You are on page 1of 242

AYDIN TOPALOLU 1964 ylnda, Malatya'da dodu. 1986 ylnda, Dokuz Ey ll niversitesi lahiyat Fakltesi'ni bitirdi.

1988 ylnda "Farabi ve Thomas Aquinas'a Gre Tann'nn Varl ve Sfatlan" ko nulu teziyle, D.E.. Sosyal Bilimler Enstitsnden Yksek li sans diplomas ald. 1996-1998 yllan arasnda zmir ve Mu'ta retmenlik yapt. 1992 ylnda Msr, 1993 ylnda da ingilte re'de aratrmalarda bulundu. 1996 ylnda, "ada ngiliz Felsefesinde Ateizm Problemi" balkl teziyle D.E..Sosyalni limler Enstitsnde doktorasn tamamlad. 1996-1999 yllan arasnda, Trkiye Diyanet Vakf, Isam Aratrmalan Merkezinde (ISAM) aratrmac ve slam AnsMopedi'sinde mellif-redaktr olarak alt. 1999 ylnda Bulgaristan'a giderek Sofya Yksek slam Enstitsnde idarecilie (Mdr Yrd.) ve retim yeliine (Felsefe-Mantk) balad. Halen bu grevini srdrmektedir. Ateizm ve Eletirisi adl eseri 1988 ylnda Diyanet ileri Bakanl tarafndan yaynland ve eitli dillere evrildi. Evli ve bir ocuk babas olup, ngilizce, Arapa ve Bulgar ca bilmektedir.

furkan kitapl: 31 inceleme-aratrma: 4

sbn: 975-7969-16-8

1. basm haziran, 2001 istanbul

kitabn ad: tdzmya da atdzm kitabn yazan: aydn topalolu

teknik hazrlk: betl bilikt kapak tasarm: betl bilikt kapak bask: trichrome i bask: kitap matbaas cilt: dilek mcellit

kakns yaynlan kzkulesi kltr merkezi selman aa mah. selami ali efendi cad. no: 11 skdar, istanbul tel: (0216) 341 08 65 - 492 59 75 fax: (0216) 334 61 48

TEZM YA DA ATEZM
Tanrtanmazln Felsefi Boyutlar

Dr. AYDIN TOPALOLU

indekiler

nsz

Ateizm Problemi 13 Ateizmin Tanm 13 Tanr Dncesine Sahip Olmamak 15 Tanr'mn Varln Reddetmek 17 Tann'y Yaama Sokmamak 18 Tanr'mn Varlna ilgisiz Kalmak 19 Ateizmin Tarihesi 20 ttka'da Ateizm 20 Yenia'da Ateizm 21 Modern Dnemde Ateizm 22 Ateizmin eitleri 23 Teorik Ateizm 24 Pratik Ateizm 26 Ateizm Szcnn Yanl Kullanm 27 Ateizmin Deizm, Panteizm ve Agnostisizmden Fark 31 Ateizmin Olabilirlii 35 Ateist Ekoller Bilimsel Ateizm Materyalizm Pozitivizm Antropolojik Ateizm L A. Feuerbach Feuerbach Eletirisi Sosyopolitik Ateizm KMarx Marks Eletirisi 43 43 48 50 52 52 53 54 55 59

Psikanalitik Ateizm S. Freud Freud Eletirisi Varoluu Ateizm F. Nietzsche J. P. Sartre ada ingiliz Felsefesinde Ateizm Sorunu Analitik Felsefede Tann Kavramnn Eletirisi Tanr Kavramnn Tahlili Dogrulamac zmlemeler A. J. Ayer ve Dorulama lkesi Dorulama lkesinin Eletirisi Kari Popper ve Yanllama Eskatolojik Dorulama A. Flew ve Yanllama lkesi Yanllama lkesi Yanllama lkesinin Eletirisi L V/ittgenstein ve Fonksiyonel zmlemeler Dil Oyunu Din Olgusu nan Biimleri Ateistle Teist Arasndaki Fark Fonksiyonel zmlemenin Eletirisi Lengistik zmlemeler Konatif zmlemeler Dinin "Ahlak"a ndirgenmesi Dini nancn "Bir Tutum" Olarak Grlmesi Tanr Kavramnn Eletirisi Teistik Tanr Kavram Tann Kavram ile lgili Tartmalar Tanr Hakknda Konumak Tanr'nn Tanmlanmas Analoji Tezi Tann Kavramnn Reddi Tanr Dncesinin Kayna Kavramsal Eletiri

63 63 65 67 67 68 73 74 76 77 79 82 85 87 89 89 91 95 96 97 99 100 101 102 105 106 110 121 122 123 124 124 125 126 128 130

Aknhk Esizlik Zatiyet.... Yaratclk Tanm Eletirisi Nitelik Eletirisi Din Agnostisizm Teistik Kantlarn Eletirisi Tann'nm Varlnn Kantlanmas Kant Problemi Kantlara Duyulan htiya Kantlarn inanmadaki Rol Kantlarn Gereklilii Kantlarn Kabul Kantlarn Gc Kantlarn Ele Aln Biimi Ontolojik Kantn Reddi Ontolojik Kantn Mahiyeti Ontolojik Kantn Eletirisi Kant'm itirazlar Smart ve Findlay'in Eletirileri Ontolojik Ateizmin Eletirisi Kozmolojik Kantn Reddi Kozmolojik Kantn Mahiyeti Kozmolojik Kantn Eletirisi "Zorunlu Varlk" Eletirisi "Etken Neden" Eletirisi -- Teleolojik Kantn Reddi Teleolojik Kantn Mahiyeti Teleolojik Kantn Eletirisi Hume'un Eletirileri Flew'un Eletirileri Darwinizm Dini Tecrbe Kantnn Reddi Dini Tecrbenin Nitelii Dini Tecrbenin Eletirilmesi Moral Ateizm

130 131 131 132 133 135 137 143 143 143 144 146 146 148 149 150 151 151 153 154 155 156 157 157 161 161 163 165 165 169 169 171 172 174 174 176 191

Ahlak-Din ilikisi Teistik Ahlak Salt Ahlak .. Objektif Ahlak Sbjektif Ahlak Hmanist Ahlak Teistik Ahlakn Eletirisi Dini Ahlak Anlaynn Eletirisi Ktlk Problemi Ktlk Probleminin Nitelii Kant Olarak Ktlk Problemi Ktlk Probleminin Eletirisi Teistik Eletiriler Teistik Eletirilere Yant Sonu Kaynaka indeks

191 192 194 195 196 197 198 199 205 205 206 208 209 213 221 225 233

nsz

"Tanr'nn varl" meselesi insann en ok ilgi duyduu ve ze rinde durduu konulann banda gelmitir. Sadece teolojinin deil, felsefe tarihinin zellikle de gnmzde revata olan din felsefesi disiplininin birinci derecedeki konusu da yine Tanr'nn varl problemi olmutur. Pek ok insan iin Tanr topyekn yaamn ve varlklar alemi nin temel dayana olup, dncenin zorunlu olarak vard sonu ve akln kuku duymayacak derecede kabul ettii yce bir varlktr. Baz kiiler iinse O, her naslsa insan zihnine girmi olan ve bir trl atlamayan yapay bir idea ve zlemez bir problemdir. Yahudilik, Hristiyanlk ve islmiyet gibi byk dinin Tann inancn felsef bir slupla dile getiren ve savunan teizm birinci gu ruptaki insanlara ilham kayna olmu, teizmi hedef alarak eleti ren ve reddeden, bunun yannda her trl din ve Tanr inancna kar kan ateizm de ikinci guruptaki insanlara rehberlik etmitir. inan konusunda sadece teizm veya ateizm deil, birbirinden farkl olan deizm, panteizm ve agnostisizm gibi anlaylar da ken dilerine zg fikirleriyle dnce tarihindeki yerlerini almlardr. Ancak szkonusu ekoller arasnda en fazla tartlan ve gndemde kalan teizmle ateizmdir. Her ikisi de Tanr'nn varl ile ilgili, olumlu veya olumsuz, ak bir tavr taknm ve bu tavrlarn do rulamaya ynelik kantlar ileri srmlerdir. nsann var olduu bir yerde, Tanr inancnn ve bu inanca kar dncelerin ortaya kmasndan doal bir ey olmayacaktr. Tanr inanc ve bu inanca kar oluan tepkiler insann neredeyse 9

TEZM

YA

DA

ATEZM

evrensel bir tecrbesi olmutur. Birini dierinden ayr ett etmek veya aralarndaki ilikiyi doru saptamamak her halde konuyu b tnyle grmemek demektir. Her iki ekoln argmanlann gzard ederek yaplacak bir deerlendirme veya vanlacak bir sonu da eksik kalacaktr. Dolaysyla insanlk tarihinde teizm ne kadar nemli ise ateizm de ayn derecede nemli bir olgudur. Farkl inan ve dnceler insanlk tarihi iin bir zenginliktir, insanlarn dnen bir varlk olduklar gz nnde bulundurulur sa en hayati konularda dahi onlarn birbirlerine kart eyler syle meleri doal karlanmaldr. Anormal olan ey dncenin doal sonucu olan teorik zenginlii (eitlilii) eitli gerekelerle daralt mak ve sfrlamaya almaktr. nanan insanlarn fikirleri ve gelitirmi olduklar yakar bi imleri Tann'nm yceliini daha da artracak deildir. O zaten y cedir. Buna karlk inanmayan kiilerin fikirleri yznden de Tan r yok olacak veya yceliinden bir ey kaybedecek deildir. Yok luk ve hilik dncesi olsa olsa insann (ateistin) zihnindedir. n sanolu kendi kendisiyle (kendi zihnindeki fikirlerle) savamakta ve d dnyann gereini deitirdiini zannetmektedir. Halbuki bu tr dnceler d dnyadaki boluu veya kainatn yaratcs nn herhangi bir yere gitmesini gerektirmeyecektir. Szel kabuller veya szel olumsuzlamalar nmzde duran kainatn ve onun sa hibinin reel konumunda deiiklik yapmaz. Nitekim ateistlerin b tn argmanlarna ramen mutlak hilikten szedemeyiimiz bu nun en byk kantdr. Dolaysyla insanlarn yapabilecekleri ey inandklar veya inanmadklar eyin durumunu deitirmeye al mak yerine, kendilerinin ne kadar tutarl olup olmad ve mantk l konuup konumadklarn kontrol etmek olacaktr. Bu durum her iki ekol (teizm ve ateizm) iin de geerlidir. Felsefi dncenin ve insan aklnn hi te olumlu bakmad dogmatizmin bir kenara braklmas, ncelikle insanlarn bir eye niin inandn (veya inanmadn) sorgulamakla deil, O eye nasl ve hangi gerekeyle inandn (veya inanmadn) anlamaya almakla mmkn olacaktr. Geriye kalan i gerekiyorsa iknadr. Bunun tesinde yaplacak iler zorlama olacaktr. nsanlk tarihi de eitli zorlamalarn olumsuz neticeleri ve ac tecrbeleriyle dolu dur. Temennimiz bu tr zoraki dayatmalarla Tanr'nn herkese lt fettii gzel yaamn zehir edilmemesidir.
10

ONSUZ

Tann'nm varl meselesinin felsef deerinin yannda gn mzde kazanm olduu sosyolojik, psikolojik ve politik nem a lmamzn temel gerekesini oluturmutur. Eser, yedi blmden olumaktadr. lk blmde ateizmin tan m verilmi, tarihesi, eitleri, olabilirlii ve Tann'nm varl ile il gilenen ekollerle ilikisi zerinde durulmutur, ikinci blmde a mzda grlen ve kitleler zerinde etkili olan ateist akmlara ve nde gelen teorisyenlerine yer verilmitir. nc blmde Tanr inancyla ilgili olarak ada ngiliz Felsefesindeki tartmalar ele alnmtr. Yine bu blmde Tann'nm varl aleyhinde ileri sr len argmanlarla, Tanr kavramyla ilgili olarak yaplan "dorulamac", "fonksiyonel", "lengistik" ve "konatiP zmlemeler ince lenmitir. Bu zmlemeler bizlere konu hakknda yeni ve yararl perspektifler sunmaktadr. Drdnc blm teistik Tann kavra myla bu kavrama yaplan eletirilere aynlmtr. Beinci blmde ontolojik, kozmolojik, teleolojik ve dini tecrbe kantlarnn eleti risi ilenmitir. Altnc blm moral ateizm konusuna aynlm, bu erevede yaplan teistik ahlak anlaynn eletirisiyle, dinden ba msz olarak ortaya konan ahlak teorilerine deinilmitir. Son b lmde ise Tann inanc aleyhinde ileri srlen ve bu konudaki en ciddi argman olan ktlk problemi zerinde durulmutur. Bu eser Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits'nce 1996 ylnda doktora tezi olarak kabul edilen ada /ngitz Felsefe sinde Ateizm Problemi balkl almann ksmen deitirilmi ve ge niletilmi halidir. Eserin baz blmleri 1998 ylnda yazm oldu umuz Ateizm ve Eletirisi adl esere kaynaklk yapmtr. Bu kitabn hazrlanmasnda yardmlarn esirgemeyen deerli hocam ve danmanm Prof. Dr. Mehmet S. Aydn'a, metnini oku yarak dzeltmelerde bulunan Dr. sa Kayaalp'e, bata Muhammed ifti bey olmak zere yaymlanmasnda emei geen Kakns Ya ynevi alanlarna teekkr bir bor bilirim. Ufuk ac ve yararl olmas dileiyle. Dr. Aydn TOPALOLU stanbul-2001

11

Ateizm Problemi

Ateizmin Tanm
Ateizmin tanm konusunda tarih boyunca farkl yaklamlar sergilenmi ve deiik grler ileri srlmtr. Bunun nedeni de gerek teizmin ve gerekse ateizmin deiik biimlerde sergilenmi olmaisdr. Ateizm teriminin bazan n yargl biimde kullanlmas veya teizmin olduundan geni bir biimde tarif edilmesi de bu ko nudaki glkleri artrmtr. Ateizmin tanmlanmas veya anlalmas byk oranda teizmin tanmlanp anlalmasyla mmkn olacaktr. nk ateizm, teizmle birlikte ortaya kabilecek bir durumdur1 ve byk oranda da ona bamldr. Dorusu ateizmin teizmden bamsz olarak or taya kmas ve bir ka konu hari kendine malzeme bulmas da mmkn grnmemektedir. Ateizm bir anlamda teizme kar bir tepki olarak ortaya km tr. Ancak ateizm terimi gibi teizm de tanm konusunda problem lerle karlamtr. Dolaysyla teizmin farkl biimlerde alglanma s ateizmin tanmlanmasnda da skntlar dourmaktadr: Her ey den nce dnyann eitli yerlerinde birbirinden farkl teistik anla ylar grlmektedir. nsanlar teistik Tanr inancna sahip olmalar na ramen, farkl yaklam ve kabullere sahip olmulardr. Mesel yahudiler, hristiyanlar ve mslmanlar teistik Tanr inancna sahip 13

TEZM

YA

DA

ATEZM

olmalarna ramen kendi din anlaylarn n plana karm, dier lerinin Tanr yorumunu eitli gerekelerle reddetmilerdir. Hristi yanlarn enkamasyon ve teslis inanlanyla, yahudilerin kendileri ne has mill Tanr anlayna dierlerinin kar kmas bunun ak bir rneidir. Teistik dinlerin birbirinden farkl olmas bir tarafa, her dinin kendi ierisinde de farkl yorum ve uygulamalar grlmtr. Sz gelimi Hristiyanlk'ta, Katolikler'le Protestanlar'n kilise ayinleri dahil baz konularda farkl olmalar gibi. Bu ekilde teizmin deiik biimlerde yorumlanmas zde bir detaylarda ise farkl Tanr anla ylarna gidilmesine neden olmutur. 2 Felsefe tarihinde teistik Tann kavramn reddetmedii halde, bazan O'nun bir veya birka niteliini kabul etmeyen veya farkl yo rumlayan dnrler de grlmtr. Mesel, J. Stuart Mili, teizmin Tann anlayn ktlk problemi yznden yeniden yorumlam ve Tann'nn snrl bir gce sahip olduu kanaatine varmtr.3 Baz teistler de Tann'nn varln rasyonel bir problem olarak grmeyip O'nun varl lehinde kant getirme abalanna kar k mlardr. Kari Barth gibi fideistler (imana) Tann'nn varln ate istlerle tartma konusu dahi yapmam, geleneksel teistik yakla m da reddetmitir.4 Sonuta teistik gelenekte grlen farkl din ve Tanr anlaylan kar tarafta farkl tepkilerin ortaya kmasyla so nulanmtr. Ateizmin bamsz olarak ak bir biimde anlalmasn zorla tran dier bir unsur da ileride aklanacak olan deizm, panteizm ve agnostisizm gibi ekollerin Tanr konusuna farkl yaklamlan ol mutur. Aynca herhangi bir biimde Tanr inanc olduu halde ate ist olarak adlandmlan kiilerin varl, ya da ateist olduu halde ba z dnrlerin eitli gerekelerle farkl grnmeleri tanmlamada karlalan dier glklerdir. Her eye ramen btn bunlar ate izmin belirsiz ve karmak bir kavram olduu anlamna gelmemek tedir. Ateizm, teizm kadar olmasa da, dnce tarihinde nemli bir yere sahip olup gz ard edilemeyecek kadar belirgin bir olgudur. Teizme ynelttii eletiriler ve reddiyelerle gemite olduu gibi gnmzde de kendinden ska szettirmektedir. Felsefe tarihinde Tann'yla ilgili dnce ekolleri iin kullanlan terimler genellikle ya Yunanca'daki Theos'dan, ya da Latince'deki 14

ATEZM

PROBLEM

Deus'dan tretilmitir5. Ateizm terimi de Yunanca Tann anlamna gelen Theos'dan tretilen ngilizce "theism" kelimesinin bana "a" olumsuzluk n taksnn eklenmi halidir. Theism kelimesinin ba na getirilen "a" n taks, "amoral, atypical, asymmetrical" rnek lerinde grld gibi, nne getirildii terimin anlamn olumsuz ynde deitirmektedir. Yani teizmi Tanr inancna sahip olmak ve ya dier bir deyile Tann'nm varlna inanmak olarak anlarsak ate izmi de bu durumda terim olarak "Tanr inancna sahip olmamak" (tanrszlk) biiminde ifade etmemiz mmkn olacaktr.6 Trke'de ateizm terimini tam olarak karlayan ve yaygn kul lanma sahip olan bir terim mevcut deildir.7 Bununla birlikte ek siklerine ramen tanrtanmaz terimini ateizm karlnda kullan mak mmkndr. Ancak bu almada tanrtanmaz kelimesi yeri ne ateizm szc kullanlacaktr. nk kltrmzde bu konu da kullanlan terimler ya ateizm terimi kadar yaln olmamakta, ya da greceli olduu iin felsef bir probleme dikkat ekmekten te yarg ifade ederek tartmalara yol amaktadr.8 Ateizmin tanmlanmas ve anlalmas byk lde teizmin ne olduunun bilinmesiyle mmkndr. nk ateizmin reddettii Tann ncelikle teizmin Tann kavramdr.9 Teizm de ilhi dinlerin Tann inancnn zn oluturmaktadr. Bu dinlerde Tann olarak "ezel ve ebed olan, her eyi yapmaya gc yeten, her eyi bilen; evreni yaratan, dzenleyen ve koruyan, daima iyilii isteyen ve fiil lerinde zgr olan zat bir varla" inanlmaktadr. Dolaysyla sz konusu niteliklere sahip bir Tanrnn varln iddia etmek bir an lamda teizmdir. Teist de doal olarak teistik Tann kavramna ina nan ve onu savunan kiidir.10 Yaratc ve akn bir Tann'ya inanan ve bu inancn temellendirmeye alan insanlar teist olarak tanmlannca ateist de doal ola rak yaratc ve akn niteliklere sahip Tanr inancna sahip olmayan kii olarak karmza kacaktr. Ancak bu genel tanmlamann te sinde ateizmi daha ayrntl olarak ele almak ve btn boyutlaryla deerlendirmek zorunluluu vardr. Tann Dncesine Sahip Olmamak Charles Bradlaugh, Antony Flew, Annie Besant (1847-1933) ve D'Holbach gibi dnrler ateizmi "Tanr fikrine sahip olmamak" 15

TEZM

YA

DA

ATEZM

biiminde anlam ve tarif etmilerdir. Bu yaklama gre Tann'nn varlnn reddedilmesi veya yalanlanmas ilk planda sz konusu deildir. Bu tanma gre Tanr gerek insan zihninde gerekse d dnyada mevcut deildir. Var olmayan bir ey hakknda da herhan gi bir kavrama veya bilgiye sahip olunamaz. Dolaysyla byle bir varl kabullenmek veya reddetmekten sz etmek de yersizdir. Mutlak ateizmi savunan Bradlaugh'a gre ateist kendisini Tan n'nn varln inkar eden kii olarak grmemelidir. nk ateist zaten Tann fikrine sahip deildir. Dolaysyla o kii, hakknda fikri bulunmayan bir eyi de inkar edecek durumda olamaz.11 Annie Besant'a gre ateist, "Tann yoktur" demeye ihtiya duymaz. nk Tann'nn varlnn yalanlanmas iin O'nun ne olduunun anlal mas gerekecektir. Ancak hi kimse kesin olarak Tann'y tanmlayamam, O'nun hakknda yeterli bilgi elde edememitir. Ateistin inkan Tann tanmlandnda balayacaktr ki bu da mmkn deil dir. 12 John Lubbock'a gre ateizm Tann'nn varln yalanlamak tan ok O'nun hakknda kesin bir dnceye sahip olmamaktr. 13 Ateizmin yukanda grld gibi "Tann fikrine sahip olma mak" biiminde tanmlanmas eitli problemleri gndeme getir mitir. Bu tanma gre ateist herhangi bir eyi iddia etmediini ifa de etmektedir. Dolaysyla kendisinde grlerini temellendirecek kantlan getirmeyi zorunlu grmemektedir. O'na gre Tann'nn varln iddia eden kii teisttir. Dolaysyla ateistten ok teist ken di iddiasn destekler kantlar getirmekle ykmldr 14 . Bu tanm erevesinde bir insann tamamen inansz olup ola mayaca da tartma konusu olmutur. Bradlaugh ve D'Holbach gi bi dnrler bir insann tamamen inansz olabileceini sylemi lerdir. Bunlara karn ileride grlecei gibi insann hibir ekilde inansz olamayacan iddia edenler de vardr: Hibir ekilde Tann dncesine sahip olmamak salt ateizm ola rak da adlandnlrken bu tr bir ateizmi temellendirmeye alan ve dolaysyla Tann kavramna kar sava aanlara da mutlak ateist de nilmitir.15 Sz gelimi Baron D'Holbach kendisini inansz olarak ta nmlam ve Tann hakknda herhangi bir dnce ya da inanca sahip olmadn belirtmitir. Holbach'n ilgin bir zellii de btn ocuklan ateist saymasdr. nk ona gre ocuklar Tann dncesine sahip deildir ve bu nedenle ateist olarak deerlendirilmelidir.16 16

ATEZM

PROBLEM

D'Holbach'm bu fikirlerine katlmak mmkn deildir. Nite kim mutlak ateizmin imkanszlndan bahseden pek ok d nr km bu tr fikirleri dikkate almamlardr. Bunlarn arasn da teizmin geleneksel Tanr anlayn eletiren David Hume ve Voltaire gibi filozoflar dahi bulunmaktadr. Ayrca teizmin snrla rn geni tutan ve inan konusunda daha msamahakar davranan pek ok dnre gre herkes bir inanca sahiptir. Ateist oldukla rn iddia edenlerde dahi bir ekilde Tanr inanc bulunmaktadr. Bu problemle ilgili tartmalara ateizmin imkan konusunda tekrar deinilecektir. Tanr'nn Varln Reddetmek Ateizm birinci tanmdan biraz farkl olarak daha dar anlamda Tanr'nn varln bilinli biimde reddetmek olarak tanmlanm tr. Bu tanma gre ateist bir yandan Tann'nn varlna inanma makta dier yandan ise bilinli olarak O'nun yokluunu gstermek iin kant getirmeye almakta, dier bir deyile Tanr'nn varl lehinde ileri srlen kantlan rtmeye gayret gstermektedir. Bu srete ateist, teist tarafndan Tann'nn varl lehinde ileri srlen iddialan eletirmekte ya da Tann'nn varl aleyhinde 'ktlk problemi' gibi speklatif tezler ileri srmektedir. Ateizmin bu biimine eletirel, speklatif, rasyonalist ya da te orik ateizm adlar da verilmitir. Bu tr ateizm kendi ierisinde ne gatif ve pozitif olmak zere ikiye aynlmaktadr. Baz insanlar sade ce dnce asndan ateist olmakta ancak teizmi eletiri iin zel bir gayret gstermemektedir (negatif ateist). Bir ksm ise ateist ol makla kalmayp Tann inancna kar ciddi eletiriler getirmeye a lmaktadr (pozitif ateist). Teorik ateizme pozitif ateizm denmek tedir17. Felsefede asl nemli olan ateizm biimi de budur. Ateizmin "Tann'nn varln reddetmek" biiminde tanmlan mas daha ok teistlerden kaynaklanmaktadr. nk onlar teizmi esas almakta ve ateizmi bir tepki olarak grmektedirler.18 Bu tan m ileri sren teistlere gre Tann zaten vardr. Yokluunu dn mek mmkn deildir. Dolaysyla varlnda kuku bulunmayan Tann'y ateistler bilinli olarak reddetmilerdir. Teistlere gre ateizmin, "Tanr'nn varln inkar etmek" ola rak tanmlanmas, doal olarak ateiste inkann aklama ve temellendirme zorunluluu yklemektedir. Aksi takdirde ateist bu nok17

TEZM

YA

DA

ATEZM

tada teist asndan dogmatik durumuna dm olacaktr. n k gerekesiz olarak Tann'nn varl konusunda olumsuz tavr taknmaktadr. Bu durumun farknda olan pek ok ateist Tanr'y reddetme gerekelerini aklamaya ve eletirilerini de sralamaya almtr. Baz ateistler sadece teistik Tanr'y reddetmekle kalmayp nite likleri ne olursa olsun btn Tanr anlaylarna kar olumsuz yak lamtr. Yani bir anlamda o mitolojik, din ve felsef Tanr kavram larnn tmn reddetmitir. Ateizmin snrlan bu anlamda geni tutularak ya mutlak inanszla indirgenmi 19 , ya da tamamen ma teryalist bir tutum sergilemitir.20 Aka Tann'nn varln reddeden ateist doal olarak Tanr kavramyla ilgili olan mucize, vahiy, peygamberlik, lmszlk ve ahiret yaam gibi inanlan da reddetmektedir. lhi dinlerin akn Tanr kavram yannda, Eski Yunan ve Roma'daki klasik antropomorfik (insanbiimli) tanrlarla, Afrika'daki kabilelerin inanlarn da var olan yresel doa st anlaylar da bir kenara brakmakta dr. Bunlarn yannda Budizmin ve Hinduizmin transandantal anla ylar da ateist iin bir anlam ifade etmemektedir.21 Yani ateist a sndan gerek mitolojik ve gerekse teolojik olsun btn Tann anla ylar reddedilmelidir. Bu kitapta teistik Tanr anlaylanna kar yaplan eletirileri ele alacamz iin teistik olmayan inanlann eletirisine ve reddine gi rilmeyecektir. Kald ki teistik olmayan Tann kavramlannn redde dilmesinin ateizm olup olmad da tartmaldr. nk bunlara gre ateizm, teizmin eletirisi ve reddidir. Bu anlamda bir Hindnun veya eski Yunanlar'n panteonlarn (tanrlar) reddetmek ate izm olmamaktadr.22 Tanr'y Yaama Sokmamak Ateizm nc olarak "Tanr'y yaama sokmamak" veya dier bir deyile "sanki Tann yokmu gibi yaamak" biiminde tanmlan mtr. Genelde pratik ateizm de denilen bu yaklama gre ateist gnlk davranlarnda Tanr'sz bir dnya ve Tanr'sz bir yaam istediini gstermekte ve bu ekilde hareket etmektedir. Bu gr savunan dnrlere gre ateistin ilkece Tanr'y bilinli olarak red detmesi veya reddetmemesi o kadar nemli deildir. O kiinin te18

ATEZM

PROBLEM

orik olarak ateist olmas da gerekmemektedir. Hatta kendini aka ateist olarak tanmlamas da art deildir.23 Bu gruba giren ateistler kendi aralarnda aktif ve pasif olmak zere ikiye ayrlmaktadr: Pasif ateistler din fenomeni ve Tanr inancyla hesaplamas olmayan buna karn kendi ilerine kapan m kimselerdir. Bu tr ateistlerin, teistlerle veya dindarlarla da bir problemi bulunmamaktadr. Aktif ateistler ise Tann inancn red detmekle birlikte gnlk yaamnda kendilerine Tann'y hatrlatan her trl dnceye, sembole ve inanca kar sava amlardr. Bu uran temelinde de din deerlerin bir anlam ifade etmedii sade ce kendi deerlerinin geerli olduu arzusu yatmaktadr. Yaantla rnda Tann'ya sava am olan bu tr ateistlere bazan militan veya eylemci ateistler de denmitir. Feuerbach, Marx ve Nietzsche bu tr ateizmin teorik ncleridir. 24 Tann'nm Varlna lgisiz Kalmak Bir ksm dnrlere gre ateizm, Tann'nn varln veya yokluunu tartma konusu yapmadan her ikisinin de eit derece de anlamsz bir i olduunu ne srmektir. Bu anlay erevesin de Tann'nm varlna veya yokluuna ilgisiz kalnm byle konu larla uralmamas gerektii ileri srlmtr. Bunlara gre insan, sadece var olanla yetinmeli grnen alemin tesinde bir ey arama maldr. Dolaysyla dnyann tesindeki herhangi bir varlk hak knda olumlu ya da olumsuz bir yargda bulunmak ya da konu mak anlamsz bir i yapmaktr. Bu kiilere gre Tann'nn varln iddia edenler kadar yokluunu kantlamaya alanlar da yanlgya dmlerdir. Bu anlayn ileri gelenleri kendilerini klasik anlamda ateist ola rak adlandrmaktan kanmlardr. nk onlara gre ateist an lamsz bir kavram (Tann) hakknda olumsuz da olsa bir fikir yrt mtr. Temsilcileri arasnda Otto Neurath, F.Waismann ve AJ.Ayer gibi filozoflarn da bulunduu mantk pozitivizm ekol bu tr bir anlayn glenmesinde byk rol oynamtr.25 Grld gibi ateizm bazan zihinde Tanr dncesinin bu lunmamas, bazan Tann'nm varlnn bilinli bir biimde reddedil mesi, bazan Tann yokmu gibi yaanlmas, bazan da Tann'nn var lna ilgisiz kalnmas (varln veya yokluunu tartmay anlam sz bulmak) biiminde tanmlanmtr.
19

TEZM

YA

DA

ATEZM

Yukardaki tanmlara bakldnda Tann'nn varlnn redde dilmesinin ortak bir nokta olduu grlecektir. Ancak filozoflarn ilkeleri, hedefleri ve teizme yaklam biimleri durumlarn farkllatrmtr. Detaylardaki bu farkllk da problemin karmakln dan kaynaklanmtr. Dorusu teizm iin de benzer eyleri syle mek mmkndr. Gerek teolojik ve gerekse felsef olsun Tann hakknda pek ok anlayn hatta birden fazla teistik yorumun bu lunmas da bunun kantdr.26 Ateizmin Tarihesi Ateizmin tarihi Tanr inanc kadar olmasa da ok gerilere kadar gitmektedir. Ancak tarihi ok eskilere giden bu ateizm biimi, bu gnk anlamda anlalan teizmin sistematik eletirisi veya reddi gi bi deildir. Sadece ilk dnemlerde genel anlamda bir inanszlktan sz edilebilir. Ateizm ncelikle Tann inancna kar bir tr tepkidir. Dolaysyla ateizmin Tanr inancnn bulunduu ve bu inancn dile getirildii yerde ortaya kma ihtimali vardr. Felsef bir ekol olarak teizmin btn ynleriyle birlikte kurulmad dnemlerde eletirel ateizmden bahsetmek de sonuta zor olacaktr. ster geni anlamda herhangi bir Tann anlayna kar inanszlk olarak dnlsn, isterse teknik anlamda "teizmin reddi" olarak alnsn, ateizmin ta rihesini ana hatlaryla lka, Yenia ve Modern olmak zere dnemde ele almak mmkndr. tlka'da Ateizm ilka felsefesi (Antik dnem) denilince dar anlamda Yunan felsefesi ile bu felsefeden domu olan Helenizm-Roma felsefesi an lalmaktadr. Fikr oulculuun bulunduu bu dnemde ncelik le doa zerine yaplm almalarn fazlal dikkat ekicidir. lk Yunan dnrlerinin baz bilgilerini Dou'dan ve evre kltrler den aldklar bilinmektedir. Dolaysyla ilka denilince akla sade ce eski Yunan kltr gelmemelidir. Bu dnem ierisinde Uzakdo u ve Hint kltr evrelerinin yannda Msr, Mezopotamya (S mer, Akad, Babil, Asur), Hitit, Fenike, Yahudi, Pers, Roma ve Kartaca kltrleri de nemli bir yer tutmaktadr. lonia'da (bugnk iz mir ve Aydn illeriyle karsndaki adalar) yaayan ilka dnr leri genelde doa zerine aratrma yapm ve eserlerini de bu a lmalarn sonularna gre kaleme almlardr.
20

ATEIZM

PROBLEMI

Ateizmin geni anlamda inanszlk (unbelief) olarak grld bu dnemde Epikrcler, iero ve Sextus Empiricus gibi p heciler ve Atinal sofistler gze ilk arpanlardr. Yaamn amacnn zevk ve mutluluk olduunu dnen Epikr (m.. 341-270) ve kurucusu olduu okul, hmanist fikirleri savuna rak Demokritos'un (m.. 460-370) atomculuunu benimsemi, ev renin madd varlklardan ve boluklardan olutuunu ileri srm tr. Bunlar kendilerinden sonraki pek ok ateiste de rnek olmu ve evrenin anlalmasnda metafizik yaklamlar reddetmilerdir.27 Yenia'da Ateizm XVII. yzylda gerekleen Rnesans'la birlikte felsefede yeni bir anlay ortaya kmtr. Aklcln egemen olduu bu yeni d nemde bilgi yntemi en temel sorun haline gelmitir. Sadece doal bilimlerin deil din gereklerinde aklla temellendirilebilecei ka naati yaygnlamtr. XVIII. yzylla birlikte Aydnlanma dnemi balam, metafizie kar sistemli bir phecilik olumutur. Bilindii gibi Ortaada gerek felsef ve gerekse teolojik adan semitik dinlerin egemenlii sz konusudur. Monoteizmin arln hissettirdii bu dnemde birtakm gerekelerden dolay ak bir inanszlk grlmemitir. Her ne kadar bu dnemde hristiyan dnyasnda kiliseye ve kilise retilerine kar iten ie bir tepki ve nefret olumusa da bunlar gizlilikten kurtulamam ve basklardan dolay aa kamamtr. Vanini ve Bruno gibi kiliseye aykr ko nuan kiiler de bu dnemde yarglanm lme mahkum edilmi lerdir. Aydnlanma dnemiyle birlikte ortaya kan ve Modern d nemde iyice belirginleen din dmanlnn temelinde de Orta a'da kilisenin Tanr adna yapm olduu insanlk d uygulama larn byk rol olmutur. Ortaa'da felsef anlamda ateizmin ortaya kamaymn iki te mel gerekesi bulunmaktadr. Bunlann birincisi yukanda da ksaca ifade edildii gibi kilisenin basks olmutur, ikincisi ve bize gre en nemli olan ise ateizmin ortaya kabilecei teorik bir boluun bulunmam olmasdr. Ortaa'da din dnce zirvede olmu ve ok eitli dnrler tarafndan dile getirilip temellendirilmitir. Dolaysyla o dnemde sadece basklardan dolay deil, gl teolo ji geleneinden dolay da ateistlerin entelektel dzeyde aznlkta kaldklar grlmtr. 21

TEZM

YA

DA

ATEZM

slm dnyasnda da Ravendi ve Rzi gibi dnrler bu d nemde din inanlar eletirmilerdir. Ancak bu dnrlerin fikir lerine bakldnda bu kitapta ele alman ateizmi grmek yerine da ha ok deizmin izlerine rastlanmaktadr. Yani bir anlamda bu kii ler Tann'nn varlyla deil de din kurumlarla ya da peygamberlik kavramyla mcadele etmektedirler. slm dnyasnda bu dnr lerin yan sra zaman zaman ateistlerle ayn izgiye konan, dehri ve zndk diye adlandrlan kiiler de olmutur. 28 Ancak btn bunlar mevcut tartmalarn ok uzanda yer almlardr. Aydnlanma dneminin en ateli ateisti Baron D'Holbach Doa Sistemi (The System of Nature) adl eserinde materyalizmi savun mu, insanlarn mutsuzluunu doay yeteri kadar tanmaylanna balam, ahlak kntnn de dinden kaynaklandn belirtmi tir. D'Holbp.ch dinin yan sra panteizmi ve Tanr anlayna yer ve ren dier ekolleri de eletirmitir. Holbach'a gre Tanr inanc in sandaki mistik eilimlerden kaynaklanmtr. Tanr fikrine sahip olan insan ruhu, o dnceyi benimseyerek, iirsel bir biime sok mu ve kiiselletirmitir. Yine insan doas da bilinmeyen ve anla lmayan hayal kavramlara byk nem vermitir. O halde D'Holbach'a gre temelsiz olan Tanr kavram ve din olgusu ortadan kal drlmaldr.29 Baron D'Holbach'n yannda Anthony Collins, Thomas Paine, Deni Diderot, Le Mettrie ve P. B. Shelley bu dnemin nde gelen ve dine kar kan dnrleridir. 30 Modern dnemde baz evreler gemite grlen ve insanln haynna olmayan yorum ve uygulamalar ateizme ve materyalizme basamak olarak kullanm, dine ve Tann inancna kar olan nefre ti krklemilerdir. Ancak dnsel dzeyde sadece felsef bir ter cih konusu olan ateizmin Modern dnemde baz politikalara alet edilmesi ve ideolojilere temel klnmas insanl ayr bir felakete srklemi, din banazln yol at felaketlerden daha byk ac ve straplara zemin hazrlamtr. Modern Dnemde Ateizm Ateizm XIX. yzyldan itibaren Bat'da yeni bir karakter kazan mtr. Bu dnemde ateizm Tanr'nm varl hakknda ileri srlen delilleri reddetmekten ok, O'na atfedilen nitelikleri eletirmeye ynelmi, sonlu bir varlk olan insanla ebed bir varlk olan Tan r'nm birlikteliinin imkansz olduunu ileri srmtr. 22

ATEZM

PROBLEM

Modem dnemde Tann'nn varl, ateistlerce insann zne yabanclamas ve zgrln kaybetmesi asndan temel bir problem olarak gzkmtr. 31 Bu dnemde nsan zgrl ile Tanr iradesi arasnda derin bir uurum olumu ve ateistler kendi lerini bu ikilem ierisinde bulmulardr. nsan Tanr'ya tercih ede rek zihinlerindeki sorunu zmeye almlardr. Schopenhauer, Feuerbach, Marx, Nietzsche, Freud, Sartre ve Ayer gibi dnrler Modern ateizmin ncleridir. Bu dnemde genelde btn dinler, zelde ise Hristiyanlk, ciddi bir biimde reddedilmitir. Ayrca mitolojik, teolojik ve felsef Tanr kavramla r da kapsaml olarak eletiriye tbi tutulmutur. Modem dnemde ateizm felsef bir problem olmaktan te bazan politik bir yaam biimi haline getirilmi ve ideolojik bir dn ya gr olarak sunulmaya allmtr.32 zellikle Kari Marx, F. Engels ve V. I. Lenin'in grlerinden hareketle kurulan sosyalist ynetimlerde ateizm komnist partilerin propaganda arac olarak kullanlmtr. Eski Sovyetler Birlii'nde ve sosyalizmin hakim ol duu baz nc dnya lkelerinde ateizm, Marksist ve Leninist dnya grnn ayrlmaz bir paras olarak deerlendirilmi ve "bilimsel ateizm" adyla takdim edilmitir. Materyalizmin mutlak doru olarak kabul edildii eitim sis temlerinde ateizmin bilimsel (materyalist) temellere dayand sy lenmi, dinin de toplumsal bir olay (itimai hadise) olarak grld ifade edilmitir. Bu ynyle de ilm ateizm kendisini Bat'daki felsef ateizmden ayr grm, Marksist ve materyalist olmayan ate istleri burjuva ateistleri diye nitelemi, onlarn kavramlarn ve yn temlerini eletirmitir.33

Ateizmin eitleri
Ateizmin tanm verilirken detaylardaki farklla deinilmiti. Bunlarn yannda ateizmi kavramsal dzeyde teorik ve pratik olmak zere ikiye ayrmak mmkndr. 34 Teorik ateizm de kendi ieri sinde pozitif ve negatif, pratik ateizm ise aktif ve pasif olmak zere yine iki ksma ayrlmaktadr.

23

TEZM

YA

DA

ATEZM

Teorik Ateizm Teorik ateizm, zihn bir aba ile Tanr'nn varln reddetmek ve varl lehinde ileri srlen kantlan rtmektir. Bu tr bir ate izm, genelde entelektel abann ve bir zihin ileminin sonucu ola rak ortaya kmaktadr. Speklatif ateizm olarak da tanmlanan ate izmin bu eidi, teizmin iddialarna ve Tanr kavramna teorik sevi yede eletiri getirmitir. Teorik ateizmin de negatif ve pozitif olmak zere iki biimi bu lunmaktadr. Negatif ateizm, mutlak ateizme benzer bir biimde te melde Tanr fikrinin var olmadn iddia etmekte ve bu konuda eletirilecek bir ey bulunmadn ileri srmektedir. Dolaysyla negatif ateizmi savunanlar bir anlamda mutlak ateizmin savunma sn da yapmlardr. Pozitif ateizm de teorik seviyede bilinli ola rak Tanr'y reddetmektir. Bu tr ateizm de sradan bir Tann ya da din anlay deil zellikle teistik Tanr kavram hedef alnm ve sistematik bir ekilde rtlmeye allmtr. Ateizmin tanmlanrken snrlarnn dar veya geni tutulmas te orik ateizmin negatif ve pozitif olmak zere ikiye ayrlmasnda nemli bir rol oynamtr. Ancak sonu itibariyle ikisinin de vard nokta ayndr. En azndan negatif ateizm pozitif ateizmin eleti rilerini kabul etmekte ve teizm karsndaki tutumunu destekle mektedir. Pozitif ateizm de her ne ekilde olursa olsun Tann fikri ne veya kavramna sahip olunmamak biimindeki negatif ateizmi kabul etmekte ve hatta bu kabuln felsef temellerini bulmaya a lmaktadr. Dolaysyla teorik ateizm hem teist olmamak (Tann kavramna ve Tann kavramyla ilgili inanca sahip olmamak) hem de teizmi eletirerek tutarszln ortaya koymaya almaktr.35 Ateizmin snrlarnn geni tutulmas birtakm glkleri de be raberinde getirmitir. Buna karn teizmin de geni anlamda ele alnmas ve olabildiince geni yorumlanmas da benzer glkleri ortaya karmtr. Tann dncesine sahip olmamann ateizm olarak deerlendi rilmesi ateizmin tanmnda maksad amak biiminde grlmekte dir. Sz gelimi herhangi bir biimde de olsa Tanr dncesine sa hip olmayan insanlarn varlndan sz etmek olduka gtr. Kal d ki insann doduu andan itibaren Tann kavramna sahip olma d iddias bir an iin kabul edilse dahi bu durumun ateizm olarak degerlendirilemeyecei ileri srlmtr. Bu gr paylaanlara 24

ATEZM

PROBLEM

gre teistik Tanr kavramn bilmeyen bir insann O'nu yalanlama gibi bir tutum ierisine girmesi sz konusu olamaz. Bu durumdaki bir insann geleneksel ayrma tbi tutularak zellikle ateist, teist ve ya agnostik olarak adlandrlmas da zor grnmektedir. nk bir insan, dncesi olmad herhangi bir konuda koulsuz reddetme, inanma veya tarafsz kalma durumunda olamaz.36 Dolaysyla ate izmin geni anlamda tanmlanmas ve Tanr fikrine sahip olmayan herkesin ateist olarak deerlendirilmesi kabul grmemitir. Nitekim Nagel'e gre Tann'y bilmeyen ve dinin ne olduu ken disine retilmeyen bir ocuk, teizmin herhangi bir iddiasn reddet me durumunda deildir. Dolaysyla bu kii iin ateist denemez. Yine bir insann evresindeki dinden bilinsizce uzaklamas veya teolojik problemlere kaytsz kalmas da ateizm olarak grlmemelidir.37 Teorik ateizmin dier bir eidi olan pozitif ateizm ise dne rek ve tartarak Tann'nm varln reddetmektir. 38 Ateizm denilin ce akla bu tr bir yaklam gelmektedir. Teorik veya speklatif ate izm tanmlar da genelde pozitif ateizm iin kullanlmaktadr39. nk pozitif ateizm teorik problemlerle ilgilenmekte, entellektel seviyede teizmin doktrinlerini ve inanlarn hedef alarak rtme ye almaktadr.40 Bu srete teizmin eletirisi ve reddi bilinli ola rak yaplmaktadr. Pozitif ateizmde negatif ateizme kyasla snrlar daha dar tutulmakta, zellikle teistik Tann anlay hedef alnmak tadr. Bu srete teistik Tann kavram tahlil edilmekte, lehinde ile ri srlen kantlar eletirilmektedir. Felsefede asl nemli olan ate izm tr de teorik seviyedeki pozitif ateizmdir. Teorik ateizm btn gcn teizmin ve teistik Tann kavram nn zerinde younlatrmaktadr. Yani evrensel olmayan snrl din ve Tanr anlaylar teizm olmad gibi teorik seviyede bunlar ate istin problemi de deildir. nk ateistin eletirisine gereke olu turacak bu anlaylar kavramsal nermelere, tezlere ve yaamsal id dialara sahip deildir, insanlara alternatif bir dnya gr de sun mamaktadr. Buna karn teizm ise, kendi ierisinde btnln kurmu bir sistem olarak teolojik ve metafizik iddialar iermekte dir. Evrenle ilgili olarak ontolojik, kozmolojik ve teleolojik tezler ileri srmektedir. Yine yaamla ilgili olarak metafizik ilkeleriyle ahenkli moral deerler ortaya koymutur. Sonuta ateistin teorik seviyede problem edindii konu teizmin ilkeleri, kabulleri ve 25

TEZM

YA

DA

ATEZM

inanlardr. Bu da ateizmin teizm tarafndan beslenmekte olduu nu ve kendisine malzeme bulduunu gstermektedir. Pratik Ateizm Pratik ateizm, "bir insann yaamn sanki Tanr yokmuasna srdrmesi din inanlara, deerlere ve tapnmalara kar duyarsz kalmas" olarak tanmlanmtr. Byle bir ateist bazan Tann'mn var ln kendine problem de etmemektedir. Pratik ateizmde her za man Tann'nn aka reddedilmesi veya dinin eletirilmesi sz ko nusu olmayabilir. Bu tr bir ateizm bilinsizce yaplabildii gibi ba zan da teorik temel zerine de kurulabilmektedir. Bu noktada te orik ateizmle arasnda yakn bir iliki sz konusudur. Pratik ateizm kendisini en ok moral deerler konusunda gs termitir. Hatta ou zaman, moral deerlerle Tann'nn varl ara snda kurulan yakm iliki nedeniyle, pratik ateizm polemik konu su yaplmtr. nsanlar arasnda ateizme kar oluan nyarglarn temelinde de bu tr bir ateizm anlaynn rol byktr. Sz gelimi baz zamanlarda ateistler ahlakszlkla sulanmlardr. Ateizm teriminin bu ekilde karmak hale gelmesi ve farkl yorumlara e kilebilmesi XIX. yzylda baz ateistleri rahatsz etmi ve onlar top lum ierisinde farkl grnmeye zorlamtr. Mesel 1841 ylnda ngiltere'de inanszlndan dolay yarglanan Holyoake ateist ol masna ramen ahlakszlk ithamndan uzak kalmak iin kendisim sekler (laik) ilan etmitir. Bir dier ateist Bradlaugh ise, 1868 ve 1869 yllarnda inkarc olmak ve ayaklanmay tevikle sulanm 41 ve moral deerlerden yoksun olmakla itham edilmilerdir.42 Pratik boyutlarndan dolay ateizm, bazan ykc olarak takdim edilmi ve bu nedenle ateistlerin toplum zerindeki nfuzlar n lenmeye allmtr. Szgelimi "ahlakszlk" sulamasnn silah olarak kullanld Hristiyan kltrnde kilisenin karsnda yer alanlar bu ve benzeri ithamlarla sindirilmeye allmtr. Benzeri tavra btn toplumlarda rastlamak mmkndr. Sadece dini ku rumlar deil baz mehur filozoflar dahi ateizmi ahlakszlkla bir tutmutur. Sz gelimi J. Maritaine ahlakszlkta ve ikiyzllkte ile ri gidenleri ateist olarak deerlendirmi, ahlakszl bir anlamda ateist olma nedeni saymtr.43 Ortaa Avrupas'nda din taassubun yaygn olduu zamanlarda ateizm, ahlakszlk ve ilkesizlik eklinde anlalmtr. Dolaysyla
26

ATEZM

PROBLEM

ahlakszlk ithamlarndan uzak kalmak iin birok kii dnceleri ni aka ifade edememi, ancak yazlarnda hissettirmitir. yle ki Ortaa'n mehur hristiyan filozofu Thomas Aquinas dahi ateistle rin lm cezas ile cezalandrlmas gerektiini yazmtr.44 Bu ge rekelerden dolay ateizm Bat toplumunda bir sre deiik klflara girmi ve bu yzyln balarna kadar aka ortaya kamamtr. Ahlakszln inanszlkla bir tutulduu dnemlerde toplumun gelenek ve greneklerine aykr yaayanlara da ateist denmitir. Hatta XX. yzyln balarna kadar Amerika'nn baz eyaletlerinde ateistlerin mahkemelerde ahitlik yapmalarna izin verilmemitir. Gereke olarak da hiret inanc olmad iin bu insanlann yargca doruyu syleme zorunluluu hissetmeyecekleri gsterilmitir.45 Buraya kadar aklamaya altmz teorik ateizmle pratik ate izm arasnda dorudan bir iliki sz konusudur. zelikle XIX. yz yldan itibaren teorik ateizm, pratik ateizm iin bir temel oluturma ya balamtr. Ateistlerin sadece fikir dzeyinde kalmayp yaant da ahlakszlk ithamyla karlamadan Tann'y aka reddetmeleri salanmtr. Moral deerler asndan ortaya kan skntlarn ve glklerin almasnda da teorik ateizmin rol byk olmutur. Bununla birlikte entelektel adan dini ve Tanr inancn sor gulayan dnrler pratikte ateizm adna yaplan ve moral deerle re ters debilecek hareketleri de ho karlamamlardr. zellikle bir ksm insanlar ateizmin materyalizme ve nihilizme indirgenme sine kar kmlardr. Bat'da ateizmin pratik endielerden dolay ykc olarak dnl mesi ve toplumdaki gizliliini srdrmesi Hegelci filozoflara kadar srmtr. Onlar tarafndan ele alman ve aktan tartlan ateizme teorik bir seviye ve poplarite kazandrlm, bilim, kltr ve ahlak yaamla ilgili klnm, eitli ortamlarda gndeme getirilmitir.46 Ateizm Szcnn Yanl Kullanm Ateizm szc bazan snrlarnn geni tutulmas bazan da deizm, panteizm veya agnostisizm gibi ekollerle kartrlmas ne deniyle yanl kullanlmtr. Yanl kullanm elbetteki ateizmin aka iddia edildii veya savunulduu durumlarda sz konusu deildir. 27

T E ZM

YA

DA

ATEZM

Ateizm terimi, baz durumlarda bir bakasn itham biiminde kullanlm ateizm iddiasnda olmad halde baz kiilerin sulan dklar grlmtr. Yine birtakm teistler de inan kavramnn s nrlarn geni tutarak kimseyi darda brakmam hatta ateist ol duunu iddia eden kiilerin bile inanl olduklarn sylemilerdir. Gerekte ateist olmad halde bu ekilde gsterilmenin teorik ve pratik gerekeleri bulunabilmektedir. Bunlann arasnda Tann hakknda farkl yorumlara sahip olmak, geleneksel anlaytan kop mak, mevcut yerel inanlara aykr eyleri dile getirmek, ya da top lumun mevcut deer ve ilkelerine ters dmek gibi etmenler bulun maktadr. Bu konuda Sokrat ve eski Msr krallarndan Akhenaton gibi iki nemli rnek vardr. Yaadklar toplumun tanrlarn, sem bol ve ilgili figrlerini benimsemeyen bu kiiler ateist olmakla yar glanarak ldrlmlerdir. Bunlardan Akhenaton monari yneti mini ve halkn Tanr diyerek tapt figrleri reddederek "Aten" ad l gne tannsm benimsemitir.47 Burada ilgin olan nokta ok tannc (politeist) bir ortamda tek tanrcln dinsizlik sulamasyla karlam olmasdr. Akhenaton'dan yaklak 1000 yl sonra Atina'da Sokrat da ayn akbete uramtr. Bilindii gibi Sokrat Apologia'smda site tanrlar n ve site ierisindeki mevcut tanrsal deerleri reddetmitir. Dola ysyla O, Meletus tarafndan tanrlara inanlmamas gerektiini retmekle sulanmtr. Ancak Sokrat ateizmle sulanmay yanl bu larak reddetmitir. 48 lk hristiyanlar da site tanrlarm reddetmelerinden dolay ate ist olarak sulanmlardr. Hristiyanlar kendilerini site tapnakla rndan, sembollerden, din trenlerden ve put diye adlandrdklar heykellerden uzak tutarak, sitedeki sosyal hayattan ekilmilerdir. Bu sulamalara karn ilk hristiyanlar kurbanlara, araba ve tts lere ihtiyac olmayan, yaratc, gerek Tanr'ya inandklarn belirt milerdir. Dolaysyla gerek Tanr'y inkar etmediklerini sadece si te tanrlarna kar ktklarn sylemilerdir. ayet byle davran mak ateizm anlamna gelecekse bu yzden ateist olmaya da hazr olduklarn itiraf etmilerdir.49 Yukardaki sulamalarla ilgili olarak ilk hristiyanlarla ilk ms lmanlar arasnda benzerlikler grlmektedir, ilk mslmanlar da Hz. Muhammed'in nderliinde Mekke'deki mevcut putlar ve pa ganizmi reddetmi, toplumda yaygn olan sihir, by ve falclk gi28

ATEZM

PROBLEM

bi inanlar kabul etmemilerdir. Bu durum karsnda kendi yap tklar putlara tapan, Tanr'ya ortak koan ve tek Tanr inancn be nimsemeyen Mekkeliler mslman olan kiileri atalarnn dininden ayrlmakla sulamlardr. Ateizmle itham edilenler arasnda Spinoza, Fichte ve Paul Tillich gibi dnrlerle Hallc- Mansr ve bn-i Arabi gibi sfler de bulunmaktadr 50 . Spinoza panteist olmasna ve eserlerinde Tann'nn varlna ia ret etmesine ramen ateist olmakla sulanm 51 ve Amsterdam Sinagogu'ndan kovulmutur. Sulanmasna gereke olarak da Tanr anlaynn teizmin akn ve kiisel Tanr anlayyla uyumad gsterilmitir. Yani Tanr'smm, yaratc, fail ve zat olmamasdr. Bu yzden Spinoza bazlarnca ateistlerin ruhani babas olarak anl m 52 , ya da sistematik veya rnek ateist olarak gsterilmitir.53 Spinoza'nm panteist olmas ve teistik anlaytan ayrlmas onun ate ist olduu anlamna gelmemektedir. Alman filozofu Fichte de mutlak (Tann) ile ahlak dnya dze nini (moral world order) bir grd iin ateist olmakla sulanm tr. 54 Ancak o, bir insann gerek anlamda ateist olabilmesi iin hi bir ahlak ideale sahip olmamas gerektiini ne srm, kendisine yneltilen sulamay reddetmitir. 55 Ateizmle itham edilen dier bir dnr de nl Protestan il hiyats Paul Tillich'tir. Tillich Sistematik Teoloji adl eserinde gele neksel teistik Tanr anlayn eletirmitir. Tann'nn varl lehin de ileri srlen kantlan reddetmi ve Tann'nn ontolojik varln (kiisel mevcudiyetini) kabul etmemitir. Paul Tillich'e gre Tan n'nn varl hakknda ne soru sorulabilir ne de bu konuda cevap verilebilir. Sorulduu takdirde, Tann herhangi bir varlk olmad iin, verilecek olumlu ya da olumsuz yantlar, Tann'nn doasna aykn olacaktr. Dolaysyla bu anlamda Tann'nn varln onayla mak, onun varln yalanlamak gibi bir tr ateizm olacaktr. n k Tann bir varlk olmayp "varln bizzat kendisidir". Derecesi en yce de olsa O, varlklar dnyasnda bir varlk deildir. Tanr, "varln bizzat kendisi" olduu gibi, ayrca "var olan her eyin de temelidir".56 Tillich'e gre geleneksel teizmin akn, yetkin ve zat Tann an layna kar ateizmin gsterdii tepki yerindedir. nk byle bir 29

TEZM

YA

DA

ATEZM

varln lehinde kant bulunmad gibi, bu varln nihahi ilgi (bir endie, heyecan veya deney) sorunu olmad da grlmtr. 57 Tillich'e gre teizmin Tann'sna inanmak bir idole inanmak gibidir. Dier bir deyile hurafenin kucana dmektir. Tillich, Tanr'y varlk kategorisine sokmam, varln veya yokluunu klasik anlamda problem edinmemitir. Hatta Tanr'nn varln ispatlama abasn da bir tr ateizm olarak grmtr. 58 Paul Tillich, ada filozoflardan Sydney Hook ve Alasdair Ma clntyre tarafndan eletirilmitir. Hook'a gre Tillich'in Tann anla y, daha nce ateizm ile sulanan Spinoza ve Hegel'in Tann anla ylarna paraleldir. Yani "panteistik spiritualism"dir. Tann'y varl n kendisi olarak grp zat olarak dnmemesi veya Tann'ya ahsiyet atfetmemesi Hook'a gre Tillich'in ateist olduunu gster mektedir. 59 Maclntyre da Tillich'in "niha ilgi" kavramn eletirmi ve bu kavramn teizmin Tann anlayyla ilgisinin bulunmadn belirtmitir. Ona gre Tillich, geleneksel Tanr anlaynn iini bo altm, bu boluu da nihai ilgi kavramyla doldurmaya alm tr. Ancak bu kavram, teolojinin zerinde durduu Tann kavram nn karl olamamaktadr. Dolaysyla Tillich de John. A. T. Robinson gibi teolojik ateisttir.60 XIX. yzyln sonlanndan XX. yzyln son eyreine kadar uzanan bir dnemde ateizm baz ideolojiler tarafndan fikr bir problem olmaktan kanlp politik bir sorun haline getirilmitir. Bu durumda gerekten ateist olmad halde baz insanlar sadece ba l olduklan ideolojiye baklarak ateist olarak tanmlanm ya da propaganda amacyla bilinli bir biimde byle gsterilmeye all mtr. zellikle Marksizm'in egemen olduu sol hareket ierisinde yer alan binlerce insan bu durumla kar karya gelmitir. Kapita lizme kar mcadele eden bu hareketin teorisyenleri ateizmi ve dinsizlii, mcadelelerinin zorunlu bir paras olarak grm, dev rimin gerekletii yerlerde kitleleri din reddetmeye zorlamlar dr. Dolaysyla bu hareketlerin ierisinde yer alan, ancak yahudi, hristiyan veya mslman olan binlerce insan istatistiklerde ateist olarak gsterilmitir. Sonuta, bilinli olarak Tanr inancn reddet meyen bu kiilerin ateist olacaklar da ciddi bir tartma konusu dur. Tanr inancnn kabul veya reddi zgr bir ortamda yapla cak kiisel bir tercihin konusudur. 30

ATEZM

PROBLEM

Ateizmin snrlan geni tutulunca panteist dnrlerin yannda agnostik ve deist dnrler de bazan inansz olarak deerlendiril mitir. Halbuki bu ekoller birbirlerinden farkldrlar. Geri agnostik lerin ve deistlerin teizme kar iddetli eletirileri olmu ve bu eleti riler zaman zaman ateizme zemin hazrlamtr. Ancak sonu itiba riyle bunlann birbirine kartrlmamas gerekir. Bu noktada yanl anlamalara meydan vermemek iin sz konusu ekollerle ilgili bilgi vermek ve ateizmle olan ilikilerini aklamak yararl olacaktr. Ateizmin Deizm, Panteizm ve Agnostisizmden Fark eitli gerekelerle teizm veya ateizmin snrlarnn geni tutul mas sonucu baz insanlar herhangi bir biimde Tann'ya inand hal de ateist saylm bazlar da Tanr kavramn reddettii halde inanl gsterilmitir. Teizmle ateizm arasndaki bu hassas nokta dier ekol lerle ilikilerinde de ortaya kmtr. Bu sebeple filozoflar panteist, deist veya agnostik olduu halde ateist olarak tanmlanmlardr. Dnce tarihinde teizmin dndaki felsef anlaylar da nem li bir yer tutmaktadr. 61 Bunlar arasnda deizm ve panteizm en ba ta gelenlerdir. Ateizmin dnda agnostisizm de bir ekol haline gel mi ve kendisine pek ok taraftar bulmutur. Deizm, kkleri Aristo'ya kadar giden, XVII. ile XVIII. yzyllar da revata olan bir ekoldr. Bu anlay "Varl aklla bilinen ve ev rene mdahale etmeyen Tann anlay" biiminde tanmlanmtr. Balangta Latince 'deus-Tanr' kknden geldii iin terim olarak ateizme kar olarak kullanlmsa da daha sonralan sadece evreni yaratan ve varl kendi haline brakan Tann inancna indirgenmi tir. Teizmden farkl olarak Tann'nn ikinliini ve yaamdaki otori tesini reddetmitir.62 Yine vahiy, peygamberlik, mucize vb. gibi di n deerler de bir kenara braklmtr. Deizmin bir ekol olarak ortaya kmasnda en nemli etken H ristiyanln gizemsiligi, mucize anlay ve kilisenin taassubudur. En nemli temsilcileri John Toland (1670-1722), Anthony Collins (1676-1729), Voltaire (1694-1778), Thomas Paine (1737-1809) ve J. J. Rousseau (1712-1778) bulunmaktadr. 63 XVII ve XVIII. yzyllardaki deistlerin teizme ynelttii eletiri ler XIX. yzylda ateizmin iine yaramtr. Hatta deistik eletiriler 31

TEZM

YA

DA

ATEZM

ateizme basamak olmu ve modern adaki ateizme zemin hazrla mtr.64 Thomas Paine, Hristiyanl iddetle reddetmi ancak bu nunla birlikte deizmi savunmutur. zellikle bu konuda yazm ol duu The Age o/Reason adl eseri mehurdur. Paine eserinin ilk b lmn Hristiyanln eletirisine ayrm, burada vahiy, mucize ve enkamasyon gibi inanlar tenkit etmitir. kinci blmde ise deizmi savunmutur.65 Deizm vahyolunmu dine kar inanszlk olarak da deerlen dirilmitir. Buna gre dnyada herhangi bir biimde Tann mdaha lesi sz konusu deildir. Dolaysyla deistik anlaytaki Tann'mn var olup olmamas yaamda pek de farketmemektedir. Bu noktada de izm, Tann'y dnyaya sokmamakla teizmden ayrlmaktadr.66 An cak evrenin tesinde bulunan bununla birlikte yaama mdahale et meyen Tanr dncesi, teizme ters dmesine ramen ateizm ola rak da yorumlanmamtr. nk deistler Tann fikrini muhafaza et mi ve ateizmi reddetmilerdir. Teistik olmasa da bir biimde Tann kavramna sahip olduklan iin deistler ateistlerden aynlmlardr. Tann'mn ikinlii nedeniyle deizmle problemi olan teizm yine Tann'mn akml konusunda da panteizmle ters dmtr. De izm Tann'mn varln kabul etmekle birlikte evrendeki otoritesini, vahyettii dini reddetmekte idi. Panteizm ise Tann'y evrenle ikin bir varlk olarak dnerek evrenin tesindeki varln yani aknhm reddetmitir. Panteizm Tann-evren zdeliini ileri srm Tann'mn akmln ve evrenden ayn olarak ontolojik varln reddetmitir. Kay na Platonculua67 kadar giden ve tek-keci (monist) bir sistem olan panteizm ekol olarak XVIII. yzylda ekillenmeye balamtr. Terim olarak da ilk defa john Toland tarafndan 1705'te kullanl mtr. En nl temsilcileri Erigena ( 810- 877), Bruno (15481600), Spinoza ve Hegel'dir68. Panteizmde, teizmde olduu gibi Tann'mn yaratclk nitelii sz konusu olmamtr. nk Tanr, panteizme gre evrenin a kn nedeni deildir. Zaten panteistin dnyasnda birbirinde ayn varlklan olan yaratc ve yaratlan ilikisi de grlmemektedir. Bu grleriyle panteistler gerek Bat'da ve gerekse Dou'da olsun sk sk teistler tarafndan ateizmle itham edilmilerdir. slm kltrn de de vahdet-i vcd'cu olarak tanmlanan baz mistik dnrler
32

ATEZM

PROBLEM

iin panteist terimi kullanlmaktadr.69 Ancak felsef bir ekol olan panteizmi, kendine tecrbeyi temel alan mistik anlaylarla kar trmamak gerekir. nk onlarn, Spinoza'nn yapt gibi Tanr ve evreni ontolojik anlamda bir saydklar konusu tartmaldr. Sz gelimi panteist olmakla itham edilen ve nemli sftlerden biri olan bn'l-Arab, Afff'ye gre, her eyin ve btn eyann Tanr oldu unu ileri srmesine ramen, tersini ileri srmemeye, yani Tan n'nm varlklarn bir toplam olduu anlamnda, btn eya oldu unu sylememeye dikkat eder. Ona gre Tanr, okluun arkasn daki birlik ve grnn arkasndaki gerektir. Ayrca bilindii gi bi mistik dnrler Tann'nm varlna inanmlar ve O'na ibadet etmilerdir.70 Felsefe tarihinde deist ve panteistlerden baka kendilerini ag nostik olarak tanmlayan dnrler de vardr. Ne teizmi ne de ate izmi kabul eden bu dnrler kendilerini orta yerde grmektedir ler. Tann'nm varlnn bilinemeyeceini ileri sren agnostikler Tann'nn varl hakknda da olumlu ya da olumsuz bir karar ver mekten kanmlardr. "Bilinemezcilik" olarak ifade edilen agnostisizm terimini ilk olarak kullanan T. H. Huxley (1825-1895) olmutur. Huxley ve di er agnostiklere gre Tann'nn varl ve zellikleri tarafmzdan bilinemez. nk teoloji insan aklnn smrlannn tesinde kal maktadr. Dolaysyla Tann'nm varl hakknda olumlu ya da olumsuz yarglarda bulunamayz. 71 Byle bir yargda bulunmak bir anlamda insan aklnn smrlannn tesinde bir ey sylemektir. Bu da imkanszdr.72 Teizmin ve ateizmin yannda, Huxley, materyalizmi, panteiz mi ve idealizmi de reddetmitir. Huxley'e gre bu ekoller herhan gi bir biimde varlk sorununu zdklerini iddia etmi ve bu konuda elde ettii bilgilerden emin olmulardr. Halbuki varlk sorunu da zmszdr. 73 Agnostiklere gre Tann'nn varlnn bilinemez olmas zo runlu olarak O'nun yokluunu iddia etmek yani ateizm anlam na da gelmemektedir. Dolaysyla bu noktada agnostik, ateistten ayrlmaktadr. Agnostisizmin XX. yzyldaki en nl temsilcisi Bertrand Russell'dr. Pek ok insan tarafndan ateist olarak dnlen Russell 33

T E I Z M YA DA

ATEZM

felsef anlamda ateist olmadn aklam ve elinde Tann'mn yok luunu kantlayacak yeterli bir delilin bulunmadn belirtmitir.74 Ancak Russell Tann'mn varlnn bilinemeyeceine de inanm do laysyla kendisini agnostik olarak tanmlamtr.75 Russell'a gre Tann'mn varl ne kabul edilebilir ne de redde dilebilir. O'nun varln kantlamaya veya rtmeye almak da gereksiz bir uradr. Agnostik bu konu zerinde durmamaldr. Nasl ki eski Yunan kltrnde mevcut olan Homeric tanrlann varl iddia edilemiyor ve kamtlanamyorsa dier tannlarm varl da iddia edilemez ve kantlanamaz.76 Huxley ve Russell'dan baka ingiltere'deki mehur agnostik ler arasnda Herbert Spencer (1820-1903), Leslie Stephen (1832-1904), John Tyndall (1820-1893), William Kingdon Clifford (1845-1879), Henry L. Mansel ve Robert Flint (1838-1910) bulunmaktadr. 77 Grld gibi agnostisizmle ateizm birbirinden farkl ekoller dir. Teizmi reddetmeleri her ikisinin de ayn izgide olduunu gs termemektedir. Agnostisizm, ateizmi de teizm gibi eit derecede red detmitir. Zaten kendileri de ateistlerden farkl olduklann sylemi lerdir. Sz gelimi Huxiey ve Stephan gibi birok agnostik din kar sndaki kararsz ve tarafsz tutumlan nedeniyle gizli ateist olmakla sulanmlardr. Ancak onlar da bu sulamalan reddetmitir.78 Agnostisizm zorunlu olarak din kart bir tutum olarak da alnmamtr. Dindar olduu halde agnostik olanlar mevcuttur. Bu kiilere gre Tann'ya inanmakla O'nun hakknda konumak ayr eylerdir. Bir insan inand halde Tanr'y bilemeyebilir. Ksacas o kii Tann'mn bilinemeyeceine inanabilir. Robert Flint'e gre ag nostisizm aslnda dinden ziyade bilgi hakknda bir teoridir. Bu du rumda bir teist veya hristiyan da agnostik olabilmektedir. Ancak ateist agnostik olamaz. nk ateistin tutumu dogmatiktir. Dola ysyla o, agnostik bir tavr sergileyemez.79 Yine Robert Flint'e g re ateizme kap aralayan agnostisizmden bahsetmenin mmkn ol mas gibi din agnostisizmden bahsetmek de mmkndr. nk inanmakla, inan objesi olan Tann'mn metafiziksel bilgisi arasnda fark bulunmaktadr. 80 Robert Flint'in iaret ettii agnostisizmin, din uyarlamas da yaplm ve bir tr din agnostisizm anlay da gelitirilmitir. Bu 34

ATEZM

PROBLEM

anlayn en nemli ncs de ilerde grlecei gibi Rudolf Otto olmutur. Thomas McPherson da byle bir anlay savunmu ve gelitirmeye almtr.81

Ateizmin Olabilirlii
Ateizmin mmkn olup olmadna dair eitli tartmalar ya plm ve deiik tezler ileri srlmtr. Sz gelimi D'Holbach ve Braudlaugh gibi dnrler salt ateizmi savunmulardr, ileride g rlecei gibi Ayer; Flew, Findlay, Smart, Mackie ve Nielsen vb. fi lozoflar da her frsatta teorik ateizmin ncln yapm ve onu temellendirmeye almlardr. Ayrca Feaurbach, Marx, Frued, Nietzsche, Sartre v.s. gibi dnrler de Modem dnemde ateiz min ncleri olmu gerek teorik ve gerekse pratik adan onu bir yaam biimi olarak sunmulardr. Btn bunlara ramen baz dnrler de eitli gerekelerle ateizmin olabilirliine ihtimal vermemilerdir. Bunlar iin ateizm, eletirdii ve reddettii teizmden daha az elikili veya daha az problemli deildir. Dolaysyla bu kiiler ateizme ihtiyatla yakla m ve onu kabul etmenin daha byk teorik skntlara yol aaca kanaatna varmlardr. Kaldki teizmi reddeden pek ok d nr de teistik olsun veya olmasn bir biimde Tanr kavramn sa vunmutur. Hume, Kant ve Voltaire gibi filozoflar dahi teizmin ge leneksel Tann anlayn ciddi biimde eletirmi olmalanna ra men ateizme imkan tanmamlardr.82 Hatta bu filozoflar ateist olarak deerlendirilmi olmalanna ramen sz konusu iddialar reddetmilerdir. Kitabn nc blmnde ateizme imkan tanmayan ve Tan r inancn savunan teistik kantlar eletirileriyle birlikte ele alna caktr. Ayrca bu srete yer yer teologlarn fikirlerine de bavuru lacaktr. Ancak konuyla ilgili olarak birtakm temel grlere bura da deinmek yararl olacaktr. Ateizmin olabileceine ihtimal vermeyen kiiler Tann'nm var l ile ilgili olarak nsanolunun bir fikir birlii83 ierisinde oldu unu iddia etmiler inanszln da bir yanlg olduunu ileri sr mlerdir. Bunun yannda baz teologlar Tanr inancnn evrensel liini iddia etmi, gerek igdsel (biyolojik) ve gerekse zihinsel
35

T E Z M YA DA

ATEZM

adan btn insanlarn Tanr inancna doutan yatkn olduunu belirtmilerdir.84 Fransz dnr Voltaire ateizmi din adamlarnn taasubuna ve Tanr'y kt gstermelerine balam buna karn insan zihninde yaratc bir stn varlk fikrinin yer aldn belirtmitir. Yazm ol duu felseie szlnn ateizm maddesinde de mutlak ateizmin olabilirliine imkan tanmam tanrtanmazlk sulamasyla Sokrat ve Vanini'nin (1583-1629) hakszla uramalarn ve aslsz itham larla ldrlmelerini knamtr.85 Hume da mutlak ateistlerin var lna kanaat getirmemi, Diyaloglar'm onikinci blmnde u ifa delere yer vermitir: "Evrendeki gaye, niyet ve dzen en dikkatsiz ve en geri zekl bir insann dahi her yerde dikkatini ekecek ak lktadr... Btn ilimler bizi farkna varmadan ilk yaratcnn varl n kabule gtrmektedir".86 Hume, bir gn onsekiz kiinin bir araya geldii yemekli toplantda, ev sahibi Baron D'Holbach'a ate istlerin varlna inanmadn ve onlarla da hi karlamadn syler. Baron, Hume'dan, masada ka kiinin bulunduunu sayma sn ister. On sekiz cevabn alnca Hume'a dnerek "ilk bakta en azndan on be kiinin ateist olduunun grlebileceini dier kiinin ise henz karar vermediklerini" ifade eder. Ancak o yemek te yannda oturan Baron'a taklmakla kalmam byk olaslkla dnyaya ateistler gibi dogmatik bir biimde ve am gvenle bakma dn gstermeye almtr.87 Tann inancnn doutan var olduunu, yeryznde de dinsiz bir milletin grlmediini ileri sren ingiliz dnr Thomas Curteis, ateistlerin Tanr'y salkl ve mutlu gnlerinde yalanladklar n, skntl ve acl gnlerinde ise, zellikle lm okunda iken, O'nun gcn ve hkmranln itiraf ettiklerini sylemitir.88 Yi ne dier bir ngiliz dnr John Balguy ise ateistleri, Tanr'nn var lna kar kasten kr ve sar olanlar diye tanmlamtr. Ona g re doadaki balklar, bcekler gibi en kk canllar, yabani otlar dahil en kk bitki trleri, ateizmi rtmeye ve iddialann boa karmaya yeterlidir.89 Salt ateizmin imkanszlna dikkat ekenler, ateistlerde dahi herhangi bir biimde Tanr inanc veya Tanr'ya inanma eilimi ol duunu iddia etmilerdir. Hatta baz ateistler de benzeri itirafta bu lunmu ve ilerinde Tann inancna kar bir eilim olduunu ifade
36

ATEtZM

PROBLEM

etmilerdir. Mesel ateist olan ada filozoflardan Findlay, ateistin yaamnda sanki Tann varm gibi birtakm olgularla karlatn, yine nesnelerde insan Tanr inancna gtrebilecek durumlarn var olduunu (God-Ward Trend in things?) itiraf etmitir.90 Yukardaki yaklamlar ateizmin imkansz olduunu ifade eden bir ka rnektir. Bunlarn yannda Tanr anlayn teistik gelenek ten farkl yorumlayan Will Herberg ve Paul Tillich gibi dnrle re gre de ateizm imkanszdr. Bunlar dini ve Tann inancn spek latif bir mesele olarak grmemekte teizmin snrlarn olabildiince geni tutarak Tanr inancn "derun ve varolusal bir ilgi" meselesi yapmaktadrlar. Will Herberg'e gre insan, doasnda bulundurduu bir zel lik sayesinde sonsuz bir varla ilgi duymaktadr. Bu ilgi ile yaa mn srdrmekte ve kendisini anlamaktadr, insann ilgi duyduu ey onun Tann'sdr. Dolaysyla Herberg'e gre insan olmak hase biyle herkes doutan dindardr (homo religiosus).91 Yine Her berg'e gre hibir kimse varolusal adan ateist deildir. nk herkes yaamnda mutlaka bir eyleri ciddiye almakta, herhangi bir eye gven duymakta ve o eye inanmaktadr. Bu durumda herke sin kendine zg Tann anlayna ve dinine sahip olduu ortaya kmaktadr. ada Protestan teologu Paul Tillich'e gre derun ve varolu sal anlamda nihai ilgi (ultimate concern) sahibi olan herkes dindar dr. Bu nedenle ateizmin varlndan sz etmek mmkn olamaz. Tanr kavramnn daraltlmasnn veya geniletilmesinin zm ol madn syleyen Tillich, Tanr'nn, insann niha anlamda ilgili ol duu varlk eklinde anlalmas halinde, Budizm'in ve Vedanta Hinduizmi'nin de Tanr kavramna sahip olduklarnn grleceini iddia etmektedir. 92 Paul Tillich'in ve Herberg gibi dnrlerin Tanr kavramn ok geni tutarak onu niha ilgi kavramna indirgemeleri teizme ters dmtr. Dolaysyla her iki filozof da eletirilmi, hatta Tillich ateist olmakla sulanm, Tann anlaynn da teizmin Tanr kavra myla uyumad iddia edilmitir.93 Tillich ve Herberg'in grlerine dikkatli bakldnda teist ve ateist kavramlarnn iyice belirsiz hale getirildii grlmektedir. ncelikle teizmin snrlar geni tutulmu, "Ben ateistim" diyen ki37

TEZM

YA

DA

A T E U M

sinin bile, hl teist olduu sylenir hale gelinmitir. Ancak kendi sini ateist olarak adlandran, her trl dini inanca ve Tanr kavra mna kar kan bir kii, olduu gibi deerlendirilmeli ve ylece kabul edilmelidir. Aksi takdirde Tanr'ya inanan ve inancn temellendirmeye alan bir kimsenin durumu da olduundan deiik deerlendirilebilecektir. nsann doasnda bulunan herhangi bir eye ilgi duyma zellii Tanr'nn varln deil, insanda ki byle bir zelliin varln kantlar. Kald ki ortada bir din gelenek ve bu gelenein ortaya koyduu (veya insann aklyla bulabildii) Tann kavramlar vardr. Dolaysyla Tann inanc, sanki aresiz ve mitsiz kalm bir insann, kainat ve kendi varlmm deerlendirmesini yapmadan, bir eylere ilgi duymasyla veya ilgi duyma arayyla aklanamaz.

38

Dipnotlar

Upton, "Atheism", The Encyclopedia ofReligion And Ethics, II, s. 173. Swinburne, The Existence oJGod, s. 9; Nielsen, Phosophy andAtheism, s. 11-12. 3 Mili, Theism, s. 36 ve 54; Collins, God in Modern Phosophy, s. 287-288. * Prior, "Can Religion Be Discussed?", Nevv Essays in Philosophical Theology, s. 1-11.
2

-* Hick, Phosophy ofReligion, s. 4. Flew, God, FreedomAnd Immortality, s. 14; Braudlaugh, A Pleafor Atheism, s. 121; Nielsen, a.g.e., s. 11; Smith, Atheism The Case Against God, 7-8. 7 Trke'de ateizm terimini karlayan ak bir szcn olmaynn temelin de eitli nedenler olabilmektedir. Ateizmin Bat'da olduu anlamda lke mizde problem olmamas ve felsef temellerinin bulunmay bunlarn ban da gelmektedir. 8 Tanrtanmaz teriminin yannda islm kltrnde ve zellikle din evreler de ateizmi artran "inansz, imansz, inkarc, kafir, mrik, zndk, mlhid, dehr" gibi terimler kullanlmaktadr. Bunlarn islm dncesindeki farkl yorumlar iin bk. Bedevi, Min tarthil ihad/il-Mdm, s. 27-28; Taylan, islm Dncesinde Din Felsefeleri, s. 55-62; Aydn "Ateizm ve kmazlar", Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, XXIV, s. 187-188. 9 Elbetteki ateizmi, dar anlamda teizmle snrlandrmak hatta teizmden farkl Tann anlaylarn gz ard etmek mmkn deildir. Ancak kapsaml oluu, tutarll ve kendi ierisindeki btnl nedeniyle teistik anlaylar felsefe tarihinde daima ilk sray elde etmilerdir.
6

*" Swinburne, a.g.e., s. 8-9; Owen, "Theism", The Encyclopedia of Phosophy, I, s. 97-98; Aydn, a.g.e., s. 192. " Bradlaugh, A Plea for Atheism, s. 121. ^ Stein, AnAnthology o/Atheism And Rationalism, s. 31. 13 Gaskin, Varieties ofUnbelief, s. 5. H Flew, "The Presumption of Atheism", Contemporary Perspectives on Religious Eptstemeogy, s. 20. 13 Smith, a.g.e., s. 20. 1 Stein, a.g.e., s. 4. 17 Flew, a.g.e., s. 9-10. 18 Sutherland, Atheism and The Rejection of God, s. 5. ^9 Gaskin, a.g.e., s. 6-7. 20 Nielsen, a.g.e., s. 11. 21 Nielsen, a.e., s. 11. 22 Upton, a.g.e., s. 174. 39

TEtZM
23 24 25 26

YA

DA

ATEZM

27 28 29

Berman, A History of Atheism in Britain, s. 2; Smith, s.13-4. Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 123. Ayer, Language, Truth and logic, s23, 120-1. Aydn, "Ateizm ve kmazlar", Ankara niversitesi hiyat Fakltesi Dergi si, XXIV, s. 187-204. Gaskin, Varieties ofUnhelief, s. 11-12. Bedevi, a.g.e., 27-39; Taylan, Isldm Dncesinde Din Felsefeleri, s. 55-77. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, s. 269-270.

31

^ Berman, A History of Atheism in Britain, s. 70 v.d. Masterson, Atheism and Alienation, s. 1. 32 Kng, Does God Exist?, s. 189. - " Akgn, Materyalizmin Trkiye'ye Girii ve tik Etkileri, s. 11-57. Berman, a.g.e., s. 1-2. 35 Flew, "The Presumption of Atheism", s. 9-10. 36 Smith, Atheism, The Case Against God, s. 14-16. 37 Nagel, "A Defens of Atheism", A Modern ntroduction to Philosophy, s. 43. 38 Aydn, Din Felsefesi, s. 164-165. 39 Kaufmann, Critic of Philosophy and Religion, s. 123. 40 Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 123. 4 * Buckley, At The Origins of Modern Atheism, s. 11. 42 Bunun en byk nedenlerinden biri tarihin belli dnemlerinde ateizmin toplumda ykc roller stlenmesidir. Baz ateistlerin dnce plannda kal mayp yaamnda moral deerlere kar sava amas bu n yargnn olu masnda nemli bir rol oynamtr. 43 Gaskin, a.g.e., s. 4 44 Aquinas, Summa Theologica, II, Q. II, A.3. 45 Smith, Atheism, The Case Against God, s. 4. 46 Kaufmann, Critic of Philosophy and Religion, s. 239. 47 Buckley, a.g.e., s. 1-2 48 a.e., s. 3 49 a.e., s. 4 50 Bury, A History ofFreedom ofThought, s. 132. 51 a.e s. 132. 52 Flew, God and Philosophy, s. 15. 53 Buckley, At The Origins of Modern Atheism, s. 11-2. 54 Collins, God in Modern Philosophy, s. 210. 55 Aydn, Din Felsefesi, s. 163. 56 Tillich, Systematic Theology, 1, s. 235-237
34

40

ATEZM
57

PROBLEM

a.e., s. 245. Tillich, Theology of Culture, s. 5. 59 Hook, "The Atheism of Paul Tkehu, s. 59-64; Maclntyre, "God and The Theologians", Robinson, Honest to God Debate, s. 220. 60 Maclntyre, "God and The Theologians", s. 220. 61 Aydm, Din Felsefesi, s. 138-140; Hick, Philosophy o/Religion, s. 4-6; Evans, Philosophy o/Religion, s. 31-33 62 Mossner, "Deism", The Encydopedia of Philosophy, II, s. 326-327; Aydn, Din Felsefesi, s. 142. 63 Lemay, Deism, Masonry and the Enlightment, s. 19-45. 64 Mossner, a.g.e., s. 332. 65 Paine, "The Age of Reason", Thomas Paine, s. 329 v.d. 66 Gaskin, The Questfor Eternity, s. 177; Lemay, a.g.e., s. 28. 67 Panteizmin "monizmi" savunmas yznden Platonculuk'tan veya Yeni Platonculuk'tan esinlenmi olmas, Yeni Platonculugun panteizm olduunu gstermez. nk Yeni Plalonculuktaki "sudur" anlay panteizmden fark ldr. (Maclntyre, "Pantheism", The Encydopedia of Philosophy, s. 34). 68 Maclntyre, a.e., s. 34. 69 Aydn, a.g.e., s. 145-154; Maclntyre, a.e., s. 31-34 70 Afff, Mvhyiddin ibnul-Arab'nin Tasavvuf Felsefesi, s. 36; Aydn, a.e., s. 145154 71 Bury, A History of Freedom ofThought, s. 213-4; Flew, God, Freedom and tmmortality, s. 31. 72 Bernard, The Origins of Agnosticism, s. 15. 73 Bemard, a.e., s. 11; Huxley'in pozitivizm ve materyalizm eletirisi iin fak. a.e., s. 23-26. 74 Russell, "Am l Atheist or An Agnostic", Bertrand Russell On God and Religion, ed. Al Seckel, s. 85. 75 Russell, felsef adan kendisini agnostik olarak tanmlamakla birlikte pra tikte (sradan bir kii olarak) ateist saylabileceini ifade etmitir (Russell, a.e., s. 85; "What Is an Agnostic", Bertrand Russell On God and Religion, s. 73-82. 76 Russell, "What is an Agnostic", s. 73 77 Bemard, a.g.e., s. 14 78 Bernard, a.g.e., s. 17. 79 Stein, An Anthology of Atheism And Rarionasm, s. 6 80 Hepburn, "Agnosticism", The Encydopedia of Philosophy, I, s. 57.
58

m McPherson, "Religion as The lnexpressible", New Essays in Philosophical Theology, s. 131-143.

41

TEZM

YA

DA

ATEZM

*" Teistik Tann anlayn reddettii halde ayn zamanda ateizmi de kabul et meyen dnrlerin varl artc olmamaldr. Onlarn bu durumu gizli bir ateizm olarak da degerlendirilmemelidir. Eserlerinde geleneksel din an layn ve bu anlamda dindarlk biimini iddetle eletiren Cemil Sena da ateizmi kabul etmemi, onu umutlann, akln ve vicdann btn dayanakla rnn kmesi, yklmas olarak tanmlamtr. Geleneksel Tann inancna sa hip olmayan buna karlk bireysel, pragmatik ve ahlak boyutu ar basan bir dindarl savunan Sena, sekler yaam biimini de ateizmden ayrm tr. Sena'ya gre Tann'sz bir ruh btn yaam dayanaklarn ve tinsel var lnn bilincini yitirmi bir robottur (Sena, Tanr Anlay, s. 586-609). *" Bu kiiler Tanrnn varl konusunda insanln fikir birlii ierisinde bu lunduunu belirtmi, inanszl ise entelektel delilik olarak tanmlam lardr ( Paul Edwards, "Common Consent Arguments for the Existence of God", The Encydopedia of Philosophy, I, s. 152). <" Edvrards, a.g.e., s. 147-154
85

Voltaire, Philosophical Dictionary, s. 49-58; Upton, "Atheism", s. 178 Gaskin, Hume's Philosophy of Reigion, s. 219-221. a.e., s. 7

Hume, Dialogues Concerning Natural Reigion, s. 77


87

Berman, A History of Atheism in Britain, s. 8.


89 9

" Findlay, "Can God's Existence Be Disproved?", New Essays in Philosophical Theology, s. 74. Tillich, Systematic Theology, Chicago 1951,1, s. 220 Hook, "The Atheism of Paul Tillich", Religious Experience and Truth, s. 5964; Smith, "Ultimate Concern and The Really Ultimate", Religious Experience and Truth, s. 67-9.

' * Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 124.


92 93

42

Ateist Ekoller

Bilimsel Ateizm
Bilimin Tann'nn varln reddedip reddetmedii veya Tan n'nn varlnn bilimsel bir biimde kantlanp kantlanamayaca sorulan son iki asrdr en ok tartlan konulann banda gelmi tir. Bu srete baz dnrler bilimin Tann'nm varl bata olmak zere din inanc reddettiini ileri srm, bazlan da bilimsel almalann bizzat Tann'nm varln desteklediini hatta kantlad n iddia etmilerdir. Bunlann yannda nc bir grup da Tann'nn varlnn temelde bir inan konusu olduunu ve dolaysyla pozi tif bilimle ilgisinin bulunmadn sylemi bu konuda bilimden gelebilecek olumlu ya da olumsuz yaklamlara kar kmlardr. zellikle XVIII. yzyln sonlanyla XIX. yzyln ortalanndan itibaren bilim ile din arasnda bir kartlk oluturulmu ve bilim adna bu kartlk her frsatta yenilenmitir. Bilimin mutlaklma inanan dolaysyla bilimden hareketle dini eletiren ve reddeden ateist dnrler de amzda kendilerince bilim d olan her trl inancn, deerin ve yaklamn artk bir kenara braklmasn istemilerdir. Baz dnrler ise bilimin mutlaklma inanmam ve snrla rnn tesine geip ilgisi olmayan konularda hkm vermesine kar43

TEZM

YA D A

ATEZM

kmlardr. Bu dnrlere gre yzylmzn banda g kaza nan bilimsel teoriler ideolojik karlar uruna kullanlmtr. Gnmzde dinin reddedildii evrelerde ileri srlen ve birer varsaym niteliinde olan baz iddialar sanki doruluu kesinlik ka zanm kurallar olarak grlmtr. Hatta bu iddialar, birer ideolo ji domas haline getirilmi, tartlmasna ve eletirilmesine dahi frsat verilmemitir. Yine bu evrelerde Tann inanc ve din olgusu yanl olarak kabul edilmi, sadece niin ve nasl var olduuna da ir aklama giriimlerine bavurulmu, indirgemeci bir tutumla bu inanlar pozitivist bir ilke veya n kabulden hareketle izah edilme ye allmtr. Bilimi esas alan ve buna karn dini reddeden dnrler, ev reni bilimsel bir biimde ele almay, incelemeyi ve yorumlamay he deflemiler, dnyada olup biten her eyin pozitif bilimle aklan mas gerektiini, hatta aklanabileceini ileri srmlerdir. Kastl olarak dinin byle bir dncenin karsnda yer aldn, evrende ki olgu ve olaylarn bilimle aklanmasna kar olduunu gster meye alanlar ayn zamanda evren ve yaamla ilgili olarak dinden gelen ve vahiy kaynakl olan aklamalar ve Tann merkezli iddiala r bir kenara brakm, bu amala inananlarn ortaya koyduu fel sef argmanlar da reddetmilerdir. Teistler bilim ve din kartln kabul etmemi hatta ateistler le aralarnda kavgayaneden olabilecek dorudan bir ilikiyi de gr memilerdir. Bilimle din inancn arasnda kartlk deil de bir uyumun varln kabul eden teistler ateistlerin bilim adna yapm olduklar ideolojik giriimlere pek scak bakmam, zellikle yz ylmzn sonuna doru iyice zayflayan grlerini fazlaca ciddiye almamlardr. Bilimle baz din deerler arasnda veya daha dorusu bilimsel aratrmalarla baz dindarlar arasnda en azndan gemite herhan gi bir problemin bulunmadn iddia etmek doru olmayacaktr. Pozitif bilimle dinin snr ve sylemlerinin birbirine kartrl mas gemite olduu gibi gnmzde de byle bir atmay ka nlmaz klacaktr. Ancak atmann temelinde dinin veya bilimin znden kaynaklanan herhangi bir neden bulunmamaktadr. Zo runlu olarak ne bilim dini reddedebilir ne de din bilimle bir kavga ya tutuabilir. Buna zaten dinin de bilimin de ihtiyac yoktur. Kal d ki her ikisi de insan iin vazgeilmez unsurlardr. yle grn44

ATEIST

EKOLLER

yor ki yapay da olsa yzylmzn zellikle ilk yarsnda grlen a tma bilinli veya bilinsiz bir ekilde dinle bilimin birbirlerine ha sm klnmasndan kaynaklanmtr. Halbuki gemite veya gn mzde bilimden ve bilimsel gelimelerden haberi olmayan ancak buna karn ateist olan pek ok insann yannda, bilime aina olan ya da mrn bilimsel almalarla geirerek modem bilimin nc lerinden olan pek ok inanl insan bulunmaktadr. Bu durum bi lim ve din arasnda zorunlu bir kartln sz konusu olmadn en gzel bir biimde gstermektedir. Gnmzdeki bilim ve din atmalarnn kkeni genelde son asrdr Bat'da cereyan eden felsef ve bilimsel gelimelerle Hris tiyanlk arasndaki uyumazlk ve ztlklardan kaynaklanmaktadr. Bilimsel ateizm abalan da bu atmann zerine kurulmutur. Gerek ieriden ve gerekse dardan gelen eletirilerle kabuuna e kilmek zorunda kalan Hristiyanln ahsnda dnyann dier bl gelerindeki din inan ve Tann anlaylar da ateistlerce bir kenara braklmtr. Dorusu Hristiyanla yneltilen temel eletirilerden bazlar dier kutsal kitapl dinler iin de sz konusudur. Hatta baz eleti riler sadece bu dinleri deil dnyann eitli yerlerindeki btn mistik ve metafizik inanlar da kapsamtr. Ancak btn bunlar bilimsel ateizm konusunda muhatabn Bat kltrnde belirleyici bir unsur olan ve tartmalarn merkezinde yer alan Hristiyanlk ol duunu hatrdan karmamaldr. Hristiyanlk'ta mevcut olan teslis, enkamasyon, isa'nn arm ha gerilmesi, tekrar dirilmesi ve ge ykselii, ruhbanlk, kilise otoritesi, vaftiz, asl gnah gibi inan ve kavramlar vaktiyle bu di nin mntesiplerini inan konusunda fideizme (imanclk) itmi, kendi ilerinde bir kapalla neden olmu, bilim adna dnyada olup bitenlere kar kaytsz kalnmaya hatta bir tr alnganla gir melerine yol amtr. zellikle Ortaa'da din inanlara aykn olduu dncesiyle bilimsel aratrmalara kar klm, Vanini ve Bruno gibi dnr ler kilise tarafndan fikirleri aykr bulunarak idam edilmitir. Evrenin merkezinin dnya olmad, aksine1 onun gne siste minin bir paras olarak hem kendi etrafnda hem de gne etrafn da dndnn kantlanmas balangta hristiyanlar tarafndan kolayca kabul edilebilecek bir durum olmamtr. nk Hristi45

T E Z M YA DA

ATEZM

yanlk, Yahudiliin kutsal metinlerini ve orada yer alan kozmolojik doktrinlerin tamamn bnyesine dahil etmi, dnyann merkez ol duuna ve yerinden oynatlamayacama inanmt. Halbuki yeni gelien jeoloji, biyoloji, arkeoloji, antropoloji ve astronomi bilimle rinin bulgular, Tevrat ve ncil'de yer alan din adamlarnn grle rinden farkl eyler sylyordu. Hristiyanln bu kat imana (fideist) tutumu aydnlanmadan sonra kar taraftan pozitivizmin olu masna neden olmutur. Pozitivizmin egemen olduu dnemlerde ise kilise banazlna tepki olarak ve onu aratmayacak bir biimde bilimsel dogmatizm grlm, ncekine benzer bir dmanlk de vam etmitir. Hristiyanln bilimsel gelimelerle karlam olduu sknt lar genellemek ve btn dinlerin, rnein slm'n da ayn ekilde bilimle kavgal olduunu iddia etmek tutarl bir davran olmaya caktr. Btn semitik dinlerin olduu gibi islmiyet'in de birtakm kozmolojik iddialan bulunmaktadr. Bu iddialann materyalist g rlerle problemli olduu aktr. Ancak materyalizmin iddialannm da hl kantlanmaya muhta olan birer varsaym olduu unutul mamaldr. Dolaysyla dinlerin ideolojilerle problemli olmalann, sanki genel geer bilimle problemleri varm gibi gstermeye al mak yanl olacaktr. islmiyet'in bilimle bir sorunu olmad gibi onu ibadet seviye sinde deerlendirdii aktr. Bunun kant da islmiyet'in bilime ve bilim adamlarna mdahale etmemi olmasdr. Din otoritelerin gl olduu bir zamanda dahi dnrlerin tpla, astronomiyle, matematikle, mzikle, Yunan felsefesiyle rahat bir biimde ilgilen mi olmalar bu durumun bir gstergesidir. Hristiyanlk'ta olduu anlamda, islmiyet'in Tann inancnda paradokslann bulunmamas da slmiyet'le bilim ilikisini olumlu ynden etkileyen bir dier faktrdr. Bununla birlikte slm dn yasnda da zaman zaman bilim-din atmasnn ortaya kt g rlmtr. Ancak bunun da Tann adna hareket ettiklerini syle yen kiilerin bilimi ilgilendiren konularda dinin tesine geerek yargda bulunmalarndan kaynakland kukusuzdur. Bilimsel ateizm denilince amzda akla pozitivist ve materya list teoriler gelmektedir. Bilindii gibi felsefe tarihinde bu teorile rin temsilcileri daima var olagelmitir. Doal olarak bunlara kar kan pek ok dnr de her zaman bulunmutur. Bu dnr46

ATEST

EKOLLER

lerin temel hareket noktas ierisinde yaadmz evreni, tecrbe ettiimiz olaylar, kendi kurallar ierisinde harici (doa st) bir kaynaa gereksinim duymadan, olgulardan hareketle anlama ve aklama teebbsdr. Dahas byle bir (bilimsel) teebbsn ye terli olaca, her eyi aydnlataca ve insan mutlulua ulatraca inancdr. Bir anlamda insann kendi kendine yeterli olduu, ya amn ve maddeyi biimlendirmede herhangi bir harici gce ihti yac bulunmad kanaatidir. Byle yapld takdirde Tann inanc dahil olmak zere insanda var olan metafizik inancn, moral dee rin ve toplumdaki mevcut geleneksel kabullerin ortadan kalkaca beklentisidir. leride de grlecei gibi bilimsel ateizmin ncleri olan d nrler evreni ve yaam anlamaya ynelik dine alternatif olan ken dilerine zg varsaymlar ileri srm ve bu varsaymlarn destek leyen bulgular zerinde durmulardr. Genelde de indirgemeci bir tutum ierisinde bulunarak evreni, yaam, insan, hatta insanlk ta rihini benimsemi olduklar varsaymla aklamaya almlardr. Bu dnrler birtakm genellemelerde bulunmu ve her eyi ken di gzlkleriyle grmeye gayret gstermilerdir. Sz konusu olan bilimsel varsaymlarn bir ksm temelde dinle ilgili deilken bilim dndaki baz kiilerce zaman zaman dine kar kullanlm, din kart baz ideolojilerin de ilkeleri haline getirilmitir. Modem dnemde bilimi esas alarak ateizmi temellendiren ve teorisini sistemletirerek bir felsefe halinde sunan en nemli kii Auguste Comte olmutur. Comte'un dnda yine bilimi kendine rehber edinen ve bilimsel almalarnda mantksal zmlemelere yer veren Ayer gibi Viyana evresi filozoflar da yzylmzda bir tr bilimsel ateizmin ncleri olarak gzkmtr. Fikirlerini ele ala camz Feuerbach, Marx, Nietzsche, Darvvin, Freud ve Sartre gibi dnrler de kendi grlerinin yannda szde bilimsel ateizm te ebbslerine katkda bulunmulardr. Aynca Marksist felsefenin egemen olduu evrelerdeki ateizm biimine de yine Marksistlerce bilimsel ateizm ad verilmitir. Bilimsel ateizm problemiyle din-bilim arasndaki ilikiye ksaca deindikten sonra ateizmle ilgili ortaya kan ekollere geebiliriz. Bu ekoller dini ve Tanr inancn dandan eletirmi ve alternatif grler ileri srmlerdir, ikinci ksmda ise gelenei ve kendine has zellikleri bulunan ada ingiliz felsefesindeki tartmalara gz
47

T E Z M YA DA

ATEZM

atlacak, orada ateizm adna ortaya konan dnceler ve kar tez ler ilenecektir. Birinci gruptakiler bizlere genel dnce tarihi a sndan bir vizyon sunarken, ikinci grupta yer alan tartmalar ise daha zel olarak Tanr inancnn belirli bir felsef evrede nasl tah lil edildiiyle ilgili fikirler verecektir. Materyalizm Felsefe tarihinde ilk bilimsel ateizm denemesi olarak materya list dnceyi zikredebiliriz. Eski Yunan'da doan ve gelien Epikros, Lucretius ve Demokritos'un ncln yapt bu ekol, k saca doadan hareketle yine doay aklama giriiminde bulun mu, maddenin ezelliini savunmu, doa st bir alan ve otori teyi kabul etmemitir. Materyalist dnce Ortaa'da ve Modem dnemde gzken pek ok ateisti de etkilemi byk oranda Marksist dncenin de fikri alt yapsn oluturmutur. dealizmin karsnda yer alan bu ekol mehur temsilcileri arasnda Baron D'Holbach, Pierre Gassendi, Ludwig Bchner ve Emest Haeckel bulunmaktadr. Maddenin sonsuzluunu, tek gerekliini ve var olan her eyin kayna olduunu iddia eden materyalizm, madde tesi ruh ve Tanr gibi kavramlar reddetmi, metafizie ve teolojiye varlk alan tanmam, Evrenin ileyiinde gaye ve niha nedenler gibi konula ra yer vermemitir. Gnmzde ise Tann'nm varln kantlamaya ynelik olan kozmolojik ve teleolojik kantlarla mcadele ierisin de bulunmutur. Antika'dan beri grlen ve eitli biimlerde gnmze ka dar gelen materyalizm genel olarak u dnceleri savunmutur: Madde yaratlmamtr. Dolaysyla hibir ey yoktan var olmad gibi varolan madde de tekrar yok olmayacaktr. Evren, madde ve boluktan olumutur, sonsuzdur, snrszdr. Evrenin tesi ve d gibi alanlardan bahsedilemez. Madde atomlardan olumutur. Son suz sayda atom vardr. Atom tipleri snrldr. Atomlar devaml su rette hareket halindedir. Atomlann hareketlerinin balangc yok tur. Dncenin kendisi de bir tr atom hareketidir. Ruh, canl bir varl canszdan ayran nesne, rafine olmu tinsel (madd) bir var lktr. Vcudumuzla birleen bu ar madde duyumlara olanak tanr. lm de bu birlikteliin zlmesidir. Dqay ynlendiren herhan gi bir doa st g mevcut deildir.l
48

ATEST

EKOLLER

Yukandaki grleri yznden materyalizm ciddi eletirilerle karlam, aklamakta zorluk ektii pek ok soruya muhatap ol mutur. Sz gelimi ekilsiz bir maddeden bugnk evrenin nasl meydana geldiini izah edememi, insann yaam, psikolojisi, inanlar, etik deerleri, dnce gc ve arzularyla ilgili olarak sis temli bir felsefe retememitir. Evren ve insan'm varlyla ilgili b yk kmazlara dm, kendisini belirsizlik ierisinde bulmutur. Tanr'sz bir dnya grne sahip olan materyalizm, idealizm le olan kavgasn ve mcadelesini genellemi, btncl bir yakla mla kendi ilkelerinin doru, bata idealizm olmak zere metafizi e yer veren dier grlerin yanl olduunu iddia etmi, doal olarak kendi yanllarn veya bakalarnn dorularn grebilme objektifliini kaybetmitir. Yaamda ve insanlk tarihinde olup bi ten her eyi de kendi gzlyle grmeye alm, her eyi mater yalist bir anlayla yorumlamaya almtr. amzdaki bilimsel gelimeler ve zellikle fizik ilminde orta ya atlan yeni varsaymlar da materyalizmin iddialarn byk l de geersiz klmtr. Bilim adamlarnn atom, kuantum ve entropi teorileri, bunlann yannda, elektrik (s ve k), yer ekimi, manye tik alan gibi madd olmayan varlklarn mevcudiyeti, ok dar bir bi imde her eyin maddi olduuna dair aklamalarn glnln ortaya koymutur. Maddenin nasl ve ne ekilde insan oluturduu, onu canlan drd, dnce sahibi ahlak bir varlk kld hl materyalizm ta rafndan cevaplandrlm deildir. Bu konuda ileri srlen ve bi limsellik yklenen varsaymlar da yeterli saylamaz. Her trl laboratuvar artlarnda dahi canl bir hcrenin kendiliinden oluama mas, olumasnn olanakszl, materyalizmin daha iin banda t kanmasna yol am, materyalist dnrleri varlkla ilgili zorlama trnden aklamalara yneltmitir. nsann dnce ve zekasnn maddeye indirgenmesi de mater yalizmin dier bir kmaz olmutur. Ayrca beynin ilevlerinin ve kiinin ruhsal yapsnn olduu kadar, insann inan ve ahlak de-l erlerinin de artk sadece madd bnyeyle aklanamayaca her kese kabul edilen bir durumdur. Tarihi ok eskilere giden materyalizmle birlikte, zellikle XVI11. yzylda etkili olmaya balayan pozitivizm de bilimsellik iddi asnda bulunmu ve Tanr inancna kar kmtr. 49

TEZM

YA

DA

ATEZM

Pozitivizm Pozitivizm szc felsefi bir kavram olmann yannda bilim de, sanatta, edebiyatta ve hukukta belirli bir dnce biimini ifa de etmek iin kullanlmtr. Bu kavram, bilimi tek geerli bir bilgi tr olarak gren ayn zamanda mevcut olgular da bilinebilen ve zerinde inceleme yaplabilecek tek obje olarak kabul eden bir an layn ismidir.2 Bilimsel bir yntem ve bu yntemin felsefeye uygulanmas anla mnda pozitivizm terimini ilk defa kullanan Saint-Simon olmutur. Simon XVIII. yzylda Fransa'da gerekleen devrimden sonra top lumsal yapy bilimsel almalar vastasyla yeniden dzenlemeyi ama edinmi ve bunu da pozitivizm olarak grmtr. Ona gre toplum, devrimden sonra Ortaa'daki yapsndan kurtulmu yeni bir ada yaamaya balam, eitim, politika, ahlak ve bilimde de kkl deiiklikler gereklemitir. Deien bu topluma, poziuvist esaslara gre bilimsel bir yntem erevesinde yeniden yn vermek gerekmektedir. Bu amala Simon ve arkadalan metafiziin danda kalaca bilimsel bilgi ve bilimsel yntem arayna girmilerdir. Simon'un fikirlerini kendisinden sonra Auguste Comte yaym ve bu erevede pozitivizmin gelimesini salamtr. O da Simon gibi pozitivizmin amacn toplumsal olaylan incelemek ve onlara yn vermek olarak aklamtr. Comte bilgi anlaynda duyumlar esas alm, doa konusunda da sadece bilimsel verilere nem vere rek pozitivizmi en yksek bilgi formu olarak kabul etmitir. Evrim ci bir yaklamla " hal yasas" denilen bir yntemi kullanm, bu erevede insanlk tarihini teolojik, metafizik ve pozitivist olmak zere dneme ayrmtr. Comte'a gre insanlk, doada cereyan eden olaylan teolojik evrede Tann ve ruh gibi doa st nedenlerle aklamtr, ikinci dnem olan metafziksel evrede ise doada olup biten eylerin ar kasnda Tanr gibi doa st gler aramak yerine doann kendi sine ynelmi, olaylarn nedenlerini soyut bir biimde de olsa ora da aramtr. Hayal yerine aklm kullanmaya, cevher ve arazlardan sz etmeye balamtr. Comte'a gre bu evre de birinci evre gibi nemsiz olmakla beraber kendisiyle teolojik evrenin son bulmas ve insan bilim ama yaklatrmas asndan anlamldr. nc dnem olan pozitif evrede ise, insanlk teolojik ilgileri ni ve metafiziksel soyutlamalar bir kenara brakm, deneyle doga50

ATEIST

EKOLLER

yi anlamaya almtr. Olaylarn arkasndaki sebepler iin doa st ya da metafiziksel gerekeler aramak yerine gzlemde buluna rak ya da deney yaparak fenomen dnyasnn yasalarn bulmaya ynelmitir. Comte'a gre yetikin insann da yapaca budur. Bu da pozitif (fiziksel) bilimin takip ettii yoldur. Comte'a gre sosyal fizik (yani sosyoloji) bilimi henz kurula madndan bu evrenin oluumu biraz zaman alacaktr. Ancak so nu itibariyle bu dnem teolojinin ve metafiziin yok olduu, Tan r inancnn da arkasnda yantsz bir tek soru bile brakmadan or tadan kalkaca bir dnem olacaktr. Grld gibi Comte hal yasasyla ayn zamanda bir tarih felsefesi kurmu, insanln geliimini de tarih evrimin bir sonucu olarak grmtr. Simon ve Comte byk lde agdalann etkilemitir. Sz gelimi ingiltere'de J. Bentham ve J. Mili pozitivist felsefenin ilkele rini sadece doal ve sosyal bilimlere deil ayrca insan davranla rna da uygulamak istemiler ve ahlak da bu ekilde aklamaya almlardr. Comte'un ileri srm olduu dncelerle beraber ateizm de kanlmaz olarak insanlarn karsna kmtr. En nemli so run da fiziksel bilimlerle Tann inanc arasndaki ilikide domu tur. Dier bir deyile Tanr'nn varlnn bilimsel bir biimde ka ntlanp kantlanamayacag sorusu sorulmutur. nk Comte'a gre bilim anda elde edilen bilimsel veriler Tanr inancna ka p aralamam doa st varlklarn mevcudiyetine ihtimal dahi vermemitir. Comte'un dnceleri baz evrelerde etkili olduu kadar ok ciddi eletirilerle de karlamtr. Bu eletirilere gre Comte'un dncelerinin tarihen ne kadar doru olup olmad bir tarafa, u andaki dnyann ve insanln mevcut durumu dahi onun yanll n ortaya koymaktadr. Simon ve Comte'un sosyal pozitivizminin yannda bata fizik ve biyoloji olmak zere doa bilimlerini kendine k noktas olarak alan ve "evrimci pozitivizm" denilen bir anlay daha var dr. Dil ve mantk tahlilini n planda tutan ve "mantk poziti vizm" olarak adlandrlan ekol de Tanr inancna ciddi eletiriler getirmitir."3

51

TEZM

YA

DA

ATEZM

Antropolojik Ateizm Baz filozoflar insann doasndan ve psikolojik -yapsndan ha reketle Tann inancnn nasl olutuuna ilikin dnceler ileri sr mlerdir. Bir ksm bu yntemle Tanr' inancn savunmu ve Tan r kavramnn doutan geldiini sylemitir. Yine bir ksm d nrler de bunun aksini iddia ederek, Tann inancn insann doa sndan hareketle rtmeye alm ve byle bir inancn yapay ol duunu iddia etmilerdir. Sz gelimi R. Descartes insann znde Tanr dncesinin bulunduunu ve bu dncenin de insann do asna Tanr tarafndan yerletirildiini sylemiti. nsanda yerleik olan bu dnce (mkemmellik kavram) Descartes'a gre Tann'nn var olduuna dair en gzel bir iaret idi. L.A. Feuerbach ise Tanr fikrinin insan zihni tarafndan yaratldn iddia etmi ve bu kavramn yapay olduunu sylemitir. Antropolojik ateizm tartmalar Feuerbach'm sz konusu g rleri erevesinde devam etmitir. Aynca varoluuluk akmnn nde gelen baz dnrlerinin de bu erevede ele alnabilecek fi kirleri bulunmaktadr. Bunlar arasnda Martin Heidegger, MarieauPonty, A. Camus ve J. P. Sartre gelmektedir. L. A. Feuerbach Yaamnn ilk dnemlerinde teolojiye ilgi. duyan Feuerbach, da ha sonra felsefeye ynelmi Hegel'in dncelerine ilgi duymutur. Ancak Hegel'in idealist panteizmi Feuerbach! materyalist bir ateiz me gtrmtr. Genlik yllannda eitimini ald teoloji ile felse fe arasndaki tercihini felsefeden yana kullanan Feuerbach felsefeyi de insan iin dnm, dinde her eyin Tann merkezli dnl mesi ve O'ndan hareket edilerek aklanmas anlayn reddetmi tir. O, bir tr antropolojik felsefe kurmay amalam, insan iin ilk objenin yine insann kendisi olduunu sylemitir. Antropolojiden hareketle de teolojiyi aklamaya almtr. 1841 ylnda The Essence of Christianity adl mehur eseri yaym lanan Feuerbach ateizm anlayn yle aklamtr: "Tann benim ilk dncem idi. kinci olarak akl oldu. nc ve en son dn cem ise insandr"4 Antropolojiden hareketle teolojiyi aklamaya alan Feuerbach'a gre filozoflar sadece dnyay eitli biimler de yorumlamlardr. Ancak ona gre sz konusu olan ey dnyay yorumlamaktan ok deitirmek olacaktr. 52

ATEST

EKOLLER

Feuerbach'a gre Tanr, insann kiilemi ve yceltilmi doa sndan baka bir ey deildir. Tanr kavram da insan aklnn ken di doasn danya yanstmas sonucu olumutur. Bir anlamda in san Tanr'y kendi suretinde yaratmtr. Feuerbach'a gre esas olan insann kendisi ve kendi varldr. Ona gre insann Tanr'nm var lna inanmas, bir anlamda kendi benliini yalanlamas, zne ya banclamas ve fakirlemesi anlamna gelecektir. nk bu du rumda insan kendi deerlerini bir bakasna vermektedir.5 Feuerbach'n temelde Hristiyanl hedef alan dnceleri yaa d dnemde olduka etkili olmu bata Marx ve Freud olmak ze re pek ok dnr derinden etkilemitir. Onun dncelerinde materyalizmin ve yaad kltrn derin etkileri bulunmaktadr. Feuerbach Eletirisi insan figrlerinin bolca kullanld hristiyan bir dnyada Tan r inancyla insan doas arasndaki yakn ilikiyi grmek zor olma sa gerekir. nk byle bir evrede "Tanr", zaten "baba" olarak, "Isa" ise "oul" olarak sembolize edilmektedir. Kilise evrelerinde asl teizm olmasna ramen bir tr antropomorfizm anlay zaten grlmtr. Feuerbach'n din inanca itirazlar da esas itibariyle Bat kltrnn ve Hristiyanln problemidir. Feuerbach'n dnceleri hristiyan bir dnyada ateistler iin anlaml olabilir. Ancak dnyann dier blgelerinde ayn etkiyi gs termesi zordur. Feurbach'a gre insan kendi niteliklerini Tann'ya atfederek bir anlamda varln yceltiyordu. Halbuki teistik Tanr inancna baktmzda Tann'nn nitelikleriyle insann zellikleri arasnda bir uurum bulunmaktadr. yle ki insan olan her ey, kutsaln dnda kalmakta ilah olan her ey de insann ok uzan da bulunmaktadr. Zaten ilah olan eyin insanlatnlmas veya in san olan bir eyin ilahlatnlmas da slm'n en ok kar kt bir husustur. Antropolojik tanr anlaynn olmad yerde antropolojik bir ateizmden sz etmek zordur. slmiyet'e gre insan Tanr'y kendi biiminde gremez, O'nu kendisi gibi dnemez. nk insan bi iminde olan veya nitelikleri insana benzeyen bir varlk Tanr ola maz. Dolaysyla Tann'nn insan dncesi tarafndan ortaya kon duu biimindeki bir itiraz slmiyet'i balamaz. Hristiyanlarn Tanr'y tanmlarken O'nu baba ve oul gibi terimlerle adlandrma53

TEtZM

YA DA

ATEZM

lan Feuerbach'a bu eletiri imkann tanm olabilir. Ancak bu ele tiriler slm dini iin bir anlam ifade etmemektedir. Feuerbach'n Hristiyanla ve Tann kavramna kar ynelttii eletiriler Marx tarafndan da benimsenmitir. Hatta Marx, Tanr kavramyla yeterince ilgilenmemi olmasn da bu ii daha nceden zaten Feuerbach'n yapmasna balamtr. Dolaysyla Marx, Fe uerbach'n brakt yerden ie balam birey yerine toplumsal ya pyla ilgilenmi, siyas ve ekonomik yapy yeniden dzenlemek iin almalara balam bu srete de dinin ortadan kaldrlmas gerektiini dnmtr.

Sosyopolitik Ateizm
Ateizm baz dnemlerde toplumsal yapdan hareketle n plana karlm ve temellendirilmeye allmtr. Bu erevede toplu mun yaps, kltr, deerleri ve bireylerin konumlan ele alnm ve tahlil edilmitir. Aynca mevcut dinin fonksiyonu, bireysel ve toplumsal dzeydeki etkileri de gz nnde bulundurularak birta km sonulara vanlmtr. Son iki asrda bir ksm dnrler top lumsal artlan tekrar gzden geirmi ve kkl deiiklikler yap may ve toplumu yeniden biimlendirmeyi dnmlerdir. Materyalist ve pozitivist dnrler iin toplumu tekrar yap landrma srecinde en byk engel din olmutur. Bu amala Tan r kavram bata olmak zere btn din inanlar birtakm teorik gerekeler ileri srerek yanl kabul edilmi ve ortadan kaldrl maya allmtr. Ancak toplumsal dzlemde dinin ortadan kal drlmas mmkn olmamtr. Bu konu etrafnda dnyann eit li yerlerinde grlen fikr atmalar yzylmzn sonuna doru hzm yitirmi, da kapal birka yer hari toplumlarda lml bir liberalizme (inan, dnce ve mlkiyet serbestliine) gei eili mi grlmtr. Daha nce de ele alnd gibi bilimsel gelimeler nda top lumu yeniden yaplandrmay dnen bir ksm dnrler pozi tivizmi ne karmlard. Sz gelimi pozitivist bir dnr olan sosyolog Emille Durkheim dini sosyal bir olay olarak tanmlam, Tanr dncesini de toplum tarafndan uydurulmu hayal bir kavram olarak grmtr. nsann korktuu ya da mit besledii Tanr'nn, kendisini saran toplum gereinden baka bir ey olma54

ATEST

EKOLLER

dm belirtmitir, Durkheim Tanr kavramn da kilisenin yaptrm g ve ilevini gsteren bir sembol olarak ifade etmitir.6 Dinin toplumsal bir olay olduunu sadece Durkheim syleme mitir. Deiik biimlerde de ayn kanaatler eitli dnrler tara fndan dile getirilmitir. Byle bir kanaat genelletirilerek tarihe de ayn gzle baklmtr. Bu erevede en ok konuulan ve tartlan kii ise Kari Marx olmutur. XIX. yzyl sonlanna doru pozitiviz min yannda Marksizm'in kitleleri etkiledii ve teorik bir dzeyde yetinmeyip, pratikte de dnyann deiik yerlerinde hareketlenme lere yol at grlmtr. K. Marx Marx kklnden itibaren, yahudi asll olmasna ramen, hristiyan deerlerine gre bytlmtr. Doktora tezini nl ma teryalist filozoflar Epikr ve Demokritos zerine hazrlamtr. Yine dier bir materyalist dnr olan Feuerbach'm etkisiyle Hegel ide alizmini reddetmi daha sonralan, Berlin'de katlm olduu Gen Hegelciler evresinde ateist olmutur. 7 Feuerbach gibi o da dini reddetmitir. Ancak Marx'm zerinde durduu ncelikli nokta din inan veya Tann kavram deildir. O daha ok XIX. yzyl Avrupas'nda burjuva ve kapitalizmin egemenlii altnda yaayan toplum da dinin roln sorgulamtr. Marx doktora tezinde her ne kadar Schelling'in teizm anlay na ve HegeVin Tann kavramna eletiriler ynellmise de din ve Tann eletirisine fazla vakit ayrmay zaman israf olarak grmtr. nk ona gre bu ii daha nceden Feuerbach yapmtr. Manc'a gre Tann'mn varl hakknda ileri srlen kantlar da zaten insa nn kendi bilincinin varl hakkndaki kantlar ya da mantk aklanmlandr.8 Dolaysyla din eletirisi politik eletirilerle devam et tirilmeli daha sonra da felsef zemini hazr olan pratik devrim ger ekletirilmelidir. Tarihin grevi bu dnyann gerekliini kurmak tr. Felsefenin grevi ise kutsallk maskesine brnen insann ken disine yabanclam doasn kurtarmak ve geri getirmektir.9 Marx'n fikirlerinin felsef yan olmakla birlikte ekonomik, po litik ve tarihsel boyudan daha n planda olmutur. Sanayi devri miyle birlikte oluan burjuva egemenliine son verip proletarya (i i) iktidann amalayan Manc'a gre toplum asndan en nemli 55

TEZM

YA

DA

ATEZM

olan ey o toplumun hayatiyetini ne ekilde devam ettirecei konu sudur. Bu da insanlarn doayla ve birbirleriyle olan iliki biimini belirlemektedir, insanlar yaayabilmek ve ayakta kalabilmek iin almak ve retmek zorundadrlar. retmek iin de retim arala rna gereksinim olacaktr. retim aralar da eitli gerekeler y znden deiebilmekte veya bir snfn egemenlii altna girebil mektedir. retim aralarnn deimesi insanlarn yaam biimleri ni ve bireylerin birbirleriyle olan iliki biimlerini de deitirmek te, bundan snflarn rgtlenme biimleri de etkilenmektedir. Marx'a gre retim aralar toplumun btnnde deil de bir kesi minin elinde bulunduu iin, o toplumda smf karlar atmas kanlmaz olacaktr. Dorusu dnya tarihi de snf atmalannm tarihi olmutur. Bu durumun devrime yani komnizme kadar sr mesi doaldr. Ancak hibir snf retim aralarn elinden kolayca brakmayacaktr. Dolaysyla komnizmin kurulmasnn tek yolu da var olan dzenin zorla yklmasdr. Marx'a gre toplumda var olan ve st yap denilen, ideoloji, din, felsefe, sanat, ahlak ve hukuk sistemleri de bu temel zerinde yani retim gcn elinde bulunduran snflarn kar atmasndan olumutur. Manc'a gre Tann'mn varln savunmak da bir yerde burjuvaziye hizmet etmek demektir. Devrimin gereklemesi ve bir proleter iktidann oluabilrriesi iin de Tann'mn varl dahil btn din deerlerin yklmas ve ortadan kaldnlmas gerekecektir. Manc'a gre insan, kendine yabanclam bir durumda mutsuz ve mitsiz bir biimde yaamaktadr. Dolaysyla onun niin yabanclat anlalmal ve bu sayede mutluluu salanmaldr, in sann en iyi anlald yer de ierisinde yaad toplumdur. Marx'a gre insandaki din bilincini toplum yaratmaktadr. Toplumdaki din de insann dikkatini bu dnyadan baka yerlere ekmektedir, insan etkisiz hale getirerek pasifize eden din, onu mutlu klmak yerine birtakm yanlglarla uyutmaktadr. Dolaysyla din, toplu mun afyonudur.10 Marx'a gre din insann ektii aclarn bir tesellisidir. Kendi kendini avutmasdr. Sosyopsikolojik bir konumda insann bastnlm doasnn bir i ekmesidir. Bu duruma kar sadece teorik protestolar yapmak etkisiz kalacaktr. Dolaysyla pratik nlemler de alnmaldr. Her eyden nce gerek mutluluun gerekleri yeri ne getirilmeli, zel mlkiyetin ve snf atmalannm olmad bir 56

ATEST

EKOLLER

toplum (sosyalizm) dzeni kurulmaldr. Bu sayede din de kaybo lacaktr. Sosyal ve politik adan insanlann zgrl mutlaka sa lanmaldr. Aksi takdirde onlara dinlerini terketmelerini syleme nin de bir anlam olmayacaktr. nk nemli olan ey sosyal ya amdaki dinin kaynaklarm kurutmaktr.11 Bu sayede insanlar ya nlgya sevkeden durumlar ortadan kalkacaktr. Marx'a gre din eletirisinin amac sonu itibariyle insana en yce deerin yine kendisi olduunu retmek olacaktr. Bylelikle insan kendisiyle tanacak, dndaki varlklarla deil, iindekilerle hesaplaacaktr. Dardaki din veya din adamlaryla deil, iindeki din ve dindarlk duygusuyla savaacaktr.12 Dolaysyla din bilinci veya din gereksinimi, zgrln elde ettii anda insanda yok olacaktr. Marx Tanr kavramna eletiriler yneltmise de detayl bir bi imde vakit ayrmay zaman israf o\arak grtatt. Ona grt u ana kadar yaplan din eletirisi, politik eletirilerle devam ettirilme li daha sonra da felsef zemini hazr olan pratik devrim gerekleti rilmelidir. Tarihin grevi ona gre bu dnyann gerekliini kur maktr. Felsefenin grevi ise kutsallk maskesine brnen insann yabanclam doasn kurtarmak ve geri getirmektir.13 Bu da dn yay yeniden yorumlamakla deil onu farkl klmakla gerekleir.14 Grld gibi Marx yabanclamaya yol at gerekesiyle dini ve din kurumlan reddetmitir. Bir anlamda ateizmini de bu ekilde temellendirmitir. Ancak yukardaki dncelerine ra men bazan Manc'n esas amacnn ateizm olmad sylenmitir. Bu yaklama gre Manc'm asl hedefi burjuvaya hizmet eden ve in sanlar burjuvaya itaata sevkederek onlan pasifize eden dinin (ki lise) ortadan kaldrlmasdr. Bu erevede Manc'm ateizminin ge leneksel Hristiyanln insanlatrlm, stn bir insan grnm verilmi olan Tanr anlayna kar kmak olduu sylenmi bir anlamda Marx'n asl amacnn yce bir gc reddetmek olmad ifade edilmitir.15 Marx'm buraya kadar ana hatlaryla verdiimiz dnceleri XIX ve XX. yzyllarda byk yank uyandrm, gerek teorik ve gerekse pratik olarak derin tartmalara yol amtr. ok gl sa vunucular olduu gibi ieriden veya dardan da ok ciddi kart lar olmutur.
57

TEIZM

YA

DA

ATEZM

Yzylmz derinden sarsan ve dnyann baz blgelerinde kit leleri peinden srkleyen Marx, bazan bir dnr, bazan bir dev rimci bazan da tabulatnlan bir ideolog konumunda grlmtr. Ne var ki etkisi uzun srmemi ve gnmzde iyice zayflamtr. Bunun arkasnda yaplan sosyal ve politik eletiriler bulunduu gi bi dnyann deien artlar da nemli bir rol oynamtr. Ancak iki eyin aka ortaya kt grlmtr. Birincisi hangi amala olur sa olsun insan unsurunu gz nnde bulundurmayan inanlarn veya ateist ideolojilerin yaptklar dayatmalarla hayat zehir ettikle ridir. kincisi ise din olgusunun ve tann inancnn btn kstlama lara ve yasaklamalara ramen ortadan kaldnlamaydr. Kari Manc'n fikirleri ne dorudan teizmi ve ne de teistik arg manlar hedef almtr. Kald ki Manc'n kurmay hedefledii siste min kart da teizm deildir. Byle bir kartlk aranacak olursak doal olarak ekonomik bir sistem olarak ancak kapitalizmden sz edilebilir. Halbuki teizm felsef bir ekol olarak ne Marksist dn cenin ne de kapitalizmin tarafnda yer almtr. Dolaysyla teizm birbirine kart olan bu iki sistemin tartmalarna girmedii gibi muhataplar da olmamtr. Teizmin kendine zg kozmolojik, ontolojik, epistemelojik ve etik deerleri bulunmaktadr. Teizm asndan nemli olan eyler de bu deerlerle ilgili sylenenlerdir. Marksizm'in bu deerlerle ay n dncede olduu sylenemez. Hatta diyalektik materyalizmi savunan Marksist anlayn teizmle taban tabana zt olduu da gz den uzak tutulmamaldr. Ancak sosyopolitik adan Manc'n d nceleri ve itirazlar da ilk planda teizmin zerinde duraca ey ler deildir. Toplumu yeniden yaplandrmaya alp kapitalist sisteme eletiri getirirken Marksizm'in ortaya atm olduu pek ok dn ce doal olarak ateizmin iine gelmitir. Dolaysyla zaman zaman ateizm ile Marksizm arasnda yakn bir ilikinin kurulduu ve i bi riliine gidildii grlmektedir. u ana kadar bizi ilgilendiren yer de burasdr. Yani birtakm ekonomik ve tarihsel gerekelerle ve yanl bir rnekten hareket ederek btn dinlerin de haksz bir bi imde itham edilmesidir. XIX. yzyln sonuna doru baz toplumlar ileri srlen pozitivist ilkeler erevesinde farkl yaam tarzlanna zorlanm, zlerin de deiim geirmek durumunda braklmlardr. Aydnlanma d58

ATEST

EKOLLER

nemine kadar geri giden yeniden ekillenme hareketlerinin mo dernlemeyle birlikte hz kazand da grlmektedir. Bu deiim srecinin ilk yllarnda kilise banazlna tepki olarak ortaya kan inanszlk, pozitivizm hatta bir yerde materyalizm baz toplumlar da modernlemenin ayrlmaz bir parasym gibi takdim edilmi tir. Halbuki Aydnlanmann ve modernlemenin inanszl zorun lu olarak ileri srmedii, modernleme srecindeki bireylerin de kiliseden, dogmatizmden veya banazlktan kaarken dinsizlie ka plmak durumunda olmad gnmzde aka ortaya kmtr. Aydnlanmann arka plannda yer ald sylenen Descartes ve Kant gibi filozoflarn ateist olmadklar dnlrse byle bir ilerleme nin znde Tann inancn bir tarafa brakmak olmad daha iyi g rlecektir. Pozitivizmin etkisiyle modernlemeyi bilinli bir biim de inanszlk olarak gren veya gsterenlerin yanlm olduklar da yzylmzn sonuna doru aka ortaya kmtr. Her eye ramen modernlemeyle birlikte son iki asrdr e itli bilim dallarnda birden fazla varsaymlar ortaya atlm, teizmi dorudan ilgilendiren alternatif ilkeler ileri srlmtr. u ana kadar grld gibi pozitivizm, mantk pozitivizm, mater yalizm, Marksizm vb. ekoller bu erevede tezler ileri srmler dir. Dolaysyla eletirmenler ncelikle Marksist teori baznda ie balamlar szde bilimsel olan ve genellenen bu varsaymlar sorgulamlardr. Marks Eletirisi Sosyopolitik ateizmin ncs olan Marx'a yaplan eletirilere burada yer vermek yararl olacaktr. Bu eletirilerin birounun h l Marksist olan ya da Marksizm'den ayrlan dnrlerden gelmi olmas konuya ayr bir renk katmaktadr. 16 1. deal ve topik olan bir projeyle toplumu tek bir varlk gibi ele alp yeni batan ekillendirme gayretleri daima sknt dour mutur. Marksizmin yapt da budur. zellikle Kari Popper'n di le getirdii bu dnceye gre ilahlatnlan (holistic) ideal projeler yaama geirilme srecinde direnmeyle karlamtr. nk bu tr giriimler insann beklenmeyen bilin d hareketlerini hesaba katmamlardr. Ayrca bu ideolojiler toplumdan gelebilecek eleti rilere de ak deillerdir. Amalanna ulamak ve toplumu kontrol altnda tutmak iin zorlayc nlemler alarak hayatiyetlerim devam 59

TEZM

YA

DA

ATEZM

ettirme durumunda kalmlardr. Bu durumda da toplum zerinde bask kuran otoriter ynetimlerin varl kanlmaz olmutur. Hangi gerekeyle olursa olsun toplumlar deerlerine, alkan lklarna, zlerine ve davran biimlerine bakmadan deitirmeye almak, gerektiinde de zora bavurmak doru bir yntem deil dir, insanlar dnmeyen, akletmeyen ve hissetmeyen bir canl y n olarak dnp onaylarn almadan bnyelerini deitirme gayretinde bulunmak doal olmayacaktr. Bat toplumunun baz sosyal skntlarn dnyann dier toplumlarna genellemek ve ora larda da benzeri yaplanmalara gitmeye almak tutarl bir i deil dir. Dolaysyla baz teoriler ve byk idealler pratie geirilirken insan unsuru da gz nnde bulundurulmal, getirilen veya daya tlan yeni eyler toplumun zne, yapsna ve moral deerlerine ay kr olmamaldr. Tarihe ve tarihte olup biten her eye insanlarn kendi gzly le bakmas ve ylece deerlendirmesi bir yere kadar normaldir. An cak byle bir durumda sbjektif olunacann ve yanlma ihtimali nin bulunacann akldan kanlmamas gerekir. nk insanlk tecrbesi baz ideolojilerin yapt gibi tek bir teoriyle aklanabile cek kadar s olmasa gerekir. Popper'n dedii gibi dnrler top lumla ilgili iddialannda her zaman yanllanma riski olan teorileri ni kolayca genellemekten ve uygulanmasn istemekten kanmal drlar. Teorilerini destekleyen verileri deerlendirirken ayn zaman da onlar yanllayan veya desteklemeyen olaylar da gz nnde mutlaka bulundurmaldrlar. 2. Manc, komnist devrimin gereklemesinden sonra smf a tmalarnn ve toplumdaki eitsizliin olmayacan ngrmt. Ancak dnyann deiik yerlerinde yaananlar bunun byle olma dn gstermitir. Hatta devrimle beraber yeni bir snf ve bu sn fn burjuvaziyi aratmayacak bir biimde halkn zerinde stnl sz konusu olmutur. Eitlik ve zgrlk iin kan aktma pahasna yaplan devrim sonrasnda baz insanlar dierlerinden "daha eit" ve "daha zgr" hale gelmitir. En ok ezilen de yine fakir ve emek i kesim olmu, burjuvazinin yerini proletarya adna hareket eden ler almtr. 3. zgrlk ilkesine ramen Marksist devrimin gerekletii yerlerde mutlakiyeti, dayatmac, totaliter ynetimler kurulmu, in sanlarn yaam biimlerine ve inanlarna mdahale edilmi zgr60

ATEST

EKOLLER

lkler kstlanmtr. i snfnn ba kaldryla yaratlan anari ortamndan sonra proleter iktidar amalanrken, iiler dahil toplu mun byk kesiminin ezildii polis devletleri kurulmutur. 4. Ekonomisi gelimi, ileri endstri lkelerinde gereklemesi beklenen devrim, Marx'm beklentilerinin aksine geri kalm yerler de, Dou Avrupa, Asya, Afrika ve Latin Amerika lkelerinde ger eklemitir. Bu gerekte de Marksizmin sadece yoksul insanlarn zerinde etkili olduunu ve onlarn duygularn smrdn gstermektedir. 5. atmasz bir toplum vaadiyle hedefe ulamak iin iddet dahil her trl yolu mubah gren baz Marksist teorisyenler, olu turulan iddet ortamnda masum insanlarn kannn aktn elbet te grmlerdir. Acaba toplumsal yapy kkten deitirmek iin yaplan mcadelede insann onuru asndan kazanlan eylerle kaybedilenler nelerdir? Bu konuda Marks filozoflar zeletiri yap mlar mdr? Marksizm dahil olmak zere urunda insanlarn ma dur olduu veya binlerce ocuun gz ya dkt ideolojiler her eyden daha m deerlidir? 6. Marksizm'e gre Hristiyanlk burjuvaziye hizmet etmi ve dolaysyla ortadan kaldrlmas gerekmiti. Ancak dini ortadan kaldrmay hedefleyen Marksizm'in kendisi de bir din haline geti rilerek kurumsallatnlm ve yaylmaya allmtr. Marksist ideolojinin ileri gelenleri de kutsanm ve insanlardan mutlak ita at istenmitir. Bir din haline gelen Marksizm dier dinler gibi kurallar ve yap trmlar koymutur. Marksist teori feti duruma getirilmi, gerek toplum ve gerekse birey zerinde yarglama ve kouturma daha ar bir biimde uygulanmtr. Dier dinlerin insanlara tanm ol duu inan ve mlkiyet zgrl yine zgrlk adna insanlarn elinden alnmtr. Dolaysyla Marksist sistemde zgrlk ideali devrim sonras bir tr toplumsal klelie dnmtr. 7. Marksizm'de bireysel zgrln yan sra mlkiyet hakk da bastnlmtr. nsann duygu, bilin, inan, kltr ve moral ynleri madd imkanlarna indirgenerek grmezlikten gelinmitir, insan, toplum ierisinde kiilii ve kendine zg yaam bulunmayan buna karn sadece emeki olarak deerlendirilen ruhsuz bir robot gibi dnlmtr. Yaamnda dramatik veya trajik sorunlarla babaa kalan bir insana yardmc olunmam, mitsizlii giderilememitir.
61

TEIZM

YA

DA

ATEZM

8. Marksizmin ahlakla ilikisi de sorgulanm ve u sorular ynel tilmitir: Marksizm ortaya ahlak bir sistem koymu mudur ya da Marksist bir ahlaktan sz edilebilir mi? Proleter hmanizm nereye kadar ihtiyalar gidermitir? Dillerden drlmeyen "Birimiz hepi miz ve hepimiz birimiz iin" ilkesi gerekten uygulanabilmi midir? Yoksa bunlar sadece devrime kadar iileri kullanmak iin ileri srl m bir aldatmaca mdr? Ayrca insanlarn insanca yaamalarna kat kda bulunan moral deerler konusunda Marksizm neler sylemitir? 9. Marksizmin insanl burjuva ve proletarya gibi ayrma tbi tutmas ne derece dorudur. Bu aynm insanlk tecrbesine uygun mudur? Btn toplumlardaki yaplanma gerekten byle midir? Sz gelimi Marksizm'e kadar yaayan topluluklar snf atmalan yaam mdr? Bnyelerinde snf atmalanna izin vermeyen, ge rek toplumun ve gerekse bireyin hakknn korunduu topluluklar olmam mdr? Sadece Marx m bu problemi grmtr? Mark sizm'den nce insanlk var olmam, haklarn korumam ve sm rye kar kmam mdr? 10. Marksizm'in iddia ettii gibi din gerekten burjuvazinin ta rafn m tutmutur? Yoksa o toplumda hakszla, adaletsizlie ve zulme uramlarn (ezilen, hor grlen, emeinin karln ala mayanlar) tarafnda m yer almtr? En azndan monoteist (Tanr'nn birliini, toplumda adaleti, eitlii ve merhameti esas alan) dinler iin konuulacak olunursa, bu dinlerin ilk mntesiplerinin kimler olduu tesbit edilmi midir? Buna karlk menfaatlanm ko rumak ve zenginliklerini devam ettirmek iin peygamberlerle ura an, onlara mal mlk ya da eitli zenginlikler vaad ederek kandr maya alanlarn kimler olduu aratrlm mdr? 11. Marksizmin ileri srd insann Tanr inancyla, yabanc lamas ve klelemesi durumu belki Yunan efsanelerine bakld nda (Zeus ile Prometheus arasndaki ilikide olduu gibi) grle cektir. Ancak akn Tann kavramna inanmakla, insann kendisini gerekletirmesi, yabanclamaktan kurtulmas ve dahas dnyaya egemen olmas arasnda olumsuz bir iliki grmek mmkn deil dir. Byle yapld takdirde bu, teizmin Tann inancyla, dnyada grlen putperest anlaylan veya tanrlam otoriteleri birbirine kantrmak olacaktr. insanda akn bir Tanr'ya kar esasl bir eilim sz konusu ise bu bir anlamda insann din boyutlarda da kendisini tanma ve far62

ATEST

EKOLLER

knda olma arzusunu gstermitir, insandaki bu eilimin bastrl mas, engellenmesi ve kreltilmesi de insann kendisini gerekle tirme srecine mdahale etmek olacaktr. Dini kurumlarn ve ruhban snfnn gstermi olduu baz olumsuzluklar bir kenara brakrsak dinler insana en azndan te orik ve pratik zgrlk vermi ve yaamna mdahale etmemitir. Ancak dnyev tanrlar insann her an eylemlerini, dncelerini, inanlarn hatta zel yaamlarn dahi kontrol etmi ve bask altn da tutmulardr. Dolaysyla Marksizm'in insann kkletirilmesi konusunda problem edindii Tanr, teizmin akn ve yaratc Tanr's olmasa gerekir. 12. Marksist tarih anlaynn ciddi kusurlar sz konusudur. Szgelimi Marksistler islm tarihiyle ilgili olaylar kendi artlar ie risinde anlamak ve anlatmak yerine btn olup biteni dardan kendi gzlkleriyle grmeye alm ve bu erevede sbjektif de erlendirmelerde bulunmulardr. slm tarihinde grlen ve bata Peygamber'in kiiliinde ortaya kan erdemli ve bilge tutumlar gr mezlikten gelinmitir. Gnlk yaamdaki ilikiler, insanlar arasnda ki olaan problemler, komuluk ilikileri, kiilerin alkanlklar, de erleri ve inanlar yaamn doal ak ierisindeki her ey Mark sizm'in materyalist tarih anlayyla aklanmaya allmtr. Olum lu ynler, iyilik ve gzellikler bilinli bir biimde gz ard edilmi buna karn insan unsurundan dolay ortaya kan olumsuzluklar abartlm ve koskoca bir medeniyet karalanmaya allmtr. Psikanalitik Ateizm Modern dnemde bata Sigmund Freud olmak zere baz ruh bilimciler insann psikolojik yapsndan hareketle Tanr inancyla il gili olarak birtakm olumsuz hkmlere varm ve bu hkmlerini de genellemilerdir. Daha nce grlen Feuerbach ve Marx gibi d nrler de din konusunda indirgemeci bir tutum taknm, psika naliz yntemini kullanarak Tann inancn rtmeye almlardr. S. Freud Tann inancn psikolojik olarak rtt sylenen Freud'n dnceleri XX. yzylda byk ilgi grm hatta baz evrelerde kantlanm bilimsel yasa gibi deerlendirilmitir. Din konusunda63

TEZM

YA

DA

ATEZM

ki eletirilerini zellikle The Future of An tllusion ve Civilization And Us Discontenets adl eserlerinde aklamtr. Freud psikanaliz yn temini kullanarak ateizmini temellendirmeye alm ve yanlma teorisi zerinde durmutur. Marks'm "afyon teorisi" gibi Freud'n "yanlma teorisi" de Feuerbach'n "yanstma teorisine" dayanmakta dr. 17 Ancak daha nceki dnrler gibi Freud da ciddi bir biim de eletirilmitir. Hastalan zerindeki psikolojik rahatszlklar inceleyen Freud, bu sorunlarn kaynanda toplumun, mevcut kanunlarn, aile b yklerinin ve dinin basks olduunu ileri srmtr. Freud'e gre bireyin istekleri bu basklar sonucunda gereklememekte, bastrl makta ve bilin altna itilmektedir. Bilin altna itilen ve tatmin edi lemeyen arzu ve istekler de insan bnyesinde birtakm rahatszlk lara yol amaktadr. Freud bu noktada fert zerindeki basklarn kaldrlmasn ve cinsel igdlerin serbest braklmasn istemitir. Freud'e gre btn din doktrinler, insann arzularndan kay naklanan ve gereklemesi imkansz olan hayali birer "yanlgf dr. 18 nsanln en eski ve en gl "arzusu" olan 19 din de yine insann evrensel nevrozu, ocuksu ve nrotik bir yanlgsdr.20 Freud'e gre filozoflar Tann teriminin snrn tarm onu so yut bir kavram haline getirmitir. Ancak bu kavram da glge bir kavramdr. 21 Halbuki Tanr dncesi Freud'a gre ocuktaki ba ba imajnn yceltilmi bir yansmasdr.22 ocuktaki korunma duygusu yaam boyunca devam etmektedir. Yaamda karlalan zorluklar da byle bir korunma ihtiyacn ocuun zihnine yerle tirmektedir. Dolaysyla Tanr dncesi de insann, ocukluk d neminde kar karya kalm olduu zorluklar karsnda gelitirdi i zihinsel bir savunma mekanizmasndan kaynaklanmtr.23 Freud'e gre din yzyllardr insanln hizmetinde olmasna ramen onlar mutlu edememi ve aclarn dindirememitir. Onla r korku ierisinde brakarak yaam deerlerini bask altna alm ve gerek dnya grlerini bozmutur. Dinsel uygarlk da insanlar tatmin edememitir. Dolaysyla bu uygarlktan honut olmayan modern insan, bu boyunduruktan kurtulmak istemektedir.24 n sanlk byyp gelitike hayal varlklarn yardmna ihtiya duy mayacak ve ilerleyecektir.25

64

ATEST

EKOLLER

Freud Eletirisi Freud'n Tanr inancnn nasl olutuuna dair dnceleri ba z evreler iin olduka cazip gelmi ve her frsatta dile getirilmi tir. Ancak Freud'n dnceleri de sonu itibariyle bir varsaymdr. Snrl saylabilecek bir gzlem ve tesbit neticesinde bu tr grle re varlmtr. erisinde doru veya yanl olabilecek noktalarn bu lunmas da tabiidir. Freud'n gnlk yaamnda duygusal, agresif, deiken miza l ve bunalml tutumu fikirleri hakknda ki kukulara neden ol mutur. Ayrca Freud'n dncelerinin objektif bulgular olduu konusunda da ciddi tereddtler bulunmaktadr. Sz gelimi Onun yaad dnemde revata olan akmlardan istifade ettii, baz d ncelerini de Yunan mitolojisinden alm olduu efsanelerle ak lad iddia edilmitir.26 Freud'n dinle ilgili deerlendirmelerinde gndeme getirdii totem, tabu, feti gibi kavramlar Afrika'daki baz yerel inanlar iin sz konusu olabilir. Ancak yerel ve ulusal anlaylardan yola ka rak teizm hakknda yargda bulunmak mmkn deildir. Ruh hastalan zerinde yapm olduu deneyleri ve elde ettii bulgular salkl insanlar ve inanlar zerinde genelleyen Freud buradan hareketle Tanr inancnn srrn zdn zannetmitir. AnGak Freud'n de Tann inancyla ilgili dncelerinde yamlg ie risinde bulunduu belirtilmi, bu anlamda bilimin deil bilimcili in sz konusu olduu iddia edilmitir. nsanlk tarihinde deiik yer ve zamanlarda pek ok nl filozofun da ierisinde bulunduu milyonlarca insann Tanr'nm varlna inanmas ve inanmaya de vam etmesi konunun ciddiyetini gstermektedir. Freud'n baz bulgularnn genel anlamda herkesi ilgilendirme dii sylenemez. Ancak dncelerinin hristiyan bir kltrde k m olmas da rastlant deildir. Bilindii gibi Hristiyanlk'ta Tanr, baba imajyla sembolize edilmektedir. Dolaysyla dier dinlerin Tann anlaylaryla baz hrisyanlarm psikolojik problemleri ara snda dorudan bir iliki kurmak ve bu nedenle Tann inancnn rtldn zannetmek doru olmayacaktr. Freud'n Tann'ya inanma ile ocukluk devresi arasnda kur mu olduu ilikinin tersine evrilmesi de mmkndr. Yani bu iliki bir anlamda ateizmin aleyhine de kullanlabilir. Nitekim ate izm de bireyin olgunluk iareti saylmayabilir ve insann ocuklu65

TEtZM

YA

DA

ATEZM

unda getirmi olduu bir ruh halinin tekrar olarak grlebilir. nk bir ocuun babasn kskanmas, ondan korkmas, babas nn basksna dayanamad iin bir an nce ondan kurtulmaya a lmas da bilin altnda onu inanszla gtrebilir. Aile ii prob lemlerden dolay skntl bir ocukluk devresi geirenlerin kzgn la, sinirlenmeye, isyankarla, su ilemeye hatta inanszla da ha yakn olduklar aka grlmektedir. Freud'n iddialan arasnda din inancn insanda rahatlamaya yol at ve arzular tatmin ettii de gemekte idi. Bu durum belki dnyada baz inan ve kiiler iin sz konusu olabilir. Ancak dn yann varoluundan beri Tanr'nn birliini savunan gelenee (mo noteizm) gre inan konusu birtakm psikolojik gereksinimlerin ya da saplantlarn tesinde yer almaktadr. Tanr'nn varlnn kabu l ciddi bir ykmll gerektiren, gerektiinde ac ve straplara maruz kalman, urunda insanlarn yaamn yitirebildigi hayat bir konudur. nsanlar Tanr kavramn zevk almak ya da teselli bulmak iin zihinlerinde bulundurmazlar. nk Tanr inanc insanlann mutlu gnlerinde unutacaklar, dertli gnlerinde ise geleneksel trenleri ne alet edecekleri bir olgu deildir. Teist yani Tanr'nn varlna inanan kii, inancn yaam boyunca hissetmekte, daima o inanla megul olmakta ve yaam biimini de o inanca gre ekillendir mektedir. Byle bir inan da ksaca bnyesinde sevgiyi, heyecan, efkati, ayn derecede riskleri, tehlikeleri ve grev bilincini barn drmaktadr. Ateistlerin de inancn bu ynn anlamas ve gz nnde bulundurmalar biraz zor olacaktr. Ateistlerin iddialarnn aksine sadece psikolojik adan mutlu olmak iin Tann'ya inanlmaz. Ancak Tann inanc, yaamnn se vinli ve kederli btn dnemlerinde insan ayakta tutmakta o cukluk, genlik, ergenlik, yallk ve hastalk gibi evrelerinde, hatta lm realitesi karsnda ona destek kmakta, erdemli ve faziletli bir yaam srmesine zemin hazrlamaktadr. Dolaysyla byle bir inan kiinin kendisini yalnz hissetmesine, bunalma dmesine ve yaamdan kopmasna engel olmaktadr. Freud'e yaplan bir eletiriye gre de psikoloji, bata felsef problemler olmak zere herhangi bir eyin varln veya yokluu nu kantlama ya da dorulama durumunda deildir. Dolaysyla Freud'n Tanr'nn var olmad n kabulnden ie balayarak, 66

ATEST

EKOLLER

byle bir inanca psikolojik temeller aramaya almas bilimsel ol mayacaktr. Psikoloji sadece inan veya inanszlk fenomenini tah lil etmek durumundadr. Tahlilden teye geilir, sz gelimi Tanr'nn var olmad iddia edilirse bu psikoloji ilminin snrlarn a mak ve ideolojik davranmak anlamna gelecektir.

Varoluu Ateizm
Feuerbach, Marx ve Freud'den baka Nietzsche ve Sartre da ateizmin nde gelen temsilcileri arasnda yer alr. Bu kiiler sayesin de ateizm Bat toplumlarnda yaygnlk ve poplarite kazanmtr. Varoluuluk modern dnemde ateizmin en etkin biimde sa vunulduu ve yaand ekollerden birisidir. Nietzcshe'nin dn celerinin byk etkide bulunduu bu ekoln temsilcileri arasnda Kierkegaard ve Gabriel Marcel gibi teistlerle, Martin Heidegger vej. P. Sartre gibi mehur ateist dnrler bulunmaktadr. F. Nietzsche ada varoluuluun kaynaklarndan biri olan ve yaam hastalklar ierisinde geen Nietzsche, dini reddetmi, zellikle H ristiyanln Tanr anlayna ve bu anlayn zerine kurulan ahla k yapya kar amansz bir mcadele vermitir. Hristiyanl ele tirmek iin The Antichrist adl eseri yazm, yaam boyunca da inansz yaamay kendisine ilke edinmi bir filozoftur. Nietzsche ateizme geleneksel anlaylardan farkl olarak mo dern dnemde yeni bir temel oluturmu ve yaamnda da bu fark ll sergilemitir. Tanr inancn ieren btn gelenek ve deerlere eletirel ve kukucu bir yaklam sergileyen Nietzsche, Tann'y ina nlmaya deer bir varlk olarak bulmam, buna karn nihilist bir dnya grn savunmutur. Nietzsche moral ve varolusal gerekelerle Tanr'nn varln reddetmi ve insann zgrlne dikkat ekmitir. Moral ateizmini de iki ekilde kurmu ilk olarak bilgi ve varlk anlaynn tekrar gz den geirilmesini istemitir. Ona gre gelecein filozofu (Zarathustra) pheci, eletirici ve aktiflik gibi zellie birden sahip olmal dr. Dolaysyla Tann inancn ieren btn geleneklere ve gemiin btn mutlak deerlerine bu gzle bakmal, evrensel bir moral dn yann, ya da "salt iyi" diye bir kavramn olmadn grmelidir.
67

TEIZM

YA

DA

ATEZM

kinci olarak Nietzsche, dramatik bir slupla Tann'nn ld n ifade ederek ateizmini aklamtr. "Tanr ld. Onu biz ldr dk" diyen Nietzsche, bu aforizmasyla Tanr inancna sahip olma dn belirtmekle kalmam Tanr'sz bir moral yaam istemini de dile getirmitir. Tann'nn lmesi ona gre Tann kavramnn ve bu kavram zerine kurulan sistemlerin insan zihninden karlp atl mas olacaktr.27 Bu durumda da insan, Nietzsche'ye gre, zgrl n ve onurunu yeniden kazanacaktr. Hristiyanl, ahlak anlay bakmndan dinler ierisinde yaa ma kar en byk suu ilemekle sulayan Nietzsche, bu anlamda Tann inancn ykanlan da en ahlak kiiler olarak grmtr. Ona gre hristiyan ahlak insan aalk klm, kltm ve deerini yitirmesine neden olmutur. Byle bir duruma kar kmak da ona gre ahlak bir davran olacaktr. J. P. Sartre nsann doasndan hareketle ateizmini temellendirmeye al an Sartre'a gre varl znden nce gelen tek bir varlk vardr: O da insandr. nsanda varln zden nce gelmesi, onun herhangi bir kavramla tanmlanmadan nce var olmas demektir. Yani her eyden nce, o vardr. Daha sonra zn oluturmu ve kendisini istedii biimde tanmlamtr. Varoluuluun en nde gelen temsilcisi olan Sartre'a gre Tan r varsa zgrlk yok demektir. Bu durumda insan da kendi zn oluturma imkan ve gcnden yoksun kalacaktr. Tanr varolmad iin de herhangi bir mutlak deerden bahsedilemez. Dolaysyla kendi deerlerini, kendi dnya grn, yine kendisi yaratacak olan insan, dnyada kendi bana olup, yalnz kalmtr.28 Sartre'a gre Tanr dncesi insann kendisini tanrlatrma ve kendisini tanr olarak grme arzusunun bir sonucudur. Tanr olma d iin insann var olmadan nceki doasndan sz etmek mm kn deildir. Bu durumda doasn insann kendisi oluturmakta dr. Bir anlamda hereyini ve beraberinde moral deerlerini olu turmakla ykmldr. Aynca kendi benliini kendisi semektedir, nk o zgrle mahkmdur. Gerek Nietzsche ve gerekse Sartre'n dnceleri byk bir he yecan uyandrm ve baz insanlara ilgin gelmitir. Ancak her iki dnrn fikirleri de Tann'nn varln rtmekten ok onun 68

ATEST

EKOLLER

var olmamas gerektii gibi bir n kabulle yola klarak ileri srl m eylerdir. Buraya kadar ana hatlaryla ele aldmz dnrlerin grle ri onlarn ierisinde yaadklar ortamn bir neticesidir. erisinde yaam olduklan atmosfer kendilerini byle bir neticeye ulatrm olabilir. Bu nedenle onlar ne tamamen reddetmek ne de bu iddi alar dorulanm bilimsel bir nerme gibi ele alp kabul etmek ve ya ettirmeye almak doru bir davran olmayacaktr. Zaten bu dnrlerden sonra ciddi ilerlemeler salanm gerek bilimsel ve gerekse sosyal olaylarda yeni bulgular elde edilmitir. Bunun yann da insan XVII. yzyldaki sanayi devrimiyle birlikte yaam oldu u kriz ve aknlk havasn geride brakm, bilim ve din arasnda ki yapay krizi de aarak modem yaamdaki insann sorunlarn tar tmaya balamtr.

69

Dipnotlar
1

Gaskin, ag.e., s. 17-26; Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlam nn Eletirisi, s. 1-29. Ural, Pozitivist Felsefe, s. 17-18 Danvin, Spencer ve Haeckel evrimci pozitivizmin nde gelen teorisyenleridir. Danvin'in balangta bilimsel varsaym niteliinde olan evrimle ilgili almalar daha sonralar ateistler tarafndan, teizmin eletirisinde polemik konusu yaplm, din inanlara alternatif bir ekilde canl varlklarn oluu muyla ilgili kantlanm bir yasa gibi takdim edilmitir. Halbuki Darwin H ristiyanla kar kmakla birlikte Tann'nn varln reddetmemi bu konu da ekimser bir tutum sergilemitir. Ayrca teizmin Tann'nn varlyla ilgili ileri srd teleolojik kant da iddetle eletiren bir tutum ierisinde bu lunmamtr. Kng, a.g.e., s. 192-199; Lubac, The Drama of Atheist-Humanism, s. 7-15, White, "Ludwig Andreas Feuerbach", The Encyclopedia of Philosophy, 3, s. 190-192; Collins, God in Modem Philosophy, s. 239-249.

2 3

" Feuerbach, The Essence of Christianity, s. 5-30 " Durkheim, The Elementary forms of the Religious L/e, s. 41-58 ' Hook, From HegeltoMarx, s. 17-18.
8 9

Collins, a.g.e., s. 250-251. a.e., s. 230 Kng a.g.e., s. 229; Manc'n dnya grnn ateistik olmaktan ok nce likle din kart (anti-religious) bir yapda olduu belirtilmektedir. Ancak Manc'n ateist olduundan kuku duyulmamaktadr. Doktora tezinin ns znde Promethaus'un "Tek kelimeyle, btn tanrlardan nefret ediyorum" szn nakleden Marx bylece dncesini zetlemi (Tucker, Philosophy and Myth in Kari Marx, s. 74), dini ve din kurumlan yabanclamaya yol a t gerekesiyle reddederek ateizmini temellendirmitir (Collins, God in Modem Philosophy, s. 255) Hook, a.g.e., s. 102-103. Collins, a.e., s. 230. a.e., s. 230. Marx-Engels, The Communist Manifesto, s. 27

10

11 12 13 14

" Tucker, Philosophy and Myth in Kari Marx, s. 22 1" Kellner, Herbert Marcuse And The Crisis ofMarxism, s. 8-9; Magee, Yeni D n Adamlar, s. 37-57.
1

' Freud, Psikanalize Giri, s. 23-38; Maclntyre, "Sigmund Freud", Encylopedia of Philosophy. III, s. 250-252; Collins, a.e., s. 299.

70

ATEST
l

EKOLLER

Freud, The Future of An lllusion, s. 54-55 a . e , s. 52. a.e., s. 76-77 a.e., s. 57. a.e., s. 39-42 Freud, Totem and Taboo, s. 147-151. Freud, The Future oj An lllusion, s. 65; Freud, Civilization And lts Discontenets, s. 31-32. a.e., s. 68. Debray-Rtzen, Freud Skolastii, s. IX-XI

19 20 21 22

" "
25 26 2 2

' Collins, a.g.e.s. 263; Hseyin Aydn, Metajiziki Olarak Nietzsche, s. 1-15 Sartre, Existenticism and Human Emotions, s. 15; Sartre ateizmi ile ilgili da ha geni bilgi iin bk. Grsoy, ]. P. Sartre Ateizminin Dourduu Problemler, s. 33-38.

71

ada ngiliz Felsefesinde Ateizm Sorunu

XX. yzyln balarnda Moore, Russell, Ayer ve Wittgenstein'n almalar ada ingiliz felsefesine yeni bir anlay kazandrm, problemlerini ve yntemini yeniden belirlemitir. Analitik gelenek balatlm, dilin gramer yapsyla birlikte mantksal analizine b yk nem verilmitir. Yeni dnemde felsefenin en nemli grevi di lin yapsn, doasn ve fonksiyonlarn aa kavuturmak olmu tur. Bu amala filozoflar, belirsiz, gizemli ve tutarsz grdkleri di li tahlile balamlar, sembolik mant kullanarak dilin ierdii be lirsizliklere ve karklklara dikkat ekmilerdir.1 Bu anlaya gre idealist gelenekte dil yanl kullanlm ve dolaysyla insan akl b ylenmitir. Bunun sonucu olarak da mantkl dnce imkansz hale gelmitir.2 Bu sreten din dili de nasibini alm ve analize ta bii tutularak sorgulanmtr. Teistik Tam kavram ve nitelikleri de incelenip eletirilmitir. Yeni yntemle birlikte teistler de zlme si gereken pek ok mantksal problemle karlamlardr. Sadece ngiltere'yi ve Avrupa ktasn deil dnyann pek ok yerini etkile yen bu gelimeler ateizm tartmalarna yeni bir boyut kazandrm tr. Farkl bir biimde de olsa gnmzde de olanca zenginliiyle devam eden bu tartmalann temellerini grmek konumuz asn dan yararl olacaktr.

73

TEZM

YA

DA

ATEZM

Analitik Felsefede Tanr Kavramnn Eletirisi XIX. yzyl sonlannda ngiltere'de Kant'm ve Hegel'in etkisiyle geleneksel ngiliz tecrbeciliginden bir sapma sz konusu olmu F. H. Bradley ve J. E. McTaggart gibi dnrlerin nclnde ide alizme gei grlmtr. XX. yzyl balarnda ise Cambridge'li fi lozoflar G. E. Moore ve Bertrand Russell'n eletirileri sayesinde ide alizm cazibesini kaybetmi ngiltere'deki geleneksel felsefe anlay tekrar dnm ve etkili olmaya balamtr.3 Russell ve Moore idealizme kar isyan balatarak, Ayer'in deyi iyle felsefeyi gkyznden yeryzne indirmi, onu somut prob lemlerle ilgili klmlardr. Bu srete nesnel olarak var olan d dnya hakkndaki bilgi konusunda duyumlar ve tabii bilimleri esas alm, "aklk" ve "taml" iyi dncenin normlar kabul ede rek felsefe de analitik gelenei balatmlardr.4 Moore, 1903 ylnda "The Refutation of dealisim" adl makale sini yaymlam, Berkley'in "Var olmak idrak edilmi olmaktr"5 an layn ise eletirmitir.6 "Some Main Problems of Phosophy" ad l makalesinde de "sag-duyu" dnya grn gelitirmi,7 bu an laya gre Tann'nn varlna ve hiret hayatna inanmak iin ge erli bir neden bulunmadn ileri srmtr. 8 Russell, 1903'te The Principles oj Mathematics adl eserini yaz m, 1910 ve 1913 yllan arasnda da A. N. Whitehead'le birlikte Principia Mathematica'y yaymlamtr. 1905 ylnda yaymlanan "On Denoting" adl makalesiyle balangta sempati duyduu ide alist felsefeden ayrlan Russell, analiz yntemini kullanarak dildeki mantksal yapya dikkat ekmitir.9 1918 de ise The Phosophy oj Logical Atomism'i yazarak mantksal atomculuu gelitirmitir.10 dealizme kar Moore ve Russell'n balatt eletiriler, Wittgenstein'n 1922 de yaymlanan Tractatus Logico-Philosophicus11 ve A. J. Ayer'in 1936 ylnda yaymlanan Language, Truth and Logic ad l eseriyle g kazanm analitik veya dier bir deyile lengistik (dil) felsefenin oluumu hazrlanmtr. Wittgenstein, Tractatus'ta felsefeyi aktivite (dilin mantksal analizi) olarak tanmlam, ilevini de dili aydrilatmak ve snrlar n izmek olarak belirlemitir.12 Dil ile dnya arasnda bulunan mantksal bir ilikiden bahsetmi ve bunlarn ayn yapya sahip ol74

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

duklarn belirtmitir. Grnt kuramndan (picture theory) hare ketle, dilin, dnya ve dncelerimizin ortak bir grnts oldu unu ifade etmitir.13 Din, ahlak ve metafizik nermeleri de g rnt kuramnn bir sonucu olarak dilin dnda brakan Wittgenstein, onlar "dilde ifade edilemez" veya "szlere dklemez" olarak tanmlamtr.14 Wittgenstein'a gre felsefe, hakknda konuulabilen eylerle uramal ve onlar akla kavuturmaldr. Dnl meyen ve konuulmayan (mistik ve akn olan) eyler hakknda ise susmaldr.15 Ayer ise zellikle yzylmzn ilk yarsnda felsefenin kutsal ki tab 16 olarak deerlendirilen Language, Truth and Logic adl eseriy le ingiltere'de mantk pozitivizmin ncln yapm, "doru lama ilkesiyle" metafiziksel nermeleri ieriksiz saym ve anlamsz bulmutur. Bilimsel aratrmalar esas almas, mant ok iyi kullanmas ve analizde ona yer vermesi nedeniyle kendisine mantksal pozitivizm denilen hareket yzyln banda ada ngiliz felsefesinde nemli bir yer edinmitir. Bu hareket ileri srm olduu dorulama ilke si ile pozitivist evrelerde Tanr kavramna kar en byk eletiri ve tehdit unsuru olmutur. Pozitivizm, ilk olarak Fransz dnr Auguste Comte'un dokt rinlerine izafe edilmitir. Ancak yzylmzda grlen pozitivizm, metafizie kar kmada Comte'tan daha ileri gitmitir. Mantk pozitivistlerin pozitivizm anlay dilin mantksal analizinin sonu lan zerine ina edilmesinden dolay tarihsel pozitivist anlaytan ayrlmtr.17 ngiltere'deki ada pozitivizm, kendisine Comte'tan ok, XVIII. yzyl filozofu Hume'u daha yakn grmtr. Mantk po zitivizmin ngiltere'deki nclerinden Ayer, Bryan Magee ile yap lan bir syleide bu hareketin ilkelerini byk lde Hume'dan al dn ve onlan birtakm modern mantksal tekniklerle gelitirdii ni belirtmitir.18 ngiltere'de grlen bu gelimelerin yannda 1890'l yllarn so nunda Viyana'da bilimsel ve felsef bir evre olumutur. Emst Mach'm ncln yapt bu evreye daha sonralan Moritz Schlick, Rudolf Carnap, Otto Neurath 19 ve Friedrick Waismann gi bi filozoflar katlm ve bu dnrler "Viyana evresi" adyla me75

TEIZM

YA D A

ATEZM

hur olmulardr. Schlick 1925'ten lmne (1936) kadar bu evre nin liderliim yapmtr. Ayn yllarda Berlin'de Kari Popper, Hans Reichenbach, Kurt Grelling, fiziki Philip Frank ve Matematiki Richard von Mises grleriyle bu evreyle paralellik gstermiler dir. Wittgenstein, yazm olduu Tractatus Logico-Philosophias adl eseriyle Viyana evresine byk etkide bulunmu olmasna ramen bu grup ierisinde yer almamtr.20 Bilime ve matematie an sayg, bunun yannda metafizie kar an honutsuzluk, mantk pozitivizmin iki nemli zellii olmutur.21 Ayrca bilgi anlaynda analitik ve sentetik nermeler ayrm, anlam dorulama teorisi, bunlann yannda nermelerin bilgisel (cognitive), direktif ve duygusal olmak zere gruba ay rlmas da mantk pozitivizmin dikkat eken zellikleridir. Bu ekole mensup olan dnrler, dier filozoflar gibi bilimsel ner melerin doruluu ya da yanll ile ilgilenmemi, daha ziyade an lam zerinde durmulardr. Pozitif bilimin geecei, metafiziin ise taklaca anlam testini temel l olarak kabul etmilerdir.22 Pozitivistler bilimin sahasna giren, deneyle dorulanabilen ve dolaysyla olgusal ierie sahip nermeleri anlaml bulmulardr. Yine kendi ltlerine gre deneyle dorulanamayan ve dolaysyla olgusal ierikle, bilgisel anlamdan yoksun olan metafiziksel ve teolojik nermeleri, ahlak ve estetik yarglar anlamsz bulmu, bir kenara brakmlardr. Mantk pozitivizmin ynlendirici ve duy gusal nermeleri anlamsz saymas, bir anlamda, metafizik ve teolo jiyle birlikte geleneksel felsefenin urat birok konuyu gndem dna karmtr. Bu da ateizmin klasik biimlerden ok farkl ola rak ingiliz kltrnde yer almas ve insanlar arasnda yaygnlk ka zanmasyla sonulanmtr.

Tanr Kavramnn Tahlili


Analitik anlayn egemen olduu ada ingiliz felsefesinde, zellikle din felsefesi evrelerinde Tanr kavram ile ilgili olarak farkl yaklamlar sergilenmitir. Pozitivizmin kendisim ak bir e kilde hissettirdii bu yaklamlara kar teistik cevaplar verildii gi bi, teistik olmad halde pozitivizmin eletirilerini boa karan ve yanllayan tezler de ortaya alm bylelikle ok renkli tartmalar yaplmtr. Bunlar ylece tasnif edebiliriz:
76

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

1. Tanr kavramn ve metafizii, yanl veya doru tartmas na girmeden, anlamsz bulan ve dolaysyla reddeden dogrulamac zmlemeler (mantk pozitivizm). 2. Din inanlann doruluk ya da yanllk ltne vurulma sna kar karak, pratikteki kullanmlarn esas alan ve yaamdaki ilevini tasvire alan fonksiyonel zmlemeler. 3. Tann kavramn ve metafizii reddetmelerine karn teolojik nermeleri anlamsz bulmayan lengistik zmlemeler. 4. Teolojik nermeleri ve metafizii teistik ierikten yoksun olarak yorumlayan konatif zmlemeler.23 Dogrulamac zmlemeler Tecrbeciliin kat bir biimde tekrar uyarlamas olan mantk pozitivizm24 bilime ve matematie sayg duymu, metafizie kar ise ar bir rahatszlk hissetmitir. Metafiziin duyu sahasnn snrlarn aan bir varla, yani Tanr'ya atfta bulunmas ve O'nu tasvir etmeye almas mantk pozitivistler iin kabul edilemez bir durum olmutur. Bu noktada felsef problemlerde ilke olarak kabul ettikleri "dorulama ilkesini" (principle of verification) bir yntem olarak ileri srmler, bilimle metafizik arasnda bir aynm yapmlardr. Bu ayrmla birlikte metafizii btnyle bir kenara brakmlardr. Mantk pozitivistler bilimsel almalar iin geerli olabilecek gzlem ve deneysel dorulama gibi yntemleri felsef almalara ekmilerdir. Yine bilimsel nermeler iin sz konusu olan olgusal ierik, olgusal anlam (factual significance), gereklilik (literal significance) ve bilgisel anlam (cognitive meaning) gibi temel ltleri felsef nermelerde de temel kabul etmilerdir. Bu ltlerin neler olduuna bakmak yararl olacaktr. Olgusal erik: Herhangi bir nermenin doru bir olgu ner mesi olup,olmadn belirleyen lte olgusal ieriklik denilmek tedir. Olgusal ierie sahip olmayan bir nermenin doruluundan ya da yanllndan sz edilemeyecektir. Ayer'e gre olgusal ieri e (factual content) sahip btn nermeler deneysel varsaymlar dr. Herhangi bir tecrbeyle ilgili olmayan, yani bir anlamda tecr be sahasnn iine girmeyen ifadeler deneysel olamazlar. Deneysel olmadklar iin de dorulanma ansna sahip deillerdir. nk doruluk ya da yanllk ltne vurulabilecek nermeler; sadece 77

TEtZM

YA

DA

ATEZM

bilimsel nermelerdir. 25 Ayer'in bilimsel nerme dedii bir anlam da doru bir olgu nermesidir. Bir olgu nermesi de: a) Dnyada ki herhangi bir olay veya durumla ilgili olarak be lirli bir ey ifade etmektedir. b) Herhangi bir durumun yle veya byle olduunu, aksine, farkl bir durumun sz konusu olmadm belirlemektedir. Sz gelimi "Darda yamur yayor" nermesi bizlere doru luunu test edebileceimiz bir olay haber vermektedir. Grld gibi burada bir olgu aklanmakta yani yamurun yad bildiril mektedir. Yamurun yap yamad ise pencereden darya bak larak kolayca test edilebilecektir. Bunun yannda yaan eyin ya mur olduu, baka bir ey olmad (kar olmad) haber verilmek tedir. 26 Ayrca bu nermede sadece bir olay haber verilmekle kaln mamakta, durumun tr ve zellii de aklanmaktadr. Anlamllk: Mantk pozitivistlerin nermelerde olgusal ierik ten baka temel olarak kabul ettikleri lt anlamllktr. Anlaml ol mak deneysel olarak dorulanmak veya "Darda yamur yayor" rneinde grld gibi test edilebilir olmaktr. Dolaysyla bir nermenin dorulanmas, anlaml olmasyla edeerdir. Bu fikirle riyle mantk pozitivistler deneyle gzlemlenemeyen ve dorulanamayan nermeleri anlamsz saym ve bir kenara brakmlardr.27 Mantk pozitivistler nermeleri e ayrmlardr: 1. Olgusal nermeler 2. Totolojik nermeler 3. Metafiziksel nermeler Bilimsel nermeleri olgusal ierie sahip ve dolaysyla gzlem lenebilir olduklarndan dolay birinci gruba sokmu ve anlaml bul mulardr. Ahlak, estetik ve metafiziksel nermeleri ise test edile mez olduklar iin olgusal ierikten yoksun bulmu ve anlamsz saymlardr. Dildeki nermeleri yukardaki e ayran mantk pozitivistler bu ayrma paralel olarak gnlk dilde kullandmz ifadeleri de, a) bilgisel (cognitive), b) ynlendirici (drective) ve, c) duygucu (emotive) olmak zere e ayrmlardr. Bu ayrma gre olgusal nermeler ayn zamanda bilgisel ner melerdir. nk onlar bilgiyle alakal olmaktadrlar. Ahlak, estetik ve metafiziksel nermeler ise olgusal nermeler olmadklarndan 78

ADA N G L Z

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

dolay nc gruba dahil olunmu, duygusal nermeler olarak ka bul edilmilerdir. Mantk pozitivistin nazarnda, pozitivistlerce metafiziksel nermelerin duygusal kabul edilmesi bir anlamda onlann olgusal, bilgisel ve gerek olmadklar anlamna gelmektedir. Dier bir de yile metafizikinin syledii eyler anlamsz olmaktadr. nk metafizikinin nermeleri hem "olgusal ierikten yoksun", yani de neysel deildir, hem de "a priori" yani nsel nermeler deillerdir. Halbuki mantk pozitivistlere gre anlaml nermeler sadece de neysel varsaymlar ve totolojilerdir.28 Dorulamac tahlil anlaynn sonu olarak vard nokta, ngil tere'de bir dnem slogan haline gelen "dorulama ilkesi" olmutur. A. J. Ayer ve Dorulama ilkesi Dorulama ilkesi ilk olarak Waismann tarafndan ileri srl m, Schlick, Carnap ve Ayer tarafndan savunulmutur. Bu ilke XX. yzyln ilk yarsnda ingiltere'de Ayer'le birlikte olduka etkili ol mu ancak bir sre sonra etkisini yitirmitir. Bununla birlikte bu il kenin metafizie kar olumsuz tavr uzun sre kabul grmtr. Dorulama ilkesine gre bir cmlenin, nermenin, veya hk mn anlaml olmas, ifade ettii eyin dorulanabilmesiyle mm kndr: Dorulama da iki ekilde mmkn olmaktadr: Ya deney le, tecrbenin verileri aracl ile, ya da totolojik nitelikteki ka rmlarda olduu gibi bir zihin ilemi ile. Bu ilkeye gre her iki dorulama yntemiyle bir nermenin doruluu ya da yanll llemiyorsa, gramer asndan doru olsa bile, o nerme gerek anlamdan yoksun olacaktr.29 Ayer, dorulama ilkesini ileri srdkten sonra dorulanma ynteminin snrlarn belirlemekte ve bu amala ayrmlara gitmek tedir. nce dorulamay "prensipte" ve "pratikte" olmak zere iki ye ayran30 Ayer daha sonra kapsayc olmas iin "gl" ve "zayf olmak zere iki tr dorulama biiminden sz eder.31 Ayer'e gre ilkece mmkn olduu halde imkanlarn yetersiz oluundan veya gerekli abann gsterilmemesinden dolay baz nermelerin dorulanamadg grlmektedir. Ancak bu nermeler anlamsz deillerdir. Mesel ayn grnmeyen tarafnda (arka y znde) dalarn olduu sylendiinde, bu nermenin sadece "ilke79

TEZM

YA

DA

ATEZM

ce" dorulanabilir olduunu (verifiable in principle) syleyebiliriz. Buna karn roketlerin olduu bir zamanda 32 bu iddiann doru lanmas hem ilkece hem de pratikte (verifiable in practice) mm kn olabilecektir.33 Ayer'e gre bir nermenin gereklii deneyle tamamen dorulanabiliniyor ve bir sonuca vanlyorsa buna "gl dorulama" denmektedir. Buna karn deneyle bir nermenin doruluu olas gzkyor fakat sonuca varlamyorsa buna da "zayf dorulama" denir. 34 Ayer'e gre, metafiziksel nermelerin dorulanmas gerek prensipte, gerekse pratikte mmkn gzkmemektedir. Dolaysy la metafizik bo bir ura olup doktrinleri de anlamszdr.35 Metafiziksel ilkeleri anlamsz bulan Ayer'e gre, bu konuda ya placak en nemli i, bu tr nermelerin doasn eletirmektir. Ayer'e gre bizleri metafiziksel varlk kavramna gtren ey dili mizdeki "varolusal" nermelerle (existential propositions) "niteleyi ci" nermelerin (attributive propositions) benzer gramer biiminde olmalardr.36 Ayer bu iddiasn "Kurbanlar vardr" ile "Kurbanlar ac eker" rnekleriyle desteklemeye alr. Ona gre bu iki cmle arasmda gramer olarak fark gzkmese de birbirinden farkldr. Bir eyin "ac ekme" nitelii ile "var olma" iddias birbirine kartrlma maldr. Sonuta Ayer'e gre varolu bir yklem deildir.37 Mantk pozitivistlere gre deney dnyasnda karl olma yan nermeler anlamszdr. Onlara gre bu tr varlklara, deney sa hasnn dnda baka bir dnya yaratlm ve bu alanda o varlkla ra yer bulunmutur. Bir anlamda deneysel dnyada test edilemeyen ve varlklar kantlanamayan znelere, deneyin ve testin imkansz olduu bir dnya mekan olarak seilmitir. Deney sahasnn tesin deki hayal varlklar ieren cmlelerin gramer asndan doru ola bilmesi mmkndr. Ancak bu tr cmlelerin gramer asndan doru olmas, sz konusu varlklarn gerekliini garantilemez. Ay rca her cmlenin znesinin d dnyada bir yerlerde karl ol mas gerektii inanc da yanltr.38 Grld gibi mantk pozitivistler, metafiziksel nermeleri ve akn Tann anlay hakkndaki cmleleri anlamsz saymakta ve ieriksiz olarak kabul etmektedirler. Onlara gre bir varln aslanln dan bahsetmek ve ona atfta bulunmak, o varln metafiziksel bir 80

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

kavram olduunu ortaya koymaktadr. Metafiziksel bir kavram hak knda konumak da doru ya da yanl olmayan bir ey sylemek de mektir. Dolaysyla "Tanr vardr" demek, metafiziksel bir nerme ol duu iin O'nun hakknda konuan veya doasn tasvire alan herhangi bir cmle de gerek anlamdan yoksun olacaktr.39 Sonu ta, Tanr kavramnn yer ald cmleler dorulanabilir nermeler ol madka onlann herhangi bir eyi sembolize ettikleri de sylenemez. Yalnzca bir adn var olmas, onun karlnda d dnyada gerek ya da olas bir varln bulunduu yanlgsn gerektirmeyecektir.40 Mantk pozitivistlere gre Tanr hakkndaki teistik iddialar ne geerli ne de geersizdir. nk teist, bu dnya hakknda konu mamaktadr. Yanl veya temelsiz bir ey sylemekle de sulanma yacaktr. Ancak teist akn bir Tann'nn varln iddia ederken id diasnn gerekliinden sz etmemeli ya da din nermesinin ger ek bir nerme olduunu sylememelidir.41 Ayer'e gre Tanr, hayal bir varlktr. Hayal bir varla sfat at fedilmesi de o varln gerekten var olduu anlamna gelmemekte dir. 42 Dinler, insanlarn gerek nedenlerini bilmedikleri doa olay lar karsndaki korku ve aknlklarndan kaynaklanmaktadr. Bu inanlarda doay yneten fakat ayn zamanda doada yerleik bu lunmayan kii inanc vardr. O, empirik dnyann stnde ve te sindedir. Empirik olmayan birtakm sfatlarla donatlmtr. Ancak Ayer'e gre byle bir varlk kavram anlalr deildir.43 Grld gibi mantk pozitivistler teolojiyi, olgusal ve bilgi sel bulmadklarndan dolay reddetmilerdir. Ancak anlamsz oldu u gerekesiyle Tanr'y ve metafizii yadsmalarnn ateizm veya agnostisizmle de kartrlmasn istememektedirler. Ayer, Tanr hakkndaki ifadelerin anlamsz olduunu iddia ederken Tann'nm lehinde konuan teist kadar aleyhinde konuan ateist iin de szle rinin ayn derecede geerli olduunu belirtmektedir. nk her ikisi de ortak gramer yapsna sahiptirler. Yani teistin "Tanr vardr" iddias ile ateistin "Tanr yoktur" iddias onlara gre ayn anlamsz l paylamaktadr. Ancak Ayer'e gre anlaml bir nerme ancak anlaml bir nermeyle rtlebilir. 44 Dorulama ilkesi her ne kadar teistin olduu kadar ateistin id dialarn da anlamsz sayyorsa, bu sadece ateiste bo yere vaktini harcamama tavsiyesinden teye gememektedir. Dolaysyla bu il81

TEZM

YA

DA

ATEZM

kenin teisti ve ateisti eit derecede rahatsz ettii sylenemez. Ate istin kaybedecei bir ey yoktur. Ancak yukardaki iddialar kabul edildii takdirde teistik iddialarn geerlilii kalmayacaktr. Teistler Tanr'nn varl bata olmak zere teolojik iddialar en kk kukuya yer kalmayacak biimde gerek, olgusal ve bilgisel saymaktadrlar. Hibir teist, Tanr'ya "belki var olmayabilir" gzy le bakmam veya O'nu "hayal bir varlk" gibi dnmemitir. Do laysyla mantk pozitivistin iddialan teistin btn dnyasyla, olaylara bak asyla ve yaamsal neme haiz olan kabulleriyle e limektedir. Sz gelimi teiste gre "Tanr vardr" nermesi, deskriptif tanm bulunan ve varlndan kuku duyulmayan bir kavrama atfta bulunmaktadr. Yani bu nerme bir olgu ifade etmektedir. Halbuki pozitivizmin, metafiziksel nermeleri olgusal degiLde duy gusal kabul etmesi teist iin bir ykm olacaktr. Mesel, a) Teizme gre "Tanr vardr", nermesi, doru ve ol gusal bir nermedir, b) Mantk pozitivizme gre doru bir olgu sal nermenin zorunlu art (empirik olarak) "dorulanabilir" olma sdr, c) Halbuki "Tanr vardr", nermesi (deneysel olarak) "doru lanabilir" deildir.45 Mantk pozitivistin bu karm gerek biim ve gerekse yntem asndan teistlerin tepkisini almakta gecikme mitir. Yukardaki formlde de grld gibi teistin "b" ve "c" k lar ile ayn dncede olmas mmkn deildir. Pozitivist ise "b" ve "c" yi kabul ederek "a" kkn kabul etmemekte dolaysyla teis ti tutarszlkla sulamaktadr.46 Teizm akn bir Tanr anlayn sa vunmaktadr. Mantk pozitivizme gre bu durumda Tann ile ilgi li ifadeler test edilemezdir. nk akn bir varlk hakknda, de neysel gzlem mmkn olmamaktadr.47

Dorulama tikesinin Eletirisi


Dorulama ilkesi XX. yzyln ilk yarsnda ingiltere'de ok et kili olmasna karn daha sonraki yllarda gcn yitirmitir. Hatta bu ilkeyi savunan dnrler dahi uzun bir aradan sonra nceden gstermi olduklar kat tutumlarn deitirmi ve bunun bir hata olduunu itiraf etmilerdir. Dorulama ilkesinin katl ve darl sonuta pek ok dnr mantk pozitivizmden uzaklatrm, onlar daha yumuak ve lml olan dil ve kavram zmlemelerine sevketmitir. 82

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

Ayer, Language, Truth and Logic adl kitabnn ikinci basksnda dorulama ilkesini tekrar ele alm, gl ve zayf olmak zere onu ikiye ayrmtr. Ayrca Ayer'e gre pozitivistler ilerleyen yllarda, metafizie ve metafizikilere kar biraz daha yumuak ve nazik (charitible) olmulardr. Ancak ona gre bu yumuama, dorulama ilkesinden vazgeme anlamnda deildir. Sadece metafiziin bt nyle anlamsz olduu iddiasnn tekrar gzden geirilmesinin so nucudur. Ayer'in de dedii gibi onlar, yani metafizikiler, birtakm yapsal tahlillere girimi, dier bir deyile dnya grmz de itirebilecek yeni kavramlar retmi ve nemli mantksal.konula ra deinmilerdir.48 Dier bir pozitivist dnr Waismann da, nceden yapld gibi, metafiziin anlamsz olduunu iddia etme nin, anlamsz bir davran olacan belirtmitir. Ona gre byle yapmak metafiziin tarihte oynad byk rol takdir edememek olacaktr.49 Dorulama ilkesi, teistler ve pozitivist olmayan filozoflarca da eletirilmitir. Filozoflar genelde bu ilkenin katlndan, tutarszl ndan ve zayflndan sz etmilerdir. Teistler ise ncelikle man tk pozitivistlerin iddialarn reddederek teolojik nermelerin ger ek, olgusal ve anlaml olduunu tekrarlamlardr. Bunlann yann da mantk pozitivistlerin metafizie ve teolojiye kar an tutum lar bir hata olarak deerlendirilmi bilimsel nermeler iin uygun olabilecek analizleri din hkmlere uygulamalan eletirilmitir.50 Mantk pozitivistler anlaml olmann n koulu olarak test edilebilir ve empirik olarak dorulanabilir olmay ileri srm, test edilemeyen ve empirik olarak dorulanamayan nermeleri ise an lamsz saymlard. Bunlann byle yapmalarnn temelinde zel bir metafizik dmanl yatmadn syleyenlerde olmutur. Bu kii lere gre mantk pozitivistler metafizii hedef olarak almam sa dece ilkelerine ters dt iin anlamsz saymlardr.51 Daha n ce de belirtildii gibi, Wittgenstein'n mantk pozitivistler zerin de etkisi olmutur. Ancak Wittgenstein kendisini bu evre ierisin de grmemi, dorulama ilkesinin de Tractatus'tan kanld iddi alarn reddetmitir. Wittgenstein, Tractatus'ta bir cmlenin nasl kullanldyla ilgili olarak doru bilgi elde etmek iin, onun nasl dorulanabileceim sorduunu, dolaysyla anlamla ilgili olarak "doma haline gelecek bir teori" ileri srmediini belirtmitir.52 83

TEZM

YA DA

ATEZM

"Anlaml olmakla" dorulanmann birbirinden ayrlmaz iki bi leik kavram olmadnn ileri srlmesi, dorulama ilkesi iin en ciddi eletiri kayna olmutur, ileride greceimiz gibi Kari Popper bu eletiri biiminin ncln yapm, nermeleri bilimsel olan ve olmayan diyerek ikiye ayrm, bilimsel olmayan nermelerin an lamsz saylamayacan iddia etmitir. Popper gibi anlaml olmakla bilimsel olmay birbirinden ayran kiilere gre yaamda baz eyler bilimin ya da daha dar bir ifadeyle deneyin konusu olmayabilmekte ve deneysel olarak dorulanmalar da gerekmemektedir. Deneyin konusu olmayan her eyin anlamsz olduunu iddia etmek de anlamsz bir ey yapmak olacaktr. Ayrca test edilebilir olmak, olgusal anlamlln yeterli bir lt deildir. Kaldki her anlaml nerme test edilebilir olmayabilir. Ayrca test edilebilir her nermenin anlaml olaca da garanti edilemez. Sz gelimi doru lanma ilkesinin kendisi nasl test edilebilecektir? Dier bir deyile bu ilkenin anlaml olduunu nasl test edebileceiz? Dorulama ilkesine yaplan dier bir eletiri de bu ilke uyarn ca gemi ve gelecekle ilgili nermelerin test edilebilmelerinin mmkn olmay ve anlamsz saylma durumuyla karlamasdr. Bu da dorulama ilkesinin olgusal anlamllk iin yeterli bir lt olmadn gstermektedir.53 Dorulama ilkesi olgusal, gerek ve bilgisel olmay, anlaml ol mann lt olarak kabul edince bu durumda genel cmlelerin, varolusal ifadelerin ve duygusal aklamalann durumu anlalmaz olacaktr. Yine bu ilke gereince bir insann Tann'ya nasl inand veya onu Tanr inancna neyin motive ettiini grmek de mantk pozitivistler iin g olacaktr. Dorulama ilkesine gre "iyi" veya "kt" gibi moral terimler bir cmlenin olgusal ieriine bir ey katmyordu. Bu durumda Joad'a gre u soruyu sormak pekala mmkn olacaktr. "Atom bom bas 50.000 kiiyi ldrebilir" cmlesi bir nermedir. Bu ifadenin deerlendirmesi olan "50.000 kiinin ldrlmesi kt bir eydir" cmlesi anlamsz m olacaktr?54 Buraya kadar sralanan grlerin yannda dorulama ilkesine kar ileri srlen iki ciddi itiraz srasyla ele alabiliriz. Bunlardan bi rincisi Popper'dan gelmi olan ve mantk pozitivistleri anlayacakla r bir dille eletiren "yanllanabilirlik" ilkesi. Dieri ise John Hick'in ileri srm olduu "eskatolojik" (uhrev) dorulama ilkesidir. 84

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

Kari Popper ve Yanllama; Dorulama ilkesine kar yaplan en byk eletiri Kari Popper'dan gelmitir. Kari Popper nermele ri bilimsel olan ve olmayan diyerek ikiye ayrm ancak mantk pozitivistlerin yapt gibi bilimsel olmayan nermeleri anlamsz saymamtr. Buna karn bilimsel nermeler iin "yanllanabilirligi" (falsification) anlaml olmann lt olarak kabul etmitir. Pop per, mantk pozitivizmin "dorulanabilirlii" btn nermeler iin "anlaml olmann" art olarak kabul etmesini ise eletirmitir. Kari Popper analitik felsefeye ve zellikle felsefenin sadece dil ve mantk analizi olarak alglanmasna da eletiriler getirmitir. Yaz m olduu The Logic of Scientijic Discovery adl eserin ngilizce bas ksnn nsznde bu eletirilerini sralam analitik felsefenin ze rinde durduu "dil ve mantk zmlemelerinin" ise sadece felsefe nin zellii olmadn vurgulamtr.55 Popper, felsef paradokslar la mantk paradokslarn ayn eyler olduu dncesinden hare ketle "anlaml olmann veya olmamann" felsefenin temel konusu yaplmasna katlmamtr. Felsefenin dil zmlemesine indirgen mesine, herkesin zerinde dnd kozmoloji gibi birinci dere cede bir problemin ve Thales'ten Einstein'a kadar felsefeye yol gs teren metafiziin bir kenara braklp felsefe anlaynn daraltlma sna kar kmtr. 56 Popper, "anlamsz" kavramn tekrar tanmlam, empirik ol mad iin bir nermenin anlamsz saylmasn sama bulmu tur. 57 Deneysel bilimlerle, mantk, matematik ve metafizik gibi di er sistemlerin arasna bir hat ekmi (demarcation) ve bunlar bir birlerinden ayrmtr.58 Popper, 1919 yllarndan itibaren Manc'n "tarih teorisfne, Freud'n "psikanaliz"ine ve Adler'in "bireysel psikoloji" grne ku kuyla yaklam ve bilimselliklerini sorgulamtr. Popper'a gre her teorinin sempatizanlar teorilerini ispatlayan kantlar ileri srm ve hayata da sadece o gzle bakmlardr. zellikle Freud ve Adler, teorilerini muayene etmedikleri hastalar iin dahi kolay lkla genellemilerdir. Ancak Popper'a gre bu teorilerin her an yanllanma riski vardr. nk ortaya kabilecek herhangi bir kart durum ya da gzlem sz konusu teoriyi her an rtebilir ve taraftarlarn mit edilen noktaya getirmeyebilir. Popper bu nokta da u yarglara varmtr 85

T E t Z M YA DA

ATEZM

a) spat amacyla yola klrsa hemen hemen btn teorilerin dorulanmalar kolayca mmkn olabilecektir. (Daha iin banda tarafllk szkonusudur) b) Bir teoriyle uyumayan veya onu yanllayan olaylar olabilir. c) Bilimsel teoriler baz eylerin olmamasn esas alrlar. Bu te oriler ne kadar ok snrlama getiriyorsa, yani pek ok eyi dar da brakyorsa, o kadar tutarldr. Dier bir deyile "iyi" bir bilim sel teori, bir snrlamadr. Belli eylerin olmasn ya da olmamasn belirlemektedir. d) Bir teori, tasavvuru mmkn olan herhangi bir olayla, red dedilebilir deilse, bilimsel deildir. Yanllanamazhk bir teori iin erdem deil, zaaftr. e) Bir teorinin doru testi, onu yanllama teebbsdr. Yani test edilebilirlik, yanllanabilirliktir. f) Tes.. edilebilen dolaysyla yanl olduklar ortaya karlan baz teoriler, taraftarlarnca tekrar yorumlanmakta ve bylece red dedilmeleri nlenmeye allmaktadr. Ancak bir teorinin birtakm yollarla reddedilmesinin nlenmesi, o teorinin bilimsel statsn yok etmekle e deerdedir.59 Popper zetle bir teorinin bilimsel statsnn ltnn "yanllanabilir, reddedilebilir veya test edilebilir" olduunu sylemitir. Dorulama ilkesini reddeden Popper'a gre bir teori veya varsaym deneysel olarak olumsuz anlamda yanllanabilir olmaldr.60 Teori, iddia etmi olduu temel nermeyle uyumuyorsa yanllanabilirdir. Yani o nerme mantken kendi kartn darda tutmaldr. Deneysel bilimlerle dier sistemler arasndaki ayrma lt ola rak dorulanmadan ok yanllanmay esas alan Popper, metafizik gibi deneysel olmayan fakat anlaml olabilen bir sahann da varl na imkan tanyacak bir temel oluturmak istemitir. Sz gelimi, Freud'n "ego, sper ego ve id" grlerim Homer'in (Olympus'dan esinlenerek yazm olduu) hikayelerinden aldn ve do laysyla temelde efsaneye dayandn belirtmi bununla birlikte ef sanelerin de bilimsel teorilerin oluumunda nemli rol oynadn sylemitir.61 Viyana evresinden olmadn belirten Popper, 62 yanllamay bir anlamllk veya doruluk lt olarak ileri srmediini ifade etmi, amacnn sadece deneysel bilimlerle, din veya metafizik ka86

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

rakterdeki dier sistemlerin arasna bir izgi izmek olduunu sy lemitir. Metafizii ykmak iin yola kan pozitivistlerin, bilimsel yasalar, deneyin elementer ifadelerine indirgediklerini belirterek bunun mantken imkansz olduunu sylemi, ayrca tek tek do rulanm nermelerden, teorilere varan tmevarmsal mant da kabul etmemitir.63 Popper "yanllanabilirlii" bir anlam lt olarak ileri srme mi "bilimsel nermeleri", "bilimsel olmayan" nermelerden ayr mak iin, bir lt olarak kabul etmitir.64 Btn nermeleri an laml grm, onlar yanllanabilir ve yanllanamaz olmak zere ikiye ayrmtr. Hatrlanaca gibi dorulama ilkesine gre deney sel olarak dorulanamayan nermeler anlamszd. Halbuki Popper yanllanamaz olan nermeleri anlamsz saymamtr. Mantk pozitivistlerin teistik nermeler hakknda dorulanamaz hkmn vermesi doal olarak teistlerin tepkisiyle karla mtr. Teistler dorulama ilkesini rtmeye almann yannda din nermelerin de dorulanabilir olduunu kantlamaya alm lardr. Bu kantlardan birisi John Hick'in ileri srm olduu "eskatolojik dorulama" ilkesidir. Eskatolojik Dorulama; John Hick mantk pozitivistlerin id dialarna karn nan ve Bilgi adl eserinde teistin teki dnyada (ahiret) Tanr inancn empirik olarak dorulama ansna sahip ola can iddia etmitir.65 Hick aada zetlenen hikaye ile eskatolo jik dorulamay ylece aklamtr: Ayn yolda ilk defa yolculuk yapmak zorunda kalan iki kii yo lun nereye ktn kesin olarak bilmemektedir. Ancak birisi, yolun gksel ehre (celestial cty) ktna dieri ise yolun herhangi bir yere gitmediine inanmaktadr. Bu kiiler seyahat esnasnda bazan neeli dakikalar bazan da skntl anlar yaarlar. "Kutsal ehir"e gi deceine inanan kii yaad neeli anlan amacna ulamak iin bir tevik olarak dnr. Skntlar ve karsna kan engelleri ise ta hammlnn llmesinde bir imtihan ve ders olarak alglar. Ona gre yolun sonunda varaca ehrin kral btn bunlar kendisine deerli bir vatanda olmas iin hazrlamtr. Dier kii ise bunla rn hibirine inanmaz. Seyahati amasz ve kanlmaz bir gezinti olarak dnr. Baka bir seenei de olmadndan iyi eylerden zevk almaya ve skntlara dayanmaya alr. Onun iin bu yolcu87

TEZM

YA

DA

ATEZM

lukta ne bir hikmet ve ne de varlacak bir ehir vardr. Gerek olan ey sadece ierisindeki iyilik ve ktlklerle yolun kendisidir. 66 Hick'e gre bu iki kii arasnda grnr problem bulunma maktadr. Yani bu kiiler yolla ilgilenmekten ok gelecei (yani yo lun sonunu) tartmaktadrlar. Ancak hangisinin hakl, hangisinin haksz olduu son dnemece geldiklerinde anlalacaktr. Yolculuk esnasnda tartlan ve deneysel olmayan mesele, son noktaya gelin diinde gerek bir problem olarak karlarna kacaktr. Hick'e gre bu kiiler yolla ilgili olarak farkl duygulara, ilgile re ve tepkilere sahiptirler. Dolaysyla birbirine kart anlaylar ve yorumlar, birbirine kart iki sylemin ortaya kmasna neden ol mutur. Aralarndaki farkllk da szel bir tercihin tesindedir. Teistin zihninde canlandrd dnya, btnyle ateistin dnyasndan farkldr. Ancak dnyada bulunmas nedeniyle yolculuk devam et tie \m, bu {akhhk objektif olarak a\ga \kmamaklad\. Hick'in verdii rnekte anlatld gibi teist bu dnyada iddiala rn deneysel olarak dorulama imkanna sahip deildir. Ancak bir gn gelecek ve deneysel dorulama ansna sahip olacaktr. lm den sonraki yaama inand iin de orada byk bir nee ierisin de, ulhiyyeti grsel olarak (beatific vision) tecrbe edecektir. Hick sonu olarak dorulamann mantksal ve psikolojik bo yutlarndan sz etmektedir. Ona gre "dorulanma", mantk bir kavram olmann yannda, insan bilincinde gerekleen bir tecrbe olmasyla, ayn zamanda psikolojiktir.67 Dolaysyla mantksal ve psikolojik yn bulunan dorulama bir anlamda 'bilgi' seviyesinde dir. 68 lmden sonra da insann (kendi lmn hatrlamas gibi) bilinli tecrbelere sahip olabilecei var saylrsa, (bu dnyada inand ey ayet doruysa) bir insan iin dorulamann mmkn olduu dnlebilir, inand ey yanlsa zaten yanllama sz konusu olmayacaktr.69 Hick'in eskatolojik dorulamasna karlk Maclntyre inancn lmden sonra dorulanmay bekleyen ve bir kenara braklacak varsaym olarak dnlemeyeceini belirtmitir.70 Bunlara kar lk Hick unlan sylemitir: Bu dorulama biimiyle teistin dnya da Tanr bilgisine sahip olmad gibi bir iddia ileri srlmemelidir. Bu teoriden Tanr'nn varlna inanmak iin insann lme kadar beklemek zorunda olduu kanaati de karlmamaldr. Ayrca Tan88

ADA

tNGLtZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

r'nn varl teistin zihninde lmden sonra dorulanmay bekle yen bir varsaym da deildir. nk teist iin Tann'nm varl do rulanma ihtiyacnda bulunan bir konu deildir.71

A. Flew ve Yanllama tikesi


Antony Flew metafiziksel nermeleri anlamsz ve ieriksiz say m, mantk pozitivistler gibi, bunlar duygusal nermeler grubu na sokmutur. Ancak Flew, pozitivistlerden farkl olarak anlamsz kabul ettii teolojik kavramlar tartm ve teizme kart tezler ile ri srmtr. Eserlerinde dine ve metafizie pozitivist adan yak lam, mantk pozitivistlerin din diline ait eletirilerini de temellendirme yoluna gitmitir. zellikle be sayfalk "Theology and Falsification" (Teoloji ve Yanllama) adl makalesinde teizme kar ok ciddi eletiriler yneltmitir. Bu makaleyle birlikte 1950'li yllarda etkisini yitiren dorulama ilkesi zerindeki ilgi yanllama ilkesine (principle of falsification) kaymtr. Yanllama lkesi; Antony Flew, Popper'n "yanllanma" ilke sini din diline uyarlamtr. Popper'dan farkl olarak onu bir anlam llk lt olarak kullanm, sonuta teolojik nermeleri yanllanamaz 72 olduu gerekesiyle anlamsz kabul etmitir. Flew'a gre teistler teolojik nermeleri olgusal ve gerekliinden phe edilmeyen inanlar olarak grmtr. Onlara gre teistik nermeler, zellikle Tanr ile ilgili iddialar, ylesine sylenmi sra dan eyler deillerdir. Bir teist "Tann dnyay yaratt", "Tann'nm plan var" veya "Tann, bir babann ocuklann sevdii gibi bizleri se ver" derken, syledii eye aynen inanmakta ve olaylann o ekilde olutuunu dnmektedir. 73 Yani bir teist iin bunlar duygusal an lam tamaktan te, olgusal ierie sahip, anlaml ve dorulanabilir ifadelerdir. Ancak Flew'a gre durum teistlerin dnd gibi de ildir. Ona gre teistler, ileri srm olduktan eylerin doruluun da ve olgu ifade ettiinde srarl iseler, bu iddialann kantlamak du rumundadrlar. Bunun da en gzel yolu iddia etmi olduklar eyin aksini ortaya koymalaryla veya ayn derecede yanllamalaryla mmkndr. nk Flevv'a gre bir iddiann gerek bir iddia ola bilmesi iin, o iddiann bir eyin nasl olduunu gstermesi ve niin baka ekilde olmadn ortaya koymas gerekmektedir.74 89

TEZM

YA

DA

ATEZM

Sonuta, Flew'a gre, bir nermenin olumsuz anlamn bilmek, o nermenin anlamn bilmek demektir. nk olumlu bir iddia kendi kartn darda tutmaktadr. Dolaysyla teist tarafndan ile ri srlen nerme bir eyi yanllamyor, olumsuz klmyorsa, bu durum sz konusu nermenin herhangi bir eyi dorulamad ve iddia etmedii anlamna gelmektedir.73 Antony Flew, "yanllama" ilkesini ileri srerken John Wisdom'dan alm olduu Bahvan" (gardener) hikayesinden yararlan mtr. Bu hikaye teist ve ateist olan iki kii arasnda gemektedir. Sz konusu kiiler uzun sre terkedilen bir baheye dndklerinde bakmsz olmasna ramen hl yeermekte olan bitki ve ieklerle karlarlar. Bunun zerine oraya bakan bir bahvann var olup ol madn tartmaya balarlar. Sonuta adrlarn kurar ve gzetle meye alrlar. Ancak herhangi bir kimseyi gremez ve tesbit ede mezler. Biri (Tann'nn varlna inanan) bahvann var olduunu ancak "grnmez" olabileceini syler. Bunun zerine bahenin et rafn elektrikli ve dikenli tellerle evirerek grnmez olan kiiyi tes bit etmeye alrlar. Hatta, beki kpeklerini gezdirirler. Ancak her hangi bir kimsenin baheye girdiine dair bir iaret alamazlar. Her eye ramen inanan kii hl ikna olmaz ve bahvann "grnmez, dokunulmaz, hissedilmez, kokmaz ve grlt yapmaz olduunu, sevdii baheye bakmak iin gizlice geldiini" iddia eder. Sonunda dieri (Tann'nn varlna inanmayan kii), bahvann bulunmad konusunda arkadan ikna etmekten midini keser ve yle sorar: "lk iddia ettiin eyden geriye kalan nedir? Grnmeyen, do kunulmayan ve tesbit edilmeyen bir bahvanla, hayal olan veya hi varolmayan bir bahvan arasndaki fark nedir?". 76 Flew'a gre bahvann var olduunu iddia eden kiinin duru mu Tann'nn varln iddia eden kii gibidir. O kii, yani teist, Tann'nn var olduunu iddia etmekte ve ateistin eletirilerine kar lk her aama da Tanr'ya yeni bir nitelik atfetmektedir. Hatta ni telendirme ilemi sona ermemekte, ortaya kan duruma gre yeni den ekillenmektedir. Dier bir deyile teist Tann inancndan vaz gememekte ve her trl koulda hibir durumu inanc aleyhine yorumlamamaktadr. Ancak Flew'a gre, kart olarak ileri srlen her varsaym, teistin btn abalarna ramen. Tann'nn nitelikle rini birer birer yok etmekte (The death by a thousand qualifications) ve Tann kavramndan geriye bir ey kalmamaktadr.77 90

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

Flew'a gre her ne koulda olursa olsun Tann'mn varlna ina nan kiiyi inancndan vazgeirmek mmkn deildir. Teistleri "Ar tk Tann yoktur" ya da "O halde Tanr bizleri sevmemektedir" ka naatine erdirecek bir olay ya da olgu ihtimal dahilinde deildir78. Dolaysyla Flew'a gre teizmin nermeleri, gzlemin her eidini kendi lehinde yorumlamakta ve onlar kendilerini dorulayan en azndan yanllamayan veriler olarak grmektedir.79 Flew'a gre teistler bir taraftan Tann'mn insanlar sevdiini sylerken bir taraftan da kanserden len bir ocuun durumunu grmezlikten gelmiler80, Tann'mn sevgisiyle insanlann sevgisinin birbirinden farkl olduunu sylemilerdir. Ancak Tann'mn sevgi siyle insan sevgisinin arasnda bir ayrm yapmak ve bunlarn birbi rinden farkl olduunu iddia etmek ktlklerle Tanr inanc ara sndaki problemi rtbas etmeye ve ekilen aclarla Tann'mn sevgi si arasnda bir uyumazlk olmadn gstermeye ynelik yakla mlardr. Bu noktada Flew u sorulan sormaktadr: "Tanr sevgisi nin gvencesi nedir?" "Tann'mn sevgisi bir garanti ise neye kar verilmi bir garantidir?", "Sadece moral adan deil, mantk a dan da 'Tann bizleri sevmiyor' ya da 'Tann yoktur' demek iin da ha neler olacaktr?", "Tann'mn varln veya sevgisini rtecek daha ne gibi olaylarn olmas gerekecek veya hangi artlann olu mas beklenecektir?"81 Sonuta Flew'a gre ktlk problemi Tann'mn varln rtmekte ve ilgili iddialan yanllamaktadr. Ona gre Tann gerek ten var olsayd sevgisine kar herhangi bir olayn olmamas gereke cekti. Bir anlamda ktlk var olmayp Tann'mn sevgisi dorulan m olacakt. Ancak ktln var olduu da inkar edilemez. Do laysyla teistlerin Tann ve Tann'mn sevgisi hakkndaki iddialan yanhlanm, rtlmtr. Ancak teistler hibir biimde bunu bylece kabul etmeyecek ve inanlarndan da vazgemeyeceklerdir. Yanllama lkesinin Eletirisi; Flew'un yanllama ilkesi, teolojik nermelerin mantk stats hakknda yeni tartmalara yol am anlam ve dorulama kavramlanna yeni boyutlar kazandr mtr. ada ngiliz filozoflarndan R. M. Hare, Basil Mitchell, 1. M. Crombie ve John Hick de tartmalara katlm ve yanllama il kesini eletirmilerdir. 91

T E t Z M YA DA

ATEZM

Teolojik nermelerin yanllanabilir olmas konusunda birbiri ne alternatif drt gr belirmitir. Bunlardan birincisi yukarda da grld gibi Flew'un iddiasdr. Flew'a gre teolojik nermelerin hem ilkece hem de pratikte yanllanmas mmkndr. Bylece Ona gre teolojik nermelerin hem olgusal iddia olmad anlala cak hem de realiteyle uygun olmad grlecektir. kinci grn sahibi olan Mitchell'e gre ise teolojik nerme ler yanllanmaya aktr. Ancak tamamen yanllanmalan ve bu yolla rtlmeleri mmkn deildir. Mesel ktlk problemi ciddi bir problem olarak insann karsnda durmaktadr. Bu da bir anlamda baz olaylarn teistin iddialarn yanhlayabilecei demek tir. Ancak teistin tutumu, inancna aykn eylerin oluumuna ve ylece kabul edilmesine olanak tanmayacaktr. HeVun zannettii gibi din inanc olumsuzlayan bir durumun yokluu sz konusu deildir. Olduunu kabul etsek bile dindar kiinin bunu bylece kabul etmesi de yani ktlk ve ac olgusuyla din inancm, kesin likle attn kabul etmesi mmkn deildir. nk O kii Tanr'ya gven duyarak kendisini inancna adamtr. 82 nancn, tecr be aksini ispatladnda bir kenara brakaca bir varsaym olarak grmemektedir. 83 Mitchell aada verilecek olan "Yabanc" (stranger) hikayesi ile daha nce grlen Flew'un "Bahvan" hikayesindeki itirazlarn karlamaya almtr. Mitchell bu hikayede Tanr inancnda g ven faktrne iaret etmi dolaysyla inanan kiinin her koulda bu gvenini yitirmesinin sz konusu olmadn belirtmitir.84 Mitchell'e gre "Sava zamannda topraklan igal edilmi blge de yaayanlardan bir kii kendisini son derece etkileyen bir yaban cyla karlar. Uzun bir sre sohbet eder ve arkadalk kurarlar. Yabanc, igalcilerin deil de blge halknn tarafn tuttuunu ve kendisinin emrinde olduunu syleyerek her ne olursa olsun g venmesini ister. Bu karlamada yabancnn samimiyetinden ve sa dakatinden tamamen emin olan o kii yabancya itimat edeceini taahht eder... Bir sre birbirlerinden uzak kalrlar. Yabanc, bazan yerli halka yardm ederken grlr. Bu durumda yurtta minnettar bir ekilde arkadalarna dnerek, onun, kendi taraflarnda olduu nu syler. Yabanc bazan da durumdan honut olmayanlar polis klnda tutuklayarak igalci glere teslim ederken grlr. Bu durum karsnda evresindekiler yabancnn arkadana sylenme92

ADA NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

ye balarlar. Ancak o, hl yabancnn kendi taraflarnda olduunu iddia eder ve btn olup bitenlere ramen yabancnn kendisini al datmadna inanr. Bazan yabancdan yardm istediinde karlk grr ve mteekkir olur. Karlk grmediinde ise "Yabanc en iyisini bilir" der. Bu durumda arkadalar fkelenerek, kendisine yanldm ve yabancnn kendilerinden olmadn hatrlatrlar. Ayrca bu gerei itiraf etmesi iin yabancnn daha neler yapmas gerekeceini sorarlar. Cevap vermeyi reddeden o kii yabancy im tihan etmeyi de uygun grmez. Bunun zerine arkadalar kendisi ne unu sylerler: "Eer her eye ramen halen yabancnn bizden yana olduunu dnyorsan, en ksa zamanda o'nun kar tarafa gemesi daha iyi olur". 85 Yukardaki olayda grld gibi sz konusu kii, yabanc hakknda beslemi olduu iyi kanaate kar gelecek, herhangi bir itiraz kabul etmez. Mitchell'e gre bu sonu o kiinin kendisini ya bancya gven duymaya adamasndan kaynaklanmaktadr. O kii bazan yabancnn kendisini pheye drecek olan belirsiz davra nlarnn da farkndadr. Ancak bunu da kendi inancnn tecrbe edilmek istenmesine balamaktadr. Mitchell'e gre Tann'ya inanan bir insann korkun bir felaket karsndaki davran da bu ekil dedir. O da, "Bu Tann'nm takdiridir" der. 86 Mitchell'e gre bu du rum bir eliki olarak dnlmemelidir. nk bir insan inancy la ilgili atmay btn iddetiyle yaarsa, inancnda o anda makul ve mantkl olmu olur. 8 * Mitchell de din nermelerin teistler tarafndan birer olgusal iddia olarak ileri srldn kabul eder. Ancak ona gre din nermeler dier birok anlaml nerme gibi tam olarak yanllanamazlar. Bu durumda Flew'un din nermelerin (teist tarafndan) yanllanmasm beklemesi sonusuz kalacaktr. Dolaysyla inanan insan, inancn ya tecrbe aksini ispatladnda bir tarafa brakla cak geici varsaymlar olarak dnecektir ya da anlaml olarak ka bul edilecek ve kalpten balanlan iman prensipleri olarak deer lendirecektir, veya yukardaki her iki ktan farkl olarak inanc, tecrbenin olumlu ya da olumsuz bir etkide bulunmad, yaam da da herhangi bir eyi deitirmeyen ii bo formller yn ola rak dnecektir. 88 93

TEZM

YA

DA

ATEZM

Mitchell'e gre teist birinci kk inanc gerei kabul etmeyecek tir. ayet nc kk kabul ederse bu noktada hem mantken hem de inan asndan psikolojik olarak hataya dm olacaktr.89 Yanllama ilkesiyle ilgili nc gr de Hare'in "blik" kavra m erevesinde ileri srd dnceleridir. Hare, Flew'un yanl lama ilkesinin de ierisinde yer ald dorulamac tahlilleri eletir mi, din inanlarn doru ya da yanl nermeler halinde tasnif edilemeyeceini belirtmitir. Flew ile teolojik nermelerin birer iddia olmad konusunda ayn dnceyi paylaan Hare, bu nermelerin yanllanma lt ne vurulmas konusunda farkl dnmtr. Hare'e gre din inanlarn arkasnda, dorulanmas ya da yanllanmas mmkn olmayan zel tutumlar (bliks) dier bir deyile insan tecrbeler yatmaktadr. 90 Bu inanlar ve yaamla ilgili kararlar da rastgele olumamaktadr. Dolaysyla Hare'e'gre onlarn rastgele yklmala rn beklemek de yanl olacaktr.91 Yanllama ilkesi ile ilgili olarak bir dier eletiri de Crombie ve Hick'ten gelmitir. Her iki filozofa gre teolojik nermeler birer id diadr ve gerektir. Onlar ylesine sylenmi sradan eyler gibi d nlmemelidir. Ayrca bu iddialara kar gelecek birtakm olayla rn varl da grlmektedir. Tamamen yanllanamaz deillerdir. Yanllanmalar da eer gerekliklerinin lt olacaksa bir yere ka dar hem ilkece hem de pratikte mmkndr. Bir yere kadar mm kn olmasnn nedeni de bizlerin snrl bilgi ve kavraya sahip oluumuzdan kaynaklanmaktadr. Yani Crombie'nin deyiiyle manzaray btnyle gremeyiimizdir. Sz gelimi yaamda kar lalan ac ve straplar bir yere kadar (grnte) "Tanr'nm merha met sahibi olmas" inancyla elimektedir. Ancak bu grnr eli kiden hareketle teolojik nermelerin kesin olarak rtlebilecei dnlmemelidir. John Hick ise teolojik nermelerin dorulanamaz olduu grn reddetmi ve daha nce de grld gibi eskatolojik dorulama adn verdii tezi ileri srmtr. Hick, Flew'a kar teolojik nermelerin dorulanmalarnn mmkn ol duunu ve bunun da ahirette gerekleeceini iddia etmitir. Dola ysyla Hick'e gre teolojik nermeleri olgusal iddia saymamak ve gerekliine ihtimal vermemek doru deildir.

94

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

L. Wittgenstein ve Fonksiyonel zmlemeler Dorulamac tahlillerin, din inanlar deneysel teste tbi tuta rak dorulanamaz bulmas ve anlamsz saymasnn ardndan bir tepki olarak fonksiyonel zmleme anlay ortaya kmtr. Bu anlay erevesinde Tanr kavramnn ve din inanlarn, dorula mac tahliller yntemiyle bir rpda anlamsz bulunmas eletiril mi, onlarn empirik dorulama veya yanllama ltlerine vuru lamayaca iddia edilmitir. zellikle Wittgenstein'm Philosophical Investigations ve Lectures and Conversations adl eserlerindeki dn celeriyle gelien bu tahlil anlay pozitivizmin kat tutumu kar snda teizme biraz olsun rahatlama salamtr. Fonksiyonel tahlil anlay, dinin dardan eletirilmesini ve anlamsz saylmasn reddetmitir. Din inanlarn dardan nasl grlrse grlsn inanan insann yaamnda bir anlam ve kulla nm oidugunu beftrtrniar. Bu anJaym ncierinden oian Wittgenstein, dini bir tr dil oyunu (language games) olarak grm ve anlalmas iin mantnn incelenmesi gerektiini sylemitir. D. Z. Philips ve Norman Malcolm gibi filozoflar da Wittgenstein'n g rlerini din alana uygulam ve tartmlardr. Bu kiiler "Wittgenstein'c fideistler" diye mehur olmulardr.92 Ancak bu filozof larn din nermeleri konatif grerek teistik iddialar gereklikten uzak bir biimde yorumlamalar yani non-realist bir tutum sergile meleri filozoflar arasnda tartma konusu olmu teistlerin tepkisini almtr. ' Wittgenstein, felsef kariyerinin ilk yllarnda yazm olduu Tractatus da resim kuramn ileri srm ve dili bir resim olarak ka bul etmitir. Tractatus'u yazdktan sonra felsef problemlerin ald n syleyen ve bir sre felsefeden uzak duran Wittgenstein daha sonraki yllarda (1920-1940) "resim kuramnn" kmazlarn gre rek fikrini deitirmi93 ve Philosophical Investigations adl eserini kaleme alarak dilde kullanm esas almtr. Yine Lectures and Con versations adl eserini yazarak din inan hakkndaki grlerini ifa de etmitir. MVittgenstein bu eserinde din inancn mantk yapsn, niteliklerini ve bir resim olarak kullanln aklam, Tanr'ya ina nan ile inanmayan arasndaki farkl yaam biimine dikkat ekmi tir. 94 Estetik ve psikoloji zerine vermi olduu konferanslann da yer ald bu eser Philosophical Investigations'la birlikte analitik felse95

T E Z M YA DA

ATEZM

fede zellikle din felsefesi evrelerinde "fonksiyonel tahlil" anlay nn gelimesine nclk etmitir. Wittgenstein, Philosophical Investigatons adl eserinde Tractatus'ta kurmu olduu dil ve d dnya arasndaki ilikiyi tersine e virmi, dilimizin gerek dnyay dnme biimini belirlediini sylemitir. "D"in (Tractatus'da olduu gibi) resim deil de, bir "alet" (tool) olduunu ve deiik kullanmlar olabileceini ifade et mi 95 bir kelimenin anlamnn dildeki kullanmnda yattn ileri srmtr. 96 Dil Oyunu; Wittgenstein'n Tractatus adl eserinde ileri srlen "resim kuram"na gre dil, d dnyay temsil ediyordu. Bu da bir anlamda d dnyann dilin yapsn belirlemesi demekti. Dilin ya ps tahlil edildiinde de d dnyann yaps hakknda geerli bil giler elde edilecekti. nk aralarnda ortak bir yap sz konusu idi. Bir yerde dil, d dnyann aynas durumunda idi. te Wittgenstein'n "dil" ile "d dnya" arasnda kurmu olduu bu man tksal iliki ve resim kuram bir anda din, ahlak ve metafiziksel id dialarn dilin dnda kalmasyla sonulanmtr. nk bu tr id dialar dilde yer alamaz ve ifade edilemezdi. D dnyada karlkla r yoktu. Dilde yer almayan ifadeler de anlamszd ve hakknda ko nuulamazd. Gerek ve anlaml dil de sadece olgu ifade eden (factstating) dildi. Dolaysyla Wittgenstein Tractatus'da anlaml olan ya ni olgu ifade eden dille, dnyadaki herhangi bir olgu durumuyla il gili olmayan ve sonuta dile getirilemeyen anlamsz (nonsense) dil arasnda bir ayrm yapmt. 97 Felsefi kariyerinin ikinci dneminde "resim kuramn" terkeden ve Philosophical Investigations'da "kullanm" tezini ileri sren Wittgenstein'a gre dil hakknda salkl bilgi alnmak isteniyorsa yaamdaki ilevine ve insanlann onu nasl kullandna bakmak yeterli olacaktr. Byle yapld takdirde Tractatus'da ileri srld gibi olgu ifade eden sylemin, tek anlaml sylem olmad g rlecektir. Buna karn yaamdaki birok "dil oyununun" 98 varl gzlenecek, eitlilii, birbirlerine benzerlii ve farkllklar ortaya kacaktr.99 Wittgenstein, mantk pozitivistlerin dorulanamad- iin an lamsz bulduklar ve bir kenara braktklar din nermeleri, yaam96

ADA NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

da var olan sonsuz saydaki dil oyunlar ierisinde bir tr dil oyu nu olarak kabul etmi ve kendi mantna sahip olduunu belirt mitir. Ancak Wittgenstein'a gre dinin bir tr dil oyunu olarak ka bul edilmesi, din nermelerin (din dili) doru veya yanl olduu anlamna gelmemektedir. Wittgenstein'a gre nemli olan ey by le bir dil oyununun varlnn bilinmesi ve nasl oynandnn tas vir edilmesidir. 100 Grld gibi Wittgenstein, din inancn temellerini tartma maktadr. Ona gre din inancn doru veya yanl olduunu iddia etmek, bir anlamda onlarn doru olduunu dnerek kabul, ya da yanl olduunu dnerek reddetmek anlamna gelecektir. Hal buki din inanlar doru ya da yanl bir biimde tasvir etmek uy gun bir davran deildir. Ayrca dinin veya ahlakn ne olduu da sorulmamaldr. Buna karn din veya ahlak ifadelerin ne anlama geldii sorulmaldr. 101 Din Olgusu; Wittgenstein'in ateist olmad, ancak bunun ya nnda teizme scak bakmad grlmektedir. 102 Din inanlarn doruluu ya da yanllyla ilgilenmeyen Wittgenstein'm din hak knda da fazla bir ey yazmad grlmtr. 103 Tractatus'la Tanr kavram hakknda konuulamayacan ve bu konuda sessiz kalnmas gerektiini104 syleyen Wittgenstein, bu tavrn deiik bir biimde de olsa ikinci donemde de devam ettir mitir. Tann'nn varlnn kantlanabileceine inanmam, bu ko nuda kant getirmeye ynelik almalar da inanlan eye entelek tel temel bulmak olarak deerlendirmitir. Wittgenstein'a gre felsefe, din konusunda dorulama grevini stlenemez. nk dine, din dnda bir temel bulunamaz. Dier bir deyile teoloji ve felsefe dine dandan anlamllk veremezler.105 Dolaysyla inanc aklletirmek, bir anlamda onu ve dilini tahrif et mek demektir. Wittgenstein'a gre inan, test edilebilecek bir ey de deildir. yle plsayd, yani Tann'nn varl empirik olarak test edilebilsey di, inancn z bozulacakt, bir anlamda inan adna her ey mah volacakt. Aynca bu tutum dini hurafeye indirgeyecekti.106 Wittgenstein iin nemli olan, din inanlarn doruluu ya da yanll olmayp, Tanr teriminden kastedilen eyin ne olduudur. 107 97

TEIZM

YA

DA

ATEZM

Wittgenstein'a gre din dili bilimsel dille kartrlmamaldr. nk din dilinin mant farkl olup bilimsel dil oyunu gibi oynanmamaktadr. Ona gre din dili, bilimsel ifadeler iermedii gibi hakknda kant elde edebileceimiz varsaymlar da deillerdir.108 Dolaysyla "Tanr vardr" iddiasn sanki fiziksel bir iddia imi gibi ele alarak bilimsel standartlara uymad gerekesiyle bir kenara b rakmak doru deildir. Dinin hafife alnarak iddialarnn varsaym olarak dnlmesi de yanltr. nsanlk tarihinde yaplan din sa valar, otuz yl savalan srf bir varsaym uruna olmamtr. Din sa dece belli bir resme gre yaanan yaam biimi deildir. nk ina nan insanlar inanlar uruna baz riskleri gze almaktadrlar.109 Wittgenstein 17 Aralk 1930 tarihinde Waismann'la yapm ol duu syleide dinin konumayla (Kelamla) bir ilgisinin olmad n belirtmitir. 110 Yani bir anlamda dinin doktrinlere, nermelere ve argmanlara indirgenmesine kar kmtr. Bu noktada Wittgenstein'n tutumuyla ilgili olarak Camap'n yle bir tesbiti olmu tur. Camap'a gre Wittgenstein'n din anlay kendi ierisinde duygusal ve entelektel adan atmaktadr nk Wittgenstein, bir yandan metafiziin ve dinin entelektel adan hibir ey syle mediini ve teorik olarak iinin bo olduunu dnmekte dier yandan ise duygusal olarak bu sonutan byk ac ekmektedir. 111 Wittgenstein'a gre din inan bir tr dil oyunu ve yaam bii midir. Bu yaam biiminin de kendisine has mant vardr. Tann kavram da mantk pozitivistlerin iddia ettii gibi anlamsz olma yp bu yaam biimi ierisinde bir rol oynamaktadr. nk bir kavramn veya terimin anlam kullanmnda yatmaktadr. 112 Tann teriminin de kullanm ve bir anlam bulunmaktadr. Hatta birden fazla kullanma sahip olmakla, kran, niyaz ve yceltme gibi fark l yerlerde farkl amalarla kullanlabilmektedir.113 Wittgenstein'a gre filozofun grevi Tanr kavramn eletirmekten ok onun ya am formu ierisindeki roln anlamaya almak ve tasvir etmek tir. 114 nk bir terimin ne olduu ve anlaml olup olmad, o te rimin dildeki kullanmna gredir. 115 VVittgenstein'a gre Tanr, inancn konusudur. nanta da olgusallk veya bilimsellik aranmamaldr. Tann szc resimlerle (ki lisedeki Tanr tasvirleri gibi) ve ilmihallerle insann en erken yala rnda rendii szcklerden biridir. Ancak bu szck kendi ba98

ADA

NGLZ

FELSEFEStNDE

TANRI

SORUNU

na herhangi bir anlam ifade etmemektedir. nancn konusu olup herhangi bir varsaym veya bilgi konusuna giren ey deildir. 116 Wittgenstein'a gre din inan sradan bir inan da deildir. Her hangi bir olgusal nesnenin varlna inanmak veya inanmamak "gibi dnlmemelidir. Ayrca birtakm ilkelere balanmaktan ibaret de saylmamaldr. Tann'nm varlna inanan ile inanmayan kiinin ara sndaki farkllk da zaten bunu aka ortaya koymaktadr. Wittgenstein'a gre din inancn en belirgin zellii, bnyesinde sevgiyi, he yecan, efkati ve grev bilincini banndrmasdr. yle ki, inanan ki i inancn yaam boyunca sevgiyle, heyecanla hissetmektedir. na nan kiinin zihni, daima o inanla megul olmakta ve yaam biimi de ona gre ekillenmektedir. Yine o kii, inanc dorultusunda bir takm riskleri gze almakta ve tehlikelere atlmaktadr.117 tnan Biimleri; Wittgenstein'a gre iki tr inanmadan sz et mek mmkndr. Birincisi (belief-that) objesi test edilebilecek olan ve bilmenin daha sonralar mmkn olabilecei inanmadr. Bu tr inanmada bilimsel kantlar, varsaymlar ve teoriler sz konusu olabilmektedir. kincisi de (belief-in) objesi test edilemeyecek olan ve kant getirmenin olmad bir inanmadr. Bu tr bir inancn ob jesi hakknda kant aramak da doru olmayacaktr. Kald ki byle bir inan, hakknda kant aranabilecek bilimsel teori veya varsaym deildir. Wittgenstein'a gre dini inan ikinci tr inanma biimine girmektedir. Dolaysyla din inanta kant aray inancn ruhuna ve inanmaya ters decektir. 118 Wittgenstein'n belief-in (inanyorum) ve belief-that (inanyo rum ki) ayrm eitli tartmalara yol amtr. Wittgenstein'm be nimsedii inan anlay olan "belief-in" in geleneksel teistik re tiyle elitii, bu anlaya gre inan objesinin reel varlnn ikinci planda kald ve nemsenmedii ileri srlmtr. Dolaysyla be lief-in anlay sbjektif olmakla itham edilmi ve nasl dorulana bilecei sorulmutur. Sz gelimi Nielsen'a gre Wittgensteinci fideistlerin inan anlay (belief-in) herhangi bir gerek varla inan olmayp kavramsal karklklar ya da psikolojik ihtiyatan dolay ortaya kan ve gereklii bulunmayan bir varla inantr. 119 Nielsen'in eletirisinde de anlalaca gibi Wittgenstein'm belief-in g rn esas alan ve savunan dnrler geleneksel teizmin Tanr 99

TEZM

YA

DA

ATEZM

anlayndan ayrlm ve ileri srlen kantlar da inan olaynda olgusalla yer yok dncesiyle reddetmilerdir. Wittgenstein'a gre her iki inan tr arasnda (bilimsel inan la din inan) kant farknn yannda, tepki ve his fark da vardr. Mesel ldkten sonra hesap gnnn varlna inanan bir kiiyle inanmayan bir kiinin arasndaki fark sadece szel bir farktan iba ret deildir. 120 Wittgenstein'm bilgi ve inan ayrmn benimseyen Norman Malcolm yazm olduu "Tanr vardr" (nermesi) Din Bir inan mdr?" adl makalesinde Tanr'ya inanmada hissin ve duygunun (affection) nemine iaret etmi, bir insann arkadana veya dokto runa inand gibi, Tanr'ya inanmas gerektiini (belief-in) belirt mitir. Malcolm'a gre Eski ve Yeni Ahid'de Tann'nm varl lehin de a posteriori kantlar ileri srlmemitir. Tann'nm varl konu sunda da lehte veya aleyhte dorulanabilecek ya da yanllanabilecek kantlar ileri srlemez. Zaten insann gnlk din yaamnda da kant tartmalar bir rol oynamamaktadr. Dolaysyla Tann inancnda nemli olan ey Tann'nm gerekten var olup olmamas tartmas deildir. nk Tann'nm varlna inanan bir insann ayn zamanda Tann'ya kar mteessir (affective) olmad ihtimali dnlrse o inancn hibir eye yaramad da grlecektir. nanta nemli olan Tann'nm gerekten var olup olmad deil bir insann sevgiyle, duyguyla Tann'ya balanmas (affective attitude), varln tartmadan O'na inanmas ve gvenmesidir. Sonuta Tann inancnda ierik aranmamal, buna karn inancn psikolojik ya rarlar gz nnde bulundurulmaldr. 121 Wittgenstein'n inanla ilgili (belief-in) dncelerini kabulle nen ve savunan Malcolm'un, Tann inancn sadece "gven" ve "tut ku" olarak grmesi buna karn Tann'nm reel varl hakknda bir eyler sylemeyi ve bu konuda ileri srlebilecek kantlar reddet mesi geleneksel teizm asndan kabul edilemez bir tutum olmutur. Ateistle Teist Arasndaki Fark; Wittgenstein'a gre ateistle teist farkl yaam biimini paylaan, farkl dil oyununa sahip olan in sanlar olup 1 2 2 aralannda bir kartlk veya eliki bulunmamakta dr. Bunlar sadece birbirlerine ayn eyleri sylemeyi reddeden ki ilerdir. Reddetmek de elimekten farkldr. Bir probleme farkl bakan ve farkl yaklaan insanlardr. Bu durumda "VVittgenstein'a 100

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

gre teist, ateistin inanmad eye inanan kii deildir. nanan ile inanmayann farkl olmalarnn nedeni o kiilerin zihinlerinde fark l resimlere sahip olmalardr. Farkl bir resime sahip olma da (ve ya resmi kullanma da) herhangi bir din nermenin mantksal gs tergesini kabul etmek veya reddetmek deildir. nk teist veya ateistin sahip olduklar resimler onlarn dncelerinde farkl man tksal rolleri oynamaktadr. Dier bir deyile resim, Tanrnn varl na inanan kiinin belleinde oynad rol inanmayan kiinin zih ninde oynamamaktadr. Sonuta bu kiiler, bir yaam biimi ieri sinde, birtakm nermeler hakknda anlamazla dm kiiler deildir. Sadece ayn yaam biimini paylamayan, farkl dil oyunu na sahip insanlardr. 123 VVittgenstein'n yukardaki ayrm Norman Malcolm ve John Wisdom gibi filozoflar zerinde ok etkili olmu ve deiik biim lerde dile getirilmitir. VVittgenstein'n ateistle teisti karlatrrken onlan "farkl ya am biimine ve dolaysyla farkl dil oyununa sahip kiiler" olarak tanmlamas, bir anlamda klasik teist ve ateist kartlnn ve at masnn nemini kaybetmesiyle sonulanmtr. yle ki inananla inanmayan kiilerin birbirlerini eitli ekillerde itham etmeleri de artk deerini yitirmitir. Sz gelimi Phillips'e gre ada felsefede din inanlar ilka zihniyetiyle veya ilkellikle izah etme yolu etki sini yitirmesine ramen bu tr dncelere bazan rastlanmaktadr. Halbuki VVittgenstein, din ve din olgusu ierisinde merkez bir ye ri igal eden Tanr kavramn bu ekilde aklayanlann kendilerini ilkellie bulamakla itham etmitir. 124 Fonksiyonel zmlemenin Eletirisi; Fonksiyonel zmle melere gre din, kendi yaam formuna sahiptir ve anlalmas da kendi ierisinde mmkn olabilmektedir. Dolaysyla dinin dar dan anlamsz olarak deerlendirilmesi yanltr. Bu yaklam da man tk pozitivisderin eletirileri karsnda zor duruma den teistlerin biraz olsun rahatlamalann salamtr. Ancak dinin kendi ierisinde anlalabilecei gr bazan dinin anlalmas iin yaanmas gerek tii biiminde de yorumlanmtr. Ayrca bu anlayn temelinde de, Nielsen'e gre, dine dandan gelebilecek eletirilere set ekmek yat maktadr. 125 Bu nedenle din olgusunun, dinin dnda olanlarca an lalmayaca ve deerlendirilemeyecei fikri yaygnlamtr.
101

TEZM

YA

DA

ATEZM

Wittgenstein'm din inanc bir tr "dil oyunu" veya "yaam bi imi" olarak grmesi ve Tanr'nm da bu yaam biiminde bir rol oy nadn belirtmesi Nielsen'n dier bir eletirisiyle karlamtr. Nielsen'e gre doruluun garantisi sbjektif ltler olduu tak dirde peri masallar veya cad hikayelerinin de dorulanmalar mmkn olacak, kendi yaam formlarna sahip olduklar ve dilde de kullanlarnn bulunduu grlecektir.126 Nielsen'n itirazlarna karlk olarak Phillips, "din inancn sa dece dinsel dil oyununu oynayanlarca anlalabilecei" eklindeki dncenin "VVittgenstein'a izafe edilemeyeceim belirtmitir. 127 Phillips'e gre bu durumda ateist olan bir insann din inancn gra merini anladn sylemesi sknt douracaktr. Halbuki kendisini mmin olarak adlandrmayan bir kiinin din kavramlar anlamas ve aydnlatmaya almas da mmkndr. Phillips'e gre Wittgenstein'm yntemi teiste olduu kadar ateis te de aktr. nk felsefe bir anlamda her eyi olduu gibi grmek ve ylece anlamaya almaktr. nemli olan kavramsal karklktan, kavramsal netlie geitir. Bu srete inan ve inanszlk grameri, hatta aralarndaki anlamazlk aydnla kavumu olacaktr.128

Lengistik zmlemeler
Dorulamac tahliller, teolojik ve metafiziksel nermeleri an lamsz sayyor ve sonuta Tanr kavramn reddediyordu. Kat tu tumlar nedeniyle XX. yzyln ortalarnda gcn yitiren dorula mac tahlillerden sonra ortaya lengistik tahliller km ve doru lamac tahlillerden farkl bir tutum izlemilerdir. Onlar da teolojik ve metafiziksel nermeleri olgusal ve bilgisel adan olumsuz de erlendirmekle birlikte ieriklerini tamamen anlamsz ve deersiz saymamlardr. ada ngiliz felsefesinde metafizii ve Tann kavramn man tk pozitivistler gibi reddetmekle birlikte onlar pozitivistlerden farkl olarak anlamsz bulmayan yaklamlar da vardr. Bu anlay lardan birisi de Wittgenstein'm felsef kariyerinin ikinci dneminde gelitirdii anlam teorisiyle sk bir ilikisi bulunan ve ksaca John Wisdom'm "idiosyncrasy platitude" olarak tanmlad yaklamdr. Bu anlayn zn de "Her ifadenin kendine has anlam bulun maktadr" biiminde zetlenen dnce oluturmaktadr. 129 Len102

ADA N G t L Z

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

gistik tahliller sadece Wisdom'n almasyla snrl deildir. Dorulamac tahliller ksmnda grm olduumuz ve Antony Flev/un ileri srd "yanllama ilkesi" ve bu ilke erevesinde yaplan tar tmalar da bir anlamda lengistik tahliller grubuna girmektedir Ancak bu blmde tekrarlardan kanmak iin Flew'un Tanr kav ramyla ilgili tahlillerini, Hare, Mitchell ve Crombie'nin Flew'a ver mi olduklar cevaplar ele alnmayacaktr. Konatif tahliller bata ol mak zere daha sonraki blmlerde ele alnacak eletiriler de len gistik tahlilleri grmek mmkn olacaktr. Bununla birlikte Wisdom'm grlerini burada ele almak ve Tann inancnn nasl deer lendirildiini grmekte yarar vardr. Wisdom, dorulamac tahlillerin teolojiyi reddetmesine katl makla birlikle, onlarn btnyle anlamsz saylmasna da kar k mtr. Dorulama ilkesini eletiren ve bu ilkenin kendisini de metafiziksel bulan Wisdom dildeki nermelerle ilgili olarak "idiosyncrasy platitude" (her nerme kendi anlamllna sahiptir) isimli kar t bir teori ileri srmtr. Bu teoriyle Wisdom, dorulama ilkesi nin danda brakt akn (taransandantal) varsaymlar da anlam l grr. nk teolojik nermelerde dahi dilde gizli kalm unsur lar aa kmaktadr. 130 Wisdom'a gre Tanryla ilgili nermelerin doruluu ya da yanll sz konusu olmad gibi bunlann do ru ya da yanl olmas insanlar arasnda deneysel farkllklara da yol amamaktadr. 131 John Wisdom yazm olduu "Gods" adl makalesinde ateistle teistin arasnda olgusal fark olmadn sadece tutum ve duygu far k bulunduunu belirtmi, 132 Tann'nm varlnn empirik ya da ol gusal problem olmadn, dolaysyla bilimsel adan artk ateistle teist arasnda byk farkllklann yaandnn iddia edilemeyecei ni ileri srmtr. Ona gre teistle ateist arasndaki farkllk bilim sel olmaktan ziyade duygusaldr. Dier bir deyile atma olgular da deil, anlamdadr. 133 Wisdom bu dncesini u rneklerle aklamaya alr; Kuraklk zamannda dua eden ve kurban kesen bir teist de ank bir ateist kadar doal olaylarn nasl olutuunu bil mektedir. Tann'ya inand halde doal olaylar karsnda mit ve korkulan olan teistlerin varolduu sylense de bunlann saylar ok azdr. Dahas lmden sonraki yaama ait beklentilerin de artk Tanr inancnn temelinde yatan tek neden olduu sylenemez. 134 103

TEtZM

YA

DA

ATEZM

John Wisdom, ateistle teisti, ayn tabloya bakan, ancak farkl yorumlayan iki insana benzetmektedir. Bu kiilerden biri (teist), gzel bir tablonun karsnda iken duygularn, "harika", "ok g zel" veya "mkemmel" gibi ifadelerle aklarken; dieri de (ateist), birinci ahstan farkl olarak ayn manzara karsnda "bir ey gre miyorum" diyebilmektedir. Bu noktada teist, ateisti bir ey grme mekle yani kr olmakla; ateist de teisti var olmayan bir eyi gr mekle, yani hayalcilikle itham etmektedir. VVisdom'a gre taraflarn her ikisi de aslnda ayn tabloya bak makta ve ayn-eyi grmektedir. Aralarndaki anlamazlk tabloyu farkl klar altnda tutmakla veya birinin grdn dierine de gstermekle (ki o da ayn eyleri grmektedir) giderilemeyecektir. nk aralarndaki fark olgusal deildir. Bilim adamlar gibi birbi rinden farkl iki varsaym tartmamaktadrlar. Dolaysyla VVis dom'a gre bu kiilerin durumu deerlendirilirken hemen "doru" ya da "yanl" gibi yarglara varmamaldr. 135 John Wisdom Tanr'nn varlna inanan ile inanmayan arasn daki farkn bilimsel olmadn duygusal olduunu ve iki farkl tu tumdan kaynaklandn belirtirken, daha sonralar sk sk gnder meler yaplan mehur "Bahvan" rneini vermitir. Daha nce g rld gibi Antony Flew da szkonusu fyikayeyi Wisdom'dan esinlenerek ele alm ve yanllama ilkesi lehinde yorumlamt. John VVisdom'a gre, iki arkada bir sre nce terkettikleri bah elerine tekrar dndklerinde hl canl olan ve yeermeye devam eden bitkileri grrler. aknlkla biri dierine, btn bunlarn baheye gelen ve bitkilerle ilgilenen bir bahvandan kaynakland n syler. Bahvann nerede olduunu aradklarnda kimseyi bu lamazlar. Ayrca komularndan hibiri de bahelerinde alan her hangi bir kimseyi grmemitir. Bunun zerine birinci ahs bah vann varlndan srar ederek onun insanlarn uyuduu vakitte gel diini ve altn syler. Dieri ise bahvann var olmadn be lirterek gelmi olduu takdirde birilerinin onu duymu olacan veya en azndan iz brakmas gerekeceini ileri srer. Birinci ahs dierine her eyin nasl dzenlendiine bakmasn tavsiye eder. Bahenin gzelliinde bir gaye ve duygu olduunu syler: "Sanrm, fani gzlere grnmez olan birisi geliyor. Ne ka dar dikkatli bakarsak o kadar fazla emin oluruz" der. Baheyi dik katlice gzden geirirken, bazan bahvann varln ima eden iz104

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

lere, bazan da aksini gsteren eylere ahit olurlar. Bu esnada gz den uzak olan bir baheye neler olabileceini tartmaya balarlar. Ancak her ikisi de bir dierinin bulduu eyi gzlemler ve birbirin den farkl eylere tank olmazlar. Her eye ramen, sonuta biri "Bahvann geldiine hl inanyorum", dieri ise "inanmyorum" der.1** Wisdom'a gre olaydaki iki ahsn farkl yarglar, bahede gr m olduklar eylerin farkl olduu anlamna gelmemektedir. Ya ni her iki ahs da ayn eyleri grmekte ve ayn eyleri kontrol et mektedir. Dolaylyla anlamazlklar deneysel konularda deildir. Aralarndaki farkllk o kiilerin beklentilerinden yatmaktadr. Ya ni bahvann varln kabul edenle reddeden kiinin arasndaki fark, birinin grmek istedii eyi dierinin grmeyiidir. Ksacas baheye kar his ve tutumlar onlar farkl klmaktadr. Dnyaya da bu gzlkle bakmaktadrlar. Wisdom'a gre artk bu noktada hangisinin "hakl" veya hangisinin "haksz" olduunu sormak uy gun dmeyecektir.137 Sonuta "VVisdom'a gre inan empirik verilerden kaynaklan mamaktadr. Bu nedenle inanta olgusallk aranmamaldr. nk Tanr inanc, sadece empirik dorulamann veya ayn derecede em pirik yanllamann konusu deildir.

Konatij zmlemeler
Dorulamac ve lengistik tahlillerden sonra ortaya konatif zmlemeler kmtr. Bunlar Tann kavramndan ziyade, fenomen olarak dini gndemine alm ve onu pozitivist ereveye uygun bir yorumlamaya tbi tutmutur. Bu yaklama gre din bazan moralite olarak yorumlanm, bazan da ahlak kavramlara indirgenmi, bu esnada teizmin metafiziksel iddialar ve teolojik kabulleri ise bir ke nara braklmtr. Konatif yaklamlarn en byk nedeni din zerindeki ilginin amzda younlam olmasdr. Bu srete dinin doas, fonksi yonu ve pragmatik deeri tartlmaya balanm buna karn teizm asndan birinci derecede problem olan Tann'mn varl ve sfatla r gibi konular ise ilgi oda olmaktan kmtr. Tann'nn bilim a sndan uygun bir fenomen olmad dnlm, buna karn di nin bilimsel almalar iin geerli bir alan olduu kabul edilmitir. 105

T E Z M YA DA

ATEZM

Dolaysyla din youn bilimsel aratrmalarn konusu olurken, Tan r da karmak din fenomeni ierisinde yer alan bir dnce olarak gndemde kalmtr.138 Bu blmde dncelerini ele alacamz R. P. Braithwaite, Ronald W. Hepbum ve R. Hare gibi filozoflar dinde teistik Tanr kav ram gibi pozitivistlerin anlalmaz bulduklar baz unsurlar bir ke nara brakarak dini tasvire balamlardr. Pozitivizme kar olma yan hatta olduka etkisinde kalan bu filozoflar dinin teorik ynn savunulmaz bulmu, kendilerince dinin "otantik" ve "essential" y n olan, bireyin davran ve tutumlarnda ortaya kan tarafyla il gilenmilerdir.139 Dolaysyla konatif tahlil anlaynda Tann'nn varl ve Isa gibi teorik unsurlar danda braklmtr. Bir anlam da Tann'nn varlna inanmadan da dindar (hristiyan) olunabile cei anlay gndeme getirilmitir. Konatif zmlemelere gre pozitivistin itirazlarna hedef ol mayan bir tr dindarlk biimi mmkndr. Hatta teistik olmamak kaydyla gnlk hayatta "Tanr" szcn ieren cmleler de kul lanlabilir. Bu yaklam sayesinde Tanr kavram dikkate alnmadan pozitivizmle rtr bir tr din iddiasnda bulunulmutur.140 Dinin "Ahlak"a indirgenmesi; Braithwaite, 1955 ylnda yaz m olduu "An Empiricist's View of The Nature of Religious Belie f 141 a c j u makalesinde din nermelerin fonksiyonel analizini yap m ve dini, "sevginin" temel olduu ahlak bir yaam biimine (agapeizm) indirgemitir. Empirik olmadklar gerekesiyle din nermelerin doruluk ya da yanllk deerlerinin sz konusu ola mayacam ileri srm, onlann sadece birtakm ahlak ilkeleri sembolize ettiini iddia etmitir. Braithwaite "Bir nermenin anlam, onun kullanmdr" ilkesin den hareketle deneysel aratrmay esas alm ve din fenomenine yle yaklamtr. Pozitivist ilkelere bal kalarak din inanlann, bilimsel anlamda gerek inan olmad142 kanaatine varmtr. Braithwaite'a gre gereklii olan nermeler gruba aynlmaktadr: a) Deneysel anlamda olgu bildiren nermeler, b) bilimsel var saymlar, c) mantk ve matematiin mantken zorunlu nermeleri.143 Din nermeler bunlardan herhangi birisine girmemektedir. Dolaysyla doruluk deerlerinin (truth-value) test edilebilmesi 106

ADA N G L Z

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

mmkn deildir. nk, Braithwaite'a gre, kesin deneysel olgu lar ancak dorudan yaplabilecek bir gzlemle test edilebilir ve bu yolla bilinebilirler. Halbuki teoloji, Tann'y gzlemi mmkn olma yan bir statye koymu ve ona deney tesi nitelikler yklemitir. Braithwaite'a gre din nermeler "Afrika'da kaplanlar vardr" veya "Mont Blanc, Avrupa'daki en yksek tepedir" trnde inan bildiren cmleler deildir. Yani onlar herhangi bir eyin varln iddia etmek iin kullanlmamaktadr. Ayn zamanda bir eyin yan l veya doru olduunu iddia etmek iin de kullanlmazlar. Onlar daha ziyade belirli bir ama iin veya bir eyleri sembolize etmek iin kullanlrlar. Dolaysyla din nermelerin anlam, kullanld biimde ortaya kmaktadr. Braithvvaite'a gre din nermelerin kullanlmasnda ki temel ama da o nermeleri kullanan kiinin birtakm ahlak ilkeleri onayladn belirtmekten ibarettir.144 Grld gibi Braithwaite, din nermeleri, teistik bir iddia olarak kabul etmemekte, onlar olduundan deiik alglamaktadr. Bu durumda Braithvvaite'a gre bir teist Tann'nn varlndan veya dier niteliklerinden bahsederken aslnda teolojik bir iddiada bu lunmamakta, aksine konatif bir tavr sergileyerek, belirli bir tutum dan veya hareket tarzndan bahsetmektedir. nk Braithvvaite'a gre din ifadeler ahlak fonksiyona sahiptir. Belirli bir davran bi imine ball gstermektedir. Ayrca belirli bir yaam tarzna ya da dnya grne taahht aklamaktadr. Sz gelimi Tann'nn "ak" veya "sevgi" olarak tanmlanmas kiinin ak dolu bir yaam tarzn tercih etme eilimini bildirmektedir.145 Braithvvaite'e gre din ilkeler bir anlamda ahlak ilkelerdir. nk din nermeler ahlak bir fonksiyona sahiptir. Dini inan da belirli bir tarzda (ahlak) davran eilimidir. Dier bir deyile din, ahlak ierisinde asimile edilmitir.146 Braithvvaite, dier pozitivistlerin yapt gibi din, duygu olarak aklamaktan veya din iddialar duygusal bir aklama olarak gr mekten de kanmtr. Aksi takdirde ahlak ilkelerin de duygusal olma durumu sz konusu olacaktr. Braithvvaite'a gre ahlaki ilke ler duygusal deil konatiftir. nk ahlak bir iddia, iddiay yapan kiinin davrann veya davran niyetini aklamaktadr.147 Braithvvaite iin ahlak prensiplere ballk olmadan gerek din olmaz. nk ahlak ilkelere ballk sayesinde din nermeler kul107

TEZM

YA

DA

ATEZM

lanm ansn elde ederler. Din nermelerle ahlak ilkeleri bir sal yan, dier bir deyile Hristiyanl, ahlak ilkeler yn olarak g ren Braithwaite, din bir iddiann ahlak iddiadan farkl olarak bir olaya atfta bulunduunu belirtmektedir. Yani bir anlamda din id dialar hikayelerle zenginletirilip desteklenmitir. Bu da din bir ya am tarzna ballk demektir. Din iddialarn hikayelerle desteklen mesi, din nermelerin anlamnn dorulanmas demek deildir. Hikayeler sadece psikolojik destek mahiyetindendir. 148 Hepburn'da Braithwaite'a benzer iddialar ileri srm ve din, ierisinde Tanr inancnn zorunlu olarak bulunmad "ahlak bir yaam tarz" olarak yorumlamtr. Yazm olduu Christianity and Paradox adl eserinde Hristiyanlk'taki paradokslara da (mantk elikilere) nemle dikkat eken Hepbum, Braithwaite'dan bir adm daha ileri alarak ahlak ballk iin destekleyici mahiyette olan din hikayeleri, yaamn btnne de genellemi bu hikayele rin yaamn btn ynlerini yasal kldn belirtmitir. 149 Hepbum'a gre din, hikayelerle desteklenmi ahlak bir yaam tarzdr. Genel zellikleri de unlardr: 1. inanan kii kendisini ahlak bir davran modeline uyarla maktadr. Yaam tarz da niha bir moral tercih iin biimlenmitir, inanan kii inancna kendisini adad iin hrriyet sknts da ek memektedir. nk temelde kendi deer yarglarnn olduu bir yaam srecektir. 2. Din dili ve moral dil birbirinden ayrlmaktadr. nk dn sylem tercih edilen yaam tarzm canl biimde aklayan uygun ve tutarl hikayeler veya efsaneler oluturur. nanan kiiye de o ef saneleri uygulamaya dkmesini ilham eder. 3. Dinde hikayeler ve onunla ilgili davranlar vardr. Bu inanan kiinin yaamnn bir parasn deil btn ynlerini yasal klar. 150 Grld gibi Hepburn din fenomenini zmlemekte ve balca unsura dikkat ekmektedir. Bunlar da "inanan insann kendisini adad ahlak bir yaam tarz", "din terminoloji" ve "hikayeler"dir. Hepburn'un din tanmnda grld gibi Tann inanc yer al mamaktadr. 151 Yani bir anlamda teoloji darda braklmtr. Yi ne Hepbum'a gre, Braithwaite'de olduu gibi, inanan kiinin ya am biimini ekillendiren din hikayelerin ve efsanelerin tarih a108

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

dan doru olup olmadklar da byk nem arzetmez. Bunlar uy durma da olsa ilerini iyi yapmaktadrlar. 152 Geleneksel Tanr an layn da eletiren Hepbum, hristiyanlm inan sistemi ierisin de yer alan Teslis ve Enkamasyon'u paradoksal olduu gerekesiy le sorgulamtr. Bu ve benzeri paradokslarn nasl anlalabilecei ni soran Hepburn, Tanr kavramnn da ak bir tanmnn yaplma dna dikkat ekmitir. Ona gre dindeki paradokslarn temelinde de bu yatmaktadr. Hepburn'a gre, teizm tarafndan, Tann'nm btn noksan s fatlardan soyutlanmas ve yine btn yetkin sfatlarla yceltilmesi bir anlamda onun kiisel varoluun dna karlmas demektir. Halbuki "iyilik" ve "ak" gibi kavramlar kiisel varlklar iin sz ko nusudur. Bu kavramlarn Tann'ya atfedilmesi halinde ciddi olarak tutarszla dlecektir. Tann'nm varlnn bizim varlmza benzemediini sylemek ya da onun varlnn bildiimiz anlamda var olmann tesinde olduunu iddia etmek, Tanr yoktur diyen ateistle ayn izgiye gelmek demektir. 153 Hepburn Tannyla ilgili bu akl yrtmeyi iki noktada zetle mektedir: Ya, a) Tann'nm, Tann olmas iin, var olmamas gerekti ini syleyeceiz. nk Tann, zellikleri sayesinde varlk sahas na girememektedir. Girdii anda da herhangi bir varlk gibi olmak ta, dolaysyla Tann olmaktan kmaktadr. Bu durumda da ateizm, inancm en saf biimi olarak karmza kmaktadr, Ya da, b) Tann kavramnn, yani din dncenin odak noktas olan akn varl n tamamen tasavvuf! olmak zorunda olduunu syleyeceiz.154 Gerek Braithwaite'm ve gerekse Hepbum'un dini, "ahlak bir yaam biimi" olarak tanmlamalar ve teistik anlamda Tann inanc na yer vermemeleri birtakm eletirileri de beraberinde getirmitir. ncelikle Hristiyanln birtakm ahlak ilkelerden ibaret olmad sylenmi, aynca isa'ya inanmann neminden bahsedilmitir.155 Hare, "Religion and Morals" adl makalesinde aralannda yakn bir iliki bulunmasna ramen din ve ahlakn, birbirinden farkl ol duunu belirtmi dindeki inan ieriinin de ayna zellik olduu nu vurgulamtr. 156 Hare'e gre ahlak yarglanmz en azndan di nin dnda olumakta ve din bir inan ina etmemektedirler. 157 John Hick'e gre de inan, ahlak ierisinde asimile edilecek ka dar basit olmayp hayal bir roman veya hikaye olarak da dnl109

TEZM

YA

DA

ATEZM

memeli, Tanr da uydurma hikayelerde ki karakter statsnde ele alnmamaldr. nk din, gerek nermeler iermekte ve hayal iddialar ileri srmektedir. 158 Dini nancn "Bir Tutum" Olarak Grlmesi; R. Hare, Antony Flew'un yanhlama ilkesini eletirirken onunla teolojik ner melerin gerek iddialar olmad konusunda ayn kanaati payla mt. Bu da Hare'in teistik anlaytan farkl olarak din inanc teolo jik olmayan bir temel zerinde yorumladn gstermektedir. Za ten din inanc "bk" kavramyla aklamas ve akn Tann anlay n gzard etmesi de bu tutumunu kantlamaktadr. Hare, blik kavramn aadaki hikaye ile aklamakta ve bir anlamda da Flew'un "Bahvan" hikayesine cevap vermektedir. Bu hikayede Flevv'dan farkl olarak Hare, din inancn dorulama ya da yanhlama ltlerine vurulamayacan iddia etmektedir. n k Hare'e gre din inan empirik testin tesinde olup (psikolojik mahiyette canlanma veya kabullenmeden kaynaklanan) varolusal kkl bir tutumla ilgilidir. Dorulama veya yanhlama bu tutumun herhangi bir biimde deimesine veya terkedilmesine yeterli ol mayacaktr. yle ki: Hare'e gre evhaml (lunatic) olan bir ren ci Oxford'daki btn hocalann kendisine kt niyet beslediklerini dnr. Arkadalar ise bunun byle olmadn kendisine syler ler. Onu rahatlatmak iin bulabildikleri saygn ve yumuak tabiat l hocalarla kendisini tantrrlar. Daha sonra da onlann ok can dan konutuklarn ve kendisini ldrme niyetinde olmadklarn syleyerek ikna olup olmadn sorarlar. Ancak her eye ramen hasta renci, hocalann yle grnmelerinin eytanca bir kurnaz lk olduunu belirterek kendisine kar yine de art niyet tadkla rn ve entrika peinde kotuklanm iddia eder. Bu tavnn da inatla srdrr. 159 Hare, bu olaydan sonra Antony Flew'a, ocuun niin byle dndn ve dier rencilerden niin farkl davrandn so rar. nk Hare'e gre hocalardan ocuu yanl kanaate sevkedecek herhangi bir hareket gelmemitir. Dolaysyla grnrde ocu un byle davranmas iin herhangi bir gereke bulunmamaktadr. Bu durumda "Acaba ocuk aldatlm mdr? Onu aldatan ey nedir ve ne hakknda aldatlmtr? Bir nermenin doruluu ya da yan ll mdr?" 160 110

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

Hare'e gre hasta renci, hocalar hakknda makul olmayan bir tutum ierisindedir. Dierleri ise normal bir tutum ierisinde dir. Dolaysyla evhamlyla, dier renciler arasndaki fark yani hasta ocua "evhaml" dier rencilere de "akll" denmesinin ne deni, bu kiilerin sahip olduklar deiik tutumlardr. Hare'e gre, dierlerinin makul davranmas onlann hocalan hakknda tavrsz veya duyarsz olduu anlamna gelmemektedir. Onlar da bir tutum ierisindedir.161 Bu olaydaki hasta kiinin tutumu, kendi kanaatini yanllayacak kantlarn oluumunu engellemektedir. nk gr d her eyi dnd gibi yorumlamaktadr. Hare'e gre teolojik mantk da bu kiinin mantna benzemektedir". 162 Hare, din inancn teolojik temelini kabul etmeyip onu zihn ve psikolojik bir kabulden hareketle, dnyaya ve yaama kar takn lan kkl bir tutum (blik) olarak aklamaktadr. O bir taraftan ina nan insann Tann'ya kar bir tutum ierisinde olduunu belirterek anlamsz bir ey yapmadn iddia etmi 163 ve onun bu tutumuna nem verilmesi gerektiini belirtmi, dier taraftan da bu tutumun doru ya da yanl olabilecek herhangi bir iddia iermediini sy leyerek bir anlamda teizmle ters dmtr. Hatta bu noktada mantk pozitivistlerle ayn izgiyi paylamtr.164 Hare bu gr lerinden hareketle bir argmann ift ynnn olduunu belirterek aksini iddia eden Flew'u eletirmitir. Grld gibi Hare, yaantmzda "blik"lerin neminden sz etmi ve onlar nermelerden veya iddialardan farkl grmemitir. Hume'un "Dnya hakkndaki btn ticar ilikilerimizin temelinde yine dnyaya kar olan blik'lerimiz yatmaktadr" grn aktaran Hare gre blik'lerin farkll da dnyada cereyan eden olaylarn mahedesine gre olumamaktadr. 165 Bu grlerine ek olarak Hare, baz insanlarn kendilerini ko layca inansz olarak grmelerinden rahatsz olmutur. Byk bir ihtimalle pozitivistleri hedefleyen szlerinde ise "herhangi bir dine inanmadklarn syleyenlerin, dorusu neye inandklarn bilmedi ini" sylemitir.166 Hare'e gre pozitivistlerin kendilerini kolayca inansz kabul etmelerinin nedeni, ac ve phelerine din cevap olarak grenlerin zihin erevelerine girememelerinden kaynaklan mtr. Yine Hare'e gre dinin d grnmndeki baz renkli yn leri ykmakla, dinin btnn yktklarn zanneden kiiler bile, 111

T E Z M YA DA

ATEZM

dindar insanlardan farkl da olsa, az ya da ok din duygulara sahip olmaktadrlar.167 Hare'in din inanc bir tutum olarak grmesi ve teolojik mant da olaydaki evhaml kiinin mantna benzetmesi eitli eletiri lerle karlamtr. yle ki: Hare'in yaklam din nermelerin doru ya da yanl olduuy la ilgili geleneksel kanaati savunulamaz duruma sokmutur. Aynca birbirinden farkl olan tutumlarn (blik'lerin) aklanabilmesi imkan sz hale gelmitir. nk bir yerde dogrulanamaz ya da yanllanamaz olmasndan dolay blikler arasnda doru ya da yanl bir ayrm geersiz olmaktadr. Hare'e yaplan en nemli eletiri ise blik kavra mnn Hristiyanl (dini) temsil etmediinin ileri srlmesidir. nk Hare'in kabul ettii din, "blik"ten te bir ey iermiyorsa, ya ni kozmik iddialara sahip deil ve yaratc (Tanr) hakknda hibir ey sylemiyorsa o zaman gerek anlamda din olmayacaktr.168 Buraya kadar grld gibi baz filozoflarn dini bir "blik, perspektif, davran, dnyaya bak biimi" olarak tanmlamalar onu tabiat bir adan anlama ve yorumlamaya almalarnn bir sonucudur. Bu durumda teistik dinin geleneksel iddialar yklm tabiat yaklamn yntemi ve kategorileri geerli tek yol olarak ile ri srlmtr.169 Gaskin'in deyiiyle byle bir yaklamda teistik Tanr kavramndan pek ok ey bir kenara braklm, insanlarn gerekten neye inandklar da tartma konusu olmutur. Hatta "Tanr var mdr?" Veya "O'nun mahiyeti nasldr?" gibi sorular da artk sorulamaz hale gelmitir.170

112

Dipnotlar 1 Parsons, GodAnd The Burden ojProoj, s. 12-13. ^ Joed, a.g.e., s. 25. * Parsons, Ged And The Burden of Prooj, s. 11; dealist filozoflar hakknda bilgi iin bk. Seli, The Philosophy ojReligion 1875-1980, s. 8-31
4 5

Magee, Modern British Philosophy, s. 81. Berkley, Principles oj Humar Nature, s. 54.

" Moore, "The Refutation of idealistti" Perspectives in Philosophy, s. 265-276. ' Moore, duyulur (sensible, material) nesnelerin varl zerinde durmu, in san ve hayvan gibi baz varlklarda akl ve bilincin olduunu ifade etmi, ni telikleriyle birlikte bu varlklar bildiimizi ileri srmtr (Ayer, Philosophy in the Tv/entieth Century, s. 59-60).
8

a.g.e., s. 59.

" Russell'm, matematie ve manta ilgi duymasnda, dilde zmleme ynte mini kullanmas ve mantksal yapyla ilgilenmesinde Frege'nin byk katk lar olmutur. Frege sadece RusseU' etkilemekle kalmam Wittgenstein'n zerinde de byk izler brakmtr. Wittgenstein Tarcatatus Logico-Philosophicus adl eserin nsznde Russell'la birlikte Frege'ye de teekkr etmitir. Frege'yle ilgili olarak bk. Dummett, Frege Philosophy oj Language. s. XXXIXLIII *" Russell, 1918 de "Mantksal Atomculuk" balyla vermi olduu konfe ranslarn yaymlam, matematik gibi ak ve seik olan, paradoksal olma yan, d dnyayla uyumlu, ideal bir dil oluturmaya almtr (Konuyla il gili geni bilgi iin bk. Turgut, Mantksal Atomculuk, s. 12-29). '' Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, s. 25. *^ Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, s. 25.
13 14 15

a.g.e., s.9-11. a.g.e., s. 73. a.g.e., s. 73-74, (6.53;-6.54; 5).

Joad, A Cntaue oj Logical Posvsm, s. 15. *' Barrett-Aiken, Phiosophy in The Tvventteth Century, 2, s. 467. 1 Magee, Modern British Philosophy, s. 68. ** Neurath metafizie kar olan en ateli dnrlerden birisidir. O'na gre "bilimlerin birlii" esastr. Natrel (doal) bilimlerin kart olarak spritel bilim sz konusu olamaz. Tecrbeyle ilgili btn ifadeler de fizik dilinde aklanabilir olmaldr. Aklanamayan ey ya totoloji ya da anlamsz eyler dir (Passmore, A Hundred Years oj Philosophy, s. 176).

113

TEZM
2

YA

DA

ATEZM

" Barrett-Aiken, a.g.e., s. 466; Ayer, Philosophy in the Twentieth Century, s. 121-129; Turgut, Mantksal Atomculuk, s. 73-77. * Wamock, English Philosophy Since 1900, s. 44. a.e., s. 44. Edwards-Pap, A Modern Introduction to Philosophy, s. 500-1. a.g.e., s. 50.

22 23 24

" a.g.e., s. 23.


2 2

" Klein, Posiuvsm and Christianity, s. 1-2. ' Waismann, "Verifiability", Logic and Language, s. 117; Ayer-Copleston, "Logical Positivism-A Debate", A Modem Introduction to Philosophy, s. 742-747; Ayer, Language, Truth and Logic, s. 16. Ayer, a.e., s. 23-24. a.e., s. 16. a.e., s. 176-7. Ayer'in bu fikirleri 1936'da ileri srd unutulmamaldr a.g.e., s. 17-18.

28 29 30

a.e., s. 17-18.

31 32 33

34

JT 3

s. 18. a.g.e., -> a.g.e.,s. 14. age., s. 25 , 25-26. a.g.e., a.g.e.,, s. 27.

36

37
38

39 , s. 120. -" a.g.e., 40 a.g.e.,, s. 122 41 , s. 121. 42 a.g.e., s. 25. , TA 43 a.g.e.,, s. 119" a.g.e., 44 a.g.e., s. 121. ** Klein, Positivism and Christianttiy, s. 4.
46

a.e., s. 5.

* ' Ayer, a.g.e., s. 126. * Magee, Modern British Philosophy, s. 76. " F. Waismann, "How I see Philosophy", Contemporary British Philosophy, s. 489-90. *" Aydm, "Tanr Hakknda Konumak: Felsef Bir Tahlil", I, s. 31. Aydn, man-

114

ADA

NGLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

tk pozitivistlerin kat tutumlarnn arkasnda baz teistlerin din dilini ait olduu erevenin dna karmalarnn ve onu yersiz kullanmalarnn et kili olduunu belirtmektedir (a.e., s. 30-32); McPherson da teolojinin Tan r hakknda speklasyonlarda bulunmasn ve argmanlar gelitirmesini reddetmi pozitivistlerin din dilini eletirmelerini ve teistik nermeleri ma nasz (nonsense) olarak deerlendirmelerini normal karlam ve dman ca bir tavr olarak grmemitir. Hatta Ona gre pozitivistler teolojik dilde ki samalklara dikkat ektiklerinden dolay dine hizmette bulunmu ve ye niden dine dn salamlardr. (McPherson, "Religion as The Inexpressible", s. 139). -*1 Klein, a.g.e., s. 77. ** Passmore, A. Hundred Years of Philosophy, s. 368 ** a.e., s. 84; Crombie, "Theology and Falsification", Nevv Essays in Philosophi cal Theology, s. 124. ^ Joad, A Critiaue of Logical Posivism, s. 148 " Popper, The Logic ofScientijic Discovery, s. 15-23
56

a.g.e., s. 15-23.

" a.g.e., s. 35. ' a.g.e., s. 34. *" Popper, "Philosophy of Science: A Personal Report, " British Phosophy in Mid-Century, s. 159-160. " " Popper, The Logic ofScientijic Discovery, s. 41.
6

* a.g.e., s. 162.

"^ Popper, "Philosophy of Science: A Personal Report", s. 165. "* Popper, The Logic of ScienfJc Discovery, s. 36-40. " 4 Ayer, Philosophy in the Tventieth Century, s. 131-2.
65 66 67 68 69

Hick, Faith and Knowledge, s. 171. a.e., s. 177-8; Hick, Philosophy ojReligion, s. 100-102. Hick, a.e., s. 171. a.e., s. 171 a.e., s. 175. Hick, Faith and Knowledge, s. 193-194.

' " Maclntyre, "The Logical Status of Religious Belief, Metaphysica! Belie/s, s. 181.
71 7

^ Mantk pozitivistler de 'Tanr vardr' gibi teolojik nermeleri, dorulan malar imkansz olduu iin anlamsz saymt. a.e., s. 106 115

' * Flew, "Theology and Falsification", Nevv Essays in Philosophical Theology, s. 97.
74

TEIZM YA DA ATEZM
75 76 77 78 79

a.e., s. 98. a.e., s. 96-97. a.e., s. 97. a.e., s. 98. Aydn, "Tanr Hakknda Konumak: Felsef bir Tahlil", s. 31.

" Flew iin teistlerin "Tanr'nn, bir babann ocuklarn sevdii gibi bizleri sevdiini" sylemesi gerei yanstmamaktadr. Ona gre kanserden len bir ocuun durumuna bakldnda, Tanr'nn, ocuun durumuyla ilgi lendiine dair ak bir iaret grlmemektedir. Halbuki ocuun gerek ba bas yardm etme amacyla lgna dnm bir vaziyette dolamaktadr (Flew, ag.e., s. 98-99).
81 82

a.e., s. 98-99. Mitchell, "Theology and Falsification", New Sssays in Philosophical Theology, s. 103. a.e., s. 105; Ferre, Language, Logic, and God, s. 51. Mitchell, a.e., s. 103-104. a.e., s. 103-4. a.e., s. 104-105. a.e., s. 105. a.c, s. 105. a.e., s. 105. Hare, "Theology and Falsification", Nevv Essuys in Philosophical Theology, s. 101-102. Sz geiimi her eyin ans eseri olduuna inanmak, bir tr aklama biimi olmayacaktr. nk bu bir anlamda herhangi bir eyin ayn zamanda ol duu veya olmad anlamna gelecektir ki bu da elikidir. Byle bir inan la da bizler bir ey aklamaya, planlamaya veya tahmin etmeye g yetiremeyiz (Hare, a.g.e., s. 100-102). Nielsen, God, Scepticism and Modernity, s. 94-101, Nielsen, An Mroduction to the Philosophy of Religion, s. 65-66. nk Tractatus'da yaplan bu ayrm yaam m nemli problemleri hakkn da pek ok eyin konuulmasn ve dile getirilmesini engellemitir. (Magee, The Great Philosophers, s. 322-325). Wittgenstein, Lectures and Conversations, s. 53-72; Geni bilgi ve aklama lar iin bk. Hudson, Witgenstein and Religious Belief, s. 157-193; Barrett, Wittgenstein on Ethics aud Religious'Belief.s. 161-208; Phillips, VVittgenstein And Religion, 237-254.

83 84 85 86 87 88 89 90

91

92

93

94

-* Wittgenstein, Philosophical /nvestigattons, s. 6-7. 116

ADA
96

INGlLZ

FELSEFESNDE

TANRI

SORUNU

a.e., s. 20.

" ' Wittgenstein, Tractatus, (2.131-2.221/4-4.24), s. 8-11; daha geni bilgi iin bk. Barrett, a.e., s. 3-26; Magee, a.g.e., s. 323-5.
9

Barett'a gre Wittgenstein'm "dil oyunu" kuram Noteboofes (1914-1916) ve Philosophical Grammar (1932-3) adl eserlerine kadar geri gitmektedir (Bar rett, a.e., s. 114).

" Wittgenstein dili, "kk sokaklan ve meydanlar bulunan eski ve yeni ev lere sahip, yeni kasabalarla evrili eski bir ehre" benzetmitir (VVittgenstein, Philosophical Investigations, 1.18, s. 8). !00 Magee, a.g.e., s. 334.
101

Barrett, a.g.e., s. 224. 102 g g ylnda yazd Notebodks'da Wittgenstein Tann'y Tractatus'dan ok farkl bir biimde ilemektedir. Ancak bu eserin VVittgenstein'n gerek dncelerini temsil ettiine dair kukular bulunmaktadr. Wittgenstein bu eserinde "The meaning of Life, the meaning of the world, we can cali God" ifadesini kullanmaktadr. Barrett'a gre bu, dnyann anlamnn kendi dnda olduu demektir. Dnyadaki olgular kendi balarna bir aklama olamamaktadr. Yani bir anlamda dnyann tesinde olan meta fizik, ahlak, estetik, mantk ve dil farkl biimlerde dnyaya anlam kazan drmaktadr. Yine Barrett'a gre Notebooks 'daki VVittgenstein'n Tann an lay felsef anlaylara uygun dmekte hatta monoteistik Tann anlay nn btn niteliklerine sahip olmaktadr (daha geni bilgi iin bk. Barrett, a.g.e., s. 96-107).
103

Wittgenstein Tractatus'ta Tann'ya dn yerde (3.031-5.123-6.372-6.432) atfta bulunmaktadr. Teolojik tartmalardan uzak olan bu ifadelerin en sonuncusu (olumsuz adan) dorudan teistik Tann kavramyla ilgilidir, "God does not revealhimself in the world", bu deyiinde Wittgenstein, Tanr'nn dnyann bir paras olmadn, akn (higher) olduunu, ken disini dnyada herhangi bir tarihsel ya da bilimsel bir olgu veya durum gibi gstermediini vurgulamaktadr (Barret, a.g.e., s. 91-96).

104 Wittgenstein. Tractatus, s. 74. *05 Phillips, V/ittgenstein and Religion, s. 5. 106 Wittgenstein, Lectures and Conversations on Aesthetics, Psychology and Religious Beliej, s. 56-60. 107 Barrett, a.g.e., s. 185-6; Hudson, Wittgenstein and Reigious Beliej. s. 183. 108 vVittgenstein, a.e., s. 57; Pears, V/ittgenstein. s. 174-175; Magee, a.g.e., s. 334
109 110 111

Barrett, a.g.e., s. 257. Hudson, a.g.e., s. 138, Hudson, a.g. e., s. 139,

117

TEIZM

YA DA

ATEZM

* 1 2 Wittgenstein. Philosophical lnvestigations, (I. Blm 43. Paragraf), s. 20 "


3

Durrant, "The Meaning of God", Reiigion and Philosophy, s. 75. Searle'a gre din sylemin, kendisini aan bir yere gnderme yapt g rlmedike dinin insan yaamnda oynad rol anlamak zorlaacaktr. Tanr'ya dua eden bir insan duas esnasnda Tanr'nm kendisini dinledii ni dr r. Ancak Tann'nn olup olmamas dil oyununun bir paras de ildir. Halbuki insanlarn din oyununu oynamalarnn nedeni dardan bu oyuna anlam veren bir varln olduu inancdr (Magee, a.g.e., s. 345).

114

1 " Wittgenstein, Philosophical Investigations, s. 20. 116 Wittgenstein, Lectures and Conversations, s. 59-60.
117

a.e., s. 52-59.

11 Wittgenstein, Lectures and Conversations, s. 56 * '' Nielsen, God, Scepticism And Modernity. s. 103-4. 120 Wittgenstein, a.e., s. 58; Hudson, a.g.e., s. 160-1.
121

Malcohn. "Is it A Religious Belief That 'God Exist'?", Fatih and The Philosophers.s. 106-110 Wittgenstein, a.g.e., s. 53-59 Wittgenstein, a.g.e, s. 53-59, Hudson, a.g.e., s. 169-175 Phillips, "Reiigion in Wittgenstein's Mirror", Wittgenstein Centenary Essays, s. 137-8, Nielsen, An Introduction to The Philosophy of Reiigion, s. 65-66 Phillips, Wittgenstein And Reiigion, s. 30 Phillips, a.e., s. 31. Wisdom, "Metaphysks and Verification", Perspectives n Philosophy. s. 394-400. a.e., s. 394-400. Dorulaman tahlillere gre nermelerin farkll deneysel farklla yol ayordu (Hick, Philosopy of Reiigion, s. 95) Lewis, Philosophy of Reiigion, s. 80. a.e., s. 187. a.e., s-196-7. a.e., s. 192-193. a.e., s. 193 Hick, Philosophy of Reiigion, s. 87-99.

122 123

24

125

* 2 " Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 94.


127 128 129

130 131

132

133 vvisdom, "Gods", Logic And Language, s. 196.


134 135 136 137 138

118

ADA N G L Z

FELSEFESNDE

TANR

SORUNU

**" Klein, Positivism and Chnstiamty, s. 50. " " Dinin pozitivizme uygun bir biimde yorumlanmasna "tedavi iin hasta y ldrme" de denmitir. (Klein, a.g.e., s. 50). * 4 * Braithwaite, An Empncst's View of The Nature of Religious Belief, Chris tian Ethics and Contemporary Philosophy, s. 53-73
142 143 144 14

at., s.51 a.e., s. 55. Klem, a.g.e., s. 51. a.e., s. 62-63

^ Braithwaite, a.g.e. 63.

146

I 4 ' a.t., s. 60; Braithvraite bu noktada "dorulamac tahlilcileri" ahlak syle mi duygusal grdkleri iin eletirmektedir. Ancak Braithwaite'a gre dorulama ilkesinin kendisi dahi deneysel olarak dorulanamazdr. (Ferre\ a.g.e., s. 124),
14

a.e., s. 72; Braithwaite iin dinlerin birbirinden ayrld nokta ibadet fark llndan ok, yaam tarzlarn belirleyen kendilerine zg hikaye ve ef saneleridir. Bu hikayelerin doru olup olmamas nemli deildir. Herhan gi bir zorunluluk da yoktur (a.e-, s. 93"). Ayrca din deitirmelerde de itirilen eyler din nermeler deildir, nk deitirme entelektel se viyede olmamaktadr. Sz konusu olan ey iradenin tekrar ynlendirilme sidir "Reorientation of The Will" (a.e. s. 64). a.e., s. 195 a.e., s. 197 a.t., s. 196 a.e., s.196. a.e., s. 197

I 4 " Hepburn, Christianity and Paradox, s. 195.


150 151 152 153 154

* " FerrS, Language, Logic and God, s. 127 " Hare'e gre "inan" sadece din fenomeninde sz konusu deildir. Din ko nularn dnda da hatta bilimsel (olgusal) problemlerin temelinde de so nu itibariyle bir inan veya bir taahht (commitment) yatmaktadr (Ha re, "Religion and Morals", Faith And Logic. s. 192),
157 158 159 160

Hare, a.g.e., s. 179-180. Hick, Philosophy 0/Religion, s. 91-3a.e., s. 99-100

at., s. 100 '"' a.e., s. 100; Hare, "Blik" kavramn ikinci bir rnekle yle aklamakta dr. Bir insan, arabasnn direksiyonu hakknda ok derin teknik bilgilere 119

TEZM

YA

DA

ATEZM

sahip olmayabilir. Ancak normal artlarda direksiyonun ilevi bellidir. Dolaysyla herhangi bir zamanda srcnn bilgisi dnda anormal ey ler de olabilecektir (yani tehlikeli durumlar ortaya kabilir ve en ufak bir teknik hata lmle sonulanabilir). Fakat kii de arabasna ve direksiyo nuna kar bir tutum "blik" vardr. Dier bir deyile gven sz konusudur. Bu gven kaybolduunda neler olabileceini tahmin etmek zor deildir. Ancak yaplacak testler veya dier deiik durumlar bu tutumun deime sine yetmeyecektir. Bu iki tutum arasndaki farkll grmek de hata ol mayacaktr. Bu farkllk da birbirine zt iki nerme arasndaki farkllk de ildir (Hare, "Theology and Falsification", s. 100-101). 162 prederick Ferr, Language, Logic, and God. s. 51, '"^ Hare'e gre teolojik nermeler olgusallk iddiasnda bulunurlar. Teolojik nermelerdeki inan unsuru (belief-content), dini tutumlann "blik"lerin, dier tutumlardan (ahlaki, estetik) ayrlmasna neden olmutur (Ferr, a.g.e., 129). **" Ferrt, a.g.e., s.51
165 166 167

Hare, a.g.e., s 100-101 . a.e., s 102 . a.e., s. 102

168 Flew, "Theology and Falsification", s. 108. . *"* Thrower, A Short History o} Westem Atheism, s. 135.
170

Gaskin, a.g.e., s. 108-9

120

Tanr Kavramnn Eletirisi

Felsefe tarihinin ilk dnemlerinden itibaren gnmze kadar geen srede Tanr kavramnn bir ekilde var olduu ve eitli bi imlerde tasvir edildii grlmektedir. Dolaysyla, gerek felsef ve gerekse din evrelerde bu kavram daima canl kalm, hakknda deiik kabul ve yorumlar ileri srlmtr. Teistik Tann kavram da bu kabuller ierisinde en eski ve en yaygn olandr. Bu kavram bir boyutuyla Yahudilik, Hristiyanlk ve islmiyet'in Tann anlay n temsil etmesi bakmndan geni kitlelerce benimsenmi ve ta rih boyunca korunmutur. Tanr kavram ile ilgili olarak teistler ve ateistler arasnda orta ya kan en nemli problem bu kavramn tasviri ve realitesi hak knda olmutur. Her iki anlay arasnda yzyllar boyunca, zel likle Ortaag'da ve Aydnlanma dneminde, Bat'da ve Dogu'da uzun tartmalar yaplm, lehte ve aleyhte kantlar bulunmaya a llarak ciltler dolusu kitaplar yazlmtr. amzda ise bu tart malar ayn hzyla devam etmi, ancak Tanr'nm varlndan ve var lyla ilgili kantlardan ok, dikkatler Tanr kavramnn kendisine ynelmitir. Tann kavramnn tanm ve gnlk yaamdaki kullanm tart malarn odak noktasn oluturmutur. Bu kavramn nasl tanmla naca, hakknda nasl konuulaca ve O'na atfedilen niteliklerin d dnyadaki olgularla uygun olup olmad ateistler iin temel hareket noktalar olmutur.
121

TEtZM

YA

DA

ATEZM

Teistik Tanr Kavram Teizm her eyden nce Tann'y akn ve yaratc bir varlk ola rak tanmlam ve O'nu panteist, deist ve antropomorfik (insan bi imli) Tann kavramlarndan farkl grmtr. Tann'nn akn bir varlk oluu O'nun evrende var olan her eyden ve insann aklna gelebilecek herhangi bir varlk trnden tamamyla farkl olmas demektir. 1 Yine teizme gre Tann, biricik, esiz ve madd olmayan bir varlktr. O, fenomen dnyasndaki herhangi bir varlk gibi madd olarak dnlemez ve biimlendirilemezdir.2 Dolaysyla O'nu fenomen dnyasndaki herhangi bir varlk gibi dnmek ya da byle olduunu dnerek (deneysel adan) varln kantla maya almak veya kantlanmasn istemek yersiz olacaktr. Zaten iinde yaadmz dnyada, zaman ve mekana tbi olacak herhan gi bir varln da teizm asndan Tanr olmasn beklemek mm kn deildir. Teizm iin Tann akn bir varlk olmann yannda ayn zaman da ikin bir varlktr. Tann'nn ikin olmas O'nun etken bir neden olarak her yerde ve her eyde hazr bulunmasdr. Bu anlay Tan n'nn varlklar dnyasnda bulunmas veya onlann bir paras ola rak yer almas biiminde anlalmamaldr. Tann'nn ikin olmas, doadaki varlklarda bir yaratc, dzenleyici veya hayat verici ola rak bulunmasdr. Ayrca insanlarn kalplerinde daima hatrlanp anlan bir yaratc olarak yer almasdr. Tann, akn ve ikin olmann yannda teistler nazannda dier bir takm temel niteliklere de sahiptir. O ncesizdir, sonsuzdur (ezel), varl zorunludur, birdir, 3 bileik (bast) ve madd bir var lk deildir, deimezdir, iyilik sahibidir, her eyi bilendir, her eye gc yetendir, irade sahibidir, yaratcdr, yetkindir. O btn ihti yalardan, zaman ve mekan dnyasnn sebep-sonu ilikilerinden uzaktr. 4 Teizme gre Tann kavram, yle pozitivistlerin zannettii gibi gereklii olmayan, sadece insan zihninde var olan sradan bir isim ya da hayal bir kavram da deildir. Tanr kavramnn metafiziksel varl, anlam ve deeri vardr.5

122

TANR

KAVRAMININ

ELETRS

Tanr Kavram ile lgili Tartmalar Tanr'nm ayn anda akn ve ikin olarak tanmlanmas ateist ler asndan birtakm mantksal problemleri de beraberinde getir mitir. Ancak ateistler kadar bu problemlerin farknda olan teistler de Tanr kavramyla ilgili tartmalara girmi ve eletirilere cevap vermilerdir. Tann kavram ile ilgili tartmalarda hakknda en ok konuu lan konu Tann'nn akml olmutur. Tanr'nm akn olmas da O'nun nasl bilinebilecei sorusunu gndeme getirmitir. Akn olan ve grlen her eyden tamamyla farkl olan bir varlk nasl ve ne ekilde bilinebilecektir? Byle bir varlk nasl tanmlanabilecek tir? Ayrca insan tasavvurunun ve dncesinin tesinde kalan bir varlk insan terimlerle nasl ifade edilebilecektir? Bu noktada teizmin aklamalar nereye kadar anlalr olacaktr? Btn bunlar ateistler asndan Tann'nn nce akn bir varlk olarak kabul edi lip daha sonra da eitli biimlerde tanmlanmasnn glklerini gstermektedir. Teizme gre Tann'nm akn olma gerei her eyden nce O'nun hakknda hibir eyin bilinemeyecei anlamna gelmemek tedir. Yine Tann'nn var olan her eyden btnyle farkl olmas, O'nun aklanamaz veya tavsif edilemez olduunu da gstermez. Dolaysyla teizme gre Tann'nn insan dili ile tammlanamayaca veya insan dncesinde kategorize edilemeyecei inanc yanltr. Aksi takdirde bir paradoksa dlm olunacaktr. nk bizler insanz ve Tanr hakknda da insan terimlerle konumak duru mundayz. Zaten Tann'nn da insan dncesi erevesinde deer lendirilmesi zorunlu olmaktadr. Kald ki bunun aksini isteyenler tutarszla dm olacaklardr. Tann'nn nasl olduunun biline meyeceini syleyenlerin daha sonra aleyhte de olsa O'nunla ilgili hkm vermeleri de ayr bir tutarszlk olarak deerlendirilmitir.6 Tannnn akml veya ikinlii ile ilgili olarak Tanr-alem ili kisi de tartlm ikisi arasnda ne tr bir iliki kurulabileceine da ir gerek felsefi gerekse teolojik yorumlar yaplmtr. Bu konuda teizmin yannda deist, panteist veya panenteist ekollerin de nemli grleri ortaya konmutur.

123

TEtZM

YA DA

ATEtZM

Tanr Hakknda Konumak Teizm, Tanr'nn aknhgm vurgularken O'nun hakknda nasl ve ne ekilde konuulabileceini de tartmtr. Tanr, doas gere i, bir yandan duyumlarla tecrbe edilemez, hissedilemez, alglana maz ve gzlemlenemez bir varlktr. Dier yandan ise O, bu ekilde ki eylemlere dayanan bilme anlamnda, insan tarafndan bilinemez dir. Dolaysyla O'nun hakknda insanlarca sylenen eyler, aslna uygun dmeyecek ve eksik kalacaktr. nk O'nun mahiyeti, sy lenen pek ok eyden farkldr ve farkl olacaktr.7 Bu durum da Tanr hakknda konumann zorluunu aka ortaya koymaktadr. Sonlu bir varlk olan nsan, sonsuz ve ezel bir varlk olan Tan r hakknda konuurken ne ekilde konumaldr? Konutuu ey ler veya O'ra atfettii nitelikler nereye kadar doru olabilecektir? yilik, bilgelik, sevgi gibi terimler insan iin kullanlan sfatlardr. Bunlar Tanr iin kullanlrken ayn anlamda m (univocally) kulla nlacaktr? Yoksa bu nitelikler Tanr ve insan iin farkl anlamlarda m (equivocally) kullanlacaktr? Dier bir deyile Tann ve nsan iin ortak kullanlan terimlerden, farkl anlamlar m karlacaktr? Bu ve benzeri skntlardan dolay teistlerin byk ounluu Tan r hakknda makul ve mantkl konumann yollarn aram ve ilgi li kavramlara netlik salamaya almlardr. Tanr'nn Tanmlanmas Teistler Tann hakknda konuurken O'nun iki ekilde tanmla nabileceini ifade etmilerdir. Birincisi O'nu "olumlu yol"la yani pozitif terimlerle tanmlamak ve ne olduunu ortaya koymaktr. Bu yolla Tanr'ya birtakm nitelikler atfedilmitir. O'nun iyilik sahibi ve bilge olduunu belirtmek gibi. kinci olarak "olumsuz yol"la Tanr'nn ne olmadn syle mektir. nk bir eyin ne olmadnn bilinmesi, bir yere kadar ne olduunun da bilinmesidir. Dolaysyla Tanr'nn ne olmad nn belirlenmesi bir anlamda O'nun ne olduunun bilinmesi anla mna gelmi olacaktr. Tanr'nn yaratlm olmadn ifade ederek ezeli oluunu gsz olamayacan ifade ederek kudret sahibi ol mas gerektiini, evrende olup bitenlerden habersiz olmayacan dnerek her eyi bildiini belirlemek gibi. Tann'nn pozitif veya negatif bir ekilde tanmlanmas onun an lalmas ve bilinmesi asndan sorunlu bir yol gibi gzkmektedir. 124

TANR

KAVRAMININ

ELETRS

Ancak her iki tarzn da olumsuz ynlerinin bulunduu anlalmak tadr. Sz gelimi birinci yolun antropomorfizme, ikinci yolun ise agnostisizme kap aralama ihtimali vardr. Bu gln farknda olan teistler de zm yollar aram ve bu durumu analoji teziyle amaya almlardr.8 slmiyet'te Tanr hakknda her iki ifade tarz da aka kullanl m ve deiik rnekleri sergilenmitir. Ancak antropomorfizm (Tanr'y insan gibi dnmek veya O'nu insana benzetmek) ve agnosti sizm (Tann hakknda hibir ey bilemeyiz) iddetle reddedilmitir. Hristiyanln ise bu konuda olduka glkleri bulunmaktadr. Analoji Tezi Tanr hakknda insan terimlerle konumann gln a mak iin analoji tezi ileri srlmtr. Klasik anlamda bu tezi ileri sren ve savunanlardan birisi Hristiyan teolog Thomas Aquinas (1225-1274) olmutur. Ona gre Tanr hakknda konuulurken in san hakknda konuuluyormu gibi bir tutum ierisinde olunamaz. nk Tanr ncesiz ve sonsuzdur (ezel ve ebed), insan ise mad d bir varlk olarak sonlu ve eksiktir. Dolaysyla Tanr hakknda kullanlan terimler, insanlar hakknda kullanlan terimlerin tesin de bir anlama sahip olmal ve ylece yorumlanmaldr. Tann hakknda kullanlan terimler insanlar iin kullanlan bi imlerin tesinde bir anlam tamaktadr. Yani birbirlerini ayn za manda hem insan ve hem de Tanr iin ayn anlamda kullanama yz. Sz gelimi "Tann iyidir" derken bundan Tann'mn insanlar gi bi iyi olduu sonucu kanlmamaldr. nk insann ve Tann'mn mahiyeti birbirinden farkldr. Ancak her eye ramen aralarnda bir iliki de sz konusudur. Tamamen farkl olduklanm sylemek de mmkn deildir. nk sonuta insan, Tann'mn bir yarat dr. Dolaysyla aralannda bir yaratc-yaratlan iliki bulunmakta dr. Byle bir ilikiyi gzden karmann da bir anlam olmayacak tr. Bu durumda Tann iin kullanlan terimler insana kyasla analo jik olacaktr.9 Dolaysyla bu terimler insan diline kyasla ne tama men ayn ne de tamamen farkl biimlerde kullanlacaktr. Tann kavramyla ilgili dier bir problem de dinin Tann anlay yla felsefenin Tanr kavramnn birbirinden farkl olduu iddias dr. Bu iddiaya gre felsefenin soyut Tanr kavramyla kendisine vahyi esas alan teolojinin yaklam arasnda eliki olduu sylen125

TEIZM

YA

DA

ATEZM

mistir. Sz gelimi Tanr'nn bir taraftan akn, hareket etmez, dei mez, almaz, basit, zaman ve mekan tesi bir varlk olmas ile, dnyev varlklarn ihtiyacn gideren, onlarn isteklerine cevap ve ren, seven, kzan affeden bir varlk olmasnn birbirine ters olduu ifade edilmitir. Buna karlk dinin Tanr anlayyla felsefenin Tanr kavramn birbirinden ayrmay uygun grmeyen ve aralarn daki sz konusu elikiyi reddeden dnrler de vardr.10 Peter Geach'e gre, bir iki noktann dnda, Sokrat ncesi filo zoflarn fikirlerinde dahi dinin Tann anlayyla rten pek ok unsur bulunmaktadr.11 Ksenofanes tanrnn birliini dnm zamannda var olan ve insana benzeyen (antropomorfik) tann tasavvurlan ile alay etmitir. Aynca Herakleitos'un her eyin kendi sinde hayat bulduu ve lmsz olan "logos"u, Empedokles'in elle tutulmaz, gzle grlmez, insan uzvu tamayan, ancak kutsal olan ve dilde ifade edilemeyen "dnce"si, Anaxagoras'n dnyay y neten, dnyev deiikliklerden etkilenmeyen, olup-bitenlerin bil gisi ve gcne sahip olan "nous"u, Tann kavramm hatrlatmtr.12

Tanr Kavramnn Reddi


Tann kavram baz evrelerde gl itirazlarla karlam ve reddedilmitir. Bu itirazlann banda da daha nce grld gibi gcn XX. yzyln ilk yllanndaki bilimsel gelimelerden alan po zitivizm gelmektedir.13 Tann hakknda konumay dahi gereksiz gren bu ekoln etkisi 1950'li yllara doru zayflam olmasna ramen pozitivizme scak bakan ateist dnrlerin, metafizie ve teolojiye kar ilgisiz ve bir anlamda olumsuz tutundan gnmze kadar devam etmitir. Flew, Nielsen ve Mackie gibi ateist dnrler Tanr'yla ilgili teistik iddialan ve kantlan genelde olgusal ierikten yoksun, kognitif deeri bulunmayan ve gereklikten uzak olarak deerlendir milerdir. Bu dnrler Tanr kavramnn szde bir kavram oldu unu iddia etmi ve byle bir varln gerekliine ihtimal verme milerdir, Braithwait ve Hepburn gibi dnrler ise Tanr kavra mn sadece sembolik olarak muhafaza etmi onu da pozitivizmin eletirilerine hedef olmayacak bir biimde, teistik ierikten yoksun olarak, tekrar yorumlamlardr. 126

TANR

KAVRAMININ

ELETtRSt

Tanr kavramnn ve bununla birlikte Tann inancnn iddetle eletirilmesi baz kiiler zerinde etkisini gstermi, Tann anlayla rn tekrar gzden geirmelerine neden olmutur. Her ne kadar ba z teologlarn teizmin geleneksel Tann anlayna kukuyla yakla mas ateizm olarak deerlendirilemezse de ortada birden fazla teistik anlayn bulunduu aka grlmektedir. Sz gelimi Tillich ve Robinson gibi ada dnrler eitli gerekelerle klasik teizmin Tann anlayn eletirmi ve kendilerine gre yenilemeye alm lardr. Bu durum da ateistlerin eletirilerinin tesinde, farkl Tanr kavramlannn bulunduunu, farkl biimde yorumlandn ve bunlann da deiik eletirileri beraberinde getirdiini gstermektedir.14 ada ateizm hedefini Tann'nn varlyla ilgili teolojik arg manlardan ok dorudan Tanr kavramna yneltmi've bu kavra m mantk adan sorgulamaya balamtr. Bu srete birtakm kavramsal analizler yaplm, Tann kavramnn ak seik olmad (kavramsal netlikten uzak olduu) ileri srlmtr. 15 Teorik seviyedeki kavramsal eletirilerin yannda, gnlk ha- yatta da byle bir Tann'nn varlnn kabulne kar klmtr (pratik ateizm). 16 Genelde Tanr kavramnn szde bir kavram ol duu, olgular dnyasnda gerekliinin bulunmad, bu kavram dorulayan ya da yanllayan ifadelerin de anlalr olmad iddia edilmitir.17 Hakknda yle ya da byle deneysel bir bilgi sz ko nusu olmad iin, Tann'nn bilinemeyecei ve tanmlanamayaca belirtilmi, varlndan da sz edilemeyecei ileri srlmtr. 18 Tann kavramyla ilgili olarak yukarda verdiimiz temel eleti rilerin yannda Tanr kavramnn, din erevenin dnda kullan lrken nereye gittii ve kime iaret ettiinin de belirsiz olduu sy lenmitir. Nielsen'e gre Tann'y tanmlamada kullanlan ifadeler veya tmceler birer bilmecedir. Tanr ile ilgili szckler de dil te si bir anlam iermekte, dilin ve dilin kullanld pratik sahann s nrlar ierisinde bir anlam kazanmamaktadr.19 Halbuki Nielsen'e gre bir eyin "evrenin tesinde" olmas, "sonsuz bir gerek" ya da "ilk neden" biiminde tanmlanmas bir anlam ifade etmez. Ona g re bu tr cmleler anlaml olmaynca Tann kavram da anlalm olmayacaktr.20 Tann kavramn reddeden filozoflar aadaki drt konu ze rinde nemle durmulardr. 127

TEZM

YA

DA

ATEZM

Tann dncesinin kayna, Tanr kavramnn anlalrl, bir varlk olarak Tanr'nm tanmlanma biimi, Tann 'ya atfedilen niteliklerin tutarll ve bu niteliklerin d dnyayla olan ilikisi. Tanr Dncesinin Kayna Ateistler tarafndan Tann kavram reddedilirken bu kavramn kayna ile ilgili olarak birtakm tahliller yaplm ve ncelikle in san zihninde nasl olutuu hakknda fikirler ileri srlmtr. Bunlardan en nemlilerini ylece sralayabiliriz: 1. Ateistlere gre Tanr kavram insan zihninin bir rn olarak ortaya kmtr. nsan, Tanr fikrini ocukluk devresinde elde eder. Dier bir deyile onu ocukluk devresinde tanmaya balar. evre sinde dinledii din hikayeler ve gzlemledii din ayinlerle Tan r'nm gerek bir varlk olduuna inanr. Yetikinlik dneminde ise bu kavram zihninde biimlendirir ve gelitirir. Bu srete de insan kendi doasn Tanr kavram zerinde yanstmtr. Daha nce de ifade edildii gibi ana hatlaryla bu iddialan Freud ve Feuerbach di le getirmitir.21 Dorusu baz ateistlerin byle bir eletiri de bulunmalar gl gzkebilir. Ancak ateistlerin grmesi gereken olay ocuk veya ye tikinde Tann fikrinin nasl olutuu deil bu kavramn insan zih ninde niin var olduudur. Byle bir kavramn varln pozitif te orilerle (evreyle ya da insan doasyla) aklamak sadece birer var saymdr. Ancak bu varsaymlar pek ok filozofun da iddia ettii gi bi Tann fikrinin insanda doutan var olduu gereini rtmemektedir. Teistlere gre Tanr, insann kalbine mhrn basm ve varlna giden yollar zihnine yerletirmitir. 2. Ateistlere gre Tanr kavram, insanlarn gerek nedenlerini bilmedikleri doal olaylar karsndaki korku ve aknlklardan kaynaklanmtr. Oluturulan dinler de doal olaylan aklamak iin Tann kavramn gndeme getirmilerdir.22 Byle bir eletiri baz materyalist ve pozitivist dnrlerce her frsatta dile getirilmektedir. XX. yzylda da bu ve benzeri eletiri lere sk sk rastlanmaktadr. Ancak bu eletiri mantnn inan ol gusunu deerlendiremedii ve bnyesinde bir takm elikileri ta d ifade edilmitir. Sz gelimi dnyann deiik yerlerinde bir128

TANRI

KAVRAMININ

ELETRS

takm doal olaylarn ya da afetlerin baz insanlarn psikolojik ya psn etkilemedii bir gerektir. Ancak bu gerek pozitivistlerin id dia ettii gibi gnmz insanlarnn da doal olaylardan korktuk lar iin dine yneldikleri tesbitini hakl karmaz. nanan insanlar bilimin ulat seviyenin ve elde ettii kazanmlann farkndadr. Nitekim amzda Tanrnn varlna inanan insanlann says inanmayanlara kyasla olduka fazladr. Artk her kes doal olaylarla bu olaylarn arkasndaki bilimsel yasalarn far kndadr. Yamurun nasl yad, yldrmn, depremin, selin, fr tnann ve kurakln nasl olutuu, hatta bu ve benzeri afetlerin en az zararla nasl atlatlabilecei inanan inanmayan herkes tarafndan bilinmektedir. Ancak doal olaylar karsnda inanan kiiyle ateis tin psikolojik tepkileri farkldr. Sonu olarak ateistlerin iddiasnn aksine olgusal dzeyde her iki tarafn tepki ve dnceleri arasnda artk bir uurum bulunmamaktadr. Dolaysyla bilim sahas artk dini inanlarla kavga sorunu olmaktan kmtr Elbetteki insanlarn Tanr'ya inanmama zgrlkleri vardr. Ancak Tanr inancn byle aklamaya almak da dorusu inancn doasn anlamamak, insann akl, bilin ve gnl yn n bilmemek, dahas felsefeyi, felsefe sorunlarn, metafizii ve gnmze kadar cereyan eden bilimsel birikimi gz ard etmek demektir. 3. Ateistlere gre Tann kavram herhangi bir objeye (almaz) byklk isnat etmek ve onun yce olduunu var saymaktan kay naklanmtr. Bu da dinin doasnn en byk zelliklerinden biri sidir.23 Mesel Findlay'e gre ta ve aa gibi sradan eylerin dahi olaan st gce sahip olduklan var saylrsa onlann da yceltilmeleri (Tapnmak ve nlerinde diz kmek) mmkn olabilecektir.24 Bu ekilde oluan Tann kavram, Findlay'e gre Ortaa'da form le edilmi gelitirilmi ve mantk statye kavuturulmutur.25 Bu eletiri de teistler tarafndan ciddiye alnmamtr. Teistlere gre fenomen dnyasndaki herhangi bir eye byklk ya da gizemlilik atfetmek baka, evrenin grkemli gzelliinden hareketle Tann'mn bykln itiraf etmek bakadr. Dolaysyla Tann inancyla, hurafecilik veya byclk birbirine kantrlmamaldr. Dier bir deyile teizmle, ilkel inanlar arasnda grlen totem, ta bu ve animizm gibi baz inanlan bir tutmamak gerekmektedir. Kald ki teistlere gre Tann'mn yce var saylmasndan daha doal 129

TEIZM

YA

DA

ATEZM

ne olabilir. Bu da bir anlamda doadaki herhangi bir varla, gce veya otoriteye kutsallk affetmemekle e deerde olacaktr. Kavramsal Eletiri Tann'nn aknl, sonsuzluu, esizlii, ferdlii ve yaratcl teizm asndan vazgeilmez nitelikler olmutur. Bunlardan her hangi birinin eksiklii de Tanr kavramnn yklmas anlamna ge lecektir. Ancak ateistler iin Tanriya atfedilen bu ve benzeri nite likler eliik gzkmektedir. Dolaysyla onlar bu niteliklere kar, birtakm kavramsal eletirilerde bulunmu ve tutarsz olduunu gstermeye almlardr.

Aknhk
Tann'nn her eyden nce akn bir varlk olarak tanmlanmas eletirilerin bu noktada toplanmasna neden olmutur: Teizme g re Tann'nn aknl, bir anlamda O'nun evrenin tesinde olmas, her eyden btnyle farkl olarak mahiyetinin bilinememesi ve gzlemlenememesi anlamna gelmektedir. Dolaysyla ateistler tara fndan yneltilen en byk itiraz da byle bir kavramn anlalr ve makul olmadyla ilgili olmutur.26 Ayer'e gre bir varln aknlndan bahsetmek ve ona atfta bulunmak, o varln metafiziksei bir kavram olduunu ortaya koy maktr. Ona gre metafiziksei bir kavram hakknda da elimizde de neysel veriler olmad iin, doru ya da yanl konuma olanana sahip deiliz. Dolaysyla byle bir kavramn niteliini tasvir ede meyiz. Zaten Tanr kavramnn mahiyetini tasvire alan her hangi bir cmle de anlaml deildir.27 Grld gibi Ayer metafiziksei kavramlarn gerekliine ihtimal vermeyerek bu tr kavramlar hak knda konumaya da imkan tanmamaktadr. Tann'nn akmlyla ilgili olarak dier bir eletiri de Flew'dan gelmitir. Tann'nn evrenin tesinde olmas, O'nun varlk sahasna giremeyecei anlamnda da yorumlanmtr. Ancak Flew'a gre "ev ren" terimi, tanm gerei birdir. Yani bu evrenden baka evrenler bulunmamaktadr, ikinci bir evren olsayd, o da bu evrenin dier bir paras olacakt.28 Dolaysyla Flew'a gre Tann'nn varlk ala nnn (evrenin) dnda olduunun sylenmesi bir anlamda ateistin "Tann yoktur" iddiasna benzer bir ey sylemektir. nk Tanr
130

TANRI

KAVRAMININ

ELETRS

varlk sahasna girdii anda, biricik olma vasfn yitirecek, herhan gi bir varlk gibi olacaktr. Bu durumda da teizmin Tanns, Tann ol maktan kacaktr.29 Ayrca varlk dnyasna giren (fenomenal olan) byle bir Tanr'nn var olmad da deneysel olarak zaten dorulanacaktr.30 Dolaysyla Flew'a gre Tanr'nn evrenin tesinde olduunu sylemek bir anlamda onun var olmadn itiraf etmek tir. nk Tanr veya Tanr kavram doas gerei varlk alannn dndadr. Esizlik Tann, teizni tarafndan akn olmann yannda, esiz olarak da tanmlanmtr. Bu durumda ateistlere gre Tanr'nn tanmlanmas ve deneysel ltlere uygun biimde aklanmas da olanakszdr. nk biricik olan bir ey nasl ve neye gre deerlendirilecektir? Ayrca teistler Tanrnn biricik ve sonsuz olduundan hareketle in san tarafndan yetkin bir ekilde kavranamayaan ileri srm tr.31 Ancak Sydney Hook'a gre sonlu bir varlk olmak, sonsuz bir varln bilgisini elde etmeye engel tekil etmemelidir. Sonlu bir varlk olan insan btn saylarda olduu gibi birtakm sonsuz kav ramlarn bilgisine sahip olabilmektedir.32 Dolaysyla Tann bilgisi ne ulalamaz gibi bir iddia ileri srlmemelidir. Zatiyet Tanr kavramna yneltilen dier bir eletiri de Tanr'nn akn bir varlk olmasnn yannda zat (kiisel) bir varlk oluuyla ilgili dir. Bu konuda en gl eletiri de Flev/dan gelmitir: Flew'a gre bir taraftan Tanr'nn varln iddia etmek, irade ve eylem sahibi olduunu belirtmek, dier yandan O'nun cisimsiz, gizemsi ve tinsel bir varlk olduunu ileri srmek aslnda hibir ey sylememek demektir.33 Kald ki tinsel olduu iddia edilen bir var ln tanmlanmas nasl mmkn olacaktr?34 nk "cisim olma mak" (incorporeal) terimi olumsuz bir anlam tamakta ve kendi bana tanm olamamaktadr. ayet bir varln tinsel olmas, ruh (spritual) olduu anlamna geliyorsa bu varln bireysel zellikler tad ortaya kmaktadr. Tanr'nn bireysel bir varlk olarak tanmlanmasn eliik bulan Flew, Tanr kavram ile ilgili olarak yaplan analojilere de kar k131

TEZM

YA

DA

ATEZM

mtr. Flev/a gre bir yandan Tanr'nn insan gibi kiisel bir varlk olduundan sz ederken dier yandan kiisel bir varlk olmann artlanndan biri olan, beden sahibi olmak gibi baz temel nitelikle ri gz ard etmek, niteliklerin anlamn tarmak ve onlan farkl yer lere ekmek olacaktr. Ksaca, Flew'a gre insan nitelikleri, insan olmayan b*r varla atfetmek, o niteliklerle, niteliklerin geerli ol duu alan arasndaki iletiim balarn koparmak demektir.35 Ronald Hepbum'a gre Tanr'nn bireysel bir varlk olarak b tn noksanlklardan arndrlmas, buna karn yetkinliklerle dona tlmas bir anlamda O'nun kiisel varoluun dna karlmas de mektir.36 Hibir noksanl bulunmayan ve tamamyla yetkin olan bir varln bireyselliinden sz etmek elikidir. Sz gelimi "ak" ve "iyilik" gibi kavramlar kiisel varlklar iin sz konusudur. Bu kavramlanr. Tanrya atfedilmesi durumunda da ciddi olarak tutar szla dlecektir.37

Yaratclk
Tann kavramnn en nemli zelliklerinden biri de Tanr'nn yaratc olarak kabul edilmesidir: Tann evreni yoktan yaratm ve iindeki varlklara hayat vermitir. Dolaysyla evren varoluunu Tanr'ya borludur. Bu bir anlamda evrenin yaamnn devam ede bilmesi iin Tanr'ya baml olmas anlamna da gelmektedir. Ate istlere gre byle bir inan Tanr ile evren arasnda dorudan bir nedensellik ilikisinin bulunduunu iddia etmek demektir. Tanr'nn varln kabul etmeyen ve herhangi bir yaratcnn bulunmadn ileri sren ateistler Tanr kavram ile evren arasn da bir iliki kurulmasn da reddetmilerdir. Bu erevede onlar yaratclk zelliinin yannda Tanr kavramyla ilgili ileri srlen dier nitelikleri de reddetmi ve bunlarn anlalmaz olduunu belirtmilerdir. Nielsen, Tanr kavramn, kuramsal olmalar asndan fizikteki ntron veya protonlarla karlatrmtr. Nielsen'e gre fizikteki proton ve ntronlar da Tann gibi teorik varlklardr. Ancak gzle grnemeyen bu varhklann evrenin bir paras olduu bilinmektedir. Bu varlklarla evren arasnda bir iliki veya dier bir deyile sabit bir birleme "constant conjunction" sz konusudur. Aynca bu varhkla nn Tanr gibi evrenin tesinde olduu da iddia edilmedii gibi her132

TANR

KAVRAMININ

ELETRS

hangi bir biimde grlebilmelerinin de mantken imkansz olduu sylenmemitir. Dolayl da olsa bu varlklarn gereklikleri deneysel olarak dogrulanabilmektedir. Sonuta bu varlklarn kuramsal olma larna karn uydurma olmadklan grlmektedir. Ancak Nielsen'e gre Tann fizikteki proton veya ntron gibi kuramsal varlk deil dir. Dolaysyla fizikteki kuramsal varlklarla evren arasnda bulunan sabit iliki evren ile Tann arasnda grlmemektedir.38 Tanm Eletirisi Teizm, Tann'nn varln iddia etmekle kalmam O'na birta km nitelikler atfederek tanmlamaya almtr. Genel olarak Tan n'nn yceliinden sz edilmi, btn yetkinlikleri sahip olduu ve yine btn eksikliklerden de uzak bulunduu belirtmitir. Ancak ateistler de sessiz kalmam, Tann kavramnn tanmnda birtakm glklerin olduunu ileri srmlerdir. Bu erevede Tann kavra mnn kayna ile ilgili baz iddialar tekrarlanm ve niteliklerin at fedilme biimiyle ilgili baz zmlemelerde bulunmulardr. Mesel Findlay'e gre Tann'y tanmlama sreci hayal olan ba sit tanr kavramnn gelitirilmesiyle balam, birtakm eklemeler de bulunularak mantk stat kazandrlmtr. Tann'nn varlyla ilgili sonsuzluk, alamazlk, esizlik ve birlik gibi zihinde var olan teorik zorunluluklar ileri srlmtr. Byle yapmann arkasnda da birtakm amalar gzetilmitir. Sz gelimi Tann'nn yce ve son suz olduu sylenerek insanlarn gznde tapnma etkisini yitirme mesi ve dier objelerle glgelenmemesi salanmtr. Tann'nn her eyi kuatt ileri srlerek, hibir eyin kendi bana var olmad ve her eyin varln ona borlu olduu tezi ilenmitir. Hibir eyin O'nsuz olamayaca sylenmi, kartnn bulunmad iddia edilmi ve birlii savunulmutur. Tann'nn yokluunun dnlemedii, mahiyetinin kavranamadg ve varlnn alternatifsiz oldu u belirtilmitir. Kendisinde varln ve zn ayn olduu bir varlk kavram ortaya konmu ve insanlar da bu ekilde inandnlmtr. 39 Flew'a gre Tann tanmlanrken somut bir ey ortaya konmaya rak fazla bir ey sylenmemi (minimum seviyede kalnm) gelebi lecek eletirilere set ekmek iin de O'nun esiz olduu ileri srl mtr. 40 Yani olumsuz (ne olmadn ifade eden) nitelikler zerin de durularak Tanr kavram anndnlm ve ateistin eletirilerinden kamaya allmtr. Ancak Flev/a gre olumsuz mahiyetteki nite133

TEZM

YA

DA

ATEZM

lklerle (Mesel, grnmez, kavranamaz, hissedilemez) donatlm bir Tann'nm varolmayan bir varlktan fark olmayacaktr.41 Yukardaki eletirilerin yannda ateistler, Tann'nm tanmlan masnda ncelikle teistlerin l ald eylerin neler olduunu sor mulardr. Bilindii gibi Tann tanmlanrken ateistlere gre O, nok sanlklardan arndrlm buna karn yetkinliklerle yceltilmitir. Dier bir deyile bireysel olan bir varla, kiiselliin tesinde, bir takm genellemeler ya da soyutlamalar atfedilmitir. Ancak teizmin bu yntemi ateistlerce reddedilmitir. nk ateistlere gre, genel lemeler ve soyutlamalar bilimsel kanunlarn veya varsaymlarn zelliidir. Dolaysyla Tanr gibi metafizik bir kavram hakknda ya plan genellemeler bir anlam ifade etmemitir.42 Teizm, Tann'y tanmlar ve O'nun hakknda konuurken ayn anda pozitif ve negatif nitelikler atfetmitir. Yani Tanr hakknda olumlu (ne olduunu belirleyen) ya da olumsuz, (ne olmadn be lirleyen) biimlerde ifadeler kullanmtr. Ancak ateistlere gre her iki yaklamn da kmazlar vardr. Birinci anlaya gre, yani olumsuz slupla, Tann'nn ne olma d belirlenmi ve dolaysyla ne olduunun anlalabilecei, ileri srlmtr. Ancak bu yntem insan din agnostisizme gtrm tr. 43 nk onun insan tarafndan dorudan bilinemeyecei vur gulanmtr. Dier bir deyile Tann'nm ne olduunu sadece Tan n'nm bilmesi noktasna gelinmitir. kinci anlaya gre, yani Tann hakknda olumlu bir slupla konuma biiminde ise Tanry alabildiince tanmlama ve O'nu in sani terimlerle aklama gayreti grlmtr. Flew'a gre bu tutu mun da arya kamas halinde antropomorfizm tehlikesi ortaya kmaktadr. 44 Daha ncede grld gibi teistler Tann hakknda konuur ken problemleri zmek iin analoji ilkesini ileri srmlerdir. An cak ateistlere gre skmtlan amak iin ileri srlen analoji ilkesi de zm olmamtr. Onlara gre analoji de esas olan, sembolik veya metaforik ifadelerdir.45 Tanr hakknda ise sembolik veya metaforik ifadelerin bir anlam bulunmamaktadr. nk herhangi bir konuyla ilgili kyas yaplabilmesi iin o konuda gerek ve olgusal durumlann olmas gerekir. Halbuki Tanr'yla ilgili kavramlar ve ni telikler gerek anlamdan ve olgusal ierikten yoksundur. Dolaysy134

TANRI

KAVRAMININ

ELETRS

la Tanr'yla ilgili olarak kullanlan sembolik ifadeler de anlamsz olacaktr.46 Nitelik Eletirisi Tann'ya atfedilen nitelikler ateistlerce tartlm ve eletirilmi tir. Bu eletiriler de Tanr kavramna kar yneltilen itirazlar ieri sinde nemli bir yer tutmaktadr. Eletiriler ncelikle niteliklerin anlam, kendi ierisinde tutarll ve evrende cereyan eden olaylar la uygunluu zerinde younlamtr. Teizm, Tanr'nn varlndan ve Tann'ya atfettii niteliklerin gerekliinden (fonksiyonel olduundan) kuku duymamtr. Bu tutum da ateistlerin tepkilerini beraberinde getirmitir. Dolaysyla Tanr kavramn hayal bulan ve reddeden ateistler, Tann'ya atfedi len nitelikleri de anlamsz bulmu ve reddetmilerdir. Reddetme bi imi bazan dorudan bazan da niteliklerin anlamn deitirerek (teizme muhalif yorumlayarak) dolayl bir biimde yaplmtr. Filozoflar Tann'ya atfedilen nitelikleri, genelde soyut ve somut olarak iki gruba ayrmlardr. Birinci gruba Tanr'nn "akml, her eyi bilmesi, her eye gcnn yetmesi, ezellii, ebedlii, yaratc l, tinsellii, kendi varlnn nedeni oluu ve ilk neden olmas gi bi" gibi soyut olan nitelikleri katmlardr. Teistik Tann anlayn reddedenler de genelde bu nitelikler zerinde durmu problematik bulduklan bu ve benzeri niteliklerin anlamn sorgulamlardr. kinci gruba da Tanr'nn "varlk, zatiyet, iyilik, merhamet" gibi so mut olan, anlalmasnda glk bulunmayan niteliklerini dahil et milerdir.47 Bu tr nitelikler de ateistlerce eletirilmi ve deneysel ltler esas alnarak reddedilmitir. Findlay'e gre nitelendirme, bir kavramn d dnyadaki ger ek varoluunu garantilemeye yetmez. Tann'ya atfedilen nitelikler ise aksiyolojiktir. Zaten insanlar da Tann'dan ziyade ona atfedilen nitelikler karsnda eilmektedir.48 Antony Flew'a gre teistin Tann'ya atfettii niteliklerin d dnyayla (olgu dnyasyla) hibir ilgisi yoktur. Hatta bu nitelikler olgulara ters dmektedir. Bir an lamda dnyada olup bitenler Tann'ya atfedilen niteliklerin fonksi yonel olmadn kantlamakta, onlann aksini ortaya koymaktadr. Bunlann banda da ktlk problemi gelmektedir. Flew'a gre var olan bir ey herhangi bir biimde grlr, duyumlanr ve kavranlr olmaldr. Halbuki teistlere gre Tanr, g135

TEZM

YA

DA

ATEZM

rlmeyen, duyumlanmayan ve kavranamayan bir varlktr. Flew bu noktada teistlere "Grnmeyen, dokunulmayan ve hissedilmeyen bir Tanr'yla, hayal olan veya hi var olmayan bir Tanr arasndaki fark nedir?" diye sormaktadr. 49 Flew'a gre teist olumsuz durum larda dahi her eye ramen inancndan vazgememekte ve Tanr'nn yokluunu kabul etmemektedir. Buna karn o, Tanr'y nite lendirmeye devam etmektedir. Ancak ateistler tarafndan nitelikle re kart olarak ileri srlen her varsaym bu nitelikleri birer birer rtmektedir. 50 Yine Flew'a gre Tann'nm ak, rahmet ve kudret sfatlan da bir anlam ifade etmemektedir. Mesel dnyada grlen ktlklerin varl dnlmeden gl, bilge ve iyilik sahibi bir Tanr'nn var olduu nasl iddia edilebilecektir?51 Dnya'ya bakldnda ac e ken, hastalktan len ocuklar grlmektedir. Bu durum da Tan r'nm sevgisi ve gcyle elimektedir.52 Tanr'nn niteliklerine bir eletiri de Paul Ziff den gelmitir. Paul Ziff Tann'nm kudret sfatn gnmzn fizik kanunlar ile mukayese etmi ve evrende "smrlann" varoluunun her eye gc yeten varlk fikriyle elitiini iddia etmitir. 53 nk bu snrlar O'na gre Tann'y da balamaktadr. Tann'nm nitelikleri eitli gerekelerle reddedildii gibi bazan da teistik anlaytan farkl olarak yorumlanmtr. Daha nce grl d gibi konatif yaklam dini, ahlak ilkelere indirgemi ve-din nermeleri de ahlak buyruklar olarak yorumlamtr. Tann'ya atfe dilen nitelikleri de moral deerler asndan aklamaya almtr. Hatrlanaca gibi Braithvraite din ifadelerin ahlak fonksiyona sa hip olduunu belirtmi, bunlann belirli bir davran biimine ya da yaam tarzna ball gsterdiklerini ifade etmitir. Bu noktada Braithvvaite, Tann'nn ak olarak tanmlanmasn, kiinin ak dolu bir yaam tarzn tercih etmesiyle aklamtr.54 Yani Tann'nm ak niteliini, insann sevgisini sembolize edecek bir biimde yorumla mtr. Ancak hi bir teistin Tann'nm niteliklerini ya da dini inan lar sadece ahlak ilke olarak kabul etmesi mmkn deildir. Ateistler tarafndan Tann kavramna ve niteliklerine kar yap lan eletiriler karlksz kalmamtr. Tann'ya inanan dnrler de ateistleri eletirmi ve tutarszlklarna dikkat ekmilerdir. Man tk pozitivizmin dorulama ilkesine karlk eskatolojik dorula madan bahsedilmitir. Ateizmin, Tann kavramn ve din dilini d136

TANRI

KAVRAMININ

ELETRtSt

andan eletirilmesi yanl bulunmu, dilde "anlamdan" ziyade "kullanm" n plana karan fonksiyonel tahlil anlay savunul mutur, ileride grlecei gibi Tanr kavramnn bilinmesi konu sunda teizmin geleneksel anlaynn yannda din agnostisizm an lay ortaya kmtr. Btn bunlarn yannda zellikle ada Pro testan dnrlerce Tanr kavramnn tekrar gzden geirildii ve teizmden farkl da olsa yeniden yorumland grlmtr.

Din Agnostisizm
Tanr kavram ile ilgili olarak ortaya kan problemlere ve pozitivistlerden gelen eletirilere karn baz evrelerde din agnosti sizm anlay gelimitir. zleri Kant'a kadar uzanan bu grn XX. yzyldaki temsilcisi Rudolf Otto olmutur.55 ada dnrler den Thomas McPherson da bu anlay savunmu ve pozitivizmle ilikisine deinmitir.56 Dinsel agnostisizme gre Tann'nn mahiyeti, kavray gcm zn ve bilgimizin tesindedir. O'nun tanmlanmas mmkn deil dir. Dolaysyla Tann hakknda bgi elde etmek olanakszdr. "Bil mek" bir eyi snrlandrmak, onu bir duruma yerletirmektir. Bili nen bir ey de, snrlanmak ve herhangi bir nesne gibi bir durum ierisinde olmak demektir. Tann da snrsz olduuna ve bir pozis yona yerletirilemeyeceine gre bilinemezdir. Bilinen bir ey Tann olmaktan kacaktr. Tann'y bildiini iddia edenler O'nun hak knda szl olarak konuarak iddialar ileri srenler, aslnda baka bir ey sylemeye almaktadrlar. nk onlarn vardklar ey sonuta Tanr deildir. McPherson'a gre Tann'nn bilinemeyii ve dile getirilemeyii, O'nun varl hakknda herhangi bir phe olduu anlamna gel mez.57 Bu noktada agnostisizm Tanr inanc karsnda zorunlu ola rak olumsuz anlama gelmez. Yani bir insan Tann'nn varln bile bilir ve O'na inanabilir. Ancak Tann'nn varlndan emin olan bir insann, O'nun doasn kavrayacak ve anlayacak yeterlilikte olma mas da o kiinin inancnda bir eliki dourmaz.58 Byle bir anla y metafizik temeli olmayan din anlaylarla da kantrmamak ge rekir. Dolaysyla din agnostisizm mmkndr ve bir yaam tarz da olabilir.59 137

T E Z M YA DA

ATEZM

Din agnostisizm, dinde en nemli eyin "dile getirilemeyen inan unsuru" yani Tanr olduunu belirterek teolojinin Tanr hak knda speklasyonlarda bulunmasn ve argmanlar gelitirmesini reddetmitir. Bu noktada McPherson pozitivistlerin din dilini ele tirmelerini ve teistik nermeleri "manasz" olarak deerlendirmele rini normal karlam ve inanca kar dmanca bir tavr olarak grmemitir.60 Hatta ona gre pozitivistler, teolojik dildeki tutar szlklara dikkat ektiklerinden dolay dine hizmette bulunmu ve yeniden dine dn salamlardr. nk onlar dinin, ifade edi lemeyen sahaya ait olduunu gstermi ve rasyonelletirme al malar esnasnda bir kenara braklan yaamsal unsuru tekrar kefettirmilerdir.61 Dolaysyla McPherson'a gre teolojinin dman olan pozitivistler bir anlamda dinin dostlan haline gelmitir.62 McPherson'a gre teoloji, Tanr'y tanmlamada ve kavramsal hale getirmede yetersiz kalmaya mahkumdur. Zaten insanlarn ou da teistik kantlardan dolay Tanr'ya inanm deildir. Bu bir anlam da Tann'nm felsef ve teolojik argmanlarn tesinde olduunu gs termektedir. Ancak Tann'nm argmanlarn tesinde olmas tecrbe nin de tesinde olduu anlamna gelmez. Yani Tanr, tecrbenin, hissin ve duygunun konusudur. Her eyden farkl olan Tanr'y hu u ierisinde tecrbe etmek dinde en nemli inan unsurudur. 63 Ateistler, Otto'nun ve McPherson'un ifade ettii din agnosti sizm anlayn da eletirmilerdir. ncelikle kavranamayan ve tanmlanamayan bir Tanr anlaynn nereye kadar savunulabilecei ni sormulardr: Nielsen tanmlanamayan bir eyin anlalmaz ol duunu ileri srmtr. Ona gre bizler anlaml olan eyleri bilebi lir aklanamaz olan eyi ise bilemeyiz. Dolaysyla anlaml bir ey olmaynca, tabiatyla anlalacak bir ey de olmayacaktr.64 Kaldki din agnostisizm, din dilinin gerek ve sembolik olmak zere iki trl olduunu ortaya koymutur. Bu durumda da "gerek ifade" (batn) ile "aklanm din hakikat" (zahir) arasnda kanlmaz bir tezat oluacaktr. Dolaysyla dinsel agnostisizm anlaynda eliki vardr. 65

138

Dipnotlar
1

Evrende var olan herhangi bir (maddi) varla Tanrlk atfedilmesinin teizm tarafndan iddetle eletirilmesinin temelinde akn olmayan bir varln Tanr olamayaca dncesi yatmaktadr. Nielsen, Philosophy andAtheism, s-15. Teizmde Tann'nn birlii nemli yer tutmu politeizm (ok tanrclk) red dedilmitir. Tanr'nn birlii konusunda srarl olan yahudiler ve mslmanlara gre ayn anda iki Tanrnn varlnn dnlmesi durumunda sadece birinin Tanr olmaya layk olmas gerektii, dierinin ise g ve kudrette noksan olaca muhakkaktr. Her ne kadar hristiyanlar da zde Tann'nn birliini kabul ederlerse de tesls anlaylar bu yaklama glge drmek tedir. Fakat hristiyanlar "baba, oul, kutsal ruh" lemesini Tann'nn birli i ierisinde anlamaya altklarn da ifade ederler (Owen, "Concepts of God", Encyclopeda of Philosophy, III. s. 346).

2 3

* Owen, a.e., s. 344-348; Sv/inbume, The Enstence oj God, s. 8, 91-98; Evans, Philosophy o/Religion, s. 33-37; Topalolu, "Allah" mad., DA, s. 471-498.
5

Dunant, "The Meaning of God", s. 74

" Geach, "The Meaning of God", Rehgion and Philosophy, s. 85-88 ' Ferre\ Language, Logc, and God, s. 98 Copleston, Contemporary Philosophy, s. 94-96 ' Hick, Philosophy o/Religion, s. 79; Davies, An Introduction to The Philosophy oj Reigion, s. 9-10
10

Durrant, "The Meaning of God", s. 76. Bu konuda daha fazla bilgi iin bk. Hartshome, "Dine ve Felsefeye Gre Tann", XXXIV, s. 205-19 Geach, "The Meaning of God", s. 85-88 a.e., s. 88 Maclntyre'a gre XIX ve XX, yzyl balannda reddedilen Tannlar XVII. yzylda icat edilen Tanrlardr (Tanr kavramlardr). Szgelimi, Russell'n reddettii Tanr ncelikle Newton'un 'Scholium'u, Sartre'm reddettii Tan r ise Leibniz'm "theodicy"sidir. (Maclntyre-Ricaceur, The Religious Sign/icance of Atheism, s. 14); Tucker da Kari Marx'n ateizminin yce bir gc (Supreme Being) reddetmekten ok geleneksel teolojinin, zellikle Hristi yanln evrenin tesindeki (trunsmundane) Tann anlayn reddetmek ol duunu belirtmitir. Bu da Marx'm insan tanrlatrma isteminin O'nu y ce g veya niha ilgi (ultimate concern) olarak grmek istemesinin dier bir yndr. Bir anlamda Kari Marx Tanr kavramn korumakta ancak ie riini deitirmektedir (daha fazla bilgi iin bk. Tucker, Philosophy and Myth in Kari Marx, s. 22). Herberg'e gre ise Marx ve Feuerbach sadece in139

11 12

* 3 Gaskin, The Questfor Eternity, s. 105. "

TEIZM

YA

DA

ATEZM

15

san tannlatrmtr. Dolaysyla onlar ateist deillerdir. Onlar iin ateizm Hegelci tarihi diyalektiin tannlatrlmasdr- (Nielsen, Phosophy and Atheism, s. 124) Smart, "Metaphysics, Logic and Theology", s. 19-20: Bat'da Tann kavram eletirilirken genelde Hristiyanln Tanr anlay ve teslis inancnn gz nnde bulundurulduu unutulmamaldr. Edwards. "Some Notes on Anthropomorfic Theology", Religious Experience and Truth, s. 242; Ayer, Language, Truth and Logic, s. 122.

" Masterson, Atheism and Afienatton, s.l


17

*" Nielsen, Contemporary Criaues o/Religion, s. 114-134. "


20

21 22 23 24 25 2 2

Nielsen, Phosophy and Atheism. s. 16. Nielsen'e gre bu cmleler kullanld zaman insanlar konutuklan eyin farknda deildir. Hatta onlar neyi iddia ettiklerini, neyi yalanlayp neyi doruladklarn da dorusu bilmiyorlar. Dolaysyla Nielsen'e gre Tanr kavram ve Tann ile ilgili szckler deneysel temelden yoksun olduklar iin herhangi bir ey iade etmemektedir, {a.e., s. \i>) Hook, The Quest For Being, s. 118 ve 132 Ayer, Language, Truth and Logic, s. 122. Findlay, "Can god's Existence Be Disproved?" s. 51-52 Findlay, a.e., s.51 a.e., s. 51-52

" Nielsen, Contemporary Critujues ofReligion, s. 114-18. ' Ayer, Language, Truth and Logic, s. 120. Flew, God and Phosophy, 2.165. * Hepburn, Chrisrianity and Paradox, s. 196. " Nielsen, Phosophy and Atheism, s. 15-18 Crombie, "The Possibility of Theological Statements", Faith and Logic, s. 30-82 Hook, The Quest For Being, s. 116-18. Flew, God and Phosophy, s. 37 a.c, s. 32-3. a.e., s. 37. a.e., s. 196

28 2 3

31 32 33 34 35 3

" Hepbum, Christianity and Paradox, s.196. Nielsen, Phtlosophy and Atheism, s. 17 Findlay, "Can God's Existence Be Disproved?", Nevv Essays in PMosophical Theology, s. 51-52 Flew, ag.e., s. 28 140

37 3

39

40

TANR
41 42

KAVRAMININ

ELETRS

a.e., s. 30 Flew, a.g.e., s. 32-3; Hepburn, a.g.e., s. 196; Ziff, "About God". Reiigious Experience and Truth, s. 201-2. McPherson, "Religion As The Inexpressible", s. 131

43

* Flew, God and Philosophy, s. 38 *' Nielsen, Philosophy and Aiheism, s. 91-92
46 4

Nielsen, a.g.e., s. 92

' Ziff, "About God", Reiigious Experience and Truth, s. 198 Flew, "Theology and Falsification", New Essays in Philosophical Theology, s. 97

Findlay, a.g.e., s. 51.


49

-*" Flew, ateistin iddialanndan dolay Tann'mn niteliklerinin birer birer yok olmasn (the death by a thousand qualifications) "erosion argumant" ola rak adlandrmaktadr {a.g.e., s. 97). ' * Flew'a gre Tann gerekten merhamet sahibi olsayd kanser hastalndan len ocuklar olmayacakt. Dolaysyla hastalktan len ocuklann varl Tann'nn varln ve O'na atfedilen rahmet sfatn rtmektedir.
52 53

a.e., s. 98.99. Ziff, a.g.e., s. 201-2.

- " Braithwaite, "An Empiriast's View of The Nature of Reiigious Belief, s.63 " McPherson, Philosophy and Reiigious Belief, s. 23 McPherson, "Religon as The Inexpressible", New Essays in Philosophical The ology, s. 131-143 " McPherson, Philosophy and Reiigious Belief, s. 25,
58 59

a.e., s. 25. a.e., s. 22-23 a.e., s. 139.

" " McPherson, "Religion as The Inexpressible", s. 139


61

" 2 McPherson, a.g.e., s. 141. 3 McPherson, "Religion as The lnexpressible", s. 134, Otto, The Idea of the Holy, s. 19-25. " Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 91-92. -* Nielsen, a.e., s. 92.
4

141

Teistik Kantlarn Eletirisi

Tanr'nm Varlnn Kantlanmas


Teistler sadece Tanr'ya inanmakla kalmayp varlm da kant lamaya almlardr. Buna karn ateistler de inanan insanlarn ile ri srd kantlar rtmeye almlardr. Tanr'nm varln kantlamak amacyla ileri srlen ve ateistlerin itirazlanna hedef olan argmanlar unlardr: Ontolojik kant, Kozmolojik kant, Teleolojik kant, Din tecrbe kant, Ahlak kant. Bu kantlan aklamadan ve yneltilen eletirileri vermeden n ce konunun daha iyi anlalmas asndan kant problemiyle ilgili tartmalara deinmekte yarar vardr.

Kant Problemi
Ateistler, Tanr'nm varlyla ilgili tartmalarda inananlan ka nt getirmekle ykml grm, "ktlk problemi" dnda ciddi bir argman ileri srmemilerdir. Zaten kendileri de bu konuda ka143

T E t Z M YA DA

ATEZM

nt getirme zorunluluunu hissetmemilerdir. nk onlara gre Tanr'mn varl konusunda iddia sahibi olan ve iddiasn kantla makla ykml taraf teizmdir.1 Dolaysyla onlar sadece Tanr'mn varl lehinde ileri srlen kantlar rtmeye alm ve teistlerin iddialarn boa karmaya arlk vermilerdir. Kant getirme konusunda teistler arasnda genelde iki yaklam grlmtr. Baz filozoflar Tanr'mn varl konusunda bir takm kantlar ileri srmler veya en azndan geleneksel kantlan tekrar gndeme getirerek onlar savunmulardr. Barth, Tillich ve Kierkegaard gibi dnrler ise bunlara ihtiya bulunmadn belirtmi, dolaysyla Tanr'mn varln kantlama giriimine scak bakma mlardr. Bu ayrln yannda filozoflar arasnda kantlarla ilgili olarak deiik tartmalar sz konusu olmutur. Bunlarn banda Tann'ya inanmada kantlara gereksinim olup olmad, kimlerin kant getirmekle ykml olduu, insanlar zerinde bunlarn etki sinin ne olaca, inanmada veya inanszlkta bu kantlann rolnn bulunup bulunmad konulan gelmektedir. Kantlara Duyulan ihtiya Tann'mn varlna inanma veya inanmama konusunda kantla ra gereksinim olup olmad daima tartma konusu olmutur. Ge rek teizmin ve gerekse ateizmin nde gelen dnrleri bu konuda ciddi tartmalara girmi inanma veya reddetme gerekelerini de kantlarla aklamaya almlardr. Dorusu Tann'nn varlna inanan herkesin kant ileri srd veya reddedenlerin de kantlardan hareket ettii sylenemez. Her iki taraftan da eitli gerekelerle bu ie kar kanlar olmu tur. Bu kiilere gre insan Tanr'mn varlna ya inanr ya da inan maz. Dolaysyla tartmaya ve kant getirmeye gerek yoktur. Hat ta insann inand eyin lehinde kant getirmeye almas da bir anlamda onun phe ierisinde olduu izlenimini vermektedir. Ancak byle dnen kiilerin aznlkta kald ve kantlama giri iminin gerekliliine inanan insanlarn zerinde etkili olamadkla r grlmektedir. Tann'nn varlna inanan kiilere gre Tanr'mn varl konu sunda ortaya konan kantlar sadece ateistlerin meydan okumalan karsnda ileri srlmemitir. Bu kantlarn ileri srlmesinde teizm asndan eitli amalar bulunmaktadr. yleki, 144

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

Teizme gre Tanr inanc (her ne kadar grnen dnyann te sindeki bir alan ilgilendiriyorsa) rasyonel bir inantr. Teist de bu amala ileri srm olduu kantlarla Tann'nn varl konusunda rasyonel olduunu gstermeye almtr. Yani Tanr inanc konu sunda akl bir tutum ierisinde bulunduunu, temelsiz konumad n ve dogmatik bir tavr sergilemediini ifade etmitir.2 Tabii bu konudaki rasyonalite Tann'nn tek bana aklla bili nebilecei ya da tamamen aklla kavranabilecei anlamna gelme mektedir. Teistlere gre insann sahip olduu akl her konuda onu dnmeye sevkeder. zellikle yaamn ve evrenin varl zerine derin fikirlere dalmasna yol aar. Dolaysyla insan akl bir anlam da Tanr inancna ularken byle bir inancn hurafe, uydurma ya da yapay olmadna karar verir. Byle bir inancn mantki adan yeterli dayanaklarn ortaya koyar. Bu dayanaklar da her eyden n ce akln, mantn ve insan dncesinin ortaya koyduu ve olmaz sa olmaz dedii eyler olacaktr. Teistlere gre byle bir inancn ya da bu inanca temel olan dayanaklarn elbetteki mantki bir akla mas olacaktr. Akl insana byle bir olanak salar. Bunun byle ol duunu gstermek de teistlerin grevi olmutur. Teistlere gre kantlardan amalanan dier bir konu da, baz in sanlarn inanlar konusunda emin olmak istemelerinden kaynak lanmaktadr. Onlar bu kantlan bakalan iin ileri srmemilerdir. nk bir eye inanmak, kalbi tatmin etmeye yetebilir. Ancak te orik adan rahatlamay garanti etmez. nk inansn ya da inan masn herkesin aklna eitli dnceler gelebilmektedir. Teistler kantlar ileri srmekle (entelektel dzeyde) dnyaya nasl baktklarn ve onu nasl yorumladklarn aklamlar ve bu tavrlarn nermeler halinde dile getirmilerdir. Bu durum zel likle "kozmolojik", "teolojik " ve "dini tecrbe" kantnda aka grlr. Ateistler de teistlerin iddialarn her ne amala olursa olsun dik kate almak ve karlamak zorunluluunu hissetmitir. Bunun ya nnda kantlara kar karken sadece felsefi bir eletiri gayesi gt memi teist gibi, dnyaya nasl baktnn ipularn da vermitir. Ayrca ateist, teist tarafndan ileri srlen iddialar rtmeye al makla bir anlamda ateizmini de temellendirmeye almtr. En azndan teistin dnya grn yanllamaya ve aksini gstermeye gayret gstermitir. 145

TEtZM

YA

DA

ATEZM

Ateistlerin teizme baml olmayan ve Tanrsz bir dnya anla y oluturmaya ynelik baka tezleri de olmutur. Ancak bu tezle rin bir ksm teizm asndan entelektel seviyede problem olmam felsef tartmalarna girememitir. Kantlarn inanmadaki Rol Tann'ya inanp inanmamada kantlarn rolnn ne olduu tar tma konusu olmutur. Sradan insanlar iin felsef kantlann nemli olmad grlmektedir. Tanr'nn varlna inanan insanla rn byk blm de felsef eserlerde ileri srlen kantlarn en azndan bir ksmyla karlamadan tercihini yapm ve kararn vermitir.3 Yine ateistlerin byk bir ksm da sz konusu kantlar la veya onlara kar ileri srlen tezlerle ciddi biimde hesaplama dan tercihini yapm ve yaam biimini ylece oluturmutur. Hat ta felsef evrelerin dndaki ateistlerin byk ounluu psikolo jik, sosyolojik ve birtakm pratik gerekelerden dolay bir anda kendisini Tanr'nn inancnn karsnda hissetmi veya ona kar olumsuz bir tutum ierisinde bulunmutur. Ancak Tannnn varl yla ilgili olarak ileri srlen kantlarn veya yaplan eletirilerin s radan insanlar iin problem olmamas onlarn teorik deerini gl gelemez. En azndan bu kantlara ilgisiz kalmak veya onlara nem/ atfetmemek teizmin veya ateizmin temelsiz olduu anlamna da gelmez. eitli dnemlerde farkl dnrler kantlar zerinde uzun uzadya durmu ve Tann konusundaki iddialara deinmeden gememilerdir. Kantlarn Gereklilii Tanr'nn varln kantlamann gereklilii konusunda gerek teizmin iinden ve gerekse dndan eitli dnceler ortaya atl mtr. Mesel mistik dnrlerce dinde akln rolnn olmad iddia edilmi ve Tanr konusunda felsefenin rasyonel yaklamna scak baklmamtr. Dolaysyla Tanr'nn varl iin rasyonel ka ntlara gerek olmad ileri srlmtr. Kantlara nem vermekle birlikte inan konusunda nemli olan eyin kaytsz artsz inan mak olduunu syleyen teologlar da vahiy unsurunu n plana karmlardr. Baz dnrlere gre kantlama giriiminin sonucun da faydadan ok zarar grlmtr. Kari Barth ve Tillich gibi a da Protestan dnrlerin eilimleri bu ynde olmutur. Mesel 146

TE1ST1K

KANITLARIN

ELETRS

Paul Tillich'e gre byle bir ura ierisinde olmak yani Tann'mn varln teorik seviyede kantlamaya almak da bir tr ateizmdir. nk Tann'mn varl, herhangi bir madde ya da nesne gibi, u rada veya burada kantlanabilecek trden bir varlk deildir.4 B tn bunlarda kantlarn gereklilii konusunda teistlerin ayn d nceyi paylamadn gstermektedir. Modern varoluuluun nde gelenlerinden Kierkegaard da inanl olmasna ramen Tann'mn varln kantlamaya alma nn "din d" bir i olduunu belirtmitir, Kierkegaard'a gre Tan r yoksa onun varln kantlamaya almak zaten mmkn deil dir. ayet varsa bu durumda varln gstermeye almak sama olacaktr. Kierkegaard'a gre kantlama eylemi bir eyin varlndan hare ketle mmkndr. zaman da kantlama ii, bir eyin ne olduu nu belirleme (sahip olduumuz bir kavramn ieriini gelitirme) olarak karmza kacaktr. Mesel tan var olduu sylenmez. Sa dece var olan eyin ta olduu sylenir. Bunun yannda Napolyon hakknda konuurken onun varlndan (var olduu n kabuln den) hareketle konuuruz. Napolyonun davranlarndan hareketle onun varlna gitmeyiz. Bunun gibi Tann'mn varln gstermeye alrken de Tann vardr denmez. Sadece bilinmeyen (unknovm) eyin Tann olduu sylenebilinir.5 Ateist olsun olmasn, baz dnrler de inancn akl d ol duunu iddia etmi veya akln rolnn bu konuda olamayaca n savunmutur. Bilindii gibi bu tutumun nde gelen savunucu lar Hume ve Kant'tr. Bu dnrler de speklatif teolojiye im kan tanmamtr. 6 Yukardaki yaklamlarn yan sra zgr karar verme durumu nu ortadan kaldrd iin kantlann dinin ruhuna aykr olduu da iddia edilmitir. Bu anlaya gre kantn olduu yerde karar verme durumu olmayacaktr. Bu noktada baz evreler Hume'un ve Kant'm kantlarla ilgili eletirilerini teolojiye yaplm bir katk ola rak deerlendirmilerdir. Daha nce grld gibi McPherson da mantk pozitivizmin teolojiyi eletirmesiyle dine katkda bulun duunu sylemitir.7 ada felsefede kantlarn gereklilii konusunda ilgin bir yaklam da Plannga'dan gelmitir. Plantinga'ya gre Tann'mn 147

T E Z M YA DA

ATEZM

varl konusunda ateistlerin kant istemelerinin temelinde teistlerin klasik temelci (foundationalist) anlaylar yatmaktadr. Plantinga'ya gre sz konusu yaklam, Tanr inancn temel bir inan ola rak (basic belief), sanki duyumlara ve deneysel teste apak bir bi imde dnmtr. Ancak bu anlay da ateistlerin, Tanr'nm var lyla ilgili olarak elde yeterli (deneysel) kant bulunmad ve do laysyla Tann inancnn akl d olduu biimindeki eletirilerine zemin hazrlamtr. Ayrca geleneksel tutum yznden, teistler ge rek epistemelojik ve gerekse ahlak adan baarszlkla sulanm lardr. Plantinga'ya gre Tann inanc elbetteki szde bir inan ol mayp temel (basic) bir inantr. Ancak herhangi bir kant tarafn dan desteklenme zorunluluundan sz edilemez.8 Kantlann Kabul Tann'nn varlm kantlamak veya rtmek amacyla ileri s rlen grler gerek teistlerden ve gerekse ateistlerden farkl tepki ler almtr. Teistler kendi aralannda kantlarn yntemleri konu sunda anlamazla dmtr. Bir ksm belirli kantlara arlk ve rirken dierlerine ilgisiz kalmtr. Thomas Aquinas, Tanr'nm varlna inand halde ontolojik kant eletirmi ve kabul etmemitir. Yine bir ok teolog da din tec-/ rbe kanlyla Tann'nn varlnn ispatlanabilecegine ihtimal ver memitir. Baz teistler ateistlerin itirazlan karsnda ya kantlann t mn reddetmi ya da deiik biimde onlar tekrar ele almay de nemitir. Sz gelimi ktlk problemi karsnda teistik Tann yoru mundan aynlm ve gc snrl Tann anlayn savunmutur.9 Kantlann kabul konusunda teistlerin fikir aynlklannm ya nnda btn ateistlerin kantlarla uratn sylemek zordur. nk ateist olmakla birlikle kantlara ilgisiz kalanlar da vardr. Her ateist teorik dzeyde bu ile megul olmamtr. Sz gelimi mantk pozitivistlerin yaklam bu dorultudadr. Bunlar Tan n'nn varl ile ilgili kantlann leh veya aleyhinde dahi konumaya kar kmtr. nk onlara gre byle bir ura anlamszdr. An cak kantlar konusunda ve teizmin temel nermeleri hakknda gs terilen bu ilgisizlik bazan da dogmatizm olarak yorumlanmtr. Dolaysyla dogmatizmden kanmak iin ateistlerin ounluu tar tma zorunluluunu hissetmilerdir.

148

TEISTK

KANITLARIN

ELETRS

Kantlarn Gc Tanr'nn varlnn felsef olarak nasl kantlanabilecei veya ileri srlen kantlarn Tanr'nn varln gerekten kantlayp kantlayamayaca konusu nemli bir problem olarak gndeme gel mitir. Bu konuda her iki taraftan da farkl grler ileri srl mtr. Smart gibi baz ateistler bu konuda olumsuz dnmek tedir. Onlara gre be satrdan balayarak birka sayfada biten argmanlarla 'Tanr'nn varl" gibi ok nemli bir sonuca ula mak biraz zordur. zellikle Thomas Aquinas'm Tanr'nn varl n ispat amacyla ileri srd ve sayfada zetledii "be yol"a dikkat eken Smart, ileri srlen kantlarn tersine evrilebilip bu kantlarn rtlmesiyle balangta mit edilen sonucun aksi nin elde edilebileceine iaret etmitir.10 Teistlerden de buna ben zer eletiriler gelmitir. leride grlecei gibi Findlay, Smart'la birlikte ontolojik kant reddetmi ve bir tr ontolojik ateizm kur maya almtr. te bu noktada Findlay'in ontolojik ateizmini eletiren Rainer, Findlay'in tek bir sayfalk felsef zmlemeyle Tanr terimini anlamsz gstermesini de ilgin bir durum olarak deerlendirmitir.11 Felsefeyi manta indirgeyen filozoflar da Tanr'nn varl le hinde ileri srlen kantlarn gc konusunda kuku duymular dr. Sz gelimi Smart'a gre felsefe bilimsel, tarihsel, moral, hu kuksal, dinsel ve teolojik kavramlarn "mantksal aratnmrdr. Dolaysyla felsefenin Tanr'nn varln kantlayabileceini dn mek veya bunu mit etmek bir yanlgdr. Ancak teolojik kavram larn tahlili ve aydnlatlmas felsefe asndan birer hareket sahas olabilmektedir. Bilim ve ahlak karsnda olduu kadar teoloji karsnda da felsefeyi tarafsz gren Smart, mantn da teoloji veya metafiziin hizmetine verilmesine kar kmtr.12 Smart'a gre felsefe, ev ren hakknda bilimsel metodlarla elde edilemeyen engin hakikat lerin kefedildii bir bilim dal deildir. Felsefi adan geleneksel kantlarn kabul edilmesinin veya savunulmasnn Tanr'nn varl n garanti etmediini dnen Smart, bu kantlarn eletirilme sini veya rtlm olmasn da Tanr'nn yokluu iin yeterli grmemitir.13

149

TEIZM

YA

DA

ATEZM

Kantlarn Ele Aln Biimi Tann'nn varl konusunda kantlarn ne ekilde deerlendiri lecei veya hangi koullarda ele alnaca da ciddi bir tartma ko nusudur. Kantlarn btn halinde mi ya da tek tek mi etkili oldu u veya aralarnda uyum bulunup bulunmad konular tartma larn odak noktasn oluturmutur. Teistlere gre yeterli bir sonuca ulamak iin Tann'nn varl ile ilgili ileri srlen kantlar tek tek deil de bir btnlk ieri sinde ele alnmaldr. Bylece kantlarn daha etkili ve anlaml ol malar salanm olacaktr. Sz gelimi Swinburne'e gre teistlerin ileri srd kantlar btnlk halinde ele alnr ve deerlendiri lirse Tann'nn varl daha iyi anlalm olur. 14 Yine Swinbume'e gre kantlarn yalnz bir tanesinin ele alnarak zayf ynlerine ia ret edilmesi ve Tann'nn varl hakknda olumsuz karara varlma s da uygun deildir. Bir kantn zayf ynleri dikkate alnarak di erleri hakknda genellemeye gidilmesi yanl olur. Sonuta kant lan btnlk ierisinde dnmeden, bir veya birka kantn ele tirisinden hareketle Tann'nn yokluu kararna gitmek tutarsz bir davrantr. 15 Bu konuda teistlerden farkl dnen Antony Flew gibi ateist ler de kantlarn tmnn mantken yanl olduunu ve herhangi bir eyi dorulamadn iddia etmi baz kantlann sanki iyi i ya pyormu gibi gsterilmesine kar kmtr. Teistlerce ileri srlen kantlar "iinde su tutmayan delik kova"ya benzeten FIew, kovann akan bir deliinin olmas ile on deliinin bulunmasnn ayn ey ol duunu sylemitir. Ona gre delik kovann su tutmayaca kesin dir. Dolaysyla baarsz kantlarn says nemli deildir. Sonuta kantlar herhangi bir varla iaret etmemekte, Tann'nn varln dan ok onu ileri srenlerin zayfln gstermektedir.16 Maclntyre'a gre teistlerin ileri srd ontolojik, kozmolojik ve ideolojik kantlar birtakm mantksal yanllklar (logical flaws, fallacious) iermektedir. Aynca bu kantlar sonu itibariyle dinin (Hristiyanlk) Tanr'sm da kantlamaktan uzaktr. Sadece birtakm ilke ve nermeleri iermekte ve onlar temellendirmeye almaktadr. 17

150

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

Ontolojik Kantn Reddi Ontolojik Kantn Mahiyeti Ontolojik kant Tanr'nn varl konusunda ileri srlen en ciddi kantlardan birisidir. Bu kant Tanr'nn varln, yine Tanr kavramnn tahlilinden hareketle ispatlamaya almaktadr. O'nu "mkemmel varlk" ya da "zorunlu varlk" gibi kavramlarla akla maktadr. amzda da savunucular bulunan ontolojik kanta ta rihte ve gnmzde ciddi eletiriler yneltilmitir. Bu eletirilerden hareketle Smart ve Findlay gibi filozoflar bir tr ontolojik ateizm denemesinde bulunmulardr. Dorusu pek ok insann zihninde (veya kalbinde) yle ya da byle bir Tanr inancnn bulunduu, herhangi bir zamanda da o inanla babaa kalarak derin dncelere dald bir gerektir. Za man zaman byle bir kavramn nasl olup da insann zihnine yer letii ve hangi yollarla bu nitelikleri kazand da ayr bir tartma konusudur. Bru konuda metaryalist ve pozitivist dnrlerin kendilerine gre bir iddialar vard. Onlar bu kavramn yapayl n ileri srmlerdi. Ancak inanan dnrler de bu ve benzeri tezlere kar km ateistlerin yanlg ierisinde bulunduunu ifa de etmilerdir. Metafiziin bir bran olan "ontoloji" Yunanca "on to=varlk" ve "logos=bilgi kelimelerinin birlemesinden meydana gelmitir. Birleik bir kavram olarak "ontoloji", varlk bilgisi veya varlk nazariyesi de mektir. XVIII. yzyl filozoflarndan Christian Wolf ilk defa bu kav ram felsefi sistemlere karlk olarak kullanmtr. Felsef bir kantn ad olarak ilk defa "ontolojik kanttan" sz eden de Kant olmutur.18 Ontolojik kant ilk olarak XI. yzylda St. Anselm tarafndan ele alnmtr.19 Ortaa'da St. Thmas Aquinas'n eletirisi20 ile birlik te bir sre kozmolojik kantn glgesinde kalan bu kant, XVII. yz ylda Descartes tarafndan eskisinden daha gl olarak felsef ev relerin dikkatine sunulmutur.21Tartmalar da Descartes'in form le ettii biim zerinde younlamtr. Spinoza ve Leibnitz'in de ele ald ve canllk kazandrd bu kant, teizmi reddeden Kant tarafndan Saf Akln Eletirisi adl ese rinde iddetli bir biimde eletirilmi22 ve etkisini byk lde yi tirmitir. Kant'tan nce St. Anselm'in ada Gaulino ve Descar151

TEZM

YA

DA

ATEZM

tes'm ada Gassendi tarafndan eletirilen delil modern dnem de Charles Hartshone ve Norman Malcolm tarafndan tekrar ilen mi ve nemine dikkat ekilmitir. ada ngiliz filozoflarndan Alvin Plannga'nn almalaryla da son yllarda ontolojik kant zerinde ilgi younlam ve tartmalar yeni boyutlar kazanarak devam etmitir. 23 Bu kant Bat dnyasnda olduu kadar slm dnyasnda da nemsenmi Farab ve bn Sna gibi dnrler tarafndan dile ge tirilmitir. slm dncesinde de Tann'nn en mkemmel varlk olduu ve varlnn bir nedeni bulunmad daima belirtilmitir. slm dnrleri varlklar alemini "mmkn" ve "vacip" olmak zere ikiye ayrm, Tann'nn varln da "vacib'l vcd", yani "varl kendinde olan, var olmak iin herhangi bir eye ihtiya duymayan", ksaca "sebebi olmayan varlk" olarak ifade etmilerdir. Ayrca ontolojik kantn ele ald kavramlarn pek ou Farab'nin Tarn iin kulland niteliklerin arasnda da yer almtr. Farabiye gre Tann "ilk sebep" (her eyin ilk nedeni), "ekmel" (en mkem mel olan), "akdem" (en nce olan) ve "vacib'l-vcd'dur (sebebi olmayan varlk). Ontolojik kant ele alan Anselm, Tann kavramnn analizinden hareket ederek sadece inan yoluyla deil, akl yoluyla da Tann'nn varlnn kantlanabileceini gstermeye almtr. Anselm Tann'y, "kendisinden daha mkemmeli kavranamayan varlk" olarak tanmlam ve Tann'nn varln reddedenlerde dahi mkemmel varhk fikrinin olduunu iddia etmitir. Mkemmel Varlk kavram n bir adm daha ileri gtren Anselm, sadece zihinde var olan m kemmel varlk kavramnn dnlemeyeceini, bu kavramn zel ii gerei zihinde var olmakla kaimayp gerekte de (d dnyada) var olduunu iddia etmitir.24 Bylece o "mkemmelliin d dn yada zorunlu olarak varl gerektirdii" biimindeki ontolojik ka ntn zn kurmutur. Tann kavramn, insan zihnindeki matematik bir kavram kadar ak ve seik bulan Descartes, varln bir yetkinlik sfat olduunu dnm, "var olmann" da Tann'nn, yani en yetkin varln bir nitelii olduunu ileri srmtr. Descartes'a gre, 1. Zihnimizde en st derecede yetkinlie sahip bir varlk dn cesini tamaktayz, 152

TESTIK

KANITLARIN

ELETRS

2. Mkemmellik vasflarndan birinden yoksun olan bir varlk, en st derecede yetkinlie sahip olamaz, 3. Tanr'nn, yani en st derecede yetkinlie sahip varln, sz konusu vasflarndan birinden yoksun olduunu dnmek eli kili olacaktr, 4. Varlk, bir yetkinlik niteliidir, 5. Varlktan yoksun olmak yetkinlikten yoksun olmak demektir, Dolaysyla, 6. En yetkin olan Tanr'nn varlktan yoksun olacan dn mek eliki douracaktr, 7. Tanr'nn var olmas Tanr kavramnn ayrlmaz bir parasdr. Sonuta, / 8. Tanr gerek olarak vardr. 25 Descartes'a gre zihnimizdeki en yetkin varlk dncesinin bulunmas da Tanr'nn varlnn bir kantdr. nk kendi doa mzdan veya evremizden byle bir fikre ulamak mmkn deil dir. Doa bir ynyle eksiktir. Dolaysyla eksik bir kaynaktan m kemmellik kavram kmaz. Olsa olsa bu kavram, mkemmel var lnn kendisinden yani "Tann'dan" kaynaklanmtr. Sonuta Tanr, kalplerimize mhrn basm ve kendi idesini (en yetkin varlk kavramn) yerletirmitir.26 Ontolojik Kantn Eletirisi Ontolojik kanta nemli itirazlar yaplmtr. lk itiraz da An- selm'in ada Gaunilo'dan gelmitir. Gaunilo ontolojik kantta kullanlan mantn, "en byk ada" veya "en yksek da" gibi ba z anlamsz eylerin varln kantlamak iin de kullanlabileceini belirtmi bu tr eylerin hem zihinde hem de realitede kendilerin den daha by kavranamayan mkemmel varlklar olarak d nlebileceini ifade etmitir.27 Anselm ise Gaunilo'yu kendini yan l anlamakla itham etmi "kendisinden daha k veya by bulunabilecek mkemmel ada" ile "Tanr dncesinin" kartrl masn uygun grmemitir.28 Descartes'in ada Gassendi de ontolojik kant eletirmi ve ileride Kant'n daha gl olarak formle edecei varln sfat ola mayaca itiraznda bulunmutur. 29 Bu eletirileri vermeden nce bir konuyu hatrlatmakta yarar vardr. 153

TEZM

YA

DA

ATEZM

Ontolojik kant bata olmak zere teistik kantlara yneltilen eletirileri zorunlu olarak ateizm anlamnda grmemek gerekir. nk teistik biimde olmasa da Tann'nn varlna inanan baz filozoflarca herhangi bir kantn yntemi veya biimi eletiri konusu olabilmitir. Bunlarn en gzel rnekleri Hume ve Kant'tr. Dolay syla teistik kantlarn speklatif eletirisi ile Tann inancn birbirin den ayrmak gerekmektedir. Sz gelimi Ortaag'daki mehur hristiyan filozof Thomas Aquinas ontolojik kant eletirmi ve nemli grmemitir. Bu durum o kiinin ateist olduunu gstermez. Dola ysyla Tann'ya inanmak, kantlarn yntemiyle ilgili felsef eletiri nin yaplamayaca anlamna gelmemektedir.30

Kant'n tirazlar
Ontolojik delile kar yneltilen en gl itiraz Kant'tan gelmi tir. Kant'n eletirisi de ontolojik ateizmin temelini oluturmutur. Saf Akln Tenkidi adl eserinde ontolojik kantn imkanszlndan sz eden Kant, eletirilerini iki aamada sergilemitir: 1. Ontolojik kantta "varlk", Tann'nn zorunlu bir nitelii ola rak ileri srlm ve varolmayan en mkemmel Tann kavramnn eliki douraca iddia edilmitir. Buna karn Kant, nce Tann kavramnn kabul edilip daha sonra varlnn veya kudretinin in kar edilmesinin eliki olacan kabul etmekle birlikte, Tann kav ramnn tamamen inkar edilmesiyle birlikte Tann'nn btn nite liklerinin de ortadan kalkacan belirterek bu durumda bir eliki grlmeyeceini ifade etmitir.31 "Tann vardr" veya "gen aya sahiptir" gibi nermeler Kant'a gre "hkmler" olup, reel olarak var olan nesnelerden ve onlarn varlklarndan kanlm deildir. Kant'a gre eer gen varsa ann zorunluluundan sz edebiliriz. Ya da mutlak zo runlu varlk kavramn kabul edersek, o zaman niteliklerini konu abiliriz. Dolaysyla gerek genin ve gerekse Tanrnn varl in kar edildii anda, genin alann veya Tann'nn niteliklerini tar tmann bir anlam kalmayacaktr.32 2. Kant "Tann vardr" nermesini analitik ve dolaysyla totolojik bir hkm olarak deerlendirmekte, analitik bir nermeden sentetik bir nermeye geii uygun bulmamaktadr. nk ona g re varlk, gerek bir yklem deildir. Bir nesnenin varln iddia et154

TESTIK

KANITLARIN

ELETRS

mekle o nesnenin kavramna yeni bir ey ilave edilmi olunmaz.33 Dolaysyla "varlk" bir dncenin ak nitelii olmad iin, sz konusu nermede varlk, Tanr'nn zatna bir ey ekleyen bir yk lem de deildir. Bu durumda Tanr dncesi ile varlk arasnda zo runlu bir iliki yoktur.34 Kant'm "varln yklem olmad" gr ada felsefede de savunucularn bulmutur. Smart ve Findlay gibi dnrler sz konusu eletirileri tekrar ele alm ve bir tr ontolojik ateizm kur maya almlardr. Smart ve Findlay'in Eletirileri yBir kavramn kendisinden hareketle o kavramn geniletilmesi nin doru olamayacan iddia eden Smart, Descartes'in tutumunu mantk asndan yanl bulur. Smart'a gre "tanmlar kendi bala rna karsamalar iin yeterli deildir". Bir eyin var olduunu sy ledikten sonra, onun niteliklerini sralamak yanltr. Kant'n iler srd varln sfat olmad itirazn tekrarlayan Smart, bununla ilgili olarak "evcil kaplan" rneini verir. Smart'a gre "Evcil kap lanlar hrlar" dediimizde evcil kaplanlar hakknda bir eyler syle mi oluruz. nk hrlamak kaplanlarn bir zelliidir. Ancak "Ev cil kaplanlar var" dediimizde ise evcil kaplanlar hakknda yeni bir ey sylemi olmayz. Sadece kaplanlarn bulunduunu ifade etmi oluruz.35 Smart'a gre ontolojik kanttaki yanl "Mkemmel varlk var dr" nermesinde ki "varlk" ykleminin "Mkemmel varlk sever" cmlesindeki "sevmek" yklemi gibi bir sfat olarak ele alnm ol masdr. Halbuki "Mkemmel varlk vardr" cmlesindeki varlk yklemi, bizleri kavramsal dnyann dna tarmaktadr. Dolay syla Smart'a gre Tanr'nn varln inkar etmek mantksal bir e liki dourmaz.36 Smart'a gre Descartes, matematiki olduu iin gen tan mndan hareketle birtakm sonulara varmtr. Ancak bu matema tiin sadece sembollerle oynanan bir eit oyun olduunu gster mektedir. Halbuki geometri, d dnyadaki gerek bir varln ka nt iin yeterli bir model deildir.37 Smart'n yannda ontolojik kant'a kar ciddi eletiri getirenler den birisi de Findlay'dir.38 155

T E Z M YA DA

ATEZM

Findlay, ontolojik kanttaki "Tanr'mn varl zorunludur" iddi asn reddetmitir. nk ona gre "zorunlu varlk" kavram yan ltr. Dolaysyla Tanr'mn varl mantken imkanszdr. Byle bir varlkla ilgili akl kanttan veya zorunluluktan da sz edilemez. So yutlamalarla somut bir varlk arasnda kpr ina etmek imkansz dr. Tanr'mn varl ile ilgili kantlar zihindeki brakm yasalardan ya da "olgulardan" hareketle temellendirilemez.39 Tanr'mn varlnn sadece din bir tutum ierisinde kavranabi leceim syleyen Findlay40 bunun da herhangi bir eyi kantlama dn ve Tanr'mn varln zorunlu klmaya yeterli olmadm id dia eder: Findlay'e gre Tanr'mn varl teistik erevede zorunludur. Dier bir deyile teistik konuulmaya karar verildiinde zorunlu hale gelmektedir. Bu da pek ok kiiyi mutlu edebilir. Ancak zo runluluk sadece nermelerde vardr. nermelerdeki zorunluluk da kelimelerin kullanln yanstmaktadr.41 Grld gibi Tanr'mn varlnn sadece teistik adan zo runlu olduunu, buna karn dnce asndan zorunlu olmad n syleyen Findlay, Tann inancnn temelinde kalan eyin de din his ve duygular olduunu belirtmitir.42

Ontolojik Ateizmin Eletirisi


Bata Findlay olmak zere ateistlerin, ontolojik kant reddet mesi ve zorunluluk kavramndan hareketle Tanr'mn varln man tksal olarak imkansz grmesi ciddi itirazlarla karlamtr. Findlay'e yaplan en nemli eletiri sulad teistin konumuna dm olduu iddiasdr. Analitik nermeden sentetik bir hkm karmann yanll ontolojik kanta yaplan en byk bir itirazd. Ancak Findlay ayn yntemle, dncelerini "zorunluluk" kavram zerine ina ederek, sentetik bir hkm karma durumuna d m ve Tann'nn yokluunu gstermeye almtr.43 Ayrca Tan r'mn varl hakknda konumay mantksal gerekelerle sama bu lan ve gramatik olarak kabul etmeyen Findlay'in kendisi de Tan r'mn doas ve dindeki yeri hakknda tahliller yapm, birtakm yarglara varmtr. Bu durumda Findlay'in tartmalarnn da sa ma olarak deerlendirilmesi sz konusudur.44 Kald ki modern d nemde Tanr'mn varln reddeden dnrlerin pek ou ateiz156

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

mini ya deneysel ya da epistemelojik temeller zerine kurmular dr. Findlay'm zannettii gibi Tann'nm yokluuyla ilgili mantksal gerekeler sralamamlardr.45 Findlay'e yaplan dier bir itiraz da teistik zorunlulukla mant ki nermelerle ilgili zorunluluu ayn grmesi ve bunlar birbirine kartrmasdr. Rainer'e gre Tann'ya inanan bir insan iin "zorun luluk" Tanryla ilgili nermelere ilikin bir sfat olmayp, Tann'ya atfedilen bir niteliktir. Teistik anlamda, Tann'nm zorunluluu, O'nun kendi bana var olmasdr. Varln herhangi bir yere bor lu olmamas, her eyden bamsz ve tamamen gerek olmasdr. Bu durumda zorunluluk Tann'ya atfedilen bir zelliktir. Tann'yla ilgi li nermelerin bir zellii deildir. Findlay'in yapt gibi bu niteli in sama olduunu dnmek Tann'nm varlnn zorunluluu ile onun hakkndaki dncelerin (nermelerin) zorunluluunu birbi rine kantrmaktr.46 Hughes'a gre Findlay'in tartt zorunluluk, Tann kavram nn getii nermelerdeki zorunluluktur. Varolusal nermelerin mmkn olmasyla, "Tanr vardr" nermesinin zorunlu olmas ay r eylerdir. Aynca bu noktada teistler, zorunlu olarak varolmay, sadece Tann'nn varl iin kullanmaktadr. Yani zorunlu olarak varolmay Tann dndaki varlklar iin dnmemektedirler.47

Kozmolojik Kantn Reddi


Kozmolojik Kantn Mahiyeti Kozmolojik kant evrenin kendi bana var olamayaca fikrin den hareket ederek Tann'nm varln ispatlamaya alr. "ayet Tanr olmasayd evren de var olmayacakt" ilkesini esas alarak evre ne kendi dnda, akn bir temel bulmay amalar. Evrenin varl, kayna ve oluumu insann zerinde derin dncelere dald ve en ok tartt konularn banda gelir. Yldzlar, gezegenleri, gne sistemleri, galaksileri ve bilemedii miz daha birok ynyle evren insann karsnda bir bilmece gibi durmaktadr. Gizemliligi bilimsel almalarla almaya allan evren, doal olarak felsefenin ve dinin en nemli problemlerinden birisini oluturmutur. Tarih boyunca amac ve ileyii hakknda zihinleri megul eden kanlmaz sorulara cevap aranmtr. Alg157

TEIZM

YA

DA

ATEZM

lanma biimine gre de insann dnce hayatn ve yaam biimi ni ekillendirmitir. Deiik biimlerde dile getirilen kozmolojik kanta gre Tanr, evrenin yaratcs olduu gibi evrende var olan hareketin, deime nin ve nedensellik ilkesinin de ilk kaynadr.48 Bu kant tecrbe dnyamzdan hareketle Tann'nm varlm kantlamaya almas dolaysyla baz dnrlerce en ak seik ve en kolay anlalr ka nt olarak adlandrlmtr.49 Baz dnrlere gre kozmolojik kantn temelinde birtakm "kozmik sorulara" cevap bulma aray yatar. Var olanla yetinmeyip daha da ileriye gitmek isleyen insanlan dnmeye ve tartmaya sevkeden bu sorular sadece filozoflarn deil sradan insanlann da zihinlerini megul etmi ve onlar birtakm araylara yneltmitir. Mesel, 1) Evren niin vardr? Evrenin varlnn nedeni nedir? 2) Evren nasl var olmutur? ierdii ktle nereden kaynak lanmtr? 3) Evren niin yok deildir de var olmutur? Evrenin yok olma ynn nedeni nedir? 4) Madde niin deimekte ve hareket etmektedir? 5) Madde niin dzenli olarak makul bir sre ierisinde dei mekte ve sabit varlklar oluturmaktadr? 6) Evrende insann amac nedir? 50 Gaskin'e gre bu sorularn karsnda genelde iki byk yakla m ortaya kmaktadr: 1) Yahudilik, Hristiyanlk ve Islmiyetin temsil ettii ve evre nin varln niha noktada Tann'yla aklayan "teistik yaklam". 2) Evreni anlamada ve aklamada yine doay ve insann ken disini esas alan, teizmin aksine doa st Tannsal referanslan kabul etmeyen pozitivist ve materyalist yaklam (Helenistik atomizm). Her iki yaklam da yzyllardr gndemde kalm, defalarca i lenmi ve temellendirilmeye allmtr. kincisine nazaran daha yaygn olan ve daha fazla taraftar bulan teistik yaklam evrenin varo luunu "yaratma" inancyla aklam51 varolan her nesnenin arkasn da Tanr'nn iradesini ve gcn grmtr. Kozmolojik ve teleolojik kantn formle edilmesinin arkasnda da bu bak a yatmtr. 158

TEST1K

KANITLARIN

ELETRS

Klasik ateizm de diyebileceimiz ikinci yaklamda ise evrenin varoluu ve biimlenii konusunda Tanr gz ard edilmi, evrenin dndan gelen aklama giriimlerine scak baklmamtr. Mesel atomizim'de niha aklama kayna yine evrenin kendisi olmutur. Bu ynyle Helenistik atomizim. Bat dnyasnda kendi ierisinde tutarl ilk inansz sistem olma zelliini kazanm, 52 gnmzn bilimsel ateizmiyle veya dier bir deyile pozitivist anlaylarla pa ralellik arzetmitir. Felsefenin ve teolojinin en gl kant olarak kabul edilen koz molojik kant isminden de anlald gibi kozmosun (evren) varln dan Tann'nn varlna gitmektedir. Modem anlamda olmasa da Platon'un Kanunlar'mda "hareketin niha kayna ruh" ve Aristo'nun Meta/zife'inde de "Hk Muharrik" olarak basit ekilde yer alr.53 Bu kant sonralan Thomas Aquinas tarafndan Summa Thcologia54 adl eserde formle edilmi be yolun ilk kantn oluturmutur, Leibniz "Varlklann Nihai Menei stne"55 adl makalesinde "sufficient reason" (yeter sebep) kavramndan hareketle, Samuel Clark ise Tanr'nn Varl ve Sfatlarnn spat adl eserinde bu delile yer vermitir. islm dnrleri de evrenin varlndan Tanr'nn varlna gi den kantlara byk nem vermi ve aadaki ilkeleri savunmu lardr. Kendi terminolojileri ierisinde bu kant "huds" ve "im kan" delili olarak formle etmi, Tanr'nn evrenin varoluunun ar kasnda yer aldn (vcib'l-vcd) ve onun sebebi (ilk sebep) ol duunu ifade etmilerdir. Ateistlerin byle bir kantlama giriimine kar tepkilerini ver meden nce, bu kantla ilgili n bilgileri ve zerinde durduu kav ramlar vermekte yarar vardr. Kozmolojik kanta gre evrenin mmkn olmas, yokluunun dnlebilmesi ve kendi bana var olmamas anlamna gelmekte dir. Bu da bir anlamda evrenin ezel olmadnn ve sonradan var olduunun (hdus) gstergesidir. Dolaysyla bu kant evrenin var lnn mmkn olmasndan hareketle zorunlu bir varla iaret et mi, "zorunluluk" (necessity) kavramn n plana kartmtr. So nu itibariyle evrenin var olmasnn temel art olarak Tanr'nn ezel varln zorunlu grmtr. Kozmolojik kantn temel iddias udur: Evrenin gerekten var olduu grlmektedir. Bu da bir anlamda evrenin varlnn yoklu159

TEZM

YA

DA

ATEZM

guna tercih edildiinin gstergesidir. nk nesneler kendi kendi lerine varolma gcne sahip deildir. Bu durumda varlklarn bir bakasna borludurlar. Ancak nesnelerin birbirlerinin varlk nede ni olmalar bir yere kadar mmkn olabilmektedir. nk mm kn varlklarn nedensellik zincirinde sonsuza kadar devam etme leri imkanszdr. Dolaysyla varl zorunlu olan ve nesnelere ya am veren bir varln mevcudiyeti gerekmektedir.56 Bu varlk da Tann'dr. Tann zorunlu olarak vardr. Tanr'nn zorunlu olarak var olma s doasnn, nesnelerden farkl olarak kendi bana var olmas ve varln hibir eye borlu olmamasdr. Zorunlu varln olmad bir durumda ne evrenin ne de ierisinde yaanacak bir dnyann varl imkan dahilinde olacaktr. O halde her eyin arkasnda zo runlu olarak var olan bir Tanr bulunmaldr. Evrenin var olmas da zorunlu varln, yani Tanr'nn varlnn kantdr. Kozmolojik kant ikinci olarak evrendeki hareket ve deime nin nedenini aratrarak Tann'ya varmaktadr. Bilindii gibi evren deki nesneler hareket halinde olup, srekli bir deiim ve oluum ierisindedirler. Ancak nesnelerin hareketlilii ve deiik biimler almalar kendiliinden olamamaktadr. Bunlarn byle olmas da imkanszdr. Bu g kendilerine, hareketin ve deimenin tesinde olan bir yce varlk tarafndan verilmitir. Dolaysyla evrendeki ha reketin ve deimenin arkasnda, nesneler gibi hareket etmeyen ve deimeyen bir hareket ettirici yani Tann vardr. nc olarak kozmolojik kant evrenin sonlu olmasndan ha reketle sonsuz (infinite) olan bir varla, yani Tann'ya ulamaktadr. Bir nesnenin sonlu olmas zaman ve mekan dnyasnda belli bir s re ierisinde varolmas ve tekrar yokolmasdr. Herhangi bir zaman dilimi ierisinde varolan ve bir sre sonra yoklua mahkum olan nesneler gerek varlklarn kendileri dndaki bir varla borlu durlar. Nesnelerin kendi ilerinde oluturduklar nedensellik halka s da sonsuza dek gidemez. Bir an iin gittii dnlse dahi, sonlu bir varln, her eyin ilk nedeni olabilecei varsaym mantksal bir eliki olacaktr. Sonuta nesneler dnyas ierisinde bulunmayan, onlar gibi belli bir zaman diliminde var olup, yok olmayacak akn ve sonsuz bir varla, gereksinim duyulmaktadr. Bu da Tann'dr. Tann da evrenin akn nedenidir.57 Bu durumda her eyin ilk nede ni olan tann sonsuz bir varlk olarak karmza kmaktadr. 160

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

Kozmolojik kant, nesnelerin niin var olduu zerinde de dur mutur. Bu kanta gre evrenin varl ve biimlenii rastlant sonu cu olmamtr. Tanr, evrenin ne ekilde olacan, nasl ileyeceini nceden tercih etmi ve yasalanm ylece belirlemitir. Sonuta bir btn olarak evrenin var olmasnn temelinde Tann yatmaktadr. Grld gibi kozmolojik kant esas itibariyle iki ana konu zerinde durmutur. Birincisi evrenin sonradan oluu ve dolaysy la bir "ilk neden"e gereksinim duymas, kincisi ise kendi varolu nedenini kendisinde bulunduran ve evreni olanakl halden karp (yok iken), gerek klan (var eden) "zorunlu varlk". Kozmolojik kantn ilkeleri ve nermeleriyle ilgili olarak teistler, pozitif bilimlerin desteini de almaya almlardr. Bunlara karn ateistler de gerek kozmolojik kantn reddinde ve gerekse ev reni aklamada bilimsellik iddiasnda bulunmulardr. Teistler evrenin sonradan var olduuna dair ellerinde gl kantlarn bulunduunu ifade etmilerdir. Bu kantlar arasnda "genileyen evren gr" ve "termo dinamiin ikinci kanunu" gibi bilimsel iddialar bulunmaktadr. Bu kantlarn temel iddiala r da maddenin ncesiz olmad ve bir balangc bulunduuyla ilgilidir. Ancak her iki kesimin iddialar konumuzun dnda kalmakta dr. Dorusu felsef iddialann pozitif bilimle desteklenme durumu da almamzn boyutlarn amaktadr. Kozmolojik Kantn Eletirisi Ateistler evrenin karmzda duran kaba gerekler toplam ol duunu syleyerek teistlerin doast (vahiy kaynakl) aklamala rna kar kmlardr. Bu nedenle onlar yukarda zetlediimiz kozmolojik kantn kavramlarn eletirmi ve reddetmilerdir. Kozmolojik kantn eletirisinde Hume ve Kant gibi filozoflar nemli bir rol oynam ve ada eletirilere nclk etmilerdir. Eletirilerin byk blm de genelde "zorunlu varlk" kavram ve "nedensellik ilkesi" zerinde younlamtr.

"Zorunlu Varlk" Eletirisi


Ateistlere gre Tann'nn varl evrenin varl asndan zorun lu deildir. nk mantken zorunlu varlk kavram elikilidir. Onlara gre Tann'nn varl, olsa olsa teolojik veya metafizik a161

TEtZM

YA

DA

ATEZM

dan zorunlu olabilir. Ancak bu da zorunlu varln, yani Tann'nn gerek varln garantilemez. Mesel Smart'a gre Tanr, kozmolojik kantta mantken zorun lu bir varlk olarak dnlmtr. Ancak drt kenarl bir gen kavram ne kadar elikili ise "mantken zorunlu bir varlk" kavra m da o kadar elikilidir.58 Zorunluluk sadece analitik nermeler iin sz konusudur. 59 Halbuki Tann'nn varlnn zorunlu olmas, Tanr kavramndan karlmtr. elikili olduu iin drt kenarl bir gen kavramnn varlndan bahsetmek imkanszdr. Ayrca Tanr kavramnn kapsamndan dolay, Tann'nn yokluunun d nlemez olduu iddia edilmitir.60 Ancak Smart'a gre soyut bir kavramdan hareketle o kavramn gerek varl kanlamaz. 61 Tan r zorunlu bir varlktr" nermesini "Tanr vardr" biiminde yo rumlamak mantken bir zorunluluktur. Ancak nermenin zorunlu olmas hkmn zorunlu olmasn gerektirmez. Halbuki bu da Kant'a gre ontolojik kantn vard yerdir. 62 Smart'a gre, kozmolojik kantta Tann'nn varlnn zorunlu olmas teolojik bir zorunluluktur. Teolojik zorunluluk da mantk sal zorunluluu gerektirmez. Ona gre Tanr kavram, anlamn di n sylem ve literatrde oynam olduu rolde bulmutur. Kald ki mantken zorunlu nermeler gerei Smart'a gre sadece ya sem boller iin ya da kavramlar arasndaki ilikiler iin geerlidir.63 Smart'a gre kozmolojik ve ontolojik kantta olduu gibi, dine metafiziksel tartmalarla a priori bir temel bulmaya almak, dil mantm bilmemekten kaynaklanmtr. nceden de ifade edildi i gibi Tann'nn varln sadece teistik sylemde zorunlu gren Smart buna benzer bir iddia daha ileri srerek dinin speklatif ka ntlar arayn da eletirmitir.64 Smart, varln yklem olmadndan hareketle ki, bu durum da varlk zorunlu olmaktan kmaktadr, Tann'nn tpk evren gibi nmzde duran kaba bir gerek olmasnn gerekeceini belirt mektedir. Bu durumda da Tann'nn varln kabul etmeye gerek duymadan, bir anlamda ontolojik ekonomi yaplarak evrenin varl sonsuz olarak kabul edilecektir.65 Kozmolojik kant eletiren dier bir dnr de Mackie'dr. Mackie'ye gre "zorunlu varlk" dncesi en fazla kavramsal adan sz konusu olabilir veya bu ekilde dnlebilir. Ona 162

TEIST1K

KANITLARIN

ELETRS

gre byle bir kavramn, (teistler asndan) metafizik zorunlu lua sahip olmas da fazla bir anlam tamamaktadr. nk byle bir zorunluluk biiminin ne olduu akla kavuturulmamtr. Sonuta Mackie'ye gre Tanr'nm varl mantken zo runlu deildir.66 "Etken Neden" Eletirisi Kozmolojik kanta yneltilen dier bir eletiri de nedensellik il kesine yaplmtr. Ateistler evrenin kendi dnda bir nedeni olma d grnden hareketle evrenin yaratldn kabul etmemiler dir. Ayrca teizmin evrenle akn bir varlk olan Tann arasnda kur mu olduu iliki biimini de eletirmilerdir. Bu eletiriler materyalizm grnmnde de olsa varln her zaman devam ettirmitir. Buna gre evrenin varoluunda veya bi im kazanmasnda Tanr sz sahibi deildir. Buna karn evrenin kendisi ezel ve ebeddir. Zaman asndan balangc ve sonu yok tur. Merkezi olmad gibi snrlar da bulunmamaktadr. Atomlar evrenin var oluunun temelidir. Her bir atom da evren gibi sonsuz olup yaratlmas veya yok olmas sz konusu deildir. Evrenin ve zamann balangc olmad gibi sonu da yoktur. Hareketin ilk muharrik'i veya dier kayna yoktur. Evrenin dzeni de tpk kendisi gibi kaynakszdr. Atomlarn tesadfi arpmasndan ve bileimle rinden evrenin dzeni de ortaya kmaktadr. Bu evrende insann gelecei yoktur. kinci bir hayat da sz konusu deildir. Yaam bo yunca baz trlerin says artmakta bir ksm da yok olmaktadr.67 Antony Flew evreni anlamada haric aklamalann makul olma dn ve buna da gerek duyulmadn belirtmi ve "Stratocu ateizim" fikrini dile getirmitir. Strato (m.. 269) Aristo'nun kurmu olduu lise'de (lyceum) bakanlk yapm bir dnrdr. Evrenin varln ve temel zelliklerini yine evren hakkndaki niha akla malar iin temel kabul etmi dardan gelebilecek yaklamlar red detmitir. Tanr'mn yeter-sebep (sufficient reason) olarak dnl mesine de kar kmtr.68 "Nedensellik" konusunda teizme kar genelde u sorular yneltilmitir. Bizler her eyin bir etken nedene sahip olmak zorunda olduu nu nasl bilebiliriz?
163

TEZM

YA

DA

ATEtZM

Kendi varolu nedenini yine kendinde bulunduran, varln hibir yerden almayan, zorunlu bir varlk nasl var olabilir?69 Her eyin bir nedeni varsa, Tanr niin kendi varl iin bir ne dene ihtiya duymamaktadr? Eer Tanr, varl iin herhangi bir nedene ihtiya duymuyor sa (nedensiz bir varlk mmknse), evrenin de kendi kendinin ne deni olduu niin dnlmesin? 70 Yukardaki sorularn yannda nedensellik kavramna iki eletiri dalja yneltilmitir. Birinci eletiri Mackie ve Russell'n ileri srd "bir btn halinde evrenin nedeninin olamayaca" iddiasdr.71 kincisi ise Kant'n dile getirdii "nedensellik" kavramnn tecrbe dnyas dnda kullanlamayaca tezidir. 72 Russell'a gre paralann baml olmasndan hareketle bt nn bamlln karmak yanl olacaktr. nk neden kavram btn iin uygulanamaz. Dier bir deyile btnn nedeni ol maz. 73 Dolaysyla her insann bir annesi olmas gerei insan irk nnda bir annesinin bulunduu anlamna gelmemektedir.74 Mackie'ye gre de bir btn olarak evrenin mmkn olmas imkansz dr. Her ne kadar evrendeki nesnelerin para para olarak sonlu ol mas ve baka eylere baml olmalar dnlse de bir btn ola rak bunlardan, evrenin de bir nedeni olacan ve Tanr'ya baml olmasn dnmek yanl olacaktr. Dolaysyla Mackie'ye gre "Tanr olmasayd, evren de var olmayacakt" iddias bu noktada an lamsz olmaktadr. 75 Evrenin Tanr tarafndan yaratldn reddedenlere gre daha nceleri birka alem var olsayd ve bizler de o alemlerin nasl varklndna tank olsaydk Tanr ile alem arasndaki ilikiyi aka grebilir ve ierisinde yaam olduumuz bu evrenin oluumu hakknda sebep-sonu ban aklayabilirdik. Yani baka alemle il gili bilgilerimizi bir sraya koyarak bir sonu karabilirdik. Nielsen'e gre elimizde evrenin varlna ilikin niha akla malar olmaynca ilk nedenin tr hakknda bilgi edinebilecei miz inanc da temelsiz kalr. Bu durumda da her eyin zel bir nedeni olduu varsaym anlamn yitirmektedir. 76 Sonu olarak ateistlere gre evren nedensizdir. Fiziksel ve kompleks bir yap da olan bu evrenin kendi dnda bir varhk nedeni yoktur. Evre nin nedensiz oluu ve buna daha fazla aklama getirilememesi da 164

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

ateistler asndan evrenin tuhaf veya bilmece olduu anlamna gelmemektedir. 77 Russell'a gre "evrenin nedenini sorgulamak" tpk evrenin ne rede olduunu sorgulamak gibidir.78 Evrendeki herhangi bir nes nenin nerede olduunu sormak mmkndr. Ancak var olan her eyi kapsayan evrenin yerini sormak, evren tanmna aykn de cektir. Bu da Russell'a gre, sanki atmosfersiz ortamda bir kuun uuunu tartmak gibi olacaktr.79 Kozmolojik kant yukarda grld gibi ateistlerin ciddi iti razlaryla karlamtr. Dorusu teistlerle ateistler arasndaki uzun tartmalar devam edecee benzemektedir. Her iki kart anlay gemite baz evreler tarafndan bilimsel teorilerle desteklenmek istenmi, dolaysyla ortaya bilim ve din atmas kmtr. Ancak gnmzde, zellikle felsefe evrelerinde bilim ile din arasndaki atmann moda olmaktan kt ve her iki disiplinin de kendi i lerine bakt gr hakimdir. 80 Evrenin varlndan hareketle Tanr'nn varln kantlama gi riimini eletirmek mantksal adan zor olmayacaktr. Bu konuda teistlerin ileri srd iddialann aksini iddia etmek ya da o iddiala r felsef zmlemeye tbi tutmak her zaman mmkn olabilecek tir. Ancak ateistlerin szkonusu iddialan rtebilecek alternatif gr ileri srmesi de kolay deildir. Evrenin varl, amac, ierii ve yasalar sadece madd neden lerle aklanacak kadar basit bir yap arzetmemektedir. Sadece evre nin deil canllarn varl dahi bir yaratcnn varln zorunlu kl maktadr. Evrenden hareketle ya da evrendeki muhteem olaylar karsnda insanda Tann fikrinin dogmas kadar tabii bir ey ola maz. "Zorunlu varlk" ya da "etken neden" kavramlarnn mantksal eleririsi teorik olarak devam edebilir. Ancak bu kavramlarn iaret ettii reel varln pratik olarak yalanlanma ans bulunmamaktadr.

Teleolojik Kantn Reddi


Teleolojik Kantn Mahiyeti Teleolojik kant Tanr'nn varlm ispatlamak iin ileri srlen en ak ve anlalr bir kanttr. Felsefi bir argman olarak Tann'nn varln, evrendeki dzenle ve gzellikle aklamaya almaktadr. 165

TEZM

YA

DA

ATEZM

Doann dzenine ve estetiine dikkat ekerek Tanr'nn varlnn gerekliliine iaret etmektedir. Ksaca evrende bir dzen ve bu d zenin arkasnda bir ama olduu dncesinde hareketle, bu dze nin kaynann Tanr olduu sonucuna varmaktadr. Zaten kantn ismini ald "Telos" terimi de Yunanca "ama" veya "gaye" anlam na gelmektedir.81 Teizme gre evrendeki dzen ve gayenin, canllar dnyasnda ki organize yaamn (birlikteliin ve uyumun) ans ve rastlant gibi kavramlarla aklamas mmkn deildir. Bunun yannda evrende olup bitenleri nihai noktada akn bir varla gnderme yapmadan tamamen isel nedenlerle aklamak da olanakszdr. Teleolojik kanta ilahi dinlerin kutsal kitaplarnda olduka sk rastlanmtr. Bir argmann Tanr'nn varlyla ilgili bir kant ola rak formle edilmesi ve tartlmas her ne kadar XVIII. yzylda ol musa da kkleri Antika Yunan felsefesine kadar gitmektedir. iero The Nature of The Gods, Platon ise Kanunlar adl eserinde uza yn ve yldzlarn varlnn ilahi varlk iin apak bir delil oldu undan sz etmitir. 82 Ortaa'da Thomas Aquinas Summa Theologia adl eserinde bu kanta geni yer vermitir. "Be Yol" adyla ileri srm olduu Tan r'nn varlyla ilgili kantlar ierisinde bu konuya uzun uzadya deinmitir. ngiliz teolog William Paley ise Natura! Theology adl eserinde bu kant ele alm ve savunmutur. slm dnrleri de bu kant zerinde durmu ve Tanr'nn varln kantlamaya almlardr. Birinci olarak evrendeki ni zamdan yola karak Tanr'nn varlna ve Onun niteliklerine ula mlardr, ikincisi ise Tanr'nn varl ve niteliklerinden hareket ederek evrendeki dzen, gaye, gzellik, hikmet gibi konular ak lamlardr. Kindi, Farabi, bn Sina, Gazzali ve bn Rd gibi d nrler Tanr'nn inayetini, adaletini, cmertliini ve gzelliini an latrken sz evrenin yapsna getirmi ve grlerini bu yolla dile getirmilerdir. Kindi nizam, ahenk, irtibat gzellik ve ama dncesini iine alan bir evren anlayndan yola karak Tanr'nn varlna delil ge tirmitir. Buna Islmi literatrde ksaca "inayet delili" denmitir.83 Kindi'ye gre evrenin mkemmel yaps, dzeni, paralarnn birbi riyle olan ahengi, her eyin iyiyi koruyacak, kty yok edecek tarz da dzenlenmesi ilim sahibi bir dzenleyicinin varlnn iaretidir. 166

TE1ST1K

KANITLARIN

ELETtRtSt

Farabi ve Ibn Sina gibi dnrler de evrenin gzellik ve d zenine iaret etmilerdir. Ancak bunu yaparken onlar evrenden Tanr'nn varlna gitmekten ok Tanr'dan hareketle evrenin ya psn aklamaya girimilerdir. Farabi'ye gre evren ilhi nlemin bir eseri olarak vardr. Dolaysyla Tanr, "el-mdebbir'llem"dir. Bu mdebbir tarafndan ortaya konan dzende ilhi ada let kozmik dzeyde tecelli eder. Dolaysyla orada adaletsizlik sz konusu deildir. Gazzali'ye gre Tanr evrende hibir eyi bou bouna yaratma mtr. Dolaysyla nemli olan ey evrene ibretle bakmak ve btn varlklardaki hikmeti grmektir. nsann bedenindeki organlarn birbirine baml ve uyumlu olmas gibi evrendeki her eyde de bir uyum sz konusudur. Evren tek bir ahs gibidir. Onda her ey yer li yerinde olup bir dzensizlik bulunmamaktadr. slm dnrleri arasnda teleolojik kanta en fazla nem ve ren Ibn Rd olmutur. Ibn Rd bu kant erevesinde iki tr yak lamdan sz etmitir. lk olarak "inayet" kavramn ne karm, btn varlklarn insan iin uygun bir tarzda dzenlendiini ve bu dzenin de irade sahibi bir varln eseri olduunu belirtmitir. So nu itibariyle evrendeki uygunluun da kendi bana ve tesadfen olamayacan iddia etmitir, ikinci olarak "ihtira" kavramndan sz etmi, insanlar, hayvanlar, bitkiler, yldzlar bata olmak zere ev rende var olan her eyin yaratldn ve btn bunlannda bir yara tcya ihtiyac bulunduunu iddia etmitir. 8 4 slm dnrlerinin yannda Paley ve Tennant gibi son dnem hristiyan dnrleri de teleolojik kant nemle ele alm ve bu yolla Tanr'nn varln ispatlamaya almlardr. Paley'e gre yerde bulduumuz bir saat, yolda yrrken kar latmz herhangi bir ta parasna benzemez. Saatin paracklar dan olutuunu ve her bir paracn da dikkatle ilenip bir dzen ierisinde bir araya getirildiini grrz. Bu da bizlere evrenin du rumunu gstermektedir. Evren de tpk bir saat gibi akl ve irade sa hibi bir varlk tarafndan tertip edilmi ve dzenlenmitir.85 Yine Paley'e gre insan gz saat rneini en gzel bir biimde dorula maktadr. Grme organ olan gzn deiik paralar karmak bir yap ierisinde insann grmesine olanak tanyacak bir biimde ter tip edilmitir. Gzn bu dzeni bizlere akl ve irade sahibi bir var l haber vermektedir. 8 6 167

TEZM

YA

DA

ATEZM

ingiliz dnr Frederick R. Tennant eletirileri de dikkate ala rak teleolojik kant tekrar ele alm ve onu adaptasyon kavram erevesinde savunmutur. Yazm olduu Philosophical Theology adl eserinin II. cildinde kozmik teleolojiden sz eden Tennant teolojik kant be fikir erevesinde ylece dile getirmitir: 1. nsan dncesi ile nesneler arasndaki karlkl uyum Tanr'nn varl iin epistemolojik argmanlarn yolunu amtr. Ev ren, bizlere kendini olduu gibi amakta ve bizlerden de olduu bi imde anlalmak istenmektedir. Karmzda kaos halinde veya kendi basma bir evren bulunmamaktadr. nk evren, veya koz mos yle ya da byle anlalr bir durumdadr. Yani evrenin ken dine gre belirli yasalan, kategorileri vardr. Evrenin yasalarnda ve nesnelerin varlndaki amallk da birtakm mantksal zorunlu luklarn ya da biyolojik gereksinimlerin tesindedir. 2. Adaptasyon daha ziyade organik varlklarda grlmektedir. Organik varhklardaki uyum da hl bilime gizemsi kalmaktadr. Tennant'a gre bu konuda Darwinizm teizm iin ciddi bir tehlike oluturmamtr. Danvin, organik yapnn ardl ve aamal bir bi imde devam eden deiimle (modification) ok uzun bir sre ie risinde olutuunu gstermitir. Ancak Tennant'a gre oluumun aamal olmas harici bir dzenin yokluunu kantlamaz. Dolaysy la Darwinizm'in teleolojiyi ykt sylenemez. Tennant'a gre Darwinizm ashnda XVIII. yzyln mekanik teleoloji anlayna kar bir tehdit olumutur. 8 7 3. Organik ve inorganik dnyalar arasnda da ak amallk ve uyum vardr . ' 4. Doada deerlerin var olduu grlmekte, estetik, gzellik ve ycelik tecrbe edilmektedir. 5. nsann moral stats ve ahlaki tecrbesi de teizm asndan Tanr'nn varl iin argmanlara temel oluturmaktadr. 88 Yukandaki be madde, Tennant iin "olgular sahas" dr. Ona gre bu olgularn varl bizleri Tanr'nn varlna gtrmektedir.89 Teleolojik kant her kesimden kabul grd gibi ciddi eleti rilerle de karlamtr. Evrende grlen dzen ve gayeyi Tanr kavramna bavurmadan aklayan tezlerin ileri srlmesi de bun larn banda gelmektedir. Bu noktada zellikle Hume'un eletirile ri ve Danvin'in evrim teorisi nem kazanmaktadr. Ancak teleolojik kantla ilgili olarak bir nokta gzden kamlmamaldr. O da Hume 168

TEIST1K

KANITLARIN

ELETRS

ve Kant gibi birok filozofun klasik teizmin tanr anlayn benim sememi olmasna ramen bu kantn nemini ve gcn itiraf et mi olmalar ve etkileyici bulmalardr. Teleolojik Kantn Eletirisi Hume'un Eletirileri XVII. yzyldaki bilimsel gelimelerin hzlanmasyla birlikte g kazanan teleolojik kant daha sonralar Hume ve Kant'm ele tirileri ve evrim teorisinin rabet grmesi sonucu etkisini yitirmi tir. Hume Din stne Diyaloglar adl eserini, ncelikle bu kantn eletirisine ayrmtr.90 Hume'un itirazlar gnmzdeki ateistler iin de hareket noktas olmu ve sk sk tekrarlanmtr.91 Bu er evede Mackie, sz konusu itirazlar tekrar ele alm ve be basa makta sunmutur: 1. Doann dzeni ile insanlarn yapt eyler arasndaki ana loji ve yakn iliki teizm iin uygun bir aklama mdr? 2. Analojinin doru olduu bir an iin var saylsa bile doann dzeni baka ekillerde aklanabilir ve bu durumda teistik iddia zayflar. 3. Birinci ve ikinci itirazlara ramen teizmin varsaymlar do ru kabul ediliyorsa u sorulabilir: lhi akln kendisi de (doann dzeni iinde) aklanmaya muhtatr. Doann dzenini organize eden bir beynin kendisi de karmak bir dzene sahip olmaldr. 4. Doadaki ktlkler bir olgudur. Bu ktlkler kudret ve iyilik sahibi bir tanryla rtse bile bizler mkemmel olmayan bir doadan nasl olurda tamamen iyi olan Tann 'yi karabiliriz? 5. Yukardaki btn itirazlar karlansa bile sonuta hepsi yine kullansz olacaktr. nk teleolojik kant tecrbemizi balad yerden daha ileriye gtrmemektedir. Tecrbemizin ve hayatmzn bilinmeyen ynleriyle, dini hayatmz hakknda (insanlarn mutlu luu ve mutsuzluu, ceza ve mkafat ieren ahiret hayat) daha fazla bilgiyi vermemektedir. 92 Hume'un dzen kantna yapt en nemli itiraz, insan ile ma kine arasnda kurulan ilikinin Tanr'yla dnya arasnda kurulma ya allmas noktasnda olmutur. Halbuki Hume'a gre bizler bir makine ile makineyi yapan kii arasndaki ilikiyi birok kere gr169

TEIZM

YA

DA

ATEZM

me imkan bulduumuzdan byle bir analojiyi rahatlkla dne bilmekteyiz. Ayrca birka dnya olsayd ve biz bunlarn nasl var olduuna ahit olsaydk oradan bir karmla bu dnyann bir ya ratcs olduuna ulardk. Oysa dnyann menei hakknda hibir deneysel bilgimiz bulunmamaktadr. 93 Hume'un ikinci itiraz, evrenin tek ve biricik oluuyla ilgilidir. Yani bizler evrenin kayna hakkndaki varsaymlanmz tecrb olarak deneme imkanna sahip deiliz. Bir baka dnyann oluu muna tank olmadmz iin bu dnyann da kayna hakknda de neysel bilgi sahibi deiliz. Gemilerin ve evlerin yaplmasna tank olmamz Hume'a gre bizlere evrenin oluumu hakknda konu mamza olanak tanmaz. 9 4 Teleolojik kanta yaplan itirazlardan biri de bu kantla ulalan Tanr kavramyla, teistik Tanr anlaynn birbirinden farkl olabi lecei ve dzen delilinin teizmin Tanr kavramna ulamakta yeter siz kalacadr. Huma'a gre bu kanttan hareketle Tann hakknda pek fazla bir ey syleyemeyiz. nk dzen koyucu fikrine ulasak dahi bunun sonsuz ve snrsz bir Tann olacam nasl bileceiz veya btn ileri tek bana yaptn nereden karacaz? Belki b yk bir mimar fikrine ulaabiliriz. Ancak mimann da bir yaratc ol mad unutulmamaldr. 95 Aynca karmak bir yap arzeden doa nn dzenleyicisi de karmak bir beyine sahip midir? Yani Tann ile evren arasndaki iliki proje ile mimann zihni arasndaki iliki gibi midir? 9 * Hume, bu eletirilerine ek olarak ileride ele alnacak olan k tlk problemini de teleolojik kanta kar ciddi bir problem ola rak grmtr. Smart'a gre de ktlk problemi dzen delilini ciddi olarak tehdit etmektedir. Ona gre etrafmzda cereyan eden trajik olaylardan dolay mizacmz olumsuz olarak etkilenmekte ve evrene bakmz deiebilmektedir. Dolaysyla teleolojik kantn iddia ettii gibi evrende bir dzen ve gaye grmeyebilir, evremiz den zevk almayabiliriz. Bu durumda da hayranlmz sz konusu olmayabilir.97 Grld gibi Hume, teleolojik kanta yaplan eletirilerin n cs durumundadr. Ancak btn bunlar daha nce de hatrlatld gibi Hume'un ateist olduu anlamna gelmemektedir. Zaten ken disi de ateist veya deist olarak adlandrlmaktan nefret ettiini ak170

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

lam ve bu yaktrmalar reddetmitir. 98 Aslnda Hume salt ateist lerin varlndan da dorusu kuku duymutur. Nitekim on sekiz kiinin katld yemekli toplantda ev sahibi Baron D'Holbach'a hi taben ateistlere inanmadn ve onlarla hi karlamadn syle mitir." Gaskin'e gre Hume, masadaki insanlann neye inandkla rnn farkndadr. Ancak o yannda oturan Baron'a takrm, byk olaslkla da dnyaya ateistler gibi dogmatik bir biimde ve ar g venle bakmadn ima etmitir. Bu da Hume'un ateist olmadn gstermektedir. 10 Hume, Diyaloglar'm on ikinci blmnde unlan syler: "Gaye, niyet ve dzen en dikkatsiz ve aptal bir kimsenin dahi dikkatini e kecek aklktadr. Btn ilimler bizi ilk yaratcnn varln kabule gtrmektedir".101 Ancak btn bunlara ramen Hume teist de de ildir ve geleneksel teizme de inanmamtr.102 Hume'un btn he defi inancn empirik kantlarla aklanmaya allmasn boa kartmak ve rasyonel teolojinin iddialann ykmaktr. Zaten ona gre Tanr, kendisini duyularmzla alglanacak biimde amamtr.103 Flevv'un Eletirileri ada felsefede teleolojik kant eletirenlerden biri olan Flew, bu kantn gcn itiraf etmekle beraber, Tann'nm varln ispat lamada yetersiz kaldn belirtmitir. Flew'a gre teleolojik kant bilimsel olmaktan ziyade felsefi bir problemdir. Dolaysyla birinci derecede filozoflarn bir sorunudur. Darwin gibi bilim adamlan te leolojik kantla ilgili faydal eyler syleyebilirler. Ancak btnyle dzen delili hakknda konuamazlar. 104 Buradan da anlalabilece i gibi Flew, felsefi problemlerle bilimsel problemlerin birbirine kartrlmamasn istemektedir. Flew'a gre doadaki dzenin varl bir dzenleyicinin varl n gerektirmez. 105 Bu dncelerinden hareketle evrenin dndan getirilen herhangi bir aklama tarzn kabul etmemi ve kar k mtr. O'na gre evren hakknda konuurken her eyden nce d ncemiz evren zerinde yogunlamaldr. Bu srete teologlarn evren dnda bir kaynaa bavurmalar doru deildir. Teologlar evren hakkndaki tanmalarda dikkatleri evren zerinden ekip "evrenin dnda, tesinde, zerinde ya da aasnda" gibi kavram larla baka bir yne ekmeye almlardr. Halbuki evrenin dn171

TEIZM

YA

DA

ATEZM

daki bir ey hakknda konumak veya onu tanmlamaya almak hibir ey sylememek demektir. Teologlar ncelikle bu kavramla rn uygulanabilirliini gstermek zorundadrlar. 106 Teleolojik kantn ekiciliini de inkar etmeyen Flew, insanla rn doaya hayran kalmalarn, orada dzen ve gzellik grmeleri ni de gayet normal karlamaktadr. Ancak doaya hayran kalmak la Tann'nn varl problemi ayr konular olup birbirine kartrl mamaldr.107 Teleolojik kantn doadaki her eyde bir gayenin var olduunu sylemesi de Flew'a gre Aristo'nun filozoflar ze rindeki etkisinden kaynaklanmtr. Evrendeki her eyin hareketin de bir gaye olduunu sylemek, Flew'a gre dnyay tersine evir mektir. nk gaye ve eilim kavramlarn belki i yapan ve bir e yi ekillendiren insanlara atfedebiliriz. Bunun dnda gaye ve ama kavramlarna bir anlam veremeyiz.108

Darwinizm
Teleolojik kantn evrendeki dzen ve gayeyi Tann'nn yarat mas ve iradesiyle aklamas, dier bir deyile dzen ve gayeye ev renin dnda bir aklama getirmesi XVIII. yzyldan itibaren bi lim evrelerinden tepkiyle karlamtr. Teleolojik kantn kar lat en ciddi itiraz da Danvin'in grlerinden gelmitir. Danvinizmle birlikte bir sre teleolojik kantn ciddi biimde sarslaca ve yklaca dnlmtr. Ancak bu dnce fazla srme mi, Danvin'in fikirlerinin balangta teizmin Tann anlayna kar bir tehdit olduu dnlmse de bir sre sonra bu izlenim etkisini kaybetmitir. Danvin'in ateist olmad ve insann evri minden bahsetmedii anlalm, lmnden sonra ise sadece bi limsel varsaymlar olan fikirlerinin ideolojik olarak kullanld ileri srlmtr. Bilimsel bir alma ve varsaym niteliinde olan Danvinizm, daha sonralan ateistler tarafndan polemik konusu yaplmtr. zellikle teizmin eletirisinde canl varlklarn oluumuyla ilgili konuda alternatif bir gr olarak ileri srlmtr. Danvin'in di ni anlayla ters den daha ciddi fikirleri olmasna ramen109 bunlar zerinde durulmam, canllarn oluumu ile ilgili fikirleri, bilimsel yasalarm gibi teizmin karsna karlmtr. Halbuki R. Danvin aka Tanr'y inkar etmedii gibi teizmin teleolojik kan172

TESTIK

KANITLARIN

ELETRS

tn ve ilgili aklamalarn da iddetle eletiren bir tutum ierisin de bulunmamtr. 110 Darwin'e gre bugnk canl yaplar doal bir sre ierisinde basit bir organizmadan gelimilerdir. Canl hcreler de nesilden nesile genetik deiime uramlardr. Ona gre deimenin arka snda doal gereksinimler yatmaktadr. Canl bu deiim srecinde yaam mcadelesi vermekte, evresine uyum salamaya ve ayakta kalmaya almaktadr. "Natural Selection" denilen bu sre ieri sinde gl canllarn yaamlann devam ettirebilme anslar zayf olanlarna nazaran daha fazla olmaktadr. Buna karlk evreye uyum salayamayan zayf canllar ise yok olup gitmektedir.111 Baz ateistlere gre bu teori, teizmin teleolojik anlayn rt mtr. Ancak belirtildii gibi Danvin'in teizm karsnda taknd tutum ortada ciddi bir ikilemin olduunu gstermemektedir. Kald ki Danvin'in canllann oluumuyla ilgili bilimsel almalar yapmas ve birtakm teoriler ileri srmesiyle, teizmin teleolojik an lay zorunlu olarak birbiriyle atma durumunda deildir. Ayrca Danvin'in ileri srd dncelerin ne derece kantlanabildii de ayr bir konudur. Dorusu ciddi eletirilerle de karlamtr: Danvin teorisi insann sadece fiziksel ve biyolojik ynyle ilgi lenmitir. Bu eletiriye gre, insan fiziksel bir varlk olmann ya nnda, ayrca duygu, dnce ve inan ynlerine de sahip bir var lktr. Dolaysyla Danvin teorisi insan ve dier canllar tamamen aklayamamaktadr. Bir dier eletiri de Danvinizmin yaamla ve yaamn btn ynleriyle ilgili doyurucu aklama getiremedii iddiasdr. Swinbume'e gre, Danvinizm baz canllann nasl yok olduunu akla yabilir. Ancak btnyle insanlarn ve dier canl varlklann niin var olduunu aklayabilecek gte deildir. 1 1 2 Ksaca zetlediimiz Danvin'in evrim varsaym XX. yzylda canllarn varl ile ilgili teolojik aklamalara alternatif bir tez ola rak ileri srlmtr. Danvinizmin bir an iin doru olarak d nlmesi, yani canllar dnyasndaki mcadelede, oalmayla birlik te glnn ayakta kalmas ve zayfn kaybolmas srecinin kabul edilmesi, nihai anlamda amasz ve gayesiz bir hayat anlayna va rlmas demektir. Bu da teizmle atmann balangc olmutur. nk bilindii gibi teizm, yaamn akl ve irade sahibi bir varlk tarafndan belli amalarla yaratldn ve ynetildiini sylemitir. 173

TEZM

YA

DA

ATEZM

Btn bunlara ramen baz bilim adamlar Danvin'in fikirleriy le dinin zorunlu olarak atmadn belirtmitir. Bunlann arasn da da Tennant gelmektedir. Bu kiiler yaratma kavramna yeni an lamlar yklemi ve onu yoktan yaratma yerine bir sre olarak de erlendirmilerdir. Bu srecin arkasnda da Tanr olacandan, ya ratma gerek evrim biiminde olsun gerekse bir anda yoktan var kl ma biiminde gereklesin sonuta Tanr'nn bilgisi ve iradesi dahi linde olacaktr. Dolaysyla evrim teorisinin kabul edilmesi duru munda dahi Tanr'nn inkar zorunlu olmayacaktr. Dini Tecrbe Kantnn Reddi Ontolojik, kozmolojik ve teleolojik kantlarn, zellikle Kant ve Hume tarafndan iddetle eletirilmesi baz teistler asndan ykc olmu ve onlarn rasyonel kantlara olan inanlarn sarsmtr. K tlk probleminin de getirmi olduu yk karsnda zor duruma den bir ksm evrelerde zellikle mistik (sfi) dnrlerde Tan r'nn varl ile ilgili kendilerince daha gvenli yol arayna gidil mitir. Dolaysyla dikkatler dini tecrbe zerine kaymtr. Ancak dini tecrbenin, Tanr'nn varl lehinde bir kant olarak kullanl mas da beraberinde yeni eletirileri getirmitir. Dini Tecrbenin Nitelii Dini tecrbenin nitelii konusunda tam bir fikir birlii bulun mamaktadr. nk byle bir tecrbenin ierii ve biimi kltr den kltre deimektedir. Dolaysyla ne olduu ile ilgili eitli an laylar ortaya kmtr. Bu amala teizmin aleyhinde olabilecek birtakm psikolojik tahliller de yaplmtr. Ancak filozoflarn ze rinde durduu ve tarttklar konu genelde objesi Tann olduu id dia edilen youn dini yaant, bu yaantyla birlikte evrene duyulan hayranlk ve bu hayranln Tanr'ya ulamasdr. Yani O'nunla bir liktelik ve beraberliktir. zelde ise "dini tecrbe", Tann'nn doru dan tecrbe edilerek bilinmesi, anlalmas ve hissedilmesidir.113 Dini yaantnn Tanr'nn varl iin bir kant olabilecei tart malar entelektel dzeyde Alman teologu Schleiermacher'le birlik te nem kazanmtr. Schleiermacher, sezgi ve duygu temelli, kii sel Tann deneyimini, din fenomeninin merkezine koymutur. Tec rbeyi de inanan insan iin bir kant, inanmayan iin ise Tanr aley174

TEISTIK

KANITLARIN

ELETRS

hinde bir meydan okuma olarak dnmtr. 114 Rudolf Otto ise The Idea of The Holy adl eserinde "numinous" olarak tanmlad kavram kutsal tecrbe etmek olarak aklam, bu tecrbenin de btn ilahi dinlerin ortak noktas olduunu vurgulamtr.115 Martin Buber dini bir duygu olarak tarif ethi, Tanr ile insan arasnda dorudan bir iliki ve birliktelikten sz etmi ve bu kar lamay da din fenomeninin z saymtr. William James da dini ncelikle zel ve kiisel bir duygu olarak ele almtr. Ona gre din dar, yalnzlnda derin tecrbeler yaamaktadr. Mistiin tecrbe sinde karlat ve dolaysyla kutsallk ykledii tanrlar da James' a gre kurumlam btn dinlerin ve teolojilerin Tanrsdr.116 Bilindii gibi Freud yapm olduu psikolojik tahliller ynte miyle ilk olarak Tann inancyla insann ocukluundaki anne-baba ilikisi arasnda bantlar grm ve psikolojik adan Tanr inan cn reddetmitir. Freud'u takiben Tann inanc ile insan psikolojisi arasndaki ilikilerle ilgili analizler hzla oalm ve eitli teoriler ortaya atlmtr. Bu erevede tecrbenin yaps hakknda zellikle dini deneyin mahiyetiyle ilgili aratrmalar birbirini izlemitir. Bu konuda William James'in Dini Tecrbenin eitleri adl eseri konuya aklk getirmi, dini tecrbe zerinde kapsaml ve objektif bulgu lara vanlmtr. Dini tecrbe zaman zaman Tann'nn varl iin bir kant ola rak ileri srlmtr. Yukanda da grld gibi baz filozoflar Tann'nn insan tarafndan tecrbe edilmesi konusu zerinde ciddi biimde durmulardr. nk Tann'nn tecrbe edilmesi de bir an lamda Tann'nn dorudan bilinmesi elemektir. Tann'nn bu ekilde bilinmesini ve bu yolla varlnn iddia edilmesini ateistler (Flew, Martin, Nielsen ve Mackie gibi filozoflar) reddetmilerdir. Bunlann yannda baz teistlerin de dini tecrbenin tutarlln tartt ve byle bir tecrbenin Tann'nn varlm kantlayabilecek gte ol masna kukuyla yaklatklar grlmtr. ncelikle de tecrbe nin kendi bana Tann inanc ile ilgili bir temel oluturup olutura mayacan aratrmlardr. Dini tecrbe problemiyle ilgili olarak "sezgi", "ilham" ve "vahiy" gibi teistik kavramlar da tartma konusu olmu, bu kavramlann doru ve gvenilir olup olmadklar sorgulanmtr. Ayrca filozof larn ve zellikle psikologlarn tecrbenin mahiyeti zerinde nem le durduklar ve birtakm tahlillere gittikleri de grlmektedir. An175

TEZM

YA DA

ATEZM

cak bu blmde, dini tecrbenin psikolojik tahlilleri zerinde de tayl olarak durmak yerine mantksal eletirisi ele alnacaktr. Ayr ca bu tecrbenin ateistlerce ne deer tad tartlacaktr. Mistik evrelerde rabet gren dini tecrbenin tamamen psiko lojik zmlemeyle anlalmaya allmas ve bu yolla eletirilmesi baz teistleri rahatsz etmitir. Bunu teizmin geleneksel kantlar arasnda sayan ve savunanlar, dnyann eitli yerlerinde milyon larca insann farkl ekilde de olsa bir eit dini tecrbe yaadn ve bunun da kmsenmemesi gerektiini vurgulamlardr. Bu ol guyu da Tanr'nn varl iin bir kant olarak dnmlerdir. An cak bata da belirtildii gibi dini tecrbe olgusunun Tann'mn var l ile ilgili yeterli bir kant olup olamayaca tartma konusudur. Bununla birlikte dini tecrbeyi yaayanlar deneyimlerini gerek bir olay gibi aktarm, Tann'y gerekten tecrbe ettiklerini iddia etmi ve ilham bir bilgi kayna olarak dnmlerdir. Hristiyan geleneinde Tanr, Hz. sa, Hz. Meryem ve azizlerle yaanm tecrbeler ve onlarla beraber olunduuna dair saysz ri vayetler vardr. Bu noktada Hristiyanlk'taki dini tecrbe anlay ile, islm tasavvufundaki Tann'ya "kurbiyyet" (manevi yaklama) anlay birbirine kartrlmamaldr. nk islm geleneinde ate istlerin itirazna muhatap olabilecek Tanr ile ontolojik birliktelik anlay bir iki istisna hari sz konusu olmamtr. Kald ki her iki dinin teologlar arasnda Tanr ile dorudan beraber olmann imka n da tartlmtr. 1 1 7 Dini Tecrbenin Eletirilmesi Dini tecrbeye nemli eletiriler yaplmtr. Eletiriler dini tec rbenin olabilirliinden ok, Tann'mn varl ile ilgili bir kant ola rak kullanlmas zerinde younlamtr. Genelde dini tecrbelerin olduka eitli olduuna dikkat ekilmi, birbirinden farkl olan bu tecrbelerin doruluk deerleri tartlmtr. Dini tecrbelerin te melde insann beklentileri, gemii, ilgilendii eyler ve ierisinde yetitii dini atmosferle bantl olduu sylenmitir.118 Anlatlan ve dini olduu sylenen yaantlarda pek ok belirsizliin olduu iddia edilmi, geni anlamda bunlarn "ak, duygu, heyecan, akn lk, hayranlk, birliktelik, sonluluk, eilim, izlenim, etkilenim, kana at, inan, rya, hayal, kuruntu" gibi psikolojik durumlarla ilgili ol duu belirtilmitir.119 Bu eletirileri ylece sralamak mmkndr. 176

TEISTK

KANITLARIN

ELETRS

1. Dini tecrbeler olduka eitlidir.120 Dnyann farkl yerle rinde farkl inanlara mensup insanlar, doru olduunu iddia ettik leri, deiik tecrbeleri yaarlar. Ancak bu tecrbelere dayanarak Tanr'nm varln kantlamak mmkn deildir. Mesel Hristiyan lar Hz. sa ile ilgili tecrbeler yaamaktadrlar. Ayrca Afrika'daki il kel kabilelerle, Asya'daki Budistler de kendi inanlar erevesinde birtakm tecrbelere sahip olabilmektedirler.121 Farkl inantaki insanlarn Tann hakknda farkl tecrbeleri yaamalar ve tecrbe lerinin doruluunda srarl olmalar bir elikidir.122 2. Dini tecrbeler sbjektiftir. Yaanan eyler tecrbeye sahip olan insann gemii, beklentileri, ilgilendii eyler ve ierisinde ye titii dini atmosferle balantldr. Yine kiinin ierisinde bulundu u ruh hali ve kendisini belli bir noktaya artlamasyla da dorudan ilgilidir. Tecrbenin sbjektif olmas da o tecrbenin objektif ger ekliini garanti etmemektedir. 123 3. Kiisel ve psikolojik boyutlu olan dini tecrbeler evrenin (tecrbe dnyas) dndaki bir Tann'nn varln gstermeye ye terli deildir. Dnyada mmkn olan kiisel bir tecrbe ve bu tec rbenin tasviriyle, evrenin dnda ve tesinde bulunan .bir varlk hakknda hkm vermek olanakszdr. 124 4. Bir eyi psikolojik olarak tecrbe etmek zorunlu olarak o e yin var olduu anlamna gelmez. Yani psikolojik bir tecrbeden ha reketle, (olgusal anlamda) varolusal bir iddia ileri srlemez. Ay rca tecrbelerin psikolojik gereklii ile o tecrbelerin gerekten Tann tecrbesi olmas arasnda fark vardr. 125 Flew'a gre bir insan zihninde herhangi bir kavram canland rabilir ve bir sre sonra da onu grdn iddia edebilir. Aslnda o kii, kendi asndan bir ey grd konusunda emin olduu iin yalan syleme durumunda da deildir. Ancak syledii eyin gerekliiyle, yaam olduu tecrbe arasnda elbetteki fark vardr. Sz gelimi bir insann Meryem Ana'y grm olmas kendi asn dan mmkndr. En azndan o kii, grm olduu kiinin Mer yem Ana olduuna kendisini inandrabilir. Ancak bu gerek, gr len eyin Meryem Ana'nm kendisi olduunu garantilemez. nk o kiinin grd veya karlat Meryem Ana suretini kendisinin de yaratm olmas muhtemeldir. Dolaysyla o kii kendi zihninde yaratt sureti, zamanla grdn de iddia edebilecektir.126 177

TEIZM

YA

DA

ATEtZM

Baz insanlann ryalarnda Tann'dan mesaj aldklann iddia et meleri de dini tecrbenin dier bir ekli olarak deerlendirilmitir. Bu kiiler ryalannda Tann'nn kendileriyle konutuunu iddia et mektedirler. Hobbes'a gre bir insann ryasnda "Tann'nm kendisi ne konutuunu" sylemesi, bir anlamda o insann ryasnda "Tann'y kendisiyle konuurken grmesi" demektir. 127 Grld gibi ryada Tann'nn baz insanlara konutuu iddias temelsiz kalmak tadr. Hobbes'a gre sz konusu olan ey olsa olsa o insann yle bir rya grm olma ihtimalidir. Yani Tann gerekten o kiiyle konu mam ancak kendisi tek tarafl olarak byle bir rya grmtr. Tann'nm tecrbe edildiine dair bir iddia, Martin'e gre tahlil edildiinde aslnda psikolojik bir nerme olmann tesinde bir an lama sahip olduu grlecektir. "Tann'nn dorudan grlme" id dias, "bir yldz grmek" gibi bir eyi iddia etmekten farkldr. Ya ni tecrbe sahibi psikolojik zannedilen bir durumdan hareketle da ha da ileriye giderek Tann'nn varln iddia etmektedir. Ancak karlalan eletirilerden dolay "Tann'y gryorum" (tecrbe edi yorum) biimindeki iddia, bazan, "Tann'y gryor gibiyim"e d ntrlerek yumuatlmaktadr. Yani Tanr'yla karlatn iddia eden kii bu iddiasn kantlamak zorunda olduu anda daha nce iddia ettii eyden vazgemekte, durumun psikolojik boyutunu gndeme getirmektedir. Ancak Martin'e gre bu nerme "Tann'y gryor gibiyim"e dnt anda tekrar psikolojik bir nerme ha line gelmektedir. Bu nermeyi de eletiren Martin, bunun "Bir san dalyeye bakyor gibiyim" ifadesiyle ayn olmadn ifade etmekte dir. nk Martin'e gre sandalyenin ne olduu konusunda bir bil gi mevcuttur. Dolaysyla onun hakknda psikolojik bir tecrbe de mmkn olmaktadr. Buna karn Tann'nn dorudan tecrbesi mmkn olmad iin O'nunla ilgili psikolojik bir tecrbeye sahip olmak da mmkn deildir. 128 5. Dini tecrbe teistik Tann kavram iin bir temel olamaz. Zi ra hibir tecrbe "yaratc, kadir, alim, mutlak, iyi, ezeli ve ebedi" olan Tann'nn varln haber veremez. 129 nk teizmin akn Tann's tecrbe edilemez. 130 Dolaysyla insani tecrbenin, byle bir Tann anlay iin gerekli verileri salamas mmkn deildir. Dini tecrbede herhangi bir Tanrnn tecrbe edildii varsaylsa bi le bu tanndan teistik Tann anlayn karmak imkanszdr. 178

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

Nielsen'e gre Tann'nn varl bir an iin kabul edilse dahi, teizmde tanmland ekilde tecrbe edilmesi mmkn deildir. nk O, teizme gre "sonsuz, snrsz, zaman ve mekan tesi"dir. Tecrbe ise snrl ve sonlu olup, insanla balamakta ve yine insan la bitmektedir. Dolaysyla Tann, insan tecrbeye indirgenemez. Ayrca hissedilen, grlen ve gzlemlenen Tann da teizmin Tanns olamaz131. Bu eletiri biimine gre dini tecrbe teolojik bir deer tama maktadr. nk tecrbeden hareketle, teolojik yarglara varlma snn temelsiz olaca ve bizzat teolojinin kendi mantki yapsyla eliecei belirtilmitir. 6. Tann'nn dorudan tecrbe edildii iddiasnn dorulan mas olanakszdr. Tecrbe kantlanamaz bir durumdur.132 Dier bir deyile dini tecrbelerin dorulanmalan dardan mmkn deildir. Bir anlamda bu tecrbeler kendi dorulamalann yine kendi ilerinde tamaktadrlar (self-otantik). nk dini tecrbe yaadn iddia eden kii, kendi tecrbesiyle babaa kalmtr. Bu tecrbelerin test edilebilmeleri de imkanszdr. Bu eit tecr belerin doruluklarm ortaya karabilecek kontrol mekanizmas da bulunmamaktadr.133 Dini tecrbenin dorudan Tann'nn tecrbe edilmesi bii minde yorumlanmasn ve bu tecrbenin objesi olan Tann'nn tasvir edilmesini baz teistler de uygun grmemitir. Onlara gre byle bir durum teizmin aleyhine olabilecektir. Mesel Hick'e g re dini tecrbe ile ilgili olarak herhangi bir kontrol mekanizmas olmad iin yorum esnasnda anlatlan eylerin ierii tartma ldr. Ayrca insann herhangi bir eyi tecrbe ederken doas ge rei snrl olaca ve problemlerinin bulunaca kanlmazdr. Ayrca tecrbe edilen eyin ne kadar doru olarak aktarld da ayr bir konudur.134 Tartmaya ak olan tecrbenin kolayca rtlebilmesi bir anlamda Tann'nn varlnn da kolayca yalanlanabilmesi anlamna gelecektir. Bu da dini inancn aleyhine bir durum oluturacaktr. Sz gelimi Martin'e gre Tanr'y tecrbe ettiini iddia eden bir ki i birtakm tecrbeler yaamaktadr. Yine bu kii kark duygu ve etkilenimlere de sahip olabilmektedir. Ancak bunlar Tann'nn var lnn ispatland anlamna gelmemektedir.135
179

TEZM

YA

DA

ATEZM

7. Dini tecrbe konusunda, Tanr'y bilmeyle ilgili olarak bir eit altnc his olan "sezgf'den sz edilmitir. Ancak ateistlere gre sezginin ne olduunu aklayabilecek kendisine zg terminolojisi bulunmamaktadr. 136 Teist, kef ad altnda baz eylerin kendisine doduunu veya bir kavrayla onlar anladn syleyebilir. Ancak btn bunlarn test edilebilmesi mmkn deildir. Baz ateistler sezgiyle elde edilebilecek bilginin imkanndan sz etmilerdir. Ancak bu bilgi sonu itibariyle tecrbe konusu olabil melidir. Yani onlara gre sezgiyle elde edilen dorularn tecrbe ile dorulanacak ya da yanklanabilecek nermeler eklinde ortaya konmas gerekmektedir. Ancak mistiin deneysel olarak dorula nabilecek nermeler retmesi bir kenara, anlalr bir nerme orta ya koyma gcne dahi sahip olmad iddia edilmitir. Dolaysyla ateistler iin mistik bir insann olgular anladn fakat aklayama dn ifade etmesi tutarszlktr.137 Dolaysyla dini olduu iddia edilen tecrbelerin hibiri bizlere o tecrbenin gerekten dini olduunu garanti etmemektedir. Bu noktada Tanr'y tecrbe ettiini syleyen kii yalan sylemiyor ola bilir. nk o kii yle bir tecrbe yaad inancndadr. Ancak Martin'e gre o kii, tecrbesinin gerekten Tanr tecrbesi olduu nu da kantlayamaz. 138 8. Dini tecrbe iddialarnda ilhamn veya gaipten alnd iddia edilen mesajlarn ilahi olup olmad da tartma konusu olmutur. Baz insanlar, birtakm eyler yapmalar konusunda kendilerine ilham geldiini iddia edebilmekte veya baz eylerin kalplerine do duunu ileri srmektedirler. Ancak bunlarn ne derece doru ve gvenilir olduu kukuludur. Kald ki bu tr bilgi kaynann teistik olduu dier bir deyile Tanr'dan geldii de tartmaldr. Me sel Mackie, bu noktada Peter Sutcliffe adl ahs rnek gstermek tedir. Bu ahs on kadn ldrmekten tutuklannca iledii ci nayetlerin, gaipten duyduu ve ilahi olduunu zannettii seslerden kaynaklandn belirtmitir. 139 Bu da gaipten alnd ve ilahi olunduu iddia edilen emirlerin ne kadar temelsiz ve gvensiz ola bileceini gstermektedir. 9. Dini tecrbenin anlalmas iin yaanmas gerektii iddia edilmi ve inanmayan kiilerin de byle bir tecrbeyi idrak edeme180

TEISTtK

KANITLARIN

ELETRS

yecei sylenmitir. Ancak tecrbenin bilinmesi iin yaanmas ar t da Tann'nn varln ispatlamaya yeterli deildir. 140 Dini tecr be delilini savunanlar Tann'y inkar eden bir insann ayn zamanda dini tecrbeye sahip olmasnn olanaksz olduunu sylemiler dir. 141 Buna karn bir insann kendisini Tann dahil herhangi bir obje karsnda artlamas ve onu tecrbe etmeye almasyla o ob jelerin gereklikleri arasnda her zaman dorudan bir iliki olmad ifade edilmitir. 10. Dini tecrbe iddiasnda bulunanlar bazan yaadklar tecr benin anlatlamaz olduunu ileri srm ve buna szcklerin yet mediini belirtmilerdir. Bunlara karn Ayer unlar syler: Bir mistik tecrbe ettii objenin tanmlanamaz olduunu itiraf ediyor sa, onu tanmlad zaman da anlamsz konutuunu ayrca itiraf etmelidir. Mistik, bakalanna dorularn ne olduunu anlatamasa bile kendisine birtakm dorularn aklandn ve ilham edildii ni sylemektedir. Ancak bu da, o kiinin kendi zihin halini anlat masndan baka bir ey deildir. nk mistik, bizlere d dnya hakknda bilgi veremez. 142 Bat dnyasnda ateistlerin dini tecrbeyi ve mistik yaanty ciddi biimde sorguladklar grlmektedir. Bu durumda yaplan eletiriler de aa kmaktadr. Ateistlerin Tann'nn varl ile ilgi li vermi olduklan olumsuz yarglann dnda, yapm olduklan pek ok tesbitin ve deerlendirmenin doruluk paylan bulunmak tadr. Ancak mistiklerin yaantlann ve tecrbelerini kat bir biim de pozitivist ltlere vurmak ve ylece deerlendirmek de baka bir yanlgya yol aacaktr . Tann'nn varlna inanan ve mistik olduunu iddia eden kii lerin inanlannm psikolojik boyutlann dikkatlice gzden geirme leri gerekmektedir. Geri ateistlerin abartl eletirilerinden dolay imann psikolojik boyutunun anlamsz olduunu sylemek ya da "manan insanlnri kalplerinde ve gnllerinde sarslmaz bir biim de yer alan ve akla yaanan Tanr inancnn temelsiz olduunu id dia etmek saflk olacaktr. En azndan byle bir durum insann ve inancn doasn bilmemek anlamna gelecektir. Ancak ateistlerin eletirileri bir tarafa, Tann'nn varlna inanmak da insanlara dini tecrbe ad altnda tutarsz ve tuhaf eyler konuma olanan tan mamaldr. Sbjektif ve kiisel olan bu tecrbelerin yerli yerinde kalmas gerekmektedir. 181

TEZM

YA

DA

ATEZM

Dini tecrbe kltrden kltre farkllk arzetmitir. Sz gelimi slm dnyasnda dini tecrbe sadece ak ve sevgi dolu dini bir ya ant olarak grlrken, Hristiyan dnyasnda bunun bazan muci zevi bir biimde Tann'nn dorudan tecrbe edilmesi olarak da an lalmtr. Uzakdou dinlerinde ise bu durum bir hayli farklla makta dini tecrbe bazan mnzevi bir hayata, bazan da vecdin n plana kt zhd yaamna dnmektedir. Bir eyin akim ve mantn tesinde olmas ayr bir konu, o e yin akla ve manta aykrl ise ayr bir konudur. Bu iki ey ay n anlama gelmez. Teizme gre Tanr inanc elbetteki akla ve man ta uygundur, ileri srlen kantlarn znde de bu inan yatmak tadr. Ancak inanmak da salt rasyonel bir faaliyet deildir. Rasyonel ynyle birlikte Tanr inanc insann uurunda, zihninde, kalbinde ve yaantsnda btn boyutlanyla birlikte uyum ierisinde yer al maktadr. Herhangi bir tarafn dengesizlii sz konusu olamaz, ol mamas da gerekmektedir. nanmak veya inanmamak insanlarn kiisel tercihlerini ilgi lendirir. Ancak Tanr inancnn metafiziksel bir alann konusu ol mas ve denetlenemez birtakm taahhtlere dayanmas, o inancn kabullenilmesinde ve yaanmasnda ya da byle bir durumun eletirilip reddedilmesinde mantksz bir tutum sergilenmesini gerektirmeyecektir. Dinin elbetteki duygu yn bulunacaktr. nsanlar inanlarna ve deerlerine balayan g duygusal zenginlikleridir. Sadece inan konusunda deil gnlk yaamda da kiinin kalbinde duygunun nemi byktr. Dorusu dini tecrbeden kastedilen ey, en azn dan slm dnyas iin sylenecek olursa inancn yaanan ve insa na mutluluk veren duygu boyutu olacaktr. Yani dinin ak ve sevgi ile yaanmasdr. Var olan her eye de bu gzle baklmas demektir. Bu durumu aklayan veya en gzel rneklerini veren kiiler de ta rihimizde Yunus Emre, Mevlana, Hac Bekta- Veli ve Ahmet Yesevi gibi sufi dnrler olmulardr. Teistlerin ifadelerine gre varlna inanlan bir Tann'ya kalben balanmak ve onunla yaamak ya da her an O'nu hissetmek dini tecrbenin nemli zelliklerinden biridir. Dolaysyla Bat klt rnde grlen Tann'nn varlnn mistik tecrbeyle kantlanma id dialar yukardaki anlayla atmaktadr. Geri ateistlerin eletiri leri her iki husus iin de mmkn olabilecektir. Ancak teistlerin o182

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

gu da Tann'nn varlnn kiisel tecrbelerle kantlanmas duru muna scak bakmamtr. slm dnyasnda dini tecrbeden kastedilen ey, Tann'nn varl ile dorudan herhangi bir maddi varlkla olduu gibi iliki ye gemek deildir. Her ne kadar slm tasavvufunda nemli bir ye ri olan "fena fillah" (Allah'ta yok olma) anlay ve birtakm mistik lerin Tann ile beraberliklerine dair ifadeleri ok ciddi problemler iermise de, bu yaklamlarn belirli evrelerin dna kmad ve genel kabul grmedii de ayr bir gerektir. Dini tecrbe insann inand eyle dern bir hal ierisine gi rip o iten ve inand varln dostluundan zevk almasdr. Byle bir tecrbenin gereklemesi iin birtakm moral ltlerin olmas zorunludur. Sz gelimi, her eyden nce iyi bir m'min olmak ge rekmektedir. yi bir m'min de kiisel olarak zaaflarn halletmi er demli bir biimde davranabilen iyi bir insandr. yi bir insann kal bini, gnln ve akln daima iyiye doru ynlendirmi, gvenilir, drst bir kii olmas gerekecektir. Ak ve sevgi dolu dini bir ya ant da bu temel zerine kurulabilecektir.

183

Dipnotlar
1 2

Flew, God, Freedom and Immortality, s. 14; Nielsen, Philosophy And Atheism, s. 14. Aydn, "Allah'n Varlna nanmann Akllii" fsdmt Aratrmalar, II, s. 12-21

* Bununla birlikle Tanr'nn varlna inanan insanlarn nemli bir ksm felse f eserlerde formle edildii biimde olmasa da evrenin dzeninden ve este tiinden hareketle Tann'ya olan inanlarn glendirmektedirler * Tillich, Theology of Culture, s. 5. * Kierkegaard, "The Absolute Paradox", The Existence of God, s. 210-214
6

Kant, Critiaue of Pre Reoson, A- 594/B-622; A-595/B-623, s. 501-3,

' Mcpherson, Religion as The nexpressible", s. 139. Plantinga'ya gre inanlar kutsal kitab okuduunda, Tanr'nn sanki kendile riyle konutuunu hissederler. Gnah ilerken kurtuluu mit eder ve affa ihtiyalan olduunu dnrler. Bu gibi durumlar pekala Tanr inanc iin rasyonel temel oluturabilir. Ksacas Plantinga'ya gre klasik foundationalist anlay bir kenara braklrsa en azndan ateistlerin, teistlere kar kant konusunda meydan okumalarna imkan tannmayacaktr (Plantinga, "Reason and Belief in God", Faith and Rationality, s. 78-90; Parsons, God and the Burden ofProof, s. 31-49). " Mili, Theism, s. 36 ve 54. *" Smart, "The Existence of God", Nevv Essays in Philosophical Theology, s. 28-29.
11

Rainer, "Can God's Existence Be Disproved?", Nevv Essays in Philosophical Theology. s. 69.

* 2 Smart, "Metaphysics, Logic and Theology", Nevv Essays in Philosophical The ology, s. 12-13
13

a.e., s. 28.29. Swinburne, The Existence of God, s.13-14. a.e., s. 13.

"
15

'" Flew, GocJ and Philosophy, s. 63 ve 167 . Maclntyre, Difficulties'in Christian Belief, s. 63-65 *" Maclntyre, 'Ontology", The Encydopedia of Philosophy, V, s. 542-3; Da, "Ontolojik Delil ve kmazlar", A.. ilahiyat Fakltesi Dergisi. XXIII, s. 287.
19 2

ST. Anselm, "Proslogion", Philosophers on Region, s. 43-45. Descartes, A Discourse on Meod, s. 120-126 Kant, Criciaue of Pre Reoson, (A- 594/B-622; A-595/B-623) s. 501-3 Plantinga, God, Freedom and Evil, s. 89-112; Da, "Ontolojik Delil ve k184

" Aquinas, urama Theologia, 11. (la. 11/1), s. 5-7.

21 22 23

TEISTK

KANITLARIN

ELETRS

mazlar', s. 287-318.; Aydn, Din Felsefesi, s. 22-31; Hick "Ontalogical Argument for The Existence of God", The Encydopedia ofPhilosophy, V, s. 5389, Philosophy of Religion, s. 15-20: Mackie, The Mirade ofTheism, s. 41-63
24 2 26 27 28 29 30 31 32 33 34 3

ST. Anselm, "Proslogion", s. 43-45. Aydn, ag.e., s. 25, Plantinga, God, Freedom and Evil, s. 89-90a.e., s. 90-91 Dag, "Ontolojik Delil ve kmazlar", s. 299. Aquinas, Summa Theologia, II.(la. II/I.), s. 5-7. Kant, Critujue of Pre Reason, (A- 594/B-622: A-595/B-623), s. 501-3 a.e., s. 504 Aydn, Din Felsefesi, s. 28. Aydn, Din Felsefesi, s. 28. a.e., s. 34. a.e., s. 32-35. Hughes, "Can God's Existence be Disproved?", (Findlay'in ayn adl maka lesine cevap) New Essays in Philosophical Theology, s. 66.

- Descartes, A Discourse on Method, s. 120-126

-* Smart, "The Existence of God", s. 32.

36 37 38

" Findlay, "Can God's Existence Be Disproved?", Nevv Essays in Philosophical Theology, s. 47 " Findlay, "Can God's Existence Be Disproved?', s. 48, Findlay, a.e., s. 48-55 Ferre, Language, Logic and God, s.48. Rainer (VVmdsor), "Can God's Existence Be Disproved?" (Findlay'in ayn adl makalesine cevap), Nevv Essays in Philosophical Theology, s. 67-9: Hug hes, a.e., s. 59-61. a.e s. 68. a.e., s. 60. Russell-Copleston, "The Existence of God-A Debate", Modern Introduction to Phosophy, s, 474.

" " a.e., s. 54.


42 43 44

-* Rainer, a.e., s. 70

46 47 48

" Aquinas, s. 13-17; Kozmolojik kant Aquinas'n "be yol"unun ilk n oluturmaktadr; daha fazla bilgi iin bk. Topalolu, Farabi ve Thomas Aauinas'a gre Tanrnn Varl ve S/at!an, s. 14-20.

185

TEZM

YA D A

ATEZM

-*" Gaskin, The Questfor Eternity, s. 48.


51

Teizmin yaratma anlay kutsal kitaplarda yer ald gibi filozoflarca da temellendirilmeye allmtr. Bu anlaya gre Tann evrenin varlnn ne denidir. Onu yoktan yaratm ve dzenlemitir. Maddedeki hareket ve de ime de Tann kaynakldr. Ancak teistik anlayn karsnda da yzyllar dr materyalist gr bulunmutur. Materyalist anlaylarn en belirgin zellii de evrenin oluumu hakknda Tann'y dnmemesi ve buna kar n maddeye ezellik atfetmesidir. Bu durumda da birbirine kart iki fark l yaklam ortaya kmtr. Bununla birlikle Tann'ya inand halde mad denin ezel olmasn mmkn grerek her iki anlay uzlatrmaya alan lara da rastlanmtr. Byle bir durumda maddenin ezeli olmasyla Tann'nn varl arasndaki kartlk bir dereceye kadar giderilmeye allm tr. Sz gelimi teizmin yoktan yaratma anlay gerekten yoktan yaratmak biiminde anlald gibi ayn zamanda "mutlak bamlk-absolute: dependence" olarak da anlalabilmitir. Aquinas her iki yaratma anlayn da benimsemitir (Paul Edwards, "Atheism", s. 177).

* 2 Gaskin, a.e., s. 49. -** Aristoteles, Metafizik, s. 157-163; Hepbum'a gre Platon'un ve Aristo'nun fikirleri kozmolojik kant iin yeterli bir temel oluturamaz. Aristo'nun tan rs ne evreni yaratan, ne de muhafaza edendir. O sadece evrendeki hare ketin ilk kaynadr. (Hepbum, "Cosmological Argument for the Existence of God", The Encyclopedia of Phosophy, II, s. 232-233). ** Aquinas, a.t., s. 13-17 " Leibniz, "On The Ultimate Origination of Things", Philosophical Wrirings, s. 136-144.

' Hepburn, a.g.e., s. 334: Ewing, The Fundemantal Questions of Phosophy, s. 223-224, Maclntyre, Difficules in Christian Belief s. 57-58.
5

' Pozitivistler nedensellik konusunda Tann'y evrende bulanan herhangi bir varlk gibi grmek istemilerdir. Halbuki teizm, Tann'y fenomenal olarak deil, aksine akn bir neden olarak grmtr. Russell-Copleston, 'The Existence of God-A Debate", s. 479. Smart, Essays Metaphysia and Moral, s. 133 Smart, a.g.e., s. 133. Kant, a.g.e., (A-609/B-637; A-610/638), s. 510-13; Russell, a.g.e, s. 476.

58

*" Russell, a.g.t., s. 475, Smart, a.g.e., s. 133.


60

"1 Mackie, a.g.e., s. 83.


62

" Smart, "The Existence of God", s. 35-40 ^ Smart'a gre dinin kantlara ihtiyac bulunmamaktadr. Kaldki o kendi ayaklan zerinde durabilecek gce de sahiptir (Smart, a.g.e., s. 40-41). " ' Smart, Essays Metaphysical and Moral, s. 133.

186

TESTK

KANITLARIN

ELETRS

66 Mackie, a.g.e., s. 84. " ' Gaskin, a.g.e., s. 49-51.


68

Flew, God and PMosophy, s. 69; Gaskin, The Questfor Etemity, s. 165-167

" ' Mackie, a.g.e., s. 84 ' " Nagel, "A Defense ojAtheism", s. 463. '* Russell-Copleston, "The Existence of God-A Debate". s. 479.
72

Aydn, Din Felsefesi, s. 47-48

'* Russell-Copleston, a.e., s. 479 '* a.e., s. 479; Russell'n istedii fenomen dnyasndaki bir nedensellik bii midir. Ancak teizm akn bir nedensellikten sz etmektedir. Dolaysyla teizmin "ilk neden"i duyumlar tesi olup evrenin i yasalarndan bamsz dr. Copleston, Russell'a itiraz ederek kozmolojik kanttaki "ilk neden"in fenomenal deil transandant yani akn olduunu belirtmitir. Dolaysyla Russell'n "ana" rneini teizme uygun bir cevap olarak grmemitir (Rus sell-Copleston, "The Existence of God-A Debate", s. 479). ' " Mackie, a.g.e., s. 84 ' " Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 45 ' ' Mackie, a.g.e., s. 100. ' 8 Gaskin, a.g.e., s. 66. ' " Smith, Atheism-The Case Against God, s. 241.
8

" Wilson, Language and Christian Belief, s. 55. Davis, An Introduction to the PMosophy of Religion, s. 50; Aydn, a.g.e., s. 53. Aydn, Din Felsefesi, s. 54. a.g.e., s. 56.

"* Swinbume, "The Argument from Desing", s. 201-2.


82

"
84 8

-* Paley, "Natural Theology", The Existence of God, s. 99-103 Tennant, Philosophical Theology, 11, s. 84 a.e., s. 81-94

" Alston, "Teleological Argument for the Existence of God", VIII, s. 85.
87 88 8

" Sutherland, Atheism And The Rejection of God, s. 8-9.

" " Hume, Dialogues Conceming Natural Religion, s. 3-48; daha fazla bilgi iin bk., Gaskin, Hume's Philosophy of Religion, s. 17-51; Mackie, The Miracle of Theism, s. 133-145. ' I Hume'un Philo'nun azyla dzen deliline kar dile getirdii itirazlar teleolojik argmanlarn eletirisine rnek tekil etmitir (bk. Martin, "Atheistic Teleological Arguments", s. 43-57).

187

T E I Z M YA DA
92

ATEZM

Mackie, The Miracle ofTheism, s. 137 Davis, a.g.e., s. 53. Smart, "The Existence of God", s. 42. Aydn, a.g.e., s. 60 Gaskin, a.g.e., s 223-244 Gaskin, a.g.e., s. 219-221 ag.e., s. 219-221 Gaskin'e gre, Hume'un bu durumuna deizmin biraz yumuak hali "attenuated deism" denilebilir (Gaskin, a.g.e., s. 223).

" Aydn, Din Felsefesi, s. 60. "


95 96 9

' Smart, a.g.e., s. 43.

98 99

100

*"* Hume, Dialogues ConcerningNatural Religion, s. 77.

Hume, a.g.e., s. 78. 104 Ffew God an pMosophy, S. 62. 461


105 106 107 108 109

103

a.g.e., s. 69. a.g.e., s. 67. a.g.e., s. 62. a.g.e., s. 65. Darwin'in insann ahlaki geliimi ile ilgili fikirleri dini anlayla dorudan atmaktadr. Mesel ona gre insann entelektel ve moral yetenei (capacities) geliimini doal seleksiyon srecine borludur (Raphael, Moral Philosophy. s. 115-119). Darwin, Tanr'nn varl konusunda agnostik olduunu belirtmektedir. Hristiyanla ve birtakm doktrinlere kar kmakla birlikte Tann'nn var lm inkar etmemitir. Passmore, A Hundred Years of Philosophy, s. 40; Goudge, "Charles Robert Danvin", The Encyclopedia of Philosophy, 11, s. 295; Darwin'in evrim teorisiyle birlikte Tanr ile ilgili dnceleri iin bk. Te oman Dural, Bryoloji Felsefesi, s. 175-187 . Passmore, A Hundred Years of Philosophy, s. 38; Gaskin, The uestfor Etermty, s. 71-3. Swinburne, "Evidence of God", Does God Exist? A Believer and An Atheist Debate, s. 236.

110

111

113

Martin, "A Religious Way of Knowledge", New Essays in Phiosophical Theology, s. 78; Hepburn, "Religious Experience, Argument for The Existence of God", The Encyclopedia of Philosophy, VII, s. 164; Aydn, Din Felsefesi, s. 66.

'" Schleiermacher, On Rehgton, s. 44-45 ve 138; Gaskin, The uestfor Eternity, s. 82.

188

TE1ST1K
115

KANITLARIN

ELETRS

Otto, The tdea of the Holy, s. 19-21.

**" James, The Varieties of Religious Experience, s. 56; James dini bu ekilde ta nmlamasna ramen teizme, zellikle metafizik ilkelerine scak bakmam tr. O pragmatik dnya gr asndan akn bir Tanr anlaynn ve O'na atfedilen niteliklerin anlamsz ve deersiz olduunu belirtmitir (a.g.e., s. 427-9).
117

Aydn, Din Felsefesi, s. 71- 72.

118 Flew, GodAnd Philosophy, s. 126; Mackie, The Mirade ofTheism, s. 181. * Flew, a.g.e., s. 125; Nielsen, Philosophy andAiheism, s. 46; konunun psi kolojik ynyle ilgili daha fazla bilgi iin bk. Batson-Ventis, The Religious Experience, 1982, s. 6- 7 .
120 i2i

Flew, God And Philosophy, s. 126. Kierkegaard ve Hick gibi teistler bu tecrbeleri sadece biim olarak farkl ancak zde bir olarak deerlendirmilerdir (bu konudaki tartmalar iin bk., Hick, Problems of Religious Pluralism, s. 37-39). a.e., s. 126. Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 46; Martin, a.e., s. 82 Flew, a.g.e., s. 126. Martin, a.g.e., s. 88-9. Gaskin, The Questfor Eternity, s. 93-94. Martin, a.g.e., s., 79. a.e., s. 87. Hick, Philosophy ofReligion, s. 28-9.

Flew, a.g.e., s. 127, Aydn, Din Felsefesi, s. 73.

122

* 2 3 Flew, a.g.e., s. 126.


124 125 126

* 2 ' Flew, a.g.e., s. 126.


128 12

" Flew,a.g.e. S. 127; Mackie, a.g.e., s. 182.

130

* 3 1 Nielsen, Philosophy and Atheism, s. 46.


132 133 134 13

* Martin, a.g.e., s. 79.

* 3 " Ayer, Language, Truth And Logic, s. 124-126. I 3 ' Martin, a.g.e., s., 494.
138 139 140 141 142

a.e., s. 86-87. Mackie, a.g.e., s. 179. Martin, a.e., s.82. a.e., s. 80. Ayer, a.e., s. 124-126. 189

Moral Ateizm

Ahlaki tecrbeden hareketle Tann'nm var olmadn iddia et mek ya da zgr bir yaam iin Tann'nm var olmamas gerektiini ileri srmek anlamma gelen moral ateizm, modern dnemde byk etki uyandrm ve kendisine olduka fazla taraftar toplamtr. Bu tr bir ateizmin teorik ve pratik olmak zere iki boyutu bulunmak tadr. Teorik dzeyde Tann inanc ile ahlaki ilkeler arasndaki ili ki n plana kmtr. Pratikte ise Tanr inancna dayanmayan ve ahlaki bir kural tanmayan yaam biimi sz konusu olmutur. Ko nunun daha iyi anlalmas iin ncelikle ahlak-din ilikisine ve de iik ahlak grlerine deinmekte yarar vardr. Ahlak-Din likisi Tann'nm varlna inananlar asndan Tann inanc ile moral deerler arasnda kopmaz bir iliki vardr, inanszlk halinde ise ahlaki yaam kurmak ve devam ettirmek mmkn deildir. Tan n'nm varlna inanmayanlar ise Tanr inanc ile ahlak arasndaki ilikiyi reddetmi, baz gerekelerden dolay Tann'nm var olmama s gerektiini ileri srmlerdir. Bu ve benzeri grleri ylece for mle etmek mmkndr: 1. Teist dnrler, ahlakn dinden kaynaklandn ve arala rnda ok gl balarn olduunu belirtmi, dinle ahlakn birbi rinden ayrlamayacan sylemilerdir.
191

TEZM

YA

DA

ATEZM

2. Ateist dnrlere gre ise ahlak ve din birbirinden ayr iki otonom alandr. Ahlakn varl iin dinin veya Tanr inancnn zo runlu olmas sz konusu deildir. Yani ahlakn dinden bamsz olarak varolabilmesi mmkndr. 3. Kant gibi baz dnrler ise din temelli ahlak anlayn red detmi, ancak ahlaktan hareketle Tann inancna ulama yolunu da kapatmamlardr. 4. Bir dier yaklama gre de ahlak ile din arasnda bir sebepsonu ilikisi bulunmamaktadr. Birbirinden ayr olan bu iki alan bazan rtmekte, bazan da ters dmektedir.1 Yukarda sralanan grlerden anlalaca gibi ahlakn zerk lii ve nloral deerlerin Tanr inancndan bamsz olarak dn lp dnlemeyecei konular tartmalarn odak noktasn tekil etmitir. Tann inanc ile ahlak arasndaki ilikinin varln zorunlu gr meyenler kendi aralarnda birka gruba ayrlmlardr: Bir ksm dnrler, Tanr inancn reddetmenin zorunlu ola rak ahlaki ilkeleri ve moral deerleri bir kenara atmak anlamna gelmediini sylemilerdir. Yalnz bu kiiler, ahlaki ilkelere teistik olmayan bir temel bulma urasn vermilerdir. Sz gelimi ada ingiliz felsefesinde egemen olan metaetik anlay2, "olgu-deger" problemi ile birlikte hzlanan ahlaki tartmalar da Tann inancna pek atfta bulunmamtr. Yine amzda teistik ahlakla rtmeyen natralist, hmanist ve sekler ahlak anlaylannn da yaygn lat grlmtr. Dier bir yaklam ise Tanr olmad iin her ey mubahtr di yen ve din temelli ahlak anlayn kabul etmeyenlerden gelmitir. Bu kiiler insan zgrlnden hareketle Tann'nm ahlaki bir oto rite olarak var olmamas gerektiini ileri sren nihilist, varoluu ve materyalist dnrlerdir. Konuyla ilgili teistik yaklamdan sz et mek yararl olacaktr. Teistik Ahlak Teizm Tanr'y moral deerlerin ve ahlaki yasalarn kayna ola rak grm ve Tanr'sz bir ahlak anlaynn varln reddetmitir. Dolaysyla teizme gre ahlak dinden kaynaklanm olup her ikisi arasnda vazgeilmez bir iliki vardr. Bu ilikinin de mantksal ve pratik boyudan bulunmaktadr.
192

MORAL

ATEZM

Teizm asndan ahlakn temeli ve dayana Tanr inancdr. Tann'mn buyruklanyla oluan ahlaki ilkeler de objektif ve mutlak olup, kognitif (bilgi verici) bir ierik arzetmektedir. Ahlaki ilkelerin kayna Tann olduu gibi, ahlaki eylemlerin garantisi de Tann inancdr. Teistlere gre, dinden bamsz ahlaki bir yaamdan sz etmek zordur. Szgelimi Tanr inancnn reddi ile birlikte toplumda mo ral knt (ahlaki kaos) oluacaktr. Toplum ierisinde herkesin ahlaki erdemlilie kendiliinden ulamas zordur. Bu problem de sadece erevesini dini deerlerin izdii ahlaki bir yap ierisinde alabilecektir. nk Tann inancyla birlikte insanlar kendilerinde moral bir yaam iin zorlayc etmenler bulacaklardr. Bu uurda ekilen skntlar ve dertler karsnda insanlar, Tann inancyla bir likte cesaret ve g elde edeceklerdir. Teizme gre moralite, Tann'mn varln zorunlu klmaktadr.3 "Iyi-kt", "doru-yanl" ve "adalet-eitsizlik" gibi kavramlar, an cak akn bir varlk tarafndan en gzel ekilde belirlenebilir ve or taya konabilir. Neyin yaplp, neyin yaplmamas gerektiini de te izme gre Tann en doru biimde bilen ve emredendir. Aynca Tan r inanc ahlak iin byk bir g kayna olmaktadr.4 "Vicdan, sevgi, acma, efkat, duygu, his" gibi deerler de ancak mutlak bir varlkla, yani Tann'mn varlyla anlam ve deer kazanmaktadr. Teizme gre Tann, ahlak sahasnda iyi ve ktnn ne olduu nu belirlemitir. Onun yaplmasn emrettii eyler "iyi", yasaklad eyler de "kt"dr. O ahlak sahasnda tek otoritedir. Aynca O, moral bir yaam iin vazgeilmez unsurdur. Bir eyin niin iyi veya kt olduu tartmas ahlak felsefesi tarihinde nemli bir yer tut maktadr. Teizm iin Tann'mn buyruklan bu konuda temel lt idi. Yani Tann'mn emrettii eyler iyi, yasaklad eyler de kt idi. 5 Bu probleme Platon'da deinmi, benzeri sorulan sormutu. "Euthyphro ikilemi" ad verilen tartmasnda Platon; dindarln niin kutsal olduunu sormu ve cevap olarak iki seenek ileri sr mtr: Dindarlk ya, Kutsal olduu iin kutsaldr. Ya da, Tann'lann sevmi olmalanndan dolay kutsaldr.6 Bu sorulara verilen farkl yantlara gre ahlakn dinle ilikisiyle ilgili farkl grler ortaya kmtr. 193

TEZM

YA

DA

ATEZM

Teistik olmayan ancak ateizmi de iermeyen bir yaklam daha vardr. O da ahlak esas alarak Tanr inancna varmaktr. Bilindii gibi Kant'n ahlaki gerekelerle, Tanr'y pratik akln bir postulas olarak ileri srmesi bunun en gzel rneidir. Saf Akln Eletirisi adl eserinde Tanr'nn varl lehinde ileri srlen teorik kantlan eletiren ve reddeden Kant, Praik Akln Eletirisi adl eserinde de pratik olarak Tanr'nn varln ileri srm bir anlamda, ahlaktan hareketle Tanr inancn temellendirmitir.7 Braithwaite de dini ah laka indirgemi yani bir anlamda dini, ahlaki terimlerle aklamaya almtr. Ancak Braithwaite, Kant gibi ahlaktan hareketle Tanr inancna varmam, tersine Tanr'nn sembolik olarak yer ald bir din anlayn moral kavramlarla aklamaya almtr. Salt Ahlak Baz ahlak anlaylar teistik ahlak anlayn veya Kant'ta grl d gibi ahlaktan hareketle Tanr inancna varlmasn reddetmi lerdir. "Salt Ahlak" olarak isimlendirebileceimiz bu anlaylar Tan r'y inan problemi olarak dnm, O'nu ahlak sahasndan karmaya ve ahlak alann kendi bana otonom bir saha olarak gr meye almlardr. Bunlar ahlak ile Tanr inanc arasnda herhan gi bir iliki kurmadklar gibi, bu tutuma da kar kmlardr. Ahlakn dinden bamsz bir alan olarak ele alnmas ve ahla ki kavramlarn Tanr'ya gnderme yaplmadan, kendi balarna aklanmas dorusu zorunlu olarak moral bir ateizm anlamna gelmemektedir. Ancak her eye ramen bu tr yaklamlarn teizmin ahlak anlayyla att ve moral ilkeleriyle ters dt bir gerektir. Ahlaki ilkeler ve moral deerler bazan dinden ve Tanr inancn dan bamsz olarak dnlm ve ylece temellendirmeye al lmtr. Metaetik anlayn egemen olduu ada felsefede teolojik ahlak veya ahlaki teoloji tartmalar da yerini byk lde G. E. Moore'un nclk ettii ahlakn objektiflii grne ve sezgici likle ilgili tartmalara brakmtr. Tanr'nn varlna ahlaktan gi den kantlar da sbjektif ahlak teorilerinin yaylmas ve kabul gr mesiyle birlikte gzden dmtr. Bu srete ahlaki teoriler Tan r kavram dikkate alnmadan ortaya konmutur. Dolaysyla teizmin Tanr inanc ile ahlak arasnda kurmu olduu dorudan iliki salt ahlak anlaylarnda bir kenara braklmtr.8 194

MORAL

ATEZM

Tanr inancyla ahlak arasnda bir iliki kurmayan ve kurulma sn da reddedenler iin ahlak, inan sahasndan tamamen ayrl makta ve kendi bana bir alan olmaktadr. Bu durumda ahlaki il keler teizmde olduu gibi akn bir varla gnderme yaplmadan tanmlanmakta ve kutsal bir gce ihtiya duyulmadan aklan maktadr. Dolaysyla byle bir ahlak anlaynda Tanr da ahlaki bir otorite olma zelliini yitirmektedir.9 Bu anlayla Tanr inan c yerine ahlaki deerlere fenomen dnyasnda bir temel bulunma ya gayret gsterilmitir. Sz gelimi baz dnrler "sezgi"yi, baz lar "duygu"yu, bazlar da "akl" esas alm, insandaki ahlaki yap y da biyolojik, psikolojik ve sosyolojik yaklamlarla aklamaya almlardr. Objektif Ahlak Ahlaki kavramlarla din arasnda kurulan ilikiyi kabul etmeyen ve ahlaki kavramlann dinden karlmasn reddeden dnrlerin banda Moore gelmektedir. Moore "iyi" kavram ile Tanr'nn ira desi arasnda herhangi bir balant kurmam ve kurulmasn da ya nlg olarak grmtr.10 Moore'a gre teizm, ahlaki kavramlar ahlakla ilgili olmayan te rimlerle aklamaya almtr. Bir anlamda ahlakla ilgili olmayan nermelerden ahlaki sonular karmtr. Halbuki moral nerme ler, tabiatlarn veya metafizikilerin yapt gibi biyolojik, tarihsel, psikolojik, sosyolojik ya da dinsel olan herhangi bir olgudan ka rlamaz. karld takdirde bu bir tr yanlg (naturalistic fallacy) olacaktr ve dolaysyla yanltr.11 rnein, "iyi" kavram kendin den baka bir eyle tammlanamayan, duyumlarla belirlenemeyen sadece ahlaki "sezgi"yle kavranan bir niteliktir (quallity).12 Onu psikolojik ve dini bir kavrama indirgemek veya onu kendinden baka herhangi bir eyle zde saymak mmkn deildir. Ahlakta objektiflii savunan Moore'a gre bir eylemin kt ol mas iin Tanr'nn veya Tanr deerinde kabul gren dier otori telerin13 o eyi yasaklam olmas da gereke gsterilemez. Aksi takdirde Tanr'nn var olmad bir durumda hibir eyin yasak ve kt olmamas gerekecektir. Halbuki Tanr'nn varlna inanma d halde eylemlerin iyi veya kt olduunu bilen insanlar da vardr.14 195

T E Z M YA DA

ATEZM

"Olgu" ve "deer" problemi Moore'un teorisinde de nemli bir yer tutmutur. Olgunun deerden karlamayaca iddias, bir an lamda Tanr'dan ahlaka geilemeyecei dncesinin zn olu turmutur. Moore gibi ahlakn objektifliini savunanlara gre Tan r ve Tann'nm emirleri bir deer problemidir. Ahlak ise bir olgu sa hasdr. Hdbuki teizm Moore'a gre Tann'dan hareketle ahlak temellendirmeye gitmitir. Sonuta teistik ahlak, Moore'a gre "tabiatln yanlgs"na dmtr . Grld gibi Moore, "ahlakta objektiflik", "deerden olgu nun karlamayaca" ve "tabiatnn yanlgs" gibi grleri ile teizme ters dmtr. Moore'un ahlak sahasnda teolojiyi bir kena ra brakmasnn yannda, mantk pozitivistler de bilgi anlaylar nn bir sonucu olarak ahlak duyguya indirgemilerdir. Sbjektif Ahlak Richards, Ayer, Russell ve Robinson gibi filozoflar duygucu (emotive) ahlk teorisini kabul ederek, ahlaki nermelerin bir tu tum ya da durum bildiren ifadeler olduunu ileri srmlerdir. Bunlara gre ahlaki nermeler kesinlikle herhangi bir olgusal ner meden kanlamazlar. Dorusu ahlaki olgu diye bir eyin varl da sz konusu deildir.15 Emotivizme gre biz bir eye "iyi" veya "kt" derken objektif bir gereklii anlatmaktan ok kendi duygularmz dile getirmi ol maktayz. Dier bir deyile ahlak yarglan, kendi sbjektif duygu ve tutumlanmz dile getiren yarglardr.16 Daha nce ifade edildii gibi, mantk pozitivizmin dorulama ilkesi gerei sadece bilimsel yarglarla, mantk ve matematiin zo runlu nermeleri dorulanabiliyordu. Bunlann dnda kalan dini ve ahlaki nermeler ise dorulanamyordu. Ahlaki nermeler dorulanamadg iin anlamsz ve szde yarglar idi. Dolaysyla ahlaki yarglar, bu yarglan dile getiren kiinin sbjektif duygulanyla ilgi li idi." Ayer ve dier pozitivistlerin, metafizikle birlikte ahlak da duy gu zeminine indirgemeleri, ahlaki ilkeleri kognitif bulmayarak dorulanamaz veya yanllanamaz kabul etmeleri, onlann, teistik ahlak anlayna ters dmelerine neden olmutur. Ayer'in metafizie ve ahlaka kar olan bu kat tutumu her ne kadar daha sonralar yu196

MORAL

ATEZM

muamsa da Tanr-ahlak ilikisi ile ilgili tartmalarda teistik anla yn glgede kalmasna neden olmutur.

Hmanist Ahlak
Moore ve Ayer'den baka ada ingiliz felsefesinde Russell, Huxley, Robinson, Flew ve Mackie gibi filozoflar da Tann-ahlak ilikisini reddederek, Tanr inancndan bamsz salt ahlakn olabi leceini iddia etmilerdir. Bu filozoflarn teizmin karsna koymu olduklar ahlak anlaylarna hmanist veya sekler ahlak da deni lebilir. Bu anlaylarn kkleri de ngiltere'de XVIII ve XIX. yzyla kadar uzanmaktadr.18 Nietzsche ve Sartre da insan zgrlnden hareketle Tann'nm var olmamas gerektiini ileri srmlerdir. Varoluular zihinle rinde Tanr ya da zgrlk ikilemini oluturmu ve zgrlk ama cyla insann kendi zn kendisinin oluturmas gerektiini syle milerdir. Yine bu kiilere gre insann zgrle mahkum olduu bir dnyada Tann'da yok olmaya mahkumdur. Varoluularn yannda J. Rachels, daha da iddial bir tutum sergileyerek ahlaken Tann'nm var olmamas gerektiine dair bir ka nt ileri srmtr. Rachels'a gre, Eer Tann var ise, O, tapnmaya layk olmaldr. Tann'nm tapnmaya layk olmas iin de herhangi bir insann zgr olmamas gerekmektedir (Yani bir kii dahi olsa zgr bir in san bulunuyorsa Tanr, tapnma objesi olmayacaktr). Dolaysyla Tann gibi bir varlk olamaz.19 Rachels'a gre insan, inanc gerei Tann'nm btn emirlerine kaytszca teslim olmak zorundadr. Ancak bu da onun ahlaki bir varlk olmasn engellemektedir. Ahlaki bir varlk olmak davranlannda zgr olmak ve kendi kendini ynetmek demektir.20 Dola ysyla Tann'nm var olmas demek insan asndan zgr olmamak ve kendi kendini ynetmemek anlamna gelecektir. Grld gibi baz dnrler salt ahlak anlayn ileri sr m, bir anlamda ahlaki ilke ve kavranlan dinden ve Tann inan cndan bamsz olarak dnmlerdir. Bu tutumlan da en azn dan onlann ahlaki ve moral deerleri, Tann inancyla birlikte d nmeye kar olduklarn gstermektedir. Teorik yn ar basan bu tartmalarn yannda Russell ve Robinson gibi filozoflarn dini 197

TEZM

YA

DA

ATEZM

ahlak iddetle eletirdikleri de grlmektedir. Bu da moral ateiz min aada ele alacamz dier bir boyutunu sergilemektedir. Teistik Ahlakn Eletirisi Dinin, ahlaki ilkeleri Tanr inancyla birlikte dnmesi ve Tann'y ahlaki otorite olarak grmesi, Tann inancndan bamsz moral bir yaamn olamayacan ileri srmesi olarak deerlendiril mitir. Mackie, Russell ve Robinson gibi ateistler ise dinin, ahlak ile Tanr inanc arasnda kurmu olduu ilikiyi reddetmi, hatta Tan r inancnn insann ahlaki yapsn olumsuz etkilediini ileri sr mlerdir. Ateistlere gre, a) Din ve ahlak iki ayr sahadr. Aralarnda dorudan bir sebepsonu ilikisi bulunmaz. Dolaysyla Tanr inancnn olmad du rumlarda ahlakn olmayacann veya moral bir knt yaanaca nn iddia edilmesi doru deildir. Tanr'run varln inkar etmek zorunlu olarak yaamn anlamsz, sama ve deersiz olduunu ka bul etmek demek deildir.21 b) Ateizm'in Tann inanc konusunda olumsuz bir tavr takn mas onun moral deerlere de kar olduu anlamna gelmez. Kar klan ey ahlakl olmak deil, doa st ahlak anlaynn be nimsenmesidir. Dier bir deyile mutluluun ve sevginin baka dnyalarda elde edilebilecei inancdr. 22 Flew bata olmak zere baz ateistler Tann'y reddetmekle bir likte ahlaki ilkelere ve moral deerlere kaytsz kalmay veya ahlaki kural tanmamay eletirmi, "Tanr olmad iin her ey mubahtr" ilkesini kabul etmemitir. Ahlak anlaynn materyalistlerden fark l olduuna iaret eden Flew'a gre, insann ve ideallerinin kayna yla ilgili olarak tabiat gr kabul etmek, indirgemeci (redktif) materyalizmi kabul etmek anlamna gelmez. Kald ki insan, di ni ya da materyalist ahlak anlaylarndan birini benimsemek zo runda deildir. 23 c) Mackie'ye gre ahlak (iyilikler, erdemler) veya ahlakszlk (ktlkler, irkin eylemler) ne teistin ne de ateistin tekelinde bu lunmaktadr. 24 Tann'ya inand halde ahlaksz olanlar grld gibi ateist olduu halde drst ve ahlakl olanlar da bulunmakta dr. 25 Dolaysyla ahlakszlk sadece ateistler iin sz konusu olmaz. Kaldki ahlakl olmak veya olmamak birinci derecede Tanr inanc nn gstergesi deildir.26 198

MORAL

ATEZM

Ahlak olgusunu sekler ve hmanist adan ele alan dnr ler onu hmanist ve natralist bir erevede aklamaya almlar dr. Sz gelimi Mackie ahlak, insann biyolojik ve sosyo-tarihi ev rimi ierisinde gelien, nesilden nesile aktarlan duygu ve davran problemi olarak grm, ahlaki dncenin biyolojik, sosyolojik ve psikolojik aklamalarn elde edebilme olanandan sz etmitir.27 Mackie'ye gre ahlak, akn bir varlk olarak kural koyucuya, yani Tann'ya gereksinim duymaz. Moral deerlerin varl iin Tanr'nm varlnn zorunlu olarak dnlmesi veya ahlaki d nce iin nemli bir unsur olarak ileri srlmesi, O'nun gerek varln kantlamaz. 28 nsandaki vicdan duygusunun teizmi des teklemesi ve Tanr inancna temel olmas bir yere kadar mmkn olabilir. Ancak vicdan duygusu rasyonel adan Tanr inanc iin yeterli deildir.29 Dini Ahlak Anlaynn Eletirisi Yukardaki teorik tartmalarn yannda Russell ve Robinson gi bi filozoflardan da dini ahlak anlayna kar pratik seviyede ciddi eletiriler gelmitir. Bunlara gre 1. Dini ahlak tedbir (prudence) ahlakdr. Din mensuplarn bazan vaadlerle tevik, bazan da cezalandrma ile tehdit etmektedir. Yani taraftarlarn korku ve mitle ynlendirmektedir. Halbuki in san dev bilincine sahip olarak ykmllklerini kendiliinden ye rine getirebilmelidir. 2. Din ceza ve dl kavramlarn ileyerek insanlann kendileri ni dnmelerine, bencillie itilmelerine ve pragmatik davranmala rna neden olmaktadr. Bencillerin oluturduu bir toplumda da ih tiras, kin ve nefret duygular yaygn olacaktr. Dolaysyla dinin za rar, ahlaki kntye neden olduu iin daha fazladr.30 3. Dini ahlakn temelinde korkunun bulunmas, dier bir de yile Tanr'nn insanlar cehennemle korkutmas ahlakla badar bir durum deildir.31 4. Toplumlar din anlaylar gerei her zaman ve her konuda hakl olduklarn dnrler. Dolaysyla, gl olduklar anda kendilerinden olmayan insanlar din adna acmaszca ldrecek, yaralayacak veya zulmedeceklerdir. Bylelikle din, bir anlamda sa va kayna olacaktr.32 199

TEtZM

YA

DA

ATEZM

5. Teolojik temele sahip ahlaki sistemler, iktidar ellerinde bu lunduran kiilerin kendi otoritelerini korumak ve insanlann d ncelerini yok etmek iin oyuncak haline gelecektir.33 6. Dini ahlakn pragmatik yn ar basmaktadr. Bu yzden insanlar rahat tercih ederek dnmeyi ve aratrmay elden b rakmaktadrlar.34 7. Tanr inanc gerek bu dnyada gerekse ahiret hayatnda ra hatl elde etmek iin bir ara olarak grlmtr. Ancak dinin ra hatlk kayna olmas ve taraftarlann huzurlu klmas onun doru luunu garanti etmez. Buraya kadar zetlenen eletirilere, inananlardan da gl iti razlarn gelecei muhakkaktr. zellikle Russell ve Robinson gibi dnrlerin dini ahlak basit bir ekilde anlamalar ve insanlar yarglamalar kolayca sorgulanabilecektir. Ancak yukardaki eleti rilerin ve bu eletirilere verilen yantlarn doruluklar konumu zun dnda kalmaktadr. Her eye ramen bu noktadaki tartma lar amzla ilgilendirip deerlendirmede bulunan Gaskin'in g rlerine yer vermek yararl olacaktr. Teist olmayan ancak ateiz min de birtakm pratik, moral ve psikolojik olumsuzluklar oldu unu syleyen Gaskin, dini ahlakn bir kenara braklarak yerine yeni bir ey konmaynn mahzurlarn grm ve doru tesbitlerde bulunmutur: Gaskin'e gre yzylmzda Tann'nm ahlaki bir otorite olarak reddedilmi olmas her eyi zmemitir. Sekler ahlaka sahip olan ve pekok ahlaki ykmll kaldrarak yerine yeni bir ey koy mayan modern toplumlar tutarszlk iinde bulunmulardr. Do rusu ahlaki otoritenin yklmas diye bir ey de sz konusu deildir. nk ateistik gerekelerle ahlak sahasnda Tann otoritesini redde denler, Tanr yerine metafizik grnml dnyevi tanrlar ve otoritleri kovmakta gecikmemilerdir. Marksistler proletarya egemen liini insanlann beraberce kurduklan ve herkesin katlabildii bir <. sre olarak ileri srm, ancak onu ayn zamanda insanlann ibir lii yapp yapmayacaklarna karar veren emredici ve varl kanl maz olan kutsal bir otorite gibi dnmlerdir. Yine XX. yzyl toplumlanndaki tek partili ynetimlerde parti egemenlii sadece insan davranlann etkileyen kaba bir g olarak kullanlmam, ayrca emredilen eylerin etkili olmasn salamak iin bir tr kut sal (metafizik) g olarak da ileri srlmtr.
200

MORAL

ATEZM

Ateizm ad altnda "iyi" ve "kt" kavramlarnn kaybolmasn eletiren Gaskin, bunu moral yaptrmlarn etkisizlemesi ve insa nn sz konusu kavramlardan uzaklamas olarak aklamtr. Ona gre modem dnemde moral kavramlar sadece birtakm sosyal ve insani ihtiyalara gre snrlanm, bunun yannda evrensel ve eze li olan pekok ey gzden kam, ahlak ad altnda sadece toplum daki sosyal haklar, proletar istekler, kiisel ilikiler ve gnlk ihti yalar konuulmaya balanmtr. Yirminci yzylda ilenen en b yk entelektel kusurlardan birisi de, bir taraftan insann tarihte grlmemi ve akla hayale gelmeyen ktlklere kar hogrl davranmas, dier taraftan sosyal yaamdaki kk ayrntlarla nemle uram olmasdr. Yaramaz bir okul ocuunun alaca ceza Avrupa'da gnlerce ahlaki problem yaplrken, dnyann dei ik yerlerinde cereyan eden katliamlara ve susuz yere ldrlen binlerce insann dramna seyirci kalnmtr.35

201

Dipnotlar * Gaskin, The Quest For Eternity, s. 150-2; Aydn, Din Feke/esi, s. 239; Mackie, The Miracle of Theism, s. 254. 2 ada ingiliz felsefesinde metaetik ahlak anlay egemendir. Bu anlayta ahlaki kavramlarn zmlemesi, tartlmas ve eletirisi nem kazanmtr. Bu yaklama gre pratik dzeydeki ahlaki yaant kiisel bir tercihtir. Ahlak lar da pratik sahaya girmek durumunda kendilerini hissetmemilerdir. Do laysyla ahlaki bilgi ve bu bilgiyle ilgili tartmalar pratiin nne gemitir (Nielsen, "History of Ethics", Encydopedia ojPhilosophy, III, s. 106; "Problem of Ethics", a.e., III, s. 117-13; Norman, The Moral Philosophers, s. 2-3). ' Von Hildebrand, Christian Ethics, s. 455. * Moudrouch, The Sovereignty of Good, s. 56; Hepburn, Christianity and Paradox, s. 128; Mackie, The Miracle of Theism, s. 102-3 ' Ancak teizmin bu yaklam "teistik sbjektivizm" olarak adlandrlm ve farkl bir yorum getirilmitir. Bunlara gre, Tanr bir eyi iyi olduu iin em retmi veya o eyi kt olduu iin yasaklamtr (Aydn, a.g.e., s. 240; Bartley III, Morality and Religion, s. 7-12). Ahlakn dinden kaynaklanmasyla il gili olarak geni bilgi iin bk. Kl, Ahlakn Dini Temeli, s. 85-125. " Plato, Euthyphro, Apology, Crito, Phaedo, s. 17-19; Gaskin'e gre Platon'un yu kardaki tartmasnn birinci seenei, dini kavramlarn ahlaki kavramlar be lirlemedii grnn temeli olmutur (Gaskin, The Questfor Eternity, s. 150). ' Kant, ahlak kantn Pratik Akln Eletirisi adl eserinde ileri srerek, ahlaki bir varlk olan insanda, en yksek iyinin (mutluluk, ahlakilik) gerekleme si iin "Tanr ve lmszlk" postulatn ortaya koymutur (Kant, Criticpe of Pre Reason, (A- 798/B-826; A-810/B-838; A-811/B-839), s. 630-44; geni bilgi iin bk. Aydn, Tann-Ahlak Jlisfeisi, s. 25-50). " Hepburn, "Moral Arguments for the Existence of God", s. 382. " Nagel, a.g.e., s. 71- 72. i0 Moore, Ethics, s. 77- 78; Moore, Principia Ethica, s. 10 vd. 11 Nowell-Smith, Ethics, s. 32-33 ve 180-182; Aydn, Tann-Ahlafe ilikisi, s. 71-72. 12 Nelson, "George Edward Moore", Encydopedia ofPhilosophy, V, s. 379; Ni elsen, "History of Ethics", Encydopedia ofPhilosophy, III, s. 100-101. 13 Moore, baz teorilerde Tanr yerine konan akl, pratik akl, mutlak irade, evrensel irade, ya da gerek ben (true elf) gibi kavramlar da Tann gibi ah laki kavramlarn nedeni saymaz. Moore'a gre bu tr kavramlarn d dn yada varlklar da yoktur. Bunlar sadece insan zihninin 'faklteleri'dir (Mo ore, Ethics, s. 77-79). 14 Moore, a.g.e., s. 77-79. 15 Nielsen, "History of Ethics", s. 106-107.

202

MORAL

ATEZM

*" Aydn, a.g.e., s. 73; Norman, The Moral Philosophers, s. 226- 7 ' Ayer, a.g.e,s. 104 v.d. 18 Yzylmzda ngiltere'de ahlak, dinden ve kiliseden bamsz klmak iin birtakm demekler kurulmutur. Bunlarn banda da 1957'de kurulan H manist Association gelmektedir. Dnyann deiik yerlerinde de eitli h manist demekleri kurulmaya balanm, dinden ve Tanr'dan ziyade ilgiyi insana ekmek amacyla almalara balamlardr. 1963'de de Ayer ve Julian Huxley'in de kuruluunda yer ald British Hmanist Association ku rulmutur. Bu yllarda din kart olmak veya inanszlk bir anlamda h manist olmakla e deerde anlalmtr. Bazan deiik anlamlarda da yo rumlanan hmanizmi Ayer "kiliselere kar alm dini bir savan z" olarak tanmlamtr. Ayer'e gre bu sava bir yandan Hristiyan teolojisinin samalklarn ortaya koyacak, dier yandan da dini inancn mutluluktan ziyade sefaletin kayna olduunu gsterecektir. Ayrca Ayer'e gre hma nizm, politik ve sosyal bir g olarak kilisenin insanln aydnlanmasnda ve geliiminde bir engel olduunu ifade edecektir (David Tribe, 100 Years of Free-Thought, s. 46 ve 55-59). 1 ' Davies, An lntroduction to the Phosophy ofReligion, s. 95. 10 a.e., s. 95. 21 Robinson, An Atheist's Values, s. 130-139; Maclntyre and Ricreur, SigniflcanceofAtheism, s. 15-18; Martin, Athtism, s. 23-24. 22 Smith, Atheism, s. 26-27. 23 Flew, a.g.e., s. 112-115. " Mackie, The Miracie ofTheism, s. 255. 25 Russell, Why 1 Am Not A Christian, s. 160. 2 " Baz teistler, ateistlerin de ahlakl, drst veya iyiliksever olabilecekleri sy lendiinde, onlarn gerekten ateist olduklarm kabul etmezler. Onlara g re bu tr ateistler bilinsiz de olsa bir inanca sahiptirler. nanszlklar ise birtakm entelektel nyarglar dolaysyla gerein farkna varamamalarn dan kaynaklanmtr (Hick, Faith and Knov/ledge, s. 65). 2 ' Mackie, The Mirace ofTheism, s. 118. 28 a.e., s. 118. 29 a.e., s. 118. 30 Russell, a.g.e., s.36-37 ve 161 31 Robinson, a.g.e.,,s. 155. 32 a.e.,,s. 255. 33 a.e.,, s. 162. - " Mitchell, Morairy: Religious and Secular, s. 155-6. " Gaskin, The uestfor Etemity, s. 163.
1

203

Ktlk Problemi

Ktlk Probleminin Nitelii


Ktlk problemi Tann'nn varl aleyhinde kullanlan en es ki ve en iddial argmandr. Teizme yneltilmi en ciddi itirazlar da bu problemden kaynaklanmtr. Teizmin Tanr anlayna ve Tann'nn varl iin ileri srd teleolojik kanta mantksal a dan nemli bir tehdit oluturmaktadr. "Her eye gc yeten, her eyi bilen ve mutlak anlamda iyilik sahibi olan Tanr" inancna y neltilmi ciddi bir itirazdr. Ksaca Tanr kavramnn eliik oldu unu gstermeye alan ve teleolojik kant rtmeyi amalayan bir argmandr.1 Sadece teorik bir problem olmayp pratik yn de bulunan ktlk problemi gcn byk lde herkesin (ate ist veya teist olsun) yaamnda tank olduu ve birlikte yaad zc olaylarn varlndan almaktadr. Bunlar arasnda deprem, sel, yangn, kuraklk, hastalk, sava, soykrm, zulm gibi hadise ler bulunmaktadr. Ktlk problemini ileri srenler Tann'nn varl iin ciddi s kntlar ortaya koymakla birlikte sonu itibariyle Tanr inanc kar snda geri adm atma durumunda kalmtr. nk ktlklerin varlndan hareketle Tann'nn yokluunun kanlmas (kantlan mas) zor grnmektedir. ayet karlacak olursa buna karlk mevcut iyiliklerden hareketle ne sonuca vanlaca sorusu akla gel mektedir. Kald ki, var olan ktlklerin oranyla iyilikler arasnda
205

TEIZM

YA

DA

ATEZM

bir karlatrma yapldnda sonucun ne olaca aikardr. Bu s kntnn farknda olan Mackie gibi ateist filozoflar ktlk proble mini tartrken Tann'mn varln rtmeye almaktan ziyade Tanr kavramyla ktlklerin varl arasndaki elikiye dikkat ekmi, konunun teistik bir problem olduunu gstermeye al mlardr. Mackie'ye gre aslnda ateistler de ktlklerden tama men arnm bir dnyann varln dnmezler. Ancak onlar, teistlerin bir yandan her eyin mkemmel olduunu belirtmelerine, dier yandan da ktl dini adan temellendirmelerine itiraz ederler.2 Stephan Evans da ktlk probleminin iki ynne iaret etmi tir. Ona gre ktlk probleminin biri mantksal dieri de kantsal olmak zere iki biimi bulunmaktadr. Ktlk probleminin "man tksal formu"na (logical form) gre ktlkler ile Tann'mn varl arasnda mantksal bir eliki bulunmaz. Bu noktada Evans'a gre Tann'mn varl hedef alnmam, daha ok Tann inanc ile kt lkler arasndaki mantksal elikiye dikkat ekilmitir. Ktlk probleminin "kantsal formu"na (evidential form) gre ise bu konu Tann'mn varlna inanmamak iin geerli bir kant olarak deer lendirilmi ve Tann'mn varlnn rtlmesi hedeflenmitir.3 Ktlk problemi karsnda teistler de eitli grler ileri s rerek Tann inancna olan itiraz nlemeye almlardr. Ancak bunlara gemeden nce ksaca ktlk problemini aklamak ye rinde olacaktr. Kant Olarak Ktlk Problemi Teizm Tann'y yetkin niteliklerle donatm ve noksanlklardan uzak olduunu ifade etmitir. Tann'mn akmlg ve yaratcrim nemle vurgulayan teizm ayn zamanda O'nun iyilik sahibi olduu nu, her eyi bildiini ve her eyi yapabilecei inancn da benimse mitir. Ateistler ise bu niteliklerin dnyadaki ktlklerle rtmediini iddia ederek: "Madem ki Tann iyilikseverdir; olup biten her eyi bilmektedir; her eyi yapmaya da muktedirdir. O halde bu k tlkler de nereden kmaktadr?" diye sormulardr. Teizme gre Tanr, a) Her eye gc yetendir, b) Her eyi bilendir, c) Mutlak iyidir.
206

KTLK

PROBLEM

Her eye gc yeten bir varlk olarak Tanr'nn stesinden ge lemeyecei eylerin olmamas gerekir. nk Tanrnn gc iin herhangi bir snr sz konusu deildir. Her eyi bilen Tanr'nn, dnyada cereyan eden ac olaylardan habersiz olmas da mmkn deildir. Dolaysyla iyilik sahibi bir Tanr'nn kty istemesi ve yaratklarnn bo yere ac ekmesini dilemesi imkanszdr. Aynca Tanr, mutlak iyidir. O her zaman iyiyi tercih etmekte ve iyilii di lemektedir, iyiliin en belirgin zellii de ktle kar olmak ve onu istememektir.4 Dolaysyla, Eer Tann her eye gc yeten bir varlksa, ktl nleme ye muktedir olabilmelidir. Eer O mutlak iyilik sahibi bir varlksa ktl nlemeyi istemelidir. Ancak ktln var olduu grlmektedir. d) Dolaysyla Tanr, her eye gc yeten bir varlk olmad gi bi mutlak iyilik sahibi bir varlk da deildir.5 Yukardaki argmana gre Tann'nn varl ile ktln varl birbiriyle ters orantl hale gelmitir. Yani Tann'nn varl bir an lamda ktln yokluu demektir. nk Tann varsa, ktlk olmamaldr. Veya ktln varl Tann'nn yokluu anlamna gelecektir.6 nk ktlk Tanr'nn var olmad bir durumda or taya kacaktr. Ktlk problemini dile getirenlerden birisi de David Hume'dur. Hume, Tabii Din stne Diyaloglar adl eserinde bu konuy la ilgili u sorulan sormutur: Tann ktl nlemek istiyor da g c m yetmiyor? yleyse O, gszdr. Yoksa gc yetiyor da k tl nlemek mi istemiyor? yleyse O, iyi niyetli deildir. Hem gl, hem de iyi ise, bu kadar ktlk nasl oldu da var oldu?7 Grld gibi Hume da Tanr'nn her eye gcnn yetmesiyle, iyilik sahibi olmasnn badamadna iaret etmektedir. Ktlk problemi teistleri bir hayli dndrm ve ateistlere kar cevap vermeye zorlamtr. nk ateistlerce Tann'nn varl yla, ktln varl arasnda bir ikilem oluturulmu, ktl n varlyla Tann'nn varlnn mantken elitii iddia edilmi, elimedii dnlse bile ktln varlnn Tanr'ya inanma mak iin geerli bir neden olduu ileri srlmtr. 207

TEZM

YA

DA

ATEZM

Ktlk Probleminin Eletirisi Teistler ktlk problemini Tanr'nn varln rtecek de erde grmemi, sonu itibariyle ktln varlyla Tanr'nn varl arasndaki eliki iddialarn da reddetmilerdir. Onlara g re Tanr'nn her eye gcnn yetiyor olmas veya iyiyi dileyip di lememesi ktlkle dorudan ilgili deildir. Ayrca mantken im kansz olan bir eyi de Tanr istemeyecektir. Yani sevgi dolu bir Tann'nm durduk yere yaratklannn ktln istemesi bir an lamda annenin kendi yavrusuna ktlk yapmak istemesiyle ayn deerde olacaktr. Halbuki bir anneye ocuklarna efkatle yakla ma duygusunu veren Tanndan byle birey beklemek akla aykn olacaktr. Hereye ramen teistler "ayet ortada bir ktlk varsa, Tann da bunu engellemiyorsa, bu noktada Tann'nm bir bildii ola caktr"8 tezini ileri srmlerdir . Ktlk problemiyle ilgili eletirileri karlamak iin teistler ncelikle ktl doal ve moral olmak zere ikiye ayrmlardr: a) Doal ktlkler, doada meydana gelen deprem, yangn, sel, hastalk, alk, kuraklk v.b. felaketlerdir. b) Moral ktlkler ise temelde ahlaki bir ykmll ve zgrl olan insann neden olduu sava, zulm, soykrm ve hakszlklardr.9 Doal ktlkler (natural evils) doann ileyii ierisinde izah edilmi ve bilimsel ekilde aklanmaya allmtr. Ahlaki kt lkler de (moral evils) zgrle sahip olan insann kendi yapp et melerine balanmtr.10 Daha nce de grld gibi Mackie, teizmin tutarl asndan iyilik sahibi bir Tann'nn btn gcyle ktl nleyeceini ve buna da muktedir olmas gerektiini be lirtmitir. Mackie'nin bu szleri aslnda Tann'nn ktle niin izin verdiini sorgulamaktr. Bu eletiriden hareketle teistler, Tan n'nm snrl sayda ktle izin verdiini itiraf etmi, daha sonra da Tann'nm bunu yapmak iin hakl gerekelerinin bulunduunu ileri srmlerdir. Ktlk problemi karsnda ateistlere en etkili cevaplardan bi risi, Leibniz'in "teodise" (theodicy) grdr. Leibniz zerinde ya admz dnyann, mmkn alemler ierisinde en iyisi olduunu iddia etmi ve bu iddiasyla ktlklerin varln Tann'nm varl ile uzlatrmaya almtr. Ona gre dnya, Tann adaletinin ege men olduu bir dnyadr. Bu dnyadan daha iyisini veya ktl208

KTLK PROBLEM

gn olmad bir yaam dnmek yersizdir. O'na gre var olan ktlkler mmkn olan en iyi dnyann bir paras olunca, (da has olmak zorunda olunca) ktln olmad baka bir dnya nn varln dnmek yanl olacaktr. nk herhangi bir biim de de olsa, orada da ktlk var olacaktr.11 Baz dnrler de ateistlerin eletirilerini tartmak yerine k tlklerin varln ya gz ard etmi ya da bunun bir yanlmadan ibaret olduunu sylemitir. Konu bazan ciddiye alnmam, bazan da din asndan bir problem olarak grlmemitir. Hinduizm'deki Vedanta retilerine gre ktlk yanlgdan (illusion) ibarettir.12 Nelson Pke'a gre ise ktlk problemi din asndan Tann'mn varl ile ilgili ciddi bir problem olmad gibi teoloji iin de bir tehlike deildir. Pke'a gre Tann'mn varl bir inan unsuru olup inananlarca da koulsuz olarak kabul edilmitir. Dine gre her eyi yapmaya gc yeten ve her eyi bilen Tann mut lak anlamda iyilik sahibidir. Dolaysyla O herhangi bir olumsuz durumun meydana gelmesine olanak tanyacak ahlaken uygun ge rekelere sahiptir.13 Buraya kadar verilen eletirilerin yannda ktlk problemi ile ilgili olarak dini aklamalar da ileri srlmtr. Ktlklerin var lm yadsmayan ve bunlan Tann'mn varl asndan da bir eli ki olarak grmeyen dnceleri ylece sralayabiliriz. Teistik Eletiriler Teistlere gre, a) yinin var olmas iin mantken ktnn de var olmas gere kir. Her eyin iyi olduu bir dnyada iyiliin "iyi" olarak bilinmesi mmkn olmayacaktr. Ktlk iyiliin elde edilmesi, bilinmesi ve takdiri iin var klnmtr. Ayrca efkat, sempati, kahramanlk, af fetme duygusu ve erdemli olmak gibi zellikler kendi balanna or taya kabilecek durumlar deildir. Bunlann olumas iin ac ve s trabn olmas gerekmektedir. Dolaysyla kt olmakszn iyi var olmayacak ve deeri anlalmayacaktr. nk ktlk, iyiliin zo runlu tamamlaycsdr.14 b) Tann insana zgr irade vermitir. Vermi olduu zgr ira denin kullanmna da mdahale etmemektedir. Bu amala kendi gcn dahi snrlamaktadr, iyiyi elde etmesi iin kendine zgr 209

TEIZM

YA

DA

ATEZM

irade verilen insann bu srete yanl karar verme olasl da bu lunmaktadr. nsann zgrce davranmas doal olarak hata yapma ve ktle neden olma ihtimalini de iermektedir. nk iyilii tercih etme zgrl bulunan insann kty seememesi eliki olacaktr.15 Dolaysyla iyilik zere yaratlan insann iradesini kt ynde kullanmasndan ve straba neden olmasndan dolay Tanr sorumlu tutulamaz.16 Nitekim byle davranacak olan bir insan ilk nce Tanr uyarm ve teki dnyada sorgulayacan bildirmitir. c) Ktlk, insann moral yetkinlie ulamas iin nemli bir rol oynamaktadr. Doumundan itibaren eitilmek, olgunlamak ve kiiliini bulmak durumunda olan insan iin bu dnya ahlaken ke male erme, John Hick'in ifadesiyle "soul-making" mekandr.17 Bu srete insanolu nce kendi kiiliinde balayarak iyilii hakim klmaya ve ktl de sfrlamaya gayret gstermelidir. Hick, dnyay ahlaki olgunlua erme mekan olarak grm ateistlerin bu dnyay hedonistik (hazc-zevk dolu) bir cennet ola rak grmek isteyilerini ve Tann'nn da bunu yapmaya zorunlu ol duunu dnmelerini reddetmitir. Hick'e gre Tanr, evinde ev cil hayvanna kmes yapan ve btn riskleri dnen bir kimse du rumunda deildir. Kald ki, kmeste de hangi artla olursa olsun olumsuz ynler bulunacaktr.18 d) Hristiyan geleneinde yaygn olan bir inana gre ktlk lerin temelinde insanlann gnahkarl yatmaktadr. Dier bir de yile yaanan ac ve straplar Tann'nn insanlara verdii cezalar dr.19 insanlar yapm olduklar ktlklerin karln bu dnya da da ekmekte ve kt eylemleri karlksz kalmamaktadr. Ayr ca inanan insanlarn haksz yere yaam olduu skntlar ve strap larla, gnahsz insanlann ektii aclar karlksz kalmayacaktr. Ya ni ekilen skntlara karlk ileride insanlan mutlu bir gelecek bek lemektedir. Tanr cennetiyle bu insanlann aclann dindirecektir.20 Yukardaki gr teistler arasnda tartmaya yol am ve id detli eletiriyle karlamtr. Szgelimi slm dnrleri insanla rn doutan gnahkar olduunu kesinlikle reddetmi, insanlarn ktl hak ettii ve ac ekmek iin cezalandrld anlayn ka bul etmemilerdir. Onlara gre cereyan eden kt olaylarn neden leri bakadr. Su ileyen ve ktlk yapan kiiler zaten bu dnya da adalet nne kacaklardr. kmayan ve suunun karln
210

KTLK

PROBLEM

grmeyen kiiler ise ahiret yaamnda mutlaka bunun hesabn ve receklerdir. Ayrca kimse bir bakasnn yapm olduu sutan do lay manen ya da maddeten cezalandmlamaz, cezalandmlamad gibi lanetlenemez veya knanamaz da. Dolaysyla bu noktada Hris tiyanlk'la slmiyet arasnda ciddi inan ayrlklar ortaya kmtr. Tanr insanlarn ac ekmesinden zevk alan bir varlk deildir. Bu durum belki baz insanlarn arasnda cereyan eden bir durum olabilir. Ancak Tann birbiriyle problemli ve kavgal olan iki insan dan birine benzememektedir. O herkesin Tanrsdr. Yaratt b tn varlklara da hayat vermekle sevgisini gstermektedir. Tanr kt insanlarn bile iyiliini istemekte, onlar her frsatta masum ta biatlarna geri dnmeye armaktadr. Bu amala peygamberleri aracl ile buyruklarn ve uyarlarn herkese ulatrmtr. Tann ktlklerin bir an nce iyiye dntrlmesini ve insanlann mutlu olmalann dilemektedir. Ac eksin veya ekmesin btn insanlar Tann'nn kullandr. Var olmalanmn temelinde de ktlk ve ac deil, iyilik ve sevgi bulunmaktadr. Sonuta dnya da karlalan fiziksel ktlklere kar insan alp tedbirini al mal moral ktlklere kar da iyilii egemen klmak iin ura maldr. slmiyet'e gre insann Tann katndaki deeri de iyilikler urundaki gayretleri ve ktl berteraf etmedeki abalanyla a a kacaktr. e) Baz dnrlere gre ac ve straplar din iin yaamsal bir nem tamaktadr. nk gerek ve samimi inanlar trajedi kar snda oluurlar. Byle zamanlarda insanlar yaamn arln hisse der, iradelerindeki yapayl bir kenara brakarak kendilerine ve davranlanna eki dzen verirler. nanta itenlik ok nemlidir. Bu da skntl anlarda kontrol edilir ve llr. 21 Insanlann Tanr'ya olan inanlannda samimi olup olmadklan normal zamanlarda bilinmez. Byle zamanlarda insanlar kendilerinin ne durumda olduklannn farkna vanr ve se viyelerini lerler. 0 Bu konuda bir dier yaklam da yaanan sknt ve aclarn Tann'nn sevgisini elde etmede bir vesile olduu iddiasdr. Simone Weil'e gre ac ekmek Tanr akna ulamak iin bir aratr. Ya amda karlalan ac ve kederler, insann Tann'nn sevgisini elde etmesi iin nemli frsatlardr. Weil gibi, ac ekmekle dini deer ler arasnda bir uygunluk kurmay deneyen Diogens Allen'e gre 211

TEZM

YA

DA

ATEZM

sa da armhta ac ekmitir. Ona gre ktln varlyla ilgili sorular bencilliimizden kaynaklanmaktadr. Dolaysyla bunlar sormak yararszdr. ekilen aclar karsnda hibir eyle kyaslan mayacak ekilde Tanr'nm sevgisi ve bunun karsnda elde edilen iyilikler vardr. 22 Bu konuda da teistler arasnda farkl dnenler olmutur. Szgelimi slmiyet'e gre Tanr'nm sevgisini kazanmann yolu zo runlu olarak ac, strap ve trajik durumlardan gemez. Tanr inan c byle durumlarda elbetteki insanlara yardmc olmakta, onlann ayakta durmalarna ve dayanmalarna olanak salamaktadr. An cak ac ve straplar karsnda byle bir direnmenin Tanr'nm ka tndaki deeriyle, O'nun sevgisini kazanmak iin hibir gereke yokken ac ekmeye almak ya da tehlikelere atlmak ayn deil dir. slm Peygamberi en kk bir canlnn dahi gereksiz yere l drlmesini yasaklam ve onlara verilen eziyetten rahatsz olmu ken insann dini gerekelerle ac ekmesine veya ektirilmesine na sl izin verebilir? Bu konuda karlalan yanl bir anlama da kadercilikle ilgili olmutur. Tarihin baz dnemlerinde Tann'nn varlna inanan ba z insanlar ac ve strapla karlatklarnda mitsizlie kaplarak bu dnyann geici olduunu dnm ve sadece cennette mutlulu un elde edilebileceine kanaat getirmilerdir. Dolaysyla bu tr insanlar bazan ktlklerle mcadelede pasif kalm ve kendi k elerine ekilmi olup bitenlere de seyirci kalarak yaamlarn de vam ettirmilerdir. Halbuki islmiyet, insanlarn klmelerini, gszlemelerini, zayf dmelerini, bakalarna baml olmalar n, dnyadan el etek ekmelerini yasaklamtr. Dindar olmak dn yadan kopmak deil, tam tersi onu renmek, bilmek, srrn z mek ve egemen olmak demektir. g) Dnyadaki ktlklerin varln dini inanlar asndan nemli gren baz kiiler yaanan aclan mutlak ktlkle akla maya ve yorumlamaya da kar kmlardr. Bunlara gre insan ya amda olup biten her eyi (bir anlamda manzarann btnn) et raflca grme imkanna sahip deildir. Dolaysyla yaanan aclarda grlemeyen ve bilinemeyen ynlerin varl da sz konusu olabil mektedir. 23 Bizlere kt yansyan baz olaylann gerisinde iyi eyle rin olduu unutulmamaldr.

212

KTLK

PROBLEM

Teistik Eletirilere Yant Ateistlere gre, a) 'Bir terimin kartnn mantken zorunlu olmas' kural ontolojik bir ilke deildir. Bu kural sadece kendi dil ve dnce dnya mzda geerlidir.24 Dolaysyla Tann'mn kty yaratmadan iyiyi yaratmas mmkn olmaldr. Teizm "iyi"nin "kt" ile birlikte var olduunu sylemi her e yin kartyla kim olduu ilkesinden hareketle bunun mantksal bir zorunluluk olduunu iddia etmiti. Yani iyinin olmas iin man tken ktnn de var olmas gerektiini ileri srm ve mantk d bir i yapmas sz konusu olmayan Tann'mn da bu kuraln d na kmayacan belirtmiti. Ancak Tann'mn bir an iin mantk kurallannn yaratcs olduu dahi kabul edilse, O'nun byle bir kural deiik biimde koymu olmas gerekirdi. Szgelimi krmz renginin zdd olmadan var olmas gibi. Aynca Tanr bu ilkeyi ken di gcn snrlayacak ekilde de koymamalyd. Yani iyiyi de, k ty yaratmadan var klmalyd. b) Her eye gc yeten varlk olarak tanmlanan Tann'mn, ne densellik yasalanna bal olmamas gerekir. Halbuki iyiliin elde edilmesi iin ktnn ara olmas bir anlamda Tann'mn gcnn s nrland anlamna gelmektedir. Bu durum sadece insanlar iin ge erli olabilir. nk onlar doalan gerei yanlarak ve hata yaparak byrler, veya hastalk aranda ac ekerler. Dolaysyla insanlann yanl yapmalan veya fiziksel olarak ac ekmeleri kanlmazdr.25 c) yiliklerin ortaya kmas iin ktnn var olmas kural ka nlmaz ksr dngye neden olmaktadr. Aynca ktln bulun duu bir dnyada en yksek iyilik ve erdem duygulannn oluaca iddias da tutarszdr. nk dnyaya bakldnda ktlkler karsnda sadece iyilik ve erdem duygularnn olumad grle cektir. Bunlarn yannda nefret, iddet, zulm, acmaszlk, korkak lk, hissizlik, kabalk gibi olumsuz duygular da oluacaktr.26 Ktlkler insanlar arasnda nefret duygulan oluturmakta ve onlan almaya, acmasz davranmaya sevketmektedir. Dolaysy la ktlklerin varl iyiliklere vesile olmad gibi daha byk k tlklerin ortaya kmasna neden olmaktadr. d) Ktlk probleminden hareketle bir insann ateist olabilece ini iddia eden William L. Rowe da dikkatleri doada meydana ge213

TEZM

YA

DA

ATEZM

len ve kendi deyiiyle anlamsz ve gereksiz olan ktlkler zerine ekmeye almtr. Aadaki rnekle teistlerin iddialarn karla maya almtr. Rowe'a gre herhangi bir orman yangnnda hayvanlarn, rne in geyiin korkun ekilde lmesinin iyilik asndan hibir dee ri yoktur. Geyiin lmesiyle daha byk iyilikler elde edilmedii gibi geyiin lmesine gereke olacak eit derecede bir su unsuru da bulunmamaktadr. Geyiin yangnda ac ekerek lmesi herhan gi bir iyilii elde etmenin zorunlu art da deildir. Geyiin ac ek mesinin nlenebilmesi durumunda herhangi bir ktln olu mas da mmkn gzkmemektedir. Veya ayn ekilde masum bir ocuun ac ekmesine izin vermenin de iyiyle izah edilebilmesi imkanszdr.27 Row'a gre her eye gc yeten, her eyi bilen ve tamamen iyi lik sahibi olan Tann'nn, bu gereksiz ve anlamsz ac olaylar n lemesi gerekirdi. Eer Tanr gerekten varolsayd bu tr ktlk ler de olmayacakt. Ancak bu anlamsz ktlklerin varolduu g rlmektedir. Ktlklerin varl da Tann'nn varolmadna dair kantlardr.28 e) Ateistlere gre teistlerin ktlkleri moral ve doal diyerek ikiye ayrmalar da zm olmamtr. Onlara gre ktlkleri bir birinden ayrmak, birinin dieriyle ilgisinin olmadn sylemek yanl olacaktr. Mackie'ye gre amzda grlen korkun felaket lere, kkl bykl savalara, ehirlere atlan korkun bombala ra, Stalin'in zulmne, Nazi soykrm gibi olaylara baktmzda ar kalarnda yalan yanl bir idealizmin yatt grlecektir. Bunun gi bi eitli gerekelerle insanlann adm adm korkun ilere girmele ri ac ve straba neden olmalar, ona gre doal ve moral ktl n ne kadar i ie olduunu gstermektedir.29 f) Hristiyanla gre, ktln varl insanlann gnahkarl ile aklanyor ve onlann yapt hatalar da ktlklerin varl iin gereke gsteriliyordu. Hristiyanlk'taki asl gnah anlay bunun en gzel rneidir. Ancak ateistler bu anlay da reddetmitir. nk bir an iin asli su dikkate alnsa dahj bunun insann ortaya kmasndan nce gerekletii grlecektir. Dolaysyla insan ile medii suun cezasn ekmektedir. Flew'a gre insanlarn gnah lar yine kendi zerlerine dner anlay da yanltr. nk gnah kar insanlarn suunu kendileri deil ou zaman gsz, zayf ve
214

KTLK

PROBLEM

masum insanlar ekmektedir. Sz gelimi Hitler'in gnahnn en k t sonulan sulular yerine onlarn kurbanlan zerine olmutur. 30 Yukarda akland gibi teistlerin pek ou bu konuda fark l dnmtr. Asl gnah anlay slmiyet'in reddettii bir du rumdur. slmiyet'e gre bir kiinin dini, dili, rk, ailesinin sos yal stats ve ekonomik durumu ne olursa olsun gnahsz do maktadr. Yine slm'a gre ister erkek olsun isterse kz, kimse annesinde kle, gnahkar veya lanetli olarak domamtr. Her kes doduu anda eit ve hrdr. Tanr'nm yaratt bir canl ol mas nedeniyle sevgi duyulmas gereken varlktr. Dinin ve Tanr inancnn gayesi de bu yapnn korunmasdr. nsan gnahkar bir varlik deil, aksine onurlu bir varlktr. Yaplmas gereken de in san haysiyetinin zedelenmesinin nlenmesi ve bu noktada kar lalan ktlklerle mcadeledir. Dolaysyla islm'a gre bir kim se bir bakasnn iledii suun gnahn ekemez veya onun ad na cezalandrlamaz. g) Ktlk problemiyle ilgili olarak ateistlerin en byk ele tirileri teizmin insan zgrl iddiasna kar olmutur. Bilindii gibi teistler Tann'nn insana zgr irade verdiini ve fiillerine m dahale etmediini sylemilerdi. Dolaysyla moral ktlklerin varlndan insann kendisini sorumlu tutmulard. Teistlere gre Tann'nn ktlklere aka mdahale etmemesi, O'nun gsz l veya ktye gz yummas anlamna da gelmiyordu. Onlara gre Tann insan daima iyiyi seecek ekilde de yaratabilirdi. An cak o zaman da insanlann iyiyi zgrce semi olacaklanndan sz edilemezdi. nk bu durumda insanlar iyiyi semeye zorlanm olacaklard. Teistlere gre Tanr insanlar zgrce karar verebilecek bir bi imde yaratm, ahlaken sorumlu tutmasna ramen onlan eylem lerinde serbest brakmt. zgrce karar vermeleri doal olarak kty de irade etme serbestliini kendilerine salyordu. Ateistlere gre teistler yukandaki yaklamlaryla Tanr'y mo ral ktlkler konusunda aklamaya almlardr. Ancak her eye ramen onlar zgr irade savunmasyla ktlk probleminin ste sinden gelinemeyecei inancn tamlardr.31 Bu noktada ateist ler ktlk problemiyle teistik Tanr kavram arasnda mantksal bir eliki olduunu gstermeye alm ve u paradoksal sorular sormulardr: 215

T E Z M YA DA

ATEZM

Tann insana ktye kullanaca zgrl niin vermitir? Eer Tanr insana vermi olduu zgrln kt ynde de kullanlacan biliyor idiyse niin onlan byle yaratmtr? insan Tann'nm kendi kararlarn kontrol etmedii veya edeme dii anlamda m zgrdr? d) Her eye gc yeten varlk olan Tann kontrol edemedii eyler yaratr m? 32 Ateistler ktln gerek varlndan hareketle son iki soruya olumlu cevap verilmesinden yana olmulardr. Bir anlamda Tan n'nm sonsuz kudretiyle bilgisini yalanlamlardr. Yani gsz ve bilgisiz tann anlayn ileri srmlerdir. Doal olarak ortaya kan Tann imaj da teizmin Tann's olmaktan ok uzaktr. Dier yandan teizme gre Tann her eyi bilen ve her eye gc yetendir. Bu durumda Tann'nn her eyi bildii ve yapyor olduu da ortaya kmaktadr. nk sonsuz g ve bilgi, eylemi de ier mektedir. Bu noktada insan zgrl problemi deiik boyutlar kazanmaktadr. Bu problem teizmin kendi ierisinde de tartma konusu olmutur. Ancak ona gre Tann'nm sonsuz bilgisi ve gc insanlann elini kolunu balamamaktadr. Tann bu niteliklerine ramen insana zgr irade vermitir. Ateistlere gre her eye gc yeten Tann, bir anlamda insanla n n btn tercihlerinin de kontroln elinde bulundurmaktadr. Dolaysyla insan hata yapar gnah ilerse, Tanr da o gnahn ya ratcs durumundadr. 33 Dier bir deyile Tann, insann gnahna ortaktr. Mackie ve Flew gibi ateist dnrlere gre Tann'nm insanla rn daima iyiyi seecek ekilde yaratmas, belki zgr irade anlay na ters debilmektedir, yani onlara gre insann daima iyiyi se ecek ekilde yaratlmas belki onun zgrlne aykn olacaktr. Ancak onlara gre insanlann daima iyiyi tercih edebilecei bir bi imde yaratlabilmeleri de mmkndr. 34 Bu durumda zgr ira de anlay korunduu gibi, insanlarn iradeleriyle tamamen iyiyi seebilmelerine de imkan salanm olacaktr. Sonu itibariyle ktlklerin varl sadece ateistler iin deil teistler iin de ciddi bir problemdir. Ancak byle bir problemin varlndan hareketle ateizme varmak veya Tann'nm varln inkar etmek problemin snrlarn tarmak olacaktr.

216

KTLK

PROBLEM

Yzylmzda meydana gelen deprem, sel, yangn, sava, soyk rm ve katliam gibi zc olaylar kendi artlarnda deerlendiril meli ve ylece yorumlanmaldr. Aslnda bu gibi olaylar Tann'mn varln, var olmas gerektiini bir kat daha glendirmekte ve ev renin Tanr'sz olamayaca dncesini pekitirmektedir. nk ktln ortaya k belirli bir dzenin bozulmasndan veya ak samasndan kaynaklanmaktadr. ayet Tanr olmasayd zaten belir li bir dzenden, iyilikten veya gzellikten de sz edilemeyecek yok luunda da aramayacaktk. Byle bir durumda da ortada ktlk lerin varl diye bir problem olmayacakt. Dolaysyla nisbi kt lklerin varlndan hareketle inanszla dmek yerine mevcut iyiliklerin ve gzelliklerin varlndan hareketle Tann'mn varlna gitmek daha tutarl olsa gerekir.

217

Dipnotlar
* Davies, An Introduction to The Philosophy ofReligion, s. 17-25; Gaskin, a.e. s. 119-129; Plannga, God, Freedom and Evil, s. 7-29; Hick, "The Problem of Evil", The Encydopedia of Philosophy, III, s. 136, Evil and The God of Love, s. 3-4; Mackie, The Mirade of Theism, s. 150-9; Edwards, "Atheism", Encydo pedia of Philosophy, 1, s. 178.
2

Mackie, The Mirade ofTheism, s. 159.

* Evans, Philosophy ofReligion, s. 132. ^ Mackie, The Miracle ofTheism, s. 150-153.


5

Hick, "The Problem of Evil", s. 136.

" Swinburne, The Exisence of God, s. 201. ' Hume, a.g.e., s. 65-66. Mackie, The Miracle of Theism, s. 151-2; Flew, Tann'mn ktl nlemeye gc yettii halde bir hikmeti bulunduu gerekesiyle bunu engellememesi inancn reddeder. O'na gre bu tr cmleler anlamszdr. Anlamsz bir cmlenin bana Tanr ismini koymakla da o cmle anlaml olmaz (Flew, a.g.e., 146). " Gaskin, The Questfor Etemity, s. 119-120; Aydn, Din Felsefesi, s. 123; Evans, Philosophy of Religion, s. 131-132.
10 11 2

Von Hildebrand, Christian Ethics.s. 405-416. Pike, "Hume on Evil", s. 47.

* Hick, "The Problem of Evil", Encydopedia of Philosophy, III, s. 136. " Pike, a.g.e., s. 47 . " Edwards, "Atheism", s. 178; Flew "Divine Omnipotence and Humen Fre edom", New Essays in Philosophica! Theology, s. 145; Mackie, "Evil and Om nipotence", s. 28-33 Edwards, "Atheism ", s. 178. Hick, Evil and The God of Love, s. 253-265. Hick, a.g.e., 256-257. Von Hildebrand, ag.e., s. 453-454; Flew, a.g.e., s. 147.

** Flew "Divine Omnipotence and Humen Freedom ", s. 145- 7.


16 17 18 19

^ " Gaskin, a.g.e., s. 123. 21 Mackie, The Mirade ofTheism, s. 156-8; Ferre\ a.g.e., s. 115.
22

Ailen, "Natural Evil and the Love of God", s. 193-204. Crombie, "Theology and Falsification", s. 124. Ferrd, Language, Logic and God, s. 27-28; Mackie, "Evil and Omnipotence", s. 29. 218

" "

KTLK
2

PROBLEM

-* Fevri, a.g.e., s. 28; Mackie, "Evil and Omnipotence", s. 30. Ferce, a.g.e., s. 28-9 ' William L. Rowe, "The Problem of Evil and Varietes of Atheism" The Prob lem of Evil, Ed. Marilyn McCord Adams-Robert Merrihew Adams, Oxford ni. Press, Oxford, 1990, s. 129-130 Rowe, a.g.e., s. 128 FIew,a.g.e.,s.l47. Mackie bu soruyu kudret paradoksu olarak adlandrmaktadr (Mackie, "Evil and Omnipotence", s. 34).

26 2

28 2

" Mackie, The Mirade of Theism, s. 162-3.

30

** Mackie, The Mirade of Theism, S. 162.


32

" Mackie, The Mirade of Theism, s. 162. - " Flew, a.g.e., s. 149; Mackie, "Evil and Omnipotence", s. 33

219

Sonu

Ksaca "tanrtanmazlk" olarak ifade edilen ateizm, felsefi bir terim olarak Tann inancna kar bir tepkiyi dile getirir. Dier bir deyile ateizm Yahudilik, Hristiyanlk ve slmiyet'in zn olu turan, btn peygamberlerin varln haber verdikleri, yaratc ve akn Tanr kavramna kar olumsuz bir tavr altr. Bilinli bir e kilde byle bir Tann'nm varln eletirip reddetmek ve varl le hinde ileri srlen kantlar da rtmeye almaktr. Ateizm, biim olarak "teorik" ve "pratik" olmak zere ikiye ay rlr. Tanr'nn varlna, varl ile ilgili iddialara entelektel dzey de kar kmak ve zihinsel bir abayla onlara eletirip reddetmek teorik ateizmdir ve kendi ierisinde "negatif ve "pozitif olmak ze re ikiye ayrlmaktadr. Negatif ateizm, insan zihninde herhangi bir Tanr dncesinin bulunmadn, dolaysyla ortada reddedilecek bir ey olmadn ileri srer. Pozitif ateizm ise, zelde teistik Tann inancn dnerek ve tartarak reddeder. Genelde ise btn dini inanlan ve bu inanlarn iddialarn hedef alarak rtmeye alr. Pratik ateizm bir insann, teorik tartmalardan uzak bir biim de, dini inanlara ve deerlere duyarsz kalarak, yaamn sanki Tanr yokmuasna srdrmesidir. Bu tr bir ateizm de kendi ie risinde "aktif ve "pasif olmak zere iki gruba ayrlr. Aktif ateizm Tanr'y reddetmenin yan sra yaamda Tanr inancna, bu inanc anmsatan her trl dnceye, sembole ve kavrama kar sava amak, ksacas Tannsz bir yaam kurmay amalamaktr. Pasif
221

T E Z M f A DA

ATEZM

ateizm ise, reddetmekle birlikte Tanr ile veya dini deerlerle prob lemi olmamak, kendi halinde yaamak veya bu konulara ilgisiz kalmaktr. Bir insann gerekten ateist olup olamayaca ile ilgili uzun tar tmalar yaplmtr. Ateistler inanszln neminden ve Tanr'ya inanmann glklerinden sz ederken teistler de ateist olmann zorluk ve imkanszlklarn dile getirmilerdir. Teizmi, geni anlamda herhangi bir Tanr'ya inanmak veya her hangi bir eye nihai anlamda ilgi duymak olarak grenler ateizmi olanaksz bulmutur. Bu dnrlere gre szel olarak Tanr'y yadsyanlarda dahi aa kmam (kalplerinde gizli) olan bir tr inan vardr. Ancak inanmay, sadece teistik Tanr inancna balan mak olarak grenler ise ateistlerin varln kabullenmilerdir. Bu kiilere gre, Tanr'nm varlna inanmayanlar veya Tann'nn sahip olduu temel niteliklerden bir veya birkan reddedenler mutlak surette ateist olmulardr. Anlalma glklerinin yan sra ateizm terimi bazan da yanl kullanlmtr. Baz kiiler Tanr inancna sahip olduu halde ate izmle itham edilmitir. Tanr'ya inand halde, bazan O'nu farkl yorumlayan, geleneksel anlaytan uzaklaan, yerel inanlardan ko pan, toplumun deer ve ilkelerine aykn davranan dnrler de bu ithamlarla karlamlardr. Bu kavram bazan da deizm, pante izm veya agnostisizmle kartrlm onlarla e anlaml olarak kulla nlmtr. Ancak bir dnrn deist, panteist veya agnostik olma s zorunlu olarak onun ateist olduu anlamna gelmemektedir. Ateizm tarihi antik, yenia ve modem olmak zere dnem de ele alnmaktadr. Felsefe tarihinin ilk dnemlerde ateizm, siste matik bir eletiriden ziyade, geni anlamda bir "inanszlk" olarak ortaya kmtr. Bununla birlikte Epikrclk, phecilik ve Ati nal sofistlerin sosyal inanszlklar dikkat ekmektedir. Gerek d nsel ve gerekse siyasal planda dinlerin etkinliinden dolay ate izm Ortaa'da aka ortaya kamam ya da deiik klflara gir mitir. Bu dnemde Bat'da kiliseye kar kanlar kovuturulmu veya ldrlmtr. Dolaysyla Ortaa'da da ciddi bir ateizmden sz etmek zordur. Yenia'da ise gizlenen ve deizm olarak ortaya kan hristiyan kartl dnceler, zellikle Rnesanstan sonra ateizm olarak kendini gstermi, tartlmaya ve aka savunulma ya balanmtr. 222

SONU

Modern dnemde ateizm, Bat'da yeni bir karakter ve ivme ka zanm hatta bir yaam biimi haline gelmitir. Genelde btn din ler, zelde ise Hristiyanlk ateist dnrler tarafndan aka ele tirilmi ve reddedilmitir. Bu dnemde ateizmin, Feuerbach, Marx, Freud, Nietzsche ve Sartre gibi sistematik savunucular olmutur. Bu dnrler kendi alanlarnda Tanr inancn rtmeyi hedefle yen veya bu amala kullanlan bulgulara ulamlar, birok insan da etkilemilerdir. XX. yzyln bandan itibaren ngiltere'de ateizme zemin ha zrlayan ciddi dnceler ortaya kmtr. Felsefenin problemleri ve yntemi yeniden belirlenmi, dilin gramer yapsyla birlikte mantksal analizine byk nem verilmitir. Felsefenin en nemli grevi, dilin doasn ve fonksiyonlarn akla kavuturmak ola rak ifade edilmitir. Bu sreten din dili de etkilenmi, Tanr kav ram ve teistlerin bu kavrama yklemi olduu nitelikler zmle meye tbi tutulmu, teistik nermeler mantksal tutarllk ve anlam llk asndan sorgulanmtr. Ortaya dorulamac, fonksiyonel, lengstik (dili esas alan) ve konatif (tutum ve davrana dayal) zmlemeler km, Tanr kavramna yeni yorumlar getirilmitir. Viyana evresi ya da mantksal pozitivizm denilen hareketin ileri srd "dorulama ilkesi" Tann kavramna kar byk bir tehdit unsuru olmutur. Ayer'in ncln yapt bu hareket, metafizii ve Tann'mn varlyla ilgili iddialan doru ya da yanl tartmasna girmeye gerek duymadan anlamsz saymtr. Mantk pozitivizme bir tepki olarak analitik felsefede fonksi yonel tahlil anlay gelimitir. VVittgenstein'n ikinci dnem almalanyla glenen bu anlay, pozitivizmin kat tutumu karsnda teizme biraz olsun rahatlama salamtr. Dinin dardan eletirile rek anlamsz saylmas reddedilmi, dandan nasl grlrse grl sn dini inanlann, inanan insann yaamnda bir deeri ve anlam olduu belirtilmitir. Tanr kavramnn ve dini inanlann, dorula mac tahliller yntemiyle bir rpda anlamsz ve sama saylmas da eletirilmi, onlann deneysel dorulama veya yanllama ltleri ne vurulamayaca sylenmitir. Modem dnemde ateizm kendini teistik nermelerin eletirisi biiminde de gstermitir. Dorusu bu zellii ile ateizm teolojik evrelerde byk bir aama kaydetmitir. Bu srete Tanr dn cesinin kayna, Tanr kavramnn tanmlanmas, Tann hakkndaki 223

TEZM

YA

DA

ATEZM

konuma biimi ve Tann'ya atfedilen niteliklerin anlalrl ateist ler iin temel problemler olmutur. Ateistler Tann'nn varlnn herhangi bir kantla ispatlanamayacagn iddia etmi, Tann'nn varl lehinde ileri srlen ontolojik, kozmolojik, teleolojik ve ahlak kantlann da reddetmilerdir. Kantlarn teorik olmas ve eletirilmesi baz teistleri daha gvenli bir yol arayna yneltmitir. Duygusal ve psikolojik yn ar ba san bu yol da Tann'nn varlnn dini tecrbeyle (religious experience) kantlanmas giriimi olmutur. Ancak ateistler znde insa ni unsurlann bulunduu tecrbenin Tanr inanc iin bir temel ola mayacan belirterek, zaten teistik Tann'nn da dorudan tecrbe edilmesinin imkansz olacana iaret etmilerdir. Ateistlerin teizme kar ileri srd eletiriler Tann'nn varl ile snrl kalmamtr. Onlar ahlak alannda da Tann'y otorite ola rak gren teizmi eletirmi Tanr inancndan bamsz ahlak anlaylann ileri srmlerdir. Btn bunlann yan sra ktlklerin varln da Tann'nn varl aleyhinde ciddi bir problem olarak grmlerdir Akn ve yaratc bir Tanr anlayn savunan teizm kendine tepki olarak ortaya kan ateizme kar sessiz kalmam, kar ele tirilerde bulunmutur. Ateizmin teorik ve pratik elikilerinin bu lunduunu, eletirilerinde gereki davranmadn, ortaya yeni bir ey koymadn ve insanlara yeni bir vizyon sunmadn id dia etmitir. Tann inanc ile birlikte ateizm olgusunun da insanlk tarihi boyunca devam edecei aktr. eitli gerekelerle Tann'ya inan ma gereksinimi duyan ve bunu temellendirmeye alan insan ak l diyalektik bir biimde kart dnceleri de ortaya koymakta ge cikmeyecektir. Ancak topyekn yaamn ve varlk dnyamzn birtakm mantki eletiriler ya da dil oyunlaryla izah edilemeyece i ortadadr. Dolaysyla insanla tutarl bir vizyon sunan teizmin alternatifinin bulunmad sarslmaz bir realite olarak kalacaa benzemektedir.

224

Kaynaka
Allen, Diogens, "Natural Evil and the Love of God", The Problem of Evil, ed. M. McCord Adams-R. Merrihew Adams, Oxford 1990, s. 189208 Alston, William P., "Teleological Argument for the Existence of God", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, VIII, New York 1972, s. 84-88 Aquinas, Thomas, Summa Theologia, II., UK 1977. Aristoteles, Metafizik, ev. Ahmet Arslan, II, Izmir 1993 Aydn, Hseyin, Metafizki Olarak Nietzsche, Bursa 1984 Aydn, Mehmet, "Allah'n Varlna nanmann Akllii", Islmt Aratrma lar, sy. II, Ekim 1986, s. 12-21 , "Ateizm ve kmazlar", Ankara niversitesi lhiyat Fakltesi Dergi si, XXIV, Ankara 1981, s. 187-204 , "Tanr Hakknda Konumak: Felsefi Bir Tahlil", Dokuz Eyll niver sitesi ilahiyat Fakltesi Dergisi, 1,1983, s. 25-44 , Din Felsefesi, izmir 1987 , Kant'ta ve ada ingiliz Felsefesinde Tann-Ahlak ilikisi, Trkiye Di yanet Vakf Yaynlan, Ankara 1991 Ayer, Alfred Jules, Language, Truth and Logic, London 1990 , Philosophy in the Twentieth Century, London 1992 Ayer, A. J.-Copleston, F. C. "Logical Positivism-A Debate", A Modern Int roduction to Philosophy, ed. Paul Edwards, Arhur Alp, New York 1972, s. 4 73-490 Barrett, Cyril, Wittgenstein on Ethics and Religious Belief, Oxford 1991 Barrett, William-Aiken, Henry D., Philosophy in The Twentieth Century, II, Publishers, London 1971 Bartley III, W. W., Morality and Religion, London 1971 Batson, C. Daniel-Ventis, W. Larry, The Religious Experience, 1982 Beck, R. N., Perspectives In Philosophy, USA 1975 Bedevi, Abdurrahman, Min Tarihi'l Hhad fi'l-lslam, Beyrut 1980 Berkley, George, Principles of Human Nature, ed. Roger Woolhose, London 1988 Berman, David, A History of Atheism in Britain, London 1988 Bernard, Lightman, The Origins of Agnosticism, Victorian Unbelief and The limits of Knowledge, London 1987 Braithwaite, R. P., "An Empiricist's View of The Nature of Religious Beli ef, Christian Ethics and Contemporary Philosophy, ed. Ian T. Ram sey, London 1966, s. 53-73

225

TElZM

YA DA

ATE1ZM

Braudlaugh, Charles, A Plea for Atheism, Champion of Liberty: Charles Bradlaugh, London 1933 Buckley, Micheal J., At the Origins of Modern Atheism, USA 1987 Bury, J. B., A History of Freedom of Thought, London 1928 Collins, James, God In Modern Philosophy, London i960 Copleston, Frederick, Contemporary Philosophy, London 1963 Crombie, 1. M., "The Possibility of Theological Statements", Faith and Logic, ed. Basil Mitchell, London 1957, s. 31-83 ,,'Theology and Falsification", (A. Flew'un ayi" bashkh makalesine cevap) New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 109-130 Dag, Mehmet, "Ontolojik Delil ve Cikmazlan", Ankara Universitesi Mhiyat FakultesiDergisi, XXIII, Ankara, 1978 Davies, Brian, An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford 1982 Debray-Ritzen, Pierre, Freud Skolastigi, cev. A. FikrCt Gokdemir-A. Cetin Erturk, Ankara 1991 Descartes, Reive, A Discourse on Method, London 1949 Douglas, R. Geivett-Sweetman, Brendan, Contemporary Perspectives on Religious Epistemelogy, Oxford 1992 Dummett, Michael, Frege-Philosophy of Language, London 1981 Durah, Teoman, Biyoloji Felsefesi, Ankara 1992 Durkheim, E., The Elementary forms of the Religious Life, Religion and Ideology, UK 1987 Durrant, Michael, "The Meaning of God", Religion and Philosophy, (Royal Institute of Philosophy Supplemental), ed. Martin Warner, Cambridge 1992, s. 71-84 Ebu'I-Ala Afifi, Muhyiddin Ibnu'l-Arabi'nin Tasavvuf Felsefesi, cev. Mehmet Dag, Ankara 1975 Edwards, Paul, "Atheism", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, I, New York 1972, s. 174-189 , "Common Consent Arguments for the Existence of God", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, II, New York 1972, s. 147-155 , "Some Notes on Anthropomorfic Theology", Religious Experience and Truth, ed. Sidney Hook, London 1962 , (ed.)The Encyclopedia of Philosophy, New York 1972 Edwards, Paul-Pap, Arthur, A Modern Introduction to Philosophy, USA 1972 Edwards, Paul-Robinson, J. A. T., Honest to God Debate, London 1963. s. 25-44 Evans, C. Stephen, Philosophy of Religion, England 1982 Ewmg, A. C , The Fundemantal Questions of Philosophy, London 1985

226

KAYNAKCA

Ferre, Frederick, Language, logic, and God, London 1987 Feuerbach, Ludwig, The Essence of Christianity, London, 1843 Findlay, J. N., "Can God's Existence Be Disproved?", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 47-56 Flew, Antony, "Divine Omnipotence and Human Freedom", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 144-169 , God and Philosophy, London 1968 , God, Freedom And Immortality, New York 1984 , Logic and Language, Oxford 1951 , "The Presumption of Atheism", Contemporary Perspectives on Religious Epistemelogy, ed. R. Douglas Geivett-Brendan Sweetman, Oxford 1992, s. i"9-32 , "Theology and Falsification", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 96- 99 Flew, Antony-Maclntyre, Alasdair, New Essays in Philosophical Theology , London 1955 Flew, Antony-Miethe, T., Does God Exist? A Believer and An Atheist Debate, USA 1991 Freud, Sigmund, Civilization and Its Discontents, ed. James Strachey, New York 1962 , Psikanalize Giris, cev. Gunsel Koptagel, Istanbul 1984 , Totem and Taboo, London 1983 , The Future of An Illusion, W. D. Roson-Scott, London 1934 Gaskin, J. C. A., Hume's Philosophy of Religion, London 1988 . , The Quest for Eternity, England 1984 , Varieties of Unbelief, New York 1989 Geach, Peter, "Meaning of God", Religion and Philosophy, ed. Martin Warner,. (Royal Institute of Philosophy Supplemental), Cambridge 1992, s. 85-89 Geivett, R. D., Sweetman, B., Contemporary Perspectives on Religious Epistemology, Oxford 1992 Goudge, T. A.,"Charles Robert Darwin", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, II, London 1972, s. 294-295 Giirsoy, Kenan, J. P. Sartre Ateizminin Dogurdugu Problemler, Ankara 1987 Hare, R. M., "Religion and Morals", Faith And Logic, ed. Basil Mitchell, London 1957, s. 176-193 , "Theology and Falsification", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 99-103 Hartshorne, Charles, "Dine ve Felsefeye Gore Tann", cev. Mehmet Aydm, 227

T E Z M YA DA

ATEtZM

Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1981 Hepburn, Ronald W. "Agnosticism", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, 1, London 1972, s. 56-59 , Christianity and Paradox, London 1958 , "Cosmological Argument for the Existence of God", The Encyclope dia of Philosophy, ed. Paul Edwards, II, London 1972, s. 232-237 , "Moral Arguments for the Existence of God", Encyclopedia of Philo sophy, ed. Paul Edwards, V, London 1972, s. 381-385 , "Religious Experience, Argument for The Existence of God", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, VII, London 1972, s. 163-168 Hick, John, Evil and The God of love, London 1993 , Faith and Knowledge, London 1988 , Faith and the Philosophers, London 1964 , "Ontological Argument for the Existence of God", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, V, London 1972, s. 538-542 , Philosophy of Religion, USA 1963 , Problems of Religious Pluralism, London 1985 , (ed) The Existence of God, New York 1973 , "The Problem of Evil", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Ed wards, London 1972. s. 136-141 Hook, Sidney, From Hegel to Marx, USA 1962 , (ed) Religious Experience and Truth, London 1962 , "The Atheism of Paul Tillich", Religious Experience and Truth, ed. Sidney Hook, London 1962 ,The Quest For Being, New York 1961 Hudson, W. Donald, Wittgenstein and Religious Belief, London 1975 Hughes, G. E., "Can God's Existence be Disproved?", (Findlay'in ayn ad l makalesine cevap) New Essays in Philosophical Theology, ed. An tony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 56-67 Hume, David, Dialogues Concerning Natural Religion and the Posthumous Essays, ed. R. H. Popkin, USA 1988 James, T., Clark, T. Edinburgh, The Encyclopedia of Religion And Ethics, Hastings, Edinburgh 1981 James, William, The Varieties of Religious Experience, London 1960 Joad, C. E. M., A Critique of Logical Positivism, London 1950 Kant, Immanuel, Critique of Pure Reason, ev. N. Kemp Smith, London 1982 Kaufmann, Walter, Critic of Philosophy and Religion, London 1958 Kierkegaard, Sren, "The Absolute Paradox", The Existence of God, ed. John Hick, London 1964

228

KAYNAKA

Kl, Recep, Ahlakn Din Temeli, Ankara 1992 Klein, Kenneth H., Positivism and Christianity, Belgium 1974 Kng, Hans, Does God Exist?, London 1991 Lange, Friedrich Albert, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, ev. Ahmet Arslan, izmir 1982 Leibniz, "On The Ultimate Origination of Things", Philosophical Writings, ed. G. H. R. Parkinson, London 1973 Lemay, J. A. L., Deism, Masonary and the Enlightment, 1 1987 Lewis, H. D., (ed) Contemporary British Philosophy, III, London 1961 , Philosophy of Religion, London 1972 Lubac, s.J. Henri de, The Drama oj Atheist-Humanism, London 1949 Mace, C. A., British Philosophy in Mid-Century, London 1957 Maclntyre, A. Ricreur, P., The Religious Significance of Atheism, London 1969 Maclntyre, A., Difficulties in Christian Belief, London 1959 , "God and the Theologians", Honest to God Debate, ed. Edwards-J. A. T. Robinson, London 1963, s. 215-228 , Metaphysical Beliefs, London L957 , "Ontology', The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, V, New York 1972, s. 542-543 , "Pantheism", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, VI, New York 1972, s. 31-35 ."Sigmund Freud", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, HI, New York 1972, s. 249-253 , (ed) "The Logical Status of Religious Belief, Metaphysical Beliefs, London 1957, s. 167-211 Mackie, J. L., "Evil and Omnipotence", The Problem of Evil, ed. Marilyn McCord Adams-Robert Merrihew Adams, Oxford 1990, s. 25-37 , The Miracle of Theism, Oxford 1982 Magee, Bryan, Modern British Philosophy, UK 1973 , The Great Philosophers, Oxford 1990 Malcolm, Norman, "Is It A Religious Belief That 'God Exist'?", Faith and The Philosophers, ed. John Hick, London 1964, s. 103-110 Martin, C. B., "A Religious Way of Knowledge", New Essays in Philosophi cal Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 76-95 Martin, Michael, Atheism, Philadelphia 1990 , "Atheistic Teleological Arguments", Contemporary Perspectives on Religious Epistemology, ed. R. D. Geivett-B. Sweetman, Oxford 1992, s. 43-59 Marx, Karl-Engels, F., The Communist Manifesto, ed. A. J. P. Taylor, Lon don 1985

229

TEZM

YA DA

ATEZM

Masterson, Patrick, Atheism and Alienation, London 1971 McCord Adams, Marilyn-Merrihew Adams, Robert, The Problem of Evil, Oxford 1990 McPherson, Thomas, "Religion as The Inexpressible", New Essays in Philo sophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1955, s. 131-143 , Philosophy and Religious Belief, London 1974 Mitchell, Basil,(ed) Faith And Logic, London 1957 , Morality: Religious and Secular, Oxford 1985 , "Theology and Falsification", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 103-105 Mill, John Stuart, Theism, ed. R. Taylor, USA 1957 Moore, G. E., Ethics, London 1966 , Prinripia Ethica, Cambridge 1980 , "The Refutation of Idealism" Perspectives in Philosophy, ed. R. N.Beck, USA 1975, s. 265-276 Mossner, Ernest Campell, "Deism", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Pa ul Edwards, II, New York 1972, s. 326-336 Moudrouch, I., The Sovereignty of Good, London 1970 Nagel, Ernest, "A Defens of Atheism", A Modern Introduction to Philosophy, ed. Paul Edwards-Arthur Pap, USA 1972, s. 460-472 Nelson, John 0., "George Edward Moore", Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, V, New York 1972, s. 372-381 Nielsen, Kai, An Introduction to the Philosophy of Religion, London 1982 , Contemporary Critiques of Religion, London 1971 , God, Scepticism and Modernity, Canada 1989 , "History of Ethics", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Ed wards, III, New York 1972, s. 81-117 , Philosophy and Atheism, New York 1985 Norman, Richard, The Moral Philosophers, Oxford 1990 Nowell-Smith, P. H., Ethics, London 1959 Otto, Rudolf, The Idea of the Holy, London 1959 Owen, H. P., "Concepts of God", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, III, New York 1972, s. 344-348 , "Theism", The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, VIII, New York 1972, s. 97-98 Paine, Thomas, "The Age of Reason", Thomas Paine, ed. Harry Hayden Clark, USA 1963 Paley, William "Natural Theology", The Existence of God, ed. John Hick, New York 1973, s. 99-1 03 Passmore, John, A Hundred Years of Philosophy, UK 1975 230

KAYNAKA

Parsons, Keith M., God And The Burden of Proof, New York 1989 Pears, David, Wittgenstein, London 1971 Phillips, D. Z., "Religion in Wittgenstein's Mirror", Wittgenstein Centenary Essays, ed. A. Phillips Griffiths, Cambridge 1991 , Wittgenstein and Religion, London 1993 Pike, Nelson, "Hume on Evil", The Problem of Evil, ed. M. McCord AdamsR. Merrihew Adams, Oxford 1990, s. 38-52 Plantinga, Alvin, God, Freedom and Evil, London 1975 , "Reason and Belief in God", Faith and Rationality, ed. Alvin Plantin ga ve N. Wolterstorff, Indiana 1983 Plato, Euthyphro, Apology, Crito, Phaedo, ev. Benjamin Jowett, New York 1988 Popper, Karl R., "Philosophy of Science: A Personal Report," British Philo sophy in Mid. Certury, ed. C. A. Mace, London 1957, s. 155-191 , The Logic of Scientific Discovery, New York 1961 Prior, A. N., "Can Religion Be Discussed?", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew- Alasdair Maclntyre, London 1955, s.ll Rainer (Windsor), A. C. A., "Can God's Existence Be Disproved?" (Findlay'in ayn adl makalesine cevap), New Essays in Philosophical The ology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 67-71 Ramsey, Ian T., Christian Ethics and Contemporary Philosophy, London 1966 Raphael, D. D., Moral Philosophy, Oxford 1994 Robinson, R., An Atheist's Values, Oxford 1964 Rowe, William L., "The Problem of Evil and Some Varieties of Atheism", The Problem of Evil, ed. M. McCord Adams-R. Merrihew Adams, Oxford 1990, s. 126-137 Royle, Edward, Victorian Atheists, UK 1974 Russell, Bertrand-Copleston, F. C, "The Existence of God-A Debate", Mo dern Introduction to Philosophy, ed. Paul Edwards-Arthur Pap, USA 1957, s. 473-490 Russell, Bertrand, "Am I Atheist or An Agnostic", Bertrand Russell On God and Religion, ed. Al Seckel, New Y ork 1986, s. 57 - 71 , "What Is an Agnostic", Bertrand Russell On God and Religion, ed. Al Seckel, New York 1986, s. 73-82 , Why I Am Not A Christian?, ed. Paul Edwards, London 1967 Sartre, Jean-Paul, Existentialism and Human Emotions, New York 1957 Schleiermacher Friedrich, On Religion, USA 1994 Seckel, Al, Bertrand Russell On God and Religion, New York 1986 Sell, Alan P. F., The Philosophy of Religion 1875-1980, Kent 1988 Sena, Cemil, Tanr Anlay, Istanbul 1978 231

TEZM

YA DA

ATEtZM

Sherry, Patrick, Philosophers on Religion, London 1987 Smart, J. J. C, Essays Metaphysical and Moral, Oxford 1987 , "Metaphysics, Logic and Theology", New Essays in Philosophical The ology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 12-27 , "The Existence of God", New Essays in Philosophical Theology, ed. Antony Flew-Alasdair Maclntyre, London 1958, s. 28-46 Smith, George, Atheism The Case Against God, New York 1989 Smith, John E., "Ultimate Concern and The Really Ultimate", Religious Ex perience and Truth, ed. Sidney Hook, London 1962 St. Anselm, "Proslogion", Philosophers on Religion, ed. Patrick Sherry, Lon don 1987 Stein, Gordon, An Anthology o/Atheism And Rationalism, New York 1980 Sutherland, Stewart R., Atheism And the Rejection of God, Oxford 1977 Swinburne, Richard, "Evidence of God", Does God Exist?, A Believer and An Atheist Debate, Ed. T. Miethe-A. Flew, USA 1991 , "The Argument From Design", Contemporary Perspectives on Religi ous Epistemology, ed. R. D. Geivett-B. Sweetman, Oxford 1992, s. 201-211 , The Existence of God, Oxford 1985 Taylan, Necip, slm Dncesinde Din Felsefeleri, Istanbul 1994 Tennant, F. R., Philosophical Theology, II, London 1968 Thrower, James, A Short History of Western Atheism, London 1971 Tillich, Paul, Systematic Theology, Chicago 1951 , Theology of Culture, USA 1980 Topaloglu, Aydm, Farabi ve Thomas Aquinas'a gre Tanr'nn Varl ve Sfatlar, (yaynlanmam yksek lisans tezi), Dokuz Eyll niver sitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 1988 Topaloglu, Bekir, "Allah", Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, II, is tanbul 1989, s. 471-498 Tribe, David, 100 Years of Free-Thought, London 1967 Tucker, Robert, Philosophy and Myth in Karl Marx, London 1971 Turgut, ihsan, Mantksal Atomculuk, Izmir 1989 Upton, Charles B.," Atheism", The Encyclopedia of Religion And Ethics, ed. James Hastings, II, Edinburgh 1981 Ural, afak, Pozttivist Felsefe, Istanbul 1986 Voltaire, Philosophical Dictionary, ed. Theodore Besterman, England 1971 Von Hildebrand, Dietrich, Christian Ethics, New York 1953 Waismann, F., "How I See Philosophy", Contemporary British Philosophy, III, ed. H.D. Lewis, London 1961

232

ndeks
Asya 61, 177 A A. Camus 52 A. J. Ayer 74, 79 A. N. Whitehead 74 Adler 85 Afrika 18, 61, 65, 107, 177 Agapeizm 106 Agnostisizm 9,14, 27, 31, 33, 34, 81, 125, 134,137, 138, 222 Ahlak 11, 22, 26, 27, 29, 42, 49, 50. 51, 56, 62, 67, 68, 75, 76, 78, 96, 97, 105, 106, 107, 108, 109, 117, 119, 120, 136, 143, 148, 149, 168, 188, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203. 208, 209, 210, 215, 224 Ahmet Yesevi 182 Akad20 Akhenaton 28 Alasdair Maclntyre 30 Alvin Plantinga 152 Amerika 27, 61 Anaxagoras 126 Animizm 129 Anlamllk 78, 84, 86, 89, 97,223 Annie Besant 15, 16 Anselm 151, 152, 153, 184, 185 Anthony Collins 22, 31 Antony Flew 15, 89, 90, 103, 104, 110, 135, 150, 163 Antropolojik tann 53 Antropomorfik 18, 122, 126 Antropomorfizm 53, 125, 134 Aquinas 27, 40, 125, 148, 149, 151, 154, 159, 166, 184, 185, 186 Aristo 31, 159, 163,172, 186 Asl gnah 45, 214, 215 Asur 20 Ateist 10, 11, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 21, 22, 23, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 40, 41, 43, 44, 45, 48, 53, 55, 58, 59, 66, 67, 70, 81, 82, 88, 90, 97, 100, 101, 102, 103, 104, 121, 123, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 138, 140, 141, 143, 144, 146, 147, 148, 149, 150, 154, 156, 159, 161, 163, 164, 165, 169, 170, 171, 172, 173, 175, 176, 180, 181, 182, 184, 192, 198, 200, 203, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 213, 214, 215, 216, 222, 224 Ateizm 9, 10, 11, 13, 14, 15, 16, 17, 18,19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 39, 40, 42, 45, 46, 47, 48, 51, 52, 53, 54, 57, 58,63, 64, 65, 67, 68, 70, 71, 73, 76, 81, 109, 127, 136, 139, 140, 144, 145, 146, 147, 149, 151, 154, 155, 156, 159, 191, 194, 198, 200, 201, 216, 221, 222, 223, 224 Aten 28 Atina 21, 28, 222 Auguste Comte 47, 50, 75 Avrupa 26, 55, 61, 73, 107, 201 Aydnlanma 21, 22, 46, 58, 59, 121, 203 Ayer 19, 23, 35, 40, 47, 73, 74, 75, 77, 78, 79,80,81,83,113,114,115, 130, 140, 181, 189, 196, 197, 203, 223 B Babil 20

233

TEZM

YA

DA

ATEZM

Baron D'Holbach 16, 22, 36, 48, 171 Barth 14, 144, 146 Basil Mitchell 91 Beatific vision 88 Belief-in 99, 100 Belief-that 99 Berlin 55, 76 Bertrand Russell 33, 41, 74 Be yol 149, 159, 166, 185 Bilim ile din 44, 45, 69, 165 Bilimsel ateizm 23, 43, 45, 46, 47, 48, 159 Blik94, 110, 111, 112, 119, 120 Bradlaugh 15, 16, 26, 39 Braithwaite 106, 107, 108, 109, 119, 136, 141, 194 Bruno21,32, 45 Bryan Magee 75 Budist 177 Budizm 18, 37 Burjuvazi 56, 60, 61, 62

Demarcation 85 Demokritos21,48, 55 Deni Diderot 22 Descartes 52, 151, 152, 153, 155, 184, 185 Dil oyunu 95, 96, 97, 98, 100, 101, 102, 117, 118 Din 9, 11,14, 15, 18, 19,21,22,23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 70, 73, 75, 76, 77, 81, 83, 86, 87, 89, 90, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 115, 118, 119, 120, 121, 125, 126, 127 Din 9, 11, 14.15, 18, 19, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 30, 31, 32, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 41,42, 43, 44, 45, 46, 47, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67,68, 70, 73, 75, 76, C- 81, 83, 86, 87, 89,92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 105, 106, Cambridge 74 107, 108, 109, 110, 111, 112, 115, Camap 75, 79, 98 118, 119, 120, 121, 125, 126, 127, Cemil Sena 42 128, 129, 134, 136, 137, 138, 139, Charles Bradlaugh 15 143, 145, 146, 147, 148, 149, 156, Charles Hartshone 152 157, 162, 165, 166, 169, 172, 174, ChristianWolfl51 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, Copleston 114,139, 185, 186, 187 182, 183, 185, 186, 187, 188, 189, Crombie 91, 94, 103, 115, 140, 218 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, iero 21, 166 198, 199, 200, 202, 203, 207, 209, 211, 212, 215, 218, 221, 222, 223, 224 D Dini inan 99, 107, 129, 136, 212, D. Z. Philips 95 D'Holbach 15,16,17, 22, 35, 36, 48, 221,223 Dini tecrbe 11, 145, 174, 175, 176, 171 Darwin 47, 70, 168, 171, 172, 173, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 224 188 Diogens Ailen 211 Danvinizm 168, 172, 173 Dorulama ilkesi 75, 77, 79, 81, 82, David Hume 17, 207 83, 84, 85, 86, 87, 89, 103,119,136, Dehr 22, 39, 59 Deizm 9, 14, 22, 27, 31, 32, 188, 222 196, 223

234

NDEKS

Dou Avrupa 61 E

Einstein 85 Emille Durkheim 54 Emotivizm 196 G. E. Moore 74, 194 Empedokles 126 Gabriel Marcel 67 Enkarnasyon 14, 32, 45, 109 Gaskin 39, 40, 41, 42, 70, 112, 120, Epikr21,55 139, 158, 171, 186, 187, 188, 189, Epikrclk 222 200, 202, 203, 218 Epikros 48 Gassendi 48, 152, 153 Erigena 32 Gaulino 151 Ernest Haeckel 48 Gazzali 166, 167 Ernst 75 Grnt kuram 75 Eskatolojik dorulama 87, 88, 94, 136 H Euthyphro ikilemi 193 Evrimci pozitivizm 51, 70 Hac Bekta- Veli 182 Haeckel 70 F Hallc- Mansr 29 Hans Reichenbach 76 F. Engels 23 Hare 91,94,103,106,109,110,111, F. H. Bradley 74 112, 116, 119, 120 F. Nietzsche 67 Hedonistik 210 F. Waismann 114 Hegel 27, 30, 32, 52, 55, 70, 74, 140 Farab 152 Helenistik atomizim 159 Farabi 152, 166, 167, 185 Henry L Mansel 34 Hepburn 41, 106, 108, 109, 119, Fena fillah 183 126, 132, 140, 141, 186, 188. 202 Fenike 20 Feuerbach 19, 23, 47, 52, 53, 54, 55, Herakleitos 126 63, 64, 67, 70, 128, 139, 223 Hristiyanlk 9, 14, 23, 45, 61, 65, 108, 121, 150, 158, 176, 211, 214, Fichte 29 Fideizm 45 221, 223 Findlay 35, 37, 42, 129, 133, 135, Hick 39, 41, 84, 87, 88, 91, 94, 109, 140, 141, 149, 151, 155, 156, 157, 115, 118, 119, 139, 179, 185, 189, 185 203, 210, 218 Flew 15, 35, 39, 40, 41, 89, 90, 91, Hinduizm 18, 37, 209 92, 93, 94, 103, 104, 110, 111, 115, Hitit 20 116, 120, 126, 130, 131, 132, 133, Hitler 215 134, 135, 136, 140, 141, 150, 163, Hobbes 178 171, 172, 175, 177, 184, 187, 189, Holyoake 26 Homer 86 197, 198,203,214,216,218 Fonksiyonel zmleme 77, 95, 101 Homo religiosus 37 Frederick R. Tennant 168 Hughes 157, 185

Frege 113 Freud 23, 47, 53, 63, 64, 65, 66, 67, 70,71,85,86, 175,223 G

235

TEZM

YA DA

ATEZM

John Hick 84, 87, 91, 94, 109, 210 Hukuk 50, 56, 149 Hume 17, 35, 36, 42, 75, 111, 147, John Lubbock 16 154, 161, 168, 169, 170, 171, 174, John Toland 31, 32 187, 188, 207, 218 John Tyndall 34 Hmanizm 62, 203 John Wisdom 90, 101, 102, 103, 104 Hz. Isa 176, 177 Julian Huxley 203 Hz. Muhammed 28 K

-i
I. M. Crombie 91 Ibn Rd 166, 167 Ibn-i Arabi 29 idealizm 48, 74 diosyncrasy platitude 102, 103 ihtira 167, 199 lham 9,108,175, 176, 180,181 lk neden 127, 135, 152, 160, 161, 164, 187 inanszlk 191, 203 inayet 166, 167 ngiltere 26, 34, 51, 73, 74, 75, 79, 82, 197, 203, 223 lonia 20 Isa 11, 45, 53, 106,212 slm 22, 39, 40, 46, 53, 54, 63, 152, 159, 166, 167, 176, 182, 183, 184, 210,212 slmiyet 9, 46, 53, 121, 125, 158, 211,212,215,221 Kadercilik 212 Kant 35, 59, 74, 137, 147, 151, 153, 154, 155, 161, 162, 164, 169, 174, 184, 185, 186, 192, 194, 202 Kari Barth 14, 146 Kari Marx 23, 55, 58, 70, 139 Kari Popper 59, 76, 84, 85 Kanaca 20 Kef 138, 149, 180 Kierkegaard 67, 144, 147, 184, 189 Kilise 14, 21, 26, 31, 45, 46, 53, 55, 57, 59, 98, 203, 222 Kindi 166 Konatif zmleme 77,105, 106 Kozmoloji 11, 25, 46, 48, 58, 85, 143, 145, 150, 151, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 165, 174, 185, 186, 187, 224 Ktlk problemi 11, 14, 17, 91, 92, 135, 143, 148, 170, 174, 205, 206, 207, 208, 209, 213, 215 Ksenofanes 126 Kurbiyyet 176 Kurt Grelling 76 L L.A. Feuerbach 52 Latin Amerika 61 Le Mettrie 22 Leibnitz 151 Leslie Stephen 34 Logos 126, 151 Lucretius 48 Ludwig Bchner 48

J
J. Bentham 51 J. E. McTaggart 74 J. J. Rousseau 31 J. Maritaine 26 J. Mili 51 J. P. Sartre52, 67, 68, 71,233 J. Rachels 197 J. Stuart Mili 14 Joad 84, 113,115 John A.T. Robinson 30 John Balguy 36

236

NDEKS

Monoteist 62, 117 Moore 73, 74, 113, 194, 195, 196, 197, 202 Mackie 35, 126, 162, 163, 164, 169, Moral ateizm 11, 67, 191, 198 175, 180, 185, 186, 187, 188, 189, Moritz 75 197, 198, 199, 202, 203, 206. 208, Mucize 31, 32, 182 Mutlak ateizm 16, 17, 24, 36 214,216,218,219 Maclntyre 203 Mantk pozitivizm 19, 51, 59, 75, N 76, 77, 82. 85, 136, 147, 196, 223 Nagel 25, 40, 187, 202 Marieau Ponty 52 Natural Selection 173 Marks 59, 64 Naturalistic fallacy 195 Marksist devrim 60 Marksizm 30, 55, 58, 59, 61, 62, 63 Nazi 214 Martin 178, 179, 180, 187, 188, 189, Negatif ateizm 24, 25, 221 Nelson Pike 209 203 Neurath 19, 75, 113 Martin Buber 175 Nielsen 35, 39, 40, 42, 99, 101, 102, Martin Heidegger 52, 67 116, 118, 126, 127, 132, 133, 138, V.I. Lenin 23 Marx 19, 23, 35, 47, 53. 54, 55, 56, 139, 140, 141, 164, 175, 179, 184, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 67, 70, 85, 187, 189, 202 Nietzsche 19, 23, 35, 47, 67, 68, 71, 139, 223 Materyalist 18, 23, 46, 48, 49, 52, 54, 197, 223 Nihilizm 27 55, 63, 128, 158, 186, 192, 198 Materyalizm 22, 23, 27, 33, 40, 41, Norman Malcolm 95, 100, 101, 152 46, 48, 49, 53, 58, 59, 70, 163, 198 Nous 126 McPherson 35, 41, 115, 137, 138, Numinous 175 141, 147, 184 O- Mekke 28, 29 Olgusal ierik 76, 77, 78, 79, 126, Meletus 28 134 Meryem Ana 177 Olympus 86 Metaetik ahlak 202 Otto Neurath 19, 75 Metaetik anlay 192, 194 Metafizik 21, 25. 34, 45, 47, 50, 51, Oxford 110,219 71, 75, 76, 77, 78, 79, 80. 81, 82, 83, zgr irade 209, 215, 216P. B. 85, 86, 89, 96, 102, 103, 105, 117, Shelley 22 122, 130, 134, 137, 161, 162, 163, P 186, 189, 195, 196, 200 Mevlana 182 Paganizm 28 Mezopotamya 20 Paley 166, 167, 187 Msr 20, 28 Mitchell 91, 92, 93, 94, 103, 116, Panenteist 123 Panteist 29, 30, 31, 32, 33, 122,123, 203 222 Modernleme 59 M

237

TEZM

YA

DA

ATEZM

Panteizm 9, 14, 22, 27, 31, 32, 33, 41, 52, 222 Paul Tillich 29, 30, 37, 41, 42, 147 Paul Ziff 136 P. B. Shelley 22 Pers 20 Peter Geach 126 Peygamber 18, 22, 31, 62, 63, 211, 212,221 Philip Frank 76 Phillips 101, 102, 116, 117, 118 Philo 76, 95, 96 Pierre Gassendi 48 Plantinga 147, 148, 152, 184, 185, 218 Platon 32, 41, 159, 166, 186, 193, 202 Popper 59, 60, 76, 84, 85, 86, 87,89, 115 Pozitif ateizm 17, 24, 25, 221 Pozitivizm 19, 41, 46, 49, 50, 51, 54, 55, 59, 70, 75, 76, 77, 82, 85, 95, 106, 119, 126, 136, 137, 147, 196, 223 Pratik ateizm 18, 23, 26, 27,127, 221 Proletarya 55, 60, 62, 200 Proleter iktidar 56, 61 Prometheus 62

Robinson 30, 41, 127,196, 197, 198, 199, 200, 203 Roma 18, 20 Ronald Hepburn 132 Ronald W. Hepburn 106 Rnesans 21, 222 Rudolf Camap 75 Rudolf Otto 35, 137, 175 Ruh 42, 48, 49, 50, 61, 63, 65, 139, 159, 177 Russell 33, 34, 41, 73, 74, 113, 139, 164, 165, 186, 187, 196, 197, 198, 199, 200, 203

s-

S. Freud 63 Sa-duyu 74 Saint-Simon 50 Samuel Clark 159 Sanat 50, 56 Sartre 23, 35, 47, 67, 68, 71, 139, 197, 223 Schelling 55 Schleiermacher 174, 188 Schlick 75, 76, 79 Schopenhauer 23 Sextus Empiricus 21 Sezgi 174,175,180, 94,195 R Sigmund Freud 63, 70 Simone Weil 211 R. Danvin 172 Smart 35, 140, 149, 151, 155, 162, 170, 184, 185, 186, 188 R. Descartes 52 R. Hare 106, 110 Sokrat 28, 36, 126 Sosyalizm 57 R. M. Hare 91 Sosyopolitik Ateizm 54 R. P. Braithwaite 106 Soul-making 210 Rainer 149, 157, 184, 185 Rvendt 22 Spencer 34, 70 Rzi22 Spinoza 29, 30, 32, 33, 151 Religious Experience 42, 140, 141, St. Anselm 151, 184, 185 188, 189, 224 St. Thomas Aquinas 151 Stalin 214 Resim kuram 95, 96 Strato 163 Richard von Mises 76 Smer 20 Robert Flint 34

238

NDEKS

Swinbume 39, 139, 150, 173, 184, 187, 188, 218 Sydney Hook 30, 131 phecilik 222

T
Tann 9, 10, 11, 13, 14, 15, 16, 17, 18,19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 42,44,45, 46,47,48. 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 57, 58, 59, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 70, 73, 74, 75, 76, 77, 80, 81, 82, 84, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 95, 97, 98, 99, 100, 101. 102, 103, 105, 106, 108, 109, 110, 112, 114, 115, 116, 117, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127. 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 145, 146, 147, 148, 149, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 172, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 186, 188, 189, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 202, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 221, 222, 223, 224 Tann inanc 9, 11,13,14, 15,17, 19, 20, 22, 27, 29, 30, 31, 35, 36, 37, 42, 44, 46, 47, 48, 51, 52, 53, 58, 59, 62, 63, 65, 66, 67, 68, 84, 87, 90, 92, 100, 103, 108, 109, 127, 129, 137, 145, 148, 154, 156, 175, 181, 182, 184, 191, 192, 193, 194, 195, 197, 198, 199, 205, 206, 212, 215, 221, 222, 223, 224 Tanntanmaz 15, 36, 39, 221 Teist 14, 15, 16, 17, 18, 25, 28, 29, 32, 34, 37, 38, 44, 66, 67, 73, 81, 82, 83, 87, 88, 89, 90, 91, 93, 94, 95, 100, 101, 103, 104, 107, 115, 116,

121, 122, 123, 124, 125, 128, 129, 131, 134, 135, 136, 143, 144, 145, 147, 148, 149, 150, 157, 161, 163, 165, 171, 174, 175, 176, 179, 180, 184, 189, 191, 193, 200, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 214, 215, 216, 222, 223, 224 Teizm 9, 10, 13, 14, 15, 20, 24, 25, 26, 31, 32, 34, 53, 55, 58, 65, 100, 105, 109, 122, 130, 131, 139, 140, 144, 168, 169, 173, 187, 192, 193, 196, 206, 221, 224 Teistik sbjektivizm 202 Tennant 167, 168, 174, 187 Teodise 208 Teoloji 9, 21, 29, 30, 33, 48, 51, 52, 81, 83, 89, 97, 103, 107, 108, 115, 125, 126, 138, 139, 147, 149, 159, 171, 175, 179, 194, 196, 203, 209 Teorik ateizm 17, 23, 24, 25, 26, 27, 221 Teslis 14, 109, 140 T. H. Huxley 33 Thales 85 Thomas Aquinas 27, 125, 148, 149, 151, 154, 159, 166, 185 Thomas Curteis 36 Thomas McPherson 35, 137 Thomas Paine 22, 31, 32, 41 Tillich 29, 30, 37, 40, 41, 42, 127, 144, 146, 147, 184 Totoloji 79, 113 Truth-value 106 U- Ultimate concem 37, 42, 139 hal yasas 51 V Vacib'l vcd 152 Vahdet-i vcd 32 Vahiy 18, 31, 32, 44, 146, 161, 175 Vanini 21, 36,45

239

TEZM

YA

DA

ATEZM

Varoluuluk 52, 67 Vedanta 37, 209 Viyana 47, 75, 76, 86, 223 Viyana evresi 47, 75, 76, 223 Voltaire 17, 31, 35, 36, 42 Waismann 19, 75, 79, 83, 98, 114 Will Herberg 37 William James 175 William Kingdon Clifford 34 William L. Rowe 213, 219 William Paley 166 Wittgenstein 73, 74, 75, 76, 83, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 113, 116, 117, 118, 223 Wittgenstein'c fideistler 95

Y Yahudi 13, 14, 20, 30, 46, 55, 139 Yahudilik 121, 158,221 Yanhlama ilkesi 89, 91, 94, 103, 104, 110 Yunan mitolojisi 65 Yunus Emre 182

Z
Zarathustra 67 Zeus 62

240

You might also like