You are on page 1of 4

İlim ve Hayat

Ali AKPINAR*

Mekke-Medine Albümün’den

MESCİD-İ NEBÎ’NİN GÖLGESİ VE


PEYGAMBERİN ÂĞÛŞUNDA TEVHÎD EĞİTİMİ:

SUFFE
“Suffeli, insanlık sevdalısıdır, hayatını insanlığın hizmetine adamıştır. Onun en büyük
derdi hakîkatin insanlığa ulaşması ve insanlığın kurtulmasıdır. O, bilir ki kendi eliyle
bir kişinin hidayete ermesi, hakîkatle tanışması, dünya ve içindekilerden çok daha
hayırlıdır. Bunun için o, hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz, diyar diyar dolaşır, hicret eder.
Derdi davası uğruna ıraklar ona yakın olur, zorlar kolay gelir.”

6 Kasım 2008
S uffe ruhu, Hz.
Peygamber’le bir-
likte Mekke’de
başladı. Tevhîd mücadelesi-
ni başlattığında O, bir kişi idi.
Tevhîd kervanına ilk olarak Hz.
onun bu insanlarla oturup kalk-
masını yadırgamaktaydılar. Bir
defasında yanında Habbab, Su-
heyb, Bilal ve Ammar varken
Kureyş ekâbirleri ona gelip şöy-
le dediler: “Ey Muhammed!
için her türlü tedbiri almıştır. O
kadar ki, un öğütecek gücünün
kalmadığını söyleyerek kendi-
sinden bir hizmetli edinmesini
isteyen kızı Fâtıma’ya, “Suffe’de
insanların mideleri boş durur-
Hatice, Hz. Ebubekir, Hz. Ali Sen bunlara mı râzısın? De- ken sizin ihtiyaçlarınızı yerine
ve Hz. Zeyd katıldı. Onlar, ev- mek Allah, aramızdan bunla- getiremem”3 diyerek Suffelile-
lerde aldılar tevhîd eğitimlerini. ra mı lutfetti? Şimdi biz, onla- ri kendi ailesinin ihtiyaçlarına
Ebûbekir’in, Ammar’ın evlerin- ra mı tabi olacağız? Kov onları tercih etmiştir.
den sonra Erkam’ın Evi, okul- yanından, belki o zaman sana
ları oldu. Müşriklerin yoğun uyabiliriz!” Başka bir rivayette Söz konusu ayetler şöyledir:
baskı ve işkenceleri altında ne ise şöyle dediler:
sıkıntılar çektiler, açlık, yokluk “Rablerine toplanacakla-
ve boykotlara göğüs gerdiler. “Bizim için onlardan ayrı rından korkanları Kur’an ile
Ama asla yılmadılar, eğilmedi- bir oturum yap. Senin yanına uyar. O’ndan başka bir dost
ler, davalarından dönmediler. Arap heyetleri geldiğinde biz ve aracıları yoktur. Umulur ki
İşkence ve eziyetler, onların bi- bu çoluk çocuktan utanıyoruz. Allah’tan sakınalar.”
lenmesine ve güçlenmesine se- Bari biz yanına gelince onlar-
bep oldu. Zira çok güçlü olma- dan uzaklaş. Biz gittikten son- “Sabah akşam, Rablerinin
lıydılar, Medine’de büyük bir ra istersen onlarla otur.” rızasını isteyerek O’na yalva-
görev onları bekliyordu. İnsan- ranları kovma. Onların hesa-
lığın önderlik görevini yüklene- Peygamberimiz onların bu bından sana bir sorumluluk
ceklerdi onlar. Büyük görevlere teklifini kabul eder gibi olun- yoktur, senin hesabından da
ise, büyük fedakârlıklarla erişi- ca da; “Bu konuda bize bir yazı onlara bir sorumluluk yoktur
lirdi. yaz.” dediler. Peygamberimiz, ki, onları kovarak zulmeden-
Hz. Ali’den yazması için kâğıt- lerden olasın.”
Zamanı gelince okul yerle- kalem getirmesini istedi. Tam
ri Medine oldu. Hicretle bir- bu sırada onu uyaran ayetler “Böylece, ‘Aramızdan Allah
likte Mescid’in hemen yanı indi. Bunun üzerine Peygambe- bunlara mı iyilikte bulundu?’
başında idiler. Başlarında Pey- rimiz elindeki kâğıdı attı, sonra demeleri için onları birbiriyle
gamberimiz vardı. Onların da o güçsüz ve zayıf genç Müs- denedik. Allah şükredenleri iyi
maddî manevî her şeyleri ile ya- lümanları çağırdı.1 Onlara şöy- bilen değil midir?”
kından ilgilenen başöğretmen. le seslendi:
Bir taraftan inen ayetler, öte ta- “Ayetlerimize inananlar
raftan Hz. Peygamberin örnek- “Ümmetimden zayıf bir sana gelince: ‘Size selâm olsun’
liği ve onun inci tanesi sözleri grupla beraberliğe sabretmeyi de. Rabbiniz, sizden kim bilme-
onları dokuyor, beyinlerini işli- nefsime emretmeden benim ca- yerek fenalık işler de arkasın-
yor, gönüllerini kuruyor ve on- nımı almayan, bana bu günle- dan tövbe eder ve nefsini düzel-
ları geleceğe hazırlıyordu. ri gösteren Allah’a hamdolsun. tirse, ona rahmet etmeyi kendi
Bundan böyle hayat da sizinle, üzerine almıştır. O, bağışlar ve
İslâmî Hareket ölüm de sizinle olacak!”2 merhamet eder.”4
Onlarla Başlamıştır
Gerçekten de Peygamberi- “Sabah akşam Rablerinin
Peygamberimiz, ilklerden miz, Suffelilere çok yakın olmuş, rızasını dileyerek O’na yalva-
olan bu insanlara o kadar değer onların derdiyle dertlenmiş ve ranlarla beraber sen de sabret.
ve önem vermişti ki, müşrikler onların ihtiyaçlarını karşılamak Dünya hayatının güzellikleri-

7
ni isteyerek gözlerini o kimse- Ashâb-ı Suffe ve nun da olduğunu haber veri-
lerden ayırma. Bizi anması- Suffe Rûhu yorlar. Orada bazı hanımların
nı kendisine unutturduğumuz kaldığı ve mesciddeki dersler-
ve işinde aşırı giderek hevesine Suffe, “avlu, gölgelik” gibi den ve manevî havadan istifa-
uyan kimseye uyma.”5 anlamlara gelir. Suffeliler, de ederek yetiştiklerini söylü-
Mescid-i Nebî ve Peygamber’in yorlar.
Ayetler, Peygamberimize gölgesi altında varlığını sürdü-
ve onun şahsında tüm önder- ren erlerdir. Onlara Edyâfü’l- Suffeliler ilim, ibadet, dua
lere İslâm’a gönül vermiş olan İslâm/İslâm’ın ve Müslüman- ve zikirle meşgul olan, zamanı
mü’minlere, toplum içerisinde- ların misafirleri denmiştir. gelince cephelerde cihad eden,
ki yerleri ne olursa olsun, değer Peygamber mescidinin yanı iâşe temini için çalışan, Pey-
vermenin gerekliliğini ve onla- başında olan ve gündüzleri bir gamberimizin hizmetinde bu-
ra katlanmanın zarureti- lunan, müezzinlik yapan,
ni net bir şekilde ortaya irşad ve diplomatik faali-
koymaktadır. Davetçiyi yetlerde aktif görev alan
toplumun değer yargıla- kimselerdi6
rı yönlendirmemelidir.
Davet adamı Allah’ın de- Ashâb-ı Suffe, mescid
ğer yargılarını esas alma- merkezli bir hayatı be-
lıdır. O’na göre üstünlük, nimsemiş, Hz. Peygambe-
Allah’a karşı yükümlülük- re yakın olmuş, onu dinle-
lerini gerçek anlamda ye- miş, onu izlemiş, onun söz
rine getirmededir. Sıkıntı ve fiilleri ile yoğrulmuş in-
ve yokluğa rağmen kana- sanlardır. Onlar, iyi bir alt
Mekke-Medine Albümün’den
at ve sabırla sabah akşam yapı ve donanımdan son-
Rabbin rızasını gözeterek ra, sahip oldukları güzel-
ibadet ve taatin içerisinde ol- okul, geceleri bir yatakhane iş- likleri başkaları ile paylaşmak
madadır. Kim O’na iyi kul olur- levi gören bu kurum Peygambe- için her türlü fedakârlığı orta-
sa, o üstündür. Çünkü Allah, rimiz döneminin üniversitesini, ya koymuşlar ve dünyanın her
insanların kalıplarına değil on- yatılı yurdunu oluşturuyordu. yerine ulaşmışlar. Mesajlarını
ların kalplerine bakar, dış görü- dünyalılara ulaştırabilmek için,
nüşlerine değil amellerine ba- Aralarında Abdullah b. hiçbir engel tanımamışlar. Git-
kar. Mes’ûd, Bilâl-i Habeşî, Su- tikleri her yerde okul olmuşlar,
heyb er-Rûmî, Habbâb b. Eret, tevhîdin, iyilik ve güzelliğin te-
Tevhîd tarihi boyunca, pey- Ammâr b. Yâsir, Mikdâd b. Es- melini atmışlar. Medine, Mek-
gamberlerin çağrılarına kulak ved, Ebûzer el-Gıfârî, Selmân-ı ke Okulu’ndan sonra Irak Oku-
verenler, Allah’ın dinine ilk gö- Fârisî, Abdullah b. Ömer, lu ve diğer merkezlerdeki ilim,
nül verenler toplumun gençleri, Huzeyfetü’l-Yemân, Ebû Saîd irfan ve tevhîd okullarını bizzat
yoksulları ve zayıfları olmuştur. el-Hudrî gibi nice seçkin sahâbî onlar kurmuşlar. Afrika’nın iç-
Bu insanlar peygamberlerine vardı. Sayıları 10 ile 400 ara- lerinde, Anadolu’nun her kö-
sahip çıkmışlar ve davet bu in- sında değişiyordu. şesinde, Hindistan’da ve hatta
sanlarla başlamıştır. Buna kar- Çin’de bile okul olmuşlardır.
şılık peygamberleri de onlara Kaynaklarımız Peygam-
sahip çıkmış, onlarla yakından ber Mescidi’nin yanı başında Suffeli, Saadet Çağı insanı-
ilgilenmiş, onların dertleriyle erkekler için yer olduğu gibi, nın temeli, harcı, ham madde-
dertlenmiş ve onları en iyi şe- Suffetü’n-Nisâ denilen hanım- si olan Ashâb-ı Suffe’nin izinde
kilde geleceğe hazırlamışlardır. lar bölümünün/kadınlar kolu- olan herkestir. Onların metodu

8 Kasım 2008
ile onların fedakârlık-azim ve adamıştır. Onun en büyük der- ruh, her dönem yaşanmıştır,
kararlılıklarıyla, onların hedef- di hakîkatin insanlığa ulaşma- bugün de yaşanabilir.
lerine doğru yol alan her fert- sı ve insanlığın kurtulmasıdır.
tir. O, bilir ki kendi eliyle bir kişi- Bu dinin kazanımları hem
nin hidayete ermesi, hakîkatle dünyevî hem uhrevîdir. Dinine
Suffe, ilmin imanla yoğrul- tanışması, dünya ve içindeki- sahip çıkanları ise, Yüce Allah,
duğu oluşumun adıdır. Suffeli lerden çok daha hayırlıdır. Bu- asla sahipsiz ve mahrum bırak-
imanlıdır, ama yerinde saymaz nun için o, hiçbir fedakârlıktan mamıştır.
sürekli ileriye dönük gelişim ve kaçınmaz, diyar diyar dolaşır,
atılım içerisindedir. Bu yüzden hicret eder. Derdi davası uğru- Kişi adını sûfî koymakla
o, ilme doyumsuzdur. na ıraklar ona yakın olur, zorlar sûfî, derviş koymakla derviş,
kolay gelir. Suffeli koymakla Suffeli olmaz.
Suffe, kendini ibadete ada- Zira Suffeli olmak kuru bir id-
mış bir cami kuşu, kimi zaman Suffeli, son derece mütavazı- dia ve temenniden ibaret de-
ilme adanmış bir ilim yolcusu, dır, ama bir o kadar da onurlu- ğildir. Suffeli olmak, büyük bir
yeri ve zamanı gelince sosyal dur. Kardeşinin kalbine girmek idealin, büyük bir gayenin ada-
hayatın içerisinde bir iyilik me- için, yanaklarını kapı eşiği yap- mı olmak ve bu ideal ve gaye-
leği yahut cephede bir mücahid. maktan, kardeşi için saçını sü- nin gerçekleşmesi için yapılma-
Ama yaptığı her şeyde Allah’ın pürge yapmaktan çekinmez. Aç sı gereken her şeyi yapmaktır.
rızasını önceleyen er kişidir. kalır ama dilenmeyi hiç düşün- Gerçek anlamda Suffeli olabil-
mez. Karnına taş bağlar, ama mek için, Ashâb-ı Suffe ruhunu
Suffeli, ibadetin içerisinde- yine de insanlardan bir şey is- doğru bir şekilde kavramak ve o
dir hep. O, zamanını ibadet- temez. safta yer alan suffe önderlerini
le değerlendiren, her eylemi- tanımak; düşünce, ideal ve ha-
ni ibadete dönüştüren ruhtur. Suffeli, kanaatkârdır, sabır- yatımızla onları izlemek gere-
Suffe ruhu, mescid merkezli bir lıdır, az yer ama çok şükreder. kir.
hayatı öngörür. O zâhiddir, derviştir, sûfîdir.
Eli kârda, gönlü yârda, dili zi- Unutulmasın ki Suffeli-
Suffe, variyet içerisinde bile kirde olan kimsedir. ler, Peygamberimizin “Bundan
zâhidane hayat yaşamasını bi- böyle hayat da sizinle, ölüm de
len sûfîliğin temelini oluşturan Suffe, Allah’a adanmışlığın sizinle.” buyurduğu kimseler-
çekirdek kadrodur. adı, imanı hayata taşımanın ör- dir. Buna göre hayatı ve ölümü
neği, erdemlerin odağıdır. Var- peygamberle yaşamadan suffeli
Suffeli, kendisi ihtiyaç ha- lığı herkesin ve her şeyin hayrı- olunamaz.
linde olsa bile, kardeşini kendi na olan cemaatin kendisidir.
nefsine tercih eden isâr ruhuna Dünün, bugünün ve yarının
sahip, diğergâm kişidir. Suffeli, hayattan kopma- gerçek Suffelileri Tevhîd adam-
dan âhiret adamı olmayı bece- larına selam olsun!
Suffeli, bireyi değil cemaati rebilen kimsedir. O, mazeretler
ön planda tutan, meşru zemin- üretmeden, elindeki imkânları Dipnot
de bir oluşum içerisinde yerini en güzel şekilde değerlendirerek * Prof. Dr.
1 Bkz. İbn Kesir, Tefsîr, II, 134-135; III, 80-81.
alan, bir binanın tuğlaları gibi geleceğe güçlü bir şekilde hazır- 2 Bkz.Taberî, Câmiu’l-Beyân, XV, 235-236.
kardeşlerine kenetlenen kim- lanan donanımlı mü’mindir. 3 Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, II, 770
(Ahmed, No: 838).
sedir. 4 5/En’âm 51-54.
5 18/Kehf, 28.
Suffe, ütopya değil, her çağ- 6 Bkz. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, I,
Suffeli, insanlık sevdalısıdır, da ve her şartta yaşanabilen 179, II, 767-773; Akif Köten, Asr-ı Saadette Suffa
Ashabı, A. Saadette İslam, İstanbul, 1994, IV, 379-
hayatını insanlığın hizmetine gerçeğin ta kendisidir. Zira bu 416.

You might also like