulusal parann, yabanc para birimleri karsnda deerinin isteyerek belli bir amaca ynelik olarak drlmesine Devalasyon denir. Burada dikkat edilmesi gereken ey, parann deer yitiminin olmamasdr. Karar idari ve siyasidir. Devalasyon yaplmas iin birok sebep saylabilir. Ancak, genel olarak iki temel nedene dayanarak ynetenler parann deeri drmek ihtiyac duyarlar. 1. stikrar temini iin yaplan devalasyon 2. D satm desteklemek amacna ynelik yaplan devalasyon Devalasyon, genel olarak demeler bilnosu ak veren lkelerde, demeler bilnosu aklarn kapama amac ile de yaplr. nk devalasyon ithal girdilerinin fiyatlarn ykseltip, ihracat ktlarnn fiyatlarn drr. Bu nedenle yllk ithal girdilerinin toplam hacmi azalrken, yllk ihra ktlarnn toplam hacmi ykselir. Bylece devalasyon yaplan lkelerde dviz tasarrufu ve dviz girdisi salanr. Bu ekilde demeler dengesi aklarn kapatma olanaklar domu olur. Devalasyonun ticaret dengesi zerindeki etkisi ise nominal dviz kurundaki deimelerin, reel devalasyona yol ap amadna baldr. Dolaysyla devalasyonun ticaret dengesi zerindeki etkisi belirli deildir. Nispi fiyatlarn ve ticaret hacminin dviz kurundaki deimelere nasl karlk verecei J-etkisi varsaym ile aklanmtr. Buna gre devalasyon ilk aamada ticaret dengesi zerinde olumsuz etki yapacaktr, fakat daha sonra olumlu etkileri grlecektir. Yabanc fiyatlar deimeden devalasyon yaplmasnn iki etkisi vardr. lk olarak eer ithalatn fiziksel miktar deimezse, ithalat harcamalar artacak ve ticaret dengesi ktleecektir. Fakat daha sonra ithal mallarn greceli fiyatlarnn ykselmesi talebin yurtii mallara kaymasna ve ithalat hacminin daralmasna neden olarak ticaret dengesini iyiletirecektir (Ertekin, 2001:156-157). Revalasyon Ulusal parann d piyasalardaki deerinin ykseltilmesine revalasyon ad verilir. Bu ilem devalasyonun tam tersidir Seyidoluna gre ise revalasyon yle tanmlanmaktadr: Sabit kur rejimlerinde d deme fazlas veren bir lkede, bu fazlalklar gidererek d dengeyi salamak zere, hkmet kararyla resmi dviz fiyatnn drlmesi (ulusal parann d deerinin ykseltilmesi) olarak tanmlanabilir (Seyidolu,1999: 503). 5.1.1.3. J Erisinin Tanm

Devalasyonun etkilerinin devalasyon yapldktan belli bir sre sonra ortaya kmas. lk andaki ani etkilerden biri ithal fiyatlarnn ykselmesi, ihra fiyatlarnn dmesidir. hracat hacminin artmas iin belli bir srecin gemesi gerekir. Seyidolu J erisi yle tanmlanmaktadr; Devalasyonun d ticaret bilnosu zerindeki etkilerini belirtmek iin yaplan bir benzetmedir. Buna gre, devalasyonun hemen sonrasnda d ticaret bilnosu dengesi daha da bozulur, ancak bir sre gelikten sonra devalasyonun iyiletirici etkileri ortaya kmaya balar. Bylece devalasyonun d ticaret zerindeki etkileri adeta bir J harfi izmi olur. lk ortaya kan bozucu etkiler Jnin alt kvrk ksmna, ondan sonraki dzeltici etkilerde boyun ksmna benzer (Seyidolu, 1999:301). Devalasyon sonucunda lkenin d ticaret bilnosunda meydana gelen deimeler, J harfinin ekline benzedii iin J erisi olarak tanmlanmaktadr. Devalasyon sonunda d ticaret bilnosu nce bozulmakta, daha sonra dzelme eilimine girmektedir. Zaman ierisinde Devalasyon lkenin d ticaret bilnosu zerinde J harfine benzer bir etki yaratmaktadr. Bu etki ksa esnekliklerinin birden kk olmasna baldr. nk devalasyon sonucunda zellikle reticilerin yeni duruma uymalar zaman almaktadr. Devalasyon ihracat fiyat asndan cazip klabilir. Fakat bu cazip fiyatlarla ihracat yapmak iin ncelikle retimi artrmak gerekir ki buda zaman alr (Karluk, 2002:395). Reel dviz kuru ile ihracat ve ithalat arasndaki ilikinin belirlenmesi; d ticaret dengesini salamaya ynelik olarak uygulanacak kur politikasnn baarl olabilmesi iin gerekli bir kouldur. Eer, reel dviz kurundaki deiimler, d ticaret kalemleri olan ihracat ve ithalat etkilemiyorsa, d ticaret aklarn azaltmaya ynelik bir kur politikas problemi zmeyecek ve hatta daha uygun ve daha acil ihtiya gsteren politikalardan dikkatleri uzaklatracaktr. Ulusal parann yabanc paralar karsnda deer kaybetmesine bal olarak ksa dnemde bozulan d ticaret dengesinin, belirli bir srenin ardndan iyilemeye balamas uluslararas iktisat literatrnde J-Erisi Etkisi olarak ifade edilir.

Devalasyonun hemen ardndan d ticaret dengesinde grlen bozulmann sebebi, ulusal para cinsinden ithalat harcamalarndaki artn; ihracat gelirlerindeki arttan daha fazla olmasdr. Bu durum, ksa dnem ithalat talebinin fiyat esnekliinin dk olmas ile aklanr. Ancak, zamanla artan ithalat fiyatlar ithalat hacmini drecek ve ihracatn yurt d talep esnekliindeki artla birlikte ihracat fiyatlar ve ihracat hacmi de artacaktr. Bu nedenle, ksa dnemde bozulan d ticaret dengesi; esnekliklerdeki uyarlanma ile birlikte dzelmeye balayacaktr. Bu grn arkasndaki mantk, d ticaret dengesine esneklikler yaklam olarak bilinir. zellikle, IMF tarafndan da benimsenen esneklikler yaklamna gre devalasyonun d ticaret dengesini iyiletirici etki dourabilmesi iin ithalatn yurt ii ve ihracatn yurt d talep esnekliklerinin mutlak deerleri toplamnn birden byk olmas (Marshall-Lerner Koulu) gerekir

Marshall-Lerner Koulu IMF tarafndan da benimsenen esneklikler yaklamna gre devalasyonun d ticaret dengesini iyiletirici etki dourabilmesi iin ithalatn yurt ii ve ihracatn yurt d talep esnekliklerinin mutlak deerleri toplamnn birden byk olmas (Marshall-Lerner Koulu) gerekir. Dinlere gre ise Marshall-Lerner Koulu aadaki gibi aklanmaktadr.

Devalasyondan beklenen demeler bilnosu an azaltc sonularn elde edilebilmesinin koullarn aratrarak elde ettikleri sonucu bir formlle aklamlardr. Bu formle gre lke iinde retilen mallarn arz esnekliinin sonsuz olmas koulu ile ithal mallarnn yurtii ve ihra mallarnn yurt d talep esneklikleri toplamnn birden byk olmas gerekmektedir. Bu koul u ekilde ifade edilebilir. Burada; em +ex> 1 em: ithal mallarnn yurtii esnekliini ex: ihra mallarnn yurtd talep esnekliini ifade etmektedir. 5.1.2. Kur Ayarlamalar ve D demeler Dengesi Dviz kuru deimeleri ile d denge arasndaki ilikiler olduka karma bir niteliktedir. nk her eyden nce bu ilikiler iki ynldr. yle ki kurlarn deitirilmesi, bir yandan d dengeyi salayc etkiler doururken, dier yandan d demeler bilnosundaki deimeler de kurlar etkileyebilmekledir. Sonra kur deimeleri yalnzca yerli ve yabanc mal ve hizmetlerin fiyatlarn deitirerek deil, ayn zamanda milli gelir mekanizmas ve yabanc sermaye akmlaryla da d dengeyi etkileyici sonular dourur. Analitik ynden, |tm bu ynleri kapsayan bir denkleme mekanizmas gelitirmek olduka gtr. O nedenle devalasyonu incelemek iin esneklik yaklam, toplam harcama yaklam ve parasal yaklam diye farkl yntem ortaya atlmtr. Bunlarn iinde en eski olan esneklik yaklamdr. Aada greceimiz gibi bu yaklamda konu, nispi fiyat deimeleri asndan ele alnmaktadr. Dier iki yaklam ise bir anlamda bu alandaki eksikleri gidermek amacyla gelitirilmitir. yle ki toplam harcama yaklam devalasyon olayn milli gelir ve istihdam deitirme ynnden, parasalc yaklam da para arz ve talebine etkileri asndan incelemektedir (Seyidolu,1994: 211). 5.1.2.1. Devalasyonun Geleneksel Analizi: Esneklik Yaklam Devalasyon, d demeler bilnosu ak veren lkelerin bu aklar gidermek iin uyguladklar nlemlerden biridir. Esneklik yaklamna gre devalasyonun d denge

zerindeki olumlu etkileri, ihracat gelirlerini artrp ithalat giderlerini azaltmas, baka bir deyile d ticaret bilnosunu iyiletirmesi yoluyla ortaya kar. Devalasyonun douraca ilk etki ithal mallarn ulusal para cinsinden yerli lke sakinlerine pahallatrmak ve ihra mallarn yabanc para cinsinden d tketicilere ucuzlatmaktr. Bunun sonucunda da ithal mallarnn yurtii talep esnekliine bal olarak, ithalat talebi azalr ve ithalat giderlerinden bir tasarruf salanr. Dier yandan, lkenin ihra ettii mallarn di talep esnekliine bal olarak da ihracat hacmi geniler. Bu ise lkenin dviz gelirlerini artrr. Bylece her iki olumlu etki dolaysyla d ticaret bilnosu lkenin lehine deiir ve sonu olarak demeler bilnosundaki balangta mevcut aklar giderilmi olur. Sz konusu iki esneklik, yani ithal mallarnn i ve ihra mallarnn d talep esneklikleri ne kadar yksekse, devalasyonun ithalat dvizlerinden tasarruf salama ve ihracat dvizlerini artrma etkileri de o kadar byk olmaktadr. Fiyat etkilerini esas almas ve bunlarn da talep esnekliklerine bal olmas dolaysyla devalasyon konusundaki bu geleneksel yaklam "esneklik yaklam" (elasticity approach) diye adlandrlmtr 5.1.2.2. Toplam Harcama Yaklam Devalasyon yoluyla cari ilemler an azaltmaya ilikin zmlemede baz eksiklikler mevcuttur. Esneklikler yaklamnda yaplan devalasyonun sonraki dnemlerde gelir zerindeki etkileri gz ard edilmitir. Devalasyon ilk etapta lkenin ihracatn tevik edici bir rekabet gc salad gibi, ithalat da caydrc bir etkide bulunur. Bylelikle nceden ithal edilen mallarn yurt iinde retimi tevik edilmi olunur. retimde ve dolaysyla reel gelirde art yaanmas ithalat yeniden artrc ynde etkiler. Bundan tr lkenin d ticaret dengesinde gzlenen devalasyon kaynakl iyileme ksmen giderilmi olur. Gayri safi yurtii hslann Gross domestic product, GDP yurtii harcamalar diye nitelendirilen tketim-yatrm- hkmet almlar toplamna (C + I + G) ihracat ilave etmek sureti ile hesaplanmaktadr. Dolays ile GDP yi harcamalar toplam ile lebilmek iin dier lkelerde retilmi olan mallara yaplan harcamalar (imports, N) yurtii harcamalar

ile ihracat toplamndan (C + I + G + X) karmak gerekir (nsal, 1999:27). GDP = C + I + G + (X M) Burada; GDP= Gayri safi yurtii hasla G = Hkmet almlar C = Tketim Harcamalar X = hracat (exports) I = Yatrm Harcamalar M = thalat (imports) demeler bilnosu denkletirme srecinde gelir etkisini de dikkate alan toplam harcama (absorption) yaklam ekonomideki i denge (istihdam) durumuna gre farkl sonulara ular. Keynesyen gelir belirleme modelindeki toplam harcama deikenleri birlikte ele alnarak net ihracatn ve gelir dzeyinin (Y) etkileimi aa karlabilir. lkenin reel gelir dzeyi aadaki eitlikle belirlenir: Y = C + I + G + (X M) Y = retim dzeyi G = Hkmet almlar C = Tketim harcamalar X = hracat (exports) I = Yatrm Harcamalar M = thalat (imports) Eitlikteki C + I + G toplam yurt ii harcama (A) olarak tanmlanrsa yukardaki eitlik u ekli alr: Y = A + (X M) Milli gelir eitli amalarla yurt dna transfer edilebilecei gibi, Trkiye rneinde olduu zere, yurt dnda kazanlan gelir de yurt iine transfer edilebilir. Bu durumda eitlikte transferlerin iareti eksiye dnmektedir. D ticaret ann iyileebilmesi iin lkenin ya retim dzeyini (Y) artrmas gerekir yada yurt iindeki toplam harcama dzeyini (A) azaltmas gerekir. Ekonominin eksik istihdamda faaliyet gsterdii durumda net ihracattaki arta retim de artla elik edebilir. Ancak bunun iin yurt ii harcamann retimdeki art oranndan daha kk oranda artmas gerekir. Dier taraftan, eer ekonomi balang durumunda tam istihdam konumunda ise retim daha fazla artrlamaz ve net ihracat artrabilmenin tek yolu yurt ii toplam harcamay ksmak olur. Byle bir durum ise elbette para ya da maliye politikas yoluyla yurt ii harcamann bask altna alnmasn gerektirir. 5.1.2.3. Parasal Yaklam 1970li yllarda parasal teorinin ekonomi biliminde gittike yaygnlaan biimde kabul grmesine paralel olarak dviz kurlar da artan biimde para ve bono gibi ulusal ve yabanc mali varlklarn imdiki ve gelecekte beklenen arz ve taleplerine bal olarak

belirlenecek bir fiyat olarak tanmlanmaya balanmtr. Parasal modeller parann ulusal ve yabanc piyasalardaki arz ve talebindeki deimelerin dviz kurlar zerindeki dorudan ve dolayl etkilerini aklamaya almaktadr. 5.1.3. Reel Dviz Kuru Hareketleri Ve D Ticaret Fiyatlar Kur ayarlamalar sonucu ihracat veya ithalat sektrleri lehine gelien fiyat avantajndan kimlerin ne lde yararland, kur politikasnn d ticaret dengesi zerinde beklenen olumlu etkisini gsterebilmesi asndan zerinde nemle durulmas gereken bir konudur. D ticaret dengesini iyiletirmek amacyla dk deerlenmi kur politikas izlenen dnemlerde yabanc para birimi ile ifade edilen ithalat fiyatlarnn dmesi bu politikann ithalat zerindeki olumsuz etkilerini ihracat fiyatlarnn dmesi de ihracat zerindeki olumlu etkilerini azaltacaktr. Bylece, dk deerlenme ile ihracat asndan salanan fiyat avantajnn bir ksm ya da tamam tekrar kaybedilirken, ithalat acsndan ise d piyasalar tarafndan kaybedilen fiyat avantajnn bir ksm ya da tamam tekrar kazanlacaktr. Ar deerlenmi kur politikas izlenen dnemlerde yabanc para birimi ile ifade edilen ithalat fiyatlarnn ykselmesi bu politikann ithalat zerindeki olumlu etkilerini ihracat fiyatlarnn ykselmesi de ihracat zerindeki olumsuz etkilerini azaltacaktr. Bylece, ar deerlenme ile ihracat asndan kaybedilen fiyat avantajnn bir ksm ya da tamam tekrar kazanlrken, ithalat asndan ise salanan fiyat avantajnn bir ksm ya da tamam tekrar kaybedilecektir. Literatrde reel dviz kurlar ve d ticaret fiyatlar arasndaki ilikiyi aratran ok sayda deneye dayal alma olmasna ramen ilikinin yn konusunda henz genel kabul gren bir uzlama oluturulamamtr. Literatrdeki bu kark sonular, veri lmleri ve incelenen dnem farkllklarndan kaynaklanmaktadr Reel kur deiimleri ile dolarla ifade edilen d ticaret fiyatlar arasnda anlaml ilikilerin olmas, reel kur hareketleri ile d ticaret lehine deitirilen fiyat avantajnn bir ksmnn veya tamamnn d piyasalar tarafndan massedildii anlam tamaktadr. Bu

durum d ticaretin krlln amalayan reel kur deiimlerini etkisiz klmaktadr. Reel dviz kuru ile ihracat ve ithalat arasndaki ilikinin belirlenmesi; d ticaret dengesini salamaya ynelik olarak uygulanacak kur politikasnn baarl olabilmesi iin gerekli bir kouldur. Eer, reel dviz kurundaki deiimler, d ticaret kalemleri olan ihracat ve ithalat etkilemiyorsa, d ticaret aklarn azaltmaya ynelik bir kur politikas problemi zmeyecek ve hatta daha uygun ve daha acil ihtiya gsteren politikalardan dikkatleri uzaklatracaktr. Ulusal parann yabanc paralar karsnda deer kaybetmesine bal olarak ksa dnemde bozulan d ticaret dengesinin, belirli bir srenin ardndan iyilemeye balamas uluslararas iktisat literatrnde J-Erisi Etkisi olarak ifade edilir. Devalasyonun hemen ardndan d ticaret dengesinde grlen bozulmann sebebi, ulusal para cinsinden ithalat harcamalarndaki artn; ihracat gelirlerindeki arttan daha fazla olmasdr. Bu durum, ksa dnem ithalat talebinin fiyat esnekliinin dk olmas ile aklanr. Ancak, zamanla artan ithalat fiyatlar ithalat hacmini drecek ve ihracatn yurt d talep esnekliindeki artla birlikte ihracat fiyatlar ve ihracat hacmi de artacaktr. Bu nedenle, ksa dnemde bozulan d ticaret dengesi; esnekliklerdeki uyarlanma ile birlikte dzelmeye balayacaktr. Bu grn arkasndaki mantk, d ticaret dengesine esneklikler yaklam olarak bilinir. zellikle, IMF tarafndan da benimsenen esneklikler yaklamna gre devalasyonun d ticaret dengesini iyiletirici etki dourabilmesi iin ithalatn yurt ii ve ihracatn yurt d talep esnekliklerinin mutlak deerleri toplamnn birden byk olmas (Marshall-Lerner Koulu) gerekir. D ticarette nemsiz olmann nemi Arz ve Talep Ynnden D Ticaret Teorisi ve Genel Denge D Ticaret Teorisi analizlerinde kullanlan nemli bir ara "retim olanaklar erisi" veya "dnm erisi"dir. Bu eri lkenin retim koullarn yanstr. Sabit maliyet koullar altnda retim olanaklar erisi dz bir doru, artan maliyet koullar altnda orijine gre i bkey, azalan maliyetlerde de orijine gre d bkey durumdadr. Bu durumda retimde

srasyla sabit, azalan ve artan verimler sz konusudur. D ticareti arz etkileyen faktrler asndan aklayan bu grlerin yansra talep cephesinden etkileyen etkenler asndan aklayan grler de vardr. Yalnz iki lkenin i maliyet snrlar arasnda kalan krl d ticaret alannn gsterilmesi yetmez. D ticarette talep koullarna ilk kez yer veren iktisat Karlkl Talep Yasas ile J.S. Mill olmutur. Bir lkede ithal mal miktarlar birer birim artrlrken, lkenin kendi malndan nerecei miktarlar gsteren eriye teklif erisi ad verilir. Teklif erisi, lkenin hem talep, hem de arz koullarn yanstr. ki lkeli modelde lkelerin teklif erilerinin kesitii noktadan geen ticaret haddi (ululararas nisbi fiyat oran) denge ticaret haddini gsterir. Bu bir denge fiyatdr. nk bir tarafn satmak istedii mal miktarn (ihracat), dier tarafn satn almak istedii miktara (ithalat) eitler. Kk bir lke, byk bir lke ile d ticaret ilikisine giritiinde, byk lkenin i maliyet oranndan veya ona yakn bir fiyattan maln ihra eder. thalatn ise byk lkenin dk fiyatlarndan gerekletirir. Bu durumda d ticaret kazanlarnn byk blm kk lkeye gider. Bu duruma kk lke avantaj veya "nemsiz olmann nemi" ad verilir. Talep koullarn incelemede kullanlan ikinci bir ara da toplumsal kaytszlk erileridir. Belirli varsaymlar altnda, bu erilerin ekli toplumun zevk ve tercihlerini yanstr. retim olanaklar erisinin bir toplumsal kaytszlk erisine teet olduu noktada kapal ekonomi dengesi salanr. Ak ekonomilerde retici dengesi retim olanaklar erisinin uluslar aras fiyat oranna, tketici dengesi de bir kaytszlk erisinin veri uluslar aras fiyat oranna teet olduu noktada gerekleir. Tketim denge noktasndan geen kaytszlk erisi, kapal ekonomideki denge noktasndan geen kaytszlk erisine gre daha yksek bir refah dzeyini yanstr. Bu, uluslararas ticaretin lke refahn artrmasnn bir sonucudur.Ak bir ekonomide retim ve tketim noktalarndan eksenlere izilen dikmeler bir gen alan oluturur. nemli zellikleri olan bu gene "d ticaret geni" ad verilir. Bu genin hipotens uluslararas fiyat orann, bir dik kenar ihracat miktarn, dier dik kenar da ithalat gsterir. Dnm erileri farkl, fakat talep koullar benzer olan toplumlarda i fiyat oranlar da farkl olacandan krl d ticaret yapma olana vardr. Benzer ekilde, dnm erileri ayn, talep koullar farkl lkeler de krl d ticaret yapabilir. SORU 6 Aadaki terimleri aklaynz. a)Gayri safi kalknma b)Muhafaza fiyat c)Talebin apraz esneklii d)Euro dolar piyasas a)Gayri safi kalknma: Byme, ekonomik hayatn temel verilerinde, kii bana bir yldan dier yla daha yksek bir reel gelir salayacak ekilde devaml artlara denir. Burada sz konusu olan temel veriler sermaye tehizat, igc, doal kaynaklar ve teknolojidir. Bu verilerdeki artlar lkede kii bana reel gelirde srekli bir ykselmeye neden oluyorsa lke ekonomisinin byd sylenecektir. Gelime szc ska byme ile e anlamda kullanlmaktadr. Fakat bu iki szcn ifade ettii anlam farkldr. Byme ekonominin, saysal olarak llebilir verilerindeki arttr, ekonominin gvdesi ile bymesidir. Gelime ise ekonomik varln yaps ile olumlu ynde deimesidir. Gelime bymeden daha geni bir anlama sahiptir. Gelime kavram bymeyi de ierir. Bir lkenin gelimesi hem milli hasladaki reel art hem ekonomideki yapsal

deimeyi hem de toplumdaki sosyal, kltrel ve politik deimeleri ierir. Byme ve gelime birbirlerini etkiler. Kalknma kavram byme kavramndan daha genitir ve gelime kavram ile eanlamldr. Nfus bana den reel gelirdeki yllk art oran kalknma hz olarak ifade edilse de ekonomik gelime ve kalknma kavramlar uzun sre iinde milli gelirdeki artla birlikte, ekonomik yapda sanayi ve hizmetler sektr lehine deimeleri, sosyal ve kltrel alanlardaki gelimeleri ifade eder 3 Farkl Dnya Kalknma kriterlerine gre dnyadaki lkeleri gruba ayrabiliriz. -Yksek derecede gelimi lkeler: Bu grupta yer alan lkelerde Fert Bana Milli Gelir 15.000 - 40.000 Amerikan Dolar civarndadr. Bat Avrupa, Kuzey Amerika lkeleri ve Japonya rnek verilebilir. -Orta derecede gelimi lkeler: Bu grupta yer alan lkelerde Fert Bana Milli Gelir dzeyi 5.000.-15.000 Amerikan Dolar dolayndadr. srail, Trkiye ve Rusya rnek verilebilir. -Az gelimi ya da gelimekte olan lkeler: bu grupta yer alan lkelerde Fert Bana Milli Gelir Dzeyi 5000 dolar altndadr. Pakistan, Hindistan, Nijerya rnek verilebilir.

b)Muhafaza fiyat: Piyasa dneminde retim yoktur, mal pazara gelmitir. Piyasa fiyat talebe baldr. Satc bu fiyat dk bulursa kendi bir fiyat belirler buna muhafaza fiyat denir. Bu fiyattan satabileceini satar, kalann imha eder. c)Talebin apraz esneklii: Tketici herhangi bir gda maddesinden ne kadar satn alacana karar verirken , o maln fiyat yannda yakn ilikisi olan teki gda maddelerinin fiyatlarn da gznne alr. kame mallar, ayn gereksinmenin karlanmasnda birbirlerinin yerine rahatlkla geebilen mallardr. Baz gda maddeleri arasnda ikame ok kolaydr. Bu gibi gda maddelerine yakn ikame mallar denir. Koyun eti, sr eti, balk eti, tavuk eti gibi. Tketici bu mallardan birinin fiyatndaki deiiklikten hemen etkilenir. Bu gda maddeleriden birinin, rnein sr eti fiyatnn artmas, onun ikamesi olan teki gda maddesinin rnein koyun eti talebinin artmasna neden olur. Baz gda maddeleri ise birlikte tketilirler. ay ile eker, balk ile limon gibi. Tketimleri birbirine bal olan gda maddelerinin birinin fiyatnn ykselmesi veya dmesi , o gda maddesi ile birlikte tamamlaycs olan gda maddesinin talebinin azalmas yada artmas sonucunu dourmaktadr (4). d)Euro dolar piyasas: Kelime olarak Euro Dolar, Amerikan dolarnn ABD dnda, Avrupada oluan piyasas anlamna gelir. Dier bir deile, Avrupadaki baz byk bankalarn dolar cinsinden mevduat kabul etmeleri ve bylece topladklar fonlardan ksa sreli dolar kredisi amalar eklinde yaptklar ilemlere Euro dolar ilemi ve bu piyasaya da Eurodolar piyasas ad verilir. SORU 7 Kayt d ekonomi kavramn aklaynz? Kayt d ekonominin ortaya kma nedenleri ve kayt d ekonominin llmesi yntemlerini anlatnz. ZET Btn dnyada ve zellikle belge dzeninin ve kontrol mekanizmasnn yetersiz olduu gelime yolundaki lkelerde kayt d ekonomi kavramnn son derecede yaygn kullanldn gryoruz. Bilhassa kayt d ekonominin boyutlarnn G.S.M.H ierisinde

nemli boyutlara ulamas bu lkelerde devlet gelirlerini iyice azaltm, ekonomik ve sosyal alardan byk tahribatlara sebep olmutur. Kayt d ekonomiyi azaltmann, kalknabilmenin nde gelen artlarndan biri olmas bu konu zerindeki zm nerilerini artrmtr. almada, kayt d ekonominin ulusal ve uluslar aras boyutlar anlatlm, zm nerileri verilmi ve Trk Vergi Sisteminin son durumuna gre kayt dl nlemedeki baars zerinde durulmutur. I-GR Gelime yolunda olan lkelerin iktisadi sorunlar ierisinde kayt d ekonominin dierlerine nazaran ayr bir yeri ve nemi vardr. Kayt d ekonominin nedenlerine ve sonularna bakldnda dier ekonomik sorunlardan etkilendiini ve bu sorunlar etkilediini son derece kompleks yapl; bazen baml bazen de bamsz deiken bir olgu olduunu grrz. Fakat daha da nemlisi ierisinde iktisadi faktrler dnda sosyal, psikolojik, siyasi ve ahlaksal boyutlarn tamamyla yakn iliki iinde olduu bilinen kayt d ekonomi, teorik apta bir ok zm nerileri sralanan fakat bir trl ortadan kaldrlamayan bir sorun olarak ortaya kmaktadr. Kamu finansmannda vergilerin arlkl paya sahip olduu bilinen bir gerektir. Ayrca vergi gelirlerinin toplam kamu gelirleri ierisindeki paynn byk olmas da lkeler arasnda gelimilik gstergesidir. Gelimi lkelerde bu oran %90'larn zerinde iken gelimekte olan lkelerde bu oran %70'lerin altnda gereklemitir. Gelimekte olan lkelerdeki bu orann dkl kayt dln nemli bir problem olduunu gstermektedir. Vergi gelirlerindeki yetersizlikler kamu harcamalarnn finansmannda borlanma ve para basma yollarna gitmeyi zorlamakta bu da enflasyonist a srekli geniletmektedir. zellikle borlanma yoluyla zel sektrn retken yatrmlarna gidebilecek fonlarnn kamu kesimine aktarlmas ve bu fonlarn zel sektrden daha verimsiz kullanlmas, gelimekte olan lkelerin byme hzn srekli drmekte ve ekonomik istikrarszlklara yol amaktadr. Bu almada, kayt d ekonominin ortaya k nedenleri, etkileri, tahmin yntemleri lkemiz ve yabanc lkeler asndan ele alnarak incelenmeye allmtr. II- KAYIT DII EKONOM KAVRAMI Yer alt ekonomisi, illegal ekonomi, kara ekonomi, resmi olmayan ekonomi, gizli ekonomi, dzensiz ekonomi, marjinal ekonomi, kayp ekonomi, karaborsa ekonomisi, gzlenemeyen ekonomi, nakit ekonomisi, paralel ekonomi, enformel ekonomi, vergi d ekonomi ve benzer anlamlara gelen kayt d ekonomi kavram; bilinen istatistiki yntemlere gre tahmin edilemeyen ve gayri safi milli hasla hesaplarn elde etmede kullanlamayan gelir yaratc ekonomik faaliyetlerin tmdr. Baka bir ifade ile kayt d ekonomi, belgeye hi balanmam yada ierii gerei yanstmayan belgelerle gerekletirilen ekonomik faaliyetlerin devletin bilgisi dna tanmasdr. Kayt d ekonomi, kamunun denetimi dndaki ekonomik faaliyetler olarak da tanmlanabilir. Bireylerin veya iletmelerin ekonomik faaliyet ve ilemlerini kamunun denetimi dnda tutmasnn en nemli nedeni ise vergi karma arzusudur. Bu balamda tanm olarak belirtecek olursak; Geni anlamda vergi kaakl, vergiye kar koyma olarak nitelendirilmektedir. Dar anlamyla vergi kaakl ise, vergi kanunlarna aykr davranmak ve kanunlar uygulamakla grevli bulunan idarenin ald nlemlere kar gelmek suretiyle, ya da az vergi demek eklinde olabilmektedir. Bat lkelerinde, kayt d ekonomi denildiinde daha ok uyuturucu ve silah kaakl gibi yasad sektrler akla gelmektedir gelimekte olan lkelerde ise ise bunlar da dahil olmak zere kayt d ekonomi daha ok eya ve hizmet akmlarnn belgelendirilememesi eklinde ortaya kmaktadr. III- KAYIT DII EKONOMNN ORTAYA IKI NEDENLER Kayt d ekonominin ortaya kmasnda en temel sebep insan ihtiyalarnn sonsuz fakat kaynaklarn snrl olmas gereidir. Bilindii zere insan nefsi srekli daha iyiyi daha gzeli arar. Daha iyi bir hayat artn salayabilmek yani daha ok gelir ve servete sahip olmak ve

harcama yapabilmek iin kazancn devletle paylamay arzu etmez. nk kayt iine girdike vergi yk artaca veya balayaca iin harcamalar veya tasarruflar azalacaktr. Tabii ki bu durum kiinin marjinal tketim ve tasarruf eilimlerine gre de deiecektir. Bunun yannda iktisadi faaliyetlerini kayt dnda srdren bir kii, alt tketim dzeyinden daha dk bir tketim dzeyine gemek istemeyecektir. ktisatta Duesenberry etkisi olarak adlandrlan bu etkiyi vergilendirme asndan dnrsek, kayt d kalarak vergi demeyen kii demedii vergi kadar tketim veya servetini artrmaktadr. Kayt iine girmesi sebebiyle deyecei vergi kadar refah azalacak olan kii, kayt iine mmkn olduunca girmemeye gayret edecek ve faaliyetlerini kayt dnda srdrmeye alacaktr. Dolaysyla btn sorunlarn temelinde insanlarn doyumsuz arzular ve kendi faydalarn maksimize etme istei yapmaktadr. te gnmzde dnyann hibir lkesinde sfrlanamayan, ancak lkemizde byk boyutlara ulam olan vergi kayp ve kaaklar gnmzn en nemli sorunlarndan birini oluturmaktadr. Esasnda kayt d ekonomi olduka kapsaml bir yapya sahiptir. Bu almada ise konuya arlkl olarak vergisel boyutu ile yaklalm, dikkatler daha ok bu noktada toplanmak istenmitir. Bu balamda kayt d ekonominin nedenleri arasnda nemli grnenler u ekilde sralanabilir: Mali ve ekonomik nedenler (enflasyon, gelir dalm, vergi adaleti) Hukuki nedenler (yasalarn basit ve ak olmamas, sk deiiklie uramas, vergi oranlarnn ykseklii, istisna ve muafiyetler, niter yapdaki bozulma, defter tutma hadleri) dari nedenler (vergi idaresinin organik yaps, teknik yap, personel yaps ve denetim mekanizmas) Sosyal nedenler (vergi ahlak, mkellef psikolojisi ve tarihsel nedenler) Siyasal nedenler ve bask gruplarndan kaynaklanan nedenler. Yukarda belirtilen snflandrmay mali, siyasal ve ekonomik nedenler olmak zere balk altnda toplayabiliriz A- MAL NEDENLER Kayt d ekonomiyi ortaya karan en nemli nedenlerin banda vergilendirme ile ilgili sorunlar gelmektedir. Bunlar kendi ierisinde drt alt balk altnda incelenebilir. 1-Vergi Oranlarnn Ykseklii ve Vergiye Kar Diren Vergi oranlar ile kayt d ekonomi arasnda doru ynl bir iliki vardr. Vergi oranlarnn gelimekte olan lkelerde, gelimi lkelere nazaran yksek olmas kayt d ekonominin boyutlarn geniletmitir. rnein A.B.D'de para talebi yaklamna gre 1990 ylnda kayt d ekonominin oran % 5.1- 8.0 arasnda tahmin edilmektedir bu lkenin vergi tarifesi ise artan oranl olup %15'den balayp %28'de son bulmaktadr, gelimekte olan bir lke olan lkemizde ise ilgili ylda vergi oranlar %25'den balayp %55'de bitmekte idi ve kayt d ekonominin de eitli hesaplamalarn ortalamas olarak( Derdiyok, zsoylu, Kasnakolu)* %14.8 olarak hesaplanmt. Dolaysyla kayt d ekonominin bymesinde nemli bir role sahip olan yksek vergi oranlarnn drlmesinin, kayt d ekonominin boyutunu nemli lde drebileceini ileri srebiliriz. Giles ve Caragata'nn 1996 ylnda Kanada iin yaptklar bir aratrmaya gre Kanada'nn efektif vergi oranlarnn %36.1'den %30'a azaltlmas durumunda bunun kayt d ekonominin GSYH'ya orann %15'den %13'e dreceini tahmin etmilerdir. Ekonomik byme ve dier dinamik etkiler bir tarafa braklrsa vergi a ayn zamanda %5.4'den %3.9'a veya dier bir ifadeyle 35.5 milyar Kanada dolarndan 25.5 milyar Kanada dolarna decektir. Onlara gre devletin ekonomideki rol daha da kltlrse kayt d ekonominin GSYH'ya oran %10'lar ve vergi a da GSYH'nn %2.1'ler seviyesine der dier bir ifadeyle kayt d ekonomi 13.8 milyar kanada dolarna geriler. Vergi oranlarnn ekonomik faaliyetlere olan etkisi teorik apta bir ok almayla kantlanmtr, ancak bunlar ierisinde en ok bilineni Arthur Laffer tarafndan ortaya konulan ve arz ynl iktisatn en nemli dayanan oluturan vergi oranlar ile vergi gelirleri arasndaki ilikidir. Bu analizde vergi oranlarnn belli bir orandan sonra vergi gelirlerini drecei belirtilir. Vergi oranlar optimalin zerine kt zamanlarda vergi gelirleri azalmaya balar, nk insanlar almak yerine vergisiz para kazanma yollarn ararlar. Vergi oranlar artmaya baladnda esasen

ekonomik faaliyetlerde rakamlarla ifade edildii ekilde azalma olmaz sadece yksek vergi oranlar sebebiyle kaytl ekonomiden kayt dla kay sz konusu olur bu durumda da kaytl ekonominin boyutu klr. Hkmetler, yksek vergi oranlarnn etkisini hafifletmek iin vergi muafiyet ve istisna uygulamasna giderler, bu durumda da vergi adaleti gittike bozulur, istisnalardan yararlanamayanlar kendilerinin de daha az vergi verebileceklerini dnerek vergi kaakl yoluna gidebilirler. Ayrca, istisna ve muafiyet uygulamalar rekabet eitsizliine de sebep olmaktadr. Kayt d ekonominin en nemli nedenlerinden biri de katma deer vergisi oranlarnn yksekliidir. Bu durum fatura-fi pazarln hzlandrmakta ve belgesiz al-verii yaygnlatrmaktadr. Dolaysyla katma deer vergisi oranlarnn drlmesi bu tr pazarlklarn azalmasna sebep olacaktr. Avrupa Birlii, katma deer vergisinde iki veya oranlla ynelik bir harmanizasyon aray ierisindedir. lkemizin de bu uyumlatrmaya katlabilmesi iinde K.D.V oranlar drlmesi gerekmektedir. rnein; normal oran %10, temel gda maddeleri ile kltr ve eitim amac tayan mal ve hizmet teslimlerinde %3-5, lks tketim mallar iinde %15 olarak dzenlenebilir. Ayrca hangi mallarn lks hangilerinin zorunlu olduunun da batan dzenlenmesi gerekmektedir 21. Yzyla girme arifesinde zorunlu baz mallarn hala lks kategorisinde vergiye tabi tutulmas uygulamasndan vazgeilmesi gerekmektedir. Amerika'da da ulusal bir perakende sat vergisinin, ulusal gelir vergisinin yerine orannn artmasyla, birincil endie konusu olarak vergi erozyonunun liderliinde yaygn bir vergi kaakl ve vergiden kanmann ortaya kmas sz konusudur. Daha ak bir ifadeyle vergi gelirleri ierisinde dolayl vergilerin paynn art gstermesi ve dolaysz vergilerin paynn azalmas kayt dla sebebiyet verecek olumsuz bir gelimedir. Btn bunlara ilave olarak akademik evrelerce ve dier uzmanlarca, mkellefin vergiye kar tepkisinin, zellikle psikolojik kaynakl ynnn, bilimsel ve teknik bir zeminde incelenmesi hususu ihmal edilmi ve bu konuda genellikle vergi mevzuat ile vergi idarelerinin eksikliklerinin n plana karlmas ile yetinilmitir. Ayrca 7. Be Yllk Kalknma Plannda "Vergi ile lgili Yapsal Dzenlemeler" sralanm ancak bu hususa deinilmemitir. lgili dzenlemeler erevesinde kurulmas ngrlen "Vergi stiare Konseyinde" mkelleflerin de katlmnn salanmas bu yndeki almalarda etkinlik oluturabilecektir. 2-Vergilendirme Ortamnn Belirsizlii Bundan tam 224 yl nce, iktisadn babas saylan Adam Smith'in "Uluslarn Zenginlii" kitabnn son cildinde vergileme ile ilgili prensipler aklanmtr. Bunlardan bir tanesi de vergide kesinlik ilkesidir. Bu ilkeye gre mkellef deyecei verginin miktarn, zamann ve deme eklini daha nceden bilmesi gerektii esas vardr. Yani vergilerin kesin olmas iin vergi kanunlarnn geriye doru yrtlmemesi gerekmektedir. Trk vergi mevzuat, ok sayda yasa hkm, Bakanlar Kurulu karar ve genel teblile uzmanlarn bile izlemekte zorluk ektii bir grnm iindedir. Mkerrer maddeler, geici maddeler, deitirilen maddeler vergilendirmede aklk ilkesini de zedelemektedir. Bu nedenle vergi yasalarnn yeniden redakte edilmesi gerekmektedir. Bu arada mevzuatn vergi idaresi ve mkelleflerce rahata izlenebilmesi iin vergi ile ilgili her trl hkmn vergi yasalarnda yer almasnda yarar vardr. Vergi kanunlar ile Trk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasas Kanunu arasndaki uyumsuzluklar giderilmelidir. Vergi mevzuatnn uluslararas ilikilerde yeni durumlarla uyumlu hale getirilmesi gereklidir. lkede uygulanan vergi mevzuat, lkenin ekonomik, sosyal, mali ihtiyalarna cevap veremiyorsa, sade, kolay anlalr bir yapda deilse, srekli deitirme ihtiyac gsteriyorsa ve istikrarl bir yap arz etmiyorsa vergi kaa artar. Dolaysyla vergilendirmede basitlik ilkesi ok byk nem tamaktadr. Vergilerin basit olmas, hem vergi idaresinin hem de vergi mkelleflerinin iini kolaylatrmaktadr. Vergi ykmllerinin rahatszlna yol aan ve ou zaman madur olmalarna sebebiyet veren bir baka husus, 1980 sonras dnemde hkmetlerin anayasann 73/4. Maddesi ile kendilerine tannan ksmi dzenleme yetkisini ar kullanmalardr. Meclisi devre d brakarak, Bakanlar Kurulu Kararlar ile ok sk yaplan mevzuat deiiklikleriyle

ortaya kan belirsizlik ortamnda mkellefler ve doal olarak vergi idaresi zor durumda kalmaktadr. Bu duruma verilebilecek son rnek 13.12.1999 tarihinden itibaren uygulanmasna geilecek olan Katma deer vergisindeki oransal artlardr. Buna gre %15'lik normal oran %17'ye, %23'lk oran ise %25'e karlmtr. Bu artlar mali amalarla gerekletirilmi fakat olayn kayt dl artraca gerei gz ard edilmitir. 3- Muhasebe ve Mavirlik Hizmetlerinin Yetersizlii Mkellefle vergi idaresi arasnda kpr vazifesi gren muhasebeci ve mali mavirler vergi kaybnn nlenmesinde ok nemli bir role sahiptirler. Vergi kaaklnn nlenmesinde; bilhassa sahte fatura temininde, mal bedeli yksek gsterilerek maliyet ve giderler iirilmektedir. Dolaysyla, Muhasebeci ve mavirlik hizmeti yapanlar, bu hususta ok hassas davranmal, davranmayanlar hakknda da ar meyyideler getirilmelidir. Bu konuda en nemli problemlerden biri de bu meslei icra edenlerin nitelikleridir. Vergi ve muhasebe ile ok fazla ilgisi olmayan eitli meslek mensuplarnn, meslein ekicilii noktasndan hareketle yapm olduklar basklar sonucu, bir uzmanlk nitelii gerektiren Yeminli Mali Mavirlik mesleine kolayca geebilmelerine olanak tannm olmas, bu meslei skntya drmeye balamtr. 3568 Sayl Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Mavirlik ve Yeminli Mali Mavirlik Kanunu'nun k srasnda ve daha sonradan, bu mesleklerin gelecekteki parlak yerini gren baz kesimler ve meslek mensuplar bu yasann kapsam iine girmeye almlardr. 4- Vergi daresi ve Denetimden Kaynaklanan Nedenler Kayt d ekonominin nlenmesinde belki de en etkili olan denetim mekanizmasdr. Mkellefler kendilerinin ne kadar az denetleneceini bilirlerse vergi karma konusunda o oranda cesaretli olacaklardr. Fakat lkemizde vergi inceleme oranlar son derecede dk orandadr(%3-5). Bunun temelinde de vergi inceleme elemanlarnn sayca yetersiz olmas, vergide uzmanlaan kiilere zel sektrden son derecede cazip tekliflerin gelmesi ve kamunun bu elemanlar bnyede tutacak imkanlar sunamamas gelmektedir. nceleme elemanlarnn bir grubunun ayrca idari teftite grev almalar da vergisel incelemelerde younluu azaltmaktadr. Bu kiilere belli bir sre kamuda alma zorunluluu getirilebilir. Mkellefin vergiye uyum gsterememesinde ynetimin de etkisi olabilmektedir. Dolaysyla, vergi kaakl gds, vergiye uyumsuzluktan kaynaklanabilmektedir; Denetimin ve cezalarn dkl, risk alma eiliminin gl oluu, vergi oranlarnn ykseklii kaaklk davran iin gerek arttr, fakat yeter art deildir. Ayrca kaaklk frsatlarnn da varl gerekir. Bu frsatlarn iyi bir vergi idaresi ile ortadan kaldrlmas yani vergi mevzuatndaki boluklarn dzeltilmesi denetimlerde bir art olmasa da kayt dl azaltacaktr. Uygulamaya bakldnda mkellefler demeleri gereken vergiyi dememeleri halinde kendilerine kesilecek ceza ile bu parann repoya veya bonoya yatrlmas halinde elde edilecek geliri hesaplamaktalar ve eer faizden elde edecekleri gelir cezadan fazla ise vergilerini yatrmama yoluna gitmektedirler. Dolaysyla vergi cezalar kaakl caydrc bir seviyeye getirilmeli, ancak vergi cezalar ok ta yksek tutulmamaldr nk bu seferde mkellef, vergi memurlaryla uzlama yoluna giderek rvet ve yolsuzluklar art gsterebilecektir. Vergi idarelerinin de bu balamda verimli alma koullarna ulatrlmalar arttr. lk olarak Trkiye apnda vergi daireleri arasnda ve dier devlet daireleri ile ok hzl bir ekilde alacak bilgisayar ann kurulabilmesi ve daireler arasnda e gdmn salanmas gerekmektedir. Mkelleflerin btn iktisadi ilemlerinin takip edilmesinde bilgisayar sistemine sratle geilmeli ve almalar hzlandrlmaldr. Bunun yannda vergi kaaklnn en ok gerekleme imkan bulduu nakit paradan plastik para ad verilen kredi kart, banka kart ve ek gibi bankalarn arac olaca bir deme sistemine geilmelidir. Fatura verme snrnda olduu gibi belli bir mebla aan demeler ek veya kredi kart ile denmesi zorunluluunda olmaldr. Esasen yaplan analizler gstermitir ki vergi kaakl ve vergiden kanma, varl kabul edilen fakat hibir zaman tamamen ortadan kaldrlamayan olgulardr. Vergi yapsnda gerekletirilen deiiklikler de bunu tam nleyemez ve bu deiiklikler vergi idaresinin

tecrbesini, baka bir deyile uzmanlamasn engelleyerek vergi erezyonunun srmesine katk salar. B) SYASAL NEDENLER Mkelleflerin kayp ve kaaklar konusunda davranlarn etkileyen en nemli belirleyicilerden birisi de siyasal iktidarlarn tutumudur. lkemizde siyasal iktidarlar, genellikle bask gruplarnn istekleri dorultusunda kararlar alarak oy uruna vergilendirmeden vazgeebilmekte ve vergi ykn belirli kesimlere ykleyebilmektedirler. Bundan baka siyasal partilerin vergileme konusunda da deiik grleri, birbirinden zt uygulama projeleri bulunduundan, politik istikrarn bulunmad lkemizde her seim dneminde mkelleflerin beklentileri balamaktadr. Her eye yeniden balanacak havas verilen "vergi paketi" projelerinin okluu, ciddi ve istikrarl vergi politikas olmad izlenimini uyandrdndan, ykmller kendi kararlaryla kiisel karlarn korumaya ynelmektedirler. 1950 ylndan gnmze kadar vergi kanunlarnda yaplan deiiklikler, iktisadi kriz dnemlerinin hemen arkasndan, kamu gelirlerini artrmak amacyla gerekletirilmitir. Siyasi karar mekanizmalarna bask imkan olan gruplarn faaliyetleri yasal olarak vergi d braklmtr Aarn kaldrlmasyla ifti kesiminin rahatlatlarak geni halk kesiminin destei temin edilmitir. Azalan aar vergisi geliri istihlak vergisi ile telafi edilmitir. Bir vergi yk azalrken dieri artrlmtr. Ayrca 1980 sonrasnda verilen tevikler, konulan istisna ve muafiyetler, dengesizlii bytt gibi, piyasa pay yksek; her alanda faaliyet gsteren iletme trlerini - holdingleri - ortaya karmtr. Bu arada daha nce mevcut olan servet beyan messesesinin kaldrlmasnn hakl sebepleri ortaya konabilmi deildir. Trkiye Byk Millet Meclisi ile pek ok meslek sahiplerinin ve pek ok kurum yneticileri ile yelerinin mal beyanna tabi tutulduu lkemizde vergi mkelleflerinin mal beyannn dnda braklmas hakl sebeplerle savunulamaz. Bu bakmdan gerek kara parann aklanmasnn nlenmesi gerekse kayt d ekonomiden salanan kazanlarn vergilendirilmesi iin servet beyan messesesinin yeniden yasallatrlmasna ihtiya vardr. Kayt d ekonomiye sebep olan siyasi nedenlerden bir tanesi de sk tekrarlanan vergi aflardr. Vergi aflarna mmkn olduunca yer vermemeye allmaldr. nk mkelleflerin ileride bir vergi aff olabilecei ynnde beklentisinin olmas vergi deme konusunda esnek davranmalarna yol aacaktr. Vergi aflarnn dier olumsuz bir etkisi de vergilendirmede adalet ilkesinde grlmektedir. Vergisini zamannda deyen mkellefler, vergisini demeyip cezal duruma den fakat sonrada bu cezalar affedilen mkellefleri grdklerinde gelecek vergilendirme dnemlerinde demeleri gereken vergiyi dememe yollarn aramaktadrlar. C) EKONOMK NEDENLER Kayt d ekonominin youn bir ekilde yaand lkelerde en nemli ekonomik sorunlardan birisi de enflasyondur nk enflasyon mkelleflerin fiktif karlarnn da vergilendirilmesine neden olmaktadr. zellikle artan oranl gelir vergisi tarifesine sahip olan lkelerde gelir dilimi kaymasyla mkellefler, reel gelirleri artmasa da daha st bir gelir dilimine kayarak vergi ykleri hzl bir art trendine girmektedir. Bu durum da mkelleflerin baz kazanlarnn vergi idaresinden gizlenmesi sonucunu dourur. Bunun sonucu olarak da devlet yetersiz kalan vergiler sebebiyle snrsz bir ekilde borlanma ve para basmna gider ve faiz oranlarnn ykselmesiyle enflasyon oran artar ve akabinde de gelir dalmndaki denge bozulur. ktisat teorisi, bireyi rasyonel davranan ve bunun sonucunda da refahn azamiletirme abas iinde bir varlk olarak ele almaktadr. Vergi kaakl, mikro ekonomi erevesinde, rasyonel davranan bireylerin belirsizlik veya riziko artlarnda refahlarn artrma abas iinde karar vermeleridir. Birey vergi kararak- daha az gelir vergisi deyerek- daha az gelir kaybna urayacak ve faydasn artracaktr. Kayt dln ekonomik sebeplerinden birisi de milli gelirin lke ierisinde bireyler ve firmalar arasnda adil dalmamasdr. Gelime yolundaki lkelerde zellikle orta snfn azl, alt ve st tabakalarn younluu; kayt d ekonominin

nemli nedenlerinden birisini oluturmaktadr. Bu durum zellikle kk aile irketlerinde grlmektedir. Kk irketler, byk firmalarla rekabet edebilmek iin vergi kaaklna imkan bulduklar anda bu frsat deerlendirmektedirler. Bu firmalarda, denetim ve belge dzeni byk lekli firmalara gre daha dk seviyede bulunduundan kaaklk eilimi de art gstermektedir. Bunun yannda gelir dalmndaki bozukluk kk yataki ocuklarn kaytsz olarak almalarna yol at gibi marjinal kesimi (ayakkab boyacl, jetonculuk, iportaclk v.b.) geniletmekte bu sektrde de ilemlerin kayt d tutulmas sebebiyle vergi kaaklar artmaktadr. Dolaysyla istikrarl bir istihdam politikasyla yeni i yerlerinin almas marjinal kesimi azaltaca gibi igcnn kayt altna alnmasnda nemli bir politik ara vazifesi grecektir. Tabii ki bu balamda nfus politikasnn da dzenlenmesi, aile planlamasna nem verilmesi gerekmektedir. nk, nfusun kontrolsz bir ekilde artmas kayt d istihdam, peinen de kayt d gelirleri artracaktr. Bazen baz firmalara tannan istisnalar bunlardan yararlanamayanlar iin geerli bir vergi kaakl nedenini oluturmaktadr. rnein yatrm indiriminden ancak belirli yatrm tutarlarn geenler faydalanabilmektedir. Bu durum, bu tutarlara ulaamayan kii veya firmalara kar haksz rekabeti oluturabilecektir. nk yatrm indiriminden istifade eden bir gerek veya tzel kiilik, maliyetlerini azaltt iin mallarn daha dk fiyatlarla piyasaya srebilecek bu durumda yatrm indiriminden yararlanamayan firma asndan haksz bir rekabeti douracaktr. Bu gibi istenmeyen sonularn domasnn nlenmesinde, kanuni dzenlemelerin ok titiz yaplmas gerekmektedir. Dolaysyla Mkellefler arasnda farkl vergisel ykmllkler douracak kanuni dzenlemeler kayt d ekonominin boyutlarn geniletecektir. Emek zerindeki vergi basksnn azaltlmas, sermaye ve ekonomik sistem asndan faydal sonular douracaktr. yle ki; Brt cret- net cret aklnn daraltlmas istihdam artracak, kayt d istihdam ynndeki basnlar azaltacaktr. Bunun dolayl bir sonucu ise gelir vergisi ve SSK primi tahsilat art olacaktr. Dolaysyla bu kurumlarn borlanma gereksinimleri azalacak ve enflasyonist basklarda bir nebze de olsa azal gsterecektir IV- KAYIT DII EKONOMY TAHMN YNTEMLER Kayt d ekonominin llmesiyle ilgili gerek lkemizde gerekse yurt dnda yaplm bir ok aratrma bulunmaktadr. Esasen bu almalardan hi biri kayt dl tam olarak lme gcne sahip deildir. nk kayt d ekonominin srekli kontrol edilecek bir blgesi yoktur. Her an ve her ortamda kayt d faaliyetler gerekleebilmektedir. Kayt d ekonomi konusunda 7 nci Be Yllk Kalknma Plan zel htisas Komisyonu Raporunda da " Komisyon ncelikle, kayt d ekonominin boyutunu anlaml ve inanlr bir yntemle hesaplayamam durumdadr" ifadesiyle kayt d ekonominin llmesinde sorunlar olduu ak bir ekilde ifade edilmitir. Fakat bunlar bahane edilerek kayt d ekonomiyi lmeye yanamamak da hata olacaktr. Bu durumda kayt d ekonomiyi lmeye gayret gstermeli fakat esas olarak mesaiyi kayt d ekonomiyi azaltmak iin nlemler gelitirmeye adamamz gerekmektedir. Bu balamda kayt d ekonominin llmesinde genel olarak kullanlan iki yntem kullanlmaktadr. Bunlar; dorudan ve dolayl lme yntemleridir. A)Dorudan lme Yntemleri Mikro bazda yaplan bu tip lmlerde, rasgele seimler sonucu yaplan tespitlerden genellemelere gidilir. Belli bir zaman kesitinde gizli ekonomik faaliyetlerin hacminin belirlendii bu yntemde anketler nemli bir rol oynar. Kayt d ekonominin dorudan llebilmesi iin gelir elde edenler arasnda aratrma yaplabilir. statistik kurulular, vergi idaresi, bankalar ve zel aratrma ve anket kurulular bu yntemi kullanrlar. Gelir elde edenlere, ne kadar gelir elde ettikleri ve bu gelirin ne kadarn kaytlarna yansttklar sorularak yaplr. Anket ya da inceleme sonucunda elde edilen sonular kendi aralarnda belli kategorilere ayrlarak, kayt d ekonominin tamamna ulalmaya allr. Bu yntemin ok salkl sonular verebilmesi mmkn grlmemektedir. Eer, aratrmay yapan kamu

otoritesi ise, gelir elde edenlerin doru yantlar vermesi beklenmemelidir. Bankalarn aratrma yapmas durumunda ise tam tersi bir sonu elde edilebilir. nk banka nezdinde kredibilitesini artrmak isteyenler, gelirlerini olduundan daha yksek gsterebilirler. B) Dolayl Yntemler 1-Gayrisafi Milli Hasla Yaklam Bu yntemde, GSMH hesaplamasnda kullanlabilecek ve kayt d ekonomi iin gsterge olabilecek her trl veriden yararlanlmaktadr. retime, gelire, harcamaya ve istihdama ilikin veriler birlikte kullanlmaktadr. GSMH hesaplamasnda retim, gelir ve harcama yntemlerinden birisinden yararlanla bilindii gibi, baz lkelerde birden fazla yntem birlikte kullanlabilmektedir. Normal olarak bu yntemin kullanlmas durumunda, ayn sonulara ulalmas gerekir. Ancak kayt d ekonominin varl, farkl yntemlerle ulalan sonularn farkllamasna yol amaktadr. Gelir yntemiyle bulunacak byklkle, retim yaklamyla bulunan deer karlatrlabilecei gibi, harcamalar yaklamyla da kayt d ekonomiden elde edilen gelirin harcamaya dnme aamasnda tespiti mmkndr. Ancak, dviz ve altn gibi tasarruf aralarna yatrm eiliminin yksek olduu dnemlerde ve yurt dna transferlerin varlnda bu yaklamda salkl sonu vermeyebilir. 2-stihdam Yaklam Bu yntemde nfusun, sivil igc arznn ve istihdamn zaman iindeki geliimine baklarak kayt d ekonominin varl ve bykl konusunda tahminde bulunulmaya allmaktadr. Sivil igc arznn toplam nfusa oran ile istihdamn toplam nfus iindeki paynda, zaman iinde benzer gelimenin olmas beklenmektedir. Eer bu geliim olmuyor ve zamanla istihdamn toplam nfusa oran, igc arznn toplam nfusa orannn altnda kalyorsa, kayt d istihdamn varlndan sz edilebilir. Resmi istatistiklere gre alan kii says ile, sosyal gvenlik kurulularna bal olarak alan kii says arasndaki fark da bir ksm istihdamn kayt d olduunun ciddi bir gstergesidir. "Trkiye'de kayt d alanlarn, yaklak olarak resmi kaytl alanlar kadar olduu tahmin edilmektedir. Trkiye, GSMH'nn yaklak %50'si oranndaki boyutlar ile dnyada Rusya ve Polonya'nn ardndan kayt dnn en yaygn olduu nc lke konumundadr. Trkiye'de says 4,5 milyona ulaan kaak iilerin asgari cretten sigortalanmas durumunda tahmini a 535 trilyon TL olan SSK'nn 690 trilyon TL'lik ek kazan elde edecei hesaplanmtr". 3- Vergi ncelemeleri Yoluyla lme Yaklam Bu yntemde vergi inceleme yetkisi olan grevlilerin yaptklar incelemelerde tespit ettikleri matrah farklar ve kayt d istihdam rakamlarndan yola klarak kayt d ekonominin boyutlarnn tespitine gidilir. Vergi Usul Kanunumuzun 127 ile 152. Maddeleri arasnda saylan yoklama, inceleme, arama ve bilgi toplama messeseleri ile amalanan, mkelleflerin beyanlar ile fiili durumlar arasndaki farkn asgariye indirilmesidir. 4- Parasalc Yaklam Bu yaklam kendi ierisinde e ayrlmaktadr; Sabit oran(emisyon hacmi) yaklam, lem hacmi yaklam ve ekonometrik yaklamdr Parasalc yaklamda, ek ve nakit para kullanm kayt d ekonomi hakknda ilgililere bilgi verebilir. Parasalc yaklama gre kayt d ekonomide yaplan demelerin byk ounluu, bu konudaki denetimlere imkan vermemek bakmndan nakit para ile yaplmaktadr. Kayt d ekonominin boyutlarn lmek iin para piyasasndaki hareketler de izlenmektedir. Bu yaklamda dolamdaki parann mevduata orannn zaman iinde artmas, paraya olan talebin arttn ve dolaysyla kayt d ekonominin genilediini gstermektedir. V- KAYIT DII EKONOMNN ULUSLARARASI BOYUTU Kayt d ekonominin llmesinde, resmi ve resmi olmayan ekonomi zerindeki etkilerin llmesinde bir ok engellerin almas gerekmektedir, fakat bu konuda snrl lde ilerleme kaydedilmitir. Kayt d ekonominin llmesi imkansz denecek kadar zor olsa bile imkansz deildir. Para talebi yaklam gibi metotlarla OECD lkelerindeki kayt d ekonominin boyutlar hakknda baz gerekler temin edilebilmitir. Kayt d ekonomi, resmi

gayri safi milli hasla ierisinde hesaplanmayan btn retimleri kapsar. Boyutu, %3 ile %40 arasnda deiebilmektedir. Oranlar arasndaki bu geniliin sebebi, kayt d ekonomi ilgili deiik tanmlarn yaplmasdr. rnek vermek gerekirse, kayt d ekonomi ile ilgili yaplan almalarn bir ounda ev ileri analize dahil edilmemitir. Bir tahmine gre deme yaplmayan ev ilerinin ekonomik deeri Amerika'da 1981 ylnn resmi rakamlaryla Gayri Safi Yurtii Haslann %31'i kadardr. Nakit ilemlerinin artmasyla byyen yer alt ekonomisi hakknda Ergard L. Feige'nin yapt tahminde, Amerika'da kaytlara girmeyen gelirlerin miktarnn yllk bazda 800 milyar dolar civarnda olduunu tespit etmitir. Farkl yntemlere gre birbirinden olduka farkllk gsterebilen kayt d ekonominin lm olduka zor bir ilem grnmndedir. Gnmzde dnyadaki kayt d sektrn bykl 3 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Gelimi lkelerde ise kayt d ekonomi, GSMH'nin %10-15'i civarndadr. Aratrlan 17 OECD lkesinin 11'inde kayt d ekonominin gayri safi milli hasla iindeki paynn %10'dan fazla olduu kantlanmtr. Kayt d ekonominin boyutunun llmesinde bir ok metot arasnda herkes tarafndan kabul edilen bir metot yoktur. Her yaklamn kendine gre zayf noktalar ve kuvvetli noktalar vardr ve her bir metot, zel sonular ortaya koymaktadr. Deiik metotlar kayt d ekonomiyi olduka geni aralklarla tahmin etseler de, zerinde uzlalan genel kan OECD lkelerinde getiimiz son on ylda kayt d ekonominin byd eklindedir. Bu durum zellikle Avusturya'da ispatlanmtr ki bu lkede kayt d ekonomi; 1975'de 12.02 milyar Avusturya Schillinginden (resmi GSMH'nn %1.73') 1995 ylnda 89.56 milyar schilling'e (resmi GSMH'nn %7.20'sine) kmtr. Vergi geliri potansiyeli, llemeyen gizli ekonomi sonucu azalr. Kayt D ekonominin bykl lkeden lkeye deiir. Bu farkllklar ise vergi yk, dzenleyici sistemin karmakl ve vergi ahlak gibi deikenlerin bir yansmasdr. Ayn zamanda kayt d ekonomi zaman ierisinde de deiir. Frey ve WeckHanneman (1984) yaptklar bir almada 1978 ylnda 17 OECD lkesinde kayt d ekonominin resmi GSYH'ya orann Japonya iin %4.1, ABD iin %8.3, sve iin %13.2 , Kanada iin %8.8 olarak bulmulardr. Aigner'in yapt almada ise A.B.D iin oranlar GSMH'nn %4 ile %33 arasnda deimektedir. Buna karlk ayn oranlar 1970 ylnda %2.6 ile %11 arasnda deimekteydi. Kanada iin yaplan aratrmalar ise farkl sonular dourmutur. rnein Mirus ve Smith(1994) 1976 yl iin yaptklar aratrmada oran %5 ile %7 arasnda bulmulardr. 1990 yl iin de Spiro(1993), ilgili oran %15 olarak bulmutur. Mirus ve Smith'in 1997 ylndaki almasnda Kanada iin oran %15 olarak bulunmutur. A.B.D iin oran (kayt d ekonomi/GSYH) 1970 yl iin Tanzi(1983) %2.6 , Schneider ve Pommerehne (1985) %11 orannda bulmulardr. Buna karlk Bhattacharyya(1990) 1960 yl iin Birleik Krallk'ta oran %3.8, 1976 iin %11.1 ve 1984 iin ortalama %8 olarak bulmulardr. Chote(1995) ise bu orann %6 ile %8 arasnda deiebileceini belirtmitir. A.B.D iin yaplm baka bir almada kaytlara alnmam gelirin izlenmesinde A.B.D'de Federal Hkmet yeni metotlara gre yazlm raporlar kullanmtr ve kayt d ekonomi sebebiyle yllk 170 milyar$'lk vergi kayb tespit etmitir. A.B.D'de vergi ynetiminden sorumlu en st dzeyde bir kurulu olan Internal Revenue Service, yer alt ekonomisini engellemede, denetilerine endstrilerin harcamalarn kontrol ettirmi ve bu yolla endstrilerin gelirlerini doru olarak tespite almtr. David Giles'in 1998 ylnda Kanada ve Yeni Zelanda iin yapt almada u sonular ortaya kmtr: Kayt d ekonominin greceli bykl son 20- 30 yldr artmaktadr. - Vergi yk, kayt d ekonomiyi etkileyen temel itici glerden birisidir. Vergi bileimi de kayt d ekonomiyi etkileyen faktrlerden biridir (dolaysz vergilerin paynn art kayt d ekonomiyi artrabilir). Friedrich Schneider yapm olduu bir aratrma sonucunda lkeler asndan kayt d ekonomiyi aadaki ekilde tespit etmitir VI- KAYIT DII EKONOMNN TRKYE'DEK BOYUTLARI

Kayt d ekonomi btn sektrleri iine alm, lm olduka g ve karmak olan bir olgudur. Kayt d ekonomi gerei, ekonomik gstergelerin hatal sonular dourmasna sebep olmaktadr; GSMH rakamlar, kayt d ekonomi sebebiyle hatal kmakta, bu sebeple byme rakamlar da gerei yanstmamaktadr. Bu rakamlara gre yaplan tahmin ve deerlendirmeler de dolaysyla samimi olmamaktadr. lkemizde de bu konu zerinde alan deerli aratrmaclarmz farkl sonulara ulamlardr. Tabii ki, lkemizde ki veri yetersizlikleri ve olan verilere baz durumlarda ulama zorluklar da kayt d ekonominin llmesinde glklere sebep olmutur. Yaplan aratrmalar sonucunda Trkiye'deki kayt d ekonominin boyutlar eitli aratrmaclarca %1.50 ile %137.8 arasnda tahmin edilmitir. VII- KAYIT DII EKONOMNN ETKLER Literatrde kayt d ekonominin etkileri bahsinde olumlu ve olumsuz etkiler zerinde durulurken, bunlar ierisinde olumsuz etkilerin arl gn getike art gstermektedir. Kayt d ekonominin olumsuz etkileri, ekonomi zerinde, rekabet zerinde ve sosyal gvenlik sisteminde olabilmektedir. Bunun yannda kayt d ekonominin az da olsa olumlu yanlar bulunmaktadr. Kayt D Ekonominin Olumlu Etkileri Kayt d ekonominin olumlu etkilerinden ilki olarak kayt d ekonomi ile GSMH seviyesi arasnda gsterilen pozitif ynl iliki gsterilmektedir. Kayt d ekonominin boyutunun artt durumda GSMH seviyesinin daha yksek olmas balca iki sebebe dayandrlmtr. Bunlardan ilki, kayt dln artt dnemlerde cret demelerinden vergi kesilmeyecei iin emek talebinin emek fiyatna esnekliinin yksek olduu varsaym altnda, emek talebinin artacadr. Yani kayt d ekonomi istihdam artracaktr. nk, iverenler daha dk iilik maliyetleriyle karlaacaklar, iilerin ise reel cretleri artacaktr. kincisi ve daha da nemli olan ise, GSMH' kendi bana tketim dzeyinden etkilenecek ve tketimin artmasyla arpann etkisiyle GSMH seviyesi ykseltecektir. Kayt d ekonomi, vergiye tabi geliri azaltmak suretiyle fiili vergi orannda d meydana getirir. Bu d, kullanlabilir geliri artrr. Bu durumda ekonomide kullanlmayan yani atl kapasite varsa marjinal tketim eilimine de bal olarak tketim mallarna talep artar, dolaysyla yatrm mallarna olan talep seviyesi ykselir ve sonuta yatrmlarn artmasyla milli gelir seviyesi ykselie geer. Kii ve kurumlar, vergiyi otofinansman yntemi olarak kullanarak bymelerini srdrebilmektedirler. Ekonomik bymenin ncelikli tercih edildii bir lkede; eer alnan vergilerle devlet tarafndan gerekletirilen byme oran, bu vergiler mkelleflerin elinde kalsayd salanacak bymeden daha dk ise, kayt d almann olumlu sonular meydana getirecei ileri srlebilir. Ayn zamanda, kayt d alan ekonomik birimlerin kaytl ekonomik birimler karsndaki rekabet avantaj ve hareket yetenei dikkate alnrsa ekonomik byme ivme kazanabilir. Kayt dnn yararlar arasnda saylan bir dier zellik de kayt dln toplumda sosyal patlamalar engelliyecei yolundaki grtr. Bu gre gre mkellefler ar bir vergi yk altnda ezilmektedirler, dolaysyla hayatiyetlerinin devam asndan vergi karmak zorunda kalmaktadrlar. Byle bir durumda devletin vergi gelirlerinde azalma olmakta fakat sosyal patlamalar da engellenmekte ve buna ilave olarak ekonomiye canllk getirilmekte, resesyon ve depresyon grlmemektedir. Her ne kadar teoride kayt d ekonominin olumlu yanlarna deinilse de kayt d ekonominin zellikle uzun dnemde bir ok olumsuz etkiyi beraberinde getirecei aktr. Dolaysyla, kayt d ekonominin olumlu etkilerine bakarak kayt d ekonomiyi nleme konusundaki mcadeleden vazgememek gerekmektedir. Kayt D Ekonominin Olumsuz Etkileri Kayt d ekonominin bir ok olumsuz etkisi vardr. Bunlardan birincisi ekonomi zerindeki olumsuz etkisidir; Kayt d ekonominin bymesi kaytl ekonominin klmesi demektir. Kaytl ekonominin klmesi de devletin vergi gelirlerinin azalmas anlamna gelir. Vergi gelirleri azalan devletin iki seenei vardr;

bunlardan ilki borlanmadr. Borlanma sonucunda zel sektrn verimli yatrmlarn kendisine eken devlet dlama (crowding-out) etkisiyle zel sektrn yatrmlarn azaltr. Ayrca borlanma sonucu tahvillerin deerinin artmasyla piyasada faiz oranlar artar ve bu mekanizmann sonucunda enflasyon orannn artyla lke bir ok sorunla kar karya gelir aklar dier bir kapatma yolu olan para basma politikasnda da sonu anlatlandan farkl olmayacaktr. Bankalar da topladklar mevduat, reel retime ynelen yatrmclara aktaramazlar. nk reel yatrmlarn karllk orannn, devletin verdii faiz orann yakalamas zordur. Dier taraftan devlete kredi vermek bankalar iinde ok az bir risk tamaktadr. Bu durumda daha riskli olan zel giriimcilere kredi verilmemesi doaldr. Bu sre devam ettike, daha nceleri reel retime katkda bulunan sermaye sahipleri, ellerindeki sermayeyi retimden ekerek mali piyasalara, dolaysyla devlete aktarrlar. Ellerinde fon bulunanlar devlete verdikleri borcu faiziyle birlikte geri aldka daha fazla fon sahibi olurlar. Ayn zamanda da devletin fona olan ihtiyac hzla artar. bor stoku hzla byr. Bylesi bir i bor sarmalnn yaand ekonomilerde elde edilen faiz gelirleri zerinden vergi almak da son derece zordur. Kayt d ekonomi, istatistiki verilerin salksz olmasna yol aar ve bu durum da alnacak ekonomik nlemlerin dozunun ayarlanamamasna sebebiyet verir. Sorunlarn tehis ve tedavisinde salkl kararlar verilemez. Kayt d ekonominin ekonomik manada sebep olduu dier nemli bir sorun da rekabet ile ilgilidir. Kayt d ekonomi kapsamnda faaliyet gsteren birimler dierlerine oranla daha az veya hi vergi vermedikleri iin rekabet stnlne sahip olmaktalar ve ilerini bytme imkann bulmaktadrlar. Bu durum, rekabet eitsizliini dourmaktadr. Daha da nemlisi vergilerini tam deyen mkellefler de rekabet edebilmek iin dierlerini takip etmek zorunda kalmaktadrlar. Bu da kayt dl gn getike artrmaktadr. Kayt d ekonominin genilemesiyle sigortasz alanlarn says da hzla art gstermekte bylece sosyal gvenlik sistemin geliimi durmaktadr. VIII- TRKYE'DE KAYIT DII EKONOMNN AZALTILMASI N ALINAN VE ALINMASI GEREKEN TEDBRLER Temmuz 1998'de 4369 Sayl Kanun ile gerekletirilen vergi kanunlarnda yaplan kkl dzenlemeler ierisinde en nemlilerden birisi de Gelir Vergisi Kanunu'nda yaplan gelirin yeniden tanmlanmasdr. GVK'nun yeniden dzenlenen 1 inci Maddesinde gerek kiilerin bir takvim yl iinde elde ettikleri gelirlerin gelir vergisine tabi olduu belirtildikten sonra gelir; tasarruf ve harcamalara kaynak tekil eden her trl kazan ve iradn safi tutar olarak tanmlanmtr. Bu dzenleme paralelinde, Kanunun 2 inci Maddesinin 7 numaral bendi kayna ne olursa olsun her trl kazan ve iratlar olarak deitirilmek suretiyle geni bir gelir tanm oluturulmutur. Maddedeki "kaynana baklmakszn dier her trl kazan ve iratlar" ifadesi ile kiinin satn alma gcn artran (harcama) ya da tasarruf niteliinde olabilecek her trl deer vergiye tabi gelire dahil edilmitir. Bylece vergiye tabi olmayan hibir unsur (istisnalar hari) kalmamtr. Bir gelir unsurunun vergilendirilebilmesi iin kanunda aka saylm olmas gereklilii terkedilmi, bunun yerine bir gelir unsurunun vergilendirilebilmesi iin kanunda aka vergiden istisna edildiine dair bir hkmn bulunmamas yeterli saylmtr. 4369 Sayl Kanun ncesinde ortaya kan bir sorun da; vergiye tabi olmas gerektii halde, beyan d braklan kazan ve iratlarn, vergiye tabi olmad ileri srlen gelirlerden kaynakland gerekesiyle mkelleflerin Vergi Usul Kanunu'ndaki 30/7 nci maddeye gre yaplacak tarhiyatlardan kanabilmeleriydi. Uygulamadaki bu skntlar lkemizde geni boyutlara ulaan kayt d ekonominin daha da yaygnlamasna katkda bulunmaktadr. Kayt dnda faaliyet gsteren potansiyel ykmller, bu ekilde elde ettikleri gelirin tespit edilmesi durumunda dahi etkin bir ekilde vergilenemeyecei dncesinden hareketle sz konusu faaliyetlerini gven ierisinde srdrebilmektedirler. 4369 sayl Kanunla gerekletirilen dzenlemelerin zerinden henz bir yl gemiken dnyada ve lkemizdeki ekonomik durgunluk bahane edilerek 14 Austos

1999' da 4444 Sayl Kanunla vergi kanunlarnda yeniden dzenlemeler yaplmtr. Esasen yaplan dzenlemeler 4369 Sayl Kanun ncesindeki duruma baz hususlarda geri dnlmesinden ibarettir. rnein, Gelir Vergisi Kanununun 1 inci Maddesi, 2002 yl sonuna kadar 4369 Sayl Kanun ncesi duruma getirilmitir. Yani 1999-2002 dneminde gelir, bir gerek kiinin bir takvim yl iinde elde ettii, tasarruf veya harcamasna kaynak tekil eden her trl kazan ve iratlarn safi tutar deil, bir gerek kiinin bir takvim yl iinde elde ettii kazan ve iratlarn safi tutardr. Bu dzenlemeyle esasen kanun koyucu kayt d kalan alanlar 2002 yl sonuna kadar vergilendirmeyeceini belirtir olmutur. Bu duruma bir rnek verecek olursak; Kumar kazanlar vergi kanunlarnda herhangi bir maddeyle dzenlenmedii halde 4369 Sayl Kanunla gelirin tanmnn genilemesiyle Gelir Vergisi Kanununun 2/7 inci bendine girip vergilendirme kapsamna alnmt. Ancak 2002 yl sonuna kadar gelirin eski tanmna dnlmesiyle bu gelir tr vergilendirme dnda tutulmutur. Bunun gibi vergi kanunlarnda herhangi bir dzenleme olmayan gelir trleri 2002 yl sonuna kadar vergilendirme dnda tutulma durumuna gelmitir. Kayt d ekonominin kontrol altna alnmas, belge dzeninin yerletirilmesi ve vergilendirmede gerek kazancn tespitinin amalanmas sebebiyle 4369 Sayl Kanunla yaplan deiiklikle gtr usulde ticari kazan tespiti yntemi tamamen kaldrlm ve yerine belirli artlar tayan mkelleflerin ticari kazanlarnn basit usulde tespit edilmesi yntemi getirilmitir. Zirai kazanlarda ise 4369 sayl Kanun ncesinde iftilerin vergiye tabi olup olmayacaklarnn, vergiye tabi olacaklarsa kazan tespit ynteminin sat tutar esas alnarak belirlenmesi, iftileri yaptklar satlar iin belge talep etmemeye ve bu yolla haslatlarn gizlemeye sevk etmitir. Bu ekilde belgesiz olarak ticari ve snai hayata intikal eden tarm rnleri kayt d ekonominin dier nemli bir kaynan oluturmutur. Bu sakncalarn giderilmesi amacyla kk ifti muafl kaldrlm, zirai kazanlarn ya sadece stopaj yoluyla ya da gerek usulde vergilendirilmesi sistemine geilmitir. Kayt d alan iilerin kayt altna alnmalar amacyla Gelir Vergisi Kanunu'nda Geici 5. Madde dzenlenmitir. Buna gre Gelir ve Kurumlar vergisi mkelleflerinin, 213 sayl Vergi Usul Kanununun 156. Maddesinde tanm yaplan ve 1.1.1998 tarihi itibariyle faaliyette bulunan iyerlerinde, 1.6.1998 tarihinden nce ilgili idareye vermi olduklar son 4 aylk sigorta prim bordrolarnda bildirdikleri ii saysna ilave olarak bu kanunun yaymn izleyen beinci ayn sonuna kadar ie aldklar ve fiilen altrdklar iilerden sendika yesi olanlarn cretlerinden, bu suretle ie balanlan aydan itibaren 36 ay sre ile kesilen ve beyan edilerek tahakkuk ettirilen gelir ve damga vergileri, beyanname verme sresini izleyen ikinci yln ayn dneminde denir. Gerekede de belirtildii ekilde bu dzenlemeyle daha byk bir ii kesimi sosyal gvenlik hakkna sahip olabilecek, ayrca Sosyal Sigortalar Kurumu nemli lde prim haslat salayabilecektir. Bu erevede iverenleri kayt d ii istihdam etmeye sevk eden faktrlerin gei dnemi ierisinde ortadan kaldrlmas ve bordroya kaytl ii altrmann tevik edilmesi ngrlmektedir. 14/8/1999'da yrrle giren 4444 Sayl Kanunla yaplan deiikliklerle vergi mevzuatmzda zel gider indirimi dnda kayt dl nlemeye ynelik otokontrol sistemi kalmamtr. zel gider indirimi kapsamna da u anda sadece 5 harcama kalemi dahildir; Bunlar salk, eitim, kira, giyim ve gda harcamalardr. Halbuki bunlarn dndaki harcamalar da rnein tpgaz, su, beyaz eya, temizlik malzemeleri ve bunun gibi daha bir ok harcama tr de zorunlu ihtiyalar ierisinde yer alr ve zel gider indiriminden yararlanmas gerekir. nk vatanda kendince hakl olarak iade alamayacak harcamalarnda belge almayarak daha dk fiyat demi olmaktadr. Bunun yannda bildirim yapma durumundan da kurtulmu olmaktadr. Bildirimde bulunarak zahmet ekerek taksitle bir yl ierisinde iade alacana bunu alveri annda pein olarak elde etmektedir. Bu durumda yaplmas gereken zel gider indiriminin kapsamnn yararlanan kii ve harcama kalemleri asndan geniletilmesidir. Halbuki btn bu dzenlemeler yaplmas gerekirken bte an kapatmak amacyla zel gider indiriminin kaldrlmasnn dnlmesi son derece

yanltr. zel gider indiriminin kaldrlmasyla kayt d ekonominin boyutunun bymesi ve gelir ve katma deer vergisi gelirlerinde d olmas beklenir. 4369 sayl Kanunla vergi oranlarnn drlmesi kayt d ekonomiyi nlemede olduka nemli bir admd fakat 4444 Sayl Kanunla cret dndaki gelir unsurlarnda bu oran 5 puan artrlmtr. Bu dzenlemeyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. Maddesinde ilk oran %15'den %20'ye kartlmtr. Yaplan bu deiiklik, kayt dln nlenmesine allan gnmzde vergi gelirleri asndan uzun dnemde dmeye yol aacaktr. nk yksek vergi oranlar ikame etkisini ortaya kararak kayt d kesimi bytc etki gsterecektir. Vergi oranlarnn drlmesiyle hem kayt d ekonominin boyutlarnn klecei hem de arz ynl etkilerle bymenin hzlanaca savunulan bir gerektir. Dier bir dzenleme ise esnaf muafl ile ilgili olmutur. 4369 Sayl Kanun'un gerekesinde de aklanan bu husus da; Esnaf muafl messesesinin kayt d ekonomiyi beslemesinin engellenmesi ve belge dzeninin yerletirilmesi amacna ynelik olarak getirilen deiiklik, esnaf muaflndan faydalananlarn faaliyetleri ile ilgili olarak satn aldklar mal ve giderlere ilikin aldklar belgeleri saklama ve ibraz zorunluluu getirmesi ve bu zorunluluu yerine getirmeyenlerin esnaf muaflndan yararlanamayacaklarnn belirtilmesidir. Bylece ekonomide maln retiminden tketimine kadar uzanan zincirde gerek ve basit usulde vergilendirilen mkellefler yannda, vergiden muaf esnaf da belge alma ve saklamaya zorlanmakta ve bylece oto kontrol ile belge dzeninin yerletirilmesi salanmaktadr. Ancak yine 4444 Sayl Kanunla Gelir Vergisi Kanunu'nun 9. Maddesinin 1. Fkrasnn 7. Bendinde yaplan deiiklikle "...bir defa mal al ve giderlerine ilikin belgeleri yannda bulundurmadnn veya bulundurduu belgenin satn yapt mal ve hizmetle ilikisinin olmadnn tespiti halinde 'Esnaf Muafl Belgesi' iptal edilir ..." hkm kaldrlmtr. Bu durumda esnaf muaflndan faydalanan kiilere kayt d ekonomide kalma frsat tannmtr. Bu arada drt kiilik bir ailenin geinebilmesi iin gereken ve her yl ilan edilen rakamlar(fakirlik snr) asgari cretin olduka altndadr. Bu durumda normal bir ailenin geim seviyesi ilan edilen mebla kadarsa aradaki fark nasl kapatlmaktadr? Sorusu akla gelmektedir. Bu durumda kayt dla aka msamaha gsterilmektedir sonucu ortaya kmaktadr. Kayt d ekonomiyi nleme konusunda 4369 Sayl Kanunla getirilen dzenlemelerin bir yl sonra geri ekilmesi vergilendirmede kesinlik ilkesine tamamen zt bir durum arz etmektedir. stikrarl uzun dnemli politikalar uygulamak gerekirken gnlk kayglarla deiikliklere gitmek vatandalarn ve dier lkelerin lkemize olan gvenini sarsacaktr. Dolaysyla getirilecek dzenlemeler zerinde ok tarafl istiareler yaplmaldr. SONU Kayt d ekonominin boyutunu drt deiken belirlemektedir. Bunlardan birincisi, vergi denetimi geirme ihtimali, ikincisi beyan d kalan gelir sebebiyle denecek vergi cezasdr. nc olarak mkelleflerin muhatap olduklar marjinal gelir vergisi orandr. Son srada ise mkelleflerin risk alma eilimi yatmaktadr. Mkellefler, yakalanma ihtimaline gre deyecekleri vergi cezas, tam beyan yapmalar halinde deyecekleri vergi miktarndan daha dkse, vergi karma eiliminde olacaklardr. Denetim geirme ve ceza grme ihtimali yksek ise kayt d ekonominin boyutu daralacaktr. Gelir sahiplerinin hemen hemen tamam eitli sebeplerle vergilerini demek istemezler. Onlara gre vergi vermesi gerekenler hep baka kiilerdir. Bu sebeple kamu harcamalarn karlamak iin gerekli olan vergiler ihtiyarilie braklmamtr. Ancak bu durum mkelleflerin rzasnn aranmayaca anlamna gelmemelidir. nk mkellefin rzasna dayanmayan vergiler, mkelleflerin direnleriyle karlar. Vergi konusunda uzlamann salanamam olmas durumunda vergiye kar koymann farkl biimlerde ortaya kt grlmektedir. Bunlar drt grupta toplanabilir. Bireysel olarak ya da topluca kamu gcne kar bask yaplabilir. rnein bir verginin kabul srasnda parlemento zerinde veya vergilendirme ilemleri ile ilgili olarak mali idare zerinde bask yaplabilir ki, bu her zaman su niteliinde deildir, Hukuksal yollarla daha az

vergi denmesi eklinde olabilir, (vergiden kanma) Dorudan doruya vergi kanunlarna ve mali idarenin uygulamalarna kar gelinebilir, (vergi kaakl) Ayaklanmaya yakn bir biimde vergiye kar koyma olabilir. Btn bunlarn yannda vergiye kar koyma yollar, zamana, ekonomik ve sosyal snflara gre deiik biimlerde olabilir. rnein byk sanayici ve i adamlar hukuksal yollardan yararlanarak vergiden kanma yolunu yeledikleri halde, kk ve orta lekli iletmeler dorudan vergi kaaklna bavururlar. Kayt d ekonominin nedenleri, etkileri ve kayt dln nlenmesinde 4369 ve 4444 sayl Kanun'la getirilen deiikliklerin incelendii almamzda, neticede kayt d ekonominin tam olarak ortadan kaldrlmasnn mmkn olmadn belirtmemiz gerekmektedir. Ancak gerekletirilecek idari reorganizasyon ve vergi ahlaknn tesis edilmesiyle kayt d ekonominin boyutlar en aza indirilebilir. Kayt dln boyutlarnn azaltlmasnda baz nerilerimizi u ekilde sralayabiliriz; deme sistemimizde ciddi bir revizyona ihtiya vardr. Para ile deme yerine kredi kart vb uygulamalarla belirli hadlerin zerindeki alveriler bankalar ve dier finans kurumlar vastasyla kayt ierisine ekilmeye allmaldr. Denetimler artrlmaldr; Denetimlerin yetersiz olduu bir ortamda gerekletirilecek vergisel dzenlemelerin fazla bir anlam olmayacaktr. Mkellefler, denetimden geme ihtimallerinin azaldn anladklarnda vergi kanunlarnda ne kadar ar meyyideler olursa olsun bunlara itibar gstermeyeceklerdir. Bu balamda esasen 4369 sayl kanun, mkelleflerin kanunun kyla birlikte sihirli bir denek demiesine birden bire vergi ahlakna sahip olduklar esasna dayanmaktadr. Hayat standardnn kaldrlmasnda bu duruma bir rnek tekil etmektedir. Gerek deme gcne ulamaya alrken vergi gelirlerinde, 4369 sayl Kanun sonras nemli dler yaanm, vergi gelirlerindeki d ekonomik durgunlua balanarak 4444 sayl Kanunla yukarda akland ekilde geri adm atlmtr. Esasen 4369 sayl Kanunla getirilen kayt dl nlemeyle ilgili maddeler ekonomik durunlua sebebiyet vermesi bahanesiyle kaldrlmtr. Ekonomide kayt d sektrn genilemesine imkan tannmtr. Btn bu gelimeler, uygulanan politikalarn gerekilikten uzak ve uygulanabilirlii dnlmeden hazrlanmasndan kaynaklanmtr. Belge dzeninin artrlmasnda meslekle ilgili olan kiilere de fahri mfettilik eklinde snrl denetleme yetkisi verilebilir. Ayrca ihbarlar sonucu tespit edilen vergi ziya sonucunda mkelleften kesilen cezadan pay verme sistemiyle ihbar says artrlabilir ve bu ekilde belge dzeninin artrlmas salanabilir. Servet beyan messesesi tekrar uygulamaya geirilmelidir. Mkelleflerden toplanan vergilerin onlara geri dnecei inandrlmaldr. Bu ekilde mkelleflerin vergi ahlak artacak ve vergi kaakl eilimi azalacaktr. Vergi ceza sisteminde hapis cezalar artrlmal ve kesilecek cezalar mmkn olduunca paraya evrilmemelidir. Vergi kaaklnda meslekten sresiz ve sreli men cezas uygulanmaldr. Ayrca vergi kaaklnda srar eden mkellefleri bulunduklar ehirden uzaklatrma cezas uygulanabilir. zel gider indiriminin- halk tarafndan vergi iadesi olarak bilinen sistemkapsam geniletilmeli, yani bu sistemden faydalanacak kii says ve zel gider indirimine giren mal ve hizmetlerin kapsam da geniletilmelidir. Bu ekilde vatandalar fatura-fi pazarlna girmeyerek devletin hem gelir vergisi haslasn hem de katma deer vergisi haslasn artracaklardr. Dz oranl vergi sistemine geilmelidir; tek bir vergi oran tatbik edilerek artan oranl vergilerin yol at ok kazanan cezalandrma sisteminden vazgeilmelidir. Dz oranl vergiler, kark olan tarife yapsn basitletirerek mkellefin yatrma gidebilecek fonlarn daha iyi deerlendirmelerine yol aacaktr. Bu anlatlanlar nda rasyonel bir vergi sistemine ulalmasnda politikaclara da byk iler dmektedir. Her kanunda olmas gerektii gibi vergi ile ilgili kanunlarda da halkn ihtiyalar gz nne alnmaldr. Dolaysyla salam bir vergi sistemi kurulduktan sonra ok fazla deiiklie gidilmemelidir. lkemiz asndan ciddi bir tehlike olan kayt d ekonominin azaltlmasnda Parlmentodan balamak zere vatandalar ve mkelleflere nemli grevler dmektedir. Sorunlar sadece kendini dnmekle deil fakat ayn zamanda toplumu ve geleceimizi

dnmekle alabilecektir.

SORU 8 Enflasyon hedeflemesi kavramn aklaynz? Enflasyon hedeflemesinin n koullarn, avantajlarn ve dezavantajlarn anlatnz? ENFLASYONUN HEDEFLENMES I. Giri Merkez bankalarnn esas amacnn fiyat istikrarnn salanmasn olduunu kabul eden merkez bankalar ve dier para otoriteleri bu amac gerekletirebilmek iin farkl para politikas rejimleri benimsemekte ve uygulayabilmektedir. Ekonomik birimlerin gelecee ynelik olarak daha salkl kararlar almalarn salamak, dk ve srdrlebilir bir enflasyon dzeyi yaratmak amacyla aralarnda Yeni Zelanda, Kanada, ngiltere, sve, Finlandiya, Avustralya ve spanyann bulunduu gelimi lkeler 1990l yllarn bandan itibaren enflasyon hedeflemesi (inflation targeting) olarak adlandrlan yeni bir rejim uygulamaya balamlardr. Gelimi lkelerdeki uygulamalar takiben ili, Meksika, Brezilya gibi gelimekte olan lkeler de parasal politikalarnda enflasyon hedeflemesi uygulamasna gemi ya da gemeye almaktadrlar. Akademik evrelerce, enflasyonun dorudan hedeflenmesi rejimine dayal bir para politikasnn yapabilecekleri ve yapamayacaklar konusunda farlkl grler bulunmaktadr. Dier yandan rejimin gelimekte olan lkelerdeki uygulanabilirlii de ayr bir tartma konusudur. Ancak aada sunulan almada enflasyon hedeflemesi rejiminin tanm, n koullar, uygulanmasna ynelik stratejik ve teknik zellikleri, genel kabul gren avantaj ve dezavantajlar ile bu rejimi uygulayan gelimi ve gelimekte olan lke deneyimleri hakknda genel bir bilgi verilmek suretiyle konunun ana hatlar izilmeye allm, sz konusu farkl grler tartlmamtr. almann son blmnde ise enflasyon hedeflemesi politikasnn Trkiyede uygulanabilirlii zerine bir deerlendirme yaplmtr. 1. Tanm Enflasyon hedeflemesi rejimi; merkez bankasnn nihai hedefi olan fiyat istikrarnn salanmas ve srdrlmesi amacna ynelik olarak para politikasnn makul bir dnem iin belirlenen saysal bir enflasyon hedefi ya da hedef aralna dayandrlmas ve bunun kamuoyuna aklanmas eklinde tanmlanabilen para politikas uygulamasdr. Para politikasn, bir ara hedef ya da hedefler seme zorunluluu olmadan dorudan nihai hedefe dayandran enflasyon hedeflemesi rejiminin, enflasyonu kontrol eden dier yntemlerden temel fark para politikas aralarnn gemi ya da cari enflasyon yerine gelecek enflasyona dayanmas ve gelecekteki enflasyon hakknda rastlantsal varsaymlarn yaplmamasdr. Merkez bankas enflasyon hedefini gerekletirmek iin enflasyon tahminleri yaparak enflasyon hedefinden muhtemel sapmalara kar parasal aralar nasl kullanacan ve politikasn belirler.

Uygulamada enflasyonun dorudan hedeflenmesi rejimi genellikle merkez bankalar ile hkmetler arasndaki anlamalar erevesinde oluturulmutur. Sz konusu rejim lke koullarna bal olarak farkllklar gstermektedir.

2. Enflasyon hedeflemesi Rejiminin nkoullar Enflasyon hedeflemesi rejiminin temel nkoulu bulunmaktadr. Bunlar; 1) Para politikasnn fiyat istikrar hedefine odaklanmas, 2) Merkez bankasnn bamsz olmas, 3) Gelimi mali piyasalarn olmasdr. 1) Para politikasnn nihai hedefi fiyat istikrar olmaldr: Para otoritesi sadece belirledii enflasyon hedefini gerekletirmeyi amalamal, byme, istihdam seviyesi veya dviz kuru istikrar gibi baka hedefler sememelidir. rnein, sabit kur sistemi altnda enflasyon hedeflemesi sisteminin ilemesi mmkn deildir. Bu nedenle, dorudan enflasyon hedeflemesi rejimini seen lkeler sabit kur sistemini terk etmek durumundadr. Dier yandan dorudan enflasyon hedeflemesi rejimini baaryla uygulayan lkelerde fiyat istikraryla dolayl ilikisi bulunan baka hedeflere de ulald grlmtr. Ancak bu baarnn salanmasndaki en nemli etken fiyat istikrar hedeflerinin yeterli gvenirliliinin (kredibilitesinin) olmasdr. Tam istihdam hedefinin enflasyon hedefi ile uyumsuz olmas gerekli deildir. Uzun dnemde enflasyon hedefinin gerekletirilmesi, para politikasnn tam istihdam amacnn gerekletirmesinde en nemli katky yapacaktr. Ksa dnemde ise iki ama arasnda bir dnleme mevcuttur. Para politikasnn talep oku karsndaki tepkisi, tam istihdam ve enflasyon hedefleri balamnda da ayndr. Merkez bankalarnn hedeflerinden birisi de mali piyasalarda istikrarn salanmasdr. Bu amacn enflasyon hedeflemesi ile uyumlu olmas gerekmemektedir. Krizde olan bankaclk sektrnden gelen deflasyon basklar uzun dnemde enflasyon hedefinden sapmaya yol aabilmektedir. Merkez bankas ksa dnemde enflasyon hedefinin gerekletirilmesi iin kstlayc para politikasn uygulamak ile bu uygulamann baz mali kurumlarn varln tehlikeye sokmas elikisiyle kar karya kalabilmektedir. Enflasyon hedeflemesi rejimlerinde para ve mali politikalar arasnda dolayl da olsa bir etkileim bulunmaktadr. Para politikas operasyonel olarak mali politikann enflasyon zerindeki etkilerini gz nnde bulundurmak durumundadr. Mali politika genel olarak enflasyon hedefini destekleyici niteliktedir. rnein byk kamu borcu stoku, merkez bankasnn en azndan ksa dnemde enflasyon hedefini gerekletiremeyecei beklentilerini glendirmektedir. Bunun sonucunda kamu borcu nedeniyle faizler ykselmekte ve hkmetin bor yknn, dolaysyla da bor stokunun artmasna neden olabilmektedir. Enflasyon hedeflemesi uygulamasna geen lkelerin ounda hkmetin enflasyonu kamu borlanmasnn finansmannda bir ara olarak kullanma giriimlerinin nlenmesi amacyla enflasyona endeksli borlanma katlar ihra edilmitir.

2) Merkez bankas bamsz olmaldr: Merkez bankasnn bamszl en temel anlamyla fiyat istikrarn korurken uygulayaca para politikas rejimini ve kullanaca parasal aralar kendi kararlar ile semesi ve uygulamas olarak tanmlanabilir. Kurumsal anlamda bamsz bir merkez bankas politik mdahalelere maruz kalmakszn para politikasn uygulayabilmelidir. Dier yandan mali ve idari zerkliinin olmas merkez bankas bamszlnn ls olan dier nemli unsurlardr. Ayrca, merkez bankas bamszlnn resmi olarak tannmas iin nihai hedefi olan fiyat istikrarnn salanmasndan sorumlu tek otorite olarak yasal bir grevlendirmenin yaplm olmas gerekmektedir. Merkez bankasnn asgari koullarda bamsz olmas kouluyla enflasyon hedeflemesi rejimini benimseyen bir lkede mali politikalarn para politikas uygulamalar karsnda bir stnl olmamaldr. Bu durum hkmetin merkez bankasndan borlanmasnn ya ok dk bir dzeyde tutulmas ya da hi olmamas anlamna gelmektedir. Aksi hale merkez bankasnn hkmetin taleplerini yerine getirmeye zorlanmas nedeniyle ortaya kan enflasyonist basklar para politikasnn etkinliini azaltmaktadr. 3) Gelimi mali piyasalar olmaldr: Enflasyon hedeflemesi rejiminin baaryla uygulanmas ve enflasyonun hedeflenen dzeyde tutulmas amacyla para otoriteleri tarafndan kullanlacak parasal aralarn etkinlii gelimi para, sermaye ve dviz piyasalarnn olmasna baldr. Mali piyasalarn kullanlan parasal aralara yeterli abuklukta tepki verememesi enflasyon hedeflerinden sapmalara yol aabilecektir. Ayrca mali piyasalarn devlet tahvili gibi enstrmanlarla kamu borlanmasn karlayacak derinlikte olmas merkez bankasnn kamu borlanmasnda tayaca ykn azaltlmas ya da hi olmamas asndan da nem tamaktadr. Teorik olarak yukarda bahsedilen nkoullar salayan lkeler enflasyon hedeflemesi rejimine dayal bir para politikas uygulayabilmektedir. Pratikte ise otoritelerin belli n hazrlklar yapmalar gerekmektedir. Uygulamaya ynelik bu hazrlklar stratejik zellikler ve uygulamaya ynelik teknik zellikler balklar altnda ele alnmaktadr.

Enflasyon hedeflemesinin avantaj ve dezavantajlar


Avantajlar: Enflasyon hedeflemesinin orta dnemli bir para politikas olarak sahip olduu temel avantajlar aadaki gibi sralanabilir: Enflasyon hedeflemesi rejimi; Para politikasnn uygulanmasnda effafl artrmaktadr. Alternatif politikalara gre daha anlalr bir politikadr. Merkez bankalarnn belirlenen enflasyon hedefine ulamalar iin gvenirliliklerini ve hesap verilebilirliini artrmaktadr. Para otoritelerinin fiyat istikrar hedefine ulamalar iin gerekli tm bilgiyi kullanmalarn salamaktadr. Para politikasnn ulusal ekonomideki oklara arlk vermesini salamaktadr.

Merkez bankalarnn para politikas aralarn kullanmalarnda ve kontrol etmelerinde bamsz olmalarn salamaktadr. Para politikasnn operasyonel olarak uygulanmasna yardmc olmaktadr. Politika tartmalarnn merkez bankasnn para politikas ile gerekletirebilecei hususlar zerinde odaklanmasn salamaktadr.

Enflasyonun dorudan hedeflendii rejimlerde para politikasnn effaf olmas ve kamuoyuna dzenli olarak bilgilendirme yaplmas esastr. Aslnda sz konusu zellikler gelimi lkelerde bu rejimin baars iin ok nemlidir. Bu erevede enflasyonu dorudan hedefleyen merkez bankalar enflasyon ve para politikasnn gemi ve gelecek performansn ak bir ekilde ortaya koymak amacyla "Enflasyon Raporu" yaymlamaktadr. Dezavantajlar: Enflasyon hedeflemesi rejiminin avantajlar yannda bir takm dezavantajlar da bulunmaktadr. Enflasyon hedeflemesi rejimi, ok kat ve tavizsiz olarak uygulanmas gerekli bir politikadr. Dier para politikas rejimleriyle karlatrldnda etkin olmayan bir retim dengesine (inefficient output stabilization) yol amaktadr. Bu durum zellikle nemli arz oklarnda (petrol fiyatndaki ani deiiklikler gibi) kendini gstermektedir. Ksa dnemde ekonomik bymeyi snrlandrabilir. Mali politikalarnn para politikalarna gre stnlk salamasn engelleyemez. Rejimin uygulanmas iin gerekli olan esnek dviz kuru rejimi mali istikrarszla sebep olabilir.

SORU 9 Sweezy moelini (dirsekli talep erisi) ekil yardmyla aklaynz? Dirsekli Talep Modeli ile Piyasa Dengesi: Sweezy tarafndan gelitirilen bu model oligopol piyasasnda oluan fiyat ve bu fiyat seviyesine firmalarn tepkisini dikkate alarak gelitirilmitir. Buradan hareketle piyasada oluan fiyatn zerinde bir fiyat uygulamak isteyen bir firma yalnz kalrken, baka bir firmann fiyatn piyasada olumu olan fiyatn altna ekmek istemesi ile dier firmalarn da onu izlediini ortaya koymutur. ekil 4.12. Dirsekli Talep Erisi ve Piyasa Dengesi

Fiyat,Maliyet MC2

Z
A

MC1 MC3

PE B

t
C D Miktar Q1 MR

T; Endstri Talebi, t ise oligopolcnn talebidir. Endstri talebi ile firma talep erilerinin kesitii noktada (E Noktas) oluan fiyat PE dir. Firma fiyatn PE nin stnde bir fiyata ayarlamak ve dolays ile daha ok kazanmak isterse bu durumda firma bu fiyatta yalnz kalacaktr. Ancak firma PE fiyatnn altnda bir fiyat uygulamaya sokmak isterse bu durumda dier firmalarda pazar paylarn kaybetmemek iin fiyatlarn indireceklerdir. Bu nedenle artk oligopolc firmalarn talep erisi (t) deil (ZET) erisi gibi dirsekli olacaktr. Sz konusu oligopolcnn haslat erisi de dirsekli talepten dolay srekli deildir. Bunun nedeni ise E noktasnda talep erisi eklini deitirmi yeni bir eim meydana getirmitir. Bu durumda eski marjinal haslat erisinin devam etmesi mmkn deildir. 2 tr marjinal haslat erisi gze arpmaktadr birincisi AB erisi ile gsterilmitir ikincisi ise CD ile gsterilmitir. Maksimum kar elde etmek isteyen bir firma, marjinal maliyet ile marjinal maliyet ile marjinal haslatn eit olduu retim seviyesinde (Q1) dengeye gelmelidir. Q1 seviyesinde retim yapldnda marjinal maliyet erisi (MC) marjinal haslat erisi (MR) iindeki krk alan olarak ifade edilen BC boluu boyunca gemektedir. Marjinal maliyet, tpk marjinal haslat gibi, BC aralnda dalgalandnda firma ne fiyat deiiklii ne de retim miktar deiiklii gereksinimi duymayacaktr. Firmann retim ya da fiyat stratejisini yeniden gzden geirmesi, marjinal maliyetin BC aralnda olmamas durumunda sz konusudur. Dirsekli talep modeline gre, firma retim ve fiyat stratejilerini deitirmek konusunda ok aceleci davranmaz. Firmann marjinal maliyetlerini BC gibi geni bir aralkta dalgalanmasna gz yummas, bu eilimin ak bir gstergesidir. zetle, oligopol piyasasndaki firma, maliyetteki kk deiikliklere kar duyarszdr.

SORU 10 Ekonomi bilginize dayanarak aadaki kavramlar aklaynz : a- Okun yasas b- ktisadi honutsuzluk endeksi

c- Pareto optimumu d- Faiz arbitraj e- Talebin apraz esneklii a- Okun yasas: Amerikan ekonomisine ilikin byme ile isizlik rakamlarn inceleyen Arthur Okun, reel byme orannn yksek olduu yllarda isizlik orannn dtn, aksine reel byme orannn dk dzeyde kald hatta negatif olduu yllarda, isizlik orannn arttn saptamtr. Arthur Okunun reel byme oran ile isizlik arasndaki ilikiyi, bir formlle ifade etmesi, bu grn daha sonra Okun Yasas diye ifade edilmesine neden olmutur.Okun yasas, reel byme hznn %2,25in zerine kt yllarda, reel gelirin %2.25 orannn zerindeki her %1lik artnn, isizlik orannda %0.5lik bir azalma salad eklindedir. rnein milli gelirde %5.25lik bir art olduu bir ylda, isizlik oran %1.5 orannda azalmaktadr.(%5,25 - %2,25 = %3 ve %3/2 = %1,5) Okun yasas olarak ifade edilen bu ilikinin, yllk nfus art hznn %1 civarnda olduu ABD iin geerli olduunu belirtmek gerekir.Gelimekte olan lkelerde de byle bir oransal ilikiyi saptamak mmkn olmakla birlikte, bu grup ilkelerde nfus art hz fazla olduundan, reel byme hzndan karlmas gereken &2,25lik orann bu orandan daha yksek ve her ilave %1lik reel byme hz nedeniyle isizlik oranndaki azalma da %0,5ten az olacaktr.lkemizde 1975-1995 yllar arasnda bymenin %4,3n aan her %1lik puan iin, isizliin %0,13 puan azald saptanmtr. b- ktisadi honutsuzluk endeksi: ********** c- Pareto optimumu: Toplumsal refah kriteri. Toplumdaki bireylerden en az birinin refahn azaltmadan dier birinin refahn artrma imkan yoksa o toplumun refah optimumdur. Pareto optimumunun gereklemesi iin hem retimde hem de tketimde etkinlik salanmaldr. Kanun, svire-talyan soyundan gelmi bir iktisat ve sosyal bilimci olan Vilfredo Pareto'nun (1848-1923) adyla anlr. Pareto'ya gre toplumun belli bal snflar arasndaki gelir dalmn saptayan iki unsur vardr. Biri toplumun kltr, dieri ekonomideki verimlilik dzeyidir. Ekonomi ne kadar verimli olursa gelirdeki eitlik de o kadar iyi olur. Verim ne kadar azalrsa gelir eitlii de o kadar der. Vergiler bunu deitiremez. Mali devleti savunanlar, byk lde vergilerin gelir dalmn etkin ve kalc biimde deitirebilecei iddiasna dayanmaktadrlar d- Faiz arbitraj: Faiz arbitraj, farkl ulusal paralarn ksa sreli yatrmlarnn gelirleri arasndaki farkllklardan yararlanmak amacyla yaplan arbitraj ilemidir. Ksa vadeli mali aralar arasnda banka mevduat hesab, mali fonlar, hazine bonosu ve ticari firmalarn kardklar finansman bonosu yer almaktadr. Bunlar ounlukla bir yldan daha ksa vadeli olmakla birlikte, genellikle 30, 60, 90 gn biimindedir. Tasarrufular, mali aralara yatrm yaparak bu aralarn saladklar faiz gelirlerinden yararlanma arzusundadrlar. Bu finansman aralarn piyasaya sren kurulular da fon ihtiyalarn en dk faizle salamak isterler. ( ) Ksa vadeli yatrm yapmak isteyen kiiler veya kurumlar, ellerindeki sermaye fonlarn, yerli ve yabanc piyasalar gzden geirip aratrdktan sonra, yatrmlarn en fazla getirisi olan

aralara yaparlar. Yatrmclar, kabul edilecek bir risk dzeyinde, portfolyolarnda en yksek faiz getirisi salayan yatrm aralarna yer verirler. dn almak isteyenler de, i ve d faiz oranlarn karlatrr ve en dk faizle borlanrlar. e- Talebin apraz esneklii kame Etkisi Bir maln ikame mallarnn fiyatlarnn deimesi o mala olan talebin de deimesine yol aar. ikame mallarnn fiyat ykselirse o maln talep erisi saa kayar, yani ayn fiyat dzeyinde iken daha ok talep edilir. Tersine, ikame mallarnn fiyat dtnde, maln fiyat greceli olarak ykseldiinden, ayn fiyat dzeyinde daha az talep edilir, talep erisi sola kayar. Bu duruma ikame etkisi denir. Ancak bu durum Giffen mallar iin geerli deildir. Tketim srecinde tketim mallar arasnda, retim srecinde girdiler arasnda ikame etkisi sz konusudur. kame Mal Bir maln karlad ihtiyalar ya da istekleri karlaya-bilen dier bir mal demektir. Bu durumdaki mallar birbirleri ile ikame edilebilirler. Baz mallar ok sayda baka malla ikame edilebildii gibi, baz mallarn da ikame edilmesi olanakszdr. Baka mallarla ikame edilmesi kolay olan bir maln talebi fiyat deiikliklerine kar duyarldr yani talep esneklii yksektir. Oysa ikame edilmesi zor olan maln talep esneklii dktr. ki mal arasndaki ikame edilebilirlik dzeyi apraz esneklik ile aklanr. apraz esnekliin pozitif olmas sz konusu mallarn ikame mal olduklarn gsterir. SORU 11 Gelirin yeniden dalm (ikincil datm) nedir? Gelirin yeniden dalm iin ne gibi politikalar izlenir? GELRN YENDEN DAILIMININ TANIMLANMASI Gelir dalm, iktisadi bir kavram olarak milli gelirin yeniden dalm anlamnda kullanlr. Yani, dalm incelenecek gelir milli gelirdir. Milli gelirin kimler, neler veya nereler arasnda dalmn ele alacamz da ortaya koymak lazmdr. Bu bakmdan, iktisaden nem tayan eitli gelir dalm kavramlarn aklamak ve bu kavramlardan hangisinin tetkik edileceinin bilmek gerekir. yle ki: a)Corafi gelir dalm: Bir lkenin farkl blgelerinde yaayan insanlarn milli gelirden ne oranda pay aldklarn gsterir. Bu gelir dalm, bir lkenin gelimi ve az gelimi blgeleri arasndaki farklar bulmada kullanlabilir. Gelimi ekonomilerde blge geliri, kii bana den milli gelirin 2/3si ile karlatrlabilir. Bu karlatrma yapldnda, gelimi ekonomilerde, geri blgeler iindeki nfusun ok az bir ksmnn kii bana den milli gelirin 2/3sinden daha az bir gelire sahip olduu grlr. ngiltere ve svirede byledir. Bu oran Fransa ve Norvete %10, talya, spanya ve Trkiyede %30 civarndadr. Gelimi lkelerde blgeler arasndaki kii bana den milli gelirler arasndaki fark gittike azalrken, az gelimi lkelerde gittike artmaktadr. b)Sektrlere gre gelir dalm: Tarm, sanayi ve hizmet sektrlerinin milli gelirden aldklar paylar, bunlarn uzun devredeki seyirleri, devletin hangi sektrler aleyhine hangi sektrler lehine gelir dalmn etkilediini, sektrlere gre gelir dalmn kullanarak inceleriz. Gelimi ekonomilerde tarm sektrnn milli gelirdeki pay az, az gelimi ekonomilerde ise fazladr.

c)Fonksiyonel gelir dalm: eitli retim faktrlerinin milli gelirden aldklar paylar inceleyen gelir dalm kavramdr. Milli gelir iinde cret, rant ve krn paylarn saptarsak, milli gelirin fonksiyonel dalmn elde etmi oluruz. Milli gelirin sosyal snflar arasnda nasl daldn aratrmak istiyorsak, bunun iin en uygun olan fonksiyonel gelir dalmdr. Ancak, fonksiyonel gelir dalm bunu kaba hatlaryla gsterebilir. nk, sosyal tabakalama, fonksiyonel dalmn drtl snflandrmasnn kapsamna giremeyecek kadar karmaktr. Zira bu snflandrmaya gre kk ifti ile byk ifti, kk tccar ile byk tccar, memurla sanayi ve tarm iileri arasnda hibir fark yoktur. Sosyolojik bakmdan sosyal gruplar, sadece elde edilen gelirin kaynana gre tanmlanamaz. Mesela byk bir irketin yneticisi emek gelirli olduu iin fonksiyonel dalma gre cretli snftan olmas gerektii halde, sosyolojik bakmdan ii snfndan saylmaz. d)Kiisel gelir dalm: Bireylerin veya tketici birimlerinin, belli bir sre boyunca elde ettikleri gelir miktarlarn gz nnde tutar. Dolaysyla bireyler aras gelir eitsizlikleri aratrlmak isteniyorsa kiisel gelir dalm kavramna bavurulur. cret, faiz, rant ve krlarn milli gelirden aldklar paylar sylediimizde bu fonksiyonel gelir dalm olur. toplumda ne kadar rant, ne kadar cretli olduunu bu dalm biimi belirtmez. Ayrca bir ailenin yllk gelirinde hem cret, hem rant, hem faiz hem de kr birarada bulunabilecei iin fonksiyonel gelir dalm bireyler aras gelir farkllklarn gstermez. Buna karn, Trkiyede yaayan insanlarn u kadar u kadar miktarda gelir elde ediyor veya bu kadar milli gelirin yzde u kadarn ele geiriyor dersek, bu dalm ekli kiisel gelir dalmdr. Kiisel gelir dalm sayesinde tketici gruplar arasndaki dengesizlikler saptanabilir. lkenin az gelimi blgeleri bizi ilgilendiriyorsa corafi, farkl sektrlerin milli gelir iindeki yerini ve gelimesini inceliyorsak sektrler aras, sosyal gruplarn paylar hakknda fikir edinmek istiyorsak fonksiyonel, milli gelirin dalmndaki eitlik veya eitsizlik derecesi bizi ilgilendiriyorsa kiisel gelir dalmlar nem kazanr. Bizim inceleyeceimiz dalm ekli kiisel gelir dalmdr.

KSEL GELR DAILIMINI SAPTAMADA KULLANILAN METOT Kiisel gelir dalm incelenirken, birim olarak tketici birimleri kabul edilir. Uygulanacak yntemde ise gelir elde etmeyen kiiler, yani isizler de gsterilir. Onun iin, kiisel gelir dalm ile ilgili ettlerde birim olarak aile saptanmaktadr. Bu hususlar gz nnde tutulunca, bir yandan kiisel gelir dalm zaman ierisinde deeri deien bir para birimine bal kalmakszn ve milli gelirin toplam deerini dikkate almakszn ifade etmek mmkn olmal, dier yandan tketici birimlerinin saylar dikkate alnmakszn gelir dalm gsterilebilmelidir. Bunun iin, gelir dalmn incelemede en uygun metot Lorenz erisi metodudur. Bu metoda gre nce eitli gelir dilimlerinde ne kadar tketici biriminin yaadn ve bunlarn elde ettikleri geliri reniriz. Sonra tketici birimleri en az gelirliden en ok gelirliye doru sralanan yzdelere ayrrz. Her yzdenin karsna bu grubun milli gelirden ald pay yzde olarak gsteririz. Tketici birimlerinin en az gelirli %20si milli gelirin %5ini elde ediyor gibi. Bu ekilde hem tketici birimlerini hem de milli gelir yzdelerle gsteren bir tablo dzenlendikten sonra, bu verileri bir diyagrama yerletiririz. Bu yerletirme sonucu ortaya kan diyagramatik ifadeye Lorenz erisi denir.

Lorenz erisinde yatay eksende en az gelirliden en ok gelirliye doru dizilmi tketici birimlerinin yzdesi kmlatif olarak gsterilir. Dikey eksende ise, toplam geliri kmlatif yzdeler halinde ifade ederiz. Diyagramda 450lik bir a tekil ederek izilmi OAD dorusu gelir dalmnda mutlak eitlik dorusudur. nk OADnin zerindeki her noktada tketicilerin yzdesi, toplam gelirin yzdesine eittir. Mesela tketici birimlerinin %25i gelirlerin %25ini, %50si gelirlerin %50sini elde eder. Gerekte karlalan gelir dalmlar OBD erisine benzer erilerle gsterilir. Tketici birimlerin en az gelirli %25i toplam gelirin %6sn, onu takip eden %25inin toplam gelirin %9unu elde etmesi halinde, kmlatif olarak dnnce, en az gelirli %50 tketici birimi milli gelirin %15ini elde ediyor demektir. Mteakip gruplarn milli gelirden aldklar yzdeleri de diyagramda iaretler ve iaretli noktalar da birletirirsek, ekonominin gelir dalmn gsteren OBD erisi ortaya kar. Gelir dalm OADye yaklatka eitsizlik azalmakta ODCye yaklatka eitsizlik artmaktadr. ekilde nfusun %55inin gelirin sadece %25lik bir ksmn aldn grlmektedir. Lorenz erisi ile gsterilen gelir dalm dengesizliklerini talyan istatistiki Gini bir katsay ile ifade etmitir. Buna Gini katsays denilmektedir. Gini katsays, Lorenz erisi ile 900lik ann a ortay arasndaki alann dik gen alanna olan orannn rakamsal deerini gsterir. Sfr ile bir arasnda deiir ve gelir dalm dengesizlii azaldka katsay sfra, arttka bir yaklar. Deiik zamanlarda yaplan gelir dalm aratrmalarnda bulunan Gini katsaylarnn karlatrlmas bize gelir dalm eitsizliklerinin dzelme veya bozulma ynnde deitiini aka gstermektedir. Katsay kldke gelir dalm dzelmekte, bydke bozulmaktadr. GELR DAILIMINI BELRLEYEN FAKTRLER Burada, ekonomide kendiliinden gelir dalmn belirleyen faktrler incelenecek, emein dndaki retim faktrlerine servet dersek, gelir dalmn tayin eden asli faktrlerin u noktalar etrafnda toplandn grrz: a)Emein Dalm: nsanlarn sahip olduu igc, vasf bakmndan farkllklar gsterir. cretler arasndaki farklln balca sebebi budur ve kiisel kabiliyet farkllklar ikinci derecede rol oynar. Vasfl igc elde etmenin en nemli yolu eitimdir. Onun iin, yksek cretli i kollarna ve mesleklere emek arzn artrmak ancak eitim olanaklarn herkese eit ekilde datmakla mmkndr. Her ekonomik sistemde farkl i glerine farkl talepler vardr. Ayrca cretin dnda, ii veya iin gerektirdii beceriyi elde etmenin zahmetli oluu gibi etkenlerde emek arzn etkiler. Onun iin eitli vasflardaki ileri, elde etme ile ilgili tm engeller ortadan kalksa da emek gelirleri arasnda farklar olabilir. emein vasfnn dalmndaki eitsizlikler, emek gelirleri arasndaki eitsizliin en nemli sebebidir. Bu nedenin arkasnda eitim olanaklarnn bireyler arasnda eitsiz dalm olmas yatmaktadr. b)Servet Dalm: Servet gelirleri, servet dalmna gre, tketici birimleri arasndaki gelir dalmnn eit veya eitsiz olmas sonucunu yaratr. Servet dalm, emek dalmna gre daha eitsizdir. Onun iin servet gelirleri emek gelirlerine gre daha eitsiz dalmtr. Gelimi bat lkelerinde gelir getiren servetin ok byk ksm, az sayda tketici biriminin elindedir. nk, herkesin emeinin vasfn artrabilmesi, tm imknlar salansa bile snrldr. Oysa servet edinmek snrszdr. Ayrca gelirler eitsizliin bir st snr vardr. Gelirsiz yaamak mmkn olmadna gre bu st snr alamaz. c)Faktr Fiyatlar: Servet ve igcnn dalmn bir veri olarak sabit kabul edersek, faktr (emek, sermaye, doa, mteebbis) fiyatlarndaki deimeler, tketici birimleri arasndaki

gelir dalmn fiyat deien faktrn lehine veya aleyhine deitirir. Mesela, faiz, kr ve rantn sfra dt bir ekonomide servet temerkz tek bana gelir eitsizlikleri yaratmaz. KSEL GELR DAILIMININ NEM a)Kiisel gelir dalmnda adalet sosyal bar salar, refah farkn kaldrr. Ayrca adil gelir dalm, ekonomik g birikimlerini nler, rantiye snfnn bymesine imkan vermez. te bu nedenle adil gelir dalm tketici birimler arasnda refah, ekonomik ve politik g dengesi kurduu ve almadan yaayan bir sosyal tabakann olumasna meydan vermedii iin sosyal bar salaycdr., b)Kiisel gelir dalmnda adalet toplumsal refah artrr. Gelir dalmnda adalet, byk gelirli tabakalardan az gelirli tabakalara doru gelir transferine neden olur. Marjinal fayda teorisine gre bu gelir transferi toplumsal fayda ve refah artrr. c)Kiisel gelir dalmnda adalet frsat eitliini artrr. Bu sayede sosyal alandaki nemli bir amaca ulalm olur. Yeteneklerle ilgili olmayan balangtaki eitsizliklerin olumsuz etkileri bertaraf edilmi olur. d)Kiisel gelir dalmnda adalet, ekonomik istikrar salar. Gelimi ekonomilerde bazen grlen, tasarruf-yatrm dengesini tasarruf lehine bozan ve istikrar bozan durumlarn meydana gelmesine imkan vermez. Adil gelir dalm sonucunda, harcama gelirin bir fonksiyonu olduundan ekonomide efektif talep ykselir ve efektif talep dklnden kaynaklanan buhranlardan kurtulunur. Bu nedenle adil gelir dalm fiyat istikrarn korur, tam almay gerekletirir. LM YNDEN ADL GELR DAILIMI LS BULUNABLR M? Teoride byle bir l ortaya atlabilir. Tketici birimleri arasnda gelir dalm yle olmal ki bu dalm sonunda tm tketici birimlerin marjinal gelirlerinin faydalar birbirine eit olsun. Fakat marjinal fayda llemez ve bu lde kullanlamaz. Bunun iin pragmatik hareket etmek zorunluluu vardr. Kullanlan bu pragmatik l adil gelir dalmndan beklenen faydalarn gerekletirilmesini mmkn klan ldr. O zaman, herhangi bir ekonomide gelir dalm sosyal bar salyor, toplumsal refah artryor, herkese frsat eitlii salyor ve gelir dalmndaki eitsizlikler devri hareketlere sebep olmuyorsa o ekonomideki gelir dalmn adil kabul etmek gerekir. Ancak, byle bir gelir dalm mutlak anlamda tm tketici birimlerinin birbirlerine eit gelir elde ettii bir gelir dalm deildir. Byle bir gelir dalm tketici birimler arasnda tketim ve refah eitsizliini azaltan, sosyal ynden faydal servet birikimine olanak veren, ar servet ylmalarna engel olan bir gelir dalmdr. Bu dalm uzunca saylabilecek bir dnem ierisinde gelir ve servet dalm eitsizliklerini de azaltyorsa ekonomi tketici birimler arasndaki gelir dalmn arzulanan biimde gerekletirmi demektir. Gelir dalmndaki eitsizliklerin ne dereceye kadar giderilecei konusunda bundan baka l yoktur. nk gelir dalmndaki eitsizliklerin giderilmesi geni lde iktisat ve maliye politikasn uygulayanlarn deer yarglar, o lkedeki ekonomik sistem ve bu sistem iinde insanlara uygulanacak tevik tedbirleriyle, zendiricilerle ilgili bir konudur. DEVLETN GELR DAILIMINI DETRMES

Bu iki ekilde olur. Milli gelirin tketici birimleri arasndaki dalmn belirleyen asli faktrleri deitirerek ve milli geliri kamu gelirleri ve harcamalar yoluyla yeniden datarak devlet gelir dalmn deitirebilir. Birinci usulde servet ve eitim imkanlarnn dalm ile faktr fiyatlar deitirilir ve kendiliinden oluan gelir dalm deiir. kinci usulde ise kamu gelirleri ve kamu harcamas kullanlr. Her gelir grubunun dedii vergi ile yararland kamu hizmetleri veya transfer demeleri ayn olmad iin, vergi ve harcama sistemi milli geliri yeniden datm olur. Borlanmada da durum ayndr. Bor verenlerle, borlanma ile finanse edilen devlet faaliyetlerinden yararlananlar birbirlerinden farkl sosyal tabakalardr. imdi her iki usulun uygulanma eklini ve kulland aralar inceleyeli: a)Servet dalmnn deitirilmesi: Servet dalmndaki eitsizlikleri gidermenin en kestirme yolu, gelir getiren serveti zel mlkiyete konu olmaktan karp devlet mlkiyetine geirmektir, ancak bu demokratik toplum gereklerine aykrdr. zel mlkiyet kaldrlmadan, servet mlkiyeti snrlandrlarak ve servetsizler servet sahibi haline getirilerek, servet dalm daha eit hale getirilebilir. Bunun iin toprak reformu yaplr. Toprak reformu bir yandan byk toprak mlkiyetini tasfiye eder, dier yandan da topraksz iftileri toprak sahibi yaparak servet dalmndaki eitsizlikleri azaltr. Bylece milli gelirin tketici birimler arasnda dalmndaki eitsizlik hafifler. Servet dalmndaki eitsizliklerin giderilmesinde dnlen bir baka tedbirde verasetin snrlandrlmas hatta kaldrlmasdr. nk, temerkz etmi servet veraset yoluyla nesilden nesile belli kiilerin eline geer ve bylece servet temerkz devam etmekle de kalmayp artma eilimi gsterir. Servet tevars edenler servetsizlere gre yeniden servet edinmede ve servetlerini artrmada daha ansldrlar. Onun iin bir ok dnr, veraseti adaletsizlik kayna olarak grr ve snrlandrlmasn ya da kaldrlmasn ister. J.S.Mill de, belli snrlar aan servetin veraset yoluyla intikalini nlemek istemitir. Vergi politikasyla da eitsizlik giderilebilir. Zenginlerin artan oranl ahs gelir vergileriyle vergilendirilmesi servet ylmalarn azaltabilir ve hatta eitsizlikleri hafifletebilir. nk servet biriktirmenin en nemli kayna tasarruflardr. Olaanst kazanlar vergisiyle, veraset vergisiyle ve hakiki servet vergileriyle servet dalmndaki eitsizlikler azaltlabilir. b)Eitim olanaklarnn deitirilmesi: Gelir dalmndaki eitsizliin bir nedeni de, emein vasfnn fertler arasnda ayn dalmaydr. Kiilere tannacak eitim olanaklaryla bu eitsizlik giderilebilir. Modern toplumlarda yksek bir eitimle vasfl igc olabilir. Onun iin, yksek gelirli mesleklere girmeyi nleyen sebepleri ortadan kaldran bir eitim reformu ile emek gelirleri arasndaki eitsizlik azaltlabilir. Eitim temel bir kamu hizmeti haline gelmeli ve her isteyen ve yetenekli olan vatandan yksek cretli mesleklere girmesini mmkn klan bir eitim sistemi kurulmaldr. Eitim parasz olmal ve az gelirli aile ocuklarna burs verilmelidir. c)Faktr fiyatlarnn deitirilmesi: Devletin ekonomiye mdahale yollarndan birisi de faktr fiyatlarn deitirmesidir. Devlet bu amala faiz haddini saptar, iiler en az cret dzeyinin altnda cret almaz, bazen kiralar dondurulur, krn azami tavan belirtilir, belli rn fiyatlarnn destekleme almlaryla en az dzeyin altna dmesi nlenmektedir. Devlet mdahalesi piyasa ekonomisi ile badamaz ama bu mdahaleler de baarl olmutur. Faiz haddi baarl bir ekilde tespit edilmekte ve ucuz para politikasyla, tam istihdama yakn bir dzeyde ekonomik denge kurulabilmektedir. Asgari cret ve toplu i szlemesinin de bu konuda olumlu katks vardr. Kr hadlerinin belirlenmesi ve kiralarn kontrol ise kamu idaresi iyi kurulmu lkelerde tatminkr sonular vermektedir. Tarm rnlerinde uygulanan

taban fiyat ise hemen her lkede benimsenmi ve tarm sektrnde nemli bir gelir politikas arac olarak kullanlmaktadr. MALYE POLTKASIYLA MLL GELRN YENDEN DAITILMASI Kamu maliyesi, milli gelirin dalmn ynde deitirebilir. Bunlardan birincisi, devletin piyasa ekonomisi kurallar iinde kulland retim faktrlerinin fiyatlarn deyerek milli gelirin fonksiyonel dalmn deitirmesi idi.Milli gelirin tketici birimler arasnda dalmnn eitsizlik sebepleri zerinde dururken, devletin retim faktrlerinin fiyatlarn deitirerek milli gelirin fonksiyonel dalm kadar kiisel dalm zerinde de eitleyici ynde etkide bulunabileceini grdk. Kiisel gelir dalmndaki eitsizliin dier iki asli sebebi emein vasfnn dalmndaki eitsizlikle, servet dalmndaki eitsizliin giderilmesi, nitelikleri itibariyle kamu maliyesinin kiisel gelir dalmn nasl deitirdiini aka ortaya konacaktr. Kamu maliyesi, yaps itibariyle yeniden datcdr. nk en nemli kamu geliri olan vergiler, mkelleflerden karlksz olarak alnr. Vergi alnrken, vergi deme gc gz nnde tutulur. Mkelleflerden karlksz, nihai ve cebre dayanlarak alnan vergiler, verginin mevzuu ne olursa olsun mkellefler bunlar gelirlerinden dediklerine gre, mkelleflerin vergileri demeden nceki sahip olduklar gelirle, dedikten sonra ellerinde kalan gelir birbirinden farkldr. Vergiler; gelir, servet ve harcamalar gibi ok geni konular zerinden alnrlar. Onun iin herkes vergi mkellefidir diyebiliriz ama varlkl sosyal tabakalar, varlksz sosyal tabakalara gre daha byk vergi deme gcne sahip olduklarndan ve ada vergilendirme tekniinde en az geim indirimi, artan oranllk, ayrma nazariyeleri gibi nazariyeler mkelleflerden gerek vergi deme gleriyle orantl olarak vergi almaya imkan verdiklerinden, zenginler fakirlerden daha fazla vergi derler. Dolaysyla ada devletlerin vergi sistemleri ve bu sistemlerin kabul ettikleri vergilendirme teknikleri gelir dalmndaki eitsizlikleri trpleyici ynde etkide bulunur. Kamu harcamalar ise toplumsal ihtiyalar karlamak zere yaplr. ada lkelerde bu ihtiyalar kamu hizmeti yoluyla karlanr. Bu hizmetler ya parasz yaplr ya da bu hizmetlere saptanan fiyatlar maliyetlerinin altndadr. Bu hizmetlerden herkes faydalanr. Parasz ya da gerek maliyetinin altnda fiyatla sunulduu iin kamu harcamalarnn yapsnda gelir dalmndaki eitsizlikleri giderecek bir zellik vardr. Vergi ve kamu harcamalarnn yansmalar gz nnde tutulursa, kamu maliyesinin kulland bu iki arala kiisel gelir dalm eitsizlikten eitlie doru deiebilecei gibi aksi de olabilir.Bu nedenle bilinli olarak vergilerin ve kamu harcamalarnn gelir dalmndaki eitsizlikleri gidermesi zerinde durulmu, ahsi gelir vergilerinde artan oranllk, ayrma nazariyesi ve en az geim indirimi kurumlarna yer verilmi, harcama vergilerinin derecelendirilmeleri ve baz harcamalar zerinden vergi alnmamas kabul edilmi, olaanst kazanlarn vergilendirilmesi yoluna gidilmitir. Gn getike, devlete gelitirilen ve parasz yrtlen kamu hizmetleri, fakir tabakalara yaplan sosyal yardmlar, devletin sosyal gvenliin finansmanna katlmas bilinli olarak kiisel gelir dalmn eit hale getirme konusunda devlete alnan ve uygulanan maliye politikas tedbirlerinin belli balcalardr. Kamu maliyesinin milli gelirin yeniden datlmas ile ilgili bu genel bilgilerden sonra, vergilerin, borlanmann ve kamu harcamalarnn gelir dalm zerindeki etkilerini inceleyelim. VERGLER VE TKETC BRMLER ARASINDAK GELR DAILIMI ncelikle baz temel kavramlar zerinde duralm ve bir takm genel aklamalar yapalm. Daha sonra da tek tek vergi eitlerinin gelir dalmna etkisini inceleyeceiz.

Artan oranl vergi: Mkelleflerin geliri arttka dedii vergi ile elde ettii gelir arasndaki oran (dedii verginin gelire oran) artmaktadr. Azalan oranl vergi: Mkellefin geliri arttka, dedii verginin gelire oran azalyorsa bu vergi azalan oranldr. Orantl vergi: Mkellefin geliri arttka, denen verginin gelire oran sabit kalyorsa bu orantl vergidir. Dolayl ve Dolaysz vergiler: Dolaysz vergilerin yansma zellii pek yoktur. Dolayl vergiler ise hemen hemen tamamen fiyatlara yansr. Fiyatlar ykseltir. Bu nedenle vergi yk daha ok dk ve orta gelirli ailelerin zerine biner, bu da gelir dalmn olumsuz ynde bozucu etki dourur. Dolayl vergiler, dk ve orta gelirli ailelerin kulland mal ve hizmetler iinde, yksek gelirli ailelerin kulland mal ve hizmetlere oranlara daha yksek pay tutar. Bir lkede, toplam vergiler iinde dolayl vergilerin oran oksa, vergilerin ounlukla dk gelirlilerden, dolaysz vergilerin oran yke, vergilerin daha ok yksek gelirlilerden alnd ve daha adil bir gelir dalm olduu sylenebilir. Gelimi lkelerde dolaysz vergilerin oran yksektir ve daha adil gelir dalm vardr. Gelimemi lkelerde ise dolayl vergilerin oran yksektir ve daha dzensiz bir gelir dalm vardr. Dolayl vergiler, yksek gelirlilerin aldklar lks mallardan alnrlarsa gelir dalmn dzeltici, zorunlu tketim mallarndan alnrlarsa gelir dalmn bozucu etki gsterirler. stisna ve muafiyetler: stisna ve muafiyetler, gelir dalmn olumlu ynde etkileyebilir ama ar istisna ve muafiyetlerin etkisi olumsuz olacaktr. lkemizde ve dier az gelimi lkelerde bunun tipik rnei tarmsal kazanlardr. Bir de yatrm indirimi vardr. Bazen, tevik olmasa bile o yatrm yaplabilecekken tevik verilir. Bu da gelir dalmn olumsuz ynde etkiler. zellikle gelir vergisinde ve servet vergisinde artan oranllk uygulanrsa gelir dalmn dzeltici etki gsterir. Ama az gelimi lkelerde bu etkin bir ekilde yaplamamaktadr. Vergi kaakl: Vergi kaakl, vergilerin dzeltici ve olumlu etkilerin baltalayc rol oynamaktadr. Bir vergi kanunu ne kadar modern olursa olsun, vergi kaakl varsa, bu vergi sistemi dzeltici deil tersine gelir dalmn daha da bozucu etki gsterir. Vergi kaaklnn nedenlerinin banda denetim ve mevzuat yetersizlii vardr. lkemizdeki gelir dalm adaletsizliinin en nemli nedenlerinden biri de vergi kaaklnn byk oranda ve yaygn oluudur. Kullanlmayan vergi rezervleri de gelir dalmn olumsuz etkiler. lkemizde zellikle, tarm kesimi iyi vergi potansiyeli olduu halde gerei gibi vergilendirilmemektedir. MUAYYEN VERGLERN GELR DAILIMI ZERNDEK ETKLER A)GELR VERGS: tr gelir vergisi vardr: a)ahsi gelir vergisi: Mkelleflerin bir yl iinde elde ettikleri gelir yani kazan ve iratlarn safi tutar (Gelir elde edilirken yaplan masraf dlp, kr-zarar karldktan sonra kalan tutar) zerinden alnr. Genellikle yansmaz. Tarifeleri artan oranldr, bu yzden gelir dalmn dzeltici etkide bulunur. Ancak, dzeltici etkide bulunmas iin, gelir vergisinin genel olmas gerekir. Gelir vergisi kanununun yapsnda vergiden kanma kurumlar olmamaldr. Eer kurumlar, ar istisna ve muaflklar ve gtr usulle vergilendirmeler olursa, vergi karsnda eitlik ilkesi bozar ve tketiciler arasnda milli gelirin dalm

eitsizlik lehine bozulur. Vergi tarhiyat kaynakta kesme usulne gre yaplrsa vergi kaakl olmaz. Beyana dayal vergi tarhiyat, vergi kaaklna son derece msaittir. Bu gelir dalm bozucu etki gsterir. Onun iin iyi bir denetim olmal ve beyannamelerin doruluu salanmaldr. Mesela, Gelir vergisi kanununa gre, yllk 10 milyon TL gelirin %30, 40 milyon TL gelirin % orannda vergilendirildiini varsayalm. Burada vergi artan oranldr. 10 milyon TL geliri olan memur, kaynakta kesildii iin %30 vergi der. 60 milyon TL gelirli bir tacir ise beyannamede kazancn 40 milyon TL gsterip %40 yani 16 milyon TL vergi der. Gerekte ise %26.6 orannda vergi demi olur. bylece vergi azalan oranl hale gelir. Ama gnmzde alnan tedbirlerle bu durum byk oranda ortadan kalkmtr. Gelir vergisinde, en az geim indiriminin yksek dzeyde oluu, artan oranllk dilimlerinin adaletli dal ve zellikle st dilimlerde vergi oran ok yksek alt dilimlerde dk olmal ancak st dilimlerde, yatrm hevesini baltalayacak kadar yksek olmamaldr. zellikle az gelimi lkelerde, gelir vergisinde vergi karma olur. bata tarmsal kazanlar olmak zere tm kazan ve iratlar kapsam iine alamaz. cret gelirlileri tam vergi derken dier gelirliler vergi karabilir. Bu da gelir dalmn olumsuz etkiler. Ticari kazanlardan gelir vergisi derken yaplan masraf ve amortismanlar dlr. Oysa memur ve iilerin zamanla alma kapasitelerindeki azalma yani alma gc amortisman ve bilgi, tecrbe edinmek iin yaplan masraflar gelirden dlmez. En az geim indirimi, enflasyon nedeniyle anlamn yitirir ve dk gelirliler oransal olarak yksek vergi derler. Yksek gelirliler ise, yatrm indirimi, amortisman vs.den yararlanr. Bu da gelir dalmn bozucu etki yapar. b)Negatif gelir vergisi: Daha ok transfer nitelii tar. Genellikle gelimi ekonomilerde vardr. Geliri, asgari cretin altna den ailelere devlet yardm yapar. Ayrca bunlardan vergi alnmaz. Bu fakirlii nler, gelir dalmn dzeltici etki yapar ancak alma arzusunu azaltr, emein verim ve retkenliliini drr. c)Kurumlar vergisi: Kurumlar vergisi kanunda gsterilen kurumlarn belli bir dnemdeki toplam safi kazanlar zerinden alnr. Bu kurumlar; sermaye irketleri, kooperatif irketler, iktisadi kamu messeseleri, dernek, tesis ve vakflara ait iktisadi iletmelerdir. Genel nitelikte ve dolaysz bir vergidir. Krdan aldklar pay azald iin ortaklar der. Verginin, gelir dalmna etkisini bulabilmek iin hisse senetlerinin eitli gelir gruplar arasndaki dalmn bilmek gerekir. Yansma yoksa yani irket halka ak A.. deilse, hisse senetleri yksek gelir gruplarna datlmtr ve ahsi gelir vergisinin gelir dalm zerindeki olumlu etkisine katkda bulunur. Baz memleketlerde artan oranl tarife uygulanr. Bazlarnda da halka ak A.. ler lehine, aklk durumuna gre deiik ve dk oranl vergiler uygulanr. Bu tip uygulama, hissedarlarn az gelirli olmas halinde, gelir dalm zerinde olumlu etki yapar. Kurumlar vergisi, sermaye zerine ek vergi getirir, yksek gelirleri vergilendirir ancak yatrmlar baltalamayacak ekilde dzenlenmelidir. B)LKS VERGS: Baz lkelerde zel araba, radyo, televizyon ve videolar vergilendirilir. Buna zel harcama ya da lks vergisi denir. Eer bunlar yksek gelir gruplarnn elindeyse, lks vergisi gelir dalmn olumlu etkiler. lkemizde de bu mallara genellikle yksek ve orta gelirliler sahiptir. Dolaysyla gelir dalmn olumlu etkilediini syleyebiliriz. C)BNA VERGS: Binann salad irattan bakm masraf ve amortisman dlr, geriye kalan safi irat matrah kabul edilir. Bunun zerinden vergi alnr. Trkiyede bina vergisi, binann mkellefince beyan edilen deeri zerinden alnr. zellikle az gelimi lkelerde, binalar yksek gelir gruplarnn elindedir. Eer muaflk ve istisna yoksa, bina vergisi, gelir dalmn eitleyici ynde etki yapar.

D)ARAZ VERGS: Burada matrah ya arazinin yzlm ya da deeridir. Yzlm her eit tarmsal faaliyette ve toprakta ayn geliri temsil etmez. Ayrca bu verginin yzlm zerinden alnd lkelerde tarmsal iletmelerden pek byk bir ksmn oluturan kk iletmeler rantabl iletmeye elverili olmadklar iin, alnan vergi gelir dalmn olumsuz ynde etkiler. Arazinin deeri zerinden alnyorsa, bu deer arazinin salad gelirden tremitir. Onun iin, arazi tahrirlerinin gvenilir ekilde ve yakn tarihte yaplm olmas gerekir. O zaman arazi vergisi, dolayl olarak gelir vergisi haline gelir. Kk iletmeler vergilendirilirse, byk iletmeler de artan oranl vergilendirilirse, arazinin deerinin matrah alnd arazi vergisi, gelir dalmn olumlu etkiler. Az gelimi lkelerde bu yaplrsa, hi iletilmeyen veya verimli iletilmeyen topraklar, verimli ileteceklerin eline geer ve bir anlamda toprak ve tarm reformu yaplm olur. Yine az gelimi lkelerde topraklar adaletsiz datlmtr. Arazi vergisi deer zerinden alnr ve deer vergi tahririnde dk tahmin edilirse, byk iletmeler kk iletmelerden daha az vergi der ve gelir dalmn olumsuz ynde etkiler yani bozar. E)SERVET VERGLER: Servet, ykmllerin sahip olduu mal ve nakit deerlerdir. Bu vergiyle, gelir vergisiyle vergilendirilmeyen ama deme gc asndan byk nemi olan baz iktisadi deerler vergi kapsamna alnr. Genellikle yansmazlar ve yanstlamayan servet vergileri adil gelir dalmnn salanmasnda nemli bir aratr. ki trldr: a)Servetten alnan vergiler: Gelimi lkelerin ounda uygulanr. deme gcn esas alan, sbjektif ve dolayl vergidir. Gerek ve tzel kiilerin sahip olduklar servetin tamamn vergilendirir. Servet sahipleri lehine bozulan gelir dalmn eitleyici etki gsterir. Kk servetten az, byk servetten ok vergi alnr. Servet vergilerinin bir tr de emlak vergisi yani bina ve arazi vergisidir. Emlak alnrken verilen emlak alm vergisi vardr. Motorlu kara tatlar vergisi de tatn ya, cins ve arlna gre artan oranl alnr ve gelir dalmn eitleyici etki yapar. b)Servet transferinden alnan vergiler: Burada verginin konusu servetin mevcudiyeti deil, karlkl veya karlksz bakasnn eline gemesidir. Bu da trldr: aa)Servetteki deer art zerinden alnan vergiler: Servetteki deer art zerinden alnr. Bu deer art mkellefin gayretiyle deil, konjonktr ve baz tesadflere bal olarak artmtr. Onun iin tepki grmez. Gelir dalmn olumlu etkiler. Vergi alnmazsa tasarruf yoluyla servete eklenir ve servet dalmndaki eitsizlik byr. Bu vergi ekonomik ve sosyal gre dayanr. Ekonomik gr, byk servet eitsizliklerinin ekonomik kalknmay engelledii , sosyal gr ise, servetteki deer artnn konjonktr, talih gibi nedenlerden ileri geldiini, frsat eitliini bozduunu, onun iin de vergilendirilmesi gerektiini syler. Servetteki deer art, harp, enflasyon ve hzl kalknma gibi olaanst nedenlerden ileri gelir. Bayndrlk hizmetleri sonucu servetin deerlenmesi ise erefiye ile ilgilidir. Bayndrlk hizmeti (baraj vs.) sonucu deerlenen servet vergilendirilmelidir. Bu sayede bir lde gelir dalm dzelebilir. bb)Veraset ve intikal vergileri: Dorudan servet zerinden alnr. Servet bir nesilden br nesile geerken trplenir, budanr. almadan servet sahibi olmay kstlar. Servetin deeri ve miraslarn yaknlk derecelerine gre artan oranl olarak uygulanr. Deerinin tapuda yazana gre deil o gnk piyasaya gre belirlenmesi gerekir. stisna hadleri az, tarifesi yksek olursa gelir dalmna olumlu etkisi daha fazla olur. gelimi lkelerde istisna haddi az, artan oranl tarife uygulanr. Her 30-35 ylda bir servet trplenir ve eitsizlik artmaz.

cc)stisnai (Ek) servet vergileri: Olaanst hallerde seferberlik, harp ve harbi izleyen imar dneminde alnr. Byle dnemlerde devletin harcamalar, karlayaca ihtiyalar ok, geliri ise azdr. Bu vergi kaynak oluturur. Ayrca byle dnemlerde insanlarn bir ksm lr, bir ksm yaralanr, bir ksm daha nce varlkl iken varlksz olur ve servet dengesizlikleri artar. Bu vergi, bunu dzeltici rol oynar. Klasik maliyeciler, verginin serveti kemirdiini ve alnmamas gerektiini sylerler. Oysa vergi ile milli ekonomide servet birikimi olur. Yatrmlar artar. Ayrca kiiler dedii vergiyi telafi edebilmek olumlu gayret gsterebilir. Byk servette durum byledir ancak kk servetten alnan vergi, servet birikimini engeller. Birinci ve kinci Dnya Savanda Fransada uygulanan milli dayanma vergisi bunun rneidir. Tat alm vergisi de servet transferi zerinden alnr ve artan oranldr. Yksek gelirlilerden ok vergi alnr ve gelir dalmn olumlu etkiler. F)OLAANST KAZANLAR VERGS: Enflasyon, seferberlik gibi gelir dalmnda byk eitsizliklerin meydan geldii durumlarda alnr. Hem enflasyonu nlemek hem de gelir dalmn dzeltmek amacyla alnr. stisnai servet vergisinden farkl olarak, bir kez deil olaanst artlar devam ettii srece alnr. G)HARCAMA (GDER) VERGLER: retilen, satlan ve tketilen mal ve hizmetlerden alnr. Gelir ve servet elde edilirken deil, harcanrken vergilendirilir. Vergi fiyatn iindedir. Kii, maldan veya hizmetten ne kadar tketirse o kadar vergi der. nsanlarn geliri arttka denen verginin gelire oran der. Dk gelirliler ise, gelirlerinin byk oranyla vergi derler. Yani, oransal olarak dk gelirliler daha ok derler. Tersine artan oranllk vardr. Bu da gelir dalmn olumsuz etkiler. Dolaysyla tersine artan oranlln etkisi drlmelidir. Mesela, baz zorunlu ihtiya maddeleri KDVden istisna edilmeli ya da daha dk oranda vergilendirilmelidir. Harcama vergiler e ayrlr: a)Genel harcama vergileri: aa)Toplu harcama vergisi: retim ve el deitirme zincirinin bir aamasnda alnr. leriye yansyabilir. Yksek oranl olduu iin vergi kaakl yksektir. Vergiyi douran olayn byk ksm vergi dairesinden gizlenir. Bu da mkellefler lehine gelir dalmn bozar. Ayrca yansd iin bu vergiyi tketiciler derler. Bundan dolay da dk gelirliler aleyhine gelir dalm bozulur. Bunu biraz azaltmak iin zorunlu tketim mallar vergi d braklabilir. Lks mallar artan oranl tarifeye gre vergilendirilir. Mal perakendeciden tketiciye geerken alnrsa daha etkili olur ancak az gelimi lkelerde, yapsal bozukluk, vergi idaresinin iyi rgtlenememesi gibi nedenlerle uygulanamaz. bb)Yayl muamele vergisi: retimin her aamasnda alnr. Vergi ok kademeli olduu iin ayn matrah birden ok defa vergilendirilir. Vergi, gerek orannn zerinde gerekleir. Sk denetim olursa vergi kaakl azalr. Aksi takdirde mkellefler aradaki vergilerden kurtulmak iin iletmeleri monopol haline getirir ve rekabeti kaldrrlar. Bu da gelir dalmn bozar. Uzun safhal retimi cezalandrd iin imalatta dikey ylmalar olur ve tekeller oluur. Bu vergi ileriye yansr ve tketicilere yklenir. Adil gelir dalmn salamada baarl deildir. cc)Katma deer vergisi: lk ikisinin olumsuz etkilerini azaltmak iin konur. retim ve datmn her aamasnda alnr. malat kendi imalat safhasnda, nceki denen vergiyi deyecei vergiden der ve bunun iin mkellefler birbirlerini kontrol ederler. Vergi kaa ok azdr. leriye yansr ve sonuta tketiciler der. Bu sebeple, vergi dk gelirliler iin

artan oranldr. Bu, gelir dalmn olumsuz etkiler ancak farkl grup mallara farkl oranda vergi konarak olumsuz etki azaltlabilir. Dk gelirlilerin kulland mallarda oran dlr. b)zel harcama vergisi: Belirli mallar zerinden alnr. Kalknm lkelerde araba, televizyon, radyo, kakao gibi lks mallardan alnd halde, az gelimi lkelerde eker, tuz, kahve gibi zorunlu ihtiya maddeleri de vergilendirilir. Onun iin azalan oranldr ve gelir eitsizliini artrr. Oysa gelimi lkelerde gelir dalmn dzeltici ynde etki gsterir. Bu vergileri tketici der. Az gelimi lkeler genel harcama vergilerini eitli nedenlerle uygulayamadklar iin bu vergiyi koyarlar. Tahsilat kolaydr. Gelir dalmn bozar. c)Gmrk vergileri: Gmrk vergisi, devlete gelir salamak, bebek endstrileri korumak, yerli-yabanc endstriler arasnda rekabet eitlii salamak ve gelir dalmn deitirmek iin alnr. Zorunlu ihtiya mallarndan genellikle alnmazlar. Dier mallar da snflandrlr ve farkl tarife uygulanr. Bylece vergi, azalan deil artan oranl veya orantl olur. Az gelimi lkelerde, idaresi kolay haslat bol bir vergidir. Sanayileme tevik edilir. Trkiyede be ylda be eit taksitte alnr. Bu, bir yandan gelir dalmn yksek gelirliler lehine bozar, bir yandan da kaynaklar toplum yararna kullanlr, yatrm artar, isizlik biraz nlenir ve hi geliri olmayanlar gelir elde ederler. Gelir dalmn dzeltici etkisi olur. DEVLETN BORLANMASI VE GELR DAILIMI Vergi mkelleften dorudan doruya, karlksz, cebre dayanarak ve kesin olarak alnr, gelir dalmn etkiler. Vergi kanunlarnn byle bir amac olmasa da vergi byle bir sonu ortaya karr. Borlanma ise vergiden ayrlr; karlkldr, rzaya dayanr ve kesin deildir. Bu itibarla devlet borland vakit, tasarruf erbabndan borlanr. Tasarruf erbab devlete bor verirken, yani tahvil satn alrken, nceden biriktirilmi servetlerinin bir ksmn, almaya karar verdikleri tahvillerle deitirirler. Tketim harcamalarn ksmazlar. Bu itibarla borlanma, ilk bakta gelir dalmn etkilemez. Sadece servet dalmnn kullanm ekli deiir. Bu aklamalar gnll borlanmalar iin sz konusudur. Bir de cebri borlanmalar vardr. Bu borlanmalar ahslarn tasarruflarndan deil gelirlerinden alnr ve vergiye benzer sonular dourur. Bu borlanmaya genellikle enflasyon dnemlerinde bavurulur. Bu yolla gelir dalm eitlenebilir ancak bunun iin cebri borlanmann, Trkiyede tasarruf bonolar uygulamasnda olduu gibi, ahslarn gelirleriyle orantl deil artan oranl olarak uygulanmas gerekir. Borlanmada faiz haddi ok nemlidir. Cari faiz haddinden borlanlyorsa, borlanma gelir dalmn etkilemez. nk bu hadden bor vermek isteyen kmaz. Sermaye piyasasnda, cari faiz haddini ykselterek borlanlyorsa, ahslar tketim harcamalarn ksarak tasarruflarn artrrlar. Bu tr borlanmaya enflasyon dnemlerinde bavurulur ve enflasyon nedeniyle gelir dalm dengesizliklerinin artmas nlenir. Bu durum karsnda, sermaye piyasasndaki faiz haddini deitirmeksizin yaplan gnll borlanmalarn ahslarn gelirleri zerinde herhangi bir ksnt meydana getirmedii sylenebilir. te gnll borlanmalarn bu zelliklerinden faydalanarak iktisadi hayatn duraklama ve depresyon devrelerinde, devlet ak bte siyaseti takip ederek, kimsenin gelirlerini azaltmadan muayyen gruplarn gelirlerini artrabilir. Borlanma, gelir dalmn dorudan doruya deitirmez. Fakat devletin bu bor dolaysyla tahvil sahiplerine dedii faizler bu kimselerin gelirlerini artrr. Bu demeler transfer demesi gibi etki yapar. Bu yzden kiiler aras gelir dalm da deiir. Bu transfer demelerinin etkisi, devletin borland kaynaa gre deiir. Yani devlet kimlere veya hangi kurumlara borlanm? Mesela kamu kurumlarna ya da kamu bankalarna yaplan faiz demesi gelir dalmn etkilemez. zel banka veya irketlere yaplan faiz demeleri ise gelir

dalm etkiler. nk, zel irket ve bankalarn sahipleri yksek gelir grubuna mensuptular. Yaplan faiz demesi, bu kiilerin gelirini daha da artrrken gelir dalm eitsizlii de artar. Kiiler yaplan faiz demeleri de ayn etkiyi dourur. nk bu kimseler de yksek gelir grubun dahildirler. Ksa vadeli borlanmalarda da faiz demesi ayn etkiyi gsterir. KAMU HARCAMALARI VE GELR DAILIMI a)Reel harcamalar ve gelir dalm: Devlet yapt reel harcamalar karlnda mal ve hizmet satn alr. Bu eit harcamalar efektif talep dzeyini dorudan etkiler ve milli gelirle istihdam dzeyi ykselir. Bu anlamda reel harcamalarn ilk etkilerinin, ekonomide durgunluk veya knt dnemlerinde, az gelirli sosyal tabakalarn gelirlerinin artrmak eklinde ortaya kt sylenebilir. nk isizlik zamannda, iiler cret geliri elde edemezler. stikrar dneminde ise reel harcamalar kamu hizmetleri iin yaplr. Kamu hizmetlerinden kiiler parasz veya maliyetin altnda bir fiyatla yararlanyorsa, bunlarn kiisel geliri, hizmetin karlksz intikal eden ksm kadar artyor demektir. Reel harcamalarn gelir dalmna etkisini ortaya koymak iin iki konunun aklanmas gerekir: aa)Kamu hizmetinde deer saptanmas: Kamu hizmetlerinin deeri ya hatal saptanr ya da fiyat olmaz. Maliyetine gre saptanr. Bir kamu hizmetinin deeri, o hizmet iin yaplan harcamaya eittir. bb)Kamu hizmetlerinin, eitli gelir gruplarnn gelirlerini ne miktarda artrdn bilmek gerekir. Bunun iin kamu hizmetleri ikili snflandrmaya tabi tutulur. Bunlardan birincisi, yararlanan tabakalara, llebilen ve blnebilen fayda salayan kamu hizmetleridir. Belli gelir gruplarndaki kiiler, belli kamu hizmetlerinden, dier gelir gruplarndaki kiilere gre daha fazla yararlanr. Eitim, salk gibi. Hizmetten yararlanan gruba bakarak, gelir dalmna etkisini bulabiliriz. Mesela niversite retim hizmetinden yararlananlar, parasz veya hizmetin maliyetinin ok altnda bir har deyerek yksek eitim ve renim imkan bulan renciler ve aileleridir. Bu ailelerin mensup olduklar gelir grubunu bilmek gerekir. Dk gelir gruplarna mensup ocuklar niversitede okuma frsat bulamyorlarsa ve niversitedeki eitimden fiilen orta ve yksek gelir gruplarndaki aileler yararlanyorlarsa, devletin niversite yapt harcamalar, gelir eitsizliklerini artrc niteliktedir. Eer niversitede okuyanlar genellikle dk gelirli ailelerin ocuklarysa, reel harcamalar eitsizlii azaltyor demektir. kincisi ise llemez ve blnemez fayda salayan kamu hizmetleridir. Bu tr kamu hizmetlerinin tm topluma fayda salad kabul edilir. Onun iin gelir dalm zerindeki etkisi de ntrdr. b)Transfer harcamalar ve gelir dalm: Transfer harcamalar da gelir dalmn olumlu veya olumsuz ynde deitirebilmektedir. Devlet tahvillerine denen faizler, bu tahvilleri ellerinde bulunduranlar yksek gelirli gruplar olduu iin gelir dalmndaki eitsizlii artrr. Devletin, sosyal gvenliin finansmanna katlmas, az gelirli gruplarn gelirlerini artrr ve gelir dalmndaki eitsizlikleri azaltr. Tketime verilen iktisadi gayeli mali yardmlar, az gelirli gruplarn gelirlerini artrr ve gelir eitsizliklerini azaltr. retimde bulunan kiiler ve ihracatlar, yksek gelir gruplarndaki ahslar olduu iin, retim ve ihracata verilen primler gelir eitsizliini artrr. Transfer harcamalarnn gelir dalmna etkisini saptamak iin, bu harcamalardan yararlananlarn hangi gelir gruplar iinde olduklar aratrlr ve transfer harcamalar bu gelir gruplarnn gelirlerine eklenir. rnein, devletin sosyal gvenlikle ilgili demelere katks 50 milyon TL olsun. Bu demelerden yararlananlarn en az gelirli %25 grup iinde olduklarn bilirsek, transfer harcamalarnn en az gelirli %25lik grubun gelirine eklenmesi gerekir

SORU 12 Depresyonla mcadelede kamu harcamalar ve vergi politikalarn karlatrmal olarak anlatnz? Durgunluu Giderici Bte Politikas Burada, ekonomide durgunluu yaratan nedenler zerinde durmayacaz. Ekonomide herhangi bir nedenle durgunluk ortaya ktktan sonra bunu gidermeye ynelik bte politikas zerinde duracaz. Ekonomide deflasyonun olmas basit bir ifadeyle toplam talep dzeyinin toplam arz dzeyinden az olmas demektir. Bu durumda durgunluu giderici bte politikas, toplam talebi arttrc nlemleri kullanacak ve kamu harcamalar-nn-reel ve transfer-arttrlmas, vergilerin ise azaltlmas yoluna gidilecektir. Yani btenin giderlerinin arttrlmas yada gelirlerinin Azaltlmas eklinde bir bte politikas uygulanacaktr. Kamu Harcamalar Durgunluk dneminde toplam talebi arttrmak ve ekonomide bir canlanma balatmak iin kamu harcamalarnn arttrlmas yoluna gidilir. Ancak talep zerinde etkili olmak amaland iin kamu harcamasnn finansmannda vergiler kullanlmaz. Bu durumda genellikle borlanma yoluyla harcamalar karlanr. Burada dikkat edilmesi gereken nokta borlanmann kaynadr. Talep zerine kstlayc etki yaratmayacak bir 'borlanma ekli tercih edilmelidir. Ve bu genellikle Merkez Bankas yoluyla borlanma olmaktadr. Kamu harcamasnn niteliini, yaanan durgunluun boyutlar belirler. Reel kamu harcamasnn oaltan katsays, transfer niteliindeki kamu harcamasnnkinden daha byk olduu iin ekonomide nemli derecede durgunluk yaanyorsa reel kamu harcamalarnn arttrlmas tercih edilecektir. Reel kamu harcamalar iersinde yatrm harcamalarnn arttrlmas, eer ekonomide youn bir isizlik yaanmyorsa, isizliin giderilmesinde de bir dereceye kadar olumlu etki gsterebilecektir. Yatrm harcamalar retim kapasitesini geniletecei iin ekonomik byme ynnde de etkili olacaktr. Cari harcamalarn esneklii kk olduu iin durgunluu gidermede pek kullanlmazlar. Ancak kamu kesimindeki tesisler tam kapasitede kullanlmyorsa, cari harcamalarn arttrlmas hem bu tesislerin daha etkin kullanmn salar, hem de talep zerinde etkili olur. Transfer harcamalarnn oaltan etkisi, dier kamu harcamalarndan daha az olduu iin ekonomide byk boyutlarda bir durgunluk yaanmyorsa, bu tr harcamalarn arttrlmas yoluna gidilebilir. Eer durgunluun giderilmesinin yan sra, gelir dalmnda ksmi bir iyileme salanmas da amalanr ve gelir dzeyi dk olan gruplara transfer demesi yaplrsa, bu grubun tketim eilimi yksek olduu iin talep zerinde de etkili olunur. Ancak durgunluk dneminde asl sorun talep eksiklii olduu iin firmalara transfer demesi yaplmasnn durgunluk zerinde bir etkisi olmayacaktr. Vergiler Durgunluu gidermek iin bavurulacak yollardan biri de vergilerin azaltlmasdr.Burada, vergilerin oaltan katsaysnn reel kamu harcamalar katsaysndan kk olduunu anmsatalm. Bu durumda ekonomide iddetli bir dur-gnln olmas halinde vergilerin pek tercih edilmeyecei sonucuna varlabilir. Dolayl vergilerde yaplacak bir indirim dolaysz vergilere oranla daha etkili olabilir, rnein dolayl vergilerin balcalarndan olan tketim vergisinde indirim yaplmas, verginin alnd tketim mallarnn fiyatlarnda dmeye neden olaca iin kiilerin reel gelirlerinin ve taleplerinin artmasna neden olur. zellikle, genel tketim vergilerinde yaplacak indirim daha etkili olacaktr. Dolaysz vergilerin balcalarndan olan gelir vergisinde yaplacak bir indirim ise ncelikle kiilerin kullanlabilir gelirlerini arttrr. Gelir dzeyi dk olan gruplardan alnan gelir vergisinin orannda

yaplacak bir indirim talep zerinde olduka etkili olacaktr. Yksek gelir dzeylerinden alnan gelir vergisi orannn indirilmesi ise bu gruptakilerin tasarruflarnn artmasna ve yatrma ynelmelerine neden olabilir. Ancak belirttiimiz gibi durgunluk dneminde asl sorun talebin yetersizliidir. Talep yetersizliinin giderilmesi ncelik tayacak ve talep art retimin artmasna da yol aacaktr. Kurumlar vergisinde yaplacak indirim de benzer sonulara yol aacaktr. Ayrca bu dnemde giriimcilerin gelecee ilikin beklentilerini etkilemesi bakmndan eitli indirim yada istisnalarla tevik edici bir bte politikas uygulanabilir.Durgunluk dneminde, yaanan durgunluun boyutuna ve kamu harcamalar ile vergilerin toplam talep zerindeki etkilerine bal olarak uygulanacak bte politikas belirlenir.Ancak siyasal iktidarn tercihlerinin de politika seiminde nemli bir rol oynad unutulmamaldr. nemli bir dier husus da kamu harcamalarnn arttrlmasnn ve vergilerdeki indirimlerin snrsz olmayacadr.

SORU 13 D borlanma ne zaman yaplr? ekilleri nelerdir? Tanm 1980li yllardan itibaren uluslararas bor sorununun ve ok borluluk kavramlarnn giderek daha arlkl olarak gndemi isgal etmesi, ds borlarn ayn bazda izlenmesi ve bunun standart hale getirilmesi gereini ortaya karmstr. Bu erevede Dnya Bankas, BIS, IMF, OECD gibi uluslararas kuruluslar ds bor verilerinin standart hale getirilmesini salamak amacyla, 1984 ylnda ortak bir alsma grubu kurmustur.Bu alsma grubunun 1988 ylnda nerdii ve lkemizde de Hazine Mstesarl tarafndan kabul edilen ds bor tanm syledir; Bir lkenin belirli bir zaman dilimi iindeki gayri safi ds borlar, o lkede yerlesik olmayan kisilerden bir sozlesmeye dayanarak salanms olan ksa, orta ve uzun vadeli yukumlulukler toplamdr (Bal, 2001, s.14). Ds Borclarn Cesitleri Ds borclar cesitli aclardan tasnif edilebilirler; Bunlar icinde en cok kullanlan tasnifler borclar vadelerine, borclulara ve alacakllara gore yapan tasniflerdir. Bu tasnif Dunya Bankasnn kulland standart tasnife de uygundur. Ds borcun vadesi, kredinin anlasma tarihi ile son anapara geri odemesinin yapld tarih arasndaki suredir. Bu sure bir yla esit veya bundan az ise ksa vadeli bir krediden, bir ile bes yl arasnda ise orta vadeli bir krediden, bes yldan fazla ise uzun vadeli bir krediden soz ediyoruz demektir. Krediler borclularna gore ozel garantisiz borclar, kamu borclar ve kamu garantili borclar olarak snflandrlabilir. Ozellikle bir kamu kurulusunun borclu olduu, ancak Hazinenin garantor olduu bu son durumda Hazine gizli bir yukumluluk altna sokulmaktadr. Contingent Liabilities olarak adlandrlan bu yukumluluklerin doru ve tam olarak tespit edilebilmesi etkin borc yonetimi uygulamalar acsndan son derece onemlidir. Alacakllara gore borc tasnifinde ise resmi kaynakl borclar ve ozel kaynakl borclar ayrm on plana ckmaktadr. Resmi kaynakl borclar cok yanl ve iki tarafl olabilir. Ozel kaynakl borclar ise ticari bankalardan salanan borclar, tahvil ihraclar ve dier borclar seklinde ayrma tabi tutulmaktadr. Bu ayrmlarn dsnda ds borclar kullanm bicimine gore de proje ve program kredileri, serbest ve bal krediler, borc erteleme ve refinansman kredileri olarak snflandrlabilir. Ayrca, para biriminin cinsine gore (Dolar,Euro, Yen vb.), borclanmann hukuki statusune gore (askeri, siyasi, ekonomik, mali, teknik vb.) ve ihtiva ettii bas payna gore (iceriinde bir bas

oesi bulunduran imtiyazl krediler veya iceriinde bu oenin yer almad imtiyazsz krediler gibi) cesitli snflandrmalara da rastlanmaktadr. Ds Borclanma Nedenleri Gelismekte olan ulkelerin ds finansmana veya ds borclara ihtiyac duymalarnn ardnda bir cok neden saylmakla birlikte bunlar arasndan en cok dile getirilenler asada sralanmstr; Yetersiz ic tasarruflar, sanayilesme ve kalknma cabalarnn buyuk miktarda finansman zorunlu klmas, sanayi uretiminin buyuk olcude ara mal ithalatna dayal olmasndan dolay dsa olan bamllk, ds ticaret ve odemeler dengesi acklar ve bunlar finanse edebilecek ulusal doviz miktarnn yetersiz kalmas, askeri harcamalarn zaman zaman buyuk boyutlara ulasmas, kamu acklar, yurt ici finansmann yurt ds finansmana nazaran pahal olmas, ekonominin ksa vadeli sermaye akmlarna ack olmas, vadesi gelen ds borclarn yine ds borclanmayla cevrilme zorunluluu (Lessard, 1986, s.3). Bu nedenlerin onemli ksm ekonomik nedenler olmakla birlikte, etkileri bakmndan sosyal problemlerle balantldr. Gercekten de basl basna ekonomik bir olay gibi gorunen ekonomik kalknmann uzantsnda ortaya ckan sosyal sorunlar gormezlikten gelinemeyecek kadar onemlidir.Ote yandan ds borclarn ds politikayla olan iliskisi, ozellikle resmi krediler balamnda one ckmaktadr. Kredi kullanclar bakmndan daha cok ekonomik gerekcelere dayanan uluslararas finansman ve ds kredi, kredi verenler bakmndan bazen politik ve startejik amaclara hizmet edebilmektedir. Bu bakmdan ds borclardaki politik unsur dier butun ekonomik aktivitelerden daha belirgindir. Ds Borclanmannn Snr Sorunu Hangi gerekcelerle yaplrsa yaplsn her ulke icin ds borclanma miktarnn doal ya da uygun bir snrnn olduu ve bu snrn aslmas durumunda borclanmann o ulke icin faydadan cok bir maliyet unsuru haline geldii genel olarak kabul edilmektedir. Boyle bir durumda borclarn surdurulebilirlii tartsmalar da alevlenmektedir. Fakat kritik soru bu doal borc snrnn nerede basladdr. Ulkeden ulkeye deisen bu snr konusunda kesin bir tanmlama yapmak soz konusu olmamakla beraber bu konuyla ilgili genel baz acklamalara rastlanmaktadr. En genel anlamda dsardan borclanmann gereklilii ya da gecerlilii bu borclanmann toplumsal fayda ve toplumsal maliyetlerinin karslastrlmas sonucu ortaya ckacaktr. Buna gore faydasn maksimize etmeye calsan bir tuketici gibi devlet de borc almay ancak, borclanmann marjinal faydasnn sosyal maliyetine esit olduu noktaya kadar kabullenebilecektir. Maliyetlerin faydalar gectii yerde borclanma devletin yuklenebilecei bir durum olmaktan ckmaktadr. Bu fayda ve maliyetler, borclanan ulkenin bu borcu almakla toplumsal refah nasl ilerletebileceine dayanmaktadr. Buradaki maliyet kavramnn nominal faizler ve finansman faizlerinden daha genel bir anlam icerdiini, bu balamda parasal olmayan baz unsurlar da kapsadn gozden uzak tutmamak gerekmektedir (Evgin, 1996, s.16). Gelismekte olan ulkelere salanan ds kaynaklarn verimli sekilde kullanlabildii bir ust snrdan da sozedilmektedir. Buna gore, ekonominin verimliliini arttrd surece ds borclanmaya gidilmelidir. Fakat, ds borclanma yoluyla salanan yatrm artslar Azalan Verimler Kanununa tabi olabilir. Yani her yeni yatrmn uretim hacminde salad artslar giderek azalr ve bir noktada bu artslar ds borcun odenmesi icin gereken anapara ve faizlerin altna inebilir. Bu snrn otesinde borclanmay surdurmek ekonomik acdan net bir kayptr. Dier bir deyisle, Masetme Kapasitesi2 snrndan sonra borc alnmas, ulke ici kaynaklarn ds ulkelere aktarlmas anlamna gelmektedir. SORU 14 Otomatik stabilizatrleri anlatnz.

Ekonomik dengenin salanmas ve srdrlmesinde kendiliinden fonksiyon gren, denge salayc etkiler yaratan mali ya da sosyoekonomik kurumlara otomatik dengeleyiciler ya da stabilizatrler ad verilmektedir. rnein mali sistemde varolan artan oranl vergiler, isizlik sigortas demeleri, bte ak ve fazlalar, birey-aile ve kurum tasarruflar ile toprak mahsullerine denen mali yardmlar (sbvansiyon vs.) Otomatik dengeleyicilerin devletin zel mdahalesi dnda planl bir dzenleme yaplmakszn ekonomik dengenin salanmas ve korunmasnda etkileri olmakla birlikte uygulama sonularna bakldnda dengesizlikleri tmyle giderdikleri sylenemez. Otomatik dengeleyiciler ekonomideki dengesizliklerin tmn gideremezken, bir ksmn azaltmada yani hafifletici olarak etkili olabilirler. te bu zellikleri ile otomatik dengeleyicileri maliye politikasna ve ekonomi politikasna yardmc kurumlar olarak kabul edebiliriz. Otomatik stabilizatr olarak nitelendirilen bu mekanizmann iradi politikalara kar stnl, ekonomik faaliyet dzeyi zerinde hemen etki gstermesinden kaynaklanmaktadr. Yani otomatik stabilizatrlerde istikrar etkisi, yeni bir yasal ileme gerek gstermeksizin ve bu ileme duyulan gereksinme ile ilemin etkisi arasnda herhangi bir gecikmeye neden olmakszn ortaya kar. Ne var ki, eer ekonomide genileme veya daralma hareketleri ok kuvvetli ise otomatik stabilizatrlerin etkisi yetersiz kalacaktr. Bu nedenle ekonomik istikrarszla kar mdahale yalnzca bir yntemin kullanlmas ile snrlandrlmamaldr. eitli koullar altnda hem otomatik stabilizatrlerin hem de iradi maliye politikasnn kullanlmas gerekmektedir.

SORU 15 Bte esneklii nedir? Son yllarda lkemizin bte esnekliinin azald ynndeki grler neye dayanr? MALYE Bakanlnn 2006 btesini kamuoyuna sunarken yapmadn bir sivil toplum kuruluu yapt. Trkiye Ekonomi Politikalar Aratrma Enstits (TEPAV) 2005 yl btesiyle karlatrlabilecek bazda 2006 yl bte tasarsn inceledi. Enstit ve alanlar ok byk bir boluu doldurdu. Kurumu da, alanlarn da kutlarm. Baz eksiklikleri olabilse de, imdi elimizde karlatrlabilir bir rakamlar manzumesi vardr. 2006 yl btesinin yaps 2005 yl btesinden farkl deil. Bte, maa ve bor faizlerini deyecek, sosyal gvenlik sisteminin aklarn kapayacak. Btenin hkmetin tercihleri dorultusunda ekonomiyi ynlendirebilme gc 2006 ylnda da yok. nk, btede bu ileve ynelik bir esneklik yok. Esnekliin olmad bir bte olmasna ramen, 2006 yl btesinin kamuda mali disiplini ne karan bir bte olduunu vurgulamak gerekiyor. BTEDE ESNEKLK TEPAVn hesaplamalarna gre, esneklii olmayan harcamalar toplam harcamalarn yzde 80ine ulam durumda. Yani, btede yaplabilecek tasarruf toplam harcamalarn ancak yzde 20sine younlamak durumunda. 2006 yl btesi de bu adan enkaz kaldrma btesi konumundadr. Bteye esneklik kazandrabilecek yapsal reformlar geciktirildii ya da yaplmad taktirde, mali disiplinin korunmas n planda

olduu halde, enkaz kaldrma ve yeni enkaz yaratma ilerideki yllarda da devam edecek gibi grnmektedir. Tabloda 2005 ve 2006 yl bteleri ayn bazda verilmektedir. Btelenen toplam harcamalar bir nceki yln btesine gre nemli bir art gstermemektedir. nk, 2005 ylnda faiz harcamalar bte deneklerinin altnda kalmtr. Tahminlere gre, 2005 ylnda gerekleecek toplam bte harcamalar 145 milyar YTL civarnda kalacaktr. Faiz dndaki harcama kalemleri hedeflenen enflasyonun neredeyse iki kat kadar artrlmaktadr. Enflasyon hedefi 2006 yl sonu iin yzde 5 olarak alnmtr. Ortalama enflasyon da, bugnk gidiata gre, yl sonu hedefi tuttuu taktirde, yzde 6 civarnda olacaktr. Reel olarak faiz d harcamalarn bu boyutta artrlmas mali disiplinden taviz verilecei deil, btede ok fazla esnekliin kalmad ynnde deerlendirilmelidir. Sosyal gvenlik sistemine verilecek bte yardmlar ok dk tutulmutur. Fazla gereki deildir. 2005 yl btesi byk bir olaslkla 1.5 milyar YTL kadar alacaktr. Geekleme tahminine gre, bu kalemde hibir art ngrlmemektedir. Byk bir olaslkla, bteden verilecek sosyal gvenlik yardmlar 2006 ylnda 26.5 milyar YTLnin altnda olmayacaktr. FAZ DII FAZLA Tabloda verilen faiz d fazla rakamlar Maliye Bakanlnn kulland rakamlardr. IMF tanmna gre bu kalem 2005 yl btesinde 24 milyar YTL, 2006 yl btesinde ise 22.7 milyar YTL olmaktadr. Yani, IMF tanmna gre (zelletirme gelirleri ve TMSF satlaryla temett gelirleri hari), faiz d fazla nominal olarak 2006 ylnda azalacaktr. Milli gelirin yzdesi olarak da, faiz d fazla yzde 5den yzde 4.2ye inmektedir. Toplam kamu kesimi iin hedeflenen IMF tanmndaki yzde 6.5i tutturabilmek iin bte dndaki kamu kesiminin sorumluluu artmaktadr. nk, btenin yapabilecekleri giderek azalmaktadr. Faiz d harcamalarn dier blmndeki art bte kalemleri iindeki en yksek arttr. Bu artn ou yatrm giderlerinden gelmektedir. O halde, 2006 ylnda ek bir tasarruf sz konusu olacaksa, tasarruflarn byk blm, gemite olduu gibi, yatrm harcamalarndaki ksntlardan gelebilecektir.

SORU 16 Aadaki terimleri aklaynz. Telafi edici bte Tahkim Vergi harcamas Ayrma kuram Telafi Edici Bte Teorisi Telafi edici bte teorisi; ekonomide zel kesimin harcamalarnn azalmas sonucunda ortaya kan eksik istihdam durumunun giderilerek, ekonominin yeniden tam istihdamda

dengeye kavumas iin, eksik olan zel kesim harcamalarnn kamu harcamalar ile telafi edilmesidir(Pehlivan,2001,s.272). Telafi edici bte teorisinin zelliklerini iki nokta etrafnda toplamak mmkndr. Bunlar(Trk,2001,s.356): a) Telafi edici bte ekonomiyi tam istihdam dzeyinde dengeye kavuturmak iin kullanlan bir mali aratr, b) Ekonomi tam istihdam seviyesinde dengeye kavuunca telafi edici bte yeniden denk bir bte olacaktr. Temelleri ngiliz iktisat John Maynard Keynes tarafndan atlan bu teoriye gre ekonomide denklik nemlidir. Gerek geleneksel bte teorisi gerekse devri bte teorisi ise btede denklii savunmaktadrlar. Keynesin iktisadi hayat depresyondan kurtarmak iin ortaya att bu teori yine bir ngiliz iktisats olan William Beveridge tarafndan gelitirilmitir. Teorinin esasn durgunluk iinde bulunan bir ekonomiyi genileme aamasna geirebilmek ve tam istihdam salayabilmek iin devletin zel sektr harcamalarndaki yetersizlikleri telafi etmek amacyla kamu harcamalarn kullanarak ekonomiyi yeniden normal dengesine kavuturmas oluturmaktadr(Ten,1999,s.29). Telafi edici bte teorisinin baarl olabilmesi iin ekonominin btn ierisinde kamu sektrnn nispi arlnn dk olmamas gerekmektedir. rnein devlet btesi milli gelirin %5 ile %10unu oluturuyorsa alnacak mali tedbirler ekonomik hayatta yeterince tesir gstermeyecektir. Ayrca ekonomideki bir takm yapsal aksaklklar mevcut olabilir. rnein ekonomideki mevcut isizliin nedeni yapsal bir takm nedenlerden dolay olabilir. Bu gibi durumlarda uygulanacak ak bte politikalar sorunu gidermeyecektir. Bu gibi durumlarda devlet bir taraftan kredi yoluyla finanse edilen bir kamu yatrm harcamalar politikas ile dier taraftan yeniden datc bir vergi politikas yani marjinal tasarruf meyli yksek olanlardan, dk gelirlilere doru bir satn alma gc transferini salayarak mevcut durgunluu giderebilir. Sonu olarak telafi edivi bte teorisi ekonomide tam istihdamn sz konusu olmad dnemlerde oluabilecek bte aklarna gz yummaktadr. Bununla birlikte, ekonomi yeniden tam istihdama geldiinde bte denklii salanmaldr. Tahkim BOR SERVISI Bor servisi, i ve d borlanmadan doan anapara, faiz ve komisyon gibi giderlerin denmesi, mevcut bir borcun vadesinin uzatlmas (erteleme, tahkim veya konsolidasyon), mevcut bir borcun faizinin deitirilmesi (deitirme, konversiyon), d borta anapara veya faizin dviz cinsinin bir baka dviz cinsiyle deitirilmesi (Swap) gibi bor demeye ilikin eitli karmak konular ierir. Genellikle bor servisini, bor yknn, normal (vadesi geldiinde mevcut faiziyle geri deme) ya da normal d yollara bavurarak hafifletilmesi olarak tanmlamak mmkndr. Borcun Anapara ve Faizlerinin Geri denmesi Bor servisinin normal yolu, alnan borcun anapara ve faizlerinin, vadeleri geldii zaman geri denmesidir.

Borcun anapara ve faizlerinin zamannda geri denmemesi pek ok sknty bir arada getirir. Byle bir durumda ilk olarak bor verenler, bir daha bor verme konusunda daha ekingen davranmaya itilmi olurlar. kinci olarak zellikle d bor demelerinde ortaya kan bir gecikme, piyasalarda derhal duyulur ve Hazineye daha nce bor vermi olsun olmasn tm kreditrler, yeni kredi amak konusunda tereddde derler. Bu tr bir gecikmenin art arda yaanmas, lkeyi gerek ieriden gerekse dardan borlanma konusunda byk skntlara sokar. O nedenle borcun anapara ve faizlerinin zamannda denmesi byk nem tar. Tahkim (Konsolidasyon) Bor servisinin normal d yollardan birisi tahkim veya ayn anlamda kullanlan konsolidasyon'dur. Tahkimin kelime anlam "salamlatrma"dr. Tahkimi, basit olarak ksa vadeli borlarn uzun vadeli veya sresiz bor haline getirilmesi olarak tanmlamak mmkndr. Bir borcun anapara ve/veya faizinin vadesi geldiinde geri denemeyecei anlalrsa ya borlu tek tarafl olarak (zorunlu tahkim) ya da borlu ile bor veren anlaarak (stee bal tahkim) vadeyi uzatmakta ve buna bal olarak faiz de ykselmektedir. Deitirme (Tahvil, Konversiyon) Borlarn deitirilmesi, bor yknn hafifletilmesi amacyla, borlunun deyecei faiz orannda bir indirim yaplmas ilemini ifade eder. Deitirme ileminde asl olarak borcun anapara tutar ve vadesi deimedii halde denecek faiz miktar drlr. Eer deitirme ilemi borlunun tek tarafl kararyla yaplyorsa zorunlu deitirme, eer borlu ve alacaklnn karlkl anlamas sonucu yaplyorsa istee bal deitirme sz konusudur. Deitirme ileminin tahkimden en nemli fark yle zetlenebilir; tahkimin asl amac borcun vadesini uzatmak olduu halde, deitirmeden gdlen ama bor yknn hafifletilmesidir. Bu erevede tahkimin enflasyonist ortamlarn, deitirmenin ise durgunluk dnemlerinin uygulamas olduunu belirtmek doru olacaktr. Erteleme Tahkim ve deitirme lemlerinin yannda bor ertelemesi deyimi de yaygn bir ekilde kullanlmaktadr. Gerekte bu deyim geni lde tahkim ile ayn anlama gelmekte ve fakat bazan deitirmeyi de kapsayacak ekilde faiz indirimine de yol aabilecek ekilde uygulanmaktadr. zellikle Gney Amerika lkelerinin, borlarn deyememek sorunuyla karlatklar dnemlerde bu ikili yapy tayan erteleme uygulamalar yaplmtr. Burada ama, mevcut haliyle tahsili zorlaan bir alaca vade uzatm ve faiz indirimi yaparak denebilir ekile getirmektir. Yeniden Finansman (Re-financing) Yeniden finansman bor ertelemesinin zel bir ekli olup, sresi dolan bir borcun bir baka kredi ile deitirilmesidir. Genellikle, alnan yeni kredi daha dk faizli olaca ve bor ykn hafifletecei iin bu ileme bavurulur. - Erteleme ile yeniden finansman arasnda az da olsa fark vardr. Ertelemede sresi gelen borcu vadesinin ileriye alnmasna yeniden finansmanda eski borcun tmyle kapatlp yeni bir krediyle deitirilmesi sz konusudur. Swap lemleri Bor servisi asndan swap ilemi genellikle d borlarn anapara ykmlln ifade eden dviz cinsinin deitirilerek, baka bir dviz cinsine dntrlmesi (anapara swap'), sz konusu borcun faizinin ifade edildii dviz cinsinin deitirilmesi (faiz swap') veya mevcut borlarn sermayeye katlm pay haline dntrlmesi (bor-sermaye swap') ekillerinden birinde ortaya kar. rnein dolar cinsinden borlanan Hazine, zaman iinde ortaya kan gelimeler erevesinde mark cinsinden borlanm olmann daha dk maliyete yol aacan grrse, dolar ykmlln marka evirmek ve bylece uluslararas dviz piyasalarnda ortaya kan deiimleri lehine dndrmek isteyebilir. Byle bir ilemin gerekletirilebilmesi iin d borlanma srasnda dviz swap' yaplabileceinin bir seenek olarak bor anlamasna

konulmu olmas gereklidir. Ayn durum faiz swap iin de geerlidir. Burada da bor anlamasnda ya genel bir swap yetkisi ya da yalnzca faiz demelerinin dviz cinsinin deitirilebileceine ilikin bir hkm bulunmas gerekmektedir. Vergi harcamas Vergi harcamas kavram, vergi toplanmas iin yaplan giderleri deil, belirli bir lkenin vergi sistemi ile bte uygulamasnda yeni bir yaklam ifade etmektedir. Bazen bu kavram yerine vergi yardm (tax subsidy) kavram da kullanlmaktadr.. Kavram, kendi ierisinde elikili olarak nitelendirilebilir. Bu eliki, devletin ekonomiden ektii paralarn ifadesi olarak kullanlabilecek vergi ile ekonomiye ynelttii paralar ifade eden harcamann ayn kavramda, vergi harcamasnda yer almasndan ileri gelmektedir. Vergi harcamas, ekonomik etkileri bakmndan devlet btesinde yer alan kamu harcamalarna benzetildii iin harcama kavramn da iermektedir. Vergi harcamalarn, zel giriimi belirli amalar dorultusunda tevik etmek iin normatif vergi yaps7[1] dnda kalan nlemlere vergi sistemi ierisinde yer verilmesi eklinde tanmlayabiliriz. Baka bir ifadeyle vergi harcamalar, vergi ykmllklerinin azaltlarak devlet yardmlarnn dorudan bte yerine vergi sistemine ynlendirilmesidir (Bird, Oldman, 1990, 203). Bu anlamda vergi harcamas; tevik8[2] ve sosyal amalar nedeniyle vergi kanunlarnda yer alan istisna, muafiyet, indirim, vergi ertelemesi gibi unsurlarn belli bir dnemdeki kamu gelirlerine olan net etkisidir (Kulu, 2000, 24). Konuya kamu harcama programlar asndan bakan gre gre ise, vergi harcamalar vergi dzenlemeleri ierisinde yer alan, toplam vergi ykmlln azaltan, ancak gerekte vergi dzenlemesi niteliinde olmayan, vergi dilinde kamu harcama programlarnn gizlenmi eklini ifade eder (Thuronyi, 1988, 1155; Musgrave, Musgrave, 1989, 352). Surreye gre, vergiye tabi net gelirin hesaplanmasnda genel kabul grm kavramlardan ve uygulamalardan farkllaan, kamu harcama programlaryla da eriilebilecek sonulara ulamada kullanlan politika aralarnn vergi sistemi ierisindeki gizlenmi eklini oluturan hkmlere vergi harcamas denilir (Surrey, Hellmuth, 1969, 528). Vergi harcamas kavramnn yer ald ilk resmi belge olarak kabul edilen ve vergi harcamasnn Surrey tarafndan ifade edildii 1974 Yl ABD Bte Yasasnda ise federal vergi yasalarnda, gelir kaybna neden olan, zel nitelikteki indirim, istisna ve muafiyet eklinde brt vergi matrahnn ya da mahsup, ayrcalkl oran ya da cazip vergi uygulamalaryla vergi ykmllnn azaltlmas eklinde tanmlanmtr (Benker 1986, 403; Thuronyi, 1988, 1164). ABD ve Almanya, detayl vergi harcamas btesi hazrlayan ilk lkelerdir. ABD Hazine Bakanlnn 1968 yllk raporu, ABDnin ilk vergi harcamas btesini iermitir. Bu raporda 50 vergi harcamas kalemi yer almtr. Toplam vergi harcamas tutar 31,9 milyar dolar, bu harcamalarn toplam kamu harcamalar iindeki pay ise %23 olarak tahmin edilmitir. 1974 ylnda da ABD Bte Yasas vergi harcamas kavramn olaan Kongre grmelerine tabi olan btenin bir paras yapmtr. Bylece her yl, vergi
7

harcamalarn ve tahmini maliyetlerini gsteren bir zel analiz genel bteye eklenmeye balanmtr (Bird, Oldman, 1990, 203). 1974 ylndaki vergi harcamas raporunda dier federal vergilerde de vergi harcamas kalemlerinin olmasna ramen sadece gelir ve kurumlar vergisindeki vergi harcamas tutarlar hesaplanmtr. ABDyi izleyen dier gelimi lkeler de vergi harcamas btelerini benimsemitir. Nitekim; Kanada, Fransa, ngiltere ve spanya kendi raporlarn gelitirmitir. Bu lkeleri sve, Belika, Avusturya ve Hollanda izlemitir.

Ayrma kuram deme Gcne Ulamada Kullanlan Aralar a) En Az Geim ndirimi Fizyolojik asgari Kltrel asgari Medeni asgari Artan Oranllk Ayrma lkesi

b) c) a)

En az Geim ndirimi: Mkelleflerin gelirlerinin belirli bir ksm vergi d brakldktan sonra, kalan ksm zerinden vergi alnmasdr. Fizyolojik Asgari: Bireyin fiziki varln srdrebilmesi iin gerekli miktarlara denir. Kltrel Asgari: Bireyin iinde bulunduu toplumsal konumunu srdrebilmesi iin gerekli miktara denir. Medeni Asgari: Belirli bir toplumda ulalan toplumsal dzeyin gereklerine ve imkanlarna uygun miktardr. b) Artan oranllk: Artan oranllk, vergi matrah arttka uygulanan oranlarndan artmas demektir. Toplum tarafndan kabul edilen adalet llerine gre, kiiler aras ar bir gelir dengesizlii toplumsal dengesizlie yol aabilir. Bu dengesizliklerin nispeten trplenmesi ise ancak artan oranl bir vergiyle mmkn olabilecektir. Artan oranllk daha ziyade gelir vergilerinde uygulanmaktadr. c) Ayrma lkesi: Ayrma ilkesine gre gelir kaynaklar niteliklerine ve iktisadi yaplarna gre ayrlr. Bylece sermaye gelirlerinden, emek gelirlerine oranla daha yksek vergi alnr. Bu ilkenin yksek vergi deme iktidarn yanstt gr vardr. Ayrma ilkesi, en az geim indirimi ve artan oranllk kadar yaygn bir kullanm alan bulamamtr. SORU 17 Vergilenebilir kapasite nedir, nelerden etkilenir ? Bir ekonomide ulalabilecek azami vergi gelirinin GSMHya oranna vergilenebilir kapasite; bir dnemde toplanan vergi gelirinin GSMH iindeki oranna fiili vergi gayreti, fiili vergi gayretinin vergi kapasitesine oranna da vergi gayreti denir. Mevcut vergilenebilir kapasitenin hangi oranda deerlendirilebildiinin lt olan vergi gayreti, vergi idaresinin etkinlii, siyasi dzen, muhasebe sisteminin gelimilii gibi bir takm unsurlara baldr. Vergilenebilir Kapasite

Vergilenebilir Kapasite; bir ekonomide ulalabilecek azami vergi gelirlerinin milli gelire (GSMHya) oran veya ekonominin tayabilecei azami vergi yk olarak tanmlanabilir. Bir ekonomide vergilenebilir kapasiteyi belirleyen unsurlar unlardr; Fert bana milli gelir seviyesi Nfus art hz Nfus younluu Gelir dalm Ekonominin sektrel yaps Ekonominin da akl letme bykl Ekonomideki parasallama oran Bunlardan en nemlisi kii bana den gelirdir. Vergiler ancak insanlarn geinebilecekleri miktar aan gelirlerin zerinden alnabileceine gre, vergi kapasitesi de gelir seviyesi ile birlikte artacaktr. Asgari geim snrnda gelirle birlikte artmakla beraber art hz daha dktr.
Gelir retimi

Gelir ve retim Dzeyi Vergilenebilir kapasite Asgari Geim Snr

Zaman

SORU 18 Maliye bilginize gre aadaki kavramlar aklaynz. a- Verginin Reddi b- Verginin ikame etkisi c- Laffer erisi d- Varginin amortisman e- Konsolide bte

a- Verginin Reddi Verginin Reddi ve Vergi syan Vergiye kar tepki trlerinden biri olan, ancak mahiyeti gerei daha etkili sonular meydana getirebilen bir tepki tr de verginin reddidir. Verginin reddi, dier tepki trleri ile karlatrldnda kollektif ve organize bir tepki tr olarak dikkat ekmektedir. Verginin reddinin kollektif olma zellii, vergi karsnda mkelleflerin bireysel tepkilerden ok topluca tepki gstermesini ifade etmektedir. Vergiler, devletin hakimiyet gcne dayal olarak belirledii kurallara gre alnmaktadr. Verginin reddi ise, ortaya k ve izledii sre ile bu kurallarn ihlali anlamna gelmektedir. Kurallarn ihlali ise, genel olarak itaatsizlik saylmakta ve giriilen direniin trne bal olarak vergi isyanlarn gndeme getirmektedir. Verginin reddi, eitli iktisadi, mali ve siyasi nedenlerden dolay, vergi mkelleflerinin vergi

dememelerine ynelik toplu ve yasad bir davrantr. Vergiye kar gsterilen bu olumsuz tepki, mahiyeti itibariyle vergiye kar vergi mkelleflerinin gsterdii dier olumsuz tepkilerden farkldr. rnein, vergiden kanma olaynda verginin denmemesi sz konusudur. Ancak burada vergiye kar gsterilen tepki yasad ve toplumsal deildir. Bu nedenledir ki, vergiden kanma olay iin kanunlarda bir ceza ngrlmemitir. Dier bir olumsuz tepki ise, yukarda da belirtildii zere vergi kaakl eklinde ortaya kmaktadr. Burada ise verginin kanunsuz yollardan denmemesi sz konusudur. Vergi kaakl, ounlukla bireysel bir eylem olmakla birlikte, bazen grupsal bir eylem eklinde ortaya kabilir. rnein, ayn irkette pay sahibi olan kimseler, ortak amalar iin vergi kaaklna giriebilirler. Bu durumda vergiye kar gsterilen tepki bireysel deildir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, bu tepki tamamen toplumsal olarak da deerlendirilemez. Bu bakmdan verginin reddi olay ile vergi kaakl birbirinden tamamen farkl olaylardr. Vergi kaaklnda vergilerin denmemesi hile ve gizli yollarla gerekletirilirken, verginin reddi olaynda bu fiil ak bir ekilde yaplmaktadr. Hatta daha da ileri gidilerek, vergi toplamakla grevli idareye kar eylemlerde bulunulmaktadr. Vergileme ile ilgili olarak ortaya kan tepkilerin ne trde olaca genel olarak mkelleflerin hislerine gre deimektedir. Buna gre kollektif bir giriim olan vergi isyan hareketlerinde bu hislerin en youn ekilde yer ald ve gsterilen tepkinin bu tr olaylarn iddetini belirledii sylenebilir. zetle verginin reddi, vergiden kanma ve vergi kaaklndan tamamen farkl bir sosyo-psikolojik olaydr. Bu olaylar genel olarak iddet kullanmn ierdiinden, vergi isyanlar olarak incelenmektedir. Tarihsel sre incelendiinde bir ok lkede vergi isyan niteliinde toplumsal olaylarn yaand ve bu olaylar sonucunda nemli deiimlerin ortaya kt grlmektedir. b- Verginin ikame etkisi Verginin Mikro Ekonomik Etkileri Her vergi, vergi deyici zerinde bir takm etkilerde bulunur. Bu etkiler denen verginin miktar, gelirden, servetten veya harcamalardan alnmas, alnma ekli, vergi deyicinin geliri, istihlk temayl, kendi dedii ve dierlerinin dedii vergi hakknda bilgi derecesine gre deiir. Vergi ferdin gelirinde veya sahip olduu iktisadi deerlerde azalmaya sebep olarak, gelirin istihlk ve tasarrufa ayrlan miktarlarn azaltr. Bu ekilde vergi deyici zerinde hasl ettii gelir etkisi ile refahm etkiler. V alnan vergi, G gelirde azalma S servette azalma V= G+ AS S=0 ise V= G ve G = + T olur. A istihlkten gelen ksm, AT tasarruftan gelen ksm gsterir. Marjinal tasarruf temayl sfr ise ferdin istihlki vergi miktarnda azalr. V= G= A olur T=0 dr. Marjinal tasarruf temayl sfrdan bykse, marjinal istihlk ve tasarruf temayllerine gre, vergi ksmen istihlkte ksmen tasarrufta azalmaya sebep olur. Vergi deyici zerinde verginin dier etkisi ikame etkisidir. Fert gelir vergisinde, vergi dolaysiyle almasn azaltr, gelir yerine bo vakti tercih eder. Gider vergilerinde ise vergili mallarn istihlki yerine vergisizler ikame edilir veya istihlk harcamalar azaltlr, tasarruf artrlr. Verginin ikame etkisi ahsn gelirini veya istihlkini azaltmasna sebep olur. Bo vaktini veya tasarrufunu artrr. Vergi genci olmad zaman igc vergili sahadan vergisiz sahaya kayabilir veya vergili mal yerine vergisiz mal istihlk edilebilir.

Verginin ikame etkisi ile fert vergi demeden kurtulur ve vergi yk de ortadan kalkar. Fakat fert, i gc arzn azaltmaktan veya vergili mal istihlkten vazgemekten refah kaybna urarsa, vergi bu ekilde bir yke sebep olur. Yukarda belirttiimiz gibi verginin vergi deyici zerindeki hu etkileri verginin aln tarz, deyicinin vergi hakknda ve vergi yknn dalm hakknda bilgi derecesi, vergi kanunlarnn bnyesi, vergi oranlar gibi faktrlere de dayanr. Gelir vergisinde kaynakta kesme veya beyanname ile deme hallerinde verginin gelir etkisi deimez. Fakat kaynakta kesme metodunda kazanld zaman alnd halde, beyanname ile muayyen devrelerde dendii iin ksa srelerle likidite etkisi olabilir. Verginin ikame etkisi ise vergi deyicinin dedii vergi hakknda bilgi sahibi olmasna dayanr. Vergi ksm olduu zaman ferdin vergili sahadan vergisiz sahaya kaymas veya genel olduu zaman gelir vergisinde almaktan, istihlk vergilerinde istihlkten vazgemesi eklinde ikame etkisi, dedii vergiyi bilmesi durumunda sz konusudur. Fertlerin dedikleri vergiler hakknda bilgi derecesi bilinmedike vergi bnyesindeki deimelerin fertlerin davranlarna etkileri zerinde fikir yrtmek bir anlam tamaz. Verginin alnma tarzna gre, mesel kaynakta kesmeye nazaran beyanname ile denmesi halinde vergi deyicilerin dedikleri vergiyi daha iyi bilebilecekleri dnlebilir. Fakat yaplan bir anket sonucu, kaynakta kesmenin daha az rol oynad yksek gelir seviyesinde, denen vergiyi az tahmin hatasnn kaynakta kesme tatbik edilenlerden az olmadn gstermitir. Bu ankete gre hem kaynakta kesme hem de dier yollarda vergilemede vergi deyiciler dedikleri vergiyi fiilen dediklerinden daha az zannetmektedirler. Bu sonutan, kaynakta kesmenin ak bir farkl etkisi olduu grlmemekte, vergi aln tarznn denen vergi hakknda bilgi derecesine nemli etkisi olmad kmaktadr. Fakat yaplan baka bir aratrmaya gre vastasz vergilerin kaynakta kesilmesinin daha byk yanltc etkiye sahip olduu sylenmektedir. Bizzat mkellefin kendisinin demesi halinde kaynakta kesmeye nazaran hi olmazsa vergiyi dedii anda vergi hakknda tam bilgisi olacaktr. Vastal vergilerde de verginin perakende sat vergisi veya perakende seviyeye kadar geniletilen ilve edilen deer vergisi eklinde alnmasnda fert, muamele vergisi veya imalat ve toptan sat safhalarnda alnan sat vergilerinden daha iyi bilgi sahibi olabilir. Eer fertler dedikleri vergileri noksan tahmin ediyorlarsa sbjektif olarak hissettikleri vergi ykleri daha az olacaktr. Ayn zamanda kaynak tahsisinde ar yk hasl edici etkileri de az olur. Dier taraftan fertlerin vergi yklerine, vergi yknn ve kamu hizmetlerinden salanan faydann fertler aras dalm hakknda bilgi durumlar da etki eder. Verginin fert zerinde dier bir etkisi, vergi kanunlar erevesi iinde verginin adil dalmamasndan hasl olur. Vergi yknn dalm bakmndan vergi bnyesi, vergi oranlar, muafiyet ve indirimler rol oynar. Vergi yknn iyi dalmamasna eit olanlara eit davranlmamas sebep olur. Eit olanlara eit davranlmamas, yani yatay eitlik olmamas, kanunlardaki ayrma, baz ak kap veya tuzaklardan ileri gelir. Vergilemede ak kaplardan kanun yapcnn kanunu iyi hazrlayamamas sonucu vergi avukat veya muhasebecilerinin ustal ile faydalanlr. Kanun hkmlerinden faydalanlarak verginin nlenmesi, vergi deyenler zerine menfi etki eder. Vergi kanunlarnn baz boluklarndan faydalanarak vergiyi nleme veya kanuna aykr olarak vergi dememek, yani vergi kaakl ile, vergi demeyenler kendi vergi yklerini azaltrken adaletsiz vergi dalm sebebiyle dier fertlerin yklerini artrrlar. Gryoruz ki, vergi mikro ekonomik olarak vergi deyiciye, gelir etkisi, ikame etkisi ve vergi yknn eitsiz dalm suretiyle eitsizlik etkisi gibi etkilerde bulunur. Bu etkiler de verginin aln tarz, denen vergi hakknda bilgi derecesi ve vergi kanunlarnn bnyesine gre ferdin vergi ykn azaltc veya artrc etkiler.

c- Laffer erisi Laffer Etkisi ve Laffer Erisi Arz-ynl ktisatlarn zerinde durduu en nemli konulardan birisi Laffer Etkisi ve bu etkiyi gsteren Laffer Erisidir. Vergi oranlar ile vergi gelirleri arasndaki ilikiyi ortaya koyan Laffer Etkisi; vergi oranlarndaki bir artn vergi gelirlerini drebilecei, vergi oranlarnda bir azalmann ise vergi gelirlerini arttrabilecei ihtimalini ortaya koymutur. Laffer Etkisi, vergi oranlarnda ki azalmann bir sonucu olarak bireylerin harcanabilir gelirlerindeki bir artn onlar daha fazla yatrm yapmaya tevik edeceini, bylece gelir artna bal olarak yatrmlarnda artacan varsaymaktadr. Arz-yanl iktisatlar, marjinal vergi oranlarn azaltmann ekonomik bymeyi ve vergi gelirlerini gerekten artraca eklindeki iddialarn desteklemek iin Laffer erisine gnderme yaparlar. Laffer Erisi (bkz. ekil 1) vergi dzeyi ile vergi gelirleri arasndaki teorik ilikiyi gsterir. Eri vergi indirimlerinin belli artlar altnda vergi gelirlerin artraca grn ispatlamak amacyla, 1970lerin sonunda Washingtondaki bir lokantada bir peete zerine mehur erisini izen, eski Chicago ve Gney Kaliforniya niversitelerinde ekonomi profesr olan Arthur B. Laffer tarafndan kefedilmitir. Ancak, grafiksel gsterimi Laffere ait olsa da, devletin vatandalardan gereinden fazla vergi almasnn sonuta ilimler, sanatlar ve iktisadi faaliyetlerde bir gerilemeye yol aaca fikrini ilk dile getiren kii, 13. yzylda yaam Mslman dnr bn Haldundur (M. Skousen,2003; 495-496). Laffer Erisinde, vergi orannn %0 ve %100 olmas durumunda vergi gelirlerinin sfr olduu varsaym geerlidir. Vergi oranlarnn sfr olmas durumunda gelir elde eden bireylerin vergi demesi sz konusu olmayaca iin devletin vergi gelirleri de sfr olacaktr. Vergi oranlarnn %100 olmas durumunda ise, fertler gelirlerinin tamamn vergi olarak demek zorunda kalacaklar iin alma ve gelir elde etme istei ortadan kalkacak ve bylece vergi gelirleri yine sfr olacaktr. Bu iki u durum haricinde uygulanacak olan herhangi bir vergi orannda vergi geliri elde edilmesi mmkn olacaktr.

ekil 1de grld gibi herhangi bir X vergi orannda vergi gelirleri maksimuma ulaacaktr. Sfr vergi oranlarndan, (X) vergi oranlarna kadar vergi oranlarndaki ykselmeler vergi gelirlerini artracaktr. Fakat (X) vergi oranlarndan sonra vergi oranlarndaki bir art vergi gelirlerinin azalmasna yol aacaktr.

d- Verginin amortisman Herhangi bir dayankl mal veya kymetli evrakn sermaye deeri veya iradi zerine konulan srekli nitelikteki vergiler, sermaye deerinin dmesine yol acarlar. Sermaye deeri zerindeki bu azala verginin amortisman denir. Verginin amortisman, vergi konusu olan malin veya kymetli evrakn deerinin azalmasyla sonulanr. e-Konsolide bte Kamu kesimi genel dengesini oluturan unsurlardan birincisi konsolide btedir. Konsolide bte, genel ve katma bteden olumaktadr. Konsolide bte gelirleri, genel ve katma bte gelirleri toplamdr.Konsolide bte giderleri ise, genel ve katma bte giderleri toplamndan katma bteli kurululara verilen Hazine yardm dlerek hesaplanmaktadr. Konsolide bteye ilikin veriler; -Maliye Bakanl Muhasebat Genel Mdrl tarafndan, aylk ve yllk olarak yaynlanan Kamu Hesaplar Blteninde, -Maliye Bakanl Gelirler Genel Mdrl tarafndan aylk olarak yaynlanan Devlet Bte Gelirleri Blteninde, -Maliye Bakanl Gelirler Genel Mdrl tarafndan yaynlanan Yllk Ekonomik Raporda, -Hazine Mstearl Ekonomik Aratrmalar Genel Mdrl tarafndan aylk olarak yaynlanan Hazine Aylk istatistiklerinde, -D Ticaret Mstearl Ekonomik Aratrmalar ve Deerlendirme Genel Mdrl tarafndan aylk olarak yaynlanan Balca Ekonomik Gstergelerde yaynlanmaktadr. Genel bte ve katma bteden oluan konsolide bteyi oluturan kalemler aada incelenmitir.

SORU 19 Philips erisini grafik yardmyla aklaynz?

Ksa Dnem Phillips Erisi; beklenen enflasyon ve doal isizlik oran sabitken, enflasyon oran ve isizlik oran arasndaki ters ynl ilikiyi gstermektedir

Uzun Dnem Phillips Erisi; beklenen enflasyon ve gerekleen enflasyon oranlar birbirine eit olduu zaman enflasyon oran ile isizlik oran arasndaki ilikiyi gsteren bir eridir. Uzun dnem phillips erisi doal isizlik oran dzeyinde izilecek dik bir doru ile gsterilebilir

Doal sizlik Oranndaki Deime; birok nedene bal olarak deiebilir. rnein ekonomideki yapsal deiiklikler, lkenin demografik zelliklerindeki deiiklikler (Nfus artk orannn dmesi gibi) teknolojik yenilikler gibi faktrler arasnda saylabilir. Doal isizlik orannda ortaya kacak bir deime is hem uzun dnem hem de ksa dnem Phillips erilerinin yer deitirmesine sebep olur.

SORU 20 Currency board (para kurulu) ve Free floating (serbest fiyatlandrma) 'i aklaynz?

Para Kurulu Nedir? Para kurulu, dviz rezervi karl sabit kur zerinden ulusal para karan bir kurumsal dzenlemedir. Para kurulu, sistemin parasal otoritenin para arz zerindeki kontroln tamamen kaldrr; bankalar dahil, hibir zel veya kamu kuruluuna bor veremez. Sadece dviz ve dviz cinsi varlklar karlnda sabit kur zerinden piyasaya para arz etmekle ykmldr. Bunun dnda hibir grevi yoktur. Sterilizasyon olarak tanmladmz parasal tabann d varlklardaki dalgalanmalara kar i varlklardaki deiikliklerle kontrol ilevi yaplamaz. Bunun nedeni, para kurulunun ak piyasa ilemi ve reeskont kredisi gibi aralarla para arzn deitirerek para politikas yrtme yetkisinin olmamasdr. Para kurulu sisteminde para taban dviz rezervlerine baldr. Parasal taban ancak zel ya da kamu sektr ulusal para ihtiyacn karlamak iin para kuruluna sabit kurdan dviz satt zaman artar, d demelerde kullanmak ya da speklasyon amacyla dviz satn aldklar zaman azalr. Merkez bankasnn para basmak, para politikasn yrtmek ve bankalarn bankas olarak gerektiinde mali sisteme mdahale etmek gibi geleneksel grevleri vardr. Merkez bankas parasal taban kendi inisiyatifi ile deitirebilir; parasal taban sadece d varlklar satn alarak da artrabilir. Dvize talep arttnda Merkez Bankas bir taraftan dviz satarak, dier taraftan ak piyasa ilemleriyle i varlklar artrarak parasal tabann klmesini nleyebilir. Son dnemde el konulan be bankann durumu incelendiinde, sanki Merkez Bankas biraz daha bamsz bir kurum zellii gsteriyorsa da, geri planda yaplan ey Merkez Bankasna bir para kurulu grevi yklenmi gibi bir intiba uyandrmaktadr. Sabit kur sisteminin getirdii bu ara rejim imdilik uygulamada gibidir. Ancak bunu net olarak syleyebilmek mmkn deildir. nk, ekonomik sistemin sre ve yap politikalarnn

snrlarnn tam olarak belirlenemedii ve tanmlarnn net olarak ortaya konulamad bir ekonomide, Merkez Bankasnn ilevleriyle para kurulunun ilevlerini de net olarak tespit etmek mmkn olamayacaktr. Hemen belirtelim ki, Merkez Bankas bnyesinde oluturulsa bile, para kurulu iin bir takm n koullarn gerekletirilmesi gerekir. Bu koullar salansa bile, ad konulmam bir para kurulu enflasyonla mcadelede bavurulacak yapsal reformlarn bir paras olabilir, ancak tek bana enflasyonun kontrol altna alnmasnda yeterli olamayacaktr. Trkiye'nin bu gnk siyasal ve kurumsal koullar iinde para kurulu uygulamasna geilmesi, lke ekonomisine yarardan ok zarar verecektir. Trkiye'de para kuruluna gei srecinde en nemli sorun dviz rejimiyle desteklenecek parasal bykln belirlenmesidir. Bu konuda Trkiye para kurulunun olumas aamasnda bulundurmas gereken dviz ve altn rezervlerine sahip bulunmaktadr. 15 Aralk 1999 tarihi itibariyle 24 milyar dolar dviz rezervi, 120 ton altn rezervi ile, yani yaklak 5 milyar dolar olar parasal tabann neredeyse be katna eittir. Ancak, Merkez Bankasnn dviz ykmllklerinin tamamna yakn bir ksmnn ksa vadeli olmas Trkiye'nin srekli olarak d demeler dengesi a vermesi ve lke genelinde para ikamesinin youn olmas, parasal taban olarak net dviz rezervlerine bakmay gerektirir. Merkez Bankasnn toplam dviz ykmllkleri 20.6 milyar dolar olduuna gre, yaklak 64 milyar dolar net dviz rezervleri ise sadece parasal taban karlamaya yeter. Ancak, uluslararas sermaye hareketlerinin hzla yn deitirmesi ve hkmetlerin olas yanl politikalaryla birlemesi durumunda, dviz rezervlerinin hzla erimesi mmkn olabilir. Dviz rezervlerinde ciddi bir sorun bulunmamas, para kuruluna gei iin tm artlarn tamam olduu anlamna gelmez. Para kurulu uygulamasnn gerekleebilmesi iin biri siyasal ve dieri kurumsal olmak zere iki nkoul arttr ve bu iki nkoul bugn ekonomide salanm deildir. Bu koullardan biri ve en nemlisi, para kuruluna gei ncesinde yaplmas gereken makroekonomik reformlarn gerekletirilmesidir. Enflasyonla mcadele program erevesinde Merkez Bankas bnyesinde olutuu sylenen para kuruluyla, enflasyonun hemen kontrol altna alnaca dnlmemelidir. Para kurulunun, zellikle bte aklarnn kontrol altna alnmasndan sonra yrrle konulmas uygun olacaktr. Bu konuda Trkiye'de acele edilmitir. Bte aklarn kontrol altna alabilmi bir reform hkmeti, para kuruluna gemeyi tercih edebilir. Byle bir karar reformlarn kalcln garantilemek ve gelecek hkmetin bte aklarnn dolayl ya da dorudan monetize edilmeyecei anlamndadr. Bir baka deyile, hkmet hem kendisinin hem de kendisinden sonra gelecek hkmetlerin nn kesmekte ve poplist politikalara ynelmenin maliyetini artrmaktadr. Yaklak 20 yldr yksek enflasyon yaam bir lkede para kuruluna geiin bu ekilde gereklemesi, hkmetin politikalarna olan gveni salayacak ve istikrarn kalc olmasn mmkn klacaktr. Belirtmekte yara gryoruz ki, bunca yldr devam eden enflasyonu temelinde siyasi irade eksiklii yatmaktadr. Trkiye'nin siyasal ve kurumsal yaps, kalc istikrar nlemlerini alp uygulayabilecek hkmetlerin i bana gelmesini mmkn klmamaktadr. Para kurulu sistemine gei iin gerekli olan ikinci koul, mali sektrn salamldr. Bu da sektr oluturan kurumlarn zellikle de bankalarn ekonomik kriz dnemlerinde Merkez Bankas ve devlet destei olmakszn ayakta kalabilecek sermaye yapsna kavuturulmasyla mmkndr. Ancak, tm gelimekte olan lkelerde olduu gibi Trkiye'de de bankaclk sektrnn nemli kesiminin yeterli sermayeye sahip olamad bilinmektedir. Bankalar Yasas'nn kmasndan hemen sonra, be bankann Merkez Bankas Mevduat Fonu'na gemesi, i adamlarnn bankalarn iini boaltarak devlete teslim etmesi anlamndadr

ki, el konuluncaya kadar ve bankalar batncaya kadar bu devlet neredeydi sorusunu da beraberinde getirir. Bu batk bankalar, tekrar vatandatan alnan paralarla veya yeniden para basmak suretiyle islah edilme yoluna gidilecek, yani yk yine vatanda yani mevduat ve dar gelirli kesim ekecektir. Daralma dnemlerinde para basma, yani emisyon hacmini geniletme ise enflasyonla mcadelede zt bir politika olacaktr. Bu yap ile nereye kadar gidilebilecei bellidir. Mevcut sorunlar zmenin ilk adm, sektrler genelinde ciddi bir yeniden yaplanmay beraberinde getirecek olan mali sektr reformudur. Bu reformun en nemli unsuru da sektrn tmnden sorumlu olacak bir denetim kurumunun hayata geirilmesidir. Para kurulu sitemine gemeden nce, bankalarn ve mali sektrn denetim sorumluluunun bu kuruma devredilmesiyle, ileride ortaya kmas muhtemel krizlerin de nlenmesi mmkn olacaktr. zellikle 1990'larn bandan beri srdrlen abalar eitli kar gruplarnn lobi faaliyetleri sayesinde engellenmektedir. Devlet, hala pek ok sektr sbvanse etmeye devam etmektedir. Ksacas mevcut yap iinde, siyasal ve kurumsal koullarn yetersizlii nedeniyle para kurulu uygulamasna geilmesi veya ksmen geilmesi lke ekonomisine yarar yerine zarar getirecektir. te yandan IMF ile yaplan Standby anlamas da bu dncenin uygulanmasn engeller nitelikte neriler sunmaktadr. Serbest Dalgalanma (Free Float) Serbest dalgalanan kur sisteminde lke parasnn deeri piyasa tarafndan belirlenmektedir. Dviz piyasasna yaplan mdahaleler kurlarn istenilen dzeyde olumasn salamak yerine, bu piyasadaki gereksiz dalgalanmalar nlemek ve deiimleri daha lml hale getirmek iin yaplmaktadr. Bu sistemde para politikas daha etkin hale gelmekte ve lkenin tutmas gereken uluslararas rezerv miktar azalmaktadr. Dier bir avantaj ise dsal oklarn ilk etapta nominal kurlar tarafndan emilmesi sonucu lke iindeki istikrara olumlu katkda bulunmasdr. Serbest dalgalanan dviz kuru sisteminden kaynaklanan olumsuzluk ise d ekonomik ilikilerde belirsizlikleri ve riskleri artrmas nedeniyle kaynak dalmn olumsuz etkilemesidir. Ayrca para politikas iin nominal pa zelliini tayabilen dviz kuru bu zelliini kaybettiinden, serbest dalgalanan kur sistemi enflasyona elverili bir sistem haline gelebilmektedir.

SORU 21 Consumption(Tketimin) (C)'in Milli Gelir (Y) zerindeki etkisini aklaynz? TKETM Tketim, toplumdaki tm bireylerin dorudan doruya ihtiyalarn karlayan mal ve hizmetleri kullanma eylemidir. Tketim harcamalar, bu eylemi gerekletirebilmek iin yaplan parasal demelerin toplamndan olumaktadr. Konuya makroekonomik adan yaklald iin burada gz nnde tutulmas gereken tek birey deil ekonomideki tm birimlerin tketim faaliyetleri ve harcamalardr. Bir harcamann tketim harcamas m yoksa yatrm harcamas m olduu konusunda bazen tereddde dlebilir. rnein bir bilgisayarn veya otomobilin satn alnmas evde kullanma amac tayor, bunlardan piyasaya belli bir fiyatla mal retip arz etmede yararlanma amac sz

konusu deilse dayankl tketim mallar satn alnm demektir. Dolaysyla tketim harcamas yaplmtr. phesiz ayn mallar bir firma tarafndan retimde kullanlmak amac ile satn alnm olsayd, yaplan harcama yatrm harcamas olarak deerlendirilecekti. TKETM FONKSYONU Tketim Fonksiyonu, toplumdaki tm bireylerin tketim harcamalar ile harcanabilir gelir arasndaki ilikiyi kuran noktalarn birletirilmesiyle elde edilir C=f(Yd) eklinde ifade edilebilir. Gelir arttka tketim de artar, ancak tketimdeki art hz gelirdeki art hzndan daha yava olur. Bunu yle rneklendirebiliriz. Ayda 200 TL geliri olan kii bunun tamamn tketim harcamalarna ynlendirebilirken geliri 400 TL olan kii 300 TLsini, 600 TL geliri olan kii 350 TLsini tketim harcamalarna ayrr. Kalan ksm ne olur? Tasarrufa ynelir. nk gelirin tketilmeyen ksm tasarruftur. Otonom Tketim Peki, bir kiinin hi geliri olmasa hi tketimde bulunmayacak mdr? Yemeden, imeden, giyinmeden elektrik, su kullanmadan, doktora gitmeden, ulam aralarna binmeden mi yaayacaktr? phesiz bu sorunun cevab hayrdr.

SORU 22 Crowding Out'u aklaynz? Toplam tasarruflar veri iken, artan kamu harcamalarnn finansmann salamak iin devletin borlanc olarak finans piyasasna girmesiyle faizlerin ykselmesi, bunun sonucunda da hem zel sektre yatrm iin kullanabilecei kaynak kalmamas ve hem de ykselen faizlerin yatrm maliyetlerini ykseltmesi nedeniyle zel yatrm harcamalarnn dmesine yol amas sonucu milli gelirde meydana gelen azalma. SORU 23 Devlet bor stokunun sermaye piyasas zerindeki etkilerini aklaynz? - Kamu Borlarnn ktisad Etkileri Kamu borcunun nemli pek ok etkisi vardr. Borcun etkileri ncelikle iktisad alanda oluur ve siyasal, sosyo-kltrel alana da yansr. Konu, i borlara arlk verilerek ksaca incelenmeye allacaktr. Sonraki balkta borcun iktisad etkilerine iktisat okullar baznda dikkat ekilmektedir. nc blmde de Trkiyede i borlarn iktisad etkileri deerledirilmektedir. Kamu borcunun iktisad etkileri, hangi konjonktrel durumda, hangi kaynaklardan ve toplumsal gruplardan borlanldna, borcun miktarna, borlanma iin tasarruflarn m yoksa tketimin mi ksldna, borcun vadesine, faizine, geri deme periyotlarna, borcun ulusal para cinsinden mi dviz cinsinden mi alndna ve geri dendiine, hangi amala borlanldna ve borlanmayla elde edilen kaynaklarn ne ekilde kullanldna vb. bal olarak deiir. Btn bunlarn dnda rnein, borcun alnmas ve geri denmesi annda ortaya kabilen dsal ve isel oklar, borcun iktisad etkilerini deitirebilir. ktisad ve sosyal yap, kamuoyunun siyasal iktidarlara gveni ya da gvensizlii, hkmet politikalarna destei, borcun iktisad etkilerini belirleyen ok nemli faktrlerdir. Kamuoyunda gelecee ait beklentilerin iyi ya da kt olmas da ok nemlidir. Borcun iktisad etkilerinin ortaya knda bu kadar fazla sayda faktr etkili olunca, bu konuda net sonulara ulaabilmek iyice zorlamaktadr. Tek tek lke baznda ve her znel

duruma gre, ayr ayr analiz yapmak daha doru olmaktadr. br taraftan kamu borcunun etkilerini ok genel ve zet bir ekilde incelemek yine de mmkndr. Enflasyonist bir ortamda iken devletin, finansal piyasalardan ve bireylerden uzun vadeyle ve belki biraz yksek faizle borlanmas gerekir. ktisad konjonktrel durum daralma ynnde deiiyorsa, bu kez devletin, muhtemel srekli bir durgunluu nlemek iin borcunu demesi ve fazla borlanmamas daha doru olur. Stagflasyonist ortamda ise, borlanma ok daha zordur ve devletin daha karmak bir politika izlemesini gerektirir. Stagflasyonun nedeni yapsal sorunlarsa, sadece borlanma politikasyla yetinilmemeli ve iktisad alanda ok kapsaml reformlar gze alnmaldr. Enflasyonist ortamda ksa vadeli ve yksek faizli borlanma, enflasyonu artrabilir. Deflasyonda, ar borlanma ve bu ekilde elde edilen fonlarn yeni gelir akmlarn yeterince oluturmayacak ekilde kullanlmas, daralmay hzlandrabilir9. Stagflasyonda, devletin bir taraftan ksa vadeli ve yksek faizli borlanmann zararlarndan korunmas; br taraftan verimli yatrmlar tevik edecek bir borlanma yntemi izlemesi gereklidir. Borlanmann srf belli bir toplumsal gruptan, rnein bankalardan yaplmas, st gelir gruplarndan bor alnmas, genel olarak uzun dnemde zararl sonulara yol aabilir. Ama bu konu, lkenin iktisad ve sosyal yapsyla yakndan ilgilidir. rnein Gneydou Asya lkeleri gibi, lke retiminin ve dolaysyla finansal sermayenin belli byk ailelerin elinde olmas halinde, bu tr bir borlanma kanlmazdr ve belki yeni balamakta olan enflasyonist basklar kontrol etmenin bir arac bile saylabilir. Devletin kimlerden borlanaca konusunda fazla bir seim hakk yoksa, bu durum borlanma faizlerini artrabilir ve gelir dalmnn daha da bozulmasna yol aabilir. Ayn zamanda ekonomi, gittike daha az retim yapan bir ekonomi haline dnebilir. Borcun miktar mal yapnn byklne gre oran olarak ok fazlaysa, mal piyasalar zerinde finansal bask oluur. Finansal basknn iddetine bal olarak bor faiz oranlar artabilir. Kamu borlanma senetlerinin faiz oranlar, mevduat ve kredi faizlerini etkileyerek ekonomiyi deflasyona veya stagflasyona srkleyebilir. Borlanmada reel faiz dneminin uzun srmesi, bor stokunu arttrabilir ve kamu borcunun srdrlebilirliini gelecekte yok edebilir. Ayn zamanda, finansal piyasalardan devletin ar borlanmas, kredi mekanizmasnn ileyiini bozabilir ve reten bir ekonomi yerine daha fazla parasal rant kollayan bir ekonomiye dnm hzlandrabilir. Ar borlanma, hem tasarruflarn hem de tketimin kslmasna yol aabilir. Tketimin kslmas, enflasyonist bir ortamda faydaldr. Fakat ayn zamanda tasarruflarn da gerei gibi artmas engelleniyorsa o zaman bu tr bir kamu borlanmas, stagflasyonist eilimleri kuvvetlendirecektir. Borlanmann tasarruflar m tketimi mi kst ve bunun ne gibi etkilerinin olaca sorusu, ekonominin iinde bulunduu duruma gre farkl ekillerde cevaplanr. Bu soruyu cevaplamak iin ayn zamanda, borlanmann miktar, kimlerden yapld gibi sorular da ncelikle cevaplamak gerekir. Devlet bankalardan borlanyorsa, geni lde tasarruflar kslabilir. Hanehalkndan borlanma, nce tketimi ksar. Fakat bunlarn tersi de olabilir. Borlanmann tketimi veya tasarruflar ksmas, onun etkilerini deitirebilir. Tketimin kslmas enflasyonist ortamda iyidir. Fakat stagflasyonist ortamda, tketim ksc etkilerin snrl kalmas arzulanabilir. Borlanma ncelikle tasarruflar zerinden yaplmaldr. Fakat tasarruflarn fazla miktarda kslmas, tasarruflarn yatrma dnmemesine ve retken sermayenin azalmasna neden olabilir. Ksa vadeli borlanma, devlet tarafndan para politikas arac olarak kullanlmak iin daha uygun bir borlanma yntemidir. Fakat bu, uzun vadeli borlanmann bir maliye politikas arac olarak etkin kullanlamayaca anlamna gelmez. Devlet, ksa vadeli borlanarak ekonomi zerinde ani ve srekli etkilere yol aabilir. Likiditeyi ayarlayabilir. Belirsizlik faktrnn etkisiyle uzun vadeli borlanma ksa vadeli borlanmaya gre, genel olarak daha
9

Macitnce,DevletBorlanmas(KamuKredisi),5.Bask,SekinYaynevi,Ankara1996,ss280285.

yksek faizli olur. Ama ekonomide gvensizlik varsa, tasarrufular devlete uzun vadeli bor vermek istemeyebilirler ve ksa vadeli borlanma faizlerinin ar artmas gibi bir durum ortaya kabilir. Yksek faizli ve ksa vadeli borlanma, sert ekonomik etkilere yol aabilecek bir borlanma eididir. Reel faiz varsa ve ekonominin byme orann da ayorsa, borcun srdrlebilirlii tehlikeye girebilir. Toplam tasarruflar hzla azalabilir, yatrma ayrlan paylar gittike klr, ekonomide likidite yetersizlii sorunlar balayabilir. Bu ortamda bor, parasallatrlmazsa, ekonomik krizler ba gsterebilir. br taraftan ksa vadeli yksek faizli borlanmann kendisi, emisyona benzer etkilere yol aabilir10. Uzun vadeli borlanmann nominal faizle ya da ok az bir reel faizle olmas, reel faizin enflasyon orann gememesi, olumsuz ekonomik etkileri azaltabilecektir. Borcun ekonomik etkileri, bor geri demelerinin sklna da baldr. Hkmetler deien ekonomik artlara gre, bor servisini olumsuz ekonomik etkileri en aza indirecek ekilde ayarlamaya alrlar. Bor anapara ve faizlerinin geri demeleri miktar ve vade asndan arttka, ekonomide geniletici etkiler de kuvvetlenir. Borlanma vadesinin ksald ve faiz oranlarnn artt bir dnemde, ayn zamanda ulusal paradan ka yznden dvizdeki fiyat artlar kontrol edilemiyorsa, dvizle borlanma son geici arelerden biri olarak dnlebilir. Dvizle borlanma, dviz talebini kontrol altna alabilir. Bu tr bir borlanma, ulusal parann deer yitirmesinin ve ardndan gelecek enflasyonist basklarn ksmen nne geilebilir. Fakat dvizle borlanma, bir bor ynetimi stratejisi olarak, srekli ve borlanma miktar arttrlarak kullanlmaya balanrsa, bu yndeki etkinlii azalabilir. Ne tr bir borlanma stratejisi izlenirse izlensin, elbette ncelikle devletin hangi amala borland nemlidir. Hkmetler bu konudaki inisiyatif alanlarn daraltmamaldrlar. Bor geri demek amacyla borlanma, genel bir borlanma nedeni haline gelmemelidir. Byk yatrm harcamalarnn finansman iin yaplan borlanmann iktisad etkilerinin, bor geri demesi iin yaplan borlanmann iktisad etkilerinden farkl olaca aktr. Devletin ilave retim kapasitesi oluturacak harcamalarn finanse etmek amacyla borlanma yoluna bavurmas, retim kapasitesinin bu harcamalarn zel sektre braklmas durumunda daha az artmas artyla, rasyonel olabilir.

SORU 24 Btede genellik ne demektir.? Bu konuda Trkiye'deki eksiklikleri belirtiniz? yntem 1 Genel Bte Devletin bir yl iindeki gelirlerini ve bu gelirlerin bakanlklara tahsisini ieren bte. Genellik, birlik ve aklk ilkeleri ile uygulanr. Belirli gelirler belirli harcamalara tahsis edilmez. Tm gelirler toplanr ve kaynana baklmakszn, ihtiyalarna gre bakanlklara datlr. TBMM tarafndan onaylanr ve yaymlanr.Trkiye"deki uygulamada genel bte kamunun tm gelir ve harcamalarn kapsamamaktadr. Katma bte, KT btesi, dner sermayeler, fonlar ve mahalli idareler gibi baz bteler genel btenin dndadr. Bu durumun bte disiplinini bozmas nedeniyle yeni bte uygulamasna geerek sorunun giderilmesine allmaktadr. yntem 2 GENELLK LKES
10

Aba,a.g.e.,ss155160.

Devlet maliyesinin tek bir varlk olarak ele alnmas, devletin btn gelir ve giderlerinin, btede, birbirinin arkasna saklanmayacak ekilde, ayr ayr gsterilmesi ilkesidir. Genellik ilkesi ile varlmak istenen, devletin btn gelir ve giderleri tek bir yerde grlmesi ve gsterilmesidir. Bunun iin, genellik ilkesi iinde iki prensibe riayet edilmesi gereklidir. Bunlar; a) Gelirlerin Gayri Safi Usule Gre Toplanmas ve Bteye lenmesi Prensibi b) Tahsis Yaplmamas Prensibidir. a) Gayri Safi Usul: Btede gelir ve giderlerin kaydedilii, Gayri Safi Usul ve Safi Usul olmak zere iki trldr. Bunlardan Gayri Safi Usule uyulur. Safi usulde herhangi bir kaynaktan elde edilen gelirden; o kaynak iin yaplm harcama dlr ve kalan gelir btede gsterilir. Yine ayn ekilde herhangi bir harcama yeri tarafndan yaplm, bir giderden o harcama yeri tarafndan salanm bir gelir dlr ve net gider btede gsterilir.(Akdoan, 1993) te gayri safi usul buna izin vermez; elde edilen gelirler ve yaplan giderler, birbiriyle ne kadar ilikili olurlarsa olsunlar ister ikisini de tek bir kurum (harcama yeri) yapm olsun, ister o geliri elde etmek iin harcama yaplm olsun btede ayr ayr hepsi gsterilir. Gayri safi usul, bte rakamlarnn kabarmasna neden olur ama, pek ok da faydalar vardr. Bunlar arasnda en nemlisi, kamu ynetiminin ne yaptnn, bir geliri elde etmek iin ne kadar harcamaya katlanldnn rahatlkla gzlenebilmesidir. Bylelikle kamuoyu ve parlamento bteyi daha etkin denetleyebilir, israf ve yolsuzluklar azaltlabilir.(Tgen, 1997) b) Tahsis Yaplmamas Prensibi: Tahsis Yaplmamas Prensibine Hazine Birlii lkesi de denir. .(Akdoan, 1993) Baz maliye yazarlar, Tahsis Yaplmamas Prensibini bu ekilde alglayp, genellik ilkesini, birlik ilkesini safi usul, Tahsis Yaplmamas lkesinin (Hazine Birlii lkesinin) bir sonucu olarak grmektedirler. (Ak retim Fakltesi, 1994) Gerekten de Tahsis yaplmamas ilkesi, devletin eitli kaynaklardan elde ettii gelirlerin tamamnn gelir btesinde, tm giderlerin de gider btesinde yer almas ilkesidir. Baz belli giderler veya gelirler, devletin belli bakanlk veya dairelerine tahsis edilmez. Balangta onlara balanmaz. Tek bir hazinede topland grlr ve ondan sonra, idarelerin kendisine deil, belli hizmetlere (kamu hizmetlerine) paylatrlr. Tahsis Yaplmamas Prensibinin kayna, 26.5.1927 tarih ve 1050 sayl Muhasebe-i Umumiye Kanunudur. MUK. 41. Maddesi, Tahsis Yaplmamas Prensibini ve gelirlerin gayri safi olmasn emreder. Hemen ardnda 45 ve 50. Maddeleri, giderlerin de gayri safi olmasn hkme balar. MUK sadece 49, 55 ve 115. maddeleri ile, tahsis yaplmamasndan ve gayri safi usulden ayrlr.(Methibay, 1997) 49. madde, Dner Sermaye kurulmasna izin verir. 55. madde artl balar hakkndadr. 115. madde ile, zel ve katma bteler dzenlenir. 115. madde sadece genellik deil, birlik ilkesinden de bir sapmadr. 2) BRLK LKES Btede birlik ilkesi, devletin btn gelir ve giderlerinin tek bte iinde toplanmasdr. Amac, devletin tm gelir ve giderlerinin bir btn olarak grlmesi ve bylece bte denetiminin en iyi biimde yaplmasdr.(Cokun, 1991) Aksi halde, btenin blnp paralanmasna ve sonunda bte yapma, uygulama ve denetleme usullerinin farkllamasna sebep olunur. Bunun sonucunda meclis denetimi zaafa urar, kaynak tahsisinde ve kullanmnda rasyonellik kalmayabilir.(Eker, 1997) Kamu hizmetleri koordine edilemez; birbirlerini tamamlayc olamaz ve hizmet tekrarlanmalar grlebilir.(Akdoan, 1993) Ancak, birlik ilkelerinin karsnda yer alan snai bteler teorisi bu ilkeden sapmay gerektiren nemli nedenlerin sosyal refah devleti ile ortaya ktn ileri srmtr. Ona gre, btenin birlii deil okluu kural geerli olmaldr. Sosyal refah devleti iin asl elverili olan budur. Bir ksm kamu faaliyetleri, byk srat ve dinamizm gerektirmektedir. Bu faaliyetlerin etkinlik iinde srdrlebilmesi daha bamsz nitelikte, daha az brokrasi ve snrlamalar

tayan bte uygulamalarna ihtiya gstermektedir. Gnmzde hem Trkiyede hem de pek ok lkede birlik ilkesi uygulanmaz. Bu ilke, kanunlarla konulan bir ilke deildir.(Grsoy, 1980) Hatta lkemizde, 1961 ve 1982 Anayasalarn srasyla 126 ve 161. Maddelerinde, birden fazla bte olmasn kabul etmitir.(akar, 1988) Bize gre, bteden birlik ilkesinden saplmas, btede giderlerin byk toplama ulatnn gsterilmemesi, bte ann gizlenmesi sonucunu dourmamaldr. Bugn Trkiyede ve Dnyada birlik ilkesinden sapmay ifade eden uygulamalar olaanst bteler katma bte, zel bte, zerk bte, sosyal ve mesleki parafiksal gelir ve harcamalar, hazine zel hesaplar ve fonlardan oluur. Artk, bu kadar uzun bir listenin sonunda dnyada birlik ilkesinin var olduu sylenemez. Bunlar istisna veya sapma deildir. Bugn, btenin birlii deil, btelerin okluu kural geerlidir. almann asln oluturan, imdiki blmde, genellik ve birlik ilkelerini zedeleyen ve ortadan kaldran buraya kadar ifade edilmi olan uygulamalar, ada ve etkin devlet yaklam erevesinde deerlendirilecektir. II) GENELLK VE BRLK LKELERN ZEDELEYEN VE ORTADAN KALDIRAN UYGULAMALAR Genellik ilkesini zedeleyen uygulamalar, dner sermaye bteleri ve artl ba uygulamasdr. Birlik ilkesini zedeleyen unsurlar ise katma, zel, zerk bteler, sosyal mesleki parafiksal gelirler, hazine zel hesaplar ve fonlardr. (Ak retim Fakltesi, 1994) Aslnda, genellik ilkesi iindeki Tahsis Yaplmamas Prensibi hatta baz yazarlara gre Tahsis Yaplmamas lkesi iinde genellik prensibi ve gayri safi usul ile Birlik lkesi bir btndr. Yukarda saylan uygulamalarn tamam bu iki ilkeden ayn anda sapmay ifade eder. SORU 25 Vergiden kanma'y aklaynz? a) vergiden kanma. Vergiyi douran olaya sebebiyet vermemek suretiyle vergi borcundan kurtulmay ifade eder. Vergi yasalarndaki istina ve muafiyetlerden yararlanmak rnek: ykmllerin vergi konusuna girmeyen kaynaklardan kazan ve irat salamak yada vergiye tabi olmayan mal ve hizmetleri satn almamak suretiyle verigiden kanmak mmkndr. Vergiden Kanma Vergiden kanma vergi yasalarna aykr hareket etmeksizin (istisna ve muafiyetlerden yaralanmas; vergi konusunun veya mkellefiyetin alannn dna kmak gibi) bireyin vergi mkellefiyetinden kurtulmas ve hazineyi vergi kaybna uratmasdr. Vergiden kanma genellikle 3 yoldan yaplmaktadr. Gelir aktarm Vergilerin ertelenmesi Vergi arbitraj Gelir aktarm:Yksek oranda vergilenen mkellefler , dk oranda vergilenen bireylere gelir aktarmak isteyeceklerdir. zellikle anne babalarn ocuklarna baz varlklar vererek gelir aktarmalar vergi avantaj salayabilmektedir. Vergilerin Ertelenmesi: Bugnn 1 TLsi ertesi yln 1 TLsndan daha deerlidir. Buna gre, vergi yasalar frsat tand srece, bir mkellefin vergilerini daha sonra demeye almas karna olacaktr.

Vergi Arbitraj: Vergi arbitraj farkl gelir trleri ve farkl bireylerin vergilendii deiik oranlarn avantajndan faydalanmay ifade etmektedir. rnein, iki mkellef ayr ayr vergilendiinden dedikleri vergi ortak mkellefiyette dedikleri vergiden yksek ise, doal olarak ortak mkellefiyeti tercih ederek daha az vergi deyeceklerdir.

SORU 26 Aadaki kavramlar aklaynz. a- Kara para b- Konsolide bte a c- Telafi edici bte d- Maliyet enflasyonu a- Kara para Kamuoyunda karapara kavram, genel olarak kaytd ekonomik deerleri tanmlamak amacyla kullanlmakta ise de hukuki anlamda karapara, kaytd ekonominin sadece bir blmn oluturmaktadr ve aklama kavram da z itibariyle karaparann kaytl sisteme dahil edilme abasdr. Trk Ceza Kanununun 1'inci maddesinde yer alan; "Kanunun sarih olarak su saymad bir fiil iin kimseye ceza verilemez. Kanunda yazl cezalardan baka bir ceza ile de kimse cezalandrlamaz." hkmnn doal bir sonucu olarak, karapara aklama suunda karapara ve karapara aklama kavramlar yorumlanrken sosyal ierii deil, kanun koyucunun bu kavramlara ykledii anlamn l olarak alnmas gerekmektedir. Dolaysyla kamu vicdanna gre karapara olarak adlandrlacak her iktisadi kymet hukuken karapara tanm iine girmeyecektir. Karaparann tanm yaplrken dikkat edilmesi gereken noktalardan bir tanesi de karaparann ekonomik, ahlaki, sosyal ve hukuki tanmlarnn birbirinden farkl olduudur. Karaparann bu drt adan yaplmas gereken tanmn tek ortak tanma indirgemek karapara sorununun analiz edilmesi, incelenmesi ve nlenmesi asndan yanlglara yol aabilecektir. Bir su ilenmesi sonucunda elde edilen parann ekonomik adan karapara olmas ve ilgili yasalarnda cezalandrlmasna karlk hukuken adnn karapara olmamas, gerek toplum gerekse devlet nazarnda masum bir fiil olduu anlamna gelmemektedir. Ancak ekonomik, ahlaki, sosyal ve hukuki anlamda karapara birbirinden farkl kavramlar olduundan ait olduklar ereve iinde deerlendirilmeleri gerekir. Sosyal anlamda karapara: Sosyal anlamda karaparay, dolayl olarak da olsa toplumsal hayata zarar veren faaliyetlerden elde edilen her trl kazan olarak tanmlamak mmkndr. Ahlaki anlamda karapara : Karapara, ahlaki anlamda, yasalarla yasaklanm olsun veya olmasn, karapara olarak adlandrlsn veya adlandrlmasn toplum nazarnda su saylan hareketler sonucunda elde edilen tm kazanlar olarak tanmlanabilir. Bu itibarla karaparann en geni tanmnn ahlaki anlamda karapara olduunu sylemek yanl olmayacaktr. nk toplum tarafndan etik olmayan yollardan kazanldna inanlan her para ahlaki adan

karapara kapsamna girecektir. Toplum nazarnda karapara olarak deerlendirilen her kazancn hukuken de karapara olarak nitelendirilmesi ve kovuturulmas mmkn olmayabilir. Ancak, toplumun karapara konusundaki tavrnn ve bilincinin bir lkenin karapara ile mcadelesinde sonu zerinde birebir etkili olduu da gzden karlmamas gereken bir gerektir. Ekonomik anlamda karapara: Ekonomik anlamda karapara, kanunlar tarafndan su saylan fiillerin yan sra, ekonomik hayat dzenleyen kural ve usuller ihlal edilerek elde edilen kazan olarak nitelendirilebilir. Bu erevede ekonomi asndan, vergi kaakl suretiyle, yahut vergiden kama abasyla baz ekonomik faaliyetlerin usulsz, gizli yaplmas yoluyla elde edilen kazanlar karapara kapsamnda deerlendirmek mmkndr. Hukuki anlamda karapara: Karapara, hukuki anlamda lke mevzuatlarnda ncl su olarak belirlenmi fiillerden elde edilen kazanlardr. 1 Haziran 2005 tarihinde yrrle giren 5237 sayl Trk Ceza Kanununun Sutan kaynaklanan malvarl deerlerini aklama balkl 282nci maddesine gre alt snr bir yl veya daha fazla hapis cezasn gerektiren bir sutan kaynaklanan malvarl deerlerinin, yurt dna karlmas veya bunlarn gayrimeru kaynann gizlenmesi ve meru bir yolla elde edildii konusunda kanaat uyandrmak maksadyla, eitli ilemlere tabi tutulmas aklama suunu oluturmaktadr. Buna gre ncl sular meri mevzuatmzda alt snr bir yl veya daha fazla hapis cezasn gerektiren sular olmaktadr. b- Konsolide bte a TRKYEDE BTE AIKLARI ve FNANSMAN YNTEMLER Bte Aklarnn Farkl Tanmlar Bte aklarnn nedenlerini tartmadan nce bte a kavramnn tanmlanmasnda kullanlan eitli yntemleri inceleyeceiz. a. Geleneksel ak tanm: Bir kamu a tanmn en genel olarak u ekilde gsterebiliriz : Harcamalar -Gelirler Finansman Burada izginin st ile altn ayran iki kriter vardr : 1. Devlet borcu kriteri: Bu kritere gre , bte an etkileyen ve ykmllklerde herhangi bir deime meydana getirmeyen harcamalar izginin stne , ykmllkleri deitiren (pozitif veya negatif finansman) harcamalar izginin altna yazlr.Buna rnek olarak bor faiz demelerinin st ksma , anapara demelerinin ise alt ksma yazlmasn gsterebiliriz. 2. Maliye politikas kriteri : Bu kritere gre hkmet sadece finansman amac ile deil maliye politikas amal olarak da borlanabilir. Bunlarn geri denmesi sz konusu olmayacaksa bu kalemler st ksma yazlmaldr , nk geri denmeyen kamu borlar Merkez Bankasndan kaynaklanan gelirdir(enflasyon vergisi). Tabi ki hkmetler bu kalemleri yukarya yada aaya yazarak grnrdeki bte dengesini deitirebilir. Bu nedenle kamu aklarnn lkeler arasnda karlatrlabilir. Bu tanm Kamu Kesimi Borlanma Gerei olarak adlandrlan tanmdr. Bu tanm bor demelerini hari tuttuu iin devletin taze mali kaynak kullanmn gsterir.

Trkiye de bte aklar , dier bir deile kamu kesimi borlanma gerei balca alt kamu biriminin ak ya da fazlalarnn toplamndan olumaktadr. Bunlar : Merkezi Hkmet, KT ler , Yerel Ynetimler , Dner Sermayeli Kurulular , Sosyal Gvenlik Kurulular ve Fonlardr. Vergiler + Vergid Gelirler + Faktr Gelirleri + Sosyal Fonlar Cari Transferler = Kamu Tasarruflar Kamu Tasarruflar Yatrmlar = Tasarruf Yatrm Fark Tas. Yatrm fark +(-) sermaye transferleri = Kasa Banka / Borlanma K.B / Bor. +(-) stok deiimi fonu = Kamu Borlanma Gerei olarak tanmlanabilir. b. Cari Ak - Sermaye A Ayrm : Cari bte tanmnda yatrm harcamalar ile sermaye gelirleri hesaba katlmaz.Yatrm harcamalar gelecekte deer getirileri olan harcamalardr , dolaysyla borlanma ile finanse edilmeleri durumunda , reel bor faizleri reel getiriden dk ya da eit olduu koulda , bu tr harcamalarn kendi kendilerine finanse etmesi beklenir. Ancak , cari btenin de ak vermesi kamu maliyesi iin ciddi bir sorun olarak grlmelidir. Bu tanmlamada cari gelirler vergiler + vergid gelirler + sosyal fonlar olarak cari harcamalar ise cari giderler + cari transferler olarak gsterilmitir. (1) c. Birincil Ak : Bte harcamalar iine faiz demeleri de dahil edildii zaman ortaya kan bte aklar kamu otoritesini takdirine bal olan aklar deil , daha nceki bte aklar tarafndan belirlenen aklardr. Bu nedenle bte aklarndan faiz demeleri kartldktan sonra kalan Birincil Ak hkmetin btenin kontrol edebilecei ksmn gsterir. d. lemsel Ak : lemsel ak , bte andan , birincil akta olduu gibi faiz demelerinin kartlmas ile deil , sadece enflasyon etkisi ile anmaya urayan ksmnn kartlmas ile bulunur.Dier bir deile , ilemsel ak , birincil ak ile faiz demelerinin reel toplam olarak tanmlanabilir. lemsel ak , borcun amortizasyonu demesini hesaba katmamakla faiz demelerini sadece bir gelir aktarm olarak yani yeni talep yaratc bir unsur olarak ele almaktadr. Birincil ak yerine ilemsel ak lm kullanlrsa kamu aklarnn oran daha yksek olarak bulunacaktr. TRKYEDE BTE AIKLARININ NEDENLER a)Trkiyede Bte Aklar : Bte a ksaca ; kamu harcamalarnn , kamu gelirlerinden fazla olmas durumudur. Bir ekonomide kamu kesimi eitli birimlerle temsil edilir. En geni tanm ile kamu kesimi : Konsolide bte , yerel ynetimler bteleri , KT bteleri , sosyal sigortalar bteleri ve fonlardan oluur. Devlet bu be birimden gelir toplar ve harcama yapar. Bu be birimde gelir-gider dengesi , kamu kesimi dengesini verir. Oluan bu kamu kesimi dengesinin ak vermesi Kamu Kesimi Finansman Gerei ya da bte a olarak bilinir

Genel anlamda kamu kesimi borlanma gerei ; konsolide bte , yerel idareler , fonlar , KT ler ve dner sermayeli kurulularn aklar toplamndan olumaktadr. Kamu kesimi aklarnn dalm ekteki tabloda grlmektedir. Tablodan kan sonular yle zetlenebilir: Kamu aklarnda en nemli pay konsolide bteye aittir. Dnem iersinde azalma trendi gstermekle beraber KT aklar 1980li yllarda da nemlidir. Ancak 1995 sonras KTler ak veren kurum olma zellii gstermemektedir. Sosyal gvenlik aklar 1990 sonras art gstermektedir. Yerel idarelerin aklar zaman ierisinde art gstermitir. nceleri fazla vererek kamu aklarnn payn klten fonlar 1989 ylndan sonra ak vermeye balam ve bte aklar zerinde olumsuz bask oluturmaktadr. Kamu harcamalar kamunun normal gelirleri ile snrl deildir. Bu yzden bte aklar ortaya kar. lkemizde bte aklarn iktisatlar genellikle yksek byme hzna ve / veya vergi sistemimizin yetersizliine balamaktadrlar. Aslnda Trkiyede bte an douran nedenler olarak ; Kamusal Hizmetlere olan talep hzl nfus artn tasarruflar yksek tutulan byme hzn finansmandan yetersiz kaln mali disiplinin bulunmayn kamu kesiminin bykln , ar istihdam ve sbvansiyonlar KT lerin Politize oluunu gsterebiliriz. Bunun yannda zellikle 1980lerde balatlan ve ksmen bitirilen alt yap yatrmlar kamu kesimi aklarnda nemli bir rol oynamtr. Yine 1990 1991 yllarnda yaanan krfez krizide kamu aklarnn artndaki d etkenlerden biri olarak saylabilir. Ayrca terr olaylarn nlemeye ynelik harcamalarnda pay kmsenmemelidir. Ancak btn bu sebeplerin varl ; iradi bir maliye politikas sonucunda olan bte an : bir sosyal tercih sonucu ortaya ktn unutturmamaldr. BTE AIKLARININ FNANSMAN YNTEMLER Bte aklarnn finansmannda temel fon kullanlr. Merkez Bankas kaynaklar, Borlar D Borlar Bu fondan Merkez Bankas Kaynaklar emisyon hacminin arttrlmas eklinde gerekleir. Para basma yetkisi , hemen tm lkelerde Merkez Bankasna devredildii iin , kamu kesiminin bu kaynaktan faydalanmas da artk borlanma (avans) eklinde olmaktadr. Ancak Merkez Bankas Kaynaklarnn genellikle faizsiz olmas , ounluklada karlksz gerekleebilmesi , bu kayna i borlardan ayran zelliklerdir. Dier bir fon olan i borlanma , kamu kesiminin tahvil ve bono gibi aralarla i piyasadan borlanmasdr. Bte aklarn gidermede nc fon ise d borlanmadr. D borlanma , gerekli kaynaklarn d alemden belli bir faiz karl elde edilmesidir. Bu fonun yansra , lkemizde son dnemde bir drdnc fondan bahsetmekte mmkndr. 1989 sonras sermaye hareketlerini serbestlik getirilmesi ve TL nin konvertibel olmas ile gndeme gelen bu ok riskli fon Scak para olarak adlandrlmaktadr. Merkez Bankas Kaynaklar Bir lkedeki mali sistem , kredi ekonomisi ve mali piyasalardan oluur. Kredi ekonomisinde Merkez Bankas kaynaklar kullanlrken , mali piyasalar sisteminde eitli mali kurumlardan kaynak temini mmkndr. Bir lkede mali piyasalar yeterince gelimemi ise , kaynaklarn temini zorunlu olarak kredi ekonomisi , yani Merkez Bankas kaynaklarndan

gerekleecektir. Byle bir yap ; Merkez Bankasnn zerkliine glge drmekte ve siyasi iktidara baml olduunu gstermektedir. Hazinenin Merkez Bankasndan borlanmas iki ekilde olur : Dorudan borlanma ve dolayl borlanma. Dorudan borlanma , Hazinenin Merkez Bankasndan dorudan doruya nakit borlanmasdr. Dolayl borlanma ise Hazinenin borlanmak amacyla kard Hazine katlarnn Merkez Bankas tarafndan ak piyasa ilemleri ile satn alnmas suretiyle gerekletirilir. Hazinenin Merkez Bankasndan dorudan borlanmasnda en yaygn yn tem ksa vadeli avanslardr. Ksa vadeli avanslar esas olarak , Hazinenin yl ierisindeki gelir ve gider denkletirmelerini salamak iin kulland kaynaklardr. 1211 sayl Merkez Bankas Kanunun 50. maddesi uyarnca T.C. Merkez Banks miktar cari yl denekleri toplamnn % 15ini gememek zere Hazineye ksa vadeli bir avans hesab aar. Ayrca , enflasyonist ortamlarda Merkez Bankas kaynaklar ile mali an giderilmesi yani parasallatrlmas yoluyla hkmetler iki tr gelir elde ederler seignorage ve enflasyon vergisi. Parasalltrma kanalyla devletin elde ettii ilk gelir tr seignoragedr. Eer para stoundaki art reel byme sonucu halkn reel para talebinde grlecek arttan byk deilse , hkmet enflasyonisyonist bask yaratmakszn , para basmak suretiyle reel gelir elde edilebilir. Hkmetin para basabilme hakk sayesinde elde edecei gelire seignorage denir. Seignoragenin mali yn para yaratlmas yoluyla elde edilen kamu gelirine tekabul ederken parasal yn , elde para tutmann zel kesime maliyetini ifade eder. Seignorage gelirine bavurmann arkasnda yatan neden , vergi tabanndaki dklktr. Sz konusu ynteme sk sk bavurarak gelir elde etmek , zaten zayf olan vergi tabann ileride daha da zayflatmak anlamna gelmektedir (TGAD 1996). Parasallama yoluyla elde edilecek ikinci tr gelir enflasyon vergisidir. Parasal getirisi olmayan veya dk olan vadesiz mevduatn enflasyon vergisine tabi tutulmas sonucunda , Hazineye ve de bankalara kaynak aktarlmas sz konusudur. Hkmetin enflasyon vergisi kanal ile elde edecei gelir , enflasyon oran ile reel para talebinin arpmna eittir. Bte aklarnn emisyonla finansman sonucunda toplam gelirde gzlenen artn vergi haslatn da arttrmas ve bir sre sonra btenin dengeye gelmesi beklenebilir. Ancak , Trkiyede durum byle deildir. Nitekim 1980 ncesinde ar parasal finansmana ramen bte aklarnda bu mekanizma nedeniyle bir azalma kmamakta tersine a arttrc etkiler dourmaktadr. Bu durum vergi sistemleri ile ilgili yapsal sorunlardan kaynaklanmaktadr. Vergi gelirleri milli gelire gre fazla esnek deildir. Ayrca vergiyi douran olayla verginin tahsili arasnda olduka uzun bir sre bulunmaktadr. Dolaysyla gelimekte olan bir ok lkede ve Trkiyede kamu harcamalarnn fiyat artlarndan doan nominal milli gelire uyumu ksa bir zamanda gereklemekte , vergi gelirinin nominal gelire uyumu ise daha uzun bir sreye yaylmaktadr. Uyum srelerindeki farkllk giderek kamu aklarnn artmasna neden olmaktadr. Merkez Bankas ile Hazine arasndaki finansman ilikisinin bir dier boyutu da tahkim borlaryla gerekleir. Tahkim borlar , kamu kurulularnn bazlarn bir ksm ksa vadeli borlarn konsolide edilerek Hazine tarafndan stlenilmesinden kaynaklanmaktadr. Borlar borlar , devletin itibarna dayanlarak , belirli bir vade sonunda denmek zere , baz karlar karlnda ve bor verenlerin rzas ile milli para cinsinden dn alnan paralar olarak tanmlanabilir.

borlar 1989 ylndan sonra srekli art gstermitir. Bunun nemli bir nedeni 1980li yllarda uygulanan grece sk para politikalar , yani Merkez Bankas kaynaklarndan asgari lde yaralanlm olmasdr. Bu dnemde ksa vadeli ve yksek faizli borlanma sonucu , borlar bor ile karlanmaya balanmtr. Neticede i borlar kendi kendini besleyen bir sre sonunda 1993 ylnda tkanmtr. Vadeleri Asndan Borlar Kamu borlar vade bakmndan ksa ve uzun vadeli borlar olarak iki ksmda incelenmektedir. Bir yl iersinde denmesi gereken borlar ksa vadeli, daha uzun sreli borlar ise uzun vadeli borlardr. Trkiyede bir yl ve daha uzun sreli katlar tahvil , bir yldan ksa sreli katlar ise bono olarak tanmlanmaktadr. Ksa vadeli borlara , bte dnemi iinde ortaya kan geici aklarn kapatlmas iin bavurulurken ; uzun vadeli borlarda ama yrrlkteki btenin gelir bakmndan yetersizliini borlanma yoluyla gidermektir. 1990 ve 1997 yl dnda son dnemde i borlarn en az % 70i ksa vadelidir. Ksa vadeli borlar ; devletin uzun sreli borlanamadn gstermektedir. Bu ise devlete gvenin azaldnn gstergesidir. Ksa vadeli borlanmann neden olduu en nemli olumsuzluk faiz oranlarnn ykselmesine yol amasdr Trkiyede i bor senetlerinin en byk alclar bankaclk kesimidir. D Borlanma Dnaya ekonomisinde finansman kaynaklarnn dengesiz dalm olmas yeterli finansman kaynaklarna sahip olamayan gelimekte olan lkelerin ek kaynaklar salamasn zorunlu klmaktadr. Bu nedenledir ki , gelimekte olan lkeleri d finansmana iten balca iki nemli etken vardr. Bunlardan ilki tasarruflarn yetersizliidir. Gelimekte olan lkelerde kii bana den gelir dk olduundan hedeflenen ekonomik byme hzn finanse edebilecek tasarruflar oluturulamaz ve gerekli finansman iin d borlanmaya gidilir. D finansman gerekli klan ikinci etken ise d demeler bilanosu aklardr. Gelimekte olan lkeler iin d finansman kaynaklar geleneksel ve alternatif d finansman kaynaklar olarak snflandrlabilir. Geleneksel d finansman kaynaklar artk pek yaygn olmayan devletten devlete yardm , uluslararas ok tarafl mali kurumlar finansmanlar ve uluslararas ticari banka kredilerini kapsarken , alternatif d finansmanlar dorudan yabanc sermaye yatrmlar ve uluslararas portfy yatrmlar olmak zere tm dier zel kaynakl finansman yntemlerini ierir. Kamu kesiminin yatrmlarn finanse edebilmek iin d bor kullanlmas olaan ve yaygn bir uygulamadr.Genellikle uzun vadeli nispeten dk faizli program ve proje kredileri , yatrmlar amacna ulap d bor kullanm ile d bor servisi arasndaki denge salandnda ama gereklemi olur. Trkiyenin d borlar , vade yaps asndan incelendiinde d bor stounun artna bal olarak , ksa vadeli borlarnda artmakta olduu grlmektedir. Genel olarak ksa vadeli borlar daha ok d ticaretin finansmannda kullanlmakta ve ticari banka kredileri ile zel sektrn ald kredilerden olumaktadr.

SONU Trkiye Ekonomisi uzunca bir sreden beri temel dengelerini kaybetmi ve gittike artan bir ekonomik bunalm ierisindedir. Ekonomik bunalm nedeniyle uzun vadeli ve ekonomiyi canlandrc nitelikteki yatrmlar yaplmamakta, iktisadi istikrarszlk giderek artmaktadr. Bu i karartc tablo, insanlarn retim ve yatrm isteini azaltmakta, gelir

dalmn artan oranda bozmaktadr. Btenin srekli olarak ak vermesi insanlarn siyasetilere olan gvenini azaltmakta ve beklentiler de btenin ak vermesi ynnde olmaktadr. Btenin ak vermesinde bireylerin beklentilerinin de rol vardr. Bunun yannda hzl nfus art, ortanca semenin bedavacl, mali disiplinin bulunmay, tasarrruflarn yksek tutulan byme hznn finansmannda yetersiz kal, KTlerin varl, toplumsal bir ahlak kodunun bulunmay, devletin piyasaya srekli mdahalesi ve kamu kesiminin srekli bymesi bte aklarnn nedenlerindendir. Srekli olarak art gsteren enflasyon oran, devalasyon ve gelir dalm da bte aklarn beslemektedir. Enflasyonist bir ortamda ayn dnemde devletin satn ald mal ve hizmetlerin fiyat artarken bu art vergi gelirlerine ayn oranda ve zamanda yanstlamaz. Devalasyon ise d borlarn lke paras cinsinden deerini artrr. D borlarn byk bir ksm kamu kesiminin borcu olduu iin devalasyon karsnda kamunun bor ykmll nemli oranda artar. Gelir dalmnda ise cretli kesimin milli gelirden ald pay azaldka vergi gelirinin pay azalr. Bunun sonucu olarak kamu harcamalar sabit kalsa bile bte a artar. Trkiye Ekonomisi iinden klmas son derece g bir konuma srklenmektedir. Trkiyede mevcut siyasal yaplanma kamu otoritesine ok geni hareket alan salamaktadr. Merkeziyeti bir yapnn olmas ve siyasal iktidar snrlayc bir gcn olmamas kaynaklarn keyfi kullanmn artrmaktadr. lkemizde srekli siyasal ve ekonomik krizlerin yaanmasnn bir nedeni de sivil toplum rgtlenmelerinin yetersizlii ve ahlak bunalmdr. Nitekim, Trkiyede ek-senet mafyasnn ortaya k hukuk sisteminin zaafa uradna ve ahlak sisteminin de yetersizliine dikkat ekmektedir. Ekonominin istikrara kavuturulmas gerekmektedir. Bunu da ancak kapsaml bir kamu kesimi reformu ile gerekletirebiliriz. Kamu harcamalar dikkatle incelendiinde ar israfn olduu grlr. zellikle populist yaklamlarn sonucu olan sbvansiyonlarn ve seim ekonomisi uygulamalarnn nne geilmeli ve transfer harcamalar disiplin altna alnmaldr. lkemizdeki vergi sistemi, rasyonel bir vergi sistemi nerilerine uyum salayamamaktadr. Bu nedenle vergi sisteminin etkinliini artracak,gerekiyorsa vergi oranlarn drerek vergi tabann yaygnlatracak, vergi kaakln nleyip kayt d ekonomiyi mmkn olduunca azaltacak bir dizi yeni dzenlemelere ihtiya duyulmaktadr. Ayrca, vergi idaresinde modernizasyon salayarak etkinlii artracak, cezalarn caydrc dzeylere getirilmesi ile vergi toplamay salkl hale getirecek ve vergi sisteminin basitletirilerek vergi vermeyi tevik edecek kkl bir vergi reformu kanlmazdr. Kamu ktisadi Teebbsleri siyasi otoritenin kontrolnden karlmaldr. Bu denetimin yolu zelletirmedir. Sosyal gvenlik kurumlar, kamu sektrnde nemli yk kayna olmaktan karlmaldr. Trkiyede yerel ynetimler, ynetim sistemi iinde sorunlar en belirgin ve yeniden dzenlenmesi gerei srekli gndeme getirilen kesimi oluturmaktadr. Yerel ynetimlerin dzeltilmesi temelde merkezi ynetimin yeniden yaplanmas ile mmkndr. Kamu aklarnn finansmannda son dnemde nemli ara haline gelen i borlarn vadesinin uzatlmas arttr. Gl siyasi iktidarlar, srdrlebilir bymeyi salamaya ynelik olarak kkl bir istikrar program uygulamadrlar. Kamu aklar vermek ok kolay olduu halde bunlar kapatmak hatta olduu dzeyde kontrol etmek gtr. Gerek politik gerekse ekonomik nedenlerle kamu gelirlerinin artrlmas ve kamu giderlerinin kslmasna ilikin snrlar son derece daralmtr. Bundan dolay aklarn finansmannn nasl yaplacan iyi belirlenmesi gerekmektedir. Hkmet kamu aklarnn ne kadarnn i borlarla ne kadarnn d borlarla ya da merkez bankas kaynaklaryla karlanabilecei ok iyi belirlenmelidir. Trkiyede bor faizleri tekrar borlanmayla denmektedir. Vergi veya harcama yoluyla kamu aklarna katkda bulunan kesimlerin bundan kendilerinin salad net faydann topluma dettikleri net zarar ile karlatrlp, toplumsal uzlama iinde optimal bir nokta bulunmaldr. Bte aklarnn kapatlmasnn en nemli nedenlerinden biri semenlerin ounun vergi mkellefi olmamas,

siyasi iktidarlarn ise oy kaygs nedeniyle bu kesimleri vergilendirmemesi ve harcamalarn ksmamas gelmektedir. Oysa bu durumda herkes kendi karn maximize ederken pareto anlamnda daha kt bir duruma dmekte ve toplumsal refah dzeyi azalmaktadr. te toplumda bu durumu kavrayacak bir ortalama bilin dzeyi oluturulmal ve bylece kamu aklar sorunu toplumsal uzlama ile zlmeye allmaldr. c- Telafi edici bte Telafi Edici Bte Teorisi Telafi edici bte teorisi; ekonomide zel kesimin harcamalarnn azalmas sonucunda ortaya kan eksik istihdam durumunun giderilerek, ekonominin yeniden tam istihdamda dengeye kavumas iin, eksik olan zel kesim harcamalarnn kamu harcamalar ile telafi edilmesidir(Pehlivan,2001,s.272). Telafi edici bte teorisinin zelliklerini iki nokta etrafnda toplamak mmkndr. Bunlar(Trk,2001,s.356): c) Telafi edici bte ekonomiyi tam istihdam dzeyinde dengeye kavuturmak iin kullanlan bir mali aratr, d) Ekonomi tam istihdam seviyesinde dengeye kavuunca telafi edici bte yeniden denk bir bte olacaktr. Temelleri ngiliz iktisat John Maynard Keynes tarafndan atlan bu teoriye gre ekonomide denklik nemlidir. Gerek geleneksel bte teorisi gerekse devri bte teorisi ise btede denklii savunmaktadrlar. Keynesin iktisadi hayat depresyondan kurtarmak iin ortaya att bu teori yine bir ngiliz iktisats olan William Beveridge tarafndan gelitirilmitir. Teorinin esasn durgunluk iinde bulunan bir ekonomiyi genileme aamasna geirebilmek ve tam istihdam salayabilmek iin devletin zel sektr harcamalarndaki yetersizlikleri telafi etmek amacyla kamu harcamalarn kullanarak ekonomiyi yeniden normal dengesine kavuturmas oluturmaktadr(Ten,1999,s.29). Telafi edici bte teorisinin baarl olabilmesi iin ekonominin btn ierisinde kamu sektrnn nispi arlnn dk olmamas gerekmektedir. rnein devlet btesi milli gelirin %5 ile %10unu oluturuyorsa alnacak mali tedbirler ekonomik hayatta yeterince tesir gstermeyecektir. Ayrca ekonomideki bir takm yapsal aksaklklar mevcut olabilir. rnein ekonomideki mevcut isizliin nedeni yapsal bir takm nedenlerden dolay olabilir. Bu gibi durumlarda uygulanacak ak bte politikalar sorunu gidermeyecektir. Bu gibi durumlarda devlet bir taraftan kredi yoluyla finanse edilen bir kamu yatrm harcamalar politikas ile dier taraftan yeniden datc bir vergi politikas yani marjinal tasarruf meyli yksek olanlardan, dk gelirlilere doru bir satn alma gc transferini salayarak mevcut durgunluu giderebilir. Sonu olarak telafi edivi bte teorisi ekonomide tam istihdamn sz konusu olmad dnemlerde oluabilecek bte aklarna gz yummaktadr. Bununla birlikte, ekonomi yeniden tam istihdama geldiinde bte denklii salanmaldr d- Maliyet enflasyonu

Talep ve Maliyet enflasyonu Enflasyon, genellikle talep ikinIiinden ve maliyet masraflarnn kabarmasndan ileri gelebilir. Maliyet enflasyonu ile talep enflasyonu, tavukla yumurta gibi, biri dierinin sebebidir. Her ikisinin sebebi de ekonomide dengelerin bozulmasdr. Talep enflasyonu: (En ok rastlanan) Talep enflasyonu, para bolluundan dolay daha fazla mal ve hizmet talep edilmesine ve fiyatlarn artmasna yol aan olaydr. Harcamalar ve ihracat toplamnm retim ve ithalat tutarn amas, talep enflasyonu meydana getirir. Bu eit enflasyon moneter (parasal) karakterli olabilir veya olmayabilir. Para ve kredi hacminin genilemesi harcamalarda arta ve fiyatlarda pahalla sebep olmusa, talep enflasyonu moneter karekterIidir. Maliyet enflasyonu: Maliyet enflasyonu, retilen mal ve hizmetlerin maliyetinin srekli artmasdr. Emek, sermaye ve tabii kaynaklar gibi retim faktrleri, retilen mal ve hizmetlerin gerek maliyetini oluturur. Dolaysyla bunlarn piyasa fiyatlarnn artmas, kanlmaz olarak maliyetlerin artmasn gerektirir. Balca u sebeplerle ilgilidir: D ticaretin kstlanm bir rejime bal bulunmas ve gmrk vergilerinin ar derecede yksek olmas, Gider - istihlak - istihsal vergllerinin arl, Mali tekeller ve eksik rekabet koullar, Faiz haddinin ykseklii, Toplu szlemelerle cretlere yaplan zamlar, Devalasyon.

SORU 27 Btenin denetlenmesini aklayn? Bir btenin denetlenebilmesi iin ncelikle uygulanmas gereklidir. Bu yzden ncelikle btenin uygulanmas evresine ksaca deinmekte fayda vardr. Btenin uygulanmas hkmete verilen bir grevdir yasama organ bteyi onaylamakla, hkmete denek blm ve maddelerinde belirtilen hizmetler iin karlarnda yazl miktarlar kadar harcama yapmaya yetki vermektedir. Yaplan harcamalarn bte ile verilen yetkiye ve kamu harcamalarnn yaplmasn dzenleyen kanunlara uygun olmas gerekir. Bu uygunluk gerek uygulama srasnda gerek uygulamadan sonra yaplan denetim ile salanr. Btenin denetimi, yasama organnca yrtme organna verilen harcama yapma ve gelir toplama yetkisinin, alnan yetkinin ieriine uygun ekilde kullanlp kullanlmayacan aratrmaktr. Btenin denetlenmesi idari, yasama ve yarg olmak zere trldr. dari denetleme Maliye Bakanl tarafndan yrtme adna yaplr. Yarg denetimi TBMM adna, hem uygulama srasnda hem de uygulamadan sonra bir hesap mahkemesi olan Saytay tarafndan yaplr. Yasama denetimi ise TBMMnin kendisi tarafndan uygulama srasnda soru, genel grme, meclis soruturmas, meclis aratrmas ve gensoru yollar ile ve uygulamadan sonra Kesin Hesap Kanun Tasarsnn mzakere edilip onaylanmas ile yaplr. Bte zerindeki denetim eitli safhalar gsterir. Bir kere, daha bte yaplrken denetime yarayacak bir takm esaslar ortaya konur. Ardndan Meclis bteyi inceler ve onar. Ona bte kanunun alaca terii, yasal biimi kazandrr. Sonra, bte kanunun iinde yer alan yetki devri maddeleri ile btenin idarece uygulanmasna geilir. Bir denetim de bu safhada yaplr. ada lkelerin hepsinde meclisler hkmete devrettikleri yetkileri kendilerine bal olarak kurduklar bir tarafsz hesap mahkemesine inceletirler. Buna btenin yargsal kazai denetimi denir. Nihayet bte uygulamasna ilikin hesaplar bte kanununa ok benzeyen bir

yasa iinde toplanarak meclislerin incelemesine sunulur. Adna kesin hesap kanunlar denilen bu yasalar meclislerdeki incelemeleri, yeni bir denetime daha olanak salar. Mali yla ait hesaplar bu son denetimle kesin olarak kapanr. Bte hesaplarn kapatan bu nihai denetime terii denetim denir. Yukardaki aklamalardan u sonular kartlabilir: Bte denetiminin etkili olabilmesi, nce btenin yapsna ve iinde tad blntlere baldr. kincisi bte uygulamalar bir safhada tek dze olarak deil, ok ynl olarak denetlenmektedir. Biz bte denetiminin bu fark ynlerini ynetsel denetim, yargsal denetim ve meclis denetimi diye e ayrarak inceleyeceiz. nc bir nokta udur: Bte denetiminde etkinlik devlet muhasebesinin iyi tutulmasyla sk skya baldr. Devlet muhasebesi hem iyi rgtlenmi olmal hem de bte uygulamalarn birka yerden izleyebilmelidir. Trkiyedeki uygulamalarda bteye ait hesaplar bir kere ynetim dnemi jestiyon- hesab tutan saymanlarca, sonra bakan kesin hesab tutan bakanlk saymanlarnca, en sonunda hazine hesab tutan Muhasebat Genel Mdrlnce izlenir. Bir drdnc nokta: Bte denetiminin meclis stnln ortaya koyan ve belgeleyen bir sistem olmasdr. Bte denetiminde meclis stnl, bte kanunuyla meclisin yrtme erkine devrettii yetkinin eitli szgelerden geirilerek kaytlara intikal ettirilmesi, ve en sonunda kesin karar vermek zere meclisin bilgisine sunulmas biiminde geliir. I-DAR DENETM Btenin idari denetimine btenin hazrlanmas safhasnda balanr. Bir idari birimin yasalarla kendine yklenmi grevleri en iyi biimde nasl yapabileceini aratrmas, bte hazrlndaki hareket noktasdr. Her ilevin en iyi biimde yerine getirilmesini, yol ve yntemlerini aratrmak bir eit planlama faaliyetidir. Bu niteliiyle bte yapmnn kendisi de idari bir ilem saylr. Her idari ilem gibi, bte yapm da idarenin kendi faaliyetlerini dzenlemede bavurduu denetim yntemlerine tabi olur. Nitekim bakanlklarda grevli olan saymanlar bte hazrl srasnda tasarnn Maliye Bakanlnca saptanm yntemlere uygun olarak hazrlanmasna yardmc olmaya alrlar. Her bakanlk , btesinde yer alacak gelir ve giderlerin saptanmasnda, Maliye Bakanlyla sk bir ibirlii yapar. ki bakanlk arasndaki ilikileri saymanlar dzenler ve srdrrler. Btn saylan abalar btenin daha hazrlk dneminde uygulanmaya balanan idari denetiminin varln ortaya koyar. Btenin idari denetimi denildiinde vurgulanmak istenen nokta, hazrlk safhasndaki faaliyetler, bu dnemde idarenin kendi kendini dzenlemesi, ya da , maliye ile ibirlii yapmas deildir. Btenin idari denetimi ile, bte meclisten kp uygulanmaya baladktan sonra idarenin dzenleyici, faaliyetlerle ya da baka yollarla yapt denetim kastedilir. Btenin iinde gelir ve gider tahminleri bulunur. yleyse idari denetimde, bir yandan gelirlerin toplanmas, dier yandan masraflarn yaplmas idarenin dzenleyici yetkisi iinde incelenecek demektir. Bilindii gibi ,devlet gelirleri eitlidir. O halde idarenin bu alandaki denetimi, her gelir trnn tad zellie gre gelitirmek ve uygulamaktr. Szgelimi devletin iktisadi ya da tarmsal bir iletmesinden ede edecei gelirlerin denetimi sz konusu olduu zaman, idari denetim iletmede verimlilii artrc abalarn neler olabileceini aratrmak, ortaya koymak, uygulayp iyi sonular almak gibi amalar gder. yi bir iletmeci gibi hareket ederek kar ykseltebilmek, sz edilen devlet gelirlerinde idari denetimin balca amacdr. Vergi gelirleri iin yaplacak idari denetim, iletme denetiminden ok farkldr. Vergi gelirlerinde randmann ykseklii nce iyi vergi kanunu yapmakla salanabilir. O halde idari denetimin ilk amac daha iyi vergi yasalar yapabilmek iin srekli bir aba gstermek gerekir. Bir kere iyi vergi kanunlar yapldktan sonra bunlar en iyi biimde uygulamak, vergi konusunda kar karya gelen vatandala devlet arasnda iyi ilikiler kurmak, vergileri vergi

bar iinde toplayabilmek vergi ve benzeri konularda idari denetimin salamaya alt dier amalardr. Masraflara gelince; bu alanda idari denetimin amac nce masraf yapmak konusunda kabilecek yasalarn mkemmelliini, sonra eksiksiz uygulanmasn salamaktr. Bu yasalar arasnda Genel Muhasebe Kanunu, Bte Kanunu, Arttrma Eksiltme Kanunu, Personel Kanunu, Harcirah Kanunu ve benzeri yasalar bulunur. dari denetimin kamu harcamalaryla ilikili baka amalar da vardr. Kamu ynetiminin amaca uygun olarak almas, kaynaklarn mmkn olan en rasyonel biimde kullanlmas, harcamalardan elde edilen sonularn deerlendirilmesi, btedeki deneklerin gereklilik ve yararllk bakmndan incelenmesi gibi.

YASAMA DENETM Meclis kard yasalarla kamu hizmetlerini yapar ve rgtler. Bteyi, rgtledii kamu hizmetlerini altracak biimde icra organna hazrlatp sonra kendisi inceler ve onar. Bu onama ile birlikte yrtme erkine baz yetkiler devreder. Meclis denetimi ite meclisle arasndaki ibirlii ve uzlamann yeni bir halkasdr. Bu halkada meclis kendisinin kard yasalara ve devrettii yetkilere uygun olarak ilerin yrtlp yrtlmediini incelemeye alr. Bu incelemede, idari denetimin yapt iyiletirmelerden, yarg denetiminin uyarlarndan, yararlanr. Meclisin bte zerindeki incelemeleri ve bir anlam ile denetimin bte tasarsnn meclise sunuluu ve komisyona havalesi ile balar. Komisyon almalar sonunda, meclis adna inceleme yapan bu kurum, bteye yeni bir biim kazandrr. Hazrlk safhasnda hkmete tannm yetkinin hkmet tarafndan kullanlmasyla ortaya km bte tasarsna meclisin damgas baslm olur. Bu bir tr denetimdir. Dilenirse, komisyonun bte tasars zerinde yapt tasarrufa Meclis stnlnn bir uygulamas olarak da baklabilir. Komisyondan kan bte meclislerde incelenerek gerektiinde deitirilerek onanr. Genel kurullardaki incelemeler de bte zerindeki parlamento tasarrufunun ve parlamento stnlnn bir ifadesidir. Meclisin kabul ettii bteyi cumhurbakan yeniden grlmek zere iade edemez. Bu da bte hakk stnde meclis stnlnn bir baka grnmn ortaya koyar. Meclis mali yl sresince her kanun zerinde yapt gibi, bte kanunun uygulann da denetleyebilir. Meclislerin bte kanununun uygulann denetlemede kulland normal yntemler dier yasalarn uygulann denetlemede kullanlanlarn aynsdr. Yazl soru, szl soru, gensoru ve parlamento aratrmas Mali yl iinde bte kanununa getirilen deiiklikler, ek denekler, olaanst denekler, borlanma yasalar; hatta vergi yasalarn deitirici yasalar, mali sorunlarn ve bte uygulamalarnn meclis tarafndan denetlenmesine vesile olur. Lakin meclis denetiminin en yaygn ve en etkin biimi kesin hesap tasarlar zerinde yaplan denetimdir. Yasama organnn bte uygulamasndan sonra yat denetim Anayasa gereince Bakanlar Kurulu tarafndan TBMMye sunulan kesin hesap kanunu tasarlarnn grlmesi ve onaylanmas ile gerekletirilir. Kesin hesap kanunu tasars ilgili olduu yl btesinin hesap dnemi iinde elde edilen gelirlerle, yine o ylki demelerin gereklemi tutarn gsterir. Tasar metninde ayrca, kesin bte ann nasl kapatld, tamamlayc denek mahsubu, gelecek yllarda avans ve denek iptaline ilikin maddeler yer alr. TBMM kesin hesap kanunu tasarlarn onaylamak suretiyle yrtme organn aklam olur. Tasarnn reddi halinde bte tasarsnda olduu gibi hkmetin dmesi sonucu doabilir. SORU 28 Vergi borcunu sona erdiren nedenler nelerdir aklaynz?

VERG BORCUNU SONA ERDREN NEDENLER DEME deme, vergi borcunun ykml tarafndan yasalara uygun biimde yerine getirilmesidir (VUK. m.23). lemin vergi idaresi ynnden ifadesine tahsil denilir. Tahsil vergilendirme aamalarnn sonuncusudur.Tarh,tebli ve tahakkuktan sonra gelir.Genel olarak tahakkuk eden bir vergi borcu denmek suretiyle sona erer. Tahakkuk etmemi vergiler kural olarak denmeyecegi gibi alacakl vergi idaresi tarafndan da istenemez .Bir verginin tahsil edilebilmesi iin tahakkuk etmi olmas gerekmekle birlikte baz vergilerde bu iki aama akmakta, vergi, tahsil edildii anda tahakkuk etmi olmaktadr. rnein pul yaptrmak suretiyle alnan damga vergisinde tahakkuk ve tahsil pulun kullanld anda gerekleir. Tahakkuku tahsile bal vergiler denilen bu gibi vergilerde, verginin tahsili tahakkuku da iine alr (VUK. m.24). deme Zaman : Vergi borlar kendi kanunlarnda gsterilen sreler iinde denir. deme sresinin son gn verginin vade tarihidir. rnein gelir vergisi mart ve temmuz olmak zere iki eit taksitte denir. zel deme zamanlar:deme zamanlar yasalarla belirtilmekle birlikte, bazen yasalar koyduklar genel kuraln dnda zel deme zamanlar ngrrler; bazen da yasalarda yazl deme zamanlar uzatlr. zel deme zamanlarna ilikin hkmler hem Vergi Usul Kanununda, hem de tek tek vergi yasalarnda yer almaktadr. Vergi Usul Kanununa gre (m.112): Resen veya ikmalen tarh edilen vergiler taksit zamanlarndan nce tahakkuk etmise taksit sresi iinde, taksit sreleri ksmen veya tamamen getikten sonra tahakkuk etmise, gemi taksitler tahakkuk tarihinden balayarak bir ay iinde denir. (m.112/1). Resen veya ikmalen tarh edilen vergilere kar ykml vergi mahkemesine bavurabileceinden bu vergiler ancak 30 gnlk dava ama sresinin geirilmesinden sonra tahakkuk ederler. Tahakkuk tarihinden itibaren de bir aylk deme sresi tanndna gre, taksit sreleri getikten sonra tahakkuk eden resen veya ikmalen tarh edilen vergiler tebli tarihinden itibaren iki ay iinde denmi olurlar. lkeyi terk ve lm gibi ykmll kaldran durumlarda beyan zerine tarh edilen vergiler beyanname verme sreleri iinde denir. Ykmlnn, vadesi bu sreden sonra gelen vergileri de bu srede alnr (VUK.m.112/2). Vergi mahkemesinde dava ald iin tahsili durdurulan vergilerden taksit sresi gemi olanlar mahkemenin kararna gre hesaplanan vergi ihbarnamesinin teblii tarihinden itibaren bir ay iinde denir. (m.112/3); taksit sreleri henz gememi olanlar ise taksit zamanlarnda denir. Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin ngrd yukardaki hkmler dnda vergi yasalarnda da zel deme zamanlar da mevcuttur.Vergi yasalarnda belirlenen deme sreleri baz durumlarda Vergi Usul Kanununun veya dier yasalarn emredici hkm gereince uzamakta, baz durumlarda ise yasann verdii yetkiye dayanarak Maliye Bakanlnca uzatlmaktadr. Vergi Usul Kanununda (m.13) saylan mcbir sebeplerden

birinin bulunmas halinde bu sebep ortadan kalkncaya kadar sreler ilemez (VUK. m.15). Bu durumda deme sreleri uzar; vade uzayan srenin bittii gndr (VUK. m.111/3). Yine veraset intikal vergisinde, emlak vergisinde ve zor durumda bulunmalar nedeniyle vergiye ilikin devleri sresi iinde yerine getiremeyecek olanlar bakmndan belirli koullara uyulmas kaydyla sreler uzayabilir. Vergi Borcunun denmemesinin Hukuk Sonular :Yasalarn belirledii sreler iinde borcunu demeyen vergi ykmls, idarenin herhangi bir ilemine gerek olmadan mtemerrit duruma der. Vergilendirmeden doan alacak ve bor ilikisi kamusal nitelikte olduundan deme sresinin son bulmas ile birlikte, vergi yasalarnn ngrd yaptrmlar ykml hakknda kendiliinden ilerlik kazanr. Vergi sistemimizde ykmlnn temerrd balca u sonular doar. Vadesinde denmeyen Alacaa Gecikme Zamm Uygulanmas .Vergi borcunun zamannda denmemesinin dourduu hukuk sonulardan biri denmesi geciken alacaa gecikme zamm uygulanmasdr. . Alacan sresi iinde denmeyen ksmna vade gnn izleyen gnden itibaren her aylk sre iin ayr ayr olarak % 3 (2005/8551Sayl Amme Alacaklarnn Tahsil Usulu Hakknda Kanunun 51 inci Maddesine likin B.K.K). gereince 02/03/2005 Tarihinden tibaren Her Ay in%3gecikme zamm uygulanr; ay kesirleri tam ay olarak alnr. Vergi ziya cezas hari olmak zere ceza niteliindeki kamu alacaklarna ayrca gecikme zamm uygulanmaz. Gecikme zammnn ceza niteliinde olup olmad tartmaldr. Devlete, il zel idarelerine, belediyelere ait vergi, resim, har... gibi asl ve gecikme zamm, faiz gibi feri kamu alacaklarndan sz eden yasa maddesinden (AATUHK.m.1), zammn ceza nitelii tamad, yasa koyucunun gecikme zammna asl borca bal bir feri bor nitelii tand sonucu karlabilir. Gecikme zammnn cezai nitelik tamamas lm halinde cezalarla birlikte gecikme zammnn da dmesine engel olur. Gecikme Zamm- Gecikme Faizi: Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesi, resen ikmalen veya idarece yaplan tarhiyatlarda dava konusu yaplmadan kesinleen vergilere, kendi vergi kanunlarnda belirtilen ve tarhiyatn ilgili bulunduu dneme ilikin normal vade tarihinden itibaren son yaplan tarhiyatn tahakkuk tarihine kadar, dava konusu yaplan vergilerde ise yarg organ kararnn tebli tarihine kadar geen sreler iin, 6183 sayl yasada belirtilen gecikme zamm orannda gecikme faizi uygulanacan belirtmektedir. Bu ifadelerle 1986 ylndan itibaren vergi uygulamamza gecikme zammnn yannda bir de gecikme faizi girmitir. Bu iki kavram kartrmamak gerekir. Gecikme zamm muaccel hale gelmi her eit kamu alacana vade tarihini izleyen gnden itibaren uyguland halde, gecikme faizi sadece resen, ikmalen ve idarece tarh edilen vergilerde uygulama alan bulmaktadr; yani tarh edilmi ve tahakkuk etmi, ancak vadesinde denmemi vergilere deil, hi tarh edilmemi veya eksik tarh edilmi vergilere uygulanr. Cebri cra Yoluyla Tahsil :Vergi borcunun vadesinde denmemesinden doan bir dier hukuk sonu ta bu alaca cebr icra yoluyla tahsil edebilme olanann domasdr. Kamu alacan vadesinde demeyenlere 7 gn iinde borlarn demeleri veya mal bildiriminde bulunmalar gerei deme emri ile tebli olunur. deme emrine borcun asl ve ferilerinin mahiyet ve miktar, nereye denecei, sresinde denmedii veya mal bildiriminde bulunulmad takdirde borcun cebren tahsil edilecei ve borlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar ay gememek zere hapis ile tazyik olunaca yazlr (AATUHK.m.55). Cebren tahsil u yollardan birinin uygulanmas suretiyle yaplr: Vergi borlusu teminat gstermi ise teminat

paraya evrilir veya kefile bavurulur; borlunun borcuna yetecek miktardaki mallar haczedilerek paraya evrilir. deme Yeri :Vergi borcu, ykmlnn bal olduu vergi dairesine denir. (VUK.m.110/1). Vergi dairesi ykmly tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden kamu idaresidir. (VUK.m.4/1).Ykmllerin vergi uygulamas bakmndan hangi vergi dairesine bal olduklar vergi yasalaryla, bu yasalarda aka yazl olmayan hallerde Maliye Bakanlnca belirlenir (VUK.m.4/2). Verginin Tahsil ekilleri :Vergilerin toplanmasnda bavurulan usuller eitli evrelerden gemitir. Bir zamanlar halkn temsilcileri eliyle veya iltizam usul ile toplanan vergiler gnmzde devlet tarafndan alnmaktadr. Gnmzde ykmller vergilerini dorudan doruya vergi dairelerine yatrmakta , dairelerin yetkili ve sorumlu memurlar tarafndan verilecek makbuz karl yaplmaktadr. Vergiler dorudan doruya tahsil dairelerine yatrlabilecei gibi Maliye Bakanlnn belirleyecei bankalar aracl ile de denebilir. Baka bir tahsil ekli de verginin kaynakta kesilmesidir. En geni biimde gelir vergisinde uygulanan bu tahsil eklinde, deme konusu para hak sahiplerine verilmeden nce vergi demeyi yapanlarca kesilerek yatrlr. Bu usuln hem vergi karlmasn nlemek, hem de ykml saysn en aza indirmek gibi yararlar vardr. ZAMANAIMI deme dnda vergi borcunu sona erdiren en nemli nedenlerden biri zamanamdr. Bu nedenle alacakl kamu idaresi yasalarn belirledii sreler iinde vergiyi tahakkuk ettirmedii ya da tahsil etmedii takdirde artk bu ilemleri yapma olanan kaybeder. Devletin vergi alma yetkisinin zamanam sreleri ile snrlandrlmas vergiden doan hukuk ilikinin uzun zaman askda kalmasn nler; Vergi Usul Kanunu zamanamnn ykmlnn bu hususta bir mracaat olup olmadna baklmakszn hkm ifade edeceini ngrmektedir (m.113/2). Belirtilen yararlarna karlk zamanam, borcunu dzenli biimde deyen ykmller aleyhine adalet ve eitlik ilkelerini zedeler. Vergi hukukunda vergi idaresinin vergiyi isteme yetkisini snrlandran iki tr zamanam vardr: Bunlar tahakkuk ve tahsil zamanamdr. Tahakkuk Zamanam :Tahakkuk zamanamna ilikin hkmler Vergi Usul Kanununda dzenlenmitir. Vergi Usul Kanunu, vergi alacann doduu takvim yln izleyen yln bandan balayarak be yl iinde tarh ve ykmlye tebli edilmeyen vergilerin zamanamna urayacan ngrmektedir (m.114/2). Be yllk sre, aksine hkm bulunmadka, Vergi Usul Kanununa giren btn vergiler iin geerlidir. Bununla birlikte Veraset ve ntikal Vergisi Kanunu ile Emlk Vergisi Kanunu koyduklar istisnai hkmlerle ( zamanamnn balangcn idarenin rendii tarihe balamak suretiyle) bu sreyi uzatmlardr. Vergi cezalarnda ise vergi ziya suu iin 5 yl olan zamanam sresi usulszlk sular iin iki yl olarak saptanmtr. (VUK.m.374). Vergi ziya suu ile usulszlk suunun birlemesi halinde ceza, vergi ziya cezas iin belli edilen zamanam sresi iinde kesilir. Tahakkuk zamanam sresinin dolmasyla alacakl vergi dairesinin vergiyi tarh ve tebli etme yetkisi sona erer.

Zamanam kurumu alacak-bor ilikisinde ykmlnn karlarna hizmet ettii iin, alacaklnn da karn korumak zere zamanam sresinin ilemesini durduran ve kesen nedenler kabul edilmitir. Alacaklnn alacan izleme olanann kalmamas veya bunun ok zor olmas halinde zamanam sresi durur; zamanam, srenin ilemesine engel durumun kalkmasyla kald yerden ilemee balar. Zamanamnn durmas fiil veya hukuk zorunluluklar gerei kabul edilmitir. Ancak zamanamnn durmas alacakl lehine tannm bir olanaktr. Buna ramen alacakl ykmly izleyebilir. Ykml zamanamnn durduunu ne srerek bu takibi geciktiremez. Vergi Usul Kanununa gre (m.114/2) matrah takdiri iin vergi dairesince takdir komisyonuna bavurulmas zamanamn durdurur. Duran zamanam, takdir komisyonu kararnn vergi idaresine gelmesini izleyen gnden itibaren yeniden ilemee balar. Takdir komisyonu kararnn zamanam sresinin dolmasndan nce veya bu sre dolduktan sonra vergi dairesine gelmesi arasnda fark yoktur; iki durumda da zamanam takdir komisyonunda geen sre kadar durur. Tahakkuk zamanamn durduran baka bir neden de mcbir sebeplerdir (VUK. m.15/1). Vergi Usul Kanunu mcbir sebeplerin meydana gelmesi halinde srelerin, bu sebeplerin kalkmasna kadar ilemeyeceini, tahakkuk zamanamnn da ilemeyen sreler kadar uzayacan ngrmektedir. Tahsil Zamanam :Tahsil zamanam vergiler ve dier btn kamu alacaklar iin geerli olarak Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanunda dzenlenmitir. Bu kanuna gre kamu alaca, vadesinin rastlad yl izleyen takvim yl bandan itibaren be yl iinde tahsil edilmezse zamanamna urar (m.102/1). Ayn maddede para cezalarna ait zel kanunlardaki zamanam hkmlerinin sakl olduu belirtildiinden, Trk Ceza Kanununda ve dier para cezas hkm tayan kanunlarda yer alan para cezalarna zamanam bakmndan bu hkmn uygulanmayaca aktr. Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanun tahsil zamanamnn balangcn, alacan vadesinin rastlad takvim yln izleyen takvim yl olarak belirlemitir. Verginin vadesi, o verginin deme sresinin son gnn ifade eder (AATUHK.m.37/3, VUK.m.111/2). Vergilerin deme sreleri tek tek vergi yasalarnda belirlenmi ve zel durumlar iin de ayr sreler saptanmtr. Tahsil zamanamnn ilemee balamas bakmndan vade tarihinin deil de vadeyi izleyen takvim ylnn esas alnmasnn nedeni, btn ykmllerin tabi olduklar zamanamn ayr ayr incelemekten idareyi kurtararak daha kolay almasn salayabilmek dncesidir. Tahsil zamanam sresi dolduktan sonra alacakl kamu idaresinin vergiyi tahsil edebilme yetkisi kalkar; ancak zamanam sresinin dolmasndan sonra ykmlnn rzas ile yapaca demeler kabul edilir (m. 102/2). Tahsil zamanam sresinin ilemesine engel olan nedenler : Tahsil zamanam sresini durduran ve kesen nedenler Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanunun 103 ve 104 nc maddelerinde gsterilmitir. 104 nc maddede tahsil zamanam sresini durduran nedenler grupta toplanmtr. Bunlar: - Vergi ykmlsnn yabanc lkede bulunmas, - Hileli iflas etmesi,

- Terekesinin tasfiyesi dolaysyla hakknda takibat yaplmasna olanak bulunmamasdr. Tahsil zamanamn kesen nedenler ise yasann 103 nc maddesinde on bent halinde gsterilmitir. - deme, Haciz uygulamas, Cebren tahsil ve takip ilemleri sonunda yaplan her eit tahsilat, deme emri teblii, Mal bildirimi, mal edinme ve artmalarnn bildirilmesi, deme, haciz vb ilemlerden herhangi birinin kefile veya yabanc kii ve kurumlar mmessillerine uygulanmas veya bunlar tarafndan yaplmas, Uyumazlk konusu kamu alacaklarnda yarg organlarnca bozma karar verilmesi, Kamu alacann teminata balanmas, Yarg organlarnda yrtmenin durdurulmasna karar verilmesi, ki kamu idaresi arasnda mevcut bir bor iin alacakl kamu idaresi tarafndan borlu kamu idaresine borcun denmesi iin yaz ile bavurulmas. Zamanam sresi kesilmenin rastlad takvim yln izleyen takvim yl bandan itibaren yeniden ilemee balar. Ancak zamanamnn bir bozma karar ile kesilmesi halinde, srenin balangc yeni vade gnnn rastlad yl izleyen takvim ylnn ilk gn olmaktadr. Kamu alacann teminata balanmas veya yrtmenin yarg organlarnca durdurulmas hallerinde zamanam sresi teminatn kalkt, yrtmenin durma sresinin sona erdii tarihin rastlad takvim yln izleyen takvim ylnn ilk gn ilemee balar. TAKAS Takas (deme) vergi borcunu sona erdiren bir neden olup, ayni cinsten olan karlkl ve muaccel iki borcu, daha kk olan orannda sona erdiren bir hukuk ilemdir. Borlar Kanununa gre takas beyan edebilmek iin ayni cinsten ve muaccelkarlkl iki alacan varl gereklidir (BK: m. 118). Bu durumda bulunan karlkl iki alacan sahibi, birbirlerine olan borlarn ayr ayr ifa etmek yerine, bir beyanla alacaklarn hesaben tahsil eder ve bor ilikilerini sona erdirirler. Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanun (m. 23), kamu idarelerince ykmlden tahsil edilmi olup, yasal nedenlerle iadesi gereken kamu alacaklarnn, ykmlnn reddiyat yapacak kamu idaresine olan muaccel borlarna mahsup edilmek suretiyle reddolunacan ngrmektedir. Bu hkmde mahsup deyimi ile ifade edilmek istenilen ey aslnda takas ilemidir. ki farkl deyimin birbirinin yerine kullanlmas doru deildir; nk takas ve mahsup hukuk nitelikleri itibariyle birbirlerinden farkldrlar. rnein yurt dnda edinilen kazanlar zerinden mahallinde denmi bulunan gelir vergisi yllk beyannamede gsterilen toplam vergiden indirilir; bu, takas deil mahsup ilemidir. Vergi hukukunda taraflarn takas isteminde bulunabilmesi iin ykmlnn alacann kesinlik kazanm bulunmas ve borcunun da muaccel olmas gerekir. Bu nedenle rnein idare, ykmlnn kendisinden olan muaccel alacan onun halen vergi mahkemesinde baklmakta olan ve dolaysyla henz tahakkuk etmemi bulunan borcu ile takas edemez. Ayni nedenle ykml de hataen fazla deyip dzeltme dilekesiyle idareden iadesini istemi bulunduu, fakat iadesine henz karar verilmemi bir alacann muaccel bulunan bir vergi borcuna takas edilmesini isteyemez. Fakat ykmlnn idareden olan alaca kesinlik kazanm, baka deyimle kamu alaca tahsil edilipte yasal nedenlerle iadesine karar verilip kendisine tebli edilmi ve borcu da muaccel ise, verginin vadesi gelmeden nce yapt takas isteminin kabul gerekir. Hatta ykml byle bir istemde bulunmasa bile idarenin, muaccel

olan vergi taksidini demedii iin ykmlye deme emri dzenlemeden nce, onun iadesine karar verilmi olan muaccel alacan vergi taksidine mahsup etmesi gerektii itihatlarca kabul edilmektedir. Takas istenebilen borlar, tahsil edilip de yasal nedenlerle ykmlye iadesi gereken kamu alacaklar ile, ykmlnn reddiyat yapacak idareye olan muaccel borcudur; bunlar iki taraf iin de kamu hukuku ilikisinden doar. Kamu alaca, devlet, il zel idareleri ve belediyelere ait vergi, resim, har, ceza tahkik ve takiplerine ait yarglama masraf, vergi cezas, para cezas gibi asli, gecikme zamm, faiz gibi feri alacaklar ile bu idarelerin szleme, haksz fiil ve haksz iktisaptan doanlar dnda kalan ve kamu hizmetleri uygulamasndan doan dier alacaklar ile bunlarn takip masraflardr (AATUHK. m. 1), Alacakllk-borluluk sfatlarnn birlemesi sonucu ykmlnn takas isteminde bulunmas demenin hukuk sonularn dourur; bor ortadan kalkar. TERKN Terkin, baz koullarn varl halinde vergi alacan btn hukuk sonular ile birlikte ortadan kaldran bir idari ilemdir. Hernekadar bir verginin terkin edilebilmesi iin ekl olarak ykmlnn bavurusu gerekirse de bu, terkinin tek tarafl bir ilem olma niteliini etkilemez. Terkin zel hukuktaki ibra, alacaktan feragat, alacaklnn borlusuna kar alacak hakkn kullanmayacan taahht etmesi, borcun bulunmadnn kabul, hatta konkordato messeselerine benzetilebilir. Ancak, terkin tek tarafl bir ilem olmas bakmndan zel hukuktaki alacaklnn alacandan feragatna benzemektedir. Terkin Nedenleri Vergi hatalar dolaysyla yaplan terkinler, Ykml aleyhine domu olan vergi hatalarnn dzeltilmesi halinde vergi henz tahakkuk etmemise hatal ilem dzeltilir; tahakkuk etmi vergiler ise terkin edilir. Vergi ayni zamanda tahsil edilmi ise terkin edilen vergi, ykmlye iade edilir. Yarg organlarnn kararna dayanan terkinlerVergi yarg organlarnn kararlar uyarnca da tarh olunmu veya tahakkuk etmi vergiler terkin olunur. Bu yolla verginin terkin edilebilmesi iin yarg organnn verdii kararn kesin nitelikte olmas yahut sresi iinde st mercie bavurulmad iin kararn kesinlemi bulunmas veya sresi iinde st yarg organna bavurulmu ise vergi mahkemesi kararnn onaylanm bulunmas gerekir. Vergi Usul Kanununun ngrd terkin nedenleri Yangn, yer sarsnts, su basmas, don, kuraklk... ve benzeri doal afetler sonucu malvarlklarnn en az te birini kaybeden ykmllerin bu afetlerin zarar verdii gelir kaynaklaryla ilgili bulunan vergi borlar ve vergi cezalar zararla orantl olmak zere Maliye Bakanlnca ksmen veya tamamen terkin olunur (VUK.m.115). Terkin edilecek vergiler, doal afetlerin vuku bulduu tarihten nce kapanm olan vergi dnemine ait ve henz denmemi bulunan vergilerdir; nk afetin doduu dnem iinde zaten zarar nedeniyle vergi matrah ve vergi borcu domaz. Kapanm dneme ait olsa bile doal afetin vukuundan nce denmek suretiyle ortadan kalkm olan vergi de terkin edilemez. Ancak ykml kapanm dneme ait vergiyi afetin vukuundan sonra demi ise bunun terkinini isteyebilmelidir. Doal afetler sonucu mahsullerinin en az te birini kaybetmi ykmller iin de, zararn doduu hasat ve devirme zamanna

rastlayan yla ait olmak zere afete urayan arazi iin tahakkuk ettirilen arazi vergisi borlar ve vergi cezalar zararla orantl olarak terkin olunur (VUK. m.115). Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanunun ngrd terkin nedenleri Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanunda da (m.105) doal afetler nedeniyle yaplacak terkine ilikin bir hkm bulunmaktadr. Bu maddenin son fkrasnda Vergi Usul Kanunu kapsamna giren kamu alacaklar hakknda anlan yasa hkmlerinin uygulanaca belirtilmektedir. Bu nedenle Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanunun hkm Vergi Usul Kanununun kapsamna girmeyen kamu alacaklar iin dzenlenmitir; terkin yetkisi Maliye Bakanlna deil, Bakanlar Kuruluna verilmitir. Yine Amme Alacaklarnn Tahsil Usul Hakknda Kanuna gre, yaplan takip sonunda tahsili imknsz veya tahsili iin yaplacak giderlerin alacaktan fazla bulunduu anlalan 5 Ytl.(dahil) (5035 Sayl Kanunun 48/2 maddesiyle deien ibare. Geerlilik:01.01.2004; Yrrlk:02.01.2004)kadar kamu alacaklar kamu idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafndan terkin edilir (m.106) Ayni dzenleme Vergi Usul Kanununda (354 Sra No.lu V.U.K Genel Teblii ile 1.1.2006dan itibaren 14, - YTL)14 ytl. lira snr ile tahakkuktan vazgeme ad altnda yer almaktadr (VUK. mk. m. 115). Vergi Borcunu Sona Erdiren Dier Nedenler Hata Dzeltme, Vergi hatas, vergiye ilikin hesaplarda veya vergilendirmede yaplan hatalar yznden haksz yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alnmasdr (VUK. m. 116) Ykml aleyhine yaplm olan hesap ve vergilendirme hatalarnn dzeltilmesi halinde dzeltilen miktar kadar vergi borcu sona erer. Mahsup , Herhangi bir nedenden dolay iadesi gereken verginin idare tarafndan alacaklnn tahakkuk etmi dier borlarna mahsup edilmesi vergi borcunu ortadan kaldrr. Uzlama, Resen, ikmalen ve idarece tarh edilen vergilerde idare ile ykmller kar karya gelerek anlaabilirler (VUK.3 nc Blm, Ek. m.1). Uzlama gerekletii takdirde idarenin vazgetii miktardaki vergi borcu ve vergi borcu aslna bal olarak vergi cezas belli miktar itibariyle sona ermi olur. Uzlama talebinin vergi mahkemesinde dava ama sresi iinde yaplmas gerektiinden (Ek m.1), uzlama sonucunda , henz tahakkuk etmemi, yani tarh edilmekle birlikte denmesi gerekli duruma gelmemi bor son bulur. Yarg Kararlar, Ykmller tarh edilen vergi ve cezalara kar sresi iinde vergi yargs organlarna bavurabilirler. Yarg organlarnn karar vergi borcunun ve cezasnn ksmen ya da tamamen kaldrlmas ynnde olduu takdirde yaplan idari ilem geri alnacandan vergi veya ceza o oranda sona erer. Vergi Cezasn Sona Erdiren Nedenler lm, vergi cezalarnn sona erme nedenidir (VUK. m.372). lmle vergi cezalarnn son bulmas cezalarn ahsilii ilkesinin sonucudur; buna karlk lenin vergi borlar devam eder, miras reddetmemi yasal veya mansup miraslara geer. Sermaye irketlerinin vergisiz birlemesinde (KVK.m.37), birleme nedeniyle kiilii son bulan kurumun vergi borlar da, gerek kiilerin lmnde olduu gibi, klli halefiyet nedeniyle birleen kuruma geer. Burada da vergi borcunun son bulmas sz konusu deildir.

Ceza ndirimi, Vergi cezalarna zg sona erme nedenlerinden biri de cezalarda indirimdir. Resen, ikmalen veya idarece tarh edilen vergilerde ykml veya sorumlu vergi mahkemesinde dava ama sresi iinde ilgili vergi dairesine bavurarak tarh edilen vergi veya vergi farkn ve yasada belirtilen indirimlerden arta kalan vergi ziya, usulszlk ve zel usulszlk cezalarn vadesinde veya teminat gstererek vadenin bitiminden itibaren ay iinde deyeceini bildirirse vergi ziyanda kesilen cezann birinci defada yars, daha sonra kesilen cezalarn te biri, usulszlk cezalarnn te biri indirilir (VUK. m.376). Ykml veya sorumlu cezada indirimden yararland lde vergi cezas sona erer. Af, Devletin tek tarafl olarak alacandan vazgemesi demek olan af vergi cezalarnn sona erme nedenlerindendir. Tarh edilmi vergilerin belli sreler iinde denmesi kaydyla bunlara ilikin cezalarn veya gecikme zamlarnn affedilecei ngrlr. Af esas itibariyle vergi cezalarn sona erdiren bir neden olmakla birlikte bazen cezann yannda vergi aslnn bir ksm da affedilmektedir SORU 29 Stagflasyonla mcadelede maliye politikasnn roln aklayn? STAGFLASYON VE MALYE POLTKASI Stagflasyon kavram bir ekonominin ayn anda hem isizlik hem de enflasyon iinde bulunmas durumunu ifade eder. Yksek bir enflasyon orannn, kullanlmayan retim kapasitelerinin, isizliin ve yetersiz bir byme hznn birlikte yaand bir ekonomik olay ifade etmek iin kullanlan stagflasyon ciddi bir ikilemi ortaya koymaktadr. Daha ncede belirtildii gibi, daraltc para ve maliye politikalar bir ekonomide talep enflasyonu iin zm olurken, yksek isizlik oranlarnn azaltlmas iin geniletici politikalar izlenmesi gerekmektedir. Stagflasyon durumunda balca makro dzeyde sorun istihdam konusunda ortaya kmaktadr. zellikle enflasyon oranlarnn yksek olduu dnemlerde ortaya kan isizlie ramen cret basklar tercih edilmektedir. Yine artan isizlik, alanlarn hayat standardn korumaya yneliktir. Stagflasyon srecinin 4 zellii bulunmaktadr. 1-Devletin maliye ve para politikas araclyla enflasyonu kontrol altna almak istemesi nedeniyle ekonomik faaliyetler belli lde daralr. 2-Enflasyon orannn yksek olduu dnemlerde artan isizlie ramen cret basklar ve artan isizlik alanlarn hayat standartlarn muhafaza etmeye yelenir. Bu durum ise sendikalarn pazarlk glerini artrr. 3-Bu dnemde krlar azalr. Bu durum ise zellikler rekabeti serbest piyasa ekonomisinin uzun dnemde temelini sarsan ciddi bir olgu haline gelmektedir. 4-Daha yksek cretler iin konan basklar toplumda artan isizlikle birlikte firmalar ii grevleri nedeniyle zarar ve krlarn azalmas tercihiyle kar karya brakmaktadr. STAGFLASYONLA MCADELE POLTKASINDA MALYE POLTKASI TEDBRLER Stagflasyon olgusu bir ekonomide karar birimlerini enflasyonla mcadele ederken isizlii ktletirmeme ya da isizlikle mcadele ederken enflasyonu ktletirmeme arasnda ciddi nlemler almalarn gerektiren bir ikilemle kar karya getirmektedir. Bir yandan isizlii gidermek iin geniletici maliye politikas tedbirleri uygulanmas dier yandan fiyat artlarn

engellemek iin daraltc bir politikann uygulanmas gerekir ki karar vericiler (siyasal iktidarlar) iin bu gerekten zor bir seenektir ve bir tercih sorunudur. Hangi politika seilirse seilsin bir amacn gerekletirilmesi srasnda dier amatan uzaklalacaktr. Bu nedenle devlet politikasnca izlenilecek yol bu iki amacn optimal bir bileimini gerekletirmeye almaktr. 1970li yllarn bandan beri stagflasyon olgusuna zm arayan gerek keynesyen iktisatlar gerekse monetaristler ekonominin mikro yapsn daha iyi anlamz gerektiini ileri srmlerdir. Bu nedenle yeni bir takm ekonomik gelimeler gndeme gelmi ve Keynes devriminden bu yana ilk kez mikro temelli ekonomi politikalarnn birok iktisatnn dikkatini ekmeye balad grlmtr. Bundan byle hem keynesyenler hem de monetaristler stagflasyon olaynn zm iin ekonominin mikro yapsn daha iyi anlamamz gerektiini ortaya koymulardr. te gnmz ekonomik olaylarnn zm iin hem makro hem de mikro ekonomi aralarn kullanma zorunluluu byle bir anlayn sonucu olarak ortaya kmtr. Stagflasyonla mcadelede geleneksel maliye politikas aralarnn kullanlmas, olayn ortaya k kaynak ve trlerinin ve de bunlarn ekonomideki etkinlik derecelerinin belirlenmesi kanlmazdr. Bu belirleme yapldktan sonra mevcut aralarla istikrarszln kaynana inilebilecektir. Bu aralar bilindii gibi vergi, harcama, borlanma ve bte politikas aralardr. Ayrca stagflasyon olay isizlik sorununu da kapsamnda bulundurduu iin stagflasyonla mcadele programlar iinde cret ve fiyat kontrolleri, sektrel ve blgesel farkllklarn giderilmesi benzeri nlemler alnabilir . Stagflasyonla mcadele etmek iin nerilen seenek politikalarndan bazlar 1-GELRLER POLTKASI Bir ekonomideki fiyat ve cret artlarna kar uygulanmas dnlebilecek politikalardan biri cret ve fiyatlarn oluum srecine dorudan doruya mdahale etmektir. Gelirler politikas geni kapsaml bir kavramdr ve kamu harcamalaryla vergileri deitirmeksizin, toplam talebi azaltmakszn ekonomideki enflasyonist basklar nlemek amacyla alnan birok nlemi tanmlamak iin kullanlmaktadr. Gerekten gelirler politikas, artan fiyat ve cretleri azaltmak iin firma ve sendikalar ikna etmeye almaktan, kabul edilebilir eitli fiyat ve cret artlar iin eitli gstergeler gelitirmeye ve sonuta fiyat ve cretlerin genel olarak dondurulmasna kadar eitli nlemleri kapsamaktadr. Gelirler politikas iinde, yasal olarak fiyat tavanlar belirlemek ve bunlara uymayanlar cezalandrmak eklinde uygulanan fiyat ve cretlerin dondurulmas nlemi dierlerine kyasla en kstlayc olandr ve enflasyonu kesin olarak aaya ekebilmektedir. O zaman niin bu yolla enflasyondan kurtulunamamaktadr? Bunun nedeni, eer ekonomide kaynaklarn optimum dalm isteniyorsa, cret ve fiyatlarn deimesi gerektii dncesidir. Bir enflasyonla mcadele politikasnn amac, ortalama fiyat art orann, fiyatlarn kaynak dalmndaki rolne mdahale etmeden azaltmaya almak olmaldr. Ksa bir dnem iin fiyat ve cretlerin dondurulmas nedeniyle bozulan kaynak dalmn ok kk olabilir ve fazla maliyetli de deildir. Ancak cret ve fiyatlarn uzun sre sabit tutulmas durumunda emek ve mal piyasalarnda anormallikler (bozukluklar) ortaya kacaktr. 2-VERG TEMELL GELR POLTKASI Vergi temelli gelir politikalar, daha dk parasal cret artlarn neren ve kabullenen firmalarla iileri mkafatlandran; ar cret artlarn neren ve kabullenen firmalarla iileri cezalandran bir vergi sisteminin kullanmdr.

Bu sistemde cretleri belli bir snrda tutan firmalara ve iileri vergi azaltlmas yoluyla mkafatlandrlmakta aksine ar cret artlar neren ve alan firmalarla iiler yksek vergiler yoluyla cezalandrlmaktadr. Bylece vergi temelli gelir politikalar, dk parasal cret ve fiyat artlarn daha cazip, ar parasal cret ve fiyat artlarn daha az cazip klarak nispi fiyatlar deitirmeyi planlamaktadr. (Vergi temelli gelir politikas ile parasal cret artlarn snrlandrmak ve bylece dolayl olarak fiyat artlarn nlemek iin vergi sistemini kullanmak fikri hakim ) 3-NDEKSLEME Gelir vergisinin, zel cret szlemelerinin, isizlik tazminatlarnn ve sosyal gvenlik yardmlarnn cari enflasyon oranna gre indekslenmesinin, enflasyon orannda beklenmeyen bir azalmann maliyeti olarak gsterilen isizlik orann drecei ileri srlmektedir. nk enflasyon orannda beklenilmeyen bir azalmann ekonomide isizlii artrmasnn bir nedeni, cret szlemelerinin parasal olarak sabit olmasdr. yllk bir cret szlemesi beklenen bir enflasyon orann kapsamaktadr. Bu durumda, eer, cari enflasyon oran beklenen enflasyon orannn altnda ise, cret maliyetleri mal ve hizmet fiyatlarndan daha hzl artacak ve daha az emek gc istihdam edecektir. Ancak, parasal cretler enflasyon oranna indekslenirse, parasal cretlerdeki art oran enflasyon oranndaki azalmaya otomatik olarak karlk verecektir. 4-RETIM TEVIKLERI POLITIKASI VE TOPLAM ARZ Baz ekonomistler zellikle arz ynl ekonomistler, retken faaliyetler zerinden alnan yksek oranl vergilerin toplam arz ciddi bir biimde etkilediine inanmaktadrlar. Onlara gre, uygulanacak bir vergi azaltlmas program ekonomide almay, tasarrufu, yatrm, retkenlii ve toplam arz tevik edecek ve bylece stagflasyon olaynn zmne yardmc olabilecektir. Kamu harcamalarnn toplam arz zerindeki etkisi ise, tevikler zerinde ters ynl bir etkiye sahip olduu iin daha farkl olacaktr. nk, artan kamu harcamalar borlanma ile finanse edildii takdirde, dn verilebilir fonlar piyasasndan fon ekildii iin, faiz oranlar ykselmekte ve zel yatrm harcamalar azalabilmektedir. Bu durumda zamanla, ekonominin sermaye birikim orannn azalaca ve bu nedenle ekonomik bymenin gecikebilecei aktr. Borlanmaya seenek olarak, kamu harcamalarnn reticilerin gelirleri zerinden alnan vergilerle finanse edildii durumda ise, tevikler ortadan kalkacak, (yatrma oranla cari tketim fiyat, almaya oranla bo zaman fiyat gibi) nispi fiyatlar deiecektir. Ekonomistler nispi fiyatlarn nemli olduunu vurgulamaktadrlar. nk vergilenmeyen faaliyetlere oranla (rnein aylaklk, bo zaman gibi) vergilenebilir retken faaliyetlerin frsat maliyeti artarsa, karar vericiler daha ok birinciyi tercih edeceklerdir. Burada nemli olan soru, bu ikme etkisinin ne kadar nemli olduudur. SORU 30 Aadaki kavramlar aklayn? a- Konversiyon b- Katma bte c- Verile emri d- Tersine artan oranllk e- stisna

a- Konversiyon HASTALIIN ADI: KONVERSYON Hastaln tanm Greceli olarak yksek faizle ihra edilmi bir devlet bor senedinin (hazine tahvili ve bonosu) daha sonra daha dk bir devlet bor senedi ile deitirilmesi ilemine konversiyon ad verilir. Bu tanm erevesinde dnldnde konversiyon ileminin vatandalarn kendi zgr iradelerinin dnda devlet tarafndan zorlama ile uygulanabilecek bir bor ynetimi politikas olduu anlalabilir. Hastaln ortaya kt alanlar Konversiyon, konsolidasyon gibi kamu bor ynetimi politikas aralarndan birisidir. Devletin borlanma ekil ve artlarnda deiiklik yapmak istemesi durumunda konversiyon ad verilen ilem gndeme gelmi olur. Hastaln nedenleri Devletin mali disiplinden uzaklam olmas, Kamu borlanmasna ilikin anayasal ve yasal snrlarn tespit edilmemi olmas, Hukuk devleti anlaynn lkede yerlememi olmas; siyasal iktidarlarn hukuka uygun olmayan eylem ve davranlarn denetleyecek bamsz yarg ve etkin sivil toplum mevcut olmamas vs. Hastaln tedavisi Kamu borlanmasna mutlaka disiplin getirilmelidir. Bu erevede srdrlebilir i ve d borlanmann uluslararas standartlara uygun bir tanm yaplmaldr. ve d borlanmaya mutlaka anayasal snrlar getirilmelidir. Devletin konversiyona gitmesi anayasada yasaklanmaldr. b- Katma bte Katma Bteler: Katma bteler, btenin temel ilkelerinden olan "genellik" ve "birlik(teklik)" ilkelerinin istisnasdr. Katma bte, giderlerini zel gelirleri ile karlayan ve genel bte dnda ynetilen kurulularn btesidir. rnein niversiteler, Vakflar Genel Mdrl, Karayollar Genel Mdrl. Devlet Su leri Genel Mdrl gibi. Katma bteli kurulularn bteleri devletin genel btesinin bir eki eklinde olduundan ve onunla konsolide edildiinden, "katma bte" adn alrlar. Katma bteli idarelerin byk bir blm hazineden yardm alan kurululardr. Bu bteler genel btenin kurallarna tabi olup; yasama organnda ilgili bakanlk btesiyle birlikte grlr. rnein, niversitelerin bteleri Milli Eitim Bakanl btesiyle birlikte grlp karara balanr c- Verile emri

Bir giderin hak sahibine denmesi iin 4 aamadan gemesi gerekir bunlar: a. Giderlerin taahhd: Taahht kamu giderlerinin yaplabilmesi iin ilgili Bakann yada yetkili kld kiinin veya 2 dereceden ita amirinin kabul ve imza ettii karar ve szlemelerdir. Btede yer almayan giderler iin ita amirleri taahht ilemi yapamazlar. Bu tr giderlere Donmu Giderler ad verilir. rnein: ek ders cretleri ,okul, yol yapm tamir ve tadilat ilemleri. b. Giderlerin tahakkuku: Bor miktarnn saptanmas ve devletin borlu olduunun kabul aamasdr. Burada devlete kar yaplan taahhtler yerine getirilmi ancak devlet borcunu dememitir. c. Giderlerin verile emrine balanmas: Borcun hak sahibine denmesi amacyla tahakkuk memuru tarafndan hazrlanan ve ita amirince onaylanan yazl emirdir. d. Giderlerin denmesi: Verilen emrine balanm olan giderler saymanlklar tarafndan denir. Ancak yasal ynden incelenir. Eksik, usulsz ve yanl demelerde saymanlar ve ita amirleri sorumlu tutarlar. d- Tersine artan oranllk denen Verginin sabit kalmas dolasyla verginin matraha orannn dmesidir. e- stisna, vergi istisnas, Belli mallardan veya verginin konusuna giren kazan veya iradn vergi alnmamas veya belirli snrlarn altnda vergi kesilmemesidir. SORU 31 Tarife d aralar nelerdir? Aklayn. thalat kotalar ile gmrk tarifelerini karlatrnz. GMRK TARFELER "Gmrk vergileri", ithal mallarnn lke snrlarndan girii srasnda devlet tarafndan, nceden tesbit edilmi oranlarda alnan vergilerdir. "Gmrk Tarifeleri" , ithal mallara uygulanacak vergi oranlarn gsteren listelere denir. Gmrk Tarifeleri ad valorem, spesifik ve karma tarifeler olmak zere eittir.Ad valorem mal deerinin zerinden (oran esasna gre), spesifik ise maln fiziki birimi zerinden vergi tarif eden tarifelere verilen isimdir

TARFE DII TCARET POLTKASI ARALARI 1. thal Kotalar Kota, hkmetlerin ithal edilecek mal hacmi zerine koyduu fiziki miktar veya deer snrlamalarna denir. Kotalar, belirli srelere gre dzenlenirler. (bir yl iinde ithal edilecek yabanc otomobillerin saysn bin adet veya deerini bir milyon dolar olarak belirlemek gibi) 2. thal Yasaklar: Ekonomi iin nemsiz veya lks saylan mallarn ithaline izin verilmeyerek, kt dviz kaynaklarndan tasarruf salamak, yerli sanayii d rekabetten tam olarak koruyabilmek iin ve d aklarn kapatlabilmesi gibi ekonomik nedenlerle, ithalat yasaklanmaktadr. Halk salna, genel ahlaka ve kamu dzenine zararl maddelerin lkeye giriini nlenmek amacyla da yasaklar konabilir.

3. Dviz Kontrol: thalat kstlamann bir dier yolu da, dviz kontrolu veya kambiyo denetimidir. Dviz kontrol, dvizle ilgili ilemler zerine hkmetin koyduu kstlamalara denilmektedir. Bu sistem genellikle, ithalat kotalar ile birlikte uygulanr. Kotalar mal akmlarn, dviz kontrol ise, dviz ilemlerini snrlandrr. Kat olarak uygulanan dviz kontrollerinde, her trl dviz ilemi, hkmet tekeli altndadr. Dviz alm ve satm ilemlerini Merkez Bankar yrtlr. Dviz geliri elde edenler bu gelirlerini belirli sreler ierisinde, Merkez Bankas'na satmak zorundadr 4. oklu Kur Sistemi oklu kur sistemi, eitli mal ve hizmetlerin ticaretine farkl dviz kurlarnn uygulanmasna dayanan bir sistemdir. Bu sistemde, baz mallara yksek kur uygulanarak, bunlarn ithalat engellenir ve ihracat zendirilir. 5. Fark Giderici Vergiler: Fark giderici vergiler, ithal rnleriyle rekabet eden, yerli endstrileri korumak iin, uygulanmaktadr. Hkmetler, korumak istedikleri sektrdeki rnler iin yksek i fiyat belirler ve piyasada bu yksek fiyatlar geerli klmak iin, o rnlerin ithalatndan fark giderici vergi alrlar. 6. Damping: Byk bir ihracat firmann, maln d piyasada, i piyasadan daha dk bir fiyattan satmasna damping denir. Hkmetler dampinge kar anti-damping vergileri veya telafi edici vergiler koymaktadrlar. 7. Karteller: Karteller, benzer mal veya hizmetleri reten firmalarn fiyatlarn belirlemek, retimi ksmak, piyasalar blmek veya yeni teknolojilerinin uygulanmasn snrlandrmak v.b. amalarla aralarnda yaptklar anlamalardr. 8. Piyasaya Dnk Endstri Sbvansiyonlar Yerli endstrileri rekabetten koruma yollarndan biri, hkmetlerin bu endstrilere sbvansiyon demesi yapmasdr. 9. hracat Sbvansiyonlar: hracatnn krlln artrarak, ihra mallarnn retimini zendirmek iin, ihracatya vergi iadesini, dolaysz deme, dk faizli kredi, ucuz girdi salanmas, gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti v.b. yardmlar yaplarak, ihra ettii mal birimleri karl olarak ulusal para cinsinden daha fazla deme yaplmasna veya ihra malnn birim retim maliyetinin drlmesine ihracat sbvansiyonu denir. 10. hracat Vergileri: Mallarn ihracatndan alnan ve ihracat snrlamaya ynelik olan vergilere denir. Ham maddelerin yurt iinde ilenmelerini zendirmek, doal hammaddelerin ihracatn kstlamak, ve ticaret hadlerini lke lehine deitirmek amalaryla uygulanr. 11. Gnll hracat Kstlamalar: Genellikle, ithalat durumundaki gelimi lke ile, ihracat durumundaki az gelimi lkeler arasnda yaplan iki veya ok yanl anlamalara dayanr. Az gelimi lke ihracatna bir nevi kota koyar, bylece gelimi lke kota uygulamyor gibi grlr. 12. Yurt i Katk Zorunluluu: Bir maln yurtiinde retilmi saylmas iin, bu mala yaplan yurt ii katk paynn belli bir orannn altna inmemesi zorunluluuna denir. Daha ok, az gelimi lkelerdeki dolaysz yabanc sermaye yatrmlarnda uygulanrlar. 13. Salk, Gvenlik ve evre Standartlar (grnmez engeller):

Btn lkelerde, insanlarn salk ve gvenliini ya da evreyi korumak iin, hkmetlerin kardklar, ok sayda idari ynerge ve kural vardr. Ve ynerge ve kurallar, ilgili olduklar rnlerin d ticaretini engelleyebilirler. 14. Snai, Ticari ve Fikri Mlkiyet Haklarnn Korunmas: Yaratc zellie sahip insanlarn, sanat veya yazarlarn ortaya koyduklar bir yenilik, bulu veya benzeri eserler fikir rn veya fikri mlkiyet olarak kabul edilirler. Ve bu eserlerin sahiplerine, bunlar, bir sre, tek bana kullanma hakk verilir. (Telif hakk, patent, ticaret nvan) 15. Kamu Kurumlarnn Satn Alma Politikalar: Genellikle, kamu politikalar tm ihtiyalarn yerli piyasadan satn alma ilkesini benimsemilerdir TARFE VE KOTALARIN KARILATIRILMASI Kotalarn devlet geliri etkisi asndan tarifelerden farkl olduunu grdk. Kota ve tarifeler piyasa mekanizmasndaki etkinlikleri bakmndan da farkldrlar. Tarife piyasa mekanizmasnn ileyii asndan kotalara gre daha esnektir. Kotalar piyasa mekanizmasn tamamyla tkarlar. Bu nedenle edeer tarife ve kotalarn uygulanmas durumunda kotalarn ticarete etkisi daha kstlayc olur. Tarife ile kotalar arasnda hkmete gelir salamann dnda da baz nemli farklar vardr. Kotalar tarifelerden farkl olarak ithalat kstlar. Tarife ise ithalat ayn oranda snrlamaz. Tarife uygulayan lkeye ihracat yapan reticiler,ihra fiyatlarn drp verginin bir ksmn kendi zerlerine alarak ithalatn azalmasna engel olabilirler. Kotalarn tarifelere oranla stn olduu durumlar unlardr: Kotalar, tarifelere gre daha fazla esneklie sahiptir. Hkmetler, ekonominin iinde bulunduu duruma gre sratle kota uygulamasna gidebilirler. Kotalar geici nitelikte olduklarndan ihracat ortadan kalktktan sonra kolaylkla ortadan kaldrlabilirler. Gmrk tarifelerinin konulmas ve kaldrlmas sre alr. nk tarifeler yasalarla konulur ve kaldrlr. Kotalarn ithalat snrlandrma etkisi kesinder. Kota miktarnn dnda lkeye mal girii olmaz. Kotalar ithalat istenen lde daraltt iin ticaret bilanosunu dzeltme , ithalat ikamesi sanayi dallarnda retimi artrma ve isizlii gidermede tarifelere gre daha stn ve etkindir.

SORU 32 Bilano a nedir? demeler bilanosunu bir tablo halinde yaznz Otonom ve denkletirici politikalar aklayn? demeler bilanosu ana lkede yerleik gerek kii, iletme veya kurumlarn yabanc lkelerle yrttkleri ekonomik ilemlerin sistematik olarak tutulan kaytlardr. Baka bir ifadeyle bir lkenin belirli bir dnemde d alemden salad gelirlerle, d aleme yapt demelerin (kaaklk niteliinde olmayan dviz gelirlerinin ve dviz harcamalarnn) yer ald bir tablodur. Uluslararas ekonomik ilemlerin iine mal ve hizmetlerle birlikte retim faktrleri zerindeki ilemler de girer. Buna gre, snr tesi mal ve hizmet ticareti veya retimi, lkeler aras ksa

ve uzun sreli mali sermaye ve dolaysz sermaye yatrmlar, uluslar aras igc hareketleri ile teknoloji transferleri de bu tanmn kapsamna girer. Uluslararas ilemlerin sonucunda lkeye ya da lkeden darya deme akmlar gerekleir. Ancak baz ekonomik ilemler demeler bilanosuna kaydedilmekle birlikte herhangi bir deme akm dourmazlar. rnek olarak maln mal ile deiimine dayal ticaret (takas veya kliring); yatrm mal, teknoloji ynetim bilgisi eklindeki yabanc sermaye, ba veya hibe eklindeki karlksz transferler verilebilir. demeler bilanosunun ana kalemleri Temel hesap gruplar Cari ilemler hesab, sermaye hesab ve resmi rezervler hesabdr. 1- Cari ilemler hesab: lkenin uluslar aras ekonomik ilemlerinden ok nemli bir grubu cari ilemler hesabna kaydedilir. Bir lkenin ihra ettii ve ithal ettii mal ve hizmet miktarn gsterir. Alt kalemleri unlardr: a) Mal ticareti: D ekonomik ilikilerde en nemli yeri tutan ilemler mal ithalat ve ihracatdr. Mal ihracat ile mal ithalat arasndaki farka d ticaret dengesi denir. D ticaret dengesi neminden dolay demeler dengesi ile kartrlabilmektedir. demeler dengesi lkenin d alemle olan gelir - gider ilikisini gsterirken d ticaret dengesi ihracat ile ithalat arasndaki fark ifade eder. b) Hizmet ticareti: Grnmeyen ticaret de denilir. lkenin hizmet alm - satmn gsterir. Bu tip demelere rnek olarak d turizm, uluslar aras banka ve sigortalarn komisyon veya primleri, yabanc yatrmlar kar ve faiz transferleri royaltyler, leasing bedelleri, yabanc danmanlk ve mhendislik hizmetleri verilebilir. Yabanc yatrm kar ve faiz transferleri hizmet niteliinde olmamasna ramen sermaye hizmetlerini kullanmann bedeli olarak dnlmtr ve hizmet ticareti ksmnda incelenmektedir. c) Karlksz transferler: Ba niteliindeki ilemlerdir, bir deme gerektirmezler. Trkiye iin bu gruptaki en nemli kalemlerden biri yurtdnda alan ii gelirleridir (workers' remittances). Bunlar nceleri ihra edilen emek karl olarak dnlerek hizmetler bilanosuna kaydediliyordu. Ancak daha sonralar bu uygulama deitirilmi tek yanl transferler iine alnmlardr. Bunun nedeni yurtdndaki iilerimizin uzun yllardan beri o lkelerde bulunmalar dolaysyla o lkelerde yerleik kiiler gibi dnlmeye balanmtr. Cari ilemler bilanosuna kaydedilen alacaklar ve borlar toplam birbirine eit deilse cari ilemler a ya da fazlasndan sz edilir. 2- Sermaye hesab: lkenin d alemle yapt her trl mali sermaye ve dolaysz sermaye yatrmlar, demeler bilanosunun sermaye hesab blmne kaydedilir. Alt blmleri aadadr: a) Uzun vadeli sermaye hareketleri: Dolaysz yabanc sermaye yatrmlar (baka bir lkede fabrika kurulmas, ortak firma tesisi gibi) ile snr tesi tahvil ve hisse senedi alm satmlar (portfolyo yatrmlar) uzun vadeli sermaye ilemleri arasnda yer alr. Resmi kurulularca yabanc lkelerden veya uluslar aras finansman kurulularndan salanan proje ve program kredileri de bu gruba girer.

b) Ksa vadeli sermaye hareketleri: Sresi genellikle 1 yldan az olan sermaye giri klardr. D ticaretin finansmanna ynelik krediler ile lkeler arasnda faiz farkllklarndan ve dviz kuru deimelerinden yararlanmak (arbitraj yapmak) amacna ynelik sermaye hareketleridir. Sz konusu sermaye kur ve faiz deimelerine kar ok duyarl olup kolayca bir lkeden dierine hareket edebilmektedir. O yzden bunlara scak para (hot money) fonlar da denir. Tekrar hatrlatmak gerekir ki sermaye hareketleri sonucunda oluan faiz ve kar paylar sermaye hesabnda deil cari ilemler hesabnda hizmet ticaretinin altndaki faiz kaleminde incelenir. Sermaye hareketleri ile cari ilemler hesab arasndaki dier iliki ise sermaye hareketleri ile cari ilemler dengesi arasndadr. Bir lkenin cari ilemler dengesi ak veriyorsa, bu ak genellikle sermaye girileriyle kapatlr. Yabanc lkelerden kredi alnmaya alld gibi yabanc sermaye de tevik edilir. Cari ilemler bilanosu ile sermaye hesab birbirini dengeleyemez ise bir ak veya fazla ortaya kar. demeler bilanosundaki cari ilemler ile sermaye hareketleri dengeleri birlikte gz nne alndnda, bunlar ekonominin genel dengesini oluturur. Eer ekonominin genel dengesinde bir ak ya da fazla sz konusu ise bu fark rezerv hareketleri hesabyla denkletirilir. 3- Rezerv hareketleri (Resmi rezerv deimeleri) hesab: Resmi rezervler gerektiinde kullanlmak zere merkez bankas tarafndan tutulan uluslar aras deme aralardr. Merkez bankas bu aralar dviz piyasasna mdahale etme amacyla kullanr. Merkez bankasnn mdahale nedeni ekonomide cari ilemler ile sermaye ilemlerinin sonucunda ortaya kan dengesizlikleri dzeltmektir. Bir lkenin uluslar aras rezervleri altn, dviz ve zel ekme haklardr (SDR). Resmi rezervlerin deiimini yle aklayabiliriz: Eer lkenin dviz gelirleri dviz giderlerini karlayamyorsa o takdirde dviz kurlar ykselmeye balar. nk deme yapabilmek iin dviz talebi artmtr. Tersine dviz arznn dviz talebini at durumda ise kurlarda dme eilimi grlr. Eer merkez bankas kur istikrarn salamak istiyorsa dviz piyasasna mdahale etmek zorunda kalr. Dviz talep fazlas durumunda piyasaya dviz satar, arz fazlas durumunda da piyasadan dviz satn alr. Bunlar resmi rezervlerin deimesine neden olur. Piyasaya dviz satldnda rezervler azalr, piyasadan dviz aldnda ise rezervleri artar. demeler bilanosundaki ilemlerden bir ksm otonom nitelikte, dier bir ksm ise denkletirici niteliktedir. demeler dengesinde bir ak veya fazla douran ilemler otonom niteliktedir. Bunlar cari ilemler hesab ile sermaye hareketleri hesabdr. Denkletirici ilemler ise otonom ilemlerden kaynaklanan dengesizlikleri telafi eder. Bu itibar ile resmi rezerv deimeleri denkletirici ilem niteliindedir. 4- Net hata ve noksan (istatistiksel farklar) hesab: Bu hesap tek bir kalemdir ve denge salamak iin kullanlr. Dengenin gerekletirilememe nedenleri arasnda ithalat ve ihracat ile ilgili yanl bilgiler, kaaklk, eksik bilgiler, unutmalar, mallarn lkeye giri knn farkl bilano dnemlerine rastlamas vb saylabilir. SORU 33 Aadaki kavramlar aklayn? a- Pareto optimumu b- demeler bilanosu

c- Likidite tuza d- Talebin gelir esneklii a- Pareto optimumu PARETO OPTMUMU Yeni refah teorisinin yaratcs V.Pareto deer yarglarna yer vermeyen bir refah analizi ortaya koymak amacyla , llebilir fayda analizi yerine optimalite endeksi, veya istenirlik endeksi kavramn gelitirmitir. Optimalite kavram fayda veya "utility" kavramyla ayn anlamda deildir. Utility kavram bir anlamda objektif bir istenirlik anlayna dayand halde optimalite kavram daha subjektif bir istenilirlie yani kiiye bal olan bir deer yargsna dayanmaktadr. Bylece optimum kavram erevesinde bireysel tatminlerin karlatrlmas ve toplanmas olana ortadan kaldrlarak, toplumun ve bireylerin ulatklar tatmin dzeyi konusunda deer yarglar kullanma zorunluluu almak istenmitir. (Trkkan,1984:20). Pareto "ekonomik dengeyi belirlemek iin zevkin lsn bilmeye kesinlikle gerek yoktur. Bir zevk endeksi bizim iin yeterlidir" derken bu endeksin sadece bir sra ifade ettiini vurgular. Pareto tatmin dzeyinin srasal bir snflandrlmas esasna dayanarak, her ekonomik karar birimi iin maksimum tatmin dzeyini ve olas ekonomik deimelerin kiilerin tatmin dzeyi zerinde nasl bir etki yarattn aratrmtr. Bu erevede, 1. herkesin durumunu daha iyi yapan veya kimsenin durumu deitirmedii halde en az bir kiinin durumunu daha iyi hale getiren, 2. herkesin durumunu daha kt yapan veya kimsenin durumunu deitirmedii halde en az bir kiinin durumunu daha kt yapan deimelerin deerlendirilmesini yaparak u sonulara varmtr: bazlarnn durumunu daha iyi hale getirip bazlarnn durumunu daha kt hale getiren deimelerin refah ne ynde etkiledii sylenemez. Refah, ancak hi kimsenin durumunu ktletirmeden baz kiilerin durumunu iyiletirebiliyorsak artm saylr ve ayet kimsenin durumunu ktletirmeden bir kiinin dahi durumunu iyiletirme olana yoksa refah maksimuma ulam saylr (Pareto,1909:354; Trkkan,1984:21). b- demeler bilanosu demeler bilanosu ana lkede yerleik gerek kii, iletme veya kurumlarn yabanc lkelerle yrttkleri ekonomik ilemlerin sistematik olarak tutulan kaytlardr. Baka bir ifadeyle bir lkenin belirli bir dnemde d alemden salad gelirlerle, d aleme yapt demelerin (kaaklk niteliinde olmayan dviz gelirlerinin ve dviz harcamalarnn) yer ald bir tablodur c- Likidite tuza Akkanlk tuza; ekonomide faiz oranlarnn en dk seviyeye inmi olduu ve para arzn artrarak faiz oranlarn daha fazla drmenin mmkn olmad durum. Para arznn azami noktaya k, faizin en dk noktaya inii ve bunun sonucu olarak tahvil ve senetlerin

satnn durduu l noktadr. Faiz oran yksek, tahvil fiyatlar dk iken speklasyon gdsyle para talebi azalr. Faiz oran dtke ve tahvil fiyatlar ykseldike servetin tahvil yerine para olarak da tutulma arzusu doar. d- Talebin gelir esneklii Talebin gelir esneklii; talep miktarndaki nisbi deimenin, gelirdeki nisbi deimeye oran olarak ifade edilmektedir. Talebin gelir esneklii genellikle pozitif bir deer almaktadr. Q G G=---------------x------------G Q Talebin gelir esneklii katsays pozitifdir. zel durumlarda negatif de olabilmektedir (1). G>1 ise; talebin gelir esneklii yksektir. Gelirde oluacak yzde art oran, talep edilen miktarda daha yksek oranda yzde arta neden olacaktr. Bu mallarda milli gelir arttka talepte artmaktadr. Bunlar yksek kaliteli mallardr. G<1 ise; talebin gelir esneklii dktr.Talep miktarnda oluacak art oran gelir miktarnda oluacak art oranndan az olacaktr. Gelir arttka bu mallara olan talepte oransal olarak azalma olmaktadr ve bu mallar dk kaliteli mallardr . G=0 olduunda; gelir artlar talepte herhangi bir arta yol amamaktadr. SORU 34 Monopollerin sakncalarn, ekil yardm ile aklaynz. Tekel piyasasnn tanmn, ileyiini ve tekelci bir firmann olas davranlarn, bunlarn sonularn aklayabilmek Tekel, bir endstride tek bir firmann faaliyette bulundu u piyasa biimidir. Tekel piyasas temel varsayma dayanr. Bu varsaymlar, tek satcnn olmas, tek bir satcnn yakn ikamesi olmayan bir mal satmas ve baka firmalarn piyasaya giriini engelleyen olduka etkili engellerin olmasdr. Tekelci, marjinal maliyetin marjinal gelire eit olduu noktada retim yapp ve bunu da mmkn olan en yksek fiyattan satarak krn maksimize eder. Tekelcinin satt rnn fiyat marjinal gelirinden byk olduu iin tekelcinin talep erisi marjinal gelir erisinin zerinde yer alr ve denge retim dzeyi iin rnn fiyat marjinal maliyetinden byktr. Tekelci firma ksa dnemde olduu gibi uzun dnemde de, piyasaya giriin engellenmesi nedeniyle ekonomik kr elde eder. Piyasaya baka firmalarn girmesi, yasal, ekonomik ve teknolojik baz engellerle kstlanr. Tekelci farkl mterilerine ayn rn farkl fiyatlarda satarak fiyatn farkllatrabilir. Tekelci fiyat farkllatrmasn, birinci, ikinci ve nc derece fiyat farkllatrmas eklinde gerekletirir. Tekelci fiyat farkllatrmas yaparak krn artrr. Tam rekabet piyasasnn aksine tekel piyasasnda kaynaklar etkin olarak kullanlmaz. Tekelci rekabet piyasasnn tanmn, ileyiini ve tekelci rekabet koullarnda faaliyet gsteren bir firmann olas davranlarn, bunlarn sonularn aklayabilmek

SORU 35 Tam rekabet ve monopoll rekabet piyasalarnn zellikleri nelerdir. Uzun dnemde tam rekabet ile monopoll rekabet arasndaki farklar nelerdir? Tekelci rekabet piyasas ve monopoll rekabet piyasas da denilen monopoll rekabet piyasas ok sayda firma tarafndan retilen ve birbirleri yerine rahatlkla ikme edilebilen bir grup maln, birbirinden farkl imi gibi gsterilmesinin baarlmas sonucu, her firmann belirli bir alc kitlesine sahip olmay baard bir piyasa olarak tanmlanabilir. (Bakkal, manav, ieki, eczane...) Monopoll rekabet piyasasnn zellikleri Monopoll rekabette tam rekabet piyasasndan farkl olarak firmalarn sattklar mallar homojen deildir. Homojen mallar, reklam ya da baka yollarla heterojen hale getirilmitir. Satlan maln homojenlii alc maln farkl olduuna inanmsa ortadan kalkar. Piyasaya giri-k herhangi bir yolla snrlanmamtr. Belli bir rn grubunda ar krn varl gruba yeni firmalarn katlmasna yol aar. Piyasa giri k engellenmedii iin ok sayda satc firma vardr. Firma saysnn okluu saysal olarak ifade edilemez. Piyasay monopoll rekabet olarak niteleyebilmemiz iin firmalarn asgari says yoktur. Eer piyasadaki bir firma baka firmalarn davranlarn hesaba katmak gerei duymuyorsa veya firmalar birbirlerinin kararlarndan etkilenmediklerine inanyorlarsa o piyasada ok sayda firma vardr. Monopoll rekabet piyasas bu yn ile tam rekabet piyasasna benzer. ki piyasa arasndaki fark maln homojen oluu veya olmaydr. Monopoll rekabet piyasasnda, tam rekabette olduu gibi, alc says da oktur. Mallar farkllatrlm olmalarna ramen, ayn gereksinmeye cevap verebildiklerinden yakn ikme mallardr. Her firmann kar karya olduu talep erisi ok esnektir, fakat negatif eimlidir. ok esnektir nk ikme kolaydr. Firmalarn sattklar mallar birbirlerinin yerini kolayca alabilecek mallardr. Monopoll rekabet piyasasnda firmann haslat erileri monopolcnn haslat erileri ile ayndr. Ayrca firmann girdileri tam rekabet artlarnda aldn varsayyoruz. Monopoll rekabet piyasasnda alc zihninde mal farkllatrarak, kendine has bir alc kitlesi oluturan bir firmann kar karya olduu talep erisi, monopolcnnki gibi sol yukardan sa aaya seyreden bir eri eklindedir.

Monopol piyasasndan farkl olarak, bu piyasadaki farkllatrlm mallar birbirleri yerine kolayca ikme edilebildiinden, tek firmann karlat talep erisi genel olarak monopolcnnkinden daha esnektir. Firma malnn ikmesinin g olduuna alclar inandrdka, karllat talep erisinin esneklii azalr. Firma retim miktarn, marjinal haslatn marjinal maliyetine eit klan bir dzeyde saptayarak, piyasa koullarna gre bunu en yksek fiyattan satmaya ynelir. Firma marjinal maliyetini marjinal haslatna eitleyecek ve bu eitliin gerekletii blgede ya marjinal maliyet artyor olacak ya da eer marjinal maliyet erisi negatif eimli ise marjinal erisinin eimi daha byk olacaktr. Monopoll rekabetteki firmann karlat talep erisi, monopolcnnkinden daha esnektir. Monopoll rekabet piyasasndaki firma, maln farkllatrmak iin monopolcnnkinden daha fazla tantma masrafna katlanmak zorundadr. Tam rekabet 1-Alc ve satclar piyasa fiyatn etkileyemeyecek kadar ok saydadr. Her satcnn satt ve her alcnn satn ald miktarlar piyasann toplam hacmine kyasla o kadar kktr ki bunlardaki herhangi bir deime piyasay etkilemez. (n sayda alc, n sayda satc) 2-Homojenlik koulu: alclar, satclar ve zellikle alverie konu olan mallar birbirinin ayndr. 3-Piyasaya giri-k serbestisi vardr. Alc ve satclarn piyasaya giri klarn engelleyen hibir ey yoktur. 4-Tam bilgi koulu: Piyasada olup bitenlerden tm karar birimleri haberdardr. 5-Fiyat veridir: Tam rekabet piyasasnda her maln tek fiyat vardr ve piyasadaki alc ve satclar karar alrken piyasadaki bu fiyat veri kabul ederler. TAM REKABETTE FRMA VE ENDSTR DENGES Firma bir maln reticisi veya satcsdr. Tam rekabette ayn mal reten firmalarn ok sayda, dolaysyla tek bana piyasay etkileyemeyecek kadar kk olduu kabul edilir. Ayn mal reten firmalar topluluuna endstri denir.

SORU 36 GSMHyi oluturan kalemleri aklaynz. MLL GELR KAVRAMLARI Milli gelir bir lkede belli bir dnemde mal ve hizmet retiminden doan retim faktrleri gelirlerinin toplam parasal deerini, dier bir deyile, milli ekonominin bir yl iinde yaratt toplam net haslay ifade eder. Milli gelir ekonomi btnnde para akmn deil, reel olarak mal ve hizmet akmn belirtir, ama bu akm sadece fiyatlarla ifade edilebilir. Ekonominin zaman iindeki durumunu gsteren milli gelirin alt ls vardr; l- Gayri Safi Yurtii Hasla 2- Gayri Safi Milli Hasla 3- Safi Milli Hasla 4- Milli Gelir veya Faktr Fiyatlaryla Safi Milli Hasla 5- Kiisel Gelir 6- Harcanabilir Gelir

l- Gayri Safi Yurtii Hasla GSYH, bir ekonomide yerleik olan retici birimlerin belli bir dnemde, yurtii faaliyetleri sonucu yaratm olduklar tm mal ve hizmetlerin retim deerleri toplamndan bu mal ve hizmetlerin retiminde kullanlan girdiler toplamnn dlmesi sonucu elde edilen deerdir. 2- Gayri Safi Milli Hasla Gayri Safi Yurtii Hasla'ya D Alem Net Faktr Gelirleri deerinin eklenmesiyle Gayri Safi Milli Hasla elde edilir. GSMH= GSYH + D Alem Net Faktr Gelirleri 3- Safi Milli Hasla Safi Milli Haslaya, Gayri Safi Milli Hasla'dan retim srasnda kullanlan sabit sermaye unsurlarnda o yl iinde meydana gelen anma ve eskime paylar yani amortismanlar karldktan sonra ulalr. Safi Milli Hasla = GSMH - Amortismanlar 4- Milli Gelir veya Faktr Fiyatlaryla Safi Milli Hasla Gayri safi milli hasla ve safi milli hasla piyasa fiyatlaryla llen byklklerdir.Ama piyasa fiyatlar faktr demesi olmayan dolayl vergileri de ierir. Safi milli hasladan sektrlerin o yl iinde dedikleri dolayl vergilerin dlmesi, devletin grev zarar karl olarak reticilere verdii sbvansiyonlarn eklenmesiyle milli gelir deerine dier bir tanmlamayla faktr fiyatlaryla net milli haslaya varlmaktadr. Milli Gelir = Faktr Fiyatlaryla Safi Milli Hasla Milli Gelir = Safi Milli Hasla - Dolayl Vergiler + Sbvansiyonlar 5- Kiisel Gelir Kiisel gelir, vergilerden nce kiilerin eline geen harcanabilir gelirdir. Baka bir tanma gre kiisel gelir retim faktr sahiplerinin bir dnem iinde fiilen elde ettikleri gelirlerin toplamdr. Kiisel gelire milli gelirden kurumlar vergisi, datlmam firma krlar, sosyal gvenlik paylarnn karlmas ve elde edilen deere transfer demeleri, devlet borlar zerinden denen faizler ve tketicilerin dedii faizlerin eklenmesi ile ulalr. Kiisel Gelir = Milli Gelir - (Kurumlar Vergisi+Datlmam Firma Krlar+Sosyal Gvenlik Paylar) + Transfer demeleri+Faiz demeleri Kiisel gelir, transfer ya da faiz demelerinin artt dnemlerde milli geliri aabilir. 6- Harcanabilir Gelir

Harcanabilir gelir, bireylerin serbeste kullanabilecekleri gelirdir. Kiisel gelirden dolaysz vergilerin karlmasyla elde edilen harcanabilir gelir en kk milli gelir bykldr. Bu tanma gre harcanabilir gelir, btn kiisel harcamalarn ve tasarruflarn toplam olarak da belirtilebilir. Bu ltlerden; Gayri Safi Milli Hasla ekonominin toplam retim kuvvetini, net milli hasla net ekonomik baary, milli gelir ise lke sakinlerinin ortalama gelir ve satn alma gcnn seviyesini aklar. Bundan tr milli gelir ekonomik refah ls olarak kullanlmaktadr. SORU 37 demeler Bilanosunu oluturan kalemleri alt alta sralaynz. A-) Cari lemler I - D Ticaret -hracat -thalat II - Grnmeyen lemler -D Turizm -Yabanc Sermaye Gelir ve Giderleri -Uluslararas Bankaclk ve Sigortaclk Hizmetleri -Uluslararas Ulam Hizmetleri -i Gelirleri -zel Hizmetler III - Tek Yanl Transfer Hesab Cari lemler Dengesi B-) Sermaye Hesab -Uzun Vadeli Sermaye thali -Uzun Vadeli Sermaye hrac -Ksa Vadeli Sermaye thali -Ksa Vadeli Sermaye hrac C-) Resmi Rezerv Hesab -Dviz Hareketleri -Altn Hareketleri -IMF Rezerv Pozisyonu D-) Net Hata ve Noksan SORU 38 Kasm ve ubat Krizlerinin k sebeplerini sralaynz . Trkiye ekonomisi 2000 ylna karamsar bir grnt iinde giriyordu. Bunun en byk nedeni kamu borlarnn evirilebilirliine ilikin tereddtlerdi. Ekonomi ynetiminin 1997 ylnn ortasnda farkettii bu gerei yatrmclar yeni ,yeni hissetmeye balamlard. 1998 ylnda kamunun toplam borlarnn GSMHya oran %44 iken bu Oran 1999 yl sonunda %58.5e ulam. Reel faizler korkun bir ekilde artmaya balamt. Trkiye 2000 ylna imf ile yaplan 17. Stand_by anlamas ile girdi. Anlamada baz eksiklikler vard ancak program genel anlamda uygulanabilirlik arz ediyordu. Program aklandktan itibaren programn sahibinin olmad farkedilmeye baland. Siyasetiler bu program sahiplenmiyorlard. Ortalkta sadece merkez bankas ve hazine mstearl program uyguluyor izlenimi vard.

Eyll ayyla birlikte faizler kprdanmaya balamt ; bunun en byk nedeni Yeni kurulan Bankaclk Dzenleme Ve Denetleme Kurumunun uygulamalaryd. Demirbank programa gvenerek ykl miktarlarda hazine bonosu alarak program desteklemiti. Faizlerin ykselmesiyle Birlikte bata Demirbank olmak zere portfylerinde ykl miktarda hazine bonosu olan bankalar zor duruma dt. Merkez bankas olaylarn farkndayd ve NV hedefini aarak piyasay pompolamaya balad. Ancak imfden gelen uyaryla bu ilemden vazgeti ve kriz daha da derinleti. Kasm krizi programn sahipsizliini gstermesi bakmndan nem arz etmektedir. Eer programn banda gl bir siyasi iktidar olsayd Merkez bankas doru tehis ettii kriz tezini imfye kabul ettirebilirdi. Kasm kriziyle birlikte program uzatmalarn oynamaya balad ve 21 ubat kriziyle birlikte pe gitti.

Kasm krizinin temelinde yatan nedenlerin belirlenmesi konusunda iktisatlar arasnda bir anlama yok. Ercan Kumcu, Asaf Sava Akat, Fatih zatay, Taner Berksoy ve Mahfi Eilmez bu krizin bir likidite krizi olduunu ileri sryorlar. Bu grupta yer alanlardan Mahfi Eilmez, Asaf Sava Akat ve Ercan Kumcu likidite krizinin altnda yatan temel nedenin, bankalarn yeni kurallara uymaya hzla zorlanmasndan kaynakland grnde birleiyorlar. Ercan Kumcu ve Asaf Sava Akat, Merkez Bankas'nn krize yanl tehis koyduu ve dolaysyla krizi nleme olana olduu halde bunu tehis hatas nedeniyle yapmad tezinde buluuyorlar. Mahfi Eilmez, bu krizin knda tehis hatasn IMF'nin yaptn ve Merkez Bankas'nn ge de olsa balad tedaviyi durdurduunu ileri srerek sorumluluun daha ok IMF'de olduunu vurguluyor. Bu grubun ortak kans, Merkez Bankas'nn ilk gn yapt ileme devam edip piyasaya likidite vermeyi srdrmesi gerekleseydi krizin bu boyuta trmanmayaca biiminde oluuyor. Buna karlk Deniz Gke, krizin bir likidite krizine dnmeden nce hkmetin yapsal reformlarda ge kalmaya balamasnn piyasalarda yaratt olumsuz beklentiler zerinde duruyor ve krizin buradan kaynaklandn ileri sryor. Korkut Boratav, krizin, dviz kuru pasna dayal IMF programnn kanlmaz sonucu olduunu ne sryor. Trkiye'nin demeler dengesi sorunu yokken byle bir IMF program iine girmesinin temel hata olduu grn savunuyor. Sleyman Yaar, krizin bankalar aras kanl rekabetten kaynaklandn akladktan sonra Merkez Bankas'nn bu rekabette taraflardan bir blmnn peinden srklendiini ve ald tutumla krizi zmek yerine byttn ileri sryor. IMF'nin Birinci Bakan Yardmcs Stanley Fischer, bu krizin, dviz kuru pas uygulamasnn yaratt cari ak bymesinden kaynaklanan panik sonucu bir dvize hcum krizi olduunu vurguluyor ve piyasalara ek likidite vermenin krizi zmek yerine byteceini ileri sryor. Rudiger Dornbusch, krizin altnda yatan temel nedenin kt bankalar olduunu iddia ediyor. Dnya Bankas Trkiye Temsilcisi Ajay Chhibber bu krizin tohumlarnn 1990'larn banda, finansal - yapsal deiimlerin tamamlanmadan, sermaye hareketlerinin serbest braklmasyla atldn savunuyor ve krizi karan nedenlerin tek bir nedene indirilemeyeceini, saylan nedenlerin hepsinin krizde etkin olduunu aklyor. Bu tartmalardan, ounluun evresinde bulutuu grleri alarak baz ortak noktalara ulamak mmkn:

1. Bu bir likidite krizidir. Likiditeyi bulan dvize hcum etmemitir. Tam tersine her yl sonunda oluan dviz talebinin yaratt bir likidite skkl sonuta dviz talebinde srama yaratmtr. Nitekim krizin en yksek dzeye kt bir noktada bile gerek kiilerin dvize talebinde herhangi bir art olmamtr. 2. Likidite krizinin kna neden olan temel konu bankalarla ilgili dzenlemelerin ok ksa srede yaplacana ilikin beklentiden kaynaklanmtr. 3. Kriz, kamu otoritesince (ister IMF'nin etkisiyle ister herhangi bir etki olmakszn) yanl tehis edilmi ve dolaysyla yanl tedaviye tabi tutulmutur. 4. Yanl tedavi sonucunda faizler, daha makul bir dzeyde dengelenebilecekken ok ykseklere kmtr. SORU 39 Aadakileri ksaca tanmlaynz a) Piyasa Fiyat Faktr Fiyat b) Gelir-harcama gecikmesi(Robertson gecikmesi) c) Sendikasyon Kredisi d) Milli Hasla Sosyal Hasla a) Piyasa Fiyat Faktr Fiyat Faktr piyasas, retim faktrlerinin (igc, sermaye ve toprak) alnp satld piyasalardr. Bu genel gruplama iinde, tm girdilerin de temsil edildiini hatrlamanz gerekir. Faktr fiyatlar, faktr piyasasnda belirlenir. Aslnda, tm piyasa gelirleri, faktr piyasalarndan tretilir. Faktr piyasalar ile tketim mallan piyasalar baz benzerlikler gsterir. Ancak, aralarnda temel bir farkllk da vardr. Bilindii gibi, ou kaynaklar insanlarn isteklerini karlamaya ynelik mal ve hizmetlerin retiminde gerekli olduklar iin retim faktrleri, insanlarn isteklerini dolayl olarak tatmin ederler. Ekonomik birimlerin mallara olan dorudan talepleri, bu mallarn retiminde kullanlacak kaynaklara dolayl veya trev talep yaratr. zetle faktr piyasasnda faktr talebi bir trev taleptir ve mal piyasasndaki talep tarafndan nemli lde etkilenir. Bir toplumda yaayan bireylerin ounun gelirlerini, cret ve maa gelirleri olutururken, geri kalanlarn gelirleri rant, faiz veya krdan oluur. Kitabmzn ikinci nitesinde belirttiimiz gibi, baz iktisatlar retim faktrlerini bir araya getirerek retimi organize eden giriimciyi de bir retim faktr olarak kabul ederler. Ancak, biz bu kitapta giriimciyi emek faktr iinde deerlendiriyoruz. Sz konusu retim faktrlerinin gelirleri veya bu retim faktrlerini kullanmann bedeli, bir toplumun tm piyasa gelirlerini oluturur. Hkmetlerin verdikleri eitli transfer demeleri ise sadece bu faktr gelirlerini destekleyici nitelik tar. Faktr fiyatlar, tpk rn fiyatlarnda olduu gibi faktr arz ve talebi tarafndan belirlenir. Bu nedenle, faktr fiyatlarn (gelirlerini) incelemeye gemeden nce, faktr talep ve arzn incelemek, konunun daha iyi anlalmasna yardmc olacaktr. b) Gelir-harcama gecikmesi(Robertson gecikmesi)

Ekonomik birimlerin gelirlerini elde ettikleri an ile harcadklar an arasndaki belli bir gecikmedir. c) Sendikasyon Kredisi ki ya da daha fazla kredi veren kuruluun bir araya gelmesiyle benzer hkm ve koullarla, ortak dkmantasyon ve ortak bir ajan kullanlarak byk miktarda fon ihtiyacnda olan borluya salanan kredidir. Eer bir borlunun kredi ihtiyac, kredi veren kuruluun tek bana salayabilecei limitlerin zerindeyse ve kredi talebinde bulunan kurulu kaybedilmek istenmeyen bir mteriyse, banka bu krediye katlmalar iin baka kredi veren kurulular arayabilir. Az sayda banka bu krediyi salayabiliyorsa bu bir Kulp Kredisi olur. Ancak az saydaki bankann salayamayaca kadar yksek bir kredi tutar sz konusu ise ve ok sayda kredi salayc bir araya geliyorsa, bu Sendikasyon Kredisi olur. Sendikasyon kredilerinde vade genelde orta ve uzun vadedir. SORU 40 Dolayl vergilerin gelir ve kaynak dalm zerindeki etkileri nelerdir? Dolaysz vergiler dolayl vergilere gre daha adaletlidir. nk, dolaysz vergiler genellikle kiiselletirilebilen (subjektif) niteliktedir. Kiiselletirilebilen vergiler kiilerin deme glerine gre ayarlanabilmekte ve uyumlatrlabilmektedir. zellikle en az geim indirimi, artan oranllk (matrah arttka vergi orannn artmas) ve ayrma ilkesinin (gelirin elde edildii kaynaa gre farkl vergilendirme rejimine tabi tutma) bu kiiselletirmede pay byktr. Dolayl vergilerde nihai ykmlnn yani vergiyi fiilen yklenenin kim olduu bilinmemektedir. Sonuta bu vergilerin ykmlleri anonim olmak durumundadr. Bu nedenle verginin ykmlsnn ekonomik ve sosyal duruma uyumlatrlmas dnlemez. O halde, dolayl vergiler kiiler arasnda ayrm yapmayan objektif karakterli vergiler olmaktadr. Dolaysz vergilerde ok geliri olan ykmlden ok vergi almak ya da gelirin kayna farkl olan ykmllerden farkl vergi almak olanakl olduu halde, dolayl vergilerde ayn mal tketen ykmllerden gelir seviyesi ne olursa olsun (farkl bile olsa) ayn vergiyi almak gerekmektedir. Bu konuyu bir rnekle aklayalm. Yoksul olan (A) ve varlkl olan (B) nin markalar (rnein, Maltepe sigaras) ayn olan ve zerinden ayn vergi alnan sigaradan birer paket aldn dnelim. Her iki kii sigaray ayn fiyatla (sigara sat fiyat = sigarann maliyeti + vergi) satn alarak sonuta ayn vergiyi demi olurlar. Oysa (A) ve (B) nin gelir ve servet dzeyleri itibariyle mali gleri dikkate alndnda (A) nn daha az (B) nin daha fazla vergi demesi gerekmektedir. rneimizde (A) nn (B) den daha fazla ocuk sahibi olmas ve/veya gelirini alarak elde etmesi sigara zerinden denen vergiyi deitirmez. Oysa, sz konusu vergi tketim vergisi yerine gelir vergisi olsayd (A), (B) ye gre gelirinin az olmas gelirini emekten elde etmesi durumuna gre daha az vergi deyebilirdi. deme gcne uydurulmas g olan dolayl vergilerde hibir ayrm yapmadan her ykmlnn ayn vergiyi demesi phesiz byk bir adaletsizliktir. denen verginin ayn olmas, deme gc arttka vergi orann drecektir. Bu durum vergi terminolojisinde tersine artan oranllk kavram ile ifade edilmektedir (Erdem- enyz- Tatlolu, 2003, s. 93). Bir baka bak asna gre de dolayl vergileri nihai tketiciler beyanname vererek demezler; al veri eylemi srasnda derler. Dolayl vergiler bu nedenle, vergi deyenin deme gcne kar kaytszdr. Hangi gelir dzeyinde, hangi sosyal konumda olursanz olun, ayn mal veya hizmet zerindeki

vergileri ayn miktar veya oranda dersiniz. Bu nedenle de dolayl vergiler gayri adil vergi grubunda saylr.[5] Peki dolayl vergilerin her koulda adaletsiz olduu sylenebilir mi? Her koulda, dolayl vergilerin adaletsiz olduunu ileri srmek elbette mmkn deildir. Mesel, dsallk yaratan retim ya da lks mallar zerine salnan dolayl vergiler dzeltici nitelikte ve bozuk olan bireysel gelir dalmn ksmen dengeleyen vergilerdir. Trkiyede baz ithalt kalemleri zerine uygulanan yksek fonlar, dolayl vergi oranlarn ykselterek, gelir dalmn bozmamakta, aksi dzeltici bir ilev grmektedir. Bununla beraber unutulmamaldr ki, bu tr vergilerin, benzer i retim kalemleri zerindeki koruyucu etkileri hasebiyle, tekelci piyasa olumasna ve tketici rantlarnn ar kr olarak reticiler tarafndan smrlmesine neden olmalar gndeme getirilebilir. Bylece, bu vergiler, en direkt yoldan bozucu etkide oluturabilmektedirler. Dolayl-dolaysz vergilerde dikkat edilmesi gereken bir nokta da, dolaysz vergilerin her koulda yatay ve dikey vergi adaletini salayamayaca ve bu yzden gelir dalmn dzeltici sonu oluturmaktan uzak olabileceidir (Kazgan-nder, 1992, s.118).

SORU 41 Btesi srekli ak veren, enflasyon ve isizlik oran yksek olan bir lkede bte an kapatmak iin bavurulabilecek kaynaklar nelerdir? Stagflasyon kavram, bir ekonominin, ayn anda hem isizlik hem de enflasyon iinde bulunmas durumunu ifade eder. Yksek bir enflasyon orannn, kullanlmayan retim kapasitelerinin, isizliin ve yetersiz bir byme hznn birlikte yaand bir ekonomik olay ifade etmek iin kullanlan stagflasyon, ciddi bir ikilemi ortaya koymaktadr. Daraltc para ve maliye politikalar, bir ekonomide talep enflasyonu iin zm olurken, yksek isizlik oranlarnn azaltlmas iin geniletici politikalar izlenmesi gerekmektedir. Stagflasyon durumunda, makro dzeyde balca sorun, istihdam konusunda ortaya kmaktadr. zellikle enflasyon oranlarnn yksek olduu dnemlerde ortaya kan isizlie ramen, cret basklar tercih edilmektedir. Yine artan isizlik, alanlarn hayat standardn korumaya yneliktir. zellikleri Devletin, maliye ve para politikas araclyla enflasyonu kontrol altna almak istemesi nedeniyle, ekonomik faaliyetler belli lde daralr. Enflasyon orannn yksek olduu dnemlerde, artan isizlie ramen cret basklar ve artan isizlik, alanlarn hayat standartlarn muhafaza etmeye yelenir. Bu durum ise sendikalarn pazarlk glerini artrr. Bu dnemde krlar azalr. Bu durum ise zellikle rekabeti serbest piyasa ekonomisinin, uzun dnemde temelini sarsan ciddi bir olgu haline gelmektedir. Daha yksek cretler iin konan basklar, toplumda artan isizlikle birlikte firmalar, ii grevleri nedeniyle zarar ve krlarn azalmas tercihiyle kar karya brakmaktadr. Mcadele Tedbirleri

Stagflasyon olgusu, bir ekonomide, karar birimlerini enflasyonla mcadele ederken isizlii ktletirmeme ya da isizlikle mcadele ederke,n enflasyonu ktletirmeme arasnda ciddi nlemler almalarn gerektiren bir ikilemle kar karya getirmektedir. Bir yandan isizlii gidermek iin geniletici maliye politikas tedbirleri uygulanmas, dier yandan fiyat artlarn engellemek iin daraltc bir politikann uygulanmas gerekir ki karar vericiler (siyasal iktidarlar) iin bu gerekten zor bir seenektir ve bir tercih sorunudur. Hangi politika seilirse seilsin, bir amacn gerekletirilmesi srasnda dier amatan uzaklalacaktr. Bu nedenle devlet politikasnca izlenilecek yol, bu iki amacn optimal bir bileimini gerekletirmeye almaktr. 1970'li yllarn bandan beri stagflasyon olgusuna zm arayan gerek Keynesyen iktisatlar, gerekse Monetaristler, ekonominin mikro yapsn daha iyi anlamamz gerektiini ileri srmlerdir. Bu nedenle, yeni bir takm ekonomik gelimeler gndeme gelmi ve Keynes Devrimi'nden bu yana ilk kez mikro temelli ekonomi politikalarnn, birok iktisatnn dikkatini ekmeye balad grlmtr. Bundan byle hem Keynesyenler hem de Monetaristler, stagflasyon olaynn zm iin ekonominin mikro yapsn daha iyi anlamamz gerektiini ortaya koymulardr. te gnmz ekonomik olaylarnn zm iin hem makro hem de mikro ekonomi aralarn kullanma zorunluluu, byle bir anlayn sonucu olarak ortaya kmtr. Stagflasyonla mcadelede, geleneksel maliye politikas aralarnn kullanlmas, olayn ortaya k kaynak ve trlerinin ve de bunlarn ekonomideki etkinlik derecelerinin belirlenmesi kanlmazdr. Bu belirleme yapldktan sonra, mevcut aralarla istikrarszln kaynana inilebilecektir. Bu aralar bilindii gibi vergi, harcama, borlanma ve bte politikas aralardr. Ayrca stagflasyon olay, isizlik sorununu da kapsamnda bulundurduu iin, stagflasyonla mcadele programlar iinde cret ve fiyat kontrolleri, sektrel ve blgesel farkllklarn giderilmesi benzeri nlemler alnabilir. Gelirler Politikas Bir ekonomideki fiyat ve cret artlarna kar uygulanmas dnlebilecek politikalardan biri, cret ve fiyatlarn oluum srecine dorudan doruya mdahale etmektir. Gelirler politikas, geni kapsaml bir kavramdr ve kamu harcamalaryla vergileri deitirmeksizin, toplam talebi azaltmakszn ekonomideki enflasyonist basklar nlemek amacyla alnan birok nlemi tanmlamak iin kullanlmaktadr. Gerekten gelirler politikas, artan fiyat ve cretleri azaltmak iin firma ve sendikalar ikna etmeye almaktan, kabul edilebilir eitli fiyat ve cret artlar iin eitli gstergeler gelitirmeye ve sonuta fiyat ve cretlerin genel olarak dondurulmasna kadar eitli nlemleri kapsamaktadr. Gelirler politikas iinde, yasal olarak fiyat tavanlar belirlemek ve bunlara uymayanlar cezalandrmak eklinde uygulanan fiyat ve cretlerin dondurulmas nlemi, dierlerine kyasla en kstlayc olandr ve enflasyonu kesin olarak aaya ekebilmektedir. O zaman

niin bu yolla enflasyondan kurtulunamamaktadr? Bunun nedeni, eer ekonomide kaynaklarn optimum dalm isteniyorsa, cret ve fiyatlarn deimesi gerektii dncesidir. Bir enflasyonla mcadele politikasnn amac, ortalama fiyat art orann, fiyatlarn kaynak dalmndaki rolne mdahale etmeden azaltmaya almak olmaldr. Ksa bir dnem iin fiyat ve cretlerin dondurulmas nedeniyle bozulan kaynak dalm ok kk olabilir ve fazla maliyetli de deildir. Ancak cret ve fiyatlarn uzun sre sabit tutulmas durumunda, emek ve mal piyasalarnda anormallikler (bozukluklar) ortaya kacaktr. Vergi Temelli Gelir Politikas Vergi temelli gelir politikalar, daha dk parasal cret artlarn neren ve kabullenen firmalarla, iileri mkafatlandran; ar cret artlarn neren ve kabullenen firmalarla, iileri cezalandran bir vergi sisteminin kullanmdr. Bu sistemde cretleri belli bir snrda tutan firmalara ve iileri vergi azaltlmas yoluyla mkafatlandrlmakta, aksine ar cret artlar neren ve alan firmalarla iiler, yksek vergiler yoluyla cezalandrlmaktadr. Bylece vergi temelli gelir politikalar, dk parasal cret ve fiyat artlarn daha cazip, ar parasal cret ve fiyat artlarn daha az cazip klarak nispi fiyatlar deitirmeyi planlamaktadr. ndeksleme Gelir vergisinin, zel cret szlemelerinin, isizlik tazminatlarnn ve sosyal gvenlik yardmlarnn cari enflasyon oranna gre indekslenmesinin, enflasyon orannda beklenmeyen bir azalmann maliyeti olarak gsterilen isizlik orann drecei ileri srlmektedir. nk enflasyon orannda beklenilmeyen bir azalmann, ekonomide isizlii artrmasnn bir nedeni, cret szlemelerinin parasal olarak sabit olmasdr. yllk bir cret szlemesi, beklenen bir enflasyon orann kapsamaktadr. Bu durumda, eer cari enflasyon oran beklenen enflasyon orannn altnda ise, cret maliyetleri, mal ve hizmet fiyatlarndan daha hzl artacak ve daha az emek gc istihdam edecektir. Ancak, parasal cretler, enflasyon oranna indekslenirse, parasal cretlerdeki art oran, enflasyon oranndaki azalmaya otomatik olarak karlk verecektir. retim Tevikleri Politikas Baz ekonomistler, zellikle arz ynl ekonomistler, retken faaliyetler zerinden alnan yksek oranl vergilerin, toplam arz ciddi bir biimde etkilediine inanmaktadrlar. Onlara gre, uygulanacak bir vergi azaltlmas program, ekonomide almay, tasarrufu, yatrm, retkenlii ve toplam arz tevik edecek ve bylece stagflasyon olaynn zmne yardmc olabilecektir. Kamu harcamalarnn toplam arz zerindeki etkisi ise, tevikler zerinde ters ynl bir etkiye sahip olduu iin daha farkl olacaktr. nk, artan kamu harcamalar, borlanma ile finanse edildii takdirde, dn verilebilir fonlar piyasasndan fon ekildii iin, faiz oranlar ykselmekte ve zel yatrm harcamalar azalabilmektedir. Bu durumda, zamanla, ekonominin sermaye birikim orannn azalaca ve bu nedenle ekonomik bymenin gecikebilecei aktr.

Borlanmaya seenek olarak, kamu harcamalarnn, reticilerin gelirleri zerinden alnan vergilerle finanse edildii durumda ise, tevikler ortadan kalkacak, vergilenebilir retken faaliyetlerin frsat maliyeti artarsa, karar vericiler daha ok birinciyi tercih edeceklerdir. Burada nemli olan soru, bu ikme etkisinin ne kadar nemli olduudur. SORU 42 a)Verginin gelir ve ikame etkileri? b)Denk bte? c)Faiz d fazla? d)Yatrm carileri

a)Verginin gelir ve ikame etkileri? Verginin Mikro Ekonomik Etkileri Vergilemenin kaynak dalmnda etkinlik ve gelir dalmnda adalet amalar ynndeki etkileri vergi teorisinin mikro-ekonomik yn, istikrar ve byme ynnde etkilerinin ortaya konulmas makro-ekonomik yndr. Vergi mkellefinin verginin giderilmesi amacyla ald ekonomik nemler unlardr; ( i ) Gelir Etkisi, verginin olmad bir duruma kyasla, yeni bir vergi getirildiinde veya mevcut vergiler arttrldnda toplam reel geliri azalan mkelleflerin gayretini arttrarak kamu gelirlerinde art saland durumlardr. Verginin gelir etkisinde temel esas, mkellefin daha fazla alarak daha fazla gelir elde edip vergi ykn gidermesidir. ( ii ) kame Etkisi, verginin gelir etkisinin aksine, vergi artnn, fiyat den bo zaman, pahalya gelen alma sresi ile deitirme eilimine neden olmasdr. Mkellef, dedii verginin zerinde brakt etkiyi dikkate almakszn yeni durumu kabullenebiliyorsa vergiye pasif uyum, verginin etkilerini arzulad ynde deitirmek iin aba gsteriyorsa vergiye aktif uyum sz konusudur. a) Vergilerin Mikro-Ekonomik Etkileri Vergilemenin mikro-ekonomik etkileri kaynak dalm ve gelir dalm zerinde etkilerdir. aa ) Vergilerin Kaynak Dalm zerindeki Etkisi: Vergiler, retici ve tketicilerin rasyonel davranlarn etkiler. retici ve tketiciler vergi ykn azaltmak amacyla denge dzeylerini, reticiler faktr bileimini, tketiciler mal bileimini deitirirler. Pareto optimumu gerei, vergileme sonucu bir etkinlik kayb oluyor ve bu vergi gelirlerinin kullanld kamu harcamalarnn oluturduu etkinlik kazancn (kaynak dalm iyiletirmesi) ayorsa, bu durumda devletin vergi alp bunlar kamu harcamalarnda kullanlmas, kaynak dalm ynnden olumsuzdur. Vergilerin rn ve faktr fiyatlar ve denge retim dzeyi zerinde yapt etkiye kaynak dalm etkisi denilmektedir. Kaynak dalm etkisi olmayan vergiler tarafsz vergilerdir. Gelir vergisi, alma ile bo zaman arasndaki tercihleri zel tketim vergileri, vergilenen mallarn fiyatn arttrarak tketicinin vergilenen malla, vergisiz mal arasndaki tercihlerini etkileyebilmektedir. Bu olumsuz etkilere sapma denilmektedir. ab ) Vergilerin Gelir Dalm zerindeki Etkisi: Tketicilerin vergi nedeniyle kullanlabilir geliri azaltacandan tketicilerin zel tketime ayracaklar gelirleri azalr. Kiinin dedii vergi dolaysyla kayb kamu hizmetleri

dolaysyla salad faydadan fazla ise, mali smr, tersi bir durumda mali rabt elde edilebilmesi mmkndr. Verginin kimin reel gelirini azalttn yansma belirlemektedir b)Denk bte Btenin gelir ve giderinin birbirine denk olmas. Buna denk bte de denir. Muhafazakar iktisatlar ve maliyeciler denk bteyi savunurlar. Enflasyonun bte denklii ilkesine uyulmamasndan ileri geldiini sylerler. teki iktisatlar ise milli gelir srekli dalgaland iin, vergiler de gelire bal olduundan, denk btenin yllk olarak uygulanmas halinde devlet harcamalarnn da devaml dalgalanacan sylerler. Oysa ekonominin daralma dnemlerinde harcamalarn istikrarl olmas, ekonomide bu daralmaya kar bir set Oluturur. O nedenle ikinci gruptaki iktisatlar bte denkliinin dalgalanma Sresi bakmndan salanmas gerektiini savunurlar. Yani, ekonomi daralrken bte ak vermeli, genilerken ise fazla vermeli ve bunlarn sonucu olarak denklik salanmaldr. Bylece hem para basmnn nedenleri ortadan kalkar, hem de bte ekonomideki dalgalanmalara kar bir kalkan gibi kullanlm olur. c)Faiz d fazla Trkiye ekonomisini yakndan ilgilendiren bu kavram yazmzda elimizden geldiince ekonomik terimlerden uzak tutup, sokaktaki insanlarn anlayaca sade bir anlatm ile ne olduu hususunu dile getirip aklamaya alacam. Trkiyede, hkmetlerle IMF heyeti arasndaki Bte Tasars hakkndaki grmelerde en tartmal konularn banda; Faiz D Fazla hedefinin ne olmas ve bu hedefin yerine getirilmesi iin ne gibi nlemler alnmas gerektii gelmektedir. Hkmetler, bu nlemler iin bte almas ve bte disiplini ortaya koymak zorundadrlar. Devletin gelir ve giderlerini gsteren tabloya bte denir. Btenin bir tarafn gelirler olutururken, dier tarafn ise giderler baka bir deyile harcamalar oluturmaktadr. Faiz d fazla kavram; btenin toplam gelirleriyle, bteden yaplan harcamalardan faiz demelerinin yok sayldnda geriye kalan harcamalar arasndaki farktr. Daha basit bir anlatmla faiz d fazla; Trkiye'nin hi faiz gideri olmamas durumunda, btenin gelir-gider durumunun ne olacan aklayan bir kavramdr. Faiz d fazla; ksaca toplam harcamalardan faiz harcamalar karld zaman, gelirin gideri karlayp karlayamadn gsterir. Buraya kadar yapm olduumuz aklamalara saysal bir rnek vermemiz gerekirse yle bir rnek verebiliriz. rneimizde Devletin 2007 yl iin bte rakamlar yledir:100 YTL geliri, 120 YTL gideri olsun. Bu giderler ise maa demeleri, genel giderler ve yatrm giderleri toplamndan olusun ve bu kalemlerin toplam da 80 YTL olsun. Faiz giderlerinin ise 40 YTL olduunu kabul edelim. Bylece giderlerimizin toplam 120 YTL olmu oldu. Gelirlerimiz ise 100 YTL idi. Gelirlerimiz, toplam giderlerimiz olan 120 YTL yi karlayamamakta,20 YTL ak vermektedir. imdi gelelim Faiz d fazla rakamn bulmaya: Toplam giderlerimiz 120 YTL idi. Toplam giderlerimizin iinde 40 YTL faiz giderleri vard. imdi 40 YTL faiz giderini toplam giderlerimizden karalm. Bu durumda giderlerimiz 80 YTL oldu. Gelirlerimizin toplam 100 YTL olduu iin faiz giderleri hari 20 YTL fazla verdik.(1) Bu 20 YTL fazlada toplam faiz giderimiz olan 40 TLnin 20 YTLsi kadarn deme gcmz olduunu gsterir. Eer ak vermeyeceksek yani denk bir bte yapacaksak Faiz d fazla hedefine ulamak iin yaplmas gereken iki yntemden birini uygulayacaz. Birinci yntem gelirlerimizi artrmaktr. kinci yntem ise giderlerimizi yani harcamalarmz

azaltmaktr. Birinci yntemi yani gelirlerimizi arttrmay tercih ettiimizi varsayarsak; ya yeni vergiler koyacaz ya mevcut vergi oranlarn artracaz yda vergi d gelirlerin (zelletirme gelirleri, 2-B diye tabir edilen orman vasfn yitirmi arsa ve arazilerin sat, lojman sat gibi) arttrlmasyla Faiz d fazla vermeye alacaksnz. Eer siz zaten ekonomi evrelerince ok byk tepki toplayan yksek vergi oranlarn arttrmaya kalkarsanz hem daha byk tepkilerle karlaacak hem de artan vergi oranlar negatif etki yaparak vergi gelirlerini beklenen oranda artmasn salayamayacak vergi gelirlerinin daha da azalmasna neden olacaksnz. kinci yntemi seerseniz; Faiz giderlerini batan kabullendiimiz iin faiz giderlerimizin haricindeki giderlerimiz olan maa demeleri, genel giderler ve yatrm giderlerini drmek zorundayz. Bu sefer harcama kalemlerinden tasarruf etmemiz gerekecektir. Bu da halkn refah seviyesinin ve yatrmlarn daha da azalmas demek olaca iin hkmetlerin halkn nezdindeki baarl olma durumu zarar grecektir. Yllardr bekletilen yatrmlar ksmanz, sosyal transferleri azaltmanz, personel giderlerini yani memur ve iiye verilen zamlar azaltmanz, devletin adalet, gvenlik, salk gibi zorunlu hizmetlerinde tasarrufa gitmeniz zor olacaktr. Sonu itibariyle, devletler salam bir borlanma politikalar yrtmeli ve bu politikalarda poplist yaklamlardan uzak durmal, izlenecek olan yatrm politikalar reel ekonomiye dnk olmal retim ve istihdam artrc alanlara harcamalar yaplarak toplumun refah seviyesini ykseltecek bte politikalar ve disiplini uygulanmaldr. (1) FAZ DII FAZLA = Toplam Gelirler-(Toplam Harcamalar-Faiz Harcamalar) = 100 YTL-(120 YTL40 YTL) = 100 YTL80 YTL = 20 YTL d)Yatrm carileri retime dorudan katks olmamakla birlikte retim faktrlerinin verimini artran harcamlardr. Eitim ve salk beeri sermayenin retim srecinde verimini arttrr. Bunlar dorudan katkda bulunmaz daha dorusu bu tr harcamalar ksa vadede yatrm olarak alglanmaz, cari harcamalar olarak bilinir ama uzun vadede yatrmn en nemli esidir.

SORU 43 Katma Bte, zerk ve zel bteyi ana hatlaryla anlatnz? Katma Bteler: Katma bteler, btenin temel ilkelerinden olan "genellik" ve "birlik(teklik)" ilkelerinin istisnasdr. Katma bte, giderlerini zel gelirleri ile karlayan ve genel bte dnda ynetilen kurulularn btesidir. rnein niversiteler, Vakflar Genel Mdrl, Karayollar Genel Mdrl. Devlet Su leri Genel Mdrl gibi. Katma bteli kurulularn bteleri devletin genel btesinin bir eki eklinde olduundan ve onunla konsolide edildiinden, "katma bte" adn alrlar. Katma bteli idarelerin byk bir blm hazineden yardm alan kurululardr. Bu bteler genel btenin kurallarna tabi olup; yasama organnda ilgili bakanlk btesiyle birlikte grlr. rnein, niversitelerin bteleri Milli Eitim Bakanl btesiyle birlikte grlp karara balanr.

zerk bte Genel ve katma btelerden bamsz olarak hazrlanan ve parlamentonun onayndan gemeden uygulanan btelerdir. zerk bteler kendilerine ait zel hukuk ve kurulu kanunlarna gre dzenlenip, uygulanrlar. Devletin gelir toplamak ve gider yapmak iin gelitirdii mali aralardan yararlanmayan gelirini iktisadi ve ticari faaliyetlerden salayan kamuya ait devlet kurulularnn btelerine zerk bte denir. zerk btelere rnek veriniz? - Devlet malzeme ofisi - Devler demir yollar - Merkez bankas - Sosyal gvenlik kurulu - Radyo televizyon kurulu zerk btelerin zellikleri nelerdir? - Genel ve katma bteden ayr dzenlenir - lkemizde ounlukla kamu iktisadi teekklleri (KT) eklinde grlr - zerk bteler meclis onayna tabi deildir - Bakanlar kurulu karar ile yrrle girerler - Denetimlerini babakanlk yksek denetleme kurumu ve KT kamuoyu yapar zel bte Yerel giderleri yerel gelirleri ile karlanan btenin. Yerel idarelerin btelerine verilen addr. SORU 44 Vergi idaresince verilen vergi ceza eitlerini anlatn ve ceza tutarlarn belirtiniz? I. VERG_ SU VE CEZALARI KAVRAMI A. Vergi Suu Kavram ve esitleri 1. Vergi Suu Kavram ve zellikleri Genel olarak su kavram, kanunlarn cezalandrdg fiilleri ifade eder. Bir fiilin, su saylp, bu fiili isleyene ceza verilebilmesi iin, islenen fiilin kanunlarda yer alan su kapsamna aka girmesi gerekir. Ceza hukukunda buna kanunsuz su ve ceza olamaz ilkesi denir. Vergi suu kavramn, ksaca, vergi kanunlarna aykr davranmak biiminde tanmlamak mmkndr. Genis tanmna gre vergi suu, yasalarla devli bulunan vergi ykmls veya vergi sorumlusu tarafndan ya da vergilendirme islemlerinde grevliler tarafndan, vergi kanunlarnda gsterilen maddi ve biimsel ykmllklere aykr olarak islenen fiillerdir. Bu tanmdan hareketle vergi sularnn zelliklerini su sekilde belirtmek gerekir: Vergi suu, vergi ykmls, vergi sorumlusu ve vergilendirme veya yarglama faaliyetlerinde bulunanlar tarafndan islenebilir. Vergi suu, vergi kanunlarnda gsterilen maddi veya biimsel, ya da hem maddi hem de biimsel ykmllklere aykr olarak islenir. Vergi sular sonucu devlet, vergi kaybna ugratabilecegi gibi, vergi kayb ihtimali ile birlikte kamu dzeni de bozulabilir.

Vergi sular, kanunlardaki tanma uygun fiillerle islenir. Bir fiilin vergi suu olarak kabul edilmesi iin, kanunda o fiil iin ceza ngrlms olmaldr. 2. Vergi Sularnda Ceza Ehliyeti Ceza ehliyeti, bir su fiilinin, su failine ( su isleyene ) yklenebilmesi iin, failde ( suu isleyende ) bulunmas gereken zelliklerin tmdr. 3. Vergi Sularnda Kusurlulugu Kaldran Nedenler Vergi hukukunda islenmis olan bir su fiilini, hukuka aykr olmaktan karan nedenleri iki baslk altnda incelemek mmkndr. a) Mcbir Sebepler Mcbir sebep, kisinin iradesi dsndaki sebepler yznden kanuni devlerini yerine getirmemesi seklinde tanmlanabilir. Agr kaza, agr hastalk ve tutukluluk. Yangn, yer sarsnts ve su basmas gibi afetler Kisinin iradesi dsnda meydana gelen ortadan kaybolma Sahibinin iradesi dsndaki sebepler dolaysyla defter ve vesikalarn elinden kms bulunmas halleri. b) Yanlma Ceza hukukunda, kisinin, kanunu yanls yorumlamas veya bilmemesi mazeret olarak kabul edilemez. Ancak, vergi kanunlarnn ska degismesi ve karmask olmas, yanlma messesini dzenlenmesi geregini ortaya karmstr. Vergi hukukunda yanlma, baslca iki sekilde ortaya kmaktadr. 1. Vergi idaresinin vergi mkellefini yanls bilgilendirmesi sonucu ortaya kan yanlma seklidir. 2. Bir hkmn uygulama tarznn ya da o hkmn hakkndaki itihatlarn degismesi sonucu ortaya kan yanlmadr. B. Trk Vergi Sisteminde Yer Alan Baslca Vergi Sular ve Cezalar 1. Vergi Ziya ( Kayb ) Suu ve Cezas a. Vergi Ziya Mkellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili devlerini zamannda yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yznden, verginin zamannda tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder. Vergi Ziya suunun unsurlarn su sekilde belirtmek mmkndr; Vergilendirmeyle ilgili devleri zamannda yerine getirmemek, Vergilendirmeyle ilgili devleri eksik yerine getirmek Gerege aykr beyanlarla verginin eksik tahakkuk ettirilmesine neden olmak Haksz yere veri iadesine neden olmak b. Vergi Ziya Suunun Cezas Vergi Ziya suu isleyenlere vergi Ziya cezas kesilir. Vergi Ziya cezas, ziyaa ugratlan verginin bir katdr. Baska bir ifadeyle vergi ziyana neden olanlara, ziyaa ( kayba ) ugrattklar vergi miktar kadar ceza kesilir. 2. Kaaklk Sular ve Cezalar 3. Usulszlk Sular ve Cezalar 4. zel Usulszlk Sular ve Cezalar a) Fatura ve benzeri belgelerin verilmemesi ve alnmamas ile diger sekil ve usul hkmlerine uyulmamas. Bu baslk altna giren su ve cezalar sunlardr: 1. Fatura, gider pusulas, mstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzlarnn verilmemesi, alnmamas veya dzenlenen bu belgelerde gerek tutarlarn gsterilmemesi.

2. Perakende sats fisi, giris ve yolcu tasma bileti, sevk irsaliyesi, yolcu listesi, gnlk msteri listesi gibi belgelerin dzenlenmemesi veya gerege aykr miktarlar zerinde dzenlenmesi. 3. Tketicilerin fatura ve benzeri belge almamalar 4. _slemlerin zamannda defterlere kaydedilmemesi, defterlerin isyerinde bulundurulmamas ve vergi levhas aslmamas 5. Muhasebe standartlarna ve tek dzen hesap planna uymayanlara 2.900 YTL zel usulszlk cezas kesilir. 6. Vergi kimlik numaras kullanmadan islem yapmak. 7. Belge basm ile ilgili bildirim grevini yerine getirmeyen matbaa isletmelerine 460 YTL zel usulszlk cezas kesilir. 8. Vergi kimlik numaras kullanma mecburiyeti islemlerin bildirilmemesi. 9. Vergi yoklamas yapan memurlarn dur ikazna uymayanlara 460 YTL zel usulszlk cezas kesilir. b) Damga Vergisinde zel Usulszlk Suu ve Cezas c) Bilgi vermekten ekinenlere, defter ve belgelerle diger kaytlarna ibraz etmeyenlere, inceleme elemanlarna yardm etmeyenlere ve VUK un Maliye Bakanlgna verdigi yetki erevesinde ngrlen diger devleri yerine getirmeyenlere ( kamu idare ve messeselerinde bilgi verme grevini yerine getirmeyenler dhil ) uygulanacak zel usulszlk cezalar 5. Vergi Mahremiyetinin ( Gizliliginin ) _hlali Suu ve Cezas Vergi mahremiyetinin ihlali, grevden dogan bir vergi suudur. VUK un 362. maddesine gre, Bu kanunda yazl vergi mahremiyetine uymaya mecbur olanlardan, bu mahremiyeti ihlal edenlere TCKnin 198. maddesinde yazl hapis cezasnn iki kat hkmolunur. Bu ceza iki aydan az olamaz. Sular tekerrr edenler, bir daha devlet hizmetinde kullanlmazlar. Buna gre, asagda yazl kimseler grevleri dolaysyla, mkellefin ve mkellefle ilgili kimselerin sahslarna, muamele ve hesap durumlarna, islerine, isletmelerine, servetlerine veya mesleklerine iliskin olarak, grendikleri srlar veya gizli kalmas gereken diger hususlar ifsa ( srr aklamak ) edemez ve kendilerinin veya nc sahslarn yararna kullanamaz. Vergi mahremiyetine uymak zorunda olanlar sunlardr: _ Vergi muameleleri ve incelemeleri ile ugrasan memurlar _ Vergi mahkemeleri, blge idare mahkemeleri ve Danstayda grevli olanlar _ Vergi kanunlarna gre kurulan komisyonlara istirak edenler _ Vergi islerinde grev alan bilirkisiler. 6. Mkelleflerin zel _slerini Yapma Suu ve Cezas Vergi hukukunda grevden dogan sularn bir digeri, mkellefin zel isini yapma suudur. Vergi idaresinde grev yapan memurlar ile vergi yargsnda grevli olanlar, mkelleflerin, vergi kanunlarnn uygulanmas ile ilgili hesap, yaz ve sair zel islerini cretsiz de olsa yapamazlar. 7. Vergi Borcunu demeyen ve Cezas Olan Mkelleflerin _simlerinin Kamuoyuna Aklanmas Cezas Vergi borcu ya da vergi cezansn zamannda denmesini saglamak amacyla getirilen yaptrmlardan biri de vergi borcunu ya da cezasn zamannda demeyenlerin kimliklerinin kamuoyuna aklanmasdr.

SORU 45 Para politikas nedir? Aralar nelerdir? Enflasyonla ve deflasyonla mcadelede para politikasnn etkinlii nasldr?

PARA POLTKASI VE ARALARI Para politikas ekonomik konjonktre gre, para arzna mdahale ile uygulanabilecei gibi parann tedavl hznn denetimiyle de uygulanabilir. Para politikas yardm ile milli gelir, fiyatlar genel dzeyi ve istihdam hacminin olumlu ynde etkilenmesi amalanr. Esas ama milli geliri arttrmak, isizlii azaltmak ve fiyat istikrarn salamaktr. Ama bu ana amalar yannda ara amalar da mevcuttur. Ara olarak faiz oran zerinde de durulur. Ekonominin btn yannda, selektif nlemlerle, kimi blge ya da sektrlere ynelik amalar da saptanabilir. Geliim lkelerde para politikasn, para iktidarna sahip olan kurum yrtr. Para Politikas Aralar Ana ilke olarak, para politikas para arzn, ekonomik ihtiyacna gre belirlemeye yneliktir. Gerek kat para ve gerekse ticari bankalarn yaratt kaydi para miktar aada aklayacamz aralar yardm ile dzenlenir. a.Ak Piyasa lemleri Para arzn istedii dzeyde tutabilmek iin, Merkez Bankasnn kulland en nemli vasta ak piyasa ilemleridir. Bu amala Merkez Bankas devlet tahvillerinin alm ve satmn yapar. Merkez Bankas bankalardan tahvil satn alrsa, banka rezervleri ykselir ve onlar da kredileri artracaklarndan, para arz ykselir. Bu arala Merkez Bankas, ticari bankalarn kaynaklarn denetim altnda tutar. b.Dviz lemleri Merkez Bankas ulusal para ile yabanc paralar arasndaki oran yani pariteyi belirler. Bu amala Merkez Bankas esnek kur sisteminde zaman zaman serbest piyasaya mdahale ederek dviz alr ve dviz satar. Merkez Bankas dviz sattnda dviz kuru derken, piyasadaki para miktar azalr. Dviz satn aldnda ise, para arz artarken dviz kuru ykselir. c.Reeskont Oranlarnn Tesbiti Gerek ve tzel kiiler alacak senetlerini ticari bankalara iskonto ettirerek, kredi alrlar. Bankalar da bu alacaklarn Merkez Bankas nezdinde yeniden iskonto ettirerek verdikleri kredilere kaynak bulurlar. Bu ilem, para arznn ykselmesine neden olur. Byle bir uygulamann ilk etkisi para miktar zerindedir. Merkez Bankas ticari bankalara bu yolla at kredilerin faizini kendisi belirlediinden, piyasa faiz orann da byk lde belirlemi olur. zellikle reeskont oranlar, ksa vadeli faiz oranlarn belirlemede baarldr. Ticari bankalar Merkez Bankasna dedikleri faiz oranna, eitli komisyon, risk ve kar payn ilave ederek bulduu mebla mterisine yanstr. Reeskont politikasyla Merkez Bankas hem para arz hem de faiz orann etkiler. d. Kredi Tavan

Ekonomik kredi miktar snrlandrlmak istendiinde, bankalarn belli dzeyin stnde kredi amalar yasaklayabilir. Byle bir uygulama, kaydi para arzn snrlamada etkin bir yntemdir. e. Rezerv Orann Tespiti Mevduat sahiplerine gvence salam ve mali kesimde panikleri nlemek amacyla, Merkez Bankas ticari bankalara mevduatlarnn belli orannda bir rezerv tutmalarn zorunlu klar. Bu oranlar banka kesiminde likidite durumlarnn ykselmesini veya dmesini belirler. Rezerv oranlar derse likidite azalr, aksi durumda likidite artar. Kaydi paray incelerken grdmz gibi, bu rezerv oranlar kaydi para miktarn belirleyen faktrlerden biridir. Rezerv oran dtke kaydi para retimi artacaktr. f.Selektif Kredi Denetimleri zel denetim ya da selektif kredi politikas, belli mali kurulularca uygulanrlar ve belli amalara yneliktir. Seici olan bu uygulama, belli kurulularn belli kredileri ynlendirmesini amalar. Selektif kredi uygulamas ile kimi faaliyetler zendirilir ve kimi faaliyetler frenlenmek istenir. rnein Trkiyede turizm sektrnn gelimesine katk salam iin bu sektre uzun vadeli ve ucuz kredi salanabilir. HASTALIIN ADI: ENFLASYON Hastaln tanm Enflasyon, genel fiyatlar seviyesindeki srekli artlar ifade eder. Hastaln ortaya kt alanlar Enflasyon genel olarak mal piyasalarnda fiyat artlar eklinde ortaya kan bir ekonomik hastalk trdr. Hastaln nedenleri Enflasyonun ortaya kmasnn bir deil, birden ok nedeni bulunmaktadr. Enflasyonun balca nedenleri arasnda unlar saylabilir: Ak finansman (srekli artan kamu harcamalarnn bte aklarna neden olmas ve szkonusu aklarn vergileme dnda para basma ile karlanmas), Verimliliin zerinde srekli cret artlar, thal mallarn fiyatlarndaki srekli artlar, klim artlar dolaysyla zellikle tarm rnler arznn talebi karlayamamas, Kamu kesimindeki israf ve savurganlklar, KTlerde yksek maliyet ile retim yaplmas sonucunda KT rnlerine yaplan zamlar,

Seim ekonomisi politikalar vs. Hastaln tedavisi Mali disiplin tesis edilmelidir. Kamu harcamalar ile kamu gelirleri arasndaki dengesizlik ortadan kaldrlmaldr. Ak finansman yntemine son verilmelidir. Bu erevede anayasal dzeyde denk bte kural oluturulmal ya da srdrlebilir bte aklar tespit edilerek anayasal kural haline getirilmelidir. Parasal disiplin tesis edilmelidir. Bu erevede para arzndaki artlar belirli kurallara balanmaldr. Parasal disiplinin tesis edilmesi iin merkez bankasnn zerkletirilmesi, para kurulu oluturulmas, parasal anayasa oluturulmas vb. alternatif neriler dikkatle incelenerek lke asndan en uygun olan politika uygulanmaldr. zelletirme politikas uygulanarak devletin ekonomideki pay azaltlmal; bu suretle kamudan kaynaklanan ekonomik hastalklar ortadan kaldrlmaldr. Enflasyonla mcadelede samimi olunmal ve halkn enflasyonla mcadele programna destek ve gveni tesis edilmelidir. HASTALIIN ADI: DEFLASYON Hastaln tanm Deflasyon, genel fiyatlar seviyesindeki srekli bir dtr. Hastaln ortaya kt alanlar Deflasyon, ekonomide toplam arzn toplam talepten fazla olduu durumlarda ortaya kan bir ekonomik hastalktr. Deflasyonist eilimler konjonktrn depresyon dneminde ortaya kar. Hastaln nedenleri Ekonominin daralma (resesyon ya da stagnasyon) srecinden hzla depresyon srecine girmesi, Yksek faiz politikasnn toplam yatrmlar zerinde olumsuz sonular dourmu olmas, Para ve kredi darl, hracat tkankl, Psikolojik,sosyal ve siyasi olaylarn piyasada ktmserlie yol amas vs. Hastaln tedavisi Bu konuda Keynezyen iktisatlar telafi edici maliye politikasnn uygulanmasn savunmaktadrlar. Keynezyen iktisatlara gre fiyat dlerinin ciddi boyutlara ulamas ekonomiyi depresyon srecine sokar. Deflasyonla mcadelede kamu politikas aralar ile bireylerin satn alma glerini artracak transfer harcamalar yaplmal, kamu yatrm harcamalarna arlk verilmeli ve vergi indirimlerine gidilmelidir. Liberal iktisatlar ise genel olarak mdahaleci kamu politikalarn desteklememekte, ekonomik olaylarn kendi doal akna braklmasn savunmaktadrlar.

SORU 46 deme gcne gore vergilendirme aralar nelerdir? Trkiyede uygulann anlatnz? Vergilemede deme gcne ulamak zere gelitirilmi klasik teknik; En Az Geim ndirimi, Ayrma Kuram ve Artan Oranllktr. Bu tekniklerin ortak amac, mkelleflerin deme glerine olanak lsnde ulaarak, yaplacak vergilendirmenin adaletli bir yap ierisinde biimlendirilmesi ve uygulamasn salamaktr. Bu nedenle deme gcnn saptanmasnda, nemli rol oynayan sz konusu aracn kendi ierisinde ayr ayr deerlendirilmesi ve belirtilen ortak amaca hizmet edecek bir yapya kavuturulmas zorunludur. Bu yaplrken de; ayn durumdaki mkelleflerin ayn, farkl durumda olanlarn ise aralarndaki durum farklln deerlendiren bir sistem iinde ileme tabi tutulmalar gereinin, vergi adaletinin balca koulu olduunun gzden uzak tutulmamas gerekmektedir (Akdoan,1990:103).

a)Asgari geim indirimi Asgari geim indirimi, bireyin veya ailenin asgari geim dzeyini salayacak blmnn toplam gelirden dlerek vergi d braklmasdr. Asgari geim indirimi, bir kimsenin vergi deme gcnn ancak, o kimsenin fizyolojik varln srdrebilecek gerekli vastalar salandktan sonra sz konusu olabilecei noktasndan hareket ederek vergilendirmede sosyal adaleti salama amacna ynelik olarak ortaya kmtr. b)Ayrma Kuram Vergi deme gcne ulamann aralarndan biri olarak gsterilen Ayrma Kuram , ksaca, emek gelirleri (cretler) zerindeki vergi yknn sermaye gelirleri zerindeki vergi ykne gre daha dk tutulmas gerektii yaklamna dayanr. Kuram, tm Dnyada, emek gelirleri iin farkl ve dk oran uygulanmas, cret matrahnn bir ksmnn vergi d braklmas, cret matrah zerinden hesaplanan vergiden indirim yaplmas gibi eitli biimlerde uygulanmaktadr. Sz konusu yaklamn temelinde, emek gelirinin sermaye gelirlerine gre daha korumasz olduu anlay yatar. Daha sonralar, bu anlaya kar, sendikal hareketlerin gelimesi, i mevzuatnda alan koruyan hkmlerin daha bir fazla yer almas, sermayenin kar karya olduu risklerin artmas gibi gerekelerle eitli eletiriler ortaya ksa da, uygulamaya gnmzde de devam edilmektedir c)Artan Oranllk Verginin matrahnn artmas ile birlikte vergi orannn da artt bir vergileme ilkesidir. Daha ok kazanandan daha fazla vergi alnmas eklinde ifade edilebilir. Vergilemede adaletin salanmas amalanr ama bu yannda bir takm olumsuzluklar da tartma konusu yapmtr. Bu vergi verginin ikame ve gelir etkisine neden olur eklinde olumsuz eletiriler vardr.

SORU 47 Maliye politika araclarn anlatnz? Uygulamadaki engellerden ve de aksaklklardan bahsediniz? Maliye Politikas Maliye Politikas, devletin vergi almak, harcama yapmak, borlanmak ve bte yapmak gibi hak ve yetkilerinden yararlanarak kamu ekonomisinin amalarn gerekletirmeyi salayan bir politikadr. Maliye politikasnn balca aralar unlardr: Kamu Gelirleri Politikas (Vergi Politikas) Kamu Harcamalar Politikas, Borlanma ve Bor daresi Politikas, Bte Politikas, MALYE POLTKASINDA GECKMELER Maliye politikasnn gecikmesi sonucunda sorunlar zmlenemedii gibi beraberinde bir ok sorunda getirir. Bunun yannda politikann douraca olumlu sonular grebilmek iinde belli bir sreye ihtiya duyulur. Bunlar grupta toplayabiliriz. 5.1.1 GECKMELER gecikme, ekonomik sorunun ortaya k dnemiyle bu soruna uygulanabilecek maliye politikasnn uygulanmaya konmas arasnda geen sreye denir. Bunu iki ayr gecikme aamasyla inceleyebiliriz. Tanma gecikmesi ve ynetim gecikmesi a)Tanma Gecikmesi: Ekonomide beliren sorunun ortaya kmasyla bu sorunun zm iin gerekli olan mali politikann uygulanmas gerekliliinin anlalmas arasnda geen sredir. (SAVA, 1994 s.36 ) b)Ynetim Gecikmesi: Var olan ekonomik soruna zm amacyla uygulanacak maliye politikas aracnn uygulanmas gerekliliinin kavranmas ile, bu politikann hayata geirilmesi arasnda geen sreyi ifade eder. ( SAVA, 1994 s.36 ) 5.1.2.ARA GECKME Uygulamaya konan maliye politikas aracnn etkisini gstermesi gemesi gereken sreye ara gecikme denir. ( SAVA, 1994 s.36 ) Burada karmza iki temel kavram kar. Bunlar; Gerek Ara ve Normal Aratr. Bunlar bir rnekle aklayalm. Enflasyona kar izlenecek mcadelelerden biri faiz oranlarnn ykseltilmesidir. Bunun sonularnn grlebilmesi iin belli bir zamann gemesi gerekir. ncelikle faiz oranlarnn ykselmesi ile tasarruflarda bir art beklenir ve bu art toplam talebi drr. Toplam talebin dmesi ile oluacak yeni fiyatlar genel seviyesi, eskiye oranla daha dk olacaktr. Bu enflasyonda dn gerekletii anlamna gelmektedir. Bu rnekte gerek ara, faiz oranlarn ykseltmektir. Nominal ara ise, gerek aracn kullanlmas ile ortaya kan ve olumlu olmasn umduumuz sonutur. zetleyecek olursak, gerek aracn kullanm dolays ile nominal araca ulalmas arasnda geen sreye ara gecikme denir. 5.1.3.DI GECKME Uygulanan maliye politikasnn ortaya koyduu nominal aracn, bu arala ilgili kii ve kurulular belirlenen ynde etkilemesi iin gemesi gereken sreye denir. D gecikmede de iki kavram ile karlayoruz. Bunlar; Karar Gecikmesi ve Uygulama Gecikmesidir. Nominal aracn ilemeye balamas zerine kii ve kurumlarn bu duruma gre karar almas iin geen sreye "Karar Gecikmesi" denir. Yukardaki rnee gre tasarruf art durumunda retim veya istihdam kararlarnn yeniden gzden geirilmesi karar gecikmesi olduunu gsterir. Alnan karar retim veya tketim kslmas ynnde ise bu kararn uygulamaya yansmas tketim

veya retimin zelliine gre belli bir sre alacaktr. te bu arada geen sreye de "Uygulama Gecikmesi" denilmektedir. ( PARASIZ, 1996 s.366 ) SORU 48 Aadaki kavramlar aklaynz? a-Dk mal b-lee gre azalan getiri c-retimde dsallk d-Okun yasas e-Beklentilere gore geniletilmis Phillips erisi a-Dk mal ktisatta genel kural gelirin art ile birlikte o maldan daha fazla talep etmesidir ama dk mallarda kiinin geliri arttka o mala olan talebi ve tketimi azalr b-lee gre azalan getiri lee Gre Azalan Getiri: retimde kullanlan btn retim faktrleri birlikte ve ayn oranda deitirildiinde retim miktarndaki deime oran daha az olursa, retim fonksiyonunun lee gre azalan getiri gsterdii sylenir. Bu artlar altndaki retim fonksiyonu Q = (K, L) ise, faktr deiikliinden sonra retim fonksiyonu, dQ < (cK, cL); (d<c) ekline dnr. Mesela, retim faktrleri 2 katna karldnda, retim miktar 2 katndan az olur. retim lei arttka, iletmeleri etkili bir ekilde ynetmek gleir. Haberleme kanallar daha karmak hale gelmekte, toplantlar artmakta, krtasiyecilik ve telefon faturalar gerekenden daha fazla artmaktadr. Btn bu olumsuzluklarn sonucunda etkinlik azalr ve lee gre azalan getiri ortaya kar. zetlediimizde, gerek yaamda lee gre artan ve azalan getiriye sebep olan unsurlar ou kez birlikte ortaya kmaktadrlar. lee gre artan getiri genellikle kk lekli iletmelerde grlmektedir. Orta lekli iletmelerde lee gre artan getiriyi ortaya koyan etkenler lee gre azalan getiriye sebep olan etkenlerce dengelenebilir. Byk lekli iletmelerde ise, lee gre azalan getiriyi ortaya karan unsurlar, lee gre artan getiriye sebep olan unsurlarn stesinden gelirler. lee Gre Getiri ve Ern Erileri: K 30 Birim 9 C 6 3 0 A 3 B 20 Birim 10 Birim 6 9 L 0 D 3 6 9 L 0 G 3 6 9 L E F H K K K

a. lee Gre Sabit Getiri

b. lee Gre Artan Getiri

c. lee Gre Azalan Getiri

Soldaki panel, lee gre sabit getiriyi gstermektedir. Burada, balangta 3 birim sermaye ve 3 birim igc kullanlarak 10 birimlik rn elde edilmektedir. retim faktrleri iki misline karldnda (6 birim sermaye ve 6 birim igc) rn miktar da 2 misline (20 birim) kmaktadr (OC dorusu boyunca A noktasndan B noktasna gei). Balangtaki retim faktrleri 3 misline karldnda (9 birim sermaye ve 9 birim igc) balangtaki retim miktar da, 3 misline (10 birimden 30 birime) kmaktadr (OC boyunca A noktasndan C noktasna gei). Bylece 0C boyunca 0A = AB = BC. Ortadaki panel, lee gre artan getiriyi gstermektedir. Burada, retim faktrleri balangtaki kullanmlarna gre 2 veya 3 mislinden daha az arttrlmalarna ramen rn miktarlar 2 veya 3 misli artmaktadr. Bylece, 0F dorusu boyunca 0D>DE>EF. Sadaki panel ise, lee gre azalan getiriyi gstermektedir. Burada balang bileimine gre retim miktarlarndaki art nispi olarak faktr miktarlarndaki arttan daha azdr. Bylece 0K dorusu boyunca 0G <GH<HK.

lee Gre Sabit, Artan ve Azalan Getiri

c-retimde dsallk Ekonomi Yaznnda Dsallklarn Ksa Teorik erevesi: Marshall, dsallklar konusunda teoriyi ilk olarak oluturan ekonomisttir. Marshall, almalarnda dsal ekonomileri endstri iindeki gelime koullarna bal olarak firmalarn elde ettikleri fayda olarak ele alrken, dsal ekonomilere de firmalar arasndaki rekabet koullarn bozup bozmamalar asndan yaklamtr (Manisalolu,1971:5). Marshal dsal fayday ise Herhangi bir mal veya hizmet piyasasnda endstri younlamas sonucunda endstriye giren firma nceki firmalarn ortalama retim maliyetlerinin de azalmasna neden olmas durumunda ortaya kan fayda olarak tanmlamaktadr. Marshalln sadece dsal ekonomileri ele alarak dsal maliyetleri gz ard etmitir. Bunun nedeni, Marshalln ekonomik byme, sanayileme ve azalan maliyetleri aklama abasdr. Marshall almalarnda; endstri iinde meydana gelen dsal ekonomilerin, firmalara farkl derecelerde fayda salad durumda rekabet koullarnn bozulabileceini belirtirken, bylesi bir durumun gereklemeyerek ortaya kan faydalarn eit dald ve bu nedenle de rekabet koullarn bozmad sonucuna varmtr.Marshall dsallklar ksmi denge analizi erevesinde ele alrken daha sonraki ekonomistler statik denge analizi erevesinde ve firmalarn retim fonksiyonlarnn, piyasa d balantlarn gz nne alarak oluan bu durumun tam rekabet koullarnda ekonominin optimizasyonu zerindeki etkisini tartmlardr (Mutlu, 1989:12-13). Marshalln ortaya koyduu dsallk kavramn Pigou yeniden ele almtr. Pigou (1962), refah ekonomisi ile dsal ekonomi arasndaki ba kurmutur. Pigounun en nemli vurgusu, eksik rekabet piyasasnn hkm srd durumda refah art iin devlet mdahalesinin gerekliliidir. Pigou , Marshalldan farkl olarak sadece olumlu dsallklar ele almam, bunun yannda negatif dsal ekonomiler (external diseconomies) zerinde de durmutur. Bu anlamda Pigounun dsallklar teorisine asl katks, dsallklar toplumsal refah ve etkinlik asndan ortaya koymasdr (Sonat, 1988:125). Paretonun nl optimum kavram, dsall ve dolaysyla toplumsal fayda/maliyet unsurlarn iermez. Oysa Pigouya gre etkinlik; toplumsal marjinal fayda ve toplumsal

marjinal maliyet eitlenmesi sonucunda gerekleebilmektedir (zgan 1992:64). Pigou, dsallklarn olmas durumunda ya da kendi terimleri ile sosyal marjinal maliyet ile zel marjinal maliyet (sosyal marjinal fayda/zel marjinal fayda) arasnda fark bulunmas durumunda refahn maksimize edilemeyeceini vurgulamaktadr. u ana kadar ele alnan Marshall ve Pigou yaklamlarnda fark burada ortaya kmaktadr: Marshall dsallk kavramn yalnzca lek ekonomileri ve firma teorisi ile ilgili olarak ele alrken Pigou piyasa mekanizmasnn etkinliini salamadaki baarszlk (market failure) balamnda incelemektedir. Pigou yaklamn aklayabilmek iin ncelikle marjinal sosyal hasla ve marjinal zel hasla kavramlarn aklama gereksinimi vardr. Pigouya gre marjinal sosyal hasla (MSH) herhangi bir kullanm alanna tahsis edilmi kaynaklarda marjinal bir art sonras ortaya kan btn fiziki mal ve hizmetlerin safi bir toplamdr. retim maliyetlerinin bir ksm dorudan doruya onunla ilgili olmayan kimselere yklenmi olabilir. Bu durumda marjinal sosyal haslann negatif ksm sz konusu olabilmektedir. Btn d etkiler, ister pozitif ister negatif olsun, sosyal marjinal hasla hesabna dahil edilmelidir. Marjinal zel hasla (MH) bir kullanm alanna tahsis edilen kaynaklarda meydana gelen art sonucu o art yapan kimseye den marjinal hasla ksmdr. Gerekte bu kii kulland kaynaklar, bu haslay elde edebilmek amacyla artrmtr. (Mutlu,1989:13). MSH<MH olmas durumunda optimum dzeydeki miktardan daha fazla retim yaplmaktadr. Bu durumda MSH=MH eitliini salamak iin Pigou devletin vergi yoluyla mdahalesini ngrmektedir. MSH>MH durumunda ise retilen miktar optimum miktarn altndadr. Etkinliin salanabilmesi iin Pigou sbvansiyona bavurulmasn nermitir. Viner teknolojik ve parasal dsallklar ortaya koymutur. Baz ekonomik faaliyetler dier karar birimleri zerinde fayda ya da kayplara yol atklar ve bu nedenlerle dsallk kavram iinde yer aldklar halde kaynak dalm ve etkinlii zerinde etki yapmazlar. Konu etkinlik asndan ele alndnda bu ayrm nem kazanmaktadr. Viner bu noktadan hareketle dsallklar parasal ve teknolojik olarak ikiye ayrmtr. Parasal dsallklar, dier ekonomik birimler zerindeki etkilerini piyasa mekanizmasndan geerek gsteririler. Teknolojik dsallklar ise retim ya da fayda fonksiyonlarnda kaymalara yol aarak, reel etkiler meydana getirirler. Aralarndaki temel farkllk budur. Sanld gibi parasal ve teknolojik dsallklar arasndaki fark; birinin fiyat sisteminden gemesi, dierinin ise dorudan etkili olmas deildir. nk teknolojik dsalln ortaya kmas durumunda da tketiciler ya da firmalar maksimizasyon davranlarnda yeni ayarlamalar yapacaklardr ve sonuta fiyatlarda deiiklik ortaya kacaktr (Sonat,1998:127-128). Meade ve Scitovsky parasal ve teknolojik dsallk kategorisine aklk getirmilerdir ve dsallk trne gre sonularnn farkl olacan belirtmilerdir. Buna gre parasal dsallklar Pigou yaklamna uygun olarak yorumlandnda tm piyasa faaliyetlerinin sistematik olarak vergilendirilmesi veya sbvansiyonlarla desteklenmesi gerekmektedir. Zira tm faaliyetler parasal dsallk olarak yorumlanabilmektedir (Meade 1962 54-67, Scitovsky 1954:143-151 aktaran Snmez 1989, 124).

Natha mevcut sosyal ve ekonomik kurumlarn nitelii nedeniyle, karl denmeden bakalarna maliyet yklendiinde ya da karl alnmadan bakalarna fayda salandnda

bir dsallk olay ile kar karyayz demektedir. (Victor,1978:26). Nath, dsallklarn iki temel zelliinden hareketle bu tanm yapmaktadr. Natha gre ; a) herhangi bir karar birimi tarafndan bir dierine faydann veya maliyetin yklenmesi gerekir, b) oluan bu fayda veya maliyet karlnda bedelin alnabilecei ya da tazminatn denecei piyasa bulunmamal ve bir mdahale olmakszn demede bulunulmamaldr (Nath,1981:43). Bir baka deyimle, dsallk; retici ya da tketiciler, davranlarnn btn sonularna katlanmadklar ve ne reteceklerine ya da tketeceklerine karar verirken, bakalar zerindeki etkileri hesaba katmadklar zaman ortaya kar bu noktada Mishann bu konuyu tamamlayc grne gre ise; dsalln bir baka zellii de, bir bireyin davrannn dier birey zerindeki etkisinin meru bir faaliyetin daha nceden dnlmeyen ya da olaanst bir yan rn olmasdr. Meadein dsallklar tanm ise u ekildedir; Bir firmann rn yalnzca bu firmann kulland retim girdilerine deil, bir dier firma ya da grubun rnne ve retim faktr kullanmna da bal ise dsallklar vardr. Meade, marjinal maliyet ve fiyat arasndaki farkllklarn yan sra tekelci elerin ve vergilerin de dsalln kayna olabileceini ne srmtr. Meade marjinal maliyetler ve marjinal faydalar arasnda byk sapmalarn olmas durumunda, tm dier deikenler sabitken, bu sapmalardan birinin azaltlmas, ekonomik refah artrmaz, hatta azaltabilir; sonucuna varmaktadr. Negatif dsal ekonomi durumunda taraflarn bir araya gelerek optimum fayda dzeyini anlama yoluyla belirlemeleri gerektii ynndeki dncelerden hareketle Coase geleneksel yaklamlara eletiriler yneltmitir. Coase Teoremi olarak ifade edilen gre gre; iktisadi veya serbest mala deme yaplmadan sahip olunmas durumunda dsallk mutlaka olacaktr. Ancak ortaya kan her dsallk bir bireye/gruba fayda salarken baka birey/grup aleyhine ilemeyebilir. Yaygn kanaatin aksine Coase Teoremi, piyasa dzeninin retici ile tketici arasnda veya dsalla neden olanla maruz kalan arasnda uzlamann salanabileceini ifade eder. Bu uzlamay salayacak ara ise teviklerdir. Tevik sistemi yoluyla dsallklar kirlilie neden olanlar iin iselletirilmi olmaktadr. Ancak serbest piyasa mekanizmas ou kez dsallk sorununu kendiliinden zecek mekanizmay oluturamamaktadr. Bator dsallklarn, kurumsal nedenler, teknik nedenler ve ortak mallarn varl nedeniyle ortaya ktn ne srerken dsallklarn tazminindeki sorunlar aratrr. Fiyat sisteminin otomatik olarak tazmin edemedii dsallklar fiyat sisteminin ileyiindeki aksaklklar nedeniyle ortaya kmaktadr sonucuna varr. Dsallklar literatrnn incelenmesi sonucunda grnen odur ki tartmann odan dsallklarn nasl iselletirilecei oluturmaktadr. retim ve tketim faaliyetleri sonucunda kanlmaz olarak dsal maliyetler veya faydalar ortaya kmaktadr. Bunun aksinin olabilmesi iin retim ve tketim srecinde kullanlan maddelerin hibirinin trev rnlerinin olmamas gerekirdi. Olas olmayan bu durum nedeniyle kanlmaz olarak dsallk sorunu ile kar karyayz. Pozitif dsallklarn varl durumunda ok fazla sorun ortaya kmamaktadr. Tartmalarn byk bir ksm negatif dsallklarn nedenleri ve tazmin edilme yntemlerine yneliktir. Bu noktadaki yaplan tartmann zn, kamusal dzenleyici politikalar ya da piyasa ekonomisi zmlemelerinden hangisinin uygulanmasnn daha uygun

olaca oluturmaktadr. Bu nedenle konu ile ilgili nermelerde ideolojik yaklamlarn hakim olduu gereinin gz ard edilmemesi gerekmektedir. 2. Dsallk Trleri Dsallklar konusunda ok deiik snflamalar yaplmaktadr. Genel kabul grm bir tek snflamadan bahsetmek mmkn deildir. nk yaplan tm snflamalar birbirinin alternatifini oluturmamaktadr. zmlemenin amacna gre birbirlerini tamamlayc niteliktedir. Bu nedenle almamz kapsamnda dsallklar iki ayr balk altnda ele alnacaktr. a) Pozitif ve Negatif Dsallklar, b) retim ve Tketim Dsallklar, 2.1. Pozitif ve Negatif Dsallklar Pozitif dsal ekonomiler, ekonomik karar vericilerin eylemlerinin dier birimlere fayda salamas ve bu fayday elde edenlerin eylemi gerekletirene demede bulunmamas durumunda ortaya kar. Gerek retim gerekse tketimde pozitif dsal ekonomiler sz konusu olduu durumlarda ekonomide oluan sosyal fayda fonksiyonu piyasada oluan zel fayda fonksiyonundan yksektir. Bu durumda mal/hizmet iin oluan piyasa fiyat reticiler iin sosyal optimum dzeyindeki fiyatn altnda oluurken tketiciler iin bu fiyatn stnde olacaktr (Mutlu,1989:20-21). Futbol asndan pozitif dsallklara verilebilecek pek ok sayda rnek bulunmaktadr. Stadyum yaknlarnda bulunan bir lokanta sahibini dnelim. Normalde haftann 6 gn ak olan bu lokanta Pazar gnleri istee bal olarak almamay tercih etmektedir. Lokantann bulunduu kentin Futbol takmnn birinci Lige kmas sonucunda lokanta sahibi Pazar gnleri oynanacak olan futbol karlamas nedeniyle yln 17 haftasnda nemli lde gelir elde etme olanana kavumutur. Buradan kazanl kacan dnen Lokanta sahibi ma gnleri Lokantasnda hizmet vermeye balamtr. Futbol takm birinci lige kmas sonucunda stadyuma yakn bir yerde bulunan bu lokanta sahibine bir dsallk aktarm olur. Seyirci says ne kadar ok olursa Lokantann daha ok gelir elde etme olana artacaktr. Daha fazla kazan elde etmesi durumunda tatil gn altrd elemanlarna da normal ignnn zerinde bir deme yapmaktadr. Lokanta sahibi futbol takmnn baarsndan dolay salad faydann bedelini dememektedir. Negatif dsallk firma/bireylerin aktiviteleri ve ekonomik faaliyetleri sonucunda zararl etkilerin bir ksmnn ya da tamamnn nc kiilerin fayda ve maliyet fonksiyonunda yer almas durumunda ortaya kmaktadr. Bir baka tanmlamaya gre ise negatif dsallklar, ekonomik karar vericilerin eylemlerinin dier birimler iin zarara neden olduu, ancak eylemi gerekletiren birimin bu zarar karlamak iin deme yapmad durumlarda oluur (Koutsoyianis,1987:594). Bu durumu yine Stadyum yaknndaki bir Apartman Dairesi rneiyle aklayalm. Stadyumu rahatlkla gren bir noktada ev sahibi olan Aye Hanm sessizlikten holanan birisidir. Takmn birinci Lige kyla beraber 17 hafta sonu oturduu apartman dairesi evresinde youn bir insan kalabal grlecektir. Bunun yansra stadyumda takmlarn desteklemek zere g elen taraftar ma gn saatler nceden stad doldurmakta ve takmlarn

desteklemektedirler. Grltden ve evrede oluan kalabalk nedeni ile Aye hanm durumdan ok rahatszdr. Bu olayda Futbol takmn lige kmas sonucunda ortaya kan aktiviteden Aye hanm zarar grmekte ve rahatszlk duymaktadr. Ancak aktivitenin sonucunda ortaya kan zararl veya rahatsz edici etkilerin bir ksm nc kii olarak Aye hanmn fayda ve maliyet fonksiyonunda yer almasna karn ortaya kan bu negatif dsallktan tr eylemi gerekletiren birimler bu zarar karlamak iin deme yapmazlar. Pozitif dsalln varl durumunda optimal sosyal zm, marjinal sosyal faydann marjinal maliyete eit olduu noktada ortaya kmaktadr. Buna karn piyasa koullarnda oluan denge, marjinal zel faydann marjinal maliyete eit olduu noktada gerekleir. Piyasa koullarnda ortaya kan denge optimal dzeyin altnda gerekleebilir. Pigou nermelerine uygun olarak pozitif dsalln varl durumunda uygulanacak bir sbvansiyon sonucu sosyal optimum dzeye ulalmaya allr. Negatif dsallklarn varl altnda piyasa koullarnda bu maldan ar retilmekte ve bu da sosyal etkinlik kaybna neden olmaktadr. Ekonomik olarak etkin noktada negatif dsallk tamam ile ortadan kalkmaz, sosyal marjinal fayda ve sosyal marjinal maliyetin eitlendii noktada etkin retim yaplmaya balanmtr. Negatif dsalln iselletirildii durumda marjinal zel maliyet erisi, marjinal sosyal maliyet erisine benzer (Stockma, 1997:1-2 ). 2.2. retim ve Tketim Dsallklar 2.2.1.retim Dsallklar: Bir reticinin retiminin, dier reticinin retim fonksiyonuna veya bir tketicinin tketim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi durumunda ortaya kan dsallk trdr. Baka bir deyile retim dsallklar, retim faaliyetinin herhangi bir kii, firma veya grubun retim faaliyetinin dier kii, firma veya grubun retim faaliyetini etkilemesi durumunda ortaya kar ve bu etkiler piyasada dikkate alnmazlar. retim dsallklarn kendi ierisinde 4 ana grup iersinde inceleyebiliriz. Bunlar; 12341. Pozitif retim dsall yaratan retim faaliyetleri, Negatif retim dsall yaratan retim faaliyetleri, Pozitif tketim dsall yaratan retim faaliyetleri, Negatif tketim dsall yaratan retim faaliyetleridir. Pozitif retim dsall yaratan retim faaliyetleri:

Bir reticinin retiminin dier reticinin retim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumlu etki yaratmas durumunda ortaya kan dsallk trdr. Herhangi bir retim sreci ierisinde retime etkide bulunan dsal faktrlerden herhangi birisinin, bu retim srecine yapt olumlu yndeki katkdr.

Buna rnek olarak stanbulda yaplan ampiyonlar Ligi Finali verilebilir. Bu karlama iin gelen ngiliz ve talyan taraftarlar stanbulda konaklamlardr. Bu durumda yaplan temel eylem veya ekonomik aktivite bir final mann oynanmadr. Bu retim faaliyeti sonucunda, stanbuldaki Otellerin hemen hemen tamam dolmu ve tam kapasite almtr. Dolaysyla bir ekonomik faaliyet retim dsall yaratarak baka bir retim faaliyetini olumlu etkilemitir. 2. Negatif retim dsall yaratan retim faaliyetleri: Bir reticinin retiminin dier reticinin retim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumsuz etki yaratmas durumunda ortaya kan dsallk trdr. En fazla karlalan dsallk trdr. Negatif dsallk kapsamnda yer alan pek ok olay aslnda ekonomik bir retim faaliyetinin sonucunda ortaya kmaktadr. Dsallklarn ou kez faydal bir faaliyet olan retim srecinde ortaya kan, ancak arzu edilmeyen yan rnler olarak da deerlendirilebilir (Dura,1991:74). rnek olarak Ali Sami yen Stadnda oynanan bir Galatasaray-Fenerbahe man dnelim. Mecidiyeky ve evresindeki trafik younluunun artmas ve bu younluun yarataca trafik sorununun ya da gvenlik sorunun zlebilmesi iin normal zamann ok daha zerinde polisin grevlendirilmek zorunda olmas ve Polisin ar ekilde bir blgede younlamas ile baka blgelerde oluabilecek zafiyetler negatif retim dsall yaratan retim faaliyeti olarak dnlebilir. 3. Pozitif tketim dsall yaratan retim faaliyetleri: Bir reticinin retiminin bir tketicinin tketim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumlu etki yaratmas durumunda ortaya kan dsallk trdr. retici firmalarn yeni teknoloji kullanarak retim faaliyetleri yapmalar sonucunda rn fiyatlarnn dmesi ile reticilerin d fayda salamas bu tr dsallklara rnek olarak verilebilir. rneimizi futbola uyarlarsak gemite ma gn stadyumlarda satlan ma biletleri veya matan birka gn nce kulplerde satlan biletler iin uzun kuyruklar oluabilmekteydi. Teknolojideki gelimeler sonucunda gnmzde deiik datm kanallar daha hzl ve etkin olarak bu ilevi yerine getirebilmektedir. nternet zerinden ma biletinin alnabilmesi buna rnek olarak verilebilir. Burada teknoloji alanndaki pozitif ilerlemeler tketim zerinde de pozitif dsal faydalar yaratmtr. 4. Negatif tketim dsall yaratan retim faaliyeti: Bir reticinin retiminin bir tketicinin tketim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumsuz etki yaratmas durumunda ortaya kan dsallk trdr. retime konu olan pek ok rnde gerekli standartlara uyulmamas durumunda, standartlarn tam olarak belirlenemedii hallerde ise kalitesiz retimin sz konusu olduu pek ok rnn tketimi, bu tr dsallklar yaratabilir. Bu nedenle olduka yaygn olan bir dsallk trdr.

rnek olarak, futboldaki gelimeler ve teknolojideki gelimeleri verebiliriz. Malarn ifreli kanallarda yaynlanmas sonucunda takmlar gelirlerini artrmakta ve cretini demeyenler tketimden mahrum klnmaktadr. Yaync kuruluun belirli bir sayda aboneye ulamas ile ancak giderlerini karlamas mmkndr. Gemite Malarn Cine -5 de yaynland dnemde zellikle Cine-5in kulland ifreleme sisteminin bilgisayar ortamnda ok kolay biimde zlebilmesi nedeniyle korsan kullanmn artt grlmtr. Burada teknolojik

retim korsan kullanm kolaylatrarak negatif bir tketim etkisini meydana getirmi bundan da takmlar ve yaync kurulu olumsuz etkilenmitir. 2.2.2.Tketim Dsallklar: Bir kiinin tketiminin dier bir kiinin tketim fonksiyonuna ya da bir reticinin retim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi durumunda ortaya kan dsallk trdr. Sanayileme srecinde tketim, retime paralel olarak retimin yaps ve karakteristiklerine benzer bir gelime gstermitir. Dsallklar ve evre bozulmas asndan tketimin birinci nemli yn bu noktada kendini gsterir. yle ki; ada ekonomik dzen tketim amacyla retim yerine retim amacyla tketim biimini benimsemitir. Dier bir sylemle retim sadece zorunlu olan gereksinimler iin yaplmamakta, lks saylabilecek gereksinimlerin de tatminine ynelmi bulunmaktadr. Tketim faaliyetlerinin dsallklar ile ilgili ikinci yn topluca yaplan bir faaliyet olmasdr. (Dura, 1991:76). Tketim dsallklarna verilebilecek klasik rnek sigara ienlerin yaratt negatif tketim dsalldr. Sigara ien bir kiinin yaratt maliyetler sadece kendisini ilgilendirmemekte ayn zamanda yakn evresi ve toplum tarafndan da paylalmaktadr. Tketim dsallklarn kendi ierisinde 4 ana grup iersinde inceleyebiliriz. Bunlar;

1234-

tketim sonucu doan pozitif tketim dsall, tketim sonucu doan negatif tketim dsall, tketim sonucu doan pozitif retim dsall, tketim sonucu doan negatif tketim dsalldr.

1-Tketim sonucu doan pozitif tketim dsall: Bir kiinin tketiminin dier bir kiinin tketim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumlu etkilerde bulunmas durumunda ortaya kan dsallk trdr. Milyonlarca insann kullanc olduu internette aranlan bilgilere tam olarak ulamak ok fazla zaman gerektirmektedir ve ounlukla tam olarak ulamak mmkn olamamaktadr. Kendi meslei ile ilgili teknik bilgiler zerine sanal ortamda youn almalar yapan ve taramalarda bulunan bir kiinin bulduu sonular, konuyla ilgili dier siteleri, kiileri belirleyerek kendi web sitesinde kullanma amas konuyla ilgilenen insanlarn bu bilgiye daha kolay eriimini salayacandan nc kiilere pozitif dsallk salayacaktr. Bu anlamda FESAM sitesinde deiik konulardaki uzmanlarn bir araya gelerek futbol ekonomisi zerine deiik boyutlarda yaynlanan yazlarn derlenmesi konuyla ilgili nc kiilerinde bu bilgilere kolayca erierek zaman tasarrufu salamas rnek olarak verilebilir. 2-Tketim sonucu doan negatif tketim dsall Bir kiinin tketiminin dier bir kiinin tketim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumsuz etkilerde bulunmas durumunda ortaya kan dsallk trdr rnein Futbol malarnda ortaya kan iddet grntlerinin maa gelen veya bunlar televizyon ekranlarndan izleyen gen ve ocuklarn fiziksel ve ruhsal geliimi zerinde ortaya kabilecek olumsuzluklar buna rnek verilebilir. 3-Tketim sonucu doan pozitif retim dsall Bir kiinin tketiminin dier bir kiinin retim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumlu etkilerde bulunmas durumunda ortaya kan dsallk trdr

Bilgi toplumunun gerektirdii bilgi ve teknolojik donanma sahip olmak ve kullanmak bir yandan bu rnlerin kullanmn yaygnlatrrken dier yandan bu teknolojilerin kullanm sonucunda edinilen birikim i yaamnda daha verimli ve etkin sonularnda alnmasn salayabilir. Bir teknik direktrn bu teknolojileri kullanarak futbol dnyasnda olup biten gelimeleri takip ve analiz edebilmesi buna rnek verilebilir. Gemite Dnyann deiik yerlerinde yaynlanan konuyla ilgili yayn ve dergilere eriim iin klasik sipari ve posta hizmetiyle rnn temini ve tketimi sreci gnmzde evrimii yelik veya cretsiz ekillerde hzl bir ekilde temin edilerek tketime konu olabilmektedir. Bu gelimeleri takip eden ve yeniliklerden haberdar olan bir teknik direktrn bunu iine yanstmas sonucunda yaplan tketim eylemi sonucunda pozitif bir retim dsall ortaya kmaktadr. 4-Tketim sonucu doan negatif retim dsall: Bir kiinin tketiminin dier bir kiinin retim fonksiyonuna bamsz deiken olarak girmesi ve olumsuz etkilerde bulunmas durumunda ortaya kan dsallk trdr Zaman zaman derby olarak nitelenen ya da nemli malar ncesi sahte bilet basp satanlar ya da karaborsa bilet satlar grlebilmektedir. Bu tip faaliyetler sonucu takmlar aleyhine bir durum olumakta ve takmn kasasna girmesi gereken bir cret 3.ahslarn cebine girmektedir. Bu durumun yaygn olmas durumunda ise faaliyet gsteren reticiler/ takmlar bundan zarar grmektedir. SONU : Buraya kadar yaptmz tanmlamalar ve rneklerde gstermektedir ki btn ekonomik faaliyetlerde olduu gibi Futbol sektrnde de taraf olan kesimlerin yaptklar edimler ya da alna kararlar olumlu ya da olumsuz bir ekilde sonular dourmaktadr. Bir sektrde dsallklarn youn bir ekilde varl o sektrde en uygun dzeyin ne olduunun tespitini zorlatrr. Zira hesap edilmeyen/edilemeyen baz faktrlerin retim ve tketim srecinde yer alan kii ve kurumlarn retim ve tketim fonksiyonunda yer almas nedeniyle etkinlikten uzaklamalar olabilir. Bu nedenle reglasyon ad verdiimiz dzenlemelerin etkin bir ekilde yaplmas futbol sektrnn salkl yapya ulamasnda nemlidir. Futbol sektrn oluturan btn unsurlar pozitif dsal fayda yaratabilecek faaliyetleri tevik ederken, negatif dsallk yaratabilecek eylem ve davran ekillerinden kanmaldrlar. nemli olan bireysel karlardan ok sektrn karlardr. Sektrn gl ve etkin olmasndan tm taraflarn dsal faydas olacaktr. Arzu edilmeyen, istenmeyen durumlarda bazen taraflardan birisinin ksa vadede kazanl kmas mmkn olsa da olumsuz dsal etmenlerin ortaya knda duyarl olunmamas durumunda sektrn kendisi ve dolaysyla uzun dnemde sektr oluturan tm taraflar bundan zarar grecektir. Bu bilin ve hassasiyetle hareket edilmesini diliyorum. d-Okun yasas Amerikan ekonomisine ilikin byme ile isizlik rakamlarn inceleyen Arthur Okun, reel byme orannn yksek olduu yllarda isizlik orannn dtn, aksine reel byme orannn dk dzeyde kald hatta negatif olduu yllarda, isizlik orannn arttn saptamtr. Arthur Okunun reel byme oran ile isizlik arasndaki ilikiyi, bir formlle ifade etmesi, bu grn daha sonra Okun Yasas diye ifade edilmesine neden olmutur.Okun yasas, reel byme hznn %2,25in zerine kt yllarda, reel gelirin %2.25 orannn zerindeki her %1lik artnn, isizlik orannda %0.5lik bir azalma salad eklindedir.

rnein milli gelirde %5.25lik bir art olduu bir ylda, isizlik oran %1.5 orannda azalmaktadr.(%5,25 - %2,25 = %3 ve %3/2 = %1,5) Okun yasas olarak ifade edilen bu ilikinin, yllk nfus art hznn %1 civarnda olduu ABD iin geerli olduunu belirtmek gerekir.Gelimekte olan lkelerde de byle bir oransal ilikiyi saptamak mmkn olmakla birlikte, bu grup ilkelerde nfus art hz fazla olduundan, reel byme hzndan karlmas gereken &2,25lik orann bu orandan daha yksek ve her ilave %1lik reel byme hz nedeniyle isizlik oranndaki azalma da %0,5ten az olacaktr.lkemizde 1975-1995 yllar arasnda bymenin %4,3n aan her %1lik puan iin, isizliin %0,13 puan azald saptanmtr. e-Beklentilere gore geniletilmis Phillips erisi Milton Friedmann 1977de Nobel dl kazand makalesinde, toplam talepte meydana gelen tahmin edilmemi deiikliklerin ksa ve uzun dnemli etkileri arasndaki farka dayanarak Phillips erisine getirdii alternatif yorum, uyarlanabilir beklentiler kavramna dayanmaktadr[3]. Uyarlanabilir beklentiler varsaymna gre, iiler ve iverenler fiili fiyat artlarna farkl srelerde tepki gsterirler. verenler iin nemli olan rettikleri mallarn nispi fiyatlarndaki deimedir. Satlan mallarn ve retimde kullanlan girdilerin fiyatlarnn, ii maliyetlerinin izlenmesiyle bu nispi fiyat deiiklikleri ksa srede alglanabilir. Buna karlk iiler iin nemli olan satn alma gcndeki deimedir. Fiyat artlar karsnda satn alma gcnde meydana gelen deimenin alglanabilmesi iin ok sayda fiyatn izlenmesi gerekir. Fiili fiyat artlar karsnda fiyat art beklentilerini iverenlerin derhal, buna karlk iilerin iverenlerden daha ge dzenlemeleri, Friedman tarafndan uyarlanabilir beklentiler kavramyla aklanr. Uyarlanabilir beklentiler kavramna gre, iiler ksa dnemde fiyat beklentilerinde yanlmakta, iverenler iinse byle bir yanlg sz konusu olmamaktadr. Uyarlanabilir beklentiler kavram Phillips erisine yeni bir yorum getirdi. Bu yoruma gre, iilerin fiili fiyat artlar karsnda alm glerinde meydana gelen azalmay henz alglayamadklar ksa dnemde enflasyonla isizlik arasnda bir trade-off mevcuttur ve Phillips erisi orijine d bkeydir. Ancak, iilerin beklentilerindeki yanlgnn farkna vardklar uzun dnemde sz konusu trade-off ortadan kalkar ve beklentilerin etkisiyle Phillips erisi yatay eksene dik bir hal alr.

ekil 1:Uyarlanabilir Beklentiler ve Phillips Erisi ekildeki her bir negatif eimli eri, farkl bir fiyat art beklentisine karlk gelen ksa dnemli Phillips erisidir. Uzun dnemli Phillips erisi ise tabii isizlik orannda(nru) yatay eksene diktir ve deiik fiyat art beklentilerine gre oluan ksa dnemli Phillips erilerini tabii isizlik orannda kesmektedir. Ekonomi, balangta A noktasnda iken toplam talep arttrldnda iilerin fiyat art beklentilerinin henz deimedii, fiyat art beklentilerinin fiili fiyat artlarnn gerisinde kald ksa dnemde, reel cretlerin azalmasnn etkisiyle B noktasna hareket eder, isizlik oran nrudan u1e der, enflasyon 0dan P0a ykselir. Ancak uzun dnemde iiler fiyat art beklentilerini deitirirler ve nominal cretlerde fiili fiyat art olan P0 orannda art talep ederler. Reel cretlerin tekrar eski seviyesine dnmesiyle Phillips erisi saa kayar, yeni fiyat art beklentisine gre farkl bir ksa dnemli Phillips erisi oluur. Ekonomi artk B noktasnda deil, P0 enflasyon oran ve nru isizlik oranna karlk gelen C noktasnda dengededir. Eer hkmet isizlik orann drmekte srar eder ve geniletici politikalar srdrrse, ekonominin yeni denge noktas ksa dnemde Dye, uzun dnemde Eye kayar. Dolaysyla Monetarist grn uyarlanabilir beklentiler varsaymna dayanan Phillips erisi yorumunda, ksa dnemde fiyat art orannn ykselmesine katlanmak kouluyla daha dk bir isizlik oranna ulalabilir. Ancak uzun dnemde beklentilerin yeniden uyarlanmasyla tekrar nruya dnlr[4]. Sonuta istihdam dzeyi deimez, sadece fiyatlar genel seviyesi artm olur.

SORU 49 Yatrm faiz esneklii sfr, para talebi faiz esneklii sonsuz iken kamu harcamalrdaki artn etkisini IS-LM modelinde inceleyiniz?

Likidite Tuza Ekonomi likidite tuzandadr. Faizler debilecei en alt snrdadr. Para arznn arttrlmas faizleri drmez , halk tm paray talep eder yani para talebi sonsuzdur. Maliye politikas tam etkindir.

You might also like