You are on page 1of 404

Ord. Frof.

Sabri akir

ANSAY

HUKUK TARiHlNDE

ISLAM HUKUKU
4.

Basi

Ankara, 2002

TURBAN KiTABEVi YAYINLARI

Turhan Kitabevi Basim-Yayin Tic. Ltd. ti. Yuksel Cad. No: 8/32

06650 Kiziiay-ANKARA Tei:418 82 59Faks:418 75 91

uorduncu Basu 5ubat 2002

ISBN 975-6809-61-2
Baski:

Eda

Matbaa:^!

Tel: 341

22 94

aiUir. 5846 sayili Buyapitin telifhakki Turhan Kitabevi Basim Yayin Ltd Sti'ne gore yazarindan ve ycryinevinden yazili izin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hukumlerine edilemez, fotokopi lie ahnmadan bu yapitin. herhangi bir bolumu veya tamami iktibas

gogaltilamaz ve basilamaz-

II

islam 'in temiz, ince ruhunu, yttksek ahIdkini sozlerinde,

ilerinde temsil

eden pek

sevgili rahmetli

Babam

Fatih Dersidmlarin-

dan Beyehir (Tavgana=Doganbey) li Ahmed akir 'in ruhuna derin hurmetlerimle.

SUNU
Bazi mutluluklar vardir, anlatilmasi yaziya dokulemez.
yaklaik kirk yil sonra onun bir kitabmi yeniden bastirip

Babamm

vefatindan
ite

yayma 9ikarabilmek

boyle bir duygu yaratiyor. Islam


zirlanmasi i^in hana uzun

Hukuku

kitabini taniyanlar yeni bir baskinin ha-

zamandan

beri israr etmekte idiler.

Bu

kijiler arasinda

beni en 90k etkileyen, kendisini daha asistanhk


yayinlar da yaptigimiz, Osmanli/Islam

zamanimdan beri tanidigim, birlikte hukukunun Almanya'daki btiytik ustadi ve

hukukunun uzmani Prof. Dr. Hilmar Kruger'in oldugunu belirtmeliyim. islam hukukunu yeterince tanimadigim ve Arap9a bilmedigim i9in boyle bir giriimin cesaretini kendimde bulamiyordum. Ancak Turhan Kitabevi'nin sahibi saym Turhan Polat'm israrlan iizerine, kardelerim olan Semra Gureli ve Umay Ozbudun ile birlikte kitabi yaymlama kararmi aldik. Saym Turhan Polat, kitabm son baskismdaki dizgi hatalarmm ve diger teknik aksakhklann duzeltilmesi i9in Saym Av. M. Gunduz Pehlivanli'nm yardimlarmi sagladi. Bu 9ali?malarm sonucunda kitap, esasma dokunulmadan yayma hazirlandi. Bahca numara basliklarmm konulmasi ve metindeki ahengin saglannriasi bakimmdan kullanilan ve bugtinku yazi dilimizde artik terkedilmi? bulunan uzatma iaretleri dimda kitabm ashna genellikle sadik kahndi. Baskiya verilmeden once kitabi ben de bir kez daha okudum. Son duzeltmeleri yaparken rahmetli babamin nasil bir gayret i9inde bu kitabi yayina hazirlayeni Tiirk

mi oldugu gunleri

hatirlar gibi

oldum.

kitabm Ansay ailesi i9in ayn bir onemi de, elde edilecek gelirin, babamin yakmlarda aramizdan ayrilan torunu Yunus i9in oluturulan yardim fonuna gidecek
olmasi.

Bu

Bu

sayede, yetenekli kiilere verilecek burslar vasitasi

ile,

anne ve babami-

zin ruhlarini

aynca ad edecegimize inaniyoruz.

kitabm yeni baskismin yaymlanabilmesine soz ve eylemleri ile destek olan ve katkida bulun^m herkese kendim ve kardelerim adina teekkur etmek isterim. Bu konuda beni devamli olarak tegvik eden degerli bilim adami Prof. Dr. Hilmar Krtiger'e ozellikle teekkur bor9luyuz. Prof. Dr. Kniger kitaba bir onsoz
olarak,

Son

yazmak hususundaki
bir

ricamizi kirmayarak bizlere paha bi9ilmez ve unutulmayacak

armagan vermi bulunuyor. Kitabm yayinlanmasi fikrini oluturup, baindan sonuna kadar buytik gayret sarfeden Saym Turhan Polat da hem bizlerin, hem de gelecek kuaklarm anacagi bir isim olarak kalacaktir, kendisine i9ten teekktirler.

Temmuz

2001, AnkarayHamburg
Prof. Dr. Tugrul Ansay,

M.C.L., LL.M. (Columbia)

\r

DORIOUNCU BASI'NIN ONSOZU


Buyuk
kisa bir onsoz
Tiirk

Hukuk

bilim adami Ord. Prof. Sabri akir Ansay'in (1988-

1962) unutulmaz eseri olan

Huhuk

Tarihinde Islam

yazmak benim i9in btiytik bir sor Ansay uzun yillar Ankara Universitesi Hukuk ve llahiyat Faktiltelerinde hocahk yaparken devamh olarak Alman meslektalari ile yakm munasebetler surdiirmu^tu. Alman Mukayeseli Hukuk Cemiyeti'nin uyesi olmasi da bu yakinlamanin orneklerindendir, Fakat en fazla yaian mlinasebet i9inde oldugu kii, Mtinster Universite-

Hukuku kitabmin yeni baskisina eref ve memnuniyet vesilesidir. Profe-

si'nde

hocahk yapan ve kendisine Ankara Universitesi'nin onursal doktora unvani


idi.

tevdi edilen Prof. Dr. Gotthard Jaschke

Profesor Ansay'in ismini ilk defa, ark

lisanlanndan en ehemmiyetli U9 tanesini ogrendikten sonra

de 9alimalarima ba^ladigim gunlerde,

hem

Tiirk tarihini,

Osmanh hukuku iizerinhem de Osmanli ve Turk

hukuklanni derinligine bilen

bir kii olan Prof.

Jaschke'den duymu^tum.

Maalesef Profesor Ansay' 1 ahsen tanimak mazhariyetine nail olamadim. Istanbul' da aratirmalar i9in ikamet ederken 1963 yilmda kendisini Ankara' da ziyaret etmek istemitim. O tarihlerde eyhulislam fetvalarma dayanarak Osmanh Devletler Hukuku' nun Meseleleri konusunda doktora tezimi hazirlamaktaydim. Cebeci'deki Hukuk Fakixltesi'nin kapismdaki hademeden Profesor Ansay' m kisa bir sure
once vefat
ettigini

maalesef biiytik

bir uzuntii ile

6grenmitim.

Profesor

Ansay'm Islam Hukuku

kitabi ile Mecelle'nin

metni (o tarihte

iki

bu9uk liraya satm almitim!) talebeyken Sahaflar ^arismda aldigim ilk kitaplardi. O zamandan beri Islam Hukuku kitabmi bir hazine gibi muhafaza ediyorum ve onu ge9en yillar i9inde Osmanh veya islam hukuku meselelerinin hallinde miitemadiyen ve her seferinde de tatmin edilmi olarak kullaniyorum. Kitap ihtimamh bir aratirmanin mahsulii olarak zengin bir kaynak tekil etmektedir.

Hukuk

Tarihinde

islam

Hukuku

kitabmin

1946'daki

ilk

baskismm

mukaddemesinde Profesor Ansay, Gotthelf Bergstrasser (1876-1933)'in, sonradan dtinyaca ohret sahibi talebesi Joseph Schacht (1902-1969) tarafmdan GrundzUge des islamischen Rechts adi ile yaymlanan 9ahmasini izledigini yazmaktadir. Birinci baskmm mevcudu kisa zamanda bitince 1954'te kitabin geniletilmi ikinci baskisi yaymlandi. 1958 yilmdaki U9uncu baskida da ilaveler ve degiiklikler yapilinca Profesor Ansay bizlere arkasmda miikemmel bir eser birakarak aramizdan ayrilmi oldu. Meslekdai Kemal Tahir Gtirsoy onun oliimiinden sonra Ankara Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi'nde (Yil 19, 1962, s. XI-XVI (XIV)) yaymladigi anma yazisinda bu nedenledir ki "yegane eser" ifadesini kullanmitir.

mevcudu maalesef uzun yillardan beri kalmamiti. Ancak aradan 40 yil ge9tikten sonra yeni baskismm yayina 9ikacak olmasi memnunluk duyulacak bir hadise. Hakikat u ki, eser Ttirkiye'de -muhakkak ki diarida da- unutulmamasi gereken bir degerde; 9unicu Profesor Ansay hem Islam hukukunun, hem de
Kitabin

VII

1926'dan beri Turkiye'de mer'i olan -ve bilindigi gibi- isvi9re'den aiman medeni hukuk, medeni usul hukuku, icra ve iflas hukuklan alanlarmm da mumtaz bir uzmaniydi. Ttirkiye'de mer'i olan medeni hukukun hususiyle bor^lar ve aile hukuku
dallanna ilmi bir agirlik vermi^ti. islam
likle (Griindlich) inceleyip

Hukuku kitabmda bu konulan

ozel bir

titiz-

a9ikiamasmdan bu sonuca rahatlikla xariyoruz. Hususiyle Profesor Ansay'm Islam Hukukunu modem bir hukuk bilim adammm baki a9ismdan ele almasi, geleneksel eriat Kitaplarina nazaran bugtinku hukukgular tarafmdan daha rahat bir ekilde anla^iimasma imkan veriyor. Fiki'imce, hakli olarak islam hukukuna mahsus sistematigi izlemeyip, eriat'i modern hukuk kriterlerine gore tasnif ediyor. Gorebildigim kadari ile, bunu yaparken Alman hukuk sistematiginden yararlaniyor. Bunu a?ikar olarak, mesela medeni hukukun muhtelif kisimlarma (ayni haklar, borglar hukuku, aile hukuku, miras hukuku) ve temel mefhumlara -Alman Medeni Kanunu'nda oldugu
gibi- yer

vermesinden anhyoruz,

Bu

eklT

mulahazalarm otesinde aagidaki konulara da kisaca temas etmek

istiyomm: Kazuist karakterinden a9ik9a anlailacagi lizere, islam hukukunda ne bir medeni hukukun genel kismi (Almanya'da oldugu gibi), ne de bor9lar hukukunda bir genel kisim (Turkiye, isvi9re ve Almanya'da oldugu gibi) bilinmekte. Avrupa hukuk dlizenlerinin bu kisimlarda ele aldigi konulara Islam hukukunda, olsa olsa ba^hca sati akdi dolayisi ile yer veriliyor. Duzenlemelerin boyle smirh bir alanda

yapilmasmm geni muhtevali olamayacagi,


yecek kadar
sistematik

ayrica teferruatma girniemi gerektirme-

a9ik. uphesiz, miinferit akit tipleri

vekalet vs.) genel bir kisim yaratilabilir;

hakkmdaki normlardan (sati, kira, ancak bu hem 9ok'zaman alicidir, hem de

bakimdan her zaman ba^arili olamaz. Bundan dolayi, Profesor Ansay'm tek tek bor9 doguran akitler hakkmdaki duzenlemelerden umumi normlara varmasi ve bunlari formiile etme gayretini gostermesi bilhassa onemli ve takdire ^ayandir. Bu du^iincemi tamamlamak i9in, konunun uzmanlarmca bilinmesine ragmen, Mecelle'nin mehur kavaid-i fikhiyye'sinin (ilk 100 madde veya daha dogrusu 2lOO'iincu maddeler) Alman ve Ttirk medeni ve bor9lar hukuku aniammda bir umumi kisim te^kil etmedigini belirtmek istiyorum. Profesor Ansay muhteva itibariyle de, sadece MUlteka-l-ebhur'n ele alan Bergstrasser/Schacht'm kitabmdan 90k daha

kapsamh bir sunuta bulunuyor. Hem genel olarak a9iklamalar -ve ozellikle ceza ve usul hukuku alanlari- daha ayrmtili; hem de kitap, her iki Alman islam aliminde rastlamadigimiz amme hukuku boltimunu ihtiva etmekte. islam hukukunun kaynaklarmi, dort Sixnni mezhepteki hukuk gelimelerini ele alan ve Islam hukuku sistemi hakkmdaki genel bilgileri veren giri kismmdan sonra Profesor Ansay Islam hukukunu -Bergstrasser/Schacht gibi- ba^lica Hanefi mezhebine gore anlatiyor. Iki sebeple bu fevkalade anlamli: Bir kere biitun d6rt Siinni mezhepte cari olan hukuku anlatmak hem 90k zahmetli, hem de gereksiz; 9unku ortak temellerine ragmen bu mezheplerin teferruatda birbirlerinden aynldiklari

hususlar nadirattan degil. Boylece Ansay, Bergstrasser/Schacht'm gerek9elerine

katilmakta. Diger taraftan, Hanefi mezhebine gore


i9in

almmasi Turkiye ozellikle onemli; 9unku bu, Osmanli Imparatorlugu'nda mahkemeler ve mtifele

hukukun

VIII

tarafmdan res 'en uygulanmakta olan hukuktu. Hanefi mezhebinin hukuku Ttirk hukuk gelenegine de uymaktadir (entspricht).
tuler

ayani dikkat olan


olarak- Profesor

cliger bir

husus da, -bu alandaki pek 90k yazardan

farkli

Ansay'm sadece

19. asrin

kodifiye edilmemi bulunan ^eriati

sonlanna kadar tek bama mer'i olup da anlatmayip, hakli olarak pek 90k kez Mecelle-i
atiflarda

Ahkam-i Adliyye (1869-1876)'nin maddelerine


ri

buiunmasi ve bu maddele(geneliikle Ali Haydar'in muazzam Durer-ul-hukkam erhf nden yararlanarak)


Kitap ayrica, bugiin artik 90k gu9lukle ogrenilebilen ve olduk9a

tefsir etmesidir.

kamia^ik olan Osmanli im.paratorlugu'ndan Turkiye Cumhuriyeti'ne ge(^\ devresindeki hukuku geneliikle (kaynaklara yapilan atiflarla) 90k titiz bir ara^tirma sonucu izah etmekte. Bu sahanm, kendisinin yakm dostu olan Alman meslektai Profesor Jaschke'nin balica ihtisas

konusunu

te^kil ettigini

de i^aret edeyim.

Ansay, -Istanbul Universitesi profesorlerinden merhum Ebuiula Mardin ve gene aramizdan ayrilmi olan eski Istanbul Muftusu Omer
eseri ile Profesor

Bu

Nasuhi Bilmen

ile birlikte

Islam hukukunun 20. asirdaki buyuk Osmanli-Tiirk gele-

negi hukuk9ulari arasmda yer aliyor.

Buyuk

alimleri, gerilere gidip 16. asirda tarti^masiz


ile

en

hatiri sayilir

Osmanli

eyhulislam'i olan Ebbussu'ud Efendi (1490-1574)

saymaya

ba^layabiliriz.

Onun mesela
unutulmaz
dir.

Islam hukukunda mtiruri zaman meselesine getirdigi zarif 9ozum yolu

bir listlin

mer'iyetini surdiirdligu
16. asir

hukuk yaraticiligi omegidir ve kendisine, Islam hukukunun Arap memleketlerinde bugun dahi atiflarda bulunulmaktaiki

Osmanli hukuk9ularindan

biiyuk alime de ^uphesiz deginilmelidir:


ki^i

Kahire'h Ibn
geli^tirmi^ti.

Nuceym
Bunlar

(1520-1563), Islam hukuk9ulari arasmda pek ender bir

olarak El-E^bdh ve l-nezd'ir adli eserinde Islam

sonradan

90k

kere

hukukunun umumi hilkiimlerini Mecelle'nin mehur kavaid-i

9agda ya^ayan Ibrahim el-Halebi'ye (1549'da, yakla^ik 90 yamda vefat etmiti) de Osmanh'lar Multeka-l-ebhur adli eserinden dolayi mtite^ekkirdirler. Bu hukuk kitabi, Mecelle
fikhiyye'sindeki
esas tekil etmitir.
ytiriirluge girinceye kadar,

umumi hukumlere

Aym

Avrupa'da bazen ifade edildigi ismi ile bir Corpus Juris Osmanorumidi ve geleneksel Hanefi mezhebinin 19. asra kadar son zirvesini temsil
etmekteydi.

Bu

isimlere, 17. asirda herkesce

tanman ve

yaptigi ba^arili Fetva derlemeleri


ile

asirlarca tasvip

goren eyhjlislam Ali Efendi (1681-1692)

devam

edebiliriz.

Bu
90k

tasvipten dolayidir ki,

hemen

hi9 bir eser Ali Efendi'nin Fetva Derlemesi kadar


de,

basilmami^tir.

Bu

asrin

oiger biiyuk bir alimi

Abdurrahman Muhammad
tefsir-

eyhzade'dir (oliimli 1667). Osmanlilar kendisine Multeka hakkinda yaptigi


ler

(Mecma'

el-enhur) dolayisi

ile

muteekkirdirler,

Bu

htilasa eser

ancak onun bu

izahatlari ile anlaihr bir hale gelmitir.


18. asirda once,

Lale Devri'nde 1718-1730 arasmda vazife yapan ve 90k tak-

eyhulislam Abdullah Efendi'den (oliimu 1747) soz etmeliyim. Islam dunyasi ona, mesela Muslumanlarin da kitap basmalarina izin veren mehur ve son derece onemli fetvasmdan dolayi miite^ekkirdir. Ebu Said el-Hadimi (oliimu 1763)
dir edilen

de

MecamV

el-hakalk

adli eseri ile

aym asrm hukuk


IX

alimleri arasmdadir.

Bu

eser

fikhiyye) hiikumlerin yaklasonradan Mecelle'nin Bajlangif Kismi'ndaki (kavaid-i ise bUyUk 6l9ude Ibn Nuceym'in El|ik yarisina kaynak teskil etmitir. Diger yarisi

E?bah'mdan

alinmadir.

adami Ahmet Cevdet Paa mehur ve devasa Mecelle (1822-1895) Tiirkler i?in karfimiza 9ikiyor. Kendisine Osmanli Imparatorlugu^ ndan sonra, dolayisi ile tejekkttr bor9luyuz. Mecelle, da mevcudiyetini devam 1926'da Tiirkiye'de meriyetten kaldinlmasinm ardindan Kuveyt'de tmparatorlugu'ndan ayrilan topraklarda kurulari
19. asirda ozellikle

buyuk hukuk

alimi ve devlet

ettirdi

(20.06.1984'e kadar) uzun sure uygulandi. Me(25 02 1981 'e kadar) ve Israil'de bir tarih olmanm otesindedir. Oracelle'nin kavaid-i fikhiyye'si bugun dahi sadece kelimesine Birlejik Arap Emiryer alan hukumlerin birgogu, mesela, kelimesi

Osmanh

da

likleri

bolumiinun "kavaid elMedeni Kanunu'nun (5/1985 tarihli kanun) birinci almmijtir (madde 29-70). Unutulmamasi usul el fikhiyye el-tefsiriyye" kismma Abidin'dir (1784-1842). Redd ulgereken bir diger 19. asir alimi de amli Ibn mesela Islam hukukunda Muhtar adh eserinde yeni 9agm geli?melerini farketmi ve
bilinmeyen sigorta akdini ?eriat hukumleri
ile

bagdastirmaya 9alimitir.

daha sonra TUrkiye IsCikarilacak sonu9 udur: Osmanli tmparatorlugu ve degil de Turk9e yazdiklari 19mlam hukukunu 90k iyi bilen, fakat -ozellikle Arap9a
milletlerarasi

yetijtirrmjtir. Qunku sahada layik olduklari yeri alamayan alimler Arap9a yazili eserler hep Avrupah ve Amerikah tslamistler ve hukuk9ular arasmda olarak pek 90k zaman ihmal e6n yeri tutarken, Turk9e yaymlar tamamen haksiz

dilmitir.

Araplar i9in bu evleviyetle ge9erlidir.


ile,

Ozetleyecek olursak: Profesor Ansay eseri

Osmanli ve Turk hukuk9ula-

nnm
tir

geleneginde yerini alarak, bu gelenegi

Kendisi Islam

mukemmel bir jekilde devam ettirmijda hukukunun dismda da mUmtaz bir bilim adami idi. Ancak o
bulamama talihsizhgme
ugradi.

Turk9e yazdigi i9in diarida layik oldug;u inikasi par9alanarak Tilrk talebelere ve Fakat kitabi ?imdi, unutulmanm kadirjinazsizligi Profesor Dr. Tugrul Ansay'a hukuk9ulara yeniden arzediliyor. Bu hususta oglu bor9luyuz. Kitabi bilhassa (Ankara/Hamburg) ve Turhan Kitabevi sahibine Okran Bu kitabi okuyanlar, Islam hukuku ciddi ve ilgi dolu okuyuculara tavsiye ederim. bilgi edineceklerdir; 9unku hakkinda yazilmi? baka pek 90k eserden daha fazla
digerleri

umumiyetle sadece

bilinenleri tekrarlamaktalar.

14Haziran2001
Prof. Dr.

Hilmar Kruger

Hukuk Fakultesi Devletler Hususi Hukuku ve Yabancilar Hususi Hukuku Enstitusu


Koln
tfniversitesi

BIRINCI BASI'NIN ONSOZU


Ankara hukuk Fakultesi birinci sinifinda Hukuk Tarihi dersleri arasmda islam hukukuna dair yapilan takrirlerin geni^letilmesi ile meydana gelmi?tir. Bu ekilde kitap umuyorum ki gen9 ogrencilere islam hukuku ve balica Hanefi Hukuku hakkmda bilgi vermekle beraber bu hukuk tizerinde ?ahmak isteyenlere duumne ve aratirma vesile ve imkanlarmi da hazirlayabilecektir. Kitapta okuyuculara yazilmi eser yq yazilarm balicalarmdan haber verilmi, Osmanli impara-

Bu

eser

torlugu'nun ve eski lurkiye'mizin butun kurumlarmda, idare ve siyaset ilerinde yaami olan fikhin tesirlerini daha yakmdan gorebilmeleri i9in aydmlatici kayit ve

Bunlar aym zamanda Turk ve Osmanli tarihlerinde ve dunkU hukukumuzda ge9en ^'e bugiin gen^ aydmlarimiza yabanci gelen bir^ok mefhum ve istilahlarm pek az bir kesiminde de olsa bir lugat^e iini gorecektir. Butun bunlarla
iaretler yapilmi^tir.

beraber kitabm eksigi elbette ^oktur. islam hukuku gibi dagmik bir hukuku sistemli bir eser halinde toparlamak ger9ekten gU9tur. Kitapta takip ettigim Bergstrasser'in
eseri

saniyorum ki buau

bir dereceye

kadar baarmaya 9alimitir.

Temmuz 1946
-

Ankara

Demirtepe

XI

ORD. PROF. SABRI SAKIR ANSAY'IN HAYATI VE ESERLERI*


Prof, Dr. Huseyin Cahit

OGUZOGLU

Sabri akir Ansay, 23.12.1304'de Istanburda dogmutur. Babasi Istanbul

dersi-amlarmdan Doganbeyli Ahmet akir Efendidir. Sabri akir istanbuUda

Mercan

tdadisini bitirip 1910'da Medrese-i Kuzat'tan

mezun

olmutur,

Bundan
Vilayeti

sonra sirasiyle Emval-i

Eytam muduriyeti

ikinci katipligine,

Edime

Tahrir Heyeti naipligine, Boyabat kazasi kadiligina ve tznik kazasi bidayet

mahkemesi

reisligine tayin olunmujtur.

Bu
mitir.

suretle

hocamiz nazari

bilgisini

mahkeme

tatbikatiyle kuvvetlendir-

Kendisi tznik bidayet mahkemesi

reisi

iken Adalet

Bakanhgmm

a9tigi

miisabaka imtihanmi kazanarak be sene miiddetle


staj

Alman Adliye

tekilatmda

ve tatbikat gormek Uzere gonderilmij ve fakat Birinci Cihan Harbinin 91kmasmi mtiteakip Tiirkiye'ye donmek mecburiyetinde kalmitir.
Sabri akir Arisay, Tiirkiye'ye dondiikten sonra Istanbul sulh hakimligin-

de ve asliye mahkemesi azahgmda bulunmutur.

Bu

arada Medeni

Kanunumu-

zu hazirlamak tizere kurulan komisyonda yer alan hocamiz, ciddi ve titiz 9ahmalari ile temayiiz etmitir. Kendisinin Almanca'ya vukufu Medeni Kanunun
hazirlanmasi sirasmda

Almanca metinlerden faydalanma imkanmi

saglamitir.

Komisyon 9alimalarmdaki iistiin baansi neticesinde onemli bir vazife olan Adalet Bakanligi Hukuk ileri Miidiirlugiine tayin edilmi| ve muhtelif kanunlarm hazirlanmasi i9in kurulan komisyonlarda da iiye olarak gorev almitir. Ayni zamanda 1926 senesinde meslek hayatinm sonuna kadar arahksiz hizmet gordugii Ankara tjniversitesi Hukuk Fakiiltesi Hukuk Muhakemeleri Usulii
Profesorliigune tayin olunmutur.

Hocamiz, Prof. Veli Saltik'm hastalanmasi


kuk, Sadri Maksudi .\rsarm Istanbul

iizerine bir slire

Medeni Hu-

Hukuk Fakultesine nakli sebebiyle Hukuk Tarihi ve devamli olarak da tcra - Iflas Hukuku ve Hukuk Balangici derslerini okutmutur. 9.6.1951 tarihinden itibaren llahiyat Fakultesi Islam Hukuku kiirsiisiinde vazife alan Ord. Prof. Sabri akir Ansay, geni ol9ude kulturiine sahip bulundugundan, biiyiik bir
ijgal etmitir.

hukuk ve tarih kudret ve selahiyetle bu kiirsiileri

"Ord, Prof. Sabri akir Ansay 'a Armagan", Ankara Universitesi

Hukuk

Fakultesi

Yaymlari.

xin

19.6.1942'de Ord. Profesorluge


fakultemizin, 1955
-

1946 yillarinda 1957 tarihlerinde de llahiyat Fakultesinin dekanhgini yapterfi

eden hocamiz 1944

kendisinin Alman Ord. Prof. Ansay'm Fransizca ve Almanca'ya vukufu hukuk 9alimaMukayeseli Hukuk Demeginin uyesi olmasini ve milletlerarasi Kizilay Cemiyetinm ve itirak etmesini saglamijtir. Ayrica Tiirkiye
larina

da

iskan

Umum Mudiirlupnun fahri hukuk muavirliklerinde bulunmu?tur.


Muhterem hocamizin meslek hayatmm en semereli
devri yukaridaki hal

terciimesinden de anlaildigi uzere fakulteraizde gegmiftir.


bir ailenin 90cugu olaSayin Ord. Prof. Sabri akir Ansay, muhafazakar bir hukukfu olup ATATURK rak yeti?mi bulunmasina ragmen devrimci, laik kanunlarin bugiinku hayata uymadiilkelerine bagli idi. Derslerinde daima eski kanunlarin luzumu uzerinde israrla dururdu. Algi

ve bati'dan iktibas edilen iyi anlamasina manca ve Fransizca'ya vukufli, iktibas edilen kanunlarimizi daha eski clile tamamen vakif ve anlatmasma imkan veriyordu. Islam iiukukuna ve bir dil goze 5arpar: olmasma ragmen Sabri akir Ansay'm eserlerinde daima ari Haysiyet Kurulu uyehgme vasfi dolayisiyle hocamiz Tilrk Dil Kurumu'nun

Bu

se9ilmitir.

goriilecegi uzere, iistun Ord. Prof. Sabri akir Ansay, muteakip listede Eserlerindeki bu mukemdegerde pek 90k telif ve tercume eserler birakmitir. bulunmasi gerekh bazi meliyet biraz da kendisinin dogu?tan bir ilim adammda sebatkar olu?u eileri gelmektedir: Titiz, uphec:,

vasiflara sahip
serlerini

oimasmdan

neticesini dodaima 90k uzun suren ara?tirmalara dayanarak yazmasi Muhakemelen Usulu gurmu?tur. Bu hususiyetleri dolayisiyle hocamiz Hukuk bir sahasinda da dirayet ve ve icra - Iflas Hukuku gibi hukuk ilminin en zor Muhakemeleri Usulti Kanunu proje kudretini ispat etmi?tir. Daha Hukuk

yeni kanunlari tatbik edecek gen9 halinde iken talebelerine bu dersi okutmu? ve hukuk9ulara feyizli bir yol a9mitir. ve eser ve makaleleri, karar tahlilleri hukuk limine

Muhterem hocamizin

Saym Ord. Profesor'un en tatbikatinayeni ve orijinal fikirler getirmitir. Burada Hukuku iizennde kisaca kiymetli iki eseri olan Usul Hukuku ve icra IflSs
durmakla minnet hislerimizi
bir kere

daha ifade etmek

istiycruz.

Hukuk Yargilama UsuUeri:


cilt

Ank. Huk. Fak. Ne. Seri 2, sayi 8, cilt 1 1935, cilt 2: 1936, basi 1954, 4 1941 (Ankara), 2. basi 1947, 3. basi 1948, 4. basi 1950, 5.
:

cilt

3:1937,
6.

basi 1957, 7. basi I960.

Kantonunun 1925 taBugunkii Usui Kanunumuz, isvi9re'nin Neuchatel 4 Ekim 1927 tarihinde yururluge girrihli Usui Kanunundan iktibas edilrai ve isvi9re'de adli tekilat ve Memitir. Neuchatel Kantonu ku9Uk bir kantondur. i9in kanunun bize intibakinda deni Usui Hukuku federalize edilmemi oldugu

XIV

Her^eyden once kanun kendi memleketinde de yeni idi. Kanundaki muesseseleri, mefhumlan aydinlatacak tarihi kaynaklardan ve ilmi eserlerden mahrum bulunuyordu. Bugun dahi Neuchaterde vaziyet degimi degildir. Merhum hocamizin icitabinm bibliyografya kisminda verdigi izahattan anladigimiza gore, Neuchatel kaynagi olarak sadece miiteveffa Prof. Mentha'nm 1927 yilmda Neuchatel Hukuk Fakultesinde verdigi ders takrirlerini muhtev!
sayisiz gu9lukler vardi.

natamam ve muhtasar

el notlari

mevcuttu.

Butun bu mukullere ragmen, merhum hoca Almanca bilgisinin de verdigi imkanlarla, bati hukukunun usul otoritelerinden layikiyle istifade etmi ve ilk baskismdan itibaren btiyuk bir hizla tekamul eden ve sahasmda ger9ek bir abide olan eserini meydana getimii^tir. Hocamizm kitabmm en buyiik hususiyeti,

aydmlann biiyiik 9ogunlugunan sadece Fransizca bildigi ve Fransiz etkisi altmda bulundugu bir devrede Alman usulculerinin o zamanlar bize tamamen yabanci fikirlerini hukukumuza maletmi olmasidir. Nizasiz kaza, hak ve dava
hakki arasmdaki miinasebetler, davalarm eda, tesbit ve inai davalar eklindeki
tasnifi,

intizammdan sayilmasi gibi Fransiz hukuk9ularmm tamamen baka goru a9ilariyle i^ledikleri konulan misal olarak sayabiliriz. Buna mukabil merhum hocamiz Fransiz hukukuna da
vakialara istinat nazariyesi, kesin htikmun

amme

bigane kalmami, Rosenberg, Stein, Schonke gibi Alman usulculerinin yanisira Glasson, Tissier Morel, Cesar - Brum; Cuche gibi Fransiz usulculerinin eserlerine ve fikirlerine de kitabinda mukayeseli olarak yer vermitir.

Hukuk Yargilama Usulleri kitabinin diger bir hususiyeti, hukuk tarihi bakimmdan da kiymetli bilgileri ihtiva etmesidir. Gerek usul hukukumuzun tarih9esi, gerek usul hukuku miiesseselerinin tarih9esi hakkmda mufassal ve dogru
bilgi

arayanlann ba^vuracagi tek kitap bu eserdir.

Hukuk
5.basi 1960.

tcra

- Iflas

Usulleri

Ank. 1936,

(Kisaltilmi): 1942, 2. basi 1948, 3. basi 1954, 4. basi 1956,

Kanunumuz, isvi9re'nin Federal tcra ve Iflas Kanunundan iktibas edilmi^ olmasma ragraen Usui Hukuku i9in mevcut gu9liikler burada da aynen mevcuttu. Esasen isvi9re'de tcra - Iflas Kanunu Medeni Kanundan once
icra ve Iflas

federalize edilmiti.

kantonlar

Bu sebeple, istiklalleri hususunda 90k kiskan9 bulunan Medeni Hukuk muesseselerini telif edici bir yol tutmu^tu. Bilahare
tedvinindeii sonra tcra
-

Medeni Hukukun

Kanunu'nu yeni duruma intibak ettirmege yarayacak pek cuz'i degiiklikler yapildi ise de, durum daha ziyade Federal Mahkemenin isdar ettigi ve kanunun hacmini kat kat aan miiteaddit ordonnance ve circulaire le duzenlendi. Bizde kanunu iktibas ederken bunlarm hi9birisi nazara alinmadigi i9in, kendi memleketindeki hukuk9ularin dahi labirent olarak vasiflandirdiklari tcra ve Iflas Hukukunda ger9ekten kanunu
tflas

aydmlatici vasitalardan

tamamen mahrum bulunuyorduk.

XV

Hocamizm Hukuk tcra ve Iflas Usulleri adh eseri boyle bir kaos i9inde meydana geldi. Eserin ilk baskisi sirasinda isvi9re'de mxiracaat edilecek eite

serler Jaeger'in

mehur

erhi ile Blumenstein'in sistematik eseri

idi.

Bir de

Overbeck'in Turk9e'ye tercumesi bizzat

merhum hoca tarafmdan

yapilan

muh-

tasar bir eseri mevcuttu. Bugtin isvi9re'de biiyuk bir bo$lugu doldurmakta olan

Favre'in ve Fritsche'nin eserleri hocanin eserinden 90k sonra (birincisi 1953'de,

Hoca bu kaynak azligma ragmen, isvi9re Federal Mahkemesi kararlanndan ve Alman iflas Hukukuna dair yazilmi eserlerden de faydalanmak suretiyle Turk Icra ve Iflas Hukukunu gergekten bir sisteme kavu5turmutur. Icra ve Iflas Hukukunun maddi hukukla siki ilgisi dolayisiyle Bor9lar ve Medeni Hukuk sahalarmdaki derin vukufu, eserinin bir
ikincisi

1954'de) neredilmilerdi.

kat daha deger kazanmasinda balica amil olmutur.

Hukuk Yargilama
baskismda
yerli

Usulleri'nde oidugu gibi, Icra

Iflas kitabi

da hukuk

tarihimiz bakimindan 90k faydali bilgileri ihtiva etmektedir.

Aynca, eserinin her mevzuati ve Temyiz Mahkemesi kararlarmi Have etmek surecanli tutmu^tur.

tiyle eserini

her

zaman taze ve

Yirmibe sene ayni fakultede meslek arkada^hgi yaptigim muhterem Hocam hususi hayatmda 9ekingen, miitevazi ve gosteri^ten uzak yaayan, ihtiyat ve tedbiri hi9 bir zaman elden birakmayan bir insandi. Vazifesine siki surette bagh idi; en 90k duydugu uziintu, bakalannm vazifelerine kari olan ilgisizligi
idi.

Konumalarmin

ozlii

ve mantikli oluu, hoca

ile

yapilan her

konumadan

herkese bireyler kazandirmi^tir.

Pek Muhterem Hocamiz Ord. Prof. Sabri akir Ansay, blittin meslek hayati boyunca sayilan onbinlere varan talebelerinin ve meslek arkadalarmm sevgi ve saygismi kazanmi, takdirine mazhar olmu bahtiyar bir insandi. Onun ilmi huviyeti ile oidugu kadar insani meziyetleri ile ebediyete mal olan ahsiyeti kendisini ettid edenlere bundan boyle rehberlik etmekte, takdir ve hlirmet
celbetmekte

devam edecektir.

Bu

sonsuz mutluluklar i9inde ruhu ad olsun.

XVI

Ord. Prof.

SABRI AKiR ANSAY'IN ESERLERl

KtTAPLAR :
Haiyeli Bor^lar Kanunu, Istanbul 1926, 237
s.

Fuat Hulusi Demirelli

ile biilikte,

Bor9lar
1.

Kanunu
1935

erhi (2
-

cilt),

Istanbul 1926.

Hukuk Yargilama
Hukuk

Usulleri,
5.

Ankara

1948, 4. Basi 1950,

1941, 2 basi 1947, 3. basi basi 1954, 6. basi 1957, 7. Basi 1960.
basi,

icra-iflas Usulleri, /.nkara, 1. basi 1936, kisaltilmi basi 1942, 2. basi 1948, 3. basi 1954, 4. Basi 1956, 5. basi 1960.

Hukuk Bilimine
1952,
5.

Balangi9, Ankara 1943, 2. Basi 1947, 3. Basi 1949, 4. Basi Basi 1955, 6. Basi 1956, 7. Basi 1958.
3.

Hukuk Tarihinde islam Hukuku, Ankara 1946, 2. Basi 1953, Eski Aile Hukukumuza Bir Nazar, Ankara 1952, 151s.

Basi 1958.

TERCUME KtTAPLAR:
Overbeck
:

icra

ve

tflas
:

Prof. E. Zitelmann

Kanunu erhi Esaslan, Istanbul 1929, 207. s. Kanun Koyma Sanati, A.U.H.F. Husust Hukuk
erhi,

Enstitusii

Yayinlarmdan, 1950.
Escher
:

Medeni Kanun

Miras Hukuku, Ankara 1953.

MAKALELER:
Rizadaki Fesatlar ve Hata,
2, tst.

Baro.
-

Mec, 2319 - 2326 (1928


4954( 1926,
sa.

sa.

10

22

).

Akit Yapma,
B.

7.

Ceridei Adliye, 4943

82)

M. M.'nce kabul olunup henUz nejredilmemi?

olan yeni tcra ve tflas


bir nazar, 3.

Kanunu'nun esas prensiplerine ve getirdigi yeniliklere klBilgilerMec, 1245-1252 (1929, No. 9-33).
Yugoslavya'da Ceza Kanuna Tatbiki,
(1931, No.
1 1

Huku-

5.

Hukuki

Bilgiler

Mec, 4171 -4178


sa.

Haksiz Fiillerden Dogan Vecibeler, 10. Adliye Ceridesi, 1139 - 1141, (1932, 116), 10. Adliye Ceridesi; 1183 - 1189, ( 1932, sa. 117).
Alacakhlar Toplanmasi,
Ist.

Baro. Mec.,

s.

3426

3455

1932, sene 6,

sa.

65

5).

Miiruruzaman,

6.

Hukuki
Baro.

Bilgiler

Mec, 4605
-

4617, (1932, No. 9


7, sa

).

Yeni

icra

ve

jflas
Ist.

Kanunumuzun Para ve Teminat

Alacaklarindaki Takip Sis-

temleri,

Mec

s.

4025

4037 (1933, sene


II.

78

).

Prof. Hirsch'in Konferansi Dolayisiyla,

Hukuk Gazetesi,

4-7 (1936, No. 12).

tsMh, Ad. Cer.,

s.

1838-1847 (1936)

xvn

Mahkemelerde

Sesli

Film ve Gramofon
s.

Ad Cer.,
(

s.

781 782

1938).

Yemin, Izmir Baro Dergisi,

314

503

1938

).

Muhakemenin tadesi, Ad. Cer., s. 471 -503 ( 1938). icra ve iflSs Kanunu Etrafmda Duunceler, Ad. Cer.,

a.

1456
basi,

1464 (1938).
s.

Kanun ve
tngiliz

Tefsiri,

Ad. Cer.,

s.

2036

2059

1938

), a^o-i

Ank. 1938, 26.

Prof.

Evlenme Hukukunda Reform, Ad. Cer., s. 271-274 (1938). Leemami'm Raporu Etrafinda, Hukuk Gazetesi (1939, No. 35-36, 1939,
No. 37-38)
(Ihtilafsiz)

Munazaasiz

Kazn, Ad. Cer.,


s.

s.

158 vd. (1939).


Usulleri Sahasinda Reformlar, Ad.

Kanuni Muavir, Ad.

Cer.,

331 vd. (1939).

Ecnebi Memleketlerde Hukuk Cer., s. 1336 vd. (1939)

Muhakeme

Almanya'da Evlenme Hukukunda Reform, Ad. Konkordato, Ad. Cer., s. 158 - 178 (1940 ).

Cer., s.lS vd. (1938).

Yemin, Ad.
Haksiz

Cer.,

s.

255

296 (1940
s.

). ).

iktisap,

Ad.

Cer.,

520

559 (1940

icra ve tflas

Kanunu'nun Yeni Tadili Etrafmda, Ad. Cer., s. 835 Yeni Italya Medeni Kanunu, Ad. Cer., s. 747 - 771 (1940). Tesbit Davalan, Ad. Cer., s. 570 - 586 (1940).
Terekenin Tasfiyesi, Ad. Cer.,
s.

855 (1940).

747

771 (1940).

Tazminat Davasi Haksiz Fiil Faili Oldiikten Sonra Veresesi Aleyhine Agilacak ). Hangi Mahkemede A9ilir ? I. Ank. Huk. Fak. Der., s. 99 105 (1943 Sulh, I. Ank. Huk. Fak. Der., 200 - 209 (sa. 2, 1943).

Mahkeme Onunde
Islah, VII.

Sulha Dair,

Hukuk Der.,
s.

s.

1-6 (1944 sa. 9)


sa. 1, 2). sa. 2, 3).

Ank. Huk. Fak Der.,


I.

122
s.

129 (1950,
-

Aile Hukuku,

Imhiyat Fak Der.,

20

32

1952

Menkul Mallarda Miilkiyetin ve Hasarm 456 (1953 ).


Kesin Hukum, Ank. Bar. Der.,
s.

Intikali,

Ank. Huk. Fak. Der.,

s.

450-

433

434 (1953,

sa. 5

).

Mahkemelerimizde Yemin, XI. Ank. Huk. Der., s. 115 - 118 ( 1954, sa. 3, 4). Kanunu, XI. Ank. Huk Fak. isvi9re Freibourg Kantonu Yeni Hukuk Yargilama Der., s. 369 -370 (1954, sa: 3- 4). 1954, sa. 2). Adli Saiklerimizdeki PerianligaDair, Ank. Bar. Der,, s. 154 156 ( Te|ri, XII. Ank. Huk. Aile ve Miras Hukuku Sahasmda tngiliz Harp Soarasi Fak. Der., s. 357-365 (1955, 1- 2). ilahiyat Fak. Der., s. islam Hukukunda Kas&ii'ye G6re Bulunmu? Cocuk, IV.
'

513-16(1955),

XVIII

Recht

in der Turkei,

Handbuch der Orientalistik (Leiden HoUanda).


9e!tli

TUrk Ansiklopedisinde

maddeler.

TERCiJME MAKALELER:
Dr.

Pritsch-isvi9re

Medsni Hukukunun Turkiye'de


sa.

Kabulii, Ceridei Adliye,

Agustos-Teriniewel 1928,
Tuor, Medeni
(1936).

73-75.
s.

Kanunun
-

Hususiyeti, Ad. Cer.,

1996

1516 (1937),
Cer.,

s.

12

28

Paul

I.

Demetrescu
(1939).

Romanya

Ticaret

Hukukunda Reform, Ad.

s.

977

vd.

Dr. E. Pritsch-isiamda Devlet Fikri, Siyasal Bilgiler Okulu Der.,

s.

74-86, 245-

274 (1943-1944,
3-4);

sa. 1, 2).

Hans Reichel, Kanun ve Kaza,

VII.

Ank. Huk. Fak. Der.,


495-511 (1951, sa

s.

266-281 (1950,

sa.

Vm. Vm.

Ank. Huk. Fak. Der.,


Ank. Huk. Fak. Der.,

s. s.

1-2).

236-260 (1951,

sa. 3- 4).

KONFERANSLAR:
Kanun ve
Tefsiri,

Ankara 1958.
P. Konferanslar Serisi,

Bugunku Hukukumuzda ve Cemiyetimizde Kadm, C. H.


Kitap 8 (Ank. 1939).

Kanunlarimiz ve Adalet talerimiz, Tiirk Hukuk 101 (1951).

Kurumu

Yayinlarindan, sayi

KARAR TAHLJLLERi:
Mahkeme
Kararlan,

Kanunu Medeni Tetebbuatindan,


I.

6.

Huk.

Bilg. Mec.,

s.

4325-4330 (1931, no. 1-61).

Mahkeme l9tihatlari,
3,4).

Ank. Huk. Der.,

s.

99-111 (1943,
s.

sa. 1 -

).

Yargitay Kararlannm Tahlili, VI. Ank. Huk. Fak. Der.,


Yargitay Kararlan, VII. Ank. Huk. Fak. Der.,

423-427 (1949,

sa. 2,

s.

442 - 445 (1950,

sa. 1-2);

Vn. Ank. Huk. Fak. ]3er., s. 632 - 635 ( 1950, sa. 3 - 4 ); Vn. Ank. Huk.. Fak. Der., s. 730 - 732 ( 1951, sa. 3 -.4 ).

KItAP TAHLiLi:
Jaeschke, Zur

Form der Eheschliessung


sa.

in der Turkei, IX.

Ank. Huk. Fak. Der.,

8,384-385(1952,

3-4).

XIX

ICtNDEKtLER
Paraeraf
I.

Savfa

GtRt$
1

Hukuku ve Hukuk Tanhi islam Hukuku ve Diger Hukuklar


islSm

1
1

ILESERLER
Eserler
,

III.

ISUiM HUKUKU
4
5 8
11

i.

Fikih

Din
IV.

FIKHM KAYNAKLARI
6
7
8

Kur'an
Fakihlen.

12 14
15

Kur'an Fikhin Ba Kaynagldir


Siinnet (hadis)

9
10
11

18

icma'

21

Kiyas

,.

22
23 25 27

BakaDeliller...
tctihad (Muctehidler)

12
13

MiictehidNev'ileri

14
15

ImamKavli
ictihad Kapisi

28

Kapah midir?
V.

16

29

MEZHEBLER
17
,

thtilaflar

30
32

Sunnet ve Bid' at Ehli

18

Hicaz ve Irak Ehli

19

34
35 38

Imam-i a'zam (Ebu Hanife)


istihsan

20
21

imam Ebu Yusuf. imam Muhammed bin Hasan E|eybant imam Malik (bin Enes el Eshabi)
tstislah

22
23

39

40 40
43

24
25

XXI

Parasraf

Savfa

imam afu imam Hanbel


VI.

26
27

44
45

HUKUK SiSTEMi HAKKINDA GENEL MALtJMAT


28

Hukukun Ta'iifi.
HususiHxikuk,

46 47
47

AmmeHukuku

29
30
31

MecsUe

Umumi Hukiimler
VII.
irade ve

49

HUKUKI iLERE AtT TEMEL MEFHUMLAR


32
33

Beyan Siikutun Beyan Oldugu Haller Yazi ile Beyan

50 52 52

34

Vm. iRADE BEYANINDA FESATLAR


Vticub ve Eda Ehliyetindeki Anzalar

35

53 53

Hata
Tagrir

36
37 38

54 54
55 57

Gabin
Ikrah

39

Muvazaa
IX.

40

ECEL, ART, RUKN, MUDDETLER


41 57 58

Umumiyet ttibariyle
Eceleizafe

Ecel

Ma'lum Olmak LSzimdir


iirut, ?erait)

art (fogulu

42 43 44
45

59 59

Mevkuf.

60
61 61

Rukn
Muddetler

46 47

X.TEMStL,VEKlLET
Vekalet
Risalet

48 49

62

64

XI.

iNSAN FiiL VE MUAMELELERiNIN DEGER

VEDERECELERi
Dini Bakimdan

50
51

64
^5 67

DunyevT Bakimdan

Kaza Bakimmdan
XXII

52

Parasraf

XIL AHIS
Ehliyet

HUKUKU

Viicub Ehliyeti

Eda'EhUyeti

KanuniTemsil

Rud
izin

ahsiyetin Zevali (Ollim)

Hukmiahis Mefkud Kadinlarm Hukuki


Esir

Durumu.....

EsirlerinHukukiDurumu..

Qocugun Hukuki Dummu


Haddizatmda Bir Maldir

Esir

Ceza Hukukunda Esir

AzadEtme (i'tak, itk) Azadm Hukuki Neticeleri..,


=

Miisluman Olmayanlarm Hukuki Durumu

XIILEYA HUKUKU
AyniHaklar Ayn, Deyn islamdaMal
,

XIV.
Mallann Nev'ileri

MALL ARIN NEV'ILERI


..,

Menkul ve Gayri Menkul Mallar


Miilkiyet ve Ziiyedlik
,

Mulkiyetin Iktisabi
Fer'i iktisab (Telekk-il-muik)

Mulkiyetin Zevali

>.

Mua'

Taksim
Mulkiyetin Himayesi

Rehin (Rehn)

Rehinde Taaddi

RehindeKabz
Rehin Satilmaya Salih Olmalidir

XXIII

Paraeraf
Rehtn, Bir

Savfa

Hak veya Alacaga Karji Alimr

86
87

107

Rehinin Umulu

108

Rehinden intiS' Edilemez

88 89

109 109
1

HapisHakki Gayri Menkul Hukuku

90
91

10

KomuHukuku
ufaHakki Gayri Menkul Uzerinde trtiM Haklan SuHakki
Mulkten Gayri ArSzi
Miirari

111

92
93

HI
113

94
95

114
115 118

Zaman

96

XV.
Akider
ekil Serbestligi

BORC MCNASEBETLERI GENEL OLARAK


97
119 122

98

Akitlerin
lyi

Tek Tarafli Feshi

99
100
101

122
123

Niyetin Himayesi

OrfveAdet
XVI.
Akit

124

BORC DOGURAN SEBEPLER


102
103
iltizam Kasdi

125

Mdeden Dogan Borlar


icab ve Kabulde

126
128

Hukuk!

104
105

Haksiz iktisab

129 129 130 133

Muavaza Zimnmda Riba'


Ayetlerde Riba'

106
107 108

DigerHukuklardaRibr
FahiFaiz
istirdad

109

134
137

HO
HI
112
113
Fiil

Mes'uliyet

139 140
143

Haksiz

Hayvanlann Yaptigi Zarar Binadaki KusQrdan Dogan Zararlar

114
115

144 144
145 145

ZararaRizSveMuvafakat
Tazminat
Mes'uliyeti

116

Ref EdenHaller

117

XXIV

Parasraf

XVII.
Eda'
tfa

BORC MUNASEBETiNIN ZEVALI

Takas
ibra

Fesh
ikale

.,

...*.**"*

Sulh

Havale

Alacagm Temliki
Miiriiri

.,

....,..

Mtiruri

Zaman Zaman

Muddetleri....=

Hukuki Munasebetlerde Taraflarm Taaddudii

XVm. MUNFERIT BORC MUNASEBETLERI


Ikrar
,

Bey* ve

ira'

(Satma ve Satm Alma) Akdi

Bey'deKulIanilanOlguler....,

Bey'in artlari

,...

Bey'de Mulkiyetin
Miilkiyet ve

intikali....

Modem

Yoniinden Islam Hukuku HukukunKarilatinlmasi


thtikali

Hasarm

Am

ile

Mebfin Kabzdan Once


Selem.......

Bey':

HiyarHakki, Muhayyerlik.........
Bey'inHususiisimleri...

Bey'-iMariz

Bey'-ulVefa

Bey
icare

-i

Bi-1-istiglal

istisna'
,

icare Nev'ileri...

A'yanicari
icare-i

Ademi

Ecir

Karz
Hibe(Bagi)

Hibedelvaz

XXV

Parasraf
HibedenRttcu'
^^^

Sayfa

190
^^^ 191

Umra ve Rukba
irket

^^^

154
tnan irketi
irketleri

MUmvaza Akdi ve
Mudarebe
jg^g irketi

155

193
195

Emval, A'mal ve Vucuh


Ida' (Vedia)

156
157
15^

195
1^^ 198

159

Kefal^^ZZZZZZZ:
Keftrin

160

200
^^J 201

Durumu

1^1

NefseKefaiet

1^^
1^3

MalaKemiet Vekaleti Olmadan Bakasi Hesabma Tasarruf.


Gasb (Usurpation)
GasibinMes'uliyeti
;:

202
203 205 207

164
165

166

Gasibin Tazmtn MUkellefiyeti

167

209

XK. AiLE HUKUKU


Akile Hitbe Cahiliye Devrinde Araplarda Evlenme ekillennden

168 169

211 211

Diger Evlenme ekilleri


tsiamin Mildahalesi isiamin Kabul Ettigi izdivSc Yollan

1"^
I'^l

^U
^13

172
l'^^

214

IsiamdaNikah
NikahtaAleniyet

^'^^
1''5

Evlenme Ehliyeti Evlenme Oncesi ve Sonrasi

Fiili

^J^ 216 217


218

Muameleler

176

Mehr
Veiayet
Velt (veliyy) '^
...

"

177 178

219

220 220
221

l^^ 180
1^1

Kufv Nikah Manileri


Rida'

222

182
18^

224
225

FasidNikah

Aynlma(mufarekat) veTallk
Taiakta art ve

Zaman

1^4 185 186

226 229 229 230 230

Talaktan Ric'at

Taiakm Tefvizi BoanmaMukavelesi(Muhalaa,Mubaree)

187 188

XXVI

Paragraf Sayfa
ila'
=

189

230
231 231

Zihar

190
191

TeMk
Lian..
irtidad

192
193
,

232
233

iddet

194
195

234
235

Neseb

Nuaz
Nafaka
Hidane (veya Hadane)

196
197

236
238

198

239 240

EvladEdinme

199

XX. MIRAS
islamda Veraset Usulti,...

HUKUKU
200
201
241

islamdan Once Arab Veraset Usuiu


NEras Hukuku (Feraiz Hukumleri)
irsSebepleri
,

243
245

202
203

246
247 247 248

Murisin

Olumu

ile

204
205

Varisin Sag Olmasi arti

IrsManileri

206
207 208

Oliim Tarihi veya Varisin Bilinememesi.....

250 250
251

Hacib(hacb)

...:

Hirman
Farz

ile

Hacib

209

Mirascilar
Sahibleri.....
,

210
211

253
253

Farz'da
Baba....

Yakm Kadm Akraba Lehine Tahdid


,

212
213

254 254
255

SahihDede

214
215

Evlad-iUmm
Kizlar

256
257 258

216
217 218

OgulKizlan ...... Ana Baba BirKizKarde..

259

Baba Bir Kiz

Karde...,

219

260 262 264


266 266
267

Ana
Sahih
Nine........
,

220
221

Koca

222 223
nefsihi asabe)

Kan
Asabe

Neseb Cihetinden Asabelik (Bi

224 225

267

XXVII

Parasraf
Bakasi Sebebiyle Asabelik (Bi gayrihi asabe)

Sayfa

226
227

270
271

Asabe Maa Gayrihi


Mevle-1-atak

228

272 272

Avliye (Avil)

229

>

Reddiyye (Red)

230
23

274
275

Reddedilemeyen
lejmesi

Reddedilen Mirascilann Birlemesi Reddediiemeyen ile Reddedilen Mirascilardan Iki Sinifm Biiile

232
233

276
278
281

Munasaha
Zevi-1-erham

234
235

Mevle-1-muvalat

283 283 283 283

Mukarr-un leh Binneseb Alel Gayr ve Musa-leh Bima Zade


Alessulus

236
-

Beyt-ul-mal

237

Vasiyyet
Mirasci Olmayana Vasiyyet
Vasiyyetten Rucu'
Vasiyyeti Tenflz I^in Vast Ta'yini

238

239
-

284
285 285

240
241

XXI.VAKIF
Ta'rif.

242
^.

287 287 288

VakfmTarihi

243

VakfmAmaci
Vakfin Hukuki Mahiyeti

244
245

290
293

VakfinTesciU
VakiftanRucu'

246
247
>..

294
294 294
295

Vakif ve Mevkuf-un-aleyh'in artlan


Vakifta Mevkuf-un-aleyh'in Allaha Yaklama ve Ibadet

248

Nev'inden Olmasi
Vakfedilen Malin Muayyen,
Gerekir

249

Malum ve Vakifin Mali Olmasi


250
251

Vakifm

art

Koyma Hakki

296
297 298

Mutevelli

252

Mutevelli

Olma artlan

253

MutevellininYetkileri

254
255

299 300 300


301 301

Miistagnen anih vakif.


istibdal

256
257

Vakfa Ait Davalarda Mururi Zaman

Osmanhlarda Vakif,

258

XXVIII

Parasraf

Sayfa

Mazbut ve Miilhak Vakiflar Mazbut ve Miilhak Vakiflarm Tek icareli Vakif.


gift icareli Vakif.

259
Gelirleri

302
305

260
261
,

306
307

262
263

gift icareli Vakiflarin tntikali.

310 312
313

Mukataa

264
265

Sahih ve Tahsilat Kabilinden Olan Vakif Arazi

XXIL CEZA HUKUKU


Cahiliye Devrinde Ceza

Hukuku

266
267
268

314
315

islamda Cezalar

HaddCezalari
Islam Ceza

316
317
317

Hukukunda Noksanliklar

269 270
271

Kisas (Talion)

Katlde Kis^s l9in

Amd arttir
(Cerhler).....

319
321 321

Diyet

272
273
AdL......
:

Uzuvlara Kari Cinayetler

Hukumet-i
Gurre

274
275

322

322 322
323

Kasame
Zina

276
277 278

Recm (recim)
Kazif.

324
325

279
,

Hirsizhk

280
281

326
327 328 328

Yol kesme
Ta'zir

(kat'-ut-tarik)

Sarab (?urb-i hamr) Haddi

282
283

XXni. UStJL HUKUKU


tslamda Kaza.

284
/e Vazifeleri

330

Kadi'lann Salahiyetleri
Islamda Mahkeme...

285

332 332
333 333

286
287
288

Hisbe
YargiDairesi

Dava
Dava' Ehliyeti
,

289

334

290
291

334
335 335

Davada Taraflar Davalann Ceitleri


islamda

MuhSkeme Usulu

292 293

336

XXIX

Paraeraf

Sayfa

Davada Hasmm veya Vektlinin Huzuru Islah (Tebdil) ve Tenakuz


Def...

294
295 296
297

338

339
339 340
341

Beyyineler

Makbul Olmayanlar Kadi'mn Takdir Hakki


ahadeti

298

299 300

Tevatur
Tahlif.

342 342
343 343

YeimnUsulu Kanne

3^ 302 ^03 303

344 344 ^^^ 45


345

Hukum
Tahldm
icra

'

304
305 306

iSLAMDA DEVLET DIVANLAR, BEYT-UL-MAL VE VERGBLER


XXIV.
tslama G6re Devlet
Ulii-l-emr

307 308

346
347 348

Haltfede Aramlan artlar

309

Divanlar
Beyt-Ul-mai (ilmiisUmin)

310
311

349

349

Zekat

312
313

65ur(U5r)
Cizye.......

350 350
351

314
315

Haric

352
353
353

Ganimet Gumriik Resmi

316
317 318

MukataaResmi

353

XXX

Giri

1.

Islam

Hukuku ve Hukuk Tarihi.


ile

islam^ hukuku, hulaik tarihi


i9in ise ayrica

90k

ilgili

bir konudur.

Biz Tiirkler

Turk dixnyasmi uzun yiUar idare etmi (Barthold-Kopriilii, Islam Medeniyeti Tarihi s.XVII ve XIX, s. 154) ve Osmanli imparatorlugunun siyasi, igtimai, iktisadi varliklanni avucu i-

onemi

vardir.

ginde tutmu olan


biitim Tiirk tarihi

bu htikuk
ve o

elbette bilinmeye deger.

tslamdan sonraki
ile

tarihin biitun safhalan

bu hukuk

anlailabiUr

denilse, miibalaga edilmi? olmaz. Hususiyle, Yenigerilerin

kaldmlmasm-

dan sonra ve Tanzimattan bu y memleketimizde gordiigiimiiz bxitiin garbhlama teebbuslerimiz bu hukuk ile ilgilidir ve bununla aydmlbilir. Nihayet Cumhuriyet devrimizin onemini ve buyiiklugimu iyice anlamak, bu hukuku ve oynadigi roUeri bilmekle mumkiindur. Islam hukukunun, sadece kendine mahsus bir hukuk tipi olarak bir

mukayeseye konu olmasi bakimmdan


ye dimdaki Islam topluluklan bir
y,

degil de, bugiin hala

yurdumuzda

bazi eski olaylar alaninda kendisiyle karilailmasi ve uzak,

yakm
90k

Tiirki-

kom^umuz bulunan
ve
ii

bir

yerler-

mezhebi i9inde Iran' da az veya geni mikyasta yilriirlukte olmasi ve o ulkelerde vukuu duyulan yenilik hareketlerinin anlailmasi bakimmdan da onemi vardir.
de, Irak, Suriye, Misir gibi ulkelerde
2.

Islam

Hukuku ve Diger Hukuklar.


bxitiin obiir

islam hukuku,
kuktur.

hukuklardan temel aynligi olan bir hu-

Madde ve

ekillerinde baka hukuklarla zaruri surette geni te-

maslanna ragmen telakkisinde ve gelimesinde tam bir ozellik tair. Onun Roma hukukundan almmi, kopye edilmi oldugu her halde iddia edilemez. Avrupalilardan, Amerikalilardan ge9en ve bu yiizyil i9inde islam hukuku ile ciddi surette itigal edenler 9oksa da Islam ulemasi son gunlere kadar Roma hukukuna teveccuh gostermediklerinden^, bilhassa islam hukuk9ulan tarafmdan bu iki hukuk arasmda ve Roma hukukundan ne dereceye kadar iktibaslarda bulunuldugu hakkmda tam, etrafli tetkik
islam, er' dilinde iman, lugatte inkiyad, teslim olma, Aliahin iradesine teslimiyet
gibi

mlara

gelir.

Salt Pa^a Hdtirdti,

cild

1 .

178.

"Terakki taraftan bildigimiz ulemadan All Haydar Efendi bir gun nezdime geltip "Hukuk Mektebinde Roira Hukuku tedris olunuyor, haberiniz var mi? Tahkik ve men' etmelisiniz" zemMiride ihtarda bulunmutur. Molla Husrev'in eydi-i ulemada mtited^vil olan "Mirat ve Mirkaf'i Roma Usui Hukukuna mutabakat etmiyor mu? Cevabiyle mu^rizm ifadesini ge^i^tirdim".

islam Hukuku

ve mukayeseler yapilmami ve Islam hukukunun bai^a hukuklar iizerinde tesirleri olup olmadigi uzerinde de durulmamitir Omer Nasuhi Bil-

men

Islam hukukunun

Roma hukuku ile

miinasebetlerinden bahsederken,

Misir

ulemasmm da

tetkiklerine atif yaparak "Islam

hukukunun kudsi ve

mahiyeti haiz oldugunu, baka hukuk muesseselerinden istifade etmi olmasi duunulemeyecegini" soylemektedir (Hukuk-i Islamiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye, cild 1, s. 338). Sava Paa da: "Bu iki hukukun menbalanmn farkli bulundugu uphesizdir; Justinien hukuku, insan akliistisnai bir

nm

eseridir;

tmam-i a'zamm hukuku

ise

munhasiran Kelam-Ullah'a ve

Peygamberin sunnetine istinad eder; Islam kanununun hi9bir hukmii, hi9bir maddesi yoktur ki Islam teri' binasmm bu iki k6e tamdan biri veya oburii iizerine oturtulmu olmasm" diyor {Etude sur la theorie du droit Musulman, s. XXI). Goldzieher (Vorlesungen, s. 4), Islam hukukunda Roma hukuku izlerini inkar kabil olmadigmi soyler (Isldm Ansikde bak.). Bergstraesser'e gore de Islam kendinden onceki cahilliyyeden bariz surette aynlmi, Islam hukuku bir vahdet arz etmiyen, eski Arap bedevi telakkilerini, Mekke ticaret ehrinin mlibadele hukukunu, Medine vahasmm zirai hukukunu ve fetih zamanlannlopedisi, fikih kelimesine

da kabul edilen yabanci meneli tiirlii tiirlii unsurlari ihtiva eden hukuk malzemesinin mahsulu olup biitiin bunlar, muhtelif sahalarda muhtelif surette derin tesir yapmi olan ayni dini etik ve rituel bir gorii? altmda birlemi, hemen hemen tamamiyle asli, yepyeni bir yaratma mahiyetinde hukuk kaideleri olacak surette ortadan kaybolmulardir.
Hakikaten Miladdan daha yiizyiUar once Mina ve Saba
tacirleri

mer-

kez ve imaldeki bedevilerle temasta


tacirleri vardi.

idiler.

Arab

sahillerinde bir

90k Iran

virlerinde

Musevi enati pek eski zamanlarda, tsevilik de daha ilk deArab yanmadasma girmiti. Orf ve adatm, hukukun bir cazibesi,
de tekrar edecegiz ki Islam,
ise

bir sirayet hassasi vardir. Fakat u ciheti biz

yabanci \msurlardan ne akm


dolayi islam
olur.

hep kendi bir ve aym Islam potasi i^inde

kaynatmi, kendi, biisbuttin baka, dim sistemi igine sokmutur.

Bundan

hukukunu bah bama bir hukuk olarak tanimak pek yerinde Bu hukuk binasi tamamiyle baka bir tip, baka hk manzara arz eder^

unlara da bak: Corel Zeydan, Medeniyet-i Islamiyye Tar iki, cilt 1 s. 74; Mahmud Es*ad, Tdrih'i tlm-i Hukuk s. 228, 251-54; Tdrih-i Din-i islam, cild 1, Medhal s.
490. ve sonr. Kaytano, cild
63, 64.
i, s.

24

cild 3, s.233. Goldzieher, Paris,

s.

42 ve

sonr.

s.

Ahmet Reit Tumagil, Isldmiyet ve Milletler Hukuku, s. Digesto Italiano'd^Ad Dritto Musulmano kelimesinde Roma Hukukunun, YahudT ve
8-15 Naliino,

Nuovo

Sasani hukukunun Islam hukuku uzerinde pek az tesiri oldugunu soyltlyor.

Eserler

II. 3. Eserler,

Eserler

islam hukuku iizeiine yazilmi

asli eserler

en ziyade ve uphesiz

Arab

dilindedir.

Bu

eserlerden bir kismi rahmetli

hocam

Seydiehirli

Hukuk'' adh eserinde (s.247-294) gosterilmitir. Bunlardan usul-i fikha dair olanlar ems-ul-eimine Serahsfnin "el Usui" u ve Sadr u eria'mn "TenkiW'i ve onun erhi olan 'Tavzih"i MoUa Husrev'in ''Mir'kat-uUVusuV'n ve erhi, ''Mir'at-ul UsuV'u (bu eser vaktiyie Medreselerde ve Mektebi Nuvvab ve Kuzatta okutulurdu).
''Tarih-i Ilm-i

Mahmud Es'ad'm

Ebul Berekat Hafizuddin Nesefl'nin "Mendr-ul-Envdr'' ve erhi '*Kef-uUEsrar"i Kadi Sadr u eria Abdullah tbn Mes'ud tbn Tac-u eria'nm "Tenkth-ul Usuru ve "Attavzih ft halli gavamizit-Tenkih" isimli
eseri,

Saduddini

Taftazam'nin

''At-Talvih fl

Kefi

hakdyikit-

TenkiKX Fahriil-Islam Alt Ibn Muhammed Pezdevi'nin "Usul-ifikh "1 ve bunun iizerine Alauddin Abdulaziz Buhari'nin '*Keful-Esrdr'' adh 4
cildlik erhi.

''Neyl-uUevtdr" miieUifi evkani'nin

''Ir^ddul-fiihul

ild

tahkikil

hak min ilm-il-usuru ve


al-Hudaii'nin ''Usul-u

''Tdrih-ut-teri

il

Isldmi'' muellifi

Muhammed

Usulii fikh'a dair Hanefl ve afii terimlerini cami olan ''at-Tahnr"i ve tilmizi tbn Emir Hac'cm ''at'Takfir ve t-tahbir" adh erhi (1316 da Bulak'ta tab edilmitir; kenannda Kadi Beyzavi'nin "Minhac-Ul-Vusul ild ilm-il-Usur adh kitabi vardir), tbn Humam'm Bidaye erhi 'Teth-ul Kddir"i mehur eserlerindendir.

Fikh\

tbn

Humam'm

Ebu Said Hadimi'nin ''Mecdmiul-Hakdik" adh


telif

eseri (Hanefi

ve

Cem-Ulbulundugu mesail ve kavaidi camidir; Cevdet Paa merhumun emriyle Meclis-i Maarif azasi Ahmet Hamdi tarafmdan, '%evdmiud-dekdik" namiyla Turk9eye tercxime edilmi ve 1293 de IstanTavzih,

afu mezhebleri iizerine

edilmi olan Mir'dt,

Cevdmi

gibi kitablann havi

bul'dabasilmitir).
Fiirua dair bahca eserler de unlardir:

Ibrahim Halebi'nin "Multeka-l-Ebhuf'u^ (bazi ecnebilerin fikh'a dair yazdiklan eserlere me'haz olmutur {"Mevkufat" adiyla da Tiirk9eye
tercxime edilmitir).

Bu

eserin

Mecma-el Enhur adh

haiyesi vardir ki

hatib iken

Ibrahim Halebi Fatih camiinde imam ve hatib idi. Muderrisligi de vardi. Mtiderris ve 956 da 90 yami ge9kin olarak vefat etti. Muellif bu kitabmi Vikaye,

Kudurl Kenz,
dirilmitir.

Mecma

ul

Bahreyn ve Hiddye' den

Kitap Sultan

Ahmed' in ogiu

alip topladigmdan bu isimle adlanSultan Ibrahim zamaninda Sadr-i a'zam

Musafa Paa'nm teviki

ile

Mehmet Mevkufati tarafmdan tercame

edilmi^tir.

Islam Hukuku

Ddmad

baka eserlerden adini tair. ''Multeka-l-Ebhur"mx yazilmasinda

Tac u eria'nm "Vikaye" si (ki oglu Sadr u ena ve erhi "DUrer"i tarafindan erh edilmitir); MoUa Husrev'in "Gurer" tercume ediliiiitir); (bu eser Mektebi Kudat da okutulurdu, Turk^eye muhtar haiyesi Kuduii'nin "Muhtasar"i ve tbn-i Abidin'in (DUrr-fil muteber eserlerdendir). olan) "Redd-al muhtar"i (be cilttir; tekmilesi de
istifade edilmitir.

"Tahtavi" de en
terciimesi 7

iyi

eserlerinden sayilir (Turk9eye terciime edilmitir;

cilttir).
iil

ems

Misir'da tab ayn ayri, ayet, de fikih meseleierinden ibaret olmayip, her meselenin talilati fikhiyyesini gerek hadis ve icma' gibi butun delillerini tetkikat ve muessislerinin muhHanefl imamlanmn ve gerek diger fikih mezhebleri ve camidir. Burhanuddin Merginani'nin "el-Biddye"s\
telif fikirlerini

Serahsi'nin "el-Mehsut"\x (1324' de 30 cilz olarak alelaolunmutur, bu degerli eser, delillerden tecrid edilmi,

eimme

erhi "el-Hidaye"&\

mevsuk ve mutemed Hanefi

fikhi eserlerindendir.

Bu

eser uzerine tbn

u eria, eyh Ekmeliiddin gibi buyuk Hamilton tarafinfakihler tarafindan miihim erhler yazilmitir {Hiddye, defa basildan 1791'de ingilizceye terciime edilmi ve 1870'cie ikinci lilEbul fadl Mecduddin Abdullah tbn Mahmud'un "al-Muhtar

Humam, TSc

mitir).

MuhFetvd" admdaki eseri ve bunun uzerine yazdigi "al-lhtiydrUtalilil alimlerinin itimaditar" adk erhi Islam hukuk9ulannca muteberdir; din gibi Hanefl na mazhar olan metinlerden biridir. Zeylai ve tbn Emir Hac
vardir. fakihleri tarafindan yazilmi miiteaddid erhleri Berekat en-Nesefi (5l.710)'nin "al-Vafi" adli

Yukanda

ismi

kitabmdan telgeen Ebul metinlerdendir (amda his ettigi "Kenz-ud-dekdyik" mevsuk ve mutemed Semerkandi'nin ve Cami-ul Ezher'de tedris edilmektedir). Ebiil Kasim tabedilmitir. "Remz-ul hakdyik" adh erhiyle birlikte Londra'da yedi ciltlik Zeylai'nin "alti ciltlik "Tebyin-ul hakdyik"\ Ibni Niiceym'in
de mehurdur. A^lauddin al-Kasani eseri ?ok (6l.587)'mn "Beddi us-sandi fi tertibi? ?erai" adh yedi ciltlik eyh AlSeddin kaympederi ve (Ustadi kitabdir bir degerU izahidir. Semerkandi'nin "Tuhfet-ul' fukaha" admdaki eserinin erh ve
"al-Bahr-ur-rdik"

adh

erhleri

Misir'da 1327-28'debasihnitir).
"Usiil-i Ttlrkge fikh ve usul eserleri olarak Mahmud Es'ad'in 1309), Fikh"i (Istanbul 1302), "Telhts-i Usul-i Fikh'i (Istanbul biiyiik ve Mufdrekafi ve "Ferdid-ul Ferdiz" adh kitaplan,

"Mundkehdt
ile

lakabi
siil-i

Haydar MoUa'mn Haci Adil tarafindan neredilen "USuFikh Dersleri", Ahmet Hamdi'nin "Muhtasar Usul-i Fikh"i,
anilan

Eserler

Sim'mn "Medhal-i Fikh'X meyamnda Seyid Bey'in "Usul-i Fikih


leyman

Darulfimun dersleri Dersleri", 1333 tarihinde istanIstanbul

bul'da basilan "Usul-i Fihh-cUz'i evvel- Medhal" adli 330 sayfalik eseri, Mstirli Ismail Hakki'nm "UsUl-i Fikh Dersleri", tzmirli Ismail Hakki'nm "ilm-i Hildf'i ve "Yeni Ilm-i Keldm"i, Mstirh Ismail Hakki'nm

"Vesdyd ve Ferdiz"i, Haci Zihni'nin "Mundkehdt ve Mufdrekat"i, Karinabadh Omer Hilmi'nin "Ahkdm Ul Evkaf'i ve "KitdbUddiydt ve
Cindydf'i, bil'ahare Fetva Emini olan Ali Haydar'm dort cildlik "Mecelle" erhleri, Istanbul miiMsi Omer Nasuhi Bilmen'in alti cildlik "Hukuk-i isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye" adli eseri vardir (bu son eserin hepsi de gikmijtir).

Burada unutulmu ve aagidaki bahislerde verilecek daha baka eserler de vardir; eski "Sirdt-i Mustdkim" ve "Sebil iir Redt" mecmualannda, eski "Istanbul Ddr'Ul FunUn" "Hukuk ve ildhiydt" mecmualannda neredilmi yazilar, Hiiseyin Cahid Yal9in'm 'Tikir Hareketleri" ndeki yazilan, Meihat'in 1330 yilindan itibaren 9ikardigi " Ceride-i llmiyye" de gSrulmelidir.
liste iiphesiz

Bu

tam

degildir.

islam hxikuku hakkmda Avrupahlar tarafmdan yazilmi ve yayinlanmi bir 90k eserleri de zikretmek lazimdir. Italyanlar kuzey Afrika'da yuriiyen Maliki mezhebi iizerine tetkikler yapmitir; bilhassa SantiU'nm
"Instituzioni di Dritto

musulmano malichita con riguardo anche

al

sistema scifiita"si

(Roma 1926) Arabca zengin kaynaklan,

sistematik

izahi havi kiymetli bir eserdir. Karlo A. Nallino'nun {Nuovo Digesto italiano, 1938) admdaki italyan ansiklopedisinde islam hukuku

tam

ve mez-

hepleri

hakkmda umumi bir malumat bulunmaktadir^ Fransizlar Fas ve Tunus'taki Islam hukuku ve Metleri iizerine kitaplar yazmiIardir^ Hol-

landahlar da Islam hukukuna dair degerU yaymlar yapmitir ve yapmaktadir. Arabca fikih eserlerinden muhteUf dillerde terciime edilmi yazila

da

vardir. ingiliz dilinde ingilizler

fmdan

eserler

verilmektedir.

ve son zamanlarda Amerikalilar taraYabanci eserlerin bir kismi hakkmda

Mahmud Es'ad'in

"Tdrih-i Ilm-i

Hukuk" unda malumat verilmitir.

Goldzieher'in "Vorlesmgen uber den Islam" (Heidelberg 1910, Fransizca terciimesi, "La dogme et la loi de I'Mam", Paris 1920, "el

AMde
5

ve

eria jil

Islam"

isimli

Arabca

tercximesi

de

vardir),

Ankara Hukuk Fakuliesi Dergisi, 1954

sayi 1-2 s. 543 bak. Louis Melliot, Introduction a V etude du droit Musulman, Paris 1953 (Bu eser J.Schacht tarafmdan tenkid edilmijtir).

islam Hukuku

"Mohammedanische Studien", "The influence of parsisme on Islam" (Heidelberg 1914; Turk Tarih Kurumu Kiitiiphanesi No. A 1914) adli "Muhammadan Law" eserleri mehurdur. Seymour Vesey-Fitzgerald'in (London 1931) adli eseri HanefT mezhebi uzerine yazilmi olmakla beraber obiir mezhebler ve muhtelif tngiliz mustemlekelerindeki islam huku-

kumm durumu hakkmda

da malumat verir. J.Mouradgea d'Ohsson tarafmdan yazilan "Tableau General de I'Empire Ottoman" admdaki degerli eserde eserde (1787-1820) Islama dair muhimce bir kisim aynlmitir. Bu

Kanuni devrinin fakihlerinden Ibrahim Haleb"'nin yukanda bahsettigimiz


"Multeka-l-Ebhur" adli kitabi temel tutulmutur. Bergstraesser'in "Grundzuge des Islamischen Rechts" adli eseri de bu kitaba dayanir. J.H.Kramers' in "Droit de l'Islam et droit Islamique", Archive de G.H.Bousquet'nin I'histoire de droit oriental (Bruxelles 1937, ^01-414),
"Pricis elementaire de droit modem Malikite el Algerien" (Paris 1934), Joseph Schacht'm "The Origins of Muhammadan Jurisprudence"

(Oxford 1951) ve "Sur la transmission de la Doctrine dans les Ecoles Juridiques de I'lslam" (extrait des Annales de I'lnstitut d'Etudes a Orientales, Tome X I'Annee 1952), Sauvaget'nin "Introduction Hartmann'm I'histoire de I'orient musulman" (Paris 1934) ve Richard "Die Religion des Islam" eserleri (1914)' ve H.A.R. Gibb'in "Modem modems de in Islam" (1947, Fransizca tercumesi "Les tendences
trends
I'lslam", 1949) ve "Islamic society

and

ths west" (Cild 1,

2 nci basi

1951; 2 nci cildi henuz gikmamijtir) eserleri zikre ayandir.

Bunlardan baka Osmanh Hariciye Nazirligini yapmi olan Sava Paa'nm "Etud sur la theorie du droit musulman" (Paris 1892) (bu eser Temyiz Mahkemesi reislerinden Baha Ankan tarafindan Turk9eye terciime edilmi ve Diy^net ileri Reisligince yaymlanmitir; 1955, 1956), "Les tribunal musulman" adh kitaplan vardir.
iki
cilttir;

"Les penseurs de I'lslam"! ve Th., W. Juynboll'un, "Handbouch des islamischen Gesetzes"i (1910, afii fikhi Fransiz esas tutulmu ve dmi cepheden yazilmitir) hmteberdir. Beyrut

Carra da Vaux'nun

hukuk mektebinde profesor Emil Tyan'in "Histoire de

I' organisation

kazasi Judiciarie en pays Islam" adli iki ciltlik eseri, Islam adliyesi ve
''

Peygamber olarak Muhammed, Hukuku, MameHalifeler Devleti, iman, Kanun, Dini Vazifeler, ahis, Aile, Miras Hukumleri ve TeKanun lek ve Miibadele Hukuku, Ceza ve Usui Hukuku, Siyasi tnanci, Halk Isti'mali, Din ve lakkileri, Isiamda Tekva ve Tasawuf, Halk
Muhtasar (160
sahife) bir medhaldir. MUnderecati:

Medeniyyet, Yenileme hamleleri, Islamda tarlkatlarin tejekktilu,

ta.

Eserler

hakkmda

geni ve esasli bilgiler vermektedir (1938-1943).

Ayni

miielli-

fin "Institutions

du droit public Musulman",


ile,

''Le Califat"

Tome Premier,
bir heyet mari-

1954, adli eserleri


fetiyle

nihayet Milli Egitim

Bakanligmm

tercume, ilave ve tahsislerle yaymladigi 'islam Ansiklopedisi'\ islama ve Islam hukukuna dair bir 50k kiymetli malumati ihtiva etmekte

ve fikih kelimesinde zengin bibliyografya vermektedir.


G.Jaeschke'nin "Der Islam in der neuen TUrkeV (Leiden, 1951) ve ''Die Form der Eheschliessung nach dem Turkischen Rechf (Leipzig 1940); "Die Form der Eheschliessung in der TUrkeV (Leiden 1953) ve Louis Melliot tarafmdan neredilen "Travaux de la Semaine

musulman" (Paris 1953); Santill'mn "Legacy of Islam'' daki "Law and Society" kismi (s.284-319); Henri Masse'nin "VIslam" (1948); Tor Andrae'nin "Mahomet, sa vie et sa doctrine"
(Almancadan
et le

International du droit

terciime, 1945);

ve ayni mxiellifm "Les Origines de VIslam

Christianisme" (1955'

ciime edilmitir);

Almanca'dan Jules Roche tarafmdan terArthur Pelegrin'in "VIslam dans le monde" (1950);
te

Brockelmann'm "Histoire des peuples et des etats Islamiques" (1949; Bu eserin on sekizinci yiizyil sonuna kadar olan kismi llahiyat Fakiiltesi
Do9entlerinden Neet Cagatay tarafmdan Txirkfeye terciime edilmitir); Demombyes'in "Les Institutions Musulmanes" (1946), adh eserlerini de
bunlara ilave etmeliyiz.

MuhteUf tarihlerdeki fetvalann da Islam hukukunda miihim mevkii vardir. Mehur fetvalar: Fetdvd-i Ali EfendU Netice, Behce, Abdurrahim, Fevziyye, Ibn -i Nuceym ve Alemgiriyye (Hindiyye) dir. Bunlann ilk altismdan, miikerrerleri tayy ve ihrac suretiyle topln fetvalar iki cilt halinde "Huldsat ul ecvibe" adiyla neredilmitir (Ikinci tabi' 1325, eser sahibi, Fetva Emini QQ^mizadQ Mehmet Halis). Bu Turk9e fetvalardan eyhulislam Ali Efendi'nir

"Fetdvd-i Ali Efendi"si, ^eyhulislam Feyzullah

Efendi'nin "Fetdvd-i Fevziyye'si ve eyhulislam Durri zade Mehmet Arif Efendi zamanmda Fetva Emini bulunan Ahmet Efendi tarafmdan tedvin

Fetdvd" ve "Behce tUl Fetavd" miilga fetvahanece muteber sayihrdi (Omer Nasuhi Bilmen, Hukuk-i Isldmiyye, cild 1, s.
edilen "Netice
till

478).

Islam hukuku

ile ilgili

olarak sakler ve Feraiz cerideleri de vardir.

anlaihyor ki bunlar, metin, erh ve fetva olarak u$ kisimdir. Kadi bunlarla amel ederken bir tertibe riayet

Yukandaki

asil fikh eserlerinden

mecburiyetindedir (No. 15).

islam Hukuku

islam hukuku i9in uphesiz islam tarihinin buyiik ehemmiyeti varislam tarihi olarak Turkfe yazilmi veya terciime edilmi kitaplardan Cevdet Paa'mn ''Kisas-i Enbiyd"si, eydiehirli Mahmut Es'ad'm "Tdislam Tarihi"; Corel rih-i Din-i islam "; Seyyid Emir Ali'nin "Musawar
dir.

Zeki Magamiz tarafmdan terciime edilen be? cildlik "Medeniyyet-i Jsldmiyye Tarihi"; Barthold-Fuad Koprulii'iiun "islam Medeniyeti Tarihi"; bunlardan baka Omer Riza Dogrul'un "islam TariHalil hi", "Hazreti Muhammed ve Kur'an-i Kerim" (tercume 1347); HMid'in "Duvel-i isldmiyye" (Istanbul 1340), 'inti?dr'i islam Tarihi" Giinaltay'm (tercume 1343); adli eserlerini zikredebiliriz. ^emseddin "isldmda Tdrih ve Muverrihler "ine de bakmiz (istanbul 1340-1342). Hamdi Yazir'm "Kur'dn Dili, Hak Dim" adli Kur'an tercumesi ve =9 cilddir). Yabanci dilde tefsiri Diyanet ileri'nce neredilmitir (8 + 1

Zeydan'm

Kur'an

tercumeleri

de

unlardir:

Kasimirski'nin
basilmitir

"Le
tabi

Coran"
1949);

(Fransizcadir),

miiteaddit

defalar

(yeni

M.Savary'nin "Le Koran" (Peygamberin hayati hakkmda uzunca bir mukaddeme ile, 1951); Pesle-Tidjani, "Le Coran" (Paris 1948); Edouard Montet, "Mohammed, Le Koran", Paris (1949); M.A.Draz "La Morale du

Koran" (1951); Regis Blachere, "Islam d'hier et d'aujourd'hui", cild HI Sale, ve IV, "Le Koran" 1948; Ullmann, "Der Koran' (Almanca 1897); "The Koran" (en iyi ingilizce tercume sayilir); Rodwell ve Palmer'in de tercumeleri vardir. Aynca, Bell, "The Quran" (Edinburg 1939).
Hadtsden'Tecnrf-J5fln/i", Diyanet ileri'nce tercume ettirilmive "Sahih-i bastinlmitir. Diger, muteber hadisleri cami' sayilan kitab,

Muslim"

dir (SUnnet bahsi, No.9).

m. islSm Hukuku
4.Fikih.

islam hukukuna islam ulemasmca fikih denir. Fakat fikih tabin Avrupahlann hukuk kelimesine verdikleri manadan farkh bir mana ifade
eder.

Fikih Arabga bir kelime olup lugatta anlamak, bir ey bilmek demektir^.

dolayidir ki, eriati bilmek manasuia tahsis edilmitir, meseleleri tefakat bu, alelade bir bilmek degil, er' hukumlerini, cuz'i ve rey, ictihad yani delillerden istinbat melekesiyle bilmektir.

Bundan

emmul
Boyle

bir

melekeye, istinbat kuvvesine malik olan kimseye fakih,

Lehiim KulubUn

la

yefkahQne biha. A'raf Suresi, ayet 177.

islam Hukuku

muctehid

derler (ki ilerde

daha fazla malumat

verilecektir),

Bu

cuz'i

htikiimlerden bahseden ilim, ilm-i fikih'tir. er'i hlikumleri delillerinden

dogradan dogruya

istinbat igin

muayyen kaidelerden bahseden ilme

de,

usul-i fikh ilmi^ denir.


er', enat, Islam

kanunu anlammda

kullamlir, yani ari'in hitabi

demektir.
allik)

de ari'in hitabma (emrine) mevkuf (miiteolandir. ari'in hitabma mevkuf demekle, akli hiikiimler, mesela
er'i, er'iyye sozii

alem hadisdir

gibi

akli

ve zehir olduriir gibi hissi meseleler hari9 biraki-

hr. ari' sozii

Islam kanununu koyan

manasma Cenab-i Hak ve onun


resuliidiir,

tarafmdan teblige

memur bulumnasi

hasebiyle

yani Hazreti

Muhammed de
siinnet, icma'

ari'dir.

Delil (cem'i edille), yani ilm-i fikhm asli (asillan) dorttiir: Kitab,

Bunlardan ve baka delillerden aagida "DeliUer ve fikhm kaynaklan" kismmda bahsedecegiz (No. 6-12).
kiyas'tir.
Istilah

ve

manasiyla likhm

iki tarifi vardir: Biri

Hanefl,

obiirii afii i-

mamlarmmdir. tmam-i a'zam bu


(Ma'rifetun nefsi maleha ve

ilmi, er'i hiikumlerini,

insanm

(nefsin)

kendi lehinde ve aleyhinde olan hukiimleri bilmesidir diye

tarif etmitir

tmam-i a'zam, fikih tabirine i'tikadiyata, vicdaniyata tealluk eden hukumleri de dahil etmek istemitir. Kendisine nisbet edilen ve ihn-i kelama dair olan kitabmm adi da 'Tikih-i Ekber" dir. AUahm birhgine iman gibi i'tikadiyata miiteallik ahkamdan ilm-i kelam ve gene i? hayatimiza, takva, sabir gibi hususlara tealluk eden vicdaniyattan ahlak ve tasawuf ilmi bahsettiginden, sonraki fakihler, fikhi, ameli i$lere hasretmek istemiler ve onun ameli er'i mesealeyha).
tarif ile
lelerini bihnektir diye tarif etmilerdir; yani ilm-i fikih "mesail-i er'iyye-i

ma

Bu

ameliyyeyi bilmektir"= (Ma'rifetun nefsi maleha ve


demilerdir (Mecelle
retle ilm-i
1).

ma

aleyha amelen)

Ian usul-i

Fikhm asil mehur manasi ve tarifi budur. Bu sukelam, ahlak ve tasawuf tariften harig birakilmijtir. afii imamfikhi da had? birakmak i9in bu tarife "edillei tafsiUyyesinden"
ile,

kaydmi
kiilli

ilave ederek^^ usul-i fikhm, ciiz'i, fer'i hukumleri tafsil etmeyip

kaideleri icmal yolu

beyan

ettigine iaret

etmek

istemilerdir. Fa-

kat netice olarak ilm-i fikiha ibadata dair meseleler de dahil olmu olur.

(Junku bu meseleler de ameli

er'i meselelerindendir;

ne

i'tikat

ve ne de

^^

Usui asPin cem'idir. Asl, maddi veya ma'nevi olan temel, esas, istinadgah demektir. Racih, delil kaide mlarmda da kuUanilir (Omar Nasuhi Bilmen, did 1,9). El ilmu bil ahkam i er'iyyetil ferriyyetil mliktesebi min edilletihat tafsiliyyeti
(Tdhtdvt tercUmesi cild n.38).

10

islam Hukuku

vicdan meselesidir, bilakis ameliyattan, harici ekil ve merasimden ibarettir. Hakikaten fikhin bu tarifi ahret ii olan ibadata dair meseleler de dahil ol-

mu

ne i'tikat ve ne de vicdan meselesidir, bilakis ameliyattan, harici ^ekil ve merasimden umurunibarettir. Hakikaten fikhm bu tarifi ahret ii olan ibadata ve diinya dan olan munakehata muamelata ve ukubata amildir. Ibadat, fikih eserleolur. giinkii

bu meseleler de ameli

er'i meselelerindendir;

rinde, taharet, salat,

savm, hacc ve zekat kitaplarmda izah edihnitir^^

zannnnca demek istediinsanlar aragi gibi (cild 1, s.2) modem anlamda hukuk ve hukuk ilmi, smdaki di miinasebetlere miiteallik hiikumlerle, diinyevi nizam ile me-

unu

tekrar edelim ki Nasuhi Bilmen'in de

gul olur.

Dim

vezaif ve vecaibin
.

hukuk

ilmi ile ilgisi yoktur. Fikih ise

bunlan da igine almaktadir

gordiigiimuz dorde taksiminde miras hukuku yokyaayanlar arasmtur. Yani diinya ilerine tealluk eden ahkamdan yalmz daki hukuk g6sterilmi, oliim haline ait hukuktan siikut edilmitir. HakiFeraiz katte hukukun bu kesimi de fikih ilminin bir babmi tekil eder ve

Fikhm yukanda

ilmi diye adlanir. Bunun, fikhm kesimleri arasma sokulmamasi miistakil


bir ilim olarak kabul edilmi

ohnasmdandir. Buna mahsus aynca bir takim kitaplar da yazilmitir. Miistakil ilim sayilmasmm bahca sebebi olarak fikhm obiir kesimleri sirf nakle miistenit oldugu halde bunun akil

ve nakil meselelerini cami' buhmmasi gosterilir. Filhakika feraiz ilmi mirascilann hisse ve sehimlerini tayin eden ilim sayilir. Bu da bilhassa munasaha halinde^^ bir takim hesap ameliyelerine liizum gosterir. tbn-i

Haldun da bu ilmi hem

er'i,

hem

de akli ilimler arasinda

gosterir^"^.

Bu-

nunla beraber fikih kitaplarmda feraiz hiikiimlerinden gildir (bilhassa Bkz.Serahsi, Mebsut).

siikut edilmi de-

^^

Bu

ibadad bahisleri rahmetli Haci Zihni'nin ''Nimet ul Islam'' adli eserinde izah
"...llm-i

edilmitir.
^^

Meceile mazbatasinin ba taraflarmda

fikhm emr-i dtinyaya tealluk eden gibi milel-i ciheti mlinakehat, muamelat *ukubat kisimlarma munkasim oldugu muamelat kismi mutemeddinenin kavanini esasiyyesi dahi bu 09 kisma taksim ve kanuni medem diye tevsim olunur" denmesi pek dogru degiidir. Mecellenin yazildiMemleket Kagi siralarda mer'iyette bulunan mehur medem kanunlar 1794 Pnisya
nunu, 1804 Fransiz Kodsivil'i ve 1810 Avusturya Medeni Kanunu kukunu da i9ine alan kanunlardir (s.50).
aile

ve miras hu-

^^

Bkz.

aa.

Miras Hukuku bahsi.


Es'ad, "Ferdid-ul Feraiz",
s.

^^

Mahmud

s.3.

ve

7.;

Ibni Haldun,

''Kitab-i Evvel, fasl-i

sddis tercUmesi"

51, keza

s.

121.

islam Hukuku

Fikih, bugiiii

su o hukuku

denilen sahada dahil olan, daha dogrutekil eden yasa, tdare hukuku gibi kesimlerle az megul

amme hukuku

olmu, devlete, devlet kuwetlerine fikih kitaplannda imamet bahsinde kisaca temas edilmitir. Fakat itiraf edilmelidir ki, amme ve idare huku-

kunun

inkiafi garbde de eski degildir:

Bunlar tsiamda esas

itibariyle

siyaset-i er*iyyenin, yani

amme

ilerinm enata

aykm du?meyen

idaresi

ciimlesinden sayilarak halifenin Mil takdirine birakilmitir.


bil fikih,

Bima muka-

mesela bir kuyunun, ka? kova su Qikarmakla temiz olacagi, sulann hangi hayvarilann hangi ifirazati ile pis olacagi, nelerin yenip yenmeyecegi, nelerin giyilip giyilemeyecegi hakkmda birgok hukiimlerden
bahsetmitir ki bugiin bizim, hele bir

garplmm hukuk

telakkisine tama-

miyla yabancidir. Tahtavi'nin 'Taslun fillubs" inde (cild 7, s.404) bu yolda bir 50k meselelere rastlamr: Kenan ipekle kivnlmi ciibbe, bir 9U-

bugu

yiin, bir

fubugu ipek kumatan

elbise, kirmizi,

san veya siyah

es-

vap giymek, gumu lizerine oturmak, burun silmek igin mendil kuUanmak, hatirlamak ifin parmaga iplik baglamak, miihiir isti'mal etmek helal midir, haram midir, mekruh mudur?^^ yolunda bir 90k meseleler bahis
yenebilmesi i9in bir alay artlar ve hiikiimler konmutur (Haci Zihni, ''Kitdb us Sayd" s.107).
5.

mevzuu

edilmitir. Bir

avm

Din.

Gorultiyor ki Islamda din, hukukun da kaynagi olmaktadir, dini ve

hukuki
tur.

dagilmaksizm ayrilmayacak surette birbiri i9ine sokulmuHukuk ve din hukumleri birlikte butiin halinde Islam eriatmm muhiler,

tevasmi tekil etmitir. Islam hukuk9ulan, dini, siyasi, ahlaki, iktisadi ve zekat gibi mali meseleleri hatta muaeret adabi munasebetlerini, dini bir damga ile din 9ercevesi i9ine almi?, bunlara ayni dini deger ve takdiri vermi, hepsini dini gerek9e altmda bir tutmutur.

maddesine eklenen u fikralar hukukun dini telakkisini a9iklar: "msan tabiat9a medeni oldugundan obiir hayvanlar gibi tek bama ya^ama^Ap bir medeniyet 9evresi i9inde toplanmaya ve birbirleriyle birlemeye ve yardimla^maya muhta9tir. Halbuki, kii kendi houna giden eyi ister ve holanmadigi eyi iter oldugimdan, aralannda
1

Mecellenin

inci

15

Yakin vakitlerde sozde zamanm en yuksek fakihlerinin makami ve er'T kazanin en yuksek mercii olan Fetvahane (meihat), kendi resmi ceridesinde (Cende-i
Ilmiyye'de), fikih kitaplarmin taharet bahsindeki bir takim eski ictihMlara dayrak levanta ve kolonyaya necaseti galiza demiti (Aded 73; Haci Zihni, "Kitdb-Ut

Tahdre'\

s.

199).

12

islam Hukuku

bozulmamasi i^in gerek evlenme ve gerek yardimlama ve birleme hususlannda bir takim tamnmi er'i kanunlara muhta9 olur ki birincisi fikhm miinakehat ve ikincisi muamelat kismidir. Medenileme iinin boylece devam edebibnesi i9in ceza tertibi lazim gelip bu da
adalet ve duzenin

fikhm ukubat kismidir". Bu sozler Aristo'nun "tnsan sosyal mahluktur" soziinu hatirlatir ve ayni zamanda Islam hukukunun ancak er'e dayandigi telakkisini gosterir ve bu mda olarak Islam hukukima her eyden once nakle, iitmeye dayn bir hukuk karakteri verir (Mahmud Es'ad, "Tarih-i ilm-i Hukuk'\ s. 228). Ah Haydar'm ''Mecelle erhl' birinci cildi bamdaki u sozleri de bu karakterin ifadesidir: ''Mecelle, ahkam-i fikhiyyeden ahz edilmi olmakla bima dair yazilacak erhin de kiitiib-i mutebere-i fikhiyyeden iltikat edilmesi ve mecellenin ihtiyar eyledigi ekvale tevafuk eylemesi labiid bulunmutur. Yoksa bazilannm yapmi
oldugu vechile bir takim miitealat-i indiyye ve mtilahazat-i akliyye serdiyle mecelleye yazilacak erhin hi?bir kiymeti olmadiktan baka mazarrati

bulundugu

aikardir". Filhakika

bu

erhde, fikih kitaplannda ol-

ve hukuki miiessesenin ba tarafta Kitab, stinnet veya icma' ve kiyas ile meru'iyyeti isbat edilmeye 9ah?ilir. Hal tarzi fikih kitaplannda bulunmayan bir mesele i9in kendisi ve okuyucular bir nakil

dugu

gibi her kitab

bulmaya davet

edilir.

rv.
6.

Fikhm Kaynaklan

Kur'an.

Islamm ba kitabidir; eriatm, Islam kanunumm asil kurucusu Allah' tir. Kur'an Peygamber (Resul)^^ Muhammed e Allah tarafindan
vahyedilmi^'^ ve miiminlere bildiribiiitir. Kur'an^^ Kelam-i erif, diger isimleriyle Furkan, Burhan, Tenzil (Sure 2, ayet 185; Sure 3, ayet 3 ve 4;

sure 25, ayet


16

1;

sure 43, ayet 3; sure 26 ayet 193; keza


370,

Hamdi

Yazir,

Peygamber mliradifi, nebi'dir. Neb! nebee'den mutak olarak Allah ii taaladan vahy ile haber getiren demektir. Cem'inde enbiya ve nebiyyun gelir. Nebi resuPden eamdir; her resul nebidir; fakat her nebi resul degildir. Maamafih Kur'^'da miiradif olarak kullanildigi da vardir.

Hamdi

Yazir,

''Kur'an tercumesi" cild

1,

s.

17

Diger taraftan meleklere de resul denir. Kur'an'a, vahyi metluvv sunnete de vahyi gayr

metluv>^ derler

(Mahmud Es'ad
denir.

''UsuUFikih'\s.A3),
18

Kur'an lugatte kiraet ma'nasmdadir.

er'i dilde

Allah

kelammm mecmuuna

Maamafih Fikih
kastedilir

usulcillerince Kitab-i kerimtti her bir cuz'une de

nur. Filhakika delil olarak Kur'an' dan bahsedilirken batunv degil,

Kur'an itlak olu90k defa bir ayeti

(Mahmud Es'ad,

"Usul-i Fikih '\

s.

45, 48, 49).

Fikhin Kaynaklari

13

"Kur'dn Dili'') dedigimiz bu kitap i9inde serpilmi halde bulunan emir ve hukiimler er'in, ^enatm iissiil esasini tekil etmektedir.

Kur'an 114 sureden miirekkeptir^^. Otuz ciiz ve yiizyirmi hizbe aynlmitir. Bu surelerden 93 'ii Mekke'de, 21'! Medme'de nazil olmutur.

Medme'de
tin

nazil olan sureler uzundur; fakat btittin sureler inzalleri tarih-

lerine gore siralanmi, tertip edilmi degildir. Hatta bir suredeki bir aye-

Medine'de nazil oldugu s6ylenmitir. Kur'an birdenbire, bir zamanda degil, kisim kisim gelmi ve 23 yilda tamamlanmitir^^. Genel Islam inancma gore melek Cebrail marifetiyle^^ Hazreti Muhammed'e vahy, teblig buyrulmutur. Butun sureler 6660 ayeti^^ ihtiva eder. Sureler gibi ayetlerin de bazilan uzun bazilan pek kisadir. Ayetlerin adedi bazi eserlerde baka tiirlu g6sterilmitir (Mesela H.Masse 6211; Omer Nasuhi Bilmen 6616). Bu, bir ayetin iki veya iki ayetin bir sayilmasmdan ileri gelecektir. Bir de Kur'an'm Tevbe suresinden maada
oburiiniin

Mekke,

113 suresinde tekrar edilen Besmelelerin sayiya dahil edilip edilmemesine gore yekunun degisecegi tabiidir. Bu besmelelerin Kur'an 'dan olup

olmadigmda bizzat imamlar ihtilaf etmitir. Imam afii miisbet, Imam Malik menfi re'ydedir. Omer Riza Dogrurun beyanma gore, kii^uk sureler, buyiik surelerin muhim bir kismi tam olarak ve bir defada nazil
oldugu halde (Enfal
olmu^tur.

Mahmud
tertibi

Bedir Muharebesinden sonra toptan nazil Es ad, ''Tdrih-i Din-i Islam cild-i Medenr, s. 135)
suresi,

daha

biiyiik sureler

Kur'an'm

ancak seneler zarfmda par9a par9a tekmillenmitir ve bizzat Peygamber tarafmdan olmutur. Hazreti
Kur'an'i topladiklanni veya tertip ettiklerini

Ebubekir'in veya

Osman'm

zannetmek yanlitir denilir (Kur'an Tercumesi s. IV). Izmirli Ismail Hakki da "Kitab asn nebiden mektuptur. Hazret-i Peygamberin irtihalini muteakip zuhur eden Yemame muharebesinde yetmi kadar kurra'^*^ ehit
19

20

21

Kur'an'm bir 90k ayetinde (Sure 2, ayet 21; sure 10, ayet 39; sure 1 1 ayet 16) ge9er. tlk ve son nazil olan sureler ve ayetler hakkmda Hamdi Yazir, '"Kur'an Tercumesi", cild 3, S.1724, s. 2441, 2442 ve cild 7,8, s. 5249, 5943 bak. Sure 21 ayet 1 02 bak. Cibril, IbrM bir keiimedir.
,

Sure, yiiksek bir makair- veya binada bir kat demektir. Sure kelimesi

22

Ayet,

Allah tarafmdan bir emir veya vahy demektir. Ayet kelimesi de Kur'an*da muteaddit yerlerde geger (Sure 24, ayet 1; sure 9, ayet 87).
delil, iaret,

23

Yeni tlm-i

Kelam

s.

28, Ev^ilde Kur'n-i


idiler.

Kerime
olunca
itlak

biitiin

vucuhiyle arif olan biiyiik

sahabeler fikih ve fetva ehli

Bunlara

vakit kurra' denilirdi... Ilm-i fikih keer'i htikiimleri bilen

male

eriip miistakil, ayi 1 bir st bilim dali

iimmetin bu-

yiiklerine kurra* yerine

fukaM ve ulema

olundu (Ibn-i Haldun, "Fasl-i Sddis

tercumesi"

s.

43).

"

14

Islam Hukuku

olmakla bir gun ihtilaf ve tahrife dtigar olmamak iin Omer ul Faruk'un {"Yeni llm-i Keldm ihtariyle Ebubekir zamanmda cem' edilmijtir" diyor zamanmda her hangi bir tagyir ve s. 28) Bu suretle Kur'an'in Osman
taklit

vukubulmamasi

ifin muteaddit niishalan yazilmi?tir


ettigi

Bizzat Kur'an'm da hifzmi garanti

(Hicr Suresi, ayet 9)

bu

bulunan nUshaKitab-i kerim, nesilden nesile tevatiiren menkuldiir. Elde


vardir. Bununla lann, Allah kelami oldugunda Musliimanlann ittifaki ayet beraber Arab! lisanda inzal edilmi olan (Sure 43, ayet 3; Sure 44, anlayi? farklan olmu58) Kur'an'm kelime ve kir^at ekillerinde bazi

tur^^
7.

Fakihler.

ahlak ve Fakihler, universal dini g6ruleri neticesi olarak huJoiku, Bir takim dedigimiz gibi her eyi evvelemirde Kur'an'da aramilardir.
soyler ve "La kimseler her eyin Kitab-i Mubtn'de mevcut oldugunu her eyi ratbun ve la yabisun ilia fi kitabin mubin" ayeti ile s ICitabi, mubin olarak indirdik demek olan "ve nezzeia aleyk el kitSbe tibyanen
Ukulli ey'in" ayetini gosterirler.

Hamdi Yazur'm ve Omer Nasuhi


bu

Bil-

men'm

naklettikleri iizere, bizzat islam tefsircileri,

ayetlerdeki kitap-

tan "Levhi mahfuz"


demilerdir.

anlamilar, yoksa

maksud

bizzat Kur'an degildir

murad Yani her ne ararsan Kur'an'da bulunur yolunda bir ki, boyle edilmedigini soylemiglerdir. Hayat hadiseleri o kadar degiikdir olur. Pek mahdut bir iddia Kur'an'i biiyutmekten ziyade ona aciz isnadi zaman adami ve mutaassip kimseler bunun farkma varmayarak ve bazan demilerdir. gefinerek her eyi Kur'an'da aramilar ve onda vardir
istinadla bir Mutlakiyyet devrinde "Eti uUahe... ve ulu-I-emri" ayetine Tdrihi), Merutihabei olsa dahi padi?aha itaat vucubunu {Cevdet Paa er'an parlamanter yet devrinde "Ve emruhum ura beynehum" ayeti ile 'halk hiikumetiusulxxn luzumunu ileri surmuler, Cumhuriyetten sonra Aile Kanunu nin en miitekamil eklini teblig eden Din-i tslamdan (339 enciimeni mazbatasi) dem vurmulardir. Bir Kur'an her

tasansi, er'iyye

istemi an degien idare ve siyaset sahasmi kati hukiimlerle diizenlemeyi kozmografya, geometri bir eser olmadigi gibi bir nebatat, cografya veya

ve mantik kitabi da

degildir.

^
^

sonrakiler. Corci Cevdet Paja, "Kisas-i Enbiya", cuz' 3 4 s. 447, ciiz' 5 6, s. 632 ve bak. Zeydan, "Medeniyyet-i hlamiyye Tdrihi ", cild 3 s. 108 ve sonrakilere etmistir (cilt 2, Hamdi Yazir Kur'an'm Fransizca tercUmelerindeki yanh?lara temas

S.742 ve sonrakiler).

Fikhin Kaynaklari

OmerNasuhi Biimen'in
(I,

ahiren 9ikardigi ''Tefsir Tarihi" adli eserin

46) Kur'an-i Kerimin sarahaten veya iareten 19 ilmi ihtiva ettigi yohinda bir ta'dada girimesi maveka'a mutabik ve onun an ve azametini beyan ve i'laya kafi ve layik degildir. Kur'an'da her ey vardir
s.

1955

sozu "fakat bunu herkes bulamaz, anlayamaz. Ancak ulema gikarabilir" yolunda bir iddiaya gotunir. Ve hakikaten bu mahiyette bir hadis de
nakledilmitir: "Eshabi

kennucum
s.23)

bi

eyyihim iktedeytum ihtedeytum".


hayati, sabit ve

Bu

hadis,

saglam sayilmaz
''Ilm-i

(Izmirli Ismail Hakki, ''Usul-i Fikih Dersle-

rV\ keza
villere mitir.

Hilaf'\

Her halde

degimez ka-

uydurmak gayieti, bo ve ham bir dava olmaktan ileri gegemetslamm soziinv ve ozunii anlamayarak bu yolda gidenler hayati

reddetmekten baka bir ey yapamamilardir. Bin bu kadar yil once akla, hayale gelmesine mahal olmayan telefon ile bir akid yapmanm cevazmi
arayanlar zaruri ihtiyaglari ve realiteleri inkara varmilar veya mahlaslar, er'i hileler denilen ?areler aramaya 9alimilardir.

Kur'anMa hukuku

ilgilendiren hiikiimler azdir. Bunlar

zamanm ve mekanm o
sa dair varid

giinkii

da balica icab ve ihtiyaflanna gore evlenme ve miravardir.

olmu hukiimlerdir. Birka9 su? ifin de cezalar Akidlerden ve hukuki ilerden pek az bahsedilmitir. Kur'an'da

bir ha-

kim

uzun Medine surelerinin hukuki liiikiimleri ihtiva ettigi soylenirse de, biitiin bunlar ancak 80-100 arasmda sayilabilir^^. Kur'an'da bey' hakkmda pek umumi
baka hiikum gosterilemez. Ucret hakkmda da ancak bir ayet bulunur. Slinnet de boyledir^'^. Ayetlerin niizulii icablara gore oldugu gibi neshleri de boyle olmutur. Hazret'i Muhammed de ahvalin
surette bir iki ayetten

i^in diistur olacak sarih, etrafli hiikiimler yoktur. Balica

iktizalanna gore usul ve kaidelerini degitirmitir (No.


8,

8).

Kur'an Fikhin Ba Kaynagidir.

Kur'an asl-ul ustildiir. Fikhm en ba kaynagidir. Siinnet ve icma' Kur'an'a tearuz edememek lazim gelir. Fakat bir mes'elede icma' varid
26

Fitzgerald,

s.

4.

Kur'an'da umumiyet

itibariyle

ahkama

(ya'ni ibadata, muamelata,


Is-

ukubata, munakehata ve saireye) tealluk eden ayetler be yuz kadardir (izmirli mail Hakki, 'ilm-i Hildf\ s.221).
27

Hazreti Peygamber, Kaytono'nun {islam Tarihi terciimesi, cilt 6, s. 135, 136) nakl ettigi uzere 8 inci hicri yilda u dQrt muameleyi gayri meru ilan etti. Mukavelelere

nakzeden ye bundan dolayi ihtilafa b^is olabilen artlar koymak, mah teselliim etmeden bedelini pein vermek, hakki olmadigi bir eyi satmak, malik olmadigi bir eyden istif^de yolu aramak.
birbirini

16

isldm Hukuku

ve siinolursa artik Kitaba ve siinnete nazardan vaz ge9ilir; 9unku Kitab ve Peygamnette vdrid olan eye muhalif olan icma' neshin^^ delili sayilx
Ismail ber de "uimnetim hata uzerine ittifak etmez" buyurmutur. (tzmirli Hakki, "ilm-iHildf, s. 193 Mahmud Es'ad, "Telhis-i Usul-i Fikih", No. 494; Omer Nasuhi Bilmen, cild 1 No. 356; Bak. No. 10)

Kur'an'da nesh'in vuku'u bizzat u ayette beyan bayurulmutur. "Manenseh min Syetin ev nunsiha ne'ti bi hayr in minha ev misliha..." (Bakara Suresi, ayet 106)= "Biz bir ayetten her neyi nesh ettirir veya unuttunirsak ondan daha hayirlismi veya mislini getiririz".

Nesh, ebediyetle teyid edilmi olan hukiimlerde cereyan etmez. Haberlerde de nesh olmaz. Nesh, hak'ayiki imaniyye ve i'tikadiyye'de Binaenaleyh su 19, kabil degildir; fakat evamir ve ahkamda cereyan eder. nesh kabilarap i9me, nikah yap, zina etme gibi in?a'i olan hukiimlerde
Bunlar bir an i9in meru, bafka bir zaman i9in gayri meru olabilir. diger bir Ebediyyetleri zaruii degildir. Bir vakt i9in maslahat olan ey
dir.

her vavakt igin mefsedet olabilir; bunun aksi de variddir; 9unku icablar mesalihi ile kit bir ohnaz. eiiat ise mea ve meadde ibad-uUahm
mutenasibdir. Halbuki Allah islam eriatini kiyamete kadar muhteUf zamanlann mesaiihine hakim olmak i9in irsal buyurmutiir (Hamdi Yazir,

"Kur'an Dili",

cilt

4 s.3127).

Kur'an'm, Kur'an ile nesh edildigi ba?hca u hallerde goruliir, ileewelce nazil olan ride ukubat bahsinde goriilecegi iizere zina hakkmda edilmitir. Gene ayet, sonradan baka bir hukmii ihtiva eden ayetle nesh Kur'an'da kocasi olen gebe kadmm dort ay on gun bekleyecegine dair bir hakkmda ayetten sonra boyle bir kadmm iddeti haml miiddeti oldugu etmi?tir nSzil olmu baka bir ayet vardir. Bu ikinci ayet, birinciyi nesh

28

yapmak, onun Nesh, Wgatte tebdil etmek, kaldirmak ya'ni bir eye bajkasini halef beddelna ayeten yerine bajkasini koymak demektir. Nahl Suresi 101 inci "ve ize,

mekane

Syetin..." ayetinde

nesh tebdil s6zU


olur.

ile

iade

edilmistir. Kaldiril

mensuh

obii-

rUne nSsih derler. icma' ne nasih ve ne de mensuh

de boyle denilmitir. Maamafih icmS' ile nesh vukuuna kail olanlar vardir. Bir hukmun menstoiyyeti hakkmda icma' vukuu bilittifak caizdir (Omer Nasuhi Bibnen, "Hukuk-i Isldmiyye Usul-i Fikih" ve Istilahat-i Fikhiyye", cild 1, s. 98; Mahmud Es'ad, "Telhis-i

...

Nitekim kiyas

ifin

s.

222).

Fikhin Kaynaklari

(Mahmud
si,

Es'ad, "Usul-i Fikih'\ ^^ m. 144

s.

318, 319). Hukuk-i Aile

Karamame-

mumkiindur. Bakara Suresinin "ey mii'minler herhangi birinize oliim yaklatigi zamanda eger bir mal birakirsa babasi ve si ve en yakm akrabasi i9in meru bir surette vasiyet etmek mxittekiler lizerine icrasi vacib bir hak olarak yazildi" ma'nasma olan "Kiitibe aleykiim iza iiadere ehadekum ul mevtu in terike hayren el
vasiyyetu lilvalideyni vel ekrebine bil ma'rufi, hakken alelmuttekin" (Bakara Suresi, ayet, 180). Hazreti Peygamber'in Haccetul veda' hutbesinde "Ela inn AUah'a a'ta kuUe zi hakkm hakkehu, fela vasiyyete

Kur'an'm

siinnet ile de neshi

hak sahibine hakkmi verdi. Artik varise vasiyyet yoktur" buyurmasi ve gene 'Xa yecuzu livarisin vasiyyetun ilia en yucizehal veresetu" = "Varise vasiyyet caiz olmaz; megerki obiir vavere" suretindeki diger bir hadis ile ve sonradan nazil olan Nisa Suresindeki miras ayetlerinin iareti ile nesh edihnitir (Omer
risler icazet

livarisin"

"Biliniz ki Allah her

Nasuhi Bilmen, ''Hukuk-i tsldmiyye ve No.357; Hamdi Yazir, "^Mr'anD///").

Istilahdt-i

Fikhiyye'\

cilt

1,

Fakihlere gore Kur'an'da vuku' bulan neshler dort kisimdir: l.Ya

hem

tilaveti

ve

hem

de hiilmu mensuh
edilir.

olur; 2, Tilaveti

mensuh olmayip
birincisi gibi; 3.

yalniz hxikmii nesh

Yukandaki zina ayetlerinden


tilaveti

nesh edilmi sayilan recim ayeti ukubat bahsine bak); 4. Asil hiikmu baki kaldigi halde vasfi mensuh olur, mesela farziyeti mensuh olup cevazi devam eder (Omer Nasuhi Bilmen, cild 1, No.360).
gibi olur (ileride
ile neshine mutevafiken nesh denir. Nitekim sunnetin sunnet ile neshinde de boyledir. Fakat nesih, mutehalifen de olabilir. Ya'ni sunnet, Kitab ile ve Kitab,

Hiikmu baki kalmi ve yalniz

Bu

suretle

Kitabin,

ya'ni

Kur'an'm gene Kur'an

29

Mahmud
ettikte

mam

318-319: Hamil olan bir hatunun zevci vefat hamle kadar midir yoksa dort ay on gtin miidiir? IAll bunlardan hangisi ziyade ise ona itib&- olumnasina kdil olmu ise de tbni
s.

Es'ad, ''Usul-i Fikih",


iddet muddeti vaz'i

onun

Mes'ud ancak vaz'i Mmii mtlddetine itibar edilecegini beyan etmitir. Qunku hamil olan kadmlarm iddet mUddeti hamlin vaz'ma kadar oldugunu beyin eden ayet (Talak Suresi, ayet 4) Bakara Suresinden (^yet 234) sonra nazil olmu^tur. tkinci ayette bulunan "yeterabbesne" lafzi, zevci vefat edenler ister h^mil olsun, ister olmasm

uhur itibariyle iddet bekleyeceklerine ve birinci ayetteki "uiati ahmal sozu", "yeterabbesne" kavlini iki hiiianti cami olan cihet hakkmda, yani zevci vefat edib de hamil olan kadmlar hakkmda fesheder; Hamdi Yazir, cild 6, s. 5065 ve sonr.

18

islam Hukuku

siinnet ile

nesh

edilebilir.

Bu, Hanefilere gore olup, afiiler bunu kabul

etmez.

muaraza vuku'u ve bunlann tercihi mes'eleleri fikih usulunde hususi bir bahis tekil eder: "Bab iil muaraza ve tercih" (Omer Nasuhi Bilmen, "Hukuk-i Isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye", cild 1, No. 491- 495; Mahmud Es'ad, "Telhfs-i Usul-i Fihh",
Delillerin tearazu, aralannda
s.

305 ve sonrakiler; tzmirli Ismail Hakki, "Ilm-i Hilaf"


Siinnet (hadis).

s.

193- 213).

9.

kaynagi olan Kiir'an'dan soma inakledildigi kinci kaynagi olarak siimiet gelir. islam Ansiklopedisinde Arablar atalarm iizere (hadis kelimesine bak) daha muriklik devirlerinde
islam dininin, eriatmm
asil ilk

siinnetini ta'kib

etmeyi bir

fazilet addederlerdi.

islamda

siiimet,

Kur'an

dimda kalan ve ona aykin olmayan hususlarda Peygamberden sadir olan soz (kavl), i (fiil) veya sukut (takrir) dir. Bu uunciisu Peygamberin, Ummetinden birinin soz veya fiilini gorup de men' ve reddetmeyerek birakmasidir. siikut etmesi, bu siikutu ile o kimseyi o soz veya fiil iizerine

yam Peygambere nisbet edilen soze hadis (9ogulu ehadis) derler mutlak surette kuUamlan hadis kelimesinden soz ile olan siinnet anlailir
,

(Mahmud
tabiinin

Es'ad, 'Telhis-i Usul-i Fikih'\

s.

226f\

Sunnetler, sahabeden
.

ve onlardan da teba-i tabiinin rivayetleriyle nakil edilmilerdir

'^

veya kudsi hadis. Bu, Peygamberin kendi ibaresiyle beyan buyurmakla beraber AUah'a muzaf kilarak ondan nakil yoluyla hikaye ettikleri kendi ikeiamlardir. 2. Hadis-i nebevi. Bu, Peygamberin Allah'a muzaf kilmayarak
Hadisler iki kisimdir:
1.

tlaht

bareleriyle ve kendi nefislerinden nakleyledikleri sozlerdir

(Mahmud

Es'ad, "Usul~i

Fikih'\

5,

51),

kaSunnet aslmda ta'kip edilmesi adet olan yol, ya'ni mutat fiil ^^e hareket tarzi ve dim orf demektir. Kur'an'da "Fe len tecide li sunnetillahi tebdila ve len tecide mazat stinnetul ewelilistinnetil lahi tahviM". Fatir Suresi(35), ayet 43 ve "Fakad ayet 38, ve daha bir 90k ayetlerde, Ehzab Suresi (33), ayet 38 Enfal Suresi
ne",
(8),

'

ayet 78; ve 62; Feth Suresi (48), ayet 23; Kehf Suresi (18), ayet 55; Isra Suresi (17), ayet Hicr Suresi (15), ayet 2, 28, 33; Nisa Suresi (4), ayet 26; Mu'min Suresi (40), aniammda kullanilmi^tn-. 85; Ali imran Suresi (3), ayet 137) sunnet sozu ilahi kanun Buna adetullah, halk (Allah da denir) Ma tera fi halk irrahmam min tefavutin, Mulk Suresi (67), ayet 3.

^^

Goldzieher, "Vorlesungen",

s.

41.

^^

Sahibin QOgulu Sohbet, dost, hemden olmak m^'nasma gelir ve dosta da sahib denir. eshab anlammsahb ve bunun da 90gulu eshab'dir; sahabe de az bir 90gul olarak mu'min olarak 5lmu 0dadu-. Bunlar mti'mm iken Hazreti Peygamberi g5rmu ve
lan kimselerdir.

Fikhin Kaynaklari

Sunnet ile amel etmek igin bunun Peygamber'e ittisali lazimdir. Bu ittisal U9 vech lizeredir ve hadislerin kuwetleri buna gore degiir: U9 hicn kam'da Sahabe, TabiTn ve Teb'a-i Tabim kam'lannda ya'ni zamanlannda haberleri yalan olmasmi akil tecviz etmeyen bir cemaatin haber verdigi hadise mutevatir denir. Bu, ilm-i yakin ifade eder. Mutevatir hadis, mutevatir nakillerden olan Kur'an gibi kat'iyyeti haizdir.
tir.

Ancak mutevatir

siinnet

Kur'an

degildir;
dort,

Ogle, ikindi, yatsi

namazlannm

AUahm inzal ettigi hikmetsabah namazmm iki ve akam

namazmm
birinci
ravileri,

U9 rekat farz edilmesi mutevatir hadise dayanir. Bir hadis, kam'da haber-i vahid oldugu halde ikinci ve U9iincii kam'Iarda

yalan iizerine ittifaklan akhn adeten tecviz etmedigi kalabalik bir cemaat olursa buna inehur hadis denir. Raviler u? kam'da yalanda ittifaklan aklm tecviz etmedigi bir cemaat degilse boyle bir hadise haber-i ahad veya haber-i vahid deder.

Bir hadis, hazreti Peygambere kadar bir raviler silsilesiyle vasil olursa o hadis musned, mutiasil, bu raviler silsilesine senet, an'ane ve ravilerin sirasiyla adlanni zifaetmeye de isnad derler. Eger bir hadis dog-

mdan dogmya Peygamberden

rivayet edilip aradaki ravilerin isimleri

tamamiyle veya kismen zikredilmezse miirsel ve mxinkati' admi ahr. inkita' da iki tiirlii olur: Zahir, batin. Zahir inkita'a irsal derler. Irsal
fikh
usulciilerince

ravi

ile

merviyyun

anh

arasmdaki

vasitayi

Boyle vasitanm terki ile rivayet edilen hadise miirsel denir. Bir hadisi nakl ve rivayet edenlerde viicudu lazim olan artlardan (akil, islam, zabt, adalet ) biri noksan olur veya hadis kendisinden daha kuvvetli bir delile muanz bulunursa o hadis batmen miinkati'dir.
terketmektir.

Usul-i hadis hakkmda, tbnus-Salahm

ve el-Hakim an-Nisabun'nin Muhyiddin-i Nevevi'nin "aPTaknb ve


hadis''\

''el-Mukaddima fi iilumil"al-Medhal ft usulilhadis"i ve

ve onun Celaluddin asSuyuti tarafmdan yazilan 'Tedrib-ur-rdvr admdaki ?erhi muteber esert-teysir"i

lerdendir.

Bir

imam'm mezhebini

kabul eden ulemaya da o

immm

eshabi denir;

Ebu Hanife

Imam Ztifer, eshab-i hanefiyyedendir. Tabi' veya sahabeden birine veya birka9ma eri^mi?; onlarla bulumu olan kimsedir; bunun 9ogulu tabiindir. Bunlardaii sonra gelenlere ve bunlara erienlere teba-i tabim
eshabi, afii eshabi gibi; mesela
tabii,

derler.

Muhazrem (gogulu Muhazremun, Muhazremin)


3,
s.

tabirleri

hakkmda (bak.Corci

Zeydan, "MedeniyyeN Isldmiyje TdrihV\ cild mesV\ cild 9, s. 355 notu).

210; ve 'Tecrid-i Sarih tercu-

20

islam Hukuku

Peygambere uydurma olarak isnad edilen asilsiz rivayetlepek 9oktiir. tmam-i a'zama gore re mevzu' hadis denir. Bunlann mikdan oldugu soylemr sihhatinde uphe olmayan hadislerin sayisi 1 7
Hazret-i
.

miisaade sdilmemiti. Kur'anla edip de bu mahzur kanmasindan korkuluyordu. Sonra Kur'an itih,r itibaren toplanmasma ortadan kalktigmdan hicretin yuziincu yilmdan
Hadisleri toplayip

yazmaya

ilkin

1A

teebbus edilmitir

Yukanda

iaret edildigi uzere hazret-i

Muhammed bir hukukcu

ola-

hadiselerin gerektirdigi hiikumlen rak hareket etmemitir. Oniine fikan g6stermitir. Sonradan etrafmdakilere sadece ameli surette anlatmi rukn) dorttur; uiiun artlan fukahanin dedigi gibi bunun erkani (tekili lazimdir yolimda nazari, ameli bir bir akdin olmasi i?in u unsurlar
betir

yapiniz, izahda bulunmu degildir. O, yalniz iinu bugun sirf dim clan ibadata emirler ve nehylerde bulunmutur. islamm tarafmdan ilenmitir (Seyyid miiteallik hukumleri dahi sonradan fakihler basma 1340; Goldzieher, ta Dersleri", Fikih "Tdrih-i

bunu yapmaymiz

gibi

Bey, "Vorlesungen"

s.

35 ve sonr.

s.

80 ve

sonr.).

''

cild Corci Zeydan, 'Medeniyyet-i tsldmiyye Tdrihi",

3,

s.122-129 Kaytano

Ma

''

Haldun cild 8, s. 180 ve sonrakiler Ibn-i Tdrihi" Tercume cild 1, s. 68 ve sonrakiler; "FikirHareketleri". sayi 52. Mukaddeme Tercumesi s. 33 ve sonrakiler ve s. 41; ?eyh, imam demldigi de olan kimseye muhaddis derler.

Hadis ilminde ustad mehur eser vardir. Bin, Buhari nm (194vardir Sahtt Hadisleri cami' sayilan iki toplamni? na kadar hadis varsa hepsmm 256) topladigi, ya'ni kendi zamamna kadar eserdir. Dokuzuncu yiizyil ricalinden icinden yalmz sahth olanlarmi havt olan

Bma

AbduMtif U

erci yyuz Zebidi, Buhari'nin

bu Sahihini "Et
Di>anet

tecrid us

ahadisil cami'is sahth"

unvamyla
ciltler eski

ihtisar etmi?tir.

Ileri Reisli|i

sank h bu eseri

me

ve sonrakiler yeni harflerle basilmi^tir. 1-3 uncu Kamil Miras tarafmdan tercume edilmi?tir. ciltler Ahmet Nairn, sonraki ciltler cSmi' diger bir eser vardir ki buna Buhari'nin Sahthinden bajka, gene sahih hadisleri (sahiheyn'den) bmncisi Ibn-i Hal"Sahth-i Muslim" derler. Bu iki sahih cami'den
ettirmistir
1

"Sdhih-i Buhari

Muhtasan

Tecrtd-i Sarih

TercemesV

adiyle 11 cild iizerme tercu-

ve 2 nci

dOn'un da teyid ettigi tlzere daha sahth sayilir. Mace'nin hadis kitap Ian da IsBunlardan bajka, Tirmizi, Ebil Divud, NesEi ve tbn hadis mecmualandir ki bunlarm heplam aieminde en 50k itibar ve itimad kazanmi
Hadislerin
ilmi
sine birden "/CMfufc-J S'/fte" ismiverilmektedir. ^ ... bilgiye nvayet-ul hadis sadece rivayet ve zabt ve tahririne tealluk eden

uj-

rivayet edilenlerm Rivayetin ve ravilerin jart ve hilkiimlerinden, bahseden ilme de dirayet-ul envamdan ve onlardan ma'na istihracmdan ve saireden
derler.

hadis

Umi denir.

Fikhin Kaynaklan

10. icma'.

vahyin arkasi kesildi. Yeni hadiselerde kendilerine miiracaat edilemiyordu. Diger taraftan yeni iilkeler feth edildikge, hatta Ebubekir zamanmda ihtiyaglar ^ogalmaya, bunlan karilayacak hukiimler koymak, hal yollan bulmak liizumu duyuluyordu. Bu ide
artik
iki

Peygamberin vefatiyle

yoldan faydalanilmi^tir. Biri icma', obiiriikiyas.

icma' ba'zi hariciler ve iiler miistesna, Islam fikhmm iiguncii kaynagi sayihr. Zahiriyye mezhebine ve keza Vehhabilere gore de yalmz

eshabm icma'i mu'teberdir. Maamafih Hazret-i Peygamber zamanmda icma'a luzum goriilmiiyordu (tzmirli Ismail Hakki, 'ilm-iHilaf\ s. 310).
Ansiklopedisinde icma' (bu kelimeye bak), halk iginde muctehidinin, Peygambenn olumtinden sonra, her devirde ve dini alakadar eden her hususta ittifaklanni ifade eder suretinde g6sterilmitir. Lugatte ittifak ma'nasmadir. Istilahta islam miictehidlerinin bir asirda^^
ittifaki bir icma' olamaz. icma' tahakkuk etmek igin miictehidlerin vefat etmi olmalari art degildir. ittifaktan sonra ba'zismm riicu'u ile icma' batil olmaz. icma'a muhalefet edilemez.

islam

bir hiikm-i er'i lizerine ittifaklaridir.

Avamm

Azimet, ruhsat. Biitiin miictehidlerin ayni vechile beyanda veya amelde bulunmasi azimet yolunda, gii? ekilde vuku' bulan icma'dir. Bir asirda gelen miictehidlerden ba'zisi kavli veya
iki

icma'

yolda

olabilir:

verdigi ve bu kavl veya amel obiir miictehidlere vasil oldugv halde bir duiinme miiddetinin ge^mesinden

ameli' bir mes'ele

hakkmda huklim

etmi olmalariyla hasil olan icma' ruhsat tariki ile, kolay yoldan icma' olur. Bu icma'a sukuti icma' derler. ileride feraiz bahsinde
goriilecek olan "avl" mes'elesi sukuti icma' yolu ile olmutur.

sonra siikut

Demek

ki

icma' da siinnet gibi kavli, ameli, takriri ?ekillerde olabilmektedir. Her halde, icma' bir mecliste toplanmak, oy birligiyle karar vermek suretinde,
bir konsil eklinde

olmak lazim

degildir.

icma'm, islam ena:mm bir koku sayilmasi, Hazreti Peygamberden nakledilen "La tectemiu ummeti al addalaleti" hadtsi, ile "Muslu-

manlann giizel gordiigu jey Allah indinde de giizeldir =Ma reah ul muslimune hesenen fe huve inde Allah i hasenxin" hadisine dayanir. icma', er'i olan, er'a aykm olmayan bir hiikiim iizerinde olabilir.
Boylece Kur'ana ve miitevatir siinnete
35

aykm

bir icma' esas itibariyle

Asirdan maksad az veya 90k Fikih'\s.255,

bir

zaman demektir. Mahmud Es*ad,

'Telhis-i Usul-i

22

Islam Hukuku

bunu bir kaynolu paragrafm ba tarafma bakmiz) olmayacagma gore edici mahiyette nak saymaktan ziyade bir derece, bir er'i hiikmu teyid ve "Biitim yapilan icma'larda Kur'ai ayetlenmn
(8

anlamak mumkiindiir. ey: hakikaten soysunnetlerin ma'nalan aratinlir; Peygamberin filan incelenir, yam icma'lar lemi, yapmi veya takrir etmi olup olmadigi
dayandmlirdi. giinkii islam bilginlerinin sebepsiz gibi akli sebep iizenne bir mes'ele iizerinde ittifaklan duunulemedigi icma'm elbette bir birle?meleri de bir er'i hiikiim ifade etmeyeceginden Eger ibu erl delil, bir kat'i er'i delile miistenid olmasi tabii sayilir. miiekkid hiiccet olurdu ve delil ise icma', miistakil bir Mccet olmayip ise icma' mustakil huceger haber-i vahid veya kiyas gibi bir zarmi delil Her halde ibadete evirirdi"^ cet olur ve delilin zanniyetini kat'iyyete icma', caiz olmakla beraber ictihad ve miiteallik mes'elelerde birligi,^Hazreti Muhammedm i'tikadiyyatta yani Allahm mevcudiyeti ve

hep birer

er'i delile

risaleti,

Ahret gunu gibi hususlarda icma' olamaz


,

ll.Kiyas.
Delillerden

sonuncusu ve

dordiinciisii

kiyas'dir.

Icma'

butiin

olabilir. Kiyasm otomiictehidlerin kavli iken kiyas bir miictehidin kavli 6yle ki Kur'an'da "Fa'tebiru yaiilil ritesi Kitab ve siiimet ile tamnmitir. olduguna hiiccet sayilmitir ebsar" buyrulmasi kiyasm ma'kul bir delil gondeBundan ba?ka Peygamber, Muaz Bin Cebel'i memuren Yemen' e sormu, kitab-Ullah rirken ona nas arasmda ne ile icra-i kaza edecegini
.

edecegi ve onda da orada bulamazsa ResuluUahm siinneti ile kaza 90k memnun bulamazsa re'yi ile ictihadda bulunacagi cevabmi verince
ile,

"Telhis-i olmutur (Omer Nasuhi Bilmen, s. 184; Mahmud Es'ad, kabulii zaruretini a^ik^a Fikih", s. 265). Bu miihavere de re'yin, kiyasm Fikih kelimesinde re'yin, ifade e'der (Goldzieher, 'islam Ansiklopedisi"

Usul-i

kiyasm

inkiafi

hakkmda

izahat vermitir).

kelim.esi de aym Kiyas, lugatte takdir etmek ma'nasindadir; mikyas Fikih istilahmda makokten, 6l9mek, takdir etmek fiilinden gelir. Usul-i

lum

hadisede re'y ve

diger ma'lum bir bir hadise hakkindaki hiikmiin illetini, emsali olan Kiictihad tariki ile izhar etmek, tahakkuk ettirmektir.

'^

Mahmud Es'ad,

"Tarih-i tlm-i

Hukuk"

s.

228.

" Omer
'*

s.l64, Nasuhi Bilmen, "Hukuk-i Isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhtye", 7. Es'ad, -Telhis-i Usul-i Fikih", s. 255 ve sonrakiler. No. Hamdi Yazir, "Kur'an TercUmesi", did 6, s. 416.

Mahmud

Fikhin Kaynaklari

23

yas

ile

ictihada re'y de derler^^

Hakkmda

nass bulunan, Kitab ve

stin-

nette hiikmix sarih, belli

olan mes'elelerde kiyas cari olmaz; 9unku

mevrid-i nassda, ictihaca mesag yoktur (Mecelle

madde

14).

Nass'a uyicma'
olan

gun

ise

ictihad

lagv,

aykm

ise

batil

olur.

Hakkmda

mes'elelerde de artik nass

hakkmda

bir tereddiide

ve upheye yer olma-

yacagmdan kiyas yolu liizumsuz


Kiyas, er'i

kalir.

makdurat denilen hudud ve ukubatta cari Ya'ni bunlarda sarahat olmayan yerde kiyas yoluna gidilemez.
Kiyasa, Peygamberin,
zere kendi ictihadda bir

degildir.

Muaz

ile

olan muhaveresinden anlaildigi uedilmitir.

zamanlannaa da miiracaat

kam'm

fakihleri ittifak

uphesiz bu yoldaki edince bir icma' hasil olacaktir. Zaartlan daire-

ten bir mes'elede

sinde bir ittifakm

icma'm mevcudiyeti, ancak maziye bakip bulundugunun tesbiti ile anlailir.

u roliine gore bazilan kiyasm bir asil, kaynak olmaktan ziyade bir metod oldugunu soylemilerdir. Zira kiyasta bulunan illet, Kitabdan,
siinnetten,

yahut icma' dan 9ikanlmitir.

Bu

suretle kiyas ile sabit olan


olacaktir.

Yani kiyas bir hukmii isbat etmeyip ii? delilden biri ile sabit olan hiikmii meydana kor. Bu sebeple Islam bilginlerinden bazisi fikhm asiUanm iige hasrederek kiyasi bunlann fer'i saymilardir (Mahmud Es'ad, ''Usul-i Ficlelilden biri ile sabit

hiikiim, ger9ekte

bu u?

olmu demek

kih'\

s,

15; Bergstrasser, s.l4).


ise

icma

ile farki

da onun bir miisbit

delil,

kiyasm
sulii

muzhir bir

delil

oldugu suretinde
(cell) kiyas,

gosterilir.

kapali (hafi) kiyas, Fikih uistilahlannda kapah kiyas i9in 90k kere istihsan (No.21) sozii kuUaiki tiirludur

Kiyas

Afik

nilir

(Mahmud Es'ad,

Telhis4 Usul-i Fikih, s.289-293).

12.

Baka DeKUer.

Yukanda

sayilan dort delilden baka daha bir takim deliller vardir.

Bunlar, o delillerden birine miincer veya onlan miieyyid olabildiginden


miistakil delTl sayilmaziar.

Adet muhakkemdir. Teamiil, yani nasm

is-

ti'mali hiiccet'dir; hali hazir

hakem

ittihaz olunur.

Hacet,

hususi olsun zaruret menzilesindedir, Zaruretler,

umumi olsun, memnu olan eyleri

miibah
lahata

kilar.

Sedd-i
caiz

zeria"^^

mebni

dan dolayi haram olan bir ey racih bir masclabilir. Aslen caiz bir ey amme maslahati

^^

Kiyasa mecazen ictihad da


Zeria (^ogulu zerayi)
kiler.

denir.

Fakat ictihad kiyasdan eam'dir.


s.

hakanda

Izmirli Ismail Hakki, "llm-i Hildf\

130 ve sonra-

24

islam Hukuku

miilahazasiyle men, edilebilir;

daraldik9a geniletilir.

nasm maslahatina riayet lazimdir. Bir i? Raiyye hakkmda tasarruf, maslahata menuttur. Bi

kader

90k dusturlar 90k kere m-iihmel kalmilardir*\ Butiin bunlar, haklannda nass varid olmayan mes'elelerde milracaat edilecek kaidelerdir. Hanefi mezhebine stinad eden Mecelleil

imkan

arta riayet olunur gibi bir

nin mazbatasmda Cevdet Paa ve arkadalan yukanya nakledilen Mecellenin kiilli kaideleri arasmda bulunan bu deliller hakkinda "hiikkam-i
eri' bir sarih

nakil bulamadik9a yalniz bunlarla hiikmedemez" ve eski

kitaplanm aynen naklederek Mecelle erhi yazan son devrin Fetva emmi Haydar MoUa "Bu kavaid ve zevabitin mukteziyatiyle ifta etmek
fikih

miiftiye helal degildir; belki nakli sarih


S.23)

kiim,

bulmak la2;imdir" (madde 1 erhi ve "adet muhakkemdir" maddesinin (madde 36) erhinde "bu hiihakkmda nass varid olmayan" hususlarda can olur ve imam Yu-

suf dan bir rivayete gore nass, orf ve adete miibteni olursa itibar onlara olup, degilse nass'a dir; fakat bu imam dahi nassh terk ederek orf ile amel etmi olmayip belki nass'i te'vil ediyor demi ve 37 nci maddeyi "nass'm istimali er'e ve nass-i fukahaya muhalif olmayan hususlarda
huccet' dir" ve

"ezmamn

tagayyiiriyle

ahkamm
olan

tagayyiirii inkar oluna-

maz" maddesini de "amma nass

ile sabit

ahkam tagayyur eylemez.

Zira nass, orfden ekvadu"; nass'm batil iizerine olmasi asla muhtemel degil iken orf, batil iizerine olabilir" yolunda erh 3tmi, fakat orf ve ihti-

yacm makbul ve mu'teber olmasi ve bu

cihetin miisbet bulunmasi halin-

de dahi tslamm hayatmi bir indi anlayia feda sdivermenin ne biiyuk gaflet ve cehalet olacagi ve air Eref in tabirine ne kadar hak verdirecegi dii?iinulmemitir. Hakikaten ge9en neslin bir islam miitefekkirinin
dedigi gibi islam ulemasi tarafmdan "sirf nisbi (izafi), zeman i'tibariyle degeri, ma'nasi olan bir eye mutlak, kat'i bir kr/met verilmi ve dogumu zamanmm ihtiya9lanyla, munasebetleriyle mejrut bulunan hiikiimler
." islam, ma'kuliyyeti, daimi ve degi?mez bir mer'iyetle techiz edikni. beeri tefekkiiriin en yuksek ve en asil fonksiyonu olarak takdir ettigi halde bizim fukaha ve onlarm esir abidleri, onun bu takdirini bir hata gibi
AO

gostermilerdir"

^^
^'^
^'^

istihsan ve istislah hakkinda aagida 21 ve 25 numaralarda izahat verilecektir, ifta ve muftiden ileride muhakeme usulu kisminda bahsedilecektir.

Bak. Seyyid
Calcuta-902.

Ameer

Ali,

"The

sprit

of Islam

in the life

and teaching of Muhammed'\

Fikhin Kaynaklari

25

13. Ictihad (Miictehidler).

Hazret-i

Peygamber gerek vahy

suretiyle

ve gerek

siinnet yolu ile

etrafmdakilere kavlen ve fiilen bir 90k eyler 6gretmiti. Bunlardan

miindemic prensip ve kaidelerle tslamm yeni yeni ihtiya9lan tatmin edilebilirdi. Peygamber kiyas ve ictihadi tahsin ve tasvib etmiti. Boylece
re'y ve icma'

yoUarma

gidilirken bir taraftan da fikih

esaslannm

tesbiti,

ona

bir sistem verilmesi

onlardati

luzumu hissedildi"^. Bu, Kitab ve stinneti bilen, istirbatta bulunmaya ehil olan fakihler tarafmdan yapilabilirdi.
diistur

Bu tanzim
ve siinnet
lerle ihtiya9lara

kanunu da olan Kitab idi. Yapilacak ey tslamm ruhundan gikanlacak kaidegore, bo^liiklan doldurmak olabilirdi. Islam fakihleri,
iinde cemiyetin o giinkii diinya

tslamdaki hakiki maksadi, insanlann saadetini temin gayesini bildikleri

ve diinya hayatmdaki miinasebet ve muamelelerin tenewii' ve tebeddiilii ile nizammda da degiiklikler olmasi zaruri oldugunu Kur'an'da ve siin-

muahede ve takdir ettikleri ve etmeleri lazim geldigi, ahret, iman ve itikad ileriyle hukuk ve diinya ileri arasmda Kur'an'da ?izilen ince smiri sezmemi olmadiklan halde bunlan birbirinden ayirmamilar ve koyu bir vahdete giderek devlet reislerinin de otoritesini takviyeye yarar surette hukuku dinin bir kolu, bir
nette

zaman zaman vuku Dulan

neshlerle de

cuz'ii olarak gelitirmeye koyulmiilardir.

Emevilerin din ilerinde fazla miibalatsizhgi

hilafma olarak

ipti-

dalan dogru yolda gideceklerini iddia ve ilan eden Abbasiler, Emeviler

zamamnda ihmal

edilmi olan fakihlere siyasetleri icabi meyil ve

iltifat

gosterdiler. Irak'ta

oldukga miihim miktarda fakihler toplandi^^. Bilhassa

Hanefi mezhebi orada ilendi ve halifeler tarafmdan inkiafina 90k hiz-

met

edildi"^^.

Ictihad, lugatte cehd ve gayrette bulunmak, zahmete tahammiil et-

mek,

ele ge9irilmesi meakkatli olan bir ey i9in takat sarfeylemek

ve

44

Naliino, ''Novo Digesto

Itcili '\

194S,

cilt 4,

Dritto

Musulmano kelimesi

s.

1109.

45 46

"Peygamberin oliimiinden sonraki 50 yil iginde Medine'de bulunan din ulemasmm 9alimalan neticesinde hukuk sistemi esas hatlariyle te'sis ve tesbit edilmi^e benziyor". Goldzieher (Islam Ansiklopedisi "fikih kelimesinde, Emeviler devrinde hukuk sahasmda yapilmi olan miiteferrik ve dagmik teebbusler zamanlarda mevcut hukuki malzemenin sistemli bir surette tedvmi neticesine varamadi. Bu netice ancak Abbasi Hilafetinin zuhuru ilzerine ve devletin sarih surette dini bir seciyye izhar etmesinin tevik ve terciv edici tesiri altmda ortaya ^ikabildi" diyor. Corel Zeydan, ''Medeniyyet-i Isldmiyye Tarihi'\ cild. 4, s. 326 ve sonrakiler,
izmirli Ismail Hakki, "Yeni tlm-i

Keldm '\

s.

189.

26

Islam Hukuku

ftkih istilahmda fiiru'a dair bir er'

hukmunii delilinden

istinbat

hususun-

da tekmil takati, daha ziyadesinden acz hissedilecek surette bezl etmektir. Miictehid olabilmek i9in fikhin kaynaklan olan Kur'an ayetlerinin ve siinnetlerin lugat ve er' bakimmdan ma'nalarmi'^^, Kitab ve siinnet arasinda muterek olan has ve am, zahir, hafi ve mii^kil, hakikat ve mecaz, ibare ve iare gibi beyan tarzlanm'^^ hadislerin metinlerini, bunlarm yukanda siinnet bahsinde gordugiimiiz nakl ve vusul yoUanm, Rur'an'm ve
ve mensuhlanni'^^ ve hangi hususlarda icma' vaki oldugunu, kiyas vecihlerini (?ogulu viicuh), kiyasm hiikumlerini, makbul ve
siinnetin nasih

mevdudunu
olmak
cesi

usul-i fikihda tafsil edilen artlariyle^^ bilmi, ihata etmi

lazimdir.

Bu

artlari

haiz olan kimse miictehid-i

mutlak

sayilir

Miictehidin ilm-i kelami ve ilm-i fikhi bilmesi art degildir. Ictihad neti-

meydana gelen
hizfeden

er'i

furuunu

hiikme miictehedun fih denir. Fikhm mucerred kimseye muctehid denmez. Boyle bir kimse
.

mukalliddir ve ancak mecazi ma'nada fakihdir

Muctehid nasslara yani Kitab ve siinnete ve icma'i limmet varsa ona muhalif ictihad edemez. Fakat muctehid hata edebilir. Takatim bezl etmi olduk5a ma'zurdur. Oziir ii? yolda olabilir: 1) Muctehid ayet veya
hadis
ile

bahis

mevzuu mes'elenin kasd ve

irade edildigine i'tikad et-

mez. 2) Muctehid hadisin Peygamberden sadir olduguna inanmaz. 3) Miictehid bahis mevzuu hiikmiin mensuh olduguna itikad eder. Bu sueger miictehid bir ayete veya bir hadise muhalif re}^de bulunmu? ise kendisinin onun amel etmemesinde her halde bir hucceti ve ozrii vardir
retle

diye kabul

edilir.

Bir ayet veya bir haber (hadis), fukahamn mezhebine

muhalif gelirse mensiih veya miiewel olduguna veya tahsis veya tercih vukuuna hiikiim ediUr. Yoksa fukahaya vasil olmadigma haml edilemez.

^'^

^^

Kur'ani ve hadisleri ihata art degildir (Izmirli Ismail Hakki, 'llm-i Hildf\ S.26, 27; Buyiik Haydar - Haci Adil, ''Usitl-i Fikih DerslerV\ s. 551), Mahmud Es'ad, ''Telhts-i Usui Fikih'\ s. 12 ve sonrakiler; Lmirli Ismail Hakki,
Btitiin
''ilm-i

Hildf\

s.

219 ve

sonrakiler.

'' ^^

No.

7.

Mahmud

Es'ad, 'Telhts-i Usul-i Fikih",


s,

s.

285 ve
^

sonrakiler. Buytik

Haydar-Haci
cild
1

Adil, "Usul-i Fikih Dersleri'\


^^

Gerek bu ve gerek muctehid


551.
Izmirli Ismail Hakki, 'ilm-i

351 \& someikilQT. mtikayyed hakkmda, Omer Nasuhi Bilmen,


s.

No.

^^

Keldm '\

213, No,

1.

Fikhin Kaynaklari

27

Binaenaleyh fukahanm kavli nusus lizerine tercih ediliyor demektir


(No. 8)^1

Bir miictehid ictihadmdan

riicu' edebilir

ve onu

degitirebilir.

Hatta

mubayin muhtelif iki ictihad rivayet edilmitir. Bunlardan hangisi mukaddem ise ondan riicu' ile ikincisine zahib olduguna haml edilir. Bilhassa evailde bir hadisden haberdar olmayan bir muctehid, sonra haber almca ictihadmdan riicu'
miictehidlerden bazi meselelerde boyle birbirine
etmitir.

nakz olunmaz; yani bozulmaz (Mecelle, madde 16). Binaenaleyh bir hakim bir mes'elede hukiim ettikten sonra ikinci defa baka tiirlii ictihad etse vermi oldugu hiikmii bozamaz. Baka bir meselede ikinci ictihad ile hiikm edebilir. Nitekim ictihadi meselelerde hakimin hiikmii baka miictehidlerin ictihadiyle de nakz edilemez. Meger ki kat'i hiikiimlere muhalif ola^"^.
ile ictihad

Fakat igtihad

14. Miictehid Nev'ilerL

Miictehid

ti?

nev'idir

Birincisi miictehid fi--er'dir.

yani Imam-i a'zam, afii,


tkincisi

Eimme-i erbaa denilen dort imam Malik ve Hanbel bu kisimdandir.


Bunlar

miictehid iS-l-mezheb'dir.
eshabidir.

Imam Ebu

Yusuf,

Muhammed ve sair Hanefi

U9iincusii miictehid fl-I-mes'ele'dir. Tahavi, Kerhi, Serahsi gibi.

Tahtavi terciimesinde (cild

1, s.

85, 86)

Kemal Paa'nm

''Vakf-Ul

Bendt" risalesinden naklen flikaha tabakalan 7 derece iizerine gosterilmektedir (ki Omer Nasuhi Bilmen, cild 1, s. 324, 325'de de izah edilmitir):

mezheb imami olanlar miictehid fi--er' sayilir. Bu dereceyi iktisab artlan yukanda g6sterilmitir. 2) Miictehid fi-1-mezheb ki mesela Hanefiye mezhebinde Imam-i a'zamm usul ve kaidelerine gore hareket eden ve o dairede edilleden hiikiimler fikaran Imam Yusuf ve Muhammed gibi zatlar bu tabakadandir. 3) Muctehid fi-1-mes'ele'dir ki mezheb sahibi bir imamdan rivayet olmayan hususlarda o imama muhalefet etmeyerek onun koydugu kaide iizerine mes'ele istihrac eden muctehiddir. Gene Hanefl fakihlerinden Tahtavi, Kerhi, Hassaf, Halvam,
1)

Balica dort

^^

Mahmud

Es'ad, "Telhis-i Usul-i Fikih'\


s.

s.

391 ve sonrakiier; Btiyuk Haydar-Haci

Adil, "Usul-i Fikih Dersleri'


^^

550 ve

sonrakiier.

Mahmud Es'ad,

''Telhis-i Usul-i Fikih'\

No. 717

28

is!

dm Hukuku

Kadihan ve emsali gibi. 4) Tahnc eshabi ki bunlar ictihada muktedir olmayip gene mesela tmam-i a'zam'dan menkul, fakat lizere iki veche muhtemel olan mlicmel veya mubhem bir kavli onun usulu tatafsil ve izaha kadir olan fakihlerdir. 5) Tercih eshabi'nm bulundugu bakadir. Bunlar bir mezhebde mesbuk miiteaddit kavillerden birini, bu daha sahihdir, evladir, ezhar, ebehdir, fetva bunun iizerindedir, buna itimad edilir, evceh olan budur, muhtar, ehvat olan, ihtiyata uygun bulunan budur, gibi beyanlarla oburune tercih edebilen mtictehidlerdir. Ebul Hasan
Serahsi, Pezdevi,
il

Mukallidlerden olmakla beraber zahir ve nadir rivayederle^^ kavi, akva ve zaif kaviller arasini temyize muktedir olan muteahhir metin sahipleri'dir. Kenz, Muhtar, Vikaye gibi. Bu zatiar

Kuduti ve Sahibul Hidaye

gibi. 6)

ve rivayet etmezler. 7) Mukallidm tabakasi ki yukanda sayilan iktidarlardan hi? birine malik ohnayan ve bir kavU tahnc ve temyiz etmeyip sadece bir mezhebde mevcud kavilleri, mes'eleleri hifz ve nakletmi olanlardir. tbn-i Abidin, Kuhistani gibi.

merdud

kavilleri kitaplannda nakl

Bunlara eshab-i fetva denir


235, 236).
15.

(Mahmud

Es'ad, ''Tdrih-i Ilm-i Hukuk'\

s.

Imam Kavli.

Fukahaya gore emir-ul-mii'minm, imamlardan birinin kavli ile amel edilmesini emrettigi takdirde ona itaat vacibdir. Mesela Mecelle'de bir takim maddeler HanefT imamlanndan Imam Muhammed'in ictihadi
tercih edilerek

tanzim edildigi gibi ciinun ve ciizam gibi kendisinde bir Mart 1332 illet bulunan zevcden kansmm aynlabilecegine dair olan 8 kendisinden nafaka tarihli fetva ve iradede bu imamm kavli ahnmi,
tahsili miiteazzir

olan gaib zevc aleyhine zevcenin tefhk davasi afabilecegine dair padiah iradesi de Hanbeli mezhebi iizerine sadir olmutur

(Bunlar 1333

tarihli

Aile

Hukuku Karamamesine

girmitir)^^.

Sultanm iradesine iktiran eden boyle bir tercih olmadikfa HanefT mezhebini yuriiten Osmanli Imparatorlugu'nda hakim ve miifti, Imam-i a'zam kavUyle amel etmitir, fakat bir takim istisnalar konmutur. Eger onun tarafmdan vaki' bir ictihad yoksa Imam Ebu Yusuf un ve ondan da bir rivayet mevcut degilse Imam Muhammed'in ve ondan da bir kavl
bulamazsa
Zufer ve Hasan bin Ziyad kavillerine gidilmitir. Fakat tercih eshabi mertebesinde olan hakim ve miifti bazan Imam Yusuf ve

Imam

^^

Ali Haydar, ''Mecelle" 1801 inci


'Telhis-i

madde

erhi,

s.

697 ve sonrakiler;

Mahmud

Es'ad,

^^

Usul4 Fikih ", No. 724. Sabri akir Ansay, "Eski Aile Hukukumuza Bir Nazar" (1952).

Fikhin Kaynaklari

29

Muhammed'in
Mecellede
edilmitir
16. ictihad
.

kavilkrini tmam-i
Ziifer kavli bir

a'zamm

kavline tercih etmilerdir.

Imam

takim me'selelerde digerlerine tercih

Kapisi Kapali midir?


i

Ictihad uphesiz kolay bir


gin degil, bugiinkii gaip

degildir.

Yalniz

fikih,

Islam hukuku

i-

hukuku

igin

de boyledir.

Hem

bir bilgi,

hem

de

muktesep bir hukuk hissine ve zevkine, ytiKsek bir ktilture ihtiya? gosterir. Boyle olunca yapacak ey, ictihad kapismm kapamni^ oldugunu ve fukahanm kavilleriyle amel etmek lazim geldigini iddia etmekten ibaret olur^^ ve filhakika boyle de olmutur. Omer Nasuhi Bilmen 1951-1952 de yazdigi 'Hukuk-i Isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye'' adh eserinde (cild 1, s. 250) bu salahiince bir san'at
iidir. Greni? bir

diinya goruixne,

fitri,

yeti

haiz

olmayanlar i9in Islam

alemince

kabul

edilmi

olan

bir

muazzami taklidden baka yol yoktur ve ilia dinin kudsi ahkamini muhafaza ve idame kabil olamaz. "Bir hadisenin hiikmli hakkmda bir mezheb sahibinden sarih bir rivayet mevcut olmadigi takdirde o mezmiictehid-i

hebin mtiessisi olan biiyiik miictehide

tabi'

olan ve kendilerine "eshab-i

tahric" denilen kuwetli alimler, o miictehidin iltizam etmi oldugu usul

ve kavaide tatbikan o hadisenin hiikmunii o mezheb dairesinde tayine


5alimilar,

gene kendi namlarma ictihada

ciir'et

ederek fetva vermek

ihtiyatsizligmda bulunmamilardu-" diyor(s. 252)^^.

57

Ali

Haydar "Mecelle"
s.

J 801 erhi,
1. s.

s.

700,

Omer Nasuhi Bilmen,

''Hukuk-i Isldmiyye

ve Istilahdt-i Fikhiyye'\ cild

333 No. 40;

Mahmud

Es*ad, "Tdrih-i llm-i

Hu-

kuk",
58

244.
Es'ad, 'Telhis-i Usul-i Fikih'\ No. 727;

Mahmud

gi "Tdrih-i tlm-i

merhum daha sonra (1331) yazdiHukuic" eserinde "Bugtin dahi hadisat-i alemi hasr ve tahdit kabil
bi:;

olmadigi ve her yeni

hadise

tekewun

ettik9e

mek
59

ictihadm vazifesi oldugu derkar ve ictihad

onun i9in bir er'i hukum beyan etkapisma higbir vakit sed gekilmeye-

cegi emr-i aikardir" der.

Bergstrasser (s.l8, 19) diyor

ki:

Ictihad kapisi kapandiktan sonra fikih faaliyeti,


tesbit edilmi olan sistemin
kaidi. Fikhi,

ancak vaktiyle her zaman ve hal i9in


selere tatbik keyfiyeti

beyan ve tatbikinde
arzettigi yeni hadi-

ve soylenmi oldugunu ara^tirmaktan ibaret

hayatm

onlarm an'anevi

ekilleri

i9ine

almmasmdan ve boylece
vermek suretiyle yapFakat aym zamanda bir isve
inhitatlari, tavaif-i

formla^tirilmasmdan ba^ka bir ey degildir.


ti.

Bimu

mufti, fetva

Boylece Islam hukukunda bir donma ve 9oraklik oldu.


da temin
edildi; yani

tikrar

bu

suretle fikih, Abbasilerin zaaf

mtiluk halinde bir takina emaretlerin zuhuru tizerine himayeye muktedir devlet otoritesinin

kalmadigi zamanlari atlatarak kendini kurtardi.

30

Islam Hukuku

ictihad

kapismm
s.

kapali oldugunu iddia edenlere Ibn

Cevzi bu sozde fesad, butlan ve tenakuz vardir


ki, 'ilm-i

kayyim il diyor (kmirli Ismail Hakil

Hildf\

250^.
V. Mezhebler

17. Ihtilaflar.

Bir kiymet, deger bilgisi olan hxikuk ilmi sahasmda bununla itigal
edenlerin muhtelif re'y ve doktrinlere sahip olmalan pek tabiidir. Islam, insanlan daima tefekkiire, ta'akkule, tefehhiime, tefelckuha davet eder.

Talami kafalar
akli ile miimtazdir.

ollilere yakiir. Eref-i

mahltikat tanman insan ancak

Akli olmayamn dini de yoktur.

fiyetle insan elbette diiunecek, iyiyi,

dogruyu

Bu fitratla ve miikellearayacaktir. Bu itibarla

muctehidler de duunmuler ve bu arada, goruldiigii tizere ihtilaflara da diimiilerdir. Bu ihtilaflar gene Islam bilginlerince ummet i?in bir rahmet-i vasi'a sayilmitir (thtilafli iimmeti rahmetiin vasi'atiin) \
60

Ibn-i Haldun, ''Fasl-i sddis

olan

ihtilaflar

asr-i

tercumesr s. 56, 57: "Ictihadi mes'elelerde vukuu zaruri selef de tevessu' ve tekessur ederek her mukallid diledigi

mtictehide taklid ve tebaiyyet etmekte iken ictihad ii ulema ve miictehidin i^inden eimme-i erbaa ya miintehi oldukda amme-i nas onlara hasr-i tsbaiyyet ettiler ve ondan soma usul i er'iyye de bahis ve ihtiiaf kapisim kapayip doit mezhebden bakasina taklid ve tebaiyyeti

men'

eylediler. ite

bu

cihetle dort

mezheb,

eriat erkani

ma-

kaminda ve bu dort imamin

usulli, ?er'i deliUer

mesabesinde tutahnakla

artik er'! usul

ve delillerde mtibahase ve mtinazareye mecal kalmayip ondan sonra bahis ve ihtilaf ve dort mezhebe taklid ve temessiil etmi olan ulema-i en' am beyninde car! onlarm ihtilafi mlictehidlerin er'i nasslar ve fikhi usullerdeki ihtilafi yerine ge^ti ve her taife taklid ve temesstlk ettigi mezhebin sihhatine istiddal etmek Uzere kendi iriammm usul ve mesleki sahih

ve mustakim oldugunu isbata tesaddi etmekle beyinlerinde pek 90k mtibahase ve munazareler cari oldu ve bu miibahaseler butun er'T mes'e]elerde ve fikih ihninin her babmda icra olundu. Ihtilaf bazan afii ile Malik beyninde olarak Ebu Hanife birine

muvafik olur ve bazan

afii ile

Ebu Hanife beyninde

olup Malik birme muvafik olur.

Bu

^^

mezhebe mukallid ve mutemessik olan ulema beyninde gunagun mtibahase ve munazareler vuku' buldu ve bu mubahaseler sirasmda dort imamm me'hazlari ve ihtilaf mene'leri ve ictihad mevki'leri beyan olunurdu. tlmin bu smifina Hilafiyyat ve Hilaf Ilmi denildi". Ibn-i Haldun, s. 46 bak. Keza Izmirli Ismail Hakki, "ilm-iHildf\ Istanbul, 1330; MahmudEs'ad, 'Tdrih-i llm-i Hv:kuk'\ 242-244. Muctehidlerin ihtilafi ibad iqin bais-i rahmet ve bir mezhebe salik bulunan zatm
cihetle dort
iztirar

halinde ba?ka bir mezhebe gore bir mes'ele

ile

amel veya

ifta

etmesi eriat9e

caiz oldugu gibi...

HanefT kadisi afiT veya Hanbeli mezhebine mukallid bulunan ulemadan zati inabe edip de ona nikahi feshettirirse bu huklim sahih ve Hanefi kadisi tarafmdan tenfizi labud olacagi,... (Mehir ve nafakamn tahsil edilememesinden dolayi nikahm feshi hakkmdaki fetvadan, Sabri akir Ansay, ''EskiAile Hukukumiiza BirNazar", 1952).

Mezhebler

Ihtilafm ?e|itli sebepleri vardir. Mesela her beyanda oldugu gibi bir

muctehid, KLitab ve siinnette de bir vuzuhsuzluk, ibham, oburii sarahat ve

temamiyyet gorebilir, bir hadise hakkmda bunlarda bir hukiim bulunmadigma kail oldugu halde oburii bu babda bir hukiim bulunduguna kani' olur ve bu i'tibarla baka baka ma'nalara ve neticelere varabilir. Bir emrin illetinde anlayilar aynlabilir. Bir mtictehid nass'i, mutlak, obiirii mukayyed ve muhassas telakki edebilir. Metinden hakiki, yoksa mecazi ma'na mi maksud oldugu hakkmda ihtilafa diiebilir. Kur'an pek miitevatir olmakla beraber hadislerden bir kismi bir miictehide veya bir memlekete vasil olmanii ve onlarca sabit olmami olabilir. Siinnetlerin vakit ve zamanmda yaz ilmamasmdan ve agizdan agiza nakl edilmesinden dolayi rivayetler arasmda aynliklar goriilmesi, bilhassa EmevTler ve Ab~ basiler gibi birbirine aykm siyaset ve emeller ta?iyan firkalarm iktidar mevkiine gegmeleri ile yalan ve uydurma hadislerin araya katilmasi neticesi olarak bunlarm mevsukiyeti ve mevzuiyeti hakkmda tereddlid ve upheler uyamnasi da ihtilaflar dogurmutur. HanefTler miirsel hadise i'tibar ettigi halde afiiler bununla amel etmegi kabul etmemitir. Ba'zilanna gore Hulefa-i Raidinin ittifaki icma' sayilmi ve ba'zilarma gore yalniz eshabm icrna'i mu'teber tutulmutur. Imam Malik, Medine ahalisinin bir mesele hakkmdaki ittifakmi miistakil bir delil olarak kabul etmitir. Gene bu imari sahabeden bir zatm kavlini delil olarak almi, Imam afii almamitii\ Imam-i a'zama gore haber-i ahad kiyasa miireccahdir, Imam Malik' e gore ise kiyas haber-i ahaddan mukaddemdir. Bazi miictehidler (Haneff, Hanbeli) istihsan-i delil olarak kabul ettigi halde afii etmemitir. Bazisi orf ve adete geni5e bir mevki verdigi halde obiiru vermemitir. Ba'zilan bir takim i?lerde niyyete i'tibar etmi, oburu etmemitir
,

Bu
cegiz.

ihtilaflar ilericle

bol bol gorulecektir. Burada bir


bil

iki

misal vereHanefTler

Bir hadisde "El mtitebayianu

hiyar-i

ma lem

yeteferreka"

buyurulmutur; Hiyar-i meclis denilen bu muhayyerligi^^,


dir.
tir.

sozlerde teferruk olarak:, afiiler bedence teferruk olarak kabul etmiler-

Kur'an'da bon kadmlann u? karn'^^ iddet beklemeleri emr edilmi"Vel mutellekat u yeterebbesne bi enfiisihinne selasete kuruin". Bu

62
53

Sunnet bahsi (No.9).


Siinnet bahsi (No.9).

64

65 66

Omer Nasuhi, No, 488 vo s. 326 ve sonrakiler. Aagida bey' bahsi. Hayz msmadir. Qogulu kurun'dur. A^agida Aile Hukuku bahsi.

32

islam Hukuku

kelime hayz ma'nasma geldigi gibi tuhr^^da ifade eder. Hanefl ulemasi, hayz ma'nasma haml ederek hur kadmm ii? hayz miiddeti; imam afii ve Malik buna tuhr ma'nasi vererek li? tuhr miiddeti beklenmesi lazim gel-

Hukukuna, Iddet bahsine bak). imam-i a'zam, F'ekrau ma teyessere min el Kufani ayetinden Kur'an'm baka dillerde okunabilecegini ictihad etmitir^''. Daha baka bir misal: imam afiT, kopegin su i9tigi bir kabm temiz olmasi i?in yedi def a yidigini ictihad etmilerdir (tleride Aile

kanmasma luzum goriir; ^iinkii bu yolda bir hadis rivayet edilmitir. imam-i a'zam hadisin ravTsi Ebu Hiireyre'nin bu hadise muhalif olarak ug
amel ve ifta etmesini tahkik ederek hadisin nesh edildigine hiikm etmi ve yedi def a yikamaga liizum gormemitir (izmirli ismail Hakki, "//m-z Hildf\ s. 167. Omer Nasuhi Bilmen, ''HukuM Isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye'\ s. 26, No. 29 ve No.488, 489).

def a yikama

ile

18. Siinnet ve Bid'at

EhU.

Yukanda bahs ettigimiz mxictehidlerden bazilan birbirlerinden ayri hirer mezheb kurmular, doktrinler koymulardu Bu mezhebler siinni ve bid 'at olarak ikiye aynlirlar. Birincilerden balica dort mezheb yiirumii,
.

diger bazi

mezhebler tutunamami,

oblirleri

tarafmdan yutulmutur.

Bid' at ehli (ehl-i bid' at) (reterodoxe) denilen firkalann da kendilerine mahsus fikih ve fakihleri vardir. Bunlar da balica ibadi, Zeydi, imami

mezhebleri ve fikihlandir.
Sozii gegen dort siinni

mezheb aagida gcrecegimiz Hanefl,

afu,

Maliki ve Hanbeli mezhebleridir. Bu mezheblere tabi' olanlara siinnet ehli (ehl-i sunnet) denir. Garb mtiellifleri bu mezhebleri ortodoks olarak tavsif ederler. Stinniler, bunlan hakiki, makbul ve mu'teber mezhebler sayarlar. Gene bir siinni mezheb sayilan Dai^udiyye veya Zahiriyye

mezhebi vardir

ki imami,

Ebu Stileyman Davud

bin isbehani'dir (Hicri

202'de isfahan'da dogmu, 270'de Bagdat'ta 61mutur)^^ Bu mezheb obxir imamlara muhalif olarak kiyasi inkar ve er'i delilleri Kitab, sunnet ve icma'a hasr eder. Icma' olarak da sahabenir icma'mi tamr. Mezhebe

67

Tuhr
bahsi.

iki

hayz arasina giren temizlige

denir.

Qogulu

ethar'dir.

A^agida Aile Hukuku

68 69

Bu ictihadindan rucu'
tarihle

ettigi soylenir; fakat

ayet sarihti ;.

Bilindigi iizere Islam Tarihi Hazret-i

Muhammed'in ne dogdugu (Mekkede, MiladT

7 Nisan 570, bazilarina gore 580) ve ne vefatmdan (632) ve ne de bi'setten, yani peygamberligi tarihinden hesab edilmeyerek, Medine'ye hicretleri tarihinden
(622) balar.

Mezhebler

33

Zahiriyye denilmesinin sebebi de yalniz nass'lara i'tibar edip orfii, kiyasi, mansus olmayan hiikumleri pek kabul etmek istememesinden dolayidir.

Bu mezhebin mensuplanna
miisned hadis
kiyas vardir.
ehl-i hadis
ile

hadis ehli

(ehl-i hadis)

de denir. afu gibi

amel

eder. Bilindigi iizere hadis ehlinin

mezheblerinde

Bu

i'tibarla tbn-i

Haldun'un yaptigi
ligiincii bir taiik

ve

ehl-i re'y

yanmda

bu mezhebi olarak saymak caizdir.


gibi (s.44)

Mezheb Bagdat'ta
vardir.

zuhiir, Fars'ta intiar etmi,

Afrika ve Endiiliis'e kadar


az sahkleri

girmi ise de sonra sonmixtiir^^.

Elyevm Hindistan'da pek

Hanefl mezhebinde temayuz eden


tiginden

tmam

Zixfer

gen? yata vefat

et-

(dogumu

110, oliimii 158) devamli bir

mezheb kuramamitir.
ve Abdul-

Ayni asirda yaami ve olmu olan


mitir.

Ibn-i eb-i Leyla (74-148)

lah ibn-i iibrume (144 de vefat etmitir) mezhebleri de

devam edeme-

Imam Abdurrahman

ul Evzainin (88-157) ve Siifyan bin Said-us

Sevii'nin mezhebleri de boyle olmutur.

Bunlardan baka daha bir takim stinni mezhebler de goriilmii? ise de bunlar da diger mezhebler, yani Hanefi, afii, Maliki, Hanbeli mezhebleri iginde erimitir^^

Sunm

denilen mezhebler dimdaki mezheblerden (Marikalardan

veya Haricilerden) Ibaziye mezhebi Abdullah bin tbaz'm mezhebidir. Afiikamn kuzey taraflannda Cezair, Tunus ve Trablus'un ba'zi yerlerinde,

dogu Afrika' da ve

balica Maskat,

Umman,

ve Zengibar'da mensup-

lan vardir^^. Bunlar Kiir'an'i ve sunneti tamrlar; icma' ve kiyasi inkar

Mezheblerine muhalif olan ehl-i kibleyi mxxrik degilse tam musliiman da saymazkx, onlarla izdivac mezheblerince memnu degildir.
ederler.

Bu mezheb

mezheblere en yakm bir mezhebtir. Fikhi, afii fikhma yakmdir. Mezheblerinin hiikumleri kendilerine mahsus kadilar tarafmdan
siinni

tatbik edilir'^l

ki

Zeydiyye mezhebi, Hazret-i Huseyin'in torunu Zeyd'den gelen esbir mezhebdir. Tabileri, Ebu Bekir ile Omer'in (tzmirh Ismail Hakibn-i

70
71

Haldun, "Fasl-i Sddis tercumesV\

s.

44.

islam sunni mezheblerinden Vehhabiyye, Ahmeddiyye, Sunusiyye gibi bugun de taraftari olan daha baka mezhebler vardir (Izmirli Ismail Hakki,) "Yeni tlm-i KeIdm", S.16 ve sonrakiler).
cilt 6, s. 128 de bu mezhebin Islamiyyetin en kadim mezhebinden olup Aman (Umman da) da teessiis etmi oldugunu soyluyor. Pierre Arminjon- Baron Boris Nolde- Martin Wolf, Traite de droit compare, 1951,

72

Kaytano, '7sldm Tarihi \ tercumesi,

73

ciltlll,

s.

408.

34

islam Hukuku

ki'ya gore
tanir.

ii?

halifenin) hilafetini kabul eder; hilafeti

Fatima'nm evladma

Kiyas ve ictihadi tutar; fakat ehl-i beyt'in icma'mi, icma' sayar. Fikihlan sunni ile ia arasmda bir fikih olmak i'tibariyle enteresandir;
hususi hukukta sunni, siyasi akidelerinde iiMir. Muvakkat nikahi red ederler. Muhtelif kol'lan vardir. Yemen Zeydilerine gore imamet irsi

muntahab olmalidir. Bu mezheb len mezheblerden en az uzak olanidir;


degil,

siinni

mezhebe,

obtir bid' at deni-

tabileri balica

Yemen

havalisin-

dedir.

Imamiyye raezhebi, Kitab, stinnet ve icma'i tanir. Bunda kiyas, Mccet degildir. Siinnet tmam-i ma'sum'un kavli, fiili ve takiiri ve icma' da bu imamm reyini kef, muvafakatine cezm hasil etmektir. Imamiyye'nin muhtelif kollanndan isna-aeri:/ye'ye gore on iki imam
vardir;

on

ikinci

imam

esrarli surette

ortadan kaybolmutur, vakti gelince


fikaca^tir.
'^.

Mehdl

roliinii

oynamak

i9in

tekrar

imamiyye mezhebi

bil'ahare (ISOl'de) Iran'm resmi dini olmutur


Siinniler biitun Islam

diinyasmm onda dokuzundan fazlasmi tekil 8'den biraz fazlasi ii etmektedir. Takriben 250 milyonda % 9V'\ siinri, takriben 1 18 mil1 bu9ugu Ibazi'dir. Siinniler arasmda Hanefl mezhebi yon mensubiyle en kuwetlisidir. Bundan sonra afii mezhebi geUr ki ta-

bi'leri

73 milyon kadardu*. Malikiler 30 milyon tutar. Hanbeliler de takriben 4 milyondur; Arabistan Vehabileri de bunt dahildir^^ Tekrara luzum yoktur ki bxitiin bu rakamlan tahmini olarak kabal etmek icab eder.
19.

Hicaz ve Irak EhU.

Dort
liller,

sxinni

imamm

fikihlari,

meslekler

bakimmdan

ictihadlannda dayandiklan er'i deikiye ayrilir: l)Hicaz veya hadis fikhi,

nm

2)Irak veya re'y ve kiyas fikhi. Hadis veya Hicaz fikhi, Hicaz ulemasimesleki olan fikih, Irak veya re'y ve kiyas fikhi da Irak ulemasmin
fikhidir. Birincisi

Hicaz'dan, ikincisi Irak'tai yayilmitir. Birincilerin

^"^

imamiyye'den Ismailiyye hakkmda Fuat Koprulii, "Mam Medeniyeti TarihV\ s. 66, Hakki, 101-104. Bu ve diger surmi, ii mezhebleri Hariciler hakkmda Izmirli Ismail Fitzgerald, ''Yeni tlm-i Keldm'\ s. 117 ve sonrakiler, 11 ve sonrakiler ve 215; "Muhammadan Law'\ s. 1, 19 ve sonrakiler; Hem-i Masse, 'TIslam", s. 144-164; Goldzieher, ''Vorlesungen ilber den Islam", s. 208.
Somlo, ''Handworterbuch der Rechtswis sense haft '\ cilt IV, 1929; 'TUrkisches Rechr S.99; Dr. Polster, 'Tragen des Islamischen Kollisionsrechts nach Heft 2, malikitischen Ritus, Zeitschifft fur vergleichende Rechtswissenschaft'\ 1943,
Stier
s.

^^

147 ve sonrakiler.

Mezhebler

35

meslekine uyanlara hadfe

ehli, ikincilerin

meslekine uyanlara

re'y'^^

ehli (ehl-i rey) denilmitir. Hicaz'da hadfs pek yaygm ve yakmdan bilinir oldugundan bu hadisleri rivayet edenler bakimmdan fazla artlar

aranmiyordu. Hicaz fakihleri hadislerle amel ediyorlardi. Medine'nin tai topragi henxiz peygamberin hatiralari ile dolu idi. Imam Malik Medine ahalisinin teamuUerini, siinnetin bunlar arasmda bir yayilii eklinde tefsir ediyordu (No. 24).

Hicaz- hadis fikhmiE. imami, Malik bin Enes'dir. afii ve Hanbeli de Hicaz fikhi mensublanndan, hadis ehlinden sayilir. Ancak Imam afii tamamiyle Hicazi degildir. Irak fikhi ile Hicaz fikhmi cem', bir 90k nok-

muhalefet de etmitir. Hanbeli mezhebi, afii mezhebinden sonra kuruldu; usulii afii usuliine yakmdir.
Irak'da hadisler Hicaz'da oldugu kadar
dislerin

talarda

Imam Malike

yakm bilinmediginden

ha-

dogruluguna hiikmetmek i^in bir 50k artlar aramyor, bu artlan haiz olmayarak rivayet edilen hadisler Iraklilarca er'i hukiimleri isbata
yeter goriinmiiyordu.

Bundan

dolayi Iraklilar 90k

def a re'ye ve kiyasa

ba vuruyorlardi. tlave ve tasrih edelim ki Iraklilar re'y ve kiyasi hadise

mutlak surette

xistiin

tutmazlardi. Nitekim Hicazlilar da dogrulugu keni

dilerince sabit goriinmeyen her rivayet ile

gormezlerdi"^^.

Ve 90k def a

re'ye de muracaat etmilerdir.


20.

Imam-i a'zam (Ebu Hamfe).


Siinm mezheblerin en
biiyiik

imami, Imam-i a'zam unvamni alan Nu'man bin Sabit Zota'dir; Ebu Hanife lakabi ile de amlir. Hanefl mezhebinin bai ve imamidir. Hicn 80 (Miladi 699) tarihinde dogmu, 150 (767) yilmda Bagdat'da 61mutur. Onceleri ipek ticareti ile megul olmutur. Islamm ilk hukukcusu olmamakla beraber fikih bilimini halen mer'i ekilde bab ve fasiUarda ilk tertipleyen odur. Fakat bu yolda ilk
eseri
76

yazan

Imam

Muhamrned'dir. Rivayet

edildigine gore (Izmirli ts-

Re'y,

yolu bilmegi kasd ederek fikir ilettikten sonra kalbinin gordiigu ey'e denir. Re'y kiyasdan eamm, istihsan'a da amildir (Izmirli Ismail Hakki, ''Yeni llm-i

dogm
s.

77

283 ve sonrakiler). Bergstrasser diyor ki Irak, dana Emeviler zamamnda fikir hayatmm mihrak noktasi idi ve Abbasflerden beri siyasi bir merkez idi. Islamm yabanci kulttirlerle, Bizans, Hiristiyan kultuni ile, Iran kuittiru ile ve balica eski ark kulturunixn kahntilariyle en hararetli temas burada olmutur. Bimdan dolayi Hanef! mezhebi bir mekteb karakterini daha az gSsterir. U9 imSm ile arasmda 90k defa ayriliklar vardir. Her eyi ahz ve telakkiye hazir bir mektep durumundadir. Nisbeten, her taraftan gelen akm183; "Ilm-i Hildf[
s.

Kelam'\

tilara a^ik bir

havuz 9ehresini

tair (s.l5, 16;

Carra de Vaux, cild 3,

s.

300),

36

islam Hukuku

ile karilatigi mail Hakki, "llm-i Kelam", s.91) yeni gu? bir mes'ele tartimalarda buluvakit bilginlerle konuur, g6ruur, duuncelerini arar, ve nereye sonur ve nihayet karanni verir, bunun fikhin hangi kismma Hanife kulacagmi imam Yusuf a emr ederdi. Obiir iig imam Arabdir; Ebu furs' un Arab degildir. emseddin Sami, "K&mus-ul a'lam"mda neseb-i

bir buyiik

hanedanma muntehidir,

der. Fitzgerald Suriyeli

veya

tranli bir

(Vorlesungen, s.57), asildan geldigini (s.lO), Goldzieher tranli olciugunu Mahmud Es'ad, Afganistan'da Kabil ehri ahalisinden olup sonradan

emseddin islami kabul etmi oldugunu {Tdrih-i llm-i Hukuk, s. 204), Zota adli bir Gunaltay, Buhara'mn giineyindeki Tirmiz e]iri ahalisinden

Turkun torunu
I, s.

idigini (Tiirk Tdrihi Kongresi-Konferanslar,

Munakaalar

302)

oldugunu (cild III, s. 3, 296), Carra de Vaux, Iranli bir kolenin oglu dogru yolun, soyler. Kendisine Ebu Hanife denilmesinin sebebi,

tevhid yolunun saliki, Islama

tam mu'tekid ve munkad mu'minlerin

hanife ma'nevi babasi olarak tanmmasmdan''^ yahut da Iraklilar arasmda (Omer denilen bir divit ve yazi hokkasmi daima kullanmasmdandir s. 386). Her Nasuhi Bilmen, "Hukuk-i Isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye", denmesinin halde kendisinin Hanife adli bir kizi yoktur. tmam-i a'zam Kitab ve sunnet sebebi de karihasmm afikhgi, re'yinin sihhat ve kuweti,
bilgisinin geniligi

bakimlanndan

obiir

imamlara

iistiin

gorulmesidir.

imam

afii "nas, fikih ilminde

Ebu Hanifenin

lyah'dir"'^ diye kendisini

de onu biiyiik g6nnutiir. imam-i a'zam ikinci EmeviHalifelerinin sonuncusu ikinci Mervan zamanmda ve sonra Mansur zamanmda iki defa hapse atilmi ve

6vmu,

imam Malik ve Hanbel


Halifesi

Abbasi

Olumii hapiste olmutur^. Kendisine izafe edilen "Fith-i tarafmdan yazildiEkber", "el dlim vel muteallim" adli kitabla:: varsa da gibi halefleri ve gi sabit degildir. Mesaisi benzetmek caiz ise Sokrat'mki
d6giilmtitur.
talebeleri

tarafmdan muhafaza ve idame edilmi?tir.

imam-i a'zamm ashabi ve etba'i kendisini miictehid fi--er' olata'kib etmilerse rak tanimilar ve onun fikihdaki meslegini ve usiilunu
Siiresi, dyet 66; En'am Kur'an'da hanif keliraesi, muteaddit yerde ge9er; Ali tmran Suresi, ayet 79 ve 161; Bakara Suresi, ayet 135. kimselerdir. Qocuklan, karisi ve Vy&\, bir adamrn besleyip nafakalarmi temin ettigi

^^

''

sairesi gibi.
^"

imam-i a'zamm hapse atilmasmm


Ba'zilarmca da
ikisinin birlikte sebep

sebebi, ba'zilarmca kadihgi kabulden imtmaidir. Hasan'a biat etmesidir. Sl-i beyt'den Muhammed bin Abdullah bin 78. olmasi da mtimkundiir. "Tahtavt tercumesi" cild 1 s. 77,
,

imam Malik bendi,

(No.24).

Mezhebler

37

de fikih meselelerinde pek 90k aynliklan olmutur. Bilhassa


ile iki

Ebu Hanife
olan
ihti-

talebesi arasindaici ihtilaf

imam Malik veya Ahmed' le

daha fazla ve daha iddetlidir. O suretle ki Hanefl mezhebi, Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Muhammed mezhebidir denebilir. Bu ihtilaflardan dolayi Hanefl mezhebi pek ziyade genilemi ve teettut etmitir. Haydar
laftan

MoUa, "Mecelle erhi"nde (cild 1, s.21), "Bu fikihta gergekten fakih olmak kolay bir ey degildir, afii fikhi pek muhtasar ohnakla beraber
fer'i

mes'elelerin olduk^a bir takim kaidelere irca' edilmi olmasi ahz ve

zaptmi teshil etmitir. Biuiun i9in bir zat, Hanefl mezheb olan bir kimsenin kirk yildan once fakih olmasma ve afii mezheb olanm kirk giinden
evvel fakih olmamasina ^aacciib ederim demi" oldugunu soyluyor.

imam-i a'zam pozitivist olmaktan ziyade rasyonalist ve realist olmaktan ziyade idealist, cem'iyetgi olmaktan ziyade ferdci, individualist
bir karakter gosterir. ideal bir ahlak telakkisi

onun doktrinlerine
indinde

mxiessir

olmutur

denebilir.

Mesela karabet

onun

hibeden

rucu'a

866). Insan hiirriyetine, aklina, ahsiyete hiirmetkarhgi yuksektu:. Kendisine izafe edilen "nahnu ricalun ve hum ricalun" sozii ictihada verdigi ehemmiyetin bir ifadesidir. Bununla beraber uphesiz imam-i a'zam da zamanimn focugu ve muhitinin mahsulti-

ma'ni'dir (Mecelle,

madde

da hukuku dini bir miiessese olarak g6rmutur. KitSb, slinnet ve icma' onun i^in de hukiikun ba kaynaklan olarak kalmi ve nakilden
diir.

kurtulabildigi yerlerde de hayattan ziyade ve ondan uzak bir akilcilik, kuru bir mantikcilik yolunda kaideye baglanmi ve bunun iyin akidlerin sihhatini fazla artlara tabi' tutmutur. icare akdi onun hukuk mantigma

uygun
bir

degildir; 9unki kira akdi, bey' gibi ivazli,

menfaatin temliki muka-

bilinde almacak bir iicreci

tazammun eden

akiddir.

Menfaati

ise birden,

def ada teslim etmek imkansizdir. Boyle olunca akdin taraflan

i5in

matlub olan eitlik te'min edilememektedir. Bu da kaideye ve ideale aykmdir. Bu i'tibarla icare akdi imam-i a'zama gore esas i'tibariyle ve kiyas icabmca caiz olmaz.
dilebilir.

Ancak

istihsSn yolu ile

(No 21)

dir ki kabul e-

Diger taraftan imam-i a'zamin ahiak telakkilerine uygun goriinmeyen ictihadlan da /ardir: Magsub maldan istifa edilen menfaatin mazmun olmayacagi, iki-ah ile olan nikahm, talakm mu'teber olacagi

ve EsU Aile Hukukumuza BirNazar kitabma bak). Halbuki diger imamlar bu mes'elelerde daha ahiaki ve ameli du^immiiderdir.
rey'leri gibi (aagida icare bahsine

hakkmdaki

38

islam Hukuku

21. istihsan.

kuUandigi imam-i a'zam Kitab, sunnet, icma' ve kiyas delillerini kiyasa aykin gorunen bir gibi istihsan denilen yola da gitini?tir. tstihsan, linnasi =" kiyasi birakip ide "Terk ul kiyasi vel ahzu bima huve evfaku sozlerini evvelce nasm kuUanmasim ho gormek" tir. imam Serahsi'nin

Hanefllenn delilg6rmutuk. istihsan bir 6quite kaidesi sayilir^'. Ba?lica fakihler yeni bir delil ihdasi gozuyle leri arasmda yer alan istihsana ba'zi sunnet ve icma' ve bakarak ta'riz etmiler, bunun taraftarlanna, Kitab, demiler ve bunun caiz olkiyas varken ortaya bir de istihsan ^ikardmiz

madigmi s6ylemilerdir. Hanefiler cevaplannda: istihsani nev'idir; kiyas ?mda yeni bir delil saymak dogru olmaz; bu, kiyasm bir mutlak surette kiyasdan bu anlaiiki turliidiir: Biri cell (agik) kiyasdir ki miinMn olursa bu kiyasa celt hr; yani kiyasm illet'ine birden hire vukuf
muctehidce birden bire anlakiySs veya sadece kiyas denir. Kiyasm illeti olursa boyle kiyas, ilmayip da ziyade incelemeye, derinlemeye mubta? demilerdir. kapaU (hafl) kiyas olur (No. 11) ki istihsan budur Kur'an'da istihsan kelimesi husn ashndan gslme olup

dort delil di-

Maamafih

buyruldugu gibi hadisde de "Mareahul miisHmune hasenen fehuve ind AUahi hasenun" denmitir. ettikleri birHanefi imamlannin istihsan yolu ile ictihad ve tecviz icab ettikge ve ok mes'eleler vardir; nitekim bilhassa akidler bahsinde birka9 misal verecegiz: Ewelce sirasi diitiik9e iaret edilecektir. Burada gore istihsan yolu bahs ettigimiz (No.20) icarenin meruiyyeti HanefTlere
"Feyettebiune

ahsenehu"

ile

mal akdi yapilirken ma'kudur aleyh, yani satilan bak), mevcud olmadigindan dolayi selem akdi (ileride Bey' bahsine istisna' akdi de kiyasen caiz degilken istihsan ile tecyiz edilmitir. oldugundan istihsan yolu ile caiz g6rulmutiir (bu
olmutur.

Keza bey'

ma'dumu satmak

mes'elede icm^' vardir).

sebze gibi birden bire belirip meydabey'i olacagindan na gelmeyen mahsulatm satilmasi gene ma'dumun -optan satilmasi istihsan kiyas icabi tecviz edilmezken belirenlere tebaan i'tibariyle kabul edilmitir (Mecelle, madde 207). Hanefilere gore esas

Meyve ve

ile

magsub maldan gasibm

elde ettigi menfaatin tazmini lazim gelmezken

gorerek afii mezhebinsonraki Hanefl fakihleri bundaki sui isti'malleri mallannda bu dade oldugu gibi, fakat istihsan yolu ile yetim ve vakif bir alacak i^m tecviz etmilerdir. Gene kefalet ancak mevcud mail

mani
i

dans I'Islam", Academic Louis Milliot, "La conception de Vital et de I'ordre legal de droit international, Recueil des cours, 1949 II, s. 683.

Mezhebler

39

caiz oldugundan, tahakkuk ettik9e verilmek lizere takdir edilen nefakaya


kefalet istihsan ile kabul edilmitir. Satilan bir

akann

niuteri tarafindan

kabz edilmeden once bakasma satilabilmesi de eyhayne gore istihsan yolu ile tecvTz olunmutur (Mecelle, madde 253). Ve nihayet zenbil gibi
daralip genileyen bir
larla

kap ile bey', kaideye gore sahih degil iken, kirbasu almak istihsan yolmida caiz goriilmu^tur (Mecelle, madde 218).

Hanefi mezhebi, (Nc.l8 gordiigikniiz gibi) Islam diinyasmda en yaygm olan mezhebdir. Turlciye, Hind-Pakistan, Afganistan miisliimanlan,

Makedonya ve Avrupa'daki mtlsliimanlardan buyixk bir kesim bu mezhebe baghdir. Ibn-i Sina Hanefi idi. Selgnklann, Harzemlerin mezhebleri de bu idi. Osmanli Imparatorlugu'nda kaza ve fetva bu mezheb iizerine yuriimu^tur^^. Boyle buyiik imparatorluklann ve salttlann mezhebi ohnasi Hanefi mezhebinm balica Avrupa'da ve AsIrak, Filistin, Suriye,

ya'da biiyiik bir ustiinluk kazanmasina sebep olmutur.

BUtun bunlarla beraber umumiyetle halifeler ve sultanlar tebaalanm kendi mezhebi lizere gitneye zorlami degillerdir. Esasen Imam Ebu Yusuf un bir devlet adami olmasi da Hanefi mezhebine diger mezheblere nazaran bir bakimdan daha beeri ve daha pratik bir ekil vermiti. Bahca kadmlar, zimniiler ve miiste'minler hakkmdaki telakkileri ve orf ve adeti mumkiin mertebe goz onunde tutmasi mezhebe bir cazibe saglamitir denebilir^^.
22.

Imam Ebu Yusuf.

Hanefi mezhebinin imami, tmam-i a'zam olmakla beraber asil kuruculan, daha ziyade onun iki yiiksek talebesi imam Ebu Yusuf ile Imam Muhammed'dir^'^. Bu iki imam ogretmenleri olan Ebu Hanifeye yakm bir
tin

almilardir ve

hocalannm ictihadlanndan 90k def a

ayrilmilardir.

82

Diger mezheblere mensub okmlarm ihtilaflarinda yargi iinin nasil cereyan ettigine ileride yargilama usulti ifinde temas edilecektir.
Fitzgerald,
s.

83 84

12.

zaman imam Yusuf ile imam Muhammed kasd edilir. Bunnnla beraber bu iki imam hakkmda sahibeyn de denir. eyheyn sozu Imam-i a'zam ile Imam Ebu Yusuf u ifade eder. Tarafeyn tabiri tmam-i a'zam ve Muhammed'i gosterir. Hanef! fikih kitaplarmda indent ya'ni bizim indimizde denildigi vakit Hanefiler kasd olunur. Eimme i selaseden Ebu Hanifeden
Fikih kitaplarinda "Imameyii'e gore" denildigi
gayri mizctehid
fi
1

er'

olan Irnam afii, Malik ve Hanbel

anlailir.

Bununla beraber

ta'bir Imam a'zam, Ebu Yusuf ve Muhammed'in U9iinu ifade i9tn de kullamlir. Bu suretle Imam Ebu Yusuf tinam-i sani, Muhammed tmam-i salis ve Imam-i a'zam

bu

da imam-i evvel (Imam ul eimme)

sayilir.

40

islam Hukuku

113 (731)'de Kufe'de dogmu, 182 (798)'de Bagdat'da Kadilkudad olarak vefat etmitir. Kadiligi 16 yil surmutur. U9 Mlifenin de biiyiik teveccuhiinii kazanmitir. Hanefl mezhebinin ikinci

imam Yusuf

imami
er'

sayihr. Fakat

yukanda (No.

14) gordiigiimuz iizere miictehid fi--

derecesine 5ikmamitir. Fitzgerald bir hiristiyan i9in, halife aleyhine hiikiim verdigini kaydediyor (s.ll). Halifenin emiiyle yazdigi "Kitab-ul mehiardur. Arazi vergisi ve idare hakkmda bir eserdir. Fikih

Hardc"
tir;

usulunii

koyan

zat olarak tanmir. Fakat

bu ilme

dair bir kitab

yazmami-

bunu imam afii ("Emsa/e "siyle) yapmitir. Orfe yuksek bir mevki' vermek istemitir; imam Yusuf a gore nass ile orf cearuz ettigi takdirde orfe nass orfden dogma, ona dayamnakta ise orfe itibar edilir. QmM. e'riz an il caitibar hakkmda ayet vardir: "Huzil afve ve'miir bil orfi ve az ve dar hilin". Yukanda da (No. 12) bahsi gegtigi iizere bu delil pek
tatbik yeri bulmu?tur.

Ebu Yusuf,

evlada vakfi kabul etmekle islam hukar?i bir fare

kukunun ameli olmayan miras hukukuna


olarak da
23.

bulmu imim

tanmmak istenir.

imam Muhammed bin Hasan E??eybani


Hicri 131
(Miladi 749)'de Vasit ehrinde

dogmu 189 (Miladi

Rey'de 61mutiir. Hanefl mezhebi eshabmm biiyuklerindendir; bu mezhebin iifiincii imami sayilir. Once imain-i a'zamdan, bunun oliimu uzerine imam Ebu Yusuf dan okumu?tur. imam Muhammed, Imam
804)' de
afii'nin

babasmm oliimunden

sonra

annesiyle

izdivac

ettiginden

afiinin hocasi

ve miirebbisi de oknutur. Bir muddet kadilik etmise de

ul birakarak kendini ictihada vermitir. Hayli kitab yazmitir. "El Cami Kebir", "El CdmV us Sagir'zAh. eserleri mehurd-ar. "El CdmV ul Ke-

fikhm furuuna dair yazilan eserlerin birincisidir. imam Ebu Yusuf dan daha keskin bir munazaraci (dialecticien) idi ve birok mes'elelerde kendisine miiracaat olimurdu. Menkul mallann vakfmi tecbir"i

viz eden odur (Vakif bahsine bak).


24.

90 (95-97) olarak gosterilir; 179 (Miladi 795)'da Medme'de 61mutiir. Hayati Medine'de ge5mitir. Dort imamdan ikincisidir. Siyasi fikirleri, Ali taraftarlan lehinde ve Abdovdubasilerin hilafeti aleyhinde idi. Bundan dolayi Mansur tarafmdan
tarihi
ruldii.

imam MaUk (bin Enes el Eshabi). Medine'de dogmutur. Dogum

6yle ki Emevi Salttmm izmihlale gittigi siralarda Medine'de Aleile anilan vilerin en ileri gelenlerinden ve "Nefs-i Zekiy:^e" lakabi

Mezhebler

41

Muhammed
tan

bin Abdullah hilafet


bi'at ettiler. Fakat

makamma

intihab edilmi, diger taraf-

Ebu

Ca'fer Mansur, Abbasi HalTfeligine ge9irilmitir. Medme'liler

Muhammed bin Abdullah Mansur'a kari isyan etti. Ve Medme'liler Muhammed bin Abdullah' a bi'at edip etmemekte mtitereddit kalarak Imam Malik' ten istifta ettiler. Imam Malik Mansur'a vuku' bulan bi'atm ikrah altmda oldugunu Muhammed bin
garesiz

buna

AbduUah'a daha once

bi'at edildigini

ve bu birinci bi'atm ikinciden daha


hal'ine fetva verdi,

dogru, hakli bulundu^gunu soyledi.

Ve Mansur'un

Medine'hler de Muhammed bin Abdullah' a bi'at ettiler. tmam-i a'zam da Muhammed bin AbduUah'i efdal ve ehak goriiyordu. Fakat Mansur 145 yilmda Muham^med'in katline muvaffak oldu ve Medme'liler tekrar

Mansur'a bi'ate mecbur oldular. Imam Malik ise Abbasilerin aleyhine bulunmakta devam ediyordu. Kuvvetlenen Mansur iki
da en biiyiik diimani kesilmiti.

hilafeti

imamm

Yukanda

(No. 20) gordugiimuz iizere

imam-i a'zami, kadiligi kabul etmedi diye hapsettirdi ve dovdiirdii. Imam Malik' i de Mansur'un amcasi ve Medme Valisi olan Ca'fer bin Siileyman, celb ederek celde cezasiyla giplak halde dovdii ve omuzunu yerinden gikardi (Corci Zeydan, Imam Mahk'in talak-i miikreh fetvasmdan
dolayi

Mansur

tarafindan doviildiigiinii de yaziyor, cild 2,

s.

133, cild 4,

s.211).

az

Imam Malik zamamnda Medme, Peygamberin devrinden beri pek bir tebeddiile ugrannti. Imam Malik, Medine'nin muhafazakar muhidmi
ef, listad

tinde

ve kadi
bir

idi.

Ehl-i hadisden olmakla beraber re' ye ve

kiyasa ytiz gevirmi? degildir. Bilakis daha ziyade re'y taraftan olmu?tu
denilebilir.

Bil'akis

takim

mes'elelerde

re'yimiz

budur

diye

ictihadlarda bulunmu^tur.

Nitekim mehur ve mu'teber

eseri olan

"El

Muvatta" (diiz yol)'da bu mesleki goriilur hadislerin ufak bir mecmuasi olan bu kitabda Imam Malik kendi rey'lerini beyandan ka9mmamitir. Bu kitab, Islam hukukana dair en eski bir eser olsa gerektir.
Malik, Medine ahalisinin bir ide ittifakmi bir nev'i icma' saymitir; yahut tbn-i Haldun'un dedigi gibi miistakil bir er'i delil itibar

imam

^5

Keza

izmirli Ismail Hakki, 'ilm-i

Keldm'\
ile

s.

196, lleride Aile

Hukuku bahsinde de

gorulecegi uzere Hanefilere gore ikrah


diger mezheblere gore degildir.
talak-i miikreh

vuku' bulan talak mu'teberdir; Maliki ve


'Tdrih-i llm-i Hukuk^undsi (s.238):

Mahmud Es'ad,

hakkmda

hadis rivayetini men' ettigi halde diniemediginden dolayi

Halife Mansur'un

Imam Malik'i

dovdiirdiigunu yaziyor.

42

Islam Hukuku

etmitir^^.

Diger taraftan

Imam Malik

Hanefllerin istihsan'mm bir baka

nev'i olan istislah'i delil olarakkabul eder.

iifte

Maliki mezhebinde en karakteristik hususiyet aile reisinin, kansmm mallan ve focuklan lizerinde haiz oldugu kudrettir: Kadm, servetinin birinden fazlasi hakkmda ivazsiz tasarruflan (hibe, kefalet) igin ko-

casmm muvafakatmi almaya mecburdur. Koca


kendisinin re'yi almma-

87
.

mi

ise yapilan tasarrufu fesh edebilir

Maliki mezhebi Medine'de zuhur ettiginden dolayi ^ark te'sirinden uzak bulunuyordu. Magnplilar ve Endulusliiler hac igin Hicaz'a gelirlerdolayi gerek bunlar ve di. Fakat Irak bunlann guzergahi degildi. Bundan
orf gerek Maliki hukukgulan ma'rifetiyle oralarda intiar etti. Bu mezheb ve adete mixhim bir yer vermitir; hatta intiar ettigi garbi Afrika'da kave orf ve adet ayni ma'nayi tair. Muhafazakar olmakla beraber

nun mezhebin
yata

hepsi kadi ve tatbikatgi olduklanndan mes'elelerde hapratik bir mahiyeti haizdir. Hakikaten Malikiler birgok
ileri

gelenlerinin

hemen

ictihadlarda buliinmulardir. Magrib ve Endiiliis ahalisinin mizaclanna bedeviyyet galip oldugundan ve Irak ehline mahsus

uygun

medeniyyet

me'luf olmadiklanndan bedavet munasebetiyle ehl-i HiEs'ad, caz'a dahi ziyade meyl ettikleri yolundaki hukumlerin (Mahmud ''Tdnh-i Ilm-i Hukuk" s.238; Izmirli Ismail Hakki, ''Yeni llm4 Keldm'\
ile

S.197; ibn-i Haldun, "Fasl-i Sadis tercumesV\ s. 48) bugunku (Barthold-Koprulu, gerektir edilse tereddud isabetinde

ma'nada
'islam

Medeniyyeti TarihV\
tte

s.

67). Bilhassa istislaha ragbeti


ile

bunun

delilidir.

talakm mu'teber olmamasi, kan koca arasmda ge?imsizlik halinde miiracaat edilecek hakemin tefrik karan verebilmesi, mebiTin yapilan ta'rif ve tavstfe uygun olmasi halinde hiyar-i ru'yet iddiasimn dinlenmemesi, bir miiddet ile tevMt ediler iareden vaktinden once

mesela ikrah

riicu'

edilmemesi ve

saire gibi. Ikinci Merutiyet

devrinden tstanbul'da

topln Kanun-i

Medeni Komisyonunda muteaddid mes'elelerde zamanin

ihtiya9lanna uygunlugundan bahisle Maliki mezhebi ihtiyar olunmutu.

^^

ibn-i

Haldun diyor

ki er'i icma',

eimme-i muctehidinin

bir asirda dini bir husus


ise

uzerine ictihad yolunda ittifaklarmdan ibaret olup

imam Malik

Medine

ehlinin

amelini bu m^'naca itibar

etmiyerek belki eshaba ve Peygambere kadar elbette sonra


ittiba'

gelenler 5ncekilere taklid ve

Medine ehlinin bir amelde ittifikih kifakmi mustakil bir er'i delil addetti. Bununla beraber bu mes'ele Maliki taplarmda icma' babmda zikr olunmutur. {Fasl-i Sddh tercumesU s. 45).
etmilerdir diye
Santill.

^^

Mezhebler

43

Maliki mezhebi Nijerya'dan Tunus korfezine kadar imali Afrika'da, Yukan Misir'da, Sudan'da, garbi Afrika'da halen yiiriirluktedir.
Trablusgarb ve Bingazi'de Siinusi'ler Maliki 'dir. Vaktiyle tspanya (Endulus)'da tutunmutu^^.
25. tstislah.

Fitzgerald diyor Id
lik, istislahi bit er'i

Medme'de

sahib-i

kelam olan

aristokratik

Ma-

kaynak olarak kabul etti (s.7,13). Maamafih bunu Malikilere has bir delil olarak gostermek mu'tad ise de afii, Hanbeli ve HanefTler de red ve inkar etmi degillerdir (tzmirli Ismail Hakki, ''llm-i Hildf\ S.109). Nitekim istislah da afiilere has degildir. Maliki ve Hanefilerde

de gorulur (Mecelle, madde

5, 6,

1683). Istislah maslahat icabiyle

hareket etmek, ona uyiriak,

amme

menfaati

bakimmdan

karar verebilmek

demek

Yiikanda Hanbeli fakihlerinden tbn il Kayyim il Cevzi'den de nakl ettigimiz iizere Islam ^er'iatmm maksudu da budur: eriat harac ve meakkati olan ve sebili, yolu bulimmayan bir ey teklif
olacaktir^^.

etmez.
Fikih eserlerinde bildirildigi iizere Hazreti Peygamber ve

Ebu Bekir

zamanlannda bir agizda soylenen u? talak bir talak sayilmiti. Sonra bu, kotiiye kuUamldigmdan Halife Omer bu suretle yapilan ii? talaki mu'teber tutmutu. Keza Kur'an mtillefe-i kulub' u miistehliklerden saydigi halde Omer bunlann hissesini iskat etmi ve gene a5lik, kitlik yilmda sankdan haddi iskat etmiti. Bu ictihadlann ba'zismi biitiin ulema, bir kismini da bazi ulema muvafik bulmulardi. Maslahat, er'i deliUerin akvasidir. Eshab, maslahata riayet esasma istinad ederek nasslan terk etmilerdir. Gene Omer muharebe zamanmda hifbir mtlsliim kazif haddi tatbik edilmemesini enrir etmi^ti, gebe kadmdan ve siit emzirenden had te'hir edildigi gibi, hastalik zamanlannda da had te'hir edilmitir. Biitiin bunlar da haddin tehiri ferd4n hadd edilecek kimsenin maslahati, menfaati i9in

caiz olunca iinimetin, cem'iyetin maslahati i9in te'hir evla bit

tarik caiz olur (tzmirli Ismail


rakiler).

Hakki,

''Ilm-i

Hildf\

s.

98, 99, 105 ve son-

88

Maliki mezhebi hakkmda D. Santiirnin Italyanca yazilmi


yukarida Eserler kisminda bahsetmitik.
findan tspanyolca "islam

iki cildlik

kitabmdan

Gene bu mezhebe

dair,

J.Lopez Ortiz tara-

Hukuku"
s.

adli

(Barcelona-Boenos Aires, 1932) sistematik


3,
s.

yazilmi kitab miikemmel bir eser


89

sayilir.

Goldzieher, "Vorlesungen'\

283; Carra de Vaux, cild

321.

44

tsldm Hukuku

26.

imam

l^afii.

Ebu Abdullah bin Idns i afii, Hicn 151 (Miladi 767) 'de Gazze'de dogmu ve 204 (Miladi 804)'de Misir'da, Kahire (Fustat)'de 61mutiir. Beni Haim'dendir. Dort imamdan U9uncusudiir. Ilkin Medine'de
nefi
si

tmam Malikden okumu, 6grenmi ve yukanda gegtigi iizere Haimamlarmdan imam Muhammed Eeybani'nin de ta'lim ve terbiye-

altmda Bagdat'da bulumnutur. Bagdat'daki ilk zamanlara ait doktrinleriyle Kahireye hicret ettikten sonraki zamanma ait ictihadlan ayirt edilmektedir^". Hanefi mezhebi ile Hicaz fikhmi mezc ve armonize etmek ve istemitir. Fikhi ikisini birletirir bir dummdadir. Hanefi fikhi dagimk

kanik oldugu halde afii fikhi miinakkah ve prensiplere irca' edilmi goriiniir (tzmirli Ismail Hakki, "Ilm-i Keldm" s. 206; Omer Nasuhi Bil-

men, Hukuk-i Jsldmiyye, cild 1, s. 309). Hanefflerin caiz gordukleri bir90k eyleri imam afii kabul etmemitir. afii mezhebi kadmlara kari Hanefi ve MaliM mezheblerinden daha serttir.
Fitzgerald

{Muhammedan Law)

afii

mezhebi hakkmda diyalektik


ileriyle,

ve biraz
afii

da akademik bir tonu vardir (Hiikiimet

ameli

mes'elelerle itigali azdir) diyor (s.l6).

fikhma Cami'

til

Ezher'de buyuk mevki'

verilir.

Esasen Mi-

sir'da halkin biiyiik bir kismi afiidir.

imam

afii'nin usul

ve furu'a dair

"Errisdle" ve

"Slum" admda kitablan

vardir. "Errisdle" si fikih usulii

hakkinda
bin

ilk

mudewen

kitab sayilir (No.22). tbrahim Bacuri

bu mezhe-

modem

muelliflerindendir. El Ezher'de eyh (rektor) idi (oliimii

1277-1861).

Leyden Universitesinde goktan beri tetkik, tetebbu' olunmaktadir. Snouck Hurgronje'nin riyaseti altmda sabik Felemenk miistemlekelerindeki orf ve adetleiin tetkikine biiyiik ehemmiyet verilmitir.

Bu mezheb HoUanda'da

bilhassa

mezhebi bugiin Endonezya'da, Misir'da, Giiney Arabistan'da, Malaya yanmadasmda, Hindistan'm giiney sahillerinde, Seylan'da, Filipin adalannda ya?amakta ve kiirtler bu mezhebe salik bulunmaktadirlar. afii mezhebi hakkinda E.Sachau'in "Muhammedanisches Recht
afii

nach schafiitischer Lehre"

adli kitabi vardir (Berlin 1897).

Eski

Alman

Afrika'smdaki hakimler i9in yazilmi ameli yardimci bir kitaptir. afii fikhi hakkinda Ebu Zekeriyya Ennevavi (olumu 676= 1278)'nin "Minhac

'"

Omer Nasuhi Bilmen, "Hukuk-i Isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhfyye ",

cild 1

s.

405

Mezhebler

45

at tdlibin' adli eseri

Vandenberg tarafmdan terciime


de mu'teberdir:

edilmitir (I-HI,

1882- 1884). u

iki eser

Ahmed

bin

Muhammed

bin

Heytemi (oliimu 975=1567)'nin "Tuhfe'^si, Muhammed bin Ahmed-ur Remli (oltimu 1006= 1598)'nin
Hacerul

Zeyneddin
"Nihdye''si.

Bunlardan baka Ebu uca'

Ahmed

bin Elhasan El Isbehani

(beinci

ulemasmdan)'nin 'Takrib^'i veya ''Muhtasar'\ kiymetii sayilir (Keyzer tarafmdan terciime edilmitir, 1859). Bu eser iizerine Muhammed bin El Kasim El Gazzi (oliimu 918=1512) tarafmdan yazilmi "Feth ul Karib" adli erh Vandenberg tarafmdan terciime edilmitir (1895). Buna da yukanda adi gefen Ibrahim El Bacuri tarafmdan bir habirinci asir

on

^iye yazilmitir ki
27.

Sachau'm eserine esas

ittihaz edilmitir.

Imam Hanbel. Ebu Abdullah Ahmed bin Mehmed bin Hanbel


az
tanmir.

Eeybani dordiincii
61miitiir.

imamdir. 164'de Bagdai'da dogmu, 240'da orada


larca

Avrupali-

Bugiin mensublan
atilip

en

az

olan

mezhebdir.

Imam
ettirilen

Hanbel'in ''Musned'' admdaki hadis eseri mehiirdur. Abbasi Halifesi

Me'mun

tarafmdan ortaya

Mu'tasim tarafmdan devam

Kur'an'm mahliik oldugu iddiasmi kabul etmediginden


dovdiiriilmii

iddetli suretle

ve ayagi bukagulrak hapse attinlmiti (Corci Zeydan, ''Mes.

deniyet-i Isldmiyye Tdrini", cild 2,

116, cild 3 s.133;

Mahmud

Es'ad,

"Tdrih-i ilm-i

Hukuk'\

s,236).

yolundan uzak olup kiyas ile hiikiim istinbatma az meyl etmi ve hadis rivayetinde diger imamlardan ileri gitmitir. Mezhebi daha ziyade rivayet ve hadisleri birbiriyle takviye ve te'yid etmeye dayanir. Usulii, afii usuliine yakm olmakla beraber
Hanbel,
ictihad

imam

miisaadekarliktan daha cok uzak kalmi, ftik bir sunnilige diimii,


kiimlerinde ruhsat degil azimet yolunu ihtiyar etmitir.

hti-

Bu mezhebe
MezFilistin

mensub olan tbn


halki

il

Kayyim

il

Cevzi

ileri

ve parlak

fikirli bir zattir.

hebin tahminen 15 inci yiizyila kadar Mezopotamya, Suriye ve

arasmda kalabalik mensublan vardir. Hiilagu vak'asmda vuku' bulan istiladan sonra 90k rayifladi. Osmanlilann zuhiiru iizerine Osmanli iilkelerinde Hanbeli mezhebi, yerini hemen hemen tamamiyle HanefT mezhebine birakti (tbn-i Haldiin, ''Fasl-i Sddis tercumesV\ s.46; Omer
adeta bir

Nasuhi Bilmen, cild

bu mezheb istikametinde ronesans olmutur. Hanbeli ulemasmdan Muhammed bin


1, s

407). 18 inci yiizyilda

Abdiilvehhab (1876'da

olmii?tiir)

tarafmdan ortaya atilan Vehhabilik


sayilir.

Hanbeli mezhebinin takm bir ekli

Dini-askeri bir hareket halin-

46

Islam Hukuku

de 17 nci yiizyilm otuzuncu yilmda balayarak uznn zaman Osmanli Imparatorlugu'na bir gaile olmujtur (Goldzieher, Vorlesungen, s. 53, 292;

CevdetPaa TdrihV),
VI,
28.

Hukuk Sistemi Hakkinda Genel Malumat


pratik akil, hayat icaplan, hak-

Hukukun Ta'nfi.
Garphlann telakkisine gore hukuk

kaniyet duygulan, ahlak prensipleri gibi been degerlere istinad eder. Hatta Roma'nm balica hukuk kaynaklan halk toplulugu kararlan, orf ve
adetler olmutur.
rinin

Hukuk ancak insanlarm birbiriyle olan di munasebetlecebn nizamidir. Ve bu mahiyeti ile dunya hayatim miimkun kilacak,

idame ve teshil edecek kaideler olabilir. Insanlar bunlan kendileri bulur, koyar ve kaldinr (nesh ve ilga eder, yerine daha iyisini ikame eder). Din,
insan arasmdaki ig munasebetin, vicdan hayatmm nizamidir. Bu nizam, kendi alanmda, mxistakil bir mer'iyeti haizdir; devlet ve hukuk buna kanamaz. Nitekim din de kendi sahasi diinda kalan dtinya ilerine mudahale edemez. Bu laiklik prensibi pek eski olmamakla beraber, gerek

Allah

ile

Bati'da Hiristiyanlik aleminde ve gerek Dogu'da islam diiayasmda uzun felaketlerin aci tecriibelerinden edinme bir ders oiarak kabul edilmi ve
kabulii zaruri bulunmutur.

islam bilginleri, yukanda (No.5) soyledigimiz gibi hukuku, emr-i diinyaya taalluk eden ilerin nizammi, din 9er9evesi ifine sokmular, akli
degil, nakli, yani miicerret insan akli ile idrak

olunamayip iitmeye,

tebliga miistenid bir ilim saymilardir.

Hukuk Sistemi Hakkinda Genel Malumdt

Al

29.

Hususi Hukuk,

Amme Hukuku.
eski,

Modem

hukuk, pek

Roma

Jurisprudans'inda ve ondan naklen

''Corpus Juris Civilis^de goriilen taksime uygun olarak Hususi Hukuk,

Amme
ile,

Hukuku

diye ikiye aynlir. Birincisi jahislann hususi menfaatleri

ayni hukuki

durumda bulunan
ile ilgilenen biitiin

ferdlerin birbiriyle mtinasebetleriyle,

ikincisi devletin, tophilugun menfaatleri ile, devletin devlet olarak ferd


ile

olan miinasebetleri

hukuktur.

German Hukuku boyle

bir

tefiik bilmiyordu.

Bunda

insan miinasebetleri i^in, komuluktan

tutunuz da hukiimdar ve halk arasmdaki rabitalara kadar bir ve ayni hu-

kuk tamliyordu.
Islam fakihleri, Roma' da oldugu gibi hukukun hususi kismmi 90k
ilemiler, fiakat Ulii-i-emre, icraatmda geni9e bir takdir hakki kabul

edildiginden Devlet ve Idare

hukuku alaninda uzun boylu

hiikurnler

koymaya liizum g6rmemilerdir^\


30. Mecelle.

Muamelat, Munakehat ve Miifarekat denilen Aile Hukuku, Feraiz yani Miras Hukuku, Ukubat (Ceza) hukukunu ihtiva eder.
Fikhin
emr-i

diinyaya

taalluk

eden

kisimlan

91

IsMm hukukunda Hukukullah

ve Hukuk-i ibad taksimi u yoldadir: Her eyden Once


i-

ibadat ve buna teferru* eden htikumler Hukukuliahtandir. Hadierin ekserisi (kazif


^in aa.bak) ve katiiden dolayi mirastan
ra Hukukullah denmesinin sebebi icra ve ikamesinden Allah'in bir

mahrumiyyet Hukukullahdan sayihr. Bunlanef i bulunma-

sindan degil de menfaatin btitUn insanlara dmil olmasi ve Allah indinde mertebece
erefli tutulmasi

bakimindandir.

Hukuk-i ibad, husust menfaat ve mastehatlara taalluk eden hukuktur. Muamelattan, bir kimsenin bilhassa nrialina iras edilen zarardan dogan alacaklar, sirf abid hakkidir. Bu haklarda ibahe caridir, yani bunlarda ib^a, terk mUmkiindur. Fakat sirf Allah hukuku ibahe ile mubah olamaz ( s. 58, n. 107). Bazi haklarda Hukukullah ve Hakk-i abid ictima halinde bulunur; fakat Hukukullah galip olur. Kazif hakki bunlardandir, Kazf edilen kimsenin eref ve namusuna tecavtiz itibariyle bunda abid hakki vardir, fakat bu hak ayni zamanda tecavUzun tekrarlanmasini men'etmek /e nasa emniyet vermek maksadiyle de meru' kilinmitir. Bunun i9in bu hakda Eiakullah da vardir. Filhakika bunda afiv cereyan etmez; kazf edilenin afvi ile kazf edenden had s^it ohnaz; fakat kazf edilenin oliimu halinde had duer. Diger taraftan ehadet i9in dav^ arttir (Multekd, babuehddeti alezzina verrucuu anha, babul haddilkazf). Veya hakki abd g^lip oiur; kiss gibi. Kisas, hudud gibi uphe ile sakit olursa da maktultin veresesi i9in bir teselli ve onlara bir tarziyedir. Bu itibarla kis^s hakki maktuliin mirascisina intikdl eder; afiv ile de sakit
olur.

48

islam

Hukuku

hukukta Obligasyon, Turkge borqlar veya vecibeler, alacakli bakimmdan alacak haklan denilen hukuk ile eya haklanna, ayni haklar'a dairdir. Bunlar, Osmanli Imparatorlugunda Mecelle denilen bir kodda toplanmiti; buglin Borglar Kanunu adini taiyan ve Medeni Kanunun beiiici kitabini tekil eden kanunda ve bir de Medeni Kanunun dordiincii k.smmi tekil eden Eya hukukunun Ayni haklar kismmda yer almitir. Mecelle 1286 'dan 1293 (1869-1876) tarihine kadar muhtelif tarihlerde padiahin "mucibince amel oluna" iradesiyle 9ikarilmi bir maddelik fikhm tarifmden, 99 maddelik ktilli kavaidden ve ayrica 16 kitaptar miirekkep 1851 mad-

Muamelat

huktimleri,

bugunkli

delik bir kanundur^^. HanefT fikih kitaplanndan toplanarak biiyiik kesimi

zamamn

taninmi bilginlerinden bilhassa 12

ciltlik tarihiyle

mehur

Cevdet Paa'nm bakanligmdaki bir tieyet tarafmdan kaleme alinmitir. Bu Mecelle ahis hukukuna kismen temas etmi?, diger taraftan Fransiz Code CiviPinde oldugu gibi, bugiinkii Medeni Kanunumuz hilafma olarak yargilama usuUerine dair hukumleri de i9ine almitir. Mecelle' de aile, miras hukukuna, vasiyete ve vakfa dair hlikumler yoktur. Bugiinkii medeni kanunlar ise bunlan muayyen kitaplannda lam bir surette diizenlemilerdir. uphesiz ukubat hukuku da Mecelle'ye dahil degildir. Nitekim buglin de amme kismmdan olan bu hukuk, ceza kanunlannda yer alir. Mecelle muhtelif tarihlerde resmi, gayriresmi agizlardan ve hi9 de haksiz
ve miinferit kanunlarla -tarn iimulde olmasa dahi- epey tadillere ugrami ve nihayet y^erini 4 kasim 1926 'da Isvigre'den terciime suretiyle alman Borglar Kanununa ve kismen de

oknayarak

iddetli tenkidlere

Medeni Kanuna birakmitir^^.

^^

^^

madde 404-611; U9Uncu kitap, kefdlet, madde 612-672; dorduncli kitap, havdle, madde 673-700; beinci kitap, rehin, madde 701-761; altmci kitap, emdndt, madds 762-832; yedinci kitap, hibe, madde 833-880; sekizinci kitap, gash ve itldf, madde 881-890; dokuzuncu kitap, hacr ikrdh ve ufa, madde 941-1044; onuncu kitap, ^irketler, madde 1045-1448; onbirinci kitap, vekdlet, madde 1449-1530; onikinci kitap, sulh ve ibrd, madde 15311571; onu9uncu kitap, ikrdr^ madde 1572-1612; ondcrdiincli kitap, da'vd, madde 1613-1675; onbe^inci kitap, beyyindt ve tahlif, madde 1676-1783; onaltmci kitap, ^aza, madde 1784-1851. Ebulula Mardin, "Medeni Hukuk Cephesinden Ahmet Cevdet Paa'\ 1946. Sabri akir Ansay, "Hukuk Inkildbimiz ve Medeni Kanunumuz '\ 1953; yuk. s.20 n. 3.
Birinci kitap, bityu

madde 101-403;

ikinci kitap, icdve\

Hukuk Sistemi Hakkinda Genel Malumdt

49

31.

Umumi Hiikiimler.
Hukukun muhtelif kesimlerine
miiteallik

modem

kanunlar o kisma

dair birtakim

umumi

hukiimleri bir arada toplarlar; mesela Bor^lar ve


gibi akitlerin teekkulune, bor9lann

Medeni Kanunda oldugu


rine, mxiddetlerin

dogumuna, dogum sebeplerine, boiglann ifasma, sukutuna, tazmmat nevi ve ekillehesaoma, miirur-i zamana,
artlara teselsule, takasa,

haklann devir ve temlikine, husniniyete, davadaki

isbat kulfetine, haki-

min

takdir

hakkma

dair hiikiimler bunlardandir.

Bu

kaideler yalniz

Obligasyon alamndaki oorglara degil, husust hukukun obiir kesimlerinde de evlenme, miras, aynl haklara dair olan kesimlerde de dogrudan dogru-

ya ve kiyas suretiyle tatbik

edilir.

islam ulemasi, bilhassa Hanefiler, vahi ve acze mahkum, kazuist denilen bir yolda giderek ratb ve yabis vukubulmu veya bulabilecek hayat tezahiirleri hakkuidaki miinferit hiikumlerle iin iginden fikilacagi-

m ve 9ikilmi oldugunu sanmilar ve bundan dolayi pek dagmik ve bazen


gorunen hal suretleri vermeye koyuImulardir. Mecelle'nin ba tarafmdaki 99 maddenin ihtiva ettigi esaslar umumi hukiimler mahiyetinde degildir. Esma-i Hiisna sayismdan teberruk ile fikih kitaplabizlere miitenakiz

nndan

se9ilerek o miktarda tesbit edilip Mecelle'ye konulan

bu hiikumle-

50k kere mer'iyet verilememitir. Fikh'a gore muamelatm en miihim kismi olan bey' hakkmdaki kaideler obxir akitlerde de tatbik edilebileceginden bir nevi umumi hiikiimler mahiyetindedir. Bununla beraber Mecelle hemen hemen her akitte sihhat ve nefaz artlanni, icab ve kabul gibi riikiinleri ayii ayn tasrih etmi ve bu suretle bir cok tekrarlara
re tatbikatta

yer vermitir

94
.

Fikih kitaplannda da bu tekrarlar ve tertipsizlikler goriilmektedir^^.

94 95

Yusuf Ziya Ozer; "Cumt.uriyette Hukuk tnkilabi", Belleten, ciit II, sayi 7-8 s. 389. Mesela ewelce adi gegeii Miilteka-l-Ebhur'un ihtiva ettigi bahislerin sirasi oyledir:
Taharet, salat, zekat
ler),
,

sa\^m, hac, nikah, rida, talak, itak (kole azadi),

eyman (yemin-

hudud (hadier, kanuni cezalar) sirkat, slyer, lakit (bulmimu 90cuk), lukata (bulunmu mal), abik (kagak kole), mefkud (gaip), irket, vakif, bey' (sati), sarf, kefalet, havale, kaza (yargi), ahadet, vekalet, daVa, ikrar, sulh, mudarebe, vedia, ariyet, hibe, icare,

muk^tebe, vela, ikrah, hacir, me'zun (kole), gasb, uf a, kismet, muzaraa, musakat, zebaih (kesimlik hayvanlar), udhiye (kurban), kerahiye, ihyai mevat, eribe (i9ilecek eyler), sayd (av), rehin, cinayet, diyat, vesaya, hunsa, feraiz.

50

Islam Hukuku

VII,
32. trade ve

Hukukl Ilere Ait Temel Mefhumlar

Beyan.

Bugunkii hukukta oldugu gibi Islam Hufcakimda da muamelatta esas itibariyle iradenin biiyiik ehemmiyeti ve rolu vardir. Umumiyetle bir bor9 dogmak ifin ya bir tarafm iradesi, mesela sadece vasiyet yapanm

veya kefalette sadece


rin,

kefflin iradesi kafidir ve>/a birden ziyade kimseleile

mesela, bey'de, icarda, irkette, bayi'

muterinin, mucir

ile

miiste-

cirin, biitiin eriklerin iradeleri lazimdir.

tradeden dogan bu borflara bu-

gimkii hukukta bir tarafli veya iki tarafli hukuki iten dogan bor5lar denir.
dir.

Hukuki

i,

bir

hukuki netice meydana getirmeye matuf irade beyamtecaviizden de dogar. Bugiin haksiz
fiil

Bor?, gayrin

hakkma

denilerf

bu mefhumu,

daha ziyade taaddi sozu ifade eder; gasb bir teaddidir (ileride bor? munasebetleri bahsine bak). Bir kimsenin hayatma bedenine, eref ve namusuna kari yapilan teaddiler fikhm ukubat, ve
fikihta

cinayat kisimlannda bahis


esas itibariyle

mevzuu

edilmitir. Sirkat dii

mala

tecaviizler

muamelat cumlesindendir (Mecelle, m. 881-940). trade (kasd, niyet), ibadatta da temel tekil eder: namazda niyet art sayilarttir. Maamafih Haneffler indinde, abdestte, gusulde niyet maz. Mticerred, yani fiilden ari niyet iizerine, iyi veya kotii olduguna gore ancak sevab ve gunah tasavvur olunabilir, hukukan bir mukellefiyet boterettiib etmez; mesela bir kimse bir malmi vakfetmeyi veya kansmi
amayi veya bakasmin malmi gasb etmeyi niyet ve kasd etse, hatta vakfetmek niyeti ile bir yer satm alsa, vakfettigine veya boadigma dair bir beyanda bulunmaz, gasb fiilini yapmazsa vakf gasb ve talak hUkmti cereyan etmez. Bey', icare, hibe ve kefalet gibi muameleler de boyledir. Bununla beraber salt niyet iizerine tazmin terettiib eden hal vardir. Ileride ida, bahsinde goriilecegi lizere vedi' mesela, bakasmm kendinde bulunan paltosunu giyse de sonra yine giymek iizere 9ikanp gardrobuna koy,

bu niyeti ile teaddi etmi olacagmdan palto orada kendi fiil ve dahli olmaksizm dahi zayi' olsa tazmin ile miikellef olur. Lukatada da boyledir (Mecelle, 769)^^.Bakasmm malmi itlafta (Mecelle 912 ve sonraki maddeler), diyeti mucib hallerde (ileride ukubat bahsine bak) niyet
sa mucerred

aranmaz.

^^

Sarho oldugu halde yolda uyuyan bir kimsenin koynundaki parayi zayi' olmasm diye alan kimse gasib olur. Izinsiz alma, gasb, latife ve aka niyeti ile dahi olsa taz-

mini mucip olur.

Hukuki l^lere Ait Temel Mefliumlar

Fikihda niyetsiz bir beyanin da hiikum ifade ettigi haller vardir. Bu hallerde beyan, bir niyetin izhari olarak degil de, kendine mahsus, Roma

hukukunda ve bugibiku hukukta goriilmeyen dogrudan dogruya inai bir kuweti haiz olur. Hatta hilafi niyet edilse bile mucerred beyan, o beyana terettub eden hukuM neticeyi meydana getirir: bir kimse hi9 niyet etmedigi halde, hatta aka, hata ile

kansma

"seni

boadim" dese bu talak ka-

zaen vaki olur^^.

Bcanma boyle

saiih degil de kinayeli sozlerle olursa

ancak boama niyeti bulundugu takdirde boama tahakkuk eder. Bazi hallerde de sozlin kalibi ehemmiyetlidir. ehadet mutlaka "ahidim,
jehadet ederim" gibi "hd" kokiinden bir sozle iS edilebilir. Mufavaza akdinde (ileride irket bahsi, No. 154) bu tabir aynen kuUanilmak veya bu akdin butiin artlan sayilmak lazimdir (Mecelle, 1361). Bugiinku hu-

kukta da boyle formijller gorulur, mesela police senedinde police kehmesi kullamlmazsa o senet poli9e olamaz. Bireyi yapmak veya yapmamak uzere olan bir azmi te'kid ifin yapilan yeminde (No. 41, n. 106) niyete
bakilmaz, lafza itibar
Zihni,
edilir;

fakat manayi, orfteki istiraal tayin eder (Haci


s.

''MundkehdtveMiifdrekaf\

206).

Bazi hallerde de natamam bir beyan, niyet ile muteber sayilir. Mesela bey', mazi sigasiyle, sattim, aldim sozleriyle yapilirsa beyan tamdir; niyet ve kasde bakiimaksizm bey' mim'akid olur. Bayi' veya muteri bey'i kasd ve niyyet etmedigim cihetle bey' mun'akid olmadi diyemez. Fakat bunlar muzari sigasi kuUanarak almm, satarim demilerse bey'i
kasdettiklerine gore akid tamamdir; istikbal kasdettiklerine gore va'd

demek oldugundan bey' mun'akid olmaz. Goruluyor ki bugunkti hukukta


oldugu gibi islam hukukunda da beyani yapan kimsenin beyanmi tutmamayi fikrinde tasarlaxni olmasi esas itibariyle bir hiikum ifade etmez; bu kimse beyani ile ilzam edilir.
Niyetin izhan, /ani iradenin beyani muhtelif suretlerle olabilir. unu kaydedelim ki Mecelle, kiilli kaidelerinde, yapilan beyanlarda lafza

maksada, ma' laya itibar edilir (Mecelle 3) der; mesela bir kimse baka birine u mail on liraya sana hibe ettim dese bu hibe degil, bey'
degil,
olur.

Bu

itibarla

akdin tamamiyyetinde
igin teslim

malm

teslimi art degildir.

Hibe

ve kabz aranacakti. Diger taraftan bir kimse muteriye, bu mail sana bedava sattim ve o da kabul ettim dese bu
akid batil olur.

olsaydi da

tamam olmak

^^

Haci Zihni, "Mundkehdt ve Mufdrekaf\

s.

142.

22

islam Hukuku

Jestler hareketler

de beyan yerini

tutabilir.

Ma'hud

iaret ile akid

bilse dahi i?areti muteberdir; yapilabilir (Mecelle 70, 174). Dilsiz yazi etmez. Mecellenm 1586 nci dilsiz olmayanm iareti hiikiim ifade

fakat

maddesinde de tasrih edildigi iizere boyle bir ikran muteber degildir (Mecelle 66). mesela Teati ile de beyan izhar edilmi sayilir: verip firmdan ekmek almak gibi.
33. Sukiitun

dmsenin

iaretiyle olan
^ r bedeiim
,

lakirdisiz,

Beyan Oldugu Haller. uzere sakite bir Mecellenin 67 nci maddesinde de beyan edildigi ma'razi hacette siikut, beyandir ey, isnat ve nisbet edilemez. Ancak birimn, yahut zevc, (Mecelle 438). Binaenaleyh bir kimse akrabasmdan mulkumdiir diye satsa ve zevceden biri obiiriiniin huzurunda bir mail
teslim etse de o hazir ahis gorup oziirsiiz
siikiit

etmiken sonra o mail

yabanci birisi ise yalniz benimdir diye dava etse dinlenmez. Fakat ahi bulunup siikut etmesi davasina mam olsati ve teslim esnasmda hazir bir hukum ifade maz tare, hatta rehin ve istiglalen bey'de sukut yine davaya mam' olmasi, etmez yani dava istima' olunur. giinku snkutan kiyas sabit olan ey saire kiyas hilafma sabit olmutur. Ala hilafil

Ama rahin, rehni bey' edermekisiln aleyh olamaz (Mecelle, 15, 1659). gorup de sukut etse ken miirtehin ve murtehin rehni bey' ederken i-ahin kalkar. Keza bir kimse, bu bey'e razi olmu sayilir ve rehniyet ortadan ekmek yaparken goriip de siikut etse sukutu
bir

ahsm yugurdugu hamuru

bu hususta emir

ahis sayilarak o ahsa tazmin lazim gelmez ve

mum

evlendirmek teebbusunde bumuracaat ettikte kizm sukut lunan veil, nzasim istihsal i?in kendisine nza sayilir. etmesi, gulmesi veya sessizce aglamasi
sayilip iicret alamaz.

Keza kebire

bir kizi

34.

Yazi

ile

Beyan.

trade veya

nza beyam yazi


kaideye

ile

de

maddesinde

nakledilen

gore

Mecellenm 69 uncu mukatebe, muhataba gibidir


olabilir.

(Elkitdbu kelhitdbi); yazan dilsiz olsun

oknasm (Mecelle^ 173). Hatta


.

Bakasina emretmitir Kur'an bor^lanmalann senede baglanmasmi gibidir (Meyazdmp da imza edilen senet de yazdirandan sadir olmu muhtevasina vukufu lazimdir celle 1607); fakat yazdiranin senet
.

^ Fukaha bu ayeti yerinde olarak emir manasina almanujtir. ve Amr '^ Okumak bUen Zeyd, vekili Amr'e talak kagidmi yaz diye emir
ile tatlik ile eyledim" diye yazsa ve Zeyd de bir talSk zejini {Cende-i Ilmiyye, adet 70, gandersc Zeydin zevcesi tl9 taiak ile bo? olur

dahi

^^

u talak

mezkflr k^gidi unza edip


s.

2241).

Irdde Beydninda Fesdtlar

53

Senette imza yerine miihiir kuUanilmasi da caizdir (Mecelle 1609

ve sonrakiler).

A'malardan bey'de,
celle 329-331).

hiyari rii'yet dolayisiyle bahsedilmistir

(Me-

Verilen izahlardan anlailacagi iizere islam hukukunda hukuki i bir ?ekle tabi degildir. Gerek akitlerde ve gerek vasiyet gibi bir tarafli
ilerde
bir

muayyen bir ekil emir edilmemi?tir. Bugiinku hukukta gorulen hakkm dogumu, daha dogrusu bir hukuki iin meydana gelmesi bakiyazili,

ve bir hakki isbat (beyyine) noktasmdan mecburiyeti de yoktur.


VIII. irade
35. Vuciib ve

mmdan

hele resmi ekil

Beyanmda Fesatlar
goreceginiz ehliyet bazi a-

Eda Ehliyetindeki Arizalar.

ilerede ahis

Hukaku kismmda (No.53)

nzalara ugrayabilir. Bmilar, viicub ve eda ehliyetine ariz olup her ikisini veya birini izale eden, yahut onlann bazi hiikumlerinde degime husule
ki bunlarda insanm miikteseb arizalar'dir ki insanm, gerek kendi kisbi ile gerek bertaraf etmemek suretiyle bir payi ve itiraki bulunur. Birinciler, cunun, sigar, ateh, nisyan^\ nevm, igma', nk, hayz, nifas, maraz ve olumdur. tkinciler, cehl, sekr, hezl, sefeh, hata ve ikrahtir.
bir ihtiyan yoktur; obiirii

getiren anzalardir. Iki tiirludiir: Biri

semSvi arizalar

kismmdan, hata ve ikrahtan bugiinku hukukumuzda nzayi ifsad eden sebepler, anzalar arasmda bahsedilir; biz de burada once bunIan gorecegiz. Cunun, sigar, ateh, sefeh hallerini aagida "ahis Hukuku"
bir

Bunlann

bahsinde ele alacagiz, obiirlerine muhtelif vesilelerle temas edilecektir.


36. Hata.

Bugiinku hukukumuzda hata, hile, ikrah gibi haller irSde beyanmi fesada ugratirlar. Hanefi mezhebinde irade fesatlanna layik oldugu e-

hemmiyet verilmemitir. Yukanda goriildiigii iizere talak gibi pek miihim olan bir muamelede kocanm bu baptaki kasdi aranmami, hata ile veya aka ile soyledigi bo?amayi ifSde eden sarih sozleri mutlak surette mute100
101

Meseia rehinde kabiz bir tarafa (No. 82), Nisyan, akilda hasil olan sureti mtliahaza etmemektedir. Nisyan, hukuk-i ibadda ozur olmaz. Binaenaleyh bir kimse bajkasmm malini nisyan ile telef etse daman (s. 68, n.l25) lazim gelmez. J^ukukuUahta ise abdin bir kusuru olmadik?a nisyan
ozUrdiir.

54

Islam Hukuku

(No. 39 ve No. 53 n. 125). ber tutulmutur. Nikahta, i'takda da boyledir yoktur. Modem hukukta hata trade beyanlanndaki hataya dair bir prensip

mevzuu

hayattakiler arasmda ilenmi? ve ince nazariyeler tesis edilmitir; oliime bagh tasarrufyapilan muamelelerde saikte hata nazara alinmaz;

larda saikte hata dahi nazara ahnir.

olunur (Mecelle, 79). Ve Fikihta kaide udur: Kii ikrariyle ilzam (Mecelle 1588). Binaenayine hukuk-i ibadda ikrardan riicu' edilemez ettikten sonra ikrannda hata leyh bir kimse, bir ahis i9in bir mal ikrar (Mecelle, 79); ancak ikrarda kazib olettigini iddia etse kabul olunmaz dugunu iddia edebilir (Mecelle, 1589).

mitir:

Zina haddinde ikrardan riicu' muteber ve hadd sikit


37. Tagrir.

biiyukee bir yer verilikrarda hataya ceza hukukunda (ukubatta) hadden once veya hadd esnasmda zina hakkmdaki
oliir.

mekr ve hiyanet aislamda aldatma, igfal merduddur. Kur'an'cla ba iandir. Medme'de leyhine ayetler vardir. Sadakat, dogruluk tslamin Peygamber, "hUsnimyet birinci yilinda yapilan misaka Hazreti
Hicret'in

"Islam Tarihi", tercuhileden evladir" maddesini koymutur (Kaytona, ?udur: Akdi me cilt 3 s 141, 145). Fikihta tagiir hakkmdaki hukum olsa zaranm zamin dur mu'avaza zimnmda bir kimse birini aldatmi ivazsiz nevmden olan (Mecelle, 658). Yani, hibe, ariyet gibi teberru' akitlerde bir tazminat bahis mevakitlerde degil de bey', icare gibi ivazh uf a hakkma miisteniden bir gayrimenkulii satm

zuu

olacaktir.

Fakat

alma,

efi', memuavaza olmakla beraber cebri bir sati olduguna gore yapsa ca sonradan u?uncu bir sela bu suretle satm aldigi arsaya bir bina zaranm muteriye tazmin ettiahis istihkak davasi lie o arsayi zaptetse

remez

(Ali Haydar,

mezkur madde

erhi).

38. Gabin.

aldatma (MeDiger taraftan bey' vesair ivazh akitlerde ta.grir, yani (Mecelle, 165), akdi feshe celle 164)^^ olmadik9a sadece fahi bir gabin muteriden biri, obiirunii alsebep olamaz; u halde bey'de bayi' veya kim-se gabin muhayyerligi datmi degilse kendi kendine aldanmi olan
iddiasiyle bey'i
'"^
'3

bozamaz; velevki bey' pek

fahi fiyatla yapilmi olsun.

(Ali Haydar, 658 jerhine bak) Teberru' akitleri iki kisma ayirt edilmektedir kendi kendini denir. Fakat gurur, magrur kelimelen Aldatana garr, aldanana

ma^

aldati?

manalarma da kullanilir.

irdde Beydninda Fesdtlar

55

Ancak

vakfa, yetime ve be:/tulmale ait bir

malm

fahi bir gabin ile bey'i

batildir (Borglar

Kanunu, madde 21

ile

mukayese).

Fahi gabin, nukutta (parada) onda birin dortte biri, uruzda, yani kuma gibi eylerde (Mecelle, 131) onda birin yansi, hayvanlarda onda bir ve akarda bete bir veya daha ziyade aldanmaktir (Mecelle, 165). Bunun mukabili yesir gabin' air ki fahi raddeye varmayan gabin demektir.

Bu

gabin tagnrle olsa dahi,

bir

muhayyerlik vermez. Yetim

malmm boyle

az gabin ile bey'i sahihtir (Mecelle, 208, 310).

unu da
tagrir davasi

ilave edelinr. ki aldatilan taraf oliirse varisi bir gabin ve


obiir taraf

a9amaz; fakat aldatan vefat ederse


^iinkii

onun

varisle-

rinden dava edebilir; yani bey'i fesh edebilir.

Demek

ki gabin

ve tagnr

muhayyerligi varise intikal ^tmez;


gibi bir tasarrufta

hukuki mucerrededen

sayilir.

Aldatilan miiteri fahi gabne vakif olduktan sonra mebi'de malik

bulunsa ve hatta onu satiliga 9ikarsa veya mebi' telef olmak gibi feshe mani' bir sebep hadis olursa muhayyerlik kalmaz.
Bir de U9uncu bir ahsm tagnri halinde muhayyerlik yoktur (Mecelle,

359, 360).

39. ikrah.

Fikihta ikrah, iizerinde en fazla durulan


dir.

nza

(irade) fesatlanndan-

Bu

bahis

Mecellede de miistakil bir bab

olarak

yer

almitir

(ondokuzuncu kitap, ikinci bab, 1003, 1007, 948, 949). Mecelle arihi Ah Haydar icarede (m.448) akitlerin sihhatinde akitlerin nzasi artmdan bahis ederken sadece ikraha temas etmi, obiir nzayi bozan arizalari tamamiyle meskut ge9mi5tir. Ikrah bahsi yukanda Imam Malik kismmda
iaret edildigi lizere

onem verilmi

bir mes'eledir.

insam istemedigi, tab 'an kerih gordiigii bir ey uzerine zorlamaktir. er'i manasiyla bir kimseyi ihafe ile yani korkutarak nzasi olmaksizm bir i ilemek uzere bigayrihakkm icbar etmektir. tcbar olunana mtikreh, icbar edeie miicbir (miikrih) o ie miikreh-iin-aleyh ve ikrah edilenin korkusunu mucib ve nzasmi selb eden oldurmek,
ikrah, lugatte bir

dogmek

gibi eye miikreh-iin-bih denir (Mecelle, 948).


ile

Ikrah edilenin, akraba ve taallukatma kari bir zarar ika'i

tehdid

edilmesini bazi fakihler muteber ve bazilan gayrimuteber saymilardir.

ikrah

iki

kisimdir:

Miilci

ikrah,

gayri

miilci

ikrah.

Ikrah,

miikrihin ihtiyarmi ilea eder, yani muztar kilarsa

oldurmek, bir uzvu kesmek, iddetli surette tarn ikrah da derler. Muztar kilmazsa, gayri miilci' dir,

bu ikrah miilcf dir; dogmek ile ikrah gibi. Buna

gam

ve elemi

56

Islam Hukuku

mucip olacak
ikrah da

surette hafif

dogmek

ile,

hapis

ile

tehdit gibi.

Buna nakis

derler.
iki

nev'i ikrahta da bunun mevcudiyeti, muteberiyyeti iin lobar edenin tehdidini ikaa muktedir olmasi, yani fiile 9ikaracak durumda bulunmasi ve bundan da miikrehin korkmasi, yani fiile ?ikanlacagma

Her

zanni galib hasil etmesi lazimdir.

Bu

suretle lobar edllen klmse, Icbar

olunan

eyi,

mucblrln huzumnda

llerse

ikrah muteberdir (Mecelle,

1005). ikrahm, hususiyle gayri miilci ikrahm muesslriyyetinl, muteberllginl, ikraha ma'ruz olan kimsenin i9tlmai dummunu da nazara alarak

kadi tayin eder.


ikl nev'l ikrah

arasmdaki

fark, miilci

Ikrahm kavli ve

fiilT

tasarruf-

ve muteber olmasi, fakat fiili tasarruflarda olmamasidir. u halde blr klmse baka birine filanm malmi itlaf et, yoksa senl oldiiriiriim veya bir uzvunu keserim deyip de o itlaf etse bu ikrah miilci, ve zaruretler memnii' olan eyleancak rl mubah kilar kaideslnce (Mecelle, 21) muteber olur ve daman^^^
larda, gayri

mulci ikrahm

ise yahiiz kavli tasarrrflarda miiesslr

miicblre lazim gelir.


*

yoksa senl doverim veya hapsederlm gibi hafif bir zarar ile tehdid eciip de o da itlaf etse ikrah muteber olmaz ve iztirar gaynn hakkmi iptal etmeyeceginden (Mecelle,
filanm malmi
itlaf et,

Amma

33) itlaf edene


ruftur.

malm

kiymeti tazmin
fiili

ettirilir,

giinku itlaf

fiili

bir tasar-

Gayri miilci ikrah

tasarruflarda

muteber degildir (Mecelle,

1007. Ukubat bahsine de bak)^^

^^'^

Daman, tazmin
kuki
itir.

demektir. Vakit manasina


icar vesaire gibi bir

zemandan ayirmak

i?in b5yle yazildi.


tasarruf, hu-

^^^

Kavli tasarruf, bey'


Fiili

hukuki htikum ortaya koyan

tasarruf, burada bakasmin mail, nefsi aleyhine ika edilen fiiller, bugunku hukukumuzdaki haksiz fiil olacaktir. Ytirurlukte olan bazi kanunlarimizda

Fakat medeni hukukumuzda boyle bir taksim yoktur. Bir hukuki i yapmayi bununla bir mlikellefiyet altma girmeyi, ve o taahhudu bilfiil icra ve yerine getirmeyi ifade eden mefhumlar vardir. Mesela bir menkul mail bakasma satan bayi', bu akt ile o mail rau^teriye teslim taahhudu altikavli, fiili tasarruf sozlerine tesaduf edilir.

na girmi, teslimi iltizam etmi


tur.

olur.

mail mtiteriye
giren

fiilen teslim ise bir tasarruf-

menkul bir malmi bakasma satabilir, yani o mal hakkmda bir bey' akdi yapabilir; onu muteriye teslim taahhudti altma girebilir, yani teslimi iltizam edebilir. Bu muteberdir, ?unku iflas ile medeni haklari kuUanma ehliyeti kaybedihni degildir. Fakat iflas devam ettigi muddet9e o mail
Muflis olan kimse,
iflas

masasma

muteriye teslim edemez; 9unku mi masaya kari muteber olmaz.


itasini

iflasla muflisin tasairuf kudreti refedilmitir; tesli-

kalkar ve o mal muflise iade edilirse mtiteri, akdin muteberligine dayanarak o malm kendisine teslimini veya tazminat
iflas

Amma

sabik muflisten isteyebilir.

Ecei, art, Riikn, Milddetler

57

HanefT mezhebine gore ikrah, hezl

ile batil

olan kavli tasarmflarda


ile batil

muteberdir, yani bu tasarruflar sahih olmaz; hezl

olmayanlarda

Baka ifade ile bir tasarruf ki hezl ile sahih degildir, ilorah ile de sahih degildir ve bir tasarruf ki hezl ile sahihdir; ikrah ile de samhtir. Binaenaleyh muteber bir ikrah altmda yapilan birinci nev'iden, bey', icar, hibe, vakif gibi tasarruflar sahih olmaz fasiddir, fesholunur. ^tinku bu tasarruflar, hezl ile, aka ile hiikum ifade etmezler. Fesh i9in obtr tarafm rizasma veya hakimin hiikmune hacet
degildir, yani o tasarruf sahih olur.

muteber

yoktur, yalniz obiir tarafm ilmi lazimdir (No. 52, n. 123). Tasarruf sonra,

yani ikrahm zevalinden sonra icazet

ile

sihhate inkilab eder (Ikrah

ile

yapilan bey'

ba^ka sebeplerden dolayi Fasid bey' arasmda bir takim farklar vardir; Ali Haydar, 1006 erhi). Fakat ikrah, hezl ile batil olmayan
ile

ikinci nev'i tasarmflarda

muteber

degildir, yani o tasarruf sahihtir. ite

nikah, talak, i'tak (No. 63) gibi bir takim tasarruflar ikrah altmda da ya-

mezheplere gore muteber degildir (1333 tarihli Hukuk-i Aile Karamamasi esbabi mucibesine bak). Bununla beraber Hanefllere gore ikrah altmda talaki ikrar muteber sayilmaz.
pilsa muteberdir, diger
40.

Muvazaa,

kimsenin bir maksada mebni ash olmayarak bir tasarrufu izhar etmek iizere aralannda kararlatirdiktan sonra o
telcie

Buna

de

derler. tki

tasarrufu alenen izhar ve ina etmeleridir.

Muvazaa

ile

yapilan akit bazi


iki

ulemaya gore

batil,

bazilanna gore Fasidtir. Fakat her

tarafm icazeiki taraf

tiyle sihhate inkilab

edecegi kabul edilmektedir. Muvazaayi her


ile isbat

da iddia edebilir. Miiddei muvazaayi izah


siizlugiine karar verilir; yani

ederse aktin hiikiimiptal eder.

hakim muvazaali ikran

6yle ki

tarafm, "aramizda hakikatte bey' akdi


liraya

olmamak

iizere

ben bu malimi 100

bu adama

sattigimi

berce kararlatirmitik;
dini taleb

hakim huzurunda ikrar edecegimi onunla berabinaenaleyh mal benimdir teslim iddiasmm redtefsirli bir

ederim" yolunda

iddiada bulunmasi lazim

gelir.

IX. Ecel, art, Rukn, Miiddetler


41.

Umumiyet

Itibariyle.

Umumiyetle, Islam Hukukunda miinferit hukuki

ilerde ecel

ve

art

bakimmdan
90k

liizumsuz, hayat miinasebetlerini felce ugratacak kazuist bir

takyitler konmutur,

artlara bagliliktir.

Bu

Kur'an ve Hadiste ilan edilen esas, ahte vefa ve esaslar Mecellede arta bikaderil imkan riayet olu-

58

tsldm Hukuku

ile nur, vaidler sureti ta'lik-i iktisab ile lazim olur hiikumleri

(madde

82,

83) tekrar edilmitir (Bey' bahsi).


dahildir. Ecel ve art bazi hukuki ilerin biinyesinde, mahiyetinde yemindeki Mesela ileride bey' bahsinde gorecegimiz selem'deki ecel ve
art
'^

gibi.

muayyen bir takim zamanlan burada bahacc vakti, oru? ayi his mevzuu etmeyecegiz. Mesela namaz vakitleri, zevalinden sonra beklemeye mecgibi. Miirurizaman ve kadmin evliligin
ibadat sahasinda takvimle
vakit bur oldugu iddet miiddeti ve keza cariyenin maliki degitigi
tabi'

oldugu

istibra miiddeti ileride bahislerinde gorulecektir.

42. Ecele izafe.

bir kimseEcel deyince bir miiddet, zaman (vade) anlailir. Mesela malik olmak ye u kadar kurua gelecek ay bai ifin veya bir ay sonra ecele muzaf bir bey' akdidir. iizere imdiden bir mal sattigim takdirde bu, yapilan bir kisim islam Hukuku boyle ileriye, istikbale muzaf surette saymitir. I|te muameleleri mu'teber ve bir takim ileri gayrimu'teber ve teminine mesela bey' akdi filhal temlike mahsus, mulkiyetin ihdas vakifta) isma'tuf bir akittir. Bu ve bu gibi hukuki muamelelerde (keza sahih degildir. Hibe de tikbale izafe caiz olmaz. Binaenaleyh bu bey'

boyledir (Mecelle, 854). temliki bir muamele, temlikattan^*'^ oldugundan


mesela "KUtabiileyman" da bahis mevzuu edilmitir. Bir kimsenin vald' yemini gibi. Bu halde bu valiahi'junu veya bunu yapmayacagim yolundaki halde bilahare jeyi yaparsa, evlemneyecegim diye yemin ettigi

^"^

Yemin,

fikihta

kimse yemtn ettiii kefaret, kole azat etme, on faevlenirse yemininde hanis olur ve kefSret lazmigelir; duramda degilse arka arkaya U? gUn oru? kiri doyurma, giydirme, bunlari yapacak
tutma suretiyle
ifa edilir.

"^

muhtelif vesilelerle kullaFikihta temllkSt, muavazat, iskatat, teberruat gibi terimler icSre ve iSre ayn'm temllki mlir (No. 48). Temlikat, bey', icare gibi akitlerdir. Fakat
degil,

menfaatin
riicu

temlflcidir.

Muavazat bey' ve

icare gibi muamelelerdir (sadaka

me-

mul olan sevab


yoksa

gibi muamelelerdir.

muavazattan sayilmaktadir. Hibede rUcu manilen bor9luya temlik edilebilirken iskatattan rilcu edilemez). IsKStat, alacagi Hibeden rticQ' edilebildigi halde bu temWkten rucu edilemez
ile ivazlandu-ilarak

hibesi kabule mutevakkif (hibe mevhubilnlehin kabulttne mUtevakkif iken alacagm muamelelerdir. Teberru'larda icbar degildir). Teberruat, hibe, Sriyet, ibahe gibi yemege veya ondan istifadeye izin yoktur; rehin de bunlardan sayilir, ibShe bir mail degilse men' etmek veya artik vermektir (Mecelle 836). ibShe eden o ?ey yemni riba can suretiyle ibahesinden riicu edebilir. Muavazatta
intifaa

miisaade

etmemek

bu taksim arasinda oldugu halde teberruatta cari olmaz (No. 58). Maamaflh hum de teberruattandu-. tedahuller ohnaktadir. Mesela hibe hem temlikattan,

Ecel, art, RUkn,

Muddetler

59

Rehin temlik ifade


Muhtar);

etniez; fakat

mustakbele izafe edilemez (Redd-ill

Qiinkii rehin

kabzi ve daimi hapsi istilzam eder. Ecele muzaf

kefalet caizdir (Mecelle, 625, 636). tcarenin istikbale izafesi mu'teberdir;

gQvqi bir kisim fakihler


le,

bunun caiz olmadigi ictihadmda iseler de Mecel440 mci maddesinde sahih oldugunu kabul eden kavl'i tercih etmitir
Bey', icare gibi akitlerde semenin, kiranm
te'cili caizdir;

(Diirer),

yani ala-

cak muayyen bir vakte

:ehir, ta'lik edilebilir.

Bu

halde alacak (borgluya

nazaran bor?) miieccel clmu?

olur.

Maa'maflh
ister

te'cil yalniz

deynde

degil,

aynde de mtimkiindur; yan alacak muaccel bir


43. Ecel

ister

semen,

mebi' oisun. Ecel'e birakilma-

alacaktir.

Ma'lum Olmak Lazimdir. Mechul olursa aki: fasid olur. Ecelin mechuliyyeti yesir veya fahi olabilir. Yesir, muhakkak ve yakm olan, fakat bazen erken ve bazen ge9
vucut bulan eceldir; hasad vakti
dir:

gibi.

Bu tefrikin

u bakimdan hiikmu var-

Akit esnasmda konan

ecel,

gerek fahi, gerek yesir olsun yapildigi

mecliste iskat olunursa oey', sihhate inkilab eder^^^. Meclis bozulduktan

sonra iskat edilse fahi surette mechuliyyette, sihhate inkilab etmez, yesir

mechuliyyette ise eder. Akitten sonra kabul edilen ecel ise


yesir surette

ister fahi, ister

mechul olsun esas

itibariyle bey' in feshini

mucib olmaz.

44, art (90gulu urut, erait).

Burada arttan maksat, bir hukuki iin muteberliginin bagli bulundugu ileride vukuu meldik bir hadisedir. Eger hukuki iin ta'lik edildigi vukuu mumklin hadise halen ma'dum olmayip da mevcut ise (buna art-i kain derler), burada ana bagli bir i degil miineccez, sabit, filhal tahakkuk etmi muamele, var demektir, yani o i muteberdir. Mesela ibra'nm
arta ta'liki sahih olmadigi halde bir kimse, bir ahsa

sende alacagim

varsa ibra ettim deytip de filhal alacagi oldugu da sabit olsa o ahis bor-

cundan kurtulur. Bunxm gibi bir kimse, bir ahsa filan malini, filan adam u kadar kurua fuzulen bana satti ve o ahis da eger o kadar kurua satti

108

islam Hukukimda boyle sihhate inkilab halleri vardir; gene mesela mii^terek bir tarlanm ekinini hissedarlardan biri satsa bu bey' Fasid ve feshi mumklin iken ekin
idrak ederse bey' sihhate inkilab eder.

Bunun

gibi bir akdin baka bir

akde

tahvili

de

mtimkun

ohnaktadir; mesela ziraat edihnek tizere ariyet verilen tarla ekildikten son-

ra muir ariyetten riicu' etse (Mecelle 882) rticu'dan sonraki


tahavviil eder (Tekmile-i

zaman

igin ariyet icareye

Redd-Ul muhtar).

50

islam Hukuku

ise icazet

verdim dese ve filhakika o


olur.

suretle sattigi

tahakkuk etse icazet

ve bey' sahih

Binaenaleyh bey', vakif sayilir gibi iler arta talik edilemez. Rehinde temlik yoksa da bunlardan (No. 42). icare, menfaatin temliki oldugnndan bunda ecel bahsinde goolmaz riildugu iizere istikbale izafe caiz oldugu halde arta ta'lik sahih {Redd-ul Muhtar), Fakat ivaz artiyle hibe sahih ve art mu'teberdir (MeTalakm ve celle, 855). Kefaletin de arta ta'liki caizdir (Mecelle 636).

Temlikatm

arta ta'liki de caiz degildir.

itakm ve vasiyetin miistakbele izafesi ve arta tn 'liki caizdir (Haci Zihni, "Munakehat ve Mufarekaf\ s. 168, 165; 1333 tarihh "Hukuk-iAile KaramdmesV\ 106, 107). Nikah, bir zamana ve arta ta'lik edilemez (Haci
Zihni, ayni eser
ileriye
s.

15). irket akitlerinin

muhtelif ekilleri arta ta'lik ve


tabi'

izafe

bakimmdan baka baka hiikumlere

tutiilmutur.

Muzaraa, musakatta izafe sahih, fakat

ta'lik sahih degildir:

Mudarebede

her ikisi caizdir. irketi akitte izafe gayricaiz, fakat ta'lik mu'teberdir.

Miihim olan hiikum udiir: Ta'lik mtimkun olmayan hallerde gayri muteber art biitun hukuki ii hiikumsuz kilar /e caiz olan hallerde hukiimsuz yapmaz. Daha dogrusu artm tahakkuku ile o i lazim olur, htikiim ifade eder (No. 133).
45.

Mevkuf,

Bazi haklar ve hukuki neticeler vardir ki sartli bir hiikiimde oldugu evlenmesi gibi muallakta kahrlar. Bunlara mevkuf denir. Mesela kolenin efendinin iznine mevkuftur. Meflkudun bazi haklan mevkuf tutulur. Mefkuda yapilan vasiyet tevkif ediUr; sag oldugu zahir olursa infaz ediMuteveffa Ur; olumu ile hukum edilirse musinin veresesine reddolunur.
hanveresesi arasmda bir hamil birakirsa bir erkek ile bir kiz hissesinden 'Terdid-ul gisi ziyade ise o kadar hisse alikonur (Mahmud Es'ad,

Ferdiz\ No.

Bunlar arta bagh haklar gibidir, yani eger mefkud sag olarak donerse mallan kendisine verilir, ana kammdaki 90cuk sag olarak dogarsa mirasci olur demektir (No. 67. Mlikatebe). Miisliimanligi terk eden, yani irtidad eden kimsenin mail da muvakkat bir zaman igin mevkuf hiikmiindedir; 6yle bir irtidadma ve ecneIslama bi memlekete dahaletine dair heniiz bir hiikum verilmeden tekrar
46).

a'zama gore musliimanligmda kazandigi ve tmameyne gore ecnebi memlekette iken de veresesi hakkmda miislim mallan verefarz edileceginden irtidadmdan once ve sonra iktisabettigisesine verilmeyip kendisine iade edilir (s. 86, n. 170 ve No. 78).
avdet

ederse-imam-i

insan Fill ve Muamelelerinin Deger ve Dereceleri

mesela bir kimse bir ahsm malim onun izni olmaksizm fuzulen^*^^ bey' ederse bey' o ahsin izin ve icazetine mevkuf olarak miin'akit olur. Mecellenin 1452, 1453 iincli maddelerinde de tasnh edildigi gibi izin ve icazet tevkil hiikmundedir ve sonileride akitlerde gorilecegi iizere

radan verilen icazet, ewelce verilmi bir vekaleti tazammun eder (No.
55).
46. Riikn.

Fikihta miinferit akitlerin artlanndan baka rilknlerinden de bah-

daha ziyade dini sahada onem alir. imamn erkani, namazm erkam gibi. Bununla beraber akitlerde de bir istdahdir. ite Mecellenin 149 uncu maddesinde "riiknul bey', yani bey'in mahiyyeti mail mala degimekten ibaret olup ancak buna delalet etmek hasebiyle icab ve kasedilir.

Bu

bule dahi riikni bey' itlak olunur" denilmitir.


Riikn,
iktisab
ile er'i

mefkudiyeti, mevcut oldugu takdirde kendisiyle kiymet


dahil ve

edecek olan bir eyin mevcut olmamasmi mucip olan, baka ifade

Mkmiin mahiyetinde

onun

bir cuz'u

bulunan esas unsura

denir.

Mesela bey'in

riiknii bayi'

ve

miiijteri,

icab ve kabul,

mebf ve

se-

mendir. Kabiz, rehnin temamiyyetinin


riikntinden birisi olarak gosterilen (cilt

riikniidiir.

Fakat

art ile riikniin

kantinldigi goriilmektedir. Ite mesela Ali Haydar erhinde, rehnin be

s.

231) unsura 719 uncu madde-

de

art denilmitir.

47. Miiddetler.

Muddetlerin hesabi ve balica taraflarm beyanlannm

tefsiri

hak-

kmda

bugunkii hukukta oldugu gibi Islam Hukukunda da bir takim kai-

deler vardir. Bunlar balica icar hukiimleri arasmda goriilur (Mecelle

484-496). Miiddetler bazen

er' ile

muayyendir. Bazi hallerde taraflarca

mukavele

ile ta'yin edilebilir.

109

Fuzuli, er'an
denir.

me'zun olmadigi halde baka

biri

hakkinda tasarruf tden kimseye


fua-

Fakat Fuzul! mesela baka bir kimse igin bir mal satm alsa o kimse buna izin

ve icazet verebilmek i^in akit kendisine izafe edilerek yapilmi? olmalidir. Eger
zuli akdi kendi

adma yapmi

ise fuzulT bakasi igin

satm aldigmi niyet etmi hatta

kitten
ferit

once ihad etmi olsa dahi mal kendinin olur ve icazete mevkuf olmaz, (Miin-

bor9 miinasebetleri kesimine, vekaleti olmadan bakasi hesabma tasarruf bahsi).

62

Islam Hukuku

X. Temsil, Vekalet
48. Vekalet.
Bir kimse, bir hukuki ii^^^ fikhm tabiriyle kavli tasarrufu uphesiz ehliyeti haiz olduk9a- bizzat kendisi yapar; fakat muhtelif se-

beplerden dolayi, mesela beceriksizliginden, bilgisizliginden veya vakti olmamasmdan dolayi yapilmasmi baka birine tefviz de edebilir, mesela evini kiraya vermek, davasmi takip etmek veya diikkaninda mallanni

satmak

gibi ileri kendi adina bakasina yaptirmak igin

ona bu yolda

selahiyat verebilir.

Bu

selahiyet itasma dair olan akde fikihta vekalet

demr^^\ Mecelle (m. 1449) de bu ma'nada olarak vekaleti, bir kimsenin bir ii bakasina tefviz etmesi ve onu kendi yerine ikame etmesidir diye ie ta'rif etmitir^^^. O kimseye miivekkil, o bakasma vekil ve o

muvekkeliin bih, vekil ta'yin etmege de tevkil derler. Vekilin balig olmasi art degildir, miimeyyiz olmasi kafidir (Mecelle, 1458). Bugunkii hukukumuzda vekalet akdinde taraflann reid olmasi arttir (Bor^lar Kanunu, m. 386 ve sonrakiler). Buna mukabil temsil selahiyetinin itasi tek degildir tarafli beyanla olur ve temsil edecek kimsenin rejid olmasi art
(Bor9lar Kanunu, m. 32 ve sonrakiler).

dogruya temsil tamnmiyor, dolayisiyle temsil kabul ediliyordu; yani kendi adma, fakat ba^kasmm menfaatine hukuki i yapan vekil miivekkil ile aralanndaki datiili miinasebet icabmca

Roma Hukukunda dogrudan

yaptigi

muamelenin

neticesini temsil edilen kimseye, miivekkile naklet-

mek

suretiyle vekaleti ifa ediyordu. Preteur


.

hukuku ve Jus Gentium dog-

rudan dogruya temsili tecviz etmiti

^^^

Ukubatta niyabet cari olmaz. Hudud ve kisas'm


let

istifasiria

ve

yemmin ifasmda veka-

caiz degildir,

Vekalet, sirf mali olan ibadetlerde caiz goriilmu^tur. Zekat, sadaka-i fitir gibi. Hem gibi. Burada mall, hem bedeni olan ibadetlerde de acz halinde niyabet caridir, hacc vekalet ve tevkil yerine daha ziyade niyabet ve inabe ve vekil yerine naib kullanihr.
^^^

Bedeni ibadetlerde niyabet cari olmaz, namaz ve ovuq gibi. 1506Bugtinkti hukukumuzda oldugu gibi emir de vekalet cumlesindendir (Mecelle,
1515).

^^^

Bazi halde selahiyet, miivekkilin haiz oldugu tasarruf hakkmdan akm olabilu*; 6yle tevkil edebilir ki bir mtisliiman arap ve domuz satamazken bu hususta bir zimmiyi efendisi adma bir ey (Hanefi imamlan arasmda ihtilaflidir). Diger taraftan kole de

^^^

satm almak i9in tevkil edilebilir. P.Koschaker, "Roma Husust Hukukumn Ana Hatlan'\

s.

60,

Temsil, Vekdlet

63

Mecellenin tanzimine gore iskatattan olan ilerde ve bilhassa nikah,

muhalaa ve

ibra'

da vekilin akdi miivekkiline muzaf kilmasi lazimdir.


akit,

Ve

boylece hukuk-i
alir.

miivekkile

ait

olur ve vekil sirf sefir (resul) du-

rumunu

Vekil bu ilerde akdi miivekkiline muzaf kilmazsa akit mii-

vekkil igin sahih olmaz (I/Lecelle, 1460).


Bey'ii ira ve icare gibi temlikatta vekilin akdi miivekkiline

muzaf

kilmasi art degildir; miivekkiline

muzaf kilmayip
iki

nefsine izafe etmesi de

sahih olur (Mecelle, 1461); yani vekil akdi isterse miivekkiline

kilsm ve isterse nefsine izafe etsin her


vekkile sabit olur; u kadar ki

halde de miilkiyyet

muzaf ancak mu-

bu

siibut bir kavle

gore dogrudan dogruya

miivekkile ve diger bir kavle gore ibtidaen vekile ve ondan intikalen miivekkile
ait olur.

Fakat aJdt miivekkile muzaf kilmmaz

ise

hukuk-i akit

asaleten akide, yani vekile racidir.

Eger

akit,

miivekkile izafe edilirse


resiil gibidir.

hukuk-i akit dahi miivekldle

aittir.

Bu

takdirde vekil,

Diger

taraftan hukuk-i akit, bazi fakihlere gore vekilin, akdi yaptigi mecliste

miivekkilin hazir bulunmasi halinde ve bazi fakihlere gore ise hazir bu-

lunsun bulanmasm mutlak surette miivekkile


Goriildiigii iizere

ait olacaktir.

Mecellenin bu hiikumleri kazuisttir ve kaniktir; gerek arih Ali Haydar tarafmdan ve gerek Kanun-i Medeni tadili hakkmdaki tali komisyon raporunda (1333 tarihh rapor, s. 51 ve sonr.) tereddudii ve tenkidi miicib olmu^tur^^"^.

Vekile
zapti halinde

ait

olan

hukuk-i
bayi'e

akitten

maksat,

mebii

kabz,

semeni
ile

mutalebe, mebi'de ayib halinde dava ve muhasame, mebi'in istihkak

semen

ile

riicii'

gibi

onun lehinde olan haklarla

mebi'i ve semeni teslim gibi aleyhinde olan haklardir.

islam hukukunda umiimiyyet itibariyle dogrudan dogruya temsil usulii caridir,

vekilin veki'd, miivekkilin vekilidir, yani miivekkilin oliimii

ile

vekilin vekiU de miin'azil olur ve vekilin tevkil ettigi vekil varsa bu,
ile

miivekkilin vekili olarak kalir. Birinci vekilin oliimu veya azli

onun

olmaz (Mecelle 1528). Fakat mesela vekilin miivekkilin alacagma karji bir takas yapabilmektedir.
vekili mitn'azil

alacaklisi

Vekalet mutlak okirak "re'yinle amel et" suretinde de


Fakat vekalette normal,
asil

verilebilir.

olan

takyittir.

Bu

halde

muhtevanm

a9ik9a

tayin edilmesi lazimdir. Bir kimse baka birine bir miktar para vererek

^^'^

Bu

rapor Mecellenin tevsian

ta'dili i9in eski

Adliye Nezaretince tekil edilen komis-

yon tarafmdan, ta'dil iinde iktiza eden esasli hatlari ve noktalari ta'yin etmek uzere
Seyid beyin bakanhgmda kurulan
t^li

komisyonca kaleme almmitir.

64

islam Hukuku

bununla bana bir ey al dese bu vekalet caiz olmaz (Mecelle, 1456, 1459, 1468); Qunkii almacak mal mechuldur. Vekil, miivekkilin taym ve
talimatiyle baglidir.
ir.

Bu

suretle vekilin

durumu

resuliin

durumuna yaklaistifa e-

Miivekkil veMlini azl edebilecegi


debilir.

gibi, vekil

de vekaletten

Fakat gayrin hakki taalluk etmemek lazimdir (Mecelle, 1521,

1522).

Bu

takdirde vekil, vekaleti ifaya cebredilir.

Umumiyetle vekalet
.

iicretsiz ise

vekil

ifasma cebrolunmaz, fakat dellal ve simsar gibi ucretle bey'e olan kimse sattigi malm semenini tahsile mecburdur^^
ile

Muvekkeliinbihin hitami
lin

vekalet sona erer (Mecelle 1526). Miivekki-

oliimu

ile

vekil miin'azil olur; fakat

bakasmm hakki

taalluk etmi ise

mun'azil olmaz (Mecelle, 1527).


49. Risalet.

Risaleti vekaletten ayirt


rufta dahli

etmek lazimdir.

Risalet, bir

kimsenin

tasar-

olmaksizm baka

birinin soziinii bir absa teblig etmesidir.

kimseye resul, o baka birine miirsil ve o ahsa miirsel-un-ileyh derler. u halde vekil akti yapan, akte miiba^eret eden kimse, resul ise tasarrufun icrasma miiteallik iradeyi, beyani nakleden kimsedir. Resul akdi miirsile

muzaf kilmak mecburiyetindedir. Vekil ile resuliin durumu bakimmdan u

farklan kaydedebiliriz:

Vekilin, mebi'i gormesi ile miivekkilin hiyar-i rii'yeti (yani

gorme mui9in

hayyerligi, aagidaki bey' bahsine bak) sakit oldugu halde resuliin gor-

mesi
kefil

ile sakit

olmaz. Bey'e vekil olan kimse


resuliin kefaleti sahihtir.

satligi

malm semeni

olamazken

Terciimanm temsil
kii olsa dahi

selahiyeti yoktur.

kabul

edilir;

Imam

eyha:me gore terciiman bir Muhammed'e gore ehadet nisabmda

olmasi lazimdir.

XI. Insan Fiil ve Muamelelerinin Deger ve Dereceleri


50. Dini

Bakimdan.

islam, miikellef in amellerine bir takim er'i Mkiimler tertip et-

Dini ve diinyevi zaviyeden bunlann muhtelif derece ve degerleri vardir. Bu dereceler unlardir: farz, vacib, mendub, haram ve mekruh
mitir.

(vticub, ibahe,

hormet ve kerahet).

115

Kendisine talak tefviz edilen zevceden bu selahiyet geri ahnamaz.

insan Fiil ve Muamelelerinin Deger ve Dereceleh

65

Bir

fiilin ilenip

ilenmemesi,

er'

nazannda miisavi olursa o


ise vacib'dir, terki

fiil

mubahtir. Miisavi olmazsa ya ilemnesi racihtir, yahut terki racihtir.

i-

lenmesi racih oldugu takciirde terki

memnu

memnu
mek-

degilse mendub'tur. Terk: racih oldugu surette eger ilenmesi kat'i delil
ile

men olunmu

ise

haram'dir, zanni

delil ile

men olunmu

ise

ruh'tur. Fakihler vacibi iki kisma ayinrlar. Biri farz, o biri sadece vacib.

memnu olan fiildir^^^. Vacib, terki zanni delil ile memnu olan fiildir. Farzda hem amel, hem i'tikad lazimdir; vacipte ise yalniz amel vacip, fakat i'tikad lazim degildir. Mendub (stinnet de deFarz, terki kat'i
delil ile

mektir; nitekim mustehab da mendubtur), ilenmesi racih olup

hakkmda

men'i bulunmayan ve dinde hasen (makbul) olarak yapilagelmekte olan fiildir. Mekruh iki turliidux; biri tenzihi mekruh'tur ki helala yakmdir, o tahriim mekruh'tur ki harama yaklair^^^. Vacibi ileyen sevaba mazhar, terk eden ikabe mixstehik olur. Mendubun faili sevaba mazhar
biri

olursa da terk eden ikabe mtistahik olmaz. Miibahi ileyen sevaba nail

olmadigi gibi terk eden de ikab gormez. Harami ve tahnmen mekruhu


ileyen ikabe dugar

hun

faili

Tenzihen mekruikabe mtistahik olmazsa da onu terk eden sevaba nail olur.
olur.

lis

ve tsrk eden sevaba mazhar

51. Diinyevi

Bakimdan.
ii

Mukellefin
tabidir:

diinyevi maksatlar

bakimmdan da muhtehf hiikiimlere

a-Sihhat itibariyle, bir

fiil

(veya akit)

ii? tiirliidiir:

sahih, batil, Fasid,


i-

Gerek

asli

ve gerek

jfer'i

bakimmdan, baka
degildir.

ifade ile zati ve vasfi

tibariyle (er'e)

uygan

ise sahih'tir

(Mecelle 108)^^^. Fakat sahih

akit,

daima ve mutlaka lazim

akit

demek

^^^

Farz

iki

kesime

ayrilir: Far2-i

ayn, farz-i kifaye. Farz-i ayn, istihdaf edilen maksat,


fiildir.

miikelleflerden bir kesimi tarafmdan ilenmekle hasil olan


ise mtlkelleflerden bir kesiini kit olur,
^^^

Farz-i kifaye 'de


fiil

tarafmdan ilenmekle hasil olup oburlerinden o


gibi.

sa-

cihM, cen^ze namazi


fiilleri,

Miikellefm
kesimlerine
linan
fiil

uhrevi maksatlara mliteallik htikum itibariyle azimet ve ruhsat

Azimet ibadin ozurlerine mtibteni olmayarak iptidaen me^ru kidemektir. Ruhsat ise iptidaen meru' degilken er'i ozurler iizerine me^ru'
ayrilir.

kihnan
^^^

fiildir

(Btiyuk Haydar-Haci Adii, "Usul-i Fikih DerslerV\


ilemi, asim,

s.

425 ve

sonr.).

Yani ma'siyet-i kebire veya sagire


Sahih muradifi olarak caiz
tabiri

^^^

gunahkar olmu, teaddi etmi olur. Bu tabir dini, hukuki sahada mti^terek bir tabirdir. Muteber, hutilim ifade eder> sahih demektir. Diyaneten mekruh olan bir fiil hukukan sahih ve muteber olabilir. Fakat o mekruhtan olan istifade tib olmaz.
de kuUaniknaktadir.

66

tsldm Hukuku

Aslen sahih olup da vasfen sahih degil ise fasid'dir. Fasid akit, eger mebi' muteri elinde telef olma veya onim tarafmdan istihlak edilme gibi feshe mani' bir hal (Mecelle 372) yoksa bozulur; hatta feshi, akitlerin her bin uzerine vacibtir, feshetmemesi ma'siyettir. Fesh o bir tarafin ilmine iktiran edecek bir tarafli beyanla olur^^^. Hakiroin hukmune veya o bir
tarafm muvafakatma liizum yoktur. Akit
Fasid, kabz ile mtilkiyet ifade eder; fakat
oliirse \'arisin fesih

hakki vardir.

bu habis

bir mulkiyettir^^\

Bir

fiil

veya

akit aslen

ve vasfen er'e uygim degilse batil'dir.

Butlan ve fesadm muamelat sahasmda nazara almacak bir taksim oldugu, ibadatta ve bir bakimdan ibadattan sayilan miinakehatta bunlar

arasmda bir fark olmayip, miiteradif tabirlerden bulimdugu bazi ulema tarafmdan ileri suriilmxi ise de Hanefi imamlannca bu sahada bir tefiik yapilmakta ve mesela nikahi memnu' olan bir mahremle evlenme tmam-i a'zama gore fasid, tmameyne gore batil sayilmaktadir. Nitekim 1333 tarihli Aile Hukuku Karamamesi de bu evlenmeyi fasid, fakat gayri
milslimin bir miisliiman kadmla evlenmesini batl saymitir.
b- in'ikad itibariyle akit, miin'akid veya gayri miin'akid'tir. Gayri mun'akid, batil demektir. Miin'akid ise sahih, fasid, nafiz ve

mevkuf olabilir.
c-Nefaz
itibariyle, nafiz,

ya gayrinafizdir. Nafiz, uzerine eser,


taalluk

neti-

ce terettub eden,

gaynn hakki

etmeyen

akittir.

Gayri

nafiz, uzeri-

ne filhal eser, netice terettiib etmeyen, gaynn ha'dci taalluk eden akittir ki buna mevkuf denir; Fuzuli'nin bey'i gibi (Mecelle 111; No. 45). Mevkuf
bey'i fasid degil, sahihtir; fakat nafiz degildir.

ya lazim (tamam) veya gayri lazim olur. Lazim, uzerine terettub eden hiikmiin ref'i miimkun olmayan, hiyarattan aii olan nafiz akittir. Gayri lazim, uzerine terettub eden htikmiin ref'i mtlmkun olan, kendisinde hiyarattan biri bulunaii akittir ki bu da nafiz bir
9-

Liizum

itibariyle, akit

120

Bugunkii hukukta vusule, kabza muhtag bir

tarafli

irade beyanlarinda

bu beyan,

muh^tabm
121

ittila'i

alanina girmi olmak kafidir. Islam hukukunda boyle ilme iktirani

lazim olan beyanlar aagida da goriilecektir (No. 58 sonu, No.40). Ya'ni fasid bey*de kabz ile mtilkiyet tahakkuk eder, muteri ona malik olur; fakat yenmesi helal olmaz. Kabz ile bey' sahih ve lazim hle gelmez; kabizdan sonra dahi
fesh hakki vardir.

insan Fill ve Muamelelerinin Deger ve Dereceleri

67

akittir
bilir.

(Mecelle 114, 115)^^^

Bimu

yalniz

muhayyer olan

taraf fesih ede-

Goruluyor ki lazim, gayri lazim

akitler, nafiz akit ciimlesindendir.

Muhayyerliklercen an bulunmasma ragmen bazi akitler gayri lazimdir. Bey', selem, icare, sulh, havale, musakat oltimunden sonra kabul edilen vasiyet, nikah, mehr ve riicu' mani'leri bulunan hibe, lazim olan
akitlerdendir.

Rehin

rahin

muhayyer

olmadik9a

bozulamaz;

fakat

miirtehin i9in lazim degildir; feshedilebilir.

Bir takim akitler her


dilebilir. irket, vekalet,

iki taraf9a

oburiinun nzasi olmaksizm feshegibi.

mudarebe, vedia, ariyet

unu ilave edelira ki, dint ve dxinyevi sahada gordiigumiiz mefhumlar, daima birbirine tetabuk etmez; yani mesela memnu' olan ey mutlaka batd degildir: Cum'a ezam sirasmda ticaret, Kurgan ile memnu'dur (Sure 62, ayet 9); fakat bunun hilafma olarak bu sirada yapilan bir akit, rukn ve
artlanni haiz oldukfa sahihtir. Diger taraftan

gene mesela sarhoun

talaki,

miibah yolda olmu muteber degildir (1333 tariWi Aile Hukuku Karamamesi ve gerekfesi). Sirf dim sahadaki hiikiimlerde de vahdetten uzaklaildigi goriilebilir; mesela istimal hakki buluimiayan bir su ile namaz abdesti almak memnu'dur.
ise

eger sarholuk

haram

;/olu ile

olmu

ise muteberdir,

Fakat bu abdest
52.

ile

kilmaa namaz muteberdir.

Kaza Bakimmdan. Yukanda gordiigumuz iki saha arasmdaki farkla diyanet ve kaza yolundaki taksimine temas edecegiz,
melelerin hiikmu diyaneten baka, kazaen, yani yargi
dir. lte

ilgili

olarak fikhm

Fikihta bazi

mua-

bakimmdan baka-

mesela ananm 90cugunu emzirmesi diyaneten vacib ise de kazaen vacib degildir. Bir kimse bakasindaki alacagmi muayyen zaman ge9tikten (mururi zamandan) sonra dava etse hakim davasmi reddederse de
borg diyaneten, yani dri
122

bakimmdan

yine kalir^^l Bir kat elbiselik iqin uq

akdin de feshi kabildir. Ileride bey'de muhayyerlikler (hiyarat) bahsinde goriilecegi tizere muhayyer olan taraf, dilerse akdi fesheder, yani akitten rucu eder; dilerse kabul eder, yani icazet verir. Fesih bakimmdan fasid akdi muhayyer akitten ayirmak lazimdir. Fasid akdi yukanda sdyledigimiz gibi taraflardan her biri feshedebilir. Birincisinde fesih i9in bir mtiddet yoktur. Ikincisinde, yani muhayyer akitte er'an veya mukaveie edilmi mu-

Bu

123

ayyen bir fesih mtiddeti vardir. Bugunkii hukukta gorulen tabii, eksik bor9larda oidugu gibi. Sarih lafz ile yapilan bain taiakta koca bu s5zu agzmdan hata ile ka^irmi? ve kendisi boyle bir ma'na kasdetmemi olsa dahi karisi kazaen bo oiur. Fakat mufti'ye muracaat ederek niyetine g5re bir talk ohnadigi hakkmda, sOzuyle tasdik ediiebilir; bu kendisi ile Allah arasmda bir mesele olarak kalir.

^g

Mam Hukuku
9iksa

dort metre metre dive 75 liraya alman kuma hxizurunda dava He bir ey Satan fazla bir metre Kjin hakim taai olan bir metre toa? mu^tenye Seyemezse de bir takim fakthlerce fazla malmm hepsim sihhat hdmde helal olmaz. Gene bir kimse

muten bu

fiyatla o

L.

diyLten ikL 90cuguna hibe


lar;

etse caiz

ve sahih olup

sair mirascilar

mahrum

kahr-

yani asim, gUnahkar olur (Tahtavi fakat kendisi diyaneten mes'ul,

'^"'T.MLel b^^^^^
edelim: mesela

baz. tavsiyelerim de

bu

vesile ile kay.t

kadma

mehr lazim gelmez.


"eklemesi

etmek haram siiphesinden

tes^ dLn muvaftk sayi^u-. Bunm gibi kendi c nyesmi hiir, azath olmasx isteyen kimsenin, cariyenin }^^2^^^^^l dahi kend sine korumnak i9in onu I'tak etmeksizm

talakta jddet ve takarnib^^^ dan once vukubulan kadmm bir iddet Bununla beraber nesebi sxyanet 19m

nSiiasi

nik^ ile ^^^^ evla gonilmii.tur. Cariye bu te olamaz. Bu muamelelere ihtiyat, ve sahibinin oltimiinde ona miras?:
nezziih muameleleri derler.

^^^^l^y^^^

XII. ahis
'^"

Hukuku
hukuk

^tS"ahiret umuruna
nizami olsun her
ikisi

ilerine dair miiteallik olsun, ister diinya

mecmuasidir. Ancak yaradih^inda dathdir. Hayboyle bir mzama layik ve isti kudretini haiz olan msandir ki olarak msan birtaSemSde boyle nizamlar yoktur. Bu nizam icabi nehylere ,er'i hiikiimlere emr u

kaidelenmn heyet-i de insanlara mahsus hareket -deni, ^akil He mumt^ ve bir s^^m

^2

Lm hTve mukellefiyetler kar^ismdadir;

ve nehylere muhatap olmak mSiataptu-- insanm boyle emir dilmde L^lar'edimnek ehliyet ve kabiliyetine fikih

haklar ve

filh^ka insanm bir vasfmdan ibarettir. Ve lehu ve aleyhi diye ta nf echlir "Vasfun yasimUnsanu ehlen U ma fikha gore bahca iki nev icjr. Zimmet sahibi olan insanm ehliyeti

-f^^\^^^l^^ et, ^^-^^!


.

1-

Vucub ehliyeti, 2-Eda'

ehUyeti. Birincisi

Medeni Kanunumuzun

Medem

ehliyet haklardan istifade ehliyeti" dedigi

gibidir.

'^ Aile Hukuku, talak bahsi.

- ^ITyZ
ve

Staisf meti

laht leh ve Xhinde icap ve isticabe ehil inefis d"e SSnur 'Ba,ka tabMe ^ahsiyeti
vasfi

Sn

gelen ve z^yr 2464: H.fiz ve hin^^yesi iaz.m mefhflmu ile ahdu eman. taahto icab eden herhangi bir emir ?er an bir olur. Bundan mehuz o arak demektir ki nakzi, zemmi mucib buluolma.i vasfina itiak edto ki ahdr
cilt

'" D.r'

s.

hukukiye yahut bunu

te^k.l

eden

mUmeyyiz yani hukuk ve

vezSife ehliyet dennektir.

ahis

Hukuku

69

Bugunku hukukumuza gore herkes medem haklardan


insan bir ahistir, ahsiyeti haizdir,
hiirdiir.

istifade eder.

Esaret yoktur.

Bu

ahsiyet,

focugun sag dogmasi ile balar; fakat daha ana kammda iken mevcud farzedilir. Islamda da ehliyet, sag olarak vaki' dogumla balar. Viicudunun biiyiik kismi 9iktiktan sonra olen focuk tamamen, sag olarak dogmu?
sayilir

ve mirasci

olur.

Dogmadan once ancak

lehine bir takim


olabilir;

hukuk

taninmitir:

Cenm
cenin

zinimet sahibidir: mirasa nail

kendisine vasi-

yet edilebilir^^^; fakat ona bir hibe yapilamaz. Zira hibede kabul ve kabiz
arttir;

bu

ise

bakimmdan tasawur edilememektedir.

Hiir bir

ham-

iskatma sebep olan kimse gurre adiyle bir diyet vermeye mecburdur Bu tazminat, Roma Hukukundan ve bugunku hukukumuzdan daha ileri ve geni bir tarzda, hamlin mirascilanna intikal etmektedir.
lin
.

sir

Bir eyden ibarec olan, eya ciimlesinden bulunan ana cenin satilamazsa da vasiyet edilebilir.

kammdaki

e-

Haml'in en 90k miiddeti iki yd, en az miiddeti alti aydir. Haml miiteveffadan olup ta iki yil veya daha ziyade bir miiddetten sonra dogarsa nesep ve mirascilik: olamaz. Miitevaffamn ba^kasmdan hasil olan bir
ceninin mirasci olabihnesi ifin oliimunden itibaren
bir miiddette
alti

ay veya daha az
vasiyet

dogmu olmasi

lazimdir.
alti

zamani
54,

ile

hamlin dogiamu arasmda

Hamle vasiyet halinde ay gegmemi olmalidir^^^.

Vucub EhUyeti
islamda
asil

olaK hlirriyettir; musavattir. Esaret arizidir.

veya cariye oldugunu iddia eden kimse isbatla miikelleftir. Htirriyetin asil oldugu prensibinden ancak birkag istisna kabul edilmitir; da ahadette, had'lerde ve kisas ve katildedir^^^. Yine bir sabi, bir muslimle bir zimminin zilyedliginde bulunsa da
bir lakitin abid

Bulunmu

miisliiman

gocugun

l<:endi

kolesi ve

zimmi de kendi oglu oldugunu


sabi lehinedir;

id-

dia etse kanne,

zimmi lehinedir; unku hur olmak


Yine Islam hukukunda

ne vakit

olsa miisliiman olabilir.

bir kole azad edildigini

bizzat dava edebilir^^^.

Roma' da

ise kole, azatligim bizzat iddia

edemez.

126
127

MahmudEs'ad,
Ukubat bahsi.
MUlteka,

"Feraid-ulferaiz", No. 51, 87 v&Multeka,

128 129 130

Mahmud Es'ad, Ferdid-ul Ferdiz, Aile ve moras bahisleri.

Enndsu

ehrdriln illdfiehadeti velhududi velkisdsi velkatli (Tahtavi).

Zeyd, Amr' i miitevaffanm mu'takki idigini, varisi Bekir muv^cehesinde isbat edecek Zeyd, Amirin malmdan azad olur mu? Elcevap: hal-i marazi mevtinde ise Amr'in Zeydi i'taki stilusden mu'teber olur; aroma Ml i sihhatinde ise cemi'maldan
olur (ilmiyye salnamesi,
s,

398).

70

isldm Hukuku

Ewelce de soyledigimiz
hezdir.

gibi insan bir irade-i cuz'iyye ile


fiillere

muceh-

Rizaya mukarin olmayan

esas itibariyle hiikum terettiip

icin uphesiz her eyden etmez Fakat iradeli, Mr insan var olabilmek hakki biitun mzaminm once hayat hakki bulunmak lazimdir. Islam, bu mukadderedek deyapmitir. Mademki iradei ilahiyye 'Vakti

ba temeli

vam edecek

dece hak degil,

de u kadara sana sattim deyip feragat edilemez. Bir kimse digerine kanimi zimmi hakkmda da boyledir o da o kimseyi katletse kisas lazim gelir. Bir eref ve namus lie kaim intihar, Islam' da memnudur. ahsiyet,
(No. 69).

yaamak saolan nizam-i aiemi muhafazadir". Binaenaleyh vazifedir. Hayat ve hiirriyet satilamaz; bunlardan

hem

oldugundan bunlar da tecaviizden masundur. islamda mii'minler, Allah huzurunda


kardeidirler^^^ aralannda

miisavidirler.

Birbirlerinin

da miisavat

vardir. Rii9han

ve imtiyaz ancak

asaletle iftihari, cahihye takvada taninmitir^^^ Gene hazreti Muhammed "biitiin insanlar Adem'den devrinin kibir ve gururunu ret etmi?, Kur'an, buyunnu?tur gelmedir ve Adem topraktan halk olimmutur"
.

bakimmdan uphesiz islamda hukuka ve vecibelere sahip olmak Butiin kakadm ile erkek arasmda bazi farklar gorulmektedir (No. 62).
dim nizamlarda oldugu
gibi

islamda da goriilen kolelik ifin, hiir msankabul edilmi?tir (No. larm tabi' olduklarmdan baka bir takim hiikumler bilhassa harbiler 19m 63-68) islam cemiyeti di?mda kalan kimseler, 2:aman, muhit, mukabele hususi kaideler tamnmitir (No. 69). Fakat mahiysti icabi olan bu farklarbilmisil, miidafaa zaruretleri, cins ve i erkek ile kadm, ilerideki bahislerde de goriilecegi iizere

dan sarfmazar,
Halife
ile

alalade i9i ve arap ile

acem arasmda hukukan

tarn bir

musa-

vat vardir.
55.

Eda' EhUyeti.

Eda
yetidir.

ehliyeti, ?er'an
iki

muteber

surette

fiil

ve akitlerde bulunmak ehh-

kesime aynlir: KSsir ve kamil ehliyet. Birincisi mti(reid) olan kimsemeyyiz 9ocugun ve ma'tuhun ehliyeti, ikincisi balig kuUanmasi selahiyetme, bugiin nin ehliyetidir. $ahsin, haklanni bizzat

Bu da

medeni haklan kuUanma

ehliyeti denmektedir.

"' Hucurat Suresi, Syet 10.

"^ HucuratSijresi,ayetl3. '" Yunus Sflresi, Syet 19 (Hamdi Yazir, cUt 4


ayet 189;

Hamdi

Yazir,

cilt 3, s.

a .; 2693. Hisa Suresi, ayet 1; Araf Suresi, me^ti. 2346). Hadts: Emasu sevasiyetiin keesnan il
.

fc

s.

ahisHukuku

71

Filhakika Islam hukuku, bugiinkii hukukda oldugu gibi insanm fiil ve muamelelerini, akil ve iradelerinin seviye ve inkiafi derecesini nazara
alarak muhtelif takdir vo hukiimlere baglamitir:

Cocnga dogdugu andan


Sagir iki

okmcaya kadar sabi, sagir denir. kesimdir. Ya miimeyyiz olur veya olmaz. Miimeyyiz olmayan
balig
(ali veriin),

sagir (gayri mumeyyiz), bey'in ve ira'nm

mana ve

hiik-

munii anlamayan, yani "miilkiyeti, bey'in salib ve ira'nm calib" oldugunu bilmiyen ve onda be aldanmak gibi gabn-i fahi oldugu belli olan bir
gabn'i, gabni yesir^^"^ den temyiz ve tefnk

eylemeyen gocuktur; temyiz

eden gocuk ise sagir4 miimeyyiz 'dir (Mecelle 943). Gayri mumeyyiz
sagirin kavli tasarruflan velisi izin verse bile asla sahih olmaz; yani ister

hibe kabulii gibi

nef i mahz

olsun, ister bey' ve ira gibi

nef

ile

zarar

arasmda bir

ie taalluk etsin

(Mecelle 966) hukumsuzdur.

Mecnun'un mutbik olduguna

kavji tasarruflanna geiince

bu da mutbik veya gayri-

gore degiir. Birincisi, yani devamli surette cinnet halinde bulunan kimse, gayri mumeyyiz sagir gibidir; kavli tasarrufu higbir hiiktim ifade ermez. Ama ikincisi, yani gah mecnun olup, gah

kimsenin ifakat halindeki kavli tasarrufu, bir akillmm tasarrufu gibi olup mu'teberdir; velisinin icazetine de mevkuf degildir (Mecelle,

ifakat bulan

944, 979, 980).

Ma'tuh miimeyyiz
lan,

sagir hilkmundedir.

yani fehmi

kalil, sozii

Ma'tuh, uum muhtel omuewe ve tedbiri fasid olan kimseye denir

(Mecelle 945, 978).

Mumeyyiz olmayan

sabi ile mutbik

mecnuna

velisi

de izin vere-

mezse de hakim, ma'tiihun tasarrufunda menfaat gordiigu takdirde velisinin imtinai veya mevcud olmamasi halinde kendisine izin verebilir. Mutbik olmayan mecnunun yukanda soyledigimiz gibi sahv, yani sihhat
halinde yaptigi tasarruilar, zaten sahihtir.

Mumeyyiz
faat

bir sagirin hediye

ve hibe kabulu

gibi,

hakkmda

sirf

men-

te'min eden tasarrufu, velisinin izin ve icazeti olmaksizm dahi mu'teberdir (Mecelle 853); bakasma hibe etmek gibi sagirin sirf zaranni

mucib olan

tasarrufu ise velisinin^^^ izin ve icazeti

ohnaksizm dahi mu'teber

^^"^

Fahi ve yesir gab in

i9Lr

No. 38.

^^^ 136

Devam muddetinde

fakihler ihtilaf etmislerdir. ^

Velayet, bakasi iizerine onun muvafakati olmaksizm soz gefirmektir. u halde veli, bu s5z ge9iren kimse demektir. izin verecek veli'nin kimler oldugu Mecelle'nin 974

uncu maddesinde sayilmi^tir (Nikahta velayet

ifin Aile

hukuku bahsine

bak).

72

islam Hukuku

(Bak. Reddolmaz. Boyle bir kiifugiin vasiyeti, nikahi, talaki hukiimsiizdur bulunan akitleri velisinin (vasiul muhtarf^\ Menfaat ile mazarrat arasmda mun'akit olai-. Boyle tasarruflar sinin, Mecelle 974) icazetine mevkuf olarak
igin veil,

imtina' miimeyyiz sa^re izin de verebilir ve velisi izin vermekten talcdirde ona izin veeder veya velisi bulunmazsa, hakim, menfaat gordiigu Miimeyyiz sagir izin verilen alandaki ilerde balig hukmiindedir
rebilir.

itiraki ol(Mecelle 967, 971, 972). Me'zun olan sagir ve ma'tuh, velinin miiddet ve maksizm, me'zun oldugu ilerden dolayi mahkemede bakasmi da miiddeaaleyh olabilir. Hatta kendisine yemm dahi verilebilir ve ticaret alani dimdaki ilertevkil edebilir. Fakat me'zunun, me'zun oldugu bulunmasi a5ilan, mesela bir gasb davasinda velisinin

den dolayi aleyhine


arttir (Tahtavi).

Bugiinkii hukukta da hiikiimler buna benzer.

veya devamli suVeli, verdigi izni, istirdad edebilir. Velinin oliimii Hakimin verdigi izni, rette cinneti halinde izin batil olur (Mecelle 976). izin hiilcumsuz olmaz (niveli geri alamaz ve onun vefati veya azli ile de
tekim Sultanm olmesi veya
cldugu memurlann onun ysrine gelen hakim, azlini mucib olmaz). Meger ki izni veren veya me'zunu hacir ede (Mecelle 977). israf ve SeRh, yani malmi beyhude yere sarf ve masraflannda
hal' edilmesi tayin etmi

eden kimse, muamelelerinde mumeyyiz sagir gibidir. SefTizni ve icazetine hin nef ile zarar arasmda olan muameleleri hakimin talak yapamevkuftur (Mecelle 990, 991). Fakat bizzat vasiyet, nikah ve aldanagelen kimseler de seflh bilir. Ebleh ve sadedil olup ahz ve i'tasinda Esasen sefih lugatte akil hiffeti ve zaafi demektir (Mecelle
tebzir ile itiaf

sayihr^^l

946). Sefih,

imam Yusuf a

gore hakim tarafmdan hacrolunabilir

Ha-

tslah-i hal ederse cirden onceki muameleleri sahihtir; sonrakiler degildir. olmaksizm hacri ref eder. imam Muhammed, sefihin hiikme hacet

hakim mahcur oldugunu kabul


ve
ise akilh bir

eder; binaenaleyh boyle bir tefrike

luzum yoktur

islah-i hal ederse hacri kendiliginden zail olur.

Imam-i a'zam'a gore

adami hacr etmek onun ademiyyetini (lahsiyetini) selb etmek demek olacagindan caiz degildir. Miimeyyiz sagirin vasiyeti caiz

'" Sabinin -velevki milrahik olsun- talaki mu'teber degildir. Kclenin zevcesi hakkinda mevlanin ve sabl'nin zevcesi hakkinda velinin talaki hilkiimsiizdur. ^5* etmekle sefih ve binaenaleyh bu, Bir kimse malini miicerred araba, zinSya sarf
Hanefilere gSre hacri miicib sayilmaz. "' Mecelle 958. Sefih mukabili mUmeyyiz rejiddir. Kur'an'da (Sure 6, ayet anestum minhiim rusden" buyuruhnutur.
6);

Fein

ahis

Hukuku

73

olmadigi halde mahcur seflhinki sahihtir. Talak ve nikah gibi hususlarda

mahcur

seflh, ba'lig (reid) gibidir.

Bir borflunun kudreti varken borcunu odemez ve alacaklilan da

malmm

alacaklannm odenmesini hakimden isterlerse, hakim, onu hacreder ve bu suretle odemeye cebreder; odemezse mallanm satip Oder (Mecelle 998). Fakat tmam-i a'zam'a gore burada da hacir caiz degildir; hakim medyumi ancak cebir ve hapis ile tazyik eder. Bor9tan dolayi hacir, bor^limun ancak hacir zamanmda mevcut olan mallanna tesir
satilarak

eder (Mecelle 1001, 1002). Seflhin hacri ise butun mallarma miiessirdir

(Yargilama, icra bahsi).

Miimeyyiz olmayan sagir ve mutbik, yani devamli mecnun (deli) ve ma'tuh olan kimseler hakimin hiikmii olmaksizm zaten mahcur' dnrlar (Mecelle 957, 978). Mahcuriyetlerinin ilanma hacet yoktur. Sefih ve

medyunun
ve mufti
nni

hacri ilan edilir (Mecelle 961). Halki zarara sokan cahil tabib

(miifti-i

macin)

ile

yalanci ve hilekar nakliyeciler de

amme

zara-

(Mecelle 964). Bunlarda ilana hacet yoktur. Esasen bunlar hacredilmekle sanatlanm icradan menedilirler. Oliim hastaligi iginde bulunan bir kimse dahi bir nev'i mahcuriyet halindedir.
defi' i^in hacredilirler

Hacirde hacredilecek kimsenin huzuru


ileride

art degildir

(Mecelle 962).
mahiyeti
ile

Ciinkii hacir, bir cihetten kaza, bir cihetten de fetvadir.

Bu

yargilama usulii bahsinde goriilecegi iizere bugiinkii tabiriyle "ihtilafsiz kaza" ciimlesinden olacaktir. Filhakika hacir hiikmii, hale gore
her vakit ref edilebilir.
Sagir miimeyyiz olsun,
diierek,

kazara kirarak

olmasm (haksiz) fiillerinden, velevki iizerine bakasmm malma verdigi zarardan kendi mah ile

mes'ul olur (mecnun ve rna'tuhda da boyledir. Mecelle 916, 917). Ve gene zengin ise yakmlanmn infaki ile miikelleftir. Hukukullahdan sonra oiir ve
harac gibi mail teklifata muhataptir (hadler i?in ukubat bahsine bak).
56.

Kanuni Temsil.
Kii9iik, deli

ve bunami (ma'tuh) gibi kimseler bir hukuki ii bizzat yapacak durumda bulunmadiklarmdan veli, vasi gibi kimseler onlar adma bu i?leri yaparlar ve hukuk-i akit kendilerine ait olur; fakat vekalet ve
vesayetin
ra
aittir.

kalkmasmdan sonra hukuk-i

akit

dogrudan dogruya bu

kasirla-

Velinin ve vasinin

iki tarafi tevliyet etmesi,

yani kendisi ve ?o-

cuk adma hareket etmesi miimkiindiir. Bir ahis, iki tarafm resiilii de olabilir. Beytiilmali temsil, Emin-i Beytulmale (Defterdara) vakfi temsil
miitevelliye
aittir.

Bunlar bakalarini tevkil

edebilirler.

74

islam Hukuku

Bazi hallerde kadi kayyim tayin eder. Bilhassa mefkudda oldugu mefkudun yagibi (No.61). Kayyim ehil, emin, mu'temed bir kimsedir; kmlanndan veya yabancidan olabilir; mefkudun mallanm muhafaza, bor?lulardan alacaklanni istifa eder. Rahin gaib olup da sagligi veya otakdirlumii bilinmese murtehinin muracaati iizerine kadi rehni sattirdigi de borgtan artakalani ta'yin edecegi kayyima muhafaza ettirir.

Kayyim mefkudun mallan


mefkudun
leh

iizerinde tasarruf

hakkim

haizdir.

Fakat

ve aleyhindeki bir davada hasim, yani miiddei ve miiddeaaleyh olamaz. Ancak mefkudun harab ve fesadmdan korkulan semeni dava edebilir bir mahm kayyim satabilir ve bu halde muteriden
{Redd-ill Muhtdr).
57.

Rud.

Yukarida miimeyyiz olmayan 90cuk ve mecniin gibi kavli tasarkimseleri ruflan hifbir hiikum ifade etmeyenlerle nakis ehliyeti haiz olan
de tam ehliyeti haiz olanlar vardir ki haddine bunlar re|id olan kimselerdir. Rud, islam hukukuna gore biilug ehildir, varmakla tahakkuk eder. Bu faga varan kimse tasarrufa, teberrua tabidir. Amd'e akit yapabilir^'^V Ayni zamanda dini miikellefiyetlere de

ve mumeyyiz

sagiri gordiik. Bir

ehliyetimiitevakkif olan cezalara, kisasa da ehildir; yani tam mesuliyet biri bune, kamil eda ehliyetine sahiptir; kendisinde avmzdan (No. 35)

lunmadik9a kavli ve

fiili

tasarruflan mutlak surette mu'teberdir.

cinsi Biilug haddi, sabit, kat'i yiUara gore degil, fizik alametlere, olgunluga gore tayin edilir (Bu alametler Mecellenin 985 inci maddesinde son de g6sterilmitir). Bununla beraber biilug i^in bir ba^langi? ve bir

had kabul

ve kizda dokuz yain kameri miimkiin olan 5aga giryil hesabi iizerine ikmalinde kii9iik, balig olmasi mi? olur, yani bir ku9iik bu yalardan once balig oldum diye iddia etse dinlenmez. Her iki cins de onbe yaini bitinnekle tmameyne gore buluga hiikmedilmek lazim gelir, yani onbe ya?mi bitirdigi halde cinsi olgunluk belirmese dahi hiikmen balig sayilir. tmam-i a'zama gore bulug
edihni^tir. 6yle ki erkekte oniki

haddinin sonu erkekte onsekiz, kizda onyedi

yatir.

"^ "Hanefi mezhebinde mefkudun, harabindan korkulmayan akarinin bey'i ciiz degildahi bu ken Kanunt SUleyman, mefkudun akarmm satilmasiyle irade ederek elyevm (All Haydar, El Mecmuatul vefhile Hanefi hSkimleri tarafindan amel olunmaktadir"
""

Cedide, madde: 137. Mecelle erhi cild 4. s.695). nafizdir. KU9uk, akil olarak balig oldugu takdirde btltun tasEiruflari muteberdir,
Rti^dtine

hUkUm sMir olmak ISzim degildir.

Sahis Hukuku

IS

Oniki ve dokuz yalanm ikmal eden erkek ve kiz 9ocuga, biilug alametleri zahir oluncaya veya onbe yaini ikmal edinceye kadar miirahik ve miirahika (yani biiluga yakm 9agda bulunan kimse) denir.

Bunlar balig olduguiiu ikrar ve iddia eder, bedenleri de biiluga miitehammil olup zahiri halleri kendilerini tekzip etmezse bu iddialan tasdik ve kabul edilir; degilse edilmez (Mecelle 985-989). Kabul edildigine gore
tarn ehliyete
58. Izin.

malik

olurlar.

izin

yukanda

iaret ettigimiz iizere hacri

fekk etmek ve
ilk

men

hakki-

ni iskat eylemektir ki izin verilen ahsa

me'zun

denir (Mecelle 942). Izin

verecek kimse mtimeyyiz kugiikte ve ma'tuhda

derece

veil, vasi

ve

bunlann sebepsiz imtina'lan halinde hakimdir. Seflh ve medyunda ise ancak hakimdir; veli ve vasilerin izin verme hakki yoktur. Koleye de mevlasi tarafmdan izin verilebilir (No. 65).
Mecelle'nin de kabul
celle
ile

970) velmin

izni,

HanefT imamlarmm re'yine gore (Mezaman, mekan itibariyle ve bir nev'i veya bir ahis
ettigi

muamele ve

ticaret

bakimmdan

takyide musait sayilmaz; 9unkxi izin

iskattir,

inabe ve tevkil degildir. Iskat ise takyit kabul etmez.


kiigiik

Bu

itibarla
ticareti

b5yle bir takyit yapilsa dahi miimeyyiz


yapabilir,
bir

ve ma'tiih her nev'i


ile

mal rehn

edebilir, hatta fahi

gabin

bey'ide bulunabiUr; veli

ay ifin

izin verse dahi


ile

yeniden hacir etmedikge me'zun olarak kahr.


cevazi Imam-i a'zam'a goredir; Qiinkii
ile

Fakat fahi gabin


sahihtir.

ahm satimm

kiifiik izinle balig

htikmiinde olmutur; baligin fahi gabin


ise sahih degildir; gunkii ticaretten

bey' de

tmameyne gore
yoksa
itlaf.

maksat ka-

zanftir,

teberru' degildir.

unu da

ilave edelim ki bizzat veliafii

nin fahi gabin

ile

bey'i sahih olmaz.

Imam

ve Zufer'e gore izin

inabe ve tevkildir. Binaenaleyh zikredilen hususlarda takyid edilebilir.

Mecelle vekalet bahsinde (1452, 1453) izin ve icazetin tevkil oldugunu soylemektedir (No. 45).
Izin sarahaten verilecegi gibi delaleten de verilebilir. Izin caiz olan

hallerde izinsiz yapilan

muameleye

veli, vasi

sonradan icazet verebilir.

Veli tarafmdan me'zun kilman kimsenin, bu izne ilminin lahik ol-

masi bazi ulemaya gore mez'uniyetinde ve binaenaleyh tasarrufimun


sihhatinde art oldugii halde bazilanna gore degildir.

Y6

Islam Hukuku

59. ahsiyetin Zevali (Olum).

ma^nadaki oliim fikih uOliim esas itibariyle zimmete son verir. u Oliim ile bilhassa ibadet kaMsulunce avanz-i semaviyedendir (No. 35). zekat ve kefaret gibi tekliflinden olan ve HakkuUahdan sayilan namaz, Oliinun zimmetmdeki bor9lar da duler ekaribini infak borcu sakit olur. zimmeti mevcut sayilir ser meger ki mail veya keflli buluna; bu takdirde tmameyne gore bir mail ve bor? malmdan veya kefilinden istifa edilir. a'zam'a gore degildir olmaksizin olen kimseye kefalet sahihdir; tmam-i
(Mecelle 633).
60.

Hukmi ahis.

megul olmami?tir. irket, islam hukuku hukmi ahis mefliumu ile kurumlar islamda tamnmacemiyet gibi bali bama muessese halinde hiikmi ?ahis olarak gosterilmistir Beytulmal ve vakif, yeni eserlerde Kanunu ve Ehasi mektedir (3 Agustos 1325 tarihli Cemiyetler Hakkmdaki Kanun Huktniyenin Emval-i Gayri Menkuleye Tasarruflan s. 29). Beytiilmal'i Eve Medeni Kanun tali komisyon IShiyasi, 1333,
min-i beyt-ul-mal, Defterdar Bunlar beytulmal ve vakif
miiddeaaleyh
olabilirler.
'^^

ve vakfi da mutevelK temsil eder. adma alacakli, bor9lu ve muddei,


Devlet manevi ahsi-

Mallan

vardir. Beytulmal,

Ali yetinin hazmesi, kasasi olarak diiiiniilebilir.

hi"nde vakfm bir uzere vakif mallar ya vakifin soyler (Mecelle 928). lleride gorecegimiz

Haydar ''Mecelle ?ernaklen zimmeti olamiyacagim "Redd-ul Muhtdr"dan

veya

mesrutunleh'lere,^nihayet miilkiyetinde sayilir; menfaatleri tjmmetin mulkudur fukaraya verilir, beytulmal de, miislimlerin,

AUahm

61.

Mefkud.

Hukuku da Medeni Kanunun gaiplik hiikmune benzer surette Islam denilen mefkudiyet hakkmda bir hakiki oliimun yam bamda hiikmi oliim meftudun mallanna ve katakim hiikumler kabul etmitir. Bu hiikumler

bahseirade-i seniye ile bir vekil ta'yininden Ali Haydar Beytulmal aleyhine davaya "Tarih-iJlm-i Huknk", s.273 notkismi: Tenke diyor (cilt 1, s. 551). Mahmud Es'ad, emvali gayri menkuleye tasamiflarma bir hiikmi jahisdir. "Ehas-i hukmiyenin Hasiyeli (Serkiz Karako9, mahsus muvakkat kanun" un esbSbi mQcibesine
/sTavanin", cilt Is. 419) bak.

'

27 Ramazan 1291 ve 23

. ,. t. ^a mad.a 1293 tarihli Vilayet Belediye Kanunu nun 39. ve hibelerden bahsedilmi?, demek ki desinde idare-i belediyelere vukubulacak iane
, ,

Eyltil

bunlara hukmi ?ahsiyet tamnmitir.

^ahis Hukuku

11

nsma

taalluk etmekteciir ve oldukga birbirinden farklidir, yani fakihlerin

bu hususta baka baka

ictihadlan vardir.

Mefkud, nerede ve sag mi, olii mii oldugu bilinmeyen kimsedir. Bu kimse nefsi hakkmda sag sayilir; 9unku mefkud olmadan hayatta oldugu
bilinmektedir. Istishab kaidesine ve bir eyin

bulundugu hal

iizere kal-

masi

olduguna (Mecelle 5) gore mefkudun olumiine kadi hukiim edinceye kadar bir bakasi ona vans olamaz; Beytiilmal da mallarina miidahale edemez. Bilakis ewelce de (No. 48) soyledigimiz gibi mallanni idare ve muhafaza ifin bir kayyim tayin edilir. Mefkud ancak hakimin
asil

hiikmii ile

doBrniun i9in de muhtar olan mezhebe gore gumdan itibaren doksan yil gibi uzun bir miiddet geQmi olmak lazimdir^"^^. Hukumden once olenler mefkude vans olamazlar. Olumiine hli-

olmu

sayilir.

kiim edildikten sonra mefkudun mallan mirascilar arasmda taksim edilir. Taksimden sonra sag olarak fika gelse mirascilarm elinde aynen buldugu

mallan istirdad eder; telef olanlan tazmin ettiremez^"^^. Mefkud bakasi bakimmdan daha gaip oldugu vakitte mefkud sayilir yani mefkud o vakitle, oliimiine hiikiim edildigi zaman arasmdaki miiddet i9inde olen murisine

vans olmaz.

Mefkudun zevcesinin durumu 1333

tarihli

Aile

Hukuku Karama-

mesi esbab-i mxicibe layihasmda da goriilecegi iizere hayli ihtilaflidir. Birinci Cihan Harbi dolayisiyle verilmi fetvalarda "harp meydamnda zayi' olup hayat ve memati ma'liim olmayan bir kimsenin oliimii gaip
zan olunacak mertebe, zaman geftikten sonra
mitir.
oliimii ile hiikiim olunacagi
edil-

ve oliime hiikiim edildikten sonra bakasiyla evlenebilecegi" beyan

Oliimiine hiikmedilen koca, kansi baka biriyle evlendikten sonra


9ikagelse kansini

bu

ikinci

kocadan

geri alabilir

mi? 1333 Aile Hukuku


sa-

Karamamesinde
144

(m.l:Z9) birinci

nikahm feshine karar verilmeksizin

Mefkud olan Zeyd'in

^^evm-i teveliudtinden doksan sene

hiikiim eylese terikesi /eresesi beyinlerinde

tamammda hakim mevtine taksim olunmak caiz oiur mu? Elcevab,

olur (Ceride-i llmiyye, adet4.


145

s.

176).

146

Medeni Kanunumuz i^in, m.32, 94 ve 526. Bu MedenT Kanunumuzdaki haksiz iktisabi hatirlatir (Bor9 miinasebetleri bahsi). Lukatayi bulan onu fukaraya veya kendi nefsine tasadduk ettikten sonra sahibi gelse bu tasarruf, hakimin izniyle olsa dahi lukata aynen mevcut ise istirdad eder ve istihlak edilmi ise miillekita veya fakire tazmin ettirir (Hidaye). Fakat mal sahibi
tasadduk edilen lukatanm istihlakine icazet verebilir. {Redd-ul Muhtar, Ali Haydar, El Mecmuat-ul Cedidefil Kiituh il Erbaa, No. 73-4).

78

Islam Hukuku

dece Slum hiikmii iizerine yapilan ikinci evlenmenin mefkudun zuhuriyle idi ise miinfesih olacagi^^'^ ve eger birinci nikahm feshine hiikum verilmi mefkudxin zuhuriyle ikinci nikahm batil olmayacagi kabul olunmutur. (Medeni Kanun, m. 31 ve sonr., m. 49, 526 ve sonr. ile mukayese).
62.

Kadmlarm HukuM Durumu.

islamda kadrnin durumu esas itibariyle lehtedir. CahiUye devrinde gibi kadm, ahis degil, ey olarak tanmmitir. O devirde, kadm bir esir ve Arap adetlerine gore diri diri gomiiiebihrdi^'^l Islamm ArasaUlabilir

bistan'da yaptigi biiyiik medeni inkilapta

kadmri mevkii yiikseldi, EvU hukuka ehildir. olsun, bekar olsun baUg bir kadm muamelat alanmda blitiin Kendi mallan xizerinde tarn bir serbestUkle tasmruf eder (Ancak MaUki bizmezhebi evh kadm hakkinda bazi kayitlar koymutur; No. 24). Kadm, Dini bakimdan zat davasmi ta'kibe veya baka birini tevkile selahiyethdir.
cihaddan miiserkegin haiz oldugu umulde hak ve mukellefiyeti yoktur;
tesnadir,

buna mukabil ganimete i?tirak edemez. Devlet hizmet ve vazifekonmutur. Fakat lerinde bulunabihr. Yahiiz imamet i^in erkek olmak arti

kadmm hakimUgini

caiz gorenler vardir;

kadm mufti, muaUim

olabiUr.

mirastaki farkh durumu, eski cemiyet hayati ve telakkileri ve miifarekat iinde kaile izah edilebihr (Miras Hukuku)^^^ Miinakehat dm, Kur'an'm butun ihtimamh himayelerine ragmen ihmal edilmitir ma'nen kapah, hayattan uzak tutulmasi Islamm esas

Kadmm

Kadmm
^^^

maddeten,

telakkisine

uygun

degildir^^\

Kadmm

ahadet ehliyeti

bakimmdan erkege
Keza
Ali Haydar, El

Mahmud

Es'ad, 'Terdid-ul feraiz" (No. 37), fesh oluniraz diyor.


155).

Mecmmt-ul Cedidefil Kutuh-il Erbaa, madde


^^^
,

^^^

aUe ve turlu mkah emsettin Gunaltay, "tslamdan once Araplar arasinda kadmm dimimu, ekilleri", Belleten, Ekim 195 1 sayi 60, s. 691 ve sonr. Medeni Kanimlann1912 tarihli Isvi^re Medeni Kanunundan once mer'i olan bazi Kanton

^^^

evlada kizdan daha buyiik hisse verilirdi (Escher, i^letmelerin, giftlikleSchweizerischen Zivilgesetzbuch ni. Band, Das Erbrecht s. 20). Zirai yapilmaktadir. (MK. 593 f. 3.) rin mirasinda da erkek evlat lehine hala tercihler halaka lekum n:dn enfusikiim ezvacen liteskunu Rum Suresi, ayet 21: "Ve min ayatihi en

da

erkek

Kommentar zum

ileyhavecealebeynekiimmeveddetenverahmeten".
^^^

ailelen arasinda cari olan ^iddetli tesettur, erkeklerin sui zanlari, kendi nefislerine hasretmek istehalki hakkmda istibdad ile hareketleri, zevk ve safayi zannolundugu veghile ahkami Islamiyeden meleri gibi sebeplerden neet etmitir. Yoksa olan ayet-i erifeyi tetkik edecek odegildir Zira Kur'an-i Kerun'de tesettiire dair varit bilakis hafifletmek lazmi oldugunu lursaniz bunlarm tefstri, tesetturde ileri gitmek degil, ziyade zevce almasiemreder Hiristiyanlann din kitaplarmda bir adamin iki veya daha almakla iktifayi ailena mani' sarih bir nass mevcut degil iken ruesayi diyanet, bir zevce te'vTl ve tefsir tariki ile bazi nin saadet ve intizamma daha ziyade hadun gordiikleri ijin kabul etmilerdif' (Corci Zeydan, ederek vahdeti zevceyi istinad karinelere

"Sarkta Islam

aileleri

''Medeniyyet-i tsldmiyye TdrihV\ Tercume,

cilt 5. s.

126}.

ahis

Hukuku

79

durumu, daha gegen yiizyila kadar bazi Avrupa kanunlannda da goriilur. tlende ukubat bahsinde goriilecegi iizere ceza hukuku bakimmdan da kadin ile erkek arasmda bir fark yapilmitir. Irtidadtan
kari miisavatsiz

dolayi erkegin katli cilietine gidildigi halde

bu

ceza,

kadm
ile

i9in

kabul

edil-

memitir. trtidad eden kadm, tslama avdet i9in haps

tazyik edilir. Ka-

dmin

diyeti erkege nisbetle yandir.

Kadm akile

olamaz^^^.

Hiinsamn, yani erkek veya kadm oldugu belli olmayanm, kadm mi, erkek mi sayilacagi hakkmda Islam hukukfulari bir^ok eyler s6ylemilerdir. Bilhassa miras bakimmdan ihtilaf vardir. Hadimlar daha ziyade
kolelerden olmak itibariyle onlarm hiikumlerine tabidir. (castration) esasen Islamda memnu'dur, haramdir.
63. Esirlerin

Hadim etme

Hukuki Durumu^^^
umumiyetle erkek
ise rakik,

kadm ise rakika (?ogulu erikka) derler. Sifat olarak nkk kuUanilir. Rikk memluk olan kimse demektir. Erkek esire, abid yahut memluk (90gulu memalik), kadm esire
Esirlere

erne yahut cariye de tesmiye


esirin adi kinii'dir^^"^.

edilir.

Kendisine hi azad taalluk etmeyen

Bu

nev'e nkk-i vafir, aagida gorecegimiz yollar-

dan
1

biriyle kendisinde azadlik cari olan esirlige rikk-i nakis denir.


A

Kagak

^'^

Nitekim sabi ve mecntm da akile arasma girmez. Akile taammutsiiz katil olan kimsenin odeyecegi makule'yi yani diyeti tediye eden kimsedir. Amd ile olmaksizm birini katledip de bu katl beyyine ile veya akilenin ikran ile sabit olursa bu akile diyeti U9 yilda oder. Bir kimsenin akilesi kabilesidir, yani akrabasidir. Akrabasi kafi gelmezse asaba tertibi uzere kabilenin akrabasi inzimam eder. AzM edilen esirin
1

CO

(Mahmud Es'ad, ''Ferdid-ulferdiz", s. 72 n. 1). y Osmanii Devleti 1856 Paris Muahedesiyle Avrupa Devletler Cemiyetine girerek bu cemiyetin hak ve vazifelerini kabul etmi ve Isldm eriatmda biricik nkk sebebi olan daimi harbilik h^li Osmanii Devleti i9in kalmami, zenci esir ticdretini men edecegine ve bu ticaret ile itigal edenleri cezalandiracagina ve esirlerin ellerine azatname verilecegine dair bir mu^hedeler de akdetmitir. Bundan baka 1293 tarihli Kanun-i Esasi'de de Osmanii' larm ahsi hiirriyetlerine milik olduklari tasdik ve ilan edilmitir. Boyle oldugu halde Istanbul'da eyhulislmlik (Fetvahane) tarafmdan 13311332 tarihlerinde kanun halinde mer'i ohnak uzere hazirlanan "kitdbun nafaka'' (babi sabi ve smin) arasmda k5le ve cariyeler hakkmda hiikumler konmutur (Mahmud Es'ad, TdrihA Ilm-i Hukuk, s. 234, n. 1).
akilesi, sahibinin kabilesidir
1/

^^^

Serf, yani topraga bagli, toprakla beraber elden ele satilan, devredilen, azat edilmez

kole demektir. Barthold, Islam Medeniyeti Tdrihi


ketlerinin hi? birinde

s. 63, sonu: "serflik, Islam memleGhnami olsa gerektir" diyor. Koprulu Fuat, ayni eserin 195. sayfasmda buna "Berthold'un tahminine ragmen bir nevi servage, bazi Islam memleketlerinde hususi bk ekilde mevcut olmutur" s5zlerini ilave ediyor. Filhakika Corci Zeydan da, Medeniyet-i tslamiye Tdrihi' n^Q Isl^m memleketlerinde servage' in

mevcudiyetini soylemektedir

(cilt 4, s.

37, 86).

80

tsldm Hukuku

esir

de abik adini
odalik,

alir.

Esirin sahibi seyyid'tir;

bura mevla da
(pogulu

derler.

Serriyye

cariye,

mustefree
etmektir.

demektir

seraya'dir);

teserri, odalik

yapmak istifra

Nitekim eski Yunan'da, Roma'da, Babil'de, Misir'da ve Israil'de de oldugu gibi. Araplarda olabilirdi. Araplar, borglular esir olurdu, bir kimse kumar yolu ile de esi:: necib ve cariyelerinden olan 90cuklanni esir sayarlardi. Ancak o 90cuk 5ikmazsa esir birazeki 9ikarsa onu taniyarak kendi nesebine sokar, oyle
Esaret, tslamdan once Araplarda vardi.
kirlardi.

Gene tslamdan once Araplar kolay

surette esir azat etmezlerdi.

idi.

Fakat bir

kole Babil'de kole olarak doganlar ve muharebelerde esir edilenler para mukabilinde hurriyetini satm alabilirdi. Esaretini inkar

eden kolenin, koleligini hatirlamasi i9in kulagi kesilirdi. doguran bir cariye para mukabilinde satilamazdi
.

Maamafih 90cuk

Roma'da

da, balica esaret sebebi harp esareti

idi.

Bundan baka

bir ceza neticesi olarak da esarete duulebilirdi.

Mesela sirk'lerde vahi hallerinde hayvanlarla d6pmeye, madenlerde 9alimaya mahkumiyet oldugu gibi. Kendisini kole olarak sattiran kimse de kole olurdu
.

64. Esir C^ocugun

Hukuki Durumu.
.

almislamda balica esaret sebebi, ahid ve aman ile hima^e^altma Bir esinn mami olan bir gayrimiislimin musliiman eline ge9mesidir kendini bakasmdan dogan 90cugu da esir sayilir. Qocugu veya bizzat Islam satmak suretiyle kumar yolu ile veya bor9 sebebi ile esareti, tahdit edilirken kat'iyyen reddeder; boylece esaret, dogumu bakimrndan
Bunlardiger taraftan hukuki neticeleri bakimrndan da zayiflatinlmitir. tavsiye dan baka azat etme (i'tak) kolaylatinlmi ve bir 90k vesilelerle
edilmitir.

ederEski Araplar gocuk batna, yani anaya geker jcaidesini kabul o sahip tarafmdan^ kabul lerdi. islam, sahibinin cariyesinden dogan ve koymutur edilen 90cugun, onun medeni haline tabi olacagi esasmi
.

'" emsettin Gunaltay, "Yakin?ark",

s.

365.

"^
'^^

AB. Schwarz, "Roma Hukuku Dersleri", 1945, s. 248 ve sonrakiler. Hammer (cilt 7, s. 73 ve 261), eyhulislam tbni Kenal Ahmet emseddm'm
iranllerin esareti caiz

'^^

olduguna dair fetvalar verdigini kaydsdiyor. Ismmin hilrriyete olan temayuluHilr Mevladan dogan focugun bOylece hUr olmasi,

nu

gosterir (BergstrSsser

s.

39).

ahis

Hukuku

81

baka birine, velevki hiir bir kimseye nikah edilmesinden dogan 90cuk anaya tabi'dir. Daha dogruFakat cariyenin, sahibince verilen izin
ile

su nikah akdinde

bu

hiir

zevcden gelecek gocugun

hiirriyeti art

edilmi
ait,

olursa ?ocuk hiirdiir; art edilmemise gocuk cariyenin sahibine

yani

onun kolesi ve
65. Esir

cariyesi olur.

Haddizatmdti Bir Maldir^^^

Evlendirilmemi cariye sahibinin metresi, odahgi durumundadir.


Fakat kole, sahibi olan
kolesine nefsini teslim

kadma

kari

bu durumda

degildir.

Kadin, kendi

edemez ve

azat etmedik^e onunla evlenemez.

Bunimla beraber esirin dini bakimdan bir ehliyeti vardir; ancak, bir hiir gibi miistakil olmadigmdan bu tarn bir mes'uliyeti ve mukellefiyeti tazammun etmez. Mesela cihad ile mukellef degildir. Bu itibarla hususi bir durumu haizdir. Esir ahsi hakkma (ta'bir caizse ahsa bagli hakkma) maliktir^^^. Yani billiassa evlenme hakki vardir; fakat nikahi mevlasmm iznine mevkuf olur^^\ Mevlasmm izni olsa dahi kole teserri edemez. Ancak a'zami iki kadm nikahlayabilir. Bir cariye kendi mevlasi olmayan bir hiir ile ve bunun aksi olarak hiir bir kadm bakasmm kolesi ile evlenebilir. Evlendirilen kole veya cariyenin rakabesi yine mevlasma aittir. BunIan yamnda bulundurup istihdam edebilir; azat edebilir; bey' ve hibe
edebilir, fakat istifra^i

edemez.

Evlenmeye izin veya icazet, mevlanm, evlenme akdinin icaplanndan olan mail hukuka miiteallik mehr ve nafaka gibi mlikellefiyetler bakimmdan kolenin ahsi ile mes'uliyetini tazammun eder; yani bu bor9lar rakik'in rakabesine taalluk eder. Mevla, esiri, evlenmeye icbar da edebilir. Bu halde cariye eger sonra azat edilmi olursa bu nikahi feshedebilir. Buna itk muhayyerligi denir. Kole i9in buna liiziim yoktur; 9iinkii kole zevcesini bizzat, Mevlasmm iznine muhta9 olmaksizm her vakit boayabilir; boamak miinhasiran kendisine aittir.
Esir hukuki i^leri yapmak,

medeni

haklari

kuUanmak

ehliyetini

haiz degil ise de bir vekaleti icra edebihr ve Ebii Hanife'ye gore eger

^^^

Osmanlilar devrinde esirlerin satilmasi i^in IstanbuPda bir pazar, ^ar^i vardi. Burada
satilan esirlerden oui' alinirdi.

^^^

A.B.Schwarz, "Roma Hukuku Dersleri", s.236: "Digesta'mn bir pargasmda Ulpianus oyle diyor: Jus gentium' a gore koleler hi9 mesabesiade olduklari, yani
ahsiyetleri bulunmadigi halde tabii hukuk bakimmdan vaziyet oyle hukuka nazaran biitun insanlar e^ittir.*' Tahtdvi ve Durr ill Muhtar, veil babi.
degildir. Tabii

^^^

82

islam Hukuku

biitiin
bilir.

mirascilar

ku?uk

iseler sahibinin vasiyetini icraya

memur da

edile-

Fakat

esir, ahit

olamaz.

mal vakfetmek i9in medeni haklari kullanma ehliyeti verebilir^^^. Fakat me'zun olan esirin giritigi iler, sahibinin kendisine iletmek ifin verdigi mameleki ve kendi ahsim (rakabesini) mes'ul kilar, esir bu takdirde bor9lu olur ve bu suretle esir bu bor9 ifin satilir, yahut sahibi isterse onun borcunu 5deyerek satilmaktan kurtarir. Bor^tan odenmeyen bir kesim kalirsa bu, itfa edilmi? sayilmaz,
Sahibi, esire ticaret ve bir
bilakis bor9 olarak kalir
66.

ve

esir azat edildigi takdirde

kendinden

istenir.

Ceza Hukukunda
Esirlerin ceza

Esir.

hukuku bakimmdan himayesi huderin himayesinden

Bir esirin sahibinden baka biri tarafmdan amd ile katli halinde Hanefllere gore katil hiir olsa dahi kisas lazim gelir (afii, Maliki ve
zaiftir.

Hanbeli mezheblerine gore lazim gelmez; Ukubat bahsine bak). Nefse

olmayan cinayetlerde kisasa gidilmez; diyet ahnir. Esirin kiymetidir. Bir esire kar?i kazif de hadde tabi degildir.
kari

diyeti,

Sahibi esirine kari ancak

tmamm

(Halifenin) izni

ile

had

tatbik e-

Maamafih sahibine yeye mazhar degildir


debilir.
.

kari ceza

hukuku bakimmdan

tarn bir

hima-

162

Ticaret i9m kullanilan esirlere, memluklere "memalik-i ticaret" ve ticaret i9in ol-

^^^

mayip hizmete mahsus olan memluklere "memalik-i hizmet" derler. Esire kari sahibi ta'zir (te'dib) hakkmi haizdir; fakat esire eza ve cefa etmeye mezun degildir; onun kafi derecede dinlenmesine istirahatine miisaade etmeye mecburdur; buna aykiri harekete devam ederse esiri satmaya icbar edilebilir. islam esire iyi muamele edilmesini daima emir ve tavsiye etmitir: "Esirleri takatlan dimda eylerle mtikellef tutmaymiz, siz ne yiyorsaniz esirinize o yemekten yediriniz", "sizden bir kimse kolem ve cariyem demesin, oglum kizim desin" sozleri Peygamberden rivayet edilmitir ve Islam memleketlerinde esirlere fiilen de daima iyi muamelelerde bulunulmutur {tsldm Ansiklopedisi abd kelimesine bakmiz). Kur'an'da "Kole ve cariyelere, rifk ve ihsan ile muamele edilmesi, onlara kar^i cebbarliktan ve kibirden

ka9milmasi tavsiye edilmektedir.


Ulu-1-emr'in, esir sahipleri uzerinde

bu odevlerin

icrasi

bakimmdan

bir nezaret

ve

murakabe hakki vardir. 1267 tarihli Ceza Kanunu ve cariye haklarmda dahi
seniyyeye ve
ta'zir,

uncu

fasil

19 uncu maddesinde oyle deniyor:

"Gulam

ledel-iktiza hudud-i ^er'iyyenin ikamesi tarafi saltanati

ve te'dtblerinin icr^si efendilerine ait ve raci bulundugundan efendilerin bazilari te'dib ve ta'zir hususunda ifrat ile gulSm ve cariyelerine zulm ve teaddi ve bazilarmm tefrit ile ihmal ve mtisamaha edip /eyahut hemen bey' ile " mefsedeti vakiasmi ahere sirayete badi

ahis Hukuku

83

Esirin ceza hulaiku


linde

bakimmdan

mes'uliyeti tarn degildir. Zina' ha-

recm kabul edilmemitir, 5unku muhsan degildir (ukubat bahsine bak.). Bilakis bu halde kendisine celde vurulur, bu celde de muhsan ol-

mayan

hiir celdesinin

yansi miktanndadir. arap i9me halinde ve kazifte

cezasi yandir.

67.Azadetme(i'tak,itk).
Esir,

azad edilme suretiyle


derler. tslam,

hiir olur.

Azad edene mu'tik, azad

olu-

nana mu'tak
41, n.

yukanda dedigimiz

gibi i'taki tavsiye, tevik

etmitir; bazi hallerde

gunahlar i9in kefaret (ceza) olarak bir bor9tur (No. 106). Esir kendisiyle evlenmesi caiz olmayan akrabasmdan (zi

rahm mahreminden) birinin mulkiyetine ge^erse kendiliginden yani er'an kanunen azad edilmi olur. Istilad yolu ile de cariye azad edilir^^"^,

Azad etmeyi
lehine (yani

kolaylatirmak ifin

tereddlitlii hallerde esirin

azadhgi

azadhgma)

hiikmedilir. Azadlik

hakkmda

bir intizar

bulunan

hallerde esire azadligim tahakkuk ettirebilmesi igin serbest 9alima imkani verilir. Boyle esire mustes'i ve bu hale saiy, siaye, istis'a derler.

Bu, esirde ayi' miilldyet bulundugu, yani esir birden ziyade kimselerin muterek miilkii oldugu ve bunlardan biri esir lizerindeki hissesini azad ettigi yahut azadlik liakkinda ona bir intizar verildigi takdirde ba?lica
bahis konusu olur^^^.

Sahibinden olan ve onun tarafindan tamnan bir 90cuk doguran cariye umm-'i veled'dir. Bu mnm-i veled, yani 9ocuk anasi, sahibinin ollimii halinde hiir olur.

Sahib (seyyid), umm-i veledi iizerinde tasarruf edemez.

164

istllad,

cariyeyi umni-i veled kilmak, ona gocuk dogurtmak demektir.

Umm-i

veled'e miistevlede denir.

Mevlasmm 5iumu

cak arada ?u fark varcir: mUdebber bor^lu ise kendi kiymetinin tamammi oder; terike bor9lu olmayip da yalniz mirascilann hakki taaliuk ediyorsa kiymetinin u^te ikisini odemeye gali^ir (sa'y eder).
165

halinde mtidebber gibi az^d olur. Anterikenin U9te birinden azad oldugundan terike

Umm-i

veled

ise

dogrudan

do^ya

azdd

olur,

Fakat nikahli bir zevce gibi

terikeden miras alama2.

Bu Imam-i a'zama
derler.

gOredir.

Bu

az^dliya mu'tekk Qlba'z,

kadm

ise mu'tekkettilba'z

Mustesi rakabesini elde etmek

i9in kiymetinin bakiyesini tahsile 9ahtinlan

demektir.

Mu'tekkul ba'z da Imam-i a'zam'a g5re rikkiyyet mevcuttur. Adeta miikiteb gibidir. Imameyne g5re ise esirin ba'zmda i't^k tamammda i'taki icibeder. O, bor9lu bir
hurdlir.

g4

Islam Hukuku

Azad etmenin daha baka


linde
ta'likan

ekilleri vardir: esir, sahibinin oliimii ha-

azad

edilebilir.

Buna tedbir

derler.

Boyle bir
.

esir

(mudebber), iimm-i veled

gibi bakasina devredilemez

fakat Bir de takyid suretiyle azad etme vardir. Bu da oliim halinde, yani 6mm bir hususi artla bagli surette azad edilmek gibi. Bu takdirde, bu art ile tahakkuk ettigi surette azad etme vasiyet olarak yerine getirilir.

Bu yolda azad etme,

esire hi9bir imtiyazli

hukuki durum vermez.

Bunlardan baka bir de

esirin kendisine satilmasi suretiyle azadlik

bir sayolu vardir. Buna mukatebe ve bu esire miikateb derler. Boyle sahibine borglanir. Bu, tila esir, derhal hiir olur ve bedeli (semeni) olur. Bu azadhgi satm alma (mukatebe) akdi, ok defa taksit uzerine de

takdirde esir, miilkiyeti

bakimmdan sahibine ait ise de iizerindeki tasarruf yerine getirince, kudreti, zilyetlik bakimmdan azaddir (No. 75). Akdi Miikateb yani borcu odeyince rakabesi bakimmdan da hiir olur. kul(mukatebe akdi yapmi olan esir) me'zun esir gibi medeni haklan
lanma ehliyetini iktisab eder ve artik sahibi onu cebr ile evlendirme hakkmi haiz olmaz. Miikatebede kesilen para odenmedigi takdirde mukatebe ya iki tarafm anlamasi ile veya sahibinin talebi uzerine hakim tarafmdan
Miikatebin zilyedligindeki eylerde miilkiyet meselesine gemukatebe ait olmaz. lince bu miilkiyet mevkuf kalir; ne sahibine ve ne muamele Neticeye gore bunlardan birine veya oblirune ait olmak uzere
feshedilir.
edilir

(No. 45)^^^.

68.

Azadin Hukuki Neticeleri.


ister

t'takm biitun hallerinde, yani halindeki kanuni, mecburi olanmda,

zirahm-i

mahremin

temelliikii

ve kitabet gibi hallerde kimseye vela denilen bir hukuki netice dogar. Esir azad etmi olan bahmevle-1-atak derler (ki mirascilar arasmda yeri vardir; ileride miras ve onun sinde goriilecektir). Bundan baka mevle-1 atak'm (miras bahsi)
ister tedbir

Azadliyi yerine ge9enlerin, azadh esirin evlenmesinde velayeti vardir. olduren tarafindan verilecek diyet de bunlara ait olur^
.

^^^

gore herhanHanefi ve Maliki mezheblerine gore tedbirden rucu' edilemez. afii'ye gi bir vasiyet arti gibi burada da nicu' ve tebdil caizdir.

^^'^

odemekten Miikateb bey' ve hibe edilemez. Mukateb olan cariye, kitabet bedelini bulunmasi helal olmaz aciz haline du^medikge mevlasmm onunla cinsi miinasebette
(Haci Zihni, "MUnakehdt ve Mufarekaf\ s. 263 notii). mirascisi Roma'da eski efendi, azadlismm patronu oluyorc.u. Patron azadlismm
olabiliyordu. (A.B. Schwarz,

^^^

Roma Hukuku Dersleri,

s.

247).

ahis Hukuku

85

69.

Miisluman Olmayanla rin Hukuki Durumu.

islamda dini Mkumler ancak mii'minler igindir. Gergi Hazreti Peygamberin biitiin insanlara meb'us oldugunu bildiren ayetler vardir;
Kur'an'da

"Kul

ya

eyyuhennasti

inni

resulullahi

ileykum''

buyumlmiitur^^^ Fakat jine Kur'an'a gore "dinde ikrah yoktur". Binaenaleyh fikhm bedeni ve mali ibadete dair olan hukiimleri musWman olmayanlara tatbik edilmez; Miinakehat ve miifarekat sahasmda daha ziyade dinlerine birakilmi, diger hususlarda da aagilarda gonilecegi ixzere
kendilerine serbestiyet verilmitir.
itibariyle onlar

Ukubata taalluk eden

hiikiimler esas

hakkmda da caridir. Gayrimuslimlerin fikha kari bu durumlan hukukun ?ahsiliginden miitevellit bir ey olmayip onun dini mahiyetinin bir neticesi olarak goriilmek lazim gelir.

Islamda "Hiikumdann
ajus religio)

dini, teb'asi ifin

de mecburidir" (Cujus regio

yolunda bir diistur yoktur. Islam, gayrimiislimleri imha etmemi, hukuktan mahrum kilmami, onlar i9in aagilik bir hukuk da koymami ve hi9bir zaman onlan mutlak surette miisliiman olmaya da zorlamamitir^^. Hazreti Peygamber, Islamiyete ve kendisine inkiyad
Keza Kur'an'da
buyurulmutur.
Resui'lln
vazifesi

ancak

elgiliktir.

"Ma

alerresuli

H'elbaiagi"

Hamdi

Yazir,

Peygamberin yalniz Arap kavmine


"In

degil, btitun ale-

mm'e meb'us
lil'alemin"

oldugu haldcmdaki u ayetleri zikrediyor;


Suresi, ayet 90):
,

htive

ilia

zikra

(En'am

"Vema

erselnake

ilia

kaffeten linnasi beiren ve

neziren" (Sebe' Suresi

ayet 28; Kur'an Dili,

cilt 3, s.

1980, 1981.

Mahmud

Es'ad

Usul~iFikihs.269).
170

Engelhard, Turkiye ve Tanzimat, s.457: "Musltiman, ba^kalarmi kendi dinine davet etmez. Islamiyet, musltiman olmak isteyen ecnebiyi, yahut yerli hiristiyan'i ihtiyat lie kabul eder. Fakat buna mukabil bir kerre kabul edince artik Islimdan ^ikmasma musaade etmez. trtidad cezasi, idam idi. Bu ceza Paris Muahedesinden sonra icra ebir mezhebe ve dine gide kaldinldi" diyor. Hakikaten islamda musltimanhga davet varsa da girmeye, kabule cebir yoktur. "La ikrahe fiddin" (dinde ikrah yoktur) sozu Allah Kelamidir. Bakara Suresinin 56 nci ayeti olan bu emir,

dilmez oldu ve reaya

denileii

zimmi gayrimUslimlerin baka

rebilmesini

meneden

hu;<:umier

Mekke'de
edilmitir;

degil,

IsMmm

ne'de nazil olmu^tur.

kiiwetlendigi, bir devlet halinde gelitigi devirde MediIrtidacla verilen katil cezasi Kur'an'da yoktur; icma' ile kabul

dimda goriiniir (Htlseym Cahit Yal^m, Fikir Hareketleri, sayi 48, 50; ukubat bahsi; No. 45). Corel Zeydan da bu bahiste unlari soyler: "Islamlar, medeniyetlerinin istilasi devrinde
herhangi din ve mezhepten olursa olsun kendi reayalari arasmda din hiirriyeti kaidesiyle amil ohnu^lardi. Beni Umeyye devrinde para tahsih i^in Arap oknayanlar hakkmda bunca iddet ve tazyijcat icra edildigi esnada bile dinde taassub sevkiyle sair dinler erbabmdan bir cemaatln Islamiyeti kabule icbar edildigi iitihnemitir." (Cilt 4, s. 246). "...Bu gayrimuslimler devlet9e, serbesti-i mez^hip usulii car! oldugunu, mez-

Kur'anm

sarih emri

gg

islam Hukuku

etmek isteyen halklarla muzakerelerinde onlan, - Huseyin Cahit, "Islam Tariarasmda muhayyer birakmitir (Kaytano gayrimuslimlenn, olduklan yerlerde hi" cilt6 s 335 cilt 7, s. 99). islam miitalebelerde bulunmamikalmalania musaade etmi; onlardan miifrit
ihtida'
tir.

ve cizye tediyesi

islamm geni
s.

ffituhatinda

bu miisaadekarhk onemli

bir amil olmutur

(Bergstrasser,

43).

cilar

hali oldugu bir zaman memlekete de dar-ul-harb denir. Asli halin, haip Yoksa Is'lm ashnda kendi adiyle ve yerde bunu tabii gormek icabeder. Cihadm iUeti, katl ile Islama de sulh ve selamet ve miisalemet dinidir. ona taarruz edenlere kari bir mudaicbar degil, Islamm emniyetini ihlal, veya Islam hgkimiyetini, cizyeyi kabul faadir. Gayrimuslim, ihtida ederse

iilkssi dimda kalan yabanislamda, miisluman olmayan ve islam harbi sayilir. Ve o yabanci o zamanki fiili duruma uygun olarak

eder,

bu

suretle ahd-ii

eman

almi olursa olduriilmez

olanlar miistesnadir. Bir Katilden kadmlar, 50Ciiklar gibi harp dii veseni'ler ya Islami kabul edede nakledildigine gore Arap miirikler, bu hukiimden Islamm bir Arap cekler veya oldiiruleceklerdir. Bazilan
dini olacagi neticesini

5ikarmak

istemilerdir.

tercumesinde (cilt 5 s. 37) naklolunmaktadir di&er fermanla takrlr edildigi Tahtdvt Medine'de ilk nazil olan ayeti kital olar^ '" Kur'an'da kittl ayetleri mUteaddittir. ayeti (ayet 190) gSsterilmetoedir. Hamdi Bakara Suresinin "ve katilu fi sebiliUahi" nakletmektedir. mtifessirler arasindaki ihtilafi Yazir bilhassa bu ayetin izahmda hasr etmek istemiyor Fakat sfelermden kitai ayetlerini fiill tecaviiz haline

ve tazytk icrt edilmedigini, herhangi dm hep ihtiiafindan dolayi kimseye cebir ve takdfr edildigmi gSrerek her taraftan mezhepten olursa olsun erbabi iktidSr ve meziyet sahife 230). "am Irdc, M^s^ ve F^s Abbasflerm hizmetine ko^muslardtf' (cilt 4, pek dehjeti bir istibdat kabusu dtinda yakitalarmda bulunan halk. isldmiyetten 5nce Islamiyet ounlar 15m bir rakneti ilahiye samakta ve bir kismi esir bulunmakta idi. IslSmiyet sayesmde kurtularak LakSr bir nimet olmak tlzere yetijmisti; 9toku bunla^Bunlardan Isltoi olanlar hur ve Ish4uk-i insSniye ve tabiiyelerine nail olmulardi. oluyorlfo-di. IslSm olmayip da Islam halamlann haiz olduklan hukukun kaffesine nMl ahdumisak'.an altma giriyorlardi (cilt 5, s. kimiyeti altma iltica edenler ise Isiamlarm 53 ve sonr. , 33) Halil Halit, /nri^dr-i /i/am Tan/ii, s. zam kav lyle zahir ve me'mM olanlarm Imam-i a Mtirtetler hakkmda tevbe ve salahi olmaile iktifa edihnesi bu makuleden amel olunarak katl olunmayip ta'ztr ve haps MemalJc-i katledilmesi 944 tanhinde yanlarm sair imamlann kavli ile amel edilerek oluiidugu ve 955 tanhmde bu emrm mahrusada bulunan kadilara emri sultanl ile tebUg
,

Merhto;

Kuran D^/^alt hasretmi? oliiyor (Hak anlasildigma gore yine mudafaa haline Devlet bahs. 66, 67). Ilende 687 ve sonr; Izmirli Ismail Hakki, -llm-i Hildf,

Dm-

Ts

sinde

bu konuya temas etmek istiyoruz.

ahis Hukuku

87

Hakikaten Islamda. gayri miislimler (gayri muminler), kitabi denen


isevi

ve Museviler, yani
ile

bir

peygambere inanip

bir

mukaddes

kitab tani-

yanlar

mecusiler, miisrikler (vesemler), yildizlara tapanlar olarak tef-

nk ve

aralarmda bazi dereceler yapilmitir; mesela miUitelif dinlerde oiistiin

lanlarm evlenmelerinde cocuk,


ehli ile irk ehli

tutulan dine

arasmda dogan Qocuk kitabidir. smda dogan 90cugun yahudi ve nasrani sayilacagi ihtilaflidir^^^. Kitabi, musliimana yakm bir muameleye tabi'dir^^^, onun usulii dairesinde Allah adma (besmele ile) kestigi hayvan musliiman i?in de makbuldiir; yenmesi caizdir (kesilmemi olan hayvan [meyte] gayri miislim i^in de memnu'dnr). Muslim^ bir kitabi kadin ile evlenebilir. Fakat bir kitabi,
musliiman

mensub sayilir. Kitab Yahudi ile nasrani ara-

kadm

ile

evlenemez.
ile

islam hakimiyetini kabul


1

dinleri

iizerine

terk

edilen

gayri

muslimler, Islamm himayesi altmdadir. Bunlara zimim, ehl-i


nA
.

zimmet

denir

(s.

68, n. 125)
irzi,

Bu bir ahde,

taahhilde istinad eder. Bununla, gayri

himaye altma almmi, zimmeti kabul eden gayri miislim de buna mukabil vergilerini vermeyi kabul ve taahhiit etmi olur. Bir zimmi, musliimana kari bir su? ilemekle, hatta bir miisliimam oldiirmekle bu zimmet ahdini bozmu sayilmaz; vergilerini vermekten imtina' etmek, Peygambere sogmek (sebb etmek) gibi bazi emirlere muhalefet hallerinde de boyledir. Yabiiz onun dar-i harbe gepmesi, miisliimanlara kari harbe girmesi ile bu himaye miirtefi' olur.
miislimin cam,
mail,

Gayri miislimler, dedigimiz gibi zekat


harac ve cizye gibi vergileri

ile

miikellef degillerse de,


itirak

odemeye mecburdurlar. Ganimete


onlar i9in
ile

edemezler. Dinlerinde caiz olan eyler prensip itibariyle kendilerince


diistur sayilir.

arap ve

domuz
domuz

eden miisliiman olsa datd tazrhin


hibe edebilirler (yalniz

miitekawim maldir. Onlan itlaf miikellef olur. Bunlan satabilirler,

ticareti

bakimmdan
ile

bir tahdide tabidirler).

Fikha gore evlenmeleri caiz olmayan kimse


caiz ise tearruz

evlenme, kendi dinlerince

olunmaz ve boyle

bir nikaha istinad ile kadidan nafaka

172

Zeyd-i mtislim, tevellud edecek veled nasrani olmak uzere harbi olan nasrani Hindi

nikah etmek maa-1-keraha sahih ve veled mtislun olup nasrani olmasi

arti

lagv olur

mu? Elcevap,
173

olur {Ceride4 Ilmiyye, aded 6,


ehli,

s.

386).

Kur'an' da kitabiler, kitab


rinda iyilikle

yani Tevrat ve InciVQ uyanlar, ogulmuler ve haklatavsiye edilmi^tir (Corel Zeydan, "Medeniyet-i Is-

muamele edilmesi
cilt:

Idmiyet TdrihV\
174

4,

s.

17).

Zimme
*'Isldm

sozii,

mtisltimanlar
cilt 6,

hakkmda da

kullanilmitir (Kaytano- Htiseyin Cahit,

TdrihV\

s.l02).

88

Islam Hukuku

talep olunsa hiikmedilir.

Bu

suretle

zimmiler

medem hukuk alanmda


Ancak

miisliimanlarla
bir

hemen hemen tamamiyle


ile

ayni hukaka maliktirler.

mufavaza akdi (No. 155) yapamaz. Bir gayri muslim digerinin akilesine dahil olamaz. Din aynligi miras maniidir (fakat vasiyete mani olmaz). Zimminin ekalliyet haklan diyebilecegimiz fakat haklan, u noktalarda kendini gosterir: zimmi jahit olamaz^^ zimmilerin iinde, kendi aralanndaki davalarda olabilir. Zimmi, musliiman 5ocugun velisi olamaz; fakat musliiman gocugun annesi olarak
muslim, zimrm
,

hidane hakkmi haizdir. Zimmi, muslim iizerine vasi de tayin edilemez. Nihayet zimmi, musliiman esirin mevla'si durumuna giremez; girerse
koleyi satmaya icbar edilir.

Zimmi, ceza hukuku bakimmdan esas itibariyle hadlere ta'zirlere tabi'dir. Haklannda kisas ve diyet Mkumleri tatbik edilir. Zimmiyi olduren bir musliiman -artlan mevcut oldukQa- miisliiman oldiirmii gibi
Hanefilere
ictihaddadir.

gore

kisas

edilir.

afii

ve

Hanaeli

mezhebleri

aksi

Islam memleketine giren harbiye miiste'min denir. Harbir arazi bi, zimmeti ve cizyeyi kabul ederse veya Islam memleketinde satm alir da iizerine harac konursa zimmi, yani devamli surette himayeye

Aman

ile

^"^^

Gayri muslimierin Musliiman aleyhine ehadetleri bilhassa Tanzimat'tan sonra i9eriden ve diaridan bir 90k itiraziara sebep olmu ve nizamiye mahkemelerinde bunmahkemelarin ^ehadetini kabul cihetine gidilmi? ise de son zamana kadar er'iyye

bu ehadete itibar ediimek istemnemitir (Engelhart-Ali Reat, 'Turkiye ve Tanzimaf\ s. 79, 208, 335 ve bilhassa s. 350; ''Cevdet Tdrihi" 7 inci ciidindeki Kaferman). Hiristiyanlarm er'i mahkemelerde ^ehadetlerinin kabulu hakkmda 93 nun-i Esasisi layihasma konulan hukum sadri a'zamm ihtari ve israri tizerine tay elerinde
dilmiftir (Seignobos, 'Tdrih-i Siyast", cilt 2,
s.

397). Berlin Muahedesinin 62 inci

maddesinde "din ve mezhebe bakihnayarak mahkemeler huzurunda cumlesinin


ehadeti kabul edilecegi" yazilidir. Islama gore ecnebilerin, yani muste'minlerin Islam tebaasmdan olan gayri muslimlere de ehadeti makbul degildir (Ebulula Mardin,

Ahmed Cevdet Paa,

s.

61).

Ecnebi gayri muslimler, daha Kanuni devrinden itibaren elde ettikleri kapitiilasyon denilen imtiyazlaria Osmanli Imparatorlugu i^inde hususi bir kaza hakkina ve kanunlar karisinda htikumranlik hakkmi agir surette ihlal eden istisnalara malik idiler.
Bunlar Birinci

Osmanli htikumetince bir tarafli olarak ilga edilmise de devletlerce tamnmami?, ahden ve fiilen kaldirilmasi Lozan muahede-

Umumi Harb

i^inde

siyle olmu^tur.

Bugtin Turkiye Cumhuriyeti'nde her iki nev'i imtiyaz kalmami, layikiik esaslari dairesinde herkes kendi din ve mezhebmde serbest ve himaye altmda bulunmutur; madde 69). btitun kanunlar karismda muslim ve gayri muslim mtisavidir (Anayasa,

uphesiz ecnebiler i9in muayyen takyidat vardir.

Eya Hukuku

89

mazhar, ahde nail

olur,

Fakat umumiyetle kitabi olanlar, yani Museviler


olabilir.
sayilir.

ve Hiristiyanlar zimmi

Dar-i harbe giden bir miislim de orada miiste'inin

Bu

miislumanm, oradaki gayri miislimlerin mallanna, kanlarma taarruz etmesi helal olmaz; bilakis gadr olur. Hazreti Peygamber gadri men' buyurmutur (s. 15, n. 27). Eger miisluman miiste'min bir ey gasbedip darislama soksa ona habis ve haram bir mal olarak malik olur; onu i tasadduk etmesi icabeder. Herhalde kadma tecaviiz memnu'dur
(M^v^w/ar, ciltl,s. 391).

Zimmiler, zaman zaman kendilerine tslamlardan teftik ifin ayri renk ve iaretli elbise, serpu giymek, ata binmemek, silah taimamak,

dim ayin ve

adetlerini giiriiltiilu surette yaparak, aleni surette arap i9erek

miislumanlan kizdirmamak gibi idari, siyasi kayitlarla miikellef tutulmulardir. Yeniden kilise, sinagog ve zaviyeler inasina me'zun kilmmami^lardir^"^^.

XIII.
70.

Eya Hukuku

Ayni Haklar.

Fikihda eya hukuku toplu ve sistemli surette gosterilmi degildir. Esasen boyle bir tabir ^ e meflium da yoktur. Modem hukukta, mamelek

hukukunun obligasyon hukukundan ayn bir kismmi tekil eden ve ayni haklar tabiriyle de adlanan bu hukuk, hak sujesi olan insanm di alemdeki eylere miiteallik iktidar ve salahiyetinden bahseder. Daha dogrusu bu
hukuk, insana o eya iK^erinde dogrudan dogruya bir sahiplik, iktidar temin eder. Bu mahiyeti ile bu haklara "mutlak haklar" denir; giinkii evvelce aralannda bir hukuki miinasebet bulunmayan herkese kari ileri
^^^

Osmanli Imparatorlugu'nda gayri muslimlerin ruhani reisleri nikah akdi ve feshi zevce nafakasi, drahoma, ve cihaz i^lerinde kaza hakkmi haizdi. Terike ve vasiyet gibi daha baka hususlarda da saMhiyetli idiler (1333 tarihli Aile Hukuku Karamamesi, madde 156 ve Rum Patrikhanesi Nizdmndmesi Umumisi I inci tertip Dustur, ciit 2 s. 902 ve sonr.; Ermeni Patrikhanesi Hakkinda Nizdmndme, I inci tertip Diistur, cilt 2, s. 938 ve sonr.; Ermeni cemaatine ait mezhebi imtiyazlar hakkmda, Ceride-i Ilmiyye, aded 2; Museviler hakkmda, cilt 2, s. 262; Protestan Cemdati hakkinda,
cilt 4, s.

615. Stier

- Somlo, Handworterhuch der Rechtswissenschaft, TUrkisches


s.

Recht, S.104, 105. Engeliardt- Ali Reat, TUrkiye ve Tanzimat


Bilsel, Lozan, cilt 2,
s.

119 ve sonr; Cemil

283 ve sonr. Bak. Medeni Kanunun kabulu uzerine Museviler, Ermeniler, Rumlar yq Protestanlar Adliye Vekaletine verdikleri ayri ayri mahzariarla bu ayriliklardan vazge9tiler. Bu mahzarlar Biiyiik Millet Meclis ar^ivinde

mevcuttur.

90

Islam Hukuku

Obligasyon (vecibeler) hukukundan, alacak haklanndan farki bu noktadandir; bu alacak haklanna "nisbt haUar" denir; 9unku ancak aralannda mevcut bir hukuki miinasebete istinadla alacakli tarafmdan
siiriilebilir.

borglusuna kari iddia ve dermeyan

edilebilir.

Yoksa herkese

kari

dermeyan edilemez. Miilkiyet, zilyetlik, rehin hakki ve bunlara vukubulan tecavuziin men'i bir kimsenin elinden alinan veya ?alman eyi
kiniin elinde bulunursa bulunsun istirdad gibi haklar ayni haklar ve bey', icare gibi akitlerden ve insana ve eyaya yapilan tecaviizlerden tecavuz

edene kari dogan tazminat iddialan


dir.

ise

obligasyon haklan ciimlesinden-

Bimunla beraber bu iki hukuk dalmm birbiriyle siki irtibati vardir. Ayni hak ile obligasyon hukuku arasmdaki farL bilhassa iflas haonu linde a9ik5a goziikiir. Bir saat9iden parasmi vererek ssat alan kimse tesellum etmi olmadikga, saat9inin iflasi halinde saatin veya semenin
aynen teslim veya iade edilmesini isteyemeyip alelade bir alacakli sifati masasmca yapiile gurema'ya dahil ve obiir alacaklilarla birlikte -iflas ayni lan tevziattan ancak- kendine duecek hisseye miistehik olur. Fakat
saat9iye tamir edilmek iizere kendi saatini birakan bir kimse,

masadan alacak saatini aynen geri alir. Ayni hak ile bey' gibi obligasyondan dogan arasmda bugiinkii hukukta a9ik kat'i ve mantiki neticeleriyle goriilen bu kalfark islam faMblerince kabul edilmekle beraber tamamiyle me9hul
mitn- denemez. 6yle ki rivayet edilen bir hadise^'^'^ gore bir

kimse mali-

m,

halindeki bir kimsenin elinde aynen bulursa o mala bakasindan satehaktir. Hanefi fakihleri bu hadisi bey'a temil etmezler, yani bayi', iflasi halinde tigi ve teslim ettigi malm semenini almi degilse muterinin
iflas

mebi'i aynen istirdad edemeyerek gurema'ya dahil olacaktir. Fakat gasb ederse edilen, ariyet, vedia ve kira olarak verilen bir malm rdlyedi iflas malik bunlan aynen geri alacaktir; Imam afii, Malik \^e Hanbel ve Imam

Davud

gibi

daha bir kisim fakihler

ise bey' a

ederler (Izmirli Ismail Hakki, ''Kitab ul iftd

da amil oldugunu kabul vel kazd'\ s. 9, 10). Fakat


muterisine teslim
et-

biraz sonra gorecegimiz iizere bayi', sattigi

mah

meyerek baka

birine satip teslim etse birinci mutari, malik sifatiyla

ikinci miiteri'den mebi'i geri alabilecektir. Qunkii

da izhar edilen nza beyani ile ikinci sati muteber olmaz (No. 77).

tslamda bey' hakkmmiilkiyyet muteriye intikal edeceginden

^^^

Men

min edreke maiehu bi aynihi inde reculin kad eflese fehuve ehakku bihi

gayrihi.

Eya Hukuku

71.

Ayn, Deyn.
Islam hukukunda ey mefhumu, maddi bir ey olarak ilenmemi-

tir.

Ayn mefhumu, deyn

mukabili olarak kuUanilir. Ayn, muayyen ve

muahhas olan eydir. Bir ev, bir at, bir biife, meydanda mevcud bir para, bir yigm veya guval patates vesaire gibi haripte gorulen ve el ile tutulabilen eyler ayn mefhumu i9ine girer. Ayn'm 90gulu a'yan'dir (Mecelle
159).

Deyn

ise,

bor9lunun zimmetinde, yani zatmda, nefsinde sabit olan

kimsede olan u kadar'alacak, o kimsenin zimmetinde bir deyn'dir. Bu mahiyeti ile deyn, hari9te ve meydanda olmayan bir eydir. Bununla beraber meydanda mevcud olan ve gosterilebilen bir yigmdan aynlmami muayyen bir miktara da deyn denir. Binaenaleyh deyn yalniz hari9te goriilmeyen eylere, odun9 para (karz) alacaklanna mahsus degileydir. Bir

dir (Mecelle 158).

Deyin'in 90gulu diiyun'dur^'^^.

72,

Islamda Mai.
islam hukukunda mal, insanm tab 'an meyl
ettigi

ve liizum ve hacet

zamani

i9in

toplamp saklanabilen
ve esas

eydir.

Bu

itibarla

mal degildir. ve gerek deyn bir mtilk ifade eder. Miilk, insanm malik oldugu ve kendisinde ihtisas iizere tasarruf edebildigi eydir^^^. u halde her mal, miilk
teki alacak hakikatte
itibariyle

menfaat ve zimmetFakat gerek menfaat

178

Deyn' den ibra olabilirse do (mazmun olan) ayndan aynen istirdad etmek hakki sakit olmaz.
"Goriiliiyor ki Mecelle, mtilk hakkindaki tarifi ile

ibra olamaz; ibra edilse bile

179

memluk

olan eyi bildiriyor; fakat

mulk ve malik olmak nedii, onu soylemiyor. Miilk, fikihta biri masdar ve biri de mef ill ma'n^sma olarak iki ma'nada kullanilir: masdar ma'nasi ile mtilk, insan ile bir ey arasmda er'i bir ihtisasdan ibdrettir ki bu ihtisas sebebi ile insanm o eyde yalniz bama (ala vechil istibdad) tasarrufu merii' ve bakasmin tasarrufu memnu'
olur.

Bu

er'i ihtisasa, ihtisas-i

haciz denir. Ba'zen de

er'i ihtisas

yerine

er'T ittisal

S(3zu kuUamlir.

Mef ill

ma'nasiyla mtilk, ihtisas suretiyle ve

istiklal ile tasarruf edi-

len eydir.

Hanefflerin ve Mecelle 'nin mal hakkmdaki tarifme gSre her ^eyden 5nce menfaat

mal

degildir.

Menfaata

ancak

akit

ile,

akit

zimnmda

ve

istisnai

surette

miitekawim olabilir. Menfaatin bey'i olan icar, kiyas hilafi istihsan yolu ile kabul edilmitir. Bimdan dolayidir ki bir mal gasb edilir ve ondan intifa' olunursa bu intifa' (menfaaf) prensip olarak mazmiin, yani tazmini miicib degildir;
ma'kiidtinaleyh,

magsiibun gasib elinde alikonulmasmdan, iade edilmemesinden dolayi mahriim ka-

Iman menfaat de tazmin edilemeyecektir; meger


veya bazi
cuzii'leri istihlak edilmi olsun.

ki

magsubun

ayni, yani

ya kendisi

Fakat afii mezhebine gore menfaat,


menfaati de gerek akit halinde ve gerek

mutekawim

maldir.

Ayn

nasil

mazmiin

ise

gasb halinde mazmiindur."

92

islam Hukuku

ise de,

her miilk mal olamayacaktir, Miibadeleye

mevzu

tekil

edecek

olan mal, hifzedilebilen bir mal olacagma gore (Mecelle 128) ayn, bir
maldir. Fakat bir

ayn'm menfaati ve zimmette mevcud bir deyn iddihar edilemediginden bunlar tarn ve hakiki manada clegil (her iki halde de bugiinku hukukumuz hilafma olarak) ancak htikmen maldirlar. Bu telakki
neticesi olarak deyn,

ancak borgluya temlik edilebilir; U9uncii ahsa temlik edilemez ve irket sermayesi de yapilamaz (Mecelle 1341)^^^. Bakasmm malmdan intifa' bir akit zimnmda olmadikQa esas itibariyle tazmini

mucib

degildir (Gasb bahsi,

No. 165).
intifa' edilen

islam hukukunda kendisinden


di verilir. Bir
bilir.

seye (ayn'a) rakabe a-

ayn'm menfaati birine, rakabesi baka bir kimseye ait olaBugiinkii hukukumuzda boyle bir rakabeye yani intifa'i bakasma

ait

olan miilkiyete ?iplak miilkiyet denir; vakif

malm

miilkiyeti, yani

rakabesi AUah'mdir, menfaati ise merutixnlehlerindir ve nihayet fakara-

mndir. Maamafih Islam hukuku, menfaati, bir


intifa'

manada ey

gibi saymitir.

daima bakasinm

mah uzerinde bir hak degil,

menfaat iizerinde bir

mixlkiyettir.

faatin

Fakat diger eylerle bir tutulmamitir, Ancak akidlerle menmiilkiyetinden bahsolimmaktadir. Mesela ariyet, menfaatin
temlikidir. Icare menfaatin bey'i, ivaz mukabilinde temlikidir;

meccanen
miiste'cir,

me'cur'un mulk-i menfaatine maliktn. Nema getiren eyler (mal-i namin) de menfaatm bir kesim semereleridir; galle'dir. Galle sozli, icardaki gelire ve kiralanmi kolenin iicretine de amildir (fakat daha ziyade vakfm getirdigi menfaate, mahsule, ribah denir). Semereler mesela vasiyet suretiyle hususi bir

hakkm mevzuu

olabilir.

Vasiyet, ayni

karakteri haiz oldugundan, yalniz mirasciya kari degil, herkese kari da

dermeyan edilebildigine gore bilhassa onemlidir.

XIV.
73.

MaUann Nev'ileri

Mallarm

Nev'ileri.

islam hukukunda mal olan eylerin


vardir.

Fakat bu

iki

yambamda mal olmayanlar da mefhum, mallann mutlak bir tefrikini tazammun etkarilailir.

mez; bilakis daha baka nev'ilerle de

^^^

Mecelle tadilat komisyonu, Mecellenin mulkti ta'rif eden 125 inci maddesine deyn soztinu de sokarak u yolda ta'dil teklifmde bulunmutii: "tnsan, maliki bulundugu ayn ve menfaatte diledigi ve^hile tasamifa kadir oldugu gibi, malik oldugu deynde de enva-i vucuh-i tasarruf ile tasarruf edebilir (Adliye Cendesi, Agustos 1340 ntishasi).

Mall arm Nev 'ileri

93

a.

Kendilerinde hi^bir veghile mtibadele,


te;kil

ticaret,

mumktin olmayan,

hi9bir

hakka mevzu

edemeyen,

eyler.

Bunlar iizerinde miilkiyet

iktisab edilemez; satilan batildir: hiir bir kimse, er'i usul iizere kesil-

memi veya 61mu

bir
1

hayvan (meyte) veya kan satamaz; bunlar


S
.

mutekawim mal
b.

degildir

Fiilen miilkiyete

almamayan

(gayri

memluk)

eyler.

Bunlar

muhrez olmayan hava, su ve emsalidir. Nehirler ve umumi yollar da bunlar gibi kimseye ait olmayan eylerdir. Ammeye bir zarar vermemek arti lie bunlardan hences istifade, intifa' edebilir; fakat hi9bir kimse bunlar iizerinde tasarruf edemez (Mecelle 1234-1238, 1354). Vakfi da bu
katagoriden sayabiliriz. Bunlardan baka,

malum olmayan, havadaki

ku,

denizdeki balik gibi 6} ler, kafak ve kimsenin zilyetliginde bulunmayan kole (abik) de satilamaz. Kafak kolenin, kagak hayvanm teslimi makdur
degildir (Mecelle 219)'^^. Islam

hukuk^ulan bu suretle, me9huliyetten dogacak bir niza'i, bir zaran bertaraf etmek yolunda ifrata gitmilerdir; ecelin, semenin, muayyen, ma'lum olmasi gibi kayitlar da hep bu endieye istinad
ettirilmitir.

Yukanki misallerde

balik,

ku bayi' tarafmdan

tutulsa, kole sahibine avdet etse bey' sihhate inkilab etmez.

olmayip ancak aynlmasi halinde mevcudiyet alan (baak danelerindeki un gibi), yahut mevcud olup da heniiz tefiik edilmemi bulunan (memedeki siit, sag hayvanm derisi, kuyc.

Miistakil, bali

bama

varligi

rugu, kirkilmami
gibi) eyleri
lik

yiinii,

zeytinden, liziimden heniiz sikilmami? yag, ira

satmak

batildir (Mecelle, 215, 219).

almca muteriye tesdm edilse, sela bir kimse binasmdaki muayyen bir diregi satsa bu bey', fasid olursa da sokiip teslim etmekle sahih olur (Hindiyye); o bir taraftan bir binanm
list

Sonradan mtistakil varbey' sihhate inkilab etmez. Fakat me-

kati mustakil bir miilkiyet tekil edebilir.

Haddizatmda
feri

miistakil olup

ancak kullanma bakimmdan baka bir eyin

sayilan anahtar gibi

eyler aksi s6zleilmedik9e asil eyi takip ederler. Fakat bir arsanin sa-

181

Mal-i
iatifai

mutekawim, ticari mubadele kiymeti olan mal, iki ma'nada kullanihr: bir mubah olan eydii O biri mal-i muhrez demektir; mesela balik denizde iken
.

gayri miitekawimdir; avianip ihraz edildikte mal-i

mutekawim

olur (Mecelle 127,

182

Muhrez ve hirz hakkmda a^agida ukubat, sirkat bahsi). iizerinde zilyedlik buluamayan ve zilyedligin tekrar iktisabi intizar edilemeyen eylere mal-i dimar denir (Ve have ma la yumkin ul intifa'u bihi maa bekall mtilki ey malun gayru makduril intifai bihi); me sela kaybolmu, miisadere edilmi mallar199, 198 209;

da sahibinin mulkti mevcud, kaimdir; fakat ele ge^irme, ondan intifa' miimkiin degildir. Bir hadise gore bu gibi mallardan zekat almmaz (La zekate fi mali d dimari).

94

islam Hukuku

tilmasmda tohum, agacm satilmasmda meyvalar bey'de dahil olmaz. Bir kimse bahfesini satarken i5itide bulunan bir agaci istisna etse bey' sahih
olur.
9.

Yukanda da (No.

67) goriildiigu ve9hile iimm-i veled, miikateb

ve miidebber iizerlerinde ancak mahdud bir miilkiyet taninmitir,


Miilk olmakla beraber tasarruf tahdidine tabi leyler: 1-Degeri pek az olan ey (mal en az bir dirhem kiymetinde olmalidir). 2-Dim, kudsi degeri olan eyin mesela Mekke topragmm satilmasi mekruhtur 3-arap ve bilhassa domuz bunlardandir. Bir takim eyler de miinferit
d.
.

hukiimlere baglanmitir^^'^.

Butun bu sistemde
celeri, fasid

bir vahdet,

umumi

bir tanzirn yoktur. Kategori-

lerin hiikumleri miinferit ilere gore degiebilir.

mi, batil

hukuki netimi oldugu da kafi derecede agik degildir. YukanlarYapilan


iin

Bazen muhtelif hal siiretleriyle karilaiverilemedigi hallir. Bir mal satilamadigi, hibe edilemedigi, mehr olarak de pekala tevariis olunabilir, vasiyet edilebilir. Mesela yukanda gordiida misal olarak bey'
alinmitir.

giimiiz iizere kole cenin satilamaz; fakat vasiyet edilebilir (No. 53).
74.

Menkul ve Gayri Menkul Mallan

Mallar bugiinkii hukukta da goriildugu gibi ikiye aynlir. Menkul mal, bir yerden baka yer nakledilebilen, gayri menkul, nakledilemeyen (bina, arazi gibi) maldir. Mallar miilk ve vakif da olabilir. Miri arazinin bir hususiyeti vardir; balica feraiz, intikal ve tasaiTuf usuUeri ayndir (No. 95). Vakif mallar hakkmdaki hiikumler iizerinde ileride vakif bahsinde durulacaktir.

^^^
^^"^

Ceride-i tlmiyye, adet 12,

s.

701.

Meceile'nin mal tarifindeki "insan tabiatinm meyl ettigi" kaydma gore, giibre ve pis kokulu maddeler mal olmamak lazim gelir. Obur taraftan Mecellenin 210 uncu

maddesi bu madde erhinde (AH Haydar) de beyan edildigi iizere yemnesi haram oldugu halde derisi, boynuzu gibi cuz'uleriyle intifa' edilen ehli olsun, olmasm btitiin hayvanlarm, kedi, kopek, vesairenin bey'i caizdir. Ancak akrep, fare, kurbaga gibi
beynemias
Fakat kendilerinden inti^' edilen stiluk gibi eylerin bey'i caizdir. unu tekrar edelim ki bir9ok faklhlerce kabul edilen kaideye gore eyada asil olan ibahedir. Renan'm "Ptslam est
intifa'

edilmeyen haerelerin bey'i sahih

degildir.

une religion d*homme" sozunu nakleden Santillana diyor: "Considering its spirit, therefore, we see that the tendency of Islamic law is to allow human action the
widest limits, and

we may

agree with the

Muslim

jurists,
s.

when
289).

they teach that the

fundamental rule law

is liberty

(ibahe) {Legacy of Islam,

Mallarin Nev 'ileri

95

Mallar misli, kij^emi diye de bir taksime


ten bir muadili bulunuyorsa o
dili

tabidir.

Bir

malm

ger9ek-

mal

misli'dir (Mecelle, 146),


ile

ma'nen mua-

varsa kiyemi (Mecelle 145). Misli tekrar, kap

oi^ulebilen (mekil

veya keyli, Mecelle 133), tartilabilen (mevzun veya vezni, Mecelle, 134), ve mxisavi surette sayilabilen (ma'dud-i miitekarib, Mecelle 135, 147,
119) diye tefrikedilir.

Ma'dud-i miitekaribin
lerdir;

kariti gayri miisavi surette sayilabilen ey-

bunlar adediyyati mutefavitedir, ma'dud-i miitefavit misli degil,


gibi.

kiyemidir (Mecelle 148, 1119); koyun, karpuz


Biitiin

bu taksimlerin sati, icar gibi akitlerin artlan ve saire bakimmdan, dava ve ispa: noktasmdan onemi vardir (Mecelle 217-230) kismen Kur'an'm riba hiikumleriyle ilgilidir.
;

75, Miilkiyet ve Zilyedlik

Gayrimenkuliin hususiyetlerini aagida bahis mevzuu edecegiz. Miilkiyet, bir ey iizennde tarn ve hasren sahiplik hakkidir. O ey yukanda soylendigi gibi miilk demektir. Mulkiin sahibine malik veya rabb
denir. Zilyedlik, mail elde bulimdurmadir.

Elde bulunduran kimse, bugiinkii tabiriyle de zilyed'dir. Islam hukukunda bugiinkii hukukta goriildixgii gibi zilyed ve zilyed yardimcisi diye bir tefiik yoktur. Miilk s5zu

yalniz ayni miilkiyet

hakkma

miinhasir olmayip menfaat ve zilyedlikde

de kuUamlir.

Malikin ayn iizerinde iki miilku vardir: Biri miilk-i mal, o biri miilk-i yed*dir. Nikahta zevcin kansma kari iktidan da yed sozu ile ifade edilir ve yed-i nikah sozii kuUanilir. Emanette yed-i emanet emniyet ve itimat iizere elde bulxmdurma

manasma

gelir^^^.

Gene yed kelimesi

bilhassa ileride gasib bahsinde goriilecegi iizere yed-i miibtile ve

mu-

hikka

ekillerinde

kuUamhr.
ait olabilir

Miilkiyet ve zib/edlik, baka baka kimselere

(No. 72).

Miikatebede miikateb mevlasmm zilyedliginden aynlmi fakat miilkiyetinden 9ikmamitir (Harece an yed il mevla dune milkihi) (No. 67). Rehin miiddetinde rahinin merhun uzerinde mulk-i yedi yoktur; yani merhun
,

mal onxm yed' en memlukii

degildir. Miirtehinin ise

merhun

iizerinde

miilk-i yedi vardir; fakat miilk-i mail, diger tabirle miilk-i rakabesi yok-

*^^

Mecellenin 131, 132, 217, 218, 220, 223, 225, 227, 228, 273, 316, 352-354, 382385, 1117-1119, 1133, 1134, 1147, 1175 inci maddelerL

^^^

Buna mukabil

yed-i daman, mesuliyeti, tazmini

mucib olan

zilyedligi ifade eder.

96

islam Hukuku

merhun onun rakabeten memlukii degildir. Bunun igindir ki bunlardan hi? birine o merhun maldan dolayi zekat lazim gelmez; 9unku
tur;

yani

zekat i9in miilk-i tarn ve mutlak lazimdir (Tahtdvi ve Diirr

ill

Muhtdr).
gorii-

Miri arazide rakabe


rliz.

ile

zilyedUk (tasarruf) ayrihgmi pek agik olarak

76. Mulkiyetin Iktisabi.

Miilkiyetin iktisabi ya asli veya fer'i (mutak) olur.

mal iizerinde (istila, ijgal, ihya ile) olur (Mecelle 1248-1253; No. 95/5). Yagmur suyu almak i5in konan fi9iya
Aslt iktisab, l.Sahipsiz

toplanmi suyun, denizde ve karada avlanmak i?in kurulan aletlerle tutulmu hayvanlann iktisabi bu ciimledendir. Ancak Islam hukuku bugiinku

hukukta oldugu gibi bu


lamitir^^*^.

iktisabi, iaret edildigi iizere, niyete, iradeye

bag-

Yani eger 691 su almak i9in konmu ve ag bu gibi hayvanlan ihraz etmek kasdiyle kurulmu ise toplanan su ve tutulan hayvan 191 ve ag sahibinin olur, onlar iizerinde miilkiyet kendisinindir. Boyle degil de 191 unutularak, ag kurutulmak i9in birakilmi ise tutulan hayvanlar, onlan alan herhangi bir kimsenin miilkii olur, velevki ag bakasmin arazisi Iizerinde bulunsun. Bir kimsenin arazisinde yetien aga9lar ve bu araziye
kayan topraklar o kimsenin mulkudiir (Mecelle, 1240, 1244, 1248).
2.Kiymetli madenler. Madenler, bulundugu arazinin sahibine
tir.

ait-

Eger arz kimseye


3.

ait

degilse

maden bulana

ait

olur

Define, onu kendi arazisinde bulamndir. Fakat ihraz suretiyle miilkiyet iktisabi hakkmdaki bu hiikiimler definenin Islamdan onceki

zamana

ait

olmasi takdirinde

caridir.

Islam

zamanma

ait

olan bir define

sahipsiz degil, malikinin zilyedliginden aynlmi lukat^i sayilir.

^^^

Temelltik sebepleri esas itibariyle Ugtur: mesela bey', hibe gibi bir yol da miilkun malikten ba^kasina nakli veya irs gibi bir kimsenin bakasma halef oimasi veyahut
maliki olmayan miibah bir^eyin
istila

edilmesi, yani ele ge9irilmesi ve

me vat' m

ihya

edilmesi siiretiyie olur. Bunlardan uguncusiinde, yukaride goruldugii uzere bir


iktisab, ihraz kasdi iazimdir (Mecelle, 1250). Birincisinde akit icabi taraflarm rizasi art

olduguna gore irade unsuru var demektir.

Ikincisi, Islam

hukukuna gore

hi? de

irdeye muhta? degildir; ^iinku ileride miras bahsinde goruiecegi uzere miras9ilar bor9iar ve vasiyetler ifa olunduktan sonra bakiye terikenin ^er'an, kanunen maliki
olurlar.
^^^

Fakat bu htiktim miilk topraklar a aittir. MirT arazide ve tahsisat kabilinden olan mevkuf arazide (No. 95) 9ikan madenler hakkmda Arazi Kanunu htikiimler koydugu gibi 25 Agustos 303 tarihli Maden Nizamnamesi de ayrica hiikiimler koymutur.

Mallarin Nev 'ileri

97

Bir kimse satm aldigi evin civannda gomiilu para bulup kendisinin
miilkii
liikata

oldugunu iddia ederse onun olur (Redd iil Muhtdr).

olur; kendisinin olmadigini soylerse

4.

Liikata, yani bir yerde bulunan ve sahibi belli olmayan mal

ti-

zerinde bir mtilkiyet iktisab edilemez (Mecelle 769; belli ise fakihlerce

Mali bulan kimse (ki buna miiltekit veya lakit denir) onu kendisine mal etmek iizere ahrsa gasib durumuna girer (Mecelle 769). Bu
ihtilaflidir).

dumma girmemek

ifir

sahibine

isali

lazimdir.

Sahibini bilmiyorsa(tarif) eder.

bozulacak eylerden olclugu takdirde- bozulmadan once ilan

Sahibi gikmcaya kadar yedinde emanet olur (Mecelle 770); ve nihayet

kimse gikmadigi takdirde fakirlere tasadduk eder; yani sadaka olarak verir. Bulan fakir bir kimse ise lukatadan intifa' edebilir. Imam afii'ye gore lukata satilip bedel- bir yil saklamr (Multekd).
Lukata hakkmda
tafsili hiikiimler

likih kitaplannda "kitab


iil

iil

lukata" unvani altmda

vardir.Mecelle bundan kitab


etmitir^^^.

emanat'ta (Mecelle 769

ve 770) kisaca bahs


5.

Hukuki

tagyir ve kantirma. Bugunkii eya hukukunda bir

temlik sebebi olarak sa^alan bir mail baka hale


karitirma Islam

sokma veya baka

eyle

hukulomda daha ziyade gasib ve vedia bahislerinde miitalaa edilmitir (Mecelle 788, 897 ve 899). tki malm, sahiplerinin ittifakiyle veya izinleriyle birbirine kantinlmasi veya iki kimsenin mesela piring guvallan delinip birbirine kanmasi halinde aralannda irket-i

189 190

buna iakit derler. Aile Hukuku bahsi. Lukatayi bulan, gasib durumuna girmemek i9in ug art arann: 1-Onu sahibine vermek tizere (yani bu niyetle) aLmi olmahdir; 2-lki ahit huzurunda bu suretle aldigmi soylemelidir (bu tmam-i a'zama ve Muhammed'e goredir; Mecellede bu arttan
Bulunan, ^ocuk
ise

bahsedilmemitir); 3-BunIardan ba^ka ayrica ilan da etmelidir. Bunlari yaparsa


lukata bulanin nezdinde emanet olur.

Medeni Kanun'umuza (madde 695) g5re

ilan

veya zabitaya ihbardan itib^ren be yil i9inde sahibi gikmadigi takdirde lukatayi bulan kimse, vaztfesini yapmi ise ona malik olur ve 9ikar da iade ederse masraflarma kari bir tazminat alir. Fildia gore multakit kadidan izin almaksizm yaptigi masraftan dolayi bir ucret (cu'l) isteyemez. Her iki hukukta da lukata satilmaya muhta9 ise satilir

Mal

(MK. 694, Mecelle 785). sahibi tazmm hakkmdan vazge^erek

istihMke icazet verebilir. ttlafa icazet lahik


terzi ta'mir

olmadigi halde burada caizdir denilmektedir. Fakat mesela bir


iizere verilen elbiseyi lekelese, ayiplasa sahibi

edilmek

onu boylece kabul

edebilir, yani ica-

zet verebilir.

Bu

mu'teberdir, artik bir tazminat isteyemez.


fiili

Demek

ki icazet yalniz
fiiller-

kavli tasamiflarda degil, haksiz fiillerde,

tasarruflarda (teaddi ifade eden

de) de olabilmektedir.

98

islam Hukuku

miilk denilen muterek miilkiyet meydana gelir, Yani kanan bu mallar ikisinin muterek mail olur (Mecelle 1060). Iki mal, maliklerinden biri tarafmdan, o birinin izni olmayarak veya iifiincu bir ahis tarafmdan,
maliklerinin izni olmayarak birbirine kantirilirsa, mahlut mal kan^tiramn mulkii olur ve tazmin ile miikellef tutulur. Bir kimse digerinin malmi

ismi degiecek surette degitirir, tagyir ederse o malda malikin hakki, miilkti nihayet bulur ve gasib o mala malik olur ve bedelini malike tazmin eder. Mesela bir kimse bajkasmm topragmdan tugla, kiremit yap-

gasb

ile

demirlerinden parmakhk imal else, bugdayini ogiitiip xm yapsa, zeytininden yagmi 9ikarsa, koyimimu kesip kiyma, kavurma haline soksa, ipliginden, yiiniinden 9orap, fanila orse, biitun bxmlar i ve emegi sarf
sa,

eden gasiba
ettirir

ait olur.

Tagyir edilen maddenin raaliki malmi ona tazmin

(Mecelle 898).

Bu

Hanefi mezhebine goredir. afii'ye gore, madkalir; gasib bir licret talebinde bulunabilir.

denin sahibi malik olarak

Asli iktisab nevilerinin usul hukuku, yargilama bahsinde isbat bakimmdan onemi vardir: tekerriirii kabil olmayan bir sebebe miistenit miilkiyet davalannda zilyedin beyyinesi ve tekeiTiiru kabil olan davalarda
zilyed

olmayamn

(haricin) beyyinesi tercih edilir. Siit

sagmak, hayvanin

yununii kirkmak, pamugu, ipligi biikmek gibi seyler tekerrurii kabil olmayan ilerden; tohum atmak, aga? dikmek, bina yapmak gibi eyler de tekerriirii kabil olan ilerden sayilir (Mecelle 1758, 1759); giinku aga9 bir

yerden fikanlarak baka bir yere dikilebilecek, sa9ilan tohumu kalburlanarak baka yere ekilebilecek, yapilan bina yikilarak enkaziyle baka
yerde ina edilebilecektir.
77. Fer'i Iktisab (Telekk-il-miilk).

kimseye zaten ait olan bir mulkiyeti ondan nakil suretiyle iktisabtir. Bugunkii hukukumuzda bir menkuliin bu yolda iktisabi i9in sadece malik ile yapilan akit, esas itibariyle kafi degildir. Bey' akdi

Bu

iktisab, bir

sadece miilkiyetin muteriye nakli taahhudiinii tazammun eder. Muteri akdi yapmakla bu mebi' uzerinde ayn! bir hak, mulkiyet iktisab edemez. Bu iktisab i9in menkul malda aynca onun miiteriye teslimi prensip itibariyle lazimdir. Balica

Alman,

Isvi9re, Tiirk

Medeni Kanunlan bu yolda

gider^'^

^^^

Ansay, "Menkul mallarda mulkiyetin ve hasSrin intikali hakkmda muhtelif sistemler arasmda bir mukayese", Ankara Hukuk FakUltesi Dergisi, 1953, cilt x. SaS..

yi 1-4

s.

450 ve

sonr.

Mallarin Nev 'ileri

99

tifa

Islam Hukukimda c.a bir takim hukuki i?lerde kabz'm, teslimin, isve teselliimun mtihini rolii vardir. Bey'in tamamiyeti igin kabiz art

degildir (Mecelle 262); adtle muteri mebi'a malik olur.


iizerine

Ancak muteri

etnek igin kabiz arttir (Mecelle 293; bey' bahsi). Bizatihi bey'in tamamiyetinde kabiz art olmadigma gore bayi' bir kirnseye sattigi mail ona teslim etmeden, ba?ka bir kimseye daha satip teslim etse birinci miijteri, onu ikinci muteriden, mal elinde ise, aynen alir ve telef olmu ise dilerse bey'i fesih ile semeni bayi'inden geri ister, dilerse
terettiip

daman

bedelini ikinci mii^teriye odetir.

Bu

takdirde o da verdigi parayi ba-

yi'inden istirdad eder^^l


gunkii

Ve gene

bayi' mebi'i teslimden once olse busair alacaklilardan

hukuk hilafma olarak muteri

ehakk olur^^^

muterinin satm alip da neniiz bayi' elinde bulunan mebi'i bir ugiincii ahis itlaf etse muteri zaranm, itlaf edene tazmin ettirebilir. Demek ki
miicerret bey' akdi ile miijterek mebi'in maliki olmakta ve ayni bir hak iktisab etmektedir.

onun

lizerinde

ancak rehin iiphesiz miirtehin'e bir miilkiyet hakki vermez; rehnin hiikmix, onun sati$ bedelinden alacagi istifadan ibarettir. Rehni teselliim etmekte miirtehin rehin iizerinde ayni hak iktisab eder. Rahin, bir yolunu bulup rehni eline gegirerek miirtehinin izni olmaksizm bir kimseye satsa ve teslim etse miirtehin dilerse rehni muteriden istirdad eder (Borg odenmi? olmadik5a, Mecelle 747, No. 84).
goruliir;

Rehinde de

bir ayni

hak karakteri

Fakat kabiz her vakit hiikiim ifade etmez. Muhayyerlik altmda satm ahnan bir malm kabz'i gibi; ?unkii burada tam bir mlilkiyeti devir arzusu yoktur. Hibede ise mulki> etin siibutu igin mevsuf bir kabiz aranir; buna, kabz-i kamil denir. Bu kabiz her mevhubu, kendine miinasip surette ka-

Mesela mevhiib ev ise anahtanm almakla kabiz edilmi olur. Mua'daki hissenin hibesmde kabz-i kamil olamaz. Kabz-i kamil kariti
biz
ile olur.

kabz-i nakis, kabz-i kasir


Bir hukuki
gelir;
i

olur.
ile

de bir feri miilkiyet iktisabi meydana yani vasiyet dogrudan dogruya ayni bir tesiri haizdir, musaleh kab-

olan vasiyet

za muhta? olmaksizm vasiyet edilen ?eyin maliki olur; daha agigi, miicer-

Zeyd, mulk arsasinm Amr'e ma'Ium semen mukabilinde bey' ettikten soma Amr'in izni olmaksizm Bekr'e dahi bey' ve teslim etse ikinci bey'i naflz olur mu? Elcevap olmaz {Ceride-i Ilmiyye ade 12, s. 686). Vefaen bey'de bulunan kimse teslimden once olse muteri mebi'e sair guremadan
:

ehakk olamaz.

^QQ

islam Hukuku

(bugiinkii ret vasiyet ile miras5ilara kari

lesinden) bir iddia degil miras^ilan takip eder. barla musaleh istihkak iddiasiyla
78. Miilkiyetin Zevali.

hukuk dili ile obligasyon ciimbu itide mulkiyet, bir ayni hak tevellut eder;

retiyle olur (Bu, devir alan

nakil ve devn suMulkiyetin zevali normal halde onim baskasma i9m fer'i iktisabtir). Bu zeval bazen de

kimse

billiassa gasib, magsub mail malikin nzasi hilafma vuku bulur; mesela malikin o mal iizenndeki mutoismi degiecek surette tagyir etmi? ise (No. iktisab ile malm maliki olmu olur yeti nihayet bulur ve gasib, asli mulirtidat edenm, mallari uzenndeki 76/5) islamdan irtidat halinde de

kiyeti muallakan,

mevkufen

miirtefl' olur.

Eger bu kimse

oliirse

veya
gi-

^erkederse (dar-i harbe islam dinine donmeksizin Islam memleketini eder (No 45 ve 69). derse) bu mevkufiyet katiyete inkilab

79.Mufa'.

.,

(Mecelle 1060 ve sonrakiler) Sirket-i mai ve irket-i mulk denilen olmulardir. Bugiinku hukuk mua' ile Islam hukuk?ulan 90k megul diyebiliriz. dilimizde buna muterek mulkiyet ayi hisse de, muterek Mua' ayi' hisseleri bavi olan eydir^-'^ (Mecelle 138, 139 ve 214, malm her cliz'ime sari ve amil olan sehimdir de, ideal hisse olacaktir; hakiki hisseye 215), nasibdir. Sehim daha ziyade
ciiz'ii

ba'iz denir.

alma, vasiyet ve tevarus Birden ziyade kimselerin bir malda satin miilk (mu?terek mulkiyet) nevmden gibi sebeplerle i|tiraki hep irket-i kanmasi veya nza lie bunlaIki malm kendiliginden birbirine
istiraktir.

nn

(irket-i akit, kantmlmasi halindeki bir kazan? irketinde edilen ribhdeki mulkiyet de Mecelle 1329 ve sonraki maddeler) elde mesela miras^ilik yolu lie olan irket boyledir^'^ Bugiinku hukukumuzda

birbirine

itirak halinde miilkiyet ifade (miras ?irketi), miiterek miilkiyet degil, ziyade entim, hususi bir itimadi ve eder. i?tirak halinde mulkiyet daha

'^^

Medenl Kanunumuzda ayian ve


630, 659) ayi,

M- 211, 463 623 manasma da gelir (Medeni Kanun herkesfe duyulmu?, malum olmu
juyii' kelimeleri kullan,lmi?tir.

''=

Amr'e bey^ mSlik oldugu menzilden hissesini ztyd, birka9 kimseler ile alelitirak mi? 2;ilyedi men'e kadir olurlar eSek murat ettikte mezburlar, bigayrivefhin
Elcevap, olmazlar, tlmiyye Salndmesi,
s.

502).

Mallarin Nev 'fieri

101

yakmligi tazammim eden itiraklerde olur. itirak bir enk hissesini bakasina devredemez.
iirket"i miilk'te

devam

ettigi

miiddetfe

(mmk-i muterekte),

sahipleri bilittifak miistakil

malik gibi diledikleri tasamifu yapabilirler (Mecelle 1069). Obur hissedarlann izniyle de mustakilien hareket edebilirler. Hasilat da aralannda
hisselerine gore taksim edilir. Fakat eriklerden her biri obiirlerinin hissesinde esas itibariyle ecnebidir; biri oburiiniin hukukan vekili degildir

(Mecelle 1075). Ger?i obiirlerine muzir olmayan, mesela eve girip 91kmak gibi alelade kullanmalai'dan malik gibi istifade ederse de onun hissesinde bakasina iare, icare gibi tasarruflarda bulunamaz, bulunursa gasib

durumuna

girer.

Hissedarlardan

biri hissesini

bakalanna, bir zaran

mu-

almaksizm u?iincu bir ahAncak halt ve ihtilat suretiyle hasil olan mua'da izin lazimdir (Mecelle 1088; No. 76/5). Mua'in boylece bey'i caiz oldugu halde ba?kasina icaresi Imam-i a'zam'a gore caiz degildir (Mecelle 429),
izin

cip olmadigi surette erikine, hatta

ondan

sa satabilir.

fasidtir^^^

Fakat

iaresi, ida'i, karzi caizdir

(Vakif hakkmda ileride vakif


olan irket-i miilk'de
erik, irketteki hissesini

bahsi).

Burada karitirma

(halt

ve

ihtilat) suretiyle

bir^tahdit yapilmaktadir (Mecelle 1083).

Bunda

erikine satabilirse de
80.

onun

izni

olmaksizm bakasina satamaz.

Taksim.

muterek olan mal, kismeti kabil olup olmamasma gore taksim edilir (aynen ifraz, kiymete gore miibadele, trampa, teadul): Cinsleri bir muterek aymlar (a'yan) da ve cinsleri bir misliyat da ve gene cinsleri bir kiyemiyat da, kismeti cemi' suretiyle taksim yapilir ve erikler kismete mahkeme marifetiyle cebir de
edilebilir.

Taksim'e kismet

derler. irket-i miilk halinde

taksime kismet-i kaza derler; mukabili kismet-i nza'dir ki hissedarlarm uzla^masi ile olan kismettir. Kismet-i cem', me-

Bu manada

arasmda muterek olan sekiz altmm ikier ikier dorde taksimi suretiyle olur. Kismet-i cem'in mukabili kismet-i tefrik'dir; parasela dort ki$i

Vela tesihhu icaretul mua'i ilia mineeriki ve indehuma tesihhu mutlaka (Multekd). Buradaki uyu'dan maksad asli, mukarin olan uyu'dur. Fakat tM olan
uyu' icareyi ifsat etmez; mesela bir kimse evini bakasina icar ettikten sonra yansi bir ugiincu ahis tarafmdan istiikak ile zaptedilse obur yarisinda icare sahih olarak
kalir,

Keza

bir evin

tamami

icar edildikten sonra

yarismda icare feshedilse kalanmda

icare fasid olmaz.

Keza

bir erik

kalan yarida

Bu mua'm icaresinde bir hiyle (gSre) olarak gosterilmektedir. tamammi icar edip te obur hissedar icazet vermiyerek feshedilirse icare sahih olur; fakat bu defa mtiste'cir fesh edebilir. Mua'm rehin ve

hibesinde de ihtiMflar vardir ve hiylelerden bahs edilmitir.

1LQ2

Islam Hukuku

bir arsayi lanmasi hissedarlardan hi? birine zarar vemeyen (Mecelle 1115, 1139). Hisbolmek ile olur; buna kismet-i ferd de deni:cebren bu taksimi yapar. Kismet bunlardan

dort hissedara

sedarlar razi olmazsa hakim menfaati olan enkm talebiyle birine menfaatli, oburlerine zararli olursa birine zararh ise taksime cebregene kismet-i kaza yoluna girilebilir. Her hissedarlardan her fabrikanm taksimi gibi). Kismet neticesi

dilemez

(bir

biri hissesini

kabzetmekle o hissede malik

olur.

Fikihta, taksimi

yapan hakim tarafmclan riayet edilecek

bir

takim

sonrakiler). maddi hiikumler konmutur (Mecelle 1 147 \ e taksim edilir. Buna Miisterek mal taksim edilemezse menfaati ya ve vakif arazide can degildir. Muhayee derler, fakat bu,

muhayee
yer veya

mM

zaman bakimindan

olur: Birincisi eriklenn, bir

evm muayyen

aiiimkiin olmazsa ikmcisme, mahallerinde oturmasi suretiyle olur. Bu bir evde hirer ay oturmasi, bir yani nobet iizerine, eriklerden her birinin
esiri,

gibi suretlerle olur hissedarlardan her birinin^bir gun biUanmasi

(Mecelle 1083, 1174 ve sonraki)^".


81. Miilkiyetin Himayesi.
degil, mulk-i menfaHerkes mulkiinde (yalmz miilk-i rakabe'sinde baka bir kimsenm hakki istedigi gibi tasarruf eder. Ancak

Ewelce de

altmdadu:. soyledigimiz gibi tslamda miilkiyet himaye

at'inde de)

taalluk ederse

bu kimse
1

maiiki,

miilkunde

istiklal

uzere tasarruftan

meneder (Mecelle

192).

rahi

iistiine de malik olur (Mecelle Bir yere malik olan kimse, altma da, bakasina tasarruftan menedilemez; meger ki 1 194) Hie kimse miilkunde (Mecelle 1197). Bir kimse bir ola; o halde men'olunabiUr

zaran

''^

mUsa' olan bir gayrimenkulun taksimi Mecellenin 1140 mci maddesi mucibince zarar verdigi, yam menfaatini izale sShiplerinden birine menfaatli olup da o birine da taksunevde jertk olanlardan birinin hissesi az o up ettigi ve mesela miiterek bir takdtrde menfaati, hissesi 90k olan enkm den sonra onda oturulamayacak oldugu tas^rmf olun^ eder. 1.12. 329 tarihli "Birlejik talebi ile hakim onu kazaen taksim mavakkat kanun" ise (m.l) butun, yam emvali gayri menkulenin takstmi hakkmdaki ve mtistagallatdaki ve mulk ve vakif arazi ile vakif mtisakkallt jerikin istiyebileceimi kabul etmi5gayrimenkuldeki uyu'un izalesini herhangi bi' taksimi kabil ise 1130 uncu maddesi mucibince gayrimenkuliin fir Gene Mecellenin maddeye gOre muhayee, emreder; hakim onu cebren takstm, degilse 1183 tocii muzayetaksimi kabil olmayan gaynmenkul mezkflr muvakkat kanun mucibince ise hakkinda, be? edilir. erikler uy<i'un devami de ile satihp bedeli eriklere taksim

mM

yili

ge9memek iizere mukSvele yapabilirler.

Mallarin Nev 'ileri

103

ahsa mulkiimdiir diye

bi::

mal

neticesi zaptedilse, husniiiiiyet

da o ahis elinden istihkak davasi sahibi muteri bayi'den semeni geri ister;
satsa

yani bayi' mebi'in bu ayibmdan mes'uldiir.

Bu mes'uliyete derek

derler;

buna kefalet caizdir (kefalet-bid-derek) (No. 86). Miistevda' kendisine verilen vediayi malikinin izni olmaksizm bakasina icare veya iare edip miiste'cir veya miiste'ir nezdinde telef (helak) olsa, malik dilerse
miistevda'a ve dilerse

dogndan dogruya miiste'cire, tazmin


iizere

ettirir.

islam hukuku zilyedligin himayesi fikrinden uzak kalmitir. Mecelle (830)

de goriildugii

magsiib mal kimin elinde bulunursa bu-

lunsun malikine, miistehildcma iade edilmek lazimdir; velevki o kimse

bakasimn oldugunu bilmeyerek satm almi olsun. Fakihler gasb'i hi9bir vefliile tecviz etmemekte, gasibi, miilkiyet du?mani olarak telakki etmekte hakli olmakla beraber obiir taraftan amme nizammi ve umumi menfaati ve faydayi ihmal etmiler, nazara almamilarmall
gasib'dan,
dir.

Qiinkix

bu

hal sureti, :menkullerin tedaviiliinde emniyetsizligi, karar-

bu da uphesiz ammenin zarannadir (adalette ifrat' adaletsizlik olur). Boylece malik malmi gasibtan ve ondan almi olanlardan alelade miirur-i zaman miiddeti olan onbe yil i^inde istihkak davasiyle istirdad edebilir, Choucri Cardahi, bundan ticaretin hi? mesabesinde oldugu zamanlarda, yani Islam hukukunun heniiz teekkul ettigi devirde
sizligi muciptir;

belki miidafaa edilebilir diye bahsetmektedir^^^(Bey' bahsi).

Roma Hukuku, mahkten


etmitir. Fransiz

gayri bir kimseden bir menkulti iktisab eii?

dene kari hiisniniyetle olsa dahi

sene i9inde bir istihkak davasi kabul

hukukuna gore

bir

menkuliin hiisniniyet sahibi olan

zil-

yedine kari prensip itibariyle malik tarafmdan istihkak davasi afilamaz.

Yalmz 9almmi mallar hakkmda bir istisna vardir. Alman, Isvi^re Hukuku ve bugiinkii Medeni Kanunumuz da hiisniniyetii iktisabi himaye eder;
yani bir kimseye malik tarafmdan
icar, iare,

vedia gibi rizaya miistenit bir

hukuki

zimnmda verilmi olan menkul, ondan iyi niyetle, onu malik sanarak satm alan kimsenm elinden, istihkak davasi ile almamaz. Malik,
i

malmi itimad

ile

teslim ettigi

adamdan tazmmat

ister.

Qalinmi mallar

miistesnadir (Bey' bahsi).

Maa'mafih tslamda

zilyedlik, miilkiyete bir karine tekil eder. Bir

kimsenin elinde bulunan bir mal hakkinda bir ahis miilkiyet davasi a5sa

^^^

Choucri Cardahi, "La passion en Droit Ottoman", s. 8, 9 (Paris 1936). Chafik Chehata, "Uacte translatif de propriete en droit musulman hanefite", (Travaux de la semaine international de droit musulman, Paris 1953).

204

islam Hukuku

edemedigi taktirde miiddeaaleyhe tniiddei isbat ile miikellef olup isbat yam (Elbeyyinetu lil muddei veleyemin u ala men enker),

yemin duer

iki taraim bir ve aym adamdan haric isbatla mtlkelleftir'^^ Fakat bu her mulkiyetleri hakkmda bir tanh beyan telakki-i mulk iddia etmedikleri ve

telakki-i miilk etmi oleylemedikleri haldedir. ikisi de aym adamdan bir hiikiim olarak- zilduklarmi iddia ederlerse -pek izah edilemeyecek Bir temelluk tanhi beyan yedin beyyinesi tercih edilir (Mecelle 1758). (Mecelle 1760). ederlerse tarihi daha eski olamn beyyinesi evladu

ler

elbisenin zilyedliginde havyamn dizginini, obiiru


etseler,

kazuist hiikiimFikihda zilyedin ve haricin tesbiti yolunda bir alay konmutm-. Bunlardan birka^mi nakledelim: yalcalami? oldugu halde bir iki kii, biri giymi obiirii de yeninden miinazaa etseler, giymi olan; iki kimseden bin

dizginden tutan; iki zilyedlikte tercih edilir ve mi obiirii de kupiinu asmi olsa, yiik sahibi kimseden biri bir elbisenin bir tarafmi oburu de

kuyrugunu tutmu olarak zilyedlikte ihtilaf kimseden biri hayvan iizerine yiikunu yukle-

obiiru hari? sayilir. iki her ikisinin de zilyedligme diger tarafmi tutarak zilyedlikle niza' etseler

hilkmolunur (DUrer).
11 Nisan 1329 tarihli Sulh Hakimleri nun, gayri menkullerde zilyetUgin Wma^esi

Hakkmdaki Muvakkat Kabakimmdan bazi hukiimler

kabul etmitir (madde 24 ve sonrakiler)^.


daha musait oluyor Qunku "Fakat bu suretle haricin durumu, zilyedin durumundan bulunuyor. Ahlakin daha saf ve dim tesahitlerini dinletmekte rii9Mn hakkrni hSiz yilzyillarinda jahSdet beyyinesi belki 90k lakkinin daha sa|lam oldugu Hicretin ilk teskil ediyordu." (Cardahi). suistimai edilmiyor, isbat ii gerfekten bir yilk

"'

Bu kanunun esbib-i mucibe myihasmda ju miitalaalar gorultir:

muhtelif iki esas Emvali gayrimenkulede yedin itdesi meselesinde digeri Avrupa Kavanin-i ^^e bunlardan birisi Mecelle-i Ahkam-i Adliyenin KavSnini Medeniyesi noktai Medeniyesinin kabul ettigi esas ve kaidedir. Avrupa ihkak-i hakka tejebbus e nazarmdan yedin iadesi meselesi hi?bir kimsenin bizzSt yed'in ladesi suretiyle mulmemesi fikrinin neticesidir... Avrupa Medeni Kanunlari beyyine ktllfetlerini hirice hasr etmi? oldugu kiyet ve tasarruf meselesinde dava ve mulkiyetin delili olmak hasebiyle fezla olarak gibi zilyedin sUbQt-i yed-i tabiaten saymitir. davSsi ikamesini liizumsuz ve gayri makbul
zilyed tarafmdan mtilkiyet
ki o da mulkiyet davasmm deBiuidan baka bir fayda daha mtilShaza olunmu?tur hasilasini hacz edevam ettigi zaman zarfindan harif olan mtldde-i akSr'm menafi-i rienfaatlarm zilyed e ait kalmabilmek eraiti kanuniyesini haiz olmadikga mezkflr edecek zamandan istifade ederek sinm te'mininden ve yed-i hadis'in dava da mUriir men'inden ibdrettir Fakat Mece o hasil olan menfaatlerden temettu' ve intifa'nm etmi oltemelltik davasi ikamesini gayri makbul ad le-i Ahkam-i Adliye zilyed'in

mevcuttur^ ki

Mallarin Nev

'fieri

1 05

82.

Rehin (Rehn).
Bir mall ondan
istifasi

miimkiin olan bir hak mukabilinde mahbus ve mevkuf kilmaktir dive taiif edilir (Mecelle 701). Rehin verene rahin, alana miirtehin, o mala da merhun veya sadece rehin, rehin almaya da
irtihan denir. Rehin bir akit olmak itibariyle icab ve kabul
olur.
dir.

ile

mun'akid
art degil-

Rahin ve miirtehinin akil olmasi art Miimeyyiz olan kii^iigun dahi rehin ve
islam hxiknkunda ipotek yoktur^^V

ise

de balig olmasi

irtihani caizdir

(Mecelle 708).

Kefalette ise kefllin akil ve balig olmasi arttir (Mecelle 628).

mayip akarin
ikamesine

zilyedi her vakit mtilkiyet ve tasamif iddiasiyla men'i

muaraza davasi

Kaldi ki Mecelle-i Ahkam-i Adliye akarin menafl'i hasilmi nazar-i i'tina'ya aimami \e ancak husumet teveccuhiinu ve beyyine kulfeti tahmilini esas ittihaz etmi bulundugu i?in bir davada zilyedligin siibutu temelluk ve tasarruf hakkindaki esas davanm kat'i huktim neticesine iktiranindan once yed'in iadesi htikmunu mustelzim ohiiadigindan yed'in stibutundan sonra dahi yillarca devam edebilen muhakemede mtilkiyet ve tasarruf davasi kat'T karara mukarin oluncaya ve
salihtir.

bu karar

ve temyiz yollarmdan ge9erek kesinleinceye kadar bir 90k zaman akarin menfaatleri yed-i batilda heder olup yitmek ihtimalini da! olmaktadir.Bu sebeple memleketimizde cebren ve tegalltiben gasb-i akar ve izale-i yed hususunun vukuu pek ^ogalmaya balami ve bundan dolayi bir 90k hukuk ziya'a ugramakta bulunmu? oldugundan adeta temelluk ve tasarruf emniyetinin insilabmi inta9 eden sebeplerin muhunlerinden ma' dud olmu ve artik mal ve miilkiin muhafazasmda
istinaf

hiikumet nufuzundan ziyade ahsi kudrete istinat edilegeldiginden her iki taraf9a kuwet istimaline ve neticede ctirum ve cinayet i'ka'ma kadar varilarak memleketin asayii ihial edilmekte bulunmutur.... Mecelle-i Ahkam-i Adliye zilyedlik meselesinde her iki taraf i9in beyyine ikamesine mtisait olup her ikisi de miistakilen zilyed olduklarma beyyine ikame ettikleri takdrrde mtitereken zilyed olduklarma hiiktim edilmek muktezi ve ahsm hem zilyed olmasi, hem ohnamasi hakkindaki mutehalif

beyyine itirakin stibutunu mutezammm olamayacagi... bedihi oiduktan baka.., Binaenaleyh zilyedligin tapu senediyle stibutu muvafik gorillmti? ve daha dogrusu tapu
senedi yed'in delili sayilmi^tir.
201

"ipotegin taninmamasi, bilhassa 9ift9iye arazisini elden 9ikarmaksizm muhta9 oldugu parayi elde etmesmi unkansiz kilar. Teslimi merut rehin usuiu bu neticeyi husule getirmedigi gibi mustekriz

mebf

istiglal usulti ile isticar


1

etmedik9e bey'i bilvefa dahi humustekriz icar bedeiinin


ta-

sule getirmez (Mecelle ni. 118,

19). istiglal suretinde ise

yini

hususunda alacaklmm keyfme terkedihni olur. Hangi ^iz mukabilinde ikraz sr'an memnu' oldugundan eger eriat darlik vaktinde vus'at gosterilmek lazim gelecegi hakkmdaki fikih kaidesine (Mecelle m.l7) binaen selem
gibi bir kolaylik

ekil altinda olursa olsun

yolu gostermemi ohnasaydi


s.

itibar kulliyen

muhtel olurdu",

Mahmud

Es'ad, Tdrih-illm-i Huhtk,

257 (bey'-i bil vefa, bey'-i bil istiglal ve selem hakkinda aagida bey' bahsine bek.). Memleketimizde ancak 25 Subat 1328 tarihli "Emvali Gayri Menkullerin Deyn i9in Temmat Gosterilmesine Dair olan Kanun"la ilk defa ipotek usulti kabul edibiiitir (keza Emval-i Gayri Menkulenin Tasarrufti Hakkinda
Kanun, m.
5,

Haiyeli

Kavanm,

cilt

s,

471 ve 479).

i06

islam Hukuku

Rehin mutlaka bor9limun miilku olmak ari degildir. Bir kimse borcu i^in bakasmm bir malini onun izniyle, yani bor9lxidan bakasi
kendi malmi bu bor? ifin rehin verebilir. Buna miistear rehin derler. Rehin kabz ile tamam olur. Bu itibarla teslimden once rehinden

Kabizdan once bey' miilk ifade ederken kabizsiz rehinin hiikmii yoktur; rahin hakkmda liizum ifade etmsz ve miirtehinin de damanmi mucib ohnaz. Qiinku denildigi iizere rehin bir cihetten tebersonra ru'dur; teberru' ise, tesUm olmaksizm lazim olmaz. Fakat kabizdan miirtehinin nzasi olmadikga rahin akdi feshedemez (Mecelle 717). Imam
riicu' edilebilir.

MaUk'e gore

miicerret rehin akdi

ile

rahin iizerine rehnin teslimi lazim


ile kefalette

gehr; imtina' ederse teslime cebredihr; ^tinkii rehin taahhtidu

oldugu gbi bir teminat


83.

alinmitir.

Rehinde Taaddi.
Bugiinkii

hukukuna dahildir. Havardir: Akikatte Islam Hukukunda da rehnin bir de obHgasyon cephesi lacakh, rehin i5in, rehin kiymetinden ve borgtan hangisinin miktan daha aagi ise ondan mes'uldiir ve kendi taaddisi ile rehnin ziyai halinde biitiin kiymeti ile mes'ul ohir; yani mesela 500 liralik bor? igin 250 lira kiymetinde bir mal rehin edilip de rehin miirtehinin taaddisi olmaksizm telef
Hukukta rehin ayni
haklara, eya

olsa borcun
ter.

250 Bilakis 250

sukut eder; miirtehin kalan 250 lirayi rahinden isliralik bor$ ifin 500 liralik bir mal rehin edilse rehnin
lirasi

taaddisiz telefi halinde bor? tamamiyle sakit olur ve fazla 250 lira kiymet gene iin murtehin zamin, mes'ul olmaz {Redd-ul Muhtdr ve Durer) ve

mesela rahin 500 lira borcu mukabilinde 1000 lirahk malim rehin etse de bu rehin murtehin elinde kendi (yani murtehinin) taaddisi ile helak olsa 500 lira bor? sakit olur; rehnin geri kalan 500 lira kiymeti miirtehin tara-

fmdan tazmin

edilir (afiiye

gore rehin, deyn

ile

riazmun

degildir; rehin
olur.

murtehinin yedinde

sirf emanettir, taaddisiz telef halinde

bor? sakit

sela

Bor itfa edilince murtehin, rehni geri vermeMe mtikelleftir. Merhun, miirtehin elinde iken kiymeti diise borp sakit olmaz; meyuz iki yuz liralik bir mal rehin ve teslim edildikten sora kiymeti
borcun yansi sukut etmez.

liraya inse
84,

Rehinde Kabz.

Rehnin kabiz ile merut olmasi yukarida da iaret ettigimiz iizere (No. 77) onun ayni cephesini gosterir; Islam huloikunda daima teslimi merut rehin kabul edilmitir. Kabiz ile rehnin zilyedligi miirtehine geper.

Mallann Nev 'ileri

107

Bor?lu rehin tizerinde tasarruf edemez; borcu odemek maksadi


ipin rehnin teslimini isteyemez.

ile

satmak

Rehnin zilyedligini nakil yerine gegmek iizere bir yed-i adle tevdi'i mukavele edilebilir. Borcun muaccel olmasi halinde miirtehin alacagmi istifa i?in onu satmak hakkmi haizdir. Maamafih rehin, borcun mutalebesine mani olmaz; yani alacakli rehni elinde tuttugu halde alacagmi almak i9m bor9lusiinu takip edebilir, hatta
hapsettirebilir (Mecelle 730).

Rehin Satilmaya Salih Olmalidir. Rehin satilmaya salih bir ey, mebi'de oldugu gibi akit zamanmda mevcnt, miitekawim ve teslimi makdur (miimkiin) bulunmak arttir
85,

(Mecelle 197, 198, 199, 709). Binaenaleyh bilhassa alacak (deyn) rehin edilemez; nitekim alacak bor9ludan bakasina, ugiincu ahsa temlik de

olunamaz; 9unku deyn teslimi mumkun ve kabizdan once viisuku haiz sayilmaz. Fakat mesela rahin miirtehin elindeki rehni bakasina satsa ve
miirtehin de

bn bey'e

icazet vererek rehni miiteriye teslim etse mebi'in

semeni onun yerine rehin olur (Mecelle 747). Ve gene bir kimse, yani rahin ve miirtehinden ga;/ri ii9iincti bir ahis rehni itlaf etse, itlaf giiniindeki kiymeti miirtehine merhiin sayilir (Mecelle 742); yani ii9iincii ahistaki alacak rehin edilemezken bu, caizdir; 9unkii iptidaen caiz olma-

yan ey bekaen caiz olur [Mecelle


86. Rehin, Bir

55).

Hak veya Alacaga Kar?i Alimr.

Rehnin sahih olmasi i9in onunla temin edilecek bir hakkm, alacagm mevcud olmasi, fikhm Labiriyle, temin edilecek eyin binefsihi mazmun^^^ bir mal olmasi arttir (Mecelle 710); nitekim kefalette de borcun,
asil iizerine

mazmun

olmasi, yani ifasi lazim bulunmasi arttir (Mecelle

semen, icar bedeli, diyet, magsub mal gibi aynen veya misli ile, kiymeti ile odenmesi lazim gelen mallar i9in rehin almabilir. Fakat bigayrihi mazmun olan veya me'cur, ariyet, vedia gibi asla mazmun olmayip emanet kaoilinden bulunan eylerde rehin almak caiz ol631).
itibarla

Bu

maz. Ancak mal teaddi

ile

demin soyledigimiz

gibi

emanet olmaktan 9ikarak magsiib hale gelirse, bunun i9in rehin almak caiz olur. Derek'e yani
1

Fikihta a'yan (aynlar)

tig

liisma ayriiir:

-Binefsihi

mazmun ayn

ki,

yukanda

neler

oldugu soylenmitiT. 2-Bigayrihi


degil, beiki

mazmun

ayn, yani telefi halinde bedelinin tediyesi

mal

gibi;

baka bir eyin verilmesi lazun gelir. Kabulden evvel mebi' ve merhun merhun, miirtehin eluide teaddi ve taksiri olmaksizm helak olsa miirtehin
3.

uzerine bedelinin tediyesi iazmi gelmeyip mukabili olan deyn sakit olur. ler hi? mazmun ohnayan a^/nlardir.

Emanet-

Qg

islam Hukuku

tnebi'in bilistihkak

zabtma kar?. rehin ^^^^ .^''^^^.^'^'^J'^^: m sememm kabilinden olur; 9unku mebi mtirtehin yedinde sirf emanet zapdedildikten degildir; istittak ile etoek biyi' iizerine heniiz lazm Sdf alacagi dogacaktir; vucub'dan

goriilecegi tizere yoZ:. Fakat keralet bahsinde de da batildir bir deyn 19m rehm almak 81) ileride lazim gelecek teza No ikraz yani bir kimse bmne para Va deSkn bir bor? i9m reSn sahihtir, va'dedilen P/^^ ^^-^^^ilm^j;^^ Idecetrva'deder de da bu kimseye ^-^^ hS vTrse sahlh olur; sebep olarak msaxxm

olXki bu'iade

o-^^ffy^l'^^Z clerek e kefalet ^zd:

gibi sayilacagi ve va'dedilen ey'm mevcud asil olmasi, farzedilmesidir rehm almak da muaccel olmayan kira'ya karilik

f^^^^^^^XS

Syleitir!
'''^'^

Her^uz

ki alacakhya
linde

otaS iSir;

bu, bir akit ile ve biitun habir rehin verilebilirse de ve obiir yansim dage akitle veya yansmi birine
iki

IcakC

Rehin ancak iki alacagm rehin etmik caiz degildir.


iki

mecmuu

Sunde olabUir ve
SSTacakhS Ssh^mhaizdir
gibi rehin sira
87.

bor^ da tamamen ^^^ bir veya ki renin yoktur. Bir veya ita borglusundan kurtarmak selahiyeti kadar bu rehmler uzennde alacagmi tamamen almcaya hukukumuzda oldugu 'islam hukukunda bugiinkii

^^^^^^

ve dereceleri mevcut

degildir.

de ^auilrlir rehmde ^ dahild^r rNi0^ zikredilmeksizin dahil olan eyler Bey'de de "gaynmenkul rehni mucibince tekim bugunku hukukumuz bir arsa olur" Medem Kanun 777) cuz4lerine ve tefermatma amil mkn dlhU olur fakat SXsTiizerindeki aga9lar, mahsuller ve binalar da tezayude ge^mdeki (Mecelle 711). rehinden istisna edilebilir (irt bat) olmadigi halde onunla ittisal ziyade rehinden mutevellit Unce bu merhun sayilamaz; mesela merhun MUnde ise aynca rehin edilmedikge Merhun hayyanm akann erineXnradan bir bina yapihnasi gibi.

Rehinin umulu.

bi
ar

"creti gibi rehinden mutevellit

olmayan ve

mayan
203

olmadik^a ey de aynca rehin edilmi

on-^^f^f'^^l^^^ Rahmm, merhun olmaz


.

-A

,,cr^ir-

<^evden mutevellit olup

ittisal

halindeki ziyade,

buyumek, ya|-

Mall arm Nev Hleri

09

verdigi
iki

rehme sonradan bir rehm daha ilave etmesi halinde uphesiz her rehin ayni bor? i^in merhun olur (Mecelle 713).
Rehnin icap
ettirdigi biitiin

masraflar (mesela 9oban


aittir.

iicreti,

gayri

menkuliin ta'mir masraflan), rahine


miilkiyeti bakidir (Mecelle 724).

(^iinku

rehm

iizerinde rahinin

Rehnin muhafazasi

i^in iktiza

eden yer

kirasi gibi, masraflar miirtehine aittir (Mecelle 723).


88.

Rehmden tnti^'

Edilemez.
intifa'i

islam Hxikuku rehinden


hin' den intifa'
ise

tanimaz; rahin ve miirtehin re-

edemez (Mecelle

750). Mtirtehin,

ona binemez, ev ise onda oturamaz, tarla ise iare, icare edemez. (^unliii rehnin hiikmu hapisten ibarettir, yoksa intifa'i temlik edilmi degildir. Miirtehin bunlan yaparsa teaddi etmi ve gasib olmu olur; teaddiyi ref etmi degilken mesela hayvan alelade bir gezinti sirasmda olse onun biitiin kiymetini zamin olur. Fakat rahin miirtehine ist'imal hususunda izin verebilir, intifa' mi, hasilatmi ibahe edebilir; bu takdirde intifa' caizdir ve rehm, miirtehin ehnde telef olursa emanet olarak telef olacagmdan borgtan bir ey sakit olmaz. Ancak ibahe izinden ibaret olup hibe olmadigmdan, rahin her vakit bu ibahesinden riicu' ve mlirtehini intifa 'dan men' edebilir. Bunun ifin rahinden almacak izin,
ibaheden riicu etse dahi rehin devam
ettigi

merhun mesela hayvan ziraat edemez; bakasma

miiddet9e miirtehin

intifa'

mez'un oldugu yolunda almir (No.

107).

Karz akdinde, izinli intifa' m bu akit sirasmda art edilmemesi lazimdir. Odiing verme bu arta baglamrsa intifa' riba olur; bunun igin karz para verilirken bu ibaheden bahsedilmeyerek akitten sonra beyan edilmelidir.
89.

Bu

takdirde izin miistakil bir ibahe olacaktir.

Hapis Hakki.
Bir |ey lizerinde onunla murtabit bir alacagm te'mini igin onun

tevkif ve hapsini

tazammun

eder.

Hapis hakki muhtelif hallerde bayi'in muaccel olan semeni alincaya kadar mebi' lizerinde (Mecelle 278)^^"^, boyaci, boyadigi elbise lizerinde (Mecelle 482), vekalet akdine
miisteniden semenini kendisi odeyerek bir mal satm alan kimse miivek^^'^

Bunu rehinle kantirmamak lazimdir. bahis mevzuu olur; bir ayni haktir. Mesela

MebT'deki hapis hakki

ile

merhun' daki hapis hakki arasmda

bir fark yapilmaktadir.

Baiica murtehin, rehni rahin' e iare etse rahin' deki hakki batil olmaz; istirdad edebilir,

Fakat bay!, mebi'i muteriye

itre

veya idd etse hapis hakki

sakit olur; artik geri

alamaz.

]^10

islam Hukuku

(Mecelle 149), lukatayi kilinden semeni almcaya kadar o mal iizerinde i o lukata iizennde, bulan kimse onu infak i9m yaptigi masraflardan dola> semen kabzedilmi? ise bayi' bu fasid olan bir bey', fesih olundukta eger hapis hakkmi haizdir. semeni reddedinceye kadar muteri mebi' uzerinde
getirdigi eya iizeBugunkii hukukumuzda goriilen miiste'cirin me'cura yoktur. Hapseden kimsenm rindeki hapis hakki islam hukukunda daha agurehinde oldugu gibi alelade bir mes'uliyet mi veya

mes'uliyeti

bir mes'uliyet
90.

mi oldugu hakkmda fakihler ihtilaf etmilerdir.

Gayri Menkul Hukuku.

ifade etmez, yani islam Hukukunda gayri menkul, "mustakil ?ey" mustakil bir mulkiyet mevzuu bir akann iist kati (uluvv) ve alt kati (sifl) mahigayri menkulun iizerinde bi: irtifak hakki

Ust kattaki hak, yetinde olmayip hakiki, ger9ek bir


olabilir.

miilkiyettir (^lecelle

1011, 1192,

hakkmm satilmasi kat her hangi suretle 96kse, yikilsa, bu kat satilamaz (Mecelle, 205). Kat sahipcaiz degildir; ta'liye hakki (No. 93)
13 15)iist

binasmi yikamaz. Kisaca lerinden biri obiiriiniin izni olmadik9a kendi (Mecelle, 1192) bin oburune zarar verecek tasarruflarda bulunamaz kat sahibmm gunku ust kat sahibinin bu katta tasarrufu muktazi ve alt hakki bulundu(sakf) tavan hakki, giineten, yagmurdan tahaffoz
.

iistteki

hakki bulunher birinin kendi katmda istedigi gibi tasarrufa edilir (Memasma ragmen mani' ile muktazi tearuz ettikte mani' takdim tercih olvmur. Bir ev (dar)'m celle 46) kaidesi mucibince mani' tarafi

gu

cihetle,

mUnferit odalannda da miistakil miilkiyet

olabilir.

Umuma ait mulkiyet


ve vakif da

(mulk-iil

amme). Geni? ma'nada beytulmal


goriildiigii

uzere bir kisim nehirier, muhtasti;-. Kimsenm mail oldenizler, biiyiik goller herkesin intifa'ma

umuma
arazi

aittir.

Ewelce de

mayan mevat

ve diger

arazi nevileri

hakkmda aynca malumat

veri-

lecektir (No. 95).

Amme

miilkiyeti, bir taraftan

yol (tarik-i nafiz) da


rik-i gayri nafiz)

amme

olduk9a mahduttur; mesala 9ikar bir (tamiilkiyeti vardir; fakat yikmaz bir sokak

muma ait umuma zarar olmadik9a onun iizerinde


^^

Uorada oturanlann ayi' miilkiidiir (Mecelle 1218). yani her fert mallardan intifS', muayyen derecede herkese aittir,
diikkan vesaire yapabilir, bununla

Uluwu
izni

Zeydin miilku,

sifl'i

olmaksizin sifl'ine adet 12, kadir olur mu? Elcevap olur {Ceride-i tlmiyye,

Miilku olan menzilin uluvv'tinde Zeyd Amr'm bundan men e muzirr bina ilave etmek istese Amr, Zeyd'i

Amr'm

s.69).

Mallarin Nev 'ileri

111

beraber herkes onim bertaraf edilmesini dava edebilir. Bir koyun civann-

da birakilan mer'ayi orada oturanlar hasadlanni, samanlanni yigmak ifin


kuUanirlar.

Osmanlilarda deiterhane kayitlanna ehemmiyet verilmi

ise

de

islamda bir tapu


91.

sicil liiikuku

yoktur.

Kom^u Hukuku. Komu hukukunc.

(ciran ve hitan'a)^^^ miiteallik hukiimlere gore,


birbirini oraya girip

muterek sokak kapilai olan kimseler


uzatamaz. Uzatirsa
refedilir.

Qikmaktan
iizerine

men' edemezler. Bir kimse evinin sa9agini komusunun binasi

evi,

kimsenin bahfesindeki aga9lannin dallan komusnnun bah9esi iizerine uzanmi ve havasma mani' bulunmu olsa ve baglabir

Ve gene

yip

9ekmek miimkun olmazsa komu, hakime miiracaatla kestirmeye icbar veya kendisine bu baptaizin verilmesini talep edebilir. Fakat agacm
golgesi bah9esindeki rrezruata zarar veriyor diye aga9 kestirilmez
celle 1196)
.

(Me-

Kadmlann oturacaklan ve bulunacaklan


izni

yerlere nezareti

olan pencere refedilir (Mecelle 1202 ve sonraki maddeler). Muterek

duvar sahiplerinden bin obiiriinun


celle 1210).

olmadik9a onu yiikseltemez (Me-

Ust kat miiKliyetinden yukanda balisetmitik (No. 90. Aynca

No. 92 ve
92.

93).

uf a Hakki. uf a hakki
aldigi mall,

miilkiyetin bir nev'i tahdididir.

uf a,

bir

kimsenin

sa-

tm

ona ka9a mal oldu ise o miktar ile, yani misli ile mal olduysa mislini ve kiyemi ile mal olduysa^*^^, onun kiymetini muteriye vererek nzasma bakilmaksizin temelliik etmektir. uf a hakki olan kimseye efi', bu hakkm taalluk ettigi akara me^fu' ve uf a hakkinm siibutuna sebep olan miilke, yani satilan akara bitiik eve,

mefuun bih

derler

(Mecelle 950-953).

Bu

ta'rife

gore uf a hakkma, yapilan bir bey' akdine

girmek hakkx

diyebiliriz; fakat

bu bey' akdi sahih olmak

lazimdir; fasid

206

Hitan, hait'in cem'idir. Halt duvar, tahta perde ve

git

demektir. Ciran

komu mana-

sma olan
207

car'in cem'idir,
tarlasi iizerine

Zeyd'in ceviz agacinin dallan Amr'in mezru'


olsa

uzanip ekinine zarari

Amr

o dallarij gekilsrek zarari def i mtimkiin olanlari Zeyd'e gektirip


s.

olmayam

katettirmeye kadir olur niu? Eicevap olur {Ceride-i Ilmiyye, adet 32,
208

901).

MislT ve kiyemi igin bak. No. 74.

112

Islam Hukuku

bey'de uf a cereyan etmez, boyle bir

satita meb:',

ne mefu', ne de

mefuun bih

olabilir.

ancak, miilk gayrimenkulde (akarda) olur. Gemide, menkuUerde, miri arazide ve vakifta uf a yoktur (Mecelle 1017). Bir miilk akar satildigi takdirde bitiiginde bulunan vakif akar mutevellisi

uf a hakki

veya mutasamfi uf a iddia edemez (Mecelle 1018). Ust katm satilmasi halinde de uf a vardir (Mecelle 1011). tvazsiz hibs ve vasiyet gibi bedelsiz olarak bakasma temlik edilen akarlarda uf a cari olmadigi gibi (Mecelle 1025), licret olarak veya mehr olarak verilen akarda da uf a

olmaz (Mecelle 1025). Akarm taksimi halinde de bitiik komu (Car-i mulasik) igin bir uf a hakki tanmmaz (Mecelle 1027).

uf a hakki
1.

sirasiyla unlara tanmmitir:

(halit fi

Taksim edilmemi bireyde muterek malik olan bir kimseye nefsil mebi'); 2. Gayri menkul uzerinde bir irtifak hakki olan
(halit ft

kimseye

hakkil mebi'); 3. Biti?ik gayri merikuliin malikine (carolan i mulasik). u halde 1 inci No. mucibince bir akarda ayian hissedar erik 2 nci No. mucibince mesela bir kimsenin miilkande su akitmak yoln olan kimse ve 3 uncii No. mucibince akan, gayri menkul mebi' ile

yanyana veya arkadan bitiik olan komu uf a hakkmi haiz olur. Su yolu kendisinin olmaksizm mlicerret su akitmak hakki juf aya sebep olmaz. Bu U9 kategoriden birinci varken ikincinin ve ikinci varken ugiincunun
uf a hakki yoktur^^^.

uf a
ufada
ii?

hakkmm kuUamlmasi
talep lazimdir^^^:
1.

muhtelif

fiillerle

olur;
2.

Taleb-i muvasebe;

daha dogrusu Taleb-i takrir ve

ihad; 3. Taleb-i husumet. Birinci talep, efT'in bey' akdini duydugu mecHste derhal^" mebi'in efi'iyim yahut ufam hesabiyle talep ediyo-

rum

gibi bir soz soylemesidir.

Bu talepten

sonra efi'in iki kii huzurunda

miiteriye, filanm

akanm satm

almisin veya bayi's, filan akanni filana


efl'iyim, ?uf a talebinde

satmisin,

ben onun u sebepten

buhinmu?tum

demesi lazimdir. Bu takrir ve ihaddan sonra nihayet efT' hakim huzurunda dava a9acaktir (Mecelle 1028-1024). uf a davasi, i?haddan sonra baka bir memlekette bulunmak

imde de talep ediyorum,

ahit olunuz,

gibi er'i oziir

olmaksizm tehir

edilirse

uf a hakki sakit olur.

^^^

Din

ittihadi art

olmadigi gibi btilug da

art degildir.

210
^^^

Muvasebe si9ramak demektir.


ihtilaflidir.
ittila'

Bazilarina gore bir teemmul zamani beklenecektir; bu da uf a

hakkmda

hasil edilen meclisin

sonuna kadardir.

MallannNev'ilen

113

uf a hakkmm tahakkukundan once

iskati i9in fikih

kitablannda bir

takim hilelerden (9arelerden) bahsedilmitir. "Bu garelerin isti'mali tmam Ebu Yusuf indinde mekruh degildir^^^; bakasina zarari mucib olsa
bile miibahtir;

Muftabih olan kavil, budur". Bu Qarelerden Haydar Molla erhinde Mecma-el Enhur'dQn nakledilen bin udur: Bayi' satacak oldugu arsasmm, riichan hakimi haiz olan efi'a bitiik tarafmdan bir arin miktanni onun duvan boyunca aymp kendisine ahkoyarak veyahut bu pargayi muteri olacak kimseye hibe ve teslim ederek geri kalam ona

komunun bunda uf a hakki olmayacaktir; funkii bu par^a satilmi degildir. tfraz edilen bu icismm obiir tarafmdaki arsada ise artik komuluk kalmami?tir. erh sahibi bu hiyleye kari bir 9are arayarak diyor ki:
satsa

"Hiylenin iskati i^in hiyle yoktur; bunu 90k aradik


93,

amma bulamadik".

Gayri Menkul Uzerinde Irtifak Haklari

Bunlar yol hakki (miirur hakki) su akitma hakki (mesil hakki), su almak hakki (irb hakki) vesairedir (Mecelle, 1165-1172, 1220-1233). Ust kat ina etmek (ta'Iiye hakki)da boyle sayilmak icabederse de bu hak normal surette obiiileri gibi gayri menkule taalluk etmeyip eski ust
kat malikinin ahsma
aittir.

Ewelce soyledigimiz

gibi

list

kat satilabilirse

de ta'Iiye satilamaz {Miilteka-l-Ebhurf^'^\ yani

iistteki

bina yikilip veya


list

yamp kalmasa, mevcut olmayan bir iist katm


kat (uluw)

bey'i caiz olmaz, 9unkii

mevcut olmadigindan ortada mal

yoktur. Bey'in mahalli, ise

mal olan
kati,

ancak mal, mebi' olabilir. Bu itibarla kalmayan malikinin ancak telorar ina etmek hakki vardir (No. 90).
eydir, yani

Bir kimse kendisinin miirur hakki kalmak lizere, miilku bulunan yolim rakabesini veya list katm karar hakki kalmak iizere alt katim satsa
caiz olur. Alt kat
(sifl)

her ne kadar sahibinin miilku ise de

uluw

sahibi-

nin dahi onda karar

ha1<Jci

bulundugundan

sifl

sahibi

bunu yiksa onceki

haliyle binaya cebredilir.^^^

212

Ve la tukreh ul hiletu fi iskatihainde Muhammedin tiikrehu {Multeka).


irtifak lugatte h^cet talep

ebi

Yusuf ve

bihi yufta kable vucubiha ve inde

213

etmek,

intifa'

manasinadir,

Bu

tabir fikih kitaplarinda

geger.

Medeni Kanunumuzdan once

Ttirkgie eserierde

de

gonillir.

Umumun intifa' ma
irtifak

terk edilmi olan araziye arazi-i miirfaka

denir.

Medeni Kanunda

sozu

servitude mukabili kullanilmitir,


214
215

Ve

la

tecuzu bey'u uluvvin sekata.


il

Dipnot numarasi bulunariadi. Hamdi Yazir, Irsad-ul Ahldffi Ahkdm


S.75.

Evkaf, 1330,

114

Islam Hukuku

Miirur, mesil, irb, uf a hakki gibi haklar hiikuk-i


sayilir;

mucerrededen

ayn'i bir

ahsm kendi miilkunde


her
iki

miicerreden sabit olur. Bunlardan bir


vardir.

gayrm miilkunde kesimine miiekked diyenler de


degil
cle

kesimi de iptal veya iskat ile sakit olur; yani bir kimse mesela miirur, mesil hakkmi, uf a hakkmi, iskat ettim dese artik bu hakki kalmaz. Ayn olan miilkte ise ibra, iskat, cari ve bunun ile

Bu hukukun

miilk batil, sakit olmaz. Miilk hakki sakit olmak i9in temlik lazimdir (Mecelle 1227). Iskat mukabilinde bir bedel, ivaz almak (i'tiyaz), eger bu

hususta

umumi

orf varsa caiz, hususi orf varsa

ihtilafli,
:.rb

hi9bir orf yoksa

gayri caizdir.

uf a da

i'tiyaz caiz degildir. Miirur,


ile birlikte

ve mesil

hakkmm

arza teba'an yahut arz

satilmasi caizdir (Mecelle 216); yani

mesela bir kimse kendi bah^esine, bakasmm arsasmdan ge^mek hakki olsa da bu kimse bah9esini o bakasinm arsasmdaki miirur hakki ile beraber satsa bu bey' sahihtir. Fakat muekked hukukten sayilan miirur hakki bir rivayete gore
94.

aynca da

satilabilir.

Mesil hakki

ise ayrica satilamaz.

Su Hakki.

islam hukukQulan su meselesiyle bilhassa me:?gul olmulardir. Buna arktaki su meselesinin ehemmiyeti balica amil olmutur. Bu ehemmiyet, daimi akar sular bulunmayan Mekke ve Medine gibi ehirler ba-

kimmdan

degil, Suriye

ve sun'i sulama

ilerinin klasik

memleketi olan

hakkmda da variddir. Bu itibarla denebilir ki Islam Hukukunun bu bahsinde kadim arkin mirasi ile temastayiz (Bergstrasser).
Irak ve Misir
Firat,

Dicle ve Nil gibi biiyiik nehirler miilk degildir (gayri


sular, kanallar, gayri

mem-

luktur).

Kutik

menkul maliklerinin mulkudtir. Bukanallarm

nun birgok obligasyon mahiyetinde

neticeleri vardir; husiisiyle

temizlenmesi, ayiklanmasi (kery) bir mukellefiyet, bir borgtur. Suyun mecrasmi herhangi bir siiret ve vasita ile degitirmek kadim bir hak mahiyetinde degilse ancak muterek maliklerin muvafakati
ile

miimkundiir.

Muterek maliklerin sudan


gizli

temin etmek, ya muayyen akanallar agmak yahut sabit biiyiikliikte gozlere taksim etmek sureintifa' (irb)mi

tiyle

veya zaman

itibariyle olur.

Bu intifa'

satilama2

Boyle
hususi bir

kanalm suyu her ne kadar memliik ise de iizerinde tam, miilkiyet yoktur. Herkes ondan ifmek ;efe) hakkini haizdir
bir

(Mecelle, 143, 1262 ve sonraki maddeleri).


ihraz suretiyle suda

tam bir hususi

miilkiyet nriiimkiindiir (No. 76)

Mallarin Nev 'ileri

115

95. Miilkten Gayri Arazi.

Fikih kitaplannda miilke ve


dair hiikumleri

mulk

iizerindeki haklara ve tasarruflara

yukanki paragraflarda kismen ve kisaca gSrdiik. Miilkiin miras hiikuku bakimmdan durumu da aagida miras bahsinde goriilecektir. Burada miilkten baka gayri menkul nev'ileri hakkmda miilk arazi ile birlikte topluca u maiuiriati vermek istiyoruz:
Fikih hiikumlerine gore feth
dort tiirlu muhayyerligi ^/ardir:
1.

ile

elde edilen topraklara kari devletin

Fethedilen topragm bete birini devlet i9in alikoyarak artanmi harbi kazananlara dagitmak; 2. Bete biri ahn-

3/Tamammi oraya getirilen miislim veya gayri iniislim ahaliye dagitmak; 4. Tamammi devlet, beytulmal i9in alikoymalc (arazi-i emiriyye). Bunlardan ii? onceki memeski sahiplerine birakmak;

maksizm tamamim

Fakat arazi nev'ileri, bu gordiipmuz miilk ve miri araziden ibaret degildir. Arazi, tasarruf, intifa' ve intikal tarzlan bakimmdan esas itibariyle be nev'e aynlir. Bxmlan kisaca ayn ayn gorelim:
liik arazidir.
1.

Yukanda bahsetdgimiz memluk


istiklal

arazi,
ait

admdan da

anlailacagi

uzere sahibinin mulkti olan,


raklardir.

Bu memliik

arazi,

ve muhtas bulunan topKur'an'm, eriatm miras hiikumlerine tevfi-

uzere ona

kan miras9ilara

intikal eder; vakif, rehin, hibe

ve vasiyet

edilebilir.

Yuka-

nlarda soyledigimiz gibi kendilerinde ufa hiikumleri cari olur (1274 tarihii Arazi Kanunu madde 1).

1274
i

tarihii
2.

Kanun, memluk

araziyi dort nevi'de gosterir:

1.

Arazi-

uriyye,

Arazi-i haraciyye,
arsalar, 4.

nnda bulunan

ve kasaba i^lerinde ve kenarlaMiri araziden ayinp miiUc ohnak iizere ahislara


3.

Koy

temlik edilen arazi.


2.Arazi-i emiriyye'nin rakabesi imam-iil miisliminin

mah

sayila-

rak beytulmal i^in ahkonur. Yalniz ziraat ve intifa' hakki (tasarrufli, menfaati) bir takim artlarla ahislara tefviz edilebilir (Arazi Kaniinnamesi, madde 3). Osmanlilar Rumeli ve Anadolu'da fethettikleri memleketlerin arazisinde

bu yoida muamele
denir.

etmilerdir ve boylece

Rumeli ve

Anadolu

arazisi arazi-i iriiriyye'den olmutur.

Bu kesim

araziye, arazt-i

memleket veya arazi-i havz da


tabi' degildir,

Bu arazi fikhm miras

hiikiimlerine

ancak bazi derecelerdeki yakmlara

intikal edebilirdi. Bir

bakasma tasarrufun devri, bey' sxiretiyle degil, ferag yolu ile olurdu. Ve bundan arsa sahibinin (rakabe malikinin) izni, itiraki lazimdi. Bu arazi
rehin (Arazi

Kanunu m.

116), hibe, vakif ve vasiyet edilemez;

haklannda

X16

islam Hukuku

ayn ?ufa can olmazdi (Mecelle 1017, Arazi Kanunu m. 41, 42),
usuUerine
3.

intikal

tabi' tutulmutu.

Bu memluk ve miri nevi' araziden baka bir de arazi-i metruke mesire yerleri, meyvardir^^^ Bu arazi ya tarik-i am, panayir, pazar ve
danhklar gibi

umum

nas i9in tahsis edilmi mahallerdir.

istimali kilak ve yaylaklar, baltahklar gibi intifa' ve rakabesi birakilmi yerlerdir. Her iki kesim arazinin de

Veya mer'alar muayyen bir koy

veya kasabaya devlete, beytulmale

aittir.

Bunlarda

irs

ve intikM yoktur.

Bu da iki 4 uncu nevi', arazi-i mevkufe, yani vakfedilmi? arazidir. dairesinde sahih surette kesimdir: ya 1. mulk olan araziden er'i usuUer hakki ve menvakfedilmi olan arazidir ki bunlann rakabesi ve tasarmf koyduklari artlara riayet ve faati vakfa aittir. Bunlarda vakfedenlerin
itibar olunur. 2. tahsislt kabilinden olan

mevkuf

arazidir ki

min

araziden

ile bakalan tarafindan iken padiahlar tarafmdan bizzat veya onlann izni bir cihete vakif beytulmale ait olan tasamifu veya menafi'i veya her ikisi Birinci kesim vakif ve tahsis edilmi arazidir. Bu tahsise irsad da denir. iken bu ikincn kesim arazi, sahih arazi, sahih surette vakfedilmi? arazi mevkuf arazidir. Ve gene bu ikinci kesim vakif arazi, yukanda

olmayan

ayirt ikinci nev'i olarak gordiigiimiiz sirf miri arSziden

edilmek i9in

min

alir. Bununla beraber vakif arazi (arazi-i emiriyye-i mevkufe) admi da Hukiimleri aagida bu arazinin de rakabesi vakfa degil, beytulmale aittir. arazinin buyiik kesigoriilecektir. Osmanli imparatorlugu'ndaki mevkuf

mi bu
1.

mevkuf arazi idi. Sahih surette vakfedilmi? olmayan bu arazi


tahsisat kabilinden olan

goriiluyor ki ii^e ayrilir:

ait olarak a'ar Miri arazinin ya rakabesi ve tasarruf hakki beytulmale cihete vakif ve tahsis ve riisumat gibi beytulmale ait olan menfaatleri bir de beytulmale ait olarak edilmi? veya 2. Rakabesi gibi miri menfaatleri ve yahut da yahuz tasarruf hakki bir kimseye veya bir yere tahsis edilmi? tasarruf haklan ile beraber miri 3. Yalniz rakabesi beytulmale ait olup Arazi tahsis edilmi? olabilir. Bunlardan birincisinde

menfaatleri bir cihete

Kanunu

hiikiimleri

can

idi.

Obiir iki kesimde tasanuf haklan vakfa ait

intikal, ta'til, oldugundan Arazi Kanunu tatbik edilemezdi; ferag, cari degildi. Bmnmiistehikk-i tapu, mahlul olmak gibi kanun hukiimleri ile fertler taraf ndan tasanuf edildigi ci kesim mevkuf arazi tapu senedi sultar beratleri ile, femianhalde, ikinci ve uguncu kesim mevkuf arazi merutun lehleri tarafindan ve larla veya defterhane kayitlan ile vakfi ve

^'*

Bu

araziye arazt-i

mahmiyye de

denilir.

Mallarin Nev 'ileri

117

ge9ecek olanlar, mesela bir tiirbedara tahsis edilmi olan arazi o tiirbedar ve ollirse beratla yani nasb edilecek ahis tarafmdan
oliirlerse yerlerine

tasarruf edilirdi. Tahsiss.t kabilinden olan gayri sahih vakif arazMe vakif artlarina riayet vacip degildi. Bunlarda da miri arazide oldugu gibi ?uf a cereyan etmez; fakat buna benzer surette muayyen kimselere hakki

riighan taninirdi. Bunlara miilkteki miras ve tasarruf hukiimleri de tatbik edilmezdi^^^.

Bir vakif arsa iizerine bina yapilmi veya mesela aga9 dikilmi olursa mutasamfi tarafmdan vakfa verilmek iizere yiUik bir icare kesilir ve

buna mukataa veya icarei zemin ve boyle araziye de mukataali arSzi denirdi. Arsa sahih vakif veya tahsisat kabilinden vakif olduguna gore bunun intikal usuUeri baka baka idi. Ve arazi-i memluke'nin miras
hiikiimlerine tabi tutulamazdi.

5 inci nevi arazi, arazi-i mevat'tir; bu, harap, i?lenmemi arazi demektir (mukabili ara;ii-i amire, ma'mur arazi). Muslim ve gayri miislim ve kimsenin temelluk ve tasarrufunda olmadigi gibi vakfa da ait

olmayan ve ehir ve kasaba ahalisine terk ve tahsis kilinmayan, koy kenanndan yanm saat uzaktaki daglik, talik, kira9 ve hali yerlerdir^'^ Bu
nev'i araziden ihya suret;yle intifa' veya mulk edinilebilir. Goriiluyor ki ihya edilecek arazi ilenrnemi, kimsenin olmayan arazidir. Miri arazide ihya cari olmaz. Miilk arazi, malikinin, 61mu ise veresesinindir; maliki

degilse lukata hukmiindedir; bazi fakihlere gore boyle bir arazi, mevat arazi gibi sayilir. [274 tarihli Arazi Kanunu boyle sahipsiz bulunan memluk arazinin miri arazi olup beytiilmale kalacagmi kabul etmi-

ma'lum

Su altmda iken suyun bir daha avdet etmemek iizere ^ekilmesiyle meydana 9ikan arazi dahi mevat sayilmi?tir. Fakat bir kimsenin arazisi
tir.

soma tekrar meydana 9iksa bakasi tarafmdan ihya edilmekle onun mulku olmaz; bilakis eski malikinin mulku olur. Mevat
batip deniz olduktan

arazinin ihyasi
izin ile olur.

Jmam-i a'zama gore sultan tarafmdan bu babta verilecek tmameyne gore bu izin art degildir^'^. Mecellenin 1271

Vakif bahsinde icare-i vahideii vakifia icareteynli vakif ve mukataali vakif ve mtistesna gibi, bir takim nev' ileri goriilecektir.
218

Arazinin mevat oldugunu tayinde


sidir.

Imam Yusuf a
irtifaktir;

imam Muhammed'e

gore inkita-i

gore aksa-yi imrandan uzak olmayani ahalinin ondan intifa' etme-

219

mekte olmalaridir. A Imam-1 a'zam ile Imameyn arasmdaki bu ihtiiaf ihya eden kimse Islam teb'asmdan olduguna goredir. Fakat ihya eden ecnebi teb'asmdan olursa asla malik
*

olmayaca-

gmdan

ittifak vardir.

j^^g

islam Hukuku

veya intifa' etmek maddesi mucibince ihyaya ya millk olmak uzere eden malik olmaz, fakat Arazl K^unu iizere izin verilir. tkincisinde ihya ubat etmemitir (madde 103), mulk olmak iizere ihyaya musaads '^e Tahriri Hakkindaki 1328 tarihli Emvali Gayri Menkulenin Tahdid Daha sonraki KadastKanun ihya usuliinii kabul etmitir (madde 28, 53), No.2613, m. 27G) ve Tapu ro ve Tapu Tahriri Kanunu (15. 12. 1934, bgisetmi?tir. Nihayet Kanunu (22.12.1934; No.2644, m.6) da ihyadan
inci
.

gift9iyi

Topraklandirma Kanunu ihyayi men etmiftir nev'i kendine mahsus bit Biitun bu 5eitlerden baka Osmanlilarda ki 90k kaniklikl^a sebep olmiilkiyet ve tasarruf ekli daha goriiliir niensubu tarafmdan usulii'dur; bir esnaf veya san'at
.

mustur; bu,

Gedik

daimi surette miistakar ohnak iizere bir edebilmek selahiyetine demr. Bunto ve bunlarla orada san'at ve ticaret aynhnitu-. 16 ubat 1328 da miilk gedik ve nakU gedik kesimlerine ve gedikler kaldinlmit^.^Esasen Istanbul tarihli bir kanunla tstanbuldaki tesis edilmitir havaltsi dimda, tarada gedik pek az icareteynli gayri menkullerSirf mill arazi ile vakif miri arazMe ve bahsinde goriilecektu:. de yurumii olan intikal usuUeri ileride miras
.

diikkan ijine

konmu olan

alata

96. Miiruri

Zaman. miiruri zaman yoktur. Bu, islam hukukunda bugiinku anlamda bir zaman ile hak sakit olmaz" Mecelienin 1647 nci maddesinde "tekadum-i auni ile hak ortadan kalkmaz. suretinde ifade edilmitir; yani zaman
^^0

U? yil i9inde yapilmasi jarttir (niteArazi Kanunu (madde 103) mucibince ihyanin hakkindaki Mecellenm 270 kim Cift9iyi Topraklandirma Kanunu, m. 7, 57). Ihya tarihli Emvali Gayri Menkulenm ve sonraki maddelerine ve 5 ubat 1328 (1912) 4.10.1926 tarihli Medeni Kanuna (madde Tahrir ve Tahdidi Hakkmdaki Kanuna, Kadastro ve Tapu Tahnr Kanununa, 635 641) 2613 No. lu ve 22.12.1934 tarihli Qiftciyi Topraklandirma Kanunu2644 No.lu ve 22.12.1934 tarihli Tapu Kanununa,
m.64, Arazi hukuku hakkmda All 4753 No lu ve 11 Haziran 1945 tarihli Kanun, Cemalettin, "Telhts-i Ahkam-i Amu ; Haydar'm, Htlseyin HUsni'nin jerhleri, Halil Uegenschaftsrechts", 1914. Erich Nord, "Die Reform des turkischen esere (rauelhfi: Sitki, Istanbul 1325), Gedikler ve ceitleri hakkmda "Gedikler" adh hakkmdald Muvakkat Kanun (Serkis 16 Subat 1328 tarihli Gediklerin llgasi

^^1

^^^

Karros, Ha?iyeli Kavdnin,

De la s.425 ve sonr.- Padel et L. Steag, 267-27C). Legislation fonciere Ottomane (Paris, 1904, s. mail ile ve diikkan miitevellisinm veya Gedik, mlistecirin me'ciir dtikkSna kendi ^i ve oraya koydugu ^7' malikinin izni ile kendi nefsi ifin yaptigi binaiar Jf^^^JJ (All Haydar, karari, yam kalma hakki vardir gedik sebebiyle miiste'cirin orada hakki
cilt
1,

Ahkam-Ul Vukuf, madde

148).

Borg Mundsebetleri

119

Bundan dolayi bilhassa arazide daima Arazi Kanunu 78 inci maddesinde:


mevkufeyi niza'siz on sene
olup... fakat bigayr-i

istihkak davalanna yol a9iktir.


"bir

kimse

arazi-i

minye ve

ziraat, tasarruf

etmi olursa hakk-i karar sabit

hakkm

zapt etmi oldugimu ikrar ederse mururi zaintikal teferrug

mana

itibar

olunmaz", denmi ve tatbikatta bu hak,

ve

tefevvtlz sebeplerine istinat ettirilmezse miicerret


sabit sayibnamitir
sebetleri

(Tapu Ta'limatBamesi, bent 8). genel kesiminde mururi zaman hakkmda miitemmim malumat

on senelik tasarrufla Aagida borg mtina-

verilecektir^^^.

XV. Bor^ Munasebetleri


Genel Olarak
97. Akitler.

Burada genel olarak borg sebeplerinden mukavele


haksiz
fiiller'

(akit)lerden,

(taa(ldt)den, haksiz iktisab' (riba)dan ve borg mlinasebeti

ile siki ilgisi

bulnnan mes'itliyetten, ve bu miinasebetlerin sukut ve zevaiaret edildigi iizere Islam,

linden, ve saireden bahsedilecektir.

Ewelce de

(ibni Abidin, cilt 1,

eyada ibaheyi asil addeder s.98); miibadele ve kazanci makbul ve helal goriir.
izrara, tagnre,

uphesiz bu yolda bakasmi

haksiz iktisaba miisaade

et-

mez. Azimet yolunda gitmez; bilakis ruhsati tercih eder. Boyle oldugu halde Islam hukukgulan pek gok muamelelere kolayca bir memnuiyet ve haram damgasi vurmular, adeta vehim halinde bir riba endiesiyle ve kendileri tarafmdan kurulan dint hukuk sisteminin muhafazasi gayretiyle en miihim ve zariiri hayat ihtiyaglanm sert bir tazyik ve kontrol altma
almilar, boylece akit tiplerini, geitlerini ta'yin, tahdit, akitleri siki suretle takyit

ederek bunlar igin aagida (No. 133) da goriilecegi iizere bir

gok butlan ve fesad sebepleri ihdas ve tespit etmi^ler^^"^ ve bu fesadlann aramaya mecbur olmulardir. iginden gikmak igin hile'lei
223

224

1660-1662 nci maddeleri ve 30 Mart 1329 tarihli Emvali Gayri Menkuienin Tasamifu Haklcinda Kanuni Muvakkat'in 15 inci maddesi (Serkis Karakog, Haiyeli Kavdntn, cilt 1, s.493). Kur'an, gultiw ve inadi men eder. Kul ya ehlel kitabi M teglu fi dinikum gayrel
Mecellenin
hakki (Maide Suresi, ayet 77).

225

manasmadir (Nisa Suresi, ^yet 98). Cem'i hiyeldir, er'T hile er'i mahlas, tedbir, 9are olmak iizere kullanilmitir. Asil hile dedigimiz eye Araplar hud'a derler (mekr ve keyd kelimeleri hakkmda A'raf Suresi, ayet 98; Enfal Suresi, ayet 18 ve 30). Fikihda Mlenin en ma'ruf numunesi faizi, bey' yolimda meru'
Itiile

s5zti yol, 9are

120

Islam Hukuku

Bilhassa ictihad kapisi kapatildiktan, atalet, cehalet etrafi biiriidukyava yava ten sonra Islam alemi tamamen iiksiz, havasiz birakilmi? gene eski imamlarm olii hale sokulmutur. Vakit vakit alman tedbirler
re'ylerinden birini ihtiyardan ibaret kalmitir.

da bugun bildigimiz akitlerin bir takimi me?hul idi (A. B. Schwarz, Borglar Hukuku Dersleri, 1948, s. 10); ilham alan hufakat garp hukuk9ulan akildan istifade eden ve hay^attan kuk telakkileriyle hareket ederek iktisadi hayatm inkiaflarmi ve bu suGer9i eski

Roma hukukunda

retle ticaret

ve refahi kolaylatirdiklan halde Islair hukuk5ulan akh ve insanm medeni hayati ihmal etmiler, Mecelle mazbatasmi yazanlar ve maslahat icaplabittab' oldugunu^^^ tekrar etmekle beraber medeniyet

nna uymak mecburiyetini


44). Taraflar

idrak edememilerdir.
itibariyle amrrdir,

islam hukukunda hiikumler esas

mecburidir (No.
ha-

mukavelenin nev'ini muhtevasmi


rol
.

istedikleri gibi tayin^edeticari, iktisadi

mezler. Eyada asl olan ibahadir denilmesine rngvc^en

yatm inkiafmda buyiik

oynayan mukavele serbestligine hemen he-

men

yer verilmemitir

^^^

muamelat kesiminde kilma muamelesinde gortxlur (No 152). Hiyleye fikihin yalniz bav^Jirulmutur ve "her hile ki degil, baka bahislerinde talak ve tiikah i^ierinde de iyidir, giizeldir onunla haramdan kurtulmak yahut helale iilamak iqin olur, hasendir, Mundkehat ve mufarekat s. denilmitir. All Haydar erhi, cilt 3 s.261; Haci Zihni, mezhebidir 208 ve s. 264) Mezhepler arasinda Mleyi en ziyade tervi: eden Hanefi ha'^kmda malumat vermitir; (izmirli Ismail Hakki, Ilm-i Hildf mdd. fikhm Mle bahsi Essai sur lafraude a la loi en droit musulman, s. 145 ve sonrakilere bak; Jean Baz, Kanuna Kar^i Hiyle, 1950. Paris, Sirey. Bu gunku hukuk i^in, Hamide Topguoglu, medeniyyum bittab' i ey muhtacun fi taayyusihi ilettemeddtini ve huve
Innel' insane

i^timauhu
^^'

maa beni

nev'ihi yeteavenune ve yetearekune

fi

tahsiiil

giza vel libasi vel

meskeni ve gayriha. teslim edilecegi yere islam hukukunda kimildama alani pek dardir (No. 47), Mebi'in mal her turlu ayip davasmdan ben dair mukaveleye art konabilir (Mecelle 285). Bir
muhayyerligi yoktur (Mecelle 342). Fakat art konulsa damesela icarda me'curun bakasma icar edilemeyecegi halckmda bir (Mecelle 428). Hibe teahhudu hukumhi, muste'cir me'curu bakasma kiralayabilir ribayi mutazammm goruldiisuzdur. Sigorta mukavelenamesine, tasadtife bagli ve Paa Tdrihi, cevaz verilmemitir (M. Zuhtu, Sigorta, 1926 s. 97-126; Cevdet

olmak

artiyle satildikta muteri igin ayib

gunden cilt 11,8.6 ve


lais

sonr.

Mahmud Es'ad,
ki;

Tdrih-i llm-i Hukuk,

s.

258). Esasen u9uncu CaTali

lehine bir mukavele kabul edilmemi^tir. (Kanun-i


(s,

Medeni

Komisyonu

lahiyasmda

26-27) deniliyor

...

pek eskiden

beri vakif yapilirken hazir, hatta

gosterildigi maruf ve mehurbelkide mevcut olmayan ehasm me^rutunleh olarak U9uncii bir ahis lehine art dur. Bu itibarla komisyonca bir akid zimnmda taraflarm muracaat hakki etmeleri caiz ve bu ahsm merutunaleyhe kari bizzat

dermeyan

Borg Mundsebetleri

121

hakkmda hakiki Islam g6ruunu, Seyit beyin bakanligmdaki "Medeni Kanun Tali Komisyonu"nun 1332 yilmda tespit
Mukavele
serbestligi
ettigi

esaslann birincisiai tekil eden ve 1339 yilmda toplanan "Kanun-i


teyid edilen aagidaki

Medeni ve Ukud ve Vacibat Komisyonunda aynen


satirlardan anlayabiliriz^^^,

"Mecellenin

art

ile

bey'

(ve

icare)

mahsusasma (ve diger akitlerdeki kanunen muteber olmamaic lazim


veya diger efraddan olsun
ciimle
iier

artlara)
gelir.

mevadd-i gore muamelelerin ekserisi


ziirra'

hakkmdaki

Zira tiiccar olsun,

olsun
bil-

smif halk arasmda icra edilmekte olan

ukud ve mukavelelerde taraflar bila tefrik her nev'i dermeyan etmektedir. Mezkur artlann ekserisi Mecelleye gore
artlar ciimlesindendir.

artlan

miifsid

Bu

misillu akitleri ve mukaveleleri muteber tutticari,

mamak nasm
mak

muamelelerinin genilemesine ve
istenildigi

smai, zirai ilerin

ve binnetice kam.u servetinin


demektir.

derecede gelimesine engel ol-

zamanimizda mukavele serbestligi esasimn kabulii zaruri ihtiyaglardan sayilir. Bu esasm Ticaret Kanununa derci de yetmez. Bima obiir muamelelerde dahi iddetle ihtiya? vardir. Fazla olarak bu esasm kabuliine kariji higbir er'i memnuiyet olmadigi gibi fikih, hilaf kitaplannda ve Mecellenin mazbatasmda dahi beyan olundugu veghile biiyuk miictehidlerden Imam Ibni iibrume'nin mezhebine de uycihetle

Bu

gundur. Zira muarun-ileyhe gore her nev'i art


sahih ve muteberdir.

ile

hem

bey',

hem
bu

de

art

"Elmiislimune inde urutihim" ve "Ennasu ala


varid

urutihim"

suretlerinde

olan

hadis-i

mehur

da

fikri

miieyyiddir...

Kur'an'm "Ya eyyuhel

lezine

amenu
bil

la te'kiilu

emvalekiim
gibi nasslan

beynekiim

bilbatili ilia

en tekune ticareten an terazin minkiim" ve "Ya


bil

eyyiihellezine

amenu evfu

ukudi" ve "Evfu

ahdi"

da bunu teyid ediyor...

Ibniil

Kayyim'in dedigi

gibi eya

ve ef aide

asl

makbul olmasi
dir.

esasi kabul edilerek

hem

fikih htikumlerine

ve

hem de asrm
bir

ihtiyag-

larma uyulmutur) (No. 133). Bir alacagm bor9ludan bakasma temliki sahih degii-

Anonim

^irkete yer veriimemi^,

umumiyetle sermaye hakkinda

90k tahditler

228

229

konulmutur (No. 72 ve notlari, No. 126). Kanun-i Medeni Tali Komisyonu layihasi, Istanbul, Matbaai amire 1332, s.5; (s.76, n.l42); Ceride-i Adliye, Agustos 1339. Ahde vefaya dair ayetler: tsra Suresi, ayet 34; Nahl Suresi, ayet 91, 92, All tmran Suresi, ayet 76, Tevbe Suresi, ayet 4 ve 8; Mli'minun Suresi, ayet 8; Bakara Suresi,
ayet 177,

Maide Suresinin

inci ayeti.

122

islam Hukuku

olan ibahedir kaidei fikhiyyesi de zikroliman esas ve mezhebin sihhatine

aynca ^ahadet etmektedir."


9S. $ekil Serbestligi.

hususunda gayet serbest davmecramnilardir, yani caiz goriilen biitun akit tipleri ifir. yazili bir ekil akdi, buriyeti koymamilardir. Gayrimenkul mallann temliki, evlenme
Obiir taraftan Islam

Hukuk?ulan

ekil

umumiyetle hibe, kefaiet gibi mu'teberlik arti olarak koydugu

akitler

igin

bugiinku hukukumuzun,

yazili ekil

veya bir memurun huzuru


goriilecegi tizere islam

aranmaz ve gene a?agida yargilama bahsinde de

Hukukunda herhangi

bir

hakkm

ahit ile isbati

mumkundur. Arazmin

feragmda arazi sahibinin izni lazmi olmasmm sebebi bakadir (A. B. Schwarz, Borglar Hukuku Derslen, 1948, cilt 1, s. 241 n. 3 ve s.242, n. 5; (Kabz arti hakkmda No. 34, n. 99).
99. Akitlerin

Tek Tarafli Feshi. islam hukukuna gore bir takim

akitler bir tarafli olarak fesh edile-

bilir;

mesela bey', ileride goriilecegi iizere (No. 137), miin'akid olduktan sonra bir 50k muhayyerlikler sebebiyle tehlikededii- ve bunlardan biriyle obiir fesh edilebilir (Mecelle 115). icar bir tarafdan muhayyerlikler ve kabz ile taraftan oziir sebebi ile feshe ma'ruzdur (No. 145). Rehin ancak

tamam oldugundan

rahin tesliminden once riicu' edebilir (Mecelle 706,

No.82 ba tarafi). Mutlak havalede teva'(Havale bahsi, No. 125)nm tahakkuk etmesi mukayyet havalede muhaliinbih'in telef olmasi halinde (Mecelle 693-695). Hibede mevhub, edilebilir havaleden rucu'
mevhubunleh'in ehnde mevcud olduka ve riicu' a mani' muayyen seariyet bepler bulunmadikca rucu' caizdir. Vekalet (Mecelle 1521, 1522), (Mecelle 806) mutlak olsun muvakkat olsun riicu' edilebilen akitlerdendir. Ida'

da boyledir (Mecelle 774);

irket akdini

(Mecelle 1353) ?erikler-

^^"

Omer Nasuhi

Bilmen, ba?kasmm miilkOnde veya cebinde bulunan altinlara kar?i bir bu degildir. ibaha'dan bahsedilemeyecegini sOylttyor. Bu, pek tabildii; fakat mesele ferdin ma'kul ve Akitlerin 5U veya bu jartlarla fSsid veya batil olacagi yolunda
bahis isiamm, hayatm makbul gordup iradesine miidahale mahiyetindeki ictihadlar caizdir gibi mevzuudur. Yoksa ibShe'ye dayanarak gayrin izrari, mUlkiyete tecSvUz Fikhiyye, cilt 1, s.185; bir iddiada bulunan yoktur. Hukuk-i Isldmiye ve Istilahdt-i

(No. 73,

n. 184).

Borg Mundsebetleri

123

den

biri

fesh edebilir''

Bugunkii hukukumuzda da
.

akitler igin bir

takim

riicu' sebepleri

uphesiz vardir

100. lyi Niyetin EBmayesi.

Islam hu]aik9iilan ewelce de iaret ettigimiz gibi


taraflar

iyi niyete

lazim

gelen ehemmiyeti vermi sayilmaz. Bilhassa joikanda goriildiigu uzere

akdin mxihtevasmi
degildir. Bir

iyi

niyet esasma dayanarak bizzat ta'yin husu-

ahsm zilyed bulundugu mail iyi niyet ile, onu malik sayarak iktisab eden kimse bu iktisabmda daima himaye edilmez (No.81, No. 135). Nitekim hukuki ide hata halleri de ilenmemitir. Busunda serbest
nxmla beraber miinferit meselelerde
iyi niyete i'tibar edildigi
goriiliir;

mesela istihkak muhayyerliginde miiterinin satm aldigi malm bakasma ait oldugunu bilmemi? olmasi gibi {Redd-ill Muhtdr ve Tahtdvf' ).

Hakkm

kotiiye

kuUamlmasmi men' yolunda da


,

bir prensip yoktur

denemez; esas

itibariyle

boyle bir prensibin yiirur oldugunu kabul etmek


ayni haklar bahsinde goriildugii iizere her-

lazimdir. Bilhassa

yukanda
inci

kes kendi miilkiinde keyfemayea tasarruf ederse de bakasmi izrar ede-

mez. Mecellenin 1261

maddesinde de tasnh

edildigi gibi bir

kimse

^^^

Mahmud

Es*ad, Tdrik-i Jlm-i

HukuK

s.256;

Ebul Ula Madin, Ahmet Cevdet Paa,

^^^

S.222, No. 7; No. 150) Mesela vekaletten her iki taraf rucu' edebilir (BK. 396); ariyette miiddet ta'yin edilmemi ise ariyet geri istenebilir (BK. 304). Hibeden rlicu' miimkundur (BK. 244, 245). Havaleden de BK. 461 dairesinde riicu' olunabilir. Ida' da miiddet ta'yin edilmi olsa bile mudi' her vakit ida' edileni geri alabilir (BK. 466). Gerek islam hukukunda ve gerek bu giinku hukukda bir takim akitler taraflardan birinin oliimii veya iflasi sebebiyle veya baka sebeplerle feshedilir. Miinferit bor? munasebetleri kismi-

nabak.
^^^

Bir reculi adl zevce nezdinde gaib zevcinin kendisini boadigma ahadet etse zevce
inandigi takdirde iddeti ge^tikten sonra baka bir erkege varabilir {Ceride-i Ilmiyye,

Adet

Gene mesela gasbda iyiniyet, uhrevi mes'uliyetten kurtarir; yani bakasma ait bir mah, onun oldugunu bilmeyerek almi ise sim olmaz, u ayete bakmiz: "Leyse aleykum cunahun fima ehta'tum bihi velakin ma taammedet kulubiikiim" Ahzab Suresi (33 tlncti Sure, ayet 5). Ayetin manasi udur: "Maamifih hata ettiginiz hususlarda -yani gerek bu nehiyden ewel ve gerek sonra kasdmiz olmaksizm sehv
26).

yaptigmiz yanliliklarda uzermize bir giinah yoktur, lakin kalplerinizin teammiit ettigi, ite giinah ondadir. Allah gafur, rahim bulunuyor- hata edeni af eder ve nisy^n
ile

(Hamdi Yazir, Kur'dn

Dili, cilt 5, s.3870).

Bayi' ayibli oldugunu bildigi bir mail ahara satacak oldukta ayibmi mtiteriye beyan

etmesi lazmi gelip gizlemekle miiteriye zarar vermesi haram ve

memnu'dur

(All

Haydar

erhi cilt

1,

s.74;

Keza

icarda, cilt 2,

s,

874).

124

islam Hiikuku

mulku olmayan sahrada

yaksa herkes ondan intifa' edebilir; ismabidikebili::, okuyabilir; ate lir, elbisesini kurutabilir ve iigmda bir ey olmadik9a ondan sahibi onu bundan men' edemez. Fakat sahibinin izni ve kimse bir kor alamaz. Veil, vasi gibi kimseler kendilerine ait olan hak kadi miiselahiyetleri yerinde olmayarak kuUanmaktan imtina' aderlerse bir yere dahale eder. Koca ikametgahi ta'yinde hakli ise de cnu ba?ka
ate nakil, kansini ehlinden uzaklatirmak, eza

ade olunmaz (Ali Haydar, Kitab

iin

vermek kasdiyle olursa miisSNafakdt, madde 182).

lOl.OrfveAdet.
islam hukuk?ulan orfe -bugiinkii hukukda oldugu gibi- ikinci derehususlarda cede bir mevki' vermilerdir, yani hakkmda nass oimayan modem hukukda orfe itibar edilebilecegini kabul etmilerdir. u farkla ki Kanununa gore orfe tekaddum eden, layik bir makamin Esas Tekilat

koydugu yazih hukuk, yani

beeri kanundur. islam hukuk5ulannca ise

bu, Kitab, siinnet ve nihayet icma' olarak tanmmitir.

Adet (90gulu

avait)

islam hukukfulannca niifusda (yani nefislerde)

umura, miistakarr ve tabayi'i selime indinde makbul olarak _t3krarlanmi ukul'iin ahaeye denir (Izmirli Ismail Hakki; llm-i Hildf, s. 1 10). Orf ise Bununla beradetiyle ohret bulup tebayi'i selimenin kabuUendigi eydir. meflium bir ma'nada kullanilmi?tir; nitekim Mecelle 36 nci
ber

bu

iki

maddesinde boyle yapmitu-. Orf ve adete tearuf ve teamiil de denilir. (kuUi) veya hass olur. Butun Orf ve teamul iki turludur:

Amm

bir

cemaatin

orffi birincisini,

muayyen bir taifeninki

ikincisini tekil eder.

Orf ve adet gerek


bir

amm

olsun, gerek hass olsun

hukmii ispat ifin orf ve teamul hakem kilmir; Mecellenin 36 nci maddesinde edilir. caat

muhakkemdir; yani niza' halinde ona miiratasrih

edilen

ve

"miislumanlann iyi gordukleri ey Allah indinde de iyidir" mealindeki kaideler hadise dayanarak bu esastan islam hukuk9ulan dahc bir takim vacip olur 9ikarmilardir: Nasin isti'mah bir huccettir ki onurla amel miimteni' (Mecelle, 37; No. 21). Adeten mumteni' olan ey hakikaten
gibidir (Mecelle 38).

Ezman'in

tegayyiirii ile

ahkamm

tegayyurii inkar

olunamaz (Mecelle, 39). Adetin delaleti ile hakiki mana terk olunur (Me(]V/Iecelle 43, 44), Orf celle 4). Orfen maruf olan ey ?art kilinmi gibidir
ile ta'yin,

nass

ile

tayin gibidir (Mecelle 45).

Fakat yukanda iaret ettigimiz iizere "er'a muhalif olan orf ve ave 22) gore dete i'tibar yoktur". imam Ebu Yusuf dan bir rivayete (No.l2

Borg Doguran Sebepler

125

nass

Met ve

isti'male

mebni

ise i'tibar orf

ve adete ve degil

ise nassadir.

5oyle ki altm ve gumuun vezni ve bugday, arpa, huraia ve tuzun keyli

hakkmda nass, yani hadis-i erif varid olmakla tarafeyne- Imam-i a'zama ve Muhammed'e- gore bunlarda nass'a itibar olunacagmdan bugdaym bugday mukabilinde bey'inde ve miibadelesinde keyl'de tesavi
olmasi
yani ejitlik art olup buna riayet edilmeyerek vezinde tesaviye riayet edilse miibadele caiz degildir. Fakat
(e;ya-i sitte) hakkindak:.^^"^ nass,

Imam Ebu Yusuf a

gore bu

alti

?ey

asn saaddette nass'm orf ve adeti ve isti'mali oyle oldugundan ve bu gibi orf ve adete ve isti'male mebni olan nass'm hukmli orf ve adetin tebedduliiyle tebeddiil edeceginden i'tibar
orf ve adete ve isti'maJedir.

Haydar

MoUa

diyor ki bu, nefselemirde


te'vildir denil-

nass'a muhalif bulunan orf


mi?tir; bazi fakihler

ile

amel olmayip, belki nass'i


s.l 17).

Ebu Yusuf un

kavlini tercih etmilerdir (Ali Haydar,

Mecelle, 37 erhi; tzmirli Ismail Hakki, llm-i Hildf

XVI. Bor? Doguran Sebepler


102. Akit.

veya daha ziyade kimseler arasmda birinin obiiriine bir ey eda etmek mecburiyetini tazammun eden hukuki baga Roma hukukunda
iki

obligatio,

derler^"^^.

Bu

kimselerden

biri

alacakli

oblirii

borfludur.
bir

Obligasyon (Obligation)

alacakli ifin bir alacak, bor9lu

bakimmdan

bor?, bir miikellefiyettir. Islam

Hukukunda obligasyonu

ifade eden u-

mumi

Avrupai kanunlann ve hukuki eserlerin terciimelerinde buna vecibe ve cemi' olarak vacibat denildigi olmutur; Arapca kitablarda da bu soz gorldUr (El mukdrendt utteri'iyye). Deyn tabiri esas itibariyle ayn kariligmi ifade eder (No. 71)
bir ta'bir yoktur.
.

Bergstrasser, obligation mukabili en

gunu soyler

Mecellenin 8

inci

uygun ta'btrin zimmet oldumaddesinde nakledilen "beraeti zimmet

asildir" kaidesinde

zimmet

sozii bir miilkellefiyet, mes'uliyet ifade eder.

Tiirkgemizde "zimmeti \ar, zimmeti gikti" ta'birleriyle de bor? kastedil234


235 236

Bunlara eya-i ribeviyye aenir. A. B. Schwarz, Borglar Hiikuku Dersleri, 1948, s. 1, Her deynin bir alacaklisi vardir. Aiacakiiya bu kelimenin ismi fail sigasiyle dayin, borgluya medyun veya garim denir. Garim ta'biri alacakliyi da ifade eder, cem'i
gurema'dir.
kullanilir.

Bu daha

ziyade mtlteaddit alacakli lar,

iflas

ve terike alacaklilari igin

237

Zirmnet insamn, leh ve aleyhine hukiim subutuna ehliyetini tazammun eden vasfi
olarak ta'rif edilmitir.

Bu ta'bir patrimoin kariligi

olarak da kullanilmitir (No. 54).

126

islam Hukuku

mektedir (Ahmet Reit, Isldmiyet ve Milletlerarasi Hukuk s. 24). tsvigrenin Obligation Kanunu da bize Bor9lar Kanutiu diye tercume edilmitir.

Obligation (vecibe, bor?) yukanda (No. 32) gordugumuz iizere bir fiilden dotarafli ve iki tarafli iradeden, veya curum'(teaddi)den, haksiz
Vakialardan, yani insanm iradesi ve fi'li olmaksizm da dogabilir. lte Mecelle 1060 mci maddesinde soylendigi gibi iki kiinin zahireleri, i?inzahide bulunduklan puvallann delinmesi suretiyle birbirine kanirsa bu
gar.

re ikisi

arasmda muterek

olur.

Borcun dogmasi bir vQcub ifade eder, yani mukellefm zimmeti deyn ile megul olur ve bugiinkii ta'birle -alacakh icin de- bir siibjektif hak dogar; mesela bir bey' akdi yapilmakla miiteri semeni vermek ve girer. Bugiinku bayi' de mail muteriye teslim etmek miikellefiyeti altma hukukda siibjektif hak ile iddia nasil birbirinden baka ise, Islam hukuku
da nefs'i
viicub
(Siibjektif

hak)

ile

viicub-i

eda'yi,

yani

iddiayi

ile birinden (miitalebeyi) birbirinden ayinr; mesela bir kismi alti ay va'de ebor9 alsa bu karz akdinin yapildigi anda nefs-i viictb, bor? tahakkuk

Fakat ecel hulul etmeden odenmesi vacib olmaz; alacakh bor9luyu mutalebe edemez; vucub-i eda (iddia) ecelin hululiyle vucud bulur.
der.

103. Iradeden

Dogan Bor^lar. iradeden dogan bor^lar, ya

bir tarafm iradesine

veya

iki

tarafm

ira-

veridesine mxistenit olur. Bir tarafli iradeye mustenit borca cuale misal No.3) kefaleti lebilir^^l Mahmud Es'ad Tdrih4 Ilm-i Hukuk'unddi (s. 245,

gostermektedir.

^^^

mecMl bir amel Cuale, zayi olan bir eyin reddi mukabilinde veya ma'lum veya cu'l hakkinda muayyen veya gayri muayyen ahis i9in bir bor9 :.ltizamidir. Bu iv^za tic(Kamus: ayakteri ve el kirasi gibi bir i, amel mukabelesinde art olunan ivaz ve buiup getirirse u mesela bir malmi zayi eden kimsenin bunu bana kirn
rete) denir;

kadar

yapana Hanefi mezhebine gore verecegim diye ilan etmesi gibi. Bu me9hul olmakla taahhiit acret lazmi gelmez. gtinku bulan (ecir), iltizam zamanmda buna ihtiyaci sahih degildir. Fakat afii ve Maliki fikhma g5re caizdir. Qmkii nas'm ncU bendi ve Biddvardir (Ali Haydar Mecelle, madde 449 ve 769 erhi, No. 73, 4 KanunnameyefUl Muctehidfi Nihdyetil Muktasit, cilt 2 s.196; Sultan Suleyman vacibat komisyonu sVndiQ cu'l den bahis vardir (madde 96). IstanbuFda toplanan 1339-1340, sayi cuale hakkmda miiteaddit maddeler kabul etmi^ti {Ceride-i Adliye, DerslerU 1948, 16-18, S.56. Bugunkii hukuk i9iii A. B. Schwarz, Borglar Hukuku
lira

Mm

S.274 sonu ve

s.

275). Bir tarafli hukuki

olmasi lazim gelen vasiyet

hakkmda

ileri-

de miras hukukuna bak.

Borg Doguran Sebepler

127

veya daha ziyade tarafm iradelerinden meydana gelen hukuki miinasebete, hukuki ie, akit denir. Akit, obligasyonun en onemli dogum
iki

sebebidir.

Fikhm muamelat kesimi


veya daha ziyade
biliriz.

asil

bu

akitler sahasidir. Akitleri bir taraf

taraflara mukellefiyet yiikleyen akitler diye ikiye ayiraikisi

Hibe, ariyet gibi akitlerde taraflann her


taraflidir. Obiir taraf

bor? altma girmeyip

mukellefiyet bir
akitleri

sadece alacaklidir. Fakat icare, bey'

her

iki tarafa

bor? tahmil eder. Bunlar muavezattir (Yunancadan

alinma tabiriyle bugiin bunlara synallagmatik akitler denir).


Akitler bir tarafli veya iki tarafli miikellefiyet dogursun, esas itiba-

Akdin mevzuu lizerinde taraflann nzalan birlemi olmahdir, zminen muvafakat kafidir (Mecelle 178); icab ne muhtevada yapilmi ise kabul ancak ona dair olabilir; yoksa akitlerin semeni yahut mtisemmeni teb'iz ve tefrik yani icabm mulitevasmi bir kesiminde kabul, bir kesiminde red etmeriyle bir

tarafm icabi ve obiir tarafm kabulu

ile

miinakid olur

ye selahiyeti

yoktui'^"^^,

Kefalet yalniz kefilin

icabiyle

miin'akit ve

nafiz

olur.

Fakat

mekfdliinleh dilerse reddedebilir (No. 160 ve sonr. Imamlar arasmda ihtilaf vardir).

Rehin ve hibede akdin tamam olmasi

i5in kabiz

da lazimdir

(Mecelle, 706 ve 837).

icab ve kabul sozle veya yazi

ile

(Mecelle 173) ve nihayet yukanda

(No. 32) goriildiigii iizere dilsizin ma'ruf iareti ile de olabilir. Kabul, icabm yapildigi meclisde, yani akit i9in vuku bulan goriime i9inde ol-

mak
obiir

lazimdir. Fakat icabi yapan, meclisin

sonuna kadar muhayyerdir;


edebilir. Riicu' halinde

tarafm kabulunden once, icabmdan

riicu'

icab batil
celle

olacagmdan ondan sonra kabul ile akit, miin'akit olmaz (Me181-184). Bugunkii hukukda ise icabi yapan, meclis dagilmcaya,
ile baglidir; icabi

yani taraflar birbirinden ayrilmcaya kadar icabi

yapanm

kabulden once oliimii veya ehliyetsizligi ile de- esas itibariyle- icab batil olmaz (A. B. Schwarz, Borglar Hukuku Dersleri, s. 219, 221). Fakat kabulden sonra taraflardan her
239

biri,

heniiz birbirlerinden ayrilmi olmasalar

Hak

ihdas eden, yani tasamifi

mahiyetinde olan,

modem

hukukta

ini, yapici

ilere,

haklara taaliuk eden bir

tarafli

beyanlarda kabule mahal yoktur. Bir rakikin

(kolenin) i'taki (az^id edihnesi), bir borglunun ibrasi gibi. Bxmlar mtxcerret bir beyan
ile

hukuki netice msydana getiren


denir.
elini

ilerdir.

Bunlara mtineccez yahut naciz tasarruflar


eline

da
240

Safka, akitlerden birinin

Sbtiriinun

vurmasi ma'nasina olup mecaz

manasiyle akdin kendisine denir.

128

Islam Hiikuku

dahi artik akitten donemez; ancak akitten rixcu' hakki art koulabilir (art muhayyerligi i?m miinferit bor? miinasebetleri, bey' bahsine bak.).

Imam
vardir, yani

afiiye gore ayrilma olmadikQa taraflarir hiyar-i meclisleri

bu halde kabulden sonra dahi

bir taraf akdi feshedebilir.

104. icab ve

Kabulde Hukuki tltizam Kasdi. icab ve kabulde ciddi bir hukuki ihizam kasdi

l:>ulunmahdir.

Alay

ve aka kabilinden sozlerle bir akit meydana gelmez. Fakat akdin ciddi olarak yapilmi oldugu asil saydir (AU Haydar, cih 1, s.260). Miicerred
va'dler ilzam kuwetini haiz degildir. Fakat bir hususs ta'lik edilen va'd,

hususun tahakkuku lie lazim olur (Mecelle 84, 623); mesela bir kimseye bu mah falan adama sat, parasmi vermezse ben ^'eririm diyen ahis mal satdip muteri tarafmdan para odenmezse bunu odemeye mecbur
tutulur (No. 86).

Amma bir kimse benim

u kadar

boroumu kendi mahn-

emir edip o da va'd ettikten sonra odemekten imtina' etse miicerret bu va'dle borcu odemeye icbar ohinamayacaktir (Ali Haydar, madde 84 erhi). Muajeret adabi ve nezaket icabi ve miilahazalariyle yapilan va'd ve mesela davetler de bir bor9 dogurmamak

dan ode diye

bir ahsa

icabeder.

Akitler esas itibariyle mazi sigasiyle olur. Gelecege taalluk eden sozlerle, yani mesela alacagim, satacagim, kiralayacagim gibi sozlere
kari sattim, aldim suretinde vaki cevap ile akit miin'akid olmaz.

u kadar liraya satm al gibi sozlerle imdiki zaman, hal murat olunur veya soz gelii iktiza ederse, bu muteber bir icab sayilir (Mecelle 169-172, 434, 435, 623; Yuk, No. 32). Aksi takdirde obur taraftan bir kabul ile akit tamamolmaz^'^^ Akitlerde taraflarm akil, miimeyyiz veya balig olmalan arttir. Bu
ehliyet, fikihda art olarak gosterilmi
tir.

ve kazuistik yolda tanzim edilmi-

Bu, Mecelle maddelerinde (bey' 361, icare 444, kefalet 628, havale
Risalet yolu

684, rehin 708, vedia 776, ariyet 809, hibe 859) gorulmektedir, (No. 46),
yapilan akitte resul, akdin muitevasmi muhataba ihbar ve teblig edip de muhatap ayni meclisde kabul ederse akit miin'akit olur (No. 49). Mektub ile yapilan icaba, mektubun diger tarafa vusulii ve
ile

241

Ve

levkane ehadul lafzeyni ibaretan

anil mtistakbeli hi

feyekululaharu bi'tu ev yekuiu


hilafin nikahi (Serahsi; ciit 12

iteri fe
s.

yekulu

i^tereytii

en yekule ehaduhuma bi'ni la yeiakidul bey'u indena bi


illel

109; keza TahtavT (Fibeydni urutil bey'i):

emruizd delle alel

hdli.

Borg Doguran Sebepler

129

okunup muhte^^asma
olur.

ittila'

iizerine kabul edilerek

cevap yazilmasi veya

vakif olunan meclisde ?ifahen kabul edilmesiyle yine akit tamamlanmi

105. Haksiz Iktisab,

Haksiz iktisab

ta'biri,

yeni

hukukumuzda

goriilen bir ta'birdir;

bu

makamda
tir.

sebepsiz iktisab, sebepsiz zenginleme sozleri de kullanilmigayri

Medeni Kanun Tali Komisyomi layihasmda buna (me'huzat-i muhikkadan te^^ellud eden vecaib) adi verilmitir.

Fikihda bunun balica halini riba tekil eder. Riba, ziyade manasmdadir; fikih istilahmda ivazdan hali olan mal fazlasi diye tarif edilmi-

(huve faz'lua, halin an ivazin) yahut (fazlu malin halin an ivazin)^"^^, Muavazat da bahis mevzuu olur; bir muavaza akdinde ivazsiz kalan her hangi bir fazla demektir. Bu manada riba karz akdinde cari ve mutad olan
tir

faizden daha geni bir mefhumdur.


106.

Muavaza Zimnmda Riba'.

Riba muavaza akdi zimninda olur. Riba'nm mikyasi cins ve miktar veya her biridir. Bir akitte cins miktan miittehit iki mal birbiriyle miibadele edilmi oldugu takdirde arada bir tarafa bedelsiz bir fazla tahakkuk
etmi ise

bu

bir riba'dir,

mesela birine bedelini bilahare almak


etti;

lizere

karzan on
verdi,

lira verdiniz,

harg

bir mtiddet sonra yerine

on Hra

getirip

bu muamele

bey'-i sarf (No. 131) suretiyle iki

on

lirayi birbiriyle

miibadeledir. Bunlar cins ve miktarda


lira

yerine mesela on

lira

tamamen mlitekabildir. Fakat on on kuru verilirse bu on kuru a^iktan, bedelsiz

verilmi bir ziyadedir. tte riba ayeti (Bakara Suresi, 275 ve sonraki a-

oldugu zaman boyle altm ve gumu nukud ikraziyle ribalandirmak cahiliye Araplarmda ma'ruf idi. Hatta agniyasmm 90k kere yedigi, igtigi hep riba demekti, biri digerine bir va'de ile altm veya giimu bir miktar para ikraz (No. 156) eder ve miiddet i^in istikraz miktayetler

nazil

rma, aralanndaki teraziye gore- bir miktar ziyade de ?art eylerdi. Bu ayet nazil oldugu zaman aralannda en mehur olan riba bu idi. Her hangi bir
bor9ta va'de hulul
ettigi
et,

zaman bor9lu borcunu veremezse, alacaklisma


yani artir" derdi; gene bir miktar daha riba

"veremeyecegirn, riba
edilir

zam

ve bu suretle va'de yenilendik9e borcun miktan artardi ve arta arta aslmm bir veya bir ka9 mislini bulurdu. Asil deyn'e re'siilmal ve ziyade-

^""^

Abdurrahman-ul

Ceziri, Kitdb ulfikh ale! mezdhibil erbaa, cuz'i sdni,

s.

245:

130

islam Huktiku

sine riba ta'bir edilirdi...

Hamdi Yazir

diyor

ki:

Cihanm bugiinku

faiz

muamelati da mahiyyeten cahiliye devrinin bu adetinden baka bir ey degildir {Kur'an Dili, cilt 1 s. 952, 953).

Riba

iki

kisma

aynlir: Biri nesie ribasi

oburu fazl ribasi'dir.

107. Ayetlerde Riba'.

Yukanki misalde vaMeli ikrazda zam

edilen

on kuru

tarn

manasiyle bir riba sayihr, haramdir. Ve gene mesela agirliklan miisavi iki altim iki bu^uk altma veya iki altm ve u kadar kuria veya bir kile bugdayi bir buguk kile bugdaya pein miibadele etmek haram oldugu gibi, on gram gumiiu o miktar veya daha az veya daha 50k gram giimu
mukabilinde, kezalik

bugdayi bir veya iki veya li? kile bugday veya arpa mukabili veresiye satmak da caiz degildir; bir metre am kumami ayni cinsten bir veya iki metre am kumai veya baka cinsten kadar Bursa kumai mukabilinde veresiye satmakta da bir riba mesela
iki kile

vardir

(Omer Nasuhi Bilmen, cilt 5 s.l 14, lisf^'^. Bu hiikumler yukanda (No. 74, 101) iaret ettigimiz iizere Kur'an'm bu babtaki ayetlerine ve bir hadis'e istinad eder. Kur'an'i Kerim'de ribaya dair olan bu ayetlerin biri Mekke'de, oburieri Medme'de
nazil olmutur.

Suresindeki Mekki'dir; Bekara, Nisa, Ali Imran Surelerindeki Medeni'dir. Hadis, Haccetul veda'da irad buyurulmutur.

Rum

"Ve ma a'teytum min riben li yerbu fi emvalin nas'i fela yerbu indellahi ve ma a'teytum min zekatin turidune veghallahi fe ulaike hum ul muz'ifun" (Rum Suresi, ayet 39). "Ve ahzihumur riba
Ayetler unlardir;

ve kad nehu anhu ve eklihim emvalen nasi bil batili ve a'tedna lilkafirine minhum azaben elimen" (Nisa Suresi, ayet 161). "Ya eyyuhellezi amenu la te'kulu riba ez'afen muzaafeten vettekuUahe leallekiim tuflihun" (Ali Imran Suresi, ayet 130). Ve nihayet "EUezine ye'kulune riba la yekumune ilia kema yekumuUezi yetehabbetuhu eytanu minelmessi

ennehum kalu inne me elbey'u mislurriba ve ehallel lahul bey' ve harremerriba, femen caehu mev'izatun min rebbihi fenteha felehu ma selefe ve emruhu ilahi ve men ade fe ulaike eshabun nari hum fiha haliduh. YemhakuUahhurriba ve yurbissadkati vallahu la yuhibbu kuUe keffarin esimin. Innellezine amenu ve amilussalihati ve ekamussalate ve
zalike bi

^"^^

illeturriba el

kadru

velcinsu...

udima, halle ve in
Bdburiba).

Fe in vucid el vasfani hun-imel fazlu veimes'u ve in vucide ahaduhuma fekad halle ttefazulu le nnese'u {MUltekd,

Borg Doguran Sebepler

131

atuzzekate lehum ecruhum inde rabbihim vela havfun aleyhim vela

hum

eyyuhellezme amenu ttekuUahe ve zeru ma bakiye minerriba in kiintiim mii'minm. Fe in lem tefalu fe'zenu biharbin minallahi veresulihi ve in tiibtiim fe lekiim musu emvalikum la tazlimune ve la tuzlemuii. Ve in kane zu usretin fe naziretun ila meyseretin ve en
tasaddeku hayrun lekum in klintum ta'lemun. Vetteku yevmen turceune ffhi ilallahi summe tuveffa kuUiinefsin ma kesebet vehum la yuzlemun." (Bakara Sur^si, ayet 275-281)^.

yahzenun.

Ya

Hadis de budur: "Ezzehebu bizzehebi vel fiddatu bil fiddati vel burru bil buni ve^^airu bi?airi vettemru bittemri vel milhu bil milhi, mislen bimislin, sevaun bi sevain, yeden biyedin. Fe'iza ihtelefet hazihil
kane yeden biyedin" (Abdurrahman ul Ceziri, ''Kitdb ulfikih alel mezdhibil erbaa, ciiz'i sanV\ s. 248)^^^
esnafii fe bi'i3 keyfe i'tum iza

^ Ayetlerin m^ nalan; Rum Suresine

nemalansm diye verdigiyuzunu (nzasini) murat ederek verdiginiz zeMt ise, ite kat kat yapanlar onlardir" (Hamdi Yazir, Kur'an Dili, cilt 5, s.3819-3829). Nisa Suresine ait: "Ve nehiy edildikleri halde rib^ almalari ve halkm
ait:

"nas'rn maliarmda

niz riba (faiz), Allah yanrnda nemalanmaz, Allah

emvalini haksizlikla yemeieri sebebiyledir ki (evvelce onlara helal kilinmi bir 90k nimetieri kendilerine haram ettik ve kafir kalanlarina elim bir azap hazirladik"

(Hamdi

Yazir,

cilt 2, s.

15 12). Ali tmran Suresine

ait:

"ey,

butun imin edenler, Oyle

AUahdan korkun ki felah bulasmiz." (Hamdi Yazir, Kur'dn Dili, cilt 2 s. 1173). Bakara Suresine ait: "riba yiyen kimseler eytan 9arpan kimse nasil kalkarsa oyle kalkarlar, bu ide onlarm "bey' tipki riba gibidir" demeleri
kat kat katlayarak riba yimeyin.

yuziinden; haibuki Allah bey'i heiai kildi rihiyi haram, bundan boyle her kirn rabbi

ve ribMan vaz ge9erse artik gegmi^i ona ve hakHer kim de doner yeniden alirsa onlar n^r eshabmdandirlar, hep orada kalacaklardir, Allah Ribayi mahveder de sadakalari nemalandirir. Hem Allah, vebl yiiklenici musirr kafirlerin hi9 birini sevmez. Imn edip iyi iler yapan ve namaz kilip zekat veren kimselerin Rablari indinde ecirler
Ogtit gelir
aittir.

tarafmdan kendine bir

kmda

hiikuir;

Allah'a

mahzun olacak degildir onAUahdan korkun ve riba hesabmdan kalan bekaya yi birakm, eger ger9ekten mti'minlerseniz. Yok eger yapmazsamz halde Allah ve Reonlara bir korku yoktur ve
lar.

tiphesiz kendilerinindir.

Ve

Ey,

btittm

iman

edenler;

bilin ve eger tevbe ederseniz re'suimalleriniz ne zaiim olursimuz ne mazlum ve ayet bor9lu sikmtida ise o halde bir kolayliga intiz^r, bununla beraber tasadduk etmeniz hakkmizda daha hayirlidu-, eger
sizindir,

sultinden mutlak bir

Harp olunacagmi

^"^^

oyle bir gtine hazirlanm ki dondtirultxp gtin Allah'a gottiSonra herkese kazandigi tam^miyle odenecek ve hi9 bir zulme maruz olmayacaklar. (Hamdi Yazir, Kur'dn Dili, cilt 1 s. 951). Hadisin m^nasi: "Altmi altm ile ve gtrniii^ti gumti ile ve bugdayi bugday lie ve arpayi arpa ile ve hurmayi hurma ile ve tuzu tuz ile, misli misli ile, birbirine mtisavi
riileceksiniz.
'

bilirseniz.

Hem korkun,

olarak bir elde satmiz.

Bu

smiflar

istediginiz gibi satabilirsiniz",

muhtehf olursa bir elde (te'cil, tehir olmadik9a) yani bu mallarm bir cinsden olanlari misli ile arada

32

Islam Hukuku

Ribadaki hormet'in

illeti

hakkmda Imamlar arasmda


illeti,

ihtilaf vardir.

Hanbeli'ler ve Hanefi'lerce keyl ve vezn, afii'lerc3 nakid ve yenir ey


olmaktir. Malikriere gore ziyadelikdeki hormetin olmaktir.

nakdiyyet nakid
fazl

Taamda, yani yiyecek eylerdeki hormetin

illeti

ve nesi'e

ribalanna gore degiir (Bunlar ve diger ihtilaflar hakkmda yukanda adi gegen eser, s. 249-251. Serahsi'nin "MebsufM, cilt 12 s, 110 ve sonrakimuktasif\ ler. Muhammet Bin Rud, "Bidayet ill muctehit ve nihdyet ul
ikinci

cuz s.l07 ve sonrakiler.

ve IstilahdU Fikhiyye

Omer Nasuhi Bilmen, "Hukuk-i Isldmiyye kamusu '\ Istanbul Hukuk Fakultesi Mecmuasi, cilt
sonrakiler.

XVIII sayi 3-4, s.859 ve Derslen\ s. 354 ve 358.

Ah

Haydar-Haci Adil, "Usul-i Fikih


s.

tzmirli Ismail Hakki, ''ilm4Hildf\

117).

Yazir, Ali tmran Suresindeki ayet hakJcmda: Miifessirlerin ez'af-i muzaafa kaydmm ihtirazi olmayip o zamaniii hallerin cereyanma

Hamdi

gore vuku'i oldugunu ve binaenaleyh

asil

nehyin mutlak surette ribayi

tahrime miiteveccih bulundugunu beyan ettiklerini, bu ayetin Uhud vak'asmi tezkir sadedinde varid olmasi bunun ilk nazil olan men' ayeti oldugima delaletten hali olmadigmi, tahkikati fikhiyeye nazaran da Baka-

bimdan muahhar idigini, Bi'set-i nebeviyyenin son senelerinde ve Mekke'nin fethi siralannda nazil oldugunu ve men'in tatbikat'i umumiyesi i'tibariyle i'lan'i haccet-iil-veda'a musadif bulundugunu, hatta muahhar olmasa bile her halde mukaddem
ra Suresi ayetlerinin niizul' itibariyle

de olmadigmdan la akal mukarenete mahmul olmasi lazim geldigini soyluyor {Kur'dn Dill cilt 1, s.1174). El'ezher profesorlerinden eyh Draz da Bakara ayetlerinden 278-281 inci ayetleri nakilden sonra bunlann Peygamberin hayati sonlanna dogru nazil olan kat'i ayetler oldugunu,

umumiyetle Islam hukukgulannca ribanm hormeti mutlak ve kariliksiz olan herhangi bir miktann haram edildigi re'yinde olduklarmi beyan ediyor
246
.

bir ziyadelikle

ve kabizda te'cil suretiyie satilamaz; satilraasi caiz degildir. Cinsler eser, ihtilaf ederse ziyade ile veya noksan ile sati saMhdir ...Tukanda adi ge?en ayni sayfaya, Sahih-i Buhdri muhtasan terctimesi, Tecridi Sarih tercumesi, cilt 6,

bilhassa 993 ve 1004 numaralar).


^"^^

Travaux de

la

semaine internatonal de droit musulman,


s.

s.

149;

Adurrahman

ul

Ceziri: Kitdb ulfikh alel mezdhibil erbaa, ciizi sdni

247.
kat'i degildir.

izmirli Ismail Hakki: Fazl ribasi Hadislerle sabittir;

bu ribanm hormeti

Nesie ribasmm hormeti

kat'idir.

Bu-incisinde ihtilaf vac, ikincisinde yoktur. Ali

imran Suresindeki ayet, riba nehyini takyid ediyor, menhi olan ribanm ancak ez'af-i muzaafa tarikiyle olan riba oldugunu gosteriyor. Her ne icadar "ve harremerriba..." ve sair ayetler mutlak ise de mutlak ile mukayyet tearuz ederse mukayyet mutlaka

Borg Doguran Sebepler

233

108. Diger

Hukuklarda Riba'.

Bilindigi lizere eski Yunanistan'da Solon'dan evvel ve


iki

Roma'da on
kanunuyla

levha kanunundan once faiz tamamiyle can idi ve borcunu odeyemeyenler esir sayihrdi. Solon'un Kanunlanyla ve on iki levha

kavmi igin menetmiti^^\ tnde riba memnuiyetini goruyoruz^^l Papalar, konsiller, kilise babalan da bu memnuiyeti benimsediler, nihayet biitun ortafag bu
cil'de

faiz ilerinde islahat yapildi. Tevrat, faizi

doktrini

muhafaza etmek

istedi.

tslamdan onceki cahiliye devrinde de

faizcilik

ve

borgtan dolayi esaret yukanda goriildiigu lizere mevcut idi. Faizcilik ile ge^inen servet sahibi bir takim mukrizler vardi. Sakif ve Kurey kabileleri faizcilik ederlerdi^^^ Odiin? para alanlann da biiyiik sayida fakir, nafakasi dar veya yok kimselerden ibaret bulundugu anlailmaktadir. Hadisde

kalem eyanin, bilhassa zaruri maddelere, gida mallarina taalluku bu duruma delalet etmektedir. Islam bu yolda 90k ahlaki ve idealist davranmitir. Kur'an ve Peygamber daima tasadduk ve fakirleri infak
sayilan
alti

Bu bapta yalniz Bakara Suresinin tahrime dair olan ayetlerden onceki bir 50k ayetlere gdz atmak kafidir^^^.
Kohler diyor ki^^\ re'siilmalden intifa, gilidir. Eski Milletlerin hayatmda -ki onlarda
racih oiup

tavs|yelerini tekrar ede durmutur.

faiz meselesi ile siki fiki


istihsal

il-

umumiyetle

zirai idi

mutlak mukayyste hamil olunacagmdan nehy edilen ribanm ancak muzaaf riba oimasi lazim geliyor. Bu da Cahiliyye zemanindaki riba'dir. Peygambe-

{UsuU Fikih DerslerU Istanbul Matbaai Hukukiyye 1329 s. 60). ^^ Tevrat'm Huruc kitabi 22 nci babi 25 inci ayetinde "eger kavmimden yanmda bulunan bir fakire odun9 verirse ona muameleci gibi olmayip iizerine
faiz

rimizin kaidirdigi riba bu Cahiliyye ribasidir, diyor

koymayasm".

Laviler

kitabmm 25

yanmda

nmda

nci ayetlerinde "biraderin fakir duup senin kudretsiz kalir ise garip ve misafire yardim eder gibi ona yardim eyle ki ya-

inci

babinm 35-37

yaaya, ondan faiz ve murabaha almayasm ve Allah'dan korkasm. Ta ki birayanmda yaaya. Ak9ani ona faiz ile vermeyesin". Tesniyenin 23 uncti babmm 19 ve 20 nci ayetlerinde de "biraderine ne faiz ile akfa, ne faiz ile zahire
derin senin
velhasii faiz ile verilen hi9bir eyi faiz iie vermiyesin. Ecnebiye faiz ile verebilirsin. ^^"^^ biraderine faiz ile verraeyesin..;' denilmektedir.

248

Luka

Incilin 6

mci

babmm

34 ve 35

ettiginiz kimselere odiin? verirseniz

"eger bedelini almayi umit ne faziletiniz olur. Zira giinahkarlar dahi gunah-

inci ayetlerinde

karlara mukabilini geri almak uzere odun^ verirler. lik ediniz ve hi? bir bedel umit etmeyerek odun?

Amma dumanlarmizi
veriniz ve ecriniz

sevip

iyi-

90k olup

Miitearm
249

ogullari olacaksmi2:."

250

Hamdi Yazn-, Kur'an Dili, cilt 5, s.3829. M. Daualibi: La theorie de Fusure en


international de droit musulman,
s.

droit
8.

musulman, Travaux de
basi, 1922,

la

semaine

251

140, No.

Josef, Kohler,

Lehrbuch der Rechtsphilosophie, ii9uncu

paragraf 105.

134

islam Hukuku

daima istihiak ve menkul sermaye az rol oynardi- karz hemen hemen Komular mahiyetinde idi. Karz ya zaruret veya hiffet aninda verilirdi.
degil, biraz tarafmdan veya kabile efradi tarafindan, yalniz re'siilmalin iztirab gibi sayilmasi fazla bir eym de geri istenmesini bir tazyik, bir fakat iztirar, sebebi bununla izSh edilir. Yakmlanna muzaheret etmeli,

iktisab

mevzuu yapilmamalidir. Bu kimseler hiffeti halinde konmacaksa aleyhine nizamlamahdir. ite ii miimkun oldugu kadar az onun zaranna, men?e'i budur. Bu faiz almanm menmuiyetine dair olan hiikmun
memnuiyet, menkul sermayenin az kuUanildigi zamanlara
109, Fahi Faiz.
aittir.

mulmelelerine bugun de hi9 bir suretle iyi memlekette sefalet gozle bakilmamaktadir. Hudutsuz bir faiz serbestligi, Boyle bir Fakat butiin biitim men' de xmiumi ihtiyaflara uymaz.

Her halde

fahi faiz

yaratir.

almamak memnu'iyet iktisadi, ticari hayati baltalar. Faizsiz, hele geri her halde 50k iyi uzere muhta? kimselere para vermek dun de, bugtin de
bir
itir.

Fakat

fi'li

Hayatm

zaruretleri,

hayatm, realitenin icablarmi unutmamak lazimdir. tabiatm istekleri kendini daima tamtir ve tamtmitir.

Kur'an ve Hazreti Muhammed bir Qok tebligleriyle bu ezeli kanuhukuknun amaz dustur oldugunu gostermi? ve 6gretmitir. Butiin eski 9ulanmizm beySn ettikleri turlu tiirlii formullere ve yer yer tatbikatma gelmekle berabakihrsa, bu hakikati anladiklanna iiphe etmemek lazim
icabi halle ber hukuki ve dini, ahlaki nizami birbirinden a\armayarak, birbirleriyle imtizaca idealin smirmi (*) belirtemeyerek, malzemelerinin biitiinliik veremekabiliyetini 90k defa takdir edemeyerek yapilanna bir olmu, bir taraftan diklerini goriiyoruz. ite faiz meselesinde de boyle
faiz

memnuiyeti mutlak

bir dini, ahlaki

emir ola-ak yurutulmek

istenir-

usuUeriyle riba ve ken, obiir taraftan giiya er'i 9arelerle de, ribh ilzami paralarmi haram itikadi adeta alaya almmitir. Fakat bunu yapamayanlar bankalara yatirmitir. bir k6esine g6mmii veya faizsiz yabanci

topragm

Bu

sermaye fikri olgunlaamami, ticaret yolu tikanmitu-. unu hiristiyanlik da ilave edelim ki, yahuz islamda degil, biitiin Avrupa'da, muhtelif ekilaleminde de bu memnuiyete kari 9are yoUan aranmi? ye
suretle
ler

bulunmu?tur

(J.

Kohler, ayni eser, paragraf 105

IT).

Ingiltere'de Kilise

kanunlannm
da kisa bir

memnuiyetinden kurtulmak i9in ba vurulan kumazhk vade ile ikrazda bulunup vade giiniinde para iade edilemeyinfaiz

S..

onceki Ansay, Hukuk Bilimine Ba^langig, 1957, No. 102 den

satirlar.

Borg Doguran Sebepler

35

ce tazmmat talebi eklinde olmutur (Hiiseyin Cahit Yal^m, Ingiltere Tdrihi,ci\il,sASS).

Hamdi Yazir ve Omer Nasuhi Bilmen, buguxikii hayattan haberleri yokmu gibi konumulardir: Cahiliye devrindeki durum ile bugiinkii durumun ayni olduguim, riba ile ugramak bir 90k insanlan ziraatle, ticaretle, san'atla itigalden

menettigini, giinkii ellerinde bulunan bir miktar

temniye ederek bakalannm kazancmdan ge9indiklerini, kendilerini ticaret gibi, hirfet gibi eylerle ugramaktan mustagni gordiiklerini, bu ise memleketin imranma, cemiyetin iktisadi, hakiki menfaatlerine muhalif oldagunu, riba, nas arasmda lutuf ve ihsan ve muaveserveti riba suretiyle

net vazifelerinin inkita'ma sebebiyet verdigini, 9unkii riba

haram olunca

mu'tekid olan zevat inuhtaf olanlara karz-i hasen suretiyle muavenette bulunacaklarmi, fakat riba tecviz edilecek olsa herkesin elindeki paralan
karz suretiyle temniye etmek hevesine duecegini ve murabahacihgm

9ogalacagmi iddia etmiler ve nass'da vezni oldugu bildirilen eyler ebediyyen vezni, ve rass'da keyli olan eyler de daima keyli oldugunu,

ribanm hormeti hakkmdaki emr-i dim, bir emr-i teabbiidi olup buna riayet etmemiz diyanetimiz muktezasi bulundugundan, velev ki bu emrin hikmetlerini tamamen bilmi olmayalim ribanm azi da 9ogu da Kur'an'm sarahati ile haram oldugundan bahis etmilerdir (Hamdi Yazir, cilt L s. 964 ve somakiler, Omer Nasuhi Bilmen, cilt 5, s. 119-121). Bu sozler Hamdi Yazir'm da iaret ettigi lizere yuz yiUarca once basit bir hayatm o giinku Islam Ulemasi tarafmdan ileri surulmutur. Avrupa'da orta 9ag klasilderi de ribanm hormetini aagi yukan boyle miidafaa etmilerdir

Kohler, ayni eser, paragraf 105, 1, 2). Fakat hakiki hayat bu iddialan tekzib edecek kuwettedir ve a9ik
(J.

soylemek lazim
tikla,

gelirse gulun9 gormektedir. Ma-vaka'larla, akil ve

man-

hakiki hayatla, ilimle, fenle, tarihle, uzun yiiz yiUann tecriibeleriyle

bir ilgisi

olmayan bu

basit duuncelerin tatbiki

modem

diinyada bir ce-

miyeti felce ugratir. Elugiin ne 6dun9 para alanlar a9 ve ne de bor9 verenler toklardan ibarettir.

Karz muameleleri yalmz kann doyurmak ve

kese doldurmak i9in yapilmamaktadir. Bilhassa en yiiksek bor9lara giren en kuwetli plan devlettir. Devletin miikrizleri, sadece zenginler degil bir

90k

zaif, ortahalli

kazancmdan be on kuru

artiran fertlerdir. irketler,

bankalar a9lik gidermek i9in bor9lanmamaktadirlar. Bxiyiik imar ileri, medeniyet yolundaki ilerleme ve yiikselme teebbiisleri biiyiik 9apta yapilan istikrazlarla miimkiin

olmaktadir.
i

Butiin bunlar halki

israfdan
isizli-

men'e, tasarrufa tevike, memlekette

hacminin genilemesine,

136

islam Hukuku

gin, tembelligin, miskinligin

azalmasma, yok olmasma, yardim etmektepek tabii hayir imkanlari bulur. dir. Parasim bir bankada i?leten kimse de lie onu uphesiz sermaye sahibi bir kimsenin ticaret etmesi, kendi emegi
ipin her nemalandirmasi temeimi edilecek bir yoldur. Fakat bu herkes ?irketler bugiiniin ihtivakit mumkiin miidur? Mudarebe, miizaraa gibi (No. 146) yaplanni, medeniyetini kar?ilar, doyurabilir mi? Miisakat'm

bazi kimselerin meruiyetini teyid sadedinde, nas miisakata muhtactir,

amele iktiaga9lan bulimur, fakat ilemeye muktedir olmaz ve Dazismm menfadan vardir, aga9lan olmaz. Bu iki kimsenin mesalihini tanzim ve halde faiz meselesinde bu atini temin lazimdir deniyor. Bu boyle oldugu Bir kimsenin taassubun, kirk dereden su getirmenin manasi var midir? para binasma yatirdigi sermayeden mucir sifati ile, mudarebe akdinde mal sifati ile intifai caiz goruldiigil gibi, gene parasmsahibinin, rabbiil
^eski hudan ribh iltizami oyununa ba vurmadan istifade edebilecegini ribamn hikkukQular ne derse desin artik duunebilmeliyiz. Bu g-iin artik kalmamitir. metlerini bilmeyen, anlamayan munevver kimse de Yukanlarda teferruatina girmeyerek asiUanni izaha 5alitigimiz

memnuiyetinden ^ikanlan kariik, dolamba9li bin bir ahkam i5inde mikyasta ticaret butun muamelat kadtlk kalmaya mahkumdur. Buyuk
riba
ileri degil,

emniyetle alelade bir

ali veri,

herhangi bir akit ve teahhiit

olanlara ticaret imkansiz denecek kadar gu9tur. Bu artlar i9inde f arasi degil goriinmektedirler tavsiye edenler, ticaretin ne oldugundan haberdar ticaret haya(No. 133). Birinci Merutiyet devrine kadar Musliirianlann Omer Nasuhi Bilmen benden iyi bilirler. O zamanlara ait
tini

muhterem

ka9 Miisluman bankasi veya


kalligi ticaret degildir.

tacir gosterebilirler. Fakir bir

mahalle bak-

Bu

iler bile

ulemamizm

sayisiz orgulerden kur-

unu da duklan riba memnuiyetinin agma diimekten kurtvilamami?tir. unutmayahm ki hesap, kitap bilmeyen kimse ciddi ma'nasiyla ticaret tenvir yapamaz. Bunlan bilelim. Halkimizi izlal degil, hakikat yolunda
ilimleridir; onedelim. Miislumanlann muhta9 olduklari, bugimiin ge9er etmiyoruz. lari bu yolda ta'lime, terbiyeye ni9in hala irad

medeni memleketlerde yalniz fahi faiz ;aleplerine degil, umuborsalara,her tiirlu miyetle fahi kira mukavelelerine, hava paralanna, kara tedbirler almakta, bunlarla ihtikarli kazan9lara ka9ak9iliga kari koruyucu tahdidi yolunda miicadele edilmektedir. Memleketimizde de faiz miktanmn atilmitir. daha 1268 tarihli fermanla, yani 110 bu kadar yil once ilk adim
Biitiin

Bundan sonra 1280

tarihli

Murabaha Nizamnamesi 9ikanlmi ve 1303


indirilmitir.

tari-

hinde faiz haddi yiizde 9'a

Bu

suretle l^izamiye

mahkemeleri

Borg Doguran Sebepler

137

devletin tespit ettigi faiz iddialanni kabul ederken fetva

makami son

giinle-

rine kadar er'i ribh ilzain edilmedik9e herhangi bir faiz hiikmedilmesini,

bu

baptaki bir

arti,

mukaveleyi tammamakta

israr etmitir.

110. istirdad.

islam Hukukunda ivazdan hali mal fazlasi edinen kimse onu sahibine iade etmek, mumkiin olmazsa fakirlere sadaka olarak vermekle miikelleftir^^^.

Mecellenin

kulli kaidelerinden birine

(madde 97) gore de

"bila sebebi
Qiinkii

meru"

birinin

malmi

bir

kimsenin ahzeylemesi caiz olmaz;


faiz, ihtikar, istismar

ibad hakki muhteremdir. Kendine vacip olmayan eyi ahara veren


edebilir.
ettigi,

kimse onu istirdad


gil,

Miidafaa ettigimiz

dee-

devletin miisaade

meru'

gordiigii, rizaya

dayanan

bir

mal

dinmedir.

Haksiz

iktisabi iadeye

kadar

iyi niyetle,

mallannda

bir ziyade ol-

maksizm elinden fikanni? olan kimsenin

yalniz elinde bulunanla mes'ul

olacagmi soyleyen buglinkii hukukda gordiigiimiiz haksiz iktisab kaidesi yolunda bir hiikiim Islam hukukunca mechuldiir denemez^^^. Bu iktisab
esas itibariyle bir emanet mahiyetindedir (No. 154,
61).

mefkud

bahsi,

No.

Fakat fasid bey'


istihlak

fmdan
252

alman bahfenin mahsulii bir ka9 yil muteri taraedildikten sonra bayi', fesadma mebni bayi' fesihle seile

Z.nin zimmetinde bazi hukuki nas olup lakin uzun

zaman ge9mekle hak

sahipleri

kimler oldugunu hatirlayamamakia reddi mumkiin oimasa Z. tevbe ve

riicu'

edip

meblagi me'huzunu, ya miktarmi kazayi deyn niyeti ile fUkaraya tasadduk dirde ma*zur olur mu? Eicevap olur {Ceride-i Ilmiyye, adet 12 s. 693).
253

ettigi tak-

Bir kiz birisine mucerrec namzet ve ni^anli olmakla ona hentiz zevce olmadigmdan
nian yahut agirlik (mehri muaccel) adiyle verilen ey kizm akitten once oltimii ha-

aynen /e istihlak edilmi ise misli veya kiymeti ile geri ahnabilir. Qiinkii hentiz tamam bulmami bir muavazadir. Akitten once zevcin vefati halinde istirdad hakki mirasgmmdir (Haci Zihni: Mundkehdt ve Miifdrekat s.16,71, not 5). Hediye olarak verilmi olmasi halinde de yine istirdad olunabilirse de bu hibe oldugundan ve istihlak halincie hibeden riicu olunamayacagmdan geri istenemez.
linde mevctit ise

kimsenm borcunu iictincu bir ahis maksizm odedikten sorira alacaklmm


Bir

teberru' suretiyle, yani o kimsenin emri ol-

alacagi olmadigi

anlailsa

yahut alacakli

bor9luyu iskat yollu ibra etse (No. 121), U9uncu ahsm vermi oldugu ey kendi miilkune avdet eder, yoksa bor9lunun mtilkiine degil; fakat bor9lunun emriyle odedikten sonra alacagm olniadigi sabit olsa verilen mal bor9lunun mtilkiine avdet eder;

me'mure damiii olur (Ali Haydar erhi, cilt 3 s. 316). Alacakli olse de meydanda bilinir bir varisi olmadigmdan beytulmal memuru alacaklmm ti9tincti ahisdaki alacagmi tahsil ettikten sonra varisi 9ikip gelse bor9ludan
bor9lu da
alacagi tekrar ister (Hindiyye).

Bu

ictihad kaideye aykiri gorunur.

Hi9 olmazsa

bor9lu beytulmale riicu edebilmelidir.

^38

islam Hukuku

istihlak edilen mahsulu muteriye men'i geri verip bahgeyi istirdad etse, F^len satilip eslnn Szmii ettirebilk (Ali Haydar, cilt 1, s. 626, 637) boyledir alinan semeresi hakkinda da edilen bir bagm muteri tarafmdan vehile mcu' edilemez (MeceUe Teslim edilen sadakadan higbir de bir yiyecek eylerin y'enmesi halmde 835 840, 874). tbahe edilen ve No. degildir (MeceUe S75; s. 59, n. 1 istirdad, tazmin bahis mevzuu venlen seyler olabir vazifenin ifasi zimnmda 87). Biiilar dini, ahlaki

caktir

(BK. 62

ile

mukayese)^^*.

siz

olmayan teaddisiz, taksirEmanet sayilan hallerde istihlak siaretiyle gasibin gasbolunan malda evsafmi helaktan emin damin olmaz. Fakat

ziyadenin (No. 76/5) kiymetx tagyir mahiyetinde yaptigi


ialesi

me^l^

gasiba mzmm edilmek Mlinde magsubun minh tarafmdan Kanunu'nda gordugumuz haksiz kti(MeceUe 898). Bu hukiim Bor^lar mukeUefiprensiplerden faydali masraflann lade sabin iadesi hakkmdaki
kzi^^^^^^

^^

ne tazmin edUeceginedairolankaideyihatirlatmaktadir. iizere "batil bey as a MeceUenin 370 inci maddesinde goruldligii izm le bey'de muten bayi hukum irade etmez. Binaenaleyh batil kabilmden olarak teaddisiz kabz etmi ise muteri elinde emanet

mebi'i

telef halinde miiteriye

daman lazim

gelmez'''. Izinsiz alirsa


,

bu

bir gasb

olur (No. 165).

Gene

baiiQesine mesela riizgar ile bir kimsenin


sirf

<?amam duse bir olmayip nezdinde ne vedta ve ne de lukata


le,762).

koini^umm tni bu mal bah5e sahibi akid ve kasid bulunmadigmdan


......

smanet olacaktir (Mecel, 1

sa verdiginl alacaklidan geri

daha once odedigim anlami olKefil borcu odedikten sonra asilm iizerme sulh oisteyebilir. Keza bir alac^

hi?Dir hakki olmadigi tahaklunduktan sonra muddetnin miiddeaaleyhde borcu edilir. Bir kimse ba?kasma kuk etse verilen suUi bedeU istirdad meydana verdikten sonra borcu olmadigi oldugu z'amu ile bir miktar para on lira be lira borcu varken yanilarak ciksa onu geri alabilir. Ve meseia

^Se fazlal

olan be, lira emanet olur. Butun itibar ^--'^^}^^^:^'^^l^^Z boyle zan uzenne vaki olan fiUe "hatasi zahir olan zanna, yani
"" Sebze ve meyve dekiintulerini atmak ibShadir. Bunlar gene maiikinin buldukfa istirdad edebihr mal sahibi bunlari alanin elinde aynen baH^layanm mulkiyeti ib temltk degildir. Hibede bagijlanan jey tizerinde

muMnde

S^rcSetk

- Si?b"ynerinmU^^^^^^^^

iJahtMTercmesU cilt 5. Baburribi).

Borg Doguran Sebepler

139

yoktur"

kaidesinin

(Mecelle

72;

All

Efendi

Kitabussarf) tatbik halleri olarak gosterilir Bugiinkii

Behce Fetavalan, (Hata bahsi No. 36, 130).


ve
bir

hukukda "haksiz yahut ahlaka ve adaba mugayir

mak-

sat istihsali i9in verilen ey istirdad

edilemez (Borflar Kanunu 65) Islam

hukukimda, verilen riijvet istirdad edilebilir. Keza hava parasi gibi bir adla verilen para da geri almabilir^^*^. Almasi memnu olan eyin verilmesi de memnudur (Mecelle 34). Bu itibarla alam da, vereni de mahrum etmek

daha mantiki olurdu.

Ewelce (No.

53) gordugiimuz iizere kazaen, yani

mahkemece

il-

zam

edilmeyen, fakat diyaneten vacip olarak kalan bor^lan da burada

Bugunldi hukukta eksik, tabii borglar denilen bu borflar arasmda balica miiruri zamana ugrami borflan gosterebiliriz. Bunlar nza ile odenirse geri almamaz. Bir kinase ba?kasmm icar i9in hazirlanmi
hatirlayabiliriz.

olmaksizm hodbehod bir miiddet sakin olsa bu miiddet i9in iicret vemesi lazim gelmez (Mecelle 596). Fakat o kimse sakin oldugu bu miiddetin iicretini verirse istirdad edemez.

olmayan evinde

icar akdi

111. Mes'flliyet.

Borg edayi icabettirir, mes'uliyet ise borcun eda, ifa edilmemesi halinde onun neticelerini tahammiil ve deruhte mecbimyetidir. Islam hukuku Roma hukuBugiinkii

hukukda mes'uliyet borcun

bir ikmalidir.

ku

borglunun mes'ul de oldugu noktai nazanm kabul eder. Bu mes'uliyetin ;/ani bamda fer'i mes'uliyet de vardir: rehin miinasebetinde merhun, bunun iizerinde alacakliya temin edilen ayni hak ile
gibi prensip olarak

mes'uldiir. Kefalette ii9iincii bir ahis borglu ile beraber

veya borglu

igin

mes'ul

tutulur.

islam Hukuku, lazim bir akdin


haksiz fiilden teaddiden, itlaftan
fark yapmaz.

edilmemesi halindeki zararla dogacak zarann tazmini arasmda bir


ifa

hukukda mesela mebi'i miiteriye teslim etmeyen, itlaf eden bayi'in mes'uliyeti ile bir kimsenin malmi teammiitlii veya teammiitsiiz itlaf eden kimse ancak mebi'in, malm kiymetini zamin

u manada

ki bir

olur.

Daha dogrusu bey'de malm muteriye


de semeni vermez; vermi?

teslim edilmemesi halinde

miiteri

ise, geri isteyebilir.

Hanefi fikhmda

^^^

Bir handa miist'ecir olanlar

kilit

ak^asi namile mucire verdikleri ak9ayi icareye


ruvettir (llmiyye

tutmaya kadir olur

mu? Elcevap olur;

Salndmesi sAU).

140

Islam Hukuku

mebi', semen

ile

mazmundur^^''. Teslimin hi9 veya

tamam yapilmama-

smdan veya teslimdeki teahhurdan muteri igin bir zarar vuku bulup bulmadigi ve bunun tazmini lazim gelip gelmedigi aranmami, bu bapta
hiikumler konmamitir^^^. Kisaca ve daha dogrisu
bir zarar ve ziyan iddiasi kabul edilmemitir. tfa
biitiin

bunlarda boyle

bakasina yaptirmak ciheti

diiiiniilse

edilmeyen bir taahhudii bile bu mlimkun olmadigi veya

yapmamak yolunda

bir taahhude

muhalif hareket edildigi takdirde bir

tazminat istenemeyecektir.

Islam hukukunda bayi' ve muteri icabi halinde birbirlerine kari

ancak mebi' in teslimi, semenin tediyesi veya iadesi hakkmda dava edebilirler. Bugunkii hukukda oldugu gibi miisbet veya menfi zararlar nev'inden tazminat kaideleri yoktur. Bakasmm malmi gasb veya itlaf eden kimse de esas
itibariyle

mal aynen mevcud olduguna gore

iade, telef

edildigine gore kiymetini tazmin ile miikellef tutulur.

ve bugiinku hukuk tazminat meselesinde kasit, agir veya hafif ihmal olarak muhtelif dereceler kabul eder ve bor? munasebetinin nev'ine gore borfluyu zarann tamami ile veya bir kesimi ile mes'ul
tutar.

Roma Hukuku

Bor^lar Kanunu, akitlerin hi veya tarn clarak ifa edilmemesinden


fiilden

dogacak zararlara da kiyasen tatbik edilebilecegini kabul etmekle beraber (Madde 98 f. 2) bu hiikiimleri esas itibariyle ayirmitir. Bilhassa haksiz fiil ile akde muhale-

dogan zararlar hakkmdaki hiikiimlerin haksiz

dogan zararlann tazmin davalannda mlimri zaman miiddetleri bakadir; birincilerde zarann isbati zarar gorene ait oldugu halde, ikincilerde muhalefette bulunan, yani tazminden kurtulmak isteyen taraf bu hususta
fetten

hi9 bir su9u, taksiri olmadigmi isbat edecektir.


112.

Haksiz

fiil.

Bugiinkii hukukta gordugiimiiz

bu

tablr Islam

Islam Hukukunda, bu, daha ziyade cinayati

Hukukunda yoktur. (delikt) tazammun eden,

^^^

^^^

Mesela bayi' bir malmi, ytiz liralik mail 60 liraya sattiktan sonra mli^teriye teslim etmeyerek istihlak etse muteri bayi' den yiiz lirayi degil, ancak 60 lirayi tazmin ettirebilir, yani bu semeni vermise geri isteyebilir; zira mebf i, kabzdan once semen ile mazmun ve vermemi ise helak olmakla semen sakit olur (Ali Haydar, 293 erhi). Me'curun teslim edilmemesinden dolayi mucir tizerine yalniz kiia almamak zaran
terettiip

eder (Ali Haydar, Mecelle $erhU

cilt 1, s,

931). Eski Ticaret

91 inci maddesinde olduk9a

umumi

bir kaide vazedilmi?, sonra Usuii

Hukukiye Muvakkat Kanunu'nun 106 nci maddesi kabul


Tall

edilmitir

Kanunu zeyli Muhakemei (Medeni Kanun

Komisyonu

lahiyasi,

s.

23).

Borg Doguran Sebepler

141

haklara, ahsa,

mala

kari tecavuzii ifade eden, insanlar, hayvanlar ve


fiildir;

eya tarafmdan ve bunlar vasitasiyle ika' edilmi ve zarar vermi


fikih kitablannda

ya muamelat arasmda gasb ve

itlaf

bahsinde veya
Bil-

ukubat kismmda

kitab-lil cinayatta tetkik

olunmutur.

Omer Nasuhi
hukukuna

men

de hayvanlar tarafmdan ika' edilen zararlar hakkmdaki hukiimleri

kismen

amme hukukuna

tahsis ettigi iigiincii cildin ceza

dair

yedinci kitabmda ve kismen de muamelata dair olan altmci cildin itlaf


boliimiinde toplamitir> Bergstrasser insana ve mala kari insan vesaire
marifetiyle olan haksiz
fiil

fiilleri

ceza hukuku bahsine ve bir nev'i haksiz

olan ve Islam h"ukuk9ulannca akitler

meyanma

sokulan gasbi da miin-

ferit

hukuki miinasebetler kismma


miinferit

almi^tir.

Biz bir taraftan Mecellenin ve

diger taraftan bugunkli

hukukumuzun

tertibine

ve sistemine giderek gasb

ve
si

hukuki miinasebetler boliimiine ve bilhassa haddi, kisave bimlara teferru' eden mes'eleleri ve cezalan, tazmmati (diyet ve
itlafi

saireyi)

ceza hukuku

kismma birakiyoruz.
fiilin

Bugiinkii hukukcia bir


objektif bakimdan o
fi:.l

haksiz ve tazmmi mucib olmasi ifin

haksiz olmali ve siibjektif bakimdan failde tem-

yiz kudreti ve esas itibariyle bir kusur bulunmali,

ondan

bir zarar 9ikmi

ve bu zararla o
malidir.

fiil

arasmda

bir mxinasebet bir baglilik

da bulunmu

ol-

Fikha (Mecellenin 89, 90, 912 ve sonraki maddeleri) gore bir fiilin hiikmii, failine muzaf kilmir. Zarar, miicbir, miikrih olmadik9a amire,

emredene yiikletilemez (El amiru la yazmenu bil emri) Islam Hukuku failin miimeyyiz olmasmi da aramaz. Bu sert hukum, mallarm her halde ismetini, masuniyetini te'min igindir. Binaenaleyh miimeyyiz olmayan bir kugiik yapmi oldugu zarardan mes'uldur (Mecelle 916). ^iinkii mubair, yani bir fiilin bizzat faili, miiteammid olmasa da zamin olur (Mecelle 92); mubaereten itlafm daman 'i mucib olmasmda kasit art degildir; temyiz kudretinden mahrumiyet mes'uliyeti bertaraf etmez^^^.
fiili
.

259

No. 39; Bir kimse cadde tizeriadeki diikkanm ontinu sulamasi i9in bir adama emir edip de o da sulasa ve birinin hayvani da kayip telef olsa istihsanen amir zamin olur, yoksa sulayan degil (All Haydar, ''Mecelle $erhi", cilt 2, s. 915, ''Redd-ill Muhrar"dan).

260

Miimeyyiz olmayan bir ku9uk ba^kasmm malmi itlaf ederse kendi malmdan daman lazim gelir. Mali yoksa geniligi zemanma birakilir; velisine tazmm ettirilmez. Bir ku9iik sokakta ta atip da bir kimsenin evinin camim kirsa bai bo saliverdin diye
velisine
tizerine

tazmm

ettirilmez (Ali Haydar, "Mecelle $erhi", 916). Katilde diyet'in akile

lazim gelmesi bundan bir istisna olarak gosterilebilir (Ceza

Hukuku kismi).

142

islam Hukuku

Bugiinkil
arttir;

hukuka gore

mes'tiliyet iin kaideten temyiz kudreti, kusur

ancak hakkaniyet iktiza ederse yargi9 temyiz kudreti ve kusuru olmayan bir kimsenin ika' ettigi zaran tamamen veya kismen ona, onun

malmdan
Bir

taziiun ettirebilir

(Medem Kanun

15, Bo:r9lar

Kanunu

54).

cadde iizerinde usulsiiz, haksiz olarak agtigi ?ukura ba^kasmm hayvani kendiliginden duup telef olsa fukuru kazan mes'ul olur. Baka bir fikih kaidesine gore bir zarara dolayisiyle sebep clan kimse (miitesebbib), teammiid ve taaddisi olmadik9c, zaran tazmin ile miikellef olmazsa da (Mecelle 93) burada bir hakki olmadigi halde caddede

adamm

5ukuru kazanm taaddisi aikardir ve bu taaddi ile zarara sebep olmutur. Gene birinin hayvani bir kimseden iirkiip de ka^sa ve bulunmasa o kimse mes'ul tutulamaz; 9unku bir kasit ve taaddi yoktur; fakat kasden iirkiitmu ise zamin olur (Mecelle 923). Bugiinku hukukda da boyledir. Birinin kazdigi 9ukura baka biri tarafmdan bir hayvan atilip olse burada miibair (bizzat fail) ile miitesebbib i9tima ettigine gore hiikum ikinciye degil birinciye muzaf kilmacagmdan zarar faile, kazana degil atana tazmin
ettirilir

(Mecelle 90). Bir kimse


fiil

telefi

mucib olan

bir i ilemi

oldugu

halde araya ihtiyan bir


etse ihtiyari
fiil

girse,

yani baka biri o ?eyi (mubaereten) itlaf

kimse mubair sayilir ve zaran tamamiyle o zamin olur (Mecelle 925)^^\ Burada 9ukuru kazana bir ey lazim gelmez; meger ki kazan, hayvanm 9ukura atilmasmda miicbir bir amir ola
sahibi olan
.

Qukuru kendi miiUdinde kazmi olan bir kimse kendiliginden o 9ukura daen hayvandan dolayi mes'ul tutulmaz. Bunda haksizhk, taaddi unsuru yoktur. ^linkii herkes kendi miilkiinde tasarrufda serbesttir, kuyu kazabilir. Gene baka bir fikih kaidesine gore cevazi er' daman'
miinafidir, yani hakhlik, fiilin meruiyeti, mes'uliyeti,

tazmin miikellefiyetini bertaraf eder (Mecelle 91, 92). Bununla beraber, bir kimsenin kendi miilkiindeki fiili selamet artiyle "bi artis selame", korumak, tedbir
^^^

Bir kimse bir ^ocuga tutmak iQin bir bi^ak verse de Qocuk kendini veya bakasmi oidtirse silahi veren kimseye daman lazim gelmez. Fakat gocuk duse de bifak kar-

mna

262

90cugun ihtiyari var, taaddi yok, ikincisinde gocugun ihtiyari yok, taaddi var sayilir (MedenT Kanun Xait Komisyonu lahiyasi s. 8). BugunkU hukuka gore bilhassa 90cugun terbiyesiyle ona nezaretle mukellef olan kimseler bu ihtimimi yapmamalarmdan dolayi mes'ul olurlar (Medem Kanun, 318 ve sonr.). Bir mahalle i9inde bir takim kimseler doguup i9lerinden Z. nin bai yarihp evine gittikten ve bir ka9 gtin gezdikten sonra kan aldirarak bir ka? gtin mururunda fevt olsa mahalle ahalisine kasame (Ukubat bahsi) ve diyet Itzun ohnaz (Abdurrahim
batarak olse onu veren zamin olur.

Bu

hallerin birincisinde

fetdvdsi' nddm).

Borg Doguran Sebepler

43

bakasma zarar vermemek artiyle muteberdir. Mulkiinde mu'tad hilafi, ate yakan bir kimse ondan komusunun evi veya bir mail yanabilecegini, mesela bahalmak lazim (yahut murnkiinut
taharriiz) olan hallerde

gesinde kuru otlan yakarken riizgann, atei etrafa sirayet ettirebilecegini nazara almak mecburiyetindedir. Bu itibarla bundan bir zarar 9ikarsa onu

tazmin
113.

ile

mtikellef tutulur (Behcetulfetdva).

Hayvanlarm Yaptigi Zarar.


Hayvanlann kendiliginden
yaptigi zarar hederdir; sahibi tazmin ile

miikellef degildir (Mecelle 94, 929).

Bu hukiim bir hadise

istinad

ettirilir.

Ancak sahibi, bir kimsenin malmi veya ahsmi telef ederken gordiigii hayvam menetmezse, kiymetini veya diyetini zamin olur. Siisgen okiiz veya dalayici kopek gibi zaran belli bir hayvan sahibine, hayvanmi muhafaza et diye tekaddiim edildigi, yani daha once soylendigi halde sahverilmi ve

kimseye veya malma zarar verilmi ise sahibi mes'ul tutulur. u haide bunlann yaptigi zarar hayvan sahibinin tesebbiibu ile vukua geimi sayiliyor demektir. Tekaddiim olmaksizm vukua gelen bu zararlardan hayvan sahibi mes'ul tutulmaz, yani bu zararlar heder olur (Behce Fetdvdsi). Mecellede misal olarak beyan edilen

bu

suretle bir

hayvanlardan insana kaii tehlike arzeden hayvanlar kasdedildigi anlailmaktadir, nitekim boyle izah edihnektedir. u halde bir kimsenin koyunu, tavugu bah?emdeki sebze ve 5i9eklere zarar ika ettigi takdirde bunlarda tekaddiim bir hukiim ifade etmeyecegine ve sahibi de bunlann Islamda kabul yendigini g6rmemi olduguna gore zarar ne olacaktir
.

edilen zarar ve mukabele bizzarar yoktur; zarar izale olunur kaidelerine

ve ismeti emval prensibine gore mal masuniyetini ihlal eden bu halde de bir tazmin gerekir, hayvanlann kendiliginden ika ettikleri zararlann heder
olmasi
sahipsiz

hayvanlarda

diiiiniilebilirdi^^'^.

Bugunku

hukukta,

tekaddiim gibi kifayetsiz ve gayri ameli bir hukiim yerine, hayvan sahibine bir takayyiit ve iyi muhafaza miikellefiyeti tahmil edilmi^tir. Hayvan
sahibi,

hayvam

elinde bulunduran kimse zarann

vukua gelmemesi yolun-

ve ihtimamlan yaptigmi isbat etmi olmadikfa mes'uldur (Borglar Kanunu 56, Medeni Kanun Tali Komisyonu layihasmda bu manada hiikumler teklif edilmitir, s. 16-21). Ba?kalanni istihdam edenlerin

da

biitiin tedbir

^^^

Ali Efendi fetvasinda kUdb ul gasb'Xdki fetvalar. ^^ Hayvanlarm ika ettikleri zararlar hakkinda fikih kitablarinda kazuistik bir alay hukiim vardir (Omer Nasuhi Bilmen, Hukuk-i tsldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye, cilt 3, No. 383 ve som". afii fiMima g6re, ayni eser, s. 138-140 daki 1 1 ve 13 numaralar).

144

Islam Hukuku

mes'uliyeti
nu,

hakkmda da

fikihda

umumi

bir zabita yoktur (Borglar


.

Kanu-

madde 55 ve

100; ayni layiha, s.l7, 18)

114. Binadaki Kusiirdan

Dogan Zararlar.

Bir binadaki kusurdan dogan zararlara gelince Mecellenin bilhassa 928 inci maddesine gore "bir kimsenin mimari icaplara uygun olarak yaptirdigi duvan yikilip da birine zarar verse daman lazim gelmez; uygun

ve saglam yapilmadigmdan dolayi yikilip birine zarar verse takaddiime hacet olmaksizm tazmin ettirilir. Fakat bu duvar ev^^elce yikilmaga meyl etmi olup o kimseye birisi duvanni yik diye tekaddiim ve tenbih etmi ve duvan yikacak kadar vakit de ge9mi ise tazmin lazim gelir. u kadar
ki

kimse hakki tekaddum ve tenbih ashabmdan olmak

arttir...".

Bu

hiikiim

hakkmda

6yle denilmektedir.

Duvar sahibinin duvann ihdasmda


fiili

teaddisi olmadigi gibi

duvann meyli dahi kendi

olmadigi cihetle ki-

yas olan tazmin lazimgelmezken tekaddiim halinde istihsanen tazmin ettirilmektedir. Demek ki duvann esasen inasmda bir kusur mevcud ise

tekaddum

Boyle bir binanm yikilmasmdan dogan zarar mudak surette tazmin edilmek lazimdir (Borflar Kanunu 58 ve 59 ile mukayese). Fakat tekaddiim lazim gelen ahvalde tekaddiim yapildiktan sonra sahibi binayi bakasma satsa ve bina miiteri slinde iken yikilsa ne bayi' ve ne de muteri zarardan mes'ul olur.
?art degildir.

115.

Zarara Riza ve Muvafakat.


Haksiz fiilden
(itlaftan) zarar

goren kimsenin bu zarann vukuunda (taksirde) bir itiraki bulunursa bu cihet bugiinku hukuk mucibince tazmmatm ta'yininde bir rol oynar, tazminatm miktan tenzil, hal ve artlara
gore
indirilir,

hatta biitiin kaldmlabilir (Bor9lar

Kanunu
ile

44). Islam

huku-

kunda da bu yolda kazuist


sahibinin
izni
ile

hiikiimlere tesaduf edilir:


itlaf

bir

mail

eden,

tazmin

Her eyden once miikellef olmaz

(Hindiyyef^^. Bir kimse

bakasmm

elbisesini 9ekip de yirtarsa

tamam

kiymetini oder; fakat bir kimse ba?kasmin elbisesine yapiip da sahibi Qekmekle yirtilsa nisif kiymetini zamin olur. Bir kimse bakasinm etegi
265

yakriaya izin verip o da boyle dukkani da yansa B.ye daman lazim bir ate yaksa ve yangmdan civanndaki A.nm gelir {Abdurrahim Fetvdsfndm). Mustevda'm hizmetkari elinden vedia uzerine bir
Z.

Dukkaninda olan

i9ilerderL

B.ye mutad

hilafi ate

266

ey duup de vedia telef olsa hizmetkari zamin olur (Mecelle, 778). Reiki, sadece gunah ilemi olur. Bir kimse, bir tacirin yagini almak maksadiyle bakarken bumundan kan boanip yagi berbat ettigi takd^rde eger yagcmm izniyle

bakmi

ise

daman lazim gelmez.

Borg Doguran Sebepler

145

iizerine oturup

da sahibi bunu bilmeyerek kalkmakla elbisesi yirtilirsa o kimse elbisenin kiymetinden yansmi tazmm eder (Mecelle 915). Bir mahalde hayvan baglamaya hakki olan iki kimse hayvanlanm baglayip bunlardan biri obiiriinu oldxirse daman lazim gelmez (No. 129, n. 285).
116. Tazminat.

Tazminat,
diyet, er gibi

itlaf edilen

malm

kiymeti^^^ ve nefse kari cinayetlerde

muayyen

er'i miktarlardir;

yukanda soyledigimiz

gibi

mahrum kalman

kaybedilen kazan9 adiyle bir ey istenemez^^^. Fikih

hiikumlerine gore diyet ve er gibi cezalar bir nev'i tazminat mahiyetinde

oldugundan aynca bir tazminat duunulmemitir. Kisas lazim gelen hallerde de mali bir mes'tiliyete yer verilmemitir. Halbuki hukukda ayni fiilde her iki mes'uliyet bir arada pek ala birleebilir.
ileride

ceza hukukunda goriilecegi

iizere diyet

ve

er,

uzuvlann
halinde

nev'ine ve yaramn derecesine gore degimektedir; miktarlan

muayyen ve
liste

maktu'dur. Bngunkii hnkukta ise tazminatm miktari boyle


tesbit edilmi degildir. l^argi?

tarafmdan takdir

edilir.

hukukda yukanda bahsettigimiz maddi zararlara mukabil bir tazminata hiikiim edilecegi gibi bazi hallerde manevi tazminata da hiikmedilir; yani fail, fiilden mutazamr olana veya miras^ilanna bir teselli, bir elem tazminati olarak ayrica bir miktar vermeye de mahkum edilebilir. Islam hukukimda boyle bir tazminat tanmmi degildir. Ancak ileride ceza hukuku bahsinde, hicbir eseri kalmami olsa bile eri mucib yaralara elem eri adiyle bir meblaga hiikmedilebilecegi goriilecektir
Bugiinkii
.

117, Mes'uliyeti

Ref Eden Haller.^^^

Harp halinde dumani oldurmek tabii bir mes'uliyeti mucib olmaz. Bunun gibi meru' mudafaa halinde mes'uliyet yoktur. Meru' miidafaa
hali tehlikeli bir

hucum ve

mutlaka nefse kar^i vaki'

mevzuu olur. Tehlikenin olmasi lazim gelmeyip mala, namusa kari oltaarruz halinde bahis

267

Bir kimse digerin


olur,

malma kiymet9e

bir

guna noksan

getirirse

noksan kiymetini zamin

Mecelle 917.

268

Z. A. yi darp ve cerh eylediginden na^i A. yatakta kalip kisb (kazan9)dan aciz olsa

269

A.nm nafaka ve tedavi iicreti Z. iizerine lazim olur {Behce Feravasf ndan). Ve lev ecce reculen fe tahamet ve nebet e a'ru ve lem yebka leha eserun yesku
1

tul eru
270

ve inde Ebi Yusuf yecibu er ul elemi ve huve hukumetul (Hukumeti adl hakkmda ilerde ukubat bahsine bak.).
ikrah altmda yapilan tasarruflar

adli (MUlteka),

hakkmda No.

39.

146

Islam Hukuku

kasabada giipe giindiiz vaki* bir taarruz, miicerret bir sopa, baston ile hucum, mudafaayi hemen hakli, meru' kilmaz; bilhassa geceleyin veya kasaba diinda olursa meru'

masi da mudafaayi meru'

kilar. Biiyiik bir

Misal olarak u fetvalan nakletmek kafidir: Z., A.iizerine katl aleti ve kast ile hiicum edip A.baka yolda nefsini kurtarmak miimkun olmadigindan, Z.yi katl ve bimu beyyine ile isbat ederse kendini mes'uliyetten
olur.

kurtanr {Behcefetdvdsi "ndan). Haydut tayfesi Z.nin geceleyin evini basip malmi garet ederlerken Z. bu tayfadan birini oldiirse mes'ul olmaz

{Abdurrahimfetdvdsi 'ndmy aki olan hirsiz Z., A.mn muhrez mekanmdan hayvanlanm 9alip gotiiriirken, A. Z.nin arkasmdan gidip ba^ka yolda

hayvanlanm kurtarmak miimkun olmasa Z.yi oldiiriip hayvanlanm kurtarmakla A.ya nesne lazim gelmez (Behcefetdvdsfndm). Z., H.yi cebren
zina kastiyle alip, H. oldiirmekten baka yolda nefsini kurtarmak miimkun olmamakla, Z.yi katl etse mes'ul tutulmaz (An Efendifetdvdsfndm).
Z.,

A.nm agzmi

yirtmak i5in parmagmi agzma sokup 9ekerken A. baka

tiirlu

kurtulmak miimkun olmadigmdan parmagmi isinp ie yaramaz halZaruretler de biraksa mes'iil edilemez {Abdurrahim fetdvdsi'ndmf^^ menmu' olan eyleri mubah kilarsa da ancak kendi miktarlannda takdir olunur (Mecelle 21, 22). Bu itibarla tehlikeden ciaha haflf yolda kurtul:

mak miimkiin iken

agir bir vasitaya ba

vurmamak lazim

gelir.

er'an verilen cevaza miistenit kisasdan dolayi veya had ve ta'zir cezalannm icra' ve tenfizi dolayisiyla vuku biilan oliim ve zarar bir
mes'uliyeti miicib degildir^^^.

gayrin hakkmi iptal etmeyeceginderi (Mecelle 33) bir ag kalip da birinin ekmegini yese sonra kiymetini vermesi icabeder.
Iztirar,

adam

XVII. Borg Munasebetinin Zevali

Eda\ Yukanda (No. 54) da gegtigi uzere viiciib ehliyeti ile insana, bir zimmet bir borg terettub edebilir ve bu siiretle alacakh ile borglu arasmda
118.
bir miinasebet dogar.

kurtanlmasi lazimdir.
hal, ifa (kaza) dir.

Bu miinasebetin sona ermesi, zimmetin borgtan Bu kurtarma muhtelif sebeplerle olabilir. Normal

Biz bu kazaya bugiin eda' demekteyiz. Islam hukuk-

^^^

^^^

Yakmlarindan birini zina halinde Gldurme, ceza hukuku bahsinde gorUlecektir. Kadi, A. hakkinda ta'zir ile htlkum ederek muhzir'i B. ta'ziri icra i9in degnek vurmak tizere A.yi kaldirip yere vursa ve bundan A.nm beli kirihp fevt olsa diyet, B.ye
lazimgelir {Behce fetdvdsfndm).

Borg Miindsebetinin Zevdli

I47

kazayi birbirinden ayirmaktadir. Eda', er'i emir ile vacip, lazim olan eyin aynmi, kaza ise, bu vacibin mislini mustahakkma teslim
ile

9ulan eda'

tefnk biihassa halk arasmda dini mukellefiyetler bakimmdan yapilmakta, namazim eda etti, kazaya birakdi, sozlerinde goriilmektedir;

etmektir.

Bu

mesela sabah

namazmm muayyen
ile,

Ertesi giin kilinmasi bir kazadir.

vaktinde kilinmasi bir eda'dir. Yani zimmete vacip olup vaktinde aynen
yani kaza suretiyle ifa
edilir.

eda edilmeyen namaz sonra misli


Eda'
ilq

nevi'dir 1-

Kamil

eda', 2- Kasir eda', 3-

surette eda'.
i

Gasb edilen

bir mail ayni ile iade,

Kazaya benzer kamil eda' (eda'-i mahz-

kamil); satilan bir mail ayibli olarak muteriye teslim kasir eda' (eda'-i mahz-i kasir); ve bir Icimsenin bakasma ait bir malmi flizuli olarak bakasma satip sonra mal kinden itira ile muterisine teslim etmesi kaza'ya benzer (eblh) eda'du-

ma'kul (misli ma'kul-i kamil) ile kaza, (kaza-i kamil), 2- Kasir misli ma'kul (misli ma'kul-i kasir) ile kaza, (kaza i k^sir), 3- Gayri ma'kul misli ile kaza ve nihayet 4- Eda'ya benzer surette kaza adlariyle dort nev'idir. Gasbedilen mal, misliyattan olup da (No. 74) telef oldugu surette onu misli ile tazmin etmek kamil misli kazadir. Gasb edilen mal (magsup) kiyemiyattan (ayni No.) oldugu veya misli olup bulunamadigi takdirde kiymeti ile tazmin olunmak kasir misli ils kazadir. Kamil misliyle kaza mumkiin oldukfa,
da; 1-

Kazaya

gelince,

bu

Kamil

misli

kasir misli ile kaza cihetine gidilemez. Gayri

ma'kul misli

ile

kaza, er'an

emredilen ?eye miimiseletini aklimizm idrak etmedigi, ve surette benzerligi olmayan bir ey'i teslim ederek kazadir; vereseden birisinin, katili affetmesi ile veya mirascilann bu katilden mal iizerine sulh olmalari ile

almacak diyet bu kabilden kazadir. Gayri muayyen bir


tesmiyesiyle bir

altin bilezik

mehr

nikahlayarak bu vasifda mutavassit bir bilezigin kiymetini vermek bu nov'iden kazadir.

kadm

Nass ve nass'm
yoluna
gidilemez.

dslaleti

olmayan yerierde gayri ma'kul misli


istinatladir

ile

kaza

Hanefllerce menfaat, tazmin edilemez; giinku menfaat ancak htikmen maldir; iddihar edilemez. I^iitekawim mal ile aralannda miimaselet ma'kul degildir (n. 179 ve 181; Miinferid bor? miinasebetleri, gasb bahsi).
ki

Bii

kaideye

mutekavvim mal

ile

119. ifa.

borcu tediye etmek, odemektir. Bayi'in borcu mebi'i teslim etmekle, muterinin bor;u semeni vermesiyle 6denmi olur. Odeme ve teslim yerini taraflar tayin edebilirier. Mutlak bir bey'de mebi' akit yaifa

148

islam Hukuku

pildigi sirada

nerede bulunuyorsa orada teslim edilmek lazimdir. Fakat Karz, muayyen bir mahalde teslimi art koulmu ise orada teslim olunur. (Mecelle 797). Ariyetde vedia nerede teslim edilmilerse orada reddedilir iade edilir (Mecelle de boyledir. Kiymetli ?eyler, ariyet verenin kendisine ise orada red ve teslim olunur 829). Gasb edilen mal nerede gasbedilmi aittir (Mecelle (Mecelle 890). tcarede me' cum teslim ve istirdad mucire
594). Teslim ve teselliim
kiin kilmak, izin

alacaklmm onune koymak, yani almasmi mumvermek suretiyle de olabilir (Mecelle 263 ve sonrasi).

(mesela Mecelle 288Teslim masraflan bakimmdan hiikumler vardir


292).

Borcun olmaBir bor? U9iincu bir ahsm odemesiyle de ifa edilir. bor9lunun emriyle olmu? digi sonradan sabit oldugu takdirde eger odeme yani odeyene ey borpluya ait olur ve bor^lunun, onu memfara,
ise verilen

tazmin etmesi lazim


icabeder.

gelir;

kendiliginden odemi ise verilenin ona iadesi


sakit o-

lur;

Alacakhhk ve borfluluk sifatlanmn birlemesi ile de bor? gibi. alacakh oliip de borijlunun ona miinhasiran varis olriasi

onu alaAlacakh hakkmm cinsinden bor9luya ait bir mali bulursa sakit caklmm izni olmaksizm dahi alabilir. Bu halde bor? ifa edilmi?, cinsini cebolmu olur. Hatta U9uncu bir ahsm dahi bor^ludan alacagm
ren alarak alacakliya vermesi caizdir
120. Takas.
.

Takas

iki turludiir.

Cebri (zaruri) ve nza'i

(ihtiyari).

on liraya bir Bir kimsenin on lira alacagi olup da bor^lu kendisine itlaf etse cebii mal satsa yahut bor9lunun on lira kiymetindeki bir matmi
takas vaki' olur.

Bundan soma
gibi iki

hukukda da oldugu
gildir.

birbirinden birey isteyemezler. Bugiinkii tarafm bu hususta terazisi, anlamasi art de-

obiiaktir. Biri Cebri takas i9in dort art vardir: 1. Ikisi de deyn mesela Z.nin A.ya on altm deyn, obiirii emanet olursa cebri takas olamaz; gibi. Burada iki borcu olup da ona on altm vedia vermesi halinde oldugu

^''^

Daha

bir ahistan Bir kimseye on lira bor9lu olarak Qlen bir adamin maksadiyle o ahistan on lion lira alacagi olmakla o kimse olendeki alacagmi isUfa alma jer'in izniyledr- (Hanie'den Ah Hayrayi cebren alsa gasib olmaz; 9unku bu bir ba?kasina temlike Halbuki mUteveffa sagliginda bor9lusundaki alacagmi
ileri gidilmitir:

dar).

me'zOn degildir (No.l26).

Borg Mundsebetinin Zevdli

149

deyn'den

biri

mazmun,

obiiru sirf vedia (emanet)dir;

mazmun

degildir (n.

deyn muaccel olmalidir. Ikisi de miieccel veya biri miieccel oburii muaccel olursa iid taraf ittifak etmedik9e takas olmaz. 3. tki deyn cinsce miittehid olmalidir, biri altm oburii gumu olursa cebn takas cereyan etmez. 4. tki deyn loiwetce birbirine miisavi olmalidir; kocanin kansi zimmetinde mebi' semeninde veya karzdan dolayi bir alacagi ve karinm da kocasmdan nafaKa alacagi olmasi halinde Icuvvetge miisavilik ol202). 2. Iki

madigmdan

cebri takas yapilamaz (Bor?lar

Kanunu,

123). Biitun bunlar-

da nzai bir takas mumkiindur.


121. Ibra.

ibra bir kimsenin, baka birinden olan

hakkmm tamammi

iskat et-

miktanni indirmesidir; buna ibra-i iskat denir^^"^. Bir de ibra-i istifa vardir ki bir kimsenin bakasindan olan hakkmi istifa etmi oldugunu itiraf dan ibaiettir; bu bir nev'i ikrardir (No. 130). Ibra bir tarafli bir beyanla hasil oiur, yani alacakli falanda olan hakkimi, tamamen
bir

mesi yahut

aldim, falanla bir

davam yoktur

gibi sozlerie bor5lusunu ibra etmi

ve bu

suretle hakki sakit

1562). ibra,

olma olur. Artik onu dava edemez (Mecelle 1561, muayyen bir hususun davasmdan olursa hass, biitun davalar-

dan ben kildim suretinde olursa


Ibra, ?arta

amm olur.

muallak olmamalidir (No. 42-44). Fakat vasiyet eklinde

bir ibra yapilabilir.

olmayan haklarda ibra cari olmaz; mesela hibeden riicu' hakkmdan ibra muteber degildir^^^ Bugunku hukukumuzda ibra hakkmda hiikum yoktur. isvi9re Bor9lar Kanununun bu baptaki maddesi
Iskati kabil

kanunumuza almmami^tir. Maa'mafih kanunlanmizda ve mahkeme kararlannda bu ta'bire tesadiif edilmektedir.


(115)
122, Fesh.

Fesh, bir bor? mxiiiasebeti mevcud degilmi gibi bir durum meydana getirir. Bir 90k hallerde bir tarafli fesih kabildir (Mecelle, 442, 380,
581), Fasid akitlerde (No. 51
a,

No. 133 b) ve kendisinde muhayyerlik

-J

-7 J

Alacakh, bor9lusunun Sldugunti iiterek onu bor9dan ibra ettikten sonra Olmedigi anlailirsa ibrasmdan nicu' edemez; ^unku bor? sakit ve beraet temam olmutur (All

Haydar
i7

erhi).

(n.i75); All Haydar;

Elmecmuatul cedidefil kutubil erbaa, Kitabul

istiksdfi mesdil

/^ra, Istanbul, 1332.

3^50

Islam Hukuku

boyledir. NSfiz bir akit, olan akitlerde (Mecelle 376; No. 51 9, No. 137) (Mecelle 191, 375). ancak taraflann nzalariyle fesh ve ikale edilebilir
123. ikale.
tarafin nzasiyle icab ve ikale, akitten onceki hali lade etmektir. Iki maddelerinde bahis mevzuu kabul ile, olabilir. Mecellenin 190-196 nci yalniz bey' akdine raahsus degildir. Icarede

Bunimla beraber (m^sela mebi') mevcut de ikale miimkundur. tkalede akdin mahalli fakat mak lazimdir (Mecelle, 194); telef olmu ise ikale yapilamaz;
edilmitir.

ol-

bir

edilir ve ivazdan hissesi kismi telef olsa kalanda caizdir, yani kalani iade miitevellit olmayip ittisal halmde indirilir Mebi' de vukua gelen, eyden ile eyden mutevellit ve bulunan (mesela kitabm ciltlenmesi gibi) ziyade yavru amasi gibi) ziyade ve infisal halinde olan (mesela hayvanm gur edilmesi) de ikaleye mebi'in isminin degimesi (mesela bugdaym bul sonra olursa u?uncu ?ahis ma'nidir (n 203). Ikale mebi'in kabzmdan i?in uf a liakki tahakkmda yeni bir bey' gibi sayilir; binaenaleyh efi' ;iemen mukabili kullamlhakkuk eder. Miieccel veya kefflli bir alacagm

takdirde bu, akitler arasmda masi suretiyle yapilan bir akit ikale edildigi kefilsiz avdet eder. yeni bir akit sayilacagmdan alacak, ecelsiz ve
124. Sulh.

(Mecelle 153 1). Sulh Taraflann nzalariyle niza'i kaldiran bir ak.ttir bedele musaleh-iin-aleyh ve akdini yapana musalih, sullida kararlaan 1532-1534). muddeabih'e de musaleh-iin-anh derler (Mecelle matuf ise de sirf usuli Sulh her ne kadar nizai kaldiraiak gayesrie da bo^'ledir); bilakis alacaklmm bir i degildir (nitekim bugiinkii hukukda

mevcud alacagmi
icabettirir

bir
iki

dava bulunmaksizm uzerine veya an inkSrin, yam mkar tiirlu; ya an ikrarm, yani ikrar

etmekten bir bedel mukabilmde feragatmi degitinnek 19m ortada surette taraflann asil bor? munasebetiai SuUi dahi daima yapabilecelderi bir anlamadir.
iddia

uzerine olur:
mtinasebetini kabul ikrar iizerine sulhde bor9lu, mevcud bi" bor9 yerine, artik dogum sebebi eder Bu sulhde konkre bir bor9 miinasebeti bir bor9 miinasebeti ge9er. Bu halde sulh ile bir bagi kalmayan mucen:et irca' edilir; yam sidh mal baka hukuki ilere, bahca bey' veya icareye ise icare hukmunde olur uzerine yapilmi ise bey', menfaat uzerine olmu vardir; bu suretle sulh, hale (Mecelle 1548, 1549). Bu irca'm ehemmiyeti
1

gore riba memnuiyeti huktlmlerine tabi tutulur.

Borg Miindsebetinin Zevdli

151

2.

inkar iizerine sulhde bor9lu, iddia edilen bor? miinasebetine kari

stikut

veya inkarda bulunur (Mecelle 1550).

Bu

halde sulh hususi bir hu-

kuki

itir.

Sulh yalniz obligation alanma munhasir degildir. Rikkiyete dair olan

hukukdan (No. 63
can olmaz.

V;

sonrasi), aile

hukukundan, haksiz

fiillerden do-

gan iddialardan hale g5re sulh yolu


sulh

ile uzlailabilir.

Bilhassa hadlerde

125. Havale.

Bir borg mimasebeti nihayet, onun havale yolunda baka bir bor?
miinasebetine inkilabi
isimdir;
ile

de zeval bulur^^^. Havale Arapgada ihaleden

nakil

demektir.

Hukuk

istilahi

olarak

havale
bir

deyn'i

bir

zimmetden,

yani

muhtrin zimmetinden baka

zimmete,

yani

muhalun

aleyh'in ziminetine nakil ve tahvil etmektir (Mecelle 637).

Muhil, yani havale eden kimse bor9lu (medyun) olan kimsedir. Muhaliin aleyh de havaleyi kendi iizerine kabul edendir (buna muhtaliin aleyh de denir). Havaleyi alana, yani muhilde alacagi olan kimseye (dayin'e) muhalun leh (keza muhtal) derler, Havale olunan mal da muhalun bih'dir (Mecelle 674-677).
Havale her eyden once bir ifa emri, ifa i?in bir vekalettir; yani alacaklim A.ya (muhtal) bir miktar borglu olan ben (muhil) bu borcu odemesini muhaliinaleyh olan Z.ye soylerim; veya Mecellenin tasvirine gore
alacaklim A.ya sana borcum olan u kadar kuru^la seni filanm (Z.nin)
iizerine havale ettim derim.

Bu, havalenin normal halidir ve Mecellenin

maddesinde tasiih edildigi iizere muhalun leh ile muhalun aleyhin kabulleriyle, daha acik olarak muhilin, muhalun leh ile muhalun aleyhin icap ve kabuUeriyle meydana gelen havaledir. Fakat havalede Z. tarafmdan bir bor? iizerine alma (borcun nakli) ii de mevcut olabilir. Muhaliin lehe yapilacak odeme, benim Z. deki bir alacagimdan verilmek
680
inci

276

Havalede muhilin borcuncan kurtulmasi muvakkattir; havale nihayet bulmakla bor? bazan muhile avdet eder. Havalenin htikmii iki vech ile nihayet bulur. 1 Teva ile, 2 Havalenin feshi ile. Teva, deynin telefi demektir. 6yle ki muhaliinaleyh havaleyi inkar ettigi halde ne muhil ve ne de muhaiunleh havaleyi ispat edemiyen muhalun aleyhin havaleten borcu iizerine ahnadigma yemm etmesiyle teva tahakkuk etmi olur. Bir de muhalunaleyhin miiflis olarak vefat etmesiyle teva hasil olmu olur. Bu, imam-i a'zama goredir. trnameyne gore teva ile muhaliin leh muhile riicu' edemez;
9iinkU havale
ile

muhaliin lehin muhildeki hakki sakit olmutur; hatta nicu'

art e-

dilmi olsa bile (No. 99).

152

islam Hukuku

ve kaydi celle'nin 681


art

olmadik9a bu havaleye muvafakatim art degildir. Memuhaliin inci maddest mucibince boyle bir havale yalmz yalniz muhil ile leh ile muhalun aleyh arasmda olabilir^''l Havale muhalun leh arasmda da mumkiindiir. Fakat bu takdirde havale muhaliin
ile

aleyhin kabulline
ii9

mevkuf

kalir (Mecelle 682, 638)^^1 Gorultiyor ki her


ile)

halde de muhaliin lehin (icma'


arttir.

ve muhaliin aleyhin nzasi ve ka-

bulu

Havalede muhtlin muhaliin lehe borplu olmasi lazimsa da muhaliin


Muhil'in aleyhin muhil'e bor9lu olmasi art degildir (Mecelle 673, 686). gibi bir ayni muhaliin aleyhde bir alacagi veya bir vedia veya magsub yapihrsa bulunur da havale, muhaliin lehe bunlardan verilmek kaydiyle ohnaksizm yapilan havabu, bir mukayyed havale olur; boyle bir kasit
leye

mutlak havale

derler.

Mukayyed havale

adeta bugiinku hukukta gordiigiimiiz alacagin

A.nm bendeki alatemliki neticesini verir. oyle ki ben Z.deki alacagmi havale cagmi im i9m A.ya temlik ederim. Muhaliin aleyh kabul etmekle
tamam ve
alaZ.nin alacaklisi artik A. olmu olur. Fakat A.nm bende bir bir alacagi olmacagi bulunmasi da mutlak bir art degildir. A.yi bende degil, alacagi kabz'a digi halde Z. uzerine havale edersem bu, havale tevkil etmi oluolur; yani A. yi Z. deki bir alacagimi tahsil ijin

tevkil

rum.

Mutlak havalede muhil'in muhaliin aleyhde


varsa

bir alacagi

veya mail

bu havale ile alacagi istemek hakki sakit ve muhil'in, bu alacagi olmaz. Fakat veya mail muhalun aleyhden almasi ile havale batil mukayyed havalede muhil, muhaliin aleyhden o alacagi veya mail alamaz. Zira o alacak veya mal
yapihnakla onu istemek haketmitir. Muhaliin ki muhaliin lehe ait olmu, yani gayrin hakki tealluk leh o alacak veya mail hibe ve temlik edebiUr (Mece'le 692).
iizerine havale

^^'

Bazilari, haysiyyet

ve

mUruwet

erbabi kendi borflarmi ba?kalarinin, uzerlerine

oldugunu s6ylealmalarma razi olmayacaklanni ileri surerek muhil'in de rizasi fart ulemaya g6re arttir ve bu mijlerse de Mecelle bunu kabul etmeinitir. Diger bazi ve emrmuhalun aleyhin muhU'e rticu' edebilmesi i?m ISzimdir, yani muhil'in rizasi muhSlUn aleyh edi'dan scnra ona rticu' eder; aksi i ile havale olundugu takdirde Haydar, 681 erhi). takdirde havile sahlh ohnakla beraber rUctt' edemez (Ali
^'*

bihdir. u kadar Bu, Hanefl tmamlannm mezhebidir ve emr-i padiaM ile ma'mulUn muMl'e borflu oldugu takvar ki Hanefi eshabmdan ImSm Curcant muhaiUn aleyh ohnu? ve ImSm Malik ve dirde havtlede muhaliin aleyhin nzasi art olmadigma kail Haydar, 682 erhi). afii mezhepleri de bu merkezde bulunmu?tur (Ali

Borg Miindsehetinin Zevdli

153

126. Alacagin Temlild.

Yukanda

iaret edildigi iizere Hanefllere gore alacakli bor9lusun-

daki alacagmi bakasina veya kendi alacaklisma devir ve temlik edebil-

mek

i9in

borglusunun nzasi

arttir.

Filhakika bir fikh'a gore alacagi

borgludan bakasma satmak, temlik etmek sahih degildir; meger ki borglu muvafakat ede. Alacak ancak borglunun kendisine temlik edilebilir.

Alacagm bakasina

intikali,

miras ve vasiyet yoUariyle

olabilir; ala-

onu sagligmda kendi baina U9{incu bir ahsa devir ve temlik edemez^^^. Fakat Mecellenin 848 inci maddesinde tasrih edildigi iizere bir kimse birinin zimmetindeki alacagmi bakasina hibe ederek, git al diye sarih surette izin verse ve bagilanan kimse de gidip alsa hibe tamam
cakli
olur, yani

o alacaga, malik olur (No. 119).


ii9iincii

Alacagm

ahsa temlik edilememesinin sebebi her alacakli-

mn

alacagmi talep hususimda, bor9lusuna kari hareketi bir olamayacagi duiincesidir. Halbuki gene fikih kaidelerine gore tevehhiime itibar yoknadire degildir (Mecelle 42, 72-74). Bugiinku

tur, itibar galib'i a:/ia dir,

hukukda bor9limun borcimu u veya bu kimseye odemesinde bir fark olmayacagi goz onilnde tutularak alacaklmm degimesinde onun bir muvafakatine liizum goriilmemi?, muamelat kolaylatinlmitir. Filhakika alacagin artlan, vadesi, miktan degimedigine ve bor9lu haiz oldugu def ileri, itirazlan herhangi alacakhya kari ayni suretle ileri siirebilecegine gore (Bor9lar Kanunu 165), temliki menetmek, muameleleri gu9letirme olur. Obiir taraftan daha once de soyledigimiz gibi fikihda kabul
edildigine gore alacakli, bor9liisnnun alacak cinsinden bir parasmi ele

ge9irse

onim nzasi olmaksizin alacagmi ondan alabilir ve gene bir U9iincii ahis alacakhya yardim i9in alacagmm cinsini bor9ludan cebren, gasb suretiyle alip ona verse mufta bih kavle gore caiz olur (Ali Haydar, cilt 3,
s.

320, 321, mesele 20, 21; No. 119 sonu ve notu).

Gene Islam hixkukunda bir bor9, bor9lunun bor9lusundan istenemez (Mecelle 1640). Avrupa kanunlanmn bazisi bxmu sarih surette tervi9 eder (Mesela bugxin yiiriirliikte olan en eski bir kanun olarak Fransiz Code Civil'i madde 1166 gibi. 1330 tarihU (muvakkat) Icra Kanunu'nda da
alacaklmm bor9lusunun bor9lusunu, tazyik ve edilmitir (madde 80).
ta'kib edebilecegi tasrih

^"^^

(no. 72, ciro

No. 85 ve n. 227); Ge9en yiizyilda fikarilan Ticaret Kanunu, ve tedavtilii tenic etmitir.

ticari senetlerde

154

Islam Hukuku

127. Miiruri

Zaman.

islam hukukunda muriiri zaman esas itibariyle, hakkm sukutunu, icab etmez. Bundan, garp hukukunda daha ziyade, oor^lann sukutu sebepleri arasmda bahsedildiginden biz de burada esasen ewelce de soyledigimiz gibi (No. 96) bazi malumat vermek istiyoruz.

Avrupa kanimlannda umumiyetle


Bin, iktisabi, obtiru
iskati'dir. Iktisabi

iki

tiirlii

miiruri

zaman

vardir.

miiruri zaman'la, yirmi otuz yil gibi uzunca bir miiddet, sahipsiz veya sahibi adma tescil edilmemi bir gayri menkule niza'siz devamli surette tasarruf edilmekle o mal iizerinde

mulkiyet elde

edilebilir.

Bu

suretle mururi

zaman, mulkiyet isbat ve


hliccettir.

te'min eden bali bama miistakil bir vasita, bir


alacak haklannda bir kimse

Obiir taraftan

muayyen

bir

zaman

ge^tikten sonra bir ala-

cak davasmda bulunsa miiddeaaleyh miicerret miirari zamana istinatla kendini miidafaa edebilir; velev ki borcu odemedigi ifadelerinden anlailsm.

islam hukukunda, iktisabi mururi zaman ancak hakk'i kararda gorulur; fakat bunda da temelluk sebeplerinden birine dayanmak icabedecektir (No. 96)^^^. Iskati miiruri zaman* a gehnce, Mecellenin

maddesinde de goriildligu iizere "tekadum'i zeman ile hak sakit olmaz" kaidesi burada tam manasiyle caridir; 3or9lu mahkeme huzurunda kaza'en mes'uldur (No. 53 ve No. 110). cyle ki miiddeaaleyh, miiddeinin davasma kari sadece mururi zaman hadisesine istinad edemeyip muddeinin hakki olup olmadigma dair bir bey^anda bulunarak borcunu, yani muddeinin hakkini inkar etmek artiyle bu def i vasitasmdan
1674
iincii

istifade

edebilecektir ve

bu

suretle

davamn

reddini

isteyebilecektir.

Miiddeaaleyh, miiddeinin davasi ve9hile hala kendisinde hakki oldugunu ve dava edilen hak, mal hakikatte miiddeiye ait bulundugunu, odemedi-

zaman oldugunu iddia etse bile buna itibar edilmeyerek, ikran mucibince ilzam, yani mahkiim edili:^ islam hukuk9ulan ewelce de iaret ettigimiz gibi (No. 81), amme nizami prensibini kabul etmekle beraber adaleti ve fert haklanm siyanette
gini ikrar ederse miiruri

9ok defa ifrata diimiilerdir. Hakikatte miiriiri zeman, iizerinde uzun miiddet gegmi? ve bu suretle daha 90k odenmi? olmasi mefruz olan iddi-

^^^

1274 tarihli Ceza Kanunundaki on yillik hakki karar muddetinin yeni hukukumuz manasiyle iktisabi mururi zaman oldugu hakkmda Yargitay dairesinin karari vardir (Adliye Dergisi, Nisan 1945, s. 77).

Borg Mundsehetinin Zevdli

155

alarla

mahkemeleri megul etmemek,


edilmi^ tir.

tezvirli davalara

meydan verme-

mek igin kabul


128. Miiruri

Zaman Miiddetleri.

islam hukukgukri tezvirli davalara mani' olmak i9in umumiyetle otuz alti yillik bir muniri zaman miiddeti tespit etmilerdir (Mecelle 1801

maddesinde tasrih edildigi iizere kaza, yargi i?! sultanm emriyle zaman ve mekan bakimmdan ve bazi hususlarda takyit ve tahsis edilebilir). Arazi-i emiriyyenin ve vakfm rakabesine dair olan davalann miiruri zamani otuz alti yildir^^\ ahsm olsun, devletin olsun, deyn ve ayne dair
inci

miilk davalannda, miras davalannda, icareteyn ve mukataa


(ileride

ile

tasarruf

vakif bahsinc bak,) miiruri zamani on be


1662).

yddir (Mecelle
miiruri

1660)^^^. Arazi-i emiiiyyede tasarruf davalan

on yd ge^mekle

zamana ugrar (Mecelle


(?irb) tiakki

Yol

(miirur) hakki, su akitma, su

(No. 92), miilk akarda ise onbe yiUik,


:

alma miri arazide ise on

yillik

ve vakif akarda se otuz alti yiUik miiriiri zamana tabi'dir (Mecelle 1662). Eski Arazi Kauununda bir takim davalar igin be ve bir yiUik

zaman miiddetleri de vardir. Talak, nikah ve vasiyet i9in ayrica bir miiruri zamandan bahsedilmemitir. Ammeye tahsis edilen yollar, nehir ve mer'a gibi m^nfaati umuma ait olan yerler igin miiruri zamana itibar yoktur (Mecelle 1675). uf a davasi bugOnkii hukukda oldugu gibi
miiruri

ay tehir edilmekle sakit olur (Mecelle 1034, Arazi Kanunu 102; Nc 92). Bazi haklar derhal, fevri siirette kullanilmak lazim gelip kullamlmadigi takdirde sakit olur.
bir
.

(Medeni Kanun, 658)

Garp hukukunda da miiruri zaman miiddetleri nihayet kanun koyanm takdirine kalmitn; mesela liaksiz fiiller, haksiz iktisablar ifin siibjektif ve objektif olmak iizere iki turlii miiruri zaman kabul edilmi, alelade alacaklarda be?, en sene olarak konmu (Bor9lar Kanunu 126), aile hukukundaki miiruri zamanlar ayrica g6sterilmi ve nihayet ayni haklarda da bu miiddetler muhtelif olarak tespit olunmutur. Miiruri zamana ugramayan haklar da /ardir (Tapuda miiseccel gayri menkul miilkiyeti, aciz vesikasma bagli o an ve kan koca arasmdaki alacak gibi).
Miiddeti ifinde dava edilmekle miiruri
miiruri
281

zaman

kesilir.

Ikrar ile

zamanm

ortadan kalkacagmi yukanda gordiik. Bugiinkii hukukda

30 Mart 329 tarihli Emvali Gayri Menkulenin Tasarrufu Hakkmda Muvakkat Kanun 'un 15 inci maddesi.

'28'?

Deyn ve

kisas davalarir.m miiruri zamani da boyledir. CezaT fiiilerin mururi

zamani

igin ileride

ceza hukuku bahsine bak.

156

Islam Hukuku

gordiigumuz (BorQlar Kanunu 132) mururi zamanm ilemesine mani' sebeplerden baka Islam hukukunda bir takim haller daha kabul edilmimiiddeti denilen uzaklikta baka tir: Ku9uk, mecnun, ma'tuh olmak, sefer
bir

memlekette bulunmak^^^

hasim taraf miitegallibeden bulunmak


nuiruri

gibi

(Mecelle 1663).

Mehir davasi muaccel olmadikfa

zamana ugramaz; muaccel

olduktan (zevcin oliimunden) sonra onbe sene ozursiiz terk olunursa dinlenmez (All Efendi Fetavasmdan; keza ''Ceride-iilmiyye'\ adet 32, s.
901).

Mururi zaman kameri


129.

yila gore, yani arabi yil iizerine

hesap

edilir^^"^.

Hukuki Miinasebetlerde Taraflarin Taaddudil.

Akitlerde ve diger hukuki miinasebetlerde bazan bir taraf bir ka9 Bir tarafta mekii bir irket, keza bir miilkte muterek malikler olabilir. iki kiiye bir sela iki muteri, iki miistecir, iki kefll goriilebilir, Bir kimse

kimse iki kiiye karz verse, iki kii telef etse veya bir Mmseyi diyeti mucib bir birlikte yolu ile iizerlerikatil ile oldurse^^^ iki kii bir kimsenin borcunu havale ne alsalar, bunlar birbirlerine kefil olmadik5a birinin borcunu oburiiniin vermesi lazim gelmez^^^ Dei kimse, bir bor9luya veya bir kimse bir borgluya kefil oldugu takdirde alacakli bunlann, her birinden borcun tamammi isteyebilir (Mecelle 644-647). irketlerden bilhassa mufavaza

mal

satsa

veya bir mal icar bir kimsenin mahni

etse, bir

^^^

mu'tad istirahatlerle en Sefer muddeti mu'tedil bir yuruyule (yani yayan veya atla), Ali Haykisa giinlerde) U9 gtoliik, yani on sekiz saatlik mesafedir (Mecelle 1664; ve emsali makine ile mutehardar, bu madde erhine bak.). imendifer, vapur, ufak
rik

^^"^

etmek ive sur'atle seyre malik vasitalarla seyreden bir muslumanm namazi kasr istidaya cevap: 9in ne kadar mesafe seyreylemesi lazim olacagma dair vaki' mesafei sefer "ma'alistirahat seyrusefer ile U9 gtinluk mesafe miktan yer katolunursa add ve itibar olunur" (Certde-i Jlmiyye, adet 76, 77 s. 2476). olur? Elcevap Miiruri zamanda senei emsiye ile senei kameriyeden hangisi muteber
senei kameriye muteber olur {Ceride-i llmiyye, adet 32, Dort kii birlikte buytik bir direk kaldirirken kaza ile
s.

901).

^^^

bu direk

ellerinden boanip

d5rtte birionlardan birinin uzerine dumekle helak olsa o tig kiimn her biri diyetin sakit olur (Medeni Kanun ni tazmin ve son dortte bir de olenin hissesine duerek

Tall
^^^

Komisyonu

layihasi s.20).

beraber kefil olup, Z'nin A.zimmetinde karzdan olan u kadar kuru borca B ve C, emri olmadan kefil her biri dahi aherin zimmetine mzmi gelen meblaga birbirinin tediye ettikde olduklari surette B, C'nin emri olmaksizm borcun mecmuunu Z.ye Umiyye, adet 23, nisfmi C'den ahnaga kadir olur mu? Elcevap olmaz (Ceride-i
s.

483).

Munferit Borg Mundsebetleri

157

irketinde irket ic;abi ortaklar erikler

arasmda

bir kefalet miinasebeti

mevcuttur.
tki kii bir

kimseden

bir

mal satm

alip

da semen tamamen odenin-

ceye kadar bayi'in mail hapis etmeye hakki olmasi (No. 89) ve fakat bu muterilerden birisinin nerede oldugu malum olmayacak surette gaip bulunmasi sebebi lie hazir olan muteri, semenin tamammi odeyerek o
mall teselliim etse gaib olan miiterinin hazir olmasi halinde semenden hissesini verinceye kadar mail hapis edebilir ve mal semeni odeyenin
elinde -ewelki obiir muteri hazir
eder.

olmadan once-

telef olsa

ona

riicu'

Bazi hallerde mutereken muamelede bulunmak lazimdir; mesela iki vekilde (Meceile 1465), Tda' edilen mal, taksimi* kabil olmadigma gore iki miistevda'da (Mecelle 783) oldugu gibi, maada hallerde her biri kendi hesabina hareket eder; mesela iki alacaklidan biri bir sulh yaparsa

bu sulh arkadaima

te'sir

etmez; hissesinden fazlasi

hakkmda

sulha arka-

dai isterse icazet yqxvc isterse

vermez (Yargilama, dava bahsi).

XVIII. Munferit Borg Miinasebetleri


130. Ikrar.

Ikrar, bir kimsenin baka bir ?ahsm kendisine olan hakkim haber
vermesidir, diye ta'rif
edilir.

"Huve ihbarun bihakkm

liahere ala nefsihi"

(Mecelle 1522). Dcran yapan kimseye mukirr, aleyhine ikrar yapilan kimseye mukarrun-leh, ikrar edilen eye mukarriin-bih denir. Ikrar bir

maddi hukuku ve hukuku bakimindan ikrar


taraftan

obtir taraftan usul

hukukunu

ilgilendirir.

Usui

bir hiiccetdir; fakat kasir (zaif) bir huccettir.

Bima

kari beyyine (ehadet), miiteaddi bir hiiccet sayilir (Mecelle 78).


goriile-

ikrann zaif bir hiiccet olmasi bilhassa ceza hukukunda (ukubatta)


cektir^^l

mukarnin-lehin tasdik ve kabulilne tevakkuf etmez, fakat ret edihrse hukmti kalmaz (Mecelle 1580). Hukuk-i ibad'da ikrardan riicu' edilemez (Mecelle 1588). Bununla beraber ikrann ciddi olmasi lazimdir.
ikrar,

istihza, aka, ikrah

ve muvazaa

suretiyle,

uyku halinde

ikrar hiikiim ifade

^^^

Bir kimseyi "oglumdur" diye vuku' bulan ikrar (ikrar binneseb) yalniz baina bir ey ifade etmez. O kinisenin ogul olabilecek bir yada olmasi (Mecelle 1577) ve ikrar edeni tasdik etmesi lazimdir.

158

islam Hukuku

etmez. Ditilaf halinde bu anzalan iddia eden, ispata mecbur olur; ispat edemezse mukarrunlehe yeinin verilmek icabeder
.

ikrann akil ve baligden sadir olmasi da lazimdir; miimeyyiz olmayan kiigiik, deli gibi kimseler ikrarda bulnnamayacaklan gibi aleyhlerine veil ve vasinin ikran da sahih olmaz; nitekim imitevellinin de vakif aleyhine ikran mu'teber degildir {Cende-i llmiyye, adet
22.,

(davaya) vekil olan kimsenin ikranndan aagida, bahsedilecektir. Fakat miimeyyiz ve bunak, me'zun clduklan hususlarda
ikrar edebilirler (No. 55

Husumete )argilama kismmda


s.454).

ve 56).

ikrarm hiikmii, inai mi, ihbari mi oldugu hakkmda fakihler ihtilaf etmilerdir; yukaridaki ta'rife gore ihbari mahiyette oldugu anlailir. Bu mahiyet, bilhassa oliim hastaligmdaki (maraz-i mevt^deki) ikrarda g5ruliir.

Bir kimse, oliim korkusu olan hastaligmda (Mecelle 1595),

biitiin

mallanm varislerden baka biri iyin ikrar etse varislerin icazetine mevkuf olmaksizm sahih olur (Mecelle 1601); halbuki varislerinden baka birine bir mal hibe etse ve mirascilar icazet vermese ancak siiliis miktannda, yani mallanmn U9de birinde sahih olur (Meccelle 879)^^^ Hakikaten ikrann hiikmii, mukarninbihin zuhurudur; yoksa ibticlaen inasi, hudusu degildir. Bu cihetle ikrar milk sebebi olamaz denilmijtir (Mecelle 1628); yani miiddei, miicerret miiddeaaleyhin ikranni milk sebebi tutup ondan

deyn veya ayn olarak onu ver diye iddia

re' sen bir

ey dava, benim ipin yiiz


dinlenmez^^^.

lira ikrar ettin,

etse,

davasi

Demek

ki

alacakli,

^^^

Bir kimse bir ahisdan zimmetinde u kadar alacagim olup ikrar dahi ederek senet vermi^tin diye dava ve o ahis, mezkur senet muteber ikrah altmda olmutu diye defettikte

bu def i

isbat ettigi takdirde o

kimse ondan

bir ey

alamaz (Ali Haydar, Me-

celle

1006
ile

^ovhi).

ikrah

vaki ikrardan sonra ikrarda bulunan dilerse bu ikrarmda kazip oldugunu id-

dia edebilir (Mecelle 1575).


Z.,eriki

A,

ile

olmayarak
^^^

hesap gorduklerinde zimmeti 9ikip hesapta yanlilik yoksa diye kat'i eylese tekrar hesap gorelim demeye kadir olur (Netice ikrar
i^indir ki bir

Fetdvdsi'ndm).

Gene bunun
sahihdir;

zimmmin
teslrni

onu mukarrunlehe

miislumana bir miktar arap ikram etmesi eylemesi lazimdir. Eger ikrar iptidaen temlik olbir
ile

saydi sahih
^^^

olmamak icabederdi.
amel

Mucerret ikran sebep tutarak a9ilan dava dinlenmez ve bu ikran havi huccet edilemez (Abdurrahim Fetdvdsi 'nda.n).

Munferit Borg Mundsebetleri

159

miiddeaaleyhe kari sende yuz


suretinde dava edebilecektir
ikrar edilen ey
.

lira

alacagim vardir; bunu ikrar da

ettin

malum

olmayabilir. Fakat fahi bir mechuliyet ik-

rann sihhatine mani'ciir. Filanm bende emaneti vardir, yahut malmi gasb ettim yolunda vuku' bulan ikrarlar sahihdir; mukirr, o eyi beyan ve ta'yine cebredilir (Mecelle 1579). Ve gene ikrarm mu'teber olmasi bir sebep beyamna muhtac degildir: Filana 50 lira borcum vardir diye ikrarda bulunan kimse bu ikran
ile

ilzam

edilir^^^.

Bazi hallerde ikrar muteber olmak i9in salih, yakiir bir sebep gosterilmek, mesela haml (ana kammdaki gocuk) lehine yapilan ikrarda ikrar edilen

mirasdan veya vasiyetten gelme bir mal oldugimu beyan goriinuun (zahiri halin) ikran yalanlamamasi da etmek lazimdir, nitek:

malm

bedenen biilug'a tahammiilii olmayan bir kii9uk, balig oldum diye ikrar etse mu'teber olmaz (Mecelle 1577). Fikih kitablannda ikrarm tekerriirii halinde bunui sebepli olup olmadigma, sebepli oldugu takdirde sebebinin her ikisinde de ayni veya muhtelif bulundugima, sebebe muzaf degilse senetli, senetsiz ve senedin de bir veya miiteaddid olduguna ve gene ikrann yargi9 huzurunda yapilip yapilmadigma gore bir takim hal
arttir;

suretleri gosterilmi^tir

ikrann

boliiniip

boliinmeyecegi meselesi ileride yargilama hukuku

bahsinde gorulecektir=
131. Bey' ve ira'(Satina ve Satin

Alma) Akdi.

Fikihda akitler.n birinci derecede onemlisi bey'dir. Evvelce de soyledigimiz gibi h^' Mkiimleri muamelat hakkmda genel kaideleri de
tekil

eder mahiyettedir.
icare de bir nevi bey' sayilir. Bey'

ayn'm

temlikini

tazammun

ettigi

halde icarede temlik edilen, satilan ey ayn degil, menfaattir (Mecelle

291

292

"Bazi uiema, bir kimsenin, mulkiyetini mtilk sebebi olmayan ikrara istinat ederek bu malm benim oldugunu ikr^r etmitin diye dava etse bu davanm sahih olacagmi beyan etmilerdir" (Ali Haydar, Tatbikdt-i ^er'iyye Dersi, 1333, s. 90; no.33). Bergstrasser diyor ki: Ikrar, boyle mucerret, dogum sebebinden mtistakil bir bor? munasebeti tests etme;i itibariyle hususi bir onemi haizdir. Aktif tiplerindeki dariiga

293

ka9amak yolu olabilir. Bir kimse ben bu mail Z.den, hayir A.dan gasb ettim dese Z.ye o mail ve A.ya da kiymetini bor9lanir. (;unkii Zye yapilan ikrardan "hayir" sOziiyle rucu' mu'teber degildir ve ikinci ikrara miisteniden ayni ve9hile Aya bor9ianilan o mai, Z.ye yapikari bir

lan ikrar

ile

helak oldiigundan kiymeti onun yerine kaim olur (Bergstrasser).

160

Isldm Hukuku

405). Bir karilik (ivaz) arti

ile

hibe (Mecelle 1022) ve ikrar suretiyle

sulh (Mecelle 1548) hirer bey' hukmiindedir. Kariliksiz hibe bir

aynm

ve ariyet bir menfaatin bedava temlikidir^^"^. Nihgyet istisna' da bir bey'dir. Bir de mtiecceli muaccele satmak detnek olan selem vardir.

Bunlar a^agida

goriilecektir.

Bey', mall malla miibadele etmektir ve boyle ta'rif edilmitir (Mecelle 105); mebi' itibariyle dort turliidiir. Ya para kariligmda bir mail satmak suretiyle (buna mutlak bey' denebilir, en 90k kuUanilan budur),

veya parayi paraya satmak suretiyle (bey'-i sarf) veya bir ayn'i baka ayn kariligi satmak suretiyle (mukayaza bey'i) olur'^^.

bir

Bey'de satilan mala mebi' (bey' in mahalli, muteallaki), satana bayi', satm alana rauteri, her ikisine birden mxitebayian derler. Semen satilan ey'in bahasidir; ya musemma olur ki bu, :araflann rizalariyle mebi' igin tesmiye ve taym ettikleri semendir; bu semen, mebi 'in hakiki kiymetinin aym olmak, tam degeri bulunmak zarur: degildir. Veya semen-i misil'dir ki, bu malm hakiki bahasi, tam degeri dir; buna kiymet de
denir.

Bey'de mebi'in mevcud, teshmi mumktin ve mtitekavvim ve nihayet muterinin de malumu olmasi lazimdir (Mecelle 197-200; No. 72 ve 73)^^^. Semen malum ve muayyen olmak lazim gelirse de ferden tayin
294

islam hukukgularmm caiz gordugu, Imamlik, Hatiplik vesaire gibi hukuk-i mucerrede dahi denilen bir takim vazifelerin ivaz mukabili bakasina devri bey' degildir

Buna ferag ve niizul derler ki sahihdir (Ali Haydar, Ahkdm ul Vukuf, madde 61, 62; Redd ul Muhtdr, bey' bahsi). Miri arazinin mutasamfi tarafmdan memurun izniyle malum bir bedelle bakasma devri de mucerret bir haktan i'tiyaz (ivazlamak) olarak tecviz edilmitir. Buna arazi hukukunda ferag denir ve ferag eden, o
(No. 89).
arazTyi istirdad

edemiyecegi gibi diger taraf da

artik

bundan rucu' edemez. Ferag


lenir (No. 102; Mecelle

meccanen de
295

olabilir.

Bey'-i sarf, nakd'i nakde satmaktir, buna para


121).

bozmak da

Mukayaza, trampa

akdi demektir (Mecelle 122, 279).

296

Bey'in nafiz olmasi i9in satan, mebi'in maliki, yahut malikin vekiii, velisi veya vasisi olmak arttir (Mecelle 365). Baba husni hal sahibi (muhmudiil hal) olmak, yani fasTk olmamak artiyle 9ocugunun menkul veya akarmi, yesir gabin (No. 35) ile
dahi satabilir. Vasi, ku9tigun akarmi satabilmek i9in bunu tecviz eden er'i sebepler

90gulu musevvegat-i er'iyye) den biri bulunmak lazimdir. akarm semen'ine ihtiyaci olmasi, miiteveffanm akaBunlar: ku9ugun nafakasi i9in n satiimadik9a odenemeyecek borcu bulunmasi, akara iki kc.t kiymetle talip 9ikmasi,

(musevveg-i

er'i,

akarm harap olmaya

yiiz tutmasi gibi hailerdir.

Ku9Ugun
cak bu

miri arazisini ve bu arazi iizerindeki ilk binasmi ^^esairesini baba dahi an-

er'i sebepler

altmda ba^kasma ferag

edebilir.

Munferit Borg Miindsebetleri

161

edilmesine liizum yoktur (Mecelle 237-244).

Bunun

neticesi olarak akit

sonradan fesh edilmi olsa bile semenden


bir fesh halinde ferden
(rib 'a yi)

intifa' caizdir;

halbuki boyle

mucib

olur.

muayyen bir eyin isti'mali, bir haksiz iktisabi Bundan baka kabzdan once bayi semen lizerinde

tasarmf edebilirken mii^teri mebi' menkulii bakasina satamaz (Mecelle


252; No. 134).
132,

Bey'de KuUanilan Ol^uler


Islam hukuku, bey'in
kile, vezin, sayi,

arm ile vukuuna ve menkul, gayrimenkul mallara ceallnkuna gore bir takim Mkiimler koymutur; mesela keyli (mekilat), vezni (mevzunat), adedi (madud adediyyat), zer'i (mezru', mezruat) dan olan eylerin^^^, kile, tarti, sayi veya arm dahi satilmasi caizdir. Ve gene ile satilmasi caiz oldugu gibi cuzafen
kile ile satilan mallarda

ve miisavi surette sayilabilen eylerde, boliinmesinde zarar olmayan tarti ile satilir eylerde bir mecmu'un miktan beyan olunarak o mecmu' satildikda gerek yalmz o mecmu'un semeni beyan olunsun, gerek kilesinin veya sayismm, vezninin bahasi tafsil edilsin bey'
sahihdir; fakat teslim edilirken

tamam

9ikarsa bey' lazim olur; eksik 91-

karsa muteri muhayj/cr olup dilerse bey'i fesh eder ve dilerse 9ikan

miktan semenden hissesiyle


liinmesinde zarar olar
tarti

alir,

fazla Qikarsa ziyadesi saticmmdir.

ile satihr

eylerden bir

Bomecmu'un miktan
sirasmda
91-

beyan ve yalmz onun bahasi soylenerek


kani konuulan
olur;

satildigi takdirde teslim

eksik gikarsa miiteri muhayyer olup, dilerse bey'i fesh eder, dilerse

semenm tamami

ile alir; fazla gelirse

ziyadesi miiterinin

saticmm muhayyerligi yoktur. Eger boyle bir mecmu'un miktariyle eczasmm bahasi beyan olunmu ise eksik veya fazla 9iksm miiteri muhayyerdir, dilerse bey'i fesh, dilerse 9ikani beher ciiz i9in kararlaan baha
hesabiyle
alir

(Mecelle 217-229).

Bir bey'de sanh surette beyan edilmeksizin dahil olup olmayan


eyler

hakkmda da

kazuistik hiikiimler vardir.

Umumiyetle belde

orfiinde

mebi' in amil oldugu her ey konuulmasa dahi bey'de dahil olur ve

bunlann semenden ayrica

hissesi yoktur.

^^^ ^^^

Bunlara mukadderat derler (No. 74 ve No. 107).

OI9USUZ vesairesiz tahmini olarak, demektir.

162

islam Hiikuku

133. Bey'in artlari.

Hanefi mezhebi bey'de koulan yani akdin muhtevasma ithal edilen artlan caiz, miifsid ve lagv olarak life ayinr (Mecdle, 186-189); icarede
de boyledir.

Akdin muktezasmi teyid eden miilayim art ile veya akdin muktezasmi te'yid etmese dahi miitearif ve mahalli orf ve adette cari terhin artla bey' (istihsanen) sahih ve art mu'teberdir; mesela bir mal
a-

etmek, bir kimseyi kefll vermek gibi ?artlarla yapilan akit


b- Akitlerden birine fayda veya menfaati

gibi.

olup art fasid, lagvidir; kaydiyle bey' gibi.

olmayan artla bey' sahih mesela bakasma satmamak, hibe etmemek

hiikme gore menfaati akitlerden birine degil de ecnebiye ait bir birine artla yapilan bey'de art mu'teber degildir. Binaenaleyh bir kimse mal satarken uQuncii bir ahsa u kadar para bor? veya hediye vermek veya sattigi evde U9uncii bir ahsi oturtmak arti koulsa bu bey' sahih, fakat art hiikumsiiz olacaktir (All Haydar, MeceUe erhh 188), Halbuki mesela vakif daha ziyade U9uncu ahislar menfaatine yapilmakta ve va-

Bu

kiftan pekala onlar istifade etmektedir. Ufiincii ahis lehine bir sigorta ise

hi? caiz degildir. Esasen sigorta ribah bir


c-

i sayilmitir.

Akdin muktez.asmda olmadigi

gibi miitearif de

bulunmayan

fakat

akitlerden birine faydasi olan artla bey' fasiddir. Fasid bir akit bozulma-

ya

mahkumdur

(No. 52 ve bu numaraya

ait

n.l22

^^e

123)

^^^

Semeni her ne vakit mti^teriye red ederse mebiM geri aloiak artiyle bey' fasid olur (AH Efendifetdvdsr ndm), artiyle Bir kimse yuz lira alacagi bulunan bir ahistan bu bor9 ile takas yapilmamak vaki' olmutur (No. yliz liraya mal satm alsa fasid olur (Hindiyye); 9uiiku cetri takas
120).

eylese Bir kimse olunceye kadar icarmi kendi almak artiyle flukkanmi ahara bey'

sahih olmaz {Abdurrahim FetdvdsfnddiXi).

Zimmetinde olan deynini


Fetdvdsi' ndidSi).

te'cil

etmek

artiyle

bey'

sahih ohnaz {Abdurrahim

Bayi'a icar olunmak veya bayi' olunceye kadar i9mde oturmak artiyle ev bey' fasidtir {Ali Efendi ve Behce Fetdvdlan'ndan). Olunceye kadar gorup gozetmek ^artiyie bey'i fasiddir (Netice Fetdvdsfndm), Fakat

Mecellenin 855 inci maddesi mucibince bir kimse oluriceye kadar kendisini beslemek artiyle mtilk akarmi veya menkulunu hibe ve teslim etse caizdir. Bunun gibi akadar bakip razinin ve sahih vakif olan milsakkafat ve miistagallata da olunceye beslemek artiyle ba^kasma meccanen ferag muteberdir (Hibe, No. 150).

Munferit Borg Mundsebetleri

63

Hanefl mezhebinden alman Mecellenin bu hiikumleri, o zamanm ihtiyaglanna uygunlugti 6yle dursun esasen tslamin temel talimine ne kadar aykm oldugu anlailmak i9in merhum Seyyid beyin 1333 tarihinde
basilan

"Usul-i fikih" medhalindeki satirlarm

(s.

146-163) okunmasim

tavsiye ederiz. Mecelleye el

taassubu ancak 1295

tarihli

dokundurmayan sozde hukuk ulemamizin bu eski "Usul-i Muhakeme-i Hukukiye Kanunu"

muzun 64 uncu maddesinin 30 Nisan 1330 tarihli ta'dili ile hukumden iskat edilmi ve mukavele serbestligi te'mm edilmek istenmitir. Bu
ta'dilin
ruz^^^:

gerek9esinden esas par9ayi oneminden dolayi aagiya naklediyo-

134. Bey'de Miilkiyetin Intikali

Ewelee soyledigimiz
?art degildir

gibi (No. 77) bey'in

tamam olmasi

igin

kabz

tamam

(Mecelle 264, 841). tcab ve kabuliin birlemesi ile bey' akdi ve muteri mebf'a ve bayi' semene malik olmu olur (Mecelle

7 Art

ve istikrto, hukuk-i tasamifiyenin serbestisi derecesinde terikkiyat-i iktisadiye iizerinde muessirdir. Mecellemiz ukudu, 6yle erait-i butian ve fesada ma'ruz kilmitir ki bugtin mukivelat, kanunun teminatmdan ziyade
serbestisi

"Ukud ve mukavelatin

akitlerin hulus-i niyetine ibtin ediyor. Taahhtidatmi ifadan istink^f akitlerin

etmek arzu eden


ile

muhim

kismi maateessiif Kanun-i Medenimizin Miihaziri


uriit-i

mukaveleleri

feshettirebilmekten eminciir. Zira

hizira

ile fesat

tehiikesinden

masun

olarak

mukavele tanzimi gu9

bir

itir.

Meceliemizi

zamanm

ihtiya9larma evfak (en uygun)

ve n^sm muamelelerine erfak (en yarar) bir surette batan baa ta'dH etmek biiyuk bir teebbas ve uphesiz ki fikih hiikumlerimiz bunu mUtek^fildir. Ne kadar mukul

bunu iktiham etmek lazim oldugunu takdir ile beraber iktisadi ilerlemeiebuna ta'Iik etmegi muvMk gOrmiyerek mukaveielerin serbestligini te'min i9in bazi kanuni tedbMere tevessiil eyledik. Usfil-i Muhakemenin 64 unctl maddesini bu esasi mtimkun mertebe te'min edecek surette ta'dil ettik, sair medeni memleketolsa dahi

rimizi

tanzim kanunu telakki edilerek ma'muliinbih ve mu'teber tutulmu^tur. ihtiya9larm giinden gune tekessur, muamelat ve mubadeiatm hergijn mutezayit bir kuv\ etle tenevvti' ve tevessu' ettigi u terakki zamanmda ukud ve mukavelatm tabi' olmasi icap eden bilctimle artlan derpi eylemek vazi-i kanun
artlar dairesinde

lerde mukaveleler bazi urnumi artlara tabi kilinmitir.

Bu

edilen biitun mukaveleler akitlerin hususi

ve taraflarm kendi hususi menfaatlarmi daha iyi takdir eyleyecekleri de uphesizdir. Biz de ou yeni ta'dilde ehlinden sadir olup taraflarm maksadi ile mevzu' ahkam ve kavamni ihlal etmeyen bilctimle mukaveielerin akitler i9in ma'muliinbih ve mu'teber oldugunu kabul ettik. Akit mahalli olan mutekawim mail
tedavtilu miitearif olan bilcumle a'yan menafi' ve

i9in imkansizdir

hukuka temil

ettik.

Bu

suretle

mutekabil taahhtitleri tereddiit ve teevviiten tahlis ve medent ve daha ziyade emniyet ve istikrar bahettik" (No. 97).

ticari

muamelelere

^g4

islam

Hukuku
muteri

soma ewela 167 369)^^ Fakat semen mueccel degilse akitten vermege borfludur semeni bayi'e ve saniyen bayi' mebi'i muteriye art olmayip mu?termm, (Mecelle 262)^^ Mebi'in bilfiil teslim edilmesi surette tesellum (kabz) etbir mani' olmaksizm mebi'i kabz edebilecek suretle mu^ten de mesine bayi'in izin vermesi de teslim demektir. Bu 264)^''^ Biitiin bunlar sahih bir bey' onu kabz etmi sayilir (Mecelle 263, ile hukum ifade eder; yam akdi i9indir. Fasid bey', mebi' kabz edilmek malik olur. muteri bSyi'in izniyle mebi'i kabz edince ona
daha dogrusu teslim eislam hukukuna gore mebi' kabz edilmsden halde bayi' elmde ve dilmemi veya teselliime izin verilmemi oldugu
hatta miiterinin de nzasiyle
ahis

muhafaza etmek iizere tevdi' edilen U9micu ve taksir bulunnezdinde tamamen veya kismen -velevki teaddi

hakkmda bir ey terettup maksizin- telef olsa bey' infisah eder ve miiteri 293)'^ hasann mutenye aidietmeyup zaran bayi'e ait olur (Mecelle Fasid bey'i taraflardan her bin yeti mukavele edilmi? olsa dahi boyledir. ve hatta fesh etmege hakli obiir tarafm ilmi lahik olmak artiyle^' ise bayi', bey'i fesh ile diyaneten bor9lu oldugundan mebi' aynen mevcut taksiri olmaksizm fesihden mebi'i geri alabilir ve miiterinin bir teaddi ve
once veya sonra nezdinde telef olmu
ise kararlaan

semen

degil,

daman

6demni ise m{iten, bu lazim gelir Ancak geri alma halinde, eger semen haizdir (Mecelle semen iade edilinceye kadar mebi'i hapis etmek hakkim
204)^*". 372, 373; No. 89 ve n.

3"'

olsa dShi mtilkiyet intMl etmez. Btyi' muhayyer oldugu takdirde teslim vaki' intMl "htiiaflidir. Imameyn'e gSre mebi' Milsterinin muhayyerligi Mlinde ise bu

masterinin mall sayilir (Mecelle 309).


30^

33

^"^ 305 ^<^

mukSvele mevcut degilse satiBor9lar Kanunu 210 uncu maddesine gore "Hilafma mUstehtk olur." lan alicmm eline gefince satici semene Fetdvdsi'ndm). Mai ziten muteKabz ikrlr ile de tahakkuk edebilir (jbni Nuceyrr. yoktur. rinin elinde ise yeni bir teslime luzum bey'u ve IS jeye alel mUten {Durer). Velev helek fi yed U bayi'i heleke aleyhi ve infesehal
66 No 1 Ali Haydar, serhinde
s
(cilt I s.

nakl 623) fasid bey'in fesh edilemeyecegi 12 haii

etmektedir.
'"'

,-.,,, , .-* i i veya SlUmtt ile fesih hakki batil olmaz, Fasid bey'de mttjterinin veya bayi'in ifias ederek mebi'i geri alir ve semem almi? ise mttsteri iflts eder veya 6lUrse bayi' fesh rnebt'i red ederek semem gen alir red eder, bayi' elilr veya iflas ederse muteri
(usttekinotabak.).
.

semeni kabz etmeden iflas ederse bayi' muaccel clan Sahih bey'de ifias etse bayi' mebi'i istirdad almcaya kadar onu hapsedebilir; kabz ettikten sonra
mtljteri mebi'i

Miinferit

Borg Mundsebetleri

165

Diger taraftan Mecellenin 236 nci maddesinde de soylendigi iizere sahih ve lazim bir bey'de akitten sonra ve kabz'dan once mebi'de hasil olan semere ve ziyade miiteriye aittir^^^ Fasid bey'in, feshine mani bulunmadikga (Mecelle 372) fesh'i lazim oldugundan ve mebi'a ancak kabz
malik olunacagmdan zevaidin mii^teriye ait olup olmamasi bahis mevzuu olmaz. Mevkuf bey'de zevaid, muhayyerligin iskati halinde
ile

muteriye, feshi halinde bayi'a

ait

oW*^^

nihayet muteri kabizdan once mebi' akan satabilirse de menkulu satamaz (Mecelle 253); nitekim icarda da muste'cir me'cur akar ise

Ve

kabizdan once ba?kasina icar


586).
135. Mulkiyet ve

edebilir; fakat

menkul

ise

edemez (Mecelle

Hasann

Intikali

Am Yonunden Islam Hukuku ile Modern


miilkiyetin muteriye intiizafe etmitir; nitekim Fransiz

Hukukun
kali anini,

Karilatinlmasi.

Goriildiigu iizere Islam

hukuku bey'de

hukukunda ve buna iltihak eden kanunlarda da boyledir; ancak iki hukuk arasmda miihim fark vardir. Fransiz hukuku mucibince de mulkiyet sadece
akdin yapilmasiyle muteriye intikal ederse de bayi' mebi'i muteriye

akdin in'ikadi

zamanma

vermeden baka birine satip teslim etse birinci muteri daha once malik olmasma ragmen ikinci muteriden mebi'i isteyemez; 9iinki ikinci muteri bayi'in zilyetligine itimat ve istinat ederek mali ondan satm almi ve kabz da etmitir. MenkuUerde bu zilyedlige istinat ve zilyedligin himayesi keyfiyeti modem hukukun en kiymetli prensiplerindendir ve iyi niyetli
iiguncu ahislan
zilyedlik

koruma bakimmdan liizumludur. Islam hukukunda mefhumu bu onamiyle takdir edilmi olmadigmdan boyle

ise

bir

halde birinci muteri, mail kendisinden gasb edilmi bir malik gibi mebi'

308

edemeyip semen i^in garameye dahil olur. Semen mueccel ise filhal garameye dahil olamaz (no 90). Murtehin rehni rahine iare etse rehindeki hakki sakit olmadigi halde, bayi' mebi'i mii^teriye meseia iare etmekle hapis hakki sakit olur; artik istirdad edemez.
Ali Haydar, Mecelle Serhi Q73), "kabletteslim bayi' mebi'i ahare icar etse ucret bayi'in dir; ^iinku bir eyin nef i daman-i mukabelesindedir, Mecelle %5, 236 inci

madde ve

erhine de bakmiz Mecellede verilen mis^llerden de anlaildigi Iizere kasdedilen ziyade yukanda n.203 de yazili d5rt nevi' ziyMeden 1 ve 3 numaraiardaki, yani mebi'den miitevellit ziyadeierdir. Icar suretiyie alman kir^ mti^teriye ait olmayip bayi'a olacaktir (Mecelle
903).
309

Mevkuf bey'e

icazet verilse

bu

icazet akit

zamanma muzaf olarak hiikum

ifade eder.

]^56

Zs/dw Hukuku

kimin elinde
olmutur^"

ise

elinden istirdad

hakkim

herhangi bir gasib ondan, yani ikinci muteriden veya fuzuli ikinci sati nafiz degildir; gunki
haizdir^^;

Siiphesiz islam

Hukuku amme
iyi

yilamaz. Fransiz

hukuku

niyet

menfaatini koruyucu mahiyette sabulunsahibi kimseyi, yani mah elinde

duran kimsenin o
kiyle

malm

hakmaliki oldugunu farz ve zan eden kimseyi

himaye etmek istemitir.

Tiirk hukukunda vesiire ile tsvigre ve bugiinkii baka aynca bir teslim menkullerde miilkiyetin intikali bey' akdinder. ederse de akit, bir teslim borcu tahmil

Roma Alman,

muamelesiyle
"0

olabilir.

Sadece

No 70 sonu ve No. 77. Akitlerden hangisinin 6nce Mmi^irarasmda mtl^terek ve ikisi de muhayyer olur.

yapildigi

malOm olmasa

mebt'

Biyi'in bu mU^tenye daha

olduklar. dilerlerse bey'i fesh ederek venni? ance sattun demesi dinlenmez. Onlar He razi obiri mebi'ir. yarisma yan semen semenleri bdyi'dea isterler; dilerlerse her

cedidefil yarisim saticidan alirlar. (El mecmmt ul larak Odedikleri semenlerin 6btlr 186). kutUb a erbaa, kitab-ul istihkak, madde her iki sattiktan soma bir mustahik 5ika ak Bir kimse bir mah ayn ayri ?ahislara

arasmda muterek olur. Ancak bunlar muhaybev'e de icazet verse cSiz ve mal ikisi ikmci dilerlerse red ederler. Fakat mustahik yer olup isterlerse bu suretle kabul ve ve teslim etbatil olur; birme bey' obiirune hibe bir bey'e icdzet verirse birinci bey'

3"

Sk klmset^asmm malmi ii^iinctl bir ^ahisdan fozfllen

i,m ve kabzetseo kimse


Mal
sahibi bu

bafkasma msbetle gasib olur. tlcUncu sahsa nisbetle mtisteri ve o vekil durumunagirer. bey'e icazet verirse fiizulT olan bayi' satifta

soma bir ikinciye daha satsa ikinci sati? nafiz Bir kimse bir malmi bir jahsa sattiktan verdigi takdtrde bakilir: eger mah olur. Bu Jahis ikmci bey'e icizet etmemi? ise .ahih ohnaz; zira icazet o mahn kabz etmi? ise ic^zeti sahlh olur. Kabz ^abz etmi? deg Idir haibuki bu marten miisteri tarafmdan satii demektir, ^fakar oWugu^du-d " mal satii htikiimsuzdiir. Mcak

dmaTfSl
meLlOn.

kabizdan ewel

kabz etmemi? olsa


tihuasi caizdir.

se istkdad edebilir. Mebi' ikmci


cazette

akarm kabzdan ewel baskasma samuteri elmde aynen mevcut itcdzet vermedigme g6re mebi' ikinci 9unku imU5teri elinde telef olursa icazet veremez;
bile-icazeti sahihdir; gtinkii

ohnak lazmidir (Mecelle 378), mebr mevcut (kahn) ve mihiyeti degismem:.? ettmr; bu ile ikinci mU|teriye tazmm Birmci muteri muhayyerdir: ya bey'i ibka i ^sh ed r parayi bayi'den istirdad eder veya bey

takdlrde ikinci muteri verdigi bulunan mebi i itlaf etse niu5ter Bunun gibi bajka bir khnse bayi'in elmde mevcfit halde mebi' bayfin mulkune avdet^er. muhayferdir; dilerse bey'i fesh eder; bu laf %. misliyltdan ise mislmi kiyemiyatdan ise i dilerse bey'i kabul ederek mebt'

bu tamm telef edene tazmtn ettirir. Mu?^" gasb zaman ve mekanmdaki kiymetmi fesh edihpbiyi'm mulkune avdetett.g_ fejebbusu ile mebfi kabz etmi olur. Bey' semem bdemi? ise bayi de.. tazmtn ettirmek hakki bayi'in olur ve musten
takdirde
geri ister.

Milnferit

Borg Mundsebetleri

67

bu hukuk, yani gerek Fransiz ve gerek Alman sisiemi diyebilecegimiz ziimreler hukuku arasmda nef ve hasann intikali bakimlanndan ayriliklar goriilur. tsvigre ve Turk hukukunda, Islam hukukunda oldugu gibi mebi'in teslimden, kabizdan onceki menfaat ve zevaidi miijteriye ait oldugu halde hasann intikali, Roma hukukunda akdin in'ikad'i ile Alman ve bu 9evreye dahil hukukda miilkiyetin intikalinde oldugu gibi teslim ile, Fransiz hukukunda
miilkiyetin intikaline kafi degildir. Fakat bxitiin

gene miilkiyetin intikalinde oldugu gibi akd'in yapilmasi ile tahakkuk eder. Demek ki, (Roma), tsvifre ve Turk hukuku miilkiyetin intikalini teslim ve hasar'm intikalini kaideten (tsvi^re Bor^lar Kanunu 185, Tiirk
ise

183

iincii

maddeleri) akit

anma

izafe

etmek

suretiyle Fransiz

ve Alman

sistemlerinden aynlmitir^^'\

Bu

son

iki

sistem gerek miilkiyetin ve gerek

hasann
pildigi

intikalini paralel, miitenazir surette, yani her ikisini

ya akdin ya-

veya menkul malm teslim edildigi zamana izafe ederek tanzim etmitir. Bu bakimdan Islam Hukuku, A. B. Schwarz'm tertipledigi yukaii?

nda nakledilen

garp

sisteminin

diinda

dordiincii

bir

sistem

arzetmektedir. Goriiluyor ki Islam hukukunda,

Roma,

isvi9re ve

Turk

hukukunun tamamen aksine olarak miilkiyetin intikali akdin zamana hasann intikaU ile teslim zamanma baglanmitir.

yapildigi

islam hukukunun ve onun nakli olan Mecelle'nin bu tanzim tarzi bundan on yiUarca ewel o vakit Istanbul' da Rus sefareti terciimam olan

Mandelstam tarafmdan^^^ ve Isvi9re ve Tiirk Kanunlannm hiikiimleri de yakm zamanda Profesor A. B. Schwarz tarafindan-^^"^ tenkid ve tahlil edilmitir.

Profesor Mardin {Ahmet CevdetPaa, 1946) adli eserinde Mecellenin 293


uncti

madde

hukjniinu miidafaa yolunda, onu tenkid eden


tesiri altinda

Mandelstam'm Fransiz hukuku


nef ve hasannm bayi'a
312

kaldigim ve Alman, Avus-

turya gibi memleketlerin kanunlannda da mebi'in tesliminden onceki


birakildigmi, u halde boyle biiyiik milletlere ait

isvi^re Bor9lar

Kanunu (madde 220) ve

Tiirk Bor9lar

Kanunu (madde 216)

gayri-

313

menkul satimda hasarm intiMli igin ayri bir hiikum koymutur: satilanm alici tarafmdan kabz edilmesi \qm muxavele ile bir mliddet tayin edildigi taktirde onun nef ve has^rmin bu andan 6nce aliciya intik^l etmemesi asildir. Mandelstam'm tenkidi Profesor EbuPula Mardin'in {Ahmet Cevdet Paa) adli eserinde (Istanbul 1946,
s. 214) \e ProfesSr Halil Arslanli'nm {Ticdri Bey') adli eserinde (Istanbul 1953, s. 216; No.89) nakledilmitir. Prof. A.B. Schwarz, "Sati akdinde hasar'm intikali", Ankara Hukuk Fakultesi Der~
s,

314

gisU ciltlV, 1947, sayi 1-4,

159-167.

16g

Islam Hukuku

Medeni Kanunlara nakise

etmeyen hiikmiin Mecelle i?in bir noksan bu mukayese ve ihad tarn sayilmasi hayli garib oldugunu soyliiyorsa da goriildiip lizere Alman sisve yerinde olmasa gerektir; 9unku yukanda
tekil

teminde yalniz nef ve hasar

mulkiyet de tsslimden once bayi'in ve bu suretle her iki uhdesindedir (Alman Medeni Kanunu 446 ve 929) ve Tiirk Medeni Kahiikum makul bir ahenk i9indedir. Bugunkii isvi5r3 hasar intikahnm akit nunlannda mulkiyet intikalinin teslim ile ve fakat
degil,
ile

olmasi

nasil

bir

duzensizlik

olarak

te:ikit

edilebiliyorsa

mulkiyetin mtikalmi Mandlestam da Mecellenin bunun tersine olarak tahakkuk ettimesinin ayni suretle ile, hasann intikalini ise teslim ile

akt
bir

'. mantiksizlik ve haksizlik oldugunu iddia etmitir Mandelstam ta$unu da ilave edelim ki Mecellenin hiikmii yakiiz Seyyit beyin bakanligindaki ve rafindan tenkid edilmi olmayip rahmetli tanhli Medeni Ebul'ula Mardin'in a'zasmdan bulundugu 1342 (1926) er'-i enfin, her Kanun Tali Komisyonu lahiyasmda da ele alinmi ve miiteessir olmasi lazim gelecegim ka-

hasanndan yalmz raalikin akdi esas ittihaz ederek bul ettigi imam Malik ile biitiin ehl-i Zahirin ve beyan olunmutur hasann mii|teriye aidiyetine kail olduklan kayH;
miilkiin

(Layiha,

s.

37)^".

136. Mebi'in

Kabzdan Once Bey'i

intikali hiikmiiniin Maliki mezhebi mebi'in, akit ile muteriye yiyecek eyler mantiM neticelerine sadik kalarak -ihtikanndan korkulan tarafmdan bakasina satilabilemiistesna- mebi'in kabizdan once muteri HanefTlere (tmam-i a'zam ve Ebu cegini de mutlak surette kabul eder.

"^
''*

intikali", Prof. A.B. Schwarz, "Sati akdinde hasar'in


gisi,

Ankara Hukuk Fakultesi Der-

yuk. yil ve sayisi gefen niisha.

Halil Arslanh,

EbWM'nm mUdafaasma itirak etmemektedir.

5"

ve ihtiiaflara sebep olmu bir Bey'de hasrm aidiyeti meselesi oteden beri tereddUt mezhepler bu husflsta mUttefik degilmeseledir Nitekim tsiam hukukunda da btltiln ait 1930 tarihli buyuk ve Oser isvi9re Meden! Kanununun bor?lar hukukmia
dir

kiymetli

tereddUt ve munaka?alarin Isvi9re'de de (Warenkauf)" hareket eden, Roma hucereyan etti|ini kaydederek "emtia satimdan menfaati yoktur) hakukunun (ki bunda bayi'in meM'i nezdinde alikoymakta hifbir an olarak kabul ettigim ve haysarda dustur olmasi lazrni gelen an'i akdin yapildigi hukukunun (ki bunda menfaat evvan ahm satimi esnasmdan hareket eden Cermen hasar'i miilkiyetm mtikah i e. velemirde bayi'a dUjmektedir), bunun aksine olarak scyluyor. Oser, Isvi9re Bor9la: yani zilyetligin devri ile mUjteriye intikal ettirdigini heniiz girmedigmden de Kanunundaki bu madde hUkmilniin isvi9re halk hayaxma

Almanca erhinde (madde 185) bu

bahsetmektedir.

Munferit Borg Mundsebetleri

169

Yusuf a) gore mebi'


bakasina
satilabilir;

giyri

menkul kabizdan once bayi'a satilmazsa da

fakat menkuliin kabizdan evvel satilmasi mutlak

Mebi' in kabizdan once bayi' elinde helak olmasi halinde bey' infisah edeceginden bu infisah tehlikesi altmda bayi' malik olmadigi bir mail satmi olmak durumuna diisecektir ki bunun zarardan baka bir neticesi olmayacaktir;
surette caiz degildir. HanefTlerin
udiir:

bu baptaki gerekgesi

Hatta akarm dahi eger deve menkuUerde bu infisah garer'i galibdir niz, nehir kenannda ve su baskini tehUkesi altmda olup da yikilma ihtimali varsa gene kabizdan ewel satilmasi caiz olmaz. Bu hiikiim de mo.

dem
yette

ticari miinasebetleii, ciddi

ve zaruri ihtiya9lan tatmin edecek mahi-

olmadigmdan ve muamelat bimun hilafma yuriidugiinden bahisle tenkitten kurtulamamitir^^^. HanefTlerin bu dar i9tihadi, bu baptaki rivayetler karisinda kendilerinde uyanan tereddiide ve ihtiyata miistenit olabilir:

Bir hadise gore kabizdan once menkuliin satilmasi men'edilmitir;

baka bir rivayete gore memnuiyet yalniz yiyecek eylere hasredilmi-

Mebi' menkuliin Icabizdan once bakasma satilmasi, U9uncii ahislann himayesini bir nebze saglayabilmi midir? Kahire Birinci Fuat Universitesi Hukuk Fakiiltesi Profesorii Chafik Chehata bu tezi ele almitir: oyle ki meselS A, B'je menkul bir mail satmi, B de onu heniiz kabz etmeden C'ye satmi ve bilahare kabzederek, fakat C'ye teslim etmeyerek D'ye satmi olsim. Burada B, mail C'ye satmasma ragmen
miilkiyetini kuliin bakasina bey'i hiikiim ifade

malm tam

muhafaza eonekte oldugundan ve funkii kabizdan once menetmeyeceginden

malik olmamitir;
.

bu

itibarla

malik

tarafmdan D'ye yapilan devir muteber olacaktir

Filhakika
bir rolii

bu

suretle Islam hxikukunda

da zilyedligin -velevki zaif olsun-

oldugu goriilmektedir. Fakat A, B'ye bir menkul mal satip da teslim etmeden bir bakasina satsa ve teslim etse, birinci miiteri ikinci

^^^

Ve la yesihhu bey'ul menkul-i kable kabzihi li nehyihi aleyhisselamu an bey'in malem yukbaz ve li enne fihi gararu infisah il akdi ala itibar il belakT... ve yesihhu fil
akari ey yesihhu bey'u alexin la yuha helakahu kable kabzihi indeeyhayni hilafen
li

Muhammedin ve

Zufere ve fii

(Mecma
s.

el

Enhur 'd^n, Mirati Mecelle). Bazi


ileri siiruyorlar.

fukaha akarda da istihkak tehlikesi bulundugunu,


^^^

Ebul'ula Mardin, Ahmet Cevdet Paa,


1, s.

213, No.

1;

Ali Haydar, Mecelle erhU


s.

cilt

409, No.

1;

Medeni Kanun

Tali

Komisyonu

Idhiyasi,

39.

^^^

SahihiBuhari muhtasari Tecrid-i Sarih tercumesU cilt 6, No. 991, 992. Chafik Chehata, 'Tacte iranslatif de propriete en droit musulman hanefite (Travaux de la semaine internationale de droit musulman)'' s. 40.

170

islam Hukuku

muteriye muracaat edebileceginden ikinci muteri, bayi'in zilyedligine

guvenmi olmasmda bir himayeye mazhar


137.

degildir

Hiyar Hakki Muhayyerlik.


,

Ewelce soyledigimiz
rafa akdi bir tarafli fesh
deti

gibi (No. 52) muhayyerlik,

muhayyer olan

ta-

veya akde icazet hakki verir. Muhayyerlik miidi9inde bu fesh yapilmazsa bey' tamam olur. Islam hukuku bey' de taraflar i9in muhteUf muhayyerlikler kabul
taret ettigimiz iizere

hiyar-i etmitir. Balicalan hiyar-i art, hiyar-i vasif, hiyar-i ta'yin,


rii'yet, hiyar-i ayib, hiyar-i istihkak'dir.

daha

baka muhayyerlikler de
Hiyar-i
rii'yet,

vardir^^^.

muteri lehine er'an (kammen) kabul edilmi bir muhayyerHktir^^^ Bu, mebi'i gormek muhayyerligidir, mail jormeden satm alan kimseye gordugii vakit bey'i fesh etmek hakki verir^^"^; hilafma
yapilacak bir mukavele
edilmi olsun

olmasm muhayyerligi bahis mevzuu

bertaraf edilemez; akitte mebi'in vasfi beyan birdir. Ancak vasif beyan edildigi takdirde vasif
ile

olur.

Bununla beraber gormek, dar ma'nada

almmamaktadir (Mecelle 323 ve sonraki maddeler).

Gorme muhayyerUgi

bu muhayyerlik nass ile mah henliz gormeden olse


muhayyerligine

muterinin mirascisma intikal etmez. Qiinkii ancak akit i5in sabit olm.utur. u halde muteri
mirascisi o

mala malik

olur; yani murisinin

feshedemez. Yukanda bahsettigimiz iizere (No.24) Maliki mezhebine gore mebi'in, yapilan tarif ve tavsife uygun 9ikmasi halinde hiyar-i rii'yet iddiasi dinlenmez. afii mezhebi, giyaben
istinat ile bey'i

yapilan bey'i
^^^

tammadigmdan esasen boyle bir muhayyerlik yoktur

Hiyar-i meclis, hiyar-i nakd gibi (Ali Haydar bunlari 22 nevi olarak gosteriyor). ^^ Nikah, mail malla mtibadele olmadigmdan bey' degildi". Ali Haydar erhinde diyor: "zev9 olacak kimsenin kadini gSrmeden nikahlanmasinm cevazi ve liizumu, meakkat, taliteysiri celp kaidesine tefemi' eden meselelerdendir. Qtinku 90k kimseler kizlarmi kolaylik i9iii bimda hiyar-i ni'yet meru' kibe gSsteraiekten imtina' edeceklerinden limnamitir. Ancak meakkat nass olmayan yerlerde kolayligi calib olup hakkinda
^^^

nass varid olan mevrflerde meakkat ozriyle o nass'in hillfi irtikap edilemez". Bu hususda u rivayet edilir: "Men itera ey'en ve lem yerehu, felehul Hiyaru iza reahu", yani bir eyi gormeden satm alan kimse onun gordup vakit muhayyerdir. Fa-

^^^

bu Hadisin mevzu'u olup, ash olmadigi zikredilir. Mecellenin gorme muhayyerligi hakkmdaki hukmu Medeni Kanun Tali Komisyonu lahiyasmda (s.41) tenkid edibni ve "HiyMt babmda alelitlak serbesti-i mukavelata ye kaitaahhiitlerin adem-i ifasmdan miitevellit ahkama ehemmiyet atfedilerek icabeden fazla deler kabul edilmek tizere teferruat sayilan bu mesele hakkmda komisyonca ve Ebul'ula'nm cevabi i9in istigale luzum g5rulmemi|tir. "Mandlestam'm tenkidi {Ahmet Cevdet Faa ) adh eser (s.215, No. 3).
kat

Munferit Borg Mundsebetleri

Gene

mtiteri lehine olan hiyar-i ayib mebi'deki ayibdan dolayi

bey'i feshetmek hakkidir, Ayib, ehli ve erbabi arasmda

malm bahasma

noksan veren, kiymetinm azalmasmi mucib olan kusura derler (Mecelle 338); yemek piirmesini bilmek artiyle alman bir kolenin (rakikin), bu vasfi haiz olmamasi, koyiin eti diye alman etin kefi eti olmdsi, tali, toprakli

olmamak uzere alman bugdaym, bulgurun

tali,

toprakh fikmasi,

ayibtan dolayi muhayyerlik hakki verir. Fakat boyle artlar konulmaksizm mutlak surette aktedilsn bey'de mebi'in ayibtan salim olmasmi iktiza

(Mecelle 336). Ayibtan dolayi muhayyerlik, dedigimiz gibi yalniz fesih hakki verir; fakat bugunkii hukukumuzda oldugu gibi (BK. 202)
ettirir

semenden indirme hakki vermez. Semenden indirme, ancak muteri indinde mebi' telef veya onda her hangi bir ayib hadis olduktan sonra daha
once bayi' elinde iken ayibli oldugu anlailirsa miimkundur (Mecelle 345-350; BK. 204 ile muliayese). Bu, noksanla riicu' hakki, mesela ayibh
olan yenecek ey'i yemekle veya rakik'i azad etmekle sakit olur.

Bir akitle satm alinmi olan yumurta gibi eylerin veya tefrikinde zarar olan keyl veya vezn ile satilan eylerin bir kismmda ayib bulundugu takdirde tatbik edilecek hukiimler aynca tespit edilmitir (Mecelle 351 ve
sonrakiler).

Muteri ayibli mal iizerinde razi olduguna delalet eder surette bir malik gibi (tasarruf-i mullak ile) tasarruf ettigi takdirde muhayyerligi

de esasen mail ayibli olarak kabul etmi ise veya bayi' her hangi bir ayibdan mes'ul olmamak artiyle satmi ise gene muhayyerlik yoktur. Ayib muhayyerligi varise intikal eder.
sakit olur. Bir

Hiyar-i istihkak, mebi'in bir kismi veya bazisi u^uncii bir ahis

ta-

rafmdan bilistihkak zabt edildigi takdirde bahis mevzuu olur; mesela bir kimse bir akitte iki mail yiiz liraya satm alip da biri, veya bazisi bir bakasi tarafmdan istihkak iddiasiyle zabt edilse muteri o malm bakasinin oldugunu bilmiyor idiyse muhayyerdir; dilerse bey'i fesih ve dilerse zabt olunmayan mail semenden hissesiyle kabul eder. Biliyor idi ise istihkak
muhayyerligi yoktur.

Kalamni semenden hissesiyle almasi lazimdir {Redd ul Muhtdr; All Haydar, Mecelle 351 erhi ve yine Ali Haydar, El mecmudtul cedide.fil kiitUb il erbaa, kitdb ill istihkak).
veya 119 ey, ayn ayn bahalan beyan olunarak bunlardan muteri diledigini almak yahut bayi' diledigini vermek uzere
iki
satilabilir.

Kiyemi eylerden

Bu

cevaz, istihsan yolu

iledir.

Bu muhayyerlige

hiyar-i

ta'ym

derler (Mecelle 316).

Muhayyerlik miiddeti, bundan sonra goreceginiz

172

Islam Hukuku

hiyar-1 artta

oldugu gibi taraflann arzusuna birakilmitir. Bu hiyar hakki, muhayyer olan tarafm mirascisma intikal eder (Mecelle 219). Misliyatta bu muhayyerlik yoktur. Ugden ziyade eylerde iiyar-i ta'ym sahih ol-

maz; bunun sebebi up eyde iyi, orta, fena bulunabileceginden fazlasma hacet goriilmemesidir. Binaenaleyh mesela bir siiriiden begenilen koyun
ta'yin edilmek iizere yapilan sati fasiddir. Hanbeli, afii, Maliki

imam-

larma gore hiyar-i ta'yin

ile

bey' caiz degildir.

Muhayyerlikler arasinda goriilen hiyar-i art (Mecelle 300 ve sonrakiler) bayi', muteri veya iipuncu ahis lehine kabul edilebilen Hiyardir. Bunda akit, muhayyerlik artiyle yapdir; yani mer^ela bayi', bu mail filan

kimse muhayyer olmak artiyle, razi olursa u kadar liraya sattim diye icapta bulunsa ve muteri de kabul ettim dese iipuncii ahis ipin bir muhayyerlik art edilmi ve sati bu art ile yapilmi? olur. Bu ahis, art edilen muddet ipinde razi olur, bey'i feshetmezse bey' lazim olur. Imam-i a'zama gore bu muhayyeriik miiddeti iig gunden ziyade olamaz. Ziyade
art edilirse

bey' fasid olur. Gerek

Imam Malike

ve gerekse

Imam Ebu

Yusuf ve Muhammed'e gore taraflar istedikleri miiddeti art edebilirse de Mecelle, Imameyn'in kavrini ihtiyar etmitir. Mahayyer olan taraf, muhayyerlik miiddeti ipinde, obiir tarafin ilmi lahik olmak artiyle bey'i
feshedebihr.
Hiyar-i art varise intikal etmez; yani

muhayyerlik sakit
bin

olur.

Eimme-i

selase'ye,

muhayyer olan taraf oliirse yani afii, Malik ve Ahmed

HanbeFe gore mirasciya

intikal eder.
s.

Imam
193).

afii'ye gore icarede

hiyar-i art sahih degildir (Tahtavi, cilt 7,

Vasif muhayyerligi, bayi'in mergub bir vasif ile muttasif olmak iizere sattigi malm o vasifdan ari gikmasi haUnde miiterinin haiz oldugu muhayyerliktir; mesela sagilir diye satilmi olan inegin siitten kesilmi oldugu anlailsa miiteri muhayyer olur. Fakat mesela bir hayvani gebe

olmak veya bir inegi giinde u kadar kilo slit sagilir olmak artiyle yapilan bey' esasmda fasid olur, yani bu gibi vasiflann art koulmasi caiz
degildir. hiyar-i vasif mirasciya intikal eder (Mecelle 300).

138. Selem.

Bey'in nev'ileri arasinda selem'in hususiyeti vardir. Selem, pein para ile veresiye mal almak, miiecceli, muaccel mukabilinde satmakdir; yani selemde sonradan teslim edilecek bir mal igin imdiden semen'in
(re'siilmalin) tediyesi bahis

mevzuudur. Derhal teslim edilen mal


derler.

i^in

semen'in te'ciline selemin aksine olarak nesie

Selem halen mev-

Milnferit

Borg Mundsebetleri

173

olmayan eyi satmeik oldugundan caiz olmamak lazim gelirdi; fakat ihtiya9 bunu zaruii kilmitir; hakkmda siinnet ve icma'da nakledilir {Bicut

ddyet ul miigtehit ve nihdyet

ill

muktasit, ciiz'i sani s.167, 168).


art sayarlar
.

Selem'in sihhatmde dokuz

Ecel, laakal bir ay ol-

mak

lazimdir. Bir selemde miitevali teslimat i9in

ayn ayn

eceller kabul

edilebilir;

mesela bir

a}^

sonra u kadar kilo ve

iki

ay sonra u kadar kilo

patatesin teslimi taahhiit olunabilir.

Selemde

hiyar-i art ve hiyar-i rii'yet

kabul edilemez; fakat ayib muhayyerligi vardir. Selem ancak miktanni,


vasfini

mesela alaligmt ednaligmi, yani


selem

iyiligini, kotiilugiinu tayin

etmek

kabil olan eylerde sahih olur.

Ne
edilmitir.
eyler,

gibi

?eylerde

cari

olacagi,

selemin mevzuu, mebi'

(muslem-iin-fih Id deyndir,

istisna' bahsi,

No. 143) kazuist surette ta'yin

Kiyemi olan altm ve gumu mallar selemin konusu olamaz (Mecelle 382 ve
Selem esas
itibariyle misli olan eylerde caridir.
.

sonrakiler)

Selem bey'i ahsi itibara miistenit bir akittir. Fikihda ipotek usulu mevcut olmadigmdan 9ift9i arazisini elinden gikarmaksizm muhta?
oldugu parayi selem yolu
re'sulmal
tabiri,
ile

tedarik edebilecektir. Mebi'in semeni olan


sayilabilir.

selemin iktisadi karakterine iaret

Parayi

verecek olan miiteriye rabb-iis-selem, miislim

derler.

Mali satan bayi'

de

miislem-iin-ileyh'dir.

Selem
oliimu
batil

mudarebe
ecel

kadar

olmasa

da

faiz

memnuiyetine

bir are iiizmetini gortlr denebilir.


ile

Rabb-iis-selem'iri

muslemiinileyh'in

veiatiyle

olur

ve

da olmazsa muslem-un-fih derhal


batil

terikesinden istifa edilir.

^^^

Selem
mi

gibi eraiti kesiresi olan bir akit sebebiyle alacak


akit yapilirken mtislemtin fih'in

davasmda o akdin artlarmin

beyani ve mesela
ise

hangi mekanda teslimi art edil-

onun ve Mecellenin 368 inci maddesinde sayilan ve fukaha tarafmdan ilaveten beyan olunan artlarm gOsterilmesi lazimdir (Fetvdhdne kararlarindan, Ceride-i
Ilmiyye).
^^^

Komiir misliyattan olmakla selem caiz olur (Netice Fetdvdsindan)', hayvanatta selem caiz olmaz {Ali Efendi Fetdvdsfnddxv)', vezn uzerine cinsi malum peynirde, adet iizerine limonda, mekilatta, mevzunatta selem caizdir {Netice, Behge Fetdvdlanndan);
gene artlarma riayet edilmek tizere apta, peynirde, fmdikta, tuzda, kahvede, kalayda selem yapilabilir (keza Feyziye Fetdvdlanna da bak.). Pekmez envamda selem
caiz

olmaz {Behge Fetdxdsi).

174

Islam Hukuku

139. Bey'in Hususi Isimleri.

Bey' in,
tevliye, vazi'a.

semen

hususunda

bir

tafsil

ve

izaha

tabi

tutulup

tutulmamasma gore

aldigi hususi isimler vardir.

Mfisaveme, murabaha,

Bunlardan miisaveme, bayi'in kendi saficisma verdigi semen zikr ve tasrih edilmeyerek mutlak surette taraflann nzalariyle
ile

kararlaan bedel
satilar

yapilan satia denir

ki,

pazarda, piyasada yapilan


eder.

hemen hemen hep bu yolda cereyan

Murabaha,

bir

kimsenin malik oldugu mahni kendisine kaga mal Glmu ise onu beyan ederek kar ile bakasma satmasidir: bana be liraya mal oldu, size 550 kurua satanm demek gibi. Tevliye bir kimsenin, malmi kendisine ka9a

mal olmu

onu beyan ederek ondan ziyade veya noksanma olmayarak o kadara satmasidir. Vazi'a da gene bir kimsenin, bir mail kendisine kafa mal olmu ise onu soyleyerek ondan noksana satmasidir. Bunlar
ise

hakkinda bir takim hususi hiikumler konmutur; bunlarda mahn satm alinmasiyle satilmasi arasmda husule gelen kiynriet azalmasmi veya kiymet degimesini mucib olan hallerin beyan edilmesi lazimdir; mesela bayi' veresiye aldigi bir mail satarken, veresiye almi oldugunu muteriye bildirmezse veya bana yiiz kurua mal oldu diye yetmi kurua
sattigi

malm

seksen

kurua

almdigi

anlaihrsa

bu,

ribaya

yol

vereceginden ve bu suretle haksiz bir iktisab meydana geleceginden muteriye bir muhayyerlik (hiyanet muhayyerligi ) taninmitir.

Bunlardan

baka

bey'in

eski

ekillerinden

olan

miilamese,

muzabene, muhakale, munabeze ve ilka ul hacer adlanni taiyan bey'ler vardir. Miilamese bey'i muterinin birden fazla mallardan birine
gelii

giizel

el

atip

elinin

isabet

ettigi

malm

satilmi

sayilmasi;

miizabene^^^, aga9taki

hurmamn tahmm

edilen ayni miktarda toplanmi

hurma mukabilinde
yetimeden

satilmasi ve u^uncusii tarladaki

hububatm

heniiz

(kamusa bak.), dordiincusfi akitlerden birinin obiiriine bir mah bakmayarak atip da atilan malda bey'in lazim tutulmasi ve nihayet beincisi birden 50k mallar igine bir ta atarak tain isabet ettigi malm, mebi' olarak kabul edilmesidir. Bunlar memnu ve metruk
satilmasi

eski bey' ekilleridir, riba ve

kumar

karakterini haizdirler, memnuiyetleri

hakkinda hadisler rivayet edilmitir (kamusa bak.).


Bey'-i ina' i5in aagida karz bahsine (No. 149) bakmiz.

^^ Veled-i menbuz

lakita,

yani atilmi gocuga derler.

Munferit Borg Miindsebetleri

175

140. Bey'-i Mariz.

Oliim hastaligi i9mde yapilan bey' dir. Oliim hastaligi, kendisinde oliim korkusu bulunan aastayi erkek ise evinin diindaki ve kadm ise
evinin i^indeki ilerini gormekten aciz birakan ve
-yatakta

bu

hal iizere hastanm


ile

kalsm,

kalmasm-

bir

yil

ge9meden

oliimii

sonu9lanan

hastaliktir. Hastalik
yil

uzayip da iddetlemneyerek daimi bir hal iizere bir

gegerse hastanm yaptigi tasarruflar, sihhat halinde olan kimsenin

tasarruflan gibidir; faka: hastahk iddetlenir ve hastanm hali degiir de

boylece bir

yil

gegmeden oliim vuku bulursa degimeden

itibaren

oliimiine kadar olan hali, oliim hastaligi hali sayilir (Mecelle 1595).

Bir kimse oliim hastaligi ifinde varislerinden birine bir ey satsa


bu, obiir varislerin oliimiinden sonra verecekleri icazete mevkujf kalir;

olumden sonra icazet verirlerse nafiz olur; vermezlerse olmaz (Mecelle 393). Bu kimse kendine varis olmayacak olan birine semeni misliyle bir ey satsa bu bey' sahihtir. Noksan kiymeti (muhabat) ile satmi ise malmm iigte biri buna miisait oldugu takdirde bu sati gene muteberdir; miisait olmazsa biitiin m:ras9ilann icazetine mevkuf olur. Miiteri noksan miktan ikmal ederse miras9ilar bey'i fesh edemezler; ikmal etmezse bey'i fesh ve murislerinin aldigi semeni ona red ile mail geri
alabilirler^^^

bcgulmu olan kimse oliim hastaliginda malim semen-i mislinden noksan kiymet ile miras9i olmayan bir ahsa satip da
Terikesi borca
oldiigii
siirette

alacaklilan mebi'in

semen-i mislini miiteriye ikmal


edebilirler.

ettirirler;

ikmal etmezse bey'i fesh

Burada mirascilann

icazet' i hiikiimsiizdiir; giinkii

borca bogulmu olan terikeye mirascilar

malik olamayacagmdan onda tasarruf edemezler; boyle bir terikeyi satmak yargicm vazifesidir (Mecelle 399 ve Ali Haydar erhi)^^^.

^^^

Z. sihhat halinde iken yaptigi borcu karihgmda

5lum

hastasi iken alacaklisina bir

mahni bey' edip dtiyunu


Z. nin
^^^

terikesinde ezyed olarak Qlse o

mal garameye

idhal olunur

{Abdurrahim Fe/ov^/'ndan).

olum

hastaliginda karisina bey' ve teslim ettigi eye bila veled

Slumunden

sonra beytulmal emini mudahale edemez {Feyziye Fetdvdsi'ndm),

Bir miii veya

mevkuf arazi mutasamfmm


btrakiigi takdirde

oliim hastaligmda yaptigi ferag, miilkdeki

bey* hildfma olarak mu'teberdir. tc^eteynli gayrimenkullerde

mutasamf

intikal

hakkmi hiiz mirasci


kdm-i ardzu s.286).

mu'teber olur (Halil Cemallettin, Telhis-i ah-

176

islam Hukuku

141.Bey'-ulVefa.
Bir mall kararlailan art altmda semen ve mebi' karilikli iade
edilerek istirdad edilmek iizere satmaktir.

Buna vefa'en

bey', bey'-i bi-1edebilecegi

vefa da derler. Bunda bayi' semeni red


gibi muteri dahi mebi'i iade ederek
ile

ile m.ebi'i istirdad

semeni geri

alabilir.

Bey'-i bi-1-vefa

ne bayi' ve ne de muteri cburuniin izni olmaksizm bakasma satabilir (Mecelle 397). Bu karilikli ahde vefayi tazammun Vefa'en bey' verilmitir^^\ kendisine bu ad etmek iizere
satilan mail

gayrimenkuUerde

cari olup,

menkullerde olmaz

Bu, caiz bir bey' olduguna gore muteri, mebi'den

intifa' edebilir;

mesela bu yolda satilan bir bagm liziimu bayi' ile miiteri arasmda yan yanya paylailmak iizere mukavele edilse bu arta riayet edilmek lazimdir (Mecelle 398). Fakat obiir taraftan mebi', alman bor? kariligmda bir temmat tekil ettiginden rehin hiikmundedir ve bundan
dolayi mukavele miiddetince bakasma satilmayacaktir. Goriiliiyor ki,

vefaen bey'in bir rehin cephesi vardir ve bir 90k hiikiimlerinde rehinle,
birdir.

Hakikaten vefa
duer;

ile satilan

mal, mii^teri elinde telef olsa kariligi

olan bor9, rehinde rehnin miirtehin elinde telef olmasi halinde oldugu

veya muteri rehin veya miirtehin gibi oburiiniin miisaadesi olmadan bakasina satfimaz; rehin edemez. Bu bey'de mebi'in bazi menfaatleri miiteri i9in art kilmabildigi"^^"^ gibi rehinde de merhunun menfaatleri miirtehine birakilabilir (ibaha edilebilir): gene bu bey'de miiteri obiir alacaklilardan ehakk (daha hakli, iistiin) oldugu gibi miirtehin de merhiin iizerinde riichan hakkim haizdir.
gibi,

bu

mail,

bayi'

Her
art

iki akitte

de taraflann veya birinin oliimii halinde yerine mirascilari

ge^er ve her ikisinde de uf a cari olmaz. Rehnin tamamiyetinde kabz

oldugu gibi vefa'en bey'de kabz

arttir.

Fakat vefa'en mebi'i miiteri kabz'dan sonra bayi'ine icar etse sahihdir; miirtehin ise rehni rahine icar edemez. Vefa satiinda, istiglal

mukavelesi caiz iken, rehinde boyle bir mukavele

olamaz"^^"^.

^^^

^^^
^^^

'^^^

No. 82,n.201. Behce Fetdvdsi. art kilmmami, izin veriimemi ise muteri intifa edemez, ederse zamin olur; borcu odeyip mebi'i geri alirken tazmin ettirebilir. Miri arazide ve icareteynli (^ift icar ile) tasarruf olunan vakif musakkafat ve

muameleye vefa-en ferag denir. Bu ferag bir kimsenin, odun9 aldigi bir para mukabilinde, mutasamf oldugu boyle bir gayrimenkultinu, borcxmu odedikte gene kendisine red olunmak uzere aiacaklisma
miistagallatta bey*-i bi-1-vefaya benzer

Munferit Borq Mundsebetleri

111

142. Bey'-i Bi-l-istiglal.

menfaat manasma olan galle'den mutakdir; bir eyin gallesini almak manasinadir. Istiglal suretiyle bey'i istilahda bir kimsenin bir mall kendisi isticar etmek uzere vefaen birisine bey' etmesidir (Mecelle 119), yani bu bey'de mebi' tahliye ve muteriye teslim edildikten sonra bayi' bu mebi'i muteriden malum bir miiddet ve iicretle kendisine kiralar ki saluh ve muteberdir ve bayi' bu iicreti vermekle
istiglal, gelir,

mukelleftir-^^^. Bey'-i bi4-istiglal, yalniz gayri

menkulde
gelir,

olur.

Bey'-i bi-1-istiglaida icare miiddeti bitmekle

iicret

mebi' yetim veya vakif mail

ise ecr-i misil

lazim

ancak gene bu bey'de


diier;

mebi', bayi' elinde telef olsa bor9 sakit


143. Istisna'^^^

0^"^^

Fikhm kabul ettigi iizere bu da bir bey' akdidir. Fakat ma'dumun, mevcud olmayan bir eyin bey'idir. Bu itibarla kaideye ve kiyasa gore caiz olmamak lazim gelirse de siinnet ve icma' ile sabit sayilir.
Mecellenin 124, 389 ve sonraki maddelerinde bahis sonusu edilmitir.
Istisna', para kar^iligi bir ey

yapmak

iizere san'at ehli ile olan bir

mukaveledir. Yapana sani', yaptirana miistasni' ve yapilan eye masnu'

malzemesi senden olmak Iizere bana kadar boy ve en ve derinlikte ve u kadar gozlii u kadar liraya, mesela kuru kestane tahtasmdan bir kitab dolabi yap dese de, o da kabul etse,
denir. Bir kimse, bir san'at sahibine,

istisna' suretiyle bir

bey' akt edilmi olur.

iaret edildigi iizere istisna' da,


itibariyle ta'yin

masnu'

cins, nevi, miktar, vasif

ve tanf edilmi olmak lazimdir. Istisna', ferden muayyen bir mevzua taalluk eder, Hakikaten istisna'da mebi', aymdir^^^. Selemde ise akdin konusu ferden gayri muayyen bir ey (deyn) olmalidir. Bilhassa
mutevellinin veya arz sahibinin (Defterhane

memurunun)

izniyle yaptigi fergdir.

Bu feragda arazi veya


^^^

icareteynli

mal

telef olsa borgtan bir ey sakit kalmaz.

No. 82,
denir.

n.

201.
bi-I-istiglal

^^^

MM arazTde ve icareteynli akarlarda bu yolda yapilan muameleye ferag


Bu
da, ferag edilen mail

mefrugunlehden kiralamak

artiyle olan

vefaen

fe-

ragdu*.

Bunda da

ferag sdilen

mal

telef olsa bor9 sakit olmaz, yani mtilk

malm

istiglal suretiyle
^^^

bey'inde telef halinde deynin sukutu htikmii burada cari degildir.

Eric Pritsch-Otto Spies:

Der

islamische Werklieferungsvertrag, 1953 (Sonderabruck

aus Zeitschrift fiir vergleichende Rechtswissenschaft, Band 56).


^^^

Yoksa

sani'in ameli,

ii

degildir.

Bu

itibarla sani' akitten

ewel

kendisinin yahut

ba^ka bir kimsenin yaptigi, mesela ayakkabiyi miistasni'a gotiirup de o da kabul etse sahih olur {DUrr ill Muhtar, selem bahsi, Ali Haydar 388 erhi).

178

Islam Hukuku

gerek amel ve gerek ayn (yani malzeme) sani'den olmak arttir^^^, Ayn, miistasni'den olursa adam ican (icare-i ademi) olur. (Mecelle 421, Icare
bahsi,

No. 147).
Istisna'i miiteamil olan, yani orf

ve adette

istisna' akdi

can olan
Fakat

eylerde ecel (miiddet) beyan olunsun,

olunmasm

istisna' sahihtir.

tmam-i a'zam'a gore miiddet beyan olunursa


selem'in artlanna riayet lazim
ecel, bir miiddet
gelir^"^^.

akit

selem olacagmdan

Teamiil cart olmayan eylerde


a]dt

icmaen selem 'dir ve selemin artlan aranir, muhlet vermeyi tazammun etmeyip de yann obiir giin bitirmek iizere denilmek gibi eyin 5abuk yapilmasi bahis konusu ise bu icmaen selem olmaz; funku selemde miiddet (ecel) arttir; bu, beyan edilmedik9e akit selem degildir. Istisna'i miiteamil olmayan eylere miiddet beyan olunmazsa istisna' olur. Haydar Efendi ?erhinde Mecellenin 389 uncu madde son fikrasmm ?ikih kitablanna uygun
verme kabilinden olursa bu
olmadigim, ^iinku istisna'm ancak teamiil olan yerlerde olabilecegini ve olmayan yerlerde fasid olacagmi^"^^ Fikih kitablanna iaret ve istinad
ederek soyler.

va'd olmayip yukanda dedigimiz gibi bir akit olduguna gore taraflardan biri obiir tarafm nzasi olmaksizm bundan
istisna' miicerret bir

donemez. Ancak masnii' tarif ve tavsife uygun degilse miistasni, ayib veya vasif muhayyerligi ile muhayyer olur, dilerse kabul, dilerse ret eder; uygim ise rii'yet muhayyerliginden dolayi ret edemez^"^^. Fakat bugunku
^^^

Ali Haydar, "zamanimizda alelumum levazim, kalfadan olmak iizere

hmk

ina edilmek

muteamil bulimmutur. Fukah^ bu mukavelenin fesadina kail olmutiir. bu zamanda buna istisna denebilir mi?" diye sormaktadir ;erhi, cilt 1, s.
^^^
^^^

Teamule binaen 227 notu).

Ve Ve
la

la

yasihhu fi^ma lem yutearef kes sevbi (Multeka). in duribel ecelu lima linnasi fihi teRmulun sare seleman inde Ebi Hanifete hatta

^"^^

yecuzu ilia bi^erditisselemi ve la yesbutii fih ilhiyaru ve indehtima yebka istisna' an ve yekunu zikr ul miiddet-i ittacil-i ve "in duribe ecelti fima la teamule fihi sare selemen bil icmai". Mecelle cemiyetinde tanzim edilen mazbatadan: "tmam-i a'zam hazretlerinin indinde istisn^'en mizn'akid olan bey'den mtistasni riicu' edebilirse de lmm Ebii Yusuf Hazretlerinin indinde masnu' ta'rife muvafik oldugu lialde riicu' edemez. imdi alemde pek 90k kargahlar yapilarak bunca toplar tufekler, vapurlar mukvele ve sipari ile yaptu"ilagelip istisna' keyfiyeti

mesalihi cesime-i

cMye'den olmasiyle

istisna

mustasni'in istisna' akdini fesihde muhayyer olmak nice mesalih-i cesimeyi ihlal e-

deceginden ve
nazaran

istisna'

hususu, kiy^s hilafi olarak

nasm orfune mebni

istihs^nen

meru' olan seleme -makis ve orfe miistenit bir keyfiyet oldugundan maslahat-i asra

im^m

Ebii

Yusuf

kavlinin ihtiy^rma luzum gorulerek 392 nci

madde ona

muvafik

surette yazilmitu*...".

Munferit Borg MUndsebetleri

179

hukukumuzda

(Bor9lar

Kanununun

367, 369)

sahibi, iin (i'maFin)

devami sirasmda istisna' akdini fesih edebildigi halde Islam hukukunda iin, tahmin edilen masraflardan pek fazlaya mal olacagi akit yapihrken
anlailsa dahi akitten doniilemeyecektir (Mecelle 392).
144. Icare.

Mecellenin ikinci kitabi icareye

dairdir.

Icare, fikih istilahmda

ma'lum menfaati,
kullamlir.
tcare'i

bey' etmek demektir 405)^^^ Luga;te ucret manasmadir; fakat icar manasmda da (Mecelle

malum

ivaz

kariligmda

vahideli

vakif

soziinde

icare,

iicret

manasma

kullamlmitir (ileride vakif bahsine bak.). Ucrete ecr de denir. Ecr-i misil ve ecr-i miisemma tabirlerinde oldugu gibi. Isticar, kira ile

tutmak; mucir veya acir veya miikari icareye (kiraya) veren, miiste'cir, isttcar eden, kira ile tutan kimse, me'cur, mucer veya miiste'cer, kiraya
verilen ey demektir. Kendini kiraya veren kimseye ecir^"^ ve ona iltizam
ettigi

ameli

ifa igin teslim

olunan mala, mesela dikmek iizere terziye


fih denir.

verilen

kumaa miiste'ceriin

icare,

dolayi bir

yukandaki ta'rifmden anlaildigi xizere bir bey'dir. Bundan 90k bey' hiikiimleri icareye de tatbik olunur; daha dogrusu bir
edilmitir;

mesela balica rii'yet muhayyerligi (Mecelle, 507-512), ayib muhayyerligi (Mecelle 513-521), art muhayyerligi (Mecelle 497 ve sonrakiler) hakkmda hiikumler (Mecelle 406) ve feshe (No. 122), ikaleye (No. 123) dair kaideler gibi. Bey' gibi icare dahi arta talik edilemez; fakat istikbale izafe caizdir (No.
44). Bey'i ifsad

?ok bey' hiikumleri icarede de tekrar

eden

ari:la

icare fasidtir (No. 133 b.).

Bir kimse malmi

-fraz

yani taksim etmeden ewel, mesela yarisi,

bede bin gibi ayi' bir ma'lum hissesini bakasma veya bakasiyle muterek olan maldaki malum hissesini hissedanna ve hissedanndan izin

almaksizm U9uncu bir ahsa satabildigi halde (Mecelle 214, 215), ayi hissesini baka birine icar edemeyecegi gibi bakasiyle muterek olan

Menfaatin eriat nazarmda makbul ve ma'kul (objektif) olmasi arttir; yalmz mtiste'cire gore, sirf stibjektif bir menfaatin, maksud olmasi icarenin sihhatinde kafi degildir; meseM bir kimse, halk kendisinin ati var sansmlar i9in evinin ontinde tutmak uzere bir at veya kiyrietli esvabi var desinler i9in bir elbise kiralasa iicret lazim
gelmeyecektir. Ger9i fasid icrede kullamnak
er'i,
ile iicret

lazmigeiirse de

bunda da
i9i,

bulimmak lazimdir (Ali Haydar, cilt 1, s.676). ^^ 29/5/1926 tarihli Ticaret Kanunumuzun 17 nci maddesindeki ecir bu manSda amele demektir (No. 147).
ciddi bir menfaat

80

Islam Hukuku

maldaki hissesini erikinden gayri bir ahsa kiralayamaz. Kiralarsa, bu icare fasid olur; muste'cirden ancak ecr-i raisil isteyebilir. Fakat muhayee'den sonra nobetini icar edebilir (Mecelle 429)^^^^ Goruluyor ki bir malm uyu'lu olarak ican fasiddir. Bu uyu'a mukarin uyu' derler; tan, sonradan vukua gelen uyu' ise icareyi ifsad etmez; mesela bir kimse

bakasma icar ettikten sonra ii^iincii bir fiksa kalanmda icare sahih olur (Mecelle 430).
evini
145. Icare Nev'ileri.

sahis

yansma mustahik

ma'kudiin aleyh, yani hakkmda akit \^apilan mevzu' itibariyle iki nev'e aynlir: Biri a'yan'm menfaati iizerine yapilan icardir; bu da ii? kisimdir: Akar (bina ve arazi) ican, uruz (elbise, kap, kacak gibi eyler ve hayvan) ican, daha oburii de amel iizerine icar'dir; amele ve
Icare,

hizmeti tutmak gibi (Mecelle 421, 475).


icare, bey' gibi sahih, fasid, batil olabilir.

Sihhat artlanndan olarak mec'ur muayyen, menfaat ve iicret ma'lum ohnak lazimdir. Aksi takdirde icare fasid olur. Icare'nin in'ikad

Mecelle 458 ve sonrakiler), yani ehliyet ve icab ve kabuliin birbirine muvafakati bulunmazse, icare batildir. Ucret olarak kendisine elbise yapmak veya bir at almak gibi
artlan, riikunleri (No. 52;

herhangi kiyemi bir ey verilmek iizere ecir tutmak fasiddir; 9unku iicret me?huldur. Boyle bir halde ancak ecr-i miail lazimgelir. Fakat'9ok eski bir akit olarak bu yolda, yani giyecegi, yiyecek ve ifecegi muste'cirden

olmak
Qiinkii

iizere siit nine istican

tmam-i azama gore istihsanen

caizdir.

buna

ihtiya9 vardir. Miitearifdir.

Sahih
hasil

icare' de,
iicret

me'curdan

intifa'a,

yani me'curu kabza iktidar

lazim gelir (Mecelle, 424, 425, 469, 470). Fasid icare 'de iicret i5in sadece bu iktidar kafi olmayip hakikaten intifa' bulunmak lazimdir; burada yetim ve vakif mallar hakkmda bir istisna' yapilmaktadir. Batil ic^re'ye gelince bunda intifa' ile dahi iicret lazim

olmakla

gelmez; 9iinku menfaat haddizatmda miitekawim degildir, ancak akit ile tekawiim eder (No. 72 ve notu). Batil icarede ise bir akit mevcut

olmadigmdan

miiste'cir olacak

kimse me'curu sahibinin

izni

olmaksizm

^"^^

Bu imami a'zam
edilmek

kavlidir;

Mecelle bunu kabul

etmitii.

tmameyne

gore, hisse

beyan

artiyle caizdir (No. 197; hibe i9in

No.

150).

Munferit Borg Mundsebetleri

181

kullanmi demektir^^*'.

Bu
ise,

bir gasbdir.

Magsub malm
(No.
167).

menfaatleri ise

mazmun

sayilmaz,

yani

tazmin edilmez

muaddun-li-1-istiglal

Fakat me'cur yani kiraya verilmek iizere ta'ym ediimi,

hazirlamni, sahibi kiraiik oldugunu ilan etmi, kiralik olarak yapilmi? akar, araba gibi eylerden ise^'*'' veya yetim, mecnun, veya vakif mail ise

kuUanmakla

-fasid icSrede oldugu gibi- ecr-i misil lazim gelir (Mecelle, 417, 458, 462, 471, 472, 496 ve sonrakiler; ve gasb

iicret,

daha dogrusu

akdi yapildiktan sonra me'curdan intia' imkanmi kaldiran veya azaltan bir ayib hadis olursa, mesela ev yikilir, degirmenin suyu

icare

kole hastalanirsa miiste'cir, mucire haber vererek icareyi fesh edebilir Olecelle m. 513 ve sonrakiler). Akdin icrasma mani' olan bir oziir zuhur ertigi takdirde icar fesh edilebilir (Mecelle 519 ve deyami), daha dogrusu icare munfesih olur (Mecelle m. 443). Akdin icrasi nefse veya mala bir zaran miicib olmasi oziir sayilir. Fakat

kesilir, kira ile tutulan

bu

sahasi verilmemitir; mesela diigun ifin yemek piirmek uzere bir a9i tutulup da kan kocadan bin olse veya bir mahalle
tatt'ik

hukme

genice bir

'

yolda at hastalansa da yola devam edilmese, dii agnyan bir kimse diini 5ikarmasi i9in di5i9i ile mukavele yaptiktan soma agnsi dinse icare miinfesih olacagi gibi bir kinise yolculugu ifin bir at kiralayip sonra yolculukdan vazgefse veya

gitmek

iizere kiralanan at ile yola fikilip

binasmda yaptiracagi ta'mir

i9in

veya tarlasmi belletmek

iQin bir

amele

HItta icSre fisid olarak akd edilse de mucir me'curu teslimden imtina' ve miiste'cir de cebr ile alip kullansa bu kuUanma ile iicret lazim gelmeyecektir. Qiuiku gasb suretiyle kullanmij demekcir. Bir jeyin U9 yil icdr oluimasi onun kirdlik olduguna deiaiet eder. Bir de akitsiz ve

kimse birinin malmi kuUamrken mal sahibi Ucret istedikten sonra kuUanmakta devam ederse kii i9in i'dad edilmemi? olsa dahi ucret verilmesi lazimgelir
izinsiz bir
348

(Mecelle 472). Vakfm ve kU9il|Un malini gasb olarak kullanmakla mutlaka ecr-i misil ISzimgelir. Fakat muaddiin-li-l-istigiai olan bir malm izinsiz kullanilmasi, te'vili milk veya te'vili akit denilen suretierle olmu ise gene iicret lazimgelmez. Bunlardan birincisi mesela miijterek bir mail ortaklardan birisinin abilriintin izni olmaksizm -akitsiz- bir
istimai etmesi suretinde olur; bu halde ortak o mal kira i9in i'dSd edilmi? o;sa dahi bir Ucret vermege mecbur tutulamaz (Mecelle 597).

muddet mustakillen tasamif ve

gene mesela bir kimse muterek bir dukkani ortagmm izni olmaksizm birine satsa da miiteri bir milddet ondan intifa ettikden sonra ortak bu bey'e icazet vermeDcincisi,

yerek hissesini istirdSd etse dtlkkSn kira i9in hazirlanmi? olmasina ragmen mu?teriden, mevcflt akde gUvenerek vuku' bulan kullanmasindan dolayi iicret istenemez (Mecelle 598, ajagida gasb bahsi. No. 165 ve devam).

Ig2

tslam Hukuku

tuttuktan sonra

nedamet etse icareyi fesh edebilecektir (Ali Haydar, madde 443 erhi; keza Mecelle, m. 580). Halbuki bey' bu kabil oziirlerle
fesh olunamaz.

Bu

oziir a?ik,

herkesce

bilinij-

mahiyette ise fesh i9in

luzum hakimin hiikmixne liizum yoktur. Boyle degilse hakimin hiikmime


vardir.

Her halde yani fesh


i9in iicret lazim

edilsin,

edilmesin ayib'in huduslinden sonraki

zaman

gehnez (Mecelle 478).

feshini icarede akitlerden birinin veya her ikisinin olumu icarenin icarenin mucib olur. Mecelle yahuz sut anasi kiralayanm olumii halinde olmesi^ halinde fesh edilmeyecegini, fakat 90cugun veya siit anamn Olum fikra) icarenin sona erecegini tasrih etmitir (Mecelle, 443 son
.

ile

bulunmayan

Mecellede icarenin feshe ugrayacagi Mecellede yazih degildir. Fakat mes'elelerde Hanefi mezhebi iizerine hukmedilmek icab

Devletinin kuruliiundan beri kadilar, hatta gore hukum obur mezheplerden birine mensub olsalar dahi bu mezhebe Fakat vermeye izinli olduklanndan bu suretle hareket edegelmilerdir.
edecektir. C^iinkii

Osmanh

meskut sonralan afu mezhebi^^" ihtiyar edilmi ve daha sonra mesele halledilmek birakilarak Mecelle ile onun me'hazi olan fikha gore
mlinasip g6rulniutur
.

Me'curun mucir tarafmdan bakasma miiste'cir hakkmda nafiz olmaz^^l Ancak


^^^

satilmasi halinde

bu bey'

bayi'

ile

muteri arasinda

gibi boyle hasta olur Mecelle, m. 518; sut ana hasta oldukta icareyi fesh edebildigi veyahut 9ocuk onun memesini almaz ise veya sUmnu kusarsa sut a-

veya gebe

kalir

^^

nayi kiralayan (musterdi') dahi bozabilir. ikisinin oliimu Obiir mezheplere gore icare akitlerden birinin veya her

ile

munfesih

olmaz.
^^^

...
bu nizamname
yerine ge^en 10 R^bi'ul

(birinci tertip 5yle ki aban 1284 tarihinde gikarilan kontrato nizamnamesinin ile icarenin infis^h edecegi Dtistur cilt 1) 1 inci maddesmde akitlerden birinin Slumti

tasrih edihni^ken

ewel 1291

tarihli

nizam-

namenin 21
icarenin

inci

maddesinde, taraflardan bh-isinin veya

ikisinin vefati sebebi ile

dava edilirse dmlenmez, denilmitir. Bundan sonra 28 9ikarilaCemaziyelewel 1299 tarihli u^tincti icari akar niza^imamesinde bu madde ve notu), Medeni rak bu bapda hi9bir ey soylenmemi^tir (Ali Haydar, cilt 1, s. 743 Kanunundaki tanTali Komisyonu gerek oliim ve gerek iflas halinde isvi9re
infisahi

Kanun
zim

suretine iltihak

etmek

istemitir (layiha

s.

46).

^^^

bey'i halmde Bugunkti hukukumuzca ve isvi9re hukukuna g^re ms'c^r'un ba^kasina mucirden tazminat isteyebilir mtiteri mevcut icari kabul etmek istemezse muste'cir mtiteri bu icari (BK. 254). Fakat gayrimenkul icari tapu siciline erh verilmi ise zarardan korutanimak mecburiyetindedir. Fransiz ve Aknan Hulaiku ise kiraciyi

mak i9m

mtikellefiyetinde muterinin sati|dan 5nce yapilmi olan icer akdine riayet

oldugunu kabul etmektedir.

Munferit Borg MUndsebetleri

183

muteberdir; yani icare sona erdikten sonra muteri onu almaktan imtina'

edemez.

Fakat muteri,

icare

miiddeti

ifinde

bu mebi'in

teslimini

bayi'den isteyemez; ^iinku miiste'cirin hakkmdan dolayi teslim mumkiin degildir; ancak kadiya miiracaatla bey'i fesh ettirebilir. Diger taraftan
muste'cir bey'e icazet verebilir. Bimunla beraber mucire pein odedigi kira varsa nisbet iizere bunu istirdad edinceye kadar me'curu hapis
edebilir (Mecelle 590^).

Me'curu kullanacak ahsm

tebeddiiliiyle

menfaat ve mazarratca bir

degiiklik varid olan hallerde icarenin takyidi muteberdir; muste'cirin

binmesi i9in kiralanan hayvana bakasi bindirilemez. Fakat bir degiiklik bahis mevzuu degilse takyid muteber degildir. Bu itibarla oturmak igin tutulan evde ba^kasi oturtulabilir. Hatta ne i9in oldugu beyan
edilmeyerek tutulan bir evde muste'cir binaya zarar vermeyecek herhangi
bir ii yapabilir (Mecelle, 426, 428, 522, 528).

tear miiddetleri kazuistik tanzim edilmitir (Mecelle 484, 496).


146.

A'yan lean

A'yan ican zeman

iizerine olur. Bilhassa ev, arazi ican gibi.

Bu, bir

nev'i hasilat icandir. Mucirin menfaatine olan eyleri, mesela degirmenin

hark'mi, yani su akacak yolunu, evin kiinklerini, borulanni, binaya

yapmazsa muste'cir oradan 9ikabilir. Kendi tarafmdan yaparsa teberru' etmi olur, yani masrafmi acirden alamaz, Me'curun vergisi de mucire aittir. Sirf muste'cirin menfaatine olan masraflar, hilafi art edilmedik9e acirden almamaz
miiteallik
ileri
aittir,

yapmak mucire

(Mecelle 529, 530, 532). Ziraat i9in

isticar edilmi

olan arazide mahsuliin

idrakmdan once

icare miiddeti nihayet bulsa miiste'cir idrak

zamanma

kadar ecr-i mislini vererek ekini ibka edebilir (Mecelle 526, 1440, No. 157). Muste'cir kiralanmi akarda me'zun olmaksizm bina yapsa yahut

aga9 dikse aktin hitammda acir muhayyer olup dilerse hi9bir tazminat vermeyerek binayi, agaci kaldirtir, dilerse az olsun 90k olsun kiymetini vererek alikoyar.
Bir araziyi ziraat olunmak iizere ziraat olunacak baka bir arazi karjiligmda icar, riba olacagmdan memnudur. Fakat birer nev'i hasilat ican ekli sayilan miisakat ve miizaraaya, ihtilafli olmakla beraber

184

Islam Hukuku

miisaade edilmitir^^^

Bu

iki akit

Mecellede

irket

kitabma

alimnitir.

Qunkii bunlar bir cihetten de ?irket mukaveleleridir. Yani bu akitler bir taraftan arazi obiir tarafdan amel, yani ziraat etmek i9in hasilat uzerine yapilan mukavelelerdir (Miizaraa akdine muhabere ve muhakale de
denir)^^"^.
i

Maamafih

bunlar, miizaraanm riikiinleri sayilan toprak, tohum,


iki taraf

arasmdaki aidiyetine gore baka baka miizaraa nevilerinin terimleri olabilir (Omer Nasuhi Bilmen, cilt 5, s. 533)^^^ Her halde miizaraa ve mlisakatta, arz, bir muste'cire sadece intifa

ve hayvan (6kuz)'in

etmek iizere verilmi bir me' cur gibi olmayip diger tarafa, onda ilemek, amelde bulunmak ifin ve bilhassa mlisakatta agaflara bakmak, onlan terbiye etmek iq'm teslim edilmektedir^^^.
147. icare-i

Ademi.

A'yan'm menfaati uzerine icann yam bamda yer alan amel uzerine icar akdine fikihda icare-i adeim derler. Bu akit, bugunku
hukukda hizmet
I9iye
akdidir.
gibi ecir derler.

yukanda soyledigimiz

Bu da

has ecir veya

mli^terek ecir diye ikiye aynlir.

Has

ecir, ucret uzerine mliste'cir i9in

?alian hizmetkar gibi kimsedir. Miiterek ecir, miiste'cirden bakasma ilememek kaydiyle bagli olmayan hammal, terzi, kalayci gibi

kimselerdir (Mecelle, 421, 425, 608, fikra 2, 608 fikra 3, 610, 661). Bununla beraber bir kimse birden ziyade ahislar tarafmdan da has ecir
olarak tutulabilir. Bir koyiin hayvanlan i9in tutulan 9oban gibi.
Gorlilliyor ki

adam ican hizmet ve amel vzerine

yapilan bir

akittir,

muterek ecirde malzeme (yani ie, amele konu olacak madde) miiste'cir (yani i sahibi, ii yaptiran) tarafmdan verilir. Ve bu suretle muterek ecir ile yapilan amel uzerine icare akdi, istisna' akdinden aynlir (No. 143),

^^^

tmm Ebu Yusuf a


dir.

gore sahihdir. Imaini a'zam'a gore sahih degilGerek Hanefi ve gerek obur mezhep Imamlari arasinda baka noktalardan da ih-

ve

Muhammed'e

tilaflar vardir.
^^'^

Fikihda adi
denir.

icar, hasiiat icari

eklmde

bir

taksim yoktur.

^^^

Muzaraa akdinde

tarla sahibine rabb-iil

arz ve i^leyecek 5ift9iye (amile), miizari'

^^^

Musakat (Mecelle

1441): Bir tarafdan ecar ve diger tarafdan terbiye, bakim olmak ve hasil olan meyveler aralarinda taksrm olunmak uzere bir nev'i irkettir. Muzaraa (Mecelle 1431): bir taraftan arazi ve diger taraftan anriel, i yani ziraat olarak hasilat

aralarmda taksim edibnek uzere bir nev'i

irkettir.

Munferit Borg Mundsebetleri

185

148. Ecir.

icare akdi sahih olsxm,

olmasm

kiralanan ey

elinde emanettir (Mecelle 600). tcare bittikten


kalir.

(me 'cur), kiraci sonra da emanet olarak


taksiri

Bundan

dolayi

mezuniyetine

aykm

olmadikga ve bir harekette bulunmadikfa me'curan telefmden


miiste'cir,

teaddisi,

mes'ul olmaz (Mecelle 601); hatta tazmm edilecegi art edilse bile boyledir. Fakat teaddi ile, miiste'cirin emri veya mu'tad hilafma hareket ile veya muhafaza hususundaki taksir ile vukua gelen telefden veya

kiymet9e noksandan mes'uldur (Mecelle 602, 605). Ecir hakkmda da hiikiim budur. Mesela oban, muayyen bir yerde otlatmak uzere kendisine verilen koyunlan baka bir yerde otlatir, sxiriiden kagan bir

koyunu gordiigii halde tutmaz da zayi' eylerse, boyaci kirmiziya boyamak iizere kendisine teslim edilen ey'in iadesi istenildigi vakit inkar ederse emin olmaktan fikarak gasib durumuna girer. Bu halde
teleften

mes'uldur (No. 165 ve devami).

Has ecirin yed'i, yed-i emanet oldugu halde muterek ecir' in yed'i, imameyn'e gore yed-i damandn*. Mecelle, Imam-i a'zamm re'yini, yani
yed-i emaneti kabul etmi^cir"^^^.

imameyn'in ictihadi, muterek ecirin 50k iicrete temah ederek iktidan dimda i almi olmasi miilahazasma dayanir. Fakat miiterek ecir teaddi veya taksiri olsun olmasm kendisinin fiil ve sun'undan dogan zarar ve hasan tazmin ile miikellef olur (Mecelle 611). oyle ki boyle bir
halde eyin maliki muhayyerdir; dilerse
ecire licret vererek imal edilen

ey'in kiymetini, isterse hifbir licret vermeyerek kendi malzemesinin

(Gasb bahsi, No. 165 ve devami). Mii^terek ecirin kendi fiilinden dogmayan zarar ve hasar hakkmda tmam-i a'zam ile Imameyn arasmda ihtilaf vardir. Birinciye
ettirir

imal edilmemi haldeki kiymetini ona tazmin

gore

bu hasar

ikincilere

mumkiin olsim olmasm tazmin edilmez; gore taharriizii mumkiin olan hasann tazmini lazim gelir.
taharriizi

357

Yed, yed-i emanet oldugu takdirde emin, zimmetinin ber^eti hakkmda yemini ile tasdik edileceginden (Mecelle 1774), ayrica bir ispata muhta? degildir. Bindenaleyh mesela vediayi, ^iyeti alan kimse Imam-i a'zam'a g5re muterek ecir, vedianm, ariyetin, miistecerunfihui, teaodi ve taksiri olmaksizm elinde telef oldugunu, ^almdigi-

tazminden kurtulur. Fakat yed, emanet yed'i olmadigi takdirde -mesela gene bahsimizda imameyn'e^' goremii^terek ecir'in bu iddiismi ahitlerle isbat etmesi l^zmi gelir, Isbat edemezse obur
ile

iddi etse kendisinin

bu hususta yapacagi yemin

tarafa, yani muste'cire

yemin

ettirilir.

186

hldm Hukuku

149.Karz.
Fikih kitablannda karz

hakkmda hiikumler

vardir.

Mecelle buna

gene mislini iade dair mes'elelerden bahsetmitir^^l Karz, bir kimsenin, etmek iizere baka birine misli (yani mekilatdan, mevzunattan veya
mutekarip adediyattan) bir mal^^^ vermesi haklmda yaptigi akittir. Bu hibe ve sadaka hari tarif ile bir tarafdan vedia, ariyet ve obur taraftan lazimdir. Hibe ve kalir. Filhakika vedla ve ariyetin ayni ret ediimek

ne ayni ve ne de bedeli iade edilir. Misliyattan olmayan adediyatta mallarda karz caiz olmaz; fasid sayilir; hayvanda ve mutefavit

sadakamn
oldugu

ise

gibi.

Karz (5dun) verene, ikraz edene mukriz, karz alana mustakrw, odun vermeye ikraz, odiin? almaga istikraz, karz alinan eye makruz
denir.

mun'akit ve kabz ile tamam yani miilkiyet Kendisi miifid olur. Artik mukriz bunu istirdad hakkina malik olamaz. nzasiyle ondaki hakk-i i9in filhal bedel sabit olur, 9unki mukriz kendi
Karz, icab ve kabul
ile

miilkiinu bir akd-i lazim ile izale etmitir,

meger

ki miistakrizin iflasma
istirdad

hiikmedilsin.
edebilir.

zaman

elinde

mevcut olan odiin? mail mukriz

Karz, caiz olan eylerde iare sozii ile de olabilir. Bir kimse baka ver dese de, birine, sonra sana mislini vermek iizere u kadar kile bugday

da verse, bu akit karz

olur.

Bununla beraber muteber sayilmaz


.

karz,

lazim bir akid degildir.

Karzm

te'cili

^^^

All Haydar erhinde kitab-i irkette buna temas eder

(cilt 3,

s.300 ve sonr; keza

Omer Nasuhi Bilmen,


'''

cilt 5.

S.103 ve

sonr.).

No. 74. ^^ Ali Haydar, cilt in.s.309 ve sonr. Karzda te'cil batil, halen edasi lazimdir (Ah Efendi sattigi bir malm Fetdvdsi), "Mesela bir kimse semeni bir ay mueccel olmak uzere bir ay mtidsemenini bir ay bitmedik9e mti^teriden almaya mustahik olamaz; fakat Qunki karz intihaen bir detle ikraz ettigi bir parayi daha ay dolmadan isteyebiiir. muavaza ise de bidayeten iaredir, fahri bir yardimdir, mukriz bir muteberri'dir" (O-

mer N. Bilmen,

No.373; ve lezime te'ciltikulli deynin ill el karzi, taht^vi, fi iizere pein beyani ademi te'cilil karzi). Maamafih gene Tahtavi' de de nakl edildigi karzda bir te'cil olan bir karza, baka bir kimsenin mueccelen kefll oimasi suretiyle
cilt 5.

mumkun

da karzda te'cil i^in bir hiyledir, gtinki kefil hakkmda te'cil, pein olan bir borca asilin te'cilini istilzam etmezse de (Mecelle 655) keffl Haydar, mueccelen kefalet etse deyn hem asil ve hem de kefil i^in mueccel olur (Ali mueccelen Mecelle 655 erhi; Tahtavi: Kultu ve min hiyeli te'cil il karzi kefaletuhu
olacaktir.

Bu

Munferit Borg Mundsebetleri

187

Bir menfaat artiyle yapilan karz, haramdir; binaenaleyh karzda faiz art edilmez (Omer Nasuhi Bilmen, cilt 5, s.l08, 113)^^^ Ancak ribh
ile

ikraz i9in bazi fareler, dolatnbafli yoUar kabul edilmi^tir.

Bu

suretle

ribh almmasi caizdir ("No. 105 ve devami)"^^^


1- ikraz eden,

6dun9 alana miieccel semen

ile bir

mail satip teslim

ve odun? alan da o mail aldigi bedelden aagi bir fiyatla bilvasita 6dun9 verene muaccel semen ile bey' ve teslim eder. Boylece iki semen arasmdaki fark ribh ol;nu olnr. Mesela bir kimse bir ahistan ribh ile yiiz

6dim9 almak istedikte o ahis muayyen bir mail yiiz be liraya bir sene miieccel olmak tizere o kimseye satar ve teslim eder; o kimse de kabz ettikden sonra onu yiiz liraya daha baka birine ve o da o ahsa yani mukriz'a bey' ve teslim ve yiiz lirayi ondan alarak odun9 alana verir. Bu
lira

feyeteahharu an
1

il

asil

li

enned deyne

vahidtin.

Omer N. Bilmen

adi gegen cildin

uncu sayfalarmda unlari soyluyor: "Mukrize nef i celbedecek bir ikraz muameiesi haramdir; mesela mukriz, redi (k6tu) para yerine ceyyid (sagiam) bir para vermek ^artiyle ik'azda bulunsa sahih olmaz. Kezalik mukriz bir muddet miieccel olmak artiyle ikrazda bulunabilir. Eger te'cilden dolayi mukriz i9in bir fay da, sahih bir maksat melhuz degilse ikraz sahih olur, te'cil artma bakilmaz. Fakat mukriz i9in zengin olan miistakriz vasitasiyle malini muhafaza ettirmek gibi bir sahih garaz bulunursa esah kavle gore bu ikraz akdi fasid olur; 9unku burada mukriz
12 nci ve
1

13

i9in cerr-i menfaat "Mukriz alacagmi

vardir..,".

tecile

mecbur
tecil

degildu*; fakat tecil etmi ise

bu

bir

vaad mahiye-

tinde bulunur. Artik layik olan,

deyn, karz olsun


361

ohnasm

buna vefa edilince ona

etmektir, Fakat bazi fukahaya gore bir


riayet lazim olur;

9unku "elmuminune

inde urutihim=mumin; er lartlarma baglidirlar".

Bir kimse bir ahsa hitaben "bana u kadar meblagi bor9 ver, arazuni sana ariyet
vereyim, borcumu ddeyinceye kadar onu ekiver" dese de bu vechile miidayene
amelesi yapilsa bu, kerahatten hali olmaz (Omer Nasuhi Bilmen,

mu-

aym

cilt,

s.109).

Bu

yola Kohler'in naklettigi ixzere faiz memnuiyetine kari bir 9are olarak vaktiyle
gidilmitir
(s,

Avrupada'da
suretiyle riba
362

122). Islam

hukuk9ularma gore, bu

intifa'

ibahe edilmek

ve haram olmayacaktir.

Mahmud

Es'ad, Tdrih4 tlm-i Hukuk (1331)'unda yaziyor: "Hala bir islam bankasi a9mak arzusunda bulunanlar muamelelermin meru' olmasi maksadiyle ne yapmak lazim gelecegini ogrenmek i9in ulema mevkiini igal edenlere mtiracaat ediyorlar;
bi9are kitabm gunde ni;e bin kere satilmasi lazim geiecegi cevabmi aliyorlar. Eslaf-i

hala gi^ede bir Ali Efendi Fetav^si bulundurarak ribh-i miilzem-i er'i mukabilinde

izamimiz, zamanlarmm efkari diniyyesini tatmin i9in -gerek tarafeynce ve gerek ha-

kim indinde
ler

hi9 bir hakikati tebdil etmedigi derkar olan- bSyle bir hiyle-i er'iyyeyi

icad etmemi olsalardi acaba bu mini mini ulema bu musteftilere ne cevap verecek-

ve

milsteftiler

muamelelerine ne yolda devam eyleyeceklerdi.

tte

boyle zihnikari

yette buiunan ve o

ulemanm

re'yine tabi' olan bankerlerin


degildir.".

Avrupa bankerlerine

ne acmacak halde kalacaklari izaha muhta9

188

Islam Hukuku

suretle

guya

bayi', yiiz be liraya sattigi mail yiiz liraya tekrar eline

ge9irerek be lira kazan? elde etmi olur.

kimse bir ahis zimmetinde olan yvz lira alacagi i9in be lira ribh ilzam etmek maksadiyle bir kitabmi be liraya bir sene miieccel olarak o ahsa bey' ve teslim, o ahis dahi bu kitabi kabz ettikden sonra baska birine hibe ve teslim etse bu sonuncusu yani esas alacakli yil
2- Bir

nihayetinde o ahisdan be lirayi

alir

ina bey'i de faiz memnu'iyetine kari bir hiyle rolunii oynar

(Omer

Nasuhi Bilmen,

cilt

s.

109, 110).

Borglu ecelin hululundan once borcunu odese veya olup de bor9 terikesinden almsa ancak giinlerin ribhi istifa edilir, oliim tarihinden
sonraki ribh sakit olur.
150.

Hibe

(Bagi).

Bir mall ivazsiz bakasma temlik etmektir. Islam hukukunda hibe va'di, bugiinku hukukumuzda kabul edilen hibe taahhudu (Borglar

Kanunu m.238),

bir

hukiim ifade etmez; hibe, elden hibe mahiyetindedir.

Temlik eden kimseye vahib, kabul eden kimseye mevhub-un leh, o mala da mevhub derler. Hibede kamil kabz lazimdir, yani bu kabz ile hibe tamam olur (No. llf^"^. Kabz vahibin sarih veya zimni izniyle olmahdir. Maamafih vahibin hibe hususunda icapta bulimmasi kabza izin sayilir. Mevhub, esasen bagilanan kimsenin elinde ise kabza liizum yoktur. Veil vesairenin kii^iige yaptigi hibe kabza muhta9 olmaksizm mucerret icab ile tamam olur (Mecelle 851). Hibe sahih olmak i9in
bey'de oldugu gibi hibe edilen ey, hibe edildigi vakit mevcut, ma'lum ve muayyen ve iiphesiz bagilayanm miiJku olmak arttir. Oliim
hastaligmda yapilan hibe vasiyet hukmiindedir.

Mua'm

hissesini

satmak caiz oldugu

lialde hibesi caiz degildir

(Mecelle m. 55). Maamafih bu hususta fakihler arasmda bir takim ihtilaflara ve bir takim hilelere (9arelere) tesadiif edilir. Taksimi kabil
^^^

Ytizde ne miktar ribh alinmasina Sultan tarafmdan miisaade edilini ise o miktar ribh ilzam olunabilir. Onbir bu9uktan ziyade ribh memiiu' olmakla ziyade ribh davasi dinlenmez (Ali Efendi Fetdvdsi). Z. A. ya bey' ve teslim ve sebebini kabz ettigi mail

ziyade

ile

Z'ye miieccel olarak satsa ve teslim etse

o ziyade riba olmaz

{Abdurrahim Fetdvdsi). er'i muamele ile ilzam olunan ribh helaldir {Ali Efendi Fetdvdsi), Mxirabaha Nizamnamesiyle yiizde dokuza kadar ribh'a miisaade edildiginden mahkemeler ondan fazlasiyle hiikum edemez (Ali Haydar, Mecelle erhi).

^^ Teslimden 6nce oliimle hibe

bitil olur (Netice Fetdvdsindan).

Munferit Borg MUndsebetleri

89

olan

malm

ayi' hissesi hibe edilemez; fakat

bu

uyii,

hibenin degil,
sebebi

teslimin vuku'u

zamanmdaki

uyu'dur. C^iinki sahih

olmamamn

kamil bir kabzm miimkiin olmamasidir. Binaenaleyh bir kimse

malmm

kimseye hibe edip heniiz teslim etmeden obiir yansmi da hibe ederek butiinii birlikte teslim etse sahih olur. Bir kimse menkul malmdaki ayi' hissesini bakasma hibe etmek isterse bu hibe sahih olmak i9in o hisseyi mal'um bir semen karibgmda satip semeninden muteriyi ibra etmelidir^^^. Bu suretle uyu'lu hisse hibe edilmi? olur. Bundan baka Mecellenin verdigi misal mucibince temami hibe edilen bir malm ayi' hissesini, bir miistahik fikarak zabt etse hibe batil olmayip kalan yan hibe edilmi yani mevhubiinlehin mail olmu olur (Mecelle 56 f.2)^^^. Nitekim bir kimse taksimi kabil olan bir malm biitiinunii hibe ve teslim
bir

yansmi

yansmdan riicu' etse obiir yansmda hibe sahih olarak kalir; fiinki hibenin tam ve sahih olmasma mani' olan uyu', asli olandir, yoksa arizi (tari) olan uyu' degildir ve Qunki "iptidada tecviz olunmayan ey,
ettikten sonra

intihada tecviz olunabilir (Mecelle, 55) ve beka iptidadan eshel (90k

kolay)dir (Mecelle,

56)^^^^,

Taksimi kabil olmayan, kayik, hayvan gibi bir malm hissesini hibe etmek sahihdir, zira bu gibi mua'da kamil bir kabz mumkiin degildir^^^.
Bir kimse malmir, mesela evinin iginde bulunan bir eyi (agili)
hibe etse caiz, fakat i9inde bazi eyler bulunan

malmi (megulu) hibe

etse

gayri caizdir; mesela evinin igindeki eyasmi hibe ve evi ile beraber

teslim eder de mevhubiinleh eyayi kabz eylerse hibe

tamam

olur, i9inde

eya buliman evi hibe ederse evle beraber teslim etse dahi sahih olmaz.

ev teslim edilmi olmak lazimdir^^^. Fakat zevce zevciyle beraber oturdugu ve i9inde eyasmm bulundugu evini

Hibe olmak

i9in eya 9ikanlip

zevcine hibe edebilir


sahihdir.

Babamn da ku9uk 90cuguna boyle

bir hibesi

^^^ ^^^

Memnuiyeti bertaraf etmek

igin

bu yolda daha baka


asli

garelere ba vumlmutur.

Bu

halde uyu'un

taii (arizT)

olmayip

(mukarin) oldugu, binaenaleyh hibenin

sihhatine
^^^

mani olacagmi beyan edenler

vardir.

No. 197.
Z.taksimi kabil olmayan dtikkanmm ayi' hissesini Kebir oglu A'ya hibe ve ayi'en

^^^

tam olur {Abdurrahim Fetdvdsindan). Ve hiyletu hibet il meguli en yude a^agile ewelen
teslim etse hibe

indel

mevhubi lehu stimme


fi

ytisellimehud dare {Diirr ul Muhtar).

^ Li ennel mer'ete

ma

a ddari vel metal

fi

yedizzevci fe kanetu ddaru

yed

il

mevhubi

lehu ma'nen fe sahhat ul hibetu (Tahtavi).

190

islam Hukuku

Bir kimse arsasmdaki binasim arsasiz hibe edip binayi yikmak i^in mevhubiinlehe izin vererek o da yikip kabz etmedik9e caiz olmadigi arz iizerindeki evin hibesi sahihdir (Ali halde, mukataali vakif veya

mm

Haydar, 858 den sonraki lahika).


151.

Hibede Ivaz.

Hibe bir ivaz artiyle da olabilir, mesela bir kimse malum bir ivaz vermek artiyle -taksimi kabil olmayan bir mal oldugima gore velevki ayi' hisse de- birine bir ey hibe eder, o da bu arti yerine getirirse hibe lazim olur ve artik bu hibeden riicu' edilemez; bu bir bey'dir ve bey' gibi muamele ediUr, Kezalik bir kimse olunceye kadar kendisini beslemek artiyle miilk akanni birine hibe ve tesUm sttigi takdirde o da bu art edemez iizere bagilayam beslemeye razi olmakta ise hibesinden riicu'
(Mecelle 855)^'^\

Bu

art,

mulayim bir

art sayihr (No. 133).

Fakat mulayim mahiyette olmayan bir art bey'de oldugu gibi hibeyi fasid yapmaz; belki art batildir (No. 132). Hibe, muavazattan

olmadigmdan riba korkusu yoktur. Binaenaleyh bir kimse malmi bakasma satmamak veya hibe etmemek artiyle bagilayip teslim etse
hibe sahih ve art batil olur.
152. ffibeden Riicu'.

Hibeden riicu' mekruhdur. Kabzdan scnra hibeden riicu' iki tarafm nzasiyle, muvafakatlan yoksa yargicm hiikmii ile miimkiindur (Mecelle m. 864). Bagilayan hodbehot geri alirsa gasib olur.
Hibe edilen ey, bagilanan kimsenin elinde bina yapilmak, aga? dikilmek veya hayvan olup da semizlenmek gibi muttasil bir ziyade iktisab ederse^'^^ veya ismi degiecek surette tagyire ugrarsa, bagilayan veya bagii alan oliirse, yukanda iaret ettigimiz tizere hibe ivazli olursa, bagilanan eyi mevhubiinleh miilkiinden qikanrsa, hibe edilen kimse vahibin kansi, kocasi, usul ve ffiru'undan biri veya erkek ve kiz kardei

^"^^

Mevhub-un leh beslemekte devam ederken vahibden once olur ve varisler terk ederse vahib, mevhubu bu varislerden geri alabilir (Certde-i tlmiyye, nusha 51, s.1607), Arazi ve musakkafat ve miistagallatta verese besliyecegiz diyebilir (Ali Haydar, MeMecellenin 855 inci maddesmde oldugu gibi 1296 tarihinden itibaren mirt arazide ve vakif musakkafat ve mustagallatta dahi Sltinceye kadar bakip
celle,

m,669

erhi).

beslemek
^^^

artiyle ahare

meccinen ferag

caiz gorii: mutur.

n.203.

Munferit Borg Mundsebetleri

191

veya bunlann evladi veya ana veya babasmm kardei ise ve nihayet mevhub helak olup yok olursa hibeden riicu' edilemez. Bu yedi mani'den higbiri yoksa yargi? hioeyi feshedebilir (Mecelle m.862 ve sonrakiler).
Alacakli alacagmi bor^luya hibe
ettigi

takdirde

bu mani'lerden
gibi

higbiri

bulunmasa

dahi,

hibeden rucu'
riicu'

sadakadan da bir ve9hile


153.

kabzdan sonra caiz degildir (Mecelle m.SVS, 874).


edilemeyecegi

Umra ve Rukba.
Islam hukuku; hibenin
iki

eklinden umra'yi, yani bir kimsenin

baka

birine

evimi

oliimunden

sonra

bana

ret

edilmek

veya

oliimiimden sonra vereseme iade olunmak lizere sen sag olduk^a sana

verdim diye yaptigi hibeyi alelade


denilen hibeyi sahih tulmamitir

bir hibe saymi^tir^^"^.

Fakat rukba
gibi

(Imam Ebu Yusuf a gore umra

bu

onun miilkii olmak tizere hibe edilniesidir^^^. Burada gelecek vakte muzaf bir hibe vardir, bu vakit muay>en olmamaktan dolayi hatar vardir, Bimun ifin sahih degildir. Nitekim hibe esas itibariyle arta ta'lik edilemez (Mecelle,
caizdir).

da

Rukba

bir

malm,

taraflarca hangisi sag kahrsa

oik n,

s.

662, 663).

154. irket.

Ewelce
hukmi

iaret

ettigimiz

gibi

(No.

60),

Islam

hukukunda
bir
goriije

korporasyon mahiyetinde tekilat meghuldur. Devlet, vakif gibi varliklara


ahsiyet
izafe^i

modem hukuk
iki

tesiri

altmda

koy arasmdaki davada koy halkmdan bazilannm huzuru, hepsinin bulimmasmdaki gu9liikten dolayi caiz g6rulmii, ahalisi mahsur olan koy davasmda buna miisaade
atfedilebilir.
373

Mahsur olmayan

Hanefllere goredir.

Mahrsm yakinlik riicu'a m^nidir. Imm

Malik, afii ve

Ahmed'e

374

baba eviadmm yardimina muhta9 olabilir. Umra, bir adamin, bir mail bir kimseye, kendisinin veya o kimsenin sagiigma ta'lik ederek tefviz ve ita eylemesine denir; mesela omriim olduk^a bu ev senindir oliimunden sonra benimdir suretinde yapiian temlik gibi. TemlSc^tm arta ta'liki caiz olmadigmdan (No. 44) ve hibe fasid art ile bdtil olan akidlerden sayilmadigmdan art batil, temlik sahih olur ve mevhubtinleh 5lse mal vthibe veya veresesine iade edilmeyip onun mkascilarma ait olur. Bu babta nakledilen hadis udur: "Men a'mere umra fe hiye lil muammari ve li veresetiM min ba'dihi". Maamafih hadis metinleri
gore, nicu' caizdir; 9unki
muhteliftir. {Biddy etiil mugtehit ve nihayet
ill

muktasit).
5liirse

375

Rukba

vahib

ile

mevhubtinlehden hangisi 5nce

hibe edilen mal sag kalan

Qbiiriinun mtilkli

olmak

ilzere yapilan hibedir.

Bunda

taraflardan her biri Sburuniin

olumune miiterakkib olaiak intiz^ edeceginden im^m-i a'zam ve Muhammed'e gore sahih degildir, Yukanda naklettigimiz hadisde bu babda da bir kayit vardir.

192

islam Hukuku

edilmemitir^^^.

Bergstrasser'in

beyan

ettigi

uzere

tslamda

biricik

korporasyon kabile cemaati (akile) olacaktir ^^. Akile yerine ledelhace mahalle kaim olur. Bir cemiyet kurmak serbestligi mevcud degildir. Yalniz muayyen tipte irketlere mlisaade edilmitir, fakat bunlann hiikmi ahsiyetleri yoktur. Mudaraba irketi (No. 157) dahi liizum ifade eden bir
akit degildir^^l

^^^
^^^

Mecellem. 1645-1646.
Akile, fertleri arasinda kan davasi teamtilli bulunan ceinaat demektir (emsettm

^"^^

Mecmuasi, 1926, Ekim, sayi 4, s. 75, n.2. Mandelstam'm Mecelleye muteallik tenkitleri meyanmda; Mecellenin irket kitabinin altmci babini te^kil eden iTket-i akde muteallik bazi 2:abitalar unvanli dordiincu fasildaki 1353 uncu madde de vardi. Ebuiula Mardin, Ahmet Cevdet Paa adli eserinde (s. 222, No. 7) bu meseleyi de ele almi, Mandelstam'a cevaplar vermek isteGtinaltay, Ddriilfunun tldhiyat Fakultesi
mitir.

Fakat bu cevaplar gerek Mecelle ve gerek bugunkti hukukumuz bakimmdan eksik ve yanli goninmektedir: Mandelstam diyor ki "iiket, fesh arzusunun diger
^eriklerin ittiia'larma arz edilmesi suretiyle, bir erikin iradesi
ile,

kabil-i feshdir".

Her eyden ewel diger


kidini

^eriklerin fesh

beyanina

ittila'lan

tenkidin kuwetini lii9bir

suretle zayiflatamaz; nitekim

Mandelstam Mecelle maddesini aynen naklederek tenyapmitir. Bu bildirime bir tarafli irade beyamndan, yeni bir hukuki durum
irkete

meydana getirmek,
irket-i akit
tarafli

son vermekten, obtir tarafa iiibardan

ibarettir.

Boylece
vekaleti

ciimlesinden olan mufavaza vesair irket akitleri eriklerden birinin bir

fesih beyaniyie bozulabilir.

Esasen

irket-i

akdin

alti

kismi da

mutazammmdir (Mecelle

1333).
taraili bir feshe,

Mudarebe'ye gelince Profesor Ebul'uia bunun hakkmda "boyle tek


bildirmek suretiyle de olsun cevaz yoktur" diyor.
verdigi

Bu

sozler bizim anladiguniza gore

bu irketin m^iyetine ve fikihm Mudarebe akdi fikihda bir irket olmaktan ziyade bir nevi vekalet miinasebeti sayilmitir; u halde bir tarafli olarak pek ala bozulabilir; 9i^nki her vakit rabbul mal,
mudarib'i (yani vekili) azl edebilecegi gibi (Mecelle 145^0 vekii (yani mudarib) de nefsini azl edebilir. Boyle olunca Ali Haydar'm pek hakli olarak tasrih ettigi ilzere

malumata uygun gortinmemektedir.

mudarebe de

lazim ohnayan akitlerdendir (Mecelle 1424 iincii madde erhi sonu ve 1429 uncu madde Keza Diirr iil Muhtar ^krhi. Babul mudarib: "ve yan'azilu biazlihi liennehu vekilun, in alime bihi bihaber-i reculeyni mutlaka ve ilia
iki taraf i9in

la yen'azilu fe in

alime

bilazli

velev hiikmen ke mevt

il

malik

i").

Bugiinku hukukumuzla mukayese sadedinde Profesor Ebulula'nm naklettigi Bor9lar Kanununun 536 (isvi9renin 546) nci maddesi, kendinden ])ir onceki 535 inci maddesuiin 6 nci numarasmm ihtiva ettigi bir kisim htikumdur ve munakaa mevzuu ile pek-alakali degildir. ^6 nci numara metni oyledir: "irket mukavelesinde bu hak
veyahut irket gayri muayyen bir mtiddet i9in veya eriklerden birinin hayati muddetince tesis olundugu hallerde bir erikin feshi ihbar eylemesiyle irket nihayet bulur". Demek ki irket mukavelesinde fesih hakki mahfuz tutuhnu ve diger numaralardaki zaruri sebepler ahmda bir fesih de bahis konusu edihni degilse 7 nci numarada tasrih edildigi ixzere bakaca hakli sebepler
(yani fesih hakki)

muhafaza

edildigi

Munferit Borg Mundsebetleri

193

155. Miifavaza

Akdi ve Inan

i^irketi.

islam hukukunda muhtelif muayyen irket

tipleri vardir. Balicasi

satm alma, hibe, mallann


ele

bii'birine

kanmasi,

irs,

vasiyet,

ge9irme gibi sebeplerden biriyle hasil olan irket-i (No. 74), obiirii bimun kar^iligmi tekil eden irket-i akit, kazan?
?irketidir.

mubah bir mail miilk veya mal


meydana

Dar manada

bir ^drket olan

bu kazan9
Mecelle

irketi akitle

geldiginden irket-i akit (akit irketi) admi almitir. Akit irketinin

kitabmm 6 nci babmda bahis konusu etmiti. irket kitabmm 7 nci babi mudarebe (madde 1404-1430) ve 8 inci babi miizaraa ve miisakat (madde 14311448) hakkmdadir. Miizaraa ve miisakat ewelce (No. 146) goriilmutur. Akit irketinin blitiin iievilerinde, yani aagida gorecegimiz emval
muhtelif nevi'leri vardir.
nev'ileri
irket

Bu

ve viicuh irketlerinde alip satmak ve a'mal irketinde, bakalanndan


iicretle i

kabul etmek, tasarruflarda bulunmak hususlannda eriklerden

her biri obiirilnun vekilidir CVIecelle 1333).

Miifavaza akdi, ortaklann, aralannda tarn, yani tasamifda, malda ve ribh (kar) da miisavi olmak artiyle^ ve bilciimle mallan irkete idhal edilmek iizere yapilan irket akdidir.
""^

Miifavaza akdi, aralannda din


ile

ihtilafi

olan kimseler, yani miislim


hixr ile

gayri

miisUm arasmda, bifiik

ile

baUg arasmda ve

sahih degildir; 9iinkii gayri miislimin satm aldigi arabi,

abd arasmda domuzu, vekili


mixsavi

olan miisluman satamaz. Ru9iik


degillerdir;

ile

abd tasarrufda balig

ile hiirre

ancak veli'nin ve mevlanm izniyle tasarruf edebilirler ve

nihayet kefalete de ehliyetleri yoktur^^^.

bulunmak lazim
htikum ve ilam

gelecektir ve bSylece bir fesih de ancak

mahkemece

verilecek bir

Tuhr gibi iinlu hukukgular, verilecek olan bu htikmiin, ina'i (constitutiv) mahiyette oldugunu ve ancak kesinletikten sonra feshin tesiri tahakkiik edebilecegini bey^n etmektedirler. unu da iiave edelim ki Mecellenin irket hulcumlerinin, memleketin ihtiya9lanna hi^ de k^fi olmaile olabilecektir.

Oser, Becker ve

v.

digi
379

1332

tarihli

"Kanunu Medeni

Tali

Komisyonu

lahiyasi" inda a9ik9a tebaruz et-

tiriimitir (s. 14, 65).

Emma
dir

mufavazatun min ettefvizi bi ma'n el musavati kimse cemi' mallarmda mti^terek olmak m^'nasma dir,
ve minhu irketul mufavazati..." diyor.

fi

kulli ey'in

Kamus

"iki

fi 1 asil

miisavat

ma'nasma

380

La yahfa en

net tesavi fittastxrufi yestelzimuttesavi fiddini ve ecazeha Abu Yusuf ma' a ihtilaf il milleti ma'al kerahati; fela tasihhul mufavazatu beyne hurrin ve abdin

ve sabiyyin ve baligin ve miislimin ve kafirin (Tahtavi).

194

islam Hukuku

Bu

akte bugiinku istilahiyle koUektif irket akdi

diyebiliriz-^^^

musavT hisse sahibidirler. irket, butiin enklerin mallanni i9ine alir; bundan yalniz miifavizlardan (yani bu irket eriklerinden) birinin kendine ve ehl
irkette erikler birbirinin vekili olmakla beraber^^^kefllidirler ve

ve iyarine

ve baka zaruii e?ya hari9tir; yani obiir erikin bunlarda hakki yoktur. Fakat bunlan ?enke satan bayi', semenini, kefaleti dolayisiyle obiir erikten isteyebilir (Mecelle 1333, 1334, 1356, 1360, 1387, 1388). irketin kendine has bir sermayesi
(ailesine) aldigi yiyecek, giyecek

yoktur.

Mufavaza akdinde mutlaka bu kelime yani mtifavaza kelimesi soylenmek^^^ yahut bu akdin biitun artlan sayilmak lazimdir (No. 32).
Boyle yapilmazsa
arasmda
irket,

inan irketi olur.


mes'uliyetli bir ^irkettir.

Inan^^"^ irketi

mahdut

Bunda da

erikler

karilikli vekalet miinasebeti vardir; fakat kefalet yoktur. (^vlVlYi

bu

irket miisavat iktiza etmemektedir.

erikler kefaleti art edebilirler.

Bununla beraber akit yapilirken Bu takdirde miifavazanm obiir artlan da

mevcut olursa akit inanliktan 9ikar, mtifavaza olur. tnan irketinde her bir erik U9uncu ahislara kari ancak kendi yaptigi iden mes'uldur. Yani erik bir mal satm almi olsa bayi' semeni ancak bu erikten isteyebilir. C^tinki hukuk-i akit ancak akdi yapan enke liittir. Fakat semen' i kendi malmdan odeyen erik, hissesinden fazlasi ile obiir erike rticu' edebilir. Bir de bu irkette kefalet s6zleilmi ise ba\i' alacagmi eriklerin her
hangisinden
isteyebilir.

Diger tarafdan bir erikin

sattigi

malm

bedeli

ancak ona odenebilir; obiiriine verilemez. Verilirse yalniz, alan erikin hissesi miktannda borcundan kurtulur (Mecelle 1377).
inan irketinde, erik olanlann sermayeleri miitesavi olmak art degildir. Birinin sermayesi obiiriinun sermayesinden daha fazla olabilir

^^^

'" 382

Ancak bugimkli hukukumuzda

kollektif irket, htikmi ahsiyeti haizdir

Bazi fakihler boyle me9hul ve vekalet ile me9hul vekaieti tazammun eder bir akdin kiyas ic^bi caiz olmamasi reyinde bulunmutur; 9urku her ikisi miinferiden caiz olmadigina gore bir arada i9timai halinde evleviyet ile caiz olmamak icabeder. Fakat
bir hadise istinat edilerek istihsan yolu ile caiz g5rulmiitiir.

383

Ve

in

lem

ya'rifa

384

9ikmak m^n^sina olan anene koktindendir. inan irketi, iki adam bir muayyen mtlda muterek olup sair mailarmdan mtiterek olmayalar; guya ki o mal onlerine ansizm 9ikip itira ve irket akit edeler. Bir kavle gGre de bir kimse bir mala muteri iken onun ontine 9ikip bunda beni de erik et deInan, bir
bir
i

ma' naha. adamin 5ntine ansizrn

mekle akt olunan

irketten ibarettir... (Kamus).

Mnferit Borg Mundsebetleri

95

ve irkete koyduklan se:rmayelerinden fkzla irket sermayesi olabilecek mallaHj paralan olabilii\ irket ancak konan mallara amil olur ve

muayyen

ticari i|lere hasredilebilecegi gibi, gerikler

arasmda sermayeleri
art

miktanna uygim olmasina bakilmaksizm muhtelif kar (ribh)'lann edilmesi de mumkundiir Jvlecelle m.l361, 1362, 1365-1384).
156.

Emval, A'mal ve Vucuh

irketleri.

Gerek mufavaza ve gerek inan irketinden her biri, ya emval irketi, ya a'mal jirketi veya viieuh irketi olabilir, yani boylece akde miistenit irket (akit irketi) alti nevi oImu olxir.
sermaye olmak iizere birer miktar mal^^^ koyup da birlikte yahut ayn ayri veya mutlaka ali veri (ticaret) etmek ve hasil olan kar (ribh)'i aralannda taksim eylemek iizere irket akd ederlerse bu, emval jirketi olur (Mecelle m. 1332, 1338-1344, 1365 ve sonrakiler).

Eger

erikler ortaya

Ve
teahhiit

eger amellerini sermaye edip bakalanndan

kabul, yani

ve iltizam ederek hasil olacak kazanci, yani paylamak iizere irket akdederlerse bu, a'mal irketi

iicreti

aralannda

olur;

bu

irkete,

san'at erbabi i9in oldugundan dolayi sanayi ve tekabiil ;irketi de derler.

Bedenle 9alimayi istilzam ettiginden ebdan irketi de denir (Mecelle m.


1332, 1385-1398).
erikler, sermayeleri olmadigi halde kendi itibarlariyle veresiye

mal

alip satarak hasil

olacak ribh'i aralannda taksim etmek iizere irket

akdederlerse bu da viieuh, yani kredi ve itibar irketi olur (Mecelle

m.l332, 1360 son fikra, 1399, 1403). Bu irketin eriklerine mal satanlar, bunlann vecihlerine, g6runiilerine itibar edeceklerinden dolayi bu ad
verilmitir.

157.

Mudarebe
Bu,

irketi.

hakiki

bir

irket

degildir,

miizaraaya
bir vekaleti

ve

miisakat'a

benzetilebilir. Bir

emanet miinasebetini ve
iizere akdedilir.

tazammun eder

(Mecelle m.l413). Mudarebe


sa'y ve amel

irketi bir tarafdan

sermaye, obiir tarafdan

olmak

Sermaye sahibine rabb-iil-mal ve

amel sahibine mudarib derler ve ancak kar iizerinde yapilan bir ^irkettir. Zaran rabb-iil-mal 9eker. Bunun karz akdinden farki mudarebede kann bir kismmm rabb-iil-mala ait olmasmdan ibarettir;
2iyn\ biitiin

ribhm, re's-iil-mali alana

ait

olacagi art edilirse verilen para

^^^

Deyn

irket sermayesi olainaz.

i96

Islam Hukuku

irket

re's-iil-mari degil, karz olur^^^ Mudarebenin yakm, komii oldugu bir baka muamele de ii idare i9in verilen vekalettir. Buna
ibda'^^'^ akdi, ii

gorene miistebdi' derler. tbda'da ribh'in klillisi rabbiicretsiz bir iil-mal ifin art edilmitir. Mudarib daha dogmsu mustebdi', helakten de vekil dummundadir, ne bir ribh alabilir ve ne bir iicret;

mes'ul olmaz.

Mudarebe akdinin sahih olmasi i9in alti art, re's-iil-malin, irket sermayesi olabilecek mal olmasi, deyn olmayip aym olmasi, mudaribe
teslim edilmesi, re's-iil-malin

ribhden hisseleri (nasibi) akit hisseleri nihayet ribh'in ayi' ciiz olmasi aramr, u halde mesela akitlerin lira verilmek iizere ayi' ciiz olarak ta'yin edilmeyip ribhden 1:. kadar
kesin, maktu'
surette ta'yin edilse

malum olmasi, mudarib ile rabb-ul-malin zamamnda malum, muayyen bulunmasi ve

mudarebe

fasid olacagi gibi kira,

ribh'm bir kismi olmak iizere mudaribin, rabb-ul-malin evinde oturmasi, zarann yahuz mudaribe yukletilmesi suretinde yapilan mudarebe akitleri
de fasiddir (Mecelle, m. 1409, 1412).

Mudarebe asid oldugu takdirde icare hukmiine girer ve ribhin tamami rabb-ul-mala ait olur; mudarib de onim eciri gibi ecr-i misil alir (Mecelle m.l426). Fakat bu iicret, akitte art edilen miktan aamaz ve
ribh yoksa ecr-i misil de lazim gelmez (Mecelle m.l426).

kime ait olacagi, irket mallanna mi yoksa mudaribe veya rabb-iil-mala mi tahmil edilecegi aynca bahis konusu edilmitir. Mudaribin irket iinden dolayi yapmaga mecbur
irket i?in yapilacak masraflann

oldugu yol masraflan ve nafakasi mudarebe malmdan alinir (Mecelle m.l419). Fakat rabb-ul-mal boyle bir masraf alamaz. Mudaribin tedavisi zarar ve i9in yapilan masraflar kendisine, mudaribe aittir. Kardan sonra
ziyan vuku' bulsa guya ribh taksim edihnis gibi farz edilerek sonraki zarann mudaribe bir tesiri olamaz, yani zarar ve ziyan her halde rabb-iil-

mala

ait

olur (Mecelle m. 1428).

^^^

Ali

Haydar mudarebe akdine hicaz ehlinin mukaraza ve kiraz dediklerini soyluyor. Keza Kamus, ''Biddyetul miictehit ve nihayet ill muktasit'\ cuz'i sani s.197 "'KitdbulKirdf\
fil ardi Teberruken Kur'an'daki ayetten iktibas edilmi^tir. "Ve aherune yadribune uyebtegune min fadil lahi" (diger bir takimlan da /ilahm fazlindan bir kr aramak Mecelle, mJ414). zere yer yuzunde yol tepecekler (Muzzemmil Suresi, ayet 20; Bir nesneyi sermaye eylemek (Kamus).

387

MiinferitBorg Mundsebetleri

197

158. ida'(Vedia).

Vedia lugatta terk manasma olan vedea kelimesinden gelmedir.


Fikihda, teslitul gayri ala hifzi malihidir. Mecelle "Ida' kendi

malmm

muhafazasini bakasma ihale etmektir" suretinde ta'rif etmi?tir. Diale eden kimseye mudi' bunu kabul edene vedi' ve miistevda', muda', o mala da vedia denir (Mecelle m. 763, 764)^^^
Vedia,

mustevda'
iare
ile

eliiide

bir

emanettir

emanatmda mefhumlan

birlikte

bahsedilmitir.

ve Mecellenin kitabul Fakat emanet ve vedia

90k eyler vedia oimadigi halde emanettir; mesela lukata, sahibine verilmek lizere sarahaten veya delaleten izin ile aliimii emanettir; kendine edinmek maksadiyla almmi
ise gasbtir.

birbirinin ayni degildir. Bir

Vedia emanet olmak itibariyle miistevda'm bir sun'u ve teaddisi ve muhafazada kusnru olmaksizm telef veya zayi' olsa tazmin lazim gelmez (Mecelle m.768 ve 777); hatta art koulsa dahi. Bu hiikiim u
hadise istinat
alel
ettirilir:

"leyse alel milste'Tri gayril mugilli


mugilli

damanun ve
.

la

mustevda'i

gayril

damanun",

yani

hiyaneti

olmayan
iicretle

miistevda' ve musteir igin tazmin mukellefiyeti yoktur^


hifz ifin ida' edilmise

Fakat

9almma

gibi,

ka9inma

(taharriiz)
ettirilir.

miimkiin olan

bir sebeple telef veya zayi'

oldugu surette tazmin

Vedia miistevda' veya iyali (aile mensuplan) tarafmdan hifzedilir. Vedia'nm menfaati sahibine aittir. Her iki taraf da her ne vakit dilerse bu akdi feshedebilir (Mecelle m.774). Vedia'nm iadesinden imtina' veya inkar edilmesi miistevda'm onu kendi miilkii ile kantirmasi gasbtir ve mes'uliyeti (tazmini) mucibtir. Vedia'da sahibinin izni olmayan ey'i yapmak, bilhassa onu izinsiz kullanmak taaddidir. Hifz'da taaddinin hiikmii icare ve iaredekinden daha bakadir. Vediada mes'uliyet, taaddi

devam
izale)

miiddet9e mevcuttur; miistevda', vifak'a avdet (taaddiyi etmekle tazminden kTirtulur (No. 32), Halbuki obtir emanet
ettigi

hallerinde bir kere

vaki'

taaddi hukuki miinasebetin biitun

devami

388

Otto Spies, Depositum nach Islamischen Recht (Zeitschrift fur vergleichende Rechtswissenschaft, XLV Band, s. 244): "Vedia kelimesi vedeadan mu^taktir. Gerek

389

i9m verilen eye ve gerek ts^vdi suretiyle meydana gelen akdin kendisine derler. Bu terime latince hukuk metinlerinde depositum kelimesi tekabul eder. Bu kelimede de ibu iki ma'na mtindemigtir.'^ Bu da emanete sadakat ve hiyanet hakkmda riv^yet edilen bir hadistir: El emanetu
hifz
tecurr ui gina vel hiyanetu tecurrul fakre' (Tahtavi).

^98

islam Hukuku

muddetince, ey

fiilen

hakikaten iade edilinceys kadar

devam

eder^^.

taaddi ettikten, meseia halde musteir, yani riyet alan kimse, emaneie sonra bir daha taaddi etmemek izinli olmayarak ariyet ata bindikten mes'uliyet hukmii taaddiyi izale else bile tazimn miikellefiyeti,
niyeti ile

taaddi (gasb) etmi ortadan kalkmaz ve izinsiz ata binmek suretiyle sahibine lade oldugundan mes'uliyetten kurtulmasi ancak ati fiilen eli, miicerret o ati artik etmesiyle mumkiin olur, yani miiste'cir'in emanet

kullanmamak hususundaki (Mecelle m. 814). Vedia ile fark vardir. Vedia'da bunu
arttir(

niyetle tekrar

etmez obiir emanetler arasinda iade bakimmdan da alelade teslim kafi olmayip malik'e teslim

emanet

eline inkilab

Mecelle m. 795)

olmu ise vedia, 9alinmak gibi taharriiz'ii miistevda' mumkiin olan bir sebeple telef veya zayi' oldugu takdirde mesela bir buyiik tazmin ile mtikellef olur. Fakat 6nune ge?ilemeyen, Goruliiyor yangmda helak olmu ise mes'uliyet yoktur (Mecelle m. 777). telef oldukta Imam-i a'zam'a gore, ki, muterek ecirde miiste'ceriin-flh bir sebepten dolayi olsun kendi ve'lev ki taharruz mumkiin olmayan m. 611) olmadik9a, ecire daman lazim gebnedigi halde (Mecelle
!da' akdi, ucret kariligi
fiilinden
iicretli Ida' da

tazmin cihetine
olacaktir.

gidilmitir.

Bu, Ali Haydar'm kaydettigi

iizere,

tmameyn kavli

159. iare.

menfaati temlik Ariyet fikih istilahmda, meccanen, bedelsiz olarak


edilen maldir (Mecelle

m.

765)^^^;

bu mala muSr, mustear da

denir

ariyet alan musteir, (mustear rehin, No. 82). Nitekim, riyet veren muir, baki kalmak iizere bir ey ariyet almak istiare'dir. Fakat ariyeti, ayni

daha a^ik olacaktir, uzerindeki menfaatin bedelsiz temliki olarak ta'rif eylerde ariyet miimkiin yani misli olan, istihlak ifin muayyen bulunan demektir. degildir. Bu gibi eyler de iare, karz ve istikraz

^^ Kaide 5udur: her emtn-ki emSnete


itibarla

ve muhSlefet ede, ondan soma olmak sifati avdet etmi? olmaz ve bu vifaka avdet yani taaddtyi ref etse bile emin emanet telef olmakla, bu elef taaddi ve takslr bulunmaksibir kere taadd;
:

^'^

ondan sonra dahi Haydar m. 813 jerhi ve m.762 5erhi. zin olsa dahi damin olur (Mecelle m. 814; Ali ve jerhi). Ida' da htlkiim boy le degildir; Mecelle m. 787 yapihnaktadir (Mecelle m.795, 828 829); bazilaVedia ile ariyetin ladesi arasinda fark

n vedia'nm bizzat mfldia ve bazilari kezllik iyaline iade edilebilecegi


^^ TemlTkUl menafi'i meccanen.

re'ymdedir.

Munferit Borg Mundsebetleri

99

Yukanda
emanettir.

(No. 154)

soyledigimiz

gibi

ariyet

miisteir

elinde

Teaddi ve

taksirsiz

telef halinde miiste'ire,

daman lazim

gelmez; ida'dan farkli olarak ariyette tazmin artinin caiz ve sahih


olacagi s6ylenmi ise de Mecelle iki akit arasinda da boyle bir fark

yapmamitir (Mecelle m. 813)^^^.


Ariyette kabz
arttir.

Ariyetin

kuUamlmasmda zaman ve mekan

bakimmdan konan kayda

muir bakasma verme diye men' etmi ise, miisteir onu bajkasma kuUandiramaz; fakat boyle bir men' mevcud ve kuUanmalar arasmda bir bakalik da bahis konusu degilse iare edebilir. Mecelleye gore bakasma ida'da edebilirse (Mecelle m. 824) de izinsiz icare, rehne veremez, nitekim vedia da sahibinin izni olmaksizm bakasina ida' ve iare olimamaz (Mecelle m.791, 792).
riayet edilir; tare lazim bir akit degildir;
-iarede bir
teberruattandir.

Muir

istedigi

vakit

ohnasm- iareden riicu' edebilir (Mecelle m. 806) Bugiinku hukukumuzda da ewelden bilinemeyen bir halden dolayi ariyeti veren, ona acele muhta? bulundugu takdirde daha once geri isteyebilir (Bor9lar Kanunu m. 303). Malikf mezhebine gore muayyen bir vakit uzerine yapilan iarede o vakit hulul etmeden once riicu' caiz degildir. Mecelleye gore ziraat iare olunan arazide, muir ariyetinden riicu' edebilmekle beraber hasat vaktinden once onu geri alamaz; belki iare
tayin edilmi olsun
.

muddet

icareye mtinkalib olai'ak bir ecr-i misil

almmak

suretiyle hasat vaktine

kadar

arazi, miisteir elinde birakilir.

Ve

gene bina yapmak ve aga9lar

dikmek, yetitirmek maksadiyle uzunca bir zaman ifin yapilan iare akitlerinden muir riicu' edip de bunlan yiktirmak, sokmek istedigi takdirde
bunlar igin bir tazminat verecektir (Mecelle m. 831, 832).

Muir ve
olur.

miisteirden bin veya her ikisi oliirse iare akdi miinfesih


oliirse

Vedia' da da miistevda'

vedia mirascisma ve mudi' olurse


verilir.

terikesi

borca bogulnriU olmamak artiyle onun mirascisma

Her

veya vedia olan mal miistevda'm veya musteirin terikesinde pikmazsa ve ne oldugu, nerede bulundugu hakkmda olen tarafmdan bir beyanda bulunulmami oldugu gibi miras9ilar da
ikisinde de ariyet

bilmediklerini

soylerlerse

(buna

miicehhelen

vefat

derler)

kiymeti
oliimii

terikeden
ile

alinir.

Bugunkii hukukumuzda ariyet akdi ariyet alanm

nihayet bulur (Borclar

Kanunu m.

305).

Ve
394

la

tuzmenu

bil helaki
lil

min

gayri taaddin ve

artuddamam batilun
riicu'

kearti ademihi

firrehni hilafen

cevhereti {DUrr ulMuhtar).


i9in ise vaktinden

iare

muayyen bir zaman

once

mekruhtur.

200

Islam Hukuku

160. Kefalet.

Kefaletin bir

adamm

ahsini teslime kefalet (kefalet-bin-nefs), bir

alacagm edasma kefalet (kefalet-bil-mal), bir malm teslimine kefalet, olumnasi halinde semenin iadesine yahut mebi'in istihkak ile zabit bayi'in nefsine kefalet (kefalet-bid-derek, Mecelle m. 616, 638) gibi nev'ileri vardir (Mecelle m. 613, 616)^^^; fakat biz burada kefaleti, nefse
kefalet ve

mala kefalet olarak kisaca iki kesim lizerine gorecegiz. Islam hukukimda kefalet borca kari degil, alacaga kari munzam bir miikelleflik ihdasidir. Bu manada olarak Mecelle kefaleti, bir deynin degil, "bir eyin mutalebesi hakkmda zimmeti zimmete zam eylemektir" diye tairf eder (Mecelle m. 612); bu suretle icefalet, borcu iizerine almak
olmayip ancak mes'uliyet deruhde etmektir ve usuli bir mene'i haizdir. Fakat fakihler bu hususta ihtilaf etmilerdir: Bazilan kefilin zimmetinden sabit olan, yalmz miitalebe istemek hakkidir, deyn degildir,
dedikleri halde bir kesimi kefilin

zimmetinde

sabit olan asilmki gibi

hem

deyn ve hem miitalebe oldugunu soylerler. Bilhassa Imam Malik ve afi bu re'ydedir; 9unku miitalebe deynin fer'idir, asl olmadik5a fer'i diiunulemez ve deyn olmaksizm bunun if?,smi miitalebe bahis konusu olamaz, Mecellenin kabul ettigi birinci re' ye gore kefaletin hukmu, kefile kari miitalebe hakkmm kabulii ile hasil olur: kefil zimmetinde bir deynin siibutunu tasawura ihtiya? yoktur ve kefaletle asil zimmetindeki deyn
olmamakta, mevcudiyetinde devam etmektedir. Kefaletle zimmetinde ikinci bir deyn sabit oluyor degildir; deyn birdir.
sakit
kefil

tarife

gore

kefil

(veya

zaim)^"^^

kendi

zimmetini

aharm

zimmetine zam eden, yani ahann teahhiit ettigi ey'i kendisi dahi teahhiit eden kimsedir. Bu ahar kimseye astl ve mekful-iin anh, kefalet husiisunda talip ve alacakli olan kimseye mekful-iin leh, kefiUn, teslimini veya edasmi teahhiit ettigi ey'e mekful-iin bih denir (kefaletbin-nefsde mekful-iin anh ile mekfal-iin bih ayni ey oldugu halde
kefalet-bil-malda bunlar ayri

ayn

eylerdir. Mekfiil-iin bih kefalet bid-

derek'in mala taalluk edeninde semen, nefse taalluk edeninde bayi'dir.

^^^

Mutlak, yani
arta ta'lik

te'cil

veya

taksit arti

olmaksizm vukubulan kefalete miirsel

kefalet,

ve geiecek zamana izafe edilmeyen kefalete miineccez ke^Iet, arta ta'lik edilmi mesela falan adam vermezse ben veririm suretindeki kefalete muallak kefalet, falan vakte kadar kefil olmaya muvakkait kefalet derler.
^^^

Ezza'imu garimiin (Hadis).

Munferit Borg MUndsebetleri

20

161. Kefil'm

Durumu. Kefalet yalmz kefiliii

icabiyle miinakit ve nafiz olur; mekfuliinleh

ve red edilmedikge baki kalir (Mecelle m. 621). Bu imam Ebu Yusuf un re'jidir; Imam Malik, afii ve Ahmed dahi bu ictihaddadir. Fakat tmam-i a'zam ve Muhammed'e gore kefaletin in'ikadmda mekfuliinleh ile kefil arasmda icab ve kabul bulunmak
dilerse red edebilir

lazimdir,

yalniz kefilin

icabiyle

kefalet

akt

edilmi

olmaz.

Kefalet
fakat

miinakit

olduktan

sonra kefil

kendisini

kefaletten

9ikaramaz;

muallak ve gelecege izafe edilmi (muzaf) kefalette art ve zeman tahakkuk ve hulul etmeden kefil miitalebe edilemeyeceginden (Mecelle m. 636) deynin zimmete terettiibtinden once kefil kendisini kefaletten
fikarabilir"^^^.

Alacakli

alacagmi
ikisinden

dilerse

kefllden,

ikisinden birlikte

isteyebilir

(No.

veya her 129). Fakat borg bir oldugundan


dilerse

asilden

tamammi

her

ayri

ayn alamaz. Alacaklmm

kefile

kari

muamelelerinin borgluya kari ne dereceye kadar tesir edecegi veya etmiyecegi meselesine gelince burada genel prensip udur: Kefilin miikellefiyeti, borglununkmi aamaz; mesela borgluya kari ibra, kefil

hakkmda da
kefil

hiikiim ifade eder, tersine olarak kefili ibra, asilin ibrasim

miicib olmaz (Mecelle m. 659-662); nitekim asil

hakkmda

alacagi te'cil

hakkmda da te'cili mucib


ile

olur, fakat kefili te'cil, asili te'cil degildir.

Asilin asla bir borcu

olmadigma yemin

etmesi, borcunu kefaletten once

odedigini isbat etmesi

beraeti kefilin beraetini miicib

olmaz (Durr

ul

MuhtdP^^l

Ah Haydar erhi m.

612, 659, 602).

162. Nefse Kefalet.

Nefse kefalette mekml-iin bih ma'liim olmak arttir. Bu kefaletin htikmii, mekful-Un bihi ihzardan ibarettir^^^, yani bu kefaletle kefil hangi vakitte mekful-iin bihin (borglunun veya vekilinin) teslimi art edilmi ise talep edilince o vakit onu duruma miimkiin olan yere getirip ihzar ve teslim etme hakkmda bir teahhiit ve mes'iiliyet altma girer, ihzar etmezse cebir ve hapis edilir. Kefil bizzat ihzara muktedir olmazsa kadiya
397

Zunmi, zimminm borcuna Kefil olduktan sonra bu kefil Islam olsa bu sebepden dolayi kefaletten 9ikamaz (Abdurrahim Fetdvdsindan) (Hibede de boyledir).
^'Berie'l kefilu bi edail asil-i

^^^

icmaen,

la iza

berhene ala edaihi kabl

el

kefaleti

feyebreu fakat
^^^

kema

lev halefe.

Roma

hukukundaki Vindex (A, B. Schwarz, 1945,8,87.88).

Roma Hukuku

DerslerU 2 inci basi,

202

islam Hukuku

Quiracaatla zabita marifetiyle yardim isteyebilir. Kefil, mekfal-un bih'i mekfai-un lehe teslim ettigi takdirde kabul etsin, etmesin kefaletten

Fakat muayyen bir kasabamn kadisi huziirunda teslim etmek huzurunda iizere kefil olmu ise, sokakta teslim ile beii olmaz, zabita teslim ederse ben olur (Mecelle m. 663).
kurtulxir.

Kefalet-bin-nefs'de mekfiil-un bih oWrse kefil ben olacagi gibi bOyledir. kefflin kefili varsa o da ben olur. KefTlin oliimti haiinde de

Fakat mekfai-Un lehin Olumilyle kefil kefaletten beri olmaz;


dairesinde ihzan
163.
ister.

varisi kefalet

Mala Kefalet. Mala kefaiet, ancak mevcut malt

bir

alacak igin caizdir.

Bu

kefaiette

mekfai-un bihin malum ohnasi art degildir. Falan adamm falan adama olan borcuna kefilim demekle borcun miktan ma'lum olmasa dahi miikatebe kefalet sahih olur (Mecelle m. 630). Hadd ve kisas ifin, bir
akdinde bedel i9in kefalet olmaz; fakat diyet'e, ere kefalet sahthdir. eyler Obiir taraftan yakuz para borcu i9in degil, misli olmayan hakkmdaki alacaklar i5in de kefalet caizdir. Fakat mesela kabizdan once mebi'in aynma kefalet sahih ohnaz'^*^, 9unki mebi' telef olunca bey'
miinfesih olur ve binefsihi
ise

bu semeni

iade

ile

eger bayi' semeni almi mes'ul olur; yani mes'lliyet ve mazmuniyet yabiiz

mazmun olmayajak

semenin iadesinden

ibarettir.

Filhakika mala kefaiette rehinde oldugu gibi mekful-iin bih asil arttu:. Bu iizerine mazmtin olmak'^\ yani asil uzerine ifasi lazim gehnek sahih itibarla sahih bey'de mebi'in semenine,"^^'^ icare bedeUne ve
deynlere kefalet muteberdir. Fakat merhun, mUsteSr, me'cur vesSir

emanetler

asil

uzerine

mazmun ohnadigmdaa bunlann aymlanna

kefalet

olmaz; ancak istihlakleri halinde tazmin edilecek kiymete kefalet caizdir. Mala kefaiette asilin beri olmasi art kilmursa bu kefalet havaleye
miinkalip olur, nasil ki muhil'in beri olmamasi artiyle olan havale de
kefMettir (Mecelle

m. 648, 649).
kefalet sah*htir.

^ Fakat mebi'in, emanetlerin teslimine


Mlinde, -kefaiet-bin-nefs'de oldugu

Ancak bunlarin

telef olmasi
kefil olan

gibi- kefSlet

munfesih olur ve teslime

kimse keftletten
*<"
'*^

kurtulur.

n.

202.
asfl,

QUnki fasid bey'de

mebi'in aynmi veya bedelini tazmin eder; yoksa semeni demektir (FSsid art ile degil; ash uzerine sSbit olmayan ey Uzerine kefalet edilmi? satilan eyin semenine kefalet sahih olmaz; Behce Fetdvdsmdan).

Munferit Borg Mundsebetleri

203

kimsenin borcuna kefalet tmam-i a'zama gore sahih degildir; Imameyn'e gore sahihdir. Ali Haydar, Mecellenin nerine kadar Imam-i a'zam kavlinin miiftabih oldugunu ve Mecellenin obiir ictihadi kabul ve ihtiyar ettigini nakletmektedir (Mecelle m. 633).
Miiflis olarak olen

islam hukuku, bugiinkii hukukumuzun, mevcut bir hakkin tehlikeye dumesinm veya istffasinm gu9lemesinden korkulan hallerde kabul ettigi

mahkeme marifetiyle teminat itasina lobar yolunda ve


surette

fakat oldukca

mahdud
kefll

nafaka ve ecele bagli bor9larda


etnutir.

ancak istihsanen borgludan

almmasina miisaade
nci

Yalniz muamelati ihtiva eden Mecellenin 656

maddesinde

goriilen bii baptaki hiikme gore "miieccelen borglu olan

kimse, ecelin hulultinden once baka bir memlekete gidecek olup da

hakime muracaat sderek ondan mali bir kefll veya rehin istedigi takdirde kefll vermeye mecbur olur". Borglunun emriyle nefsini teslime kefll olan kimse de bu yolda. asili baka memlekete gitmekten menedebilir.
alacakli,

Umumiyetle

kefllin

eda

ettigi

miktarla asile (borfluya) riicu'u,

ancak kefllin kefaleti kaDul etmesi i9in bor^lu tarafindan kendisine


miiracaat (emr) edilmi olniasi halindedir.
164. Vekaleti

Olmadan Ba$kasi Hesabina Tasarrufc Bu tabiri bugiinkii hukukumuzdan alarak kuUaniyoruz. Islam
igin hususi bir terim yoktur.

hukukunda bunu ifade

Bu bir nev'T teberrudur

(No. 106) ve bir kimsenin kendiliginden yaptigi bir teebbiistiir. Vekaleti olmadan bakasi hesabma tasarruf dedigimiz flil ve hareket, Islam

hukukgulan nazannda yalniz faaliyette bulunan kimseyi miikellef kilan hukuki bir muameleyi ifade eder. Vekaletsiz bir tasarrufdan, baka birinin vekaletsiz gormekten o bakasmm miikellef tutulmasi Islam iini

hukukunda

bir prensip olarak taninmamitir.

Islam hukuku bu bahiste

lukata ve fiizuli

hakkmda bazi hiikumler koymutur. Medeni Kanun Tali Komisyonu lahiyasmda (1332) bu bapta oyle denilmektedir: "Mecelle, 96 nci maddesiyle gayrin malmda izinsiz
olmadigmi soyledikten sonra icazet verilmekle vekaletsiz yapilmi olan akidlerin tamam oldugunu da bu baptaki kitabmda (Ali Haydar, Mecelle erhh m. 96) beyan etmitir. Bu ikinci kaide garp kanunlarmda da mevcuttur. Fakat birinci kaideye gerek fikih kitablannda ve gerek garp kanunlan hiikumlerinde bir 90k istisnalara tesadiif edilir. Fakihler muayyen hallerde vekalet ve icazete
tasarrufun

mutlak

surette

caiz

liizum hissetmeksizin fu2;iilen vaki bazi tasarruflan tecviz etmilerdir.

Vereseden birinin veya vasinin, olenin borcunu kendi malmdan eda

ile

204

islam Hukuku

malmdan, emr ve izni olmaksizm veled ve validinin satm almaya ehliyeti, hakimden hukiim almak kabil olmayan yerlerde mudi'in ebeveynini mustevda'm izinsiz infaki, sefer esnasmda olen ahsm mallarnda arkadalannm tasarrufda bulunmalannm cevazi, mezrii' tarlanm izinsiz iska (sulama)'sinm cevazi hakkindaki fikih hiikumleri hep bu kabildendir. Nitekim Mecellenin vekalet kitabinda (m. 1479) mukayyet vekalette vddlin miivekkili hakkmda daha ma'nen muhalefet muhalefetinin vukubulan bir surette faydali sayilamayacagi tasrih edilmitir. Biitiin bu hiikiimlerin de a^ikga gosterdigi ve9hile bazan bir ahis i9in onun emir ve icazetini almaksizm bazi tasarruflarda bulunmasinda, onun adina bazi muamelelere girimesinde kah zaruret, kah menfaat vardir. Bu yolda vukubulan tasarruflar sebebiyle fiizuli
terikeye riicu'u,
eyi

manzin muhta? oldugu

tarafmdan bazi masraflar ihtiyar olundugu veya bazi taahhiitler iltizam

daima miiteberri saymak, onun riicu hakkini tesUm etmemek bilhassa zamanimizda jcrasi temenniye ayan olan miidahalelerden herkesi tebnd eder, sogutur, uzaklatmr. Fransa, Almanya ve isvigre Medeni Kanunlannda bu menfaat esasi umumi surette kabul edilerek menfaat tahakkuk edince fuzuliye icazet lahik olmasma hacet
edildigi takdirde fuzuliyi

bulunmaksizm

riicu'

hakki

verilmitir...."

Filhakika tsvi^re kanunundan ahnan Borglar

Kanunu'muz 410 ve
bulunan kimse

bu hususta kafi ve tatmin Vekaleti olmaksizm bakasmin hesabma


sonraki maddeleri
(fuzuli)
ii

edici hiikumleri ihtiva eder:

tasarrufda

sahibinin menfaatine ve tahmin olunan


i

maksadma gore

yapmaya mecburdur.

sahibinin

menfaad

i9in yapilmi olan bir ide

yapan kimsenin, hal icabma gore zaruri veya faydali bulunan biitiin masraflanm faizi ile edaya ve bu kabil teahhiitlerini ifaya ve hakimin takdir edecegi zaran tazmine i sahibi mecburdur. ! sahibi yapilan ie icazet verirse vekalet hukumleri can olur. (Madde 410, 413, 415)'^^l
403

magazada 9ikan yangm esnasmda akitie muayyen hizmet miinasebeti dimda kendini bii tehlikeye maruz kilar ve zarara ugrarsa vekaleti olmadan ba^kasinm iini gormu olmaktan dolayi magaza sahibi aley-

Bu huktlmlere

g5re, meseia bir miistahdem,

hine tazminat davasi a9abilir.

Bir koylii bir tarlada, sahibi mefhul yarali olarak yatmakta olan bir hayvan gorse de

onu kendi ahirina getirerek yemini, suyunu verse ve hatta bir baytar celp edip tedavT ettirse masraflanm, sonra meydana 9ikacak sahibinden isteyebilir. Zeyd, Amirin bir maslahatma, emri olmaksizm kendi malmdan u kadar ak9a sarf etse Z miicerret senin maslahatma sarf eyledin^ deyu masrafi namma A' dan nesne almaga kadir olur mu? Elcevapi olmaz {^eyhillisldm Ahmet Esat Efendi Fetvdsi,
tlmiyye Salndmesi,
s.

570).

Munferit Borg Mundsebetleri

205

islam hukukunda, lukata


lakit

ifin,

bilhassa

bulunmu

bir hayvan, bir

ve ka9mi bir esir (abik) ifin sarf edilen nafaka, eger bu -sonradan da verilebilen- hakimin izni ile olmu ise bir obligasyon meydana getirir. Kaide emirsiz yapilan rrjasraflann teberru' sayilmasidir. Fakat adet ve hal icabi tasarruflara hakimin hiikmu olmaksizm cevaz vardir. Nitekim yukanda goriildiigii xizere 90cuk, hasta olan ana babasma veya onlar hasta 90cuguna hastanm mallanndan izinsiz sarfiyatta bulunabilir. Birlikte yolculuk eden bir ka9 arkadadan biri hastalansa oburleri bedeli ona ait olmak iizere lazi^m olan eyleri izinsiz satm alabilir, 9unku adetle sabittir, aynca tasriha liizum yoktur'^^'^. Orf ile ta'yin nass ile ta'ym gibidir. Kadi bulunmayan kasabada mlirtehin rahine ait olan masrafi ona riicu' etmek iizere sarf ettigini isbat ederse riicu' edebilir. Ustii ve alti baka kimselerin miilku olan bina yansa ve miiracaati iizerine alt kat
sahibi inadan imtina etse
eder, fakat
iist

kat maliki hakimden izin alarak binayi ina

hakimden izin almaksizm binayi yapsa kiymetinden onun hissesine dueni gene ondan ahr. Goriiliiyor ki, Islam hiikuk9ulan bu bahisde de kazuist bir yol
tutmulardir.
165,

Gash (Usurpation).
Mecelle gasbi, bir kimsenin izinli olmaksizin bakasinm bir malmi olmayarak'^^^ ahz ve zapt etmesidir diye ta'rif eder (m-SSl)"^^^. Bu
bi'tibaril adeti,

gizli

'^'^

Li eimel izne sabitun


fesaratkel musarrahi.

fima yuhtacu ileyhi minnettaami vedtedavi,

^^^

Sahibinin izni oLmamakla beraber er'in izin verdigi bir eyi aimak gasb degildir;

mesela ana baba muhta9 lalde 90cu|unun nafaka cinsinden malmi alabilir. Alacakli, bor^lusunun alacagi cinsten olan bir malmi ele gegirip alsa gasb olmaz, Bir ka9 kii sefere 9ikip yolda biri hastalanarak obtirlerinin ona lazim olan eyleri onun maliyle

satm almalarmda ve adet

iizere almasi izinli

bulunan hususlarda gasb yoktur.


sirkattir.

mal olmayan eylerde de Gasbta hadd cezasi yoktur (aagidaki sirkat, ukubat bahsi). Ammi yolda uyuyup kalmi veya kendini kaybetmi derecede sarho olan kimsenin parmagmdaki yuziigunu veya kesesindeki parayi zayi* olmasm diye hifz i9in alan bir kimse gasibtir. Bununla beraber bir kimsenin yolda duen paketini muhafaza i9in almak gasb degildir {Ali Haydar Efendi

Keza harp halinde

ganiniet gasb olmayacagi gibi er'an


gizli

gasb olmaz. Bir eyin

yolda alinmasi gasb degil,

erhi cilt

s.

763). Sahibinin tasarrufunu izale

bakimmdan gasba

mtisavi olan hal ve

keyfiyet hiikmen gasb kabilinden sayilir; vediayi, iade talebi iizerine inkar gasb

hukmundedir (Mecelle 7'^9, 901). Gayrimenkuliin gasbi haKkmdaki kiler, madde 905 ve sonrakiler.

ihtilaf i9in,

Mecelle

erhi, cilt 2,

s.

844 ve sonra-

^^ Bergstrasser gasbi, mtinferit bor9 miinasebetleri kesiminde bahis konusu etmi^tir. Mecelle hibe kitabmdan sonra ve hacre, ikrha ve uf aya dair kitabtan onceye itlaf

206

islam Hukuku

kimseye gasib, alinan mala magsub ve malm sahibine magsub-un-minh denir. Kur'an'da gasb sozli -teknik manada olmayarak- 18 inci Sure (Kehf) de geger (ayet 79)"^^^.
suretle ahz eden, alan

Fakihler
yapmilardir.

gasbta

iki

rukiin

xizerinde

bir

90k

munakaalar

Bu

rukiinler, yed-i

muhikkanm

izalesi, yed-i mixbtilenin

isbati suretiyle ifade edilir"^^^. Birincisi


fill ile,

gasb sdilen aynda yapilacak bir


ile,

malikin mulkiindeki tasarrufunu izale

haksiz olarak o mala

el

koymakla tahakkuk eder. Eger her iki riikn mevcut ise bu fiil ittifakla gasbtir. tmam-i a'zam ve Ebu Yusuf gasb i^in bu iki riikniin bulimmasmi
art koar.

Imam Muhammede
eder.

gore yalniz yed-i

muhikkamn

izalesiyle

gasb

tahakkxik

Obiir

miibtile'yi isbat kafidir.

u? mezhebe gore gasbda yalniz yed-i Mecelle tatbikati birinci rey' iizerine gitmitir,

u halde bir kimse baka birine ait olan otomobile izinsiz binerek yoUansa, bu butiin imamlara gore ittifakla gasbtir; ^iinkii her iki riikn de mevcuttur. Fakat bir kimse bir koyun suriisuniin bainda bulunan sahibini oradan uzakiatinp koyunlar zayi olsa bunda 3 ed'in izalesi varsa da bir el koyma mevcut olmadigmdan eyhayne gore gasb fiili tahakkuk etmeyecektir. Bir kimse bir ^ahsi, evine gimiekten menederek evindeki bazi eyasi ^almsa bu kimse tarafmdan o eya iizerine hakki iptal eden bir el konmu olmadigmdan gene eyhayne gore gasb yok ve Imam Muhammed'e g5re vardir. Gene bir kimse bir kisragi gasb edip yavrusu kendiliginden onu takip ederek yolda kurtlar tarafmdan yense onda bu iki
riikniin hi? birisi

yoktur dendigi takdirde yalmz kisrak

gasb edilmi

olacaktir.

Bir kimsenin bah9esine serdigi haliya hari5ten bir ahis gelip otursa da bu ahsin fiili ile olmayarak hah telef olsa hakki iptal edici yed'in

da hakh yed'i izale mevciit olmadigmdan Hanefi Imamlannm hig birine gore gasb hiikmli tatbik edilmeyecelctir. Fakat obtir U5 mezhebe gore burada gasb tahakkuk etmektedir. Keza magsubun zevaid'i (mesela
ispati varsa

(madde 881, 940) koymutur. Otto Spies (halen Bonn Universitesinde Profesordtir): "Gasb, 90k kere bor9lar hukuku arasinda bahis
ile birlikte

sekizinci kitab olarak

mevzuu edilmekte
ne edinme

ise

de

tariflerine

gore insanin gasbi, zorlu, haksiz nez'i ve kendi-

ceza hukukuna dahildir diyecegi geliyor" diyor ve notda Attabari'nin 'ihtildfulfukahd" kitabinda (s.l46) gasbi benzer unsurlardan ayirdigmi
farikalari ile

soyleyerek nakilde bulunuyor. (Zeitschrift fur verghichende Rechtswissenschaft' ddin ayri basi: Verarbeitung und Verbindung nach den Lehrmeinungen des islamischen
Recht, 1923,
^^'^

^^^

s. 50 ve oradaki not). CerideAAdliyye, 20 ubat 1326, No. 30 daki makale. Ali Haydar, Mecelle, 881 ehri.

Miinferit

Borg Mundsebetleri

207

hayvanm

dogan yavmsu) gasibm teaddi ve taksiri olmaksizm telef olsa Hanefi imamlanna gore tazmm edilmeyecektir; 9unki onlara gore bunda hakh yed'in izalesi yoktur ve bu yavru lizerinde malikin yed'i sabit olrnadigmdan onun izalesi bahis konusu degildir; amma obiir li? mezheb imamlanna g5re gasib, yavru iizerinde de iptal
gasib
elinde
edici yed'i isbat etmitir.
166,

Gasibm

Mes'uliyeti.

Gasb, din bakimmdan giinahi mucibtir"^^^; Hukukan magsubu, gasb olunan yerde malikine iade mukellefiyeti dogurur. Gasibta sert bir
mes'uliyet vardir.

Bu

mes'uliyet gasbda ba konuyu tekil eder. Gasib,


n:ies'uldur.

magsubun helakinden

Hatta sahibi tarafmdan

eli

kesilmi olan
gasib

rakik gasb edilir de elinin kesilmi

olmasmdan dolayi

oliirse

bu

helakten mes'ul tutulur fiinkii gasb malikin fiilinin sirayetini ref eder.

Bunun

gibi kaginlan htir bir


oliirse

gocuk yildmm garpmasmdan veya yilan


birakmitir. Gasib, gasb edilen eyde

isirmasmdan
suretiyle

gasib.

ayni mes'uliyete ugrar, ?unki gasib, gasb

onu tehlikeye ma'ruz

ileme (tagyir), kantirma suretiyle vukua gelen miilkiyet iktisabmdan


dolayi da mes'uldur (Mo. 76/5). Gasib'm mes'uliyeti esas itibariyle ve
biraz once dedigimiz gibi (Mecelle 890 ve sonraki maddeleri),

magsubu

aynen malike iade etmekten ibarettir. Gasibm gasibi, ayni gasib hukmiindedir (Mecelle m. 910). Gasib, gasb edilen mail istihlak etmi ise veya mal teaddi ile veya teaddisiz telef, zayi' olmu ise mal kiyemiyattan olduguna gore gasb edildigi zaman ve mekandaki, imameyn'ce istihlak vaktindeki kiymetini oder"^^^. Misliyattan olduguna

mevcut

ise

gore mislini

vasfmi

Gasib kendi malmdan bir ey ziyade ederek magsubim muhayyerdir; dilerse olursa magsub-iin-minh, degitirmi
verir.
^

409

Kur*an'da gasbi men eden sarih bir ayet yoksa da "millarinizi aranizda batil bahanelerle yemeyiniz" maMindeki u ayet vardir: "Ya eyyuhellezine amenu la te'kulti em valeklim beynekum bil batili, ilia entekun..." Nisa Suresi (4 uncii Sure), ayet 29. Mufessirler buradaki btt:li er'm mtisaade etmedigi gasb, riba ve kumar gibi eylerle
izah etmektedir. Keza Hamdi Yazir, Kur'dn Dili, cilt 2. s. 1341. Kiymet hakkmdaki ihtil^f i9in, AH Haydar, madde 891 erhi. Bir kimse yavruyu gasb ve istihl^ etse de anasmm sutu bundan dolayi kurusa ana gasb edilmi olmadigi halde hem yavrunur hem anadaki noksanm tazmini lazimgelir (AH Haydar, cilt 2 s. 763). Gasibtan yapilan gasbta magsub-un-minh dilerse birinci gasiba ve dilerse

410

ve dilerse bir kesimini birinciye, obtir kesimini de ikinciye tazmin ettirir. Birincinin, ikinciye ilicu' hakki varsa da ikincinin birinciye yoktur. Gasib elindeki magsub bir mah, ba^kasi telef etse, telef eden gasibm gasibi olur.
ikinci gasiba

208

Islam Hukuku

magsubu tazmin
istirdad

ettirir,

dilerse ziyadenin kiymetini verip

onu aynen

bundan baka kiymet azalmasmdan da mes'ul olur (Mecelle 900 iincii maddesinde bxindan tafsilen bahsetmitir). Hatta gasb edilen kole bir cinayet ilese bundan
eder

(Mecelle

m.

898)'^^\

Gasib

dogmdan dograya mes'ul


81).

olan malik, gasiba

riicu'

eder (Bergstrasser

s.

Magsubun zevaidine (n. 203) oldukQa, ister hayvanm semizlenmesi

gelince, bunlar,

ondan mutevellid

gibi nriuttasil, ister yavrulamasi gibi

munfasil olsun mal sahibine aittir ve bu itibarla mazmundur. Mutevellid olmayan zevaid, yani menfaatler mal sahibine ait olmayacagmdan mazmun degildir (Mecelle 539, 908)^^^; fakat tazmin hiikmii, onlann

bu zevaidde esas itibariyle, gasibm bir taaddi ve taksiri olmaksizm veya mal sahibi isteyip de iadeden imtina' edilmeksizin telef olurs, daman lazim gelmez. Ancak
gasib elinde emanet itibar edildiginden dolayidir, yani

veya malik tarafindan taaddisi bulunursa o vakit tazmin istendigi mezhebince ile mukellef olur. Bu, Hanefilere goredir, yani Hanefi magsubun kendisi taaddi ve taksir olmaksizm telef olsa dahi mazmun iken zevaid taaddi halinde tazmin edilecektir'^^l Fakat mal sahibinin,
gasib,

onu

bakasma halde vermemi olmak gibi bir


istihlak

etmi,

sal:mi

zevaid i9in mesela


tarlayi sulamasi

hayvanm

biiyiimesi, semirmesi, gasb edilen ekilmi

yolunda yapilan masraflan gasiba odemesi lazim gelmez.

Imam

afTye gore

magsubun

zevaidi muttasil olsun, munfasil olsun

tazmin edilmek lazimdir.

^^^

"^^^

Magsub, mesela taze ceviz agaci olup da gasibii fiili olmaksizm kurusa, mal sahibi malik olmaktan 9ikmaz. Munfasil zevaidin istihlaki yahut bakasma satiiip tesiim edilmesi halinde bilittifak tazmin l^zmi geldigi halde muttasil zevaidin bu gibi taaddi hallerinde Imam-i
a'zama gore tazmini lazim gelmez, fakat Imameyne gore gasib bunlari da tazmin etesiim etse der. oyle ki gasib magsubu muttasil olan ziyadesiyle ba^kasma satip
magsub-iin-minh onu, mevcut olduguna gore muteriden o ziyade ile birlikte alir ve muteri elmde telef oldugu takdirde dilerse gasb zamanmdaki kiymetini gasiba tazmin ettirk. Dilerse mti^teriye, malm kabz zamanmdaki kiymetini odetir, yani Im^m-i

"^^^

a'zama gore malik satip tesiim etmek suretiyle stihlak ettigi ziyade kiymeti gasib'a tazmin ettiremez. Fakat Imameyne gOre onu da ettirir. Mecellenin 903 tincti maddesinde zevaid sozu rnutlak olarak ge^mi? ise de, 596 nci
raaddede tasrih edildigi
iizere

"menfeati odemek lazim gelmez."

MUnferit Borg Mundsehetleri

209

167. Gasibin

Tazmln

Miikeliefiyeti.

Magsub malm kendinden


menfaatleri

miitevellid

olmayan

zevaidi,

yani

mal sahibinin mail sayilmaz ve mazmun olmaz. Hanefl imamlanna gore bu hukiim mutlaktir: "menafi'-i magsub mazmun degildir" (Mecelle m. 596). Yalniz ku9uge, vakfa ait malda veya muaddun-li-1-istiglal denilen, kira i9in hazirlanmi malda bir istisna kabul
edilmitir.

Mal

sahibi gasibtan bir licret isteyemedigi hallerde onun,

magsubu bakasma icar suretiyle aldigi kirayi dahi isteyemez. afii'ye gore ise bu menafi-i zevaid de oldugu gibi mutlak surette mazmundur. unu da ilave edelim kl, Hanefilere gore lazim gelmedigi halde
malsahibine verilen
iicret iscirdad

edilemez.
ile

Gorixluyor ki menfaatm
afii

mazmun olup olmamasi Hanefi mezhebi

arasmda ihtilaflidir ve ihtilaf oneminden dolayi Islam hukukfulannca hararetle bahis ve miinakaga konusu edilmitir. Gerek bunlan ve gerek yukanda soylediklerimizi hiilasa ile diyecegiz ki, bir mal miicerred gasb edilmekle mazmundur, yani gasib elinde taaddi ve taksiri bulunmaksizm telef olsa tazmini lazim gelir. Buna gasb damani denir. Bunun gibi itlaf bahsinde gordugiimuz iizere bir kimse bakrsmm malmi
mesela ayagi kayip da duerek bakasmm malmi telef etse zamin olur (Mecelle m. 913). Bu tazmm miikellefiyetine de taaddi veya udvan damani denir"^^"^. Magsub aynm daman-i gasb ile zevaidin damani taaddi ile mazmun olmasmda imamlar arasmda ittifak vardir. Fakat bu
itlaf etse,

zevaidin taaddi ve taksir clmaksizm kendiliginden telef olmasi halinde


gasiba

daman lazim

gelip gelmeyecegi meselesi ihtilaflidir.

oyle ki

Hanefiye gore magsubtan miitevellid ziyade, istihlak gibi bir taaddi olmadik9a tazmin edilemez; 9unku bu zevaid gasib elinde emanettir.

Emanet

ise taaddi

ve taksir olmaksizm

mazmun
ise

degildir.

(Mecelle m.

767). Miitevellid

olmayan ziyade, yani menafi'

Hanefiye gore esasen

tazmin edilemez;
biitiin

menfaatten istifade edilsin, edilmesin bahsedilen

istisnalardan sarfmazar bir mes'uliyet yoktur. afu'ye gore

magsubun
bir

zevaidi
ile

taaddi

onun ayni gibi gasb edilmi demektir. Binaenaleyh mukayyed olmaksizm miicerret gasb ile tazmine tabi olur.

ihtilafm sebebi ve mene'i


aynligidir:

gasbm mahiyeti hakkmdaki telakki Imam-i a'zama gore gasb yukanda ge9tigi iizere yed-i
isbattir.

muhikka'yi izale ve yed-i miibtila'yi

hakli ve meru' olan tasaniif kudretini,


414

Yani magsub-iin-minhin gasb edilen maldan izale etmek

Esasen gasb bir taaddidir.

210

islam Hukuku

ve o mal uzerinde hakli ve meru' olmayan indinde gasb tahakkuk etmek i9in yalmz

eli

koymakdir. tmami afii


edici
eli

iptal

isbat,

yani

tahakkuk ettirmek

kafidir;

hakli

eli

nez'

etmek,

gidermek gasbm

mahiyetinde dahil degildir. tmam-i a'zama gore bahsedilen zevaidde iptal edici eli koyma varsa da hakli eli bertaraf etue yoktur. Zira bu zevaid gasib elinde meydana gelmitir. Gasib mal sahibinin elini ondan
iizaklatirmamitir.

HanefTler menfaatin

mazmun olmamasi
bir

fikrini

u deliUerle de isbat
etmitir.
ile

etmek

isterler.

Gasb sebebiyle esasen


86). Bir

daman tahakkuk

Daman

ile iicretin

i5tima etmeyecegi bir fikih kaidesidir, yani, ucret

de zevaidin kamil veya kasir ma'kul misli bulundugu halde menafiin ne kamil ve ne de kasir misli vardir. Gayrima'kul misli ile tazmm hakkmda da sarahaten veya

daman birlemez (Mecelle m.

delaleten bir nass varid olmamitir.

menfaat hakikatte orfen, hiikmen maldir. Eya insanlann mesalihi i9in halk olimmutur. Maslahat eyanm zatiyle degil, menfaatlariyle kaimdir (No. 92, n. 2).
afii'ye

gore

afxi

bu izahlardan anlaildigi iizere Hanefi mezhebi kaideden, mezhebi faideden hareket etmitir. Fakat kabul edilen kaide esasen
Biitun

miisbet,

adeta

9apulculuga
icare,

yol

verir

mahiyettedir.
icab
ettirmekte,

Bizzat

Hanefi

mezhebinde

fasid

ecr-i

misli

diger taraftan

menfaat mehr olarak kabul edilmektedir; mesela ma'lum bir miiddet evinde oturmak lizere bir mehr tesmiyesi ve bu suretle tezevvuc caizdir (Hindiyye) ve gene yukanda goriildiip iizere sonraki Islam ulemasi (Fukaha-i miiteahhirin) nas'm bedavaciliga, yagmaciliga hirs ve
tama'lanni

muahade ederek
ihtiyar

kiigiige

ve

vakfa

ait

mallarda
ki

afii

mezhebini

etmi^lerdir'^^^

Bunun

i^indir

Osmanli

Imparatorlugu'nun

zamanlannda Mecelle arihi, fetva emini mevkiini igal eden Ali Haydar Efendi ve Seyit Bey gibi Turk Islam hukuk^ulan Hanefi mezhebi re'y ve kiyasa, afii mezhebi ise ihtiyaca evfak Oldugundan bahisle nas'm hukukunu hederden korumak i9in afii mezhebini ihtiyar etmek ve Mecelleyi bu suretle ta'dil etmek amme
son
maslahati ve zamanin ilcaati iktizasmdan oldtigunu s6ylemilerdir.

^^^

Hakki ve gerek Mecelle arihi Ali Haydar'in tasrih ettigi uzere bu ihtiyMa Hanefi mezhebinden harice 9ikilmamitu'; bu da Mecelle mazbatasmdaki beyana uygundur. Hanefi ulemasi bu meselede istihsan delili ile hareket ve hukiim
izmirli Ismail
etmilerdir. Bilindigi tizere Hanefi usullerinden biri de istihsandir (No. 21).

AileHukuku

211

XIX. Aile Hukuku


168. Akile.

kan cemaati, akiledir. Dim birligin kabile birligine iistiin tutiilmasi matlub oldugundan kabile siyasi ve dini bakimdan men' edilmitir. KabTlenin ancak miras hukukunda (asabatta), akilede (no. 154) ve dar manada aile dima ta^an nafaka miikellefiyetinde
ettigi

tslamm kabul

biricik

izleri goriilur.

Fakat bu kabile

birligi, ailenin bir

geniIemesidir; yoksa

iistun

nizamla miistakil bir gurup

degildir.

169. Cahiliye Devrinde Araplarda

Evlenme ekillerinden Hitbe,

Islamdan once cahiliye devrinde Araplarda muhtelif birleme ekilleri vardi. Alelade evlenme ekli hitbe yani izdivag talebi ile
,

kizm
kizim

binefsihi ana

babasmdan

birine miiracaat ederek sabahi erifiniz

hayir olsun diye soze bajlar ve iki aile arasmdaki kefaeti anlattiktan sonra

muvafik cevap almca mihri ta'ym edilip kizi isteyen erkek omin kabilesinden ise veli kiza nasihatlan arasmda iyi ge9inmesini ve iyi huyiu olmasim, 90cuklai yetitirerek kabilenin sayismi 9ogaltmasmi temenni ederdi. Kiz yabanci bir kabileye gidecek ise veil yine aym tavsiyeleri yapar, dumanlann sayisim artirmamak igin erkek ^ocuk
isterdi,

dognrmamasmi tenbih ederdi. Bir baba kizmi, istedigi erkege verebilirdi; kizm nzasim almaga liizum gormezdi, nitekim erkek hakkmda da boyle
idi^^l

Kizi
sirasiyle

almak

i$in

vsrilen
ait

agirlik

kizm babasma, babasi yoksa

en

yakm

asabesine
ekilleri

olurdu.

170. Diger

Evlenme

Bu evlenme eklinden baka Araplarda daha bir takim adetler vardi; kadm 10 kiiden az olmamak uzere miiteaddid erkeklerle uyuarak
miinasebetde bulunixr ve bir 9ocuk dogdugu vakit bunlan 9agirarak

416

Kur'an Bakara Suresi, ayet 223; te2evvu9 etmek, yani evlenmek isteyen erkek adaya hatip, evlenmek istenilen kadina mahtube derler. Hukuk-i Aile Karamamesi, Madde 34, 37 bakiniz. Zevc koca, zevce kan demektir.
emsettin

417

Mahmud
Hukuk,
s.

Ddrulfunun Ildhiydt Fakultesi Mecmudsi, 1926, sayi 4; Es'ad, Tdrih-i Din4 tsldm Medhal, s. 558; Mahmud Es*ad, Tdrih-i Ilm-i
,

Gunalt^y,

268.

212

Islam Hukuku

onlardan hangisini seviyorsa focugun ondan oldugunu soylerdi ve o da 41 R 90cugu kabule mecbur olurdu
.

Gene Arap, necib ve asil bir ziirriyete malik olmak i9in karmm temiz bulundugu zamanda onun baka bir erkekle munasebetde bulunarak dol aknasma miisaade ederdi ve kadm o erkekten gebe
kalmcaya kadar ona yaklamazdi. Bu maksatla yapilan evlenmeye,
Istibda' nikahi derlerdi.

Araplarda 2 erkegin kanlanm miibadele etmek adeti de vardi, bu suretle karilikli riza ile evlenmeye Nikah-i Bedel denirdi.
Hiir kadinlar afikdan a^iga zina edemezler, fakat gizli dost tutarak

onunla miinasebette bulimurlardi. Boyle bir birlemeye de Nikah-i Hadm, bu nevi kadma miittehize-i hadin (cemi, miittehizat-i ahdan) denilirdi"^^^.
Araplarda
bir

kadm

ile

Mut'a nikahi denilen bir nevi muvakkat nikah vardi. Bu muvakkat bir zaman igin bir erkegin kan koca hayati yaamak
Peygamber
ilkinde bir iztirar hali

iizere nikahlanmasidir.

olmak uzere mut'ayi mubah gormii? iken sonra tamamiyle nehiy etmi ve bu nehiy
iizerinde icma'

da vaki olmutur. iilerde mut'a'^^^ caiz g6rulmiitur.

^^^
"^^^ ^'^^

Mahmud Es'ad,

224 ve sonrakiler ve 557 ve sonrakiler. tttihaz-i ahdan, gizli dost tutmak demektir. Nisa Suresi, Ayet 25. Mut'a niMhi temettu', istimta' gibi sozlerle yapilan nikahtir. Boyle bir nikah fasiddir: hakkinda talak ve miras hiikumleri cereyan etraez. Vine ge9ici mahiyetteki muvakkat
Tdrih-i Din-i Islam
,

Medhal

s.

nikah, nikah veya tezevvuc gibi kelimeler ile muayyen clan veya olmayan bir mudKaramamesi, det i^in yapilmi nikahtir. Bu nikah da caiz degildir (Hukuk-i Aile

madde

55).
idi.

Mut'a nikahi mti^rik Arablarca adet

Karada?an muddet bitince bu nikah, bir talaka itizum olmaksizin kendiliginden ortadan kalkardi. Muhammed'in ilk Peygamnikahm berligi gunlerinde bu men' edilmedi; fakat bir ka? yil sonra bu ekildeki
muteberligi iiga edildi.

Bu

ilga

keyfiyetmde nvayetler muhteliftir:

Bu

nikah bizzat

Peygamber tarafmdan mi, yoksa onu zinanm kardei olarak tavsif eden Omer tarafindan mi kaldirilmitir. Herhalde mut'a nikaiima men' edildikten sonra da bilhassa Hac i9in Mekke'ye yapilan seyyahatlerde ba vuruluyordu (Ibni Batuta, gemicilerin bu nikahlanndan bahis etmektedir, s. 230-232). iiler Kur'an'm 4 uncu Suresinin 24
tincu ayetine istinad ederler.

ayetin aynen tercumesi udur: (Onlardan her hangi veriniz). Bu ayete birisi ile istimta' ve intifa' ederseniz ucretlerini bir fariza olarak dayanarak iiler mut'a nikahmi hala muteber tutmaktadiriar (Yahiiz son zamanlarda

Bu

iran'da

men

edildigi s5ylenmektedir). iilere gore ayetin sonradan neshi

yolunda

i-

nanihr hi? bir bilgi ve vesika mevcut degildir Omer'in de kaldirmaya hi? bir salahiTecrid-i Sdrih yeti yoktur (Goldzieher, Vorlesungen uber den Islam s. 238, 239; gazasmda ve Mek(Cilt II, s. 378) de "Bazi gazalarda miisaade almdi ise de Hayber
ke'nin fethinde haram kilinmitir" denilmektedir.

Aile

Hukuku

213

nihayet Araplarda, Levirat, yani eviatsiz olarak dul kalan kadinm kayin biraderi ile yani kocasmm erkek kardei ile evlenmesi
usulune"^^^

Ve

yakm

bir adet

de vardi.

Bu

adete gore babadan kalan kadmla,


ettigi

yani iivey ana

ile evlanilirdi.

oyle ki biiyuk ogul arzu

takdirde

abasmi iivey anasmin

iizerine atar

kadm

kendisinin kansi olurdu.

Bu

ve bu suretle bir mehir vermeksizin o izdivaftan dogan 9ocuga makti, makt

denirdi^^l
171, tslamin Miidahale^^i.

Peygamberin en 90k israr ettigi noktalardan biri, bir kadmm birden ziyade koca edinmesi (Polyandrie) halinin son izlerinin tamamiyle
ve zina nev'inden olan birlemeleri grup ve l)ayrak, dol alma, trampa evlenmelerini men'etti. Izdivaci bir disiplin aitma aldi, ahlak duygulanndan uzak, hayvani bir insiyak halinde vuku' bulan birlemeleri tanimadi. Evlenmeye, meruiyet, erefli ve daimi bir mahiyet vermek istedi. Babalann kansi ile evlenmeyi fiihu, menfur bir Met olarak ret etti. Ve izdivaci tesvik"^^^ igin
idi'^^^

ortadan

kaldinlmasi

Islam

zinayi

iki yol

kabul

etti.

Levirat usulu Tiirk ve Mongollarda


israil

Es'ad, Tdrih-i Ilm-i Hukuk, s.120) ve sonrakiler; Histoire de la civilisation d'Israel, s. 151) gorlilu:'. Levirat usulu bir zevce usuliinde pek mumkiin goriilmez, Bu mecburiyet daha ziyade polygami ile bagda^abiiir. Tek evlilikte muteveffanm karde^i evli ise kadini almayacaktir. Musevilerde bu mecburiyet, sonradan kabul e-

(Mahmud

hukukunda (Tesniye, bab 25, No. 5 ve

^'^'^

dilen monogami usulu ile telTfedilememitir.(AagidaM. 155). Kur'anda mtirik Araplaidaki bu adet Bakara Surestnin 234 ilncti ayeti olan "Vellezine YutevefFevne minkum ve yezerune ezvacen yeterabbasne bi enfiisihinne erbaate e?hurin ve aren; fe iza belagne scelehumie fela cunaha aleykum fima faalne fi enfusihinne bil marufi; Vallahu bi ma ta^melune habirun" ayetinde gonilur. (Henri Masse, Islam, s, 135, Hamdi Yazir, Kur'dn DUU Cilt L s.799-801, CHt 6, s. 5068, 5069). Kaytano, Islam Tdrihi, cilt 6, s.288. A^agidaki bahislerde balica, rahmetli Haci Zihni'nin Mundkehdt ve MUfdrekaf istifade ve Mahmud Es'ad'ni Kitdb-in Nikdh ve TaldkhnsL da miira-

mdm

caat edihnitir.

Zina tabtriyle son zamaiilarm ticari flih^unu anlamamak icabeder, bu gayet eski zamaniardan kalma taaddiidi ezvac usuludiir. Kablet tarih devirlerden intikal etmitir. Arabistan'm bazi yerlerinde haia cart idi; hig baisi hacalet bir ey degildi. Ne kadmlar, ne erkekler, ne boyle bir tesadlifi birlemeden dogan gocuklar bundan utanmazlardi. Cinsi mtinasebette bir ahlak mefhumu bile mevcut degildi denilebllir. Yalniz Muhammed'den az evveJki zamanlarda erkek tarikiyle nesebin taayyun etmesi usulu eski kadm nesebine galebe galmi^ti. tslamm koydugu izdivac usulti talakm fevkala-

de kolayhgma bir sed cekerek eski usule kari biiyuk bir terakki vlicuda getirdi. QimkiX eski Arap usulu bugtinku tel^kkiyatimiza gore btitun kadmlarm kanuni bir fuhunu tazammun ediyordu.

214

islam Hukuku

111.

islamm Kabul

Ettigi tzdivac YoUari.

yani odalik cariye islamm kabul ettigi izdivac yoUan 1. Teserri, almaktir. Nitekim edinmek (istifra? etmek) ve 2. tstinkah, yani nikahla israil hukukunda da boyledir
.

edebilecegi gibi, Kudreti olan bir hur, diledigi kadar cariye istifi:a zevce (kan) alabilir. Tesem, ayni zamanda nikahla da dorde kadar"''

^ Musevilerde zengin olanlar birden ziyMe, nikahla zevce almaga izmlidu^; bundan 10-14; Muluki SMi, bab 3, No. 7 bab baska odalik edinilebilir {Tesniye, bab 21, No. rousevilerde 100 tarihlerinden biraz 16 No 21) Birden ziyMe kadrn nikahlamak

Ged6onun yetmi? 90muteaddit kadmlanmn isimlerincuSundan {HaHmler, bab 9, No. 2) ve Davud'uii SUleyman'm 900 den fazla niedilmektedir {Muluki Sdnt, bab 3, No. 2-5).

soma biiyiik ruhani meclis


den bahis

karari

ile

men

edilmirtir. Tevrat'da

Babil de de vardi oldugu mehQrdur. Odalik, cariye usulil (HamurabiKanunu^Toadds 144-U9). . ,x u (Nisa Suresi, ayet 3), bunun, dorde kadar kadin almasini caiz gSren Kur'an Erkegin icrasma bagli oldugunu hemen ilave bu kadinlar arasmda tam bir adaiet ve miisavat bir kadrn lie iktiffi ayni muamele yapilmayacagmdan korkuluyorsa
kShlisi ve bin cariyesi
.

eder; eger onlara

edilmelidir(HamdiYazir,A:Mr'^n>i/i,CiltI). u-, fet3c, Ahmet Reidm oyle bir fetvasi 2 nci Mahmud'un jeyhiilislamlanndan Srtki zade nikah indettevkan vacip ve mdel itidal sunvardir- Hiir, dkil ve baii| olan Z'ye emri olur Bu suretle havf-i inde havf-i cevir mekruh olur mu? Elcevap;
neti

cevir ile muttasif

hazretlermm olamn tezewilcu mekruh olmakla Sultaniil MUslimm Aile jertf olu mu? Elcevap; olur. Hukuk-i Z'yi tezewUcten men'i muvafik-i ?er'i (madde 14). Karamamesi d5rt zevce alabilmegi kanunlajtmnistir

miiekkede ve

jartlari hemen hemen ayni olan eski isiamlar gibi sicak iklimde yaayan, muaeret sahibi bir kimse fazla kadrn alabilir; ibranilerde de taaddM-I zevcat vardir. Servet caiz degildir. Kadmm sayisi serzengin olmayanlarm birden fazla kadrn ahnasi malik oldugu beher yUz inek servet vetle tayin edilir. Habejilerde bir kimsenin Bartholet, Civilisation d miktarmda bir kadrn alabilecegi s5ylenmekted-:r (Alfred

"Mkaii

ve nikah vetaiak'a ait nikah" adiyle 1333 tarihinde tstanbul'da basilan ih;iva eden risalede nakledildigi uzere, meseleler hakkmda takdlm edihni bir raporu jehriiide toplanan buyilk Yahudi ruhani takriben Miladt bin tarihlerinde Vormis

mecUsde birden

kan edinmek tel'inedilmistir. ku9uklerm baba, ana En yeni olarak Qin'in 1950 tarihli Evlenme Kanunu
fazla

taratindan

de men'etmijtir evlendirilmeleri adetini ilga ederken polygamiyi ^ ^., , . ., neslin, kUmes hayvani degil tahsii hakiki mana ve degerini takdir, beklenen Ailenin ahsiyeti haiz insanlar oldugunu idrak eve terbiye edilmesi, yetitirilmesi lazim, aile tek kari ile kurulur. Kirk yil kadar denlerce ve tsiarai geregi gibi anlayanlarca yUkseltihni olan bir zat, birden once tstanbul'da, biiahare Seyhulisiamlik makamma sebep olacagi iddiasiyle mtidafaa etmi ve fazla karih aileyi, nUfusun 90galmasina ba^ka bir ktlmese konacak bir horoz lie bunu bir ktoiesteki bir horoz ve tavugun ve arasmda gO-lilecek nisbet ile isbata kalki?mi ve bir ka9 tavugun 9ikardigi civcivler karjilanmi^ doktor Cenap ahabeddin'in istihzah zarif cevabiyle
rahmetli edibimiz

Aile

Hukuku

215

milke

ve rakik, milk sahibi olamayacagmdan bunlar cariye edinemezler, ancak nikah yolu ile evlenebilirler, nikah ile alabilecekleri kadm da ancak iki olabilir
istinat ettiginden
.

173, Islamda Nikah.

islamda nikah medeni hukuk ciimlesinden bir akittir. ahitler huzurunda icab ve kabul ile tamamlamr; kadm ve erkek (taraflar) evlenmeyi (izdivaci) iltizam ve taahhiit etmeleriyle, evlenme arzularma
dair

beyanlanm

bildirmeleriyle akid yapilmi

olur'^^^.

Ne

hiristiyanlikta

Birden 90k cariye alma acleti cart olan yerlerde ve hatta bunu Allah indinde makbul say an Amerika'daki Hiristiyan Mormonlarda bile hi? te sanildigi gibi bir 90galma olmadigi tespit edihnektedir. Nerede kaldi ki evlenme daha dertn manevi ihtiyaglan istihdaf etmektedir. Birden 90k karili ailede huziir, emniyet, kari koca arasmda matlup olan birlik, samimiyet, saadet yerleemez. B5yle bir ocakta muterek menfaat degil, birbirine zid hisler, hodgamhklar, kiskan9liklar koruklenecegi, atelenecegi i9in dirlik. diizenlik olamaz. Bununla aile binasi 9uruk bir temele oturtuhnu, daha dogrusu istinatsiz kalmi ve yikihnaga ma'ruz birakihni olur. Gerek kari koca ve gerek 9ocuklar boyle bir bina i9inde ve altmda pek 90k kere ezibnege mahkumdur. Diizenlik olmayan yerde huzur ve refah olamaz; bxmlarsiz da saadet ve medeniyete ulailmaz. 1335 tarihli Aile Hukuku Karamamesinin bilhassa er'iyye Encumeni mazbatasi (S.
ti.

Ansay, Eski Aile Hukukumuza Bir Nazar, 1952, s.ll2, 113), taaddiid-i zevceyi miidafaa yolunda kariik, 95liik bir takim mtitalaalara koyulmutur; hep erkegin
.

zevk ve ihtiy^cmdan, tabii temayiillerinden bahseden bu Islam ulemasi, kadm hissi ve tabiatmi hi9e saymilar, Kur'an'm birden fazla kadmlar arasmda adaletin, huzur ve saadetin temin edilemeyeceginden korkmak gerektigi hakkmdaki irat ve ihtarmi ibtidai, adeta behimi hayatm verdigi bozgunlugu gormemiler, kavrayamamilar, hala ku9ucuk eski medrese penceresmden bakmi^lardir. Mazbata muharrirleri hayata ortak, mesai arkadai almayi, zevcme teklif edecek derecede maietin agir yiiku altmda zevciyle ezilen bir koyiti kadmm u teklifiyle ihdds ettigi vaziyete ne cevap verilecek diye acayip, gulun9 bir sual soruyor.
zavallilar 9{iruk mantiklanyla
"^^^

"K5ylu kadm sozu

ile

anlailiyor ki,

bu

90k geri

bir

cemiyet arzu etmektedirler."

Fakat hur bir

maz; yani
Htir bir
"^^^

bir

kadm ile nikhlanan erkek bu kadm tizerine bir cariyeyi nikahla alahtir kadm tizerine cariye nikahi ve boylece ikisinin cem'i caiz olmaz.
cariye

kadm uzerine nikahlanan cariyenin nikahi batil olur. Aksi, yani once sonra hiir kadm nikahlanmak ise caizdir; bu takdirde iki nikah da sahih olur.

Nikah yukanda da (No. 42-44) gordtigiimuz iizere bir zamana muzaf olarak veya vticudu tahakkuk etmemi? arta ta'lik (arti gayri kain) ile caiz degildir. Mesela, babam gelirse veya razi olursa seni tezewiic ettim demek suretiyle bir icab ve akid yapilmi ohnaz. Nikahta Hiyar da (muhayyerlik de) cart degildir. Yani Hiyar-i ru'yet, Hiyar-i ayib, Hiyar-i art gibi muhayyerlikler yoktur. Mesela akitte giizellik, bekaret gibi bir art ile muhayyerlik sabit olmaz, Muvazaa yolu ile, yani taraflar arasmda hakikatde akid

vaki

olmamak uzere

yapilan nikdh ciddi olarak munakid olur.

216

islam Hukuku

ve ne de Musevilikte oldugu gibi velevki resmi bir ahid

sifatiyle dini bit

memurun, imamm, kadmm huzuruna, itirakine liizum yoktur. Nitekim bugunkii hukukumuzda evlenmenin resmi memur huzurunda yapilmasi lazimgelmekle beraber nianlilann evlenme beyanlanm bu memura bildirmeleri aninda akit meydana gelir, memurun akdettim gibi bir soz soylemesine mahal olmaksizm taraflar arasmda evlilik rabitasi teessiis eder ve bu anda taraflardan bin olse obiirii onun mirasgisidir.
174. Nikahta Aleniyet.

Fakat nikahm sihhati igin aleni olmasi lazimdir. Bunun i9in de islam, nikahm jahitler huzurunda olmasmi art koar. Bu maksatla Islamm ilk devirlerinde evlenme akitleri camilerde yapilmitir (1333 tarihli Aile Hukuku Karamamesinin gerekQesi). Bu hususta bir hadis de
rivayet edilmitir (a'linu hazen nikahe vec aluhu
fil

mesacidi). Nitekim

davalarda da azami bir aleniyet temin etmek i9in yargilamalarm da buralarda yapildigi soylenir. Fakat ahitlerin olmeleri, ikametgahlan tespit edilse bile muhtemel seyahatleri ve ileride vazgegmeleri, akit yazili
ekilde ve bir resmiyet i9inde tespit edilmemi? oldugu takdirde muhtelif

sebepler

altmda

ehadetin

ma

vak'aya

edilememesi daima miimkundiir. Boyle bi:* nafaka gibi mali istifadeler i9in dupediiz yalan ahitler ile hakikatte er'iyye Nitekim uydurulabilir. evlenmeler ohnayan mevcut mahkemelerinin pek yakm tarihlerinde boyle tezvirli zevciyet, mehir,
nafaka, nesep ve miras

uygun surette muhafaza tevik olmadigmdan miras,

davalannm a9ildigi ve takib edildigi goriilmii^tiir. 1333 (1917) tarihli Aile Hukuku Karamamesinde (m.33) ilan, tasnh ve 1339 layihasmda tekrar edilmi, B.M.M. Adliye Enciimenince de
ise

alikonulmu

de er'iyye Enciimenince 9ikanlmitir

Nikahda miTas9i olmamak

konsa nikah ir.uteber ve art fasid olur. Kocanin baka bir kadm almayacagi arti da muteber degildir; yani art htikilmsuzdur ve erkek bu arta ragmen yine baka bir kadm daha alabilir (Hukuk-i Aile Karamamesi,
arti

Madde 38 bu

'^^^

muteber saymi^tir). Erkek, u kadar muddet sonra kadm bo olmak uzere icabta bulunup, kadm da kabul etse nikah sahih ve art lagv olur. Fakat bilakis ewela kadm bu suretle icabta bulunsa da erkek kabul etse nikahta, art da muteber olur. Akdi nikahm icrasmdan evvel nikahm sureti mahsusada ilanma dair clan 33 tincu maddenin tatbiki k5ylerimizde pek buyuk mukulati mucib oldugu gibi ehirleriarti

de ho gorulmedigi, ibu layihanm karamame halinde tatbiki zamamnda anlaildigmdan ve er'an matlub clan ilan keyfiyeti ise uhudun huzurunda kayd ve tescil ile hasil oldugundan bu rmdde tayy edildi (1339 Karamamesi,

mizde pek 90k

ailelerce

er'iyye

Encumeni Mazbatasi).

Aile

Hukuku

217

iki

Nikahta bulunacak ahitler Mr ve miislim iki erkek veya bir erkek kadmdir. Bir miislim, zimmi kadm ile evlendigi takdirde ahitlerin
art degildir.

muslim olmalan

ahadet nikah akdinde sihhat artidir. Nisabi ikidir. Bir ahitle nikah sahih olmaz. Maliki mezhebi hilafma olarak ikisinin de erkek
olmasi art degildir; bir erkek ve
iki

kadm da
er'i

olabilir. ahitler akil, balig

(yani Hanefilere gore 15, Malikilere gore 18 yamda) olmalan lazimdir.

Gayri

miislimlerin

kadi

hnzurunda

erife

muvafik

surette

akdettikleri nikah sahih ^'e mu'teberdir {Ceride-i Ilmiyye, sayi:

36

s.

1056, 1057).

kadmi tezewiic caiz degilken, sabiler balig olduktan som"a hakim huzurunda o nikaha ahadet etseler sahih ve ahadetleri makbul ve muteber sayilir.
iki sabinin ahadetiyle bir

Nikahm
ahitler,

ahitlerin

huzurunda olmasmm

iki

gayesi vardir:

Biri

nikahm mevcudiyetini
artlanndaki

isbat edebilmek, obiirii zinayi bertaraf etmek.


bir

getirmeye kafi gelmezse de,

noksandan dolayi birinci maksadi yerine yani mesela bir ahitle yapilan nikah fesattan
yani

kurtulamazsa da ikincisi i^in kifayet eder,


birle^mede zina haddi laznn gelmez.

boyle bir nikahla

Nikah olacak kadm ve erkegin birbirini gormesi, tammasi esas itibariyle lazimdir (Ali Haydar merhum, Mecelle erhi'ndQ (m.7) "Bir 90k kimseler kizlarmi ve hem^irelerini talibe gostermekten imtina' edeceklerinden kolaylatnina miinasip goriilerek bunda Hiyar-i rii'yet meru' kilmmamitir. Nitekim talakm meruiyeti de bu maddeye teferru'
eder." diyor).
175.

Evienme

Ehliyeti.

islam hukukunda bugunkii hukukumuz hilafma olarak evlenecekler i9in ya ve temyiz kudreti gibi bir ehliyet arti aranmaz; risalet ve vekalet

de nikah akdi yapabilirler. Kanuni temsil, yani temsTlci, veil marifetiyle nikah caiz olcaigu gibi nzai temsil de caizdir. Hatta fuzuli, yani ne asil, ne resul ve vekil ve ne de veli olmayan bir kimse tarafmdan da nikah akid edilebilir. Ancak asil veya veli ve Mevla icazet verirse
yolu
ile

fuzulinin

bu nikahi muteber

olur.

icazet verilmeden once oliim vaki

olursa mehir ve miras istenemez"^^^.

430

Bu acikh durumu

1917

tarihli

Hukuk-i Aile Karamamesi oyle

tasvir eder:

218

Islam Hukuku

176,

Evlenme Oncesi ve Sonrasi

Fiili

Muameleler.

Evlenme akdinden onceki hitbe denilen adaylik ve akidden sonraki bir takim fi'ili muameleler nikahm tamamhgmda hi? bir unsur tekil etmezler. Evlenmeden sonra gelini kocasma teslim etmek ve onun tarafmdan evine goturiilmek (zufaf, zifaf), onunla bir arada yalmz kalmak (halvet)'^^^e ona mukarenette bulunmak (vaty, duhul)^^^ gibi vak'alar ancak kan kocanm birbirinden aynlmalan takdirinde aagida
goriilecegi iizere hale gore

hukuki

neticeleri haizdir.

bapta en ziyade nazari merhamete alinmasi lizim gelen kizlardir. Zevc ile zevce9ocukIarin nin aileyi tekil ve idare hususunda mUterek olduklari derkar iken, erkek sokakta oyun oynamakla imrari vakt etmesi ma'zur gSrundugu bir sinde bulunan kiz

Bu

ve 90cuklara cemiyyeti beerriyyece en buytik bir vazife yani bir ailenin validesi mudir-i umuru olmak vazifesi tevdi olunuyor. Henuz bedent teekkulati tekemmul etmemi olan bir bi9are kiz, valide olmakla asabi, omruniin sonuna kadar perian oluyor, turlu turlu illetler kazaniyor,

ondan 90cuk da ciliz ve pek asabi bir ey olup islam unsurunun gittik9e tedennisi esbabina inzimam ediyor... Her zamanda ve billiassa hayat baba ve ananm ilk vazifesi onlan ta'lim ve terbiye e-

derek ibu cidal aleminde zafere ulaacak ve muntazam bir aile tekil edebilecek bir kullihale getirmekten ibaret iken bizde ekseriyya 9ocuklarinm tahsil ve terbiyesini yen ihmal ederek mucerret mtiruvetlerini gormek veya mirasa nail kilmak maksadiyle onlan daha beikte iken nianlaya gelmilerdir. Neticede bi9areler dunyalarini gormeksizin tezvi9 ve gelecekteki felaketlerine dugunlerle temel atilmitir. mekteb yuzu gdrmeyen ve dilini okuyup yazmak 6yle dursun, dine dair bir ke-

Hi9

limeden bile haberi olmayan bu tiirlu 90cuklarin tekil edecekleri ailelerden 90gu olu dogmu cenin gibi zifaflarmin daha ilk aylarinda infisaha mahkum olmutur. Memleketimizde ailelerin temelsizligini mucib olan esbabtan biri de budur. Bu turlu nikahlardan dogan davalann derecesini aniamak i9m fikih kitablarinda ku9u|un baba tarafmdan tezvici ve ile buyUk baba tarafmdan tezvici ve bunlardan naada veliler bulug yama erien ku9uk erkek ve kizm bulug muhayyerligini kullanma keyfiyeti

hakkmdaki bablara, fasillara bakmak ve er'iyye mahkemelerinin sicillerini tetkik eylemek kafidir... (bak.:Sabri akir Ansay, Eski Aile Hukukumuza Bir Nazar, 1952,
s.

21 sonraki ler).

^^'

Hukuk-i Aile Karamamesi, halvet yerine i9tima' sozunu kullanmitir. Halvet veya i9tima' kan kocanm izinleri olmadik9a U9unca bir ahsm kendilerine ittila'
edemiyeceklerinden emin olduklan bir yerde yalmz bulunmalanndan ibarettir (Haci Zihni 74). Bu, ya sahih olur veya olmaz. Aagidaki izahlarda halvet yerine sadece

^^^

buluma sozti kullaniiacaktir. Bunu, Hukuk-i Aile Kararnamesi takarrub sdzuyle ki izahlanmizda buna yakla^ma diyecegiz.

ifade etmi^tir. Biz

bundan sonra-

AileHukuku

219

177.

Mehr.

Nikahta koca, kanya bir ey vermegi taahhiit eder; bu, mehr'dir. Israil hukukunda kadm, cahiliye Araplannda goriildiigu uzere babasma verilen mehr (mohar) mukabilinde satm alimrdi. Bu bir satm alma evlenmesi idi'^^^ Islamda mehir veliye degil, kadmin kendisine aittir ve

kadm mehrini

bizzat

alir,

megerki ku9lik

ola.

Kadm

cariye ise mehir

mevlasma, sahibine

ait olur.

Nikahdan men' a muktedir olan kimseye kablen nikah verilen akge


istirdad olunur. Hind,

kizmi tezewiic etmesi i9in giiveyine verdigi ak5ayi

istirdada kadir olur (Haldsat-ul-ecvibe).

veya o kiymette bir maldir. Bir ey, bir kole, bir cariye ve hatta menfaat ta mehr olabilir. afii'ye gore mehr 10 dirhem gumuten az olabilir.
giimii?

Mehrin miktan on dirhem

Mehr nikahm
hiikmiidur.

sihhati

i9in

art

degildir;

nikahm

zaruri

bir

Akid mehrsiz

yapilsa, hatta mehrsiz


gelir.

nikah sahih olur ve mehir yine lazim


yani

oldugu tasrih edilse dahi Bu mehr mehr-i misirdir,

emsali olanlann mehri ne ise odur, Akidde veya akidden once veya sonra taraflann nzalan ile ta'ym ve tesmiye edilmi olan
denir.

kadmm

mehre mehr-i miisemma


ikincisi

Mehr-i miisemma ikiye aynlir: muaccel,


(ki

mueccel. Birincisi pein verilen

buna Tiirkfede

agirlik denilirdi),

olum veya
ile

talak

halinde verilen mehrdir.

Bununla beraber

hepsinin pein verilmesi veya sonraya birakilmasi s6zle?ilebilir ve her

halde oliim

mueccel

olur'^'^'^.

Sahih bir nikahta kan koca oliim suretiyle birbirlerinden aynlirsa yaklama ve buluma olsun olmasm mehr-i miisemmanm veya mehr-i
mislin tamami verilmek lazim
gelir.

Talak suretiyle aynlmada yaklama

ve buluma olup olmadigma bakilir: Bunlardan birisi olmu ise mehr tesmiye edildigine gore onun tamami ve edilmedigine gore tam mehr-i misli ve olmami ise mehr tesmiye edildigine gore, onun yansi"^^^ ve
edilmedigine gore mut'a, denilen
ii?

parQa eya

verilir.

^^^

Daha 5nce Yahudilerde hizrriet mukabili nikah (mariage de service) bab 29, 27); mehr belki bu edanm yerine kaim oldu {Histoire de
d'Israel
s.

vardi (Tekvin,
la civilisation

178).
te'cil

^'^^

^^^

Hukuk-i Aile Karamtoesi 82 inci maddesinde mehr accel olmayacagmi tasrih etmitir. Bakara Suresi, Ayet 27.

edilmi ise talak

ile

mu-

220

islam Hnkuku

178. Velayet"^^^

Kiz olsun, oglan olsun kugugiin, delinin''^'^ ve ma'tuhun nikahmda edilmi ise velinin izni arttir (kole ve cariyenin nikahmda sahibi ve azad eden, kendi nesep asabesi ve bunlardan kimse bulunmadigi takdirde azad
yani mevle-1-atak ve

onun asabeleri (No, 68) izin taiak olmayacagi verir'^^^ Velinin izni olmadikga bunlann nikahmda bir etmek ve bu gibi mirascihk da olmaz. Veliler bunlan diledigine nikah
bu 61mu
ise sirasiyle

hususta cebretmek hakkmi haizdirler.


179. Veil (veliyy).

Veil

sirasiyle

akraba,

mevla,

kadi

(veya

vali)'dir.

Akrabalik

(miras hukukuna (karabet) sebebiyle velT, miras tertibi ve hacib kaidesi oglun oglu...; sonra bkz.). iizere asabelerdir, bunlarda sirasi ile oglu,
baba,

ve daha sonra ana bir karde?ten maada olan erkek amcalar ve kardeler ve oguUari...; daha sonra ana bir arncadan maada babanm anasinm, dir. Asabeden kimse yoksa velayet anamn,

babanm

babasi...;

ogullan...;

baba bir kizm, ogul veya kizm kizinm...; fasid ninenin, ondan sonra ana sonra ana bir kiz kardein, ondan sonra baba bir kiz kardein ve daha sonra erkek veya kiz kardein, daha sonra bunlann evladmm ve daha
zevi-1

erhamin (mirasda sehim sahibi ve asabe olmayan akraba), yani Bunlardan sonra sirasiyle halalar, dayilar, teyzeler ve amca kizlannmdir. (vali) nmdir. nikahta velayet mevle-I muvalat^^^ m ve bundan sonra Kadi
^^^

Velayet ba^kasi uzerine onun muvafakati olsun,

^^^

^^^

veliyyat) Velayet sahibine veli (cemM eviiya) derler. oimak lazimdir. denir. Veli balig, akil, hur ve muslim hakkmda Islam afii mezhebine gore velinin deliHanefl mezhebine gore, veli deliyi evlendirebilir. kabul etmitir (Madde 9). yi evlendirmesi caiz degildir, ancak zaruret halinde bunu (yuImamlann dordu de buna kalldir. Fakat bilhassa fukahadan tbni ibrime'ye gore Nierkek veya kiz olsun hi9 bir kimse tarafmdan tezvTc edilemez.
karida s.25), kuguk

clmasm soz gegirmek Kadin olursa velTyye (cemM

demektir.

erkek ve 9 tekim Hukuk-i Aile Kararnamesi, bu re^ye istinadia 12 ya^mi bitirmemi edilemeyecegini kabul yaini bitirmemi kiz ^ocugun hig bir kimse tarafmdan tezvic oldugu gibi beikteki 90etmi?tir (madde 7). Yahudi hukukunda da Islam hukukunda

cugun
'*^^

bile velisi

tarafmdan nikahi caizdin

Bu hukukda da babadan maada

veil tarafm-

vardir. dan yapilan nikaha kari ku9ugun bulug yama vardiginda Hiyar-i bulugu malime Nesebi mechul olan bir kimse bir ahsa sen benim mevlam ol, oldugumde gelen ma'kuleyi (No. 154) varis ol, bir cinayet i^lersem akilem olup tarafimdan lazim muvaiat akdedilmi? otesviye et diye icabta bulunur, o ahis da kabul ederse vela-i mevla olan ahsa mevle-1 muvaiat derler. Bazen her iki ahis da nelur.

Bu

suretle

sebi

mechul olarak

birbirini

mevla

ittihaz ederler.

Miras hukukunda da bundan bahis

edilecektir.

AileHukuku

221

Gaybeti

ile

veliyy-i akrebin velayeti zail olup

olmamasi meayih arasmda

ihtilaflidir.

Veil baba veya

babanm

babasi olduguna gore kufiigu erkek ise

mehr-i mislinden daha yiiksek ve kiz ise daha aagi bir miktarla, yani
gabn-i fahi

Ve

ve kuf/'ti olmayana nikahlasalar dahi nikah sahih olur. biiluglan zamanmda nikah fesh ettirmek muhayyerligi yoktur; meger
ile

ki veil

tama, ve sefehi

i^e

ma'ruf

ola.

Veil baba veya

babanm

babasi degilse velevki ana veya kadi olsun

evlenme sahih olur ve bu takdirde sagir biilugu (No. 38 ve n.66) aninda kadiya bu evlenmeyi fesih ettirebihr. Buna hiyar-i biilug veya hiyar-i idrak denir.
ancak mehr-i misil
ile ^'e

kiifViine nikah edildigi takdirde

Bu

fesih talak degildir.


biri olse o biri

Kadi nikahi fesih etmeden kari kocadan olur ve mehir de tarn olarak lazim gelir.
Sahibi tarafmdan birine cebr
ile

ona varis

nikah edilen cariye igin biilug

muhayyerligine mahal yoktur;

Qiinkii

rakikde biilug i'takdan sonra bahis

mevzuu olabilir. Bunun igin cariye kocasmi istemiyorsa i'tak edildigi zaman kadi'nm hiikmiine hacet olmaksizin ayrilabilir; buna hiyar-i itik
(itk) derler,

Hiir miikellef (yani akil ve balig) olan

kadm

veil (eb

veya ced)
olan
veli

izni

olmaksizin

kufv'iinden
itiraz ile

bakasiyla

evlenirse
ettirebilir.

asabeden

bu

evlenmeye
kefalet

onu kadiya fesh


eger

Veli tarafindan yapilacak


ise

itirazi

iizerine

kadmm

90cugu olmami?

kadi nikahi

fesheder.

Bu

fesih talak degildir.

180. Kufy.
Kiifv,

emsal,

misil,

nazir manalarina

geUr'^'^^;

kefaet,

musavat

demektir.

Kadm

igin erkekte aranir;


kiifv

yani erkegin

kadma
hiir

yoksa erkek igin kadmda aranmaz, olmasi istenirse de kadmm erkege kiifv olmasi

lazim degildir.

Kefaet
Kureyiler

miislimler arasmda u tertib iizeredir: Arablar arasinda

Arab kabileleri de yine birbirine kiifv 'diirler. Arabdan clmayan Araba kiifv olamadigi gibi baka Arab kabilelerinden biri de Kureye kiifv olamaz. Kendisi miislim veya mu'tak
birbirine

ve

baka

da miislim veya mu'tak olana kiifv olamaz, Yalmz babasi miislim veya hiir olan da ana babasi miislim veya hur olana kiifv degildir.
olan, babasi
"^^^

Kur'an'da ihlas Suresinde "kufuven" bu manadadir.

222

islam Hukuku

ehlinin kizina, Arab olsun olmasin bayagi bir sanat ehli yiiksek bir sanat kizina kiifv olmaz. Zevcenin fasik olan kimse mutteki, salih bir kimsenin 90k zengin bir muaccel mehrini ve nafakasini vermeye kadir olan erkek hususlarda kadma kiifv olabilir. Bunlann di?mda gen9lik ve giizellik gibi kefaet
181.

aranmaz

441

Nikah Manileri.

Nikaha engel
bakasinin hakki,

olan,

onu haram kilan

bir

90k sebepler
(siit)

sayilmitir.

Bunlar neseb hisimligi, sebeb hisimhgi,


irk, miilk, talak'dir

rida'

hisimligi,

cem',

Bunlardan hisimlik ve

rida', surekli

sebeplerdendir
yapilan

_443

Bu
1-

memnuiyet

sebepleri

hilafma

nikahlar

a?agida

goriilecegi iizere fasiddir.

annesi,

anasmm Neseb bakimindan haram olanlsj; erkegin, annesi, babasinin annesi ve daha yukanya dogm olanlar;

Kizlan ve

kizmm kizi, oglunun kizi ve daha aagiya dogru olanlar;


bir,

Kiz karde?leri (ana baba


Halalari (yani

yalniz ana bir veya yalniz baba bir);

ana bir
boyledir.

babasinm ana baba bir, yalniz baba bir veya yalmz cedlerinin halalan da kiz kardei) babasinm ve anasmin ve

Teyzeleri (yani

baba bir kiz


b5yledir.

anasmm ana baba bir, yalniz ana bir veya yalniz teyzeleri de karde$i); babasinm, anasmm ve cedlerinin

bir

yalniz ana Erkek kardeinin kizlan (ana baba bir, erkek kardeinin, veya yalniz baba bir erkek kardeinin kizlan. .)
.

*"'

"^^

Fetavasi: Ulemi Hukuk-i Aile Karamamesi, Madde 45-50 ye bakiniz. Ali Efendi kizma cahil kiifv olmaz. u"lianlanmi? olanlar birleeImam Yusuf a gOre lian da mSni sebeblerdendii. C^nkU de sihriyet hasil olup babasimezler" mealinde bir hadis nakil edilmektedir. Zina lie kadmm kizi ve nm zina ettigi kadmi almak ogluna haramdir. Bir kimseye zinS ettigi
,

anasi heiai deiildir. Hukuk-i Aile

Karamamesi tmam

afii'nin re'yine istinadla zi-

oyledir. Izmirli Ismail Hakki, nayi sihriyet sebebi saymamitir. Hanbeli'ye gore de

///n-i////d/,s.l53,Notl.
'"'

yapmakta fikih eserlerine isaret mUslim bir kadin ile nikahi batil (madde 48) butun

-^ ., u- , ile batil aym (Ibadatda ve bir cihetten ibadet olan nikahta fasid Karamamesi esbabi mucibesi aralannda fark jeydir) diyor (No. 39). Hukuk-i Aile etmekte ve karamame muslim olmayan bir erkegin

Haci Zihni

s.

83

n.l:

Sbtir

memnuiyet sebeblerinm

mevcudiyeti halinde nikahi fasid olarak kabul e^'lemektedir.

Aile

Hukuku

223

Kiz kardeinin kizlan (ana baba


baba
bir kiz karde kizlan...).

bir,

yalniz ana bir, veya yalniz

2- Sebeb (sihr) hisimligi

bakimmdan haram

olanlar; erkegin:

Kaynanasi ve onun annesi ve kain babasmm annesi ve daha yukanya dogru olanlar (Z., cariyesi H. nm anasi A'ya yaklasa artik H'ya
yaklamasi haram olur);

Uvey kizi, bunkmn kizlan ve


Gelini,

iivey ogul kizlan...;

oglunun oglunun veya kizmin oglunun kansi;

Uvey
cariyesi.

anasi, yani

babasmm ve yukanya dogm

usuluniin kansi veya

3- Slit sebebiyle

haram olan kadmlar.


cihetinden

haram olan kadmlar, mxicerred rida' sebebiyle ayni duruma girerek haram olnrlar; mesela kanma siit emzirmi olan kadm onun siit anasi ve benim de siit kaynanam oldugimdan bana haramdir.
4- Birbirine yabanci olan

Yukanda neseb ve sebep

kadmlann

hiir ifin dortten

fazlasim ve hur

cem' etmek caiz degildir. Bu sayi bakimmdan cem'dir. Bir de nev'i bakimmdan cem' memniiiyeti vardir. Bu memnuiyeti tespit i^in kaide udur: Bin erkek farz edildigi takdirde o birine haram olan kadmlann gerek nikahla ve gerek teserri (istifra) ile

olmayan

i9in ikiden fazlasim bir arada

cem'leri haramdir;
istifi:ada
istijfra

bu

itibarla iki kiz kardei velevki cariye olsunlar


istifra edilince artik
siit

cem', haramdir, yani bir cariye

kiz kardei

edilemez.

Ve

yine bir

kadmm

neseb veya
bir

cihetinden halasi,

teyzesi ile
teyzesini,

cem' haramdir. Bunun gibi halasim da istifra edemez.


nikahlisi

kimse

teserri ettigi cariyesinin

5-

Bakasinm

bulunan ve yahut onun oliimii"^ veya

tatliki

halinde heniiz iddeti i^jinde olan kadini nikahlamak haramdir.

444

Mefkudun olumune htiktim verildikten ve karisi vefat iddetini bitirip baka kocaya vardiktan sonra mefkad ^ikagelirse ikinci nikah fesih edilmez (Mahmud Es'ad, Ferdid-i ferdiz; No.37). Hukuk-i Aile Karamlmesi mefkud veya gaib olan bir kimsenin kansinin tefrikine htikum edilmi ve kadin bakasi
ile

evlenmi

ise

bu kimse-

nin sonradan ^ikagelinesi -nik^hin htikum

ile

kaldinhni olmasmdan dolayi-

imam

Malik'in reyine

istinat ile

som-aki nik^hm infisahmi mucib oimayacagmi (madde

127, 128) ve yalniz vef^tma hiikUm edilen bir kimsenin karisi bakasi ile evlendik-

ten sonra bu kimsenin hayati tahakkuk etse ikinci nikahm munfesih oiacagmi (mad-

de 129) kabul etmektedir.

Islam Hukuku

6- Kitabiye, yani hiristiyan

veya yahudi kadmmi,

ister harbi, ister

miiste'min olsun nikahlama veya cariye oldr.guna gore teserri caizdir.


Kitabi olan kadin
suretiyle

muslim kadmdan once veya sonra nikahlanmak cem' edilebilir, kitabiyeden dogan fccuk miislumandir. Nikahli

kitabiye mehir alirsa da din ihtilafmdan dolayi mirasci olmaz.

Bir muslim
irtidad irtidad

kadm muslim olmayan erkege nikahlanamaz. Islamdan eden bir erkege de hi? bir kadm tezv'c edilemez; aksine olarak etmi kadm da hi9 kimseye nikahlanamaz.
ve
putperest
gibi

Ateperest

kitabi

olmayan kadmi
istifra

(mesela

mecusiyi) nikahlamak haramdir; cariye olarak

da helal

degildir.

Koca
32, S.903)

ihtida ettikte zaten kitabi olan karisiyla aralannda zevciyet

eskisi gibi baki

oldugundan tecdid-i nikah

iktiza

etmez (Ceride-i Ilmiyye,

afulere gore gayri

muslim zevc
ayriligi

ile

kabul

etmesi

aralannda
1,

icab

zevceden birinin tslamiyeti eder Omer Nasuhi, Hukuk-i

Isldmiyye, Cilt

s.191).

Bir zamanlar Tiirk tebaasiyla Iran tebaasi arasmda da izdivac

memnu

idi.

6 Nisan 1926

tarihli

ve 824 No'lu Kanunla memnuiyet

kaldinlmitir.

(Ve latankihul murikati hatta yu'minne. Bakara


7- Evvelce goriildugii lizere hiir

Suresi,

Ayet 221).
olan

kadm

(seyyide),

memluku

koleye nikahsiz nefsini teslim edemeyecegi


nikah da yapamaz.
8- Hiir bir
hiillesiz eski

gibi,

azad etmedikge onunla

kadm

ii?

kere ve cariye

iki talakla

boandiktan sonra

kocasiyle evlenemez.

182. Rida',

Yukanda bahs

edilen

siit

akrabaligi ne Hiristiyanlikta (ve


bir

Roma
rida'i,

hukukunda) ve ne de Yahudilikte
vaftiz miinasebeti nikah manileri

hukuki

rol

oynamaz. Hiristiyanlikta

arasmda goriilmektedir. Islam

yalmz nikaha mani

saymitir; fakat mirasfiliga sebep tutmamitir. Siit

miinasebetinin nikah manii sayilmasi, ancak eski Araplarda, bir de eski

Ermeni hukukunda gosterilmektedir


Rida' emzirmek demektir; emzirene murdia, emzirilen gocuga
radi' derler.

Aile

Hukuku

225

Bir

9ocuk

rida'

miiddeti

i5inde,

yani

dogumundan

itibaren

Imam-i a'zama gore iki bu9uk yil i9inde hangi kadmdan siit emerse, ister dogrudan dogruya memeden, isterse emzikten emsin, onun siit focugu olur. Her halde emzikli, yani memesinin siidii olmayan bir kadmm memesini gocugun

Imameyne gore

(ki fetva

bumm

iizerinedir) iki,

agzma sokmasiyle
inan9lara,

rida' sabit olmaz.

Rida' memnuiyeti eski Arap cemiyetindeki adetlere an'anelere ve


muhitin,

toplulugun yarattigi
Miicerret

hissi,
irsi

ruhi
bir

sebeplerden

ileri

gelmi

olacaktir.

emzirmeden

hastaligm

vukuu

hekimlik9e reddedilmektedir. Bay


tavsiyeler
(cilt

Omer Nasuhi
ileri

Bilmen'in
Islam,

''Hukuk-i

isldmiyye ve Istilahdt-i Fikhiyye'' sinde


2,

surdugii miitalaalar ve
teessiisxi

No. 303) hi9 doyurucu

degildir.

siralannda kokleri derin olan adetleri sarsmami, yiiksek ideallerine

aykm,

zararli

olmayar

telakkilere, muesseselere ilimemitir.


siit

Murdiamn ve kocasmm neseb ve


itibarla

cihetinden akrabasi radi' i9in

akraba olursa da radi'in akrabasi murdiaya ve kocasma akraba olmaz.


bir

Bu

kadmm

emzirdigi 90cugun neseb cihetinden kiz kardei


nikahlayabilir
.

murdiamn erkek kardeini


islam hukukunda
diyaneten vacibtir.

hiir

anneye, 9ocugunu emzirmek kazaen degil,


siiretde

Kadm, kocasmdan bayin

aynlmi? olmadik9a

rida' dan dolayi bir iicret isteyemez.

183. Fasid Nikah.

ahidsiz veya bir ahid huzurunda yapilan nikah

ile

kendisinde

memnuiyet

sabepleri bulunan (No. 181) nikah fasiddir.


ile

koca gibi yaamalanna miisaade edilmemesi, kendileri aynlmazlarsa aralannm kadi tarafmdan teMk olunmasidir. Bundan baka fasid nikahda yaklamadan sonra
Fasid nikahm hiikmu, erkek
kari

kadmm

aynlma olmu

ise

mehir tesmiye edildigine gore mehr-i miisemma


ise o,

ile

mehr-i misilden hangisi az

tesmiye edilmedigine gore tarn (baligen

445

Arsen Kihcyan, Das armenische Eherecht and Grundzuge der armenische Familienorganisation (Zeitschrift der vergleichende Rechtswissenschaft, 1911,
cilt

25, s.253-

278,317). Emzirmenin, verilen


Mflar vardir,

(memenin) miktari bakimmdan mezhebler arasmda ihtiafiiye gore hormet sabit olmak i9in en aagi be defa emzirmenin art
siitun

oldugu kayit

edilmitir. Rida'

hakkmda

Sahih-i Buhari terctimesinde bir takim hadi-

seler nakledilmektedir: Cilt, 11, s.296, 809-314.

226

'

Islam Huknku

ma

belag) mehr-i misil (Hukuk-i Aile Karamamesi, 58) lazim gelir. Aynlma yaklamadan once oldugu takdirde sahih bir buluma vaki' olsa

dahi hi9 bir mehir verilmez; halbuki buluma fasid nikahda dahi iddetin liizumu i^in kafidir. Fasid nikah, bakasiyle evlenmeye mani degildir.

Yaklama olmadikQa fasid nikahla bir sihriyet kan koca arasmda yaklama bulunsa dahi,
kocadan birinin
oliitnu halinde o biri miras?!

hasil olmaz. Fasid

nikahda

hatta tefrikden once

kan

clamaz.

mucib olmakla beraber nikah uphesi bulundugundan haddi icabetmez. Fasid nikahda dogan 90cugun nesebi babasmdan sabit olur. Fasid nikahda taraflann gerek kendiliklerinden aynlmalan ve gerek hakim tarafindan tefnk edilmeleri talak degildir. Bu itibaria bu aynlma talak sayisma mahsup edilmez; talak sayisi, mesela ahit noksamndan
Fasid nikah uzerine

kadma yakla?ma

ta'ziri

dolayi

aynlmada yeni yapilacak sahih


etmemi, yani ikrah
ile

akidder^ sonraki tatlikden balar.

Garipdir ki HanefT mezhebi nikah gibi


itibar

muhim

bir akidde ikraha

tutmutur (Mu'teber ikrah


olur);

ile

vuku' bulan nikahi sahih ve mu'teber olan nikah er'an sahih olur mu? Elcevap

(Ceride-i Ilmiyye, adet 18 s.243;

AH

Efendi Fetdvdsi, Kitab-ut

Talak)^^
184.

Aynlma

(miifarekat) ve Talak.

Islam hukukunda kan koca arasmda a:/rilma bir ka? ekilde olur.

Normal
^^^

hal koca tarafindan


afirye gore ikrah
ile

boama

(talak)dir'^l

Bu

suretle nikahi bir

Imam
rin
i

nikah mu'teber degildir. Nikah ve talak gibi tasarruflameruttur. Ihtiyar ise ikrah
ile

mu'teber olmasi ihtiyar

ile

ictima edemez.

Hukuk-

Aiie

Karamamesi

(asirlardan beri icra edilen tecrubeye gore bir takim erMere

90k namuslu ailenin eref ve haysiyetini ihlale sebep olmu, nice namuslu kadinlarm ka9irilarak cebirle eirradan birine nikah ediimesine meydan vermis ve ailelerin kizlarmi kurtarmak te^ebbuslerini akim birakmi^ olan) bu Hanefi iftihadmi birakarak 57 inci maddesinde ikrah ile vuku' bulan nik^hm fasid olacagmi kabul etmitir. Kur'an ve hadise gore "nikahtan maksat cinsT ihtiyacm tatmm ve istifasmdan ibaret olmayip belki bir arkada tedarikiyle tedbiri menzil etmek ve boylece
cur'et vermi ve bir

^^'^

almak" (Haci Zihni s.5 ve 1 12) olmasi itibaikrah riyle alelade bir ah? verii fesada ugratan ve mesela bir bey'in sihhatini bozan (Mecelle m. 1006) ve aka gibi hallerde nikahm misil olup da sahih ve mu'teber sayildigmi anlamak kabil degildir. Islam hukuku, evlenme hususunda mukavele serbestligini bir 90k tahditlere t^bi tutarken talaki geni surette kocanm eline birakmi^tir. Bununla beraber Kur'an ve
din ve

namusu

hifz ve emniyet altma

hadiste kocalarm gelii guzel kanlarim tatlik etmeleri caiz oimadigi bildirilmi, ayetde (Misa Suresi, 34), "karilarmiz size itaat ederlerse onlari incitmeye bahane a-

Aile

Hukuku

227

tarafli

ref etmeye tatlik, yani boama, boayana mutallik, boanan


denir.

kanya mutallaka
Talak
etti.

(repudiation)

Islamdan

once

Araplarda

vardi'^^.

tsrail

hukukunda da

bir tarafli talak mevcuttur'^^. Islam, talaki iki ekilde tespit

Biri ric'i talak, yani geri aimabilir, vazge^ilebilir talak, obiirii bain,

yani kat'i talak'tir^^^.

Her

iki talak ai'asmdaki fark esas itibariyle

bxmun

formiiliindedir:

Tatlikde kuUanilan sozler sarih olnr ve U9 adedi veya bain kelimesi ilave
ramayin" buyurulmu,
hiille

mecburiyeti altmda
I,

tatlik

lUzumu

anlatilmi

(Hamdi

Yazir, Kur'dn Dili

s.788), kari

hususunda hafiflikten ictinab koca arasmin a9ilmasin-

dan korkuldugu vakit hakemlere ba vurulmasi tavsiye ediimitir (ayni Sure, Ayet 35), (Allaha en sevirisiz oian helal talaktir) sozil de hadistir. Fakat tatbikat ve ictihad b6yle olmamitir. BiMssa sarholukla ve biraz sonra gorulecegi tizere ikrah iie yapilan talak muteberdir. Sarhoun talaki hakkmda Hanefi Imamlari arasmda ihtilaf nakledilmekte ve Imam Yusufa gore sarho^im talaki muteber sayilmamakta ise de Osmanli Imparatorlugunda miiftabih olan muteberligidir (Z. har^m olan bir ey isteyerek yemek ve i9mekten dolayi sekran iken zevcesi Hindi talki selase ile tatlik etse Hind zeyitten 119 taMk bo olur, Certde-i Ilmiyye, adet 4 s.l65). Bunun gibi talakm akadan s5ylenmesi ile de ciddi halde verilen taMktan farksiz olarak kadm bo olur ve yine maksadi talak degil iken yanilarak, airarak karisma boadim diyen adamm karisi boanmi olur. Hanbeli mezhebine gore bayilmakla, sarho edici bir madde i9mekle akli zail olanin
talaki vaki olmadigi gibi hatta zevc,
tatlik etse talak

gazab halinde,

iddetli bir hiddet i9inde karismi

olmaz.

imm-i a'zama ve Osmanli Imparatorlugunda miifabih olan kavle gore ise ikrah ile de talak muteberdir (ilaah ile vaki olan tal^ muteber olur mu? Elcevap: olur AH Efendi Fetdvdsi- Kitdb-ut-taldk), \m^m afii, Malik ve Hanbel'e gore ikrah ile talak v^ki olmaz, yani mu'tsber degildir, u da var ki Haneflye gore ikrah ile taMk muteber sayildigi halde taiakm vukuunu ikr^h ile ikrar (ihbar) mu'teber degildir (No. 336). Taiakm ikrah ile, aka ile, agizdan nasilsa hata ile ka9irarak soylenmesi ile kurulmu bir insan yuvasinm bozuluvermesine akil erdirmek kabil olmamakla beraber Osmanli imparatorlugunda 600 yildan fazla zaman boyle devam etmi^tir. Hukuk-i Aile Karamtoesi, sario^un tal^kim ve ikrah ile yapilan tal^i mu'teber saymamitir.

(Madde

104, 105).
Tdrih~i Din-i Islam, Cilt

^^

Mahmud Es'ad,

cM
"^^ ^^^

olup miiteferrikaii tatbik ederlerdi.

Medhal No. 328: Arapta Taiakati selase Kur'an'm 58 mci Suresi 1-4 ayetleri eski
I.

Arab adetlerinden zihar hakkmdadir (Kaytano, tsldm Tdrihi, cilt 4. S.447). Tesniye, bab 24 No. I, E'iya, bab 50, No.I, Ermiye, bab 3 N0.8. Bakara Suresi, Ayet 229: Ettalaku merretan'i, fe imsakiin bi maruf in ev tesrihtin
ihsanin, yani

bi

boama

iki keredir, talaktan

sonra ya dontip eyilikle tutmak veya


Dili, cilt 1, s.780).

gii-

zellikle saiivermektir

-Hamdi Yazir, Kur'dn

Keza 65

inci

Sure
6

(Talak Suresi) 2 nci Ayetine ve bunun tefsirine (Hamdi Yazu*, Kur'dn S.5059) bakmiz.

Dili, cilt

228

Islam Hukuku

edilmezse bu talak

ric'i olur.

Fakat talak bu suretle

ric'i

olabilmek i9m

kan koca arasmda yaklama vuku bulmu clmak^lazitndir. 01mami ise talak saiih sozlerle de olsa bain olur {HukukA Aile Karamdmesi 111,
112). Bir de talak bir bedel, ivaz mukabilinde olursa yine baindir (Hukuksanh surette i Aile Karamdmesi 116); kuUamlan sozler talak manasim

mekni olursa veya bain kelimesini ihtiva ederse, seni bain talak ile boadim suretinde olur veya :alak up adediyle yapilirsa o talak bain olur'^^V u halde sadece boadim sozii ile clan talak bunu soyleyen kocamn niyeti bain olsa dahi ric^'idir. Senin kocan degilim; benim kanm degilsin; aramizda nikah yoktur; kendine koca ara; gibi
ifade etmez, kinaye,

boanmayi gostermeyen kinayeli sozlerle yapilan talak bain'dir ve adet Have edilmedikge bir bain talak'dir; ancak boyle sarih olmayan sozlerle bain talak tahakkuk etmek i?in kocamn bu sozlerle talaki niyet etmi olmasi veya bu sozleri talak miizakeresi sirasmda s6ylemi bulunmasi lazimdir. Bilakis kocamn oliim hastasi halinde iken kansmm talep ve muvafakati olmaksizm onu bain talak ile boamasi ric'i talak gibi sayilir ve oliim iddet iginde vuku bulursa kadm ona varis olur.
sarih
surette

Fakat,

kadm olixrse koca ona varis olamaz. Hiir kadm i?in talak adedi ii? ve
hiir,

clriye ipin ikidir. Hiir'un ve


hiir

cariyenin kocasi ister

ister

kole olsur aynidir. u halde

olan
ile

kansmi
boayip

bir

veya

kadmm

def a, cariye olan kansmi bir defa ric'i talak iddeti ipinde talakmdan riicu etmeyen koca kansmi
iki
ile

bir

veya

iki

bain talak

boami
ise

olur.

C^nku

iddet ipinde riicu edilmeyen

talak bain olur. Bain talakda koca hiirde henuz u, cariyede iki talak

hakkmi kullanmami

yeniden nikahla ve yeni bir mehirle o kadmi alabilir. Ric'i talak evlilik birligini ref etmeyeceginden iddet miiddeti ipinde koca ric'at etmekle, vaz gegmekle, yeni bir nikaha ve ahidlerin huzuruna ve kadmm nzasma Itizum kalmaksizm ve yeni bir mehir

mahal olmaksizm kadm yine o erkegin kansi olur, daha dogrusu zevciyyet avdet eder. tddet miiddeti gepmeden once kan kocadan biri
tayinine
oliirse

o biri onun mirasgisi olur.

ister bir

hakkmda
^^^

ii?,

ayn ayn zamanlarda yapilsm, hiir kadm cariye hakkmda iki talak ile hasil olan beynunet'e yani def ada
ister
ile

Z. yaklami oldugu zevcesi Hindi (bir) bayin talak

boadiktan sonra iddeti

i9in-

de Hinde U9 talak bo ol dese Hind U9 talak ile ile bir hususa muteallik davasi olmakla A'31 er'e dava ettikde A benim er'ile Z., iim yoktur, ben iimi kanun ile gorurtim dese A^a tecdidi iman ve nikah lazim olur

bo olur (Ceride-i tlmiyye, 32, s.898).

(Ceride-i tlmiyye, 76, 77,

s.

2474).

Aile

Hukuku

229

kat'i

aynhga beynumet-i kubra


derler.

mugallaza=agir aynlik)
iki,

cariye

hakkmda

ovc

beynunet-i Bain talak hiir kadm hakkmda bir, veya defa olmu? ise bu aynlik ku9uk ayrilik,

(buyiik

ayrilik

veya

beynunet-i sugra di/'l Birinci halde, kan kocanm tekrar evienmesi' kannin baka biriyle evlenip (kendisine yakla?madan sonra) olum veya talak ile ondan aynlinasi ve iddetini de 9ikarmi olmasi artiyle mumkundiir. Bu muameleye hiille derler'^^l Luzumu Kur'ana
istinat

zevcen gayrehu" (Bakara, Ayet 230) Ayette yaklama arti mevcut degildir. Bu itibaria huUenin, dedigimiz ekli useyle hadisi diye mehur bir hadise, siinnete dayanmaktadir. Bu mecburiyet, talak salahiyetini gelii giizel,
buyurulmutur.
fena

eder.

Kur'an'da

J'hatta tenkiha

kuUanmamasi

i9in

boayan kocaya

bir zecr,

ceza olarak kabul edilmif tir.

185. Talakta art ve

Zaman.

ve izSfe edilmeden hemen yapilacagi gibi nikah hilafina olarak ta'lik ve izafe siiretiyle de yapilabilir. Filhakika bir kinase talaki bir arta ta'lik ederse artm vukuu anmda talak da ta'likin tarzina gore ya bSin veya ric'i olarak vuku' bulur. art kocanm veya kannm fiili olabilir: Raki i9ersem zevcem bo olsun veya kanm benden izinsiz evden 9ikarsa bo olsun suretinde olan taliklerde koca raki i9erse veya kan izinsiz evden 9ikarsa talak vuku' bulur. Talak,
ta'lik
^

Jalak,

bir arta ve

zamana

aym

onbeinden itibaren bo?sun suretinde de


186. Talaktan Ric'at.

olabilir.

Talakm, zamana
(ric'atm) ileriye
"^^

izafesi

ve ?arta

ta'liki caizse

de talaktan riicuun
degildir.

muzaf veya bir

arta ta'lik

kilmmasi caiz

yaklajmi? oldugu zevcesi Hinde bo ol, bo ol, bo? ol dese Zeyd, Hindi hullesiz tezevvuce kadir olur mu? 31 cevap: olmaz. Ceride-i tlmiyye, 16 s.l47. Birden fazla talSki bir def ada yapmak bid'atdir, sunnete aykindir.

Boyle

bir talaka

bid'i talak derler, karjiti

sunni talak'dir

ki

ile boamakdir (Talak Suresi, ayet 1; ve sonrakilere ve bajlica oradaki Hanbeli imamlarindan ibni Kayyim ve tbni Teymiye'nin ictihtdlarina bakiniz).

talak

kadmi bilhSssa her def asmda bir ric'i Hamdi Yazir, Kur'dn Dili, cild 6, s.5046

454

Fasid bir nikahta taiak ve lian cereyan etmez; yani b8yle bir nikShta talakin hiikmii yoktur. Kadm 119 tallk ile bo?ansa dahi hiille lazim gelmez. Hulle israil hukukunda yoktur; yani bu hukukda bilSkis kocasindan bo?anan kadm kocasiyle yeniden evlenebilirse de baka kocaya varmasi halinde ondan bojanmasi veya onun olmesi iizerine eski kocasiyle bir daha evlenemez (Tesniye, bab. 24, No. 1-4; Hukuk-i Aile Kamrnamesi, 118).

Talakm hemen ikaina tenciz ve boyle

talaka miineccez denilir.

230

islam Hukuku

Ric'at,

ben talakimdan vazgeptim veya kanma rucu ettim


fiili

gibi soz

veya yazi ile olabilecegi gibi mesi bir ric'attir.


Ric'i talak
ile

de

olabilir;

meseia kocanm kansini 6p-

bain talakm hukumleri arasinda gordiigumuz farklar-

kansina dan baka bir takim farklar daha vardir. Ric'i talak i9inde koca i9inde koca kazif ederse had lazim gelmez; li^na miiracaat edilir ve iddet
oliirse

karinm

iddeti, vefat iddeti olur.

187. Taiakin

TeMzi.

temlik Bir de talakin tefvizi vardir ki kocamn tatlik hakkrni kanya riicu edemez. etmesidir ve bu tefviz, temlik yapildiktan sonra koca ondan ^suretle Tefviz ne ekilde yapilmi ise kari talak hakkmi ancak o
kuUanabilir; yani koca istedigin

zaman benden boan demi

ise talak ric'i

edilebilir. olarak tefviz edilmi demektir. Tefviz bir miiddetle takyid de

188.

Boanma Mukavelesi (Muh^laa, Mubaree). Talakin bir hususi ekli de boanma mukavelesidir. Buna muhalaa,
derler.

mubaree

Muhalaa, ivaz mukabili talakdir ve kadin tarafindan bir muavaza'dir; bundan dolayi kadm icabin:. yaptiktan sonra koca tarafindan ayni mecliste kabul edilmeden once bu muavazadan riicu edebilir; kabul olmak lazimdu:; kadm muhayyerlik de art edebilir. Koca tarafindan ise yemin bittalaktu:; yani talaki kanmn kabulune ta'lik'dir; talak hakkmda
bir miikellefiyetdir.

Bundan

dolayi koca icabini yaptiktan sonra geri ala-

maz.

Muhalaa ve mubaree
lik

ile bir

bMn

talak vukubulur ve nikaha miiteal-

tasrih haklar sakit olur. iddet nafakasi ve ^ocuk nafakasi mukavelede

edilmedik9e sakit obnaz.


189. ila'.

Boanmanm baka

bir

husiisi

sekli

ila'

(perhiz

yemini)'dir,

olaCahiliyede Araplar kanlanyla ge9imsizlik halinde bir nefis tecriibesi yemin rak onlara bir iki yil danlip yaklamazlj ve yaklamayacaklanna kansma yaklamaederlerdi. Islam bu mtiddeti dort aya indirdi^^^ yani

mak
gore

iizere
iki

yemin eden kimse, kansi hiii- olduguna gore dort, olmadigma aydan ziyade ii uzatmaya izinU olmayarak bu miiddet i9inde

I" BakaraSuresi, ayet226.

AileHukuku

231

yenunini bozarsa, yani itcu ederse, kefaret^^^ veya yemininde beyan ettigi cezayi vererek nikahi muhafaza edecegini; yemininde durursa kadmm
bir bain talak ile

bo olacagmi kabul ve emir

etti.

190. Zihar.

Cahiliyedeki talak jekillerinden bin de Zihar'dir

(n.

448). Bu, ko-

kansmi balalmasi caiz olmayan, kendisine haram olan, bir kadmm bir yerine, noktasma benzetmesidir: Arab, kansma bu makamda sen bana annemin sirti gibisin demek olan "enti aleyye ke zahri iimmi" sozlerini kuUandigi i5in bu adi almitir. Boylece bir kimse kansma sen bana annemin arkasi, kami gibisin demekle zihar'da bulunmu olur.
nikahli

canm

Zihar bir miiddet

ile

de takyid

edilebilir,

mesela

alti

aya kadar sen bana

annemin
sayilir,

arkasi gibisin
ile

demek

suretinde olabilir.

Zihar
yani

nikah

kocanm etmedik9e kansma yaklaamaz'^^^. Kadm kocasmm kefaret vermesini hakimden talep ve hakim de zevci kefaret vermek veya boamak uzere
tazyik ve ta'zir edebilir.
191. Tefrflc.

olamaz; bilakis zihar, kefareti mucib bir beyan kefareti ile zihann hiikmii, hormet zail olur; kefaret
zail

Bu boama

nev'ilerinden baka bir de tefrik vardir. Bu, balica

yapmazsa Kadi yapar. Fakat koca tarafmdan bir teMk bahis mevzuu olmaz; 9unku talak onun elinde oldugundan buna liizum yoktur. Nikaha itiraz hakki olan veli bu itirazmi kuUandigi takdirde Kadi tefrikte bulunacagi gibi itik muhayyerligi olan cariye de Kadmm hiikmiine hacet olmaksizm dogrudan dogruya kocasmdan aynlabilir.
fasid nikahlarda olur.
ilgililerden biri yapar,

Bonn ya

Nikah manilerine I'agmen evlenmi olanlan hakim kendiliginden yani bir talep ohnaksizm da tefrik eder.

456

Boyle ila'daki yeminini ve


olarak

ziharini

bozan kimse

ke^et ile mukelleflir. oimayip ke&et etmesi lazun


mek, bundan aciz
ise iki
fakiri akamli, sabahli

Oziirsiiz oru^ yiyen


gelir.

bu gunahma kari bir ceza kimsenin de yalniz tevbesi kafi Kefaret, kef^et niyeti ile rakik azad (I'tak) etiledigi

ay arasiz oru? tutmak ve buna da muktedir degilse altmi doyurmak veya onlardan her fakire aynen veya kiymet itiba-

riyle birer fitir sadakasi vei-mektir (Haci Zihni,

Nimet

ill

Islam, II Kitdb us Savm,

s.

61),
457

Kadm kendisine yaklamayan ve kefaret de


ve kadi, ya kefaret veya karismi
tatlik

etmeyen kocasmi kadiya ikayet

edebilir

edinceye kadar onu hapseder.

232

Islam Hukukii

(impotence = innet,ananet; bu kimseye denilir) ve Hanefi Imamlanndan Imam Muhammed'e gore cinnet (deliabralik) lik), ciizam (miskinlik hastaligi) ve baras (uyuz hastaligi,

Erkegin

iktidarsizligi

mnm

hirer tefiik sebebidi/^l

192. Lian.

Ceza Hukukunu ve muhakeme usulunu ilgilendiren bir tefnk sebebi de Liandir. Lian yeminli oiarak, zina iddiasi ve zinayi inkar suretinde
cereyan eden bir

muhakeme usuludur. Buna miilaane de denilir, Ecnebi hakkmda hadd-i mucib olan kazif kan koca hakkmda
olur.

Lian'i
fikih

mucih

Lian kan koca arasmda

firkati

mucib oldugundan

kitablannda talak nev'ileri arasmda hahsedilmitir. Yapilan Lian zevc hakkmda hadd-i kazif ve zevce hakkmda zina haddi yerine ge9er.

Liamn muhakeme

usulii

Kur'an'da

siki bir ?ekilde tesbit edilmitir;

24 uncii Surenin (Nur Suresi) 6 nci ve sonraki ayetlerinde yazihdir. islamda lanet usulii ve ilahi muhakeme veya manevi tecriibe denilen mahkumi?eyler tamamen mefhuldur^^^ Ancak Lianda boyle manevi bir goyet kokusu hissedilebilir. Bunun tsrail hukukunda daha orijinal ?ekU

zUkur(Adad5,No.
Miislim,

11-31).

koca bu sifatlan haiz ve zinadan ve onun tohmetinden uzak ve temiz bulunan kansma sarih surette zina isnat ettigi veya bu Qocuk benden veya babasmdan dehiir, akil

ve baUg olan ve

dilsiz

olmayan

bir

gildir

diyerek veledin (focugun) nesebini nefiy (red) eyledigi takdirde


miiracaatla ikayet ve

kan Kadiya

hak

talep eder.

Kocanm

kazfi (zina

veya kadmm ispati ile sabit ise, koca zinayi ispat edecektir ki bu, ileride ukubat bahsinde goriibcegi iizere dort hiir erkek aisnadi) ikran ile
^^^

imam Ebu

Hanife ve Ebu

Yusuf a gore son

1:9

hastalik i9in

kadma

nikahi fesih,

tefrik talebi hakki

tanmmamaktadir,

Ve Osmanli

Im'paratorlugunda son

zamana

ka-

fakat Imam dar bunlarm ictihadmca amel edilmi^tir. Obur Imamlar bazi farklaria, Muhammed gibi kadmm tefrik hakkmi kabul etmektedirler. 8 Mart 1332 (1916) ta-

rihinde

yolunda fetva verilerek mucibince amel olunmasma Padiah tarafmdan irade sadir olmutur. Bu rey, 31 Ekim 1333 (1917) tarihii Hukuk-i Aile Karamamesinde kanuni bir ekil almitir (madde: 120 ve sonrakiler).

Imam Muhammed'in

re'yi

"^'^

Cibab, mecbubiyet tenasul uzvu, hayalan kesilmi^, hadim edilmi olana derler. sanigi atede kipFilistinde Bi'ri seba' Muslumanlari arasmda muddeaaleyhi veya
kirmizi edilmi bir

buyuk
20,

kaigi u? defa

dilde bir yanik olursa kabahatli,

yalamak suretiyle tecrubeye tab! tutmak ve olmazsa ma'sum sayma adeti oldugunu Die Welt
Recht der sildpalastinischen Beduinen, Erich

des Islams,

Band

1938,

Zum

Pritsch, naklediyor.

Aile

Hukuku

233

hitle olabilir. tspat

de Lian verir;

edemedigi takdirde Lian icra' edilir'^^^; kadi her ikisine 6yle ki Kadi her ikisini kari kariya ayakta tutarak once

kocaya u lanet sozlerini soylemesini emreder, yani koca "Allah ahidim olsun ki ben bu kadma zina kazfmde ve isnadmda (ve Qocugu nefiyde) sadikim" der ve bimu dort defa tekrar eder ve beincisinde "eger ben isnadimda kazib (yalanci) isem AUahm laneti lizerime olsun" der. Bundan sonra Kadi, kanya donerek onun da ayni surette lanet yemini yapmasmi ister. O da "Allah ahidim olsun ki kocam bu isnadmda kazibtir" ve bunu
dort kere soyledikten scnra beincisinde "eger

kocam

sadik ise

AUahm

Kadi bunlarm aralanm ayirir. Bu tefiik hiikmiinden sonra kan kocadan biri oliirse 5btiriiniin varisi olmayacagi gibi, focuk varsa bu 90cugun babadan olmadigi da sabit olmu, yani focuk anaya kalmi olur. Ve boylece 9ocuk artik babasinm mirasgisi olamaz.
bittikten sonra

gazabi lizerime olsun"der.

Bu merasim

Mulaane neticesinde olan tefrikin talak ve fesih olacagi hakkmda tmamlar arasmda ihtilaf edilmitir. tmam-i a'zama gore bu tefrik talaktir: Ebu Yusuf a gore bu tefnkle surekli bir hormet husule gelir.Talak olduguna gore bu, bir bayin talaktir; kan koca nzalanyla tekrar evlenebilirler; fetva bu kavil iizerinedir (Haci Zihni, s. 222). Koca kadimn iddeti 91kmcaya kadar nafaka vermekle
193. Irtidad.
mlikelleftir.

Aynlma

sebeplerinden

biri

de irtidad'tir.

Bu

Islam dininden don-

mek

demektir. Hangi dine donerse donsiin dSnen erkege miirtedd, kadi-

na miirtedde denir. Kan, kocadan biri irtidad ederse kadi'nm hiikmiine hacet olmaksizm nikah kendiliginden kalkar ve "^^^ irtidad eden hangi
taraf olursa olsun

kadma

yaklailmi ise

mehr

ta'yin edildigine gore 0,

edilmedigine gore mehr-i misil lazim gelecegi gibi iddet nafakasi da (aagiya bakmiz) lazim gel ir. Kadma yaklailmami oldugu takdirde irtidad

eden koca olduguna gore mehir tesmiye edilmi

ise yarisi,

edilmemi

ise

460

Kazif sabit olmazsa Lian sakit olur. Sabit olduktan sonra Liandan imtina eden koca Lian edinceye kadar hapsedilir. Ya Lian ederek hapisten kurtulur veya nefsini tekzib ederek kendisini kazif haddine miruz birakir; yani Lian ederse bu hadden kurtulur. Zevce Liandan imtina ederse Lini icra veya kocasmi tasdik edinceye kadar hapsedilir.

Zevcini tasdik ederse kendisinin Lianma mahal kalmaz ve bu ikrari dort defa

dahi olsa kendisine zina haddi lazmi gehnez.


461

Zeydi miislim miirted olsa zevcesi Hind bain olur


tlmiyye, adet 10,
s.

mu? Elcevap

olur {Ceride-i
'

581).

234

islam Hukuku

mut'a lazim

gelir, irtidad

iddet olmadigi i?in

eden kan olduguna gore mehir sakit olur ve nafaka da lazim gelmez.
biri rikk

Kan kocadan

olup da sonradan o birinin milkiyetine

gir-

mi olursa nikah yine kendiliginden ortadan kalkar.


194. iddet.

ma'nasma olan adetten gelmedir; kadmin kocasmdan aymuayyen miiddet beklemerildiktan soma bakasma varabilmesi i9in bir miiddet i9indeki kadma mu'tedde sidir. Bu beklemeye i'tidad ve bu
iddet sayi
derler.

iddetin nev'ileri vardir:

ne suKendisiyle yakla?ma ve buluma olniu olan kadm, her aynlmi?, yani bain veya retle olursa olsun kocasram saghgmda ondan tefrik 3dilmi oldugu takdirde bu ric'i siirette tatlik veya fesih yolu ile ve fakat hayiz (Met) goriir (zatiil hayiz) hiir oldu1-

kadm gebe olmadigma


guna gore
ii9

olduguna ve gebe olmadigma ve fakat hayiz goriir cariye ve cariye ikinci gore iki hayiz ile mu'tedde olur; yani hiir kadm ii9iincii caiz olur. hayizdan temizlenmekle iddeti biter ve ba?ka biriyle evlenmesi Bu iddet nev'ine kuru (yani hayiz) ile iddef; denir (Bakara Suresi, ayet
228,

Hamdi
2-

Yazir, "Kur'an Dili", cild

I, s.

784).

Kocasmdan gebe kalmadigi halde sagligmda aynlmi olan kadm

oldugu hal(ku9uklugiinden veya iyas ya^i'na'*^^ girmesinden veya balig olduguna gore de hayizh olmamasindan dolayi) adet gormemekte ise hiir iddet bekler. ii9 ve cariye olduguna gore bir bu9uk ay

Kocasmdan de boanma veya

yakla?ma ve bulum.a olmaksizin olum ile degil i9in higfesih suretiyle aynlan ve gebe olmayan kadm 146). bir iddet lazim gelmez (Hukuk-i Aile Karamamesi, 3-Kocasimn oliimii sebebiyle aynlan kadimn iddeti, hur olduguna gundiir (Bakara Sugore dort ay on gun, cariye olduguna gore iki ay be Bu, oliim haline mahsus olan iddet, sahih nikah ile nikahh
hi9bir
resi,

ayet 234).

olanlar hakkindadir ve sahih nikahh


dir,

kadm, ciliim halinde bu iddete tabilazim degildir. kocasiyla aralannda yakla?ma ve bulujma olmasi
iddetler, aylar (e:aiir) ile

Fasid nikahda vefat iddeti yoktur.

2 ve 3 numaralardaki
**^

hesabedilen

iddettir.

gebe kalmak ani5d ve iyas ya?!, kadinin hayizdan kesilme ya?idir. Artik kendisinde ayet 4). istidadi kalmayan bu kadma ayise denir (Talak Suresi 65,

Aile

Hukuku

235

Fasid nikahla evli olan

kadma

oliim iddeti tatbik edilmez.

Gebe

olmayan boyle bir kadm yaklama olmu ise hayiz goriir olduguna gore U9 veya iki hayiz ile, hayiz gormuyorsa, 119 veya bir buguk ay bekleme ile
iddetini ikmal etmi olur.

kocasimn sagligmda talak veya tefrik sebebiyle olsun, ister kocasmm olumiiyle olsun ondan gebe olarak aynlmi olan hiir kadm veya cariye dogurmakla iddetini fikarmi? olur; yani gebelikte iddet, dogurmakla 9ikanlir (Bakara Siiresinden sonra inen Talak Suresi (Sure 65), ayet 5, Hamdi Yazir, ''Kuran DiW\ cilt 6, s. 5066 ve sonrakiler). Fasid nikahla nikahli olan gebe kadin da bu dogurma (vaz'-i hamil) iddetine
4- ister
tabidir.

Oliim hastaligi i9in bain talak ile kansim boayan ve iddet esnasmda olen kimsenin yaklami oldugu kansi yukandaki saglik ve oliim halinde aynlmalara mahsus olan iddetlerden hangisi daha uzun ise ona
5-

mesela U9 hayiz gordiigii halde oliim iddeti heniiz bitmemi ise bu iddet bitinceye kadar beklemesi lazim gelir. Tersine olarak olum iddeti bitirmek iddeti bittigi halde, o b:r iddet miiddeti ge9memi ise
tabi olur;

lazimdir.

Iddetin balangici sahih nikahda (velevki talak ba?ka memlekette vaki olmu ve kadm sonra haber almi olsa dr'ii) talak tarihi ye fasid nikahda aynlma tarihi \e vefat halinde oliim tarihidir {Hukuk-i Aile Ka-

ramamesi, 145).
de bir riev'i iddet vardir, mesela dort kansi olan bir kimse bunlardan birini boasa bunun iddeti 9ikmadik9a baka bir kadmi alamaz. Cariye satm alan kimse bir hayiz veya bir ay ge9medik9e onu

Erkek

i9in

istifra

edemez.

195, Neseb.

Qocugun nesebi anadan sabittir; zina ile babadan neseb sabit olmaz. Kocasmm nikahmda bulunan kadmm nikahmdan itibaren alti aydan az miiddet ifinde dogurdugu focugun nesebi koca kendinden oldugunu iddia etmezse ondan sabit olmaz, Alti ay tamammda veya sonra dogan 90cuk ise babanmdir'^^l Baba dogumu (veladeti) inkar ederse bir kadmm

"*"

Zeyd Hindi tezewuc ettikten sonra 27 giin mururunda Hinde yaklaip, yaklatigi vakittan be ay on gun mururunda Hind bir ^ocuk dogursa bu, ^ocugun nesebi Zeydden sabit olur {Ceride-i llmiyye, adet 26, s. 628).

236

Islam Hukuku

ahadeti ile de

dogum

sabit olur.

Kendisinden olmadigmi iddia ederse

Liana

gidilir

(No. 192).

u halde kocanin yaklamadan boadigi kadm, talak tarihinden itibaren alti aydan az zaman i^nde ?ocuk dogurursa 90cuguii nesebi bojayan kocadan sabit olur, Bu miiddetin tamammda veya daha sonra
dogurursa sabit olmaz.
iddete tabi olan)

Boama yaklamadan sonra


sabittir

olursa (bu suretle

kadmm talak tarihinden

itiblren iki yil i9inde

dogurdutarihinden

gu focugun nesebi de yine kocadan


itibaren iki yildan sonra

ve 9ocuk

iki

yildan fazla

miiddet i9inde dogarsa sabit olmaz. Fakat talak

ric'i ise, talak

dogan 90cuk dahi kocadandir. Talak, bayin olduguna gore kocamn, 90cugun kendinden oldugunu iddia etmesi lazimdir.

Yaklamadan once veya sonra olen kocanin karisi, iddete tabi olup oliim tarihinden itibaren iki yil i9inde 90cuk dogurdugu takdirde nesebi o kocadandir. (^ocuk iki yildan sonra dogarsa ondan sabit olmaz.
Fakat biitun bu haller

kadm tarafmdan

iddetinin bittigi ikrar edil-

medigine goredir. Kadm talak iddetinin veya oliim iddetinin bittigini ikrar eder ve ge9en miiddet de bu ikran te'yid eylerse ikrardan itibaren alti aydan once dogmu olan 90cugun nesebi kocadan sabit olur. ^ocuk alti
ay

tamammda veya daha


Fasid nikah
ile

sonra

dogmu

ise sabit

olmaz.

nikahh bulunan

kadmm dogurdugu

9ocuk hakkmda

da ayni hiikiimler tatbik edilir. Ancak hamil miiddetinin balangici sahih nikahda nikah tarihi iken fasid nikahda yaklama tarihidir.
Cariyeden dogan 90cuk, istiM edenin
ter
ister

dogrudan dograya,

is-

bakasinin olup nikahlandiktan sonra satin alarak cariyesi olsim sahiise (istilad edilmi ise) nesep, davetsiz sabit olur (miras

binin kendisinden oldugunu beyan (di've) etmesi halinde onundur. Cari-

ye limm-i veled
bahsine bak).
196. Nii^uz.

Boanma
mevkii
vardir.

hiikiimlerinden de anlaildigi iizere kocanin ailede

iistiin

Esasen

Kur'an'da

"Erricalii

kawamune

alennisai"

buyrulmutur, yani erkekler kadmlann adeta kayyimidir; onlann ilerine

bakan, muhafazasma ihtimam eden kimselerdir (Hamdi Yazir, "Kur'dn

Aile

Hukuku

237

DUr\

cild 2,

s.

1348). Islamda

kadmm

mevkii cahiliyeye nazaran 90k

yiiksektir'^^'^.

koca talak hakkmi teenni ile kuUanacaktir"^^^. O bir taraftan kadm talak hakkmi kendisi igin art koabilir. Koca kansma iyi muamele etmeye bor9ludur. Kansma yiyecek giyecek, mesken tedariki ile miikelleftir. Kansmm, mallannda tasarrufiina miidahale edemez.
Gergi talak
elindedir; fakat

kocanm

olmaksizm onun malmdan kimseye bir ey veremez. Koca mehr-i muaccelini odemi ise karismi evi terketmekten, izni olmaksizm bir yere gikmadan menedebilir. Kan sebepsiz meskeni terketmekten, kocaya kafa tutmaktan (nu^uz'dan)"^^^ memnu'dur. Boyle bir kadma naize derler"^^^. Naize
itaat ile mukelleftir.

Kan

da kocasma

Kocasmm

izni

kadmi, kocamn infak mukellefiyeti yoktur. Koca kendi evinde kansmm,


akrabalan
ile

dahi miinasebetini tahdid edebilir. Fakat kadm, ana babasmi


edebilir;

ve bunlar kendisini haftada bir ziyaret

bunlardan bakasi da

yil-

da

Kan, kocasmm, kendisini ve gocuklanm bir seyahata gotiirmesine lazi olmayabilir. Kocanm meskeni onun akrabasmdan hali olmaz ise ^^e meskeni aile namusunu ihlal edecek kimseler arasmda bulunursa kan orada ikametten imtina edebilir.
bir kere evine gelebiiirler.

gocuklannm nefsinde ve malmda velayeti haizdir. Anamn, gocugun mallannda tasarruf hususimda velayet hakki yoktur; meger ki vast tayin edilmi ola. Fakiigiik

Baba

gocuklar

ile,

miikellef olmayan biiyiik

"^^"^

Cahiliyede Arap, kiz 9ocugunu

diri diri

gomer ve ona miras hakki vermezdi ve onu

evlendirme yolu
"^^^

ile

mal

gibi satardi.

itaatsizliginden korkulan kadina

koca evvela nasihat edecek, kar etmezse bir miiddet ona yakla|mayacak ve kan bununla da mtitenebbih olmazsa hafifce, hakaret etmeksizin vuracak (No. 62) vs bu da fayda vermezse boayabiIecektir (Nisa Surest, ayet
34).
iddetJi

Karinm kocasmm

dovmesinden dolayi Kadiya ikayet hakki vardir. Ve Kadi boyle kocaya ta'ztr verecektir. Bu evlilik mtinasebeti nizami, 1300 bu kadar yil once 90I hayati duunulur ve Napolyon MedenT Kanununun evil kadm hakkmdaki hlikiimleriyle ve hususiyle 1213 lincii ve sonraki maddeler ile mukayese edilirse geri sayilmaz. n. 446, 447.
^^^
"^^^

Bakara Suresi, Ayet 259 ve Nisa Suresi, Ayet 34 ve 128.


Evi sebepsiz terkeden kanyi
edebilir.
itaata ve evine avdete cebir i^in koca Kadiya mijracaat "Mehr-i muaccel alinmi^ ve zevcin meskeni er'isi oldugu muhakkak olaer'i

rak itaatine hiikmi


llmiyye, adet 6,

lahik

olmu bulundugu halde


baptaki

itaat

zevcine teslimi nti^uzunu izalesi ve


s.

itaat

etmeyen zevce-i naizenin hiikmiiniin icrasi" Cende-i

416.

238

islam Hukvku

kat veil

ile

vasinin selahiyetleri bir degildir. Bxinunla beraber

babanm da
ve ve

90Ciiklann mallan iizerinde bir intifa hakki yoktur.

Baba

adil, iyi halli

emin

ise

bu 9ociiklann malmda ma'ruf

surette tasarrufa
.

ve ticarete

bumm i9in bakasini tevkile selahiyetlidir

Bir kiz reid olarak balig olduktan sonra erkek ?ociik gibi, evlensin evlenmesin babasinm velayetinden gikar. Fakat evlenmemi ise namusu-

nu muhafaza
tutabilir.

onu nefsine zam ederek yanmda ikamete mecbur Islam hukukunda pek ku9uk yataki 9ocuk dahi evlendirilebildii9in babasi

ginden evlenmenin kiiyi reid kilmasi bahis mevzuu degildir.


197,Nafaka.
velev ki zengin olsun nafakasi, fakir olsa dahi kocasma a(vacibtir). Fakat bunun i9in kannm muaccel mehrini aldigi halde

Kadmm

ittir

itaatsizlik
arttir.

de (nuuzda) bulunmamasi ve kadin olabilecek 9agda olmasi Nafaka, yiyecegi, giyecegi (kisveyi) ve oturacak yeri (meskeni)

ihtiva eder.

Kadmm nafakasi,
fakir,

kan kocamn

haline goredir. Iki taraf zengin veya

zengin oldugima gore degiir, Koca kansmi infaktan aciz olmakla veya nafakasiz birakip gitmekle aralan tefiik edilmez; Hakim koca aleyhine nafaka takdir ederek kanya bxmu bor9 almak
biri

fakir o

biri

iizere izin verir

ve bakasmdan hakikaten bor9 almi? ise aldigi miktan kocadan istirdad eder. Ve koca mail oldugu halde temerriit ederse malma muracaat olunur'^^^ Fakat Hanbeli ve afii mezheplerine gore aralan tef-

nk edilir^''.
^^^

Yetimlerin mallarina el uzatilmamasi hakkmda Kur'an'da mtiteaddit emirler vardir. (Bakara Suresi Ayet, 220. Nisa Suresi Ayet. 2, 6 ve 10, Osmanli Imparatorlugunda bilhassa Tanzimattan sonra Eytam mallarinm idare ve muhafazasi hakkmda bir 90k
tedbirler

almmi ve nizamnameler 9ikarilmistir. Buttin bunlara ragmen yetim mallan iizerinde daima biiylik geni fendliklar olmadur. Me^rutiyetin ilanmdan iki yil kadar 5nce (15 Nisan 1322 Umum Emvaii E^namm Sureti Idaresi Hakkmdan Nizamname, 1 inci Terttb Dustur, cilt 8, s. 515) te^kil edilen Eytam idareleri de bu ii baaramami ve nih^yet yerlerini Medeni Kanun htikumlerine birakmitir (22 Mayis
1928 ve 488 Eytam ve Emlak Bankasi Kanimu, 5 inci maddesi). Tefrik hakkmda 14 ubat 1331 (1915) taribli irade vardir {Ceride-i llmiyye, adet 20 bakmiz); Hukuk-i Aile Karamdmesi 126, 127. Daha 5nceki Meihat ta'mimi, Ceride-i Ilmiyye'nia 14 tincu ntishasmdadir.

^^'^

Meihatm bu mesele hakkmda 7 Muharrem

ve 2 Terinisani
^'^^

tarihli bir

ta'mimi daha vardir.

babasi varsa sonra ogluna rucu etmek uzere in^k etmesi Kadi tarafmdan babasma da emredilebilir. "Elahkamuer'r^e fil ahvaliahsiyye", Madde 403; Ce-

Kocanm

ride-i Ilmiyye adet 9,

s.

544; adet 10,

s.

25.

Aile

Hukuku

239

Hiir olan baba, hur olan fakir

90cugu oglan

ise 9aliip kazanabileile miikelleftir.

cegi

zamana

kadar, kiz ise kocaya gidinceye kadar infak

^aliip

kazanmaktan aciz olan veya mesela tahsil ile megul olmasmdan dolayi kazan9 i9in 9aiimayaii biiyiik 90cugun nafakasi da babaya aittir.
Hiir olan

9ocugun mail varsa nafakasi malmdan


hi9 bii mail

verilir.

Babanm
iizere

bulunmaz ve hi9

iktidan olmazsa anaiiin kudreti

kazanmaya oldugu takdirde kadi babaya bor9 olmak


bir suretle 9aliip
gelir.

ananin 9ocugii infak etmesini emreder.

nafaka akrabaya ve beytiil'male lazim


art degildir.

da iktidan yoksa Akrabanm miras9i olmasi


ise varis olan

Ananm

Fakat skrabalik dereceleri miisavi

olmayana

tercih edilir.

Qocuklar da faldr olan usuliinu infak

ile mukelleftirler.

Zinadan dogan 9ocugun (veled-i zinanm) ve olan 90ciigun nafakasi anaya aittir.

lian ile inkar edilmi

kocasmdan nafaka istemeye hakki vardir. Yaklamadan once boanan kadma iddet lazim olmadigma gore, iddet
iddeti i9inde de

Kannm

nafakasi da lazim gelmez. Sahih nikahla nikahli bulunan kannm kocasi yaklamadan once leya sonra vefat ettigi takdirde kanya iddet lazim

gelmekle beraber gebe dahi olsa terikeden nafaka verilmez. trtidad veya kocasimn baka kansmdan oglunu opmek gibi bir suretle kocasmdan aynlmaya kendi hile ve giinahiyla sebep olan kanya da iddet nafakasi
verilmez.

iddet nafakasmda giyecek dahil degildir.


198,

Hidane (veya Hadane).

^ocugu besleyip
demektir. Bu,

biiyiitmek iizere
hakkidir.

yanmda bulimdurmak, alikoymak

Yani ana kocasmdan aynlmi bulunsa dahi 90cugim hidanesi kendisine aittir. Fakat ana buna mecbur degildir. Ana, 90cuk erkek ise 7, kiz ise 9 yaina kadar onu yanmda alikoyabiiir. Bununla beraber kadm bu hakki kuUanabilmek i9in hiir, akil ve 90cugu muhafazaya ve korumaya muktedir ve 90cugun mahremlerinden
ba^ka biriyle evlenmemi olmak
"^^^

kadmm

arttir

Hind zevc-i mutalliki Z'den olan sagir veledini bihakk-i hidane imsak uzere iken Z.veledi mezburu ahyanen gelip gCrmek istedikte Hind Z'yi veledini gormekten men'e
kadir oiur

olmaz; Ceride-i tlmiyye, 10, s. 580. Sagir olan Z.babasi A'nrn hacir ve terbiyesinde iken Sagirin ecnebiye mutezewice anasi Hind Sagiri Curiada bir kerre A'nin menzilinde g5rmek murat ettikde A.Hindi, bigayri vechin men'e kadir olur mu? Elcevap; olmaz (Ceride-i tlmiyye, 13, s. 3).

mu? Elcevap;

240

Islam Hukuku

Bu
kini

artlari

haiz olan ana, miislim ve hatta kitabi dahi olmazsa gene


jartlar

hidane hakkmi iddia edebilir. Anada bu

bulunmadigi veya bu hak-

bu hak ana anaya ve daha sonra anne annenin anasma ve daha soma baba annenin ve bunlar
istemedigi veya oldiigii takdirde

kuUanmak

yoksa kadm cihetinden


yoksa gocuk babaya

sirasiyla

en

yakm akrabalanna

ait olur.

Bunlar da

verilir.

Azad olmadik^a cariyenin, slit ananm hidane hakki yoktur. Fakat umm-i veled, sahibinin olumiiyle hiir oldugundan bu hakki haizdir.
Ana, kocasmm nikahmda degilse 90cuk icin hidane iicreti isteyebilir. Bu ucret emzirme iicretinden ve gocugun nafakasmdan ayndir. Qocugu hidane i9in ana ve saireleri cebir olunamazsa da gocuk baka meme almaz veyahut ne babanm ve ne de gocugun emzirme iicretini vermeye
kafi

mah bulunmazsa cebrediUr'^^^.


Edinme.
Israil

199. Evlad

hukukunda oldugu gibi evlad edinme yoktur. Bir kimse ba^kasmm gocugunu evlad edinraekle o gocuk kendisinin olmaz. Cahiliyede cari olan bu usulli Kur'an menetmidir.
islam hukukunda

Ancak nesebi mehul,


5ahsi, yai

yani kimseden sabit ve

onun babasi olmaya miisaid olan bir dur diye ikrar ederse nesebi ondan sabit'^'^^ ve aralarmda nafaka ve miras hukiimleri can olur. Yani bu halde mukarriinleh dogrudan dogruya mukirrin 90cugu gibi verese-i nesebiyesi meyanmda mirascisi olur. Bu baptaki ayet Ahzab Suresi 33, ayet 40 dir. Makane muhammedun eba ahadin min ricalikiim... Kaytano, 4 ncii cilt, s. T'l; Hamdi Yazir, cilt 5, s.
3898.

ma'lum olmayan bir kimse, bu benim oglum-

472

Hind, zevc-i miiteveffa Zeydden olup hidanesinde olan sagire kizi Zeyneb'in vasisi

Amr'in yedinde olan malmdan Zeynep i9in hakime kadr-i ma'rufbndan ziyade yevmi 5u kadar ak^a takdir ettirse Amr ziyadeyi hakime had (tenzil) ettirmeye kadir olur

mu?
9in

Elcevap; olur, tlmiyye Salndmesi, s.516.

Zevcei mutallaka, Hind, hidanesinde olan sagir oglu Amr'in

mah olmamakla Amr

i-

hakime Z.iizerine kadri ma' ruf nafaka takdir ettirip istidaneye izin aldiktan sonra Hind bir muddet Amri istidane ile infak etse Hind istidane ettigi nafakayi Z'den alkadir olur

maya
473

mu?

Elcevap; olur {Ceride-i Ilmiyye, 13,

s.3).

ahis

miimeyyiz

ise tasdiki lazimdir.

Bu

mahiyeti

ile ikrar

burada zaif bir hticcet

olarak goriinmektedir.

Miras Hukuku

241

Biindan baka bir kimse nesebi mefMl bir ahsi, nesebini baka birine isnad edecek surette kendi akrabasmdan, mesela kardei, amcasi oldugunu ikrar eder ve oliimiine kadar bu ikranndan riicu da etmezse o
ahis

bu kimsenin

miras^isi olur ve miras


alir.

hukukunda

goriilecegi iizere

7 nci derecede miras

Bu

ikrar bir nev'i

vasiyet sayildigmdan

mukarrlinleh, mukirrden once oliirse ftiruu veya usulti mukirre varis olamaz (keza Fetvdhdne kararlari),

nda

Bir nev'i akrabaliga ve miras9iliga sebep olan muvalat akdini yuka(n. 439) g6rmutuk,

Lakit, yani cami kapisma veya sokaga birakilmi olan focuk hakkmda herhangi bir kimse neseb iddia etse, yalan oldugu anlailmadik9a

bu miicerred iddiasi geregince gocugun nesebi kendinden bu miiddei kole olsa dahi focuk hiir sayilir"^^"^.

sabit olur.

Ve

XX. Miras Hukuku


200, Islamda Veraset Usaiii.

islamda veraset usulii kendine mahsus ve benzerine baka hukukda tesadiif edilmeyen bir tertipdedir. Bunda mirasci nasbi usulii yoktur. Ro-

oldugu gibi yapilacak bir vasiyet ile kanxmi mirascilik bertaraf edilmez. Oliime bagli tasarruf, ancak ya muayyen bir mail veya terikenin ayi' bir hissesini vasiyet suretiyle veya bir vasiyeti tenfiz memuru veya bir vasi ta'yiai eklinde olur.
islam hukukunda universal veraset yoktur; terikeden en once olliyii gomme (techiz ve tekfin) masraflan"^^^ odenir. Ondan sonra olenin mut474

ma hukukunda

oglumuzdur diye iddia etseler ikisinden de nesebi sabit olur. Bir lakitta hiir ile abd iddiada bulunsalar ve ikisi de beyyine ikame etseler ve birinde bir mtzreccih bulimmasa hixr onu edinmeye evladir. Zimmi ile mtislim iddia eyleseler ve beyinlerinde bir mureccih bulunmasa lakiti miislim alir (Mevkufdt, cilt, I, s. 401). Ldikithakkmdei Ankara Universitesi lldhiydt Fakultesi Der. 1955, 1-II, s. 13-15 deki Pritsch-Spiess'in Kasani den naklettikleri izah. Terciimesi Sabri akir Ansay.
tki

kimse

bir lkit i9in

475

Bu

masraflar oltiyu kefenlemek ve


ait

g5mme

masraflandir. Olenin terikesinden en

once kendisine

bu masraflar

9ikarilacagi gibi iizerine nafakasi lazim gelen ve

kendinden biraz once obnii^ olan oglunun ve zengin olsa dahi karisinm tekfin ve techiz masraflari da alinn. Zaruret halinde kefenin ekalli oltinun btittin cesedini orten bir kat bezden ibarettir. Itidal erkekde U9, kadinda be kat kefenlemektir. (Mahmud Es'ad, Ferdid ill Ferdiz, 58). OlU, cesedine dokunmayacak surette oyulacak kabre
defnedilir.

242

Islam Hukuku

lak,

yani oliim

ile sakit
ile

olmayan^^^ borflan

verilir'^'^

Bu

borglar mueccel

muaccel olurlar. Terikenin bor9lan terike mevcuduna musavi veya daha 50k ise yapacak ey terikeyi alacaklilara alacaklan nisbetinde paylamadan ibarettir.
dahi olsalar oliim
Mirascilar olenin bor^lanndan ancak terike miktanyla mesuldiirler. Terikeden odenemeyip kalan bor5lar sakit clur. Mirascilar bunlan ancak

olene hiirmet icabi ve teberru' olarak isterlerse oderler. Ancak,


borflara kefalet edilebilir.

bu kalan

Buna mukabil

mirascilar ifin terikeyi reddet-

olmadigi gibi kabuUeri de lazira degildir. Bunlar er' icabi, zariM mirascidirlar; feragat ve ret ile mirascihk hakkim kaybetmezler. O bir tarafdan olen, mirascisim iskat edemez: bir mirascisma terikesinden bir mirascilar onu, terikeden hissebir ey verilmemesini emretse dahi

mek

usulii

edemezler. Yalniz mirasciliga mani bazi haller vardir ki aagida goriilecektir. Islam hukukunda bir 90k haklar mirascilara intikal etmez; bir takim akitler oliim ile miinfesih clur; mesela icar, ariyet,
sini

almaktan

men

vedia, kefalet (Mecelle 666)

uf a hakki gibi. Muhayyerliklerde bir goriilmektedir: Ayib, vasif ve ta'yin muhajyerlikleri varise intikal halde art ve rii'yet muhayyerlikleri intikal etmez.

tefrik
ettigi

Borelar 9iktiktan sonra terikede kalan ey heniiz irs (miras) degilVasiyet, dir. Eger varsa bundan vasiyyetler (ensiyayin ifasi lazimdir. terikenin ii9te birine hasr edilmitir; yani olen, mirascilardan baka birine

malinin

ii9te

birinden fazlasmi vasiyet edemez; meger ki mirascilar icazet

^'^^

Zekat ve kefaret bor9lari olum kat 5len, bunlan vasiyet etmi tammmdan muteber olur.

ile sakit olur,

terikeden odemnesi lazim gelmez. Fa-

ise terikenin u^te

birinden ve mirascilar razi olursa

^'^'^

Olenin bor9lari iki turliidur. Birincisi sihhat halinde iken yaptigi borglardir: buna diiyun-i sihhat derler. Bunlar beyyine ile veya olenin sihhat halindeki ikr^riyla sabit olan bor9lardir. Ikincisi oliim hastaligmda veya oltime maruz bir haide iken yapilan bor9lardir; buna diiyun-i maraz denir. Olenin kefalet bor9lan da asil bor9lari gibidir

(Mec. 1605). Olenin bor9lannm hepsi sihhat 3or9lari veya hepsi olum hastaligi bor9lari ise bunlarm i9inden biri Sbtirlerine tercii edihnez. Olen de olum hastaligm-

da boyle bu- tercih yapamaz. Fakat oltim hastaligmda satm aldigi malm semenmi ifa edebilir (Mec. 1604). Olenin kansi zimmette ceyn olan mehrini terikeden evvela da obur alacaklilar gibi hisse alabilir. Fakat vedia gibi racih surette isteyemez; mallar sahiplerine lade edilmek lazim geldigi gibi gayrm (ba^kasmm) hakki taalluk eden bir aym da bu hak istifa edilmedik9e terikeye sokulmaz. Ve techiz ve tekfin ive 9in de sarf edilemez; mesela olenin terhin ve teslim ettigi mal (Mec. 729, 734) semen i9in hapis edilen mal (Mec. 278) gibi.

Miras Hukuku

243

vere, yahut esasen bir mirasci

ne olursa olsun ancak


201. Islamdan

c*

bulunmaya. Mirasciya vasiyet ise miktan bir mirascilann icazetiyle muteber olur.

Once Arab Veraset Usulii.

Araplann peygamberden onceki miras hukuku, putperest dogu Afrika'nm bugiinkii hukuku gibi idi.
s.

Fitzgerald

(Muhammadan Law,

Ill) diyor

ki:

Bu hukukun
tejkil eder.

esas hatlan udur:

1-Birlik halinde ailenin

kuwet ve

kudretini

onun

miinferit uzuvlari

2-Kadmlar
bor9 i9in

tevariis

edemezler ve miilkiyete sahip olamazlar.


yolunda
satilabilirler

3-Kadmlar mal

gibi nikah

ve satin

alinabilirler;

odeme

yerine /erilebilirler ve erkek akrabalan tarafindan temelluk

ve

tevariis edilebilirlerdi. Miilkiyetin

kuwete

istinat ettigi

her yerde bu
idi.

ta-

biidir.

Arap hukuku

bir

mutlak patriyarkal despotizmin ifadesi

Miras hukukunda, kendilerinde kuwetin hiikumranligi goriilebilen


u be esasli kaide vardi:

Miras erkege gegerdi, Kadmlar mal oldugundan mirasci olamaz. (^ocuklar da analannm sahiplerine ait olur ve ananm akrabalanyla hisim
a.

sayilmazdi.
b.

Yakm
Mirasa
Askeri

derece, uzak dereceyi bertaraf ederdi,


siki

9unku

izdirabli za-

manlarda muteveffanm daha


c.

yakmi o olmutur.
stirpes) degil,

istihkalc

kok'e gore (per

kafa iizerine (per

capita) idi.
d.
lik, 2.

ittifaklar eklinde
3.

Kardelik yemini,
ifindi.

mefruz hisimliklar tanmmi^ti: 1. EvlatPatron ve khent (vela); bu balica yabancila-

nn himayesi
e.

Rud yaina varmadiklan i9in kendi miraslanni koruyacak kadar kuwetli olmayan erkek: 9ocuklar mirasa konamazlardi. Biilug yalniz evlenme yai
9agiydi.
degil, ayni

:iamanda erkegin harb i9in olgunlugu ve askeriigi


bir takim ta'diUer getirmekle beraber

Peygamber bunlar hakkmda yeni bir miras hukuku teblig etti.


Tadillerden olmak tizere;
I)

C^ocuklann ehliyetsizligi kaldmldi.

244

Islam Hukuku

II)

Evlat edinmeye ve yemin kardeligine

ait

gerek miras hukuku

ve gerek evlenme xnemnuiyeti bakimmdan bu:un hukuki neticeleri kaldinldi ve babasmm erken oliimii yiiziinden biiyiik babasmm miras hissesinden kendisini mahrum birakmasma ve miitezamr etmesine ragmen

yukandaki b kaidesinin tatbikine

ilimedi.
:le

Hamdi

Yazir, Fahreddin Razi'den nakl

diyor ki (Cild 2,

s.

1299

ve som-akiler): Cahiliye ahalisi iki ey ile tevariis ediyorlardi: Biri neseb, o biri ahid. Neseb cihetinden ne ku9ukleri ve ne de kadmlan tevariis etalmaya tirmezler; ancak akrabadan at uzerinde harb ve darba ve ganimet
muktedir
ricali (erkekleri)

tevns ederlerdi. /^.hde gelince bu


Bir

iki

veghile

olurdu ki birincisi hilf

idi'^^l

hedmin; sen bana varis

"demin demim ve hedmim olursun, ben sana, sen benimle talep edersin ben

adam o

birine

de seninle" der, bu vecih iizere muahede akdettiler mi hangisi arkadamdan once oliirse sag kalanm art mucibince 5: enin malmda hakki olurdu, bundan tkincisi de tebenni idi: Bir adam bakasmm oglunu ogul edinir;
sonra bu oglanm nesebi babasma degil, bu adama nisbet edilir ve varisi olurdu. Bu tebenni de muahede nev'ilerinden bir nev'idir. Muhammed
ba's buyuruldugu (Peygamber oldugu)

zaman once bunlan

cahiliyedeki

hal iizere birakti.., ve bunlara iki ey daha ilave kihndi ki biri hicret, o s. biri muahat, yani kardelik idi (Mahmud Es'ad, Tdrih-i tlm-i Hukuk
271).

Bu da tevariis sebebi oluyordu. Sonra Cenabi Allah "iiliilerham-i ba'zu hum evla bi ba'zin" (8 inci "Enfal" Sure, ayet 75; 33 uncu "Ahzab"
Siire,

ayet 6) hiikmii

ile

bunlann hepsini neshetti ve Islamda takarrur


iigii

e-

den veraset sebepleri ?u

oldu: "Neseb, nikah, vela".

Miras ayetlerine dair olan Nisa Suresinin 11 inci ve 12 nci ayetlerinin niizul sebebi hakkmda Hamdi Yazir baka bir nakl ile: Sa'd bin Rebi' ehid olmu?, iki kizi bir kansi bir de erkek kardei kalmi? idi. Erkek karde

da Peygambere gelip: 'ite Sa'd'm kizlan, Sa'd oldiiriildii, bunlann amcasi da mallanm aldi" diye arzi hal etti. Peygamber de "haydi imdilik git, iimit ederim ki Allah bu babta hiikmiinii yakmda verecektir" buyurmutu. Bir miiddet sonra kadm yine geldi ve

malm

hepsini aldi;

kadm

478

hakkmda Medeniyyet-i Isldmiyye Tdrihi, cilt 4, s. 28. Hicretten sonra Muahat akdi yapildi. Bunda akitlerden birinin vefatmda
Hilf

oburuniin

zevilerhamdan once varis olmasi kabul edildi; fakat bu uhuvvet (karde^lik) meselesi 90k devam etmedi. Bedir muharebesinden sonra nfizil olan "ve ululerhami ba'zuhum
evla biba'zm
fi kitabillahi..."

ayeti ile fesh edildi (Enfal Suresi, ayet 75), (keza

Ahzab
s.

Suresi, ayet 6 ve

Mahmud

Es'ad, Tdrih-i Din-i tsldm, cuz 4, Cild-i Medeni,

17).

Miras Hukuku

245

bu ayet nazil oldu. Peygamber kizm amcasmi gagirdi. "Sa'd m iki kizma siiliisan (uQte iki) ve bunlann anasma slimiin (sekizde bir) ver, kalani da senin" buyurdu ve i^te bu ayet mucibince islamda ilk taksim olunari miras bu oldu, diyor (ayni cild, s. 1300).
iizerine

agladi ve

bunun

202.

Miras Hukuku

-^79 ^^^

/i7^ (Feraiz u,*;i.,':i hiikiimleri)

\480

MM
^^^

Miras hukuku (feraiz hiikiimleri), ancak milk mallarmda caridir. arazide ve tahsisat kabilinden olan vakif arazide"^^* ve icareteynli

miisakkafat ve miistegallata miras huktimleri tatbik edilmez.


Aagidaki bahislerde
'

Mahmud

Es'ad'in Ferdid ul Feraiz indtn istifade edilmistir.

480

Miraslarin taksTmini bildiren ilme Feraiz denilir. Mirastan


varislere

muayyen

hisseleri olan

de ashab-i feraiz (tek olarak: feraiz sahibi)

derler.

2 nci Selim'in

ilk zamanlarma, 975 tarihine kadar arazTi emiriyye (m.91) mutasarnfinm oltimuyle mahiul, yani, beytormale ait olurdu. Bu tarihte arazmin olenin erkek

9ocuklarina meccanen ve kiz ^ocukJanna on yila kadar talebleri halinde tapuyi misli (yani onun misli tarlalar adet iizerine ve ne ve^hile tefvTz olunagelmi^ ise, bigaraz
ettikleri kiymet) ile verilmesi ve evladi yoksa evvela amilk aga^iara ve binalara feraiz mucibince mirasci olanlara, ikinci derecede arazTde halTt ve erTk olanlara ve U^uncu derecede o karye ahaltsinden yere

mUsIimlerin ona gore takdt:

razi Uzerindeki

kanun ittihaz edilmi, bundan sonra ve aga? olmasa dahi ana baba bir veya baba bir erkek kardelere mijsavr surette ve tapuyu misli ile ihale edilmek ve 1/Ramazan/lOlO tarihinde arazinin bulundugu diyarda (yurt'da) sakin kiz karde^e dahi bu suretle verilmek takarrur etmi ve iki yil sonra 20/evval/1012 de baka
90cuksuz olenlerin
arazisi ilzerinde bina

zarureti olanlara tapuyu mislT tefviz edilmesi

yerde oturan kiz karde^lere de bu musaade verilmi? ve 15/Zilkade/1017 tarihinde oglu ve kizi ve erkek karde?i olmaksizm olen kimselerin arazTsinin evvela babalarina, ikinci derecede analanna tapuyu misli ile verilmesi emrolunmu ve nihayet 1264'de kadm veya erkek arazT mutasamfinm olumu halinde arazTsi erkek ve kiz
surette ve erkek evlad yoksa kizlara mustakillen ve eylemesire ve muteveffadan once olen oglun oglunun dahi tapu eshabindan sayilmasina karar verilmi^tir.
<;;ocuklarina

meccanen ve musavT

meccanen

intikal

tarihii Arazi Kanunu'na (Birinci tertip Diistur, cild 1, 165 ve sonrakiler) gore intikal eshabi u? ve tapu eshabi dokuz dereceye 9ikarilmi5 ve on yil sonra 17/MuharrenV1284 tarihinde neredilen TevsTi Intikal Kanunu muci-

Bundan sonra ^ikanian 1274

bince intikal eshabi sekiz dereceye ^ikanlarak tapu eshabi U9e indirilmitir (Birinci
tertip Dtistur, cild 1,
s.

123, 224).

yaca kafi gelmemesi ve yine mesela evlatda halefiyet yolu ile temsile yer verilmi? oldugu halde ana baba tarafindan halefiyet taninmamak ve evlatda da bunlardan bazisi sag olup bazisi evvelce olmu? ise bu kaide tatbik edilerek evladm hepsi oldUgu takdtrde ise bunlann ^ocuklarina boyle temsil hakki vermemek, yani bu durumda torunlara babalanna intikal eden hisseye gore degil ve dogrudan dogruya musavi hisselerle intikal ettirilmek gibi (kanunun esbabi mficibe

Bu

intikal derecelerinin iht

246

islam Hukiiku

milk olarak mallar, sahibleri olan hakiki ahislar tarafindan eyalar, kole ve cariyeler, tasarruf edilen topraklar, akarlar, para /e ve butun bu mallar hayvan ve gemi gibi mallardir. Olenin terkettigi

Milk

terikesini tekil eder; olenin alacaklan

da terikeye

dahildir.

Mirasciya

kalan,

mevrus

seye varis ve

hissesi olan kimolan, terikeye miras, irs, terikede miras terikeden mal alterikeyi birakana muris ve varis olarak

maya
denir.

veraset, olenin

mal

terk ederek tir kimseyi varis

kilmasma

tevris

203. irs Sebepleri.


irs sebepleri utur:

^^^

Neseb hisimhgi, nikah ve vela

(klientel)'dir

akdidir. Yaklama Nikahdan maksad kan koca arasmdaki sahih evlenme koca arasmda mirascihk tave buluma olmasa dahi salt nikah ile kan gerek feraiz ashakkuk eder. Kan kocadan baka olene mirasci olanlar, neseb akrabalandir. habi ve gerek asabe ve Zevi-1-erham denilen

hukuka ve mantika aykiri hilkumler bulunmasi ve mtistegaUatta (aagida vakif mevkufede baka, ve tevsi'i intikaili mtisakkafat ve mahzQrlari nazara alinarak 21/ubat/328 bahsi) baka iki tiirlu intMl kanununun
arazti

emlriyye ve

ia^ihasi)

tahslsat kabilinden olan arazii emiriyye-i (1912) tarihinde arazti emtriye-i sirfa'da ve vahidei kaduneli miisakkafat ve mevkufenin birincisinde ve icareteynli ve icarei mustegallat hakkmda tatbik olunmak umustegallati vakfiye ile mukataa-i kadimeli hskkindaki muvakkat kanun" nejr edilmizere "emvali gayri menkulenin intikaiati dikkate degsr yenilik k6k, parantel usultldilr. Birmci tir Bu kanunun kabul ettigi en babasi veya bunlarin ftiruu uderece 5lenin evladi veya furau, ikinci derece ana ve babalari (Cedleri) ve bunlarin fUruudur citacu derece buylik ana (Cedde) ve biiyuk Ced ve Ceddelerm rntikal hakki (Bir derecede Ced ve Ceddeler varken ikinci derece Dairesinin 29/Mart/1335 ve Uolmiyacagina dair Devlet toasi Milkiye ve Maarif s. "Irs ve Intikal mum! heyetin 30/Nisanyi335 tarihli karan vardir; Himmet Berki taninmamijtir. Derecede mukad173 174) Bu derecelerden yukari intikai ashabi hisseleri miisavat iizeredir dem varken sonraki dereceye intikai hakki yoktur. tntikai bire, ikinci derece rntikal Koca veya kan birinci derece ile beraber Imlunursa dortte yariya (o birleri ifin 7 nci maddenin 2 ashabi ile veya ced ve cedde ile beraber ine miinhasiran intikai hakkma nail olur. nci fikrasma bakmiz), bunlardan hi?biri ycksa kabul etmi?tir. Bu kanun ana ve babaya fiiru' ile birlenieleri haiinde altida bir hisse girmesinden sonraki eiUmlerde Olenin mlri araztsi bu
,

*^^

Medeni Kanun'un ytiriirluge (Medem) kanunun miras hukiimlerine g5re intikai ettirilmektedir. olmasi hakkmda ihtiiaf Peygamberin vefatindan soma Fatima'nin Peygambere varis ohnasmi istidiai ettiler. Eshab "yusikumullahu fi eviadikura" ayeti ve varis
edildi

Ebu Bekir

ma tereknahu Peygamberin "Nahnu mea^irul enbiyai la nurisu olamiyacagmi sSyledi; eshabdan kimse sadakatun" hadisini nakl ile Fatuna'nm va-is oldu (Mahmud Es'ad,[/5M/-! Fikih, inkar eylemedi ve bu icma'-i sukuti menzilesinde
s.

320, 321).

Miras Hukuku

247

rtaktan ve muvalatdan clogan mirascihk vela sebebiyle mirascilikdir


(n.l52 ve 439). Bir kimsede iki sebep birleebilir ve iki yonden miras

mesela bir kimseiiin nikahlisi olan amcasinm kizi olse ve baka mirasci da bulunmasa bu kimse, nikah sebebiyle feraiz ashabmdan olarak terikenin yansini alacagi gibi asabelik sebebiyle de kalan yansim alir.
alabilir;

204. Murisin Oltimii

ile.

Bir kimse mirasci olabilmek i9in murisin olumii

arttir.

Olxim

(mevt) ya hakiki veya hiikmi olur. Hiikmi oliim mefkud hakkmdadir.

Mefkudim mallan,
olan mirascilanna
lar"^^^.

olumiiiie
verilir.

hakim tarafmdan hiikmolundugu

tarihte sag

Ondan once
yani

61mii kimseler mirasci olamaz-

Fakat mefkud bakasma mirasci olmak bakimmdan kayboldugu

tarihde

61mu

gibi farzedilir;

mefkud oldugu zamanla

oliimiine

hiikmedildigi

zaman arasmda vefat eden

bir murisin mirascisi olamaz.

Bir de mevti takdiri vardir

ki, iskat

edilen ceninin oliimiidur. tskat


iskati

eden kimseden cenin igin almacak diyet (gurre) ceninin hayatta bulunan mirascilanna verilir.
205. Varisin Sag

zamamnda

Olmasi

arti.

Bir kimse mirasci olabilmek i9in murisin oliimii

zamamnda

sag

bulunmak

arttir.

Murisin

oliimii

zamamnda ana kammda bulunan 9ocuk


istifi:a ettigi

(cenin, hamil)

nikahdan veya sahibinin

cariyeden olmali ve
mirascisi olmaz-

sag olarak dogmalidir. Fasid nikahta


sa da, boyle bir nikah ile

kan koca birbirinin


alti

kadma yaklajmadan
90cuk mirasci
heniiz
olur.

ay sonra dogan 90CU-

gim nesebi kocadan


Oliim

sabit ^^e

zamamnda 90cuk
ile bir

dogmami?

ise terikenin taksimi tehir

edilmeyerek bir erkek

kiz hissesinden hangisi ziyade ise o kadar

mal

Bununla beraber kadimn birden fazla 90cuk dogurmasi ihtimaline kari, vereseye hisseleri verilirken bu ziyade i9in kendilerinden kefil alinir'^'.
hifzedilir.

^^^

Mirasrn taksimi sirasmda mirascilardan heniiz olumune hukmedilmemi bir mefkud


bulunursa, mesela bir kimse kocasiyla

raksa terikenin yarisi kocaya ve


gi
^^^

bir

mefkud olan ana baba bir erkek kardeini biyarisi mefkud karde igin Kadmm tayin edece-

s. 108; No. 444). gebe H'yi ve anasi S ve kizi ve ana baba bir kiz karde^i R'yi birakmi olsa terikesi '72 sehim itibariyle 9 sehimi H'ya, 12 sehimi S'ye ve 17 sehimi 'ye verilir ve 34 sehimi haml i^in tevkif edilir. Iddetinin bitmesini ikrar etmeden iki yildan az miiddetie bir erkek 90cuk dogurursa alikonan sehim ona ve eger

Z.

kayyima olmu ve geriye

teslim edilir (Ceride-i tlmiyye, 3,


karisi

248

islam Hukiiku

Haml'm en 90k

miiddeti iki yil ve en az muddeti


,

olene vans olabilmesi olenden veya baskasmdan

Hamlin yani olen veya baka


alti

aydir.

birisinden olduguna gore baka baka hiikumlere tabidir.


206. Irs Manileri.

islam hukuku irsden mahrumiyet:: mucib bir takim sebepler tesbit etmitir; yani bir kimse haddi zatmda mirasci olabilirken bu sebeplerden birinin bulunmasi halinde mirasdan mahrum edilir. Bunlara irs mani'Ieri
denir.

Bunlar

dorttur:

1.

Rakik olmak,

2. katil, 3.

din

ihtilafi, 4.

dar

ihtilafi.

Rakik hi^bir halde varis olamaz. Imam-i a'zama gore boyledir) mu'tak-iil, bti'z da varis olmaz.
1.

(ki fetva

ukubat bahsinde goriilecegi iizere katlin be nev'i vardir: Amd ile, ibh-i amd ile, hata ile katl ve bata mecrasma cari katl ve tesebbuble katl. Bunlardan ilk dordu irse mani'dir; sonuncusu, yani se2. Ileride

bebiyet vererek katl mani' degildir'^^\

ris

Bir mtislim, muslim olmayana ve muslim olmayan mlislime vaolamaz. Bunun igin bir muslim, bir kitabi kadm ile evlense bunlar
3.

birbirlerine mirasci olamayacaklari gibi kendilerinden

dogacak 9ocuklar

da babalanna tebaen muslim olacaklarmdan analan ile aralannda bir mirascibk olamaz. Bunun gibi bir muslim, miislim olmayan kolesini i'tak ettikten sonra o kole muslim olmayarak olse mevlasi ona varis degildir.
Fakat din
bir
ihtilafi

olum zamamnda bulunmalidir. Muslim olmayan


kizi

kimsenin muslim ohnayan, mesela oglu veya

o kimsenin

olli-

miinden sonra muslim olsa mirasmdan


tabilerin muhtelif

mahrum

edilemez.
bir

islamm muhtelif mezhebleri arasmda verasete

mani yoktur. Ki-

mezhebleri arasmda da boyledir. Islam teb'asmdan bir

Rum' a

ayni teb'adan Yahudi kardei veya Ermeni kizi mirasci olur {Ceride-i tlmiyye 3, s. 109). Kitabi olanlar ile olmayanlar, mesela Isevi olan
eder.

Mecusi arasmda veraset cereyan

kiz dogurursa alikonan sehimden 24 sehimi

bu kiz 90cuga, 7 sehimi 'ye ve

sehimi R'ye ve eger ^ocuk olu olarak veya iki yildan sonra sag olarak dogarsa alikonan sehimin 19 sehimi 'ye ve 15 sehimi R'ye verilir.
^^^

ikrahi muteber altmda birini

amden veya

diveti

mucib olacak

surette katl

eden kimse

maktulun mirasmdan mahrum olmaz (Mi'ycrul addle, mesele 70).


yahut zirahmi mahreminden birini zinadan dolayi katl mirasdan mahrumiyeti icabetmez (Ali Haydar,
Sabi ve mecnunun katli ve katl li-sebebin gibi
katiller, zevcesini,

99

erhi,

MVydrul

addle, mesele 24).

Miras Hukuku

249

islamdan irtidad eden ve miirted olarak olen veya ecnebi memlekete iltihak ederek iltihakma hiikiim sadir olan kimsenin miislim iken
kazandigi mal miisiim olan veresesine
verilir.

Kadm

irtidad ederse gerek

muslim iken ve gerek miirted iken kazandigi mal


ilir.

varisler

arasmda payla-

Miirted, miislimin mirascisi olamayacagi gibi baka bir miirted dahi

vans olamaz. Muslim olmayan bir kadmm Islam olan kizi irtidad ettikten sonra anasi olse kiz anasma varis olamaz (Ceride-i Ilmiyye, 70, s, 2239).
4.

Muslim olmayan

miiris ile varis

baka yabanci memleketler aha-

lisinden (Devletler ":ebaasindan) iseler aralannda dar ihtilafi ve

bn

itibarla

da her

iki taraf ipin bir

mirascihk manii var demektir.

veya hiikmi olur. Islam tabiiyetinde bulunan bir zimmi ile ecnebi msmlekette bulunan bir harbi arasmda hakiki dar ihtilafi vardir. Bu itibarla yabanci tebaasmdan Kosti olm{i ve ayni tebaadan kardei Yani ile Islam tebaasmdan kardei Todori'ye birakmi olsa biitiin terikeyi Yani alir, Todori varis olamaz {Ceride-i tlmiyye, 10, s. 584 ve 6,
ihtilafi hakiki
s.

Dar

394)"'^

Hiikmi ihtilaf iki ekilde olur. Birincisi Islam memleketinde bulunan bir zimmi ile bir miiste'min arasmdaki ihtilaftir. Bunlar ayni memlekette olmakla beraber miistemin olan ahis kendi

memleketinde

itibar
te-

edildiginden aralannda dar

ihtilafi vardir. tkincisi iki

yabanci devlet

baasmdan olup dan Islamda bulunan iki ahis arasmda olur. Bunlar da mensub olduklan memleketlerde sayilir ve bu itibarla aralannda
mirascihk cereyan etmez.
Fakat muslimler arasmda dar
islam tebaasmdan Z.
ihtilafi

yoktur. Islam bir birlik tekil

ettiginden tabiiyet ihtilafi iki miislim igin irsa mani' degildir.


oldiigii takdirde

Bu

itibarla

dar

iil

harbte olan (yabanci tebaa-

dan bulunan) muslim


Esir olan bir

varisi

mirasdan

mahrum

edilemez.
varis

mlishm nerede olursa olsun hem


dar-i

hem

muris

olur.

Yani

bir

mlishiman

harbe

esir diierse

Islam dini iizere sebat ettik^e


Esaret

hakkmda muslim gibi muamele olunur. Zevcesi mutallaka olmaz. ismetini kesmez (Mahmud Es'ad, Ferdid ill Ferdiz, 214).

^^^

Muhtedi'nin ku9uk 90cugu da babasina tebaen Musluman sayilacagmdan ona varis


olur {Certde-i ilmiyye, 26,
ihtilaf-i
s.

631).

dar hakkmda, Ebuiula Mardin,

Ahmet Cevdet Paa,

s.

121 not.

250

Islam Hukuku

207. dliim Tarihi veya Varisin Bilinememesi

Bunlardan baka oliim tarihinin bilinemsmesi veya varisin kim oldugunun ta'yin edilememesi irsa mani sebeplerdendir. Mesela muris ve vans bir odada oturmaktalar iken oda yansa ve bunlar da birlikte yanarak hangisinin once oldiigii bilinemese (harka), bunlar birbirine varis olmayip her birinin mail sag olan mirascilanna verilir. Bunlar odanin yikilmasiyla

altmda kalarak ayni suretle

birlikte

olsebr (hedma), bu hiikum

tat-

bik edilecegi gibi bir gemide birlikte bogulsalar (garka) veya bir muharebede bir vak'ada birlikte olseler (katla) yine boyledir.

Ve

yine mesela bir kimse kendi gocugunu cami havlusuna birakip

ertesi giinii

piman olarak

geri

almak

igin gittigi vakit

orada baka bir

90cuk daha bularak hangisinin kendi 90cugu oldugunu anlayamaz ve hakikat da meydana 5ikmaksizm oliirse 90cuklardan hi? biri kendisine vans olmaz ve gocuklar da birbirine mirasci olamaz.
208. Hacib (hacb).

Mirasa mani' sebeplerden baka Islam hukukunda hacib denilen bir hal vardir ki bu, velev kendisi bilfiil varis olmasm'^^'^, bir kimsenin viicudiyle baka birini mirastan tamamiyle /eya bir kesimde mahrum

"^^^

Bilfiil

kaydmdan maksad hacbin

verasete salih ve bilkuvve varis olmasi

manilerinden biriyle esasen mirastan mahrum olan bir smi ne noksan ve ne de hirman ile hacb edemez. Mesela olenin kocasi, ana bir kardei, amcasi ve bir de ecnebi oglu bulimsa hisseleri soyle olur:
iaret i9indir. Irs

luzumuna kimse baka-

Koca
sele

1/2, (2)

111
Ana bir
karde
1/3,
d.,

Amca

k.

(yani kalan)

Ogul

h. (yani

mahrum) Me6

Ogul hi? mevcut ohnasaydi miras

hisseleri yine boyle olurdu.

Fakat yukardaki mi-

salde ogul ecnebi ohnasaydi hisseler:

Koca
1

1/2,

Ana baba bu-karde


ile

Amca d, Ogul k. Mesele


1

olurdu.

2
siiliis

Keza baba
lurlarsa

kardeler ve ana i9tima etse karde^ler baba


(u9te bir)

da ananm baba ohnadigi h^ldeki

tamamiyle mahcub ohissesi babanm bulunmaile


ile

smdan

dolayi stidtise (altida bire)


ile

mmek

suretiyle

noksan hacb
l)irlikte

hacbe maruz

kalir.

Kardeler baba
yine baba
ile

dUtukleri halde anayi sUlus hisseden yari hisseye hacbederler.

Ve

babanm

anasi ve anne annenin anasi

bulunsalar baba, baba an-

neyi duurmekle beraber o da kendinden daha uzak derecede bulunan anne annenin anasmi hacb-i hirman ile hacbeder ve btitiin terike babaya ait olur. Hulasa kaide udur:

Mahcub

olan krnise kendi veraseti

hakkmda

oiu ve fakat bakasini hacb nokta-

smdan sag
cak

sayilir

ve kendini hacbeden kimse mevcut ohnayacak olsa


hacbedebilecektir.

hem

varis ola-

hem bakasmi yine

Miras Hukuku

25

birakmasidir.

Bu kimseye hacib, mahrum birakilana mahcub ve tamamiyle mirastan mahrum edilene sakit (duen) derler. Bu duen mirasci feraiz tatbikatmda "f ile gosterilir; Aagidaki emalarda "d" ile
gosterecegiz.

Hacb

iki nevidir: 1

Hacb-i noksan,

2.

Hacb-i hirman.

Birincisinde bir kimsenin miras sehmi azalir, mesela koca veya kan, erkek veya kiz 9ocuk bulunmadigi takdirde
(rubii') hisse alirken boyle bir

yan

(nisif)

veya dortte

bir

gocuk bulundugu takdirde kocanm hissesi dortte bire, kanmn hissesi sekizde bir (siimiin)'e iner. Bu nev'i hacibden miiteessir olan obiir mirascilar ana (iimm) -ki, ii9te bir ahrken 90cuk ve ogul 90cugu veya erkek ve kiz kardelerden iki kii bulundugu takdirde
hissesi, altida bire du?er-

ogul kizi (bin

tiil

ibn) dir-

ki, bir

iken yan, bir-

den fazla olduklan takdirde U9te iki alir ve olenin kizi ile beraber bulunursa U9te ikiyi, yani kizlann azami olan hisselerini tamamlamak i9in altida bir alirlar, yani hisseleri azahr- ve bir de baba bir kiz karde (uht li-eb) dir -ki, bir tane oidugu vakit yan, birden ziyade iseler U9te iki fakat ana baba bir kiz kardele bulxmuyorsa ii9te ikiyi doldurmak i9in altida
bir verilir-.

Ikincisinde haddizatmda varis olan bir mirasci hacbeden bir kimse-

nin bulunmasi yiiziinden verasetten tamamiyle

mahrum

kalir.

Baba

(eb),

ana(umin), ogul (ibn), kiz (bint), koca ve kandan maada olan biitun mirascilar bu nev'i hacbe maruzdurlar. Saydigimiz bu alti varis ise hi9bir
suretle
ile

hirman

ile

mahcub

olmazlar.

Demek

ki farz sahipleri

de hirman

mahcub

olabilmektedirler.
ile

209. ffirman

Hacib.

Hirman
1
.

ile

hacibde

iki

kaide vardir:
ile intisab ettigi

Mirasci olacak kimse olene, bir ahsin ara9ligi

takdirde bakilir:

oulundugu takdirde biitiin terikeyi almakta ise"^^^ o kimseyi hirman ile hacb eder. Veraset sebebi ister bir olsun, ister bir olmasin; mesela baba ile biiyiik baba, ogul ile torun veya olenin babasi
A.
ahis yahiiz
ile

olenin erkek veya kiz kardeleri gibi.

^^^

Bir ahsm yaiiuz bulundugu takdirde biitun terikeyi almasi demek, bir cihetten hakki
olarak almasi demektir; asabelik gibi.
lirsa

Ana

yalniz bulundugu takdirde biitiin mail a-

da bu, boyle bir sebeple degil, bilakis ewela feraiz eshabmdan olarak muayyen hissesini ve sonra da kalanmi red yolu ile almasi suretiyle olur. Bu itibarla biitiin terikeye haddizatmda istitkak kesbetmi olmaz.

252

islam Hukuku

B.

ahis biitiin terikeyi

almaya hakli degilse burada

iki ihtimal ile

karilailir:
a.

Mirascilik sebebi hepsi igin bir ise vasita olan birinci ?ahis, ken-

disiyle 51ene intisabeden kimseyi;


Ister

mesela ana, kendi anasmi hacbeder. baba tarafmdan (ebeviyat), ister ana tarafmdan (iimmiyat) olsun
ile duerler.
aliis

ceddeler ana
b. irs
ile

sebebi bir degilse ara? olan

o kimseyi hacbedemez.

Ana

ana bir karde (veled-i iimm) gibi. Burada ana, analik sebebiyle kendi farz hissesini ve ana bir karde de baka sebebden kendi hissesini alir.
2.

Derece yakmligi (kurb-i derece) ve yakinlik kuweti (kuvvet-i

karabet) kaidesi.
A. Asabelerde ewela derece yakinligma bakilir. Hangisi olene yakin ise o tercih edilir. Miisavi derecede bulundnklan takdirde, hangisinin yakmligi kuwetli ise o tercih edilir. Her iki surette de veraset sebepleri
bir olsun,

asabe mahcub olur; mesela ced (dede)/^^ babanin aagida gorecegimiz ii? haldeki mirasciligmda baba ile; oglun oglu, ogul

olmasm

obiir

ile;

ana baba bir erkek karde^, ogul

ile sakit oliar.

Asabadan olmayan
a.

mirascilarda:
ile

Veraset sebebleri bir ise ewela derece yakmligi

tercih yapihr; a-

na

ile

beraber bulunan ceddeler sakit olur.

Bunun

gibi iki

veya daha ziyade

kizlar ile birlikte

bulunan ogul kizlan duerler; 9iinku bu takdirde kizlar (benat)'m hakki olan U9te iki doldugundan ogul kizma bir ey kalmaz; meger ki ogul kizmm hizasmda veya arasmda bir oglan bulunup da onunla
asabe
iki

Derecede miisavi olanlarda da yakmlik kuweti fazla olan, mesela ana baba bir kiz karde ile beraber bulunan baba bir karde gibi"^^.
ola.

489

Cedd-i sahih, olene nisbetkide araya kadin ginnemi olan babanin babasi ve onun babasi gibi, bu, fasid ced (cedd-i fasid) karitidir. Fasit ced, <3lene nisbetkide araya ana giren
ceddir; babanin anasinin babasi gibi.
fasid

Bu farz

sahibi degildir; zevil erhamdandir.

Nitekim

cedde (fasid nine), yani 5lene nisbetinde kadin ^srkek kanik olan biiyuk ana, mesela olenin anasimn babasinin annesi veya babasinm anasinin babasinin annesi de boyledir. Sahih cedde (sahih nine) olenin anasinin anasinin anasi veya babasinin babasmm a-

490

veya babasinin babasinin anasinin anasi gibi biiyiik analardir. Ana baba bir kiz ve erkek kardeler (ben-iil ayan) ogul ve oglun oglu ve bunun oglu... ile baba ile ced ile duerler. Baba bir erkek r^e kiz kardeler (ben-iil allat) ogul ile ve oglun oglu ve onun oglu... ile, baba ve ced ile ve ana baba bir erkek ve kiz kardelerle ve ana baba bir kiz karde^in kizi ile beraber buiunarak asabe olmasi halinde duerler. Ana bir erkek ve kiz karde^ler (ben-iil ahyaf veya evlad-i iimm de
nasi

derler) veled ve ogul veledi,

baba ve ced

ile dii^erler.

Miras Hukuku

253

b.

Veraset sebebleri bir degilse hi9


ile

biri,

obiirunu hacbedemez;

me-

sela

baba

ananm

anasi gibi.

210. Mirascilar.

Olenin terikesinden techiz ve tekfin masraflan, borglan ve vasiyetleri 5iktiktan sonra geriye bir ey kalirsa bu, dokuz derece iizerine hak
sahiplerine verilir.

Bu dereceler:
2.

Farz sahipleri,
7.

Neseb

asabeleri, 3.

Sebeb

asabeleri, 4.
5.

Neseb
6.

cihetinden olene intisabi bulunan farz sahiblerine red,

Zevilerham,

Mevle-1 muvalat,
tiyle

Olenin, nesebini baka bir ahsa isnad etmek sureettigi

kendi akrabasmdan oldugunu ikrar


alel gayr), 8.

kimse (Mukarr-iin leh

binneseb

Kendisine ude birden fazla miktar vasiyet edilen


ales stilus), 9. Beyt-ul-mal. siinnet

kimse (Musa-leh bima zade

Bu

mirascilar

Kitab,

ve

icma'

ile

taayyiin

etmitir.

Kur'an'da miras haklan gosterilen mirascilar ana ve baba, kari ve koca,


erkek ve kiz gocuklar, erkek ve kiz kardelerdir.
211. Farz Sahibleri.

Kur'an'da

(Nisa

Suresi,

ayet

7:

nasiben

mefruzen,

ayet

11:

veya icma' da farz ve takdir edilmi muayyen sehimleri olan mirascilardir. Bunlar muayyen sehimlerini aldiktan
farizaten minallahi), siinnette

sonra bir ey kalirsa ikinci derecede olanlar

alirlar.

Farz sahibleri

ojiikidir.

Bunlarin onu neseb, yani neseb cihetinden

asabeler yonlinden, ikisi sebeb yoniinden mirascidirlar.

Neseb yontinden

olanlar olenin babasi; babasinm babasi (sahih ced); ana bir erkek kardei

iimm), ana bir kiz kardei (uht li iimm)'^^^; kizi (sulbiyye veya bint) oglunun kizi (ibniyye veya bint iil ibn), ana baba bir kiz kardei (uht li ebeveyn veya uht lehiima veya akika), baba bir kiz kardei (uht
(ah
li

li

eb), anasi (iimm), sahih cedde (sahih nine) sidir.

Ceddin eb

makammli

da, ibnul ibn in ibn

makammda, ceddenin
li

iim ve

bintiil

ibn in bint, ah

eb in ah

li

ebeveyn, uht

eb in uht

li

ebeveyn

makammda

sayilmasi

icma'-i iimmet iledir {Islam Ansiklopedisi).

Sebeb yoniinder olanlar kan ve kocadir.

"^^^

Bunlara evladi iimm yani ana ^ocuklari derler ki Slenin ana cihetinden kardeleri olur (484). Ana baba oir erkek karde^e (ah li ebeveyn, ah lehiima denildigi gibi

akikde

derler).

254

Islam Hukuku

bunlann hisseleri aagida goriilecegi iizere sekizde bir (sumiin) den yanya (nisfa) kadar degiir; daha dogrusu farz sahiblerinin sehimleri ya sekizde bir, ya altida bir (siidus), ya dortte bir (rubu'), ya ute bir (siiliis), ya yanm (nisif) veya ti^te iki (siilusan) dir. Ve her sehim sahibinin bulundugu miras durumuna gore aldigi degiikliklerle kirk hal arzeder. 6yle ki: Babada 3 hal, sahih cedde 4 hal, ana bir erkek ve kiz kardelerde 3 hal, kocada 2, kanda 2 hal, kiz gocuklarda 3 hal, ogul kizlannda 6 hal, ana baba bir kiz kardede 5 hal ve baba bir kiz
Biitiin

kardede 7 hal, anada 3 hal, sahih cedde' de 2 hal goriilecektir.


212. Farz'da Yakin

Kadm Akraba Lehine Tahdid.

Farz sahiblerinde goriilen hususiyet, salt agnatik olan ve yahiiz erkekleri goz oniinde tutan miras hukukimun, yakm kadm akraba lehine bir
tahdididir.

Bu

arada kan kocaya da

muayyen

hisse taninmitir.
fer'ileri

Baba

esa-

bulundugu takdirde mirastan di kalmamasim temm i9in farz sahibi olarak himayesine liizum goriihnugtiir. Fakat bu himaye babayi mahrum edecek olan erkek fer'ilere kari tanmmakla kalmayarak baba, kizlara ve ogul kizlansen agnatik miras sisteminde dahil ise de olenin erkek

na kari da hususi bir hakka

nail olmutur.

Farz sehimlerini bugiinkii hukukumuzda gordiigiimuz mahfuz hisseye benzetmek kabildir; fakat tamamen onun hilafma bir maksat takib eder. Bugunkii hukukumuzun mahfiiz hissesi yakm miras hakki

himaye i^indir. islam hukukunun farz sehimleri ise haddizatmda miras hakki olmayan kimseleri miras hakki sahiblerine kari himaye eder.
sahiblerini, bir vasiyet yolu ile

mahrum birakmaya

kari

213. Baba.

Baba'nm ii? hali


1.

xmlardir:
oglu... ile

Baba, olenin oglu, oglunun

beraber bulundugu takdir-

de muayyen hissesi olan altida biri

alir:

Baba
1

1/6

Ogul (veya ogul oglu)


5

k.

Mesele
6

ile

Baba, olenin kizi veya oglunun kizi veya oglunun oglunun kizi... beraber bulundugu takdirde hem muayyen sehmi olan altida biri, hem
2.
sifati ile

de asabelik

kalani

alir:

Miras Hukuku

255

Kiz 1/2
3

Baba
1

1/6

+
2

k.

Mesele
6

3.

Baba olenin focuklan veya

oglxinim focuklan... bulnnmadigi

takdirde beraber bulnndugu farz sahiblerinden kalan mail ve farz sahibi

yoksa

sirf asabelik sifati ile

malm hepsini
Mesele
3

alir.

Ana
1

1/3

Baba
2

k.

Koca
3

1/2

Ana
1

1/3

(Kocadan Kalan) Baba


2

k.

Mesele
6

214. Sahih Dede.

Olenin sahih dedesi'nin miras hissesi Kur'an'da yazili olmayip


icma'
ile tesbit edilmi^tir.

Dort hali vardir: Bimlardan ilk xifii babanm aynidir. Ve baba buIxmmadigi hale mahsusdur. Dordimciisii baba ile beraber bulunmasi halidir ki sukuttur; yani mirastan dumesi halidir.

Dede
1

1/6

Ogul
:5

k.

Mesele
6

Kiz
3

1/2

Dede

1/6+k.

Mesele (Dede
6
biri

farz hissesi olan altida


alir)

3 (1+2)

ve kalam, yani 1+2=3

Ana
1

1/3

Dede
2

k.

Mesele
3

Koca
1

1/2

Dede

d.

Baba k. Mesele (Koca olmasaydi baba malm


1

hepsini ahrdi.)

Ancak dedede babaya nazaran


lar arasinda ihtilaflidir.

dort miistesna hal vardir.

Ve tmam-

256

islam Hukuku

215. Evlad-i iimm.

Olenin ana tarafmdan erkek ve kiz kardeleri


olurlar:

119

hal iizere mirasci

Altida bir (olenin baba ve sahih cedleri ve ?ocuklan ve oglunun 90cuklan... bulunmaz da yalniz bir ana bir oglan ve kiz kardei bulunur1.

sa):

Koca
3

1/2 A,er. kar. 1/6


1

(B.er. kar.d.)^B.er. kar. k. Mesele"^^'-

A.Kiz

kar. 1/6
1

AB. amca
5

k,

Mesele
6

2.U9de bir (ayni kimseler bulunmaz ve fakat evlad-i iimm birden ziyade olursa; bu halde terikenin ii^de biri ki2 ve erkek kardeler arasmda
miisavi surette paylailir)'^^l

A.
1

er. kar.

2 A. kiz kar.

1/3

E.amca
6

k.

Mesele

11

3x3=9

3.

Sukut, dume'dir (olenin erkek, kiz gocuklari veya oglunun er-

kek ve kiz 90cuklari, babasi veya sahih dedesi bulunursa): Kiz


(butiin terikeyi kiz alir.)

A.

er. kar. d.

A.kiz kar.

d.

A.

er. kar. d.

A.kiz kar.

d.

Baba

(bfitiin terikeyi

baba

alir.)

^^'^

Bundan

sonraki mes'elelerde ana baba bir yerine

yerine A,
^^'^

ananm

anasi yerine

AB, baba bir yerine B, ana bir AA, babanm babasi yerine BE, erkek yerine er. ve
fil

karde yerine kar. yaziiacaktir.


Yesteftunek, kulillahu yuftik tim
kelaleti, in
i

mruun heleke leyse lehu


in

veledtin

velehu uhtiin (Nisa Suresi, ayet 176). Bu ayet mucibince evlad-i timm'in mirasciligmda veled ve valid
icma' meruttur

bulunmamasi

bil

(Mahmud Es'ad,

s.

116

n.2).

Kelale, usul ve fUru'dan


kelale denir.
s.

maada olan akrabaya


kelaleye civar

Bugunku tabirle

Qocugu olmayan kimseye de hisimlan denebilir (Hamdi Yazir, cilt 2,


denir.

1310).

Kelale i9in Nisa Suresi, ayet 12.

Miras Hukuku

257

216. Kizlar.

Kizlar (sulbiye, benat,

tekil:

bint) 'da

ii?

hal vardir:

L Yanm
Kiz
1

(olenin oglu olmaz da yalniz bir kizi bulunursa):

1/2

AB

er. kar. k.
1

Mesele
2

Kiz
1

1/2

AB
1

amca

k.

Mesele
2

Koca
I

1/4

Kiz
2

1/2

B.

amca

14
k.

Mesele

2.

nursa;

U9de iki (olenin oglu olmayip da iki veya daha ziyade kizi bulubu halde terikenin ii^de ikisi bu kizlar arasmda eit hisselerle pay-

lailir):

2 Kiz 2/3

AB. amca
1

k.

Mesele
3

II
Kan
9
1/8

Kiz 2/3

B.

amca
15

k.

Mesele 72

16 16 16

3. Birlikte

asabelik (olenin ogju

ile

beraber kizlan kalmi


b61uurler.

ise, kizlar

ogul

ile

asabe olurlar, yani terikeyi

ikili birli

Ve

eger baka
yani ogula

farz sahibi varsa


iki

ondan

Icalan,

yine bunlar arasmda

ikili birli,

kiza bir verilmek suretiyle paylatinlir):

Kan
6

1/8

^2 ogul

2kizk.
7 7

Mesele

14 14

8x6=48

3
1

Kiz
1 1

4 Ogul

Mesele
11

2222

258

Islam Hukuku

111.

Ogul

Kizlari.
kizi.

Olenin oglunun
1

Bu

alti

ha! lizere mirasci ohir.

Yanm (olenin bir oglunun kizi varsa):


kizi 1/2

Ogul
I

B,er. kar. k,
1

jVIesele

2.

tJ9de

iki (olenin iki

veya

dafca ziyade ogul kizlan bulunursa):


k.

Ogul
2

kizi 2/3

AB.er. kar.
3

Mesele

3x3=9

beraber bir veya birka? ogul kizi bulunursa; bu suretle kizlann terikedeki hakki olan iifde iki doldu3.

Altida bir (olenin yalniz bir kizi

ile

mlmu

olur'^^'*:

Kiz
3

1/2

Ogul
1

kizi 1/6

Cedl/6 + k

Mesele
6

2+0

Kiz
6

1/2

2 ogul kizi 1/6

Baba
2

1/6

+k

Mesele
12

11
iki

+2

4.

Mirasci olmaz (olenin


ile

veya daha ziyade

kizi varsa; fakat ogul

kizi,

ogul oglu

beraber bulunursa asabe olur; 5 inci hale bak).

2 kiz 2/3

Ogulkizid.

B.amcak,

II
Kan
3
1/8

13
B.kar. k.
5

Mesele

2 kiz 2/3
8 8

Ogul

k:zi d.

Mesele

24

oglunun oglu ile veya farz yoluyla pay alacak durumda olmayarak, olenin daha aagiya dogru erkek torunu) ile beraber bulunursa birlikte asabe olurlar; ikili birli alirlar:
5.

Birlikte asabelik (olenin

494

Layuzadu hakkul benat-i

alessiilusi (Haclis).

Miras Hukuku

259

2 kiz 2/3
3 3

Ogiil kizi
1

Ogul oglu
2

k.

Mesele

3x3=9
k.

3 kiz 2/3 Ogul kizi

Ogul oglunun oglu


1

Mesele

3x3=9

Sukut (olenin oglu ile ve kendi derecesinden yukan derecede oglunun oglu ile beraber bulunursa; bu takdirde ogul 90cuklan erkek de kiz da olsa dti^erler):
6.

Kan
1

1/8

Ogul

kizi d.

Ogul
7

k.

Mesele
8

Ogulkizid.

Ogul oglu

d.

Baba
1

1/6

Ogulk.
5

Mesele
6

Kan
1

1/8

Ogul Dglunun

kizi d.

Ogul oglu
7

k.

Mesele
8

218.

Ana Baba Bir Kiz Karde. Ana baba bir kiz karde aklka, (uht
tiirlu
1.

li

ebeveyn, uht lehuma) i9in

be

miras hali vardir:

mayip

(olenin focuklan ve ogul 9ocuklan ve baba ve ceddi olda yalniz ana baba bir kiz kardei varsa):

Yanm

[ve lehu uhtun feleha nisfu

ma terek]
Mesele
2

AB.
1

kiz kar. 1/2

AB. amca k.
1

Ufte iki (Olenin focuklan ve ogul 9ocuklan ve ceddi olmayib da iki veya daha ziyade ana baba bir kiz kardei varsa): [Fein kaneta isneyni felehume suliisani]
2.

260

Islam Hukuku

AB.

kiz kar. 2/3

B.amca (veya mesela amca oglu)


1

k.

Mesele
3

11
3. Birlikte

asabelik (olenin focuklari ve ogul 90cuklan ve baba ve ceddi olmayip da ana baba bir kiz karde, ana baba bir erkek kardei (akik) ile beraber bulxinursa bu takdirde iicili birli mirasci olurlar:
[ve in

kanu ihveten ricalen ve nisaen

fe lizzekeri mislu hazzil

un

seyeyni]

Kan

11
1/4

^
AB.
er. kar. k.

AB.

bir kiz kar.

Mesele
4

Koca
3

1/

AB.

bir kiz kar.


1

AB.

bir er. kar. k.

Mesele

2x3=6

asabelik (olenin kizi veya oglunun kizi veya oglunun oglunun kizi ve boylece daha aagi derecede ogul kizi ile beraber bulunursa)
4. Sirf

asabe olup kalani

alir:

[Icalu lahavati

maal benati asabeten] Hadis.


1/2

Kan

14
1/8

Kiz

AB.

kiz kar. k.

Mesele
8

Ogul
2

kizi 1/2

2 AB. kiz kar.


1

k.

Mesele

2x2 = 4

Sukut (olenin oglu ve oglunun oglu ve daha aagi derecedeki ogul oglu ile yahud babasi veya ceddi ile beraber bulunursa)
5.

Kan
1

1/8

AB.

er. kar. d.

AB.

kiz kar. d.

Ogul
7

k.

Mesele
8

219.

eb) mirasciligi 7 hal iizere olur (ana baba bir kiz kardee nazaran baba bir kiz kardein durumu kiza nisbetle
li

Baba Bir Kiz Karde. Baba bir kiz karde'in (uht

ogul

kizmm durumu

gibidir):

Miras Hukuku

261

(olenin Qocuklari ve ogul 9ocuklari ve baba ve ceddi ve ana baba bir erkek ve kiz kardeleri olmayip da bir baba bir kiz kardesi
1.

Yanm

varsa):

B. kiz kar 1/2


I

AB. amca
1

k.

Mesele
2

Kan

12
1/4

B. kiz kar. 1/2

AB.

er. kar.

oglu

k.

Mesele
4

haldeki kimseler bulunmayip da baba bir kiz kardeler birden ziyade ise. Bu takdirde bu baba bir kiz kardeler iifde
ikiyi

2.

U9te

iki (birinDi

aralannda miisavi surette paylairlar):

2 B. kiz kar. 2/3

Amca k.
1

Mesele
3

II
3.

Altida bir (baba bir kiz karde? yalniz bir akika ile bulunursa; suretle kiz kardelere ait U9de iki hisse doIdurulmu olur):

bu

AB.kiz

kar. 1/2 B. kiz kar.1/6

AB.kiz kar.oglu

d. B.er.

kar.oglu k. Mesele

2
2 B.kiz kar.1/6

AB.kizkarl/2
6

B.amcak. 4

Mesele

11

6x2=12

Mirasci olmamak^'^ (birden ziyade ana baba bir kiz karde ile beraber bulunursa; bunlar iiQde ikiyi alir; baba bir kiz karde varis olmaz):
4.

AB.

kiz kar. 2/3

B.kizkar.d.

AB.er. kar. oglu

11
5. Birlikte

13
k.
er.

Mesele

asabelik (yukandaki halde baba bir erkek karde beraber

bulunursa. Fakat

bu da bulunmaz ve baka

varis de

olmazsa terikenin

495

Bu

miras hakkmdan mahrumiyet degildir; gunku baba bir


alir.

karde?

ile

berSber bu-

lunursa asabe olarak kalaui

262

islam Hukuku

tamami

farz ve red sebebiyle ana

baba

bir kiz kardelere verilir

ve baba

bir kiz karde bir ey almaz):

2 AB. kiz

kar. 2/3

B.er.kar.
1

B.kizkar.k.^
1

Mesde

22
Kan
9
1/4

3x2=6
B.er. kar. k.
'^

2AB. kiz kar. 2/3^ B.kiz kar.


12 12
1

Mesele

12x3 = 36

6. Sirf sa.

Bu

asabelik (olenin kizi veya oglunun kizi ile beraber bulunurtakdirde baba bir kiz karde terikeden kalani alir):
1/2

Kiz
3

Ogulkizil/6
1

B.kizkar.k.

Mesele
6

2
B.kizkar
3

Kan
7.

Sukut (olenin oglu yahud oglunun oglu ve daha aagi derecede bir oglan ogul oglu ile veya baba ve ced ile sakit olclugu gibi ana baba olan ana kardelerle ve keza kiz veya ogul kizi ile iotima ederek asabe

14
1/8
ile

Ogulkizil/2

k.

Mesele
8

baba bir kiz karde

de sakit

olur):

Kan
1

1/4

B.kizkar.d.

AB.

er. kai. k.

Mesele

4
Mesele

Kiz
1

1/2

AB. kizkar.
1

k.

B.kizkar.d.

AB. Kiz

kar.d.

B.kiz kar.d.
B.kizkar.d.

Ogul oglu

(biitun terekeyi

bu

alir).

B.er.kar.d.

B.kiz kar.d.

Ogul kizi

11

AB.er.kar.(butun terekeyi

alir).

1/2 B.kizkar.k.

Mesele
2

220. Ana.

Ana (umm)
1.

i5in ii? miras hali vardir:

Altida bir (olenin oglu veya kizi veya oglunun veya oglunun veya oglunun ve daha aagi derecedeki oglunun 90cuklan ile veya iki

Miras Hukuku

263

daha ziyade ana baba

bir,

ana bir veya baba bir erkek veya kiz kardele-

riyle beraber bulunursa):

Ana
1

Ogul
5

Mesele
6

Anal/6
1

2A.er.kar.l/3

B.amcak.
3

Mesele
6

11
1/6

Ana
1

2AB.kiz (veya erkek)kar.d. Baba


5

k.

Mesele"^^^

Anal/2
1

A.er.kar.1/6

14

B.er.kar.k.

Mesele
6
Mesele"^^^

Ana
1

1/6 AB.er.kar.k.

B.er.kar.d.

2.

Terikenin kalamndan iigde bir (yukardaki kimselerden kimse

bulunmaz da baba ile beraber kan veya koca bulunursa; bu takdirde kan veya koca hissesini aldiktan sonra kalam 119 hisseye aynlip U9te biri anaya ve kalani babaya verilir). Qiinkii olene nisbetle usulde ana ve babanin hali furu'da ogul ile kizm hali gibi, yani ikili birlidir. Ana terikenin tamammm iigte birini alsa mesele altidan itibar edilerek altida u?u kocaya ve altida biri anaya ve kalan iki de babaya verilerek baba ananin iki mislini

almi olacaktir.

Koca
3

1/2

Ana
1

1/3

(kocadan kalandan)

Baba
2

k.

Mesele
6

Kan
1

1/4

Ana
1

1/3

(kandan kalandan)

Baba k.
2

Mesele'''

^^^

'^^^

Burada karde^ler baba ile sakit olmalarma ragmen anayi altida birden fazla almaktan hacb etmektedirler; No. 209 ve n. 487. Burada da ana baba bir karde baba bir karde^i, karabeti daha kuwetli oldugundan, iskat etmekle beraber anaya kari iki karde bulundugundan yine ananin hissesi altida birden ibaret
kalnr.aktadir.

^^^

Burada ananm

hissesi hakikatte dortte bir oluyor.

264

Islam Hnkuku

3.

Terikenin

tamammdan
ile

ligte bir

[yukandaki

iki

halden birincisin-

dekiler bulunmadigi gibi ikinci haldekilerden kari ve koca bulunmazsa;

veya kari veya koca

beraber baba yerine dede bulunursa. Baba varken

anaya kalandan U9te bir vermenin sebebi ananm babaya iistun tutulmamasi idi; fakat ana ile dede birletikleri takdirde ananm dedeye iistun

tutulmasmda bir mahzur goriilmemi^tir; 9iinku karabet dereceleri eit olmayip ana olene daha yakmdir. Burada goriiliiyor ki, dedenin hiikrau babamn hiikmiinden ayrilmaktadir. Yukanda No. 214'de iaret ettigimiz
istisnalardan biri budur).

Ana
1

1/3

AB.er.kar.k.

Mesele
3

Ana
1

1/3

Baba
2

k.

Mesele
3

B.kiz kar. 1/2


3

Anal/3
2

AB.amca k.

16
3

Mesele

AB.er.kar.d.

Ana
1

1/3

Baba
2

k.

Mesele

Koca
3

1/2

Ana
2

1/3

Ced

16
k.

Mesele

Ana
1

1/3

AB.er.kar. k.

Mesele
3

221. Sahih Nine.

Sahih nine, sahih cedde i$in


1.

iki hal vardir:

Altida bir (sahih biiyiik ana (nine), ister baba, ister ana cihetinartiyle birden

den olsun bir veya 51ene karabet cihetinden musavi olmak


ziyade
iseler):

Miras Hukuku

265

(Anadan)Nine
1

1/6

B.Amca
5

k.

Mesele
6

(A.dan)Nine
1

(E>.dan)Ninel/6
1

AB.er.kar.k.

Mesele

10

6x2=12
Mesele
12

Kan
3

1/4

(B.dan)Nine 1/6
2

AB.er.kar.k.

(AA.dan)Nme (BB.dan)Nine
1
1

1/6

AB.amcak.
10

Mesele

6x2=12
biitiin

2.

Sukut
ana

(ister

ana tarafmdan

ister

baba tarafmdan olsun


AB.er.kar.k.

bu-

yiik analar

ile sakrc olurlar):

Ana
1

1/3 (A.

dan veya B.dan)Nine

d.

Mesele
3

2
biiyiik analar

Baba cihetinden
tinden biiyiik analar
ile

baba

ile

de duerler; fakat ana cihe-

dumezler.
d.

(A.dan) Nine 1/6 (B.dan) Nine


1

Baba
5

k.

Mesele
6

Kizl/2
3

(B.dan)Nine

d.

Baba

12
1/6

k.

2/6

Mesele
6

dede ile beraber bulunurlarsa yakinhgi dede tarafmdan olanlar duerler, olmayanlar diimezler.

Baba tarafmdan

biiyiik analar sahih

(B.dan)Nine

d.

(BA.dan)Ninel/6 A.kiz
1

kar.d. A.er.kar.d.

Dede k. Mesele
5

(B.dan)Nine 1/6
1

Dede
5

k.

Mesele
6

266

islam Hukuku

Bunlardati baka olene


layi mirasci

yakm bulunan

buyiik ana, bir maniden dobiiyiik anayi duurur.

olmasa dahi daha uzak derecede olan

(AA.dan) nine
222. Koca.

d.

(B.dan) nine

d.

Baba

(biitiin terikeyi ahr).

Kocanin (zevcin) mirasciligmda


1.

iki hal vardir"^^^:

Yanm,
1/2

(olenin erkek ve kiz gocugu /e oglimun focugu yoksa):

Koca
1

Baba k.
1

Mesele
2

Koca
1

1/2

AB.er.kar.(veyaB.er.kar.)
1

Mesele
2

2.

Dortte bir (yukandaki kimselerden


1/4

biri varsa):

Koca
1

AB.

er.kar (veya B.er.kar.)

Mesele

223.

Kan.

Kan (zevce) i9in iki hal vardir: L Dortte bir (olenin erkek ve
yoksa):

kiz 90cugu veya oglimun 90cugu

Kan

13
1/4

Baba

k.

Mesele
4

499

Ric'i talakda
gibi

kadinm
riz^si

iddeti i^inde

olum vaki

olursa taraflar birbirine varis olacagi


ile

kocasmm

oltim hastahgi i9inde bayin talak

boadigi kansi da (eger karismm


ile

bu boamaya
ca,

yoksa) kocasma varis olur. Eayin talak

olan boamnada, ko-

karmm

iddeti iginde olse dahi arada bir mirascilik olmaz.

Kan

ve kocanm

bir-

birlerine mirasci olmalari igin aralarinda sahih nikah obnasi kafidir.

Yaklama ve
verilip kalani

buluma lazim

degildir,

Koca

olup yalniz kari veya kari oltip yalniz kocasini biraksa

birincisinde terikenin dOrtte biri kariya ve ikincisinde yarisi

kocaya

beyturmale konur. Fasid nikahda veraset yoktur (No. 181).

Miras Hukuku

267

2.

Sekizde bir (yukandaki kimselerden

biri varsa):

Kan
1

1/8

Ogul
7

k.

Mesele
8

Kan

14
1/8

ICizl/2

B.er.kar.k.

Mesele
8

224. Asabe.

Asabe (Roma' da agnat) Kitab ve


kendisine aid olan mirascidir ve

siinnet

ve icma'da muayyen farz


biitiin terike

sahiplerinden kalan fazlayi alan ve yalniz bulundugu surette


iki tiirliidur:

Neseb cihetinden

asabe,

sebep cihetinden asabe.

Neseb cihetinden
hislardir.

asabe, olene neseb cihetinden akrabahgi olan 5aedilir;

Bunlar sebeb cihetinden olan asabeye tercih


alir.

yani terikede

kalani once bunlar

225. Neseb Cihetinden Asabelik (Bi nefsihi asabe).

Neseb cihetinden asabelik


gayrihi asabe,
Birincisi

ilq

kesimdir.

Bi nefsihi asabe, bi

maa

gayrihi asabe.
intisabi (sirf)

okne

kadm

vasitasiyla

olmayan

erkekdir.

Olene
gibi;

ittisali

miinferiden

kadm

vasitasiyla olan kimseler binefsihi asabe

degildir; eger

muayyen sehmi

varsa farz sahibidir; ana bir erkek karde

nm
si,

muayyen sehmi yoksa zevi-1-erham dan olur (No.234). Olenin kizioglUj oglunim kizinm oglu, anasmm babasi, babasmm anasmm baba-

ana baba bir veya baba bir erkek karde kizinm oguUari veya kiz kar-

de oguUan,

babasmm ana bir


gibi.

erkek kardei veya baba bir erkek kardei-

ancak ya gayri (bakasi) vasitasiyle (asabe bigayrihi, No.226l veya gayri (bakasi) ile beraber bulxmdugu takdirde asabe olabilir (asabe maa gayrihi, No. 227).
nin

kizmm

oglu

Kadm

Bi nefsihi asabe obiir asabeler gibi farz sahibinden kalan fazlayi aldigi gibi yalmz iDulunursa biitiin terikeyi asabelik cihetinden alir. Fakat bakasi sebebiyle veya bakasi ile asabe olan kimseler yalniz olduklan zaman asabelik si:Man olmadigmdan dolayi terikenin tamamim bu sifat ile degil de once fiarz ve sonra da kalanm kendilerine reddi suretiyle alabilirler.

268

Islam Hukukii

Binefsihi asabe dort simfdir:


1.

Olenin

fer'leri (ciiz'-i meyyit), olenin oglu,

oglunun oglu ve
babasi ve

daha a^agi olanlar;


2.

Olenin usulii

(asl-i

meyyit), olenin babasi,

babasmm

daha yukan olanlar;


3.

Babasmm
Ceddin
son
iki

fer'leri (ciiz'-i eb),

ana baba bir ve baba bir erkek

karde?ler ve onlarm oguUan, ognllanmn ogullan...;


4.

fer'leri (ciiz'-i ced),

ana baba bir ve baba bir amcalar ve

onlarm oguUari, oguUarmm

oguUari...;

Bu

ziimreler civar hisimlan, kelale' dirler.


ise farz salii-

Asabe bu smiflann hangisinden olursa olsun yalniz


binden kalan mail tamamiyle
alir;

birden ziyade iseler kendinde tercih


alir

sebebi bulunan, yine yalniz baina kalani

ve

obiirleri dtier.
edilir:

Tercih

sebebi yoksa kalan kendi aralannda miisavi surette taksim

Koca
2

1/4

2 ogul oglu
3

k.

Mesele

4x2=8
ugtiir:
1.

Tercih sebepleri
3.

Cihette yakmlik, 2. Derecede yakmlik,

Yakmhkta

kuvvet.

Cihette yakmliktan dolayi tercih.


aranir:

Bu

tercih yukariki dort

smif

a-

rasmda
oglu
ile

En once

birinci simftan olanlar tercih edilir.

babasi bir arada bulunsa ogul listun tutuhir, fakat


hissesi olan altida biri yine
alir.

Yani olenin baba farz sahibi

olarak

muayyen

evleviyetle (a fortiori) tercih edilir.

Ogul ise ced iizerine Ogul oglu da baba ve cedden onde

asabe olarak mirascidir:

Baba
1

1/6

Ogul oglu
5

k.

Mesele
6

Bundan sonra
gibi

ikinci smifdakiler tercih edilir; yani olenin babasiyle

kardei bir arada bulunsa kalan

babasmm

olur ve karde duer.

Bunun
ferileri

ced

ile

erkek karde bir arada bulunsa ced bu karde ve onun

Iizerine tercih olunur:

Kan
1

1/4

Cedk.
3

AB.er.kar.

d.

Mesele 4

Mims Hukiiku

269

Daha sonra ugiincii smif gelir,

yani olenin ana baba bir veya baba bir

erkek kardeiyle ve hatta bu kardein oguUariyle amcasi veya

amca

ogulla-

birleseler karde ogullari,

amca ve amca ogullanna ustiin

tutulur:

Kocal/2
1

AB.erkar.ogluk.
1

AB.amcad.

Mesele
2

Biittin

bu

ii?

simftan kimse bulunmazsa asebelik dordiincu sinifmdir.

Derece yakmligmdan dolayi tercih. Bu derece bir smif ahislar arasmda aranir. Bir smifdan birden ziyade kimseler bir arada bulunursa olene daha yakm olan obiiriine iistiin tutulur. u halde birinci smiftan olenin oglu ile oglunun oglu ve daha aagi derece oguUari birieseler,
2.

oglu asabe olur; obiiiu baka cihetten de varis olmadigmdan duer.

Kan
1

1/8

Ogul
7

k.

Ogul oglu

d.

Mesele
8

ikinci smifdan

baba

ile

ced ve ceddin babasi birleseler kalan mal

babanmdir.

Koca
1

1/2

Baba
1

k.

Ced

d.

Mesele
2

UQiincii smifdan olenin

baba

bir erkek kardeiyle ana

baba bir

er-

kek kardeinin oglu

birle$seler karde^i asabe olur, kardeinin oglu duer.

Koca
1

1/2

B.er.kar.k.
1

AB.er.kar.oglu

d.

Mesele
2

Dordiincu smifdan olenin amcasi veya

amcasmm

oglu

ile

babasmm
birle-

veya ceddinin amcasi veya babasmm veya ceddinin amcasi oglu seler olenin amcasi ve bunun oglu asabe olur:

Kan
1

1/4

Amca k.
3

Babasmm

amcasi

d.

Mesele
4

Koca
1

1/2

Amca

oglu
1

k.

Amca oglunun

oglu

d.

Mesele
2

270

islam Hukuku

Koca
1

1/2

Amca oglunim oglu k. Babasimn


1

amcasi oglu

d.

Mesele
2

Yakmlikta kuwet bakimmdan tercih. Bu tercih, U9uncu ve dordiincii smifda bulunan bir derecedeki kimseler arasmda olur; yani iki cihetten yakmligi olan bit cihetten yal^mligi olana iistiin tutuliir; mesela
3.

ugiincu smifdan, 51enin ana baba bir erkek kardeiyle baba bir erkek kardei veya bunlann oguUan bir arada bulimsalar birincisi asabe olup oburii
duer.

Kan
1

1/4

AB.er.kar.k.
3

B.er,kar.d.

Mesele

4
Mesele
2

Kiz 1/2
1

AB.er.kar.oglu
1

k.

B.er.kar.oglud.

Dordiincu smifdan ana baba bir amca, baba bir amcaya

iistiindur;

amca ogullannda da boyledir. AB.amca k. B.amca Kiz 1/2


1 1

d.

Mesele
2

Koca
1

1/2

AB.amca oglu k.
1

B.amca oglu

d.

Mesele
2

Asabelerde karabet kuwetinin tercih sebebi olmasi genel bir kaidedir ve bakasiyle birlikte asabe olar kadmlar hakkmda da caridir. Bu kuvveti haiz olanlar, kendi derecesinde olan erkek asabelere de tercih

mesela olenin kiziyle beraber bulunan ana baba bir kiz kardei asabe olarak onun baba bir erkek kardeine iistiin tutulur ve kizm yanm hissesinden kalan yanyi alir ve erkek karde diier.
edilir;

226. Bakasi Sebebiyle Asabelik

Bi gayrihi Asabe).

Bakasi vasitasiyle asabe olanlar, yabiz iken farz sahibi, yani muayyen sehimleri (yanm ve birden ziyade olduklan vakit ii?te iki) oldugu

Miras Hukuku

27

halde asabeden erkek kardeiyle^ beraber asabe olan kadmlar (yani kiz-

ogul kizlan, ana baba bir kiz karde, baba bir kiz kardeler)'dir. Goriiliiyor ki asabe binefsihi erkeklere mahsus oldugu halde bakasi sebelar,

biyle asabelik kadmlara mahsustur;

bu

suretle

bu kadmlann

farz sahibi

olarak tutulmayip, asaoe sayibnalan mirasdan


fakat ayni

mahrum kalmalanna ve
meydan verilmemek

zamanda erkeklere

tercih edilmelerine

i9mdir.

Bu kadmlar

yakiiz bulunduklan takdirde, farz sahibi degillerse

erkek kardeiyle bir arada bulunmakla da asabe ohnazlar; mesela olenin amcasiyla halasi veya amca oglu ile amca kizi bir arada bulunsalar bu

kadmlar boylelikle asabe olmu olmaz, 9unkii yalniz iken farz sahibi degil, zevil erhamdandirlar. Burada malm hepsi amcaya veya amca ogluna
verilir;

kadmlar bir ey alamazlar.

Zevce
1

AB.amca oglu k.
3

AB.amca kizi

d.

Mesele

AB. Amcanm ogiunun oglu (terekenin hepsini alir); AB. Amcanm oglunun kizi d. AB. te3^e oglu da d. Miiteveffa, babasmm AB. amcasi oglu Amr ile AB. erkek kardeinin kizmi biraksa bu kiz bir ey alamaz; biitiin terikeyi Arm" alir {Ceride-i
ilmiyye, 12, s.684).

227.

Asabe

Maa GayriM,

Baka bir kadmla beraber bulunduklan vakit asabe olan kadmlara asabe maa gayrihi derler. Bimdan onceki bakasi sebebiyle asabelige
vesile olan gayir, yani Dakasi, erkek ve binefsihi asabe iken burada gayir

kadmdir ve asabe

degiidir.
iki smiftir: 1.
2.

Bu nev'i
kiz karde.

asabe

Kiz veya ogul

kizi ile beraber

bulunan

ana baba bir karde;

Kiz veya ogul

kizi ile beraber

bulunan baba bir

Bu

iki

smif bir arada bulunursa birinci

sinif yakmliktaki

kuwetin-

den dolayi

iistiin tutuli^r.

^^ Erkek karde asabe degil de farz s^ibi ise, kiz kardei asabe yapamaz: Ana bir erkek ve kiz kardeler gibi. Erkek zevi-l-erhamdan ise zaten kendisi bir ey alamayacagi gibi beraberinde bulunan kizi da asabe kilaniaz; mesela bir ibniye ile bertber veya ondan esfel bulunan
erkek asabe olmayip da zi-rahm olursa o kiz hakkmda bir
tesiri

olmayacaktir.

272

islam Hiikiiku

228. Mevle-I-atak.

Sebeb cihetinden asabe olanlar mevle-I-atak ve onun asabesidir. Mevle-1-atak bir rakiki azad eden kimseye derler (No. 68). Bu azadli oliirse ve kendi asabeleri de yoksa azad eden ve 61mu olduguna gore
asabeleri azadliya mirasci olur.

229. Avliye (Avil).

Yukarilarda gosterilen mes'elelerden anla^ilacagi iizere varislerin


alacaklari sehimler bir bayagt kesir esasi lizerine tesbit edilmektedir.

Payda (mahrec)
edilmitir;

bir kesirde vahid-i

kiyasmin (birimin) ka? mlisavi kesime


ile

bolundiigiinu gosteren sayidir; bu, emalarda mesele sozu

de ifade
kiz

mesela

ii^te ikinin

bayagi kesir ib ifadesi 2/3 olduguna gore


ikidir, hissedir.

paydasi U9tur, payi (sureti) de bu iigten


hissesi 2/3 olarak gosterilir.

u halde

iki

Varislerin alacaklari sehimler (hisseler} paydaya musavi olur, yani

kalmayacak surette aralarmda boliinebilirse o meseleye adile derler. Bazen muayyen sehimler paydadan fazla tutar; boyle meseleye avliye denir. Bazan da az olur; bu takdirde varisler iginde asabeden kimse bulunmazsa mesele reddiye olur.
kesir

Farz sahiplerinin hisselerinde goriildulai iizere muayyen sehimler


iki

nev'de toplanmaktadir.

Biri:

Yanm, yanmm
Uyte
dir.

yansi (dortte bir) ve yaiki

rimm yansmm
bir)

yarisi (sekizde biri); oburii:

ve bunun yarisi (uQte

ve

iigte ikinin

yansmm

yansi (altida bir)

Muayyen

farz hisselerinden her biri yalnizca

bulundugu

surette

meve

selenin paydasmi ta'yin etmek kolaydir. Yari hissenin paydasi ikidir.

Dortte birin dort ve sekizde birin sekiz; U9te ikinin ve ugte birin
altida birin altidir.

tig

Birden ziyade farz sahipleri bir meselede

birleirlerse bakilir;

Eger bunlann hepsi bir nev'den ise en az olan farz hissesinin paydasi kendinden biiyiik olanm da paydasi olur. Bu itibarla sekizde bir ile yanm birleirse payda sekiz; dortte bir ile yanm bir arada bulunursa payda dort olur.

Kan

14
1/8

Kiz

1/2

Amca k.
3

Mesele
8

Koca

12
1/4

Kiz

1/2

Amca k.

14

Mesele

Miras Hukukii

273

Altida bir
ii^te bir
ile lifte

ile iiyte birin

ve

altida bir ile U9te ikinin

ve

altida bir ile

ve U9te ikinin

bir arada

bulunmasi halinde payda

altidir;

ugte bir

ikinin birlemesi halinde u?tur.


1/6

Ana
I

2 A.kiz kar.1/3

Amca k.
3

Mesele
6

11
1/3

2 A.kiz kar.

2 AB.kiz kar.2/3 2 2

Mesele

II

3x2=6

[Burada ufte bir kesirsiz olarak ana bir iki kiz kardee boliijiilemeyeceginden paydayi iki ile garpmak ve hisseleri de aym rakamla garparak

paydalan eitleme

ile

bolmek

lazimgelir].

Ana
1

1/6

2 A.kiz kar.2/6

2 AB.kiz kar.4/6

Mesele

11

6avil7

[Burada mesele avliye olmu?, yediye avletmi, yukselmitir.


takdirde meselenin paydasi 6 degil, sehimlerin
didir.

Bu

mecmu'

miktari olan ye-

Bu
1

yedi uzerinden her varisin hisseleri

verilir.]

iki nev'i

sehim

birbiriyle kariik olarak, yani;

Yarim

ile iicte iki

veya yanmla U9te

bir

veya yarim ile U9te bir ve U9te iki, yanmla altida U9te bir ve altida bir ve yanmla U9te iki ve U9te bir ve altida bir birleirse biitiin hisselerin her biri alti biriminde dahil bulundugundan payda alti
olur:

veya yanmla altida bir bir ve U9te iki, yanmla

Koca
3

1/2

2 AB. kiz kar. 2/3 2


2

Mesele

6avil7
2.A.kiz kar. 1/3

Koca
3

1/2

2 AB.kiz kar, 2/3

2
Dortte bir
ile ile

11

Ana

16
1/6

Mesele
avil 10

2.

U9te iki veya U9te bir veya altida bir birleirse veya

yine dortte bir

ucte iki ve U9de bir veya U9de iki ve altida bir veya

U9de bir ve altida bir veya U9de iki, U9de bir ve ahida bir, bir arada bulunursa payda oniki olur. Eger sekizde bir ile ikinci nevideki sehim sahipleri birleirse payda dcrt olur ve bunlarda da avil daima miimkiindiir.

274

islam Hukuku

Kocal/4
3

2kiz2/3
4

Amcak.
1

Mesek
12

Kan
3

1/4

2 AB.kiz kar.2/3 4 4

Ana
2

1/6

Mesele,
10

avil

13

Kan
3

1/4

2.AB.kiz kar.2/3

2 A. Kiz kar. 2 2

1/3

Mesele,
12

avil

15

3.

Birinci nev'den sekizde bir ile ikinci nev'in birlemesi halinde

ortak payda yimii dort olur.

Kan
3

1/8

2 Kiz 2/3

88

Ana
4

1/6

Baba

1/6

k.

Mesele,

avil

4+
alirsa

24

27

baba asabe oldugundan kalani da digmdan yalniz farz sehmi almitir.]


[Biirada
230, Reddiyye (Red).

da bir ey kalma-

Yukanki omeklerde
Avil
ile,

avil hali

de goriildiig linden aynca izahma

gi-

rimeksizin imdi red meselesini gorelim.


farz

Red

avlin ziddmi tekil eder.

sahiplerinin hisseleri azalirken red ile 90galir.

Avilde

sehimlerin

mecmuu, meselenin paydasindan


istihkakli kimseler

fazla olurken redde azalir.

Farz sahipleri hisselerini aldiktan sonra paydadan bir ey kalir ve

buna asabelerden
farz sahipleri olan

de bulunmazsa bu kalan, farz sahibi


verilir;

olan neseb hisimlanna hisseleri nisbetinde

yani sebep yoniinden

kan ve kocaya red yapilmaz.


suretle
karilailir;

Burada dort

bu da kendisine reddedilecek
red caiz

mirascilann bir sinifda olmasma veya

olmamasma ve kendilerine olmayan kan veya kocanin bulunup bulunmamasma goredir.


,

Kendisine red caiz olmayan kimse bulunmaz da red sahipleri bir smifda olurlarsa payda mirascilann sayisma tabi olur:
2 Kiz (Terike bunlar arasmda dogrudan
1
1

dogmya bolii^iilur).

Kendisine red caiz olmayan kimse olmaz da


sahibi bulunursa red paydasi
altida bir birleirse

iki

veya

ii?

smif red
tane

sehim miktanna

tabi olur.

6yle

ki: iki

payda (red mahreci)

iki^ iigde

bir

ve

altida bir birleir-

Miras Hukuku

275

se

payda

ii?

ve

altida bir

ve

yanm

birleirse dort

ve

tifte iki ile altida bir

ve yanmla
olur.

iki altida bir

ve bir yanmla bir

ligde bir birleirse

payda be

Nine 1/6
1

A.kiz kar. 1/6


1

Mesele
6
alirlar.

Red 2

Bunlar terikeyi 3^an yanya

Ana
1

1/6

2AB.kiz
2

kar. 1/3

Mesele
6

Red

Bunlar terikeyi

ikili birli paylairlar,

Kiz 1/2
3

Ogui

kizi (veya ana) 1/6


1
1x911

Mesele
6

Red4
verilir.

Terikenin dortte

kiza, dortte

bin toruna veya anaya

2 Kiz 2/3
2

Ana
1

1/6

Mesele
6

Red

5
biri

Yani bede dordii

iki

kiza yan

yanya ve bede
Mesele
6

anaya

verilir.

Kiz
3

1/2

Ogul
1

kizi 1/6

Ana
1

1/6

Red

Terikenin bede iifunii kiz ve bede birini oglim de ana alir.


231. Reddedilemeyen
il3

kizi,

bede

birini

Reddedilen Mirascilarm Birle^mesi.

Kendisine reddedilemeyenle reddedilen mirascilardan yalniz bir sinif birleirse bunlar daima iki mesele olarak alimr: Biri reddedilemeyenin, oburii reddedilenm. Reddedilemeyene kendi meselesinden hissesi
verilir,

kalani reddedilsnlere hisselerine gore paylatinlir. Burada U9 ih-

timal vardir:

Reddedileme3^enin hissesi verildikten sonra kalan, reddedilen mirascilann sayisma raiisavi (miistakim) olur (yani reddedilemeyenden
1.

kalanla obiir mirascilann sayisi arasmda istikamet, eitlik bulunur). takdirde kalan dogrudan dogruya bu mirascilara paylatmlir.

Bu

276

islam Hukuku

Koca
1

1/8

7 Kiz

Her

iki

meselenin paydasi (ortak payda)


8

1111111

Reddedilemeyenden kalan, reddedilenlerin sayisina miisavi olmazsa aralannda ya uygunluk (muvafakat) vardir, ya yoktur. (kaUygunluk (muvafakat veya tedahiil) versa ikisini bolen sayi ve bulunan sayi iki sim) ile reddedilemeyenin paydasi birbirine carpihr
2.

paylatinlir. meselenin paydasi olacagmdan sehimler ona gore Her iki meselenin paydasi 6 kiz Koca 1/4

4x2=8
sayisi o-

Burada reddedilemeyenin hissesinden kalan 3 ile kizlann altmm U5de biri clan iki, lan 6 arasmda u?de birde uygunluk oldugundan bu iki kocanin veyahud daha kisaca altida u? iki kere dahil oldugundan kocaya iki ve kalan, paydasi dort ile 9arpilarak bulunan ortak paydadan
altida birer hisse alti kiza verilir.

(yani miibayenet) varsa reddedilenlerin sayisi reddedimeselenin ortak lemeyenin paydasina farpilir, elde edilen sayi her iki
3.

Aykinhk

paydasi olur.

Koca
5

1/4

5 kiz

Ortak payda

33333

4 X 5 = 20
sayisi 5

Burada kocadan kalan 3 ile kendilerine red yapilan kizlann bulunan ortak arasmda uygunluk olmadigmdan yukandaki kurala gore paydadan kocaya be ve kizlann her birine iicer verilir.
232. Reddedilemeyen

Kendisine

Reddedilen Mirascilardan tki Smifin Birlefmesi. reddedilemeyenlerle reddedilenlerden iki sinif bir arada
ile

bulunursa burada da

mesele kurulmak lazim gelir. Reddedilemeyene meselesine kendi paydasmdan hissesi verilir. Kalani reddedilenlerin nisbet edilir; bu nisbet ya eittir, ya aykindir.
iki
1.

Kan

11
1/4

paylatinlir. Eit ise reddedilemeyenden kalan reddedilenlere

Nine

1/6

2 A.kiz kar.1/3 Mesele (ortak payda)


2

Miras Hukuku

277

Burada kannm meselesi 4

dur.

Bundan kalan
ii^tiir1

3,

reddedilen

mirascilann reddiye meselesine -ki bu da

(No. 230) dogrudan dogverilir.

ruya paylailabildiginden bundan nineye

ve kiz kardee 2

yine bir kimse kaiisiyle dort ninesini ve alti ana bir kiz kardeini biraksa reddedilemeyenin meselesi dort itibariyle kandan geriye kalan
iiydiir.

Ve

Reddedilenlerin meselesi ise altidan olmakla beraber reddiye olarak ii9dur; 9iinku ninelerin hissesi 1/6 ve kiz karde?lerin hissesi 2/6 (suliis)

olduguna gore toplam;

miisavat (istikamet)

kandan kalan 3 arasmda vardu. Bu noktada baka bir muameleye liizum


3 olur.
ile
1

Bu U9

yoktur. Fakat ninenin hissesi olan


lik

ile sayilari ait

olan dort arasmda aykiri-

(miibayenet) vardir.

Ve

hepsine

olan

1,

kesirsiz dorde boliinmeye-

cektir.

6 kiz kardein hissesi olan

iki

de bunlara kesirsiz boliinemezse de,


iki sayi

arasmda "muvafakat bin nisif bulundugiindan altmm yansi U9u ahnz; bununla kannm meselesinin paydasi arasmda aykmlik oldugundan ikisini birbirine 9arpar ve 9arpi sonucu olan oniki ile de her iki meselenin ortak paydasi olan
altida
iki dahil,

U9 kerre

yani feraiz istilahmca bu

dordii 9arparak her iki meselenin eit paydasi olan kirk sekizi buluruz.
suretle her

Bu

ta'ym etmek i9in de kendilerine aynlan sehim sayismi ayni 12 sayisiyle 9arpar ve kariya 12, dort nineden her birine U9erden 12 ve alti kiz kardeten her birini dorderden 24 veririz:
hissesini kesirsiz

mirascmm

Kan
12

1/4

4 Nine

1/6

6A. kiz kar. 1/3

Ortak payda

3333
ise

444444

4x12=48

eit

payda

reddedilemeyenin meselesini (paydasim) reddedilenin paydasma 9arpmak lazim gelir. Elde edilen sayi her iki meselenin ortak
2.

Aykm

paydasi olur:

- Koca
4

1/4

Kiz
9

1/2

Ogul
3

kizi 1/6

Ortak payda

4x4=16

Burada kocanm paycasi dorttiir. Reddedilenlerin paydasi alti olmakla beraber red itibariyle dorttiir (No. 230). Bu dort ile kocanm paydasi
'9

olan dort bir birine 9arpilir; bulunan ortak payda 16 'dan kocaya 4, kiza ve ogul kizina 3 verilir.

kimse dort karismi ve dokuz kizim ve alti ninesini biraksa taksim yine iki mesele iizenne kurulur. Reddedilemeyen kannm meselesi
bir

Yine

sekizden olur. Hisseleri

ola:i

sekizde bir kendilerine aynlarak kalan yedi


iki

ahkonur. Reddedilenlerin meselesi 6 ve bundan kizlann hissesi U9de

278

Islam Hukuku

(yani altida dort) ve ninelerin hissesi altida bir olduguna gore yukandaki

No. 230 mucibince reddiye olarak be olur. Bu be ile birinci meseleden kalan yedi arasmda aykinlik oldugundan birbirine farpilir ve bulunan kirk, iki meselenin paydasmi tekil eder. Bundan sekizde bir be kanya verildikten sonra kizlann hissesi olan 4 ile birinci meseleden kalan 7 birbirine ^arpilir bu suretle kendilerine 40 dan 28 sehim ve ninelerin hissesi 1 de yine bu 7 ile 9arpilarak kendilerine kirkclan 7 sehim aymlir.
(Mesele) 9 Kiz 2/3 Nine
8

4Kanl/8(k.7)
1

IM

(Mesele) OrtakPayda

6 red 5

Dort
alti

kannm

sehimleri olan 5 ve dokuz


ile

kizm sehimleri olan 28 ve

ninenin sehimleri olan 7

bu sehim

sahipleri her grup mirasci sayi-

lan arasmda aykinlik oldugundan, fakat sehim sahipleri sayisi olan iki, dortte dahil bulundugundan bu dordii kendisiyle aralannda aykmlik olan

kizlann sayisi 9

ile

9arpar ve

bu

suretle butiin mirascilar igin kesirsiz

ortak paydayi buluruz; bulunan 1440 dan dort

karmm

her birine yukanda

bu gruba duen 5 hissenin 36'ya 9arpimmdan hasil olan 180'den kirk beer ve dokuz kizm her birine yine ayni smetle hasil olan 1008'den yiiz
onikier ve
alti

nineden her birine de kirk ikiser hisse


9 Kiz

veririz:

Kan
= 180

6 Nine
^^

5 X 36

28 X 36 = 1008

x 36 = 252

233. Miinasaha.

Munasaha

lugatte

nakil ve tahvil

manasma

olan nesih'dendir.

Feraiz istilahmda terikenin taksTminden once bazi mirascilann oliimii

sebebiyle o terikede hissesi olan mirasciya kendi hissesini intikal


mektir.

ettir-

Burada muhtelif ihtimaller vardir: Mesela bir kimse iki kizi ile bir oghmu birakarak olse ve sonra bu kizlardan biri olerek bu iki kardeinden baka mirascisi bulunmasa terike dogruda]i dogruya bu ikisi arasmda
Fakat mirascilar ayni ohnakla beraber terekenin taksiminde veya mirascilarda bir degiiklik okirsa her olenin mirascilan igin imdiye kadar gordiigiimuz kurallara gore meseleleri kurulur ve paydalan eitletaksim
edilir.

6yle ki bir kimse bir kansmdan bir oglunu (A) ve obiir kansmdan ii? kizmi (B,C,D) biraktiktan sonra terike taksim edilmeksizin kizlanndan biri (B) de olse ve mirascisi olarak yalniz baba bir erkek karnir

ve

diizeltilir.

dei (A) ile ana

baba bir kiz kardeleri (C ve D) kalsa burada mirascilarda

Miras Hukuku

279

yoksa da ;aksimde degiiklik vardir. giinku birinci olenin terikesi ikili birli bulxmurken (B) nin terikesinden u?te iki ana baba bir kiz kardejlerine ve kalan bir nisse de baba bir erkek kardeine verilecektir.
bir degiiklik

Ogul
2

3 kiz

Birinci mesele

111

5x3

= 15

2 AB. kiz kar. 2/3

11
B

B.er.kar.k.
1

Mesele
3

nin birinci meseleden hissesi olarak elde tutulan bir ile ikinci meselenin paydasi olan ii? arasmda aykinlik oldugimdan^*^^ bu ug

Burada

meselenin paydasi olan bei 5arparak buldugumuz ortak payda on be? iizerinden hisseleri ta'yin etmek, yani 3x2=6 hisse ogula, 1x3=3 C'ye ve 1x3=3 D'ye verilmek ve ayni suretle U9e ^ikan B'nin hissesini de hisseleri dairesinde ii? kardee taksim etmek lazim gelir.
ile birinci

olerek kocasi A'yi ve kizi B'yi ve anasi C'yi birakmi? ve terike bolutuiiilmeden A olmii? ve kansi (^ ile anasi D'yi ve babasi E'yi terketmi ve sonra terike taksim edilmeksizin kizi B de olerek

Ve

yine mesela,

oguUan

ve S'yi ve kizi 'yi ve ninesi olan C'yi birakmi ve yine bolumeden once C de 61mu ve kocasi K ile kardeleri ve N'yi birakmi

olsa hisseler u yolda ta'yin edilir:

A Koca 1/4

280

Islam Hukukii

meselesinde Birinci meselede kendisine red yEpilamayan kannm iiq, kendilerine payda dortten bir hisse kendisine verildikten sonra kalan haddi zatmda alti ve fakat reddiye olarak dort
red yapilacak olanlann
olan paydasma

uymadigmdan her iki paydayi birbirine garparak ortak yukarida paydayi bulmak lazim gelir; bu payda onaltidir. Bundan kocanm meselereddiyye bahsinde yaptigimiz gibi dortte bir kocaya ve
dokuzu kiza ve anasinden kalan U9U kizm hissesi U9 ile 5arparak gikan mn bir hissesini de yine bu ugle garparak kendisine uq hisse veririz.
bulunan sayisina uyna 1, babasma 2 hisse verilir; bu suretle hisseler mirascilar yoktur. gun ve kesirsiz bolunebildiginden aynca eitlenmesine luzum

kocadan elde ikinci meselenin paydasi dorttur. Birinci meselede kansina 1, anasidort hisse kendi mirascilanna taksim edildikte

U9uncu meselenin paydasi


hissesi olarak

altidir

Bu

kere olen

(X'in kizi)'ye

aynlmi? olan (elde bulunan= ma-fi-1-yed) dokuz ile alti yani her ikismm arasmda 3 ile uygunluk (muvafakat bi-;;-sulus) vardir; miimkun oldugundan bu iki ortak boleni ii9tur. Altiyi da ikiye ku9ultmek paydasmi 9arpanz; buldugumuz otuziki, iki meselenin de ortak
ile onalti

paydasi

olur.

Bir

mesele

sayilan

birinci

ve

ikinci

meselelerdeki

buldugumirascilarm hisseleri ii9uncu meselede ahmm U9e taksiminden muz boliim (iki) ile ve bu meseledeki mirascilann hisseleri de eldeki doalti, Q nin hissesi kuzun U9te biri U9 ile 9arpilir. Bu suretls C'nin hissesi meselede C ile ye iki, E'nin hissesi dort olur; U9iincii
bir,

D'nin hissesi
ve

ii9er

R ile

S ye

altiar hisse diier.

- biDordiincu mesele dorttendir, yani paydasi dorttur. C'nin ehnde hisse dumesine gore mecrinci meseleden alti ve U9uncii meseleden 119 muu 9 hisse var demektir. C oldugundea bu dokuz elde sayilir ve onceki ile son meselenin eU9 mesele de bir mesele gibi tutulur; eldeki dokuz aykinlik oldugundan bir itleme suretiyle paydasi olan dort arasmda

saydigimiz onceki meselelerin paydalannm diizeltilmesi suretle her iki mesesi)nden hasil olan otuz ikiyi bu dort ile 9arpanz; bu mesele saydigimiz U9 meselenin paydasi yuzyirmisekiz olmu| olur. Bir dort ile mirascilann sehimlerini dordiincii meselenin paydasi olan
ledeki

(eitlenme-

9arptigimizda C'nin hissesi sekiz,


onalti, 'nin hissesi oniki,

nin hissesi sekiz, E'nin hissesi ve S'den her birinin hissesi yirmi dort olur.
eldeki

Son meseledeki mirascilann sehimleri de


K'nin hissesi onsekiz ve

dokuz
olur.

ile

9arpilinca

M ve N nin hisseleri dokuzar

Miras Hukuku

28

234. Zevi-1-erham.

Beinci derecede mirascilar zevi-1-erham'dir (tekili zi-rahim). Zirahim olene karabeti olup da asabe smifmdan olmayan ve muayyen

bulunmayan kimsedir. Olenin asabeden varisi olmaymca terikeden kalan, yukanda gordugiimiiz lizere farz sahiplerinden kan ve kocadan bakalanna hisselerine gore verilir, zevi-1-erhama verilmez.
sehimleri de

Zi-rahim, ancak hiybir asabe olmadigi ve


hibi de bulunmadigi takdirde mirasci olur.

muayyen

sehimli farz sa-

Zevi-1-erham dort
tnirascihgi gibidin

siniftir.

Bunlann

mirasciligi

tipki

asabelerin

nursa

biitiin

Hangi simftan olursa olsun yalniz bir zi-rahim bulutereke kendisine verilir. Bunlardan birka9 kii beraber bulubiitiin

nursa tercih sebebini haiz olan zirahim


olur; tercih sebebi
veti.
ii9tiir:

terekeyi

alir.

Oburleri sakit

cihet

yakmhgi, derece yakmhgi, yakmhk kuv-

Cihet yakinhgi ile tercih. Cihet yakmhgi, dort smif arasmda bahis mevzu olur. Yani muhtelif smiflardan birka? zi-rahim varsa yukandaki tertip mucibince hangisi mukaddem ise o tercih edilir. Binaenaleyh
I-

tercih hakki en

once birinci smifm, olenin fiiru'larmmdir; yani kizmm 90cuklarma ve oglun kizlarmm Qocuklanna aittir.
ikinci

mertebede iKinci smif mensublar


edilir.

gelir;

yani olenin usulii ola-

rak fasid cetler ve fasid ceddeler tercih


tf^iincii

mertebe
ki,

ru'lan bulunur

smif erbabmmdir. Bu sinifta babanin fukiz karde evladi ile mutlaka erkek karde kizlan ve
ufiincii

ana bir kardelerin olacaktir.


Dordiincii mertebeyi dorduncii smif

mensublan

tekil eder:

Baba-

nin kiz kardeleri.

Ana bir amcalar, dayilar, teyzeler ve bunlann evladi asabeden olmayan amcalann kizlaii ve bunlann erkek ve kiz gocuklan olenin ana babasmm asabeden olmayan amca ve halalan, dayi ve teyzeleri ve onlann evlatlan da bu mertebeye dahildir.
E-Derece yakinhgi
ile tercih.

Derece yakmligi bir smif erbabi

ara-

Bir sinifta birden ziyade kimseler varsa hangisi olene daha yakm ise o tercih edilir. Bu itibarla birinci simftan mesela kizinm kizi ile oglunun kizinm kizi beraber bulunsa tereke kizmm kizma verilir.

smda

aranir.

m-Salisen karabet kuvvetiyle tercih. Bu tercih birinci, uguncu ve dorduncu smif mensublan arasmda bahis mevzu olur. Binaenaleyh birinbazisi ci smiftan bir derecede birden ziyade kimseler birlikte bulunup da

282

Islam Hukuku

90cugu ve bazisi zi-rahim 50cugu oldugu takdirde karde 90cugu zi-rahim 90cugu lizerine tercih edilir. u halde oglunun kizimn kizi veled-i varis olarak zi-rahim olanm gocugH yani kizm kizmm
farz sahibi (varis)

ogluna tercih edilerek biitun terekeyi ahr.

smif mensublan arasmda yakxnhk kuwetiyle tercih yoktur. Bir derecede bulunmayanlar yani olene gerek farz sahibi olarak ve gerek zi-rahim olarak mensub oisun umumiyetle vans olurlar (thtilaflidir,
Ikinci

MahmudEs'ad,
dir.

s.

247, Notl).
olan, zi-rahim

U5imcu smiftan asabe focugu

^ocugu olandan evla-

Mesela erkek kardein oglunun kizi, kiz kardein kizmm ogluna tercih edilir. tster ikisi de ana baba bir veya t aba bir olsun yahut bin ana baba bir obiirii baba bir olsun. Hepsi zi-rahim 90cugu olur veya hepsi asabe 90cugu olur yahut bazisi asabe 90cugu ve bazisi farz sahibi 90cugu olursa, vans olan ilk fiiru' vans ve sakit olan ilk fiiru' da sakit olacagindan olenin ana baba bir erkek kardeinin oglunxm kizi ile baba bir erkek kardein oglunxm kizlan ve baba bir kiz kardein oglunun oglu ve kizi ana bir erkek kardein oglunun kizlan ve oglu ana bir kiz kardein kizi birle^se ana baba bir erkek kardein

oglunun kizi

biitiin

terekeyi alir ve oburleri duer.

Dorduncii smiftan karabet nisbeti bir olan birden ziyade ahislar birleerek karabet kuwetiyle tercih olunui. Binaenaleyh ana baba bir

veya ana bir halalar uzerine ve baba bir halalar ana bir amca ve halalar uzerine tercih edilecegi gibi ana baba bir dayi ve teyzeler, baba bir veya aaa bir dayi ve teyzelere ve baba bir dayi ve teyzeler, ana bir dayi ve teyzelere tercih edilir. Bunlarda erkeklik ve kadmhhalalar (amcalar),

baba

bir

ga bakilmaz.

Gene dorduncii simf evladmdan

bir derecede karabet nisbeti ayni

olan birden ziyade kimseler birleirse karabet kuwetiyle tercih edilir; boylece ana baba bir halanm evladi baba veya ana bir halalann evladi
uzerine ve baba bir halalann evladi ana bir
rine tercih edilir.

amca ve halalann

evladi iize-

gene baba ve ana bir dayi ve teyzelerin evladi, baba veya ana bir dayi ve teyzelerin evladi iizerine ve baba bir dayi ve teyzelerin evladi ana bir dayi ve teyzelerin evladi uzerine tercih edilir.

Ve

Ana baba

bir

halanm

oglu,

baba bir amcanin

kizi birleirse biitun

mirasi birincisi alarak obiiru diier.

Bunun

gibi ana

baba

bir hala kizi ile

ana baba bir hala


dXix

kizmm

evladi beraber bulunsa biitiin terekeyi birincisi

{Cende4 Ilmiyye,

3, s. 109).

Miras Hukuku

283

Dordiincu smif svladindan karabet nisbetleri bir ve karabet kuvvetleri de mtisavi birden ziyade kimseler bir arada bulunursa asabe 50CU-

90cugu olmayana tercih edilir. Binaenaleyh ana baba bir amcamn kizi asabe 9ociigu olarak biitiin terekeyi alir. Ana baba bir hala zi-rahim Qocugu olarak duer. Zevi-1-erhamdan birden ziyade kimseler birleir ve hi? birinde tercih sebebi bulnnmazsa mevcut mal aralarmda taksim edilir. Bu taksimde her smif ifin bir takim kaideler vardir ki bunlar da Mahmud Es'ad Efendi merhumun ''Ferdid ul ferdiz"mdQ tafsil edildiginden nakline devamdan
olan, asabe

gu

sarfmazar edilmitir (si51-271).


235, MevIe-1-muvaIat.

Zevi-1-erhamdan

sonra

altmci

derecede

miras?!

mevle-1-

muvalat'tm Bu, Arabda yabancilann himayesi i9in kabul edilmi? bir mukaveleye dayanir (n.439).
236. Mukarr-iin leh Biimeseb Alel

Gayr ve Musa-leh Bima Zade Alessiiliis.

Yedinci derecede mirasci yukanda No. 210 da bahsedilen nesebi bilinmeyen kimsedir. Sekizinci derecede, kendisine U9te birden fazla
miktar vasiyet edilen kimse
237, Beyt-iil-mal.
gelir.

Ufte birden ziyade vasiyet de yerine


ey kalirsa bu, beyt-iil-male
kalani almasi mirasci
bir
verilir.
sifati ile degildir;

getirildikten sonra terikede bir

Beyt-iil-malin

bu

suretle terikeden

bu kalanm, zayi olmu, sahipsiz

mal hiikmiinde sayilmasmdandir. Bunun i9indir ki, mirascisi ve vasiyeti olmaksizm olen bir gayri miislimin mail da beytiilmale konur. Halbuki daha once goruldugii lizere miislim ile miislim olmayan arasmda
mirascilik yoktur.
238. Vasiyyet.

Vasiyyet, gerek mal ve gerek menfaat kabilinden olan bir eyi o-

lumden sonraya (ma-ba'd-el-mevt'e) muzaf olarak


Teberru*, sevap kazanniak ve hayir
ile

teberru' etmektir^^^.

amhnak i9m

insanlara bir

aym ve menfaat

verme

suretiyle olacagi gibi, bir kolenin azat edilmesi suretiyle

odeyemedigi bir takim dint bor9larmi ifa i9in, Vakif bahsinde gQriilecegi iizere vasiyet yolu ile vakif da yapilabilir. Vela min sabiyyin gayri miimeyyizin asla velev fi vucuhilhayri. erh-ud-Durr iil muhtdr ft Tenvir it Ebsdr, 2 nci cild, s.269; (Fitzgerald, s. 169).
yet9i sag iken
siyet edebilir.

de olur ve gene vasimesela hac i9in de va-

284

islam Hukuku

Vasiyyet eden kimseye must (vasiyyet^i), vasiyyet olunan kimseye musa-leh ve vasiyyet edilen eye musa-bih derler.

Vasiyyet hakkmda Kur'an'da Maide Suresindeki 106 nci Ayet uYa eyyuhellezme amenu ehadetu beynikum iza hazara dur: ehadekiimulmevtu hinel vasiyyeti isnani zeva adlin minkum ev aharani

min gayriktim

in enttim

darabtum

fil

ardi feesabetklim musibetul mevti,

tahbisunehlima min ba'dissalati feyuksimani billahi in irtebtiin la neteri bihi semenen ve lev kane zakurba, vela nektiimii ehadetal lahi inna izen
leminel asimin^^l

Mecnunun, ma'tuhun vasiyyeti caiz degildir; musi vasiyyet ettikten sonra kendisine ateh veya cinnet tan (yani ariz) olsa vasiyyeti batil olur
(Ceride-i ilmiyye, say. 18, s.270).

Hamli vasiyyet
Hamle,
kiigiige,

caizdir.

Cariyenin veya

hayvanm kammdakini

is-

tisna ederek anasini vasiyyet de caizdir.

kole ve cariyeye vasiyyet edilebilir (ve sahhat li memlukihi). Miislimin miislim olmayana ve miislim olmayanm miislime vasiyyeti caizdir. Halbuki bunlar arasmda miras cari degildir; bu gosteriyor ki vasiyyette mahrumiyet sebebi mirastakinden daha az sikidir. Fakat
murisi katleden, bu katil hata ile de olsa vasiyyetten mahrum olur. Katl-i mubaire vasiyyet muteber olmaz. Katil mflbair olmayip da miitesebbib
ise vasiyyet batil

olmaz {Mecelle, Ali Haydar erhi


bir

99).
iin dahi vasiyyeti ca-

Zimmi'nin kendi milletinin gayri


izdir.

zimmi

Fakat dar-i harbte olan harbiye vasiyyet sahih degildir.

Vasiyyet edilecek ey tarifde


faat,

iaret edildigi iizere bir alacak,

men-

mesela bir evin

siiknasi, gallesi

de

olabilir

(Nasuhi Bilmen, Hukuk-i

isldmiyye, cild 4, s.394, no. 16)


239. Mirasci

Olmayana Vasiyyet. Olenin, mirascisi olmayan kimseye vasiyyeti, malmm U5te biri hakkmda sahih olur. Malm ii9te biri demek bor? ^iktiktan sonra kalanm
iiQte biri
^^^

demektir. U9te birden ziyade de vasiyyet, mirascilar icazet vetercumesi:

Hamdi Yazir

Ey

o butun iman edenler!

Her hangi

birinize

olum

hali gel-

zamani aranizdaki ahadet ya keiidinizden adalet sahibi iki adam veiki ya yolculuk ediyordunuz da olum musibeti ba^iniza geldiyse sizin gayrinizden
digi o vasiyyet
digeridir. Bunlari

namazdan sonra

alikorsunuz. uphelendiginiz takdirde 6yle yea-

min

ederler; "billahi hisim

da olsa yeminimizi hi9bir bedele degimeyiz. Allahm


s.

oluruz. (Ayetin hadetini ketmetmeyiz" biz o takdirde iiphesiz vebale girenlerden


nilzul sebebi

hakkmdaki

izahat igin de, Kur'dn Dili, cild 2,

1828 ve 1929)

Miras Hukuku

285

rirlerse

ziyadede ve bazi mirasci icazet verirse onun hissesi nisbetinde muteber olur. Mirasciya vasiyyet ne miktarda olursa olsim muteber de-

meger ki obiir mirascilar icazet vere. Hi? mirascisi olmayan bir kimse butiin malmi vasiyyet edebilir. Kansmdan veya kocasmdan baka varisi olmayan bir kimsenin de kansma veya kocasma butiin malim vasiyyet etmesi muteberdir (Mecelle, 1596)^^ Bir kimsenin oliirn hastahgmda mirascisi olmayan bir ?ahsa biitun
gildir

(La vasiyyete

li

\arisin);

mallanna amil olur

stirette

dahi deyin veya

aym

ikrari sahihtir.
ise

Fakat

vasiyyet edilen eyin mukirr'in miilkii oldugu U9te birinde mu'teber oiur (Mecelle 1601).
240. Vasiyyetten Riicu'.

ma'lum

ancak

malmm

Esasen vasiyyette vasiyyet9inin olum amna kadar vasiyyetincie israr etmi olmasi arttir. Rucu sozle de, fiil ile de olabilir. Bir mail A ya vasiyyet ettikten sonra sag olan B ye vasiyyet, onceki vasiyyetten riicm demek olur. Vasiyyet edilen mali satmak ta
Vasiyyetten rucu
edilebilir.

rucudur.

Kendine vasiyyet yapilan kimsenin vasiyyetciden once


vasiyyet batil olur.
241. Vasiyyeti Tenfiz I^in Vasi Ta'yini

oliimii ile

Vasiyyet9i vasiy;/etini tenfiz i9in bir vasi tayin edebilir; ?6yle ki, kugiik bir kimseye "olumumden sonra vasiyyetlerimin tenflzine yahut 90cuklanmin ilerini tesviyeye seni memur veya vekil ettim" demek suretiyle

o kimseyi vasi nasbedebilir. Vasiyyeti tenfize memur edilen vasi vasiyyet9inin ku9iik 9ocuklan varsa onlara da vasi olacagi gibi bir 90CU-

gu

i9in vasi nasbedilen


etti gi

kimse sonra dogan 90cugun da


vasiye vasi-i

vasisi

olur.

Vasiyyet9inin tayin

muhtar

derler.

Vasi olmak
olamaz.

i9in akil

ve biilug

arttlr^^^

Rakik,

Imameyne gore

vasi

^^''

Varisi

kimsenin olum hastaligmda yaptigi ikrar vasiyyet htikmundedir. Vasiyyet9inin hi? mirascisi yoksa, butun malmdan vasiyyet muteber olur, musalehden baka mirascisi varsa mu'teberligi onlarin icazetine muallak olur. u

olmayan

bir

^^^

evlense halde bir kimse oliim hastaligmda bir kadina vasiyyet ettikten sonra onunla ve olse bu vasiyyet mu'teber olmayacaktir. Muslim olan Z kiigtik gocuklarma karisi hiristiyan H'yi vast nasp ettikten sonra olse

hakim

Hyerine muslim bir kimseyi vasT nasbetmek lazim olur mu? Elcevap olur (Ceride-i llmiyye, 15 s. 103;yukaridaNo. 69).
Uzerine,

286

islam Hukuku

Vasiyyeti tenfiz igin vasiyyet9i tarafindan ta'yin edilen vasi,

siiliis

mall terikeden alarak mahalline sarfetmek salahiyetini haizdir. Mirascilar

buna mani olamaz. Vasmin de zamin olur.

eline ge9en

bu mal emanettir;

taaddisi halin-

Vasiyyetfinin ihtiyar (ta'yin)

ettigi

vasi (vasi-i muhtar), adil ve kafi

oldukfa hakim tarafindan azledilemez. Fakat kadi, liizumu halinde hesaplanna bakmak ve ilerini murakabe etmek salahiyetini haizdir^^^; ni-

tekim kadi'mn ta'yin


yetkisi vardir.

(mansub vast)' ye kari da kadi'nm ayni Hiyaneti anlailan vasi hemer azledilir. Aczi ve bir ie
ettigi

vasi

yaramadigi goriilen vasiye kari da boyle hareket


miz, fakat yetersiz ise baka biri kendisine zani

edilir.

Vasi dogru,

te-

edilir.

Kadi bir9ok hallerde, balica olen bir vasi ta'yin etmez, fakat ku9uk 90cugu veya borcu ve alacagi bulunursa veya bir vasiyyet birakmi olursa vasi nasbeder. Babanm (velinin), 90cugim mallanni itlaf ve israf etmesi halinde de mallan hifz i9in babanm saghgmda bir vasi nasbedebilir.
Vasinin salahiyeti velinin yetkisi kadar geni degildir. Balica veli
nikah velayetini haiz oldugu halde vasi degildir. Fakat gerek velinin ve
gerek vasinin ku9uk, deli ve ma'tuh aleyhine ikrarlan sahih olmaz (Mecelle 1573).

gormek i9in baka birini vekil tayin edebilir. Vasi tarafindan kii9iigiin akan satilabilmek i9in miisewegati er'iyye denilen bir takim musaade sebepleri bulmak lazimdir ki, balicalan kii9ugu infak i9in satmaya Ixizum goriilmek, az vakitte harap olma veya kiymetinde azalma korkusu bulunmak gibi hallerdir^^^.
Vasi vesayet
iijlerini

Vesayeti

ifa

edecek

dogm

ve muktedir bir kimse bulunmadigi ve

mansub

vasi de xicretsiz 9alimaktan imtina ettigi takdirde kadi kendisine

bir ecr-i misil ta'yin edebilir^^

506

Hind-i sagirenin vasiyyi muhtaresi Zeynebin sagiienin

malma

hiyaneti sabit olsa

hkim Zeynebi
olur

azle ve yerine

mustekim olan kiz karde^ini vasi nasbetmege kadir


s.

mu? Elcevap:

olur {tlmiyye Salndmesi,

517).
ticret

Zeyd-i sagu-'in vasiyyi muhtari Amr, hizmet-i vesa}/et mukabelesinde hakime


takdir ettirip
507

508

almaya kadir olur mu? Elvcevap: olmaz {tlmiyye Salndmesi, s. 619). 15 Nisan 1322 tarihli Umum Emvali Eytamm Sureti tdaresi Hakkmdaki Nizamnamenin (Birinci tertip Diistur, cilt 8, s.515) 14 ve 17 iici maddeleri; (n. 468). Ku9uk Z nin muhtar vasisi vesayet hizmeti i9in hakime iicret takdir ettirip almaya kadir olur mu? Elcevap: olmaz {Ceride-i tlmiyye, 31, s.869).

Vakif

287

XXI. Vakif
242. Ta'rif.

Vakif lugatte habs, tevkif etmek, alikoymak anlamina gelir^^^. Istilahta: "menfaati ibaduUaha ait ve vakifm milki zail olacak surette bir ayni AUahm milki olmak iizere mahbus ve memnu' kilmak" dir; yahut menfaati ibaduUaha ait olacak surette bir ayni (^iplak mulkiyeti), AUahm olmak iizere temlik ve temellukden mahbus ve memnu kUmaktir^^. Vakfeden kimseye vakif, vakfedilen ayma mevkuf (mahall-i vakif), yakfm menfaatinin ait oldugu cihete veya kimseye mevkuf-un-aleyh veya merutun leh, vakfm merutun lehi olan cihetlere viicuh-i vakif derler. Fakat vakif, vakfedilen eye de denir; bu manada gogulu evkaf dir.
243. Vakfin Tarihi,

tslamm vakif mixessesesi kendine mahsus


islamdan once Aiablarda dini

manzara arzeder^^\ hizmetlere bazi mallann tahsis edilmi


bir

oldugu haber verilmektedir^^^. Islam Ansiklopedisi, Miisliiman umumi g6ru{ine gore Arablarda vakif olmadigim bildiriyor. Imam afii "benim
bildigime gore vakfi yalniz ehl-i Islam yapmitir; cahiliye ehli degil"
demitir^^^ Kur'ai.'da sadakadan

yoktur.
ru'iyyeti

Bu

babta bir

ayn olarak vakif hakkmda bir hiikiim hadis nakledilmekte ve bu suretle vakfm me-

Peygambere kadar fikanlmaktadir^^"^. Fakat vakif tabiri ikinci yiizyilda kuUanilmaya balami ve vakif miiessesesinin asil miman Imam Ebu Yusuf sayilmitir^^l

509

510

Vakfa habs (90gulu ahbas' hubus) da denir. Memluklerde vakiflarin idaresine nez^ret eden Nazira (Nazirul'ahb^s) derlerdi. Fatimiierde de Divaniil'ahbas vardi, Omer Hilmi, trdci ill ahldffl ahkdm il evkaf, mesele 1. Bu bahiste bu eserden istifade edilmi^tir. Karin Abadli
det Paa,
s.

Omer Hilmi

efendinin terctimei haii i9in Ebul'uld, Cev-

165. Islam

Hukukuna

dair yazilan bazi eserlerde

bu

kitab

mehaz
eder.

gibi

tutulmu|tur.

Bazi fakihler ve ba^lica


511

tmto Yusuf vakfin muvakkat olabilecegini kabul


70).

Muvakkat vakif samh olmaz (Omer Hilmi


512
513

Fuat Kopriilu Vakiflar Dergisi II de, Bizans tesirlerini izah etmektedir. Bu mallara emval-i muhaccere; talami miliar denilmitir.
tr^dd

514 515

ahldf ft ahkdm il evkaf, s. 24. semerehu= Aslmi habset ve semeresini (menfaatini) yoluna dok. Htiseyin Naci, valifa dair ahkamin ewel emirde Imam-i a'zamin "Fikh-i Ekber"
ill

ihbis aslehu ve sebbil

admdaki eserinde tanzim ve tensik edilmi oldugunu soylemekte

ise

de (DarUlfUnun

Hukuk Fakultesi Mecmuasi,


fa dair boyle bir

Te^rinisani 1338, sayi 12,

s.

99) 'Tikh-i Ekber"dQ vak-

bahse tesadtif edemedik. Esasen Imam-i a'zama gore Fikh-i Ekber

288

Islam Hukuku

244. Vakfin Amaci.

Vakif bahsettigimiz hadisden de anlailacagi tizere aslmda dini bir gayeye, kendisiyle AUah'a yaklamaya ve kamunun haynna hizmet eden
bir ibadet^^^ mahiyetinde

olmakla beraber sonralan ikinci

yiizyil (hicri)

balannda evlad i9in de bir intiS' vasitasi olarak kullamlmitir. Balica vakifm ve evladm mevkuf-un-aleyh olabilecegine dair olan ictihad mucibince vakif yolu Kur'an dimda vakifm arziisiyle ekillenen bir tevris usuliine elverili olmutur (No. 22). Yukanlarda da soyledigimiz gibi
tslamdan once bilhassa kadma bir miras hakki tanmmiyordu (Hamdi Yazir, "Kur'an DilV\ cild 3, s.2065). Anla?ildigma gore Islamm koydugu yeni miras usuliine alimayan kimseler i9in bu geni ictihad vakfa bir
ragbet temin

Ger?ek, vakifla vakif, mallarmm menfaatlerinden kiz ve erkek 90cuklanna miisavi hisseler de birakabiliyordu^^l gunku mal, vakfedilmekle ahsin mulkiinden gikmakta ve bu mahiyeti ile miras huetti.

kumlerine tabi olmaktan kurtulmaktadir. Vakiflann Islam memleketlebir rinde, balica evlada vakif yolunda pek geni surette yayilmasma sebeb olarak da, musadere korkusu gosterilmektedir. giinku vakif

AUahm

milkind^

itibar edildiginden ulii-l-emir tarafindan

dahi

el suriil-

ilmi kelamdir,

unu soylemeliyim ki, Fikh-i Ekber adli eserle daha bazi nakil edileserler Imam-i a'zama izafe edilmi ise de, bunlarm ba^kalari tarafindan

Bu vesile

ile

^^^

ve hakikatte onun tarafindan yazilmadigi kanaati kuvvetlidir (No. 20). Eski Evkaf Nezaretinden "Vakifdan maksad nedir?" sualine "Tekarrub llallahdir; verilmitir hayir ileyip sevap kazanmaktir; ibadeti maiiyeden sayilir" diye cevap
digi

{Vakiflar DergisU Cild


^^^

I, s,

105, n.l bak.).

All Haydar,

Ahkdm

ul vukuf,

madde

614.

veya bazismi nefsine ve ba'dehu ciheti gayri munkatiaye vakif eylese Ebu Yusuf kavline gore sahih ve bu art mucibince amel edilmesi muktezi olur. Imam Muhammed'e gore sahih degildir. Fetva Ebu Yusuf kavli tizerimuessesesi nedir; nasi vakfa tergib ve hayir ilerini gogaltmak i9in bu suretle vakif Kur'an'm miras sistemine kar^i her memleketin orf ve itiyadma gore bir inhiraf vaVakif gallenin
kUllTsini
sitasi olabilmitir,

Vakiflar arzularina gore kiz evladlari busbiitun mirastan

mahrum
1-

birakabildigi gibi erkek ve kiz

arasmda miisavT

bir intikal

de

^art edebilmilerdir.^

mam Ebu

Yusuf vakif imkanmi geniletmekle

bir

bakima memleketin kamu

hiz-

metlerine yardim kaynaklan da elde etmi oluyordu.

Vakif

289

meyecektir. Borflunun vakfi sahih sayildigmdan dolayi^^^ alacaklilann kovu^tunnasmdan kurlarmak ve uzaklatirmak isteyen bor9lular da mallanni vakfetmek
518

imkamna malik oluyorlardi^^^


eyh
ik

Ancak 950 leyman'm


J.

tarihinde
iradesi

islam Ebussuud fetvasi lizerine sadir olan Kanuni SuOsmanlilarda bor9lunun vakfini tescilden hakimler
ill

men'edilmitir.
^^^

Kohler, Lehrbuch der Rechtsphilosophie adli eserinde (3 tincu tabi' 1923 s. 185): "islamda vakif veya habs denilen bir enstitu te^ekkiil etmitir ki, bu mirasci nasbini,

kommisini ve fondationu muterek normlar altinda birletirir" diyor. Memleketimizdeki vakiflann biiyuk kesimini evlada yapilan vakiflann tekil ettigi soylenmektedir. tster vakifin evladma gelir i^in yapilsm, ister baka maksatlarla olsun bir taraftan umumi bilgisizlik i9inde ve bir 9oklari muhitin iptidai seviye ve zihniyetinin etkisi altmda mrulan vakiflarla der in ve geni| bir takira fenaliklara yol a9ilmi oidugunda uphe yoktur. Vakiflar gerek kuruluunda ve gerek idaresinde verimli yonlere tevcih ve boylece bir duzene mazhar edilmemi ve bu saha her ferdin tamamiyle baibo teebbus ve faaliyetine birakilmitir. Gergi baka Islam memleaile fidei

ketlerinde oldugu gibi Osmanli tmparatorlugunda da Devlet vakiflarla ilgilenmi ise de, bu ilgi onlari memleket ve millet asilanyla ve ciddi hayir ama^lariyle ayarlama

ve uygulama yolunda \q gayri menkullerin pek ain derecede hapsedilmesine, talamasma, bir 90k tufe}'li ve zararli gruplamalarm dogmasma, yaamasma kari degil, ferdlerin herhangi bir kayit ve rehberden mahrum serbest keyif ve arzulariyle
yapilan vakiflan ve bunlarm merutunlehlerinin menfaatlerini ne olursa olsun muhafazaya nezaretten, kadilarm vazifesi kendilerine getirilen herhangi bir vakfiyeyi

sadece bir kimsenin bir mail vakfettim demi ve nihayet mutevelliye de teslim etmi olmasmi araftirarak artik ondan dbniilememesi i9in ekli bir hukiim vermekten ibaret olmu^tur. Bu biiyuk vakif ziyafetinde
g<3runu5te bir

muhakeme altmda ve

inasi'nin tabtriyle hei biri bir hizmet ve vazife alan sayisiz kimseler balannda bazan Sadri azamlar, eyhtil Islamlar, Vezirler, Valiler, NakTb-ul-eraflar, eyhler,

Zaviyedarlar, Kadi askerler, Kadilar, MutevellTler Dariissaade agalan, Yeni9eri agalan, Sekbanbailar, BostancibaiIar, Hazinedarbailar, Kilerciba^ilar gibi bir 90k nezaret ve btiyiik nufuz sahipleriyle birlikte vakiflan kendi hesaplarina sagmaktan

9ekinmemiler {Vakiflar Dergisi, sayi I, ve Fuat Koprulu'nun etudu sayi II) ve bu yolda kendi 9ikarlarinEi ve bu ziyafetin devamma gayet elverili olan "art-i vakif nassi ^ari' gibidir" so.ziinden de yardimlanmilardir (n, 530). Boylece iimera ve
ulemasiyle birlikte bir taraftan menfaat, obOr taraftan cehalet
Ian koskoca vakif miiessesesini
bir tahrip aleti
elele,

imar vasitasi oger9ek ve

yapmilardir.

Kamunun

saglam ihtiya9larina u}gun ve karilik olup olmadigi duunulmeksizin memleketin hemen hemen her karimda meydana getirilen zengin ve fakir vakiflarla yainiz servetler talatirilmami, onunla uzaktan, yakmdan ilgilendirilen halk da ruhsuz, kiymetsiz hale sokulmu|, ahiaki, i9timai bir takim yaralar a9ilmitir, Vakiflar Dergisi'ndQ (Sayi:!), Vakiflar Idaresinin ''Cumhuriyetten once ve sonra vakiflar'' adli brouriinde sayilan bir 90k hayir ileri elbette hurmet ve takdire layik olmakla beraber memleketin ekonomik ve sosyal hayatmi yUkseltme hususunda bir hayri olmayan ve kalkmmasma, ilerlemesine, yenilemesine engel olan vakiflar, bir 90k kirn-

290

islam Hukuku

Vakfm Hukuki Mahiyeti. Vakfm hukuki mahiyeti ihtilaflidir. Vakf bir akid midir? Muavaza, temlik mi veya iskat midir? Vasiyyet veya hibe midir? Omer Hihni Kitabmm 43 lincii meselesinde vakfm in'ikadi onun elverili olan mahalle, yani miitekawim bir mala muzaf olarak vakfm riikn'iinun ehlinden sadir olmasma tevakkuf eder. Vakfm riikn'ii, vakifm,
245,

malmi vakfettim Dilsizin ma'lum


mevkuf^iin-aleyh

gibi

vakfm inasma

delalet

eden

soziidiir

(mesele 44).
45);

iaretiyle

de vakif miin'akid

oixir

(Omer Hilmi,

muayyen olmayan
arttir

ahislar ise

vakfin in'ikadmda

mevkuf-un-aleyhlerine kabulii art degildir; muayyen ahisiardan ibaret


ise

onlann kabulii

siikutu

(Omer Hilmi 47. delaleten kabul sayilir (Omer Hihni 48

174).
).

Mevkuf-iin-aleyhin

bunlar gSsteriyor ki vakif, bir ibadet gayesini taisa dahi her halde bir hukuki itir. tn'ikad ta'biri siibut, liJzum ma'nasma olursa dahi
Biitiin

bima

90k akidlerde gordiigumiiz iki taraf burada daima araimiaktadir; fakat kefaletde de goriildugii iizere bir kabul art degildir. Boyle iken kefalet bir akitdir (No. 103). Ve o da red ile
bir akittir denilebilir. Ger9i bir

merdud

olur ve reddedildikten sonra artik kabul edilemez (Mecelle 621;


49).
ile

Omer Hilmi,
Vakif
tasarruftur.

vasiyyet arasmda bir benzerlik gorenler olmu ise de,


ait bir

bunlar ayn ayn eylerdir. Bir kere vasiyyet oliimden sonraya

kendinden baka bir miiessese oldugu aikar olan vasiyyet yolu ile yapilacagi gibi vakifm saghgmda hiikiim ifade etmek ve riicu edilmemek iizere de yapilabilir. Bir kimsenin yabanciya malmm ii9te birinden fazlasmdaki ve bir mirascisma malmdan her hangi bir

Vakif

ise

miktardaki vasiyyeti ancak mirascilann icazetiyle muteber iken bu kimse


biitiin

mallanm

vakfedebilir.
getirilebilirken

muhtac olmaksizm saghgmda yerine bor9lann odenmesinden sonra Vasiyyet vakifm bilhassa vakfmdan ^jonra ve oliimiinden once
boyle
bir

icazete

selerin

9ahmaksizin degimez bir

geiir

kaynagi

v^e

yaama

vasitasi

olmu (yahiz
Tarihi terciiel

iiguncu
mesi,

Murad zamaninda

bir

takim tarikatlar zuhix' etmi^tir

(Hammer

cilt 1,

s.189 ve sonr.) ve vakfiyeleri de temballer, miskinler topluluklarmin


statusii sayilmi,

surulmez birer
riat,

memleketin

idaresi

90k

gu9letirilmi, Devletin Zi-

Ma^rif, Mdliye, Adliye, Belediye,


i^leri

Ekonomi

gibi biitiin bayindirma,

ve ilerleme ve zenginle^me

kuwetli engellers ugrami^tir.

aydmlatma En aagi yuz yirmi

yildan beri diizeltilmesine ve yararh ciddi bir miiessese haline getirilmesine gali^ilan

evkaf iinde Cumhuriyet devri


tir.

biiyiik

ve mes'ud faaliyetler ve ba^anlar elde etmi-

Vakif

291

yaptigi borQlann vakfa

;ii9

bir tesiri yoktur; yani alacaklilar vakif mallara

miiracaat edemezler.

Bundan baka deyn ve menfaat,

vasiyet edilebildigi

halde vakfedilemez (No. 250). Yani vakif u?uncu ahistaki heniiz tahsil edilmemi olan alacagmi vakfedemez. ^unkii deyn zimmette bir

Vakif bir temlik oldugundan ancak bor9luya temliki sahih olup bakasma temliki caiz olmadigindan alacagm
degildir.

vasitadir, hakiki bir

mal

vakfi sahih

olmamak icabeder. Vasiyyette musinm vefati


arttir.

giinu musabihin hakikaten veya takdiren

mevcut olmasi

Musaleh, musinin olumiinde, ya mevcut olmali veya oliimiinden itibaren alti aydan az bir miiddette dogmalidir; ta ki
vasiyyetin liizum ifade
anlailsin.

edecegi zamanda musalehin mevcut oldugu

Omer

Halbuki mevcut olmayanlara vakif sahihdir. Delili Hazreti ve sair sahabe vakiflannda gelecek nesillerin idhal edilmi

olmasidu: (No. 249).

Bir Hiristiyanm camie bir vakif yapmasi


caizdir.

batil, fakat

vasiyyet etmesi

Vakif, bagilama (hibe) de degildir. Bagilamada malm rakabesi bagilanana terk edildigi halde vakifda boyle bir terk ve temlik olmadigi
gibi birincisinde artik bagilayan ifin o

maldan

intifa'

hakki yok iken,


dahi riicu
artik riicu

vakifda vakfi
art koabilir.

yapan, vakif mallardan oliinceye kadar istifade edecegini

Ve

yine hibe

imkani oldugu halde,


edilemez.

tamam ve lazim olduktan sonra vakif tamam oknakla (tescil yapilmakla)


gore ''irdd ul

Ahldf (s. 39) vakif yahuz icab ile in'ikad eder, tasarrufat4 basitadandir; tarafeyni olmadigindan bir akit
vucuddan mecaz olur. imam Muhammedin vakfa sadaka ma'nasi vermesi de bxma mani' degildir; $unku alelumum teberruat yahuz icab ile viicud bulur, kabz ile temam olur. Vakfm taraflanndan biri olmak iizere tasawur olunacak olan kimseler ise ibaduUahtir. Bu ibaduUah miiebbeden devama salih bir
ta'biri
silsiledir.

Ku9uk Hamdi'ye

mahiyetinde mtitalaa olunamaz ve in'ikad

Imam Ebu Yusuf a

gore vakifta kabz art degildir; giinku vakif bir

temlik olmayip yalniz vakfm milkinden ihra?


idhal olmakla temelluk ifin

demek olacagmdan
vardir.

i'taka

muabihtir. Sadakalar boyle degildir. Onlar bir milkten ihrac, diger milke

aynen kabzma ihtiya?

imam Muhammed'e
tamamiyetinin
artidir;

gore ise miitevelliye teslim ve kabz vakfin cunku vakif malmdan bir ayn ile AUaha takarrub

1 e

292

islam Hukuku

kastediyor; u halde tipki sadaka gibidir, teslime muhtactir. Durer de diyor ki: Imam Muhammed'e gore hadisi ?erifde "tasaddak biasliha''

emri varid oldugu i9in vakif sadaka olmak lazim gelir. Sadaka ise iki nevi'dir: Bir sadaka-i miineffeze, biri de ?5adaka-i vasiyyet'tir. Vakif, sadaka-i miineffezeye muabih bir temlikti::. Bu ise kavl-i miicerred ile

mutasaddikm milkinden 9ikmayip teslime ve


(s.

fakirin

kabzma muhtacdir

32),

gore vakif bir nev'i teberrudur, Bundan dolayi sihhatinde tam bir kabz arttir. Kabz ve teslim vaki' olan vakif lazim Mua'da (No. 79) kabz edilemez. ondan riicu' artik olur;

Imam Muhammed'e

olamayacagmdan vakif da olamaz. Imam Yiisuf a gore vakif i'tak gibi bir vakfa iskattir ve sahih olmasi i9in kabz art degildir; bunun i9in uyu'
mani olmaz^'^ (Mecelle 837, 841, 861; Omer Hilmi 64), vakfettim demekle vakif lazim olur ve vakfedilen mal vakifm milkinden 9ikacagindan artik vaz ge9ilemez. Imam-i a'zama gore vakifda malikin miilkiyet hakki devam eder; yani vakif mal vakifm milkindedir.
vakif malda vakifm milki zail olur. Onun menfaatleri degildir; iare eklinde hayra tahsis edilir. Bunun i9in vakif bir lazim akid vakifdan her zaman riicu' edilebilir ve vakfedenin oliimii halinde o mal

tmameyn'e gore

ise

mirascisma

iritikal

eder^^^

^^^

Fakat ifraz edilmemi bir hisse, cami veya kabristan olarak vakfedilemez. Zeyd zevcesi Hind' den Zeyde ve kizi Zeynebe irsen intikal eden evi kismet etmeden Zeyd mezbur evden hissesini vakfeylerse ve mezbur vakfin sihhatine Bekir hakim
llmihuktim eylese mezbur vakif sahih olur mu? Evcevap; olmaz (Ebussuud fetvasi, ye Salndmesi s.384). Imami SaKabil-i kismet olan mii^a'm vakfi tmam-i Saniys (Ebu Yusuf) gore caiz, olmayan mu^a'm vakfi lise (Muhammed'e) gore gayri caizdir. Amma kabil-i kismet
bilittifak caizdir (Ali

^^^

Haydar, Mecelle ^erhU cilt 2, s.680). Muctehidlerin ihtilaf ettigi bir mesele de bir muctehidin re'yi ile amel olunmasma imamm emri varsa Kadi ona gore htikmetmege mecburdur (No.44). Boyle bir emir yoksa Kadi mtictehidlerden birinin re'yini tercih edebilir (Ali Haydar, Mecelle 1 80 erhmde bu hususta riayet edilecek tertibi nakletmektedir). Vakif mes'elesinde metinde bildirdigimiz muhtelif re'ylerden birinin tarcihi hakkmda bir emir olmadigmdan Kadi vakfin Itizumiyle hiikmettigi takdirde artik o vakif biitun muctehidlerin ittifaki geregince lazim olur; yani

bu hakimin htikmiinu baka hakim bozamaz (Omer


Vakiflar,

74 ve sonrakiler). Vakfirolu yelerde vakfm Itizumiyle hukmedilmesi bunun i9indir. Burada hakimin
Hilmi
s.

45

n.

Kismi;

Ah Hunmet Berki,

1940

s.

vakifdan rucu' edilip edilemeyecegini tesbitten ibaret kalmaktadir. Bir omek olarak aldigim eski vakiflardan 884 tarihli Gazi Yakub geiebi'nin vakfiye tercumesinden
u fikralar bunu a9iklar
:

"...

mum^ileyh vakif evkaf-i mezkurey i mezkur mute vellTy

Vakif

293

246. Vakfin Tescili.


gibi vasiyyet suretiyle ollime bagli olarak yapilabilecegi gibi, sag iken tescili suretiyle de yapilabilir. Vakfin liizum ifade etmesi bu iki yoldan biriyle olur. Yalniz namaz kilmmak

Vakif yukanda soyledigimiz

cami'de velevki bir kii tarafmdan namaz kilinmakla veya kabristana olii gomiilmekle bn vakiflar lazim olur. Bu hususlara izin vermek onun vakif ve teslimi demek olur. Bu hallerdeki aleniyetler hakimin hlikmli yerine gegmektedir.

iizere vakfedilen bir

Olum
suretiyle

hastahgi

i$ir.de

yapilan vakif vasiyyet

sayilir.

Vasiyyet

alacaklilar vakfi tanimayabilirler; fiinku bor^lann ifasi vasiyyetten once gelir. Vasiyyet suretiyle vakif, vakfedenin bu vasiyyetten riicu' etmeksizin oliimu

yapilan

vakifda

bundan zarara ugrayan

halinde hakimin hiikmii, tescili olmaksizm dogrudan dogruya lazim olur.

Oliimden sonraya mazaf olarak yapilmami olan vakifda tescil bir hakimin duruma halinde ve onun neticesinde vakfin liizumuna

ve evkafrn her umurunu zabt ve her kuyudunu ve mesalihini nazmetmegi dahi mtitevelliye tefviz ettikten sonra tmam-i a'zam Ebu Hanife katmda vakfettim diyerek evkaf-i mezkurenin adem-i luzumuna mebni vakfiyetten rucu' etmegi murad etti ve mutevelli ile vakif bu hususta ihtisam (husumet) ve Gelibolu hakimine mtlracaat ettiler (Yakub Celebinin Vakiflari Gelibolu karismda imdiki Qardak nahiyesinde idi). Gelibolu hakimi mutevellM mezburdan vakifi raezkurun evkaf-i mezkureyi vucuh-i mezkureye vakfettigine ve miiteveili-i mezbure teslim ettigine ahid istedi... bu ahitler mezkur vakif ve mutevelli-i mezbure teslim ettigine
ahadet-i er'iyye ile ahadet ettiklerihden onlarm ahadetiyle hakim Imameyn mezhebi tizerine evkaf-i mezkurenin Itizum-i vakfiyetine hiikum-i er'i ile htikmetti.." Vakiflar Mudurltigunun 1938 de yaymladigi Fatih II vakfiyesinin sonu

teslim-i sahih lie teslim

Umum
bu

da bu

yolda

biter.

ve maksad-i hasen ile de olsa tebdili tehltikeden gayri sa(Bakexa Suresi 179, 180 inci ayetler) hi? nesih yoktur. unu da ihtar edelim ki, vakiflar maba'di mevte kaldiklari i9in bir ma'nayi vasiyyeti mutazammmdirlar. Hatta Imam-i a'zam vakfi ancak vasiyyete tefri' etmi^tir. Bunun i^in "femenbeddeiehu" ayetiiiin inzari, lazmi olan vakiflara da amildir. Bu sebeple
limdir ve
iki ayette

"Tenf!z-i vasiyyet

muhim

vakfiyelerde bu ayetin derci :niitearef ohnutur. Istibdal-i vakif ve urut-i evkaf meseleleri de "femen hafe" ayetine miiteferri'dir." (Hamdi Yazir, Kur'dn DHL cilt
1,

S.623).
tarihli Vakiflar Kanunu'nun 7 nci ve 36 nci maddeleri ve 1/Agustos /1936 tarih ve 3371 sayili Resmi Ceridede 9ikan Vakiflar Nizamnamesinin 31 ve sonraki maddeleri rnucibince Vakiflar Kanunu'nun ytirumege ba^ladigi

2762 numarah ve 5/6/1936

ta-

rihten itibaren be yil i9inde

mek

laznndir; tescil

Vakif Kayidlan Idaresince vakif kutugime edihneyen vakiflar mazbut vakiflar arasma alinir.

tescil edil-

294

islam Hukuku

hukmetmesiyle olur^^l Tescil olmadigi gibi mutevelliye teslim de edilmeyen vakifdan riicu' edilebilir. Fakat mutevelliye teslim edilmi de 9ikacak tescilden once vakif 61mu ise mirascilar ile miitevelli arasmda mirascilan vakfa ihtilaf iizerine hakim, vakfm liizumiyle hiikimi ve miidahaleden men'eder ve bu suretle tescil yapilmi olur.
247. Vakiftan

Rucu\

Vakif liizum Msil ettikten som:a artik ondan riicu edilemez. Vakfedilen malda miilkiyet iizere tasamif olunamaz. Vakif mal bakasma
intikal etmez. satllamaz''^ bagilanamaz, rehin edilemez ve mirasciya

Yalmz

aagida (No.255 ve 256), gorecegimiz iizere istibdal, yani mulk edildikten sonra bir miistehik ile miibadele edilebilir. Ancak vakif tescil yapilmadan once giksa ve onun miilku oldugu sabit olsa veya vakif
vakfedilen mala bir efl'in hakki tealluk
fesheder.
248. Vakif ve Mevkuf-un-aleyh'in artlari.
ettigi isbat edilse

hakim bu vakfi

Vakifm temlik ve

teberrua ehil olmasi

arttir;

kiigiigun, delinin,

ma'tuhun (No. 55) vakfi sahih olmaz. Hiir olmayan kimsenin de vakfi verilen sahih degildir; ancak mevlasi tarafmdan bir vakif yapmasma izin sefih veya bir kole veya cariye elindeki mah vakfedebilir. Hacredilmi
da borglunun vakfi sahih olmadigi gibi muHeber ikrah ile yapilan vakif goren her sahih olmaz. Hanefilere gore Islam memleketinde himaye yabancmm, zimminin ve miiste'minin vakfi sahihtir^^"^; afii ve
Maliki'lere gore ise degildir.
249. Vakifta Mevkuf-un-aleyh'in Allaha

Yaklama ve Ibadet Nev'inden

Olmasi.

Vakifda mevkuf-un-aleyhin hem haddizatmda ve hem de vakifm halde itikadmda Allaha yaklama ve ibadet nev'inden ohnasi arttir. u olmaz. Mevkufiin bir Hiristiyanm bir camie vakifda bulunmasi sahih
gosterilmemi? aleyhin soylenmesi ve gosterilmesi art degildir (No. 246);
^^^ ^^^
^^"^

No.521.
Yikilan bir vakfm enkazi, kuruyan agaflari vakif i9in satilabilir, biri Istanbul'da Yenikapi Vakiflar Dergisi sayi 1, s. 120 ve 212'de, biri 9emeye ve o

MevlevMnesinde oturan
bir vakif

Dervilere

iki

Hiristiyan vakfiyesi suretleri vardir.

Muslim

vakfinm menfaatmi (gallesini) mutlak surette evlat veya akrabasma art etse Musluman olmayan evlad ve akrabasi da mesrutun leh olur. Aksi de boyledir. Fakat riayet edilir. gayri muslim yalmz milletinden clan akrabasma fart ederse ona

Vakif

295

ise

vakfm

gallesi

fakirlere sa^fedilir^^^ Bir

kimse akanni,

bir

malmi

vakfederek gallesini inutlak surette fukaraya art etse sahihdir. Vakif yapilirken mevkuf-uri-aleyhin mevcud olmasi da aranmaz. Qocugu

focuklanna art etmesi halinde vakif muteberdir. Sonradan dogacak 9ocuklan bu galleyi alir.
gallesini

olmayan

bir kimsenin,

vakfmm

Gallesi
fakirlerin

veya koy ahalisinin ihtiyaglanna, mesela yiyip ipmesine, giydirilmesine, kaldmm ve su yoUannm
bir

malialle

tamirine sarfedilmek lizere bir vakif tests edilebilir;

bu

kabil vakiflara

"avariz vakfi" denir^^^


ibtidada mesruttm lehi
denir.

mevcud olmayan vakfa miinkati'-ul ewel Bir vakfm merutun lehi ibtidada mevcud ve fakat sonradan

miinkati olur, kesilirse miinkati'-iil ahir denir.

Ve

bir aralik kesilir,

sonra yine zuhur edei'se buna da raiinkati'-ul vasat derler. Miinkati' vakiflann her nev'inde galle merutun lehin bulunmasi halinde ona,

bulunmamasi halinde
250. Vakfedilen

fakirlere verilir.

Mahn Muayyen, MaFum ve Vakifm Mali Olmasi Gerekir,


mal,

Vakfedilen

ma'liim ve

muayyen olmak ve
arttir.

vakfedildigi

zamanda vakifm milki olmak

(akar veya 6ur veya harac arazisinden

veya baka miilk araziden bulunmak)

Menkul, akara vt gayri menkule tabi olarak, mesela bir 9iftlik vakfedildigi takdirde i5inde bulunan aletler, hayvanlar ve baka eyler birlikde vakfedilebilir. Bunimla beraber menkuliin vakfi hakkmda orf ve
adet varsa bali baina vakfi caizdir (No.23). Ribh-i hayra sarfedilmek
iizere para, dugiinlerde,

cenazelerde kuUanilmak tizere mesela elbise,

ziynet eyasi, kazan, mektep ve medrese ve camilerde


kitab,
hall,

okunmak

ifin

amdan,

fakir

9ift9ilerden

tohumu olmayanlara

odiin?

verilmek iizere hububat

vakfedilebilir^^^.

^^^

Vakifda muebbed bir niasraf gosterilmesi Ebu Yusuf ve Muhammed arasinda ihtiMflidir ve ikisinden biriniB tercihi hakkmda fetva ve irade yoktur. Imam Yusuf masraf tahsisine ve gosterilmesine liizum gormemekde,

Imam Muhammed
ahldffi

ise

bunu

lu-

zumlu saymaktadir (Mehmed Hamdi


Hilmi, mesele 80).
^^^

Yazir, Ir^dd

ill

ahkdm

il

evkaf)\

Omer

Avariz arizanm 90guluciur.


dilmitir.

Bu

vakiflar

1580 Numarah Kanunla Belediyelere devre-

Trabzonda bulundugu sirada bir Rumdan kuyumculuk ogrenen Kanuni Stileyman kuyumculara her kirk yilda bir kagithanede tertib etmelerini emrettigi eglencede kullamknak uzere onbir sahan, 500 kazan, tencere ve sair bakir kap vakfetmitir.

296

islam Hukuku

Mevkufun aym olmasi

art

olduigundan zimmette olan alacak

kabizdan once vakfedilemez; fakat bir kimse bakasindaki bir alacagmi bir hayir cihete vakif olmak iizere vasiyy st etse U5de bir malmdan sahih
olur (No.238).

Bir akann aynini, rekabesini vakfotmeyerek yalniz menfaatlerini

vakfetmek sahih olmaz (No.


251.

70).

Vakifm art Koyma Hakki. Vakif vakfiyesinde yukanda


evladmdan,

hulasa

edilen

er'

hukiimleri

dairesinde^^^ istedigi artlan koyabilir;

vakfm

tevliyetini (miitevelliligini)

kendine,

evladimn

evladindan

olan

veya

akrabasmdan

olmayan her hangi

birine, gallesini

ve bunlara yeniden artlar 9ikarmak (ihrac arti) hakkim mnhafaza edebilecegi gibi oliimiinden sonra mutevelli olacaklara da yine vakfiyesinde boyle bir salahiyet verebilir. Boyle bir kayd yoksa vakr? kendisi de vakfin artlanni

de istedigi kimselere art edebilir^^^ ilave etmek (idhal arti) ve koyduklarmi

^^^

Fakat mesela mutevellinin hiyaneti halinde dehi hesaplarma bakilmayacagi ve azlediimeyecegi yolunda bir art muteber ve riayeti lizim degildir. Bu hususda 940 tarihli irade vardir.

^^^

Yakifm, vakfmin gallesini kendine (ve evladina) vakfetmesi yukanda soyledigimiz


uzere (ii.517)

Imam Ebu Yusufun


s.

ictihadidir. Fikih kitablan

Ebu Yusuf kavli

olarak

yalniz vakifin tevliyeti veya galleyi kendisine art kilmasmdan bahsetmektedir.

(Multaka-l-ebhur tercumesi
Syrie a

411).

Bxi vakiflara aile vakiflari (les vakfs familiaux), ehli vakiflar da demilerdir {La

Vepoque des Mamlouks, 1923,

s.

LXXIX,

n. 3).

Vakiflari adi (adete mustenid- Vakfs coutumiers) ve er'T, hiikmi vakiflar (Vakfs

legaux) diye taksim edenler de vardir; d'Ohsson, cild 2, s. 529 ve 552 de boyle bir taksim yaparak camilerin tamir ve ihyasma aic vakiflar diye vasiflandirdigi bir nev'i
vakiflari birinciye ve

milletin din! mallariyk fakirlere

yardim ve ammenin hayri

i-

9in olan iki nev'i vakiflari da ikincisinden saymaktadir.

Vakifm

bulundugu tahaktoik edene davacmin vakfiye artlarina gore galle fazlasindan faydalanmasma bir engel yoktur (Yg. 5 nci Hukuk Dairesi karaxi, Adalet Dergisi, 1951, sayi 3, s.447). Vakfiyede rekabeden ayrilan zevaid ve fazlanm erkek evlad arasmda musavaten taksim edihnesi ve ziikur evlad buiunmazsa akrabasi evladmm zukuruna taksim olunevlad-i evladindan

koulmu olmasma ve evlad tabirinin ahfada amil bulunmasma binaen tonmlarm da akraba tabirine idhali suretiyle verilen karar dogm degildir. Yg. 5 inci
masi
art

Hukuk Dairesi karari, A^a/er Dergm

1950, sayi 12,

s.

1702.

Vakfiyesinde yalmz muezzinin suknasma me^rut oldugu yazili olan gayri menkul ne mtitevellisi ne de lehine art olunan kimse tarafmdan ba^kasma kiraya verilemez
(Yg. 5 inci

Hukuk Dairesi karari, Adalet Dergisi,

1950, sayi

6, s.

841).

Vakif

297

degitiremez. Yalniz tevliyet


degitirilebilecegi gibi,

hakkmda konulan

art

hakimin re'yi

ile

hakim de dogrudan dogruya bu babtaki

arta

muhalefet edebilir.

daha faydali goriinen hususlarda veya zaruret tahakkuk eden hallerde miitevellinin hakimin izniyle (re'yi ile) vakifm artlarma
i9in

Vakif

muhalefeti caizdir^^^
Tahsisat kabilinden olan gayri sahih vakiflarda vakiflann artlanna
riayet lazim degildir. Fakat me^rutiin lehi, esasen beytiilmalce verilecek
bir

masraf ise bu vakfm

tebdili caiz

olmaz (Omer Hilmi 166) (No.

95).

Vakfiyesi (vakihamesi, yani vakifm vakfi hakkmdaki arzu ve


takrirlerini

ve hakimn tescihni ihtiva eden senet) zayi olmak gibi bir sebeble vakifm artlan ne oldugu bilinmese ve isbat dahi edilemese oteden beri o vakif hakkmda ne suretle amel edilegelmekde idiyse o
sHretle

mnamele

oliiaur

ve gallesinin kimlere verilecegi anlailmazsa


verilir.

hakimin

re'yi ile fakir

ve muhtac olanlara

Vakfiyede birbirine aykm art ve hiikumler mevcud olur ve her ikisi ile de amel rnumkiin olmazsa birincisi, ikincisi ile fesh ve neshedilmi sayilir ve ikinci ile i gorulur.
Otedenberi miindericatiyle (mazmiin
vakfiye
ile

amel edilegelmekde olan defderhanede (tapu idaresinde) ki kayd arasmda bakalik


ile)

bulundugu takdirde vakfiyeye


252. Miitevelli.

itibar edilir.

Vakfm

ilerini idare

etmek, gormek lizere tayin edilen kimseye

miitevelli derler. Miitevelli iki turliidur.

Ya

vakfiyede kim olacagi gosterilmitir; buna merutiyet iizere

miitevelli derler.

530

I, s. 158) diyor ki: ikinci Bayazid 903 tarihinde yaptigi ctmiin dogu tarafindaici kapusunun karisinda koylerden Istanbul pazarma gelenle-

Said paa hatiratmda (cild

rin

hayvanlarma mahsus olmak

iizere bir ahir yaptirmi^tir.

Bu

ahir

zamanimizda bo-

zaci Araavutiara imalathane olmutur.

Burasini

umumi

bir ktittiphane haline tahvil etmegi arzu ettimse de

Bu muhalefete vakifm artmi tagyir beyan kLmdigi tizere zaten art degi^mi^ yani ahir bozahane olmudu. Muhalefet-i vakia eyh-til Jslamm himmeti inzimam ederek reddedilmi ve orada
tinden muhalefet olurdu.

Evkaf Nezareetmemek maksadi

sebeb

ise de,

kiituphane tests edilmi;^dir.

2762 Numarah Kanun (madde

10, 16, 17)

mucibince Evkaf Umum Miidurlugii

(ica-

bmda Bakanlar Kurulu)

karariyie vakif artlarmda degiiklik yapiiabilir.

298

Islam Hukuhi

Veya vakfeden tarafmdan

vakfiyesinde gosterilmeyerek mutevelli

ta'yinine Ulu-1-emrin izinli kildigi

hakim tarafmdan

nasbedilir.

Bu,

mansub miitevelli'dir. Vakfm kayyimi de


ale-1

mutevelli demsktir. MiitevellTye miitekellim

vakif da denir.

icabmda mutevelli yerine kaim olmak ve onun vazifelerini yapmak iizere hakim tarafindan ta'ym edilen kimseye mutevelli kaymakami
denir^^^

Miitevellinin vakif hakkmdaki tasarruflanna nezaret


ilerinde mutevelli tarafmdan re'yi

almmak

iizere

etmek ve vakif nasbedilen kimseye

vakfm nazin
ikisi bir

bununla beraber miitevelliye de vakfm nazin denildigi vardir. Bir vakifda nezaret ve tevliyet art edilmi olursa her
derler;

ahsa tevcih edilemez.


cabisi derler^^l

Vakfm tahsildarma vakfm


253. Mutevelli

Olma

artlari.

emin ve vakif iglerini idareye muktedir olmak lazimdir. Bu vasiflardan mahrum olan kimse mutevelli nasbedilemez^^^
Mutevelli
akil, balig,

^^^

Mtitevellisi

henuz ta'yin edilmeyen veya baka

bir

memleketteki mutevellTsi tarafm-

dan bir vektl birakilmami olan (Certde-i Ilmiyye, 23) vakfa nasbedilen kimseye miitevelli kaymakami derler. Hakim boyle bir vakif hakkmda dava vukuunda ge9ici

olarak bir

kaymakam ta'yin

eder, yani o kimsenin

fm

mUtevellisi bulimdugu haide er'i


iki

husumetini re'y eder. Bir vakbir sebebden dolayi, meseia mtitevellisi ayni
takdirde

olan

vakif arasmda bir

dava

a^ildigi

de

mtitevelii

kaymakami

nasbedilebilir.

2762 Numarah Vakiflar Kanununun ytirumege baladigi tarihden sonra mtitevell! kaymakami ta'yin edibnemektedir. Kanunun muvakkat maddesinin E bendi mucibince ewelce ta'yin edilmi olan kaymakamlar vakiflari idareye devam edeceklermaddedir. Ve 5042 numarah ve 17/7/1936 tarihli Vakiflar Nizamnamesinin 45 inci vazife gormekde olan miitevelli sine g5re kanundan 5nce ta'yin edilmi olup da kaymakamlari mUtevelli hukmtlnde tutulmustur. Kanunun yiirurltige girmesinden

soma
gibi
^^^

bir vakfa mutevelli ta'yini lazrni gelmi ve mutevellinin kirn olacagi

da taayile

yiin etmi oldugu halde tahsil derecesi veya yai kanun artlarma
bir

uygun olmamak
sifati

sebebden

dolayi

yapilamazsa

vakiflar

idaresi

kaymakam

(madde 19). 2762 Numarah Kanunun 22 nci maddesi mucibince kanunun


(niy^beten) o vakfi idare etmektedir

yiirurlugiinden sonra

vakiflara Cabi, Ktip, Nazu* adiyle kimse ta'yin edilemez. Eskiden ta'yin edilmi MudtirluNazirlar varsa vazifelerine nihdyet verilir. Ancak btiyiik vakiflarda

Umum

giin izniyle katip

ve tahsildar kullamlabilir.

Vakif

299

Mutevellinin erkek olmasi art degildir; kadm da olabilir. Bir kii bir ka9 vakfa miitevelli olacagi gibi, birden ziyade kimseler de bir vakfa
mutevelli
olabilirler^^"^.

Vakif, tevliyet ifin bir merutim leh g6stermemi ise evladi dahi

hakimin ta'yini olmaksizm kendiliginden mutevelli olamaz. Nitekim bir kimse iki vakif ihdas edip birine mutevelli nasbetse ve obiiriine etmese bu mutevelli oburiinun de miitevellisi olmu olmaz; meger ki hakim

bunun

i9in kendisini miiievelli nasbede^^^

Mutevelli me?rutun leh sagir olursa hakim maslahat icabi muvakkat olarak, yani sagirin bliluguna kadar mutevelli kaymakami nasbeder

(Ahkdm

til

vukuf, m.l07).

254. MiitevelBmn Yetkikri.

Mutevelli emindir. Bir vakfm miitevellisi

mevcud iken hakim o

vakfm tasarruflanna mtidahale edemez, fakat hakimin (kadi'nm) evkaf hakkmda tefti ve nezarette bulunmak, hesaplarma bakmak salahiyeti
vardir; hiyaneti,

kotu

idaresi,

ihmal ve kayidsizligi anlaildigi takdirde

hakim onu

azleder.

Tevliyetten isti'fa (nefsini azil) caizdir.

Mutevelli bakasiiu vekil ta'yin edebilir.

Fakat miitevellmin vakif aleyhine ikran muteber degildir. Vakfa ait davada isbat getiremez ve obxir tarafm yemin edecegi de muhakkak
bulunursa miitevelli, vakif hakkmda sulh
olabilir^'^l

^^^

5042 Nmnarah Vakiflar Nizamnamesinin 37 nci maddesi mutevelli olmak


nilacak artlari saymaktadir.
Vakiflar

ifin ara-

^^"^

Nizamnamesi (madde 39) geregince muterek ve


sifatiyle) vakfi idare eder.

hisseli olarak tevliyet

tevcih edilemez. Biri 95kilmek lazimdir; 9ekilmezse vakiflar idaresi niyabeten

(kaymakam
^^^

2762 Numarali Vakiflar Kanunu mucibince mutevellTlik mahkeme tarafmdan degil, ancak Vakiflar Umum Mtidurlugunce tevcih edilir ve tevcih yapilmadan mutevelli vakfa el koyamaz (madde 19 ve sonraki). Bugun tevliyet iinde, Adli mahkemelerin vazifesi ancak, vakifin artma gCre mesela evlad arasmda eredi mutevelli olmasi lazim gelip de bu hususta iralannda ihtilaf olursa bu er^ed eviadm hangisi oldugunu
veya vakifm evlMmdan /e vakifa ne derece ittisai ve vakfiye mucibince eraiti haiz istihkak sahibi bulundugunu tesbite dair olabilir. Bugiin, mutevellilerin ta yin ve azli Vakiflar Umum Mudiirlugune aittir. (2762 numarah Kanun madde 33 ve sonrakiler ve 5042 numarali Nizamname, madde 1, 42
ve sonrakiler); azle itirdz edilebilir (5042 numarali Nizamname madde 58-62); hesaplari da bu Mudurliik^e gOnilur (madde 23 ve muvakkat madde). Mutevellilerin

536

300

Islam Hukuku

255. Miistagnen anih vakif.

Vakf olan
ihtiya?

bir hayri mtiessese (hayrat vakiflar) harab

ve kendisine
varidati,

kalmadigi

(yani

miistagnen

anih

oldugu)

takdirde

hakimin re'yiyle yakmda buliman yerdeki /e onun cinsindeki geliri az ba?ka bir vakif masrafma verilmek caizdir; fakat o cinsden olmayan baka bir vakfa sarfedilmek caiz degildir, mesela bir koy mektebinin tamamiyle harab olmu ve ahalisinin de dagdmi olmasi gibi. Bu halde bu mektebin geliri en yakm koydeki geliri az baka bir vakif mektebe
sarfedilebilir; fakat

mesela hastahaneye sarfedilemez^^l

256. istibdal.

Bir vakif akann (veya topragm) miilk


denir. Istibdal iki halde caizdir:

ile

mxibadelesine istibdal

Vakif tarafmdan vakfiyesinde istibdal arti konmu ise o vakif ittifakla istibdal edilebilir. Boyle bir art konmami? ise istibdal sarih surette nehy edilmi olsa dahi o gayrimenkulden beklenen menfaat yok olmu veya gallesi masrafma
(meunet'ine)
caizdir, fakat

yetmemekde bulunmu oldugu takdirde istibdal yine kismen intifa' miimkiin bulunmakda ise salt daha fazla bir
i^in istibdal, racih kavle gore caiz olmaz^^l

menfaat elde edilmesi

^^^

kanunda (madde: 23 ve 25; 5042 Numarah Nizamname 47 ve sonrakiler) gosterilmidir. Mtitevelliler vakiflarm mumessilidirler; tevliyet, vakifdan intifa, veya mulkiyet, yani vakfiye mucibince mlitevelliligin kendisine aid oldugunu veya galleye istihkaki olan kimselerden oldugunu veya vakif mahn kendi mulkti bulundugunu iddia edenlerin davalannda Vakiflar idaresiyle birlikde temsil hakkini Mizdir (madde 23 ve 40; 5042 Numarah Nizamname madde 46) (Buna dair Yargitay 4. Hukuk Dairesinin karari, Adliye Dergisi, 1944, sayi 3, ek sayfa 59). Miitevellinin idare hususunda yeriae bir vekil taym edebilmesi Nizamnamenin 42 ve sonraki maddeleri huktimlerine tabidir. Vakiflar, 2762 Numarah Kanun mucibince (madde 6) hlikmi kiiligi haizdir. Gerek Vakiflar tdaresinin ve gerek mutevellmia davadaki durumlan ve ikrar gibi muameleleri Hukuk Mahkemeleri Usulu Kanununun hlikimlerine tabi olmak lazun gelir. Omer Hilmi, mesele 348 ve sonrakiler ve 28/Mayis/327 tarihh Kanun (tkinci tertip Diistur, cild 3, s.421). Vakiflar Kanunu madde 10. Mimari ve tarihi degeri olan eserler satilamaz (aym madde).
vazifeleri ve salahiyetleri ve mesuliyetleri yine bii

^^^

Ebiissuudun fetvasi tizerine 951 tarihindeki irade


izni

ils

vakif akarin istibdali i9in Sultanm

lazim sayilmitir.

"...

Istibdali

Kadmm

izni

va padiahm iradesiyle olmak lazim

gelecegine gore bu cihetlere riayet edilmeden istibdal gayri sahihdir" Ceride-i Ilmiyye,

Medeni Kanun Tatbik Kanununun 8 irxi maddesi geregince eski vakiflar hakkmda kabul edilen 5/6/935 tarihli ve 2762 Numarah Vakiflar Kanunu istibdali daha
22, S.446.

sade ve pratik bir hale sokmu^tur. istibdali dogrudan dogruya Vakiflar U. Miidiirliigti
yapar. Mtilhak vakiflarda vakif mtitevellisininmtitalaasi almir

(madde

12, 14

ve

10).

Vakif

301

istibdal

aynen olacagi

gibi para ile de olabilir. tstibdal edilecek

olan iki gayrimenkialun ayni ehirde olmasi art degildir.


257,

Vakfa Ait Daviilarda Miiruri Zaman.

rekabesine mtiteallik davalar otuzalti yiUik zaman aimina (miiruri zamana) tabidir; yani bir kimse bir akan otuzalti yildan ziyade bir miiddet bir vakfm miitevellisinin oniinde tasarruf ettikten sonra bu

Vakfm

muddette bir ozra olmadigi halde


miitevellisi

ses

gikarmami?

olan

bulundugu miistagallatmdan olarak o kimseye icar edilmi oldugu yolunda agilan dava icar edildigi ma'ruf ve me?hur olmadik9a dinlenmez. Vakif paralann aslma miiteallik davalarda da zaman aimi miiddeti
tarafindan,

akann,

miitevellisi

vakfm vakfm

budur.

akara onbe yil tasarruf ettigini gordiigii baka binne kari bir ozrii olmadigi halde ses 9ikarmami iken benim icareteynli rnalimdir diye agtigi dava da dinlenmez.

Bir kimsenii,

icareteynli

bir

Vakif paralann ribhine ve galleye


yiUik

miiteallik davalar da

bu onbe
miiteallik

zaman aimina tabidir.


Tahsisat

kabilinden

olan

vakif arazinin

tasarruflina

davalann zaman aimi muddeti miri arazide oldugu gibi on

yildir (No.

128^1
Obiir

zaman aimlarinda oldugu


yil,

gibi vakif miiruri

zamanlarmda da
yildir.

muteber olan

giine? iizerine degil,


ait

ay iizerine hesabedilen
merut
olan
hayir

Umumi

menfaatlere

ve

miiesseseleri

hakkmdaki davalarda zamanaimi


258.

yoktur^'^^

Osmanhlarda Vakif.
Osmanli Imparatorlugu'nda daha
ilk giinlerden itibaren sultanlar,

vezirler ve biiyiik devlet adamlari ve kudreti olan her ahis

her tarafmda,

tiirlu tiirlu

gelirlerini, idarelerini,

maksat ve gayelerle vakiflar tesis artlanm ve mevkuflin aleyhlere verilecek vazife

memleketin ve bunlann

^^^

gayri rr.enkulun yol ifin istimlaki halinde ta'viz bedeli verilmesi lazim gelecegi hakkinda bak. Temyiz Mahkemesi i9tihadi Birletinne Kararlari, s. 88. No. 128. Vakif Paraiaria vakiflarm akar nev'inden olan gayri menkuilerinde hususi

Vakfa

ait

mulkiyet hukiimleri cereyan eder (2762 Numaraii Kanun madde 11); yani mesela zaman aimi ve haciz noktalarindan hususi hukuk htikumlerine tabi olur. Bu kanu-

nun 41
^^

maddesi zaman aimi hakkmda intikal hukiimleri koymu^dur. Omer Hilmi, mesele 449 ve Vakiflar Kanunu, madde 8 ve 1 1.
itici

302

tsldm Hukuku

ve menfaatleri ta'yin ve tahsis etmi ve bunlara mutevelli ve nazirlar tayin etmiler ve miitevellilerin hesaplanna bakmak ve vakif artlanni yerine getirip getirmedigine dikkat, vakif mallann korunmasi ve bakilmasim murakabe etmek ve bu yolda yapilan ikayetleri almak ve

vakfm nazinna bildirmek iizere mufettiler (murif de derler), noktacilar da koymulardir. Zamanla bir 90k vakiflann tevliyet ve
neticeyi

nazirliklan

pek

cahil ve ahlaksiz, hain kimseler eline

gegmi? kadilar,

mufettiler mutevellilerle uyumutur.

arasmda mutevellilere nezaret etmek ve haremeyn (Mekke, Medine) ve sultanlar evkafma kanmak iizere 1242 tarihinde bir Evkaf Nezareti kurulmu ve otedenberi Dar-iis-saade agalan tarafmdan idare edilen haremeyn evkafi da bunlann
ikinci

Mahmud

devrinde

genel

islahat

nezaretinden almarak bir miidiire verilmi? ve biraz som-a

Haremeyn
nezaret

Evkaf Nezareti
birletirilmitir^'^\

ihdas

edilmi

ve

125rde

de

her

iki

259.

Mazbut ve Miilhak Vakiflar.


9/Cemaziyelahir/1287
tarihinde

neredilen

miisakkafat

ve

miistagallati

evkafm muameleleri hakkmdaki nizamnamenin birinci maddesine gore evkaf iki kisimdir: mazbut ^akiflar, miilhak vakiflar.
1.
a.

Mazbut vakiflar da iki

nev'idir:
biitiin ileri

Tevliyet ve idaresi evkaf hazinesince mazbut olan ve

dogrudan dogruya bu hazineden idare edilen vakiflardir. Osmanli padiahlannm ve bxmlann ailesine mensub olanlann evkafmm pek 9ogu bu nev'idendir; giinkxi bionlann tevhyeti Hilafet makamma meruttur ve Evkaf Nazin tevliyet ilerine bakmak iizere bu makam tarafmdan ta'yin
edilmi miitevelli vekili gibidir. Vezirlerin ve biiyuk devlet

adamlanmn
evkaf

evkafmdan pek

QOgu

da

merutiin

Ishleri

kalmadigmdan

hazinesinden zabtedilerek idare edilmi ve bunlarda evkaf nazin bizzat


miitevelli sayilmitir.
b. Tevliyetleri, me^rutiin lehleri,

yani vakfiyesinde g6sterilmi olan

kimseler iizerinde

mallanm

telef

bunlann sefahat ve israflanndan ve vakif etmelerinden dolayi Evkaf Nfezaretince zabt ve idare ve
iken
bir

kendilerine

muayyen

maa

ta'yin

edilerek

vakfa

miidahaleleri
gibi.

men'edilmi olan vakiflardir.


idaresi
541

Kopriilii,

Sokullu Vakiflan
riesele 9).

Bunlara

mazbut evkaf denir (Omer Hilmi,


Gedikler, 1325,
s.

Sitki,

25 ve notu.

Vakif

303

Mazbut

vakiflar

2762 numarali Vakiflar

Kanununun

inci

maddesinde 4 kalem olarak g6sterilmi ve idareleri dogrudan dogruya Vakiflar Umum MiidMugii'ne ait bulimmu^tur^'^^.
2.

Mulhak vakiflar.
evkaf nazirlannm
nezareti

Bunlar

altmda

olarak

miitevellisi

tarafmdan idare edilen vakiflardir; 2762 ve 3513 numarali Kanunlann 1 inci maddesi mucibince U9 kalemdir; miitevellileri ayni kaniin mucibince
Vakiflar

Umum Mudiirlugii'nun kontrolii


n.

altmdadir (Madde

1,

fikra son;

yukanda

525-530).
ki,

Bir de miistesua evkaf vardi

bu

vakiflar evkaf nezaretinin

nezaret ve mtidahalesi olmayarak dogrudan dogruya kendi mutevellileri

tarafmdan idare edilmi ve bazilannda vakfm gayri menkuilerine ait tasarruf senetleri dalii 30/Mart/329 tarihli Emvali Gayri Menkulenin
Tasarrufu
sekiz

Hakkmdaki Kanima kadar mutevellileri tarafindan verilmitir (bu Kanunun birinci maddesi ve esbabi mucibe lahiyasi). Bu vakiflar
kalem olup dordii Anadolu'da ve dordii Rumeli'dedir. Anadolu'da olanlar: Mevlana Vakfi (evkaf-i celaliye) ki Konya taraflanndadir; Haci
ve Kirehir taraflannda, Haci Bayram Veli Vakfi, Ankara ve Konya arasmda; Abdiilkadir Geylani Vakfi, Bagdat ve Musul taraflanndadir. Rumelinde olanlar: Gazi Evrenos Vakfi ki, Selanik cihetlerinde, Gazi Ali Bey Vakfi ki, Edime taraflannda, Gazi Mihal Bey Vakfi ki, Filibe cihetlerinde ve Gazi Siileyman Bey Vakfi ki, o da Filibe
Bekta Veli Vakfi,
/^.Jikara

taraflannda idi (H, Cemaleddin, Telhis-i Ahkdm-i Ardzif^^

^^'^

Gerek bu dort kalemin ve gerek Vakiflar Kanununun 39 uncu maddesi mucibince 10 seneden beri mutevelliiigi kimseye tevcfli edilmemi bulunan ve bu sebeble artik tevcih yapilmayacak olari vakiflarda al^alilarm vakfiyeye g6re mahfiuz tutulan intifa' haklarmm ne suretle tespit ve ita edilece|ine dair 6/OcaJc/1938 tarihli Resmi Gazete lie yaymlanan 7898 sayili Karamameye bagli ek nizamnme U9imcti Tertip Dusturun 19
uncu cildi 160 mci sahifesindedir. Bu niz^mnameye de hdJi maddeler ilavesine dair olan ve Resmi Gazete 19/Ekim 1939 nushasmda yaymlanan 12152 numarali Niz^mname, Dustur cild 20 s.1883 dedir. Tahsis^t kabilinden olan gayri sahth vakif arazmin b^zisi mazbut, bazisi mulhak ve b^isi da miistesna evkaf olarak kabul edihni ve mlitevelliler bu ar^rnin 6ur ve resimlerini cibayet ve tahsil etmek sahahiyetini haiz olduklarmdan ve bir 90k yerlerde vakif ve miri ar^zi ayrilamadigmdan bunlardan bir kismmm Maliye, bir kisminm Evkaf Nezareti ve bir kismmm miitevelliler tarafmdan 5urlenmesi bir 90k gu9lukleri

^"^^

dogurmakla Tanzimattan sonra btitun vakif arMnin maliyece zabti ve ourienmesi ve evkaf hazmesine muayyen bu* bedel 5denmesi du^iinulerek 1256 dan 1258 yilma kadar blittin vakiflara maliyece el konmaya balanmi ise de, Hukumetin b5ylece

304

Islam Hukuku

E. Nord, "Die

Reform des

Turkischeri Liegenschaftrechts" adli

eserinde (1914, s.l5) miistesna evkaf olarak Ortodoks, Katolik ve saire


gibi

Muhammedi
Bugiin

olmayanlara aid vakiflari gostermi?tir.

Andlamasi geregince miibadele olunarak Tiirkiye'de ihyasma Danitay'ca ve Buyiik


bunlardan

Evrenos

Vakfi'mn^"^^

Lozan

Millet Meclisi'nce karar verilmitir^^l

vakiflan eniendirmek ve faydali hale


velli

ve me^rutiin lehlerin

sokmak yolimdaki meru' maksatlari miitemenfaatlerine uymadigmdan ve i^leriae gelmediginden

meirmuniyetsizlikler ve ikayetler ba gostermi \e bazi miitevellilerin niifuz ve

kuvvet sahibi olmalari Hukiimeti gu9 duruma sokmu ve bu sebeble bu sekiz kaiem evkaf istisna edilmi ve Maliye Hazmesince bunlara dokunulmamasi kararlamidir.

Bu

miistesna vakiflar kendilerine aid arazmin our ve resimlerini tahsil etmek bazi-

Ian vakiflan i9indeki koyun ve saireyi saymak ve resmini almak gibi


devri i9lerine kadar

Hukumet

i9in-

de Hukumet salahiyetleri kullamni ve metinde dedigimiz gibi bu hal Merutiyet

devam
ki,

etmitir.

Bu boyie

iken bu sekiz kaleme onalti kalem va-

kif daha Have edilmidir


^id vakiflardir.

306 yilmda

bir U9uncti

bunlann da bir kismi yine tekke ve tarikat mensublarina kalem mustesna evkaf daha kabul edilmidir.
iie

Bu
544

son

iki

kisim miistesna evkaf

birincilerin
s.

arasmda biraz fark vardir


s.295-297 de ma'lumat

(Cemaleddin, Telhis-i Ahkdm-i Ardzi 1330,

62 ve

sonrakiler).
1,

Evrenos bey
vardir.

ailesi

hakkmda Osmanli

Tdrihi,

1947, cih

545

Yunanistan'da kalan vakiflarm Lozan Andla^masi mucibince tasflyesi takarrur etmesi


uzerine orada bulunan bir kisim vakiflarm zururi ok.ugundan (evlada

me^rut bulun-

dugundan) ve

artik

idamesi

imkam bulunmadigmdan

bahisle

kar^ihgmm kendilerine

temliki merutunlehleri ve vakifin evladi tarafmdan ^ddia edihni ve Danitay Tanzi-

mat Dairesinin 6/12/928 ve Genel Heyetin 16/1/929


istenmitir (Dusturiarda miinderictir).

tarihli

kararlarma istinad edilmek

Dam^taya verilen Diyanet l^leri Mii^avere Heyetinin 3/Mayis/1341 tarihli bir miitalaasmda 6yle denilmidir: "Ecnebi elinde kalip Miislliman ahalisi muahede mucibince mubadeleye tabi Girit ve emsali beldelerde mevcud Islam vakifiarmm oralarca merutun lehleri mefkud ve eraitine riayet mutaazzir oldugundan buraca miibadele tariki ile vakfiyetlerini muhafaza mtimkun ise muhafe^asi lazim oldugunun, miimkun
olmadigi surette vakifi
yip da veresesi

malum ve

hala berhayat ise vakifm milkine ve berhayat olma-

mevcud

ise veresesinin

milkiue avdet edeceginden haklarmda ona gore

muamele..."<Ali Haydar, Ahkdm-ul Vukuf, madde 268, 271, 272, 595).


Profesor Ebul Ula Mardin tarafmdan bu mesele hakkinda 18/2/932
tarihli

mutalaada
iptal e-

hakkiyla denildigi tizere "sahih olan vakif nakiz ve gayri sahih olan vakif da
degil de vakif mal mukabili olarak

dihnedik9e vakfa bir bakasi tarafmdan verilen veyc, vakif tarafmdan galle mukabili

alman eyler mihaniki tarzda vakif ahs-i htikmisi-

nin mamelekine dahil bulimduguna ve merutunlehi


larda, gayri mtinkati bir cihet

umumi

olsun, hususT olsun vakifarti

zikretmek vakif akdiniri sihhat

olup zururi vakiflar-

da da bu arta riayet edihni^ olacagi dergar ve zikrec ilmemi olmasi halinde de fukaramn gayri miinkati' cihet olarak taayytin edecegi hukukan bir emr-i aikar."dir.

Vakif

305

Mazbut ve Mulhak Vakiflarm Gelirleri. Vakiflar Kanunu mucibince bugiin vakiflar idare bakimmdan iki nev'idir. Bunlar yukanc a naklettigimiz gibi mazbut ve mulhak vakiflardir. Gerek mazbut vakiflann ve gerek mulhak vakiflann hayir igin tahsis
260.

edibni olan miiesseseleri (muessesat-i hayriyesi) bulundugu gibi bunlann

muhafazaya, devami ve idaresi igin lazim gelen masraflara karilik olarak, akarlan, topraklan, paralan vardir. Hayir miiesseseleri camiler, mescidler, medreseler, mektep^^^ kervansaraylar, imarethaneler, zaviyeler, hastahane,
misafirhane gibi eserlerdir. Bunlarda oteden beri
sati, ferag^'^^

yapmak ve

^^^

tarihli ve 430 numarali Kanun ile Milli Egitim Bakanligina (Maarif Vekaletine) devir ve rabtedilmitir. Vakfin nev'i ne olursa olsun onda te'bid ve devam esasdir. Vakif zurriyetini merutunleh gostermi clmasma gore nesiller gelip ge9dik9e ve evlad mevcud oi-

Mektebler, Medreseler 3/Mart/1340

duk9a bunlar galleden hakiarini

isteyeceklerdir.

Vakfin aynmi bir zamanda mevcud

olan evl^da taksim, sonraki ztirriyet mensublarmi bu hakdan mahrum birakmakdir. Obtir tarafdan zurriyetir, tamamiyle inkita'i halinde galle fiikaraya verilir. Vakif
aynini her hangi bir batmdaki evlada temlik ise munkati'-lil ahir vakfin me^rutunlehini tanimamak, daha dogrusu ileride cemiyete ait olacak bir miilkiyeti, hususi fertler lehine bertaraf etmek neticesine varir (Evrenos Vakfi davasmda yazili

mallarmm

ve
^^'^

sozlti layiha

ve mudfaalarixndan). Dani^tay Deavi Dairesinin 7/6/928


Vakiflar).

tarihli ka-

rari i9in

Ali

Himmet Berki,

Ferag lugatte bir i ile meguliyeti terk ederek bo kalmak anlammdadir. Istiiahda bir eyde (MM arazide va vakif mtisakkafat ve mtistagallatta) tasarruf hakkmi baka birine terk ve tefviz etmektir (Emlakde buna temlik denir); tefviz edene farig, kendisine tefviz edilen kimseye mefrugiin leh ve ferag edilen eye mefrugiin bih, farigin mefrugiinlehden aldigi eye ferag bedeli derler.

Feragm
artiyle

117).

ve muvazaa ohnayan feragdu. Milk mallarda benzeri bey'-i bat bey'-i kat'idir (Mecelle 2. Ferag bi-1-vefa; Bir kimsenin bakasindan odun9 aldigi para mukabilinde
1.

dort nev'i vardir;

Kat'i ferag, yani

artsiz,

vefa ve

istiglal

veya arMyi borcunu odedigi vakit geri almak alacakhsma ferag etmesidir. Bunun da milkde benzeri bey'-i bi-1-vefa'dir (No. 141 ve 142). u fark ile Id, vefa ile satilan mal miiteri elinde telef olursa kabz zamanindaki kiymeti mikdari bor9 dii^dugu halde vefa ile ferag edilen miri arazi veya icareteynli ve bu hiikiimde olan vakif musakkafat ve mustegaliat telef olsa bor9dan
tasarrufiinda olan vakif bir mail
iizere

mM

mefrugun bihi mefrugun lehden kiralamak artiyle olan ferag bi-1-vefa'dn. Bunun da emlakde benzeri bey'-i bi-1-istiglaldir. 4. Muvazaah ferag 'dir ki, Emvali Gayri Menkulenin Tasarrufii Hakkmdaki Kanunun 4 uncii maddesiyle mahkemelerde dinlenmemesi eniredilniitir. Emlakde cari olan uf a miri arazmin ve 9ilt icareli vakiflann feragmda cari degildir. Ancak 1274 tarihli Arazi Kanununda gcruldiigu uzere miri, vakif arazide uf aya benzer bir nichan
hakki kabul edilmi^tir.

bir ey dii^mez. 3. Ferag-bi-I-istiglal;

306

islam Hukuku

galle^^^ ile

kiraya veraiek caii ve caiz degildir; ancak kendilerinin ayni

ile

intifa' edilir.

ve galle getiren bag, bahfe, zeytinlik, hamam, apartman, ev, vakif paralan gibi vakif mallanna miistagal (90gulu

Vakfa

irad

miistagallat),

bunlardan

tavanli

(sakifli)

binasi

olan

gayri

menkul

miistagalle, miisakkaf (90gulu miisakkafat) derler. Fakat miistagal ta'biri

daha ziyade musakkaf kariligi olarak iizerinde bina olmayan arazi igin kuUanilmaktadir. Nitekim 9/Cemaziyelahir /1 287 tarihli nizamnamenin ikinci maddesinde, iizerinde ebniye bulunan ve ebniye ihdasi igin hazirlanmi ve tahsis edilmi olan yerlere miisakkafat ve ziraat ve aga?

dikmek

gibi bir tasarruf ile istifade edilen araziye miistagallat denildigi

tasiih edilmitir,

21/ubat/1328

tarihli

Emvali Gayrimenkule

Intikalat

Kanununun

8 inci maddesinde de mukataa-i kadimeli miistagallat ta'biri

musakkafat kariligidir (No. 264).


261. Teklcareli Vakif.

Mazbut
(yani

olsun, miilhak olsun bir vakfin akan, ya icare-i vahideli


(yani
^ift

tek icareli) veya icareteynii


ki,

icarelij

dir.

Bir

de

mukataali vakiflar vardir

aagida ondan da bahsedilecektir.

Tek

icareli vakif, miisakkafat

evlada intikal can

olmamak
yoksa

iizere

ve miistagallattan olup, tasarruf ve muayyen miiddet ile vakifi tarafmdan


ii9

kiraya verilen gayri menkuUerdir. Bunlann icar muddeti vakfiyelerindeki


arta gore, bir art
giftlik

ve arazi gibi gayri menkuUerde

ve

bakalannda da bir
^"^^

yil olarak ta'yin edilir^'*^

^"^^

mahsui demektir; vakif paranm ribhi, vakif malm kir^si, vakif bah9enin semeresi, mahsulu gibi. Hanefilere gGre, vakfm uzun miiddetle icari caiz degildir. Vakfm gallesi mevcud olmadigi ve tamfrine de ihtiya9 bulundugu takdirde vakif akarm mtitevelli tarafmdan almacak bir miktar peui para mukabilinde veya icar bedeline mahsub edilmek iizere tamir artiyle uzun muddetle isteklisine icar edilmesi Hanbeli mezhebine gore, caizdir. Bu uzun muddede icar usuliine mursad usillii derler (Certde-i llmiyye, 31s. 871; Ali Himmet Berki, Vakiflar, s. 213. Vakiflar Nizamnamesi, madde 47 de bahsi ge^en 2387 numarali ve 8/3/934 tarihli Kanunun uygulanmasma dair Nizamnameye (19/5/934 tarihli ve 2/680 karamame numarali) bakmiz. icare-i vahideli vakiflarda kird muddeti hakkmda vakfin artma bakilir. Vakif mtiddeti az veya 90k ta'yin edilebiiir. Vakfiyede bir art ve kayd yoksa 9iftlik ve arazi U9 yildan, sair akarlarda bir yildan fazla muddetle k'ralanamaz. 10 Rebi-ul-evvel 1291 tarihli Nizamnamede bu hususta sarihat vardir. 5 Nisan 1298 tarihli Icar-i Akar Nizamnamesinin 8 Eyliil 1298 tarihli muaddel maddesinde icare-i vahideli vakif akarlarm 119 yildan fazla miiddetle icar olimamayacagi tasrih edibni ve Evkaf Umum Mudiirltigiintin 1341 yili but9esine mtitedair 7 Nisan 1341 tarihli Kanunun 5 inci
Galle vakifdan alinan
gelir,

Vakif

307

Tek

icareli vakiflar:n bir nev'i vardir ki,

bunlar mxiddet ta'yin e-

dilmeksizin icar edilen ve kendilerinde ferag ve intikal caiz olan vakiflardir. Bu vakiflara icare-i vahide-i kadimeli derler. Bunlar bundan sonra

gorecegimiz icareteyn usuliine ve onun intikal hiikumlerine


262. gift Icareli Vakif.

tabidir.

Cift icareli (kirali) nmsakkafat ve miistagaliat iki nev'idir: Biri vak-

fm

arti

geregince

$ift kiralidu-;

yani vakfeden esasen

fift icare

bedeli

ile

komutur (Koca Yusuf Paa ve Cezayirli Hasan Paanin tstanbuldaki vakiflan gibi); veya tek icareli bir vakif hakimin izni (ve padiah iradesi) ile 9ift icareye 9evrilmitir.
icareye tahvil edilen vakiflarda rakabe, vakfa ait olmak lizere menfaati mutasamflara, yani mxistecirlere temlik edilmitir. Bu vakiflar
C^ift

icar edilmesini vakfiyesinde art

(miri arazide oldugu gibi)


bedelli

mutasamfi tarafmdan sagliginda bakalanna veya bedelsiz ferag edilebilir^^^ ve mutasamfi oliirse intikal sa-

hiplerine gegerdi^^^; intika: sahibi yoksa tekrar tek icareli olarak ait oldugu vakfm mah olurdu. oyle ki, ilk onceleri bir kimse mutasamf oldugu

milk arsa iizerine hane, han ve diikkan yaparak bunun kirasmi te'sis eyledigi bir hayra tahsis edip bu milk, vakfm mail ve ifinde bulunan adeta
miiste'ciri

olmakla ol milkin tamir ve termimi ve bina

yikilirsa

yeniden

maddesiyle

ta'dil edilerek icarei vahideli

emlak ve

erazi-i vakfiyenui
ile icar

u? yildan fazla

miiddetle taliplerine

Umum

Mudurlugiin me'zuniyeti

edilebilecegi istisnai

olarak kabul edihnitir.

mueccele ve muaccele ile icdr hakkmda Ilmiyye Salndmesi, s. 335 de (Fatih eyli-ul-islamiarmdan Moila Guraninin Fetvasi vardir. Vakif malm ic^ri hakkmda All Haydar, Mecelle, m, 484 erhi. Mesag-i er'i ve frade-i Seniyye olmaksizm icare-i vahideli vakif akarm icareteyne
icare-i

tahviline ctir'et edenlerin

1280

tarihli

icareteynli
550

119 aydan u^ yila kadar hapsedilmeleri 15 Cemazi-yel-ahir Evkaf Nizamnarnesi, 38 inci bend. Evkaf da muha>ee icrasi hakkmdaki 1296 tarihli Jrade-i Seniyye (All

artiyle hibeye mukabil ve vakif arazide ve musakkafat ve mustagaliati \^akfiyede olunceye kadar beslemek ^artiyle ferag muteberdir. 30/Mart/1329 tarihli Emvali Gayri Menkulenin Tasarrufuna Aid Kanunun

Haydar Cilt 3, s.433). Emlakde oliinceye kadar beslemek

mM

551

yururltigu tarihine kadar mtri ve vakif araziye ve vakif miisakkafat ve mustagaliata, ferag bi-1-vefa ile ferag edihni degilse olumden sonra bor9 i9in mliracaat edilmezken adi ge9en kanun (madde lb) bazi istisnaiarla buna miisaade etmi^tir.

arasmdaki fark i9in n. 554. Miri ve vakif arazide ve icareteynli ve mukataah vakiflarda da muli:de oldugu gibi katil, din ihtilafi, dar ihtilafi (bu hususta sonradan degi^iklikler ohnuair) ve rikkiyet mtikaie manidir (No. 206).

intikal sahibleri

308

Islam Huhtku

inasi

oldugundan ve vakiflarda ise tamire kudret kalmadigmdan (Istanbul yangmlan hakkmda Alimet Rasim, "Osmanli TarihV\ s. icaresi tabii 299, 577 ve 826), bir 50k milk harabolmu ve oyle yerlerin

vakfma

ait

dutugunden evkafm temettuu dahi azalmaya balami olmasiyle hem vakiflarm menfaatlerini muhafaza ve hem de emvali mamur etmek maksadiyle Kanuni Siileyman zamamnda emlakin tasamif usulii bir baka yola konulmutur. Qiinku miiste'cirin ikamet ettigi yeri tamir etmek vazifesinden olmayip kendisini bulundugu yerin imanna mecbur etmek

uzatmak lazim geldigine ve bu da kifayet etmeyip dahi bizira bir adam mamur edecegi eyi keiidisinden sonra evladma rakmak isteyecegine mebni miiste'cirleri u maksada hizmet ettirmek i9in (arazi bir kimse vakif emlaktan bir mahalle mutasamf olmak istediginde ve binamn mecmuu kiymetine yakm) muaccel icare adiyle vakif namma
i9in tasarruf miiddetini

bir biraz ak9e verdikten sonra beher yil dahi miieccel icare ismiyle mikdar ey vermek ve tamir ve termimi kendisine ait ve miitevelli izni ile

baher ne bina yaparsa vakfa teberru' olmak artiyle ve isticar hakkmi kasma ferag edebilmek ruhsatiyle saghgi miiddetince kendisi tasarruf etmek ve oliimiinde yahiiz erkek ve kiz evladma miisavi surette intikal

eylemek

uhdesine gefirilmek usuliine karar verilmi ve bu cihetle mahlul evlattan ilerisinde intikal hakki ohnaciigmdan bunun fikdaniyle olan milk, vakfa ric'at ederek bu suretle alman muaccel ve miieccel
iizere

icareler

ve ferag ve intikalde vakif i9iri alman vesika harci vakiflara irad bu edilmitir (Birinci tertip Dustur, cilt L s. 232). Her yil almacak olan

para muste'cirin zamanla o binaya miilkiyet iddia etmesine meydan birakmamak ve bir de Hanefi mezhebine gore uzun muddetle icar caiz olmadigmdan guya her yil boylece icar aKdini yenilemi? olmak i9indir.

Kanimi Siileyman zamanma adli eserinde bu irca' edilmektedir. Omer Hilmi efendi "Ahkdm-Ul evkaf (s.l2 ve 85 tarihi 1020 yani Birinci Ahmed devri olarak gostermektedir bahis notu). AU Himmet Berki "Vakiflar'' kitabmda (1940. s. 35) bundan etmektedir. Eski fetava mecmualanndan anlaildigi ve9hile muaccele ve
Goriildiip iizere
9ift

icarenin ihdasi

miieccele

ile icar

daha once de

cari idi; u

kadar

ki,

vakit yapilan

icareteyn muamelesinde miiddet


gayri

mua>yen olup son

eklinde oldugu gibi

Adeta kismer pein ve kismen miieccel iicretle orf icar mahiyetinde idi. Fakat bilahare vefat vukuunda evlada intikal kanun halini almi ve daha sonra miiddetsii: icareteyn ve intikal usulii

muayyen

degildi.

altmda kabul edilerek muhtelif tarihlerde intikal usulii geniletilmitir.

Vakif

309

gerek 999'da U9uncu Murad'm eyh-ul tslami olan Zekeriyya Efendinin fetvalan arasmda ve hatta 885 'de miifti olan Molla
Giirani'mn fetvalamida icare-i muaccele ve miieccele ile icardan bahis vardir. Ancak bunlarda tasarruf ve intikale dair bir soz yoktur (ilmiyye

Filhakika

SalndmesU 336, 413). Omer Hilmi'nin "Ahkdm ul Evkafi'^ndsi s6yledi.gi gibi bu usul de pek kotuye kuUanilmi? ve zararli neticeler vermigtir (s.89).
Icareteyn usulii sonralan

meydana 9ikan
7).

gediklere^^^

de girmitir
zeyli,

(Omer Hilmi "Mesele" 42, 1285 tarihli madde 2; 1292 tarihli Nizamname, madde

Tevsi'-i Intikal

Kanunu

'

tarihinden 1277 tarihine kadar (bu tarihte gedik vakfi men edilmitir.) memleketimizde bijtun sanat ve ticaret inhisar ve imtiyaz altmda yapiiiyordu. Bu zamanlarda bir sanat ve ticaret ile ka9 kii meg1il olur ve i9inde sanat yapilir ne mlktar sanat ve ticaret yeri bulunuyor idiyse mecbur olunniadik9a bundan ziyade ve eksik olmamasi kaidesi yuriiyordu. Yani her sanat ve ticaret i9in ne
1 ].40

(n.^

222). Takriben

kadar

sanat ve ticaret yeri bulunacagi ta'ym ve tahsis edilmiti. Bir kimse 9irak ve kalfaliktan yeti^ip de mtinlial olan veya luzum tizerine yeniden a9ilan bir ustalik makami-

na ge9medik9e, yani gedik sahibi olmadik9a dtikkan a9arak san'at ve ticaret edemezdi, her ehirde ne kadar esnaf gedigi olacagi ta'yin edilmiti, sanat ve ticaret edenlerin elinde fermanlar ve beratiar vardi. Esnaflan biri san'atmi terk ettigi vakit mdlik oldugu ustalik nakkmi esnaf i9inden yetimii bir kalfaya verir ve sanat aiatmi

da satardi. Oldugu tskdirde o sanati yapmaya muktedir evIMi varsa ona ge9erdi; yoksa varisleri satabilirdi. Boyle ustalik hakkiyla beraber alinip satilan ve intikal eden sanat alatina gedik denilmi ve git gide sadece bu, sanat ve ticaret edebilmek
salahiyeti olarak kabul edilmi ve kendilerine

bu yolda mtisaade

edilenler gedik sa-

hibi olarak esnaf defterlerine kaydedihniitir.

Bu suretle

gedikler adeta bir milk haiini

almi ve ekseriyetle i9inde gedik bulunan yerlere gedik sahipleri tasarruf etmeye balami ve milk gibi tevanis etmitir. Sonralan bu gedikler vakif

olunmu?, Ikinci 1

olan gediklerle Fatih vakfma ait sara9 gediklere nizamli gedil:, baka vakiflardan olan gediklere adi gedik denilmitir. Birincilere nizamli gedilc denihnesinin sebebi sShiplerine tasarruf hususunda bazi imtiyizlar verilmi ohnasmdandir. Her iki gedik de tevsi'-i intikali icra edilmemi
ait

Mahmud

vakfi

ile

ha*ameyn vakfma

ise

yahiiz

gedigi mahlul, yani olenin borcu varsa bor9 adi gedikten istifa edilemez. Fakat nizamli gedikde mahlul olan gedigm vkif tarafmdan bakasma icri mukabilinde alman
oltirse

evmda

intikal eder.

Gedik s^ibi eviat birakmadan

vakfa

ait olur;

muacceleden borg odenirdi (Omer Hilmi 40-42 ve 248). Gedikler havai ve miistakar olarak iki kesime ayrihniti. Hava! gedik, ahsa iit olan gedikti; sahibi
istedigi

yerde san'atmi icra edebilirdi. Mtistakar gedik dtikkan veya magaza gibi bir yere mahsus idi; mutasarrifi baka yerde sanat ve ticaret edemezdi. 1277 tarihinde inhisar usulu lagv edilerek gerek hazuie ve gerek mahkemelerden ve evkaftan yeniden gedik senedi verihnesi ve havai gediklerm almip satihnasi men edildi (Birinci
tertip

250 deki nizamname); ve nihayet 16 ubat 1328 Hakkmdaki Kanun ile tamamiyle kaldirildi.
s.

Dustur,

tarihh, Gediklerin Ilgasi

310

islam Hukuku

263.

C^ift

Icareli

Vakiflarm

Intikali.

gift icareli vakiflar 1284 tarihine kadar

mutasamfmm

oliimii ile

ediyordu 17/ erkek ve kiz 90ciiklanna miitesaviyen ve meccanen intikal Muharrem /284 tarihli Kanunla (Birinci Tertip Dustur, cild 1, s.225)^^^ bir
derece intikal geniletildi''l

Bu kanuna

ve sonraki zeyl nizamnamelere

miistagallat gore icareteyn suretiyle tasarmf olunan vakif miisakkafat ve musavi surette, bunbirinci derecede eskisi gibi erkek ve kiz gocuklara torunlara, yani erkek lardan biri bulunursa yalnizca ona; ikinc: derecede bulunursa yalkiz 5ocuklann evladma musavi surette, bunlardan biri

ve

ana baba bir nizca ona; ufuncii derecede ana babaya; dordiincii derecede kardee; erkek ve kiz kardee; beinci derecede baba bir erkek ve kiz ve yedinci altmci derecede ana bir erkek ve kiz karde^e miisavi surette
derecede kan veya kocaya ve ana babadan yabiiz
biri

bulundugu

surette

kardeler ikisine aid olan hisse yabiiz birine intikal ediyor,

hakkmda da

intikal boyle oluyordu. Bir dereceden kimse varken sonraki dereceye olan yokdu; fakat ana babadan ana bir kiz kardee kadar dort derecede

^^^

Bu kanuna

Zilkade/1285 tarihli nizamname ayni cildin 227 nci tarihli nizamnasahifesinde ve bu zeyl yerine ge9mek uzere qikarilan 4/Recep/1292
zeyledilen

^^^

me Bu

uncu

cildin

459 uncu

sahifesindedir,

cildinin 233 uncu geniletmenin gerekgesi olarak Bkinci Tertip Dixsturun 1 inci vakfetmek Devletge bir 90k sahifesinde yazili satirlari buraya gegiriyoruz: "Bir milki

muktedir olmayarak takyidler altmda olmasiyle herkes diledigi yeri vakfeylemege

bu

emlak dahi mevcud olmasiyla herkes veyahut bu suret ime ya mevzu ve malum artlariyle vakif yeri tasarmf eylemekte bu takyidler gehnezse sirf milk bulup temelluk etmekte muhtar iken sonralari nasiisa bazisi da evMd ve ensabma irad zail oldugundan bazisi sahihden hayir niyetiyle ve olan yapmak gibi zati menfaat tizerme rast geldigi yeri, hatta umuma terk olunmu bu hal ile ekseri sokak ve meydanlan, belki ba^kasmm cami bavhlarmi bile vakfedip
cihetle vakif

emlak pek az olup

bir

90k

sirf

hi? kalmadigi cihetle yerde ve hususiyle Dersaadette (Istanbul'da) sirf milk olan yer olup evladi olmaherkes ister istemez vakif yere mutasamf olmak mecburiyetinde olacaklarmi gordiikge yan bir kimse ise oltimunden sonra sail taallukatm mahrum gali^ip yaptigi ve muteessir ohnasi tabii oldugundan ve hakikati halde bk adamm gibi zan ederek ina vakfa teberru' igin oldugu hatirma bile gehreyerek adeta mali gocuksuz vefati takdirinde karismm veya torunlarmm sokaga a-

eyledigi

tiimasi
ati

meskenden reva gorulmedigmden mukaddemleri oldu|u

gibi mlicerred

ammenin menfasira duu-

maksadiyle u intikal usulimde bir derece daha tadilat ve Devletge ara halkga tekewiin etmi oldugundan 20 senedenberi bu madde
niiliir idi...",

tevsiat icrasi fikirleri

icareteynli vakif mallarda

mutasamflarimn
1

deki gayri menkullerin vakfma ric'at rulu karari, Adliye Dergisi, 1 944, sayi

ve tagayyilbleri halmde uhdelermedeceg:, Temyiz Mahkemesi Hukuk Genel Kufirar


,

Ek r;.3

Vakif

311

ge?ecek miisakkafat ve miistagallattan kan veya kocaya dortte bir hisse veriliyordu. Baba ve anasimn saghginda olen erkek ve
intikal sahiplerine

kiz evladm gocuklan, evlad yerine ge9erek ced ve ceddelerinden baba ve

analanna

intikal

edecek hisseyi ahyorlardi^^^


icareteynli

Bu kanun mazbut evkafm

akanna hasredilmi, yani

bunlarda intikal cebii ve kanuni olarak geni^letilmi?, baka vakif mlisak-

Arazinin intikal derecelerinin geniletilmesine dair olan 17/Muharrem/i284

tarihli

Kanunun

intikal hiikiimlerini

bu kanunun

intikal huktimleriyle

mukayese

i^in

buraya
in-

gegiriyoruz;

madde

1:

Ba

tapu tasarruf oilman

mii'i

ve vakif arazinin erkek, kadin evlada miisavi surette

tikali

hakkmda

arazi kanuniinun ta'yin eyledigi htikumler ve

musaade

ki olup fakat

mm arazi mmasamflannin erkek, kadin evladi mevcud olmadigi halde


baba
bir

eskisi gibi ba-

uhdesinde bulunan arazi ikinci derecede torunlarma yani erkek, kadin evladinin ogluna ve kizina; U9uncu derecede baba ve anasina, dordtincu derecede ana baba bir ve

baba

ve baba bir kiz kardeine; altmci derecede baba bir kiz kardeine; yedinci derecede ana bir kiz kardeine bedelsiz miisavi surette intikal jdecektir. Sayilan varislerden biri

bir erkek kardeine; be^inci derecede ana

bulunmadigi takdirde kocadan kariya, karidan kocaya intikal eyleyecektir. Kanunun ikinci maddesi mucibince birinci derecede intikal sahibi varken ikinci derecede bulunanlarm intikal hakki olmayacaktn. Yalniz ana babadan ana bir kiz karsekizinci derecede

dee kadar intikal s^hiplerinden bulunanlara intikal edecek araziden kan ve kocaya
dortte bir intikal edecektir.

ba bir ve baba

Goniliiyor ki arazinin iutikalinin geniletilmesine dair olan kanun mucibince ana babir erkek karde, ana baba bir ve baba bir kiz kardee, bunlar da ana

bir erkek kardee ve

musakkafat ve miistagallatm intikaiinin tevsiine dair olan kanun ana baba bir erkek ve kiz kardei baba bir erkek ve kiz kardee ve bunlari da ana bir erkek ve kiz kardee tercih etiki

bu da ana

bir kiz kardee tercih edildigi halde vakif

mi ve her

kanuna gore erkek ve kiz kardeIerden bazisma

intikal

hakki verildigi

halde o birleri

mahrum biraKiLmitir.

1328 tarihli Intikalat Kanunu kardeilerden bazisma intikal hakki vererek o birini tamamiyle mahrum etmeyi dogru bulmayarak ana babalarma aid hisseleri kendilerine intikal ettirmi ve ana baba bir erkek ve kiz kardeler iki cihetten ve baba bir ve
ana. bir kardeler bir cihetten intikale nail olacaklanndan bununla karabet nisbeti a-

muhafaza edilecegitii diiiinmtitilr. Bir de ana baba bu kanunlara gore evlad ile ve torunlarla beraber bulundugu takdirde intikal sahibi degilken 1328 tarihli Kanun bu durumda kendilerine altida bir hisse tammitir. 1284 tarihli arazinin ve vakif musakkafat ve miistagallatm intikaiinin geniletilmesi hakkmdaki kanunlar kan kocaya ancak ikinci dereceden sonraki kimsedilane bir surette
lerle dortte bir hisse verirken

1328

tarihli

Kanun bunlara
tigiincii

olenin gocuklariyle ve

bulundugu halce dortte bir ve ikinci ve beraber bulunursa yari hisse intikal hakki vermi^tir.
torunlariyle

derecelerdeki kimseierle

Bundan baka

naklettigimiz her iki kanuna gore kardelerin evladi, intikal


tarilili

hakkm-

dan mahrum iken 1328

Kanun

bunlari da intikal sahiblermden saymitir.

312

Islam Hukiiku

kalan kafat ve miistagallat i9in ihtiyari sayiliri, mazbut vakiflar di?mda ettivakiflar aittmlan miieccelesi ve har9laa verilerek intikalleri tevsi'
rilmedikge eskisi gibi yalmz evlada iitikal etmek lizere birakilmitir. 4/Receb/1292 tarihli nizamname ile geni intikal, o bir vakiflar i9m de

mecburi tiitulmu ve fakat biraz sonra 15/Zilka'de/1292 de mecburiyet


kaldinlmitir (Birinci Tertip Diistur, cild 3,
s.

462).

Emvali Gayri Menkulenin tntikalatma Dair Muvakkat Kanun bu intikal derecelerini daha ma'kul ve adil bir tarza ve vakif arazi ile ?ift icareli vakiflann ve icare-i vahide-i sokmu, kadimeli kadimeli musakkafat ve miistagallati vakfiye ile mukataa-i miistagallatm, intikal usul ve derecelerini birletirmitir (n. 481).
21/ubat/1328
tarihli

mm

2762 Numarali Vakiflar Kanunu, kanunun nerinden sonra vakif mallann 9ifl icareye ve mukataaya (bundan sonraki No.bak) baglanmasietmi^dir^'^ 6yle ki ni men'etmi (madde 26) ve mevcudlan da tasfiye kanunun 27 nci ve sonraki maddeleri niucibince mukataali ve icareteynli karigayri menkuUerin milkiyeti icare mikdannm yirmi misli bir tefviz
hginda mutasamfma ge?irilmidir.

Bu

milkiyet tapuya tescil edilmekle

beraber odenmeyen bedel kariligi birinci derecede ipotekli sayilir. Odeme miiddeti on yildu*; 4755 numarali Kanunla on yil daha uzatilmitir. Bu ta'viz bedelleri iizerindeki hak, 4070 numarali ve 26/6/1941 tarihli

Kanun mucibince

(Diistur, cild 22.

s.

1351) Vakiflar

Umum Miidiirliigu-

ne odenecek para mukabilinde Hazineye gegmi^tir.


264. Mukataa.

Mukataa vakif arazi


yetitirmek iizere
icaredir.

iizerine bina

ve aga? ve bag kutiigu yapmak ve

arazinin kiymeti iizerinden

zemin (toprak kirasi) para vakfi imarda degil, vakfm hizmetlerine odenmesinde kuUanilir.

Buna

icare-i

alman muayyen yiUik de derler. Mukataada alm^n


aid licretlerin (vazifelerin)^"

^^^

Bu

kadar Once Said Paanm ilk Sadriazamhgi zamanmda ikinci arasinda zaAbdtilhamid'e islahat hakkinda arzedilen Meclisi Viikeia mukarrerati muMlif re'yine kari manin eyh ul-lsiami tarafmdan mukataaya tebdil yolundaki ger9eklemi^ oldu {Said ekseriyetle kabul edilen biitun vakiflarm milke tahvili fikri
suretle

70

yil

Paamn Hdtirath
^^^

cild 1,

s.

395, 397),

gogulu vezaif 'dir. Bu Vazife, vakfm gallesinden verilen maaa ve ta'yme derler; muesseselermaa ve ta'yrni alan kimseye murtezika ve ehl-i vezaif derler, Hayri
deki hizmete cihet derler; 90|ulu cihat'dir,

Vakif

313

kif,

Mukataali miisakkaf yani bina veya ecari veya kiirumu havi vamukataa suretiyle mutasamfma icar edilen ve iizerine bina yapilan

vakif yerdir. Bunlar


sinde mirascilanna

mutasamfmm
kalii*;

olurnii halinde feraiz

hukumleri daire-

328 tarihli Intikal Kanixnunun jumulii dimda kaldigmdan ondan soma da Medeni Kanunun yuriirliige girdigi tarihe kadar bu hiikumlere tabi olmutur.

olmayan mukataali vakif, 328 tarihli Kamma kadar mutasamfm yalmz erkek ve kiz evladma miisaVI surette intikal etmidir. Adi gegen kanun ise koydugu intikal derecelevakif, yani tavanli
rine tabi tutmudur^^l

Mukataali miistagal

265. Sahih ve Tahsilat Kabilinden

Olan Vakif Arazi.

Vakif arazi, iki nevidir: Bit nev'i sahih olan arazidir. Bu, milk iken, yani mesela 6re ve haraca tabi milk araziden iken (1274 tarihli Arazi Kanunu madde 2) yukanlarda gordiigiimuz usul ve tescil ile vakfedilen arazldir^^^ Bu arazinin I'akabesi ve bxitiin tasarruf haklan vakfma aiddir ve mazbut olmadigma gore miitevellisi tarafmdan idare edilir ve vakfedenin koydugu artlara liayet olunur.
nev'i vakif sahih degildir. (No. 251).

MM araziye aid hukiimler bunlara


bu

tatbik edilmez. Ikinci nev'i tahsisat kabilinden olan vakif arazidir;

Bu

vakiflar da bugiin artik tamamiyle tasfiye edilmi, yani miUce

inkilab etmi bulunmaktadir. Devlet urasi Kararlan

Mecmuasi'nm 938

Mart ayi niishasmda (s.ll, karar numarasi 52/76), Tanzimat dairesi ve Umumi Heyet kararlan bu tasfiyeyi a9iklamaktadir. Bunu kisaca buraya
naklediyoruz:

558

Bu

559

hakkmda Ebul'lJla Mardin, Ddrulfunun Hukuk Fakultesi Mecmuasi, Eyliil 1338, sayi 11. 0re veya haraca tabi' bii yer maliki tarafindan vakfedihnekle ti^tir veya haraci s^kit olmaz; yine Beyttilm^le ederunesi lazimgelir. Beytulmale ait olan bu gelir ultan tarafmdan baka bir cihete vakif edilebilir ve edilmi^tir, Bu suretle bir yerde sahih bir vakif ile sahih ohnayan tahsisat kabilinden vakif birlemitir.
vakiflarin mahiyeti ve mukayesesi

314

Islam Hukuhi

Aar ve riisumu vakfedilmi olan yerlerde yapilan inaat ve magrusat dolayisiyle aardan vuku' bulan mahrumiyete mukabil ta'yin edilmi olan icare veya mukataalar, aann ilgasi iizerine artik aranilamaz. icare ve mukataa aar mukabili tayin edilmi bulunmasma gore aann kalkmasi ile kariliksiz kaldigmdan tasarruf hakki sahipleri bunlarla mtita'viz kellef tutulamaz ve Vakiflar Kanununun 27 nci maddesindeki hiikmune de tabi kilmamaz. Tasarruf hakki veya tasarruf hakki ile beraber aar ve riisumati dahi
vakfedilmi olan yerlere (No. 95, dort nuiiiarali tahsisat kabilinden arazi) Kagelince bu mahallerin rakabesi Devlete ait olmak itibari ile Vakiflar nununun 27 nci maddesindeki milkiyetin devrine karilik olan ta'viz bu kesim gayri sahih vakiflara uygulamr. Medeni Kanun, Arazi
hiikmii,

ederek arazideki nev'ileri kaldirmi ve rakabe, yani milkiyet hakki ile tasarruf hakkmi tasarruf hakki sahibi uhdesinde birleyerlerdeki Devletirmitir. Bu itibarla hukuk-i tasarrufiyesi mevkuf olan nev'i vakif arazinin tin rakabe hakki vakfa ge5mi oldugundan bu iki

Kanununu

ilga

ta'vize tabi' olmasi lazimgelir.

XXII. Ceza
266. Cahiliye Devrinde Ceza

Hukuku
eder.
ferdi-

Hukuku

Ceza Hukuku tslamda fikhm "ukubat" kesimini tekil islamdan once cahiliyede Arab igtimai tekilati zayif idi, magrur,
yet9i arab, otoriteye

ve merkeziyete karji

ancak kabile 9er5evesi idi. Katil hakkmda nunu yuruyordu. Cahiliyede bedevilerin telakkisine gore bir maktul iin kimseler oldtifailin kabilesinden olan herhangi biri, hatta birden ziyade
riilebilirdi.

Kendisini kadrolayan aralannda sert bir intikam kaasi idi.

Katilden baka cismani zararlar igin tarifeye miistenit bir taz-

minat (diyet) alimyordu. Mala kari tecaviizlerde bir nev'i cebri hakem
usulii vardi.

islam aagida goriilecegi uzere intkami tamamiyle baka bir ekle soktu ve buna kisas dedi. Kisas, lugatta misli ile mukabele, herhangi bir hakki, misli ile takas etmektir; buradaki manasiyle de ma'ruz kalman
zarar ile verilecek zarar arasmda siki bir 3itligi

tazammun

eder.

islam yalniz failin ve failler birden ziyade ise onlann olduriilmesine miisaade etti ve boylece cezayi ahsiletirdi. Ayni zamanda kisas yerine afv tavsiye etmek suretiyle de insan hayatma biiyiik bir deger verdi^^^
^^^

Hamdi Yazir, Kur'dn

Dili, cild 1,

s.

600 ve

sonrakiler.

CezaHukuku

315

Burada Israil hukuku ile Islam hukuku arasmda bliyiik fark vardir. tsrail hukuku, siki surette kan intikami usulii iizerinde kalmitir. O, diyeti reddeder^^^;

"mutlaka katlolun^caktir" sozlerini tekrar eder.

islama gore kisas ancak a9ik bir kast (amd) halinde caizdir. Veliyykisas olan kimse kendisine verilen kisas hakkmi israf etmeyecektir (Isra

kendisi igin (17) Suresi, ayet 33); kisastaki arti ve 6l5uyu tecaviiz ederse bir gok aci azab (diinya ve ahirette mes'uliyet) vardir (Bakara (2) Suresi,
ayet 178).

Diyet'e gelince Islam bunda esasli degiiklik yapmadi; bilakis


te'yid
etti.

Cahiliyedeki

miktanm

degitirmedi; fakat onemli tahdit

koydu
ihti-

ve onu bir duzene soktu (Nisa Suresi 92 nci ayet diyetten bahseder). Diyet,

aagida goriilecegi azere

amd

ile katl

halinde Veliyy-i kisas igin

yandir; obtir katillerde mecbuiidir^^^.


267. islamda Cezalar.

islamda cezalar u suretle


3. Ta'zir^'l

ayirdedilebilir. 1.

Hadd,

2.

Kisas ve diyet

Haddlerin buyuk kesimi Kur'an'da ta'yin edilmitir. Zina ve onun kariligi mahiyetinde olan kazif (yani zina iftirasi), hirsizlik ve haydut(gogulu luk, yani yol kesicilik cezalan bunlardandir. Bu cezalara hadd
arap iyme, Kur'an'da men edilmise de cezasi konmami, fakat hadis ile bildirilmi^tir. Bu ceza da hadd ciimlesindendir. Bu cezalara hadd denilmesinin sebebi, sabit ve muayyen bir cezayi

hudud)

derler.

ihtiva etmesindendir. Bunlara

bugunku

ta'biriyle kanuni,

edilmi cezalar diyebiliriz. Hadd,

kamuyu

ilgilendiren

kanun ile tesbit hakkuUaha taalluk

eden suglann cezasi bir ikayet ve talep

sayilir.
arttir.

Bununla beraber kazif ve hirsizlik suflannda ikayet9i bu su9lann tahkikinde, yani isbat

^^^

Muluki Sani, bab 14, no. 7; Adad, 35, no. 16-21 ve 31; Hum? 21, no. 12; Laviler, bab 24, no. 17 ve 21; Hiirucun 21 babinin 2 ve sonraki numaralarindan anlaildigi utahvil zere insan katlinden baska ciirumlerde kabul edilen katil cezaiarinda diyete
vardir.

Hamurabi Kanunu (madde 196 ve


s.

sonrakiler).

^^^

Roma Hukukunda
1945,
95.

kisas ve diyeti igin, Schwarz,

Roma Hukuk

Dersleri, ikinci basi

^^^

1256

tarihli

Ceza Kanunumuzun 2 nci faslmin 2 nci maddesine ve 1267

tarihli

Kanimumuzun 1 inci fa;5lmm 1 ve 6 nci maddelerine bakimz, 1267 tarihli nunumuz kisas ve diyeti te'yid ettigi gibi, 1274 tarihli Ceza Kanunumuz dahi
tutmutur (madde 171, 172, 192).

Ceza Ceza Ka1

inci

maddesinde ta'zirden bahsetmi ve kisas ve diyet ve gurre hiikumlerini de mahfuz

316

islam Hukuku

sirasinda ve verilen ceza infaz edilirken hazir


ahitler hazir degilse, hatta

recimde yalniz
olsalar

bulunmak lazimdir. Zinada, hazir olmak degil, talamaya


duer.

kendileri balamazsa, ceza infaz edilemez; yani ahitler talamaktan imtina' etseler

veya

olseler

veya gaib

hadd

268.

Hadd Cezalan. Hadd cezalan AUahin hakki olmak

itibariyle

dim mahiyeti

haizdir.

Su9luyu hapse koymadaki nedamet (tevbe) gayesi,


ihbardan once 5alinan eyin iadesinin
faili

hirsizlikta talepten,

hadd cezasmdan kurtarmasi, yol kesicilikte yakalanmadan once tevbenin haddi duiirmesi bu karakteri gosterir; bu hallerde yapilan cezayi mucib fiiller adi suglardan (cinayetten) sayilir ve mesela faili oldiirtmek hakkmi haiz olan kimse i9in kisas yerine diyet almak veya cezadan biitiin btitiine vazgegmek (yani af etmek) mtimkiin olur.

Hadd cezalannda
haddler iQin "iiphe
fiile

af,

sulh ve hakimin hakki

tahfif temayiilii vardir. Ta'zire iiphe


ile sakit olxir"

olmamakla beraber bir halinde de gidilirken umumiyetle


fiilin

kaidesi yiiriir^^.Yapilan

caiz bir

bu cezalarda geni olgiide nazara almir. Cezalandinhnami olan, haddi mucib ayni nev'iden birka? su? igin, bir hadd verilir. Zaman aimi miiddetleri pek kisadir ve genel olarak bir aydir; arab i9mede, kokunun yaiut sarholugun devami miiddetidir. Fakat Islam hukukundaki bu zaman aimi telakkisi suylunun beraetini icab ettirir mahiyette olmayip sadece kadi'nm artik bu hususta ahit dinlemeyecegi manasmi tazammun eder. Bu itibarla ihbann (talebenzerligi ve failin hiisniniyeti ve cebir
bin), miiddetinden sonra yapilmasi oziire miistenit ise

(Mecelle 1663),

zaman aimi olmaz. Biitun bunlardan baka isbat gu9le5tirilmitir. Hatta genel olarak kadmm, su^u ikrar edene bu ilcranndan riicu etmesini telkin
etmesi mendubdur; hukuk-i ib'adda ahadet farz oldugu halde haddi

mucib

halleri i'tiyad

evladir.

ve adi 9ikmami kimseler hakkmda setir (ortmek) ahitlerin sayisi ve vasiflan ve ahadetin muhtevasi bakimmdan
artlar

da haddler i9in birtakim agir


ahitten birinin

konmutur. Balica zinada bu pek

a9ik surette goriilmektedir; ahadet 90k siki kayitlara baglanmitir^^^; dort

mesela davadan once veya dava sirasmda, kole oldugu anlailirsa dava reddedilir. Davanm reddi kazif talebine sebep olacagi gibi zina davasmm geri almmasi dahi kazif davasmi mucib olur ve yalmz

^^ Bvmdan dolayidir ki sagir


^^^

dilsize zina kazif haddi verilmez.

Sure24,Ayet4.

CezaHukuku

317

davayi yapan
lir.

hakkmda

degil, ahitler

hakkmda

dahi kazif davasi a9ilabi-

Hadd cezalannda

karakteristik olan bir cihet de rakiklerin

daha az

mes'ul olmasidir. Esirlere verilen celde cezalan hiirlere verilenin yansidir. Esir recme tabi degildir; 5unku recmin yansi olamaz. Fakat kadmda
boyle degildir (No. 62 ve 63).
Cinayetlerin,
tabi
}

ani katlin ve cerh'in (ve eyaya yapilan zararlann)


ise bakadir.

566

oldugu Mkumler

Bunlann mucib oldugu

cezalar, yani

kisas, diyet (tazminat) esas itibariyle bir ozel iddia sayilir

ve mail hu-

kukta hakim olan kaideler altmdadir^^^. Bunlarda af, sulh mumkundur. Bilakis nedametin vs (tevbenin) bunlarda bir tesiri yoktur. Hiisniniyet de
kat'i bir rol

oynamaz.

269. Islam

Ceza Hukukunda Noksanhklar.


ise de^^^

islam hukuku cezayi ahsiletirmi

curiim

mefhumu ve

mes'uliyet ehliyeti tam olarak ilenmi degildir. Cezayi hafiflendiren hal ve sebepler bu hukuka meghiil kalmitir. Su5a teebbus, sufa itirak, bir-

den ziyade cezayi mucib

fiillerin i^timai

hakkmda nazariye ve
hukukuna

prensipler

Roma'nm ve bugiiniin en ba prensibi olan kanunsuz su? ve ceza olamaz


yoktur. Bilhassa ta'zir yoniinden Islam ceza
bakilirsa

kuralmm

cari

ohnadigi

goruliir.

270. Kisas (TaUon).

Bir kimseyi (hatta bir zimmiyi veya miiste'mini veya bakasinin


kolesini)
^^^

amd

ile oldiiren

herhangi bir kimsenin oldurulmesidir^^^ Mec-

Katl, nefse kari cmayettir, buna cinayet-fm-nefis derler. Cerh uzuvlara taalluk eden cinayettir; buna cinayet fima dun in nefis derler. E^yaya ve eya ve hayvan tarafindan yapilan ciii^yetler Mecellede Itlaf bbinda incelenmitir (Mecelle 881 ve
sonrakiler).

^^'^

Kisasi

tam

bir ozel

hak saymak dogru olmayacaktir. Kisasta yemin, af ve sulh

cari

ise de, ulu-l-emr'in kisas

ve hattt beytiilmal ifin diyet isteyebilmesi, kisasta tahki-

min

olmamasi (Mecelle 1841), kisasin hususiyetini gOsterir. O bir taraftan diyeti mucib olan katilde bir erkek ild kadmm ahadeti kabul edilirse de kisasi mucib katil davasmda kadmlarm ahadetleri hududda oldugu gibi asla caiz degildir (Mecelle 1685). Kisasm infazi sirasmda hadd cezasmm icr^smda oldugu gibi veli-i kisacaiz

sm hazir bulunmasi arttir.


^^^

Hukukunda Kanununda ise bu


israil

cia

ceza

ahsile|tirilmitir: Tesniye,

bap 24, no.

16.

Hamurabi

lahsilik yoktur:

Madde

116, 210, 280.

569

Kur'an'da Bakara Suresinin 178 inci Ayetinde "Yd eyyiihellezine dmenu kiitihe aleykum ul kisdsu jilkaM buyurulmutur. Katla katilin ^oguiudur. KatH de mak-

318

islam Hukuku

ruhun telef edilen uzvu mukabilinde cerhedenin ayni uzvunu telef etmek
de
kisastir.

Katil oldlirdiigu kimseyi ne sliretle 61dunnu olursa olsun


sasi

onun

ki-

ancak

kili9 gibi
katili,

keskin bir aletle boynuni kesmek suretiyle olur.

Muteammid bir

sugu sabit oldugu takdirde bu yolda kisas suretiyle


katili katili

katletmeye oldiiriilenin varislerinin hakki vardii^^^. Veliyy-i kisas bizzat katlederek kisas hakkim istifa eder; isterse kendi huzurunda
kisas igin katletmek lizere
katlettirir

bakasma emredip ni^ibet suretiyle o memura (Omer Hilmi, MVydr-i Addlet, mesele 82). Fakat varisler kisas

tul, oldiiriilen

demektir. er'an

muayyen sebeplerden

biriyle bir

kimseyi oldtiren

kimseye kiss iazimgelmez. Kisasta matlub olan mtimaselet ve miisavat, nefis ve can miimaseleti oldugundan ve hayat hakki herkes i9in mtisavi bulundugundan maktul kim olursa olsun onun katili veya katilleri o inaktulden fazla hayata malik olamaz ve ulii-l-emir olan kimse dahi haksiz bir ks^itl yaparsa kisas hukmtinden mustesna tutulamaz. Islam memieketinde gerek mtislumanlarm ve gerek ahid ile oturan gayri muslimlerin hayat haklari ayni eitlikle

masun oldugundan onlarm amd mukabilinde onun maliki olmayan kole


retle

ile katli de kisasi

muhterem ve tecavtlzden ayni sumucib olur. Yani Hanefiierce

htir katil,
edilir.

ahdi altmda ya^ayan (zimmi) gayri

muslimi katieden mtisliiman dahi kisas


dii

Ancak imam Malik ve afn erkek ve


mukabilinde oldtiren

arasmda

bir ayrihga kail ohnadiklari

ve

oldtiruler. bir htir

bir koleyi dahi kisas ettikleri halde oldtinilen bir kole mukabilinde htirrtin ve oldtiriilen gayri

muslim i^in oldtiren mtisltimanm kisasmi caiz gormemilerdir (Hamdi Yazrr, Kur'dn Dili, cild 1, s.602 ve sonrakiler; Ismail Hakki, Ilm-i Hildf, s. 121). Kur'an'da ''elhurru bil hurri vel abdu bil ahdi vel unsd:\ buyurulmu^tur (Bakara, AAyetten aksiyle kanit caiz olmadigmdf. mtictehitlerin ittifaki vardir. Hanefilerce esasen aksiyle kanit muteber bir istidlal clmadigi gibi Maide Suresinin 45 inci Ayetindeki ''ennen nefse binnefsi vel ayne bildyni...'' emri de kisasda matlub olan mtimaselet ve mUsavatm nefis ve can mtimaseleti ve mtisavati oldugunu gostermektedir. Bundan dolayi Hanefiler kole i9in htirnin ve sairenin de kisas olunacagi
reyindedirler.

yet 178).

Bu

1256 Tarihli Ceza Kanunumuzun 1 9obanm bile canma kasd vukuunda


denihni^trr.
^^^

inci

maddesinde '^Vtizeradan

biri

tarafmdan bir
oluna"

ol vezirin

hakkmda
aittir.

dahi kisas-i

er'i icra

Kisas istemek ancak oldtirtilenin varislerine


varisi

Varis olurse kisas hakki onun

olana geger.

Bu

varislere veliyy-i kisSs veliyy-i


s.II).

dem,

veliyy-i katil,

men

leh-

til-kisSs denir

{MVydr-i Addlet,

Oldurtilenin alacakhiari veya musalehler kisas

isteyemezler. Fakat kisds diyete 9evrilu*se oldtinilenin alacakhiari

rmi

alirlar

(Ferdid-Ul Ferdiz, no. 125).

bundan alacaklaOldurtilenin mirascisi yoksa ulti-1-emir oldti-

renin kisasmi isteyebilir, yahut kisasa bedel oldiirenin rizasi ile beyttilmal i9in, diyetten aagi olmamak tizere bir miktar para alarak kisastan vazge9ebilir; fakat katili

affedemez (Ali Haydar, Mecelle erhi, cild s.129). u halde Islamda bir savcihk
kiiati

te-

ohnamakla beraber Halife bu

gibi haller i^in bir

memur ta'yin

edebilecektir.

CezaHukuku

319

yerine diyet kabul etineye salahiyetlidirler.


cinayetlerde af ve sulh

Yukanda soyledigimiz

gibi

miimkun oldugimdan

varislerin affi halinde kisas

hakki meccanen sakit

olur; olenin

mirascilan birden ziyade olup da bazisi

affetmezse veyahut bazisi affedip de oburleri ku9uk veya deli olmak gibi

affedemez kimselerden
kurali caridir.

ise affedenlerin hissesi

meccanen

sakit olarak

oburlerinin hissesi diyete 9evrilir.

Bu

suretle kisasta boliinememezlik

kimse ile bir bedel kariligmda snlh da clabilirler. Fakat kisas davalannda tahkim caiz degildir. Yani oldiiren ile olduriilenin varisleri nzalan ile bir kimseyi hakem ta'yin ederek o da kisas ile Mkmetse bu Mkiim muteber degildir. Kisasa ancak kadi Mkmedebilir. Fakat ''MVydr-i Addle fin sonundaki mxihtiradan anlaildig:i xizere hukiimden sonra kisasm icrasi igin bir irade
gibi olenin mirascilan oldiiren
istihsali

Bunun

oteden beri devletge usul ve kaide ittihaz edilmitir.

271. Katide Kisas i9in

Amd

arttir.
ile

Katl kisas edilebilmek i9in oldiirme amid

olmak
Israil

lazimdir. Nite-

kim

israil

hukukimda da

kisas i9in

amd

arttir^'^^

Bu amd

ancak katlin

kesici bir alet ile olmasi halinde


boyledir*"^^.

mevcut

sayilir.

hukukunda da

Yani burada niyetten ziyade oldiirmede kuUanilan alete bakilir. Bu alet kih9, kama, bi9ak, ok, mizrak, keskin ta, hatta keskin aga9 gibi eylerdir^^l Boyle bir aletle olmayarak bir kimseyi kasd ile katlet^"^^

Tesniye 19 uncu bab, no.

6;

Huruc, bab 21, no.l3.

^^^

Mahmud Es'ad,
liyor. israil

Tdrihi llm-i Hukuk, s.190; "tptidai eri'lerin kuvayi zihniyesi katil mefhum-i mucerredini ihata edemediginden katil aletini ess ittihaz ettikleri anlai-

^^^

Hukuku i9in, Adad, bab 35, no. 16. Atee atmak, bogazma kizgin bir ey ge9irmek
katlFdir.
?eyle

suretiyle oldiirme ebih

amd

ile

Mahmud Es'ad,

Ferdid-ul ferdiz, no, 183. Bir kimse baka

birini ip gibi bir

bogup heMk

else diyet lazimgelir. Fakat

tiyadi ise siyaseten katli

o kunsenin bu yolda adam bogmak imerudur {MVydr-i Addict, mesele 23 ve 50-53). Kisas bir

bakundan hakkullah oldugundan ve hududa mulhak bulundugundan


sakit olur kaidesi

burada da cMdir.

Bu

itibarla evladi

hudud mukabilinde ana ve baba ve


^liphe ile

Hazreti

Alinm
ta'zir

rivayet ettigi bir hadise istinatla kolesi mukabilinde maliki kisas ecilt 1, s.

dilmez

oiunur (Hamdi Yazir, Kur'dn Dili,


biriyle birlikte kesici alet

604).

Gene

bir kiigiik deli


ki-

veya matuh olan


liye

ve amden bir ahsi katleden kimseye

sas lazimgehnez, yari diyet lazim gelir ve obtir yarisi katiide ortak olan kii9uge, de-

veya matuha
bir

y^
1

odun
s.

ile

{Miydr-i Addlet, mesele 42). Eger biiyiik bir ta veya buvunru^sa Imam-i a*zama g6re amd olmaz; Imameyne gSre olur.
ytikletilir

{Mevkufdt,

242).

Bir kimse birini eliyle veya bir iple bogup katletse yahut denize atip telef etse

tmam-

a'zama gore kisas lazrni gelmez; Imameyne gore kisas vacib olur. Ve keza bir kimseyi bir odaya hapis ve kapismi sed edip o kimse aflikdan veya susuzluktan fevt olsa

320

islam Hukuku

mek, mesela sopa ile, tokat ile, dogerek oldiirmek mucib olur. Bu kabil katle ibh-i amd ile katl denilir.

kisasi degil, diyeti

bu iki ge^idinden baka daha ii? hali 4. Hata mecrasma caii, yani hataya benzer Tesebbliben, yani sebep olmak suretiyle katil
Katilin

vardir: 3.

Hata
ile

ile katil,

bir

fiil

katil,

5.

kasd ile olmayarak bir adami hata ile, mesela avda ava kurun atarken bir adami oldiirmek, bir insam oldiirmek iizere atilan bir kurunla baka bir adami oldiirmek gibi.

Hata

ile katl,

dimda bir fiil ile olan katldir; mesela bir kimsenin uyurken veya yiiksek bir yerden baka biri iizerine du-

Hataya benzeyen

katl, ihtiyar

erek onu oldiirmesi gibi.

Bir kimsenin kendi miilkiinde degil de, haksiz olarak herkese ait olan yolda bir kuyu kazmasi ve oraya birinin diiiip olmesi halinde de

sebep olma suretiyle bir katl


Biitiin
si

vardir.

bu

dort halde kisas caiz olmaz; oldiirenin ancak diyet verme-

lazimgelir^^^

imam-1 a'zama gore habseden


dir;

bir ey

tazmm

ettriez,

helak a9liktan ve susuzluktan-

kapayip habsetmekten degildir; a9likta ve susuziukta kimsenin medhali yoktur. imam Ebu Yusuf ve Muhammede gore hapis hel^ke sebep olmaktir; binaenaleyh diyet lazimgelir.

Bir kimseyi tesmim igin zehir veren, eger o kimse bilmeyerek yeyip telef olsa ekleden kendi eliyle ekletmi ise verene daman lazun geimez; zira kendi ihtiyariyle
ekletmitir, lakin veren ta'zir

ve darbedilir; eger zehir veren eklettirmise eimmei


gelir;

selasei

Hanefiyyeye gore diyet lazmi

afiiye gore kisas vacib olur.

Keza

garketmek afiiye gore kisasi mucibtir. Hatta birinin yuzune alelgafle bagirmakla fevt olsa Eimme-i Hanefiyyeye gore diyet, Safiye gore kisas lazim gelir (Kmmizdde,
s,l).

Alet-i cariha ile katl


574

ve amid

i9in;

Ebulula, Cevdet

Paa

s,

232,

Bir kimsenin bir reculti katl ettigine ahitler ahadet ettikten ve o kimse kisasen katlediidikten sonra ahitler ahadetierinden rilcu' etseler veya o recul sag olarak
gelse

Eimme-i Hanefiyyeye gore


katl

ahitlere kisas lazim geimez. afiiye gore gelir.


katl gibidir.

O-

na gore tesebbuben

mubaereten

Ve

katl iizerine ikrah gibidir. Katl


katil

iizerine ikrahda miikreh iizerine kisas vacib olur.

Hanefiyye'ye gore tesebbiiben

m^nen
iizerine

katldir; sureta katl degildir. Miiba^ereten katl sureten

ve manen
diyet

katldir.

Katl
gelir

ikrah
s.

muba^ereten
23).

katldir.

Bu

miselde

ahitlere

lazim

(Kirmizdde,

Ceza Hukuku

321

272. Diyet.

dir.

Diyet, bir nev'i para cezasidir; tazminat da denQbilir. Kefalet caizU9 yilda U9 taksit ile odenir. Diyetin miktan para veya deve olarak

ma'lum ve muayyendir.
erkek diyetinin yansidir^^^ Tarn diyet yuz deve^^^ veya para olarak bin dinar altm veya onbin dirhem gumu^tiir^'^'^. Kole ve cariyenin diyeti hiirun diyetinden on dirhem eksik olmamak ardiyeti,

Bir

kadmm

tiyla

onim kiymetidir.

273. Uzuvlara Kari Cinayetler (Cerhler),

Bunlar da be kisma aynlir.

Amid halinde
itibarla bir

kisas icra edilir^^^ yani o

uzvun mixkabilinde

failin ayni
ijarttir.

uzvunda kisas

yapilir.

Fakat bu kisas i9in

miisavat ve miimaselet

Bu

erkek bir

kadmm

veya

bir

kadm

bir erkegin, bir koifuk bir biiytipn

veya

bir biiyiik bir kugiigiin

kolunu veya ayagmi ve bir saglam kimse bakasmm ^olak kolimu veya topal ayagmi amd ile kesse kendi kolunda veya ayagmda kisas lazimgelmez; bilakis ya diyet veya hiikumet-i adl almir. Halbuki katle kari kisasda boyle degiidir. Hiir ile kole ve cariye arasmda da iizuvlarda
kisas yoktur^^^.

Uzuvlardaki kisas da af ve sulh ile sakit olur. Ve af meccanen olmadigi takdirde failden liyet alimr. Bir uzvun amd ile olmayan kesilmesinde de diyet lazimgelir.
575

Bu

diyetlere katldeki diyet ta'birinden farkli

Zimmi ve miiste'mimn
yarisidir.

diyeti afiilere gore tarn diyetin U9te biri, Malikilere gSre

576

577

islamdan once diyet Arablar arasmda vardi. Miktan on deve iken Peygamberin ceddi Abdtilmuttalip zamanirda yiiz deveye 9ikarildi. Osmanliiarda para tizerine hesab edilmi^tir (Ceride-i llmiyye, aded 20, s. 360; Omer
Nasuhi, did
3,

No.221).

578

Mahmud
kisasi

Es'ad, Tdrih-i Jlm-i


tarihli

bahsetmez. 1274
579

Hukuk s. 75 no. 2; Mi'yar-i Adalet, ibih amidden Caza Kanunumuzun izahlarmda amid ve ibih amidle cerhtn

mucib oldugundan bahsedibnitir {Ceride-i Adliyye, 5 ubat 1326, no. 29). Gene bir kimse baka birinin sag kolunu ziyMe ve noksansiz tarn dirseginden amd ile kesse kis^s suretiyle Icesilecek miktarm ta'yini kabil oldugundan ve bu suretle mtimaselete riayet imkani bulundugundan failin sag kolu kesilerek kiss yapiiabilirse de tarn dirseginden kesmemi ise diyet Idzmigelir. Israil hukukunda kisas igin Huruc, bab 21 no. 23 ve sonrakiler; Laviler, bab 24, no. 19 ve sonrakiler; Tesniye, bab 19 no. 21. Kisasm tevsii ve temili manasma olarak el ile yapilan bir su9ta elin kesilmesi Israil hukukunda mevcuttur; Tesniyenin 25 inci babmm 1 1 ve 12 nci numaralarma bakmiz. Hamurabi kanununun muhtelif maddelerinde de boyle hukiimler goriilur. m. 195, 218, 226).

322

Islam Hukuku

olarak er denir. Kesilen ve


miktardadir.

tatil

edilen

uzva gore

erler

de baka baka

islam hiikukunda yaralamalann (ecc 9ogulu ecac) diyetleri kazuistik siirette g6sterilmitir; bu yaralamalar on nev'e aynlmi ve bazilarmda diyetin onda biri, bazilannda yirmicie biri ve bazilannda her
ikisi

ve bir 9oklannda da gene bir nev'i diyet olan hiikumet-i adl almaca.

gi gosterilmitir

Amd ile bir uzva kari


digi,

yapilan cinayette o uzuv bedenden aynlma-

oldugu gibi kaldigi halde, ondan beklenen menfaat tamamiyle zail olsa diyet, fakat o menfaat tamami ile zail olmayip bir miktar za'f ve ayib

anz

(tari) olsa,

(aybi

mucib

bir eser kalsa)

Mkumet-i

adl lazimgelir.

274. Hiikumet-i Adl.

Hiikumet-i adl miktan ?er'an muayyen clmayip ehl vukufca ta'yin ve takdir edilen diyettir. tyiletikten sonra ker dinde aybi mucib bir eser kalan mecruha, kole farzedilerek yaranm eseri mevcut olduguna gore bir
kere ve olmadigma gore de bir kere kiymet takdir edilir ve bu iki kiymet arasmdaki fark saglam haldeki kiymetin ka9tc. biri ise diyetin o miktan
hiikumet-i adl olur^^V
275. Gurre.

islam hukukunda bir de gurre vardir


riilmesi halinde

ki,

9ocugun olu olarak


lazim
gelir.

diiu-

alman diyetin

adidir. ikiz ise iki gurre

Gurre

beyuz dirhem gumii^tiir^^^, yani tam diyetin yirmide biridir. Kadm kocasmm izniyle 90cugunu dii^iirmek i9in ila9 i9se de 90cuk uzuvlan belirmi (mustebin-iil hilkat) oldugu halde duse kadma gurre lazim gelmez {Ceride-i Ilmiyye, adet 6,
s.

400).

276.

Kasame.
israil

hukukunda

oldugu^^^ gibi islam

candir. Katil belli degilse oliinun


tabi tutulur; yani

hukukunda da kasame usulii bulundugi arazi sahibleri kasameye

bunlann i9inden veliyy-i katil tarafindan se9ilen elli kiiye ve bu kadar kii bulunmadigi takdirde bulunanlara elli defa "oleni
^^^
^^^

Mahmud Es 'adMahmud Es'ad-

^^^

^^^

275 not.3 Tdrih-i llm-i Hukuk s. 276; MVydr-i Addlet, mesele 200. MVydr-i Addlet, mesele 139 ve som-akiler. Kasame hakkmda Mecelle mazbatasi ve einri sultani; Ebulula, Ahmet Cevdet Paa, s. 140- 142. Mahmud Es'ad, Tdrih-i Um-i Hukuk, s. 191 venot 1.
s.
,

Tdrih4 Um-i Hukuk

Ceza Hukuku

323

kendileri oldurmedikierine ve oldtireni de bilmediklerine"

yemin

ettiril-

dikten sonra hepsinden diyet almir^^^ Iflerinde yeminden niikul eden olursa veliyy-i katil kisas istedigine gore yemm veya katli ikrar edinceye

kadar hapis ve diyet istedigine gore


yoktur.
277. Zina.

biitiin diyetle

malikum

edilir.

Yemin

edenler katili biliyorsa onu yemininden istisna eder. Hayvanatta kasame

Zina miilk ve iniilk uphesi olmaksizm yapilan cinsi miinasebete denir. Burada miilk, evlilik veya esirlik (kuUuk) munasebetinden olan
malikiyeti ifade eder /e boyle bir mtinasebet cinsi mtinasebette hak verir. ibih miilk, mesela fern olmami?, fakat kadm ve erkek tarafmdan

hukukca muteber say Imi? olan evlenme de


iller

olabilir^^^

Bunun

igin

bu

fi-

zina degildir.

Zinanm haddi

yiiz degnektir.

kinci ayetinde emredilmitir^^^

Bu

ceza Kur'an'da Nur Suresinin iayete gore zanl ve zaniye, yani kadm
ile

Bu

ve erkek ayni cezaya


malidir. Kur'an'da

tabidir.

Fakat bunlar nzalan

bu

fiili

yapmi

ol-

mezniye
ayakta,

degil, zaniye denilmesi ikrah ile

zinaya ceb-

redilen

kadmi

istisna i9indir; boyle bir

kadma hadd lazim gelmez.


halde vurulur.

Degnek erkek

kadm oturdugu

Vurulacak degnek cezasma Kur'an'da celde denilmitir. Celde deriye, cilde vurmaktir. Bundan maksat bir ikence olmayip zecir ve te'dibdir; yani eti 9uriJtmeyecek, tehlikeye sebeb olmayacak surette hafife yakm mu'tedil bir dogmedir, celd'dir. ekli udur: 1. Degnek buyuk olmayacak parmak kaimligmda, diiz ve budaksiz olacaktir; 2. Vuran kimse vururken elini nihayet omuz hizasma kadar kaldiracak ve omuzdan
^^^ ^^^
586

Hamurabi Kanunu, madde 23 bakmiz. Haci Zilmi, Mundkehdi ve Mufdrekat, s. 85; Bu ayetten Once zininm cezasi baka idi; yani ilkin Nisa Suresindeki ayete (ayet 15) gore zina eden kadmin su9u sabit olduktan sonra o kadm oltinceye kadar veya Allah
kendilerine bir yol ta

edinceye kadar dainu olarak odalarda habsedilecektir. bu ayetteki Feinehidu kelimesinin tefsirinde; zinaya ehadette mururi zaman kabul edilmi^tir; yani ahitler vak'a akabinde

ym

Hamdi Yazir {Kur'dn

Dili cild, 2. S.i314)

zaman amii olmadan derMl ehadet


uzak9a kOylerde dort ve nihayet

edeceklerdir, Mururi

zaman

ehirlerde bir ay,

alti ay ohnak uzere takdir edilmitir, Ayette ta'yin edilecegi va'dediien yoi, celde cezasma dair sonradan vahyedilen Ayetle gosterilmitir, diyor. Yani zinanm cezasi sonradan inen Nur Suresindeki Ayetle ta'yin edil-

mi^tir.

Omer Nasuhi, Hukuk-i Isldmiyye


ve devami.

ve Istilahdt-i Fikhiyye, cild

s.

99, 100 ve

cild 3, S.210

324

islam Hukuku

fakat kurk gibi arkaya airmayacaktir; 3. Qiplak bedene vumlmayacak, gibi nakalm elbise varsa ?ikanlacaktir; 4. Yiiz, kanii ve tenasiil yerleri Degneklerin hepsi bir yere zik ve tehlikeli uzuvlara vurulmayacaktir; 5.

vurulmayip, muhtelif yerlere layiki veghile dagitilacaktir. komu?lardir: Zina haddi vurulmak i9in Islam fakihleri be ?art gayri muhsan) olBunlar akil, balig, Islam, hur ve evlenmemi? (yani ve evlenmemi? olana da, maktir. Fakat ayet bu artlardan bahsetmemi? kapsamli surette mutlak s6ylenmitir^". Bununla beraber

olmayana da
evli olanlara

muhsanm
278.

cezasi (bir nev'i lin?) kabiil edilmitir. Bu ceza (hadd) oliinceye kadar buyiik bir meydanda ta?lanmasidir.

recm

Recm (Recim). Recm cezasi Kaytano'nun

konu bu kadm ve erkegin recm edilecegine dair bir ayet inmi ve sonradan nesh (ilga) edilmiayetin hiikmu baki kalmak uzere tilaveti (obinmasi) bir emir verilmedigini ve bunun tir^^l Kaytano Kur'an'da esasen boyle
dikenli ve ihtilafli bir
bir icad

dedigi gibi miisluman fakihleri arasmda olmutur. Rivayst edildigine gore zina eden

oldugunu

israrla iddia eder^''.

Peygamberin, bir yahudi

kadmmm
israil

Gerci hicretin dordiincii yilmda zina ettiginden dolayi recmedilmesi

boyle bir i^in tekrar tekrar kendisine yaptigi miiracaati uzerine,


diginden bahsedilmitir ve

emir ver-

hukukunda zina cezasi olarak da recm hayati hakkindaki yiiksek vardir^^. Fakat tslamm ve Peygamberin insan ve adam oldiirmekten telakkisi ve daima gorulen ?efkati ve yumuakligi ve pek acikli bir adetin kat'i nehiyleri ve ihtirazi, hele boyle merhametsiz
hakikaten Kur'an'da islam dinine sokulmasma mani olmak lazim gelir ve onceki bir9ok recm hakkmda hi9bir soz de yoktur. Peygamber, Islamdan ihtiyatli, muvazeneli tedkotu, vahi ve firkin itiyatlan pek ma'kul ve ve bu tedbirlerin manevi niiazlarim tartarak bertaraf ve
birle'r

alarak

ta'dil

etmeye 9aliirken mu?rik Arablar

ifin

oek

tabii goriilen zina i^in

bu

'" Hamdi Yazir, Kur'dn Dili, cild 4, s. 3470, veseyhatu ^'^ Mensuh oldugu soylenen ve Kur'an'da olmayan ayet udur; E?seyhu

iza

zeneyafercumuhumd";
'"'

Mahmud Es'ad,

Usiil-i Fikih,

s.

5^

Kaytano, Islam Tdrihi. cild 6 s. 286, 289, 347Muhtasari Tecndi Sarih tercumesi, cild 9 da 1482 No.lu Hadise. Mahmud Es'ad, Tarih-i Din-i islam, cuz 4 Cildi MedenT, s.221; Tesniye bab 22 no.
249, cild 7.
21, 24. Babil

51; Bergstrasser S.183 ve Sahih-i Buhari


s.

37.

hukukunda zinanin cezasi olumdur Hamurabi Kanunu madde

129).

Ceza Hukuku

325

kadar iddetli bir ceza kabul edemezdi. Gerfek olan Kur'an'da yazili bulunan huktim olsa gerektir^^\

Peygamberin

^^ahudi

kadma

kari aldigi rivayet edilen

durum da

gosteriyor ki zina ctirmunde setir evladir. Zaten yukarida soyledigimiz tizere umumiyetle haddlerde setir tavsiye edilmitir. Bu hususta Peygam-

berden bir hadis de nakolunmu?tur. Herhalde namiis aleyhine bir isnada

meydan vermemek isteyen Islam, bunun isbatmi siki bir ekle baglamitir: Zinanm isbati ancak dort ahitle olabilir veya muhtelif zamanlarda dort kere hakim huzt^runda zina ikrar edilmi? olmalidir; yani hakim ikran
red edecek ve sonra kendisinden yeniden soracaktir. (afiiye gore bir kere ikrar kafidir). Bu ikrardan gene evvelce soylendigi uzere rucu'
edi-

lebihr^^l ahitlerin sadece zinaya ehadet etmesi yetmez. riyle gordiiklerine ehadet etmeleri lazimdir^^l

fiili

gozle-

279. Kazif.

Kur'an'da zinanm

isbati gu9letirilmekle

beraber zina isnat eden-

de bir hadd emredilmitir. Nisa Suresinin zinaya dair olan ayetinden sonraki 4 uncu ayete gore^^^ muhsan olanlara zina isnat edip isbat edemeyenlere^^^ 80 degnek vurulacaktir. Bu hadd, evlenmi veya evlenmemi olan iffetli kadma, irzli ve namuslu yetikin kizlara yapilan zina iftirasma da verilir. Bu hususta fakihlerin ittifaki vardir. Yani fakihler buradaki ihsan igin Islam, akil, biilug, hiirriyet ve
iffet

lere (kazifte bulunanlara)

olarak be? art saymilardir^^^ Erkeklere kazif de ayni hiikme tabi

Naima tarihinde nakledildigi tizere 1091 yiiinda Istanbulda bir recm vakasi olmutur. Naima o tarihe kadar bunun misli sebketmemi oidugunu yazmaktadir. Hammer' in de kaydetcigi uzere Osmanlilarda bu ceza pek az tatbik yeri bulmutur
{Ata tercumesU cild 6 s. 173). Fatih Kanunnamesi birinci fasil ve Sultan Suleyman Kanunnamesi babi ev\ ele bak. Mecelle'nin 1588 inci maddesinde "Hukuk-i ibadda ikrardan riicu sahih olmaz"

553

hukuk- ullahta ikrardan rucu' sahihdir. Bu itibarla zina haddinde hadden once veya hadd sirasmda rucu' edilirse bu rucu' sahih ve hadd sakit olur.
denilmitir; fakat

Kadm
olursa

zina igin kiralanmi (yani bugiinku hukuk ta'biriyle hizmet akdi ile tutulmu) imam-i a'zama gore hadd lazimgelmez; fakat obiir imamlara ve Ebu Yusuf ve

Muhammede
Kazifm

gore lazimgelir.

kazfedenin ikran veya kazfedilenin yemininden ba^ka delillerle olur. Kazif haddinin cezasi Nur Suresi (24 uncu Sure) nin 4 iincu ayetindedir. Bu ayet Peygamberin karisi Aye'ye kari yapilan dedikodular dolayisiyla inmitir.
isbati,

Hamdi

Yazir, Kur'an Dili, cild 4,

s.

3479.

326

tslam Hukuku

tutulur^^'.

Rakik hakkmdaki kazif haddi yar


degildir.

yani kirk degnektir. Obiir

taraftan koleye kari kazif haddi degil, ta'ziri

mucib

olur.

gtinku

hiir ol-

madigindan mxohsan

Koca

tarafmdaii
olur.

kansma

zina isnadi (kazif)

aagilarda goriilecegi uzere lian'i


280. Hirsizhk,

mucib

Kaytano, Islamdan once Arabistanda

c^oriim, giinah

mefhumlan

bi-

s.251, cild 6, linmiyordu, hirsizlik etmek bir ciiriim degildi diyor (cild 4, Tdrihi'ndt (Medhal, s. 563), Islamdan s. 33, 34); Mahmud Es'ad, islam
soyliiyor. once'arabda bir kimse hu-sizlik ederse sag elini kestiklerini sert davHamurabi Kanunu hirsizlar hakkmda obur su9larda oldugu gibi 10-30 misli kiymet tazmiranir; 6-10 uncu maddelerinde olum cezasi vq
ni^'^

goriildilkabul edilmitir. Tevrat'm Huruc kismmda 22 nci babmda Kur'an'da 5 inci ga iizere hirsizlik cezasi 90k daha hafiftir. islam erkek hakkmda (Maide) Suresinin 38 inci ayetinde hirsizlik i9in kadm ve

hadd olarak
mektir.

el

kesmeyi emreder

Hirsizlik er'i tarife gore gizli olarak bakasmin

malmi

alip gotiir-

nzasi hilafma ve fakat Bununla beraber maltaiatiyle alirsa bu, sirkat degil gasb 0^o.l65) dir. sahibinin sakli bulundursirkat haddi lazimgelmek i9in mal, muhrez yani hirsizlik dugu yerden almmak ve (orfun miisamaha edebilecegi miktarda
Bir kimse

bakasmm

malini

omm

hadd ise SU9U kat'i ve upheden ari surette sabit sayilamayacagmdan, kiymette bulun?uphe ile sakit olacagmdan) on dirhem guriuten aagi mamak arttir; (bununla berSber nisabm millan imamlar arasmda ihtilafMal, sihibine geri verihdir). Bu iki art bulunmazsa hadd lazimgelmez. Zahiriyye mezhebine gore 9alman lir ve icabi halinde 9alan ta'zir edilir. malm az veya 90k olmasi ve muhrez bulunmasi art degildir.
miilk uphesi bulundugu takdirde hirsizlik haddi de, zina balik, ku gibi haddi gibi sakit olur. u halde sShibsiz (mibah) olan ot, Uzerinde uzerlerinde bir iktisab bulunmayan mallarda hirsizlik yoktur.

Mulk ve

alanm

hissesi olan bir

malda da

hirsizlik bahis

konusu olamaz ve ihraz

^^ Kazif hakki mirasciya intMl etmez,


''*

Mahmud Es'ad,

Ferdid-Ul-Feraiz, no. 114.,

odemnemesi Hamurabi Kanununa g5re hirsizlik i?in kabul edilen cezal tazminatm halinde bu, oliim cezasma fevrilecektir (madde 8). ^^ Fatih Kanunnamesinin ufuncu faslmda ve Kanunt'nin Kanunnamesinde bSbi ewelm hukUmler arasmda el kesU9Unctt faslmda hirsizlik hakkmda hiikilmler vfrdir. Bu tasrih edilmek de yazihdir. Bu ceza ikinci kanunnamede yankesiciler hakkmda da
mijtir.

Ceza Hukuku

327

artinm bulunmamasindan dolayi akrabanm, girip 9ikmaya me'ziin oldugu yerden bir ey almasi da hirsizhk degildir (Fatih Kanunnamesi uguncii
fasil,

no. 8). Fail

alman eyin muhrez oldugu yerde su9ustu yakalanirsa


ta'zir edilir.
aleti hirsizlik

gene hadde tabi olma2:;

Bir muslim iQin er'an mal olmayan arab ve musiki

mevzuu
dolayi

obxiayacaktir.

Ve

gene

hiir bir

adam da galmamaz. Kudsiliginden


gibi
dini,

miibadele ve ticarete konu olmayan Knr'an

ilmi

kitablarda da hu-sizhk olamaz.

islam hukukuna gore

ilk

defa hirsizlik edenin sag

eli,

ikinci defa

hirsizlik edenin sol ayagi kesilir.

Gene

hirsizlik ederse tevbe edinceye

kadar hapse konur. Bimdan baka Qaldigi ey elinde (kaim) ise sahibine geri verilir. Fakat telef olmu ise tazmin lazimgelmez. Hadd, tazmini,
yani malt mes'uliyeti bertaraf eder.

haddin icrasmdan once tevbe ederse Haneflye gore mal sahibi af etmedikge hadd sakit olmaz. Imam afiiden bir rivayete gore olur. Nitekim yol kesiciliginde olmaktadir (Maide Suresi, Ayet 39).
Faili

281. Yol

kesme

(kat'-iit-tarik),

1274

tarihli

Ceza Kanunumuzun 62
ta' rif edildigi iizere

nci maddesine 1277 tarihinde

zeyledilen fikrada

daglarda ve kirlarda silahli olduk-

lan halde gezerek rastgeldikleri yolculan tutup soymak su9unu ileyen ahislara kutta'-i tarik ve bu fiile kat'-i tank (akavet) derler. Bu su^un

islam hukukimda haddi Maide Suresinin 33 noli Ayetinde

yazilidir.

Yol kesme

bir xaraftan hirsizlik, soygimculuk, obiir

yandan da ya-

ralama veya oldiirme ile ilgilidir. Fakat bali baina bir su? sayilmitir ve muhtelif imsurlanna gore cezaya tabidir. Eger yol kesme sirasmda faillerden hirsizlik nisabi miktannda bir hisse almi olanlar varsa bunlann

mal almilar hem de katl yapmilarsa diri olarak asilip siinj^ii ile katl olimarak veya katl olunduktan sonra olii halde asilarak tehTr edilirler^^. Bu katl kisas degil, hadd oldugundan
sag
eli

ve sol ayagi

Icesilir.

Hem

varisin af hakki yoktar. Ulii-1-emir

yerine el ve ayak kesmeyi tercih


irza tecaviiz etmi,

bu cezalardan salb yerine katil, katil edebilir. Yol kesenler ne mal almi, ne

ns de adam oldiirmu? degiller de yalniz yolu tehdid etmi?lerse hapis olunurlar veya baka bir yere siiriiliirler. Bunlar yalniz bir cerh yapar (yaralar) veya adam oldiiriir de mal almadan once vaz ge9er ve tevbe ederlerse (Maide Suresi,
^^ Abdurrahim Fetdvdsi.

Ayet 34) hadd verilmez; dava hakki

328

tsldm Hukuku

veliyy-i

kisasm

olur.

Veliyy

isterse kisas

veya diyet hakkmi kuUanir,


sahibleri

isterse af eder;

yalniz

mal almilar da tevbe etmilerse mal

mallarmi geri almak veya tazminini istemekde muhayyerdirler. Fikihda kabul edilen "bir miinkeri irtikab eden kimse ta'zir olunur" kuralmca
gerek hukukuUah ve gerek hukuk-i ibad dolayisiyla ulii-l-emrin ta'zir
salahiyeti vardir.

282. arab (?urb-i

hamr) Haddi.

arab ifmek Kur'an'da haram kilmmi^tir; fakat buna bir hadd konmamitir (Bakara Suresi Ayet 219). Bu hadd bir hadise istinat ettirilir.
arab haddi 80 degnektir^^^ Kole i9in yarisidir. uphesiz arab zorla,
ikrahla igirilmi^ olmamalidir.
igtigine ehadet edilse

Kokusu

ge9tikten

soma

bir

kimsenin arab

oldugu igin
283. Ta'zir.

hadd lazimgelmez^^''. arab muslumanlara haram miisliiman olmayana arab haddi vurulmaz.

Haddler Islam kanimu (?er') tarafmdan tesbit edilmi olan muayyen cezalardir. Islam ceza hukuku sisteminde bir de ta'zir vardir ki muayyen olmayan, tamamiyle ulii-l-emrin, hakimin serbest takdirine birakilmi olan cezalan ifade eder. Yani ewelce soyledigimiz gibi ta'zir ulii-1-emre tefViz edilmitir. Bir nev'i siyasettir; onleyici mahiyette de olabilir ve bazi fakihler siyasete ta'zir demilerdir ve ulii-1-emir tarafmdan siyaseten
verilen cezalar, kendisine birakilan

bu ta'zir ciimlesinden sayilir (Sultan Siileyman Kanunnamesi babi ewel ba^ligi ile bu babm dordiincii fash

baligina bakimz).

Maverdi'nin ta'rifme gore ta'zir, haddlerle mueyyidelenmemi olan suglar (zunub) igin bir ceza, te'dib (correction) dir; bir takim Islam hukuk9ulan da "hadden aagi te'dib dir" diye ta'rif etmilerdir. Bu mahiyeti
ile ta'zir

Islamda kanuni sistemin

yam

bainda tamamen takdiri ve hatta

denebilir ki indi bir ceza sistemi olarak yer almitir.

Bununla beraber
iki art ile ulii-l-emrin

ta'zir fakihlerin

beyamna gore mutlak olarak

degil

re'yine birakilmitir: Tertib edilecek cezada

amme

^^

imam

afii

once katledilecek mtisluman

ise

namazi da kilindiktan sonra asilmasi ve

te^hir edilmesi re'yindedir.


^^^

Ibni Batuta,

birtnde btr
bir

Seyahatndme" sindo (tercume 2 nci cild, s. 197): Gordugu yerierden muslim arab i^erse 80 kam9i hadd vurulur ve yalniz taam zamani a9ilan
iiq

9ukurda

ay hapsedilir, diyor.

Ceza Hukuku

329

menfaati bulunmali ve ta'zir edilecek kimsenin sugu iledigine kanaat

verecek

delil

ve emareler

3lmalidir^^.

Bu artlar
Ta'ziri

olmadigi lalde icra edilecek siyaset ve ta'zir zulm olur.


su9lai

mucib

muayyen

degildir.

Bunlar bir kadma, bir gence

taarruz, laf atmak,

halka rahatsizlik,
kalan

dogmek, sovmek, kalpazanhk, gayri tabii miinasebet, eziyet vermek gibi haddi ve kisasi mucib suflar diinda

fiiller olabilir'''.

Ta'zirin ne gibi cesalarla yapilacagi


vardir^^^;

hakkmda muhtelif

telakkiler

hadden aagi bir te'dib olarak kabul edilir. Bundan dolayi ta'zirde ^oirulacak degnek mikdari haddinkinden aagi olacaktir. Fakat bu miktan 39 olarak kaydedenler oldugu gibi, 75 ve 79 olarak da gosterenler vardir. 1267 tarihli Ceza Kanunumuzun muhtelif maddelerinde ta'zir cezas:. olarak uq degnekten 79 deynege kadar vurulaumumiyetle
ta'zir

cagi tasrih edilmitir.

Bir telakkiye gore ca'zirde, su9lunun malmi almaktan (miisadere)


oltime kadar bUtiin cezalar dahildir.
edebilir, dayak, tehir,

Hakim

su9luyu hapsedebilir, surgiin


ta'zir

kulak fekme, azarlama gibi muamelelerle edebilecegi gibi katline de gidebilir^^^

Herhalde

ta'zir,

hadd

gibi sabit bir ceza

olmadigmdan hakim bu
tutar.

yolda ceza verirken

fiilin yapili

tarzmi ve failin halini gozoniinde

Burada cezamn yalmz ahsiletirilmi degil, ayni zamanda su9 ile beraber su9lunun zati da hesaba katddigi, yani cezanm ferdiletirildigi de gorulmektedir. Bu suretle ta'zir cezasi su9lunun hal ve vasiflarma gore degiebilecektir. Bu bakimdan bazi Islam hukuk9ulan su9lan dort mertebeye
ayirmilardir.

Allahm veya kulun hakkma taalluku yolunda bir ayrilik yaparlar ve ta'ziri mucib fiilde kul hakki bulundugu takdirde sulh ve af caiz oldugunu soylerler, mesela sovme fiilinde oldugu
Bazilari ta'zirde daha ziyade

603

Hudud ve
miftir.

kisas ^iiphe

ile

sakit olur; fakat ta'zir

uphe halinde de vacip olur denil-

604

605 606

Osmanli Imparatorlugu'nda yapilan sayisiz ve sebepsiz siyaseten katiilerde rol oynami olacaktir. Z. karisi miislim H'ye yabanci olan birka? kimseleri daima evine getirip H. ile bir yerde otururlarsa Z. ye ta'zir-i edid lazim olur mu? Elcevap: olur {Ceride-i llmiyye, aded40, s. 1179). Emile Tyan, cild 2 s. 358. Z. ktiguk olan A'ya cebren livata edib, Z'nin mutadi oldugu er'an sabit olsa Z'nin katli meru mudur? Elcevap: meru'dur; Fetdvd-i Ali Efendi, Fi'l-i livata.
telakki Islam aleminde, hele

Bu

330

islam Hukuku

Burada iki erkek veya bir erkek iki kadm ahit olabilecektir. Fakat hakkuUah mevcut ise mesela bir kadma tasallut edilmi? ise tecaviiz edilenin af ve sulhu muteber olmayacak ve ispat edilemedigi takdirde faile yemin de verilmeyecektir. Bu gibi MUerde bir ahitle de ispat miimkungibi^^l
diir;

daha dogrusu hakkuUah konusu olan fiillerde davasiz dahi ahit dinleneceginden miiddei olan kimse de ahadet edebilir. Bu suretle de
ahadet nisabi hasil olur.

XXIII. Usui
284. islamda kaza.

Hukuku
onem
vermitir^^ Kazayi,

islam, kaza (yargl)^^ adalet iine biiyiik


hilafete dahil dini gorevlerden saymitir.

Hak ve

adl uzere hiikiim

etmek

en kuvvetli bir fanzedir (elkazdu bil hakki min akval ferdizi). Kur'an, birka9 yerde insanlar arasmda adalet ile bukiim edilmesini eniretmitir^^^
gefenler hiikiim ve kaza iini bizzat kendileri yapmilar; fakat bilhassa Islam genileyince kendilerine niyabet (vekalet, s. 62, No. 48) suretiyle davalara bakmak ve hukum
ilk

zamanlarda Hilafet

makamma

vermek lizere

kadilar ta'yin etmi? ve g6ndermilerdir^^\

^^ Z. A'ya darbettiginde A. dahi etmeylese /.'ya


Fetdvdsi.
^^^

ta'zir

lazim geimez. Abdurrahim

Kaza ve kader muteradif


halli, bir

sozlerdendir. Kur'an'da bazan soz veya

fill ile

bir eyin

eye huktim manasinadir. Bir eyle haber vermek, ilan etmek, bir eyi tamamlamak anlamlarma, bazi ayetlerde de meiyyet, irade manasma kullamlmi^tir (emsedddin Gunaltay-Zi^/merren Nura)\ Sm-e 10, Ayet 47, 93; Sure 27, Ayet 78;

Sure 40, Ayet 20, 68; Sure 39, Ayet 69; Sure 45, Ayet 17; Sure 28, Ayet 44; bulundugu yerdi idari belgelerden olan ve bugtin il9e dedijimiz kaza kadi'mn

{Hammer Tarihi tercumesU


^^^

nci cilt

s.

78, n4).

Kasas Suresi 28, Ayet 59 da oyle buyrulmustur: "Ve md kunnd muhlikilkurd ilia ve ehluhd zdlimM' ve biz aMlisi zalim olan memleketlerden bakasmi helak edici de
degiliz.

^^^
^^^

Sure

5,

Ayet 42, 48; Sure 4, Ayet 58; Sure

IC,

Ayet 47.

Osmanii tmparatorlugunda kadilarm ile Rumeli ta'yini uzun zaman kadiaskerlere birakilmi^. Padiahm verdigi yetki Anadolu kadilarmi kadiaskeri, Rumeli kitasmdaki kadilan ve Anadolu kadiaskeri
Kadiyi Halife,

Imam

(Sultan) ta'yin eder

mezun kita'yin ederdi. Misn* ve Trablus kadilan o memleketlerin kadilarmi ta'yine izin verilebiImu-lardi. Umumiyetle kadiya bakasmm yerine naib ta'ytn etmek i9in
lir(Mecellel805).

Usui Hukuku

331

islamda kadi

te .<

hakimdir; yargi

ii

hemen hemen daima


fetva^^^ alabilirse

tek

hakim

tarafmdan g6rulmutur. Kadi Miifti'den


mesuliyeti kendisine
aittir^^^

de hukmun

Kadi,

akilli, bilgili

ve

anlayili, bunlarla

beraber

adil, diiriist,

emin,

metin ve tarafsiz

olrnalidir; fakat

kadi bakasinm fetvasiyle de hukiim

edebilecegine gore adil olan cahil kadi'nm hiikmii Hanefilerin bir 9oklarmca caiz gorulmutiir. Nitekim adil olmayan (fasik) bir kadi da kendili-

ginden hakimlik
olamaz.

sifetini

kaybetmez,

azledilir.

afiiye gore cahil, kadi

Kadi

tarafsizliga engel olan

veya

tarafsizligi

upheye

dii^iiren hal-

lerde, balica kendisinin

veya

vekilinin, usul

ve fer'ilerinden

birinin, ka-

nsmm

ortagmm, ecir-i has olan veya kendisinin infaidyle ge9inen kimselerin davalanna bakamaz (Me-

veya bunlann

vekilinin, miiddeabihdeki

celle 808).

Son zamanlarda ve kadilarm ta'yini eyhuiislamlarm arziyle Padiah tarafmdan yapilir ve Birinci Cihan Harbinden pek az oncelerine kadar ge9ici mtiddetle tayin edilirlerdi (Birinci Tertib

Dustur, cild 2,

s.

721).

hakki vardir. Merutiyyet devrinde er'iyye mahkemeleri i9in bir Tefti Nizamnamesi kabui edilmitir (23 Mart 1331 (1915) tarihli). Bu tefti yine kadiiara, yani kazaninki Liva kadisma, Livaninki Vilayet kadiKadilari ulu-1-emrin raurakabe ve
tefti|

sina ve Vilayetinki Fetva


aid
612
idi,

Emaneti muavinleriyle
i9in Tyan, cild
1 s.

er'i Tedkikat Meclisi tiyelerine

Mahkemelerin tatili (vacence)


Fetva mtiessesesi,

3418.
MiiflT sorulan

Romanm

ius publice respondendi'sine benzer.

meseieye uygun surette fakihlerin evvelce gQqmi^ bir kavlini arayip bularak o dairemesele hakkmda er'i cevab isteyen kimseye miistefti derler. Fetvalarda gerek9e yoktur (Nitekim Romada da yoktu: (Bruns-Lenel, Geschichte und Quelien des wmischen Rechts 45). D'hosson, buniardan enteresan 5mekler nakletmitir ^cild 4). Yukariki sahifelerde biz de bazi fetvalar ge9irdik. Osmanii Imparatorlugunda resmi Muftilik tekilati vardi ve eyhulisiamliga (daha

de cevab

verir, Miiftiden bir

sonra er'iyye Vekaietine) bagli

idi.

3
s.

Mart 340 (1924)


665) Diyanet

tarihli

nun
613

ile (3

uncti tertib Dustur, cild 5

Ileri

ve 429 numarah KaReisligine verildi. Bugiin

mtiftiler hala

oraca ta yin edilmektedir,


ile

Hakimin hata
rette
dilir.

yanli? verdigi htikumlerden dolayi bir mes'uliyeti yoktur.

Bu

su-

haksiz htikum ibtal ve mahkumtin bih mtimktin ise

mahkumun
edilenin

aleyhe iade ediyeti

Kisas
erhi).

icra

edilmi

ise

mahkumtin lehten

kisas

alimr.

Hukukuilahta ise hul<inun ibtali halinde tazminat Beytulmaldan verilir (Ali Haydar

1785

332

Islam Hukuku

285. Kadi'larm Salahiyetleri ve Vazifeleri.


ilk
ilere

zamanlarda kadilar miinazaa halindeki ve hasimlar arasmdaki bakarlardi. Fakat sonralan kadilara yava yava bir 90k baka iler,

mesela hacir edilmi olan delilerin, yetimlerin, iflas edenlerin, seflhlerin mallanna, vakiflara, vasiyyet ve vesayet ilerine, fiatlara, narhlara nezaret, velisi olmayan kiigiik kizlan veya kadmlan evlendirmek, yoUann,
pazarlann, binalann muhafazasmi, temizligini te'min, cami'lere imam,

Kadi mixnazaasiz yargi dedigimiz ilerdexi olmak iizere bir takim hallerde, mesela vekaleti olmadan bakasi hesabma tasarrufa yetki, kari nafakasma karilik olarak bor? para almmasma (istidane) izin verir; vasi, kayyim, mutevelli ta'yin eder^^^ Vekalet, hibe, kefalet, bey', nikah gibi akitler hakkmdaki beyanhatib gibi din hademeleri tayin

etmek

ileri verildi^^"^.

lari

zabt ve tescil ederdi^^^.

286. Islamda

Mahkeme.
itibariyle bir nev'i

isiamda esas
cari

mahkeme, yani Kadilik


ileri

vardir. Ti-

ve adi

iler

diye bir ayrilik yoktur. Hatta ceza


girmitir.

de bunlann go-

Bununla beraber bazi Islam devletlerinde bir kisim iler yargi kuruUanna ve usuUerine bagli olmayan memurlara verilmitir. Bunlardan biri urta'dir. Bu memur hadd cezalarmi vermek,
revleri

arasma

^^^

Bu

giin Noteriere ait olan bazi iler kadilar


ileri i9in

tarafmdan yapilirdi. Bununla beraber

Noterlik

Islamda kadilar tarafmdan ayrica memurlar da ta'yin edilmitir. Bu hizmete Adalet ve buna memur edilenlere udul derlerdi; Ibni Haldun, cild: 2 s. 53; Emil Tyan, Le Notoriat et le regime de la preuver par ecrit dans la pratique du
droit

musulman, 1945.

Osmanli tmparatorlugunda kadilar zabitaya, belediyeye, idareye ait bir gok i^lerde tavzif edilmitir. Nizamiye mahkemelerinin kurulmasmdan sonra da, hatta son zamanlara kadar idare meclislerinin tabii azasi sayilmi^tn (Mecelle-i Umur~i Belediye,
cild 1
^^^
s.

890)
izinli

Kadi, vasi, mtitevelli ta'yin edebilmek igin bu hususlara

olmasi lazimdir,

^^^

Kadmm

yargilama suretiyle verdigi hiikmu havT vesikaya i'lam ve yargilamasiz (mtinazaasiz yargi yolu ile) verdigi vesikaya hiiccet denir. Kadi i'lamlarm altini ve

hticcetlerin usttinu imzalar ve muhurler.

Butun

er'i

vesikalarda tarih rakamla degil,

yazi

ile

ve arapga olarak

gosteriiir. I'lamlar, hiiccetler


sicil derler.

mahkemenin
dolayi

cildli bir

buytik

defterine kaydedilir.

Bu deftere

Osmanli Imparatorlugu'nda bu

sicillerde

Devletin miihim emir ve ta'limatlari da

gortiltir.

Bundan

hukuk

tarihi baki-

mmdan
mitir.

onemlidir. Bunlar bugtin Mill! Egitim Bakanligi

Muzeler tdaresine

veril-

Usui Hukuku

333

etmek, su9 yapilmasma mani' olacak tedbirleri almak ileriyle g6revlenmidi. Bunlar bilhassa ta'zir ilerinde zabita ve idare icablariyle
ta'zir

hareket ve hiikmederlei, yargicm tabi oldugu siki isbat kurallan ve usulleriyle

bagh kalmazlardi^^^

Bundan baka halkm ikayetlerim dinlemek ve icabmi emretmek, zuliimlere meydan vennemek i9in kurulmu Mezalim adiyle bir nev'i
istisnai

mahkeme daha

gorulu^*^^^

287. Hisbe.

enata aykin

fiilleri

tahkik ederek faillerini te'dib ve ta'zir etmek

yollarda gelip gegenlerin gidip gelmesine mani' halleri kaldirmak, ha-

mallan, gemileri, hay^anlan adetten fazla yiiklemekden men' etmek, yikilmaya yiiz tutmu binalan yikmak, kisaca kamuya zarar verecek
eylere

meydan vermemek,

yiyecekleri, i^ecekleri ve tarti ve olgiileri

kontrol ederek bunlara fesad kantiranlari icabmda


bir

muhakeme

halinde
idare-

duruma ve soru^turma olmaksizm cezalandirmak gibi belediye sine aid iler de Hisbe denilen bir takim memurlara verilmidir^^^

288. Yargi Dairesi.

kaza salahiyetini haizdir; yani miiddeaaleyh, Kadinin yargi dairesinde bulundukga bir salahiyet itirazi yapamaz. Miiddeaaleyh nere ahalisinden olursa olsun,
iizerinde

Kadi kendi yargi dairesinde oturan her ahis

velev

ki,

misafir olarak bir

Kadmm yargi

dairesi ifinde ise ora

mahkeme-

sine miiddeaaleyh sifatiyle dava edilebilir (Mecelle 1803).

Fakat Kadi yer yq zaman bakimmdan bir kayd


ta'yin edilebilir.

ile

bagh olarak

amel etmesi Imam (halife) tarafmdan emredilmi oldugu takdirde baka bir muctehidin reyiyle hiikmedemez (Mecelle 1801; n. 655). Ve muayyen davalara bakmaya izinli oldugu takdirde bakasina bakamaz^^^.
gibi bir miictehidin kavliyle
617

Bunun

618

619

620

Haldun, cild 2, s. 50-51; Medeniyet-i Isldmiyye Tarihi, ciid 1 s. 226; Tyan, cild 2 s. 7 ve 352 ve sonrakiler. ibn-i Haldun, cild 2, s. 50; Medeniyet-i isldmiyye Tarihi, cild 1, s. 222; Tyan, cild, 2 s. 141 ve sonrakiler. ibn-i Haldun, cild 2 s. 55; Medeniyet-i Isldmiyye TarihU cild 1, s. 225, 226; Tyan, cild 2, s. 436 ve sonrakiler. Osmanli Idaresinde de ihtisab agasi, ihtisab emini, ihtisab naziri, muhtesib unvanli memurlar ve memuriyetler vardi. Istanbul ve buraya bagli olan yakm yerlerde vakfa dair 9ikan davalar ancak Istanbuldaki evkaf (tefli) mahkemesince gorultirdu. er'iyye mahkemelerinin Adliyeye devrinden sonra Istanbul 9 uncu Asliye Mahkemesinde gorulmutur. Yine istanbulda muayyen davalara bakan bir Kassam mahkemesi vardi.
ibn-i

334

islam Hukuku

289. Dava.
tleride

gorecegimiz tahkim usulii miistesia bir kimse bakasinda

alinmasi igin olan hakkmi kendi kendine alamayacagmdan hakkmm mahkemeye ba vurmasi lazimdir. Yargi ve yargilama hakki esas itibariyle ulii-l-emre,

Fakat yine bugimkii hukukumuza pek benzeyen ve muayyen hallerde bizzat hakkm alinmasma miisaade kullanabilir; edilmitir: Hapis hakki sahibi bu hakkmi dogrudan dogruya (Mebir kimse milkine giren, sarkan, komimun aga? dallanni kesebilir deni Kanunumuz madde 664). Kiracmm, icare miiddeti bittigi halde

onun

naibi kadiya

aittir.

me'curu kiralayana teslim etmemesi ve eyasmi i9inde birakarak ortadan kaybolmasi takdirinde kiralayan Kadmm izni 0)maksizm tedarik edecegi koyup bir anahtarla me'curu agabilir ve eyayi muhafaza i5in bir yere

me'curu ba^kasma kiralayabilir^^^


290,

Dava EhUyeti.
Niza'li bir

hakkm ahmnasi

i5in

mahkemeye

miiracaat dava

ile olur.

Burada dava olmayan yerde hakim yoktur kurah cereyan eder^^l Kimse davasmi agmaga da mecbur degildir (El miiddei la yucber)^^l Dava, bir ahsm baka kimseden yargi? huzurunda hakkmi talebetmesidir. Bu ahsa muddei, o kimseye de miiddeaaleyh derler. Muddemin dava ettigi ey'e muddeabih veya sadece miiddea denir.
Taraf ve dava ehliyeti ilemnemi olmakla beraber kiigiik, veil, mahcur gibi kimseler adma mumessilleri olan A^eli, vasi, vakif adma mui^in tatevelli davaci veya miiddeaaleyh olabilir (n. 545). Dava ehliyeti raflann akil olmalan arttir. Fakat balig olmalan art degildir; kendisine miiddei ve ticaret ve kazan9 i9in izin verihni olan kugiik davada
miiddeaaleyh
olabilir;

yemini ve yeminden mikulii de sahihdir.

Kadm

islam hukukunda tarn bir dava ehliyetini haizdir.

^^^

Veliyy-i katil kisas hakkini htiktim olmaksizin dahi kullanabilir (All Haydar,

madde

^^^

1613 den oncesi (No. 270). ahadet Certde-i tlmiyye, 6 s. 407. Ancak talak ve vakif gibi bazi ilerde davasiz veya vekiii huzucaizdir; mesela iki ahid falan kimse karisini boadi diye o kimse hukmeder; runda ahadet etse kadi ayrica boyle bir dava a9ilm: olmaksizm talaka No. ahadetle dava a9ilmi sayilir. Bu ahadete ahadet-i hisbe derler (No. 283,
299).

^^^

tslamda savcilik makami hakkmda

n.

570; 1267 tarihli Ceza Kanunu, fash evvel

madde

12.

Usui Hukuku

335

Davada muddeiniii bir hakki olmak lazim geldigi gibi menfaati de bulunmalidir. Menfaat olmayan yerde dava yoktur yolnndaki prensip islam hukukuna yabanci degildir. Bir kimse bir bugday danesini dava
etse dinlenmez.

Davada er'i husumet lazundir. Bu hem zahirde, hem de hakikatte mevcud olursa dava ve hiikiim sahih olur. Husumet yakuz zahirde olur da hakikatta bulunmazsa verilen hiikmun cevazmda fakihler ihtilaf etmilerdir^^.

291-

Davada

Taraflar.
eder;

Dava iki kimse arasmda cereyan


Davada

daha dogrusu dava iki

taraflidir.

bir taraf birka? kii olabilir; yani birden ziyade kimseler bir
biri tek

arada mliddei ve miiddeaaleyh olabiUrler. Bazi hallerde bunlardan

bama o

huzuru olmaksizm husumet edebiUr. Olenin lehine ve aleyhine olan davalarda varislerden yakuz biri hasim olabihr ve bu takdirde oburlerinin yerine kaim olur (Mecelle 1642)^^^ Irsden baka bir sebeple
birinin

ortak bir alacak

davasmda tmameyne gore ortaklardan

biri

o birleri

adma

da hasim

olur; yani yalniz

kendi hissesini degil, alacagm

tamammi dava

edebilir; fakat

aym davasmda hasim olamaz (Mecelle

1643).

Bazi davalarda birlikde husumet mecburlugu vardir.


292.

Davalarm

Ceitleri.

Menkul ve gayrimenkul aym davalan, deyn davalan balicalandir. Menkul ve gayrimenkul aym davalannda milkiyet sebebi beyan olunmak lazim degildir; bu mal benimdir suretinde mutlak milk davasi yapilabilir (Mecelle 1627). Deyn davasmda sebep ve
Davalann
9eidleri vardir.
^^"^

Bazilarma gore caiz

degildir. Taraflarin hakikatte birbirinden dav^si

olmayip da bir

hukum almaya vesile ve hile olarak dava a9diklarmi kadi aniarsa bu davayi dinlemez. Daha baka fakihlere gore boyle hukilm caiz olur; mesela milvekkili gaib olan
bir kimse, vekaletini, re' sen, hasimsiz iddia ve isbdt

edemediginden sirf vekaletini isbat igin bir ahistan milvekkilinin pek az bir alacagmi dav^ ve o ahsin da borcunu ikrarla vekaleti inkar etmesi uzerine vekaleti isbat eder ve o suretle htikum alir. Raaylaruiin isbati da

mazan ve Bayram

bu

suretle

yapma ve

ca'li davalar uzerine olur;

veraset ilamlari da 90k defa boyle almirdi. Balica sonuncusunda bir 90k fenaya

kullanmalar oldugundan 3/ubat/1330 da 9ikarilan "Usulti Muhakeme-i er'iyye'ye dair" nizamnamenin 2 nci maddesinde "hasmi ca'li mtivacehesinde neseb ve veraset
^^^

memnu'dur" denilmi^dir. Fakat obiir varis bu davada def i dermeyan edebilir. IsMm hukukunda davaya mudahale ve davanm ihbri gibi yollar ileninemitir.
davalarini diniemekden ti^kimler

birlikte dava,

336

islam Hukuku

cihet

beyan olunmak lazimdir (Mecelle 1626). Aym davalarmda hasim ancak zilyeddir (Mecelle 1635, 1636, 890 ve 910).
islam hukukunda

modem

kanunlann da umumiyetle kabul etmedi-

gi tahrik

davalarma (actions provocatoires) yer verilmemidir; yani bir

kimsenin mahkemeye miiracaatla bir bajkasmm kendisinde bir hakki, alacagi varsa dava etsin yolunda bir tahrik vq icbarda bulunmasma mlisaade edilmemidir. Yukarida dedigimiz gibi miiddei davasmi dilerse ya-

yapmaz. Fakat tesbit davalarma Islam hukuku miisaid goriinmektedir. Bir kadmm nikahlamnasma, kendi karisi oldugunu iddia ile mani' olmak isteyen kimseye kari kadm bu mudahalenin men'ini iddia
par, dilerse

edebilir {Ceride-i ilmiyye, 31.s. 872). Ger^i

vasi degildir. Islam

hukuku bu

gibi

bu dava sadece bir tesbit dadavalara taarruzun def i davasi der.

Kural olarak dava edilen alacagm muaccel olmasi lazim geldigi halde miieccel bir alacakdan dolayi da dava a9ilabilir; ancak alacak muaccel hale

gelmeden bor9ludan

tahsTl edilemez^^^

293. islamda

Muhakeme Usulii.

tslamda muhakeme usulii sadedir. Ceza ve hukuk davalarmda yargilama usulii esas itibariyle birdir^^\ Fakat ceza davalarmm hususi-

mahfuzdur. Hudud ve kisas davalarmda kadm hakim olamaz. Bunlarda tahkim yapilamaz. ahadet evvelce de soyledigimiz gibi bunyetleri

larda gu9le?tirilmi5dir;
lazimdir.

kadm

ahid olam-az. Zinada dort erkek ahid

Hadd davalarmda

ahadetten ziyade sugu setretmek evladir.


caiz

ahadet aleahade^-^ ve kitabulkadi ilelkadf ^^ hudud ve kisasda

^^^

Alman Usui Kanununda oldugu


Bugiin de tsve?
rallari bir

gibi.

Ali

Haydar

Cardahi, Theorie Generate des Actions en Droit

madde 1667 Musulman (1929),


,

erhi;
s.

ve Chucri

ve 23.
uygulanacak ku-

Muhakeme

Usulti

Kanunu hukuk ve ceza davalan

i9in

arada diizenlemi^ ve ceza davalarmm ozalliklerini icabeden maddelerde goz o-

niinde tutinutur.
^^^

Bu sistem baka memieketlerde

gorulmezse de, sadeligi inkar edilemez.

ahadet aleahade asil ahidin hastalik, yahut uzak yerde bulunmak, hapisde olmak veya olum gibi sebeplerle yargi? huzuruna gelmeye mani' bir ozru oldugu takdirde bir kimsenin onun agzmdan aldigi ahadeti yargica ahadet yolu ile ihbar etmesidir.
Kitabulkadi ilelkadi baka
tabirle kitab-i

^^^

hukmi

bir

kimsenin kaybolup vekili dahi

bulunmayan

bir ^ahis aleyhine olan

dikten ve tezkiye ettikten sonra

bunu

dava ve beyyinesini buldugu yerin yargici dinleihtiva eylemek lizere o ^ahsin bulundugu yer
erhi,

yargicma gonderdigi mektubdur (Ali Haydar, Mecelle

Madde 1818 den

oncesi).

Usui Hukuku

337

degildir.

Haddlerde j^emin beyyinesine miiracaat ve bununla hiikmedi-

ve muddeaaleyh birlikte Kadiya gidebilecekleri gibi mxiddei yalnizca da gidebilir. Miiddei davayi bizzat a9abilecegi gibi vekil de ta'ym edebilir. Muddeaaleyh de ister kendisi ister vekili ile davayi
Mtiddei
kovutu^abilir^^^

islamda bir avukatlar ve vekiller smif yoktur: daha dogrusu vekil ve miidafi' bulundurrnak tamamiyle taraflara aid ve vekalet akdi zimnmda yapilacak hususi bir idir^^^. Taraflar istedigi kimseyi vekil gosterebilir.

Taraf, vekilini

Kadi huzurunda ta'ym

edebilir

ve zabta ge9irilmesi
yiikletilir.

yeter.

Miiddeaaleyhin sebep oldugu masraflar kendisine

Mliddei davasmi yazi ile a9mi ise Kadi ve hasmi huzurunda miinderecatmi tasdik ve tekrar eder. Bundan sonradir ki, Kadi miiddeaaleyhi
isticvap eder.

Muddeaaleyh
sayilir^'''^,

ikrar veya^^^ inkar ile

cevab vermeye mec-

burdur; siikut inkar

Taraflarm ifadelerinin hulasalan kadi veya katibi tarafmdan ash ve mahiyeti degitirilmeksizin, bozulmaksizm zabta
gegirilir.

Kadi davada taraflara eit muamelelerde bulunmaya mecburdur. Ne bunlara ve ne ahitlers cevap verecegi ey'i hazirlayamaz, telkinde buluMiiddei sirkat iddia ve bir erkek

iki

kadm buna

ahadet etse muddeaaleyh malT baahadeti

kimdan mahkum

makbul olmadigmdan sirSirkat iddiasiyla falman maim iadesi istenir ve mliddeaaleyhe yemin '/erilir de yeminden nukui ederse mal geri alinir veya tazmm ettirilir; fakat sirkat haddi lazim gelmez (All Haydar, Mecelle erhi, Madde: 1685 ve
edilii
:

Fakat haddlerde

kadmm

kat haddine hukiim verilemez.

18i9?erhi).

Fakat davayi vekil

in arifetiyle

a9an mtiddei (veya vekili

ile

davayi kovuturan

muddeaaleyh) davamri goruldugu mahkemenin yargi siniri dimda oturmakta ve tahlifi lazim gelmekte ise yemin i^in oranin Kadisi istinabe edilemediginden ve mesela Bagdatta oturan rniiddei

veya mliddeaaleyh yemin i^in davayi gormekte olan mahkemesi huzuruna gelmeye mecbur kaldigindan 5/ubat/330 tarihli Nizamnamenin 1 inci maddesi ile bu istinabeye izin verilmitir.
Istanbul
^^^

^^^

387 de, islamda bir avukatlik, miidafi'lik muessesesinin olup olmamunakaayi nakleder. Husumete vekil olan kimsenin Kadi huzurunda miivekkili aleyhine ikran hudud ve kisasdan.bakasmda muteberdir. Bir kimse birini husumete vekil tayin edip de kendi
Tyan, cild
1, s.

digi etrafmdaki

aleyhine ikran istisna etse caiz olur.


hih olmaz.

Bu

suretle vekilin miivekkili aleyhine ikran sa-

etmekle vekaletten miin'azil olur (Mecelle 1516, 1517). Taraf bir beyanda bulunmaya icbar edilemez; yani herhalde bir beyanda bulunmaya icbar i9in hapis olunarnaz. Ancak lian ve kasamede bir beyanda bulunuluncaya kaikrar

Ve

dar habsedilir. Islamda hi9bir halde ikence usulu yoktur.

338

Islam Hukukv

namaz; nasil hiikmedecegini hukiimden once bildiremez. Fakat kadi, kendisine bozuk bir dava arzedildigi takdirde davasmi tashih etmesini miiddeiye ihtar eder; hatta Ebu Yusuf a gore davasmi izah ve ta'kibden aciz olan bir kimseye yardim etmek iizere ehil bir kimseye emir verebilir. Muddei davasmi tashih etmezse davayi reddeder. Islam hukukunda da

maddi hukuk bakimmdan davamn

reddi

ile ekil (usul)

hukuku bakimm-

dan red arasmda fark vardir. Red birinci halde bir kesin hiikiim (emr-i makzi, kaziyye-i muhkeme) olursa da :kinci halde olmaz; yani kesin hiikum yoktur, miiddei davasmi islah ederek yeniden dava edebilir.

Kadi akraba arasmdaki davalarda ve taraflarm sulhe ragbetleri umulan, arzulan goriilen davalarda taraflara bir veya iki def a sulh olmalanni tavsiye eder (Mecellel826); fakat sulh olmalan i9in zorlayamaz.
294.

Davada Hasmin veya Vekilinin Huzuru. Davada hasmin veya vekilinin huzuru

arttir

(Mecelle 1618); gaib

aleyhine htikmolunamaz^^^ Miicerred da^/a uzerine mtiddeaaleyhin mahkemeye celbi hususunda muhtelif kaviller vardir: Bir kavle gore eger

miiddeaaleyh muhakemesi yapildiktan scnra evinde geceleyebilecek kadar mahkemeye yakm bir yerde oturmakda ise davet edilir^^^ Bu derece yakm degilse muddei davasmi isbat ettigi takdirde celb ve durumalan
yapilir. Isbat

edemezse celbedilmez. Bu isbat sirf miiddeaaleyhi mahkemeye getirtmek i9indir. Baka bir kavle gore Kadi miiddeiye davasmda hakli olduguna dair yemm verdirerek yemm ederse hasmi celbedilir; edemezse davasma bakilmaz. Muddeaaleyh mazereti olmaksizm mahkemeye gelmez veya vekil
gondermezse cebir ile mahkemeye getirtilir (ihzar edilir) (Mecelle 1633). Gizlenmi? olur da bulunamazsa, Kadi muddeinin talebiyle miiddeaaleyhe u kere davetiye gonderir^^l Gelmedigi takdirde ona bir vekil ta'yin e^^^

Gaib aleyhine hijkmedilememesi Hanefi Imamlarma goredir. O bir ii? mezhep Imamlarma gore dava ve hukum sirasinda hasmm huzuru art degildir; gaib uzerine huktim caizdir.

636

637

Davet eskiden gonderilen mahkeme muhziriyle agizdan yapihrdi. Nizamiye mahkemeierinin ilk tekil edildigi zamanlarda da davetiye usulil yokdu; muddei miibairle beraber muddeaaleyhi arar; buldugu yerde yakalayip mahkemeye getirirdi. Gelmeyen muddeaaleyh ta'zir edilir. Boyle gizienerek gelmeyen miiddeaaleyhe hasm-i mutevari, yani gizlenen hasim denir. 2/Haziran/1295 tarihli Usul-i Muhakeme-i Hukukiyye Kanunu da ug kere davet usuliinti koymu ise de, (madde 144) 1303 (1887) de ilga' edilmidir (Birinci
Tertip, cild 5, sahife 852).

er'iyye mahkemelerinde 4/Nisan/1330 (1914) tarihinde kaldirilmitir.

Usui Hukuku

339

htikmunu verir. Yeminden niikule ta'lik suretiyle hukiim caiz degildir. Yani miiddei, davasmi isbat edemeyerek muddeaaleyhin sonradan yemin etmemesi halinde kat'i olmak lizere hiikum \ erilmesini isteyemez. Giyabi hukiim davanm beyyine ile isbati halinde ve verilen hiikme kari artik inkar yolunda itiraz edilemeyip mesela bir odeme def i yapilabilir veya dinlenen ?ahidlere itiraz
(ta'n) edilebilir,

der^^l

Bu

vekil ile ytiz ytize davaya bakar ve

mesela ahadette menfaatleri oldugu

ileri siirulebilir^^^

295. Islah (Tebdfl) vs Tenakuz.

islam hukukunda davanm tebdili, islahi usuW yoktur. Kaide olarak tenakuz davaya manidir. Tenakuz telif edilebildikge yeni iddia dinlene-

mesela bir kimse karz olarak dava ettigi bir parayi sonra kefalet cihetinden dava edemez. Babamdan miras kaldi diye dava ettikden sonra babamdan satm aldim diye dava etse dinlenmez; fakat babamdan satm aldim dedikten sonra babamdan miras kaldi diye tashib etse dinlenir. Vebilir;

kil bir

malm bakasmm oldugunu


sifatiyle dahi

ikrar ettikten sonra

bakasmm

vekili

veya vasisi

onu bir daha dava edemez (Mecelle 1648).


kalkabilir (Mecelle 1653-1657). Vast ve

Tenakuz be eyle ortadan

miitevelli gibi kimselerin iddiasi, kufiigiin

veya baka vasinin bununla

tenakuz halinde buliman davasma mani olmaz.


296. Def.

Def
iddia
ileri

miiddeaaleyh tarafmdan
surulmesidir.

muddemin davasmi reddedecek


def de
olabilir.

bir

Def e

kari

Def, odeme,

ibra^

takas^^, sulh, faiz, kumar, havale, muvazaa, ikrah gibi iddialarla olabilir.

Def, davada hiikumden once olabilecegi gibi, hiikiimden sonra da olabilir. Yani mesela bir alacak davasmda tediye iddiasmda bulunan kimse,
Bu
vekile

muahhar

denir (Mecelle 1791, 1834). Vekii-i

muahhar

usulii,

mahkemelerinde Nisan/1327 (1911) tarihli zeyil kanununun 18 er'iyye mahkemelerinde de 4/Nisaii/1330 (Takvim-i Vekayi ile
edilmi^tir. er'iyye

inci

nizamiye maddesiyle ve

ilani) tarihinde ilga

^^^

mahkemelerinde davete icabet etmeyenler hakkmda giyabi muicrasi ve sadir olan giyabi ilam aleyhine on gun i9inde o mahkemeye itiraz edilebilmesi 21/Nisan/1330 tarihli "Usulii Mahkemati er'iyyeye dair Nizamname"nin 3 iincii maddesinde kabul edilmi^dir. Yemm edecek kimse mesela ku9uk oldugundan dolayi kendisine verilmesi lazim gelen yemini eda edemedigi takdirde dava btilugu halinde yemin verilmek lizere

hakeme

^^

ve tehir edilir {Ceride-i llmiyye 6, s. 416; Ceride4 ilmiyye3l\ s. 870). bor? muaccel ve cinsce bir ve kuwet9e eit iseler cebri surette takas vaki' olur, yani taraflarm rizasi ^>art degildir. Iki taraf bir birinden bir ey isteyemez.
ta'lik

iki

340

tsldm Hukuku

etse ve o da bu teklifi beyyinesi olmadigindan muddeiye yemin teklif beyyine lie odeyerine getirdiginden mahkum edilse sonra ele gefirdigi

digini isbat ederek verdigini geri

alir.

itimiiddeaaleyh muddei ve mUddei, miiddeaaleyh olur. Bu Burada ikrann modem barla muddeaaleyh def ini isbata mecburdur. karila?inz. hukukda gordugiimiiz boluniip bolunmemesi meselesiyle beraber Imameyne gore islam hukukunda bu mesele ilenmi olmamalda ikranndan ayirmayarak bir arada ikrar eden, ikranna ilave ettigi izahi gelir; yam alacak (mevsulen) yaparsa izShmda da tasdik edilmek lazim henuz teslim edilmeyen mebi' semenidir veya ku-

Def de

miieccel degildir veya

boliinerek mar, arab bedelidir gibi iddialar, asil ikrardan bunlar hep birer def dir ve isbat ettirilmez. Fakat tmam-i a'zama gore, ve tarafmdan isbat olunmak lazimdir (AU Haydar 1587

muddeaaleyhe

muddeaaleyh bolunmemesi modem 1627 nci maddeler erhi). ikrann bu yolda boliinup Ali Haydar, cild hukukda da munakaah meselelerdendir. (Mecelle erhi,
4,
s.

131, 229. Sabri akir Ansay,

Hukuk Yargilama

Usulleri; no. 123).

297. Beyyineler.

QoBeyyine beyan kelimesinden gelir; belU olmak manasmadir. adi veya tevatur gulu beyyinat'dir. islam hukukunda beyyineler
beyyinesi diye ikiye
ayrilir.

Beyyineler

tahriri, ahsi olabilir.

ahsi olan

seneddir. beyyine lahadettir. Yazili beyyine ikrar bilkitabe yani mukayese usulii de vardir tatbik ve yazi yazdirmak, istiktab suretiyle (Mecelle 1736(Mecelle 1610). Resmi vesikalar huktim icin kafidir

Senedde

1739).

Kadi keif ve muayeneye de ba vurabilir. haberdir. Bu ahadet, taniklik (lugatte gormeye miistenid kesin

verilen, gorulen eye haberi veren kimseye ahid, ?ogulu iihud, haber mejhud-un-aleyh mehud-un-bih, aleyhine ahadet edilen kimseye miiteaddi ve Islam hukukunda en muhim ve kuwetli beyyinedir;
derler)

kavi bir huccet, beyyine

sayilir,

ufiincu ahislara da sirayet beyyineye liizum muhta9du- (Mecelle 78, 1676). Ikrar, bizatihi hiiccettir; halde ikrarda birakmaz. ahadetin hakikat hilafma olmasi varid oldugu
bir hiiccet'dir: bu ihtimale itibar yoktur. Bununla beraber ikrar kaasir etmez. lkrr milk sebebi ikrar eden kimseden bakasina sirayet ve tesir
degildir.

9unku mahkumunaleyhden bakasma, eder. Fakat bunun i9in Kadi'nm hiikmiine

Usiil

Hukuku

34

artlar vardir. O da ahadeti tehammiil ve edaya dair olan 9artlardir"'. Bir kimse bir vak'ayi gordiigu (yani ahadeti tehammiil ettigi) vakit akil sahibi olmak, kor olmamak ve ?ahadetini yargi9 huzurunda bildirdigi vakit de baIica bSlig, hiir olmak, kor ve dilsiz, fasik ve kazif haddi ile cezalanmi? olmamak lazimdir^l ahidin ahadeti kabul edilebilmek i9in jahadet yapilmasi arttir. Fakat

ahadet i9in bir tekim

?ahadetin

yemm

ile

olmasi art degildir.


ister

dogrudan dogruya, ister hudud zimnmda olsun mala miiteallik olan ve mkah, talSk gibi mala taalluk etmeyen kul haklannda ?ahadetin nisabi iki erkek veyahut bir erkek iki kadmdir"^ Kadmlar bir erkek yerine tutulduklanndan bir arada dinlenirler. Aralannda erkek olmaksizm yalniz kadmlann ka9 ki?i olursa olsunlar ?ahadeti kabul edilmez. Hanegore yatoiz bir sahidle hiikmedilemez. O bir mezheblere gore miimkiindur. Bir ahidi olan kimseye bunun ahadeti ile ve kendisine de
filere

yemin verilerek lehe hiilsmetmek caizdir. Ukubat bahsinde goruldiigii iizere zina haddinde ahadetin nisabi
dort erkekdir.

O bir haddlerde ve kisasda iki erkekdir.

Erkeklerin bulimamayacaklan ve goremeyecekleri hususlarda yalniz kadmlann ahadeti caizdir; Dogumda, kadm hamammda olan bir katilden dolayi diyete miiteallik davalarda ahadet gibi. Hatta bu gibi hallerde bir kadinm ^ahadeti dahi kabul olunur"^.
298. ahadeti

ahadetini kabul etmez. Yukanda soylenenlerden bajka meseia 9algicilann, arab i9enlerin, haram riba
641

Makbul Olmayanlar. islam hukuku bir takim kimselerin

642

(sahife 353): "...mUslim uzerine zimmiler ahadet eyieseler makbfll olur deyu fetv^yi ferlfe verilmekle bermucibi fetvayi erife iimel ve hareket olunmak Seignobo'nun Siyasi Td; '"^"^ ^'^^ ' ^^''^ ^^ Engelhard'in Turkiye ve Tanzimafmda "'L'i"*!^ ^fT"."""^' (S.350) nakledildigi iizere '1876 Osmanli Kanunu Esasisinin kat'I myihasi son defa olarak Midhat Pajamn konagmda okunurken Hiristiyanlarin jerT mahkemelerde sa-

Gerek tehammul ve gerek eda farz-i kiSyedir. Bakara Sflresi, Ayet 283: "Vela tektUmUehadete ve men yektumha feinnehU asimUn kalbUhU". Cevdet Pa^a Tarjhi'nin 7 inci cildinde yazili fermandan

643

hukUmler Sadriazam RU5du Pajanin isfdri tizerlne 9ika1878 Berlin Andla^inasinm 62 nci maddesi "Dine ve mezhebe bakiimayarak mahkemeler huzurunda cumlesinin ?ahadeti kabul edilecektir..." der.
liberal

hadetleri

hakkmdaki

nldi".

644

"Vestehidu ?ehideyni min ricalikUm fe in lem yektoa reculeyni vemreetani" (Bakara Suresi, Ayet 282).
All Haydar, Mecelle 1685 serhi.

fe

reculiin

342

Islam Hnkuku

edilmedigi gibi yiyenlerin, yalancilikla taninmi? olanlann ahadeti kabul olumnaz. Usui ve vekillerin, dellallann kendi fiillerine ahadeti kabul
furu'un birbiri lehine ve

kan kocadan

birinin o biri lehine ahadeti

mak-

muayyen hallerbul degildir. Iitine suretiyle ahadet caiz degildir. Fakat edebilir (Mede ahit iittigini soylemeyerek gormedigi hususa ahadet
celle 1688).

299.

Kadi'nm Takdir Hakki. HukukuUaha taalluk eden ve hisbe ahadeti caiz clan hususlardan maadasmda ahadet davaya manaca uygun ise Kadi o ahadeti kabul eAleyhine ahadet edilen kimse, ?ahidlerin ahadetim sonra a9ik (yani tasdik etmezse'^' yargig ahidlerin halini once gizli ve Adil olduklan kendi huzumnda) iki adil kimseden tahkik ve tezkiye eder.
der; degilse etmez.

haber verilirse mucibince htikmeder.

yargicm ahidler karismda rolii mevcut ahadet Kadi tarafmkaidelerine riayetten ibaret kalmaktadir. Islamda ahadetin bu takdan takdiri bir esas gibi goriinmekte ve tslamm ilk zamanlannda hakkinm tanmdigi anlailmakta ise ds^^ eski er'iyye mahkemelerin-

Bu

mahiyeti

ile

dir

de tatbikat boyle olmamitir.

Yargicm yargilamadan
lebilir,

edindigi

malumat hukiim

igin degerlendiri-

hukukukuUanilabilirse de, yargilama dismdaki bilgisi bugunkti


gibi

muzda da oldugu
300. Tevatiir,

hukiim

ifin kafi bir delil olamaz^^^

iizerine Bir nev'i ahadet beyyinesidir; er'i hukuki manada yalan hisse miistenid birlemeleri ve uyumalan aklen caiz olmayan cemaatin

hilafma hifbir beyyine getirilemez. Ve adi beyyine (ahadet) iizerine iistiin cutulur. Tevatiirde beyyine kiilfehakkmdaki kurallar yuriimez. tki taraf da ti, yani beyyinelerin tercihi birinin veya o birinin tevatiir beyyinesi getirdigi takdirde yargif
olan haberidir. Kat'i bir delil
sayilir,

sonra beyyinesini dinler; fakat bir tarafm tevatiir beyyinesini dinledikten bilgi ve kanaat bir tarafm tevatiir beyyinesini dinlemi^ olsa birinci ile

getirmemi olacagmdan ve getirmi


^^^

ise

hilafma beyyine dinlenemeyece-

degildir. Hasim taraf ahide ta'n etmedigi takdirde Ebu Hanifeye gore tezkiye lazim madde 1716. Imameyne gore lazimdir. Mecellede tmame) n re'yi kabul edilmitir,

^^^
^''

Tyah, did

1, s.

350 ve
Fetva,

sonraki.

Bu

ihtilaflidir.
s.

olmayacagi hakkindadir; Ali Haydar, Tatbikdt-i er'iyye


erhi.

(1333),

47 ve 100; Mecelle 1740

Usui Hukuku

343

ginden ikinciyi de diniedikten sonra donxip birinci

tevatiirle

hiikmede-

mez.
Tevattir beyyinesinde yargicm olduk9a geni bir takdir hakki var-

Burada haber veren kimselerde ahadet beyyinesinde aranan artlann bulunmasi aranmaz. B;;.nlann adil ve miislim olmalan ve ahadet soziinii
dir.

soylemeleri art degildir. Tezkiyeye liizum yoktur. Sirf nefiy (menfi)


iizerine ahadet beyyinesi
edilir

kabul edilmedigi halde

tevatiir

beyyinesi kabul

(Mecelle 1699). Haber verenlerin u veya bu sayida olmasi da a-

ranmaz (Mecelle 1677, 1732-1735). Haber verenler ne kadar 90k inamlir kimselerden ise o kadai daha az sayida kimseler tevatiir ve yakm bir bilgi
temin edebilir'^l
301. Tahlif.

Tahllf taraflardar birine yemin vermeye denir.

ve gerek edilmesin (yani niikul edilsin) hiikiim


olarak inkar eden tarafa
verilir^^^.

Yemin gerek edilsin sebebidir^"^^. Yemin kural


ikrarlan sahih olmadigi

Veil, vasi ve miitevellT gibi kimselerin

kendilerinden sadir olan akidlerden


gibi inkarlan halinde

maadasmda

yemin dahi verilemez (Mecelle 1634).


taraf miislim olsun

Yemin edecek
sozii iizerine

olmasm yemmi mutlaka Allah

ve mutlalca kendisi yapar (Mecelle 1743). Yemin hasmm talebiyle ve yargicm teklifi ile olur. HukukuUah olan bazi hallerde, me-

kocaya yargi9 re' sen yemin teklif eder {Ceride-i Ilmiyye, 13, s. 21). Bmidan ba?ka mali davalarda be yerde yargi9 re'sen yemin verir; bu yemine yeimn-i istihzar derler (Mecelle 1 746)^^ \ Bu yeminin bugiinkii hukulmtnuzdaki re'sen yeminden farklan vardir.
sela talaki inkar eden

302.

Yemin Usulii.

Yemin hemen hemen


fiiline

bugiinkii

hukukumuzda oldugu

gibi

ya kendi

verilir

ve bildigi fiile (betata, yani bir i boyle veya 6yle olmutur diye) veya o i tarafm bilmedigi bir ^eyse onu bilmedigine (adem-i

648

Ceride-i Ilmiyye 'nin

inci

numarasinda

tevatiir
ileri

beyyinesi

hakkmda

izahat vardir.

Ceride-i Adliyye'dQ, buna aykiri bir mtitalaa


649

stirulmudur.
siiimette bir

Yeminden
itibarla

ntikul halinde

hiikum hakkmda Kitab ve

emir yoktur.

Bu

tm^m

afii miiddeaaleyhin

yemini yapmamasiyle hukiirn verilmesini caiz

650
651

gormemi, ntikulden sonra mtiddeiye yemin veriknesi re'yinde bulunmutur. "El beyyinetii lilmiiddei velyeminu ala men enkere" hadisi mucibince. Mecellede d5rt hl sayi.mitir, Bir hal de Mecelle dimda kalan gaib koca karmm nafaka davasmdadir.

Iizerine

344

Islam Hukuku

ilm'e) verilir.

Ve

yine yemin ya sebebe, mesela "ben miiddeiden odiing

para almadim" yolunda veya hasila, mesela "miiddeiye boyle bir borcum
yoktur" suretinde
olabilir.

Yeminin reddi

usulii yoktur.

Yeminden

niikul olunursa, yargig o

husus hakkmda niikul eden aleyhine


303.

hukiinri verir.

Karme.
islam hukukunda karinelere de
itibar edilmitir.

Karme-i katia

ya-

emare tegkil eden eyler dogrudan dogruya hiikum sebebidir. Bundan baka balica ev eyasi iizerinde kan koca ihtilaflarmda eyanm mahiyetine ve kullamlmalanndaki aidiyetlerine gore bir taraf lehine karine kabul edilmitir; bu ve daha baka hususlarda mevcut halin hakem kilmmasma tahkim-i hal derler (Mecelle 1683, 1771 ve sonrakiler). Mecellenin, bir eyin bulundugu hal iizere kalmasmm asil sayilmasi (madde 5 ve 1683 firka 2); beraet-i zimmetin asil olmasi (madde 8); anzi sifatlarda, hallerde bunlann yoklugunun asil olarak kabul edilmesi (madde 9); yeni vuku' bubiiu bir hadisenin daha uzak zamanda vuku'u sabit olmadikga en yakm zamana nisbet edilmesi (madde 11) hakkmdaki htini

yakm ve

kat'i

kiimleri hirer karine kurallandir.

304. Hiikum.

Kadi munazaa hakkmdaki hiikmunu iki ekilde verir^^l Bu da miiddeinin davasmi isbat edip etmedigine goredir. Birincisinde kadi muddeaaleyhi ilzam, mahkum eder. Buna kaza-i istihkak derler. tkincisinde miiddemin davasi reddedilir; hakki olmadigi bildirilir. Daha dogrusu kadi miiddeiyi miinazaadan, muarazadan men' eder. Bxma kaza-1 terk
derler.

Her

iki

halde hiikmedilen ey'e

mahkumiin
lehine

bih, aleyhine

hukum

verilen

kimseye

mahkumun

aleyh,

hiikmedilen

kimseye

mahkumiin

leh derler (Mecelle 1787-1789).

Yargi? hiikiim verdikten sonra artik hiikmiinu degi?tiremez, bozamaz. ahitler hiikiimden sonra yargio huzurunda ahadetlerinden rucu'etseler dahi hiikum bozulmaz. Malikumiinaleyhin ugradigi zarar
ahitlere

tazmm

ettirilir

ten sonra ahitler riicu'


^^^

(Mecelle 1729-1730). Kisas htikmu icra edildiketseler kendilerine diyet ve ta'zir lazim gelir.

Kadi mUnazaah meseleyi muteber er' kitablannda bularak ona gore hukme baglar; kiyasen htikmedemez. Ali Haydar 1801 erhi. MalikT mezhebine gore kadi, geni
hakkaniyet dairesinde hall serbestligine maliktir, Tyan, s. 4. inai ve ihbari huktim hakkmda Ilmiyye SalndmesU s. 373Meki Fetvaya bak.

Usui Hukuku

345

Bir kadi'nm verdigi hiikum, ancak er'a aykiri, Kitab, siinnet ve icma'a muhalif surette verildigi takdirde baka bir kadi tarafindan kaldinlabilir.

kadi'nm hiikmiinu tetkik ve haksiz oldugu surette nakz edecek bir muracaat yolu, list merci yoktur^^l Ancak yukanda def bahsinde de soyledigimiz gibi mesela miiddei davasini isbat edemeyerek miiddeaale^^he yemm de teklif etmemi veya etmi de muddeaaleyh tarafindan eda edilmi olmasmdan dolayi miinazaadan
Esas
itibariyie bir

men'edilmi oldugu takdirde sonradan elde edecegi beyyine dava afarak alacagim isbat edebilir ve lehine Mkiim alabilir.
305. Tahkim.

ile

tekrar

Bir miinazaayi hal i$in taraflann bir kimseyi

hakem

ta'yin etmesidir.

bu mtiessese Islam hukukunda da taninmitir. Kul hakki olan davalarda ve bugiinkx: hukukumuz hilafma olarak nikah ve talak davalarmda bu yola gidilebilir. Kisas ve haddlerde ise tahkim caiz degildir.
Pek
eski olan

Hakem, ahadete ehil kimse olmalidir ve genel olarak yargigta aranan artlar hakemde de aranir. Bu itibarla kazif haddine ugrami? kimseler, gozsuzler, kiifukler, koleler hakem olamaz; fakat kadm olabilir.
Bir
306.icra.
ite

birden ziyade

hakem ta'yin

edilebilir.

olmayan arasmda maddi hukuk bakimmdan esasli fark olmadigi gibi icra noktasmdan da bir bakalik yoktur. Her hangi bir bor9lu alacaklmm talebiyle iflasma
islam hukukunda bir
tiirlii

icra vardir. Tacir olanla

hiikmedildikten sonra hacir

imameyn
(No. 55).

Bu, yukanlarda da soyledigimiz gibi kavlidir; Mecelle de bunu kabul etmitir (madde 959, 998 v.d.)
edilir.

sir

Bor? i9in hacir, borflunun hacir zamamnda mevcut olan malina eder. Hacirden sorjra eline gegen mahna tesir etmez.

te-

ile

Hacredilen borclu mallarmi satarak bor^larmi odemek iizere hapis sikitinlir. Odemedigi takdirde yargi9 satarak bor9larini oder^^^ Bura-

da bugunku hukukumuzda oldugu gibi satilmasi kolay ve borgluya daha


^^^

Osmanh

imparatorlu|unda sonralari kurulan fetvahane ve Tetkikat-i er'iyye Meclisi er'iyye mahkemelerinden verilen hiikumleri, usulu dairesinde muracaat uzerine gerek ilam muhteviyati ve gerek itiraz layihalarina gore bu iiamm davanin tetkikatini gosteren
zabitlara

^^^

ve bu zabitlarm er'e uygunlugu bakimmdan tetkike memur edilmitir. imam-i a'zama g6re kadi satamaz. Mecellede hapisten bahsedilmemitir. Kadi dogsatar;

rudan dogruya

bu Imameyne

goredir.

346

tsldm Hukuku

az zararli olandan balanarak once paralara

el

konur; sonra menkuller ve

daha sonra gayrimenkuUer

satilir.

Bor?luya liizumlu olan yiyecek, giyecek, oturacak, yakacak eyler birakilir. Bunlardan kiymetli olanlar satilarak ucuzu almir ve borpluya
verilir

(Mecelle, 999). Nafakasi bor9lu iizerine lazim olan kimseler


edilir (Mecelle, 1000).

bor9lnnun malmdan infak

Bor^lu hapis olunduktan sonra hifbir mail bulnnmadigini isbat ederse hapisden 9ikanlir ve kendisine lazim olandan fazla bir miktarda
kazangta bulunmasi beklenir.
Hacrettiren alacaklmm sonradan gikan 5bur alacaklilara kari bir
imtiyazi yoktur. Hepsi eit olarak alacaklanm
alirlar.

Ancak bor^ludan,
istifa eder.

ewelce rehin almi olan

alacakli,

alacagmi bu rehinden

XXIV. Islamda Devlet


Divanlar, Beyt- iil-mal ve Vergiler
307. Islama

Gore Devlet,

islam telakkisine gore devlet

AUahm

irade ettigi ^ekilde,

yani

Kur'an'm beyani dairesinde memleketin


AUahtir ve insan

diizenidir,
ile

bu

diizeni

AUahm

kuludur.

Bu

mahiyeti

tslami devlet,

koyan Allahm

yarattigi bir devlet olniu olur

ve kudsiyyeti

haizdir. Din, devleti tekil

hep hirer dini odevlerdir. Bu odevleri yerine getirmek, devleti idare etmek i9in Allah yer yiiziinde bir araca liizum gormu^tiir. Bu Allahm resulii, Peygamberidir. Peygamber tslamlann reisi, hakimi, kadis::, eriat sahibi, imami, kumandanidir^^^ Kulluk bu Peygambere de itaat ve hiirmet ile olabilir. Niilke olmutur. tbadet, sava, yonetim. yargi i?leri
655

eden bir

Ali Fuat Bagil,

Ana Hukuk
s.

(1945),

s.

59 ve sonrakiler; Corci Zeydan, Medeniyet-i

isldmiyye Tarihi, cild 4,


Halife er'a

331.

uygun oimak iizere her tiirlii kanim koyabilir, daha dogrusu mesela Hanefi mezhebinde mtiftabih olmayan (yani oburleriae tercih edilerek hakkmda fetva veriimeyen), bii kavli veya obtir mezheplere ait bir kavH zamana uygun gorerek mucibince amel olunmak uzere ihtiyar edebilir. Mecelle mazbatasinin sonunda mesail-i muctehedtin bihade imamiil musHmin hazretleri herhangi kavl ile amel olunmak iizere emrederse mucibince amel olunmak vacip oldugu yazilidir (keza Mecelle madde 1801). islamm kanunu ancak er'i oldugundan ve er' de Kitab ve siinnetin ve nihayet mtictehitlerin icma' ve re'yi ve kavli oiabileceginden bunun dimda bir emir
ve hiikum konamayacaktir. Hatta Osmanii Padiahlarmdan Ikinci Mustafa tarafmdan er' sozii yanmda kanun sozilniin kullamlmasi caiz olmadigi yolunda bir ferman 91karilmitir (Mecelle-i

Umur-i Belediye,

cilt 1, s.

568;

Omer

Liitfi

Barkan, Osmanli

tsldmda Devlet

347

tekim Peygamberin vekiline, halifeye kari da ayni

Bu

vekil

ulii-l-erm'dir,

borcu vardlr^^^ emir-iil-mu'mimn'dir, imam-iilitaat

muslimin'dir^^^ Ulii-l-emre itaatsizlik Allah'a ve Peygamberine


liktir^^l (^linkii ulxi-l-emr

itaatsiz-

Allahm emir ve

iradesinin icra aracidir.

Devlet

reisi

bu

emirleri ve gorevleri, enat hiikiimleri dairesinde

yetiebildigi yerlerde

ve lususlarda bizzat yapar, yetiemedigi yerlere

naibler, vekiller gonderir ^^e

bakalanna ve ayri kimselere de yaptirabilir. Bizzat Peygamber sagligmda Amir ibn'il As ile Ebu Zeyd Ensari'ye boyle tevcihler yapmitir. Daha sonra gordugumiiz vezirler, valiler, kadilar, eminilmuminin olan ve daima dini
suretle biittin er'i gorevlerini

bu

ve siyasi gSrevlerin hamili olarak kalan halifenin memurlandir.


308. Ulii-l-emr.
Biitiin

bu memurlar

ulii-l-emri temsil ettiklerinden

ona kari hesap

vermekle

mlikelleftirler.

Llu-1-emrin bizzat vekalet aldigi


dagil,

makam

ise bir

dxinya, yeryiizxi

makami

ancak Allah oldugundan, hesabmi ona ve

vicdanma verecektir^^^.
Bununla beraber Islam
ona
itaat i9in

bilginleri devletin bai olacak

kimse

i^in

ve

birtakim artlar aramilardir. Ulii-I-emr olabilmek i9in bu

imparatorlugunda Kanunlar, 1945, s. XEX, n.5.). Halifenin bu salahiyeti Osmanli imparatorlugimun Merutiyat devrinde, parlamento sisteminde dahi yurumii^tiir.
ii bir taraftan mebuscin ve tyan meciislerinde gonilmekte iken eyhulislamm emirulmuminin olan halifeye mazbata ile arzettigi bir kavil "mucibince amel oluna" iareti ile kazada (er'i mahkemelerde) ve iflada dusturtilamel olmu^tur (Certde-i

Teri'

limiyye, adet 20).


656

Halffe, vekil, halef, birinin yerine gegen

adam

demektir. Cem'i hulefa'dir. Bakara

Suresinin 30 uncu "Inn! cailtin filardi halifeten" ayetinde naib


mitir.

manasmda

kullanil-

Genel anlamda

olaralc

sira itibariyie

bam

ikincisi

biye kalfa denildigi gibi.


bakalfa, kalfa
re
657

Osmanli idaresinde d^ire ve kalemlerde katip olan ve bulunana denir, kalfa suretinde de kuUamlir. Katip QeleKalemin bamda bulunan da serhalife, ba halifedir ki,

bey de budur^ Son zamanlara kadar bu tabir Osmanli tekilatmda daikalem memiirlari hakkmda da kullamlmitir; "Babi^li hulefasmdan gibi". Fuat Koprulli, Bizans Mtiesseselerinin Osmanli Muesseseierine Tesm, s. 91. Emiriil-imi'mimn mtiminierin
reisi,

hukiimdari demektir. Imtoi denilmesinin sebebi halk

nasil uyarsa halifenin er'e uygim olan emirlerine de oylece uyuldugundan aralarmdaki benzerliktir. Sel9uk htikumdari Melikaha zamamn halifesi tarafmdan emirulmtiminm mivam tevcih edilmitir.
658

imama namazda

Kur'an'da "Ya eyyuhellezins amenu atiu-llahe ve atiu-rressule ve iililemriminkum" buyurulmutur.


Fuat Bagil,

659

Ana Hukuk.

348

Islam Hukukii

artlar lazimdir.

Miislumanlar kendisinde bu

artlar

bulunan imama
nakledildigi

(hali-

feye)

itaat

ve

yardim

ile

bor5ludurlar.
adil

Hadiste

lizere

"innemettaatii filmaruf ':

meru ve

olmayan emre

itaat yoktur. C^uriku

imamm
58); re itaat

raiyyet iizerine tasarrufu maslahata menuttur (Mecelle madde yani geriata, kamu menfaatlerine uygunluk artlariyledir^^^ Halifele-

onlann adaletle hiikumet icrasma bagli oldugundan buna tmihalehal' yani azl fet eden ve halifelik artlanndan mahrum bulunan halife edilebilir^^\ Boyle bir halifeye isyan bile caizdir.
309. Halifede Aranilan artlar,

Halife

olmak

i9in aranilan balica artlar unlardir:

Halife adil olmalidir; karar verebilmek i^in ictihad sahibi olmaya


yeter bir bilgisi bulunmalidir; hisce, usca, bedence bir eksigi olmamaliyetenekli olmadir; halki yonetme ve memleketi koruma bakimlanndan

Peygamberin mensub oldugu Kurey ailesinden gelmelidir. Bu sonuncusu hakkmda hadis (yani nass) rivayet edilmitir. "El eimmetii min kureyin" yani imamlar Kureyten olacaktir. Bununla beraber halifenin kureylerden olmasmda Islam bilginleri ihtilaf etmilerdir. Nitekim Osmanh padiahi Yavuz Sultan Selim Misir'daki son Abbasi halifesinden hilafeti alarak halife olmu ve ondan sonraki Osmanli padiahlan halife
lidir;

iinvamm da

ihraz etmilerdir^^l

^^ Ismail Hakki, Hukuk-i Esasiyye (1325-1326) ?. 75. ^^^ Osmanli tmparatorlugunun son zamanlarmda Abdul-Aziz,
Abdiilhamit,

eyhUlislam fetvalari

ile

Murat ve II nci hastahklarmdan ve idaresizliklerinden, akli


II

nci

zulum ve istibdadlarindan ve saireden dolayi haP edilmilerdir (Ahmet Reit; tsldmiyet ve Milletler Hukuku, s. 25), Fakat yine Engelhard' m kaydettigi tizere (TUrkiye
ve Tanzimat
taat
s.

20) mesela

II

nci

Mahmud'un

padi5ahlara gosterilmesi lazimgelen

i-

yazdirdigi eserde bir takim Hadisler toplanarak "Emirtil-mu'minin sakat bir Habei bile olsa ona itaat etmek lazimdir. Tebaasina cevir ve onu cefa ederse bunlara sabretmelidir, ancak dir-i mubmi tahrif ve tagyir ederse

hakkmda eyhulislama

^^^

katletmek icab eder" denilmitir. Bununla beraber Osmanli padi^ahlari halife unvanmi ilk defa oiarak Kaynarca Andlamasinda (1772) Kirim'm istiklaU meselesi dolayisiyla bahis konusu etmilerOkulu DergisU dir (Pritsch- Sabri akir Ansay, Islamda Devlet Fikri, Siyasal Bilgiler
1944,
cilt 1,

sayi 2). Hilafetin er'i mahiyeti

hakkmda Buyuk

Millet Meclisinin 3

Mart 1340

tarihli

oturumunda Seyit beyin verdigi nutka bakmiz. Tanzimattan sonra-

zararlari hakkmda ki teceddtit hareketlerine kari hilafet cereyan ve telakkisinin 435 (Engelhard, Turkiye ve Tanzimat, s. 313). AtatUrk'un Nutku (Arap harfleriyle s.

ve Turk

harfleriyle,

did 2

s.

203 ve

sonr).

Isldmda Devlet

349

Hulefa-i raidiri denilen ilk dort halife meveretle, se9im

ile halife

olmulardlr^^^ Bunuula beraber halifenin liyakat ve iktidanni gordugii


birini

kendisine halef olarak aday gostermesi de caizdir.

Buna

velayet-i

Osmanli Imparatorlugunda da bu suretle saltanat veraset usulunce aday olan kimseye Veliahd denilmitir. Birka9 kii arka arkaya veliahd ta'yin edilebilir. Osmanli tmparatorlugunun son zamanlannda
derler ki,

ahd

inci

Mehmet

devrinde Yusuf Izzeddin birinci Veliahd, Vahidiiddin

ikinci

Veliahd taninmitir.

310. Divanlar.

tslamda devlet
vardir.

ileri i9in bir

takim divanlar kurulmutur. Divan,

devlet dairesi demektir.

Bu

divanlar tranilerde (Sasanilerde) ve

Rumlarda

Nitekim Emevilerde ve Abbasilerde baka baka adlarla birtakim divanlar gorlilmektedir. Bunlar mesela vilayetlerdeki valilerin hal ve hareketlerini tefti ileriyle megul "Divan-iil-berid", memur ve miistahdemlerin maa ve sair ilerine bakmak i^in "Divan-iil-has", asker ilerine bakan "Divan-iil-ciind", hayir ve yardim ileri igin "Divan-xil-bir ", harac ve cizye ilerine baknaak i9in "Divan-ul-harac" gibi divanlardir^^.
311. Beyt-iil-mal (ilmuslimin),

Bu Maliye
sandik, daha

hazinesi, Devlet hazinesi, devlet gelirlerinin toplandigi

sonra ilk

dogmsu dairedir. Daha ilk Islamda vardi. Peygamber ve halife Ebu Bekir, bu beyt-ul-mare nezaret etniitir^^^.
Bunlar
er'i teklifler (vergiler) dir.

Beyt-iil-mal geiirlerinin balicalan zekat, 6ur, cizye, harac ve ganimettir.

Bu

teklifleri

almak ve

tahsil

etmek

i9in

Islam memleketlerinde bir takim memurlar kullanilmitir.


air, sai, cabi,

Bunlara amil,

mutevelR, muhassil, mevali, dehakin

gl-

ees

e64

Bfat hakkinda Ismail Hakki, Hukuk-i Esdsiyye, s. 62 ve sonrakiler ve s. 300; Corel Zeydan, Medeniyet-i Isldmiyye Tdrihi, s. 105 ve sonrakiler. Divan tekilati Osmanli imparatorlugunda da yer almitir: Divan-i htimayun, Divan1

asafi,

Divan-i muhasebat (Sayitay), Divan-i ahkam-i adliyye

gibi.

665

1274

tarihli

Arazi Kanunntoesi 2 nci ve sonrakl maddelerine bakiniz: Osmanli

Devletinin iptidalarmda Mevlana Kara Riistem'in ihtari ve Kadiasker Qandarli Kara


Halil'in fetvasiyle gaiiimetlerin bete biri Beytiilmal hazTnesine

konmaya

balandi.

Beyt-ul-mal

tabiri

Osmanli devletinde

sonralari varisi bilinmeyen ve hazir

olmayan

olenlerin biraktikiari mallari ve eyayi saklayan sandiga ve idareye de denilmitir.

Evkaf Beyt-ul-mdl'i Niz^mn^mesine bakmiz.

nci tertip Dustur,

cilt 1, s.

289.

350

IsJdm Hukuku

bi^^^ adlar verilmitir.

Bunlardan amil en eskis dir. Ve er' istdahmda asd olan iinvan budur; Kur'an'da da bu tabir kullanilmitir^^\
312. Zekat.

Zengin Islamlann mallanndan almip fakir veya mua^/yen durumdaki tslamlara verilen miktardir, Miisluman olmayanlardan zekat almmayacagi gibi kendilerine zekat da verilmez. Zekatm bir nisabi vardir; mesela iki yuz dirhem gumuten fazla serveti olan kimse bu fazlanm her kirk dirhemde
eriat dilinde "sadaka"

da

derler, Fakiiier vergisidir.

bir dirhemini zekat olarak verir; yani

gumuten nisab

ikiyiiz dirhemdir.

Altmm, hayvanlann, meyvelerin, mahsullerin

hirer nisabi vardir.

Zekatm
initir^'l

verilecegi kimseler Kur'an'da sekiz

kalem olarak

gosteril-

313. O^iir (Ur).

Yer mahsiillerinden alman mala denir; cem'i a'ar'dir. 6ur, onda bir demektir. Fakat bu vergi onda yanm da almabilir. Arazmin yagmur ve dere sulariyle sulanan kesimi tam 6re tabidir. Bu suretle zahmetsiz mah-

^^^

olan mallari ve teklifleri almak ve tahsil etmekte amelde, i?te, hizmette bulunan kimsedir. Osmanii imparatorlugunun tanzimattan onceki maliye memurlari arasmda da bu tinvan vardir. Sai de bu hususta gali^an, emek veren kimCab! daha ziyade harac ve cizyeyi cibayet edendir. Mutevelli yalniz harac i-

Amil beytulmaie

ait

sedir.

9in Abbasilerde kullanilan tahsil memurlarina denmitir.

Osmanli tmparatorlugunda vakif


mektir. Mutevelli vakif
ilerini

ilerinde

Cabi ve miitevelli tabirleri kullanilmitir. Cabi vakfm tahsildan de-

yOneten ve g5ren kimsedir (2762 numarali Vakiflar Kanunu). Air ticaret mallarmdan zekati tahsil edene denir; Osmanli maliyesinde bu tinvana da rastlanir. Muhassil herhangi nev'iden bir mali tahsil lie mukellef olandir. Osmanli imparatorlugunun bir smif maliye memilrlarma da bu iinvan verilmitir (1256 tarihli Ceza Kanunu, sekizinci fasil). MevaK Emeviye ve Abbasiler zamanm-

^^'^

da Arap ohnayan muslimlerden yapilan tahsil islerinde kullanilmi kimselerdh. Dehakin Irak'ta gorulen memurlardir ki, bu kelime Iran'dan almmadir. denir. ''Vel-dmiline aleyhd'' amilun, amil'in cem'idir. Cem* olarak '^ummal" de

Zekatm verilecegi
^^^

kalem kunselerden U9tincustidur. Haci Zihni, Kitab-uz-zekat. Bu sekiz kalem unlardir: Fakirler; miskinler "hi9bir eyi ohnayan zavallilar"; muharebelerde muhtaf olduklari masraflarma karplik olarak,
sekiz

Allah ugrundaki gaziler ve cihad" erbabi; memleketlerinde mail olsa bile yaninda bulunmadigi igin muhtac kalan yolcular; mtikateplar "yani esirlikten kurtulmak i9in verecek shibi ile beUi bedel iizerme s5z kesmi esirler"; bor9lu olup da zekat nisabta mah ohnayanlar "garimin"; bilhassa Peygamber zamamnda kalbleri islama
gevrilmeleri arzu edilen kimseler "Miiellefet-ul kulab".

tsldmda Devlet

35 i

sul veren araziden

onda

bir, gugllikle,

masrafla mahsul veren araziden

onda

yanm hisse

almacaktir^^^.

314. Cizye.
iranlilar

buna

gezit derlerdi. Romalilar da hakimiyetleri altma al-

diklan kavimler iizerine cizye koymulardi^^.


Ilk halifeler

zamaninda cizye ve harac

vergileri

arasmda

bir fark

yapilmamitir. Fakat sorira cizye ahsi bir verginin adi olmutur.

Cizye, kadmlardaii, gocuklardan, sakat ve aciz olanlardan, halk

ile

temasi olmayan papazlardan aliimiazdi.


Cizye, dedigimiz gibi miisliiman olmayanlardan alman ahsi bir
vergidir.
ilk

Adeta kan vergisi, askerlik hizmeti kariligidir. Fakat tslamm zamanlannda miisliirian olanlardan da cizye alindigi^^^ olmutur.

669

670
671

Osmanli Imparatorlugunda da bu 6ur usulu yiirumutur. Bu bapta sonralari bir a'ar nizamnamesi de yapilmi?tir. A'dr usulii 17 ubat 1341 taribli ve 552 numarali Kanim lie kaldirilmitir; ilga edilmitir. Kur'an'da Tevbe Suresinde ayet 29, cizye tabiri vardir. Htta Osmanli imparatorlugunda bu verginin azatmamasi i9in kutle halinde ihtidalarm, islam dinini kabul teebbusierinin menedildigi gorulmu^tiir (Fuat Koprulii,
is-

lam Medeniyeti

Tarihi,

s.

179, 180).

Cizye herkesin mail kudreti gozetilerek ahis ixzerine ve adam bama tarhedildigi gibi bunun maktu' kesin olarak almdigi da olmutur. Bu vergilerden maksat gazaya
ve muharebeye yardim oldugundan, cizyenin nisbetini tayinde mikyas, 0I9U, bu yardimin derecesidir. Cizye buna tabi olanlarm fakMeri yayan, orta halli olanlari suvari
olarak, zengin olanlari kendisi ile beraber bir bakasmi da atlandirarak muharebeye yardim etmeleri esasi uzerine 119 kesime aynlmitir. Cizye Osmanli Imparatorlugunda da uzun yiUar Mtta Tazmint sonrasma kadar devlet gelirlerinden olarak miisliiman olmayanlardan er'deki hali ve nisbeti iizerine tahsil edilegelmitir. Fakat daima dogrudan dogruya nazine adma cibayet edibni, hi9bir zaman timar ve zeamet sahiplerine birakilmamitir. Kopriiiii Fazil Paa ahaliye yapilan fenaliklari men' hususundaki hizmetleri arasmda cizye iinde de bazi islahiar yapmi^tir. U9iincu Selim zamanmda er'i cizyenin ednasma on, ortasma yirmi ve alasma kirk para zammedilmitir (Cevdet TdrihisH, s. 262). Ikinci Mahmud devrinde cizye tahsilatindaki yolsuzluklara, fenaliklara kari karamameler 9ikarilmi (1246, 1249), 19 Ziikade 1255 tarihli Talimat-i Seniyye*nin 8 inci maddesinde cizye tahsilinde gayrimiislimlere er'a aykiri muamele yapilmamasi emrolunmu, nibayet cizye usulii 1272 (1856) tarihinde ilga' ediknitir. Osmanli devrinde cizye ba baki kulu, cizye

muhassili, mukataacisi gibi memuriyetler ve kalemler vardi.

352

islam

Hukuku

315. Harac,

Vergi nev'ilerinin en

eskisidir. Asli,
idi.

menei insanlann araziyi

hti-

kiimdann mali saymalan i'tikadm pek eski olduguna

Corci Zieydan, Tevrattaki sozlerle bu

iaret eder^^^.
tranlilar Iran'da

ve Irak'ta harac ileri i^in divan ve daireler kurmu?lardir. Islamlar buralan fethettikleri vakit bu divanlan ve daireleri bozmayarak oldugu gibi kabul ettiler.
Romalilar Misir'da ve am'da,
Miilkiyet bahsinde soyledigimiz iizere Islamlar araziyi muhtelif ki-

simlara ayirmilardir. Bunlardan

biri arazi-i

haraciyye, yani haraca tabi

olan arazidir. Bir memleket fethedildigi vakit ahalisi topraklannda birakilir

ve ellerinde olan

yerleri

de kendilerine temlik

edilirse

o arazi harac

arazisi olurdu.

Harac-i muvas^zaf, harac-i mukaseme. Birincisinde haraca tabi arazi olfulerek doniim veya ba|ka bir miktar ba^ma yilda bir miktar para almirdi; ikincisi, arazmin mahsuUerinden ojiirden

Harac

iki kisimdir:

nisfa kadar

alman

haracti.

topragm takatidir, yani yerin tahammiilune gore mahsuliin cnda, altida, bete biri ve nihayet yarisidir. Bu itibarla bir yere harac koymak, harac kesmek ifin once orasi 6l9ulmek, sonra takati gozetilmek lazimdir^'^l Harac, Islam memleketletarh ve taksiminde esas nisab, arazmin

Haracm

rinde iltizam usuliyle yani mlistelzim denilen kimselere miizayede

ile

satmak suretiyle de

almmijtir^^'^.

^^^
^'^^

Medeniyet-i islamiyye Tdrihi,

cilt 1, s.

202.

Abbasilerde arazi uzerine konan harac, vilayetlere gore degiirdi. Bazi yerlerde olfu
iizerine yani ekilsin, ekilmesin

miktan

belli yer uzerine yillik bir

para tarhedilirdi.

Bir kisim yerlerde ise harac-i

mahsuliin bir kesimi harac olarak istenirdi. Toprak ekilmezse bu vergi de almmazdi {Medeniyet-i Islamiyye Tarihi, cild 2, s. 89: Abbasilerde haracm hafifletilmesi, ayni
eklinde almirdi; yani o yerde yetien
s. 131: Emeviler zamanmda harac, Fuat KOprulu, TUrkiye Tdrihi, s. 63). Osmanli Imparatorlugunda da bu vergi devam etmitir. Birtakim yerler tim^r ve zetoet usuliine tibi tutulmayarak haraca kesilmi, daha dogrusu bu vergi eskiden tabi oldugu usulde birakilmitir. Harac da timar > e zeSmet sahiplerine birakilmi degildir. Osmanlilarda bir aralik haracm ruhani cemaat marifetiyle tahsili cihetine gidil-

mukaseme

eser, cild 2,

'

mitir.
^'^'^

Medeniyet-i islamiyye Tdrihi, cild

1, s.

208.

iltizam, devlet varidatmi, bedelini taksitle odeyecegine dair kefil gostererek uzerine

almak demektir. Osmanli devrinde bu iltizto usuluniin btiyiik kotultikleri g5rulmii, Tanzimatta birakilmitir. Sonra aar ve rusumat v^ridatmda yava yava tekrar canlanmi? ise de Cumhuriyet idaresinin en guzel ^serlerinden biri olarak ilga' edilmitir.

Isidmda Deviet

353

316. Ganimet.

Islamlann harblerde ele gefirdikleri mallara ganimet derler. Cem'i ganaim'dir. Bu mallar dort tiirludiir: Harb esirleri, adi esirler, arazi, eya.

Harb esirleri duman askerlerinden muharebede esir duenlerdir. Esir fidye vermek suretiyle esirlikten kurtulabilir. Fidye bu kurtulma iqin verilen paradir. Bu paralar da ganimet mallanna eklenir. Adi esirler, harb sirasmda Islamlar eline ge9en kadmlar ve focuklardir. Bunlan oldiirmek caiz degildir.
Bunlar da ganimet mallan gibi
lir.

paylailir,

bunlar i9in de fidye kabul edilebi-

Harp ve kuwetle

fechedilen memleketlerin arazlsi uzerine harac konarak

gayri miislim olan ashabi ellerinde birakilmadigi ve rakabesi, yani miilkiyeti

beyt-ul-male verilmedigi takdirde ganimet


eyler,

sayilir.

Ganimet eyasi denen

hayvanlar ve baska menkul mallardir.

Butiin
paylailirdi.

bu mallar Islamm Peygamber istedigi

ibtida'larmda bir kurala bagli olmayarak


gibi taksim ederdi.

Sonra Bedir gazasmda

Muhaciiin ve Ensar gaiumetlerin taksiminde

ihtilaf ettiklerinden

Peygamber
etti.

kendisi de dahil oldugii halde ganimet mallarmi miisavat iizere taksim

Daha sonra ganimet mallarmm bee taksimi hakkmda


317. Giimriik Resmi.

ayet geldi^^^

Yukandaki vergilerden baka Islam devletlerinde alman vergiler cumlesinden olarak miifred-i mekis (cem'i miikus) adi ile anilan bir
vergi daha vardi ki, bugiinkii giimriik resmi gibi o zamanlarda da ticaret

mallarmm

nev'ilerine,

dengine

veya

sair

ekil

ve

hallerine

gore

tarhedilirdi^^^

318.

Mukataa Resmi.
Bir de

mukataa

resmi^'^'^

vardi ki, harac kabilinden bir gelirdir.

Bu

pek eskidir. Imam Ebu Yusuf un yazdigma gore Islam memleketlerinde mukataa (ikta') usulii, Islamlann eline girip maliki oldugunu iddia edecek sahibi bulunmayan arazinin, 6rii veya halifenin tensibine gore o^iirden daha ziyade bir aidat Beyt-iil-male almmak iizere arzu edilen kimseye verilmesi idi^^l
vergi usulii de

^^^

Sekizinci Sure, ayet 42.

Bu ayete

gc)re

ganimetin bete
cilt 2, s.

biri

Peygambere

ayrilmi^tir.

^^^

Medeniyet-i Isldmiye TdrihU


Mukataalar,
adi
ile,

cilt 1, s.

210;

99,

^^^

Osmanh

arazi rejiminde de yer almitir. Ikta', temlik ve iktS'-i istiklal

harac-i

daresinde
^^^

muvazzaf ve devam etmitir.

harac-i

mukamese'ye benzer
211, 212.

vergiler Irak'ta

Osmanli

I-

Medeniyet-i Isldmiyye Tdrihi,

cilt 1, s.

KONUINDEKSI
(Rakamlar paragraf numaralarini
gosterir)

A'yan lean 146


Akile 168

Beyyineler 297

Binadaki Kusurdan Dogan Zararlar 114

Akit 102
Akitler 97
Akitlerin

Boanma Mukavelesi (Muhalaa, Mubaree)


188
Tarafli Feshi

Tek

99
Cahiliye Devrinde Ceza Cahiliye

AlacaginTemliki 126

Ana 220 Ana Baba Bir Kiz Karde 218


Asabe 224 Asabe Maa GayrihT 227 Avliye(Avil) 229
Ayetlerde Riba' 107

Hukuku 266
Evlenme

Devrinde

Araplarda

ekillerinden Hitbe 169

Ceza Hukukunda Esir 66 Cizye314


gift IcareliVakif 262 Qift icareli Vakiflann Intikali

Ayn, Deyn 71

263

AyniHaklar70

Aynima (mUfarekat; veTalakl84


Azad Etme
(i'tak, itk)

D
Dava 289 Dava Ehliyeti 290 Davada Hasmin veya
DavadaTaraflar291

67

Azadin Hukuki Neticeleri 68

Vekilinin Huzuru 294

B
Baba 213 Baba Bir KizKardes 219
Baka
DeiTller 12

Davalann

^eitleri

292

Def 296
Diger Evlenme ekilleri 170
(Bi
gayrihi

Bakasi

Sebebiyle

Asabeiik

DigerHukuklardaRibr 108
Din 5
Din! Bakimdan 50

asabe) 226

Bey' ve ira' (Satma ve Satm Alma) Akdi 131

Divanlar310
Diyet 272

Bey'de Kullanilan Glguler 132 Bey'de Mulkiyetin


Bey'-i Mariz 140
fntikali

134

Dunyevi Bakimdan

Bey'-iBi-l-istiglall42

E
Ecel

Bey'in HususT Isimieri 139

Ma'lum Olmak Lazimdir 43

Bey' in artlan 133

Ecele izafe 42
Ecir 148

Bey'-ulVefal41
Beyt-ul-mal 237
Beyt-iil-mal (ilmUslimin) 311

Eda' 118
Eda' Ehliyeti 55

356

islam Hukuku

EhUyet 53 Eraval, A'mal ve Vucuh


Eserier 3
Esir

Hayvanlann Yaptigi Zarar 113


irketleri

156

Hidane(veyaHadane) 198
Hirsizlik280

gocugun Hukuki Durumu 64


Hukuki Durumu 63

Hibe(Ba|i) 150

Esir Haddizatinda Bir Maldir 65


Esirlerin

Hibedeivaz 151
Hibeden Rucu' 152
Hicaz ve Irak Ehli 19 HinnSnile Hacib 209

EvladEdmmel99
Evlad-i

Umm 215
Sonrasi
Fiili

Evlenme Ehliyeti 175 ve Oncesi Evlenme Muameleler 176

Hisbe287
Hiyar Hakki, MuhayyerHk 137 Hukuki Munasebetlerde Taraflann Taad-

dudU 129 HukukuiiTa'nfi28


Fahi

FMz 109

Hususi Hukuk,

Amme Hukuku 29

Fakihler7

HUkmi

Sahis 60

Far2Sahibleri211
Farz'da Yakin

Hukumet-i Adl 274

Kadm

Akrab Lehine TahdTd

Hukuin304
I

212

FasidNikahl83
Ferl
iktisib (Teiekk-ii-mulk)

77

Islah

(Tsbdil) ve Tenakuz 295

Fesh 122
Fikih 4
tare 159
I

Ibra 121

Gabin 38

icSb ve Kabulde Hukuk! lltizam Kasdi 104


icSre 144

Ganimet316 Gasb (Usurpation) 165


Gasibrn Mes'uliyeti 166

icareNev*ileril45
icre-i

Ademi 147
10

Gasibm Tazmtn MUkellefiyeti 167 Gayri Menkul Hukuku 90 Q^Menkul Uzerinde Irtifik Haklan 93
GirR^275

icmr

icra305
ictihad (Muctehidler)

13

ictihad Kapisi Kapali midir? 16


Ida' (Vedia)

GumrukResmi317

158

Iddet 194

H
Hacib (Hacb) 208 Hadd Cezalan 268

ifaii?
ihtimflar 17

ikaie 123

HaksizFiiim
Haksiz iktisSb 105
Haltfede Aranilan artlar 309

ikrah39
ikrar 130

lir 189

HapisHakki89 Harac315 Hata36


Havale 125

lmdmEbuYusuf22
imtoHanbel 27 imamKavli 15 imam MSlik (bin Enes

el

Eshabi) 24

Konu Indeksi imto Muhammed bin Hasan imam afii 26


Eseybani 23

357

Kiss (Talion) 270

Kiyasll
Kizlar 216

imto-i a'zam (Ebu Hanife) 20 trade ve Beyan 32


trSdeden
irs
irs

Dogan Bor^lar 103

Koca 222 Komu Hukuku 91


Kurgan 6
Kur'Sn Fikhm Ba Kaynagidir 8 Kufv 180

Mailed 206
Sebepleri 203

irtiddd 193

Hukukunda Noksaniiklar 269 Hukuku ve Diger Hukuklar 2 islto Hukuku ve Hukuk Tarihi 1
islto

islam Ceza

Lian 192

Isltoa Gdre Devlet 307

islamda Cezalar 267

M
Mala Kefaiet 163
Mallarm Nev'ileri 73
Mazbiit ve Mulhak Vakiflar 259

islamdaKaza284
islamda Mahkeme 286

isldmdaMal72 IsMmda Muhakeme Usulu 293 Islamda Nikah 173


islSmda Veraset UsulU 200

Mazbut ve Mulhak Vakiflarm Gelirleri 260 Mebfin Kabzdan Once Bey'i 136
Mecelle

30

tslamdan Once Arab Veraset Usulu 201

islamm Kabul Ettigi izdivac Yoilari 172 isiamm MUdlhalesi 171


istibdai

Mefkud 61 Mehr 177


Menkul ve Gayri Menkul Mallar 74
Mes'uliyet 111
Mes'uliyeti

256

istihsan21

Ref Eden Haller

17

istirdadllO
istislah
istisna'
iyi

Mevkuf 45
Mevle-l-atak228
Mevle-1-muvalat 235

25
143

Niyetin Himayesi 100

Miras Hukuku (Feraiz Hukumleri) 202


Mirasci Olmayana Vasiyyet 239

tzin

58

Mirascilar210

K
Kadi'larin Salahiyetleri ve VazTfeleri 285

Muavaza Zimnmda Riba' 106 Mudarebe irketi 157


Mukarr-iin-leh

Kadi'nm Takdfr Hakki 299 Kadinlarm Hukuki Durumu 62 Kanuni Temsil 56

Binneseb Alel Gayr Musa-leh Bima Zade Ales Stilus 236

ve

Mukataa 264

Kan 223
Karine 303

MukataaResmi318
Murisin Olumii
ile

204

Karz 149

Muvazaa 40
Muctehid Nev'ileri 14

Kasame 276
Katlde KisSs i9in

Amd arttir 271

Muddetler 47

KazS Bakimmdan 52 Kazif279


Kefaiet 160

Mufavaza Akdi ve tnan irketi 155 MUlkiyet ve HasSrm Intikali Am Yonunden islam Hukuku ile Modern Hukukun
Karilatinlmasi 135

Kefir in

Durumu

161

358

Islam Hukuku

Mulkiyet ve ZilyedUk 75
Mulkiyetin Himayesi 81

Rehin(Rehn)
Rehin,
iBir

82
Kari Almir

Rehin Satilmaya Salih Olmaiidir 85

Mulkiyetin Iktisabi 76 Mulkiyetin Zevali 78

Hak veya Aiacaga

Mulkten Gayri Arazi 95

86 Rehinde Kabz 84

Munasaha 233

Mumri Zaman 127 Mururi Zaman 96 Mumri Zaman Muddetleri 128 Musluman Olmayanlarm Hukuki Durumu
69

Rehinde Taaddi 83 Rehinden Intifa' Edilemez 88


Rehinin umulu 87
Rida' 182
Risalet 49

Mustagnen anih vakif 255

Rukn 46 Rud 5'^

Mui' 79
MUtevellT 252
Mutevelli

Olma artlan 253

SahThDede214
SahihNine 221
Sahih ve Tahsilat Kabiiinden Olan Vakif
Arazi 265

Mutevellinin Yetkileri 254

N
Nafaka 197
Nefse Kefalet 162

Selem 138 Su Hakki 94


Sulh 124 Asabelik
(Bi
nefsihi

Neseb 195 Neseb Cihetinden asabe) 225


NikahManilerilSl
Nikahta Aleniyet 174

SUkutun Beyan Oidugu Haller 33


Sunnet (hadis) 9

SunnetveBid'atEhii 18

Nuuz 196
ahadeti

Makbul Olmayanlar 298

O
OguiKizlari217

ahsiy5tin Zevali (Oliim) 59

arab urb-i hamr) Haddi 282


<

OsmanliiardaVakif258

art (cogulu urut, erait)

44

ekil Serbestligi 98

6
Olum Tarihi veya Varisin Bilinememesi 207 OrfveAdetlOl
0ur(Ur) 313

irketl54

ufaHakki92

Ta'zir283

R
Recm(recim) 278
Reddedilemeyen
Mirascilardan
Jki
ile

Tagrir37

Tahkim 305
Reddedilen
Blriemesi

Tahlif301

Smifm
ile

Takas 120

232
Reddedilemeyen
Reddiyye (Red) 230
Reddedilen
Mirascilarm Birlemesi 23

Taksim 80
Talakta art ve

Zaman

85

Talakm Tefvlzi 187


TalaktimRic'atl86

Konu indeksi
Tarif(Vakif)242
Varisin Sag Olmasi arti 205

359

Tazminatlld
Tefnk 191 TekicareHVakif261
Tevatur 300

Vasiyyet 238
Vasiyyeti Tenflz i9in Vasi Ta'yini 241

Vasiyyetten Riicu' 240

Vekalet 48
Vekaleti

Olmadan

Bakasi

Hesdbma

U
UIu-1-emr 308

Tasarruf 164

Velayet 178
Veli(veliyy) 179

UmraveRukbalSS Umumi Hiikumier 3


Umumiyet
Itibariyle

41

VUcub Ehiiyeti 54 Vucub ve Eda Ehliyetindeki Anzalar 35

Uzuvlara Kari Cinayetier (Cerhler) 273


Yargi Dairesi 288

Vakfa Ait Davalarda Mururi Zaman 257


Vakfedilen

Yazi
ve

ile

Beyan 34
(kat'-ut-taiik)

Vakifm

Malm Muayyen, Ma'Ium Mah Olmasi Gerekir 250

Yemin Usulu 302


Yol kesme
281

Vakfm Amaci 244


Vakfin Hukuki Mahiyeti 245

Vakfm Vakfm
Vakifm

Tarihi 243
Tescili

Zarara Riza ve Muvafakat 115

246
25

Zekat312
Zevi-l-erham 234

Vakif ve Mevkuf-un-aleyh'in Sartlan 248


art

Koyma Hakki

Ziharl90

Vakifta Mevkuf-un-aleyhin Aliaha Yakla-

Zina277

ma ve Ibadet Nev'inden
Vakiftan Rucu' 247

Olmasi 249

KAVRAM INDEKSi
(Rakamlar sayfa numaralarini
gosterir)

Abid 79 Abik 80
Acir 179

Aninkarin 150

Ana 264
Arazi-i amire
1

17

A9ik

(cell) kiyas 23,

38

Arazi-iemMyye 115
Arazi-i

Adamic^
Adet 124

184

emMyye-i mevkufe 116


352

Adedi (madud adediyat) 161

Arazi-i harSciyye 115, 116,


Arazi-i havz 115

Adi beyyine 340

Arazi-i
Arazi-i Arazi-i

mahmiyye 116
memleket 115

Adigedik309
Ad!vakiflar296
Adile 272

memluke 117
mevat
17

Ar^i-i metruke 116


Arazi-i Arazi-i
1

Agnat 269

Ah lehUma 253 Ah li ebeveyn 253 Ah li iimin 253


Ahbas' 287

mevkufe 116

Ara:a-i miriyye 115

ArazT-i miirfaka 113


ArazT-i uriyye 115

Ahid244
Aile vakiflari 296

Ariyet 92

Asabe 246 Asabe maa gayriM 270


Ashab-i feraiz 245
Asil

AkarlcirilSO
Akiie 192

Akitll9, 127
Akit irketi 194

200

Asl-i meyyit

269

AIacagmTemlikil53
A'mal
irketi 193,

Asliiktisab96

195

A'ar 350

Amd ile katl 32, 248


Amel Uzerine
Amelier'i9
icar

A5ir349,350

180

Av^nz vakfi 295


Avil 273

Amil 349, 350

Avliye 272

Amml24 Amme hukuku 46


Anikrann 150

A'yn91
A'y3nicSnl84
Ayib 171

362

Islam Hukuku

Ayise 234

Bint 251, 253, 257 Bint ul ibn 253, 255


Borglar 48
Blilug haddi 74

Ayii91

Ayni haklar 48

Azad

82, 83,

84

Azimet21, 65

B
Baba 257
Bagi 188

Cabi349,350
Cahiliye 247

car

HI

Bain talak 228


Balig (reid) 70

Car-imulasik 112
Cariye 79

Baras (uyuz hastaligi, abrahk) 232


Bakasi sebebiyle asabelik 272
Batil
fiil

Cebii (zarun) takas 148

Ced 247
Cedde 246
Cedd-i fasid 252

66
180

Batil icare

Batminkita'19
Bayi' 160

Cedd-i sahih 252

Ceddin

fer'leri (cuz'-i ced)

268

Benat 252, 257


Ben-ul ahyaf 252
Ben-ul
allat

Celd 323

Celde317,323
Ceii(a5ik)

252

ayas38

Ben-ul ayan 252


Bey' 160

Cenin 69

Cerh317
akdi 159

Bey' ve

ira'

Cihat312 Cihet312
Cihet yakinligi
ile

Bey'-iina' 174

Bey'i

manz 174

tercih 281
in nefis

Bey'-i sarf 160

Cinayet fima dun

317

Bey'-ul vefa 175


Bey'-i .bi-1-vefa 176

Cinayet-fin-nefis 317

Cinnet

(delilik)

232

Bey'i

bi-1-istiglal 176,

305

Cizye351

Beynunet 228
Beynunet-i kubra 229

aranlll
Cuale 126
Cu'l 126
Ciiz-i

Beynunet-i mugallaza 229 Beynunet-i sugra 229


Beyt-ul-mal 285, 349

eb 269

Cuz-i ced 269 Cuz-i meyyit 269

Beyyine 340
Beyyinat 340

Cuzafen 161

Bi gayrihi asabe 267 Bi nefsihi asabe 267 Bid'atehli32


Bid'rtaiak229

Cuzam

(miskinlik hastaligi) 232

gift icarelivakif

306

Binadaki kusur 143

Kavram Indeksi

363

D
Daman 56
Dar
ihtilafi

Eda'-imahz-ikamii 147
Eda'-i mahz-i kasir 147

248, 249

Edaya benzer
Edilie 9

surette kaza 147

Dar-ul-harb 86

Dava 334 Dava


ehliyeti

Ehadis 18

334

Ehli vakiflari 296

Davudiyye mezhebi 32
Dayin 125

Ehl-ivezaif312
Ehl-i

zimmet 87

Dede 252

Ehli yet 68

Def 339
Define 96
Defterdar 76

Erne 79

Emin-i beyt-ul-mal 76
Emir-til -mii'minm
Erar-i

347

Dehakin 349, 350


Delil 9

makzi 338

Emvaiirketi 193, 195


ile tercih

Derece yakmligi

283

Emval-i muhaccere 287

Derek 107
Devlet 348

Erikka79
Er 322

Deyn91, 125
Din
ihtilafi

Eshab 18
Eshabi fetva 28

248

Dirayet-Ul hadis ilmi

20

Eshab-i tahric 29

Divan 349
Divanur ahbas 287
Diyanet 67

Esir79, 80, 81

Eya hakiari 48
Eya-i ribeviyye 125

Diyet315

Eya-u

sitie

125

Duhul219
Diiyun 91

Ethar32

Evkaf287
Evlad edinme 24
Evlad-i

Duyun-i maraz 242 Duyun-i sthhat 242

umm 252, 255

E
Eb251
Ebdanirketi 195

Fahimizl33
Fdhi gabin 55 Fahi ecei 59

Ebeviyat 252
Ecel 58, 59
EcTr-i has

Fakih 9
Farig 305

331

Ecir 126, 179, 184

Farz65
Farz sahibleri 253
Farz-i ayn 65
Farz-i kifaye 65

Ecrl79
Ecr-i misil 179 Ecr-i miisemraa 179

Eda' 147
Eda' ehliyeti 68

Fasidbe/ 163
Fasid
fiil

66

364

Islam Hukuku

Fasid nikah 225 Fasid nine 252


Fasid icare 180
Fazl ribasi 130

Gunmik resiioi 354

H
Haber-iahadl9,31
Haber-i vMiid 19

Feinehidu 323

Ferag bedell 305


Peril bi-1-vefa 305
FerSg-bi-l-istiglal 117,

Habs 283

Hacb 250
305

Hacb-ihinDan251
Hacb-i noksan 25

Feraiz 10, 47, 245 Feraiz ashabi 246 Feraiz ilmi 10 Feraiz sahibi 245
Fer*i iktisib

Hacib251

Hadane 23S

Hadd315
Hadis 18

98

Fesh 149
Fikih 8

HadTs ehU 33, 35

Hadis-inebsvilS

Fidye 353
Fiii

Hafi(kapali)kiy^23,39
Haitlll
56
Hakik! dir
ihtilafi

18

Fiiir tasarruf

249

Fuzuir61

HaksizfiillSO
Halife 347

Halitfihakkilmebr 112

Gabin 93

HaHtfineMlmebr 112
Halvet 219

GaUe92
Ganaim 353
Ganimet 353

Hamll59
Hanbeli 32

Ganm

125

HanefT32
Hapis hakki 109
Harlc-i

Garka250
Gasb 208, 209, 210
Gasb damdni 209
Gasib 206

mukaseme

352,

Harac-i muvazzaf 352,

Harlm'65

Gayiriazimakit66
Gayri ma'kul misli Gayri muhsan 324
Gayri mutbik71 Gayri menkul 94 Gayri miilci ikrah 56
ile

Harbt86
kaza 147

Harka250
Has
ecir

184

Hasm-i mtitevari 338 Mass 124

Hata53
Hatailekad248,320
Hata mecrflsina
crt katl
katl

Gayri mun*akid' 66

Gayri nafiz 66

248

GcdikusulullS
Gurenia91, 125 Gurre 69, 322

Hatiya benzeyen

320

Hatip211
Havai gedik 309

Kavram Indeksi
Hukiiin 344
yaptigi zarar -92

365

Havale 152

Hayvanlarm

HuUe

227, 228

Hayz 32
Hayz
ile

Hukumet-i adl 322


iddet 233

Hedma250
Hidane 238
Hirsizlik

Innin 232
Irak ehli
Islah

326

34

Hitbe211,218
Hiyar hakki 169
Hiyar-i ayib 170, 171 Hiyar-i Hiyar-i

34

Ikta' 353,

Ikta'-iistiklal353

bulu|221
itik (itk)

221
iare

Hiyar-i idrak 221

198

Hiyar-i istihk^ 170, 171


Hiyar-i meclis 170
Hiyar-i

ibaziye mezhebi 33
ibda' akdi 196

nakd 170

Ibn251
tbniyye 253
ibra 149
ibr-i iskat

Hiyar-iru'yetl70
Hiyar-i art 170, 172

Hiyar-ita'yini70, 171
Hiyar-ivasif 170, 172
ffibe 188

149 149

ibra-i istifa

icab 127

Hibe'^.eivazl89

icarl83
icare92, 179, 181

Hibeden
Hicaz

riicu'

190

ehli

34

ic^e-iadeinil78, 184
icare-i vahideli (tek icareli)vakif 306

Hicret246

Hnell9
Hilf244
Hisbe 333

icare-izem!nll7, 312
icareteynli (gift icareli) vakif 306

tcma9
hacb 254

Hirman

ile

icmaen selem 178


icmr-i Ummet 253
icra347
ictihad 25
Ida' (Vedia) 196,

mtanlll
Hiyanet muhayyerligi 174

Hubus 287

Hud'all9

197

Hudud315
Hukuki tagyir ve
Hulefa 347
karitirriia

iddet 233

97

idaresi

mazbut evkaf 302

tfa48
ifta24
ihtisSb agasi ihtisab emini ihtisab nazin

Hususi hukuk 46

Huccet 332
Hukiriiihtilaf249

333 333
333

Hukmi

ahis 75

Hukmivakiflar296

366

islam Hukuku

ihtisas-ihaciz9i
Ihtiyari takas

lstinkah214
istirdac
Istis'a

148

137

ihtiyat

muamelesi 68

83

Ikale 150

istishab
istihlah
istisna'

77

ikrah 55
ikrar 157

43
177

Ikraz 186
iktisabi miiruri
Ila'

t*tak

82

zaman

154, 155

itk

82

230

i'tidad

234
ahdan 212

MhihadislS

ittihaz-3

riam332
ilka

iyas ya^i
izin

234

ulhacer 174

74

ilm-i fikih'

imam Ebu Yusuf 39 imSm Muhammed bin Hasan Eeybam 40 Imam M^lik 40 imam afu 43 imam Hanbel 45
imamiyye mezhebi 34
Imam-i a'zam (Ebu Hanife) 35
imSm-iil-muslimin 347
inan 194
indnirketi 194
irde 50
irade-i cuz'iyye
Irs irs

K
Kabul 27

Kabzl06, 169
Kabz-i kamil 99

Kabz-i kasir 99 Kabz-i nakis 99

Kadi 331, 333, 342

Kadihk 332
Kamil eda 147

Kamil

shliyet

70

Kami! kabz 188

70

Kamil

misli

ma'kul (misli ma'kul-i kamil)


kamil) 147

246
maniMeri 248

ile kaza, (kaza-i

Kanum

temstl 73

trsadll6
irsm 19
irtidad

Kapaii (haft) kiyas 23, 38

Kanne 344
Karine-i katia

233

344

irtiMn 105
iskati miiruri

Kam31
zaman 154
Karz 156

tslamdamkah214
isnad 19
tstiare'

Kasame 322
Kasir ehliyet 70 Kasir eda 147
Kasir
riisii

198

istibda' istibdal
isticar

nikahi212

ma'kul (misli ma'kul-i

kasir) ile

300

kaza, kaza-i kasir 147

179

Kassam mahkemesi 333


Kat'-i ;arik

istihsSn
istikraz
istilad

38
186

327
kesme) 327

Kat'-Ut tarik (yol

83

Kat'italak227

Kavram tndeksi

367

Kat'T ferag 305


Katil

Komu hukuku
KudsihadislS
Kur'an 12

1 1

248

Katil317

Katl317
Katla250,3i7
Kavl 18
Kavii tasarruf 56

Kurb-i derece 252

Kuru (hayiz)

ile

iddet

234

Kutta'-itank327
Kuvvet-i karabet 252
Kiifv

Kayyim 74
Kaza
67, 147,

220

332

KuUiorf 124

Kaza-i istihkak 344


Kaza-i kamil 147

Kaza-i terk 344


Kaza-i kasir 147

Lakit97,242

Lazim 66
eda 147
Levirat2l3
Lian 232

Kazaya benzer
Kazif3i5

surette

Kefalet 127, 199

Lukata 97

Kaziyye-i

muhkeme 338
200

Kefaiet-bid-derek 103,
Kefalet-bil-mal

M
Maa gayrihi asabe 267 Madud adediyyat (adedi) mal
Magsub 206
Magsub-un-minh 206
160

200
200

Kefalet-bin-nefs
Kefil 138

Kelale 258

Keyli (mekilat) mal 161

Mahcub251
Mahkumiin aleyh 344 Mahkumiin
bih

Kinn 79
Kiraz 196

344

Kisas314,317
Kismet-i cem' 101
Kismet-i ferd 102

Mahkumun leh 344

Mah tube 211


Makruz 186

Kismet-i kaza 101

Makt213
Makti213

Kismet-inzdlOl
Kismet-itefriklOl

Maktul317

Kiyas

9,

22

Mal

91, 193

Kiyemi mal 95 Kiymet 160


Kiymetli madenler 96
Kizlar 258

Mala kefalet 201


Malik 95
Maliki mezhebi 32

Ma*murarazi 117

Kitab9
Kitab-i

Mansub
hukmi 336

mutevellT 298
vast

Mansub
195

286

KitabUlkadi ilelkadi 336

Masnu' 177

Kredi ve

itibar irketi

Ma'tuh71

Koca 267

Ma'tuhmumeyyiz71

368

islam Hukuku

Mazbutvakiflar302

Mevkuf 60,

56

Mebr

160

Mevkuf bey 164


Mevkuf-un-aleyh 287

Meceiie 47

Mecnun 71
Me' cur
179, 181, 182, 183

Mevla 80
Mevle-1 muvaiat 220, 283
Mevle-1-atak 84, 220, 272

Medyun 125
Mef^rad 77

Mevzu' hadis 20

MeMgun bih 305


MefrugUn
leh 305

Mevzunat

(lezni)

mal 160

Mezalim 333

Mehr 219
Mehr-i misil 219 Mehr-i miisemma 219

MezrQ

(zer'O

mal 160

Mezniat (zerT) mal 160

Me'zun 75
Mj^as246
Miras hukui:u 243, 246

Mekful-un-anh 200

Mekful-unbih200
Mekful-un-leh 200
Mekilat (keyli) mal 160

Miras

irketi

100

Mir! vakif arazi 116


Misli mal 95
Misli ma'kil-i kamil 146 Misli ma'kiil-i kasir 147

Mekruh 65
Memalik 79
Memalik-i hizmet 82 Memalik-i
ticaret

82

Muaccel mehr-i miisemma 219


Muaddun-li-1-istiglal 181

Memluk 79
Memlukarazt 115
Menleh-ul-kisas318

Muahat 244

Muahhar 339
Muallakkeealet200

Mendub 65
Menkul mal 94

Muamelat ^7

Merhunl05
Mes'ele272
MestlhakkillS
Mes'uliyet 139, 145
Me^fii' 111

Muar 198
Muavaza 129
Mucer 179

Muck

179

Muda' 197
Mudarebe$irketil91,195
Mudarib 195

Mefuunbih 111
Mehud-un-aleyh 340

Mehud-un-bih 340

Mudr

197

Me^hurhadis 19
Me^rutiyet iizere mutevelli 297

Muhaddis 20

Muhakale 74
:

Merutun leh 287

Muhakeme Usulu 336


Muhalaa, 63, 230
Muhaliin aleyh 15

Meunet 300
Mevali 349, 350

Mevhub 188

MuhalunbihlSl
Muhalunlehl51
287
Muhassil 349

MevMb-un

leh 188
vakif)

Mevkuf (mahall-i

Kavram Indeksi
MutalHk227
Mutbik
tasaiTuf 71

369

Muhayee 102
Muhayyerlik 169

MuhiilSl
MuhtailSl
Muhtesib 333

Mu*tedde234
Mutlak bey' 160
.

Mutlak haklar 89 Mutlak havale 152


Muttasil hadis 19

Muir 198
Mukallidin 28

Mukaraza 196
Mukarinuyii' 180

Muvakkatkefalet200

Muvasebe 112

Mukarnin-bih 157

Muvazaa 57
Muvazaah
Mucbir 55
MiictehedUn fih 26
ferag 305

Mukamin-leh 157
Mukarriin-leh binneseb alel gayr 253, 285

Mubaree 230

Mukataa 3 12, 117,353, Mukataa resmi 353 Mukataah


arSzt

117

Muctehid

9,

26

Mukataali miisakkaf vakif 313

Muctehid fi-1-mes'ele 27

Mukataah mUstagai vakif 3 13


Mukataali vakiflar 306

MUctehid fi-1-mezheb 27
Muctehid
fi--er'

27

Mukayaza akdi 160


Mukayaza bey'i 161

MUctehid-i mutlak 26

Muddea334
Miiddeaaleyh 334

Mukayyed havale 152


Mukirr 157

Muddeabih 334

Mukriz 186

Muddei334
Muddetler61

Munabeze 174
Murabaha 174
Murdia 224
Muiis 246

Mudebber

esir

84

Mueccel mehr-i museimna 219


Miiekked 114
Mufarekat 47

Mursad usulu 306


Murtezika312

Mufavaza akdi

87, 193, 194

Musa-bih284
Musa-leh284
Musa-ieh bina zade
ales stilus 253,

Mufred-i mekis 353


Mtikari 179

285

MUkateb 84

Musaleh-Un-aleyh 150

MiMtebe 84
Miikus353

MusMeh-un-anh 150
Musalih 150

Mukreh 55
MUkreh-tin-aleyh 55
Miikreh-un-bih 55

Musakat 184

Musi 284

Mut'anik^i212
Mu'tak83
Mu'lik83
Mutallaka227

Mukrih 55
MUkteseb
arizalar

53

Mulaane 232

Mulamese 174

370

Islam Hukuku

MUIcT ikrah 55

Mustakar gedik 309


MUstakri^; 186

Mulhak vakiflar 302, 303, 305

Mulk91 MulkgedikllS
Mulk-i mal 95
Mulk-i menfaat 102

MUstasnt' 177

MUstear 198
Mlistearrshin 106

Muste'cer 179
Muste'cei'unfih 179
Muste'cir 179, 184

MUIk-i rakabe 102

Mulk-i yed 95
Mulk-iil

amme

110

Muste'min 88
Mustebdi 196
sagir 71

Multekit 97

Mumeyyiz olmayan
MUn'akid 66

Mustefre^e 80

Mustefti33i
Musteir 199
Miistes*! 33

Munakehat 47

Munasaha 280
Muneccez Muneccez
talak

229

Miistesna evkaf 303


MustevdE.' 197

kefalet

200

Munkati' hadis 19

Mustevlede 83

Munkati'-ulahir295

Mua' 100,188

Munkati '-ul evvel 295

Murif3C2
Muterek
Muteri
1

Munkatr-ul vasat 295

ecir

84

Murahik 75
Murahika 75
Mursel hadis 19 Mursel kefalet 200
Miirsel-un-ileyh
Mtirsil

50

Miiteahhir metin sahipleri 28

Mutebayian 160
Mutekellim
ale-1

vakif 298

64

Mutevatir 19
Mutevelli 76, 297, 349, 350 Mutevelli kaymakami 298

64

MUrtedd 233
MUrtedde 233
MUrtehin 105

Muttehize-ihadm212
Miivekke^un bih 62
Mlivekkil 62

Mururhakki 113
Mururi zaman 117, 153, 301

Miizabene 174
Mlizaraa 184

Musakat 183

Musaveme 174

Miizan' 184

Musemma

160

Miisevvegat-i er'iyye 160, 286

N
Nafaka238,283
Nafiz 66

Miisevveg-i

er'i

160

Miislem-un-fih 173 Muslem-iin-ileyh 173

Nakis ikrah 56
Nakil gedik 118

Muslim 173

Musned 19
MUstagnen anih vakif 300

Na5ize237
Nazirul' ahbas

287

Kavram tndeksi
Nefaz 49
Nefsekefalet202

371

Recm (Recim) cezasi 324


Reddiye
(red)

272

Neseb 244, 246

Rehin (rehn) 105 Rehin 105


Resul 64
Re*s-ul-mal 196

Neseb cihetinde asabelik 268

Neseb

hisimligi

246

Nesh

16.

324

Nesie 172
Nesieribasi 130

Re'y23,35
Re'yehli 35

Nisif252,254

Rikk 79
Rikk-i nSkis 79

Nikah 246, 248


Nikah-i Bedel 212

Rikk-ivafir79
Riza'i (ihtiyari) takas 148

Nikah-iHadm212
Nikahta aieniyet 215
Nisbi haklar 90

Riba' 119,129

Ribah92
Ric'italak227, 229

Nisyan 53

Nizamh gedik 309 NUuz 235

Rida'224
Risalet 64

Rivayet-ul hadis ilmi 20

O
ObUgasyon 48, 125
Ogul
kizlari

Rubii*251,254

Ruhsat2i,65

258

Rukba 191

Rukn61

O
Olenin babasmin
Oienin
fer'leri (ctlz'-i ced)

Rud 74
268

fer'leri (cuz'-i
(asl-i

meyyit) 268

Olenin usulU

meyyit) 268

Sabi69,71
Sadaka-i miineffeze 293

Orfl24
6ur 350

Sadaka-i vasiyyet 293

P
Perhiz yemini
(ila')

Safka 127

230

Sagir71

R
Rabb 95
Rabb-ul arz 184
Rabb-iil-mai 195

mUmeyyiz 71 SahblS
Sagir-i

sahib 18

Sahibeyn 39
Sahih
fiil

6S

Rabb-us-selem 173

Sahih ced 253 Sahih dede 256 Sahih icare 180 Sahih nine 252, 255, 264

Radr 224
Rahin 105

Rakabe 92

Raktk79,248

Sai349,350
Saiy83

Rakjka79

372

islam Hukuku

Sakf 110

ak!ka255,261
arab haddi 328

Sakit(duen)251
Salisen karabet kuvvetiyle tercih 283

art59

Sanayi ve tekabiil
Sani' 177

irketi

195

art-ikfc59
ebih eda 147

Sebep olma
Sefih 72

suretiyle katl

320

ebihamdilekatl319
ecac 32z ecc 322
efT' 111

Seiem 172
Semavi
arizalar 53

Semen 160
Semen-i misil 160
Senet 19

er'9
eriat

er'!vakiOar296
erait

Seraya 80
Serf 80

59

ibh-i

amd

ile katl

248, 320

Seniyye 80
Seyyid 80
Seyyide 224
Siaye, 83

irbhakkill3
irket 191
irket-i akit (akit irketi) irket-i

193

mal 100, 193

SiflUO
Sulbiyye 253, 257

irket-imUik97, 100, 101,193

ufahakkilll
urta 332

Sulh 150
Sudtis

254

uhud340
urb-i

Sukut51
Sukuti icma' 21

hamr 328

urut59

Sulus 254

Sumsan254 Sumun251,254
SUnnet9, 18

Taaddi 50, 119,209

Taaddidamto210
Taarruzui def dav^si 336
i

Sunnet ehli 32
Sunni 32

Tagrir 5^

Sunn! talak 229


Synallagmatik akitier 127

Tahkim347
Tahkim-i hai 344

Tahirf343
Tahric eshabi 28
afii

32

Tahrimi mekruh 65

ahadet 340
ahadet aleahade 336
ahadet-i hisbe 334

Tahsm 25
Takas 148
Takiir 1

ahid 340
ahsiyetin zevdli 75

Taksim 101
Takyid 84
Talak 225

akik 255, 262

Kavram Jndeksi
Taieb"i
Taleb-i

373

husumet 112

U
Udul 332

muvasebe 112

Taleb-itakiirveihadll2
Talion(kisas)317

Vdyki damani 209


Uhtlehtima253,261

Ta'liyehakkilia
Tarn ikrah 55

UhtU-eb251,253,260
Uhtliebeveyn 253,261

Tapuyi mislT 246


Tarafeyn 39
Tarik-i gayri nafiz
Taiik-i nafiz 110

Uht
110

li

Umra 253

Ukubat47
Uiuvv 110

Um-l-emr 347

Tasvib 25

Umra

191

Tatlik227
Tazrainat 144
Ta'zir 328

Umuma ait mtilkiyet (mtilk-izl amme)110


Uruzicari 180
Usul-i fikh ilmi 9

Teamul 124
Teariif

Usurpation 206

124

Ur(Gur)350

Teba-i tabiin 19

Tebenni244
Tedbir 84

Umm 251, 253, 265


Umm-i veled 83 Ummiyat 252

Tefnk231
Tekicarelivakif306
Telcie 57

Telekk-il-mulk 98

Temlik305,355,353
Tenakuz 339
Tenciz 229

Vacib 65
VScibat 125

Vahib 188
Vakfin cabisi 298

TenezzUh mutoelesi 68

Tenzihimekruh65
Tercih eshabi 28

Vakfm

naziri

298

Vakif 287, 292, 296

Tesebbuble

katl

250

Vakif287

Tesem80,214
leva 151
Tevatur 343

Vans 246
Vasif muhayyerligi 172

Vasita'yini287

Tevatur beyyinesi 340


Tevkii 62

Vasi-imuhtar285
Vasiyyetler (ensiya) 242

TevHye 174
Teviis

Vaty218
Vazge^ilebilir talak 227

246

Tilavet

324

Vazi'a 174

Tuhr32

Vazife 312

Vecibe 125

Vedr 197

374

islam Hukuku

Vedia 197

Yed-i nikah 95

Vefa'enbey'i76
Vefa-en fertg 176
Vekalet 62
Vekii 62
Vekil-i

Yemin 58
Yemin-i
Yesir 59 Yesir 5cel 59
Yesir gabin 55
istihzar

343

muahhar usuiu 339


220

Vela (kUentel) 84, 244, 246


Vela-i muvaiat

Yol kesme 327

Velayet71
Velayet-i ahd 349

ZShir inkitaU9
Zahiriyye mezhebi 32
)

Veled-i tiimn 252


Veil
(

cem'i evliya

220

Zani323
Zaniye 323
Zaruri takas 148

Veil 71

Veliahd 349
Veliyat 220

Zekat 350
Zer'i mezru, mezruat) 161
I

Veliyy-idem318
VeliyY-ikatii318, 322

Zevc:>i 1,268

Veliyy-ikisas318
Veraset 246

Zevce211,269
Zevi-1-erham 246, 282

Vezaif312
VeznT (mevzunat) 161

Zeydiyye mezhebi 33

Zihar231
Zifaf218
Zilyedlik95

Vucub

ehliyeti

68

Vucuhirketi 193, 195

Vticuh-ivakif287

Zimiret 68
ZimiKi 69, 87

Zina 323

Yazi

lie

bey^

52

Zi-ratim282

Yed-i emanet 95
Yed-i mubtile 95, 206

Zufaf218

Zunub 328

Yed-i muhikka 95

You might also like