You are on page 1of 151

Harflere Blnm Zaman edebiyat haritasnda gezintiler

Ayfer Tun

Harflere Blnm Zaman edebiyat haritasnda gezintiler Editr: Cem Uan Srm: ubat 2007 Tasarm: Murat Glsoy 2007 altkitap Yaptn tm yayn haklar sakldr. Tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda yayncnn izni olmakszn hibir yolla oaltlamaz.

Ayfer Tun 1964'te Adapazar'nda dodu. stanbul niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi'ni bitirdi. niversite yllarnda eitli edebiyat ve kltr dergilerine yazlar yazmaya balad. 1989'da Cumhuriyet gazetesinin dzenledii Yunus Nadi yk Armaan'na katld, Sakl adl yaptyla birincilik dl ald. 1999-2004 arasnda Yap Kredi Yaynlar'nda yayn ynetmeni olarak grev yapt. 2001 ylnda yaymlanan Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek adl yapt, 2003 ylnda yedi Balkan lkesinin katlmyla dzenlenen Uluslararas Balkanika dl'n kazand ve alt Balkan diline evrilmesine karar verildi. Ayn yapt 2006 ylnda Arapa'ya evrildi ve Suriye ve Lbnan'da yaymland. Tun'un 2003 ylnda, Sait Faik'in yklerinden hareketle yazd Havada Bulut adl senaryosu filme ekildi ve TRT'de gsterildi. Kitaplar: Sakl (yk, 1989, Cem Yaynlar); Kapak Kz (Roman, 1992, Simavi Yaynlar); kiyzl Cinsellik (Aratrma, Oya Ayman'la birlikte 1995, Altn Kitaplar); Maara Arkadalar (yk, 1996, YKY); Aziz Bey Hadisesi (yk, 2000, YKY); Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek (Anlat, 2001, YKY), TaKat-Makas (yk, 2003, YKY); Evvelotel (yk, 2006, Can) ve "mr Diyorlar Buna" (yk-anlat, 2002, altkitap.com)

nsz
Haritadaki Adaya Varmak Cem Uan ... harita nedir? Btn bir dnya, insanln tapusu, hayatn ve hayatlarn tamam, gemiin ve gelecein snrlardr. nsann varolduu yer daima bir harita iindedir, evrendeki yerimizi harita resmeder. Haritadaki adaya edebiyatla varmak, btn bir hayat edebiyat araclyla okumak anlamna da gelir... Yaz beni her zaman artr. Hele edebi bir yaz sz konusu olduunda aknlm daha da artar. Sevdiim bir metni okuduumda beni etkileyenin ne olduunu sorgulamaya alrm srekli. ster kurmaca olsun, ister gerek dnyaya ait bir eyler anlatsn. Merak ederim. Yaznn insanlarn zihinlerinde brakt farkl etkilerin gizemini... Her okumann ardndan yeniden oluan dnyalar... Yazarn zihninden geenleri... Her sanat eseri gibi edebiyat da karsndakini dntrr, artk okumaya balamadan nceki biz deilizdir nmzde duran sayfay evirdiimizde. Hele gerekten keyif alarak okuduumuz bir eserse bu, yazarnn gitmemizi istedii yerlere gider, grmemizi istedii eyleri grr, inanmamz istedii sahneleri yaayarak inanrz. Yazarn, bazen bilinli bazen farknda olmadan, bize gsterdii dnyada kaybolmay bile seve seve gze alrz. Belki de edebiyatn bende yaratt aknln temelinde bu teslim olu yatyordur. Teslim olutan bahsederken bunun koulsuz olduunu iddia etmeyeceim tabii ki. Ama her okurun kendini karlksz teslim ettii yazarlar olduunu dnyorum. (En azndan benim var, bunu syleyebilirim.) te Ayfer Tun bu kez kendi edebiyat haritasnda dolatryor okuru, akc, samimi diliyle teslim alyor, isteyerek brakyoruz kendimizi. Harita zerinde ynmz kaybetmememiz iin bir pusula grevi gryor. Zaman ierisinde karlat kiileri bizlerle tantryor. Bunu yaparken farkl kimliklere brnyor: Bir okur olarak, kendi okuma tarihinin baz duraklarna ksa ziyaretler yaptryor. Bir yazar olarak edebiyatn besleyen damarlarn ipularn veriyor. Bir okuryazar olarak ona dokunan hayatn iinden okura sesleniyor. Herkesin haritasnda bir adas vardr, bir gn varmak istedii... Herkes farkl yollardan ulamak iin abalar. Kimi ksa yoldan satn almak ister, ada sadece bir aratr. Kimi hayal etmekle yetinir, bu yeterlidir onun iin. Kimi de yalnz o aday hayal etmekle kalmaz oraya edebiyatla varmak ister, Ayfer Tunun dedii gibi. Bu kitap onlar; okurlar, yazarlar, okuryazarlar iin...

Harflere Blnm Zaman edebiyat haritasnda gezintiler

Okuryazara dokunan hayat 3Geen Gn mrdendir 6Vakit Bulmal Kurtarmak in Gelecei 10Amerika Korkusu 15Ge Kalm Bir thaf 17Samimiyet Fazlas 19Evlat Olmaktan Hareketle Annelik 22Endstriyel ve Sanatsal Bir Malzeme Olarak Domates 24Kediler, Kpekler ve Edebiyat 28Geilen Bir Mekn stne Fikir Uuu 32Yaz Tatili: Zamann Katili 35Yolculuk Okuryazarlar iin 40yk Edebiyatn Gayri Meru ocuudur 42Teekkr Ederim Anne 46Yaptn n Yazarn Aarsa 50Biyografiler Adalet Datr m? 52Kitap leminde Familyalar 55Dnya Bana Dokunuyordu 58El Yazs 60Emek, Umut, Yarn 62Kitap Kutsal Bir Nesne Deildir 64Ktphaneleri Sevmem 66Yazarlk Meslek midir? 68Okur, Yazarsa 70Fni Dnya, Fni Edebiyat 72Okur, Yazara Bask Yapma 74Pasif Okurdan Aktif Okura 75Tefrika Meselesi 78airler iir Yazyor Ama 80Bilgi antas 82Nemeek

Yazarlar Hakknda 85Ouz Atay: Bir Tr DNA 89Ben Asrmda Yalnzm 93Byk Ulus Byk Edebiyat 97Seniha, Cemal ve tekiler 99Evcimen airin Evcil iiri 101Haritada Bir Nokta: Ada, Anlat, Varolmak 107(Flneur) Sait Faik 111Karanlk Bahenin Grkemli Aac 118Annelerin Dayanlmaz Arl 124renmenin Enis Baturu 126Deirmen Dner Sra Kk Durur 135Cline Hayatmz Deitirebilir mi? 137Cline ve Ktlk 139Gidenlerin Tm Nasl Haksz Olabilir? 141Freud ile Benjamin

Okuryazara Dokunan Hayat

Geen Gn mrdendir

Derler ki, hattatlar uzun yaarlar, nk yazarken bir hata yapmamak iin nefeslerini tutarlar. nsan mrnn, ilahi gcn insana bahettii sayl nefesten ibaret olduuna inananlar iin her an alp verdiimiz nefes, mr belirleyen bir zaman birimidir ki, bu durumda zaman adlandrmak, blmek ya da iaretlemek iin kullandmz kelimelerin hibir anlam yoktur; her nefes son nefes olma ihtimalini tar ve son nefesin tutulabildii lde mr uzar. Bu da son nefesin son saniye olmad anlamna gelir. Sz biraz dolatrmak durumundaym, nk herhangi bir birimle snrlanm zaman paralar beni pek etkilemez. Yirmi drt saat ya da zaman lmeye, adlandrmaya ynelik her trl birim plak kavram iken bana ok matematiksel gelir. Matematik, bir yanm heyecanla ilgilendirir ama dier yanma gre stnl yoktur. ocukluk ann etkisiyle olsa gerek, yl benim iin ocakta balamaz. Yeni bir yl 1 Ocakta balatamayan bir kii iin gnn anlam ne olabilir o zaman? Elips biiminde olduunu rendiimiz dnyann hem kendi evresinde, hem dier gezegenlerle birlikte gnein evresinde dnyor olduu bilgisinin zihnimde yaratt i ie elipsler her trl zaman biriminin -gnm, aym, ylm- bizim dmzda bir ey olduu duygusunu verir bana, bu birimler benim naiz aklm kartran, elipslerin yaratt karmak bir helezonun iinde sonsuz bir simetrinin grndr. Takvim ne zaman yl denen birimi sonsuz helezonunun iinde tketip 1 Ocaka gelse pek uzun srmeyen bir boluk duygusuna kaplrm. Sanki zaman, iinde benim yer almadm bir boyuta aittir; bu boyutun, bir adan bakldnda da benim gndelik hayatm etkilemesi sz konusu deildir. Elbette her yln bir balangc vardr. Benim iin yeni bir yl sonbaharn herhangi bir aamasnda balar. ocukluumda bu, okulun ald tarih olurdu genellikle. Okul hayatm

tamamlayal ok olduu halde, bir tr kadim his ya da imge kalnts diyebileceim bu sezgi, sonbaharn bir balang olduunu dndrr bana. Bunu zihnimde bylesine kuvvetli bir imgeye dntren eyin vaktiyle snflarmzn duvarlarna aslan mevsimler atlas olduunu sanyorum, mevsimler atlasna bakarak, neden yeni bir yl kn ortasnda balar diye dnrdm, aralk da k ay olduuna gre? Ay, yl, gn, saat, dakika ve dier birimler kuvvetli etkiler uyandrmaz bende, ama mevsimin kavramsal gc byktr. Mevsimin snrlar yoktur nk, takvimlerde iaretlenemeyen ama hissettiimiz bir balangc, yaadmz bir etkisi ve yine hissettiimiz bir bitii vardr. iirseldir de bu belirsizlii. Ruh halimizi deitirir. Dolaysyla yirmi drt saate, daha dorusu yirmi drt saatlere bakm her an deiiklik gstermeye hazrdr. Varolmann anlamna ilikin problemleri az ya da ok hisseden herkes gibi benim de zamanla, dolaysyla yirmi drt saatle zorum var. nsan yllar arkasnda brakmaya baladn anladktan sonra, gnn stnde daha ok durduunu farkediyor. Ama hangi yirmi drt saatten bahsedebilirim? Scak nedeniyle nefes almakta zorluk ektiimiz -hattatn mrn uzatan- bir yaz gnnden mi, kar nedeniyle eve kapanmak zorunda kalnan bir k gnnden mi, Orhan Veliye eve tuz gtrmeyi unutturan bahar gnnden mi? Haftann gnleriyle, mesai saatleriyle, trl tatillerle belirlenmi bir hayat yaayanlar iin pazar gnlerine ait yirmi drt saatin ierdii elikili ruh hali, edebiyatn esasl bir paras olmutur mesela. Pazar gnleri modern zamanlarn en sorunlu vaktidir. Zamanlar iinde en stnde durulas zaman. Bir yanm, zaman, iinde yolumu kaybettiim ve gizli bir dzeni olduuna inandm i ie gemi helezonlar dizisi olarak grp uzak durmaya alsa da, bir yanm saate ok baldr. Bildiimiz saattir bu, sekizi eyrek gee, on bire yirmi kala gibi kolayca okuyabildiimiz saat. Saatsiz kalrsam krleirim, zaman bilmek zorundaym sanki, tahmin de edemem stelik, saate bakmam gerekir. Gnde ka kere saate bakyorum, bilmiyorum. Ama ok sk baktm biliyorum. Bir saatlerin gsterdii zaman vardr benim iin, bir de iimde saatlerin gsterdiinden daha hzl akan bir zaman. imdeki zamann herhangi bir birimi yok ne yazk ki, sadece hissedebildiim bir ey bu, tarif etmem imknsz. Bazen yle dndm olur: saatlerin gsterdii zamana gre olan mrm ile iimde akan zamana gre olan mrm kyaslasam, hangisine gre daha uzun yaam olacam? Bilmiyorum. Okumay rendiimden beri, yaadm her bir yirmi drt saatin ortak noktas, bakalarna ait olan bir zaman hayatma konuk etmemdir. Byle syleyince ok karmak

grnyor ama, sylediim ok basit bir ey aslnda. Bir biyografi okumuumdur mesela, baka bir hayattan benim hayatma bir zaman paras tanm olur ve bylece zaman oalr, yani o szn ettiim, gizli bir dzeni olan helezonlar. Yirmi drt saat dendiinde beliren kat ereve, gn dendiinde silinir, istenirse karanlk bir hznle dolar kelimenin ii. Bir Erzurum trksnn dedii gibi: Bu dalar kmrdendir Geen gn mrdendir.

Vakit Bulmal Kurtarmak in Gelecei

Ne yazk! Vakit de yok kurtarmak iin gelecei Dnsek bile imdiden dnemiyoruz ya stelik ne kar bundan ve ne katard yaamamza Hibir ey! nk ne varsa iimizde gelecek iin Sanki bir yks bu, hayat sslemenin Edip Cansever

Gemi veya gelecek sz konusu olduunda, aklma hemen Edip Canseverin yukardaki dizeleri gelir. Bu yaz iinde balam pek kuvvetli olmayan sz konusu dizelerin plak haldeyken tadklar youn anlam ylesine zihnime ilemi ki, mrldanmadan geemem. Bu dizeler Canseverin Umutsuzlar Park adl on drt paral uzun iirinin onuncu paras iinde yer alr. Dizelerin Umutsuzlar Park adl bir iire ait olduunu bilmek, gelecei kurtarmak iin vaktin olmad, bunu dnemediimiz fikri, beni de alr, umutsuzlar parkna gtrr. iir, stnde durmak istemediimiz bir gerein yakcln barndrr. Yaratmaya vakit bulamadmz gelecein, aslnda, hayat sslemekten ibaret olduu fikri ise bizi sarsar, artk, umutsuzlar parkndayzdr. Ama iirin i kuvveti ylesine byktr ki, dizelerin ierdii garip umutsuzluu iirin gzellii yokeder. Byle gzel bir iir yazlmsa, gemi boa gememitir ve gelecei kurtarmak iin hl vakit vardr. Olmaldr. 70li yllardaki gndelik hayatmza ilikin kitabm Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek yaymlandktan sonra, artc bir sre yaadm. Kitab ok sevmi okurlarn bir ksmnn marazi denebilecek kadar gemie taklp kaldklarn grdm. Bu tr okurlar iin

kitap, benim yazma amacmdan byk lde sapt, kalan okurlarn byk ounluu tarafndan da bir nostalji nesnesi, bir zlem metni, ocuklua veya eski yllara gidiin bir klavuzuna dnt. Konutuum ya da yaztm hemen her okur, o yllarn ok gzel yllar olduunu, birok eyi kaybetmi olduumuzu bugn anladklarn sylyordu. Bu dncelerinde haksz saylmazlard, ama hayat zorlatran eksikliklerin ksmen veya tamamen giderilmi olmasn hi dikkate almyorlar, tmyle soyut ve kimi zaman tartlabilir deerler zerinden esef dolu yorumlar yapyorlar, dahas kaybetmi olduumuzu dndkleri deerleri yeniden kazanma konusunda herhangi bir fikir retmeyi gerekli grmyorlard. Yaarken neeli oluuyla n salm bir lnn ardndan tutulan, cokulu ve garip bir yas gibi yayorlard kitab. Onlar iin bir devir kapanmt da, paylarna gelecein inas iin dnmek deil, gemie at yakmak dyordu sanki. Beni de bu cokunun en byk orta kabul ediyorlar ve mutlu, neeli, umut dolu gemiin bir szcs olarak grmek istiyorlard. Byle olmam gerektii konusunda hi kukular yoktu. Dorusu ben de onlar yaadklar bu tuhaf ve cokulu yas konusunda tam anlamyla hayal krklna urattm diyemem, nk henz kitabmn byle almlanmasnn anlamn zmeye alyordum. Oysa benim gemie olan dknlm, gelecee olan dknlmden fazla deildir. stelik yoksunluk ve yoksullukla geen, gndelik hayatn ok zor olduu, lkenin siyasal adan byk bir karanlk yaad dnemden sz ediyordum, yer yer o yllarn yoksunluunun yaratt dar kafallkla elenen bir yan da vard kitabn. Her ne kadar yazdklarm gndelik hayata ilikin olduu iin yetmilerde yaanan byk karanla deinmesem de, bu glgenin farknda olunarak okunacan dnmtm. yle olmad. Nedenini ok dndm. Sanrm hemen herkes hayatlarnn en mutlu dneminin ocukluklar olduunu dnyor ve ounda yetmili yllara denk gelen ocukluklarndan kaynaklanan bir dnem sevgisi oluuyordu. Beni asl dndren, okurlarda, bu sevgiyle doru orantl olarak gelien bugne kar kaytszlk ve gelecek korkusu, hatta gelecei hi dnmeme eilimi oldu. (Ne yazk! Vakit de yok kurtarmak iin gelecei, dnsek bile imdiden.) Oysa geleceksiz kalnsn diye yazmamtm bu kitab, basit bir amatan hareket etmitim, gemie ilikin bir kayt brakmak istemitim. Gelecein umut olmaktan kt dnemlerin toplumsal bir depresyona yolatn dnyorum imdi. Epeydir toplum olarak iinde bulunduumuz ve giderek arlaan bir depresyon bu. Belki aslnda dnyay da bu depresyona dahil etmek gerekir. Yetmilerde toplumsal olarak yaananlar gelecekteki karanla iaret ettii halde, bir yarn dncesi, bir gelecek fikri kuaklar ayakta tutuyor, her eye ramen umutlu olmaktan vazgeilmiyordu.

Yetmilerden sonra seksenleri doksanlar yaadk, byk bir heyecanla karladmz milenyum, 2000 yl boyunca gnlk dile egemen oldu. Artk 2005teyiz, zamann ok hzl getii doru. Milenyumu telaffuz ettiimiz zamanlar dnyorum da, gelecek gerekten byk bir hzla dn oluyor. Bir vesile ile henz yirmili yalarnda olan genler tandm, seksenlerin balarnda domular. Onlar iin seksenli yllar tpk bizim yetmilerimiz gibi bir zlem dnemi oluturuyor imdi. Onlarn da seksenlerin kiisel veya genel anlarn, kavramlarn, durumlarn hatta nesnelerini biriktirdiklerini, bu dnemle duygusal bir alveri halinde olduklarn biliyorum. Bu, bir adan hemen herkesin ocukluunun, hakiki bir mutluluk dnemi olarak alglanmasndan kaynaklanyorsa da, bir adan geleceksiz kalmakla ilikili bana kalrsa. Ben ve yatlarm yirmili yalarmzdayken hayatmzn hakiki mutluluk dnemini aramyorduk, gelecekle iimiz vard. Ama szn ettiim genler gelecekten konumak istemiyorlar. Genliklerinin enerjisi, yarna ynelik dncelerini sorduumda buharlayor. Fazlasyla gerekiler. Onlar karanlk bir yarnn beklediini dnyorlar, stnde uzun boylu sz etmeye yanamyorlar, ounluu gn, n yaamak istiyor ve ne yazk ki pek de haksz deiller. Bazen onlarda, zaman durdurmak, dondurmak, belli bir dnem iinde dnp durmak ve bylece mr tamamlamak arzusunun varln hissediyorum. lerinden biri, ki ok okuyan, hayat hakknda dnen bir gen, yle dedi geen gn: Dnya u anda yok olsa ok memnun olurum. nsan yalandka hayat ben bu filmi grdm cmlesiyle dolar. Yeni ve artc olan azalmtr artk, yaanan her nn gemite aa be yukar bir benzeri olmutur. Hayat tecrbesi dediimiz ey bir tr hayat bilgisi birikimi oluturur ve bu byk bilgi gen insan iin yeni ve artc olan yal insan iin eski ve doal hale getirir. Yallar iin gelecek ok da heyecan verici olmayabilir, genler iin hayatn enerji kaynaklarndan biri yarn fikri olmaldr. Ama deil. Hani hayatta tuhaf engeller olur bazen, gzle grnmez, rnein ok istediiniz bir ey birka defa denemenize ramen bir trl gereklemez, sanki ruhsal bir engeldir bu, grnmez bir el nler bunu baarmanz, kendinizi duvara dayanm gibi hissedersiniz. Byle zamanlarda kimileri iine dnmeyi tercih eder, tekrar denemekten vazgeer, kimileri bu engeli amak konusunda kararl davranr ve baarr da. Ben de toplumsal olarak gelecek fikriyle aramzda byle grnmez bir engel olduu duygusundan kurtaramyorum kendimi. Bunun toplumsal ve ekonomik nedenlerinin elbette farkndaym. Ama kt stnde ok kategorik, ok bildik, hatta ok uzun vadede zlebilir grnen bu nedenlerin, bugn bir tr ruhsal engele dntn grmek bana ac veriyor.

Bugnn genleri bir gn mutlaka gelecek olan o yarnn karanlk olduunu biliyorlar, bugn alabildiine yaamakla, dn snrszca zlemekle yetiniyorlar. Oysa Louis Aragon demiti ki, Gemii icat ettim, gelecein gzelliini grmek iin. zledikleri dn yarnn gzelliini gstermiyorsa sorun bugnde olmal.

Amerika Korkusu

ocukken, zmitte oturduumuz sralarda, bazen krfezin kar yakasna geer, Karamrsele, Yalovaya giderdik. Yolun iki yannda o sralarda yeni yaplm ve ou 17 Austos 1999 depreminde yklan ok katl, ok skk, ok grltl, balkonlarndan abartl bir nee taan yazlk siteler uzanrken, birdenbire farkl bir manzara karlard bizi. Yemyeil imle kapl geni bir alanda, aralkl olarak sralanm, alk olmadmz bir mimariye sahip, iki katl, sakin grnml evlerden oluan bir adackt buras. Hayatmza yeni giren ve iki uyduruk salnca ve bir pasl kaydrayla matah bir ey sandmz ocuk parklarmz gzmzde gln klacak kadar zengin bir ocuk park, bizim mtevaz otomobillerimizin, iinde kendilerini ok yabanc, ok gariban hissedecekleri bir otopark olan bu adackta, evlerin nne dayanm parlak grnml bisikletler, motosikletler bulunur; imlere ve aalara insan elinin adamakll hkmettii, lzumsuzca uzam tek bir daln bile olmamasndan anlalrd. Bu manzara bana korkuyla kark bir heyecan verirdi. Buras hatrladm kadaryla Krfez blgesindeki NATOda grevli Amerikallarn oturduklar yerdi. Girmek yasakt, bakmak bile neredeyse yasakt. Onlarn sanki baka bir lkede deilmiler ve sanki yoldan geenlerin merakl baklarna hedef olmuyorlarmasna rahat ve biraz da ask yzlerle o prl prl asfaltlarda yrmeleri bana adlandramadm bir rahatszlk veriyordu. Oradan bir an nce gemek istiyor, ama geinceye kadar da o yasak blgeye bakmaktan kendimi alamyordum. Oras Amerikallarnd ve Amerika II. Dnya Savada Japonyay dize getirmi bir g abidesiydi. Hem dven hem seven, zengin ve itibarl bir uzak akraba; sa solu belli olmayan, sinirlendirmeye gelmeyen bir amcayd. Bir ocuk alglamas elbette, bu kadar glyse korkulmalyd ondan.

10

Bu ocuka korkuyu besleyen bir ey daha vard. Amerikal kavramyla somut olarak ilk yz yze geliimde karma kan ve bugnden bakldnda kendi lkem asndan asl ackl bulduum bir ey: O adackta dolaanlarn byk ounluunun siyah askerler olduunu hatrlyorum. Askerden korkulurdu nk silah vard, silah korkulmas gereken bir eydi. Bir ocuun gznde Amerikayla ilk karlamadan kan derse gre, Amerika biraz siyah ve silahl bir eydi, isterse ldrebilecek kadar gl ve karanlk. Amerikaya gitmedim. Ama Amerikan filmleri sayesinde Amerika herkes iin, her zaman, her yerde oldu. Filmlerden anladmza gre, sanki Amerikal bu gezegenin stnde hibir yerde yabanclk ekmiyordu. Her gittii yerde, bulunduu lke insanlarndan stn bir edas vard. Biraz Avrupal kafa tutabiliyordu Amerikalya. Ama Pariste Bir Amerikal bile kendine ve lkesine gveniyor, bu gvenin verdii byklenmeyi zerinde madalya gibi tayordu. Fazla sevilmeye gelmeyen bir kaplan yavrusunu dndryordu Amerika. Cannn ne zaman sklacan bilemediiniz iin hep tedirgin olduunuz ve boynunu okayan elinizi hart diye azna alverecek bir kaplan yavrusu. Her gittii yerde buyur edildike, tuhaf bir gcn sahibi olduu bir kez daha hissediliyor, bu g de korku veriyordu. Amerika kendine yle gveniyordu ki, kimi zaman aptal, kimi zaman irin, kimi zaman dahi, kimi zaman acmasz ve gaddar grnmekten ekinmiyordu. Western filmleri biroumuzun gznde baka bir Amerika oldu, silahn adalet iin kullanan hzlnn filmin sonunda daima kazand adil topraklar. Bunun bir yanlg olduunu gsteren yine Amerikayd. Kzlderililer ayr bir kafa karkl konusuydu. Birer turistik objeye dntrldkleri belgeseller ve geni Amerikan arazilerinde bir iftlik kurmaya alan masum ailelerin kadnlarn ve ocuklarn ldrdkleri filmler. Karanlk bir Amerika da vard silahlarn konutuu, orada insanlar ok alyorlar, ok eziliyorlar ve mutsuz oluyorlard. Sonra Amerikaya ilikin baka hikyeler girdi hayatmza, bunlarn yerel bir yan, naif bir cokusu vard, yanki go home!lar, altnc filoya hayrlar, Amerikan uaklar sloganlar... Bu szlerle birlikte Amerika, artk saf ve safa bir korku olmaktan km, korku verebilme ihtimali olan bir gce kar cesurca diklenme halini almt. Anlalmas, aklanmas, almas nispeten kolayd. ocuk bydnde bu korkuyu am oluyordu. Toplumsal bir iliki dzeyinden, bamszlktan filan sz ediliyor, birka siyasi ve sosyolojik zmleme yaplyor ve en azndan zihinlerde diklenme kolaylayordu. Ama benim bu yazya konu olan korkum daha baka. Bir tr i korku. Sanki yalnzca Amerikada olununca yakalanlacak ve iflah olmayacak bir korku bu. nsan ruhunda olabilecek bir ters dnme, bir kilitlenme hali korkusu. Paris-Texas filmindeki gibi. O filmde,

11

Travisin kars Janee duyduu marazi akn sadece Amerikada yaanabilecei sansnn yaratt bir korku. yle byk bir yalnzlk iindeydi ki Travis, varoluunun biricik nedeni olan karsna duyduu byk aktan doan servendeki amansz korkuyu -bylesi bir yalnzlk korkusu-, tavannda serinletici pervanelerin dnd yol otellerinin yalnzl azdrc atmosferi ve l iklimi btn szlerden daha iyi anlatyor, bylece o marazi ak Amerikaya, Amerikan llerine zg bir hale geliyordu. irin Amerikan ailesi filmlerinin oluturduu imaj acaba sadece bana m korku ve tiksinti veriyor? Bu, yavanlk tiksintisi ve boluk korkusu. Hele pazarlar kiliseye giden, bahesinde hamburger piiren, ehrin marketinden ald, kat torbalara doldurulmu gda maddelerini evine tayan, bira iip ma seyreden, ok ocuklu, iman Amerikal aileler imajnda beni rahatsz eden ey, bu fikirsizce mutlu olma halinin, bir ksm insan tarafndan idealize edilebilecek olmas. John Fowlesun Zaman Tneli adl kitabn okurken Amerikay dnmekte zorluk ekmek konusunda yalnz olmadm farkettim. Fowles gerek bir kta olarak Amerikadan, gerekse bir devlet olarak ABDden baz yazlarnda ok zihin ac bir ekilde sz ediyor. Bir dipnotunu alntlamak istiyorum: ... Birleik Devletleri deerlendirmede iki garip engelin varln farkettim. Bunlarn birincisi onun ilk bakta, zellikle de biz Avrupallar hem reddeden hem de korkutan muazzam bykln kavrayabilmenin zorluudur. Aslnda hepimizin, eer ilk kez geliyorsak, ilk nclerin getii deneyimlerden gememiz gerekir. Amerikann sadece bykl bile insann her eyle iliiini kesiyor; bizi, kafa derisi yzmek iin ldrm Kzlderililerle (Amerikan yerlileri) kuatlm, sk skya daire eklinde dizili bir araba kervannn iine hapsediyor gibidir. Beni artan ikinci eyse, bunun sonucunda kan ve ok ackl bir ekilde, genel bir kk eyleri grememe, bir sr ok kk eyin sk sk rastlanan enfes gzelliine kar krlktr. Bir tarihte Amerikan yapm bir izgi film seyretmitim. Bir adam otomobiliyle Amerikada bir otoyola giriyor ve bir trl kamyordu. Son derece karmak otoyol anda bulunan bir hamburgerciye k soruyor, onlarca otoyol yoncasndan geip kendini yine ayn hamburgercinin nnde buluyordu. Bir trl otoyoldan kmay baaramaynca o hamburgercinin karsna o da bir hamburgerci ayordu. Korkalm diye deil, glp elenelim, hatta yzmzde beliren bu elenceli ifadeyi btnleyen eletirel fikirler kafamzda dolasn diye yaplmt muhakkak. Ama dnmek gerek, bir otoyoldan kamamak ne demek? Bir otoyol ayla kuatlm olmay metafor olarak kullannca insann aklna ne de ok korkutucu haller geliyor.

John Fowles, Zaman Tneli, ev: Sha Sertabibolu, Ayrnt Yaynlar, 2004
12

Biliyorum btn bunlar Amerikadan korkmak iin yeterli saylmaz. Amerika her zaman olduu gibi delil yetersizliinden beraat edebilir. Yine bir Avrupaldan Jean Baudrillarddan yardm almak zorundaym: Ancak belli bir yalnzlk var ki baka hibir yalnzla benzemiyor. Herkesin nnde, bir duvarn, bir arabann motor kapa stnde, bir parmaklk boyunca yemeini tek bana hazrlayan adamn yalnzl. Burada her yerde grlyor bu; dnyada grlen en zc sahne; yoksulluktan daha zc; herkesin iinde yalnz bana yemek yiyen bir kii, dilenen bir kiiden daha zc, hibir ey bundan daha ok insan ya da hayvan yasalaryla elikili deil, nk hayvanlar yiyecei paylamaktan ya da almak iin ekimekten her zaman onur duyarlar. Tek bana yemek yiyen insan lmtr (ama iki ien insan lmemitir, neden acaba?). te beni asl korkutan bu. Tek bana yemek yiyen bir insann lmcl yalnzl ve bunun neredeyse mukadderat olduu bir lke fikri. Benim insann hikyesine dair anlayma gre ahane olduundan kuku duymadm bir yky mahremiyetin snrlarn zorlamamak iin anlatmayp -en azndan beni- merak iinde brakan ve ynla gerek yk bildii halde, bu ykleri zihni tka basa doyuran denemelerinde dncenin yolunu ama malzemesi olarak kullanan Enis Batur, Amerika Byk Bir akann Son baln tayan blmnde, ayrntlarn kendisinin bildii bir ykden hareketle, anlatmad kssann hissesini yazyor. Bana yle geliyor ki, Trkiyede, her geni ailenin hi deilse bir yesinin yaamnda Amerikan ryas derin, kalc izler brakmtr. Bizim ailede bu, otuz be yl akn bir sre Amerikada yaayan kk daym olmutur: 1950li yllarn ikinci yarsnda, tek kelime ngilizce bilmedii halde, Eskiehirdeki kurulu dzenini bozarak New Yorka gitmeye karar veren o gen adamn yksn aktarmak mahremiyetin snrlarn zorlamaya girer, btn syleyebileceim: 1990l yllarda yenik, yorgun ve fkeli biimde Trkiyeye dnddr. Onu Amerikaya aran, srkleyen koullar iyi-kt biliyorum: Gen bir adam, ortamn daraltc atmosferinde boulmay reddediyor, ansn deneyecek. Tutturabilenlerin orannn ok dk olduunu bilemiyor muydu, yola ktnda? (...) Amerikan ryas yz binlerce gmenden birkana isabet eden bir piyangoydu. Bir de gereksinme duyanlarn hepsini kkrtan bir ana etmen vard phesiz: Gerein ksr yz. (...) Dnyalar hl dar geliyor insanlara. Hl orada baka bir yaama seeneinin onlar geniletecei umudunu beslemeyi, bytmeyi srdryorlar.

Jean Baudrillard, Amerika, ev: Yaar Avun, Ayrnt Yaynlar, 1996


13

Buna imdi kim nasl glecek?** Eer insann trajedisini gzard edip sz konusu duruma glmeyi baarabilecek olan varsa; (ki var, safa iyi niyetli olmann lemi yok) bu gl, yaralayc, krc, bir bakasnn yzne yansdnda alamakl bir hal alacak olan bu gl ok actacaktr. Galiba bu yzden Amerikadan korkuyorum. Masum glleri bile trajik olacak biimde yanstma potansiyeline sahip olduunu sandm iin.

**

Enis Batur, Amerika Byk Bir aka, YKY, 1999

14

Ge Kalm Bir thaf

Baz insanlar, tek bir kez bile karlam olsak, anlattklar kck bir hikyeyle hayatmzda yer ederler. Hikye kktr, ama iinde can alc bir cmle, bir olay, bir edim vardr ki, bizi rpertir, iimize girer, hayatmzda karln buluncaya kadar kalr. Geenlerde Nvit zdoru ld. Eski bir tiyatro oyuncusuydu. Pek nl biri deildi. Bu nedenle ad birok kiiye bir anlam ifade etmedi. Oysa -drt yl nce bir bankann reklam filminde oynam ve sevimli hali tavryla, baarl oyunculuuyla televizyon seyircisi tarafndan tannmt. Reklam filmini hatrlayanlar kacaktr, emekli retmen rolndeydi, bir deniz kenarnda bankac olmu rencisiyle karlayor, rencisi denize dyor ya da benzer bir ey oluyordu. Reklam ok ilgi grm, Nvit zdoru da ok ge yata, beklemedii bir ne kavumutu. Bu n onu televizyonda birka diziye de tad; ama yalyd, unutuldu. Onunla on yl kadar nce tanm, bir daha da hi karlamamtm. Ama anlatt kk hikyeyle, daha dorusu hikyesinin bir cmlesiyle unutamadm insanlar arasnda yer ald. Bir toplantda birka kii, Nvit Beyle sohbet ediyorduk. Daha dorusu o anlatyor, biz dinliyorduk. Sohbeti ok tatlyd. nili kl, her duygunun ayr bir tona brnd, ngrakl, aklda kalan bir sesi vard. Sesindeki farkl tonlar, anlatt eylerin etkisini dikkat ekici biimde artryordu. Sz Nvit Beyin zellikle genliinde ok renkli gemi olan hayatna geldi, oradan Amerika macerasna. Gzleri doldu, alayacak sandm. Amerikal karsyla birbirlerini nasl sevmi olduklarndan bahsetti. Uzun uzadya anlatmyor, krk dkk cmleler sylyordu televizyon nnn gerektirdii aktif-dinamik-heyecanl oyuncu kimliini srdremedi, muhtemelen srdrmek de istemedi, nasl anszn nl olduysa, anszn

15

sadece. Bu balamsz ve birbiriyle ilikisiz cmlelerine ramen samimi grnyor, beni ve dier dinleyenleri hzla duygulandryordu. Gzleri iri ya damlalaryla kaplyd, ama damla bir trl dmyor, dmedike Nvit Beyin gzlerine bakmak zorlayordu. Anlatt trajik, uzun ama sk rastlanan bir hikyeydi. Sonunda yle dedi: O lnce ben de ldm. Elindeki kadehi kaldrd, her ey bo der gibi sallad, unu iiyorum ya, imiyorum aslnda, oktan ldm ben dedi, glmsemeye alt, baaramaynca yavaa uzaklat yanmzdan. Benim iin, aktrlerin dokunakl szlerine gerek hayatta inanmak kolay deildir. yi aktrler sahne yaratklardr, sahnenin onlarn varolusal gerekleme mekn olduunu dnrm. Bu kanya szcklerin benim iin anlamn dnrken vardm. Szckler benim varolusal evrenim olduuna gre, onlarnki de sahne olmal. Ancak sorun udur ki, iyi aktrler gerek hayat da sahneletirirler, muhtemelen byledir ya da -drst olmal- ben byle olduuna inanmak isterim, byle olduunu dnmek aktr zihnimde daha iirsel hale getirir. Nvit Bey o gn sahnede miydi, emin deilim, o lnce ldne bylesine inandma gre, sahnede olmal. Neden bilmem, iyi sanat bana hayattan daha inandrc geliyor. Shakespearein szn hayat bir kez daha dorulad bylece, hayat bir sahnedir. Nvit Beyin sznn bir replik olup olmadnn bir nemi yok, bu dokunakl cmlesinden hareketle bir anlat yazdm, yllar sonra. Anlatnn bana bir ithaf koymadm, o yllarda pek holanmyordum bundan. imdi gecikmi bir ithaf koyuyorum: Nvit zdoru iin... Size inanyorum Nvit Bey.

16

Samimiyet Fazlas

Televizyonda ne zaman telefonla canl balant kurulsa, balant kurulan seyircilerin neredeyse hepsi konutuu nl kiiye, sen diye hitap ediyor. Bazlar kendisine sen diyen seyirciye altn ize ize siz dese de, ilk defa tanlan kiilere (ki telefonla yayna katlmaya tanma denemez) siz diye hitap etmek gerektii bilgisi kar tarafa bir trl ulamyor. Sen diyen seyirci, ya siz demek gerektii bilgisine sahip deil ya da bunu nemsiz hatta gereksiz buluyor. Hayatmza, hzla kurulan bir samimiyet egemen oldu. Konuma nezaketi ve adab televizyon seyircisine ince szckler kadar yabanc artk. yi de, bu kadar samimiyet nereden geliyor? Bu senli benli olma hali, bu azna geldii gibi konuma zgrl nereden kt? Galiba nller ile nl olmayanlar (seyirciler) arasndaki mesafe, youn grnt nedeniyle ortadan kalkt. Baz insanlara -karizmatik kiiliklerinden olsa gerek- hl siz deniyor, baz ciddi programlarda bu adaba az ok uyuluyor, ama zellikle gen seyirci ile nller arasnda, anlamas g bir eitlik kavgas var. Seyirci, konuma slubundan sorduu soruya kadar btn tutumuyla, gznde, nlnn deerinin aslnda pek de nemli olmadn dndn gsteriyor. Seyircinin tavrnda her an gzmden dersin, ona gre tehdidi var. nk pop lemi her gn yeni bir yldz yaratyor. nllerin rnlerinin deeri mi dt? Beni siz yarattnz sylemi mi ileri gitti? Bir zamanlar zor rastlanan nl kiilikler ok sk ekrana kyor, seyirci, ounluunun zel hayatnn btn ayrntlarna vakf. Senin hayatn senin kadar biliyorum, yleyse sana sen diyebilirim, demeye getiriyor. Edebiyat dnyasnda ise okuyucu henz sevdii yazarlara sen diyecek duruma gelmedi, ama orada da fazla grnr ve barr olma hali nedeniyle bir itibar dkl
17

hissedilmiyor deil. Bu, beni oku, bak seni en ok ben elendiririm, benim yazdklarm hi de skc deil sunuu ile etkinlik patlamas devam ederse, popler kltrle el ele tutumu olan edebiyat kol kola girecek. Etkinlik patlamas ise kriz halinde. Hemen her gn bir imza gn, sylei, panel, oturum var. Okuyucu bugn tembellik edip gitmedii yazara yarn gidip kitap imzalatabilir. Bugn dinlemedii syleiyi yarn baka bir yerde dinleyebilir. Niye acele etsin? Hem dnk panelde kimse dersini almamt, yarnki ak oturum iin alacaklarn kim garanti edebilir?

18

Evlat Olmaktan Hareketle Annelik

Bir kadnn ocuk sahibi olmas, anne olmay semesi anlamna gelir. Kadnlar ncelikle, yaanmadka bilinmedii sylenen bu duyguyu tatmak iin anne olurlar. ocuk sahibi olmak konusunda kararsz davranan kadnlar da tek bir ey syleyerek yreklendirirler: Anlatlamaz bir duygu. Muhtemelen syledikleri gibi anlatlamaz bir duygudur annelik. Duygular tartacak deilim, ama anne olma hali, biyolojik ereveden karlp toplumsal bir ereve iinde duygu-olgu retmeye baladnda, konuulacak ok ey olduunu ve konuulduunu biliyoruz. Kadnlk hallerinin iinde tek kutsal halin gebelikten balayarak annelik olduu, ama bu kutsal mertebenin zaman iinde tartlp sert eletirilere urayarak yprand herkesin malumu. Anne olma hali artk genel ahlaka ve toplumun bekasna inananlar arasnda bile kutsalln doruunda yer almyor. Annelik sorgulanabilir bir konum, sorgulanyor da, hatta kimi zaman annelerin kendisi tarafndan. Ama hl bir su karsnda, madur veya fail olma durumunda annelik arlatrc veya hafifletici bir neden olarak karmza kyor. Kolaylkla elde edilebilen ve onaylanan kutsal bir varolu bu. Anne-evlat ilikisi bir tr iktidar mcadelesidir. Evlat, varoluuna sahip kmak, bamszln ilan etmek; anne, evladnn hayatnda en nemli kii olmak, onun hayat zerinde sz sahibi olmak kavgasn verirler. Bir taraf hayat verendir ve onlarn evlad olmann yaratt dayanlmaz arl, dourdum, besledim, byttm kliesi iaret eder. Dier taraf ise verilmi hayat, verene ramen kendinin yapmak ister. stelik bu mcadele daha ocukken balar. ocuk, byk bir ounlua masumiyeti artrr, ama ocuk denen varla biraz mesafeli duranlara, masumiyetle birlikte iktidar da artrr. nk ocuk

19

muktedir bir varlktr. Henz toplum tarafndan eilip bklmemi, yaplandrlmamtr, gcn masumiyetinden alr, bu nedenle zayf bir anne karsnda iktidar sahibi olan ocuktur. (ocua kim demi kk eydir/ Bir ocuk belki de en byk eydir Abdlhak Hamid.) ki yetikin arasnda yaanan iktidar mcadelesinde, nc ahslar, gerekeler lsnde taraf tutarlar. Hakly veya haksz kendi yarglarna dayanarak iaret edebilirler. Ama anne-ocuk arasndaki gizli iktidar mcadelesinde her iki tarafn elinde de haksz silahlar vardr. Annenin sevgisiyle kamufle edilmi bu kavgada ocuk masum olandr. Kimse bu kavgann varlna inanmak istemez. Masumiyet baedilmesi imknsz bir silahtr. te yandan gnmzde ocuk, yeni aile anlay iinde bir tr proje haline geldi. ocuk yetitirmek ise bir hayat annenin arzusuna gre ekillendirmeye ynelik beyhude bir abadan ibaret. Projenin gerekleecei ortamn deikenliine ayak uydurmak sanldndan ok daha zor olduu iin, artk ocuu anne-babann deil, toplumun yetitirdii inanc yaygnlayor. Anne, projesi istedii gibi yrmedike suu topluma atyor, giderek daha dar bir alanda yaayabildiini itiraf ediyor, ocuun bulunduu okul, arkada evresi gibi dier ortamlar zerinde kontroln kaybettiini aka syleyebiliyor. Gnmzde annenin gnlne gre ocuk yetitirmek baarsz olaca bandan belli olan bir proje. Ama anneler genellikle bu gerei kabul etmek ya da ocuu proje deil, ocuklar olarak grmek yerine, kendilerini tadil etmeyi tercih ediyorlar. ocuklar olmasa vazgemeyecekleri deerlerinden, ocuklarnn toplum tarafndan ekillendirilen hayatlarna gre vazgeiyorlar. Evlat olmak da anne ile evlat arasndaki o tarifi ok g ba anlamakta kuvvetli bir veri olduu iin, projesi iin kendini tadil eden anneleri itenlikle anlyorum. Anne olmay semek aile olmay da semektir. Bir toplumsal kurum olarak aileye yneltilen ve annelie yneltilenlerden ok daha sert eletiriler ve bu eletiriler sonucunda deien aile yaps, ailenin var olma biimi, vs. ayr ve modas gemeyen genel bir tartma konusu. Trkiyede mevcut artlar iinde anne olmak ailenin bir paras olmay, ailenin paras olmak ise, iinde sorgulamay barndrmas halinde hemen dalacak zayf bir yapy iaret eder. Aile olmay semeden anne olmay semek, pratikte imknsza yakndr. Gndelik hayatta bir annenin bir anneye ihtiyac var. Aile kurumu, baz ilikilerin istenmese de yrtlmesini ve geleneksel aile ve komuluk ilikilerinden, snfsal yapnn korunup gelitirilmesine kadar geni bir kabullenmeyi gerekli klabilir, aile rneklerinin byk ounluu da bu kabuln bykln gstermek iin yeterlidir. ocuksuz-evli kadnlarn zorunluluk eii ile ocuklu-evli kadnlarnki ayn deil. Bir anne en azndan sinemaya giderken ocuunu brakabilmek iin kendi annesiyle hi
20

istemese de iyi geinmek zorunda kalabilir. ocuk sahibi olmak yle bir durum ki, ilikileri tercih edilir olmaktan karp zorunlu hale getirebiliyor. Boanm anneleri de hakszla uramlk sendromunun tehdit ettii grlyor. ki kiinin eit veya eite yakn bir biimde tad sorumluluu, annelii seen kadn tek bana stlenmek zorunda kaldnda, bunun da ocuun nne karlan bir fatura biimini ald grlmemi ey deil. Aileye karlk bekr annelikten sz edecek olursak, bekr anne olmak lkemizde hl byk cesaret istiyor. (Belki de bekr yaayarak anne olmay seen kadnlar ocuk sahibi olmay en saf haliyle isteyen kadnlardr.) Annelik bamszln sonudur. Annenin zaman artk kendisinin deildir, kendi arzusuna gre kullanamaz. Bir anne ncelikler srasn kendine deil, ocuuna gre belirlemek zorundadr, nk anne olmay semitir. Kadnlar ve erkekler akllarna eseni genellikle yapamazlar, ama yapmaya kalktklarnda anne olanlarn dedikleri toplumsal bedel dierlerininkinden fazla olur. hayatnda baarl anne-kadnlarn yaamyklerinde ilk bakta hayranlk uyandrc bir aktivite, bir dinamizm, tkenmez bir enerji ve hayat planlama yetenei gze arpar. yklerin hemen hepsinde ayn neri vardr: Gnnz planlayn. Baar gz kamatrc olsa da; grnen, insan doasna, insan bamszlna aykr bir tablodur. Szlanmak, baarsz olmak, yorulmak, vazgemek, pes etmek, ara vermek insanca haller olduu halde, hayatta ocuktan baka ii de olan kadnn bu insani haller karsnda pek seenei yoktur. Anne olmak terketme hakkndan vazgemek demektir. Bir kadn annesini, babasn, kocasn, sevgilisini, kardelerini arkadalarn terkedebilir. Her trl terketmeye akla uygun gerekeler de bulabilir, inandrabilir. Ama kendisine henz baml olan ocuunu terketmesi durumunda akla uygun veya duygusal hibir gereke bulamaz. Annelikten geri dn yoktur. O anlatlamaz duyguyu tattm, tamam, imdi eski halime dnmek istiyorum denemez. Bu da anne olmann riskli bir seim olduunu gsterir. Anne olmak iimizdeki zaaf grnr klar. Anne olan kadn, iindeki zaafla yzlemek veya genellikle onunla birlikte yaamak durumunda kalr. Annelik bir mr boyunca gizli veya ak hak talep etmektir. Ben ocuumdan asla hak talep etmeyeceim, ona annesi olduumu ak veya gizli bir ekilde asla hatrlatmayacam diyen kadn doru sylemediinin henz farknda deildir. Bu gerei evlat olarak anlamak ok daha kolay. ocuk annenindir szne inanyorum. Bu kadar byk bir sahiplik beni korkutuyor.

21

Endstriyel ve Sanatsal Bir Malzeme Olarak Domates

Bir tarihte bir trkcye sormulard: Sanat olmasaydnz ne olmak isterdiniz? O da cevap vermiti: Sanat olmasaydm, ressam olmak isterdim. O sralarda pek glnmt bu cevaba. Bence hakszlkt, nk sz konusu trkc bir tr takdim tehir yapm, sorunun da ierdii gibi, sanatnn yerini yanl konumlamt. Yeme-ime kltryle ilgili her kitap yaymlandnda, ben de kendime soruyorum: yikt yazmasaydm ne yapmak isterdim? Cevabm hi deimiyor. A olmak isterdim. Bir daha dnyaya gelirsem a olmak istiyorum. Yaplan yaynlarn artna baklrsa, yeme-ime kltr, yemek piirme yntemleri ve tarihsel geliimi, okuyucusu hzla artan bir alan. Bu alann birok okuyucuya heyecan vermesinin nedenleri olsa gerek. Bu yaynlarda kltrel izlerin srlmesi, kltr tarihinin hi de skc olmayp, aksine ok elenceli bir disiplin olduunun okur tarafndan kefi nedenler arasnda saylabilir. Ama ocukluumuzda yediimiz birok yiyecein tadn hl aryor oluumuz, damamzda heyecan yaratan lezzetlere giderek daha az rastlamamz, doadan kopmu bir halde yaamamz, bu yoksunlukun bir zleme dnmesi de nedenlere eklenemez mi? Bir sre nce televizyonda, haberlerde, Antalya civarnda bir domates fabrikas izledim. Bugn sofralarmza gelen, (haberden rendiime gre te ikisinin Avrupaya ihra edildii) vaktinden nce kpkrmz olmu domateslerin -yetitirildii deil- retildii fabrikada toprak kullanlmyordu rnein. Kaldrm tana benzeyen bir tr kayaya incecik hortumlar araclyla sv gbre ulatrlyor ve her biri dierinin tpks olan domates fidanlarnn yapraklar yukarda kalyor, hemen hepsi ayn boyda, zm salkm gibi bir arada olan domatesler kpkrmz bir hat oluturuyordu. Tbbi tahlil laboratuarnda alyormu gibi

22

beyaz nlkler giymi, elleri eldivenli, balar boneli kadn iiler senkronize bir biimde kzarm domatesleri topluyorlard. Fabrikann kazan dairesi rperticiydi. Manzarann tm, bir domates serasn deil, rnein bir ak fabrikasn anlatyordu. Hatta haberi hazrlayan muhabir sv gbre havuzuna elini sokmaya kalknca, fabrikann yneticisi temizlik gerekesiyle buna engel oldu. O el havuza girseydi, ktnda ne hale gelirdi, ok merak ettim. Yemein malzemesinin standartlatn sylemekle yetinelim, tesini dnmeye kalkmak bile u anda fazlasyla ar gelebilir. Ama yemein malzemesinin fabrikalarda retildii bir ada, standart olmayan malzemeye ulaarak allmadk bir tat ve grnm yaratmak abas da giderek sanat haline geliyor. Dolaysyla domates, endstriyel olduu kadar sanatsal bir rn artk. Meselenin kltrel boyutunun deerini ve saygn ynn de yeni kefediyoruz. Bundan yirmi yl nce yeni hayatn kadn yaa yumurta krmaktan bile neredeyse utan duyarken, gnmzn yeni hayatnn kadn ve erkei, iyi yemek piirmekle ve yemekten anlamakla vnyor. Ortadou Mutfak Kltrleri adl derleme kitapta bulunan, Kafkaslardan Dnyann Damna: bir Mutfak Serveni balkl ve Bert Fragner tarafndan yazlm makale yle balyor: Avrupallara, belki bir de Amerikallara yaknlarda yle bir bilgi ulat: Fransa Eitim bakan okullarda rencilere Franszlarn bon got, damak tad dedii (...) konuda dzenli dersler verilmesini istiyordu. Ayakst yenen yemek kltryle yozlaan gen kuaklarda, zeytinyann, Provence blgesinin otlarnn ve domalann (truffe, yer mantar) gizleriyle yeniden tanma istei uyandrlmalyd. ocuklara okulda mzik retiyorlar, demiti, spor, okuma, yazma retiyorlar da, damak zevkinin temel unsurlar verilmiyor! (...) Toplumbilimcilere, zellikle toplum ve kltr antropologlarna ok ey borluyuz: geen otuz krk ylda onlar bize yemek piirme ve yemenin, dnyann her yerinde kltrn ok temel bir gesi olduunu ve bir saygn, onurlu kltrel davran kategorisi olarak tpk senfonik mzik dinleme, resim sergilerini gezme ya da klasik edebiyat okuma gibi- ele alnmas gerektiini bize gsterdiler.

Ortadou Mutfak Kltrleri, Editrler: Sami Zubaida-Richard Tapper, eviren: lkn Tansel, letiim Yaynlar, 2000
23

Kediler, Kpekler ve Edebiyat

Bir kpeksever olarak edebiyata kedilerin daha ok yaktn dnmek beni zyor. Kpeime bakp bunu dnyorum bazen, neden ben bir hikyeye baladmda kpeklere yer bulamyorum? Neden ok sevdiim bu yaratklar konu mankeni olarak bile, sradan bir ge olarak bile, bir mekn tanmnn paras olarak bile kullanamyorum? Niye bu kadar ok sevdiim halde ok az yer alabiliyor kpekler benim yazdklarmda? Oysa kediler edebiyatta yle ok ki... Sanrm akla kara kadar farkl yaratklar olduklar iin. Kedi istenirse ho bir figr, istenirse bir karakter olarak yaznn iinde iyi duruyor. Kedi sessiz, izleyici, bamsz, kedi zgrlne dkn. Kediye tasma taklamyor, bir ey retilemiyor, -rense de rendiini her istendiinde gstermiyor- insanlara hizmet etmiyor. Kedi birlikte yaad insanlardan bamsz olarak kendi zamannda ve kendi leminde yayor. Kedinin sevgisi, duygularn da vurmas kpee gre daha ll. Bu yzden kedi bamsz bir varlk olarak yayor aramzda. Oysa kpek her eyden nce sesli. Havlyor, alyor, zaman zaman tuhaf sesler kartyor. Kedi de miyavlyor, mrldyor ama kpein durumuyla ayn deil. Kpek sabit, durgun bir figr deil, olamyor. Tasmayla bal olduu iin sabit olduunu grdmz anlarda bile, bu ballktan duyduu ac yzne yle yansyor ki, evre nemini kaybediyor, gz kpein stnde kalyor. Kpek duygularn ok belli ediyor. Kzyor, ksyor, alyor, mahzunlayor, sevgi dileniyor. Bir sahip istiyor ounlukla. Sahibine baml, sadk. renmeyi seviyor, rendiini gstermeyi daha ok seviyor. Kpek aslnda doaya ait. Komak, uzun uzun komak istiyor. Kediye gre daha dominant bir karakter, bulunduu yerde kendini belli ediyor,

24

dikkatleri zerine topluyor. Biraz sevgi grmek iin her trl aklabanl yapmaya hazr ve yapyor da. te kpeklere yazda yer bulamaymn bir nedeni bu. Kpek yan karakter, konu mankeni olarak kalamyor, ne kyor, rol alyor. Kpek yazya ounlukla ana karakter olarak giriyor. Kpeklerin hele bir taraf var ki, yaznn dengesini tmyle bozuyor: Sevme duygusunu azdryorlar. Kpei seven biri giderek daha ok sever oluyor. Baka bir eye dnmeden artabilen -azalabilen de- en temel duygu olduuna inandm sevgi, kpekte abartl bir karlk buluyor. Biz kpeimizi sevdike, o bizi daha ok seviyor; kpeimiz bizi daha ok sevdike, biz de onu daha ok sever oluyoruz. Ama bu karlksz ve aslnda ok da tuhaf olan sevgi bende iddetli bir acma duygusu da uyandryor. Sanrm aslnda karlksz ve giderek daha ok sevebildikleri, hak etmeyenleri bile sevebildikleri iin kpeklere acyorum, acdm iin daha ok seviyorum. zerimde yaratt duygular bu kadar karmakken, kpekleri yaznn iine nasl alabilirim? Oysa kediler karakterli yaratklar. stelik gzeller de. Kpekler de gzel yaratklar ama, bazlar irkin olabilirken, kediler byk ounlukla, kavgadan km bile olsalar gzeller. Onlarn kendi varlklarn, doann kendilerine bahettii bir karakter zellii olan bamszlk duygusu nedeniyle koruyabilmeleri bende hayranlk uyandryor. Kedilere hayranm, ama kpekleri daha ok seviyorum. Kedi haddini biliyor, barolde deilse rol almak iin zahmete girmiyor. O kendi leminde yayor. Birok ykde, romanda bir figr olarak, yazy renklendiren bir unsur olarak kedi var. iire kimi zaman dekoratif bir malzeme olarak bile girdii oluyor. Minderinde yatan kedi uysal ve evcil bir imaj yaratrken; neeyle havlayan ve kuyruk sallayan kpek doaya ilikin bir manzara canlandryor gzmzde. Kedi isel bir tablonun, kpek sosyal bir tablonun paralar sanki. Ya da bana yle geliyor. Kpeklerde ocuksu bir taraf var. Glmedikleri iddia edilse de, bence glyorlar, ok neelendiklerinde rnein, dillerini yandan sarktyorlar. Gldkleri zaman sanki ksz bir ocuk mutlu olmu gibi bir his yaratyorlar. Geri hak yemeyelim, bir yumak parasyla, ya da bir zm tanesiyle oynayan kedi de doann en gzel grntlerinden biri. Ama kpeklerde sanki oynamak ve neelenmek haklar deilmi gibi abartl bir sevin grlyor. Sokak kpekleri ise daha feci. Onlar kimi zaman dorudan ackl bir resmin ana paralar oluyorlar. Ama aresizlii paylat bir insanla birlikte, yine sosyal bir tablonun tamamlayc unsuru olduklarnda, iki kat ac verici oluyorlar. Sokak kpekleri sokak

25

ocuklarnn en yakn arkadalar. Bir sokak kpeine sarlm bir sokak ocuu yepyeni yzylmzn bence en ackl resimlerinden biri. Kpeklerin ana karakter olduu ykler yazlm. Dino Buzzatinin Tanry Gren Kpek adl yks bunlardan biri. Kasaba halknn Ermi olarak nitelendirdii bir adam olan Silvestronun kpei Galeone, her gn, kt bir frnc olan Saporinin frnndan bir ekmek alar ve dokunmadan, sahibi Ermie gtrr. Kpeinin her gn getirdii ekmekle yaayan Silvestro ekmein kk bir parasn kpeine verir, kalann kendi yer. artc bir kurgusu olan bu uzun yk zaman zaman neeli ve komik, ou zaman ackldr. Hele Ermiin ldn anlatan satrlarda kpei Galeone hem yknn ana kahraman olur, hem de okuyucunun iini burkar: Be kii Silvestroyu karlara uzanm buldular, kollar ha gibi yana alm, gzkapaklar kapal, tam bir Ermi duruu iindeydi; yan banda da kpek Galeone oturmu alyordu. Ceset tabuta yerletirildi (...) gmld. Geri dndler, kpei mezarn stnde debelenirken braktlar. Dardaki hayatmzn eleman olan kpekler bir ykye girmilerse ya kendilerine eziyet ediliyordur, ya da sahiplerini hayvansall aacak lde seviyorlardr ve sahipleri iin glerinin stnde bir ey yapyorlardr. Her iki durum da ackldr. Ackl bir unsuru veya bak beraberinde ykye tayan kpekler, yazar hi istemedii halde, ykde acnas bir durum yaratabiliyorlar. Kpek, tad bu ackl hal yznden yknn dramatik dengesini bozabilecek bir unsur. ocukken, yazarn ne yazk ki uzun yllar hatrlamadm, sonra Yars Roman adl kitabn okurken birdenbire O olduunu anladm ve mthi sevindiim smet Krn Mavinin Hikyesi adl romann okumutum. Mavi, kitabn ana kahraman olan bir kpein adyd. Birok kez sokaa atlyor, evden eve gidiyor, sokaklarda kalyor, eziyet gryor ve tam iyi bir eve yerleip mutlu olmaya balamken yeniden sokaklara dyordu. Bu yeteri kadar ackl bir durumdu. Ama durumu asl ackl klan, Mavinin her sahibini sevmesi ve sokaa atld zaman ok krlmasyd. Kpeklerin kt karakter olarak izildii bir yk ya da roman vardr muhakkak, ama ben hatrlamyorum. Oysa kedilerin kt karakter olarak izildii ykler hatta romanlar var. Kedinin sevgisi kpee gre daha marazi. Kpek, sevmeyi paylaabilirken, kedi galiba paylamyor. Colettein Dii Kedi adl kitabnda, marazi bir tutkunun sahibi olan bir kedi anlatlr. Kedi romann ba karakteridir, ama kpekten farkl olarak, kendinden beklenmeyen bir unsurun taycsdr: Tutkulu sevgi ve ballk. Hatrladm kadaryla kedi lmcl bir ballk duyar sahibine.
26

George Simenonun, barollerinde Simon Signoret ile Jean Gabinin oynad bir filme de ekilmi olan Kedi adl romannda, birbirinden nefret eden yal bir kar-koca vardr. Kadnn bal olduu kediyi ldrebilmek kocann hedefleri arasndadr. Hatta adam ylesine nefret etmektedir ki karsndan, filmdeki sahne gzmn nne geliyor, kediyi bir gn bir antaya koyup evden gtrr, bir markette brakp dner. Ama kedi eve dnmeyi baarr. Simenon kedi ve kedinin sahibi kadn arasnda yle mthi bir rtme kurar ki, kediye acyamayz. nk kedi romanda zne deil, nesnedir ve kediyi canl, duygulu bir varlk olarak grmekte glk ekeriz. Kocann karsna ac ektirmek iin kediyi kullanmas bizi sadece rpertir. Kpek sevgisini anlamakta glk ekenler bence Franois Nourissierin Kpeime Mektup adl anlatsn mutlaka okumallar. Kpeine hitaben yazd satrlarda Nourissier kpekle insan arasnda kurulan ve kpei olanlarn ok daha iyi ve kolaylkla anlayacaklar o tuhaf, aklanmas zor ve zaman zaman marazi olabilen ilikiyi bandan balayarak anlatyor. (...) Neredeyse evinde ocuk ya da kpek istemeyen kimselere katlanamaz olmutum. Saflk ite! Karlksz sevgi, oyun eilimi, aadan yalvaran baklarla bir ey isteyen, neeli gzler... Kadnlarla da durum aynyd. Hayvanlar itenlikle sevmeyen ya da (bu da ayn ey demektir) ocuksu bir yan olmayanlarn sevemiyordum. Ayn zamanda da, giderek daha sklkla, arkada evlerinde ya da kahvede sohbete dalmken, kendimi farknda olmadan kpekleri okarken yakalyordum. Ama yalnz kpekleri. (Kedileri ise hep mncklarm.) Yaknda dokuz yl olacak, senin sahibin oldum. (...) Seni sevmek yle hafife alnacak bir serven deil. Eer sevgi kavramnn senin iin de bir anlam varsa, iki insan arasndaki sevgide, insan yer bitirir kuku. Senin bana olan sevgine duyduum kukunun ise anmsamak istediim bir ekicilii var. Nourissier 1974 ylnda yazd bu kitapta, ngiltere en ok evcil hayvan beslenen lke iken, stnln son yllarda Fransaya getiini sylyor. Bizim toplumumuzda mutlu aile imajn btnleyen ya da bu imaja katkda bulunan unsurlardan biri kedidir. Dinsel ve sosyal nedenlerle evimizin dnda yer verdiimiz kpek, evin dna ait olduu ve mutlu aile ancak evin iinde resmedilebildii iin, mutlu aile resimlerine giremez. Ev ii hayat anlay deitii ve artk ehirlerde kpeklere evin dnda deil, evin iinde de yer verilmeye baland iin, yeni hayatmzn mutlu ailelerinden sz ederken, aile bireyleri arasnda kpekler de saylyor. Kpekler avclk yapmak, baheyi beklemek, sry korumak gibi herhangi bir grevleri olmakszn artk hayatmza girebiliyorlar, bu da bal bana bir varlk olarak alglanma ihtimallerini ykseltiyor.

27

Geilen Bir Mekn stne, Fikir Uuu

O/T/E/L. Drt harfli, basit bir szck. Btn basit szckler gibi, okunduunda, her zihinde baka armlar uyandran, ancak dier basit szcklerin biroundan farkl olarak; zengin, karanlk, kvaml atmosferlere tuhaf kaplar aralayan imgeler silsilesi. Bir edebiyat olarak ncelikle, elbette, edebiyatn zihnimdeki tortusunun iinde aryorum Oteli. yi bilinen rnekleri istemeye istemeye atlyorum. Edip Canseveri rnein, Oteller Kentini ki, kiisel bir anm vardr, Oteller Kentinin marine marina aquamarine dizesine ve Canseverin insanlna dair, bu nedenle olsa gerek hi kolay olmuyor. Hem nasl atlayabilirim ki, ilkgenliimde iire ynelik alayc ve kmseyici bakm ar bir deprem gibi iddetle sarsarak beni iir denizinin iine atan Bezik Oynayan Kadnlar kitabnn iinde geen zr dilerim dnya/Ben bu otelden kamam/mza: Seniha dizelerini. Zaten istesem de benliimde hissettiim yazarlardan kaamam. ok uzun yllar nce, psikolojiyle ilgili, 1940l yllarda baslm, pek de salam bir referans saylamayacann daha okurken farkna vardm bir kitapta, akl hastalarnn konumalarndaki fikir uuunun tehiste byk kolaylk saladn okumutum. Kitab yazan bilgi psikiyatrn aksine, fikir uuunun akl hastaln tanmada kullanlacak bir tehis ynteminden ok te, bir dnme ve anlatma biimi olduunu hissetmitim ve fikir uuu gibi bence byleyici bir yntemi, dolaysyla fikri de bylesine basitletirdii ve ona tepeden bakt iin kitabn deeri gzmde birden dmt. Fikir uuunun yaratt zenginlii anlamaktan aciz, hayatn ince ayarn gzden karm, belki de hi farkna varmam, insan

28

ruhu denen o bilinmez ve byk kuyuyu bilim ad altnda basite kategorize etmeye merakl, takafal bir psikiyatr imgesi olumutu kafamda; sonralar okuduum kitaplarda da rastladm 19. yzyln akl hastalarna trl eziyetler yapan akl doktorlar da bunu perinlemiti. Allahtan, sonralar, psikiyatri ciddi bir bilim olarak, iyi kitaplarla karma kt da beyaz nlkl, kravatl, sk sk ellerini ykayan, kendini beenmi ve takafa psikiyatr imgesi sarsld. te yandan fikir uuu da gnlk hayatta (bir dnem) ok sk kullandmz bir tamlama, tanmlama oldu. Fikir uuu, Otel gibi bir szcn evresinde dolamak iin iyi bir yntem. Bu yazy batan baa bir fikir uuu haline getirmemin nedenini sylemeliyim: Otel, birok yazarn olduu gibi benim de zihnimdeki imge zenginlii nedeniyle, bir trl belli bir yap iinde yaklaamadm bir szcktr. Beni oradan oraya sratr, fikirlerimi uuturur. Son yllarda okuduum iyi bir roman var: Tim Parksn Kader adl roman. Roman anlatcnn bir otelde ald kara bir haberle balyor. Aslnda romann temelde otelle sk bir ilikisi yok, ama bir yere yerlemek, bir mekna ait olmakla ok yakndan ilikisi olduu iin, kara haberin alnd yerin bir otel olmas ok anlaml. ngilterede, k gzel bir otelde balyor. Aklmda kalan en salam imge, otelin yemek salonuna denmi kaln ve iyi hallar. Bu tarifi ieren cmleyi okuduumda zihnimde hznl bir yer tutan otel imgesinin yerine, gnmzn aaal ve kibirli otellerini hatrladm ister istemez. Gerekten de, hallar ne kadar iyi cinstir, hayatn btn ayak seslerini yutar. Nasl da hep temiz kalr, hi anlamam, belki de temiz deildir, gnmzn otellerinin yaratt ve ierdekini etkisi altna alan kibirli bak onlarn kirini pasn grmemi mi engeller, emin deilim. Hznden kibre getim. Szck ilk anda ne kadar hznlyd oysa, bilincimde yer alan ilk otel yleydi nk. Dilmen Oteli. Adapazarnn ortasndan geen havuzlu bulvara alan ksa, dar bir sokakta bulunan, arbal bir yap. ehrin en vakur oteli diye bilinirdi, yle miydi, ondan da emin deilim gerekte, belki de bir his yaktrmtm o otele, imdi bu hissi vakur, hznl filan diyerek sfatlara eviriyorum. Tarann eski evlerinde, kamu binalarnda, okumu ve sekin kiilerinin yzlerinde ve durularnda hemen okunan, yllar sonra hatrladmda fazla hznl ve hatta nedense mutsuz grndn dndm, anlatmas zor bir soyluluktan payn alm bir oteldi. Sosyal snf kavramndan henz haberli bile deilken, Dilmen Oteli, bilmediim bu kavramn varln bana sosyal ya da siyasi adan deil, psikolojik adan hissettirirdi. Bazen yolumu uzatr, nnden geerdim. Otele girip kanlara bakar, ocuk olduum iin bana ok yal gelen, iyi giyimli erkekler grr, bu adamlarn hayatn ciddi ve nemli ilerini yapan, megul adamlar ve otellerin de erkeklere mahsus meknlar olduklarn dnrdm.

29

Dilmen Otelinin gizemli bir lolua alan kapsnn bana ilk gsterdii ey, kstl meknlarda, -kendi evim, yaknlarmn evleri, okulum, postane, pastane, ar vs.- hayatn zenginliinden uzakta yaamakta olduum, birtakm kaplarn ardnda bu trden gizemli dnyalar olabileceiydi ve bir gn bu zenginlii aramaktan kendimi alkoyamayacam hissediyordum. O zenginlii edebiyatta buldum. Bu tarifi zor duyguya zgrl grme duygusu diyebilirim. O lolua alan kapnn ardnda zgrl grrdm. Bence doru bir ilk algdr bu, otelin bende yaratt ilk duygu zgrlktr. yi de neden zgrlk olsun ki otel? nk yledir, ait olmadnz bir ehirdesinizdir ve elbet ait olduunuz yere gideceksinizdir ve bu, bir tr arafta, ksa sre iin ait olduunuz yerin kurallar yoktur, te yandan yolcu olma hali de bir yanyla zgr olma halidir. Ancak otel sz konusu olduunda zgrlkle atba giden bir baka duygu da, yabanclamadr, size ait olmayan, sizin de ait olmadnz bir mekndan gelip geecek biri olma duygusu. Yabanclama ile zgrlk arasnda bence gzel bir uyum var. te yandan o ilk imgeyi, zgrl besleyen sosyal dnyay nasl unutabiliriz? O yllarda bir aile kadnnn, -aile kadn diye de bir tanm vard- otelde tek bana kalmas dnlemezdi. Oteller zellikle kadnlar ve biraz da gen erkekler iin tehlikeli meknlard. zgrln kimi zaman toplumun ahlak d bulduu tehlikeli sularna otellerde almak mmknd nk. Tara iin otelin tehlikeli bir yer olmasnn bir nedeni de, ehre gelen yabanclarn bulunduu yer olmasyd. Kk ehirler kolektif bir hayattan holanrd, yabancya gsterilen ve dozu kimi zaman fazla kaan misafirperverlik, sanki yabancya ynelik bu kukuyu rtmenin de bir yoluydu. Ancak Tanpnarn vurguladnn artk ne yazk ki aksine, gnmzde yekpare olmayan, hzla paralanan zaman, hayatn ar akan ritmini sekteye uratrken, dnyalar da paralyor, deitiriyor; artk kk ehirlerde yabanc, olumlu veya olumsuz bir ilgi oda deil, her eye ramen bir para btnlk kaygs iinde yaanmasna zen gsterilen hayatn dnda kalan kiiler onlar, yabanclar. Edebiyatn insana kazandrd en byk nitelik olduuna inandm hayat zgrce okuyabilme, kurabilme ve zebilme yetisinden ok uzak olan ve insan denen varln zgr iradesine inanmayanlar iin oteller daima tehlikeli meknlar olmutur. Tehlike ise hayatn esasl bir parasdr, hayat szcklerle yeniden yaplandrmak isteyenler iin bu tr tehlikelerin cazibesi byktr. Otel sadece hznl olduu, insan eitliliine imkan verdii, muhtemelin snrlarn genilettii iin deil, bazen dpedz tehlikeli olabildii iin de caziptir. Hangi otelden sz ediyorum ama? Otuz yl nce hayatmzda gizemli bir yer tutan, edebiyatmzn en dokunakl cmlelerine kaynaklk etmi, hayat karsnda yenilmemise bile
30

bu kavgadan az veya ok zararla kaca belli insanlarn mahzun geceler geirdii otellerden mi? Hastalarn tedaviye, yoksullarn yardm bulmaya, babalarn askerdeki oullarn grmeye gittikleri ehirlerdeki o mtevaz kk oteller, ne hayatmzn ne de ehirlerimizin iinde varlklarn hissettiriyor artk. Dilmen Otelinin aralk kapsndan ieri baktm gnlerden bugne geldiimde, otel, bana bir H harfi gelmedii srece yine ayn otel benim iin. Ama artk o trden oteller nerdeyse yok. Dolaysyla edebiyat hznl, iirli imgeler ykleyerek zellikli kldmz otelleri de yeniden tanmak, tanmlamak durumunda. alma odamn penceresinden stanbulun yeni ve iddial otellerinden biri grnyor. Bu otelin yapln gn be gn izledim. Vinlerle kaldrlan blok duvarlarn yerlerine konuluunu, pencerelerinin takln grdm. Gnde ka tane duvar yerine konulabiliyor merakyla, stunlarn arasnda ekilmi di gibi duran duvar boluklarn, yerine konmu duvarlar saydm. Bir gn otelin inaat tamamland, otel penceremin ortasna oturdu, artk ne zaman ehre baksam oteli gryorum. Daha nce yerinde ne olduunu hatrlayamyorum. Bu otelin alt katndaki kafede ara sra kahve itiim oluyor. Bakyorum, bakyorum, dnyorum; nerde Dilmen Otelinin o mahzun ve arbal gizemi, nerde bu Hotelin iddial, steril ve stilize kibri. Buras bana vahi grnyor. amn aynas. am vahi. Bu otelin odalarnda Nabokovun edebiyat tanmlarken kulland tam tamna hatrlayamadm o cmledeki (edebiyat iki krek kemiimiz arasnda hissettiimiz bir rpermedir) rpermeyi bulmann kolay olup olmadn dnyorum. Odakta insan varsa, iki krek kemiinin aras rpermeli. Evet, insan var, ama rpermiyor. rpermesi iin otele bakmak yetmiyor artk. Otel kibriyle, iddiasyla, ok para harcanm estetiinin altna ustaca gizlenmi vahiliiyle insan glgeliyor, bnyesindeki insan kendi yapsna uygun bir biimde stilize ediyor. Edebiyat o otelin umurunda deil. Ama o otel edebiyatn umurunda olmal. Milan Kundera yeni yaymlanan Perde adl deneme kitabnda roman hakkndaki grlerini sralarken, yle diyor: nsan hayat bir bozgundur. Adna hayat denen bu nlenemez bozgun karsnda bize den, yalnzca onu anlamaya almaktr. te roman sanatnn varolu nedeni de budur. Roman szcnn yerine edebiyat szcn koyuyorum, bu yeni oteli, tm armlaryla anlamaya alyorum.

31

Yaz Tatili: Zamann Katili

Yaz tatili denen eyi sevmediimi birdenbire anladm. Bu tam ne zaman oldu bilmiyorum. Galiba istediim gibi kullanabileceim geni zamana kavuup da, ona bir dzen verinceye kadar canm kmken, anszn tatil mevsimi gelip attnda. Madem yaz gelmiti, tatil yapmak, tatil cenneti lkemizde cennetlerden cennet beenmek gerekiyordu. O zaman anladm ki, benim iin yaz tatili, ister bir yere gideyim, ister gitmeyeyim, zamana byk abalarla kazandrdm ritmin bozulmasndan baka bir ey deildi. Yalnz zamana da deil, hayatn kendisine. Dzenim deiiyordu, altst oluyordu gibi obsesif bir kiilik yapm olduu izlenimini uyandracak bir cmle kurmak istemem, yle biri deilim, ama ziyan ettiim zamanlar beni terbiye etti, dzen delisi olmadmsa da, zaman kt kullandmda, hep huzursuz oldum. Yllarca kendimi kandrmm meer, aslnda ben tatil yapmay sevmezmiim. Bir yere, baka bir ehre hatta lkeye gitmek ve gezmek dncesi de giderek bir yorgunluk, hatta korku hissi yaratyor stmde, o ayr ve derin bir konu. yi de neden, tatil gzel bir eydir, herkes sever tatil yapmay, neden bende bir skntya sebep oluyor? ocukluumda tatili severdim oysa, denize girmeyi de ok severdim o zamanlar, artk eskisi gibi denize dkn deilim. Okullar kapannca istediim kitaplar okuyabilecek ve denize girecek olmak bana yeterdi. En sevdiim ey glgeli bir odada divana uzanp roman okumakt. Yine de yazn son gnlerinde nasl skldm, okullarn almasna daha bir ay varken krtasiye alverii iin can attm iyi hatrlarm. Yaz tatili kavramna yklenen ideolojik anlam da sevmiyorum. Tatil, almakla geen zavall hayatmzn, zavallca ksa bir blmnn aaal bir biimde pazarland bir tketim kalemine dnt, malum. Tatilin bir de anlam yk var ki, tanr gibi deil. Turizm irketleri
32

ve tatil kylerinin afilerinde giderek cisimleen tatil kavramnn iini habire doldurarak bize diyorlar ki, asl yaamanz gereken zaman ve yer oras, cennetten bir kede, hazlarla donatlm bir dnem, rya lemine gideceksiniz ve dneceksiniz, yle ok altnz ki, bunu oktan hak ettiniz. almasak hak etmeyecek miydik? Hep alp hak edenler mi gidiyor bu cennetlere? Cennet orada ve o zamanda ise, niye burada ve bu zamandayz? Nasl bir tatil seersek seelim, medeniyetten uzak veya konforun iinde, dnyann baka yerlerinde veya burnumuzun dibinde, doayla i ie veya kendimizle ba baa, fark etmiyor, kavram yle geni ki, hepsini iine alabiliyor. Bir tarihte gazetede bir haber okumutum. Latin Amerika lkelerinden birinde, galiba Arjantinde, dar gelirli bir ailenin bireyleri komularna hava atmak iin tatile gidiyoruz diyerek oturduklar apartmann bodrumuna saklanmlar. Apartmanda yangn knca aslnda tatile gitmedikleri, komularna kar kk dmemek iin gider gibi yaptklar ortaya km. Tatil tketecek gc olmayan ailenin trajikomik hikyesi. Tatil kavramnn bu ekonomik ve ideolojik anlam yknden holanmyorum ama bundan ok etkilendiimi syleyemem, bu herkesin malumu olan bir hal. Ama tatil, dolaysyla da yaz mevsimi bende garip bir yalnzlk ve hzn duygusu, hatta fke yaratyor. Bu sevdiim trden bir hzn deil. stanbul bana terkedilmi gibi geliyor, oysa sokaklar yine tklm tklm dolu, meyhaneler, lokantalar, ay baheleri adam almyor, evlerin birounun pencerelerinde klar yanyor. Ama biliyorum ki birileri, -stelik de hi tanmadm kiilerehirde deiller, baka yerlerdeler. Bana ne bundan? Ama garip bir ekilde stanbulun yerine mi koyuyorum kendimi nedir, baka bir cennet kenin o zaman paras iin tercih edilmi olmas duygusundan kurtulamyorum. i bir gne oluyor sokaklarda yazn, insann gzlerini actyor, gnler uzun, glgeler ksa, asfalt ayaklarma yapyor, imler sararyor, evlerin pencerelerine baknca scan skntsn ve bir yere gidememi olanlarn fkesini gryorum, stanbulun btn renkleri soluyor, gnete kalp rengi umu bir fotorafa benziyor. Ama stanbul da karakter deitiriyor yazn. Btn dikkatini kendisini hi de hak etmeyen yabanc turistlere vermi gibi geliyor bana. Sultanahmette ellerinde stanbul brorleriyle, gruplar halinde gezen, ne grd, ne anlad belirsiz turistler, her trl turistik eyann yayd i renkler sinirime dokunuyor. Ne zaman ki sonbahar geliyor, tatilciler ve yazlklar evlerine dnyorlar, ehrin de yznn gldn, gerek karakterini tekrar kazandn dnyorum, ruhunu ele geiren o turist yalakal kaybolmu, kaos-ehir olmu yine. narlar sararm, yollarda su birikintileri, seyyar satclar ve kavga var, Glhane Park serapa sar yaprak, yamur ehri
33

ykam, stanbul gerek rengine kavumu; tamam epeyce dumanl, puslu, kirli, ama asl rengi bu. Kn turistler bana hi batmyor. Yine de tatile gidiyorum. Gitmeyeyim diyorum, oturaym evde bu sene, ama bu defa da baka trl bir eksiklik duygusu yayorum. Gitmezsem kendime acyacak oluyorum, herkes gitti bir ben kaldm sanki. Ama gidince de dn bekliyorum, hele tatilin son gnlerinde iime nedensiz bir korku doluyor, sululuk hissi aslnda, zaman boa harcadm iin. Yanma aldm kitaplarn ok azn okuyabiliyorum, ge yatmaya alkn olduum halde erkenden uykum geliyor, gitmeden nce hi kmayacam dediim denize ylece bakp duruyorum, iimden yzmek gelmiyor. Zamann boa getii duygusundan kurtulamyorum. Tatile gittiimde hep ayn ark geliyor aklma. MFnn bir arks: Yaz tatili parann katili. Para kadar zamann da katili yaz tatili. Tatil, kkne bakldnda olumlu, ho anlamlarla ykl bir kelime saylmaz. Arapa atl kelimesinden geliyor. Yani, tl, bo, isiz. Kk anlam bolama, almama. Anlam genilemesiyle dinlenme olmu. almay yceltecek, kutsayacak deilim, zaman bombo geirip bundan en ufak bir rahatszlk duymayanlara imrenirim, zellikle aylaklk ettiim iin huzursuz olduumda. Ama yap meselesi, olmuyor. Ben de tatile gidiyorum, huzursuz olup dnyorum.

34

Yolculuk

Bir gn gazetede hayatnda bisikletten baka hibir tata binmemi yal bir ngilizin haberini okumutum. mr boyunca gidebildii en uzun mesafe, bisikletle -drt saat eken komu kasaba olmu. Adamcaz lnce tabutunu cenaze arabasna koymamlar, kasabaya hatr saylr bir uzaklkta olan mezarla kadar srtlarnda tamlar. Yolculuk nedir bilmemi adam. Dnyann olabilecek en kk parasn tanm. Televizyonda bir belgesel filmde ise 90 yanda bir nineyi izlemitim. lkenin br ucundaki kynden km ve trenle stanbula gelmiti. Yzndeki ifade ok acklyd, olu yannda olduu halde korkuyordu, aknd. Dnyay sekiz on haneli kynden ibaret sanrken, bir anda mthi bir ehirle tannca alt st olmutu. Kyne dnmek ister misin ninecim? diyenlere cevap veremiyor, alyordu. stanbula dair, kayna belirsiz bir ykckte de, macera olsun diye Anadoludan stanbula gelen iki gen anlatlr. Topkap garajnda otobsten inmiler. Yol, iz bilmedikleri iin sadece Topkapda dolamlar, sklmlar. Eh stanbulu grdk ite, yeter, diyerek, otobse binip kylerine dnmler. Dnerken stanbul stanbul dedikleri bu muymu? diye syleniyorlarm. Biz de bir ey sandkt. Gitmek, neresi olursa olsun gitmek heyecan verici. Yolculukta, baa neler gelecei bilinemez ya, biraz ondan olsa gerek. Da banda otobs m bozulur, yan koltua mnasebetsiz bir yolcu mu der, ufak bir soygun vakas yaanr da be parasz ortada m kalnr, kim bilir? Bunlar yolculuun cilveli taraflar. u mehur huysuz kalem, azndan kan szlerle koca koca yazarlarn dn koparan Nurullah Ata ilk uaa biniini yazm bir denemesinde. Korkuyla kark, korkudan haz alan bir heyecan ve ruh hali iinde oluunu anlatyor. Binme, etme, ya derse?
35

demiler, dinlememi. ok holanm uaktan. Vapur ve tiren yolculuklarn ok skc bulurum, diyor. (Bugne de yllarca bn diyen Ata, trene de tiren demi.) Acaba vapur ve tren yolculuklarn skc bulduu iin mi edebiyat olmad da eletirmen oldu? Ben vapur ve tren yolculuklarn ok heyecan verici bulduum iin mi Tanpnarn Bir Tren Yolculuu hikyesini sk sk okuyorum? yle bir trende bir yolculuk yapma zlemi duyuyorum? Yamur altnda yol alan tren, kk bir istasyonda durur. Burada trene gezici bir kumpanyann artistleri biner. Yzleri, elleri, baklar, duygular birbirine benzemez bir grup insan, ayn kompartmanda otururlar. Her bir yz birer hikyedir yol boyunca. Hava yamurun etkisiyle kararmtr, ehrelere yorgunluk ker, ihtiyar aktr yol arkadana kumpanyann en gzel artisti, bir kazada len Zeynepin hikyesini anlatr. Hazin, ackl bir hikyedir bu. Sonra yol arkadana bir kat uzatr: Yarn akam bilhassa unutmayn, der. Jl Sezar oynuyoruz. Ben Jl Sezara kacam, Ali de Brts olacak... Tanm, hatta dost olmulardr artk. Treni edebiyatlar iin bu kadar ekici klan nedir? Yolcuyu gtren kiinin yani makinistin mehul ve cefakr oluu mu? Mavi niformalar ve cakal yryleriyle pilotlarn, bkn edalaryla otobs ofrlerinin, beyazlar giymi babacan tavrl ya da yakkl kaptanlarn yannda ad anlmayan makinistler, bir d grnm tarifine bile muhtatrlar. Doann birbiriyle uyumlu hatlarn koyu gri rengi ve beyaz izgileriyle bozan, kimya kokan bir asfalt yerine; kendini belli etmeyecek kadar mtevaz elikler, doann bir paras olan krk talar ve tahta kalaslardan oluan raylarda gitmesi midir? Tren yolu manzaray asla bozmaz. Aksine, doaya zarif bir insan eli dokunuu verir. Yolcularn karlkl oturabilmesi treni daha ilgin klyor olabilir mi? Tren yolcusunun oturduu yer ferahtr. Dar bakmak istemiyorsa, karsnda oturan yolcularn yzlerine bakabilir, yol arkadalar hakknda fikir yrtebilir. Bir trende bir yolcu isterse btn kompartmanla arkadalk edebilir. Oysa otobste, uakta darda grecek bir ey yoksa, yol arkada da mnasebetsizin tekiyse kalan are ya okumak ya uyumaktr. Sonra tren eitlidir, bu da onu ekici klyor olabilir mi? Yk, yolcu, posta, ekspres, yatakl, yemekli, buharl, elektrikli, kuetli, pulman, banliy... Ayn zamanda trenin bir otel olabilmesi de sz konusu. zerine oturup gazete okuduunuz, ayakkablarnz karp, ayaklarnz altnza aldnz kanepe gece olunca bir anda tertemiz araflarla bir yatak oluverir. Sonra tren, yolculuk iinde yolculuk yapabilmek imkn tanr. Kompartman arkadalarnzdan sklrsanz, uyuyor numaras yapmanz ya da elinizdeki skc kitab kendinizi zorlayarak okumanz gerekmez. Vagon vagon dolaabilir, restorana gidip ay iebilir, bir eyler attrabilirsiniz. Tren standart deildir, iki uak birbirine ok benzerken, iki
36

tren birbirine hi benzemez. Bir tren gayet mtevaz iken, bir baka tren kibirli olabilir. Ayn yolu yutan bir trende hem kuru bir ekmei kemiren, hem de restorann mnsnden seilmi iyi bir yemei yiyen iki kii bulunabilir. Reat Nuri Gntekin Anadolu Notlar adl gezi kitabnn Trende blmnde, treni cazip ve elenceli klan eyleri bir bir sayp dkerken, trendeki yol arkadaln da tanmlyor: Trende bir yabanc ile ba baa geirilen bir yahut iki gecede uzun bir karlk, kocalk hayatnn btn safhalar vardr. Evvela birbirinden ekinen iki yabanc iken, sonra birbirinizin yannda orabnz, potininizi karr, gmleinizi deitirir, pijama yahut entarinizi giyersiniz. Yiyeceinizi beraber hazrlar, beraber yersiniz, (...) ruhlarnzn en mahrem ve zayf taraflarn birbirinize aarsnz. (...) Yolculuun banda boazn skmak istediimiz dman, ok kere ayrlk dakikasnda eski bir dosttur. Bazen ayrlrken kucaklarz, birbirimize randevular, adresler verir ve daha garibi bir yahut iki gn evvel kinimizde ne kadar samimi isek, bu sevgi ve ballmzda da o kadar samimi ve insan oluruz, diyor. Trenler ve yolculuklar ne kadar birbirine benzemezse, istasyon binalar da o kadar birbirine benzer. Hepsinde ayn, griye boyanm, ift tarafl ve mutlaka bozuk byk bir saat vardr. Ayn karakterle yazlm istasyon tabelalarndan nereye gelindii anlalr. Pendik, Arifiye, Ankara, Balkesir, fark etmez... Ayn gieler, ayn pencereler, ayn bekleme salonlar hatta ayn banklar ve ayn satclar. Perona kan merdivenler bile ayn mdr nedir? Byk garlarda ise bambaka ve hakl bir kendini beenmilik bulunur. Bir de tren yolu grevlileri var. Makaslar, istasyon efleri... Birbirine ok benzeyen evlerde otururlar. Hemen hepsinin bahesi, bahesinde bir st aac, st aacnn altnda st muamba kapl bir tahta masa, pencerelerinde de sardunya ve fesleen ekili teneke kutular bulunur. Sanki btn istasyon efleri ut alar. Necati Cumalnn Minesinde olduu gibi. Eminim, biraz da bu eski istasyon binalar kkrtm eski yazarlar. Sait Faikin (aslnda Simenondan uyarlama olan) Mthi Bir Tren, Sabahattin Kudret Aksaln Bir Trende Gidenler, Memduh evket Esendaln Yol Arkadalar, Tark Burann Tren, Ouz Atayn Demiryolu Hikyecileri ve edebiyatmzda yazlm daha birok hikyede tren, hep ekici bir edebi unsur olmu. Uan hi, otobsn eh, vapurun deniz varsa neden olmasn denecek kadar yaygn olduu zamanlarn yazarlar onlar ne de olsa. Tren, demiryolu, vagon, istasyon, kondktr, tarife, makinist; gndelik dillerinin su, ekmek, sevin, ho geldin kadar ak ve gerekli kelimeleri. Acaba bugn yaasalar ve yazsalard, ayn iirsellikle ve sevecenlikle otobsleri ve uaklar yazarlar myd? Sanmyorum. Hayatn ritmi deiti artk. Alglanan zaman bsbtn baka. Trenlerin bir firmas yoktu, otobsler arasnda firma kavgalar, kyasya rekabet var.
37

Hayat gzelletiren btn kk eyler; byk, gsterili ve parasal deeri llebilen unsurlarn glgesinde kayboldu. Toros Ekspresi zerine bir hikye hl yazlabilir, Kmil Ko zerine de. Ama kukusuz ikisi bambaka eyler olurlar. Geri otobslerin de trenler kadar olmasa da sevecen bir yaklamla edebiyatmza girdii olmu. Cemal Sreya Gebe adl iirinde lkeyi dolarken Kargapazar dalarn dolanan yal ve fkeli bir otobsteyim diyor. Biliyorsun, ben hangi ehirdeysem / Yalnzln bakenti oras. Otobs molalarnn da edebiyata girmeyi hak edecek kadar lezzetli anlar olduunu kabul etmek gerek. Ama artk eski otobs molalar da yok. imdi grkemli tesislerde yaanan tuhaf bir hizmet yar var. En son bindiim otobsn mola verdii yer bir McDonalds idi. Amerikan tarz denmiti, parlak metalden sandalyeler gz alyordu. eride Hollywood yapm yol filmlerinin jenerik mziine benzer bir mzik alyordu. Gzlerim masalarda ii kesme ekerle dolu dev kavanozlar arad. Ama ay yerine, plastik bardakta makine kahvesi satlyordu. Bardaklara yarm yarm doldurulmu, karbonatl, berbat aylar suratsz bir ifadeyle dolatran garsonlar yerine, niformal genler dolanyordu ortalkta. Bir makine kahvesi aldm. Anadoludan gelen bir otobs parka girdi. nenler Hollywood filmlerinin yolcularna hi benzemiyorlard. Birka bykl ve kavruk adam kahve ve hamburger alrlarken, parlak metal sandalyelere oturmu ba bal, entarili kadnlar etraflarna baknp glyorlard. Ankaradan gelip stanbula gitmekte olan filanca turizmin sayn yolcular, otobsnz.... eklinde uzayp giden bildik bir tekerleme haline gelmi anonsu beklemedim. Artk yolculuktan keyif almyorum. Hem otobste sigara da iirmiyorlar.

38

Okuryazarlar iin

39

yk Edebiyatn Gayri Meru ocuudur

yk edebiyatn gayri meru ocuudur. Nfusa kaydedilmitir, edebiyat ailesinin asil yesidir. Ama iir ve romanla ayn evde oturmaz. O kendi kk evinin odalarnda oturup pencereden bakar. Kenar mahallelerin dar sokaklarnda yrr. Kendine ait dnyasna bakalarn sokmay pek sevmez. Oysa iir ailenin haylaz, havai ve biraz da hayrsz ocuudur. Duyguludur, zaman zaman hrndr, kavga etmeyi sever. Ar konuur, ar ak yaar. Merakldr, romann da yknn de iine burnunu sokar. Sevimlidir, girdii yerden kmaz, kimse ona git diyemez. Roman ise ailenin arbal, ciddi, ne yaptn bilen ocuudur. Tm aile bireylerini sever sevmesine ama, burnu byktr, kibirlidir. Bir ie karrsa son sz sylemeyi tercih eder. yknn hakkn korur, nfusa kaytl olduundan hareketle onu ailenin yesi sayar. Roman yky gizlice sever, nk kendi ocukluunu grr ykde. Ama iire de, ykye de akl vermeye kalkar. Hrsldr. Tartmalar o aar, gndemi o deitirir. Aklldr ne de olsa, iir kadar duygularna yenilmez. ykyle iir ok iyi geinirler. Birbirlerine daha ok benzerler. iir yknn gayri meru oluuna aldrmaz; btn sevecenlii ve sevimliliiyle yknn hayatna szar, orada derin izler brakr. Oysa roman, iirin bu girdii yere szma ve yaylma eilimini kaldramaz. Yatandan iiri kovmaya alr, bazen baarr, bazen baaramaz. Roman bilgitir, arada bir kstahlar, kendini ailenin szcs, temsilcisi olarak grr, gsterir, baarr. iir romann bu tutkusuyla dalga geer. Havaidir. Roman alr, kazanr. iir almaz, kazanr.

40

yk almaz, kazanmaz. Deneme ise ailenin nfusa bile kaydedilmemi gayri meru ocuudur. oklar onun aileden olmadn sanr. Ciddidir, bo konumaz, hosohbettir ama biraz sesi ksktr. Aileden olmak olmamak hi umurunda deildir. Uzak durur, beni de aranza aln, ben de sizdenim demez. Ailenin can cehennemedir. Duygusal olduu halde, yle grnmeyi sevmez. Pek varlkl da deildir. Nfusa kaytl olmad iin payna miras dmez. Deneme ok alr, ama kazanamaz. Oyun ailenin zengin kuzenidir. Sahneyle, oyunculukla, rejiyle kardetir. Aristokrat taklr, soy aacnda kkleri ok geriye gider. Aslnda tiyatro ailesine mensuptur. Edebiyat ailesinin skntlar onu pek ilgilendirmez, baka bir deltada yaar. Oyunun ailesi zengindir, ailece alp kazanrlar, sonra ailece blrlerken kavga kar. Senaryo ailenin ahbabdr. ok cazibelidir. Roman pek sever, ama roman uzak durmaya alr ondan. Ne zaman senaryoyla dostluk etmeye kalksa kazk yiyen roman olmutur. An, ailenin bunak bykbabasdr, ok bilir, ok konuur, yars palavradr. Biyografi ailenin yurtdnda yaayan yesidir. Bencildir, fazla uramaz memleketine. Otobiyografi bu lkede daha domam ocuktur, ad hazrdr, kendi yoktur ortada. Hayat aslnda tek bir uzun ykdr. Her defasnda deitirilerek yazlsa da, finali yoktur.

41

Teekkr Ederim Anne

nsann taklit eden bir yaratk olmas, dier yaratklardan biraz da bu taklit yetenei sayesinde farkllamas; ilerlemelerine ve insanla tadklar boyutlara hayranlk duymakla yetindiim, yetinmeyi aacak bir ilgi younlamas konusunda kendimi daima yetersiz hissettiim birtakm bilimsel disiplinleri her zaman yakndan ilgilendirmi. renmenin doal yollarndan biri olan taklit, kendine sanatta da zerinde konuulup tartlabilecek kadar geni ve salam bir alan bulmu, malum. Bu taklit etme hali ters alardan okunarak kimi zaman rtlmeye allsa da, ki ters a da varolan tanmlayp, taklit edip sonra reddetmek olarak alglanabilir istenirse; sanatn zemininde taklit duygusu, yarat arzusuyla her zaman yarr bana kalrsa. Birka oyuncu arkadamla bir arada olduum zamanlarda, ok sradan bir ey yaparken bile, rnein televizyon seyrederken, bazlarnn ekranda grdkleri el hareketlerini derhal taklit etmekten kendilerini alkoyamadklarn gryorum. Birok gen air adayndan gelen iir dosyas okuyorum, ounun, en sevdikleri airlerin iirlerinin taklitlerinden olumu birer iir buketi gndermi olduklarn fark ediyorum, zamanla kendilerinin de bu buketlerin farkna varacaklarn mit ediyorum. Bir yaz serveni sz konusu olduunda, bylesine uzun zamanlardan, geni alanlardan ve insanlk tarihi kadar eski ve eskimi bir duygudan hareket ederek iki satr yazmann bir tr burnu byklk ya da samalk olarak alglanmasndan korkarm, ama bu duyguya bavurmaya mecburum, nk bu bende var. ocuklar taklitidir, onlarn taklit etmeyi nleyen yarglar, korkular, ellerini kollarn balayan toplumsal balar yoktur. Kendisi olmak problemi henz sz konusu deildir. Taklidi rafineriye sokmazlar, taklit ettiklerini anlalmayacak hale gelinceye kadar
42

dntrmezler, sadece taklit ederler ve bunun farknda deildirler; ekici bulduklar kii ya da ey olurlar, ksa bir sre iin, nk hibir taklit srekli olamaz. Ben yazmaya taklit ederek baladm. nk okuduumu kskandm. Okumay rendiim sralarda yazmaya baladm. Bunun da glnesi-klie bir cmle olmasndan korkarm, ama yine de sylemeye mecburum, nk byle oldu. nk ocuktum, saftm, yazmann benim o sralarda algladmdan te bir anlam olduunun hi farknda deildim. (tiraf etmeliyim ki, ou zaman kurgusal bir metnin ilk yazl benim iin ocukluumdaki kadar saf bir eylem olarak geliiyor; yazdklarmn yarglanaca, yeni anlamlar yklenecei aklmdan bile gemiyor; yazdktan sonra, okuma esnasnda yazmann st anlamlar birer mfetti edasyla yazdklarm gayet sert bir biimde denetliyor. lkten sonra o ocuka saflk kayboluyor ve tartm, lm, metin ii sorunlar yazlann ynn deitiriyor. Bundan da ikayeti deilim. Hl taklit ediyor muyum? Bilmiyorum, ediyorsam da kimi taklit ettiimi bilmiyorum.) Parantez ncesine dnecek olursak, okumay rendiimde yazmaya baladm cmlesinin, mzie ok kk yalarda baladm klie cmlesiyle, klie olma pahasna, yakn akrabal var. Her yazan insan gibi ben de zellikle ocukluumda ok okurdum, yle ok sevdiim bir eydi ki okumak, zellikle hikye ve roman, devlerimi bir rpda bitirmem, yatlarm arasnda neredeyse bir gzlemci sfatyla bulunmam, oyunlarna birebir katlmamam hep kitaplar yzndendi. Zaman artrmaya alyordum okumaya harcamak iin. lkokul ikinci snftaydm, roman yazmaya baladm. Bu bir ocuk iin aykr bir davran, adam olacak ocuk tavr falan deildi, sadece ocuka bir safln ittii ben de yapabilirim duygusuydu. Yani taklit etmek arzusu. Sabahydm. O kn leden sonralarn, anneleri babalar lm, ok yoksul kardein hayatlarn kaleme aldm bir roman yazarak geirdim. lkokul birden ikiye getiim yaz birok ocuk roman, Jules Verneler, Heidi, Pollyanna vb okumutum. Bunlar okuma zevkimi olaanst hazlarla doyurmularsa da taklit etme arzusu yaratmamlard. Ama yine o yaz kar komumuzun ocuundan dn alarak okuduum Kemalettin Tucular bende iddetli bir taklit etme arzusu uyandrmt. (Kemalettin Tucular dnda okuduum ocuk kitaplar ciltli, mizli, krmz kurdeleli prl prl eylerdi, onlar saklanacak deerde bulurdum da, ou zaman formalar karan, tashih hatalaryla dolu, kad ve kapa ucuz malzemeden retilmi Kemalettin Tucular bende bir sahip olma ve saklama duygusu uyandrmazd.) Yazdm o romann baz ayrntlarn hatrlyorum. rnein olay kn geiyordu, yoksul kardein evleri ok souktu, mahallede kmr alm olan evlerin kmr krntlarn
43

toplayp yakyorlar; bir terzinin silkeledii kuma krpntlarndan yorgan dolduruyorlard. Kemalettin Tucuyu taklit ediyordum.Yazdklarm anneme okuyordum, o da dinleyip aferin, tpk Kemalettin Tucu gibi, diyordu. ocuktum, taklit etmek ayp deildi, tpk Kemalettin Tucu gibi yazmak ben de yapabilirim duygusunu ben de yapabiliyoruma dntryordu. Annem tpk Kemalettin Tucu gibi derken beni kandrmyordu, yazarla zendiriyor, safa bir eylemi bir yazar iaret ederek kymetli hale getiriyordu. Gnlk hayat da taklit ediyordum. Mevsim kt. Annemin Ankaraya gittiinde Gimadan ald, kapa stten alan, iine defter-kitaplarm koyduum, iki ayakl, ahap, orijinal tasarmn ve zerinde geirdiim uzun saatleri hatrladka hl burnumun direinin szlad alma masama kapanp yazarken, kmr sobamz grl grl yanyor, ben de kardee kmr krntlar toplatyordum. Yazmak o sralarda benim iin evcilik oynamak gibi, taklide dayal bir oyundu. Hepsi buydu. Ortaokul birinci snftayken birinci smestr sonunda edebiyat retmenimiz hepimizden bir hikye yazmamz istedi. ubat tatili boyunca Dou Ekspresinde Cinayetten balayarak bir dizi Agatha Christie okumutum. Bir yk yazdm. Bir polisiye yk. Belki de tpk Agatha Christie. Tatil sonunda koca snfta bir ben bir de Haluk diye bir arkadam yk yazmtk. nce Haluk yazd yky okudu. Sokaa atlm bir kpein bandan geen ok dokunakl bir ykyd. Snf fena bulmad, Haluku alklad. Sonra ben ykm okudum, berbat bir eydi, yknn kahraman adam bir viski iesini vurup krarak kendini korumak iin bir silaha dntryordu, daha birok ey oluyordu ama hatrlamyorum. Arkadalarm lgnca alkladlar, nasl yazdma atlar, ok beendiler. Ama o anki ruh halimi ok iyi hatrlyorum, Halukun yks gerekten ykyd, o okurken bunu hissetmi ve fena halde kskanmtm. Oysa snf arkadalarm bir taklidi daha ok beendi. imde kalan ve yllar sonra yazarken tekrar yaadm o his, yazmaya dair ilk uyanm saylabilir. Daha ok alk almayacak olsam da kskandm yky yazmak istediimi o zaman anlamtm. Alk bir ses sonuta, bitiyor, oysa insann iinde buruk bir his kalmas ok kt. Dnyorum, ilk adamakll yazma denemesi saylabilecek o ilk romandan bugne kadar yazdklarmn ara duraklarna bakyorum da, bir oyuncunun bir kasabn el hareketlerini ya da bir berberin yz ifadesini taklit etmekten kendini alkoyamamas gibi, okuduklarmn beni harekete geirdii, nceleri taklit etme arzusu olan bu drtnn masaya oturduktan sonra baka bir eye dnt ok oldu. yazmaya, ekinerek baladm. Yllarca hi yazmadm. Yazmadm yllar okuyarak geirdim. niversitenin ilk yllarnda bu defa yazmann yeni kefettiim anlamyla

44

Hl okuduum iyi eyler bende yazma arzusu uyandrr. Yazmaya baladm anda beni eken eyi unutur, yazma annn verdii tada kaplrm. Bazen annem aklma gelir. O roman yazmaya baladm k, kitaplarm artk stten kapakl alma masama smayacak kadar oaldnda, ii rafl, ceviz komodinini alma masamn yanna tam ve bu senin kitapln olsun, demiti. Bir kere daha teekkr ederim anne.

45

Yaptn n Yazarn Aarsa

nsanlarn ou nl olmak ister. Kimileri arkada grubunu yeterli bulur bunun iin, kimileri hi deilse mahallede, okulda filan tannmaktan holanr. Bazlar yle ufak apl nlerle yetinemez, dertleri kitlelere mal olmaktr. Srekli nl olmann yolunu ararlar. Popartn babas Andy Warholun daha 1968de Gelecekte herkes en az on be dakikalna nl olacak diyerek amzn ana karakterini iaret ettii gelecee geldik. Gnmzde nl olmann basit veya karmak yollar var. evremiz bir anda ne kavuan insanlarla dolu. nsan nl olmay kafaya koymaya grsn bir kere, ne yapar yapar, kendini tantr. Peki ne kadar srer bu n? Bir gn m? Bir ay m? Bir yl m? Bir yzyl m? O, nl olduktan sonra dnlecek bir mesele. Yazarlar da insandr, btn insanlar gibi gnllerinde yatan aslan, nl bir aslandr ve nl olmalarn salayacak baka bir marifetleri yoksa yazarak tannmay tercih ederler. Mmknse yzleri de bilinsin isterler. Her yazar Salinger deildir ki, kamera veya fotoraf makinesi grnce yzn kapatsn, olup olan birka kare fotoraf elden ele gezsin. Yazarlarn byk ounluu Salingern aksine o benim ite! demek ister. Ne yazk ki her zaman byle olmaz. Yazar ii gerei yzn gsteren olmad iin fizik varl ou kez tannmaz. Tannmas da ayr bir derttir geri.Yazarlarn bir ksm sukutu hayal korkusu ile maluldr. Adlaryla yazdklar tannsn yeter, ya okur kendisini grnce o gzmde byttm yazar bu muymu derse? Geri yazar milletinin genellikle kendine gveni byk olur, bundan ekinen ya da grnyle tannmamay prensip meselesi haline getiren pek azdr.

46

stisnalar darda tutarak bir genelleme yapmak gerekirse, yazarlar tannmak isterler. Sadece yaptlarnn elden ele gezmesi onlara yetmez, adlar da bilinsin isterler. yle olursa ne l. Byle bahtiyarlar vardr elbette. Ama aksi durumlar da yaanr. Baz adlar ok byktr, n sahibinin marifeti ha olmu, ha olmam, okur asndan pek bir ey fark etmez. Bu konu ne zaman aklma taklsa, George Bernard Shawu hatrlarm. Anekdotlar ve vecizeleri ok nl olan Shaw, 1950de ld halde, hl mhim szler antolojilerine muhakkak birka bayapt niteliindeki cmlesiyle girer. Bazen ince bir mizah, bazen dorudan alay ve kmseme ieren szleri, eski kuan denemelerini sslerdi bir zamanlar; yazma becerisi fazla olmayp, onu bunu derleyerek kitap yapmaktan holananlar iin esiz bir kaynakt. (Eskiden bu tr antolojilere Amerikan Bakanlarnn -bilhassa Benjamin Franklinin- veciz szleri de sklkla girerdi.) Aslnda Shaw oyun yazar, vaktiyle elliye yakn oyun, -pek baarl olmayan romanlar- yazm. Ama onun afili szlerini akllarnda tutup kalabalk toplantlarda satmaktan holananlar, Pygmalionun onun oyunu olduunu bilmezler rnein. George Bernard Shawun adnn n, yazdklarn glgelemitir. Ya da Goetheyi dnelim. Ortaokul mfredat programlarnda bile ad geer, okuma parasdr, niversite snavlarnda bile sorulduu olmutur. Ama okur geinenlerin ou, ok sksa ancak Faustu hatrlar, ona da emin deilim cevabn verir. Yahya Kemalin, Orhan Velinin adn Trkiyede milyonlar bilir, ama ok az onlardan hi deilse tek bir dizeyi ezberden okuyabilir. Baz yazarlar da onlarca kitap yazmlardr, ama ilerinden ancak birinin ad ile yazarn ad n asndan birbirine denktir. Bence bir yazar iin talihsiz bir durum bu. Madem bir tek yaptm tannacakt, tekileri niye yazdm? diye dndrr sanrm bu durum yazarlar. rnein Halide Edip Advar denince, ortalama edebiyat okurunun aklna tek bir kitap gelir. Sinekli Bakkal. Hadi buna okurlarn byk ounluu okumu olduu iin deil, adlar ilgin olduu iin Trkn Atele mtihan ile Vurun Kahpeyeyi ekleyelim. Hepsi bu. Halide Edipin en iyi kitab Sinekli Bakkalsa ne yapalm? tartmasna girmeyelim ama, Mevut Hkmden tutun da, Mor Salkml Eve hatta Yolpalas Cinayetine kadar bir yn kitab vardr Advarn. Oscar Wilden vaktiyle M.E.B. Yaynlarndan Bahtiyar Prens adyla, daha sonraki yllarda baka yaynevlerinden Mutlu Prens adyla yaymlanan, o birbirinden gzel hikyelerinden en ok hatrlanan Bahtiyar Prenstir. O hikyeyi ilk kez Bahtiyar Prens adyla okuduum iin, Mutlu Prens bana sanki baka bir hikyeymi gibi gelir hep, hatta ou zaman, armlardan Kk Prense gider aklm.

47

Kk Prens de tersine bir rnek. Yaptn n yazarn fersah fersah amtr. Okurlarn byk ounluu Kk Prensi okumulardr ama, yazarnn Saint Exupry olduunu kk bir okur aznl bilir. nl olmay mesele edinen yazarlar iin en ackl nl olma tarz bu olsa gerek. Hele yaayan bir yazarsa. Romann babas Cervantes de byle bir talihsiz bence. Edebiyatla yle byle de olsa ilgilenip Don Kiotun adn bilmeyen, yeldeirmenlerine alan savatan haberdar olmayan, Sano Panzay -hi deilse- duymam olan yoktur. Ama bunlar bilenlerin arasndan Cervantesin adn bilen ne kadar az kar. Cyrano de Bergeraca ne demeli? Hani u uzun burun hikyesi, kahramann (Cyrano) mthi bir tirad vardr burun zerine, amatr tiyatro gruplarnda alma parasdr, defalarca filme alnmtr, televizyonda bile oynamtr. Ama yazar talihsiz Edmond Rostand pek az kii bilir. Burun meselesinde bir uursuzluk var galiba. Pinokyo farkl m? Yalan syledike burnu uzayan kuklann hikyesini yazann Carlo Collodi olduunu, iyi bir okur olmak iin gayret gsterenler bilir ancak. Ama hibiri, (ne Cervantes, ne Rostand, ne de Collodi); Heidinin yazar kadar talihsiz olamaz. Heidiyi, Peteri, Heidinin dedesini, Alp dalarn, Saint Bernard cinsi kpeini, Peterin kr ninesini, Klaray, Bayan Rottenmaieri ok iyi hatrlarz hepimiz. Heidinin Klaralarn Frankfurttaki evlerinde sandalyelerin zerine kp dalar grmeye altn, dedenin kahvaltda kaln bir dilim peynir kestiini, Klarann tekerlekli iskemlesini uurumdan aaya yuvarladklarn tek tek hatrlarz ama yazarnn adn bir kerede syleyen ok az kar. Ad Johanna idi, ama soyad neydi? Spyri olabilir mi? (Geri Heidinin nnn dnyaya yaylmasnda Japon yapm izgi filmin katksn unutmamak gerek.) sterseniz Pollyannann bahtsz yazar Eleanor Porterdan hi sz etmeyelim. Adnn n ile yaptlarnn n birbirine denk olan ansl yazarlar da yok deil. Jules Verne rnein. Denizler Altnda Yirmi Bin Fersah eittir Jules Verne. Balonla Be Hafta eittir Jules Verne. Ya da Orhan Pamuk. Kara Kitap eittir Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oullar eittir Orhan Pamuk, Benim Adm Krmz eittir Orhan Pamuk. Bazlarnn da yaptlar o kadar oktur ki, okurlarn tmn bilmesini beklemek hakszlk olur. Kim Reat Nuri Gntekinin btn romanlarn sayabilir ki? Bu konuda son yllarn bence en parlak rnei, Harry Potter. Harry Pottern serisi Trkiyede de yzbinlerce satt. Ama eminim bu yzbinlerce okurun sadece yzlercesi yazarn adnn J.K.Rowling olduunu hatrlayacak.

48

Sanrm n ile ad ve yapt arasndaki ilikiyi zaman gsteriyor. Zaman, kimi zaman yaptn, kimi zaman yazarn lehine iliyor.

49

Biyografiler Adalet Datr m?

Ne zaman bir biyografi kitab okusam kendimi bir mahkeme salonundaymm gibi hissediyorum. Bizim hukuk sistemimizde jri olsa, kendimi jri yesi zannedeceim neredeyse. Hafif stten bir tavr, evet, sizi dinliyorum, iddialarnz ispat edin bakalm... Savclk veya savunma makamnda -biyografisi yazlan ahsn olumlu veya olumsuz bir karakter oluuna gre- biyografi yazar var. Kitabn kendisi mahkeme tutanaklar. Mahkeme heyeti ise soyut, onu kiiletiremiyorum diyecektim ki, vazgetim, sz konusu biyografi hakknda gr belirtenler, tespit yapanlar, kitabn dorular ierdiine veya iermediine kanaat edenler de mahkeme heyeti. Okurlar bu mahkemenin izleyicileri, onlar edilgin konumdalar. Geri ortada bir dava yok, davac ve daval da. Ama her biyografi bakalarn da ilgilendiren bir yn edim ve yarg ieriyor. Annesi sert, otoriter bir kadnd, babas onu kk yata terketti, karsyla aralarnda problemler vard gibi. Biyografi yazar/savc ahsn/sann nerede doduundan balayarak neler

yaptna, nasl bir eitim grdne, neleri niin yaptna, kimlerle tantna ve nasl ilikiler yaadna dair bir yn bilgi sunuyor okura/izleyiciye. Yaptlarndan, mektuplarndan, bakalarnn sylediklerinden yararlanarak bir hayatn izini sryor, ekmecesinde bulduklarn karyor, eyalarn kartryor, biyografisini yazd kiiyi tanyan bir yn insanla konuuyor, belgeli-belgesiz kantlar sunuyor. Biz de okurken/izlerken biyografiyi yazan kiiye inanyor veya kuku duyuyoruz. Tam da bu nedenle biyografiler adalet datr m diye soruyorum. Savc/yazar iyi hazrlanmsa o olayn yle olduuna inanyoruz, ikna oluyoruz. Yazara inanmamsak, kuku duyuyorsak rivayetler szyor mahkeme/kitaptan. Mili, ml anlatlan birtakm hikyeler, bir geree, bir gerein dna gidip geliyor.

50

nanmak zorunlu deilse -ki bence deil- biyograf/savc neyi niye kantlamaya alyor? Bize herhangi bir k hikye anlatsn, yeter. Yok, inanmak gerekiyorsa kantlarn salam olmas bana yeterli gelmiyor, birilerinin de rtmeye almas gerek. Biyografi okurken acaba ne kadar doru? sorusu baka insanlara hakszlk edildii duygusu uyandryor bende. Belki de babasnn annesini terk etmek iin esasl bir sebebi vard, biliyor muyuz? Biyograf yeterli kant sunmad bize. Ama ben yine de mahkemeyi tercih ediyorum. Romanlatrlm hayatlar gerekten de kuku duymama neden oluyor.

51

Kitap leminde Familyalar

Familya szc, dilimizde, ncelikle botanik veya biyoloji terimi olarak kabul grmse de, baz szlklere gre ilk karl ailedir. Familya szcnn ailenin tam karl olmadn biliriz aslnda. Gnlk dilde sk kullanmadmz, ama ok iyi bildiimiz bu szck, szlklerde her ne kadar ailenin karl olarak sunulsa da, bazen iaret ettiimizi bizden uzaklatran, dlatran hatta kimi zaman kmseyen bir nitelii de yklenir. Ama yazarlar sz konusu olduunda anlatmak istediim benzerlik ya da yaknlk iin aile szcn kullanamam, nk anacam baz kitaplar ya da yazarlar -ki ben yazarlar anmak isterim- bu topraklardaki ok geni aileme deil, insanla aittir. Aramzda dil birlii, lke birlii, hatta yaknl olmamasna ramen, ruh yaknl vardr, bu nedenle onlar bir familya olarak hissederim. Tpk bir botanik terimi gibi, rnein gl familyas... Ana Britannica Ansiklopedisi birok szlkten farkl olarak aralarnda ortak nitelikler bulunan canllar ya da eyler topluluu diyor familyann ilk anlam iin, tam da benim anlatmak istediim ey bu. Her okurun ruh yaknl hissettii yazarlar vardr. Benim de var. Ama ok severek okuduum, nemsediim yazarlarla, kendimi ayn familyadan hissettiim, aramda bir ruh yaknl kurduum yazarlar ayn deil her zaman. Bu, ruh yaknl hissetmediimle bir nsiyet kurmadm anlamna gelmez, aksine, byk bir hayranlk duyarm. Ne ki, farkl familyalara mensubuzdur. Baz nitelikli okurlarn syledii ok iyi bir yazar, ama benim yazarm deil cmlesinin baka trl sylenii olarak da deerlendirilebilir sylediklerim. stnde ok fazla dnmeden, satr satr okuyup tartmadan baz benzerlikler kurmak isterim. Bence benzetirmek, esin dediimiz perinin brakt izleri srmek, yazarlar arasnda gezinirken, o yazarlar neden sevdiimizi dnmenin de bir yoludur. Hemen bir rnek geliyor aklma, Cemal Sreya ile Edip Cansever. kinci Yeninin byk atlsndan

52

ikisi. Cemal Sreyay okumaktan byk bir haz alrm, ama kendimi Edip Cansever familyasna yakn hissederim. Cemal Sreyann Anlat onu: Laledir/Devesinin boynunda dm dizelerini okuduumda gr ve kavrayc bir ses duyarm, benliimin eridii byk bir alandr beni saran imge, dnya gnelidir o srada, kzgndr. Ama ne zaman Edip Cansever okusam Kendime baka biriymi gibi bakmaktan/Arta kalan bir ift gz de/Kim bilir nerde braktm dizelerinin engin armnn iinde bulurum kendimi. Bir yanyla haz veren bir aclktr bu, bir meyvann sessizce olgunlamasn dndrr, karmak ifadeli, derin yzler gelir gzmn nne, benliim kendini bana hissettirir. Benliim Cemal Sreyaya hayrandr, Edip Cansevere ise kan ekmi gibi yakndr. Cemal Sreya makro olandr da sanki, Edip Cansever mikro olan: makro dnyann iinde, mikro ben olurum ikisini yan yana dnnce. Cansever familyasnn bykbabas, ocuklar kendine hi ekmemi gibi grnse de, Ahmet Hamdi Tanpnardr bence. Tanpnarn kendine en ok benzeyen haar ocuu Ouz Ataydr. Nedenlerini syleyemem, sadece yle hissederim. Sanki baba oul olsalar, her an birbirlerini dnen, ama sudan sebeplerle ksm bir baba-oul olurlard. Birbirlerinin adn anmadan yazdklar her satr iin acaba o nasl bulacak? diye dnrlerdi gibi gelir bana. Tanpnar ile Yahya Kemal arasndaki nsiyeti biliriz, Tanpnar kendini Yahya Kemale ok yakn hissetse de, bence Yahya Kemal baka bir byk familyann bykbabasdr. Peyami Safa o familyaya daha yakn durur gzmde, ama rnein Bir Teredddn Roman ile baka familyalara da gz krpar gibidir. Leyl Erbil bence Cansever familyasna yakndr, baka bir yoldan gitmi, familyasnn uzana dm gibidir, ama i seslerinin yanklannda kimi zaman bir Cansever tns bulurum. rnein Karanln Gnndeki annenin dokunakl halinde bir Cansever soluu vardr ya da son kitab Bal Ejderhann anlatcsnn oturduu kap eiinin nnden Cansever geer. Sait Faik kendi bana bir familyadr, zaman zaman okur olarak iinde kaybolurum. Ama SFAnn Havada Bulutunun Yorgiyas ECnin arlmayan Yakupuna konuk gitse hi de yabanclk ekmez bence. Biraz srar edersem Sait Faikin Canseverin nceleyicisi olduunu dnmekten de kanmam, bylece eitli familyalarn kesime alanlar oluur ve beni en ok mutlu eden de bu kesime alanlarnda gezinmektir. Bilge Karasu bambaka bir familyann -kendimi ait hissetmediim, ama ok sevdiim bir familyann- asli yesidir, Vsat O. Benerle birlikte. Bener kimi zaman EC familyasndan izler tar. Yusuf Atlgan bazen Oteller Kentini, dolaysyla ECyi hatrlatr, ama Anayurt Otelini yazd iin deil, Zebercet EC kiilerini hatra getirdii iin, Zebercetle Ruhi Bey bir Kumkap meyhanesinde rak iebilirler pekl.
53

Ge kefettiim, ama hikye denen ey hakknda beni ok dndrm svireli yazar Max Frisch, Edip Canseverin adn bile duymadan lmtr. Oysa Bezik Oynayan Kadnlar okumu olsayd, Adm Gantenbein Olsun adl romannn satrlarnda Cansever duyarllnn gezindiini belki hissederdi. Max Frischin Stillerindeki Julika bana Senihay artrr. Uzun yllar Max Frisch ile sevgili olan Ingeborg Bachmann bence Frischle ayn familyadan deildir, ama bir kesiim alannda Leyl Erbil durur. Bachmannn Malinasnn zellikle baba imgesinin paraland blmlerinde Leyl Erbilin baka bir dilde flenmi soluunu hissederim. Kanat Yaynlarndan kan Kader adl romann okur okumaz, Tim Parks, EC familyasna dahil ettim. Tim Parksn baka kitaplarn okumadm henz, ama okuduum kitabyla birlikte, Edip Canseverin, Max Frischin ve Tim Parksn aralarnda ortak nitelikler bulunan canllar ya da eyler topluluundan yani ayn familyadan olduklarna karar verdim. Elbette daha genitir bu familya, ama ilk anda aklma gelenler bunlar. Bu familya meselesinin edebiyat anlamamzda bir yarar var m, hibir fikrim yok. Bir yarar olmal m, onu da bilmiyorum. Bu, iimdeki tellerin benzer tnladn gsteriyor sadece. Benzer tnlaynca da kuvvetli bir mzik douyor.

54

Dnya Bana Dokunuyordu

Yaamak, kendini gzden yitirmemek, kendi varlnda, kendi stasisinde her zaman tam anlamyla varolmak iin gsterilen srekli, zahmetli abadr. lm lkesine ulamak iin, insann ksack bir sre kendisinin dna kmas yeterlidir. Milan Kunderann o ok sevdiim Saptrlm Vasiyetler adl kitabnda yer alan bu cmleyi ilk okuduumda, endielere dalmtm, yani dncelere. Farsa kkenli ende szcnn ilk anlamnn dnce olduunu yazyor szlkler, ikinci anlam ise tasa, kayg. Kundera bu endeli cmlesiyle bana, yaamann g bir i olduunu hep hissetmi, ama hi adlandrmam olduumu fark ettirmiti o gn. Tabiatlarna cmerte bahedilmi hayat enerjisini hor kullanm bir ailenin ocuuyum ben. Anne tarafm artc bir yaama sevinciyle, dardan bakldnda ar grnebilen bir hayat enerjisiyle dolup taard. Byk yaadlar, byk hareketlerle, byk olaylarla. Hemen hepsi erken ld, yle hzla tkettiler ki enerjilerini. Ama hep dnrm, bu enerjiyi bylesine arur etmelerinin altnda, yaamak yknden bir an nce kurtulmak arzusu mu vard acaba diye. Enerjinin her trls korkutucudur, fazlas ykcdr, yok eder. Cmleyi tam hatrlayamyorum ama Tanpnar yle sylyor: Saadet, tamaktan korktuumuz bir yktr, onu bir ke banda brakp kamak isteriz. Ailemi dndmde saadet yerine yaamak szcn koyuyorum. Bende de anne tarafmdan miras kalan bir hayat enerjisi var, dikkatli harcamaya alyorum. Erken lmekten korktuumdan deil, belki anne tarafmn hayat enerjilerini tketilerinde ackl bir yan bulduum iindir. Belki de baba tarafmn hayat enerjisini damla damla kullanp uzun, fazla uzun yaamas bunu dengelemektedir.

55

Yaamak bir bilin iidir te yandan, bulank veya aydnlk bir bilin, ama bilin. Bu nedenle uyku, baygnlk ya da bitkisel hayatn lmn kardei olduunu dnrz, bilincin devre d kald anlar. Yaamak kendimizin farknda olmaktr, kendimize bir deer bimek deil, ama, varlmzn farknda olmak: Bak ellerim var, aynada yzm grnyor, bak su iiyorum mesela, bu su bedenime giriyor, bedenimin iinde kayboluyor, bak dnyorum, yleyse varm, cogito ergosum. Hayatmz iin doru ya da yanl olan yapmann tesinde, bu trden kavramlar dikkate bile almadan, pek de deerli olmayan varlmz srdrmektir yaamak. lmn kanlmaz ve tek gerek olduu bir dnyada yaamak zahmetli bir abadr te yandan. lm lkesi her an geebileceimiz bir lem olarak varln btn iddetiyle hissettirdii halde, lm yokmu, yle bir lke yokmu gibi yaarz. Felsefeler yaparz bunun iin, dnceler/endieler retiriz, acnas varlmz deerli ve anlaml klmann yollarn arar egomuz, teoloji bunun iin rpnr. Ksack bir an iinde lm lkesine geebileceimizi bile bile yaamak yorucu ve mitsiz bir eydir aslnda. Kunderann cmlesiyle birlikte, farknda olduum bir eyi adlandrdm bylece: varolu bir endiedir. Geri varoluular oktan adlandrmlard bunu. Ama ben ancak edebiyat okurken kavramlar kendime kondurabiliyorum, ancak edebiyatn iindeki yollarda kendimi, benliimi arayabiliyorum. Edebiyat d metinler istedii kadar damardan szc olsun, bana baka bir hastaya ait bir reeteymi gibi geliyor, ilgiyle okuyorum, ama iinde kendimi aramak aklma gelmiyor, iimden de gelmiyor. Bu anlamsz, belirsiz ve kaotik dnyaya bir anlam vermek abasdr yaamak, aslolan endiedir. Ama sonsuz bir endieyle yaanamaz. Endieyi amann, onu tpk lm lkesi gibi, bir anda geebileceim, ama gemediim bir leme dntrmenin tek aresi benim iin yazmaktr. Yazmak hayatn hem iinde, hem dnda olan bir eylemdir; hayat yazy kapsad gibi, yaz da hayat kapsar. Anlatan her benin bir kurmaca olduunu syleyen Max Frisch, hibir nedeni olmadan karmza kan bir hayata zor dayanacamz da syler. Arkasnda gerek bir hayattan tremi olduu izleniminin bulunmasn isteriz. Hibir nedeni olmayan bir hayat endienin ta kendisidir nk, endienin belirli bir nesnesi yoktur, varolmak yeterlidir. Bu nedenle hikyeler uydururuz. Yine Frischin dedii gibi ...herkes eninde sonunda kendi hayat sand bir yk uydurur. Uydurulmu olan bu yk, istersek kendi hayatmz olduunu iddia edelim, uydurulduu anda endieden arnmtr, baka trl nasl yaarz? Kendi hayatmz her gn yeniden kurarz, iimizi dolduran endie yatr bylece; anlatarak, yazarak, naklederek hayatmz oaltrz, her oaltmada lm lkesinden biraz
56

daha uzaklam oluruz. Ama yine de biliriz, endie yatanda uyumaktadr, biz kendimizi yklemezsek uyanacak ve iimizi dolduracaktr. Benim iin kurmaca yazmak olmayana gitmektir. Varolu endiesini kurmacaya ancak yaznn kavramsal bir arac olarak tayabilirim, olmayan bir hayatn iinde varolmaya dair bir endie neden bulunsun? Kurmacann iinde endie tpk bir karakter gibi, mekn ya da olay rgs gibi, szcklere dnen her trl his gibi bir varlktr, ekillenir, kullanlabilir hale gelir. Bu, endienin benden, benliimden kp gitmi halidir. imdeki urun alnm, gzme grnm halidir. Bu yazya zihnimde Edip Canseverin arlmayan Yakupu elik etti. Her trl arlmann olaan ekli olan ve hi arlmayan Yakupun varolu yks. Bu uzun iirin baz dizeleri bana kendini hatrlatt, durduk yerde diyemeyeceim, bence ok anlaml bir yerde. Bu uyum korkuntur Yakup!/ Yakubun olmas korkunluudur bu gibi veya Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya/ Durduum bir gnd, diyorum, btn ilgiler sizin olsun mesela. Ve alevler halinde dnya bana dokunuyordu diyor Yakup bu iirde, bana da dokunuyor, bu yzden yazyorum.

57

El Yazs

Kimileri saa yatk yazar, llerin diklii, flerin uzun boyluluu dikkat eker, klarnda bir sertlik, lerinde bir acelecilik okunur. Kimileri sola yatk yazar, ylerin kuyruu torba gibi genitir, sleri, hele byk Sleri gerim gerim gerinir. Dik yazanlarn kk gleri kk karncalar, byk Gleri byk karncalar artrr, her an yryecekmi gibi dururlar. Yayvan yazanlarn kk alarnda bir ferah fahurluk, elerinde bir yaylma arzusu vardr, sanki btn katlar onlarndr. Kimileri skk, bitiik yazarlar, en yuvarlak harflerde bile bir kelilik, bir sinirlilik hali okunur. Bazs (ocukken ve genken) byk-kk btn ilere, lere nokta yerine yuvarlak koyar, arzal bir nee okunur yazda, insan yaznn dibinde iek bcek resmi arar. Kimileri nedense ylerin ve glerin kuyruklarn ters evirir. Kimileri kz gz gibi kocaman kocaman harflerle yazar, satrlara smaz, bazlar yazsnn okunmayacak kadar kk bir yer kaplamasn tercih eder, dzgndr byle yazlar, bir o kadar da iine kapal, insann a tutas gelir. Baz yazlar engetir, yazan el hibir noktay, engeli, apkay koymamtr. Baz el de kattan kalkmay sevmez, her harfi tamamlamadan bititirir. Bazlar dolmakalemin katta dalndan haz alr, bazlar keeli kalemin parlaklndan, canllndan. Kurunkalemle yazlan yazlar inceden kalna doru giderken birden tekrar incelir, belli ki yazan el kalemi amtr. Tkenmezkalemin taklan yaznn tm gzelliini bozar, hele fazlaca izgi ekilmise, kalemin ucunda biriken mrekkep kad kirletir. Kurunkalem ucuyla yazanlarn kimisi 0.5 sever, kimisi 0.9, kurunkalem tutkunlar iin her ula yazmann bir yeri vardr.

58

Kimi yaznn amac okunmaktr, daha dorusu okunakl olmak. Kitap harfleriyle yazanlarn yazlarnda, yazlma anndaki haleti ruhiyeyi aramak bounadr gibi gelir bana. nk yazmak birka eylemi bir arada srkler. Kitap harfleri kimi zaman arpuk urpuk olsa da dz, ak ve okunakldr, ama yaz olmann dnda gz okayan ayr bir zarafet tamaz. nsan yazarken yazd metni dnr, ama el yazs yazanlarn bir ksm metnini dnd kadar, yazsnn gzel grnp grnmediiyle farknda olmadan ilgilidir. Kimileri yazsn yeteri kadar gze ho gelir bulmad iin ayn metni defalarca yazar. Kimileri bir kez yazar, yle bir eldir ki, hem yazd okunur, hem de bir resim gibi baklr. Kalemi tutular ayr bir fasldr, bazlarnn o kalem tutula nasl yazabildiini hi akl almaz. Yaz gzel bir eydir, kimi zaman amac sadece gzel grnmektir, bence bu da az ey saylmaz.

59

Emek, Umut, Yarn

Szckler duygular gibidir, hor kullanlrsa ypranr. Ypranan szck ilevini gremez, bir anlam ifade etmeyen seslere dnr. Tnlamas zihinde imge uyandrmaz, gz okurken o szc grse de anlamlandramaz. Tpk st ste tekrar edilen bir szcn sesine ya da harflerine -ksa sre iin- yabanclamak gibi, garip bir ses yn, sama bir harf bei olur. Bazen geliigzel kullanmak ypratr szckleri; ho tns, kt stnde gzel duruu ya da birka anlamn yerini almasnn pek de yadrganmamas onlarn yerli yersiz kullanlmalarna yol aar. Sonunda szck gzelliini kaybeder, anlam zayf der. Baz dnemler/yllar baz szckleri ypratr; kullanmdan drr. Baz dnemler/ yllar baz szckleri tehlikeli ilan eder. Bylece szckler yeraltna iner, orada anlamlarndan daha byk, kimi zaman yanlla ykl yeni bir anlam kazanr. Szcklerin ypranmas ile anlamlarnn ypranmas karlkl bir ilikidir. Kimi zaman nce anlam deer kaybeder, anlam ifade eden szck kaderine boyun emek zorunda kalr; kimi zaman szck deerini kaybetmitir, anlam da etki yaratmaz olur. Szcn anlamnn bir anlam kalmamsa, szce de gerek kalmaz. Szcn anlam yokedilmise szck yaasa da bir anlam ifade etmez. Baz dnemler/yllar baz szckleri aka tehlikeli ilan etmese de, nerilen yeni hayatn yeni szckleri aka tehlikeli ilan edilmeyen szckleri gereksiz, demode ve hatta gln gstererek hayattan ve dilden uzaklatrr. Baz szcklerin tmyle kaybolmalar nlenemez. Yklendikleri anlam hayatn iinde mrn tamamlamtr. Ama baz szcklerin ypranmas, solmas, anlamlarnn zayflamas

60

yoksunlama, yoksullama ve kayp demektir; nk aslnda kaybedilen szcn anlam ve o anlamn insanlk iin deeridir. Baz dnemler/yllar baz szckleri ypratmsa onlara yeniden deer kazandrmak, anlamlar tazelemek yaznn (da) iidir. Zordur ypratan sreten ders alm olarak szc tazelemek, hele ypratanlar arasnda yaz da varsa. Yaz bunu tek bana yapamaz, ama anlamlara hayattaki yerini kazandrmak iin, yazsz da olmaz. Yaz, szcklere anlamn kazandracak yeni dili arayanlar arasnda olmaldr.

61

Kitap Kutsal Bir Nesne Deildir

Kimilerinin kitaplar ok kymetlidir, kaldklar yeri iaretlemek iin ellerinin altnda bir ayra bulamadklarnda sayfann ucunu kvrvermektense, kaldklar yeri bir saat aramay tercih ederler. Ciltleri dalacak diye kitab adamakll amazlar, parmaklarnn ucuyla tutarlar, hatta okumaya balamadan nce ellerini ykarlar. Satrlarn altn izdikleri, kenarna not aldklar, kitap okurken ay veya sigara itikleri, stne su damlattklar grlmemitir. Kimileri tam aksine satrlarn altlarn izip, sayfalarn kenarna not alrlar, cildini katlarlar, stne ay damlatrlar, kl dkerler, hatta okurken uyuyakalrlarsa stne yatarlar, sabah kitaplarn az burnu dalm bir ekilde yatan iinde bulurlar. Onlara ben de onlardan biriyim- sorulacak olursa, tabak sevdii deriyi yerden yere vurur. Bazlar ne yardan ne serden vazgeer, okuyup harap ettikleri kitaptan gidip bir tane daha alrlar. Kimileri kitaplarn sadece var olmalarn sever. Kimileri pek azn okuduklar kitaplarnn ayrntl bir envanterini tutar. Kimileri kitap satn almaktan holanr. Kimileri iin ad duyulan kitaplar antada gezdirmek bir imaj meselesidir; alnr, pek az okunur, oka gsterilir. Bazlar hem ok okur, hem de kitaplarn deli gibi saklar. Bu tr kitapseverlerin tanmaktan dleri kopar. Bazlar iin iyi bir kitaplk kitaptan daha nemli bir eydir, k bir kitaplkta durmuyorsa kitap ne ie yarar? Bazlar kitaplar iin kitaplk gerektiine inanmaz, aslolan okumaktr, okur ve kaybederler. Bazlar dn kitap vermez, bazlar dn ald kitaplar geri vermez. Bazs kitaplar kutsal nesneler olarak grr. Bir daha okumayacak olsa bile, hibir kitab atmaya eli varmaz, bu yzden kitapl dolup taar. Kolilerde, kutularda kitap dalar ykselir. Evinde bir Milli Ktphane oluturamayacan da bilir stelik.
62

Kitap sonuta kattan yaplm bir nesnedir. Tarihsel zellikler tamyorsa, basks bulunmayan ya da zel bir basm rn deilse, yazarnn imzas, ithaf, el yazsyla notlar gibi eyler yoksa, sahibi asndan manevi bir deer tamyorsa kitaba deerini veren sadece iindekidir. Kitapseverlerin bazlar yine de her kitaba, nesne olarak adnn kitap olmasndan hareketle bir kutsallk atfederler, atmaya kyamazlar. Kitaplar dostumuzdur cmlesinin doruluuna inanrlar. Oysa btn kitaplar dostumuz olamaz, bazlar dostumuzdur. Bence iyi kitaplk arada bir elden geirilmelidir ki, kutsal olanlar daha kolay bulunabilsin.

63

Ktphaneleri Sevmem

ocukluumdan beri ktphaneye gitmek bende hibir zaman kitap cennetine gitmek duygusu uyandrmad, aksine, hep bir devlet dairesine gitmek kbusu yaatt. Ktphaneler imdi nasl bilmiyorum. Ama bir dnn. Ktphaneye gidersiniz, alfabetik olarak dzenlendiine bin ahit isteyen kartotekte eci bc yazlar okuyabilmeyi baarrsanz, aradnz kitabn numarasn bulursunuz. Fi istemek iin ktphane memuruna btn sevimliliinizi taknarak ularsnz, sorularnza genellikle cevap vermek yerine belirsiz bir yeri iaret eder. Siz dolduracanz fileri kendi abanzla arar bulur, doldurursunuz. Aklnzdan geen sorular katiyen soramazsnz, memur veya memure mesai bitimine ka saat kald diye sk sk saatine bakmakta veya bu kadar insann -topu topu iki kii- ktphanede ne ii olabileceini dnmektedir. Size diyelim be kitap gereklidir, memur ten fazla vermiyoruz diye kestirir atar. En nceliklileri seersiniz, yeniden doldurduunuz fii verirsiniz, memur bakar, eksik bu der, siz neresi? diye soramadan arkanzdaki ahsn fiini alr. Eksiinizi tamamlarsnz, memura uzatrsnz, ama arkanzdakiyle ii bitmemitir. Sonunda fiinizi vermeyi baarrsnz ve istediiniz kitaplarn gelmesini bekler, bekler, beklersiniz. Beklemek mesele deildir -aslnda meseledir- ama kbus bu ya, istediiniz kitabn biri gelir. Memur birinin bakasna verildiini, tekinin de datmda olmadn syler. Bunun size niye daha nceden sylenmediini memura sormak cesaretini gsterebilirseniz, devlet memurundan mnasip bir azar iitirsiniz. En dorusu susmak ve yeni bir fi alp yeniden doldurmaktr. Almay baardnz kitaplarla okuma salonuna geersiniz. Okuma salonuna girmek sahneye kmak gibidir. Tedirgin eder insan. Yerler mutlaka gcrdar ve salondakiler
64

balarn kaldrp size kt kt bakarlar. Bir sululuk hissiyle yerinize geersiniz. Okuma lambanz aarken kacak t sesinden bile dnz kopar. Kitabnz aar ve almaya balarsnz. Ama en kt sandalye size dmtr. Gcrdayacak korkusuyla kprdayamazsnz, gcrdar da meret. Bacaklarnz tutulduu iin kendinizi okumaya veremezsiniz. Yerinize yerleeli daha iki dakika olmamtr, imdi oturma pozisyonunuzu deitirmeniz ses karmanza neden olacaktr. Biraz vakit gesin de ayam indireyim diye beklersiniz. Derken ieriye ayn kbusun iine dm biri girer, siz de dierleri gibi banz kaldrp kt kt ona bakarsnz. Ayakkablarnn kard ses sinirinize dokunur. alamayacanz anlar, zgrlnze koarsnz. Ktphaneler skcdr, kitapda kitap kartrmak ne kadar zevklidir oysa.

65

Yazarlk Meslek midir?

Yazarln bir meslek olup olmad eskiden beri tartlan bir konudur. Ama Trkiyede best seller meselesi bu kadar dikkat ekici bir hale gelmeden ve birtakm yazarlar, ellerinde kt kalem, korsan yaynclara ne kadar kaptrdklarn ya da baka yazarlarn ne kadar kazandklarn hesaplamaya balamadan nce, tartmann ana maddesini yazarak geinebilmek veya geinememek oluturuyordu. O yllarda geinmekten kast, bugnk gibi standartlar yukarya ekilmi bir hayat, elde edilmi lkslerin hibirinden feragat etmeden srdrmek deil, kt kanaat yaayabilmekti. Baz yazarlar ellerinden baka i gelmedii iin yazdklaryla geinmek durumunda kalyorlard. Ama yaynclk sektr best seller mekanizmasn bugnk biimiyle henz retmemi olduu iin, bu, pek de imrenilecek bir durum deildi. Yazdklaryla geinenler, birka iyi niyetli istisna dnda, mtevaz bir hayat yayorlard. Bu tartma gnmzde ve grnrde ayn tartma; ama ieriinde nemli bir sapma var. Meslek denince, kelimenin birka anlam olmakla birlikte, burada, bir kimsenin geimini salamak iin yapt srekli ii anlyoruz. Yazmak bir itir, bunu geiminizi salamak iin srekli yaparsanz mesleiniz olur. Baz yazarlk trleri meslektir. Reklam yazarl, senaryo yazarl gibi, kurallar belli yaz ilerinin meslek olduunu kabul etmek daha kolaydr. Bunlarda ama geimi salamak, ara da yazmaktr. Bu trden meslekleri olan kiiler iin yazarlk ahlaknn nerede balayp nerede bittii de, tartlabilir olmakla birlikte, kiiye gre deiir. Ama konu kitap hatta edebiyat olunca, soruyu yle de sorabiliriz. Geim ama, edebiyat ara olabilir mi? Olursa ne olur? yi ihtimalle hibir ey olmaz, geinmek iin edebiyat ara edinmi olan yazar, onu gizli gizli ama halinde tutmaya devam eder, edebiyat anlayndan taviz vermez, kazandyla yetinir.

66

Ama kt ihtimalle edebiyat standartlar. Tpk pop mzik piyasasna belli aralklarla rn yetitirmek gerektii gibi, edebiyat piyasasna da belli aralklarla rn yetitirmek gerekir. Oysa iyi edebiyatn herhalde uzak durmas gereken eylerin banda standartlamak gelir. Standartlaan rn mal muamelesi grr, yazar edebiyat deil, mal retmeye balaynca o mehur arz-talep dengesi grafiinin glgesi yazdklarnn zerine der. Yazarn gznn nnde, srekli beendim-beenmedim diye parman sallayan bir okuyucu belirir. Standart rnn belli bir sat garantisi olduu iin, yazar riske giremez, korkaklar. Riske girdii ve baarsz olduu takdirde geimini salayamama tehlikesi vardr. Yazdklaryla geinmek veya geinmemek bir tercihtir. Her tercih bir eyler kazandrrken bir eyler de kaybettirir.

67

Okur, Yazarsa

Herkesin kendini zel sanmas kt bir ey saylmaz belki, ama herkesin kendisinin zel olduunu bakalarna kabul ettirmek istemesi, bunun tuhaf bir lgnlk halini almas dorusu bana tehlikeli grnyor. Giderek artan sayda kii, hayatnn esiz, anlarnn benzeri grlmedik ve yaadklarnn ok nemli olduuna inanyor. Elbette herkes iinde bulunduu evre iin deerli, benzersiz ve zel olabilir, ama bu benzersizlik hali yakn evre dndaki insanlar ilgilendirmeyebilir. Kendisinin zel olduunu dnen insanlardan gelen kitap dosyalar artyor. Bir ksm anlarn ok nemli buluyor, kendi hayat tecrbesinin olaanst olduuna inanyor. Bir ksm toplumsal sorunlarmza bulduu zm nerilerinin yaymlanmas halinde sorunlarmzn tmyle ortadan kalkacandan emin. Kimileri dk klie dzeyini aamayan vecizelerini kitaplatrmak isterken, alacak kadar ok sayda kii -zellikle emekliler ve yirmili yan altnda genler- roman yazyor. Soru eki mileri ve dahi anlamndaki deleri, dalar ayr yazamayan bu yazar adaylar, yazdklar romanlarn dnya apnda olduuna samimiyetle inanyorlar. Yakn evrelerinin tesine geerek, kendilerini toplumda zel sanan kiiler, bu zel olua ylesine inanmaya baladlar ki, kendilerini zel klan zelliklerinin grmezden gelinmesine tahamml edemiyorlar. Eskiden emekli adaylar alma hayatlar sona erince ufak bir bahe sahibi olup iek yetitirmeyi, huzurlu, sakin gnler geirmeyi hayal ederlerdi. Bana yle geliyor ki, emekliliine ok az kalm binlerce insann u andaki ortak d emekli olur olmaz dnyay sarsacak bir roman yazmak.

68

Walter Benjamin Pasajlar adl kitabnda yazarla okur arasndaki ilikiye deinirken yle diyor: ...yzyllar boyunca az sayda yazarn karsnda binlerce okur yeralmt. Bu durumda geen yzyln sonuna doru bir deiiklik oldu. (...) basnn kapsamnn genilemesiyle birlikte, okur kitlesinin gittike byyen blmleri de yaz yazanlar arasna katld. (...) yazar ile izlerevre arasndaki ayrm, temel zyapsn yitirmeye yz tutmutur. Okur, her an bir yazara dnmeye hazrdr. Okur kitlesi 1930lu yllarda yazara dnmeye hazrd, artk dnt. Yzylmz, az sayda okurun karsnda binlerce yazarn yerald bir yzyl m olacak?

Pasajlar, Walter Benjamin, eviren Ahmet Cemal, YKY, Kazm Takent Klasik Yaptlar Dizisi, 3.bask, Mart 2001.
69

Fni Dnya, Fni Edebiyat

Yaratc olanlarn lml bir varlk olmakla bir alp veremedii vardr (vard). Yaratclk, biraz da lml olma haline bir direnmedir. Birok yazarn zamanla hesaplamasnn, lml olmay hatrlatan kavramlarla yzlemek arzusunun altnda, bu fnilie kar bir tr bakaldr da yatyor kanmca. Yaratc olan insan sonuta doann bir parasdr, ama yaratlan ey doann kanunlarna tabi olmad iin, onun fniliinin de tanm farkldr. Zaman, zellikle yazarlarn avularnn iindedir; bir metin isterse tm gemi zamanlar, isterse gelecek zamanlar ierebilir, yazar zaman istedii gibi paralayabilir. Benim grevim zaman, onun grevi de beni ldrmektir, diyen Cioran, ldrmek derken, zaman boa harcamay deil, zamanlarst yarat ile zamana meydan okumay kastediyor olsa gerek. Gemi alardan bize ulaan bilgeliin kurduu bu ve benzeri cmleler ile gnmzn cmleleri arasndaki tezat ok manidar. O bilgelik, hreti ve hretin getirdii nimetleri erdemli bir insann kmsemesi gereken deerler olarak sunarken; edebiyat ou zaman bu kmsemenin szcln metinlerin iinde de yapmt. Aslolann metnin mr, kalcl, gelecek zamanlarda da okunabilirlii olduu vurgusu hem edebiyat ii bir dnce, hem de birok yazarn inancyd. Gnmzde popler kltrn kapsad alan geniledike edebiyatn da bu alanda kalan ksm artt. Popler kltr ile edebiyatn kesitii alanda metne ilikin sorularn ncelii deiti. Bu kesime alannda varolmak isteyen yazarlarn sorduu soru metnin mr deil, ulat kitlenin bykl oldu artk. lk soru metnin ulat kii says olunca, metnin mr ikinci derecede, hatta sorulmasa da olur bir soru olunca, fnilik meselesi mesele olmaktan kyor elbette. Daha aka sylemek gerekirse, popler kltr ile edebiyatn kesitii alanda

70

varolan baz yazarlar metinlerinin mrnn kendi mrlerini amasyla ilgili deiller. Kimler tarafndan, niye okunduklarnn da bir nemi yok. Her eyin llebilir, bir lye vurulabilir olduu bir ada, ka kii sorusunun cevabn bulmak ok kolay. Popler kltr kendi alannda varolana yalnz kitlelere ulamay deil, maddi kazanc da vaat ediyor. Edebiyat zamanlarst bir varolu olarak deil, fni mrlerinin kazanc olarak grenlerin mrlerini aacak ve ge gelecek hrete, dolaysyla o hretin maddi nimetlerinin gecikmesine de tahammlleri yok. ne kan/kartlan yazarn ad, metnin kendisi deil. Zamann abuk getii bir zamandayz.

71

Okur, Yazara Bask Yapma

Yazarlarla yaplan syleilerin sonunda genellikle sorulur: Srada ne var? Bu soruya hi itirazm yok, yazarn kafasnda yazmay planlad yeni bir ey varsa ve sylemeyi uygun buluyorsa syler. Ama yeni kitabnz ne zaman okuyacaz? sorusu, okurlarn sevdikleri yazarlara sormamalar gereken bir soru. Bence yazarlarn stnde drt tr bask var. Birincisi, yayncdan gelen yaz basks. Yaynclar Batl rnekler gibi yazarlarn belli aralklarla yeni kitap yazmaya tevik ediyorlar. Tevik iyi bir ey elbette, ama kimi zaman tevik olmaktan kp zorlama halini alyor. nk marka olmu yazarn kitaplar yaync iin mal ve yaync da iinin doas gerei, bu maln bir an nce retilmesini istiyor. Edebiyatnn niteliinin dmesini istemeyen yazar bu baskya aldr etmiyor. Yazdklaryla geinen yazarn geim kaygs, ikinci baskya neden oluyor. Her kitabn sat grafii zamanla dyor ve yazar yeni bir kitap yazmazsa maddi sknt yaayacan bildii iin, yazaca kitabn niteliinin dmesine aldrmadan piyasaya kitap yetitiriyor. Geimini yazdklarna balamam olan yazar kitabn ne zaman bitirirse o zaman yaymlatyor. ncs, nl olmann getirdii bask. Yazarn yeni bir kitab ktnda gazetelerde dergilerde onunla syleiler yaplyor, televizyon programlarna katlyor, kitab hakknda yazlar yazlyor. Bu da yazarn egosunu doyuruyor. Ama zamanla n zayflamaya balyor, hakknda yazlan yazlar kesiliyor, grn soranlar azalyor, yazar unutulmaktan korkuyor. yi bir kitap yazmak iin deil, unutulmamak iin yazyor. Edebiyatn n karlnda satmaya niyeti olmayan yazar beklemeyi biliyor.

72

Bence en byk bask drdncs: Okurdan gelen bask. Yazarn aylarca belki yllarca alarak yazd kitab birka gecede okuyup bitiren okur, yazara yeni kitabnz ne zaman okuyacaz? diye sormaya balyor. Yayncsna, ne ve paraya kar direnebilen yazar okuruna fazla diren gsteremiyor. Okurun bu basks yazarn kendine ar gvenmesine de yol ayor, yeni bir kitap piyasaya kyor. Ama birok yazar da biliyor ki, okur rahatlkla bu olmam diyebilir. Okur sevdii yazardan iyi bir kitap okumak istiyorsa, ona yaz diye bask yapmamal. nk sevdii yazar iyi kitap yazmak dncesinden dn vermiyorsa, okurun srarn kulak arkas edecektir. Bu durumda basknn anlam kalmaz. Yok eer nitelikten dn verip yazacaksa, bu defa da kitap okurun istedii kitap olmayacaktr.

73

Pasif Okurdan Aktif Okura

Yaz dnyasnda iletiim ak, gazete ve dergilere bakarak syleyecek olursak, tek ynldr. Yazarlar ve yazdklar hakknda okurlara bilgi verilir. Potansiyel okur gndemde olan bir yazarn son romann bitirmek zere olduundan haberdar edilir, zel hayatlar, meraklar kurcalanr. Bilgilendirme ak yazardan okura dorudur. Yazarlarn yazdklar hakknda yine genellikle yazarlar yaz yazar. Bazen aktalite dergilerinin okurlarn grlerine de yer verdii grlyor. Ama edebiyat rnlerini, zellikle romanlar, yazarlarnn da onayyla rn tantm gibi ne karan birtakm aktalite dergilerinde yer alan okur grlerinde bir mteri memnuniyeti kokusu hissediliyor. Sevdim/Sevmedim. Beendim/Beenmedim. Hani neredeyse kitabn bir yerinde okuduunuz bu kitab beenmezseniz sekiz gn iinde iade edebilirsiniz ibaresi yer alacak. Bu slupta edebiyat roman, doasndan tmyle uzaa dyor, kitap stne sylenenler okur dncesi olmaktan ok tketici grleri halini alyor. Elbette bu slup sz konusu dergilerin genel yaklamyla rtyor. Peki okur bu mu? Grleri tketici yaknmalarndan teye gidemiyor mu? Elbette gidebiliyor da, sz konusu dergiler iin akll uslu bir gr bildirecek okur parlak bir malzeme deil. Bu iletiim aknn internet ortamnda okurun lehine bozulduunu, daha da bozulacan dnyorum. Belli bir konsepte ve ierie sahip veya yzer gezer olmay tercih eden, bir kiinin ya da bir grubun almas sonucu srekli gncellenen kimi tek

74

kuruculu, kimi kolektif birok internet sitesinde ak, genellikle okurdan yazara doru. Sitelerde, mail gruplarnda okurlar yazyor. Okur, okurluun bir adm tesine geip ilgilendii yazarlar hakknda gr bildiriyor, yazlar yazyor. Kitap sitelerinde kitap tantm sayfalarnda bulunan Gr bildirmek istiyorum ibaresi ilk anda bana ok irkiltici gelse de, internetin basl medyaya gre ok daha demokratik bir yaplanmas var. Kimi okurlar sz konusu dergilerde yer ald gibi beendim/beenmedim yargsndan teye gidemeseler de, okurun giderek szn syleyen ve duyuran okur, dolaysyla, yazan-okur olmaya doru gittiini; biraz da bu nedenle sanal ortamn basl ortama gre daha fazla eitlik saladn dnyorum.

75

Tefrika Meselesi

Walter Benjamin Pasajlar adl kitabnda anlatyor:1824 ylnda Pariste 47 bin gazete abonesi varm. Tek satlmayan gazetelerin abonelik creti yksek olduundan zenginler veya mteri ekmek isteyen kafeler gazetelere abone oluyor, halk da gazete okumak iin kafelere gidiyormu. La Presse gazetesi ey yapm ve gazete satlar patlam: 1. Abonelik bedelini 80 franktan 40 franka indirmi. 2. Gazeteye reklam alm. 3. Tefrika roman yaymna balam. Tefrika roman yle tutmu ki, romanclara olaanst yksek cretler denmeye balanm. rnein Lamartinenin 1838-1851 yllar arasndaki tefrika roman kazancnn be milyon frank getii hesap edilmi. Hatta Alexander Dumas, Lamartine gibi yazarlarn nlerinin yaylmasna romanlarnn tefrika edilmesinden ok, aldklar yksek cretlerin neden olduu sylenmi. Kazandklar paralar halk arasnda yle ok konuuluyormu ki, Dumasnn evinin bodrum katnda birok yoksul yazar boaz tokluuna altrd sylentisi epeyce yaygnlam. n ve yksek kazan bu yazarlara politikada kariyer yapma frsat da vermi. Bylece yozlamann yeni biimleri ortaya kt diyen Benjamin yle devam ediyor: Edebiyatnn siyasi ihtiras bir kez uyandktan sonra, akll bir ynetime den ona doru yolu gstermektir.

Pasajlar, Walter Benjamin, eviren Ahmet Cemal, YKY, Kazm Takent Klasik Yaptlar Dizisi, 3.bask, Mart 2001.
76

Bildiim kadaryla Trkiyede tefrika romann zengin ettii yazar yok. Birok yazarmzn romanlar tefrika edilmi, ama be milyon franka karlk gelecek bir miktarn ok ok azndan bile edebiyat tarihimiz sz etmiyor. Onlar brakn zengin olmay, Alexander Dumas ya da Lamartinein evlerinin bodrumunda altrd yoksul yazarlar gibi, boaz tokluuna gazete sayfalarn doldurmular. Edebiyattaki nn siyasete aktaran yazarlarmzn akbetinin de Fransz yazarlar gibi olduunu sylemek zor. Trkiyede edebiyat yaygn n ve para getirmedii gibi, siyasi kariyerin kapsn da amad. Hatta CHP Genel Sekreteri olan Memduh evket Esendal, adn edebiyatta M..E ksaltmasn kullanarak gizledi. Trkiyede birok yazar, kariyere, dolaysyla ne, iktidara ve ikbale ak siyaset yapmak yerine, muhalif kalmay tercih etti. Nazm Hikmet, Aziz Nesin, Yaar Kemal gibi yazarlar yazarlk kariyerlerini siyasi ikbale dntrmediler, aksine muhalif olmann acsn ektiler. Ama zaman deiiyor. Trkiyede baz siyasi partiler bu Batl gelenei izleyerek yazarlara, yani n sahibi kiilere siyasi kariyer teklif ediyor. Merak ettiim u: Siyaset-yazar ilikisinde kendi geleneimizin devamn m greceiz, yoksa bizim de n ve para sahibi yazarlarmza bu Batl gelenek gerei siyasi ikbal vaadinde bulunulacak m?

77

airler iir Yazyor Ama

iir dosyalarnn okluu konusunda bir iki satr yazlmaya kalklsa, hemen herkesin aklna ilk gelen ey, Aziz Nesinin syledii lmsz cmle olacaktr. Her kiiden bei air. Bu sz sylendiinden beri ka yl geti bilmiyorum, ama imdi her be kiiden onu air. Yaynevlerine yaymlanmas isteiyle gelen dosyalarn yine byk ounluunu iir dosyalar oluturuyor. Edebiyatla gerekten ilgilenen, iir nedir bilen air adaylarna szm yok, onlar stlerine alnmasn, ama: Kimi dosyalar zenle hazrlanm, ba sonu belli, dzgn, ama yazlanlar iir deil; kimileri koparlm defter katlarna, ece ajandas sayfalarna iziktirilmi. Baz air adaylar sabrsz, okunaksz el yazsyla yazdklar iirlerini faksla -sayfalar dolusu- gnderiyor; bazlar yaymlanmasn garanti etmek iin telif istemediini, hatta masrafn vereceini srarla belirtiyor. Bazlar kendilerinden emin, yazdklar ark szlerinin bestelenme ihtimalini referans olarak gsteriyor, bazlar da kendi olanaklaryla kitaplarn yaymlamlar ama nl bir yaynevinden kmad iin satlmadn dnyorlar. Bazlar keskin bir l-uyak tutkunu, bazlar serbest iiri serbeste, aklna geldii gibi yaz sanyor. Genellikle ak iirleri yazlyor, demek ki ruhu en ok yaralayan mesele bugn de ak. Ama sevgilisinden ayrld, mehtapl bir gecede mutfak masasna oturup sigara ierek duygularn alakalem yazanlara, yazdklarnn iir olmadn sylemenin bir yolu olmal. Dergilere yaymlanmas iin iir gnderenlerin, yaynevlerinden iirlerinin kitaplatrlmasn isteyenlerin byk ounluunun iir okumad; hemen herkesin iir yazd bu lkede iir kitaplarnn en az satan kitaplar olduu; iir dergilerinin uzun mrl olamad bilgileri; bu alanla ilgilenen herkesin malumu. Ama sz konusu airlerin deil.

78

airler, iir yazyorlar, gzel; dosyalar hazrlamlar, gzel; yaynevlerine yollamlar, gzel. Ama en ok bilinen airlerimizi bile okumamlar. Nazm Hikmetin adn biliyorlar, defterlerine bir iki iirini yazmlar; Orhan Veli denince, bildikleri mehur dize onun mu bakasnn m hatrlayamyorlar; Fahriye Ablay ok sevdikleri iin ezberlemiler, ama airinin Ahmet Muhip Dranas olduundan habersizler; Behet Necatigili Behet Kemal alarla kartryorlar, Cemal Sreyann ad pek yabanc gelmiyor, Sessiz Gemiyi Hmeyrann yazd bir ark sz sanyorlar, olduundan nasl emin olabiliyorlar? Sevgi Duvarn Ahmet Kayann arks olmasa hi duymam olacaklar, Ece Ayhan klliyen bilmiyorlar. yi de yazdklarnn iir

79

Bilgi antas

Annem o ocuk dergilerini bana ilk ne zaman verdi, hi hatrlamyorum. Ablamdan kalmaydlar. Topu topu iki tane, kara kapl cilt. zerinde altn yaldzla ablamn ad yazyordu. lkokul rencisiyken ona bu dergi alnm, sonra bir araya getirilip ciltletilmiti. Dergi denen gzel eyi ilk kefediimdi. O iki cildi defalarca okudum. Siyah-beyaz, ama bol resimliydi, hi skmyor, skmad gibi, ok ey retiyordu. Ad Bilgi antasyd. Ama ocukluumda okuduum birok kitapla birlikte onlar da, yllar sonra burnumun direinin szlayacan bilmeden, kymet bilmez bir yaknma verdim. Aklmca bende yaratt okuma akn onda da yaratacakt. Hem bymtm ya artk, kitaplmda ocuk dergilerinin yeri yoktu. Uzun yllar sonra birden Bilgi antasn hatrladm. Ne zaman ocuk dergileri konu olsa yatlarma, benden byklere hep Bilgi antasn sordum. Byle bir dergiyi bilen kmad. Kendimden phelendim. Acaba dedim, siyah ve dikdrtgen olduu, ii bilgiyle dolu olduu iin, ben, ocuk aklmla o dergilere Bilgi antas demi olabilir miyim? Bilgi antas, arm nedeniyle benim taktm bir isim olabilir mi? Neredeyse otuz yl sonra derginin gerekliinden iddetle pheye dnce 4. Kat dergisinin editr Mine Haydaroluna bundan bahsettim. Mine aratrd ve Milli Ktphanede kaydna rastlad. Evet, 1964 ylnda, doduum yl, Ramazan Arkn Kitabevi tarafndan byle bir dergi karlmt. Bu derginin varlna, daha dorusu adnn Bilgi antas olmasna sevindim mi, zldm m emin deilim. Bunun ocuk aklmca taktm bir isim olmas, dergiyi antaya benzetiim filan ho bir eydi, ama var olmas da ho. Dedim ya, kararszm. Bu dergi benim yatlarmla yeterince oynamama engel olmutur diyebilirim. Hibir oyun o dergide okuduum Marco Polo hikyeleri kadar beni elendirmedi. Filleri anlatt
80

blmn resimleri hl hafzamdadr. Uzak lkelerin baharatlarn ilk kez orada okudum, o hikyeler nedeniyledir ki, yllarca, dnyada en ok grmek istediim lkenin Hindistan ve in olduunu sandm. Her saysnda bir mitolojik hikye yer alyordu. Parisin Fransann bakenti olmakla kalmayp Yunan Mitolojisinde bir kahramann ad olduunu, daha da nemlisi mitoloji diye bir ey olduunu yine o dergiden renmitim. Ailin topuundan vurulduu yky anlatan resim hl hatrmdadr. Ail efsunlanmak zere topuundan tutulmutu, aaya sarkan ba ok gzeldi. Bilgi antasn okurken aldm mitoloji zevkini baka kitaplardan da aldm diyemem. ngilizce reniyoruz ve Franszca reniyoruz balkl iki bant da bulunuyordu dergide. Her bant drt-be karelik izgi romandan oluuyordu, resimlerin altnda altyazlar vard. Onlara bakarak her karenin altnda yazan cmlenin ne anlama geldiini anlyordum. izgileri ok zarif, ince ve sadeydi. Yanl hatrlamyorsam ngilizce bant ile Franszca bandn izeri ayn deildi. Franszca bant derginin balarnda ve biraz daha geni yer alyordu -diye hatrlyorum. Bilgi antasn bugn grsem ne dnrm bilmem. Belki de o yzden pek grmek istemiyorum, bana dnyay dolatran, gemile gelecek arasnda beni gtrp getiren geminin belki de ok kk olduunu grmek istemiyorum galiba. ocukluumun o ii tklm tklm dolu antas hafzamda kalsn istiyorum. Olduu gibi.

81

Nemeek

Cin Alileri filan saymazsak, ilk okuduum kitabn -ama kitap gibi kitabn, hangisi olduunu hatrlamay ok isterdim. Hatrlayabilseydim sahaf sahaf dolap o kitab arar, bulur, bir daha okurdum. Sanrm herkes arada bir kendi okuma tarihinin nemli duraklarn yeniden katetmeye heveslenir. Ama ne yazk ki, ben, kendi tarihimin balang kitabnn ne olduunu hi hatrlamyorum. Oysa kitap akmn hangi kitapla, nasl baladn, o hatrlamadm kitabn iindeki neyin beni okumaya itmi olabileceini o sayfalar kartrp zebilmeyi, en azndan denemeyi isterdim. lk kitap olmasa da, ilkokulun ilk bir iki snfnda okuduum birok kitap beni ok etkilemiti. Beni etkileyen eyler kitaplarn kendisi miydi, yoksa okumay keif miydi ondan pek emin deilim. O dnemde okuduklarmn birounu ok iyi hatrlyorum, hatta bazlarnn resimlerini de. Bugn grsem derhal tanrm. O kitaplar uzun yllar sakladktan, hatta liseye giderken bazlarn uluorta okumaya utandm iin gizlice tekrar okuduktan sonra, bendeki kitap ve okuma akn bir bakasnda uyandrr diye hepsini zene bezene paketleyerek bir yaknma vermitim. Bazlarn ok iyi hatrlyorum diyorum ya, emin deilim. Kabaca konularn hatrlyor olabilirim, ama sanrm asl hatrladm eyler, o kitaplarn okuma srasnda benim zihnimde canlandrd imgeler... Bir ikisini yllar sonra elime aldmda ok armtm. kendime gre deerlendirmi ve o kodla kaydetmi olmalym. Milliyet Yaynlarnn bir ocuun avucuna rahatlkla sacak byklkteki, mavi ciltli, krmz ayrc kurdeleli, mavi-parlak mizli kitaplar bir dizi olarak hafzamda kmayacak yerini almtr. Her hafta dzenli kitap almaya gittiimde, kitaplar adlarna veya konularna gre deil, srt numaralarna gre seiyor ve kitapya iki numaral veya on yedi numaral kitab sipari veriyordum, bende serinin hangi kitab eksikse onu... nk zihnimde o kitaplara ait olan imgelere karlk gelmiyordu okuduklarm. Okurken kitaplar

82

O diziyi ok sevmitim, belki o dizi beni hi hayal krklna uratmamt, bu nedenle olsa gerek hatrladm ocuk kitaplarnn neredeyse tm hep Milliyet ocuktan kmt. Hl hatrladm bir yn ocuk kitabndan ilki, Ferenc Molnarn yazd Pal Sokann ocuklardr. Annesinin, alt mahallenin ocuklarndan sk bir dayak yemi, hatta neredeyse ikence grm olan zayf, gsz ama iyi kalpli ve duyarl Nemeeki kucaklayarak eve gtrmesini okurken hkra hkra alamtm. Birok ocuk gibi Robinson Crusoedan etkilenmi, ama Scott ODellin yazd Kz Robinsondan daha ok etkilenmitim. Kz Robinson bir Kzlderili kzyd ve kabilesi aday terk ederken onu unutmutu. Kendine yapt kulbenin itlerine ay balnn sinirlerini kurutup germiti. Ay balnn sinirlerinin kuruyunca ok salam olmasna amtm. Ian Flemingin Uan Otomobilini ka kez okuduumu hatrlamyorum. Ne elenceli bir aile, ne mthi bir otomobildi o, yzerdi, uard, gezerdi. Ekiszlk kullanclarnn da hatralarnda nemli bir yer tuttuunu tesadfen fark ettiim Kediler Kralnn ana karakteri, mthi kedi Karbonel gibisinin yazlmadn dnrm. By yapard, konuurdu. By yapmak iin bir kazana gkkuann yedi renginden birer nesne atmas gerekirdi. Ben de kendimce gkkuann yedi rengine sahip neler bulabilirim diye dndm hatrlyorum. mr Candan yazd Pembe Yunusun sayesinde mi denizi bu kadar ok sevdiimi ve yosuna basmaktan, sualt canllarndan hi korkmadm dnrm. yle bir denizalt anlatyordu ki rengi pembe olduu iin dier sualt canllarnn tuhaf bulduu yunus, ok renkli, ok canl, ok kl bir yerdi denizalt, insan neden korksun? Trk Hikyeleri Antolojisinde okuduum hikyeler bana bu anlat trn ok sevdirmi olabilir. Tark Buradan Olumuz, Orhan Kemalden ikolata Sait Faikten Stelyanos Hrisopulos Gemisi en iyi hatrladklarm. Olumuz hikyesine ok taklmtm. Mahallelinin sevmedii, aksi ve kimselerle grmeyen yal bir kar koca, bahelerindeki kiraz aalarnn meyvelerini ocuklardan korumak iin nbet tutuyorlar, kiraz alarken yakaladklar ocuklar sopalarla dvyorlard. Sonra srlar aa kyordu. Oullar kk yata lmt ve bahelerindeki kirazlar toplayp oullarnn mezar banda kiraz alamayan ocuklara datyorlard. Finali iyi gibi grnse de, bu kadar iyi yrekli insanlarn neden ocuklar kiraz alyorlar diye sopayla dvdklerini hl anlayabilmi deilim. (Acaba hikyeyi yanl m hatrlyorum? Yoksa Kirazlar myd o? Bir daha m okusam? Eer byle deilse yal kar koca ok aksi ve sevimsiz mi izilmilerdi de ben o hikyeye ocukluumdan beri hi inanmadm?)

83

Yazarlar Hakknda

84

Ouz Atay: Bir Tr DNA

lkenin en byk ehrinde, tarihi bir niversitede, Ouz Atayn edebiyatyla henz tanmam bir grup renciydik. Yl 1981di. Arkadalarm ve ben, hepimiz yirmi yan altndaydk, iyi edebiyatn bir parmak aralanm kapsn amaya alyorduk. Edebiyatla tanklmz ilerletecek dergilerde Ouz Atay boy gstermiyordu. Eski iyi kitaplar tekrar baslmyordu, eski basklar bulunmuyordu. Zaten yle az kitap baslyordu ki. Sklyorduk, bunalyorduk. yi edebiyat el yordamyla aryorduk. lk genliimiz talihsiz bir dneme denk gelmiti, ama edebiyat el yordamyla aramaktan sezgilerimiz glenmiti, burnumuz iyi koku alyordu. rnein, Cemal Sreyann yeni bir iirinin yaymlanacan duyunca, dergiyi kar kmaz almak iin gazete bayiinin kapsnda yatyorduk nerdeyse. Ulatmz her eski/yeni iyi metin ve iyi iir elden ele geziyordu. Paramz azd, ele geirdiimiz ve basks olmayan iyi kitaplar fotokopi yaptramyorduk, bu nedenle gecelerimizi iyi metinleri para para defterlerimize geirmek iin harcyorduk. Turgut Uyarn Geyikli Gecesi dillerimizde dolayordu, ama Dnyann En Gzel Arabistannn basks yoktu, bulamyorduk. Evet kimsesizdik ama umudumuz vard (...) Caddelerde gezmekten holanyorduk akamlar * Anayasasz yllard.12 Eyll sonrasnn rpertici sessizliinde; iimize, kendimize, birbirimize kapanmtk, saymz azd. lk genliimizde grltl bir edebiyat nedeniyle ulaamadmz iyi metinlere ulamak genliimizin en olgun heyecanyd. Dnya edebiyatnn kunt yazarlarnn yan sra, Mahur Besteyi okuyorduk rnein, Aylak Adamdan konuuyorduk. Cokulanyorduk. Bu ar ie kapanma dnemi eksik, krk, ackl bir genlik
*

Turgut Uyarn Geyikli Gece adl iirinden.


85

geirmemize neden oldu, ama te yandan zamanmz hi dnmeden verdiimiz iyi edebiyatla sk bir ekilde tanmamza yarad. Bir gn gizemli bir eda taknmaktan holanan sevgili arkadam Melih okula geldi. Bizden birka ya bykt, bir tr haberciydi, ncyd. Arada bir nerden bulduunu bilmediimiz iyi bir kitapla gelir; bizim kk, iine kapal ve yllar sonra dndmde gzlerimi yaartacak kadar patetik bulduum grubumuza gndemimizi altst edecek kitab brakr; gizemli edasna, haberci-nc kimliine zarar verecek sorular sormamza frsat brakmadan giderdi. O gn Melihin elinde be adet kitap vard. Birini bana uzatt. Yirmi lira ver dedi. Ne bu? dedim. Ouz Atayn roman dedi. Ouz Atay da kim? dedim. yi bir yazar dedi, ok iyi bir yazar.. oku, anlarsn. nerileriyle beni hi yanltmam olan Melihe yirmi liray dnmeden verdim. nemli bir para myd hatrlamyorum. Elindeki dier drt nshay da baka arkadalarmza verdi/satt, geldii gibi gizemli edalarla gitti; srarla solcu kumral byklar, lacivert pardss ve siyah emsiyesiyle. Bu be nshay nerden bulmutu? Yayncy m tanyordu? Bir depoda m eline gemiti kitaplar? Ouz Atayn iyi bir yazar olduunu nerden biliyordu? Niye bize anlatmyordu bunlar? Ouz Atayla ba baa kaldm. Kitabn ad Tehlikeli Oyunlard. Daha nce duymadm bir yaynevi tarafndan baslmt, Sinan Yaynlar. Kapana uzun sre baktm. stte bir dantel, dantelin hemen ucunda bir saks iek vard. Kitap yle ypranmt ki, bunun ahap bir evin penceresi olduunu anlamam zaman ald. Sayfalar sararmt. Kazklandm duygusu geti iimden, belli belirsiz. ocukluumdan beri kitaplarda beni nce metin, sonra yazar ilgilendirir. Kitabn dier unsurlaryla ilgilenmem ok sonraki yllarda kazandm bir alkanlk. Metnin sonuna bakmam, hatta kitab kartrmam bile. Genellikle dorudan metni okumaya balarm, hi atlamadan ilerlerim. Kitaba yazlm nszler, lzumsuz n bilgiler daima canm skmtr. Ouz Atayn Tutunamayanlarnda yer alan nsz blmn bu nedenle ok severim. Yine de nszleri okumadan duramam, ama sona brakrm, eer Atayn Tutunamayanlarda szn ettii nsz Amcann kaleminden kmsa, ilk paragraftan sonrasn okumam. Tehlikeli Oyunlarda her ne kadar nsz yoksa da, bu kazklanma duygusu nedeniyle olsa gerek, kitab kartrdm. Yaymlan tarihi 1973t, sekiz yl nce basld iin bu kadar ypranmt demek, kimbilir hangi depoda, hangi kt artlarda beklemiti bunca yl.

86

yi de nerdeydik biz? Niye bunca yl haberdar olmamtk bu iyi kitaptan? Ben buradaym sevgili okuyucum, sen neredesin acaba? ** Kapak dzeni Sevin Seydiye aitti. Sevin Seydinin kim olduunu hi merak etmedim o sralarda. Romann Sevine ithaf edilmi olmasna sonra m dikkat ettim, Sevin ad Ouz Atay mitolojisinin ne zaman esasl bir paras oldu benim iin, hatrlamyorum. Arka kapakta Atayn bir resmi vard, Ara Gler tarafndan ekilmi. Yakkl bir adamd, oka hznl grnyordu. Kentli olduu besbelliydi, ama hakknda hibir bilgi yoktu. lm olduunu henz bilmediim bir adamn canl, ok canl resmine bakyordum. Bunu her hatrladmda iimde dokunakl, ac bir his belirir. Hi yapmadm bir eyi yaptm o gn, nce romann son satrlarn, sonra rasgele paragraflarn okudum. Kitaba kaplp gittiimi fark ettim. 1981in o k gnnde, naslm bakalm diye okumaya baladm Ouz Atayn drt yl nce lm olduunu, gelecek yllarda kuamn birok yazar gibi ondan besleneceimi, hatta bize ondan bir tr gen, bir tr DNA geeceini, bizim de bunu bizden sonraki kuaklara geireceimizi bilmiyordum. Tutunamayanlar szcnn bir tr ruh ortakl ifade edeceinden, biri birine Tutunamayanlardan bahsettiinde, bunun anlaml bir frekansta bulumak anlamna geleceinden haberim yoktu. Sonraki yllarda Oyunlarla Yaayanlarn Cokun Ermiini sahnede oynam bir arkadam ve onu sahnede izlemi arkadalarm olacandan, bizi bir araya getiren bu annn uzun uzun ve sk sk sznn edileceinden, Atayn bize aktard bir tr DNAnn bazlarmzn en ortak noktas olacandan habersizdim. O k gnnde, bir gn Eylembilimi okuyacam, Atayn Eylembilimi bitiremeden lm olmasna ok zleceimi, sonra bu zntmn Atayn lm olmasndan ok, bu mthi olaca belli roman bitiremeden lm olmasndan kaynaklanacan, bunu ok bencilce bulup kendime kzacam, Trkiyenin Ruhunu yazacak kadar yaayamam olmasnn romanmz iin byk bir eksiklik olduunu dneceimi bilmiyordum henz. Btn bunlar o kadar bilmiyordum ki, dnyann en byk khini gelecekten haber verse ve bir gn Murat Glsoy ve Yekta Kopanla birlikte Ak Radyoda bir edebiyat program hazrlayp sunacamz; programn adn Ubor Metenga koyacamz; elli iki hafta boyunca kapandmz kck stdyoda, bizimle ayn DNAya sahip okuryazarlar iin edebiyat-dilimizin en rpertili kelimesi olan Ubor Metengay tekrarlayacamz; program
**

Ouz Atayn Demiryolu Hikyecileri-Bir Rya adl yksnn unutulmaz son cmlesi.
87

boyunca, hangi yazardan sz ediyor olursak olalm, mzn de zihninden Ouz Atayn o hznl siluetinin, duyarllklarnn derin bir zlem gibi geeceini anlatacak olsa, hibir satrna inanmazdm; Tehlikeli Oyunlar elime aldm ve Ouz Atayn fotorafna dalp gittiim o k gn. Yllar geti, bunlarn hepsi oldu. Korkuyu Beklerkenin tmn birka kere, Demiryolu Hikyecileri-Bir Ryay defalarca okuduktan sonra, ancak bir tr DNA olarak ifade edebildiim o unsurun varln iliklerimde hissettim. Korkuyu Beklerkenin bende brakt sarsc duyguyu ok az kitapla karlatrabilirim. Bakalarnda da olduunu tahmin ettiim, ama tayanlarla henz tanmadm bir dnemde, bu bir tr DNAy ifa etmek, ayn DNAya sahip olan okuryazarlara bir tr iaret gndermek arzusuna kapldm. Krmz Azap yazmaya u cmleyle baladm:Yazarmzn kafasnda kaderlerimizin bir an nce yazlmasn bekleyen hikye kiisiydik. Noter, Delikanl ve ben. Demiryolu Hikyecileri-Bir Rya yle balar: lkenin byk ehirlere uzak da ba kasabasnda, bir demiryolu istasyonunda alan hikyeciydik. Ben, gen Yahudi, bir de gen kadn. Bu yazya da ayn DNAnn itkisiyle baladm: lkenin en byk ehrinde, tarihi bir niversitede, Ouz Atayn edebiyatyla henz tanmam bir grup renciydik. O DNAy iaret etmek iin daha ksa bir yol da bulabilirdim aslnda. Norgunk demem yeterdi.. Norgunk.

88

Ben Asrmda Yalnzm

O yaarken bykler vard. Ad byk, kendi byk, cssesi byk muharrirler. Kimileri iir yazyordu, kimileri iri laflar ediyordu, kimileri Trkiyenin edebiyat dnyasna hkmediyordu. Hametli glgeleri edebiyatn zerine dyor, her ey byle byk glgelerin ardndan grlebiliyordu. Yaadklar nn tarihini yazyorlard bu bykler. Hkimdiler, szleri arlklarnca altn ediyordu. Oysa tarihe torpil gemiyor, tarih rvet yemiyor. Hassas terazisiyle her eyi tartyor, bazlarn acmaszca tp geerken, cevheri aa kartyor. Trk edebiyatnn byk ustas Ahmet Hamdi Tanpnar yaarken de, lmnden sonra uzun yllar boyunca da hak ettii dorua varamamt. Bilenleri, tutkunlar, sevenleri vard sadece. Onu kefetmenin bal bana bir heyecan olduunun ok az kii farkndayd. imdi Ahmet Hamdi Tanpnar yeniden douyor. Onu okumann ve tadna varmann amzda nasl bir serven olduu yeniden anlalyor. yle bir yazar ki Tanpnar, onu bir kez okumak yetmiyor. nk Tanpnarn herhangi bir romann ya da bir denemesini bir kez okumak demek, aklmz bamzdan alacak birok cmlesini, tespitini, ufkumuzda derin deiiklikler yapacak dncelerini karmak demek. Bu yzden bir kez okunmakla tketilemiyor. Her okunuta yeni bir ehreye brnyor yazdklar, yeni sorular douruyor. Mina Urgan kitap-lk dergisinin Ahmet Hamdi Tanpnar saysnda ben Tanpnarn ne kadar byk bir yazar olduunu ldkten sonra anladm, diyor. 1901 ylnda doan Ahmet Hamdi Tanpnar Trk edebiyatnn en baarl rnekleri olan romanlar, iirler ve denemeler yazd. Trk edebiyat hakknda bir bayapt saylabilecek olan 19. Asr Trk Edebiyat adl bir incelemeyi kaleme ald. Douyu da Baty da iyi biliyordu. Dou zerine de Bat zerine de, Dou ile Bat arasnda kalmz zerine de alabildiine
89

derin dnyordu. Plastik sanatlardan ok iyi anlyor, mzii ok iyi biliyordu. Tam bir kltr adamyd. Ne iindeyim zamann/ Ne de bsbtn dnda/ Yekpre, geni bir nn/ Paralanmaz aknda dedii, en yaygn olarak bilinen iirini, bugn zamann paralanmazl konusunda alan fizikiler bile tartyor. Sanat rnlerine bakt gibi insann ruhuna bakabiliyor, stanbulun yoksul bir mahallesinde rastlad bir kadnn kara gzlerindeki hznden, k ar bir ekilde iaret eden sonbaharn ruhta yaratt derin etkiden, terinlerle birlikte akn balayacak olan lferlerden, imknsz aktan, tarihten kalanlardan, kalmayanlardan, ormanlardan, sulardan, gn batmndan ayn etkileyicilikle sz edebiliyordu. Her hcresiyle hayatn paras, her dncesiyle hayatn dnda bir yazard. Yani ne zamann iindeydi, ne de bsbtn dnda. Babas kadym, onunla birlikte Anadolunun birok ehrini dolam. 1919 ylnda stanbula gelmi ve niversite eitimine balam. Edebiyat okumu. iir konusunda glgesinde kaldn dnd byk dostu ve hocas Yahya Kemalden ok etkilenmi, onun zerine bir kitap yazm. Ama btn bunlara ramen yaarken az tannan, az bilinen, az okunan bir yazard. Yine kitap-lk dergisinin Tanpnar saysnda Ferit Edg onu yle anlatyor: ...kendisine dn verdiim Ulyssesi geri istediimde Mbin (Orhon), kitabm Ahmet Hamdi Beye verdiini sylemiti. Ertesi gn doal olarak kitabm Ahmet Hamdi Beyden istedim. Alt izilmi satrlardan ve derkenardaki notlardan kitabn size ait olduunu anlamtm dedi. Ama ltfen onu benden almayn. nk ben, her gece Ulyssesten bir sayfa okumadan uyuyamam. (...) Benim ilk Ulyssesim Ahmet Hamdinin lmnden sonra kimin eline geti bilmiyorum. Ama Ulyssesi ondan bir sayfa okumadan uyuyamayan birine, ben deil, mhst Joyce bile helal ederdi. Yap Kredi Yaynlar Ahmet Hamdi Tanpnarn eserlerini yaymlamaya balad ve srdryor. lk kitap, yazarn Yeditepe Yaynlarndan kan iir kitabnn daktilo edilmi nshalarndan oluan iirler oldu, ardndan Tanpnarn byk roman Huzur yaymland. lk bakta doyumsuz bir ak roman olan Huzur aslnda, mrmzn, bu corafyada yaayan herkesin adeta genetiinin romandr. Yap Kredi Yaynlar tarafndan yaymlanan Huzur bir edisyon kritik almas ayn zamanda. nk Ahmet Hamdi Tanpnar Huzuru nce Cumhuriyet gazetesinde tefrika etmi. Sonra kitap olarak baslaca zaman roman neredeyse yeniden yazm. Kitapta gerek kurgusal, gerek dile ilikin nemli deiiklikler yapm. Handan nci ve Ycel Demirel, Huzur zerinde uzun yllar boyunca yaptklar edisyon kritik almasn bu baskda ortaya koydular ve okuyucunun tefrikadan romana geerken kitabn nasl bir deiime uradn gsterdiler.

90

iirler ve Huzurdan sonra Be ehir yaymland. Be ehir Ahmet Hamdi Tanpnarn gerek bir kltr adam olarak portresi, gerekse hayat ve insan karsnda duruu asndan ok nemli bir kitap. Tanpnar hayatnda nemli yeri olan bu be ehirle ilgili yazd uzun makaleleri nce lk dergisinde yaymlam. Ardndan lk Yaynlarndan kitap olarak km. Ancak ikinci baskya geilirken Tanpnar, yani yine o huzursuz ve huysuz kalem, irili ufakl rtular yaparak bambaka ve ayr bir mkemmeliyette bir eser ortaya karm. Fatih And da bu eletirel basm iin bir alma yapm ve metinlerin tefrika edildii halini, ilk basmn ve ikinci basmn yedi yzden fazla dipnot araclyla karlatrm ve Tanpnarn mkemmeliyete giden yolda nasl altn gstermi. Kitaba yazd nszde Tanpnar Be ehir iin unlar sylyor: Be ehirin asl konusu hayatmzda kaybolan eylerin ardndan duyulan znt ile yeniye kar beslenen itiyaktr. lk bakta birbiriyle atr grnen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birletirebiliriz. Bu sevginin kendisine ereve olarak setii ehirler, benim hayatmn tesadfleridir. Be ehirde srasyla Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve stanbul anlatlr. Ama bu ehirler hakknda yazlm olan bu metinlerde sz konusu ehirler basite algladmz anlamda ehir olmaktan te, adeta organizmadr. ehirlerin ahsna mnhasr ruhlar da metne nfuz etmitir. Be ehiri okurken bu ehirleri severiz. Sevmek yetmez, ileniriz kimi zaman, anlatt yerde olmak, anlatt tepeden ufka bakmak isteriz. lahi bir glgenin koyulatrd bir trbenin nnden gemek, yzlerce yl nce yaam, isimsiz bir ta ustasnn oyduu bir naka elimizi srmek arzusu duyarz. Be ehiri okurken insan anlarz. stanbul iin yle der rnein. stanbul ya hi sevilmez; yahut ok sevilmi bir kadn gibi sevilir; yani her haline, her hususiyetine ayr bir dikkatle ldrarak. nsan nasl durup dnmez bu cmleden sonra stanbul ve sevmek zerine? Yine bir baka cmle yine stanbul iin: Hayr, stanbula yeni hayat, yeni bayram, yeni elence ekli, yeni zaman lazm. stanbul artk bundan byle ekmeini alarak kazanan bir ehirdir. Bir ehrin hayatna usul usul szlrken yle bir cmleyle balar Tanpnar: Erzurum, Trk tarihine, Trk corafyasna 1945 metreden bakar. ehrin maceras dnlrse, bu ykseklik daima gz nnde tutulmas gereken bir ey olur. ehir aacyla, kuuyla, gkyzyle, tarihiyle olduu kadar, insanlaryla, sahipleriyle de bir organizmadr Tanpnar iin. ehir ve ehrin insan ayrlamaz, paralanamaz bir btndr. Trene bir yn insan bindi. Hepsinin yznde ak havann, scak suyun izleri var. ocuklarn yzleri bir meyva gibi taze. Tren yava yava ehre giriyor. Yayla gecesi avnn stne sram byk bir ku gibi her yan saryor. Drt yanm alan byk insan kalabalna ramen derin bir gurbetle mumyalam, kk, ok kk bir ey oluyorum. Bir yn seziler arasnda, geni, karanlk

91

bir suda imiim gibi, bu su ile beraber akyorum. Tanpnar derin, kimi zaman durgun, kimi zaman altl bir su. nsan kendini onun akna brakmal. Tanpnar, Huzurdan baka Saatleri Ayarlama Enstits adl mthi bir roman yazd. Dier romanlar Mahur Beste ve Sahnenin Dndakiler idi. Aydaki Kadn adl romann bitiremedi, el yazmalar derlendi. Yaz Yamuru ve Abdullah Efendinin Ryalar adlarn tayan iki hikye kitab var. Hepsi olaanst hikyeler. Edebiyat zerine Makaleler adyla kitaplaan almas bugn hl almam bir kaynak. Ben asrmda yalnzm diye feryat etmiti. Doruydu, asrnda yalnzd. Onun hakknda Kutup Noktas adl bir inceleme kitab yazm olan Ouz Demiralp, Yap Krediden kan iirler adl kitabna yazd nszde, son paragraf yine bu feryatla balyor: Beni kendi kutbumda yalnz brakma der Tanpnar. Yalnzca ahsi masalna gnderme yapmam, her has iirin dileini de sylemitir bylece. Bu sessiz ary has okurlarn iitmeleri dilei de bizim. Mutlaka okuyun Tanpnarn iirlerini. Yeniden okuyun. Ey okur, onu kendi kutbunda yalnz brakma. Tanpnarn kutbunda kendini bulacaksn.

92

Byk Ulus Byk Edebiyat

Orhan Pamukun ald 2006 Nobel Edebiyat dlnn ardndan, iek Barda coku iinde harekete geen Trk aydnlarnn verdikleri tepkileri aknlk iinde izlediim gn, bu yln Nobel edebiyat dl adaylar arasnda ad geen nl ek yazar Milan Kunderann Can Yaynlarndan geen ay yaymlanan kitab Perdeyi okumaya balamtm. Kunderann Die Weltliteratr anabalkl, Minimum Alanda Maksimum eitlilik, Onulmaz Eitsizlik ve Kklerin Tarall altbalkl yazlarn okurken aknlm bir kat daha artt. Bir an, Kundera acaba bu yazlar Trkiyede kopan frtnann ardndan m kaleme ald? diye dnmeden edemedim. Elbette byle bir ey sz konusu deildi. Kundera, tarihin eitli dnemlerinde, Avrupann eitli lkelerinde yaanm cokulu klarn brakt tortunun tecrbesiyle, bu yazlar dizisini kaleme alm, ulusal yazar-uluslararas yazar kavramlarna, kltrel eitlilie, Avrupal olmaya ok al yorumlar getirmiti. Bu yazda Kunderann uzun denemesinden alntlar yapmakla yetineceim. Voltairein sz dnda, italikle dizilmi cmleler Milan Kunderann Perde adl son yaptndan alnmtr. Alntlamadm cmleleri belli bir gr ortaya koyabilmek amacyla aradan kardm kukusunu tayacak olanlara, u anda piyasada rahata bulunan bu kitab okumalarn neririm. Bu kitabn bir nemi olmadn, zaten Kunderann dncelerinin de, Kunderann sk sk atfta bulunduu Kafkann ve Gombrowiczin dncelerinin de bir nemi olmadn iddia edeceklere verecek herhangi bir cevabm yok ne yazk ki. Kitabn sadece okunmasn

Milan Kundera, Perde, Can Yaynlar, Eyll 2006

93

ve baz cmlelerinin stnde cokuya kaplmadan, sakince dnlmesini nermekten ve son zamanlarda birok kiinin sk sk dillendirdii, Voltairein o muhteem cmlesini tekrar etmekten baka elimden bir ey gelmez: Grlerinize katlmyorum, ancak bu grlerinizi rahata ifade etmeniz iin canm feda etmeye hazrm. Dnya dnce tarihinin bu en byk, ayn zamanda en basit, en anlalr -ve tarihin ne garip cilvesidir ki Franszca- cmlesini de, Fransz Parlamentosunun ald, dnce zgrl tarihine yazlacak en byk ve alas elikilerden biri olan o mahut karar nedeniyle sk sk tekrarladmz aklmzn bir kesinde tutmamzn yerinde olacan hatrlatmak isterim. Daha ak sylemek gerekirse, bu cmleyi dnce zgrlne ilikin her durumda deil, sadece grlerimizi perinlemeye yarad durumlarda kullanmaktan holandmz, hatta bunu 301. madde ile yasalatrm olduumuzu vurgulamak istiyorum. Kundera Die Weltliteratr (dnya edebiyat) anabaln tayan yazsnda, temelde bir Dou Avrupal olarak, kendine ve edebiyata ilikin bir kimlik tartmasna giriiyor ve kendi Avrupa idealini vaktiyle minimum alanda maksimum eitlilik olarak formle etmi olduunu belirtiyor. Onulmaz eitsizlik altbalkl yazsnn bir yerinde, kendi lkesini de ierecek ekilde (ek lkesi) diyor ki: Kk uluslar byklerden ayran nfuslarnn says deil; daha derin bir ey: Varolular onlar iin kukuya yer brakmayan bir kesinlik deil, her zaman iin bir sorun, bir tartma konusu, bir risk; tarihe onlar aan, onlar kaale almayan, hatta onlar fark etmeyen gce kar savunma halindeler: Gombrowicz, Ancak Tarihe kar karsak, gnmz tarihine kar koyabiliriz, diye yazar. (Sf.40) Bilmiyorum Kunderann szn ettii bu kuku, bu gvensizlik bize tandk geliyor mu? Bu cmleyi daha ak ifadelerle yorumlamama 301. madde engel oluyor. Devam ediyorum: Bir sanat eserini konumlandrabileceiniz iki temel balam vardr: ya ulusun tarihi (buna kk balam diyelim) ya da sanatn uluslararas tarihi (buna da byk balam diyelim). Mzii ok doal bir ekilde byk balam iinde ele almaya almzdr: Bachn anadilinin ne olduunun bir mzikbilimci iin hibir nemi yoktur; buna karlk roman, kendi diline bal olduu iin dnyann btn niversitelerinde neredeyse istisnasz olarak kk, ulusal balamda incelenir. (...) Yukarda sylediklerimi ilk kez Goethe formle etti: Ulusal edebiyat bugn pek bir ey ifade etmiyor, dnya edebiyat (weltliteratr) ana giriyoruz ve bu evrimi hzlandrmak hepimizin grevi dedi. Deyim yerindeyse bu Goethenin vasiyeti. Bence Goethenin formle ettii weltliteratr ana gireli, biz pek farkna varmasak da ok oldu; yle ok oldu ki, nerdeyse dng tamamlanacak, artk dnyann gzden kam uluslarnn zengin edebiyatlar -dilleri hl yayorsa eer- dolama girecek. Ama biz,
94

edebiyat kk balam iinde ele almaya devam ediyoruz, edebiyat hakknda soukkanl ve lke snrlarnn dna kan baklar edinmekte baarl olmak bir yana, buna kalkmyoruz, hatta kalkan cezalandryoruz. Kundera byk edebiyat, byk ulus vgcs deil, aksine, byk uluslarn kibrini eletirmekten geri kalmyor, Kklerin Tarall altbalkl yazsnda, (bunu izleyen yaznn altbal Byklerin Tarall) yle diyor. Byk uluslar, kendi edebiyatlar onlara, baka yerlerde yazlanlarla ilgilenmelerine gerek kalmayacak kadar zengin grndnden, Goethenin dnya edebiyat fikrine kar direnirler. (...) Kk uluslar tam tersi sebeplerden tr, byk balama kar ekingen dururlar: Dnya kltrne byk deer verirler, ama bu kltr onlara yabanc bir ey gibi, balarnn stndeki uzak, eriilmez bir gkyz, kendi ulusal edebiyatlaryla pek ilgisi olmayan ideal bir gereklik gibi grnr. Kk ulus, yazarnn kafasna, sadece kendine ait olduu inancn sokmutur. Baklarn yurt snrlarnn tesine dikmek, uluslarst sanat alannda meslektalarna katlmak iddial bir tavr ve kendi insanlarn kmsemek olarak kabul edilir. (Koyu vurgular benim. y.n.) Kunderann szlerini bir cmle ileriye tamak isterim: Kk ulusun yazar kendi kafasna sokulmu olan sadece ulusuna ait olduu inancyla yetinmez; bu sabit dnceye inanmamakta direnen, edebi varoluunu ulusal snrlarn dnda da srdrmek isteyen yazar arkadalarn da hizaya sokmay, onlara hadlerini -lke snrlarn- bildirmeyi bir vatan borcu olarak grr. (...) Franz Kafka Gnlknde bundan bahseder. Yiddi edebiyatn ve ek edebiyatn byk bir edebiyatn, yani Alman edebiyatnn bak asndan gzlemlemitir. (Kafkann bir ek olduu halde Almanca yazdn unutmayalm. y.n.) Kafka, kk ulusun yazarlarna byk bir sayg gsterdiini syler, nk onlar evrelerini kuatan dman bir dnyaya kar o ulus iin bir gurur kaynadr, kk bir ulus iin edebiyat, edebiyat tarihinin meselesi olmaktan ok, halkn meselesidir ve edebiyatn politik sloganlara tutunduu bir lkede edebiyatn yaylmasn kolaylatran, edebiyatla halk arasndaki bu olaanst etkileimdir. Kafka u ok artc gzleme ular:Byk edebiyatlarda olup biten ve bir binann olmasa da olur bodrum katn oluturan ey, kk edebiyatlarda tam bir aydnlk iinde cereyan eder; byk edebiyatlarda geici bir kalabaln toplanmasna neden olan ey, kk edebiyatlarda bir lm kalm meselesi haline gelir. (...) Ulusun sanatlarn sahiplenmesi, bir eserin btn anlamn, lkesinde oynad role indirgeyen bir kk balam terrizmi halinde kendini gsterir. (Sf.44-45) Edebiyata hayatn kenar ss olarak bakan, bir estetik beeni oluturmak yerine, onu basit bir elence arac olarak gren, kitab ieriine gre klie bir dost ya da nifak kayna olarak niteleyen, edebiyatn dntrc gcn alglamaktan uzak sradan okurun ya da

95

Orhan Pamukun adn, ili Adliyesi nnde cereyan eden bir yazar lin etme giriimi adl adli bir vakann kahraman olarak, hi de tyleri rpermeden duyup renen insann, tek satrn okumad bir yazara gsterdii bu byk tepkiyi anlamak, insanlk tarihinin bunca birikimine ramen, zor olsa da, mmkndr. Birok okur hatta yazar iin, edebiyat ne yazk ki hl siyasetin hizmetisidir, byle dnenlerin tepkilerini anlamak da mmkndr. Ancak edebiyat bakr iilii gibi yerel bir sanat, iinden kt corafyay ifade eden telli saz gibi bir ara olarak deil, insann giderek daha ykseini hedefledii zihinsel bir aama olarak grenlerin, grmesi gerekenlerin gsterdii ar tepkiyi; edebiyat, siyaset ve dnce tarihinin gnmze brakt onlarca izdm gz nnde tutarak anlamak kolay deil. Bence, lke iinde dolama giren ve milli gururu durmakszn okayan beylik zdeyiler ve yzlemekten ekinilen bir tarih retmekle; z dilinin kendinden bakalar tarafndan da almasn engellemek iin, haris ve habis duygularn gdledii kiisel mcadeleleri vermekle byk ulus olunmuyor. Byk bir edebiyata sahip byk bir ulus olmann yolu, Voltairein cmlesini, dncenin engelle karlat her durumda, gsn gere gere tekrar edebilmekten; byk bir dile sahip olduunun bilincinde olmaktan geiyor. Kundera, kitabnda yazar Witold Gombrowiczin Czeslaw Milosza gnderdii bir mektupta u cmleyi yazdn, byk bir hzn ve iarsyla sylyor: Dilimiz yz yl sonra hl yayor olursa... Gombrowicz ok umutsuzmu dorusu, 1930lu yllarda syledii bu szn stnden yaklak yetmi yl geti, Polonyal romancnn dili hl yayor. Ama onun kapld korkuya ben de kaplyorum. rendiim gnden bugne, dilimin neredeyse drtte birinin lm olduunu grmek iimi actyor. Daha da ac veren ey ise, leceim tarihte belki de dilimin yarsnn kalacana, birka yzyl sonra beni var eden dilin belki de tmyle silinmi olacana ilikin bir ngr. Hibir teselliyle giderilemeyen, umutsuz bir korku bu. Gombrowiczi anlyorum, ayn iarsn hissediyorum. Dnya zerinde her gn birka dilin ld bu ada, bu ulusun byk yazarlar Trkenin byk bir edebiyat dili olduunu kantladlar, tarihe bunun notunu dmek Orhan Pamuka ksmet oldu. Yzyl sonra ancak yars yayor olsa bile, Trke, en azndan tarihteki bu ibareyle lmszleti. Tarih, byk edebiyatlarn byk yazarlarn Nobelli olsun ya da olmasn unutmuyor. Dnya edebiyat tarihini oluturan yazarlar dlleriyle veya polemikleriyle deil, yaptlaryla anlyorlar. Edebiyat tarihinin yaptalar, yaptlarn kendisidir nk ve tarih, biz istediimiz kadar reddetmeye alalm, hepsini doru bir yere koyuyor.

96

Seniha, Cemal ve tekiler

niversiteye balayncaya kadar tarih dersinden ve iirden nefret ettim. niversitedeki tarih dersi kitaplar, duyduum nefreti gidermedi, ama artrmad da. Tarihi seviim, hibir anlam ifade etmeyen, zihnimde hibir imge uyandrmayan birtakm yer adlarnn ve sava tasvirlerinin tesine geen, tarihin iindeki insan ve hayatn kendisini antlama maddelerine indirgemeyen, eitim d kitaplarla oldu. Okul hayatm boyunca biroklar gibi benim de tarihten nefret ediim kolayca anlalabilir; ama edebiyata bunca dknken iiri neden sevmediimi, sevmemekle kalmayp alay ettiimi gerek iiri kefedince anladm. Aslnda onun da nedeni basitti. nk okul hayatm boyunca iir, ya birtakm skc merasimlere elik eden bir tr kt gsteri ya da gazete ve dergilerde yaymlanan klielerden ibaretti. Klie ve merasim beni iirden uzak tutmaya yetmiti. niversite birinci snftaydm, edebiyat dergilerini yakndan takip ediyor, ama iir sayfalarn hemen atlyordum, merak bile etmiyordum. Bir gn, kantinde oturup kitaplardan sz ettiimiz, hazrlanmakta olan 1982 Anayasasnn maddeleri zerine hararetli tartmalar yaptmz bir arkadamn elinde bir kitap grdm. Bezik Oynayan Kadnlar. Edip Cansever. Ada Yaynlar. Edip Canseverin adn duymutum, ama iiri hakknda hibir fikrim yoktu. Kitab kartrdm ve arpldm. Birka yl boyunca, Susmann su kenarndayz bugn dizesini yle ok okudum ki, zel bir sessizlik olsa, susmann su kenarndayz bugn dedim, ya da Zamann minesi soldu Hilmi Bey demeye getiriyorum...

97

Bu kitap benim olmal! duygusunu hibir kitapta bu kadar derinden hissetmedim. Hemen o gn, gidip kendime bir Bezik Oynayan Kadnlar aldm. Yirmi yldr, en azndan ayda bir kez tekrar kartrp okuduum o nshaya tarih atmm. (Bu alkanlm kaybettim artk.) 19 Nisan 1982. Dizeleri ezberlemeye kalkmadm, ama iirin dillendiini, baz anlarda insann azndan kverdiini yine o kitapta grdm. Kendime baka biriymi gibi bakmaktan Arta kalan bir ift gz de Kimbilir nerde braktm.

Bezik Oynayan Kadnlar iire koyduum mesafeyi bir anda kaldrmaya yetmiti. Ardndan Edip Canseverin o srada Cem Yaynlarndan kan Yeniden-Btn iirler cildini aldm. Bir gecede bitirdim. 584 sayfay defalarca okuyacam anlaynca, oturduum sokakta bulunan bir mahalle ciltisine kitabm ciltlettim (cilti ok kt bir cilt yapmt). O artk benim baucumda duracakt, Bezik Oynayan Kadnlarla birlikte. Bir kitap sayesinde, iire iddetle tutulmutum. Bu yeni lemin dier isimlerine ulamakta gecikmedim. Arkadalarmdan alp vermeyi ihmal ettiim ya da unuttuum kitaplar olsa da, bakalarnn kitaplarna el koymam. Ama bir arkadamn Beni p Sonra Dour Benisine, geri vereceimi vaat ederek alp el koydum. nk Cemal Sreya piyasada yoktu. Gebeyi belki karma kar umuduyla en olmayacak kitaplara sordum, Kayay Delen nciri Karacan Yaynlar yaymlamt, aldm, ama Toplandlar ve Dnyann En Gzel Arabistann dne dne aradm. 1982 yln sadece iir okuyarak, byk bir hazla geirdim. O yl Trk iirinin hemen hemen btn ustalarn okumu ve benim airim diyeceklerime karar vermitim. (tiraf etmeliyim ki, iyi bir zel retmenim vard, benim airlerimi el yordamyla bulmam gerekmedi. O, sanki bir mfredat yrtr gibi, beni onlara srayla gtrd.) Baz arkadalarm edebiyata ok dkn olduklar halde iirden hazzetmediklerini sylediklerinde, onlara iimden yle derim: Keke, sizin karnza da, aniden, Bezik Oynayan Kadnlar ksayd... Parman srsen elmaya, rengini anlarsn Gznle grsen elmay sesini duyarsn Onu iitsen yuvarla sende kalr Her balangta yeni bir anlam vardr.

98

Evcimen airin Evcil iiri

Bence Necatigili sevmekle evi sevmek arasnda yakn bir iliki vardr. Aileyi sevmekle Necatigili sevmek arasnda da. nk Necatigil iin ev, biraz da aile demektir. Her ne kadar Evin Halleri iirinde anne, baba, ocuklar anlmamsa da; Necatigilin kastettii saadet ve ev scaklna kavumak, bir aileyle mmkndr. Necatigil Evin Hallerinde iirin znesi olan evi ne karm, aile yuvasn deil, bir durum, bir hal olarak evi anlatmtr. Necatigil iin ev, nce kendinin bir parasdr. nk evden ayrlmak lmle eanlamldr, saadet evde yaanr. Perdesiz bir ev yaln haldir, botur. Ev, camlarnda perdeyle ev olur. Perde hem bizi yabanc gzlerden korur, bylece evimizi bize zel yapar, hem de yklendii estetik deerle evimize scaklk katar, kiiliimizi yanstr. Evin yaln halindeki boluu perdeyle on ikiden vurur Necatigil: perdesiz bir evi kendi adma ben ok souk bulurum. Byle bir evde kendimi yalnz ve korumasz hissederim. Btn dertlerimizi evler bilir, o drt duvarn iinde olup biter her ey, , bylece de yllar geer, bir de baklr ki, srtnzda yllarn yorgunluu yallk kapdadr artk. Necatigilin iiri evcil bir iirdir. Uysaldr, fsltyla konuur, barmaz. Byk isyanlardan, haykrlardan uzaktr. D dnyaya kar zaman zaman krklk, hzn, gereklememi mitler yklenmitir. nsanlar arasndaki yalnzlktr onun dizelerinden iimize szan. Kimsesiz evlerde yaanan derin yalnzlklar dizelerine sinmitir. Mesela Hal Tercmesi adl iirinde, Kapal kaynar tencerem bilinmez/ Et mi pier, dert mi pier./ armadlar ki beraber gidelim/ Gittiler birer ikier. der. oka hznl, krk ve epeyce kskndr bu syleyi, biraz orta snf duyarll ve boyun ei ierir, ucu isyana deil, kendine dnmeye alr.

99

Ama bence Necatigili byk yapan ey de, bu orta snf duyarllna, orta snfa zg ev ve aile tanmlarna evcil bir tavrla getirdii eletiridir. inden kt ve iirini yazd bu evcimenliin ve evcilliin hem iiri araclyla arz edicisi, hem de evcil bir sorgulaycsdr. Fsltl ve duygulu bir sorgulamadr bu. Kimi zaman fazlasyla yrek burkar. Behet Necatigilin dizelerinden Evin Halleri. Ayn hayata benziyor, kimi zaman sevinli, kimi zaman krgn. Zaten hayat dediimiz eyin merkezinde de evimiz yok mu?

100

Haritada Bir Nokta: Ada, Anlat, Varolmak

Neden yazyorum? Yazarlarn birou neden yazdn bilmez. Ya da neden yazdn bilerek balamaz yazmaya. Yaznn evrenine girildiinde sorular belirginleir, nceleri pek de tatmin edici olmayan, oynak cevaplarn bir ksm yerli yerine oturur. Birok soru cevaplansa da, cevapland sanlsa da, neden yazyorum? sorusu lezzetli bir i huzursuzluu sorusu olarak kalmay srdrr. nk yazmann btn srr aslnda bu sorunun iindedir ve bence yazarlar bu soruya kesin bir cevap bulup defteri kapatmak istemezler. Yaz, yazarn da eremedii bir srdr; sr aydnlanrsa yazar a yakalanm bir tavana dnr, kprdayamaz. Ben byle olduunu dnyorum; oysa Sait Faik, Haritada Bir Nokta adl yksn neden yazdn syleyerek bitiriyor: Yazmasam deli olacaktm. Ama bence bu cmle, o sr dolu sorunun cevab deil, yaz serveninin son aamasnda kendiliinden vard bir sonutur; hayat karsnda tutunmann yolunu, Sait Faikin kendi aresiz aresini iaret eder bize. Yaz yazmak da, bir hrstan baka ne idi? Sait Faikin lmnden iki yl nce yazd Haritada Bir Nokta, imgeler aras ilikiler asndan ok zengin bir yk olmann yan sra, yaznn evrenine ilikin sorular, insanla, varolmakla, toplumsallkla da ilikilendirerek kurcalayan bir metindir. yknn kurgusu ile huzursuz sorular arasndaki iliki muhteemdir. u soru: Yaz yazmak da, bir hrstan baka ne idi? sorusu, neden yazyorum? sorusundan hi aa kalmad gibi, neden yazyorum sorusunun bir nceki cevabdr. Sait Faik bu ykde, nce neden yazd sorusuna bir cevap bulmu, yaz yazmann bir hrs olduuna karar vermi ve adaya ekilmi bir adam / kendini
101

anlatr bize. Ama adada insan vardr, insann olduu yerde ktlk vardr, ktlk onu ttncye koturur, kt kalem aldrr, kalemi yontturur, ptrr ve yazdrr. Sorunun cevab deimitir: Yazmasam deli olacaktm. Yaz artk bir ilatr. yi de, yaz yazmann bir hrs olduuna neden karar vermitir Sait Faik? Ne olmutur? Ne gibi ktlkler grm ya da etmitir ki, vazgemitir yazmaktan? Kaybettiim her eyi; insanl, cesareti, shhati, safveti, dostluu, aln terini, sessizlii yeniden bulacak; belki yeniden bir adam olmasam bile bir temiz hayatn iinde hayran, meyus ve mahcup lm bekleyecektim. Aklma ara sra esen yaz yazmak arzusunu, arzusu deil kt huyunu, bu tek kt huyu muvaffakiyetler, hretler dnmeden, dnrsem Allah canm alsn! dncesiyle yeniden bulabilirsem, kalemsiz ktsz dalara frlayacak, bala kacaktm. Yazmayacaktm. Sait Faik, bedenine girip kt anlatc araclyla, bu yky bir tr gnah karma metnine dntrr. yle bir altmetin akar ki ykde, Sait Faikin yazar olmann btn nimetini ve klfetini tattn, nl yazarlara vadedilen mevkilere ulatn hissederiz. Ama bundan bir para haz duymu olduu iin kendinden utanm gibidir. Yazmaktan deil, hretten alnan hazzn yazmann has anlamn kirlettiini; onun, mevkilere bir an iin bile olsa kanm olabileceini, yazmann varlnn z olan yanndan uzaklam olmaktan korktuunu dnrz. Biz de onunla birlikte yazmann bir hrstan baka bir ey olmadna inanrz. Yazdklarnda kendini gizlemeyen, tersine, kendini ancak yazdklarnda aan bir yazar olan Sait Faik, has yazar trndendir. Onun her trl edebi mevkii reddettiini, ba keye geip ahkm kesmekten holanmadn, gerek yazdklarndan, gerek onu anlatanlarn anlarndan biliyoruz. O, mevkileri reddederek varolmu bir yazardr. Bu reddedite de bir altn izme, bundan vnme pay karma yoktur stelik. i sadece yazyladr. Edebiyat en doal haliyle yaam ve yazm, kendi yaratt byleyici alana bir stnlk, bir ayrcalk atfetmemi, okura veya insana yukardan bakmam, kendi imgesini yeniden imal etme ihtiyac duymamtr. lmnn stnden elli yl geti. imdi baktmzda Yazmasam deli olacaktm deyiinde i burkucu bir sahicilik bulunan Sait Faikin bu mevkileri reddedii, yazmann getirdii parlak nimetlere fkelice srt evirii, bundan utanmas, gnmzde biroklar iin fazlasyla naif, hatta bir ksm iin gln bulunabilir. Ama unu soralm: Sait Faiki Sait Faik yapan nedir? Neden elli yl nce lm bir yazarn ksack, stelik iyi okumayanlar tarafndan savruk, dank bulunan bir yksn bugn ders niyetine okuyoruz? nk bir ders

102

sahiden; yknn yk oluundaki gzellii bir yana brakalm, bu yk altmetniyle bir yaz ahlk, insanlk ahlk dersidir. Kitaplardan haritaya yk yle balar: ocukluumdan beri haritaya ne zaman baksam, gzm hemen bir ada arar; [...] Robenson Kruzeyi okumuumdur herhalde, unuttum gitti. [....] Romanlar yznden adalar sevdiimi pek ummuyorum ama belki de o yzdendir. ok roman okuduunu anlarz; hatta yle ok okumutur ki, unutmutur bazlarn. Bylece roman, yani edebiyat, hayatn en dengede duran yerine koyar. Ne eksik ne fazla, ne stn ne aa. Ama bu, bir yandan da edebiyat hayatn asl paralarndan biri yapmaktr. Kendisinin de bir yazar olduu dikkate alnrsa, bunda bir byklenmeme, yazmaya fazladan bir deer yklemeyerek kendini de hayatn olaan bir paras klma vardr. yle ya da byle, ada fikrine edebiyat araclyla varmas, edebiyat ile hayatn bir alam olduunu dndrr bize. Derken yle bir cmle yazar: Yatak odama da bir tane asmmdr; geceleyin, yatmadan evvel okuduum kitaba inanmazsam, canm sklr da gzm kitaptan kaldrrsam haritaya gzm ilisin diye. Sait Faikin, kitaplar aptalca kutsallatran, fetiletiren, insan aklnn stne karan, anlalmaz darlktaki dncelere kar ince bir eletiri olsun diye bu cmleyi yazdn sylemek, kitap kutsaldr cmlesi kadar aptalca olur. Ama u sylenebilir: Sait Faik iin kitap hayatn en doal paralarndandr; iyisi de olur, kts de. Peki harita nedir? Btn bir dnya, insanln tapusu, hayatn ve hayatlarn tamam, gemiin ve gelecein snrlardr. nsann varolduu yer daima bir harita iindedir, evrendeki yerimizi harita resmeder. Haritadaki adaya edebiyatla varmak, btn bir hayat edebiyat araclyla okumak anlamna da gelir. Adal sekin burjuvaziye eletiri ve aidiyet Sait Faik adada geen yklerinin tmnde olduu gibi bu ykde de iki ey yapar: Birincisi, tm mevkileri reddettii gibi, adal olmann o sekinci burjuva halini de reddeder. Ada kltrn oluturan aznlk arlkl burjuvazi yerine, yine aznlk arlkl ama aralarnda Trklerin de yerald, yaama sava veren yoksullar hikye eder. Aslnda bu resim, sekinci, souk, adal burjuvazi resminin tersidir, fotorafn arabdr. Bylece ada kltrnn sadece zengin burjuvaziye ait olmadn, aksine yallar ve kulplerde yaanan hayatn yannda, balk teknelerinde, ykk dkk kulbelerde, yoksulluk iinde, stelik kimi zaman ktlk yaparak yaayan Rumlarn, Trklerin ya da Ermenilerin de bulunduunu, onlarn bu kltrn nemli bir paras olduunu grrz. Yalnz ada tarihinde deil, stanbul

103

tarihinde ve kltrnde adal olarak anlan burjuvaziden, daha dorusu onlarn bir blmnden zenginler diye sz eder. Onlar Son Kular yksndeki bir karakterin yapt gibi, adann cnm imlerini tabaka tabaka skp adaya yeni tanan bir Hollandalnn bahesine aktarmakta, kendi yaadklar topraklar harap etmekte bir saknca grmezler. kincisi, bir yazsna Adal diye bir soyad ekleniverilen, ad Burgazadasyla daha yaarken zdelemi olan Sait Faikin bu aidiyeti yine kendi cmleleriyle reddetmesidir. Kendine Adal diye bir soyad verilmesine zldn ve Benim bir soyadm yok mu sanki? dediini mektuplarndan biliyoruz. Uzaktan bakldnda sahibine sekin olma, zel bir kltrn paras olma hali kazandran bu sfattan, bu aidiyetten holanmaz; adnn getirdii zdelemenin rantn yemez. Bu trden bir kk fikrine kar kar. Daha yknn ilk cmlesinde adal olmadn syler bize; adalara adal olduu iin deil, belki okuduu romanlar nedeniyle tutkun olmutur. Oysa bu yky yazd srada artk adal olarak anlmakta, orada yaamaktadr. Ada imgesinin evresinde Haritada Bir Nokta yksnn ou zaman Sait Faikin kendisi olan anlatcsnn namuslu insanlar arasnda lm beklemek iin aday semesini sadece Sait Faikin adaya olan tutkusuyla aklamak, yknn incelikli kurgusuna hakszlk etmek olur. Bu ykde ada bir yaltlmlk fikridir, bir inziva aray, hatta hretler, muvaffakiyetler dnm olduu iin kendini cezalandrmadr. topyalarn yeerdii yatak olan ada kavram burada da grevini yapar. Anlatc, anakarada tank olduu ve yapt ktlklerden sonra kendine bir tr kar-topya oluturur; inzivaya ekilecei, hayatn beklemekten ibaret klarak, glmeyerek, elenmeyerek kendini cezalandraca ve anakaradan uzak kalaca yer, adadr. Bu, ayn zamanda bir yenilgi ve katr da. Anakarada ktlkle mcadele edememi, ktln ulamam olduunu umduu yere, haritada bir noktaya kamtr. imdi namuslu insanlarn arasnda bam nme eilmi, glmeden, elenmeden, msamaha dolu, ktl gz krpndan anlaynca cesaretten canavar kesilecek bir insan haliyle sessiz, sakin, azna vur, lokmasn al bir halde bala kacak, iyiliklere hasret duya duya mrmn sonunu, burada kesik bir son nefesle bahtiyar bitirecektim. Adalar evreleyen deniz, su oluuyla hem bir temizlik, ferahlk, tazelik fikrini canlandrr, hem de azgn dalgalaryla, insanlarn st ste, lgn bir uultuyla yaad, ktlkten kokumu bir yer olan anakaradan gelecek yeni ktlklere kar bir engel oluturur. Ada, hele Burgazadas gibi kk bir ada, gzlenmeye uygun, kontrol edilebilir bir toprak parasdr; her eyin farknda olabilme imkn, anakaradan gelecek ktlklere kar
104

gvende olma duygusu verir. Harita stnde yeni bir balangca uygun en bakir yer bir adadr. Bu ykde namuslu insanlar arasnda olunaca sk sk vurgulanr. Herkesin kendinden daha namuslu olduu bir yer hayali, ada imgesine baka lke imgesini de ykler. Sait Faik ada imgesi evresinde dolarken tabiat imgesini de altst eder. Genellikle ana olarak nitelenen tabiat, bu ykde baba olur: Tabiat; ounca dosttur. Dman gibi gzkt zaman bile insanoluna kudretini ve kuvvetini tecrbe imknlar veren, yz vermez bir babadr; frtnasnda kayn batrd zaman yzmesini, rzgrnda kulbenin damn uurduu zaman daha salam, daha hnerliyi bulmay retiyor; canavaryla kar karya brakt zaman adale kuvvetini snyordur. Tabiat ana olarak nitelendirmemize yol aan etkenlerden biri dourganlktr; oysa Sait Faik sk sk lm vurgulad bu ykde dourganln deil, huzurlu bir bitiin peindedir. Tabiat, dourgan bir ana olarak nitelemek, ykdeki lm fikrini geersiz klar, anlamsz hale getirir. Dourgan ve sevecen olan, koruyup kollayan ana yerine, mcadele etmeyi reten, gcn gsteren baba imgesi, yknn ruhuna ve yapsna uygundur. Sait Faik tabiat yle nitelemelerle baba figrne dntrr ki, adann frtna, yamur, rzgr iindeki zor koullarn dndmzde, tabiatn tahribatn ancak retici bir baba oluuyla balarz. Anakaradaki ktlklerle mcadele edememi yk anlatcsnn, kudreti ve kuvveti tecrbe imkn veren, gl bir baba figrne ihtiyac vardr. Bu yky yazdnda Sait Faikin sal bozulmaya yz tutmutu. Dolaysyla bu metin ayn zamanda bir lmle yzleme metnidir. Sait Faikin ok sevdiim Papaz Efendi yks, adal papazn lm ve hayat hesaplamas, hayat karsnda dinsel tutumlarn beyhudelii, avucumuza alp ufalayabildiimiz topran gerek hayat oluu ve sonunda bizim de birinin avucuna alp ufalayaca bir para toprak olacamz, ama bylece tabiatn dngs iinde sonsuzluu bulacamz fikri evresinde geniler. Papaz Efendi yksne her ne kadar papaz lm ve lm kazanm olsa da- gl bir yaama sevinci, hayat ve var olma arzusu egemendir. lme ilikin cmleler bile hayat doludur. Buna karlk Haritada Bir Noktada lm fikri kabullenilmi, raz olunmu bir yenilgiyi ifade eden, hznl, okurun iini burkan cmlelerle kurcalanr. Tam kez tekrarlanr anlatcnn lm bekledii: []mrmn sonunu, burada kesik bir son nefesle bahtiyar bitirecektim; Hibir zaman yeniden damla damla, dakikalar duya duya, skla patlaya; rzgr, bal, denizi, a seve seve, lm beklediimi bilemeyeceklerdi; Burada namuslu insanlar arasnda sakin, lm bekleyecektim. lm beklemek, yknn ana damarlarndan biri olan kendini cezalandrmak, cezasna raz olmak fikrine gerek szck seimi, gerek yaratt atmosferle uygun der.

105

Sanki bir grafikte izgi aa doru usul usul inmektedir; biz, yazmaktan vazgeen anlatcnn lm beklediini ve nihayet ona kavuacan dnrz. Ama yk rp tayfasnn iindeki ktlkle birden srar. Grafikteki izgi ykselie geer. Irba katlan adama bir balk bile vermeyen balklar, ktln haritann her noktasnda, anakarada da adada da bulunduunu kantlar. Yaz yazmann ktl nlemedii, bir hrstan baka bir ey olmad fikri deiir. imdi yaz has anlamn bulmutur. Yazmasam deli olacaktm. Ben Sait Faikin yazmasa gerekten deli olacana inanyorum. Okuru, yazlm, kurgulanm bir metin ile onu yazann zihnine ayn anda inandrmak ancak zamanlar d byk yazarlarn elinden gelir. Saylar -btn dnyada bile- ok deil.

106

(Flneur) Sait Faik

Walter Benjaminin Pasajlar adl kitabn okuyuum ile Sait Faikin yklerinin kaynaklk ettii bir senaryoyu yazmam ayn zamana denk geldi. yklerin ana dokusunda salam bir malzeme oluturacak bir kavrama ihtiyacm vard. Bir yerli olmak, -Adal, stanbullu veya baka bir yurttan- yeterince ikna edici gelmiyordu bana. Benjaminin kitabnda bir blmn bal da olan Flneur kavram Sait Faikte bulunan iki damardan birini daha iyi anlamlandrmam salad. Bu kavram uzun uzun alntlamak, iyice amak mmkn. Ama fazla didiklemeye kalkarsam Sait Faiki anlamaya alrken bu kavramn bana armaan ettii sihri kaybederim diye korkuyorum. Kaybetmek istemem. nk ehir duygusu karsndaki Sait Faiki byle bir sihir yardmyla derinden hissedebiliyorum. Sz konusu kitabn Flneur balkl blmnden ksa bir alnt yapmam yeterli olur sanrm, bu alnt bir anlama yolu olabilir, ne demek istiyor imdi bu yaz diye soranlar iin. Benjamin diyor ki: Cadde, Flneur iin konuta dnr; sokaktaki adam, kendi drt duvarnn arasnda nasl evinde olduunu duyumsarsa, Flneur de bina cepheleri arasnda kendini evindeymi gibi duyumsar. Onun gznde emaye kapl parlak firma tabelalar, aa yukar bir burjuva salonundaki yalboya tablo gibi bir duvar ssdr; duvarlar, not defterini dayad yaz masasdr; gazete kulbeleri kitaplklardr; caflerin balkonlar da, iini bitirdikten sonra eilip sokaa bakt cumbalardr. Yaam bu okynllyle, deiikliklerden yana btn zenginliiyle ancak kurun parke talarnn arasnda ve despotizmin oluturduu bir arkadzlemin nnde gverebilir. Zihinde ho bir hareketlilik yaratmann tesinde, insan adamakll da dndren bu alntnn ait olduu kavram, bir yanyla doa-deniz insan olan Sait Faik Abasyankn ehir

107

duygusu karsndaki tutumunu anlamamda bana ok yararl oldu. Belirtmem gerek, Flneur pasaj dediimiz, iki yannda dkknlarn sraland, girii ve k olan, st kimi zaman camla kapl bir yap tryle ilikilendirilen bir kavram, kendini ehrin sokaklarnda, pasajlarnda daha iyi hisseden kii de diyebiliriz flneur iin. Pasajlarn ve flneurlerin 19. yzylda zellikle Paris ruhunun olumasnda nemli etkileri olmu, zellikle Baudelairein pasajlarla nsiyeti biliniyor. Pasajlara ait olmaktan karp, tamamen kendimce daha geni bir anlam erevesine oturttuum Flneur kavram sayesinde iki Sait Faikten birini arka sokaklarda, gecelerin iinde, yoksul ve ileli ama daima umutlu insanlarn arasnda daha aydnlk grdm. Bana yle geldi ki Sait Faikin iinde kk bu topraklara bal, aslen bural bir Flneur var. Onun doa-deniz adam olan, kimliini neredeyse Burgaz Adasyla zdeletiren yann bu yaznn dnda brakacam. Ama brakmadan nce, yle bir cmle kursam hi de yanl olmaz gibi geliyor bana: Onun gznde adann aalar arasndan bir an grnen deniz bile bir burjuva salonundaki yalboya tablolardan daha deerlidir; aa gvdeleri not defterini dayad yaz masasdr; balklarn yzlerinden okunan hzn ve ile, kitaplklardr; mahalle kahvesinde oturduu ke, yazma iini bitirdikten sonra arkasna yaslanp hayata bakt penceredir. Yaam burada baka trl bir okynllk tar. Bugn yz vermez bir baba gibidir dedii denizin oluturduu bu arkadzlemde hayat Haritada Bir Nokta yksnde olduu gibi kimi zaman gaddar, kimi zaman ldrtcdr ve Sait Faik bunu yle aklar: Yazmasam deli olacaktm. Evet, bence iki Sait Faik vardr ve biri benim gzmde Beyolundan kp yklerine giren ve oraya dnen bir Flneurdr. Bu iddiamn bilimsel, bilgisel, eletirel altyapsn oluturmu olduumu syleyecek deilim elbette. Ben sadece birok yksnde kendisi ile metnindeki anlatc arasnda sarsc bir geililik salayan, kimi zaman kendisi kimi zaman anlatc, rnein Ahmet olan Sait Faiki daha iyi anlamak iin aba gsteren bir okurum, her trl kavram iime yarayacaksa gerektiinde dntrerek (buna arptarak da diyebilirsiniz) kullanrm. Ama yine de bsbtn bo bir ey sylemi olmaktan korkarm, bu nedenle kavramn ieriini kendime gre zenginletirerek aklamaya gayret etmeliyim. ok basitletirerek, ehrin sokaklarnda kendini evinde gibi hisseden adam dersek Flneur iin, Sait Faik Abasyankn Beyolunda geen yklerine baktmzda bir Flneur grmez miyiz? O, stanbulun herhangi bir yerinde, Beyolunun btn arka sokaklarnda, Haliin girinti kntlarnda, Tarlabanda, Dolapderede, ilide, ilinin arkalarnda, Ferikyde,
108

Beiktata, Menekeli

vadilerin

ad olan

Mecidiyekyde,

ksacas bu

topraklarn

Flneurnn rahat edebilecei ne kadar sokak varsa hepsinde, kendi evinin yatak odasndaymasna rahat ve gvenle dolar. Tpk bir Flneurn bina cepheleri arasnda kendini evinde hissetmesi gibi, o da sokaklarda apartmanlardan dairelere, kiliselerden i hanlarna kadar trl trl yapnn arasnda dolarken bask, kirli, yoksul dairelerden; yzleri kararm, eklemleri kaam ahap evlerden; bir sokan ucunda karsna kveren bir harabeden, sur diplerinden, parklarn cra kelerinden, gecekondulardan, terkedilmi konaklardan gelen yoksulluk seslerini duyar. Ama bu yoksulluk seslerinde her eye ramen bir yaama sevinci ve arzusu, hayat dolu bir hal bulunur. Ac bir yoksulluun yzlerde yaratt izler ona/anlatcsna plajdaki aynay krdrr. ehrin kahvehanelerinde, birahanelerinde, muhallebicilerinde ve meyhanelerinde otururken herhangi bir yabanclk ve yalnzlk duygusu hissetmez. Onun iin ehrin tm insanlar, bacaklar olmayan dilenciden film Hayriye, ayakkab boyacsndan cmb Stelyoya, Eleniden Katinaya, Yorgiyadan Yzkl Adama, kabadaylardan fahielere kadar herkes onun yalnzlk krclardr. Haritada Bir Nokta yksne baklacak olursa ktlkten ylmtr. Ama ktlk; onun cebinde yaayan dostlarndan, lzumsuz adamlarndan, truplara girip Anadoluya giden nsz ve huysuz tiyatrocularndan, ehrin byk ve grkemli grntsnn altnda kaybolan kk dnyalarn ilelebet ezilen, yorulan, yaamak iin mcadele etmek zorunda olan insanlarndan deil, baka yerlerden gelir: parann sz sahibi olduu bir lemin majr aktrlerinden. Sait Faik Abasyank bu ehrin hakiki Flneurdr kanmca, bir evden bir eve, bir meyhaneden bir meyhaneye, bir pencereden bir pencereye, bir kederden bir kedere, bir umuttan bir umuda, alkan bir rmcek gibi sabrla bir a rmtr, rd bu an hem sahibi hem iisidir. Kendi adma syleyebilirim: bu ehri (stanbul), ehir duygusunu onunla daha iyi anladm. Ben de Flneurlere zenerek, nerde bende Flneur olacak yrek... ancak kendi drt duvarmn penceresinden bakabilirim ehre ve Flneurlere hibir zellii yokmu gibi grnen hazin sokaklarda dolayorum.

109

Bir Flneur gibi olmasa da bir Flneur sempatizan olarak dolarken Sait Faikin yazd tm karakterler bir zaman tnelinden geerek evremi dolduruyorlar ou zaman. Bunu yapabildiklerine gre o metinlerde mthi sahici bir ey var. Akamn olmasyla aydnlanan pencerelerde grdm her eyin bir hikyesi olduunu, hayatn kimi zaman kederli molalar gerektiren bir enlie benzediini ondan rendim. Pavyonda alan Seher ile evini terkeden Manav Bayramn akn bu kadar iyi yazm birinin ehrin sokaklarna ait olmas gerekir.

110

Karanlk Bahenin Grkemli Aac

Leyl Erbil ile ilk tanmam vakitsiz oldu. Okuma serveninin, i ie geen bahelerde gezinmek ve sonunda derin, karanlk bir ormana yerlemek olduunu bilmiyordum henz. Okuduka anladm, edebiyat akna tutulanlar eitli okuma bahelerinden geerler. Kimileri, baheleri hzla kat eder, en tkenmeyen, derin ve gizemli bahede, o gr ormanda uzun sre konaklar ve orman kefettike iinden kamazlar. nk okur iin, henz haritas tam olarak karlamam bir ormandr bu ve ok kr iyi edebiyatn gr ormann avucunun ii gibi bilmek, bir insann mrne sacak ey deildir. ocuklukta balamsa okuma ak, girilen ilk bahede srekli kalnamaz; ak, sahibini ileri gtrr; muhakkak bir sonraki baheye geilir. Ama herkes sonuna kadar gitmez. Kimi ilk bahede duraksar ve birbirine ok benzeyen eyleri okuyup oyalanmaktan sklnca, yeni bir baheye gemek yerine baheden kar. Bazlar, birka aama sonra vardklar baheden memnundurlar. Daha etrefil bir baheye gemek istemezler; zor bahelere iltifat etmezler. Edebiyatn gr orman aba ister - iyi okur da bu ormanda kaybolmak. Bazen de vakitsiz bahelere girilir. Leyl Erbili okumann ve anlamann bir zaman vardr rnein. Vakitsiz bahelere girenler, bir gz attklar gr ormann, zaman gelince, konuu olurlar. Leyl Erbili okumaya ilk teebbs ettiimde -ki ocuktum daha- yanlmyorsam, Ayna adl yksyd karlatm metin. Sarsldm iin sonunu getiremedim. nk edebiyat, hayatn kenar ss olarak grenler tarafndan eitiliyordum. Sinemaya gitmek gibi, gitar almak gibi, gzel manzara resimleri yapmak gibi bir eydi okumak, onlara gre. Kitap, toplumun genel anlaynn iddetle arzulad ve bilhassa retmenlere sylettii gibi, insan
111

nce bilgilendirirdi; en iyi dostumuzdu, - niyeyse. Tek tip insanlar yetitirmek isteyen toplum, kitaplarn da bizi tek tipletirmesini ve tartlmaz deerleri benimsetmesini isterdi; kafamz kartracak kitaplardan holanmaz, onlar kara listeye alrd. Tartlmaz deerler, kutsallk halesiyle koruma altna alnmt ve okumaya teebbs ettiim Leyl Erbil metni, bu kutsal haleye saldryor, ayaklarnn altnda cennet bulunduu iddia edilen anneyi didik didik ediyordu. lk karlamada grdm bu kutsalla saldr, korkuttu beni; bu gr ormana vakitsiz girmitim. Edebiyatn anlamnn, tam da bu kutsallk halesinin altndakini grmek, grmekle kalmayp sorgulamak olduunu edebiyatn zor bahelerinde gezinirken kavradm; Leyl Erbilin tm metinlerini okudum. Beni en ok anneye bak ilgilendirdi. Bu nedenle bu yaznn konusu, Bunak ve Ayna yklerindeki anne figrdr. Leyl Erbilin, ilk olarak 1968de Dost dergisinde yaymlanan ve sonra Gecede kitabnda yer alan Ayna yksnn devam saylabilecek Bunak adl yk, 1969-1972 yllar arasnda yazlm ve Eski Sevgilide yer almtr. Ayna, Bunakta geniler, annenin bilinci ve bilind, annenin zihninden aktarmalar ve ryalar araclyla daha geni bir erevede ortaya konur. Yedi blmden oluan ykde her bir blm, annenin bilindn sergileyen rya blmleriyle balar, zihnin iinden aktarmlarla devam eder. lk ve son blmlerdeki ryalarn hem ilk cmleleri ayndr, hem de ksmen ayn cmleleri ierir. Bu iki yknn ortak anlatcs olan anne, kendi annesinin dalaveresiyle bir yzbayla evlenerek hem militer hem egemen snfn mensubu olmutur; ama sk sk vurgu yapt asaletinin gerekte yetersiz olmas, anneyi sz konusu snfn aa bir kademesinde tutar. Bir kz, bir olu vardr; olu devrimcidir. yk, yazld dnemin siyasal gerekliinden etkiler tar. Oul, 1968 kuandan, e yanls, Gney Amerikaya gidip gerilla olmak isteyen, niversite mezunu, esmer, yakkl, dk bykl bir devrimcidir. Kendi gibi devrimci olan Trk ve Krt arkadalaryla birlikte hareket eder. Onun ve arkadalarnn dnyay deitirme arzusu ve devrimci baklar, yknn siyasal damarn oluturur. Oul, dzenin verdii diplomay, annesinin mensubu olmakla vnd snfn simgelerinden biri olan, ablasnn eyizi limoj takmn orba ksesinde tututurup yakar. ykde askerler anneyi, teslim olmaya ikna etmesi iin oluyla konumaya gtrrler. yk, genellikle annenin zihninin iinden, i ie gemi zamanlarda anlatlr.

112

ykye egemen simgelerin en nemlisi olan prlant, snfsal bir konumu vurgular. Bir prlanta sahip olmak, anne iin, mensubu olmakla vnd snfn bir nianesidir; prlantn oluna ya da kzna kaptrd takdirde bu mensubiyetini de kaybedecektir. Anne her ryadan sonra parmandaki prlantn yoklar. Bu hareket ryaya dahil deildir; bu yoklama hareketiyle birlikte ryadan annenin zihnine geilir; ancak, son blmdeki ryann son cmlesi yledir:Parmam yokladm duruyor, iyi ki prlantm vermemiim oluma, dedim, bu furyada o da gidecekti... Oul vurulup lm olsa bile prlant kurtarlmtr. Prlant bu noktada hem bilincin hem bilindnn mal olur. Annenin devrimci olu, ki annesinden hibir ey istememitir, gerillaya katlmak zere giderken prlantn ister; prlanta yzn ver bana der; gel ilk kez dnyaya yarayacak bir i yap, gidiyorum, bam skacak, lebilirim. lmem nemli de deil, verdiim rnek birka kiiyi deitirecek, devrimi hzlandracak olduktan sonra... Devrimci gen iin de prlant, kar olduu snfn bir simgesidir. Onu devrim yolunda kullanmak ister. Annenin kznn da prlanta yzkte gz vardr; anne, lmnn kz tarafndan beklendiini bilir. Bu nedenle en ok koruyup kollad ey yzdr; eer prlanta yzn ve katn kaptrrsa kznn onu terk edeceinden endie etmektedir. Annenin ve kzn dnyas maddi bir dnyadr; dnyada varlk srdrmeleri buna baldr. Annenin zihninden aktarlanlar dolaysyla biliriz ki, yk boyunca ynetici asker snfnn bir mensubu olmakla vnen anne, aslnda Deli smailin kzdr; pek de soylu bir gemie sahip deildir. Yzba iken evlendii -ve paa olmasna giden yolda kendisinin cinsel katklar olduunu anladmz- kocas Selahattinden orospu Adilenin pii diye sz eder. Annenin, snfsal konumunun gerektirdii gibi yaama konusunda skntlar olduunu ve bu ekonomik arkn, kznn da yardmyla dndrldn, yknn altnc blmnde anlarz. Olan, annesine ok ucuzlattnz ii valdanm der; bir kutu fondana satn alnr oldunuz. Kzn kurduu baz ilikilerle, evin, paann emekli maayla dnmeye yetmeyen ark dnmektedir. Annenin gerek bir mensubu olmadnn ortaya kmasndan korktuu snf, asker snfdr. Sahte an, eref ve yceliklerle dolu bir mensubiyettir bu. Anne kendine temiz bir zgemi yazmtr; gerekte varolmayan erdemler zgemie eklenmi, asl zemini oluturan irkinlikler ise gizlenmi, bastrlmtr. Annenin en byk korkusu bunlarn aa kmas, aslnn belli olmasdr. yknn son cmlesi btn bu sahte mensubiyetin yaratt yanlgl varoluu ortaya koyar: Yiit olumdu benim. Pusu kurmad, rza gemedi, arkadan vurmad, ele vermedi ailesini, beni konumad, tam bir asker oluydu o, tek bana erkeke
113

arparak vuruldu. Annenin soylu olmayan gemiini ele vermeyen oul iin, bu mensubiyetin bir deeri yoktur oysa. Anne, bu mensubiyeti kaybetmektense olunu kaybetmeyi gze alr; nk olunun lmn bile, sz konusu snfn deerleri iinde k duran bir kahramanlk, an eref halesiyle sarmalayp var edebilir. Bylece kendi varln yine mensubu olmaktan memnuniyet duyduu snf iinde glendirebilir. Ama yknn ad Bunaktr ve anne kendinden emin bir ekilde kendi varln anlatrken biz, annenin dt trajik ve bir o kadar da gln durumu iimiz burkularak okuruz. Bir baka yerde de Ne de olsa vurmazlar diyordum, paa oludur o [], bulamtr kendilerine ba gbekle askerlik, askerden olma bir milletizdir nk, [...] kar kar aha kalkm bir topran asker kars bir milletiyizdir der anne. Bu cmlede ilgin olan asker kars bir millet olutur. Askerlik mesleine ve oluturduu snfn syleyi tarzna bakldnda, bu erkeksi syleyiin anne tarafndan tekrar retilmekte olduunu grrz. Anne, aha kalkm bir topran asker kars bir milletiyizdir derken bu erkeksi syleyii retir, tekrar dolama sokar. Hatta ykde kadnn belki de bunun temel reticisi olduu vurgulanr. Bilin akyla yazlm u paragraf tyler rperticidir: Koca bir orduya kar olum olduuna inanmyor insan, koca bir ulusa kar, halka kar, bu ulus bu halk ve bu cephaneyle her yeri zaptediveririz alimallah, Ardahan ve Kars, vallahi u halk ylece bir yrye kalksa Grcistan ve Azerbaycan bir hamlede drrz. rana doru in, Ermenistan o ban ban kopar at, tanma anlama manlama, bin Musula, Badata, dn Mslmanln hakk olan topraklarmza, Mekke Medinelere yz sr, atla Kbrsa, nedir yani burnumuzun dibinde bir k krk Yunanistan, sil ge, Bosna Hersek tanma, dayan Viyana kaplarna,[....] Moha biz kazanmam mydk yani [....]. Paann akl da hep Sisamdayd, durur durur Alamadk u Sisam! derdi, ksrsek duyuyorlar kardan, cierimizin iini okuyorlar, ka millik yer Sisam, adeta vasiyet etmitir Sisam. Ayol sizdeki de akl m, dedim paaya; u halk bacak kadar olumun zerine kaldracak yerde Sisam kuatverseydik ya, hazr byle bir araya gelmiken btn millet [...] olumu da katardk nmze, hadi yr bakalm dv git Sisamda l, deseydik. Bu yknn yazlndan 35 yl sonra, bu fetihi zlemin hl Trkiyenin ortak bilindnda ve hatta toplumun bir ksmnn bilincinde varln srdrdn grmek hi zor deil. Leyl Erbil, fetihi kalntlar gizli kuvvet gibi saklayan toplumun bilindn bunak bir anne araclyla sunar bize. Bu erkeksi syleyiin anne araclyla ortaya konmas da ilgi ekicidir. Burada anne kavramna yklenmi iki ayr dnce deilir. Toplumun genelgeer ahlak ve aktard

114

deerler, bize, anne kavramnn statkocu olduunu gsterir. Anne, koruyucu, kollayc ve srdrc olarak yceltilir; annelik igds gerei soyunu, yavrusunu koruyan olarak alglanr. yknn btnnde de anne koruyucu, kollayc ve srdrcdr; ama yavrusunu deil, kendi varln, hatta kendi snfsal konumunu. Dtan ve kabaca bakldnda toplum, genel deerleri gerei, kadnn duygusal ve iddete kar bir varlk olduu dncesini besler. nsanln byk lde iddet yanls olduu bir dnyada, bu, elbette fena bir beklenti deildir. Ama Leyl Erbil, grnenin ya da sunulann altndakini grmekte ustadr; yukardaki paragraf, bir annenin, deil iddete kar olmak, iddeti retmek konusunda nasl da byk bir gce sahip olduuna iaret eder. Bunaktaki anne, fetihi bir bilindnn rndr; bu anlay korumaktadr. Olu eer Sisam alrken lm olsa, anne iin bu bir zafer olacaktr; nk anne kavram glenerek dnecek, bu kez bir baka toplumsal yaktrma olan kahraman dourmu kadn imgesine hizmet edecektir. yknn bir yerinde -bize Mahir ayan ve arkadalarnn 1971 Maysnda gnlerce kamuoyunu megul etmi olan, Sibeli rehin almalar olayn artran ksmdr burasanneye megafon uzatlm ve oluna teslim ol demesi istenmitir. Devrimci oul ve arkadalar, tpk Mahir ayan ve arkadalarnn yaadklar olayda olduu gibi, bir gen kz rehin almlardr. Bu konuda annenin zihninden geen ve megafona syledikleri unlardr: Olum teslim ol, ite gryorsun kurtarmay istediin halk, beni dinlemedin yaktn diploman, al ite imdi lin etmek zere beklemekteler az dileriyle, brak bu halk, beylerden yana ge teslim ol orduna [...] anlasnlar bizim asilliimizi, sradan bir aile saymasnlar bizi. Trksn sen, Trk: k, gven, teslim ol, yoksa seni de halka verecekler ha!.. [...] HALKA verecekler seni. Anne, milliyeti, fetihi, kahramanlkla beslenen bak asna, milletinden biz biz diye sz etmesine ramen, ok sk bir halk-millet ayrm yapar. Snfsal ayrmdan yana oluunun, egemen snf iinde yer alp iktidarn hazza ynelik nimetlerinin devamn isteyiinin btn unsurlar yerli yerindedir ve zihni, egemen snfn dncelerinin bir aynasdr. Leyl Erbilin tm yaptlarnda cinsellik, kiilerin hem bireysel, hem toplumsal dnyasn belirleyen, bununla da kalmayp toplumun bilindn da ifa eden bir nitelik tar. kiyzl, yalanc bir erdem halesiyle evrelenmi bir cinselliktir bu. Kendi gnahlarndan zevk alan, gnah kavramn hem retip hem ileyen, gnahlarnn ruhsal acsn ekmese de aa kmasndan duyduu korku nedeniyle ac eken bireyin eylemlerinin alt metninde hep byle bir cinselliin kullanldn grrz.

115

Aynada geen iki cmle, eer ben atlamadysam, Bunakta yer almaz. Bunlardan biri, annenin kzna syledii sen de biraz babann kars saylrsn dieri ise yknn son cmlesi olan olum lnce dul kalmtm cmleleridir. Bunlar bize bireyin, cinsel dnyasnn gizemini oluturan ve bilincini belirleyen enginliini dndrerek aklmza hemen Oidipus ve Elektra komplekslerini getirir. Annenin kimlii ncelikle cinseldir; ulalan toplumsal konum, bu kimlik sayesinde elde edilmi, cinsellik ie yarayacak amalar iin kullanlmtr. Daha dorusu cinselliin, yani kadn olmann bu gc, anne ve kz tarafndan ok abuk kefedilmitir. Hep erkei avu iine alan kadnlardr kahraman der bir yerde anne, kancklk etmeyi gze almasn kadn bir kere... Kzm da olurdu devrimci istese elbet. Ne kar salarsnz bana, diye sorduydu hatta kardeine bir gn de, olum, senin kitabndan kar kelimesini silmeyi salarz, dediydi. Cinsellik hep antrc, dndrc bir e olarak yk boyunca srer gider. Anne, hem kzn hem olunu, ocukluklarndaki cinsel fantezileri ve ocuka cinsel eylemleri nedeniyle, tipik bir ekilde, cinsel organlarn yakarak cezalandrmtr. Bunak ve Ayna, Leyl Erbilin, Freudun dncelerini, metinlerinde nasl dntrc bir g olarak kullandnn muhteem bir rneidir. Annenin cinsel yaklamlar, ryalar, olaylar yorumlayndaki cinsel eksen, Freudyen bir nitelik tar ve ykde btn talar yerine oturur. Leyl Erbilin yklerinde beni daima en ok eken unsur, egemen snflarn kontrolnde olan dzeni srdrmek isteyen toplumlarn putlatrd anne mitinin, alayc, ironik bir tutumla ve son derece kkten bir ekilde krlmasdr. Toplumsal bilincin ve devredilen geleneksel ahlakn rettiklerini, benimsettiklerini, inandrdklarn yerle bir eden bu tutum, kutsal olan ile savatr. Ama bu, Leyl Erbilin bu meseleye baknn sadece bir yndr. Anne miti, Leyl Erbilin hemen her metninde didiklenir; kutsal anne yalann sergileyen bilind veya bilinli yaklamlar metnin yap talarn oluturur. Anne, olunun kendine kaa mal olduunu hesaplar mesela. Onun iin yapt masraflar kendisine geri demesi gerektiini dnr. Ancak kz annesine bakmaktadr; onu ykayp giydirmekte, evinin ilerini grmektedir. Dolaysyla anneye borcunu hizmet ederek demektedir. lgin olan, annenin bu maliyet hesabnda referans olarak Bat lkelerini gstermesidir. Bylece kendi toplumunda dillendirilmesi pek de ho karlanmayan bu karc bak asn, referans olarak kulland Bat modernizmi araclyla rasyonalize eder. Yine, anneye egemen olan cinsiyeti bir bak vardr burada. Olan, annenin bedeli denmesi gereken fedakrlklarn maddi olarak, kz ise anneye hizmetilik ederek deyecektir.

116

Annenin, evlatlaryla iki ynl bir kar ilikisi vardr. kar kelimesini defterden silmek isteyen devrimci oul iin anne-ocuk ilikisi, maddi karl olmayan bir ilikidir; yani o, kz kardei gibi dnmez; gz annesinin katnda, prlantnda deildir. Burada cinsel kimliin devredilmesi sz konusudur. Kz, annesi gibi dnmekte, annesi gibi davranmaktadr; deien tek ey artlardr. Leyl Erbil, kadn art anne kimliinin statkoyu koruyan bir kimlik olduunu ok sk iaret eder bize. Annelikle talanmam bir kadn kimlii, toplumda hl problemli bir kimliktir. Kadn, tam donanml hak sahibi olabilmek iin anne, hatta olan annesi olmak durumundadr; annenin toplumsal kurtuluu buna baldr. Bu ykde de zamann deitirici gcne direnen kadnlardr; nce anne, sonra kz. Kz, annenin srdrcsdr; annesi gibi memnun olduu srece, toplumun, varolann devamllndan yana olandr. Ama Leyl Erbil gsterir ki, sahte bir kutsallk halesiyle evrelenmi olan annelik kavramn yeniden reten, kt, ayrmc, zgrleme kart bu toplumsal bilin ve onun derin katmanlardr. Bunaktaki anne, toplumsal bilindnn aynasdr.

117

Annelerin Dayanlmaz Arl

Anne figr ile didime hayatmza giren dier figrlerle didimeye pek benzemiyor. Arkada, baba, sevgili, karde, koca/kar figrleriyle didiirken gerektiinde aldmz kat tutum, diklenme ve stten bak, anne figryle karlanca soluyor, yumuuyor, ses fsltyla kyor. Gnlk hayattaki, gerek hayattaki anneyle iliki ok kiisel. Herkes kendi annesiyle ilikisini kendine gre tanmlyor ve kiisel bir tutum saptyor. Oysa zihinsel yolculuklarda ayaa en ok dolanan ta anne; stelik babaya, sevgiliye, koca ya da karya gre daha sinsice dolanyor ayaa. Annelik bir kutsiyet yatana uzanm, masumiyet halesi ile evrelenmi. Ondan domu olmann dayanlmaz arl; bu figr ya da kavramla ya da bizzat annemiz ile kafa kafaya gelmemiz halinde, tuhaf bir sululuk duygusu yaratyor. O derin yolculukta ayaklarmz daha ileri gidemiyor. Annenin adeta ilahi bir koruyucusu var. Anne, stmze yryen gaddar bir hayatta, ilk anda aklmza gelmese de, varl bize gven veren bir snak, ilk ten, ilk temas, ilk koku demek. Bu ilk olma halinin yaratt stnlk daha en batan avantajl duruma geiriyor anneyi. Buna bir de konsenss andracak kadar kabul grm toplumsal tanmlamay, anneye dair retilmi, zerimizde artk etki uyandrmasa da duymaya alk olduumuz ve zor anlarmzda pek de uzun boylu dnmeden hak verdiimiz klieleri eklersek; karmza skca donanm, sava kazanaca belli bir figr kyor. Gerek hayatta kiisel bir iliki olan anne-evlat ilikisinde, btn bu stnlkler annenin abuk sulanan ama ok kolay affedilen, kin tutulmayan, ballk duyulan bir varlk olmasn salyor. O zel biri, hrpalanmay hak etmiyor. Anneyi dnrken aslnda kendi annemizi dnyoruz. Aktan daha kiisel bir iliki bu. in iinde bir de vcut ball var. Yok olmas yani lmesi halinde, btn varl rperten bir duygu saryor insan: te imdi dnya zerinde yapayalnz kaldm. Bylesine zel haller tayan, kiisel ve karmak bir iliki anneevlat ilikisi. Zihinsel arzalarn altndan ou zaman anne ya da baba kyor. Baba kolayca yarglanp mahkum edilirken, anneye hafif torpil yaplyor. Arza halinde babaya duyulan ey hemen yzne haykrlrken, anneye duyulan ey fsldanyor. O adlandrlamayan sululuk, o sululuk olduu bir trl anlalamayan ya da ifade edilemeyen ey anneyi
118

zafere gtryor. Baba ile olan ilikide, rahata haykrmaya, pervaszca sulamaya neden olan ey aradaki ilikinin biraz otorite ilikisi olmas. Baba, btn tanmlar yan yana getirildiinde nce otoriteyi temsil ediyor. Anne ve baba figr edebiyatta, elbette, ok sk karmza kyor. Kimi zaman temel karakterler, kaln damarlar; kimi zaman ikincil ilikiler, ince damarlar halinde edebiyata szyorlar. Yazar eer yazd metinde anne figryle hesaplamak derdinde deilse, oluna/kzna kucan am, mthi sevecen ama bir kedi kadar da edilgin bir karakter olarak gze arpyor. Annenin varl ve nitelii genellikle tartlmyor. nk anne var ve hayatta var olduu biimiyle yazda da var olmay srdryor. Ayn kutsiyet ve iyi niyet halesi ile evrelenmi, olu/kz iin elinden zlmekten baka bir ey de gelmeyen, genel kabul grm anne tanmna byk lde uyacak biimde karmza kyor. Baba ise varlmzn sebebi olmakla birlikte, temsil ettii aile reislii, dolaysyla dzen ve otorite nedeniyle kiisel hesaplamadan ok, toplumsal hesaplamann bir unsuru olarak yazya giriyor. Metinde bu trden toplumsal bir hesaplama sz konusuysa mahkm edilen baba oluyor. Ya da baba temsil ettii btn otoriteye ramen, adeta bir st varlk, mkemmellik abidesi olarak sunuluyor. Zaaflar sevecenlikle karlanyor, yanllar hemen affediliyor. Ama anne yanl yapmyor ki, yaptrlyor, nk edilgin. Edebiyatta baba, anneye gre daha fazla hrpalanyor. ounlua ar ya da hafif bir sululuk duygusu veren anne ile hesaplama, anne figrn deifre etme, giydii edilgin ve kutsal, bu kutsallkla birlikte ona mthi bir koruyuculuk veren elbiseyi karma eilimi; yine bu tuhaf sululuk duygusu yznden pek yaplamyor. Anneyi sevecen, yumuak kucak, ardmzdan tek alayan yar olarak grme haline alz ve bu hali seviyoruz. nk -genellikle- kendi annemizi kimi zaman salkl, kimi zaman marazi bir biimde seviyoruz. Ama birok yazarn tersine; Leyl Erbil neredeyse tm yazdklarnda anne olma halini, annelik kurumunu, hem kiisel hem sosyal bir iliki olarak karsna alyor. Onun kahramanlarnn mutlaka anneleri var. Anneyi karsna almakla kalmyor, hesaplayor, oynuyor, oynarken eleniyor, bizi de elendiriyor. Kimi zaman anne yznden can acyor, bizim de canmz actyor. Ama btn bunlarn tesinde, anneyi soyuyor, plaklatryor ve ardndaki kadn gsteriyor, btn kutsiyetinden kurtarlm, bedeninin istedii hazlar ftursuzca aklndan geiren; yal, bitkin ve hatta bunam kadnlar mthi bir ironiyle anlatyor. Leyl Erbilin iaret ettii anne, gzden karlamayacak kadar gl bir kadn. Kadn ve anne olmaktan gelen zayf olma durumunu, gl bir silaha dntrm. Erbil sradan,
119

edilgin, otoriteye seve seve boyun emi, egemen olduu dnyay kendi evi ve yakn evresiyle snrlam olan zavall anne figrnn, o acnas niteliklerini, kendi dnyasnda gl olmak iin nasl kullandn gsteriyor. yle de denebilir belki: Acnas grndn sandmz o figr, aslnda tm ackl nitelikleriyle bark ve bundan g alyor, bu gc kullanyor. Leyl Erbilin anneleri birer dzen bekileri. Otoriteyi temsil eden babalar bile annenin her yol mubah anlayyla koruduu dzeni savunmakta ve hatta anlamakta geride kalyorlar. stelik anneler bu dzen bekiliini sadece kendi yavrularn korumak iin yapmyorlar, dzeni seviyorlar: Ayol dman bugn kendi eliyle ekmeklik budayn gnderiyor sana, dman dman olmaktan kt, nereye gidiyorsun sen, dn bi baksana bana, canavar ormandan alk karr, bugn hangi a senin ardndan gelecek gstersene, hangi osuruk akll savaa girecek srf vatan akna! Atamz byle mi girdi savaa sandnz siz, sizi aldatm yle diyenler a olum, zenmeyle hac olunur mu, kalacaksnz maher tilkisi gibi meydanda, turp skaym akllarnza dedim. Leyl Erbil anneyi masumiyet yatandan kaldryor, kutsal giysisini karyor. Soyunmu kimliin iindeki ruhu ve adeta genleriyle kzlarna aktardklarn yazyor: Hep erkei avu iine alan kadnlardr kahraman, kancklk etmeyi gze almasn kadn bir kere... Kzm da olurdu devrimci istese elbet. Ne kar salarsnz bana diye sorduydu hatta kardeine bir gn de; senin kitabndan kar kelimesini silmeyi salarz dediydi olum, dorusu kzm da ok aklldr, allah ansndan gldrsn. Srasnda eytana pabucu ters giydirir, yleyse sizin dzeninizde yok hi ktlk, ne hrszlk, ne uursuzluk, deyince, kardei de, ne de orospuluk dediydi. Zaten onu bekliyordum, iyice ekiyorum kendime, onu brakmyorum. Birden annem beliriyor, elinde ekmek ba: Yaktn kzm namussuz, orospu Adilenin pii seni, diye baryor. Seni komutanlarna sylemez, seni mekteplerden kovdurmazsam, srm srm srndrmezsem seni bana da Saliha demesinler, bu kz alp temizlemezsen namusumuzu ktr ktr dorarm seni. Peki teyze diyor Selahattin. stmden kalkm, yz anneme dnk, giyiniyor, peki teyze ne istersen yaparm, nikhlarm diyor... (...) Orackta nianlyor annem bizi. rlplam ben hl. (...) Selahattin kar kmaz annem ba hizasnda tuttuu ekmek ban frlatyor elinden: Afferin kz diyor, iyi kvrdk bu ii, stm azna Adile orospusunun, deli smailin kars kimmi anlasn imdi. ak ak gbek atmaya balyor, bir de tekta yzk taktracam sana, telli duvakl gelin edicem seni, telli duvakl, telli duvakl.

120

Leyl Erbilin anneleri sras geldiinde kendilerini ocuklarndan ok daha fazla seviyorlar. Bylece onlar melek mertebesine ulatran zelliklerinin, bir grnm, bir yanlsama olduunu anlyoruz. Ama bu meleksi halleri zihinlerinin derin kuyusunda uzun hesaplardan geirdikten sonra taknyorlar: nk onu nelerle o boya getirdiimin faturasn sk sk hatrlatmmdr kendisine. lkokuldan balayarak, bir Trk ocuunun bir Trk ailesine kaa mal olduunu hesaplamzdr; her ne kadar paraszsa da bizde okullar, gene de, defteriydi, kalemiydi, kitabyd, ne tutar bir bir filemiizdir rahmetliyle birlikte, o vakitler bir ilkokulun bir yllk masraf aa yukar bin iki bin lira arasndayd. (...) Ben ona yz bin liralk bir fatura kardm, hemen istemedim ama, maaa geer gemez, ben lene dek, ayda iki yz, yz olarak demeye balamas gerektiini kendisi de biliyordu zaten. (...) ayp bir ey deildi tabii ki yaptm masrafn listesini gstermek, kz evlat baka, bunca yldr ykar, paklar, gider, gelir, bir hizmeti tutsam daha pahalya otururdu bana, kz evlat baka. Leyl Erbilin anneleri anneliin toplumsal olarak tanmlanm grevlerini pek iyi biliyorlar ve dna kmay dnmedikleri gibi, byle bir talebi iddetle reddediyorlar: Terbiyesiz, ilk kez dnyaya yarayacak bir i yapaymm, dnyaya sizi getirmekle, bakp bytmekle zaten vazifemizi yapmadk m biz, aklna aaym a deli olum dedimdi, iki kiiyi deitireceksin diye prlantm verir miyim ben adama, iki kiiyle olur mu bu i, hem sen ne abuk adam oldun da Amerikal ldrmeye kalktn dediydim; daha dn knle oynarken yakaladydm seni, ne abuk unutuldu o gnler, izi hl bellidir cezamn dediydim. Leyl Erbilin anneleri mal seviyorlar, mcevher seviyorlar, kayplarn ardndan bol ve scak gzyalar dkerken, bir yandan da kendi dar alanlarndaki varoluu nasl srdreceklerinin tasasna dyorlar: ldn! ldn ha! imdi ben ne yapaym?.. Bir memur lsnn kars?... Daha gencim, gzelim de, kolay m?... (...) mevluta limonkf bir giysi diktiririm, salarm ensemde toplarm, kulaklarm gzksn, l aylyla geinebilir miyim? Pul koleksiyonunu da satarm, gz denli bakard ona. Otuz yl nasl da geindik, senden bakasyla bir trl yatamadm otuz yl, biliyorum sen de yatmadn, kolay deil ne frsatlar geti eline, ince kaln, esmer beyaz, eitli frsatlar, kimseye o gzle bakmamndr ki... (Ayda ka lira verirler lsne?) (...) Eskiden u bardaklarn biri senin biri benimdi, imdi ikisi de benim.

121

Tuhaf bir soyluluktan geliyor bu anneler, soyluluklarn satyorlar, soyluluun insani ve marazi zaaflarla ypranm bedenlerini sarmasn ve onlar baka trl gstermesini seviyorlar: (...) Sultan reatn torununun gelini yakn ahbabmdr, salarm ok yaland, hanidir ykanmadm, pamua alkol damlat ver silineyim, salarm kumrald, atatrkle dndk dndk, debdebeli geti yllarm, (...) ycelmeye inanmsn bir kez, yle de aalardasn ki, amdan sndrsene, hicab ediyorum iyice bataa dal, iyi olmaya zenmeyesi pislen, kendini ykabilsen, btn insanlar kadar pis olabileceini anlasan, o vakit balarm seni, benim prlanta yzm ald, kzmdan saklyorum bunu, sen de syleme, duyarsa beni terk eder, (...) Kapcy ar fondan alsn konuklarma, paa karsym ben (...) soylu bir aileyiz biz, iki gbekten stanbulluyuz, daha ncesini bilemeyeceim. Leyl Erbilin anneleri evde babalardan daha gl. Babalar kmsyorlar, o babalar ki, darda zayflar, eziliyorlar. Dzene kar gsterdikleri kk direnmeler, -annelere gre beyhude direnmeler bunlar- onlar annelerin gznde daha da kltyor. Bu yzden ierdeki egemenlii babalara brakmyorlar: Bugn annemin sinirleri tepesinde gene: babam iten karmlar, arkasndan sylendi durdu, Koskoca mal sahipleriyle bacak geriyor, kafa tutuyor onlara, sanki adadaki kkler bizi bekliyor, sana ne haktan hukuktan be adam, eneni tut da rahat etsene... Ben, Ama anne ne yapsn yani, kendini ezdirsin mi onlara mal sahibi diye? dedim, Sen karma, zaten sen de ona benzersin, osuruk aklllar siz de! diye paylad beni de. Babam bir duysa yapar ya yuvasn, neyse!... Anneler idare ediyorlar, biliyorlar, bilmezden geliyorlar. Kendi belirledikleri snrlarn ne kadar dna klabileceini kestiriyorlar, byle durumlarda babay bir tehdit unsuru olarak kullanmakla yetiniyorlar. Annem Su ve Cezay alp sobaya att. Seni babana syleyeceim dedi. Sen her bokunu rterim sanyorsan yanlyorsun, ders diye beni kandrp roman okuduunu syleyeceim... Sylersen syle dedim ben de. Aaa, yeter be!... Leyl Erbilin yazd kadnlar ise annelerini anlyorlar, ileniyorlar onlar iin. Nasl bir dn iinde yuvarlandklarn gryorlar: Annem ieri dar girip kyor, yemek hazrlyor, somyann her nnden geite basma rtsn ekitiriyor. Onun kaygusu beni adamlardan korumak deil mi? Byle bir

122

dmandan saklamak. Ama sonunda o dnyann insanlarndan birine kar diye armaan etmek. Btn zendii bir canavar paralasn diye bir melek yetitirmek. Gecedenin Ayna adl yksnde kendini bize anlatan anne ile Eski Sevgilinin Bunaknda kendini bize anlatan anne ayn anne. Erbil Gecedeyi ilk kez 1968de yaymlam, Eski Sevgiliyi ise 1971de. Aynadan Bunaka geerken anne biraz daha didiklenmi. Anneye ilikin bir acma hissiyle dolacamz satrlarla karlamyoruz. Ama 1985e, Karanln Gnne geldiimizde anne aresiz, btn kanatlar krlm, bunam, iler acs bir karakter olarak okunuyor. Karanln Gnnn ba kiisi ve anlatcs Neslihann dier yklerdeki annelerle benzerlik gsteren bir annesi var: Nuriye Hanm. Ama bu kez biz, kz Neslihann gznden gryoruz anneyi. te o karmak iliki, o kiiselleen, apraklaan iliki burada karmza kyor. Leyl Erbil Karanln Gnnde, anneye ayrd blmleri alabildiine lirik yazm. Metindeki iirsi tat, anneyi buulu bir kla sokuyor, alamakl bir tablo kyor karmza. Annem ellerini ne vakit reddetti hibirimiz anmsamyoruz. Gvercinlere ierden, evden bir yardm eden var idiyse, bence o mutlaka annemdi. (...) Bir annem Mbarek hayvanlardr!, Allahn bilecei bir itir!, her iinde bir hayr vardr!, (...) diye sayp dkyordu. (...) O zamanlar dilini de, ellerini de ne gzel kullanrd annem... Annem gene mi yaz! diyor. Falc msn sen! diyor. Hadi gel yka beni, brak samalarla uramay, sen kim oluyorsun da insanlara akl veriyorsun ha! i varm, ben de iim! Hadi gel yka beni! Gel ykayaym seni! Banyoyu dolduraym, (sonra yazarm!) Sokarm banyoya annemi, kprtrm, aynen benim gibi gvdesi. Marilyn Monroe memeli, Elizabeth Taylor bacakl, Lana Turner kl, Kim Novak sal; onunkiler ak artk, benimkiler kumral, (...) Kpklerle oynar, nn kapar gstermek istemez bana. htiyarlk ite, srtm ovmaya gcm yetmiyor. Sabunlarm srtn, holanr: Rahmetli arada bir srtm keselerdi, yatt yer nur olsun! Hadi hadi hamamda neler olurdu kimbilir! Suya aplak indirir: Ne edepsiz kadnsn sen! Utanmyor musun? Gene de holanr o gnlerden, utana utana kpkler uurur. yice sabunlarm onu, her yeri elimin altndadr, kendi gvdemi ykar gibi dolatrrm ellerimi her yerinde, her eyi tamdr; kollar, elleri, odasna geer, kurulanr, temiz amarlarn giyer, ban tlbentle skar, KARANLIA bakan penceresinden, gugu gugu gugugugu diye gvercinlerle sesleir. Leyl Erbilin Karanln Gnnde anlatt anne, btn g sand eyin ar ar tkenmesiyle birlikte, tkeniyor. yle bir tkeni ki bu, insann iini actyor. Zaman, anneleri muhakkak tketiyor.

123

renmenin Enis Baturu

Enis Baturla birlikte alyorsanz ok anslsnz. renirsiniz. renmeyi renirsiniz. Nasl reneceinizi renirsiniz. renmenin bitmeyen bir serven, stelik ok da elenceli bir serven olduunu renirsiniz. Enis Baturun retirken rettiinin farknda olduu anlar fazla deildir sanrm, belki de hi yoktur, farknda olmakszn retir, siz de renirken rendiinizin farknda olmazsnz. Bence bu en iyi renme-retme yoludur ve bylesi bir retmenlik kesinlikle Allah vergisidir. Ben kendi adma Enis Baturdan ok ey rendim. yle ok ey rendim ki, hani bir harf retenin krk yl klesi olmak gerektiine inanacak olursak, benim dnyaya defalarca gelmem gerekir. Dnyaya her geliimde ondan bir eyler reneceksem, buna hi itirazm yok, yaamaktan sklmam. Enis Baturla ilk tanmam 1985 ylna rastlar. niversite rencisiydim. ki arkadamla birlikte -birok niversite rencisi gibi- dergi karmak istiyorduk. Cep harlyla dergi karlan yllarn sonuymu meer, bilmiyorduk, iki sayda rendik. lk say iin yazlar smarladk, kendimiz de bilgi, asan-kesen yazlar yazdk ve nemli yazarlardan rica ettiimiz yazlarn gelmesini bekledik. Telefonlar, gidip yalvarmalar derken yazlarn birou geldi. Ama -imdi bizi hatrlayacan hi sanmadm- bir yazar yazsnn teslimini srekli erteliyor, bugn yarn diyerek bizi oyalyordu. Dier yazlar dizilmi, her ey hazrlanmt. Mahut yazarn da yazs gelince dergi matbaaya gidecekti. k iin planladmz tarihi o bir yaz yznden geirmitik. Gelin dedii son gn yazy almaya gittiimizde, yazamadn syledi. Bizi krd, szn tutamad iin zgn bir hali yoktu. Yazamadm, bir dahaki sayya inallah, dedi. Ne yapalm diye dndk ve Enis Baturdan yaz istemeye karar verdik. stelik o gn ya da bilemediniz ertesi gn vermesini rica edecektik.

124

Genken dergi karan ve ad san duyulmu yazarlardan yaz isteyen birok dergicinin bana gelmitir: karacanz amatr ruhlu dergi iin yaz istiyorsanz ve stelik genseniz, baz yazarlarda bir byklenme grlr. Zor sorular sorarlar sizi ve derginizi tanmak iin. Ya ezilir bzlrsnz, sonra kendinizle didiirsiniz bu yzden ya da o byklenmeyi sezer, haddinden fazla fevri davranp eli bo dnersiniz. Siz isteyin, diye arkadalarma direnmeye kalktmsa da baarl olamayp Enis Batura yaz istemek iin gittim. Milliyet gazetesindeydi, ansiklopedi karyordu. Arkasndaki duvarda Dnyann btn ansiklopedileri, birleiniz! yazan bir pankart aslyd. Durumu aka anlattm, ne kadar zor olduunu takdir edersiniz. lk saymzda sizden yaz istemeyi akl edemedik ve filanca yazara gittik, elimiz bo dnnce ocanza dtk durumu. kinci sayda ondan yaz istemeyi gerekten dnmtk, ama bu nasl anlatlr? Buna kim nasl inandrlr? Enis Batur, benim durumu aklama abalarm glmseyerek dinledi, saatine bakt ve bete gelmemi syledi. Arkadalarm kapnn nnde beni bekliyorlard. Anlattklarma inanamadlar. Bee kadar sada solda vakit geirdik, galiba Glhane Parkna gittik. Saat be olup da Enis Baturun odasna gittiimde, o defterlerinden birini am, yazsn daktilo ediyordu, iki parmakla. O gn anlay rendim, her anlamyla. Sonra 1990 ylnda Gne gazetesinde birlikte altk. Enis Baturdan renme servenim orada balar ve anlatmaya kalksam ok uzun srer. P.eki adl, pazar gnleri kan bir dergi karyorduk. Enis Batur yayn danman, mer Madra yayn ynetmeni, Gndz Vassaf yayn koordinatr, Mustafa Bayka yaz ileri mdr, Turhan Ilgaz yazar, ben de tek muhabirdim. yle entelektel, yle ar bir dergi oluyordu ki, kt gn gazetenin tirajn dren tek dergi olarak tannyordu. Yllar sonra bu eletiriyi mer Madra ve Enis Batura ayr ayr hatrlattmda, mer Madra iddetle itiraz etmi, Enis Batur kahkahalarla glmt. P.eki gerekten tiraj almad, ama tarihe kald. Sonra Yap Kredi Yaynlarnda birlikte almaya baladk. Ondan ok ey rendiimi ve deitiimi biliyorum. Yaklak bir yln sonunda kitapn ne olduunu anladm hatta ne olmadn. Balangta sandm kadar basit deilmi, tekdze deilmi, hazr deilmi, yaplrm, atlrm, kurulurmu ve ancak ondan sonra kitap olurmu. undan eminim, Enis Baturdan kitap renmeseydim, u anda zerinde altm, dndm eylerin yerinde daha tekdze, daha sradan, daha tek boyutlu eyler olacakt. Yap Kredi Yaynlarnda almak iin onunla konuurken rtifa kaybediyorum demitim. Ona gittim, nk nasl irtifa kazanacam biliyordum.

125

Deirmen Dner Sra Kk Durur

Yazmak bir yana, neden hikye okumaktan holandm kendime zaman zaman sorarm. Hele daha nce okuduum, bildiim hikyeleri, neden durup durup okuyorum acaba? Neden ara sra Anton ehovu, Ahmet Hamdi Tanpnar, Sait Faik Abasyank, Memduh evket Esendal, Refik Halid Karay ve daha birok hikyeciyi yeniden okumaktan kendimi alamyorum, hatta hikyelerini zlyorum? Galiba hikye denen ey bana ikolata etkisi yapyor. Bir-iki hikye okuyorum, ksa bir sre iin bir yazar tarafndan yaratlm bir lemin iinde kayboluyorum, ruhum tatlanyor, sonra kendi kat gerekliime, gndelik hayatma dnyorum; sanki okuduklarmla bir enerji kazanmm da, her eyi daha kolay halledebilirmiim gibi geliyor. Bu zlem her hikyeci iin geerli deil elbette, ama baz hikyeciler var ki, nasl bir yazma bysne sahiplerse, her okuyuum yeni bir okuma serveni haline geliyor. Sabahattin Ali hikyelerinin tm iin bunu syleyemem, ama bazlar rnein Yeni Dnya ya da Deirmen ya da Ses hatrlamaktan bile haz aldm, tekrar tekrar okuduum hikyeler. Okunduka tkenmiyorlar, aksine kunt bir hale geliyorlar. yi bir hikyenin de yarataca nihai duygu bu olsa gerek. Sabahattin Alinin hikyelerini tekrar okuduumda, Alinin etiyle, kanyla, kalemiyle, her bir kelimesiyle bu lkenin hikyecisi olduunu, bu topran yaratt insanlarn esasl bir paras olduunu bir daha dnyorum. Sabahattin Ali leli 54 yl oldu. Onun elli be, altm, hatta yetmi yl nce yazd hikyeleri okurken insan nce unu soracaktr kendine: Peki ne deiti? Galiba yalnzca hikye deiti. Korkarm hikyeler eskisi gibi, bir solukta okunamyor. Ama Sabahattin Alinin anlatt lke, aa be yukar ayn duruyor. Ayn yoksulluk, ayn hainlik, ayn elikiler ve
126

ayn devlet... D grnmleri, bir anlamda giyimleri ve donanmlar deimi olsa da, Sabahattin Alinin sklkla iaret ettii toplumsal problemler yerli yerinde. Peki ne deiti? sorusuna dnecek olursak, bu soruyu douran duygu, Alinin hikyelerine neredeyse tmyle egemen olan yaklamn toplumcu bir bak iermesidir. Onun hikyelerinde birey ancak toplumun iinde vardr ve snfsal elikiler insanlarn her trl ilikisini belirler haldedir. Snfsal elikileri, yneten-ezilen ikilemini temel alm ve yarm yzyl akn bir zaman nce yazlm bu hikyelerde, hikyenin ana atmosferini oluturan ve hikye edilen olayn getii zamana ilikin unsurlar aykladmzda, geriye kalann, bugn varln baka klklarda srdrdn grrz. Ama gnmzde donanmmz deimitir ve Sabahattin Alinin iaret ettii toplumsal eliki yumaklar artk hikyelerin deil, haber bltenlerinin ve reality showlarn malzemesi haline gelmitir. Bu cmleden Sabahattin Ali hikyeciliine dair bir eletiri deil, toplumsal olarak geldiimiz noktaya dair bir hayflanma karlmasn dilerim. nk gnmzde insanlarn byk bir blmnn iinde boulduu yoksulluk, aresizlik ve umutsuzluk denizi, bireyin zel ve znel elikilerinin, i ve d ilikilerinin egemen olduu yeni hikye araylar iinde kendine yer bulamamakla kalmam; yine sahip olduumuz teknolojik donanm ve terakki nedeniyle kanksand iin farkedilmez, haberdar olunmaz ve nemsenmez hale gelmitir. Aka ve drste sylemek gerekirse; yoksulluk, aresizlik, umutsuzluk gibi toplumsal temelli insani haller gnmzde demode, duygu smrsne ak, yazar kolayca melodram tuzana drebilecek, ok ilenmi, yeni hikye anlay iin fazla eski bulunuyor ve bireye dair meseleleri mesele edinen bizler, yani yeni kuak okurlar ve yazarlar bu eski konuya rabet etmiyor, srtmz dnyoruz. Gndelik siyasi hayatn birinci derecede meselesi olarak grdmz bu eski konu zerine die dokunur yeni bir dnce ve/veya edebiyat retmiyoruz. Sabahattin Ali, hikyelerinin hemen hemen tamamnda derin bir yoksulluu, yoksulluun yalnzlatrd, aresiz kld, kendilerine yardm edecek bir elin olmadn bilen ve en ackls bunu bir hayat gerei olarak kabullenmi, umutsuz insanlar anlatr. Hikyelerde hazrlanan toplumsal zemin byle olmasn gerektirdii halde, okur her hikyede hep yeni bir umutla bekler. Kahraman kurtulacak m? Bu yoksulluk nasl sona erecek? Bouna bekler. Sabahattin Alinin hikyelerinde skan kullara yardmc olacak bir Hzr yoktur. nk Ali, dnya grnn de gerektirdii gibi, tekil kurtululara inanmaz, tekil kurtulularn oullar iin rnek tekil etmesini istemez, kahramanlarn avutmaz, iyimser edebiyatlar gibi mucizelere, Hzrlara, ierdikleri mtevekkil anlam nedeniyle toplumsal elikileri tedavlden kaldran ve raz olmay, baa geleni ekmeyi neren, her erde bir hayr olduunu iddia eden klielere bavurmaz. Sormay pek sevmeyen okurlarn hikyeden

127

beklemeleri muhtemel mutlu sonlara hi itibar etmez. Ali, hikyesinin edebiyat iindeki varlyla deil, yoksulluun yaratt toplumsal sonularla daha yakndan ilgili gibidir. Bir baka deyile, hikyelerinde meselesi edebiyattan nce yoksulluktur. stelik bu yoksulluun toplumsal zeminini, ou zaman hikyenin dengesini bireyden deil, toplumsal elikiden yana bozacak kadar belirgin klar. Evet, yoksulluk vardr ama bu rgtszlkten, cahillikten, ezilmilii kabullenmilikten ve hayatn hep byle ezilerek sona ereceine inanmlktan kaynaklanan bir yoksulluktur. Sabahattin Ali bu tr hikyelerinde ezen-ezilen ikilemini kurarken, ezen portrelerindeki salamla dikkat eder. nk ezenin gcn anlamamz halinde yoksulluun ve elikinin nedenini anlarz. Toplumsal ve snfsal eliki zemininde doan yoksullukta sosyalist bak asnn da kendini hissettirdii bir alabilirlik vardr, ama ezilen rgtlenmedike, cahil olduu iin dnemeyen ezilenin yerine dnecek durumda olanlar bu elikileri grp gereini yapmadka yoksulluk srecektir. Onlar durduk yerde akll klmaz, ezilen kitlenin kendiliinden rgtlenemeyeceini ve hakkn arayamayacan bilir, bu nedenle, ezenin varlnn tartmasz olduu koullarda, hikyelerde gereksiz ve inandrc olmayan bir pembe umut yaratmaz. Kahramanlar bazen klie, inandrclktan uzak, okuru yeterince ikna etmeyen kahramanlar olsalar da, ounlukla etkileyici kahramanlardr, kimi hikyelerde ilevleri yazarn mesele edindii toplumsal eliki zeminini iaret etmekle snrldr, hikyeler kimi zaman duygu smrsne imkn verir. Ama birok hikyede rnein Kan, Kamyon, Apartman, Arabalar Be Kurua, Mehtapl Bir Gece, Ayran, Istmak in, Yeni Dnya gibi hikyelerde yoksulluk ac, kat ve bence en nemlisi alabildiine souktur. Sabahattin Ali birok hikyesinde, yoksulluun neredeyse yorumsuz bir tarifini yapar. Bu souk tarif, ierdii gereklik ve seilen kelimeler nedeniyle, bizi tank olmuuz gibi gerekten etkiler. Bir Gemici Hikyesi ve Bir Orman Hikyesi yoksulluun ve ezilmiliin rgtlenme olmadan alamayacan, aka ortaya koyar. Sonunda bir para umut tayan birka hikyeden biri, Bir Gemici Hikyesidir. Bir gemide karnlar sadece kuru baklayla doyurulan gemicilerin sonunda isyan etmelerini, kaptann ve adamlarnn yedii koyunlardan pay istemelerini konu alan hikyenin bitiminde Sabahattin Ali yle der: Fakat bunlar Kuru baklayla ate yakamayz! demesini ve kaptann yarm koyununu almay renmitiler. Bu hikyede ezen, yani kaptan, adamlaryla birlik olsa da, ezilenlerden daha zayf duruma dmtr, denizin ortasnda yardm gelemez ve karsndaki gemicilerin birlik olma anslar vardr. Bu nedenle hikyede ezilenler haklarn arayabilirler. Merhametli insanlardan oluan bir toplum olduumuza dair yaygn inancn bir palavra olduuna inanmaktadr ki, birok hikyesinde yoksullar da yoksullarn dmandr.

128

Kahramanlarna gereki ve hatta acmasz bir gzle bakar. Onlar irin, iyi niyetli, yoksul olsalar da kalpleri altn gibi insanlar deildirler. Yoksullar da kt olabilirler. Ama onlar kt olmaya, yoksulluu reten dzen zorlar. Yoksulunki yaama deil, bir hayatta kalma mcadelesidir. Kahraman Kanal adl hikyede olduu gibi, kendi rzk iin ocukluk arkadan vurabilir, para bulamad iin gencecik karsn doktorun elinde lmeye brakp kyde kar yok deil a? diyerek ekip gidebilir. Sabahattin Ali iin insanlar, ly bile yk olarak grebilecek kadar aalk olabilirler. Bence- en gzel hikyesi olan Yeni Dnyada insanlarn bir lye bile sayglar yoktur. Yeni Dnya dnlerde, lemlerde dans ederek geinen bir kadndr. Bir dne arlmtr ama, Deli Emine adnda bir rakibi vardr. Herkes gen ve salkl olan Deli Eminenin dans etmesini; zayf ve hasta Yeni Dnyann ekip gitmesini ister. Kimse ona el uzatmaz. Ama Yeni Dnya herkesten daha iyi oynamaktadr. Bunu ispat etmek iin dokuz saatlik yola gider, gelinin kynde ekmek parasn karabilmek iin lmne dans eder. Sonunda bir yal kadnn evinde lr. Dnn tadn karan bu cesedi bir ula sarp arabaya atarlar. Kimsenin cesetle ilgilendii yoktur. Araba hareket ettike cesedin ba tekerleklere vurur durur. Sabahattin Alinin birok hikyesinde temel mesele olarak iledii yoksulluk, kimi zaman toplumsal ilikiler zeminini aar, insann kendisine dnk bir hal alr. Geri bu halde bile toplumsal bir eletiri barndrr. Yokluk ve yoksulluk, insanlar insanlndan karr. Onlara aclarn bile yaatmaz. ki Kadnda cimri, kazandn biriktiren ve iki karsn yar a, yar tok yaatan Kerim Aa, hastalanp lr. Biri gen, dieri yal iki kars, Kerim Aann ldn anlaynca kylye haber verip gereini yapmak yerine, nce Kerim Aann gmdn bildikleri servetini ararlar, bulamazlar. Ellerine geen sadece kilerin anahtardr. Akllarndan geen doyasya yemek yemektir. Kileri aarlar, yiyecekleri karrlar, oca yakarlar, sabaha kadar yufka ap, hamur yoururlar, bazlama, pekmez erbeti yaparlar, tkanncaya kadar yerler. Dinlenip tekrar yemek yerler. Ortalk aarrken yemekten kalkamayacak hale gelmilerdir, ancak ondan sonra kapnn nne frlayp alamaya, Kerim Aa ld diye dvnmeye balarlar. Sabahattin Ali bylesine rpertici bir tablo izerken, insann sahip olduunu varsaydmz deerlerinin kolayca vazgeilebilir olduunu ve yaratlmlarn en ereflisi olan insann temel bir igdnn ynetiminde, neredeyse bir lei yiyen akbabalara dnebileceini gsterir. nsani deerlerin kolayca gzden karlabilir olduunu vurgulad bir baka hikye olan aydanlkn konusu ise kocas hastanede len bir kadnn, lmn acsyla yorulmak yerine, eski ve deersiz bir aydanlk iin hastaneyi ayaa kaldrmasdr. Ali, insanla problemini genellikle toplumsal dzen zerinden kurar.

129

nsana dair genel bir sz sylenecek olursa, Alinin hikyelerinde insanlar iyi veya kt taraflarna, zellikle kt taraflarna toplumsal ilikiler yoluyla sahip olurlar. Edremitli olduunu bildiimiz, ama uzun yllar Orta Anadoluda, zellikle Konyada retmenlik yapm olan Sabahattin Alinin hikyelerinin ana meknlar, younlukla Orta Anadolu kasaba ve kyleridir. zellikle kasabalar snfsal elikilerin en ilkel dzeyde okunabildii ilk yerlerdir. Kyde aa varsa bile varl nedeniyle onun bir aya kasaba ile ilikilidir, kyl ile bir baka kyl arasnda kurulacak ezen-ezilen ilikisinin toplumsal zemini daha zayftr. Oysa kasabalar, bu ilikinin en kaba biimde kurulduu en kk birimlerdir. nk kasabada, erafn yan sra hayata devlet ve brokrasi de girer, ezen-ezilen ilikisinde, ezen snflar eitlenir. ehirlere gelindiinde ise toplumsal elikiler daha karmak hale gelir, kasabalardaki kadar net okunmaz. Kasabalar iin Arap Hayri adl hikyesinde yle der: Birka byk ehrimizi dolduran ve dnyay oradan ibaret sananlar, bu kasabalara geldikleri zaman ne kadar ayr bir lemin insanlar olduklarn anlarlar. Kendileri iin ehemmiyetli olan birtakm eylerin buralarda adnn bile anlmadn, senelerin burada ancak resmi birka binada ve kahvenin mermer masasnn zerinde yatan bir iki gazetede yrdn, yayl arabann yerini tutan otomobilin, kk bir daire zerinde dnen hayatta bir deiiklik yapmadn farkedince arr ve hemen kamak isterler. Anadolu kasabalar ve Anadolu insan kimliinin izilmesi asndan bakldnda, Trk hikyeciliinin geleneini oluturan zincirin ilk halkalarna, mer Seyfettine, Reat Nuri Gntekine, Refik Halid Karaya, Memduh evket Esendala eklemlendii sylenebilir. Ancak dnya gr ve Anadolu kasabalarndaki insan ilikilerini yorumlama asndan daha kat ve tarafl bir yaklam da vardr. rnein Reat Nuri ya da ME hikyelerinde ve romanlarnda Anadolu insannn kendi aralarndaki ilikileri biimlerken, onlar snfsal elikiler dzleminde grmekten ok, daha naif ve saf halde, insani zaaflarn daha ok vurgulayarak grmeyi tercih eder. Sabahattin Alide dikkat eken bir unsur da, Anadolu kasabalarna ky bilmeyen ve aran bir ehirli, bilmi bir aydn ya da bir burjuva edasyla deil; ilerinden biri gibi yaklamasdr. Okurun kafasnda, acaba oral m, deil mi? sorusunu uyandrmayacak kadar ikna edici bir anlatm yaratmtr. Orta Anadolunun geleneinde kaynan bulan hikyelerinde bu yaklam daha da belirgindir. rnein elencede kadn oynatma geleneini akn bir bakla deil, sanki doduundan beri iinde ve tank olduu hayatn bir parasym gibi anlatr. Yeni Dnya, Gramofon Avrat, Bir Meslein Balangc kadn oynatma gelenei zerine kurulmu hikyelerdir. Bu ynyle de mer Seyfettin, Reat Nuri Gntekin ve Refik Halid Karay lsne bence ok yaklar. Anadoluyu tanm ve grdklerine armadan yanstmtr. ehirde geen ama ehirli snoplar eletirmek

130

amacyla yazlmam hikyelerinde de, ehirli anlatcy kk ya da byk gren, altnda ezilen ya da aalayan bir tutum yoktur. Bu kez, ehirli bir yazar bize hikye anlatmaktadr. Hikyede ikna olmadmz herhangi bir ey varsa bile, bu, onun anlatt ehirli olma hali deil, kahramanlarn bireysel gerekliklerindeki kk zaaflardr. Ama yine de, en baarl bulunan romannn Kuyucakl Yusuf olduu dikkate alnrsa, (benim favorim her zaman ehirli roman Krk Mantolu Madonna olmutur ama), Sabahattin Ali kasabann yazardr. Onun yazdklarna egemen olan hayat kasaba hayat, en inandrc ve baarl kahramanlar kasaballardr. Sosyalist gemii bilinen, hapislerde yatm ve baz hikyelerinde mahkmlarn i dnyasn, hapishane hayatn da anlatan Sabahattin Ali iin aslnda toplum iki kesimden oluur. Devlet ve halk. Ynetim erkini elinde tutan her trden grevliye kar sonsuz bir gvensizlik, neredeyse btn hikyelerinde yerini alr. Yneten snf iin ynetilenler yani kyller, yoksullar, kimsesizler, yaama hakk tannmayan insanlardr. Jandarmalar glden yanadr. Devlet memurlar kyn ve kasabann zenginlerini kollarlar. Gardiyanlar kendi karlarn dnen hainlerdir. Kyller ise birer melek deillerdir. Kylnn karlar iin kendi karlarn tehlikeye atan fedakar kiileri bile ynetici snf sulamaya gleri yetmediinden sulayabilirler, ona dman olabilirler. Sabahattin Ali okurda ezilenler hakknda snrsz bir merhamet duygusu dourmaktan ok, soru iareti yaratr. Onlarn da ounlukla kt ve bencil olduklarn vurgulamaktan kanmaz. nk onun iin sorun toplumsal elikinin ve ilikilerin iindedir. Asfalt Yol adl hikyesinde ynetici snf ve kyl-brokrasi ilikisini bir tr kara mizahla anlatr. Bir ky retmeninin sabrl abalaryla ky vilayet merkezine balayan yol asfaltlanr. Kyller yola kavutuklar iin sevinmiler, retmeni takdir etmilerdir. Ancak yol yle kt bir asfaltla kaplanmtr ki, ksa srede delik deik olur. Bunun zerine byk krediler alnarak yaplan, devlet by zat bir kere grmeden delik deik olan yolun kyllerce kullanlmas yasaklanr. Kyller eskisinden ok daha uzun bir yolu katetmek zorunda kalnca, retmene dman olurlar. Sabahattin Alinin ynetici snfn kt, ahlaksz ve hain olduuna dair -pek de haksz olmayan- kesin bir kanaati vardr. Devlet erkini kullanan zenginlerin haksz bile olsalar, her zaman hakl ktn derin bir umutsuzlukla anlatr. Bu umutsuzluu laf olsun diye derinletirmez. Dzen byle srdke umutsuzluun, aresizliin ve yoksulluun var olacan anlatmak ister. Bu dzen iinde iyi eylerin olmasna, dzenin dzelmesine imkn olmadn vurgular. zm, kkl bir dzen deiimi gerektirmektedir. Bu yzden hikyeleri, umutsuz ve halktan olan kahramanlarn kaybettii, dzeni kurmu ve iletmekte olanlarn kazandklar hikyelerdir.

131

Jandarmaya, kaymakama inanmad gibi, zellikle doktorlar acmaszca eletirir. Devletin yumuak elini temsil etmesi gereken doktorlar son derece acmasz, tezgh, kendi karlarn dnen insanlardr. Onlarn bu derece kat bir ekilde eletirilmelerine neden olan unsur, dorudan ynetici snftan saylmasalar bile, maddi varlklar ve yaama biimleri gerei ynetici snfa yakn olmalar, maddi karlarnn ynetici snf tarafndan artrlmas olabilir. Doktorlar kasabann ya da ehrin yksek snfna mensup olduklar, yoksul hastalar iyi etmelerinin onlara maddi kar salamamas nedeniyle Sabahattin Ali tarafndan ar eletirilen snfsal bir grubu olutururlar. Hastaneleri ve doktorlar konu ald hikyelerinin azmsanmayacak sayda olmas dikkat ekicidir. aydanlkta anlatlan sefil bir hastanedir. Sulfatada doktor, kars stmadan titreyen gen kylye inanmaz, onu kapdan kovar. Kyl btn parasn devletin parasz vermesi gereken Sulfata adl ilaca yatrmak zorunda kalr. Bbrekte doktorlarn daha fazla para kazanmak iin ne dolaplar evirdiini anlatr. Dekolmanda bir meslektalarnn baarsn kskanan doktorlarla ar bir biimde dalga geer. Cankurtaranda devlet hastanesinin bahekimi namuslu bir adamdr. Ancak onu bile iyi ve idealist bir kahraman olarak izmeye eli varmaz. yle der: Btn bunlar, byk bir ideal sahibi olduundan yahut insanlar iin derin bir sevgi beslediinden deil, baka trl olanlara kar, adeta hastalk halinde, bir tiksinti duyduundan yapyordu. Hastann gitmek zorunda kald zel doktor ise insani olan her trl duygudan uzak bir para manyadr. Sabahattin Ali, hangi snfa mensup olursa olsun, insann iinde ktln var olduunu vurgulam ve insanolunun kt oluunu veya zaaflarn ilemitir. Bu adan insanla, insann iindeki ktlkle problemi olduunu syleyebiliriz, ancak bu problemi hep ayn snfsal eliki zerine ina ettii iin, toplumsal ilikilerinden kurtarlm bir insan varl zerinde ne dndn pek anlayamayz. Kyl de, doktor da, jandarma da, kaptan da yeri geldiinde veya genellikle ktdr, peki hangi durumlarda iyidir? Sanki bu toplumsal dzen byle olduka iyilikten bahsedemeyiz der gibidir. yi eitim grm, ehirli, aydn ya da entelektel diyebileceimiz kiiler ise kt olduklar kadar glntrler. Sabahattin Ali entelektel bir evrede yaam olmasna ramen entelektellerle dalga gemekten, onlar aalamaktan kendini alamaz. Zengin, iyi bir eitim grm, kendince idealleri olan, kendini toplumu eitmekle grevli zannedenlere kar bir tiksinti duyar. Bu bak asna da dnya grnn egemen olduunu sylemek yanl olmaz sanrm. Snfsal elikiler reten bu toplumsal dzene hizmet eden ehirlileri ya da aydnlar iyi niyetli olsalar bile, ho grmez, onlara hayranlk duymaz. Buna karlk dikkat ekici bir unsur da kendi dnya grne paralel bir gre sahip ideal tipini yaratmam ve byle bir sosyalist idealist tipi hikyelerinde kahraman olarak kullanmam olmasdr. Her ne kadar hikyelerinde temel sorun snfsal elikilerin yaratt bozuk dzen ise de

132

propagandist bir tutum taknmam, bu temel fikrin hikyenin kendi varl iinden kmasn tercih etmitir. Bu tercih ve edebi tavr da onu siyasi sylemden uzak tutarak edebiyatn iine alm ve edebiyat iinde olduunu kabul etmitir. ehirli-eitimli veya entel kiilere kar ald tavr sergileyen ok sayda hikyesi vardr. rnein Kpek adl hikyesinde bir kyl ile konumaya alan snop bir ehirliyi aalamakla kalmaz onu bir cani gibi izer. Kyl gencin cevapszln umursamazlk zanneden zengin ve zppe ehirli, fkesini kpekten alr. Silahn ekip kyl ocuun hayatta en sevdii ey olan kpeini vurur. ehirli, bu hikyede iletiim kuramad kyl genci bir hi olarak grr, kpei vurmasn anlatt satrlardaki soukkanllk etkileyicidir. ehirliden btn insani duygularmzla nefret ederiz. Bir Konferansta eitimli, ehirli bilgilerle dalga geer. Bir okul al srasnda bir iktisat, kyllere kooperatifilik hakknda konferans verir. Sonunda sorar. Anladnz m? Kyller anlamamlardr ama anladk derler. Nahiye Mdr bir kylye neden anlamad halde anladk dediini sorunca, kyl Aman beyim! der. Anlamadk diyelim bir daha batan m anlatsn? Ressamlarla alabildiine dalga getii Beyaz Bir Gemi, yalaka ve entel bir ressamn portresidir. Bir ressamn bir ngiliz lordunun beyaz gemisinin resmini yaparak, gemi sahibinden para koparttn duyan birka ressam, btn gn rhtmda, resmi yaplp sahibine satlacak beyaz bir gemi beklerler. Bulurlar da. Ancak bu zavall hlyayla beyinleri o kadar bulanmtr ki, resmini yaptklar gemi, kaptan bir Laz olan, devlete ait bir tahlisiye gemisidir. Bu hikyede devlete ait bir gemiyi bir lordun beyaz gemisinden ayramayacak kadar hayata ve evresine kar ilgisiz bir kesimi hedef almtr. Setii gemi simgeseldir. Kaptannn Laz olmas, bu bohem takmn aralarnda (muhtemelen) Franszca konuuyor olmalarna bir gnderme olabilir. Sz konusu ressam takm ylesine bilgisiz ve kendi toplumlarndan uzaktrlar ki, devlete ait bir gemiyi bile tanmazlar, o kadar burjuva deildirler ve sahte bir burjuva-bohem kimlik taknmlardr ki, bir lordun gemisinin neye benzediini bilmezler ve bir tahlisiye gemisini lordun gemisiyle kartrrlar. Ayn zamanda o kadar zavalldrlar ki, bir ngiliz lorduna yalakalk yapmak iin gemisinin resmini yapmaya kalkarlar. Sabahattin Ali bu ressam takmn gln bir kurgu iinde, ama gndermeleri asndan ok ar eletirmitir. (Burada bir parantez aarak yaznn banda sz ettiimiz peki ne deiti? sorusuna dnelim. Beyaz Bir Gemi hikyesinin kahramanlar olan trden ressamlar yllar boyunca televizyon skelerine konu oldular, olmay srdryorlar. Sabahattin Alinin onlar yazd dnemde entel sz yoktu, imdi var, onun anlatt ressamlara benzeyenler iin zellikle kullanlyor. u deiti: Bundan altm-yetmi yl nce yazarlarn sorumluluunu hissettikleri toplumsal eletiri, gnmze gelindiinde, baka bir grubun ii oldu. Daha kitlesel bir nitelik kazand, ama eletirel niteliini tamakla birlikte, tavrn kaybetti, televizyonda ske

133

oyuncular tarafndan gsterilen, talanan, hicvedilen bir olgu olarak hayatmzda varln koruyor. Sadece, Alinin eletirdii ve yllar sonra televizyon oyuncularnn kt yazlm skelerde dalga getii ressamlar deil, Sabahattin Alinin ar biimde eletirdii devlet brokrasisi de varln hl, ayn aksaklklarla birlikte koruyor ve ayn skelere malzeme oluyor. Eletirilenler deimedi, ama eletirmenin aralar deiti, kitleselleti. Peki bu kitlesellemi eletiri bir ie yarad m? Hayr. Parantezi kapayalm.) Bence Sabahattin Alinin en gzel hikyeleri ak hikyeleridir. Dier birok trden insan ilikisinin aksine, karsz, lmne aklardr anlatlan. Domas asndan olaan, yaanmas asndan olaanst aklar. Sabahattin Alinin teki hikyelerinde pek yer almayan srprizli sonlar, ak hikyelerinde kendini bulur. Sinemann ilgisini ekenler de Sabahattin Alinin ak hikyeleri olmutur. Gramafon Avrat, Hasanbouldu, Hanende Melek hikye olarak kalmam, beyazperdede de canlanmtr. Hikyelerinin en baarl yan olan anlatm ustal ve dil lezzeti, zellikle ak hikyelerinde hayat bulur. Deirmende k olduu tek kollu bir ingene kz iin kendi kolunu da kesen bir kahraman vardr. Selamda bir vakitler kasabaya gelen bir kumpanyada alan bir kza k olan ve onun yllar sonra gnderdii bir selamdan sonra evini barkn, kasabasn terkedip aknn peine den bir berberi anlatr. Kstence Gzellik Kraliesinde anlatlan, ok hazin bir hal alm bir aktr. Hasanbouldunun Hasan sevdii kz iin lm gze alr. Bir Komik-i ehirde ak mahveden yine yneticilerdir. Kumpanya sahibinin sevgilisi artisti kasabann aalar daa kaldrrlar. Ne kaymakam, ne jandarma kumpanya sahibine yardmc olurlar. Aksine deliler gibi sevgilisini arayan adam ehirden attrrlar. Hikye denen trn gnmzdeki araylarna baklacak olursa Sabahattin Alinin gnmz hikyecisi olmad kolaylkla sylenebilir. Ama kesin olan u ki, bu lkenin hikyecisi. Hikyelerinde; ana toplumsal ve snfsal bir adan bakarak tanklk yapm, bu tanklklarn przsz, akc, lezzetli diliyle aktarm. Altm yl sonra bile bir solukta okunabiliyor olmasndan iki sonu kyor: Bir, Sabahattin Ali iyi bir hikyeci. nsan olmaktan doan her eyi yle gzel yazm ki, hikyeleri zamana kar direniyor. ki, Sabahattin Alinin yaad Trkiye ile imdiki Trkiye arasnda hemen hemen hi fark yok. Yine ynetilenler eskisi kadar yoksul, aresiz, kimsesiz. Ynetenlerle, gc elinde tutanlara yakn olanlar ise, belki de Sabahattin Alinin tanklk etmek bile istemeyecei kadar gl, hain ve zalim.

134

Cline Hayatmz Deitirebilir mi?

Bir yazar neden yazar? sorusu yazarlara sk sk sorulur da, bir okur neden okur? sorusu okurlara pek sk sorulmaz. nk okurlarla yazarlar arasnda tek ynl iletiim salayan edebiyat dergileri genellikle yazarlarn grlerine yer verir. Bu nedenle yazarlarn neden yazdklar hakknda iyi kt bir fikir sahibi olabiliriz, ama okurlarn neden okuduklar hakknda, okurlardan gelen cevaplarla donanm saylmayz. Okurlara sorulsa ve onlar da samimi cevap verseler, elenmek iin, vakit geirmek iin, meraktan, zevk aldm iin, uygar bir insann okumas gerektiine inandm iin, yararn grdm iin, okuduka rendiim iin, olgunlamak iin, bilgilenmek iin, aydnlanmak iin, sevdiim iin, laf olsun diye, baka eyler yapmaktan skldm iin, nedenini bilmiyorum gibi cevaplar alnabilir. Okumak okumaktr, insan okuyorsa okuma nedenlerinin hangisinin daha stn olduunu tartamayz; ama anlaml ve gelitirici bir okuma srecinin katmanlardan olutuunu ve iyi bir okurun okuma serveninin giderek derinleeceini de biliriz. Edebiyat yapt okumay vakit kayb olarak gren ve okumaya ayracaklar vakti tarih veya bilim okuyarak geirmeyi tercih eden - stelik ok ve iyi okuyan insanlar tandm, bir adm daha ileri gitseler, edebiyat neredeyse lzumsuz diye deerlendireceklerdi. ok kr ok sayda olmayan bu tandm okurlarn bir ksm iin edebiyat hayatn sanki bir elencesiydi. Sanrm zamansz okumalar nedeniyle edebiyat hayatlarn etkilememiti. Benim tandm bu tr okurlar edebiyatla ocukluklarnda deil, daha ileri yalarnda tanmlar ve tanmak iin ge kalmlard. Geliigzel okuyanlar iin iyi bir edebiyat yapt piyango gibidir. Hayata bak, hatta hayatn kendisini bir anda deitirebilir. yi edebiyatn bykl bu artc deitirme
135

gcnden kaynaklanr. Edebiyata inanc zayf olan okurlar ispat et! diyorlarsa eer, LouisFerdinand Clinein (nihayet) Trkede yaymlanan roman Gecenin Sonuna Yolculuk iin Henri Godardn yazd Yolculuktan Haberler balkl sunutan bir alnt yapabilirim: Bundan ksa bir sre nce bir niversite rencisi, Clinei yl sonunda dev konusu olarak seip seemeyeceini sormutu hocasna. renci daha nce edebiyata kar pek ilgili grnmediinden hoca armt biraz, Evet ama, dedi renci, Gecenin Sonuna Yolculuku okudum ve bir tokat yemi gibi oldum. Bu roman okumak onu ilgisizliinden syrm, onda bir sarsnt yaratmt. Okumay bitirdiinde, kitaba balamadan nceki ocuk deildi artk. spat snamak isteyen okur, Clinei okuyabilir: Gecenin Sonuna Yolculuk, LouisFerdinand Cline, ev. Yiit Bener, YKY, 2002.

136

Cline ve Ktlk

Yazarn kiiliinin ve eylemlerinin yaptlar stndeki glgesi hep tartmal kalm konulardan biridir. nl yazarlarn yaamyklerini biraz da bu yzden merak ederiz. Kimin kaderine ramen yazlmtr bu satrlar? Yazdklarna hayran olduumuz insan tanm olsak sevecek miydik, nefret mi edecektik, bilmek isteriz. nk onun kiilii hakknda elde edeceimiz bilginin yazdklarna inanmamzla ilgisi vardr. Hayat ve kiilii yazdklaryla rtmyorsa yapta olan inancmz sarslr, rtyorsa perinlenir. Kk zaaflar kyorsa arada, insandr der, kimi zaman balarz, kendi admza. Hayatta kt karakter olarak yer alm yazarlarn yaamykleri bu nedenle biraz da kurbanlarn tarihidir. nsana bu elikiyi en ok yaatan yazarlardan biri de Louis-Ferdinand Cline. nk faist, rk ve Yahudi dman olan Clinein o muhteem roman Gecenin Sonuna Yolculuk ister istemez elikili duygulara srklyor insan. Ferit Edg kitaba yazd nszde, nsan Clinede bir insanda dayanasm olmayan her ey var: benmerkezcilik, bencillik, karclk, glden yana olmak, insan, zellikle de Yahudi dmanl... Yazar Clinede ise bir yazarda aradm hemen her ey var: Kendini olduu gibi benmerkezci, bencil, karc, korkak, Yahudi dman olarak ortaya koymaktan ekinmemek. (...) O 20. yzyln, yepyeni bir dil yaratmay baarm birka romancsndan biridir diyor. Hem iyi bir insan hem de iyi bir yazar sz konusuysa ortada tartlacak bir ey yoktur. (yiden kast geni bir tanm gerektiriyor, ama burada kimseye dorudan ya da dolayl bir zarar olmam diye belirginletirelim.) yi bir insan eh, idare eder bir yazar sz konusuysa vakti gelince tarih onu tr, yine konuulacak bir ey kalmaz. Ama kt bir insan iyi bir yazar sz konusuysa, hangisinden yana olmak gerekir? yi bir yapt tarihe

137

brakmak iin ok ac vermise, davranlar veya grleri birtakm insanlarn mahvna sebep olmusa iyi edebiyat iin buna deer mi? Cline muhtemeldir ki grleriyle ok zarar vermi, ac ektirmi bir yazar. Ama Clinesiz bir edebiyatta eksik bir eyler olurdu. Bir de onun yznden ac ekmi insanlarn gznden bakmal. Bakmal m?

138

Gidenlerin Tm Nasl Haksz Olabilir?

Okuduum kitabn kahramannn olu I. Dnya Savana katlmt. Kahraman uzun zamandr ondan haber alamyor, hafiften endieleniyordu; ben de bunlar okurken iin iin seviniyordum. Ama kahramann olunun yllar sonra sa salim evine dndn okuyunca th! dediimi anszn fark ettim. Ne yapyorum ben? dedim. Nasl olur da fkelendiim bir kahramann olu lmedi, evine dnd diye sevinirim? Hayatn, babasndan alamad intikam olundan almasn nasl arzu edebilirim? nsan roman okurken taraf tutar, kahramanlara kar iyi-kt hisler besleyebilir. Bu, bir anlamda, iimizdeki ilahi adalet duygusunun, -ayn zamanda hayatn adil olmadna dair inancmzn- kurmaca zerinden bir kez daha tekrar edilmesidir. Ama kitaptaki hayat, gerek hayat olunca o kadar da kolay taraf tutmasak iyi olur, gn gelir yanlrz. Okuduum kitap Freud: Grntnn Ortasndaki Karanlk* kahraman da, malum, Freuddu. Bir insan olarak Freudu sevmedim. Siyasal tarih sz konusu olduunda resmi tarih, sanatlar sz konusu olduunda tarihi yazann kiisellii, katldmz ya da katlmadmz sanat anlay; yazlan tarihin adil olduu konusunda bizi pheye drebilir. Objektif, gerekten beslenen, deitirilmemi, uydurulmam bir tarih ararz. Byle bir tarihi henz okumamzdr. Her yeni kant, bildiklerimizi biraz daha deitirir, aydnlatr. Ama bilim tarihinin bir kolunun nihai amac insanla yarar dokunmu kiiler olduundan olsa gerek, onlarn haklarnn yenmemi olduunu, dolaysyla okuduumuz tarihin dierlerine gre daha adil olduunu varsayarz ya da yle olmasn isteriz. Hem bilim pozitif bilim- kantlara dayand iin, fazlaca pheye yer brakmaz. Bylece bilim tarihinde yerini alm byk isimlerin insanla katklarn okurken, phe duymaktansa kran duymay tercih ederiz.

Freud-Grntnn Ortasndaki Karanlk, Louis Breger, eviren: Asl Bien, YKY, 2002
139

Ama Amerikal psikanaliz incelemeleri profesr ve ada Psikanaliz Enstitsnn kurucu bakan Louis Bregerin , Sigmund Freud ve onunla ilikili kiiler hakknda bugne dek yazlm tm biyografileri gzden geirerek kaleme ald Freud biyografisini okurken taraf tuttum. Sanat veya bilimde yaptlarla/kuramlarla yaratclar arasndaki ilikiler konusunda, yaptyla/kuramyla byyen yaratcya kar tarafsz deilim. Yaptlar/kuramlar yaratclarndan ayrarak deerlendirmek kolay olmasa gerek. Bakalar becerebiliyor mu bilmiyorum, ama ben Freud rneinde olduu gibi, ya bilim tarihinde ad anlmas gereken bakalarnn hakk yenmise, ya hi de hak etmeyen birilerine insanlk adna kran duyuyorsam, diye sormadan edemiyorum. Kabul ediyorum, Bregerin slubu, kantlar ortaya koyma biimi, hatta kitaba giri cmlesi beni artlandrd: ...[Freud] dnyann gznde bir ikona dnm. Dnyann bilmedii bir ey var ama, Freud bu imaj yaratmak iin ok uramtr: seneler boyunca gelitirdii kiisel mitinin ayrlmaz bir parasdr bu resim, yar hakikat, yar sahte tarih, gerekle hayalin bir karm olan hayatnn bir grntsdr. Bu satrlar -ve kitab sonuna dek- okuduka sormadan edemiyorum: Ben imdi kendine yaram bir imaja, bir mite, bir ikona m minnet duyuyorum? Kantlar konusunda Bregerin yalancsym, ama yle bir bakyorum da, maddi ve manevi desteiyle kiisel mitinin yaratlmasnda byk katks olmu Breueri, burun sap Fliessi, sava srasnda tarihe adn yazdrmay bir kenara brakp bir hastanede sava yarallarn tedavi eden Alfred Adleri, ahsi mal gibi grd psikanalizi bir mirasmasna brakmay dnd en gzde oulu Jungu, iilikten alp psikanalist yapt Otto Rank, yol arkadaln neredeyse sonuna kadar srdrm olan Ferencziyi ve daha biroklarn, kendi kuramlarna sorgusuz ballklar sarsld anda acmaszca terk eden ve hatta krallkndan uzaklatrarak cezalandran Freud, her defasnda hakl olabilir mi? Bilmiyorum. Btn bunlar olmasa bile, insanlk tarihinde bilinen btn savalardan daha fazla sayda askerin ld I. Dnya Sava srasnda, evresinde ar bir sefalet hkm srerken, Ferencziye bir mektubunda Dn son puromu da itim, o zamandan beri kendimi aksi ve bitkin hissediyorum... diyen Freudu sever miydim?

140

Freud ile Benjamin

Freudun uzun mrne (1856-23 Eyll 1939) Benjaminin ksa mr (1892-26 Eyll 1940) bir yl, gn eksikle syor. Hayatlarnda tuhaf kartlklar ve benzerlikler var. Biri Berlinde, dieri Viyanada domu. kisi de Yahudi. Freud yoksul bir ailenin ocuuymu, ocukluu ve genlii sknt iinde gemi, yava yava paraya kavumu. Benjamin ise varlkl bir ailenin ocuu olarak doup gittike artan bir biimde para sknts ekmi. Freud Yahudi kimliini inkr etmemi, ama Yahudi kimliini de ne karmam. branice konumam, Yahudi kltrne ilikin zel almalar yapmam. Benjamin ise hi dindar olmamakla beraber Yahudi kimliini nemsemi, branice renmeye, sraile gitmeye alm, hatta teoloji zerine almalar yapm. Freud hayatnn bir dneminde kokain kullanm ve bunu bir ila olarak hastalarna ve dostlarna hararetle tavsiye etmi. Benjamin ise esrar kullanm ve esrarn etkileri zerine bir kitap almasna girimi. Freud 60l yalarnda nnn doruundayken, Benjamin Avrupann entelektel hayatnda ismini duyurmu. Ama birbirlerini tanmamlar ve birbirlerinin ilgi alanlaryla ilgilenmemiler. Freud askeri deerlere inanan biri olarak, kendi almalarnda bir tr asker dili kullanm, olu 1. Dnya Savana katlm; Benjamin ise deil savaa katlmak, askere bile gitmemi, antimilitarist bir tutum alm.

141

Freud tek bir kadnla evli kalm ve kadn dmanl olarak adlandrlabilecek grlerine psikanalitik dncenin iine yer vermi; Benjamin kadn erkek ilikileri konusunda ok daha zgrlk davranm, kere k olmu. Freud kars ve ocuklaryla mazbut bir aile hayat yaar, para kazanrken Benjamin karsndan ayrlabilmek iin aile servetini feda etmi. Freud eserlerini yaymlamakta glk ekmemi, hayatnn belli bir aamasndan sonra para sknts olmam. Benjamin ise yazdklarn yaymlatabilmek iin haddinden fazla aba gstermi. 2. Dnya Sava baladnda Freud savan kendisine kadar uzanacana uzun sre inanmam, son anda dostlarnn yardmyla ailesiyle birlikte Viyanadan kamay baararak Londraya gitmi. Benjamin ise tehlikenin hep farknda olmu, toplama kampna dm, orada ay yaadktan sonra dostlarnn yardmyla kamptan kurtulmu. Ama Freud kadar ansl olamam ve spanyaya geememi. Freud kanseri iyice ilerleyince, doktoru ve kzndan -daha nce anlatklar gibi- morfin inesiyle aclarnn sonsuza kadar dindirilmesini istemi. Benjamin ise Freuddan bir yl sonra, Fransa-spanya snrnda bir kyde, hayatn ektirdii aclarn dinmesi iin ar dozda morfin hap imi. Bu iki yaamyks yan yana geldiinde, garip bir hakszlk duygusu yaratyor bende.

142

Ad Geenler
Yazar, air, Dnr Ad A. Saint Exupry Abdlhak Hamit Agatha Christie Ahmet Hamdi Tanpnar yk/Anlat/iir Bal Eser Ad Kk Prens Yaync Kurulu

Dou Ekspresinde Cinayet Bir Tren Yolculuu 19. Asr Trk Edebiyat, iirler, Huzur, Be ehir, Saatleri Ayarlama Enstits, Mahur Beste, Sahnenin Dndakiler, Yaz Yamuru, Abdullah Efendinin Ryalar, Edebiyat zerine Makaleler

Ahmet Muihp Dranas Andy Warhol Ayfer Tun Aziz Nesin Baudelaire Behet Necatigil Bert Fragner Bilge Karasu Carlo Collodi Cemal Sreyya Cervantes Cioran Colette Derleme Dino Buzatti Ece Ayhan Edip Cansever Edmond Rostand Eleanor Porter Enis Batur Ferdinand Cline Ferenc Molnar Ferit Edg Franois Nourissier Franz Kafka George Bernard Umutsuzlar Park, Oteller Kenti, arlmayan Yakup Bezik Oynayan Kadnlar Tanry Gren Kpek Dii Kedi Ortadou Mutfak Kltrleri Can Yaynlar letiim Yaynlar Can Yaynlar Gebe Don Kiot Pinokyo Evin Halleri, Hal Tercmesi Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek Can Yaynlar

Cyrano de Bergerac Pollyanna Amerika Byk Bir aka Gecenin Sonuna Yolculuk Pal Sokann ocuklar YKY YKY Milliyet ocuk

Kpeime Mektup Gnlk Pygmalion

Can Yaynlar

Ad Geenler
Shaw George Simenon Goethe Gndz Vassaf Halide Edip Advar Kedi Faust Nisan Yaynlar

Trkn Atele mtihan, Vurun Kahpeye, Sinekli Bakkal, Mevut Hkm, Mor Salkml Ev, Yolpalas Cinayeti Uan Otomobil Malina Yars Roman, Mavinin Hikyesi Harry Potter Ulysses Amerika Heidi Zaman Tneli Denizler Altnda Yirmi Bin Fersah, Balonla Be Hafta Ayrnt Yaynlar Ayrnt Yaynlar YKY Milliyet ocuk YKY

Ian Fleming Ingeborg Bachmann smet Kr J.K. Rowling James Joyce Jean Baudrillard Johanna Spyri John Fowles Jules Verne

Kemalettin Tucu Leyl Erbil

Ayna, Bunak

Karanln Gn, Bal Ejderha, Gecede, Eski Sevgili

Louis Aragon Louis Breger Max Frisch Freud-Grntnn Ortasndaki Karanlk Adm Gantenbein Olsun, Stiller YKY Adm Gantenbein Olsun-Can Yaynlar, Stiller-YKY

Memduh evket Esendal Milan Kundera Mina Urgan Murat Glsoy Mustafa Bayka Nazm Hikmet Necati Cumal Nurullah Ata Nvit zdoru

Yol Arkadalar Perde, Saptrlm Vasiyetler Can Yaynlar

Mine

Ad Geenler
Ouz Atay Demiryolu Hikyecileri-Bir Rya Tehlikeli Oyunlar, Oyunlarla Yaayanlar, Eylembilim, Tutunamayanlar, Korkuyu Beklerken Kutup Noktas ikolata Kara Kitap, Benim Adm Krmz, Cevdet Bey ve Oullar letiim Yaynlar letiim Yaynlar

Ouz Demiralp Orhan Kemal Orhan Pamuk Orhan Veli Oscar Wilde mer Madra mr Canda Peyami Safa Reat Nuri Gnteki Sabahattin Ali

YKY

Bahtiyar Prens/(Mutlu Prens)

Pembe Yunus Bir Teredddn Roman Anadolu Notlar Yeni Dnya, Deirmen, Ses, Kan, Kamyon, Apartman, Arabalar Be Kurua, Mehtapl Bir Gece, Ayran, Istmak in, Bir Gemici Hikyesi, Bir Orman Hikyesi, Kanal, ki Kadn, aydanlk, Gramofoun Avrat, Bir Meslein Balangc, Asfalt Yol, Kpek, Beyaz Bir Gemi, Hasanbouldu, Hanende Melek, Kstence Gzellik Kraliesi, Bir Komik-i ehir Kuyucakl Yusuf, Krk Mantolu Madonna

Milliyet ocuk tken Yaynlar

YKY

Sabahattin Kudret Aksal Sait Faik Abasyank

Bir Trende Gnler Mthi Bir Tren, Stelyanos Hrisopulos Gemisi, Haritada Bir Nokta, Papaz Efendi, Son Kular Havada Bulut

YKY YKY

Salinger Scott ODell Sigmund Freud Tark Bura Tim Parks Turgut Uyar Geyikli Gece Kz Robinson

Tren, Olumuz Kader Kayay Delen ncir, Dnyann En Gzel Arabistan Kanat Yaynlar YKY

Turhan Ilgaz Vs'at O. Bener Walter

Pasajlar

YKY

Ad Geenler
Benjamin Witold Gombrowicz Yahya Kemal Yaar Kemal Yekta Kopan Yusuf Atlgan Anayurt Oteli, Aylak Adam YKY

You might also like