You are on page 1of 19

Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir.

“Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”

“Peygamber Efendimiz: “Çocukların anne-babası üzerinde


başlıca üç hakkı vardır.” buyuruyorlar. “Bunlardan birincisi,
doğduğu zaman ona güzel bir isim koyması, ikincisi eğitim çağına
girer girmez okula gönderip bilgi öğretmesi, üçüncüsü de çağı
geldiği zaman onu evlendirip bir yuva sahibi yapmasıdır.” Yıl: 2 Sayı: 17

Anne ve babaların çocuklarını ümitli ve verimli bir geleceğe Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Mayıs 2008
kavuşturmaları ve mürüvvetini görmeleri, onların eğitim ve
öğretimine özen göstermeleri ile mümkün olur. Aksi takdirde,
ne kendileri için ne de millet ve memleket için onlardan yeterli bir
vazife ve hizmet beklemeye hakları olmaz. Terbiye ve
eğitimine önem verilmeyen bir evlattan, dünyada bir fayda
göremeyen ana ve babalar ahirette de, cemiyete faydalı bir insan
yetiştiremedikleri için sorumlu olacaklardır.”

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)


Tezhip: Betül OKKA

Albümü

(Bir Ayet)
“İnsana da, anne babasına iyi davranmasını
emrettik. Annesi onu her gün biraz daha
güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten Abdullah GÜRBÜZ Atakan ŞENYİĞİT Buğra Kemal EMÜL Ceren TAŞPINAR Dilara MALKOÇ

kesilmesi de iki yıl içinde olur.” (İşte onun için)


insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana
şükret. Dönüş banadır.”
Lokman Suresi, 14.Ayet

Elif TOKSÖZLÜ Elif Liva KUŞ Emir Y. HACIKÖYLÜ Fahim BAMYACI Şule TERZİ

(Bir Hadis) Gülşah MALKOÇ Hamidettin YAYLA Hasan B. ÇİFTÇİ İlayda DOĞAN İsmail H. DOĞAN
“Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Bir adam gelerek:
“Ey Allah’ın Resulu iyi davranıp hoş sohbette bulunmama
en çok kim hak sahibidir?” diye sordu. Hz. Peygamber: “Annen!” diye
cevap verdi. Adam: “Sonra kim?” dedi, Resulullah “Annen!” diye cevap
verdi. Adam tekrar: “Sonra kim?” dedi Resulullah yine: “Annen!”
diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: “Sonra kim?”
İsmet TIKI M. Arda TÜRKÖZ Merve B. DEMİRCİOĞLU Murat GÜMÜŞSUYU Mustafa ÇELİK
Resulullah bu dördüncüyü: “Baban!” diye cevapladı.
” (Buhari, Edeb 2; Muslim, Birr 1, (2548)

Necmiye S. YAYLA Recep ŞANLIDAĞ Samed C. ÇETİNKAYA Zehra KARA Zeynep YARDIBI

Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız cocuk@somuncubaba.net adresimize gönderiniz.
cocuk@somuncubaba.net
Musa Tektaş

Editör’den Merhaba
Sevgili Arkadaşlar!
Bir evladın üzerinde en çok anne ve babasının hakkı vardır. Yüce
Allah’ımız yüce kitabında kendine kulluktan sonra ana ve babaya karşı gö-
rev ve sorumluluklarımızı emretmektedir. Anaya-babaya iyilik edenlerin
dünya ve ahirette güzel şeylerle ödüllendirileceklerini belirtmiştir. Allah’a
kulluktan sonra ana-babanın sözünden çıkmamak, bize yüce dinimizin em-
ridir. Peygamberimizin hadislerinde annenin hakkı babanın hakkından daha
“Hakk’ın sana çok önde tutulmuştur. Çünkü:
Her türlü gelişmemiz için en değerli katkıyı annelerimiz yapmaktadır. Bizi
olan sevgisi, anne yetiştirip terbiye eden odur. Eğitimimize aile yuvasından itibaren en çok emek
sevgisi olarak harcayan yine odur.
belirdiği için Allah nimetlerini karşılıksız verdiği gibi annelerimiz de biz çocuklarının
ihtiyaçlarını hiçbir karşılık beklemeden seve seve yerine getirirler.
annen seni çok Dünya üzerinde ilk kadın ve ilk anne Hazreti Havva’dır. Hz. Âdem’ in
sevdi. Seni eşi ve insanlık âleminin annesi odur. Dünya hayatında ilk aile yuvasını kuran
Hz. Âdem ile Hz. Havva’dır. Bunların evliliklerinden çocuklar, torunlar ve
bağrına bastı, günümüze kadar gelen insanlık nesli türemiştir.
esirgedi, sana Annelerin en şanslısı ise, muhakkak ki Sevgili Peygamberimizin annesi
Hz. Âmine’dir. Kureyş’in hatırı sayılır bir ailesinin kızı olan Âmine validemiz
şefkat gösterdi.” yine Kureyş’in en seçkin genci olan Hz. Abdullah ile evlenmiştir.
Hz. Peygamber altı yaşında iken Âmine, oğlu ve Ümmü Eymen
adındaki cariyesiyle birlikte Medine’ye gitmek üzere yola çık-
mıştır. Yolculuğun amacı, akrabaları ve Abdullah’ın kabrini
ziyaret etmekti. Ancak Âmine Medine’de bir ay kaldık-
tan sonra Mekke’ye dönerken çok genç yaşta Ebva’da
vefat etti. Vefatı sırasında oğlunun yüzüne bakarak
şu sözleri söylemişti: “Her yaşayan ölür, her yeni
eskir, her çok tükenir. Ben de öleceğim, fakat ebe-
dî anılacağım; hayırlı bir evlat bırakıyorum.”
Hz Peygamberin, Hicretin altıncı yılında anne-
sinin kabrini ziyaret ederken onun şefkatini hatır-
layarak gözlerinin yaşardığı bilinmektedir.
Bir annenin çocuğuna olan sevgi ve şefkati nasıl
doğal ise, çocuğun annesine olan bağlılık ve sevgisi
de o kadar doğaldır. Bebekken annesinin kucağın-
da kendini emin hisseden, huzur bulan çocuklar, bü-
yüdüklerinde de bu aradaki ilgiyi saygı ve hizmet olarak
gösterirler.
Somuncu Baba Çocuk Dergisi / Mayıs 2008 Yıl: 2 Sayı: 17
Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir.
İçindekiler
Benim Güzel Sokağım ....................4 Şiirler .............................................18
İmtiyaz Sahibi ve
Genel Yayın Yönetmeni Sırrı ER Efendimiz ve Umeyr ......................20

Sebahaddin ATEŞ Dünya Masalları .............................6 Kadriye BAYRAKTAR 24


Ahmet EFE Eşek Kaybolunca.............................22
Basım Tarihi: Mayıs 2008
Güzel Darende ...............................8 Mehmet NEVRUZ
Yazı İşleri Müdürü
Yaşar ÖZKAN
Hulûsi YAYLA Kedisiz Et Etsiz Kedi Masalı .............23
Can Anneciğim ...............................10
Yayın Editörü Sadık YALSIZUÇANLAR
Musa TEKTAŞ M. Aybike SİNAN
Cennet Anaların Ayağı Altındadır ....24
Grafik Tasarım ve Uygulama Güzellik Çiçekleri ...........................12
Şenol GÜRSOY
Zeynep BARTINLI
Bestami YAZGAN
Hidayet BEYZA
13
Siz Bilirsiniz ....................................26
Korhan ŞENOL Tiyatrocu Camgöz ..........................13
Zeki GÜREL
Kapak Çizim Raziye SAĞLAM
Hamit YÜKSEK
Kureyş Suresi............................................14 Güvercin Postası .............................28
Dağıtım Ali BÜYÜKÇAPAR Bunları Biliyor Musunuz? ................29
K.D.D
Somuncu Baba ve Gül Çocuk .........16 Çocukca Bulmaca ..........................30
CTP - Kalıp Çıkış
Musa TEKTAŞ Hediyeli Çengel Bulmaca ...............32
4
Bizim Repro: (312) 341 10 20 - 21

Baskı & Üretim


Ajans Türk Basın ve Basım Sanayi A.Ş
İstanbul Yolu 7. Km.
Necdet Evliyagil Cad. No: 24
Batıkent/ANKARA Tel: 0 (312) 278 08 24
18
Basım-Yayım-Dağıtım-Pazarlama
VİSAN İktisadi İşletmesi
Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad.
14
No: 71 (44700) Darende / MALATYA
Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79
www.somuncubaba.net - cocuk@somuncubaba.net

Dergimizde yayınlanan yazı ve çizimlerden, yazarları ve


çizerleri mesuldür. Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.
Bahçemize çiçek diktik, fidan diktik. Sı- havada takla atan cinsten. Beklemeye sabrım
cak yaz günlerinde susuz bırakmadık onları. yok, hemen alınmasını istiyorum.
Sırrı ER Gözümüz gibi baktık. Buna rağmen hızlı bir Babam yine her zamanki gibi sakin, tane
şekilde büyümüyorlardı. Merakla sordum ba- tane konuşuyor:
bama:
— Okullar kapanınca seninle kuş pazarı-
— Niçin bu kadar yavaş büyüyorlar?
Benim Güzel Sokağım — “Ağaç bir ayda büyür mü oğlum? ”
na gidelim, sen hangisini beğenirsen bir çift
güvercin alalım. Yalnız biraz sabretmen lazım.
Bu sokakta doğdum. Bu sokakta öğrendim; oyunu, paylaşmayı, arkadaşlığı… dedi babam. Sen de yavaş büyüyorsun. Biz Şimdi alırsak derslerin ne olacak? Güvercin
sana kızıyor muyuz? beslemek kolay değildir.
Siyah önlük, beyaz yaka, elimde küçük çantam. Okula bu sokakta başladım.
Babam haklıydı galiba. Bir ayda ağaç bü- Ne kadar iyi bir babam var benim. Ne
Anılarım ve arkadaşlarım… Hepsi bu sokakta. yür müydü? istersem alacakmış. Güvercin, futbol topu,
Evimizin önünde kocaman bir bahçemiz var. İçinde de birçok meyve ağacı. İş yerinden gül fideleri getirdi babam. Bah- bisiklet…
En çok olan kayısı ve kiraz, bir tane de dut ağacı. çemizin en güzel köşelerine diktik. Odamın — Sen yeter ki oku, diyor bana. Sırasıyla
penceresinden bile görebiliyordum. Bir büyü- alacağım hepsini. Hepsinin bir zamanı var.
seydi ne kadar güzel olurdu, kan kırmızısı, hoş Sabretmeyi de öğrenmelisin.
kokulu güller. Okuyacağım. Çok çalışkan olacağım. An-
Babam benden daha çok hevesli. nemi, babamı, öğretmenimi sevindireceğim.
— Hele bir büyüsün de gör, diyor. Komşuluk bu sokakta öğrenilir, dostluk bu
Babam, Ispartalı bir arkadaşından gül su- sokakta. Her yaz tabak tabak kayısı ve kiraz
yunun nasıl yapıldığını öğrenmiş. Bizim de gül dağıtırız komşulara.
suyu yapacağımızı söylüyor: “Göz hakkı olur, gelip geçerken
— “Çok yaparız, küçük şişelere doldu- ağaçta görüyorlar oğlum, canları çeker” di-
ruruz, öğretmenine ve arkadaşlarına hediye yor annem.
edersin” diyor. Neşeli bir şekilde bana soru- Okulların bir an önce kapanmasını bek-
yor: liyorum. Aklım fikrim güvercinlerde. Gül
— Bu teklifimi beğendin mi gül çocuk? ağaçlarımız da büyüyecek. Gül suyu yapıp
arkadaşlarıma dağıtacağım.
Beğenmek ne demek, sevinçten uçuyorum.
Babamı çok seviyorum. Benim güzel sokağım… Her şey güzel,
herkes mutlu.
Öğretmenim de bu sokakta oturuyor. Çok
sevdiğim canım öğretmenim. Yolda karşıla- Bazen bir şey kafama takılıyor.
şırız bazen. Beni okulun dışında görmesini Günün birinde bizim sokakta da evler yıkı-
istemem. Utanırım kendisinden. Nedendir lıp apartmanlar yapılırsa…
bilmem… Her yer beton yığını haline gelirse…
En iyi arkadaşlarım bu sokakta oturuyorlar. Bahçemiz, oyun oynayacak boş alanlar
Hepsini çok seviyorum. Onlar da beni sevi- kalmazsa…
yorlar.
Ağaçlarımız, fidanlarımız kesilirse…
Bahar gelince bizim sokak çok güzelleşir.
Bahçeler yemyeşil olur. Her taraf çiçek kokar. Bu güzel sokaktan taşınmak zorunda ka-
Ağaçların altında yorgunluk çayları içilir. lırsak…
Bir çift güvercin aldıracağım babama. Süt Doğrusunu isterseniz, bunları düşünmek
gibi, kar gibi beyaz olmalı. Ayakları paçalı, bile rahatsız ediyor beni.

4 5
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
6 7
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba
Somuncu Baba Çocuk
Çocuk Dergisi
Dergisi -- ŞUBAT
MAYIS 2008
Somuncu Baba’nın Hayatı Burayı çok
beğenmişlerdi.
Tohma çayı
yeşillikler
Güzel Darende arasında coşkulu
akıyordu. Çok
Yazan ve Çizen: Yaşar ÖZKAN beğendikleri bu
beldede kalmaya
karar verdiler.
Önce Darende’nin
Gerimter köyüne
Sabahleyin kafile;
gittiler.
Lokman ve ailesi
ile vedalaşarak
yola çıktı. Aradan Burada Necmiye Sultan’ın babası Abdurrahman Erzincani Hazretlerini ve
iki saat geçmişti. diğer akrabalarını ziyaret ettiler. Annesi önceki senelerde vefat etmişti.
Fakat Lokman Kucaklaşmada sevinç ve hüzün bir arada yaşanmıştı.
pencerenin Erzincani Hazretleri kızını yanına çağırdı. Birlikte rahmetli annesinin
önündeki sedire odasına geçtiler. Annesi Hatice Hanım, kızına bir sandık bırakmıştı.
oturmuş, hâlâ Babası sandığı ona verip dışarı çıktı. Necmiye Sultan sandığı açtı. İçinde
o tarafa doğru ona bıraktığı emanetler vardı. Necmiye Sultan hüzünlenmiş ağlıyordu.
bakıyordu.

Ayşe Hüma, yanına gelerek onu teselli etmiş, hüzün bulutlarının dağılmasına
yardımcı olmuştu.

Hamid-i Veli
Hazretlerinin
yol arkadaşları
kafileden sıra
ile helalleşerek
ayrılmışlardı. Günler
süren yolculuk
sonrasında Hamid-i
Veli, hanımı, oğlu ve
gelini Darende’ye
geldiler.

8 9
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Bahar en güzel tarafından yakala- duğunu göreceksin. Annelik öyle meşakkatli
M. Aybike SİNAN mıştı kendisini... bir görev ki bilemezsin. Sen ne yapsan da
kızamıyorum yavrum sana. Ancak çok yorul-
İçeride temizlik yapan annesinin sesiy-
duğumu ve yıprandığımı bilmelisin artık.
le yerinden doğruldu. Annesinin yanına gitti.
CAN ANNECİĞİM Odasında dağıttığı oyuncaklarını ve çamaşır- Zeynep Ceren, içinin ezildiğini hissetti.
larını topluyordu annesi... Çok kızmışa benzi-
Baharın en güzel günleriydi. Hemen işe koyuldu. Elbiselerini kat-
yordu. Zeynep Ceren, bir anda odasının ne
ladı, oyuncuklarını topladı. Masasına yığdığı
Salkım saçak bir güzellik konmuştu kadar dağınık olduğunu gördü. Zavallı annesi
kitap ve defterlerini, kalemlerini düzenledi.
mevsimin omuzlarına. Çevredeki varlıklar koca evi her gün temizlemesine rağmen ken-
Az sonra odasının ne kadar temiz ve düzenli
güzelleşmek için ellerinden geleni ardı- disinin ve kardeşinin yaramazlıklarıyla kısa za-
olduğunu görünce yüreğine derin bir ferahlık
na koymuyor gibiydiler. Dallar çiçek çiçek manda yeni baştan dağılıyordu...
gelip oturmuştu. Dağıtmak kolay, temizle-
süslenmiş, vadiler kır çiçeklerinin işgali al- Kapıda donup kalmıştı. mek ve toplamak çok zordu. Bunu, bugün
tındaydı. Zeynep Ceren, oturduğu balkon- çok iyi öğrenmişti. Kalktı, bir hikâye kitabı
dan sessizce etrafı seyrediyordu. Saatlerdir İçeri girmeye utanıyordu aslında. De-
alıp masasına geçti. Kitabın başındaki söz
yerinden kalkmamış, dalmış gitmişti tabiatın falarca söz vermesine rağmen sözünün ge-
hemen dikkatini çekmişti. Peygamber Efendi-
efsununa. reklerini bir türlü yerine getirememiş, aksine
miz Hazreti Muhammet (s.a.v.)’in sözüydü:
daha fenalarını tekrarlamıştı. İnci Hanım, boş
gözlerle kendini seyreden yavrusuna uzun “Cennet anaların ayakları altındadır”
uzun baktıktan sonra:
Birden ürpermişti. Annelik bu kadar
—“Zeynep’im” dedi. “Görüyorsun, kutsaldı işte. Yıllardan beri annesinin hiç
yine odanı topluyorum. Bunun kolay oldu- şikâyet etmeden yaptığı işlere kendisi bir gün
ğunu sanıyorsun ancak benim için hiç de dahi dayanamazdı.
kolay değil yavrum. Her gün hem dışarıda
Dışarı çıktı. Baharı kucaklayacaktı.
çalışmak, sonra da gelip böyle sorumsuzca
Bahçede rüzgâr gibi esti. Her taraf sümbül,
dağıttığınız bu koca evi temizlemek beni ge-
menekşe ve rengârenk güllerle dolu dolu idi.
reğinden fazla yoruyor kızım.”
Kır çiçeklerinden büyükçe bir demet yaptı ve
Zeynep, hâlâ önüne bakıyordu. koşarak annesinin yanına gitti ve çiçekleri
uzatırken:
Ne diyeceğini bilemiyordu. Annesi
çok doğru söylüyordu. Odasına attığı elbi- —Canım anneciğim, sen evimizin
seler ve oyuncaklardan halı gözükmüyordu. huzuru, aydınlığısın. Ne olur kusurlarımı affet.
Adım atacak yer kalmamıştı neredeyse. Hem Biliyorum “zaten hiç kızmamıştım ki” diyecek-
elbiseleri de kirlenmişti ayakaltı olduğu için. sin. Sen bir meleksin, seni çok seviyorum,
Sesi çıkmıyordu utancından. Dili tutulmuş gi- canım anneciğim, dedi ve annesine sarıldı.
biydi. Annesi devam etti:
Anne kız sarmaş dolaş, uzun süre öy-
—Yavrum, ileride sen de anne oldu- lece kalakaldılar.
ğunda bu söylediklerimin ne kadar doğru ol-

10 11
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS2008
Kedi Camgöz’ün Günlügü
Bestami YAZGAN Raziye SAĞLAM

TİYATROCU CAMGÖZ
Sevgili Çocuk Dostlarım; Ben sahneye çıkınca bir anda sessiz-
Ben artık bir tiyatrocu kediyim. Geçen lik oldu. Yedi Cücelerden kel olan beni
sayıdan hatırlarsınız Sarı ile gizlice tiyatroya kucağına aldı ve küçücük parmaklarıyla
Güzel Kızım,
gidip bir anda kendimizi sahnede bulmuş- tüylerimi okşarken yönetmen:
Her gün okula giderken dakikalarca aynanın karşısında duruyorsun. tuk. Salondaki tüm çocukların bize karşı il- - Artık bu kedicikten sen sorumlu-
Saçını tarıyor, tokalarını takıyorsun. Ben de sevgiyle seyrediyorum seni.
gisini gören yönetmen sahneye çıktı ve beni sun. O bizim en yeni oyuncumuz, dedi.
göstererek: O günden sonra haftada iki kez Pamuk
Kılık ve kıyafetine dikkat etmen beni çok sevindiriyor.
- Çocuklar! Bugünden başlayarak bu Prenses ve Yedi Cücelerle sahneye çıkıyo-
Güzel yavrum, geçenlerde altı tane defter almıştık. Bu Türkçe, bu sevimli kediciğin de oyunda yer almasını is- rum. Her oyundan sonra bana çok güzel
ter misiniz? diye bağırdı. Çocuklar hep bir yiyecekler veriyorlar. Rolümü merak mı
matematik, bu da hayat bilgisi diyerek kaplamıştık onları. Üç defter ağızdan neşe içinde: ediyorsunuz? Hemen söyleyeyim:
artmıştı. Onların hangi ders için olduğunu sorduğumda Babacığım, - Eveet! deyince birden gök gürlü- - Pamuk Prenses’in üvey annesi kötü
yor sandım. Korkudan tüylerimin havaya kalpli kraliçenin kedisiyim ve oyun boyun-
sınıfımızda deftere ihtiyacı olan bir arkadaşım var. Bunları onun için
kalktığını hissettim. Şaşkınlık içinde öylece ca yanından hiç ayrılmıyorum. Ancak Pa-
aldım. demiştin. Sadece yüzünün değil özünün de güzel olduğunu dururken yönetmenin bana “Gel” dediği- muk Prenses’e sinirlendiğinde rol gereği
ni duydum. Çocukların arasından koşarak beni hızla kucağından yere atıyor. Kötü
görünce daha bir sevindim.
sahneye çıktım. Daha önce de demiştim ya kalpli kraliçeden ben de korkuyorum ama
Canım kızım, her akşam okulda öğrendiğin bilgileri heyecanla bize sahne tozunu yutmuştum bir kez. sanat için katlanıyoruz işte. Anladım ki
sanatçı olmak hiç de kolay değilmiş.
anlatman yok mu? Dünyalar benim oluyor. İçimden diyorum ki: Sade-
Hoşçakalın...
ce yüzü ve özü değil, gün geçtikçe biricik kızımın aklı da güzelleşiyor.

Bütün bu güzellikleri gördükçe senin baban olmaktan mutluluk duyu-

yorum. Yüce Mevlâ, seni de her zaman mutlu etsin. Yüzündeki, özün-

deki ve aklındaki güzellik çiçekleri hiç solmasın, benim çiçek yavrum...

Seni çok seven baban

Çizim: Hamit YÜKSEK


12 13
Ali BÜYÜKÇAPAR

KUREYS SÛRESİ 1,2,3,4. Kureyş’i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen’e) ve yazın (Şam’a) yaptıkları
yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları
Sevgili Çocuklar! korkudan emin kılan bu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsin.

Namazlarımızda sıkça okuduğumuz sûrelerden biri olan Kureyş Sûresi Peygamberimize


Mekke’de inmiştir. Dört ayetten oluşan sûrede Mekke’de yaşayan Kureyş kabilesi anlatılmıştır.

Dünyanın her bölgesinde insanlar yaşar, coğrafi şartlar ne kadar değişik olursa olsun insanlar
kendilerine uygun yerleri vatan kabul edip orada yaşayıp giderler. Şu an biz de kendi ülkemizde
ayrı ayrı topluluklarla yaşamıyor muyuz? İnsanların milletlere ayrılıp yaşaması hayatın doğal, tabii
güzelliklerindendir. Dilleri, eğlenceleri, eğitimleri, ev şekilleri, giyim ve yiyecekleri farklı farklı olan
insanlar birbirlerini tanımaya başlayınca Allah’ın büyüklüğünü daha iyi anlayacaklardır.

Tarihin en eski zamanlarında da insanlar birbirleriyle antlaşma yapmış ve buna uymuşlardır.


Sümerler zamanında Hz.İbrahim karısı Hacer’le oğlu İsmail’i Mekke’ye getirmiş daha sonra da
onlarla Kâbe’yi inşa ederek zemzem suyundan yararlanmışlardı. Arap yarımadasında yaşayanlar
Kâbe çevresinde bulunanlara ayrı bir saygı gösteriyor, onlara hürmet ediyorlardı.

Kureyş Kabilesinden Abdi Şems Habeşistan’a, Muttalip Yemen’e, Nevfel İran’a, Haşim Şam
bölgesine ticari kervan götürüp getirirler bundan da büyük paralar kazanırlardı. Ticaretlerinin
başarılı olmasının en büyük sebebi Kâbe topraklarında yaşıyor olmalarıydı. Allahu Teala işte bu
büyük nimetini Peygamberimize bildirip Kureyş Kabilesinin Müslümanlığı kabul etmelerini istedi
ama onların çoğu nankörlük ettiler. Kureyş kabilesinin yöneticileri kendilerine gösterilen ilgi ve
saygının sebebini hep putlara bağlıyorlar, Allah’ın büyüklüğünü görmezden geliyorlardı.

Yüce Allah’ı her vakit analım.

Bizlere sayısız nimetler veren Mevla’mızı sadece zor zamanlarda hatırlamayıp nimetlere kavuş-
tukça sözümüzle, namazımızla, sadakalarla analım.

Anne babamıza da teşekkür edelim onlar bizim için gece gündüz birçok zorluklara katlanıyor-
lar, onları hiç üzmeyelim olur mu çocuklar.

Çizim: Hamit YÜKSEK


14 15
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Ahirete
İman

16 17
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
NE ÇOK SEVERSIN ANNE

Bahar Geldi
Annem diyor ki bana Gönül pencerenden sevgiyle bana
“Kalbimin minik kuşu En sıcak duyguyla aktın sen anne
Sensin benim bir tanem Bir güneş misali doğdun üstüme
Bahar geldi baksana Serçeler sallanıyor Hayatımın coşkusu” Sevgi dolu gözle baktın sen anne
Ortalık yeşeriyor Meyve, sebzeler olup,
Tavuk, horoz, civcivler Soframıza gelecek. Ne yaptım ben anneme, Benimle güldün benimle ağladın
Toprakta eşiniyor İnsanlar bunun için, Bu kadar sevsin diye, Gölge gibi peşimden ayrılmadın
Niçin bana kızamaz Bir melek misali kanadın yaydın
Sonsuz şükür edecek.
Hep kucaklar şefkatle? Nazlıca akan ırmaktın sen anne
Güneş ışık saçtıkça
Diye sordum babama
Bulutlar kaçışıyor Bizler için Allah’ım “Düşün biraz” dedi bana. Mevla cenneti ayağına serdi
Baharın ak çiçeği Neler yarattın neler... Övdü seni Nebi müjdeler verdi
Papatyalar açıyor Nimetlerin yok olur, “Sana bu sevgiyi sunan, Senin yerin daima gönüllerdi
Şükür etmezsek eğer Seni çok çok sevendir. Merhamet tacını taktın sen anne
Kış boyu kuru kalan Seni çok seven ise,
Ağaçlar canlanıyor Nimetleri verendir...” Anlatmak için başka söz bulamam
Yapraklanan dallarda Öpsem pamuk ellerinden doyamam
Fatma PEKŞEN
Anladım canım babam, Hakkın çoktur senin, saysam sayamam
Uzaklarda aramam. Hep sığındığım kucaktın sen anne
Bunu yapan Rabbimdir;
Biricik annem de bana, İbrahim ŞAHİN
O’nun hediyesidir...

Mehtap Bağbakan

18 19
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Yeşil ovaya bahar yeniden gelmişti. Kuş- Nuğayr’ın kuşu ölmüş. Resulullah (s.a.v.)
Kadriye BAYRAKTAR lar cıvıl cıvıl ötüşüyor, daldan dala konup onu üzüntülü görünce; ‘Onun hali neden
şarkılar söylüyorlardı. Hele bir kuş vardı ki böyle?’ diye sormuş. ‘Küçük kuşu öldü’ de-
her sabah güzel sesiyle şarkılar söyleyerek mişler. Hz. Peygamber, ‘Ey Ebu Umeyr! Ne
bütün güvercinleri uyandırırdı. Gözleri sür- yaptı Nuğayr?’ diyerek onunla konuşarak
meli olduğu için Sürmeli güvercin derler- üzüntüsünü gidermeye çalışmış.
di ona. İnci Kanat ve yavruları her sabah
Sevgili Peygamberimizin çocuklara olan
onun sesiyle uyanmaya alışmışlardı. Bir
şefkati Müslüman kâfir ayırt etmeksizin bü-
gün Sürmeli güvercinin sesini duymayınca
tün çocukları içine almaktaymış. Bir savaş
telaşa düşmüşlerdi. Kahvaltılarını yapma-
sırasında sefere çıkılmış. Yolda bir kadın
dan Sürmeli güvercini aramaya koyulmuş-
cesedi görmüşler. Hz. Halid tarafından
lardı. Aradan çok uzun zaman geçmemişti
öldürüldüğünü duyunca Resûlullah çocuk,
ki öldüğünü öğrenmişlerdi. Ne çok üzül-
kadın ve hizmetçi öldürülmemesi için ha-
müşlerdi o gün. Her şeyi bırakıp cenaze-
ber göndermiş. Diğer Müslümanlara da
ye gitmişlerdi. Onun başucunda saatlerce
“Dikkat ediniz! Çocuklar öldürülmeyecek-
dualar etmişlerdi. Bu ani ölüme herkes çok
tir” emrini vermiş. Sahabelerden biri, “Ya
EFENDİMİZ VE üzülmüştü. Ölümüne sebep olan şeyi de
Resûlullah! Onlar müşriklerin çocukları
merak ediyorlardı. Her ağızdan bir ses çı-
UMEYR’İN değiller mi?” dediğinde Resûlullah, “Sizler
kıyordu. Sonunda Topkanat bir açıklama
de müşriklerin çocukları değil miydiniz?”
yaptı: “Sanırım Sürmeli kanat bilmediği
KUŞ SEVGİSİ… buyurduktan sonra; “Her çocuk, İslâm ya-
tanımadığı bir ot çeşidi yemiş ve o da ze-
ratılışı üzere doğar” buyurmuştur.
hirliymiş. Sakın siz siz olun bu şeker diye,
tatlı diye evdeki ilaçlardan ya da bahçede Peygamberimiz çocukları çok sevdiği
bilmediğiniz otlardan yemeye kalkmayın. ” için başkalarının rahat giremedikleri huzu-
runa, çocuklar serbestçe girip çıkarmış. O,
Güvercin anneler çocuklarını uyarma-
karşılaştığı çocuklara selâm verip hal hatır
ya başlamıştı. Ama bu kötü haber bütün
sorar, hasta çocukları ziyaret edermiş. Ge-
güvercinlerin boyunlarını bükmüştü. Derin
rektiğinde şakalaşır, kucağına alır, omzu-
bir sessizlik hâkimdi ovada. Sohbetiyle bu
na bindirip eğlendirirmiş. Kısacası, çocuk-
sessizliği bozmayı düşünen Topkanat söz
larla iç içe yaşarmış. Yalnız kendi akraba
aldı:
çocuklarıyla değil bütün çocuklarla güzel
“Bu ani ölüm hepimizi derinden sars- hatıraları varmış…”
tı. Sürmeli kanatın sesi sabahları bize güç
Topkanat anlatıyor yeşil ovanın bütün
katar bütün günümüzü doldururdu. Efendi-
güvercinleri onu dinlemeye doyamıyordu.
mizin hizmetlisi Enes’in Umeyr isminde bir
O kadar çok konuşmuştu ki gün akşam ol-
kardeşi varmış. Onun da Nuğayr isminde
muştu. Akşamın karanlığı basmadan her-
küçük bir kuşu varmış. Kuşunu o kadar
kes evine dönerken Sürmeli güvercin için
çok severmiş ki onunla oyunlar oynar bir
Çizim: Ayşegül COŞKUN

dualar etmeyi de unutmamışlardı.


an olsun yanından ayırmazmış. Bir gün

20 21
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Nasreddin Hoca’dan Sadık YALSIZUÇANLAR
Mehmet NEVRUZ
Tebessüm İncileri
EŞEK KAYBOLUNCA
Kedisiz Et Etsiz Kedi Masalı
Hoca, bir gün eşeğini kaybeder. Aramaya çıkar. Bir yandan ararken bir yanda da türkü söyle- Adamın huysuz, aç gözlü, müsrifti karısı. Binbir güçlükle kazandığıyla alıp getir-
mektedir. Hoca’yı bu durumda görenler: diğini düşünmeden harcar, ziyan ederdi. Geçimsizdi, evde hırgürden geçilmiyor-
—Hocam, bu nasıl iş… Eşeğini kaybeden böyle sevinçli türkü söyler mi? dediklerinde, Hoca: du. Bir akşam iki kilo et getirdi.
—Bir umudum şu dağın ardında kaldı. Orada da bulamazsam siz görün bendeki ağlamayı. ‘Yarın şöyle leziz bir yahni yap da yiyelim’ dedi. Ertesi gün Kadın, etin bir kısmını
(İnsan ümidini yitirmemeli.) öğleyin, kalanını da öğleden sonra közde pişirerek yedi. Akşam Adam’ın önüne
bir çanak kuru pilav koydu.
‘Eti pişirmedin mi?’ diye sorunca Adam:
‘Ah sorma’ dedi, ‘kilere koymuştum, soğanı doğruyordum ki kedi kaptığı gibi
kaçtı’
‘Kedi mi kaptı?’ dedi. Adam şaşırmıştı. Yemeğini yedikten sonra, köşede bü-
zülmüş olan kediyi alarak kilere geçti, kantarla tarttı, iki kilo geldiğini görün-
ce, eşine: ‘Şayet’ dedi, ‘bu kedi ise et nerede, et
ise bizim kediye n’oldu?’
Çizim: Hamit YÜKSEK

Çizim: Hamit YÜKSEK


22 23
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Hidayet BEYZA
Anne, ailenin temeli, terbiyenin esası, sevgi, şefkat, merhamet, hoşgörü, güzel
ahlak ve doğruluğun kaynağıdır.

n a l a rı n Annemiz bizim için en değerli varlıkların başında gelir. Anne olmak öyle sıradan

n n e t A bir iş değildir. Bizi dünyaya getiren, sevgiyle besleyip-büyüten, hasta olduğumuzda


Ce n d a d ı r başımızdan ayrılmayan annemizdir. Her zaman iyi bir çocuk ve iyi bir insan olma-

ı A l tı
Ayağ
mız için gayret gösterir. Her sevincimize ve üzüntümüze ortak olur. Onun sevgisi
ve şefkati bizlere güç verir. Annelerimizin her zaman yardımını gördük. Onlardan
çok şey öğrendik, öğrenmeye devam ediyoruz.

Annemizin ailede ve sosyal hayatımızdaki önemini vurgulayan pek çok deyim,


atasözü vardır. “Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz. Ağlarsa anam ağlar gerisi
yalan ağlar…”v.b. Sevgili Peygamberimizin: ”Cennet anaların ayağı altındadır.”
hadis-i şerifi annelerin önemini eksiksiz olarak anlatmaktadır. Kutsal kitabımız
Kur’an-ı Kerim’de ise Allah önceliği annelere vererek, ana-babalara iyilik etmeyi,
onların gönlünü hoş tutmayı, onlara “öf” bile dememek gerektiğini emretmiştir.
Bunlardan da anlaşılacağı üzere annelerimiz çok değerlidir. Anneleri değerli kı-
lan nitelikler, özellikler, kutsal değerler vardır. Çocukları ve ailesi için yapması
gereken vazifeleri vardır. Yoksa hasbel kader anne olmak değerli ve cennet ehli
olmaya yetmemektedir. Anne olmak öyle sıradan bir iş değildir.

Bizi büyütüp, büyük insan etmek için uğraşan annemize çok şey borçluyuz.
Onun için ne yapsak azdır. “ Ana hakkı ödenmez” diye boşuna mı söylemişler.

Zaten annemiz bizden çok fazla bir şey istememektedir. Tertipli, düzenli, temiz
bir çocuk olmak. Derslerimize çalışıp başarılı olmak. Arkadaşlarımızla iyi geçin-
mek. Bulunduğumuz yerin kurallarına uymak. Bu istedikleri de bizim yararımız
içindir.

Bütün anneler çocuklarını sever, çocuklar da annelerini severler. Bizim için fe-
dakârlıktan kaçınmayan annemizi üzmeyelim. Onlar her şeyin en iyisine, en güze-

Çizim: Hamit YÜKSEK


line layıktır. Bunu hiçbir zaman unutmayalım. Onu sadece anneler gününde değil
her zaman hatırlayalım.

24 25
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba
Somuncu Baba Çocuk
Çocuk Dergisi - ŞUBAT
MAYIS 2008
2008
30 Mart 1432 tarihinde Edirne’de Beni çok iyi yetiştirdiler ve bana pek çok üstün
doğmuşum. On yaşıma geldiğimde Amasya meziyet kazandırdılar. Benim eğitimime ver-
sancağı bana verilmişti. Burada değerli ilim diği önem için babama ve benim eğitimimi
adamları tarafından yetiştirilmeye başlandım. üstlenen öğretmenlerime şükran borçluyum.
Hocalarım bendeki yeteneği ve zekâyı keş- Şehzadeliğimde bütün günlerimi ilmi
fetmiş olmalılar ki, bütün gayretleriyle benim çalışmalar yaparak ve derslere çalışarak ge-

Siz Bilirsiniz
eğitimimle meşgul oluyorlardı. çirdim. Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve
Babam II. Murad, Mısır’dan gelen İbranice öğrendim. Tarih ilmine karşı da çok
Molla Gürani’yi benim hocalığıma tayin et- meraklı idim. Büyük hükümdar ve impara-
mişti. Hocam ilk dersine elinde uzunca bir torların hayatlarını ve zaferlerini inceleyerek
sopa ile girmişti. O zamana kadar, bana ders onlardan ders çıkarırdım. İslâmî bilimlerdeki
veren hocalarda böyle bir şey görmemiştim, başarım ise beni genç yaşta âlimler zümre-
şaşkınlıkla ve biraz da korkarak sopaya bak- si içinde anılmamı sağlamıştır. Felsefe ve
Bugün türbesi başkent Ankara’da bulu- tıktan sonra hocamla aramızda şöyle bir ko- fen ilminde de oldukça başarılıydım. Güzel
nan Hacı Bayram Veli, bir keresinde babam nuşma geçmişti: yazmak ve konuşmak için özel gayret göste-
II. Murad’ın misafiri olarak Edirne’de imiş. riyordum. Şiir yazma konusunda da çok ba-
— Bu sopadır. Eğer siz derslerinize
O zaman, istikbalin Fatih’i ben ise beşikte şarılı oldum, şiirlerimi Avni mahlasıyla (takma
çalışmakta gayret göstermez, tembellik yolu-
mini mini bir bebekmişim. adıyla) yazdım. İstanbul Belediyesi benim şi-
nu tutarsanız sizi bununla dövecek ve çalış-
Babam, bir gün Hacı Bayram Veli ile manın yolunu göstereceğim. irlerimi kitap halinde yayımlamış, buna çok
sohbet ederken: sevindim.
—Ama ben şehzadeyim… Şehzade dövü-
lür mü? Devlet idaresi için lazım olacak ilimle-
“Şeyhim” demiş. “Aylardır zihnimi bir
ri de tahsil ederek devlet yönetimine kendimi
kurt gibi kemiren bir mesele vardır. İstan- —Daha iyi ya, bugünün şehzadesi yarının hazırladım. Benim bir güzel tarafım da, ilme
bul meselesi… Allah’ın izni, Peygamberin padişahıdır. Padişahlara cahillik gerekmez. ve âlimlere, sanatkârlara karşı duyduğum
himmeti ile İstanbul’u almak murat ederim. Padişah olanın âlim olması gerek. Cahil bir saygıdır.
Himmet et, dua buyur da şu şehri zapt ede- padişah, millet için gece, aydın padişah mil-
lim” demiş. Hacı Bayram Veli de bir müddet let için güneştir. Sizin güneş olmanız için üze- Allah’ın takdiri ile kesin olarak 1451
düşündükten sonra: rinize konan tembellik tozlarını bu değnekle yılında Osmanlı Devleti’nde tahta oturduktan
zaman zaman çırpacağım. iki sene sonra peygamberimizin övgüsüne
“Sultanım, Hünkârım, bana öyle ge- nail olarak İstanbul’u fethettim.
lir ki bu Şehr-i Konstantiniye’yi siz alamaya- Hocamdan bu tehdidi gördükten sonra,
çalışmaktan başka çarem olmadığını anla- Sevgili çocuklar beni tanıdığınızı bili-
caksınız. Şehir elbette Türkler’in eline geçe-
dım. Heva ve hevesi terk ederek çok, ama yorum. Sizden istediğim çocukluğunuzu boşa
cektir. Lakin şehrin Türkler’in eline geçmesini
çok çalıştım. Neticede büyük devlet adamla- geçirmemenizdir. Oyun oynamaya vakit ayır-
sen ve ben göremeyeceğiz. Konstantiniye’yi
rından biri olmayı başardım. manızı (ama oyun deyince sadece aklınıza
senin şehzaden (şu beşikte yatan) ile benim
bilgisayar oyunları gelmesin) istiyorum. Anne
köse el ele vererek zapt edecekler.” diyerek Benim öğretmenlerim devrin en seçkin ve babalarınızın ve bir de öğretmenlerinizin
İstanbul’un fethi ile ilgili ilk müjdeyi vermiş- ilim adamlarıydı. Molla Gürani’nin adını yu- sözlerinden çıkmayın. İstanbul’un fethi ile il-
tir. karıda zikrettim. Molla Zeyrek, Sinan Paşa, gili bir kitap bulup okuduktan sonra benim,
Sevgili çocuklar, İstanbul, Allah’ın Hatipzade ve Akşemseddin’in benim üzerim- Ulubatlı Hasan’ın, hocalarımın, bütün şehit
de büyük tesirleri vardır. ve gazilerimizin ruhuna birer fatiha gönderir-
izni ile benim kılıcım, Hacı Bayram Veli’nin
“benim köse” dediği hocam Akşemseddin’in Şehzadeliğimde aldığım eğitim, hem seniz çok sevineceğim. Unutmayın sizler yarı-
Ali ERKMEN - İBB Resim Koleksiyonu
duaları ile fethedilmiştir. kendim hem de devletim için çok iyi olmuştur. nın fatihlerisiniz.

26 27
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu
Somuncu Baba
Somuncu Baba Çocuk
Çocuk Dergisi OCAK
MAYIS 2008
Dergisi - ŞUBAT 2008
2008
Bunları
Biliyor musunuz ?

Dilenci Kız Hayat Bilgisi Dersi


Annemize Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yer-
Hz. Muhammed (s.a.v) “Cen-
yüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğu-
net annelerin ayakları altındadır” 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal’in yıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal
nu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda otu- Samsun’a geldiği gündür. Ulusal bayram gü- Paşa ve arkadaşları Samsun’da sevinç göste-
buyurmuştur. Annemiz bizi dokuz
ran öğrencilerden birine şu soruyu sordu : nümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik rileri ile karşılandı.
ay karnında taşıyan, hiçbir şeyi ve Spor Bayramımız yurdun her yanında
esirgemeyen ve bizi gerçekten -Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur? spor gösterileri ve törenle kutlanır. 19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Şava-
şımızın başladığı gündür. Bugün aynı za-
seven kişidir. Bu yüzden onu kız- Çocuk düşündü, yutkundu, bir şey diyemedi.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Mondros manda Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor
dırmamalıyız. Onun bizi sevdiği Onun yanında oturan küçük kız çocuğu par- mütarekesi imzalandı. Buna göre Fransızlar, Bayramı’mızdır.
gibi biz de onu sevmeliyiz. Zaten İngilizler, İtalyanlar, ve Yunanlılar yurdumu-
mak kaldırarak şu cevabı verdi : 19 Mayıs 1981 yılından başlayarak
zu paylaşdı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul
Peygamberimizin sözünden de bu -Kirli sulardan olur öğretmenim!.. ‘Atatürk’ü Anma Günü’ olarak da kutlan-
Boğazı düşman gemileri ile doldu.
anlaşılıyor. Annemize iyi bir şekilde maya başlandı. Atatürk bir söyleşi sırasında:
Alperen Şengül / Adana Trablusgarp’da Anafartalar’da düşman ‘Ben 19 Mayıs’ta doğdum.’ Demiştir. 19 Ma-
davranıp, sözünü tutarsak muhak-
güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yur- yıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın
kak cennete gireriz. Geçenlerde Telsiz Telefon dumuzu kurtarmak için Anadolu’ya geçme- başlangıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı,
ablamla annemi kızdırdık. Temel bilim adamı iken bir arkeolojik araştır- ye karar verdi. 16 Mayıs günü İstanbul’dan devletimizin kurucusu Atatürk’ün doğum
Bandırma Vapuru’na bindi. Vapur 19 Ma- yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.
Oysa Peygamber Efendimiz bu malar konferansına davet edilir. Amerikalılar
konuda da “öf” bile demememizi anlatmaya başlar;
söylemiştir. Bu davranışı yapmama- -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre
mız gerekse de yapıyoruz ve Pey- aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öy-
gamberimizin sözüne uymuyoruz. leyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kul-
Bu sözlere uymadığımız her zaman lanmışlardır. Sıra Türkiye’ye gelir ve Temel
başlar anlatmaya:
Önemli Günler ve Haftalar
günah işliyoruz. Ama biliyoruz ki
yapmamalıyız. Biz de annemizden -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre
özür diledik. Annemiz bizi affetti. aşağı indik ama hiçbir şey bulamadık. Öyley-
se atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.

Ahmet Edip Kemikli


Elif Şaş / Kayseri

Geçen Ay Dergimize Yazı, Şiir ve Resim Gönderenler Trafik ve İlk Yardım


Anneler Günü Vakıflar Haftası İstanbul’un Fethi
Haftası
11 Mayıs 7-15 Mayıs 29 Mayıs
E. Büşrü Pekdoğan / Malatya – H. Can Elitaş / Tokat – F. Can Kılıç / Karabük – Recep Emre Köksal / Osmaniye – A. Emir Ağca / İstanbul 1-7 Mayıs
Sadık Karakaya / Ankara – F. Betül Ceylan / Malatya – Melih Karaoğlu / İstanbul – Ayşe Yeşilyurt / Konya
Abdurrezzak Uykun / Kahramanmaraş – Merve Arslan / Kahramanmaraş – Betül Tokat / Tokat – Esra Karapınar / Konya
29
Cihat Mustafa Pektaş / İstanbul – Olcay Çetin / Bartın Sefa Dalgıç / Sivas – M. Enes Uğur / Kahramanmaraş – M. Kasım Uğur / Kahramanmaraş Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Çocukca Bulmaca... Hazırlayan: Yusuf HALICI
Arkadaşlar! Aşağıdaki bilmeceleri uygun resimlerle eşleştirelim.

Arkadaşlar! Sizlerden, aşağıdaki namazın farzlarının yanında verilen


kelimelerin fazlardan hangisiyle ilişkisi varsa kelimelerin yanında bulunan Küçük kare kutu
kutucuğa o farzın numarasını yazmanızı istiyoruz. İçi insan dolu (…………….)

Bir sihirli fenerim


1- Hadesten Taharet 7- İftidah Tekbiri Kibritsiz de yanarım (…………….)
2- Necasetten Taharet 8- Kıyam
3- Setr-i Avret 9- Kıraat Uzaktan baktım bir Karataş
4- İstikbal-i Kıble 10- Rukû Yanına gittim dört ayak bir baş (…………….)
5- Vakit 11- Secde
6- Niyet 12 Ka’de-i Ahire Beyaz duvar içinde
Sarı kanarya yatar (……….…….)
Ayakta durmak Saat Kâbe
Zaman Abdest Fatiha Yerin altında kırmızı minare (……...….….)
Sure Örtünmek Gusül
Yürür yürür iz etmez,
Burun Okumak Alın Hızlı gider toz etmez (……….…….)
Yönelmek Beden Selam
Son Diz kapakları Mekke Ünledim setten
Sübhane rabbiyel a’la Ettehiyyatü Sesi gelir betten (………….…….)
Elleri bağlamak
Elbise Seccade Saat
Eğilmek Saat Oturmak Nisan Ayı Çengel Bulmacanın Çözümü
Hangi namazın Başlamak Sübhane rabbiyel azim Şifre: KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR Nisan Ayı Çengel Bulmaca
kılınacağının bilinmesi Hediye Kazananlar
1- Nihal BEDİR - MALATYA
Bu sefer günlük vakit namazlarının yanında verilen rekâtlar hangi vakte aitse
o vaktin numarasını rekâtların yanındaki kutucuğa yazmanızı istiyoruz. 2- Sudenur KORTUT - KARABÜK
3- Hayrunisa HUMUR - TOKAT

1- Sabah 4 sünnet+ 4 farz= 8 4- Hikmet BERKTAŞ - KAHRAMANMARAŞ

2- Öğlen 4 sünnet+4 farz+2 son sünnet= 10 5- Rümeysa DEMİRÖZ - DENİZLİ

3 farz+2 sünnet= 5 6- Nazife Bahar DEMİR - KAHRAMANMARAŞ


3- İkindi
7- Ahmet ÖZDEMİR - ÇANAKKALE
4- Akşam 2 sünnet+ 2 farz= 4
8- Taha ŞAŞ - KAYSERİ
5- Yatsı 4 sünnet+ 4 farz+ 2 son sünnet= 10
9- Büşra AKASLAN - BURSA
6- Vitir 3 vacip
10- Ayşenur UĞUR - KAHRANMARAŞ

30 31
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008
Hediyeli
Çengel Bulmaca Mayıs Hazırlayan: Hamidullah Halıcı
Peygamberimizle
Bir
nota
Çocuğu olan
kadın, anne
3 Medinelilerin ilk buluşup
Peygamberimize biat
ettikleri yer
İsim
Güneydoğu Ana-- Mekke ve Medine’ninde
Kur’an’ın dolu bölgemizden içinde bulunduğu
ilk suresi bir ilimiz yarımada

Karadeniz bölgesine
özgü bir tür
balıkçı teknesi
Tehlike anında
yapılan
yardım çığlığı

Dünya’nın
uydusu
7
Kışın yağar
Bir renk,
kara

6
Yük Kişinin
çeken geçmişte Vücudumuzda
bir hayvan yaşamış olan dolaşan sıvı
büyükleri

Ahilik Hz.
ocağından İbrahim İsmin hallerin--
olan (as)’ın
kimse oğlu den biri

Bebek için
hazırlanan İyi ahlak,
yiyeceklerin incelik, terbiye
genel adı

5 4 8
Yönlerden
doğunun karşıtı

Kahvaltıda da Sıvı maddelerin


İnsan saçının
içilen özelliği veya Duman Kiri
sıcak bir içecek gelir getiren
her biri

1 İslamın şartlarından,
hem mal hem bedenle
yapılan ibadet
2
Mekke’de
Sıkmak
bulunan
fiilinin emri
Allah’ın evi

Dört tarafı 10
denizle çevrili
kara parçası

9 Yabani
Tren yolu hayvanların
yuvası,
kovuk, mağara

Kur’an’ı Kerim’in
ikinci suresi

Duman ve isin
çıktığı yer

Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun

1 2 3 3 2 4 5 3 5 6 5 7 8 3 5 9 5 8

5 6 4 8 3 10 5 10 8 7
Sevgili arkadaşlar, yukarıdaki bulduğunuz şifreyi yazarak fotoğrafınız ile birlikte aşağıdaki adresimize gönderen
İlk 10 kişiye Nasihat Yayınları tarafından Somuncu Baba’nın hayatını anlatan “Gülşenin Solmayan Gülü” adlı
kitap hediye edilecektir.
Şifre (Mayıs):.............................................................................................................................
Adı Soyadı:...............................................................................................................................
Adresi:......................................................................................................................................
E-posta:..........................................................................Tel:.....................................................

Adres: Somuncubaba Çocuk Dergisi “Çengel Bulmaca Mayıs”


32
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MAYIS 2008 Zaviye Mah. Hulusi Efendi Cad. No:71 (44700) Darende / MALATYA

You might also like