You are on page 1of 21

“Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”

Yıl: 2 Sayı: 18

Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Haziran 2008


Tezhip: Betül OKKA

(Bir Ayet)

“İyilik ve takva (Allah‘a karşı gelmekten sakınma)


üzerine yardımlaşın, ama günah ve düşmanlık üzere
yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının,
çünkü Allah‘ın cezası çok şiddetlidir.”
(Maide, 2)

(Bir Hadis)

“Nimetleriyle sizi beslediği için Allah`ı sevin.


Beni de Allah sevgisi için sevin.
Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin.”
(Tirmizi, Menakıb, 3792.)
cocuk@somuncubaba.net
Musa Tektaş

Editör’den Merhaba
Sevgili Arkadaşlar!
Dergimiz adını 14. yüzyılda yaşayan bir büyük insandan alı-
yor. Somuncu Baba olarak bilinen bu Allah dostunun asıl adı Hamid
Hamideddin’dir. Allah’a hamd eden, diniyle, inancıyla övünen ve övülen,
bilge ve güzel bir insan. Soyu asil ve temiz. Sevgili Peygamberimizin to-
“İnsanlar runlarından. Anadolu’muzu aydınlatan, ilim ve gönül ışığı yakan eren-
bakmışlar ki lerden.
Kayseri’nin Akçakaya köyünde 1331 yılında dünyaya gelmiş. İlim öğ-
bizim Somuncu
renmek, yeni bilgilere sahip olmak ve diğer insanlara öğretmek için ülke
Baba’nın ülke, şehir şehir dolaşmış.
ekmekleri gibi Önemli bilginlerin yanında eğitim aldıktan sonra Bursa’ya gelmiş. Bu-
sözleri de lezzetli, rada insanlara manevi yönden hizmet etmiş. Küçük bir fırında pişirdiği
ekmekleri sırtındaki sepete koyarak ücretsiz olarak dağıtmış. Bursa Ulu
kendileri de Camiinin yapımında çalışan işçilere ve askerlere her zaman ekmek verir-
davranmışlar miş. Onun için ona Somuncu Baba demişler. Dağıttığı ekmekleri afiyetle
saygılı ve yemişler…
Osmanlı Padişahlarından Yıldırım Bayezid Han’ın yaptırdığı Ulu Ca-
hürmetli”. mii inşaatı bitince açılış günü gelip çatmış. Emir Sultan ilk açılış konuş-
masını yapması için Somuncu Baba’yı işaret etmiş. O da Fatiha suresini
bir güzelce cemaata anlatmış.
İnsanlar bakmışlar ki bizim Somuncu Baba’nın ekmekle-
ri gibi sözleri de lezzetli, kendileri de davranmışlar saygılı
ve hürmetli.
Şöhretinin etrafa yayılmasından korkan büyük
bilge Bursa’dan ayrılıp Aksaray’a gelmiş. Bir müd-
det de orada kalmış. Büyük oğlu Yusuf Hakiki’yi
orada bırakmış. Talebelerinden Hacı Bayram-ı
Veli’yi Ankara’ya görevlendirmiş, diğer oğlu Ha-
lil Taybi ile hacca gitmiş.
Hac ziyaretinden sonra gelip Darende’ye
yerleşmiş. Ömrünün son yıllarını burada geçir-
miş. 1412 tarihinde vefat etmiş. Soyundan güzel
insanlar yetişmiş. Onlar da milletimize, memleke-
timize, dinimize hizmet etmişler.
Ve hâlâ ediyorlar… İşte elinizde tuttuğunuz
bu dergi de Hulûsi Efendi Vakfı’nın size bir armağanı…
Somuncu Baba Çocuk Dergisi
Haziran 2008 Yıl: 2 Sayı: 18
İçindekiler
Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir. Kırık Kolla Gelen Dostluk ..................4 Şiirler .......................................................18

İmtiyaz Sahibi ve Sırrı ER Peygamberimiz ve Dua .....................20


Genel Yayın Yönetmeni
Dünya Masalları....................................6 Kadriye BAYRAKTAR 4
Sebahaddin ATEŞ Ahmet EFE Boğazına Ateş Düştüğü Zaman ........22
Basım Tarihi: Haziran 2008 Veda ........................................................8 Mehmet NEVRUZ
Yaşar ÖZKAN
Yazı İşleri Müdürü Tilki ile Oduncu Masalı.......................23
Hulûsi YAYLA
Darende Gezisi .....................................10
Sadık YALSIZUÇANLAR
Yayın Editörü İbrahim ŞAHİN
Musa TEKTAŞ Tatili Nasıl Değerlendirmeliyiz..........24
Doğanın Kalbi .......................................12
Grafik Tasarım ve Uygulama
Şenol GÜRSOY
Bestami YAZGAN
Hidayet BEYZA 10
Siz Bilirsiniz ............................................26
Zeynep BARTINLI Camgöz’ün Zor Günü .........................13
Korhan ŞENOL
Zeki GÜREL
Raziye SAĞLAM
Kapak Çizim
Maun Suresi ..........................................................14 Güvercin Postası ...................................28
Hamit YÜKSEK

Ali BÜYÜKÇAPAR Bunları Biliyor Musunuz? ...................29


Dağıtım
K.D.D Somuncu Baba ve Gül Çocuk ...........16 Çocukca Bulmaca ...............................30

CTP - Kalıp Çıkış Musa TEKTAŞ Hediyeli Çengel Bulmaca ...................32


13
Filimsan: 0 (312) 395 27 27

Baskı & Üretim


Ajans Türk Basın ve Basım Sanayi A.Ş
İstanbul Yolu 7. Km.
Necdet Evliyagil Cad. No: 24 24
Batıkent/ANKARA Tel: 0 (312) 278 08 24

Basım-Yayım-Dağıtım-Pazarlama
VİSAN İktisadi İşletmesi
Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad.
23
No: 71 (44700) Darende / MALATYA
Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79
www.somuncubaba.net - cocuk@somuncubaba.net
Dergimizde yayınlanan yazı ve çizimlerden, yazarları ve
çizerleri mesuldür. Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.
3
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
kaydı ve yere düştüm. Kolumun üzerine düştüm.
Arkadaşlarımın hepsi kaçmışlardı. Ben yerde kıvranıyor, acıyan kolumu tutuyordum. Bekçi
Sırrı ER
koşarak yanıma kadar geldi. Ben, esaslı bir dayak yerim diye çok korkmuştum. Bekçi amcayla
göz göze geldik. Onu hiç bu kadar yakından görmemiştim. Bakışlarından benim düşmeme
çok üzüldüğü belli oluyordu. O anda bana karşı tarif edilmez bir merhamet duygusu sezdim.

Kırık Kolla Gelen Dostluk Geceleri rüyalarıma giren, kendisinden hep korktuğumuz ve kaçtığımız adam bu muydu?
Bakışları o kadar şefkat doluydu ki…

İlkokulu bitirdiğim seneydi. Yorucu geçen bir öğretim yılından sonra, tatilde öğretmenimin Beni yerde yatar görünce şaşırmış ve korkmuştu. Eğildi. Yumuşak bir sesle:
tavsiyesine uyarak dergi ve kitaplar okuyor, arta kalan zamanlarda da arkadaşlarımla çeşitli Bir yerin acıdı mı evladım? dedi.
oyunlar oynuyordum.
Acıyan kolumu tutarak cevap verdim:
Oturduğumuz sokaktaki oyun alanlarımız her geçen gün azalıyordu. Önceden çok güzel
oyunlar oynadığımız boş arsaya büyük bir bina yapılıyordu. Bir de kocaman yazı asmışlardı Kolum çok acıyor…
duvara: “İnşaat alanına girmek tehlikeli ve yasaktır.” Bu yazıyı görüp okumamıza rağmen yine Kırılmış olmasın. Nerede oturuyorsunuz?
de inşaatın içine giriyorduk oynamak için. Bir de kendisinden çok korktuğumuz inşaat bekçisi
Sokağın başındaki apartmanda, altında bakkal olan…
olmasaydı daha güzel oyunlar oynayacağımızı hayal ediyorduk.
Bekçi amca beni kucağına aldı, hızlı adımlarla evimize kadar get-
Bekçi amca elli yaşlarında bir adamdı. Çok sinirliydi. İnşaatın içindeki bir odada yatar
irdi. Babamla annem beni öyle görünce çok korktular. Hemen hastaneye
kalkardı. Memleketi nereydi? Çocukları var mıydı? Onlara da çok kızar mıydı? Bilmiyorduk.
götürdüler. Doktor, acıyan kolumu eliyle yoklayarak muayene etti:
Bildiğimiz bir şey varsa, bize çok kızdığıydı. Bizi inşaat sahasında görür görmez bağıra çağıra
gelir, hepimizi kovalardı. Kırılmış, alçıya alacağız, dedi.
Biz hem kendisinden çok korkar hem de gizlice yine gelirdik. Demirlerin, kalasların Kırık kolun alçıya alınması ne zor şeymiş. Ne kadar gözyaşı döktüm, ne
arasında, çimento torbalarının üzerinde oyunumuza devam ederdik. Bir gün zevkli bir kadar bağırdım bir bilseniz. Kolum alçıya alınmış şekilde eve döndük. Bekçi
oyuna dalmıştık. Oyunun heyecanı bize inşaat bekçisini unutturmuştu. Ben çimento amca durumumu merak etmiş olmalı ki evimize geldi. Geçmiş olsun evladım
torbalarının üzerine çıktım, bir kahraman edasıyla bağırıyordum: diyerek yanıma oturdu. Gelirken bana süt ve çikolata almıştı. Kendisine kısa
sürede ısınmıştım. Yavaş bir sesle konuştu:
Bu kale benim! Beni buradan kimse indiremez!..
Ben böyle bir şey olur diye korktuğum için sizin orada oynamanızı
Benim meydan okumamı duyan arkadaşlar “Şimdi görürsün sen” diyerek
istemiyordum. Yine bu kadarla atlattık çok şükür. Seni yerde yatarken görünce
torbaların üzerine atıldılar. Beni aşağıya iteklemeye başladılar. Ben, düşmemek
o kadar üzüldüm ki…
için direniyor, kendimi savunuyor, onları aşağıya iteklemeye çalışıyordum.
Babam, bekçi amcanın haklı olduğunu söyleyerek kendisine teşekkür etti ve
Oyunun en heyecanlı yerinde aşağıdaki arkadaşlardan biri korkuyla
kapıya kadar uğurladı. Önceden sert ve sinirli olarak tanıdığımız bu adamın bu derece
bağırdı:
ince ve duygulu oluşu beni şaşırtmıştı. Bu olaydan sonra, insanların dış görünüşlerine
Kaçın!.. Bekçi geliyor! bakarak karar vermenin yanlış olduğunu anladım.
Bizde panik başladı. Oyuna iyice Kolum iyileştikten sonra bekçi amca ile olan

Çizim: Hamit YÜKSEK


dalmış, bekçinin gelebileceğini unutmuştuk. dostluğumuz devam etti. Kolumun kırılması bana ve
Beklemediğimiz bu ani durum karşısında arkadaşlarıma iyi bir ders olmuştu. Bir daha inşaat sahasında
ne yapacağımızı şaşırmıştık. Ben oynamadık.
yüksek bir yerde olduğum için
Kolumun kırılması bana bir dost kazandırmıştı. Ben
hemen aşağıya atlayamadım. Çi-
düştüğüm zaman bekçi amcanın koşarak yanıma
mento torbalarının kenarına
gelişini, beni yerde yatarken gördüğünde
basarak aşağıya inmeye
nasıl üzüldüğünü, bakışlarındaki o
çalışıyordum ki ayağım
merhamet ve şefkati uzun süre
unutamadım.

4 5
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
6 7
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Aylar ayları, yıllar yılları
kovalıyordu. Hamid-i Veli’yi tanıyan,
Somuncu Baba’nın Hayatı O’nu seven gönül dostlarının
kalbinde, O’nu ziyaret etme
isteği dayanılmaz bir hal almıştı.
Veda Hacı Bayram-ı Veli, Yusuf Hakiki,
Lokman ve Şücaeddin Efendi,
Yazan ve Çizen: Yaşar ÖZKAN
sanki Darende’ye çağrılıyorlardı.
Hepsi de bulundukları beldelerden
Aradan aylar geçmişti. hemen hemen aynı zamanlarda
Şeyh Hamid-i Veli yola çıktılar. İşte bu gönül çağrısını
Hazretleri ve ailesi Tohma alanlardan biri de Emir Sultan’dı.
Çayı’nın kenarında Atının üzerinde Darende’ye doğru
yaptıkları güzel bir evde yol alıyordu.
yaşıyorlardı. Bu güzel
beldede huzurlu günler
geçiriyorlardı. Hamid- Şeyh Hamid-i Veli hepsini karşılamış, sevgi seli gözyaşı seline
i Veli Hazretleri, Allah dönüşmüştü…Bir gün Tohma Çayının kenarında yemekler yenilmiş,
(c.c)’a ibadet ediyor, fakat sohbet anı, yerini anlaşılmaz bir hüzüne bırakmıştı. Hamid-i Veli
devamlı ilmi eserler Hazretleri konuşuyordu. Sohbette bulunanlar, büyük bir elem içinde
okuyor ve yazıyordu. ağlamaya başladılar. Çünkü bu konuşma; bir veda konuşmasıydı.

Darende’ye yerleşmesi halk için sevinç kaynağı olmuştu. Gece gündüz


demeden halkın içine karışıyor, uzak ve yakın köylere ziyaretlere gidiyor,
onların her derdine deva olmaya çalışıyordu.

Örnek insan, her


şeyiyle örnekti…
Bir gün gittiği bir
köyde, fakir bir
kadıncağızın ineğinin
hastalandığı, şifa
ayetleri okunan
tuzla ineğin iyileştiği
anlatılmaya
başlanmıştı.

8 9
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
İbrahim ŞAHİN
Darende Gezisi
Uzun ve yorucu geçen bir okul günümüze kadar devam etmektedir.
döneminin ardından yaz tatili başlamış,
Zeynep ve Büşra balıklı kuyuları
önceden planlanan gezi ve ziyaretler
ve Kudret Havuzunu da gezdiklerin-
için hazırlıklar tamamlanmıştı. Heye-
de gördükleri manzara karşısında çok
can doruk noktadaydı. Zeynep ve Büşra
etkilenmişlerdi, kendilerini bambaşka bir
da aynı heyecanı yaşıyor, memleketleri
âlemde hissediyorlardı. Dedesiyle birlik-
Darende’ye gidip dedesinin bahsetmiş
te Günpınar Şelalesine doğru giderken
olduğu tarihi ve doğal güzellikleri yerinde
Zengibar Kalesine uğradılar. Kalenin
görmek için sabırsızlanıyorlardı.
bulunduğu tepeden Darende’yi kuşbakışı
Nihayet beklenen gün gelmişti. seyrettiler. Nazlı nazlı akan Tohma Va-
Zeynep ve kardeşi Büşra yolculuk boyunca disinin eşsiz güzelliklerini seyredip, şehrin
meraklı gözlerle otobüsün penceresinden simgelerinden olan yalnız minareleri tek
etrafı seyrediyor, ülkemizin güzellikleri tek saydılar. Dedesi onlara yalnız minare-
karşısında hayretlerini gizleyemiyorlardı. lerin hikâyesini anlattıktan sonra şelaleye
Zeynep: gittiler.

- Dedeciğim, memleketimizin koku- Şelalenin o buğulu atmosferi,


sunu alır gibi oluyorum. Bize Darende’de kayalardan süzülen su damlaları, sanki
nereleri gezdireceksin, çok merak ediyo- yüreklerini okşuyor, Zeynep ve Büşra’nın
rum? içi içine sığmıyordu. Duygularını anlat-
maya adeta söz bulamıyorlardı. Teşekkür
Dedesi Zeynep’in birbiri ardınca
eden gözlerle, dedelerine sarıldılar. Çok
gelen sorularına cevap verirken oto-
güzel bir gün geçirmişlerdi. Mutluluklarına
büs de Darende’ye gelmişti. Ertesi gün
diyecek yoktu.
sabah erkenden Zeynep, Büşra ve dedesi
planladıkları yerleri gezmeye başladılar.
Dedesi onları ilk önce Somuncu Baba
Camiine götürdü.

- Yavrucuğum, Darende’miz gezip


görmeye doyamayacağınız kadar güzel
bir yer. Somuncu Baba Sevgili Peygam-
berimizin neslinden olup, Anadolu’nun
manevi mimarlarından biridir. Yıldırım
Bayezid döneminde yaşamış, Hacı Bayramı

Çizim: Yusuf ERKİŞİ


Veli ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası
Akşemseddin’in de aralarında bulunduğu
birçok önemli şahsiyeti yetiştirmiştir. Soyu

10 11
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Kedi Camgöz’ün Günlügü
Bestami YAZGAN Raziye SAĞLAM

DOGANIN KALBI
Sevgili Yavrum,
Mektubuma bir şiirle başlamak istiyorum:
CAMGÖZ’ÜN ZOR GÜNÜ
“Yunus Emre der: Hoca, Sevgili Çocuk Dostlarım;

Gerekse var bin hacca. Biliyorsunuz ben bir sanatçı kediyim. İşimi çok seviyorum. Sürekli
Hepisinden iyice, çocuklarla birlikte olmak güzel bir duygu. Benim çocukları çok sevdiğimi
herkes bilir. Yalnız geçen gün iki çocuk Sarı ile benim canımızı çok yaktı. İzin
Bir gönüle girmektir.” günümde Narlıbahçe Parkı’na gitmiştik. Sokağımızı ve parkı çok özlemiştim.
Hani yazılı olurken sıra arkadaşın silgi istemiş, sen de Biz parkta koşarken tanımadığımız iki çocuk geldi. Yeni taşınmışlar. Bizi
vermemiştin. Çok üzüldüğünü görünce ondan özür dilemiştin. Ben görünce, hemen kovalamaya başladılar. Bir yandan da taş atıyorlardı.
de bu güzel davranışın üzerine “Gök mavi, başak sarışın./ Tadı ne Taşlar değdikçe canımız yanıyordu. Sarı bir anda parkın ortasındaki
güzel barışın.” diyerek seni tebrik etmiştim. iğde ağacına çıkarak kurtuldu. Ben de tam arkasından çıkacaktım
ki, çocuklardan biri ‘ Yakaladım!’ diye bağırarak kuyruğumu tuttu ve
Güzel yavrum, sadece insanların değil canlı cansız bütün
beni hızla çevirmeye başladı. Tüm park etrafımda dönüyordu. O böyle
varlıkların kalbini kırmamak gerekir. Gözlerinin hayretten açıldığını
yaparken neyse ki sokağımızın yardımsever köpeği Tüylü bizi gördü ve hav-
görür gibi oluyorum. Hemen cevap vereyim: Kuşun kanadını
layarak koşmaya başladı. Çocuk korkmuş olmalı ki beni hızla savurdu ve kaçtı.
incitirsek sevgi dalına konamaz. Ağacın dalını kırarsak sevgi
Ben havada bir süre uçup ilerideki çimlerin üstüne düştüm. Tüylü yanıma gelip
çiçekleri açıp dostluk meyvesini veremez. Havayı kirletirsek bereket ‘ Çok canın yandı mı Camgöz?’ diye sordu. Ben ona teşekkür ederken ‘ İyi ki
getiren yağmurlar yerine zehir yağar üzerimize... her yere çim ekmişler, bir yerim kırılmadı’ dedim.
İşin en acı yanı da nedir biliyor musun? Özür dilediğimizde

Çizim: Hamit YÜKSEK


Evet. Çocukları çok seviyorum ama canımızı yakanları asla!
arkadaşımız bizi affedebilir ama doğa için bu durum geçerli değil.
Çünkü “Dal, rüzgârı affetse de kırılmıştır bir kere.” Yani doğa bizi Hoşçakalın...
affetse de doğal âfetler affetmeyebilir...
Son zamanlarda dünyamızda olan acı gelişmeleri görüyorsun:
sel, fırtına, tusunami ve depremler... Bütün bunlar üzdüğümüz
doğanın ağlaması ve hıçkırıkları olmasın sakın?
Sevgili yavrum, ömrün boyunca doğanın güzelliğini doyasıya
tatmanı ve doğayla her zaman dost kalmanı dilerim...
Seni çok seven baban

12 13
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Sevgili Çocuklar!
Ali BÜYÜKÇAPAR Yüce kitabımız Kur’anı Kerim’i elimize aldığımızda abdestli olalım,
tertemiz mis gibi kokular süründükten sonra ondan istifade etmeye
çalışalım.

Dünya bizim yaşadığımız mekânımız, zaman dediğimiz süreç içerisinde

MAUN SURESI hayata merhaba deriz. Hepimiz biliyoruz ki hayat tek başına yaşanmaz.
Arkadaşlarımız olmalı, akrabalarımız, dostlarımızla iyiliklerimizi paylaşmalı,
dertlerimizi hafifletmeliyiz.

Yaşlanınca insanlar nereye giderler, elbette ahirete değil mi? De-


1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! delerimize, ninelerimize baktığımızda bir gün bizlerin de öyle olacağımız
2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.
aklımıza geliyor mu? Bizleri dünyaya getiren Rabbimiz, tekrar hayat ve-
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, 5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. 7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar. recek, ölümden sonra bizleri huzurunda toplayıp, ikramlarıyla gönül-
lerimizi bahtiyar edecektir.

Mâun Suresi vurucu, dikkat çekici cümlelerle başlar ve dini


yalanlayanları, yetimi koruyup gözetmeyenleri, namazlarına dikkat etme-
yip hafife alanları, ibadetlerinde gösterişe kaçanları ve kötülük yapanları
uyarır. Mâun kelimesi ‘yardımlaşma’ anlamına gelir. Arap dilinde ödünç,
emanet kelimelerinin karşılığında kullanılır. Hayatta her şeye sahip miyiz
diye düşünelim. Bu mümkün değil. O zaman bazı şeyler bizde olacak,
bazı şeyler de başkalarında. Toplum içinde ufak tefek ihtiyaçlarımız için
komşularımızdan, akrabalarımızdan isteklerimiz olur. İşte o vakitlerde
çok dikkatli olmalı, aldığımız eşyaları ödünç alıp verirken gereken özeni
göstermeliyiz. Emanet aldığımız her şeyi vaktinde sahibine geri vermeli ve
Çizim: Hamit YÜKSEK

onlara da teşekkür etmeliyiz.

Dindar insan ahlâklı olur. Ahlâklı olmak mutluluktur. Namazımızı


kılarken başka fikirlerle meşgul olmayalım. Kurallarına uyarak namazlarımızı
vaktinde kılalım, o zaman ne kadar huzurlu olduğumuzu görürüz. Haydi
çocuklar namaz kılalım ve namazda Kâbe’yi düşünelim.

14 15
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
SOMUNCU BABA
ve GÜL ÇOCUK

Kader ve Kazaya
İnanmak

Yazan: Musa TEKTAŞ


Çizen: Çağrı CEBECİ

16 17
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
BAHÇEMIZDEKI TANIRIM BEN YURDUMU
DünyanIn gülüyüm Ben ÇOCUGUN TÜRKÜSÜ
ÇIÇEKLER Menekşeli bağlarından
Dünyanın Gülü Kollarıma güç Kekik kokan dağlarından
Bin bir renkle gülüyor Kahramanlık çağlarından
Çoban kaval çalar Bayrağıma burç
Bahçemizde çiçekler Tanırım ben yurdumu
Beni çağırır Sevilmen mi hiç Gururla süzülüyor
Sen Anadolu’m Uçuşan kelebekler Coşkun akan sellerinden
Asker türkü söyler Şehid abidelerinden
Bana seslenir Havam suyum Ayrıdır her çiçeğin Yanık türkülerinden
Annem ninni söyler Evim köyüm Adı, şekli, kokusu Tanırım ben yurdumu
Hele şu kelebeğin
Beni uyutur Bütün her şeyim
Rengi pek hoş doğrusu Eşsiz güzelliklerinden
Sen Anadolu’m
Çocuklar topaç çevirir Renkli çiçeklerinden
Hazırlıyor çiçekler Uğur böceklerinden
Beni anarlar Gerçek şurası Baharın neşesini Tanırım ben yurdumu
Babam işten döner Türk’ün burası Sonra da kelebekler
Beni arar Dede mirası Okuyor bestesini Eli nasırlı analarından
Annem örgü örer Sen Anadolu’m Hasan NAHİT Elâ gözlü balalarından
Bana giydirir Yiğit şanlı atalarından
Uçaklar geçer Mustafa TÜRK Tanırım ben yurdumu
Beni coşturur
Mevlânâ’dan Yunus’undan
Yavuz’undan Fatih’inden
Velhasıl Süleymaniye Camii’nden
Dünyanın gülüyüm ben Tanırım ben yurdumu

Cahit ZARİFOĞLU Ay-yıldızlı bayrağından


Sürüp gelen çağlarından
Malazgirt Ovalarından
Tanırım ben yurdumu

Fatih EMİRHAN

18 19
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Kadriye BAYRAKTAR
PEYGAMBERIMIZ
ve DUA
Bahar gelmiş ağaçlar çiçekler açmıştı. Çiçekler dört bir taraftan gülümsü-
yordu. Her yıl Yeşil Ova’da bir adet vardı. Bahar gelince şenlikler yapılır yarışmalar
düzenlenirdi. Bu yılda güvercinler yarış yapacaklardı. Yeşil ovadan karlı tepeye
uçacaklardı. Bu tepe ile Yeşil Ova arasında yedi tepe daha vardı. Her tepenin
üzerinde bir kuş ağzında bir mendil ile beklemekteydi. En çok kim yazılı mendil
bulursa o birinci olacaktı. Mendillerin üzerinde ne yazdığı da büyük bir merak
konusuydu. Birinci olana altın madalya verilecekti.

Yarışma günü gelince Yeşil Ova’da bütün güvercinler toplandı. Ama bu


yarışma yalnız çocuklar içindi. Yanlarında juri üyeleriyle birlikte uçacaklardı. Bu
güvercinleri cesaretlendirme ve etrafı tanıtmak içindi aynı zamanda. Şehzadenin
çocukları da katılmıştı. Topkanat, güvercinler toplanmışken bir de konuşma
yaptı:

Değerli dostlar! Sevgili yavrularım! Bu gün bahara hoş geldin deyip aramıza
Çizim: Ayşegül COŞKUN

katılan çiçeklere, bütün yeni doğan varlıklara hoş geldin diyorum. Benim, sevgili
yavrulara yarışmaya başladıkları zaman bazı önerilerim olacak. Onlara besme-
lesiz hiçbir işe başlamamalarını öneririm. Dua en büyük güçtür. Dua deyince
birkaç hatırlatma yapmak istedim şimdi… Peygamberimizin her anı dua imiş.
Su içerken “Bismillah” der üç yudumda içer sonunda “Elhamdülillah” dermiş.
Geceleyin yatmak üzere yatağına girdiği zaman, sağ elini sağ yanağının altına
kor; “ Allah’ım! Senin isminle diriliyor, senin isminle ölüyorum” Yine yeni elbise
satın alsa elbiseyi hayırlı yerlerde, hayırlı işlerde giymek için niyette bulunur:
“Avret yerimi örtecek elbiseyi bana ihsan eden ve giyindiğimde beni güzelleştiren
Rabbime hamd olsun” dermiş. Odamızda kimse yok bizi kim görecek demeye-
lim. Her daim bizimle beraber olan melekleri unutmayalım. “Bismillâh” gözle
göremediğimiz manevi varlıklar olan meleklere ve cinlere perdedir… Bunun gibi
gün içinde yapılması gereken birçok dua var. Diğerlerini de siz öğrenin derim…
Allah duaları makbul olan kullardan eylesin bizleri…

Konuşmasını tamamlayan Topkanat, başla emrini verir vermez bütün


güvercinler kanat açar göklere… Ve yarışma başlar.

20 21
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Nasreddin Hoca’dan Tilki ile Sadık YALSIZUÇANLAR
Mehmet NEVRUZ
Tebessüm İncileri Oduncu Masalı
Tilki, avcıların namlusundan kaçarken bir oduncu çıktı karşısına.
‘Aman ocağına düştüm’ diye yalvardı, ‘kurban olayım
BOĞAZINA ATEŞ DÜŞTÜĞÜ ZAMAN bir yer göster de saklanayım.’
Oduncu,
Nasreddin Hoca’nın evine tüccar bir arkadaşı misafir olmuş. ‘benim kulübeye gir hemen’ dedi.
Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına Avcılar yetişti ya, Tilki’nin yerinde yeller esiyordu.
atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana Soluk soluğa kalmışlardı,
doğru dikmiş ve yanmanın etkisinin gitmesini beklerken de başını tavan- ‘selamun aleykum’ dediler.
dan indirmeyip sormuş : Oduncu,
‘ve aleyküm selam’ diye karşıladı.
Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız? ‘Hemşerim, bir tilki gördün mü buralarda?’ diye sordular.
Oduncu,
Hoca hemen:
‘yok’ dedi, ‘görmedim’
Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş. Dedi ama, bir yandan da, eliyle kulübeyi işaret ediyordu,
‘içerde’ demeye getiriyordu.
(Yemek yerken acele etmemeliyiz. Yavaş yavaş yersek boğazımız yanmaz, Avcılar bir şey anlamadı hallerinden, çekip gittiler.
canımız yanmaz, anlamsız sorular sormayız.) Tehlikenin savuştuğunu gören tilki çıktı, uzaklaşmaya başladı.
Oduncu bağırdı arkasından,
‘yahu bir teşekkür yok mu?’
‘Olurdu ama, yüzün dost özün düşman olmasaydı’
dedi tilki ve gözden yitti.
Çizim: Hamit YÜKSEK

Çizim: Hamit YÜKSEK


22 23
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Hidayet BEYZA Öncelikle şunu bilmeliyiz; tatil, “hiçbir şey yapmadan sırt üstü yan ge-
lip yatmak“ değildir. Tatil; yapılan rutin işe son vermek, o işe ara vermektir.
Sürekli yapılan işin değiştirilmesi demektir. Çalışma şeklini, öğrenme şeklini,
öğrenilen şeyleri değiştirmek, farklı etkinliklerle yeni bilgiler öğrenmek
demektir.
TATİLİ NASIL Peki, tatilde ne yapalım?

DEĞERLENDİRMELİYİZ Öncelikle büyüklerimizin yardımıyla tatilde neler yapabileceğimize dair


bir planlama yapalım. Bu planlamada şunlara dikkat edebiliriz:

Sevgili Çocuklar! Dinlenme: Özellikle (bu yıl son defa giren) OKS ve ÖSS’ye giren
öğrencilerimiz belki de dinlenmeyi en çok hak edenlerin başında geliyor. SBS
Bir eğitim-öğretim yılının daha sonuna geldik. Hepinizin çok
öğrencilerimiz de ilk denemelerini yaptılar. İnşallah hepsi başarılı olur. Din-
çalışıp, iyi derecelerle bir üst sınıfa geçtiğine inanıyoruz. Ve hepiniz
lenmek, öğlene kadar uyumak, televizyon başında, oyun peşinde koşturmakla
iyi planlanmış bir tatili hak ediyorsunuz.
olmaz. Eş, dost, akraba ziyaretleri düşünülebilir. Seyahat yapılabilir. Gitmiş
olduğumuz yerlerin tarihi ve turistik eserlerini, camilerini, müzelerini, ziyaret
etmek bizlere çok şey kazandıracaktır.

Dini bilgiler: Bulunduğumuz yerdeki Kur’an kurslarına giderek hem


Kur’an-ı Kerim okumayı hem de bilmemiz gereken dini bilgileri öğrenmeliyiz.
Dini eğitimi olmayanlar tek kanatlı kuş gibidir. Tatilde örnek insanların, güzel
model olmuş şahsiyetlerin ziyaretlerine gidilmelidir. Yaşanmış hayatların bi-
zlere söyleyeceği çok şeyleri vardır.

Okul dersleri: Okulu ve derslerini tamamen unutup, kopmamak için o


yılın tekrarı yapılmalı. Hem dersler unutulmamış olur. Hem de bir üst sınıfa
başladığımızda sağlam basamak üzerinden devam ederiz.

Kitap okuma: Yoğun geçen dersler, projeler, sınavlardan dolayı


okuyamadığımız kitapların listesini yapıp, okuyacağımız tarihleri belirlemeliy-
iz. Bunu yapmak işi ciddiye aldığımızı gösterir. Ayrıca seçeceğimiz kitaplar
seviyemize ve yaşımıza uygun olmalıdır. Düzenli okuyan bir öğrenci her ko-
nuda başarılı olmaya hazırdır. Bilgisi, kelime hazinesi, yorum gücü gelişir.

Şimdiden tüm öğrencilerimizi başarılarından dolayı kutluyorum. Güzel


bir yaz tatili geçirmelerini temenni ediyorum.

24 25
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Timur’un fitnesi Rumeli’de fazla etkili zi istiyorum. Mustafa Çelebi’nin Yıldırım
olmamıştı. Bunda Müslüman Türklerin Beyazıt’ın oğlu olup olmadığı şüpheli bu-
Osmanlı adıyla girdikleri her yere huzur lunuyordu. Bu sebeple Osmanlı tarihin-
ve barışı götürmüş olmalarının rolü çok
de kendisine “Düzmece Mustafa” diye
büyüktü. Osmanlı’nın adaleti Hıristiyan
bahsedilmektedir. Gerçeğin ne olduğunu
ahalinin de işine geliyordu.
belki şimdiki tarihçiler ortaya çıkartmış-
Ankara’daki yenilgimiz asıl Anado-
lardır. Öğretmenlerinize bir sorun baka-
lu’yu perişan etmişti. Önce, Balkanlarda-
lım. Veya tarih kitaplarından bir araştırın.

SİZ
ki Hıristiyan devletlerle anlaşmalar yapıp
barış yanlısı padişah olduğumu göster- Tarihimizde buna benzer açıklanması ge-
dim. Onlardan gelecek muhtemel saldı- reken olaylar nelerdir?

Bilirsiniz
rıları böylece engelledikten sonra Bizans Sevgili çocuklar, biraz da kendimden
İmparatoru ile bir anlaşma yaptım. Asıl
bahsedeyim: Orta boylu, yuvarlak yüzlü,
hedefim Anadolu’daki dağınıklığın ve pe-
çatık kaşlı, beyaz tenli, kırmızı yanaklı,
rişanlığın önüne geçmekti.
geniş göğüslü biri idim. Beni tanıdınızsa
Karamanoğlu Mehmet Bey, doğru
kitaplarınızdaki resmime bir bakın baka-
durmamış, ben Rumeli’de iken Osmanlı
1379 yılında Edirne’de doğmuşum. savaşmak zorunda kaldım. Timur’a esir lım tarifime benziyor muyum?
topraklarına saldırmıştı. Onunla yaptığım
Babam Yıldırım Bayezit’in, Ankara yakın- düşen babamı kurtarmak için plan hazır-
larındaki Çubuk ovasındaki bir başka Türk ladım ise de başarılı olamadım. mücadeleyi kazandım. Ege ve Karadeniz Kuvvetli bir vücudum vardı. Gayet
hükümdarı olan Timur karşısında uğradı- kıyılarını da tekrar Osmanlı ülkesine kat- hareketli ve cesurdum. Güreş yapar, çok
Timur, artık Anadolu’yu terk edip tım. Egede tersaneler kurdurarak gemi
ğı yenilgiden sonra, Osmanlı Devleti’ni iyi ok atardım. Tam 214 muharebede
Orta Asya’ya dönmek istiyordu. Osmanlı yapımını hızlandırdım. Hatta Çallı Bey
adeta yeniden kurmak bana nasip oldu. Devleti’ni iyice parçalamak düşüncesiy- bulunmuş ve kırka yakın yara almıştım.
kumandasında Akdeniz’e gönderdiğim
Yıldırım Bayezit’in en küçük oğluy- le Anadolu’daki beylikleri tekrar can- Müslümanlara gösterdiğim adaleti aynı
bir donanma çok başarılı oldu.
dum. Tahsilimi Bursa sarayında tamamla- landırmakla kalmadı, Yıldırım Bayezit’in zamanda Hıristiyanlar’a da gösterdim.
dım daha sonra babam tarafından Amas- oğullarına da bazı haklar tanıdı. Bu çir- Bu arada Osmanlı tarihinin en kanlı
Sözümün eri idim. Verdiğim sözden dön-
ya Sancağı’na vali tayin edildim. Valiliğim kin siyaset sonucunda ağabeylerimden isyanlarından biri olan Şeyh Bedreddin
mezdim. Samimi ve dürüst bir Müslüman
sırasında devlet işlerini öğrendim. Emir Süleyman Rumeli’de, İsa Çelebi isyanını da bastırdım. Bu isyanla uğraş-
tığımız sırada tehlikeli bir hadise daha Türkdüm. İlme ve sanata karşı da merak-
1402’de meydana gelen Ankara Balıkesir’de, Musa Çelebi Bursa’da, ben
de Amasya’da birer hükümdar mevkiine meydana geldi. Ankara savaşı sırasında lıydım. Şiir okur, sanatkârları korurdum.
Muharebesi’nde ben Osmanlı ordusu-
getirilmiştik. Timur’la gittiği veya kaybolduğu sanılan Mevlid yazarı Süleyman Çelebi’yi tanıyor-
nun ihtiyat kuvvetleri komutanlığında
kardeşim(!) Mustafa Çelebi birden bire sunuz değil mi, o benim zamanımda ya-
bulunuyordum. Savaşı Timur kazanmış, Böylece Osmanlı ülkesi karma karı-
ortaya çıkmıştı. İsfendiyaroğulları’nın şamış ünlü biridir. Eli açık, iyi huylu ve cö-
babam ve kardeşim Mustafa Çelebi’yi de şık bir hale getirilmişti. Fetret Devri deni-
yardımıyla Rumeli’ye geçmiş, Bizans’ın da mert biri olduğumu söylerdi… Haa birde
esir almıştı. Bu yenilgiden sonra yanımda len bu karışıklık dönemde kardeşler ara-
yardımıyla iyice güçlenince Osmanlı tah-
bulunan lalam Sofu Beyazit ve ünlü ko- sında da bir saltanat kavgası başlamıştı. zeki ve uyanık biriydim. Bu kadar izahtan
tını eline geçirmek için bize karşı savaş
mutanlardan Bayezit Paşa ile beraber To- Önce İsa Çelebiyi, sonra Emir Süleyman sonra beni tanıdınız değil mi?
açtı. Nihayet yenilerek Limni adasında
kat yoluyla Amasya taraflarına çekildim. ve Musa Çelebi’yi yenerek Osmanlı Dev-
Bizans’ın koruması altında ömrünü ta- Edirne’de 1421 yılında öldüm. Oğ-
Bu arada, Timur’un fitnesiyle şımaran ve letinde birliği sağladım. Artık Anadolu ve
beni çocuk kabul ederek elimdeki top- Rumeli’de tek hükümdar bendim. Hemen mamladı. lum II. Murat cenazemi Bursa’ya getirip
rakları almak isteyen bir takım beylerle ülkemin işleri için çalışmaya koyuldum. Sevgili çocuklar, şunu da bilmeni- buradaki türbeme defnetti.

26 27
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Bunları
Biliyor musunuz ?

DOSTLARI OLMALI İNSANIN BİLMECELER Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi


1- Yargılanmadan asılan şey nedir?
Dostları olmalı insanın
2- Hangi Cüzdana para konmaz? Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi vakfetmiş, gerçek manada tasavvufun in-
Aynen gemilerin limanları gibi 1914-1990 yılları arasında Darende’de ya- sanlığa hizmet olduğunu örnek ahlâkıyla
3- Süt içmeyen bebeğe ne denir? şamış bir örnek insandır. Soy bakımından sergilemiştir. “Allah güzeldir, güzel olanı
Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın
12. batından Somuncu Baba’ya oradan da sever” prensibi ile güzel olan her şeyi in-
4- İtfaiyeciler neden kırmızı kemer
Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimize ulaşan
takar? sanların hizmetine sunmuştur. Yapılan hiz-
nesebiyle 36. kuşaktan Peygamberimizin
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni metleri Allah için yapan ve topluma örnek
soyundandır. Babası Es-Seyyid Hatip Hasan
Cevaplar: 1- Çamaşır 2- Nüfus Efendi, annesi Seyyid İbrahim Taceddin- olan yüce şahsiyetlerden biridir.
Geri döneceğin günü bekleme umuduyla
Cüzdanına 3- Gözbebeği 4- i Veli soyundan Fatıma Hanımdır. Her iki Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin
Bazen rüzgâra o açmalı yelkenini yönden de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in
Pantolonları düşmesin diye bizzat yaptırdığı eserler şunlardır:
soyundandır. 1945-1987 yılları arasında 42
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla -Abdurrahman Erzincanî Camii ve Külliyesi
sene bilfiil Somuncu Baba Camii’nde İmam-
Halatlarını çözmeli Fatma BEDİR Hatip olarak görev yapmıştır. -Darende İmam Hatip Lisesi
-Taceddin-i Veli Mescidi
Seni çok ama çok özlemeli Aynı zamanda tasavvuf ehli ve şair -Şeyh Hamid-i Veli Çeşmesi
Dostları olmalı insanın FIKRA olan Osman Hulûsi Efendi’nin Dîvân-ı Hulû- -Kudret Hamamına giden yolun açılması
si-i Darendevî, Mektûbat-ı Hulûsi-i Daren- -Şeyh Hamid-i Veli Camii’nin İhya ve Ona-
Ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen devî ve Hutbeler adlı eserleri var-
Lokantaya gelen adam bir porsiyon rımı
dır.
Düşünmediklerini düşündüren mantar ısmarlar. Garson mantarla Bu eserlerin yanı sıra birçok eserin
Hayatı boyunca
Seni bir cambaz ipinde güvende tutabilen beraber hesabı da getirir. Müşteri: kendini insanlığa hizmete de yapımına vesile olan Osman Hulûsi Efen-
di 14 Haziran 1990 tarihinde vefat etmiştir.
Gerektiğinde senin için ateşi yutabilen Hesabın yemekten önce getirildiği
Yolunu ısıtan ustan olmalı nerde görülmüş, diyerek kızar.
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini Garson gayet sakin:
Sana verebilmeli soğuk bir kış gününde
Önemli Günler ve Haftalar
Mantar yiyenlerden peşin alıyoruz
Üzerindeki tek gömleğini efendim, bazıları hesabı ödemeden
ölüyor da.
Yasemin DALAK Esra KARAPINAR

Geçen Ay Dergimize Yazı, Şiir ve Resim Gönderenler


Osman Hulusi ATEŞ Somuncu Baba ve Hulusi Babalar Günü
Gökay Yıldırım / Hatay – Hasan Ali Dündar / Malatya – Ümmühan Nur Mandıra / Kocaeli – Gamzenur Dünya Çevre Günü
Efendi’nin Vefatı Efendi Kültür Etkinlikleri Haziran Ayının
5 Haziran
Toprak / İstanbul – Mustafa Kılçık / Gaziantep – Merve Arslan / Kahramanmaraş – Ebru Çakmak / 14 Haziran 1990 21 Haziran 3. Pazar Günü
Bilecik – Yasin Topalak / Kahramanmaraş – Ömer Faruk Baylar / Elazığ – Ömer Faruk Pekdoğan /
Malatya – M. Uğur Öztürk / İstanbul – Sudenur Korkut / İstanbul – Muhammed Özkan / Balıkesir
29
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Çocukca Bulmaca... Hazırlayan: Yusuf HALICI

Sevgili Çocuklar! Tanımlara uygun ve


ortak harfleri ‘H’ olan Esmaül Hüsna’ları tanımlarla Arkadaşlar!
aynı renk olan boşluklara yerleştirerek bulunuz. İpucu Soru işaretlerinin olduğu yerlere uygun
olarak sizlere bazı harflerini de veriyoruz. matematiksel işaretleri koyunuz.

Can veren, Varlığı


can bağışlayan, hayat ve apaçık olan, her şeyde
sağlık veren görünen, aşikâr olan 1? 1?2=3 6?2?2=2
M
Ş

M
Çok Çok 7 ? 3 ? 3 = 12 5?4?5=4 5?2?3=9
merhamet merhamet
eden, büyük R M eden, büyük
nimetler veren nimetler veren

V 4 ? 4 ? 3 = 24 7?2?3=3

Sıfatlarında, Bütün
Z

işlerinde, isimlerinde zamanlarda ve her


asla ortağı ve benzeri yerde hazır ve nazır olan,
olmayan, tek her şeyi gören Mayıs Ayı Çengel Bulmacanın Çözümü
Şifre: CENNET ANALARIN AYAĞI ALTINDADIR
Sonsuzda Nisan Ayı Çengel Bulmaca
olsa tek tek her şeyin
A N A Hediye Kazananlar
Peygamberimizle

A F A D
Çocuğu olan kadın,

3
Bir kimseyi, Medinelilerin ilk buluşup
Bir nota anne
tanımlamaya, Peygamberimize biat
bildirmeye ettikleri yer

sayısını bilen
yarayan sšz,
İsim Mekke ve Medine’ninde
Kur’an’ın Güneydoğu Anadolu
ilk suresi bšlgemizden bir ilimiz içinde bulunduğu
yarımada

Karadeniz bšlgesine

T A DM İ T A K A
šzgŸ bir tŸr
balıkçı teknesi

1- Ömer Baki DURMAZ - AMASYA


Tehlike anında
yapılan yardım çığlığı

A T AY K A R 7
Dünya’nın uydusu

2- Gözde Gülsüm AYDIN - MERSİN


Kışın yağar

Bir renk,
kara

L
K i ş i n i n

İ
YŸk

İ S M A B A
geçmişte

6
çeken VŸcudumuzda
yaşamış olan
bir hayvan bŸyŸkleri dolaşan sıvı

Aşağıda 3- Elif DAĞIN - ELAZIĞ


Ahilik Hz.
ocağından İbrahim
olan (as)’ın İsmin bulunma eki veya
kimse oğlu fiilin hikaye zamanı

Peygamberimizin bir A H İ R E D E B
A H Z N I V
Bebek için hazırlanan İyi ahlak,
yiyeceklerin genel adı incelik, terbiye

4- Abdulkadir YILDIZ - ELAZIĞ


hadisi şerifi şifre ile Ç AY B
5 Yšnlerden
doğunun karşıtı

A
4
T I İ
8

5- Sevgi DUMAN - MERSİN


B O L M D R yazılmıştır. Tabloya A K A R İ S
Sıvı maddelerin özelliği
Kahvaltıda da içilen veya İnce uzun nesne veya Bir yangın sonucu çıkan
sıcak bir içecek gelir getiren insan saçının her biri duman

6- Belgin YILMAZ - İSTANBUL


C A H B E
İslamın şartlarından,

K A T
1 2

bakarak şifreyi çözün ve


hem mal hem bedenle
yapılan ibadet

Sıkmak Mekke’de
fiilinin emri bulunan

7- Enes İNCEKARA - KARABÜK


Allah’ın evi

C T E S A I hadisi şerifi bulun. S I K A D A


Dört tarafı denizle çevrili
kara parçası
10

Y 8- Aysun USLU - İSTANBUL


R A İ N
Yaban hayvanlarının

Tren yolu 9 kendilerine yuva


edindikleri kovuk,
mağara

9- Fatih BURAK - ANKARA


B AC A
Kur’an’ı Kerim’in
ikinci suresi

Duman ve isin
çıktığı yer

10- Miraç UĞUR - ANKARA

30 31
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008
Hediyeli
Çengel Bulmaca Haziran HazÜrlayan: Hamidullah HalÜcÜ

Beyaz Kulaða
14 Bir erkek
ismi takÜlÜr 4 6 Bir meyve
Ruh,
Çiðneme ölümle Görme
vücuttan Gülünç
organÜmÜz ayrÜlan organÜmÜz

Marmara 1
Bölgesinde
bir ilimiz

Fakat
Anadolu Daki- Milattan 2
AjansÜ’nÜn kadan Önce’nin
kÜsa küçük kÜsa yazÜlÜíÜ
yazÜlÜíÜ zaman
birimi
Araçlar- Telli bir
Komíumuz Suri- daki müzik
ye’nin baíkenti elektrik
aleti
deposu
Can almakla Kiíi, íahÜs, Gülleriy-
görevli melek âdemoðlu le ünlü
ilimiz

11 AtlarÜn
12
Almaktan Araç tekeri SÜcaklÜk
ayaðÜna
emir
çakÜlÜr
Ekmek
Çoðun tersi 3 9 yapÜlan Haf-
íey tanÜn
5
Dikenli bir Dünya- günle-
’nÜn rinden
hayvan uydusu

Okul Asmaktan
gereçlerinden emir

Vakit
10 8
Arapçada
bir harf namazlarÜndan

SÜcakta
13 7 Silahlardan
vücuttan
çÜkan sÜvÜ
çÜkan delici ñsimlerin Bir
alt alta nota
íey, kuríun yazÜlmasÜyla
oluíur

Küçük
aletler için
kullanÜlan güç
kaynaðÜ, batarya

Suyun akmasÜnÜ
önlemek için
Çok küçük yapÜlan kalÜn
duvar, engel

BulmacayÜ çözdükten sonra, rakamlarÜn bulunduðu karelerdeki harfleri aíaðÜdaki kutucuklara yazarak íifreyi bulun

1 2 3 4 5 5 6 7 8 9 5 10 11 3 12

9 5 9 8 13 6 6 3 14 13

Sevgili arkadaílar, yukarÜdaki bulduðunuz íifreyi yazarak fotoðrafÜnÜz ile birlikte aíaðÜdaki adresimize gön-
deren veya cocuk@somuncubaba.net’e mail atan ilk 10 kiíiye Nasihat YayÜnlarÜ tarafÜndan Somuncu Baba’nÜn
hayatÜnÜ anlatan “Gülíenin Solmayan Gülü” adlÜ kitap hediye edilecektir.
ìifre (Haziran):..........................................................................................................................
AdÜ SoyadÜ:...............................................................................................................................
Adresi:......................................................................................................................................
E-posta:..........................................................................Tel:.....................................................

Adres: Somuncubaba Çocuk Dergisi “Çengel Bulmaca Haziran”


32
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2008 Zaviye Mah. Hulusi Efendi Cad. No:71 (44700) Darende / MALATYA
Albümü

A. Şemsettin BARTIK Ahmet YILDIZ Ali A. KURTAĞZI Ayten AHMETKAHYA Ayşe TAŞ

Betül GÖNCÜ Beyza BAYIR Buğra AKBAŞ Elif Eylül KOÇ Elif TAŞ

Enes Efe TÜZÜN Enes İNCEKARA Halil YILDIZ Hamit K. ÇELİKKAYA Hasan Hulusi TIKI

Hasan H. KESENCELİ Kübra ÇEVİK Muhammet AKBAŞ Rabia AKBAŞ Salih Enes ŞAHİN

S. ÜSTÜNDAĞ Y. Emre YALÇIN Zeliha KARADEMİR Ömer Taha KOYUN İlayda GİRGİN

Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız cocuk@somuncubaba.net adresimize gönderiniz.
“Ceddim Şeyh Hâmid-i Veli, Darende’nin Zaviye

mahallesinde bir müddet yaşadı ve burada vefat etti.

Övülen kullardandı, onun için ismine

Hâmid Hamideddin denildi.

O güzel insanın hayatının son günlerinde bu mekânda

kendini gizlediği görüldü. Meraklıları onu bulup, onun

övülmüş ahlakından, sözlerinden istifade ettiler.

Onun kandil gibi parlayan yüzü, karanlıkları aydınlattı.

Onun burada vefat etmesi, mezarının burada/

Darende’de olması bu topraklar için şereftir.”

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)

Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir.

You might also like