You are on page 1of 4

Kültür

Enbiya YILDIRIM

30 Şubat 2009
HURÂFELERLE
KUŞATILMIŞ BİR HAYAT

Y aşadığımız modern zaman-


larda insanların uç noktala-
ra kayması sıkça rastladığımız
durumlardandır. Bunda, fertlerde oluşan doy-
muşluk ve yeni şeyler arama arzusunun etki-
si olmakla birlikte, sağlıklı dinî bilgi edinmemiş
da çok büyük önem verilmekte ve göz değmesi-
ne engel olduğuna inanılmaktadır. Oysa bunun
bir faydası yoktur. Çünkü nihâyetinde bunlar bir
ustanın elinden çıkan takılardır ve süs eşyası ol-
masının ötesinde bir fayda sağlaması söz konusu
olamaz. Anadolu’da yaygın olarak evlerin kapı-
olmanın da etkisi olduğu âşikârdır. Ayrıca di- larının üzerine özellikle de yeni yapılan yapıla-
nin alanına giren konuların ehlince sunulmadığı ra hayvan boynuzları veya at nalları takılmakta
takdirde bu boşluk başkalarınca mutlaka doldu- ve kem gözlerden korunacağına inanılmakta-
rulmakta, uçuk düşünceler ve hurâfeler ortalığı dır. Gerek çocuklara ve gerekse evlere bu şeyle-
kaplamaktadır. rin takılması göz değmesi olarak adlandıran na-
zara karşı bir koruyucu olarak düşünülmektedir.
Toplumumuzda da bâtıl inanışlar oldukça Oysa bunların da bir fayda sağlaması söz konusu
yaygındır. Örnek verecek olursak baykuş ötüşü değildir. Bunları takmanın belki şu faydası ola-
uğursuzluğa yorumlanmaktadır. Oysa Allah’ın bilir: Göz değmesinden korkulan insanların ba-
yarattığı dünya süslerinden olan baykuşun öt- kışlarının nazarlıklara takılmasını ve akıllarını
mesinin uğurla ve uğursuzlukla nasıl bir ilgisi meşgul ederek içlerindeki kötü duyguların fren-
olabilir?. Muhtemelen görüntüsünün insanla- lenmesini sağlamak. Ancak bunların bir inanış
ra ürkütücü gelmesi bu anlayışı besleyen neden- çerçevesinde takılması veya asılması inanç bakı-
lerdendir. Anlaşılan o ki baykuşla ilgili bâtıl ina- mından son derece sorunlu hususlardır.
nışlar sadece bizim ülkemizle sınırlı değildir.
Yunan mitolojisinden tutun da Hz. Peygamber Ulu kimseler olarak bilinen kişilerin mezarla-
öncesi Arap yarımadasına varıncaya dek bu ina- rında mum yakılması, çaput bağlanılması, şeker
nışın yaygın olduğunu görmekteyiz. Hz. Pey- okunup gelenlere ikram edilmesi, adak kesilmesi
gamber bir hadislerinde buna dikkat çekmiş ve suretiyle yapılan bazı adetler vardır ki bunların
“Baykuş ötüşünde bir uğursuzluk yoktur1.” bu- da hiçbir faydası yoktur. Bazen ölçü o kadar ka-
yurmuştur. Aynı şekilde karanlıkta siyah kedi çırılmaktadır ki “Al sana bir göbek, ver bana bir
görmek de hayra yorulmaz ve onu görmenin ar- bebek.” denilerek mezarların başında göbek atı-
dından bir felaketin gelmesinden korkulur. Oysa larak çocuk sahibi olunmak istenmektedir. Bağ-
zavallı hayvanın karnını doyurup gezinmek dı- lanan bezlerle ve çaputlarla mezar adeta renk
şında başka bir derdi yoktur. cümbüşüne boğulmakta, mezar olmaktan çık-
makta, panayır yerine veya kumaşçı dükkânına
Hurafeler cenneti olan ülkemizde nazarlığa dönüşmektedir.

31
Gazetelerin aile sayfalarında bolca yer ayırdı- basit veya masa başında burçların neler getire-
ğı burçlara dair köşeler de bu kabildendir. Bu kö- ceğini yazacak kadar açık ve görülebilir değildir.
şeleri hazırlayanlar okuyucularını bazen ümitlen- Hayatın, hepimiz için yarın ne getireceğini hiç
diren bazen de dikkatli olmaları yönünde uyaran kimse bilemez. Yarın hepimizin karşısına çeşitli
yazılar yazmakta, aynı dönemde doğmuş milyon- sürprizler çıkabilir. Hayatın güzelliği de zaten bu-
larca insanı aynı sevincin veya aynı kederin bek- rada yatmaktadır. Eğer geleceği bilmek bu kadar
lediği iddiasında bulunmaktadırlar. Ustaca ha- kolay ve basit olsaydı, ilk önce bu işten para ka-
zırlanan söz konusu köşelerde yuvarlak ifadeler zanan insanların kendi karşılaşacakları sorunlara
kullanılmakta ve insanların iç dünyalarıyla oy- önceden hazırlıklı olmaları beklenirdi. Aynı şekil-
nanmaktadır. Söz konusu yazılardaki genel ifade- de her devletin vatandaşlarının ileriki hayatlarını
lere takılan okuyucular, bunları kendilerine göre düzenlemek için fal bakanlığı kurmaları kaçınıl-
yorumlayarak özellerine bakan bir yönü mutla- maz olurdu. Dolayısıyla yapılan iş, sorunları olan
insanların saflığından istifade
ederek paralarını ve zamanları-
nı almaktan öteye geçmemekte,
beklenti içine sokulan insanlar
gelecek felaket veya müjde ne-
deniyle her şeyden kuşku du-
yan ve yaşadığı hayatı gerçekte
yaşamayan insanlar haline dö-
nüşmektedir. Oysa bilinmeye-
ni bilmek sadece Allah’a mah-
sustur. Allah Kur’an’da pek çok
yerde gaybı sadece kendisinin
bileceğini açıkça ifade etmekte-
dir. Dolayısıyla çeşitli fal oyun-
larıyla insanlara bir şeyler an-
latanlar bir anlamda tanrıcılık
ka bulmakta ve hayatında bir değişiklik bekleme- oynadıklarının da farkında değillerdir. Hâlbuki
ye koyulmakta, hayalci olmaktadır. Daha sonra Allah, Hz. Peygamber döneminde oklarla yapılan
bu köşeler kendileri için vazgeçilmez olmaktadır. falcılığı şiddetle yasaklayarak, “Fal oklarıyla kıs-
Oysa o günkü gazetelerin benzer köşelerine bakı- met aramanız sizlere haram kılındı. Bunlar (hak
lacak olsa, hepsinin farklı şeyler söylediği görüle- yoldan) sapmaktır.” (5/Mâide, 3) buyurmuştur.
cek ve masa başında yazılan bu satırların hiçbir Bu yasaklama falın her türlüsü için geçerlidir. Hz.
değerinin olmadığı anlaşılacaktır. Aynı şeyi finca- Peygamber de falcılara gitmeyi ve onların anlat-
nı ters çevirerek, orada oluşan çizgilerden gele- tıklarına inanmayı dinden uzaklaşmak olarak ta-
cek okuma için de söyleyebiliriz. Kezâ el ayasın- nımlamıştır.
daki çizgileri ileriye dönük olacak şeylere yorma,
yıldıznâmelerden ve tarot kartlarından bir takım Aynı şeyi hastalıkların tedâvîsinde de görmek-
yorumlar çıkarmak da bu tür aslı olmayan ve eğ- teyiz. Bazı üfürükçü veya muskacı insanlar, iyileş-
lence olmaktan öteye geçmeyen işlerdir. Bunun meyen hastalıklara tedâvî uyguladıklarını söyle-
yanında, insanları bir takım beklentiler içine so- yerek, çaresizlikten her yola başvuracak duruma
kan ve hayal âlemine taşıyan bu tür yazıların hal- gelenleri zayıf taraflarından yakalamakta ve söz-
kın ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu da de efsunlar ve tedâvî metotlarıyla hastaların para-
açıktır. sını almaktadırlar. Bunlar bazen o derece rağbet
görmektedir ki, tedâvî için yanlarına gidebilmek
Oysa hayat fincana bakıp okunabilecek kadar ancak randevuyla mümkün olmakta ve doktor

32 Şubat 2009
muayenesi gibi paralar alarak çaresiz veya za- İnsan ilk önce bilimin gösterdiği çarelere başvur-
yıf inançlı insanları istismar etmektedirler. Mil- mak durumundadır. Bütün bunları yaparken de
lete efsun yaparken kendileri hastalandığında da ihmal edilmemesi gereken, her şey kudretinde
doktora koşmaktadırlar. olan Allah’a el açmaktır. İkisini bir arada yürüt-
mektir. Yani tedbîri aldıktan sonra takdîri Allah’a
Okuma oranının zayıf olduğu bölge ve muhit- bırakmak ve giriştiği işin sonunu hayırlı etmesini
lerde yaygın olan âdetlerden biri de, muska yaz- dilemektir. Zira her şeye gücü yeten yüce Allah’ın
dırmak ve anlaşılması mümkün olmayan işaret ve duamıza icâbet edeceğini ümit etmek durumun-
sembolleri koruyucu olarak üzerinde taşımaktır. dayız.
Hz. Peygamber kendisine bey’at etmeye gelen 10
kişinin bağlılık yeminini kabul etmiş, ancak pa- Bazı zamanlarda televizyon ekranlarında boy
zusuna muska bağlamış bir kişinin bağlılık yemi- gösteren sahte hocalar ve yaptıkları, halkımızın
nini kabul etmemiş, adam bunu pazusundan sö- saf duygularını din adına sömürmenin hangi bo-
küp attıktan sonra ondan bağlılık yemini almıştır. yutlara ulaştığını göstermesi açısından üzücüdür.
Daha sonra da Allah’tan başkasından şifa beklen- Vatandaşlara düşen görev, dini hurafeler yığını
diği için bunu şirk olarak nitelemiştir. haline getiren bu insanlara pirim vermemeleri-
dir. Bir takım bâtıl inanışlarının da yer-
Üzerlerine âyetlerin yazılı ol- siz ve faydasız olduğunu bilmeli-
duğu muskalara gelince, Hz. dirler. Çaresizliklerinden dolayı
Peygamber döneminde böy- başvurdukları bu yolların ne
le bir uygulama yoktu. İn- derece doğru olduğunu öğ-
sanın üzerinde âyet taşıdı- renmek için de müftülükle-
ğını düşünerek derdinin re veya direkt olarak Diya-
çaresini Allah’tan dile- net İşleri Başkanlığı’na ya
mesi amacıyla bunun en da muteber din bilginleri-
azından psikolojik bir fay- ne danışmaları yerinde ola-
da sağlayabileceği söyle- caktır. Buralara müracaat et-
nebilir. Bu arada ülkemizde tikleri takdirde hem yaptıkları
son yıllarda son derece yaygın- işin Kur’an ve sünnet çerçevesin-
laşan Cevşen adlı muskanın da Hz. de ne derece doğru olduğunu öğre-
Peygamber’le bir ilgisi olmadığını ve bu- necekler, hem de işin uzmanı olan insan-
nun ülkemize Şiî kaynaklardan girdiğini belirt- lara danışmanın rahatlığını hissedeceklerdir.
mek gerekir. Bu muskanın varlığıyla ilgili olarak
Hz. Peygamber ve sahâbîlerinden bir rivâyet gel- Hz. Peygamber’in buyurduğu şu hadis konu-
memiştir. Ancak söz konusu muskanın içerdiği muz çerçevesinde çok önemlidir: “Allah, ölüm ve
dualar son derece güzeldir. İnsanın bunları oku- yaşlılık hariç herşeyin ilacını yaratmıştır.”2 Bu-
yarak Allah’a münâcât etmesi güzel kabul edilebi- gün bazı hastalıkların tedâvî yolları bulunamamış
lir. Lâkin bunu Rasûlullah ile irtibatlandırmak ve olsa bile bir gün bunlara da ulaşılacaktır. Bu ne-
onun tavsiye ettiğini söylemek son derece yanlış- denle bilimin yolundan ayrılmamak, hurafeler-
tır ve günahtır. den ve para kazanmak için bize tuzak kuran in-
sanlardan uzak durmamız gerekir. Allah’a elimizi
Sonuçta insana gerekli olan üzerine düşen so- açıp derdimiz için çare talep edelim, bu arada ya-
rumluluğu yerine getirmektir. Çocuk sahibi ol- pabileceklerimizi de yapalım.
mak için tıbbın imkânlarını sonuna kadar zorla- Dipnot
maktır. Çocuğunun evlenebilmesi için iyi bir eş * Prof. Dr.
bulmasına yardımcı olmaktır. Kanser vb. hasta-
1 Buhârî, 5278.
lıklar için tedâvî sürecini ısrarla takip etmektir. 2 Mustedrek, 4/445.

33

You might also like