You are on page 1of 3

Aile

Kevser BAKİ

ŞÜKRETMENİN
ÖNEMİ

80 Şubat 2009
Ş
mektir.
ükür; gelmiş olan bir nimete, dil ile
fiilen veya kalben mukabele etmek
ve nimetin sahibine saygı göster-

İnsan, diliyle olduğu gibi hâliyle, tavrıyla, kal-


rir. Allah’ı (c.c.) zikretmede ve anmada, derin dü-
şünmede zayıf olduğumuzda, çoğunlukla gaflet
içinde kalırız. Bu nimetlerin değerini onlara sa-
hipken bilemez, şükrünü yeterince eda edemeyiz.
Ancak bu nimetler elimizden alındığı zaman de-
ğerini kavrarız. Allah (c.c.) İbrahim Suresi 7. aye-
biyle de devamlı şükretmeli, hamd etmeli. Seviye- tinde şöyle buyuruyor: “Ve düşünün ki Rabbiniz
siz hareketler, Müslüman’a yakışmayan kahkaha- şöyle ilân buyurdu: Celâlim hakkı için şükreder-
lar, boş vermiş tavırlar, vur patlasın çal oynasın seniz, elbette size (nimetimi) artırırım ve eğer
anlayışı mü’minden ne kadar uzak olmalıysa; ka- nankörlük ederseniz, haberiniz olsun ki azabım
ramsarlık ve ümitsizlik, çaresizlik taşıyan buna- çok şiddetlidir.”
lımlı bir yüz hâli de o derece uzak olmalı.
Çok arzu ettiğimiz bir olay gerçekleştiğinde
Hepimiz, zaman zaman hayatımızın anlamı- “Şükürler olsun!” diyerek Rabbimize teşekkür et-
nı sorgularız. Bazılarımız dolu dolu geçen hayatı- meyi bir borç biliriz. Canı gönülden şükretmek
na dönüp baktığında mutlu olur, ama onlar kadar için hep sevinçli gelişmelerin gerçekleşmesini
şanslı olduğunu düşünmeyenlerimiz de vardır. bekleriz. Oysaki sahip olduklarımız her daim şük-
İçinde bulunduğu ortamdan memnun olmayan, retmeyi gerektirecek kadar büyüktür ve çoğu kez
sahip olmak istediklerine kavuşamayıp kendini bunları elde etmek için çaba bile harcamamışız-
mutsuz sayan birçok kişi vardır aramızda. Her za- dır. Mesela çok sıkıntı çekmeden sağlıklı bir ço-
man bizden aşağı olanları düşünmek, bizi haya- cuğa sahip olmak, ebeveynler için en büyük şü-
ta daha çok bağlar ve sahip olduklarımıza şükret- kür vesilesidir. Sağlıklı bir çocuğa sahip olmanın
memizi sağlar. Allah’a şükretmek insanın önemli nimetleri arada unutulup gittiği gibi, bir de ço-
bir vazifesidir. Bunun önemli bir vesilesi de dili ve cuk bakımı ve eğitimi konusunda eşler arasında
kalbi teşekküre alıştırmaktır. Dilimiz ve duygula- kaygılar ve çatışmalar başlar. Oysaki şikâyet etti-
rımız teşekkür etmeyi bilecek ki Allah’a şükrede- ğimiz, geleceği için telaşlandığımız çocuklarımız
bilelim. İnsanı bütün mahiyetiyle çok iyi tanıyan özürlü doğsaydı ne yapardık? Servetler feda edil-
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. se de tıbben çaresi olmayan pek çok rahatsızlıklar
“İnsanlara teşekkür etmesini bilmeyen, Allah’a mevcut günümüzde. Bunun içindir ki her yönden
şükredemez.” (Ebu Davud, Edeb 129) İnsanlara sağlam yaratılarak bizlere ihsan edilmiş bir evla-
teşekkür ederken de asıl teşekkür edilmesi gere- dımızın bile ne kadar şükür sebebi sayılabileceği-
keni unutmamak lazım. ni anlamanın en iyi yolu hastanelerin genetik bö-
lümlerini ziyaret etmek olacaktır.
Bazı zamanlarda şükretmek için kendimize
çok büyük, çok özel ve büyük bir nimetin gelme- İnsan olmanın gereklerini, zaman zaman unu-
sini, ya da bizden çok büyük bir sıkıntının gitme- tuyoruz. Bencillik, samimiyetsizlik, çekemezlik,
sini bekleriz. Oysa biraz dikkat ettiğimizde, in- saygısızlık, aşırı rahatlık, kanaatsizlik diz boyu-
sanın her anının nimet içinde geçtiğini görürüz. nu geçti. Unutmamalıyız ki, bugünün yarını da
Hâlimize şükretmeliyiz. Şükredecek o kadar çok var. İnsanoğlu daha kötüsünü görmeden bulun-
şeye sahibiz ki. Mesela elimiz var, ayağımız var, duğu durumun farkına varamıyor maalesef. Şük-
gözümüz var, aklımız var. Şükür, nimeti artırı- retmeyi bilmeliyiz, çocuklarımıza da öğretmeli-
yor, şükürsüzlük ise insanı isyana, mutsuzluğa, yiz. Allah’a bizi yarattığı için şükür, anne-babaya
aç gözlülüğe teşvik ediyor. Hayat yaşanmaz bir da dünyaya gelmemize vesile oldukları için teşek-
hâl alıyor. Hayatı, sağlığı, aklı, beş duyusu, nefes kür etmeliyiz. Şükretmek, bize yapılanların kıy-
aldığı hava ve bunlara benzer sayısız nimet, insa- metini bilmek demektir. Yapılanların kıymetini
na her an kesintisiz bir şekilde sunulmaktadır. Bu bilen insanlar, teşekkür etmeyi bilirler, aynı za-
nimetlerin her biri ayrı ayrı şükretmeyi gerekti- manda şükrederler. Günümüz toplumu, bir şü-

81
kürsüzlük toplumu hâline geldi. Çocuklarımıza, şükretmek gibi öğretilenler beden ve ruh sağlığı
Allah’a ve ana-babaya şükretmesini öğretmeli- açısından çok önemlidir. İyi bir insan olması ge-
yiz. Cenneti ana-babanın gönlünde aramalıyız. rektiği, insanların en iyisinin diğer insanlara fay-
Allah’ın rızasının, ana-babanın rızasında olduğu- dalı hizmetlerde bulunan kimse olduğunu sık sık
nu unutmamalıyız. Yalnız, Kur’an’ın ana-babaya telkin etmeliyiz. Böylece insanlara karşı sorumlu-
şükür-teşekkür edilmesini emrederken, ana- luğu olduğunu bilerek büyüyen çocuk derslerine
daha iyi çalışacak, daha güzel ve faziletli yaşama-
yı öğrenecektir. Yemekten sonra hamd ve şükür
edilir ki, yediğimiz nimetleri ihsan eden, o gıda-
lara lezzet katan, bize ağız tadı veren, açlığımı-
zı bunlarla gideren, gıdaları enerjiye dönüştüren
ve yaşamımızı devam ettiren Yaratıcı’yı görmez-
den, bilmezden, hatırlamazdan gelmeyelim, nan-
kör olmayalım.

Kültürümüzde teşekkürü ifade eden birçok


kelime vardır. Kullanmayı bilenler için sıcak bir
tebessüm ve içtenlikle söylenen”‘Teşekkür ede-
rim.” cümlesinin yanında, yerine göre bir tebes-
süm de teşekkür manasına gelir. Bazen de” sağ
ol!” ve “sağ olasın!” cümlecikleri teşekkür ifadesi-
dir. Bazı yerlerde neredeyse unutulmaya veya bi-
linçli olarak unutturulmaya çalışılan “Allah razı
olsun.” cümlesi de bizim kültürümüzde teşekkür
ifadelerinden biridir. Aynı zamanda bir duadır.
Evet, birbirimize teşekkür edeceğiz ki Allah’a da
şükredelim. Kendimize teşekkür edemediğimiz
için birbirimize düştük ve Allah’ı unuttuk. Ni-
mete şükretmezsek nankörler zümresine gireriz.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “Aza teşekkür et-
meyen kişi çoğa hiç teşekkür etmez. İnsanlara te-
babaya karşı evlâtların tavırlarına dikkat çekildi- şekkür etmeyen de hiçbir zaman Allah’a şükret-
ğini görmek zorundayız. meyi bilmez. Allah’ın verdiği nimetlerin hakkını
vermek şükür, onları unutmak ve küçümsemek
Çocuklarımıza dua etmesini öğretmeliyiz. Ken- ise küfürdür.” (Tirmizî) buyurmuşlardır.
dilerini koruyan, kollayan Allah’a teşekkür etme-
sini bilmeliler. Bilmeliler ki yeri geldiğinde iste- Mutluluk, olağan gibi görünen, fakat değeri bi-
mesini de bilsinler. Yemek, içmek, gezmek neyse, lindiğinde olağanüstü güzellikler yaşatan ayrıntı-
dua etmenin de o denli gerekli olduğunu çocuk- larda saklıdır. Daha fazlası da istenebilir, ama o
larımıza her hâlimizle göstermeliyiz. Çocuk- an için eldeki ile mutlu olmasını bilmek gerekir.
larımızı sorumluluk sahibi olarak yetiştirmeye Bazıları, tam mutlu olacağı bir anda, önemsiz ku-
çalışalım. Çocuğun gelişimini sağlıklı sürdürebil- surlara kafayı takarak mutluluğuna gölge düşür-
mesi için önce kendine, sonra ailesine, topluma mektedir. Akıllı eşler, birbirini üzmez. Şükretme-
ve ülkesine karşı olan sorumluluklarının olduğu- sini bilenler mutlu olurlar.
nu öğretmeliyiz. Mesela, her yemekten sonra el-
lerini yıkamak, dişlerini fırçalamak, sağlıklı oldu- Vereni idrak eden ve verileni takdir ederek
ğuna şükretmek, kendisine bu nimetleri verene şükredenlerden olabilmek…

82 Şubat 2009

You might also like