You are on page 1of 177

Gustave Flaubert _ Madame Bovary

HENRI TROYAT'NIN NSZ


Eer Gustave Flaubert lmnden sonra yaynlanan kitaplarnn baarsn grebilmi olsayd,
kukusuz, burjuvalarn budalaca konumalaryla, deimez dorulara dnen beylik szleri,
byk bir zevkle yazd sDictionnaire des Ideas reues (Basmakalp Dnceler Szl),
Madame Bovary* balkl zel bir blm de ierirdi. Pek az roman vardr ki, eini aldatan
taral bir kadnn bu basit yksnde olduu kadar yorumlara, eletirilere, . vg ve
knamalara neden olsun. Mutsuz Emma da unutulmaz Joconde gibi ayn terslikle karlamtr.
Her iki kahramann da tek balarna kazandklar n, yaptlarn btnlnn gzden
kamasna neden olmutur. Madame Bovary'yi tm nszlerinden arndrarak, tm uzman ve
eletirmenlerden kurtararak ona yaynland ilk gnk tazeliini verebilmek dncesi ne
gzeldir! Eer-1857 ylnda yayor olup daha n kazanmam bir yazarn yeni bitmi kitabn
aarak u satrlar okuyabilmek olanam bulmu olabilseydim: "Okulun alma salonundaydk,
kap alp ieri Mdr girdi, arkas sra da setre pantolon giymi bir yeni renciyle bir de, koca
bir sra yklenmi bir hademe geliyordu". Bugn bir mzeye girer gibi bir titreme ve saygyla
okuyabildiim bu cmle belki o gn ilgimi ekmeyecekti. Belki de eserin daha sonraki
blmlerini sevmeyecektim. Btn bunlara inanmam gerekten olanaksz. Bana yle geliyor ki,
anlatmn-' daki scaklk, gzlemlerindeki dorulukla bylesine bir yknn, n yargdan biraz
olsun uzaklaabilmi her kitap severi etkileye-memi olabilmesi mmkn deildir.
Kukusuz hibir yazar yoktur ki, yazmak istedii konuyu Flaubert kadar tam tamna isteine
uygun bir biimde kaleme alm olsun. Bu istek, Madame Bovary'yi yaratma dncesi kendini
sarmaya balad 1849 ylnda daha da arpcdr; Flaubert yirmi sekiz yandadr ve o zamana
dek hibir ey yaynlamamtr. Daha gzeli o dnemde Flaubert, romantikliinin doruunda-'
dr ve Tentation de Saint Antoine (Ermi Antonius)m ilk kitabn yeni bitirmitir; yaptn,
konusunun gzpeklii ve dilindeki zenginlik karsnda aracaklarna inand
arkadalar Louis
6
MADAME BOVARY
Bouillet ve Maxime du Camp'a okumak istemitir. Oysa hemen son satrn ardndan Bouillet
dncesini zgn bir ekilde: "Bunu atee atmak ve zerinde konumamak gerekir" diyerek
belirtir. Flaubert zlr, kar kar ve sonunda ok zengin bir konunun karsnda bann
dndn kabul eder. "Lirizme kar konmaz bir eilim duyduun u srada seefcein konu,
seni denetleyen, arzularna gem vuran ve iinde lirizmin gln olaca trden olmaldr",
demekteydi Maxime du Camp. "Cousin Pons, Cousine Bette gibi, burjuvaca yaantlarla dolu
olaylardan basit bir konu se ve bunu doal, hemen hemen teklifsiz bir anlatmla ilemeye
kendini zorla". Bu szlere yar yarya inanan Flaubert urad d krkln dnrken Louis
Bouillet u fikri ortaya atar:
"Niin Delamare'm yksn yazmyorsun?" O anda Flaubert' in kafasnda bir imek akar.
Eugene Delamare! Flaubert bir zamanlar koket, savurgan, kendini beenmi bir ei olan bu silik
salk memurunu tanmt. Kadn kocasn aldattktan ve mahvettikten sonra kendini
zehirlemiti. Tara kasabas, tekdze ve grenee bal bir yaam, ifti dernekleri, eczac,
eini aldatan kadn, dedikodular, lm... Flaubert tm bunlar grr gibi olur ve arm bir
durumda mrldanr; "Ne dnce!"
Bununla birlikte Maxime du Camp'la Dou'ya yapt gezide akl Saint Antoine adl kitabndayd.
Msr'dan Filistin'e, Filistin'den Yunanistan'a yapt ve yaklak iki yl sren yolculuunda
romantik cokusunu yeniden bulmaya alt. Fakat bu uzak lkeler onu bylerken ayn
zamanda d krklna uratyorlard; sylemeye dili varmad ama, sabahtan akama dein
gzlerinin nne serilen bu zgn ve *yn zamanda sefillikle dolu manzaradan yoruldu;
basitlie, geree, llle duyduu tepkiyle Fransa'ya . dnmeye can att. imdi tam
tamna Madame Bovary'yi yazacak kvama gelmiti.
Her eyden nce Flaubert alkanln verdii bir davranla geni bir biimde aratrma yapt,
ortam inceledi, tand eitli mevkilerdeki insanlarn salad bilgi krntlaryla
kahramanlarn oluturdu, planlar yapt, kendisine malzeme salayacak olgular ortaya kard
ve bir dzene soktu. Olayn getii ba yer olan Yonville-1'Abbaye, Dr. Delamare'm yaad ve
alt Ry kasabasnn tam bir kopyasdr. Gnmzde bile Ry'ye gitmek, Emma'y ziyaret

etmek demektir. Size hekimin evini, kiliseyi, pazar yerlerini, eczanenin yerini, han ve Mme
Delamare'm gmld mezarl gsterirler ve bu yer duygulu kiiler iin Mme Bovary'nin
mezarna yaplan bir ha anlamna gelir. Bylesine gl bir benzerlik karsnda dikkatli bir
okuyucu kendini, deHENRI TROYAT'NIN NSZ
7
korun kitab resimlemek iin yaratldna bile inandrabilir. Romann kiilerine gelince, hi
phe yoktur ki Flaubert rneklerini gerek yaamdan semitir. Delamare iftinin ac yksne
tank olan yal hizmeti Felicite henz 1905 ylnda Dr. Brunon'a, ihtirasl ve ok gzel bir
kadn olan hanmnn nasl intihar ettiini anlatmaktadr. "Hangi zehiri aldn sylemek
istemedi... Herkes alyordu... Nihayet kk kz yalvarmak iin nnde diz ktnde,
sonunda gerei syledi!.. O kadar zavall grnyordu ki!.." Eczac Homais ise mesleklerini
Forges'da, Yvetot'da, Ry'de Havre'da srdren meslektalarndan alnan izgilerle oluturulmu
bir tiptir. Fakat Flaubert "yarm daire eklinde tezgh, XVI. Louis ve mparatorluk dnemi stili
kavanozlar ve zehirlerin yerletirildii raflaryla" Ry'deki eczanenin dekorunu kendisine rnek
almtr. Edebiyat tarihileri, noter yardmcs Leon'un, taral bir kibar kii olan Rodolphe'un
(gerekte ad Louis Campion'du.) sayn Lheureux'nun, Flaubert'e esin kayna olan gerek
yaamdaki kimliklerini ortaya karmlardr. Baz edebiyat tarihileri ise Emma Bovary'nin hi
phesiz Delphine Delamare' ok andrdn sylemekle birlikte yazarn ayn zamanda bir
rastlant sonucu heykeltra Pradier'nin ekici ve hafifmerep kars Louise (Lu-dovica)den de
etkilendiini gstermek isterler. Flaubert'in ktlar arasnda da Louise'in sadakatsizlikleri ve
savurganl yznden kendi sonunu nasl hazrladn anlatan hemen hemen elli sayfalk bir el
yazmasna rastlanmam myd? Anlatan kii ise Louise'in bir kadn arkadayd. in ilgin yn
ise bu ackl yknn 1851-1856 yllar arasnda yani Flaubert romann yazarken bir sonuca
ulam olmasdr. Emma Bovary'nin narin silueti arkasnda Louise'in hayali Delphine'inkiyle
birlemektedir. Belki bir sre sonra baka bir yorumcu nc bir kadnn mezarn bularak, en
az tekiler kadar hakl olarak yaptn kaynan ortaya kardn ileri srecektir. Flaubert
sadakatsiz elerin decekleri durumu sanki nceden grerek, romandaki kadn kahramann
dsel bir kii olduunu ileri srmtr. "Madame Bovary'nin gerek yaamla hibir ilikisi
yoktur, der 1857 ylnn mart aynda. Bu btnyle uydurulmu bir ykdr..." Ve, ay sonra
da "Hayr baym, dncelerime esin kayna olan hibir rnek yoktur. Madame Bovary salt bir
yaratm rndr. Bu kitabn tm kiileri hayali olup, Yonville-FAbbaye diye bir lke de mevcut
deildir". Sonunda 1870 ylnda dncelerini yineler ve Mme Hortense Cornu'ye yazd
mektupta grlerinde srar eder: "Madame Bovary'yi yazdm srada bana birok kereler:
'Yarattnz kadn Mme X midir?' diye sordular. Hi tannmam kiilerden sryle mektup
aldm, hatta ilerinden birinde, Reims'den bir bey,
8
MADAME BOVARY
intikamnn (bir kadndan) alndn syleyerek beni kutlad. Aa Seine'nin tm eczaclar
Homais'de kendi kiiliklerini sezince evime gelip beni tokatlamak istediler..."
Roman yazmay deneyen herkes bilir ki, gerek yaamdan alnm bir kiiyi tm zellikleri ve
hatalaryla birlikte edebiyata aktarmak mmkn deildir. Romanc dnd benzerlie sadk
kalmaya ne kadar abalarsa abalasn, anlatnn ahengi, dilin glkleri, aynntlardaki zorunlu
seimler yazarn kahramannn grntsn yava yava bozar. ou zaman bu kahraman,
fiziksel yaplar ve dnce biimleri arasnda benzerlik olan eitli tiplerden dn alnan
izgilerle zenginleir. Balangta romann kahramannn yazarla hibir ortak yan olmasa bile,
onun zihninde yaamas nedeniyle romancnn dncelerinden etkilenir. Yaratc ile yaratlan
ey arasnda bir iletiim balar, biri dieri olur. Olgun ve yazarlk mesleini semi bir kiinin,
yaratt tiplerin gerekliine inanmas iin olaanst derecede bir doalla gereksinmesi
vardr. (Zaten bu gereklie kendisi inanmazsa okuyucular inanr m?). Burada yazarn ba
zellii akl deil sezgi-sidir, daha doru bir deyile nemli olan, herhangi bir kiinin
dncelerini okuyabilmesi, baka biri olabilmesi yani baka birinin yerine geebilmesidir. Bu
hafifmerep bir kadn, titiz bir eczac veya aldatlm bir koca olabilir. Flaubert, Madame Bovary'yi yazarken Flaubert olduunu unutmakta ve tm sorunlar bir kadnn bak asyla
incelemektedir. u nl akasn bu anlay erevesinde yorumlamak gerekir: "Madame
Bovary benim!" Aslnda yaratt kiilikle zdeleebilmek iin kendisini fazla zorlamaya gerek
grmemitir. bne Bovary, iinde bulunduu yaam biimini reddetmekte, ozanlarn betimledii

yaam arzulamakta, tatl szler karsnda kendinden gemekte, lmsz tutkulara inanmakta
ve kendisini atolarda yayor grmektedir. Bu kurtulma, baka biri olma, uup gitme istei
Flaubert'in de benliinden koparamad bir duygusallktr. Emma'nn Charles Bovary, Rodolphe, Leon, Homais ve Lheureux'yle kiileen somut gereklie arparak sonunu
hazrlamasna karlk, Flaubert bu gerekten, sanatnn malzemesini yaratarak kendini
kurtarmaktadr. Doasnda bulunan ikilik, sonuta Flaubert'e, romantizmden tmyle
etkilendii halde kark dncelere de ak olabilmesini salamaktadr. "Bende iki ayr edebi
dile sahip iki ayr kiilik bulunmaktadr", der 16 ocak 1852 tarihli bir mektubunda; "biri laf
ebeliinin, lirizmin, ba dndrc uularn, cmle ahenklerinin, yksek dncelerin
tutkunudur; teki ise elinden geldiince gerei aratran, en kk olay da byk bir olay
kadar gzler nne
HENRI TROYAT'NIN NSZ
9
sergilemek isteyen, rettii eyi size neredeyse maddi olarak hissettirmek isteyen kiiliimdir".
Zaten Mme Bovary, Flaubert'in kiiliklerine brnd kahramanlardan yalnzca bir tanesidir.
Bu gerei kuku ile karlayanlara birka sene sonra Flaubert'in Bouvard ve Pecuchet adnda
iki budalayla kendisi arasndaki benzerlii kesin olarak ileri srdn hatrlatmak yararl
olacaktr. ocukluundan beri Flaubert insanlarn budalalna hayran olmutur. Ona gre insan
"budalal grebilmek gibi kt bir yetiye sahiptir. Grmesine grr ama balayamaz".
Yazar bakalar araclyla edinilen dncelerin dzensizliine atlmay ,bu kaos iinde
ykanmay byk bir zevk saymaktadr. "Bouvard ve Pecuchet benliimi ylesine dolduruyorlar
ki, kendimi onlardan biri sayyorum. Budalalklarn kendimin yaptm dlyorum" demektedir
1872 ylnn maysnda! Ayn dnemde Salammbo, Matho, Frederic Moreau, Mme Arnoux,
Herodias ve Saint Antoine iin de benzeri duygular ierisinde olduundan hi kukumuz yoktur.
Duygulanmlar iyi yanstabilmek iin her eyi hissetmek ihtiyac bazen endie verici rgensel
bozukluklara yol aabiliyordu. Bir dnceyle dolu olduu zamanlar artk davranlarna
egemen olamyordu. "Ak havada atla ktklar gezintide yanlarn-daym; birlikte terliyoruz ve
susuyoruz... Kimi kez sabahn altsnda yazarken szckler canllk kazanarak beni ylesine
srklyor ki artk olanca gcmle haykryor ve ylesine derinlemesine hissediyorum ki,
karmn da dorulad gibi kendimden korkarak, masamdan kalkyor ve sakinlemek iin
pencereyi ayorum". (23 aralk 1853'te Louise Colet'ye yazd mektup.) Daha sonralar
Emma'nn ld blm yazarken kahramannn ektii aclar maddi olarak duyabilmek iin
kiiliini, gerekten soyutlama denemesine girimitir... "Azmda arseniin tadn ylesine
duyuyordum ki, iki kez ard ardna gerek mide spazm hissettim ve btn yemek boyunca
kustum..." (Taine'e mektup, 1868.)
Sanat tarafndan esir edilen romanc artk yaamay bilmeyen bir kiidir. Kendi z varlna
ramen, artk yalnzca yapt iin yaamakta, delilie varan bir inatla en kk gncel olaylar
ve duyumlad her eyi eserine aktarmakta ve onu beslemektedir. Sokakta duyduu elenceli
bir sz bile yaratt kahramanlardan biri iin saklamakta, masada bir tabak dolusu tatl su
stakozu grd anda: "Hah ite yazmakta olduum blmdeki yemek sahnesinde mn bu
olmaldr!" demektedir. Gnein batn hayran hayran seyrederken srekli olarak uyank olan
dikkati ise, gelecek baka bir blmde kullanlmak zere bulutlarn
10
MADAME BOVARY
meydana getirdii ekilleri not etmektedir. Edebi uralardan uzaklam grnd koullarda
bile zgr olmayp gzlemlerini, aratrmalarn srdrmeye devam eder... Bu durum yazarn
olaanst bir inceleme yeteneine sahip olduunu kantlamaz. Ayrntlara kar duyulan bu
doyumsuz alk, ancak romann konusuyla ilgili alanlarda kendini gstermektedir. zerinde
alt eserin konusuyla dorudan ilgisi olmayan bir ortamda yazarn gr gc azalmakta ve
dikkati byk lde kaybolmaktadr. Romancy, yaam romana bir malzeme olarak grmeye
zorlayan bu profesyonelce deiim, Flaubert'de ok gl bir ekilde hissedilmektedir. Yetkin
bir biimde yazabilme kaygs, kimilerince saygszlk olarak nitelenebilecek baz konumalar,
utanmazlklar Flaubert'in gznde hakl klmaktadr. 1853 ylnn hazirannda doa bilimcisi
Pouchet'nin karsnn cenaze trenine gitmeden nce Louise Colet'ye yazd mektupta unlar
sylyordu: "Eminim ki yarn ok kt bir gn yaayacaz ve bu zavall bilgin de acnacak bir
durumda olacak. Her eyden yararlanmak gerek diye dndmz zaman, orada Bovary'm
iin de ie yarar malzemeler bulabilirim. Dncelerimi bakalarna aacak olsam, bu

davranm iren olarak grlebilir ama ben bunda bir ktlk grmyorum. Bir kiinin
gzyalarn slubumun szgecinden geirerek bakalarn da atlatabileceimi sanyorum". Bu
szler karsnda ne kadar da acmasz! diyebiliriz. Oysa Flaubert insanlarn en iyisi, en yce
gnlls ve en sevecenidir. O yalnzca sanatn her eyden stn tutmakta ve grevini bir
papaz gibi yerine getirmektedir. Kalc bir eser ortaya koymak iin tm fedakrlklara hazr olan
Flaubert amacna ulamak iin, olanaklarn bayaca kullanlmasndan yana deildir.
Kaz tynden kalemini kurbaa biimindeki hokkasna bat-rp, Madame Bovary'nin ilk satrm
yazd srada otuz yanda, sevgiyi tanm, o ana kadar hibir ey yaynlamam olsa da ok
yazm, dncelerine ve diline egemen olduundan emin, olgunlam bir kiidir. Romanna,
inanm bir sofunun dnyadan elini eteini ektii gibi balamtr. Artk kiisel zel yaam,
yaratt kahramanlara yer amak iin sona ermitir. Be seneden daha uzun bir sre
Croisset'deki evine kapanarak iindeki arzularla savamtr. almasna her gn le zaman
balamakta, akam yemeinde verilen ksa bir aradan sonra ge vakitlere kadar uran
srdrmektedir. Ik saan penceresi ise Seine'den geen denizcilere yardmc bir nokta
olmaktayd. Szcklerin seimindeki glklerden ise mektuplarnda bol bol yaknmaktadr:
"Bovary'min kat bir dili olmamal. Bir haftada ancak iki sayfa yazyorum! Bezginliin enesini
datmak iin bundan iyi bir ynHENRI TROYAT'NIN NSZ
11
tem yoktur..." "Bir stile kavumak gerekten ok zor! Bir nceki gn yazdklarm tekrar batan
alyorum; Bouillet, inceledii yerleri hakl olarak olmam diye nitelendirdi. Hemen hemen tm
cmleleri yeni batan yazmalym..." "Bylesine bir konuyu semi olmam ne kadar da kt!
Bylelikle sanatn boucu skntsn tanm olacam!" Flaubert iin biim ve dnce, madde
ve ruh gibi bir btn oluturur. Bu nedenledir ki cmlelerine gsterdii zen, yalnzca iyi
yazmak isteinden deil ayn zamanda iyi dnebilmek arzusundan da kaynaklanmaktadr.
Yazd sayfalar, izikler, dzeltmeler ve karalamalarla doludur. Skkln yapt zorlamayla
kendisine gre ikinci planda grnen tm cmleleri darda brakmakta, kendi deyiiyle
cmleleri "beyaz yalardan kurtarmak ve salt kaslaryla ortaya karmak istemektedir.
...Flaubert George Sand'a gnderdii bir mektupta "Siz, btn bir gn boyunca, banz iki
elinizin arasnda, bir kelime bulabilmek iin kafa patlatmamn ne demek olduunu bilmezsiniz.
Sizde dnce geni bir ekilde durmadan akan bir nehire benzer. Bende ise bu bir su sznts
halindedir. alayanlar oluturabilmem iin ok almam gerekiyor" demektedir.
... "Bana gzel grnen ey, bir hi zerine, daryla hibir balants olmayan, havada
dayanaksz duran yeryz gibi yalnzca slubunun gcne dayanan bir roman yaratmak
isteyiim-dir. Bu kitap nerdeyse konusuz veya konusu hemen hemen belli olmayan bir eser
olacaktr. En gzel eserler az malzemeyle yaratlm olanlardr". Bir tara kasabasnn
yeteneksiz kk bir doktoruyla evlenip, tkld delikte skntdan bunalarak kendini hayallerle
oyalayan, tutkulara kaplan, serbest yaam tanyan ve mli skntlar iinde akta d
krklna urayan bir kadm konu alan bir ykden daha basiti bulunabilir mi? Flaubert bu
olay ana gre byk bir arballk ve artc bir nesnellikle incelemektedir.
Flaubert srekli olarak kahramanlarn derinlemesine yakalamakta, ayrntlaryla ilemekte, ak
seik ortaya koyarak romannn atsn kurmakta ve konunun akna gl dayanaklar
kazandrmaktadr. Madame Bovary ou kez Don Quichotte ile kar-latrlmtr. Flaubert'in
romannda da, Cervantes'inkinde olduu gibi, iki temel kahraman vardr. Bunlardan birincisi
(Don Quichotte ve Emma) cmertlii, d sevgisini, lgnl sergilerken, dieri ise (Sancho
Pana, M. Homais) pratik akl simgelemektedir. Madame Bovary, onurunu yitirerek Emma'nn
yenilgisi ve "eref madalyas kazanan" budala Homais'nin zaferiyle noktalanr. Bu sonda hibir
ahlaki kayg gdlmez. Flaubert kahraI
Up*.
12
MADAME BOVARY
manini yaamn basit zorunluluklarna uymay reddettii iin cezalandrd halde, onun,
kocasn ve kzn sevebileceini, konumunun ona sunduu kk doyumlarla yetinebileceini
sylemekten de srarla kanr. Tersine onun evresindeki budalaln ve yavanln kurban
olarak kabul eder. Kansna gre Emma'nn. kt tutumunu hakl gsteren nedenler, Charles

Bovary'nin yeteneksizlii, Rodolphe'un hoyratl, Leon'un alakl ve Lheureux'nun rezilliidir.


Yantutmaz grnmekle birlikte, gen kadna kar duyduu acma hissini ve onun yitip
gitmesine neden olanlara kar duyduu nefreti dile getirmekten kendini alkoyamaz. Hatta bu
tutumundan tr onu, en az sevdii kahramanlar karikatrize ettiinden (rnein M. Homais)
dolay knamak bile gerekebilir. Ne olursa olsun Madame Bovary'yi beenilmek veya
eletirebilmek dncesiyle yazmad kesindir. Roman deta usuz bucaksz bir arazide her
ynden kolayca grlebilen bir ant andrr. Flaubert'in almassnn yetkinliinin nedenini tam
olarak kavrayamayan kamuoyu ise, eserin sonsuza kadar kk salmas amacyla yazldn
sanmtr; oysa yazar eserini byle bir ama gtmeden, iinden koptuu gibi zgrce, iyi
kotarlm bir almann tadyla yaratmtr.
...Madame Bovary nne, eserin Revue de Paris'de 1856 ylnda yaymnn yaratt skandaldan
sonra kavumutur. Eserin ahlak d niteliinden tr harekete geen imparatorluk ynetimi
Flaubert'i 29 ocak 1857'de, derginin ynetmeni ve basmcsyla birlikte, Paris'te Adalet
Saray'nm 6. Ceza Mahkemesinin nne karr. Silik bir kiilie sahip olan savc Pinard, ar
derecede fkelenerek yapt konumada,. en kkrtc blmlerden setii alntlarla romann
konusunu anlatarak, eserin btnnn geleneklere yaplan bir hakaret olduunu iddia eder ve
u sonuca ular: "Kuralsz sanat, sanat saylmaz, byle bir anlay elbiselerinin tmnden
arnm bir kadnn durumuna benzer. Sanata utanma duygusunu benimsetmek, onu
kleletirmez tersine onurlandrr..." Flaubert'in avukat M. Senard, ustaca ve ateli bir ekilde
yant vererek, savc tarafndan okunan blmlerin belli amalarla seildiini gsterir ve eserin
en dokunakl blmlerinden seilip, sulanan cmlelerin ,ancak bir zet niteliini
tayabileceini belirterek, u nemli soruyu mahkeme heyetine yneltir: "Bu tr bir kitab
okuduktan sonra, bizde ktle kar bir sevgi mi yoksa bir tiksinme duygusu mu
uyanmaktadr? Romanda tank olduumuz sua layk grlen korkun ceza, erdem duygusunun
domasna yor amamakta midir?" Flaubert eitli gerekelerle mahkemece serbest braklr:
"Roman edebi adan zerinde ok allm bir eser izlenimi verdiinden... mahkemeHENRI TROYAT'NIN NSZ
13
de kant olarak alman blmlerin knanmas gereken dnceleri de iermesine karlk, yaptn
btn gz nne alnd zaman bu tlden yerlerin fazla olmad gerekesiyle, v.b.". Bu
olaydan sonra roman birdenbire n kazanr. Eletirmenler ise pusudadr. Madame Bovary'nin
yaynlanmasyla birlikte kalemlerine sarlrlar. Dncesini ilk belirtenlerden biri olan SainteBeuve, ak olmayan baz yanlarna karn yaptn bir "btnlk ve tutarllk gsterdiini" ayrca
"yazarn veya daha doru bir deyile sanatnn, romann bandan sonuna varncaya dek,
sylemek istedii eyleri ortaya koyabildiim" yazar. nleri fazla olmayan eletirmenler ise
daha sert bir tutum taknrlar: "Bu kitap okuduum eserler arasnda ahlaktan en uzak olandr".
(Dumesnil); "kinci snf bir kitap". (Paulin Limayrac); "Kartlarn biliminden habersiz olan
Flaubert, bu eksiklii nedeniyle bir bileime gidememitir". (Texier); "Skc, baya ve
utanlacak bir yapt". (Veuillot). Fakat bu srada Hauteville House'dan Flaubert'e gnderdii bir
mektupta, Victor Hugo: "ok gzel bir kitap yarattnz baym!" demektedir. Sat fazla olmayan
Artiste gazetesinden Baudelaire adl biri de yazarn slubunu "basit bir kanavienin tad
zgnle, zene, canlla" benzeterek, u sonuca ulamaktadr: "Byk bir i baardnz".
Eserin neden olduu skandaldan dolay meraklanan ve rken okuyucu hl tereddt iindedir.
Kitab okumaya baladklar zaman skntya benzeyen bir tedirginlik duymaktadrlar. Anlatlan
bu ykde her ey o kadar kat, o kadar souk ve gerektir ki!.. Okuduklar zaman tyleri
diken diken olmaktadr! O sralarda Octave Feuillet'nin, Edmond About'nun, Gonzales'in ve Paul
Feval'in kitaplar ok gzdedir... Kula okayan szlerden, kalpleri rahatlatan duygulardan,
hayal kurmaya yol aan entrikalardan holanlmaktadr; nk bu tr anlatlarn gerek
yaamla hibir bants yoktur. Kitaplarda yeni grnmeye balayan Feydeau'nun Fanny'si,
Flaubert'in zavall Emma'smn tersine, adalarnn gznde ani ve olaanst bir baarya
ular. "Bir kitabn snp gitmesinin nedenlerini kavramak iin Fanny'nin okunmasna gerek
var" der Andre Gide.
Madame Bovary'nin kendisine Paris'te ve tarada yandalar bulmaya balamas yava yava ve
gizlice olmutur. Flaubert, yaamnn sonbaharnda kendisini terkedilmi, anlalmam ve
bezgin hissettii srada, zaferin yollar kendisine almaya balar. an son eyreinde yeni
romanclar ortaya karak kuramlarm tantmaya ve yaymaya alrlar. Bu yeniler kendisi gibi

slup sorunu zerinde fazla durmuyorlarsa da, tm, onun gibi gerei arpc bir biimde
anlatmak istemektedirler. Bu yeni romanca14
MADAME BOVARY
rn adlar; Zola, Daudet, Maupassant ve Bourget'dir... Yal ustann evresinde grlen bu
canllk, halk uyuukluundan kurtarr. Bylelikle ge de olsa binlerce okuyucu Flaubert'in
yaptyla tanr. Bilim yuvalar da genel okuyucunun dncelerine destek salar. Brunetiere
"Madame Bovary'nin ada edebiyat tarihinde bir ba yapt olduuna inanabiliriz" der. Emile
Faguet'ye gre ise: "Flaubert Fransz yaznnn en byklerinden biri"dir. "lmsz Madame
Bovary ise Shakespeare ve Balzac'inkiler de dahil olmak zere tandm en gerek ve kusursuz
kadn kahramandr". Lanson ise Flaubert'i "an en salam ve dengeli yaptlarn veren
romanc" olarak selmlamaktadr.
1880 ylnda lmesine karn hl zerinde tutkuyla tartlan bir yazardr Flaubert.
Evrenselleen Emma, tm lkelerde yaayan, btn dilleri konuan, deiik iklimler altnda ac
eken ve yaamn yitiren bir kadn kahramandr. ngiliz, Amerikal, Rus, Alman ve Japon
kadnlar onun varlnda kendilerini grmektedirler. Sinema bu ykye drt elle sarlmakta,
filmleri birbirini izlemekte, dnyaca tannan nl yldzlar bu kk taral kadn canlandrmak
iin birbirleriyle yarmaktadrlar.
Fakat her zaman grld gibi yaptn srekli artan baars baz gelimi kafalarda yeni
sorularn uyanmasna neden oldu. Flaubert'in zamanndaki eletirmenler onun iledii konulara,
ahlak anlayna ve dncelerine ilgi gstermekteydiler; gnmzn eletirmenleri ise yazarn
dili zerinde durmaktadrlar. Sanki olaanstln yalnzca belirsizlikte, bantsz yaplarda,
anlalmaz szlerde bulunabileceini dnerek, bu kiiler, zerinde bylesine titiz allm bir
dile kar kmaktadrlar. Taslaklara kar byk ilgi duyan gnmz eletirmenleri her eyiyle
yetkin, bitmi bir yaptla ilgilendikleri zaman, gzden decekleri inanc ierisindedirler.
Flaubert hrsl almas, pro-, fesyonel bilinci, keskin zanaat davranlaryla onlar zerinde,
gemi bir dnemin yazar izlenimini yaratmaktadr. Ne yazk ki, geni bir evre tarafndan
abuk okunabilmek iin hzl yazan ve bylece abuk unutulan romanclarn oald
dnemimizde, onun anlayna ynelmemiz zorunlu bir hale gelmektedir.
Bereket versin, baz keskin eletirilerin varlna karn, okuyucu ynlarnn byk bir kesimi
Flaubert'in romanna duyduklar sevgiyi zenle korumaktadr. Bu adan Croisset'nin yanlz
adamnn kayglanmasn gerektiren bir neden yoktur. Flaubert hl izlenmekte ve rzgr, onu
bir usta olarak kabul etmeyenlerin itirazlarn bomaktadr. Okuyucular, zellikle bayan
okuyucular, Madame Bovary'ye eken nedenlerin banda acaba, baHENRI TROYAT'NIN NSZ
15
zlarmn da ileri srdkleri gibi, kendi duygusal yaamlarndan baz paralar bulabilecekleri
umudu mu gelmektedir? Bu tr bir neden bylesine geni bir olgunun yant olamaz. Bence,
okumu olanlara, lmsz olarak nitelendirilen bu yaptn eritii saygnlk onan insanst
yetkinliinden kaynaklanmaktadr.
Henri TROY AT Fransa Akademisi yesl
i
BRKA SZ
Rahmetli Ata dostumdu. Ben onu daha Nurullah Ata Bey iken tanmtm. Sk sk buluup
grtmz halde, bize birlikte alp i karmak ksmet olmad. Geri o tarihte stanbul'da
otururdu; fakat eviri piyasas ylesine dar, okuma zevki ylesine snkt ki, bir araya
geldiimiz zaman, yapacamz almalardan deil, memlekette veya Fransa'da kan
kitaplardan sz aar, edeb dedikodular yapar, unun bunun eviri yanllar zerinde
konuurduk.
Sonra, Nurullah Ata, Ata olup Ankara'ya gitti ve oraya yerleti. Bulumalarmz da artk yalnz
tatil aylarna kald. Bunun iin, bugn elinizdeki Madame Bovary evirisi, ikimizin imzasn
tad halde, kar karya oturup birlikte yaptmz bir almann rn deildir. Rahmetli
dostum, daha stanbul'da iken, Madame Bovary'yi dilimize evirmeye balamt. evirisi Ayda
Bir mecmuasnda tefrika olarak kyordu. Mecmua 1936' da kapannca, eviri de yanda kald.
Sonradan, km olan blmler, yeniden elden geirildikten sonra Remzi Kitabevi'ne verilmi,
fakat arkas gelmemiti. Ata'n vakitsiz lmyle evirinin tamamlanmas imknszlamca,

Remzi Kitabevi'nin istei zerine, bu ii yapmak bana dt. Rahmetli dostumun ikinci ksmn
VIII. blm ortalarna kadar yrtt eviriye ben brakt yerden devam ettim ve onun aziz
hatrasna saygszlk etmemek iin, emeinin eserine hi el srmedim. Tam tersine, iki eviri
arasndaki slup ayrln elimden geldii kadar ortadan kaldrmak amacyle, kendi dilimi
onunkine benzetmeye altm. nk bence nemli olan, Madame Bovary'yi benim evirmem
deil, aziz dostumun evirisine balad bir eseri tamamlamak suretiyle, onun hatrasna sayg
gstermekti. Okuyucularn, Ata'la aramdaki bu ibirliini, 1935-1936 yllarna kaMB 2
18
MADAME BOVARY
dar geriye gtrp deerlendirmek insafn gstereceklerinden eminim. ki eviri arasndaki. bu
zaman uzakln kapatmaya alrken, abam artran dier bir konu da, merhumla benim
Gustave Flaubert'e kar beslediimiz birlikte hayranlkt.
Sabri Esat SYAVUGL Esentepe, 1966
Gustave Flaubert
ve MADAME BOVARY
Gustave Flaubert yalnz Fransa'nn deil, btn dnyann en tannm romanclarndandr.
lmez eserlerinden Salamb, dilimize smail Hakk Alian tarafndan evrilmitir. O roman
Gustave Flaubert'in romantik tarznn en gzel eseridir.
Madame Bovary ise tarihi sahneleri canlandrmaya deil, gznn nnde geen hayat,
yaayan tipleri tespite alan Flaubert'in eseridir. Asl nn salayan da belki bu kitabdr.
Asabi, hatta hastalkl bir sanatkr olan Flaubert, insanlarn zellikle budalalklarn
seyretmekten, bunlarla kendini zehirlemekten holanrm. Madame Bovary'de dnyann en
unutulmaz budalalarn betimlemitir. Fakat kitabn asl konusu bu deildir: Madame Bovary,
kendini, iinde yaad evreden stn gren, kocasyle geirdii silik hayattan nefret edip
daha ince bir yaama isteiyle kendini birtakm kuklalara, tara apknlarna kaptran kadnn
hikayesidir.
Gustave Flaubert en titiz sanatkrlardandr. Her cmlesi zerinde saatlerce, gnlerce alt
sylenir. Byle bir yazarn eserini evirmeye kalkmann bir kendini bilmezlik olduunu bilirim,
ne kadar urasam Madame Bovary evirisine aslndaki gzellikleri veremem. Fakat yine de bu
romann evrilmesi gerektii kansndaym.
Hibir byk eser bir defada kusursuz olarak evrilemez. Benim evirimde bulunacak kusurlar,
Gustave Flaubert'i sevenleri, o roman yeniden evirmeye zendirirse bu, benim iin en gzel
dl olur.
Nurullah ATA
(uuto
MARIE-ANTOINE-JULES SENARD'a
PARS BAROSU YES
MLLET MECLS ESK BAKANI
VE LER ESK BAKANI
Aziz ve nl dost,
Bu kitabn bana ithaftan nce adnz yazmama izninizi dilerim; nk, onun yaynlanmasn
her eyden nce size borluyum. Eserim, sizin o esiz savunmanzdan sonra, benim gzmde
bile umulmadk bir deer kazand. Onun iin, ne kadar byk olursa olsun, sizin belagat ve
iyiliklerinizin derecesine hibir zaman varamayacak olan sayg ve gnl borcumu ltfen kabul
buyurunuz.
Paris, 12 Nisan 1857
Gustave Flaubert
BRNC KISIM I
Okulun alma salonundaydk, kap alp ieri Mdr girdi, arkas sra da setre pantolon giymi
bir yeni renciyle bir de, koca bir sra yklenmi bir hademe geliyordu. Uyukla-yanlar gzlerini
at ve herkes, sanki dersine dalmken birdenbire grlt duyup aalam gibi ayaa kalkt.
Mdr oturmamz iaret etti; sonra ett retmenine dnp yava sesle:
Bu efendiye gz kulak olursunuz, Monsieur Roger, dedi. Beinciye giriyor. almas, ahlak
ile kendini beendirirse, bykler arasna, yana gre bir snfa karrz.

Kapnn arkasnda bir keye bzlm durduu iin pek de iyi seilemeyen bu yeni renci, bir
ky uayd; on be yanda kadar vard, boyu da hepimizinkinden uzundu. Salar ky kilise
ilahicilerininki gibi, alnna yatrlarak dz kesilmiti; uslu, sz dinler ve pek tutuk bir ocua
benziyordu. Omuzlan yle geni deildi ama, siyah dmeli, yeil uha setrenin koltuk altlarna
dar geldii belliydi; kol azlarndan gzken krmz bilekler de herhalde plak durmaya
alkt. Asksn pek ektii iin, uzun konlu mavi oraplar, sarmtrak pantolonunun altndan
meydana kyordu. Ayaklarnda iri iri, kt boyanm, ivili kunduralar vard.
Kalkp derslerimizi anlatmaya baladk. O, kilisede dinsel t dinliyormu gibi, kulak kesildi;
ayak ayak stne atmaya, dirseine dayanmaya bile cesaret edemiyordu; saat ikiye gelip de zil
alnca, bizimle birlikte sraya girmesi iin, ett retmeni kendisine seslenmek zorunda kald.
Snfa girer girmez, ellerimiz boalsn diye, kasketlerimizi yere atardk; daha kapnn eiinde,
duvara arpp da toz koparsn diye, sralarn altna frlatrdk; okulun modas byleydi.
24
MADAME BOVARY
Bunun farkna m varmad? Yoksa ona uymay gze mi alamad? Her ne hal ise, biz duamz
bitirdikten sonra bile, yeni'nin kasketi hl dizinin stndeydi. B, sergulu kalpaktan tutun da
mifere, yuvarlak apkaya, lutr kaskete, takkeye kadar, her milletin her eitli balna alan
bir klaht; hani baz eyler vardr, dilsiz irkinliklerinde bir budalann yznde olduu gibi,
derin bir belagat bulunur; ite byle bir ey. Yumurta biimindeydi ve ii tel ubuklarla
tutturulmutu; burma eritle balyordu; sonra, aralarna krmz kurdele dikilmi, baklava
baklava kesilmi kadife ve tavan derisi paralar sra-. lanyordu; bunlarn zerinde torbams
bir ey vard ki, bunun arkaya den ksm, ieriden mukavva ile gerilip yol yol eritlerle
sslenmiti; bunun ucunda da, incecik bir eride balanm, altn tellerle yaplm bir kck
ha, pskl gibi sarkyordu. Yeniydi; gnelii parlyordu.
retmen:
Kalknz, dedi.
Kalkt; kasketi dt. Btn snf glmeye balad.
Eilip yerden ald. Yannda oturanlardan biri dirsei ile vurup yine drd; 6, tekrar eilip
kaldrd. Hocamz sakal szden holanr bir adamd.
O miferi bir yana braksamza! dedi.
Snf bir kahkahadr ald; zavall ocuk o kadar aala-mt ki, kasketini elinde mi tutsun, yere
mi braksn, yoksa bana m giysin, bir trl kestiremiyordu. Yerine oturdu, dizlerinin zerine
koydu. retmen:
Ayaa kalkn da adnz syleyin, dedi.
Yeni renci, acele acele, heceleri birbirine kartrarak bir isim syledi, ama kimse iitemedi.
Bir daha syleyin!
O, yine heceleri kartrarak tekrar etti; bizim banmala-rmzdan onun sesi bsbtn iitilmez
olmutu. Hoca:
Daha yksek syleyin! Sesinizi biraz daha karn! dedi.
O, son bir aba gstererek azn alabildiine at ve birine seslenilmi gibi, nefesinin olanca
kuvveti ile u kelimeyi frlatt: arbovari.
Bir anda snf saran grlt, tiz seslerle en st perdelere ykseldi, (Kimimiz uluyor, kimimiz
havlyor, kimimiz tepiniyor, kimimiz: arbovari! arbovari! diye baryorduk) sonra tek
MADAME BOVARY
25
sesler halinde dalgaland, bin zorlukla dindirildi; fakat yine de, tutulmaya allan bir
kahkahann iyice snmemi bir fiek gibi patlayverdii bir srada, birdenbire canlanyordu.
Bamza yamur gibi yaan cezalar snfn dzenini yerine getirdi; retmen yazdrtarak,
hecelettirerek, tekrar tekrar okutturarak, o yeni rencinin adnn Charles Bovary olduunu
sonunda anlayabilmiti, O zavallya, hemen gidip krsnn dibinde, tembeller srasna
oturmasn emretti. ocuk yerinden kmldad, sonra yine bir duraklad. retmen:
Ne aryorsunuz? diye sordu.
Yeni renci, ekingen gzlerini etrafnda gezdirerek skla skla:
Kaske... diyebildi.
Bir grlt daha kopacakt ama retmenin fkeyle:

Hepiniz beer yz dize kopya edeceksiniz! diye barmas zerine, denizler tanrsnn:
imdi ha! demesi ile sinen dalgalar gibi tsverdik. Hocann ok can sklmt; krsnn
zerine koyduu balnn iinden mendilini karp alnn kurulayarak:
Hi rahat duramaz msnz? dedi. Siz de, yeni efendi, yirmi kere ridiculus sum (1) fiilini
yazacaksnz.
Sonra daha tatl bir sesle:
Kasketiniz de bulunur, dedi, merak etmeyin, kimse al-mamtr.
Snfn sessizlii geri gelmiti. Balar defterlere eildi; yeni efendi de, kendisine ara sra kalem
ucuyle atlan yuvarlanm katlar gelip de yzn mrekkeplemesine ramen,, tam iki saat,
herkese rnek olabilecek bir vaziyette oturdu. Yzn eliyle siliyor ve gzleri eik, hi
kmldamadan duruyordu.
Akam alma salonunda ekmesini ap kolluklarn geirdi, ufak izgiler izdi. Baktk,
dikkatle, zene zene alyor, kelimeleri birer birer szlkte aryor, elini iten esirgemiyordu.
Byle istek gsterdii iin olacak, daha aa snfa indirilmedi; nk kurallar olduka
bellemiti, ama anlatmnda hibir incelik yoktu. Ailesi masraftan ekinip onu okula mmkn
oldui
(1) Ben glncm demek..
26
MADAME BOVARY
u kadar ge gnderdii iin, ilk Latince derslerini kyn papaz gsterivermiti.
Babas M. Charles-Denis-Bartholome Bovary, orduda cer-rahba yardmcl etmi, 1812'de,
yeni asker toplama ilerinde birtakm dalaverelere ad kartndan istifasn vermek zorunda
kalmt; o zaman da, kiisel stnlkleri nedeniyle altm bin franklk bir drahoma ele
geirmiti; bu paray getiren tuhafiyeci kz, onun boyuna pouna vurulmutu. Yakkl,
konukan, alml bir adamd; rastkl byklar favorileriyle birlemiti; parmaklarna yzkler
takar, en gz alc renklerden elbiseler giyerdi. Onda hem bir yiit grn, hem de bir ticaret
tellalnn inandrma yetenei vard. Evlendikten sonra iki yl karsnn paras ile geindi,
boazna iyi bakt, sabahlar ge kalkt, porselen pipolar iti, her akam tiyatroya gidip eve ge
dnd, kahvelere dadand. Kaynpeder lnce ok .bir ey kalmad, damat buna ierleyip
dokumacla giriti, biraz para batrd ve topra altn etmek iin kye ekildi. Ama basmadan
anlamad gibi tarmdan da anlamyordu, atlarn ie gndereceine binee kulland, elma
arabn satacana ielere koyup kendi iti, kmesinin en iyi hayvanlarn kesip kesip piirdi,
domuzlarnn ya ile av izmelerini parlatt; aras ok gemedi, zenginlik peinde komay
brakmann daha hayrl olacan kendi de anlad.
Pays de Caux ile Picardie snrlarnda kk bir kyde, yll iki yz franga, yan iftlik, yar
konak denecek bir ev buldu; tasal, bar dolgun, felee kskn, herkesi kskanr bir adam
olmutu; daha krk beinde, insanolundan irendiini, artk rahat etmek istediini syleyerek
dnyadan elini, eteini ekti.
Bir zamanlar kars onun iin deli olmutu; fakat kendini kul kle ederek sevmesi, kocasn bir
kat daha soutmutu. Genliinde en, konukan, efkatli olan kadncaz, yalandka, ak
kalan arabn bozulup sirkeletii gibi, geimsiz, yaygarac, sinirli olmutu. nceleri kocasnn,
kyn rfntlar peinde komasna, o kerhane senin, bu meyhane benim srtp eve ge vakit
bezgin, az le gibi kokarak gelmesine, sesini karmadan ilenirdi. Sonra gururu ayakland. O
zaman sustu, kaderine sessizce katlanp fkesini lnceye dek karnnda sakMADAME BOVARY
27
lad. Artk hep i stndeydi. Avukatlar dolar, mahkeme reisine gider, senetlerin denme
tarihini dnr, gidip alacakldan vadelerinin uzatlmasn isterdi; evde t tler, diki diker,
amar ykar, iilere nezaret eder, onlarn puslalann derdi; Beyefendi ise hibir ii zerine
almaz, ksknn dikip ocan bana oturur, kllere tkrerek ubuunu ier ve. ancak
karsn halamak iin gzlerini aard.
Bir ocuklar olunca stnineye vermek gerekti. Olan eve dnnce, bir kral ocuu gibi
martld. Annesi-onu reelle beslerdi; babas yalnayak koturur ve filozofluk sataym diye:
Hayvan yavrular gibi rlplak dolasa da olur derdi. Annenin gsterdii eilimlerin aksine
olarak M. Bovary, ocuklarn erkeke bytlmesi fikrini kafasna koymutu; olunu da buna

gre yetitirmeye alyor, din, grbz olsun diye, sparta-llar gibi sert bir terbiyeden
gemesini istiyordu. Onun yatt odada ate yaktrmaz, ona kadeh kadeh rom imeyi, dini
alaylar geerken kfr savurmay retirdi. Fakat yaradlndan yumuak huylu olan
ocukcaz, babasnn yzn pek aartam-yordu. Annesi onu yanndan ayrmazd; kattan
oymalar yapar, masallar anlatr, diller dkp okayarak, hznl neelerle dolu bitmez
tkenmez szler syleyerek gya onunla konuurdu. Bu esiz dostsuz hayat, btn hlyalarn
krp savurmutu; kendinin eremediine, olunun ereceini ummaya balad. Onun yksek
mevkilere geeceini kuruyor, daha imdiden onu bym, yakkl, sohbeti ho bir mhendis
veya bir hkim olmu gibi gryordu. Okuma retti, hatta evdeki khne piyanoyu aarak iki
kk ark bile belletti. Fakat ilme, irfana pek aldr etmeyen M. Bovary btn bunlara:
Zahmete demez! diyordu. ocuu yksek okullara gndermeye, ona bir memuriyet almaya,
ticaret iin sermaye vermeye paralar yetecek mi? Hem, cret gsteren bir adam, ne olursa
olsun hayatta baarl olur. Madam Bovary dudaklarn sryor, ocuk da kyde kararsz ve
akn dolap duruyordu.
iftilerin peinden gider, kargalara kesek atp uururdu. Hendekler boyunca dut koparp yer,
eline bir srp alp hindi gder, biim zaman ot kurutur, yamurlu havalarda kilisenin revak
altnda seksek oynar, olanca arlyle aslarak bir bi yana, bir bi yana umak pek houna
gittii iin, byk bayram gnleri zangoca yalvarp an alard.
28
MADAME BOVARY
Bylece bir mee gibi byd. Elleri iri iri, yanaklar al al. oldu.
On ikisine gelince annesi, artk okutturulmasma babasn raz etti. Bu i iin, kyn papazn
grevlendirdiler. Fakat dersler o kadar ksa ve o kadar dzensizdi ki byk bir hayr
dokunamazd. Papaz, bir vaftiz ayini ile bir cenaze ayini arasnda biraz bo vakit bulunca
ocuu sacrisde'den (1) okutur veya akam duasndan sonra bir yere kmayacaksa eve
artrd. Onu odasna artr, karlkl yerleirlerdi; mumun etrafnda kk sinekler,
pervaneler uuurdu. Scaktan ocuk uyur, papaz da elleri karnnn stnde kendinden geer,
az sonra az ak horlamaya balard. Bazen de civardaki hastalardan birine viatique (2)
yutturmaktan dnerken Charles'n krlarda haylazlk ettiini grr, yanma arr, bir sre
dinsel tten sonra bu uygun durumdan yararlanarak bir aa dibinde fiil ektirirdi. Fakat o
srada ya yamur yaar, ya bir tandk geer, ders braklrd. Ama, papaz gene de
rencisinden memnundu, hatta delikanlnn hafzasnn kuvvetli olduunu sylerdi.
Charles bu kadarla kalamazd. Valde Hanm dayatt, Peder Bey de utanp, daha dorusu
yorulup, kar koymakszn raz oldu. ocuun ilk kez kilisede cemaate katlmas iin bir yl
daha beklenildi.
Alt ay daha geti; nihayet ertesi yl Charles, Rouen Col-lege'ine gnderildi; onu, ekimin
sonlarna doru, Saint-Romain panayr vaktinde, babas kendi eliyle gtrd.
imdi birimizin bile onun hibir halini hatrlamas kabil deildir. O, teneffslerde oynayan,
alma saatlerinde alan, ders dinleyen, yatakhanede iyi uyuyup yemekhanede karnn skca
doyuran, kendi halinde bir ocuktu. Velisi, Ganterie sokanda bir hrdavat toptancsyd; bu
adam ayda bir pazar gn, dkknn kapattktan sonra onu okuldan alr, nehir boyunca gezip
gemileri seyre gnderir, akam yediyi bulmadan tekrar getirip yemee yetitirirdi. Charles, her
perembe akam annesine krmz mrekkeple mektup yazp balmumu ile kere mhrlerdi;
sonra oturup tarih defterini temize eker, veya Ana(1) Kilise zinetlerinin ve papaz elbiselerinin sakland yer.
(2) Can ekienlere yutturulan okunmu ekmek.
MADAME BOVARY
29
harsis Gezi Yazst'mn alma salonunda srklenip duran eski psk bir cildini aar okurdu.
Gezmeye kt gnler, kendi gibi bir ky ua olan hademeyle konuurdu.
Olanca dikkatiyle almas sayesinde daima snfn ortalarnda kalabildi; hatta bir kere de
tabiat bilgisinden ikinci kt. Fakat nc snf bitirince, bakalorya snavn kendi kendine
yapabileceine gvenen ailesi, onu okuldan alp tbbiyeye verdiler.
Annesi, tand bir boyacnn evinde, drdnc katta, ona bir oda tuttu. Yemek iini konuup
yoluna koydu; eya, yani bir masa ile iki iskemle buldu, kye adam gnderip yaban kirazndan
eski karyolay getirtti, yavrucan stsn diye bir dkme soba ile odun ald. Bir hafta sonra
dnerken oluna, artk bir bana kalaca iin, akll uslu olmasn tekrar tekrar tledi.

Charles tbbiyenin ilan tahtasnda ders programn okuyunca sersem gibi oldu; anatomi dersi,
pathologia dersi, eczaclk dersi, kimya, botanik, klinik, tedavi dersleri, ayrca da salk ve tp
bilgisi; bunlarn hibirinin ne demek olduunu bile bilmiyordu, sanki hepsi de, insann iine
ycelik veren karanlklarla dolu birer tapman kaplaryd.
Bir ey anlamad; ne kadar dinlese botu, kavrayamyordu. Ama yine de alyordu, ciltli
defterleri vard. Her derse gidiyor, bir tek muayeneyi karmyordu. Gzleri bal dolap beygiri,
ne i yaptn bilmeden nasl dnp durursa, o da her gnk iceizini ylece yapyordu.
Annesi ona masraf ettirmemek iin her hafta emaneti ile bir para frnlanm dana eti
gnderirdi; Charles, sabahlar hastane dn, tabann duvara vura vura, bununla karnn
doyururdu. Sonra derslere, anfilere, hastaneye komak, birok sokaklardan geerek tekrar eve
dnmek sras gelirdi .Akam, ev sahibinin verdii yavan bir lokmack yemei yedikten sonra
odasna kar, kpkrmz sobann karsnda slak elbisesinin duman tte tte oturup alrd.
Gzel yaz akamlar, lk sokaklarn boalp hizmeti kzlarn kap nlerinde volant (1)
oynadklar saatte, penceresini
<1) Ucu tyl bir eit mantar top.
30
MADAME BOVARY
ap dayanrd. Rouen'in bu mahallesine baya bir Venedik hali veren rmak, aada,
kprleri ve kafesleri arasndan, sar, mor, mavi sular ile akp giderdi. Kenara melmi iiler,
suda kollarn ykard. Tavan aralarndan uzatlm srklar zerinde pamuk yumaklar kururdu.
Karda, damlarn tesinde, tertemiz geni gk, batan krmz gne... Oras kim bilir ne
gzeldir? Akglgenlerin alt kim bilir ne serindir? Kyn kokularn, kendine kadar gelemeyen
bu kokulan duymak iin derin derin nefes alrd.
Zayflad, boyu uzad, yzne deta ilgi ekici hznl bir hal geldi.
i ihmale vurup o eski kararlarndan tabiatyle birer birer dnmeye balad. Bir gn
muayeneyi, ertesi gn bir dersi kard ve tembelliin tadn alp yava yava bir daha hi
uramaz oldu.
Meyhaneye dadand, dominoya dt. Her akam pis bir kahveye kapanp, zerleri siyah
benekli kk koyun kemiklerini mermer masalara arpmak, ona zgr olduunu gsteren,
kendi gznde itibarn artran bir hareket gibi geliyordu. Sanki bununla dnyann srlarndan
ksmetini alm, yasak zevkler lemine girmi oluyordu; ieri girerken, elini kapnn tokmana
koyunca ehvani bir. haz duyar gibi olurdu. O zamana kadar iinde gizli kalm birok eyler
birer birer uyand; arklar renip oyun arkadalarn karlarken syledi, Beranger iin
cokunluk gsterdi, punch yapmasn rendi ve nihayet akn ne olduunu da tatt.
Bu hazrlklar sayesinde, shhiye memurluu imtihannda dnd. Babas ile annesi, mrvvetini
kutlulamak iin, onu o akam evde bekliyorlard!
Charles yaya olarak yola kt, kye varmadan nce bir yerde durup annesini artt, ona her
eyi anlatt. Kadn, bu baarszl hocalarn hakszlndan bilip olunu affetti ve ii dzeltmeyi
kendi zerine alarak ona biraz gven verdi.
M. Bovary gerei ancak be yl sonra rendi; artk bu tarihe karm bir i! Sesini karmad,
hem kendi dlnden gelmi bir adamn budala olmasna ihtimal veremezdi.
Charles yeniden almaya balad, ban kaldrmakszm
MADAME BOVARY
31
snava hazrland, btn sorulan ezberledi. Olduka iyi bir numara ile kazand. Annesi iin bu,
ne saadetti! Byk bir ziyafet verdiler.
Charles nereye yerleecekti? Tostes'a. Orada hekim olarak ancak bir ihtiyar vard. Madam
Bovary oktan beri onun lmn bekliyordu; adamcaz daha piliyi prty toplamadan,
Charles, ona halef diye gidip karsndaki eve yerlemiti.
Ama olan okutmak, tp tahsil ettirmek, hekim diye Tostes'a yerletirmekle i bitmiyordu; ona"
bir de kadn bulmak lazmd. Annesi onu da buldu: Dieppe'li bir mbairden dul kalm, krk
beinde, ylda bin iki yz frank geliri olan bir kadn.
irkin, al otu gibi kara, tomurcuk am fidan gibi sivilceli olmasna ramen Madam Dubuc'
isteyenler hi de eksik deildi. Maksadna ermek iin Madam Bovary'nin onlar birer birer saf
d brakmas lazm geldi; hayli ustalk gsterdi, papazlardan arkas olan bir sucukunun
emeklerini bile boa kard.

Charles evlenmekle halinin iyileeceini ummu, daha serbest olacan, bildii gibi hareket
edip parasn istedii gibi harcayacan sanmt. Fakat evin asl efendisi, kans oldu; Charles'in
herkesin iinde unu deyip bunu dememesi, cumalar et yememesi (1), karsnn keyfince
giyinmesi, para vermeyen mterileri mektupla boyuna skmas lazm geldi. Kars onun
mektuplarn ayor, onu her iinde kolluyor, ieride kadn hasta olunca kulan duvara verip
dinliyordu.
Her sabah ikolatal stn hazrlamak, bitmez tkenmez zenler gstermek lazmd. Hi
durmadan sinirlerinden, gsnden, urasndan, burasndan yaknp duruyordu. Ayak sesinden
rahatsz olurdu; brakp gitseler yalnzla dayanamazd; yanna gelseler bu, hi kukusuz,
ldn grmek iindi. Akam Charles eve dnnce, kadn, yorgann altndan sska kollann
karr, onun boynuna dolar, yatan ucuna oturup kederlerinden sze balard: Beni
unutuyorsun, baka birini seviyorsun! Bana mutsuz olacam syledilerdi ya! derdi; nihayet
ondan bir reete yazmasn, kendisini biraz daha sevmesini isterdi.
ili
(1) Sofu Katolikler cumalar perhiz yaparlar.
32
MADAME BOVARY II
Bir gece, saat on bir sularnda, tam kaplarnn nnde duran bir at grlts ile uyandlar.
Hizmeti kadn, tavan arasnn penceresini at ve aada, sokakta dikilip bekleyen bir erkekle
bir konumadr balad. Bu adam hekimi gtrmeye geldiini, ona verilecek bir mektubu
olduunu sylyordu. Nas-tasie titreye titreye merdivenleri indi, kapnn kilidini at, srmesini
ekti. Herif atn brakt ve hizmetinin arkas sra ieri dald. Kl rengi pskll takkesinin
iinden, bir beze sarl bir mektup kard ve terbiyeli terbiyeli Charles'a uzatt; Charles yasta
kolunu dayayp okumaya balad. Nastasie, yatan yannda, k tutuyordu. Hanm, utancndan
sokaktan yana dnm, srtn evirmiti.
Bir mavi balmumu ile mhrlenmi olan bu mektupta M. Bovary'den, bir krk bacak sarmak
iin hemen Bertaux iftliine gelmesi rica ediliyordu. Tostes ile Bertaux aras, Lon-gueville ve
Saint-Victor yolundan gidilince, bol bol alt fersah tutar. Gece zifir karanlkt. Madam Bovary,
kocasnn basma bir kaza gelmesinden korkuyordu. Bunun iin seyisin nden gitmesine karar
verildi. Charles saat sonra, ay dounca yola kacakt. Ona iftliin yolunu gstermek ve it
kaplarn amak iin karc bir ocuk karlmasn da tembih ettiler.
Charles, sabahn drdne doru, paltosuna skca brnp Bertaux yolunu tuttu. Uykunun
harareti ile hl uyanamam olduundan, hayvann rahvan yry ona beik gibi geldi.
Tarlalarda, evlekler boyunca delikler kazp etrafn dikenle kuatrlar; hayvan bunlarn bana
gelip de kendiliinden durunca, Charles uyanarak sryor, hemen aklna krk bacak geliyor ve
bildii btn krklar hatrlamaya alyordu. Yamur kesilmiti: Ortalk aarmaya yz
tutmutu, yapraksz elma aalarnn dallarnda kprdamadan duran kular, sabahn serin
rzgrndan korunmak iin tylerini kabartyorlard. Dz kr, gzn alabildiine uzayp gidiyor
ve birbirinden hayli aral iftlikler etrafndaki aa kmelerinin bu geni boz yz zerinde
meydana getirdii kara mor lekeler, ufukta, gn kasvetli rengine karp kayboluyordu.
Charles ara sra gzlerini ayordu; sonra zihni yorulup uyku bastryor, hemen bir uyuuklua
tutuluyor, duygularnn yeni teessrlerini hatralarndan ayrt edemeyip
MADAME BOVARY
33
kendini, ikilemi gibi hissediyordu; bir taraftan niversite rencisi, bir taraftan evli, bir
taraftan, demincek olduu gibi, yatanda yatyor, bir taraftan da, eskiden olduu gibi,
ameliyat olmu hastalar kouundan geiyor, lapalarn scak kokusu, kafasnda krann yeil
kokusu ile karyor; karyola perdelerin-deki demir halkalarn, ubuklar zerinde kaydn ve
karsnn uyuduunu duyuyordu... Vassonville'den geerken'bir hendek kenarnda, otlarn
zerine oturmu bir ocuk grd. ocuk:
Hekim siz misiniz? dye sordu.
Charles'dan ald cevap zerine, arklar elinde, nden komaya balad.
Shhiye memuru, kendisine yol gsteren ocuun szlerinden M. Rouault'un hali vakti pek
yerinde bir ifti olduunu rendi. M. Rouault, o gece, komularndan birinin evinde Epiphanie
(1) ziyafetinden dnerken bacan krmt. Kars iki yl nce lmt. imdi yannda yalnz
kz vard; eve de kk hanm bakyordu.

Tekerlek izleri gitgide geniliyordu. Bertaux iftliine varmlard. Kk, uak bir itin
aralndan sokulup kayboldu; biraz sonra bahenin bir ucundan gzkp kapy' at. Otlar
slak olduundan atn aya kayyordu; Charles dallarn altndan ban eerek geti. Kulbeye
bal oban kpekleri, zincirlerini ekerek havlyorlard. Bertaux iftliine girince Charles' in
hayvan rkp aha kalkt.
Buras ekili dzenli bir iftlikti. Ahrlarn ak kaplar zerinden ieriye bir gz atlnca, iri iri ift
beygirlerinin, yepyeni yemliklere balarn daldrm, rahat rahat karn doyurduklar
gzkyordu. Binalar boyunca serilmi gbre ynndan bir duman ykseliyor; zerinde,
tavuklarla hindiler arasnda, Pays de CauX kmeslerinin ziyneti be alt tavus kuu yemliyordu.
Al uzun, duvarlar el ayas gibi dz, buday ambar yksekti. Sundurmada kamlan,
hamutlar, btn takmlar ile iki yk arabas, drt sapan vard; bunlarn mavi yn rtleri,
zahire
(1) 6 ocakta yaplan ha suya atma yortusu. O akam ziyafet verilip iinde bir tane kuru bakla,
yahut boncuk ve emsali ey bulunan bir rek yenir. O bakla veya boncuk kime karsa o,
sofrann kral olur ve bir daha sefere ziyafeti o verir.
'
MB 3
34
MADAME BOVARY
ambarlarndan dklen ince tozla kirlenmiti. Gitgide ykselen bahede aalar muntazam
aralklarla dikilmiti, havuz bandan da bir kaz srsnn keyifli keyifli barmalar
duyuluyordu.
Arkasna merinos ynnden volanl fistan giymi bir taze, M. Bovary'yi kapdan karlad,
mutfaa ald. Ate grl grl yanyordu. Kimi byk, kimi kk kaplarda iftlik halknn
yemei hazrlanyordu. Ocan iinde slak elbiseler kuruyordu. Hepsi de koca koca olan krek,
maa ve krn az, perdahl elik gibi parlyor, duvarlar boyunca asl eit eit mutfak
takmlarna da, ocan camlardan szlen ilk gne klar ile karm pembe alevi vuruyordu.
Charles birinci kata, hastay grmeye kt. M. Rouault yatyordu; yorganlarn altnda kan ter
iinde kalm, pamuk takkesini bandan ok uzaa frlatmt. Bu iman, ksa boylu, beyaz
tenli, mavi gzl, bann n dazlak, ellilik erkek, kulaklarna da kpe takmt. Yannda, bir
iskemle zerinde duran Fransz -raksndan ara sra bir kadeh doldurup yrek tazeliyordu; fakat
hekimi grnce heyecan yatt ve on iki saatten beri savurduu kfrleri brakp hafiften
inildemeye balad. Krk basit bir eydi ve sonradan bir ktlk karmasna da imkn yoktu.
Charles bundan daha kolayn aklna bile getiremezdi. Hocalarnn yarallar banda taknd
vaziyetleri hatrlayp hastasn trl trl tatl szlerle teselli etti; cerrahlarn bu okamalar,
neterlere srlen ya andrr. Krk tahtas yapmak iin, arabala gidip birka lata getirdiler.
Charles bunlardan birini seti, para para kesip bir cam kr ile perdahlad; bir taraftan
hizmeti kz araflar kesip sarg hazrlyor, Mademoiselle Emma da kk kk yastklar
dikmeye alyordu. nelii hayli arad iin babas kzp sylendi; kz hi cevap vermedi,
fakat dikiini dikerken ikide bir ineyi parmaklarna batryor, sonra parman- azna gtrp
emiyordu.
Charles, kzn trnaklarnn beyazlna at. Bu trnaklar parlak, ular sivri, Dieppe'in fildii
ilerinden daha temiz, badem biimi kesilmiti. Halbuki eline gzel denemezdi; belki rengi
gerektii kadar donuk deildi; parmaklar da kuru kuruydu, ellerin uzunluu da fazlayd ve
kenarlarnda yle yumuak yumuak bklen hatlar yoktu. Kzn asl gzel yeri, gzleriydi;
kestane rengi olmalarna ramen, kirpikleri onlar kara
MADAME BOVARY
35
gibi gsteriyordu ve insana samimiyetle baknda, sanki saf, temiz bir cretkrlk vard.
Bacan sarlmas bittikten sonra M. Rouault, hekimi, gitmeden nce bir lokma bir ey yemee
davet etti.
Charles aa katta geni bir odaya alnd. Burada, sarkl, alvarl insan resimleri ile donatlm
bir alaca bez rtl, st sayvanl koca bir karyolann nne kk bir masa konmu, iki kiilik
sofra kurulmu, gm el taslar karlmt. Pencereye tam kar gelen yksek mee dolaptan
bir susen iei ve nemli amar kokusu geliyordu. Drt keye buday uvallar sralanmt.
Bunlar, biraz tede basamak ta merdivenle klan ambarda yer kalmad iin buraya
getirilmiti. Mavi badanal kherile altnda dklmeye balayan duvarn ortasnda bir iviye,

oday sslesin diye, yaldzl ereve iinde, karakalem bir Minerva ba aslmt; bunun altna,
Gotik harflerle: Sevgili babama diye yazlmt.
nce hastadan, sonra havadan, iddetli souklardan, geceleyin tarlalara inen kurtlardan
bahsedildi. Mademoiselle Rouault kyde, hele iftliin btn ilerine bakmak kendi zerine
de-liberi, hi de elenemiyordu. Oda serince olduundan, kz yemek yerken titriyor ve bunun
iin, sustuu zamanlar hafif hafif srmay det edindii dudaklar biraz alyordu.
Boynuna kvrk, beyaz bir yaka takmt. Salar, kafata-sn takip ederek hafife arkaya kvrlan
ince bir izgiyle ortadan ayrlm kara salar o kadar dzd ki, o iki para tel tel deil de
yekpareymi gibi gzkyordu; akaklara doru dalga dalga dklyor, kulaklarn ancak
memesini meydanda brakarak ban arkasnda birbirine karyor, gr bir topuz tekil ediyordu.
Ky hekimi salarn byle dalgal hatlar izmesini mrnde grmemiti. Kzn elmacklar pembe
pembeydi. Erkek gibi, ceketinin iki dmesi arasndan bir baa gzlk sarkyordu.
Charles, Rouault babaya, Allaha smarladk demeye kt; aa odaya dnd zaman kz,
ayakta, aln cama dayal, baheye, rzgrdan- devrilmi fasulye srklarna bakyordu. Dnd:
Bir ey mi aradnz? diye sordu.
Krbacm bulamadm da...
Charles yatan zerini, kap arkalarn, iskemle altlarn aratrmaya balad; krba yere,
duvarla uvallarn arasna d36
MADAME BOVARY
mt. Onu nce Mademoiselle Emma grd, buday uvallarna doru eildi. Charles, nezaket
icab, hemen atld, bir taraftan da kolunu uzatm olduu iin, gsnn, nnde eilmi olan
kzn srtna dediini hissetti. Emma doruldu, kpkrmz olmutu; Charles'a omuzunun
zerinden bakarak sr siniri krbacn uzatt.
Charles, Bertaux iftliine, sz verdii gibi gn sonra deil, hemen ertesi sabah geldi, sonra
her hafta iki kere urad; ara sra, gnn arm gibi, hi beklenilmedii zamanlarda da
gzkt oluyordu.
Zaten her ey yolunda gidiyordu; hastann iyilemesi, kitaplarn syledii seyri takip etti; krk
alt gn sonra Rouault babann, odasnda yrme denemeleri yaptn grenler M. Bo-vary'yi
deeri byk bir adam saymaya baladlar. Rouault baba: Yvetot'nun deil, Rouen'in bile en
mehur hekimleri gelse, beni bundan abuk iyiletiremezlerdi diyordu.
Charles'a gelince, o, Bertaux iftliine uramaktan niin bu kadar holandm hi dnmedi.
Dnm bile olsa, byle gayret gstermesini hi phesiz, ya krn vahametinden, ya kr
midinden bilirdi. Ama hayatnn tatsz tuzsuz megaleleri arasnda Bertaux'ya hasta bakmaya
gitmenin gnl aic bir istisna tekil etrilesi sade bunun iin miydi? O gnler sabahleyin
erkenden kalkar, atm drtnala srer, sonra inip ayaklarn otlara siler ve ieri girmeden siyah
eldivenlerini giyerdi. Baheye girip de tahta perdenin kaps kapanrken omuzuna arpnca,
duvarn stnde horozun ttn duyunca, uaklarn kendisini karlamak iin kotuunu
grnce iine bir ferahlk gelirdi. Buday ambarlar da, ahrlar da onun iine, ferahlk veriyordu:
Beni siz kurtardnz diye avularn okayan Rouault baba, Mademoiselle Emma'mn yeni
ykanm mutfak kirlenmesin diye giydii takunyeler, her ey onun iine ferahlk veriyordu.
Yksek kelerle boyu biraz uzayan kz, Charles'n nnden yrrken admlarn hzlatnr,
kundurann kselesine arpan takun-yelerden hafif bir tkrt duyulurdu.
Emma onu yolcu etmek iin daima merdivenin bana kadar gelir, at daha getirilmemise durup
beklerdi. Birbirlerine Allaha smarladk demi olduklar iin artk bir ey sylemezlerdi; rzgr
kz sarar, ensesinde topuza giremeyen salar tel tel havalandrp kartrr, nlnn birer
kat erit gibi kvMADAME BOVARY
37
ranan pskllerini kalas zerinde oynatrd. Bir gn, buzlarn zld bir srada, bahedeki
aalarn kabuklarndan s szyor, saaklarda karlar eriyordu. Emma eikte durmutu; gitti
emsiyesini getirip at. Arasndan gne szlen kumru gs ipek emsiye, yznn beyaz
derisine oynak klar serpiyordu. Kz bu tatl scakla glmsyor, gergin hareli kuman
stne su damlalarnn birer birer dt duyuluyordu.
Charles'n Bartaux iftliine gitmeye balad ilk gnlerde kars hastann halini sorard; hatta
muzaaf usule gre tuttuu defterde, M. Rouault iin temiz bir sahife amt. Fakat onun bir de

kz olduunu duyunca, kukulanp iin asln renmek istedi. Ona, Mademoiselle Rouault'un
Ursulines rahibeleri okulunda okumu, maruf tabiri ile gzel bir terbiye grm olduunu,
herhalde dans, corafya ve resim bildiini, nak ileyip biraz da piyano aldn sylediler.'
Kadncazn zihni altst oldu! inden:
Ya, dedi, demek bunun iin oraya giderken yz glyor; yamurdan bozulur diye
korkmadan yeni yeleini giyiyor! Ah o kar! Ah o kar!
Kadnlk duygusu ile Emma'ya kin balad. nce telmihlerle iini dkmek istedi, ama Charles
anlamad. Sonra szlerine, tesadfenmi gibi birtakm rumuzlu dnceler kartrd; Charles,
arkasndan frtna kopar korkusuyla bunlar da cevapsz brakt; nihayet, kadn yana yakla
sitemlere balad, kocas onu nasl yattracan bilemiyordu. M. Rouault iyilemi, para sz
ettii de yok, o halde Charles ne diye hl Bertaux'ya gidip durur? Anlamayacak ne var? Orada
bir kadn var da ondan, konumasn, gergef ilemesini bilen, tahsil terbiye grm bir kz.
Charles bylelerini sever: ona ehir hanmlar lazm! Madame Movary:
Rouault, babann kz bir ehir hanm! deil mi? diyordu. Hadi canm! Bykbabalar
obanm; akrabalarndan biri de bir kavga, dv iinden az kald mahkemelik oluyordu. O
kadar avurt zavurta, pazar gn kiliseye Comte karlan gibi ipekliler giyerek gitmeye lzum
yok, ne olduunu biliriz. Babasnn zenginlii de laf! Geen yl kolza bol olmasayd taksitlerini
bile veremeyecekti.
Charles bu mnakaalardan bezdi, Bertaux'ya gitmez oldu. Heloise, bir hayli hkrmalardan ve
pmelerden sonra, byk
38
MADAME BOVARY
bir ak feveran annda ona, elini kitab bastrarak bir daha oraya uramayacana yemin
ettirmiti. Charles itaat etti; fakat duyduu arzudaki cret, hareketindeki psrkla isyan
ediyordu. Zavall, bnce bir mrailik eseri olarak iinden: Mademki onu grmemi yasak
ediyorlar, ben de onu severim ite! dedi. Hem, dul ald kar sska bir eydi; uzun uzun dileri
vard; k, yaz demez, arkasna ald kara atknn ucu krek kemiklerine kadar inerdi; takr
takr vcuduna kn geirir gibi giydii ksack elbiseler, ayak bilekleriyle kl rengi oraplar
zerine kavuturduu kundura balarn meydana karrd.
Charles'n annesi ara sra onlar grmeye gelirdi; fakat birka gn sonra gelin onu kendine
uydurur ve artk Charles tahta, onlar burgu, trl trl szler ve itirazlarla bann etini
yerlerdi. Senin bu kadar ok yemen iyi deil!.. Her grdne arap ikram etmek nene lazm?
nat edip de giymemekten maksadn ne?..
Baharn ilk gnlerinde bir hadise oldu: ngouville'li bir noter, kendine braklm ne kadar para
varsa hepsini yanma alarak ekip gitti. Dul Madame Dubuc'un servetine de o bakard. Geri
Hloise'in bir gemide alt bin frank tahmin edilen bir hissesi ile Saint-Franois sokandaki evi
duruyordu; fakat pek gklere karlan bu zenginliklerden evin iine birka eya ile birka prt
girmiti. in asln bir aratrmak lazm geldi. Meer Dieppe'teki evin temel direkleri bile ipotek
altnda imi; noterdeki parann tutarn Tanr'dan baka bilen yoktu; kayktaki hisse de bin
frang amyordu. Demek ki hanmcaz yalan sylemiti! Bunlar renince ihtiyar M.
Bovary'nin kan beynine kt, fkesinden bir iskemleyi yere vurup parampara etti: Olumu,
koumu derisi kadar da etmez byle kocam bir ksran yanna kotun da felakete srkledin
diye karsna att. Kalkp Tostes'a geldiler. Orada ii atlar. Mnakaalar, kavgalar oldu.
Heloise alayarak kocasnn boynuna atld, ba-babasna, anasna kar onu korumas iin
yalvard. Charles ondan yana kacak oldu. Babas ile anas kzp gittiler.
Ama ok hedefe demiti. Sekiz gn sonra kadn bahede
amar asarken azndan kan geldi ye ertesi gn Charles'n,
pencereyi kapatmak iin arkasn dnd bir srada: Aman
Allahm diye barp bayld. lmt! Hep ap kaldlar.
Mezarlk iini bitirip de eve dnd zaman Charles, aa. MADAME BOVAKY
39
katta kimseyi bulamad. Birinci kata, odasna kt; gecelii hl karyolann ucunda asl
duruyordu. Bunu grnce masasna dayand, akama kadar yle durup elemli dncelere
dald. Ne de olsa bu kadn onu sevmiti!
III

Bir sabah Rouault Baba, Charles'a, bacann iyiletirilmesi cretini kendi eli ile getirdi; gm
yetmi be frank ile bir de hindi. Bana gelen felaketi duymutu; dilinin dnd kadar
teselliye alt. Omuzuna vurarak:
Ne olduunu bilirim! dedi; benim de bamdan geti! Rahmetli bizim hanm ld zaman bir
bama kalaym diye tarlalara giderdim; bir aa dibine ylr, alar, Allah' imdadma arr,
ona sama sapan eyler sylerdim; dallara aslm, karnlarnda bcekler kaynaan
kstebeklere benzemek ister, ge-bersem de kurtulsam derdim. O anda bakalarnn, yanlarna
karcklarn alm, onlara sarlm olduklar aklma geldike, sopam yere vurur dururdum;
deta deli olmutum, yemekten kesilmitim; inanmazsnz, kahveye gitmek aklma gelse
ireniyordum. Ama ite gnler akam oldu, k geip bahar geldi, yaz gidip sonbahar oldu,
para para, sanki p p akt bitti; kederim de geti, gitti, daha dorusu dibe indi; nk ne
de olsa bir eyler kalyor, nasl syleyeyim... Sanki insann yreinin stne bir ta oturuyor!
Ama ne yapalm; hepimizin bana gelecek, kendimizi rtecek, lenle lecek deiliz ya!..
Kendinizi bir toplayn, Monsieur Bovary; bu da geer! Bize bir u-rasanza! Kzm ara sra sizin
sznz ediyor, artk bizi unuttu diyor. Bahar geliyor; sizinle tavan avna karz, biraz
elenmi olursunuz.
Charles onun dn tuttu. Bertaux'ya gitti. Orada her eyi bir gn nceki, yani be ay nceki
gibi buldu. Armut aalar artk iek amt; Rouault Baba da imdi ayaktayd, gidip geliyor,
iftlie daha bir canllk veriyordu.
Hekimin kederli olmas dolaysyle M. Rouault ona elinden geldii kadar nezaket gstermeyi
kendine vazife saydndan apkasn karmamasn rica etti, bir hasta ile konuur gibi yava
sesle sz syledi; hatta onun iin her zamankinden daha ha40
MADAME BOVARY
fif bir ey, mesela krema veya armut hoaf yaplmam diye kzar gibi oldu. Hikayeler anlatt.
Charles dalp glmsedi. Fakat karsn hatrlayp yine kederlendi. Kahveler iildikten sonra,
lmlerini bir daha dnmez oldu.
Yalnz yaamaya altka kars da yava yava aklndan kt. Bana buyruk olmann verdii
zevki, bu yeni zevki tattka, yalnzl artk eskisi gibi ekilmez bir ey saymyordu. imdi
yemek saatlerini deitirmek, hibir sebep gstermeden eve girip kmak, pek yorgun olduu
zamanlar yatana, kollarn bacaklarn uzatarak geni geni serilmek elindeydi. Kendine nazl
nazl bakt ve ein dostun teselli szlerini dinledi. Karsnn lmesinin ona mesleinde de faydas
dokunmutu; nk bir ay onun szn edip: Zavall delikanl ne felaket! demilerdi. Ad
yaylm, mterileri artmt; hem artk Ber-taux'ya da gnlnn istedii gibi gidiyordu. inde
ne olduunu kestiremedii bir mit, belirsiz bir saadet vard; ayna nne geip favorilerini
tararken yzn daha tatl buluyordu.
Bir gn iftlie sularnda vard; herkes tarlalara kmt; mutfaa girdi, fakat Emma'y
hemen gremedi; pencerenin tahta kanatlar kapal idi. Tahtann yarklarndan giren gnein
talara izdii ince izgiler eyalara arpp krlyor, tavanda oynayordu. Masann stnde kirli
bardaklara trmanan sinekler elma arab artklarna dp vzldayarak bouluyordu. Ocaktan
giren k, maden levhaya bulam kuruma bir kadife hali, souk kllere bir mavilik veriyordu.
Emma, pencere ile ocan arasna oturmu, diki dikiyordu; arkasna ipek atksn almad iin
plak omuzlar zerinde kk ter taneleri gzkyordu.
Ky detine uygun olarak Charles'a ,bir ey imesini teklif etti. Onun reddetmesi zerine srar
etti ve en sonunda, glerek, kendisi ile beraber bir kadeh likr imesini syledi. Gidip dolaptan
bir ie Kraso ile iki kk kadeh kard, bunlardan birini doldurup tekine bir iki damla koydu
ve tokuturup azna gtrd. Kadeh hemen hemen bo olduundan, kz imek iin ban
arkaya devirmiti; dudaklar uzam, "boynu gerilmi, hibir tad duymadna glyor, ince
dileri arasndan dilinin ucunu karp kadehin dibini yalyordu.
Yerine oturup tekrar iini eline ald; beyaz pamuk bir oMADAME BOVARY
41
rabm skklerini dikiyordu. alrken ba ne eikti; konumuyordu. Charles'n da sz
syledii yoktu. Kapnn altndan gelen rzgar, talara biraz toz serpiyordu; Charles tozun
yerde srklenmesini seyrediyor, yalnz kafasnn iinde kannn vurduunu, bir de bahede, ta
uzaklarda yumurtlayan bir tavuun barmasn iitiyordu. Emma ara sra avucunu yanaklarna

gtrp serinlemeye alyor, sonra ellerini tekrar souun diye byk zgaralarn demir
topuzuna dayyordu.
Mevsim balangcndan beri ba dnmeleri duyduundan ikyet etti; deniz banyosunun
yarayp yaramayacan sordu; rahibeler okulundan bahsetti, Charles da kendi okulunu anlatt,
sz sz at. Kzn odasna ktlar. Emma nota defterlerini, mkfat diye ald kitaplar, bir
dolabn alt gzne atlm mee yapra talarn gsterdi. Sonra annesinden, mezarlktan sz
at, hatta her ayn ilk cumas annesinin kabrine gtrd iekleri bahenin hangi
blmnden kopardm gsterdi. Fakat imdiki bahvanlar hi iinin ehli deildi; zaten el
adam iyi i.mi grr! Hi olmazsa kn olsun gidip ehirde oturmak istediini syledi; ama
belki ky hayat-asl yazm uzun gnlerde can skyordu; sylediine gre sesi kh
yumuuyor, kh tizleiyor veya birdenbire bir dermanszlkla dem eker gibi bir hal alyor, kendi
kendine sylendii zamanlar deta bir fslt oluyordu; bazen neelenip saf saf gzlerini
ayor, sonra gz kapaklarn yar indirip gaml gzlerle bakarak o dnceden bu dnceye
dalyordu.
Akam evine dnerken Charles, kzn btn cmlelerini birer birer dnp olduu gibi
hatrlamaya, manalarn tamamlamaya alt; Emma'nn kendisi ile tanmadan nce geirdii
gnler hakknda bir fikir edinmek, hayatnn o ksmn zihnen kavramak istiyordu. Fakat onu, ilk
grd gnk, veya demincek ayrldklar zamanki halinden baka bir halde gz nne
getirmeye bir trl muvaffak olamad. Sonra kzn evlenince ne olacan, kime varacan
dnd. ini ekti: Rouault Baba ok zengin, kz da pek gzeldi! Fakat Emma'nn yz hep
gzlerinin nne geliyor ve kulaklarnn iinde, bir topa homurtusu gibi yeknesak bir ey
uuldayarak: Ya sen evlensen! Ya sen evlensen! deyip duruyordu. Gece uyuyamad, boaz
sklyor gibiydi, susamt; yatandan kalkp yzn ykad gmden su iti; gk batan
baa yldzlarla kaplyd, scak bir
42
MADAME BOVARY
rzgr esiyordu; uzakta kpekler havlyordu. Ban Bertaux'dan yana evirdi.
Charles: Ucunda lm yok ya diyerek, bir frsat der dmez kz istemeye karar verdi;
fakat her frsat dtke mnasip szleri bulamamak korkusu, dudaklarn birbirine
yaptryordu.
Rouault Baba, evinde hibir ie yaramayan kzn bandan alsalar, hi de kzmayacakt. Kzm
elinden bir i gelmemesine iinden hak da veriyor: O, tahsil, terbiye grd, toprak ileri ile
urasn da ne yapsn! diyordu. Zaten toprakla uramak da Allah'n lanetlemesi bir i deil
mi? Onunla kimin milyoner olduu grlm? Adamcaz para kazanmak yle dursun, her yl
kaybediyordu; nk pazarlkta usta olmasna, meslein kurnazlklarndan holanmasna
ramen, asl ekim biim ileri, iftliin dahili idaresi hi de onun harc deildi. Ellerini yle can
eke eke ceplerinden karmaz, iyi yemek, iyi snmak, rahat dek isteinden keyfi iin hibir
masraftan ekinmezdi. Koyu elma arabna, kanl kanl et yemeklerine, iyice doulmu kahveyi
likrle imeye baylrd. Yemeklerini mutfakta tek bana atein karsna oturup yerdi ve kk
sofrasn nne, tiyatroda olduu gibi, her eyini dzeltip yle getirirlerdi.
Kznn yannda Charles'in elmacklarnn al al olduunun farkna varnca, Rouault Baba, bunun
yaknda Emma'nn isteneceine alamet olduunu anlayp ii nceden ince ince dnd.
Charles'i almsz buluyordu, dorusu umduu damat byle deildi; ama hekimin, ahlak temiz,
para tutar, pek bilgili bir adam olduu syleniyordu, drahoma iin de fazla bir ey istemeyecei
phesizdi. Rouault Baba ise mal'mn yirmi drt acre' n satla karacakt, duvarcya, saraca
hayli borcu vard arap mengenesinin basksn da yenilemek lazmd. inden: Kz isterse
veririm dedi.
Eyll sonlarna doru Charles, iftlie gelip gn kald. Son gn de, ilk ikisi gibi, sz amay
hep bir eyrek saat sonraya brakmakla geirdi. Akama doru Rouault Baba Charles'i iftlik
kapsna kadar uurlad; ukur bir yoldan yryorlard, biraz sonra ayrlacaklard; tam srasyd.
Charles, itin kesine gelince syleyecekti; nihayet iti getiler, Charles:
Matre Rouault, dedi, size bir syleyeceim var.
MADAME BOVARY
43
Durdular, Charles susuyordu. Rouault baba, iin iin glerek:
Anlatn, bakalm neymi? dedi. Ben sanki hepsini bilmiyor muyum?

Charles kekeleyerek:
Rouault Baba... Rouault Baba, dedi. ifti szne devam etti:
Ben oktan razym. Geri kz da benim gibi dnr ama bir de onun fikrini sormal. Siz
hele bekleyin, ben eve dneyim. O da evet.derse, szme alnmayn, eve gelmeniz mnasip
olmaz, ellemden ekinirim, hem kz da pek sklr. Ama sizi meraktan kurtarmak iin
pencerenin tahta kanadn duvara doru iterim; siz ite eitirseniz arkadan grebilirsiniz.
Rouault Baba ayrlp gitti.
Charles atn aaca balad. Koup kei yoluna kt, orada bekledi. Yarm saat geti, sonra
Charles on dokuz dakika daha sayd. Birdenbire duvara arpan bir eyin grlts duyuldu;
tahta kanat almt, demiri hl sallanyordu.
Ertesi sabah saat dokuzda Charles iftlie damlad. O ieri girince Emma kzard; skldn belli
etmemek iin de biraz glmeye alt. Rouault Baba, mstakbel damadn kucaklad. Sonra
para ilerini nasl yoluna koyacaklarn konumaya baladlar; ama daha vakit vard, nk
Charles'in matemi bitmeden, yani gelecek yln baharndan nce dn yapmak ayp olurdu.
K bylece bekleme ile geti. Mademoiselle Rouault eyizi ile urat. Eyann bir ksmn
Rouen'e smarladlar, Emma gmleklerini ve gecelik hotozlarn, tandklarndan modeller alp
kendi dikti. Charles iftlie geldii gnler dn hazrlklarndan bahsediliyor, ziyafetin hangi
odada verilecei konuuluyor, ka eit yemek olaca, nce hangisinden balanaca
dnlyordu.
Halbuki, Emma byle deil, gece yars mealelerle gelin olmak isterdi; ama Rouault Babann
akl kznn bu dncesine pek yatmad, onun iin, krk kiilik bir ziyafet hazrland, yemek
tam on alt saat srd ve ertesi sabah yeniden balad, sonraki gnler de sofradan misafir eksik
olmad.
44
MADAME BOVARY IV
Davetliler erkenden tek atl yayszlar, iki tekerlekli brikler, krksz kabriyollar, mein tenteli
uzun arabalarla kageldi-ler; en yakn kylerin delikanllar da yk arabalarna sra sra
dikilmi, dmemek iin yan tahtalarna tutunmu, hayvanlar trsa kaldrm, sarsla sarsila
geliyorlard. On fersah uzaktan, ta Goderville'den, Normanville'den, Cany'dan gelenler oldu. ki
ailenin de btn akrabalar arlmt; dargn dostlarla barlm, oktan beri aranp
sorulmayan tandklara bile mektup yazlmt.
Ara sra itin arkasndan doru bir kam sesi duyuluyordu; biraz sonra tahtaperdenin kaps
alyor, ieri giren bir yaysz, ta merdiven bana kadar drtnala gelip duruveriyor, iindekileri
boaltyordu. Kimi sadan, kimi soldan atlayanlar dizlerini uuturuyor, geriniyordu. Ba
hotozlu hanmlar, ehirde grdkleri gibi roplar kuanm, altn kstekler taknmlard; kimi bir
pelerine sarnp ucunu kemerinin nne sktrm, kimi de renkli kk bir atk alp, boynunu
arkadan ak brakacak surette srtndan inelemiti. Tpk babalar gibi giyinmi ocuklarn yeni
elbiseler iinde rahatsz olduu belli idi (hatta ouna, o gnn erefine olmak zere,
mrlerinde ilk defa olarak birer ift izme alnmt); yanlarnda da --phesiz ya kuzinleri,
ya ablalar olacak on drt, on alt yalarnda, premiere communion iin dikilen beyaz
elbiselerini bu dn iin uzatarak giymi, salarna gll pomatlar srnm, eldivenleri
kirlenecek diye ileri titreyen, hi sesleri kmayan, al yanakl, akn bakl kzlar grlyordu.
Ahr uaklar araba atlarn zmeye yetmediinden efendiler de kollar svayp ie girimilerdi.
Sosyal durumlarna gre kimisi setre, kimisi redingot, kimisi ceket, kimisi de ksa ceket
giymilerdi; btn bir ailenin saygyla bakt, dolaptan ancak dn ve bayram gnleri
karlan setreler; yakalar silindir biimi kesilmi, cepleri torba gibi geni, etekleri rzgrda
sallanan redingotlar; her zamanki gibi gneliine bakr ember geirilmi kasketiyle beraber
giyilen kaba uhadan ceketler, ok ksa,' arkalarnda iki gz gibi bir ift dme bulunan ve
sanki dlgerin keseriyle bir vuruta kesilmie benzeyen ceketler. Yakas omuzlarna devrik, srt
krmal ve beli ta aadan dikilmi bir kemerle sktrlMADAME BOVARY
45
m yabanlk bulzlar ile de gelenler vard ama, bunlar, hi phesiz sofrann en alt bana
oturacaklard.
Kolal gmlekler gslerde birer zrh gibi kabark duruyordu. Salar yeni kesilmi, kelle kulak
yerinde, tralar perdahlyd; hatta bazlar, daha gne domadan kalktklar iin sakallarn

iyice grememiler, burunlarnn altn etele etele izip enelerinin derilerini para para
soymulard; yolda gelirken ak hava yaralar tahri etmi, keyfinden ylan btn bu beyaz
yzlerde pembe damarlar peyda etmiti.
iftlikle belediye dairesi aras ancak yarm fersah kadar tuttuundan yaya gidildi, kilisede nikh
kyldktan sonra da yine yaya dnld. nce herkes bir arada olduundan alay, yeil budaylar
arasnda, ylankavi dar keiyolu boyunca dalgalanan bir hamayly andryordu; fakat sonra
uzad, kimi hzl, kimi konuarak yava yava giden paralara ayrld. Kyn algcs, renk renk
kurdelelerle donatlm keman elinde, en ndeydi; onun arkasndan gelinle gvey geliyordu;
akrabalar, dostlar, sra gzetmeden geliigzel dalmlard; ocuklar en arkada kalm, yulaf
srgnlerinin ieklerini koparyor, kimse grmeden aralarnda oynuyorlard. Emma'nn gelinlii
pek uzun olduundan etei biraz yere srnyordu; kz ara sra durup onu kaldryor, sert
otlar, deve dikeni inelerini, eldivenli parmaklar ile birer birer ayklyordu; Charles ise ,elleri
bo, o bitirsin diye bekliyordu. Bana yeni ipek bir apka, srtna kol azlan ta parmaklarnn
ucuna kadar inen siyah bir setre giymi olan Rouault Baba, koluna gveyin annesini almt.
Dorusu btn bu insanlar iinden pek hor gren ihtiyar M. Bo-vary ise, asker terzisi elinden
kma tek sra dmeli bir redingotla gelmi, sarn bir ky tazesine meyhane az iltifatlar
savuruyordu. Kadncaz selam veriyor, kzaryor, ne karlk vereceini bilemiyordu. Dnn
br davetlileri ilerinden bahsediyor veya, imdiden neelenmek iin, birbirleriyle akalar
ediyorlard; kulak verilince, krda alp duran algcnn czrts iitiliyordu. algc, alayn
arkada kaldn grnce durup bir nefes alyor, teller daha ziyade gcrdasn diye yayna reine
sryor, sonra tempoyu armamak iin, kemann sapn indirip kaldrarak yrmeye
balyordu. Kk kular, algnn sesini ta uzaktan duyup kayorlard.
Sofra, sundurmaya kurulmutu. zerine drt sr filetosu,
4
MADAME BOVARY
alt sr yahnisi, dana tencere kebab, koyun budu, ortaya da etraf kuzukulakl drt koca
sucukla donatlm bir st domuzu rostosu konmutu. Kelere rakyla dolu srahiler dizilmiti.
ielere konan tatl elma arabnn koyu kp tpalardan szyordu; btn bardaklara da
daha yemee oturulmadan, az aza arap doldurulmutu. Koca koca tabaklara konmu,
sofrann her sarslnda dalgalanan sar kremann zerine, kk kk harflerden arabesklerle
yeni gelin gveyin markalar yazlmt. Turtalarla nugalar yapmak iin ta Yvetot'dan adam
getirilmiti. O civarda daha ilk defa i alan bu pastac, zene bezene almt; yemein
sonunda kendi eliyle getirdii resim biimi tatl, hayranlk sesleri ile karland. Bunun kaidesi
olan mavi mukavva, stunlar ve revaklar ile bir mabed resmediyordu; yaldzl kattan
yldzlarla donatlm oyuklara, mermer amurundan heykelcikler konulmutu; ikinci kat ise
Savoie pastasndan bir kaleydi ki, bunun da etrafna melek otundan, badem, kuru zm, dilim
dilim portakaldan mini mini istihkmlar yaplmt; reelden glcklerin, fndk kabuundan
gemilerin, kayalarn ssledii bir yeil ayr olan yukar sahanlkta, ikolatadan bir salncaa
binmi bir kk Ak Tanrs grlyordu; salncan iki direinin tepesine, birer glle gibi, iki
sahici gl koncas oturtulmutu.
Akama kadar yemek yenildi. Oturmaktan yorulanlar gidip bahede dolayor veya ambarda
bouchon oynuyorlar, sonra yine gelip, sofraya oturuyorlard. Sona doru bazlar uyuyup
horlad. Fakat kahveler gelince herkes dirildi; arklar sylendi, maharetler gsterildi, glle
kaldrld, bilek bkme msabakas yapld; yk arabalarn srtlamaya kalkanlar, ak sak
hikaye anlatanlar, kadnlara sarkntlk edenler oldu. Akam dnmek vakti gelince, tka basa
yulaf yemi hayvanlar, arabalarn oklar arasna zorla sdlar; ifte atyor, aha kalkyor,
koumlar kryorlard; efendileri ya kfr savuruyor, ya glyordu; btn gece o civarn
yollarnda, atlar gemi azya alp drtnala gittii iin hendeklerde srayan, metrelerce akl ta
zerinden atlayan, allklara taklan yay szlar, dizginleri yakalamak iin kapdan sarkan
kadnlar grld.
Bertaux iftliinde kalanlar geceyi, mutfakta imekle geirdiler. ocuklar tahta kanepelerin
altnda uyumulard.
Yeni gelin, det olduu zere kendisi ile akaya kalklmaMADAME BOVARY
47
mas iin babasna rica etmiti. Ama akrabalarndan bir balk (bu adam dn hediyesi diye
bir ift dil bal da getirmiti), azna su doldurup anahtar deliinden flemeye kalkt;

Rouault Baba tam vaktinde yetiip damadnn vaziyetinin byle mnasebetsizliklere


gelemeyecek kadar nazik olduunu anlatarak buna mani oldu. Balk bu sebebi g bel kabul
edip vazgeti; fakat iinden: Rouault Baba amma da kibirlenmi! dedi ve bir kede
oturmu, birka kere tesadfen kendilerine etin en kt paralar dt iin grdkleri
muameleden ikayetle ev sahibini ekitiren ve kapal szlerle onun fakir dmesine dua eden
drt be kiinin arasna kart.
htiyar Madame Bovary btn gn azn ap bir ift sz etmemiti. Kendisine ne gelinin giyimi
hakknda danlmt, ne de ziyafetin tertibinde; erkenden kp gitti. Kocas onunla beraber
dneceine Saint-Victor'a adam gnderip puro sigaralar aldrtt, sabaha kadar onlar tttrd,
bir yandan da, iine kiraz raks kartrlm groglar iiyordu; orada bulunanlar bu ikiyi
bilmediklerinden ona kar itibarlar bir kat daha artt.
Charles, akac tabiatl bir adam deidli ve dn sofra-sndaki hali hi de parlak olmamt.
Daha orbaya balar balamaz, bir vazife imi gibi ona yadrlan nktelere, cinaslara pek
cevap yetitiremedi.
Ertesi gn bilakis bambaka bir adam olmutu. Sanki bir gn nce asl kz oydu; gelinin ise bir
eyler sezdirecek ne bir sz, ne de bir hali vard. En kurnazlar bile bu ie akl erdire-mediler;
Emma yanlarndan geerken, ona, zihinleri iin asln aramakla megul, yle bakyorlard. Fakat
Charles'in gizledii bir ey yoktu. Karm diye bahsediyor, onunla senli benli konuuyor,
herkese onun nerede olduunu soruyor, onu her tarafta aryordu; bazen de alp baheye
gtryor, aalar altnda kolunu onun beline dolayp, zerine yar eilmi, ba ile elbisesinin
yakasn buruturduu grlyordu.
Dnden iki gn sonra gelinle gvey kendi evlerine gittiler: Charles hastalar olduu iin daha
fazla kalamad. Rouault Baba onlar arabasna bindirdi, kendi de Varsonville'e kadar beraber
.gitti. Orada kzn son bir defa daha kucaklad, indi ve yola dzld. Yz adm gitmi
gitmemiti ki durdu, tekerlekleri toz duman iinde dnen arabann uzaklatn grnce derin
derin iini ekti. Sonra kendi dnn, gemi zama48
MADAME BOVARY
mm, karsnn ilk gebeliini hatrlad; o da karsn, terkiye bindirip babasnn evinden kendi
evine gtrd gn ne kadar neeliydi! At, karlar iinde trs gidiyordu; nk onun dn
Noel yortusu zamannda, krlar bembeyazken yaplmt. Kadn bir kolu ile ona tutulmu, bir
koluna da sepetini almt; rzgr, Pays de Caux kadnlarna mahsus baln dantellerini
uuruyor, bazen getirip dudaklarna sryordu. Rouault ban dndrnce yannda, omuz
banda, hotozunun altn armas altnda sessiz sessiz glmseyen karsnn pembe yzn
gryordu. Kadn, bazen parmaklarn stmak iin ellerini onun koynuna sokuyordu. Btn
bunlar ne eski bir zamana aitti. Oullan sa olsayd imdi otuzuna basacakt! O zaman Rouault
Baba dnp arkasna bakt, yolun zerinde bir eyler gremedi. inde, eyas boaltlm bir
evin hznn duyuyordu; bol yiyecek, bol ikinin dumanlar ile donuklam beyninde sevgi,
efkat hatralar kara dncelerle kartndan, bir an, kilise tarafna doru yle bir gitmeyi
dnd. Ama oralar grmekle kederinin bsbtn artmasndan korkup doru evine gitti.
Charles ile Emma Tostes'a, akam alt sularnda vardlar. Komular, hekimlerinin yeni karsn
grmek iin pencerelere kmlard.
htiyar hizmeti kadn geldi, selamlad, akam yemei henz hazr olmad iin zr diledi,
Hanm'a sofra vaktine kadar evi bir dolap renmesini syledi.
Evin tula cephesi sokan, daha dorusu yolun tam stndeydi. Kapnn arkasna ksa yakal
bir palto, bir dizgin, kara mein bir kasket aslmt;' bir keye atlm ve amuru henz
temizlenmemi bir ift amurluk da yerde srnyordu. Sa tarafta salon, yani hem yemek
yenen, hem de oturulan oda vard. Tavana yakn ksm ak renk ieklerle ssl kanarya sars
duvar kad, bezi iyice gergin olmadndan havalanp -duruyordu; kenarna krmz zh dikilmi
beyaz pamuk bezinden perdeler, pencereler boyunca birbirine kavuuyordu; minenin dar
sve pervaz zerinde, yumurta biimi karpuzlar altna konulmu bir ift amdann arasnda,
Hippokrates hekim heykelli bir
MADAME BOVARY
49
alar saat deta kuruluyordu. Sofann br ucunda Charles'in muayene odas vard; tahminen
alt ayak geniliinde olan bu kk odaya bir masa, iskemle ve bir koltuk konulmutu. Tp

limleri Szl'nn ciltleri, am tahtasndan ktphanenin alt rafn da doldurmaya aa


yukar kfi gelmiti; bu kitaplar, sayfalar henz almam olmakla beraber, birka he-' kim
eline dp satldklar iin hayli ypranmlard. Sala kokusu duvardan iler, muayene
saatlerinde hastalarn ksrmesi, dertlerini anlatmas mutfaktan iitilirdi. Onun yannda, ahrn
bulunduu avluya bakan ocakl byk bir oda daha vard ki bu imdi odunluk, kiler ve ambar
vazifesini gryordu; lzumsuz eya da buraya konurdu; khne demir paralar, bo flar,
artk ie yaramaz tarm aletleri ve ne olduklar bir trl anla-lamayacak bir yn tozlu teberi
ile doluydu.
Boyu eninden fazla olan bahe, zerlerine kays aalan dayatlm, samanl harla rlm iki
duvar arasnda, br yan tarla olan bir diken ite kadar gidiyordu. Ortada, kagir bir kaide
zerinde, arduvaz tandan bir gne saati vard; clz yaban glleri ile donatlm drt iek
tarh, nemli bitkilere ayrlan blmeyi mtenazr bir surette kuatyordu. Ta dipte, bodur am
aalar altnda, aldan bir papaz dua kitabn okur dururdu.
Emma yatak odalar katna kt. lki deli deildi; fakat kan kocann yatt ikinci odada, bir
girinti (alcove) iinde maun bir karyola vard. Deniz kabuklarndan yaplm bir kutu komodini
sslyordu; pencerenin yanndaki masann zerine de, bir srahi iine, beyaz saten
kurdelelerle balanm bir limon iei buketi konmutu. Bu, bir gelin buketi, teki kadnn
buketiydi! Emma bakt. Charles farkna vard ve alp tavan arasna gtrd. Emma, eyalar
alp yerletirilirken bir koltua oturmu, bir mukavva kutuya koyduu kendi gelinlik buketi
hatrna gelmi: Ya ben de lverirsem, acaba onu ne yaparlar? diye dnyordu. - ;
lk gnlerini, evde yaplacak deiiklikleri tasarlamakla geirdi. amdanlarn karpuzlarn
kard, duvarlara yeni kat yaptrd, merdiveni boyatt, baheye, gne saatinin etrafna
tahta kanepeler koydurdu; hatta fskiyeli, balkl bir havuz yap-trabilsem diye ii titredi. Kocas
onun araba ile gezmeyi sevdiini bildiinden elden dme, iki tekerlekli, st ak bir
MB 4
50
MADAME BOVARY
araba ald; yeni fenerler, parlak meinden amurluklar taklnca araba, deta bir tilbury'ye
benzedi.
Charles bahtiyard, dnyada hibir eyi tasa etmiyordu. Ba baa bir yemek, akam zeri
ehir dnda birlikte bir gezinti, kadnn salarn eliyle kaldrmas, onun bir pencere srmesine
aslm hasr apkasn grmek, hasl bir zevk vereceini imdiye kadar hatrna bile getirmedii
birok eyler, Charles' srekli bir saadet iinde yaatyordu. Sabahleyin yatakta, ikisinin de
ba yastktayken, kadnn gecelik hotozu ile yar rtlm sarn yanaklarnn ayva tyleri
iinde gne nn oynamasn seyrederdi. Byle yakndan bakld m, kadnn gzleri, hele
uyanp da gzkapaklarn arka arkaya birka defa at zaman, daha bym gibi
gzkyordu; glgede kara, kta lacivert olan bu gzlerin sanki, dipte koyu, yukar ktka
.berraklaan kat kat renkleri vard. Charles'n gz ise bu derinliklere dalar; onun iinde, bana
sard ipek mendili, entarisinin yar ak yakas ile omuzlarna kadar kendi hayalini, minimini
bir resmini grrd. Nihayet kalkard. Emma kocasnn gitmesini seyretmek iin pencereye
geerdi; arkasnda, yanlar sarkan gecelik fistan, iki tr sakss arasnda pervaza dirseklerini
dayard. Charles sokakta ayan binek tama koyup mahmuzlarn balar, Emma da yukardan
onunla konuur, az ile bir iek veya ot paras koparp ona doru flerdi. Bu yeil yaprak
biraz uar, durur, havada bir ku gibi yarm daireler izer, bsbtn yere dmeden nce,
kapda hareketsiz bekleyen ihtiyar beyaz ksran tylerine taklrd. Charles hayvanna
atladktan sonra karsna bir pck gnderir, o da eli ile bir Allahasmarladk iareti yapar,
pencereyi kapard. Charles da yola dzlrd. Uzun toz kurdelesini gzn alabildiine yayan
byk yolun zerinde, aalarn eilip beikler tekil ettii patikalarda, budaylarn diz boyuna
kt kei yollarnda, omuzlarnda gne, burun deliklerinde sabahn' taze havas, gnl
gecenin zevkleriyle dolu, kafas din, vcudu rahat, saadetini sanki tekrar tekrar tadard. Hani
baz kimseler vardr, sofradan kalktktan sonra, artk hazma baladklar leziz yemeklerin hl
tadn iner gibi enelerini oynatr dururlar, tpk onlar gibi.
imdiye kadar hayatta iyi denecek ne grmt? Ne zaman yz bir glmt? Drt yksek
duvar arasnda, kendinMADAME BOVARY
51

den daha zengin, derslerde daha kuvvetli, onun ivesine glp, elbiseleri ile olay eden,
annelerinin manonlar iinde getirip konuma salonunda verdii pastalar yiyen arkadatan
iinde yapayalnz geirdii okul yllarnda m? Tp tahsil ettii srada, bir ii kzn dansa
gtrp kendisine metres etmeye bile paras yetmedii gnlerde mi? Sonra on drt ay, yatakta
ayaklan birer buz paras gibi souk olan o dul kadnla yatmt. imdi ise btn hayatn
beraber geirecei, taparcasna sevdii gzel bir kars vard. Charles'n nazannda evren,
Emma'mn ipek etekliinin etrafndan ibaretti; onu kfi derecede sevmiyor diye zlyor, onu
grecei geliyordu; hemen eve dner, yrei arpa arpa merdivenleri kard. Emma'y
odasnda, kendine eki dzen vermekle megul bulurdu; yavaa yryerek girer, onu
ensesinden perdi. Kadn bir lk kopanrd.
Mtemadiyen onun tarana, onun yzklerine, onun atksna el srmekten kendini alamyordu;
bazen yanaklanndan a-pur upur per, bazen de parmak ulanndan balayp ta omu-zuna
kadar pcklerle kaplard; Emma, musallat olan bir ocua kr gibi onu, yar glmseyen,
yan rahatszlk gsteren bir tavrla bandan savmaya alrd.
Evlenmeden nce gnlnde ak uyandn sanmt; fakat bu akn neticesi olmas lazm gelen
saadetten bir eser .yoktu. inden: Yanlm olacam diyordu. Emma, bahtiyarlk, ihtiras,
kendinden geme gibi szlerin, kitaplarda okuyup pek gzel bulduu bu kelimelerin hayatta
acaba neyin, hangi halin ad olchunu dnp duruyordu.
VI
Paul et Virginie'yi okumu, kamlardan yaplm kulbe, zenci Dingo, kpek Fidel, hele sizin
iin gidip an kulelerinden daha yksek aalardan krmz yemiler toplayan veya size bir ku
yuvas getirmek iin kumda yalnayak koan bir kk erkek kardein tatl sevgisi, onu
hlyalara daldrmt.
On ne gelince babas onu, rahibeler okuluna yazdrmak zere ehire kendi eli ilegtrmt. Saint-Gervais mahallesinde bir hana indiler, orada akam yemeini, Mademoiselle
de La Valliere'in sergzetini anlatan resimli tabaklarda yedi52
MADAME BOVARY
ler. Resimlerin etrafnda, baklarn yer yer kazyp bozduu yazlarn hepsi de ya dindarlk
faziletlerini, ya kalp inceliklerini, ya saray hayatnn ihtiamn verek anlatyordu.
lk zamanlar sklmak yle dursun, kendisini elensin diye okulun kk kilisesine (buradan
uzun bir koridorla yemekhaneye geilirdi) gtren rahibelerin sohbetinden pek holand.
Teneffs zamanlarnda pek az oynar, din dersini iyi anlar, papaz muavini efendinin sorduu zor
sorulara hep o cevap verirdi. Snflarn lk havas iinde ve bakr hal tebihler tayan o beyaz
tenli kadnlar arasnda yasaya yasaya mihrap buhurlarndan, Hristos suyu anaklarnn
serinliinden, kilise amdanlarnn ltsndan. szlen huulu rehavete o da kapld. Dualar
takip edecei yerde .kitabnn gk mavi ereveler iindeki mukaddes tarih resimlerine bakard;
hasta koyun'a, sivri oklarla delinmi Tanr - Yrei'ne, armha gerilmeye giderken den
sa'ya gnl vermiti. Nefsine azap etmek iin btn bir gn a oturmaya kalkt. Dnyor,
kendisini hasredecek kutsal bir ama aryordu.
Gnah karmaya gittii gnler glgede ellerini kavuturup yzn kafese dayayarak papazin
fsltsn daha uzun mddet dinleyebilmek iin birtakm kk gnahlar icat ederdi. Vazlarda
boyuna geen nianl, zev, semav dost ve ebedi nikh gibi istiareli szler, ruhunun ta
derinliklerinde umulmadk hazlar uyandrrd.
Akam duadan nce, okulun alma salonunda dini kitaplar okunurdu. Baya gnler zet bir
din tarihi veya., rahip Frayssinous'nun conferences' alrd; pazar gnleri de, zihin dinlendirsin
diye, Genie du Christianisme'den paralar seilirdi. Toprak ve edebiyat konularnda yine kendi
kendini aksettiren romantik hznn bu ahenktar figann, ilk zamanlar ne kadar candan
dinlemiti! ocukluk yllan bir esnaf mahallesinin dkkn arkas odalarnda gemi olsayd, o
zaman belki, bize ekseriya yazarlarn kaleminden intihal eden tabiat sevgisi hislerine kalbini
kaptrabilirdi. Fakat krlar, kyleri fazlasryle tanrd; srlerin meleyiinin, stten yaplan
azklann, sapanlarn ne olduunu pek iyi bilirdi. Sakinlerine alk olduundan, bilakis, deiikli,
anzal manzaralar peindeydi. Denizi ancak frtmalan iin sever, yeillikten ancak, harabeler
arasna para para serpilmi olursa holanrd. Ancak bir nevi ahsi kr MADAME BOVARY
53

karmasna hizmet edebilecek hallere ehemmiyet verirdi. Yaradl itibariyle sanatkr deil, hissi
bir kz olduundan ve manzaralardan ziyade heyecanlar aradndan, kalbinin derhal comasna
yardm edemeyecek her eyi lzumsuz bulurdu.
Okula her ay gelip sekiz gn amarhanede alan bir ihtiyar kz vard. htilal zamannda mal
mlk mahvolmu bir eski kibar aileye mensup olduu iin piskoposluktan himaye grr,
yemekhanede rahibelerin sofrasna alnr, karnn doyurup yukan, iinin bana kmadan nce
de onlarla bir sre konuurdu. Kzlar ekseriya gidip onunla konumak iin, alma salonundan
kaarlard. Geen yzyln birok zendost arklarn ezbere bilir, dikiini dikerken yava sesle
onlar sylerdi. Hikayeler anlatr, haberler getirir, kzlann ehirden smarladklar teberiyi alr,
daima nlnn cebinde tad ve iki i arasnda uzun uzun birka blmn birden okuduu
romanlar, byk rencilere gizlice verirdi. Bu kitaplarda hep aktan, sevgiliden, sevdaldan,
ssz kklerde baylp kalan iken: ce grm kadnlardan, her konak yerinde bir iki tanesi
ldrlen srclerden, her sayfada bir iki tanei atlatlan atlardan, karanlk ormanlardan,
gnl endielerinden, yeminlerden, hkrklardan, gz yalarndan, plerden, mehtapl
gecelerde yzen sandallardan, aalklarda feryada gelen blblden, birer aslan gibi yiit, birer
kuzu gibi yumuak huylu, artk benzeri grlmeyen derecede erdemli, daima tertemiz giyinip
kuanm ve alayanlar gibi alayan beyler'den, yalnz bunlardan sz edilirdi. te bylece,
daha on beinde, Emma'nn ellerine kiralk romanlarn yal tozu srld. Sonradan Walter
Scott'u okudu, tarihi vakalara merak sard; ryalarn, hlyalarn artk hep hurlar, silah
odalar, ato ato dolaan saz airleri doldurdu. Yonca biimi kemerler altnda, dirsekleri taa,
eneleri ellerine dayal, btn gnlerini, krlarn ta tesinden, yaz atn drtnala srerek
gelecek beyaz sorgulu svariyi beklemekle geiren uzun elbiseli ato hanmlar gibi, eski
burlarda yaamay hayal ederdi. O vakitler Marie Stuart' dindarcasna severdi.
Kahramanlklar veya ektikleri acyla isim brakm kadnlara gnlnde cokun sayg hisleri
beslerdi. Jeanne d'Arc, Heloise, Ag-nes Sorel, dilber Ferroniere ile Clemence saure, tarihin
usuz bucaksz karanlk semasnda, onun iin, birer kuyruklu yldz gibi parlyordu. O semada,
Aziz Louis ile meesi, can ekien
54
MADAME BOVARY
Bayard, Xl'inci Louis'nin birka vaheti, Saint-Barthe'lemy gecesinin bir iki sahnesi, Baral'nn
(IV'nc Henri) alml yiitlii ve XlV'uncu Louis'yi ven resimli tabakalarn hatras da daima
vard ama, bunlar daha glgede kalyordu ve aralarnda hibir iliki yoktu.
Mzik dersinde rendii arklar, yalnz altn kanatl meleklerden, Meryem Ana'dan, deniz
kenarna yakn glcklerden, gondollardan bahsederdi; bunlar zarar dokunmaz eyler sanlrd
ama, gftenin manaszln ve bestenin acemilii arasnda, hissi hakikatlarn insan cezbeden
hayalini sezdiriyorlard. Arkadalarndan bazlar, okula, kendilerine isim gn hediyesi diye.
verilen kitaplar getirirlerdi. Bunlar gizlemek lazmd ki, bu da hayli zor bir iti. Gece
yatakhanede okurlard. Emma onlarn saten ciltlerini itina ile aarak, eserlerinin altna
imzalarn atan ve ou ya da bir Comte, ya bir Vicomte olan yazarlarn isimlerine gz kamaa
kamaa bakard.
Resimlerin stnden titreye titreye fleyerek kaldrd kat, yar kvrldktan -sonra usulca
br sayfaya kapanverince meydana, bir balkon parmakl arkasndan doru uzanp, beyazlar
giymi, kemerine ipek kese takm bir kz kucaklayan ksa mantolu bir delikanl veya, yuvarlak
hasr apkalar altndan insana berrak gzlerle bakan sansn, kvrck sal ngiliz hanmlar
kard. Kadnlarn bazlar, beyaz pantolonlu iki gen seyisin srd ve nnde kvrak bir taz
koan arabalara yaylm, byk bahelerde dolard. Bazlar da, siyah rtler iinde sedirlere
oturmu, yanlarnda zarf yeni yrtlm bir mektup, yar ak pencereden ay n seyrederek
hlyalara dalard. En saflar, yanaklarnda bir damla gz yai, gotik bir kafesin ubuklar
arasnda bir kumru ile az aza pr, veya, glmseyen yzleri omuzlarna yatm, gemi
burnu pabular gibi ucu yukar kalkk sivri trnakl elleri ile yaprak yaprak papatya koparrlard.
Ve sizler, ardaklar altnda, Hint rakkaselerinin kollan arasnda kendinden gemi uzun ubuklu
sultanlar, gavur cengaverleri, Trk kllar, Yunan klahlar, hibiriniz bu resimlerde eksik
deildiniz. Hele sizler, airane iklimlerin manzaralar: hurma aalar, amlar bir arada
gsteren, sanda kaplanlar, solunda bir aslan, ufukta Tatarkr minareler, nde Romallar
tarafndan kurulmu bir ehrin harabeleri, bir yanda da diz km develer bulunan
manzaralar... Btn bun-

MADAME BO.VARY
55
larn etrafndan da, balta girmemi, fakat tertemiz bir orman ve gnein dikine dp titredii
suyun elik mavisi aynas zerinde beyaz yrtklar gibi gzken kuular...
Emma, tam ba ucuna aslm gaz lambasnn altnda, yatakhanenin sessizliini ve ge
kalm bir arabann uzak caddelerden koup giderken kard sesi dinleyerek, gznn
nnden birer birer geip btn dnyay anlatan bu resimleri seyrederdi.
Annesi lnce ilk gnler hayli alad. Rahmetlinin salan ile yrekler paralayacak bir tablo
yaptrtt ve Bertaux'ya yollad, ii hayat hakknda kederli dncelerle dolu mektupta, bir gn
kendisinin de o mezara gmlmek istediinden bahsetti. Zavall babas onu hasta sanp
grmeye geldi. Emma, solgun, hazin ruhlu insanlarn hayallerinde zene bezene kurduklar
hale, baya kimselerin hibir zaman varamayaca o hale, byle bir hamlede erebilmi
olduuna iinden pek seviniyordu. Kendini Lamartine'in iirlerindeki dolambal hislere brakt,
gllerde alnan harplar, btn can veren kuularn arklarn, btn yapraklann dklmesini,
ge kan bakireleri ve vadilerde insanlara uzun uzun szler syleyen Lemyezel'in sesini
dinledi. Bundan i sknts duymuyor deildi ama itiraf etmek istemedi; nce alkanlkla, sonra
vazgemeyi kibrine yedireme-yerek devam etti ve nihayet kendini skna kavumu, alnnda
knk olmad gibi gnln de kedersiz bulunca ap kald.
Mademoiselle Rouault'nun din duygusundan ok eyler ummu olan iyi kalpli rahibeler,
gsterilen dikkat ve ihtimamlara onun artk uymadn farkedince hayli hayret ettiler. Rahibeler
ona dua ettirmek, dnyadan ekilmek arzusu alamak, dokuz gn perhizleri tutturmak, vazlar
vermek, velilerle din urunda straptan kamamlara kar sonsuz bir sayg duysun diye
telkinlerde bulunmak, vcudunu hor grp ruhunun selametine alsn diye tler vermek
hususunda o kadar cmert davranmlard ki, kz, dizgini pek fazla ekilen bir at gibi hareket
etti; yani durdu ye gemi, dileri arasndan kurtuldu. Heyecanlarna ramen yine, ancak gerek
eylere eilim gstermi, kiliseyi iekleri, mzii hissi gfteleri, edebiyat ihtiraslar coturduu
iin sevmi olan bu gen kz ruhu, yaradlna pek aykr gelen sk dzene sinirlendii gibi,
dinin anlalmadan inanlacak hakikatlerine de isyan etti. Babas gelip
56
MADAME BOVARY
onu okuldan ald zaman, rahibeler onun gitmesine hi de esef etmediler. Hatta barahibe, son
zamanlarda cemaate kar onun pek fazla saygszlatna kaniydi.
Emma, daha yeni eve dnd sralarda, uaklara. emir vermekten holand ama aras ok
gemedi, ky hayatndan tiksinir oldu ve manastr gnlerini arad. Charles'n Bertaux'ya ilk
geldii zamanlarda, kz kendini, artk btn vehimlerden uyanm, hayatta renilecek,
hissedilecek bir eyi kalmam insanlardan sayyordu.
Fakat yeni bir halin verdii endie, belki de o adam grmekten duyduu asabiyet, o zajmana
kadar airane semalarn parlts iinde uan pembe tyl bir ku gibi grd o harikulade
ihtiras nihayet ele geirdiini sanmasna kfi gelmiti; imdi de iinde yaad bu sknun
hayal ettii saadet olabilmesini akl bir trl almyordu.
VII
Bazen kendi kendine dnr: Hayatmn en gzel, hani u balay denilen zaman ite bu!
derdi. Onun btn tadn karmak iin, hi phesiz, adlar kulaa bir ark gibi gelen
memleketlere, dnden sonraki gnlerin en ho tembellikler iinde getii yerlere gitmek
lazmd! Posta arabalarnda, mavi ipek perdeler arkasnda, dik yollar ar ar klr; arabacnn,
dada keilerin anlarna, alayann derinden gelen sesine karan arks dinlenir. Gne
batarken koylar kenarnda limon aalarnn rayihas koklanr; sonra akam, villalarn taraalarnda, kadn erkek ba baa,' birinin parmaklar tekinin parmaklarna dolam, yldzlara
bakarak, gelecek gnler iin hlyalar kurulur! Emma'ya yle geliyordu ki, ancak bir topraa
mahsus ve baka yerde tutamayan fidanlar gibi,.saadet yetitirmek de dnyada yalnz baz
memleketlere vergidir. svire alelerinin balkonlarna dirseklerini dayamak; yahut bkknln
skoya'da bir kk kr evi iinde gizlemek; yannda da arkasna uzun yrtmal siyah kadife
ceket, ayaklarna yumuak izmeler, bana sivri bir apka giymi, kolluklar takm bir koca...
Bunlar niin, niin ona da nasip olmuyordu?
MADAME BOVARY
57

Belki' btn bunlar bir kimseye amak isterdi. Fakat bulutlar gibi deien, kasrga gibi
kararsz, dnp dolaan bir keyifsizlik nasl anlatlr ki? Ne kelimeler dilinin ucuna geliyor, ne
frsat ele geiyor, ne de iinde cret buluyordu.
Ama Charles isteseydi, sezseydi, bak bir kerecik olsun onun dncesini arasayd, Emma'ya
yle geliyordu ki, o zaman, olgun yemilerin el deer demez dt gibi, kendinin de gnl
couverecekti. Fakat birbirlerini tandka, aralarndaki teklifsizlik derinletike, iinde, kendisini
kocasndan uzaklatran bir soukluk hissediyordu.
Charles'n konumas bir sokak kaldrm gibi dmdzd, beylik fikirler oradan her zamanki
kyafetleriyle geer durur, ne bir heyecan veya bir gle neden olur, ne de bir hlya
uyandrrd. Charles, sylediine gre, Rouen'de iken merak edip tiyatroya, Paris'H aktrleri
grmeye gitmemiti. Yzmek, kl kullanmak, nian almak gibi eyleri bilmezdi; kars bir gn
romanda grd bir binicilik terimini sorunca, onun da ne olduunu syleyemedi.
Halbuki bir erkein her eyi bilmesi, birok sahalarda elinden i gelmesi, kadna ihtirasn
kudretlerini, zarafet iinde yaamay, btn srlarn inceliklerini retmesi lazm deil mi?
Bunun ise bir ey rettii, bir ey bildii, hayatta bir ey istedii yoktu ki! Karsn mutlu
sanyordu: kars da ona bu kklemi sknu, bu tasasz arl, ona* kendisinin verdii
saadet yznden garez kesilmiti.
Emma bazen resim yapard; orada ayakta durup onun kartonu zerine eilmesini, yapt ii
daha iyi grmek iin gzlerini krpmasn veya parmaklarnda ekmek ii yuvarlamasn
seyretmek Charles iin byk bir elenceydi. Piyano alarken de, onun parmaklar ne kadar
hzl giderse Charles o kadar hayran olurdu. Emma tulara yukardan doru iddetle vurur ve
bir batan bir baa, hi durmadan, btn klavyeyi dolard. Telleri uuldayan khne alg,
byle sarslnca, pencere aksa sesi kyn br ucundan duyulur, caddeden ba ak,
ayaklarnda terliklerle geen icra memuru ktibi .elinde kad durup dinlerdi.
' Emma dier yandan evini idare etmesini de bilirdi. Hastalara, gzel cmlelerle yazlm ve hi
de fatura kokusu olmayan mektuplarla hesaplarn gnderirdi. Pazar gnleri sof58
MADAME BOVARY
rada bir misafir varsa, aynabakar eriklerini ba yapraklar zerine ehram gibi dizmesini, reel
hokkalarn olduu gibi tabaa devirmesini bilirdi; hatta sofraya, el az ykamak iin billur
fincanlar almaktan bile bahsediyordu. Btn bunlar Bovary'nin sayg grmesine yarard.
Byle bir kars olduu iin Charles'm kendi kendine de saygs artyordu. Onun kurunkalemle
izdii iki resmi, gayet geni ereveler yaptrp, uzun, yeil kaytanla salonun duvarna asmt;
bunlar gsterirken gs kabarrd. Pazar gn kilise dn evinin nnden geenler, onu,
ayaklarnda ilemeli cici terlikleri, kapsnn nnde oturduunu grrlerdi.
Ge.vakit, saat onda, bazen gece yars eve dnerdi. Yiyecek ister ve hizmeti kadm yatm
olduu iin kendisine kars hizmet ederdi. Sofrada daha rahat olur diye arkasndan redingotunu
karrd. O gn kimleri grdn, hangi kylere gittiini, yazd reeteleri birer birer anlatr
ve kendi kendinden memnun, kalan yahniyi bitirir, peynir dorar, bir elma yer, srahideki
arabn hepsini ier, sonra gidip yatana girer, srt st yatar horlard.
Uzun zaman geceleri pazen takke giydii iin, imdi bana sard mendil kulaklarndan
kayyordu; bunun iindir ki, sabahleyin salar darmadan yzne gzne dklrd; gece
yastn balar zldnden, salarnn arasna beyaz ku tyleri kart da olurdu. Daima
koca koca izmeler giyerdi; topuun stne gelen ksmda, ayak bileklerine doru iki kaln
kvrm bulunur, konlar da sanki birer tahta bacaa geirilmi gibi dmdz dururdu. Charles,
ky iin bylesinin de pekl olduunu sylerdi.
Bu tutumluluunu annesi de pek beenirdi; ihtiyar Madame Bovary, evinde serte bir frtna
koptu mu, yine eskisi gibi olunu grmeye gelirdi, ama gelinine bir hnc var gibiydi. Onun
gidiini, para vaziyetlerine kyasla ar buluyordu; odun, eker, mum byk konaklardaki
gibi arur ediliyordu; mutfakta yaklan kmr ise, yirmi be tencere kaynatmaya yeterdi!
Gelinin amarlarn dolaplara yerletirir ve ona, eti getirdii zaman kasab kolaan etmeyi
retirdi. Emma bu dersleri dinler, Madame Bovary de bu hususta cmertlik gsterirdi; btn
gn, dudaklarn hafif hafif bzerek biri, Kzm, teki
MADAME BOVARY
59
Hanm anne der ve ikisi de, fkeden titreyen bir sesle, bir-birbirlerine iltifatlar yadrrlard.

Madame Dubuc'un zamannda, yal kadm en ok kendisinin sevildiini hissederdi; fakat imdi,
Charles'm Emma'ya sevgisini grdke buna, artk kendi efkatinden kalyormu, haklarna
tecavz ediliyormu gibi manalar veriyordu; varn younu kaybetmi bir adam, bir zamanlar
kendinin olan evde masann bana oturanlara camlar ardndan nasl bakarsa, o da olunun
saadetini yle hznl bir sktla seyrediyordu. Ona, gemi gnlerin yadigr diye, kendi
ektii straplar, katland fedakrlklar hatrlatr ve bunlar Emma'nn aldrszl ile
karlatrarak olunun, her sevgiyi unutup yalnz ona tapmasnn akl kr olmad neticesine
varrd.
Charles ne diyeceini bilemezdi; annesini sayar, karsn da son derece severdi; birinin
dncesinde, grlerinde yanl-madma kaniydi, ama tekini de kusursuz buluyordu.
Madame Bovary kyne dndkten sonra Charles, annesinden iittii tenkitlerin en
ehemmiyetsizlerinden, bir ikisini, ondan duyduu szlerle, ekine ekine tekrara kalkard ama
Emma, yanldn bir kelime ile ispat edip onu hastalarnn yanna savard.
Emma, doruluuna inand birtakm kuramlara uymak iin, kocasna k olmaya alt.
Mehtapl geceler bahede, ez-berindeki btn ateli iirleri ona okur veya iini ekerek, ar,
hznl arklar sylerdi; fakat kendisini yine nceki gibi sakin bulur, bunlarn Charles'a fazla
bir sevda, bir para heyecan olsun veremediini gprrd.
Bylece, bir zaman kalbine ate vermeye alp bir kvlcm koparamaynca, zaten
hissetmediini anlamaktan olduu kadar, kendilerini allm ekillerde gstermeyen eylere de
inanmaktan ciz olan bu kadn, Charles'n ihtirasnda artk ar bir ey kalmadna kolayca
inamverdi.
Kcasnfh muhabbet hisleri gstermesi artk bir dzene girmiti; hangi saatler kucaklayp
pecei belliydi. Bu da detler iinde bir det, yemein yeknesaklndan sonra beklenilen bir
soukluk veya bir tatl gibi bir ey olmutu.
Efendinin cier iltihabndan iyiletirdii bir korucu, Hanm'a bir kk talyan tazs hediye
etmiti; Emma gezmeye kt zaman onu da yanma alrd; nk artk yalnz
60
MADAME BOVARY
kalmak, gzlerinin nnde o hi deimeyen bahe ile tozlu yolun manzarasndan kurtulmak
iin bazen gezmeye kt oluyordu.
Banneville'in akgrgen korusuna kadar, duvarn tarlalar tarafndaki ucundan, artk iinde
kimsenin oturmad kkn yanna kadar giderdi. Kapsnn nndeki hendekte, otlar arasnda,
yapraklar keskin uzun sazlar vard.
nce etrafna- bir gz gezdirir, geen geliinden beri bir ey deimi mi diye bakard.
Ykskotlarn, sar ebboylar, iri akllarn etrafn eviren srgan kmelerini, her zaman kapal
duran ve pasl demir ubuklar ryp- para para dklen pancurlaryle pencereyi boylu
boyunca kaplayan yosunu, her eyi yerli yerinde bulurdu. Krda koup daireler izen, sar
kelebeklere havlayan, bir buday tarlas kenarnda gelincikleri srarak sivri sanlar avlayan
tazs gibi fikri de, bir zaman, oradan oraya dolard. Dnceleri sonra yava yava bir
noktaya taklr, imene oturmu, emsiyesi ile otlar kartran Emma, iinden: Yarabbi ne
yaptm da evlendim? diye tekrar eder dururdu.
Talih baka trl cilve edip onun karsna baka bir ksmet karamaz myd? O
gereklememi olaylar, o bambaka hayat, o tanmad erkek acaba nasl eyler olurdu?
Emma bunlar dnr, bunlar gz nne getirmeye alrd. Btn erkekler Charles gibi
olmaz ya! br koca, nne kamayan o ksmet, gzel, sohbeti ho, kibar, cazibeli bir adam
olabilirdi; rahibeler okulundaki eski arkadalar phesiz ylelerine varmlard. Acaba o kzlar
imdi ne yapyorlard? ehirde, sokaklarn grlts, tiyatrolarn uultusu, balolarn klar
iinde elbette ki, gnle ferahlk veren; hisleri gelitiren bir hayat sryorlard. Oysa kendisinin
hayat, penceresi kuzeye alan bir tavan aras odas gibi souktu; i sknts, o sessiz rmcek,
karanlkta gnlnn her tarafna an kuruyordu. dl datm gnlerini, kazand talar
almak iin hocalarn oturduu yksek yere doru kt gnleri hatrlyordu. rgl salar,
beyaz elbisesi, st ak kara mandola iskarpinleri ile ne irin bir hali vard! Yerine dnerken
beyler eilip onu tebrik ederlerdi; okulun avlusu o gnler araba ile dolar, bunlar giderken
kaplarndan kan eller ona veda iaretleri gnderir, elinde keman
MADAME BOVARY
61

kutusu ile mzik hocas selam vererek geerdi. O gnler ne kadar, ne kadar uzakt!
Emma, Djali'yi yanna arr, dizlerinin arasna alr, parmaklarn onun ince, uzun tyleri
arasnda gezdirerek:
Sen gam, tasa nedir bilmezsin; p bakalm hanmn! derdi.
Sonra, ar ar esneyen bu endaml hayvann gaml yzne bakp ilenir, onu kendisiyle
mukayese ederek, teselli edilen kederli biriymi gibi yksek sesle onunla konuurdu.
Bazen bir rzgr kar, denizden meltemler eser ve bir hamlede btn Pays de Caux yaylasn
kaplayp tarlalarn en uzaklarna kadar tuzlu bir serinlik serperdi. Yerde sazlardan bir slk
kopar, kayn aalarnn yapraklan ani bir rperile hrdar, tepeleri de durmadan sallanarak
uuldar dururdu. Emma atksna sk sk brnr kalkard.
Aal yolda, dallardan 'szlp serilen yeil n aydnlatt ksack yosunlar, Emma'nn
ayaklar altnda tr tr bir ses karrd. Gne batar; dallarn arasndan gzken gk kzarr;
dmdz sralanm aalarn hep birbirine benzeyen gvdeleri, yaldzl bir zemin zerinde
beliren bir dizi kara stunu andrrd. Emma'nn iine bir korku derdi; Djali'yi arr, hemen
caddeden Tostes'a dner, bir koltua ylr ve btn akam bir sz bile sylemezdi.
Fakat eylln sonuna doru, yaantsnda olaanst bir ey oldu; Vaubeyssard'a, Marquis
d'Andervilliers'lere davet olundu.
Restauration devrinde nazrlk etmi olan Marquis, siyaset lemine dnmeye niyet etmi,
mebuslua adayln bir an evvel hazrlamaya balamt. Kn fakir fukaraya odun dattrr;
seim dairesi meclisinde, vilayete yeni yollar yaplmas iin ateli nutuklar sylerdi. Scan en
iddetli gnlerinde, aznda bir cerahat 'kesesi toplanm ve bundan, Charles'n tam zamannda
vurduu bir neterle, deta mucize kabilinden kurtulmutu. Bu ameliyatn cretini vermek iin
Tostes'a giden khya, akam dnnce Marquis'ye, hekimin bahesinde iri iri kirazlar grdn
anlatt. Vaubeyssard'da ise iyi kiraz yetimezdi; M. le Marquis, Bovary'den birka elik istetti,
bunlar iin bizzat gidip teekkr etmeyi kendine bor bildi. Emma'y grd, boyunu pounu,
kyl kadnlarnkine hi de benzemeyen selam vermesini beendi; o kadar ki, gen kar kocay
k62
MADAME BOVARY
ke davet etmenin ar bir alakgnlllk olmayacana kanaat getirdi. Hem bu, herhalde iine
de yarayabilirdi.
Bir aramba gn saat te, Monsieur ve Madame Bovary, arabalarna binip Vaubeyssard
yolunu tuttular. Arabann arkasna bir koca sandk balanm, amurluun nne de bir apka
kutusu yerletirilmiti. Bundan baka, Charles'n dizleri arasnda da bir kutu vard.
atoya sular kararrken, bahede yol gstermek iin fenerler yakld saatte vardlar.
VIII
Yeni - Zaman ii olan talyan tarzndaki ato, kntl iki kanad ve ta merdiveni ile,
zerinde birka inek otlayan koca bir imenliin eteinde, bek bek uzun aa kmeleri
arasna yaylmt; kumlu, kvrlan yolun zerinde de, katmerli zakkum, yabani yasemin ve
kartopu fidanlar irili ufakl yeil kubbeler meydana getiriyordu. Bir kpr altndan bir rmak
geiyordu; hafif meyilli, stleri korularla kapl iki kk tepenin evreledii ayra serpilmi,
saman rtl binalar, akam karanlnda hayal meyal seziliyordu; arka tarafta, sk aalklar
arasnda, kar karya sralanm arabalklarla ahrlar vard ki, bunlar yklan eski atodan
kalmt.
Charles'n arabas orta merdivenin nnde durdu, hemen uaklar kt; Marquis de geldi,
hekimin karsn koluna ald ve hep birden avluya girdiler.
Buras mermer deli, gayet yksek bir yerdi; ayak patr-dlar, konuulan szler orada, bir
kilisedeymi gibi akisler uyandrrd. Tam karda dz bir merdiven vard; sol tarafta, baheye
bakan bir koridordan geilip gidilen bilardo salonunda, fildii yuvarlaklarn birbirine arpp
kard ses, ta kapdan duyuluyordu. Emma, salona girmek iin o koridordan geerken
masann etrafnda, yzleri vekarl, gerdanlar yksek yakalar stne oturtulmu, hepsi de
rtbeli nianl, istekalar drterken sessiz sessiz glmseyen adamlar grd. Duvarn koyu
tahta kaplamas zerine aslm yaldzl byk erevelerin altlarnda, siyah harflerle yazlm
isimler vard. Emma bunlardan birini okudu: Jean-Antoine d'Andervilliers d' Yverbonville,
MADAME BOVARY
63

Vaubyessard Comte'u ve Fresnaya baron'u; 20 ekim 1587'de Coutras enginde lmtr.


Birini daha okudu: Jean-Antoine -Henry-Guy d'Andervilliers de la Vaubyessard, Fransa amirali
ve Saint-Michel nian chevalier'si. 29 mays 1692'de Hougue-Saint -Vaast savanda yaralanp
23 ocak 1693'de Vaubyessard'da lmtr. Sonrakiler pek iyi seilemiyordu; nk
bilardonun yeil uhas zerine indirilmi lambalarn , geni oday dalga dalga saran glgeyi
giderememiti. Ik, ufki levhalar kaplayan karanl biraz hafifletiyor, paralanyor, ancak
cilann atlaklarna deince ince hatlar tekil edebiliyordu; ve btn o yaldzl, siyah
erevelerdeki resimlerin yalnz ak renk boya vurulmu ksmlar, mesela u,;uk bir aln, insana
bakan bir ift gz, krmz elbiselerin pudra dklm omzu zerine yaylan perukalar veya etli,
yuvarlak bir baldrn yukarsnda bir dizba tokas grlyordu.
Marquis kapy at; hanmlardan biri (Konan hanmefendisi) ayaa kalkp Emma'y karlad,
iki kiilik bir kanepeye yanna oturttu ve sanki oktan ahbabym gibi onunla dosta
konumaya balad. Krk sularnda, omuzlar gzel, burnu kemerli, ar ar, dzenli bir sesle
konuan bir kadnd; o akam bana sadece bir dantel rt rtm, bunun ucunu apraz-vari
arkasna atmt. Yannda, uzun arkalkl bir iskemlede sarn bir taze oturuyordu; glerine
iek takm beyler, minenin etrafnda hanmlarla konuuyorlard.
Saat yedide yemee anldlar. Erkekler avluya kurulan byk sofraya, onlardan azlk olan
kadnlar ise, Marquis ve Marquise ile beraber, yemek odasnda kk sofraya oturdular.
Emma, ieri girince, kendini scak bir havann sardn hissetti; bu, iek, iyi cins amar, et
ve kuzu mantar kokularnn birbirine karmasndan oluan bir eydi. amdanlar-daki mumlar,
gm yemi kseleri zerine alevler uzatyordu; donuk bir buu kaplam kesme billur
kadehlerin prltlar birbirine aksediyordu; sofrann boyunca iek demetleri konmu, geni
kenarl tabaklarn iine, piskopos bal biimi konmu peetelerin iki kat arasna birer beyzi
francala yerletirilmiti. stakozlarn krmz krmz bacaklar tabaklardan dar kyor, ajurlu
sepetlerde iri iri yemiler kat kat ykseliyordu; bldrcnlarn tyleri zerindeydi; dumanlan
ttyordu; ipek orapl, ksa klotlu, beyaz boyunba, gmlei ilemeli, bir hkim
p*W
64
MADAME BOVARY
gibi vakarl maltre d'htel, hazr kesilmi yemekleri misafirlerin omuzlar arasnda dolatryor
ve herkesin beendii paray, kann bir demesi ile, tabaa aktarveriyordu. Bakr emberli
bir ini sobann zerinde, enesine kadar tllere brnm bir kadn heykeli, bu insan dolu
salona hareketsiz bakyordu.
Madem Bovary, hanmlardan birka eldivenlerini bardaklara srmediklerine dikkat etti.
Sofrann ta st banda, btn o kadnlar iinde yapayalnz, dolu tabana doru eilmi, bir
ocuk gibi peesini arkadan balatm azndan salalar akta akta yemek yiyen bir ihtiyar
oturuyordu. Gzleri apak apak olan bu adam, Marquis' nin kaynbabas Due de Laverdiere'di;
vaktiyle Vaudreuil'de, Marquis de Conflans'n atosunda ava kt zamanlar, Comte
d'Artois'nn en candan ahbabyd; M. de Coigny'den sonra ve M. de Lauzun'den nce, Kralie
Marie-Antoiriette'in olduu da sylenirdi. Dellolar, bahse girimeler, kadn karmalarla
dolu bir sefahat hayat srm, servetinin altndan girip stnden km ve btn ailesinin
gzn korkutmutu. Sandalyesinin arkasnda bir uak duruyor ve onun kekeleyerek, parma
ile iaret ettii yemekleri, kulana eilip baryordu; Emma, o sarkk dudakl ihtiyara ikide bir
gzlerini evirmekten kendini alamyor ve ona harikulade, deta kutsi bir eymi gibi
bakyordu. O, sarayda yaam, kralielerin koynuna girmiti!
Buzlu ampanya getirdiler. Emma, aznda o souu hissedince, btn tenini bir rperme
kaplad. mrnde ne nar grm, ne de ananas yemiti.. Toz ekerini bile, baka yerlerdekinden daha beyaz buldu.
Sonra hanmlar, baloya hazrlanmak iin, odalarna ktlar.
Emma, sahneye ilk defa kan bir aktris zeni ile giyinip kuand. Salarn, berberin tlerine
gre dzeltti, barej elbisesini karyolaya yayp yle bandan geirdi. Charles'n pantolonu
gbeini skyordu.
Dans ederken supyelerim rahatsz edecek, dedi. Emma:
Dans m diyorsun? diye sordu.
yle ya!
MADAME BOVARY

65
Sen deli mi oldun? Herkesi kendine gldrrsn. Otur oturduun yerde.
Sonra:
Zaten, dedi, hekim ksmna yaramaz.
Charles sustu; bir aa, bir yukar dolayor, Emma'nn hazr olmasn bekliyordu.
Onu arkadan, aynada, iki amdan arasnda gryordu. Kadnn kara gzleri daha karalam
gibiydi. Kulaklarna doru hafif hafif kabaran salar, lacivert bir parlt sayordu; topuzuna
ilitirdii gl, yapraklarnn ucundaki yapma su damlalar ile, oynak bir sap stnde titriyordu.
Ak safran rengi elbisesine, yeil yapraklarla ssl gl buketi takmt.
Charles gelip onu omzundan pt.
Brak, stm buruturacaksn.
Bir keman ezgisi ve boru sesleri duyuldu. Emma hemen merdivenden indi; komamak iin
kendini zor tutuyordu.
Kadriller balamt Davetliler geliyor, herkes birbirini itiyordu. Emma kapnn yanna bir uzun
kanepeye iliti.
Kontrdans bitince,, ortalk biraz boald, sonra yine grup grup ayakta konuan' beyler, ellerinde
byk tepsiler gezdiren formal uaklarla doldu. Oturan kadnlar srasnda renk renk yelpazeler
sallanyor, iek demetleri yzlerin glmsemesini yar rtyor, bilekleri skan beyaz
eldivenlerin altnda, trnaklarn ekli bile belli olan ellerde, altn tpal ieler dolayordu. Dantel
ssler, prlantah brolar, madalyonlu bilezikler buluzlar-da titriyor, gslerde parlyor, plak
kollarda ngrdyordu. nden kkl kkl kesilmi, enseden burulmu salara, ta biimi,
salkm salkm veya dal dal, sevda iekleri, yaseminler, nar iekleri, baaklar veya peygamber
iekleri taklmt. Uslu uslu yerlerinde oturan anneler, balarna sark gibi krmz rtler
sarm, somurta somurta bakyorlard.
Parmaklarnn ucu kavalyesinin elinde sraya girmi, dans etmek iin yayn ilk
vuruunu.beklerken Emma'nn yrei biraz arpt. Fakat az sonra heyecan geti; orkestrann
ahengine uyup sallanarak ne doru kayar gibi gidiyor, boynunu hafif sallyordu. Bazen br
alglar susup da tek bana alan kemancnn bir incelii oldu mu, Emma'nn dudaklarnda bir
tebessm beliriyordu; ieride kumar masasnn zerine atlan altnlarn krts duyuluyor,
sonra btn alglar birden balMB 5
'
66
MAUAMtBUVAK
yor, pistonlu kornenin sesi tiz perdeden ykseliyordu. Ayaklar yine tempoya uyuyor, eteklikler
kabarp birbirine deiyor, dans edenler kh el ele tutuup, kh ayrlyorlard; bir an nce
nnzde eilen gzler bir an sonra yine gzlerinizin iine bakyordu.
Dans edenler arasna dalm veya kap nlerinde durup konuan, en genci yirmi be, en
ihtiyar krknda birka kii (on be kadar) vard ki bunlarn ya, kyafet veya ehre farklar ne
olursa olsun, hepsi ayn ailedenmi gibi, kendilerini kalabalktan ayran bir halleri vard.
Elbiseleri herkesinkinden daha iyi dikilmi, kuma her-kesinkinden daha yumuak gibi
gzkyordu; akaklarna doru kvrlan salarna srdkleri pomatlar bile herkesin
kullandndan daha iyi gibiydi. Yzlerinde zenginliin rengi: hani u porselenlerin uukluu,
satenlerin hareleri, gzel eyann cilas ile bir kat daha gze arpan ve ok lezzetli yemeklerden
bile ll yemek sayesinde saln korunduunu gsteren o beyaz renk vard. Boyunlar,
alak -yakalar iinde rahat rahat hareket ediyordu; dudaklarn, zerine iri markalar ilenmi,
tatl bir koku karan mendillerine siliyorlard. htiyarlamaya yz tutanlarda bir gen hali,
genlerinde ise bir olgunluk vard. lgisiz baklarnda, gn gnne tatmin edilmi ihtiraslarn
sknu grlyordu; nazik, yumuak tavrlar arasnda, cins atlan idare etmek, aftelerle
dp kalkmak gibi kuvveti ileten ve gurura bir elence olan yar kolay ilerin verdii o bir
nevi sertlik de beliriyordu.
Emma'dan adm tede, lacivertler giyinmi bir bey, inciden mcevherle sslenmi uuk
benizli bir taze ile konuuyordu. talya'dan bahsediyor, Saint-Pierre kilisesi stunlarnn iriliini,
Tivoli'yi, Vesuve', Castellamare'yi, Cassines'i, Ceneviz gllerini, Coliseum'un mehtabn
methediyorlard. Emma, teki kula ile de, anlamad kelimelerle dolu bir konumay
dinliyordu. Bir hafta nce Miss Arabelle ile Romuljus'u malup etmi ve ngiltere'de bir hendek

atlayarak iki bin altn kazanm bir deikanlnn etrafn almlard. Biri, semiren kou atlarndan,
bir bakas da atnn adn anlalmaz bir hale sokan dizgi yanllarndan yaknyorlard.
Balonun havas arlam, lambalar kararmaya balamt. Bilardo salonuna ld. Bir uak
iskemleye kp iki cam
MADAME BOVARY
67
krd; bunlarn grltsn duyunca Madame Bovary ban evirdi ve pencereye dayanm
bakan kyl suratlar grd. O zaman Bertaux'yu hatrlad. iftlii, amurlu havuzu, elma
aalar altnda mintanyle dolaan babasn, sthanede parman daldrp st anaklarnn
kayman ald eski hali, kendi kendini de grr gibi oldu. Fakat eski hayatnn o zamana
kadar berrak kalan hatras, imdi geirdii saatin gz alan parltlar arasmda siliniyor ve
Emma deta onu yaam olduundan phe ediyordu. imdi balodayd; balonun dnda ise
ancak glge, baka her eyi kaplayan bir karanlk vard. Sol elinde, altn suyuna batm gm
bir fincan tutuyor, gzleri yar" kapal, ka dileri arasnda, maraskinolu dondurma yiyordu.
Yannda bir hanm elinden yelpazesini drd. Bir bey geiyordu. Hanm:
Yelpazem u kanepenin arkasna dt, ltfen alr msnz? dedi.
Bey eildi, kolunu uzatt; Emma,-onun apkas iine gen hanmn, muska gibi bklm beyaz
bir ey attn grd. Bey, yelpazeyi alp saygyla hanma uzatt; kadn bir ba iareti ile
teekkr edip elindeki iek demetini koklamaya1 balad.
Gece yemeinde ie ie spanya ve Rhin araplar ald, balk suyuna orbalar, subyeler
iildi, pudding la Trafalgar, te-rafnda dondurulmu et suyu titreyen tabaklarda trl trl
svler yenildi; sonra arabalar birbiri arkasndan gitmeye baladlar. Muslin perdenin bir
kenarm kaldrp baklnca, fenerlerin nn karanlkta kayp gittii grlyordu. Kanepelerde,
sralarda oturanlar azald; oyun iin kalan birka kii daha vard; algclar parmaklarnn ucunu
dillerine dedire dedire serinletiyorlard; Charles, arkas bir kanepteye dayal, yar uyumutu.
Sabahn nde kotiyon balad. Emma vals etmeyi bilmezdi. Mademoiselle d'Andervilliers ile
Marquise de dahil olduu halde herkes valse kalkmt; gece atoda yatacak on iki kadar
misafirden baka kimse kalmamt.
Fakat vals edenlerden biri, gayet ak yelei gsne yapk gibi duran bu adama teklifsizce
Vicomte deniliyordu bir ikinci defa gelip Madame Bovary'yi kaldrmak istedi ve:
Ben sizi idare ederim, grrsnz, pekl olur, dedi. Ar ar balayp sonra hzlandlar.
Dnyorlard; etrafla68
MADAME BOVARY
nnda her ey, lambalar, eya, duvarlarn tahta kaplamalar, yer, her ey, mil zerine konulmu
bir daire gibi dnyordu. Kaplarn yanndan geerken Emma'nm eteklii kalkp erkein
pantolonuna dolanyor, ikisinin bacaklar birbirine karyordu; Vi-cmte'un gzleri Emma'ya
eiliyor, Emma gzlerini kaldrp ona bakyordu; btn vcudunu bir uyuukluk sard. Durdu;
Vi-comte onu daha seri bir hareketle srkleyerek beraberce dehlizin ta br ucuna gtrd.
Kadn orada, heyecanndan nefes alamaz bir halde, az kalsn dverecekti; ban bir an
erkein gsne dayad. Sonra yine dnerek, fakat bu sefer yava yava, Vicomte onu yerine
getirdi; Emma aylr gibi duvara dayand ve eli ile gzlerini kapad.
Gzlerini tekrar at zaman bakt, salonun ortasnda iskemlede oturan bir hanmn nne
erkek, valse davet iin, diz kmlerdi. Kadn Vicomte'u seti ve keman yeniden balad.
Hep onlara bakyorlard. Kadnn vcudu dimdik, enesi eik, erkek hep ayn vaziyette, gs
gergin, eli belinde, az nde, ikisi de bir geiyor, sonra yine dnyorlard. O kadn Emma gibi
deil, vals etmesini biliyordu! br dans edenlerin hepsini yordular.
Bir mddet daha sohbet edildi; sonra geceler, daha dorusu sabahlar hayrolsun denilip atonun
misafirleri odalarna ekildiler.
Charles trabzana aslarak kyor, sanki bacaklar vcuduna girecek gibi olduunu
sylyordu. Oyun masasnn banda be saat dikilip hibir ey anlamadan whist seyretmiti,
ayandan izmelerini karnca ferahlayp bir, oh! dedi.
Emma omzuna bir atk ald, pencereyi ap dayand.
Gece kapkaranlkt. Yamur serpeliyordu. Emma, gzka-paklann serinleten nemli havay derin
derin iine ekti. Balonun mzii hl kulaklarnda uulduyordu; uyumamak, birazdan brakp
gitmeye mecbur olaca bu tantanal hayatn vehmini bir para daha uzatmak istedi.
'

Ortalk aard. Emma atonun pencerelerine uzun uzun bakt, o gece grdklerinden her birinin
hangi odada yattn kefetmeye alt. Onlarn nasl yaadklarn bilmek, hayatlarna girmek,
o hayata karmak istiyordu.
MADAME BOVARY
69
Fakat souk ta iine ilemi, titriyordu. Soyunup yataa girdi, bzld, uyuyan Charles'a
sokuldu.
Sabah kahvaltsnda hayli adam vardj. Sofrada ancak on dakika kalnd; likr karlmamasna
hekim hayli at. Sonra Mademoiselle d'Andervillers, fskiyeli havuzdaki kuulara atmak zere,
francala artklarn toplad ve hep bir arada limonlua gittiler; burada, azlarna kadar dolu
ylan yuvalar gibi, kenarlarndan birbirine sarlm uzun yeil lifler sarkan, tavana aslm
sakslar altnda diken diken tyl tuhaf bitkiler, kat kat ehramlar meydana getiriyordu. Ta uta,
st rtl portakal bahesinden konan kahve ocana (uaklarn oturduu yer) geilirdi.
Marquis, gen kadn elensin diye, ahrlar gezdirmeye gtrd. Sepet biimi yemliklerin
zerine ini levhalar aslm, atlarn adlar kara harflerle yazlmt. Hayvanlardan her biri,
yanndan damak aklatarak geilince, yerinde bir asabilei-yordu. Koumluun deme tahtas,
bir salon parkesi gibi parlyordu. Ortada mteharrik iki stun zerine araba koumlar ylm,
gemler, krbalar, zengiler, gem suluklar duvar boyunca dizilmiti.
Charles, seyislerin birinden arabasn komasn rica etti. Arabay merdiven bana getirdiler,
paketler yerletirildi. Bo-varyler de Marquis ile Marquise'e sayglarn^ sunduktan sonra Tostes
yolunu tuttular.
Emma, sessiz sessiz oturmu, tekerleklerin dnmesini seyrediyordu. Charles, kanepenin bir
ucuna ilimi, kollan iki yana doru ak, arabay sryor, kk beygir de kendine pek geni
gelen oklar arasnda trs trs gidiyordu. Gevek dizginler sarya arpp ter kpklerine
bulanyor, arabann arkasna balanm olan kutu da boyuna kt kt vuruyordu.
Thibourville tepelerine henz varmlard ki, nlerinden, azlarnda puro sigaralar, birka atl
glerek getiler. Emma onlardan birini Vicomte'e benzetti; arkasna dnp bakt, trs veya
drtnala giden,hayvanlarn birbirine pek uymayan yryne gre kimi batan, kimi kan
balarn hareketinden baka bir ey gremedi.
Bir eyrek fersah tede, kopan eki kayn iple balay-vermek iin durmak lazm geldi.
Charles, koumlar son bir defa gzden geirirken yerde,
70
MADAME BOVARY
hayvann bacaklar arasnda bir ey grp ald; bu, kenar yeil ipekli, ortas bir konak arabas
gibi armal bir tabakayd.
inde iki puro sigaras da var, dedi; akam yemeinden sonra ierim.
Emma:
Sen ttn ier misin? diye sordu.
Ara sra, bir frsat derse...
Charles, tabakay cebine koyup hayvan kamlad. Eve geldikleri zaman akam yemei daha
hazr deildi. Madame fkelendi, Nastasie terbiyesizce karlk verdi. Emma:
kn dar, dedi; siz haddinizi bilmiyorsunuz; sizi kovuyorum!
Yemekte soanl orba ile kuzu kulakl dana eti vard. Charles keyifle ellerini uuturarak:
nsann, evi baka ey, dedi; bir yere benzemez!
Nastasie'nin alamas duyuluyordu. Charles o kzcaz biraz severdi. Vaktiyle kars lp de
yanlz, evin iinde kollan brnde kald zaman ona Nastasie can yoldal etmiti. O ehirde
lk tand, ilk mterisi o kz olmutu.
Nihayet:
Sen onu gerekten mi kovdun? diye sordu.
Elbette! Kim karrm ki?
Sonra odalar hazrlanrken oturup mutfakta sndlar. Charles sigarasn imeye balad.
Dudaklarn uzatarak, dakikada bir tkrerek) her nefeste bir kere geri ekilerek iiyordu.
Emma hafifseyen bir tavrla:
Rahatsz olacaksn, dedi.
Charles sigarasn brakt, koup tulumbadan bir bardak souk su iti. Emma tabakay alp
hemen dolabn ta dibine at-verdi.

Ertesi gn, bir trl bitmek bilmedi. Emma bahesinde dolat, ayn yollardan gidip gidip
geliyor, iek tarhlarnn, ardan, al papaz heykelinin nnde duruyor, pek iyi bildii bu eski
eylere hayretle bakyordu. Balo ona ne kadar uzak bir zamanda gibi gzkyordu! Evvelki
gnn sabah ile bugnn akamn kim birbirinden bu kadar ayrmt? Hani frtna bazen
dalarda, bir gece iinde byk yarklar averir, Vaub-yessard'a gitmek de Emma'nn
hayatnda yle bir delik amt. Ama yine de katland; gzel elbisesini, hatta saten iskarpinleriMADAME BOVARY
71
ni, sanki dindarca bir saygyla, konsoluna kaldrd. skarpinlerin peneleri, kayan parkenin
mumu ile sararmt. Emma'nn gnl de onlar gibiydi. Zenginlie srtnm olmak onda da
silinmez bir iz brakmt.
Bylece o balonun hatras, Emma iin bir megale oldu. Her aramba, sabahleyin uyannca:
Ah! derdi, bugn sekiz gn oldu... on be gn oldu... hafta oldu, balodaydm! Sonra
yava yava hafzasna ehreler birbirine kart; danslarn havasn unuttu; uaklarn
elbiselerini, salonlar, odalar iyice gz nne getiremez oldu; baz noktalar byle silinip gitti,
fakat hasret gnlnde yer etti.
IX
ok vakit, Charles bir ie gitti mi Emma da kat kat amar altna saklad yeil ipek tabakay
dolaptan karrd.
Aar, bakar, mine iei ve ttn kokusu sinmi astar koklad bile olurdu, acaba kimin
tabakasyd?.. Vicomte'un olacak. Belki de sevdii kadnn bir hediyesidir. Herkesten gizli,
minimini bir pelesenk gergefte ilenmitir; dnceli dnceli alan kadncaz buna kim bilir
ka saat gz nuru dkm, bklm bklm yumuak salarn dedirmitir. Kanevienin
deliklerinden bir ak esintisi gemi, her batrlan ine bu kumaa ya bir mit, ya bir hatray
ilitirmiti; birbirine dolanm bu ibriimler hep ayn sessiz ve ateli akn srp gitmesi deil
miydi? Sonra bir sabah Vicomte gelmi, tabakay alm, gtrmt. O, geni sveli mineler
zerinde, iek sakslar ile Pompadour saatler arasnda dururken, acaba neler konuulmutu?..
Emma Tostes'ta Vicomte ise imdi Paris'te; yani orada? Paris kim bilir nasl bir yerdir? Ad bile
insana ne sonsuz hayaller veriyor! Emma, kulaklarnda bir katedral an gibi uul-dayan,
pomata anaklarnn zerindeki yazya varncaya kadar her yerde grd o ldayan ad kendi
kendine yavaa tekrar etmekten bir haz duyard.
Gece vakti balklar, yk arabalarna binmi, Marjolaine arksn syleyerek evin nnden
ge'erken Emma uyanr, demirli tekerleklerin grltsn, ehirden kp da toprak yollarda
bouklancaya kadar dinlerdi:
72
MADAME BOVARY
Yarn oraya varacaklar!., derdi.
Hayalinden onlarn ard sra gider, kp inerek bayrlar aar, yldzlar altnda krlardan geerdi.
Belirsiz bir uzaklktan daima ne olduunu bilinmedik bir yere gelir, kadnn hlyas bundan te
geemezdi.
Bir Paris plan ald; bunun zerinde parman gezdirerek bakentte uzun uzun dolat olurdu.
Caddelerden kar, her kede, sokaklarn izgileri arasnda, evleri gsteren drt ke beyaz
lekeler nnde dururdu. Nihayet yorulan gzlerini yumar, karanlklarda sokak fenerlerinin
burkulduunu, tiyatrolarn direkli avlular nnde yaylan arabalarn basamaklarn grrd.
Kadnlara mahsus Corbeille gazetesi ile Sylphe des Salons'a abone oldu. Piyeslerin ilk temsili,
koular, msamereler, balolar hakknda yazlanlar, bir kelime atlamadan okur; sahneye yeni
kan bir kadn artistle, yeni alan maazalarla alakadar olurdu. Son moday, iyi terzilerin
adresini, Opera'ya, Bois de Boulogne'a ne gn gidileceini bilirdi. Eugene Sue'nn
romanlarndan salonlarn nasl dendiini rendi; Balzac'n, George Sand'n eserlerini okuyup
ahsi arzularn; heveslerini hi olmazsa hayalen tatmine alt. Kitabn sofrada bile elinden
brakmaz, Charles konuarak yemek yerken, Emma bir romann sayfalarn evirirdi. Her
okuduunda Vicomte'u hatrlatan bir ey bulur, romanlardaki ahslar bir ynden ona
benzetirdi. Fakat merkezini Vicomte'un oluturduu daire gitgide geniledi ve tad hale,
onun ehresinden ayrlp daha uzaklara yayld, kadnn birok baka hlyalarna k verdi.
Paris, Okyanus'tan da byk, ondan da geni bir ey olmu, altn ve gm yaldzl bir havaya
brnm, Emma'nn gzleri nnde prl prl yanyordu. Ama o hayhuy iinde kaynaan

kalabalk hayat yine de ksm ksm ayrlm, birbirinden ayr tablolara blnmt. Bunlardan
yalnz ikisi Emma' nn gzleri nnde canlanyor, tekilerin hepsini gizliyor ve btn
insanl yalnz onlar temsil ediyordu. Sefirler leminde herkes, duvarlar ayna kapl, deme
tahtas cilal salonlarda, kadife rtleri srma saakl oval masalar etrafnda yayordu. Orada
etekleri yerlerde srnen elbiseler, byk byk srlar, tebessmler altnda gizlenen
heyecanlar, tasalar vard. Sonra Duchesse'ler evresi geliyordu: Orada benizler uuktu; saat
drtten evvel uyanlmazd; hepsi de birer biare melek olan kadnMADAME BOVARY
73
larm eteklikleri altndan ngiliz dantelleri gzkrd; hallerine baklrsa sade hava ve
heveslerine tbi sanlmakla beraber hepsinin de takdir edilmemi bir kabiliyeti, meziyetleri
bulunan erkekler her elencede atlarn atlatr, yaz mevsimini gidip Ba-den'de geirir, krkna
doru uslanr, bir zengin kz bulup evlenirlerdi. Gece yarsndan sonra yemek yenen
lokantalarn zel odalarnda, amdanlar altnda, yazarlarla aktrislerden oluan alacal bir
kalabalk keyfeder dururdu.
Bunlar birer kral gibi cmertti, gayet yksek ihtiraslar vard. Coup eit eit garip hlyalara
kaplrlard. Bunlarn hayat tekilerden stn, yerle gk arasnda, frtnalar iinde geen ulvi bir
eydi. Dnyann bu hayata karmayan blmne gelince o, Emma'nn nazarnda kaybolmutu,
belirli bir yeri hatta varl yoktu. Zaten eya kendine ne kadar yakn olursa, dncesi
onlardan o kadar uzaklard ki.-Asl etrafn eviren eyler, i skan ky, budala budala orta
halli insanlar, btn bu baya hayat Emma'nn nazarnda, iine kendisinin de naslsa dt
ayr bir lemdi; onun dnda ise, gzn alabildiine uzayan bir mutluluklar ve sevgiler diyar
vard. indeki arzuya kaplp ziynet ve ihtiamn verdii maddi zevkle gnl neelerini,
itiyatlardaki zarafetle his inceliklerini birbirine kartryordu.
Hint bitkileri gibi ak iin de hazrlanm bir toprak, zel bir s gerekli deil miydi?.. Ay
nda i ekmeleri, uzun uzun kucaklap pmeleri, braklveren ellere akan gz yalarn,
vcudu kavrayan ateleri, efkatin verdii rehavetleri; ilerinde zgr bir yaam srlen byk
atolarn balkonundan, perdeleri ipek, halsna ayak gmlen salonlardan, ii dolu
iekliklerden, yksek kerevetler zerine kurulmu karyola^ lardan, elmas prltlarndan,
kordonlu formalar giymi uaklardan ayrmaya imkn yoktu.
Her sabah gelip ksra tmar eden posta seyisi, koridordan iri iri arklar ile geerdi, mintan
delik deik, kalnlar iinde ayaklan plakt. Emma, ksa pantolonlu uak diye ite bu adamla
yetinmeye zorunluydu!.. Herif, bir kere ii bitti mi, btn gn bir daha eve uramazd; nk
Charles akam dnnce hayvan ahra kendi gtrr, eyeri zp yular takard; hizmeti kz da
bir demet saman getirir, bunu, elinden geldii kadar, yemlie koyard.
74
MADAME BOVARY
Tostes'ten iki gz iki eme ayrlm olan Nastasie'nin yerine Emma, on drt yanda, tatl
yzl bir ksz kz tutmutu. Ona, pamuklu hotoz giymeyi menetti, bir sz sylerken nc
ahsla hitap etmeyi (1), su getirirken bardan altna tabak koymay, ieri girmeden kapy
vurmay, t tlemeyi, kolalamay, kendi giyinirken hizmet etmeyi retti, onu kendine bir
oda hizmetisi yapmak istedi. Yeni hizmeti, kovulmamak iin, homurdanmadan itaat ederdi;
hanm bfenin anahtarn ekseriya zerinde braktndan, Felicite, her akam bir miktar eker
karr, yatanda duasn ettikten sonra kendi kendine yerdi.
leden sonra bazen gidip kardaki posta seyisleri ile konuurdu. Hanm da, yukar katta,
dairesinde otururdu. Arkasna tamamyle ak bir robdambr giyer; bunun altndan, bu-lzn
al yakas arasndan, altn dmeli, krmal gmlei grnrd. Beline iri pskll bir kuak
sarard; nar rengi kk terliklerinin, tam ayak bilei yerinde, etrafa yaylan kurdele bir pskl
vard. Mektup yazlacak kimsesi olmad halde bir snger kad, bir kalem, kat, zarf almt;
etajerin tozunu siler, aynaya bakar, eline bir kitap alr, sonra satrlar arasnda bir hlyaya dalp
dizine brakverirdi. Seyahate kmak veya tekrar rahibeler okuluna dnmek isterdi. Hem
lsem, hem de Paris'te yaasam diye dua ederdi.
Charles, yamur demez, kar demez, kestirme yollardan hayvann srerdi. iftlikler sofrasnda
omletle karnn doyurur, kolunu nemli yataklara sokar, hacamatla akan lk kann yzne
sramasna ses karmaz, gs hrltlarn dinler, leenlere bakar, bir hayli kirli amar ellerdi

fakat her akam kendini karlayan alazl bir ate, hazr bir sofra, yumuak koltuklar ve zarif
giyinmi, dilber, taze bir koku yayan karsn bulurdu; bu kokunun nereden geldiini bilmez,
hatta: Acaba gmlee derisinden mi geiyor! diye dnrd.
Emma'da Charles'n azn kulaklarna, vardran bin bir incelik vard; amdanlara kendi icad
kat anaklklar takver-mesi, elbisesinin bir volann deitirmesi, gayet basit bir ye(1) Frenklerde uaklar, hizmetiler, sayg srasnda, Siz demez, Monsieur, yahut Madame
ne buyuruyor? unu ister mi? diye sz syler.
MADAME BOVARY
75
inee phphl bir ad takvermesi kfi gelirdi; hizmeti kz o yemei iyi piirememise bile
Charles, son lokmasna kadar keyifle grrd. Emma, Rouen'de hanmlarn Saat ksteklerini,
cicili bicili eyler takmalarn grd, onlardan kendi de ald. minenin zerine koymak iin iki
tane mavi cam saks, bir mddet sonra da yks altn suyuna batm bir diki takm istedi.
Charles bu zerafetleri anlamad nisbette onlarn cazibesine kaplyordu. Onlar hayatn zevkini,
ocann tadn artryordu. Sanki mr kk bir patika, bunlar da onun zerine kum gibi
serpilmi altn tozuydu.
Shhati yerinde, yz tertazeydi; kendini etrafa iyice tantmt. Kibirli olmadndan kyller
onun iin ldrrlard. ocuklar okar, meyhaneye ayak basmaz ve zaten ahlak ile herkese
gven verirdi. En ok nezle ve gs hastalklar tedavisinde basan gsterirdi. Hastalarn
ldrmekten pek korktuu iin, Charles ancak teskin edici ilalar verirdi; bazen de kusturucu
bir ila yazar; Ayaklarnz suya koyun der veya slk tavsiye ederdi. Dorusu cerrahlktan
da ekinmezdi; hastalarn, beygirden kan alr gibi, bol bol hacamat ederdi, di ekmek
hususunda bir Bir cehennem zebanisi bilei vard.
Nihayet, Fennin ilerlemelerinden haberdar olmak iin, La Ruche Medicale'e abone oldu.
Akam yemeinden sonra onu biraz okur, fakat odann scakl ile hazm rehaveti bir araya
gelir, be dakika gemeden uyyuverirdi; enesi iki eline dayal, salar bir yele gibi lambann
ayana yaylm, orada ylece kalrd. Emma ona bakp omuzlarn silkerdi. Bari kocas u az
syler, geceleri kitaplar iinde alr, altma gelip romatizmalar ama girince biimi bozuk
siyah setrelerine bir sra nian sralayan adamlardan olsayd!.. Bovary adn, kendinin de
tad o adn mehur olmasn, kitap dkknlarma yaylp gazetelerde tekrar edilmesini,
btn Fransa'da tannmasn isterdi. Ama Charles'n yle yukarlarda gz yoktu ki! Geenlerde
beraber konsltasyona gittii Yvetot'Iu bir hekim, hastann yannda soy sop toplanm olduu
bir zamanda, ona deta hakaret etmiti. Charles, akam bu vakay anlatnca Emma o hekime
hayli ierleyip ar szler syledi. Charles mteessir oldu. Gzleri yaarp karsn alnndan
pt. Fakat Emma utancndan yerler geiyor, Charles' dvecei geliyordu; sofaya kp
76
MADAME BOVARY
pencereyi at, skn bulmak iin serin havay derin derin iine ekti, dudaklarn srarak
iinden: ,
Ne zavall adam!.. Ne zavall adam! diyordu.
Zaten ona gitgide sinirleniyordu. Charles yalandka tavr, hareketleri de dileiyordu; yemek
yendikten sonra bo ielerin tpalarn kesiyor; diliyle dilerini temizliyor; orba ierken her
yudumda gurk gurk diye sesler karyordu. Artk se-mizlenmeye baladndan, zaten kk
olan gzleri, elmacklarn ikinlii ile akaklara doru ekilir gibi bir hal almt.
Emma bazen onun fanilalarnn krmz kenarn yeleinin iine sokar, kravatn dzeltir,
giymeye kalkt soluk eldivenleri bir kenara atard; bunlar Charles kendi iin sanrd ama hi
de yle deildi; Emma, srf kendini dnd iin, sinirine dokunduu iin yapard. Bazen de,
ona okuduu eylerden bahseder, rnein, bir romann, yeni piyeslerden birinin bir parasn
veya yksek sosyeteye dair gazetede grd bir hikayeyi anlatrd; nk Charles ne de olsa
bir insan, daima dinlemeye, onaylamaya hazr bir muhatapt. indekileri taz kpeine de
anlatt olurdu! yle zaman olurdu ki, ocaa att ktklere, asma saatin rakkasna bile dert
yanas gelirdi!..
Ama ta gnlnn iinden bekledii bir ey vard. Darda kalm gemiciler gibi, gzlerini
hayatnn yalnzl zerinde mitsizce gezdirir, uzaklarda, ufkun sisleri arasndan kverecek
beyaz bir yelkenli aratrrd. Bu hangi rastlantnn belirtisi olacak? Onu kendine kadar hangi
rzgr getirecek? Onunla hangi kylara gidecek? Bu bir alupa m, yoksa gvertelf bir gemi

mi olacakt?.. Acaba bin eit tasa ile mi, yoksa lombarlarna kadar mutlulukla m doludur?..
Orasn bilmezdi. Fakat her sabah uyannca onu o gn iin umar, her patrdy dinler, yerinden
srar, onun gelmemesine aard; sonra, gne batnca hzn biraz daha artar: Ah! Bir yarn
olsa! derdi.
Yaz tekrar geldi. lk scaklar balayp da armut aalan iek anca, nefes darlklar ekti.
Temmuzun daha balangcndan balayarak ekime ka hafta kaldn parmaklar ile saymaya
balad; Marquis d'Ander-villiers Vaubyessard'da belki yine bir balo verir diye dnyordu.
Fakat btn eyll ay geti, ne bir mektup geldi, ne de bir daveti.
MADAME BOVARY
77
O midi de krldktan sonra kalbi yine boalverdi ve artk sra ile yine ayn gnler balad.
Demek ki gnler, hepsi birbirinden farksz, birbirini izleyip duracak ve bir ey getirmeyecekti!
Bakalarnn hayatnda ise, ne kadar yavan olursa olsun, gnn birinde bir hadise kmas
ihtimali vard. Bir maceradan bazen bitmez tkenmez sonular doar, dekor deiiverir.
Halbuki Emma iin bir ey, hibir ey olaca yoktu. Allah yle emretmiti!.. Gelecek, dipte
kaps smsk kapal, karanlk, darack bir dehlizdi.
Mzii brakt. alg alp da ne olacak?.. Kim dinleyecek? Arkasnda ksa kollu bir kadife elbise
ile bir konser salonunda bir Erard piyanosu bana oturup fildii tular zerinde parmaklarn
hafife koturamayacak, hibir zaman etrafnda hayranlk fsltlarnn kalbine ferahlk veren bir
rzgr gibi estiini duymayacak olduktan sonra alp renmek neye yarar? Resim
defterlerini, naklarn dolaba kaldrd. Neye yarar? Neye yarar?.. Diki dikmekten sinirleniyor:
Her eyi okudum, diyordu.
Oturup sa maalarn kzdrr veya yamurun yamasn seyrederdi.
Pazar gn, kilisede akam an alnrken iine ne kadar hzn kerdi! ann birer birer
vuran atlak seslerini dikkatli bir aknlkla dinlerdi. Damda bir kedi, ar ar yryerek
gnein solgun klar ile srtn stp kabartr, rzgr, ehir dndaki yoldan toz kopap getirir,
bazen uzakta bir kpek ulur-du; bir taraftan da anm o monoton sesi, belirli aralklarla srp
gider, sonra kylere dalp kaybolurdu.
Nihayet halk kiliseden kard. Boyanm arkl kadnlar, yeni mintanlarn giymi kyller,
onlarn nlerinde srayan ba ak ocuklar, herkes evlerine dnerlerdi. Be alt kii de Her
hafta ayn adamlar ortalk iyice kararncaya kadar, hann byk kaps nnde, bouchon
oynarlard.
O yl k souk oldu. Her sabah pencereler buz tutmu bulunurdu; onlarn arasndan geen k,
donuk camlardan szlr gibi, beyazmtrak bir renk alr, bazen btn gn hi deimezdi.
Akamn drd olur olmaz lambay yakmak lazm gelirdi.
Havann'gzel olduu gnler Emma baheye inerdi. Kra, lahanalar zerinde, uzun parlak
iplikleri birinden brne
78
MADAME BOVARY
uzanan bir srma ileme gibi parlard. Ku sesi duyulmazd; yaklald zaman zerinde birok
ayakl tespihbceklerinin srnd grlen duvarn sivri tepesine bir hasta ylan gibi snm
asma, st saman rtl ardak, her ey uykuda gibiydi. itin yannda, Amerikan amlarnn
ltinda dua kitabn okuyan ke apkal papazn sa aya krlmt; als da dondan pul
pul dklm, heykelin suratn czzamlya dndrmt.
Emma sonra yukar kar, kapsn kapatr, kmrleri yayar ve ocan scakl ile vcudu
geveyip zerine i skntsnn daha bir arl ktn hissederdi. Aaya inip hizmeti
kzla konumay gnl isterdi, ama buna kibri, utanc mani olurdu.
Her gn, ayn saatte, okulun hocas, banda siyah kadife takkesi ile kp evinin kepenklerini
aar, korucu da bulzne bal klc ile geerdi. Sabah akam posta atlar, er er sokaktan
geirilip glden su imeye gtrlrd. Ara sra bir meyhane kapsnn alrken alan ngra;
rzgr olduu zaman da, berberin dkkn zerine tabela diye aslm, kk bakr leenlerin
ifte ubuklar zerinde gcrdad duyulurdu. O dkknda ss, ziynet namna, pencerelerden
birine yaptrlm bir eski fistan modeli ile bir de, salar sapsar yarm kadn heykeli vard.
Berber de eilimini istedii gibi gelitiremediinden, geleceinin mahvolduundan yaknr,
rnein, Rouen gibi bir byk ehirde, rhtmda veya tiyatro yannda, dkkn amak hlyalar
kurup btn gn, belediye dairesi ile kilise arasmda tasal tasal gezinerek mteri beklerdi.

Madame Bo-vary gzlerini her kaldrnda onun, banda takkesi, arkasnda lasting ceketi ile,
nbet tutarm gibi dolatn grrd.
Bazen leden sonra, oturma odasnn penceresi nnde, siyah favorili, yz gneten
kararm, beyaz dilerini gstererek tatl tatl glmseyen bir erkek ba belirirdi. Hemen bir
vals balar ve algnn zerine kurulmu ufack bir salonda, boylan parmak kadar oyuncular,
pembe hotozlu hanmlar, uzun ceket giymi Tyrol delikanllar, siyah setreli maymunlar, ksa
pantolonlu beyler, koltuklar, kanepeler, konsollar arasnda dner, dnerken, kelerinden
birine yaldzl katla birletirilmi ayna paralar onlar birka misli oaltrd. Adamcaz
sana, soluna, pencerelere bakarak manivelay evirir dururdu. BaMADAME BOVARY
79
zen snr tana doru koyu sar bir tkrk frlatr, asks omu-zunu yoran algy dizinden biraz
kaldrrd; kh hazin ve ar kh neeli ve akc olan havalar, kutunun arabeskli bir bakr kafesle
rtl pembe canfes bir perde altndan uuldayarak dalrd. Bunlar, baka yerlerde, rnein
tiyatrolarda alnan besteler, salonlarda sylenen arklar, prl prl avizeler altnda dans edilen
havalard ve dnyann Emma'ya kadar gelen yanklaryd. Kafasnn iinde bitmez tkenmez
zarabandalar (1) uyanr ve akl, bir halnn iekleri zerinde rakseden bir Hint engisi gibi,
algya uyup srar, bir hlyadan bir hlyaya, bir hznden bir hzne geerdi. Adamcaz,
kasketine atlan be on kuruu aldktan sonra algsn bir eski mavi yn battaniyeye sarp
omuzuna atar, ar ar yola dzlrd. Emma da gzleriyle arkasndan onu seyrederdi.
Ama asl yemek saatlerinde, zemin katndaki sobas tten, kaps gcrdayan, duvarlar szan,
deme talar nemli kk odada oturmaya dayanamyordu; sanki hayatn btn acl
nndeki tabaa dolar ve halama etin duman burnuna geldike, ruhunun ta derinliklerinden,
birtakm baka, yavan tatsz kokular ykselirdi. Charles'n yemek yemesi uzun srerdi; Emma
bir iki fndk geveler veya ba ile muambaya izgiler izerek elenirdi.
Artk evin iine bakmaz olmutu; byk perhiz gnlerinin bir ksmn Tostes'ta geirmeye gelen
ihtiyar Madame Bovary bu deiiklie hayli at. Eskiden pek titiz, pek zarif olan Emma, imdi
gn oluyor, hi stne bakmyor, kl rengi pamuk oraplar giyiyor, lamba yerine mum
yakyordu. Zengin olmadklar iin masraftan kamak lazm geldiini, byle pek mutlu, pek
memnun olduunu, Tostes'tan ok holandn sylyor, daha birtakm bylesine szlerle
kaynanasnn azn kapyordu. Zaten artk kulana nasihat masihat girecee hi
benzemiyordu; hatta bir gn, hizmetilerin dinine diyanetine gz kulak olmann, evin
efendisine, hanmna bor olduunu sylemeye kalkan Madame Bovary'ye yle fke ile ve
yle souk bir glmseme ile cevap verdi ki, kadncaz bir daha o sz aaym demedi.
<1) XVII. ve XVIII. yzyllarda moda olan bir dans.
80
MADAME BOVARY
Emma geimsiz, gn gnne uymaz bir kadn oluyordu. Kendi iin ayr yemekler piirtip elini
bile srmyor, bir gn sade st, ertesi gn de on on iki fincan ay iiyordu. ok vakit inat edip
evden dar kmaz, sonra nefesine darlk gelir, pencereleri ap incecik elbiseler giyerdi.
Hizmeti kza, bir hayli azarlayp hakaret ettikten sonra hediyeler verir veya gidip komularla
ene almasna msaade ederdi; kyl ana babadan doup onlarn nasrl ellerinin katln
ruhlarndan bir trl gideremeyen insanlarn ou gibi sert yrekli olmasna, bakalarnn
halinden yle kolay kolay anlamamasna ramen, kesesin-deki btn ufakl fukaraya att da
olurdu.
ubatn sonlarna doru Rouault baba, iyilemesinin hatrasn kutlamak iin damadna kendi eli
ile kocaman, gzel bir hindi getirdi ve Tostes'ta gn kald. Charles hastalarna gittii iin
onunla asl Emma konutu. Odada ttn iti, ocan zgaralarna tkrd, ziraat, dana, inek,
kmes ve belediye meclisi sz etti; o kadar ki, o gidince arkasndan Emma kapy, kendini
artan bir memnuniyetle kapad. Zaten beenmedii, hafifsedii bir kimse, bir ey oldu mu,
bu hissini gizlemeye almazd; bazen garip garip fikirler yrtmeye, herkesin vdn
ktleyip, ahlakszlk saylan eyleri vmeye kalkard; bunlar duyduka kocasnn gzleri falta
gibi alrd.
Bu sefalet byle srp gidecek mi?.. Emma bundan yakasn kurtaramayacak m?.. Mutlu
yaayan kadnlardan aa kalan nesi vard ki! Vaubyessard'da grd nice Duchessele-rin
vcutlar kendisininkinden ok daha hantal, davranlar, sohbetleri ok daha bayayd.

Bunlar dndke Tanrnn adaletsizliine kar bir nefret duyard. Ban duvarlara dayayp
alar, grltl yaantlar, maskeli geceleri, kstaha elenceleri: Bunlar elbette insana
benim hi bilmediim lgnca zevkler tattrr! diye kskanrd.
Rengi soluyor, yrek arpntlar ekiyordu. Charles Va-leriane iirip onu kfurulu banyolara
soktu. Fakat ne tecrbe edilse onun sinirlerini bir kat daha bozuyordu.
Baz gnler enesi alr, deta bir konuma hastalna tutuluyordu; bu cokunluk
nbetlerinden sonra ise, birdenbire bir uyuukluk balar, azn amaz, kprdamaz olurdu.
Byle zamanlarda kollarna bir ie dolusu kolonya dklrse canlanrd.
MADAME BOVARY
81
Durmakszn Tostes'tan ikyet ettii iin, Charles onun hastaln memleketin havasna,
suyuna yordu ve gidip baka bir yere yerlemeyi ciddi olarak dnd.
Bunun zerine, Emma sirke iip zayflad, ne yapp yapp kuru bir ksrk peyda etti ve itah
bsbtn kesildi.
Drt yl oturduktan sonra, Tam ilerinin yoluna girdii bir zamanda, Tostes'tan kalkp gitmek
Charles iin dorusu ar bir eydi. Ama yle lazm geliyorsa ne denir? Karsn Rouen'a gtrp
eski hocasna gsterdi. Bir sinir hastaly-m, hava deitirmek lazmm.
Oraya buraya ba vurduktan sonra, Charles; Neuf-Chtel'e bal Yonville-l'Abbaye adnda
olduka byk bir kasaba bulunduunu, orann Leh mltecilerinden olan hekimin bir hafta nce
kaverdiini haber ald. Nfusunun ne kadar olduunu, en yakn meslekdan yerini, kaan
hekimin ylda ne kazandn, daha birka noktay renmek iin, orann eczacsna bir mektup
yazd; ald cevab beendi ve Emma'nn shhatinde bir iyilik gzkmezse bahara doru
gmeye karar verdi.
Emma, yakndaki yolculuu dnerek ekmeyi dzelttii bir gn, parmana bir ey batt.
Dn buketinin teliymi. Limon iekleri tozdan sararm, srma zhl saten kurdeleler
kenarlarndan iplik iplik akmaya balamt. Emma kaldrp atee att. Buket bir saman
parasndan daha abuk tututu. Sonra kllerin zerinde yava yava yanp eriyen kpkrmz,
alya benzer bir ey gzkt. Emma onun yann seyretti. Kk mukavva yemi taneleri
patlyor, pirin teller kvrlyor, erit eriyordu; bzlp katlam kat yapraklar, sobann
tepesi boyunca birer kara kelebek gibi uutu, sonra boruya girip kayboldu..
Mart aynda Tostes'tan hareket ettikleri zaman, Madame Bovary gebeydi.
MB 6
KNC KISIM
I
Bir zamanlar bir Kapsen rahipleri manastr bulunduu iin (imdi onun harabeleri bile
kalmamtr) adna Yonville -l'Abbaye denilen bycek ky, Rouen'dan sekiz fersah uzaklkta,
Abbaville yolu ile Beauvais yolu arasnda, Rieule rmann sulad vadinin ta bitimindedir. O
kk rmak, Andelle nehrine dklmeden nce, pazar gn ocuklarn olta ile tutup
elendikleri birka alabalk bulunan aznda, deirmen iletir.
Yonville-PAbbaye'ye varmak iin, Boissiere'de byk caddeden ayrlr, Leux tepesine kadar
dmdz giden yolu tutarsnz; oraya varnca, vadi ayaklarnzn altndadr. Irmak, vadiyi
grnleri bambaka iki blgeye ayrr; sol taraf ayr, sa taraf srlm toprak. ayr, bask
tepeciklerin meydana getirdii tmsein eteinde uzayp arkaya dnnce Bray diyar otlaklar
ile birleir; dou tarafnda ise, yava yava ykselen ova gitgide geniler ve artk gzn
alabildiine sarn baakl tarlalar grrsnz. imenin kenarndan akan su, ayrlarn rengi ile
evleklerin rengi arasnda beyaz bir izgi gibidir; o evre bylece, yere serilmi, kadife yakas srma eritli byk bir mantoyu andrr.
Oraya vardnz m, karnzda, ta ufukta, Argueil ormannn meeleri ile Saint-Jean tepelerinin,
yukardan aa irili ufakl izgiler tayan dik dik yarlarn grrsnz; bu izgiler, yamurlarn
brakt izlerdir, kl rengi dan zerinde beliren ki- remidi lekeler de, civarda akan bir yn
elikli maden sularndan ileri gelir.
Buras Normandie ile Picardie ve le-de-France'n birletii, manzarasnda bir zellik olmad
gibi, insanlarnn dilinde de bir hususiyet bulunmayan, ne id belirsiz bir blgedir. Neuf
chtel peynirlerinin en ktleri orada yaplr, ekin de hayli paMADAME BOVARY
83

halya mal olur; nk bu kum ve akl dolu gevrek topra verimli klmak iin bol bol gbre
lazmdr.
1835 ylma kadar, Yonville'e gitmek iin araba yolu yoktu; fakat o yllarda, Abbaville yolunu
Amiens yoluna birletiren ve Rouen'den Flandres'a giden arabaclarn bazen faydalandklar bir
kasaba yolu yapld. Ama, Yonville-l'Abbaye, Bu yeni klara ramen, olduu gibi kald.
Ahalisi, tarm dzeltmeye alacaklarna hl, fiyatlarn dmesine bakmaz, ayr
yetitirmekte inat ederler; tembel ky, ovadan ayrlp kendiliinden rmaa doru byyp
gitmitir. Ta uzaktan grlr, rmak kenarna uzanm hali ile, su banda le uykusuna yat-,
m bir inek obann andrr.
Tepenin eteinde, kpry getikten sonra balayan, iki tarafna akakavak fidanlar dikilmi
ose, doru kasabann ilk evlerine gtrr. Her yan itlerle evrilmi olan bu evler, kimine
merdiven, kimine yemi sr dayanm, kiminin dallarna oltalar ve oraklar aslm sk yaprakl
aalar altnda oraya buraya dalm, araphane, arabalk, taktirhane gibi binalarla dolu
baheler ortasndadr. Gzlere kadar geirilmi birer kalpa andran saman rtl saaklar,
gbekli camlarnn ortas ie dibi gibi dml bask pencerelerinin te ikisini rter. aprazvari kara takozlu al duvara bazen clz bir armut aac abanr; zemin katlarnn kapsna da,
eie kadar gelip. elma arabna batrlm, kara ekmek krntlarn yiyen civcivlerin ieri
girmesine mani olmak iin, alak, bir tarafndan itilince dnen birer tahta perde konulmutur.
erlere doru gittike baheler darlar, evler sklar, itler kaybolur; bir pencere altnda, bir
sprge sapna aslm bir demet ereltiotunun salland grlr; nalbandn oca nnden
geilir; sonra, kapsnda soka igal eden iki yeni yk arabas bulunan arabac ustasnn
dkkn gelir. Sonra, bir parmaklk arasndan, parman azna gtrm, skta aran bir
ak heykeli ile ssl yuvarlak bir imenlik arkasndan beyaz bir ev grnr; ta merdivenin iki
tarafnda, dkme demirden birer saks vardr; kapda, parl parl yanan armal levhalar asldr,
buras noterin evidir ve kasabada bundan gzeli yoktur.
Kilise, sokan br tarafnda, yirmi adm tede, tam meydana klan yerdedir. Onun etrafn
eviren ve ancak gse kadar gelen bir duvar iine alnm kk mezarlk o kadar
84
MADAME BOVARY
doludur ki, yere dz dz konuvermi beyaz talar birbirine bitiik gibidir, otlar orada
kendiliinden, muntazam, drt ke bekler meydana getirmitir. Kilise, X'uncu Charles'n
saltanatnn son yllarnda yeniden yaplmtr. Ahap kubbe tepesinden rmeye yz tutmu,
mavi boyas da yer yer koyulap sararmtr. Kapnn zerinde, erganunlarn bulunmas lazm
gelen yerde, arklarla basldka gcrdayan bir dner merdivenle -1 klan, erkeklere mahsus
bir mahfil vardr.
Dz renk camlardan giren k, duvar boyunca dizilmi ve kimisine, zeri: Buras falann
yeridir yazl paspaslar mhlanm sralar yandan aydnlatr. Daha tede, binann darald
yerde, gnah karma yerinin karsnda, saten fistan giydirilmi, bana pullu bir tl rtlm,
elmack kemiklerine Sandwich adalarnn kadn mabudu gibi allk srlm bir Meryem Ana
heykeli vardr. Byk mihrabn zerinde, drt amdan arasnda, Kutsal Aile tablosunun bir
kopyasdr ki> bunun da altnda ileri Bakannn Hediyesidir cmlesi yazldr. Kilisede
grlen bundan ibarettir. Koroya ait yerin am tahtasndan iskemleleri boyasz- braklmtr.
Yirmi kadar direk zerine atlm, kiremit rtl bir damdan ibaret olan sebze hali, Yonville'in
byk meydannn hemen hemen yarsn kaplamtr. Paris'ti bir mimarn planna gre yaplm
belediye dairesi, eczacnn evinin yanndaki kededir. Grek tapmaklarn andrr bir binadr.
Zemin katnda, onia slubunda stun, birinci katta tam kemerli divanhane ' vardr; bunun
zerindeki kubbeye de, bir ayan zgrlk Ya-sas'na basm, bir ayanda da adalet
terazisini tutan bir Gaule horozu oturtulmutur.
Fakat gze en ok arpan ey, Altn Aslan Oteli'nin yannda, M. Homais'nin eczanesidir! Hele
akam vakti, ifte cereyanl gaz lambas yanp da, camekn ssleyen krmz, yeil kavanozlar
o iki renk klarn uzaa, yere serdiler mi, havai fieini andran o klar arasndan bir bakn,
kollarn masasna dayam eczacy, grrsnz. Ev yukardan aaya kadar, kimi dz, kimi
yuvarlak, kimi matbaa ii taklidi harflerle yazlm; Vichy, Seltz, Bareges sular, kan
temizleyici murab-balar, Raspail ilac, Arabistan unlar, darcet haplar, Regnault macunu,
sarglar, lapalar, shhi ikolata, vs. gibi trl ilanlarla kapldr. Dkknn geniliine byk
tabelada da, yaldzl

MADAME BOVARY
85
harflerle: Homais, Eczac yazldr. Dkknn dibinde, tezghn .zerine mhlanm byk
terazilerin arkasnda, bir caml kapnn stnde Laboratuvar kelimesi okunur. Bu kapnn
ortasnda, siyah zemin zerine yaldzl harflerle, Homais ad bir daha yazlmtr.
Yonville'de grlecek baka bir ey yoktur. Bir kurun atm uzunluunda, iki tarafnda birka
dkkn bulunan sokak (Kasabann biricik soka), yolu dndnz m kesiliverir. Onu sada
brakp Saint-Jean tepeleri etei takip edilince, ok srmez, mezarla varlr.
Kolera salgnnda, mezarl bytmek iin duvarlardan biri ksmen yklm, acre toprak
daha satn alnmsa da, mezarlar, eskisi gibi, kapya bir kme halinde devam ettikleri iin bu
ksm bo kalmtr. Asl iinden baka mezarclk ve kilise hademelii eden, bylelikle her
cenazede iki katl kazanc olan beki, bo topraktan istifade edip patates ekmitir. Ama kk
tarlas yldan yla darlayor, bunun iindir ki, memlekette bir salgn olunca beki, cenaze
sklat diye sevinsin mi, yoksa mezarlar oald diye keder mi etsin, bilemiyor. Bir gn papaz
dayanamad:
Siz llerin srtndan geiniyorsunuz... Lestiboudois! dedi.
znt veren bu sz onu dndrd ve bir sre iine engel oldu; fakat Lestiboudois, patates
ekmee hl devam ediyor ve:
Ne yapaym, kendiliinden yetiiyor!., demekten sklmyor.
Anlatacamz hadiselerden beri Yonville'de hibir deiiklik olmamtr. Kilisenin an kulesi
zerinde tenekeden renkli bayrak dnp duruyor; tuhafiyecinin kapsna asl, alaca bezinden
iki flama, rzgr estike sallanyor; eczacnn dltleri, birer beyaz kav yuma gibi, amur
rengi ispirtonun iinde ryor ve otelin byk kaps zerinde, yamur yiye yiye solmu altn
aslan, fino tyn andran kvrck yelesini yolculara hl gsteriyor.
Bovarylerin Yonville'e varacaklar akam, o otelin sahibi dul Madam Lefranois o kadar tela
iindeydi ki, tencereleri banda urarken alnndan iri ter damlalar akyordu. Ertesi gn
kasabada pazar kurulacakt. imdiden etleri kesip tavuklar te86
MADAME BOVARY
mizlemek, orba ve kahve piirmek lazmd. Bundan baka, her zamanki mterilerinin,
doktorla karsnn ve hizmetinin yemekleri hazr edilecekti; bilardo bandan kahkahalar
geliyordu; kk salondaki deirmenci, iki getirilmesi iin barp duruyorlard; odun alaz
alaz yanyor, kmr atrdyor, mutfan masas zerine, i et paralar arasna ylm
tabaklar, zerinde spanak kylan ktn sarsntsndan boyuna titriyordu. Kmesten de,
hizmetinin boazlamak iin tutmaya alt tavuklarn barmalar duyuluyordu.
Yeil mein terlikli, kadife takkeli, srma pskll hafif iek bozuu bir adam, srtn ocaa
vermi, snyordu. Yznde, kendi halinden memnun olmaktan baka hi bir ifade yoktu; ba
ucunda asl saka kuu, kam kafesinde ne kadar kay-gusuzsa bu adam da hayatta o kadar
tasasza benziyordu: te Yonville-l'Abbaye'nin eczacs.
Otelci kadn:
Artemise! diye baryordu, biraz al rp topla, srahileri doldur, rak getir, abuk ol!..
Beklediiniz misafirlere yemekte tatl diye ne vereceiz, onu bile kestiremedim! Aman
Allahm!.. Bilardo salonundaki g irketi adamlar yine kyamet koparyor! Arabalarn da
byk kapnn altna braktlar, deil mi? Krlang gelince devirip bir yann krar! Sen Polyte'i
ar da arabala ekiversin... nan olsun, Monsieur Homais, sabahtan beri belki on be parti
oynayp sekiz testi elma arab itiler!..
Elinde kevgiri, onlara uzaktan bakarak:
Bir ey deil, uhay yrtacaklar... dedi. M. Homais:
Ne kar? dedi, yenisini alrsnz. Dul kadn haykrr gibi:
v Ne? dedi. Yani bir bilardo mu alaym?
Gryorsunuz ki bunun tutar yeri kalmam. Madame Lefranois, size ka kere syledim,
yine de syleyeyim: Siz bundan zarar greceksiniz, hem pek ok. imdiki oyuncular ke
deliklerinin dar, istekalarn ar olmasn istiyor. Artk bilee bakan kalmad, her ey deiti...
nsan zamanna ayak uydurmal... Tellier'ye baksanza...
Otelci kadn fkesinden kpkrmz kesildi. Eczac devam etti:
MADAME BOVARY

87
Ne derseniz deyin, onun bilardosu sizinkinden iyi; birinin aklna gelip de, olur a, ya Polonya
veya Lyon'da evi bark su altnda kalanlar yararna vatani bir bilardo msabakas tertip edilse...
Otelci kadn iri omuzlarn silkerek M. Homais'nin szn kesti:
Biz yle ulsuzlardan m ylarz?.. Hadi hadi! Monsieur Homais, Altn Aslan sa kaldka,
mterisi eksilmez. Bizim srtmz yere gelmez, ama bir sabah, hem de pek yaknda, Cafe
Franais'yi kapanm, kepengine de koca bir yafta aslm grrseniz hi amayn!..
Kendi kendine sylenir gibi devam etti:
Bilardoyu deitirmeliymi... amar katlayp tlemek iin ne kadar iime yaryor; hem
av vakti, onun stnde alt kii yatrdm bile oldu... Hivert miskini de nerede kald?
Eczac sordu:
Beylerin yemeini karmak iin onu mu bekleyeceksiniz?
O beklenilir mi?.. M. Binet'yi ne yaparz? Grrsnz, saat alty alar almaz, kapdan girer.
Her iini saat gibi yapmakta ei emsali yoktur. Daima da kk salonda yeri hazr olmal!
Kafasn kesseler baka yerde yemez! Her eye de bir bahane bulur. yle elma arabn
beenmez. M. Leon da aksine; onun yedilere yedi buuklara kadar gelmedii olur; nne ne
verilse bakmadan yer. Ne iyi delikanl! Bir kere olsun azndan sert bir sz duymadm.
Elbette! Terbiye grm bir adamla vergi tahsildarl eden bir jandarma emeklisi bir olur
mu?
Saat alty vurdu. Binet kapdan girdi.
Arkasndaki lacivert redingot, zayf vcudunun etrafna hibir buruuk oluturmadan dmdz
dyor, tepeden eritle balanm kulaklkl mein kasketin yar kalkk gnelii altnda,
mifer giye giye ezilmi gibi, dazlak aln gzkyordu. Siyah uha yelei, kl yakal, gri
pantolonu vard; ayaklarna da k yaz, parmaklar kntl olduundan, iki yan ikin, prl prl
boyal izmeler giyerdi. ene kemiinin altndan dolap, ufack gzl, kemerli burunlu, donuk
uzun yzn bir tarh evresi gibi kuatan sar sakalnn bir kl bile izgisinden tamyordu.
Kat oyunlarnn hepsinde usta ve iyi bir avc olan bu adamn
88
MADAME BOVARY
inci gibi de yazs vard; evine bir torna almt, vakit geirmek iin peete halkalar yapar, bir
sanatkr kskanl ve bir bourgeois cimrilii gsterip bunlar datmaz, evini bunlarla
doldururdu.
Kk salona doru yrd. Fakat nce oradan deirmenciyi karmak lazm geldi; taba,
ka, atal getirilinceye kadar Binet sobann yanndaki yerinde azn bile amadan durdu;
sonra deti zere kapy kapatp kasketini kard.
Eczac, otelci kadnla yalnz kalnca:
u adamn azndan hibir zaman gnl okayan bir sz kmaz! dedi.
Otelci kadn cevap verdi:
O hep byledir... Geen hafta buraya iki yolcu inmiti; kuma komisyonculuu
ediyorlarm. Tatl dilli, tuhaf iki delikanl; akam oturup bir yn hikaye anlattlar; glmekten
gzlerimden ya geldi. nanmazsnz, M. Binet karagz bal gibi, azn bile amad.
Eczac:
yle, dedi; herifte hayal yok, dokunakl bir sz yok, hasl insan meclis adam yapan
zelliklerden hibiri yok.
Otelci kadn:
Ama, dedi, imknlar olduunu sylyorlar. M. Homais parlad:
mknlar m?.. Onda ne imkn olur?.. Sonra biraz sakinleip:
Belki, dedi, kendi mesleinde bir deeri vardr. Olur a!.. Biraz durup ilave etti:
Birok nemli ileri olan bir tccarn, yahut bir hukukunun, bir tabibin, bir eczacnn,
zihninin pek megul olmasn anlarm; tarih kitaplarnda bunun ok rnei vardr. Belki yle
adamlar kafalarnn iinde bir eyler dnr. Mesela benim ka defa bamdan geti: Bir
etiketin zerini yazmak iin kalemimi masann stnde ararm, ararm, bir de bakarm ki
kulama ilitirmiim.
Madam Lefranois o srada kapya kp Krlang geliyor mu diye bakt: rperiverdi. Karalar
giyinmi bir adam birdenbire mutfaa girdi. Akam afann son klar iinde, al al yanakl,
pehlivan yapl olduu farkediliyordu.

MADAME BOVARY
89
Otelci kadn, minenin zerine sra sra dizilmi, mumlar dikilmi bakr amdanlardan birini
alp:
Buyurun, rahip efendi, dedi; bir emriniz mi var?.. Ne iersiniz?.. Biraz frenk zm urubu,
bir bardak arap...
Papaz gayet nezaketle reddetti. Geen gn Ernemont Manastrnda unuttuu emsiyesini
aramaya gelmiti; onu akam evine gndermesini Madam Lefranois'dan rica ettikten sonra
kiliseye gitmek zere kt; Angelus de (1) alyordu.
Ayak sesleri meydandan uzaklap iitilmez olunca eczac, papazn deminki hareketinin byk
bir mnasebetsizlik oldu-; unu syledi. Onun, sunulan bir kadeh ikiyi reddetmesini, en irkin,
en pisinden bir iki yzllk sayyordu; M. Homais'ye baklrsa papazlar kimseye gstermeden
kafay ekiyor ve yine: dme (2) gnlerini getirmeye alyordu.
Otelci kadn papaz savunmaya kalkt:
Ama o, sizin gibi drt tanesini dizi zerine kvrverir. Geen yl bizim saman boaltanlara
yardm etti; alt demeti birden kaldrd oluyordu, o kadar kuvvetli.
Eczac:
Aferin, dedi, siz de kalkp kzlarnz byle gl, kuvvetli heriflere gnderin de gnahlarn
karsn! Ben, hkmetin yerinde olsam, papazlardan ayda bir kan aldrtrm. Evet, Madam
Lefranois, her ay, yle bol bol bir hacamat, inzibat ve ahlak namna!
Susun, Monsieur Homais! Siz kfirin birisiniz. Ne dininiz var, ne imannz!..
Eczac cevap verdi:
Neden olmasn, benim de dinim var, hem benimki, o trl trl hokkabazlklar,
maskaralklar eden heriflerin hepsi-ninkinden ileri... Bilakis, ben Allah'a taparm. Bizi, vatanda
ve aile babas vazifelerini grelim diye bu dnyaya getiren, ad ne olursa olsun, bir Yce Varlk,
bir Yaradan bulunduuna inanrm. Ama, kiliseye gidip gm tabaklar pmeye, bizden iyi yiyip
ien birtakm soytarlar kesemden beslemeye gereksinme duyamam; nk insan Allah'a
saygsn bir ormanda, bir tarla(1) Kilisenin duaya aran an.
(2) htilalden nce kiliseye ve derebeylerine verilen aar vergisi.
90
MADAME BOVARY
da, hatta eski-zaman adamlar gibi, gk kubbeyi seyretmekle de gsterebilir. Benim Allah'm
Sokrat'm, Franklin'in, Voltaire'in, Beranger'nin Allahdr., Ben Savua Papaznn Aments ile 89
ihtilalinin lmez prensiplerine taraftarm. Yoksa, bahesinde elinde bastonu ile dolaan,
dostlarn balinalarn karnna yerletiren, bir feryat koparp len ve gn sonra yeniden dirilen
bir Tanr kabul edemem. Bunlar, aslnda manasz, stelik fizik kanunlarnn hepsine aykr
eylerdir; sras gelmiken syleyeyim, papazlarn teden beri kendileriyle birlikte halk da
srkleyip bulank suda bomaya zorladklarna, ne korkun bir bilgisizlik iinde rmekte
olduklarna bu da bir delildir.
Sustu; gzleri etrafnda bir dinleyici kalabal aryordu; nk eczac, galeyana gelip bir an
kendini, belediye meclisi toplantsnda sanmt. Ama otelci kadnn artk onu dinledii yoktu.
Onun kula, uzaktan gelen bir grltdeydi. Topra dven gevek nal akrtlaryle kark bir
araba sesi iitiliyordu; nihayet Krlang kapnn nnde durdu.
Bu, tente hizasna kadar kp yolcularn etraf seyretmesine mani olan ve stlerini balarn
kirleten iki koca tekerlein tad san bir sandkt. Dar pencerelerinin kk camlar, araba
kapalyken, ereveleri iinde zngrdyordu. stlerinde belki krk yllk bir toz tabakas vard ki,
bunun urasnda burasnda kalm amur lekelerini artk saanaklar bile temizleyemi-yordu.
Arabaya, en ndeki tek bana, arkadaki ikisi yan yana giden hayvan koulmutu; inilerde
arabann dibi sarsla sar-sla yere arpyordu.
Yonville ahalisinden birka meydana gelmiti; hep bir azdan konuup haber, izahat istiyor,
sepetlerini soruyorlard. Hivert hangisine cevap vereceini bilemiyordu. Kyle ehir arasnda
emanetilii o yapard. Dkknlara gider, kunduracya ksele, nalbanta demir, hanmna bir f
ringa bal getirir, terziden smarlanm hotozlar, berberden ktk sa alrd; dnte yol
boyunca, paketleri bahelerin itlerinden atarak datr, bunun iin ikide bir yerinden dorulur
ve hayvanlar durdurmadan avaz kt kadar barrd.

Balarna bir i gelmi, ge kalmlard: Madam Bovary'nin tazs kam, tarlalar arasnda
kaybolmutu. Tam bir eyrek saat, belki daha fazla, hayvan slkla armlard. Hatta Hivert,
her dakika onu grdn sanp, yarm fersah geri dnMADAME BOVARY
91
mt; nihayet yola devam ettiler. Emma alam, kzm, bu felketi Charles'dan bilmiti.
Onunla beraber arabada bulunan kuma M. Lheureux, byle kaybedilmi kpeklerin uzun
yllardan sonra efendilerini bulup tandklarn birok misallerle anlatarak kadn avutmaya
alt.
Bir tanesi, dedi, stanbul'dan Paris'e kadar gelmi. Bir tanesi de drt rma yzerek geip
elli fersahlk yoldan dnm; babamn da bir tyl finosu vard, kayboldu; tam on iki yl sonra,
babam bir akam ziyafete giderken kpek onu tanyp sokakta srtna atlmasn m!..
II
Arabadan nce Emma atlad, arkasndan da sra ile Felicite, M. Lheureux, bir emzikli kadn indi;
karanlk basar basmaz, oturduu kede derin bir uykvuya dalan Charles' zorla uyandrdlar.
M. Homais karlamaya kp kim olduunu bildirdi; Hanmefendiye ve Doktor Beye sayglarn
sundu, onlarn hizmetinde bulunabilmi olmaktan zevk duyduunu syledikten sonra ahbapa
bir eda taknp kendini davete cesaret ettiini, zaten karsnn Yonville'de olmadn anlatt.
Madam Bovary, mutfaa girince sobann bana gitti. ki parmann ucu ile elbisesini dizkapa
hizasndan tuttu, topuklarna kadar kaldrd ve siyah potinli ayan, kzaran koyun butunun
zerinden aleve doru uzatt. Ate onu batan ayaa kadar aydnlatyor, berrak bir k halinde
elbisesinin dokusuna, beyaz teninin dz gzeneklerine, hatta arada bir krptrd gzlerinin
kapaklarna doluyordu. Yan ak kapdan rzgr estike kadnn zerinden byk bir krmz
renk geiyordu.
Sobann teki tarafmda, san sal bir delikanl Emma'ya sessiz sessiz bakyordu.
Noter Guillaumin'in yannda ktiplik ettii bu Yonville'de pek skld iin M. L6on Dupois (Altn
Aslan Oteli srekli mterilerinin ikincisi ite bu genti), belki akam konuulacak bir yolcu
iniverir midiyle yemek vaktini uzatrd. ini bitirdii gnler, ne yapacan bilmediinden, tam
saatinde gelip orbadan peynire kadar M. Binet ile ba baa oturmaya aresiz katla92
MADAME BOVARY
nrd. Otelci kadn, o akam yemee yeni gelenlerle beraber oturmasn teklif edince M. Leon
sevinle kabul etti. Byk salona getiler; Madame Lefranois atafatl olsun diye, drt kiilik
sofray oraya kurdrmutu.
Homais, nezleden korktuu iin, takkesini karmamasna msaade istedi. Sonra yanna oturan
Emma'ya dnp:
Hanmefendi hi phesiz biraz yorgundur, dedi. Bizim Krlang'ta insan yle fena sarslr
ki!
yle ama, dedi, yolculuk her zaman houma gider; yer deitirmeyi pek severim.
Noter ktibi iini ekerek:
Mhlanm gibi hep bir yerde kalmak, dedi, ne kadar skcdr.
Charles atld:
Siz benim gibi hep at srtnda dolamaya mecbur olsaydnz...
Leon, Madame Bovary'ye hitap ederek:
Bana yle geliyor ki, dedi, dnyada bundan tatl bir ey olmaz. Ama elimizde olursa... diye
ilave etti.
Eczac:
Zaten, diyordu, tababet icras bizim buralarda yle pek ar deildir; zira yollarmz araba
kullanmaya uygun olduu gibi, iftilerimizin hali, vakti yerindedir, creti esirgemezler. Shhi
durum asndan barsak iltihab, bronit, safra hastalklar vesaire gibi alelade
vakalardan baka hasat vakti ara sra stma nbetleri gzkrse de yle tehlikeli, kayda deer
zel bir ey yoktur; ancak birok sraca vakalar vardr ki, bunlarn da sebebi, hi phesiz,
kylerimizdeki evlerin shhi koullar asndan pek ac bir halde olmasdr. Bir de unu
syleyeyim ki, Monsieur Bovary, hayli batl itikatlarla mcadeleye mecbur olacaksnz; ilminizin
gayretleri karsna her gn, alklk, grenek mahsul birtakm inatlar kacak; nk hl,
hekime veya eczacya mracaat lazm geldii yerde dokuz gn tvbelerine, kutsal emanetlere,

papaza bavuranlar oluyor. Bununla beraber, dorusu buralarn iklimi hi de fena deildir,
hatta yrede doksanna ermi birka kiimiz var. Termometre (gzlemleri kendim yaptm)
kn drde kadar iniyor, en scak mevsimde yirmi be, otuz dereceye ykseliyor. Bu
Reaumur-de", azami yirmi drt, baka bir deyile Fahrenheit'te, yani ngiMADAME BOVARY
93
z lsnde elli drt eder, fazla deil! Gerekten, bizi bir yandan Argueil orman kuzey
rzgrlarna, br yandan Saint -Jean tepesi bat rzgrlarna kar muhafaza eder; mamafih
bu s, rman nerettii su buhar ve ayrlarda birok hayvan bulunmas yznden
malumunuzdur ki o hayvanlar bir hayli amonyak, yani azot, hidrojen ve topran trab
nebatisini kendine ekerek, btn bu tebahhurat birbirine kartrp bir huzme halinde
toplayarak ve bir yandan da kendiliinden hav-y nesimde bulunmas muhtemel elektrie
kararak, nihayet scak memleketlerde olduu gibi birtakm shhate zararl miyasmoslar hasl
edebilir; byle olmakla beraber bu harareti, geldii, daha dorusu gelmesi icap ettii taraftan,
yani gney tarafndan gneydou rzgrlar tadil eder ki, rzgrlar, Seine nehrinde
kendiliklerinden serinleir ve bize bazen birdenbire, Rusya meltemleri gibi estikleri olur (1).
Madame Bovary, delikanl ile konumasna devam ederek:
Bari, dedi, civarda gezilecek yerler var m?
Pek az. Kk dan tepesinde, ormann kenarnda Otlak denilen bir yer var. Bazen pazar
gnleri oraya gider, kitabm aar, gnein batn seyrederim.
Bence gnein bat kadar hayranla deer hibir ey yoktur, ama bilhassa deniz
kysndan seyredilmeli.
M. Leon:
Ah! dedi, ben denize baylrm. Madame Bovary cevap verdi:
Seyretmesi bile ruhu ykseltip insana sonsuz ideal fikirleri ilham eden o snrsz uzaklk
zerinde zekmz, hislerimiz daha serbeste alyor; size de yle gelmiyor mu?
Da manzaralar da yledir, dedi. Akrabamdan biri geen sene svire'de seyahate kmt,
gllerin iiri, alayanlarn letafeti, karl dalarn o heybetli, birer dev gibi duruu akla hayale
smaz diyor. Sellerin ortasnda inanlmayacak kadar byk am aalar, uurumlar kenarnda
asl kulbeler, bulutlar
(1) Homais'nin ukalaca nutuklarn tamamyle eski dile evirmek belki daha doru olurdu; fakat
cesaret edemedim, ancak birka bileim braktm. Son cmlelerin karkl, aslnda olduu
gibi, isteyerek braklmtr. (N.A.).
'
;
94
MADAME BOVARY
alnca da ayaklarmzdan bin kadem aada boydan boya vadiler gzkrm. Byle
manzaralar herhalde insan coturur, ibadete, vecde sevkeder! Bir mzisyenden bahsederler,
hayalini daha ok coturmak iin gidip muhteem bir manzara karsnda piyano alarm; buna
hi hayret etmem. Kadn sordu:
Siz mzikle megul olur musunuz?
Bir ey almam, ama pek severim...
Homais, tabana eilerek delikanlnn szn kesti:
Onun szne bakmayn, Madame Bovary, alakgnlllnden yle sylyor. Ne
diyorsunuz, azizim! Geen gn odanzda Ange Gardien'l (Koruyucu Melek) bir syleyiiniz vard,
insan mest ediyordu. Sizi laboratuvanmdan dinledim; bir aktr gibi tane tane sylyordunuz.
Leon gerekten eczacnn evinde, ikinci katn meydana bakan bir odasnda otururdu. Ev
sahibinin bu iltifatna kzard; fakat M. Homais, hekime dnmt, ona Yonville'in balca
sakinlerinden bahsediyor, onlarn hakknda hikayeler anlatyor, malumat veriyordu. Noterin
servetinin neye bal olduunu kimse bilmiyordu, bir de Tuvache ailesi vard ki, hayli dert
karyordu.
Emma sordu:
Hangi mzii tercih edersiniz?..
phesiz Alman mziini; insan hlyalara daldrr.
Theatre des Italiens'i bilir misiniz?..
Daha bilmiyorum; gelecek yl hukuk tahsilimi bitirmek zere Paris'e gideceim, o zaman
grrm.

Eczac:
u kaan Yanoda zavallsndan bahsederken muhterem zevcinize de anlatmtm, dedi, onun
yapt delilikler sayesinde Yonville'in en rahat evlerinin birinden istifade edeceksiniz. Evin bir
hekim iin en byk iyilii, aalkl bir yola alan, kimse grmeden girip kmaya msait bir
kaps bulunmasdr. Zaten bir ailenin houna gidecek her ey var: amarlk, kilerli mutfak,
oturma odas, yemi kileri, her ey. Yanoda keyfini bilir, masraftan kamaz bir adamd!
Bahenin bir ucunda havuz bana, yazn oturup souk bira imek iin bir de kameriye yaptrd;
hanmefendi bahe ileri ile uramasn severse...
Charles:
MADAME BOVARY
95
Bizim hanm yle eylerden holanmaz, dedi; ona ka kez biraz jimnastik yapmas sylenildi
ama odasna kapanp kitap okumay tercih ediyor.
Leon:
Ben de yleyimdir, dedi; akam rzgr pencereye vurur, lamba yanarken atein bana
oturup bir kitap amaktan daha tatl ne var ki?
Emma, iri iri kara gzlerini ona dikerek:
Deil mi?., dedi. Leon devam ediyordu:
nsan bir ey dnmez, saatler akp geer. Hi kml-damakszn, grr gibi olduunuz
lkelerde dolarsnz; dnceniz hayalle sarma dola olarak ayrntlar iinde oynar, yahut
servenlerin evresini izler, ahslara karr; onlarn elbiseleri altnda kendi kalbiniz arpyor
sanrsnz.
Emma:
ok doru!.. ok doru!., diyordu. Leon:
Bilmem size de hi oldu mu?.. Bazen insan bir kitapta kendinin de aklndan gemi bir fikre,
t derinden hatra gelen silinmi bir hayale rastgelir ki bu, en ince hissinizi anlatyor sanrsnz.
Emma:
Onu ben de hissettim, dedi.
Bunun iindir ki ben bilhassa airleri severim. iiri nesirden daha kalbe yakn buluyorum,
insan daha ok alatyor.
Emma:
Ama, dedi, sonunda insan yoruyor; imdi ben bilakis bir solukta okunan hikayeleri, korku
veren ykleri seviyorum. Hayatta ok rasgelinen alelade ahslar, lml duygulan anlatan
romanlardan nefret ediyorum.
Noter ktibi:
Hakikaten, dedi, o eserler kalbe tesir etmedii iin, bana yle geliyor ki, sanatn asl
amacndan ayrlm oluyorlar. Hayatn, hlyamz inciten bin bir hali arasnda., dncemizi
sylu yaratll insanlara, saf sevgilere, mutluluk tablolarna balayabilmek ne kadar tatldr.
Burada hayattan uzak yaayan benim biricik zevkim, biricik elencem bu; ama insan
Yonville'de okunacak ok bir ey bulamaz ki!..
96
MADAME BOVARY
Emma:
Buras da phesiz Tostes gibi, dedi; bunun iin ben daima, kira ile kitap veren bir
ktphaneye abone oldum.
Bu son szleri duyan eczac:
Hanmefendi kabul etmek ltfunda bulunurlarsa, dedi, btn ktphanem emirlerine
amadedir; en iyi yazarlarn eserlerinden meydana gelmitir. Voltaire, Rousseau, Delille,
Walter Scotte, L'Echo des Feuilletons, vb; bundan baka eitli gnlk yaynlar da vardr ki,
bunlarn arasnda, Buchy, Forges, Neufchtel, Yonville bucaklar ve civar muhabiri olmakla
onur duyduum gndelik Ruen Feneri de vardr.
ki buuk saattir sofradaydlar, nk hizmeti Artemise, eski arklarn talar zerinde avare
avare srkleyerek tabaklar birer birer getiriyor, her eyi unutuyor, hibir eyi akl almyor,
bilardo salonunun kapsn boyuna yar ak brakp mandaln duvara arpmasna sebep
oluyordu,

Leon konuurken, hi farkna varmadan, ayan Madam Bovary'nin oturduu iskemlenin


ubuklarndan birine dayamt. Kadnn boynunda mavi ipek bir boyunba vard ki bu, fitilli bir
patiska yakay, dimdik tutuyordu; Emma'nm ba ile yapt hareketlere gre yznn alt
ksm, tatl bir eda ile o yakaya gmlyor veya hafife meydana kyordu. Charles ile eczac
konuurlarken, onlar bylece yan yana, birbirini aan szlerin dnp dolap ortaklaa bir
yaknln deimez merkezine gtrd eitli konularda bir sohbete dalmlard. Paris'in
tiyatrolar, roman isimleri, yeni kadriller, bilmedikleri kibarlar lemi, Emma'nn oturmu olduu
Tostes, imdi bulunduklar Yonville; yemein sonuna kadar her eyi gzden geirip her eyden
bahsettiler.
Kahve getirildikten sonra Felicite" yeni evde oday hazrlamaya gitti; az sonra da sofradan
kalkld. Madam Lefranois kllerin banda uyuyakalmt; tavla ua da, elinde bir fener,
evlerine gtrmek zere, Monsieur Bovary ile hanmn bekliyordu. Kzl salar arasna saman
pleri karmt; sol bacandan topallyordu. teki eline de papazn emsiyesini ald ve yola
dzldler.
Kasaba uykudayd. Pazar yerinin direkleri, yere byk glgeler seriyordu. Sanki bir yaz
gecesiymi gibi toprak gpgriydi.
MADAME BOVARY
97
Fakat hekimin evi, otelden ancak elli adm tede olduundan, hemen vedalap ayrlmak lazm
geldi.
\
Emma, kapdan girer girmez, svalann soukluunun omuzlarn nemli bir havlu gibi kapladn
hissetti. Duvarlar yeniydi, ahap basamaklar gcrdyordu. Birinci kattaki odaya, perdesiz
pencerelerden beyazmtrak bir k giriyordu. Hayal meyal aa tepeleri ve daha tede, yar sis
iine gmlm, ay vurduka rmak boyunca bir buhar tabakas ykselen ayr
gzkyordu. Evin ortasnda karmakark konsol ekmeceleri, ieler, perde demirleri, yaldzl
denekler, sandalyelere ylm ilteler, yere konuvermi leenler vard, eyay getiren iki
hamal her eyi geliigzel brakvermilerdi.
Emma, bununla drdnc defa olarak bilmedii bir yerde yatyordu. Birincisi rahibeler okuluna
girdii gn, ikincisi Tos-tes'a vard zaman, ncs Vaubyessard'da, drdncs de bu;
bunlarn her biri de hayatnda sanki yeni bir safhann balangc olmutu. Emma, olaylarn ayn
yerlerde ayn biimde olabileceine inanmyordu; mademki hayatnn geen ksm fena
olmutu, bundan sonrakinin daha iyi olacandan kukusu yoktu.
III
Ertesi sabah uyannca noter ktibini, evin nndeki meydanda grd. Kendisi henz gecelik
elbisesi ile idi. Leon ban kaldrp selam verdi. Emma selam abucak iade edip pencereyi
kapad.
Le"on o gn akama kadar saatin altya gelmesini bekledi. Fakat otele girdii zaman sofra
banda yalnz M. Binet'yi grd.
Bir gn nceki yemek onun iin mhim bir hadiseydi; o zamana kadar bir hanm'la durmakszn
iki saat konutuu hi olmamt. Eskiden o kadar iyi syleyemeyecei eyleri nasl olmu da
ona, hem de yle bir dille, anlatabilmiti?.. O, genellikle, utanga bir ocuktu ve yan
sklganlktan, yan hislerini saklama isteinden gelen bir ekingenlii vard. Yonville'de onun
edebi, terbiyesi yerinde bir insan olduu sylenirdi. Yal kimselerin ileri srd dnceleri
dinler, politika bahsinde ta-MB 7
98
MADAME BOVARY
knlk etmezdi; bir gen iin ne gzel ey. Hem, birtakm meziyetleri de vard: Suluboya resim
yapar, nota okumasn bilir, ve akam yemeinden srira kat oynamayacaksa, seve seve
edebiyat sz ederdi. Bilgisi ile M. Homais'nin saygsn, sk sk ocuklar gezmeye gtrmek
nezaketini gsterdii iin de Madame Homais'nin sevgisini kazanmt. Daima stleri balar
berbat, o pek arsz ve biraz da analar gibi hantal ocuklara, hiz-* metiden baka, eczac ra
Justin de dadlk ederdi. Justin, M. Homais'nin uzaktan akrabasyd; eve acdklar iin
almlard, dkkndaki iinden baka, uaklk da ederdi.
Eczac, dorusu iyi bir komu olduunu gsterdi. Madame Bovary'ye, alveri edecei
dkknclar hakknda bilgi verdi, kendi elma arab ald adam zel olarak artt, arab
tadp iyisini seti ve fnn bodrum katna yerletirilip yerletirilmediine bakt; tereyann

ucuza alnmas iin are retti; zangoluk ve mezarclk vazifelerinden baka, ev sahiplerinin
isteine gre gndelikle veya gtr olarak Yonville'in balca bahelerine bakan Lestiboudois
ile pazarlk etti.
Eczacnn bu kadar yakndan ve dosta paralanmas sadece bakalarna bir hayr dokunmak
ihtiyacndan gelmiyordu; bunlarn altnda kendisinin de bir kar vard.
19 Ventse XI tarihli kanunun, diplomasz ahslarn hekimlik yapmalarn yasak eden birinci
maddesine aykr hareket etmiti; bu yzden birtakm gizli ihbarlar zerine Rouen'a, Krallk
savcsnn huzuruna arlmt. O yksek adliye memuru M. Homais'yi zel odasnda,
arkasnda kaln krkl cppesi, banda serpuu ile, ayakta kabul etmiti.
Bu, sabahleyin, mahkeme saatinden nce oluyordu. Koridorda, jandarmalarn koca izmeleri ile
dolatklar, daha uzaktan da, kilitlenen kap grltlerine benzer sesler duyuluyordu. Eczacnn
kulaklar nlamaya balad, o kadar ki, beynine kan hcum edip lecek sand; kendini rutubetli
zindanlara atlm, oluunu ocuunu gz yalar iinde perian, eczaneyi satlm, ieleri,
kavanozlar datlm bir halde grr gibi oldu; heyecan gesin, akl bana gelsin diye bir
kahveye girip bir kadeh rom ile Seltz suyu imek zorunda kald.
Yava yava bu ihtarn hatras zayflam, M. Homais, yine eskisi gibi, dkknn i odasnda
ufak tefek hastalklara bakmaya balamt. Fakat belediye reisinin ona kini vard, mesMADAME BOVARY
99
lektalar da ekemiyorlard; her eyden korkulurdu. Hizmetinde bulunup M. Bovary'yi kendine
ekmekle onu minnettar etmi ye sonradan iin farkna varrsa sz etmesini nlemi olacakt.
Bunun iindir ki her sabah Homais, ona gazete'yi gtrr ve ou zaman da, leden sonra,
eczaneyi bir sre brakp hekimle yarenlik etmeye giderdi.
Charles kederliydi. Hasta gelmiyordu. Bir yere oturup saatlerce hi konumadan yle duruyor,
muayene odasna kapanp uyuyor veya karsnn dikiini seyrediyordu. Vakit geirmek iin
evinde rgatlk etti, hatta boyaclarn brakt bir para boya ile, tavan arasnn duvarlarn
sslemeye kalkt. Fakat para meseleleri zihnini igal ediyordu. Tostes'taki tamirat, hanmn
elbiseleri ve g iin o kadar masraf olmutu ki, bin ecu'dan fazla tutan drahoma, iki ylda
eriyivermiti. Hem Tostes'tan Yon-ville'e tanrken bir sr eya hasara uram, hatta
kaybolmutu; arabann fazla sarsld bir srada Quincampoix kaldrmna dp tuzla buz olan
al papaz da caba!..
ok kr ki karsnn gebeliini dnmek, bu tatl tasa unu avuttu. Kadnn kurtulmas
yaklatka Charles'm da sevgisi, artyordu. Aralarnda yeni bir iliki belirip vcutlarn
yaklatracak ve sanki daha girift bir birlik ba, devaml bir his peyda olacakt. Karsnn
uzaktan tembel tembel geliini, korse-siz kalalarnn etrafna yumuack gevek etlerin
doluunu seyrettike, kar karya oturup ona doyasya baktka, koltuunda yorgun argn
vaziyetler takndn grdke sevincinden ld-ryordu. Yerinden kalkar, kadna sarlr, elleri
ile yzn okar, annecik der, dansettirmek ister ve yar gler, yar alar bir eda ile, o anda
aklna gelen trl trl tatl, akac szler sylerdi. Baba olacan dndke haz duyuyordu.
imdi hibir eksii yoktu. nsan hayatn boydan boya biliyor ve hayat sofrasna, iki kolunu
dayayp, gnl ferahl ile oturuyordu.
Emma nce byk bir aknlk duydu; sonra, analk denen eyin ne olduunu anlamak iin
kurtulmay arzu etti. Fakat istedii gibi masraf edip pembe ipek cibinlikti sepet beik, ilemeli
takkeler yaptramad iin hzne kapld, ocuk takm ile uramaktan vazgeti, onu kyn ii
kadnlarndan -birine smarlayp kendisi bir pne karmad. Bylece, annelerin efkatini
itahlandran o hazrlklarla gnl elendirmedi, belki de sevgisi, bunun iin, ta balanbcndan
bir derece snkleti.
100
MADAME BOVARY
Fakat Charles her yemekte ocuktan bahsettii iin Emma da onu devaml bir surette
dnmeye balad.
Olan istiyordu; grbz, esmer olacak, adn Georges koyacak; dnyaya getirecei ocuun bit
erkek olmas fikri, sanki gemiteki aczlerinin intikamn aldracak bir mitti. Erkek ksm, ne de
olsa, serbesttir; ihtiraslar ve memleketleri dolar, engellerden atlar, en uzak saadetlere
dilerini geirebilir. Kadnn ise nne her zaman engeller kar. Hem bir kle gibi hareketsiz,
hem de kolay eilip bklen bir yaratk olan kadnn banda, vcudunun rehaveti, kanunun

emrettii itaatler gibi dmanlar vardr. radesi, apkasnn bir eritle tutturulmu tl gibi, her
rzgrn etkisi ile rpnr; daima srkleyen bir arzu ve yine daima engel olan bir ahlak
dncesi vardr.
Bir pazar gn, seher vakti, saat altda dourdu.
Charles:
Kz!., dedi.
Emma ban evirip bayld.
ok gemedi, Madame Homais ile Altn Aslan oteli sahibi Madame Lefranois koarak gz
aydna geldiler. Eczac, saygl bir adam olduundan, aralk kapdan, imdilik birka kutlama
sz ile yetindi. ocuu grmek istedi ve onu vcuta iyi bulduunu syledi.
Nekahat gnleri srasnda, Emma kzna bir isim bulmak iin hayli urat. nce Clara, Louisa,
Amanda, Atala gibi sonu talyan isimlerine benzeyenleri birer birer dnd; Galsuinde houna
gitmiti, ama Yseult veya Leocadie'yi daha iyi buluyordu. Charles kzma anasnn adn koymak
jstedi; ama, Emma raz olmuyordu. Takvim (1) batan aa gzden geirildi, el-leme
danld.
Eczac:
------ Geen gn M. Leon'la konuuyorduk, dedi, ocuun
adn Madeleine koymaynza hayret ediyor; imdi o isim moda oldu.
Fakat Charles'n annesi kzp byle gnahkr kadn (2) adnn lafn ettirmedi. M. Homais'nin
ise, bir byk adam,
(1) Takvimlerde her gn azizeden birinin yortusu olarak gsterilir.
(2) Maria-Magdelane, nce bir gnahkr kadnd; sonra sa.'kenr diini tvbekar ve
Hristiyan yapt.
MADAME BOVARY
101
nl bir olay veya yiitlik gsterir bir kavram hatrlatan isimlere sevgisi vard; drt ocuuna
da bu usl zere ad koymutu. Bylece, Napoleon an ve erefi, Franklin de hrriyeti temsil
ediyordu; Irma belki sadece romantizme bir tavizdi, ama At-halie, Fransz tiyatrosunun en
lmez usta iine kar bir anmayd. nk, M. Homais'nin felsefi inanlar, sanat vadisindeki
hayranlklarna engel olmaz ve dnrl, hassasln bo-mazd; farklar gzetmesini bilir,
hayal ile taassubu birbirine ka-rtrmazd. rnein, Athalie tragedyasndaki fikirleri knamakla
beraber sluba hayrand; eserin ruhuna lanet ediyorsa da btn ayrntlar alklar, ahslara
fkelendii halde onlarn nutuklar ile coard. Onun balca gzel paralarn okuduka
heyecana kaplr, fakat papaz alaynn o paralardan kendi melanetleri iin faydalandklarn
dndke yreini znt kaplard; yle ki, ruhunu saran bu birbirine aykr hisler arasnda,
kararsz, hem Racine'e iki eli ile ta giydirmek, hem de onunla yle bir eyrek saat tartmak
isterdi.
Nihayet Emma, Vaubyessard atosunda Marquise'in bir tazeyi Berthe diye ardn hatrlad;
artk bu ada karar verildi ve Rouault Baba gelmeyecei iin, vaftiz babas olmas M. Homais'den rica edildi. Hediye olarak messesesi matahlarnn hepsinden birer para, yani alt
kutu hnrlap, bir kavanoz dolusu niasta peltesi, hokka hatmi murabba, ayrca da, bir
dolaptan bulup kard alt ubuk nbet ekeri verdi. Ayin gnnn akam bir ziyafet ekildi;
papaz da gelmiti; kafalar kzt.
Likrlere sra gelince M. Homais yilerin Tanns'm tutturdu; M. Leon bir Venedik havas, vaftiz
anal etmi olan ihtiyar Madame Bovary de mparatorluk zamanndan kalma bir ark
okudular, nihayet Bovary baba, ocuun getirilmesini istedi ve onu, bandan aa bir bardak
ampanya dkerek vaftiz etti. Byle mukaddesatn alaya alnmas, rahip Bournisien'i
fkelendirdi, Bovary baba Tanrlar Sava'ndan bir para okuyarak karlk verince papaz
gitmeye kalkt; hanmlar yalvanyorlard; Homais araya girdi ve papaz yerine oturttular; o da,
hibir ey olmam gibi, yar brakt kahvesini imeye balad.
Charles'n babas Yonville'de bir ay daha kalp sabahlar, meydanda ubuunu imeye giderken
giydii gm eritli asker klah ile ky halknn gzlerini kamatrd. kiye de pek
102
MADAME BOVARY

dkn olduundan sk sk hizmeti kz Altn Aslan'a gnderip bir ie Fransz raks aldrtr,
olunun hesabna yazdrtrd; boyun atklar gzel koksun diye gelininin btn kolonyalarn
harcad.
Emma onunla konumaktan hi de sklmyordu. Herif dnyay dolamt: Berlin'den,
Viyana'dan, Strasbourg'dan, subaylk zamanndan, metreslerinden, bulunduu ziyafetlerden
bahsediyor, hem nazik, ho sohbet gzkyor, hatta bazen, merdivende olsun, bahede olsun:
Charles, karmam ha!.. diyerek kadn belinden yakalyordu.
O zaman ihtiyar Madame Bovary, olunun saadeti yklacak diye kaygland ve byle devam
ederse, kocasnn, gen kadnn fikirleri zerinde kt bir etkisi olmasndan korkarak bir an
nce kye dnmeye karar verdi. Belki daha ciddi endieleri de vard. M. Bovary hibir eyden
ekinmeyecek adamlardand.
ocuk, doramacnn karsna, stnineye verilmiti; bir gn Emma onu birdenbire zledi ve krk
kp kmadn hesaplamadan, Rollet'nin evine doru yrmeye balad. Marangoz kyn ta
ucunda, dan eteinde, araba yolu ile ayrlar arasnda otururdu.
. le vaktiydi; pencerelerin tahta kepenkleri kapatlmt; mavi gn sert altnda parl
parl yanan arduaz talarndan damlarn tepesinde, sanki kvlcmlar atrdyordu. Ar bir
rzgr esiyordu. Emma yrrken kendinde bir halsizlik hissediyordu, kaldrmn akllar
ayaklarn zedeliyordu, eve mi dnsem, yoksa bir yere girip otursam m diye bir dnd.
Tam o srada M. Leon, koltuunun altnda bir tomar katla, orada bir kapdan kt. Gelip kadn
selamlad ve Lheu-reux'nun dkkn nnde, sokaa doru ilerleyen tentenin glgesi altna
girdi.
Madame Bovary kzn grmek zere yola ktn, fakat imdi bir yorgunluk duyduunu anlatt.
Leon:
Arzu ederseniz.., diye sze balad, ama devama cesaret edemedi.
Emma:
Bir iiniz var myd?., diye sordu ve ktipten ald hayr cevab zerine, kendisine yolda
olmasn rica etti.
MADAME BOVARY
103
Daha o akam Yonville'de bunu duymayan kalmamt; belediye reisinin kars Madame
Tuvauhe, hizmetisine, Madame Bovary'nin kendini lekelemekte olduunu syledi.
Stninenin evine varmak iin, sokak geildikten sonra, mezarla gidermi gibi sola sapmak ve
bask evlerle baheler arasnda, iki tarafnda kurtbar ile dolu bir kk yolu tutmak lazmd.
Kurtbarlar, yavan otlar, yaban glleri, srganlar, fundalklardan ykselen brtlenler hep
iek amt. itlerin delikleri arasndan baklnca, kulbelerin nnde, gbrede yuvarlanan bir
domuz veya boynuzlarn aa gvdelerine srten, bal inekler grlyordu. kisi, yan yana,
yava yava yryorlar, Emma, Leon'a dayanyor, Leon da admlarn kadnnkine uyduruyordu;
nlerinde bir sr sinek, scak havada uulda-yarak uuyordu.
Evi, nne glge salan bir koca ceviz aacndan tandlar. Dam kara kiremit rtl bu bask
evin at deliinden aa bir soan hevengi sarkyordu. Dikenli ite dayanm al demetleri;
yere ekili birazck marul, lavanta iei ve srklarnda iek am bezelyenin etrafn
eviriyordu. Pis bir su akp otlarn zerine yaylyordu; etrafta ne olduu pek anlalmaz birka
prt, el rts orap, krmz basmadan bir gmlek aslyd; itin zerine de Amerikan bezinden
bir yatak rts serilmiti. Tahta perde kapsnn aldn duyunca stnine, kucanda meme
emen bir ocukla kp geldi. Bir eli ile de, yz gz ban iinde, clz, kk bir olann
elinden tutmutu; Rouen'li bir apkacnn olu olan bu ocuu, babas ile anas, ticaretle-riyle
fazla megul olduklar iin, kye brakmlard.
Stnine:
Buyurun, dedi, sizin ocuk ieride uyuyor.
Evin, zemin katnda bulunan biricik odann dibinde, duvara dayal perdesiz geni bir karyola
vard; camlarndan biri krld iin, zerine yuvarlak bir mavi kat yaptrlm pencerenin
nnde bir hamur teknesi duruyordu. Kapnn arkasndaki kede, bulak musluunun ta
altnda, azna tavuk ty taklm zeytinya iesinin yanna parlak ivili pabular dizilmiti;
tozlu minenin zerine, akmak talar, mum ve kav paralar arasna bir Mathieu Laensberg
atlvermiti. Bu odada bulunan lzumsuz eylerin sonuncusu da, hi phesiz bir lavanIf

104
MADAME BOVARY
tac ilanndan kesilip alt kundura ivisiyle duvara mhlanm, boru alan, hret sembol bir
kadn resmiydi.
Emma'nn ocuu, yerde, bir kam beikte uyuyordu. Annesi onu yorgana sarp kucana ald
ve iki tarafna sallayarak ninni sylemeye balad.
Leon odada dolayordu; arkasna Nankin kumandan elbise giymi o -gzel hanm bu sefalet
manzaras iinde grmek ona bir tuhaf geliyordu. Madame Bovary kzard; Leon, gzleri ile bir
terbiyesizlik etmi olmaktan korkarak ban evirdi. Sonra Emma, ilemeli,yakasna kusmu
olan ocuu tekrar yatrd. Stnine hemen kotu ve: Yer etmez, belli bile olmaz! diyerek
yakay silmeye balad.
Bana daha neler ediyor, bir grseniz!., diyordu; btn gnm onu temizleyip kurulamakla
geiyor!.. Bakkal Camus' ye ltfen syleyiveriniz de lazm olduka bana biraz sabun versin...
Sizin iin de daha iyi olur, benim rahatsz etmemden kurtulursunuz.
Emma:
Peki, peki, dedi. Allaha smarladk, Madame Rollet. Ayaklarn eikte silerek dar kt.
Kadncaz bahe kapsna kadar beraber gitti; habire gece kalkmann ne kadar zahmetli
olduundan bahsediyordu:
Bazen yle takatsiz dyorum ki, sandalyenin zerinde uyuyakalyorum; ne olur, bana
yarm kilo ekilmi kahve braksanz, b:r ay idare eder, sabahlar stle ierim.
Madame Bovary, sabredip kadnn teekkrlerini de dinledikten sonra yrd; fakat birka
adm ilerlemiti ki bir takun-ye sesi duyup ban evirdi; yine stnine geliyordu.
Ne var?..
Kyl kadn Emma'y bir kara aacn altna ekti ve kocasndan bahsetmeye balad; kocasnn
iinden kazand, yzbann da ylda verdii alt frankla...
Emma:
Ksa kesin, dedi.
Stnine, her kelimede bir iini ekerek:
Peki, dedi; sabahlan benim yalnz bama kahve itiimi grnce ilenir diye korkuyorum;
bilirsiniz ya, erkekler...
Emma:
MADAME BOVARY
105
Vereceiz dedik ya!., diye tekrar ediyordu. Artk can skyorsunuz!
Ah hanmcm, o kadarla kalmaz ki!.. Yaralan gsnde fena fena szlar brakt. Elma
arabndan zayflyorum, diyor.
abuk olun, Madame Rollet; istediiniz ne ise abuk syleyin.
Stnine yerlere kadar eilerek:
Syleyeyim, dedi; bilmem istediim pek ok mu oldu?.. Bir kez daha selam verdi
gnlnzden ne zaman koparsa (gzleri yalvanyordu) bir testicik Fransz raks gnderiveriniz; onunla ocuun ayaklarn uarm, dil gibi yumuack ayaklar var...
Emma, stnineden kurtulduktan sonra yine M. Leon'un koluna girdi. Bir sre hzl hzl yrd,
sonra yavalad ve etrafa gezdirdii gzleri, kadife yakal bir redingot giymi olan delikanlnn
omuzuna dikildi. M. Leon'un kestane rengi, dz ve gzel taranm salar omuzlarna doru
iniyordu. Emma onun trnaklarna da dikkat etti: Yonville'de kimseninki o kadar uzun deildi.
Trnaklarna bakmak ktibin balca ilerinden biriydi; hatta bunun iin, yaz takmnda zel bir
makas bulunduruyordu.
Yonville'e, rmak boyundan dndler. Scak mevsm.de yama daha geniledii iin, rmaa
kadar inen birka basamak merdivenleri bulunan bahelerin duvarlar, ta temellerine kadar
grlyordu. Su, sessiz, koar gibi akyor ve bir serinlik hissi veriyordu; uzun ince otlar,
kendilerini iten akntya gre eiliyor ve suyun berrakl zerinde braklp yaylm, yeil bir
sa andryorlard. Bazen, kamlarn ucuna veya nilfer yaprak-. lan zerine, incecik ayakl bir
bcein konup yrmesi grlyordu. Arka arkaya gelip birbirini atlatan dalgalarn mavi
kabarcklarna gne doluyor, dallan dm ihtiyar stler, suya kl rengi gvdelerini
yanstyorlard; tede, btn civarda, ayr sanki bombotu. O saat iftliklerde yemek vaktidir;
bunun iindir ki gen kadnla yol arkada yrrken, ayaklarnn hep bir sesle topraa

arpmasndan, birbirine syledikleri szlerden ve Emma'nn vcudu etrafnda hrdayan


elbisesinin srtnmesinden baka bir ey duymuyorlard.
106
MADAME BOVARY
Sivri tepelerine ie paralar dikilmi bahe duvarlar, bir limonluk camekn gibi smscakt.
Tulalar arasnda sar ebboylar bitmiti; Madame Bovary geerken ak emsiyesinin ucu ile
dokunup onlarn kuru ieklerinin birkan ufalayveriyor-du; bazen de duvarlardan sarkan bir
hanmeli veya bir filbahar dal, emsiyenin saaklarna taklp bir sre ipein zerinden
sarkyordu.
Yaknda Rouen tiyatrosuna gelecei sylenen spanyol dans topluluundan bahsettiler. Emma:
Gidecek misiniz?., diye sordu.
stiyorum ama, bilmem mmkn olacak m?
Birbirleriyle baka bir konuacaklar yok muydu?.. Halbuki gzleri daha bir sohbetle doluydu;
sz kesilmesin diye geliigzel cmleler bulmaya alyorlard. Ama ikisi de kendilerini tatl bir
gevekliin kapladn hissediyordu; sanki ruhlar arasnda derin, srekli bir fslt vard ki, bu,
azlardan kan fslty rtyordu. Yeni duyduklar bu tatlln aknl iinde, ikisi de bu
histen bahsetmeyi, nedenini aratrmay hi dnmyorlard. Gelecek mutluluklar, scak
lkelerin kylar gibi, kendilerinden nceki genilie, zlerindeki geveklii gzel kokulu bir
meltem halinde yayar ve bu sarholuk iinde kendinden geen insan, grnmeyen ufku merak
etmeyi bile aklndan geirmez.
Bir yerde toprak, hayvan ayaklar altnda dvle dvle km, bir ukur meydana gelmiti;
orada amurun iinde birbirinden uzak talara atlayarak gemek lazm geldi. Bazen Emma bir
dakika durup ayan basacak bir yer aryor ve titreyen tan zerinde sendeliyor, dirsekleri
havada, beli eilmi, gz telal,, suya dvermek korkusuyle glyordu.
Bahenin nne varnca Madame Bovary kk tahta kapy itti, merdiveni koarak kp
kayboldu.
Leon yazhaneye dnd. Noter orada deildi; evraka bir gz att, sonra bir kalem yonttu,
nihayet apkasn alp kt.
Argueil tepesine, ormann balangcndaki otlaa gitti; amlar altnda uzand ve parmaklar
arasndan ge bakt. Kendi kendine:
Ne kadar sklyorum!.. Ah! Ne kadar sklyorum!., diyordu.
MADAME BOVARY
107
Bu kyde, Homais'den baka dostu olmadan M. Guillaumin' in emrinde yaadn dndke
haline acyordu. Kulaktan atma altn gzlk takan, krmz favorileri beyaz kravat zerine
dklen M. Guillaumin, ilk zamanlar ktibin gzlerini kamatran ngilizvari sahte tavrlarna
ramen, ruh inceliklerinden bir ey anlamazd. Eczacnn karsna gelince o, btn vilayetin
belki en iyi kadnyd: Koyun gibi halim selim, ocuklarn, anasn, babasn, akrabasn candan
seven, bakalarnn felaketine alayan, evinde her eyi geliigzel brakan, korseden nefret
eden bir kadncaz; fakat o kadar ar canl, konumas o kadar skc, hali tavr o kadar baya
ve o kadar sz bilmez bir insand ki, Leon, onun otuz ve kendisinin yirmi yanda olmalarna,
yan yana iki odada yatmalarna ve her gn grmelerine ramen, onun bir kimseye kadnlk
edebileceini, onda elbisesinden baka kadnlara zg bir hal daha bulunabileceini hi
dnmemiti.
Baka da kim vard ki?.. Binet, birka dkknc, iki meyhaneci, papaz, belediye reisi M.
Tuvache ile iki olu; bunlar da zengin, suratlar ask, dar kafal, topraklarn kendileri ekip
bien, sofralarna kimseyi armayan, son derece banaz, sohbetleri ekilmez insanlard.
Fakat bu insan yzlerinin meydana getirdii baya zemin zerinde Emma'nn yz tek olarak
kendini gsteriyordu, ama yine de hepsinden uzak gibiydi; nk Leon onunla kendisi arasnda
ne olduu tayin edilmez uurumlar hissediyordu.
lk zamanlar eczac ile beraber birka defa onun evine gitmiti. Charles onunla dost olmaya pek
istekli gzkmemiti; bunun iin Leon, bir yandan saygszlk etmek korkusu, bir yandan da
hemen hemen imknsz sayd daha ili dl bir yaknlk istei arasnda kalm, ne yapacan
bilemiyordu.
IV

lk souklar basar basmaz Emma odasn brakp salona yerleti; buras alak tavanl,
uzunlamasna bir yerdi; minenin zerinde de, aynaya dayal, dal dal bir ahtapot yuvas
duruyordu. Emma pencerenin yanndaki koltua oturur, ky halknn kaldrmdan gemesini
seyrederdi.
108
MADAME BOVARY
Leon, gnde iki defa, yazhaneden Altn Aslan oteline giderdi; Emma ta uzaktan onun geldiini
iitir, dinleyerek eilirdi; delikanl da, arkasnda hep bir biim elbise, ban evirmeden
perdenin arkasndan szlr geerdi. Fakat ortalk karardktan sonra, enesi sol avucunun
iinde, balad kanevie ii dizlerinin stnde etrafa bakan Emma, birdenbire szlen o glge
belirince bazen rperir ve hemen kalkp sofrann kurulmasn emrederdi.
M. Homais akam yemei yendii srada gelirdi. Kadife takkesi elinde, kimseyi rahatsz
etmemek iin sessiz admlarla girer ve daima: Herkese akamlar hayr olsun! diye selam
verirdi. Sonra masa bana, kar ile koca arasndaki yerine oturur, hekime hastalarnn halini
sorar, Charles da ne kadar tedavi creti alnmas gerektiini ondan renmeye alrd. Sonra
Gazetede olanlarn sz alrd. Homais, gnn o saatinde, gazeteyi hemen ezbere bilir,
gerek Fransa'da, gerek harite cereyan etmi ferdi felaket hadiselerini, yaz sahibinin
dncelerini de unutmadan, birer birer anlatrd. Fakat bu konu da ku-ruyuverince eczac,
sofrada grd yemekler hakknda fikir beyan etmeye balard. Hatta bazen yerinden yar
dorulup hanma nezaketle en yumuak, en iyi paray iaret eder veyahut hizmetiye dnp
salal yemeklerin nasl pieceini ve baharatn ne miktarda sala dokunmayaca hakknda
salklar verirdi; yemeklerin kokusundan, etin znden, usareden, jelatinden bir bahsedii vard
ki gz kamatrrd. Zaten kafasnn ii ila ve yemek tarifeleri ile kavanoz dolu dkknndan
kalabalk olan Homais, trl reeller, sirkeler, tatl likrleri kaynatmakta ustayd; en yeni icat
olunmu, az kmr sarf eden maltzlar bildii gibi, peynirleri muhafaza etmek, bozulmaya yz
tutan araplara bakmak sanatlarn da bilirdi.
Saat sekizde Justin gelir, eczaneyi kapamak iin efendisini arr. O zaman M. Homais, hele
Felicite de odada ise, ona alayl alayl bakard; rann hekimin evine gelmekten pek
holandn sezmiti.
Bizim olann aklndan bir eyler geiyor, derdi, gnahna girmeyelim ama, bana yle geliyor
ki sizin hizmetiye abay yakm!..
Fakat ikyetle anlattna gre, Justin'in daha byk bir kusuru vard; daima konuulanlar
dinlerdi. Mesela pazar akMADAME BOVARY
109
samlar Madame Homais, koltuklarda uyuyup pek bol basma yzlerini srtlanyle srte srte
indiren ocuklar alp gtrsn diye Justin'i bir kere salona ard m, onu bir daha dar
karmak kabil olmazd.
Zaten eczacnn evindeki pazar akam toplantlarna ok gelen de olmazd; adam ekitirmesi
ve siyasi kanaatleri, saygdeer birka kiinin oradan ayaklarn kesmesine sebep olmutu. Ama
noter ktibi o toplantlan hi karmazd. Kap alnr alnmaz hemen Madame Bovary'yi
karlamaya koar, atksn alr, kadnn karl havalarda ayakkaplar zerine giydii iri uha
terlikleri eczanenin masas altnda bir kenara yerletirirdi.
nce birka parti otuz bir oynanr, sonra M. Homais Emma ile ecarteye balard; Leon
kadnn arkasna geer, ona oyun retirdi. Ayakta durur, ellerini iskemlenin arkalna dayar,
kadnn topuzuna takt taran dilerine bakard. Emma iskambili atmak iin her
kmldannda fistannn sa taraf kalkard. Yukarya doru toplanlm salarndan srtna
doru inen esmerlik gitgide alr ve yava yava glgede kaybolurdu. Sonra elbisesi, kabark
bir halde iskemlenin iki yanna der, kvrmlar tekil eder, yere kadar yaylrd. Bazen Leon
izmesinin ona dediini hisseder ve birine basm gibi hemen ekilirdi.
Kat oyunu bitince eczac ile hekim dominoya oturur, Emma da yerini deitirip, dirsekleri
masaya dayanm, Illustration'u kartrmaya balard. Kendisi de moda gazetesini getirmi
bulunurdu. Leon'un yanma oturur, beraber resimlere bakarlar ve biri sayfay bitirince tekinin
de bitirmesini beklerdi. Bazen Emma ondan iir okumasn rica ederdi; Leon baygn, monoton
bir sesle okur, kane paralarda bsbtn baygn, can ekiir gibi bir eda taknrd. Fakat
domino grltsnden rahatsz olurdu; M. Homais o oyunda ok ustayd, Charles'a ilklik verir,

yine de yenerdi;- oyundan sonra ikisi de ocak bana uzanrlar ve aras ok gemez, uykuya
dalarlard. Ate snp kl olur, aydanlk boalr, Leon hl okurdu; Emma onu dinler, bir
yandan da lambann, zerine arabalara binmi pierrot'lar, ellerinde terazileri ile ip cambazlar
resmedilmi tl abajurunu eli ile evirir dururdu. Leon, susup uyumu dinleyicilerini iaret
ederdi; o zaman yava yava konumaya balarlar ve syledikleri, baka kimse duymad iin,
kendilerine daha tatl gelirdi.
Bylece aralarnda bir eit birlik, srekli bir kitap ve arf
110
MADAME BOVARY
ki notas alverii balad. M. Bovary kskanlk nedir pek bilmedii iin, buna hi aldr
etmiyordu.
Charles'a isim gn, hediye olarak, frenoloji bilimine gre yaplp, ta gse kadar iaretli, mavi
boyal gzel bir kafa geldi. Bunu noter ktibi gndermiti. Zaten onun hekime sevgi ve
saygsnn daha baka belirtileri de vard, Rouen'da bir ii olun* ca gidip onu da yapard; o
zamanlarda bir romancnn kitab yal bitkiler merakn moda haline soktuundan, Leon da
hanma verilmek zere alp Krlang'ta kucanda getirmi, onlarn sert tylerine dokunup
parmaklarn kanatmt.
Emma sakslarn koymak iin pencerenin nne parmaklkl bir tahta taktrtt. Noter ktibi de
kendine byle bir asl bahe edindi; her sabah pencereden birbirlerinin iekle uramasna
bakarlard.
Ama kyn pencereleri iinde bir tanesi vard, onun, Emma 'nnki kadar bo kald olmazd:
Pazar gnleri'sabahtan akama kadar, hava ak olduu zaman her gn leden sonra, tavan
arasnn penceresi nnde M. Binet'nin, grlts ta Altn Aslan otelinden iitilen tornas
banda alt grlrd.
Bir akam Lepn- eve dnnce, odasnda, koyu zemin zerine ak yaprak ilemeli yar kadife,
yar yn bir masa rts buldu. Hemen Madame Homais'yi, M. Homais'yi, Justin'i, ocuklar,
ah kadn ard; ondan notere de bahsetti, herkes o rty grmek istedi; hekimin kars
ktibe ne diye byle hediyeler veriyor, byle cmertlik gsteriyordu? Bu herkesin tuhafna gitti
ve nihayet: Herhalde sevgilisidir de ondan! dediler.
Leon'un szleri de bu zann kuvvetlendiriyordu: Boyuna onun letafetinden, zeksndan
bahsediyordu; o kadar ki, bir gn Binet sert sert:
Bana ne? dedi. Ben onun evine gidip gelenlerden deilim ki!..
Ona, akn ilan iin ne yapacan dnp ii iini yerdi; bir taraftan onun fenasna
gitmekten ekinir, bir taraftan bu kadar korkak olduu iin kendi kendinden utanr, bu iki his
arasnda kararsz, istek ve znt ile kvranr dururdu. Sonra gayrete gelip kararn verir,
hemen bir mektup yazard; fakat bunu yrtar, baka bir gne brakr, o gn gelince de sreyi
yine uzatrd. Bazen her eyi gze almay tasarlayarak yola kMADAME BOVARY
111
t olurdu; fakat Emma ile karlanca kararndan vazgeerdi; o srada Charles eve dner,
Leon'a, arabaya binip kendisiyle beraber civardaki bir hastaneye kadar gitmeyi teklif ederdi.
Leon hemen raz olup hanm selamlar, Charles'n pei sra giderdi. Emma'nn kocas da
Emma'nn bir paras demek deil miydi?..
Emma'ya gelince o, Leon'u sevip sevmediini hi dnmedi. Onun sandna gre ak,
imek parltlar ve gk grltleri ile kendini birdenbire gsterir, gklerden dp hayat
altst eden, iradelerimizi birer yaprak gibi sken, btn kalbi uuruma srkleyen bir kasrgaya
benzerdi (1). Bilmiyordu ki, evlerin taraalarnda oluklar tkal ise, hafif yamurdan da gller
hsl olur... Bylece kalbi huzur iinde yaayp gidecekti ama, bir gn, duvarda bir atlak
olduunu seziverdi.
Bunu ubatn karl bir gnnde farketti.
leden sonra M. Bovary ile Madame Bovary, Homais ile Leon hep bir arada, Yonville'den yar
fersah tede yeni kurulan bir iplik fabrikasn gezmeye gitmilerdi. Eczac, Napoleon ile
Athalie'yi de, yrmek jimnastik yerine geer diye yanna almt, Justin de, omuzuna
emsiyeleri yklenmi, beraber geliyordu.

Herkesin grelim diye kotuu o yerde, hi de grlmeye deer bir ey yoktu. Kocaman bo bir
arsa, karmakark kum ve akl ynlar, imdiden paslanm birka ark; orta yerde de kk
kk bir sr penceresi olan drt ke bir bina... naat henz tamamlanmamt, damn
payandalar arasndan gkyz hl gzkyordu. atnn putreline aslm, baakla
(1) Byle benzerdi gibi tebih stlahlar kullanmann, Flubert'in slubuna ne kadar aykr
olduunu biliyorum. O, hemen daima istiare ile dnr. Fakat, onun her istiaresini yeni bir
istiare ile evirmeye, Trkenin selikasn bozmadan, Trke cmleye bir yabanclk kokusu
vermeden, imkn olmadn sanyorum. Herhalde benim elimden gelmiyor; bunu ancak
Flaubert gibi bir sanatkr yapabilecektir. (N.A.).
112
MADAME BOVARY
kark bir demet saman, renk (1) kurdelelerini rzgrda aklatp duruyordu.
Homais'nin az almt. Toplulua bu kuruluun gelecekteki nemini anlatyor, taban
tahtalarnn dayanklln, duvarn kalnln hesaplyor, M. Binet gibi kendisinin de srf ahsi
ilerinde kullanlmak zere yannda bir metre tamadna zlyordu.
Onun koluna girmi olan Emma biraz omuzuna yaslanm, uzakta, hafif bir sis iinde, gz
kamatrc solgunluunu etrafa yayan gnein yuvarlana bakyordu. Birden ban evirip
Charles' grd. Kasketini kalarna kadar geirmiti; kaln dudaklarnn hafife titremesi
yzne bir de alklk ktryordu; srt bile, o sakin srt bile insan sinirlendiriyordu; Emma
kocasnn btn bayaln redingotunun zerine apak serilmi gibi gryordu.
O, fkesinden bir eit iren zevk tadarak kocasna bakarken Leon bir adm ilerlerdi. Benzini
sarartan souk, sanki yzne daha tatl bir baygnlk vermiti; kravat ile boynu arasnda
gmleinin bolca yakasndan teni gzkyordu; uzun salar altndan kulann memesi
meydana kmt; Emma onun bulutlara dikilmi mavi gzlerine bakt ve onlar dalarn g
aksettiren gllerinden daha berrak, daha gzel buldu.
Eczac birdenbire:
Seni hnzr seni, diye barp olunun yanna kotu; ocuk, kunduralar beyaza boyansn
diye bir kire ynnn iine girmiti. Babasndan iittii azar zerine Napoleon alamaya
balad; Justin de bir tutam saman alm, kunduralar temizliyordu. Ama bunun iin bir bak
lazmd; Charles kendisinin-kini verdi.
Emma iinden:
Hele bak!., dedi. Kyl gibi cebinde bak tayor!.. Kra yamaya balamt, Yonville'e
dndler.
O akam Madame Bovary komulara gitmedi; Charles' uurlayp da kendini yapayalnz
hissedince sabahki mukayese, gznn nndeki iki eyi karlatryor denecek kadar bir
aklkla yeniden balad; hem bu sefer eyaya, hatrann verYani, Fransz bayrann rengi.
MADAME BOVARY
113
dii boyut genilii de katlmt. Emma yatana uzanm, atein parlak na bakyor ve
Leon'un bir eliyle uslu uslu bir buz paras emen Athalie'yi tutarak, bir eliyle de ince bastonunu
yere bastrp emesini grr gibi oluyordu. Onu pek cana yakn buluyor, bunu dnmekten
kendini alamyordu; Leon'un baka gnlerdeki baka hallerini, tavrlarn, syledii szleri,
sesinin ahengini, hsl her eyi gz nne getiriyor, pecekmi gibi dudaklarn uzatarak tekrar
ediyordu:
ok cana yakn, ok cana yakn!..
Sonra:
Acaba bir sevdii yok mu?., diye dnd. Ama kimi sevecek?.. Beni!
Leon'un kendisine k olduunun btn delilleri o anda hep birden aklna geldi, yrei oynad.
minenin alevi tavana neeli bir k halinde aksetmi, titriyordu; Emma kollarn gererek
srtst yatt.
O zaman bitip tkenmeyen yaknma balad: Felek isteseydi... Niin kabil olmasn?.. Engel
olan m var?..
Charles gece yars eve dnnce Emma, uykusundan uyanm gibi bir hal taknd ve kocasnn
soyunurken grlt etmesi zerine ba arsndan yaknd, sonra ilgisiz bir tavrla, o akam
neler olduunu sordu.

Charles:
M. Leon erkenden odasna kt, dedi.
Emma glmsemekten kendini alamad; gnln yeni bir by kaplamt, bylece uyuyverdi.
Ertesi gn ortaln karard saatte, tuhafiyeci M. Lheu-reux, Emma'y ziyarete geldi. Bu
dkknc dorusu iini bilir adamd.
Gaskonya'da doup Normandiya'da .yerlemi, gneylilere zg gevezeliine Pays de
Caux'lularin kurnazln da katmt. Yal, gevek ve sakalsz surat ak bir meyankk suyu
ile boyanma benziyor, beyaz salar da kk kara gzlerinin parlakln bir kat daha
artryordu. Vaktiyle ne i grdn iyice bilen yoktu; bazlar ayak satcl, bazlar da
Routot'da sarraflk ettiini sylerdi. Muhakkak olan bir ey varsa, o da Lheureux'nun ok kark
hesaplar zihninden yapabildiiydi; bu hususta Binet'nn bile gzn korkutmutu. Fazlasyle
nezaMB 8
114
MADAME BOVARY
ket gsterip daima birini selamlar, yahut davet eder gibi yar eilmi bir vaziyet alrd.
Krepli apkasn kapya astktan sonra, elindeki yeil mukavva kutuyu masann zerine koydu
ve bin bir trl sayg szleriyle Madame Bovary'ye, o gne kadar gvenini kazanmam
olmasndan dert yand. Onunki gibi kk bir dkkn, zarif bir hanmn dikkatini nasl
celbedebilir ki?.. Zarif bir hanm derken sesine daha bir kuvvet veriyordu. Ama gerek diki
malzemesi ve amar, gerek apka ve tuhafiye hususunda ne istedii olursa getirtebilirdi; her
ay aralksz drt kere ehre giderdi. En byk ticarethanelerle ilikisi vard. Onu bir kere
Kardeler, Altn Sakal, Byk Vahi ticarethanelerine soruverin; btn o efendiler Lheureux'yu
pek iyi tanrlar!.. Bugn, pek ender den bir frsatla eline gemi birka para eyi gstermek
iin hanm rahatsz etmiti. Kutudan yarm dzine kadar ilemeli yaka kard.
Madame Bvary yakalara bakt, sonra:
imdilik bir ey lazm deil, dedi. Bunun zerine M. Lheureux kutudan byk bir zenle
Cezair hamayls, birka paket ngiliz inesi, bir ift hasr terlik ve krek mahkmlar tarafndan
Hindistancevizinden oyulmu drt kafesli rafadan yumurta fincan kard. Sonra iki elini
masaya dayad, boynunu uzatt, belini krd, azn at, Emma'nn o eyalar kararsz kararsz
gzden geirmesine bakyordu. Ara sra, boydan boya alm hamayllarn tozunu almak ister
gibi, trna ile vuruyordu, bu darbe ile ipekliler titreyip sar pullar, akam afann mavimtrak
iinde prl prl yanyordu.
Bunlar kaa?..
Sudan ucuz, dedi, sudan ucuz; ama acelesi yok; ne zaman isterseniz o zaman verirsiniz; biz
Yahudi deiliz ya!..
Emma bir zaman dnd ve M. Lheureux'ye yine bir eksii olmadn syledi; bunun zerine
tuhafiyeci:
Baka bir sefer anlarz, dedi; ben hanmlarla daima anlarm, bir benimki ile anlaamam,
o kadar!..
Emma glmsedi.
Lheureux o latifeden sonra babacan bir tavrla:
Para iin bir dnceniz olmasn, dedi... Lazmsa ben size bulurum.
Emma hayretle bakt. Lheureux hemen sesini alaltrp:
MADAME BOVARY
115
Hem bulmak iin yle uzun uzun aramaya da lzum yok, dedi; ben sz verdim mi
gvenebilirsiniz!..
Sz deitirdi ve M. Bovary'nin o gnlerde bakmakta olduu Cafe Franais sahibi Tellier
Babann nasl olduunu sormaya balad:
Tellier Babann da nesi var Allah akna?.. yle bir ksryor ki btn evi sarsyor; bilmem
ama iyi grmyorum, yaknda ona fanila gmlek deil, am tahtasndan bir palto giydirmek
gerekecek!.. Genliinde vur patlasn, al oynasn elendi!.. Vallahi, hanmefendi, bu adamlar
dzen, tertip nedir, bilmezler!.. ini ispirto ile yakp kmr etti!.. Ama insan bir tandn
lmek zere olduunu grnce, ne de olsa tasa ediyor.

Bir taraftan eyay toplayp kutuya yerletirirken bir taraftan da hekimin mterileri hakknda
nutka girimiti. Pencerelere bakp somurtarak:
Btn bu hastalklar hep havalardan, deil mi?., dedi. Dorusu ben de kendimi pek iyi
hissetmiyorum; srtmda bir ar var, bugnlerde gelip beyefendiye bir gstermek istiyorum.
Msaadenizle, Madame Bovary; bir emriniz olursa minnettar edersiniz.
Kapy yavaa kapatt.
Emma yemeini tepsiyle odasna getirtip ocak bana oturdu; karnn doyurmas hayli uzun
srd; her eyi beendi. Hamayllar hatrna geldike:
Dorusu almadma ok iyi ettim!., diyordu.
Merdivenlerden bir ayak sesi iitti; Leon geliyordu. Hemen kalkt; kenar bastrlmak zere
konsolun zerine konulmu toz bezleri vard; en sttekini alp oturdu; L6on grnd vakit
Emma ok megul gzkyordu.
Konumalar hi de hararetli olmad, Madame Bovary ikide bir susuveriyor, Leon da ne
diyeceini pek bilemiyordu. L6on, minenin yannda alak bir iskemleye oturmu, parmaklan
arasnda fildii kutuyu eviriyor, Emma da ya dikiyor, veyahut bezin kenarn krp trna ile
bastryordu. Bir ey sylemiyordu; Leon da onun, konumasna olduu gibi sktuna davurgun susuyordu.
Kadn iinden: Zavall ocuk! diyor, delikanl da: Acaba neyimi beenmiyor?.. diye'
dnyordu.
116
MADAME BOVARY

Nihayet Leon, o gnlerde noterliin bir ii iin Rouen'a gideceini syledi.


Sizin nota aboneniz bitti; onu da yenileyeyim mi?..
Hayr.
Neden?..
nk...
Dudaklarn srd ve inenin ucundaki gri tireyi yava yava ekti. Bu diki ii Leon'u
sinirlendiriyordu. Emma'nn parmak ular zedelenir gibi oluyordu; delikanlnn aklna zarif bir
kompliman geldi, ama cesaret edip syleyemedi:
Neden?., dedi, brakyor musunuz?.. Emma birden anlmayp sordu:
Neyi?.. Ha, mzii, deil mi?.. Ne yapalm, yle olacak. Ev ileri ile uramak, kocama
bakmak lazm; daha birok eyler var... Bunlarn hepsi mzikten nce dnlecek vazifeler!
Saate bakt. Charles ge kalmt. Emma onu merak eder gibi gzkp iki defa tekrar etti:
ok, ok iyi adamdr.
Ktibin M. Bovary'ye saygs vard. Fakat ona byle bir sevgi gsterilmesi, hoa gitmeyen bir
hayret uyandrd zerinde; ama yine de onu vmekte devam etti:
Zaten, dedi, herkes kendisini vyor, zellikle eczac... Emma tekrar etti:
Dorusu ok temiz kalpli insandr. Ktip de karlk verdi:
Elbette.
Sonra Madame Homais'den konumaya balad. ou zaman onun sz alnca kl ile alay
ederlerdi. Emma, Leon'un szn keserek:
Ne kar?., dedi. Ailesine dkn bir kadn tuvalet dnmez ki!
Yine sustu.
Ertesi gnler de hep byle geti. Emma'nn szleri, hali, tavr, her eyi deiti. Ev ilerine daha
byk bir ilgi gstermeye, kiliseye muntazaman gitmeye ve hizmetisine daha sert
davranmaya balad.
Berthe'i stnineden ald. Eve misafir gelince Felicite ocuu getirir, Madame Bovary de onu
soyup vcudunu gsterirdi.
MADAME BOVARY
117
ocuklara bayldn iddia ediyordu; ocuk onun tesellisi, gnlnn elencesi, delice ihtirasyd.
Onu severken heyecana gelip, Notre-Dame de Paris'deki Sachette'i hatrlatacak ateli szler
sylerdi!.. Ama Yonville'de Hugo'nun romann okumu yoktu ki Sachette'i hatrlasn.
Charles eve dnnce terliklerini snsn diye ocak ba'na konmu bulurdu. Artk yeleklerinin
astar, gmleklerinin dmesi eksik olmuyor, pamuklu gecelik takkeleri bile dolaba kat kat istif

ediliyordu. Emma'nn, eskisi gibi onun bahede gezmek teklifine yzn ekittii olmuyordu;
hi sesini karmadan boyun edii emirlerini anlamamakla beraber onun her dediine raz
oluyordu; Leon yemekten sonra Charles'n, iki eli gbeinde, iki aya zgaralara dayal, yana
hazmn verdii hararetle kzarm, gzleri saadetle nemli ate bana kurulduunu, ocuun
yerde kilim zerinde yuvarlandn, o ince belli kadnn da koltuun arkal zerinden eilip
kocasn alnndan ptn grnce, iinden:
Ne delilik, derdi. Ona erimek iin ne yapsam ki?
Bylece Leon, Emma'nn o kadar namuslu ve yle elde edilmez bir kadn olduuna inand ki
kalbinden en kk midi bile uzaklatrd.
Fakat bu feragati ile Emma'y grlmedik bir mertebeye ykseltmi oluyordu. Onu gznde,
kendisine bir faydas dokunmayacak olan btn- cismani gzelliklerden ayrd; Emma onun
kalbinde daima ykseliyor ve sanki tanrlaacak, uup o kalpten ayrlverecek gibi oluyordu. Bu,
hayatla iliii olmayan ve ender olduklar iin iek gibi bakp yetitirdiimiz saf hislerden
biridir; ona kavumann verecei zevk, onu kaybetmekten meydana gelecek acnn yannda hi
kalr.
Emma zayflad, benzi soldu, yz uzad. Siyah salar, iri gzleri, dz burnu, bir kuunkini
andran yry ve imdi daimi olan sessizlii ile o kadnda, hayata ancak belli belirsiz
dokunarak geer gibi, alnnda ulvi bir kaderin yazsn tayor-mucasna bir hal yok muydu?..
Gayetle mahzun ve gayetle sakin, hem son derece halim, hem de son derece ekingen, yle ki,
insan, kiliselerde ieklerin mermer soukluuna karan kokusu ile titredii gibi, onun yannda
da sanki donduran bir byye kaplyordu. Onun cazibesinden yalnz Leon deil, bakalar da
kurtulamyordu. Eczac bile:
118
MADAME BOVARY
Cidden yksek bir kadn, diyordu; bir kaza merkezine de gitse yarar.
Bourgeois kadnlar onun ev idaresine, hastalar nezaketine, fakirler de insaniyetine hayran
oluyordu.
Fakat onun iini hrs, fke ve kin kemiriyordu. O dz krmal fistann altnda huzurunu
kaybetmi bir kalp gizliydi; o pek afif dudaklar, gnln strabn anlatmyordu. Emma Leon'a
kt; yalnzl aramas da onu dnp haz duymak iindi. Onun kendisini grmek, hayalin
verdii zevki bozuyordu. Leon'un ayak seslerini duyunca yrei arpar, sonra karsna knca
heyecan geip en sonunda hzne dnen bir byk hayretten baka bir ey duymazd.
Leon, Emma'mn evinden zgn kt gnler, kadnn da, onu bir an daha sokakta grmek iin
arkas sra yerinden kal-kverdiini bilmezdi. Emma onun ilerini merak eder, halini yznden
okumaya alrd. Gidip onun odasn grmeye bir bahane bulmak iin btn bir hikaye
uydururdu. Eczacnn karsn, onunla bir at altnda yatt iin mutlu sayyordu. Altn Aslan
otelinin gvercinleri pembe ayaklarn, beyaz kanatlarn oluklara sokup slatmak iin nasl o eve
gidiyorlarsa, Emma' nm dnceleri de hep o evin iinde dolayordu. Fakat Emma akn ne
kadar kuvvetle hissederse onu belli etmemek, azaltmak iin o kadar iddetle kalbinin
derinliklerine atyordu. Leon'un farketmesini ister, bunu kolaylatracak rastlantlar, felaketler
hayal ederdi. Emma'y tutan hi phesiz ki ya tembellii, ya korkusu, biraz da utancyd.
Bazen dnyor, Leon'u kendinden pek uzaklatrm olduunu, artk vaktin geip hibir mit
kalmadn sanyordu. Bylece bir fedakrlk etmi olduuna kaniydi, ama: Ben iffetli bir
kadnm diyebilmenin* ayna karsnda boynu bkk tavrlar taknmann verdii gurur ve
zevkle biraz teselli buluyordu.
Vcudu saran istekler, para hrs, sevda ekmenin verdii hzn kaynap tek bir gnl acs
oluverdi; Emma bu dnceden silkinmeye bakaca yerde ona smsk sarlyor, strab
zlyor, her eyi buna frsat biliyordu. Sofraya getirilen yemekte bir kusur grd veya bir
kapy yar ak buldu mu sinirleni-verir, alamad kadifeyi, eremedii saadeti, hlyalarnn pek
yksek, evinin ok dar olduunu dnp inlerdi.
Onu ileden karan ey, ektii ikenceyi Charles'n fark
i
MADAME BOVARY
119
bile etmemesiydi. Emma'nn nazarnda Charles'n, karsn mesut ettiini sanmas budalaca bir
hareket, bu dnmeyle gsterdii gven de deta nankrlkt. O adam iin mi byle uslu

oturuyordu? Halbuki her saadete engel olan o deil miydi? Her sefalet onun yznden kmyor
muydu? Emma'y her yanndan kskvrak balayan karmakark kayn sivri toka dili o deil
miydi?
te bylece Emma, trl skntlarnn neticesi olan kinini hep kocasnn zerine ykledi. Bu kini
azaltmak iin harcad her emek bilakis bunu oaltmaktan baka bir eye yaramyordu;
nk boa giden bu zahmet de br znt sebeplerine katlarak ayrln genilemesine
hizmet ediyordu. Kendi in duyduu efkat, iinde isyan duygular uyandryordu. Evinde
hayatn bayal onu lks fantezilere, kocasndan grd muhabbet gnahkrca arzulara
sevkediyordu. Charles'dan nefrete, intikam almaya daha ziyade hak kazanmak iin: Ah! Bana
bir el kaldrsa! dedii olurdu. Aklna gelen yrek paralayc ihtimallere bazen kendi de
ayordu; onlar dnmek, yine de gler yz gstermeye, kendi az ile mutlu olduunu
iddiaya, bah-tiyarm gibi gzkmeye, herkesi buna kandrmaya mecbur olmak!-..
Ama bu iki yzllkten kendi de tiksiniyordu. Baz gnler, Leon'la beraber ta uzaklarda bir yere
kap da talihi, bir daha denemek arzular duyard ama, ruhunda hemen ne olduu bilinmez,
karanlklarla kapl bir uurum alverirdi. Kendi kendine:
Zaten, derdi, artk beni sevmiyor ki! Benim halim neye varacak? Ben kimden bir yardm, bir
teselli umaym? Kim benim derdime derman olur?
deta soluu kesilir, perian, ylvermi gibi oturur, sessiz hkrr, gz yalar dkerdi. Onun
bu buhran anlarnda ieri giren hizmeti:
Beyefendiye niin sylemiyorsunuz? diye sorard. Emma:'
Bir ey deil, derdi; hep sinirden geliyor, sakn beye syleyeyim deme, sonra zlr.
Felicite:
Peki, hanmcm, derdi. Pollet'de balklk eden Gue'rin Babann bir kz vard, adna La
Gue"rine derdik; ben buraya gelmeden nce Dieppe'deydim, orada tandm. Siz de tpk onun
120
MADAME BOVARY
onun gibisiniz. yle ili, yle iliydi ki, evin eiinde dikilip durduunu grenler, kapnn nnde
aslm bir kefen sanrlard. Derdini sorarsanz, sanki kafasnn iini sis kaplam gibi bir eymi,
ne hekimlerin ilac kr etti, ne de papazn duas... Derdi pek fazlalat m, bir bana deniz
kenarna giderdi; gmrk memuru kola knca onu talarn zerinde blurmu; kz oraya
yzkoyun yatar, alarm. Kocaya vardktan sonra gemi diyorlar.
Emma:
Ama, derdi, ben bu derde kocaya vardktan sonra tutuldum.
VI
Bir akam ak pencerenin kenarna oturmu, Zango Lesti-boudois'nn imirleri budamasn
seyrederek dalmt; birdenbire Angelus alndn duydu.
Nisan ayj yeni girmi, uha iekleri amaya balamt; lk bir rzgr tarhlar okayarak
geiyor, aalar da sanki birer kadn olmu, ya elencelerine hazrlk iin kendilerine
ekidzen veriyordu. Kameriyenin ubuklar arasndan ve ondan te btn civara baknca,
rman, ayrda akp otlarn 'zerinde girintili kntl, ba bo hatlar izdii grlyordu.
Akam buhar kavaklarn arasndan geiyor, her birini, sanki dallarna taklvermi bir
brmckten daha soluk, daha effaf lacivert bir glgeye b-ryordu. Uzakta inekler
yryordu, ama ayak sesleri de brmeleri de iitilmiyordu; an da hl durmam, havalarda
huzur iindeki iniltisine devam ediyordu.
Bu bir durup yine" balayan sesi duyunca, taze kadn ocukluk ve okul zillerinin hatrasna
kapld. Mihrabn zerinde iek dolu sakslardan, kk kk stunlu kuddas sandukasndan
daha yksek uzun amdanlar gznn nne geldi. Sra sra dizilmi beyaz duvakl kzlar,
ortasnda da dua rahlesine eilmi rahibelerin sert, kara balklar... Ah! Emma yine. onlarn
arasna karp kaybolabilseydi... Pazar gnleri ayin esnasnda ban kaldrnca, buhurun dalga
dalga ykselip dnen mavimtrak duman iinde Meryem-Ana'nn tatl yzn grrd. ine bir
gariplik kt; kendini, kasrgaya kaplm bir ku-ty gibi kimsesiz, takatsiz' hissediyordu;
bylece, kendi de pek
MADAME BOVARY
121
farkna varmadan, kilisenin yolunu tuttu. Ruhunu eebilecei, btn hayat silip unutturacak
herhangi bir ibadete hazrd.

Kyn meydannda, kiliseden dnen Lestiboudois'ya rast-geldi; zango, gnn hibir saatini
kaybetmemek iin, balad ii brakp bir ikincisine seirtmeyi, sonra yine birincisine dnmeyi
tercih ederdi; yle ki, Angelus'1,-ne zaman iine gelirse o zaman alard. Zaten vaktinden
nce almann, kyn ocuklarna, din dersinin saatini haber vermek gibi bir faydas da vard.
ocuklarn birka gelmi, mezarln talar zerinde bilye oynuyorlard. Birka da duvara kp
ata biner gibi oturmu, bacaklarn sallyor, son kabirlerle duvar arasnda yetimi iri srganlar
arklar ile biiyorlard. Mezarlkta yalnz orada yeillik vard; st taraf hep ta dolu ve kilisenin
sprgesi bulunmasna ramen daima ince bir tozla kaplyd.
Ayaklarna kalnlar giymi ocuklar orada, sanki srf kendileri iin denilmi bir parke
zerinde gibi kouyor, barmalar da ann uultusu arasndan duyuluyordu. Ta kulenin
tepesinden sarkp bir ucu yerde srnen kaln halatn titreimi hafifledike uultu da
kesiliyordu. Krlanglar hafif hafif bararak geiyor, kanatlar ile havay bak gibi kesiyor ve
hemen, duvarn krmz kiremitli knts altndaki san yuvalarna giriyorlard. Kilisenin ta
dibinde bir lamba, yani tavana aslm bir ie iinde ufack fitilli bir kandil yanyordu. Bunun
, uzaktan, yan zerinde titreyen beyazmtrak bir lekeye benziyordu. Kilisenin n tarafn
kaplayan uzun bir gne n, aa taraflarn kelerini bsbtn karartyordu.
ocuklardan biri, ok geni bir delik iinde duran turnikeyi sarsp oynuyordu, Madame Bovary,
ona:
Papaz nerede? diye sordu. ocuk:
imdi gelir, dedi.
ok gemedi, papazn evinin kapsnn gcrdad duyuldu ve rahip Bournisien gzkt;
ocuklar il yavrusu gibi kap kiliseye girdiler. Papaz aznn iinden:
Bu yumurcaklar ite hep byle! diye sylendi.
Aya bir din dersi kitabna arpmt; eilip kaldrd ve:
Gnah nedir bilmezler ki! dedi.
122
MADAME BOVARY
Fakat Madame Bovary'yi grr grmez:
Affedersiniz, dedi, birden tanyamamtm da...
Din dersi kitabn cebine sokup durdu; Sacritie'nin ar anahtarn hl iki parma arasnda
sallyordu.
Batan gnein tam yzne vurmu, dirsekleri parlak, etei didiklenmi yn cppeye soluk
bir renk veriyordu. Geni gsnde kk dmeler boyunca giden ya ve ttn lekeleri,
katmer katmer krmz gerdann yayld beyaz yakadan uzaklatka daha sklayordu;
derisindeki sar deri benekler de, krl sakaln sert kllar arasna karp kayboluyordu. Akam
yemeini yeni yemi, soluyordu.
Naslsnz, iyisiniz inallah? diye sordu.
Emma:
.
.
Hi iyi deilim, dedi, strap iindeyim. Papaz:
Ben de yle! dedi. Ne yapalm, ilk scaklar bast m insana bir gevekliktir kyor. Ama
Saint-Paul'n buyurduu gibi, hepimiz dnyaya strap ekmeye geldik. Sizin rahatszlnza M.
Bovary ne diyor?
Emma, kmseyen bir hareketle:
O ne diyecek ki! dedi. Adamcaz akn akn sordu:
Size bir ila yazmyor mu?.. Emma:
Bana lazm olan, dedi, dnya ilalan deil ki!
Fakat papaz ikide bir kiliseye, diz km ocuklarnn birbirine omuz vurup iskambilden
askerler gibi devrilmelerine bakyordu.
Emma:
Size sormak istiyordum... diye sze balad. Papaz fkeli bir sesle bard:
Hele bir geleyim de, Riboudet, bak kulaklarn ne oluyor... Seni haylaz seni!
Sonra Emma'ya dnp anlatt:
Bizim dlger Boudet'nin olu; anasnn babasnn hali
MADAME BOVARY
123

vakti yerinde, ne yaparsa ses karmyorlar. Ama istese abuk renecek, ok akll ey! Ben
bazen aka olsun diye ona: Riboudet derim; hani Maromme yolundaki tepe yok mu, ite onun
gibi. Hatta mon Riboudet derim. Ho deil mi? Mon Riboudet, Mont-Riboudet! (1). Geen gn
bunu piskopos efendimize de anlattm; gldler... Glmek ltfunda bulundular. - M. Bovary
nasl?..
Emma duymam gibiydi. Papaz devam etti:
Hi phesiz daima megul, deil m? Onunla ben, muhakkak ki bu kasabann en ok ii
olan iki adamyz.
Kaba bir glmseme ile ilave etti:
Ama, o vcutlarn hekimi, ben ruhlarn hekimiyim. Emma, papaza yalvaran gzlerle bakt:
Evet, dedi, siz her derde dermansnz.
O bahsi hi amayn, Madame Bovary! Daha bu sabah beni ta Bas-Diauville'e gtrdler; bir
inein karn imi; sahibi iin iinde by var diyor. Bilmem nedendir, inekleri hep birer
birer... Bir dakika msaade buyurun! Hey Longuamarre, Baudet, siz daha rahat durmayacak
msnz?
Bir srayta kiliseye dald.
ocuklar o srada ilahicilere mahsus rahlenin etrafna toplanm, sralara trmanyor, dua
kitabn kartryordu; bazlar da, ayaklarnn ucuna basarak, gnah karma odasna kadar
sokulduklar oluyordu. Fakat papaz birdenbire yetiip amarlan savurmaya balad.
Yakalarndan tutup havaya kaldryor, sanki onlar birer aam da kilisenin talarna dikmek
istiyormu gibi hzla yere kakyor, iki diz st oturtuyordu.
Emma'nn yanna dnnce alaca enfiye mendilini boylu boyunca at, bir kesini dileri arasna
sktrd ve:
Dorusu, dedi, iftilerin hali acnacak ey! Emma:
Acnacak daha neler var! dedi.
Elbette; mesela ehirdeki iiler...
Onlar demek istemedim...
Affedersiniz arria onlarn iinde de ne namuslu, ne er(1) Mon-Benm, Mont-Da, tepe. Trkeye evrilmesi imknsz bir cinasl sz.
124
MADAME BOVARY
demli aile kadnlar var! Evliya gibi, melek gibi kadnlar, ama ekmek bulamadklar gn oluyor.
Ama, papaz efendi, (Emma sz sylerken aznn iki kesi bzlyordu) yleleri de var ki
ekmek buluyor da...
Kn ate bulamyor diyeceksiniz, deil mi?
Ondan ne kar?
Nasl ne kar? nsann karn tok, srt pek olunca... Bana yle geliyor ki, bir insana balca
lazm olan eyler...
Emma:
Hay Allahm! Hay Allahm! diye iini ekiyordu. Papaz merak etmi gibi ilerleyerek:
Neniz var? dedi, bir sknt m geldi? Hi phesiz hazm zamannz olacak. Hemen eve gidip
bir fincan ay iin, Madame Bo vary; iinde ham eker eritilmi souk su da ok iyidir.
Niin?..
Emma'da ryasndan uyanm bir insan hali vard.
Demin elinizle alnnz outurdunuz da gzleriniz karard sandm.
Sonra, kadnn biraz evvelki szlerini hatrlayp:
Bana bir eyden, bahsediyordunuz, deil mi? dedi. Neydi? Pek hatrlamyorum.
Emma:
Hi... Hibir eyden bahsedecek deildim! diye tekrar etti.
Etrafta gezdirdii gzleri yava yava eilip o cppeli ihtiyara dikildi. Kar karya durmular,
birbirlerine bir ey sylemeden bakyorlard. Nihayet papaz:
Kusura bakmayn, Madame Bovary, dedi; nk vazife her eyden ncedir. ocuklara
derslerini verip hepsini evlerine gndermek lazm. Yaknda Premiere Communionlar
balayacak. Bu gidile korkarm ki ocuklar iyice hazrlayamayaca-z! Bunun iin Ascension
yortusundan sonra her aramba dersi bir saat uzatacam. Zavall yavrucaklar! Onlar Tanr

yoluna ne kadar erken sokarsak o kadar iyi olur; zaten Tanr da, Mbarek Olunu eli edip, bize
yle buyurmu... Gle gle, Madame; beye de benden ok ok selam edersiniz.
Kiliseye girdi ve eikten ayan atar atmaz hemen bir kere diz kt.
MADAME BOVARY
125
Emma onun, ba biraz omuzu zerine eilmi, yar ak elleri yanlarna sarkm, ar ar
yryerek iki sra beyaz rahleler arasnda kaybolmasna bakt.
Sonra, bir mil zerine konup vaziyeti deitirilen bir heykel halinde, kalp gibi topuklar
zerinde dnd, evinin yolunu tuttu. Fakat papazn kaln sesi, ocuklarn ince sesi hl kulana
geliyor, onun arkasndan devam ediyordu:
Siz Hristiyan msnz?..
Evet Hristiyanm.
Hristiyan kime derler?..
Hristiyan vaftiz olduktan sonra... vaftiz olduktan... vaftiz olduktan sonra...
Emma merdivenin basamaklarn trabzana tutunarak kt, odasna varnca da kendini bir
koltua att.
Camlardan szlen beyazmtrak k dalga dalga dklyordu. Yerli yerinde duran eyay sanki
her zamankinden fazla bir hareketsizlik kavram, etrafn glge karanlk bir okyanus gibi
evirmiti. Ocak snm, saat hl iliyordu; Emma, kendi iinde bu kadar kntler varken,
eyada grnen bu durgunlua deta aar gibi bakyordu. Fakat kk Berthe, ayanda yn
rgs patikleri, pencere ile diki masasnn arasnda dur-'mu, sendeliye sendeliye annesinin
yanna gelmek, onun nl-ndeki kurdelelerin ucunu yakalamak istiyordu. Kadn onu eliyle
savarak:
Rahat brak! dedi.
Kz biraz sonra yine gelip dizlerine daha ziyade sokuldu; dirseklerini dayad, iri mavi gzn
annesine dikti; dudandan aa, nln ipek kumana doru iplik gibi salya aktyordu.
Kadn bsbtn sinirlendi:
Rahat brak! diye tekrar etti.
ocuk onun bakndan korkup barmaya balad. Emma onu dirseiyle iterek:
Eh! sana rahat brak diyorum! dedi.
Berthe konsolun nne doru yuvarlanp ban bakr topuza arpt; yanan kesti, kan akt.
Madame Bovary onu kaldrmak iin hemen kotu, acele ile zilin ipini kopard, hizmetiyi var
kuvvetiyle ard; tam dvnmeye balayaca srada ieri kocas girdi. Yemek vakti olmutu;
Charles iten dnyordu. Emma durgun bir tavrla:
126
MADAME BOVARY
Bak, kocacm, dedi, ocuk oynarken yere dp yzn kanatt.
Charles: Merak edilecek bir ey yok, yara nemli deil, deyip talyon yaks almaya gitti.
Madame Bovary sofraya inmedi; ocuunu bir bana beklemek istediini syledi. Onun
uyumasn seyrederken, iinde kalan merak da, yava yava yokoldu; bu kadar kk bir ey
iin tela etmekle budalalk ettiine, fazla merhamet gstermi olduuna kanaat getridi.
Berthe'in hkrmas artk kesilmiti. . imdi nefesi, pamuk battaniyeyi belli belirsiz
kmldatyordu. Yar aralk kirpikleri altndan bir ift fersiz, ukur gzbebei g- . rnen
gzkapaklarnn yannda iri iri yalar durup kurumutu; yanana yaptrlan yak, derisini yana
doru germiti. Emma iinden:
Tuhaf ey! dedi, bu kz ne kadar da irkin!
Yakdan kalan, yemekten sonra eczaneye geri vermeye giden Charles, saat on birde eve
dnnce karsn beiin banda buldu. Onu alnndan perek:
Dedim ya! Kayglanacak bir ey yok, dedi; hi zlme, karcm, kendini hasta edeceksin!
Eczacnn evinde hayli kalmt. yle pek tela etmemesine ramen Homais ona metanet
vermeye alm, Yreini pek tutmasn tlemiti. Bunun zerine, ocuklarn
urayabilecekleri tehlikelerden, hizmetilerin dikkatsizliinden konumaya baladlar. Madame
Homais'nin kendi bana gelmiti de iyi bilirdi: Kklnde a kadn, onun gslndan
aa bir krek dolusu kor dkvermiti; yeri hl duruyordu. Bunun zerine, topraklar bol
olsun, annesiyle babas trl trl tedbirler almlard. Mesela evlerinde baklar katiyen
bilenmez, deme tahtalarna hibir zaman cila vurulmazd. Pencerelere demir parmaklk, sve

pervazlarna kaln ubuk taklrd. Homais'nin ocuklar, kendilerine karan yok gibi
grnrlerdi, ama arkalarndan bir bakan olmaynca yerlerinden bile kml-danamazlard; biraz
nezle olsalar, babalan onlara trl ilalar iirir; drt yana, be yana kadar, insaf, merhamet
edilmez, balarna ii pamuklu, kaln takkeler giydirilirdi. Bu, Madame Homais'nin bir
buluuydu; kocas, byle bir basncn, zihin organlarna zarar vermesinden korkup iinden
zlr, hatta bazen dayanamayp:
I
MADAME BOVARY
127
Senin elinde bu ocuklarn, Amerika vahilerinden fark kalmayacak! derdi.
Charles birka defa sz kesmeye almt, ama bir trl muvaffak olamamt. Odadan
karken noter ktibinin kulana yavaa:
Size bir syleyeceim var, dedi,
Leon merdivende onun nne dt, iinden: Acaba bir eyin mi farkna vard? diyordu.
Yrei arpyor, aklna trl trl eyler geliyordu.
Nihayet Charles kapy kendi eliyle kapatt ve Leon'dan, Rouen'a gittii zaman, madeni levha
zerine iyi bir resmin kaa kacan renmesini rica etti; karsna, duygularn okayacak bir
srpriz yapmak, ince bir sevgi eseri gstermek, boylu boyunca bir resmini hediye etmek
niyetindeymi. Fakat bir kere, Bunun kaa mal olacan bilmek istiyordu; M. Leon hemen
her hafta ehre gittii iin bu ie de bakvermesi byk bir zahmet olmazd.
Leon ne diye ikide bir Rouen'a giderdi? Homais bu iin iinde bir delikanllk, bir kadn
dalaveresi bulunduundan phe ediyordu, ama yanlyordu; Leon'nun apknlkta gz yoktu.
O, her zamankinden daha zgnd; Madame Lefranois, onun, tabana konulan yemein
ounu braktn grp merak ediyordu. Belki iin asln renirim diye bir kere de vergi
tahsildarna sordu; Binet suratn asp:
Ben ne bileyim? Polis hafiyesi deilim ya! diye cevap verdi. __
Ama arkadann hali ona da bir tuhaf geliyordu; nk ikide bir Leon'un iskemlesine devrilip
kollarm da iki yanna sarktarak karmakark szlerle hayattan ikayet ettii oluyordu. Byle
zamanlarda tahsildar ona:
Hi elenceniz yok da ondan, derdi.
Ne gibi elencem olsun?
Ben sizin yerinizde olsam bir torna alrdm! Noter ktibi:
yi ama ben torna kullanmasn bilmem ki, derdi. Bunun zerine Binet enesini kar, hem
duyduu kvanc,
hem de karsndakini kmsediini gsteren bir kurumla:
O da doru ya! derdi.
Leon, hibir sonuca etmeksizin sevmekten bezmiti, hani
128
MADAME BOVARY
insan, hibir eye kar ilgisi, hibir eyden umudu kalmaynca hayatn her gn deimeyen
tekrar altnda ezilir gibi olur, Leon da kendinde ite yle bir hal hissetmeye balyordu.
Yonville' den, Yonvillelilerden o kadar sklyordu ki, baz kimseleri, baz evleri grmek onu
sabredilmeyecek derecede sinirlendiriyordu; babacan bir adam diye bakt eczacya da
tahamml edemiyordu. Ama bir gn yeni bir ie girip baka bir hayata karmas ihtimali,
gnlne ho geldii kadar iine de korku veriyordu.
nceleri rpererek aklna getirdii bu ihtimal, ok gemedi, iddetli bir arzu halini ald. Maskeli
balolarnn mzkas, grisette'lerinin akrak sesiyle o ta uzaklardaki Paris, gzlerinin nnde
canlanmaya balad. Mademki hukuk tahsilini orada bitirecekti, niin derhal gitmesin? Bir mani
olan m vard? Hemen iinden hazrlklara balad; neler yapacan nceden kararlatrd.
Hayalinde apartmanna koyaca'eyay da seti. Orada bir sanatkr hayat srecek, gitar dersi
alacakt! Bir robd-ambr, arkaya doru ylan bir beresi, mavi kadifeden bir ift terlii
olacakt! minenin zerine aprazvari bir ift me asp ortalarna bir kuru kafa yerletirecek,
gitarn da en ste; asacakt... Bunlar dndke imdiden hayran oluyordu.
in zor taraf annesini raz etmekti; ama kendi akl pek yatmt. Yannda alt noter bile
ona, mesleinde ilerlemek iin bir baka noterlikte de almay tavsiye ediyordu. Lon, Paris'i
daha ileriye brakp Rouen'da bir ikinci ktiplik arad, bulamad; nihayet annesine uzun, ayrntl

bir mektup yazp hemen Paris'e gidip orada oturmasn gerektiren nedenleri anlatt. Kadncaz
raz oldu.
Leon acele etmedi. Btn bir ay her gn Hivert, onun iin Yonville'den Rouen'a, Rouen'dan
Yonville'e sandklar, bavullar, paketler tad; Leon kendisine elbiseler diktirmek, odasndaki
koltuu doldurmak, bir sr boyun atks almak, ksacas, dnya gezisine kacak bir yolcudan
fazla hazrlkta bulunmak iini bitirdikten sonra da hareketini hep bir haftadan br haftaya
brakt; en sonunda annesinden, tatilden nce imtihann vermek istediine gre, bir an nce
yola kmasnn uygun olacan bildiren bir ikinci mektup ald.
Sarlp vedalamak saati gelince Madame Homais alad, lustin hkryordu; Homais, metin bir
erkek olduundan, znMADAME BOVARY
129
tsn belli etmedi; aziz dostunun paltosunu, Leon'u arabasna bindirip Rouen'a gtrecek olan
noterin kapsna kadar kendi elinde tamak istiyordu. Delikanlnn M. Bovary'ye ancak ayak
st bir Allaha smarladk diyecek kadar vakti kalmt.
Merdivenin st bana varnca o kadar yrei arpyordu ki, duruverdi. O ieri girince Madame
Bovary hemen ayaa kalkt. Leon:
Ben yine geldim! dedi.
Sizin geldiinizi anlamtm!
Kadn dudaklarn srd, yzne kan kp salarnn dibinden ta boynuna kadar derisi pespembe
kesildi. Omuzunu duvarn tahta kapsna dayam, ayakta duruyordu. Leon:
Doktor evde deil mi? dedi.
Evde deil.
Bir daha tekrar etti:
Evde deil.
kisi de sustular. Birbirlerine bakyorlard; ayn yrek arpnts iinde birleen fikirleri, arpan
iki gs gibi, birbirini smsk kucaklamt. Leon:
Berthe'i bir grp pmek isterdim, dedi. Emma birka basamak inip Felicitd'yi ard.
Leon yalnz kalnca etrafna, duvarlara, raflara, ocaa ayr ayr, uzun uzun bakt; sanki hepsini
iine sindirmek, alp gtrmek istiyordu.
Emma hemen geldi, hizmeti de Berthe'i getirdi; ocuun elinde, ipe balanm, sarkan bir
frldak vard.
Leon onu boynundan tekrar tekrar pt:
Allaha smarladk yavrucuum! Allaha smarladk cicim! Allaha smarladk!
Annesinin kucana verdi. Emma:
Gtrn ocuu! dedi. Yalnz kaldlar.
Madame Bovary arkasn dnp yzn pencereye dayamt; Leon kasketini elinde tutuyor,
hafif hafif dizlerine arpyordu.
Emma:
Yamur yaacak, dedi.
Paltomu yanma alyorum,
Ya!
MB 9
130
MADAME BOVARY
Kadn dnd; enesini emiti; ne doru uzatt alnnn zerinden k, kalarna kadar, bir
mermer zerinden akar gibi kayyordu. Emma ufukta neye, nereye bakyor? O anda iinden
neler dnyordu? Anlamak zordu.
Leon iini ekerek:
Artk Allaha smarladk! dedi. Emma silkinerek ban kaldrd.
Evet, Allaha smarladk... gle gle!
Birbirine doru ilerlediler, delikanl elini uzatt; kadn bir an tereddt etti. Sonra, glmeye
alarak:
Evet, ngiliz usul vedalaalm! dedi ve o da elini uzatt.
Leon'un btn varlnn z, parmaklar arasnda scakln hissettii o nemli avuca akyor
gibiydi.

Sonra elini at; gzleri bir kere daha birleti ve Leon kp gitti.
ar meydanna varnca durdu; drt yeil panjuru ile o beyaz evi son bir defa daha seyretmek
iin br direk arkasna gizlendi. Odada pencerenin arkasnda bir glge grr gibi oldu; fakat
perde, kimsenin dokunmadn gstermek ister gibi topuzundan kurtulup uzun, eri
kvrmlarn kprdatt, birden yaylp dmdz, hareketsiz al bir duvar halini ald. Leon komaya
balad.
Uzaktan, yolun zerinde, noterin kabriyolesini grd; arkasna kaba bezden elbise giymi bir
adam, arabann yannda durmu, hayvan tutuyordu. Homais ile M. Guillaumin konuuyor, onu
bekliyorlard.
Eczac, gzleri dolu dolu olmu:
Gelin bir kucaklaalm, dedi. Paltonuzu getirdim, dostum; aman tmeyin. Kendinize iyi
bakn! Sakntsz davranmayn!
Noter:
Haydi, Leon, arabaya! dedi.
Homais amurlua doru eildi, hkrklarn kestii bir sesle, gnl zgn, ancak unu
syleyebildi:
Hayrl yolculuklar! M. Guillaumin:
MADAME BOVARY
131
Akamnz hayrolsun! diye cevap verdi. Haydi hayvan brakn.
Gittiler; Homais de evine dnd.
**
Madame Bovary bahe tarafndaki pencereyi am, bulutlara bakyordu. Bunlar, birer kara
stun halinde, yuvarlanr gibi batya, Rouen'a doru kmeleniyor, arkalarnda da gnein uzun
izgileri, havaya aslm bir silah takmnn altn oklarn andryordu; gn bo kalan ksmn
da bir porselen beyazl kaplamt. Fakat bir bora kp kavaklarn balarn edi ve birden,
yeil yapraklar zerinde atrdayarak yamur boand. Sonra yine gne kt, tavuklar
bart; slak allklarda sereler kanat rpyor, kumun zerinde birikmi sular, akasyann
krmz ieklerini de srkleyerek akp gidiyordu. Emma:
Kim bilir imdi ne kadar uzaktadr! diye dnd.
M. Homais her zamanki gibi saat alt buukta yemek yenirken geldi. Sandalyesine otururken:
Bizim delikanl bizleri brakp gitti ha? dedi. Hekim:
yle olmu! diye Cevap verdi; sonra iskemlesinden dnerek sordu:
Sizde ne var ne yok?
Ne olacak? Yalnz bugn bizim hanm biraz heyecana kapld. Bilirsiniz ya! Kadn ksm her
eye zlverir! Hele benimki!.. O zaman bir ey sylemek de doru deil, nk onlarn sinir
yaps, erkeklerinkinden ok gevek oluyor.
Charles:
Zavall Leoncuk! diyordu. Paris'te nasl yaayacak? Oraya alabilecek mi?
Madame Bovary iini ekti. Eczac daman aklatarak:
Almaz olur mu? dedi. Lokantalarda kadnlarla ba baa yemekler! Maskeli balolar!
ampanyalar! Hi tasa etmeyin, yle eye herkes alr.
Bovary kar kt:
yle kendini koyuverecek ocua benzemez. M. Homais hemen:
132
MADAME BOVARY
Ben de sanmam, dedi. Ama ne de olsa etrafndakilere uymas lazm, sonra ad softaya kar.
Siz o apknlarn Quar-tier Latin'de, oyuncu kzlarla neler yaptn bilmezsiniz!.. Zaten Paris'te
niversite rencisi pek gzdedir. Bir parack olsun sanattan, mzikten anladlar m hemen en
kibar konaklara davet edilir, hatta faubourg Saint-Germain (1) hanmlar iinde onlara gnl
verenler oluyor. Delikanllar sonradan onlarn sayesinde zengin kzlar bulup evleniyor.
Hekim:
Ama, dedi, korkarm ki Leon orada... Eczac hemen onun szn kesti:
Hakknz var! dedi! te o da madalyann ters taraf! nsan Paris'te elini hep cebine
gtrmek zorundadr. Mesela bir baheye, "gezmeye gitmisiniz; bakarsnz kl kyafeti
yerinde, hatta yakasna nian rozeti takm, diplomat sanacanz bir adam yannza gelir.

Konumaya balarsnz; gittike daha sokulur, size enfiye ikram eder, yerden apkanz alr.
Dostluu ilerletirsiniz; sizi kahveye gtrr, kkne davet eder, size araplar iirir, birok
kimselerle tantrr. Btn bunlar, yzde sek- . sen, paranz armak veya sizi tehlikeli
ilere srklemek iindir.
Charles:
Doru, dedi; ama benim aklma daha ziyade hastalklar gelmiti; rnein tifo, taral
renci ona abuk tutuluyor.
Emma rperdi. Eczac devam etti:
Yemeklerinin deimesi bnyede karkla sebep olur da onun iin. Hem Paris'in suyu,
lokantalarn yemei, o salal baharl etler, ne derlerse desinler, insann evinde pien orbann
yerini tutamaz. Ben daima ev yemeini tercih ederim, daha shhidir. Bunun iindir ki Rouen'da
eczac okuluna giderken bir pansiyona girmitim, yemeklerimi orada profesrlerle yerdim.
Bylece genel sorunlar hakkndaki dncelerini, neleri sevip nelerden holanmadn
anlatmaya balad ve bu, Justin gelip hazrlanacak bir ila iin onu amncaya kadar devam
etti. Homais:
llallah! dedi; bir dakika rahat yok, hep rgat gibi a(1) Paris'te en soylu ailelerin oturduu mahalle.
MADAME BOVARY
133
lmal!.. Bir an bir yere gitmeye gelmiyor!.. nsan ift beygiri gibi kan ter iinde
uratryorlar!.. Ne ekilmez ile! Kapya kadar gittikten sonra:
Unutuyordum, dedi, haberiniz var m?
Neden?
Homais kalarn kaldrp en ciddi tavrn taknarak:
Bu yl, dedi, Seine-nferieure iftileri, tarm ilerini konumak iin Yonville-l'Abbaye'de
toplanacaklarm. Henz son karar verilmemi ama pek muhtemel olduu syleniyor. Bugnk
gazetede de< buna dair birka satr vard. Doru karsa bizim kaza iin son derece nemli bir
ey olur!.. Bunu yine konuuruz. Zahmet etmeyin, gryorum; Justin fener getirmi.
VII
Ertesi gn Emma iin i skc bir gn oldu. Etrafnda ne varsa, eyann zerinde hayal meyal
dalgalanan kara. bir havaya brnm gibiydi; ruhunun uurumuna dalan keder, ssz atolara
dolan k rzgr gibi, hazin ulumalarla doluyordu. Hani bir daha geri gelmeyecek eylere
hlyamzn bir kaplmas vardr, hani her olup bitmi iten sonra bizi saran bir yorgunluk,
altmz her hareketin durmasndan, devaml bir titreimin kesilivermesinden doan bir
strap vardr, o gn Emma ite o hale uramt.
Vaubyessard'dan dnp de kafasnn iinde kadril kasrgalar uuldad gnlerde olduu gibi,
yine gaml bir durgunlua, uyuuk bir yeise tutulmutu. Leon imdi ona daha uzun boylu, daha
gzel, daha irin, daha hayallemi grnyordu. Ondan ayrlm olmasna ramen, brakp
gitmemiti, hl oradayd, evin duvarlarnda hl onun glgesi vard. Emma, onun yrm
olduu bu hallardan, onun oturmu olduu u bo iskemlelerden, koltuklardan gzn
ayramyordu. Irmak hl akyor, kk dalgalarn kaygan sahil boyunca srp duruyordu.
Oralarda, yosun tutmu akllar zerinde ka defa beraberce gezip sularn rltsn, imdi de
duyduu rlty dinlemilerdi!.. Ne gzel gneli gnler grmlerdi!.. leden sonra,
bahenin bir kesinde, glgelikte oturup, ba baa ne tatl anlar geirmilerdi!.. O, kuru
ubuklardan yaplm bir iskemleye iliir,
134
MADAME BOVARY
ba ak, yksek sesle kitap okurdu; krdan esen serin rzgr sayfalar hrdatr, kameriyenin
latin ieklerini titretirdi. Ah! Hayatnn biricik bys, yegne saadet midi olan o adam gidivermiti!.. Emma ne yapmt da bahtiyarl, nne geldii zaman yakalayvermemiti?.. O,
kamaya kalknca niin iki eli ile, iki dizi ile cna sarlmamt?.. Emma, Leon'u sevmediine
dvnd; onun dudaklarna susad. Koup onun yanna gitmek, kollarna atlmak, Ben geldim,
ben seninim!.. demek iin ii titriyordu. Fakat byle bir hareketin gln dnp onu
gze alamamas, arzularna bir de esef katarak onlarn bir kat daha iddetlendiriyordu.
O gnden sonra Leon'un hatras, Emma'y saran can skntsnn merkezi oldu; bu hatra, o
zntnn ortasnda, yolcularn bir Rus stepinde unuttuklar ateten daha ok parlyordu.

Emma ona doru atlyor, ona snp bzlyor, snmek zere olan o atei usulca kartryor,
etrafnda onu daha ziyade canlandrabi-lecek eyler aryordu; eline derhal geen frsatlar gibi
en uzak hatralar, gerekten bana gelenler gibi ancak hayalinde geenleri, nefsinin tatmin
edilmeden dalan arzularn, rzgra kaplm birer kuru dal gibi knlan saadet tasavvurlarn,
ksr faziletini, dm mitlerini, kocal bir kadn olmak boyunduruunu, her eyi topluyor,
hepsini alyor, kederini kztrmak iin hepsinden faydalanyordu.
Yn belki kendiliinden tkendii, belki de pek byk olduu iin gitgide alevler yatt. Ak,
ayrlka yava yava snd, al'klk kederi yava yava bodu, soluk semasna al bir renk
vermi olan yangn parlts perde perde kararp kaybo-luverdi. Geri uurunu kaplayan
uyuukluun tesiriyle, kocasna kar duyduu irenme hislerini ruhunun akna doru bir
atl, kinin at yakc yaralar efkat ateinin tekrar canlan-. mas sand da oluyordu; fakat
frtna esmekte devam ettii, sevda yanp kl olduu, hibir yardm gelmedii, hibir gne
domad iin her taraf bsbtn gece kaplad ve Emma, iine ileyen mthi bir souk iinde
kendini kaybetmie dnd.
Tostes'taki kt gnler yine ba gsterdi. Emma imdi kendini eskisinden de mutsuz
buluyordu, nk artk kederin ne olduunu renmi, ondan hi, hi kurtulamayacan
anlamt.
Bu kadar byk fedakrlklara katlanm bir kadn, gnlnn ektii ufak tefek eylerden de mi
kansn?.. Bir gotik
MADAME BOVARY
135
dua iskemlesi ald, trnaklarn temizlemek iin bir ay iinde on drt franklk limon harcad;
Rouen'a yazp mavi kamirden bir fistan getirtti; Lheureux'un dkknna gidip hamayllarn en
gzelini ald; bunu sabahlnn zerinden beline balar, panjurlar kapatr, eline bir kitap alr, o
kyafetle bir kanepeye uzanp yatard.
kide bir salarnn biimini deitiriyordu: Bazen in ka-dnlarnnki gibi toplar, bazen kkl
brakr, bazen de rerdi; bir sre de, erkek sa gibi yandan ayrp ensesi stne toplad.
talyanca renmek istedi: Bir iki szlk, bir gramer, bir yn beyaz kat ald. Tarih ve felsefe
kitaplar gibi ar eserler okumaya kalkt. Bazen gece yars Charles srayarak uyanr; bir
hastaya arldn sanp dili dolaarak:
Geliyorum, geliyorum, derdi.
Buna sebep de-Emma'nm lamba yakmak iin kibrit akmas olurdu. Fakat okumas da nak
ilemesi gibiydi; naklar yarda brakp dolaba tkt gibi kitabn da birine balar, bir-bakasna
geerdi.
yle buhran anlar oluyordu ki, o zamanlarda onu, lgnca ilere srklemek pek kolayd. Bir
gn kocasna, yarm bardak dolusu Fransz raksn iebileceini iddia etti. Charles'n da
budalalk edip: Yapamazsn! demesi zerine raky diki-verdi.
Yonville'in ev kadnlarnn tabiri ile: Terelelli olmasna ramen Emma'da hi de keyifli bir hal
yoktu; ou zaman dudaklarnn kenarnda hareketsiz bir kaslma gzkrd: Hani evde kalp
ihtiyarlam kzlarla, km muhterislerin yzlerini krtran bir bzlme vardr, ite ona
benzer bir ey. Nereye gitse hep benzi uuk, duvar gibi bembeyazd; burnunun derisi aa
doru ekilir, gzleri insana dalgn bakard. akaklarnda tane ak tel buldu diye ihtiyarlk
sz etmeye balad.
Sk sk halsizlikler geiriyordu. Hatta bir gn azndan kan geldi; Charles'n tela ettiini
grnce:
Adam sen de! dedi, ne kar ki?..
Charles gidip muayene odasna kapand; masasnn banda koltua oturup iki kolunu dayad,
Leon'un hediye ettii kafann altnda hngr hngr alad.
Mektup yazp annesini artt; Emma'nm hali hakknda uzun uzun konutular.
136
MADAME BOVARY
Neye karar vereceklerini bilemiyorlard. Emma hekim tedavisine raz olmadktan sonra ne
yaplabilirdi ki? htiyar Madame Bovary:
Bilir misin ki karna ne lazm?., diyordu. O, kendini zorla bir ie vermeli, el ilerine! O da,
birok kadnlar gibi ekmeini kendi kazanmaya mecbur olsa siniri miniri kalmaz. Btn bunlar
isizlikten, kendi kendine kuruntu edinmesinden geliyor.

Charles:
Uramyor, i grmyor deil ki!., derdi.
Urayor da ne yapyor? Birtakm romanlar, kt kt kitaplar okuyor, hepsi de din
aleyhinde, papazlar aleyhinde Vol-taire'den alnm szlerle dolu. Sana syleyeyim, olum,
bunun sonu hayr deildir; bir insanda din iman olmazsa namus da kalmaz.
Bunun zerine Emma'nn roman okumasna engel olmaya karar verildi. Bu i, hi de kolaya
benzemiyordu. Kaynana:
Sen onu bana brak! dedi.
Rouen'den geerken, kira ile roman veren kitapya urayacak ve Emma'nn abonelikten
vazgetiini syleyecekti. O herif: Benim iim budur diye zehir samakta devam ederse
polise bavurmaya da haklar olmaz myd?..
Kaynana ile gelinin vedalamalar pek souk oldu. Bir arada geirdikleri hafta iinde, sofrada
buluulduu zaman veya akam yatmaya giderken, det yerini bulsun diye edilen szlerden,
hal hatr sormadan baka iki ift lakrd bile etmemilerdi.
htiyar Madame Bovary bir aramba gn hareket etti; o gn Yonville'de pazar kurulmutu.
Meydan, erkenden, kiliseden otele kadar evler boyunca dizilmi, k st devrilip oklar yukar
dikilmi arabalarla dolmutu. br tarafa da yelken bezinden barakalar kurulmutu. Onlarn
her birinde pamuklular, yn battaniyeler, oraplar, hayvan, yular, bir ular havada dalgalanan
kurdeleler satlyordu. Yerde, yumurta ehramlaryle ilerinden yapkan saman paralar
gzken peynir sepetleri arasnda,,hurda bakrlar seriliydi; buday vtme makineleri yannda,
yass kafeslerde gtgtla-yan tavuklar balarn ubuklarn arasndan karyordu. Hep bir yere
p oradan kmldamak istemeyen halkn, eczanenin
MADAME BOVARY
137
camlarn krmasndan korkulduu zaman oluyordu. aramba gnleri eczane hi boalmazd:
halkn birbirini iterek oraya girmesi ila almaktan ziyade hastalklar hakknda danmak iindi:
Homais'nin hekimlii civar kylere o derece n salmt. Onun ylmak bilmez cretkrl
kyllerin akln elmiti. Hepsi de ona btn hekimlerden daha byk bir hekim diye
bakarlard.
Emma penceresine kmt (bunu daima yapard: tarada pencere mesire ve tiyatro yerini
tutar); enlik bilmez heriflerin itiip kakmalarn seyrederek eleniyordu. O srada, yeil
kadifeden redingot giyinmi bir bey grd. Bu adam, ayaklarnda kaln dizlikler olmasna
ramen ellerine sar eldivenler takmt; hekimin evine doru ilerliyordu; arkasndan da ba
ne eilmi, dnceli dnceli yryen bir kyl geliyordu. O bey, kapnn eiinde Felicite ile
konuan Justin'e:
Doktor beyi grebilir miyiz? dedi. Justin'i evin ua sanmt:
Kendilerine La Huchette'li M. Rodolphe Boulanger gelmi dersiniz, dedi.
Bu zatn kendini La Huchette'li diye tantmas, yle bir topra olduu iin koltuk kabartmak
istemesinden deil, kim olduunu iyi bildirmek iindi (1).
La Huchette, Yonville civarnda bir Maliknenin adyd; Rodolphe Boulanger, kk ve iki
iftlii ile beraber oray satn almt; iftlikleri yle pek skntya dmeden, kendi iletiyordu.
Bekr olarak yayordu; Ylda hi olmazsa on be bin frank geliri olduu sylenirdi!
Charles odaya girdi. M. Boulanger adamn gsterip btn vcudu karncaland iin kan
aldrmak istediini syledi. Kyl, btn sylenenlere:
Hafifliktir!., diyordu.
Bu srar zerine Bovary bir sarg ile bir leen getirdi ve Justin'den leeni tutmasn rica etti.
Sonra, yz sapsar kesilmi kylye:
Korkmayn!., dedi. Kyl:
(1) Burada, Trkede gsterilemeyecek bir nuance var. nk Franszcada de La
Huchette, L,a Huchette'li demek olduu gibi, bir kiizadelik iddias da olabilir.
138
MADAME BOVARY
Siz iinize bakn, ben korkmam! diye cevap verdi. Sonra, bir babayiit tavr taknp iri
kolunu uzatt. Neterin
batmas ile kann fkrp aynay bulatrmas bir oldu. Charles:
Leeni beri getirsene! diye bard. Kyl:

i! dedi, eme gibi be! Kanm amma da krmzym! yle olmas iyilikten gelir, deil mi?..
Doktor:
Bazen, dedi, insan nce bir ey duymaz, sonradan bay-lverir, hele byle gl
kuvvetlilerde ou zaman yle olur.
Kyl, bu szleri duyunca, elinde evirip durduu neter muhafazasn brakverdi. Omuzlar
iddetle silkinip iskemleni arkaln gcrdatt. apkas bandan dt. Bovary, parman:
damara yaptrp:
Ben byle olacan biliyordum!., dedi.
Justin'in elindeki leen sallanmaya balamt; dizleri titriyordu, rengi umutu. Charles:
Emma! Emma! diye ard. Kadn koarak merdivenlerden indi. Kocas:
abuk sirke getir! diye baryordu. Aman Allahm!.. kisi birden...
Heyecanndan basky bir trl yerletiremiyordu. M. Boulanger ise Justin'i kucaklam, masann
zerine oturtup arkasn duvara dayam, bir taraftan da sakin sakin:
Bir ey yok, tela etmeyin! diyordu.
Madame Bovary Justin'in kravatn zmeye balad. Gmleinin kordonlar krdm olmutu;
Emma birka dakika hafif parmaklarn delikanlnn gerdannda dolatrmaya mecbur oldu;
sonra patiska mendiline sirke dkt; bununla yava yava Justin'in akaklarn slatyor, hafif
hafif flyordu.
Arabac ayld; fakat Justin'in baygnl hl devam ediyor, gzbebekleri ste atlm mavi
iekler gibi uuk akn iinde kayboluyordu.
Charles:
Aman bunu grmesin! dedi.
Madame Bovary, masann altna koymak zere leeni ald; yapt eilme hareketiyle fistan
(bu, drt volanl, san renkli,
MADAME BOVARY
139
boyu uzun, eteklii geni bir yazlk elbiseydi), odann deme talarna arpp etrafna yayld;
Emma melip kolunu uzatrken biraz sendeledii iin kuman ikinlii de yer yer inip
gsnn kvrmlarn belli ediyordu. Sonra gidip bir srahi su getirdi; bardakta eker eritirken
eczac da ieri girdi. Tela arasnda hizmeti ona da haber yetitirmiti. Homais, rann
gzlerinin aldn grnce derin bir nefes ald. Sonra onun etfa-fnda dnmeye balad; yle
yukardan aaya bakp:
Budala! dedi. Gerekten budalasn! Kelimenin tam ma-nasyle budala! Bir hacamat da
byk bir ey mi? Hem de senin gibi hibir eyden korkmaz, gl kuvvetli bir delikanl iin!..
Bu olann sincaptan fark yoktur, insann gzn karartacak kadar ykseklere kp ceviz
devirir... Sen hele bir daha azn ap da vn bakaym!.. Eczac olacak bir adam iin gzel
bir miza, dorusu! Sen, gnn birinde, gayet nazik, vahim neticeleri olabilecek bir ide,
hkimlerin vicdani kanaatini aydnlatmak zere mahkeme huzuruna arabilirsin; orada
soukkanlln muhafaza etmen, fikir selameti ile dnp bir erkek olduunu gstermen
lazft, yoksa herkesin nazarnda bir aptal olursun!..
Justin cevap vermiyordu. Eczac devam etti:
Hem senin burada iin ne? Daima doktor beyi de, hanmefendiyi de rahatsz ediyorsun!
Zaten aramba, gnleri sana daha ok ihtiyacm oluyor. imdi evde tam yirmi kii var. Seni
merak ettim, her eyi yzst brakp geldim. Hadi, git bakalm! Ko! Beni bekle, ielere de
gz kulak ol!
Justin giyinip gittikten sonra bir mddet baylma bahsi ald. Madame Bovary mrnde
baylmamt. M. Boulanger:
Bir hanm iin dorusu fevkalade bir ey! dedi. Ama baz kimseler de pek zayf yrekli
oluyor. Mesela ben bir delloda, ahitlerden birinin, tabancalar doldurulurken kan grltden
bayldn grdm.
Eczac:
Ben, dedi bakalarnn kann grmeye hi aldrmam; ama kendi kanmn aktn biraz
dnsem kendimi kaybedebilirim.
M. Boulanger uana artk eve gitmesini kafasna koyduu ii nihayet yaptrd iin gnlnn
rahatlamasn syledi.
140

MADAME BOVARY
Bu sayede sizinle tanmak erefine nail oldum, diye ilave etti.
Bu cmleyi sylerken Emma'ya bakyordu.
Sonra masann bir kesine frank brakt, geliigzel bir selam verip kt gitti.
Az sonra rman te tarafn bulmutu (La Huchette'e oradan gidilirdi); Emma onu ayrdan
geerken grd: Ro dolphe Boulanger kavaklar altnda yryor, bir dncesi varm gibi ikide
bir duruyordu. O iinden:
irin kadn! diyordu, hekimin kars hakas irin bir kadn!.. Gzel dileri, kara gzleri, zarif
ayaklan var. Endam da Paris kadnlarnmki gibi. Acaba nereden buralara dm? O koca herif
bu kz nereden ele geirmi?
M. Rodolphe Boulanger otuz drt yandayd; mizacnda hoyratlk, zeksnda olduka keskinlik
vard; zaten kadnlarla hayli dp kalkm, onlar iyice renmiti. Emma'y gzel bulmutu;
bunun iindir ki onu da, kocasn da dnyordu:
Herif ok budalaya benziyor. Kadn hi phesiz ondan bkmtr. Herifin trnaklar pis, sakal
da en aa gnlk. O, hastadan hastaya dolarken kars da evde oturup oraplarna yama
vurur. Elbette ii sklr! ehirde yaamak, her akam dans etmek ister! Zavall kadncaz!
Mutfakta masann zerine konan sazan balnn nasl su diye ii titrerse onun da ak diye ii
titrer. yle nazike kompliman yapsan insan ldrasya sevecek, hi phe yok! Hem de ne
efkat gsterir! Ne dilber olur!.. Oras yle ama, sonra bamdan nasl atarm?..
Onunla sevimenin rast gelebilecei engelleri byle uzaktan dnmek aklna metresini getirdi.
O, Rouen'l bir aktrisi Kapatmt; hatrasndan bile bkknlk getirdii o hayalle bir an
oyalandktan sonra iinden:
Madame Bovary ondan elbette ok daha gzel, dedi, hem de ok daha taze. Virginie
dorusu pek semirdi. Neesi, keyfi de insana usan veriyor. Karides yemee de ne kadar
dkn.
Kr bombotu; Rodolphe etrafnda, kundurasna krba gibi vuran otlarn hep biteviye
hrtsndan ve uzakta, yulaflar arasna saklanm crlaklarn grltsnden baka hibir ses
duymuyordu; Emma yine hekimin odasndaki hali, o elbisesi ile
MADAME BOVARY
141
gznn nne geliyor ve Rodolphe onu hayalen soyuyordu. Sopasn hzla vurup yerdeki bir
kesei paralayarak:
O, benim olacak!.. Benim olacak! diye bard ve hemen meselenin icra tarafn tetkike
balad. Dnyordu:
Nerede buluuruz?.. Nasl buluuruz? ocukla dads srekli bamzda olacak. Hem
komular var, kocas var, her cinsten bir trl sknt, dert var. Brak sen de! dedi. ok
vakit kaybetmeli!
Sonra tekrar balad:
Ama gzleri de burgu gibi insann t yreine giriyor. Benzi de ne uuk!.: Ben ki uuk
benizli kadnlara baylrm.
Argueil yokuunun tepesine vard zaman kararm vermi bulunuyordu:
Artk frsat kollamak lazm!.. Ara sra evlerine urar, onlara av eti, tavuk, hindi gnderirim,
gerekirse kendimi hacamat ettiririm; dost olurum, onlar bize davet ederim... Sahi! diye ilave
etti, yaknda tarm toplantlar dolaysyle enlikler var, elbette Madame Bovary de gelir,
grrm. e balarz, hem de cretkrlk gstererek; en emin yol odur.
VIII
O pek beklenilen tarm enlikleri nihayet balad. Tren gn daha sabahtan ky halk,
evlerinin kaps nne km, hazrlklardan sz ediyorlard; belediye dairesinin saa,
sarmakla donatlmt; bir ayra, ziyafet iin bir adr kurulmu, kilisenin nndeki meydann
ortasna da, valinin geldiini haber vermek, madalya kazanan iftilerin adlarn bildirmek iin
bir bombard konulmutu. Buchy milli muhafz ktas da (Yon-ville'de muhafz ktas tekil
edilmemiti) gelip Binet'nin idaresindeki itfaiye blne katlmt. Binet o gn her gnknden
de dik bir yaka takmt; smsk formas iinde bedeni o kadar kaskat kesilmi, o kadar
hareketsizlemiti ki, btn kiilii, bir tek hareketle yava yava usul zere, adm adm kalkp
inen bacaklarnda toplanmt. Vergi tahsildar ile albay arasnda teden beri bir rekabet devam

edegeldiinden her ikisi de emirleri altndaki adamlar ayr ayr talim ettiriyorlard. Birbiri
arkasndan bidziye krmz apoletlerin, sonra gslkle142
MADAME BOVARY
rin getii grlyordu. Bu hi durmuyor, boyuna yeniden balyordu! Bu kadar atafat asla
grlmemiti! Ky. halknn ou evlerini bir gn nceden temizlemilerdi; yar ak
pencerelerden renkli bayraklar sarkyordu, btn meyhaneler doluydu; kolal balklar, altn
halar, renk renk atklar, hava gzel olduu iin, kardan daha beyaz gzkyor, gnein berrak
nda parlyor, kara redingotlarla mavi bez ceketlerin monotonluunu, salm kark
renkleriyle, sslyorlard. Civar iftliklerden gelen kadnlar, lekelenir diye korkup bellerine
kaldrdklar fistanlarn tutan ineleri attan inince karyor; kocalar ise, apkalarn korumak
iin zerlerine rttkleri .mendilleri yerlerinde brakp bir ularn dileriyle tutmakta devam
ediyorlard.
Halk, caddeye kyn iki ucundan geliyordu. Sokakklar-dan, aal yollardan boyuna insan
tayor, ara sra da, gidip enlii "grmek iin evlerden kan keten eldivenli hanmlarn
arkasndan kap tokmaklarnn arpt duyuluyordu. Herkesin en ok hayran olduu ey, byk
memurlarn oturaca parmaklkl tribnn iki tarafna dikilmi, zerlerine fenerler aslm iki
uzun porsuk aacyd; bundan baka, belediye dairesinin drt stununa dayanm, her birine
yeilimsi bir bayrak aslp zerine sar srma ile yazlar ilenmi drt tane srk vard. Bunlarn
birine: Yaasn Ticaret, tekine: Yaasn Tarm, -ncsne: Yaasn Sanayi,
drdncsne de: Yaasn Gzel Sanatlar yazlmt.
Fakat btn yzlerde bir iek gibi alan sevin, otelci Madame Lefranois'y kederlendirmie'
benziyordu. Madame Lefranois, mutfak merdiveninin basamaklarnda durmu, kendi kendine
homurdanyordu:
Ne budala herifler! yle bezden baraka yaptlar da iyi haltettiler! Bir vali, cambazlar gibi
adr altnda yemek yemekten holanr m sanyorlar? Byle igzarlklarn adna Memlekete
hizmet diyorlar! Ta Neufchtel'den pis bir a getirmeye deerdi ya! Hem de kimler iin! Bir
alay inek oban, baldr plak alay iin!..
Eczac oradan geiyordu. Siyah bir setre, Nankin pamuklusundan pantolon, kunduz derisinden
kundura giymi, her zamankinin tersine olarak da bana bir apka, bask bir apka geirmiti.
MADAME BOVARY
143
Allah mrler versin! dedi; af buyurun acele iim var. iman dul kadn nereye gittiini
sorunca:
Size garip geliyor, deil mi?., dedi. Ben ki daima la-boratuvarmda otururum, airin peynire
soktuu fareden de daha mnzeviyim...
Otelci kadn:
Ne peyniri? diye sordu. Homais:
Hi! Hi! dedi. Sadece unu sylemek istemitim, Madame Lefranois: Her zaman
dkknma kapanr otururum. A.ma bugn, byle bir mnasebetle...
Madame Lefranois kmseyen bir tavrla:
Haa! Oraya m gidiyorsunuz? dedi. Eczac hayretle cevap verdi:
Evet, oraya gidiyorum. Ben danma komisyonunda ye deil miyim ya!
Madame Lefranois onu birka saniye szd, sonra glmseyerek cevap verdi:
yleyse baka! Ama tarmdan size ne? Siz ondan da anlar msnz?
Elbette anlarm; ben eczac, yani kimyager deil miyim? Kimyann konusu da, Madame
Lefranois, doadaki btn cisimlerin birbiri zerine etkilerini aratrmak olduundan, bunun
sonucu olarak tarm da onun alanna dahil demektir! Hem, gbrelerin bileimi, svlarn
mayalanmas, gazlarn zmlenmesi, miyasmalarn etkisi gibi eyler, sorarm size, dorudan
doruya kimya deil de nedir?
Otelci kadn cevap vermedi. Homais devam etti:
Siz bir insann tarm uzman olmas iin bizzat topra srmesi, kmes hayvanlar beslemi
olmas m lazmdr sanyorsunuz? O ilerden ziyade, sz konusu maddelerin yapsn, topran,
maden filizlerinin durumunu, havann etkilerini, arazinin niteliini, madenlerin, sularn
zelliklerini, eitli cisimlerin younluunu, klcalln bilmek lazmdr! Daha ne bileyim?
Binalarn yapln, hayvanlarn yemini, uaklarn yemeini incelemek, gerekirse bu konularda

karar vermek, tutulan yolu eletirebilmek iin salk bilgisi kurallarn da ok iyi bilmek gerekir!
Bundan baka Botanik biliminden de anlamak, aalar, otlar tanmak gereklidir, Madame
Lefranois! Anlyor mu144
MADAME BOVARY
sunuz? Hangileri sala zararl, hangileri yararldr? Hangi-leri verimsizdir, hangileri
besleyicidir? Hangilerini yok etmeli, hangilerini etmemelidir? Falan aa ya da ot nerede tutar,
nerede tutmaz? Btn bunlar bilmek, ayrdetmek, ksacas brorleri, dergileri okuyup bilimin
ilerlemesinden haberdar olmak, her zaman uyank davranp slahat gstermek lazmdr... Otelci
kadn gzlerini Cafe Franais'nm kapsndan ayrmyordu, eczac devam etti:
Ah! Bizim tarmclarmz birer kimyager olsa, hi olmazsa bilimin tlemelerini dinler
kimseler olsalar! Mesela ben geenlerde byke bir risale, yetmi iki sayfalk !bir muhtra
kaleme alm, Elma arab, imal tarz, tesirleri ve bu hususta baz yeni dnceler diye ad
koymutum; Rouen'deki Tarm Dernei'ne gnderdim; bu sayede dernein tarm blm yemi
aalan koluna ye olmak erefine erdim. te benim o eserim baslp yaylsayd.-..
Fakat, Madame Lefranois zihnen o kadar dalgn grn-1 yordu ki eczac durmak zorunda
kald. Kadn:
Hele unlara bakn!, diyordu, anlalr ey deil. Byle pis bir a dkkn!..
Yn rg ceketinin ilmiklerini gsne doru eken omuz silkintileri ile iki elini kaldrp rakibinin
meyhanesini gsteriyordu. O srada oradan ark sesleri ykselmekteydi.
Zaten, dedi, artk ok srmez; sekiz gne varmaz her ey biter.
Homais hayretle geriledi. Madame Lefranois basamak merdiveni indi ve eczacnn kulana
eildi:
Nasl? dedi, sizin haberiniz yok mu? Bu hafta haciz koyacaklar. Lheureux dava ap
eyasnn satlmasn istemi. Onu senetlerle katletti.
Akla, hayale gelebilecek her trl hal1 ve frsata uygun cmleleri olan eczac:
Ne korkun felket! dedi.
Otelci kadn, M. Guillaumin'in ua Thedore'dan rendii bu ii anlatmaya balad. Tellier'den
nefret etmesine ramen bu hususta Lheureux'yu aypladn, onun Yze gl, ylan gibi
olduunu sylyordu.
te, dedi, kendisi urada, Pazar yerinde: Madame BoMADAME BOVARY
145
vary'yi selamlyor. Madame Bovary'nin bacanda yeil bir apka var, Boulanger'nin koluna
girmi. Homais:
Madame Bovary mi? dedi. Ben hemen gidip kendisine sayglarm sunaym. Belki ieride,
stunlar altnda bir yer bulursak memnun olur.
Eczac, tafsilat vermek iin aran Madame Lefranois'yi dinlemeden, dudaklarnda
glmseme, hzl hzl uzaklat; sana soluna selamlar datyor, arkasnda rzgra kaplp
dalgalanan kara setrenin etekleriyle hayli yer kaplyordu.
Rodolphe onu uzaktan grm, hzla yrmeye balamt; fakat Madame Bovary'nin vsoluu
kesildi: Rodolphe da admlarn arlatp glmsedi; ve nezakete bakmayarak:
u iman heriften kanmak istiyordum da onun iin, dedi; biliyorsunuz ya? u eczac.
Emma ona dirsei ile vurdu, Rodolphe kendi kendine: Bu da ne demek? diye dnd ve
yrmesine devam etmekle beraber kadn gz ucuyle szd.
Byle yandan baklnca kadnn yz o kadar sakindi ki, bir ey anlamak kabil olmuyordu. Uuk
renkleriyle birer saz yapran andran kurdelelerin ssledii oval siyah apka, o ehrenin
beyazln bir kat daha belirtiyordu. Kvrk iri kirpikli gzleri nne bakyor ve iyice ak
olduklar halde, ince derisinin altnda hafif hafif vuran kam, onlar biraz elmacklarn altna
ekilmi gibi gsteriyordu. Burun zarn pembe bir renk kaplamt. Emma ban omuzuna
emiti;-dudaklar arasndan da dilerinin sedef gibi parlayan ular gzkyordu.
Rodolphe: Acaba benimle eleniyor mu? diye dnd.
Emma'nm yle dirsek vurmas, sadece dikkat etmesini ihtar iindi; nk, M. Lheureux de
onlarla beraberdi ve ikide bir, sohbete girimek midi ile olacak, onlara:
Hava dorusu enfes!.. Herkesler darda!.. Rzgr doudan esiyor, gibi szler sylyordu.

Madame Bovary'nin de, Rodolphe'un da hemen hibir cevap vermemelerine ramen M.


Lheureux, onlarn en kk bir hareketlerini grnce: Ne emir buyurdunuz? diye yaklap
elini apkasna gtryordu.
Nalbandn evi nne vardklar zaman Rodolphe, yolu i-MB o
146
MADAME BOVARY
te kadar takip edeceine birdenbire bir patikaya sapt; Madame Bovary'yi de beraber
srklemiti.
Allaha smarladk, Monsieur Lheureux! diye bard. nallah yine grrz!..
Emma glerek: . Herifi nasl da savdnz! dedi.
Bamza bakalarn musallat etmenin yeri var m ya! Hem, mademki bugn sizinle
bulunmak bahtiyarlna erdim...
Emma kzard. Rodolphe szn tamamlamad. Artk havann gzelliinden, byle ayr
imende yrmenin zevkinden bahsediyordu. Yeniden iek am birka papatya grdler.
Rodolphe:
u koyun gzlerine de bakn! dedi, ne gzel! Kydeki] sevdal kzlarn hepsinin de falna
bakmaya yeter.
Sonra ilave etti:
Birka tane koparaym m? Ne dersiniz?.. Emma biraz ksrp:
Sizin de bir sevdiiniz var m?.. Rodolphe:
Orasn Allah bilir! diye cevap verdi.
ayr artk kalabalklamaya balyor, iri emsiyeleri, sepet-j leri, ocuklar ile gelmi kadnlar
insana arpyorlard.
Ayaklarna mavi oraplar, topuksuz pabular giyip parmak-J larma gm yzkler taknm,
yanlarndan geilince st ko kan hizmeti kzlara ikide bir yol vermek gerekiyordu. Bunlar^ el
ele vermi, uzun bir dizi halinde yryor ve bylece, ta akakavaklardan ziyafet adrna kadar,
boylu boyunca btn ayra serpiliyorlard. Artk hayvanlar tetkik zaman da gelmiti: kazklara
balanm uzun bir iple kou meydan gibi bir yer ayrlmt, iftiler, birbiri arkasndan, oraya
girmeye balamlard.
Hayvanlar orada, yzleri ipten tarafa evrilmi, birbirinin-kinden ya yksek, ya alak gelen
sarlar ile karmakark dizilmilerdi. Uykusu gelmi domuzlar burunlar ile topra deiyor,
danalar bryor, koyunlar meliyor, bir dizlerini kvrm inekler karnlarn da imene yaym,
ar ar gevi getiriyor ve etraflarnda vzldayan kk sineklerden korumak iin gzlerini
krpyorlard.
Kollar sval arabaclar, ksraklar tarafnda burunlarn aa
MADAME BOVARY
147
aa bakp kineyen, aha kalkm aygrlar zaptediyorlard. Ksraklar, balar uzanm, yeleleri
sarkm, sakin sakin duruyor, taylar da onlarn glgelerinde yatyor veya bazen meme
emmeye geliyorlard. Bu bir araya tktrlm vcutlarn meydana getirdii dalga boyunca,
rzgra kaplan bir yelenin bir bayrak gibi havaland, bazen de birka sivri boynuzun veya
koan birka insan bann ykseldii grlyordu. Sahadan yz adm kadar tede,- ayrca bir
yerde, az balanm, burnuna demir halka vurulmu kocaman kara bir boa vard ki sanki
tun-tanm gibi hi kmldamyordu. st ba lime lime bir ocuk onu bir iple tutuyordu.
ki sra arasnda, hakem heyeti azalan ar ar dolamaya baladlar; her hayvann nnde
durup bakyor, sonra birbirlerine yava yava fikir danyorlard. lerinde en nemlileri gibi
gzken biri, hem yryor, hem de elindeki deftere bir eyler kaydediyordu. Bu zat, hakem
heyeti bakan M. Derozerays de la Panville'di. Rodolphe'u grr grmez hemen yanna gitti ve
nazik bir tavrla glmseyerek:
Nasl, bizi huzurunuzdan mahrum mu edeceksiniz, Monsieur Boulanger? dedi.
Rodolphe hemen geleceini syleyerek zr diledi, ama bakan uzaklar uzaklamaz,
Emma'ya:
Dorusu, dedi, gitmeye hi de niyetim yok: Sizin yannzda olmay, onun yannda olmaya
tercih ederim.
Rodolphe, Tarm Kurulu toplantlarna hibir nem vermemekle beraber, daha rahat
dolaabilmek iin jandarmalara mavi kartn gsteriyor, hatta gzel bir hayvan grd m,

durup bakyordu. Fakat Madame Bovary'nin byle eylerle ilgilendii yoktu; Rodolphe bunu
sezince, Yonville hanmlarnn tuvaleti ile alaya balad; kendisi stne bana pek bakmad
iin zr diledi. Rodolphe'un giyiminde, aleldelikle zenip bezenmenin bir araya gelmesinden
hasl olan bir karmakarktk vard; avamdan kimseler bunu, garip bir surette yaamann, pek
tuhaf hisler beslemenin, -sanat hevesine esir olmann ve toplum kurallarn daima hafifsemenin
bir belirtisi sanarak, ya holanr, ya da sinirlenir. rnein, Rodolphe'un kolluklar pastal patiska
gmlei, rzgr estike, klrengi toz bezden yelei iinde kabarr, kaln izgili pantolonunun
altnda da, alt ksm vernikli, koncu Nankin bezinden potinleri gzkrd. Bunlara o kadar
vernik
148
MADAME BOVARY
vururdu ki ayna gibi parlatrd; ayrda baksanz otlarn aksettiini grrdnz. Rodolphe
onlarla at pisliklerine basar, elini ceketinin cebine sokar, apkasn yan giyerdi.
Zaten, dedi, insan kyde oturunca... Emma:
yi giyinmek zahmete demez, dedi.
ok doru! Bu adamlardan hibiri, bir elbisesinin biimi, dikii nedir, onu bile anlamaz;
insan bunu dndke...
Sonra tarann bayalndan, onun boduu hayatlardan, orada snp giden emellerden,
hlyalardan bahsettiler. Rodolphe:
Bunun iindir ki, diyordu, ben de gnden gne kendimi hzne daldrp gidiyorum.
Emma hayretle:
Siz mi? dedi. Ben sizi neeli bir adam sanyordum.
Evet, ama grnte yle; nk herkesin nnde yzme bir alayc maskesi takmasn
bilirim. Ama ka kere, mehtapta bir mezarlk grnce, gidip orada uyuyanlara katlmann daha
iyi olup olmayacan kendi kendime sormuumdur...
Ah, ya dostlarnz ne olacak? Onlar hi dnmyor musunuz?
Dostlarm m? Peki hangileri? Dostum.var m benim? Kim beni dnyor ki?
Bu son kelimeleri sylerken sesi dudaklarndan deta slk gibi kyordu.
Arkalarnda, st ste konmu bir sr iskemle tayan bir adam yznden, birbirlerinden,
uzaklamak zorunda kaldlar. Adam ylesine yklenmiti ki, yalnz tahta kunduralarnn burnu
ile, ne doru uzatt kollarnn ucu grlyordu. Bu, kilisenin iskemlelerini kalabalktan oradan
oraya tayp duran mezar kazcs Lestiboudois'di. Kendi karlar sz konusu olunca kafas pek
gzel iledii iin, Tarm Komisyonu toplantlarndan faydalanmann aresini bulmutu. Fikri de
para getiriyordu; mteriden ba alamaz olmutu. Nitekim, scaktan bunalan kasaballar, hasr
buhur kokan bu iskemleleri kapyorlar ve kilise mumlarnn damlalaryle kirlenmi kocaman
arkalklarna bir nevi saygyla yaslanyorlard.
Madame Bovary, Rodolphe'un kolunu tekrar yakalad; o, kendi kendine konuuyormu gibi
devam etti:
MADAME BOVARY
149
Evet, birok eylerden mahrum kaldm; hep yapayalnz. Ah, hayatta bir gayem olsayd, bir
sevgiye rastgelseydim, birini bulsaydm... O zaman iimdeki btn enerjiyi harcar, her eyi alt
eder, her eyi silip sprrdm!
Emma:
Ama hi de acnacak bir halde deilsiniz gibi geliyor bana, dedi.
Rodolphe:
yle mi sanyorsunuz?
Ne de olsa... serbestsiniz. Tereddtle ilave etti:
Zenginsiniz. Rodolphe:
Benimle alay etmeyiniz, dedi.
Emma alay etmediine yemin ederken, bir top sesi gmbrdedi. Herkes, itie kaka kasabaya
doru yollanmaya balad.
Bu, yanl bir iaretti. Vali Bey henz gzkmemiti. Jri azas skntl bir duruma dmlerdi;
oturumu amak m, yoksa biraz daha beklemek mi lazm geldiini bilemiyorlard.
Nihayet, meydann ucunda bir byk kira landosu gzkt. Beyaz apkal bir arabacnn boyuna
krba savurduu iki sska beygir arabay ekiyordu. Binet: Silah bana! diye baracak

zaman ancak bulabildi; albay da onu taklit etti. Herkes silah atlarna doru koutu, birbirine
girdi. Bazlar yakalarn bile unuttu. Fakat vilayet arabas bu karkl tahmin etmie
benziyordu; arabaya koulmu iki sska beygir, tam milli muhafzlarla itfaiyeciler trampet
alarak sert admlarla saf tutmaya geldikleri anda, gemlerini krta krta ekerek, hafif trsla,
belediye binasnn nne vardlar.
Binet bard:
Hizaya gel! Albay haykrd:
Dur! Sola saf bala!
Namlu bileziklerinin merdivenlerden tekerlenen bir bakr kazan gibi ses verip gittii bir selam
dur vaziyetinden sonra btn tfekler tekrar yere indirildi.
O zaman, gm srma ilemeli ksa bir frak giymi, aln taraf dazlak, bann arka tarafnda bir
yumak sa, uuk be150
MADAME BOVARY
nizle, pek halim selim grnl bir zatn arabadan indii grld. Adam, pek kocaman ve kaln
gzkapaklaryle rtl gzlerini, kalabala bakarken yar yarya kapatyor, ayn zamanda sivri
ulu burnunu yukarya dikiyor ve ieriye gmk azna bir glmseme konduruyordu.
Belediye* Bakann hamailinden tand ve valinin gelemediini syledi. Kendisi Vilayet Meclisi
yesindenmi, sonra zr diledi. Tuvache iltifatlarla mukabelede bulundu; beriki bundan pek
mahcup olduunu bildirdi. Bylece her ikisi, etraflarnda Jri yeleri, Belediye Meclisinin ve
kasabann ileri gelenleri, Milli Muhafz Ktas ve halk olduu halde, alnlar birbirine deercesine
kar karya kaldlar. Vilayet Meclisi yesi Bey, keli siyah apkasn gsne bastrarak
muhatabn tekrar tekrar selamlarken M. Tuvache da, yay gibi eilmi, glmsyor, kekeliyor,
syleyecek sz bulamyor, Kralla olan balln ve Yonville'e ltfedilen erefi belirtmeye
alyordu.
Hann ua Hippolyte, arabacnn beygirlerini dizginlerinden yakalad ve kt aya ile topallaya
topallaya Altn Aslan'n sundurmas altna gtrd. Orada bir sr kyl toplanarak arabaya
bakmaya baladlar. Tranpet ald, top grledi ve beyler birbiri pei sra kerevete karak,
Madame Tuvache'n ireti verdii krmz Utrecht kadifesi kapl koltuklara oturdular.
Btn bu insanlar birbirine benziyordu; gneten hafife yanm kumral ve gevek yzleri tatl
elma arab rengi balamt. Kabark favorileri, fiyongosu iyice gerilmi beyaz kravatlarn
tuttuu kat yakalklardan tayordu. Btn yelekler kadifeden ve geni, devrik yakalyd. Btn
saatlere, ucunda yumurta biimi, akikten birer mhr sallanan uzun bir kurdele balyd.
Herkes iki elini kalalar zerine dayyor, henz apresi olduu gibi kald iin, kocaman
izmelerin meininden daha ok parlayan uhadan yaplm pantolonlarnn ap aralarn
ihtimamla aralklyordu.
leri gelenlerin hanmlar arkada, methalde, stunlar arasnda bulunuyorlar, kalabaln byk
ksm ise karda ayakta duruyor veya iskemlelere oturuyordu. Lestiboudois, ayrdan srtlayp
getirdii btn iskemleleri oraya yerletirmi, hl gidip kiliseden iskemle getiriyordu. Bu
alveriiyle ortalkta yle bir tkankla sebep oluyordu ki, kerevetin basamaklarna ok
glkle vanlabiliyordu.
MADAME BOVARY
151
M. Lheureux, yerine oturmak zere nnden geen eczacya:
Bana kalrsa, dedi, uraya iki Venedik direi dikmek lazmd: Yenilik olarak biraz ciddi ve
zengin eylerle donatarak. Hani gze pek gzel grnrd.
Homais:
phesiz, dedi. Ama ne yaparsnz! Her eye Belediye Bakan el att. u zavall Tuvache'n
pek zevki yoktur. Hele sanat dehas denilen eyden bsbtn mahrumdur.
Bu arada Rodolphe, Madame Bovary ile birlikte, Belediye Konann birinci katna, toplant
salonuna km bulunuyordu. Salon bombo olduu iin Rodolphe, manzaray oradan rahata
seyredebileceklerini sylemiti. Yumurta biimi byk masann etrafndan, tam hkmdarn
bst altnda bulunanlardan tabure ald ve pencerelerden birine yaklatrd. kisi de
taburelere yan yana oturdular.
Kerevetin stnde bir kprdama, uzun fsldamalar, mzakereler oldu. Nihayet Vilayet Meclisi
yesi ayaa kalkt; adnn Lieuvain olduu artk renilmiti. smi azdan aza kalabalk

arasnda dolayordu. Bir iki kad sraya koyup daha iyi grmek iin gzlerine uygun bir
mesafeye getirdikten sonra sze balad:
Beyler,
Evvel msaade ediniz de (bugnk toplantnn mevzuu hakknda sze balamadan nce, bu
hususta benimle hemfikir olduunuzdan eminim,) arzettiim gibi msaade ediniz de, Yksek
dare Makamlarna, Hkmete, evketmeaba, Hkmdarmza, evet, beyler, amme ve fert
refahnn hibir ubesi nazarlarndan uzak kalmayan, harp gibi, sulhu, sanayii, ticareti, ziraat
ve gzel sanatlar da saydrmasn bilerek, frtnal bir denizin bin bir muhataras arasnda
Devlet gerdunesini metin olduu kadar da hakim bir elle sevk ve idare eden Sevgili Kralmza
minnet ve kranlarmz sunaym.
Rodolphe:
Biraz geri ekilelim, dedi.
Niin?
152
MADAME BOVARY
Tam o srada Vilayet Meclisi yesinin sesi grlmemi bir iddetle ykseldi:
Vatandalar arasndaki ekimelerin sokak ve meydanlarmz kana bulad, mlk sahibinin,
tccarn, hatta bizzat amelenin, geceleri huzur iinde uykuya dalarken birdenbire yangn haber
veren an seslerinin grltsyle uyanmaktan titredii, en ykc szlerin byk bir cretle
memleketi temelinden kerttii gnler artk mazi olmutur, beyler!
Rodolphe:
Belki aadan beni grrler, dedi. Kt hretim malum, en azndan on be gn mddetle
herkese dert anlatmak zorunda kahrm sonra.
Emma:
Dorusu, kendinize iftira ediyorsunuz, dedi.
Hayr, hayr, adm pek ktye kmtr, yemin ederim. Vilayet Meclisi yesi devam
ediyordu:
ayet hafzamdan bu karanlk levhalar defedip nazarlarm gzel vatanmzn bugnk
vaziyetine evirecek olursam, ne grrm? Her yerde ticaret ve zenaat yeermekte, her yerde
yeni mnakale yollan, devletin bedeninde'yeni kan damarlar gibi oalarak yeni irtibatlar
kurmakta, byk imalat merkezlerimiz tekrar faaliyete gemekte, din daha ok kuvvet bularak
gnllerimizde g-lmsemekte, limanlarmz dolup tamakta, itimat yeniden domakta ve
nihayet Fransa rahata nefes almaktadr!..
Rodolphe:
nsanlk bakmndan belki de bu hakl ve yerinde bir ey, dedi.
Emma:
Ne gibi?
Ne gibisi var m? Kaplarna smayan insanlar bulunduunu bilmez misiniz?.. Bylelerine
hem hlya, hem hareket, hem en temiz ihtiraslar, hem de en cokun keyifler lazmdr. Bylece
insan her eit fanteziye, lgnla kendini kapp koyuverir.
MADAME BOVARY
153
Bu sz zerine Emma, ona, harikulade memleketleri gezip dolam bir yolcuyu seyreder gibi
bakt ve:
Biz zavall kadnlarn, dedi, byle bir elencemiz bile yok!
Hazin elence; nk insan bu elencede saadet bulamaz.
Fakat saadet bulunur mu hi? Rodolphe:
Evet, diye cevap verdi, saadete rastgelinir bir gn. Vilayet Meclisi yesi devam ediyordu:
Sizler de zaten bunu anlam bulunuyorsunuz. Sizler, kylerde yaayan iftiler ve iiler,
batan baa medeniyet olan bir eserin barsever aknclar! Sizler, terakki ve ahlaklln
mcahitleri! Artk anlam bulunuyorsunuz ki, politika frtnalar atmosferdeki karklklardan
hakikaten ok daha tehlikelidir...
Rodolphe:
Saadete rastgelinir bir gn, diye tekrarlad; anszn, tam mitsizlie dld bir gnde.
O zaman ufuklar aralanr, sanki te o! diyen bir sestir bu. O kimseye iinizi dkmek, her
eyinizi vermek, her eyi feda etmek ihtiyacn duyarsnz! Karlkl uzun uzadya

konumazsanz, birbirinizin iindekileri sezersiniz, birbirinizi ryalarda grrsnz. (Bunu


sylerken kadna bakyordu.) Nihayet, o kadar aranlm olan bu hazine, uraca, karnza
gelir, parldar, kvlcm saar. Ama yine de tereddt edilir, inanmaya cesaret dihnez, sanki
karanlktan birdenbire a km gibi, insann gzleri kamar.
Rodolphe szlerini bitirirken, cmlesine pandomima da katt. Sanki ba dnm gibi elini
yzne gtrd; sonra Em-ma'nn eline brakverdi. Kadn elini ekti. Ama Vilayet Meclisi yesi
hep devam ediyordu:
Bundan kim hayrete der, beyler? Ancak, insann gz kr, kafas gemi zamann pein
hkmleri iine gmlm (evet, sylemekten ekinmiyorum) iyice gmlm bulunmal ki,
tarmla geinen ahalinin zihniyetini yanl anlasn. Gerekten, bundan fazla vatanseverlik, siyasi
daMADAME BO VARY
vaya bundan fazla ballk, bir kelime ile, bundan fazla zek ve anlay kylerden baka nerede
bulunur? Zek deyince, beyler, o sathta kalan zeky, aylak kafalarn o lzumsuz ssn deil,
fakat herkesin hayrna, ammenin kemaline, devlete muin olmaya almak suretiyle, her
eyden nce faydal gayeler peinde komaya kendini adam derin ve ll zeky, kanunlara
sayg ile vazifelerin ifasndan doan zeky kastediyorum...
Rodolphe:
Ah, yine, dedi. Yine, hep vazife, vazife. Bu kelime harap ediyor beni. Yn fanilal bir sr
bunakla aya tandrh, eli tespihli bir alay sofu kar, durmamacasma kafamz iiriyor vazife,
vazife diye. Anladk, ama vazife, byk olan hissetmek, gzel olan candan sevmektir; yoksa
toplumun srtmza ykledii bayalklar ile birlikte btn greneklerini kabullenmek deildir.
Madame Bovary itiraz ediyordu:
Ama yine.de... ama yine de...
Hayr, hayr! Ne diye ihtiraslarn aleyhinde nutuk vermeli? u dnyada tek gzel ey,
kahramanln, cokunluun, iirin, mziin, sanatlarn, nihayet her eyin kayna deil mi o
ihtiraslar?
Emma:
Ama, herkesin kanaatine biraz uymak ve ahlak kurallarna boyun emek de lazm, dedi.
Rodolphe:
Fakat iki trl ahlak vardr; biri, k, grenee kaan, insanlarn ahlak dedii ey,
durmadan deien ve yksek perdeden atp tutan, saman altndan su yrten, urada
grdnz budala toplants gibi, karclarn ahlak. Fakat br, ebedi ahlak; etrafmz saran
peyzaj ve bizi aydnlatan mavi gkyz gibi, epeevre ve yukarda bulunan ahlak.
M. Lieuvain, cebinden kard mendile azn silmiti; tekrar sze balad:
Burada size tarmn lzumunu ispdt etmem mi lazm, beyler? Kim karlyor bizim
ihtiyalarmz? Varlmz kim doyuruyor? ifti deil mi? ifti, beyler.
MADAME BOVARY
155
Topran o bereketli sapan izlerine gayretli bir elle tohum saarak buday yetitiriyor; o
buday da, gayet hnerli cihazlar sayesinde tlp toz haline getiriliyor ve deirmenden un
adiyle kyor, oradan ehirlere gtrlyor, frncnn eline geiyor, o da ondan, fakir kadar
zengin iin de lzumlu bir gda imal ediyor. Elbiselerimiz iin, koskoca srlerini merada otlatp
semirten de ifti deil midir? Tarm olmasayd, srtmza ne giyerdik, karnmz nasl
doyururduk? Hem sonra, beyler, misal bulmak iin bu kadar uzaklara gitmeye lzum var m?
Kmeslerimizin ss olan o mtevazi hayvann ehemmiyetini sk sk dnmeyen var mdr
iimizde? O hayvanck deil midir, yataklarmza yumuak yastklar, soframza o lezzetli eti ve
yumurtalarn temin eden? Tpk cmert bir ana gibi ocuklarna her eyi veren, iyi ilenmi bir
topran btn nimetlerini birbiri pei sra saymak lazm gelse, bunun sonu gelmez. Burada ba
vardr, baka yerde meyvesinden elma arab yaplan elma aalar, tede kolza, daha ileride
peynirin trls; keten, beyler, keteni unutmayalm! O keten ki, son yllarda byk bir gelime
gstermitir, o keten ki, zerine bilhassa dikkatimizi ekmek isterim.
Kimsenin dikkatini ekmesine gerek yoktu; nk szlerini yutacakm gibi .kalabaln az bir
kar akt. Yannda duran Tuvache, hatibi dinlerken gzlerini drt ayordu. M. Derozerays,
vakit vakit gzlerini hafife yumuyordu. Daha tede eczac, bacaklarnn arasnda olu
Napoleon, nutkun bir hecesini dahi kaybetmemek iin, avucunu aarak kulana gtrm,

dinliyordu. Jrinin dier azalan, onaylama anlamnda, yeleklerine gmlm gerdanlarn


hafife oynatyorlard. tfaiyeciler, kerevetin aasnda, snglerine dayanarak dinleniyorlard;
ve Binet, klcnn ucu havada, dirseklerini gererek, dimdik duruyordu. Belki nutku iitiyordu,
ama miferinin ta burnuna kadar inen viziyeri yznden hibir ey grmesine" imkn yoktu.
Tuvache efendinin kk olu olan muavininin miferi ok daha mbalaalyd; kafasna yle
kocaman bir mifer geirmiti ki, hi durmadan sallanyor ve bana dolad basma sargnn bir
ucu aaya sarkyordu. Olan, o miferin altnda ocuksu bir tebessmle tatl tatl glmsyor,
damla damla terleyen k156
MADAME BOVARY
1
k, solgun yznde keyif, yorgunluk ve uyku ifadesi beliri-yordu. .
Meydan, ta evlere kadar hncahn dolmutu. Dirseklerini pencerelere dayam, yahut kaplarda
ayakta duran insanlar grlyordu. Justin'in, eczanenin camekn nnde, bakt eyin
temaasna dalm gibi bir hali vard. Sessizlie ramen, M. Lieuvain'in konumas havada
kayboluyordu. Sesi, kalabalktan gelen iskemle gcrtlarnn yer yer kestii cmle krntlar
halinde kulaa eriiyordu. Sonra, anszn, arka taraftan bir kzn uzun uzun brd,
yahut ke balarnda birbirlerine cevap yetitiren koyunlarn meledii duyuluyordu.
Srtmalarla obanlar, hayvanlarn ta oraya kadar srmlerdi. nekler burunlarna kadar
sarkan yapraklar dilleriyle kopararak, arada bir brp duruyorlard.
Rodolphe, Emma'ya yaklamt; alak sesle, hzl hzl sylyordu:
,
Topluluun bu komplosu sizi isyan ettirmiyor mu? Onun mahkm etmedii bir tek duygu var
m? En soylu igdler, en temiz sempatiler hrpalanyor,'ktleniyor; ama iki zavall gnl
birbirine kayacak olursa, kavumamalar iin her trl oyunlar oynanyor. Onlar, yine de
deneyecekler, kanat rpacaklar, birbirlerini aracaklardr. Ne yaparlarsa yapsnlar, er ge, alt
ayda, on ylda bir araya gelecekler, birbirlerini seveceklerdir; nk aln yazlan "budur, nk
birbirleri iin yaratlmlardr.
Kollarn dizleri stnde kavuturmu duruyor, yzn Emma'ya evirerek ona yakndan sabit
baklarla bakyordu. Emma, Rbdolphe'un gzlerinde, siyah gzbebeklerinin etrafna izik izik
yaylan kck altn nlar farkediyor, hatta salarna parlaklk veren pomadn kokusunu
duyuyordu. zerine bir rehavet kt. Vaubyessard'da kendisini valse kaldrm olan Vicomte
hatrna geldi; onun da sakalndan, bu salar gibi etrafa ayn vanilya ye limon kokusu
yaylyordu. Gayri ihtiyari, kokuyu daha iyi iine ekmek iin gzlerini yar yarya yumdu. Fakat
iskemlesinin zerinde dikilerek yapt bu hareket srasnda, ta uzakta, ufkun ta tesinde,
arkasnda uzun bir toz bulutu brakarak Leux yamacndan yavaa aaya inmekte olan eski
yolcu arabas Krlang' grd. L6on hep bu san arabaya binerek ona gelirdi; sonunda, bir daha
dnmemek zere yine o
MADAME BOVARY
157
yoldan geip gitmiti! Onu, pencereden, tam karsnda grr gibi oldu; sonra her ey birbirine
kart, bulutlar geti; hl kendini avizelerin parlts altnda, Vicomte'un koluna girmi, valste
dnyor sand, Leon uzakta deilmi de hemen gelecekmi zannetti; ama yine de Rodolphe'un
ban hep yannda hissediyordu. Bu duygunun tatll, eski arzularnn iine siniyor ve
zerinden rzgr esen kum taneleri gibi, o arzular, ruhuna yaylan bu kokunun harikulade
nefesiyle dnyor, dnyordu. Birok kere, stun balklarn saran sarmaklarn serinliini
iine ekmek iin, buran kanatlarn hzla ap kapad. Eldivenlerini karp ellerini kurulad;
sonra, mendili ile yzn yelpazeledi. Bu srada, akaklarnn zonklamas arasndan kalabaln
uultusunu ve cmlelerini dua okur gibi sralayan Vilayet Meclisi yesinin sesini duyuyordu.
Diyordu ki:
Devam ediniz! Sebat ediniz! Ne grenein telkinlerini, ne de pervasz bir ampirizmin fazla
aceleci nasihatlerini dinleyiniz. Bilhassa topra slah etmeye, iyi gbre kullanmaya, beygir,
sr, koyun ve domuz cinslerini gelitirmeye dikkat ve himmet ediniz! Bu tarm yarmalar
sizler iin birer er meydan olsun. Bunlardan galip kan, elini maluba uzatp daha iyi bir baar
temennisiyle onunla cancier olsun! Ve sizler, zahmetli mesailerini hibir hkmetin nazar
itibara almad saygdeer hizmetkrlar, mtevaz iftlik uaklar, gelin de o sessiz

faziletlerinizin mkfatm aln ve emin olun ki, devlet bundan byle, gzlerini size dikmi, sizi
desteklemekte, sizi himaye etmektedir. Hakl taleplerinizi karlayacak ve elinden geldii kadar
meakkatli fedakrlklarnzn ykn hafifletecekti!
M. Lieuvain artk- oturdu; M. Derozerays kalkp baka bir nutka balad. Nutku, belki yeninki
kadar ssl deildi, fakat daha olumlu bir slup nitelii tayordu; yani daha zel bilgiler ve
daha. esasl dnceler ieriyordu. Mesela, nutukta hkmetin vgs daha az yer tutuyor,
buna karlk, din ve tarm bahsi daha uzun sryordu. Bu bahiste din ile tarm arasndaki
ilikiler, her ikisinin nasl uygarla el birliiyle hizmet etmi olduu anlatlyordu. Rodolphe ile
Ma158
MADAME BOVARY
dame Bovary ise, ryalardan, nsezilerden, manyetizmadan sz amlard. Hatip, toplumlarn
meydana kt tarihe kadar karak, insanlarn ormanlar iinde mee palamutlaryle karn
doyurduu o hoyrat zamanlar tasvir ediyordu. Sonra bu insanlar hayvan postlarn terk
etmiler, kumatan elbise giymiler, topra izik izik etmiler, asma dikmilerdi. Bu,
insanln hayrna olmutu; acaba bu keifte faydadan ok zarar yok muydu? M. Derozerays bu
meseleyi ele almt. Sayn Bakan, sapan ile tafla sren Cincinnatus'u, lahana yetitiren
Diocletien'i, tarlalara tohum atarak yeni yl aan in mparatorlarn zikrederken, Rodolphe de
manyetizme bahsinden yava yava yaknlklar bahsine gemi, gen kadna, bu dayanlmaz
cazibelerin nedenini ok daha nce yaanm hayatlarda aramak lazm geldiini anlatyordu.
Nitekim, biz, diyordu, neden birbirimizle tantk? Hangi raslant bunu istedi? Hi
phe yok, birbirine kavumak iin akan iki nehir gibi, aradaki mesafeye ramen, ikimizin de
stnden kayp gittiimiz iniler bizi birbirimize doru itti.
Ve kadnn elini yakalad, Emma elini ekmedi. Bakan:
Mkemmel rn dl!.. diye bard.
Mesela az evvel size geldiim zaman... Quincampoix'dan M. Bizet'ye...
-r- Size refakat edeceimi biliyor muydum? Yetmi frank!
Hatta yz kere kalkp gitmek istedim, sizi takip ettim, kaldm.
Fklar.
Bu akam, yarn, dier gnler ve btn hayatm boyunca kalacam gibi!
Argueil'den M. Caron'a, bir altn madalya!
nk kimsede bu kadar tam bir cazibe ve gzellik grmedim.
Givry-Saint-Martin'den M. Bain'e!
Nitekim hatranz hep gnlmde saklayacam. Bir merinos kou iin...
MADAME BOVARY
159
Ama unutursunuz beni, bir glge gibi silinir giderim. Notre-Dame'dan M. Belot'ya...
Hayr, hayr, dncenizde, hayatnzda benim de bir yerim olacak, deil mi?
Domuz cinsi, iki birinci mkfat: M. Leherisse ile M. Cullembourg; altm frank!
Rodolphe kadnn elini skyor, o elin, yakalanm da tekrar havalanmak isteyen bir kumru gibi
smscak ve titremeler iinde olduunu hissediyordu. Fakat kadn, ya elini kurtarmak
istediinden, yahut bu tazyike cevap verdiinden, parmaklarn oynatr gibi oldu. Rodolphe
haykrd:
Ah teekkr ederim! Beni reddetmiyorsunuz! Ne kadar iyi kalplisiniz! Anlyorsunuz ki ben
sizinim! Brakn da sizi greyim, sizi seyredeyim!
Pencerelerden giren bir rzgr, masann rtsn buruturdu ve meydanda, aada kyl
kadnlarn btn o kocaman balklar, beyaz kelebeklerin rpman kanatlar gibi hafife
havaland.
Bakan: Yal tohum kspelerinin kullanl diye devam ediyordu. Sonra, birbiri ardndan
sralad:
Flaman gbresi, - keten retimi, - kanal ama, - uzun vadeli icarlar, - hizmetkrlarn emei.
Rodolphe artk konumuyordu. Birbirlerine bakyorlard. Kurumu dudaklar dayanlmaz bir arzu
ile titriyordu ve parmaklar, kendiliklerinden, tatl bir gevemeyle, birbirlerine kenetlendi.
Sassetot - la - Guerriere'den Catherine - Nicaise Elisabeth Leroux'ya, ayn iftlikte elli drt yl
mddetle hizmet grd iin, yirmi be frank kymetinde, bir gm madalya!
Vilayet Meclisi yesi, Nerede Catherine Leroux? deyip duruyordu.

Kadn bir trl meydana kmyordu, fslt halinde sesler geliyordu:


Gitsene!
Sola!
Korkma!
Ah, ne budala kadn!
160
MADAME BOVARY
Tuvache seslendi:
Nerede kald bu kadn!
te geliyor!..
Yaklasa ya!
O zaman, pek fakirane elbisesi iinde bsbtn bzlm gibi grnen ufak tefek bir ihtiyar
kadncazn rkek rkek kerevete yaklat grld. Ayaklarnda tahtadan kocaman galolar,
belinde de byk bir mavi nlk vard. Kenar ilemesiz balnn ereveledii sska yz,
buruukluklarla suyu ekilmi bir elmadan daha fazla kr kr olmutu. Krmz gmleinin
yenlerinden, mafsallar boumlu iki uzun el kyordu. Ambarlarn tozu, amar ykamalarn
sodas, yapann kiri o elleri ylesine svam, katlatrm,-izik izik etmiti ki, temiz suda
bol bol ykanm olmasna ramen yine de kirli grnyor ve hizmet gre gre, sanki ekilmi
bin bir meekkatn mtevaz deliliymi gibi hep yar ak duruyordu. Yznn ifadesinde bir
nevi manastr sertlii vard. Bu solgun bak kederli veya ili hibir ey yumuatmyordu.
Hayvanlarla de kalka, onlarn dilsizlii ve vurdum duymazl kendisine de gemiti.
Hayatnda ilk defa byle bir kalabaln ortasnda bulunuyordu. Bayraklar, trampetler, siyah
elbiseli beyler ve ehir Meclisi yesinin gsndeki nianla iinden rkm, ilerlemek mi, yoksa
kamak m lazm geldiini, halkn kendisini neden ortaya ittiini, jri yelerinin kendisine niin
glmsediklerini kestiremeyerek olduu yerde dimdik duruyordu. Bu yarm asrlk klelik, nee
ile alp salan o burjuvalarn karsnda ite byle kalakalmt.
Bakann elinden kazananlarn listesini alm olan ehir Meclisi yesi:
Yaklan pek sayn Catherine-Nicaise-Elisabeth Leroux, dedi.
Kh elindeki kada, kh ihtiyar kadncaza bakarak, babacan bir tavrla:
Yaklan, yaklan... diye tekrarlad. Tuvache, koltuundan srayarak:
Sar msnz kuzum? dedi ve kulana barmaya balad:
Elli drt senelik hizmet! Bir gm madalya! Yirmi be frank! Bunlar" hep sizin.
MADAME BOVARY
161
Kadn, madalyay eline alnca, iyice bakt. O zaman yznde saadetle dolup taan bir tebessm
belirdi ve giderken yle homurdand duyuldu:
Namma ayin yapsn diye bizim kyn papazna vereceim bunu.
Eczac, notere eilerek:
Ne kaba sofuluk bu, dedi.
Toplant sona ermiti; kalabalk dald. Artk nutuklar okunmu, bitmiti. Herkes yine eski
mevkiine dnyor, her ey eskisi gibi olup bitiyordu: Efendiler uaklar azarlyor, onlar da,
boynuzlarnda yeil elenklerle ahrlarna dnen, msabakann gamsz galiplerini dvyorlard.
Bununla beraber, milli muhafzlar, snglerine geirmi olduklar reklerle, belediye binasnn
birinci katna kmlard. Taburun trampetisi ie ile dolu bir sepet getirmiti. Madame
Bovary, Rodolphe'un koluna girdi. O da kendisini evine kadar gtrd. Kapda birbirlerinden
ayrldlar. Rodolphe, ziyafet saatini bekleyerek, ayrda tek bana gezindi.
len uzun srd; grltl ve dzensiz geti. O kadar izdiham vard ki, herkes dirseini
glkle kmldatyordu. Sra yerine geen darack tahtalar, az kalsn davetlilerin arl altnda
krlacakt. Bol bol yeyip itiler; herkes, ziyafet iin ver* dii parann acsn karmaya
bakyordu. Btn alnlardan damla damla ter akyor, sofrann stnde, tavana aslm gaz
lambalar arasnda, bir sonbahar sabah nehirden ykselen buu gibi, beyazmtrak bir duman
dalgalanyordu. Rodolphe, srtn adrn bezine dayam, ylesine Emma'y dnmeye dalmt
ki, hibir ey iitmiyordu. Arkasnda, imen stnde uaklar kirli tabaklar istif ediyorlar,
yanndakiler boyuna konuuyor, fakat o, cevap bile vermiyordu. Kadehine arap koyuyorlard;
uultunun artmasna ramen, dncesine tam bir sessizlik kmt. Emma'nm
sylediklerini, dudaklarnn biimini hayalinden geiriyordu. Yz, sihirli bir aynadaym gibi,

asker serpularnn madeni tokalarnda parldyor, elbisesinin kvrmlar duvarlar boyunca iniyor
ve yaanacak ak gnleri istikbalin panoramasnda sonsuzlua kadar uzayp gidiyordu.
Onu, geceleyin, donanma fiekleri atlrken tekrar grd; fakat kocas, Madame Homais ve
eczac ile beraberdi. Eczac, havaya karp giden fiekleri tehlikeli buluyor, endie ediyordu. MB
il
162
MADAME BOVARY
kide birde yanndakilerden ayrlp Binet'ye tavsiyelerde bulunmaya gidiyordu.
M. Tuvache'n adresine gnderilmi olan donanma fiekleri, ar bir ihtiyatkrlkla, mahzene
yerletirilmiti. Bu sebeple, rutubet alan barut pek ate almyordu. Nitekim, havada kuyruunu
sran bir ejder ekli izmesi gereken en bellibal fiek de tamamyle gme gitti. Vakit vakit
zavall bir Roma amdan havaya ykseliyor, o zaman halk, az bir kar ak, bir uultudur
koparyordu. Bu uultuya, karanlktan te berileri imdik-lenen kadnlarn l da karyordu.
Emma, sessiz, yavaa kocasnn omuzuna yaslanmt; sonra ban kaldrp kapkaranlk
gkyznde fieklerin kl yolunu takip etmeye balad. Rodolphe yanmakta olan kat
fenerlerin nda kadn seyrediyordu.
Fenerler de birer ikier snd; yldzlar yand. Yere birka damla yamur dt. Emma, earbn
apkasz bana balad.
Tam o srada, Vilayet Meclisi yesinin kira arabas handan kt. Adamakll sarho olan arabac,
birdenbire uyuklamaya balad. Uzaktan, arabann kr stnden, iki fenerin arasnda, btn
vcudunun sarsntlara uyarak bir saa, bir sola ykld grlyordu.
Eczac:
Dorusunu sylemek lazmsa, dedi, sarholukla adamakll mcadele etmeli! Bence her
hafta belediyenin kapsna bir liste amal ve o hafta' iinde kendilerini alkolle zehirlemi ne
kadar kimse varsa, hepsinin adlarn teker teker o listeye yazmal. Zaten, istatistik bakmndan
da, bylece, doru yllk rakamlar elde edilmi olur ve icabnda... Ama zr dilerim!..
Yeniden yzbaya doru kotu.
Yzba evine dnyordu, tornasna kavuacakt. Homais:
Acaba iyi olmaz m, dedi, adamlarnzdan birini gn-derseniz veyahut bizzat kendiniz
gitseniz?..
Tahsildar:
Beni rahat brakn, dedi, mademki hibir ey yok! Eczac, dostlarnn yanna dnnce:
Msterih olun, dedi. M. Binet bana btn tedbirlerin alnm olduuna dair teminat verdi.
Yerlere bir tek kvlcm
MADAME BOVARY
163
bile dmeyecek; tulumbalar dolu. Haydi, artk gidelim de yatalm.
Madame Homais, gerine gerine esneyerek:
Dorusu, benim de uykum var, dedi. Ne olursa olsun, u bayram gn de pek gzel geti
ite.
Rodolphe, tatl bir bakla ve alak bir sesle:
Hem de ne kadar gzel, dedi.
Birbirlerini selamladlar, sonra aksi istikamette yollarna devam ettiler.
ki gn sonra, Rouen Feneri gazetesinde, o enlik hakknda uzun bir makale kt. Bunu
Homais, hemen ertesi gn, hararetle kaleme almt:
Bu rg rg yeillikler, bu iekler, bu girlantlar neye? Hararetini, srlm topraklarmza
saan tropikal bir gnein selleri altnda, gazaba gelmi bir denizin dalgalan gibi, bu kalabalk
byle nereye kouyor?
Arkasndan, kyllerin hayat artlarndan bahsediyordu. phesiz, hkmet elinden geleni
yapyordu, ama bu kfi deildi. Cesaret! diye baryordu hkmete, daha binlerce slahata
lzum var, onlar da yapalm. Sonra Vilayet Meclisi yesinin kasabaya giriini anlatrken, Ne
milisin cengver tavrn, ne Kasabann en en kadnlarn, ne de orada bulunan ve bazlar,
lmsz saflarmzn kalntlar olup da trampetlerin erkek sesini duyar duymaz hl
yreklerinizin arptm hisseden yal aile babalar dedii dazlak kafal ihtiyarlar
unutuluyordu. Jri yelerini sayp dkerken kendi adn da ba tarafta zikrediyor, hatta, eczac
M. Homais'nin Tarm Dernei'ne elma arab hakknda bir muhtra gndermi olduunu da bir

notla hatrlatyordu. dllerin dalna gelince, kazananlarn sevincini, methiyeye kaan bir
slupla tasvir ediyordu. Baba olunu, karde kardei, koca karm pyordu. lerinden bir
ou, kazand mtevaz madalyay gururla herkese gsteriyordu. Hi phe yok, evine ve
sevgili karsnn yanma dnnce de o madalyay, gzyalar iinde, kulbesinin gsterisiz
duvarlarna asacakt.
Saat altya doru, M. Liegeard'n ayn stnde kurulan ziyafet "sfrasnda, bayramn bellibal
tertipileri
164
MADAME BO VARY
toplanm bulunuyordu. Yemek tam bir dostluk ve samimiyet havas iinde yendi. M. Lieuvain
Kraln, M. Tu-vache Valinin, M. Derozerays Tarm, M. Homais, iki karde olan Sanayi ve Gzel
Sanatlar, M. Leplichey slahat erefine kadeh kaldrd. Gece, parlak bir donanma enlii havay
a bodu. nsann bu manzaraya hakiki bir ha-yalnma, gerek bir opera dekoru diyesi
geliyordu. An . geldi ki, kk kasabamz, kendini herhalde bir Bin Bir Gece ryas iinde sand.
Bu aile toplantsn hibir zc hadisenin ihll etmediini de belirtmek isteriz.
Ve ilve ediyordu:
Yalnz kilise mensuplarnn bayrama katlmay dikkati ekti. Herhalde din adamlar terakkiyi
bambaka bir tarzda anlyor olmallar. O Ma sizin bileceiniz i. De Loyola beyler! (1).
IX
Aradan alt hafta geti. Rodolphe grnmedi. Bir akam, nihayet meydana kt:
Hemen gidip ornmeyelim, yanl bir i yapm oluruz.
Hafta sonunda da ava gitti.
Avdan dnte, vaktin ge olduunu dnd, sonra yle muhakeme etti:
ayet beni ilk gnden sevmise, tekrar grmek sabrszl iinde, baha daha da ok
tutulmu olmal..O halde devam edelim!
Emma yalnzd. Akam oluybrdu. Camlar boyunca kk muslin perdeler, alaca karanl
koyulatnyor, stne bir gne n dm barometrenin yaldz, ss bitkisinin aralklarndan,
aynaya ateler aksettiriyordu.
(1) Cizvit tarikatm kurmu olan Ignace de Loyola kastedilmektedir.
MADAME BOVARY
165
Rodolphe, ayakta durdu; Emma, onun hatr sormalarna zar zor cevap verdi; Rodolplhe:
Benim, dedi, iim kt. Hasta oldum.
Mhim bir hastalk m?
yv
Rodolphe, Emma'nn yanma, bir tabureye oturarak:
Dorusu, dedi, mhim deildi. Asl buraya gelmek istemedim de ondan.
Neden?
Neden olduunu tahmin etmiyor musunuz?
Yzne tekrar bakt, bu o kadar dik bir bakt ki, Emma kzararak ban edi. Rodolphe tekrar
sze balamak istedi:
Emma...
Kadn, kendisinden biraz uzaklaarak:
Efendim! dedi. Rodolphe, melankolik bir sesle:
Ah! dedi, gryorsunuz ki buraya gelmemekte hakly-mm; nk bu ismi, ruhumu
dolduran ve azmdan kar-verdiim bu ismi sylememi bana yasak ediyorsunuz! Madame
Bovary!.. Herkes size bu isimle hitap ediyor!.. Fakat aslnda bu sizin isminiz deil, bir
bakasnn ismi!
Tekrarlad:
Bir bakasnn! Elleriyle yzn kapad:
Evet, durmamacasma sizi dnyorum!.. Hatranz beni mitsizlie dryor! Ah,
affedersiniz!., gidiyorum... Al-laha smarladk!.. Uzaklara, o kadar uzaklara gideceim ki, bir
daha benden bahsedildiini duymayacaksnz-!.. Ama ne de olsa... bugn... bilmem nasl bir
kuvvet beni size doru itti! nsan ilhi kaderle mcadele edemiyor, meleklerin tebessmne
dayanamyor! Kendini gzele, sihirkr, taplmaya layk olan eye kapp koyuveriyor.
Emma, hayatnda ilk defa byle szler duyuyordu; gururu, bu szlerin scakl karsnda,
batan baa geviyordu. Rodolphe devamla:

Fakat gelmediysem, sizi grmediysem bile, hi deilse, sizi evreleyen her eyi bol bol
seyrettim. Geceleri, her gece, yatamdan kalkyor, buraya kadar geliyor, evinize, ay nda
parlayan atya, bahenin, pencerenizde sallanp duran aala166
MADAME BOVARY
rina, camlarn gerisinde, karanlkta prldayan kck lambaya, onun prltsna bakyordum.
Ah! Orada, sizden o kadar uzak ve size o kadar yakn bir yerde, bir zavall insann bulunduunu
nereden bilecektiniz...
Emma, boaznda bir hkrk, ona doru dnd:
Ah! Ne kadar iyisiniz!
Hayr, sizi seviyorum ,hepsi bundan ibaret! Siz de bundan phe etmiyorsunuz zaten. Bunu
syleyin bana, bir kelime ile! Bir tek kelime ile! Bir tek kelime ile!
Rodolphe, kendini azar azar tabureden yere brakyordu; fakat mutfaktan bir tahta kundura
grlts duyuldu ve o anda farkna vard ki, salonun kaps da kapal deildi.
Rodolphe yerinden kalkarken:
Bir arzumu yerine getirmek ltfunda bulunur muydunuz, bilmem, dedi.
Arzusu, evi gezmekti; evi renmek istiyordu. Madame Bovary bunda bir mahzur grmeyince,
her ikisi de ayaa kalktlar, tam bu srada Charles ieriye girdi.
Rodolphe, ona:
Bonjur, Doktor, dedi.
Bu beklenmedik unvanla gururu okanan hekim, yaltaklanmalara dald, beriki de bundan
faydalanarak, kendisine biraz eki dzen verdi:
Madam bana shhati hakknda malumat veriyordu...
Charles, szn kesti, hakikaten ok ende ediyordu; karsnn hafakanlar yeniden balamt.
Bunun zerine Rodolphe, atla gezintiye kmann iyi gelip gelmeyeceini sordu.
Elbette! Mkemmel, al!.. Fevkalade bir fikir! Hemen tatbik etmelisin.
Emma'nn, atlan olmad itiraz karsnda, M. Rodolphe hemen emrine bir tane ayracan
syledi; fakat kadn reddedince, o da srar etmedi. Sonra, ziyaretine bir sebep gstermek iin,
hacamat olan arabacsnn hl ba dndn anlatt. Bovary:
Gider, grrm, dedi.
Hayr, hayr, ben size gnderirim onu. Beraber geliriz, sizin iin daha kolay olur.
yleyse mkemmel. Teekkr ederim. Ba baa kalr kalmaz da:
MADAME BOVARY
167
Neden, dedi. M. Boulanger'nin o pek kibarca teklifini kabul etmedin?
Emma dargn bir tavr taknd, bin bir bahane arad ve sonunda bunun belki herkese garip
geleceini syledi. Charles, yerinde ark ederek:
O bana vz gelir, dedi. Her eyden evvel shhat meselesi bu. Hakszsn.
Peki, ama ata nasl bineyim, binici kyafetim yok ki.
Yaptr kendine bir tane. Kadn raz oldu.
Kostm hazr olunca, Charles, M. Boulanger'ye, karsnn artk emrine amade olduunu ve
ltufkrlna gvendiini mektupla bildirdi.
Ertesi gn, le vakti, Rodolphe iki binek atiyle Charles'n kaps nne geldi. Atlardan birinin
kulaklarna pembe ponponlar taklmt; srtnda ise geyik derisinden bir kadn eyeri vard.
Rodolphe uzun, yumuak izmeler giymiti. Bylesini Emma'nn o zamana kadar hi grmemi
olduunu dnmt herhalde. Gerekten, uzun kadife fra, beyaz triko klot pantolonu ile
sahanlk zerinde grnd zaman Emma da klna bayld. Zaten hazrlanm, kendisini
bekliyordu.
Justin, Emma'y grmek iin eczaneden svt, eczac da yerinden kalkp kt. M. Boulanger'ye
bir sr tembihte bulunuyordu:
Aman dikkat edin! Kaza gelir, gz grmez. Belki atlarnz azgndr!
Emma bann zerinde bir grlt duydu. Kk Berthe'i oyalamak iin, Felicite, parmaklaryle
camlan tkrdatyordu. ocuk uzaktan bir pck gnderdi, annesi de ona krbacnn ucuyla
cevap verdi.
Homais:
yi gezintiler! diye bard. Tedbirli olun, aman, tedbirli olun!

Onlann uzaklamasna bakarak elindeki gazeteyi sallad.


Emma'nn at toprak kokusunu alr almaz, drtnala kalkt. Rodolphe da, yan sra, atn
koturuyordu. Zaman zaman bir iki kelime konuuyorlard. Emma, yz biraz eik, eli yukarda,
sa kolunu am, kendini eyerin zerinde sallantnn temposuna brakmt.
168
MADAME BOVARY
Bayrn altnda Rodolphe dizginleri gevetti; ikisi birden, bir srayta ileri atldlar. Sonra,
yukarda atlar birdenbire durdu, Emma'nn byk mavi tl yere dt.
Ekim aynn ilk gnleriydi. Krn stnde sis vard. Ufukta, tepelerin kenar izgileri zerinden
buular uzanyordu; bazlar da yrtlyor, ykseliyor, kayboluyordu. Bazen, bulutlarn
aralndan, uzakta, gne iinde, su kysndaki baheleri, avlular, duvarlar ve kilisenin
an kulesiyle Yonville'in atlar grnyordu. Emma kendi evini seebilmek iin gzlerini yan
yarya yumdu, iinde yaad bu zavall ky kendisine hibir zaman bu kadar kk
grnmemiti. Bulunduklar ykseklikten, btn vadi, buhar olup havaya karan solgun ve
geni bir gle benziyordu. Yer yer aa kmeeri, bu glden simsiyah kayalar gibi sivriliyor ve
kavaklarn sisi aan st ksmlar, rzgrla kmldayan kum ynlarn andryordu.
Yanda, amlarn arasnda, imen stnde lk havann iinde esmer bir k dolayordu. Ttn
krnts gibi kzlms bir renk balam olan toprak, hayvanlarn ayak seslerini bouyor, atlar,
ilerlerken, yere dm am kozalaklarn nallarnn ucuyla itiyordu.
Rodolphe ile Emma, korunun kysn takip ettiler. Emma, Rodolphe'la gz gze gelmemek iin
ban eviriyor, o zaman da, pepee sralan iinde sknt veren am gvdelerinden baka
bir ey gremez oluyordu. Atlar soluyor, eyerlerin meini gcrdyordu.
Tam ormana dalacaklar srada gne yzn gsterdi.
Rodolphe:
Allah bizi koruyor, dedi.
Acaba?..
lerleyelim, ilerleyelim!
Dilini aklatt. Atlar komaya baladlar.
Yolun kenarndaki uzun ereltiotlar Emma'nn zengisine taklyordu. Rodolphe, atn srmekle
beraber, arada eiliyor, otlar ekip zengiden ayryordu. Bazen de dallan aralamak iin
kadnn yanndan geiyor, Emma, dizinin bacana dediini hissediyordu. Gkyz masmavi
kesilmiti. Yapraklar kmldamaz olmutu. Hep iek am fundalklarla kapl geni alanlar
vard. Yapraklarnn eidine gre boz, kzlmtrak, yahut yaldz sars renginde aa
kmeleriyle meneke dolu dzMADAME BOVARY
169
Kikler pepee geliyordu. ou zaman, allarn altndan hafif bir kanat rpntsnn kayd
veya meeler arasnda uuan kargalarn bouk ve tatl haykr duyuluyordu.
Atlardan indiler. Rodolphe hayvanlar balad. Emma, nde, tekerlek izlerinin arasndaki
yosunlara basa basa yryordu. Eteinin kuyruu yukarya ilitirilmi olmasna ramen, fazla
uzun elbisesi ayaklarna dolayordu. Rodolphe, arkasndan yrrken, bu siyah kumala siyah
potin arasnda, kadnn plaklndan bir eyler hayal ettiren beyaz orabnn zarafetini
seyrediyordu.
Emma durdu:
Yoruldum, dedi.
Nereye gidiyoruz?
Rodolphe cevap vermedi. Kadn, kesik kesik soluyordu. Rodolphe etrafna gz atyor, byklarn
sryordu.
Gen aalarn balta ile devrildii daha genie bir yere geldiler. Yere yatm bir ktn
stne oturdular. Rodolphe kadna, akndan bahsetmeye balad.
Evvela, iltifatlara boarak, kadnn rkmesini nledi. Sakin, ciddi ve melankolik bir tavr taknd.
Emma, ban emi ayann ucuyle yerdeki kymklar iterek onu dinliyordu.
Fakat u cmleye:
Artk kaderlerimiz mterek deil mi?
Hayr, diye cevap verdi. Siz de biliyorsunuz, imknsz bu.

Gitmek iin yerinden kalkt. Rodolphe onu bileinden yakalad. Kadn.durdu. Rodolphe'u sevgi
dolu ve buulu gzlerle birka dakika szdkten sonra birdenbire:
Ah, dedi, bu bahsi kapatalm artk... Atlar nerede? Dnelim.
Rodolphe, can sklm ve fkelenmi gibi grnd. Kadn tekrarlad:
Nerede atlar? Nerede atlar?
O zaman, aznda tuhaf bir glmseme, gzbebekleri, sabit, dileri kenetlenmi, kollarn
aarak kadna doru yrd. Kadn tir tir titreyerek geri ekildi. Kekeleyerek:
Ah! Beni korkutuyorsunuz, dedi. zyorsunuz beni. Gidelim.
170
MADAME BOVARY
Rodolphe'un yzndeki ifade deiti:
Mademki yle.
Derhal saygl, okayc, mahcup oluverdi. Kadn, koluna girdi. Dndler.
Rodolphe:
- Ne oldu size, diyordu. Neden? Anlayamadm. Herhalde yanl anladnz. Siz benim
gnlmde, yksek, salam ve tertemiz bir mevkide, kaidesi stnde duran bir meryem
gibisiniz. Fakat yaamak iin size muhtacm! Gzlerinize, sesinize, dncenize ihtiyacm var.
Bana yr, karde, melek olunuz.
Kolunu uzatyor, kadnn belini saryordu. Emma ise gevek gevek kurtulmaya alyordu.
Rodolphe yrrken kadna byle destek oluyordu.
Yapraklar yiyen iki atn grltsn duydular.
Rodolphe:
Biraz daha, dedi. Hemen gitmeyelim. Kaln.
Onu, tede, stn, su mercimeklerinin bir yeillik gibi kaplad bir kk gle doru gtrd.
Solmu nilferler, sazlar arasnda hareketsiz. duruyordu. Otlar zerindeki ayak seslerini duyan
kurbaalar, gizlenmek iin sramaya baladlar. Kadn:
Kabahatliyim, diyordu, kabahatliyim. Sizi dinlemekle
delilik ettim.
Niin?.. Emma! Emma!
Kadn, erkein omuzuna yaslanarak yavaa:
Ah! Rodolphe, dedi.
Elbisesinin kuma, frann kadifesine taklyordu, bir hkrkla gerilen beyaz boynunu arkaya
att ve deta bitkin, gzyalar iinde, uzun bir titremeyle sarsla sarsla, elleriyle yzn
kapayarak kendini brakverdi.
Akam karanl kyordu. Ufka yaslanm gnein dallar arasndan geen klar,
Rodolphe'un gzlerini kamatryordu. Emma'nn etrafnda, urada burada, yapraklar zerinde
veya yerde,, sanki sinek kular uarken tylerini serpmiler gibi, kl lekeler titreiyordu. Her
yer sessizdi; aalardan tatl bir ey yaylyor gibiydi. Emma, arpnts yeniden balayan kalbini
ve kannn vcudu iinde bir st nehri gibi dolatn hissediyordu. O anda, ormann tesinden,
br tepelerden upuzun ve ne olduu belirsiz bir haykrma, sonu bir trl gelmeyen bir
MADAME BOVARY
171.
jcs duydu. Oynayan sinirlerinin son titreimlerine bir mzik gibi karan bu sesi skt iinde
dinledi. Rodolphe, dileri arasna bir yaprak sigaras sktrm, krk dizginlerden birini aks ile
tamir ediyordu.
Ayn yoldan geerek, Yonville'e dndler. amur stnde atlarnn yan yana brakt izleri,
otlarda ayn talar yeniden grdler. Etraflarnda hibir deiiklik yoktu. Fakat, Emma'nn
bana, dalarn yerinden oynamasndan beter bir eyler gelmiti. Rodolphe, vakit vakit
eiliyor, kadnn elini yakalayarak pyordu.
At stnde ne kadar sevimliydi! Narin endamyle dimdik, dizi atnn yelesi zerinde bklm,
akam kzll iinde yz ak havadan pembelemiti.
Yonville'e girerlerken Emma, atn kaldrmlar zerinde aha kaldrp ark ettirdi. Pencerelerden
kendisine bakyorlard.
Akam yemeinde kocas, halini iyi buldu; fakat gezinti hakknda bilgi isteyince, Emma
iitmemezlikten geldi. Yanan iki amdann arasnda, dirsei tabann yanna dayal, duruyordu.
Emma!

Ne var?
ey, bugn leden sonra M. Aleksandr'a uradm; nenz gzellii yerinde bir ksra var,
yalnz dizinin derisi biraz syrlm. Eminim,ki, yz ek kadar bir paraya satar....
lve etti:
.Houna gideceini dnerek, hayvan peyledim... Yani satn aldm. Acaba iyi mi yaptm?
Syle bana... Emma, iyi yaptn bir ba iaretiyle bildirdi. Bir eyrek saat sonra da sordu:
Bu gece kyor musun? ; Evet, niye sordun?
Hi, dostum, hi.
Charles'den kurtulur kurtulmaz, gidip odasna kapand.
Evvel sersemler gibi oldu; aalar, yollar, hendekler, Rodolphe gzlerinin nne geliyor,
yapraklar rperir, sazlar slk alarken, kollarnn vcuduna sanlsn hl hisseder gibi oluyordu.
Fakat gz aynaya iliince, yz kendisine bir4uhaf geldi. Hibir zaman gzleri bylesine iri,
bylesine siyah, bylesine
172
MADAME BOVARY
derin olmamt. Varlna sinen harikulade bir ey, onu bambaka bir ekle sokmutu.
Kendi kendine: Bir m var, bir m var! deyip duruyordu. Bu dnce, sanki yeniden
bula ermi gibi kendisine haz veriyordu. Demek o ak sevincine, midini kesmi olduu o
saadet hummasna nihayet kavuacakt. Her eyin ihtiras, cokunluk, sayklama olduu
harikulade bir lemin iine dalyordu; mavimtrak bir genilik kendisini saryor, duygunun
zirveleri, dncesinin altnda kvlcmlamyor, gnlk hayat bu yceliklerin aralndan,
ancak uzakta, aalarda, karanlklar iinden grnyordu.
Aklna, okuduu kitaplarn kahraman olan kadnlar geldi. Kocalarn aldatm bu kadnlarn lirik
alay, hafzasnda, kendisini byleyen srda sesiyle ark sylemeye balad. Bizzat kendisi de,
hayalinde canlanan bu lemin gerek bir paras oluyor, kendini, o kadar imrenmi olduu bu
tip sevdl kadnlardan biri yerine koyarak, genliinin o uzun hlyasn geree eviriyordu. Bir
yandan da, intikam almann zevkini duyuyordu. ektii strap kfi deil miydi? Ama imdi zafer
onundu; o kadar zaman, iinde tuttuu ak duygusu, sevinle fkr-fkr, btn btne
gnlnden fkryordu. Vicdan azab, endie ve tel duymakszn bunun tadn karyordu.
Ertesi gn yepyeni bir tatllk iinde geti. Birbirlerine yemin ettiler. Emma, ona zntlerini
anlatt. Rodolphe, pcklerle szn-kesiyor, Emma ise, onu, gzkapaklar yan ak
seyrederek, kendisine kk adiyle hitabetmesini ve sevdiini tekrarlamasn sylyordu. Dn
olduu gibi bugn de, ormanda, bir nalncnn kulbesi iindeydiler. Kulbenin duvarlar
samandand; tavan o kadar baskt ki, ayaktayken eilmek gerekiyordu. Bir kuru yaprak yn
stnde kar karya oturmulard.
O gnden sonra, birbirlerine Allann gn mektup yazmaya baladlar. Emma mektubunu,
bahenin ucunda, rmak kenarndaki taraanm bir yangna brakyor, Rodolphe gelip mektubu
alyor ve yerine kendi mektubunu koyuyordu. Rodolphe' unkiler, Emma'ya daima pek ksa
geliyordu.
Bir sabah, Charles'n daha afak skmeden evden ktn grnce, Emma'ya, hemen gidip
Rodolphe'u grmek hevesi geldi. Herkes daha uykudayken, pekl, Huchette'e koa koa giMADAME BOVARY
173
dilir, orada bir saat kalnr ve tekrar Yonville'e dnlebilirdi. Bu fikir aklna gelince, itahla
soludu; az sonra kendisini ayrn ortasnda buldu, arkasna bakmakszn hzl admlarla
yryordu.
Gn aarmaya balamt. Emma, nn, krlang kuyruu biimindeki iki at frldann
koyu lekesinden, fecrin solgunluu nnde beliren evini uzaktan tand.
iftlik avlusundan sonra, ato olmas gereken ayr bir bina vard. Sanki, o yaklatka duvarlar
kendiliinden ikiye aynl-yormu gibi, hemen ieriye dald. Byk bir merdiven dosdoru
koridora kyordu. Emma bir kapnn mandaln kaldrd ve birdenbire, odann dibinde bir
adamn uyumakta olduunu grd. Bu Rudolphe'du. Emma bir lk kopard.
Rodolphe:
Sensin ha! Sensin ha! deyip duruyordu. Nasl gelebil-din? Ah, elbisen de slanm!
Emma, kollarn onun boynuna dolayarak:
Seni seviyorum, dedi.

Baaryle neticelenen bu ilk cretkrane hareketten sonra, Emma artk Charles'm evden her
erken knda abucak giyiniyor, rmak kenarna varan samanlktan ayaklannn ucuna basa
basa iniyordu.
Fakat ineklere kprlk eden kalas ekilip alnmsa, rmak boyunca sralanan duvarlar takip
etmek gerekiyordu. Ky kaygand, Emma suya dmemek iin, elleriyle, iekleri dm
ebboy kmelerine sarlyordu. Sonra srlm tarlalarn iine dalyor, incecik potinleri ile
ukura bata ka, sarsla, sen-deliye, gidiyordu. Bana balad earb, otlarn arasnda
rzgrla dalgalanyordu. kz grnce rkyor, komaya balyordu. Nefes nefese, yanaklar
kzarm, btn vcudunda taze bir usare, yeillik ve ak havay saa saa atoya varyordu.
Rodolphe o saatte henz uyanmam bulunuyordu. Emma ile birlikte odasna bir bahar sabah
giriyordu.
Pencereler boyunca sar perdeler, ieriye yavaa, koyu bir sarn k szdryordu. Emma,
gzlerini krpa krpa, el yorda-myle ilerliyor, sa kmelerine taklm i damlalar, yzn
sanki sar yakuttan bir hle gibi saryordu. Rodolphe, glerek onu kendine ekiyor, barna
bastryordu.
Sonra, Emma daireyi gzden geiriyor, dolaplarn ekmece174
MADAME BOVARY
lerini ayor, tara ile salaru taryor, tra aynasnda kendini seyrediyordu. Hatta sk sk,
komodinin stnde bir srahinin yannda, limon ve eker paralar arasnda duran kocaman bir
pipoyu dilerinin arasna sktryordu.
Birbirlerine veda etmeleri bir eyrek saatten az srmyordu. O an gelince Emma alyordu;
Rodolphe'u brakp gitmek hi istemiyordu. Dayand bir kuvvet, onu hep Rodolphe'a doru
itiyordu. Nihayet bir gn Rodolphe, onun tekrar habersiz kageldiini grnce, sanki bir eye
can sklm gibi suratn ast.
Emma:
Nen var? diye sordu. Hasta msn? Syle bana?..
Rodolphe, sonunda, ciddi bir tavrla, bu ziyaretlerin ihtiyatszlk olduunu ve dile deceini
syledi.
Rodolphe'un bu endieleri yava yava Emma'ya da geti. Ak onu balangta sarho etmiti;
aktan tesini dnemez olmutu. Fakat imdi Rodolphe'un varl kendi hayat iin ylesine
zorunluydu ki, ondan bir |eyler kaybetmekten, hatta sadece Rodolphe'un keyfi kamasndan
korkuyordu. nn evinden dnerken, etrafna endieli endieli bakyor, ufuktan geen her
ekli, kendisini grebilecek her iftlik penceresini gzetliyordu. Admlara, haykrmalara,
sapanlarn grltsne kulak veriyor, bann stnde sallanan kavak yapraklarndan daha
solgun, daha titrek, durakalyordu.
Yine bir gn byle dnerken, birdenbire, bir karabinann uzun namlusunun kendisine nian
aldn sezer gibi oldu. Namlu, bir hendein kenarnda, yar yarya otlara gmlm bir kk
fnn stnden aprazlamasna ykseliyordu. Emma korkudan nerdeyse baylacakt; yine de
ilerledi ve fnn iinden, kutu eytan gibi bir adam ayaa kalkverdi. Ayanda dize kadar
dmeli tozluklar vard, kasketini gzleri zerine indirmiti. Burnu kpkrmz, dudaklar
titriyordu. Bu, yabani rdek avlamak iin pusuya yatm, yzba Binet'di.
Daha uzaktayken seslenseydiniz ya, diyordu. nsan bir tfek grd m haber vermeli.
MADAME BOVARY
175
Tahsildar, bu szlerle, az nce geirdii korkuyu gizlemeye alyordu. nk, vilayetin bir
emriyle kayktan baka bir yerde yabani rdek avlamak yasak edildii iin, M. Binet, kanunlara
kar sayjl olmakla beraber, nizama aykr hareket etmi oluyordu. Bu yzden her dakika kr
bekisi ile burun buruna geleceini zannediyordu. Fakat bu korku, keyfini bsbtn artryor ve
fsnn iinde yapayalnz, kendi kendine, talihi ve kurnazlyle vnyordu.
Emma'y grnce, yreinin stnden bir arln kalktn hissederek, hemen lafa giriti:
Hava hi de scak deil, insana buz gibi batyor! Emma hi cevap vermedi. O, devam etti:
Siz de 'amma erken kmsnz darya? Emma, kekeler gibi:
Evet, diye cevap verdi, ocuumun kald stninenin evinden geliyorum.
ok iyi, ok iyi! Bana gelince, ite grdnz gibi, tanyeri aardndan beri buradaym.
Hava yle kt ki, insann vcudunda nah bu kadar tyler olmayacak olursa...

Emma, arkasn dnerek adamn szn kesti:


yi akamlar, Msy Binet. Adam, donuk bir sesle:
Hrmetkrnzm Madam, dedi. Tekrar fsnn iine girdi.
Emma, tahsildar byle birdenbire brakp gittiine piman oldu. Kim bilir, aleyhinde ne kt
eyler dnecekti. Hele st-nine hikayesi, mazeretlerin en ktsyd; Yonville'de herkes,
kk Bovary'nin bir yldan beri, ana-babasmn evine dnm olduunu biliyordu. Sonra, o
civarda oturan da yoktu; bu yol yalnz Huchette'e kyordu. Binet, herhalde nereden
dndn tahmin etmi olmalyd; hi phe yok, susmayacakt gevezelik edecekti! Akama
kadar, gzlerinin nnde hep o av antal budalann hayali, akla gelebilecek trl yalanlar
tasarlayarak, kafa patlatt durdu.
Charles, gece, yemekten sonra, onu byle dnceli grnce, alsn diye eczaclara gtrmek
istedi. Eczanede ilk grd kimse de, yine tahsildar oldu. Tezghn nnde ayakta duruyor,
yzne krmz kavanozun vuruyordu:
176
MADAME BOVARY
Ltfen, bana yarm once (1) kadar kezzap. Eczac:
Justin, diye bard, bize asit slfirii getjr!
Sonra, Madame Homais'nin dairesine kmaya davranan Emma'ya:
Yok, dedi, zahmet etmeyin, imdi inecek. O geledur-sun, sobaya yaklap snn... zr
dilerim... Bonjur, Doktor (Eczac, bu doktor kelimesini sylemekten pek holanyordu, sanki
bakasna doktor deyince, bu kelimeye sinmi atafatn bir paras da kendi ahsna gelip
konacakm gibi)... Sakn ha, havanlar devireyim deme! Git de kk salondaki iskemleleri
getir; salonun koltuklarnn yeri deitirilmez, bilirsin.
Homais, koltuunu tekrar yerine koymak iin tezghtan frlayaca srada, Blnet, kendisinden
yarm once'lk eker asidi istedi.
Eczac, kmseyen bir eda ile:
eker asidi mi, dedi, tanmyorum, bilmiyorum! Sakn asit oksalik olmasn? Oksalik deil mi
istediiniz?
Binet, eitli av takmlarnn pasn temizlemek iin, kendi hazrlayaca bir mahlule katmak
zere andrc bir maddeye ihtiyac olduunu izah etti. Emma rperdi. Eczac glmeye balad:
Hakikaten, havalar da pek mnasebetsiz hani, yle rutubetli ki.
Tahsildar, kurnaz bir tavrla:
. yle ama, dedi, rutubete hi aldrmayanlar da var. Emma, boulacak gibi oldu.
Bir de ey verin...
Emma:
'
- Bu adam defolup gitmeyecek mi? diye dnd.
Yarm once kadar sar reine ile terebantin, drt once balmumu, yarm once da kemik
kmr ltfen, bizim takmlarn vernikli meinlerini temizlemek iin.
Eczac balmumunu kesmeye balarken, Madame Homais de kollarnda Irma, yannda Napoleon,
ortaya kt. Athalie de
(1) Vaktiyle Fransa'da kullanlan bir arlk ls. Bir once 30 gramdan biraz fazla gelirdi.
MADAME BOVARY
177
peinden geliyordu. Gitti, pencerenin altnda, kadife kapl sraya oturdu, olan bir tabureye
tnedi, ablas ile, babacnn yannda hnnap kutusunun etrafnda drt dnyordu. Eczac,
hunileri dolduruyor, ieleri tpalyor, etiketler yaptryor, paketler imal ediyordu. Etrafnda
kimse konumuyordu; yalnz vakit vakit arlklarn terazi kefelerini tnlatt ve mezine
talimat veren eczacnn pes perdeden bir iki kelime syledii duyuluyordu.
Madame Homais anszn sordu:
Sizin kk ne lemde?
Msvedde defterine rakamlar yazan kocas:
Susalm! diye seslendi.
Madame Homais, sesini alaltarak yeniden sordu:
Onu neden getirmediniz?
Emma, parmayle eczacy gstererek:
Hit, hit! dedi.

Fakat Binet, kendisine uzatlan hesaba dalmt, herhalde hibir ey duymad. Nihayet, kp
gitti. O zaman Emma, skntdan kurtuldu, rahat bir nefes ald. Madame Homais:
Ne kadar derin nefes alyorsunuz, dedi. Emma:
Buras pek scak da ondan, diye cevap verdi.
Ertesi gn, Emma ile Rodolphe artk nerede buluacaklarn konutular. Emma, hediye vermek
suretiyle hizmetisini bu ite kullanmak istiyordu; fakat en iyisi Yonville'de kimsenin gzne
arpmayacak bir ev bulmakt. Rodolphe byle bir jTer arayacan vadetti.
Btn k mevsimi, haftada -drt defa, gece karanlnda baheye geliyordu. Emma, mahsus,
parmakln anahtarn kaldrmt; Charles anahtarn kaybolduunu sanyordu.
Rodolphe, geldiini haber vermek iin, pancurlara bir avu kum atyordu. Emma da hemen
yerinden frlyordu; fakat bazen beklemek gerekiyordu; nk, Charles'n ocak banda
gevezelik etmek detiydi, lafn sonunu bir trl getiremiyordu.
Emma, sabrszlktan kabna samyordu; eer i gzlerine kalsayd, kocasn oktan
pencereden aa frlatr, atard. Nihayet yatmak zere ykanyor ve geceliini giyiyordu; sonra
bir kitap alyor, okuduu eylerden pek zevk alyormu gibi, MB 12
178
MADAME BOVARY
rahat rahat okumaya dalyordu. Yataa girmi olan Charles, gelip yatmasn sylyordu:
Gel artk, Emma, vakit geldi, diyor.
Emma da:

Evet, geliyorum, diye cevap veriyordu.


Bununla beraber, gzleri mum ndan kamaan Charles, duvar tarafna dnyor ve uykuya
dalyordu. O zaman da Emma, yar plak, arpntlar iinde, dudaklarnda tebessm nefesini
tuta tuta svyordu.
Rodolphe'uh geni bir paltosu vard. Kadn o palto ile sarp sarmalyor, kolunu beline sararak,
hi konumakszn, bahenin dip taraflarna gtryordu.
Kameriyeye, vaktiyle Leon'un yaz geceleri kendisini ak dolu gzlerle seyrettii, o tahtalar
yrm sraya gidiyorlard. Emma'nn artk Leon'u dnd yoktu.
Yapraklar dklm yasemin dallar arasndan yldzlar parldyordu. Arkalarnda rman
aktn ve zaman zaman, kyda kuru sazlarn atrdadn duyuyorlard. urada burada glge
ynlar karanlkta kabaryor, bazen hepsi ayn anda rperiyor, sanki onlar sarmak iin
ilerleyen muazzam siyah dalgalar gibi kh ykseliyor, kh eiliyorlard. Gecenin souu
yznden birbirlerine smsk sarlyorlar, dudaklarndan kan solumalar daha grltl oluyor,
karanlkta ancak seebildikleri gzleri, onlara daha byk grnyor ve sessizliin ortasnda
yavaa fsldanm szler, bir billur krts ile ruhlarna siniyor ve oalan titreimlerle devam
edip gidiyordu.
Yamurlu gecelerde, arabalklarla ahr arasndaki muayenehaneye snyorlard. Emma,
kitaplarn arkasna saklad mutfak amdanlarndan birini yakyordu. Rodolphe, oraya kendi
eviymi gibi yerleiyordu. Ktphanenin, yaz masasnn, nihayet btn dairenin manzaras onu
neelendiriyordu. Charles hakknda, Emma'y bir hayli skan bir sr akalar yapmaktan kendini
alamyordu. Emma, n daha ciddi, hatta dramatik grmek istiyordu. Mesela, bir defasnda,
bahe yolunda gittike yaklaan ayak sesleri duyar gibi olmutu.
Geliyorlar, dedi. Rodolphe mumu sndrd.
Tabancalarn yannda m?
Ne yapmak iin?
MADAME BOVARY
179
ey... kendini mdafaa etmek iin.
Kocana kar m? Brak u biare ocuu! Rodolphe, szn bir fiskede onu ezerim
manasna gelen bir el iaretiyle tamamlad.
Emma, bu cesarete hayran oldu, ama bunda bir nezaketsizlik, safiyane bir kabalk sezerek, bir
tuhaflat.
Rodolphe bu tabanca hikayesi zerinde epey durdu. Dnyordu ki, Emma tabancadan ciddi
olarak bahsettiyse, bu, gln, hatta ok irkin bir eydi; nk, kendisinin o zavall
Charles'dan nefret etmesine hibir sebep yoktu. Kskanlktan yanp tutumuyordu ki. Hatta
Emma'nn, kendisine bu mevzuda etmi olduu yeminleri pek ho karlam deildi.

Zaten Emma, gittike daha hassas oluyordu. Birbirlerine minyatr resimler alp vermek
icabetmiti, salarndan perim-ler kesmilerdi; Emma imdi de bir yzk, ebedi ballklarnn
bir nianesi olmak zere, hakiki bir nikh halkas istiyordu. Rodolphe'a sk sk akam
anlarndan ve tabiatn sesleri'nden bahediyor, kendi annesinden, Rodolphe'un annesinden sz
ayordu. Rodolphe'un annesi leli yirmi yl olmutu. Emma yine de n, ksz kalm bir
damlack ocukmu gibi, yapmack szlerle teselli etmeye kalkyordu, hatta aya bakarak bazen:
Eminim ki, onlar imdi gkyznde, bizim akmz hakl buluyorlar, diyordu.
Ama Emma o kadar gzeldi ki! Rodolphe, imdiye kadar bylesine saf ve masum bir kadna pek
az sahip olabilmiti. Onun nazarnda, zamparalktan pek farkl olan bu ak, yepyeni bir eydi.
Onu, kolay alkanlklarndan ayryor, ayn zamanda hem gururunu, hem de ehvetini
okuyordu. Emma'nn kendi burjuva saduyusuyle hor grd cokunluunu, iinden gayet
ho buluyordu; nk bu cokunluun muhatab kendisiydi. Artk, sevildiinden emin, pek ince
eleyip sk dokumaz oldu. Tavrlar, hissedilmez bir ekilde deiti.
Artk, ne eskisi gibi, Emma'y alatan tatl szler, ne de onu ldrtan ateli okamalar kalmt.
yle ki, Emma'ya, iine dalp yaad o byk ak, yata tarafndan emilen bir nehrin suyu
gibi, vcudunun altnda azalr, tkenir gibi geldi ve kadn, nehir yatann amurunu farketti.
Buna inanmak istemiyordu; sevgisini artrdka artrd. Rodolphe ise, kaytszln gittike daha
az gizler oldu.
180
MADAME BOVARY
Emma, ona teslim olmaktan pimanlk m duyduunu, yoksa, aksine .onu daha m ok sevmek
istediini bilemiyordu. Kendini zayf hissetmekten duyduu zillet, ehvetin lmlatrd bir kin
haline geliyordu. Bu, artk bir ballk deil, deta devaml bir batan karlma haliydi.
Rodolphe, Emma'y hkm altna alyordu. Kadn da bundan korkuyordu.
Ama, Rodolphe bu zina hayatn keyfine gre srdrmesini becerdii iin, zevahir her
zamankinden daha sakindi. Alt ay sonra, bahar geldii zaman, Rodolphe ile Emma, birbirlerinin
karsnda, evlilik muhabbetini rahata devam ettiren bir kar -kocadan farkszdlar.
yileen bacann hatras olarak, Rouault babann hindi gnderdii gnlerdi. Hediye daima bir
mektupla birlikte gelirdi. Emma, mektubu sepete balayan ipi kesti ve aadaki satrlar
okudu:
Sevgili evltlarm,
Bu mektubumun sizi shhat ve afiyette bulacan mit ederim ve gnderdiim hediye de
makbule geer; nk, bana biraz daha krpe, tabir caizse, biraz daha okkal gibi geldi. Fakat,
gelecek sefer, deiiklik olsun diye, size bir horoz gndereceim, ama balk isterseniz, o baka,
ltfen sepeti geri gnderin, bundan nceki iki sepetle beraber, bizim arabaln bana bir
felket geldi, rzgrn sk estii bir gece, ats aalar stne ttu. Bu ylki mahsul de hi
parlak deil. Sizi ne zaman gelip greceimi bilmiyorum. Yalnz yaadmdan beri, Emmacm, evi brakp gitmem o kadar zor ki!
Adamcaz kalemi brakp bir mddet hayale dalm gibi, burada, satrlar arasnda bir boluk
kalmt.
Bana gelince, iyiyim, yalnz, geen gn bir oban tutmak iin gittiim Yvetot panayrnda
nezleye yakalandm. Bizim oban kovdum, boazna fazla dkn olmas sebebiyle. Bu haydut
soyuyla bamz dertte. stelik eli de uzundu.
Bu k sizin o taraflarda dolam, hatta bir diini de ektirmi bir seyyar satcdan rendim ki,
Bovary gayet sk alyormu. Buna amadm. Bana ektirdii dii gsterdi; karlkl birer
kahve itik. Seni grp grMADAME BOVARY
181
mediini sordum, bana hayr dedi. Fakat ahrda iki hayvan grm, bundan anladm ki, iler
yolundg. Ne mutlu size, sevgili evltlarm, Cenab Hak sizlere her trl saadeti nasip eylesin.
Benim sevgili torunum Berthe Bovary'i bugne kadar hi grmediime o kadar zlyorum ki.
Bahede, tam senin odann altna, torunum iin bir erik aac diktim, yulaf erii dedikleri
cinsten, kimseye el dokundur^ muyorum, yalnz ona reel yaptrmak iin toplatacam.
Reelleri geldii zaman yesin diye dolapta saklayacam.
Allaha smarladk, sevgili evltlarm. Kzm, hem seni, kam de damadm kucaklar, torunumu iki
yanandan perim.

Selmlaryle sizi seven babanz, THEODORE ROUAULT


Parmaklar arasnda o kaln kat, birka dakika, kalakald. Mektupta imla yanllar birbiri iine
girmiti. Emma, satrlar boyunca bir dikenli it iine yar yarya saklanm bir tavuk gibi
gdaklayan tatl dncenin peine takld.
Yaz, ocan klleriyle kurutulmutu; nk mektuptan elbisesinin zerine birazck klrengi toz
dkld, babasnn maay yakalamak iin ocaa eilmesini grr gibi oldu. nn yanbanda,
ocan karsndaki arkalksz iskemleye oturmu, elindeki denein ucunu trdayarak
yanmakta olan sazlarn aleviyle yakt gnler ne kadar geride kalmt!.. Gnele dolu yaz
akamlarn hatrlad. Kendileri nnden geince taylar ki-ner ve drtnala koar, koard.
Penceresinin altnda bir kovan vard ve bazen arlar, k iinde dne dne uarken, arpnca
srayan altn mermiler gibi, camlarna vururdu. O gnlerde ne mutluluk vard! Ne hrriyet! Ne
mit! Ne hayal bolluu! imdi bunlardan hibiri kalmamt. Emma, btn onlar, ruhunun
btn maceralarnda, birbirini kovalayan trl koullar iinde, bakirelik zamannda, evlilikte,
akta harcam, tpk, zenginliinden bir parasn yolculuk boyunca rastlad hanlara brakp
giden bir gezgin gibi, o da, hayat boyunca hepsini bir bir elden karmt.
Fakat kim kendisini bu kadar mutsuz etmiti? Hangi g182
MADAME BOVARY
rlmemi felket onu byle altst etmiti? Ban kaldrd, kendisine bu kadar ac ektiren
sebebi aryormuasma, etrafna baknd.
Etajerdeki porselenler zerinde bir nisan n hareleniyordu: Ocakta ate yanyordu;
terliklerinin altnda halnn yumuakln hissetti; gn bembeyazd, hava lkt, kahkahalarla
glen ocuunun sesini duydu.
Gerekten, kk kz, imenin stnde, kurutulmakta olan otlarn ortasnda yuvarlanp
duruyordu. Bir ot ynnn stne yzkoyun yatmt. Dads, onu etekliinden tutuyordu. Lestiboudois, tede, trmk geiriyordu, kk kz, adam yaklatka, iki kolunu havada sallayarak
eiliyordu.
Annesi:
Getirin onu bana, dedi ve koarak ocuunu pt. Ne seviyorum seni, benim kk yavrum,
ne seviyorum seni!
Sonra, yavrusunun kulak memelerinin birazck kirli olduunu grnce, hizmetiyi ararak
scak su getirtti, temizledi, amarn, oraplarn, ayakkablarn deitirdi, sanki seyahatten
dnyormu gibi, shhati hakknda bin bit* ey sordu ve sonra, ocuu bir kez daha perek,
birazck da alayarak, bu ar sevgi karsnda aakalm olan dadya teslim etti.
Rodolphe, gece, onu her zamankinden fazla ciddi buldu.
Kendi kendine:
Geer, dedi, kapristir.
Ve arka arkaya randevuya gelmedi. Tekrar meydana kt zaman, Emma, kendisine souk
davrand, hatta yukardan bakt.
Bouna vakit kaybediyorsun, ekerim... .
Kederli i ekmelerini, hatta kard mendili farketmemi gibi davrand.
O zaman da Emma, yaptna piman oldu!
Hatta neden Charle'dan bu kadar tiksindiini, onu seve-bilmenin daha doru olup olmadn
dnmeye balad. Fakat kocas, bu duygu dnlerini destekleyecek halde deildi. Emma, bir
fedakrlk hevesiyle bocalayp dururken, eczac tam zamannda imdadna yetiti.
MADAME BOVARY XI
183
Son gnlerde kt ayaklarn tedavisinde kullanlan yeni bir usule dair vc bir yaz okumutu.
Kendisi ilerleme yanls olduundan, Yonville'in de dier kasabalardan geri kalmamas iin,
strephopodie ameliyatlarna burada da balanmas gibi vatanseverce bir fikir kafasnda dodu.
Emma'ya: ,
Bunda ne zarar ederiz, diyordu. Dnn bir kere (giriimin yararlarn parmaklar zerinde
bir bir sayyordu): Hemen hemen kati bir baar, hastann acdan ve irkinlikten kurtulmas,
operatrn derhal hret kazanmas. Niin kocanz, mesela u Altn Aslan'daki zavall
Hippolyte'i bu dertten kurtarmasn? Unutmayn ki, nasl ifaya kavutuunu gelip geen btn
yolculara anlatmaktan geri kalmaz tabii. Sonra (Homais sesini alaltyor ve etrafna

bakmyordu) bu olaya dair gazeteye kk bir yaz gndermekten beni kim menedebilir? Ya,
elbette, makale dediiniz ey ortalkta dolar... Herkes ondan bahseder... Sonunda gibi
byr! Kim bilir! Kim bilir?
Gerekten, Bovary bu ii baarabilirdi. Emma'nn elinde kocasnn becerikliliinden phe
etmesi iin hibir delil yoktu. Hemen sonra, onu, hretini ve servetini artracak bir teebbse
sevketmekten kendisi de byk bir memnunluk pay karacak-t.Aktan daha salam bir eye
dayanmaktan baka da bir ey istedii yoktu zaten.
Charles, eczacnn ve kendi karsnn teviki ile bu ie raz oldu, Rouen'dan Doktor Duval'n
kitabn getirtti, her akam, ban elleri arasna alarak, okumaya dald.
O, bir taraftan trnana basanlar, i tarafa basanlar, d tarafa basanlar, yani
strephoctopodie'yi. strephendopodie'yi ve strephexopodie'yi (yahut daha iyi anlatmak iin,
ayan aaya, ie veya da doru trl irilmelerini) ve strephypopodie ile strephanopodie'yi
(baka bir deyimle, alt tarafa kvrlma, st tarafa kalkma) harl hani renip dururken, bir
taraftan M. Homais, bin bir dereden su getirerek han uan ameliyat olmaya zorluyordu.
- Belki azck bir ac ya duyacaksn, ya duymayacaksn, ine batm da bir yerin azck
kanam gibi olacak, nasr kartmaktan ok daha hafif bir ey.
184
MADAME BOVARY
Hippolyte dnrken, aptal aptal gzlerini dndrp duruyordu. Eczac:
Alt taraf senin bilecein i, diyordu. Ben senin iyiliin iin sylyorum! Sadece insanlk
duygusuyle! Senin bu irkin topallktan kurtulduunu grmek istiyorum da, ondan dostum. Sen
istediin kadar aksini syle, kalalarnn bylesine sallanmas, iini grmekte sana ok zarar
veriyordur, herhalde.
Homais, ameliyattan sonra kendisini ne kadar din ve evik hissedeceini anlatt, hatta
kadnlarn ok daha houna gideceini tlatt. Bunu sylerken, ahr ua salak salak glmsyordu. Sonra, onu gururundan yakalamak istedi:
Sen erkek deil misin, be mbarek? Asker olup da bayrann altnda dvmen
icabetseydi, ne yapacaktn? Ah, Hippolyte!
Homais, bunu syledikten sonra, bu inatla, ilmin nimetlerini tepmek nankrlne akl
erdiremediini ilve ederek, uzaklayordu.
Zavall adam, nihayet raz oldu. nk, herkes zerine ullanmt. Bakalarnn iine karmak
deti olmayan Binet, Madame Lefranois, Artemise, komular, ta Belediye Reisi Tu-vache'a
kadar herkes adamcaz zorlad, nasihata bodu, utandrd; fakat asl ona kararn verdiren
ey, ameliyatn bedava olacayd. Bovary, ameliyat iin gerekli avadanl tedarik etmeyi kendi
zerine ald. Bu cmertlik asl Emma'nn aklna gelmiti, Charles da iinden, karsnn bir melek
olduunu syleyerek, buna raz oldu.
Eczacnn tleriyle, ie defa yeni batan balayarak, marangozla ona yardm eden
ilingire, drt kilo kadar arl olan bir eit kutu yaptrd. Bu kutuda demir, tahta, sa, mein,
vida, cvata, yok yoktu.
Bununla beraber, Hippolyte'in hangi adale ucunu kesmek lazm geldiini tespit etmek iin, kt
ayann ne cinsten olduunu bilmek gerekiyordu.
Adamn aya, bacana hemen hemen dik bir izgi tekil ediyordu, fakat bu, ieriye doru
arpk olmasna mani olmuyordu, yle ki, bu ayak, hafife ie arpk bir ayakt. Fakat, at trna
kadar geni, derisi prtkl, adale ular kuru, kocaman parmakl, siyah trnaklan nal mhlarn
andran bu uca basan
MADAME BOVARY
185
ayakla han ua, sabahtan gece yarsna kadar, geyik gibi drtnala koturup duruyordu. Onun,
aralksz, meydanda tekine benzemeyen dayanan ileri uzatarak, arabalar arasnda srad
grlyordu. Hatta bu sakat bacak tekinden daha grbze benziyordu. deta hizmet ede ede,
sabr ve enerji gibi manevi meziyetler edinmi olacakt ki, kendisine arca bir i gsterildii
zaman, uak daha ok o sakat bacana dayanyordu.
Mademki bu uca basan bir ayakt, evvela Achille adale balantsn kesmek, sonra da ie
arpkl gidermek iin, baldr kemiinin n veterine el atmak icabediyordu. nk hekim, ayn
zamanda iki ameliyat birden yapmay gze alamyordu, hatta iyi tanmad daha mhim bir
ksma neter dokundurmak korkusuyle titriyordu.

Ne Ambroise Pare, Celse'den sonra, on be asr aralkla ilk defa olarak; kesik bir iryan derhal
bititirip balarken, ne Dupuytren, kaln bir beyin tabakasnda bulunan bir abseyi aarken, ne
de Gersoul, ilk defa st ene kemiini kesip alrken, elinde neter, Hippolyte'e yaklaan M.
Bovary kadar yrei arpntl, eli titrek, kafas ergin deildi. Hastanelerde olduu gibi, yannda,
bir masa zerinde, bir yn bez paras, mumlu iplikler, bir sr sarg, dalar kadan sarg,
eczanedeki btn sarglar vard. Kalabaln gzn kamatrmak kadar kendine de o vehmi
vermek iin, btn bu hazrlklar M. Homais ta sabahtan beri tertip etmiti. Charles deriyi
deldi, kuru bir trt duyuldu. Veter kesilmi, ameliyat bitmiti. Hippolyte hayretten kendini
alamyordu; eilip Bovary'nin ellerini pt durdu.
Eczac:
Haydi, sakin ol, diyordu. Velinimetine kar minnettarln daha sonra gsterirsin.
Sonra, avluda bekleyen ve Hippolyte'in dzgn yryerek meydana karacan tahayyl eden
be^alt merakhmn yanna, ameliyat neticesini anlatmaya indi. Charles da, hastasnn ayam
mekanik motora smsk balayp evine gitti. Emma, merak iinde kendisini kapda bekliyordu.
Hemen boynuna sarld. Sofraya oturdular. Charles tka basa kamn doyurdu. Hatta yemiten
sonra kahve imek bile istedi ki, bu, ancak pazar gnleri, evde davetliler varken gz yumduu
bir sefahatti.
O akam, sohbetler ve birlikte hayal kurmalarla geen ok
186
MADAME BOVARY
sevimli bir akam oldu. lerideki zenginliklerinden, aile hayatnda yapacaklar yeniliklerden sz
ettiler. Charles, hretinin yaylacan, refahnn artacan, karsnn daima kendisini
seveceini grr gibi oluyordu. Emma da, daha temiz, daha gzel, yepyeni bir his iinde refaha
kavumaktan, nihayet kendisini delice seven bu zavall ocua kar birazck sevgi duymaktan
mutlu oluyordu. Bir an, kafasndan Rodolphe'un hayali geti, fakat baklarn hemen Charles'a
evirdi: Kocasnn hi de irkin dileri olmadn hayretle grd.
Henz yataa girmilerdi ki, M. Homais, a kadna ramen, elinde daha mrekkebi
kurumam bir katla anszn ieriye girdi. Bu, Rouen Feneri gazetesine gndermek iin yazd
reklam yazsyd. Okusunlar diye getiriyordu.
Bovary:
Siz kendiniz okuyun, dedi.
Okudu:
Avrupa'nn yzn ksmen bir ebeke gibi kaplayan pein hkmlere ramen, k,
kylerimize de girmeye balad. Nitekim sal gn, bizim kk kasabamz Yonville, ayn
zamanda yksek bir insanseverlik olay olan bir cerrahi tecrbeye sahne oldu. M. Bovary, en
sekin hekimlerimizden biri olan bu zat...
Heyecandan boulacak gibi olan Charles:
Bu kadar da fazla! Bu kadar da fazla! diyordu.
Hayr, katiyen! Ne mnasebet!.. Bir kt ayak ameliyat yapt... ilmi tabirini
kullanmadm, nk bilirsiniz, gazetede..., herkes belki anlamazd; halk ynlarnn...
Bovary:
Dorusu da bu, devam ediniz, dedi.
Eczac:
Batan balyorum, dedi.
M. Bovary, en sekin hekimlerimizden biri olan bu zat, bir kt ayak ameliyat yapt. Ameliyat
edilen kimse, Talim meydannda Madame Lefranois'nn ilettii ALTIN ASLAN otelinde yirmi
be yldan beri ahr uakl eden Hippolyte Tautain adl ahst. Teebbsn yenilii ve
mevzuun uyandrd alka o kadar ahali celbetmiti
MADAME BOVARY
187
ki, messesenin eiinde gerekten bir izdiham peyda olmutu. Esasen, ameliyat da gz ap
kapayncaya kadar tamamland, derinin zerinde, sanatn himmetiyle asi ve-terin nihayet
teslim olduunu ilan etmek zere ancak birka damla kan peyda oldu. Hastada, gariptir
(gzmzle grdmz iin sylyoruz) hibir strap almeti grlmedi. Vaziyetinde, u ana
kadar, endieye mucip alacak hibir ey yoktur. Her ey, nekahat devresinin ksa srecei
zannn vermektedir. Kim bilir, belki de nmzdeki ky yortusunda Hippolyte'iimizin, keyifli

dostlar arasnda, neeli neeli dans ettiini ve hepimize, konumas ve hnerli sraylanyle
tamamen ifa bulduunu ispat eylediini greceiz. Yaasn licenap limler! Yaasn
hemcinslerini iyiletirmeye veya aclarn dindirmeye gece gndz demeden alan yorulmak
bilmez insanarl Yaasn, bin yaasn! Krlerin gzleri alacan, sarlarn iiteceini,
topallarn yryeceini ilan etmenin yeri deil midir artk? Eskiden, taassubun ancak Tanrnn
sevgili kullarna vadettii eyler, imdi ilim sayesinde, btn insanlarn nasibi oluyor!
Okuyucularmz bu fevkalde tedavinin btn safhalarndan haberdar edeceiz.
Btn bunlar, be gn sonra, Lefranois anann telal telal gelerek:
mdat! lyor adam!.. Aklm bamdan gidiyor! diye barmasna mni olamad.
Charles Altn Aslan'a kotu, onun, apkasz, meydandan getiini gren eczac da, eczaneyi
brakp kt. O da nefes nefese, kpkrmz kesilmi, merak iinde, hana geldi ve merdivenden
kmakta olan kimselere sormaya balad:
Bizim sevimli kt ayaklya ne oldu?
Mthi rpnmalar iinde kvranp duruyordu kt ayakl, yle ki, iine bacann sokulduu o
mekanik aleti, ykacakm gibi han duvarna kt kt vuruyordu.
Uzvun vaziyetini bozmamak iin, bin bir ihtiyatla kutu karld ve korkun bir manzara ortaya
kt. Ayan biimi yle bir ikinlik iinde kaybolmutu ki, deri nerdeyse btn btne
atlayacak gibiydi, st sz konusu makinenin sebep olduu berelerle kaplanmt. Hippolyte,
evvelce de bundan ac duydu188
MADAME BOVARY
undan ikyet etmiti; fakat kimse aldrmamt; ikyet etmekte tamamyle haksz olmadn
kabul etmek gerekiyordu. Adamn aya birka saat serbest brakld. Lakin i biraz iner inmez,
her iki lim, daha abuk iyilesin diye, aya, eskisinden daha smsk, tekrar lete
yerletirmeyi mnasip grdler. Nihayet, gn sonra, Hippolyte artk hi dayanamaynca,
makineyi yeniden kardlar ve grdkleri manzaradan afallayp kaldlar. Yer yer ilerinden
siyah bir mayiin szd kabarcklar bulunan kuruni renkte bir ikinlik bacaa yaylmt.
Vaziyet ciddileiyordu. Hippolyte'in can sklmaya balamt, Lefran-ois ana, biraz elenip ii
alsn diye onu, mutfan yanndaki kk salona yerletirdi .
Fakat her gn yemeini orada yiyen tahsildar, byle bir komuluktan ac ac ikyet etti. Bunun
zerine Hippolyte'yi bilardo salonuna kaldrdlar.
Adamcaz orada, benzi solmu, sakal uzam, gzleri u-kurlam, ban sineklerin t
kirli yastkta saa sola dndrerek, kaim battaniyelerin' altnda inliyordu. Madame Bo-vary
kendisini grmeye geliyordu. Kataplazmalar iin bez getiriyor, teselli ediyor,
cesaretlendiriyordu. Zaten, yalnz kald da yoktu, bilhassa pazar kurulduu gnler, kyller,
onun etrafnda, bilardo yuvarlaklarm drtklyorlar, istekalarla eskrim yapyorlar, ttn, iki
iiyorlar, ark sylyorlar, avazlar kt kadar barp aryorlard.
Omuzuna vurarak:
Naslsn? diyorlard. Halin pek o kadar parlak deil galiba. Ama senin kabahatin bu. yle
yapmalydn, byle yapmalydn.
Kendisine tatbik edilen tedaviden bambaka usullerle iyi-. lemi olan kimselere dair bir sr
hikaye anlatyorlard; sonra, teselli makamnda:
Sen kendim fazla dinliyorsun, diyorlard. Kalksana artk, krallar gibi yatyorsun boyuna. Ne
halin varsa gr, kazk herif, ama hi de gzel kokmuyorsun ha!
Gerekten, kangren de gittike yaylyordu. Bovary bu halden deta hastalanmt. Her saat
banda, her dakika geliyordu. Hippolyte ona dehet brm gzlerle bakyor ve hkrklar
arasnda:
MADAME BOVARY
189
Ne zaman iyi olacam? diye kekeliyordu. Ah, kurtarn beni!.. Ne kadar bahtszmm! Ne
kadar bahtszmm!..
Hekim de her defasnda, perhiz tavsiye ederek yanndan ayrlyordu. Lefranois ana,
arkasndan:
Dinleme onu, evldm, diyordu. Sana kfi derecede ikence yaptlar zaten. Kendini daha da
halsiz drme. Haydi, yut unu!.

Ona mkemmel bir et suyu, bir dilim but, biraz domuz ya getirip veriyor, hatta bazen,
kck kadehler iinde iki uzatyor, ama Hippolyte bunu azna gtrmek cesaretini kendinde
bulamyordu.
Papaz Bournisien, halinin fenalatn rendi, kendisini grmek istediini haber verdi. Sze
evvela derdine acmakla balad, arkasndan, ilhi irade byle tecelli ettiine gre buna
sevinmesi ve frsattan derhal faydalanarak Cenab Hak'la barmas gerektiini syledi. htiyar;
ruhani, baba tavr taknarak:
nk, diyordu, vazifelerini biraz ihmal ediyordun; seni ayinlerde pek seyrek gryorduk.
Ka yldr mukaddes sofraya yaklatn yoktu. Anlyorum, meguliyetlerin, dnya ilerinin
girdab, ruhunun esenliine zen gstermekten seni alkoydu. Fakat imdi, bunu dnmek
zaman geldi. Ama yine de midini kesme. Ben yle ar gnahlar ilemi kimseler tandm ki,
Cenab Hak'kn huzuruna kmak zereyken (sen daha o vaziyette deilsin, biliyorum), ondan
mafiret dilediler ve hi phe yok, buna mazhar olarak ldler.-mit ederim ki, sen de, onlar
gibi, bize iyi rnek olursun. Bylece, bir tedbir olmak zere, sabah akam, bir defa Sizi
selamlarm, ltufkr Meryem, bir defa da Gkyzndeki Babamz dualarn okusan, ne olur
ki? Evet, yap dediimi, benim iin, hatrm iin yap. Ne zarar edersin ki?.. Yapacana sz
veriyorsun deil mi?
Zavallck sz verdi. Papaz artk her gn geliyordu. Han sahibesiyle konuuyor, Hippolyte'in pek
anlayamad akalar ve kelime oyunlanyle kark fkralar anlatyordu. Sonra bir punduna
getiriyor, yzne, uygun bir ifade vererek din meselelerine dokunuyordu.
Bu yardm baarya ular gibi oldu; nk, ok gemeden, kt ayakl, iyileecek olursa, BonSecours'u ziyarete gitmek arzusunu belirtti. M. Bournisien de bunda bir saknca
190
MADAME BOVARY
grmedii cevabn verdi, iki tedbir bir tek tedbirden daha ie yarard. Bunda bir zarar yoktu ki.
Eczac, Papazn dolaplar dedii bu hareketlere pek ierliyordu. Bunlar, onun iddiasna gre,
Hippolyte'in nekahatine zarar veriyordu. Madame Lefranois'ya boyuna sylyordu:
Brakn u adamcaz! Brakn u adamcaz! Sofuluunuzla maneviyatn bozuyorsunuz!
. Fakat kadncazn artk ona aldrd yoktu. Her eyin sebebi, o idi. Hatta, inat olsun diye,
hastann ba ucuna, dolu bir mukaddes su kab ast, bir de imir dal yerletirdi.
Ama yine, cerrahlk kadar din de biarenin imdadna yetiecee benzemiyordu, o n alnmaz
rme, ayaklardan karna doru ilerliyordu. lalar istendii kadar eitlensin, ka-taplamalar
istendii kadar deitirilsin, adaleler her gn biraz daha kopuyordu. Nihayet bir gn Charles,
Lefranois anann aresizlikten, byk bir hret sahibi olan Neufchtel'li M. Ca-nivet'yi getirtip
getirtemeyeceini sormasna, evet anlamnda ban sallamakla cevap verdi.
Tababette doktora yapm, elli yanda, parlak bir mevki sahibi, kendinden pek emin bir zat
olan bu meslekta, ta diz-kapana kadar kangren olmu o baca grnce, aalayarak
glmekten ekinmedi. Sonra baca kesmek gerektiini aka syleyerek, eczacya gitti ve
zavall bir adam bu hallere sokan eekler aleyhinde azn at, gzn yumdu. M. Homais'yi
redingotunun dmesinden yakalam, sarsyor ve eczanenin iinde bar bar baryordu:
Btn bunlar, Paris icad! te bakentteki beylerin fikirleri! Tpk alk, kloroform,
mesanedeki talan krma ameliyat gibi, hkmete yasak edilmesi gereken bir alay
canavarlklar! Ama becerikli grnmek istiyorlar, neticelerine hi aldr etmeden, size ilalar,
tedavi usulleri sokuturuyorlar. Bizler, bu kadar usta deiliz, bizler lim deiliz, nazl bebek
deiliz, toy zppe deiliz; biz, pratik hekimleriz, hasta tedavi ederiz, sapasalam bir adama
ameliyat yapmay aklmzdan geirmeyiz. Kt ayaklar dzeltmek! Kt ayaklan dzeltmek
mmkn m? Bu, tpk br kamburu dmdz etmeyi istemek gibi bir ey!..
Homais bu szleri dinlerken can sklyordu ama, reeteleri ta Yonville'e kadar gelen M.
Canivet'yi fkelendirmemek ihtiyacyle, skntsn dalkavuka bir glmseme ile gizliyordu.
MADAME BOVARY
191
Bu sebeple Bovary'yi mdafaa etmeye kalkmad, hatta hibir itirazda bulunmad, prensiplerini
bir yana brakarak, onurunu ticaretinin daha ciddi karlar uruna feda etti.
Doktor Canivet'nin baca kaladan kesme ameliyat, kyde mhim bir olay oldu. Btn ky
halk, o gn, sabah erkenden kalktlar. Tklm tklm olan Grande-Rue'de, sanki adam idam
edilecekmi gibi bir lm havas esiyordu. Bakkalde Hippolyte'in hastal tartlyordu,

dkknlarda alveri durmutu; belediye reisinin kars Madame Tuvache, cerrahn geliini
grmek sabrszl iinde, pencereden kmldamyordu.
Nihayet, kendi kulland iki tekerlekli arabasyle kagel-di. Fakat, yandaki dik yay, zamanla,
doktorun iri vcudunun arl altnda kt iin, araba, hareket halindeyken dahi, biraz
eiliyordu. Yannda teki minderin stnde krmz sahtiyan kapl ve bakr tokas ihtiamla
parlayan kocaman bir kutu grlyordu.
Altn Aslan'n kapsndan kasrga gibi girerken, yksek sesle bararak, hayvan arabadan
zmelerini emretti. Sonra ahra giderek, yulafn yeyip yemediine bakt. nk, hastalarn
ziyarete gelince, evvela ksra ile ve arabasyle megul olurdu. Bunun iindir ki, kendisinden:
Ah! M. Canivet, acayip bir adamdr diye bahsedilirdi. Bu sarslmaz metaneti kendisine daha
da itibar kazandnyordu. Kyamet kopsa da, kinatta tek canl insan kalmasa bile, o,
alkanlklarndan bir zerresini dahi'feda etmezdi.
Homais, karsna kt. Doktor:
Size gveniyorum, dedi. Hazr myz? Haydi, gidelim! Fakat eczac, kzarp boz'ararak, bu
ameliyatta hazr bulunamayacak kadar yufka yrekli olduunu syledi.
nsan, seyirci olarak kalrsa, diyordu, muhayyile, bilirsiniz, fazla tesir altnda kalr! Hem
sonra, benim sinir sistemim yle...
Canivet:
Aman efendim, diye szn kesti, bana, daha ziyade inmeye mstait gibi grnyorsunuz.
Hem zaten buna amyorum, sizler, eczac beyler, hep mutfanzn iine taklr kalrsnz, bu
da sonunda mizacnz bozar tabii. Siz bana bakn: Allahn gn saat drtte kalkarm, souk su
ile tra olurum (katiyen mem), fanila giymem, nezle olmam, yapm salam192
MADAME BOVARY
dr. Kh u tarzda yaarm, kh bu tarzda, filozofa, nasl rast-gelirse. Bu sayede sizin gibi
nazik deilimdir, ha bir Hristiyan doramm, ha rasgele bir kmes hayvann, benim iin hi
fark etmez. Elbette diyeceiniz, alkanlk... alkanlk!..
Bunun zerine, araflar iinde hafakandan terleyip duran Hippolyte'e hi aldr etmeksizin, bu
beyler, konumaya giritiler. Eczac, cerrahn soukkanlln bir generalin metanetine benzetti.
Bu mukayese, Canivet'nin houna gitti ve sanatnn icaplar hakknda uzun uzun sz
sylemesine sebep oldu. Cerrah, doktorasz hekimlerin erefini drmesine ramen, mesleini
bir nevi risalet addediyordu. Nihayet, hastaya dnd, Homais'nin getirdii sarglar gzden
geirdi, bunlar ameliyat srasnda kullanlanlarn aynyd. Baca tutacak birini istedi.
Lestiboudois'ya gelmesi iin haber gnderildi. M. Canivet, kollarn svayp bilardo salonuna
geti. Bu srada eczac, her ikisi de nlklerinden daha solmu, kulaklar kapya dikili bekleyen
Artemise ile hancnn yannda kald.
Bovary, o anlarda, evinden kmldamaya cesaret edemiyordu. Aada, salonda, iinde ate
yanmayan ocan yanma oturmu, enesi gsne dm, ellerini kavuturmu, gzleri bir
noktaya takl duruyordu. Ne kt macera, ne aksilikti bu, diye dnyordu. Bununla
beraber, akla gelen her trl tedbiri de almt. in iine mukadderat karmt. Ne olursa
olsun, ayet Hippolyte lecek olursa, onu kendisi katletmi saylacakt. Sonra, hasta
ziyaretlerine gittii zaman, soranlara bu ii nasl izah edecekti? Acaba herhangi bir eyde hata
m etmiti? Aryordu, bulamyordu. Ama en hretli cerrahlar bile pekl aldatabilirdi. Fakat
kimse buna inanmak istemezdi. Herhalde glecekler, dedikodu karacaklard. Bu dedikodular
For-ges'e kadar, Neufchtel'e kadar, ta Rouen'a kadar yaylacakt, her yere yaylacakt! Kim
bilir, meslektalar, aleyhinde neler, neler yazacaklard? Arkasndan mesele basma aksedecek,
gazetelerde una buna cevap vermek gerekecekti. Sonra, Hippolyte, kendisinden davac
olabilirdi. Kendisini imdiden, erefini kaybetmi, iflas etmi, mahvolmu gryordu. Bir sr
faraziyenin hcumuna urayan muhayyilesi, onlarn arasnda, denize dp de dalgalarn
zerinde yuvarlanp giden bo f gibi, bocalayp duruyordu.
Emma, karsnda, ona bakyordu, zilletini paylamyordu,
MADAME BOVARY
193
bir baka zillet duyuyordu. O da, sanki zavalllnn yirmi kere bol bol farkna varmam gibi,
byle bir adamn hl bir ie yarayabileceini zannetmi olmasndan ileri geliyordu.
Charles, odasnda, bir aa bir yukar dolayor, izmeleri demede gcrdyordu. Emma:

Otur yerine, dedi, canm skyorsun!


Oturdu.
! Nasl olmutu da (o kadar zeki bir kadn olduu halde), bir kere daha aldanmt? Sonra,
devaml fedakrlklarla kendi hayatn mahvetmesi ne acnacak bir delilikti! Ruhunun btn lks
igdlerini, btn mahrumiyetleri, evlenmenin, evliliin bayalklar, yaral krlanglar gibi
amura den hlyalar, btn arzu ettii, btn istemedii, btn elde edebilecei eyler
hatrna geldi. Niindi, niindi?
Kasabay dolduran sessizlik iinde, yrek paralayc bir feryat havay delip geti. Bovary,
baylacak kadar sarard. Emma, sinirli bir hareketle kalarn att. Btn bunlar, onun iin, bu
mahluk iin, hibir ey anlamayan, hibir ey duymayan bu adam iindi. te,, urackta,
gln olan adnn karsn da lekeleyeceinden bile habersiz, rahat rahat duruyordu. Onu
sevmek iin az m gayret etmiti, bir bakasna teslim olduu iin, pimanlktan az m gzya
dkmt?
Derin bir dnceye dalm olan Bovary, anszn: Sakn, aya da arpk olmasn! diye
haykrd. Bir gm tabaa arpan bir kurun mermi gibi, dncesi zerine bu cmlenin
beklenmedik darbesi ile Emma, r-pererek, ne demek istediini tahmin etmek istercesine
ban kaldrd. Sessizce birbirlerine baktlar, uurlaryle birbirlerinden ylesine uzaktaydlar ki,
birbirlerini grmekten deta afalladlar. Charles, ameliyat edilen adamn, boazlanan bir
hayvann uzaktan gelen ulumalar gibi, tiz lklarla kesilmi uzun iniltiler halinde srp giden
feryatlarn dinleyerek, bir sarhoun bulank gzleriyle karsna bakyordu. Emma, morarm,
dudaklarn sryor, ss bitkisinden kopard bir krnty parmaklar arasnda evirip evirerek
korlam gzbebeklerini hemen frlamaya hazr iki ateli ok gibi, Charles'a dikiyordu. Onun her
eyi, surat, elbisesi, btn ahs, yani btn varl, imdi kendisini fkelendiriyordu. Eski
iffetinden, bir cinayetmi gibi piman oluyor ve ondan hl ne kalmsa, gururunun azgn
darbeleri MB 13
194
MADAME BOVARY
altnda yklp gidiyordu. Zafere ulam zinaya ait btn kt alaylarn tadn karyordu.
nn hatras ba dndrc cazibelerle aklna geliyordu; yepyeni bir vecd ile bu hayale
kaplan ruhunu o hatrann iine atyordu. Charles, sanki lmek zereymi, gzlerinin nnde
can ekiiyormu kadar kendisine hayatndan kopmu, ylesine kaybolmu gitmi, ylesine
imkn-szlam ve hilemi gibi geliyordu.
Kaldrmdan bir ayak sesi geldi. Charles kalkp bakt, indirilmi pancurun aralndan, pazar
yerinin kenarnda, gne altnda, boyun atksyle alnn silen Doktor Canivet'yi grd.
Arkasnda, Homais, byk bir krmz kutu tayordu. Her ikisi de eczanenin yolunu tutmulard.
O zaman Charles, ani bir sevgi ve mitsizlik iinde karsna dnd ve:
psene beni, karcm, dedi.
Emma fkeden kpkrmz kesilmi, haykrd:
Brak beni! Charles, arm:
Nen var? Nen var? diye tekrarlad, sakin ol, kendine gel! Biliyorsun ki seni seviyorum!.. Gel!
Kadn, korkun bir tavrla:
Yeter! diye haykrd.
Ve, salondan kaarken, kapy yle iddetli kapad ki, termometre duvardan frlad, yere dp
paraland.
Charles, perian, karsnn nesi olduunu dnerek, halini bir sinir hastalna yorarak,
alamakl, etrafnda uursuz, anlalmaz bir eyin dolatn belli belirsiz hissederek, koltuuna
yld, kald.
Gece, Rodolphe baheye geldii zaman, metresini sahanln altna, ilk basamaa oturmu,
kendisini bekliyor buldu. Birbirlerine sarldlar, btn hnlar bu pmenin scakl iinde, kar
gibi eridi gitti.
XII
Yeniden sevimeye baladlar. Hatta ekseriya, gpegndz, Emma'nn aklna esiyor, bir pusula
yazyor, sonra pencereden Justin'e bir iaret yapyor, o da, nln kard gibi,
MADAME BOVARY
195

Huchette'e yollanyordu. Rodolphe geliyordu. Bu davetler, cannn skldn, kocasnn aalk


bir mahlk olduunu, hayatnn bsbtn bayalatm sylemek iindi. Rodolphe bir gn,
sabrn kaybederek:
Ben ne yapabilirim ki, dedi.
Ah! stesen!..
Salar zk, baklar dalgn, dizlerinin dibine, yere oturmutu. Rodolphe:
Ne gibi, dedi. Emma gs geirdi:
Gider, baka bir yerde, bir yerlerde yaardk... Rodolphe glerek:
Sen gerekten ldrmsn, dedi, hi imkn var m? Emma ayn mevzua tekrar dokundu;
Rodolphe ise anlamamazlktan geldi ve sz deitirdi. Anlamad nokta, ak gibi basit bir ite her eyin bylesine
etrefil bir hale getirilmesiydi. Kadnn, byle balanmasna yardmclk eden bir sebebi, bir
yneticisi olmalyd.
Gerekten, bu sevgi, kocasna kar duyduu tiksinti yznden her gn biraz daha artyordu.
Kadn birine ne kadar balanrsa, tekinden o nispette nefret ediyordu. Rodolphe ile
bulutuktan sonra kocasyle kar karya gelince, onu her zamankinden daha sevimsiz,
trnaklarn her zamankinden daha drt ke, zeksn her zamankinden daha hantal, tavrn
her zamankinden daha adi buluyordu. O zaman yine, zevce ve iffetli kadn tavrn muhafaza
etmekle beraber, siyah salar ya-zlam alnna doru bir peremle dnen o ba, hem
grbz, hem de zarif o boy bos, hsl, akldan yana o kadar tecrbe sahibi olan ve arzuda
bylesine cokunluk gsteren o adam gzlerinin nne gelince, yanp tutuuyordu! Trnaklarn
onun iin bir kuyumcu zeniyle eeliyor, derisine srd kremi ve mendillerine
doldurduu lavantay az buluyordu. Kollarn, gerdann bilezikler, yzkler ve kolyelerle
dolduruyordu. Ro-dolphe'un gelecei gnlerde, mavi camdan iki byk vazosunu gllerle
donatyor, dairesini ve vcudunu, bir prens bekleyen fahie gibi hazrlyordu. Hizmetilerin
durmamacasna amar ykamas icabediyordu. Felicit6 mutfaktan kmldayamyor, k-k
Justin ise, ekseriya yannda kalarak nasl altn seyrediyordu.
196
MADAME BOVARY
ocukcaz, F61icite'nin t yapt uzun tahtaya dirseini dayayarak, etrafnda sergilenen
pazen eteklikler, earplar, i. lemeli yakalar, kala taraf geni, aas gittike daralan fistolu
donlar gibi kadn eyasn hrsla szyordu.
Elini eteklik kasnana veya kopalara srerek:
Bu neye yarar? diye soruyordu. Felicite glerek:
Sen hibir ey grmemi misin? diyordu. Sanki senin patronun Madame H'>n.ais byle
eyler kullanmaz m?
Elbette! Madame Homais!
Sonra, dnceli dnceli ilave ediyordu:
O da Madame gibi bir hanm m ki?
Fakat Felicite, etrafnda olann byle drt dnmesine sinirleniyordu. Ondan alt ya bykt,
M. Guillaumin'in ua Theodore da kendisine kur yapmaya balamt. Kola anan yerinden
oynatrken:
Rahat brak beni, diyordu. Git de havanda badem ez. Hep kadnlarn etei dibindesin. Bu
ilere burnunu sokmak iin, bekle de, arsz ocuk, enende birazck sakaln olsun.
Darlmayn hemen, ne olur, gideyim de potinlerini temizleyeyim.
Derhal, ocak pervaznn stnden, Enima'nn amura randevularn amuruna batm
ayakkablarn, yakalyordu. Parmaklar arasnda toz olup dalan bu amurun, bir gne
nnda yavaa havaya ykselmesini seyrediyordu.
A kz:
Ayakkablarn hrpalamaktan amma da korkuyorsun, diyordu. Kendisi temizledii zaman
buna hi aldr etmezdi; nk Madame, kumann hav biraz dklen ayakkablarn hemen
kendisine verirdi.
Emma'nn dolabnda bir sr ayakkab vard, Charles en kk bir ihtarda bulunmaya cesaret
edemiyor, o da istedii gibi har vurup harman savuruyordu.
Nitekim, Emma'nn Hippolyte'e hediye edilmesini mnasip grd bir takma bacak iin tam
yz frank demek zorunda kald. Bir mantar tabakasyle kapl olan bacakta, zemberekli

mafsallar, kark bir mekanizma vard. zerine siyah bir pantolon geirilmi, ucuna vernikli bir
izme taklmt. Fakat Hippolyte, byle gzel bir baca Allann gn kullanmMADAME BOVARY
197
ya kyamayarak, Madame Bovary'den, kendisine daha elverili bir bacak tedarik etmesini rica
ediyordu. Hekim, ister istemez, bu bacan fiyatn da kesesinden dedi.
Ahr ua yava yava eski iini grecek hale geldi. Yine eskisi gibi kasabay drt dnd
grlyordu. Charles, uzaktan, kaldrmlar zerinde bastonunun takrtsn iitince, abucak
yolunu deitiriyordu.
Siparile megul olan, tccar M. Lheureux'di. Bu ii sayesinde sk sk gidip Emma'y grmek
frsatn bulmutu. Onunla, Paris'ten yeni gelen mallardan, bir sr kadn teberisinden
konuuyor, gayet kibar davranyor, asla para bahsini azna almyordu. Emma, btn
kaprislerini tatmin etmek hususunda bu kolayla kendini brakverdi. Mesela; Rodolphe'a
hediye etmek iin, Rouen'da bir emsiye maazasnda bulunan pek gzel bir krbac ona sipari
etti. M. Lheureux, ertesi hafta krbac getirip masann stne koydu.
Fakat ertesi gn, tccar, santimler hari, tam iki yz yetmi franklk bir fatura ile kageldi.
Emma'nn nevri dnd, btn ekmeceleri bombotu; M. Lestiboudois'ya on be gnlkten
fazla, hizmeti kza ise alt aylk borlan, daha bir sr takntlar vard. M. Bovary, her yl
Saint-Pierre yortusuna doru para gndermek detinde olan M. Derozerays'dan gelecek
havaleyi sabrszlkla bekliyordu.
Emma, evvela Lheureux'yu atlatmaya muvaffak oldu. Fakat adam sabrszlanyordu, kendisinin
de alacakllar peine dmt, elinde nakit paras kalmamt, ayet eline para gemeyecek
olursa, Emma'ya satt btn mallar geri almak zorunda kalacakt.
Emma:
Peki, dedi, geri aln!
aka olsun diye syledim. Yalnz o krbaca zlyorum. Ne yapalm, artk gider beyden
isterim.
Emma:
Olmaz! Olmaz! dedi. Lheureux iinden:
imdi seni yakaladm! diye dnd.
Bu kefinden emin, alak, her zamanki, gibi sla benzeyen sesiyle:
Pekl, dnrz, dnrz../ diyerek kp gitti.
198
MADAME BOVARY
Bu iten nasl yakay kurtaracan dnd srada, a kz ieriye girerek, ocan zerine M.
Derozerays tarafndan gnderilmi, mavi kada sarl kck bir tomar brakt. Emma, hemen
zerine atlayp tomar at. inde on be Napoleon altn vard. stedii para tamamd.
Charles'n merdivenden ktn duydu; altnlar ekmecenin dibine att ve anahtar ald.
gn sonra, Lheureux tekrar kageldi.
Size bir teklifim var, dedi. ayet mutabk olduumuz mebla yerine...
Emma, adamn eline on dtt Napoleon sktrarak:
te paranz, dedi.
Tccar serseme dnmt. Hayal krkln gizlemek iin boyuna zr diledi durdu, bir sr
hizmet teklifinde bulunduysa da Emma hepsini reddetti. Sonra, adamn kendisine iade ettii iki
tane be franklk sikkeyi nlnn cebinde birka dakika elleyerek olduu yerde kald. Kendi
kendine, paray daha sonra kocasna iade etmek iin, masraftan ksntlar yapmaya sz
veriyordu.
Adam sende!., diye dnd, aklnda kalacak deil a. Kabzas altn yaldzl gm krbatan
baka, Rodolphe,
Emma'dan, zerinde kalpte ak dsturu yazl bir mhr, ayrca, boyun atks olarak kullansn
diye bir earp, nihayet Charles'n vaktiyle yolda bulup da karsnn saklad, tpk Vi-kontunkine
benzeyen bir sigara tabakas hediye almt. Bununla beraber bu hediyeler, onu kendi
nazarnda kk dryordu. Nitekim biroklarn reddetti, kadn srar ediyordu. Rodolphe onu
mstebit ve fazla yapkan bulmakla beraber, boyun emek zorunda kald.
Sonra, ok garip fikirleri de vard:

Saat gece yarsn alnca, beni dneceksin, diyordu. Eer tembihini unuttuunu
syleyecek olursa, kyametler
kopuyor ve sonunda da mutlaka o hi deimeyen sze sra geliyordu:
Seviyor musun beni?
Elbette seviyorum.
ok mu?
Elbette ok.
Bakalarn da sevmedin mi sanki? Rodolphe glerek:
MADAME BOVARY
199
Beni bulduun zaman toy delikanlya benzer bir halim var myd?! diye kyordu.
Emma, alyor, Rodolphe, kendini kelime oyunlaryle mdafaa ederek, kadn teselli etmeye
abalyordu. Emma:
Ah! Seni o kadar seviyorum ki, diyordu, biliyor musun, senden artk vazgeemeyecek
kadap-eviyorum seni. Bazen, ak fkeleriyle iimin paraland zamanlarda da hep seni
grmek istiyorum. Kendi kendime diyorum: Nerededir? Acaba baka kadnlarla m
konuuyor? Hah, imdi kadnlar ona glmsyor, o da onlara yaklayor.-.. Ah, hayr, hibiri
houna gitmiyor, deil mi? Daha gzelleri var; fakat ben hepsinden daha iyi sevmesini bilirim!
Ben senin hizmetinim, halaynm! Sen benim kralmsn, mabudumsun! Sen iyisin! Sen
gzelsin, sen zekisin, sen kuvvetlisin!
,
Rodolphe bu szleri o kadar ok iitmiti ki, artk hibirinin yenilii kalmamt. Emma da btn
metresler gibiydi. Yeniliin cazibesi tpk bir elbise gibi, azar azar syrlp derek, ihtirasn hep
ayn ekilleri ve ayn lisan olan o ezeli yeknesakln rlplak ortada brakyordu. Bu eit
maceralarda pek pimi olan bu adam, ifadelerin benzerlii altndaki duygu farklarn
seemiyordu. nk, ehvet dkn veya satlk kadnlarn azndan da buna benzer
cmlelerin fsldandn duymutu. Bunlarn samimiyetine pek az inanyordu; gelge
muhabbetleri gizleyen abartmal szlerden byk bir ksmn hesaba katmamak gerektiini
dnyordu. Mademki hi kimse, asla, ne ihtiyalarn, ne kanaatlerini, ne de ihtiraslarn tam
lsnde dile getirebilirdi ve insan sz, yldzlar aka getirmek istediimiz zaman, ancak
aylar dans ettirecek havalar alabildiimiz atlak bir kazan gibiydi, ruhun da doluluu bazen
en ho tebihlerle dolup taamaz myd sanki?
Fakat, herhangi bir balantda daima biraz akta durmasn bilen tenkit stnl ile,
Rodolphe, bu akta tad karlacak baka zevkler olduunun farkna vard. Her nevi utancn
elverisiz olacana hkmetti. Kadna, keyfi istedii gibi davrand. Onu, gayet yumuak ve
zevkine dkn bir kadn haline getirdi. Bu, kendine kar hayranlkla, Emma hesabna da
ehvetle dolu bir eit budalaca ballk, kendisini uyuturan bir saadetti. Ruhu bu sarholuun
dibine dalyor ve tatl Yunan a200
MADAME BOVARY
rabj fsnn iinde bzlm kalm olan Clarence dukas gibi, o sarholukta bouluyordu.
Sadece ak alkanlklarnn tesiriyle Madame Bovary'nin hali ve tavr deiti. Baklar daha
cesaretli, szleri daha serbest oldu. Elaleme nisbet v6riyormucasna, elde sigara, Ro-dolphe ile
dolamak yakkszln bile gsterdi. Nihayet bir gn, onun, tpk erkek gibi srtna darack bir
yelek geirmi, Krlang'tan indiini grenler, hl pheleri kalmsa, iin asln tamamyle
anlam oldular. Kocasyle pek patrtl bir mnakaadan sonra, oluna snmaya gelmi olan
anne Madame Bovary de bu halleri grnce surat ast. Daha birok eyler houna gitmemiti;
evvela Charles, karsna roman okutmamas hususundaki nasihatlerini dinlememiti, sonra evin
halini hi beenmiyordu. Baz tenkitlerde bulunmaya kalkt. Dargnlk k1-ti, hele bir seferinde
Felicite yznden adamakll bozutular.
Anne Madame Bovary, bir gece nce, koridordan geerken, Felicite'yi krk yalarnda, hafif
siyah sakall bir adamla birlikte yakalamt. Adam, ayak seslerini duyar duymaz, mutfaktan
kap gitmiti. Bunu duyan Emma glmeye balad; fakat ihtiyar kadncaz fkelendi ve
ahlakn hie saylmas istenmiyorsa, hizmetilerin de iffetini gzetmek gerektiini syledi.
Gelin hanm, yle kstah bir bakla:
Siz hangi lemde yayorsunuz? dedi.
Bovary anne, ona, bizzat kendi davasn mdafaa edip etmediini sordu.

Gen kadn, bir srayta yerinden frlayarak:


kn! dedi.
Charles, ikisini yattrmak iin:
Emma!.. Anne!., diye rpnyordu. Fakat her ikisi de hiddetle kap gitti. Emma:
' Ah! Ne grgsz kadn, ne kyl kars!., diye ter ter tepmiyordu.
Charles, annesine kotu. Yal kadn, zvanadan km, avaz kt kadar baryordu:
Ne hayasz kadn! Ne beyinsiz kan! Belki de daha beteri!..
Eer br gelip zr dilemezse, hemen kalkp gideceini
MADAME BOVARY
201
sylyordu. Charles, karsnn yanna gitti, raz etmek iin yalvarp yakard, nnde diz kt.
Emma nihayet raz oldu:
yle olsun! Gidiyorum!., dedi.
Nitekim, bir markiz vakaryle kaynanasna elini uzatarak:
zr dilerim, Madame, dedi.
Sonra tekrar odasna kt, kendini yzkoyun yatana att, ban yasta gmerek ocuk gibi
alad.
Rodolphe ile aralarndaki parolaya gre, fevkalade bir hal olursa, pancura beyaz bir kat
paras asacak, o da, Yon-ville'de bulunuyorsa, hemen evin arkasndaki dar sokaa koup
gelecekti. Emma iareti verdi; eyrek saatten beri bekliyordu ki, Rodolphe'u pazar yerinin
kesinde grd. Pencereyi ap kendisine seslenmek istedi; fakat Rodolphe gzden
kaybolmutu. mitsizlik iinde kendini tekrar yatana att.
Ama, aradan pek az zaman geince ,biri kaldrmda yryor gibi geldi ona. Hi phesiz, o idi.
Merdivenden indi, avluyu geti. Rodolphe orada, dardayd. Hemen kollarna atld.
Rodolphe:
Etrafna dikkat etsene! dedi. Emma:
Ah! Bama gelenleri bilsen! diye cevap verdi.
Her eyi yle acele acele, ipsiz sapsz, olaylar byterek, biroklarn uydurarak, sk sk konu
dna karak anlatmaya balad ki, Rodolphe serseme dnd.
Haydi, benim kk meleim, cesaret, sakin ol, sabret!
Ama drt yldan beri,sabrediyorum, strap ekiyorum!.. Bizim akmz gibi bir ak byle gizli
kalmamalyd! Bana ikence ediyorlar. Dayanamayacam artk, kurtar beni!
Rodolphe'a smsk sarlyordu. Yalarla dolu gzleri, su altnda alevler gibi kvlcmlanyordu;
gs sk sk kalkp iniyordu; Rodolphe, hibir zaman onu bylesine sevmemiti. yle ki, akln
karacak gibi oldu ve:
Ne yapmal? Ne istiyorsun? diye sordu. Emma:

Gtr buradan beni, kar beni, ah, yalvarrm sana! diye inledi.
Ve o beklenmedik onamay bir pcn lezzetinde yakalamak istiyormuasna, dudaklarna
atld. Rodolphe:
202
MADAME BOVARY
Ama... dedi.
Ne var yine?
Ya kzn?
Emma birka dakika dnd, sonra:
Onu da alrz, dedi, ne olursa olsun! Rodolphe, Emma'nn uzaklamasna bakarak:
Ne kadn! dedi.
Zira Emma baheye yollanmt. Onu aryorlard.
Bovary anne, o hadiseden sonraki gnlerde, gelininde grd deiiklikten hayrete dt.
Hakikaten, Emma ok daha uysal davranyordu, hatta hyar turusu yapmak iin
kaynanasndan akl renmeye kadar iltifat ileri gtrd.
Bu, her ikisini de daha iyi aldatmak iin miydi? Yahut bir nevi ehvetli ilekelikle, brakp
gidecei eylerin buruk tadm daha derinden duymak iin miydi? Fakat hi aldrd yoktu,
bilakis; pek yakndaki saadetinin nceden kard tadna dalm, yayordu. Bu, Rodolphe ile
hi deimeyen bir sohbet mevzuu olmutu. Omuzuna yaslanyor ve fsldyordu:

Deil mi? Yolcu arabasnda olduumuz zaman!., dnyor musun? Mmkn m? Arabann
hareket ettiini hissettiim zaman, bana yle geliyor ki, balona binmi de bulutlara doru
yollanm gibi olacaz. Gnleri saydm biliyor musun?.. Ya sen?
Madame Bovary asla o gnlerdeki kadar gzel olmamt. Sevinten, cokunluktan, baardan
gelme, aslnda mizala hal ve artlarn ahengi neticesi, tarifi imknsz bir gzellii vard.
Hrslar, kederleri, zevk tecrbeleri ve her an gen kalan vehimleri, gbrenin, yamurun,
rzgrlarn ve gnein ieklere yapt gibi, onu derece derece gelitirmiti. Varlnn nesi
varsa, hepsi, nihayet alp salyordu. Gzkapaklar, iinde gzbebeklerinin kaybolduu uzun
kane baklar iin mahsus biimlenmi gibiydi. Kuvvetlice alnm bir nefes burun kanatlarn
aralyor, birazck koyu ayva tynn kta glgelendirdii dudaklarnn etli kesi yukarya
doru kvrlyordu. nsan .baknca, ensesindeki sa topuzunun, cilvede usta bir sanatkr
tarafndan oraya yerletirildii hissine debilirdi. Bu salar, onlar her gn zp datan,
zinann geliigzelliine gre, rasgele, kaln bir yn halinde dolanyordu. Sesi imdi, tpk
endam gibi, daha yumuak tonlarda beliriyordu. Hatta, elbisesinin kvMADAME BOVARY
203
rmlarndan ve ayann kavsinden iine nfuz eden harikulade bir ey peyda oluyordu. Charles,
evliliklerinin ilk zamanlarnda olduu gibi, onu yine nefis ve dayanlmaz buluyordu.
Gece yars eve dnd zaman, Emma'y uyandrmaya k-yamyordu. Porselen idare
lambasndan tavana titrek ve yuvarlak bir aydnlk vuruyor, kk beiin kapal perdeleri,
yatan kenarnda karanlkta ien bir beyaz kulbeyi andryordu. Evldnn hafife nefes alp
veriini duyuyor gibi geliyordu ona. imdi artk byyecekti, her mevsim, onu daha hzl
gelitirecekti. Daha imdiden, onun, gn batarken kk yelei mrekkep lekesi iinde,
kolunda sepeti, gle oynaya okuldan dndn grr gibi oluyordu. Sonra, kz yatl bir okula
vermek lazmd, bu da pahalya patlayacakt, ne yapmalyd? Uzun uza-dya dnyordu.
Civarda kk bir iftlik kiralamay, hastalarn grmeye giderken, her sabah iftlie de bir gz
atmay kuruyordu. iftliin gelirine hi dokunmayacak, onu Emniyet Sand'na yatracakt.
Daha sonra, bir yerlerden, neresi olursa olsun, hisse senetleri satn alacakt. Zaten mterileri
de artacakt, buna gveniyordu. nk, Berthe'in iyi yetimesini, kabiliyeti olmasn, piyano
renmesini istiyordu. Ah, daha sonralar, on be yana basnca kim bilir ne kadar gzel
olacakt! Hele annesine benzeyip de, tpk onun gibi, yazn kocaman hasr apkalar giyince!
Uzaktan anne ile kzn grenler, onlar karde zannedeceklerdi. yle hayal ediyordu ki, kz
geceleri, onlarn yannda, lamba nda alacak, babasna terlikler ileyecek, ev ileriyle
uraacak, btn evi tatll ve neesiyle dolduracakt. Nihayet, kendisini bagz etmeyi
dneceklerdi. Hali vakti yerinde iyi bir delikanl bulacaklard; o da kzn mesut edecekti ve bu
hep byle srp gidecekti.
Emma uyumuyordu, uyuyormu gibi yapyordu. Kocas, yannda uykuya dalarken, o baka
ryalara gzlerini ayordu.
Drt beygir drtnala kalkm, sekiz gnden beri, onlar artk bir daha geri dnmeyecekleri
yepyeni bir diyara gtryormu, kollar birbirlerine kenetlenmi, hi konumakszn,
gidiyorlarm, gidiyorlarm. Ekseriya, bir dan zirvesinden, birdenbire, kubbeleri, kprleri,
gemileri, liman aac ormanlar ve sivri an kulelerinde leylek yuvalar bulunan, beyaz
mermerden katedralleriyle muhteem bir belde gryorlarm. Araba, yerdeki malta talar
yznden, trsla gidiyormu orada. Yolda,
204
MADAME BOVARY
krmz bluzlu kadnlarn, kendilerine uzatt demet demet iekler varm. anlarn ald,
katrlarn kinedii, gitarlarn fslt ve emelerin rltsyle birlikte duyuluyormu. emelerin
buusu, fskiyeler altnda glmseyen solgun heykellerin ayakucunda, ehram gibi st ste
konmu yn yn yemileri serinletiyormu. Sonra, bir akam, bir balk kyne varyorlarm. Orada kayalklar ve kulbeler boyunca, koyu renkli balk alar rzgrda kuruyorm.
Artk orada karar klp yaaya-yacaklarm. Deniz kenarnda, bir krfezin dibinde, bir
palmiyenin glgelendirdii dz daml bask bir evde oturacaklar-m. Gondola binip
gezinecekler, hamakta sallanacaklarm. Hayatlar ipek elbiseleri kadar rahat ve geni,
seyredecekleri tatl geceler kadar smscak ve yldzl olacakm. Bununla beraber, gzlerinin
nnde canlandrd bu istikbalin snrsz genilii iinden yepyeni hibir ey zuhur etmiyordu.

Gnler, hepsi birbirinden muhteem, sanki dalgalara benziyordu ve hepsi, usuz bucaksz,
ahenkli, mavimtrak, gnele rtl ufukta sallanp duruyordu. Fakat ocuk, beiinde
ksrmeye balamt, yahut Bovary her zamankinden fazla horluyordu. Emma ancak sabaha
kar, afak camlar aartt ve kk Justin, meydanda, eczanenin kepenklerini at zaman
uykuya dalabildi. Emma, M. Lheureux'yu getirtmi yle diyordu:
Bana bir manto lazm olacak, uzun yakal, astarl, byk bir manto.
Seyahate mi kyorsunuz?
Hayr! Ama... ne ise, size gveniyorum. Deil mi? Hem de abuk lazm!
Adam eildi.
Sonra bir de sandk lazm. Pek ar olmasn, kullanl
bir ey.
Evet, evet, anladm, aa yukar elli zerine doksan iki santim kadar, imdi zaten bu boyda
yapyorlar.
Bir de gece antas. Lheureux:
'
Bu iin iinde bir bit yenii var, diye dnd. Madame Bovary, kemerinden saatini ekerek
uzatt:
Aln bunu, alacanza mahsup edersiniz. Dkknc, buna hacet olmadn syledi;
birbirlerini tanyorlard, kendisinden phe mi edecekti? Ne ocukluk! Fakat
MADAME BOVARY
205
Emma, hi olmazsa zincirini alsn diye srar etti. Lheureux hemen zinciri cebine koyup
yollanrken, Emma arkasndan seslendi:
Btn bu siparileri dkknda alkoyun. Mantoya gelince dnr gibi yapt onu da
getirmeyin; yalnz bana iinin adresini verirsiniz, kendisine de, mantoyu istediim zaman
vermek zere hazr bulundurmasn sylersiniz.
Gelecek ay kaacaklard. Emma, Rouen'a alverie gidiyormu gibi Yonville'den hareket
edecekti. Rodolphe, yerlerini peyleyecek, pasaportlarn alacak, hatta Marsilya'ya kadar
arabada yalnz seyahat etmek iin Paris'e yazacak, oraya varnca da bir araba satn alacaklar
ve hi durmakszn, Cenova yoluyle seya-hata devam edeceklerdi. Emma, eyasn evvela
Leureux'nun dkknna gnderecek, o da dorudan doruya Krlang'a ykleyecekti. Bylece
hi kimsenin iine phe dmeyecekti. Yalnz, btn bu hesaplarda ocuun ad gemiyordu.
Rodolphe bu bahse hi yanamyor, Emma'nn da belki hatrna gelmiyordu.
Rodolphe, baz ilerini yoluna koymak iin iki haftalk zamana ihtiya gsteriyordu; sonra,
aradan sekiz gn geince, yeniden on be gnlk mhlet istedi, sonra hasta olduunu syledi,
daha sonra bir seyahate kt. Austos ay geti, btn bu gecikmelerden sonra, artk mutlak
surette 4 eyll pazartesi gn yola kmaya karar verdiler.
Nihayet cumartesi oldu, hareketten iki gn ncesi. ,Rodolphe gece, her zamankinden daha erken, Emma'y grmeye geldi.
Emma:
- Her ey hazr m? diye sordu.
Evet.
Br iek tarhnn etrafn dolatlar, sonra, taraann yanndaki duvarn stne gidip oturdular.
Emma: -7- Sen zgnsn, dedi.
Hayr, neden zgn olaym?
Ama yine de Emma'ya garip bir ekilde, sevgi ve efkatle bakyordu.
Gidiyorsun diye mi? Sevgilerini, yaay tarzn brakyorsun diye mi? Evet, anlyorum...
Fakat benim, dnyada hibir
206
MADAME BOVARY
eyim yok! Benim iin sen, her eysin. Ben de senin iin her ey olacam, ailen olacam,
vatann olacam: Sana bakacam, seni seveceim.
Rodolphe, kadn kollarna alarak:
Ne kadar gzelsin, dedi. Emma, ehvetli bir glle:
Sahi mi? Seviyor musun beni? Yemin et bakaym!
Seni seviyor muyum? Seni seviyor muyum! Sana tapyorum, sevgilim!

Ay, yusyuvarlak, kpkrmz, ayrn dibinde, yer hizasndan douyordu. Siyah ve delikli bir
perde gibi kendisini yer yer gizleyen kavak dallar arasndan hzl hzl ykseliyordu. Sonra,
beyazlnn zarafeti iinde, aydnlatt bo gkyznde grnd; o zaman da, yavalayarak,
rman zerine, saysz yldzlar serpitiren bir byk leke drd. Bu gm parlt, rman
dibine kadar, deta l l pullarla kapl, basz bir ylan gibi kvranyordu. Bu, boylu boyunca
zerinden erimi elmas damlalar dklen dev gibi bir amdana da benziyordu. Tatl bir gece,
etraflarnda yaylyordu. Dallarla yapraklar tabaka tabaka glgeler dolduruyordu. Emma,
gzleri yar kapal, esen serin rzgr derin derin iine ekiyordu. Hlyalarnn iinde ylesine
kaybolmulard ki, birbirleriyle konumuyorlard bile. Eski gnlerde yaadklar ak, akan rmak
gibi gr ve sessiz, ha-nmelleri kokusunun getirdii yumuaklkla yeniden yreklerinde
canlanyor ve hatralarna, hi kmldamayan stlerin otlar zerinde uzanan glgelerinden
daha lsz, daha melankolik glgeler aksettiriyordu. Sk sk, bir gece hayvan, kirpi veya
gelincik, av peinde, yapraklar sarsyor, yahut duvar boyunca dikili aalardan olmu bir
eftalinin kendi kendine dalndan yere dt duyuluyordu.
Rodolphe: .
Ah, ne gzel gece, dedi.
Byle daha ne kadar gecelerimiz olacak.
Sonra, kendi kendisiyle konuuyormu gibi:
Evet, seyahat iyi gelecek... Ama neden iim zgn yine? Mehulden korkma m bu?
Alkanlklar terketmenin tesiri mi... Yoksa?.. Hayr, bu, saadetin fazlalndan! Ne kadar
zayfm, deil mi? Affet beni!
Rodolphe:
MADAME BQVARY
207
f
Zaman henz gemedi, iyice dn, belki piman olursun, dedi.
Emma iddetle:
Hayr! dedi.
Sonra Rodolphe'a sokularak:
Bama nasl bir felaket gelebilir? Sen yanmda olduktan sonra aamayacam ne l vardr,
ne uurum, ne de okyanus. Beraber yaadka, bu, her gn daha smsk, daha tam bir
kucaklama olacak. Hibir ey bize sknt, endie vermeyecek, hibir ey bize engel olmayacak.
Sonuna kadar yapayalnz, ba baa kalacaz... Sylesene, cevap versene?
Rodolphe, belirli aralklarla: Evet... Evet!.. diye cevap veriyordu. Emma ellerini Rodolphe'un
salar arasna daldrmt, gzlerinden boanan iri yalara ramen, ocuksu bir sesle
tekrarlyordu:
Rodolphe! Rodolphe! Ah Rodolphe, benim Rodolphe' cuum!..
Saat gece yarsn ald. Emma:
Gece yars, dedi. Demek yarn oldu! Bir gn daha kald!
Rodolphe gitmek iin yerinden k'alkt, bu hareket sanki firarlarna bir iaret gibiydi. Emma,
birdenbire neelendi:
Pasaportlar sende mi?
Evet.
Unuttuun bir ey yok mu?
Hayr.
Emin misin?
Elbette.
Provence otelinde beni bekleyeceksin deil mi? Tam le zaman?
Rodolphe bayle bir iaret yapt. Emma son bir okayla:
O halde, yarna, dedi.
Ve Rodolphe'un uzaklamasna bakt. Rodolphe, arkasna bakmyordu. Emm, ardndan kotu
ve allar arasndan suya doru sarkarak seslendi:
Gle gle.
208
MADAME BOVARY
Rodolphe kar kyya gemiti bile, ayrda hzl admlarla yryordu.

Birka dakika sonra durdu ve Emma'nn, beyaz elbisesiyle, bir hayalet gibi, yava yava
karanlkta kaybolduunu grd, yrei yle hzl arpmaya balamt ki, yere yuvarlanmamak
iin bir aaca dayand.
Korkun bir kfrle:
Ben de ne budala adamm, dedi. Alt taraf, gzel bir metresti!
Derhal o anda, Emma'nn gzellii, bu akn btn zevkle-riyle birlikte gznde canland.
Evvela ilenir gibi oldu, sonra kadna kar isyan etti.
Ellerini kollarn hareket ettirerek:
Alt taraf, diyordu, memleketi brakp gidemem, ocuunun ykn zerime alamam.
Kendi kendine metanet vermek iin bunlar sylyordu.
Sonra bir sr zorluklar, masraf... Yoo, hayr, hayr, bin defa hayr! Bu kadar aptalla
lzum yok.
XIII
Evine dner dnmez, Rodolphe, duvarda asl av ganimeti geyik bann altndaki yaz masasna
kendini hzla att. Fakat, eline kalemi alr almaz yazacak bir ey bulamad, iki dirseini masaya
dayayarak, dnmeye koyuldu. Az nce verdii karar, aralarna muazzam bir fasla
koymuasna, Emma, ona uzak bir mazide kalm gibi geliyordu.
Ondan bir eyler yakalamak iin, kadn mektuplarn saklamak detinde olduu eski bir Reims
biskvileri kutusunu yatann yanndaki dolaptan alp getirdi. Kutudan etrafa rutubetli bir toz
ve kuru gl kokusu yayld. lknce soluk lekelerle benek benek olmu bir mendil gzne iliti.
Bu onun mendiliydi, bir defasnda gezintide burnu kanamt. Rodolphe, mendili unutup
gitmiti. Mendilin yannda, Emma'nn verdii bir minyatr vard, kutunun kelerine arpp
duruyordu. Tuvaleti ona iddial, gz sz ise pek baya geldi. Bu resme baka baka ve
modelinin hatrasn canlandra canlandra, sanki canl yzle resimdeki yz birbirine srtnerek
ikisi birden silinmiler gibi, belleinde Emma'nn yz izgileri azar azar kart. Nihayet mekMADAME BOVARY
209
tuplanndan birkan okudu, bunlar, seyahatlerine ait aklamalarla dolu, deta i mektuplar
gibi ksa, teknik, acele yazlm mektuplard. Uzunlarn, eskiden gnderilmi olanlarn gzden
geirmek istedi. Onlar kutunun dibinde bulabilmek iin, Rodolphe, btn dierlerini altst etti
ve elinde olmayarak, bu kat ve hatra ynlarn kartrmaya balad; birbirine karm kuru
iek demetleri, bir diz ba, bir siyah maske, firketeler, salar - salar! Siyah, sn salar
buldu; bazlar kutunun demirlerine taklmt, kapa anca krlyordu.
Bylece, hatralar arasnda gezinirken, mektuplarn imlalar kadar deiik olan yaz ve
sluplarn da tetkik ediyordu. lerinde kane veya akrak, akac, melankolik olanlar vard.
Bazlar ak, bazlar ise para istiyorlard. Baz kelimeleri okuyunca, yzleri, baz jestleri, ses
tonlarn hatrlyor, bazen de hibir ey hatrlamyordu.
Bu suretle, dncesine hep beraber en kadnlar, birbirlerine engel oluyor, hepsini bir boya
getiren ayn ak seviyesinde birbirlerini kltyorlard. Bu birbirine karm mektuplar avu
avu yakalayarak sa elinden sol eline boaltmakla birka dakika gnl elendirdi. Nihayet,
can sklm, gevemi, kutuyu dolaba gtrrken iinden:
Bir sr maskaralk, diye sylendi.
Bu sz, kanaatini aklyordu; nk zevkler, bir okul avlusundaki ocuklar gibi, kalbinin
zerinde o'kadar tepinip durmutu ki, orada hibir yeillik bitmiyor ve oradan kim geerse,
ocuklardan daha sersem, onlar gibi adn duvara kazmay bile akl edemiyordu.
Kendi kendine:
Haydi, dedi, balayalm artk! Yazd:
Cesaret, Emma! Cesaret! Hayatnz mahvetmek istemiyorum...
Rodolphe:
Dorusu da bu zaten, diye dnd. Onun menfaati uruna byle hareket ediyorum.
Namuslu bir adamm beti.
Verdiiniz karan iyice dnp tandnz m? Sizi srklediim uurumu biliyor musunuz,
zavall meleim? Mb 14
210
MADAME BOVARY
Hayr deil mi? Saadete, gelecee inanarak, gven iinde ve lgnca bir yola kyordunuz...
Ah, biz ne bahtszz, ne aklszz! Rodolphe, buraya gelince salam bir mazeret bulmak iin

duraklad.
Btn servetimi kaybettiimi sylesem? Hayr, olmaz, zaten hibir eyi nleyemez bu. Daha
sonra, yeniden balamak gerekir. Bu cins kadnlara makul sz dinletmek mmkn m hi?
Dnd, sonra ilave etti:
inann bana, sizi asla unutmayacam, size daima derin bir ballk duyacam. Ama, erge bir
gn, hi phe yok, bu ate (insanlk hallerinin akbetidir bu) azalacakt! Bize bir bkknlk
gelecekti, kim bilir, belki de pimanlnza tank olmak gibi korkun bir strap duyacak,
pimanlnza sebep olduum iin ben de nadim olacaktm. Sizin kedere dmeniz fikri bile
bana azap veriyor, Emma! Unutun beni! Ne diye sizi tandm? Niin o kadar gzeldiniz? Kabahat
benim mi? Hey Allahm! Hayr, hayr, kaderden baka sulu yok!
Kendi kendine: te, dedi, hibir zaman tesirsiz kalmayan bir sz.
Ah, o ok rastlanan uan gnll kadnlardan biri olsaydnz, bencillik saikasyle, sizin iin
tehlikeli olmayacak bir tecrbeye giriebilirdim. Fakat, hem cazibenizin, hem de azabnzn
kayna olan o nefis cokunluunuz, taplacak kadn olan sizi, gelecekteki vaziyetimizin ne
rk temellere dayanacan anlamaktan alkoydu. Benim de, nceleri bu aklnia gelmedi.
Akbetleri kestirmeksizin, bir elma aacnn glgesinde yatar gibi, bu ideal saadetin glgesine
uzanmtm.
Belki hasislik yznden bu iten vazgetiimi sanacak... Adam sen de, ne olursa olsun,
bu ii bitirmek lazm!
Bu dnya zalimdir, Emma. Nerede olursak olalm, insanlar peimizi brakmayacakt.
Mahremiyeti hie sayan, sorulara, iftiralara, hor grmelere, belki de hakaretlere gs
germemiz gerekecekti. Size hakaret ha! Ah! Ben ki
MADAME BOVARY
211
sizi bir tahta oturtmak isterdim! Ben ki, hatranz bir tlsm gibi ruhumda gtryorum! Size
ettiim ktlklerden dolay kendimi srgnle cezalandryorum. Alp bam gidiyorum. Nereye
mi? Bilmiyorum, nk ldrm gibiyim! Allaha smarladk! Bana kar merhametli olun! Sizi
elden karm olan bir talihsizin hatrasn saklayn. smimi ocuunuza retin de dualarnda
beni ansn.
ki mumun fitili titriyordu. Rodolphe kalkp pencereyi kapamaya gitti ve tekrar yerine oturduu
zaman:
Galiba bu kadar kfi, dedi. Gelip de beni skboaz etmemesi iin, unu da ilave edelim:
Bu hazin satrlar okuduunuz zaman, ben' uzaklarda olacam; nk sizi tekrar grmek
hevesine kaplmamak iin, bir an nce, buralardan kamak istedim. Zaaf yok! Tekrar geleceim
ve belki, ileride bir gn, ba baa verip serinkanllkla eski akmzdan sz ederiz. Allaha
smarladk!
Mektubun sonuna, Allaha smarladk eklindeki kelimeyi ikiye ayrarak, bir Allaha smarladk
daha ilave etti. Bunun pek ince, pek kibar bir bulu olduuna hkmediyordu.
imdi nasl imzalayacam? Sizin pek-vefakr... Hayr, dostunuz?.. Evet, yle imzalamal.
Dostunuz.
Mektubu bir daha okudu. yi buldu. lenerek:
Zavall kadncaz, diye dnd. Beni bir kaya paras gibi duygusuz zannedecek. unun
stne birka damla gzya lazmd, ama, ben alayamam ki, elimde deil.
Rodolphe, bir bardaa su koyarak parman iine daldrd ve mektubun zerine yukardan iri bir
damla damlatt, mrekkebin zerinde solgun bir leke belirdi. Sonra mektubu balmumu ile
kapamak isterken, eline, yrekte ak kazlm mhr geti:
Bu vaziyette pek uygun dmeyecek... Ah, adam sende! Ne zarar var?
Bunu da yaptktan sonra pipo iti ve yatmaya gitti. Ertesi gn, yataktan kalkt zaman
(saat iki sularnda, nk ge uyumutu), bir sepet dolusu kays toplatt. Mektubu
212
MADAME BOVARY
dibe, asma yapraklarnn altna koydu ve hemen iftlik ua Girard'a, sepeti rselemeksizin,
Madame Bovary'nin evine gtrmesini tembih etti. Emma ile mektuplamak iin bu usul
kullanyor ve ona, mevsimine gre, ya yemi, ya av eti gnderiyordu.
ayet beni soracak olursa, dedi, seyahate ktm sylersin. Sepeti bizzat onun eline ver...
Haydi, git, dikkatli ol!

Girard srtna yeni nln geirdi, mendiliyle kayslarn stn rtt, kocaman ve alt ivili
galolaryle yere zom zom basarak, iri admlarla, aheste aheste Yonville'in yolunu tuttu.
Eve vard zaman, Madame Bovary, Felicite ile birlikte, mutfan masas stnde bir yn
amarla urayordu.
Uak:
Bunu size bizim efendi gnderdi, dedi.
Cebinde para ararken, sanki iine domu gibi, kylye rkek gzlerle bakyor, kyl de byle
bir hediyenin bu .kadar heyecan yaratmasna akl erdiremeyerek Emma'y akn akn
szyordu.. Adam nihayet kp gitti. Felicite orada kalmt. Emma daha fazla sabredemedi,
kayslar gtrmek iinmi gibi yemek odasna geti, asma yapraklarn kopard, mektubu
buldu, at, sanki arkasndan korkun bir yangn patlak vermi gibi, dehet iinde, yatak
odasna doru kotu.
Charles oradayd, grr gibi oldu; kendisine bir eyler sylyordu, hibir ey duymad ve nefes
nefese, kendinden gemi, sarho gibi, parmaklar arasnda bir sa levha gibi tkrdayan o
korkun kad hep elinde tutarak merdivenden kmaya devam etti. kinci katta tavan arasnn
kaps nnde durdu, kap kapalyd.
O zaman, kendini yattrmak istedi; mektup hatrna geldi; okuyup bitirmek lazmd, fakat
cesaret edemiyordu. Hem nerede okusundu? Nasl? Kendisini grrlerdi.
Buras iyi, diye dnd. Kapy itti ve ieriye girdi.
Arduvaz talarndan aaya dimdik bir scaklk dklyor, Emma'nn akaklarn skyor,
soluunu kesiyordu; tavan arasnn oda gibi kapal yerine kadar srklendi, srmeyi ekti, gz
kamatrc bir k bir anda ieriye dald.
Karda, atlarn zerinden kr alabildiine uzanyordu. Aada, tam altnda, kyn meydan
bombotu; kaldrmn taMADAME BOVARY
213
lan prldyor, evlerin frldaklar hareketsiz duruyordu; sokan kesinde, bir evin alt katnda
tiz perdeden bir grlt koptu. Bu, tornasn ileten Binet'di.
Emma pencerenin pervazna dayanm, fkeden glerek mektubu yeniden okuyordu. Fakat
dikkatini ne kadar ok toplarsa, fikirleri de o kadar karyordu. Rodolphe'u gryor, onu
iitiyor, ona sarlyordu; gsnn altnda tos vurur gibi arpan kalbi, birbirinden farkl
aralklarla, gittike hzlanyordu. Kyametin kopmasn isteyerek etrafna baknp duruyordu.
Neden bu hayata bir son vermemeliydi? Kim ona mani oluyordu? Serbestti. lerledi, kaldrma
bakarak:
Haydi! Haydi!., dedi.
Aadan yukarya doru ykselen k izgisi, vcudunun arln bolua doru ekiyordu.
Ona yle geliyordu ki; sallanan meydann taban, duvar boyunca ykseliyor, taban tahtalarnn
ucu, yalpa vuran bir gemi gibi eiliyordu. Tam kenarda, etraf geni mesafelerle evrili, deta
bolukta duruyordu. Gkyznn mavisi onu sarp sarmalyor, hava, boalm kafasnda
dolayordu; kendini koyuvermesi, brakvermesi kfiydi. Tornann grlts, onu aran bir
ses gibi, aralksz srp gidiyordu.
Charles:
Karcm! Karcm!., diye bard. Emma durdu.
Nerdesin? Gel artk!
lmden kl pay kurtulduu dncesi, onu az kalsn, dehetten bayltacakt. Gzlerini kapad,
sonra, koluna bir elin dediini hissedince titredi. Bu, Felicite'ydi.
Msy sizi bekliyor, Madame; sofra hazr.
Aaya inmek icabetti! Sofraya oturmak icabetti! Yemek yemeyi denedi. Lokmalar-onu
bouyordu. O zaman, tamir yerlerini muayene ediyormu gibi peetesini at ve kendini
gerekten bu ie vermek, bezin ipliklerini saymak istedi. Birdenbire mektubun hatras
kafasndan canland. Acaba kaybetmi miydi? Onu nerede bulmal? Fakat zihni o kadar bitkindi
ki, sofradan kalkmak iin hibir bahane uyduracak halde deildi. Sonra, korkak olmutu;
Charles'dan korkuyordu; o her eyi biliyordu, bu muhakkakt! Nitekim, azndan u szler, pek
garip bir tarzda kt:
214
MADAME BOVARY

Galiba uzun bir mddet M. Rodolphe'u gremeyeceiz?! Emma titredi:


Kim syledi bunu sana?
Sesin birdenbire byle ykselmesinden biraz hayrete den Charles:
Kim mi syledi, dedi. Girard, az evvel Fransz Kahveha-nesi'nm kapsnda rastladm.
Seyahata km, yahut kacakm.
Emma'nn boazna bir hkrk geldi.
Bunda alacak ne var? Vakit vakit, elenmek iin byle ortadan kaybolur. Dorusu, ben
kendisine hak veriyorum. nsan, zengin, stelik de bekr olduktan sonra!.. Zaten, dostumuz
elenceye pek dkndr, hovardann biridir. M. Langlois' nm bana anlattna gre...
Yemek odasna giren hizmeti yznden, ayp olmasn diye sustu.
Felicite, etajerin stne dalm olan kayslar sepete yerletirdi. Charles, karsnn kzarp
bozarmasna dikkat etmeksizin, sepeti getirtti, iinden bir kays ald ve hemen srd.
Oh, pek nefis, dedi. Al, tadna bak. Sepeti uzatt, Emma yavaa itti.
Charles sepeti birka defa karsnn burnuna kadar uzatarak:
Kokla unu: Ne koku! dedi. Emma:
Bouluyorum! diye haykrarak bir srayta yerinden kalkt.
Fakat, kendini zorlaynca, spazmoz geti. Sonra:
Bir ey yok, dedi, bir ey yok. Sinir! Otur da yemeini ye! .
nk kendisini sorguya ekmelerinden, tedaviye kalkmalarndan, yanndan
ayrlmamalarndan korkuyordu.
Charles, onun szn dinleyerek, tekrar yerine oturdu, yedii kayslarn ekirdeklerini avucuna
tkryor, sonra da tabana koyuyordu.
Anszn, iki tekerlekli bir mavi araba trsla meydandan geti. Emma bir lk kopard ve kaskat
kesilerek srtst yere yuvarland.
Gerekten, Rodolphe, uzun uzadya dndkten sonra,
MADAME BOVARY
215
Rouen'e gitmeye karar vermiti. Huchette'den Buchy'e, Yonville yolundan baka yol olmad
iin, kasabadan gemek gerekiyordu. Emma, karanl imek gibi delen fenerlerin nda
kendisini farketmiti.
Eczac, evde kopan vaveylay duyunca, hemen koup geldi. Sofra, btn tabaklaryle
devrilmiti. Salalar, et yemei, baklar, tuzluk, zeytinya srahisi yerlere dklmt.
Charles, yardma adam aryordu. Berthe, d kopmu, baryordu. Elleri titreyen Felicite,
btn vcudu arpntlarla sarslan Madamn gsn barn zyordu.
Eczac:
Koa koa gideyim de, dedi, bizim laboratuvardan kokulu sirke getireyim.
Sonra, Emma'nn ieyi koklayarak gzn atn grnce:
Emindim zaten, dedi, bu sirke ly bile canlandrr. Charles:
Konu bizimle, diyordu, konu bizimle! Kendine gel. Karnda ben varm, senin Charles'n,
seni seven Charles! Beni tanmyor musun? Bak, ite kk kzn da burada: psene onu!
ocuk, boynuna sarlmak iin, kollarn annesine uzatyordu. Emma, ban baka tarafa
evirerek, kesik kesik:
Hayr, hayr... Kimseyi istemem! dedi. Tekrar bayld. Yatana gtrdler.
Az ak, gzleri kapal, ellerini uzatm, balmumundan bir heykel gibi hareketsiz ve rengi
umu; upuzun yatyordu.
Gzlerinden rmaklar gibi yalar boanyor ve yavaa yasta dklyordu.
Charles, yatan bulunduu oyuun dibinde ayakta duruyor, eczac ise, yannda, hayatn ciddi
anlarna yakan dnceli bir sessizlik iinde bulunuyordu.
Dirseiyle Charles' drterek:
Msterih olun, dedi, zannediyorum ki iddetli devreyi atlatt.
Karsnn uyumasna bakan Charles:
Evet, dedi, imdi biraz istirahat ediyor. Zavall kadn!.. imdi yine arlat!
O zaman Homais bu arzann nasl meydana geldiini sordu.
216
MADAME BOVARY
Charles, karsnn kays yerden birdenbire bu duruma dtn syledi.

Eczac:
Olur ey deil, dedi. Fakat kayslar da belki sekteye sebep olabilir! Baz kokulara kar ar
derecede hassas bnyeler vardr! Patolojik bakmdan olduu kadar fizyolojik bakmdan da
tetkike deer gzel bir mevzu bu. Papazlar bunun ehemmiyetini anlamlard. Bu da insann
anlayn sersemletmek ve cezbeye getirmek iin tabii. Dierlerine nisbetle bnyeleri daha
nazik olan insan cinsinde bu neticeye varmak da zor deildir zaten. Yank boynuz, taze ekmek
kokusuna dayanamayp baylanlar rnek olarak gsterirler...
Bovary alak sesle:
Aman, dikkat edin de uyanmasn, dedi. Eczac devam etti:
Bu anormallikler yalnz insanlara zg deildir, hayvanlarda da grlr. Nitekim, Nepeta
cataria, yani halk deyimiyle kedi otunun bu cins zerinde ehvet arttrc bir tesiri olduunu
bilmez deilsiniz elbette. Dier ynden doruluunu garanti ettiim bir rnek olmak zere
arzedeyim, Bridoux'nun (eski arkadalarmdan biri, imdi Malpalu sokandaki eczanenin
sahibidir) bir kpei var, kendisine bir enfiye kutusu gsterilmeye grsn, hemen arpntlar
iinde kalr. Arkadam, Guillau-me korusundaki kknde, dostlar nnde bu tecrbeyi sk sk
tekrarlar. Basit bir haprtcnn bir etkide bulunabilecei kimin aklna gelir? Son derecede garip
bir ey bu, doru deil mi?
Eczacnn szlerini dinlemeyen Charles:
Evet, yle, dedi.
Beriki, hafif bir kendini beenmilikle glmseyerek devam etti:
Bu, sinir sisteminde saysz denecek kadar intizamszlklar bulunduunu ispat eder.
Madamn vaziyetine gelince, itiraf etmeliyim ki, sinir sistemini daima ar derecede hassas bulmuumdur. Bu nedenle, aziz dostum, araz yok etmek bahanesiyle mizac tahrip eden o szde
ilalardan hibirini size tavsiye etmem. Hayr, uydurma ilaca lzum yok, yalnz perhiz, bundan
ibaret! Teskin edici, yumuatc, ekilii azaltc eyler! Sonra, belki muhayyileyi de yle
bir sarsmak gerektiini dnmyor musunuz?
MADAME BOVARY
217
Ne yoldan? Nasl?
Ah, ite mesele orada! Aslnda dava bundan ibaret; son zamanlarda gazetede okuduum
gibi: That is the question! Fakat Emma uyanarak haykrd:
Ya mektup? Ya mektup?
Sayklyor zannedildi. Gece yarsndan sonra da gerekten sayklamaya balad. Kadnda bir
beyin hummas patlak vermiti. Krk gn, Charles ba ucundan ayrlmad. Btn hastalarn
yzst brakmt. Yataa girdii yoktu; aralk vermeksizin nabzn yokluyor, hardal lapas,
souk su kompresleri koyuyordu. Ta Neufchtel'e adam gnderip buz getirtiyordu. Buz yolda
eriyor, tekrar adam gnderiyordu. M. Canivet'yi konsltasyona ard; Rouen'dan eski hocas
doktor Lariviere'i getirtti; mitsizdi. Onu en ok korkudan ey, Emma'nn bitkinliiydi; nk
konumuyordu, iitmiyordu, hatta vcuduyle ruhu btn o rpnmalardan kurtulmu da
dinleniyormu gibi ac bile duymuyor gibiydi.
Ekim aynn ortalarna doru, arkas yastklara dayal, yatanda oturabilecek duruma geldi.
Charles, onun ilk kez stne reel srlm bir dilim ekmek yediini grnce alad. Kuvveti
yerine geliyordu. leden sonra birka saat ayakta kalabiliyordu. Bir gn, kendini iyi
hissedince, kocas koluna girip bahede dolatrmay denedi. Bahe yollarnn kumu, kuru
yapraklar altnda kayboluyordu. Charles'n omuzuna dayanm, terliklerini srkleye srkleye,
adm adm yryor, glmsemeye devam ediyordu.
Bylece, bahenin dibine kadar gittiler, taraann yanna geldiler. Emma ar ar doruldu,
bakmak iin, elini alnna doru gtrd: Uzaa, ok uzaklara bakt; fakat ufukta, tepelerin
stnde, bek bek yaklan otlarn dumanndan baka bir ey yoktu.
Bovary:
Yorulacaksn, sevgilim, dedi. Onu hafife kameriyenin altna itti:
Otur u srann stne, rahat edersin. Emma, baylacakm gibi:
Hayr, oraya olmaz, oraya olmaz! dedi. Kendinden geer gibi oldu ve hemen o akam,
hastal
. daha anlalmaz bir yol tutturarak, daha kark belirtilerle nk218

MADAME BOVARY
setti. Bazen kalbi, bazen gs, bazen beyni, bazen de elleri kollar aryordu; kustuu da
oluyordu. Charles bunda bir kanser balangcnn belirtilerini grr gibi oldu.
Ve zavall ocuk, stelik para sknts iindeydi.
XIV
nce, eczanesinden ald btn ilalarn parasn M. Homais'ye nasl deyeceini bilemiyordu.
Her ne kadar, hekim sfatyle bunlara para yermeyebilirdiyse de, bylece minnet altnda
kalmaktan da biraz utanyordu. Sonra, evin masraf, imdi her ey a kadnn elinde kald
iin, korkun nispette artmt. Eve hesap pusulalar yayordu; satclar homurdanyor-du, hele
M. Lheureux baya sktryordu. Nitekim, Emma'nm hastal en had derecesindeyken,
faturay iirmek iin vaziyetten istifade ederek, mantoyu, gece antasn, bir yerine iki sand,
daha bir sr eyi getirip teslim etmiti. Charles bunlara ihtiyac olmadn bouna syledi
durdu; ama dkknc, kstah bir tavrla, btn bu mallarn kendisine smarlanm olduunu ve
geri alamayacan, nekahat devresindeki Madamn buna can sklacan syledi. Monsieur
iyice dnp tanmalyd; hasl, adam, hakkndan vazgeerek mallar geri almaktan-sa. dava
amaya kararlyd. Charles sonradan, mallarn dkkna iade edilmesi emrini verdi, ama Felicite
unuttu; zaten hekimin de baka dertleri vard; kimse bu ile megul olmad. M. Lheureux
tekrar sklad, zaman zaman kh tehditle, kh yana yakla, yle dolap evirdi ki, sonunda
Bovary alt ay vadeli bir senet imzalamak zorunda kald. Ama senede imza atar atmaz da aklna
cretkr bir fikir geldi: M. Lheureux'den bin frank bor almak. Ezile bzle, bu paray temin
etmek mmkn olup olmadn sordu. Bir yl sonra borcunu deyeceini ve istenilen faizi de
vereceini ilave etti. Lhereux, dkknna kotu, paralar getirdi ve bir senet daha yazdrd.
Buna gre Bovary, gelecek bir eyllde, satcnn emrine bin yetmi franklk bir mebla
deyecekti; bu suretle Charles, evvelki senette yazl yz seksen frankla birlikte tam bin iki yz
elli franklk bir bor altna girmi oluyordu. Bylece, yzde alt faizle bor para vermek ve
bunun da bir eyreini komisyon olarak almak, satt eya
MADAME BOVARY
219
zerinden de en az te bir nispetinde kr etmekle, dkknc, on iki ayda yz otuz frank
kazan salam oluyordu; stelik, ilerin bu kertede kalmayacan, senetlerin vaktinde
denmeyeceini, yenileneceini, sska paracnn, sanki nekahat-hanedeymij gibi, hekimin
evinde beslenerek, gnn birinde, ok daha tombul, torbay atlatacak kadar semirmi olarak
kendisine dneceini umuyordu.
Zaten, neye el atsa altn oluyordu. Neufchtel hastanesi iin elma arab mteahhitlii yapyor,
M. Guillaumin kendisine Grumensil yer kmr ocaklarnn hisse senetlerinden vermeyi
vadediyor, Argueil ile Rouen arasnda yeni bir yolcu arabas servisi iletmeyi kuruyordu. Bu
servis, hi phe yok, daha hzl ileyerek ve daha ok yk tayarak, Altn Aslan'n klstr
arabasn abucak iflas ettirecek ve bylece Yonville'in btn ticareti onun eline gemi
olacakt.
Charles, ertesi yl bu kadar borcu ne ile deyeceini dnp duruyordu; babasna bavurmak
veya bir eyler satmak gibi areler aryor, imknlar kuruyordu. Fakat babas kulak
asmayacakt, kendisinin de satacak bir eyi yoktu. Bu iin glklerini anladka, uurundan
bylesine tatsz bir dnce mevzuunu hemen uzaklatryordu. Kafasn bu ilerle megul edip
Emma'y unuttuu iin kendine kzyordu; sanki btn akl fikri bu kadnda olmalym gibi, hep
onu dnmemek, kendisine onun hakkn yemek gibi geliyordu.
K iddetli geti. Madamn nekahati uzun srd. Hava gzel olduu zaman, koltuunu,
meydana bakan pencerenin yan-, na gtryordu; nk baheye garez balamt, o tarafn
pan-curlar daima kapal duruyordu. Atn satlmasn istiyordu; vaktiyle sevdii eyler artk
houna gitmiyordu. Btn akl fikri, kendine bakmaktan ibaretti. Kahvaltlarm yatana
getirtiyor, iilecek scak bir ey istemek veya laf etmek iin hizmetisini aryordu. Pazar
yerinin ats zerindeki karlar, odaya beyaz ve hareketsiz bir kla aksediyordu; sonra sra
yamura geldi. Emma, Allann gn, kendisince pek ehemmiyeti olmayan ufak tefek olaylarn
amaz bir intizamla vukuunu, bir eit endie iinde bekliyordu. Bunlardan en nemlisi,
akamlan Krlang'm geliiydi. O anda han sahibesi baryor, dier sesler ona cevap veriyor,
arabann stndeki sandklan indirmeye giden Hip-polyte'in feneri, karanlkta bir yldz
andryordu. le vakti,

220
MADAME BOVARY
Charles eve dnyordu; sonra tekrar kyordu. Emma bir et suyu iiyor, sonra, saat bee
doru, gn batmaya balaynca, ocuklar, tahta kunduralarn kaldrmda srkleyerek, hepsi
birbiri peinden, cetvelleriyle kepenklerin tokmana vura vura okuldan dnyorlard.
M. Bournisien, kendisini bu saatte grmeye geliyordu. Hal, hatr soruyor, havadis getiriyor,
elenceli taraf eksik olmayan ksa ve tatl bir sohbet iinde kendisini dine balamaya tevik
ediyordu. Cppesini grr grmez Emma ferahlyordu.
Bir gn, hastalnn pek arlat bir srada, can ekimeye baladn sanm ve gnah
kartmak istemiti; odasnda takdis hazrlklar ilerledike, urup ieleri ile dolup taan
konsolun bir mihrap haline getirilip Felicite de yerlere yldz iekleri serpince, Emma, kendisini
btn aclarndan, btn idraklerinden, btn duygularndan kurtaran kuvvetli bir eyin benlii
zerinden getiini hissetmiti. Hafifleyen bedeni artk hibir ey dnmyor, bambaka bir
hayat balyordu. Nasl ki, yanmakta olan bir buhar duman halinde dalrsa, varl da Tanrya
doru ykselerek onun aknda eriyecek gibi geliyordu kendisine. Yatan araflarna
mukaddes su serptiler; papaz, mukaddes kaptan mayasz ekmei kard ve Emma, tanrsal bir
sevin iinde baylrcasna, kendisine sunulan kurtarcnn cismini kabullenmek zere
dudaklarn uzatt. Etrafndaki yataklnn perdeleri bulutlar gibi hafife iiyor ve konsolun
zerinde yanmakta olan iki iri mumun nlar, ona gz kamatrc nurlar gibi grnyordu. O
zaman, uzak meknlarda meleklerin ald harplerin sesini duyar ve masmavi bir gkyznde,
ellerinde yeil hurma dal tutan azizlerin ortasnda, btn ihtiamyle altn bir tahta oturmu,
kendisini kollarnda tamak zere bir iaretle yeryzne alev kanatl melekler indiren Ruhl
Kuds' grr gibi olarak bam yasta brakt.
Bu harikulade manzara, hayal edilebilecek eylerin en gzeli olarak hafzasnda kald; yle ki,
imdi bile o hissi yeniden duymaya alyordu. O duygu da, btn benliini kapla-makszn,
fakat ayn derecede derin bir tatllkla devam ediyordu. Gururdan yorulmu ruhu, nihayet
Hristiyanln alak gnlll iinde dinleniyor ve Emma, zayf olmann tadn kara kara,
iradesinin, kendisinde ilhi balamann szmasna geni bir gedik aacak olan paralann
seyrediyordu. Demek,
MADAME BOVARY
221
saadet yerine ok daha byk mutluluklar, dier aklarn' stnde bir baka ak vard ve
bunlar, aralksz ve sonsuz, ebediyete kadar artyordu! midinin kuruntular arasnda, dnyann
zerinde dalgalanan ve gkyzne karan bir safiyet hali grr gibi oldu ve o hale katlmak
istedi. Bir azize olmak istiyordu. Tespihler satn ald, muskalar tad, odasnda yatann ba
ucunda, her akam pmek iin, erevesi zmrtl bir mukaddes emanet bulunmasn arzu
etti.
Papaz, Emma'nm bu eilimlerine hayran oluyordu. Fakat, onun bu imannn byle bir
cokunlukla zndkla ve hatta cinnete gelip dayanmasndan da korkuyordu. Lakin, bu gibi
meselelerde fazla bilgisi olmad iin, grnler ly karnca, Monseigneur Kitaphanesi
sahibi M. Boulard'dan kadn cinsinden zek ve irfan sahibi birine kuvvetle tesiri olacak bir
eyler gndermesini istedi. Kitap, sanki zencilere kap kaak gnderiyormu gibi, ayn
ilgisizlikle, din kitaplar ticaretinde o devirde neler geer ake ise hepsini karmakark
toparlayp gnderdi. Bunlar, sorulu, cevapl kk brorler, M. de Maistre tarznda kurumlu bir
ifadeyle kaleme alnm czler, papaz okullarnn air rencileri veya tvbe etmi yosmalar
tarafndan i bayltan bir slupla yazlm, pembe kapakl romanms eylerdi. Aralarnda yi
dnn; Hazreii Meryem'in ayaklarna kapanan hovarda, mellifi birok nianla taltif edilmi
M. de***, genlerin istifadesi iin, Voliaire'in hatalar, ilah kabilinden eserler vard.
Madame Bovary' herhangi bir eye ciddiyetle kendini verecek kadar henz zihnini
toparlayamamt. Sonra da, bunlar ar bir acelecilikle okumaya balad; dinin emir ve
tembihlerine ierledi. Tanmad insanlar yerden yere alan polemik yazlarnn hayratl hi
houna gitmedi. Dinden ilham alm hikayelerin ylesine hayat bilmeyen insanlar tarafndan
yazldn grd ki, btn bu haller, kendisini, delillerini arad gereklerden yava yava
uzaklatrd. Ama yine de sebat etti, okuduu kitap elinden dt zaman, iine, esiri bir
ruhun tasavvur edebilecei en ince bir Katolik hznnn dolduunu hissediyordu.

Rodolphe'un ansna gelince, Emma onu kalbinin en derin kesine indirmiti; o ani, toprak
altnda bir kral mumyasndan daha atafatl ve daha hareketsiz, orada kalyordu. Bu b222
MADAME BOVARY
yk aktan bir koku yaylyor ve her yerden geerek, Emma' nn, iine kapanp yaamak
istedii iffet ve namus havasm tertemiz bir sevginin kokusuyle dolduruyordu. Gotik
slubundaki dua rahlesi nnde diz kt zaman,- vaktiyle zinann yaratt srdalkla
na fsldad ayn tatl szlerle imdi Tanrya hitabediyordu. Bu, imana kavumak iindi;
fakat gkyznden hibir haz inmiyor ve Emma, muazzam bir aldatmacann belli belirsiz
duygusu iinde, elleri ayaklar yorulmu, yerinden doruluyordu. Bu aratrma, ona kalrsa,
fazladan bir meziyetti ve sofuluununun gururu iinde, kendini, an ve ereflerini La Valliere'in
bir portresinde tahayyl ettii, uzun elbiselerinin ilemeli kuyruklarn ihtiamla sryerek,
hayatn yaralad bir kalbin btn gzyalarn sa'nn ayaklar dibine aktmak zere yalnzla
ekilen o byk eski zaman hanmlarna benzetiyordu.
O zaman da, kendini ar derecede hayr ilerine verdi. Fakirler iin elbise dikiyor, lohusa
kadnlara odun gnderiyordu. Bir gn Charles eve dnnce, mutfakta sofraya oturmu, orba
ien serseri ile karlat. Emma, hastal srasnda, kocasnn stnineye gnderdii kk
kzn eve getirtti. Ona okuyup yazma retmek istiyordu; Berthe istedii kadar alasn ona
artk kzd yoktu. Artk tevekklle her eyi anlayla karlamakta karar klmt. Hangi konuda
olursa olsun, konumas, hep ideal izlenimlerle doluydu. Kzna:
Karnnn ars geti mi meleim? diyordu.
.
Kaynanas Madame Bovary, belki bulak bezlerini tamir edecek yerde kszlere zbm rmek
tutkusu dnda, gelininde ayplanacak bir ey bulamyordu. Kar koca kavgasndan bkp
usanm olan bu kadncaz, artk bu grltsz evden holanyordu. Nitekim, her mbarek
cuma gn kendine iri bir domuz sucuu smarlamaktan: ekinmeyen Bovary babann ineli
szlerinden kurtulmak iin, ta Paskalyaya kadar olunda kald.
Emma, salam mant ve ciddi tavrlaryle kendisine metanet veren kaynanasnn evde
bulunmasndan maada, hemen hemen her gn, bakalanyle de dp kalkyordu. Bunlar,
Madame Langlois, Madame Caron, Madame Dubreuil, Madame Tu-vache ve Allann gn saat
ikiden bee kadar ziyaretine gelen o iyi yrekli Madame Homais'di. Eczacnn kars, komusu
hakknda anlatlan dedikodulardan hibirine kulak asmak istemeMADAME BOVARY
223
misti, humais'nin ocuklar da ziyarete geliyorlard. Justin onlara refakat ediyordu. Onlarla
birlikte Emma'nn odasna kyor, hi konumadan, kapnn yannda ayakta, hareketsiz
duruyordu. Hatta ekseriya Madame Bovary, kendisine hi aldrmadan, tu-valetiyle megul
oluyordu. nce ban sert bir hareketle sallayarak, taran karmakla ie balyordu. Bu sa
kmesinin siyah halkalar zlerek, ta dizlerine kadar indiini ilk kez grnce, biare ocuk,
ihtiamndan rkt harikulade ve yepyeni bir eyle birdenbire karlam gibi oldu.
Emma, hi phe yok, onun sessiz arzular ve sklganlklarnn farknda deildi. Hayatndan
silinmi olan akn, orackta, yanbanda, bu kaln bezden gmlein altnda, gzelliinden
taan cazibeye ak o delikanl kalbinde arptn farket-miyordu. Zaten, imdi her eyi yle bir
kaytszlkla sarp sarmalyordu ki, szleri yle sevgi ve baklar yle gururla dolu, tavrlar yle
deiikti ki, bencil mi, merhametli mi, faziletli mi, yoksa ahlaksz m hi ayrt edilemiyordu.
rnein, bir akam, kendisinden izin isteyen ve bahane ararken kem km eden hizmetisine
yle fkelendi ki, birdenbire:
Bu kadar seviyor musun onu, deyiverdi.
Kzarp bozaran Felicite'nin cevabn beklemeden, kederli bir tavrla ilave etti:
Haydi, ko bakalm, git de elen!
lkbaharn balangcnda, Bovary'nin itirazlarna ramen, baheyi batan baa alt st ettirdi.
Kocas yine de, onun herhangi bir irade hamlesi gstermesine memnun oldu. Emma iyiletike,
iradesini de daha sik kullanyordu. lknce, nekahet devresinde iken, emzik andaki iki
yavrunun yanma yamyamdan daha itahl bir olan da katarak mutfaa fazlaca gelmeyi det
edinen stnine Rollet anay kap dar etti. Sonra, Homais ailesinden syrld; ziyaretileri de
srasyle uzaklatrd, kiliseye de eskisi gibi muntazam devam etmez oldu. Bu hali pek beenen
eczac, kendisine dosta:

i fazla sofulua vurmutunuz, dedi.


M. Bournisien, eskisi gibi, her gn, akait derslerinden kar kmaz soluu Emma'da alyordu.
Darda kalp Koru'nun ortasnda hava almay tercih ediyordu. Kameriyeye bu ad vermiti. Bu,
Charles'n da eve dnd saatti. kisi de scaktan
224
MADAME BOVARY
bunalm oluyordu. Tatl elma arab getiriliyordu ve birlikte, Madamn tamamtyle iyilemesi
niyetine iiliyordu.
Binet de oralarda bulunuyor, yani biraz aada, taraantn duvar dibinde, tatl su bcei
avlyordu. Bovary, onu da bir kadeh iki imeye davet ediyordu. arap testilerinin tpasn
karmakta Binet pek becerikliydi. Memnun baklarm etrafna ve ta nihayetlerine kadar
manzarada gezdirerek:
ieyi, diyordu, masa stnde byle salam tutmal ve sicimlerini kestikten sonra, mantar
itmeli, ama yava yava, tpk lokantalarda seltz suyuna yapld gibi.
Fakat elma arab, bu tatbikat esnasnda, ekseriya onlarn yzne fkryor, o zaman da rahip,
az dolusu bir kahkaha ile mutlaka u nkteyi yapyordu:
Nefaseti insann gzne arpyor!
Papaz, aslnda fena adam deildi. Nitekim bir gn eczacnn, Charles'a, karsn biraz ii alsn
diye, Rouen Tiyatrosu' na, mehur tenor Lagardy'yi dinlemeye gtrmesini tavsiye etmesine
hi ierlemedi. Bu skttan hayrete den Homais, papazn bu husustaki fkirlerini renmek
istedi. O da kendisine, ahlak bakmndan mzii edebiyattan daha zararsz bulduunu syledi.
Fakat eczac, edebiyat savunmaya balad. ddiasna gre tiyatro, pein hkmleri hicvetmeye
yaryor ve keyif maskesi altnda fazilet retiyordu.
Costigat ridendo mores, Monsieur Bournisen, diyordu. rnein Voltaire'in trajedilerinin
birouna bakn, onlarn iine yle ustaca felsefi dnceler serpitirilmitir ki, bunlar tiyatroyu
halk iin gerek bir ahlak ve diplomasi okulu haline getirir.
Binet:
Ben, dedi, eskiden Paris yumurca adnda bir piyes grmtm. O piyeste gerekten kak
bir ihtiyar general vard! Bir ii kzn ifal eden iyi aileden bir delikanlya haddini bildiriyor, o
da, sonunda...
Homais:
Elbette, diye devam etti, nasl kt eczane varsa, kt edebiyat da var; fakat gzel
sanatlarn en nemlisini topye-' kn mahkm etmeye kalkmak, bana, Galilee'yi hapsettikleri o
MADAME BOVARY
225
aalk devre layk bir ahmaklk, eskimi bir dnce gibi gelir.
Papaz:
Ben de biliyorum, diye itiraz ediyordu, iyi eserler, iyi yazar bulunduunu; ama, ssl psl,
insan kendinden geiren dairelerde kadnl erkekli toplantlar, gizlilie aykr kyafet
deitirmeler, o boyanlar, o mealeler, o kadnlam sesler, btn bunlar bir nevi ruh
laubalilii yaratr, iffete aykr dncelere, kirli heveslere yol aar. Hi deilse, btn kilise
babalarnn kanaati byledir. (Sonra, ehadet parma ile bir tutam enfiye yuvarlarken, sesine
birdenbire mistik bir eda vererek ilave etti): ayet kilise bu temaalar mahkm etmise,
elbette bunun bir hikmeti vardr; bizim de emirlerine itaat etmemiz lazmdr.
Eczac:
Neden, diye sordu, kilise, tiyatro sanatkrlarn afaroz eder? nk eskiden, bunlarn
aktan aa ibadetlerde rol vard. Koro ile birlikte mystere ad verilen bir eit farlar
oynanrd, bunlarda edep ve haya kurallar ou zaman pekl bozulurdu.
Rahip, iini ekmekle kald, eczac ise devam etti:
Kutsal Kitapta da yle; siz de bilirsiniz... bir hayli huy-landrc... ayrntlar, gerekten ak
sak eyler vardr iinde!
M. Bournisien'in fkeli bir hareketi zerine, eczac:
Evet, siz de kabul edersiniz ki, dedi, bir gen adamn eline verilecek ey deildir o
kitap. Sonra da tutarsnz, Arhalie'ye--Rahip, sabrn kaybederek:
Kutsal Kitabn okunmasn tavsiye edenler, diye atld, bizler deiliz, Protestanlardr.

Homais:
Ne olursa olsun, dedi, zamanmz gibi bir aydnlk anda, zararsz, ibret verici, hatta bazen
ruh salna yarayan, yle deil mi doktor, bir zihin elencesini hl ktlemekte srar
etmelerine dorusu pek ayorum.
Hekim, ya ayn fikirde olduundan kimseyi gcendirmemek iin, yahut hibir fikri
olmadndan, yle stnkr,
phesiz, demekle kald. MB 15
226
MADAME BOVARY
Konuma sona ermie benziyordu ki, eczac, yle son bir imdik atmay mnasip grd:
Ben, danszlerin bacak oyunlarn seyretmeye gitmek iin sivil giyinen nice papazlar
tandm.
Papaz:
Hadi canm, dedi.
Evet, tandm.
Homais, sznn her hecesine basa basa tekrarlad:
Ta-n-dm.
Bournisien, artk her eye katlanarak:
yleyse, haltetmiler, dedi. Eczac dayatt:
Elbette ya! Yapmadklar yok ki zaten! Papaz, yle fkeli fkeli baklarla:
Efendi!., dedi ki, eczac deta rkt ve daha yumuak bir sesle devam etti:
Yalnz unu sylemek istiyorum, hogrrlk, insanlar dine balamak hususunda en emin
aredir.
Papaz tekrar iskemlesine oturarak tasdik etti:
Dorudur! Dorudur!
Fakat ancak iki dakika daha yerinde kald. Gider gitmez
eczac, hekime:
te, dedi, az dala denen ey byle olur. Grdnz, adam nasl yan bastrdm!.. Velhasl,
inann bana, Madam gtrn tiyatroya, hayatnzda bir kerecik olsun, bu kargalardan birini
kudurtmaya yarasa bile, deer dorusu! Eer yerime birini bulursam ben de sizinle beraber
giderim. Acele ediniz! La-gardy yalnz bir akam oynayacak; gayet yksek cretle ngiltere'den
armlar. Sylendiine baklrsa yaman bir adamm! Servet iinde yzyormu. Yannda
metresiyle birlikte bir de a tayormu. Zaten btn bu byk sanatkrlar, mumu hep iki
ucundan yakarlar; muhayyilelerini biraz harekete getirecek bir hovardalk hayatna ihtiya
duyarlar. Fakat genliklerinde para biriktirmek akllln gstermedikleri iin hastanelerde
lrler. Ne ise, afiyet olsun, yarna!
Bu tiyatroya gitmek fikri Bovary'nin kafasnda abucak ye-erdi. Konuyu karsna at. Emma,
yorgunluk, tedirgin olmak, masrafa girmek gibi nedenler ileri srerek nce buna yanamad;
fakat, olmayacak ey ama, Charles fikrinden vazgemedi,
MADAME BOVARY
227
byle bir elencenin karsna yarayacan iyice kafasna koymutu; ortada hibir engel de
yoktu. Hi beklemedii bir gnde annesi kendisine yz frank gndermiti, gnlk borlar hi
de kabark deildi, Lheureux efendiye denecek senetlerin vadesine daha o kadar zaman vard
ki, imdiden dnmeye gerek yoktu. Sonra, Emma'nn bu ie fazla kibarlk gsterdiine
hkmederek daha ok srar etti; kadn bu srardan bunalp sonunda raz oldu. Ertesi gn, saat
sekizde Ktrlang'a bindiler.
Yonville'de kalmasna hi bir neden bulunmad halde, kasabadan kmldamamak zorunluunda
olduuna inanan eczac, onlarn yola ktn grnce iini ekti ve:
Haydi bakalm, dedi, iyi yolculuklar! Allann sevgili kullar!
Sonra, drt farbalal, mavi ipekten bir elbise giymi olan Emma'ya dnerek:
\
Bugn ak sembol kadar gzelsiniz, dedi, Rouen' krp geireceksiniz.
Yolcu arabas Beauvoisine meydannda Kzl Ha otelinin nnde durdu. Buras, byk
ahrlar ve kk yatak oda-laryle, avlularnda tavuklarn seyyar satclara ait amurlu
arabalar altnda yulaf tanesi arad, btn tara varolarnda grlen hanlardan biriydi: K
gecelerinde rzgr estike atrdayan rm tahtadan balkonlu, ii daima yolcu ile, amata

ile, yiyecek iecekle tklm tklm dolu, kapkara masalarnn st iine alkol kartrlm kahve
dkntlerinden tutkallam, kaln camlar sinek tersleriyle sararm, rutubetli peeteleri mavi
arap lekeleri iinde ve ehirli kyafetine girmi iftlik uaklar gibi daima ky kokmakla
beraber, sokak tarafnda kahvesi, arka tarafnda da sebze bahesi bulunan bir eski zaman
misafirhanesi. Charles, derhal harekete geti. n balkonu paradi ile, salonu localarla kartrd,
izahat istedi, yaplan izahlar anlamad, kontrolrden mdre havale edildi, hana dnd, tekrar
tiyatro brosuna gitti, bylece, tiyatrodan bulvara, koca ehri boylu boyunca birka kez
arnlad durdu.
Madame kendine bir apka, bir ift eldiven, bir buket iek ald. Monsieur, tiyatroya perde
aldktan sonra varmaktan pek korkuyordu; bu yzden orbasn iecek vakit bulamad,
aceleyle tiyatronun nne geldiler, kaplar henz almamt.
228
MADAME BOVARY XV
Halk, ta parmaklklar arasnda saa sola ayrlm, duvarn nnde bekliyordu. Yakndaki ke
balarna aslm koskoca afilerde acayip harflerle u kelimeler tekrarlanyordu: Ltcie de
Lammermoor... Lagardy... Op6ra... ves. Hava gzeldi, scak bastrmt, kvrtlm salarn
arasndan terler akyordu; btn mendiller elde, kzarm alnlar siliyordu; bazen nehirden
esen lk bir rzgr, meyhanelerin kapsna aslm, tok bezden perdelerin kenarn hafife
kmldatyordu. Fakat biraz daha aada, iya, deri ve nebati ya kokan buz gibi bir hava
cereyan herkesi serinletiyordu. Bu, byk ve kapkara maazalarla dolu, stnden variller
yuvarlanan Charrettes sokann nefesiydi.
Emma, gln grnmek korkusuyle, ieriye girmeden nce rhtmda bir gezinti yapmak istedi,
Bovary ise, tedbirli hareket etmek iin, pantolon cebinde elinde tuttuu biletleri hep karnna
bastryordu.
Methale ayak basar basmaz, Emma'nn kalbi hzl hzl arpmaya balad. Birinci mevkie giden
merdivenden karken, br koridordan sa tarafa kouan kalabal grnce, elinde
olmayarak gururla glmsedi. st kuma kapl geni kaplar parmayle itmekten ocuk gibi
zevk duydu; koridorlarn tozlu kokusunu olanca gcyle gsne ekti, locasna girip oturduu
zaman, bir des uhluuyle endamn yay gibi gerdi.
Salon dolmaya balyordu, kk drbnler klflarndan karlyor, uzaktan birbirlerini gren
aboneler, karlkl se-lamlayorlard.
Bunlar, satlardaki endielerini gzel sanatlarda avutmaya geliyorlard; fakat i de akllarndan
kmad iin, aralarnda yine pamuktan, ispirtodan, ivitten sz ayorlard. Bir kurun
buharyle donuklam gm madalyalara benzeyen, sa ve rengi aarm, anlamsz ve sakin,
ihtiyar balar grlyordu. Yakkl delikanllar, yeleklerinin ak yerinden pembe veya tire
kravatlarm gstererek, parterde alm satyorlard. Madame Bovary yukardan, onlarn san
eldivenli ellerini gererek altn bal incecik bastonlarna dayanmalarna hayran oluyordu.
Nihayet orkestrann mumlan yand; avize, faetalannn k cmb ile, salona ani bir nee
saarak tavandan indi; sonra
MADAME BOVARY
229
1
algclar birer ikier ieri girdiler. nce homurdayan basolarn, gcrdayan kemanlarn,
borazanlaan pistonlarn, cvldayan flt ve byllerin uzun curcunas duyuldu. Sonra sahnede
kez yere vurulduu iitildi; davullarn uultusu balad, bakr alglar seslerini ykselttiler ve
perde ykselince, sahnedeki peyzaj meydana kt.
Bu, solda bir mee aacnn glgesi altnda bir eme ile, bir orman ii yol kavayd. Kyller
ve asilzadeler, omuzlarnda birer sko atks, hep bir azdan bir av arks sylyorlard; sonra
iki kolunu gkyzne kaldrarak ktlk meleini yardma aran bir serkerde ortaya kt,
arkasndan bir bakas grnd; birlikte ekilip gittiler, avclar da tekrar arkya balad.
Emma genliinde okuduu eserlerle, Walter Scott'un ro-manlaryle yeniden karlam oldu.
Sisler arasndan sko gayda seslerinin, fundalklar zerinde akislerle uzadn duyar gibi
oluyordu. Zaten, romann ans librettoyu anlamay kolaylatrd iin, entrikay, cmle cmle
izliyor, zihnine gelen kavranlmas g dnceler, mziin boras ile derhal dalveri-yordu.
Kendini melodilerin akna brakyor ve hatta, sanki keman yaylar sinirleri zerinde
geziniyormu gibi, btn benliiyle bizzat kendisinin titrediini hissediyordu. Gzlerini drt

aarak kostmleri, dekorlan, ahslar, yrnd zaman titreyen boyanm aalar, kadife
klahlar, mantolar, kllar, bir baka lemin havas iindeymi gibi, ahenkle rpnp duran
btn o hayal mahsullerini seyrediyordu. Fakat, gen bir kadn yeilli bir seyise bir kese
frlatarak ortaya ilerledi. Sahnede yalnz kald, o zaman bir eme fsltsna veya ku
cvldamalarna benzeyen bir flt sesi duyuldu. Lucie, dnceli bir tavrla, sol majrden
kavatine balad; aktan yaknyor, kanatlar olsun istiyordu. Emma da onun gibi hayattan
kaarak, bir kucaklama iinde uup gitmek isterdi. Birdenbire, Edgar Lagardy grnd.
Ateli Gney rklarna mermerlerin hametinden bir eyler katan o harikulade solgunluk onda
da vard. Salam vcudunu koyu renkte bir eski zaman cepkeni sarmt; oymal bir kk
haner sol kalas zerinde sallanyordu, gzlerini baygn baygn szerken bembeyaz dileri
meydana kyordu. Diyorlard ki, bir akam Biarritz kylarnda kayklar onard srada
230
MADAME BOVARY
ark sylerken, Polonyal bir prenses, sesini duymu ve ona k olmutu. Onun yznden de
iflas etmiti. Tenor, kadn yzst brakarak baka kadnlarn peine dmt. Lakin bu hissi
hret sanat nn desteklemeden geri kalmyordu. Bu diplomat oyuncu da, daima reklamlara
ahsnn cazibesi ve ruhunun hassasiyetine dair airane bir cmle sokuturmaya pek dikkat
etmekteydi. Gzel bir ses, sarslmaz bir gven, zekdan ziyade cokunluk, lirizmden fazla
atafat, berber ve boa greisi kokan bu mkemmel arlatan tipini daha da gze sokuyordu.
Birinci sahnede herkesi coturdu. Lucie'yi kollarnda skyor, brakyor, yine geliyor, mitsizlie
dm grnyordu. Sesinde fkeli haykrlar, sonsuz bir tatllkta hznl hrltlar izliyor ve
plak boynundan, hkrklar ve pcklerle dolu notalar kyordu. Emma, onu grmek iin
eiliyor, trnak-laryle locasnn kadifesini trmalyordu. Kontrbaslarn eliinde, tpk bir
frtnann uultusu iinde kazazedelerin haykrlar gibi uzayp giden o melodili ikyetlerle
yreini dolduru-yordu. Btn sarholuklar, btn hafakanlar biliyordu, zaten az kalsn lm
bunlar yznden olacakt. antzn sesi ona kendi uurunun yanks gibi, kendi hayatndan bir
eyler gibi geliyor ve bu vehim onu deta bylyordu. Fakat, bu dnyada hi kimse onu byle
bir akla sevmemiti. Son gece, mehtapta, birbirlerine: Yarna, yarna!.. dedikleri zaman da
o, Edgar gibi alamamt. Salon alktan inliyordu; fgn btn son ksmna yeniden baland;
klar mezarlarnn ieklerinden, yeminlerden, srgnden, kederden, mitten sz ediyorlard.
Son veda da haykrdklar zaman, Emma, mziin son titreimlerine karp giden keskin bir
lk kopard. Bovary:
Bu asilzade, niin kza bu kadar zulm ediyor? diye sordu.
Emma:
Hayr, etmiyor, o kzn , diye cevap verdi.
Ama ailesinden intikam almaya yemin ediyor, oysa teki, az nce gelen adam: Lucie'yi
seviyorum, o da galiba beni seviyor diyordu. Zaten babas ile kolkola kp gittiler. Babas
deil miydi, apkasnda horoz ty bulunan o irkin adamcaz?
MADAME BOVARY
231
Emma'nn aklamalarna ramen, Gilbert'in kendi efendisi Ashton'a menfur entrikalarn
anlatt resitatif duetto balar balamaz, Charles, Lucie'yi yanltacak olan uydurma nian
yzn grnce, bunu, Edgar'm gnderdii bir ak hatras sand. Zaten, kelimeleri fazla
bozan mzik yznden, maceray anlamadn da itiraf ediyordu.
Emma:
Ne oluyorsa oluyor, dedi, sen sus! Karsnn omuzuna eilerek:
Bilirsin ki, dedi, ben ne olup bittiini anlamak isterim. Emma'nn sabr tkenmiti:
Sus, dedi, sus artk!
Lucie, nedimelerin koltuuna girmi, salarnda portakal ieklerinden bir elenk, yz beyaz
saten elbisesinden daha solgun, ilerliyordu. Emma evlendii gn gzlerinin nne getirdi,
kendisini orada, kiliseye doru gidildii zaman, buday baaklarnn ortasnda, kk patikada
grr gibi oldu. Niin o da Lucie gibi, ayak dirememiti, yalvarmamt? Bilakis, kendini att
uurumun farknda olmakszn, pek neeliydi... Ah, gzelliinin en taz anda, evliliin
irkefinden ve zinann hayal krklndan nce, hayatn licenap birine balayabilmi olsayd, o
zaman fazilet, sevgi, ehvet ve vazife birbiri iinde erir ve kendisi de bu kadar ulvi bir
saadetten yerlere dmezdi. Fakat bu mutluluk, galiba her arzuyu mitsizlie srklemek iin

uydurulmu bir yaland. Emma artk sanatn abartarak byltt ihtiraslarn kkln
biliyordu. Dncesini bu konudan elmeye alarak, straplarnn bu kopyasn ancak gzleri
oyalamaya yarayan bir plastik fantezi saymak istiyor, hatta sahnenin dibinden, kadife kap
perdesinin altndan siyah elbiseli bir adam peyda olunca, kmseyen bir merhametle iinden
glmsyordu.
Adamn spanyol biimi kocaman apkas bir jestle yere dt ve derhal alglarla ark
syleyenler gr sesle sextuor'a baladlar. Edgar, fkeden ate saarak, daha berrak sesiyle
dierlerinin hepsini bastryordu. Ashton, peten notalarla onu adam ldrmeye kkrtyor,
Lucie tizden feryatlar koparyor, Arthur ayn bir kede, orta perdeden arksn sylyor,
rahibin yar bas sesi org gibi uulduyor, bir taraftan da kadn sesleri onun szlerini
tekrarlayarak, nefis bir koro halinde devam
232
MADAME BOVARY
ediyordu. Hepsi de ayn sra zerinde el kol hareketleri yapyorlard; fke, intikam, kskanlk,
dehet, mafiret ve aknlk, ayn anda, yar ak azlarndan dklyordu. Horlanm k,
klcn ekiyor, dantela yakas, gsnn hareketlerine uyarak, kesik kesik inip kalkyor, ayak
bileinden itibaren genileyen yumuak izmelerinin krmz mahmuzlarn tahtalar zerinde
nlatarak, iri admlarla saa sola gidip geliyordu. Emma, Halkn ruhuna dalga dalga
boalttna gre, herhalde tkenmez bir ak olmal, diye dnd. Roln, iini saran iiriyeti
sayesinde, sanatkr hor grme hevesi uup gidiyor, kalbna girdii ahsiyetin yaratt vehim,
onu adama doru ekiyordu. ayet tesadf istemi olsayd, bizzat kendisinin de yaayabilecei
hayatn, o velveleli, o harikulade, o muhteem hayat hayalinde canlandrmaya alt.
Tanrlard, seviirlerdi! Onunla birlikte btn Avrupa lkelerinde, btn yorgunluklarn ve
gururunu paylaarak, ona atlan iekleri toplayarak, kostmlerine kendi eliyle naklar
yaparak, bakentten bakente dolard. Sonra, her gece, bir locann dibinde, yaldzl bir
parmakln arkasnda, yalnz kendisi iin ark syleyecek olan o ruhun vecdini, saadetten
mest olarak, devirecekti. Sahnede roln oynarken, hep kendisine bakacakt. Emma'ya bir
lgnlk geldi. Tenor kendisine bakyordu muhakkak! nsan klna girmi akm gibi,
kuvvetine snmak iin koup kollarna atlmak ve ona: Kar beni, gtr beni, gidelim!
imdeki btn ateler, btn ryalar senindir! demek, haykrmak geldi iinden.
Perde indi.
Gaz kokusu nefeslere karyordu. Yelpazelerin rzgr havay bsbtn boucu bir duruma
getiriyordu. Emma dar kmak istedi. Halk koridorlar doldurmutu, nefes almasna engel olan
arpntlarla yine kendini koltuuna brakt. Charles baylmasndan korkarak, ferahlatc bir
eyler getirmek zere bfeye kotu.
Elinde tuttuu bardak yznden yerine ok glkle dp-d; zira her admda dirseklerine
arpyorlard, nitekim bardan drtte n ksa kollu elbise giymi Rouen'l bir kadnn
omuzlarna dkverdi. Kadn, souk bir eyin srtndan aa aktn hissedince, sanki kendisini
katlediyorlarmasma, tavuslar gibi lk kopard. Bir iplik fabrikatr olan kocas, Charles'n
beceriksizliine kzd; kadn, mendiliyle, kiraz rengi
MADAME BOVARY
233
taftadan gzel elbisesindeki lekeleri silerken, adam da, kzgn kzgn, tazminat, masraf,
ceremeyi ekmek gibi laflar homurda-nyordu. Charles nihayet karsnn yanna gelebildi ve
nefes nefese:
Neredeyse, dedi, gelemeyecektim! yle bir kalabalk, yle bir kalabalk var ki!..
Tahmin et bakalm, yukarda kime rastgeldim? M. Leon'a!
Leon mu?
Ta kendisi! Gelip sana sayglarn sunacak.
Daha szlerini yeni bitirmiti ki, Yonville'in eski noter ktibi locaya girdi.
Elini bir kiizade teklifsizliiyle uzatt ve Madame Bo-vary de, herhalde daha kuvvetli bir
iradenin cazibesine kaplarak, hi dnmeden ayn eyi yapt. Yeil yapraklarn zerine
yamur yad ve pencere kenarnda ayakta birbirlerine Allaha smarladk dedikleri o ilkbahar
akamndan beri bunu hissetmemiti. Fakat, derhal durumun icaplarn dnd ve hatralarnn
bu uyuukluunu kendini zorlayarak sarst, abuk abuk baz szler kekeledi:

Ah! Gnaydn... Nasl! Siz burada msnz? Salondan biri:


Susun! diye bard, nk nc perde balyordu.
Demek Rouen'dasnz, yle mi?
Evet.
Ne zamandan beri?
kn dar! kn dar!
Herkes dnm onlara bakyordu; sustular.
Fakat o andan sonra, Emma artk operay dinlemez olmutu; davetliler korosu, Ashton ile ua
arasnda geen sahne, o byk remajr duettosu, sanki alglar daha az ses veriyormu ve
sahnedekiler gerilere gitmi gibi, Emma'dan ok uzaklarda cereyan ediyordu. imdi o,
eczaclardaki iskambil oyunlarn, stnineye gidilerini, kameriye altnda kitap okumalarn, ocak
karsnda babaa kalmalarn ve artk unutmu olduu o pek sakin, pek uzun, pek gizli, pek
tatl zavall ak hatrlyordu. Acaba neden geri dnmt? Hangi servenlerin ak onu yeniden
yolunun stne atmt? Leon, Emma'nn arkasnda, omu-zunu blmeye dayam duruyordu.
Kadn, burnundan salar234
MADAME BOVARY
na kadar inen lk nefesin temasyle zaman zaman rperdiini hissediyordu. Leon:
Oyun hounuza gidiyor mu? derken Emma'nn zerine o kadar eildi ki, bynn ucu
yanana dokundu.
Kadn umursamaz bir eda le:
Dorusu! hayr! Fazla deil.
O zaman Leon, tiyatrodan kp bir yerlerde dondurma yemek teklifinde bulundu. Bovary:
Yoo, dedi, hemen deil, kalalm. Kzn salar darmadan olmu: Sahne pek trajik olacak
herhalde.
Fakat delilik sahnesi Emma'y hi sarmyordu, antzn oyununu da fazla abartmal buluyordu.
Operay izleyen Charles'a dnerek:
Pek fazla baryor, dedi.
Kendi samimi zevki ile karsnn fikirlerine sayg arasnda bocalayan Charles:
Evet... belki... biraz, dedi. Sonra Leon iini ekerek:
O kadar scak ki...
Dayanlmaz derecede! Doru. Bovary sordu:
Rahatsz m oluyorsun?
Evet, bouluyorum; gidelim.
M. Leon, Emma'nn omuzlar zerine, bin bir ihtimamla uzun dantel a aln koydu. birden
tiyatrodan kp rhtmda ak havada, bir kahvenin camekn nne oturdular. nce,
hastalndan sz edildi, Emma, M. Leon'un cann skmamak maksadyle, ikide birde kocasrfm
szn kesiyordu;, M. Leon da, gayet ilek bir noterlikte iki yl sreyle almak zere Rouen'a
geldiini anlatt. Maksad,.Normandiya'da, Paris'te grlen ilerden bambaka olan muameleleri
iyice kavramakt. Sonra Berthe'i, Homais ailesini, Lefranois anann durumunu sordu; kocann
karsnda artk diyecek bir eyleri kalmad iin, konuma ok gemeden sona erdi.
Operadan kan kimseler, Ey gzel melek, benim Lucie'm havasn hafif sesle veya avaz avaz
haykrarak kaldrmdan geiyorlard. O zaman Leon, bu iten anladn gstermek iin,
MADAME BOVARY
235
mzikten sz etmeye balad. imdiye kadar Tamburini'yi, R-bini'yi, Persiani'yi, Grisi'yi
dinlemiti; onlarn yannda, Lagardy, parlak hretine ramen, on para etmezdi.
Charles, romlu erbetini yudum yudum ierken, sze atld:
Ama yine, dediklerine gre, son perdede tamamyle ha-rikuladeymi; sonunu grmeden
ktma zlyorum, nk oyun houma gitmeye balamt.
Ktip:
Yaknda bir temsil daha verecek zaten, dedi.
Fakat Charles, hemen ertesi gn kalkp gideceklerini syledi. Sonra karsna dnerek:
Eer yalnz kalmaya raz olursan, sevgilim, diye devam etti, o baka.

Gen adam, beklenmedik bir mit kaps aan bu frsat karsnda, manevray da deitirerek,
oyunun son parasnda Lagardy'nin baarsn vmeye balad. Fevkalade bir eydi, bir
ahikayd! O zaman Charles srar etti:
Pazar gn dnersin, haydi kararn ver! Birazck olsun houna gideceini umuyorsan, byle
yapmakla hata ediyorsun.
Bu arada etraftaki masalar boalyordu; garsonlardan biri sezdirmeden gelip arkalarnda durdu;
vaziyeti kavrayan Charles, kesesini kard, noter ktibi hemen kolunu yakalad; hatta hesaptan
baka, masann mermeri zerine iki beyaz sikke nlatmay da unutmad.
Bovary, hafif sesle:
Gerekten zldm, dedi, masaya braktnz para...
Beriki dosta bir aldrmazlk hareketi yapt ve apkasn alrken:
Anlatk, deil mi, yarn saat altda, dedi.
Charles bir kez daha kendisinin fazla kalamayacan, fakat Emma iin byle bir zorunluluk
olmadn syledi. Emma garip bir tebessmle:
Dorusu... bilmiyorum ki... diye kekeledi.
yle ise, dn daha, geceler insana t verir derler... Sonra, kendilerine refakat eden
Leon'a:
Mademki imdi yine bizim memleketli oldunuz, dedi, umarm ki, vakit vakit bize akam
yemeine de gelirsiniz?
236
MADAME BOVARY
Noter ktibi, bunda kusur etmeyeceini, zaten noterliin bir ii iin Yonville'e gitmek zorunda
olduunu syledi. Katedralde saat on bir buuu alarken, Saint-Herbland geidi nnde
birbirlerinden ayrldlar.
NC KISIM I
M. Le"on, hukuk tahsil etmekle beraber, Chaumfere'e de olduka devam etmiti, orada
kendisini kibar tavrl bulan ii kzlar arasnda epey de sksesi olmutu. niversiteli genlerin
en akl banda olanyd: Salar ne fazla uzun, ne de fazla ksayd, aylk harln ayn
birinci gn yeyip bitirmezdi, profesrleriyle de aras daha iyiydi. frata kamaya gelince,
snepelii kadar tkrldml yznden de, bundan kendini hep korumutu.
ou zaman, odasnda kitap okurken veya akamlar Luxembourg Bahesi'nin hlamurlar
altnda otururken, kanun kitabn yere brakr ve Emma'nn ans aklna gelirdi. Fakat yava
yava bu duygu zayflad, altta yaamaya devam etse bile, stne baka emeller ve hrslar
yld; nk Leon, midini kaybetmiyordu, iinde hayali dallara asl bir altn yemi gibi
sallanan bir belirsiz vaat vard.
yl sren bir ayrlkten sonra onu tekrar grnce ihtiras uyand. Emma'ya sahip olmay
istemenin, buna bir karar vermenin artk zaman geldi diye dnd. Zaten utangal da, deli
dolu insanlarla de kalka, hayli ypranmt, Paris sokaklarnn asfaltn rugan ayakkabsyle
inemeyen herkesi kmseyerek taraya dnyordu. Nianlar ve arabas olan bir zatn,
mehur bir doktorun salonunda, dantelal bir Parisli kadnn yannda olsayd bu zavall ktipik,
hi phesiz, ocuk gibi tir tir titrerdi; fakat burada, Rouen'da, rhtm zerinde, bu hekimciin
kars nnde, gz kamatrdndan peinen emin olarak, kendini gayet rahat hissediyordu.
Nefse itimat, vaziyete baldr: Binann asma katnda, drdnc kattaki gibi konuulmaz ve
zengin bir kadnn iffetini, tpk korsesinin astarndaki zh gibi, etrafndaki kat paralar korur.
238
MADAME BOVARY
Gece, Monsieur ve Madame Bovary'den ayrlrken, Leon onlarn peine taklm, sonra Kzl
Ha'a girdiklerini grRce yz-geri etmi ve btn geceyi bir plan dnmekle geirmiti.
Ertesi gn, saat bee doru, boaz kurumu, yanaklar solmu, hibir eyin durduramad p
korkaklara zg kararllkla, hann mutfana girdi.
Bir uak:
Monsieur burada yok, dedi.
Bu ona iyi bir almet gibi grnd. Yukar kt.
Emma onun gelmesinden hi telaa dmedi; bilakis, bazen nereye indiklerini
sylemediklerinden dolay kendisinden zr diledi.
Leon:

Ama ben tahmin ettim, dedi.


Nasl ettiniz?
Leon, bunun rasgele bir igdnn itiiyle olduunu iddia etti. Emma glmsemeye balad.
Leon, budalaln rtbas etmek iin, derhal, leye kadar ehrin btn otellerini bir bir dolap
kendisini aradn syledi.
Demek kalmaya karar verdiniz, yle mi? Emma:
Evet, ama hata ettim, dedi. nsann etrafnda bin bir gaile varken, byle olmayacak zevklere
almas hi doru deil...
Zannediyorum ki...
Yok yok, kadn deilsiniz ki siz.
Fakat erkeklerin de dertleri vard, konumaya baz felsefi dncelerle giriildi. Emma, u
dnyadaki sevgilerin bayal ve kalbin daima gml kald ebedi yalnzlk zerinde uzun
uzadya durdu.
Gze girmek iin veya kendisini de hzne dren bu melankoliyi safcasna taklit ile, gen
adam, tahsili boyunca skntdan hafakanlar geirdiini anlatt. Usl onu sinirlendiriyor, baka
sahalar daha cazip buluyor, annesi ise, her mektubunda cann skmaktan geri kalmyordu. Her
ikisi de straplarnn nedenlerini daha aka belirtiyorlar, her biri, konutuka, bu karlkl dert
yanmann artan harareti ile biraz daha couyordu. Fakat bazen fikirlerinin eksik kalan ifadesi
karsnda duraklyorlar ve ona tercman olabilecek bir cmle bulmaya alyorlard.
MADAME BOVARY
239
Emma bir bakasn delicesine sevmi olduunu itiraf etmedi; Leon da kendisini unutmu
olduunu sylemedi.
Maskeli balolardan sonra, hamal kyafetine girmi kadnlarla yedii yemekleri belki
hatrlamyordu; sabah sabah sevgilisinin atosuna doru ayrlardan koarak gittii eski
randevular da, herhalde Emma'nm hatrna gelmiyordu. ehrin grlts oraya kadar pek az
geliyordu; oda ise, sanki yalnzlklarn bsbtn daraltmak ister gibi, ufackt. Emma, pazenden
bir sabahlk giymi, salarnn topuzunu eski bir koltuun arkalna dayamt. Arkasnda,
duvarn sar kad yaldzl bir fon gibiydi. Ak ba, ortasndaki- beyaz ayrma izgisi ve
buklelerinin altndan taan kulak ulanyle, aynaya aksediyordu.
Emma:
Affedersiniz, hata ediyorum, dedi, bitmez tkenmez dertlerimle cannz skyorum.
Hayr, asla! Asla!
lerinde birer damla ya belirten gzel gzlerini tavana doru kaldrarak:
Ah bilseniz, dedi, neler hayal ettiimi!
Ya ben! Ben de ok ac ektim. ou kez sokaa kyor, alp bam, rhtm boyunca
srkleniyordum, peimi brakmayan musallat fikirden kurtulamayarak, kalabaln grlts
iine atyordum kendimi. Bulvarda, basma resimler satan bir dkkncda, bir ilham perisini
gsteren bir talyan gravr vard. zk salar stnde unutma beni iekleri, kolsuz bir
elbiseye sarnm, aya bakyordu. Beni bir eyler hep oraya srkl-yordu; resmin karsnda
saatlerce kaldm bilirim.
Sonra, titreyen bir sesle:
O resim biraz size benziyordu.
Madame Bovary, dudaklarnda peyda olduunu hissettii o dayanlmaz tebessm gstermesin
diye ban evirdi. Leon:
ou kez, diye ilave etti, size mektuplar yazyor, sonra da hepsini yrtyordum.
Emma cevap vermedi. O, devam etti:
Bazen bir tesadfn sizi karma karacan hayal ediyordum. Ke balarnda baz
kadnlar size benzetiyor, kaplarnda sizinkini andran bir aln, bir ince rtnn dalgaland
btn kira arabalarnn pei sra kouyordum...
240
MADAME BOVARY
Emma onu, szn kesmeden konuturmaya kararl grnyordu. Kollarn kavuturup ban
eerek, terliklerinin fiyongu-na bakyor, ayak parmaklarn, zaman zaman, terliklerinin sateni
iinde oynatyordu.
Ama yine de iini ekti:

Asl acnacak ey, dedi, benim gibi, lzumsuz bir mr srklemektir, deil mi? Eer
straplarmz birisine yarayabil-seydi, bir fedakrlk yapm olmak dncesiyle kendimizi teselli
ederdik.
Leon, fazileti, vazifeyi ve insann kendisini sessizce kurban etmesini vmeye balad, kendisi
de, bir trl tatmin edemedii, inanlmaz derecede bir feragat ihtiyac iindeydi.
Emma:
Bilmezsiniz, dedi, hastanede alan bir rahibe olmay ne kadar isterdim.
Heyhat! Erkeklere buna benzer kutsi vazifeler verilmiyor, hibir yerde hibir meslek
gremiyorum... belki hekimlik...
Emma, hafife omuz silkerek, szn kesti ve lmesine ramak kald hastalndan ikyete
balad. lmemi olmas, ne yazkt! imdi artk strap ekmezdi. Leon derhal mezarn
sktuna gpta etti, hatta bir gece ld vakit kendisine Emma'dan hatra kalan kadife izgili
o gzel battaniye iinde defnedilmesini vasiyetnamesine yazmt; nk her ikisi de, zerine
bugn mazilerini ayarladklar byle bir ideale gre yaam olmak isterlerdi. Zaten gz, hisleri
daima ekip uzatan bir hadde aletiydi.
Fakat Emma bu battaniye hikayesine:
Niin?., diye sordu.
Niin mi? Tereddt ediyordu.
nk sizi ok sevmitim!
Leon, engel atladndan dolay sevinerek, gz ucuyle Emma' nn ehresini szd.
Bu, deta rzgrn kp gkyzn bulutlardan temizlemesi gibi bir ey oldu. Baklarn
karartan o kederli dnce yn mavi gzlerinden syrlp gitti; btn yz parlad.
Leon bekliyordu. Nihayet Emma cevap verdi:
Ben de bunu sezer gibi olmutum zaten...
O zaman her ikisi de, zevk ve kederlerini bir tek kelime Me' zetlemi olduklar o mazideki
hayatn ehemmiyetsiz haMADAME BOVARY
241
diselerini birbirlerine anlattlar. Le"on, filbahardan beii, Emma' nn giydii elbiseleri, odasnn
mobilyalarn, btn evi hatrlyordu.
Ya bizim o zavall kaktsler ne oldu acaba?
Bu yl k hepsini kuruttu.
Bilir misiniz .onlar ne kadar dndm? ou zaman, eskiden yaz sabahlar, gne
pancurlara vurunca ne halde iseler, onlar yle, gzmde canlandryordum... ve iki plak
kolunuzun iekler arasnda dolatm grr gibi olurdum.
Emma elini Leon'a uzatarak:
Zavall dostum, dedi.
Lcon, hemen elin zerine dudaklarn yaptrd. ini eke eke kokladktan sonra da:
O zamanlar siz, benim iin, hayatm esir eden, ne olduunu anlayamadm bir kuvvettiniz.
rnein, bir seferinde size gelmitim; ama herhalde hatrlamyorsunuzdur?
Hatrlyorum, devam edin.
Aada, sofadaydnz, son basamakta bulunuyordunuz, kmak zereydiniz; hatta banzda
kk mavi iekli bir apka vard; siz hi buyurun demeden, elimde olmadan yannz sra
yrdm. Bununla beraber, her an, aptallk ettiimin biraz daha farkna varyordum, fakat yine
de, ne sizi- takip etmeye cesaret ederek, ne de yannzdan ayrlmak isteyerek, admlarm size
uydurmu, gidiyordum. Siz bir dkkna girince, ben sokakta kalyordum, camekndan,
eldivenlerinizi kardnz ve tez ghn zerinde para saydnz gryordum. Sonra, Madame Tu-vache'n kapsn aldnz,
kapy atlar, ben de, arkanzdan kapanan o kocaman ar kapnn karsnda aptal gibi
kalakaldrld. Madame Bovary, onu dinlerken, bu kadar yalanm oldu-, una ayordu;
hatrlanan btn bu eyler, ona hayat ekip uzatyor gibi geliyordu; bu, onu alp gtren bir
his umman gibi bir eydi; gzleri yar kapal, alak bir sesle vakit vakit:
Evet, doru, diyordu, doru!.. Doru!..
Yatl okullar, kiliseler ve byk metruk konaklarla dolu Beauvoisine mahallesinde deiik
saatlerin sekizi aldm iittiler. Artk konumuyorlard; fakat birbirlerine bakarlarken, sanki
sabit gzbebeklerinden, karlkl, sesli bir ey kyormu gibi, kafalarnn iinde bir uultu

duyuyorlard. Birbirlerinin elini tutuyorlar ve mazi, gelecek, hatrlamalar ve hlyalar, her ey bu


MB 16
242
MADAME BOVARY
vecd halinin tatll iinde birbirine karyordu. Gece, duvarlar zerinde koyulayordu. Orada,
altlarnda spanyolca ve Franszca izahatla, Nesi Kulesi'ne ait drt sahneyi gsteren drt
tabas-mas resmin kaba renkleri, yar yarya karanla gml, hl parlamaktayd. ner kar
pencereden, sivri atlar arasnda siyah bir gkyz paras grlyordu. t_
Emma yerinden kalkarak konsolun zerindeki iki mumu yakt, sonra tekrar oturdu.
Leon: - Peki? dedi.
Emma:
Peki? diye cevap verdi.
Leon, kesilen konumay nasl balayacan dnyordu ki, Emma:
Acaba, dedi, imdiye kadar hi kimsenin bana byle duygular ifade etmemesi nereden
geliyor?
Noter ktibi hemen, ideal varlklar anlamann g olduunu syledi. Kendisi daha ilk grte
onu sevmiti; tesadfn lt-fuyle daha nceden tanarak, zlmez balarla birbirlerine
balanm olsalard, tadacaklar saadeti dnyor ve mitsizlie dyordu.
Emma:
Ben de onu dndm bazen, dedi. Leon:
Ne hlya! diye mrldand.
Uzun beyaz kuann mavi kenarn elinde kibarca evirip evirerek, ilave etti:
Yeniden balamamza kim engel olabilir ki?..
Hayr, dostum, hayr. Ben ok yalandm... Siz ise ok gensiniz... Beni unutunuz! Sizi
baka kadmlau, sevecek... siz de onlar seveceksiniz.
Sizi sevdiim kadar deil!
ocuksunuz siz! Haydi, uslu olalm! Ben byle istiyorum!
Ona sevimelerinin imknszln anlatt, eskisi gibi kardee bir dostluk erevesi iinde
kalmalar lazmd.
Acaba ciddi olarak m byle sylyordu? Batan'kmann bys ve buna kar koymann
zorunluluuna kendini kaptrm olan Emma da hi phesiz bunun farknda deildi. Gen
adam
MADAME BOVARY
243
yumuak baklarla seyrederken, onun titreyen ellerle denedii rkek okamalar da hafife
itiyordu.
Leon geri ekilerek:
Ah, affedersiniz, dedi.
Kollarn aarak kendisine doru ilerleyen Rodolphe'un cretinden ok daha tehlikeli olan bu
utangalk karsnda, Emma* nm yreine mphem bir korku dt. Hibir erkek kendisine
Leon kadar gzel grnmemiti. Halinde nefis bir saflk vard. ndirdii ince uzun kirpikleri kvr
kvr oluyordu. Yanann o tatl derisi Emma'nn dncesine gre kendisine duyduu arzu
ile kzaryordu ve kadn, yanaa dudaklarn koymak iin deta can atyordu. O zaman, sanki
vakti renmek istiyormu gibi, duvar saatine eilerek:
Aman Allahm, dedi, ne kadar ge olmu; biz hl gevezelik ediyoruz.
Leon, Emma'nn ne demek istediini anlad ve apkasn aramaya balad.
Ben operay bile unuttum, gitti! Zavall Bovary de beni bunun iin burada brakfayd! GrandPont sokandaki M. Lor-meaux, kansyle birlikte beni tiyatroya gtrecekti gya.
Artk frsat karmt, ertesi gn mutlaka kasabaya dnecekti.
Le"on:
Sahi mi? dedi.
Evet.
Ama sizi tekrar grmem lazm, size diyeceklerim var...
Ne gibi?
Ciddi, mhim bir ey. Hem sonra, hayr, zaten gidemezsiniz, imknsz bu! Bilseniz...
Dinleyin beni... Beni hl anlamadnz m? Hl tahmin etmediniz mi?..

Halbuki pekl konuuyorsunuz ite.


Ah, hep aka, hep aka! Yeter, yeter! Bana acyn da sizi bir kere daha greyim... bir defa
daha... bir tek defa.
Pekl!
Durdu, sonra fikrini deitirerek:
Ama, burada olmaz.
Nerede isterseniz.
yleyse...
Dnd ve sonra kestirip att:
244
MADAME BOVARY
Yarn, saat on birde, katedralde. Leon, Emma'nm ellerini yakalayarak:
Orada olacam, dedi. Emma ellerini ekti.
Her ikisi de ayakta duruyordu; Lon, Emma'nn arkasnday-d. Kadn ban eince, boynuna
doru uzand ve ensesini uzun uzun pt.
pckler oaldka, Emma kesik kesik, kvrak gllerle:
Siz ldrmsnz, ah, siz ldrmsnz, diyordu.
Leon, omuzunun stnden ban uzatarak, kadnn gzlerinde bir muvafakat ifadesi arad. Bu
baklarda sadece dondurucu bir hamet vard.
Dar kmak zere, adm geriledi. Sonra titrek bir sesle fsldad:
Yarna.
Emma bir ba iaretiyle cevap verdi ve bir ku gibi, yandaki odaya kat.
Gece, noter ktibine, randevuya gelmeyeceine dair, sonu gelmez bir mektup yazd; artk her
ey bitmiti, kendi saadetleri-iin, birbirlerini grmemeleri lazmd. Fakat mektubu kapattktan
sonra, Leon'un adresini bilmedii iin, ne yapacan arp kald.
Kendi kendine:
Nasl olsa gelecek, kendim veririm eline, dedi.
Ertesi gn Leon, penceresi ak balkonda ark mrldanarak, iskarpinlerine, hem de birka kat
cila srd. Beyaz pantolonunu, ince oraplarn, yeil elbisesini giydi, ne kadar levantas varsa
hepsini mendiline boaltt, sonra salarn kvrtt ve arkasndan da, zerafeti daha tabii olsun
diye, tekrar bozdu.
Berberin dokuzu gsteren guguklu saatine bakarak:
Daha pek erken, diye dnd.
Eski bir moda mecmuasn okudu, kt, bir yaprak sigaras iti, sokaktan geti, vaktin
geldiini dnd ve ar ar, Notre-Dame'n sahanlna doru yrd.
Gzel bir yaz sabahyd. Kuyumcu dkknlarnn camekn-larnda gm takmlar panldyordu,
katedrale eri gelen k, gri renkteki talarn krk yerlerine parltlar serpitiriyordu;
gkyznde, yonca yapra biimindeki kuleciklerin arasnda, bir ku srs frdolay dnp
duruyordu; barmalarla dolup taan meydanda, kaldrm talarn evreleyen, slak yeilMADAME BOVARY
245
likler ve kulara mahsus kedi otlar ve krmz fare kulaklaryle yer yer birbirlerinden aralkl
dikilmi gller, yaseminler, karanfiller, nergisler ve uha iekleri kokuyordu. Ortada eme
rldyor, geni emsiyeler altnda ve kavun ynlar arasnda satc kadnlar, balan ak,
meneke demetlerini kada san-yorlard.
Gen adam bir demet meneke ald. Bir kadn iin ilk defa iek satn alyordu. Menekeleri
koklarken, bir bakasna sunmak istedii bu iltifata sanki kendisi mazhar oluyormu gibi, gs
gururla kabard.
Bununla beraber, grlmekten korkuyordu; kararl admlarla katedrale dald.
O aralk kilisenin kavas, soldaki byk kapnn ortasnda, dans eden Marianne'm altnda,
banda tyl apkas, belinde kl, elinde baston, bir kardinalden daha azametli, mukaddes
kaptan daha parltl, eikte duruyordu.
Kavas, Lyon'a yaklat ve kilise adamlannn ocuklan soruya ekerken takndklar yapmack bir
gler yzllkle:
Monsieur, bural deiller herhalde, dedi. Acaba Monsieur, kilisenin meraka deer zelliklerini
grmek istemezler mi?

Le"on:
Hayr, dedi.
Evvela kilisenin yan ksmlarn yle bir dolat. Sonra kapya gelip meydana bakt. Emma
ortada yoktu. Dnd, dua okunan yere kadar geldi.
Kubbeli taban, ojivlerin balangc ve renkli byk camlarn bir ksmiyle, ii dolu mukaddes
kaplara aksediyordu. Fakat resimlerin aksi, mermer kenarda krlarak, daha ileride, malta
talar zerine, alacal bir hal gibi seriliyordu. Darnn bol gnei, ak kapdan,
muazzam ua halinde, kiliseye dalyordu. Zaman zaman, dipte, bir zango, ii acele sofular
gibi, mihraba yandan diz bkerek geip gidiyordu. Billur avizeler hareketsiz sarkyordu. Dua
yerinde bir gm lamba yanyor, yan hcrelerden, kilisenin karanlk yerlerinden bazen, i
ekilerini andran sesler geliyor, bunlara, kapanan bir parmakln yksek kubbeler altnda
yanklar devam eden grlts katlyordu.
Le"on, ciddi admlarla, duvar boyunca yryordu. Hayat kendisine hibir zaman bu kadar gzel
grnmemiti. Emma,
246
MADAME BOVARY
gzel ve canayakn, telal, kendisini takibeden baklar gzetleyerek, volanl elbisesi, altn
gzl, incecik fotinleriyle, Leon' un tatmad bin bir zerafet ve batan kan faziletin o
anlatlmaz cazibesi iinde, az sonra gelecekti. Kilise, onun etrafnda, muazzam bir ak odas
olmaya hazrlanyordu. Kubbe altlan, karanlkta, aknn itirafn dinlemek iin eiliyor, byk
renkli pencere camlar, yzn a bomak iin parldyor ve buhurdanlar, bir melek gibi gzel
kokularn duman iinde grnsn diye, yanmaya hazr duruyordu.
Ama yine Emma gelmiyordu. Leon bir iskemleye oturdu, mavi camlar zerinde kayklarn
sepetler tad grlen bir byk pencereye gzleri iliti. Uzun uzun, dikkatle bakt, balklarn
pullarn ve mintanlarn iliklerini sayd; bu arada, dncesi Emma'nn peinde dolap
duruyordu.
Kavas, bir kenarda, kiliseyi tek bana temaaya kalkan bu adama kar iinden kzyordu.
Lon'un bu hareketi ona canavarca bir i, deta kendisini soymak, hemen hemen Allaha
kfretmek gibi geliyordu.
Fakat iri talar zerinde bir ipek hrts, bir. apka kurdelesi, bir siyah ksa pelerin... Bu,
Emma'yd! Leon kalkt ve kendisine doru kotu.
Emma'nn yz solgundu, hzl hzl yryordu. Leon'a bir kat uzatarak:
Okuyunuz, dedi, ama, hayr!
Ve iddetle elini ekerek, Hazreti Meryem hcresine girdi ve bir iskemle stnde diz kerek
dua etmeye balad.
Gen adam, bu sofu kadn fantezisine kzd; ama sonra onu, randevunun ortasnda, Andaluzyal
bir markiz gibi kendini duaya kaptrm grmekten bir baka zevk duydu; ok gemeden de
can skld, nk Emma bir trl duann sonunu getirmiyordu.
Emma dua ediyordu, daha dorusu, kalbine gkyznden ani bir karar nazil olmasn umarak,
kendini dua etmeye zorluyordu; Allann inayetine mazhar olmak iin de, gzlerini mihraptaki
dolabn ihtiamyle dolduruyor, byk vazolarda am beyaz ayr ieklerinin kokusunu iine
ekiyor, kilisenin yrek arpntsn daha da artran sessizliine kulak kabartyordu.
Emma yerinden doruldu, artk gidiyorlard. Tam o srada kavas hzl hzl geldi:
MADAME BOVARY
247
Madame, herhalde bural deiller? Madame, kilisenin meraka deer hususiyetlerini grmek
istemezler mi acaba?
Noter ktibi:
Hayr, dedi. Emma:
Neden olmasn?
nk sallanmakta olan iffeti yznden Hazreti Meryem'e, heykeller, mezarlara, neyi bulursa
ona sarlmak ihtiyacndayd.
Bunun zerine kavas, usulne uygun olarak, onlar meydann yanndaki methale gtrd ve
kendilerine bastonuyle, orada, stnde ne yazs, ne de ilemesi olan siyah kaldrm talarndan
byk bir daireyi gstererek azametle:

.te, dedi, gzel Ambroise annn evresi. Tam krk bin libre geliyordu. Btn Avrupa'da bir
ei daha yoktu. O an dken ii, sevinten lmtr...
Leon:
Gidelim, dedi.
Kavas yrmeye balad, tekrar Hazreti Meryem'in hcresine gelince, topyekn bir izah jestiyle
kollarn uzatt ve sra sra destee alnm yemi aalarn gsteren bir iftlik sahibinden daha
gururlu:
Bu alelade tan altnda, dedi, 16 temmuz 1465 tarihinde Montlhery muharebesinde len,
Poitou byk Mareali, Nor-mandiya valisi, Varrenne ve Brissac beyi Pierre de Bre'ze yatyor.
Leon dudaklarn srarak, yerinde tepiniyordu.
Sada, aha kalkm bir atn zerinde grdnz zrhlara brnm bu asilzade ise, onun
torunu, Breval ve Mont-chauvet beyi, Maulevrier kontu, Mauny baronu, kraln mabeyincisi,
ordre valyesi ve dedesi gibi Normandiya valisi olup, kitabede de grld gibi, 25 temmuz
1531'de, bir pazar gn vefat eden Louis de Breze'dir. Altnda da, mezara inmeye hazr duran
bu adam yine ayn ahstr. Hiliin bundan daha mkemmel bir timsalini grmek mmkn
olamaz, deil mi? .
Madame Bovary gzln eline ald. Leon ise, hareketsiz, bir kelime bile sylemeye, bir tek
harekette bulunmaya kalk-makszn, ona bakyor, gevezelikle kaytszln bu ifte inad
karsnda cesaretinin tkendiini hissediyordu.
Ebedi klavuz devam ediyordu:
248
MADAME BOVARY
Onun yannda grdnz u diz km alayan kadn ise kardr; Breze kontesi,
Valentinois desi, Diane de Poitiers'dir, 1499'da domu, 1566'da lmtr; solda, kolunda
bir ocuk tayan kadn ise, Hazreti Meryem'dir. imdi, u tarafa dnnz: te Ambroise'larn
mezarlar. kisi de kardinal ve Rouen bapiskoposuydular. Buradaki, kral XII. Louis' nin
nazryd, katedrale ok iyilik etti. Fakirlere otuz bin altn ek datlmasn vasiyet etmitir.
Hi durmadan, boyuna konuarak, Emma ile Leon'u ii parmaklklarla dolu bir hcreye soktu,
onlardan birkan yerinden kaldrd ve kt yaplm bir heykel olmas muhtemel bulunan bir
nevi kleyi meydana kard. Uzun bir i ekme ile:
Bu, dedi, eskiden ngiltere kral ve Normandiya dukas Arslan Yrekli Richard'n mezarn
sslyordu. Calvin'ciler, Monsieur, onu bu hale getirdiler. Ktlk olsun diye, Monsen-yrn
piskoposluk makam altna, topraa gmmlerdi. te, Monsenyrn ikametghna gitmek iin
getii kap. Geelim de Gargouille'u gsteren renkli pencere camn grelim.
Fakat Leon hzla cebinden bir gm para kard ve Em-ma'y kolundan yakalad. Kavas,
yabancnn grecei daha birok ey varken, bu zamansz cmertlii anlamayarak, ard
kald:
Ama, Monsieur, an kulesinin lemi, lem, lem!.. Leon:
Teekkr ederim, dedi.
Monsieur hata ediyorlar! Yerden itibaren ykseklii tam drt yz krk ayaktr, Msr'daki en
yksek ehramdan yalnz dokuz ayak noksan. Batan baa dkme demirden, sonra...
Leon kayordu; zira neredeyse, iki saatten beri kilisede ta gibi "hareketsiz kalm olan ak,
imdi de delifiek bir kazancnn marifeti ile katedralin tepesine gelip konuvermi o sipsivri bir
kafesi andran veya ajurlu bir bacaya benzeyen eyden buhar olup havaya karacak gibi geldi
ona.
Emma:
Peki, nereye gidiyoruz? diyordu.
Leon cevap vermeksizin hzl hzl yryordu. Madame Bo-, vary parman mukaddes suda
slatrken, arkalarnda, muntaMADAME BOVARY
249
zam aralkl bir baston takrtsyle, birinin nefes nefese geldiini duydular. Leon dnp bakt.
Monsieur!
Ne var?
Bu, kavast, koltuunun altna sktrd yirmi kadar ciltsiz kaln kitab karniyle de
destekleyerek getiriyordu. Bunlar, katedralden bahseden eserlerdi.
Leon kiilseden dar frlarken homurdanyordu:

Hay budala!
Kk bir ocuk sahanlkta haylazlk ediyordu:
Git de bana bir araba getir.
ocuk, kurun gibi Quatre-Vents sokandan frlad, gitti. Kar karya, ne yapacaklarn biraz
arm, birka dakika yalnz kaldlar.
Ah! Leon, dorusu... bilmem ki... olur mu... Nazlanyordu. Sonra ciddi bir eda ile:
Biliyor musunuz, pek yakksz olur! Noter ktibi:
Neden olsun, dedi, Paris'te olaan bir ey bu. Emma bu sz zerine, mukavemet edilmez
bir delil karsndaym gibi pes etti.
Ama araba bir trl gelmiyordu. Le*on, Emma'nm tekrar kiliseye girmesinden korkuyordu.
Nihayet araba grnd. Eikte kalm olan kavas onlara seslendi:
Hi olmazsa kuzey kapsndan kn, dirilii, ceza g-. nn, cennet, Kral David'i ve
cehennemin alevleri iindeki lanetleri grrsnz.
Arabac:
Monsieur nereye gidecek? diye sordu. Le"on, Emma'y arabaya sokarak:
Nereye isterseniz, dedi. Hantal araba yola dzld.
Byk kpr sokandan indi, sanatlar meydann, Napoleon rhtmn, yeni kpry geti ve
Pierre Corneille'in heykeli nnde znk diye durdu.
eriden gelen bir ses:
Devam ediniz! dedi.
Araba yeniden harekete geti, La Fayette kavandan iti250
MADAME BOVARY
baren, kendini inie brakarak, drtnala imendifer istasyonuna girdi.
Ayn ses:
Hayr, hayr, diye bard, dosdoru gidin!
Araba, parmaklklardan dar kt ve aalkl yola gelince, ulu karaaalar arasndan, hafif
trsla devam etti. Arabac alnn sildi, mein apkasn dizleri arasna koydu, arabasn yan
yollarn tesine, nehir kenarna, imenlerin yaknma srd.
Araba nehir boyunca, kuru talar deli yedeki yolundan ilerledi, Oyssel tarafndan, adalarn
tesine kadar uzun uzun yol ald.
Fakat, birdenbire, bir srayta, Quatremares, Sotteville, Grande-Chausse ve Elbeuf
sokandan geti ve nebatat bahesi nnde, nc defa olarak durdu.
Ayn ses, daha fkeli:
: Yrsenize! diye haykrd.
Araba derhal harekete gelerek, Saint-Sever, Curandiers rhtm ve Meules rhtmndan geti;
kpry bir kez daha at, Champ-de-Mars Meydan'n ve siyah ceketli ihtiyarlarn,
sarmaklarla yemyeil bir taraa zerinde, gnete bir aa bir yukar gezindikleri hastane
bahelerini arkada brakt. Bouvreuil bulvarndan kt, Cauchoise bulvarn, sonra Deville
yamalarna kadar btn Mont-Riboudet'yi dolat.
Tekrar dnd ve artk niyetsiz ve istikametsiz, rasgele, gezintiye devam etti. Saint-Pol'e,
Lescure'e, Gargan tepesine, Rouge-Mare'a, Gaillardbois meydanna, Maladrerie sokana,
Dinanderie sokana, Saint-Romain, Saint-Vivien, Saint-Maclou, Saint-Nicaise nne, Gmrk
nne, Base-Vieille-Tour'a, Trois -Pipes'e ve Cimetiere Monumental'e urad. Arabac, hep
yerinde, vakit vakit meyhanelere mitsizce bakyordu. Mterilerini hangi hareket lgnlnn
byle durmamacasna yollara drdn bir trl anlayamyordu. Bazen mahsus duraklar
gibi oluyor, fakat derhal arkadan fkeli haykrmalarn ykseldiini iitiyordu. O zaman,
sarsntlara aldrmakszn, uraya buraya arparak, kaytsz, keyfi kam, susuzluktan,
yorgunluktan ve kederden deta alamakl olmu, ter iinde kalm iki sska beygirine yle
temiz birer krba savuruyordu.
MADAME BOVARY
251
Limanda, yk arabalryle variller arasnda, sokaklarda, snr talarnn bulunduu kelerde,
ehirliler, kk perdeleri inik bir arabann, bir mezar gibi smsk kapal ve bir gemi gibi

bocalaya bocalaya, durmamacasna ayn yerlerden gemesi gibi tarada benzeri grlmemi bir
hadiseye afallam, gzlerini drt aarak bakyorlard.
Bir defa, gn ortasnda, krlk yerde, arabann gm gibi parlayan fenerlerine gnein tepeden
vurduu bir anda, eldi-vensiz bir el sar bezden perdelerin altndan uzand ve darya kat
paralar att. Bunlar, rzgrla etrafa daldlar ve az tede, beyaz kelebekler gibi, iek am
bir krmz yonca tarlasna dkldler.
Sonra saat altya doru, araba Beauvpisine mahallesinin darack bir soka nnde durdu,
iinden, apkasnn tln indirmi bir kadn indi ve ban evirmeksizin yrd.
II
Madame Bovary hana varp da yolcu arabasn gremeyince ard kald. Kendisini elli
dakika beklemi olan Hivert, nihayet kalkp gitmiti.
Zaten Emma'y hareket etmeye zorlayan bir ey yoktu; fakat akama dneceine sz vermiti.
Charles da kendisini bekliyordu. Emma, birok kadnlarda zinann hem cezas, hem de diyeti
olan o korkak uysall kendi yreinde hissetmeye balamt.
Sratle bavulunu hazrlad, hana borcunu dedi, avluda bulduu iki tekerlekli bir arabaya bindi.
Arabacy sktrarak, cesaretlendirerek, her dakika saati ve geilen kilometreleri sorarak,
Quincampoix'nin ilk evleri hizasnda Krlang' yakalamaya muvaffak oldu.
Arabada bir keye oturur oturmaz, gzlerini yumdu ve bayrn altnda'at. Nalbantm evi
nnde gerine gerine duran Felicit^'yi ta uzaktan tand. Hivert, atlarn zaptetti, a kadn da
arabann vasistasna kadar uzanarak, srarl bir tavrla:
Madame, dedi, hemen M. Homais'nin -evine gitmeniz lazm. Pek acele bir mesele iin.
Kasaba her zamanki gibi sessizdi. .Sokak kelerinde, ha252
MADAME BOVARY
vada ttp duran kk pembe kmeler vard, nk reel kaynatma zamanyd ve Yonville'de
herkes, ayn gn klk reelini hazrlad. Fakat eczacnn dkkn nnde ok daha geni bir
yn herkesin hayranln ekiyordu. Bu yn, bir eczanenin kasaballara ait frnlara, bir kamu
ihtiyacnn ferdi fantezilere gerekli olan stnlyle, dier ynlar ayordu.
Emma ieriye girdi. Byk koltuk devrilmiti, hatta Rouen Feneri, iki havan eli arasnda yere
serilmi yatyordu. Koridorun kapsn itti, pleri temizlenmi frenkzmyle dolu koyu renkte
kpler, dvlm eker, para halinde ekerler, masada teraziler, atete tencereler arasnda,
ta enelerine kadar kan nlkleri ve ellerinde atallaryle, irili ufakl btn Homais'leri
mutfakta buldu. Justin, ayakta, ban eiyor, eczac ise baryordu:
Kim dedi sana, git de Capharnam'den al diye?
Ne olmu? Ne var?
Ne mi var? Reel yaplyor; tencereler kaynyor; fakat urubu kuvvetli gelmi ki, nerdeyse
taacaklar. Git, bir baka tencere getir diyorum. Bizimki de, snepeliinden, tembelliinden,
gidiyor, laboratuvarda capharnam'un ivide asl anahtarn alyor.
Eczac, tavan arasnda mesleine ait kap kaakla eczalarn tklm tklm doldurduu kk bir
odaya capharnam demek detindeydi. Sk sk sk oraya gider, etiket yaptrmak, kaptan kaba
devretmek, yeniden sarp sarmalamakla saatleri geirirdi. Burasn basit bir depo deil, hakiki
bir mabet sayard. Elcei-ziyle hazrlad trl haplar, macunlar, menkular, ilalar, uruplar,
buradan kar ve eczanenin hretini civara yayard. Hi kimse bu odaya ayak basamazd. Bu
kurala o kadar itaat ederdi ki, iini de bizzat kendisi sprrd. Nihayet, herkese ak olan
eczanesi nasl gururunu 'tehir ettii bir yerse, buras da Homais'nin kendisini bencilce
toparlayarak, yalnz sevdii ilerle uramaktan zevk ald br snakt. Bu nedenle Jus-tin'in
sersemlii, ona saygszln son perdesi gibi geliyor ve frenkzmlerinden daha ok kpjkrmz
kesilerek, tekrarlyordu:
Capharnam'den ha! Asitleri, yakc alkalileri kilitlediim anahtar alarak ha! Oradan yedek
bir tencere getirmek ha, hem de kapakl bir tencere ha! Belki bir daha onu kullanamayacam!
Bizim meslein nazik ilerinde her eyin ehemmiyeti
MADAME BOVARY
253
vardr. Hl anlamadn m ki, her eyin yeri ayrdr, ila imaline tahsis edilen eyleri byle
hemen hemen ev ii denebilecek hizmetlerde kullanmaz caiz deildir. -Bu, deta bir tavuu
neterle paralamaya benzer, bu deta bir hkimin... Madame Homais:

Sakin ol, canm, diyordu. Athalie de, redingotuna yaparak:


Baba! Baba deyip duruyordu. Eczac:
Hayr, diyordu, brakn beni, brakn beni. Vay canna! Vallahi bakkal olsaymm daha
iyyimi! Haydi bakalm! Hibir eye sayg gstermeyin, krn, paralayn, slkleri salverin,
hatmiyi yakn, kavanozlarda hyar turusu kurun, sarglan yrtn!
Emma:
Ama, demisiniz ki...
Bir dakika! Biliyor musun bana ne gelecekti?.. Solda, nc rafta, kede hibir ey
grmedin mi? Syle, cevap ver, azndan bir sz ksn!
ocuk: . Bil... bilmiyorum, diye kekeledi.
Ya, bilmiyorsun! yle mi? Aman ben biliyorum! Bir ie grmsndr, mavi camdan bir
ie, az balmumuyla kapal, iinde beyaz bir toz var, stnde de kendi elimle yazdm-d:
Tehlikeli! Biliyor musun iinde ne olduunu? Arsenik. Demek o ieye dokunacaksn, sonra
yanndaki tencereyi alacaksn!
Madame Homais, ellerini bititirerek:
Yannda ha! dedi. Arsenik ha? Hepimizi zehirleyecektin sen!
ocuklar, karnlarnda dayanlmaz sanclar balam gibi, barp armaya baladlar. Eczac
devam etti:
Yahut bir hastay zehirleyecektin! Ar Ceza Mahkeme-si'ne gitmemi, sulular arasna
oturmam m istiyordun? Giyotine srklenmemi grmek mi istiyordun? Ne yaman alkanlm
olduu halde, bunlarla urarken re kadar titizlik gsterdiimi bilmez misin? Ekseriya,
mesuliyetim aklma gelince benim bile dm kopar! nk, hkmet bizi yerden yere al254
MADAME BOVARY
yor, tbi olduumuz sama mevzuat, gerek bir Democles klc gibi tepemizdedir!
Emma, kendisinden ne istendiini artk dnmez olmutu. Eczac ise nefes nefese
syleniyordu:
Gryor musun sana yaplan iyiliklere nasl mukabele ettiini! Sana bir baba cmertliiyle
sarf ettiim dikkat ve ihtimamlar bak nasl mkfatlandryorsun!.. Dn, ben olmasaydm, ne
olurdun? Ne yapardn? Yemeini, terbiyeni, giyeceini, bir gn toplumun saflannda erefle yer
tutmak olanaklarn sana kim veriyor? Ama bunun iin, kree aslarak ter dkmek, dedikleri
gibi, avularnn nasrlamas gerek. Fabricando fit fa-ber, age quod agis.
Hiddetten o kadar kprmt ki, Latinceden misal getiriyordu. ayet bilgisi olsayd, inceden
ve Groenland dilinden de misal getirebilirdi; nk, tpk frtnal gnlerde, Okyanusun,
kysndaki yosunlardan dibindeki kumlara varncaya kadar alp salmas gibi, ruhunun nesi
var nesi yoksa hepsini rasgele da dkt o buhranlardan birini geirmekteydi.
Devam etti:
Seni adam etmek vazifesini zerime aldmdan fena halde piman olmaya balyorum.
Seni, iinde doduun sefalet ve pislikte kflenmeye brakm olsaydm vaktiyle, ok daha iyi
hareket etmi olurdum herhalde! Boynuzlu hayvanlara obanlk etmekten baka bir ie
yaramayacaksn. lme zerre kadar istidadn yok! Bir etiket yaptrmasn bile zor beceriyorsun!
Sonra da, burada, evimde beyler gibi, mirasyediler gibi, karnn tka basa doldurarak
yayorsun!..
Fakat Emma, Madame Homais'ye dnerek:
Beni armsnz...
Kadncaz, kederli bir tavrla Emma'nn szn kesti:
Ya, aman Allahm, nasl sylemeli bilmem- ki? Bir felket!
Szn bitiremedi. Eczac gdyordu:
Boalt u tencereyi! ini iyice temizle. Gtr, yerine koy. Haydi abuk ol!
Justin'i ksack bez ceketinin yakasndan tutup sarsarken, cebinden yere bir kitap drd.
MADAME BOVARY
255
ocuk eildi. Homais, ondan daha atik davrand, kitab yerden alarak bakt. Gzleri faltana
dnm, az bir kar ak kalmt.
ki kelimeyi birbirinden ayra ayra:
Evlilikte... ak, dedi. Oh! ok gzel! ok gzel! Mkemmel! Resimleri de var! Yok, artk sen
ok oluyorsun!

Madame Homais ilerledi: Hayr, sakn dokunma


ocuklar, resimleri grmek istediler. Eczac parlad:
kn dar! ocuklar ktlar.
nce, alm kitap elinde, gzlerini dndrerek, soluu kesilmi, yz imi, beyninden
vurulmu gibi, iri admlarla bir aa, bir yukar gezindi. Sonra dosdoru mezinin karsna
geldi, kollarn kavuturarak durdu:
Demek hibir kt huyun eksik deil, yle mi, Allahn cezas? Dikkat et, uurumun
kenarndasn!.. Bu aalk kitabn ocuklarmn eline geeceini, kafalarn altst edeceini, Athalie'nin yzn gzn aacan, Napoleon'u doru yoldan ayracan hi dnmedin mi?
Olum koskoca adam oldu nerdeyse. Hi deilse, ellerine geirip okumadklarndan emin misin?
Bana teminat verebilir misin ki?!.
Emma:
Ama, bana bir diyeceiniz varm, Monsieur? dedi.
Doru, Madame... kaynpederiniz ld!
Hakikaten Bovary Efendi, iki gn nce, anszn, sofradan kalkt srada, beyin kanamasndan
lmt. Charles, Emma' mn hassasiyetini korumak dncesiyle, tedbirde pek ileri giderek, M.
Homais'den bu korkun haberi karsna sindire sindi-re vermesini rica etmiti.
Eczac, syleyecei cmle zerinde uzun uzadya dnm, onu trplemi, yuvarlam,
veznine sokmutu; bylece cmle, tedbir ve girizgh, bir ince slup ve nezaket aheseri haline
gelmiti. Fakat fke, belagat silip sprmt.
Emma, tafsilt istemekten vazgeerek, eczaneden kt; zira M. Hocais tekrar azarlamalarna
balamt. Artk sakinle-iyordu, Yunan biimindeki takkesiyle yelpazelenerek, babacan bir
tavrla syleniyordu:
256
MADAME BOVARY
Sanma ki bu kitabn tamamyle aleyhindeyim! Yazar hekimdi. Eserde yle ilmi taraflar var
ki, insann okuyup renmesinde saknca yoktur, hatta renmesi lazmdr da diyebilirim. Fakat
daha sonra, daha sonra! Hi deilse erkek olmay, mizacnn kvamn bulmasn bekleseydin ya.
Emma kapy alnca, kendisini beklemekte olan Charles, kollarn aarak ilerledi ve alamakl
bir sesle:
Ah, sevgili karcm, dedi.
Emma'y pmek iin hafife eildi. Fakat, kocasnn dudaklar dudaklarna deer demez,
tekinin hatras canland, rpererek elini yznden geirdi.
Ama yine de cevap verdi:
Evet, biliyorum... biliyorum.
Charles ona, annesinin hibir duygu yapmacna bavurmakszn hadiseyi olduu gibi anlatt
mektubu gsterdi. Kadn yalnz, kocasnn Doudeville'de, emekli subaylarla bir anma
yemeinden sonra, sokakta bir kahvenin kaps nnde lmesi nedeniyle, papazsz can
verdiine yanyordu.
Emma mektubu geri verdi. Sonra, akam yemeinde, det yerini bulsun diye itah kesilmi
gibi grnd. Fakat Charles'n stelemesi zerine, pekl yemee balad. Oysa, karsnda
kocas, zntden bitkin, elini hibir eye srmyordu.
Zaman zaman, ban kaldrarak, karsna yeis dolu gzlerle uzun uzun bakyordu. Bir defasnda
iini ekti:
Kendisini tekrar grmek isterdim.
Emma susuyordu. Nihayet, konumas gerektiini anlayarak:
Ka yandayd baban? diye sordu.
Elli sekiz yandayd.
Yaa!
Hepsi bundan ibaret kald. Bir eyrek saat sonra Charles:
Zavall anneciim, dedi, imdi ne olacak? Emma, bilemeyeceini gsteren bir jest yapt.
Charles, karsn byle sessiz grdke, habere pek zlm olduunu sanyor, duyduu acy
bsbtn coturmamak iin, kendini de bir eyler sylememeye zorluyordu. Ama yine, kendi
zntsn yenerek:
Dn, dedi, iyi elendin mi bari?
MADAME BOVARY

257
Evet.
Sofra rts kaldrld zaman, Bovary yerinden kalkmad. Emma da yle. Kocasnn halini
grdke, bu manzarann monotonluu yreindeki acma duygusunu yava yava silip
spryordu. Kocas ona, clz, sska, bir hi, ksacas, her bakmdan biare bir adam gibi
grnyordu. Bu adamdan nasl kurtulmal? Ne sonu gelmez akamd bu! Bir afyon buhar gibi.
uyuturucu bir ey Emma'y gevetiyordu.
Methalde, deme tahtalar zerinde bir sopann tok grltsn duydular. Bu, Madamn
bavullarn getiren Hippolyt'ti.
Adam, bavullar yere koymak iin, tahta bacayle, kna skma yarm ark etti.
Emma, gr kzl salarndan ter boanan biareye bakarak kendi kendine:
Bana gelenleri unutmu bile, dedi.
Bovary, kesesinde ufaklk arayp duruyordu. Bu adamcazn, sanki ifa bulmaz beceriksizliine
canl bir serzeni gibi, sadece orada bulunuunun dahi kendisi iin ne kadar zillet verici bir ey
olduunu anlamaz grnyordu.
Ocan stnde Leon'un menekelerine gz iliince:
Ne gzel bir buket getirmisin, dedi. Emma hi oral olmayarak:
Evet, dedi, bugn leden sonra satn almtm... bir dilenci karsndan.
Charles menekeleri ald, alamaktan kzarm gzlerini onlarla serinleterek kokusunu iine
ekti. Emma, hemen iekleri elinden ekip ald ve bir su bardana koydu.
Ertesi gn, Madame Bovary anne kageldi. Ana oul, karlkl alatlar. Emma, hizmetilere
emir vermek bahanesiyle ortalktan kayboldu.
Daha ertesi gn, hep birlikte matem meselesini grmek icabetti. Diki' kutularyle birlikte
dere boyuna gidilip kameriyenin altna oturuldu.
Charles, babasn dnyordu. lmne kadar pek az sevdiini sand bu adama bu kadar
muhabbet duymasna hayret ediyordu. Madame Bovary anne, kocasn dnyordu. Eski
zamanlarn en kt gnlerini bile zlyor gibiydi. Pek uzun bir hayflanma ile her ey
siliniyordu. Diki dikerken, iri bir ya
MB 17
258
MADAME BOVARY
damlas burnundan aaya iniyor ve ucunda bir an asl duruyordu.
Emma ise, ancak krk sekiz saat nce, dnyadan uzak, tam bir sarholuk iinde, yle
birbirlerine yiyecek gibi bakarak, yan yana bulunduklarm dnyordu. O mazi olmu gnn
en gze grnmez ayrntlarn canlandrmaya alyordu. Fakat kocasyle kaynanasnn orada
bulunuu, kendisini rahatsz ediyordu. Ne yaparsa yapsn, aknn zaten dardan gelen
izlenimlerle kaybolu gidecek olan hatras bozulmasn diye, hibir ey dinlememek, hibir ey
grmemek istiyordu.
Bir elbisenin astarn skyor, etrafna bez paralar salyordu. Bovary ana, gzlerini
kaldrmakszm, makasn krdatyordu. Charles ise, kenarlar eritli terlikleri ayanda,
kendisine hrkalk eden koyu renkte eski redingotu srtnda, iki eli ceplerinde duruyor, hi sesini
karmyordu. Yaknlarnda Berthe, zerinde kk beyaz nl, kreiyle bahe yollarnn
kumunu kuruyordu.
Birdenbire tuhafiyeci M. Lheureux'nun itten ieri girdiini grdler.
Kaderin icaplarn gz nnde tutarak, kendilerine bir hizmette bulunup bulunmayacan
renmeye gelmiti. Emma, byle bir hizmete ihtiya olduunu sanmadn syledi. Dkknc
bu cevaptan hi alnmad:
ok zr dilerim, dedi, zel olarak grmek isterdim. Sonra, alak sesle ilave etti:
Hani u meseleye dair... biliyorsunuz, deil mi? Charles, kulaklarna kadar kpkrmz kesildi:
Evet, evet, yle ya. Tel iinde karsna dnd:
Acaba, dedi, mmkn m, sevgilim?..
Emma anlayl grnd, yerinden kalkt. Charles, bu sefer annesine:
Bir ey deil, dedi, eve dair ufak tefek iler. Paylanmaktan korktuu iin, annesinin senet
meselesini renmesini istemiyordu.
Babaa kalnca, M. Leureux, aktan aa Emma'y mirastan dolay tebrik etti, sonra undan
bundan, yemi aalarndan, mahsulden, daima yle byle, kr topal giden salm-

MADAME BOVARY
259
dan sz at, herkesin dncesinin tersine, sadece ekmeine katk bulabilmek iin ecel teri
dktn anlatt.
Emma, adamn szn kesmeden dinliyordu. ki gnden beri skntdan patlayacak haldeydi!
Dkknc:
Artk tamamyle iyiletinz, diye devam etti. Zavall kocanzn zntden neler ektiini
grdm. Her ne kadar aramzda baz ekimeler olduysa da, iyi ocuktur dorusu.
Emma, ne gibi ekimeler olduunu sordu; Charles siparilerin geri verilmesini kendisinden
gizlemiti. Lheureux:
Biliyorsunuz canm, dedi, u sizin arzu ettiiniz eyler, yolculuk antalar filan gibi.
apkasn gzlerine kadar indirmi, iki eli arkasnda, glmseyerek, hafife slk alarak,
Emma'ya, tahamml edilmez bir ekilde, tam kardan bakyordu. Acaba bir eylerden mi
phe ediyordu?. Trl endieler iinde bunalp kalmt. Bereket versin adam, sonunda:
Nihayet kendisiyle anlatk, dedi, zaten kendisine bir uzlama teklif etmeye geldim.
Bu, Bovary'nin imza ettii senedi yenilemekten ibaretti. Monsieur, nasl mnasip grrse, yle
hareket ederdi, zlmesine hi lzum yoktu, hele bir sr skntl ilerle karlaaca u
gnlerde.
Hatta bunu bir bakasna, rnein size devretse, ok daha iyi olur. Bir vekletname ile
mesele halledilir; o zaman da ilerimizi karlkl grrdk.
Emma, hibir ey anlamyordu. Dkknc sustu. Sonra, sz dkkndaki mallara getirerek,
Madamn kendisinden bir eyler satn almaktan vazgeemeyeceini syledi. Kendisine on iki
metrelik siyah bir ynl gnderecekti, bundan ferah ferah bir rob kard.
stnzdeki elbise eve giymeniz iin iyi. Ama ziyaretlere gitmek iin baka bir tane lazm.
Ben bunu ieriye girer girmez hemen farkettim. Bende Amerikal gz vardr.
Kuma gndermedi, bizzat getirdi. Sonra l almaya geldi, her seferinde sevimli, hizmete
amade ve Homais'nin deyimiyle, bu ie ba koymu grnmeye alarak ve daima Emma'
260
MADAME BOVARY
ya vekletname hususunda tler sokuturarak trl bahanelerle tekrar tekrar geldi. Senetten
asla bahsetmiyordu. Emma' nn bu meseleyi dnd yoktu. Charles, nekahatinin ilk
gnlerinde kendisine bir eyler hikaye etmiti; ama kafas ylesine allak bullakt ki, hibir ey
hatrlayamyordu. Zaten para konusunda bir mnakaa kaps amaya da asla yanamad.
Bovary ana bundan hayrete dt ve gelininde grd bu miza deimesini, hastal
srasnda tutulduu din duygularna verdi.
Fakat kaynanas gider gitmez, Emma; pratik saduyusuyla Bovary'nin gzlerini kamatrmakta
gecikmedi. Malumat almak, ipotekleri tahkik etmek, mzayede ile sata karmak m, yoksa
tasfiye etmek mi icabedeceini anlamak gerekiyordu.
Rasgele'teknik deyimler kullanyor, nizam, istikbal, basiret gibi byk laflar ediyor ve
mtemadiyen verasetin glklerini byltyordu. Nihayet bir gn kocasna ileri sevk ve
idare etmek, her nevi borca girmek, btn senetleri imza veya ciro eylemek, her nevi tediyede
bulunmak ilah hususunda umumi bir vekletname rnei gsterdi. Lheureux'un verdii
derslerden faydalanmt.
Charles, bu kadn nereden geldiini safa sordu.
M. Guillaumin'den.
Sonra, grlmemi bir soukkanllkla ilave etti:
Dorusu, pek gvenemiyorum. Noterlerin kt bir hreti yardr! Belki danmak
gerekecek... tandk biri olsa... ama, kimse yok.
Bir tandk bulmak iin zihnini yoran Charles:
Belki Leon kabul ederse...
Fakat mektuplama yoluyle anlamak g olacakt. Emro bizzat Rouen'a gitmeye talip oldu.
Charles teekkr etti. Kadn srar etti. Karlkl bir nezaket ve iltifat yardr balad. Sonunda
Emma, yapma bir isyan edasyle:
Hayr, rica ederim, ben gideceim, dedi. Charles, ban eerek:
Ne kadar iyisin, dedi.

Daha ertesi sabah, Emma, Rouen'a gidip M. L6on'a akl danmak iin Krang'a bindi: Orada
gn kald.
MADAME BOVARY III
261
Bu gn, dopdolu, nefis, harikulade geti, gerek bir balay oldu. Rhtm zerinde Boulogne
Ote/i'ndeydiler. Orada, pancurlar ekilmi, kaplar kapal, yerlerde iekler ve sabah olur olmaz
getirilen buzlu erbetlerle yaadlar.
Akama doru, st kapal bir kaya biniyorlar, bir adaya yemek yemeye gidiyorlard.
Bu saat, gemi tezghlarnda, kalafat tokmaklarnn gemi karinalarnda tnlad duyulan saatti.
Katran duman aalar arasndan dalyor, nehirde, gnein kzll altnda yzen, tabaka
tabaka Floransa tuncu gibi karmakark dalgalanan, geni yal damlalar grlyordu.
Verev duran uzun halatlar sandaln stne biraz srtnen, rhtma bal kayklar arasndan
geiyorlard.
ehrin grltleri, yk arabalarnn takrts, seslerin uultusu, gemi gvertelerindeki kpeklerin
havlamas, azar azar uzaklayordu. Emma apkasnn balarn zyor, adalarna ayak
basyorlard.
Kapsnda siyah alar asl duran bir meyhanenin bask salonuna girip oturuyorlard. strongilos,
krema ve kiraz yiyorlard. Otlar zerine uzanyorlar, herkesten uzakta, kavaklarn altnda
pyorlard. Saadet iinde kendilerine dnyann en ahane kesi grnen bu kck
yerde, iki Robinson gibi, sonuna kadar mr srmek istiyorlard. Aalar, mavi gkyzn,
imeni ilk defa grmyorlar, suyun akn dallar arasnda meltemin esmesini ilk defa
iitmiyorlard; fakat, sanki tabiat daha nceden mevcut deilmi, yahut arzularnn tatmin
edilmesinden beri gzellemeye balam gibi, herhalde btn bunlara daha evvel hayranlk
duymam olacaklard.
Gece, geri dnyorlard. Kayk, adalarn kysn takip ediyordu. Her ikisi de kayn dibinde,
karanla gizlenmi, hi konumadan kalyorlard. Demir iskarmozlarda drt ke krekler ses
karyor ve bu, bir metronomun tiktak gibi sessizlik iinde beliriyordu. Arkada ise, srklenen
dmen krei suda tatl prtsn hi kesmiyordu.
Bir defasnda ay grnd. Ay melankolik, ve iirle dolu bularak, hemen airanelik etmeye
baladlar; hatta Emma ark bile syledi:
262
MADAME BOVARY
Bir gece, hatrlar msn, sulardan kayyorduk, ilh.
Ahenkli ve zayf sesi sularda kayboluyordu. Rzgr, Leon' un etraftan kanat rpmalar gibi
getiini dinledii ses titreimlerini alp gtryordu.
Emma, kayn blmesine dayanm, tam karda duruyordu. Ay, orada, ak bir pancurdan
ieriye giriyordu. Kvrmlar yelpaze gibi genileyen siyah elbisesi, onu daha ince, daha uzun
boylu gsteriyordu. Ban kaldrm, ellerini bititirmi, gzlerini gkyzne dikmiti. Bazen
stlerin glgesi onu btn btne gizliyor, sonra ay nda, yoktan var olmu gibi,
birdenbire meydana kyordu.
Leon, onun yannda, yerde, eline krmz bir kurdele paras geirdi.
Kayk kurdeleyi evirip evirdikten sonra:
Belki, dedi, geen gn gezdirdiim bir gruptan kalm olmal. Pastalar, ampanyalar, borulu
alglarla gelen grltl patrtl, kadnl erkekli bir alay aklaban vard kaykta. Hele bir tanesi
vard, kk bykl, uzun boylu, yakkl bir adanv keyfine payan yoktu. tekiler: Haydi, bize
bir eyler anlat..., Adolphe... Adolphe!.. diye baryorlard galiba.
Emma rperdi. Leon ona sokularak:
Rahatsz m oldun? dedi.
Yoo, bir ey deil. Herhalde gecenin serinlii olacak. htiyar kayk, yabancya iltifat
olacan sanarak, yavaa:
Kadnsz edemeyen biri olmal o da, dedi. Sonra avularna tkrerek kreklere sarld.
Ama yine de ayrlmak lazm geldi! Veda, pek hazin oldu. Leon mektuplarn Rolet anann
adresine gnderecekti. Emma ifte zarf hakknda o kadar ak tavsiyelerde bulundu ki, L6on
onun bu k kadn kurnazlna bayld.
Emma son pckte:
Bana her ey yolunda diyorsun, deil mi? diye sordu.

Elbette, elbette.
Fakat, sokaklardan tek bana eve dnerken aklna geldi:
Niin bu kadar vekletname diye tutturuyor?
MADAME BOVARY IV
263
ok gemeden Leon, arkadalarna tepeden bakmaya balad, aralarndan uzaklat ve
dosyalan tamamyle ihmal etti.
Hep mektup bekliyordu; gelenleri tekrar tekrar okuyordu. Emma'ya mektup yazyordu.
Arzusunun ve hatralarnn btn kuvvetiyle onu hayalinde canlandryordu. Emma'y tekrar
grmek istei, onun uzakta olmasyle azalacana bsbtn artt, o kadar ki, bir cumartesi
sabah noterlikten svt.
Bayrn stne varp da vadide rzgrla dnen teneke bay-rayle an kulesini grnce,
kylerini ziyarete gelen milyonerlerin hissetmesi gereken muzafferane bir gurur ve bencil bir
efkat kar bir haz duydu.
Emma'nn evinin etrafnda dolamaya gitti. Mutfakta k yanyordu. Perdelerin arasnda
glgesini arad. Hibir ey grnmedi.
Lefranois ana, kendisini grnce sevinle lklar kopard, onu uzam ve incelmi buldu.
Oysa Artemise, grbz-lemi ve esmerlemi buluyordu.
Yemeini, eskiden olduu gibi, kk salonda yedi, ama yalnzd, tahsildar yoktu; nk Binet,
Krlang' beklemekten usanm, yemeini bir saat erkene almt, imdi artk akam yemeini
tam saat bete yiyor ve yine de ihtiyar hrtlambann ge kaldm sk sk sylemekten geri
kalmyordu.
Leon nihayet kararn verdi. Gidip hekimin kapsn ald. Madame odasndayd, ancak bir eyrek
saat sonra aa indi. Monsieur, Leon'u grmekten pek memnun grnd; fakat ne o akam,
ne de ertesi gn evden kt.
Leon, Emma ile ancak gece ge saatlerde, bahenin arkasndaki dar yolda tpk tekiyle
olduu gibi, dar yolda yalnz kalabildi. Hava saanaklyd, imeklerin parltsnda, emsiye
altnda konuuyorlard.
Ayrlk tahamml edilmez bir hale geliyordu.
Emma:
lmek daha iyi, diyordu.
Alaya alaya, Leon'un kollar arasnda kvranyordu.
Alaha smarladk!.. Allaha smarladk!.. Seni ne zaman greceim bir daha?
264
MADAME BOVARY
Ayrlmlarken dnp tekrar ptler. Emma, her areye bavurarak hi deilse haftada bir
defa devaml olarak serbeste bulumak frsatn elde edeceini vaadetti. Zaten bundan phesi
yoktu. mit iindeydi. Kendisine para gelecekti.
Nitekim, odasna, M. Lheureux'un ucuzluunu methettii geni yollu bir ift sar perde ald; bir
hal satn almay kurdu, M. Lheureux: Alt taraf atla deve deil diyerek, kendisine bir tane
tedarik etmeyi nezaketle zerine ald. Emma, dkkncya iyice dadanmt. Gnde yirmi defa
adam gnderip kendisini aryordu, o. da hi ses karmadan,, iini gcn brakp geliyordu.
Rolet anann neden her gn le yemeini Emma'larda yedii ve ayrca kendisine zel
ziyaretlerde bulunduu da bir trl anlalmyordu.
Emma bu devirde, yani k balangcnda, mzie dehetli tutkun grnd.
Charles'n kendisini dinledii bir akam, ayn paraya drt kere yeni batan balad ve her
defasnda aldn beenmedi. Halbuki, fark kavrayamayan Charles:
Bravo, diyordu. ok gzel! Beenmemekte hakszsn! Devam et.
Hayr, olmuyor. Berbat! Parmaklarm durmu.
Ertesi gn, Charles ondan bir eyler daha almasn rica etti.
.
Peki, arzun yerine gelsin diye alyorum.
Charles, arada piyanoyu birazck unuttuunu itiraf etti. Emma porteleri aryor, birbirine
kartryordu. Sonra birdenbire keserek:
Hayr, olmuyor, dedi, ders almam lazm, ama... Dudaklarn srd ve devam etti:
Ders bana yirmi frank, ok pahal! Charles, aptalca srtarak:

Evet, doru... Biraz pahal, dedi. Ama yine, bana kalrsa daha ucuz bir eyler bulunur belki;
zira mehurlardan ok daha deerli olan, fakat n salmam sanatkrlar da vardr.
Emma:
Bul da greyim, dedi.
MADAME BOVARY
265
Ertesi gn Charles, eve dnd zaman Emma'y kurnaz bir bakla szd ve nihayet unu
azndan kard:
Bazen ok inadn tutuyor! Bugn Barfeuchers'deydim. te orada, Madame Liegard,
Misericorde'da okuyan kznn ders bana iki buuk frank Vererek, hem de usta bir
retmenden piyano dersi aldklarn syledi!
Emma omuz silkti ve piyanosuna bir daha el srmedi. Fakat (Bovary ayet oradaysa),
piyanosunun yanndan ne zaman gese:
Ah zavall piyanocuum, diye iini ekmeye balad. Emma, kendisini ziyarete gelenlere
mzii braktn, baz
zaruretler yznden yeniden balayamadn sylemekten geri kalmyordu. Herkes ona
acyordu. Ne kadar yazk olmutu! nsann bu kadar kabiliyeti olunca!
Bunlar Bovary'e de sylediler. Herkes kendisini ayplyordu ve bilhassa eczac:
Yaptnz doru deil, diyordu. Tabiatn melekelerini hibir zaman bakmsz brakmamal.
Zaten, dnn, dostum. Madam piyanoya tevik ederseniz, daha sonralar ocuunuzun
mzik terbiyesi daha az masrafa malolur. Bana kalrsa, asl anneler ocuklarn yetitirmelidir.
Bu, Rousseau'nun fikridir, belki zamanmz iin biraz yenidir, fakat eminim, annenin yavrusunu
emzirmesi gibi, a gibi, gnn birinde mutlaka zafere ulaacaktr.
Charles bylece bir defa daha piyano meselesini at. Emma, ters ters, piyanoyu satmann daha
iyi olacan syledi. Gururunu o kadar okam olan bu zavall piyanonun evinden gidiini
grmek, Bovary'nin nazarnda, karsnn bir parasnn tarife smaz intihan gibiydi.
stersen... dedi, arada srada bir ders alrsn, bu, alt taraf bizi iflas ettirmez.
Emma:
Ama dersler ancak arka arkaya olursa fayda verir, dedi.
Emma bylece, haftada bir defa ehre inmek, n grmek iznini kocasndan koparm oldu.
Hatta bir ay sonra, piyanoda bir hayli ilerledii kanaatna varld.
266
MADAME BOVARY V
Perembe gnyd. Emma yataktan kalkyor, sessizce giyiniyordu. Neden bu kadar erken
hazrlandn diline dolama-mas iin Charles' uyandrmaktan ekiniyordu. Sonra, bir aa, bir
yukar dolayor, pencerenin nne geliyor, meydana bakyordu. Sabahn ilk aydnl pazar
yerinin stunlar arasnda geziniyor, eczacnn pancurlar kapal evindeki tabelann byk
harfleri, afan solgun rengi iinde seilmeye balyordu.
Saat yediyi eyrek gee olunca Emma, Altn Arslan'a gidiyor, Artemise esneyerek ona kapy
ayordu. Hizmeti kadn, Madame mesin diye klleri eeleyip korlar meydana karyordu.
Emma mutfakta yalnz kalyordu. Arada srada dar kyordu. Hivert, acele etmeksizin, atlar
arabaya kouyor, ayn zamanda, pamuklu gecelik takkesiyle ban bir delikten uzatan
Lefranois anann verdii siparileri ve bir bakasnn zihnini mutlaka allak bullak edecek olan
izahatlarn dinliyordu. Emma potinlerinin tabanyle avlunun kaldrm talarn dvyordu.
Hivert, nihayet orbasn itikten, gocuunu giydikten, piposunu yakp kamsn eline aldktan
sonra, arabann src yerine rahata yerleiyordu.
Krlang, hafif trsla yola kyor, eyrek fersah boyunca yer yer durarak, yol kenarnda,
avlularn itleri nnde, arabann geliini ayakta gzetleyen yolcular alyordu. Geleceklerini bir
gn nceden haber vermi olanlar, arabay bekletiyorlard. Hatta bazlar o srada henz
yatakta oluyor, Hivert baryor, aryor, kfrediyor, sonra yerinden iniyor, gidip kaplar
yumrukluyordu.
Ama yine de arabann drt kanepesi yolcu ile doluyordu. Araba yryor, elma aalar bir dizi
halinde birbirini takibedi-yor; yol, sar bir su ile dolu iki uzun hendein arasnda, ufka doru
daralarak uzanp gidiyordu.
Emma yolu batanbaa ezber biliyordu; bir otlaktan sonra bir direk, sonra bir karaaa, bir
ambar veya yol amelesi kulbesi geleceini nceden kestiriyordu. Bazen, kendi kendini

artmak iin gzlerini kapad oluyor, fakat daha ne kadar mesafe kaldn kestirme
hassasn asla kaybetmiyordu.
MADAME BOVARY
267
Nihayet, tuladan evler sklayor, zemin, tekerleklerin altnda tnlyordu. Krlang baheler
arasndan kayyordu. Aralklardan heykeller, yksek bir kameriye, budanm porsuk fidanlar,
bir salncak grlyordu. Sonra, birdenbire ehir meydana kyordu.
Basamak basamak alalan sise gmlm ehir, kprlerin tesinde belli belirsiz geniliyordu.
Sonra kr, yeknesak bir yaylla, uzakta, solgun gkyznn kararsz alt izgisine dokunacak
kadar ykseliyordu. Byle yukardan grlnce, peyzajn batan baa resim gibi hareketsiz bir
hali vard; demir atm gemiler bir kede birbiri zerine ylyordu; nehir, yeil tepelerin
eteinde, eriliini daha da yuvarlaklatryordu; adalar, uzun uzun, su stnde durakalm
siyah balklara benziyordu. Fabrikalarn bacalar, birer ucu uup giden koyu renkte muazzam
duman bulutlar savuruyordu. Dkmhanelerin uultu-suyle birlikte, sis altndan ykselen
kiliselerin berrak an sesleri duyuluyordu. Bulvarlarn yapra dklm aalar, evlerin
arasnda mor allklara benziyor, yamurdan slanm atlar, mahallelerin yksekliine gre,
deiik deiik parlyordu. Bazen rzgr kyor, bulutlar, tpk falezlere sessizce arpp krlan
havai dalgalar gibi, Saint-Catherine tepesine gtryordu.
Bu tortop olmu varlklar Emma'ya ba dnmesi veriyor, orada nabzlar atan yz yirmi bin
insan, sanki hep beraber ona, kendilerinde hayal ettii ihtiraslarn buharn pskrtyor-mu
gibi, kalbi kabardka kabaryordu. Ak bu genilik karsnda byyor, kendisine kadar
ykselen o belirsiz uultulu grltyle doluyordu. O, bu grlty meydanlarda, gezinti
yerlerinde, sokaklarda tekrar darya boaltyor ve eski Norman-diya beldesi, gzleri nne
usuz bucaksz bir bakent gibi, ayak bast bir Babil gibi seriliyordu. Meltemi iine ekerek, iki
eliyle tutunduu pencereden sarkyordu. Arabann beygiri drtnala gidiyordu. Talar
amurun altnda gcrdyor, yolcu arabas sallanyor, Hivert yoldaki yk arabalarna uzaktan
sesleniyor, geceyi Bois-Guillaume'da geirmi olan ehirliler ise, kk aile arabalarnda bayr
aa telaszca iniyorlard.
gmrk parmakl nnde araba duruyordu. Emma tahta meslerini karyor, baka
eldivenler takyor, aln dzeltiyor ve yirmi adm tede Krlang'tan iniyordu.
O srada ehir uyanmaya balyor, balarnda Yunan bici268
MADAME BOVARY
mi takkeleriyle raklar dkknlarn cameknn siliyorlar, kalalarna dayal sepetler tayan
kadnlar, sokak balarnda, zaman zaman tiz perdeden baryorlard. Emma, gzleri yerde,
duvarlara srtne srtne, inik siyah peesinin altnda keyifle glmseyerek yryordu.
Grlmekten korktuu iin, her sefer en ksa yolu tutmuyordu. Karanlk ve darack sokaklara
dalyor, kan ter iinde, Nationale sokann altna, oradaki emenin yanna kyordu. Buras
tiyatro, meyhaneler ve yosmalar mahallesiydi. .Ekseriya, yanndan sallana sallana dekor
tayan bir at arabas geiyordu. nlkl hademeler, yeil fidanlarn arasndaki iri kaldrm
talar zerine kum dkyorlard. Her taraf absent, yaprak sigaras ve istiridye kokuyordu.
Emma, soka dnyordu; apkasndan taan kvrck salarndan onu tanyordu.
Leon, yaya kaldrm zerinde yrmesine devam ediyordu. Emma otele kadar onun peinden
gidiyordu. Leon yukar kyor, kapy ayor, ieri giriyordu... O ne sarlp pmeydi!
pcklerden sonra szler yayordu. Birbirlerine haftann zntlerini, nsezilerini,
mektuplar yznden ektikleri endieyi anlatyorlard. Ama artk her ey unutuluyordu; ehvetli
glmeler ve sevgi dolu hitaplarla, kar karya birbirlerine bakyorlard.
Yataklar, kayk biiminde, maundan, byk bir karyolayd. Tavandan inen krmz am ii
perdeler, ok aada, geni baucu hizasnda toparlanyordu; dnyada hi bir ey, Emma' nm
bir utan jestiyle yzn elleriyle gizleyerek plak kollarn kavuturduu zaman, bu kpkrmz
renkle kesien siyah sal ba ve beyaz cildi kadar gzel olamazd.
Gze batmayan hals, delimen ssleri ve sakin aydnl ile bu lk daire, ihtirasn
mahremiyetleri iin deta biilmi kaftand. ubuklar ok biiminde nihayetleniyor, ieriye gne
girdi mi, bakr kancalar ve ocaktaki kenar tutamaklarnn iri yuvarlaklar l l parlyordu.
minenin stnde, amdanlarn arasnda, kulaa yaptrlnca denizin grlts duyulan,
pembe renkte iki iri deniz kabuu duruyordu.

Birazck solmu ihtiamna ramen, neeyle dolu bu oda-c ne kadar seviyorlard! Btn
eyasn her zaman yerli yerinde buluyorlard; bazen, Emma'mn bir perembe nce duMADAME BOVARY
269
var saatinin altnda unuttuu firketeler meydana kyordu. Ocak banda, pelesenk aac
kakmal bir orta masasnda yemek yiyorlard. Emma cilveli cilveli diller dkerek yemei
paralara ayryor ve Leon'un tabana koyuyordu. ampanyann kp incecik bardaktan
parmaklarndaki yzklere dkld vakit de apknca fkr fkr glyordu. Birbirlerine sahip
olmaktan ylesine couyorlard ki, kendilerini, iki ebedi gen evli gibi, hayatlarnn sonuna
kadar yaayacaklar kendi hususi evlerinde sanyorlard. Bizim odamz, bizim halmz, bizim
koltuklarmz diyorlard. Hatta Emma tutturarak, Leon'a hediye ettirdii terliklere benim
terliklerim diyordu. Bu, pembe satenden, kenarlar beyaz tyl bir ift terlikti. nn dizlerine
oturduu zaman, bacaklar ksa kald iin havada sallanyor ve minimini terlik, konsuz
olduundan, plak ayann yalnz parmaklarna takl duruyordu.
Leon, kadn zarafetinin o anlatlmaz nefasetini ilk kez tadyordu. Byle bir konuma inceliine,
byle bir giyinip kuanma hayasna, bu mahmur kumru hallerine hi rastlamamt. Ruhunun
cokunluklarn ve etekliinin dantellerini hayranlkla seyrediyordu. Zaten, kibar muhitten bir
kadn, evli bir kadn, hasl gerek bir metres deil miydi?
Emma kh mistik, kh neeli, kh geveze, kh sessiz, kh fkeli, kh uyuuk, keyif hallerinin
eitlilii ile onda bin bir arzu uyandryor, sevkitabiiler ve hatralar canlandryordu. Btn
romanlarn seven kadn, btn dramlarn kahraman, btn iir kitaplarnn belirsiz sevgilisi o
idi. Leon, Hamamda odalk 'in kehribar rengini onun omuzlarnda buluyor, eski ato
sahibelerinin uzun korsajn onda gryordu. Emma, Barcelone'un solgun kadn'a da
benziyordu; fakat her eyden nce o, Me-lek'ti!
Ona bakarken, ekseriya, kendi ruhunun Emma'ya doru akp bann evresine bir dalga gibi
yayldn ve gsnn beyazlna-kaplp aa indiini zannediyordu..
Emma'mn nnde yere oturuyor, iki dirsei dizlerinde, ban uzatm, glmseyerek ona
dalyordu.
Emma ona eiliyor, sarholuktan nefesi tkanm gibi mrldanyordu:
Ah, kmldama! Sz syleme! Bak bana! Gzlerinden yle tatl bir eyler kyor ki, bana ok
iyi geliyor.
270
MADAME BOVARY
Ona ocuk diyordu:
Seviyor musun beni, ocuk.
Dudaklarnn Leon'un azna hcumu yznden cevabn duyamyordu.
Masa saatinin stnde, yaldzl bir grlanta altnda kollarn cilve ile geren tuntan bir cupidon
heykelcii vard. Ona bakarak, ka defa kahkaha ile glmlerdi; fakat ayrlmak zaman
gelince, her ey onlara ask suratl grnyordu.
Birbirlerinin karsnda hareketsiz, tekrarlayp duruyorlard.
Perembeye!.. Perembeye!..
Emma birdenbire onun ban iki eli arasna alyor, Al-laha smarladk! diyerek acele ile
alnndan pyor ve merdivenlere atlyordu.
Comedie sokanna, berbere, sa rglerini dzelttirmeye gidiyordu. Ortal karanlk basyor,
dkkndaki havagaz lambas yaklyordu.
Tiyatroda oyuncular temsile aran ngrak sesini duyuyordu; ve karda, renksiz suratl
erkeklerle kyafetleri eskimi kadnlarn kulis kapsndan ieriye girdiklerini gryordu.
Bu fazla bask kk dkknda hava ojk scak oluyordu. Soba, perukalarla pomatlar arasnda,
horul horul yanyordu. Ban mncklayan o yal eller ve demir maalarn kokusu ok abuk
onu sersemletiyor, Emma da stne geirilen sabahln altnda hemen uyumaya balyordu.Berber, salarn dzeltirken, ona ekseriya maskeli balo bileti teklif ediyordu.
Sonra kalkp gidiyordu! Sokaklardan geiyor, Kzl-Ha'a varyordu. Sabahleyin kanepe altna
gizlemi olduu tahta kunduralarn giyiyor, sabrszlk gsteren yolcular arasnda, yerine
kuruluyordu. Bunlarn bazlar tepenin eteinde iniyorlard. Emma arabada yalnz kalyordu.
Her dnemete, ehrin birbirine karm evler zerinde geni ve aydnlk bir buhar tabakasn
andran btn klar biraz daha fazla grlyordu. Emma minderin stnde diz kyor,

gzleri bu parltya dalyordu. Hkryor, Leon'u aryor, ona tatl szler ve rzgrda kaybolan
pckler gnderiyordu.
Tepede, yolcu arabalarnn ortasnda, elinde sopasyle serseri serseri dolaan bir adamcaz
vard. Bir yn paavra omuzlarn rtyor, banda kunduz postundan ortas km eski bir
kasket, leen gibi yzn rtyordu; fakat, kasketini kaMADAME BOVARY
271
rnca, gzkapaklarnn yerinde, kan iinde iki bo gz ukuru grlyordu. O tarafnn etleri
krmz paralarla lime lime olmutu. Buralardan szan svlar, ta burnuna kadar yeil uyuz
phtlar halinde donup kalmt. Siyah burun delikleri titremelerle soluyordu. Konumak istedi
mi, aptal aptal glerek, ban geri atyordu; o zaman mavimtrak gzbebekleri fldr fldr
dnerek, akaklara doru, o ak yaralarn kenarna arpyordu. Arabalarn peinden giderken,
bir ark tutturuyordu:
ou zaman, gzel bir gnn scakl Kk kza ak hayal ettirir.
Geri kalannda kulardan, gneten, dallarla yapraklardan bahis vard.
Bazen, ba ak, birdenbire Emma'nn arkasnda peyda oluyordu. Kadn, bir lk kopararak
geri ekiliyordu. Hivert adamla akalayordu.. Ona Saint-Romain panayrnda bir baraka
tutmasn salk veriyor, yahut, glerek dostunun hatrn soruyordu.
Ekseriya, araba hareket halindeyken, adamn apkas, hzla anszn pencereden ieriye dalyor;
kendisi de, br eliyle, tekerleklerin sratt amurlar arasnda, basamakta tutunmaya
alyordu. Balangta zayf ve iniltili sesi gitgide tizleiyordu. Bu ses, karanlkta, belirsiz bir
skntnn anlalmaz feryad gibi srkleniyordu. Atlarn ngrak sesi, aalarn fslts ve bo
arabann kof grlts arasnda, bu seste yle uzaklardan, gelen bir ey vard ki, Emma'y
perian ediyordu. Uuruma dalan bir bora gibi kalbinin derinliklerine iniyor ve onu usuz
bucaksz melankoli iklimlerine srklyofdu. Fakat Hivert, arabada muvazenenin bozulduunu
farkedince, kamsn aklatp kre yaptryordu. Kamnn ucu yaralarn zerine iniyor, kr de
bir uluma kopararak, amura yuvarlanyordu.
Sonra Krlang'm yolcular, kimisinin azi ak, kimisinin ba ne eik, yandakinin omuzuna
yaslanarak, yahut kollarn kaya geirerek, hepsi de arabann sallantsna gre sallanarak,
nihayet uykuya dalyorlard. Darda, beygirlerin sars zerinde sallanan fenerin ,
kahverengi pamuklu perdelerden ieriye szyor ve btn bu hareketsiz insanlarn zerine kanla
kark glgeler konduruyordu. Emma, kederden sarho olmu, v272
MADAME BOVARY
cudu titremeler iinde, ruhu sanki lmn penesinde, ayaklarnn gittike daha fazla
dn hissediyordu.
Charles, evde onun geliini bekliyordu. Krlang, perembe gnleri daima ge geliyordu.
Madame, nihayet terif ediyordu! Kzn, deta zorla pyordu. Yemek hazr deilse,
aldrmyordu. A kadn mazur gryordu. Bu kadna artk ses karmak yoktu.
Ekseriya kocas, onu solgun grnce, hasta olup olmadn soruyordu.
Emma:
Hayr, diyordu.
- Ama sen bir tuhafsn bu akam!
Bir eyim yok! Bir eyim yok!
Baz gnler, eve dner dnmez hemen odasna kt oluyordu. Orada bulunan Justin,
kendisine hizmet etmek hususunda bir oda hizmetisinden daha becerikli, sessizce etrafnda
d-neniyordu. Kibritleri, mumu, kitab getirip yerli yerine koyuyor, geceliini ortaya karyor,
yata ayordu.
Emma:
Haydi, diyordu, tamam artk, git bakalm.
nk ocuk, ani bir hlyann saysz ipliklerine dolanm gibi, elleri sarkm, gzleri ak,
olduu yerde kalakalyordu.
Tekrar saadete kavumann sabrszl iinde, Emma'ya ertesi gn pek kt, daha ertesi gnler
ise berbat geliyordu. Malum hayallerle alevlenen bu hrn arzu, ancak yedinci gn, Leon'un
okamalaryle rahata patlak veriyordu. L6on'un atelilii ise, hayranlk ve minnet
cokunluuna brnyordu. Emma gsterisiz ve kendi iine dnk olarak bu akn tadn

karyor, onu sevgisinin btn ustalklaryle besliyor ve bir gn kaybolup gitmesi korkusuyle
titriyordu.
Ekseriya, melankolik seslerin tatll ile ona:
Ah, beni brakp gideceksin sen, diyordu. Evleneceksin! Sen de tekiler gibi yapacaksn!
L6on soruyordu:
Kim o tekiler?
Erkekler, canm.
Sonra, onu baygn baygn iterek:
Siz erkekler, diyordu, hepiniz hainsiniz!
Bir gn, ii felsefeye dkerek, bu dnyadaki hayal krkMADAME BOVARY
273
lklarndan bahsederlerken, Emma (ya kskanln denemek iin, yahut ok zorlu bir dertleme
ihtiyacna kendini kaptrarak) eskiden, Leon'dan nce birini sevdiini syleyiverdi, arkasndan
da hemen: Seni sevdiim gibi deil dedi, aralarnda hibir ey gemediine dair kznn ba
zerine yemin etti.
Gen adam, Emma'ya inand, bununla beraber, tekinin ne i yaptm sormaktan geri kalmad.
Deniz albayyd, dostum.
Bu, her nevi soruturmann nn almak, ayn zamanda savaa dkn bir miza sahibi ve
iltifatlara alm biri olmas gereken byle bir adam gya bylemi olmakla kendine yksek
bir paye vermek iin deil miydi?
Noter ktibi o zaman kendi mevkiinin ne kadar aa olduunu anlad; apoletlere, nianlara ve
unvanlara imrendi. Btn bunlar herhalde onun pek houna gitmiti; msrifliklerine bakarak
zaten bunu anlamt.
Bununla beraber, Emma, acayipliklerinin biroundan, rnein kendisini Ruen'a getirmek iin
bir ingiliz at koulmu,, konlan devrik izmeli bir seyisin srd iki tekerlekli mavi bir
arabaya sahip olmak arzusundan hi sz etmiyordu. Kendisini oda ua olarak almasn
yalvarmakla onda bu hevesi uyandran, Justin'di. Her ne kadar bu mahrumiyet her randevuya
geliinin zevkini azaltmyorsa da, dnnn acln oaltyordu.
Ekseriya, Paris'ten sz atklar zaman, sonunda Emma hep:
- Ah, orada olsaydk ne gzel yaardk, diye mrldanrd. Gen adam, elini salar zerinde
gezdirerek, tatl bir sesle:
O halde mutlu deil miyiz? derdi.
Evet, mutluyuz elbette. Ben lgnn biriyim: p beni! Kocasna her zamankinden daha
sevimli davranyordu, ona
fstkl kremalar yapyor, yemekten sonra piyanoda valsler alyordu. Charles fanilerin en
bahtiyar olmutu, Emma da endiesiz yayordu. Ama bir akam, damdan dercesine:
Sana ders veren Matmazel Lempereur deil mi? diye sordu.
Evet.
Peki, ama bugn kendisini Madam Liegard'larda grdm. Ona senden bahsettim: Seni hi
tanmyor.
MB 18
274
MADAME BOVARY
Bu, ortaya yldrm dmesi gibi bir ey oldu. Ama yine Emma, tabii bir eda ile:
Ah, herhalde, ismimi unutmu olmal.
Belki Rouen'da piyano hocas olarak birok Matmazel Lempereur vardr.
Mmkn! Sonra canlanarak:
Ama bende makbuzlar var. te bak.
Yaz masasna gitti, btn ekmeceleri kartrd, katlar altst etti ve sonunda yle perian
bir hale geldi ki, Charles o adi makbuzlar iin bu kadar kendini zorlaniamasn syledi.
Emma:
Hayr, ille bulacam, dedi.
Nitekim, ertesi cuma, Charles, elbiselerinin sakland karanlk odada ayana izme giyerken,
meinle orab arasnda bir yaprak kat sktn hissetti. Kad ald ve okudu:

aylk ders ve baz malzeme iin altm be frank alnmtr. Velide Lempereur, mzik
retmeni.
Hay eytan, nasl olmu da girmi izmemin iine? Emma:
Herhalde, dedi, rafn kenarndaki eski fatura dosyasndan dm olmal.
O andan itibaren hayat sadece bir yalan kumkumas haline haline geldi. Akn gizlemek iin,
tllere sarar gibi yalanlara sarp sarmalyordu.
Bu, artk bir ihtiya, bir merak, bir zevk olmutu. yle ki, ayet dn sokan sa tarafndan
getiini sylerse, mutlaka sol tarafndan getiini anlamak lazm geliyordu.
Bir sabah, det edindii gibi olduka hafif giyinerek yola kmt ki, birdenbire kar yamaya
balad. Charles pencereden yaan kara bakyordu, M. Bournisien'i grd, M. Touvache onu
arabasna alm Rouen'a gtryordu. Hemen indi ve din adamna, Krmz Ha'a varr varmaz
Madama verilmek zere kaln bir atk emanet etti. Bournisien, hana varnca Yonville hekiminin
karsn sordu. Hanc kadn, hanmn kendi hanna pek inmediini syledi. Papaz akam,
Madame Bovary'yi Krlang' ta grnce, pek ehemmiyet vermez gibi grnmekle beraber,
bana gelenleri kendisine anlatt; arkasndan da hemen o gnlerMADAME BOVARY
275
de katedralde harikalar yaratan, btn kadnlarn dinlemeye kotuklar bir vaizi vmeye
balad.
Papaz kendisinden izahat istememi olsa bile, ileride, bakalar daha mtecessis
davranabilirlerdi. Bu dnce ile her seferinde Krmz Ha'a inmek gerektiine hkmetti. Bu
sayede, kendisini merdivenlerde grecek olan kasaballar hibir eyden phe
edemeyeceklerdi.
Ama yine de bir gn, Leon'un kolunda Boulogne otelinden karken M. Lheureux ile karlat;
boboazlk edeceini sanarak d koptu. Ama dkknc o kadar budala deildi.
Fakat gn sonra, odasna girdi, kapy kapad ve:
Paraya ihtiyacm olacak, dedi.
Emma para veremeyeceini syledi. Lheureux, alad, szlad, kendisine yapt hizmetleri,
gsterdii kolaylklar sayp dkt.
Hakikaten Emma, Charles'n imzalam olduu senetlerden bugne kadar ancak bir tanesini
demiti. kincisine gelince, ricas zerine dkknc onun yerine iki baka senet almaya raz
olmutu; hatta onlarn da vadesi bir hayli uzatlmt. Dkknc, Gebinden henz paras
denmemi eyann listesini kard. Bunlar perde, hal, koltuklan iin kuma, birok elbise,
eitli tuvalet eyas gibi eylerdi; fiyatlarnn toplam yaklak olarak iki bin frang buluyordu.
Emma ban edi; satc:
Fakat paranz yoksa, malnz var, dedi.
Aumale civarnda Berneville'de fazla bir gelir getirmeyen bir berhanelerinden bahsetti. Buras
vaktiyle M. Bovary baba tarafndan satlm olan kk bir iftlie aitti. Lheureux, ka hektarlk
arazisi bulunduuna, komularn isimlerine varncaya kadar her eyi biliyordu.
Ben sizin yerinizde olsam, diyordu, hemen elden karrdm. stelik birka para da kalrd
cebime.
Emma alc bulmaktaki gl ileri srd; dkknc bir mteri bulunaca midini verdi; fakat
Emma bunu satmak iin ne yapmalyd?
Vekletnameniz yok mu?
. Bu vekletname sz iine ferahlk verdi.
Emma:
Hesab brakn, dedi.
276
MADAME BOVARY
Yok, zahmete demez.
Ertesi hafta yine geldi, uzun uzadya uratktan sonra, Langlois adnda birini bulduunu
vnerek anlatt. Meer adam ka para vereceini amakszn, uzun zamandan beri oraya gz
dikmi bulunuyormu.
Emma:
Fiyatn ehemmiyeti yok, diye sze-atld.
Bilakis, ardan alp herifin nabzn yoklamak lazmd. Bu i bir seyahate katlanmaya deerdi.
Fakat Emma byle bir yolculua kamayaca iin, Langlois'nm azn aramak zere,

kendisinin o taraflara gidebileceini syledi. Gidip geri dnnce de, mterinin drt bin frank
teklif ettiini aklad.
Bu habere Emma'nm yz gld.
Dkknc:
Dorusu, dedi, iyi para.
Emma, derhal parann yarsn cebe indirdi,
borcunu demeye kalknca dkknc:
Yemin ederim, dedi, sizi bir kalemde bu kadar mhim bir paradan mahrum etmek beni
zyor.
O zaman Emma elindeki banknotlara bakt, bu iki bin frangn salayaca saysz miktardaki
randevular hayalinde canlandrarak:
Nasl! Nasl! diye kekeledi. Dkknc babacan bir tavrla glerek:
Adam siz de, dedi, fatura denilen kada her istenilen ey yazlr. Ben aile ilerini bilmez
miyim? Vi
Elinde trnaklar arasndan kaydrd iki uzun kat, gzlerini Emma'ya dikmi bakyordu.
Nihayet, czdann aarak, her biri bin franklk drt tane senet kard ve masaya dizdi.
mzalayn bunlar, paralar sizde kalsn. Emma fena oldu, ayak diremek istedi. Dkknc hi
sklmadan:
Ama fazlasn veriyorum ya ite, dedi. Bu 'yaptm size hizmet deil mi?
Bir kalem alarak, hesabn altna yazd: Madame Bovary/ den drt bin frank alnmtr.
Kim sizi skboaz ediyor, dedi, mademki alt aya kadar mlknzn birikmi kirasn
alacaksnz, ben de son senedin deme vadesini o demeden sonraya kadar uzatyorum zaten.
MADAME BOVARY
277
Emma bu hesaplar iinde biraz bunalyor, sanki altn paralar torbalarn patlatm da, etrafnda
yerlere salp ngrdamaya balam gibi, kulaklar nlyordu. Nihayet Lheureux, Vinart
adnda Rouen'da bankerlik eden bir dostu bulunduunu, onun bu senetleri skonto edeceini,
sonra Madama hakiki bortan arta kalann bizzat deyeceini izah etti.
Fakat, iki bin frank yerine, ancak bin sekiz yz frank getirdi, zira dostu Vinart (hakl olarak),
komisyon ve skonto masraf olmak zere, iki yz frang kendine ayrmt.
Sonra pek ehemmiyet vermeyen bir eda ile, bir de makbuz istedi:
Bilirsiniz... ticarette... bazen yle olur ki... tarih, ltfen bir de tarih koyun,
O zaman Emma'nn nnde gerekletirilmeye elverili bir fanteziler ufku ald. Bir ek'y
ihtiyat akesi olarak saklayacak kadar tedbirli davrand ve o para ile vadesi gelen ilk senedi
dedi; fakat drdncs, tesadfen, bir perembe gn eve getirildi. Charles, iin asln
renmek iin, karisinin dn-" n drt gzle bekledi.
Bu senetten kocasna behsetmemi olmasnn nedeni, ev idaresi dertleriyle onun cann
skmamakt. Emma kocasnn dizlerine oturdu, onu okad, diller dkt, veresiye olarak alnan
bir sr lzumlu eyi birer birer sayp dkt.
Nihayet, sen de gryorsun ki, alnan eylerin miktarna gre hi de fazla pahal deil.
Charles ne yapacan bilemeyince, dosdoru Lheureux'ye bavurdu. Dkknc, bir tanesi yedi
yz franklk ve ay vadeli olmak zere iki senet imzalad takdirde vaziyeti idare edeceini
syledi. Charles borcunu deyebilmek iin annesine-ackl bir mektup yazd. Lakin ihtiyar kadn
cevap gnderecek yerde, kendisi kalkp geldi; Eirima, kocasna bir eyler koparp
kopramadn sordu.
Charles:
Evet, dedi, ama faturay grmek istiyor.
Ertesi gn, sabahn. kr karanlnda Emma Lheureux'ye kotu, bin frang gemeyecek yeni bir
hesap karmasn rica etti; nk drt bin franklk senedi gsterirse, bunun te ikisinin
denmi olduunu sylemek ve dolaysyle binann satldn itiraf etmek lazm gelecekti. Sat,
dkkncnn pek g278
MADAME BOVARY
zel idare etmi olduu ve asl esas ancak sonradan renilen bir muameleydi.
Madame Bovary ana, alnan eylerin fiyatlar pek dk olmakla beraber, masraf bir hayli
kabark buldu.

Haldan vazgeemez miydiniz sanki? Niin koltuklarn kuman deitirdiniz? Benim


zamanmda her evde, yal insanlar iin,.bir tek koltuk bulunurduhi deilse, annemin evinde
byleydi. Annem de, sizi temin ederim, hanm hanmck bir kadnd. Herkes zengin olamaz ki!
Byle masrafa hibir servet dayanmaz! Sizin yaptnz gibi, nazl bebek usul yaamaktan
yzm kzarr benim, hem de ihtiyar olduum halde, baklmaya ihtiyacm olduu halde...
Baknd hele u sslere, u gsterilere! Nasl? ki franga ipek astar m?.. Ayn ii grecek elli
santime, hatta krk santime ince pamuklular varken!
Emma, kanepeye uzanm, elinden geldii kadar sakin bir eda ile cevap verdi:
Yeter, Madam, yeter artk! Yeter!
Beriki nasihata devam ediyor, byle giderse, hastanede leceklerini haber veriyordu. Zaten,
kabahat Bovary'nindi. Bereket versin ki u vekletnameyi iptal edeceine sz vermiti...
Nasl?
Evet, bana yemin etti.
Emma pencereyi at, Charles' ard, zavall adam, annesinin kendisinden kopard sz
itiraf etti.
Emma gitti, sonra dnp marur bir tavrla ona kocaman bir kat uzatt.
htiyar kadn:
Teekkr ederim, dedi. Vekletnameyi atee att.
Emma tiz perdeden, srekli bir kahkaha ile glyordu, sinir buhran geiriyordu. Charles:
Aman Allahm! diye haykrd. Sen de hakszlk ediyorsun, sen de! Her geliinde onunla
kavga karyorsun!..
Annesi omuz silkerek, btn bunlarn yapmack olduunu sylyordu.
Fakat Charles, ilk defa isyan ederek, karsnn tarafn tut? tu, o kadar ki, Madame Bovary anne
kalkp gitmek istedi. He
MADAME BOVARY
279
men ertesi sabah evden kt, kendisini tutmak isteyen oluna eikte:
Hayr, hayr, dedi. Onu benden ok seviyorsun, bunda haklsn, bu, tabii bir ey. Alt taraf,
ne olacaksa olur! Grrsn!.. Gle gle oturun... nk sandn gibi, bu yaknlarda kavga
karmaya gelicilerden deilim ben artk.
Charles yine de Emma'nm karsnda ne yapacan bileme-, di. Emma da, kendisine
gvensizlik gsterdii iin dargnln saklamyordu; ancak, birok yalvarp yakarmadan sonra
yeniden adna vekletname karlmasna raz oldu, hatta Charles, Emma ile birlikte M.
Guillaumin'e giderek eskisinin ayn bir ikinci vekletname yaptrd.
Noter:
Halden anlarm, dedi, bir bilim adam hayatn pratik ayrntlaryle uraamaz.
Charles, zaafna stn bir meguliyetin iltifatl grnn salayan bu dalkavuka dnce ile
kendini daha rahat hissetti.
Ertesi perembe, otelde, odalarnda, Leon ile o ne cokunluktu! Emma gld, alad ark
syledi, dans etti, erbetler getirtti, sigara imek istedi, hasl, Leon'a acayip, fakat harikulade,
taplmaya layk bir halde grnd.
Leon, varlnn hangi tepkisinin Emma'y hayatn zevklerine byle frlattn bilemiyordu.
abuk fkeleniyordu, obur oluyordu, ehvetli oluyordu; Lyon'la birlikte, aln ak, dediine
gre, dile dmekten korkmakszn, sokaklarda dolayordu. Bununla beraber, Rodolphe ile
karlamak ihtimali zihninde belirir belirmez rperiyordu. Ona yle geliyordu ki, birbirlerinden
ebediyen ayrlm olmalarna ramen, henz hkimiyetinden tamamyle kurtulmu deildi.
Bir akam Yonville'e dnmedi. Charles akln oynatacak gibi oldu. Kk Berthe, annesi yok
diye uyumak istemiyor, atlayacak kadar hkra hkra alyordu. Justin, rasgele yollara
dklmt. M. Homais bile eczaneyi brakp gitmiti.
Nihayet, saat on bire doru, Charles artk yerinde dura-mayarak arabay hazrlad, iine atlad,
beygiri kamlad ve sabahn saat ne doru Krmz Ha'a vard. Kimseler yoktu. Noter
ktibinin onu grm olaca aklna geldi; fakat nerede oturuyordu? Bereket versin,
patronunun adresini hatrlad, oraya kotu.
280
MADAME- BOVARY

Gn domaya balyordu. Bir kapnn stnde tabelalar gzne iliti. Kapy ald, birisi, kapy
amakszn ona istedii adresi syledi, bu tarife, gece yars ellemi rahatsz eden insanlara
kar bir alay kfr eklemeyi de unutmad.
Noter ktibinin oturduu evin ne ngra, ne tokma, ne de kapcs vard. Charles kapy var
kuvvetiyle yumruklad. O srada bir polis memuru geti, o zaman korktu ve ekip gitti.
Kendi kendine;
Ben ldrdm galiba, dedi. Herhalde M. Lormeau'da akam yemeine alkoymu olmallar.
Lormeau ailesi artk Rouen'da oturmuyordu.
Madame Dubreuil'e bakmak iin kald herhalde. yi ama, Madame Dubreuil leli on ay oluyor!..
Peki nerede yleyse?
Aklna bir fikir geldi. Bir kahveye girerek adres kitab'm istedi, acele, acele Matmazel
Lempereur'n adn arad, LaRe-nelle-des-Maroquiniers sokanda 74 numarada oturduunu
rendi.
Tam o sokaa giriyordu ki, Emma br utan kverdi. Charles, kucaklamaktan ziyade deta
kadnn zerine atld:
Dn, seni kim alkoydu?
Hastaydm.
Ne hastas?.. Nerede?.. Nasl?.. Emma elini alnndan geirdi:
Matmazel Lempereur'n evinde.
Emindim! Zaten oraya gidiyordum.
Bouna gitme. Az nce sokaa kt; fakat bundan sonra kendine hkim ol. Kck bir
gecikmeden bu kadar telaa deceini bilirsem artk serbest davranamam, anlyorsun deil
mi?
Bu, kaamaklarnda hi tedirgin olmamak iin kendi kendine verdii bir eit izindi. Nitekim
bundan, keyfi istedii gibi, alabildiine faydaland da. Leon'u grmeyi can istedi mi, rasgele bir
bahane bulup yola kyor, o gn kendisini beklemeyen Leon'u gidip noterlikte buluyordu.
lk defalar, bu onun iin byk bir mutluluktu; fakat ok gemeden gerei saklayamaz oldu,
yani: Patronu byle rahatsz edilmelerden ok ikyetiydi.
Emma:
Aldrma, gel, diyordu.
MADAME BOVARY
281
O da svyordu.
Emma, Leon siyahlar giysin ve XIII'nc Louis'nin tablolarna benzemek iin de enesinden
kck bir sakal braksn diye tutturdu. Nerede oturduunu renmek istedi, evini pek kt
buldu; Leon utancndan kzard. Emma onun bu haline aldrmad, sonra kendisininkine e
perdeler satn almasn tavsiye etti. Leon'un, masraf olacak demesine glerek:
Aman sen de, diye karlk verdi, paracklarna da ne kadar dknsn!
Leon'un her seferinde, son randevudan itibaren neler yapm olduunu bir bir anlatmas
gerekiyordu. Emma ondan, iir, kendisi iin iir, kendi namna bir ak iiri yazmasn istedi.
Leon ikinci msraa kafiye bulamad ve sonunda hediyelik bir kitaptan bir sone kopya etti.
Btn bunlar, kendi gururunu okamaktan ziyade onun houna gitmek iin yapyordu. Leon
onun fikirlerini mnakaa etmiyordu; btn zevklerini kabulleniyordu. Emma onun metresi
olacana, o Emma'nn metresi oluyordu. Emma'nn pcklerle kark tatl szleri, Leon'un
yreini eliyordu. Derin ve gizli oluu yznden deta madde d bir hala gelen bu batan
karmay acaba nereden renmiti?
VI
L6on, Emma'y grmek iin Yonville'e gittike, ekseriya eczaclarda yemee kalrd. Bir
seferinde kendisinin de nezake-ten eczacy davet etmesi gerektiini dnd.
M. Homais:
Hay hay, dedi. Zaten benim de insan yz grmeye ihtiyacm var. Burada deta
kfleniyordum. Beraberce tiyatroya, lokantaya gideriz, papaz uururuz.
Madame Homais, kocasnn atlmak istedii belirsiz tehlikelerden rkerek efkatle:
Ah dostum, diye mrldand.

Ne varm, canm? Eczaneden durmadan szan zehirler arasnda yaamakla salm yeter
derecede mahvetmiyor muyum sanki? te, zaten kadnlarn huyu byledir: -Bilimi kskanrlar,
sonra da en masum, en meru elencelere de kar koyarla1'
282
MADAME BOVARY
lar. Ne olursa olsun, bana gvenin; bugnlerde Rouen'a geleceim. Birlikte artk vur patlasn,
al oynasn.
Eczac, eskiden byle bir deyim kullanmaktan pek ekinirdi; ama imdi zamanenin geer akesi
sayd o delimen ve Parisli slubuna baylyordu ve tpk komusu Madame Bovary gibi, noter
ktibini Paris detleri hakknda merakla sorguya ekiyor, hatta burjuvalar afallatmak
maksadyle, rnein gidiyorum yerine kirii kryorum kabilinden argo kelimeler kullanyordu.
Bylece, bir perembe gn, Emma M. Homais'ye Altn Aslan mutfanda rasgelince ard
kald. Eczac, yolcu kya-fetindeydi, yani srtnda nereden kt belli olmayan kocaman bir
palto, bir elinde bavul, br elinde de eczanesinde ayaklarn stmak iin kulland krkl bir
tandr vard. Kasabadan ayrlmas halk meraka drmesin diye yola. kacan kimseye
amamt.
Genliinin getii yerleri tekrar grmek dncesi onu pek heyecanlandrm olmalyd ki, o
uzun yolculuk boyunca durmadan konutu durdu; sonra, ehre varr varmaz hemen arabadan
atlayarak Leon'u aramaya koyuldu. Noter ktibinin direnmesine ramen, delikanly byk
Normandie kahvesine srkledi. Umumi bir yere girince apka karmay tara deti sayarak,
kahveye apkas banda dald.
Emma, Leon'u eyrek saat bekledi. Sonunda noterlie kotu ve akl trl ihtimallerle
perian, Leon'u kaytszlkla itham ederek, zaafn da kendi bana kakarak, aln pencere
camlarna dayal saatlerce bekledi.
Berikiler, saat ikide henz kahvede, sofra basndaydlar. Byk salon boalyordu. Sobann
palmiye biimindeki borusu, beyaz tavanda yaldzl bir sorgula nihayetleniyordu. Yanlarnda,
cameknn arkasnda, tam gnein alnnda, kk bir fskiye bir mermer havuza prdayarak
dklyordu. Havuzda, maydanozlarla kukonmazlar arasnda, sersemlemi stakoz,
kenarda st ste konmu bldrcnlara doru uzanyordu.
Homais'nin keyfine diyecek yoktu. Ziyafetten ok lksten mestolmutu, ama Pommard arab
da melekelerini biraz tahrik ediyordu. Nitekim, romlu omlet gelince, kadnlara dair ahlaka aykr
dnceler ortaya att. Onu en fazla byleyen ey, klkt. Gzel denmi bir dairede zarif bir
tuvalete baMADAME BOVARY
283
ylyordu. Vcut gzelliine gelince, iyi parpalar da hor grmyordu tabii.
Leon, mitsizlik iinde duvar saatinden gzlerini ayrmyordu. Eczac ise iiyor, yiyor,
konuuyordu.
Birdenbire:
Siz, dedi, Rouen'de, yoksunluk iinde olmalsnz. Geri sevgiliniz pek uzaklarda oturmuyor
ama...
Leon kpkrmz kesilince de:
Haydi, haydi, dedi, samimi olalm. nkr m edeceksiniz, Yonville'de?..
Gen adam kekeledi.
Madame Bovary'nin evinde kur yapmyor musunuz?
Kime?
Hizmeti kza!
aka sylemiyordu; ama kendini beenmilik, her trl saknganl unutturmu olacakt ki,
Leon, istemeyerek itiraz etti. O, yalnz esmer kadnlardan holanrd.
Eczac:
Size hak veririm, dedi, onlar daha ateli olurlar.
Dostunun kulana eilerek, bir kadnn ateli olup olmadn ne gibi belirtilerden anlamak
lazm geldiini anlatt. Hatta konuyu genileterek eitli milletlere mensup kadnlardan sz at:
Alman kadn edal, Fransz kadn apkn, talyan kadn hrsl olurmu.
Noter ktibi:

Ya Zenci kadnlar? diye sordu.


Onlar sanatkrlara layktr. Garson, iki kk fincan kahve!
Le"on nihayet sabrszlkla sordu:
Gidiyor muyuz?
Yes.
Ama gitmeden nce iyeri sahibini grp onu kutlamak istedi.
O zaman gen adam, yalnz kalmak iin ii olduunu syledi.
Homais:
O halde, dedi, sizi geireyim bari.
Sokaklardan geerken, yanndakine kansndan, ocuklarndan, geleceklerinden, eczanesinden
sz etti, orasnn vaktiyle ne
284
MADAME BOVARY
berbat bir halde bulunduunu, ne abayla bugnk mkemmel durumuna getirdiini anlatt.
Boulogne oteline gelince, Leon onu yzst brakverdi, merdivenleri drder drder kt,
metresini heyecan ve tela iinde buldu.
Emma, eczacnn adn duyunca kplere bindi. Ama gen adamn mazeretleri akla uygundu,
kendisinin hi kabahati yoktu. M. Honais'yi o da tanmyordu sanki? Onunla vakit geirmeyi
Emma ile beraber bulunmaya nasl tercih ederdi? Fakat Emma srtn dnmt bile. Leon onu
durdurdu; ve dizleri zerine ylarak, isteri ve yalvarma dolu baygn bir tavrla iki elini beline
dolad.
Emma ayaktayd; akmak akmak olmu iri gzleriyle ona ciddi ciddi, deta korkun korkun
bakyordu. Sonra gzyalar o baklar bulandrd, pembe gzkapaklar kapand, ellerini
brakverdi. Leon tarn o elleri azna gtryordu ki, bir uak grnerek Msy'y aada
beklediklerini bildirdi.
Emma:
Dneceksin, deil mi?
Elbette.
Ama ne zaman?
Az sonra.
Eczac, Leon'u grr grmez:
Numara yaptm, dedi. Hounuza pek gitmediini anladm bu ziyareti ksa kestirmek
istedim. Haydi, Bridoux'ya gidelim de bir kadeh garus ielim.
Leon, hemen noterlie dnmesi gerektiine dair yeminler etti. O zaman da eczac, kat
ynlar ve ilemler konusunda akalar yapt.
s
Brakn biraz, Allah severseniz Cujas ile Barthole'. Size kim karr? Cesur olun! Bridoux'ya
gidelim. Kpeini grrsnz. Grlecek eydir hani!
Noter ktibinin hl ayak dirediini grnce de:
Peki, ben de noterlie giderim. Orada sizi bekleyerek ya gazetede okurum, yahut bir kanun
kartrrm.
Leon, Emma'nn fkesi, M. Homais'nin gevezelii ve belki de le yemeinin arlyle
uyumu, sanki eczac tarafndan bylenmi gibi, kararsz duruyordu. Eczac ise boyuna
tekrarlyordu:
MADAME BOVARY
285
Bridoux'ya gidelim! ki admlk yer, Malpalu sokanda. O zaman, tabanszlkla, budalalkla,
insanlar hi de ho
olmayan hareketlere ynelten o tarif kabul etmez duygu ile, kendini brakverdi. Bridoux'ya
gittiler ve adam, seltz suyu yapmak iin bir makinenin kocaman arkn soluk solua
evirmekte olan garsonun banda buldular. Homais garsonlara yol gsterdi. Bridoux'yu
kucaklad. Garus iildi. Leon yirmi kez kalkp gitmek istedi; fakat teki, kolundan yakalayarak
durduruyor ve:
Az sonra, diyordu, ben de kalkacam. Birlikte Rouen Feneri'ne gider oradaki beyleri
grrz. Sizi Thomassin'le tantrrm.
Ama yine de yakay kurtard, bir kouda otele vard. Emma'nn yerinde yeller esiyordu. fke
iinde az nce kalkp gitmiti. Randevuda szn tutmamay hakaret saymt. Ondan kopmak

iin baka nedenler de arayp buldu: Bir kahramanlkta bulunmaktan cizdi, zayft, bayayd,
bir kadndan daha pelte gibiydi, hasisti, tabanszd.
Sonra, sknet bulunca, ona herhalde iftiralarda bulunduunu anlad. Fakat- sevdiimiz
kimseleri hor grmek bizi onlardan az ok uzaklatrr. Mabutlara dokunmamak lazmdr, yoksa
yaldzlar elimizde kalr.
kisi de, mektuplarnda ou zaman aklaryle ilgisi olmayan eylerden sz etmek derecesine
geldiler; Emma'nn gnderdii mektuplarda ieklerden, iirden, aydan, yldzlardan bahis
vard. Bunlar, btn d yardmlarla alevlenmeyi deneyen zayf dm bir tutkunun safa
bavurduu arelerdi. Emma her seferinde, kaca ilk yolculukta derin bir mutlulua ermeyi
tasar-liyqrdu; fakat sonunda* olaanst hibir ey duymadn da kendi kendine aa
vuruyordu. Bu hayal krkl yeni bir mitle abucak siliniyor ve Emma, na daha ateli,
daha tutkulu dnyordu. Hain hain soyunuyor, korsesinden kopard ince ba, kayan bir
ylan gibi kalalarnn etrafnda slk alyordu. plak ayaklarnn ucuna basarak, kapma kapal
olup olmadn bir kere daha muayene etmeye gidiyor, sonra bir tek hareketle btn
elbiselerini bir anda yere dryor; solgun, hi konumadan, ciddi ciddi, uzun bir rperme ile,
kendini nn koynuna atyordu.
Bununla birlikte, souk ter damlalarnn kaplad bu aln286
MADAME BOVARY
da, bu fsldayan dudaklarda, bu dalgn gzbebeklerinde, bu kollarn sarlnda, Leon'a onlar
birbirinden ayrmak iin anszn aralarna kayvermi gibi gelen, ar, kararsz, i karartan bir
ey vard.
Leon, ona soru sormaya cesaret edemiyordu; fakat, ne kadar tecrbeli olduunu farkedince,
kendi kendine, herhalde acnn ve zevkin btn snavlarn vermi olmal diyordu. Vaktiyle
kendisini o kadar bylemi olan ey imdi onu korkutuyordu. Zaten, kiiliinin her gn biraz
daha yutulmasna isyan ediyordu. Bu srekli zaferinden dolay Emma'ya hn besliyordu. Hatta
onu sevmemeye kendini zorluyor, fakat potinlerinin gcrtsn duyunca, kuvvetli ikiler
karsndaki sarholar gibi, kendini psrk hissediyordu.
Geri Emma, yemeklere gsterdii zenden tutunuz da, giyim kuam zarafetine ve baklardaki
szgnle kadar, her bakmdan onun zerine titremekten geri durmuyordu. Yonville'den
gsnn stnde gller getiriyor ve onun yzne atyordu; sal iin meraka dyor, nasl
davranmas gerektiine dair tler veriyordu. Kendine smsk balamak iin, Allahn da bu ie
karacan umarak, boynuna bir Hazreti Meryem madalyonu da geirmiti. Evldna dkn
bir anne edasyle, arkadalar hakknda bilgi alyordu. Ona:
Onlarla buluma, kma, yalnz bizi dn; beni sev, diyordu.
Hayatn gz altnda bulundurabilmek de isterdi, hatta peine adam koymay bile dnd.
Daima, otelin yannda, yolculara yanaan yle bir serseri vard ki, isterse, pekl... Fakat
gururu isyan etti:
Eh, artk ne olursa olsun, isterse aldatsn, umurumda deil!
Bir defasnda birbirlerinden erken ayrlmlard. Emma tek bana bulvardan geerek dnerken,
manastrn duvarlar gzne iliti; karaaalarn glgesinde bir sraya oturdu. O zamanlar ne
kadar huzur iindeydi! Okuduu kitaplara- gre hayal etmeye alt o anlatlmaz ak
duygularna imdi ne kadar hasret ekiyordu!
Evliliinin ilk aylar ormanda atla gezintileri, vals eden Vikont ve ark syleyen Lagardy,
hepsini gzlerinin nnden
MADAME BOVARY
287
geirdi... Ve Leon da kendisine tpk tekiler kadar uzak grnd.
Kendi kendine:
Onu seviyorum ama, diyordu.
Ne olursa olsun mutlu deildi, hibir zaman mutlu olmamt. Hayatn bu yetersizlii, dayand
eylerin hemen bozulup rmesi nereden geliyordu?.. Ama, bir yerlerde kuvvetli ve gzel bir
insan, hem cokunluk, hem de incelikle dolu kymetli bir varlk, bir melek kl altnda bir air
kalbi, gkyzne airane dn destanlar syleyen tun telli bir rebap bulunsayd, onunla
tesadfen niin karlamamalyd? Ah, ne imknszlk! Zaten hibir ey byle bir aratrmaya
demezdi; her ey yalan sylyordu, her glmsemenin altnda skntdan bir esneme vard.

Her sevin bir lanet, her zevk bir irenme gizliyordu ve en iyi pckler, dudaklarda
gereklemesi imknsz daha yksek bir ehvet zlemi brakyordu.
Havada bir madeni hrlt dolat ve manastrn an drt kere vurdu. Saat drt! Ona ok
eskiden beri buradan, u srann stndeymi gibi geliyordu. Fakat bir kalabaln kk bir
yere smas gibi, saysz tutkular da tek bir dakikann iine girebilir.
Emma da yalnz kendi tutkulanyla yayordu, bir arid-esten fazla paraya kymet verdii
yoktu.
Ama bir seferinde; ufak tefek, yz kpkrmz kafas dazlak biri, Rouen'dan, M. Vinart
tarafndan gnderildiini syleyerek Emma'ya geldi. Uzun yeil redingotunun yan cebini
kapayan topluineleri ekip kard, hepsini elbisesinin koluna ilitirdi, terbiyeli terbiyeli bir
kat uzatt.
Bu, kendisinin imzalayp da btn teminatna ramen Lheureux'nun Vinart'a ciro ettii yedi
yz franklk bir bor senediydi.
Emma hemen hizmetisini dkkncya gnderdi. Adam ge-lemiyordu.
Bunun zerine, o zamana kadar kaln sansn kalannm gizledii mtecessis gzlerle saa sola
baknarak ayakta kalm olan mehul adam, saf bir eda ile sordu:
M. Vinart'a ne cevap gtreyim?
Ne cevap m? Kendisine syleyin ki, imdilik param yok... Ama gelecek hafta... Evet,
beklesin, gelecek hafta.
288
MADAME BOVARY
Adamcaz bir tek kelime sylemeden kt gitti.
Fakat ertesi gn leye doru Emma'ya bir protesto geldi. stnde yer yer iri harflerle
Matre Harertg, Buchy cra Memuru ibaresi yazl bulunan bu damgal kad grr grmez
Emma fena halde rkt ve soluu kuma tacirinde ald.
Onu dkknnda, paket balarken buldu.
Buyursunlar, dedi, emirleriniz?
Kendisine hem raklk hem alk eden, on yalarnda, kamburumsu bir gen kzn
yardmyle, yine kendi iine koyuldu.
Sonra, dkknn deme tahtalar zerinde kunduralarn takrdata takrdata, Madamn nne
geip birinci kata kt ve kendisini dar bir odaya ald. Burada, zerindeki byk defterler asma
kilitli verev bir demir ubukla muhafaza altna alnm, kocaman bir yazhane vard. Basma
toplan altnda duvara dayal bir kasa grlyordu; fakat ylesine byk aptayd ki, iine para
ve senetten baka eyler de konulmu olacakt. Gerekten, M. Lheureux, rehin karlnda bor
para vermekteydi. Madame Bovary'nin altn zincirini de, zavall Tellier Babann kpeleriyle
birlikte oraya koymutu. Adamcaz, sonunda kpeleri satmak zorunda kalm, Quincampoix'da
klstr bir bakkal dkkn satn almt. imdi orada, suratndan daha az san amdanlar
arasnda, mzmin nezleden geberip gidiyordu.
Lheureux, geni hasr koltuuna oturdu:
Ne var, ne yok?
Ahn, bakn. Ona kad gsterdi.
Peki, ne yapabilirim?
O zaman Emma, senetleri ciro etmemek hususunda verdii sz hatrlatarak, kprd.
Ama mecbur oldum da, yaptm. Beni skboaz ediyorlard.
imdi ne olacak?
Olaca basit: Bir mahkeme karan, arkasndan da haciz... Oldu da bitti!
Emma herifi dvmemek iin kendini zor tutuyordu. Adama, yumuak bir eda ile, M. Vinart'
avutmak aresi olup olmadn sordu
MADAME BOVARY
289
Evet, Vinart' avutmak ha! Kendisini tanmyorsunuz anlalan; o bir araptan daha yrtcdr.
Ama yine de M. Lheureux'nun ie mdahale etmesi lazm geldi.
Dinleyin beni! Zannederim ki bugne kadar size kar iyi davrandm.
Ve defterlerinden birini aarak:
Bakn!
Sonra, parman sayfann altndan yukarya doru gezdirerek:

Hah ite... 3 austos iki yz frank... 17 temmuzda yz elli... 23 martta krk alt... nisanda...
Bir budalalk yapmaktan ekiniyormu gibi durdu.
Msy'nn imzalad senetlerden sz etmiyorum bile. Onlarn da biri yedi yz franklk,
br yz franklk! Aldnz kk avanslar, faizler, bir trl arkas gelmiyor, insann zihni
karyor. Artk ben bu ite yokum!
Emma alyordu, adama Msy Lheureux'cm bile diyordu. Fakat dkknc, btn suu o
Kpolu Vinarta yk-lyordu. Zaten kendisinin on paras yoktu, imdi kimse borcunu
demiyordu, herkes onun srtndan geinmeye bakyordu, onun gibi biare bir dkknc avans
filan veremezdi.
Emma susuyordu; M. Lheureux ise elindeki kalemin tylerini srarak, herhalde bu susmadan
kayglanm olacakt ki:
ayet, diye devam etti, u gnlerde elime para gese... belki...
Zaten Barneville'in bakiye hesab gelir gelmez...
Nasl?..
Langlois'nn henz paray demediini duyunca, pek hayrete dm grnd. Sonra, tatl bir
sesle:
Anlaalm, ama nasl?..
Siz nasl isterseniz!
O zaman, dnyormu gibi gzlerini kapad, birka rakam yazd, pek skntya deceini, bu
iin ok g bir i olduunu, son meteliini vereceini syleyerek, Emma'ya her biri iki yz elli
franklk ve birbirinden birer ay aralkl vadeli drt senet yazdrd.
Allah vere de Vinart bana olmaz demese! Esasen, bir MB 19
290
MADAME BOVARY
kere anlatk, ii savsaklayacak deilim, elma gibi yuvarlak adammdr ben.
Sonra, hi oral deilmi gibi, Emma'ya dkkna yeni gelmi bir sr mal gsterdi .fakat kendi
kanaatince, hibiri Madama layk deildi.
Mesel, bakn u elbiselie, metresi otuz be santime, rengi de hi atmazm! Pekl herkes
yutuyor bunu, tabii anlarsnz, iin dorusu sylenmez ki.
Dkknc, bakalarna yapt bu aldatmacalar itiraf etmekle, Emma'y kendisine ne kadar
drst davrandna inandrmak istiyordu.
Sonra, geenlerde bir satta bulduu buuk metrelik bir dantela parasn gstermek iin
kendisine seslendi:
Bakn, gzel deil mi? imdi bu dantelay koltuk balarna koyuyorlar, moda byle.
Bir hokkabazdan daha atik davranarak dantelay mavi bir kada sard ve Emma'nn eline
tututurdu.
Ama, hi deilse eyini renseydim?.. Arkasn dnerek:
Sonra, sonra, dedi.
Daha o akam, Emma, kocasn, mirastan artan derhal gndermesi iin annesine mektup
yazmaya zorlad. Kaynana gnderilecek bir ey kalmadn bildirdi: Tasfiye tamamlanmt,
kendilerine, Barneville'den baka, alt yz liralk bir akar kalyordu, onu da dzenli olarak
gnderecekti.
O zaman Madam, kocasnn hastalarna iki fatura gnderdi ve faydasn grd bu usul
sonralar da bol bol kulland. Faturalara not olarak unu da eklemeyi hi unutmuyordu:
Bundan kocama hi bahsetmeyiniz, ne kadar marur olduunu bilirsiniz... Kusura
bakmaynz... Hrmetkarnz... Geri baz itirazlar oldu ama hibiri kocasnn eline gemedi.
Para bulmak iin eski eldivenlerini, eski apkalarn, eski kap kaa satmaya balad; gayet
ustaca pazarlk ediyordu, damarlarndaki kyl kan- on metelik sektirtmiyordu. ehre her
iniinde, baz ufak tefek eyler satn alyordu. M. Lheureux baka bir ey bulamaynca, hi
deilse bunlar alp gtrd. Devekuu tyleri, in porseleni, sandklar ald; Felicite'den,
Madame Lefranois'dan, Kzl Ha sahibesinden, herkesten bor
MADAME BOVARY
291
para ekti. Nihayet Barneville'den gelen para ile senetlerin iki tanesini dedi, dier bin be yz
frank eridi gitti. Yeniden borland ve bu, bylece devam etti.

Bazen, dorusu hesap yapmaya gayret ettii de oluyordu, fakat yle akl almaz eyler
kefediyordu ki, inanas gelmiyordu. O zaman yeniden hesaba giriiyor, zihni abucak
karmakark oluyor, her eyi olduu yerde brakyor, bir daha da kafa yormuyordu.
imdi evin hali pek hazindi! Satclarn kapdan ask suratla ktklar grlyordu. Mutfaktaki
ocaklarn zerinde mendillere rastgeliniyor ve kk Berthe, Madame Homais'nin ayplamasna
ramen, delik oraplarla dolayordu. Charles, ezile bzle bir ihtarda bulunacak olursa, Emma
kaba kaba cevap veriyor, bunda kendisinin kabahati olmadn sylyordu!
Neden bu kadar fkeleniyordu? Charles her eyi karsnn geirmi olduu sinir hastal ile izah
ediyor, sakatln kusur sayd iin kendi kendine kzyor, kendini bencillikle suluyor ve
iinden hemen gidip karsn pmek geliyordu.
Kendi kendine:
Hayr, olmaz, diyordu, belki cann skm olurum. Olduu yerde kalyordu.
Akam yemeinden sonra bahede tek bana dolayor, kk Berthe'i dizlerine oturtuyor,
tababet gazetesini aarak ona okuma retmeye alyordu. Dersle hi ba ho olmayan
ocuk, ok gemeden o kederli iri gzlerini ayor ve alamaya koyuluyordu. O zaman Charles
ocuu teselli ediyor, kum zerinde rmaklar yapsn diye gidip bahe kovasyle su getiriyor,
yahut knaaalarnn dallarn krarak tarhlara aa diye dikiyordu. Bu da zaten ot brm
baheyi pek bozmuyordu. Les-tiboudois'nn o kadar gndelik alaca vard ki! Sonra ocuk
yor, annesini istiyordu.
Charles:
Hizmetiyi ar, diyordu. Biliyorsun ki, yavrucuum, annen rahatsz edilmek istemez.
Sonbahar balamt, yapraklar imdiden dklyordu,
ki yl nce, hastaland zamanki gibi! Ne zaman bitecek btn bu bellar!.. Ve elleri
arkasnda, yrmeye devam ediyordu.
292
MADAME BOVARY
Madame odasndayd. Oraya klmyordu. Emma orada, uyumu, yar plak, btn gn
kalyor, vakit vakit Rouen'da bir Cezayirlinin dkknndan satn ald saray tabletleriyle tts
yapyordu. Geceleri, yannda uzanp uyuyan bir adamdan kurtulmak iin yapmadn
brakmam ve sonunda kocasn ikinci kata srgn etmiti. Kendisi sabahlara kadar, iinde
kanl sahnelerle azgn ehvet betimleri bulunan acayip kitaplar okuyordu. ou zaman dehete
dyor, bir lk koparyordu. Charles hemen koup geliyordu.
O da:
Ah, git, git! diyordu.
Yahut bazen, zinann krkledii o mahrem alevle daha da yanarak, heyecan iinde, nefes
nefese, safi arzu kesilmi, pencereyi ayor, souk havay iine ekiyor, gr salarn rzgra
datyor ve yldzlara bakarak kendine prens aklar temenni ediyordu. Onu, Leon'u
dnyordu. Kendisini doyuran o randevulardan bir tanesini yaamak iin o anda her eyini
verebilirdi.
Randevular onun bayram gnleriydi. Onlarn muhteem olmasn istiyordu! ayet tek
bana masrafn altndan kal-kamazsa, a cmertlikle kendisi kapatyordu. Bu da, hemen
hemen her defasnda byle oluyordu. Leon, baka yerlerde, daha gsterisiz otellerde de
pekl rahat edebileceklerini kendisine anlatmaya alt; fakat hep Emma'nn itirazlaryle
karlat.
Bir gn antasndan alt tane altn yaldzl kk kak kard (bunlar Rouault babann dn
hediyesiydi) ve Leon'dan hemen gidip bunlar Emniyet Sand'na gtrmesini rica etti; pek
houna gitmedii halde Leon emri yerine getirdi. Kt bir vaziyete girmekten korkuyordu.
Sonra, iyice dnnce, metresinin garip tavrlar takndn, kendisini ondan uzaklatrmak
isteyenlerin pek haksz olmadklarn anlad.
Gerekten, birisi annesine uzun bir imzasz mektup gndermiti. Mektupta, olunun evli bir
kadnla kendini mahvettiini haber veriyordu; kadncaz, bu iin iinde de ailelerin ezeli
umacsn, yani akn derinliklerinde reklenen o belirsiz kt yarat, o denizkzn, o canavar
grr gibi olarak, olunun patronu matre Dubocage'a mektup yazd^ o da bu iin mkemmelen becerdi. Delikanlnn gzn amak, ona uurumu
MADAME BOVARY
293

gstermek iin, eyrek saat t verdi. Byle bir macera, sonralar kendi messesesine de
zararl olabilirdi. Kadnla ilgisini kesmesi iin yalvard. Kendi menfaati uruna bunu yapmazsa,bari onun iin, yani Dubocage iin bu fedakrla katlanmalyd.
Leon sonunda bir daha Emma'y grmeyeceine yemin etmiti; szn tutmad iin kendi
kendine kzyordu, nk, arkadalarnn sabahlar soba etrafnda yapt akalar hesaba
katmasa bile, bu kadn yznden bana trl bellar gelebilir, daha bir sr nasihat dinlemeye
mecbur kalrd. Hem yaknda baktip olacakt: Artk ciddi olmann zamanyd. Nitekim fltten,
cokun duygulardan, hayal kurmaktan vazgeti: nk her burjuva, genlikte kan kaynad
zaman, bir tek gn, bir tek dakika bile olsa, yine kendini snrsz tutkulara, pek byk
giriimlere yetenekli sanr. apknn en bayas sultan hanmlarn hayaliyle geinir, her noterin
gnlnde birazck air krnts bulunur.
Leon, gsnn stnde Emma birdenbire hkrmaya balad m artk sklyordu; kalbi, tpk
belirli bir mzik dozundan fazlasna tahamml edemeyen insanlar gibi, artk incelikle-. rini pek
farkedemedii bir akn grlts karsnda ilgisizlikten uyukluyordu.
Birbirine sahip olmak zevkini yz katna karan o amalar duyamayacak kadar birbirlerini
fazla tanyorlard. Emma ondan ne kadar tiksinmise, o da Emma'dan o kadar usan-mt.
Emma, zinada evliliin yavanlklaryle yeniden karlamt.
Fakat nasl kurtulmalyd? Sonra byle bir mutluluun bayal ile kendini ne kadar aalk
iinde hissederse etsin, Emma, alkanlkla veya ahlakszlkla, o saadetten vazgeemiyord;
hatta, her gn biraz daha stne dyor ,daha da oalmasn istemekle, her eit saadetin
kkn kurutuyordu. mitlerinin krlmasndan, sanki kendisine ihanet etmi gibi, Leon'u
sorumlu buluyor, karar vermek cesaretini gsteremediinden, iinden, Bir felket olsa da
ayrlsak. diyordu.
Ama, bir kadnn daima na mektup yazmas lazmdr fikriyle, Leon'a mektup gndermekten
de asla geri kalmyordu.
Fakat yazarken, kafasnda baka bir adam, en ateli hatralar, okuduu en gzel eyler ve en
kuvvetli arzularnn yaratt
294
MADAME BOVARY
bir hayalet beliriyordu; sonunda bu hayalet o kadar gerek, o kadar ele avuca sar bir hale
geliyordu ki, Emma hayranlkla sarslyor, fakat niteliklerinin bolluu altnda kaybolarak bir
tanrya dnd iin, yine de onu btn aklyle hayalinde can-landramyordu. O hayalet, ay
nda ve ieklerin gzel kokusu altnda, balkonlarda igek merdivenlerin salland
mavimtrak bir lkede oturuyordu. Emma onu yanbanda hissediyor, geleceini ve bir
pckte kendisini alp karacan sanyordu. Sonra, kolu kanad krlm, yine olduu yere
srtst yuvarlanyordu; nk bu belirsiz akn atlmlar, onu, azgn zevk ve elence
lemlerinden daha fazla yoruyordu.
imdi artk iinde szs hi dinmeyen ve her yeri kaplayan bir krklk duyuyordu. Ona sk sk
celpler, damgal katlar geliyor, fakat bunlara yle bir gz atp geiyordu. Artk yaamamak,
yahut uyanmakszm hep uyumak istiyordu.
Byk perhizin nc perembe gn, Emma Yonville'e dnmedi; gece maskeli baloya gitti.
Kadife bir pantolonla krmz oraplar giymi, bana fiyongolu bir peruka ile yana edii
keli bir a_pka geirmiti. Btn gece trombonlarn azgn sesine ayak uydurarak zplad
durdu; herkes etrafnda halka oluyordu. Sabah olunca kendini tiyatronun giriinde, be alt
maskelinin arasnda buldu. Bunlar, Leon'un hamal veya gemici kyafetine girmi olan
arkadalaryd, gidip bir yerlerde yemek yemekten sz ediyorlard.
Etraftaki kahveler tklm tklm doluydu. Rhtmda en adi cinsinden bir lokantay gzlerine
kestirdiler. Lokanta sahibi, bunlara drdnc katta kk bir oda at.
Erkekler bir keye ekilip fiskos ettiler; herhalde masraf hakknda konuuyorlard. Odada bir
noter ktibi, iki tp talebesi ve bir de tccar ktibi vard. Allah iin, Emma'ya layk bir meclisti
bu! Kadnlara gelince, daha seslerinden, hemen hemen hepsinin en aa cinsten olduunu
anlamakta gecikmedi. O zaman iine korku girdi, iskemlesini, geri ekti ve gzlerini yere
indirdi.
tekiler yemee koyuldular. Emma yemedi; aln ate gibi yanyor, gzkapaklar karncalanyor,
derisi buz gibi souyordu. Balonun deme tahtalarn, sanki dans eden binlerce ayan ritmik

vuruuyle hl gmbrdyormu gibi, kendi kafasnn iinde duyuyordu. Sonra, pun kokusuyle
yaprak sigaMADAME BOVARY
295
ralarnn duman onu bsbtn sersemletti. Baylyordu; pencerenin nne gtrdler.
Gn aarmaya balyordu. Sainte-Catherine tarafnda, solgun gkyznde byk bir krmz
leke geniliyordu. Kurun rengi balam nehir rzgrla rperiyordu. Kprlerin zerinde
kimsecikler yoktu; sokak fenerleri snyordu.
Emma, nihayet kendine geldi ve orada, hizmetisinin odasnda uyumaktan olan Berthe'i
dnd. Fakat uzun demir ubuklarla ykl bir at arabas, evlerin duvarna sar edici bir
madeni sarsnt frlatarak geti.
Emma hemen oradan svt, balo kostmn karp att, Leon'a dnmesi gerektiini syledi ve
nihayet Boulogne Otelinde tek bana kald. Her eye, hatta kendisine de tahamml edemez
olmutu. Bir ku gibi uup giderek, uzaklarda, lekesiz uzaklklarda, bir yerlerde yeniden
genlemeyi ne kadar istiyordu.
Otelden kt, bulvardan, Cauchoise Meydan'ndan, kenar semtten geti. Bahelere bakan iki
yan bo bir sokaa geldi. Hzl yryordu, ak hava onu teskin ediyordu. Kalabaln suratlar,
maskeleri, kadriller, avizeler, lokantadaki yemek, o kadnlar, her ey, azar azar, rzgrn
nne katt sis tabakalar gibi kayboldu. Sonra, tekrar Kzl Ha'a dnd, duvarlarnda Nesle
Kulesi'nin resimleri asl duran ikinci kattaki kk odasnda, kendini yatan zerine att.
Akamn saat drdnde Hi-vert gelip kendisini uyandrd.
Eve girer girmez, Felicite ona duvar saatinin arkasnda kl rengi bir kat gsterdi. Emma
okudu:
Mahkemenin icra yetkisi veren hkm gereince...
Hangi hkm? Gerekten, bir gn nce baka bir kat daha gelmiti, ama haberi olmamt ki.
u kelimeleri okuyunca bsbtn ard kald:
Kral, kanun ve adalet namna Madame Bovary'ye tebli olunur ki...
Birok satr atlad ve unu grd:
Yalnz yirmi drt saatlik bir sre iinde. Ne oluyor? Sekiz bin franklk bir mebla demek.
Hatta, biraz daha altnda unlar vard: Kendisi, btn kanuni yollardan ve zellikle mal ve
eyasnn hacziyle zorlanacaktr.
296
MADAME BOVARY
Yaplacak ne vard?.. Demek, yirmi drt saat sonra; yarn! Lheureux'nun herhalde kendisini
yine korkutmak istediini dnd. Btn dalaverelerini, ho grnmelerinin amacn bir anda
kavrad. Tutarn gereinden fazla iirilmi olmas iine biraz souk su serpiyordu.
Bununla birlikte, boyuna satm almak, parasn dememek, bor para almak, senetler
imzalamak, sonra, yeni bir vadeye balandka bedeli artan senetleri yenilemek
suretiyle Emma, Lheureux efendiye kark ilerinde kullanmak iin sabrszlkla bekledii bir
sermaye hazrlamt.
Emma, gayet serbest bir tavrla adamn karsna kt.
Biliyor musun bama geleni? Herhalde bir aka olmal bu!
Hayr.
Nasl hayr?
Ar ar ona dnd ve kollarn kavuturarak:
Benim, dedi, kyamete kadar size pr akna mteahhitlik ve bankerlik yapacam m
sanyordunuz, hanmcm? Cebimden karp verdiim paralarn yine cebime girmesi gerek,
hakszlk etmeyelim!
Emma borcun miktarna itiraz edecek oldu.
Ne yapalm, bu byle! Mahkeme kabul etti! Elde hkm var! Onu da size tebli ettiler.
Zaten bunlar yapan ben deilim, Vinart.
Acaba bir eyler yapmanz...
Hibir ey yapamam.
Ama... yine de... bir dnsek.
Emma her areye bavurdu. Hi haberi olmamt ki... Bana birdenbire gelmiti bu i...
Lheureux, alayl bir selamla:

Kabahat kimin? dedi. Ben rgat gibi alp dururken siz keyfinize bakyordunuz.
Ahlak dersi istemez!
Ahlak dersinin kimseye zarar olmaz.
Emma kld, yalvard, hatta o kk ve gzel beyaz elini dkkncnn dizleri zerine koydu.
Brakn beni! Neredeyse beni batan karmaya kalkacaksnz.
Siz aalk bir adamsnz!
MADAME BOVARY
297
Dkknc glerek:
Oo, oo, pek ileri gidiyorsunuz, dedi.
Sizin ne adam olduunuzu herkese syleyeceim. Kocama diyeceim ki...
yle mi? Ben de bir eyler gstereceim kocanza! Lheureux kasasndan, Vinart'n
skontosu srasnda Emma'nn kendisine verdii bin sekiz yz franklk makbuzu kard.
O zavall adamcaz sizin bu kk hrszlnz anlamaz m sanyorsunuz?
Emma, bana bir topuz inmiten daha beter, olduu yere yld. Lheureux pencere ile yaz
masas arasnda mekik dokurken, boyuna tekrarlyordu.
Evet, gstereceim ona bu makbuzu... gstereceim ona...
Sonra, kadna yaklat ve tatl bir sesle:
Biliyorum, dedi, ho bir ey deil bu; fakat hi kimse de bu yzden lmemitir alt taraf.
Mademki param iade etmek iin bundan baka areniz yok...
Emma kollarn bke bke:
Ama nereden bulacam, dedi.
Adam sen de! Bu kadar dostunuz var!
Kendisine yle keskin ve korkun bir tarzda bakyordu ki, Emma iliklerine kadar titredi.
Size sz veriyorum, imzalayacam...
Bktm, usandm artk imzalarnzdan!
Yine satacam... Omuz silkerek:
Hadi canm siz de! dedi. Satacak neyiniz var ki? Ve dkkna alan kk pencereden
seslendi:
Annette! 14 numarann kuponunu unutma sakn.
Hizmeti kz geldi; Emma bunun manasn anlad ve kovuturmay durdurmak iin ne kadar
para lazm olduunu sordu.
ok ge artk.
Ama size binlerce frank, tutarn drtte birini, te birini, hemen hemen tmn
getirecek olursam?
Olmaz artk. Yarar yok! Onu usulca merdivene doru itti.
298
MADAME BOVARY
Msy Lheureux, size yalvarrm, birka gn daha sabredin!
Hkra hkra alyordu.
Hoppala! imdi de alama fasl!
Beni mahvediyorsunuz!
Vz gelir bana, dedi ve kapy kapad.
VII
Ertesi gn, icra memuru Matre Hareng, haciz zaptn tutmak zere iki ahitle birlikte eve
geldii zaman, Emma acsn barna bast.
Adamlar, Bovary'nin muayene odasndan ie baladlar. Meslek leti saydklar kuru kafay
deftere kaydetmediler; fakat mutfakta tabak ana, tencereleri, iskemleleri, amdanlar ve
yatak odasnda da etajerdeki btn ufak tefekleri saydlar. Fistanlar, i amarn, tuvalet
odasn gzden geirdiler. Em-ma'nn hayat, en gizli kelerine kadar, otopsi yaplan bir ceset
gibi, bu adamn gzleri nne boylu boyunca serildi.
Dmeleri iliklenmi darack siyah elbisesi, beyaz kravat, ok gergin subyeleri ile Matre
Hareng, zaman zaman:
Msaade eder misiniz, Madame? Msaade eder misiniz? deyip duruyordu.
Sk sk, hayranlkla:

ok ho!.. ok gzel! diyordu.


Sonra, kalemini sol eliyle tuttuu bir baa hokkaya batrarak yazmaya koyuluyordu.
Evin katlarn bitirdikten sonra, tavan arasna ktlar.
Rodolphe'un mektuplarn Emma orada bir ekmeceye ki-litlemiti. Amak icabetti.
Matre Hareng, halden anlayan b;r glmsemeyle:
Ah, mektuplar! dedi. Fakat, msaade ediniz, zira iinde baka bir ey bulunup
bulunmadndan bizzat emin olmalym.
indeki Napoleon altnlarn drmek istiyormu gibi ktlar yavaa edi. Emma, vaktiyle
kalbini arptran o katlara, parmaklar smklbcek gibi krmz ve gevek o iri elin
dokunduunu grnce tiksindi.
MADAME BOVARY
299
Nihayet gittiler. Felicite ieriye girdi. Emma onu Bovary'yi oyalamak iin gzclk etmeye
gndermiti; ikisi bir olup haciz muhafzn damn altna yerletirdiler, o da oradan
kmldamayacana sz verdi.
Emma o akam Charles' dnceli buldu. Yznn izgilerinden sulamalar sezerek, hafakan
dolu baklarn ondan ayrmyordu. Sonra gzleri, in ekranlaryle ssl ocaa, geni
perdelere, koltuklara, hayatnn tasszlna lezzet katm olan btn o eyaya iliince, iini
vicdan azab, daha dorusu usuz bucaksz bir pimanlk kaplyor, bu da tutkusunu yok
edeceine, bsbtn ahlandryordu. Charles, iki ayan ocan demirlerine dayam, rahat
rahat ktkleri kartryordu.
Bir an geldi, muhafz, gizlendii yerde sklm olacak ki, birazck grlt etti:
Charles:
Yukarda biri mi dolayor? dedi.
Hayr, bir kk pencere ak kalm herhalde, rzgrdan sallanyor.
Emma, ertesi pazar gn, ismini bildii bankerleri grmek maksadyle Rouen'a gitti. Bunlar ya
kra gitmilerdi, yahut geziye kmlard. Fakat ylmad, rastgetirebildiklerinden para istedi.
Paraya acele ihtiyac vard, ii olur olmaz iade edecekti. Bazlar alay etti: Kimse raz olmad.
Saat ikide Leon'un evine gitti, kapy vurdu. Kimse amad. Nihayet Leon grnd.
Seni hangi rzgr att byle?
Rahatsz m ettim?
Hayr... ama...
Ev sahibinin eve kadn almasndan holanmadm itiraf etti.
Emma:
Sana diyeceklerim var, dedi.
Leon elini anahtara att. Emma, durdurdu.
Hayr, burada olmaz, bize gidelim. Boulogne otelindeki odalarna gittiler.
Emma, gelir gelmez bir bardak dolusu su iti. ok solgundu:
Leon, dedi, bana yardm edeceksin. Smsk yakalad iki elini sarsarak, ilave etti:
300
MADAME BOVARY
Dinle beni, sekiz bin frank lazm bana!
Sen delirmisin!
Henz deil.
Arkasndan hemen, haciz hikayesini anlatarak, ne berbat bir vaziyette olduunu izah etti; zira
Charles hibir eyin farknda deildi: Kaynanas kendisinden nefret ediyordu, Rouault Babann
elinden bir ey gelmezdi; fakat o, yani Leon, ba ok lzumlu paray bulmak iin hemen paalar
svamalyd.
Ama, nasl olur?.. Emma:
Amma da baya adammsn! diye haykrd. O zaman Leon, aptal aptal:
Seri de ii fazla byltyorsun, dedi. Belki bin ek kadar bir para ile herif^yatr.
Demek hemen teebbse gemek lazmd. bin frank bulmak pek olmayacak ey deildi.
Zaten, kendi yerine Leon da pekl borca girebilirdi.
Git! dene! lzm! ko!.. Oh! Bir eyler yap! Bir eyler yap! Seni daha da seveceim!
Leon kp gitti, bir saat sonra dnd, surat bir tren arball iinde:
kiiye gittim, dedi, ama bouna!

Sonra ocan iki ucuna karlkl oturup, hi konumadan, hareketsiz kaldlar. Emma yerinde
tepinerek omuz silkiyordu. Leon onun fsldadn duydu:
Ben senin yerinde olsaydm, pekl bulurdum.
Nereden bulurdun!
Senin noterlikten!
Ve gzlerini Leon'a dikti.
Alev alev yanan gzbebeklerinden cehennemi bir cret fkryor, gzkapaklar ehvet ve
cesaret verici bir tarzda birbirine yaklayordu; yle ki, gen adam kendisine su ilemeyi
tleyen bu kadnn dilsiz iradesi karsnda sfr tkettiini hissetti. O zaman korktu ve her
eit izahn nne gemek iin, eliyle alnna vurarak bard:
Morel bu gece dnecek! mit ederim ki benden esirgemez bunu (Morel, dostlarndan biriydi,
ok zengin bir tacirin de oluydu), ben de yarn sana getiririm.
MADAME BOVARY
301
Emma bu midi onun hayal ettii gibi sevinle karlar grnmedi. in iinde bir yalan
olduundan m phe ediyordu? Sonra Leon kzararak devam etti:
Ama, saat e kadar gelemezsem, beni artk bekleme, sevgilim. Artk gitmem gerek kusura
bakma, Allaha smarladk!
Elini skt, ama o el, ona porsumu gibi geldi. Emma'nn artk hibir ey hissedecek hali
kalmamt.
Saat drd ald; Emma, alkanlklarn drtsne bir makine gibi itaat ederek, Yonville'e
dnmek zere yerinden kalkt.
Hava gzeldi; gnein bembeyaz bir gkyznde parldad, martn berrak ve sert gnlerinden
bireydi. Yabanlklarn giymi Rouenllar, keyifli keyifli geziniyorlard. Parvis Meyda-n'na geldi.
kindi ibadetinden klyordu; halk, bir kprnn kemeri altndan akan nehir gibi, kilisenin
byk kapsn- . dan boanyordu ve kavas, bunlarn ortasnda, bir kaya parasndan daha
hareketsiz duruyordu.
O zaman Emma, nne serilen geni, fakat akndan daha az derin bu byk kubbe altna
endie iinde ve mitle girdii gn hatrlad ve peesinin altnda alayarak, sersemlemi,
sarsak, neredeyse baylmak zere, yrmeye devam etti.
Alan bir arabalk kapsndan kan bir ses:
Varda! diye haykrd.
Emma, samur krk giymi bir kibar zatn kulland iki tekerlekli bir arabann oklar arasnda
yeri eeleyen gzel bir siyah at gesin diye durdu. Kim bu acaba? Emma onu tanyordu... Araba
hzland ve gzden kayboldu.
Ama nnden geen adam, o idi, Vikont'tu! Emma dnp bakt; sokak bombotu. Kendisine
yle bir bitkinlik, yle bir hzn geldi ki, dmemek iin bir duvara dayand.
Sonra iinden, Belki aldandm, dedi. Aslnda, ne olup bittiini bilmiyordu. inden, dndan
her ey onu yzst brakmt. Tarif edilmez uurumlara rasgele yuvarlanarak, kendini
mahvolmu hissediyordu. Nitekim, Kzl Ha'a, gelip de, ecza ile dolu kocaman bir sandn
Krlang'a ykletilmesine bakan Homais'cii grnce deta sevindi; eczacnn elinde, karsna
gtrmek zere bir mendile sard alt kk francala vard.
Madame Homais, perhiz gnlerinde tuzlu tereya ile yenilen, bu sark biiminde, kk tkz
francalalar pek severdi.
302
MADAME BOVARY
Bunlar, belki hal seferleri devrinden kalma, Gotik a yiyeceklerinin son rnekleriydi; grbz
Normandiyallar, sofrada, mealelerin sar altnda, tatl arap gmleriyle dev gibi jambon
ve sucuk ynlar arasnda, yutulacak marib kelleleri zannederek karnlarn bunlarla
doldururlard. Eczacnn kars da, dilerinin pek bozuk olmasna ramen, o tkz francalalar,
tpk eski Normandiyallar gibi, kahramanca tkr tkr yerdi; bu nedenle, M. Homais, ehre her
iniinde, karsna bunlardan getirmeyi hi ihmal etmezdi, hep Massacra sokandaki mehur
rekiden gidip alrd.
Homais, Krlang'a binmesine yardm etmek iin elini Em-ma'ya uzatrken:
Sizi grdme pek sevindim, dedi.

Sonra, francalalar filenin kaylarna ast, dnceli ye Napoleonvari bir tavrla, ba ak,
kollarn kavuturarak yerine oturdu.
Fakat kr adam, her defasnda olduu gibi, tepenin eteinde peyda olunca:
Dorusu, dedi, idarenin bu kadar irkin ilere gz yummasn bir trl aklm almyor! Bu
biareleri yakalamal ve bir ite almaya zorlamal. Terakki, erefsizim, kaplumbaa ad-myle
ilerliyor. Vahet iinde yuvarlanp duruyoruz.
Kr, arabann kaps kenarndan, duvar halsnn ivisinden kurtulmu bir kesi gibi sallanp
duran apkasn uzatyordu.
Eczac:
te, dedi, bir sraca iltihab!
Bu zavally oktandr tand halde, sanki ilk kez gryormu gibi davrand, d tabaka, donuk
tabaka, gz ak, yz biimi gibi kelimeler mrldand ve sonra babacan bir tavrla:
Dostum, diye sordu, bu korkun illet sende oktan beri mi var? Meyhanelerde kafay
ekeceine, perhize girsen daha iyi olur.
Ona arabn iyisini, birann iyisini, rostonun iyisini tavsiye ediyordu. Kr, bir ark tutturmutu;
zaten pek budala grnyordu. Nihayet, M. Homais kesesini at.
te sana be santim, bana iki mangr geri ver, tavsiyelerimi unutma, faydasn grrsn.
MADAME BOVARY
303
Hivert, bu nasihatlerin tesirinden phe ettiini aka sylemek cesaretinde bulundu. Fakat
eczac, kendi tertibi olan iltihap geirici bir merhemle herifi bizzat iyi edeceine dair teminat
verdi, adresini de syledi:
M. Homais, kapal pazar yerinin yannda, herkes tanr. Hivert:
yleyse, karlk olarak sen de palyaoluk et bize bakalm, dedi.
Kr, dizleri zerine kt, ban geriye att, yeilimtrak gzlerini fldr fldr dndrerek, dili
darda, iki eliyle midesini uuturmaya balad. Ayn zamanda, a kalm bir kpek gibi, bir
eit bouk uluma tutturdu. Emma, tiksinti iiride, ona omuzunun zerinden bir be franklk
frlatt. Btn serveti bundan ibaretti. Onu byle frlatp atmay ho bir hareket sayyordu.
Araba tekrar yrmeye balamt ki, M. Homais, birdenbire pencereden darya sarkarak
bard:
Unlu eyler, stl eyler yemek yok! Cildiniz zerine ynl eyler giyin, iltihapl yerleri ard
tohumu ttssne tutmak lazm!
Gzlerinin nnde geip giden tandk eylerin manzaras, Emma'y o andaki strabndan yava
yava uzaklatryordu. zerine dayanlmaz bir yorgunluk kmt. Evine, afallam, cesareti
krlm, deta uyuklayarak geldi.
Kendi kendine:
Baa gelen ekilir, diyordu.
Hem sonra, kim bilir? Niin beklenmedik bir olay birdenbire patlak vermesin? Lheureux bile
pekl lebilir.
Sabahn saat dokuzunda, meydandan gelen seslerin grl-tsyle uyand. Pazar yerinin
etrafnda bir kalabalk toplanm, bir diree asl kocaman bir ilan okuyordu. Emma, Justin'in
bir tan stne karak ilan yrttn grd. Fakat, tam o srada, kr bekisi ocuu ensesinden
yakalad. M. Homais eczaneden kt, Lefranois anann kalabaln ortasnda nutuk verir gibi bir
hali vard.
Felicite! Madame! Felket!
Zavall kz, heyecanlar iinde, kapdan kopard sar bir kad hanmna uzatyordu. Emma bir
bakta, btn mobilyasnn satla karldn okudu.
W
304
MADAME BOVARY
O zaman sessizce birbirlerine baktlar. Hizmeti ile hanm birbirlerinden sr saklamazlard.
Nihayet Felicite iini ekerek:
Ben sizin yerinizde olsam, Madame, dedi, M. Guil-laumin'e giderim.
Sahi mi?
Bu sualin anlam uydu:

Uak vastasyle evin durumunu biliyorsun, acaba evin efendisinin benden sz ettii olur
muydu hi?
Evet, Madame gidin, iyi edersiniz.
Giyindi, siyah fistannn stne kara benekli pelerinini geirdi. Kimse grmesin diye (nk
meydanda hl kalabalk vard), dere boyundaki patikadan kasaba dna kt.
Noterin parmakl nne geldii zaman, nefes nefeseydi. Gkyz kapankt ve biraz kar
yayordu.
ngrak alnnca, Theodore, krmz yelei ile sahanlkta grnd. Eski bir tandym gibi,
deta laubali bir tavrla gelip kapy at ve Emma'y yemek odasna gtrd.
Duvardaki raf dolduran bir kaktsn altnda byk bir ini soba horulduyordu. Mee kad
kaplanm duvarlara, siyah ereveler iinde Steuben'in Esmeralda's ile Schopin'in Pu-tiphar'i
aslmt. Sofra hazrd, iki gm stacak, billur kap tokmaklar, parke ve mobilyalar, her ey,
titiz, ngilizlere zg bir temizlik iinde parl parl parlyordu; pencere camlar, btn kelerine
renkli camlar yerletirilerek sslenmiti.
Emma:
te yemek odas buna denir, diye dnd, bana da byle bir tanesi lazm.
Noter ieriye girdi, sol eliyle dall robdambrn vcuduna bastrrken, br eliyle kahverengi
kadifeden takkesini bandan karp hemen tekrar yerine koyuverdi. Takke, ta arkadan
uzatlarak dazlak kafay evreleyen sarn peremin ularnn kt sa tarafa, afili bir
tarzda oturtulmutu.
Noter, Emma'ya oturulacak bir yer gsterdikten sonra, nezaketsizliinden dolay zr dileyerek
le yemeine oturdu.
Emma:
Msy, size ricaya geldim...
Ne hususta, Madame? Sizi dinliyorum... Emma vaziyetini anlatmaya balad.
MADAME BOVARY
305
Matre Guillaumin, kuma taciriyle gizlice i yapt iin vaziyeti biliyordu. Kendisinden istenen
ipotek karl borlanma ilerinde gereken paray hep ondan alyordu.
Demek, balangta nemsiz, trl trl kimselere ciro edilen, uzun vadelere gre sralanm,
mtemadiyen yenilenen senetlerin uzun hikayesini (Emma'dan daha iyi) biliyordu. Tacir, btn
protestolar toplayarak, hemerileri kendisini yrtc bir kaplan bilmesinler diye, dostu Vinart'
kendi adna gereken kovuturmaya girimekle grevlendirmiti.
Emma, hikayesini anlatrken, Lheureux aleyhinde sulamalarda bulunmaktan geri kalmyor,
noter bu sulamalara, zaman zaman, anlam olmyan bir szle cevap veriyordu. Pirzolasn yeyip ayn da itikten sonra, enesini, birbirine kk bir altn zincirle bal iki elmas ine
geirilmi gk mavisi kravat zerine yaslad ve tatlimtrak, kark anlaml, garip bir
tebessmle glmsemeye balad. Fakat. Emma'nn ayaklarnn slak olduunu grnce:
Sobaya yaklasanza, dedi, daha yukarya, ini zerine koyun ayaklarnz.
Emma kirletmekten ekiniyordu. Noter, apkn bir eda ile:
Gzel eyler zarar vermez, dedi.
O zaman Emma, adam heyecanlandrmak istedi, kendi de heyecanlanarak, ona aile hayatnn
darln, skntlarn, ihtiyalarn anlatmaya koyuldu. Noter anlyordu bunu: Zarif bir kadn!
Yemeine ara vermeden, tamamyle Emma'ya doru dnmt, yle ki, dizi, taban soba
zerinde tterek bklen fotinine deiyordu.
Fakat, Emma kendisinden bin ek isteyince dudaklarn bzd, sonra, vaktiyle servetinin
idaresini kendi zerine almam olmaktan ok znt duyduunu syledi, nk paray
deerlendirmenin, bir kadn iin bile, ok elverili, yzlerce usul vard. rnein, Grumesnil
kmr ocaklarna veya Havre'daki arsalara hemen hemen tam gven iinde mkemmel
yatrmlar yapmak mmknd. Byle yapm olsayd, mutlaka kazanaca akla smaz
rakamlardan sz ederek, Emma'nn iindeki atei bsbtn krklyordu.
Bana bavurmaynzn nedeni neydi acaba?
Bilemiyorum.
MB 20
306
MADAME BOVARY

Neydi, ha? Sizi o kadar korkutuyor muydum? Bilakis, asl ben ikayeti olmalym!
Birbirimizi pek az tanyoruz! Ama ben size kar iten balym. mit ederim ki, bundan
kukunuz
yoktur!
Elini uzatt, Emma'nn elini yakalad, hrsla pt, sonra dizinin stnde tuttu; ona trl diller
dkerek, nazik nazik par-maklanyle okad durdu.
Tatsz sesi, akan bir rmak gibi, psr psr ediyordu; gzlklerinin parlts arasndan
gzbebeinden bir kvlcm frlyor, elleri, kolunu okamak iin, Emma'nn yen'i iinde
ilerliyordu. Emma, yananda kesik kesik bir soluma hissetti, bu adam onu fena halde rahatsz
e.diyordu.
Bir srayta ayaa kalkt:
Msy, bekliyorum! dedi. Birdenbire rengi atan noter sordu:
Ne bekliyorsunuz?
Paray.
Ama...
Sonra, patlak veren ok gl bir arzuya dayanamayarak:
Peki, yle olsun!..
Robdambrna aldr etmeden, dizlerinin zerinde Emma' ya doru srkleniyordu:
Kaln, yalvarrm! Sizi seviyorum! Kadm belinden yakalad.
Madame Bovary'nin yzne hemen kan hcum etti. Korkun bir tavrla geri ekilirken haykrd:
' Benim perianlmdan, utanmadan istifade etmeye bakyorsunuz, Msy! Ben acnacak bir
kadnm, fakat satlk deilim!
kt.
Noter, gzleri kanevie ilemeli terliklerinde, akn akn kalakald. O terlikler, bir sevgilisinin
hediyesiydi. Onlara baka baka avundu. Zaten, byle bir servenin kendisini nerelere
srkleyecei belli olmazd.
Yolun akakavaklar altnda sinirli admlarla kaarken, Emma syleniyordu:
Ne sefil adam! Ne alak herif!.. Ne adilik! Baarszlnn hayal krkl, hakarete uram
iffetinin fkesini artryordu. Ona, alnyazs kendisiyle urayor gibi geliyor ve
MADAME BOVARY
307
bundan bsbtn gurur duyuyordu. Kendine kar asla bu kadar sayg beslememi, bakalarn
bylesine hor grmemiti. inden gelen bir kavgaclk drts onu srkleyip gtryordu.
Elinden gelse btn erkekleri dvecek, suratlarna tkrecek, kemiklerini kracakt. Solgun,
titremeler iinde, kzgn, yal gzlerle bo ufku tarayarak, kendisini boan kinden zevk alr
gibi, hzl admlarla dosduru yrmeye devam ediyordu.
Evini grr grmez, kendisine bir uyuukluk geldi. Artk ilerleyemez olmutu; ama, lazmd;
zaten nereye kaabilirdi?
Felicite kapda bekliyordu:
Ne oldu? diye sordu. Emma:
Olmad, dedi.
Ba baa vererek, bir eyrek saat, Yonville'de ona yardm etmesi muhtemel olan deiik
kimseleri gzden geirdiler. Fakat Felicite hangi ismi sylerse, Emma:
Hi olacak ey mi, diyordu, istemezler.
Msy de neredeyse eve dnecek.
Biliyorum... Beni yalnz brak.
Her areye bavurmutu. Artk yaplacak bir ey kalmamt; Charles dner dnmez, ona artk:
ekil oradan, demeliydi, stnde yrdn bu hah artk bizim deil. Evinde, artk ne eyan
var, ne bir inen, ne de bir pn, seni ben bu duruma getirdim, zavallck!
O zaman kocas bir hkrk koparacak, sonra kana kana alayacak, nihayet, armas geince,
affedecekti. Emma dilerini gcrdatarak mrldand:
Evet, affedecek beni, beni tandndan dolay kendisini mazur greyim diye bana bir milyon
vermeyi bile az bulan bu adam, affedecek beni... Asla! Asla!
Bovary'nin kendisine stn oluu fikri Emma'y ileden karyordu. Ama, ister itiraf etsin, ister
etmesin, ya az sonra, yahut yarn, felketi renmemesine imkn yoktu; o halde o korkun
sahneye hazr olmak ve kocasnn gnl yceliine katlanmak gerekecekti. Tekrar Lheureux'ye

gitmek aklna geldi: Neye yarar? babasna mektup yazmak; ok ge kalmt; o anda belki de
tekinin arzusunu reddettiine piman olmaktayd ki, aalkl yoldan bir atn trsla geldiini
duydu. Bu, Charles'd. Bahe kapsn at, yz kire gibi bembeyaz kesilmiti. Emma,
308
MADAME BOVARY
kendini merdivene att, meydandan hzl hzl uzaklat; kilisenin nnde Lestiboudois ile
konuan belediye reisinin kars, onun tahsildarn evine girdiini grd.
Hemen koup Madame Caron'a haber ulatrd. Her iki hanm, tavan arasna ktlar ve srklarn
zerine aslm amarlarn arkasna gizlenerek, Binet'nin evinin iini rahata grecek ekilde
yerletiler.
Binet, tavan arasndaki odasnda, tek bana, hilller ve i ie oyulmu krelerden meydana
gelmi, btn dikili ta gibi dimdik ve hibir ie yaramayan o tanmlanamaz fildii ilerinden
birini tahta zerine kopya etmekle meguld; son paray da ele alm ve amacna yaklamt!
Atelyesinin alaca karanlnda, elindeki aletten, tpk drtnala kalkm bir atn nallarndan
pskl pskl kan kvlcmlar gibi, sar bir toz uuuyordu. ki tekerlek de dnyor,
uulduyordu. Binet, enesi gerdanna yaslanm, burun delikleri alm, glmsyor, herhalde
zeky kolay glklerle elendiren ve tesinde hayal edilecek hibir eyin bulunmad bir
eserle uyuturan baya uralara zg, eksiksiz bir saadet iinde yzyor gibiyjdi.
Madame Tuvache:
Ah, ite geldi, dedi.
Fakat torna yznden, ne sylediini iitmek pek mmkn deildi.
Nihayet hanmlar, frank kelimesini duyar gibi oldular ve Tuvache ana, yamndakinin kulana
hafife fsldad:
Vergilerini geciktirmek iin rica ediyor.
Grn, bu.
Kadnlar Emma'nn, duvarlardaki peete halkalarna, amdanlara, trabzan yuvarlaklarna
bakarak, bir aa bir yukar dolatn grdler; Binet memnun bir tavrla, sakaln
svazlyordu.
Madame Tuvache:
Acaba adama bir ey sipari etmek iin mi geldi? diye sordu.
Komusu, cevap verdi:
Hibir ey satt yok ki!
Tahsildar, sanki hibir ey anlamyormuasna, gzlerini drt aarak dinliyor gibiydi. Emma,
gayet nazik, yalvarr gibi
r
MADAME BOVARY
309
konuuyordu. Nihayet adama yaklat; gs kalkp iniyordu; artk konumuyorlard. Madame
Tuvache:
Acaba adama cilve mi ediyor? diye sordu.
Binet, kulaklarna kadar kpkrmz kesilmiti. Emma adamn iki elini yakalad.
Ah, olur ey deil!
Hi phe yok, tahsildara iren bir teklifte bulunuyordu; Binet, cesur bir adamd, Bautzen'de,
Lutzen'de arpm, Fran-sa'daki vurumalara katlm, hatta nian alacaklar listesine girmiti,
birdenbire, ylan grm gibi:
Madame, dndnz eye bakn! diye haykrarak, bir hayli geriledi.
Madame Tuvache:
Byle karlar krbalamal! dedi. Madame Caron:
Peki, nerede imdi? diye sordu.
Zira Emma, bunlar konuulurken gzden kaybolmutu; sonra, byk caddeye ktn,
mezarla gidecekmi gibi saa saptn farkedince, trl trl tahminler yrttler.
Emma, stninenin evine varr varmaz:
Rolet ana, dedi, bouluyorum, z u balar.
Kendini yatan zerine att; hkra hkra alyordu. Rolet ana, zerine bir eteklik rtt,
yannda ayakta durdu. Emma' nn cevap vermediini grnce de, kadncaz uzaklap,
krna gitti ve keten eirmeye balad.

Emma, Binet'nin tornas dnyor sanarak:


Yeter! Durdurun unu!., diye mrldand. Stnine, kendi kendine:
Acaba kim rahatsz etti onu? Neden buraya geldi?., diye dnyordu.
Emma, onu evinden kovan bir eit korkunun etkisiyle buralara kadar koup gelmiti.
Srtst uzanm, hareketsiz, gzleri sabit, 'budalaca bir inatla dikkatini toparlamaya alt
halde eyay ancak belli belirsiz ayrtedebiliyordu. Duvarn badanas dklm yerlerini, u uca
tten iki odunu, bann stndeki kiriin yarnda yryen uzun bir rmcei seyrediyordu.
Nihayet, zihnini- toparlad. Hatrlyordu... Bir gn, Leon ile birlikte... Ah! Ne kadar
310
MADAME BOVARY
uzakta kalmt bu hatra... Gne, rman zerinde parlyordu, filbahriler buram buram
kokuyordu... O zaman kendini, kaynayan bir sel gibi hatralarna kaptrnca, ok gemeden
dnk gn hatrlayabildi.
Saat ka? diye sordu.
Rolet ana darya kt, sa elinin parmaklarn gkyznn daha aydnlk tarafna doru
kaldrd ve yava yava ieriye girerek:
Nerdeyse olacak, dedi.
Ah, teekkr ederim! Teekkr ederim!
nk gelecekti. Mutlaka gelecekti! Paray tedarik etmiti herhalde. Ama burada olduunu
bilmedii iin, belki br tarafa gidecekti; stnineye, bir kou eve kadar gidip onu buraya
getirmesini rica etti.
Acele ediniz!
Ama, hanmcm, gidiyorum, gidiyorum ite!
imdi, neden her eyden nce onu dnmediine ayordu. Dn, sz vermiti, szn
tutmamazlk edemezdi; kendini daha imdiden Lheureux'nun dkknnda, yaz masasna
banknotu sralar gryordu. Sonra, Bovary'ye olup bitenleri aklayc bir masal uydurmak
gerekecekti. Ne masal?
Stnine bir trl geri dnmyordu. Fakat, kulbede saat bulunmad iin, Emma zamann
uzunluunu gznde fazla bytmekten de ekiniyordu. Bahede, adm adm, drt dnmeye
balad. it boyunca patikadan gidiyor, kadncazn bir baka yoldan dnm olacan mit
ederek, hzla geri dnyordu. Nihayet, beklemekten usanarak, bir trl stne kondurmad
kukularn saldrs altnda, orada bir yzyl m, yoksa bir dakika m beklediini kestirmekten
ciz, bir keye oturdu, gzlerini kapad, kulaklarn tkad. Bahe kaps gcrdad: Emma bir
srayta ayaa kalkt; fakat daha azn amadan, Rolet ana:
Sizde hi kimseler yok! dedi.
Nasl olur?..
Hi kimse! Msy alyor. Sizi aryor. Sizi aryorlar. Emma hi cevap vermedi. Etrafna
bakna bakna, kesik
kesik soluyordu; kyl kadn ise, yzndeki ifadeden korkmu, delirdiini sanarak, elinde
olmadan, geri geri ekiliyordu. Emma, birdenbire alnna vurdu, bir lk kopard, nk
Rodolphe'un
MADAME BOVARY
311
hatras, karanlk bir gecede akan byk bir imek gibi, zihninde douvermiti. Ne iyi, ne
ince, ne cmert insand! Hem, ayet byle bir hizmette bulunmakta tereddt edecek olursa, o
mahvolan aklarn bir tek bakla hatrlatarak, kendisini buna zorlamasn bilirdi. Bylece, az
nce kendisini ileden karm olan eye kendi ayayle teslim olmaya gittiini bilmeden, byle
bir zilletin zerre kadar farkna varmadan, Huchette'in yolunu tuttu.
VIII
Yrrken kendi kendine: Ne diyeceim? Neresinden balayacam? diye dnyordu.
Yolda ilerledike, fundalklar, aalar, tepedeki kamlar, ta tedeki atoyu tanyordu. Kendini
yeniden ilk sevgisinin heyecanlar iinde buluyor, bzlp kalm olan yrekceizi bu
duygularda evkle geniliyordu. Yzne lk bir rzgr esiyordu; kar, eriyerek tomurcuklardan
damla damla otlara dyordu.
Eskiden olduu gibi, parkn kk kapsndan ieri girdi, sonra sk yaprakl iki sra hlamur
aacnn ereveledii tren avlusuna vard. Ihlamurlar slk alarak zerine dallarn

sallyorlard. Kulbelerindeki kpekler hep bir azdan havlyorlar, sesleri ortal nlatt halde
kimse meydana kmyordu.
Manastrlarda veya hanlarda olduu gibi, sra sra birok odann ald, tozlu iri talar deli
bir koridora varan, tahta trabzanl, dikine ve geni bir merdivenden kt. Solda, uta, en
dipteki oda onun odasyd. Parmaklarn kilidin stne koyduu anda, birdenbire kuvvetten
kesildi. Orada bulunmamasndan korkuyor, bunu deta temenni ediyordu, ama yine de bu onun
son midi, son kurtulma ansyd. Bir dakika kendi kendini dinledi; iinde bulunduu zaruret,
cesaretini kuvvetlendirdi, ieriye dald.
Rodolphe, iki ayan minenin pervazna dayam, atein karsnda pipo iiyordu.
Ha! Siz misiniz! dedi.
Evet, benim... Size akl danmaya geldim, Rodolphe.
312
MADAME BOVARY
Rodolphe, btn gayretine ramen, azn ap da bir eyler sylemiyordu.
Hi deimemisiniz, her zamanki gibi gzelsiniz, Emma, ac ac:
Ah, dedi, talihsiz bir gzellik bu, dostum, onu hor grmenizden belli.
Rodolphe o zaman, daha iyisini uyduramad iin, belirsiz deyimlerle zr dileyerek, neden o
ekilde hareket etmi olduunu izaha balad.
Emma szlerine, szlerinden daha ok da sesine ve ahsnn grnne kaplverdi; yle ki,
ayrllarna dair anlatt bahaneye inanr gibi grnd, belki de gerekten inand. Gya bu, bir
nc ahsn erefi ve hatta hayatiyle sk skya bal bir srd.
, Emma, kederli gzlerle ona bakarak:
Ne ise, dedi, ok strap ektim ben. Rodolphe, filozofa bir eda ile cevap verdi:
Hayat byledir ite.
Bari ayrldmz gnden beri sizinki iyi geti mi?
Ne iyi... ne de kt. Hi ayrlmasaydk belki daha iyi olurdu.
Evet... belki! Rodolphe'a yaklaarak:
Emin misin? ini ekti:
Ah Rodolphe! Buseydin!.. Seni ok sevmitim!
te o anda elini yakalad, tpk ziraat enliinde olduu gibi, parmaklar birbirine dolanm, bir
sre ylece kaldlar. Rodolphe bunu bir gurur meselesi yaparak, ilenmemek iin kvranp
duruyordu. Fakat Emma, onun gsne yasland ve:
Sensiz yaamam nasl isterdin? dedi. nsan saadete alt m vazgeemiyor! Ben
mahvolmutum! leceimi" sandm! Btn bunlar anlatrm sana, grrsn. Oysa sen, benden
katn!..
nk Rodolphe, o erkeklere zg korkaklkla, yldr, Emma ile karlamamak iin elinden
geleni yapmt. Emma, sevdal bir kediden daha sokulgan, cana yakn ba hareketleriyle
devam ediyordu:
MADAME BOVARY
313
Bakalarn seviyorsun, itiraf et. Onlara hak veriyorum, aslna bakarsan. Onlar mazur
gryorum; bana yaptn gibi, onlar da batan karmsndr. Sen bir erkeksin! Kendini
sevdirmek iin her eyin var. Ama yeniden balayacaz, deil mi? Birbirimizi seveceiz! Bak,
artk glyorum, mutluyum!.. Konusana!
Frtnal yamurdan bir mavi koncaya dm su gibi bir damla gzyann titredii bakyle,
harikulade gzeldi.
Rodolphe onu ekip dizlerine oturttu, alaca karanlkta son bir gne nnn altn bir ok gibi
panldad dmdz sa rglerini elinin tersiyle okuyordu. Emma alnn eiyordu; Rodolphe
nihayet onu yavaa, dudaklarnn ucuyle gzkapaklarn-dan pt.
Ama, sen alamsn! Neden?
Emma hkra hkra alamaya balad. Rodolphe bu hali aknn boalmas sand; sustuu iin
de, bu sessizlii son bir utan sayd ve o zaman:
Ah, affet beni, dedi. Sen holandm tek kadnsn. Ben aptallk ettim, ktlk ettim! Seni
seviyorum, daima da seveceim! Nen var? Syle bana!
Rodolphe diz kmt. Emma:

Nem mi var?., dedi. Ben mahvoldum, Rodolphe! Bana bin frank bor ver!
Rodolphe yava yava yerinden dorulurken, yz de gittike ciddileiyordu:
Ama... ama...
Emma hzl hzl devam etti:
Biliyorsun ki, kocam btn servetinin idaresini bir notere brakmt; adam kat, gitti. Biz
de borca girdik; mteriler para demiyorlard. Zaten tasfiye hesaplar da henz
tamamlanmad; ileride elimize para geecek tabii. Fakat bugn, bin frangmz olmad iin,
haciz koyacaklar; hem de imdi, u anda; ben de dostluuna gvenerek buraya geldim.
Rodolphe, rengi birdenbire atarak: Ah! Demek bunun iin gelmi! diye dnd.
Nihayet, gayet sakin bir tavrla:
O kadar param yok, aziz Madame, dedi.
314
MADAME BOVARY
Yalan sylemiyordu. Akn zerine den saanaklardan en souu ve en ykcs para istemek
olduundan, byle bir hayrl i yapmak genellikle hoa gitmese bile, paras olsayd, mutlaka
verirdi.
Emma evvela ona birka dakika bakakald.
Demek o kadar paran yok! Birka defa tekrar etti:
Demek o kadar paran yok!.. Kendimi bu yz kzartc duruma drmemeliydim. Sen demek
beni hi sevmedin! Sen de bakalarndan farkl deilsin!
Kendi kendini ele veriyor, kendini mahvediyordu. Rodolphe kendisinin de skntda olduunu
syleyerek, szn kesti. Emma:
Ah, dedi sana acyorum! Hem de ne kadar acyorum, bilemezsin!..
Duvardaki silahlkta parldayan gm savatl bir karabinaya gz liince:
Ama, dedi, insan bu kadar fakir olursa, tfeinin dipiini gmletmez! (Boulle saatini
gstererek), sedef kakmal duvar saati de almaz, diye devam etti; krbalarna altn suyuna
batm gm sap da taktrmaz!.. Elini srerek Saatinin zincirine altndan vr zvr da
asmaz! Ah, hibir ey eksik deil, odasnda likr takmna varncaya kadar; ^nk kendini
seviyorsun, iyi yayorsun, bir aton, iftliklerin, korularn var; srek avna kyorsun, Paris'e
seyahat ediyorsun... minenin zerindeki kol dmelerini alarak, bunlardan baka bir
eyciin olmasa bile!., diye bard. Yalnz u aptalca eylerin en kymetsizi bile, satnca para
eder!.. Hayr, alacak deilim! Senin olsun!
ki kol dmesini bir hayli uzaa frlatt, dmelerin altn zinciri duvara arparak koptu.
Ama, ben, sana her eyimi verirdim, her eyimi satardm, bir gl, bir bak iin, bana bir
Teekkr ederim! demeni itimek iin, ellerimle i grrdm, sokak ortasnda dilencilik
ederdim. Ama sen, sanki bana hi azap ektirmemisin gibi, urada rahata koltuunda
oturuyorsun, yle mi? Sen olmasaydn, bunu bilmi ol, ben mutlu yaayabilirdim! Kim seni
zorlad? Birisiyle bahse mi girdin? Ama yine de beni seviyorMADAME BOVARY
315
dun, sylediine baklrsa... Az nce de diyordun bunu... Ah, keke beni kovsaydn! Ellerimde
hl pcklerinin scakl var. Diz kerek lnceye kadar beni seveceine yemin ettiin yer,
ite buras, u halnn st! Beni inandrdn, iki yl, en muhteem, en tatl ryalar iinde
dolatrdn beni!.. Ha? seyahat projelerimizi hatrlarsn deil mi? Ah, mektubun, mektubun!
Benim kalbimi paralad o! Sonra, ona tekrar geliyorum, o, zengin, mutlu, hr! Yalvararak ve
btn sevgimi getirerek, rasgele birinin yapaca bir yardm istemek iin geliyorum ona, o ise
beni itiyor, nk bu kendisine bin franga mal olacak!
Rodolphe, mtevekkil fkelerin ou zaman bir kalkan gibi sarnd tam bir sknetle:
O kadar param yok, dedi.
Emma kt gitti. Duvarlar titriyor, tavan onu eziyordu; rzgrn datt kuru yaprak
ynlarnda tkezleyerek, aalkl uzun yoldan tekrar geti. Nihayet, parmakln nndeki
hendee geldi; amak iin yle acele ediyordu ki, kilidin zerinde trnaklar krld. Sonra, yz
adm tede, nefes nefese, yuvarlanmak zereyken, durdu. O zaman, ban dndrnce park,
baheleri, avlusu ve cephesinin btn pencereleriyle o kl kprdamayan atoyu bir kez daha
grd.

aknlktan kendini kaybetmi, damarlarndan btn kr dolduran sar edici bir mzik gibi
yayldn sand yrek arpntsndan baka, kendisinden artk tamamyle habersiz, kalakald.
Zemin, ayaklar altnda sudan daha yumuakt, yerdeki izler ise, ona, sahile vuran koyu renkli
muazzam dalgalar gibi grnd. Kafasnn iinde hatra ve fikir namna ne varsa, bir donanma
gecesinin bin bir mehtap fiei gibi, karmakark, bir hamlede frlayp gidiyordu. Babasn,
Lheureux'nun yazhanesini, oradaki odalarn, bir baka manzaray grr gibi oldu. Deliriyordu,
korktu, bulank da olsa, zihnini toparlayabildi; nk, bu feci durumunun nedenini, yani para
sorununu artk hatrlamyordu. Ancak ak yznden strap ekiyordu, can ekiirken,
hayatlarnn kanayan yaralarndan _akp gittiini hisseden yarallar gibi, o da, ruhunun yalnz
bu hatradan boandn duyuyordu.
Gece kyordu, kuzgunlar uuuyordu.
Birdenbire kendisine yle geldi ki, ate renginde krecik-ler, arpnca dalan mermiler gibi
havada patlyor, dnyor,
316
MADAME BOVARY
dnyor, sonra aalarn dallar arasndan kara saplanp eriyordu. Bu mermilerin her birinin
ortasnda, Rodolphe'un yz gzkyordu. Bunlar oalyor, yaklayor, Emma'nn iine nfuz
ediyordu; her ey kayboldu. Emma, evlerin, uzakta sis iinde parldayan klarn farketti.
O zaman vaziyeti, bir uurum gibi, karsna kt. Gs paralanacakm gibi soluyordu.
Sonra, ona deta nee veren bir kahramanlk cokunluu iinde, koa koa tepeden indi, inek
kalasn, patikay, aalkl yolu, pazar yerini geti ve eczacnn dkkn nne geldi.
Kimsecikler yoktu. eriye girmeye hazrlanyordu; fakat ngran sesine gelenler olabilirdi.
itten ieri kayd, nefesini tutarak, duvarlar yoklaya yoklaya, mutfan eiine kadar ilerledi.
Orada, ocan stnde bir mum yanyordu. Justin, kollarn svam, ieriye yemek
gtryordu.
Ha, yemek yiyorlar, dedi. Bekleyelim.
Justin mutfaa dnd. Emma cam tkrdatt. ocuk dar kt.
Anahtar! Yukarnn anahtar, hani orada eyler var...
Nasl!
Justin, gecenin kapkara fonu nnde beyazl bsbtn beliren yznn solgunluundan
hayrete dm, ona bakyordu. Emma ona harikulade gzel ve bir hayalet gibi hametli
grnd; ne istediini anlamadan korkun bir eyler sezdi.
Fakat Emma peten, tatl, kar konulmaz bir sesle hemen devam etti:
stiyorum! Ver o anahtar.
Aradaki blme ince olduundan, yemek odasnda atallarn tabaklar zerindeki krts
iitiliyordu.
Kendisini uyutmayan fareleri ldrmek lzm geldiini iddia etti.
Msyye haber vermek lazm.
Hayr! Kal burada!
Sonra, sanki umursanacak bir ey deilmi gibi:
imdilik lzum yok, ben ona sonra sylerim. Haydi gidelim, sen k tut bana.
Laboratuvar kapsnn ald koridora girdi. Duvarn zerinde Capharnam etiketini tayan bir
anahtar vard. Sabrszlanan eczac:
MADAME BOVARY
317
Justin! diye bard.
Yukar kalm. Justin, pei sra geldi.
Anahtar kilidin iinde dnd ve Emma, dosdoru nc rafa gitti. Hafzas onu iyi
yneltiyordu. Mavi kavanozu yakalad, tpasn kard elini iine daldrd, bir avu dolusu beyaz
toz kard ve hemen azna atp yutmaya balad.
Justin bararak zerine atld:
Durun!
Sus! Yoksa gelirler...
ocuk rpnyor yardma armak istiyordu.
Kimseye bir ey syleme, yoksa suu efendine ykletirler!
Sonra birdenbire rahatlayarak, deta yaplm bir grevin huzuru iinde kp gitti.

Charles, haciz haberiyle akl bandan gitmi, eve dnd zaman, Emma az nce km
bulunuyordu. Bard, alad, bayld, fakat Emma dnmedi. Nerede olabilirdi? Felicite'yi Homaislere, Tuvachelara, Leureux'nun dkknna, Altn Arslan'a, her tarafa gnderdi. Endiesi
biraz hafifler gibi oldu mu, saygnlnn sfra indiini, servetinin mahvolduunu, Berthe'in
istikbalinden hayr kalmadn kavryordu. Ne sebeple?.. Bir ey bildii yoktu! Akamn saat
altsna kadar bekledi. Nihayet, daha fazla duramayarak, Emma'nn Rouen'a gitmi olaca
dncesiyle, byk yola kt, yarm fersah yrd, kimseye rastgel-medi, biraz daha bekledi,
geri dnd.
Emma eve gelmiti.
Ne oldu?.. Niin?.. Anlat.bana!..
Emma yaz masasna oturdu, bir mektup yazd, altna gnn tarihini ve saatini ilave ederek,
yava yava mhrledi. Sonra, merasimli bir tavrla:
Yarn okursun, dedi; o zamana kadar, rica ederim, bana bir tek ey sorma... Hayr, bir tek
ey sorma!
Ama...
Ah, brak beni!
Boylu boyunca yatana uzand.
Aznda duyduu buruk bir tatla uyand. Charles' grd ve gzlerini tekrar yumdu.
318
MADAME BOVARY
Ac duyup duymadn kavramak iin merakla kendini dinliyordu. Bir ey yoktu! Henz hibir
ey yoktu. Saatin tik-tan, atein grltsn, yatann yannda ayakta duran Charles'n
nefes alp veriini iitiyordu.
lm de pek nemli bir ey deilmi, diye dnd. Uyuyacam ve her ey bitecek!
Bir yudum su iti ve duvar tarafna dnd. O berbat mrekkep tad devam ediyordu:
Susadm!.. Ah, ok susadm! diye iini ekiyordu. Charles bir bardak su uzatrken sordu:
Nen var?
Bir ey deil!.. A pencereyi... bouluyorum! Birdenbire gnl buland; o kadar ani oldu ki,
yastn altndaki mendili almaya zor vakit bulabildi.
Hzl hzl:
Kaldr unu, dedi; at unu!
Charles boyuna soruyordu; o, cevap vermiyordu. Birazck heyecana dp de kusmak
korkusuyle, hareketsiz duruyordu. Ama yine de, ayaklarndan kalbine kadar buz kesilmeye
baladm hissetti.
Ah, ite balyor, diye mrldand.
Ne diyorsun?
Hafakanlar iinde, sanki dilinin stnde gayet ar bir ey varm gibi, boyuna ene kemiklerini
aralayarak, ban tatl bir hareketle dndrp duruyordu. Saat sekizde kusmalar yeniden
balad.
Charles, kvetin dibinde, porselenin stne yapm bir nevi beyaz tortu bulunduunu'
farketti.
Olur ey deil, dedi. ok garip! Emma kuvvetli bir sesle:
Hayr, dedi, aldanyorsun!
O zaman Charles, elini yavaa, deta okar gibi, midesi zerine gtrd. Emma keskin bir
lk kopard. Charles, rkerek geri ekildi.
Sonra, nce hafiften, inlemeye koyuldu. iddetli bir titreme ile omuzlar sarslyordu. Yz,
bzlm parmaklarn batrd araftan daha beyaz kesilmiti. Dzensiz atan nabz, imdi
deta hissedilmiyor gibiydi.
MADAME BOVARY
319
Bir madeni buhar iinde donmua benzeyen morarm yznden damlalar szyordu. Dileri
birbirine vuruyor, bym gzleri etrafna bulank bulank bakyor, btn sorulara yalnz ban
sallayarak cevap veriyordu; hatta iki kez glmsedi bile. niltileri yava yava daha da
kuvvetlendi. Bouk bir lk kopard; kendini daha iyi hissettiini, az sonra yatandan
kalkacan syledi. Ama vcudu sarslmaya balad:
Aman Allahm, ne feci ey! diye haykrd. Charles, kendisini diz st yatan nne att:

Syle, ne yedin? Allah akna cevap ver! Emma'nn o ana kadar hi grmedii sevgi dolu
gzleri
ona bakyordu.
Emma, artk zor kan bir sesle:
Ne mi, dedi, orada... orada!..
Charles yaz masasna atld, mhr kopard ve yksek sesle okudu: Hi kimse
sulanmasn... durdu, elini gzlerinin zerinden geirdi, tekrar okudu.
Nasl! mdat! Koun buraya!
Yalnz bir tek kelimeyi tekrarlamaktan baka bir ey yapamyordu: Kendini zehirlemi, kendini
zehirlemi! Felicite, Ho-mais'y.e kotu, eczac, meydandakileri birbirine katt; Madame
Lefranois Altn Arslan'da olay duydu; oradakilerden bazlar kalkp komularna haber verdiler
ve kasaba, btn gece, uyank kald.
Charles, perian, kekeleye kekeleye, nerdeyse yere yuvarlanacak, odada drt dnyordu.
Eyaya arpyor, salarn yoluyordu; eczac, bu kadar korkun bir manzara ile karlaacan
hi aklna getirmemiti.
M. Caniver ile doktor Lariviere'e mektup yazmak zere eve dnd. Zihni allak bullak olmutu;
on beten fazla msvedde yapt. Hippolyte, Neufchtel'e hareket etti ve Justin, Bo-vary'nin
atn ylesine mahmuzlad ki, hayvan onu, yorgunluktan bitkin ve yan yarya gebermi, Bois Guillaume tepesinde brakt.
Charles, tp lgatini kartrmak istedi, gz seemiyordu, satrlar dans ediyordu. Eczac:
Sakin olun! diyordu. Sorun sadece kuvvetli bir panzehir vermektir. Zehir ne idi?
320
MADAME BOVARY
Charles mektubu gsterdi. Zehir, arsenikti. Homais:
yleyse, dedi, tahlilini yapmak lazm.
nk, btn zehirlenme olaylarnda bir tahlil yapmak gerektiini biliyordu; Charles,
anlamadan cevap verdi:
Ah, yapnz, yapnz! Kurtarnz onu!..
Sonra, Emma'nn yanna gelerek, yere, halnn zerine yld, ban yatan kenarna
dayayarak hkrmaya balad. Emma:
Alama, dedi. Az sonra artk seni zmeyeceim!
Niin? Kim seni zorlad?
yle lazmd, dostum.
Mutlu deil miydin? Benim yzmden mi? Elimden geleni yaptmd ama!
Evet... Doru, sen iyisin, sen!
Elini yava yava kocasnn salar arasnda gezdirdi. Bu temasn tatll, kederini bsbtn
artryordu; onu, hele kendisine en fazla sevgi gsterdii bir anda kaybetmek dncesiyle,
btn varlnn mitsizlikten ykldn hissediyordu; abucak karar vermek zorunluluu,
zihnini allak bullak ettii iin, hibir are bulamyor, bilmiyor, cesaret edemiyordu.
Emma, btn ihanetlerle, alaklklarla, kendisine azap veren saysz arzularla artk alkas
kalmadn dnyordu. imdi artk kimseden nefret etmiyordu; bir alaca karanlk karkl
zihnine kmt, dnyann btn grltlerinden ancak u zavall kalbin, uzaklaan bir
senfoninin son yanks gibi tatl ve belirsiz, kesik kesik ikyetini iitebiliyordu.
Dirseinin zerinde dorularak:
Bana k getirin, dedi. Charles sordu:
Fenalamyorsun, deil mi?
Hayr! Hayr!
ocuk, dadsnn kollar arasnda geldi. Ciddi, hl d gryor gibi bir hali vard, plak ayaklar
uzun geceliinden darya kyordu. Karmakark olmu odaya akn akn bakyor ve
eyalar zerinde yanan amdanlarla kamaan gzlerini krpyordu. Bu, herhalde kendisine
ylba, yahut byk perhiz sabahlarn hatrlatyordu, nk o gnlerde de byle amdanMADAME BOVARY
321
larn nda erken erken uyandrlr ve hediyelerini almak iin annesinin yatana gelirdi.
Nitekim sordu:
Peki, nerede annem? Herkesin sustuunu grnce de:

Ama benim kk ayakkabm gremiyorum, dedi. Felicite, ocuu yataa doru eiyor,
oysa o daima mine tarafna bakyordu.
Stnine mi ald ayakkabm? diye sordu.
Madame Bovary, zinalarn ve felketlerini hatrlatan bu ismi duyunca, azna kadar gelen daha
gl bir baka zehirden tiksinmiesine, ban evirdi. Bu arada Berthe'i yatann zerine
koydular.
Ah anneciim, gzlerin ne kadar da bym! Ne kadar da solmusun! Ne ok terliyorsun!..
Annesi ona bakyordu. Kk, geri geri ekilerek:
Korkuyorum, dedi.
. Emma pmek iin elini yakalad; ocuk rpnmaya baad. Yatan yannda hkran Charles:
Yeter! Aln gtrn! diye bard.
Sonra belirtiler bir aralk durur gibi oldu; rpnmalar hafiflemi gibiydi; Charles, onun her
anlamsz szne, gsnn biraz daha sakin her solumasna bakarak, mide kaplyordu.
Nihayet, Canivet ieriye girince, alayarak kollarna atld.
Ah, siz misiniz? Teekkr ederim! Ne iyisiniz! imdi ok daha iyi. te, bakn...
Meslekta hi de ayn fikirde deildi, bizzat dedii gibi, kestirme yoldan, mideyi tamamyle
temizlemek iin kusturucu bir ila verdi.
Emma ok gemeden kan kustu. Dudaklar daha fazla ksld. Elleri ayaklar bzld, vcudunu
koyu lekeler kaplad, nabz parmaklarn altnda gergin bir iplik, neredeyse kopacak bir harp teli
gibi kayyordu.
Sonra, korkun bir tarzda barmaya balad. Zehire lanetler savuruyor, kfr ediyor, acele
etsin diye yalvaryor, kendisinden daha ok can ekien Charles'n iirmeye urat her eyi
kaskat kesilmi kollanyle itiyordu. Charles ayakta, mendili dudaklar zerinde, gs hrltlar
iinde alyor, ta topuklarna kadar btn vcudunu sarsan hkrklardan bouluyordu;
MB 21
'
322
MADAME BOVARY
Felicite odada oradan oraya koup duruyordu; Homais hareketsiz, derin derin iini ekiyordu,
M. Canivet ise, her zamanki metanetini muhafaza etmekle birlikte yine de heyecanlanmaya
baladn hissediyordu.
Vay canna!.. Peki ama, iindekilerini kard, mademki sebep ortadan kalkt...
Homais:
Neticenin de ortadan kalkmas lazm, diyordu, bu aikr.
Bovary:
Kurtarsanza onu! diye haykryordu.
Nitekim Canivet, eczacnn: Belki bu ifa ile sona erecek bir had devredir varsaymna kulak
asmadan, hastaya te-riak verecei srada, bir krbacn saklad duyuldu; btn camlar titredi,
kulaklarna kadar amura batm atn var kuvvetleriyle gsleyerek uurduu bir posta
arabas, bir srayta pazar yerinin kesinden meydana kt. Doktor Lariviere geliyordu.
Bir tanr gkten inseydi bundan fazla heyecan yaratamazd. Bovary ellerini havaya kaldrd.
Canivet her eyi brakt, Homais, daha doktor ieriye girmeden nce, bandaki takkeyi kard..
Doktor Lariviere, Bichat'nn nl altndan km o byk cerrahi okuluna, taassup derecesine
varan bir akla sanatlarna bal, o sanat vecd ile, dirayetle icra eden, artk soyu tkenmi
filozof hekimler nesline mensuptu! fkelendii zaman hastanesinde her eyi tir tir titretirdi.
rencileri kendisine yle sayg ile balanrd ki, hekimlik etmeye balar balamaz, elden
geldii kadar onu taklit etmeye alrlard; nitekim civardaki ehirlerde hekimlik eden eski
rencilerinin zerinde de, onun merinos ynnden uzun yelei ile, kol azlarnn dmeleri
zlnce straplarn iine hemen dalmak istermi gibi, hi eldiven tamayan o tombul ve ok
gzel ellerini birazck rten, geni siyah fraina rast gelinirdi. Nianlar, unvanlar, akademileri
hor gren, fakirlere kar misafirperver, cmert, babacan, fazilete inanmakszn fazilet
sahibiydi; ayet zeksnn inceliinden bir iblisten korkar gibi ekinilmeseydi, bir ermi
saylabilirdi. Neterlerinden daha keskin olan baklar, dosdoru insann ruhuna iler, iddialarla
utanmalar arasndan her eit
MADAME BOVARY
323

yalan syrp kard. Onda byk bir yetenein, servetin, alma ile gemi krk yllk tertemiz
bir meslek hayat uurunun bahettii babayani bir ihtiam vard.
Az ak, srt st yatan Emma'nn lye benzeyen yzn grnce kalarn att. Sonra,
Canivet'nin anlattklarn dinler gibi grnerek, ehadet parman burun deliklerinin altnda
dolatrd ve:
l, l, diye tekrarlad.
Fakat omuzlarn ar ar oynatt. Bovary bunu grd: Baktlar; aclarn trlsn grmeye
alm olan bu adam, kendini tutamad ve gzlerinden gsne bir damla ya dt.
Canivet'yi yandaki odaya gtrmek istedi. Charles pelerinden geldi.
Durumu ok kt, deil mi? Acaba hardal lapas koysak? Siz o kadar hayat kurtardnz, bir
are bulun!
Charles iki koluyla adama sarlm, gsnn stnde deta kendinden gemi, akn,
yalvaran gzlerle ona bakyordu.
Metin ol, yavrucuum, dedi, artk yaplacak hibir ey yok!
Ve doktor Lariviere arkasn dnd.
Gidiyor musunuz?
Yine geleceim.
Arabann srcsne emir verecekmi gibi darya kt, tpk onun gibi, Emma'nn kendi
gzleri nnde lmesine pek merakl olmayan Canivet efendi de yanndayd.
Eczac meydanda onlara yetiti. Mizac itibariyle, mehur kimselerin yanndan ayrlmazd.
Nitekim, beraber yemek yemei kabul etmek suretiyle kendisine eref vermesini M. Lariviere'
den srarla rica etti.
Derhal, gvercin getirsin diye Altn Arslan'a, pirzola olarak nesi varsa alnsn diye kasaba,
krema iin Tuvache'a, yumurta iin de Lestiboudois'ya adam gnderildi. Eczac bizzat
hazrlklara yardm ediyor, Madam Homais de nlnn eritlerini eke eke:
Kusura bakmayn efendim, diyordu; bizim u zavall kasabada insan bir gn ncesinden
haberi olmazsa...
Homais bir nefeste: Ayakl kadehler! diye seslendi.
ehirde olsaydk, yle gzel bir paa dolmas tedarik ediverirdik.
324
MADAME BOVARY
Sus canm!.. Sofraya buyurun, doktor!
Eczac ilk lokmalardan sonra, felkete dair baz tafsilat vermeyi mnasip grd:
lknce grtlakta bir kuruluk var zannettik, sonra st karn nahiyesinde dayanlmaz sanclar,
bol bol kusmalar, koma.
Peki, kendini nasl zehirlemi?
Malumatm yok, doktor, hatta bu arsenik asidini de nereden tedarik ettiini bilmiyorum.
O srada, bir yn tabak gtrmekte olan Justin'i bir titremedir ald.
Eczac sordu:
Nen var?
Gen adam, bu soru zerine, her eyi byk bir grlt ile yere drverdi. Homais bard:
Aptal! Beceriksiz! Eek herif! Fakat, hemen kendine hkim olarak:
Bir tahlile girimek istedim, doktor, dedi, evvel emirde, bir tp iinde dikkatle soktum...
Cerrah:
Keke boazna parmaklarnz soksaydnz! dedi.
Meslekta, kusturucu ila nedeniyle biraz nce gizlice kuvvetli bir zlgt yedii iin, susuyordu;
kt ayak ameliyat gnlerinde hayli pervaszlk ve gevezelik eden Canivet'cik, imdi pek
mtevaz olmutu, stad tasdik makamnda hep glmseyip duruyordu.
Homais, ziyafet sahibi olmann gururu iinde, alp salyordu. Bencil bir duygu ile kendi
durumuna bakarak, Bovary' nin yrekler acs vaziyeti de keyfini belli belirsiz artrmyor deildi.
Sonra doktorun orada bulunuu da onu bsbtn coturuyordu. Btn bilgisini ortaya dkyor,
kuduz bcei, upas (I), mencenila, engerek ylan hakknda geliigzel bilgilik ediyordu:
Hatta baz kimselerin pek sk bir ttsden gemi kan sucuklar yznden zehirlendiklerini,
yldrmla arplma dndklerini bir yerlerde okudum, doktor! Galiba, eczaclk stat(1) Cava yerlilerinin oklarna srd bir zehirin ad.
MADAME BOVARY

325
larndan ve hocalarndan birinin, mehur Cadet de Cassicourt' un kaleme ald mkemmel bir
raporda grmtm!
Madame Homais, ispirto yakan o sallantl aletlerden birini yakalam, ieriye girdi; zira Homais
kahveyi sofrada piirmeye pek meraklyd, zaten kahveyi hep kendi eliyle kavurur, kendi eliyle
tr, kendi eliyle harmann yapard.
eker uzatrken:
Saccharum, doktor, dedi.
Sonra, beden yaplar hakknda cerrahn dncesini renmek merakiyle, btn ocuklarn
yemek odasna getirtti.
Nihayet, M. Lariviere'in gidecei srada, Madam Homais, kocas hakknda kendisine akl
danmak istedi. Akam yemeini yer yemez hemen uyuklamaya balamakla kann phtlatrdndan ikyet etti.
Uykusu, duygusuna engel deildir.
Doktor, kimsenin pek farkna varmad bu cinasa biraz glmseyerek, kapy at. Fakat
eczane hncahn doluydu. Hep kllere tkrmek detine bakarak karsnn akcier iltihabna
yakalanm olmasndan korkan M. Tuvache'dan; sonra, bazen pek iddetli alk duyan M.
Binet'den, kantlar olan Madam Caron'dan, ikide birde ba dnen Lheureux'den, romatizma
eken Lestiboudois'dan, midesi ekiyen Madame Lefranois'dan g bel yakay kurtarabildi.
Nihayet, arabaya koulu beygir harekete geti ve eczanedekiler, doktorun hi de
hatrseverlik gstermediini sylediler.
M. Bournisien, elinde mukaddes yalarla pazar yerinden -kverince, kalabaln dikkati bu
sefer baka tarafa dnd.
Homais, prensiplerine bal bir adam olarak, papazlar l kokusuna koan kargalara benzetti;
bir kilise adam grmek hi de houna gitmiyordu, zira siyah cppe ona kefeni hatrlatyor, o da
birinden korktuu iin tekinden tiksiniyordu.
Bununla birlikte, Homais, grevim dedii eyden kanmayarak, M. Lariviere'in gitmeden nce
byle hareket etmesini sk skya tembih ettii Canivet ile birlikte, Bovary'nin evine dnd.
Hatta, karsnn itirazlar olmasayd, hayatn zorlu gereklerine altrmak iin, bir ders, bir
rnek, ileride belleklerinde yer edecek muhteem bir tablo olsun diye, iki olunu da birlikte
gtrecekti.
eriye girdikleri zaman oda, i karartc bir grntyle
326
MADAME BOVARY
doluydu. Beyaz bir peete serilmi diki masasnn stnde, yanan iki amdann ortasnda, iri
bir han yannda bir gm tabak iinde be alt pamuk yuma vard. Emma, enesi gsne
yaslanm, gzlerini alabildiine ayordu. Elceizleri, can ekienlerin bir an nce balarna
kefeni ekmek ister gibi yaptklar o korkun ve yumuak hareketlerle, arafn stnde
srkleniyordu. Charles heykel gibi solgun, gzleri kor gibi kpkrmz, hi alamadan, yatan
ayak ucunda, yzn ona dnm, ayakta duruyor, papaz ise, bir diziyle yere km alak
sesle bir eyler mrldanyordu.
Emma yava yava yzn dndrd ve birdenbire papazn omuzlarndaki mor al grnce
sevinir gibi oldu. Herhalde, ei grlmemi bir sessizlik havas iinde, balamakta olan sonsuz
huzur hayalleriyle, ilk mistik zlemlerinin kaybolmu lezzetine yeniden kavuuyordu.
Papaz yerinden dorulup ha ald; Emma o zaman, susuzluktan ii yanyormu gibi boynunu
uzatt, dudaklarn Tanr -nsan'm vcuduna yaptrarak, can ekien btn gcyle, o ana
kadar vermedii en byk ak pcn kondurdu. Sonra papaz, Misereatur ve Indulgentiam
dualarn okudu, sa elinin ahadet parman kutsal yaa batrd ve srmeye balad; nce, bu
alak dnyann btn saltanatlarna hrsla dikilmi gzlere, sonra lk meltemle ak kokularna
dkn burun deliklerine, sonra, yalan sylemek iin alm, gururla inlemi ve ehvetle
barm aza, sonra, tatl temaslardan holanan ellere, nihayet, arzularnn tatminine
koarken vaktiyle pek hzl giden, fakat artk kmldamayacak olan ayak tabanlarna srd.
Papaz parmaklarn sldi, yaa batrlm pamuk krntlarn atee att, can ekien hastann
yanna oturup aclarn artk sa'nn straplanyle birletirmesini ve kendini Tanrnn
balamasna terk etmesini syledi.

Telkinlerini bitirirken, az sonra kendisini saracak olan ilh an ve erefin bir sembol olmak
zere, eline kutsallatnlm bir mum sktrmay denedi. ok kuvvetten dm olan Emma,
parmaklarm kapayamad. M. Bournisien olmasayd, mum yere decekti.
Ama yine de rengi o kadar atmamt, sanki bu kutsamadan ifaya kavumu gibi, yznde bir
huzur anlam vard.
Papaz bu hali belirtmekten geri kalmad, hatta Bovary'ye
MADAME BOVARY
327
Tanrnn, kurtulular iin uygun grd takdirde baz kimselerin hayatn uzattn anlatt;
Charles da bir gn, tpk byle lmek zereyken, onun ayn trenden getiini hatrlad:
Belki de mitsizlie dmemek lazm, diye dnd.
Nitekim Emma, ryadan uyanyormucasna, yavaa etrafna baknd, sonra, szleri anlalr
bir sesle, aynasn istedi ve gzlerinden iri yalar boanncaya kadar, bir sre zerine eilip
kald. O zaman iini ekerek, ban geriye geriye att ve yastn zerine brakt.
Gs de sk sk inip kalkmaya balad. Dili tamamyle darya kt; gzleri dnerken,
snmekte olan iki lamba fanusu gibi donuklayordu, sanki, ruh bedenden kopmak iin rpnyormuasna, azgn bir nefesle sarslan kaburga kemiklerinin o korkun hzlanmas olmasa,
imdiden ldne hkmedilebilirdi. Felicite, han nne diz kt, eczacnn bile dizlerinin
ba biraz zlr gibi oldu. Bu arada Canivet dalgn gzlerle meydana bakyordu. Bournisien,
yz yatan kenarna doru eilmi, arkasnda etekleri yerde srnen uzun siyah cppesiyle
tekrar duaya balamt. Charles, yatan br tarafnda, yere diz km kollarn. Emma'ya
uzatyordu. Ellerini yakalam, skyor, yreinin her atnda, yklan bir kalntnn tepkisi gibi
titriyordu. Hrlt iddetlendike papaz lm duasn daha hzl okuyordu. Dua, Bovary'nin kesik
kesik hkrklarna karyor ve bazen hepsi, bir matem an gibi nlayan Latince hecelerin
bouk mrlts iinde kayboluyordu.
Anszn sokaktan yere srnen bir sopa ile tahta kunduralarn grlts duyuldu; bir ses, ark
syleyen, ksk bir ses ykseldi:
Gzel gnde scak basar Kck kz aka susar.
Emma, zk salar ve iri iri alm sabit gzbebekleriyle, bir an iin yeniden hayata
kavumu bir ceset gibi doruldu.
Tez toplamak iin bir bir Baaklar hem ka kere, Nanette'im durur, eilir Bu nimeti veren
yere.
328
MADAME BOVARY
Emma:
Kr! diye haykrd.
Ve, biarenin sonsuz karanlklar iinden bir dehet gibi dikilen irkin yzn gryormu gibi,
korkun ve mitsiz bir kahkaha ile katla katla glmeye balad.
O gn rzgr pek yamand Ksa etek havaland!
Bir sarsnt onu ilteye devirdi. Herkes yaklat. Emma artk hayatta deildi.
IX
Bir kimsenin lmnden sonra, hiliin bu geri tepmesini kavramak ve inanmaya katlanmak o
kadar zordur ki, ortala daima aknlk gibi bir ey yaylr. Fakat Charles, hareketsiz kalnn
farkna varnca:
Elveda! Elveda!., diye bararak, Emma'nn zerine atld.
Homais ile Canivet onu odadan dar kardlar.
Sakin olunuz! Charles rpnrken:
E vat, diyordu, makul olacam, kt bir ey yapmayacam. Ama brakn beni! Onu grmek
istiyorum! Karm o benim!
Ve alyordu. Eczac:
Alayn, diyordu, doaya kar gelmeyin, alrsnz! Charles bir ocuktan daha gsz,
kendisini aaya, yemek
odasna gtrmelerine kar durmad. M. Homais de ok gemeden evine dnd.
ltihap geirici merheme kavumak midiyle ta Yonville'e kadar srklenerek gelen ve yoldan
her geene eczacnn nerede oturduunu soran kr, meydanda karsna kt.
MADAME BOVARY

329
yi, iyi! Sanki yaplacak baka iim kalmam gibi! Ne yapalm, daha sonra gel!
Ve acele acele eczaneye girdi.
ki mektup yazmas, Bovary'ye teskin edici bir ila hazrlamas, zehirlenmeyi gizleyecek bir
yalan uydurmas, Fener iin bir makale kaleme almas gerekti. Havadis almak iin kendisini
bekleyen kimseler de cabasyd. Yonvillelilerin hepsine, vanilyal krema yaparken eker yerine
arsenik kulland yksn dinlettikten sonra, bir kez daha Bovary'nin evine yolland.
Onu yalnz buldu (M. Canivet az nce gitmiti), pencerenin yanna, bir koltua oturmu, yemek
odasnn deme talarn akn akn seyrediyordu.
Eczac:
imdi trenin saatini bizzat tespit etmeniz gerek.
Niin? Ne treni?
Sonra, rkek bir sesle kekeleyerek:
Hayr, olmaz, deil mi? Yanmda kalmasn istiyorum. Homais, i olsun diye, tr ieklerini
sulamak iin etajerdeki srahiyi ald.
Charles:
Ah, teekkr ederim, dedi, siz ne iyisiniz! Eczacnn bu hareketi onda o kadar hatra
canlandrmt
ki, boulur gibi oldu ve szn tamamlayamad.
O zaman Homais, onu oyalamak iin, biraz iekilikten sz etmeyi uygun grd; bitkilerin
rutubete ihtiyac vard. Charles tasdik makamnda ban edi.
Zaten, havalar yaknda dzelir. Bovary:
Ya! dedi.
Eczac, yapacak baka bir ey bulamaynca, renkli camn kk perdelerini yavaa aralad.
Bakn, dedi, M. Tuvache geiyor. Charles bir makina gibi tekrarlad:
M. Tuvache geiyor.
Homais ona tekrar cenaze hazrlklarndan sz etmeye cesaret edemedi; Charles' buna raz
eden papaz oldu.
Muayene odasna ekildi, eline kalemi ald ve bir sre h-kra hkra aladktan sonra, yazd:
330
MADAME BOVARY
Beyaz ayakkablar ve tacyle birlikte, gelinlik elbisesi iinde gmlmesini istiyorum. Salar
omuzlarna dklmelidir; biri meeden, dieri, akajudan, bir dieri de kurun olmak zere, i
ie tabuta konulmaldr. Bana hibir ey sylenmesin, metin olacam. Hepsinin stne
byk bir yeil kadife serilsin. Byle istiyorum. Dediimi yapn!
Bu ile uraanlar, Bovary'nin airane fikirlerinden pek hayrete dtler; eczac derhal ona
giderek:
Bu kadife bana pek fazla gibi geliyor. Zaten, masraf... Charles:
Siz ne karyorsunuz? diye bard. Brakn beni! Siz onu zaten sevmediniz! Haydi gidin!
Rahip koluna girerek ona bahede bir gezinti yaptrd. Bu dnya ilerinin boluuna dair szler
syledi. Tanr bykt, iyiydi; hi ikyet etmeden iradesine itaat etmek, hatta kendisine
kreylemek lzmd.
Charles azna gelen kfr savurdu:
Ben nefret ediyorum, o sizin tanrnzdan! Rahip gs geirerek:
syankrlk hl iinizde, dedi.
Bovary uzaklamt. Duvar boyunca dizi dizi aalarn yan sra iri admlarla yryor, dilerini
gcrdatyor, lanetler savurarak gzlerini gkyzne dikiyordu; fakat bir tek yaprak bile
kmldamad.
Yamur iseliyordu. Gs bar ak oian Charles nihayet titremeye balad; ieri girip
mutfakta oturdu.
Saat altda meydanda bir teneke grltsdr duyuldu: Bu, kasabaya dnen Krlang't;
Charles aln cama dayal, birbiri arkasndan arabadan inen btn yolculara bakt durdu. Felicite,
yatsn diye salonda yere bir yatak serdi; Charles kendini yataa att ve uyudu.
Filozof olmasna ramen, M. Homais'nin llere saygs vard. Nitekim zavall Charles'a hn
beslemeksizin, o gece cilt kitap ve not almak iin bir defterle birlikte, cenazeyi beklemek
zere yine eve geldi.

M. Bournisien oradayd; yataklktan ekilip darya karlm olan karyolann ba ucunda iki
byk mum yanyordu.
MADAME BOVARY
331
Sessizlikten bkp usanan eczac, bu bahtsz gen kadn hakknda baz ikyetlerde
bulunmakta gecikmedi; papaz imdi yaplacak eyin onun iin dua etmekten ibaret olduu
cevabn verdi.
Homais:
Bununla birlikte, dedi, iki ktan biri: Ya (kilisenin dedii gibi) balamaya kavuarak
lmtr, o takdirde bizim dualarmza ihtiyac yoktur; yahut tvbekar olmadan (bu da zannmca din adamlarnn deyimidir) vefat etmitir; o zaman da...
Bournisien sert bir tavrla, yine de dua etmek gerektiini syleyerek, eczacnn szn kesti.
Eczac:
Ama, dedi, Tanr bizim gereksinmelerimizi bilir, dua neye yarayacak yleyse?
Nasl! Dua m? Siz Hristiyan deil misiniz?
Affedersiniz! Ben Hristiyanla hayranmdr. nk Hristiyanlk evvela kleleri azat
etmitir, dnyaya ahlak getirmitir...
Mesele bu deil! Btn kitaplar...
Evet, evet, kitaplara gelince, an da bakn tarihe; onlar cizvitlerin tahrif ettiini herkes
bilir.
Charles ieriye girdi, yataa doru ilerledi ve yavaa perdeleri at.
Emma'nn ba sa omuzuna dmt. Ak duran aznn kesi, yznn alt ksmnda siyah
bir delik gibiydi, ellerinin baparmaklar ayaklarna doru bkk duruyordu; bir -_ it beyaz
toz yer yer kirpiklerine konmutu. Gzleri, sanki rm- . ekler zerine alarn rm gibi,
yznn solgunluu iinde kaybolmaya balamt. araf, memelerinden dizlerine kadar kk
duruyor, sonra ayak parmaklarnn ucunda yeniden ykseliyordu; Charles'a sonsuz ynlardan
muazzam bir arlk cesede kyor gibi geldi.
Kilisenin saati ikiyi ald. Taraanm dibinde, karanlklarda akp giden rman derin fslts
duyuluyordu. M. Bournisien, zaman zaman, grlt ile burnunu siliyor ve Homais kalemini
kat stnde gcrdatyordu.
Haydi sevgili dostum, ekilin artk, bu manzara yreinizi paralyor!
332
MADAME BOVARY
Charles gidince, eczac ile papaz tekrar tartmaya baladlar. Biri:
Voltaire'i okuyunuz, Holbach' okuyunuz, Encyclopedie' yi okuyunuz, diyordu.
br ise:
Birka Portekiz Yahudisinin Mektuplar'm okuyunuz, diyordu. Eski hkim Nicolas'nn
Hristiyanln Sebep ve Hik-meti'ni okuyunuz.
Hararetleniyorlard, kpkrmz kesilmilerdi, birbirlerini dinlemeden, ayn zamanda
konuuyorlard; Bournisien bu kadar cretkrla kzyor, Homais bu kadar aptalla hayret
ediyordu. Tam birbirlerine kfrler savurmak kertesine gelmilerdi ki, Charles tekrar ortaya
kt. Sanki bir by onu ekiyordu. O da durmadan merdivenleri kyordu.
Onu daha iyi grmek iin tam karsnda duruyor, derinlii yznden artk strapl olmaktan
km byle bir seyredite kendinden geiyordu.
Aklna hep katalepsi hikayeleri, manyetizma mucizeleri geliyordu; son derece isterse, belki onu
diriltebileceini dnyordu. Hatta bir defasnda, cesedin zerine eildi ve yavaa: Emma!
Emma! diye haykrd. Azndan hzla kan nefesi, mumlarn alevini duvar zerinde titretti.
afak vakti, Bovary ana geldi; Charles onu perken, tekrar gzyalar dkt. htiyar kadn,
tpk eczacnn teebbs ettii gibi, defin masraflar hakknda ona baz tlerde bulunmaya
kalkt. Charles o kadar fkelendi ki, kadncaz sustu, hatta olu kendisine derhal ehre inip
gereken eyleri satn alma iini havale etti.
Charles leden sonra hep tek bana kald; Berthe'i Madame Homais'ye gtrmlerdi;
Felicite, Lefranois ana ile yukarda, odadayd.
Akam olunca ziyaretler balad. Charles hi konumadan el skyor, sonra minenin nnde
geni bir yarm daire halinde sralananlarn yanna oturuyordu. Ziyaretiler yzleri yere eilmi,

bacak bacak stnde, arada bir derin gs geirerek ayaklarn oynatyorlard; hepsi de can
skntsndan patlyordu; fakat hibiri tekilerden nce kalkp gitmek istemiyordu.
Homais (iki gnden beri meydandan yalnz onun gelip getii grlyordu), saat dokuzda bir
sr kfuru, aselbent ve
MADAME BOVARY
333
gzel kokulu otlarla birlikte geldi. Kokuyu nlemek iin de, bir kap dolusu klor getirmiti. O
srada, hizmeti kz, Madame Lefranois ve Bovary ana, Emma'nn etrafnda dneniyorlar, onu
giydirme iini tamamlyorlard. Uzun kat bezi, saten ayakkablarna kadar rtecek biimde
zerine ektiler. Felicite hkryordu:
Ah zavall hanmcm! Zavall hanmcm! Han sahibesi iini ekerek:
Bakn, diyordu, hl da ne kadar gzel! Hani nerdeyse az sonra yerinden kalkacak gibi.
Bana tacn koymak iin yeniden zerine eildiler. Ban biraz yukarya kaldrmak
icabediyordu, tam o anda azndan, sanki kusuyormu gibi, kapkara bir sv yn boand.
Madame Lefranois:
. Ah Yarabbi! Elbisesi, dikkat edin elbiseye! diye bard. Eczacya dnerek: Bize yardm
etsenize, dedi. Yoksa korkuyor musunuz?
Eczac omuz silkerek:
Ben, korkmak m? dedi. Neden korkacakmm? Eczaclk tahsil ederken, Htel-Dieu'de
trlsn grdm. Terih an-fisinde pun yapp ierdik! Hilik bir filozofu korkutmaz; hatta, her
zaman da dediim gibi, bilime hizmet etsin diye, kendi cesedimi bile hastanelere balamak
niyetindeyim.
Papaz, eve varr varmaz, Msynn ne halde olduunu sordu ve eczacnn cevab zerine:
Biliyorsunuz, dedi, yaras henz pek taze.
O zaman Homais, herkes gibi sevgili bir ei kaybetmek tehlikesine maruz bulunmad iin
papaz kutlad; bunun arkasndan da papazlarn bekrl konusunda tartma balad.
Eczac:
nk, diyordu, bir erkein kadnsz yaamas doal deildir. yle cinayetler grlmtr
ki...
Papaz:
Behey Allann aklls, diye cevap verdi, oluk ocua karm bir adam, rnein gnah
kartma iinde nasl sr tutabilir?
Homais gnah kartmaya da dil uzatt. Bournisien savundu; gnah kartma sayesinde
biroklarnn hak yoluna dndklerini anlatt durdu. Birdenbire namuslu adam oluveren hr334
MADAME BOVARY
szlara dair eitli fkralar hikaye etti. Askerler vard ki, kefaret mahkemesi nne gelince,
gzlerini balayan balarn dtn hissetmilerdi. Fribourgs'da bir papaz vard, o...
Daha anlatacakt ama, karsndaki uyuyordu. Sonra, kendisi de odann fazla ar havas iinde
biraz tkanr gibi olmutu, gidip pencereyi at, grlts eczacy uyandrd. Ona:
Aln bir tutam, dedi, aln, uykuyu aar. Uzaklarda, bir yerlerde ard aras kesilmeyen kpek
havlamalar geliyordu.
. Eczac:
Bir kpek uluyor, iitiyor musunuz? diye sordu. Papaz:
Kpekler llerin kokusunu alrlarm derler. Anlar da byledir; onlar da sahipleri lnce
kovanlarn brakp gider-lermi...
Homais bu batl inanlara itiraz etmedi, nk yeniden uykuya dalmt.
Daha grbz bir adam olan Bournisien, bir sre daha dudaklarn kprdatt durdu; sonra, enesi
yavaa gsne yasland, kocaman kara kitab elinden dt, horlamaya balad.
Gbekleri ne frlam, yzleri imi, somurtkan, o kadar ekimeden sonra ayn insani
gszlk iinde kar karyay-dlar; yanlarnda uyur gibi yatan ceset kadar hareketsizdiler.
Charles onlar uyandrmadan, ieriye girdi. Bu, sondu, Emma'ya veda etmeye gelmiti.
Gzel kokulu otlar hl ttyordu. Mavimtrak buhar dalgalar pencerenin pervaz zerinde
ieriye dalan sisle karyordu. Gkte birka yldz parldyordu; ho bir geceydi.
amdanlarn balmumu iri damlalar halinde yatan araf zerine dyordu. Charles, gzlerini
sar alevlerinin parltsnda yorarcasna, mumlarn yanmasna bakyordu.

Bir ay kadar beyaz saten elbisenin zerinde hareler titreiyordu. Emma bunlarn altnda
kayboluyordu; Charles'a yle geldi ki, Emma, kendinden darya yaylarak eyann etrafnda,
sessizlikte, gecenin iinde, esen rzgrda ve ykselen nemli kokularda eriyip kayboluyordu.
Sonra birdenbire, onu Tostes'daki bahede, dikenli ite dayal bir srann zerinde, yahut
Rouen'da, sokaklarda, evlerinin kaps nnde, Bertauxlann avlusunda gryordu. Elma,aalaMADAME BOVARY
335
nnm altnda dans eden delikanllarn neeli kahkahalarn hl duyuyordu; oda, salarndan
yaylan gzel koku ile dolmutu ve elbisesi kollannn arasnda bir kvlcm trds ile rperiyordu. Bu kadn, ayn kadnd!
Byle uzun zaman btn o kaybolan saadetleri, Emma'nn, tavrlarn, hareketlerini, sesinin
yanksn hatrlad durdu. Bir yaknmann pei sra daima bir bakas geliyor ve bu durum,
ykselen bir denizin dalgalar gibi durmadan devam ediyordu.
Korkun bir meraka kapld; yavaa, parmaklarnn ucuyle, titreye titreye, rtsn kaldrd.
Ama yle bir dehet l kopard ki, odadakiler uyand. Onu aaya, yemek odasna
gtrdler.
Sonra Felicite" geldi ve Msynn sa istediini syledi.
Eczac:
Kes bir para, dedi.
Hizmeti kz cesaret edemedii iin, eline makas alarak kendisi ne atld. O kadar titriyordu ki,
makas birka kez akaklarn derisine batrd. Nihayet, heyecana kar kendisini toparlad,
makas rasgele iki kere ap kapad, bu da, o gzel siyah sa ynnda beyaz izlerin
belirmesine sebep oldu.
Eczac ile papaz, zaman zaman uyuklamakla birlikte, yine eski uralarna daldlar ve her
uyanlarnda karlkl olarak birbirlerini uyumakla suladlar. O zaman M. Bournisien odaya
kutsal su serpiyor, Homais ise yere birazck klor atyordu.
Felicite, onlar iin komodinin zerine bir ie Fransz raks ile peynir ve kocaman bir rek
koymutu. Artk derman kalmayan eczac, sabahn drdne doru iini ekti:
Hani azma bir lokma bir ey koysam, fena olmayacak!
Papaz, hi nazlanmad; ayin yapmaya gitti ve dnd. Sonra, yediler, itiler, kederli saatlerden
sonra insanlar saran o belirsiz nee yznden olacak, nedenini bilmeden birazck da akalatlar; son kadehte papaz, eczacnn omuzunu svazlayarak:
Bir gn gelecek, anlaacaz, dedi.
Aada, giride, eve gelen iilerle karlatlar. Charles, iki saat sreyle tahtalar zerinde
nlayan eki darbelerinin ikencesine katlanmak zorunda kald. Sonra Emma'y meeden
tabuta yatrdlar, tabutu da dier ikisinin iine yerletirdiler; fa336
MADAME BOVARY
kat en stndeki tabut biraz geniti, aradaki boluklar bir ilteden kardklar ynle doldurmak
icabetti. Nihayet, kapak da rendelendikten, ivilendikten, lehimlendikten sonra, tabut kapnn nne kondu; kaplar ardna kadar ald ve Yonville ahalisi ieriye doldu.
Rouault Baba geldi. Siyah rtleri grr grmez, hemen meydanda bayld.
X
Rouault Baba, eczacnn mektubunu olaydan ancak otuz alt saat sonra almt. M. Homais,
hassasiyetini gz nnde tutarak mektubu o tarzda kaleme almt ki, doru drst bir anlam
karmann imkn yoktu.
Adamcaz nce inme inmi gibi yere yld. Sonra henz lmedii anlamn kard. Fakat
lm de olabilirdi... Nihayet srtna bulzn geirdi, apkasn giydi, ayakkabsna bir mahmuz
takt ve drtnala yola kt. Btn yol boyunca, Rouault Baba, nefes nefese, yrek arpntlar
iinde kendini yedi bitirdi. Hatta bir defasnda attan inmeye mecbur oldu. Gzleri grmez
olmutu, etrafnda sesler duyuyordu, ldrdn hissetti.
Gn dodu. Bir aacn stnde uyuyan siyah tavuk gzne iliti; bu uursuzluktan d
koparak, titremeye balad. Hazreti Meryem'e kilise iin tane papaz gsl adad,
Bertaux mezarlndan Vassonville kilisesine kadar yalnayak yrmeyi vaadetti.
Hann adamlarna seslenerek Maromme'a girdi, omuzlaya-rak kapy krd, yulaf torbasna
saldrd, yemlie bir ie tatl elma arab boaltt ve midillisine atlad gibi tozu dumana katt.

Kendi kendine, Emma'y herhalde kurtarrlar, diyordu; hekimler bir are bulacaklard, bu
muhakkakt. Kendisine anlatlm olan btn inanlmaz iyilemeler hatrna geldi.
Sonra onu lm gibi grd. Oradayd, nnde, yolun ortasnda srtst yatmt. Dizginleri
ekti ve hayal kayboldu.'
Quincampoix'da, kalbine kuvvet versin diye, st ste cahve iti.
MADAME BOVARY
337
Mektubu yazann bir isim yanll yaptn dnd. Cebinde mektubu arad, orada olduunu
eliyle anlad, fakat amaya cesaret edemedi.
Sonra bunun belki bir muziplik, birinin intikam, bir sarhoun akas olmas ihtimali aklna geldi;
zaten lm ise, bilinmeyecek miydi? Ama nereden? Krda hibir fevkaldelik yoktu; gkyz
maviydi, aalar sallanyordu; bir koyun srs geti. Kasaba grnd; Rouault babay, atnn
zerinde iyice eilmi, habire sopa vurarak, hzla ilerlediini grdler, kolanlardan kan
damlyordu.
Kendine geldii zaman, gzyalar iinde Bovary'nin kollar arasna dt:
Kzm! Emma'cm! Yavrum! Anlatn bana... Charles, hkrklarla cevap verdi:
Bilmiyorum! Bilmiyorum! Bir belaya uradk! Eczac, onlar birbirinden ayrd.
Bu yrekler acs ayrntlarn gerei yok. Ben Msyye anlatrm. Bakn cemaat geliyor. Biraz
metanet, canm, filozof olun biraz!
Zavall ocuk, metin grnmek istedi ve birka kez tekrarlad:
Evet... cesaret! Rouault Baba:
Pekl, dedi metin olacam, hay Allah belasn versin! Sonuna kadar yanndan
ayrlmayacam.
an alyordu. Her ey hazrd. Yola kmak icabetti.
Kilisenin n tarafndaki tahta koltuklara yan yana oturdular ve ilhicinin dua okuyarak
mtemadiyen nlerinden gelip getiini grdler. Nefirin sesi gayet gr geliyordu. M. Bournisien, byk tren kyafetinde tiz bir sesle okuyordu; kutsal ekmein korunduu dolab
selamlyor, ellerini kaldryor, kollarn uzatyordu. Lestiboudois, elinde asasyle kilisede
dolayordu; tabut rahlenin yanna, drt sra mum arasna yerletirilmiti. Charles'n iinden,
kalkp o mumlan sndrmek geldi.
Ama yine de kendini sofulua vermeye, onu tekrar grecei bir br hayat midine kaplmaya
alyordu. Emma'nn ok nce, ok uzaklara bir seyahate ktn hayal ediyordu. Fakat,
unun altnda olduunu, her eyin bittiini, topraa gmeceklerini dndke, azgn, kapkara,
mitsiz bir fkeye d-MB 22
338
MADAME BOVARY
yordu. Bazen, hibir ey hissetmediini sanyor, kendini alaklkla sulamakla birlikte,
acsnn byle hafiflemi olmasndan zevk duyuyordu.
Kilisenin deme talar zerinde, eit aralklarla yere inen ucu demirli bir sopann tok
grlts gibi bir ses duyuldu. Grlt dipten geliyordu, kilisenin yandaki alak ksmnda
hemen durdu. Koyu renkte kaba bir ceket giymi olan bir adam, binbir glkle diz kt. Bu,Altn Arslan'm ua Hippolyte'di. Yeni bacan takmt.
lhicilerden biri, yardm paras toplamak iin kilisenin cemaat yerini dolamaya balad.
Kocaman paralar, birbiri pei sra gm tepsi stnde nlyordu.
Bovary fke ile bir be franklk frlatrken:
abuk olsanza! diye haykrd. Ben neler ekiyorum!
Kilisenin adam yerlere kadar eilerek kendisine teekkr etti.
lhi okunuyordu, diz klyordu, tekrar kalklyordu, bir trl sonu gelmiyordu! Charles, ilk
zamanlarda bir defa beraberce dinsel trende hazr bulunduklarn ve br tarafta, sada,
duvar dibinde durduklarn hatrlad. an yeniden balad. skemleler yerlerinden oynatld.
Cenaze tayclar, tabutun altna srk koydular, kiilseden kld.
O anda Justin eczanenin kapsnda grnd, rengi umu, sarsak sarsak hemen ieriye girdi.
Cenaze alayn grmek iin pencerelerde yer almlard. Charles, nde, dimdik yryordu.
Cesur bir tavr taknyor ve darack sokaklardan veya kaplardan karak kalabalkta sraya
girenleri, iaretle selamlyordu. Her iki yanda erden alt kii ar admlarla yryor ve sk sk
nefes alyorlard. Papazlar, ilhiciler ve iki korocu ocuk De Profundis'i okuyorlar; sesleri

dalgalanmalarla alalp ykselerek, kra doru uzanyordu. Bazen cemaat bir patikann
dnemecinde kayboluyor, fakat byk gm ha daima aalarn arasnda^ ykseliyordu.
Kadnlar, kukuletalar inik, siyah yas tllerine brnmler, arkadan geliyorlard; ellerinde
yanmakta olan iri mumlar vard. Charles, bu bitmez tkenmez dua tekrar ve meale geii, bu
gnl bulandrc balmumu ve cppe kokulan karsnda baylacak gibi oluyordu. Serin bir
meltem esiyordu, avdarlar ve kolzalar yemyeildi; yolun kenarnda, dikenli itlerin zerinde
MADAME BOVARY
339
iy taneleri titreiyordu. Trl trl neeli grltler ufku dol-duruyordu; uzakta, tekerlek izleri
zerinde ilerleyen bir at arabasnn gcrts, durmamacasna ten bir horozun kokorikosu veya
elma aalar altnda kat grlen bir tayn drtnala gidii. Ak gkyz pembe bulutlarla
beneklenmiti; ssenlerle rtl kulbelerin zerine mavimtrak hareler dklyordu; Charles
geerken, avlular tanyordu. Byle bir sabah vakti, baz hastalann ziyaret ettikten sonra, o
avlulardan getiini ve Emma'ya dndn hatrlyordu.
stne beyaz gzyalar serpilmi siyah rt, zaman zaman yerinden oynuyor ve tabut
meydana kyordu. Yorulan cenaze tayclarnn admlar arlamt; cenaze, her dalgada
yalpa vuran bir filika gibi dura kalka ilerliyordu.
Mezarla vardlar.
Erkekler aaya, imenlikte ukur kazlm yere kadar yrdler.
ukurun etrafnda halka oldular; papaz sz sylerken, kenarlara atlm krmz toprak,
grltszce, durmadan; kelerden akyordu.
Sonra, drt ip yerli yerine konunca, zerine tabutu ittiler. Charles iniine bakt. Hep iniyordu.
Nihayet bir arpma duyuldu; ipler gcrdayarak yukarya kt. Bournisien, Lestiboudois'nn
uzatt kree iyice doldurduu topra ukura srd; ta paralannn arpt tabutun
tahtasndan, sonsuzluun yanksna benzeyen korkun bir grlt ykseldi.
Rahip, kutsal su kabn yanndakine uzatt. Bu, M. Homais' di. Eczac onu ciddi ciddi sallad,
sonra Charles'a verdi. Charles dizleri stne topraa ydl, Elveda! diye bararak var
kuvvetiyle abdan sallamaya balad. Ona pckler yolluyor, onunla birlikte gmlmek iin
ukura doru srkleniyordu.
Alp gtrdler; dierleri gibi o da, belki bu ii bitirmi olmann belirsiz kvanc iinde, sessizlie
kavumakta gecikmedi.
Rouault Baba, dnte, rahat rahat piposunu imeye koyuldu; Homais, iinden bunu biraz
yakksz buldu. Keza, M. Binet'nh hi ortalkta grnmediini, Tuvache'n da dinsel trenden
sonra srra kadem bastn, noterin ua Theodore'un ise mademki det olmu, sanki siyah
bir elbise bulunamam
340
MADAME BOVARY
gibi* maviler giydiini gzden karmad. Bu gzlemlerini anlatmak iin de, bir gruptan tekine
gitti durdu. Herkes ve zellikle cenazeye gelmi olan Lheureux, Emma'nn lmne acd.
Zavall kadncaz! Kocas iin ne ac! Eczac:
Eer ben olmasaydm, diyordu, canna kymaa kalkacakt!
Ne iyi bir kadnd! Daha geen cumartesi gn bizim dkknda grmtm kendisini!
Homais:
Mezar nnde sylemek zere birka sz hazrlamaya bile vakit bulamadm, dedi.
Eve ^dnnce, Charles stndekileri kard, Rouault Baba da yeniden nln giydi. Gmlek
yeniydi; yalnz kasabaya gelirken, yenleriyle sk sk gzlerini sildii iin boyas atmt.
Gzyalarnn izleri, gmlei kirleten toz tabakas iinde yol yol grnyordu.
Bovary ana da onlarla beraberdi. Her de susuyordu. Nihayet yal adam iini ekerek:
Hatrlyor musunuz, dostum, dedi, rahmetli ilk karnzn ld srada, bir defa Tostes'a
gelmitim, o. zaman sizi teselli etmitim, syleyecek szler bulmutum; ama imdi...
Sonra btn gsn sarsan uzun bir inilti ile:
Ah, dedi, benim iim bitti artk! Karmn ldn grdm... sonra olum gitti... imdi de
kzm!
Artk bu evde uyuyamayacan syleyerek, hemen Bertaux' ya dnmek istiyordu. Hatta
torununu bile grmeyi reddetti.

Hayr, hayr! Yreim bsbtn paralanacak. Yalnz siz kendisini bol bol pn! Allaha
smarladk!.. Siz iyi ocuksunuz! Baldrna vurarak, sonra, dedi, bunu hi unutmayacam,
korkmayn! Yine her zamanki gibi hindinizi gndereceim.
Fakat, bayrn stne varnca, vaktiyle Emma'dan ayrlrken Saint-Victor yoluna dnp bakt
gibi, arkasna dnd. ayrda batmakta olan gnein eri nlar altnda kasabann btn
pencereleri alev alm gibiydi. Elini gzlerinin nne gtrd, ufukta, aalarn beyaz talar
arasnda yer yer siyah demetler halinde belirii duvarlarla evrili bir yer grd, sonra, midillisi
topallad iin, ar ar yoluna devam etti.
Charles ile annesi yorgunluklarna ramen, gece ge vakitMADAME BOVARY
341
lere kadar oturup konutular. Eski gnlerden ve gelecekten sz atlar. htiyar kadn, Yonville'e
gelecekti, evini idare edecekti, artk birbirlerinden ayrlmayacaklard. Yllardan beri elinden
karm olduu bir sevgiye yeniden kavutuuna iinden sevinerek, oluna tatl dille ne
yapacan bilemiyordu. Saat gece yarsn ald. Kasaba, her zamanki gibi sessizdi. Charles ise,
uyank, hep onu dnyordu.
i alsn diye btn gn ormanda dolam olan Rodolphe, atosunda rahata uyuyordu, Leon
da, Rouen'da uyumaktayd.
Fakat biri vard ki, o saatte gzne uyku girmiyordu. amlar arasndaki mezarn stnde bir
ocuk, yere diz km alyordu. Hkrklarla paralanan gs, aydan daha tatl ve geceden
daha sr dolu, usuz bucaksz bir pimanln basks ile kalkp iniyordu. Parmaklk birdenbire
gcrdad. Bu, unuttuu krei almaya gelen Lestiboudois idi. Duvardan atlayan Justin'i tand
ve patateslerini alan hrszn kim olduuna dair bir fikir sahibi oldu.
XI
Charles, ertesi gn kk kzn eve getirtti. ocuk annesini sordu. Ona, evde olmadn,
kendisine oyuncaklar getireceini sylediler. Berthe birok defalar daha annesinin szn etti;
sonra, zamanla, artk dnmez oldu. Bu ocuun neesi Charles'n yreini burkuyordu,
eczacnn o dayanlmaz tesellilerine de katlanmas gerekiyordu.
Lheureux, dostu Vinart' yeniden kkrtnca, ok gemeden para meseleleri yine patlak verdi.
Charles yine boazna kadar borca girdi; nk Ona ait olan eyadan hibirinin satlmasn
istemiyordu. Annesi buna ok kzd. Charles ondan daha fazla fkelendi. Artk tamamyle
deimiti. htiyar kadn evi brakp gitti.
O zaman herkes istifade etmeye bakt. Emma bir tek ders dahi almad halde (Bovary'ye
gstermi olduu o denmi faturaya ramen) Mademoiselle Lempereur alt aylk ders creti
istedi; oysa bu iki kadn arasnda bir anlamayd. Kira ile kitap veren adam yllk abonman
paras talep etti. Rolet ana yirmi
342
MADAME BOVARY
kadar mektubun posta paras diye tutturdu; Charles bu iin asln sorunca da:
Ne bileyim ben, herhalde i iin olacak? diye cevap vermek inceliini gsterdi.
Her borcu dedike, Charles, artk sonu geldi sanyordu. Fakat hi durmadan baka borlar
ortaya kyordu.
O zaman eski vizitelerinden kalan alacaklarm istedi. Karsnn gndermi olduu mektuplar
kendisine gsterdiler. Bunun zerine zr dilemek icabetti.
Felicite artk Madamn elbiselerini giyiyordu; hepsini deil, nk Charles bunlardan bazlarn
saklamt ve onlar seyretmek iin gidip tuvalet odasna kapanyordu. Fe'licite' hemen hemen
onun boyundayd; yle ki, ekseriya Charles, kendisini arkadan grnce, vehme kaplyor ve:
Ah! Gitme! Gitme! diye haykryordu.
Fakat, Pentecte yortusunda, Felicit6, eski hanmnn ne kadar elbisesi kalmsa, hepsini
alarak, Theodore'la birlikte Yon-ville'den kat gitti.
Yine o sralarda dul Madame Dupuis, olu Yvetot'da Noter M. Leon Dupuis ile Bondeville'den
Mademoiselle L6ocadie Leboef'n izdivacm Charles'a haber vermekle eref kazand. Charles,
gnderdii tebrik mektubuna u cmleyi de sktrd:
Zavall karm buna ne kadar sevinecekti!
Bir gn, evin iinde rasgele dolarken, tavan arasna kadar kt, terliinin altnda tortop olmu
bir kat paras hissetti. At ve okudu: Cesaret, Emma! Cesaret! Hayatnz mahvetmek
istemiyorum. Bu, Rodolphe'un mektubuydu, sandklar arasna dm ve orada kalmt.

imdi de at penceresinden esen rzgr onu kapya doru srklemiti. Charles, vaktiyle
Emma'nn ondan daha ok rengi atm, mitsizlik iinde, lmek istemi olduu ayn yerde,
hareketsiz ve akn kalakald. Nihayet, ikinci sayfann sonunda kck bir R harfi kefetti.
Kimdi acaba? Rodolphe'un eve pek sk urayn, birdenbire ortadan kayboluunu, ondan
sonra, iki kez kar karya geldikleri zaman grd skntl halini hatrlad. Fakat
mektubun hrmetkar slubu onu yanltt.
MADAME BOVARY
34.3
Belki uzaktan uzaa birbirlerini sevmilerdir? diye dnd.
Zaten Charles, meselelerin derinliine inen insanlardan deildi. Delillerin karsnda geriledi ve
belli belirsiz kskanl, kederinin sonsuz genilii iinde kayboldu.
inden, Herkes ona hayran oluyordu herhalde? dedi. Btn erkekler, hi phesiz ona gz
dikmilerdi. Bylece, Emma kendisine daha gzel grnd ve iinde ona kar devaml ve azgn
bir arzu peyda oldu. Bu arzu onun tasasn alevlendiriyordu ve artk gerekleemeyecei iin de
sonsuzdu.
Sanki hl yayormu gibi, houna gitmek iin, onun zevklerini, fikirlerini benimsedi. Rugan
izmeler satn ald, beyaz kravatlar takmay det edindi. Byklarna kozmatik sryor, tpk
onun gibi emre yazl senetler imzalyordu. Emma onu mezardayken bile batan karyordu.
Gm takmlarn para para satmak zorunda kald, sonra salonun mobilyalarn satt. Evin
btn odalar boalyordu; yalnz yatak odas, onun odas, eskisi gibi kalmt. Akam
yemeinden sonra Charles oraya kyordu. Yuvarlak masay ocaa doru itiyor ve onun
koltuunu yaklatryordu. Karsna oturuyordu. Yaldzl bir amdanda bir mum yanyordu.
Berthe, yan banda, basma resimleri boyuyordu.
Zavall adam, kzn basz potinler ve koltuunda kalalarna kadar yrtk bulzlerle grdke
bu klkszla pek zlyordu. Hizmeti kadnn bu ilere el srd yoktu. Fakat Berthe o
kadar tatl, o kadar cana yaknd ki, o kk bann, gr sar salarn pembe yanaklar zerine
dkerek yle zarif bir eilii .vard ki, Charles'n iini, sonsuz bir hazla, o reine kokan, bozuk
araplar gibi buruk bir zevkle dolduruyordu. Oyuncaklarn tamir ediyor, ona mukavva ile
kuklalar yapyor, yahut bebeklerinin yrtlm karnn dikiyordu. Sonra, gzleri diki kutusuna,
yerde srklenen bir kurdeleye, yahut masann bir atlana skp kalm bir firketeye iliecek
olursa, hlyaya dalyordu. O zaman ylesine bir kederli hali oluyordu ki, kzcaz da tpk onun
gibi kederleniyordu.
Artk kimse onlar grmeye gelmiyordu. nk, Jstin, Rouen'a kam, orada bakkal rakl
ediyordu. Eczacnn ocuklar da k gittike daha seyrek ziyaret ediyorlard. M.
344
MADAME BOVARY
Homais, sosyal durumlar arasndaki fark gz nnde tutarak, sk dostluun devamna pek
aldr etmiyordu.
Merhem ile iyi edemedii kr ise, tekrar Bois-Guillaume bayrna dnm, eczacnn hibir ie
yaramayan tedavisini yolculara anlatp duruyordu. O derecedeki, Homais ehre indii zaman,
onunla karlamamak iin, Krlang'm perdeleri arkasna gizleniyordu. Heriften nefret
ediyordu. Kendi hretini korumak iin, adamcazdan her ne pahasna olursa olsun kurtulmak
maksadyle, el altndan, hem zeksnn derinliini, hem de kibrinin alakln gsteren bir fesat
dolab evirmeye balad. Tam on ay sreyle, Rouen Feneri'nde ard ardna u ksa yazlar kt.
Verimli Picardie diyarna urayan herkes, hi phe yok, Bois-Guillaume bayrnda, yznde
korkun bir yara ile dolaan bir yoksula rastgelir. Bu adam herkesi rahatsz eder, canndan
bezdirir ve yolculardan tam manasyle vergi alr. Serserilerin hal seferlerinden getirdikleri
czzam ve sracay umumi mahallelerimizde serbeste tehir ettikleri o korkun ortaa
devrinde mi yayoruz hl?
Yahut:
Serserilii yasak eden kanunlara ramen, byk ehirlerimizin civar dilenci srleriyle dolup
tamakta devam ediyor. lerinde tek balarna dolaanlar da var. Bunlar, tekilerinden daha
az tehlikeli deildir. ehirlerimizi idare edenler, ne dnrler acaba?
Sonra Homais baz hikayeler de yaratyordu:
Dn Bois-Guillaume bayrnda rkek bir at... Arkasndan krn sebep olduu bir kazann
yks geliyordu.

Szn ksas, ylesine urat ki, adam tutukladlar. Fakat sonra salverdiler. Adam yeniden
balad... Homais de keza. Bu bir atmayd. Zaferi eczac kazand; zira dman, mrnn
sonuna kadar bir dknler evinde yaamaya mahkm edildi.
Bu baar onu cesarete getirdi ve o gnden sonra kaza dahilinde inenmi bir tek kpek,
yanm bir tek ambar, dayak yemi bir tek kadn olmad ki, daima ilerleme ak ve papazlara
MADAME BOVARY
345
besledii hnla harekete gelen eczacnn kalemiyle derhal okuyuculara duyurulmam olsun.
Homais, ilkokullarla hocalk eden cahil rahipler arasnda, neticesi hep ikincilerin aleyhine kan
karlatrmalar yapyordu. Bir kiliseye yz frank verildi mi hemen Saint-Berthe"lemy katliamn
hatrlatyordu. Yolsuzluklar ihbar ediyor, herkese atyordu. Kendi dedii gibi, Homais, rast
geldii eyi temelinden kertiyordu. Tehlikeli bir adam oluyordu.
Bununla beraber gazeteciliin dar snrlar iinde kalmak onu skyordu, ok gemeden kitap,
eser yazmaya kalkt! O zaman klime dair gzlemlerle birlikte Yonville Kantonunun genel
istatistii, adl eseri kaleme ald ve istatistik kendisini felsefeye evketti. Byk sorunlarla
urat: Sosyal problem, fakir snflarn ahlaka ynetilmesi, Balklk, Kauuk, Demir Yollar, vs.
Sonunda burjuva olmaktan utanr oldu. Artist tavrlar taknmaya balad, ttn iiyordu!
Salonunu sslemek . iin iki tane gayet k Pompadour heykelcii satn ald.
Eczaneyi de ihmal etmedi, bilakis! Keifleri yakndan takip ediyordu. Byk ikolataclk
hareketini gzden karmyor-du. Aa-Seine Vilayetine o-Ka'y ve revalentia'y ilk getiren o
oldu. Pulvermacher hidro elektrik zincirlerine cokun bir hayranlk gsteriyordu. Kendisinin de
bir tane vard. Akamlar fanila yeleini kard zaman, Madame Homais, altnda kocasnn
kaybolduu o altn helezon karsnda mest oluyor, bir skit'den daha ok dolakl ve sargl, bir
sihirbaz gibi gsterili olan bu adama yanp tututuunu hissediyordu.
Emma'nn mezar hakknda da pek parlak fikirleri oldu. Evvel, alt taraf bzme perde eklinde
bir krk stun, sonra bir piramit, daha sonra bir vesta mabedi, etraf stunlu bir yuvarlak
dam... yahut bir harabe yn teklif etti. Btn planlarda, kederin zorunlu sembol sayd
salkm stten asla amyordu.
Charles ile Homais, bir mezar mteahhidinde eitli lhit-leri grmek iin Rouen'a gittiler.
Yanlarna da Bridoux'nun dostu Vaufrylard adnda, durmamacasna tekerleme syleyen bir
ressam aldlar. Nihayet yz kadar desen gzden geirildikten, bir artname hazrlatktan ve
tekrar Rouen'a bir yolculuk yaptktan sonra, Charles, iki esas cephesinde snm bir meale
tayan bir peri bulunacak bir trbe zerinde karar kld.
346
MADAME BOVARY
Kitabeye gelince, Homais, Sta Viator'dan (1) gzel bir ey bulunmayacan sylyor ve bunda
srar ediyordu. Hayal gcn zorluyor, dilinin ucuna hep Sta Viator geliyordu... Nihayet arkas
aklna geldi: Amabilem conjugem Calcas! (2). Bu kitabe kabul edildi.
in tuhaf, Bovary durmadan Emma'y dnd halde, onu unutuyordu. Belleinde tutmak
iin gsterdii abalara ramen, bu hayalin kendisinden uzaklatm hissetmekten ok
zlyordu. Ama yine her gece Emma ryasna giriyordu. Bu hep ayn ryayd: Charles ona
yaklayor ve tam sarld anda, Emma rm bir kle halinde kollarndan dklyordu.
Charles'n btn bir hafta her akam kiliseye girdii grld. M. Bournisien de kendisine iki
ziyarette bulundu, sonra peini brakt. Zaten papaz, Homais'nin rivayetine gre, gn getike
daha hogrsz, daha banaz oluyordu. an zihniyetine ateler pskryor ve her on be
gnde bir, vaz-da, herkesin bildii gibi, kakasn yiyerek len Voltaire'in can ekimesini
anlatmay ihmal etmiyordu.
Bovary pek idareli yaad halde, eski borlarn deyecek vaziyette deildi. Lheureux hibir
senedi uzatmayacan bildirdi. Hacizden kamaya artk imkn yoktu. Charles o zaman
annesine bavurdu. htiyar kadn kendi mallan zerinde bir ipotek yaptrmasna raz oldu, ama
Emma aleyhinde de yazmadn brakmad. Hatta bir de, fedakrlnn karl olmak zere,
Felicite'nin talanndan artakalm bir al istedi. Charles bunu reddetti. Bozutular.
lk barma giriimi yine annesinden geldi. htiyar kadn, kendisine can yolda olsun diye kk
kz kendi evine almay teklif ediyordu. Charles buna raz oldu. Fakat hareket annda cesaretini
kaybetti. O zaman aralan bsbtn, kesin olarak ald.

Sevdiklerini kaybettike, Charles kzna daha sk skya balanyordu. Fakat ocuk onu
kayglandryordu; nk bazen ksrd oluyordu, elmack kemiklerinin zerinde krmz
lekeler vard.
(1) Latince: Dur yolcu!
(2) Latince: Gzel bir kadn iniyorsun!
MADAME BOVARY
347
Charles'n karsnda, neye dokunsa altn eden, salkl ve neeli eczac ailesi sere serpe
yayordu. Napoleon kendisine laboratuvarda yardm ediyor, Athalie ona takke iliyor, Irma
reel kavanozlarnn azn kapamak iin kattan yuvarlaklar kesiyor ve Franklin bir nefeste
arpm tablosunu ezberden okuyordu. Homais babalarn en mutlusu, insanlarn en talihlisiydi.
Ama yanl! Bir tutku onu iin iin kemiriyordu: Homais nian istiyordu. Trl sebeplerle bunu
hakketmiti.
1. Kolera esnasnda sonsuz bir feragatle alarak kendini gstermiti; 2. Kendi hesabna olmak
zere, halk yararna eitli eserler yaynlamt, rnein... (Elma arab, imal tarz ve tesirlerine
dair adl bildirisini, sonra, akademiye gndermi olduu, elma aalarna dadanan tyl bir
bcee dair gzlemlerini, istatistik kitabn, hatta eczaclk tezini de) zikrediyordu. Birok
(halbuki bir tane) bilim derneinde ye olmas da cabasyd.
Sonra bir ark yaparak:
Nihayet, diyordu, yalnz yangnlarda gsterdiim aba, yeter de artar bile.
Bu nedenle Homais iktidara yanayordu. Seimlerde Vali Beye gizlice byk yardmlar
dokundu. Sonunda kendini satt, yzszlk etti. Hatta hkmdara, kendisine hakkaniyetle davranlmasn istirham eden bir dileke gnderdi; ona, Bizim iyi kalpli kralmz diyor, kendisini
IV'nc Henri ile mukayese ediyordu.
Ve her sabah, eczac, nian alanlar arasnda ismini grmek iin gazeteye sarlyordu. Ad bir
trl kmyordu. Nihayet, artk sabr tkenerek, bahesine imenle bir eref yldz izdirdi,
kurdelesini benzetmek iin de tepesine ottan iki hotoz kondurdu. Kollarn kavuturup
hkmetin beceriksizlii ve insanlarn nankrl konusunda derin dncelere dala dala
bunun evresinde geziniyordu.
Charles, saygdan veya aratrmalarn geciktiren bir eit ehvani hazla, Emma'nn kulland
pelesenk aacndan yaz masasnn gizli gzn henz amamt. Bir gn nihayet, nne
oturdu, anahtar evirdi, yay itti. Leon'un btn mektuplan oradayd. Bu sefer artk kukuya
yer yoktu! Son mektuba kadar hepsini yutarcasna okudu, hkrarak, uluyarak, kendinden
gemi, lgn gibi, btn ke buca, btn mobilyalar, btn
348
MADAME BOVARY
ekmeceleri, duvarlarn arkasn arad durdu. Bir kutu kefetti, bir tekmede kertti.
Karmakark ak nameleri arasnda Ro-dolphe'un resmi yzne frlad.
Bu kadar zntye dmesine herkes hayret etti. Artk sokaa kmyordu, ziyaret kabul
etmiyordu, hastalarn bile gidip grmek istemiyordu. O zaman kendini ikiye vermek iin
kapandn iddia ettiler.
Ama yine de bir merakl, bazen bahenin iti stnden uzanyor, yrtk prtk elbiseler giymi bu
uzun sakall yabani adamn, yrrken, yksek sesle aladn hayretle gryordu.
Yazn, akamlar, kzn da yanma alarak mezarla gidiyordu. Gece iyice bastrp da meydanda
Binet'nin tavan aras penceresinden baka aydnlk bir yer kalmad zaman eve dnyorlard.
Bununla birlikte strabnn hazz tam deildi, nk etrafnda bunu kendisiyle paylaacak hi
kimse yoktu. Ondan sz etmek iin Lefranois anay ziyaret ediyordu.Fakat, han sahibesi,
kendisi de dertli olduu iin, onu yarm kulakla dinliyordu. nk, M. Lheureux, Ticaretin
gzdeleri'ni kurmutu. Alveri ilerinde byk bir hreti olan Hivert de, aylnn artrlmasn
istiyor ve Rakip tarafa gemek tehdidinde bulunuyordu.
Charles bir gn son varl olan atn satmak iin gittii Argueil pazarnda Rodolphe'a rast
geldi.
Birbirlerini grnce sarardlar. Sadece kartm gndermekle yetinmi olan Rodolphe, evvela
kekeleye kekeleye zr diledi, sonra cesaretlendi ve pikinlii (hava pek scakt, austos ay
idi) Charles' meyhanede bira imeye aracak kadar ileri gtrd.

Karsnda, masaya dirseklerini dayam, konuurken yaprak sigarasn iniyor, Charles ise,
karsnn sevmi olduu bu insan karsnda hayallere dalyordu. Ondan bir eyler grr gibi
oluyordu. Bu bir hayranlkt. Bu adamn yerinde olmay ne kadar isterdi.
Karsndaki, herhangi bir telmihin szabilecei btn duraklamalar basit cmlelerle doldurarak,
tarmdan, hayvanlardan, gbreden bahsetmeye devam ediyordu. Charles onu dinlemiyordu,
Rodolphe bunun farkndayd, yznn hareket eden izgilerinden hatralarn geiini takip
ediyordu. Bu yz, yava yava kzaryor, burun kanatlan hzl hzl alp kapanyor, dudaklar
titriyordu;
MADAME BOVARY
349
hatta bir an geldi, Charles, korkun bir fke ile gzlerini Rodolphe'a dikti. O da, bir eit korku
iinde, durakald. Fakat ok gemeden Charles, hafif ve yorgun bir sesle tekrar konumaya
balad:
Size dmanlk beslemiyorum!
Rodolphe hep susuyordu. Charles ise, ban elleri arasna alm, snm bir ses ve sonsuz
aclarn o her eyi oluruna brakan edasyle:
Hayr, dedi, artk size dmanlk beslemiyorum!
Hatta buna byk bir laf, o ana kadar hi sylemedii tek byk laf ilave etti:
Kabahat aln yazsnda!
O yazgy eliyle yneltmi olan Rodolphe, bu sz, onun durumunda bulunan bir adam iin fazla
kalenderce, hatta komik, biraz da baya buldu.
Ertesi gn, Charles gitti, kameriyenin altndaki sraya oturdu. Kafesten klar geiyordu. Asma
yapraklarnn glgesi kumlarn zerine dyordu, buram buram yasemin kokuyordu, gk
masmaviydi, kunduz bcekleri iek am zambaklarn etrafnda vzldyordu; Charles, kederli
gnln dolduran belirsiz ak buharlar iinde bir delikanl gibi deta tkanyordu.
Saat yedide, leden beri kendisini hi grmemi olan kk Berthe, akam yemeine
armak iin geldi.
Charles, ba duvara yaslanm, gzleri kapal, az ak, elinde uzun bir demet siyah sa
tutuyordu.
ocuk:
Baba, gelsene, diye seslendi.
Ve oyun yaptm sanarak, onu hafife itti. Charles yere yuvarland. lmt.
Otuz alt saat sonra, eczacnn daveti zerine M. Canivet koup geldi. Otopsi yapt, hibir ey
bulamad.
Her ey satlnca, elde on iki frank yetmi be santim kald. Bununla da Matmazel Bovary'nin
bykannesinin evine kadar yolculuk gideri karland. htiyar kadncaz da ayn yl ld.
Rouault Baba inmeli olduu iin, kz bir teyze yanna ald. Kadn fakirdi, hayatn kazansn diye
onu bir pamuk iplii fabrikasna gnderdi.
350
MADAME BOVARY
Bovary'nin lmnden sonra, hekim birbiri pei sra Yonville'e geldi, ama diki tutturamad,
M. Homais derhal hepsinin gcn tketti. Eczanesi ar kovan gibi iliyor, hkmet onu
kolluyor, kamuoyu ise koruyor.
imdi kendisine eref niann da verdiler.
l
Bir hekimin olu olan Gustave Flaubert,
1821 ylnda domu ve Croisset'deki
mlknde 1880'de lmtr. ada
yazarlar zerinde byk bir hayranlk
uyandran, buna karn gzpekliine kzan
dneminin okuyucular tarafndan az izlenen
Flaubert, gnmzde Fransz yaznnn en
byklerinden biri olarak kabul
edilmektedir. 1857'de yazlm olan Madame
Bovary, onun bayaptn oluturmaktadr.

"...Pek az roman vardr ki, eini aldatan


taral bir kadnn basit yksnde olduu
kadar yorumlara, eletirilere, vg ve
knamalara neden olsun.
... Okumu olanlarca, lmsz olarak
nitelendirilen bu yaptn eritii saygnlk,
onun insanst yetkinliinden ileri
gelmektedir.

You might also like