You are on page 1of 50

www.dinsizekitap.co.

nr

TURAN DURSUN
MUHAMMEDIN CINSEL HAYATI Muhammed'in sehveti ve "tanri"si Karilarindan Aise, Muhammed'e syle diyor: -"Ma era rabbeke illa ysariu hevake" (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't- Tefsir/33/7,Kitabu'nNikah/29;Diyanet yayinlarindan Tecrid, hadis no:1721;Mslim, e's-Sahih, Kitabu'rRida/49,hadis no:1464;Ibn Mace Snen, Kitabu'No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed Ibn Hanbel,6/134,158) Nedir bu szn Trkesi? "Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdigini gryorum."(Ahmed Davudoglu, Sahih- i Mslim Terceme ve Serhi. 7/402) "Rabbin Teala (kadinlarinin degi l) ancak senin arzunun tahakkuna msaraat ediyor. (eviri :Kamil Miras, Diyanet Yayinlarindan) Aise'nin sz dilimize syle de evrilebilir: "Bakiyorum da, senin Efendi Tanri'n , yalnizca senin seyinin keyfini (hevani) yerine getirmek iin kosuyor." Hadiste, efendi tanrinin yalnizca Muhammed'in "heva"si iin kostugu aika belirtiliyor. Heva: Insanin arzusu, istegi. Ama buradaki herhangi bir arzu, istek degil; cinsel istektir sz konusu olan. nk buradaki konu, cinsel istegin zerinde duruldugu bir konu. Ayrica "heva" sylendiginde ilkin bu kavramda kullanilir. Ragip da, heva iin : "Meylun'nefsi ile'es-sehveti" (Bkz. Mfredat, Heva) diyor. Yani "nefsin sehvete egilimi." Ragip, ayni yerde, "heva"nin "sehvete egilimli olan nefsin kendisi iin de sylenebilecegi"ni belirtiyor.

Aise neden byle diyor? Muhammed'in ok karisi var. Yaslanmis olan Sevde Bint Zema'nin disinda hepsi gen, hepsi gzel. Ve hepsi de cinsel istekli. Adalet olsun diye, Muha mmed'in bunlarla cinsel birlesmesi siraya konmustur. Sevde'nin disinda kimse, sirasini baskasina kaptirmak istemiyor. Iste bu byleyken, "ayet" geliyor; durumu degistiriyor: Muhammed'in "heva"si, "adalet"in nne geiyor:

Muhammed'in kadin seimi, cinsel alandaki istegi, hadisteki szcg ile "heva"si, adalete baskin geliyor ve sira Muhammed'in istegi dogrultusunda, "ayet"le bozuluyor. Ahzap suresinin 51. Ayeti su szlerle basliyor: -"(Ey Muhammed!) Onlardan (yani karilarindan) diledigini geriye birakir, diledigini ne alabilirsin..." Ne demek bu? Hadis ve yorumlara gre su demek: -"Ey Muhammed! Artik nbet, sira zorunlu degil senin iin. Nbeti, sirasi gelse bile, diledigin karinla cinsel birlesmeyi erteleyebilir, ondan nce diledigin karinla yatabilirsin." Szn z: Kuran'in tanrisi, Muhammed'in, karilariyla olan cinsel iliski dzenindeki isini kolaylastiriyor. Iliskiyi siraya koyma zorunlugunu kaldiriyor. "Hangi karinla ne zaman yatmak istersen zgrsn" diyor. Iste bunun zerine Aise dayanamayip o sz sylyor: -"Gryorum ki senin Efendi Tanri'n, senin seyinin keyfini ..." Aise, bu durumu daha sonra, Ahzap'in 51. Ayeti gelince anladigini; 50. Ayet geldigindeyse bunu pek anlayamadigini ve o nedenle, 50.ayette, "Peygambere kendini (hem de mehirsiz olarak) verebilecek kadin "dan sz edilince su tepkiyi gsterdigini belirtiyor: -"Olacak sey mi? Bir kadin utanmaz mi ki, kendini bir erkege armagan etsin?"(Tecrid, hadis no:1721) Karilar iinde ayricalikli olanlar: Muhammed, kimi karilarini daha ok severdi. Kimini de daha ok tutardi. En ok tuttugu karilarinin basinda Aise geliyordu. Ebubekir'in kiziydi, o nedenle de etkiliydi. Zaman zaman Muhammed'e kafa tutar gibi durumlari bile olabiliyordu. Zeki de oldugu iin, birtakim ayricaliklar saglayabilmisti. Muhammed'in cinsel iliskilerindeki sira dzeni bozulunca, karilar iinde en ok yararlanan o olmustu. Bosamasin diye Muhammed'in hosnutlugunu kazanmak isteyen yasli ortagi Sevde Bint Zem'a'nin "gn"n almisti. Baska kumalarin gnnde de Muhammed'le yatabilirdi. Muhammed istediginde, kendi gnyse baskasina vermezdi. Muhammed'in cani baska kadinla yatmak istese bile vermezdi gnn, sirasini. Aise: "Gnm kimseye vermem"! Aise'nin anlattigina gre: Muhammed'e, herhangi bir karisinin gnn, sirasini gzetmeksizin; diledigi karisiyla diledigi zaman yatma zgrlg veren "ayet", yani Ahzab suresinin 51. ayeti geldikten sonra da, Muhammed'in Aise'nin gnnde baska kadinla yatmak istediginde Aise'den izin alma geregi duyardi. Izin isterdi ama Aise geri evirirdi: -"Eger izin verme, vermeme yetkim varsa vermek istemiyorum. Tanri elisi! Bilesin ki hibir kimseyi sana (seninle yatmaya) yeg tutmam."( Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu Tefsiri'lKur'an/33/7)

Hadisten anlasildigina gre, Aise'nin bu karsi koyusuna Muhammed artik ses ikarmamis; "Ayet var. Ayet bana istedigim zaman diledigim karimla yatma yetkisini vermistir" dememis ya da diyememisti. Muhammed'in karilari arasinda hiziplesme Peygamberin karilari iki hizibe ayrilmisti: Bir kesimde Aise, Safiyye ve Sevde vardi. br kesimdeyse mm Seleme ve peygamberin teki karilari. Mslmanlar, peygamberin Aise'ye olan sevgisini biliyorlar; o nedenle depeygambere bir armaganda bulumak isteyen biri oldugunda armagani sunmayi geciktirir; peygamber Aise'nin odasina gittiginde sunardi. Muhammed' in Karilari: "Adalet isteriz!" Bunu zerine, mm Seleme hizibi sylenmeye baslandi. Bu kesimde olan kadinlar gidip mm Seleme ile konustular: -mm Seleme! Peygambere syle. Herkesle konussun; Peygambere kim bir armagan vermek isterse, peygamberin hangi karisinin yaninda bulunduguna bakmaksizin armaganini sunmasini duyursun. Muhammed aldirmiyor: mm Seleme, karilarin dediklerini peygambere syledi. Ama peygamber bir sey sylemedi. Karilar gelip mm Seleme'ye sordular: -Ne dedi peygamber? -Bana bir sey demedi. -yleyse bir kez daha syle ona! mm Seleme, kendi gnnde (iliski iin) geldiginde peygambere yine syledi. Ne var ki peygamber ona yine bir sey sylemedi. Kadinlar sorunca yine "peygamber bana bir sey sylemedi" dedi. Kadinlar da, "sana karsilik verinceye kadar syle ona sylediklerimizi" dediler. Peygamber cinsel iliski iin dnp geldiginde, mm Seleme ona kadinlarin dediklerini yine anlatti. Bu kez peygamber konustu:

Muhammed: "Bana vahiy, yalnizca Aise'nin gnnde geliyor"! -Aise konusunda beni zme! Bil ki, hibir kadin koynumdayken bana vahiy gelmez de, yalnizca o koynumda bulundugu sirada bana vahiy gelir. Bunun zerine mm Seleme syle dedi: -Ey Tanri Elisi! Seni zdgm iin tanriya siginip tevbe ediyorum! Karilar, Muha mmed'in kizi Fatima'yi araya koyuyorlar:

Ayni kadinlar sonra peygamberin kizi Fatima'ya basvurdular; onu peygambere gnderdiler. Syle demesini istediler: -Karilarin tanri iin senden, Ebubekir'in kizi (Aise) konusunda (kayirmayi birakip) adaletli davranma ni istiyorlar. Fatima'nin araciligi da bir sonu vermiyor: Fatima da peygamberle konusup kadinlarin dediklerini iletti. Peygamberse syle karsilik verdi: -Kizcagizim (sevgili kizim)! Benim her sevdigimi sen sevmezmisin? Fatima karsilik olarak: -Evet! Peygamber: -yleyse sen de Aise'yi sev! 49 yasindaki adam (Muhammed), 6 yasindaki bir ocuk (Aise) ile evleniyor: Yine Aise'nin kendisinin anlattigini dile getiren bir hadis: Bu hadisin basinda, Aise aynen syle diyor: -"Peygamber benimle evlendi; ben o sirada 6 yasindaydim." Evet, bir yanda 49 yasindaki Muhammed, br yanda 6 yasindaki Aise evleniyorlar. Muhammed ile evlendigi zaman Aise'nin 6 yasinda oldugunun Islam dnyasinda kabulu zorunlu. nk bunu anlatan "hadis", tartismasiz "saglam(sahih)" kabul edilir. Bu hadisi, Islam dnyasinda en saglam olarak benimsenegelmis olan Buhari'nin ve Mslim'in "e'sSahih"lerinde de buluyoruz. Anlatildigina gre evlilik gereklesiyor ama yine de 3 yil kadar zifaf (yani cinsel birlesme) gereklesmiyor. Bu sre getikten sonra oluyor zifaf ! Aise 9 yasindayken 52 yasindaki Muhammed ile gerdege giriyor: Hadisi izleyelim. Aise anlatiyor: -"Ve be dokuz yasindayken benimle gerdege girdi. Medine'ye gmstk. Haris Ibn Hazrec ogullarina konuk olduk. O sirada sitmaya yakalandim. Salarim dkld. Salarim yeniden geldi; blkler olustu. Annem mm Ruman bana geldi. Arkadaslarim ile birlikte salincakta sallaniyorduk. Annem beni agirdi. Yanina gittim. Benden ne istedigini bilmiyordum. Elimi tutup alip gtrd. Evin kapisina gelince durdu. Soluk soluga kalmistim. Sonunda solugum biraz yatisti. Annem, sonra biraz su alip yzme basima degdirdi. Sonra beni eve soktu. Bir de baktim ki bir takim Medineli kadinlar. Evdeler. Bana syle demeye basladilar:

-Hayirli, bereketli olsun. Iyi sanslar. Annem beni bu kadinlara teslim etti. Bunlar benim saimi basimi yikadilar, beni gzel bir biimde hazirladilar. Peygamberle birden karsilasmaktan baska hibir sey beni korkutmamisti. Kadinlar, beni ona teslim ettiler. Ve ben o siralar 9 yasindaydim." Aise, Muhammed'in koynuna verilmek zere gtrldgnde, salincakta sallanip oynayan bir oyun ocuguydu. Yani Muhammed, 52 yasinda bylesine bir ocukla cinsel birlesimde bulunmustu. Bir kiz 9 yasina geldiginde, Islam hukukunda "sehvet konusu" oluyor: Aise 9 yasindayken Muhammed'in koynuna sokulmus olunca, Islam hukuku bundan su sonucu ikariyor:" 9 yasindaki bir kiz, mstehat (sehvete konu olabilecek agda) sayilir" diyor. Ve bu nedenle de 9 yasindaki bir kiz ocugu ile evlenilebilecegini bildiriyor. Aise, Muhammed'in karisiyken byyecek ve 18-19 yasina geldiginde de Muhammed'in lm zerine, kimi kumalari gibi, ok gen yasta dul kalacaktir. Ve hibir erkekle evlenmemeye "mahkm" edilerek...Muhammed'in karilari, mminlerin analari sayildigi iin... Aise'nin kaybolan kolyesi ve Safvan: Muhammed, Mustalikoglulari' na karsi gece baskini iin yola ikma hazirliginda. Yil : Miladi 627. Bu sirada Muhammed, Aise' yi de yanina almistir. Aise 9 yasindayken Muhammed' in koynuna verildigi tarih, eger Hicri sevval ya da zilkade 1 / Miladi mayis ya da haziran 623 ise- 13 yasindadir daha. Ayni gece baskininin sonucunda, tutsaklar arasinda gzelligiyle gze arpacak ve baskasina dsmsken alinip Muhammed in koynuna verilecek olan Cveyriyye' yle ayni yasta. Devenin zerinde kapali bir yer ("mahmil"); Aise de iinde. Gidilir; baskin yapilir, elde edilecekler elde edilir ve dns baslar. Gidis Medine'ye dogru. Derken bir konak yerinde biraz kalinir. Gecenin bir kesimi. Bir sre sonra; kalkip yola koyulmaya ynelis. Tam bu sirada bir sey olur: Aise isi iin ya da br isini grmek zere birlikten ayrilir. Ayrilisini haber verse olmaz miydi? Olurdu ama, kimseye haber vermemis iste. isi ya da br isi olup bittikten sonra dner; ama bir terslik: Ggsn yokladiginda, kolyesini bulmaz ve kopup dstgn anlar. Geri dnp gerdanligini aramaya koyulur. O sirada Aise devesinin zerindeki kapali yerinde bulunuyor sanildigi iin herkes habersiz ve birlik uzaklasip gitmistir. Aise, kolyesini bulur; ama iste o saatlerde, yolda yapaya lniz. Konaklandigi yere gelir, orada bekler. Gelsin gtrsnler diye... Beklerken uyku bastirir ve uyur. Ve bu sirada: Muattal Oglu Safvan. Arkadan gelmis, Aise' yi grnce de sasirmistir. Saskinligini anlatan szler. Onun bu szlerine de Aise uyanir. Safvan, Aise' yi devesine bindirir. Yola koyulus. En sonunda, bir konak yerinde birlige ulasilir. Bu sirada da dedikodular baslar... Aise' nin kendi anlattigina gre gerek bu. (Bkz. Buhri, e's-Sahih, Kitabu's- Sehdt/15; Kitabu'I-Megz/34; Tecrd, hadis no : 1151; Mslim, e's- Sahih, Kitabu't-Tevbe/56, hadis no: 2770.) Olayda akla gelen sorular:

Aise isi ya da br trl isi iin ayrilip giderken kimseye neden haber vermemisti? Eger bunun nedeni, ocuk yasta olusu idiyse; bu yasta olusu biri tarafindan kandirilmaya da elverisli degil miydi?

Aise ayrilip giderken o denli insan iinde nasil olmustu da kimse grmemisti? Gren olmustuysa, dns neden izlenmemisti? Dndg grlmedike, "dnms; mahmiline girmistir!" yargisi nasil olusmustu? Hadiste belirtildigine gre, Aise'nin deve zerindeki "hevdec"ini (mahmil) indiren, sonra yine ykleyenler ve Aise' ye "hizmet edenler" vardi. (Hadis'e ayni kaynaklarda bkz.) O "hevdec", dinlenme yerinde deveden indirildigine gre, sonra deveye yklenirken iinde

Aise var mi, yok mu diye niin bakilmamisti? Hizmet edenler bakabi- lirlerdi. Yine hadiste belirtildigine gre, "hicab" yani erkeklere karsi "rtnme, perde ardina geip saklanma" gerektiren bir ayet hkm bulunmadigi zamanlarda, Safvan, Aise' yi grmst. (Hadise, ayni kaynaklarda bkz.) Yani Safvan' la Aise birbirlerini taniyorlardi. Bu "tanisma", ileri llerde bir "anlasma" ya varmis olamaz miydi? Aise "zina" ile sulaniyor: Aise' nin Safvan' la yolda "neler yapmis olabilecegi" zerinde duruluyordu. Yogunlasan kusku. Dedikodular alip yrmst. Son derece yaygin bir duruma gelmisti giderek. Muhammed' in bile Aise' ye karsi olan her zamanki tutum ve davranisinda bir degisme olmustu: Aise diyor ki: "Medine'ye gelince ben bir ay hastalandim. Meger o sirada, iftiracilarin dedikodulari dolasiyormus. Hastaligimda beni iskillendiren bir sey oldu: Peygamber'den de, her hastaligimda grdgm ilgiyi inceligi artik gremiyordum. Yalnizca gelip selam veriyor ve 'nasilsiniz?' diyordu, o kadar." (Hadis'e ayni kaynaklarda bkz.) Aise dedikodulari duyup grenince zlmstr. Hastaligi daha da artmistir bunun zerine. Muhammed'den izin alir ve babasinin evine gider. Orada da, durumuna iliskin "Tanrisal bir aiklama" bekler. (Ayni hadise bkz.) Beklenen "vahiy" bir trl gelmiyor: Hadiste, bu olaya iliskin "vahy"in "gecikmesi"nden szediliyor. Ve Muhammed, "kari"sindan, yani "Aise"den ayri kalisindan dogan soruna zm iin yakin evresini topluyor. Bunlarin iinde Ali de vardir. Ali, grsn syle dile getiriyor: - "Ey Tann Elisil Ta nri dnyayi sana dar etmedi ya! Aise'den baska da kadin var, kadin okl" (Bkz. Ayni hadis.) Ali, geregi grenmek iin Aise'nin cariyesi Berire'nin tanikligina da basvurulabilecegini sylyor Muhammed'e. Muhammed bu tanikliga basvurdugunda, cariye, "hanimi iin iyilikten baska bir sey bilmedigini" sylyor. Muhammed sorup soruslurduguna gre, belli ki adamakilli "kuskulu". Bu "kusku", onun Aise'ye syledigi yine ayni hadiste aiklanan su szlerden de ok aik biimde anlasiliyor: Muhammed: "Aise! Byle bir suun varsa tevbe et!" - "Aise! Senin hakkinda bana syle syle dedikodular geldi (Safvan'la iliski kurdugundan szediliyor). Eger bu suu islemedinse Tanri seni aklayacaktir. Ama eger isledinse bu suundan dolayi Tanri'ya ynel, tevbe et! nk bir kul, suunu boynuna alir ve tevbe ederse, Tanri da onun tevbesini kabul eder." Aise, Muhammed'in bu szlerine, babasinin ve anasinin

karsilik vermelerini ister. Onlar karsilik vermeyince de, Muhammed'e kendisi karsilik verip sonucu sabirla bekleyecegini syler. Ve sonunda "vahiy" geliyor: Konusmadan sonra Aise, yatagina dnmstr. "Bekleme"de... Aise, kendisinin syledigine gre, hakkinda "Kur' an ayeti" inecegini filan beklemiyordu. "Ben kim oluyorum ki Tanri, Kuran'da benim sorunuma iliskin ayet indirsin!" trnden aiklamasi var Aise' nin. Yine aiklamasina gre, bekledigi yalnizca, "Muhammed' in rya grmesi" ve onun "ryasinda aklanmasi". Ama beklediginin tesinde olur gelisme: Muhammed her vahiyde oldugu gibi zel bir duruma girmistir. Daha sonra da konuya iliskin "vahyin geldigini" aiklar. Aise' ye anasi, kalkip Muhammed' e "tesekkr" etmesini syler. Ama Aise bunu yapmaz; vahyi gnderen "Tanri" olduguna gre, Muhammed' e degil; O' na tesekkr etmesi gerektigini belirtir. (Bkz. Ayni hadis.) Aise'nin "zina" etmedigine iliskin "18 ayet" birden iniyor: Onca (hadise gre bir ay) gecikmeden sonra "vahy" gelmistir. Hem de kimine gre "10 ayet", kimine greyse "18 ayet" birden... (Bkz. Nr, ayet: 11-20. Buna gre toplam: 10 ayet. Ama tefsirlerde toplam: 18 ayet oldugu belirtilir. Bkz. Nesefi, Tefsir, 3/134; F.Rz, e't-Tefsiru'lKebr, 23/173.) Bu ayetler, birinci ve ikinci orijinalleri yakildigi iin Muhammed dnemindeki biimini tam olarak bilemedigimiz (bunun iin daha sonraki yazilara bkz.) Kur'an' in bugnknde, Nur Suresinde yer aliyor. Bu ayetlerde, "zinayi" kanitlamak iin "drt tanik gstermek gerektigi", bu gsterilmedigi zaman iftira olacagi aiklandiktan (bkz. Nur, ayet: 13) sonra, ad vermeden "iftira edenler" ok agir biimde kinaniyor. Iste yetlerden bir kesim (Diyanet'in resmi evirisiyle): - "Muhammed' in esine o yalani uyduranlar, iinizden bir grhtur. Bunu kendiniz iin kt sanmayin. O, sizin iin hayirli olmustur. O kimselerden her birine, kazandigi gnh karsiligi, cez vardir. Ilerinden elebasilik yapana ise, byk azb vardir. Onu isittiginiz zaman; erkek, kadin m'minlerin, kendiliklerinden hsn- zanda bulu- nup da: 'Bu apaik bir iftiradir!' demeleri gerekmez miydi? Drt sahid getirmeleri gerekmez miydi? Iste bunlar, shid getirmedike Allah katinda yalanci olanlardir. Allah'in dny ve hirette size lutuf ve merhameti olmasaydi o kt sz yaymanizdan tr, byk bir azaba ugrardiniz. Onu dilinize dolamistiniz. Bilmediginiz seyleri agziniza aliyordunuz. Onu nemsiz bir sey saniyordunuz. Oysa Allah katinda nemi bykt. Onu isittiginizde: 'Bu konuda konusmamiz yakisik almaz. Hs, bu, byk bir iftiradir.' demeniz gerekmez miydi?" (Nr, ayet: 11-16.) . Yine sorular: 1- 12. ve 13. ayetlerde, Aise konusunda sylentiler iktiginda bu sylentileri duyanlar, "Bu, apaik bir iftiradir. Bu, byk bir iftiradir." demedikleri iin kinaniyorlar. Ayetlerin bu kinamasi, Muhammed' in yakin evresini, hatta kendisini de iine almiyor mu? nk onlar da "aik bir iftira, byk bir iftira" oldugu kanisini tasimiyorlardi: - Ali'yi ele alalim. Byle bir kaniyi tasimadigi iin, Muhammed'e Aise'yi bosamayi nerdigi anlamina gelen szler bile sylemisti.

- Muhammed'in kendisini ele alalim: Byle bir kaniyi (iftira oldugu kanisini) tasimadigi iindir ki, Aise'ye, eger ileri srldg gibi bir su islediyse, bundan dolayi "Tevbe" etmesini nermisti. 2- Ayrica, kimsenin elinde herhangi bir kanit bulunmadan, "iftira" oldugu konusunda kesin bir yargiya varmasi nasil beklenebilir? Kuskusuz "kanit" bulunmadigi iin "zina" suunun islendigine de yar- gida bulunulamaz. Ama tersine bir kaniya varmadilar ve "iftiradir" hem de "apaik bir iftiradir, byk bir iftiradir" demediler diye insanlar nasil kinanabiliyor? 3- Ayetlerden ve kimi "rivayetlerden" anlasildigina gre: Aise konusunda dedikodulari yayanlar, yalnizca "mnfiklar" da degildi: - 14. ayeti ele alalim: "Allah'in dnya ve hirette size lutuf ve merhameti olmasaydi, o kt sz yaymanizdan tr, byk bir azaba ugrardiniz." deniyor. Demek ki, "o kt sz yayanlar" iin Tanri' nin "dnyada ve hirette lutuf ve merhameti" olmustur. Bu durumda olanlarsa, "Tanri katinda kfir" sayilan "mnfiklar" olamazlar. Yani bunlar, "mnfiklarin" disindaki mslmanlardir. . - 11. ayette sz edilen "elebasi'nin kim olabilecegi zerinde durulurken, kimi rivayette bu kimsenin "mnfiklarin basi Abdullah Ibn bey" oldugunu ileri srerken, kimileri de buradaki anlatimin kapsami iine, Muhammed'in nl sairi Hassan Ibn Sbit gibi nemli kisilerin de girdiginden sz ediyor. (Bkz. Taber, Camiu'l- Beyan, 18/69-70; F.Rz, 23/174; Tefsiru'n-Nesef, 3/134.) Bunlara ne demeli? 4- Tanri "vahiyle" aiklama yapacakti da, bu aiklamayi daha nce, yani dedikodular olusup yayilmadan niin yapmadi? Neden "bir ay" bekledi de, basta "peygamber"i ve sevgili karisi olmak zere herkesi zd? Gelismeler neden byle olmustur? 5- Bir "zinanin" kanitlanmasi iin "drt tanik" istemek, gereki bir yaklasim midir? Hadiste belirtildigine gre: Aclanogullari'nin ileri gelenlerinden Medineli Asim Ibn Adyy in ve ayni kabileden Uveymir'in "Peygamber"den bir sorulan olur: - Bir adam, karisini bir adamla zina ederken bulsa ne yapmali? Karisinin tam karni zerinde bulsa? Eger gidip drt erkek tanik bul- maya ynelirse, zina eden adam isini bitirip gidecektir!!! Drt tanik mi aramali, yoksa..? (Hadisi ve soruyu esitli biimiyle grmek iin bkz. F.Rz, 23/164; Buhri, e's-Sahih, Kitabu Tefsiri'l- Kur'an/24/1; Tecrd, hadis no: 1716; Ebu Dvd, Snen, Kitabu't- Talk/27, hadis no: 1716; Ebu Dvd, Snen, Kitabu't-Talk/27, no: 2245.) Bu soru, "zina" iin "drt tanik" isteniyor olmasindan kaynaklan miyor mu? Abdullah Ibn mer anlatiyor - "Peygamber, Ben Mustalik zerine gece baskini yapti. Onlar ansizin yakalanmislardi. Hayvanlari da su basinda sulaniyordu. Peygamber, savasabilir durumda olanlarini ldrtt; ocuklarini da tutsak olarak aldi. O sirada Cveyriye'yi kendine seti." (Bkz. Buhari, Kita-

bu'l-Itk/13; Teciid, hadis no: 1117 Mslim, Kitabu'l- Cihd/1, hadis no: 1730; Ebu Dvd, Snen,Kitabu'l- Cihd 100, hadis no: 2633.) "Cveyriyye", "cariyecik" demek. ok kk yastaydi o sirada. 13 yasinda. Asil adi "Berre" iken, Muhammed'in el koymasindan sonra bu adi almisti. Yil: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasinda el Mureysi denen su kaynagi kesiminde oturan Mustalikogullari (Ben Mustalik) kabilesine bir gece baskini dzenliyor. Istedigi sonucu da elde ediyor. Yukaridaki hadiste, Muhammed'in "savasir durumda olanlarini" ldrttg anlatiliyorsa da, ldrlen yalnizca on kadar savasi. (Birok kaynagi bir arada grmek iin bkz. Leoni Caetani, ev. Hseyin Cahit, Istanbul, 1925, s.145-146.) "Ganimetler" , "tutsaklar"... Ve tutsaklar arasinda gzel Cveyriyye. Mustalikogullari'nin baskani Haris'in kizi. Simdi "cariye" durumunda. Yani alinip satilabilir nitelikte. Tecrd'in "mtercim"i Kamil Miras'in anlattigi gibi, "tutsaklar blstrlrken o da, Sbit Ibn Kays'in payina dsmstr." (Bkz. Sahih- i Buhari Muhtasari Tecrd- i Sarih Tercemesi, 1117 numarali hadisin "Izah"i.) Ne var ki kiz ok gzel. stelik de soylu. Kiz, bu durumundan yararlanmis midir? Yeterli bir kanit yok. Ancak birden, hadiste de belirtildigi gibi, Muhammet'in onu kendine aldigini gryoruz. Muhammed, kurtulmaligini vererek kizi, alip kendi karilari arasina katmisti. Ve ardindan "zifaf".. Arkasindan, "idamlik" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah syle diyor: "... Birka saat sonra biz, dsmanin, Muhammed'in (A.S.S.) en yakin dostlarindan biri haline geldigini grmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geen hisseyi red ve iade etmekte tereddd geirmedi. IKI YZ AILENIN BIRDEN, hi beklenmedik bir sekilde hrriyetlerine kavusturulmalari zerine, Mustalik'lilar, kaybettikleri on savasiyi pek abuk unuttular. Ve sonunda Islam'i kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islm Peygamberi, ev. Prof.Dr. Salih Tug, Istanbul, 1980, 1/264) Bu durum karsisinda: "Ey gzel ve ask, sen nelere kdirsin!" demek yerinde olmaz mi? ' Muhammed 56 yasindaydi o sirada. Gzel krpecik Cveyriyye'yi, koynuna almak iin hi zaman yitirmemisti. Suyun yaninda hemen kurulan mesin adirinda isini grmst. Karilarindan Aise de oradayken... Cveyriyye ve Aise ayni yastalardi. Medine'ye dnste de Aise'nin kolyesi ve Safvan olayi meydana gelecektir. Acaba, Aise Muhammed'den bir almak istemis miydi? Cveyriyye'yi kiskanmis olarak?.. "Kurtulmalik" lar denmeden ve tutsaklar daha zgrlklerine kavusturulmadan bir sey olmustu. Anilmaya, zerinde durulmaya deger bir sey:

Muhammed, tutsak kadinlarin irzlarina geilmesine izin veriyor:


Ebu Said el Hudfi'nin anlatmasiyla "tutsaklar arasinda Arab'in en

nefis kadinlari" bulunuyordu. (Bkz. Mslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskini gereklestirmis olan Mslmanlarin agizlarinin suyu akiyordu gzel kadinlari grrken. Hemen yatmak istiyorlardi. Yatmak istedikleri kadinlar, birer "cariye" durumuna gelmis degiller miydi? yleyse mslmanlara "hell"diler. Geri Muhammed'in: "Tanri'ya ve hiret gnne inanan bir kimse iin, kendi suyuyla (menisiyle) baskasinin tarlasini (baskasinin cinsel iliski kurdugu kadini) sulamasi hell olmaz." dedigi de aktariliyor. Ve bu arada: "Tanriya ve hiret gnne inanan bir kimseye, baskasinin menisinden temizledike (istibr, fikihilara gre bir ay iinde olur) hibir tutsak kadinla cinsel iliski kurmak hell olmaz." diye de ekledigi belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dvd, Kitabu'n-Nikh/45, hadis no: 2158.) Ama eliski yalnizca bu konuda degil ki... Ebu Said el Hudr anlatiyor: - "Peygamberle birlikte Ben Mustalik Gazasi'na iktik. Ve Arap tutsaklarindan tutsaklar elde ettik. O sirada kadinlar istahimizi ekti. Bekarlik ok g gelmisti bize o gnlerde. Ve azil yapmak istedik. Istiyorduk azil yapmayi. Ancak, 'Peygamber aramizdayken ona sormadan nasil azil yapacagiz?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peyga mber de azil yapmamakta sizin iin bir sakinca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kiyamet gnne degin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e'sSahih, Kitabu'l- Itk/13; Tecrd, hadis no: 1596; Mslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Snen, Kitabu'n- Nikh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek ldgn bilmedikleri iin bu hadisin anlamini tam olarak anlamamislardir. "Azl" (azil), cinsel iliski sirasinda, erkegin, meniyi, kadinin cinsel organina bosaltmadan ekmesidir. Yani, meniyi kadinlik organinin disina bosaltmak. Hadiste anlatilanin zeti su: Mslmanlar, ellerindeki "tutsak kadinlar"la cinsel iliskide bulunmak istiyorlardi. Ama bir sorunlari vardi: Ya ocuklari olursa? Iliski kuracaklari bu kadinlardan ocuk olsun istemiyorlardi. Tecrit "mtercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, syle aikliyor: "Bu suretle (yani meniyi disa bosaltmak biiminde) esir kadinlara yaklasmak istemeleri (su yzdendir): Ykl (gebe) veya evlat anasi kadinlar satilamazdi. Halbuki gazilerin paraya ihtiyalari bulundugundan satmak istiyorlardi." (Bkz. Diyanet yayinlarindan Tecrid, 1596 numarali hadis, not: 1.) Kisacasi: Tutsak kadinlarin irzina geebilirlerdi "gaziler". Ama bu is i yaptiktan sonra da "ocuk sorunuyla" karsilasmak isteniyorlardi. nk gerektiginde bu tutsak kadinlari satabilirlerdi. Buna bir engel ikmamaliydi. "Azl"i bunun iin istemis ve "Peygamber"e danismislardi. Peygamber de temelde bu kadinlarin irzlarina geilmesinde bir sakinca grmyordu, buna izin veriyordu. "Azl"e gelince. Bunda da bir sakinca bulunmadigini dolayli olarak belirtiyordu.

Muhammed'in "Marya" ile Hafsa'nin yataginda yakalanmasi:


Gn, Muhammed' in karilarindan Hafsa' nin gnyd. O gn Muhammed, Hafsa' yla cinsel iliskide bulunmak zere kalkip gider. Hafsa' nin odasina varir. Ama Hafsa' yi bulamaz. Tam o

sirada da, bir zamanlar Misir Mukavkisi' nin kendisine armagan ettgi cariyelerden Marya ortaya ikmistir. O anda Muhammed, cinsel iliski iin tam hazirliklidir. Cariye'yi tutup yatirir Hafsa' nin yatagina, ve isini grmeye baslar. Muhammed'in cariyesi ile yatmasi dogal. Kuran da, karilarinin disinda cariyeleriyle de yatmasina olanak veriyor (bkz. Ahzab suresi, ayet 50,52) Isin bu noktasi olaga n olmasina olagan. Ne var ki, cariyeyi zgr (hurre) olan bir kadinin, stelik mer kizi Hafsa'nin yataginda koynuna aliyor. Iste bu olagan degil. Terslik bu ya, o sirada, Hafsa da ikagelmistir. Muhammed' in Marya (Mariye) ile iliskisini grr. Bir sre kendine egemen olup kapida bekler. Muhammed isini bitirmistir. Hafsa tepkisini gsterir: "Tanri elisi! Sen beni kt duruma dsrdn, asagiladin. yle bir sey yaptin ki, benzerini hibir karina yapmadin! Benim gnmde, benim siramda ve benim yatagimda bir cariyeyi yatirip yapiyorsun!" Muhammed ne desin? Sonra, Muhammed' ile Hafsa arasinda su konusma geer:

Muhammed: "Vallahi Billahi Marya ile bir daha yatmayacagim!"


"Hafsa! Marya' yi kendime haram etsem de ona bir daha yaklasmasam; bundan hosnut olur musun? "Evet!" Muhammed hemen ant imistir: "Hafsa! Aramizda kalsin, bunu sakin kimseye syleme, olmaz mi?" "Tamam!" Ne ki, Hafsa bu durumu Aise'ye anlatir.(Bkz. Taberi, Camiu'l- Beyan,28/102) Kimi aktarmaya gre de Muhammed'in Hafsa ile yakalanmasi, Aise'nin gnnde olmustur. Hafsa bunu grenmistir. Muhammed, ondan bunu durumu kimseye sylememesini istemis, bunu isterken de "Marya'yi kendime haram ettim. Sana bir mjdem var. Ebubekir'le mer, benden sonra, mmetin islerini ele alacaklar (halife olacaklar)." Ama, Hafsa, olayi Aise'ye anlatir. (Bkz.F.Razi,30/41,43) Muhammed'in, Marya'yi kendisine haram etmesi, yani bu cariyeyle bir daha yatmayacagina antimesi zerine yeni ayetler gelir: "Ey Peygamber! Karilarini hosnut edeceksin diye, Tanri'nin sana helal kilmis olani kendine neden haram yaparsin? Tanri bagislayan ve aciyandir."(Bkz. Tahrim suresi, ayet:1. Bu ayetin, anlatilan Marya olayi nedeniyle geldigine iliskin hadisler ve yorumlar iin ayni tefsirlere bkz.) Bu ayetin ve bunu izleyen 4 ayetin "inis nedeni" olarak, bir "bal serbeti yks"n ieren aktarmalar da var. Ama her zaman Islam'in aiklarini kapatma abalari gsteren Muhammed Ali Subuni bile, ayetlerin, "Marya (Mariye) olayi" nedeniyle geldigini anlatan hadisin aiklamasinin daha dogru oldugunu savunur. (Bkz. Muhammed Ali Sabuni, Safvetu'tTefasir,3/406-407)

Baska Islamcilarsa, Islam'in durumunu kurtarmak amaciyla, buradaki ayetleri "Marya olayi"na degil, "bal serbeti" yksn ieren hadise baglamayi daha uygun bulurlar. Kuskusuz, zorlamalarla. Muhammed, Marya ile yatmayi srdrmst. Ondan bir oglu olmustu: Ibrahim. Bu oglan epeyce bydkten sonra lmstr.

Muhammed'in Sehveti:
Bir hadise gre: Muhammed nerede ilgisini eken gzel,bir kadin grse, hemen eve gider; Zeyneb'le yatardi. Bylece sehvetini giderirdi. Cbir lbn Abdullah anlatiyor: - "Peygamber bir kadin grd; hemen Zeyneb'e gitti. Ki Zeyneb o sirada bir derisini ovup isliyordu. Peygamber hemen cinsel ihtiyac'ini grd. Sonra arkadaslarinin yanina ikti. Ve syle konustu: - Kadin, seytan biiminde ikar karsiya. Ve yine seytan biiminde dnp gider. Bu nedenle sizden herhangi biriniz bir kadin grd m, hemen karisina gidip onunla yatsin. nk bu (cinsel iliski), o kisinin iindekini (kabaran sehvetini) sndrr." (Bkz. Mslim, e's- Sahih, Kitabu'n-Nikh/9-10, hadis no: 1403; Ebu Davud, Snen, Kita- bu'n-Nikh/44, hadis no: 2151; Tirmiz, Snen, Kitab'r-Rid'/9, hadis no: 1158.) Bu hadiste aika ortaya ikan su: - Muhammed, karilarinin disinda da bir kadina "sehvetle" bakiyordu. Ve ilgisini eken bir kadin grdgnde "sehvete geliyor"du. Bu kimi ayetlerle de dile getiriliyor. rnegin Ahzab Suresinin 52. ayetinde, kari almasina sinir getirilirken "(baska kadinlarin) gzellikleri seni imrendirse bile..." deniyor. Ayni hadise yer veren Gazal de, "sehvet"in nemini ve cinsel iliskide bulunup rahatlamanin sagladigi yarari uzun uzun anlatiyor; bu arada da, Muhammed'in sehvetine ve gereksinimini nasil karsiladigina genis yer veriyor. (Bkz. Gazali, lhya-u Ulmiddin, Arapa, 2/27-29.) - Muhammed iin "kadin", erkegi her zaman bastan ikaran bir "sehvet kabartan"di. - Muhammed gznde "kadin", her zaman "seytan" grnmndeydi. (Muhammed'in "kadin"i seytan grmesine ve genel olarak "kadin"a bakisina iliskin rnekleriyle genis bilgi iin, Prof.br. Ilhan Ar- sel'in "Seriat ve Kadin" adli, son derece degerli kitabina bkz.) - ikan bir baska sonu da su: Muhammed'e gre, bir kadin, cinsel iliski kurmak isteyen kocasina karsi koyamaz, karsi koymamalidir. Muhammed'in bunu isleyen, gtleyen, buyuran pekok hadisi vardir. Bunlardan iki rnegi biirada grelim: - "Bir adam karisini yatagina (cinsel iliski iin) agirsa da, kadin yanasmasa, o sirada cinsel iliskide bulunmazsa ve bu yzdcn kocasi geceyi fkeli- sinirli olarak geirse, melekler o kadina, sabaha degin lanet ederler." (Bkz. Buhr'i, e's-Sahih, Kitabu Bed'il'halk/7; Tecrd, hadis no: 1337; Mslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikh/120-122, hadis no: 1436; Ebu Dvd, Snen, Kitabu'n-Nikh/42, hadis no: 2141.)

- "Bir adam karisini cinsel ihtiyacini gidermek iin agirdigi zaman, kadin hemen o agriya uymalidir. Kadin, tandirda (firinda, ocakta) o anda is gryor olsa bile..." (Bkz. Tirmizi, Snen, Kitabu'r-Rid/ 10, hadis no: 1160.) Asil konumuza gelelim: Muhammed'in, grdg yabanci kadinin sehvet ekiciligi karsisinda kalir kalmaz eve kosmasi ve cinsel iliskide bulunmak iin Zey- neb'i semesi ilgintir.

Muhammed'in Zeyneb'i de karilari arasina katmasinin yks:


Zeyneb Bint Cahs, Muhammed'in ogullugu Zeyd'in karisidir. Zeyd'i Muhammed kcndisine "ogul" edindigi iin herkes ondan "Muhammed'in Oglu (Zeyd Ibn Muhammed)" diye szeder. Muhammed bir gn, Zeyd'i grmek iin onun evine gider. Zeyd'i bulamaz, Zeyd'in karisi Zenneb'le karsilasir. Birden tutulur Zeyneb'e. Bir kadina Muhammed'in ilgi duymasi, o kadinin baska erkege -bu erkek kocasi da olsa- uygun olmaktan ikmasi ve dolayisiyla Muhammed'in olmasi gerektigi sonucunu dogurmaktadir. Bu nedenle Zeyd durumu grenir grenmez Muhammed'e gidip konusur. Zeyd: -Karimdan ayrilmak istiyorum. Neden? Seni kuskuya dsrecek bir sey mi yapti? Vallahi hayir. Beni kuskuya dsrecek hibir seyi olmadi.Onun iyilikten baska birseyini grmedim. (Zeyd' in esini bosamak istemesinin nedeninin Mslmanlarin dedigi gibi geimsizlik degil de Muhammed' in onu arzu etmesi oldugunu ispatliyan cmleler) Muhammed: - yleyse karini birakma, Tanri'dan kork! Muhammed "karini birakma" derken, gerekte sevdigi Zeyneb'in bosanmasini istiyordu. Istiyordu ki Zeyd onu bosasin da kendisi alsin. Ama bu istegini ve sevgisini iinde gizliyordu. Iste bunun zerine, Ahzab Suresinin 37. ayeti gelir. (Bkz. Taberi, Camiu'l- Beyn, 22/10-II.) "Tabakatu Ibn Sa'd"da daha genis olarak yer alan bu aktarmayi, dogubilimciler ele alip elestiri konusu yapiyorlar diye, gerekleri rtme ya da ters yz etme pahasina da olsa Islam'i kurtarma abasina girismis grnenler "iftira" diye niteliyorlar. Bu yk, yzyillar boyu "hadis" kitaplarinda ve tefsirlerde yer alagelmis oldugu halde. Simdi ayete bakalim. Ayetin anlami syle: (eviri, Diynet'in,) "Ey Muhammed! Allahi'n nimet vcrdigi ve seninde nimetlendirdigin kimseye: "Esini birakma, Allah'tan sakin!' diyor; Allah'in aiga vuracagi seyi iinde sakliyordun. Insanlardan ekiniyordun. Oysa Allah'tan ekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd, esiyle ilgisini kestiginde onu seninle evlendirdik. Ki, evlatliklari esleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda m'minlere bir sorumluluk olmadigi bilinsin. Allah'in buyrugu yerine gelecektir." (Ahzb, ayet: 37.) Bu ayette anlatilanlar:

1- Muhammed, Zeyd'e "karisini bosamamasini" sylerken iinde bir sey sakliyordu. Bunu da sonradan Tanri aiga ikaracakti. Muhammet'in iinde sakladigi neydi? Yukaridaki ykye gre, bu sorunun iki karsiligi olabilir: -Muhammed'in iinde sakladigi sey, Zeyneb'e olan askiyla birlikte, Zeyd'in onu bosamasi ve kendisini almasina olanak saglamasini istemesiydi. Yukaridaki yky "uydurma ve iftira" diye niteleyenlerse; Muhammed'in iinde sakladigi ayette bildirilen sey iin su karsiligi veriyorlar: Onun sakladigi sey, yalnizca, Zeyd'in karisinin bosanmasi ve onunla kendisinin evlenmesi istegiydi. Oysa bunlar hep iie seyler.nk Muhammed Zeyneb'e tutulmussa, kocasinin onu bosamasini ve kendisinin almasini istemesi dogaldi. Bu yoldaki istegini gizlemesiyle askini da gizlemis oluyordu. 2- Muhammed'in iindekini gizlemesine, insanlardan korkup ekinmesine yol aiyordu. Peki bu korkuya, ekinmeye yol aan neydi? Yani Muhammed, iindekini aiga vurdugu zaman insanlarin ne yapacaklarini dsnyordu ki, onun korkusunu tasiyordu? Bu soruya su karsilik veriliyor: Muhammed, ogullugunun karisini almaya kalkiyor diye dedikodu yapilmasindan ekiniyordu. nk gelenek, byle bir duruma elverisli degildi. Ogullugun karisiyla evlenmek irkin karsilanirdi. (Bkz. Muhammed Ali Sabuni, Safvetu't-Tefasir, 2/527528 ve teki tefsirler.) ykye gre su karsilik da verilebilir: Muhammed, hem Zeyd'den, hem de teki insanlardan ekiniyordu. Baskasinin, stelik de "ogullugu"nun karisina gz koydugu iin... Bir sre bu nedenle durumu aiga vurmamisti. Ama sonra, "ayetin gelisi" sorunu zmst. 3 - Muhammed'in, ogullugundan bosanan Zeyneb'i almasi bu ynde herkese bir kapi amasina yneliktir. Ayette ileri srlen gereke bu. Yani, herkes ogullugunun bosanan karisiyla rahat evlenebilsin diye Muhammed'in Zeyneb'le evlendirildigini aikliyor. ' Bu aiklama karsisinda da bir soru beliriyor: - Bu evlilik olmadan da soruna zm getirilemez miydi? rnegin, bir ayetle, herkese byle bir yola gitmenin "helal" oldugu bildirilirdi; sorun kalmazdi. Neden bu zm yolu seilmedi de, ille de Muhammed'in Zeyneb'le evlendirilmesi gerekli grld?. Bu sorunun karsiligi yok. (Admin' in Notu: Turan Dursun'un buraya kadar anlattigi yknn devamini Arif Tekin' in "Kuran'in Kkeni" adli kitabin 166. sayfasindan itibaren grelim: ".. Muhammed, Zeyd' i agirip bu ayeti (ahzap, 37) anlattiktan sonra ona su grevi veriyor: "Git Zeynep' e bu olaylari anlat ve onu bana iste.. Zeyd, kapiya varinca ieri giremiyor ve yzn evirerek, -kendi anlatimina gre -ter iinde, sanki dnya basina yikilmis gibi bir ruh hali iinde kendisinin Muhammed'in elisi oldugunu ve onu istemeye geldigini sylyor. Zeynep ise o sirada hamur isi yapmaktadir. Zeyd'i dinledikten sonra olumlu yanit vermiyor ve "dsnmem lazim" diyerek ibadet odasina ekiliyor. Zeyd, bu olumsuz haberi Muhammed' e bildirince Muhammed artik buna dayanamiyor ve dogruca Zeyneb'in evine giderek ona el koyuyor. Gereke, o sirada inen

Ahzab Suresi'nin 37. ayetindeki "Ey Habibim, Zeyneb'i biz sana nikahladik" cmlesidir. Artik bu ayete dayanarak ne Zeynep'e mehir cretini veriyor, ne evlenme iin sahit tutuyor ve ne de Zeynep'in akrabasindan izin aliyor. Bu sirada Muhammed 58 yasinda Zeynep ise 35 yasinda idi. stelik Muhammed'in yaninda su hanimlari vardi: 1)Aise (12 yasinda) 2)Hafsa (23 yasinda) 3)mm Seleme (30 yaslarinda) Olay burada da bitmiyor. Muhammed'in Zeyneble evlenmesinden kisa bir sre sonra (Hicri 6. yil) Zeyd, Muhammed tarafindan st ste 6 kk savasa-baskina gnderiliyor. Bunlar sunlardir: 1)Beni Sleym 2)Iys 3) Taraf 4)Hisma 5)Vadi'l Kura 6) mm Kirfe. Zeyd, bunlarin hi birinde vurulmayarak basariyla dnyor. Sonunda Muhammed Zeyd'i tarihte "Mute Savasi" olarak bilinen savasta 3000 kisilik Mslman ordusuyla yaklasik 100.000 kisilik Rum ordusunun karsisina ikariyor. stelik Halit Bin Velid gibi daha usta bir komutan var iken. Zeyd bu sefer ldrlyor.

Muhammed ve Gzel Safiyye:


Yil: 628. Diyanet yayinlarindan "Tecrid"in "mtercim"i Kamil Miras'in anlatimiyla "gzel bir vahanin ortasinda kurulmus olan Hayber Kasabasi"nin grlebilen "en nefis hurmaliklari"ndan yzlercesi Muhammed"in buyruguyla kesilmisti. "Tanri'nin buyrugudur" diye. Her zaman oldugu gibi... Iste Kur'an ayeti: (ev. Diyanet'in) -"Inkrci kitap ehlinin yurtlarinda hurma agalarini kesmeniz veya onlari kesmeyip gvdeleri zerinde ayakta birakmaniz Allah'in izniyledir. Allah, yoldan ikanlari bylece rezillige ugratir" (Hasr Suresi, ayet: 5.) Bu ayet, Muhammed'in Ben Nadir'in hurmaliklarini yaktirmasina yneltilen elestirilere cevaptir. (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l- Cihad / 154; Mslim, e's-Sahih, Kitabu'l- Cihad /10; h. no: 1746; Ebu Davud, Snen, Kitabu'l- Cihad /91, h. no: 2615.) "Hurma soykirimi"yla birlikte "insan soykirimi" da yapilmisti. zellikle yahudilerin yerlesim blgelerinde. Bunlardan biri de "Hayber"de gereklestiriliyordu. . Hayberin birok "kale"si vardi. Bir buuk aya yakin bir sre iinde, yahudilerin kendi ilerinden gelip Muhammed'den gvence alan kimi hainlerinin yardimiyla "kale"ler bir bir dst ve mslmanlar kazanmis oldular. Kuran'in Tevrat'tan aktarilan "Tann"si "Israilogullari"ni, yani Yahudi toplumunu, "tm toplumlardan stn yaptigini" duyuruyor. (Bkz. Bakara, ayet: 47, 122; A'raf, ayet: 140.) Ama "Hayber Savasi"nda Yahudilere yardim etmemisti. "Ganimet"ler, tutsaklar. Bunlar iinde de kadin ve ocuklar. Aglasmalar, sizlanmalar... Ve bu arada, yakinlariyla birlikte tutsak dsms olan Safiyye. Gzeller iinde bir baska gzel. Ne var ki acilar iinde... Yakinlarindan kiminin kellesi gitmis bu savasta. Kimi de

iskence altinda... Babasi, kafasi kesilenler arasinda, kocasi ve kocasinin kardesi sorgulaniyor, iskence gryor. Bir sre sonra lrleceklerdir.

Safiyye'nin Ailesinden Kisiler Iskenceyle ldrlyor:


Leoni Caetani, "Muhammed, ihtimal ki gzel Safiyye'ye gz koymus oldugu, zevcinden (kocasindan) kurtulmak istedigi iin Kinane / Ibn Rebia / Ibn Ebi'l- Hukayk'i celbetti; Ebi'lHukayk ailesinin meshur mcevheratini teslim etmesini istedi..." dedikten sonra birtakim bilgiler aktariyor. Bu bilgilere gre, gerek Kinane, ge rekse kardesi hazinenin yerini sylemiyorlar. Ama hazinenin bir kesimi sonradan bulunuyor. Ne var ki, Muhammed tmn elde etme kararinda. Basliyor iskence ettirneye. Bu Kinane, Safiyye'nin kisa bir sre nce evlendigi kocasidir. Bir sre sonra Muhammed'in koynuna sokulacak olan Safiyye'nin kocasi... Caetani aktardigi bilgiler arasinda sunlan da yaziyor: - "Kinane'ye, hazinenin bir kismini baska bir yere saklamis olup olmadigini syletmek iin mthis iskenceler yapildi. Zbeyr Ibn'l- Avvm (sagliklarindayken cennetlik olduklan bildirilmis on kisiden biri), Peygamberin emirlerini bizzat tatbik etti. Zavallinin agzindan bir sey alamayinca, YANAN ODUNLARLA GGSN DELDI. lecek durumdayken Muhammed lbn Mesleme'ye teslim etti. O da biraderi Mahmud'un intikamini almak iin Kinane'nin izdirabina nihayet verdi, onu ldrd. Kinane'nin kardesine de pek zalimane iskenceler yapildi. (...) Iki bedbaht yahudi terk- i hayat eder etmez, Muhammed kadinlari celbettirdi..." (Bkz. Leoni Caetani, Islam Tarihe. Hseyin Cahid Yalin, Istanbul, 1925, 5 / 123-124.) Caetani'nin bu yazdiklari kimi Islami kaynaklara da dayaniyor. Bununla birlikte ne lde dogru, ya da dogru olanlarin ne kadarini iine aliyor? Kesin birsey sylenemez kuskusuz. Ama surasi, Islam dnyasinda en saglam kabul edilen kaynaklarda da yer aliyor ki; Safiyye, Hayber Savasi' nda ve sonucunda aile yelerini yitirmisti. Babasini, kocasini, kocasinin kardesini... (Karsilastirmalar ve genis bilgi iin Prof. Dr. Ilhan Arsel' in Seriat ve Kadin adli kitabina basvur mayi neririm.) Mslmanlarin elinde katledilmisti Safiyye'nin aile yeleri. Muhammed'in buyruguyla... Ama simdi bu Safiyye, ayni Muhammed' in karisi yapilacak ve yolda da koynuna sokulacak.

Muhammed, Safiyye'yi Dihye'nin Elinden Aliyor:


"Hadis"!erden aldigimiz bilgiye gre: Savas sonrasinda, Dihyet'l- Kelbi adindaki delikanli Arap, Muhhamed'e gelir; tutsak kadinlardan birini kendisine almasi iin ondan izin ister. Muhammed de, hadisi eviren Kamil Miras'in evirisiyle: "Haydi git de bir criye al!" diye karsilik verir. Ne var ki Dihye gidip Safiyye'yi alir. Bunu gren bir baska Arap hemen kosup Muhammed'e haber verir. Safiyye'nin Dihye'ye degil; "Peygamber"e uygun olacagini syler. Muhammed'de Dihye'yi agirtir; "baska bir cariyeyi" almasini syler. Dihye'ye verilen "cariye", Safiyye'nin kocasinin kizkardesidir. Muhammed, kendisine "kari" olmanin karsiliginda Safiyye'yi "azd" eder. Yani, "zd etmis olma"yi, evlilikte verilmesi gereken "mehir" sayar. Yola ikildiginda, bir yandan da "zifaf' dsnlmektedir. mmi Sleym, Safiyye'yi hazirlar. Ve gece olunca da Muhammed'in koynuna koyar." (Basta Buhari, en saglam hadis kiiaplarinda da yer alan bu

hadisi, Kamil Miras'in eviri ve "Izah"ini da grmek iin Bkz. Sahih- i Buhari Muhtasari Tecrd- i Sarih Tercemesi, Ankara, 1985, Diyanet Yayinlarindan, 2/299-310.)

Safiyye'yi Muhammed Neden Almisti ?


Bu soruya karsilik olarak ileri srlenin zeli su: -Safiyye, soylu bir aileden geliyordu. Babasi Ben Nadr kabilesinin basi, kocasi da yine ok ileri gelenlerden biriydi. Bu nedenle onu, siradan bir kimseye vermek uygun olmazdi. Yahudiler iin bu, bir utan konusu olurdu. En iyisi "Peygamber"e kan yapmakti. Bu yola gidildi. Diyanet yayinlari arasinda yer alan Sahih- i Buhari Muhtasari Tecrid-i Sarih tercemesinde, 1612. hadisin "Izah"inda Kamil Miras syle diyor: - " Hazreti Safiyye, Huyay Ibn Ahtab'in kizidir. Beni Nadir ve Beni Kurayza'nin en serefli bir ailesine mcnsuptu. Hayber Yahudileri'nin reisi Kinane Ibn Rabi ile yeni evlenmisti. HER IKI CIHETLE ASALETI vardi. (...) Hayber reisinin gelini (karisi) ve Beni Nadir'in en serefli bir aile kizi olan Safiyye'nin Dihye'ye verilmesi, YAHUDILER IIN PEK ZIYADE R'i ve hacaleti (utanca) mucip olacagi be- yaniyle itiraz edildi. Reslu Ekrem (Peygamber) de Dihye'den istirdad (geri alip) ve azd ederek nikhla kadinlari arasina ithal etti."

Bu Gerekede Mantik Var mi?


Gereke bu olunca, su sorular sorulabilir: - O "soylu", o ,"serefli" denenlcr hep kilitan geirilmemis miydi? Geriye ne kalmisti ki onlar iin "r (utan)" siz konusu olsun? "Serefi" olduklarindan szedilen "Beni Kurayza"ya, o 'Reslu Ekrem"in (Muhammed'in) arkadaslarina uygulattirdigi korkunluklar, iskence ve soykirim, benzeri ancak tarihin en ilkel dnemlerinin en ilkel insanlarinda grlebilir trdendi. Btn bunlar, Islam'in kendi kaynaklarindan belgelerle sergilenebilir. Ama yeri burasi degil. Burada, Muhammed'in "sehvet"i nedeniyle Safiyye'den sz etmektir konu. Ama yine de, Prof. Dr. Ilhan Arsel'in satirlarindan bir kesimini buraya aktarmanin iyi olacagini dsnyorum: " Safiyye'nin Muhammed'e verilmesinin, yahudilerin gnln kazanmakla ya da onlarin dsmanlik ve kinlerini yumusatmakla da hi ama hi ilgisi yoktur. nk Hayber Seferi, Hicretin 7. yilina rastlar. Oysa Muhammed, daha Hicretin ikinci yilindan itibaren Yahudilere karsi dsmanlik siyasetine baslamis ve onlari imha planlan hazirlamistir. Hayber seferine giristigi tarihlerde, artik Yahudilerin kkn iyice kazima safhasindaydi. Ben Kaynuka, Benu Kurayza ve Ben Nadr gibi, Medine'nin en nl Yahudilerini temizlemis ve sira Hayber Yahudilerine gelmisti..." (Arsel, bunu, "Seriat ve Kadin"in savunmasi iin yazmis, ama yayimlanmamistir. T.D.) - Muhammed Safiyye'yi Dihye'nin elinden alinca, bu kadinin "kocasinin kizkardesi"ni vermisti ona. Ayni aileden olduguna gre onun da "asalet"i vardi. Dihye'ye o nasil verilebilmisti? O zaman "r" olacagi dsnlmemis miydi?

- Hepsi bir yana da; Muhammed, en yakinlarini, sevdiklerini ldrttg bir kadini Safiyye'yi o acili gnnde koynuna nasil alabilmisti? Onunla nasil sevisebilmisti? Bunun "cevabi" verilebilir mi? Safiyye o sirada, daha "krpe" denecek yastayken Muhammed, 57 yasindaydi. Muhammed' in "sehvet"ini ve "Tanrisinin" bu "sehvet"e byk nem verip kolayliklar gsterdigini anlatmak iin, karilarini-cariyelerini tmyle ve ykleriyle siralayip anlatmaya gerek yok. Konu, bu kadar rnekle de anlasilmistir. Ama, bir geregi aiga ikarmak. Ve gn isigina ikarilacak bu tr gereklerle, insanligin nndeki "tabularin" yikilmasinda yararli olabilecek bir katki saglamak. Daha isikli, daha gzel, daha zgr bir dnya iin...

Muhammed' in Neden ok Karisi Vardi?


Islamcilara bakarsaniz syle aiklanabilir: - "Peygamber", kimi kadinlara "acimisti" da o nedenle almisti onlari. nce bunun hi olamayacagini, gereklerle hibir biimde bagdasmadigini belirtelim. Yoksul, aresiz kadin mi toplamisti Muhammed? Hangisi bu durumdaydi? O agda, o yrelerde sayilamayacak kadar yoksul, aresiz kadin vardi. Muhammed onlarin hangi birini alacakti? Bu amaca ynelseydi basa ikabilir miydi? Sonra "yoksul"un "aresiz"in sorunu zme yolu; onunla Muhammed' in evlenmesi miydi? -"Peygamber", kimileriyle de "siyasi sebeplerle" evlenmisti. Bunu diyen Islmcilara sunu sormak gerekir: Muhammed bir "Peygamber" idiyse, byle "siyasi sebepler"e neden gerek duyuyordu? "Tanrisinin" yardimi yeterli degil miydi? Bu yardim yeterli degil miydi de, bir sr kadin topladi? Hem de bir kesimi gen, krpe... Ve bu kadinlari kimseyle evlenmeleri mmkn olmayan birer "ebed dul" olarak birakti kendisinden sonra. Bu kadinlar ondan sonra kimseyle evlenmemeye hkmlydler. nk, hepsi de "mminlerin analari' olarak Kur'an'a geirilmisti. (Bkz. Ahzab, ayet: 6.) Bunlardan kimi, ise, Cveyriyye gibi 18-19 yasinda "dul" kalmislardi. "ocuk yasta dullar". Ileri srlen "siyasi sebepler" bunu da mi gerektirmisti? Muhammed'in ok kari ve cariye almasinda, o dnemlerde, Araplarda geerli olan neydiyse oydu etken: Cinsel istek ve onun geregi. En azindan, basta bu geliyordu. "Bir tasla birka kus vurmala r" da oluyordu kuskusuz. Ama temel etkeni gzden kairmamak gerekir. Islamcilar, "Peygamberimiz nefsani arzularina gre davranmiyordu, hanimlari da nefsani arzularla alinmamisti" diye dursunlar; ayetler, hadisler ve de gerekler ortada.

Muhammed, Cinsel Iliskilere Ne Kadar Zaman Ayiriyordu?


O dnem Araplannda "sehvet", "erkeklik gc" en basta gelen bir zellikti. Bunu Gazali, Ihyu Ulumiddin adli nl kitabinin "Kitabu Adabi'n Nikh" blmnde uzun uzun anlatir. Bir dolu rnek verir, Ali'nin oglu Hasan' in bir alista "drt kari birden" aldigini, sonra ok gemeden bunlari bosayip yenilerini aldigini, Muhammed'e bu torunu anlatildiginda Muhammed'in: "O, yaratilista da huyda da bana benziyor!" dediini, bu oglanin, 200 kadar kari elden geirdigini anlatan bir hadise, Muhammed'in, "dnyanizdan bana sey sevdirildi"

dedikten sonra bunlardan birinin de "kadin" oldugunu dile getiren bir baska hadisine ve daha nice hadislere, yklere yer veriyor. (Bkz. Gazali, Ihya- u Ulmiddin, Arapa, 28-29 ve t.) Gazal, Felk Suresinin (Diyanet'in evirisiyle:) "Bastirdigi zaman karanligin serrinden de O'na siginirim, de!" anlami verilen 3. ayetine "Ve sertlesip kalkmis olan zekerin (erkeklik organinin) bu duruma geldigi zamanki bastirmasinin serrinden de Tanri ya siginirim, de!" anlaminin verilebilecegini, bu anlami Ibn Abbas'in verdigini; nl gizemci Cneyd- i Bagdadi'nin (lm. 910.) "Yemeye, imeye ne denli gereksinim duyuyorsam, cinsel iliskiye de o denli gereksinim duyuyorum!" dedigini aktariyor ve verdigi rneklerle "insanin rahatlamasi iin sehvetinin geregini yerine getirmesinin nemini" anlatmaya alistigini belirtiyor. (Bkz. Ayni kitap, s. 27.) Muhammed'in ok kari alisina, kadinlara ynelisine de bu aidan bakmak gereki bir yaklasim olur. Hadislere baktigimiz zaman, Muhammed'in "cinsel iliski"ye ayirdigi zamanin, sasilacak boyutlarda oldugunu gryoruz. Iste bir hadis, En'es anlatiyor: - "Peygamber, 9 ya da 11 karisi varken, gecenin ya da gndzn belli saatinde tmn dolasiyor ve HEPSIYLE cinsel iliskide bulunuyordu." Enes'e soruluyor: - "Iyi ama, Peygamber buna g yetirebiliyor muydu?" Enes karsilik veriyor: - "Evet. Biz aramizda, Peygambere 30 erkek gcil (sehveti) verildigini konusurduk." Bu hadis Buhari'nin e's-Sahih'inde de yer aliyor. (Diyanet'in bir yayininda grmek iin bkz. Sahih- i Buhari Muhtasari Tecrid-i Sarih Tercemesi, hadis no: 192.) Baska hadislerde de "peygamberin 40 erkeginki kadar sehvetinin oldugu" belirtilir. Bunda bir abartma oldugu aik. Mslmanlar, "Peygamber"in "sehvet"ini de "mucizeli" olarak gstermek istemislerdir. Muhammed'in "sehvet"i, ister siradan, ister "farkli" olsun"ayet"ler ve "hadis"ler ynnden bakildiginda grlr ki "Tanri"si katinda ayricalikli. ise'nin sznde bu ayricalik, en arpici biimde dile geliyor: "Bakiyorum da Senin Efendi Tanri'n (Rabb), senin seyinin keyfi (hev) iin kosuyor yalnizca!"

KURANIN TANRISININ BEDDUALARI


Bilindigi gibi "beddua"nin anlami "kt dua"dir. Trkesi : Ilenme ya da ilen. Asagi durumda olan bir kimse, yukarida olan birinden bir sey istediginde, bir dilekte bulundugunda "dua" denir buna. Kt olanina da "beddua". Bu dilek yneltildigi zaman, birinin kt duruma dsmesi istenir. Bunu saglamasi iin yukarida olan birisinden, stn bir gten dilenir. Insanlarin "tanri"dan, "stn bir g"ten dilekte bulunmalari dogal. Ama "tanri"nin dilekte bulunmasina gelince, anlasilir gibi degil. "Tanri" her gcn , her seyin stnde grldgne gre hangi stn gten dilekte bulunur? Gelin isin iinden ikin! Kuran'daki tanrinin beddualarini akla uygun bir biimde yorumlamaya alisan Kuran yorumculari ok zorlanirlar, isin iinden ikamazlar bir trl. Kuran tanrisi en basta insan denen varliga beddua eder: -"Cani iksin o insanin, o ne nankrdr."(Abese,ayet 17) Byle bir beddua kimin iin yapilir? Kuskusuz dsman iin. Demek ki Kuranin tanrisi insani da dsman gryor. Sonra inanmazlardan zellikle kimilerini seer, onlara beddua eder. rnegin yahudileri,

hiristiyanlari: -"Onlari (yahudileri, hiristiyanlari) Allah yok etsin!"(ev.Diyanet, Tebe, ayet:30) Allahin kendisi "Allah onlari yok etsin!" diyor. Sasilacak sey degil mi?

Tm "kafir"lere, zelliklede bir kesimine: -"And olsun ki ey inkarcilar ! Siz aykiri grstesiniz! Bundan dnebilecek kimseler dndrlr. Bos sanida bulunan, bilgisizlige saplanip kalanlarin canlari iksin! (ev. Diyanet, Zariyat, ayet:8-11) -"Ey Muhammed! Onlara baktigin zaman, csseleri hosuna gider. Konusurlarsa szlerini dinlersin. Tipki siralanmis kof ktkler gibidirler. Her igligi kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar dsmandir. Onlardan ekin Allah canlarini alsin Nasilda aldatilip dndrlyorlar!" (ev. Diyanet, Mnafikn, ayet:4 ) Burada da Allah, mnafiklar iin beddua ediyor. -"nk o dsnd, lt, biti! Cani ikasi ne biim lt biti! Cani ikasi sonra yine ne biim lt biti! (ev. Diyanet, Mddessir, ayet: 18-20) Hadislerde, Kuran yorumlarinda belirtildigine gre, burada kinanan, beddua edilen kisi, Mugire Oglu Velid'dir.(Bkz. F.Razi, 30/198-202) Ayni kisi iin Kalem suresinde de svgler yer almis, en sonunda "pi" anlaminda "zenim" denmistir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve teki tefsirler). - "Ebu Leheb'in elleri kurusun! Ok olsun Mali ve kazndigi kendisine fayda vermez. Alevli atese yaslanacaktir. Karisi da, bonunda bir ip oldugu halde ona odun tasiyacaktir." (ev. Diyanet, Tebbet, surenin tamami) "...elleri kurusun !" yerine, "iki eli kurusun " diye evrilirse, ayetteki aslina daha uygun dser. Tanri'nin burada beddua ettigi "Ebu Leheb", Muhammed'e inanmadigi iin ve dsman sayildigi iin Tanri beddua ediyor.

AY IKIYE BLNP YERE DSMS


Islam'da Sakku'l- Kamer (Ay'in blnmesi) Mucizesi diye nl "mucize"yi birlikte grecegiz: Kamer Suresinin l. ayetine, Diyanet'in resmi evirisinde syle anlam verilir: "Kiyamet saati yaklasir, ay ayrilir." Bu evirideki "yaklasir, ayrilir" ayetteki szcklere uymuyor. Ayette, burada, "gemis zaman" kipi kullaniliyor. Bu nedenle, dogrusu: "Yaklasti, ayrildi."dir. "Ayrildi"yerine de ayetteki "inyakka" szcgne uygun olmasi iin "blnd", ya da "paralandi" demek gerekir. Diyanet'in evirisi, burada, "akil ve bilim disiligi rtmek" amaciyla, szckler kendi anlamlarinin disina ikarilarak, daha sonraki ayetler, ayrica aiklayici hadisler gzardi edilerek yapilmis bir "yorum"a, ibn'l- Cevzi'nin yorumuna (Bkz. tefsiru ibn'I-Cevzi, 8/89.) dayanmakta. Bu yorum, tefsircilerce kabul edilmez. (Bkz. M.Ali Sabuni, Safvetu't-tefisir, 3/284; Hizin, 4/226.) Bu durumda ayetin dogru evirisi sudur: "Kiyamet (sat) yaklasti; ay blnd :" Bunu izleyen iki aye tin anlami da syle: "Onlar bir mucize grdklerinde; yz evirirler ve: 'srp giden bir bydr.' derler. Yalanladilar ve kendi egilimlerine uydular. Her sey, yerini bulur." (Kamer: 2-3.) Grldg gibi ayetlerde aika, kiyametin yaklastiginin da bir belirtisi olarak, Ayin blndg ve bu mucizeyi, inanmazlarin yalanladiklari" anlatiliyor. Bu ayetlerin anlattigi olayi aktaran hadislere bakalim. Gkteki Ay mi, Arabistan'daki Hira Dagi mi daha byk?

Ilkokul grencileri bile byle soruyu sama bulur, degil mi? Ama hadiste anlatilana bakilirsa bu soruya sama dememek gerek.Malik Oglu Enes anlatiyor: Mekkeliler, Peygamberden bir mucize gstermesini istediler. Peygamber de onlara ayi ikiye b1nms olarak gsterdi. ylesine ki, onlar, Hira Dagi'ni, bu iki paranin arasinda gryorlardi." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'1-Menakib/36; Mslim, e's-Sahih, Kitabu Stfati'l- Mnafdun/46-47, hadis no: 2802.) "Abdullah Ibn Mes'ud anlatiyor: Peygamberle birlikte Mina'daydik. Birden ay iki paraya blnd. Bu paralardan biri, dagin arkasinda, biri de dagin beri yaninda kaldi. Iste o sirada Peygamber. Bakin da tanik olun!' dedi." (Bkz. Buhari, es-Sahih, ayni yer; Mslim, e's-Sahih, aym yer, hadis no: 2800.) Dsnn. Inanmazlar, Muhammed'den, peygamberligini kanitlamak iin bir mucize istiyor. Tanri da Muhammed'e g veriyor. Muhammed mucizesini gsteriyor: Su gkteki, su Amerikalilarin ayak bastigi, su bildigimiz ay, iki paraya blnyor. Paralanan Ay, yere dsyor. Yeryznn ufacik bir blgesine siginiyor. Dstgnde orada, kimseyi ezmiyor. Ay bylesine ufakmis ki: Hira dagi ondan daha byk. nk geriden bakinca, Hira Dagi, ayin iki parasi arasinda gzkebiliyor! Ve dsnn: Byle bir "olay"i bile, Mekkeliler bir mucize saymiyor. "Olay"a tanik olduklari halde! Ve dnyanin her yanindan gzken su ay, o sirada ikiye blnp yere dsyor da, dnyanin hibir yerinde, kimse farkinda olmuyor. "Olay"i ne gren oluyor, ne de yazan. Muhammed'in Sahabilerinden baska... Ayrica: Ayin "blnmesi", haber verilegelen kiyametin yaklastiginin bir kaniti oluyor. Yukaridaki ayet ve hadislere gre, btn bunlara "inanmak" gerekiyor. Inanan inanir kuskusuz. Kim ne diyebilir? Bizim burada yaptigimiz sey, yalnizca bir belirleme ve sergileme, Su da unutulmamali: Inananin nasil inanma hakki varsa, inanmayanin da inanmama hakki vardir. Insanoglunun aklina, bilime zgrlk tanimak bunu gerektirir. Insan, kinanmasiz ve saldirisiz bir ortam iinde insanligina yakisir nitelikte gelistirecegi dsncesini, kisiligini meyvelendirir. Bu ksedeki sergilemeler de bunun iin...

KURANIN ORIJINALLERI YAKILDIGI IIN YOK


Kuran'in ilk orijinali: Kk taslar, deri, aga parasi, kemik gibi esitli nesnelere yaziliydi. Yakildi. Kuran'in ikinci orijinali: Ebubekir dneminde yapilan derleme. Yakildi. Kuran'in nc orijinali: Osman dneminde olusturulan "azmalar". Bunlar da dnyanin hi bir tarafinda yok. Yapilan inceleme ve aktarmalarla grlen o ki: Muhammed'in "vahiy katiplerine yazdirdigi" bildirilen "Kuran"in ne "ayni" ne de "tm" eldeki Kuran'da. Halife Mervan kendi gerekesini syle aiklar; "Onda yazili olanlar, Osman tarafindan yazdirilan Mushaflara gemistir. Artik ona gerek kalmamistir. Yakilip yok edilmeseydi, zamanla kuskulara yol ailabilir, ondan alinarak yazilan Mushaflar evresindeki kuskulari nlenemeyebilirdi. Bundan korktum, o nedenle yaktirdim."(Kaynak: ib Ebi Davud, Leiden 1937, yay.,s.243-Suphi e's-Salih Mebahis Fi ulum- il Kuran). Kuran nasil derlendi?

Kuran ayetleri bugnk biimi ile yazilip bir araya getirilmis degildi. Hadislerde peygambere vahiy olan ayetler esitli nesneler zerine yaziliydi; hepsi de daginik durumdaydi. Ayetler "Lihaf" (kk taslar), "Rika" (deri aga yapragi, bir esit kgit), "Ektaf" (deve ve koyun kemikleri), "Usub" (aga parasi" gibi nesnelere yazilmisti. Yitip gitmesin diye tmn bir araya getirme abasina ilk kez halife Ebubekir dneminde gerek duyuldu ve bu abalar gereklestirildi. Bir aktarma da "bunlarin tmnn peygamberin evinde, bir arada bulundugu ve daginikken bir araya getirip, iinden eksilen olmasin diye ortasindan iple baglanmis oldugu" da aiklanir. Buhari'nin yer verdigi bir hadise gre; "dinden dns" (ridde) olaylari ve bu olaylar nedeniyle savas hali vardi. Kuran'i ezber etmis kisilerin bir blg lmst. lenlerin sayisi artabilirdi, bunlarin tm lp gitmeden Kuran'in orada burada yazili ayetleri derlenmeli, tm bir kitap haline getirilmeliydi. Hattaboglu mer durumu ve konunun nemini Halife Ebubekir'e anlatti. Ayetlerin derlenmesini nerdi. Halife baslangita pek dogru bulmamisti bu grs. "Peygamberin yapmadigi seyi yapmak nasil dogru olabilirdi?" diye dsnyordu. mer direndi ve nerisini kabul ettirdi. isin gereklesmesi iin de Zeyd Ibn Sabit'e grev verildi. Zeyd "Ebubekir bana 'Sen akilli bir gensin. Peygambere vahiy yazdigin iin senin basaracagina gveniyorum. Arastir ve topla Kuran ayetlerini' dedi, Tanriya ant ierek sylerim ki, daglardan bir dagi ykleyip tasimayi nerseydi, buyurup verdigi grev kadar bana agir gelmeyecekti. Yani Kuran'i derlemek kadar." diyor ama sonunda grevi kabul ettigini sylyor ve isi nasil yaptigini syle dile getiriyor: "Kuran (ayetlerini) derlemeye koyuldum. Hurma dallarindan, kk taslardan ve kisilerin ezberlerinden izleyip derledim. isin sonunda, Tevbe (Beraat) suresinin sonunu, Ebu Huzeymetu'l-Ensari'de buldum. Ki, baskasinda bulamamistim bu parayi". Zeyd, bu paranin Tevbe Suresinin sonundaki ayetleri (128 ve 129. Ayetleri) olusturdugunu aikliyordu. Bylece Zeyd, Kuran ayetlerini derleme isini yaparken iki kaynaga basvurmaktaydi: Ayetlerin yazili oldugu nesneler (agalar, taslar..) ve ezber bilenlerin bellekleri. Ebubekir dneminde yazilan Kuran iin basvurulan ezbercilerin baska deyisle hafizlarin sayisi Mslmanlar arasinda tartismalidir. O dneme iliskin kaynaklardan Buhari'nin "e'sSahihi"nde yer alan hadisten anlasildigi kadariyla Kuran'in tmn ezberleyenlerin en iyimser rakamla 7 kisi oldugu kabul edilebilir. Ayni zamanda, Peygamber dnemindeki "hafiz"larin, yani Kuran'i tmyle ezberlemis olanlarin sayisi pek azdi. Buhari'nin "e'sSahih"inde geen hadis syle: Birinci hadis: Amr Ibnu'l- Ass anlatiyor: Peygamberin "Kuran'i drt kisiden alin, Abdullah Ibn Mes'ud'dan, Salim'den, Muaz'dan ve beyy Ibn Ka'b'den" dedigini isittim. (Buhari, Fadailu'lKuran 8.) Ikinci hadis: Enes anlatiyor: "Peygamber ldgnde, drt kisiden baska Kuran'i tmyle ezberlemis olan yoktu. Ebu'd-Derda, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sabit ve Ebu Zeyd." (Buhari.) nc hadis: Katade'den aktariliyor: "Malik oglu Enes'e; 'Peygamber dneminde, Kuran'i tmyle ezberleyenler kimlerdir?' diye sordum. su karsiligi verdi: 'Drt kisi. Tm de Medine'li. beyy Ibn Ka'b, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sabit ve Ebu Zeyd (Buhari, ayni yer, Mslim 245. Hadis.) Bu hadislerde adlari yazili olanlari topladigimiz zaman Peygamber dneminde Kuran'i tmyle ezberlemis olanlarin sayisi yedi idi demek gerekiyor: Ibn Mesud (Birinci hadiste), Salim (birinci hadiste), Muaz Ibn Cebel (birinci, ikinci ve nc hadiste.) Islam din bilirleri bu hadislerdeki aiklamalarin "dinsizlerin isine yaradigini" ileri srerler. Suyuti, El itkan, Misir 1978, c.1, s.94, satir 13.) il itkan'da daha baskalarinin da Kuran'i ezberlemis olduklari adlari ile aiklaniyor. Ama aktarmayi yapan, bu adlari sayilanlardan kimilerinin, Kuran'in tmn ezberleme isini Peygamberin lmnden sonra bitirdiklerini aiklamaktadir. (El itkan, 95-9.) Zeyd Ibn Sabit, herhangi bir parayi Kuran'a geirmek iin "iki tanik" kosulu koymustu. Ancak bir tanikla Kuran'i alma geregi duydugu ve geirdigi paralar da vardi. rnegin, Ube

Huzeyme'de buldugu ve Tevbe Suresi'nin son iki ayetini olusturan para byleydi. Kuran'i derleme ve yazma isi bir yil srer. Bu ise girisildiginde mer ile Zeyd, mescidin kapisina oturmuslar, "herkesin Peygamberden ayet olarak elde ettigi ne varsa getirmesini" istemislerdi. Basarilan is, kaynaklarda syle tanimlanir: Kuran ayetlerinin, surelerinin bulundugu iki kapakli bir kitap. Derlenip yazilan sayfalar, lene dek Ebubekir'in yaninda kaldi, sonra mer'in (halife) yaninda bulundu. O da lnce, kizi Hafsa'ya verildi. Kuran ikinci kez derleniyor: Buhari'de yer alan bir hadis syle: Ermeniyye ve Azerbaycan'i ele geirmek iin savasiliyordu. Huzeyfe, Ibnu'l- Yeman, Halife Osman'a geldi. Mslmanlarin okuduklari Kuran'lardaki birbirini tutmazliktan yakindi, "Emire'l- M'minin! Bu mmet, kendisinden nceki Yahudiler ve Hiristiyanlarin iine dstkleri birbirini tutmazliliklar gibi bir duruma dst!" Bunun zerine Osman, Hafsa'ya adam gnderdi, baska Kuran nshalari yazip almak iin kendisinde bulunan sayfalari (yani Ebubekir dneminde yazilan kitabi) gndermesini istedi. "Is bitince sana geri gnderirim" dedi. Hafsa da gnderdi o sayfalari Osman'a. Osman, hemen Zeyd Ibn Sabit'e, Abdullah Ibn Zyebr'e, Sa'd Ibnu'l- As'a ve Hisam oglu Haris oglu Abdurrahman'a buyrugunu verdi. Onlar da Hafsa'dan getirilenden alip Kuran nshalarini olusturdular. Osman, kuruldaki kisiye sunlari syledi: "(Medine'li) olan Zeyd ile, Kuran'dan herhangi bir kesimde ters dstgnz zaman, tartisma konusu olan parayi Kureys dili ile yazin. nk Kuran sadece Kureys dili ile inmistir." Onlar da bu buyrugu yerine getirdiler. Sonunda (esas) sayfalardan Kuran nshalari olusturup isi bitince, Osman, sz konusu sayfalari (Hafsa'dan getirilenler) geri gnderdi. Alinan nshalarin da her bir kesime gnderilmesini buyurdu. Ve bunlarin disinda kalan her bir Kuran sayfasini ya da Mushafi buyurup yaktirdi.(Bkz. Buhari, e's- Sahih, Kitabu Fedaili'l- Kuran/3.) Buhari'nin kendisine anlatilan abalardan ve "Kureysli olanlarla olmayanlar arasinda" belirecek anlasmazligin zm biiminden anlasildigina gre, Kuran nshalarini ortaya ikarirken, Hafsa'daki Mushaf'tan aynen kopya etmek sz konusu degildi. ileri srle gelen "aynen kopya edildigi" ileri srlrken, neden kopya edildigine de "agiz (sive) farklarindan dolayi" diye gereke gsterilir. Ancak, Dr. Suphi e's-Salih, Mebahis Fi Ulumi'l- Kuran (Beyrut 1979) adli eserinin 8O, 84, 85 sayfalarinda bu gerekenin inandirici olmadigini belirtiyor. Dr. Suphi'ye gre, o zaman ayni metni, ayni szckleri degisik okunacak nitelikte yazip yansitabilmek iin gerekli isaret ve noktalama yoktu. O zamanki yazi harflerinin disinda isaretsiz harfler de noktasizdi. Kisacasi, halife Ebubekir dneminde olusturulan "mushaf", istenseydi bile, esitli kabile agizlarini (siveleri) ierir nitelikte yazilir olamazdi. Durum byle olunca, su sorular karsiliksiz kaliyor: Ebubekir dneminde hazirlanan ve Hafsa'dan alip getirilen "Mushaf" ile Osman dneminde meydana getirilen "nshalar, mushaflar" arasindaki fark neydi? Yeni alisma ile gereklestirilen nedir? Yukarida anlami sunulan hadiste bu aiklanmamakta. Ancak, hadisin devami niteligindeki bir aiklamada, yapilan isin sadece "bir temel nshadan alinip, baska mushaflara aktarma" olmadigini anlatir niteliktedir. Drtl kurulda yer alan Zeyd Ibn Sabit, syle diyor: "Mushaf olusturma isini yaparken, Ahzab Suresinin sonundan bir ayet yitirdim ('fakattu'). Ki, Peygamberin onu Kuran'dan bir para olarak okudugunu isitip tanik olmustum. Aradik bu ayeti. Ve Sabit oglu Huzeyme el Ensari' de bulduk (Ahzab suresine 23.ayet) ekledik o mushafta." (itkan, Misir, 1978, C1, s.79.) Birinci derlemenin yakilmasindaki ama: lmne degin sandiginda saklayan ve alinip yakilmasini nleyen Hafsa idi. Bu koruyucu lnce, Kuran'in Tanrisi "Kuskusuz Zikr'i (Kuran'i) biz indirdik; kuskusuz koruyuculari da yine biziz" (Hicr, ayet:9) dese de koruyucusu kalmamisti. Mervan Ibn Hakem, "sandiktan" aldirtip getirmis ve yaktirmisti. Mervan'in bu ilk derlemeyi yaktirmasindaki gerekesini, kendisi syle aikliyor: "Bunu yaptim, nk, Onda yazili olanlar, resmi (imam) Mushaf'a yazilip geirilmis ve korunmustur. Korktum ki aradan uzun

zaman getiginde kuskucu kimseler bu (resmi) Mushaf hakkinda kuskuya dserler." (Bkz. Dr. Subhi e's_Salih, Mebahis fi Ulumi'l- Kuran, s.83. Dayandigi kaynak: Ibn Ebi Davud, Kitabu'lMesahif, s.24.) Oysa, asil kuskulara yol aan, esas alinmis oldugu belirtilen ilk derlemenin yakilmasi olmustur. nk, ilk derleme ile, sonraki (Osman dneminde olusturulan ve imam adi verilen) "Mushaf" arasinda fark olmasa idi, ilkini yakma yoluna gidilir miydi? Ilk derlemede bulunmayan eklemeler ya da Kuran'dan ikarmalar yapilmamis olsaydi, neden korkulmustu? Muhammed Dneminin Kuran'i ile Bugnk Kuran Ayni Degil: Burada ok nemli bir tanikliga basvuralim: Ibn mer diyor ki: "Hibiriniz, Kuran'in tmn aldim (elimde bulunduruyorum)demesin. Bilemez ki, Kuran'in ogu yok olup gitmistir. 'Ne kadar ortada varsa o kadarini elimde tutuyorum' desin yalnizca." (Bkz.Suyuti, el itkan, 2/32.) Bu taniklik, bugn elimizdeki Kuran'la, Muhammed'in "vahiy katipleri"ne yazdirdigi bildirilen Kuran'in ayni olmadigini ok aik biimde anlatmiyor mu? Kaldi ki, Ibn mer, Osman dnemindeki derlemeden sonra bu sz sylemistir. Yani, Osman dneminde olusturulan "Mushaf"in da orijina li yok. O el yazmasi, Dnyanin hi bir yerinde bulunmuyor... Temel kaynaklarda sz edilen, ama bugn bulunmayan "degisik mushaflar" da zerinde durulmaya deger nitelikte. Suyuti'nin el itkan'inda, Buhari'nin eserlerinde bazi nemli mushaflardan ve bu mushaflarin iindeki surelerin listelerinden sz edilir. rnegin, Muhammed'in en yakinlarindan biri bilinen ve Peygamberin, Kuran iin ezberine basvurulacak drt kisiden biri olarak belirttigi Ibn Mesud'un mushafi, yine Muhammed'in danisilmasi gereken drt kisiden biri olarak sz ettigi beyy Ibn Ka'b'in mushafi, Abdullah Ibn Abbas'in mushafi, Muhammed'in karilarindan Aise'nin mushafi, Ali'nin mushafi bunlarin baslicalari. Ayrica bugn Alevi'lerin, Ali'nin mushafi olarak sz ettikleri bir mushaf ve Hindistan'da saklanan ayri bir mushaf daha var. Suyuti'nin ve Buhari'nin kitaplarinda belirtilen mushaflardan hibiri gnmze gelememis. Ancak bunlarin ierik listeleri yazilmistir. Ayrica bazi din kitaplarinda, bunlarda bulundugu sylenen ayet ve surelerden paralar gnmze kadar gelmistir. Eldeki resmi nshadan ierik ynnden farkli olduklari bu listelere bakinca hemen anlasiliyor. rnegin, Ibn Mesud'un "Mushaf"inda Fatiha Suresi gibi ok temel bir sure yok. Felak ve Nas sureleri de..Ali'nin surelerinin sirasi bugnkne uymuyor. Suyuti, kitabinda, Bakara suresinin, Ahzab suresi ile ayni uzunlukta oldugunu aktariyor. (Bkz. Suyuti, el itkan, 2/32.) Oysa bugn, eldeki resmi Kuran'da, Bakara 285 ayet iken, Ahzab yalnizca 73 ayettir. nc halife Osman dneminde bir he yet tarafindan yeniden derlenip yazilan Kuran'larin ka adet oldugu ve su anda nerede bulunduklari tartismalidir. Kimilerine gre drt, kimisine gre bes ya da yedi adet yazilmistir. Drttr diyenlere gre, Osman bir nshasini kendisine alikoymus, digerlerini Kufe'ye, Basra'ya ve Sam'a gndermistir. Mekke'ye, Yemen'e ve Bahreyn'e gnderilenlerden de sz ediliyor. Kimi kitaplardaki bilgilere gre, bu nshalardan kopya edilip ogaltilmasina izin verilmis, kimi kisiler kendileri iin "mushaflar" meydana getirmislerdir. Ancak, o zaman bu mushaflarda bulundugu sylenen ve rnekler aktarilan bazi Kuran paralarinin resmi Kuran'da bulunmamasina ne demeli?? Bazi Islam kaynaklarinda, Osman dneminde ogaltilan nshalarin bir kisminin bugn elde oldugu iddia edilir. rnegin, bir kopyanin Taskent'te oldugundan sz eden ok sayida kitap vardir. Yine bazi Islami Trk kaynaklarinda Topkapi Mzesi'ndeki Kuran'in da Osman zamanindan kaldigi sylenir. Konunun arastirmacilarindan Prof. Dr. Suphi e's-Salih kitabinda, "Peki, Osman dneminde hazirlanmis resmi nsha simdi nerededir?" sorusunu ortaya atar ve doyurucu cevap bulamadigini aiklar. Kahire Ktphanesi'nde oldugu sylenen nshanin, Osman dneminden kalmis olamayacagini belirtir. nk bu kitapta bir takim isaret ve noktalar vardir, byle isaret ve noktalarin Islamiyet'in ilk yillarinda bulunmadigi belirtilmektedir. Mslmanlarin kutsal kitabinin resmi nshasinin her yerde ayni oldugu dogrudur. Ancak, bugn Islam dnyasinda bilinen ve elde bulunan Kuran, Peygamberin "vahiy katiplerine yazdirdigi" sylenen Kuran'in ayni degil. Kaynaklar, bunu ortaya koyuyor.

"Kur'an'in bir harfinin bile degismedigi" yalani


Tevbe suresinin 114.ayetindeki "iyyahu" szcgn, Hammad Ibn Zeberkan, "ebahu" diye okurdu. Sad suresinin 2. ayetindeki "izzettin szcgn de "girratin" okumaktaydi. Buradaki degisiklikler harf degisiklikleri. Birincisinde "ya""ba" ya, brnde de "ayin" harfi, "gayin" harfine dnsms. Haydi bu tr harf degisikliklerini nemsemeyelim. Eldeki Kur'an'da grlen kimi szcklerin yerine, Abdullah Ibn Abbas, "mradiflerini", yani "es anlamli olanlari kullanirdi. Enes Ibn Malik de Mezzemmil suresinin 6. Ayetindeki "akvamu" szcgnn yerine, "asvabu" szcgn kullanmistir. Ibn mer, Cum'a suresinin 10. Ayetindeki "fes'av" szcgnn yerine, "femz" szcgn; Ibn Abbas Karia suresinin 5. Ayetindeki "kel'ihni"yerine "k'essavfi"yi uygun grp kullanirdi. Yine Ibn Abbas "sayhaten vahideten"lerdeki "sayhaten" yerine, "zeyfeten"i yeglerdi.Enes Ibn Malik, Insirah suresinin 2. Ayetindeki "vada'na" yerine,"halelna" diye okurdu. Buralarda grlen de yalnizca harf degisikligi degil kelime degisikligidir. Demek ki peygamberden bu yana bir harf bile degismemistir savi gerek degildir. Kaynaklar, ayri ayri mushaflar zerinde durur. Aktarilan rneklere gre, kimi mushaftakiler bugn elimizdeki "resmi kuran" dakileri tutmamaktadir. Ayrica Ibn mer'in su sz son derece ilgintir: -Iinizden kimse, Kur'an'in tmn elinde tutugunu sylemesin. Bunu diyen bilir mi Kur'an'in tm ne kadardi, nasildi? Kesin olan o ki, Kur'an'in ogu yok olup gitmistir. (Bkz. Syuti, el Itkan, 2/32) Kur'an'in birinci orijinali de, ikinci orijinali de yine mslmanlar eli ile yakilmistir. Kuskusuz gerekleri rtmek iin. Osman dneminde olusturulup ogaltildiktan sonra belirli merkezlere gnderilen nshalarin orijinallerine de , dnyanin hibir yerinde raslanmamaktadir. Yararlanilan Islami Kaynaklar: 1.Buhari E's-Sahih (Arapa); Kitabu'l Fedail- l- Kuran Menakibu'l Ensar, Sahihi Buhari Mustesari. Tecridi Sarih Tercmesi, 2.Dr. S. Suphi E's-Salih (Islam dnyasinda son yzyilin ileri gelen ve birok eserleri olan arastirmaci) Mebahis fi Ulum- il Kuran, 3.Celalettin Suyuti (Kuran yorumcusu, Hadis uzmani olarak Islam dnyasinda en gvenilir din bilirlrinden birisi): El itkan Fi Ulumi- l,Kuran, 4.Mslim E's-Sahih (Arapa), 5.Ebu Davud

DIN VE DEMOKRASI
Gerekte "din"le "demokrasi" bagdasabilir mi? Bilindigi gibi, "demokrasi"nin bir szlk anlami vardir: "halk egemenligi", "halkin kendi kendini ynetmesi". Ama nasil bir halk egemenligi? agdas dnyada yklendigi zel bir anlami da vardir. Bu anlam iinde de, "insan", "insanin akli ile, inanci ile tam zgr olmasi", insan olmasindan dogan her trl hakka sahip bulunmasi temeldir. Bugn, insanligin vardigi bir asama vardir. Bu asama ile bagdasmayan seyler, demokrasi ile bagdasamaz. Insanligin ilerleyip bir asamaya gelmesine karsilik, "din" iin ne sylenebilir? En azindan ayni asamaya ulasmistir denemez. Ayni asamaya ulasmasi iin dinin dogmalari izin vermez.

Kaliplari vardir, kurallari vardir. Bunlari, kati bir "degismezlik" ve "kesinlik" biimiyle iine alan Kitab"i, "snnet"I (hadisler) vardir. "Akil yr tmeler"le "yorum" katma abalari olmuyor degil. Ama bunlar, "iman"iyla prangalidir ve dogmalarinin sinirini asamaz. Asamayinca da insanligin gelismesinin gerisinde kalir her zaman. yle olunca da demokrasi ile bagdasmasi beklenemez. "Din", kk daha ok binlerce yillik Yahudilik seriatina dayali olan islam seriati ele alindiginda, yasamin her kesimine el attigi grlr. Bir "miras hukuku" ile, bir "ceza hukuku" ,ile..bir "ahlak sistemi" ile, bir "iman esaslari" ile, ve "ibadet" kurumlari ile karsilasilir. Hukuku ilkel, anlayisi ilkel..Tevrattan ok nceki yzyillarin rn.."Hammurabi Yasalari"ni alip bakiyoruz, birok hkmlerini Tevrat'in esitli blmlerinde yer almis buluyoruz. Oradan da Kur'an'da. rnegin bu yasalarin, "kisas"la (gze gz, dise dis..) ilgili 196., 197. Maddeleri, Tevrat'in esitli blmlerinde yer aliyor. (Bkz.Tevrat, ikis, 21:23; Levililer, 24:20; Tesniye, 19:21.) Tevrat'taki biimi de hemen hemen aynen Kur'an'da var. (Bkz. Kur'an, Maide, ayet :45) Daha baska rnekler de verilebilir. (Karsilastirmak iin, bkz. Hayrullah rs, "Musa ve Yahudilik", Ist.1966, s.161-180.) Seriat'in "demokrasi" ile neden bagdasmadigini ve hibir zaman da bagdasmayacagini genis boyutlari ile grebilmek iin, degerli ve gerek anlamda aydin bir bilim adami Prof. Dr.Ilhan Arsel'in incelemelerine basvurulabilir. Arsel'in "Teokratik Devlet Anlayisi'ndan Demokratik Devlet Anlayisi'na" adli 800 sayfayi askin kitabi, bu alanda benzeri olmayan bir kilavuz degerindedir. Kisacasi: "Din"in "demokrasi"yle bagdasmayacagi bir gerek. Bu geregi grmek iin, "din"in, zellikle "islam" gibi, "dnya hkmlerini" de kapsami iine almis olanlarin ne oldugunu ve ne olamayacagini bilmek yeterli. "Din", hele Islam Seriati, "demokrasi"yle bagdasmayacagi gibi, savunanlari ne derse desinler, "demokrasi"nin tam bir karsitidir da. Yani, Islam Seriati'nin oldugu, hele egemen oldugu bir yerde, "demokrasi" yasayamaz. Yasamamasi iin, "cihad" bile yeterli. "Cihad"siz islam ve "cihad"la birlikte "demokrasi" dsnlebilir mi? "Vurun, ldrn!!" buyruklariyla..? Gnmzde de medya sayesinde, hatta odamizin iinde TV ekranlarindan izliyoruz: Afganistan'da kirbalanan insanlar, Iran'da toplu asilan insanlar, Cezayirde bogazlanan kadin ve ocuklar, Suudi Arabistan'da kafalari kesilenler, Trkiye'de ldrlen Kubilay'lar, Sivas'ta yakilan insanlar, "cihad" edebiyati yapan islamci siyasetiler..Dnya haritasina bakildiginda, demokrasi fakiri olan lkelerin basinda islam lkelerinin gelmesi.. Islam ve Demokrasi Islam 1 milyara yakin insan tarafindan cesitli mezhep ve mizacta benimseniyor.O yzden Dnyanin nemli dinlerinden oldugu gibi kurucusu Hz.muhammed sadece bir din nderi olarak degil fakat devlet kurucusu oldugu icin din ve siyaset islamdan her zaman nemli olmustur.Bu yzden islam ve demokrasi arasindaki iliskisi gnmz Trkiyesinde ve tm Islam aleminde yakici bir sorundur.Ancak bu konuda Trrkiyede son derece ciliz calismalar var.Bu calismalar da cogu polemik olup ciddiyetten uzaktir.Islami savunanlari cogu Islam allahin en son ve tek dinidir en demokrattir ,en adildir ,en cevreyi koruyucudur ,en kadinlara esitlik saglayicidir en bariscidir,en drsttr ve saire diyerek kendini savunmakta bu islam aleminde tartisma kltrn artirmadigi gibi islami toplumlarin geri kalmasina da sebeb oluyor.cagimizdan 1400 yil evvel dogan Islam caginin cocugu olarak Caginin grslerini yansitiyor.Islam ne esitligi ,ne demokrasiyi ne de insan haklarini savunuyordu. Islamda insanlar esit kabul edilmedigi gibi esit firsat da kabul edilmez. Islamda kadin erkek esitligi yoktur.Kadinlar ikinci sinif insan olarak kabul edilir.Teoride bu byle oldugu gibi

Islam lkelerinin pratiginde de byledir.Demokrat bir toplumda Kadin erkek esitsizligi benimsenemez. Islam kadin erkek ayrimindan tede islam hukukunda mslman ve mslman olmiyanlari da sadece ahirette degil bu dnyada da Esit kabul etmemektedir.Islam dnyayi hak dinin savunucusu ve stn insan mslmanlar,tolere edilmesi gereken ehli kitap mensuplari(mslmanlik ncesi blgede var olan ibrahimi dinler yahudilik hiristiyanlik ) putpersetler ve islamdan vazgecenler olarak drt kategoriye blmekte. Islamdan vazgeenlerin katli vaciptir simdiye kadar hicbir ciddi islam alimi bu tezden vazgecmemistir.Her gizli veya acik mslmanligi terkedenin ldrlmemis olmasi bu hukmi yok oldugunu gstermez.Trkiye acisindan Aleviler bu kategoriye girdigi icin isin vahemeti bellidir,.Nitekim hicbir ciddi snni islam temsilcisi trkiyede ne gecmis ne de gnmzdeki Alevi katliamlarindan kendini tenzih edip zr dilememistir.farkli dsnenlerin ldrlmesini savunan bir grs demokrat olamaz.Salman rst ,aziz nesinle ilgili grsler malum. Putperestler ise kafir telakki edilip islama davet edilir kabul etmezlerse katilleri vacip karilari helal mallari da mslmanlara dagitilir.,Islam lkelerinde islamin putperest diye tarif ettigi animist din taraftarlarinin yokolusu da bunu gsteriyor.Bgn sudanda kanli bir diktatrlk bu hukuku kullanarak gney sudanda hiristiyan ve animist afrikalilari katletmekte ehli kitaba gelince bunlarin durumu en iyi ihtimalla varliklarina msaade etme ancak bunlar devlet yneticisi olamaz.ve ayrica fazladan vergi vermesi gerekir.Politik duruma gre daha fazla baski veya daha az baskiya maruz kalirlar.Ehli kitabtan kadinlari mslmanlar es olarak alabilir Mslman bir kadin ehli kitabtan biriyle evlenirse ve erkek mslmanliga gecmezse her ikisinin de katli vaciptir.Simdiye kadar islam alimleri bu imtiyazlari reddetmemistire tersine liberal diye pazarlanan misirin mbarek ynetimi farkli islam yorumu yapan bir profesrn islamdan ciktigini ve dolayisiyla karisinin bos oldugunu iddia ederek polis marifetiyle tutuklamak istemis adamcagiz Hollandaya kacip canini zor kurtarmis.. Islamiyet kleligi reddetmemistir bu gn bile klelerin alinip satildigi islam lkeleri var sudan sieere leone vesaire savunmaktadir.Denebilirki hiristiyanlikta da benzeri grsler vardir kadin erkek esitsizligi klelik hiristiyan olmiyanlari ldrme ve saire ve saire bunlar da dogrudur ancak bugn hiristiyanlik alemi bunlari geride birakmis.Islamiyet ise bunlari savunmakla kalmayip bu esitsizlikleri uyguluyor. Islam toplumu tarihini ve hukukunu elestiri szgecinden gecirmekmecburiyetindedir.El hal hvel islam veya Erbakanin askerlerden korktugu icinczm islamdir yerine czm milli grstr demesi islam toplumlarina czmaramiyoruz demektir. Gelelim mslman lkelerin durumuna Trkiyeden basliyalim krtlerle savassryor,alevi snni sorunu czlmemis enflasyon %100 devlet asker vesivillerden olusan bir katil cetesine dnsms susurluk depremi budur.Cezayirde islam adina bebeleri yatirip koyun gibi bogazliyorlar ,iranda islam devrimi irani zayiflatmis 5 milyon kisi lkesini terketmis halk daha az islamci olur umuduyla ehveni ser hatemiyi secmis.afganistanda islam devrimi savunucusu rabbani ,hikmetyar taliban ceteleriyle bogazlasiyor misir ,sudan irak pakistan ve saire ve saire bu durum grp zlmemek mmkn m kabahati kendinde grmeyip kafirler ,msrikler diye bagirmap ciddi olamaz.

MUHAMMEDIN SEYTANI DIREGE BAGLAMAKTAN VAZGEMESI


A'raf suresinin 27. ayetinde, "SEYTAN"dan sz edilirken: "...Sizin onlari grmeyeceginiz yerlerden,o ve toplulugundan olanlar, sizi grrler." deniyor.

Bundan su ikiyor aika: - Seytan ve toplulugundan olanlar, insanlari grrler. - Insanlarsa ne seytani, ne de onun toplulugundan olanlari grebilirler. "Seytan ve toplulugu ( huve ve kabiluhu )" anlatiminin kapsami iinde, Kur'an yorumculari, "cin"leri de grrler. ( Bkz. Taberi, Camiu'l- Beyan fi- Tefsiri'l- Kur'an, 8/113, F. Razi, e't-Tefsiru'l-Kebir, 13/54.) Byleyken, Elmali Hamdi Yazir, "mfessirin (Kur'an yorumculari) demislerdir ki bundan, insanin seytani hi gremeyecegi zannedilmemelidir..." diyor. (Bkz. Hak dini Kur'an Dili, 3/2147.). Oysa, ayetteki aik anlatim nedeniyle, "Kur'an yorumculari"nin tm bu grs paylasmaz. (Bkz. Taberi, ayni yer; F. Razi, ayni yer; Celaleyn 1/132;Tefsiru'n-Nesefi, 2/50.) Fahruddin Razi, su nedenlerle "cin"lerin, "seytan"larin insanlara grnmemesi gerektigini yazar: ( Bkz. F. Razi, ayni yer.) Baska kiliklara brnerek bile olsa "cin-seytan" insana gzkr olsa: - Insan rnegin karisinin, ocugunun, gerekte "CIN" oldugunu dsnebilir. - Insan her grdg kimse iin de bu saniya( cin oldugu sanisina) kapilabilir. - Ve bylece kimseye gven kalmaz. -......... Gelin grn ki, Muhammed, "SEYTAN"i, "CIN"i, hem de somut bir biimde grdgn syler. "Seytani yere yatirdim, boguyordum" Nesei'nin Aise'den aktardigi bir hadise gre Muhammed syle der: "Namaz kilarken seytan geldi. Hemen yakaladim, yere yatirdim, boguyordum onu. O denli ki, onun dilinin soguklugunu elimin zerinde duydum.". Ibn Teymiyye, bu hadisi saglamlikta Buhari'nin kosullarini tasidigini belirtir. (Bkz. Takiyyundin Ibn Teymiyye, Izahu'd Delale fi Umumi'r-Risale, Misir, 1369, s. 41. Bu hadis iin ayrica bkz. Kamil Miras, TEcrid- i Sarih Ter., 288 no.'lu hadisin "izah"indaki 2 no.lu not.) Seytanin "yatirilmasi", "bogulmasi" ve "dilindeki sogukluk, bu soguklugun elde duyulmasi", "bes duyu" iine giren, somut durumlardir. Muhammed'in "seytani boga rken onun salyasinin eline bulastigini, elinde bunu duydugunu(hissettigini)" anlattigi da aktarilir. ( Bkz. Ahmet Ibn Hanbel, Msned, 3/82. ) Cinin-seytanin direge baglanmasi Ayni hadiste, Muhammed'in "seytani yakaladiginda, bir direge baglamak istedigin, buna g yetirebildigini, ama bu tr seylerin Sleyman peygambere zg kalmasi gerektigini dsnp direge baglamaktan vazgetigini" anlattigi belirtilir. Yine bu hadiste Muhammed'in "...Direge baglardim ve Medine ocuklari onunla oynarlardi

yoksa." dedigi de aktarilir.(Bkz. Ayni kaynaklar.) Bu hadis, Buhari'nin ve Mslm'in e's-sahihlerinde de -biraz degisikliklerle- yer aliyor. Mslim'deki bir aktarmaya gre Muhammed syle anlatmakta: -"Tanri dsmani Iblis, yzm yakmak amaciyla, bir ates aleviyle geldi. Bu nedenle ben kez: "Senden Tanri'ya siginirim!" dedim. Sonra "Tanri'nin tam lanetiyle seni lanetlerim!" diye ekledim. Yine kez. Geriye gitmedi. Yakalamak istedim sonra. Tanri'ya antierek sylerim ki, kardesimiz Sleyman'in (bu tr seyleri yapmanin kendisine zg kilinmasina iliskin) istegi olmasaydi baglanacakti o. Ve Medine halkinin ocuklari onunla oynayacaklardi." (Bkz. Mslim, e's-Sahih, Kitabu'l- Mesacid/40, hadis no: 542.) Bir baska aktarmaya da, Buhari ve Mslim, birlikte syle yer verirler: "Dn gece, CINLERDEN IFRIT, namazimi bozdurmak in bana ansizin saldirdi. Tanri, bana, onu yakalama olanagi verdi. Ve onu, Mescid'in direkelrinden bir direge baglamak istedim. Sabah olunca, tmnz ona bakip seyredesiniz diye... Ne var ki, kardesim Sleyman'in:"Tanrim beni bagisla, bana benden sonra kimsenin ulasamayacagi bir egemenlik ver!"(Sad, ayet:35) biimindeki szn animsadim ( ve onu direge baglamaktan vazgetim)." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu's-Selat/75; Tecrid, hadis, no: 288; Mslm, e'sSahih, Kitabu's,Selat/75; Tecrid, hadis no: 288; Mslim, e's-Sahih, Kitabu'l- Mesacid/39, hadis no: 541.) "Cin-seytan" iin, hadislerde baska somut seyler de anlatilir. rnegin "Seytan"in "zart" diye "sesli olarak yellenmesi". "Seytan zart diye ses ikararak yellenir" Muhammed'in syle dedigi aktarilir: "Namaza agrildiginda(ezan), SEYTAN geri geri gidip uzaklasir. VE ZART (zurat) diye sesli yellenerek gider. Ezan sesini isitemeyecegi yere degin uzaklasir... (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Ezan/4; Tecrid, hadis no: 360; Mslim, e's-Sahih, Kitabu's-SElat/16-19 hadis no:389.) Kimileri bunun bir "temsil" oldugu grsnde. (Bkz. Kamil Miras, bu hadisin "Izahi"ndaki 2 no'lu not.). Ne var ki, "temsil" iin "Seytan"in yellenirken ZART diye ses ikardigini" sylemeye gerek olmadigi dsnlebilir. Su da var: Muhammed, "cinin-seytanin, yemesinden- imesinden" sz eder. (Bkz. Mslim, e's-SAhih, Kitabu'l Esribe/102-106; hadis no: 2017-2020.) Ibn Melek de Nevevi'ye dayanarak "bu yeme-imenin gerek anlamdaki bir yeme ime oldugunu" savunur. ( Bkz. Mebakiru'l- Ezhar fi Serhi Mesariki'lEnvar, 1/100.)"Yemesi- imesi" olanin, "sesli olarak yellenmesi" de dogal degil mi? Yani Muhammed'in szlerini "tevil" etmeye gerek bulunmamakta.

MUHAMMEDIN DOKTORLUGU
Tkrkle Tedavi: Muhammed'in biroklarini tkrkle tedavi ettigi anlatilir. Byle tedavi ettikleri arasinda, damadi Ali'de bulunmakta : Muhammed: Ali nerede? Sahabe: Gzleri agriyor. Muhammed: Bana gelsin! Bu konusmadan sonra A li Muhammed'e gelir. Ve Muhammed, Ali'nin gzlerine tkrr; tedavi eder. Hadiste, aynen su anlamdaki szler yer alir: "Peygamber Ali'nin gzlerine tkrd ve gzler hemen orada iyilesti. ylesine ki , gzlerde hi agri bulunmamis gibiydi." (Bkz. Buhari, e's -Sahih, kitabu'l-Cihad/102,143) frkle Tedavi: Hadislerde pek ok rnek verilir. Ve iki tr vardir: Tkrksz frk, tkrkl frk. Tkrksz frk: Hadislere gre Muhammed, bu yntemle kiriklari, yaralari, kili yaralarini bile tedavi ediyord u. Yani okuyup fleyerek: Ekva oglu Seleme Hayber'de bacagindan vurulur. Muhammed'e gelir. Muhammed nefes eder, yani okuyup " kez frr" Selem'nin sorunu, agrisi, acisi kalmamistir. ." (Bkz. Buhari, e's -Sahih, kitabu'l- Megazi/38) Tkrkl frk Ali'nin gzlerinin tedavisinde grldg gibi pek ok olayda bu yntem uygulanirdi. Ilkel insanlarda bu tedavi yntemi ok geerli ve yaygindir. Prof. Dr. Veyis rnek sunlari yazar: "Tkrk /ilkellerde) hastalik tedavisinde kullanilir. Tkren kimsenin mistik ve majik gcn, karsisindakine geirdigine inanilir. Ayrica nazar inancinin yaygin oldugu yerlerde, ktlg uzaklastirici pratiklerde kullanilir." (Etnoloji Szlg) frkle Tedavinin alanina giren hastaliklar: Yukarida da belirtildigi gibi hadislerde, bu tedavi ynteminin pek ok olayda kullanildigi anlatilir. "Nazar"a ( gz degmesine) karsi frk: Yznde sarilik belirtisi grlen kiz grr Muhammed. Ve hemen buyurur:

-"Bu kizcagizi okutup fletin. nk buna gz degmistir." (Bkz. Buhari, e's -Sahih, kitabu't Tibb/35, Tecrid, hadis no:1933) Muhammed'in karilarindan Aise anlatiyor: "Peygamber, gz degmesine karsi okuyup frmeyi buyurmustur." (Bkz. Buhari, e's -Sahih, kitabu't -Tibb/35, Tecrid, hadis no:1932) Yilan, akrep, bcek sokmalarinda frk: Malik Oglu Enes anlatiyor : -"Peygamber, bcek, akrep, yilan zehirlenmelerinde ve kulak agrisinda tedavi iin okuyup flemeye izin verdi." ." (Bkz. Buhari, e's -Sahih, kitabu't -Tibb/26; Terid, hadis no:1929) Ayni seyi Aise'de anlatiyor. frkle tedavi creti ve Muhammed'in payi: Hadiste anlatildigina gre : Ebu Said ve Peygamberin teki arkadaslarindan bir kalabalik , bir kesim yeri ele geirmek iin yola ikar. Yollari bir kabileye dser. Kabile baskanini akrep sokmustur. "Peygamberin arkadaslari"na basvurulur. Tedavi iin bir sey bilen olup olmadigi sorulur. Bu Said Hudri atilip baskani tedavi edebilecegini syler. cret pazarligindan sonra tedaviye girisir. Fatiha suresini okuyup frr. Baskan kurtulmustur. cret: Bir sr koyun.Yani akrep zehirini okumayla, frkle tedavinin karsiligi. Bu arada, srnn Ebu Said ve arkadaslari arasinda blstrlmesi szkonusu olunca sorun ikar. zm iin "peygamber"e gtrlr konu. Olay ve tedavi anlatilir. Alinan cret de... Bunun zerine Muhammed'in verdigi karsilik su olur: -"ok iyi etmissiniz (bu tedavi ve cret isinde.) Koyunlari simdi paylastirin ve benim payimi da ayirin..." ( Bkz. Buhari, e 's -Sahih, Kitabu't -Tibb/39; Tecrid, hadis no:1031; Mslim, e 's- Sahih, Kitabu's-Selam/65-66, hadis no.2201)

GRS DEGISTIREN TANRI


Bakara suresinin 106. ayetinin, Diyanet'in resmi evirisindeki anlami: "Herhangi bir ayetin hkmn yrrlkten kaldirir veya unutturursak, onun yerine daha hayirlisini veya onun benzerini getiririz. Allah'in her seye kadir oldugunu bilmezmisin?" eviride "ayetin hkmn" deniyorsa da, aslinda "hkm" yer almiyor. Yani dogrudan "ayetin kendisinin yrrlkten kaldirilmakta oldugu"ndan szediliyor ayette. Demek ki Kuran'in "Tanri"si, yukaridaki ayette sunu diyor: -Zaman zaman ayet yrrlkten kaldiririz. -Kimi zaman ayeti unuttururuz da...

-Bir ayeti yrrlkten mi kaldirdik ya da unutturduk mu; ya "daha hayirlisi"ni nnze getiririz; ya da benzerini. -Bilesin ki "Tanri"nin gc herseye yeter. Burada kimi ayetin yrrlkten kaldirildigi, kiminin ise untturuldugu ok aik biimde anlatiliyor. Yerine konanlardan kiminin daha hayirli, kimininse benzeri oldugu da... Ayet yrrlkten kaldirma, degistirme Nahl Suresinin 101. ayetinin anlami: "Biz bir ayeti, bir baska ayetin yerine koyup degistirdigimiz zaman -ki, Tanri ne indirecegini iyi bilir-dediler ki :"Sen, yalnizca bir uydurmacisin. Hayir, onlarin ogu bilmez." Burada anlatilan bir ayet, bir baska ayetin yerine konuyor. Biri yrrlkten kaldirilirken digeri yrrlge sokuluyor. Bakara suresinde de, burada da "Tanri": "Biz yapiyoruz bunu" diyor. "Nesh", Kuran'daki eliskilere, Kuran yorumcularinca bulunan bir aiklama biimidir. Hadislerdeki eliskiler iin de "nesh" ileri srlerek aiklama getirilir. Enfal suresinin 65.ayetinde "Ey Peygamber! Inanirlari, ldrsmeye (savasa) kiskirt!" dendikten sonra syle deniyor:"Sizin sabirli 20 kisiniz, onlardan 200 kisiyi yener. Sizin 100 kisiniz, kafirlerden 1000 kisiyi yener. nk onlar anlamayan topluluktur." "Tanri" burada, inanirlari, kendilerinden sayica 10 kat daha ok olan inanmazlari yenecek gte olduklarini aika bildiriyor. Ama daha sonra grs degistirmistir. Bakin ne diyor:"Simdi Tanri sizden (yk) hafifletti. Bildi-anladi (alimellahu)ki, sizde bir gszlk vardir. Sizin sabirli 100 kisiniz, onlardan (yalnizca) 200 kisiyi yener. Sizin 1000 kisiniz, Tanri'nin izniyle, onlarin 2000 kisisini yener. Tanri, sabredenlerle birliktedir. (Enfal, ayet:66 )

KURANIN TANRISI NEREDE?


Mlk suresinin 16. Ve 17. ayetlerinin, Diyanet'in resmi evirisindeki anlami syle: "Gkte olan'in, sizi yerin dibine geirmesinden gvende mi siniz ? O zaman, yer sarsildika sarsilir. Gkte olan'in, basiniza tas yagdirmasindan gvende misiniz ? Benim uyarmamin nasil oldugunu yakinda bileceksiniz." Ayetlerin basinda, "men fi'Sokak-Sema" yer aliyor. "Gkte olan" anlaminda. Bu gkte olan kim ? Kuskusuz, anlatilmak istenen, "Tanri". Demek ki bu ayetlerde, "Tanri"nin gkte oldugu, ok aik biimde anlatilmakta. "Tanri" iin "gkte olan" denmesi, bir ok konuda oldugu gibi saskinliga ve bocalamalara yol amis Mslman yorumcular arasinda. Bir kesimi, buna da dayanarak syle demislerdir:

-Tanrinin yeri yurdu vardir. (Bkz. F. Razi, e't -Tefsiru'l-Kebir, 30/69) Ne var ki buna karsilik su sorular sorulmus: -Tanri gkte olsa, tanrinin gkten daha kk olmasi gerekir. Byle bir sey nasil dsnebilir? -Tanrinin gkte oldugu dsnlrse, varliginin ve varligini srdrebilmesinin, bir baska seye bagli oldugunu da dsnmek gerekir. Bu nasil olabilir ? (Bkz. Elmalili Hamdi Yazir, Hak Dini Kur'an Dili, 7/5233) Kuran yorumcularindan, "gkte olma" yi , "yerinin yurdunun olmasi"ni, "Tanri" ya, "Tanri" kavramina yakistirmayanlar pek ok. Ne var ki Kur'an'in kendisinin, bunu "Tanri"ya yakistirdigi ve yle anlattigi da bir gerek. Yorumcular, zorlamali yorumlara sapsalar da bu geregi degistirememekte. Ilkel insanlar da, "Tanri"yi gkte grmezler miydi ve "agdas ilkeller"de yle grmyorlar mi? Ebu Mslim de, ayetlerde Tanri iin "gkte olan" denmesini, Araplarin, Tanri'yi gkte grmelerine bagliyor. (Bkz. F. Razi, 30/70) Bakara Suresinin 210. ayetinde de syle denir: "Onlar, Tanri'nin ve meleklerin, glgeli bulutlar (ya da buluttan glgeler) iinde gelmesini beklerler yalnizca. Ve isin bitirilivermesini...Isler, Tanri'ya dner." Diyanet evirisinde "Allah'in azbinin ve meleklerin tepelerine binip..."biiminde bir anlam veriliyor. Ayetin szleri, byle bir anlama elverisli degil. Ayette, "Allah'in azabinin gelmesinden degil ; kendisinin bulutlar iinde gelmesinden sz ediliyor. Ayette aika yer aldigi halde, tanrinin bulutlar iinde gelmesi Tanri'ya yakistirilmadigi iin, eviriye yorum katiliyor ve "Allah'in azabinin..." deniliyor. Bu yorum, kimi Kuran yorumlarinda da var. ( rnegin bkz. Tefsiru'n -Nesefi, 1/105; Tefsiru'l- Celaleyn, 1/31;Taberi, Camiu'l- Beyan,2/191192; F.Razi, 5/215 ) "Tanri"nin bulutlar iinde gelmesi Tevrat'ta da var. Kaynakda zaten orasi. Sunlari okuyoruz Tevrat'ta: "Ey Efendi Tanrim, ok byksn ! (...) Sensin bulutlari kendine araba edinen..." ( Tevrat, Mezmurlar, 104:1-2 ) "Iste Efendi Tanri, hizli bir buluta binmis olarak Misir'a gidiyor. Onun bulunmasindan Misir'in putlari titreyecek..." ( Tevrat, Isaya, 19:1 ) Bununla birlikte Kuran'in Tanri'sinin da, Tevrat'in Tanri'sinin da asil yeri, "tahti-sarayi" demek olan "ars"i, "gklerin stnde"dir. Kuran'da, yeri ve gkleri yarattiktan sonra "arsa dayandigi" bildirilir. Hadislerde de "Ars"in, gklrin stnde bulundugu bildirilir. Ars'a ve Tanri'nin zerinde bulundugu bildirilen "sekiz dag keisi" ne iliskin ayet ve hadisler sunuldugunda ayrintilar grlecektir. Ayrica unutmamak gerekir ki, Muhammed'in de, "Tanri'yla grsp konusmak iin gklerin tesine, O'nun "ars"ina gittigi bildirilir (Mirac olayi). Tevrat'ta da su tr anlatimlar gze arpar: "Gklerin gg stne binmis olana ezgiler syleyin!" (Tevrat, Mezmurlar, 68:33) "Efendi Tanri, kutsal tapinagindadir. O'nun tahti gklerdedir." (Mezmurlar, 11:4) "Efendi Tanri, tahtini gklerde kurdu." Ilk aglarin ilkellerinin de, agdas ilkellerin de "tanri"larinin yeri gklerdir.

Tanri'nin asil yerinin gklerde oldugu bildiriliyor. Ama bu, Tanri'nin o yerden, zaman zaman inmesine engel degil. Kuran'da Tanri'nin "kiyamet gn, meleklerle birlikte gelecegi" (Fecr:22), "Tahti'ni tasiyan 8 melekle gelecegi"(el Hakke: 17) bildirilir. Hadisilerce tartismasiz saglamliktaki bir hadiste de Muhammed, syle der: "Efendi Tanrimiz, her gece, gecenin son te biri kaldiginda, dnya ggne iner..."( Bkz. Buhari, e's -Sahih, Kitabu'tanri-Tehacd/14;Tecrid, hadis no:590) Tanri'nin dnya ggne inmesini Tanri'ya yakistiramayan Mslman yorumcular, "te'vil" yoluna sapip yorumlarla durumu kurtarmaya abalarlar. Ama Ibn Teymiyye gibi bu yola karsi ikanlar, szlerden ne anlasiliyorsa yle anlamak gerektigini savunurlar. (Bkz. Ibn Teymiyye, Der'u Tearuzi'l- Akli ve'n -Nakl Arapa,1971, 1/15)

MUHAMMEDIN GRETMENLERI
Muhammed'in gretmenleri mi? Bel'am, Yais, Addas, Yessar, Cebr, Iranli Selman Konuya iliskin Kur'an ne diyor? Kur'an'daki "Tanri", her zamanki gibi ant ierek aiklama yapiyor: "And olsun ki biz, onlarin:'O'na (Muhammed'e) bir insan gretiyor kesinlikle.' Dediklerini biliyoruz. Savlarini dayandirdiklari kimsenin dili yabancidir. Buysa (Kur'an), apaik bir Arapa'dir."(Nahl, ayet:103) Bundan sonraki ayetlerde, "inanmayanlar" korkutuluyor, "yalanci, iftiraci" olarak nitelendiriliyor ve "iskenceli bir ceza"yla cezalandirilacaklari bildiriliyor. Yukaridaki ayette, Muhammed'e greticilik ettigi sylenen kimsenin, "Arap olmadigi, yabanci oldugu" belirtiliyor. Yunanli Bel'am, Yais.. Kimilerine gre, Muhammed'in gretmeni, bir Yunanli kleydi. Bel'am adinda bir kle. Ibn Abbas anlatiyor: "Peygamber, Mekke'de kle olan birine gretimde bulunuyordu. Yabanciydi. Puta tapardi. Adi da Bel'am'di. Peygamberin yanina girisinde ve ikisinda putataparlar gryorlardi. 'Muhammed'e her seyi greten Bel'am'dir..' diye konustular." (Bkz. Taberi, Cami'ul-Beyan, 14/119) Ya da Yais'ti zerinde durulan kle. Bel'am iin sylenen, Yais iin de syleniyordu. "Yais, Muhammed'e gretmenlik yapiyor" deniyordu. (Bkz. Ayni yer) Ya da, Muhammed'e greticilik eden kle, Cebr'di. (Bkz. Ayni yer)

Ya da, Yemenli CEBR, YESSAR, ADDAS. "Hadrami'lerin iki gen kleleri vardi. Yemen halkindan olan bu iki kleden birinin adi Yessar, brnn adi Cebr'di" diye aktarilir. Bu iki klelerin sahiplerinin tanikligi syle: "Bizim iki gen klemiz vardi. Kendi dilleriyle kitaplarini okurlardi. Peygamber de bunlara ugrar, durup bunlari dinlerdi. Iste bunun iin, putataparlar, 'Muhammed, bunlardan greniyor..' dediler." (Taberi, 14/119) Fahruddin Razi'nin yer verdigi aktarmada, bunlarin yaninda bir nc kle daha var: Huvaytib'in klesi Addas. (Bkz. F.Razi, tefsir, 24/50) Grlyor ki, ister Yunanli, ister yemenli olsunlar, klelerin Muhammed'le iliskilerine bakislar degisik ailardan: Mslmanlarin bakislari ve savlari baska, "putatapar" dedikleri inanmazlarin bakislari ve savlari baska. Mslmanlardan kimine gre: Muhammed'le kleler arasinda bir "gretme ve grenme" iliskisi vardi, ama greten Muhammed'di, grenenlerse kleler. Inanmayanlara greyse bunun tam tersi gerekti. Yani, greten klelerdi. Muhammed'se greniyordu onlardan. Mslmanlardan kimine gre de, aradaki iliski, "okuma ve dinlenme" iliskisini gemiyordu. Kleler, kutsal kitaplarini kendi dillerinde okuyorlar, "peygamber" de "dinliyordu" yalnizca. Mslmanlarin bu savlari karsisinda su soru yanitsiz kaliyor: "Dillerini bilmiyordu"ysa, Muhammed'in bu kleler arasindaki srekli isi neydi? Ve kendi dilleriyle okuduklarini Muhammed'in dinlemesinin ne yarari oluyordu? Kisacasi, mslmanlarin savlari, akla sigacak trden degil. Iman nereli? Muhammed'in kendisinden bir aiklamasi bu konuda olduka isik tutucu: "Iman, Yemen'lidir." Bu hadis, Buhari'nin "e's-Sahih"inin de iinde bulundugu en saglam kabul edilen hadis kitaplarinda yer almistir. Hadis'e gre, "hikmet (bilgi, bilgelik) de Yemen'lidir." Dahasi: "Fikih da Yemen'lidir," hadise gre. (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l- Megazi/74; Tecrid, hadis no:1362; Mslim, e's-Sahih, Kitabu'l- Iman/81-91, hadis no:51-52, ve teki hadis kitaplari.) Bu hadis, incelemecilere gre, saglamligin en yksek basamaginda olan "mutevatir hadis"ler arasindadir, ve peygamberin arkadaslarindan onbir kisi tarafindan aktarilmistir. (Bkz.Ebu'l-Feyz Muhammed, Lukatu'l- Lai'l-Mtenasire Fi Ahadisi'l- Mutevatire, Beyrut,1985, s.42-43,hadis no:10)

Kimi yorumcu, buradaki "Yemen"i, birtakim zorlamali yorumlarla, "Mekke ve Medine" olarak gstermeye abalar. (Bkz.Tecrid,1362 no.lu hadis,Kamil Miras'in izahi.) Ne var ki, hadisin kimi aktarilisinda "Yemenliler"den de aika szedilir. Yani, buradaki Yemen, cografyada herkesin bildigi Yemen'dir. Demek ki, bu hadise gre, "imani"yla, "hikmet"iyle ve "fikh"iyla (buradaki 'fikh', szlk anlaminda olmali) Islam, yabanci kkenlidir, "Yemen"lidir. "Muhammed'e greten, Iranli Selman'dir ya da.." (Selman Farisi). Kimileri de, Nahl Suresi'nin 103.ayetinde sz edilen yabancinin, Iranli Selman oldugu grsnde.(Bkz. Taberi,ayni yer.) Sonradan Mslman kimligiyle ortaya ikan ve mslmanlar arasinda byk n kazanan Selman'in, Muhammed'le son derece siki bir iliski ve isbirligi iinde bulundugu, herkese biliniyor. "Mslman" olmasi, Selman'a ok sey saglamistir. En basta, zgrlg, yani, "klelikten kurtulma"yi. Sonra da n, sayginligi ve maddi, manevi ikarlari.. Ya da, sz edilen "yabanci", nc Mslman olup sonra Islam'i birakan bir "vahiy katibi"dir. Bunu ileri srenler de var. (Bkz. Taberi, ayni yer) "Vahiy katibi"nin basina gelenler: Adam, nce mslman olmustur. Selman gibi o da Muhammed'le isbirligi halindedir. Ama sonra ne olursa olur, birakir Islam'i. Ve bir de aiklama yapar: "Muhammed'e ben gretiyordum, ve benim grettiklerim Kur'an'a vahiy olarak yaziliyordu.." Sonra, adam ya ld, ya da ldrld. lsne gelince, bir trl gmldg yerde kalmiyordu. Muhammed'in adamlari sunu yayiyordu: "Bu olay, Tanri'nin gazabinin yansimasidir. Adam, Tanri'yi ok fkelendirdi. Simdi durum ortada. Gmlyor, toprak da kabul etmiyor, edemiyor, Tanri'dan korkuyor. Onun iin de kafiri, mezarinin disina firlatiyor. 'Ibret almak' gerek.." Adam gmlyordu, ama, birka gn sonra, sabahleyin bakiliyordu ki, adam mezarin disinda. Birka kez olmustu bu.(zellikle sabah cesedin mezarinin disinda bulunmasi sphe uyandiricidir. nk Muhammed' in taraftarlarinin gece adamin mezarini kazip cesedi disari ikarmalari yksek ihtimaldir. Eger cesedi disari ikartan tanri idi ve amaci ibret vermek idiyse bu isi neden gece yapiyordu? Yoksa gece, birilerini gizlemek iin iyi bir ortam miydi?) Muhammed'in arkadaslarindan Enes (Malik Oglu), ok sonra, syle anlatacaktir olayi: "Bir adam vardi. Neccarogullarindan..Hristiyan'di, Mslman olmustu. Bakara ve Ali Imran surelerini okumustu. Peygambere de vahiy yaziyordu. Sonra, yeniden Hristiyan oldu ve kaip Hristiyanlara katildi. 'Ben ne gretip kendisi iin yazdimsa, Muhammed yalnizca onu

bilir, baska bir sey bilmez,' demeye basladi." (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l Menakib/25,c.4,s.181-182;Tecrid, hadis no:1477) Enes'in anlattigina gre, Tanri adama fkelenmis, boynunu kopararak ldrms. Hristiyanlar, gmmslr adami. Ama sabah bakmislar, ls ortada. Ve kefensiz. Hristiyanlar, "Muhammed adamlari kefenini soymus, kendisini de iste byle ortada birakmislar.." diye konusmuslar. Adami bir daha gmmsler. Bu kez biraz daha derince. Ertesi gn sabah yine ayni durum. Sonra ayni konusmalar. Sonra yeniden ve daha derine gmme. Sonra ayni durum ve ayni yorumlar. Bir kez daha ve derince gmme. Ayni durum. Bakmislar ki bu byle srp gidecek, adami gmmekten vazgemisler artik. Bu adamin syledigini sylemis, yani "ben ne diyorsam, ne yaziyorsam o vahiy oluyor.." demis, muhammed'in "Tanri'dan falan vahiy almadigini" syleyerek, Islam'i birakmis birisi daha vardi: Ebu Serh Oglu Sa'd Oglu Abdullah. Ama , onun basina yukaridaki olay gelmedi nedense..Muhammed tarafindan idamina karar verilmisti. Ne var ki, Halife Osman'in st kardesiydi. Ve Osman'in araya girmesiyle, bagislandi. Sonra, Misir Valisi bile oldu. (lm.656-657. Bkz. Islam Ansiklopedisi.) Ayetteki Cevap "Muhammed'e greten Tanri degil, insandir.." diyenlere, ayette verilen cevap ne lde doyurucu? Cevap, yukarida verilen ayetin anlaminda da grlecegi gibi syle: Muhammed'e grettigi sylenen kisi, Arab degildir, yabanci biridir. Kur'an'sa apaik Arapa'dir. yleyse, Muhammed'e sz edilen kisi gretmis olamaz. Oysa, Arapa'yi bilen yabanci biri de Muhammed'e "eskilerin sylencesi"nden, "Tevrat"tan, "Incil"den, baska "kutsal metin"lerden birtakim "bilgiler" verebilirdi. Ileri srlen de bu. Muhammed, aldigi bilgileri, Arapa kaliplara dkp, kendi uslubu iinde sunmus olamaz miydi? Kaldi ki, "apaik Arapa" diye nitelenen Kur'an'da; Yunanca, Sryanca, Ibranca, Kopta.. gibi dillerden birok szck bulundugunu, mslman incelemeciler bile rnekleriyle yaziyor. (Bkz. Suyuti, el Itkan Fi Ulumi'l- Kur'an, Arapa, Misir, 1978, 1/178-185) Kur'an'da bu denli degisik yabanci szcklerin bulunmasi da "Muhammed'e yabancinin (ya da yabancilarin) bilgi verdigi, grettigi" yolundaki savi desteklemez mi? Muhammed'e bir yabancinin ya da yabancilarin yaninda, bir ya da birka Arap da gretmis olabilir. Islam iin ok nemli bir kaynak, "Mseyime"dir. Mseylime, mslimcik demektir. Mslmanlar, onu kmsemek iin byle demisler, ayrica da "kezzab" yani "ok yalanci" demeyi uygun grmslerdir. Mslmanlarin bir

svgsdr bu. Anlasiliyor ki, onun kendi adi "Mslim"di. Bu adi tasimis olmasi ok nemlidir. "Islam" ve "mslim" szcklerinin kaynagina gtrr niteliktedir. Mslmanlarca svlen, asagilanan bu kisiye, "Rahman", "Yemame Rahmani (Yemameli Rahman" da deniyordu. Yani adam aslinda byle nlyd. Bu da ok ilgin. Bir baska ilgin olan da, Mekke'lilerin, Muhammed'e syledikleri su szler: "Bize ulasan bilgiye gre, sana greten (Tanri degil), Yemame'deki su adamdir. Rahman denen adam. Tanri'ya ant ierek syleriz ki, biz Rahman'a inanmayiz." (Bkz. Ibn Ishak, Siyer, tahkik ve ta'lik: Muhammed Hamidullah, Arapa, Konya, 1981, s.180, fikra: 254) Mekkeli'lerin bu syledikleri nedensiz miydi? Mseylime, daha dogrusu "Mslim", bir baska adiyla "Rahman", Yemame'nin Hanifeogullari kabilesindendi. Ilgi ad: "Mslim", "Hanife", "Rahman".Bu adlar, hele ilk ikisi bir araya gelince daha da ilginlik kazaniyor: Kur'an'da islam ina nirlarinin, "mslim"lerin "ad babasi" olarak tanitilan Ibrahim (bkz.Hacc,ayet:78) iin hem "Hanif" hem de "Mslim" denir. (Bkz.Bakara:135; Ali Imran:67,95; Nisa:125; En'am:161; Nahl:120,123.) "Peygamber" olarak yer alan Ibrahim, kisa anlami ile "yildiz tapimi" demek olan Sabiilik Dini'nin "peygamberi"ydi. Islam kaynaklarindan yaptigim incelemelerden vardigim sonu bu. Muhammed de ilk ortaya iktiginda Sabii olarak niteleniyordu. (Bkz.Buhari,e's-Sahih,Kitabu't Teyemmm,/6,c.1,s.89) Sabii'ligin dili Sryanca'ydi. "Allah", "Kur'an", "Furkan", "kitab", "melek" ve daha bir ok szck gibi "Islm", "mslim", "hanif", ve "Rahman" da bu dilden geliyordu. (Bkz.Aziz Gnel,Trk Sryaniler Tarihi,Diyarbakir,1970,s.46-48;Suyuti el Itkan,1/180-184;Dogubilimci Arthur Jeffery,The Foreign Vocabulary of the Quran,Kahire,1938,s.12 ve tk.)Yine benim incelemelerimden vardigim sonuca gre: Yildiz tapimi, "Sabiilik" adi altinda, Yahudilik ve Hristiyanlik dinlerine de kaynaklik eden bir din olarak kurumlasirken, zellikle Ortadogu'da "Mslimler"i ve "Hanifler"i iine aliyordu. nce, "Mslimler" vardi, sonra "Hanifler" kolu meydana geldi. Ibrahim, bu kolun "peygamberi"ydi. Iste, "Yemame Rahmani" diye nl "Mslim (Mseylime)" ve ondan ok sey grendigi anlasilan Muhammed de bu kola bagliydi. (Sabiilik konusunda genis bilgi iin, bkz.Eren Kutsuz-Turan Dursun, 'Saak Dergisi', Subat 1988, sayi 49.) Yemame Rahmani, Muhammed'in yararlandigi kaynaklardan yalnizca biri olabilir. Yukarida adi geenler ve daha baskalari, tek tek de, tm birden de Muhammed'in "gretmenleri" olabilirler. Furkan sures'nin 4.ayetine gre, Muhammed'in yardimcilarindan, yani gretmenlerinden "kavm", yani "topluluk" diye szedilmistir. Bu ve bunu izleyen iki ayetin anlami syle: (Diyanet'in resmi evirisi) "Inkar edenler, 'Bu Kur'an, Muhammed'in uydurmasidir. Ona baska bir topluluk yardim etmistir.' Diyerek haksiz ve asilsiz bir sz uydurdular. 'Kur'an ncekilerin masallaridir. Baskalarina yazdirilip, sabah aksam onu okunmaktadir' dediler. Ey Muhammed, de ki: 'O'nu gklerin ve yerin sirrini bilen indirmistir. Sphesiz O, bagislayandir, merhamet edendir." (Furkan, ayet:4-6)

Buna gre, Kur'an'in "uydurma" oldugunu syleyenler, sunlari da sylyorlar: 1)Muhammed'e bir topluluk yardimci oluyor, 2)Muhammed, Kur'an ayetlerini, baskalarindan alip yazdiriyor, 3)Muhammed'e sabah aksam olunuyor 4)Ayetler, "eskilerin masallarindan" olusuyor. Buna karsilik, Kur'an'in cevabi sudur: "Yalan ve haksizca iddia. Kur'an'in ayetlerini Tanri indirmistir. O, gklerin ve yerlerin gizini bilir.." Hars Oglu Nadr, Muhammed'in kendisini "Tanri'nin elisi", yani Tanri'yla insanlar arasinda yer almis, Tanri'nin bildirilerini insanlara iletme grevini stlenmis biri olarak tanitmaya yneldiginde, ve "Kur'an ayetlerini" sunmasi karsisinda Mekkelileri uyarma yoluna gitmisti. Ve syle demisti: "Sakin inanmayin bu adama. 'Tanri'dandir' diye ileri srdklerinin tm, eski masallardir. Ben size, onunkilerden daha gzellerini syleyebilirim.." Iran krallarina, Iran'li masal kahramanlarina ait sylencelerden rnekler aktarabilecegini sylyor, anlatip duruyordu Nadr.(Bkz. Taberi, Camiu'l- Beyan,18/137-138) Nadr, haklimiydi? "Eskilerin masallarindan" varmiydi Kur'an'da? Bilindigi gibi,Kur'an'da "kissa" denen birok yk var. Bir ogu; basta Tevrat; Yahudi kaynaklarinda, kimileri Incil'lerde yer alir. Incelendiginde grlr ki, bunlarin bir kismi, Tevrat'tan da ok nceki aglarin sylencelerinde aynen var. rnegin, "Nuh Tufani"na iliskin yk, "Gilgamis Destani"nda hemen hemen aynidir. Daha baska rnekler de verilebilir. Mekke'de, Medine'de ve evrelerinde esitli din ve inanlarin inanirlari vardi. esitli toplumlarin "sylenceleri"ni, "kutsal metinler"ini bilenler az degildi. Muhammed'in zgrlklerini sz verdigi ve isbirligi yoluna gittigi klelerden de bu nitelikte olanlar bulundugu biliniyor. Daha nce adlarina yer verilen Bel'am, Yais, Yessar, Addas, Cebr, Iran'li Selman..da bunlardan. Bunlarin ya da baskalarinin, Kur'an'in olusmasi iin Muhammed'e yardim etmis, gretmenlik etmis olmalarini dsnmek akla uzak degil. Aklin ve mantigin kabul edemeyecegi sey, "Tanri'nin, insanlara gkten mesaj gndermesi" ve bunun iin su ya da bu insani araci olarak semesidir. Bunu insan akli degil, ancak, akilla ilgisi olmayan "iman" kabul eder.

RSVETLE MSLMAN OLANLAR


Malik Ibn-Avf, Muhammed'e karsi savasanlarin baskumandaniydi. 630 yilinda Huneyn, bir baska adiyla Hevazin savasinda Mslmanlara yenilmisti. Mekke ile Taif arasindaki Huneyn vadisinde yapilan savas, Araplarin Hevazin ve Sakif kabileleri ile , Mslmanlar arasinda olmustu. Malik Ibn Avf, Huneyn'i; terk ederek Taif'e gitmisti. Kendisi Islam dsmani idi. Ama neriyi ilgi ekici buldu. nk neri peygamberden geliyordu : Eger Mslman olursa,

tm mallari ve tutsak ailesi kendisine geri verilecek, ceza grmeyecek, dahasi 100 deve alacak, bir de kendisine ynetimde yetki verilecekti. Hemen kabul etti ve Mslman oldu. Buhari, Mtercimi Kamil Miras'a gre bu neri, "olaganst peygamberlik cmertligi "idi. Ama temel tefsirlerden olan Taberi tefsirine gre ise bu dpedz "rsvet" idi. (Kaynak: Camiu'l-Beyan fi Tefsiri'l Kuran c.10, s.141) Peygamber;"Rsvet verene de alana da Allah lanet etsin" demisti. Rsveti veren Islamin peygamberi idi. Rsvet verilenler:"Mellefet'l-Kulub" "Mellefet'l- Kulub", gnlleri Islama isindirilan ve pekistirilen kimseler demektir. Hevazin savasindan sonra Arap kabilelerindeki gl ve etkili kisilerin gnlleri Islama kazandirilmak isteniyordu. En iyi yol ganimetlerden pay vermekti. Ortada da bir ganimet vardi. Hem de o tarihe kadar alinan ganimetlerden benzeri grlmedik derecede oktu, bunlar: 6000 kadin 24000 deve 40000 davar 4000 okiyye gms't. (Kaynak: Sahih- i Buhari) Peygamber kabile yeleri arasinda kimlerin daha etkili, nfuzlu oldugunu ok iyi biliyordu. Mellefet'l- Kulub iin , yani rsvet verilecekleri bunlar arasindan seti. Islam hukukulari ne diyor ? Maliki fakihlerine gre bunlar Islama zendirilmek istenen kafirlerdir. Kimilerine gre de bunlar yari Mslman olmus olanlardir. Ama mslmanlik henz kalplerine yerlesmemistir. Grlyor ki Islami glendirmek iin kimlerin g ve destek saglayabileceklerine inaniliyorsa, onlara rsvet kapisi aik tutulmustu. Toplumda gl olacaklari grlen kimseler, gerek ganimetlerden, gerek zekat mallarindan yararlandirilmislardi. Peygamberin, Islami glendirmek gerekesiyle, kimi insanlari kazanmak iin basvurdugu rtl denek, ganimet, mal ve develeri, hurmaliklar, araziler ve zekatti.

SEYTAN AYETLERI

Muhammed: "Lat'i, Uzza'yi ve bir teki, nc (put) olan Menat'i grdnz m? Iste bunlar, yce turnalardir. Sefaatleri de elbette ki umulur."

"Seytan Ayetleri" diye nlenen szlerin nce Kuran'a ayet olarak sokuldugu, bu szlerde "Lat, Uzza, Menat" adli tanrialar vldg iin putataparlarin, peygamber ve inanirlariyla birlikte secde ettikleri, bir olay olarak kaynaklarda yer alir. Konu, bilim namusu iinde ve soguk kanli olarak tartisilmalidir. Telasa, heyecana gerek yok. Ortada bir olgu, bir gerek varsa -ki vardir, "hayir yok byle bir sey" demekle yok olmaz. Kimi polemikiler, Humeyni'nin cinayete azmettirici fetvasi dogrultusunda tutumlar sergilediler. Ve saldiri stne saldirida bulundular. Simdi, olayin gerekligini dile getiren kanitlari grelim: 1-"Seytan Ayetleri" olayina degindigi , bu olayi dile getirdigi savunulan ayetler: a) Hacc suresinin 52. ayeti ve izleyen ayetler. 52. ayette, her peygamberin okudugu seye, seytanin bir seyler kattigi ama tanrinin, seytanin kattigini hkmsz biraktigi ve kendi ayetlerini geerli -saglam kildigi, anlatilir. Grldg gibi anlatim, Seytan Ayetleri diye bilinen ayetlerin, Kuran'a sokulup sonra ikarildigi, sokanin seytan, ikaranin da Cebrail araciligi ile tanri oldugu yolundaki ifadelere uygundur. Zaten tefsirler de bunu iin bu ayetleri, olayin yansiticisi olarak grrler. 52.ayetten sonraki ayetlerde de ayni olaya uygun anlatimlar bulurlar. b)Isra suresinin 73. ve 75. ayetleri: Bu ayetlerin anlamlari syledir: "Ey Muhammed! Seni, sana vahyettigimizden uzaklastirip daha baskasini ileri srerek bize iftira etmeye srklyorlardi nerdeyse. O zaman seni dost bulacaklardi. Eger seni pekistirmis olmasaydik, andolsun ki, onlara egilim gsteriyordun, az kalsin. O zaman sana, yasami da , lm de kat kat azab biiminde tattirirdik. Sonra da bize karsi bir yardimci bulamazdin." 2-Hadisler: Hadis 1: "Peygamber Mekke'de Necm suresini okurken secde etti ve onunla birlikte,-aldigi topragi alnina gtren yasli birinin disinda Mslman ve putatapan herkes secde etti." Kaynak: Buhari( hadis no:555), Tirmizi ve teki hadis, fikih kitaplari. SORU: 1-Peygamberin can dsmani diye nitelenen putataparlar nasil oldu da, Muhammed ile bir araya gelebildiler? 2-Putataparlar nasil oldu da, Muhammed ile birlikte secde ettiler? Bu sorularin karsiligini bulabilmek iin, bundan sonraki iki hadis iyi incelenmelidir. Hadis 2: "Peygamber Mekke'de iken Necm suresini okuyordu" Lat'i, Uzza'yi ve bir teki, nc (put) olan Menat'i grdnz m ? diyen yere gelince seytan, peygamberin diline sunu ativerdi

"Iste bunlar, yce turnalardir. Sefaatleri de elbette ki umulur." Bunun zerine putataparlar: "Muhammed daha nce degil, bu gn tanrialarimizi iyi szlerle andi!" dediler. Yine bunun zerine Peygamber secde etti ve onlar da secde ettiler. Iste bu nedenle de Tanri su ayeti indirdi: "(Ey Muhammed!) Senden nce hibir peygamber yoktur ki, seytan onun okuduklari arasina, bir seyler katip birakmasin. Tanri, seytanin biraktigini bozar, kendi ayetlerini glendirir. Tanri bilendir, hikmetlidir." (Hacc suresi, ayet:52) (Anlatan Peygamberin arkadaslari: Abdullah Ibn Abbas'in da iinde oldugu bir topluluk. Kaynak: Syuti, Ibn Hacer) Ve ok aik grlyor ki: Putataparlarin Peygamberle birlikte secde etmelerinin nedeni :"Peygamberin putu (Lat, Uzza, Menat) ven szlerle anmasi ve bunu, ayet olarak okumasidir." Bu szlerin olusturdugu ayetler, tanrinin ayetleri degil "seytanin ayetleri"dir. Bu ayetler sonradan sureden ikarilmistir. Hacc suresinin 52.ayetinde anlatilanda budur. Bu konuda uzun sze gerek yok. Islam dnyasinin en byk uzmanlarindan Suyuti ve Ibn Hacer "hadis"i saglam ve olayi gerek kabul ediyorlar. Syuti'de, Ibn Hacer'de hangi hadisin saglam, hangisinin rk oldugunu en iyi bildikleri Islam dnyasinda kabul edilegelmis uzmanlardir. Ve bunlar iin de "dinsiz, Islam dsmani" sulamasi yapilamaz. Kisacasi: 1."Seytan Ayetleri" olayi gerektir. Bunu yok sayma abalari da bosunadir. 2.Diyanet Isleri Baskanligi en byk Islam otoritelerince de saglam kabul edilen hadise dayali ayetlerle destekli bu olayi yok sayma yerine lkede kimseye yarari olmayan din terrn kinayici abalara girse ok daha yararli bir tutum gstermis olurdu. nk gerek oldugu halde bu olaya "iftira"dir, "dinsizlerin uydurmasidir" biimindeki szler, cinayete azmettiren fetvalara anak tutmaktan baska bir seye yaramaz. Turan Dursun ADMIN' in NOTU: Muhammed' in Lat, Uzza ve Menat'i vdg zamanin, Islamin henz yayilmadigi, Mekke' de Muhammed ile alay edildigi ve dolayisiyla Muhammed' in olduka yanliz ve sikintili oldugu bir dneme denk gelmesi zerinde durulmasi gereken nemli bir noktadir. Bu sekilde yanliz ve baski altinda olan Muhammed' in byk bir gaf yaparak adi geen tanrialari vmesini aiklayabiliriz. Muhammed daha sonradan pisman olmus ve bu kt durumdan, "bunu bana seytan sylettirdi" diyerek kurtulmaya alismistir.

ISLAMDA SIDDET
"Peygamberin drt halifesinden , Mslman'larin biaklariyla can vermisti" Olay grenilir. Medine'ye, Peygamber'e haber verilir. Peygamber fkelenmistir. Adamlarin yakalanmalari iin buyru verir. Hepsini yakalattirir. Sululari, Hz. Muhammed'in huzuruna getirirler. Peygamber'in karari kesindir: "Elleri, ayaklari apraz olarak kesilsin. Gzleri oyulup ikarilsin.." Emir uygulanir. Sulularin, elleri, ayaklari apraz olarak kesilir. Gzleri oyulur. Adamlar su isterler ama lnceye kadar su da verilmez.

Medine disinda, gnesin altinda ates gibi yandigi iin "Harre" adi verilen yere gtrlrler. Sulular su isterler, su verilmez. "Taslari kemirirler", "agizlariyla, disleriyle topragi kazarlar." lnceye kadar yle birakilirlar. (Buhari, Zekat/68, Cihad/52; Tecrit/Vudu, hadis 172; Mslim, Kesame/9-14, hadis 1671; Ebu Davud, Hudud 3, hadis 4364-4371; Tirmizi, Ebvabu't-Tahare/55, hadis 72-73; Nesei, Tahrim'd-Dem/7; Ibn Mace , Hudud/20, hadis 2578-2579. Buhari, bu hadise yedi yerde ve dokuz yolla, Ebu Davud bir yerde bes yolla, Nesei bir yerde drt yolla gnderme yapmistir.) Nedir sulari bu adamlarin ve ncelikle kimdi bunlar? Ukl veya Ureyna kabilelerindendirler. Peygambere gelmis, mslman olduklarini bildirmislerdir. Renkleri saridir, hastadirlar. Peygamber, nce btn sevecenligiyle deve st ve "deve sidigi" iirerek onlari iyilestirir. Havadar bir yere gitmek isterler. Peygamber bir deve srs verir ve yanlarina bir oban katar. "Herifler" obani ldrr ve Peygamber'in deve srsn alir gtrrler. "Peygamber, iskenceye karsi oldugu halde, bu olayda nasil olmustur da, iskenceyle ldrlmelerini emretmistir?" Bu soru, hadis kaynaklarinda tartisilir. Kimileri, bu infazi "iskenceyi yasaklamadan nce uygulattigini " ne srerler. Kimisi, uygulamanin bir "kisas" oldugunu belirtir. nk, sulular da Peygamber'in obanina ayni iskenceyi yapmislardir. Hakim grs ise, Peygamber'in Maide suresinin 33.ayetini yerine getirdigi, yani Allah'in buyruguna gre hkm verdigi ynndedir. Yeryznde bozgunculuk yapanlar, lmlerden lm begenmelidirler. Maide suresinin 33.ayetinde su buyruk verilmistir: "Allah ve resulyle savasanlarin ve yeryznde bozgunculuk yapmaya alisanlarin cezasi, ya boyunleri vurularak ldrlmeleri, ya asilmalari, ya ellerinin ayaklarinin apraz kesilmeleri ya da bulunduklari yerden srlmeleridir. Bu, onlarin dnyada ekecekleri rezilliktir. Ahirette ise, onlara daha byk azap hazirlanmistir." Kanlarinizi ve mallarinizi kurtarmak istiyorsaniz: Peygamber diyor ki: "Onlar, Allah'tan baska Allah olmadigina, Muhammed'in onun kulu ve elisi olduguna inanincaya, bizim kiblemize dnnceye, kestiklerimizi yiyinceye, ve namazimizi kilincaya ve zekatlarini verinceye kadar, insanlarla ldrsmem (mukatele) emroldu. Insanlar, bunlari yerine getirdikleri zaman, benden kanlarini ve mallarini kurtarmis olurlar.(Buhari, Selat/28; Tecrid, hadis 24; Ebu Davud, Cihad/104, hadis 2641; Mslim, Iman/32, hadis 20,22) Sirin Tekin, henz 17 yasindaydi. evresinde ok sevilen bir genti. grencilerin demokratik haklarindan szederdi. Oru tutmuyordu. O gn, 3 Mayis 1987, Van 100.Yil niversitesi'nin karsisindaki kahvede oturuyordu. "Islamin bekileriyiz," diyorlardi. Kendilerine "mukatele" emrolduguna inaniyorlardi. Rektr de "Onlar Islam adina dvsrler," dememis miydi? Sirin Tekin, "kanini" saldirganlardan kurtaramamisti. Yaptiginiz alisverise sevinin: "Allah sphesiz, Allah yolunda savasip ldren ve ldrlen mminlerin canlarini ve mallarini -Tevrat, Incil ve Kur'an'da szverilmis bir hak olarakcennet karsiliginda satinalmistir. Verdigi sz, Allah'tan daha ok tutan kim vardir? yleyse, yaptiginiz alisverise sevinin! Bu, basaridir". (Tevbe Suresi,111) Kafir ldren mslmana cennet mjdelenmistir. Suu elestirmekti Esref Oglu Ka'b, gen bir sairdi. Peygamberi ve ona inanlari elestiriyordu. Peygamber bir gn arkadasla rina sordu: "Bu adami ldrebilcek kimse var mi?" Mesleme Oglu Muhammed, ortaya atildi: "Ben varim." Esref Oglu Ka'b, nasil ldrlecekti? Planlar yapildi. Hadis kitaplarinin yazdigina gre,

"yalan"lar uyduruldu, "tuzak" hazirlandi. Bir gece, kalesinde bulunan sairin kafasi kesilerek plan sonulandirildi. Ve, kesik bas, peygambere gtrld. (Buhari, Cihad/15/1, Rehn/3, Tecrid, hadis 1578; Mslim, Cihad/119, hadis 1801; Ebu Davud, Cihad/169, hadis 2768) Kadinlar ve ocuklar onlardansa Kimler ldrlebilrdi? "Eli silah tutan tm erkekler ldrlebilirdi." Henz, aklini, bellegini yitirmemis olan yaslilar da ldrlebilirdi. Ama, deliler ledrlemezdi. Bu hkmn de istisnasi vardi. Eger, deli savasir durumdaysa, zenginse, ya da hkmdarlik makamindaysa ldrlrd. Peygamber, syle emretmisti: "Msriklerin yaslilarini ldrn de ocuklarini birakin!"(Ebu Davud, Cihad/121, hadis 2670; Tirmizi, Siyer/29, hadis 1583.) Bu emir, Kurayza Yahudileri'nin ldrlmesi sirasinda verilmisti. ocuklarin birakilmasi isteniyordu. nk onlar ele gerilmis degerli ganimetlerdi, kle yapilacaklardi. Bu katliamda, Peygamber'e dil uzattigi iin bir kadin da ldrld. Gene, gece baskinlarinda, kafirler toptan kiltan geirilirken, evler yakilip yikilirken, ldrlenler arasinda kadinlar ve ocuklar da bulunuyordu. Bunun zerine, Peygamber'e arkadaslarindan biri syle sordu: "Ya Resulallah! Evlere yapilan gece baskinlarinda, msriklerin kadinlari, ocuklari da ldrlyor, ne dersin?" "Onlar da brlerindendir.(Kadin ve ocuklar da onlardandir.)(Bkz.Ebu Davud, Cihad/102, hadis 2638; Cihad/121, hadis 2672; Ibn Mace, Cihad, hadis 2840; Ahmet Ibn Hanbel, 4/46; Tirmizi, Siyer/19, hadis 1570) Ya "bizden" olan kadinlar, Mslman annelerimiz, esleimiz, kiz kardeslerimiz, arkadaslarimiz? Onlar erkeklerin ynetimine boyun egmeliydiler. Eger, uslu davranmazlarsa, "gt verin, yataklarindan ayrilin, yine de yola gelmezlerse, onlari dvn" diyordu kutsal kitap (Nisa suresi,34). Mslman kadinin kismeti de, siddet idi. Ateste yakmak Allah'a ait ama.. Peygamber, atese atarak ldrmeyi dogru bulmuyordu. Hz. Muhammed, bir gn Muhammed'in oglu Hamza'yi agirir. O'nu bir savas birliginin basina komutan olarak atar ve su buyrugu verir: "Falan kisiyi bulursaniz, atese atip yakin!" Hamza, birligiyle yola ikmak zeredir. O sirada Peygamber, Hamza'yi agirir: "Falancayi bulursaniz ateste yakin, dedim. Ama, nce ldrn, sonra yakin. nk, ateste yakma cezasini, yalnizca atesi yaratan verebilir.(Ebu Davud, Cihad/122, hadis 2673) Ebu Hureyre anlatiyor. Bir gn, peygamber bizi, bir savas birligi olarak dsmana gnderiyordu. O sirada, Kureys'ten iki kisinin adlarini vererek syle dedi: "Bunlari yakaladiginizda atese atin, ikisini de!.." Peygamber, bir sre sonra dnp emrini syle dzeltti: "Size, onlari bulursaniz, ikisini de yakin, dedim, ama yakmayin. nk, ateste yakma cezasini yalnizca Allah verir. Siz bu iki kisiyi yakalayip ldrn yalnizca. (Buhari, Cihad/107,149; Ebu Davud, Cihad/122, hadis 2674; Tirmizi, Siyer/20, hadis 1571) Peygamberin tutumu buydu ama, onu izleyen halifeleri, Allah'a mahsus olan atese atma cezasini pekala uygulayabilmislerdi. Hatta bunu yaparken, icazeti peygamber'den aldiklarini bile sylemislerdi. Ebu Bekir, Peygamber'in lmnden sonra basgsteren dinden dnme ("ridde") olaylari sirasinda, komutanlarina su talimati vermisti: "Daha da direnirlerse, demirle daglayin, ateste yakin!"(Taberi, Tarih, 1/1881-1885; Leoni Gaetani, Islam Tarihi, ev. Hseyin Cahid, Istanbul,1926,8/276) Ve bu talimat uygulanmisti. Halid Ibn'l-Velid, savas sirasinda "ates ukurlari" atirmis, yaktirdigi atesin iine, birok kimseyi diri diri attirip yaktirmisti. Kadin da vardi bunlarin

iinde. Bir tutsak kadina, mslman olmasi nerilir, kabul etmez. Bunun zerine, atese atilacagi sylenir. Kadin, "Hosgeldin lm! Yazik ki baska kurtulus yolum yok, o yzden kendimi atiyorum atese." anlamindaki siirini okuyarak, kendini atese atar. (Hbis, Yaprak, 2834; Cetani, Yaprak, 8/306) Ebubekir'e, "ateste diri diri yakma cezasi"ni nasil verdigi soruldugunda, Halife, Peygamber'in bu tr cezaya izin verdigini syler. Insanlari, inanlarini birakmiyorlar diye, "ates ukuru"na attirip yakanlardan birinin de Ali oldugu aktarilir. Buhari'nin de yer verdigi bir hadiste, Ali'nin "bir toplulugu atese attirip yaktidigi" Ibn Abbas'a sylendiginde, Ibn Abbas'in syle dedigi belirtilir: "Ben olsaydim bunu yapmazdim. nk, Peygamber, 'Tanri'nin verdigi biimde ceza vermeyin!' demisti. Ben olsaydim, ldrrdm yalnizca."(Buhari, Cihad/149; Tecrid, hadis 1264; Nesei, Tahrimu'd-Dem/14) Evlerini, agalarini yakin Peygamber'in dneminde, "gece baskinlari" dzenlenirdi. Peygamber'in emriyle, "ldr, ldr!" siarlari haykirilirdi. Sonra da yagmaya girisilirdi. (Ebu Davud, Cihad/102, hadis 2368; Ibn Mace, Cihad/30, hadis 2840) Filistin'de, "Ubna" (sonralari Ybna denmistir) denen bir yere Peygamber bir baskin dzenlemisti. Baskini yapacaklara da su buyrugu veriyordu: "Sabahleyin, bna'ya (ansizin) baskin yap ve orayi yak!" Ve, bna ky yakiliyordu. Iindekilerle birlikte.(Ebu Davud, Cihad/91, hadis 2616, c.3, s.88, ayrica, s.124'deki 2 no.lu not; Ibn Mace, Cihad/31, hadis no: 2843, c.2, s.948) Dsmanin bulundugu yerdeki agalar, rnler ya yakilir, ya da kesilirdi. Peygamber, Benu Nadir kabilesinin hurmaliklarini yaktirmisti, ayrica kestirmisti. Hasar Suresi'nin 5 ayetinde bu olaya kisaca deginiliyordu. "Inkarci kitap ehlinin yurtlarinda hurma agalarini kesmeniz veya onlari kesmeyip gvdeleri zerinde ayakta birakmaniz, Allah'in izniyledir. Allah, yoldan ikanlari bylece rezillige ugratir." Bu ayette gemeyen "yakma olay"i, hadislerde yer aliyor. (Buhari, Cihad/154, Hars/6, Megazi/14, Tesir/59/2, Tecrid, hadis 1576; Mslim, Cihad 29-31, hadis 1746; Ebu Davud, Cihad/91, hadis 2615; Tirmizi, Siyer/4, hadis 1552; Ibn Mace, Cihad/31, hadis 2845; Darimi, Siyer/22; Ahmed Ibn Hanbel, 2/8,52,80.) Islam hukukunda, cihad sirasinda, dsman kesimindeki yas agalarin kesilebilecegi, kesilmeden yakilabilecegi hkme baglanmisti. (Damad, c.1,s.496.) Hz. mer'in kilicindan kurtulamayan ise, insanligin byk ir kltr hazinesi, Iskenderiye Ktphanesi'ydi. Kisas size farz kilindi Bakara Suresi, 178. Ayet: "Ey inananlar, ldrmede kisas size farz kilindi. Hre hr, kleye kle, kadina kadin." Nahl Sures, 126.ayet: " Eger bir topluluga azap edecekseniz, size yapilan azabin esiyle azap edin." Kuran bir ikaz (uyari) kitabidir: (Allah sevgisine az yer verir.) Enam Suresi, 19.ayet: "Bu Kuran, sizi ve ulasilacak herkesi uyarmak iin vahyoldu." Araf Suresi, 1.ayet: "Bu kitap sana korkutman, insanlari da gtlemen iin indirilmistir." Mdessir Suresi, 1 ve 2. Ayetler:" Ey rtsne sarinmis kimse, kalk ve ikaz et."

EFSANELERDE VE ISLAMDA AMURDAN YARATILIS


"And olsun ki, biz insani szme amurdan yarattik. Sonra da onu nutfe halinde saglam bir yere yerlestirdik. Sonra nutfeyi bir kan pihtisi haline getirdik, derken o kan pihtisini bir ignemlik et yaptik, bir ignemlik etten kemikler yarattik, kemiklere de et giydirdik. Ve sonra onu baska bir yaratik yaptik. Yaratanlarin en gzeli olan Allah'in sani ne ycedir." (M'minn, 12-16 ayetler.)

Islam'in kutsal kitabi Kuran ilk insanin yaratilisini byle anlatir. Daha bir ok surede ayni aiklamayi okuyoruz: "Hakikat Biz onlari civik amurdan yarattik."(Es Safaat,11), "O, insani bardak gibi inlayan kupkuru bir baliktan yaratti."(Er-Rahman,14) Sad Suresi'nde ise, insanin yaradilisindan tedirginlik duyan seytanla Allah tartisiyor: "Rabbin o mnazara zamaninda meleklere demisti ki: 'Ben muhakkak amurdan bir insan yaratacagim. Artik onu tamamlayip ierisine de ruhumdan frdgm zaman kendisi iin derhal ona secdeye kapanin: Btn melekler toptan secde etmislerdi. Iblise gelince, o byklk taslamis ve kafirlerden olmustur. Allah: 'Ey Iblis, kudretimle yarattigima secde etmekten seni men eden nedir? Bbrlendin mi? Yoksa gururlandin mi?' dedi. Iblis :'Ben ondan hayirliyim. Beni atesten, onu ise amurdan yarattin' dedi." (Sad:71-76) Kuran'a gre, Adem amurdan yaratilmistir, sonra onun kaburga kemiginden Havva, sonra ikisinin birlesmesinden Habil ile Kabil. yk uzar gider. Sitki, Luksor Tapinaginda Sitki, dinine bagli bir genti. Namazini, orucunu hi kairmazdi. Imam Hatip mezunuydu. Btn amaci daha da derinlesmekti. Sleymaniye'nin arka sokaklarinda otururdu. Babasi manifaturaciydi. Geceleri, Kur'an ve Hadis kitaplari okurdu. Merakli bir genti, felsefeyle ilgilenirdi. Btn dsncesi, Misir'da El-Ezher'de okumakti. Babasi sonunda kararini verdi. Elindeki avucundakiyle, Sitki'yi Misir'a yollayacakti. Oglu, orada okuyacakti. Dnyalar, Sitki'nin olmustu. Misir, Sitki'yi bylemisti. Gezecek, grecek, arastiracakti. Bir gn, nl Luksor Tapinagi'ni gezmeye basladi. Elinde bir katalog vardi. Sayfalarini karistirdi. O ne? Ne kadar ilgin bir kabartma resmiydi. Hemen altindaki yaziyi yutar gibi okudu: "Kral Amonhotap III olarak betimlenen Tanri Khnemu'yu mleki arkinda erkek ve disi iki insani yaratirken gryoruz." Sitki'nin kafasinda birden simsekler akti. Solugu kabartmanin nnde aldi. Aklina, Kuran'daki sureler gelmisti. Kur'an, ilk insanin amurdan yaratildigini sylyordu. Iste, nndeki kabartmada, kz basli Misir tanrisi Khnemu, bir mleki ustaligiyla, amura biim verip insani yaratiyordu. Hem de Kuran ayetlerinin inisinden yzyillar ncesine ait bir kabartmaydi bu.."Allah, Allah.." dedi. Dsncelere daldi Sitki. Acaba, eski aglarin, diger uygarliklarinda yaratilis ykleri nasildi? "Tanrilara sormali" diye dsnd. Sonra kendi kendine kizdi. Ne biim seyler dsnyordu. Misir'da gle sicagi ne kadar bunalticiydi. Gevsedi. Luksor Tapinaginin los bir ksesinde tatli hayallere birakmisti kendisini. Birden silkelendi, arastiracakti. Sitki, eski efsaneleri, mitoloji ve arkeoloji kitaplarini topladi. Durmadan okuyor, kitap sayfalari arasindan tanrilari agiriyor, onlarla konusuyordu. Zeus da amuru kullanmis "Ey yce tanri Zeus, in bakalim Olimpos dagindan. Yanina Prometheus'u da al gel bakalim." Byle bagiriyordu Sitki, Olimpos Dagi'na karsi. Zeus da sasirmisti. Asagida bir ademoglu kendisine emrediyordu. Olacak is miydi? Vardir bir hikmeti diye dsnd Zeus. Prometheus'u da yanina aldi, merakla indi.

"nce sen anlat Prometheus, anlat bakalim insani nasil yarattin?" "Ey ademoglu, 2000 yilinin adami, anlatayim" dedi Prometheus. Falso vermemek iin iyice dsnd ve sze basladi: "Babam Titan Giapeto, Zeus ile savas halindeydi. Agabeylerim Menezius ve Atlas'i, gaddar Zeus cezalandirdi. Ben savasa katilmamistim. Fakat, Zeus'u da hi sevmedim. nk, evrenin drt ksesinde yasanan acilara tatsizliklara karsi ok ilgisiz davranirdi Zeus. Nefret ederdim ondan. Sonunda kararimi verdim. Kendim gibi duygulu varliklar yaratmaliydim. Gzyaslarimla topragi amur haline getirdim ve yogurdum. Bir insan heykeli yaptim. Sonra bu heykele ruh verdim. Ilk lml yaratiklar olustu bylece." "Ey Prometheus, neden amuru kullandin?" diye sordu Sitki. "Bilmem ki," dedi Prometheus. "Ben, nceki tanrilardan byle grdm. Byle terbiye aldim. rnegin, Zeus da byle yaratmisti insani." Onlar nereden bileceklerdi Sitki'nin ne dsndgn? Kuran'i okumamislardi ki. Elindeki mitoloji kitabina bakti. Prometheus, dogru sylyordu. Hisimla Zeus' a dnd: "Sen anlat bakalim gaddar tanri, sen nasil yarattin insani?" "Namli, sanli Hephaistos'u agirdim hemen, 'bir para toprak al, suyla karistir' dedim. 'Iine insan sesi koy, insan gc koy. Bir varlik yap ki, yz lmsz tanrialara benzesin.' Koca Hephaistos, topal tanri, hemen yapti dedigimi. Bir kiz biimine soktu topragi. Ses koydu iine. Ve, Pandora adini koydu. Iste, byle yarattim insani." Iyice terlemisti Sitki'nin karsisinda Zeus. Koca yunan tanrisi, yalan syleyecek degildi ya. Milattan nce 8.yzyilda yazilan Hesiodos Destani da aynen yle anlatiyordu olayi. "Ey Zeus, insani yaratmak iin amurdan baska bir sey bulamadin mi?" diye sordu Sitki. rnegin, demirden veya tastan yaratilsa, belki insanin mayasi daha saglam olurdu. "Bizde adet byledir," dedi Zeus. "Benden nce, Marduk da byle yaratmisti insani." Smerlerdeki ilk har "Peki, dnn bakalim yce daginiza," diye emretti Sitki. Bu sefer aklina Marduk takilmisti. Smer tanrisiydi, Marduk. Mezopotamya'da yasardi. Kitabina bakti. Ilk Smer dnemine dayanan ve milattan nce 7. Yzyila ait olan tabletler, 1914-1929 yillari arasindaki arkeolojik kazilarda bulunmustu. Olusma tarihi drtbin yil ncesine uzanan Smer Efsaneleri'nde, "Enuma-elis Destani"nda tanri Marduk'tan sz ediliyordu. Sayfalari karistirdi Sitki. Karistirirken, Dicle ile Firat'in birlestigi bereketli topraklarda buldu kendini. "Marduuuk" diye bagirdi. Marduk hemen gelmisti. "Syle derdini ademoglu" dedi. "Olimpos'un tanrisi Zeus senden sz etti. Anlat bakalim insani nasil yarattigini" dedi Sitki. "Bizim eski tanrilar, yaptigim islerden dolayi tesekkr etmislerdi bana. Hallerinden ok memnun olduklarini, ancak kendilerine hizmet edecek, tanri niteligi tasimayan bir yaratiga ihtiyalari oldugunu sylemislerdi. Bunun zerine, ben de Ea'nin yardimini istedim. Topragi, Kingu'nun kaniyla yogurdum. Ilk insani meydana getirdim."

Bu kadar da benzerlik olur mudiye dsnd Sitki. Yoksa Marduk palavra mi atiyordu? Kitabindan "Enuma-elis Destani"ni buldu. Okudu. Hayret!..Sadece Enuma-enis'te degil, Ullikumi, Sankhuniaton gibi diger Smer efsanelerinde de yaratilisin ilk harci olarak amur kullanilmisti. Marduk'a tesekkr etti. "Kafami iyice atin sevgili Marduk" dedi. Marduk da sasirmisti. Kimdi bu ademoglu? Nasil olur da yce tanrilari sorguya ekerdi? Zeus kendisine nceden haber vermisti. "Amam, dikkat et," demisti. "Bu Sitki dedikleri 2000 yilinin adami." Marduk, "Ben de Aruru'yu arayayim" diye dsnd. "Ne de olsa dayanismak zorundayiz bu devirde. Ademogullari isi azitti." Gilgamis'ta da yaratilis amurdan Sitki okuyordu, srekli. Bir ara eline Gilgamis Destani geti. Daha nce okumustu. Fakat yaratilis aisindan hi incelememisti. "Okuyalim bakalim" dedi kendi kendine. Birden karsisinda Aruru belirdi Sitki'nin. Bulunmaz firsatti. "Ey yce Aruru," dedi Sitki, "Bir inceleme yapiyorum, tm tanrilara soruyorum, insani nasil yarattiniz diye?" Aruru, hazirlikliydi. Marduk'tan bilgi almisti. Karsisindakinin kl yutmayacagini biliyordu. "En iyisi dogruyu anlatmak," dedi ve basladi konusmaya: "Byk gk tanrisi Anu -ki, kendisini ben yarattim- Uruk halkinin ah ve figanlarini dinlemisti. Beni agirdi. 'Sen,' dedi, 'Beni yarattin, simdi de fikrimi yarat.' Bunu duyar duymaz, Anu'nun fikrini kalbimde yarattim. Ellerimi yikadim. Bir para amur koparip yaziya attim. Ve bu yazida, kahraman Engidu'yu yarattim. amurdan yarattigim Engidu, demir gibi serttir. Btn gvdesi killardan simsiyahtir. Kadin gibi uzun salari vardir." "Dogru sylyor," diye dsnd Sitki. Gilgamis Destani'ni ha tirlamisti. Fakat simdiye kadar amur meselesi ilgisini ekmemisti. Simdi, hersey kafasinda yerli yerine oturuyordu. Bereketli topraklarin efsanelerinde ilk har, amurdu. nce bcekten, olmayinca amurdan: Acaba uzak diyarlarin tanrilari da insani amurdan mi yaratmisti? "inliler ilgintir," diye dsnd Sitki. "Bir de onlara bakalim." Kitaplari okumaya devam etti. in Efsaneleri blmn buldu. Tanri Pen-gu'dan bahsediliyordu. "Pen-gu" iye seslendi. Zmrd Anka'nin kanadina binerek geldi Pen-gu. "Anlat bana yce Pen-gu," diye sordu Sitki. "Sen nasil yarattin insani?" "Ben ok kuvvetliydim," dedi Pen-gu. "Havayi toprak ve yeryz olarak ikiye bldm. Sonra ldm. Nefesimden rzgarlar, sesimden gkgrlts, gzlerimden gnes ve ay, vcudumdan daglar, kanimdan irmaklar ve denizler, salarimdan yildizlar, terimden de yagmur meydana gelmis. Daha sonra ryen bedenimde kaynasan bceklerden insanlar olusmus." "Hah!" diye bagirdi Sitki. "Iste simdi degisik bir yk buldum. Demek inliler bcekten geliyorlar." "Daha bitmedi, sabirli ol," diye seslendi yce Pen-gu, bilge bir tavirla. Ve devam etti.

"Zamanla gkyznn bir blm denizlere dserek insanligi yok etti. Bunun zerine tanria Ngho, yenge elleriyle gkyzn yukariya kaldirdi, denizleri yeniden sinirlarina itti ve amurdan yeni bir insan tr yaratti." "Hayret," dedi Sitki. "Demek in tanrilari da insani amurdan yaratmislar." Pen-gu'ya tesekkr etti. Tevrattan Kur'an'a: Nereye al atmissa, nne amurdan yaratilis ikmisti. Evet, hepsi birbirinden "kopya ekmis"ti. Acaba, Tevrat ne diyordu? Iste bulmustu, okudu: "Ve Allah dedi: 'Suretimizde, benzeyisimize gre insan yapalim/Ve Allah insani kendi suretinde yaratti, onu Allah'in suretinde yaratti./Ve Rab Allah yerin topragindan Adam'i yapti ve onun burnuna hayat nefesini fledi ve Adam yasayan can oldu./Fakat adam iin kendisine uygun yardimci bulunmadi./Ve Rab Allah Adam'in zerine derin bir uyku getirdi ve o uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldi ve yerini etle kapladi./Ve Rab Allah Adam'dan aldigi kaburga kemiginden bir kadin yapti ve onu Adam'a getirdi.." Adem ile Havva'nin ilk gnahlari ve cennetten kovuluslari ile devam eden bu yaratilis yks, hemen hemen aynen Kur'an'a gemisti. Neden amur? "Neden amur?" diye dsd Sitki. Kimbilir, belki de atalarimiz, kendilerine son derece gerekli olan, tm ihtiyalarini karsilayan su ve topraga zel bir nem vermislerdi. Su ve toprak birlrsince amur oluyordu. Zaten gnmze degin gelen byk efsaneler, soyut dsnce sistemleri, Dicle'nin, Firat'in, Nil'in, Indus'un, sulak ve bol amurlu topraklarindan yesermisti. Byk uygarliklar yaratan bu topraklar, zengin efsanelere de yataklik etmisti. Bin yillar ncesi insanlarinin su ve topraga olan bu skran borlarini anlamamak mmkn degildir. Ortadogu Tanrilarinin Etimolojik Gelisimi: Ortadogu'da esitli dnemlerde yasayan halklarin tanrilarinin adlari ilgin bir evrim gsterir: Ibraniler'de kah "Yehova" kah "Elohim" olur. Tevrat'taki bu iki tanri adi Yehova ve Eloha'nin getigi satirlara dayanilarak metin ayriliklari saptanmis. Aramice "elah" kelimesi ile Tevrat'taki bu "eloha" kelimesi, Incil'de Isa'nin agzindan, "Eloi, eloi, Lama sabachtani" (Tanrim, tanrim. Beni niin biraktin) biiminde grlr. Islam ncesi Araplar'da erkek tanri iin kullanilmis olan "ilah" kelimesi de Islamiyet'ten sonra ufak bir gramer tretilmesi ile "Allah" olur. Kur'an'in bazi surelerinde yer yer "ilah" kelimesine de rastlanir. "Insan amurdan Yaratildi" Efsaneleri zeti: Kutsal kitaplarda szedilen "insanin amurdan yaratildigi" fikri, kutsal kitaplarin ortaya atilmasindan ok daha nceki aglarda yasayan insanlarin eserlerinde ve efsanelerinde

grlmstr. Bu durum, kutsal kitaplarin iine bu eser ve efsanelerden alinti yapildiginin gstergesidir. Bu efsane ve kutsal kitaplarin ifadeleri su sekildedir: 1)Gilgamis Destani: "Ellerimi yikadim. Bir para amur koparip yaziya attim. Ve bu yazida ,kahraman Engidu'yu yarattim." 2)Smer'lilerin Enuma-elis Destani: "Bunun zerine ben de Ea'nin yardimini istedim. Topragi, Kingu'nun kaniyla yogurdum. Ilk insani meydana getirdim." 3)in Efsanelerinden: "Bunun zerine Tanria Ngho yenge elleriyle gkyzn yukariya kaldirdi, denizleri yeniden sinirlarina itti. Ve amurdan yeni bir insan tr yaratti." 4)Misir'da Luxor Tapinagi'nda bulunan kabartma bir resim: "Kral Amonhotap III olarak betimlenen Tanri Khnemu mleki arkinda erkek ve disi iki insani yaratiyor." 5)Hesiodos Destani. "Namli, sanli Hephaisdos'u agirdim hemen. 'Bir para topral al, suyla karistir' dedim. 'Iine insan sesi koy, insan gc koy." 6)Yunan Efsaneleri'nden: "Gzyaslarimla topragi amur haline getirdim ve yogurdum (Prometheus anlatiyor.) Bir insan heykeli yaptim. Sonra bu heykele ruh verdim. Ilk lml yaratiklar olustu bylece.) 7)Tevrat'tan: "Ve Rab Allah yerin topragindan Adam'i yapti ve onun burnuna hayat nefesini fledi ve adam yasayan can oldu." 8) Kur'an, M'minn 12-16: "And olsun ki Biz insani szme amurdan yarattik." 9) Kur'an, Es-Safaat 11: "Hakikat Biz onlari civik bir amurdan yarattik." 10)Kur'an, Sad 71-76: "Ben muhakkak amurdan bir insan yaratacagim. Artik onu tamamlayip ierisine de ruhumdan frdgm zaman kendisi iin derhal ona secdeye kapanin."

You might also like