You are on page 1of 39

TAKDM Bizim k l t r m z at k l t r d r . Yaarken deerlerin ou kez farkna bile varmayz.

varmayz. Nedense bir eyi deerlemek iin onun yitip gitmesini bekleriz. Sahip kma sorumluluu gerektirmeyen, seyirlik ve mbalaal bir deerleme tarzdr bizimkisi. te bu yzden bu kitap, onu kaleme alan kii saken yaynlamay d n m t m . Amacm, ait olduu Melam merebince, yarm asrdr kue-i uzletinde yaayan, saylar alabildiine azalm gerekten de deerli i n s a n l a r d a n biri olan neyzen Doan zeke'nin efkr- umumiyeye tantlma sn salamakt. Ne yazk ki, P a n Yaynlar yayn iini st lenmeyi kabul ettikten sadece bir hafta kadar sonra onu kay bettik. Bu girizgh da hi istemediim halde bir at yazs haline geldi. Doan Bey'i 1988 ylnda tandm. Tanmamza vesile olan kii Bursal neyzen dostlarmdan Sultan O r h a n Camii mezzini H a m d i Delil'dir. Hamdi O r h a n Camii'nin avlusun da kendi aks olan neyleri sergiler, merakllarna pek cz'i bir karlkla, ou kez de bedava olarak verir. Doan Bey, onun sergisine uram ve bylece tanmlar. Hamdi Delil bana onun stanbul'un hay h u y u n d a n kaan ve Bursa'ya yer leen emekli bir gazeteci olduunu; ney flediini, ayrca t a n b u r ve ud da aldn sylemiti. Nerede oturduunu sor dum. Hamdi Delil'in tarif ettii yer, Bursa'nm t a l a n edilmi ovasnda yer alan ad Balarba olan, basbaya bir gece kondu mahallesiydi. Bir yaz gn Hamdi Delil ile szleip bulutuk ve Bal a r b a ' n m tozlu, eri br yollarndan geerek Doan Bey'in evine gittik. Ev bahe iinde eli aya dzgn iki katl bir yapyd. Kapy ei at ve gler bir yzle bizi buyur etti. Birinci k a t t a k i salona getik, ieri girer girmez lebaleb eski k i t a p l a r l a dolu olan dank (yani kullanlan, yaayan) bir k t p h a n e h e m e n dikkatimi ekti. Metronom, diyapazon gi bi ok sayda mzik gereci, o gne k a d a r hi grmediim e5

Hayat seyrederken sanki bir mola ald. Gsnden darbe yedi, o ahenk yarm kald. Yllardr ruhundaki her duyguyu yanstan Tanbur sanki hkrd, ney boynu bkk kald.

Metruke.zeke

itli kalemler, mzraplar kitapln raflarna serpitirilmi vaziyetteydi. D u v a r l a r d a ok sayda h a t levhalar aslyd. Grdklerim karsnda iimi tarif edemeyeceim bir duygu kaplad. Kendimi birden bu eve ait hissettim. Doan Bey odann ortasnda yer alan bir byk masann ba kesinde oturuyordu. Gr salar ve yzne ok yakan sakallar vard. Kaln ereveli gzlklerinin zerinden bize bakt ve gayet ll bir ifadeyle merhabalat. Kendimi ta nttm ve ney ile ilgilendiimi syledim. Mansur neyimi be raberimde getirmitim. Grmek istediini syledi. Uzattm. Neyi nce pt. Sonra usta el hareketleriyle neyin perdeleri ni ve baparesini yoklad. Tekrar b a n a uzatt. 'fleyin' dedi. Ben de ksa bir suitaniyegh gsterdikten s o n r a Nedim Aa'nm saz semaisini fledim. Beni dikkatli bir ekilde din ledi. Eser bittikten sonra sakaln svazlyarak 'Benim size retecek bir eyim yok' dedi. Bu szler beni tellandrd. Bir daha buraya gelememek endiesijde musikideki eksikle rimi saymaya baladm. Klasik fasllar pek az bildiimi, bir ka kk u s u l n dnda, usul bilgimin son derecede kt ol duunu syledim. 'Pekl, bakarz' dedi. Daha sonra Hamdi Deli! ve bu a r a d a eve gelen bir dier neyzen aday ile ilgilen meye balad. Adeta beni u n u t t u . Ben de bir k e n a r d a onlar izledim. Temrinler bitti. Einin piirdii kahveleri yudum larken kendisinden neyini fleyip fleyemeyeceim sordum. Gayet r a h a t bir ekilde 'Peki' dedi. Renginin alabildiine k zarm olduu, h e r haliyle asar- a t i k a d a n olduu belli bir kz neyini dudaklarna gtrd. Dem sesleri yle bir yokla dktan sonra r a s t m a k a m n d a t a k s i m etmeye koyuldu. Ma k a m l a r pei sra gelmeye balad. zellikle nihavendde kro matik sesleri de iin iine k a t a r a k parlak namelerde dola t. Sesler son derecede kuvvetli ve basklar fevkalade yerin deydi. Bizim neslin artk bilmedii o tekke tavrmdaki bir fleyiti bu. Taksim bitti. Herkes bir ho olmutu. O sanki nemsiz bir i yapm gibi neyini masaya brakt. Gitme vak tinin geldiini anladk. Ayrlrken yanma yaklat ve 'Sizin iin bir gn tayin edelim' dedi. ok sevineceimi syledim. imdi hangi gn olduunu u n u t t u m , haftann bir gnnde mutabk kaldk. Tam ayrlrken yine yanma yaklat ve ba6

na 'sizinle iyi anlaacaz galiba' dedi. Dorusu, o ana k a d a r b a n a k a r son derecede kaytsz k a l a n Doan Bey'den bu szleri beklememitim. Doan Bey'in evine iki sene boyunca dzenli bir ekilde devam ettim. Haftada bir olan ders says ksa srede ikiye; derken e ve drde kt. Dar-l E l h a n klliyatna daldk. Bu a r a d a sk bir usul t e m r i n i n e giritik, n c e diyelim ki Rast fasln k r d a n balayarak, yrk ve saz semaisine dek birlikte mek ediyorduk. D a h a sonra ben evde t e m r i n yap yor ve bir sonraki bulumamzda iyice olduuna k a n a a t ge tirdikten sonra baka bir m a k a m a geiyorduk. Klasik fasl lar bittikten sonra arklara baladk. Doan Bey, her yeni m a k a m d a o m a k a m n zelliklerini ve inceliklerini yapt taksimlerle ya da seyirlerle gsteriyordu. Bunlar, k i t a p l a r a girmeyen, bir sazendenin ancak uzun sren bir abayla elde edecei bilgilerdi. O n u n musiki bilgisine her defasnda bir kez d a h a hay r a n kalyordum. H a y r a n olduum taraf sadece bilgisi deil di. O, bilgisini son derecede nezih bir Osmani Trkeyle ak tarrd. artc rnekler verirdi. rettiklerini a n l a m a m a k iin gerekten ebleh olmak lazmd (Ho, zaman zaman byle talebeye de bir eyler retmek iin saatlerce kendisini par aladna t a n k oldum). T r k musikisinin kitabilemesini asla k a b u l etmezdi. Arel sistemine ok kzar, bu sistemin musikinin inceliklerini o r t a d a n kaldrdn sylerdi. Ama, eminim ki bir n a z a r i y a t kitab, hele hele bir ney metodu yazm olsayd, bu alma piyasadakilere gre ok d a h a ni telikli olurdu. Doan Bey, T r k musikisinin bir kulak musi kisi olduunu, ancak hissedilirse icra edilebileceini d n r d . Neyi perdeli bir saz olarak gsterenlere ok sinirle nirdi. Ona gre ney kemence gibi perdesiz bir sazd. Tpk bir telin zerinde kayan bir parman yapt gibi, neyde de du dak ve el pozisyonlar marifetiyle her bir perdeden ok say da ses elde edilebilmesini buna kant olarak gsterirdi. Doan Bey, musikiye, musiki olarak bakyordu. O, musi kinin varlk sebebini insani i l h a m l a r a dayal olarak kendi sinden aldn dnrd. Onun bu berrak bak b a n a ok salam gelmitir. Musikinin zerine abartlar ilave 7

edilmesinden hi holanmazd. Birlikte dinlediimiz kaytlar zerine arpc yorumlar ve kritikler gelitirirdi. Pek nadir de olsa, eer beendii ve etkilendii bir icrayla karlarsa hibir ey sylemez, sadece ili ili alard. Bir keresinde benden, hzzam balayp karcar ve suzinak devam edip hicazkrla k a r a r veren bir taksim yapmam istedi. Hepsi, yle veya byle nevada hicaz yapan bu m a k a m l a r n seyir farklarn ve aradaki koma deiikliklerini renmemi isti yordu. O n u n tariflerine y a s l a n a r a k her naslsa becerdim. ok etkilendi ve gzyalarn t u t a m a d . Bu an hayatm bo yunca unutmayacam. nk sanki taksim yapan ben de ildim oydu. Onun baklar beni ynlendirdi. Ben sadece bu taksime vesile olmutum. Bunu kendisine anlattm zaman benzer bir halin kendisiyle hocas Gavsi Baykara arasnda da gemi olduunu aktard ve hemen ekledi: "'Bunu hi kim seye syleme. nk bu musikiyi abartanlarn anlattklar na karr gider. O palavralardan birisi haline gelir' dedi. Sevgili hocam szm tutamadm, beni bala.... Doan Bey'in ney slubunun tekke slubu olduunu be lirtmitim, Doan Bey neyi Gavsi Baykara'dan mek etmiti. Hocasn ok severdi. Ama onun eksik ve kusurlarn yeri geldii zaman sylemeyi de bilirdi. Bunu muzip bir edayla dile getirirdi. Anlayabildiim kadaryla, Gavsi Beyle arala rndaki ilikinin koyu bir Bektai taraf vard. Onlarn hocatalebe olmaktan te bir dostluklar olduunu seziyordum. Anlatt baz olaylara bakacak olursak galiba zaman zaman hocasnn onu, onun da hocasn incittii olmu. 'Ahh Gavsi hoca nasl da beni oyuna getirdi' ya da 'onu bir gzel tongaya drdm' gibisinden szlerini hatrlyorum. Ama hibir ey bu iki insan a r a s n d a k i dostluu bozamam. O k a d a r ki Gavsi Bey nl 'Yank' isimli saz semaii Doan Bey'e ithaf etmitir. Doan Bey'in slubu pek ok insana t e r s gelebilecek bir sluptu. Grd bir kusuru ya da eksiklii p a t diye syler di. Duygularn asla bastrmaz, olduu gibi yanstrd. Kfr ok severdi. Onun aslnda ok sunturlu kfrleri o k a d a r yerini bulur ve eclebileirdi ki, rahatsz olmak bir yana b yk bir keyif alrdm. Bu yer yer hainleebilen insan asln-

da bir ocuk yrei tayordu. Nitekim hayatn da bir ocuk drstlyle yaad. Bir dnem Bektailie intisab etmi olduunu sylerdi. Bu merep galiba onun mizacn son dere cede iyi tamamlyordu. Keskin bir zekya sahipti. Bazen yle espriler yapard ki gnlerce glmekten krlrdk. Musikinin ok h z n l olduu, hissiyatn gzyalarn at yerde ise h e m e n keserdi. Galiba saba ve zirgleli hicazn b t n duy gusalln bnyesinde toplayan dgh fasln gemeye hibir zaman yanamamas bu yzdendi. Bedbinlik hi sevmedii bir duyguydu. ok bunalml ol d u u m bir gn ona g i t t i m . Amacm dearj o l m a k t . ikyetlerimi kzgnlklarm azma geldii gibi syledim. Beni hibir ey sylemeden dinledi. Lafm bittikten sonra yi ne sakaln svazlayarak sakin bir ekilde sordu: 'Peki evla dm, ne yapmak istiyorsun'. Ben de ona, toplumdan kamak istediim;, kimselerin olmad bir yerlerde sadece benim olan tecrit edilmi bir m e k n d a tek bama yaamak istedi imi syledim. Gayet ciddi bir edayla gzlerimin iine baka r a k 'Ben byle bir yer biliyorum' dedi. 'Nasl yani?' dedim. 'Tam istediin gibi, etraf drt duvar olan, iinde sadece sen olan, hi kimsenin seni r a h a t s z edemeyecei bir yer' dedi. 'Nerede?' diye sorunca, 'Karacaahmet'te' deyiverdi. Bu kes kin bir zeknn r n olan espri bana en keskin trankilizan1 a r d a n d a h a etkili geldi. Dakikalarca gldm ve b t n sinirlerimin boaldn hatrlyorum. Zaman iinde hocamn derin kltr ve ney dndaki di er meziyetleriyle tantm. Galatasaray Lisesi mezunu idi. Ayrca srf m e r a k zerine Trkoloji t a h s i l etmiti. Kendi kendisine rendii t a n b u r u n u , tatl, y u m u a k bir slupla alard. T a n b u r u k a d a r olmasa da udu kendisini dinletirdi. Hurufilie meyyal bir h a t t a t idi. Elif, dal ve mim harflerini stilize ederek, ayakta, rku halinde ve secdede insan fig r oluturmu ve 'Adem' yazmt. Bu h a t t n anlamm sor dum. 'Mslmanlar n a m a z klarken nereye ynelirler?' diye sordu. 'Kabe'ye' deyince ,'Peki, bir an iin onu kaldr, imdi nereye?'. D u r d u m , 'Tabii ki birbirlerine' diye cevap verdim. Muzip muzip gld. 'Allahm seven nce insan sever' dedi. Ressamd. Srrealistleri ok severdi. Srrealist resimde 9

m i n y a t r n dinginliini bulduunu sylerdi. airdi. ok ili iirleri vard. Divan edebiyatn ok iyi bilirdi. Aruzu ustalk la kullanrd. Yirmi yldr zerinde alp da bitiremedii ve bana da gstermedii bir roman olduunu biliyorum. Kendi si Nzm Hikmet, Necip Fazl ve Kemal Tahir'e h a y r a n d . zellikle Kemal Tahir'in iflah olmaz bir hayranyd. Btn bunlar bir yana, Doan Bey usta bir Karagz oynatcsyd. Meddah ve ortaoyununu mkemmel bilirdi. s tanbulin ivelerin mthi bir ustasyd. Artk neredeyse yok olmu olan stanbullu gayrimslimlerin haleti ruhiyelerini artc bir slupla tasvir ederdi. Bir keresinde stanbul'un a d a l a r n d a n konuuyorduk. Bir z a m a n l a r h e r hafta sonu Heybeliada'ya gittiklerini syledi. Doan Bey bu seyahat s rasnda y a n m a hem stanbullu Yahudilerin kardklar (is mini u n u t t u m , alom olabilir) bir gazeteyi hem de Ermenile rin kardklar J a m a n a k ' aldn syledi. Nedenini sor dum. 'Ne yapaym evladm, aznlk psikolojisi olacak, Yahu diler r a h a t l k l a iki kiinin oturaca yere tek t e k yaylrlar ve cebinde o gazeteyi tayan soydalarn grmeden top ar lanmazlard. Ben de ayakta k a l m a m a k iin o gazeteyi ne ya par ne eder bulur; bu ekilde ayakta seyahat etmekten kur tulurdum' dedi. 'yi a m a neden J a m a n a k ?' diye sordum. 'Ha' dedi 'o da intikam iin. alom, diyerek oturduktan sonra, yanmdakiyle Yahudi aksanyla konumaya balar, iyice inan dna emin olduktan sonra, aksanm yava yava Ermeni aksanna kaydrr, yol arkadamn gzleri hayretten falta gibi almaya balaynca da, hibir ey olmam gibi J a m a nak' karp okumaya balardm' Doan Bey konuurken 1950'li yllarn, o hi yaamam ve grmemi olduum stanbul olan stanbul'a gider, Doan Be3''in nefis slubuyla izdii resimlerin iinde kaybolur dum. Doan Bey, bir eyin abartlmasndan holanmad iin, benim romantizmimi hisseder hissetmez, 1950'li yllarn s t a n b u l ' u n u n b t n olumsuzluklarn a n l a t a r a k kendime gelmemi salard. Onun bu objektif bakma derin bir hay ranlk beslemiimdir. Nostalji onun ok kzd bir duyguydu. Kendi ifadesiyle 'hayat tardetmeyi 5 kabullenemezdi. Yaad dnyadan hi 10

de honut olmadm ben biliyorum, istanbul'un 1970lerden itibaren yaad nfus ve k l t r felaketine ok ierlerdi. Ama, eskiye snmay kklk sayard. O kendi saltanat n k u r m u , dnyasn ina etmiti. Anlaml ve ilevsel buldu u yeniliklere ok akt. Olu yanda olmama r a m e n za m a n z a m a n onun yannda kendimi ok muhafazakr hisse derdim. Hayatnn son yllarnda bilgisayara m e r a k salm ve bu ele avuca smaz icad byk bir hevesle benimsemi ve renmiti. Tedavi kabul etmez bir sinema tutkunuydu. Yllarboyu seyrettii filmlerin isimlerini, oyuncularn, konusunu ve fil me ilikin intibalarni bir deftere kaydetmitir. Ekya filmi ni drt defa seyretmi, yine de doymamt. O n u n ocuksu dnyasnda bilim kurgu ve dedektif t r sinema ve edebiyat ayr bir yere sahipti. Stephen King deni lince a k a n sular durulurdu. Ktphanesinde King'in eserleri tekmil mevcuttu. Doan Bey ile felsefeden politikaya; politikadan kadna h e r eyi konuabilmek m m k n d . Yllarn tecrbesi onda salam bir bakn gelimesine yol amt. Tespitlerini b yk bir dikkatle dinlemi, h e m e n her seferinde nemli ders ler karmmdr. Fikir ayrl tadmz konularda srarc olup onunla ata at m n a z a r a l a r a giriebilirdim. O u s t a bir konumac olduu k a d a r iyi bir dinleyiciydi de. Bazen b a n a h a k verir, 'Yahu hi byle bakmamtm' derdi. rendii her yeni ey onu bir ocuk gibi enlendirildi. Doan Bey kendisine 'Hocam' diye h i t a p e t m e m e uzun sre kar kt. 'Abi de' diye s r a r etti. Kendisinden ren diklerimi, hele hele ona kar duyduum k r a n duygularn dile getirdiimde, itiraz eder, srar edersem bir yolunu bulup konuyu kapatrd. 1990 ylnda Doan Bey rahatszland. Yirmi yldr ek tii mide lseri azmt. D a h a nemlisi sa elinin ba parma nda hissizlik bagstermiti. Omuzu sk sk aryordu. Git tii bir doktor ona Bursa'mn rutubetli havasnn yaramad n, havas k u r u bir yere gitmesini salk vermiti. Eiyle bir likte ani bir k a r a r l a Bursa'dan ayrlmaya k a r a r verdiler. Bu beni ok zd. Ama yaplacak bir ey olmadn biliyordum. 11

O da hznlenmiti. Bursa'dan talebelerinden ayr k a l m a k onu derinden yar alyordu. Mula'ya yerlemeye k a r a r verdi ler. Ksa bir sre iinde Mula'dan bir ev satn alnd. Eya larn toplayp Bursa'dan gtler. Bir sre mektuplatk. Ertesi yl kendilerini ziyaret et tim. Onlar da stanbul'a giderken bir keresinde Bursa'ya u ramlar ve o zaman grmtk. Ne var ki dolu dolu geen iki yl, tesadfi grmelerle, be mektupla ya da ksa s reli telefon konumalaryla telafi edilemezdi. Derken h a y a t gailesi iletiimimizi kopard. Doktora tezimi bitirmek zere musiki dahil h e r eyi tatil etmitim. Tez sonras niversite deki iim ve yaz hayatm younlat. Birka kez Mula'ya gitmej'e j'eltendiysem de olmad. Kendisinden ud dersleri alan Mulal bir meslektam onlar sk sk ziyaret ediyor ve b a n a haberlerini getiriyordu. Ondan Doan Bey'in m h i m ameliyat geirdiim ren mitim. Mide ameliyat, k a t a r a k t ve hepsinden nemlisi ar bir omurilik ameliyat. Elindeki hissizleme ok artm, artk dokunduunu hissedemez olmutu. Bu omurilik civarndaki kirelenmeden mtevellit bir d u r u m d u . Eer ameliyat geci kirse tmyle fel olmasnn kanlmaz olduunu sylemi ler. Ameliyat baarl gemi, bu tehlike bertaraf edilmiti. Ama artk ney flemesi, t a n b u r almas, yaz yazmas mm kn deildi. Bu haber beni ok zd. Nihayet geen yaz Foa'da tatilimi bitirdikten sonra, ha ne halkmdan izin isteyerek Mula'ya getim. Gece ge vakit Doan Bejdin evinin kapsn aldm. Ev avlulu eski bir Mu la eviydi. Kapy P a a a n n e (Doan Bey eine byle h i t a p ederdi) at. Kucaklatk. Beni ieri ald: Doan Bey hi isti fini bozmad. Beni sanki a r a d a n yllar gememi de, en son dn grmz gibi buyur etti. Sabaha k a d a r oturduk. Dili miz imiti. Anlatacak o k a d a r ok ey vard ki. Gn rken yattk. Birka saatlik u y k u d a n sonra kalktk. Sohbetimize devam ettik. Uzun uzun eskiyi andk. Bana heyecanla yeni almalarndan bahsetti. Artk iyiden iyiye bilgisayara g mlmt. Kolay kolay kimsenin cesaret edemeyecei bir ie soyunmutu. Osmanlca kelimelerin etimolojisini ve seman tiini aratryor ve bir szlk hazrlyordu. B u n u sadece 12

kendi merakn t a t m i n iin yapyordu. Zaten b t n hayat boyunca melamet halinden hi kmamt ki. Benden ney flememi istedi. Nedense ill da m a h u r iste di. Ben de onun kz neyi ile becerebildiim k a d a r bir m a h u r yaptm. Doymad. Kendi kendisine m a h u r mrldand. ok sayda neyi vard. Ama neyler ortadan kaldrlmt. Herhal de fleyememek ona ac veriyordu. Zaten 'flenmeyen ney okunmayan Kur'an'a benzer' derdi. O gece bana Osman Dede'nin aks olan bir ah, Yahya'nn aks olan bir a h mabeyn ve Hocas Gavsi Baykara'nm olduunu syledii bir kz neyini hediye etti. Sohbetin koyu bir annda sz dnp dola p sk sk bahsettii mehur Neyzenler Kahvesi'ne geldi. O k a d a r tatl anlatyordu ki, d a y a n a m a d m ve kendisinden bu anlarn j^azmasm istedim. nce yanamad. Sonra 'Baka lm' dedi. Ertesi gn vedalatk ve ben Bursa'ya dndm. Meer bu hocam son grm imi. Bir gn telefon etti. 'stediin yazy yazdm. S a n a bir disket olarak gnderiyorum' dedi. ok sevindim. Ertesi gn kargoyla disket geldi. Bilgisayar ma ykleyip atm. Yazy bana ithaf etmiti. ok hislendim ve bir rpda yazy okudum. Bu konuan bir yazyd. Doan Bey'in kalemi dilini olduu gibi yanstmaktayd. Kendisini aradm. Bu yaznn m u t l a k a yaynlanmasn istediimi be lirttim. O da, yaznn sahibinin kendisi deil ben olduumu, ne istiyorsam onu yapabileceimi syledi. Cem Behar'm Bursa'ya vaki bir ziyaretinde yazdan bah settim ve bir kopyasn kendisine takdim ettim. stanbul'a dndkten sonra okumu ve ilgin bulmutu. Bir kopyasn yaynlanmas iin P a n Yaymlar'na gtreceini ve d a h a sonra a r a d a n ekileceini syledi. Dediini yapt. Ne v a r ki, o a r a l a r P a n Yaynlar bir baka kitabn yaynyla megul idi. Dolaysyla pek hakl olarak ilgilenemediler. H a z i r a n aynn ortalarnda F e r r u h Bey beni arad ve yazy yaynla yabileceklerini syledi. Gndemimde bir t a r i h kongresine katlmak vard. Haberi Doan Bey'e dnmde iletirim diye d n m t m . Eve dndmde karm bana ac haberi ver di. imi tarifsiz bir keder kaplad. Ertesi gn niversite s navlarnda grevliydim. Dolaysyla aziz dostumun, hocamn 13

defninde bulunamadm. Bir gn sonra yine ondan ok fay dalanm olan neyzen dostum brahim Benliolu'yla birlikte Mula'ya gittik, Paaanneyi ziyaret ettik. Doan Bey'in kol tuu botu. brahim Bey o ok gzel sesiyle Kur'an okudu. Paaanne bizden onun neyiyle taksim yapmamz istedi. f ledik. Ben nedense, beraberce hi gemediimiz tek makam olan dgh yaptm Doan Bey'in kabrini ziyaret ettik. Onu seven Mulal bir dostu taze kabrine.bir mermer ta yaptrm ve zerine 'Byk nsan Ahmet Doan Ozeke' yaz drmt... Deerli dostum,aabeyim, hocam Allah rahmet eylesin... Rahle-i tedrisinizde geen demleri hi, ama hi unutmayaca m... Sleyman Seyn O- Bursa, Haziran 1998

Aziz dost Sleyman Seyfi n'e


Mula'daki krk ney, nevas kmasa da,

vefadan bahseder hep.

CAVT AB'NN DKKANI Cavit Abi'nin dkknn kimsecikler bilmez. nk ora nn ad 'Dede'nin ora'dr. Yahut, 'Hadi Dede'ye gidelim' kabi linden, ksaca 'Dede' denir geilir. O zamann neyzenleri ara snda bu 'Dede' sfat, hem son Mevlevi dedelerinden Osman Dede'yi, hem de onun bulunduu mekn remzedecek bir za mir haline gelmiti. 'Mekn' dediimiz de, alt kiinin yer is kemlelerinde ancak diz dize sabildii minnack bir kahve oca. H a n i ikinci snf pavyon arkclarnn bile gardrop olarak kullanamayaca k a d a r ufak diyeyim de siz tahayyl edin. stelik sahibi de Cavit Abi. Yani Osman Dede burada kirac bile deil. adrclar Caddesini bilir misiniz? Oras da Cavit Abi'nin dkkn gibi bilinmezler arasnda bir yer. Kapahar'nm Bayazt tarafndaki kapsndan knca, saa, F u a t Pa a Caddesine k a d a r u z a n a n szm ona cadde. Yani iki araba y a n y a n a gemeye kalksa, ofrlerin stanbul ofr k a d a r canbaz olmalar lazm. adrclar Caddesine stanbul milleti 'Bit Pazar' der. F u a t Paa Caddesine de 'Bakrclar' deniyor. Her iki isim de hakl ve yerinde. adrclar Caddesi, o za m a n l a r sahiden Bit Pazar'yd. Sal sollu dkknlar, sabah ezanndan hemen sonra alr. Ve esnaf, alc deil satc bek lemeye balard. Gece ge vakte k a d a r ehri sokak sokak do lap halkn eskilerini toplayan eskici esnaf, ie kmazdan evvel vr zvrla dolu torbalar boaltmak zorundaydlar. Her maln mterisi ayryd. Eskici dkkn sahibi olmak bir hayli ihtisas ii. Nice pelasprenin, arabuk, lks maaza vitrinlerine layk mallar haline geldiini gzlerimle grdm. Eski elbise alanlar, o hrtlambosu km, h gitmi de vh bile kalmam kuma emeklilerinden, birka saat iinde lord elbisesi imal eden h a r i k u l a d e terzilerdi. Ama o elbise, bir hafta sonra, alcsnn srtnda arya geldiinden bin beter hale gelirmi... kime ne?.. Bit Pazar buras. O elbiseye de nen parayla Kapalar'da bir gmlek bile alamazdnz. Eski ayakkablar baka. Onlara ne yaparsanz yapn, es kiliklerini bara ara ilan ederler. Hani, alt gitmi st 17

bitmi, sade backlar kalm papu enkazlar vardr ya!.. Onlar bile adam olur da a d a m ayana hizmet eder. ite, penelenir, boyanr, astar m a s t a r taklr, bir de kalba sokul du, mu... Eh, alan da baloya giyecek deil ya!.. Aylarca mis gibi idare eder. Ama fiyat, iyi bir pazarlk sonucu, Kapalar'da alacanz iki ift orap paras kadar. Ve inann, Bit Pazar'ndan alnm ayakkab, ou zaman, Kapahar'nm vitrin mostras ayakkablarndan daha dayankl kard. Her sabah bir hercmerc, bir uultu, bara ara yap lan pazarlklar, fiyat ykseltmeler, m t e r i kztrmalar. Ad s t n d e , Bit Pazar bu. Ama emin olun mal deerine gi derdi. n k rekabet vard pazarda. Biri mal k a p a t a c a k ol sa, komusu hemen fiyat ykseltiverirdi. Yine de, nice anti k a l a r Bit Pazar'nda eski m a l niyetine satlmtr. Satlm t r ya... b u n d a kimsenin k a b a h a t i yoktu. Cehaletin gz kr olsun. Bir keresinde Abdlbaki Glpmarh'mn, pasl bir kt makasn Dede'den yz seksen liraya aldn hatrlyorum. ('Yz seksen lira' dediysek, ellili yllarn yz seksen liras) Makas, S u l t a n P a l a m u t z a m a n n d a bilmem hangi u s t a n n eseriymi. Gerekten ilemeli milemeli bir makast. stn de bir s r Arapa laf kazlyd. Duaymlar, artk ne duasysa!.. Dede onu liraya s a t m a k istiyordu. Vaila gemi gn, yirmi be k u r u a m alm, elli k u r u a m, ite yle bir ey! Bunca cmertliine ve de bilgeliine ramen, Glpmarl pek sevilmezdi. O geldii zaman biz kahvedeysek, Cavit Abi ol sun, Dede olsun, ka gz iaretleriyle bizi kahveden kovar lard. 'Biz' dediim, gen ney talebeleri. Be on kii vardk galiba. Yeknu sarih syleyemememin sebebi, talebelerin te vazuu!.. Bazlarmz hibir zaman 'Usta-std' sfatlarn ka bul edemedik. Cavit Abi'nin, neyzenler tekkesi haline gelen kahve oca , ite bu k a r m a a n n ortalarnda bir yerlerdeydi. Sahhaflar ars'nn alt kapsndan k, sola dn, yz adm k a d a r y r, solda ereveci smail Abi'nin bitiiini b u l d u n mu?.. Hah, bizim tekke o ite!.. Zaten karsnda da Terlikiler So ka Kapahar'nm i organlarna dalar gider. Merak edip de s a p a r s a n y a n d m ! Kalpaklar Caddesi'ni akam ezannda ancak bulursun.
18

Bit P a z a r sadece eski eya alp s a t a n esnafn cevelngh deildi. Orada bu esnafa hizmet veren esnaf da bulunurdu. Sabah simitleri H a s a n Paa Frm'ndan. H a s a n P a a Frn z a t e n birka yz adm tede, h a v u z a n a z r . . (YaaL Bir de havuzumuz vard. Ama o zaman Bayazt Mey dan, Bay azt Meydan'yd efendi. imdinin Hrriyet Meyda n, - H r r i y e t neresindeyse a r t k ! - havuz mavuz barmdras deil. Laf dattk. Pardon!) Cavit Abi'nin ay da. H a s a n P a a m a m u l l e r i n i k s k a n d r a c a k k a d a r hretli. ylesine mehur ki, adrclar esnafna gre, kendilerini d a h a aris tokrat gren Kapahar esnaf dahi sabah ayn imek iin o ufack d k k n a smaya alrlard. Kck yer iskemle lerine alt kii oturunca, Cavit Abi darya servis yapabil mek iin bir dansr kvraklyla geerdi aramzdan. Cadde yi bir delikanl evikliiyle dolar, servisini bitirdikten son ra ocaktaki m t e r i l e r d e birlikte kendi ayn yudumlama ya balard. B u r u k t u aylar, a m a t a m kvamnda buruk. Demliin iine y a r m Bafra sigaras b o a l t r k e n , 'Azck iin kdna kamak lazm. Bunlar ay deil, Rize'nin otu' derdi. Ben de yaptm a m a hibir eye benzemedi. Bu 'Azck'tan fazla bir eyler katyordu anlalan. Altmna yakn, ksa boylu, biraz tkz a m a salam yapl bir adamd Cavit Abi. Tam bir stanbul kabadays tipi vard. Beladan korkarca katna ben ka defa ahit oldum. Oysa genliinde epey macera yaam olduu kulama alnmt. Cavit Abi servi se kt zamanlar, ereveci smail Abi, onun, igal zama n n d a mttefik devriyelerinden epeyce k a n tahsil ettiini ballandra ballandra anlatrd. Birka defa szl tecavzler karsnda dudaklarn sra sra yzn duvara dndn hatrlyorum. Genliin kavak yelleri, onun bu hareketlerini korkaklk olarak vasflandrmama sebep olmutu. Bir kere sinde edepsizlenen herife ben dikilecek oldum, k o l u m d a n hrsla ekip oturttu. Kzmtm, 'N'oluyor' filan diye dikilmek zereydim ki bir p a t l a m a duydum. ar birden sustu. 'Ey v a h iin k a n kt' derken, bir de baktm ki Cavit Abi, o edepsizi tokatlam. Herifi ieri bizzat tad. Gzler kaykl m, dudaklar patlak, b u r u n Kanl Kavan Cellat emesi.
S

Cavit Abi herifin kardan kpkrmz olmu suratn, tezgh sildii slak paavrayla sildi. Sapsar bir surat kt karma. Bizimki herife bir de ay verdi. F u k a r a biraz kendine gelin ce, 'Hadi olum' dedi. 'Her k u u n eti yenmez. Seni bir daha buralarda grrsem, bir aym daha iersin!.. Anladn m?' Anlamt. Hem de adamakll anlamt. Herifik bir da ha adrclar'da grnmedi. Benim birka z a m a n d a n beri, gen horozlar gibi k a n a t srtmemi tebessmle seyreden Ca vit Abi 'Bunlar' dedi, 'Doancm, bunlar yle heriflerdir ki, bunlar vursan s a n a yazk, vurulsan gene s a n a yazk!' Bela nn vurmak ve v u r u l m a k t a n aasn kabullenemiyordu an lalan. 'Ya, byle gelip de boynuzunu srtenlere ne yapma l?' dedim. Gld. ^Yiitliin onda dokuzuna snrsn' dedi. Bu laf o z a m a n l a r yeni kmt. Holanmak ne kelime, nef ret ediyordum. Byle yiitlik mi olurmu? Alayc bir srt mayla, 'Ya da' dedim, 'Onda birine snp, hi grnmemeli' Yzme k a r t a l kartal bakt. - Hi grnmemek de kamann bir eidi olduuna gre, yiitlik sade kamak mym? - Bilmem, herkes yle sylyor. htiyar kartal kalarn att - Yiitliin onda dokuzu h a k i k a t t e n k a m a k t r Doan. Hi grnmemek de bunlardan biri. Ama, yiitliin onda biri direnmektir. les3?e, ldresiye direnmek. Bir d a h a bu meseleleri amak hi ksmet olmad. D a h a dorusu ben biraz aacak oldum, ya suratn asp cevap ver medi, ya da ay asksn alp hi gerei olmad halde servi se kt. Eskilerin dediklerine gre yumruunu yiyen iflah olmaz m. mral'daki iki senelik zoraki misafirlii de byle bir yumruun dl. Operatrler herifin cann k u r t a r m a k iin, bir gzn almak zorunda kalmlar. Cavit Abi'nin sa sa kal, ite o ameliyat srasnda bembeyaz kesilmi. 'Aslrm' korkusuyla deil; 'Herifik bok yoluna geberecek' korkusuy la. Kendi gcnden rkyordu Cavit Abi. Cuma ve bayram n a m a z l a r dnda camiye gittiini grmedim. Ama Dede ezan duymazdan gelirse, 20

- Ezan okunuyooor. Kulana drttm, namaz karacan! diye sert sert barrd. Bir gn, - Yahu Cavit Abi! dedim, sen beynamazsn; bu garibe ne diye bulayorsan? Kzmt. - Biz klamyorsak, bizim mteri beklemez. Onunki bek lemese de olur. Hem o din adam saylr; klsn! Dede, adrclar'a ilk geldiinde namaz niyaz bilmezmi. Soranlara, 'Bizim namazmz klnmtr' dermi. Adam tek ke art olmakla lim olmaz. Osman Dede ite byle a r a sra Bektalikle, Mevlevlii birbirine kartrverirdi. Yahut da kartrm grnmek iine gelirdi. O gnlerde, 'Bak!' demi Cavit Abi, 'Biz eski dostuz. Dkkn senin. Al s a n a yz lira; sermaye yaparsn. Ney a; incik boncuk sat; a m a namazn, orucunu ihmal etme!' te ta o z a m a n d a n beri Dede hibir vakti karmam. - Rvet bu yahu! dedim. Cavit Abi, 'Hay hay!' dedi. - Ama artk rvete gerek yok. Kendi bana gidiyor ca miye. - yi ama, dedim, adam namaz s a n a m klyor Allah'a m? Gene kartal kartal bakt. - Adam namaz kendine klar olum, dedi. Allah namaz ne yapsn? Mesleinin kendisini bnamaz etmesi arna gidiyordu. Bir kanc vard. Zenci... Hayatmda bu Cemile Hanm k a d a r gzel zenci grmedim ben. ocuklar olmam. Belki bu yzden, h e r ikisi de bizi ocuklarymz gibi severlerdi. Cavit Abi Cemile Ana'nm kahveye sk gelmesini pek ho kar lamyordu. Bu yzden, nceleri Hakk'yla, d a h a sonra da k a r m l a sk sk ziyaretine giderdik. Kadrga'da, Cinci Meydan'na bakan, a h a p bir evde oturuyorlard. Cemile Ana, merakl komularna bizim iin, 'Bunlar benim sandklarda byttm evlatlarm' dermi. Biz de anamz k a d a r sever ve hep 'Ana' derdik bu anala hasret, a n a r u h l u kadna. Anala a, evlat sevmeye m u h t a bu mbarek kadn, A21

lah'n rahmetine, kocasndan bir hafta sonra kavutu. Cavit Jkhi'yi dost kaz ldrmt; Cemile Ana'y kocasnn l m. Aclatacaz, patlama!.. Hele emim eskime doysun!.. OSMAN DEDE'YE DAR Osman Dede cumhuriyet sillesiyie ezilenlerden. Ee.. ki mi gelin getirir, kimi cenaze gtrr. 'Tekkeler kapatldktan sonra kim bilir ka dervi a ve akta kald?' engelini kafa na saplama. Cumhuriyet byk bir hareketti. Elbet bir ta km kurbanlar olacakt. Oldu... eyh Abdlbaki Efendimin kapsnda, karn tokluuna uaklk eden Osman Dede, Abdlbaki Efendi'nin vefatndan sonra, yine eyhinin emriyle evlendii karsn ve iki evladm doyurmak iin sokaklara dklm. Dilenciliin arifesindeymi.ki Cavit Ab i... Osman Dede ite bu alam, bulanm, durulmu dos tunun yanna, o mzayakada snm. Eskicilerden ald ufak tefek eyleri satp ekmek paras karyordu. Ufack bir tezgh vard. Ne tezgh canm, bildiiniz seyyar tatlc camekn. Bir kilo kesme ekeri usturuplu dizseniz lebaleb dolar da, elinizde daha eker kalr. Balangta, 'Oncazm ticareti de ne ola?..' diye dnmtm. Ama... Osman Dede iyi ney flermi genliinde. Yani ehl-i nutrbtan. Nota bilmezdi. Fakat, btn perevler ve yinler ezberindeydi. Mtnba kmas iin bir neyzenin en az iki bin eseri ezbere bilmesi lazm geldiine gre... htifallerde Kon ya'nn, en bata ardklarmdand. Halile alarm orada; ben grmedim. Halile dedikleri de, bando zilinin Mevlevi tarikatine girmii. Gya kulaklar az biraz ar iittiinden mtrbta ney fleyernezmi. ine gelirse fslty bile duyar, iine gelmezse duvar kesilirdi mbarek. Hazreti Muhammed'in 'Hasta taklidi yapmayn; hastalanrsnz' hadisi doruluunu burda da ispat etti. Son zamanlarnda adamakll ar iitir olmutu. Ney aard... ite Osman Dede'nin gizli ve kutsal geliri. Sazlar ekbirin elinde hl dolamakta. O ufack kahve oca22

mdan gememi neyzene hayretle bakardk. Hatt, laf ara mzda, biraz da vey grrdk galiba. Dede yeni balayanla ra pek insafszd. lk defa ney alanlara, clz sazlar be on misli fiyatla dayanverirdi. Mzik durmakszn fedakrlk is ter. Hangi sanat istemez ki... Ama u da var; ney ucuz bir metadr. Yani terkediiip vazgeilmesi kolay. Her sazn bir zor zaman vardr ya, neyin de balangc zor. Acemi ksm hi ses karamaz mbarekten. Ancak sebat edilirse ney ada ma bir eyler verir. Saz ucuza alm biri, iki gn urap demoralize olunca, duvara asverir sazn. Ama yksek fiyat deyenler, 'Bunca para verdik yahu, bari bir ses karaj^m' diye didinir. te Dede'nin istedii yksek fiyatn bylesine bir didaktik fonksiyonu var. 'Mziksiz yaayamam! Ney sesi ne m!' teranesiyle balayanlar, balangta bu fedakrla katlanrsa, zaman iinde Dede onlara baka im knlar tanrd. Hem sa hem de sol fleyenler satn alsn di ye, rak perdesini tam ortadan aard. Ama kz neyinden b yk sazlarda bu, kolaylk deil zorluk yaratr. Talebe, bayati perevini bitirdi mi, Dede bu sazlardan birini eline tututu rur, kendisine gre dzeltmesini isterdi. Onarm iyi yapl msa saz satlr, al klli hl yaplmsa talebeye hediye edilirdi. Her Konya dnnde, 'Bizim ney talebeleri' dedii grubumuzun fertlerine birer sikkeli rozet, evli olanlarmzn karlar iin de birer sikkeli yzk gelirdi. Hem de gm ten. Orta boylu, Cavit Abi'den biraz daha yal, kr sal, kr pk bykl, Krt esmeri bir adamd Dede. Onun doulu oldu undan phe ederdik. Ama sorulmazd ki birader, sorula mazd o zamanlar byle eyler. Yaz k palto giyerdi. Bana da daima bir bere. Srekli bir tebessm vard dudaklarnda; dervi tebessm. Asla zoraki deildi bu tebessm. Hibir zaman yksek sesle konutuunu duymadm. Mrl mrl, 'Dem fleyin' derdi. 'Hangi artlarda olursa olsun, nce mut laka dem fleyin!' ayet o tebessm biraz eksikse, yine bir talebenin dem flemeden taksime girimi olduunu anlardk. Baylrdk taksim etmeye. Zaten ney de taksim sazdr. Dem flerken karmza oturur, direktiflere balard. 'Ban dik tut! Sazn
23

zaviyesini a! Yanaklarn iirme, zurna liflemiyorsun! e ker yernedin mi? Ses neden byle zayf? Cavit una bir eker ver de tatlansn...' mr mr mr sylenip dururdu. stedii k vama gelmisek, eski gnlerden, tadna doyulmaz tekke ha tralarndan aard. Kulamz onda, nefesimiz sazda olacak ki elem sesleri mumrese haline gelebile. Demler adamakll kuvvetlenince, Cavit Abi'yle ortaoyunu muhaveresine balar lard: - Pilavn da pek gzel Cavit. Kam daldraym m? - A kseni de ben s a n a koyaym Dede. - Olmaz! Sen nndekini ye! Bakarsn Cemilnm kzar nnzar. - Niye be? - Sehim azalyor Cavit sehiiim!.. Maksat gl dem fleyen neyzeni gldrmek. - Neyzen ksm iinden glmeyi renmeli. - Yani glrnemeyi deil mi Dedem. - Caviiit! Talebe glp de sesi bozarsa baar kazanm gibi sevi nir, fakat cezajn da verirdi. Azdaki sazn altna hafif bir to kat... tokat hafif ama, bapre adamn d u d a k l a r n a ban tersi gibi arpar. Kahvede eki eyler yasakt. Limonata, meyve suyu h a t t ayran bile satlmazd kahvede. Bu da Cavit Abi'nin b a k a bir fedakrlyd. Bunlar satsa eminim kazancn k a t l a r d . Ama Cavit Abi kazanc p a r a d a aramyordu ki... Ayran m a y r a n isteyen olursa souka, 'Biz satmyoruz kar deim!' derdi. 'Eki' laf bile pek kullanlmazd kahvede. Sa dece, o gn kt fleyen bir talebe olursa, Dede, yzndeki tebessm hi bozmadan, 'Eki mi yedin?' diye hafif yollu bir tarizde bulunurdu. Nasl oldu bilmiyorum. Galiba talebeler den biri dardan geen t u r u c u d a n turu alacak oldu. te o zaman Dede'nin s u r a t biraz ekidi. Cavit Abi de terslendi, T u r u y u turucuda ye olum!' dedi. Dede gene aklamak ih tiyac duymu olacak ki mrldand, 'Eki nameyi ekitir i n a n m a d m . Halbuki ezoterik bilgiymi. Yllar sonra doruluunu kendi talebelerimde grdm. Eki yalnz az

sulandrp, sesi bozmakla kalmyor; gerekten de neyzenin tavr s t n d e , Dede'nin 'Eki' diye nitelendirdii menfi bir hal yaratyor. Herhalde az sulanmas neyzende psikolojik bir etki yapyor. Ezoterik bilgilerin bylesine mulak oluu,' belki de ispatnn ok derin bir kltre muhta olmasndan dr. renenin bu tip bilgileri kurcalamas, retime sekte, retene de sknt verir. Dede'nin bylesine psikolojik mese leleri bilmemesine a m a m a k lazm. Byle renmiti. Byle retiyordu. Kald ki biliyor da olabilirdi. Ama bu konular on drt, on be yalar iin bir hayli ar. Kk aabeyim beni Sahhaflar'm mdavimlerinden et miti. Her hafta sonu uranacak, kitap isimleri tespit edilip, ay sonunda biriktirilen harlkla en aa elli kuruluk kitap alnacak... (O zamanlar elli kurua malettiim kitaplar, g nmzde, yani 1998 ylnn banda iki buuk, milyon li raya ancak tedarik edilebilir. B u r a d a bu aklamay yapma mn sebebi elli k u r u u n bu gnk leylii. Ortaokula bala dm zaman yevmi harlm on kurua ykseltilmiti. Aa beyimden de be k u r u alyordum. Masarifim ne ola ki?.. Tramvay bileti bir kuru. Bu alkanlk mbarek Sahhaflar ars y a n a n a k a d a r devam etti. Hl da devam eder ya, o zamanlar bambakayd. Yanmazdan evvel Sahhaflar ars kitap k u r t l a r n n bayram yeriydi. arnn st kapsnn he men dndaki koca aacn koca kovuunda Mustafa Kmran Bey'in szm ona d k k n vard. lk defa ney sesini orda duydum. Tevfk'ti... te neye vurgunluum o t a r i h t e balar. Hemen hemen benim boyum k a d a r olan neyin sesi caminin d u v a r l a r n d a n yanklanyordu. Bembeyaz, kvr kvr gr salar... nce beyaz p a p a k z a n n e t t i m . Yer sandalyesinde oturuyor olmasna ramen ok uzun boylu gibi geldiydi bana. Belki yapt iin ihtiam onu bylesine cesm gsteriyordu. Birka ay sonra, neden bilmem, adrclar Caddesi'nden gemem icab etti. O kam, Tevfik'i grmezden'evvel de grm m d r ama... beni olta kam k a d a r alkadar etmedii kesin. - Kaa bu ney amca? Yzme dervi dervi glmseyerek kaz bastrd. - Yirmi be lira. 25

24

949 senesindeyiz. Ve de cepte iki liracm var. Kapalar'y nasl getim; eve nasl ulatm; bilmiyorum. Anac ma 3'alvanp yaltaklanp yirmi lirasn aldm. Doru Dede'ye. - Yirmi iki liram var amca. U lira borcum olsun. Hafta ya derim. ah ney, h a t t sonra rendim ki a h t a n da birka koma daha pes. Kim takar, ister ah olsun ister padiah. Artk be nim bir neyim var. Sazn boyu omuzuma k a d a r deilse de eh, ona yakn! Ba bamn b t n alaylarna ramen t a m bir hafta uratm ses karabilmek iin. Cavit Abi'nin ranseymanyla ney talebele ri arasna katldm. Malum ya, Bede'nin kulaklar ar iitir. Hakk (smail Hakk zkan) ablamn byk olu. Ger ekten istidatl bir ocuktu. F a k a t musikiye olan ak istida dndan ziyade. Neye, benim ses kartmamdan sonra bala d. Ben saz aldm zaman Hakk da almak istemi. Ama ab lam, 'Aman, mezarlk algs!' diye terslenmi. Hakk srar edince, 'Dur bakalm!' demi. 'Doan hele bir ttrsn, o ala met eyi nasl ttrecekse. Bit Pazar'ndaki adam kamyor ya, alrz bir tane'. Ablamn deyimiyle o alamet eyi ttrnce Hakk koltu umun altnda Bit P a z a n ' n a devama balad. Ama o, musiki ye bir yl k a d a r evvel balamt. Ablamn snobluu Hakk'nm musiki zevkine denk dm. Abiasyla beraber, bir Ermeni m a d a m a d a n piyano dersi alyorlard. O zamann parasyla piyano iki bin lira civarn da. Eve a l m a n piyanonun yedi yz elli lira olduuna yemin ederdi ablam. Babamn drt, be yz, aabeyimin de ayda 3Tiz lira kazandklar dnlrse, gene de bizim iin eriilEez bir rakkam. tik ney hocamz Erdoan Krolu oldu. Saati iki buuk liradan haftada iki s a a t ders alyorduk. Hakk zaten nota okumay atra p a t r a biliyordu. Ben de sktm kendimi biraz. Birka ay sonra Erdoan, 'Benden bu k a d a r a r k a d a ' dedi. 'Size verebilecek baka malm yok! Artk s t a d nne diz kme zamannz geldi.' Bayati perevini, uak perevim ve segah perevini gemitik. Onun da dedii gibi, bize verebile cei daha fazla meta kalmamt. Erdoan'dan, daha sonra 26

enine boyuna bahsedeceim. Ama b u r a d a k i yiitliine de iaret e t m e m e k vefaszlk olur. steseydi bizi d a h a aylarca, belki de yllarca yolabilirdi. Day, yeen, leylein att yavrulara dnmtk. Os m a n Dede bize H a s a n Dede'nin adresini verdi. erenky'de Kkbakkal ky, hi duymadm bir yerler. On , on drt yalarndaym ve H a k k da benden drt ya kk. Dnya milyonlarca insann kanyla y k a n m a k t a n yeni kur tulmu. Trkij'e gya bu rezil savaa girmemiti ama. Alk, isizlik, hastalklar. Tifs biti adeta kanatl. Verem, o 'ince hastalk' dedikleri cenabet, onun k a n a d a m a n a d a ihtiyac yok!.. Acaba, Azrail Aleyhisselam' bu illet k a d a r yoran ba ka hastalk var mdr tarihte. Ablam dayatt, - Ney de neymi, olmaz! - Aman abl am D unca emek... - Olmaz dedim!.. Ben olumu sokakta bulmadm. ki hafta k a d a r H a s a n Dede'ye t e k bama gittim, rendiklerimi Hakk'ya da gstermeye alyorum ama, ne renmiim ki, ne reteyim! stelik retmek apayr bir ilim. Bu d u r u m ablamn houna gitmemi olacak ki, penele rini saklad. H a s a n Dede'ye ne kadar gittik hatrlamyorum. Ama rendiklerimiz topu topala bir t e k r a s t pereviyle, r a s t yinin birinci selam. Onlar da diz dve dve getik. Ama u da var, devr-i kebir usul hl aklmda. Yalyd. O s m a n Dede'den ok d a h a yal. Neyi a n c a k birka dakika fleyebiliyordu. Konya'ya arldnda semazenbalk ediyormu. Ali Dede h a y a t t a y k e n bu i ona d mezdi a m a imand. Hem de uzun boylu imanlardan. Bu 'Gbeimin gsterdii kiloyu ikiyle arpn' demektir. Pek de sertti rahmetli. Kalarnn dzeldiini hi grmedim, desem yeri. Hele o tevazu-i mtekebbirne tavryla, 'Fakir bu gn fazlaca yemiim. imdi gidin; yarn gelirsiniz' demesi yok mu?.. Nerdeyse bize saz terkettirecekti. Kklanga'dan k. Aksaray'a yr. O r d a n t r a m v a y a bin. Eminn'nde in. O Al lah'n scanda kpry yrye yrye ge. Karaky'den kalkan H a y d a r p a a v a p u r u n a bin. Haydarpaa t r e n istasyo n u n d a n banliy trenine bin. Erenky'de in. Erenky'den t a a 27

Kkbakkalky'e kadar, beynini oyan gnein altnda yr. Ondan sonra neymi efendim, Dede Efendi Hazretleri patl can dolmasn fazlaca karm!.. Yenecek nane deildi. ar n a a r H a s a n Dede'den meki braktk. Zaten Osman Dede artk Gavsi Baykara'dan mek vaktimiz geldiine inanmt.

HOCAM EYHZADE GAVS BAYKARA'YA DAR


Dede'nin ayaa kalkarak karlad ender kiilerden bi ri de Gavsi Baykara. Yenikap Mevlevhanesi'nin son eyhi Abcllbaki Baykara'nm byk olu. O r t a d a n biraz uzunca, keskin baklarn alayc bir glmsemeyle derinletiren, in s a n l a r l a h i s s e t t i r m e d e n dalga geen bir adamd. Ana dili Arapa, baba dili Farsa da tekke dili T r k e . 'Olur mu yle ey?' demeyin. Bu eyhzade ksmnn eitimi bambaka oluyor. Annesiyle konumas gerektiinde Arapa sylemek zo runda. Kadncaz, (O da bilmem hangi tekke eyhinin kz) oluna Trke bilmezi oynuyor. 'Annemin Trke bildiini Sultan'ye (Galatasaray Lisesi) baladm zaman rendim' derdi hoca. Babasysa Trke ve Arapa sorulara cevap bile vermiyor. lle de Farsa olacak. eyhzadelerin, iptidai dedi imiz ilkokul tahsili tekkede. te Trkeyi de orada kullan yor. Maarifin cebr derslerine ilaveten, Yunanca da renme si lazm. Heybeliada'dan bir daskalos tutmular. Adamcaz h e r Allah'n g n Heybeli'den k a l k p t a a Y e n i k a p Mevlevhaesi'ne gitmek zorunda. Kolay m, mehatle Pat rikhane arasnda ifahi anlama var. Bu bylece bir yl ka dar devam etmi, daskalos slamiyeti seip kapa tekkeye atmca Rumlar yaygaray basmlar. 'Verin preliyelim!' diye cekler akllar sra. eyh Efendi de 'Buyrun aln' demi. Son ra da, 'Skysa!' lafna da benzer bir eyler sylemi. Ortalk stliman. Yaa... Osmanl tarih boyunca kimbilir ka Yani'yi Kani yapvermi. Hem de yama bana bakmadan. On y a m a girince ayn anlamaya msteniden Haham ba da tekkeye bir Raben gndermi. Raben doktoral seviye si olan h a h a m demek a m a Yahudiler b t n h a h a m l a r n a 'Rabbeynu' derler. Ba harfinin zel isimlerde olduu gibi byk harfle yazlmas imla kural. eyhzade ksm rtiye 28

srasna gelinceye k a d a r be dili atr atr konuacak da, rtiyede de Latinceden gayr F r e n k dillerinden birini, tercih a n Franszcay renecek. (Laf imladan almken... Aman bu 'eyhzade' lafyla, ehzadeyi birbirine kartrmyalm. eyhzadeler eyhlerden, asl 'ahzade' olan ehzadeler de ahlardan, yani padiahlardan peydahlanan veletlerdir) Bi zim eyhzade hazretleri bu be dili kvrp son snftan terkedecei Sultan'ye girmi. Abdlbki Efendi'nin babas lp de kendisi eyh olunca, ilk ii olu yanda bir h a t u n l a evlenmek olmu. Ya kemale erip kendi kemale erememi h e r erkek gibi, eyh Hazretleri de yeni h a t u n u herkeslerden kskanr olmu. lle de on yedi yanda fidan gibi delikanl olan Gavsi'den. Ve bir gn olu nu tekkeden kovacak k a d a r ileri gitmi kskanl. te Gav si Baykara o yandan beri sazna yaslanarak kazanm ek meini. C u m h u r i y e t i n ilanndan ksa bir sre sonra tekkelerin kapatlacan anlayan Abdlbki Efendi, mtevelli heyetini toplayp d u r u m u kendi zaviyesinden arz amk anlatm. Ve 'Arkada, Osmanl'nn yasa gnd. B u n l a r m k i de olsa olsa be gndr! Tekkeye ait akaretin devlete geip una bu na peke ekilmesini grmektense, gelin unlar b a n a sat m olun. G n gelince tekkenin mal tekkeye kalr' demi. Eh, karlarndaki koskoca eyh!.. Biri, 'Efendim taksim et sek de, nazarlar celbetmesek' diyecek olmu. eyh Hazretle ri Allah beterinden saklasn, azp kudurup, 'Bre herf kal'a zaptettk de ganim mi letirrsn? nallah sen tez vakit te geberende veledin tekkenin emvalini iade eder mi? Th yzne!..' deyip laf kapatm. Kapatm ki kimse kalkp da, 'Efendi, ya senin evlatlarn da iade etmezse?' sorusunu sor maya. T a a bin yedi yz bilmem kalardan beri bu tekke bu ailenin meyihi altnda. Abdlbki Nasr Dedeler, Ali Nutk Dedeler... Artk kim 'Gk!' diyebilir. Muameleler bittikten sonra, eyhin kerameti gerekle ince, devlet tekke binasndan baka emlak bulamam gaspedecek. Gavsi, gene o Gavsi. Sazndan bakasna gc yetmeyen fukara algc. Eski T r k filmlerinin mezarlk sahnelerini a
li 9

zyia ssleyip ekmek k a z a n m a abasnda. te Erdoan'n TJstd' diye vasfettii ve Dede'nin de bizi talebeliine layk grd std- estiz bu!.. Aruz beni fazlaca sarmt. Belki bir lise rencisi iin ukalalk telakki edilecek k a d a r fazla. Bence bunun en byk sebebi E s a t M a h m u t K a r a k u r t ' u n , aruzla yazlm iirleri taktiine u y d u r a r a k veznini karagzcler gibi t a k r d a t m a s olmutur. Karagz maragz. Biz vezni bulamaynca bir gzel dalgasn geiyordu ya! mrendim ite!.. Ne imrenmesi ca nm! Dpedz kskandm. Onun gibi olmak, onun usulyle, manasn bilmediim kelimelerin kkn bularak manay is tin tacen fehmetmek istiyordum. Skntlarm etrafa atm. Ama derdime m e r h e m olacak kimse yok ki!.. Gavsi Hoca, sylediklerimin arkasndaki gerei, benim gerek a r z u m u anlayacak k a d a r insanlar tanyan biriydi. Alayl bir glm semeyle beni sonuna k a d a r dinledi. 'Ama' dedi, 'nce emsileyi renmen lazm'. Hoppalaaa, emsile de ne ola? Afallad m grnce ciddileti. 'Emsile, misaller demek. tikaklar retir'. imdi ben anladm m yni?.. Bir gn Sahhaflar'dan beraberce geerken, farza uyduk, tavaf eyliyoruz. Emin Efendi'nin sergisiydi galiba, hoca t a basmas bir kitap buldu. 'Bak Doan' dedi. 'Bu sana y a r a r i t e ! Molla Cami'nin Aruz h a k k n d a k i kitab'. Sonra kitab ap rasgele okumaya balad. Ama tatsz... duraklaya duraklaya okuyor. Vallahi ben bile daha hzl okurum. 'Herhal de br cmleyi skmek iin zaman k a z a n m a y a urayor. Vah ki kimlerden medet umuyorum? Adam eski yazy bile u n u t m u ' diye d n d m . Dairelerden, bahir: erci eri ti i an bahsederken birden durdu. Kitab b a n a uzatt. 'Ama' dedi, 'senin iine yaramaz... Farsa bu...'. nanmadm, inanama dm. Kitab bu inanmazlkla kartrdm. Gerekten anlama dm bir dil. Adam Farsasm iinden okuyup annda Trkeye eviraekteymi meer. Ben nerelerdeyim?.. Srf o gn k dersin hatras olsun diye, on be lirama kyp aldm o ki tab. K t p h a n e m i n bir yerlerinde durur. O gnk dersim eyhzadeliin ne menem ey olduuydu. Kahvede anlattm gayet tabii karladlar. H a t t Dede duymazdan geldi. 30

Cavit Abi, - eyhzade bu olum... eyhzadelik kolay m? Sonra Dede'ye dnd, - Ka dil bilir bu Gavsi? - H? - B a l a t t r m a sar kulandan. Gavsi'yi sordum Gavsi'yi... Ka dil bilir bu Gavsi? - Haa!., Bunlar Arapayla Farsay Trkeyle beraber renirler. Kur'an okumaya balaynca Yunanca, Mesnev'ye gelince de bran renirler. - !.. Baka, baka... - te mektebe gidince de Frenke bi diller. eyhzade Sultan'ye gitmiti, demek Franszca, Latince bi de baka bi dil. Ka etti? - Bilmem r k t m e d e n saylamaz. Neresine sokmu bu Gavsi domuzu bunca laf? Dede'nin rengi a t t . Duymazla gelmek istedi. Cavit Abi'ye sitemle bakt. Yzndeki dervi tebessm, tokat ye mi Hristiyan azizininki gibi sunileti. Dur as kalmamt. Kalkt camiye yolland. Dorusu ben de ierlemitim. Kavgaysa kavga, belaysa bela... Cesaretimi toplayp Cavit Abi'ye sordum. - Nedir Allahakna senin Hoca'ya garazn? Uzaklara bakar gibi dald. - Adam olayd da vey anasna soyunmayayd. Kar ktl m vard memlekette? Biraz durdu, ilave etti, - Tekkeden kovulmayayd... Dede'nin oturduu yeri iaret etti, - Bu garipler byle sefil perian kalmazlard. Bulunurdu bir vakfta bekilik mekilik. Ali Dede'nin haline bak!.. Yata cak yeri yok adamn. Kar al olmasa, Gavsi yiit adam dr. Brakmazd emektarlarn yzst. Onun kar aldr her eyi bozan! Ne k a d a r doruydu. Hocada hakikaten kadnlara kar doymak bilmez bir alk vard. apkn m a p k m deildi. D pedz sulu zampara. Ablamn kzn grnce, daha iki met reden dudaklarn uzatrd. pecek ya!.. lle de on be on alt 31

yalarndaki kzlara meftundu. 'Bunlarn' derdi, 'limon kabu u gibi memeleri olur.' Bu huyu bir alemdi... Ama dnmek lazm ki bu adam on yedi yandan beri en dk seviyedeki algclarla beraber y a a m a k zorunda kalm. Ekbir mzisyenler b u n u a r a l a r n a almaya ekin miler. Kimi babasnn nfuzundan, kimi de hocann ilmin den korkmu. yle ya, kendi yalmkatlklar meydana ka cak. Suphi Ezgi'yle Sadettin Arel ellerine geirdikleri Arapa elyazmas bir nazariyat kitabnda, t a n b u r perdeleri arasn daki l birimi olarak kullanlan 'Erba' szne taklmlar. 'Drtl' deseler olmuyor, 'Araba' deseler uymuyor. Halil Can olay yle anlattyd: 'Gavsi mzakereleri bir mddet gle gle dinledi, sonra sazn karp flemeye balad. Sadettin Bey de o zamanlar konservatuar m d r ya, titizlendi, 'Sras m imdi Gavsi Bey?' dedi. Gavsi sazn torbaya, torbay da koltuunun alt na yerletirdi. T a m k a p d a n karken 'Arpadr o Sadettin Bey, bildiin arpa! Arabay marabay da nerden kardnz?' Arel de, Doktor da aptlar. 'Bildiin arpa' szndeki gizli tahkiri anlamadlar bile'. Tahkiri anlamlar m, a n l a m a m l a r m bilmem a m a hocay k o n s e r v a t u a r d a n istifaya zorladlar. Arel, hocann yegh perdesinden on altlk allegro sre iinde yegh, neva, muhayyer ve tiz evi seslerini vermesini istemi. Arel bunun gereksizliini, h a t t imknszlm anlamayacak k a d a r bn deildi. Stacatto y a p m a d a n hibir nefesli saz bu sama ara lklar veremez. Neyde ise stacatto ayp saylacak k a d a r ir kin olur. Bana sorarsanz hocann zeks karsnda duyduk lar kompleksin bir t e z a h r bu. 'lim' demiyorum; nk Arel'in de Arapay ok iyi bildii sylenmekte. Ama hocam n k i a n a diliymi o da baka. Halil Can'm naklettii bu olayda da, bilgiden ziyade zeknn, sentezci bir zeknn, prl prl parladm a n l a m a k iin ylesine bir zekya gerek yok. Arapamn, Trkeye t a h a k k m malum. Ama Trkenin de Arapaya katks var efendim. 'Ali Baba ve Krk Haramiler' masalnclaki 'Baba' kelimesi bal gibi Trke ite! Kendilerine Trk Dil K u r u m u denen ulem-i rsum topluluu, 'kelime' 32

lafnn yerine 'tilcik', yok olmad 'szck', bu da olmazsa 'szceiz' gibi kelm arayacaklarna Trkenin dnya dillerinde ki etkisini a r a s a l a r ya!.. Ellerinde bu k a d a r imkn varken d a h a bir etimoloji lgati bile yapamadlar! (Gene dattn ihtiyar. Toparla laf bakalm!) Diyeceim, o zamann mzisyenlerinden ou Allah ver gisi istidatlarna gvenir, nota renmeyi bile zl sayarlard. Neymi efendim... Alaturka notaya samazm. Lafa bak!.. Bol bile geliyor ustalar bol, siz nerelerdesiniz? Nazariyata nem verenlerinse hali .malum. Eserleri orta da. Uak drtlsne puselik belisi eklenesiymi uak dizi si olupmu. Bayati de u a k m inicisi olupdurmu. Glemezsin. Biz gldk de h a l t ettik. Bayati ile u a k arasndaki u u r u m u duymayan, hi mzie soyunmasn. nk, adam mzisyen doarsa mzisyen olur. Mzisyen domamsa m zisyenlik dnda ne isterse o olsun birader. lle de mzisyen olacam diye htrrsa, byle zrvalar ite! Ya o puselik laf necedir? Divan edebiyatna bir baksaiar, a d a m l a r Buse ile Buselik laflarndan nice istihdam karmlar. (Hayr efendim 'istihdam' sz burda yersiz deil. O bir edebiyat terimidir. n a n m a y a n ansiklopedi kartrr!) Arel iki bin eser bestelemi. Hani yahu?.. ki tanesi bile yaamad, ne h a b e r 9 Laika Karabey'in dkt suyla deir men zar zor dnyordu. O gitti, Arel de bitti. Demek Arel'in bestekrl da bu kadarm. Askerden dndkten sonra kendimi anak mlek ara snda grmeye baladm. ocukluk bitmi, adamlk devrine gimitim. Meyhaneye filan balamtm. Fransz sefaretine gelmezden nce, t a m Zambak sokann banda, o zamann m e h u u u r O t o m a t i k B i r a h a n e s i vard. Yar barm s, yar meyhanemsi bir yer. Meyhane tezghn yuvarlaklatrmlar. Olmu s a n a bar. te oraya dadanmtm. B a r m e n (!) Yorgo adnda ihtiyar bir Rum. Yz glmez, suratsz herifin tekiydi. Her a k a m gidip bir iki tek atyorum. Eh, bahiim de fena deil! Artk Yorgo selam vermek tenezzlnde bulu nuyordu. - Kalispera Yorgakimu. - Kalispera kalispera...

33

- Ti ekhi ti denekhi? (Ne v a r ne yok?) - Tipota denekhi... (Bir ey yok) Eh, benim Rumcam da bu k a d a r ite! Artk talebeliin de bitmi olabilecei midiyle (Ne midi, k a n a a t t i bu k a n a at) Hoca'y meyhaneye davet ettim. Yorgo'yla selamlap kuskuslanacam. Yorgo, 'Raki mi itsezeksin Gavsi?' demez mi? Afalladm. Bunlar Rumca muhabbete giritiler kiii, ben yokmuumcasma. D u t yemi blbl demek benim gibi olur mu. Meyhanede bile h a y a t dersi vermiti b a n a rahmetli. Ta lebeliim mi? O devam etmede ok kr! Gavsi Baykara'mn irtihaline k a d a r onun talebesiydim. imdi hepinizin... re nimin bitmeyeceini ben meyhanede rendim. NEYZEN YAHYA'YA DAR Cavit Ahi'nin dkkn, darlna d a r da, darlyla alay edercesine yksek. Aslnda bu ykseklik Cavit Abi'nin d k k n n a h a s deil. a d r c l a r C a d d e s i ' n d e k i b t n d k k n l a r byle; enlerinden fazla boylar var. Hemen hemen herkes birka kalasla, uyduruk bir asma k a t yapp d k k n l a r n ikiye katlamt. Ho imdi de pek farkl deil ya... Bit P a z a r esnaf turistik(!) de olsa gene Bit P a z a r es naf ite. st katlar bir eit depo. Cavit Abi'nin depolayacak neyi v a r ki?.. O asma k a t t a Yahya kalrd. O n u tandmda henz yirmili yalarn bitirmemi, sa r sal, bulank mavi gzl bir delikanlyd. Hammallk edi yordu. H a m m a l l k bile deil, kfecik. Saldrgan t a b i a t o n u n dier h a m m a l l a r l a beraber almasn engelliyordu. Geimsiz, nobran, mzik dndaki konularda adamakll agresif bir insand. Sabahn erken saatlerinde k a l k a r Cavit Abi gelene k a d a r sazn flerdi. Cavit Abi geldikten sonra kfesi ni omuzlar, yallah ekmek peine. G n l k nafakasn lene k a d a r karr, lende kahveye gelip helva ekmekle h e m sa b a h kahvalts, hem le yemei niyetine k a r n n doyururdu. Artk a d m n a altn saylsa Yahya t e r s i n e evirip s t n e oturduu kfesinden kalkmazd. Yllarca h a s r e t kalmasna sazna sarlrd. Tevfk de kimmi,?.. Ben Yahya'nn -

kard sesi Hayri T m e r mstesna, hibir neyzenden duy madm. Ney sesi ak yerde dalp gider. Ama Yahya flyorsa meknn deerini hi dnmez insan. Yahya'nn y reiyle ald, yrekle dinlenir. Hem de y a n a yana... Trakyalyd... Krklareli'nin bilmem ne kazasndan. Ko n u u r k e n , size m e y d a n okuyan bir pehlivan konuuyor sa nrdnz. Yllardr stanbul kaldrm inemek ivesini biraz dzeltmise de, H harfine gelince... - Yahu Yahya, uzzalin hicazdan fark ne? - caza yukarda seyni eklersin, olur s a n a uzzal. Nazariyat kitaplar byle yazmaz a m a uzzal budur ite! Kahveye, sayg duyduu, s t a d neyzenlerden biri gelirse, sa zn brakrd azndan. Ama stad teklif ederse hi nazlan m a d a n t e k r a r d u d a k d u d a a gelirdi sevgili sazyla. Kendine gre bir sayg anlay vard. Hi soru sormazd s t a d l a r a . Bazen bunalr, arad sesi bulamazsa, bizim azmzdan sordururdu meselesini. - Duvan, Gavsi Oca gelince zzamdaki neva s t n e icaz la karcardaki neva s t n e icaz arasndaki fark sor! zzamn iar b a n a dike geliyer. Gelen s t a d l a r bu s o r u n u n Yahya'ya ait olduunu hemen anlarlard. Yoksa bizim bu ince farklar farkedebilmemize d a h a yllar vard. Bazen bizimle beraber fiyordu. Kahvede birka talebe bir a r a y a gelince, eski psk, lekeli, bir ksm da, kaleme bigne elleriyle arpk urpuk, a m a m u t l a k a hatasz yazl m notalarn karr, 'Adi mek edelim' derdi. Byle durum l a r d a o geimsiz delikanlnn, mfik bir retmen kesildii ni hayretle grrdm. Seyrini bildiimiz m a k a m l a r d a tak simleri bize verir, kendisi demle bizi ynlendirirdi. Hatal n a m e karrsak, dem sesi azarlayc bir t o n a ykselirdi. Ama ne dem, sazlarn atlamadna hep ammdr. B t n gayretlerimize r a m e n o sesi bastramaz, h e m e n kendi mizi toparlardk. Bilmediimiz makamlarda Yahya taksime girerdi. Ve u n u t u r d u beraber mekettiimizi. Dalard kendi musikisine. Aman ya R a b b i i L i t e o z a m a n tekkemizden n u r fkrrd cihana. Cavit Abi servisini u n u t u r , bizse ksr meye bile ekinirdik. Emin olun o grltc esnaf dahi sesle-

34

35

rini keserdi. Ancak saznn glgesinde yayordu Yahya. Saz fiemedii z a m a n kendisini ifadeden ciz, alelade bir Trakya kyls kalyordu geride. Bu iki Yahya arasnda ki m u a z z a m fark onu alkole srkledi. Dorusu imejni de pek bilmiyordu. Akamlar bir ie M a r m a r a arabyla bala m. Gittike de artryordu. Alkolle beraber saldrganl da a r t m t . Yava yava etrafndakiler u z a k l a m a y a balad lar. Neyinde de eski r e v n a k kalmamt. K a b a h a t i Dede'ye yklyor du. 'Senin atn ddkleri obanlar bile ilemez.' te barda t a r a n bu sz oldu. Cavit Abi kzmt... Ertesi gn Yahya'y gremedik. Sormadk bile. Bezmi tik... Kovuldu sandk. Bir iki gn sonra s t k a t t a n indi. H a n i ' S u r a t aramba Pazar' derler ya!.. Yahya'nn s u r a t ondan da beterdi. S o r a n l a r a ' D t m de, y u k a r d a yatyordum' di yordu a m a kimseyi inandramad. Adamakll bir dayak ye dii belliydi. Daya kimin attn yalnz ben anladm. Cavit Abi, kadim dostunun t a h k i r edilmesine dayanamamt. Uslamvermiti Yahya. Dayan cennetten kma olduunu kim se sylememi olsa, bu laf bizim talebe grubu, ahlfa miras brakrd. Bede'nin tavrnda hibir deiiklik olmamt ama Cavit Abi, Yahya'nn h e r knda sert sert soruyordu, 'Ne reye?' Program gene eskiye yakn bir hale gelmiti. Sadece Yahya a r t k ie kmyordu. B u n u a n l a y a n ehibb Dede'ye 'Nezir' ad altnda verilen Mevlevi sadakasn artrmlard. Yahya a r t k eskisinden d a h a iyi kazanyordu. Necmi Rza (Ahskan) bir takm elbise yaptrmt. Ulvi Abi, radyoya al m a k istedi a m a mevzuat... O k u m a yazma bilmez balamac l a r n , z u r n a c l a r n e k m e k yedii r a d y o , T r k m u s i k i s i s a n a t k r l a r n d a n kap gibi diploma istiyordu. Halbuki ilko kul diplomas yoktu Yahya'cm. Ekbirin gayretiyle tersaneye ii olarak kaydoldu. Bir m d d e t sonra Arnavutkyl, az biraz gekince bir h a t u n l a ii piirdiim duyduk. Ara sra kahveye geliyordu. Neden bu k a d n l a evlenmediini sorduk. Ak ak, 'lm kocasnn ayln alyor. Evlenirsek, keserlermi' dedi. F r s a t bulduk a Bandrma'ya gidip ney amak iin karg kesiyordu. Yllk

tatillerinde, ta Hatay'a Samanda'na gidiyor, yzlerce karg getiriyordu. Bandrma karglar kalite itibaryla Samanda karglarndan ok d a h a iyi olmakla beraber, azd. Onlardan alm sazlar ekbirana veriyor, Samanda karglarndan alm olanlar da satmas iin Dede'ye brakyordu. Yah ya'nn at sazlar gnmzde altn k a d a r kymetli. Zaten sahipleri ayet neyzense, son pantolonlarn s a t m a d a n onlar elden karmazlar. Her viyolonistin yreinde bir Stradivarius, h e r udinin aklnda da bir Manol yatar ya! Her neyzenin iinde de bir Yahya aks ney vardr. Yahya'nn at saz l a r d a r a k perdesinin t a m arkasnda, elyafa dik, incecik bir dalama izi vardr. 'Bu izgiyi nasl yapyorsun?' diyenlere, ciddi ciddi 'pergelle' derdi. Aslnda alelade bir aky kzdrp o noktaya srtveriyordu. Merkantalizmin ahlak inedii bu devirde, elbet o iz giyi de taklit edecek agzller kmtr. Ama Yahya aks n erbab sesinden tanr. flendii z a m a n Yahya flyor sanrsnz. t e b u n u taklit etmek imknsz. Doklardaki ar i ve Halic'in emsalsiz pislii gen yata saln bozdu. Yahya'y malulen emekli ettiler. Memleketi ne gidip orada evlendi. Onun neyleri h l onu arr durur. AL DEDE'YE DAR Ali Dede'den demin bir nebze bahsettik. Hatrnaz adam d. Belki Cavit Abi'nin dedii gibi yersiz yurtsuz oluundan, belki de h a k i k a t e n h a t r n a z oluundan, bayramlarda, kan dillerde filan, elinde itinayla sarlm bir paketikle bizim kahveye de gelirdi. Paketi Cavit Abi'ye takdim eder, nce onunla sonra da Dede'yle Mevlevi usul el pr, en sonun da m a h c u p mahcup bizlere elini ptrrd. H a s a n Dede'ye trayasym da, geerken bizleri ineyememimi. Susa m Dede'nin irtihalinden sonra, yaayan dedelerin en yalsyd halbuki. Zarafet... Zarafet bu adamda mcessemlemiti. Mevlevlerin el pmesi pek latiftir dorusu. Birbirleri nin sa ellerini bilek grei yapacakm gibi tutuurlar. Kar-

36

37

hkh biraz eilip t u t t u k l a r eli perler. imdilerde en sayg llar bile el pmeyi bilmiyor. Eli plecek kiinin elini alp, d u d a k l a r n a k a d a r k a l d r a r a k , gya sayg gsteriyorlar. Efendi el peceksen, pecein ele k a d a r eilirsin! Alemdar tann etek pmesi gibi, eli t a a b u r n u n a k a d a r kaldrma n n lemi ne? El pmenin iinde bir de hasn-yi m s t e s n a rverans var a benim efendim. Ali Dede'nin paketinden t a n e lokum kard. Biri Cavit Abi'ye biri Dede'ye. Biri de Eskici smail Dede'ye takdim edilecek. Eskici smail Dede Hazretleri kitaplara smaz bir zat. Ama, bu risaleyi b a n a ilham eden dosta sz verdim. Al lah'n izniyle, kalemim dnd k a d a r anlatacam. Cavit Abi'nin lokumu, Yahya'nn Yahya olduu devirlerde, mutla ka Yahya'ya giderdi. Osman Dede'ninkiyse bir eit takdir n a m e . O gnlerde dem seslerini en iyi kim kartmsa, ona talisin belgesi olarak takdim edilirdi. En ok da Halil'e ks m e t olurdu bu lokum. Hakikaten Yahya'dan sonra en gzel fleyenimiz Halil Yunga'yd. Halil'im dediim bu Halil Yunga'dan da, d a h a sonra bahsedeceim. Ali Dede, Eyp S u l t a n Camii'nin mezzinler odasnda yatp kalkyordu. Her trl angaryay bu garibe yklerlerdi. T r b e n i n temizliinden, s a b a h ezanna k a d a r , h e p bu Ali Dede'nin, bir gece d a h a kalabilmek iin yklendii angarya lar. Asla sadaka kabul etmezdi. Arasra nezir olarak nes ne verirdik. Nezirden d a h a nce bahsetmitim. Bir eit Mevlevi yar dmlamas bu. Mevlevlerden her kime, 'Nezrirndir, kabul eder misin?' dense, o Mevlevi 'Amin' deyip almak zorundadr. O Mevlevi, eyh de olsa, padiah da olsa b u d u r bu. Almamak ok, a m a ok byk bir ayptr. Nezrin en az adet olmas gerekir. D a h a fazlas n k a t l a r olarak sonsuza k a d a r uzarsa da, en makbul say on sekizdir. Malum ya Mesnev-i erif on sekiz beyitle balar. Bir de on sekiz bin lem masal var. Been beendiini kullan. S a d a k a ite. Ama 'Sadaka' eleyip gemek doru deil. Nezir dedikleri Mevlevi yardm lamas, Osman Dede'nin iki evladna diploma, hatuncazma da bir evcaz tedarik edivermiti. Bu sadaka konusuna laf dmken biraz dokunmak is3S

t e r i m . M u h t a kiilere, onlarn talebine istinaden verilen (her ne ise) sadaka deil ianedir. Sadaka, muhta kiiye, o istemeden, ihtiyac k a d a r verilendir. H a t t verenin kimliini bildirmemesi keyfiyeti de var. Sadakay alan, vereni bilme yecek ki, verene medyun olmaya. Zamanmzda bu da ada makll kartrlmakta da... Bir de hediye meselesi var. Aslnda en zarif sadaka hedi yedir. Ancak burada sadakay veren hediyeyi alandr. nk hediyeyi alann o ald hediyeye ihtiyac yok. Demek ki hedij'eyi verenin, vermeye ihtiyac var. Akln kartysa affet dost! yi anlatamadmdandr. Ksacas, hediyeyi alan, o he diyeyi almakla, hediyeyi verene sevin sadakas verir. Ali Dede, ehl-i aktan, a m a zayf... ne zayf, kuru, kup k u r u , kadidi km bir ihtiyarckt. Benim aklma h e p Sad'nin beytini getirmitir. Ey mrg-i seher, ak zi pervane biymz. Gn shter, cn ed ve vz niymz. ayet neyzenleri ak t e r e n n m eden seher blbllerine benzetirsek, Ali Dede, yanmaya amade, can gm ve sesi kmaz, a m a ak Kays'a talim ettirecek k a d a r k, bir pr-i ak- Mevln'yd. Hem mesnevhan, hem de semzenmi... Dahas, sema m a z u r olduu zamanlar, mtrba kacak ka dar da iyi bir yinhan... Yaz k iki pantolon birden giyerdi ayana. Ama her ne dense nce uzunca olann, onun s t n e de d a h a ksaca ola nn giyerdi. Dede'ye hikmetini sordum. nce alel usul duy mazdan geldi. I s r a r edince, 'ile karyor' dedi. Biraz daha kurcalayacak oldum. Camdan dar bakmaya balad. Cavit Abi, 'Uzatma Doan!' deyince sesimi kestim. Eref saatinde Hoca'ya sordum. Ayn cevap... Hayr, kesinlikle meczup de ildi Ali Dede. Tekkedeyken semzenmi. Bir gn, sem hakknda sordum, 'Dedem, elbet siz sem ederken vecde giri yordunuz...' Hemen szm kesti, 'Aslaaa!' dedi. 'Sem esna snda vecd olabilemez. Biz orda on sekiz bin lemi anlatrz. Vecd gaflettir. Bir anlk gaflet, b t n mkevvent madma kaydrr maazallah!..' 39

Mevlevhanelerde ideal semzen says da on sekiz. Her semzen bir lemi temsil ediyor demek ki. Daha sonralar cra tekkelerde dervi says az olduundan ve n kat lar olarak kararlatrlm. Ali Dede tekkeye eyh Celleddin Efendi zamannda intisab etmi. Semzenlik yannda bir de sedefkrlk renmi. yi de, o yllarda artk ne sedef vardn, ne de sedef kakmal nalna rabet gsterecek nazenin. Antikaclar sedef k a k m a eyayla doluydu. Sedef k a k m a eya alveriini eskicilere b rakmlard artk. m p a r a t o r l u k zenginleri h e r eyleri gibi, sedef k a k m a k eyalarn da mzayedeye karmlard. Ho, rabet eden olsayd ne olacakt sanki? Ali Dede'nin ne leti, ne mekn, ne de t a k a t i vard. Rahmetli Halil'im, b a n a onun eseri olan bir kavukluk gstermiti. Gaz sayacn t a m i r et mek iin gittii bir evin bodrumunda, toz toprak iinde bul mu. 'Aman u n u biraz d a h a kirletip, iin kdna kaa rak, ucuza k a p a t a y m ' dncesiyle t u t m u gres ya sr m. Ne olmu dersin dost? Halil'ime hilekrl yasaklayan, eseri, tezghtan henz kmasna parlatm. Hasl, 'unu be on liraya k a p a t a y m ' t a m a h Halil'ime t a m yz liraya patlam. Abanozu sedefle yle bantrmt ki adam, gzlerim ka mat. Yeenim Hakk bakt bakt... 'Bu donmu musiki' de di. Laf ebesiydi kerata. HALL'ME DAR Bilmem ki Halil'imi yazya sdrmak m m k n olur mu? Bir a r a akl Gazinosunda almaya balamt. Hami yet Yceses'in ikinci defa sahneye dnnde, buncaz da saz heyetine dahil olmutu. Bir gece, program bitince gazino dan km yavrucazm. Aksaray'dan dolmua binecek, Taksim'e; oradan da ver elini Okmeydan. Bizimki dolmua binmi binmesine ya, y a n m a gele gele bir yumuak gelmi. ofr ks ks glmede, yumuak balam Halil'ime bulama yaok kibar adamd Halil'im, vallahi ok kibard. Birini in citmektense bin defa incinmeye raz olanlardan. 'Aman!' di40

yormu yumuak. 'Beni bir defa yataa atsan, yok mu ya, hani alt ay karmazsn!' Bizimki k a n ter iinde; ofr katr glmekten arabay doru drst kullanamyor. Zar zor Taksim'i bulmular. Yumuak gene bizimkinin peinde. Nihayet Halil'im u t a n a skla, 'Ben de senin gibiyim birader' demi. Yumuak sertleivermi, T . . . Allah cezan versin herif. Bana bir saat akntya krek ektirttin!' Ertesi gn b u n u bizim evde anlatt. 'A benim kardeim' dedim, 'Madem byle makbul bir zenaatin var, ne diye syle mezsin de bizi ele gne m u h t a edersin?' Mehur ikj^etine balad. - Yengee, ne terbiyesiz kocan var. Bizim h a t u n d u r u r mu?.. Baladlar Karagz muhavere sine, - Eee, ipin ucunu verdin... - Verdik... verdik putun eline... Halil'im ortadan biraz ksa, tatl esmer, bembeyaz sal biriydi. Ben tandm zaman askerden yeni dnmt. Ama gene salar bembeyazd. Bunlarda erken a a r m a rsiymi. Aabeyini tandm. O n u n da salar beyazd, a m a Halil'iminkiler pamuk. Yahya'nn kzd zaman Halil'e 'Beyaz Deve' demesi bouna deil. Havagaz idaresinde alrd. Memur filan deil, dpedz amele. Haydi amele deilse de amele ba

Dehetli enfiye tiryakisiydi. Mehur Sleyman Efendi (Tunahan) bulatrm. Halil'i neyden bir mddet uzaklat r a n da o. Bir s a n a t k r hangi sebeple olursa olsun, sanatn dan uzaklatrlnca, k a r a k t e r i n d e de byk deiiklikler oluyor. Demek ki s a n a t n bir eit bamll var. Halil'im de sazdan m a h r u m edildii yllar epeyce saldrganlamt. O zamanlar benim gibi, 'ayet ibadet de edersek Allah neyi mizi affedecek yahu?.. R a h m a n ismi gme gider' diye geiti ren zndklara fena halde atard. Bende hl deiiklik yok. Zndk, hep o zndk. Halil'imin t a r i k a t l e r e merak vard. Ama bilgisi yavan. Bir gn m u h i b b a n d a n birinin evinde esrar ektik (O k a d a r mbalaa etme canm. kimiz de o mereti ilk defa tadyor duk). Geri dnerken, ben yolu kaybettim, Halil'im dnyasn. 41

- Yahu Halil'im, doru mu gidiyoruz? Bizimkinin gzleri kaym, yol mol gresi deil. - Bo veeer!.. di}'ordu. Gkyzndeee firazan olmak da vaaar... Onun kendisi gibi tatl talebeleri vard. yle bir kska nrdm ki Halil'i onlardan. Adn u n u t t u m , meslei havlucu luk olan biri vard. Zaten herifii bir kere grebildim. Ha lil'im d a h a nce birka defa bahsetmiti. F e n a halde giyini im bu havlucuya. O gn, Halil'imin evinde grtk. Kibar tavrl bir gen. Ama, gel de benim kskanlktan katlm kafama b u n u sok! Kendi kendime, 'Kibar taklidi yapyor, S u l t a n h a m a m iportacs' diyorum. Halil sazm pp b a n a u z a t t . Neyzenler a r a s n d a , a s r l a r d a n beri sregelen bir det. Ben de perek aldm. Uzuun bir demle taksime bala dm. 'Aman ya Rabbi!..' diyorum, 'benim deil, Gavsi'nin, Yah ya'nn az.' Neler yaptm hatrlamyorum. Kromatikler, transpozisyoniar, ed m a k a m l a r d a asla dnler, glisaj m istersin, saza F a t m m m dedirtmeler mi... Hasl ne canbazlk bili yorsam dktm ortaya. Saz ptmde evdeki sessizlik yor gan k a d a r kalnd. Havlucu mrldand. 'Ben asla byle ala n am!' Dedim ya, neler yaptm hatrlamyorum. Bizim Ha tun, (Kula ok hassastr haa! Mbalaa ediyorum sanlma sn. Bunca yllk neyzen kars) 'Ben hayatmda hi kimseden byle ney sadas, byle garip nameler duymadm' dedi. Alnmtm; sordum. - Nesi garip yahu? - Nesi garip deil ki... Bir dakika Allah'a dua ediyorsun, bir dakika sonra meidaneci Yorgo'dan rak istiyorsun. Cami ye gir. Camiden k, meyhaneye gir. Meyhaneden k, tekke ye gir, bam dnd vallahi! - Kt m oldu yani? Biraz dnd, - Gzel olduu muhakkak, ama iyi mi, kt m bilmem. Rahman'la eytan' bir a r a d a dnmek. te bu insan sar syor. 42

- Laf m yani imdi bu?.. Elbet eytan' dnnce Rah m a n a k l a gelecek. 'Yaratlan sevelim Y a r a t a n d a n t r ' d e n m e m i mi? Allah allaaah!.. eytan ben mi y a r a t t m . Kdir-i Mutlak h a t a m etmi? Sonunun byle olacan bil miyor muydu? Hem ben s a n a bir ey sy... - Mugalatay brak! nsann imann bozma!.. Hem syle sene bana, ne makamyd bu Allah akna? - Nefreti hayatm... Nefretiden bir taksim getim havlu ca keratasna. Herifik bir daha eline saz alamam. Halil'im ok gaddarca bulmutu. Sonraki bulumamzda, 'Sen gizliyi akladn' dedi. Hangi gizliyi be!.. Bilmediim e yi nasl aklarmm ben? Lafa bak!.. Kskantm... Hl da dostlarm dostlarndan kskan rm. Halil'i t a n m a k filantropiyi mahhas olarak grmek gi bi bir eydi. G n n birinde tekkeye k a r a k u r u bir delikanl getirdi. Kskanlm yznden Fuat'i, musikiye hevesi isti dadn fevkinde, b a b a d a n zengin mark bir velet olarak gr m t m . Mehur F a t i h tatlcsnn olu. Dede Korkut hak knda bir mnakaayla tantk. O, Dede Korkut'un Uygur lar zamannda filan yaadn zannediyordu. Ben bildikleri mi syleyince i n a n m a d . Tepem atmt. Rahmetli s a h h a Mustafa K m r a n Bey'in oullan ok sevdiim iki arkadam d. D k k n da bizim tekkeye pek yakn. Ayama enme dim; gidip Tosun'dan, Varlk Yaynlar'nm T r k Klasikleri iinde kan Dede Korkut kitabn alp b u r n u n a dayadm. Mahcup olmutu. Aybn telafi iin bizi evine ard. Mna k a a kazanmtk, gitmemek olmazd. Zengin markln ite orda grdm. Hazret, evinde kendisine bir ark odas hazrlam. Gitar alarm ya, gitarn bu odaya katiyen sokm a z m . markt, zppeydi a m a ocuktu. Sz mzikten ap polifoniyi molifoniyi kartrnca, armonideki farkl ahenkleri bizzat gstermek iin, gitarn kapp odaya itb etti. Halil'imin b a n a kzmaya t a k a t i kalmamt. Biz kaskla rmz t u t a t u t a glyoruz, garibim hl farkl tonlar zerin de ayn arpejlerin farkl duygular yaratacan gstererek izaha alyordu. Nasl oldu bilmem, bana pek nota bilgisi 43

yokmu gibi geldi. skender Kudmani nin fi tarihinde kar d cebe sacak k a d a r kk nota defterleri vard. Hep ze rimde tardm. Halil'e Y a h u erenler' dedim. 'Gavsi Hoca'nm u Yank'sm bir geelim. Nihavenddir, F u a t de bizimle bera ber alabilir. Malum ya, gitarn perdeleri t a n p e r e manpere olup nihavende uyum salar.' Fuat'n jniz kzard. Haklymm... notadan bbehreydi. te bu adam imdi konservatuar retim yesi F u a t Be yefendi! nsan mr boyu cahil kalmaz ya... Notay motay da sokmutur Allah lim... Halil'imin insan sevgisiyle mlemma olduunu sylemi tim ya... Erdoan' bu filantropiden mstesna saymak lazm. NEYZEN ERDOAN KROLUYA DAR Bir gn Haiiller'de oturuyorduk. Sz nasl ald bilmem; o her eye derviane nazarlarla bakp, b t n m a h l u k a t se ven; a m a gerekten seven Halil, Erdoan iin 'Ddk gibi fler' dedi. Doru, fakat irkindi bu sz. H l yaktramammdr Halil'ime. Gariptir ama, Hoca da dahil olmak zere neyzenler a r a s n d a Erdoan' benden b a k a seven yoktu. Ar alayclndan m ekimliyordu, ar bilgisi ve marifet leri mi kskanlyordu bilmem. Uzun boylu, siyaha yakn kumral salar olan ok yakkl bir genti Erdoan. Bir ney zenden ziyade bir viyoloniste yakacak k a d a r biimli, uzun parmaklar vard. Sazna gerekten hkim olmutu ama... i te, demek ki ney perdelere mkemmel bir ekilde hkmedil in ekle icra edilmiyor. Daha d a h a bir eyler gerekli. Ses kali tesinin ok nemi var. Aslnda neyi bir e n s t r m a n olarak grmek de pek doru deil. Neyi vcudun bir uzants olarak kabul etmek lazm. Protez bile deil, ney neyzenin dudan da dorudan doruya vcut olmal. Erdoan musikisini icra edebilmek iin bir ara olarak gryordu ne3d. Halbuki, ney zen sfatna layk bir neyzen, btn kinat bir tek seste ii tir. Halil'le aramzdaki konuma enteresandr. 'Ddk gibi fier' laf zerine, kendimde Erdoan' mdafaa ihtiyac his settim.

- Ama, dedim. Yarm perde zerinde transpoze yapar. - Ama ddk gibi fler! - Ama flerken byk usulleri bile ayaklaryla vurur. - Ania ddk gibi fler! - Yahu bu k a d a r talebe yetitirmitir. - Ama ddk gibi fler! - Nazariyat stdnedir. - Ama ddk gibi fler! - Besteleri var, hem de gzel besteler. - Ama ddk gibi fler! Dayanamayp glmeye baladm. - Yahu Halil'im, dedim. S a n a adamn bunca mezij^etini sayp dktm. Sen hepsinin karsna yegne k u s u r u n u koyuyorsun. Aslnda sen Erdoan' sevmiyorsun. Ee, 3'aratlrn sevmek nerde kald?.. Hani dervilik?.. Halil'im birden utand, Hibir ey syleyemedi. Kpkr mz olmutu. Halbuki asl utanmas gereken bendim. Dostumun ayb n yzne v u r m u t u m . Benim utancm hl sryor. Kusur suz adam m olurmu? Halil'imin sevmedii nice k u s u r l a r vard Erdoan'n. Megalomand. Alaylarn bazen tahkire vardryordu. Hocaya fel geldiinde h e r gn birimiz gider, elimizden gelecek bir ey v a r s a urar, hibir ey y a p a m a s a k bile n e y fler dik. Bir gn Hakk'yla gittiimizde Aka'yla (Aka Gndz Kutbay), Erdoan' orada bulduk. Biraz hobeten sonra Hoca Aka'ya 'Bir sfahnek yap bakalm!' dedi. Isfahnek perevi ni bestelemi, saz semaisini kuruyordu. O m a k a m d a n bir yin bestelemeyi de d n y o r d u . Kulann sfahnekle dolmaya ihtiyac vard. M a k a m n sfahandan fark, iinde bol bol buselik enisi b u l u n m a s n d a n ibaret. Ama k a r a k t e r itibaryla birbirinden bir hayli farkl olan bu iki m a k a m bir letirmek... ne bileyim... biraz babayiit ii. Isfahann buruk ne'esine karlk buselikte hoppa bir h z n vardr. Zaten kolay bir m a k a m olsayd be besteyle arive kaldrlmazd. Neyse ki Aka, Hoca'nm perevini d a h a evvel getii iin kulanda sfahnek kolay oluuyordu. Zemin gerekten g zel oldu. T a m meyan aa sra Erdoan kollarm omuzlar -

44

45

na aprazlajap eyvallah bast. Bu, 'Yeter, doydum!' demek. Hoca azndan lokmas alnm yetim gibi kalmt. Agresifti Erdoan. nsanlarn ne zaman incineceini, h a t t ne z a m a n krlacan bilmezdi. Belki bilirdi de ehemmiyet vermezdi. Bu gerekten bilgili, hassas ve bir sinema aktr k a d a r yak kl delikanlnn bunca aalk duygusuna sahip olmas be ni d a i m a artmtr. Ama b t n saldrganlna r a m e n Azizle baa kamad. Kahvede Aziz flemeye balaynca Er doan' t u t m a k imknszd. Kap giderdi. AZZ Bilmem Aziz'i neyzenler arasnda saymak doru mu! Ka lnd, kelimenin t a m anlamyla kaim. Vcuta kaln, r u h a kaln, kafaca kaln. Szm ona neyzen ite! adrcar'da la kaplar bazen galiz olabilir. Aziz'e de 'Kaln B..k' demiti Bit Pazar esnaf. Yiit lakabyla anlr j^a; hibir lakap da bu denli yerine oturmamtr. Yanaklarn iire iire fledii sazdan, ney sesi deil, tkrkl, hrtl bir fosurtu fk rrd. ki neyzen flerken grmesin hemen katlrd. Eseri bilmez; notay hi bilmez. 'Kulak' deseniz, kulak da neymi?.. te iki t a n e var j^a! stiskalden anlamad. Svdk, takmad. Kovduk, vz geldi. Dveceiz ya, herifin kalnl sade ruhu na m a h s u s deil!.. Hasl herifi dvmek babayiit ii. Biz da ha veletyiitiz. Trkesi, korktuk, katk. Onun kahvede ol d u u n u gren neyzen takm selam bile vermeden kaar ol du. ayet biz oradayken stmze gelirse vebadan kaar gi bi kayorduk. Bir gn Ulvi Abi'den, r a h m e t l i babasnn 'Erenler'ini gemek istemi. B t n bir gn almalarna ramen, Aziz aranameyi bile karamam. Ulvi Abi belki devam edecekmi ama, Aziz 'Sen yalan alyorsun Ulvi' de yince... Sabr abidesi telakki edilebilecek kadar sabrl bir in san olan Ulvi Erguner de kam. Bu da onun bardan ta r a n damla oldu. Cavit Abi bunun kulana ne efsun okurnusa artk, Kaln B..k'tan kurtulduk. Duyduuma gre sokak larda saz alp dileniyormu. Zavall ney!..

SMAL HAKKI ZKAN'A DAR Pek seviememelerine ramen, yeenim H a k k da ka rakter itibaryla Erdoan'a adamakll benzerdi. H a t t yak kllk a s n d a n b a k a r s a k , E r d o a n ' d a n b i r k a gmlek d a h a s t n d . Yeenim olduu iin mi byle dnyorum, bilmem. F a k a t s t n e uval giyse yakrd. Babas tarafn d a n gelen e r k e z izgileriyle, a n a s t a r a f n d a n gelen Arnavut izgileri onun yznde ilahs bir birleim yapm lard. Ama kompleksleri itibaryla Erdoan, H a k k ' n m eline su dkemezdi. Mcessem bir gururdu yeenim. Ne gururu, dpedz kibir! H a k k mzie ilkokul yalarnda, piyanoyla balad. Benim neyle pmemden birka ay sonra, o da koltuk al t m d a olmak zre Dede mdavimlerinden kesilmiti. Bizim tekkeye d a d a n a n en k k ney talebesi Hakk'yd. Ama piyanoda gsterdii s t n baary neyde gsteremedi. Ses nahifti, nameler naif. Besteleri vard. Gzelin de tesinde fevkalade besteler. Aybn saklar gibi h e r k e s t e n saklad bestelerinin bir iki tanesi, k u l a k t a n hrszlm sayesinde benim arivime girdi. Ama b t n ricalarma r a m e n 'Darbeyn' adn verdii ve darbeyn usulyle besteledii eseri dinletmedi bile. T e n k i t e d i l m e k t e n k o r k u y o r d u besbelli. Onun bu korkusunda benim yaptm eekesine bir gafn da pay var. lk bestesini b a n a gsterdi. Gerekten zarif bir ar k. Szler Bk'ye ait: Gel ey sk bulunmaz byle l dilg mecls. Getir cm- musaffay kim olsun prsaf meclis. Piyle aks-i mir't-i felekte ftb olsun. Frg-i sgar- sahbdan olsun prziy mecls. Suzinakten bestelemiti. Kskandm m, bilemiyorum. Ge mi gn. n s a n gemite kalm da olsa sulamalar karsn da h e m e n projeksiyona geiyor. Kskanmm zahir. Eserin gzelliine hi kimse bir ey diyemezdi. Ama m a k a m suzi n a k deil zirgleli s u z i n a k t . Bu k a d a r c k fark hibir bestekr eserlerinde t e b a r z ettirmemitir. Asla k u s u r te-

46

47

lakki edilmez. Ama ben Hakk'nn eserine kusur bulmak iin bakyordum. Azer elebi: Eri bakan, eri grr dima. buyurmu. Eri bakmtm. Doruyu bile eri grmtm. Bilmem hl beste yapyor mu? Trk musikisinin Hakk gibi bir bestekrdan m a h r u m oluu, benim h l terkedemediim ukalalm yzndendir. Sama da olsa ol kadar tenkide ta h a m m l gsteremedi. Bu mkemmeliyet duygusu da eminim ki komplekslerinin bir tezahryd. Karm Darbeyn'i dinle mi. 'Piyano, orkestra kesiliyordu' dedi. Dordur; anlar. Hakk hayat boyunca, byle kompleksler iinde kvrand durdu. Babamzn vefatndan sonra, byk aabeyim Kzm Ozeke, aile bymz ve hamimiz olmutu. Hakk'nn as kerlii iin, bilmem hangi paayla, bilmem nerde yemek yi yorlarm. Bizim Hakk da, olayla ilgisi cihetiyle, yanlarnda. Aabeyim o zamanlar milletvekiliydi. Yeenine'aferizm yapmyacak da kime yapacak? Laf arasnda Hakk'nn piyanistliinden bahsedilmi. Aabeyim yeeniyle kuskusianacak ya!.. Salondaki piyanoyu iaret etmi. 'Haydi Hakk, Paa Hazretlerine bir eyler al!' demi. Bizimkinde bir isyanlar... 0' piyasa algcs deilmi. yle herkesin iinde alamazm. Onuru varm... Aabeyim fena halde sinirlenmi. Bu kzgn l m r n n sonuna k a d a r devam etti. 'Bizim Hakk Efendi'nin o n u r u varm da koskoca Selahaddin Pnar'n yok!.. Terbiyesiz eolueek!..' dedi durdu. Haklyd, Hakk, orta ya att szn kimi inciteceini hi dnmedi. Eminim ki bu szleri sylerken Gavsi Baykara'nn da, eyhzadeliine ramen, musikisiyle ekmek yediini aklna bile getirmemi tir. Askerliine gneydounun plak bir kynde yedeksubay retmen olarak balad. Ablamn alamalarna dayana m a y a n aabeyim, ne yapt etti, Hakk'y yine de stanbul'a aldrtt. Kendisine }^aplan her iyilik, kahrolas g u r u r u n u d a h a fazla besliyordu. Gurur byledir. ncittike beslenir ve

azar. Askerden dnnden sonra, kk aabeyim Mes'ut zeke'nin evinde toplanm bu meseleyi konuuyorduk. Aa beyimin ' G u r u r l u s u n ! ' i t h a m l a r n a srekli, ' H a y r ' ben g u r u r l u deil, onurluyum' cevabn veriyordu. Alnm ve adamakll kzmtm. Techl-i arifane gsterip sordum. - Ah bu yeni kelimeler!.. Yahu Hakkcm onur ne demek oluyor? - Onur ite!.. zzet-i nefs filan. Aabeyimin kalar atlrken, - Bi dakka, bi dakka, dedim. Ben pek t a t m i n olmadm. Raftan szl alp onur kelimesini buldum. Yksek sesle okudum. - 'Onur: z saygs. Haysiyet. zzetinefis. deer. eref. Biz senin gibi olmadmza gre bu hasletlerden m a h r u m mu oluyoruz? Aabeyimin kalar alnnda dmlenmiti. Aldrmadan devam ettim. - Bizi byle tahkir etmen iin sana ne yaptk Hakk? Artk aabeyimi kimseler tutamazd. At azn yumdu gzn. Hakk selameti r- firarda buldu. Bir d a h a ancak bayramlarda, o da pek souk bir ekilde grtk. Konserva t u a r a hoca olarak girdikten sonra zaten b t n aileye kar adamakll souk davranmaya balamt. Zahit bu brdetle sen ger dzaha girsen, Bir lle d h n imiye te bulamazsn. Ahbaplar aras bir toplantda alarken, Erol U r a s piya nonun nota sehpasna bir dev aynas koymu. Bu kadar ince bir espriyi ancak Erol'un ince zeksnda bulabilirsiniz. nce vcutlu Hakk'nn kendini beenmiliine kimsenin taham ml kalmam. Duyduuma gre kendi inziva-i vahetinde yapayalnz yayormu. Allah slah etsin!

48

49

NEVZAT'A DAR B u n c a u k a l a l m a ve yze v u r u c u l u u m a r a m e n tekkenin en ekilmez talebesi ben deildim. Ukalalk, hele cehl-i mrekkebi ukalalk babnda kimsecikler Nevzat'n pyine eriemez. O, bizim gibi ukala dmbeleklerin yannda, ks k a d a r muhteem durur. Ukalalara paye verilse, Nevzat'a padiahlktan aas debilemez. Talebe gurubunun en yalsyd. Sam da, byn da boyasa yz h a t l a r 'Ben krklm' diye bas bas baryordu. Neyzen miydi?.. Eeh!.. Aziz'den bir iki gmlek d a h a iyi. Neyin sesi de yle byle ya, kabalara inince iitilmesi iin kulaklk t a k m a k lazm. Zaten onun da 'Neyzenim' diye bir iddias yok. Hazret, gazelhanhyla(!) nmekte. Taksim eden birini grd m, h e m e n gazele ker, biz de kaacak delik arardk. Hafz Osman, Hafz S a m i h a t t Hafz Bur h a n ' m plaklarndan anaforlanm namelerle bir giriirdi kiii... t u t a n a akolsun. Ses, kna skma bir buuk oktav. Ma kam ainal da sesi k a d a r ite. Bir z a m a n l a r Dede'nin eline ney llerine m u t a b k bambu kamlar gemiti. ylesine sertti ki mbarekler, kesip delmek iin demir testeresi, demir matkab gerekmiti. F u k a r a Dede uraa didine Ulvi Abi'yle, Niyazi Sayn iin birer kz neyi, czdan epeyce tombul olan Nezih iin de bir m a n s u r aabilmi, geri kalan kamlar da marangozlara satmt. Bambu kam, Hartum'da yakacak olarak kullan lrken, imparatorluk zaman neyzenleri, Basra kargsn bo u n a m tercih etmiler. Bambu sazlar fevkalade gsterili, salam ve grbzd. Ama sesler clz m clz olmutu. Alta, profesyonellie soyunduktan sonra tekkeye d a h a sk gelir, bizimle beraber mek ederdi. te o gn, rahmetli nin iinden gelmi, kabalardan bir r a s t taksime girdi. Aka'y dinleyenler bilir. Yahya'dan sonra en iyi dem fleyenimiz di. Zemini, e h r a m temeli a t a r c a s m a oturttu. LVIeyana kacak, Nevzat, Merdm-i ddeme bilmem ne fsun etti felek 50

diye gazele(!) giriti. Biz, Dede'nin dervilik tebessmne s np dinlemeye alyoruz. Arna o sralar Nezih'in dervilik te mervilikte gz yok. Baktm gzlerinde imekler ak yor. Yanllklara kzsa da pek bir ey demezdi. Yanllara pek dokunduu yok, a m a yanl retenlere cin ifrit kesiliyor. Gazel bitti. Hani iinde: rler pene-i k a h r m d a oluken lerzn msra var ya!.. Bizim Nevzat, orada Yavuz'un r-i pene h a s t a l n d a n bahsettiini sanm ki, malmat-fruune ukalalklarna balad. Bambu m a n s u r da Nevzat'n kafasn da patlad. 'Aman ne oluyoruz' demeye kalmad azizim. Nev zat nde Nezih a r k a d a adrclar' drt nala dolatlar. Ayp ama, bizim gurup k a h k a h a d a n krlyordu. Nezih yetitike Nevzat'n koluna b u d u n a m a n s u r u rasgele yaptryordu. Kahvenin nne ikinci gelilerinde, Nezih'in acmaszca sa vurduu saz Cavit Abi avucuyla karlayp bir harekette al verdi. Cavit Abi'nin d r a m a t i k atraksiyonu iin komedisini bozdu. Nevzat' kahveye aldk. Kafa birka yerinden imiti bile. Ve u z u u u u n bir sre oturamad. 'Hayr' diyordu Nezih. 'Eek de olsa bir neyzene bu ka dar eeklik fazla. Adam bu iiri t a a ehzadeliinde yazm. Ya ocuklar b u n u bilmeyip de bu eee inanrlarsa!' Olay hocaya anlattmda, 'Benim adma Nezih'i sol omuzundan p!' dedi. Yazlarna bakyorum da... Nezih hl omuzundan p lesi. Ya kemale erdikten sonra adam dvmeyi brakt ama, yanl retenlere diliyle vuruyor. 'Falso ney ayor' diye, a v a n t a c bir m a r a n g o z u m a h k e m e l e r d e s r n d r d . Dvann sonu ne oldu bilmiyorum. Sylemek istediim, Ne zih hep o Nezih. Nevzat olayndan sonra, hoca 'Omuzunu p!' demiti. Bu mahkeme olaym duysayd, dilini mi ptrrd acaba? Dilini bilmem a m a Nezih'in elini iftiharla perim ben. Bu, Nevzat'n ukalalk yznden yedii ikinci dayak. Birincisinin tekkeyle ilgisi yok; a m a anlatmaya yeste. Bir z a m a n l a r nianlanmt bu Nevzat. Kzcaz, Tal51

t a r l a ' n m takunyal dilberlerinden de olsa d a y a n a m a m bu herifin ukalalklarna; yz kafasna atvermi. Bizimkin de bir melankoli, bir k a r a sevda, yreinde Kerem'in tarlas, dilinde ninde e'ryla bir m d d e t s r t t durdu. Aceme, 'Ger i vezn nedred ve lk mnist' dedirten cinsteki bu aca yip manzumelere, 'E'ar' diyorum; nk bu vezni bozuk, re diften kafiyeli h e z e y a n l a r a h a z r e t 'iirlerim' diyordu. Ha lil'ini garibin bu haline acm. T u t m u kzn azndan buna bir m e k t u p 3'azm. Kza da, Nevzat'n azndan gzel bir zrnme zktrm. Randevu, tabii eme banda. Kzn ailesi m u t a a s s p . emeden ileriye izin yok. P a z a r gn Nevzatm bayramlklarn giyip Taltarla'ya itp edince kzn b t n slalesini orada bulmu. Hadiseyi zuiadan sey reden Halil, 'Kz takunyasn Nevzat'n kafasnda krd' de miti. Zavall takunya!.. NEZH UZEL'E DAR Nezih, sadece tekkeden deil ayn z a m a n d a mektepten de arkadamd. Daha sonra meslektam da oldu. Btn k zl sallar gibi inat ve hrn bir tabiat vard. Sesi gzeldi. Ama tavr, sesinden de gzeldi. Biroklar gibi, musikiyi ede biyatn hadsi olarak gryor ve sesten ziyade szlerle ilgile niyordu. Ney, onun iin yinlerin erknndan olan bir arat sadece. Ve ancak o k a d a r ehemmiyet veriyordu. yi bir ney zen oldu. Olduuna k a n a a t getirince de brakt neyi. B t n yinleri ezberledi. stdne bendir tavr da eklenince, bana gre sermtrb-z zaman oldu. Mansur akorduyla sylemekte srar etmeseydi, Kani Karaca'dan d a h a popler olabilirdi. Yi ne de zamanmzn yegne kudmzenidir. Onun bendiri ya nnda, nice nice 'Ben de kudmzenim' diyenlerin saz, bando davulu gibi kalr. Hi evlenmedi. deallerinin bir kadn mutsuz etmesine gnl raz olamazd. (Hoca duysayd acaba neresini ptrrd?) Zor, ok zor bir yol semiti. Cumhuriyet rejimine uygun bir tekke k u r m a k , her babayiidin kaldrabilecei bir yk deildir. Anacnn vefatndan sonra evini, ite o eit bir
52

tekke haline getirdi. Yetitirdii talebelerin saysn kendisi dahi bilmez. O, artk yalnzca bir musiki ekol deil, ajm za m a n d a yn- takdir bir eyh. Postun kendisine h e r h a n g i bir merciden tevcih edilmesine gerek yok. O, bunu tevars de etmedi. eyhlik payesi ona kendi muazzam fedakarlkla rnn mkfatdr. P i r i n muhabbeti s t n e olsun stadm, eyhim Efen dim!.. AKA GNDZ KUTBAY'A DAR .

Aka da sarnd. Onu tandm zaman ufack, tombul bir oland. Kir pas iindeki ellerini saklamaya alrd ama, v c u d u n a iki n u m a r a byk gelen o yarak krekleri saklamas imknszd. M a n s u r t u t m a y a boyu yetmiyordu. Yllar sonra a h ney vz geldi de davut bile flediini gr dm. 'Hu' dedii gnden itibaren Gavsi Hoca'dan baka kim senin nnde diz kmedi. F a k a t o herkesten, a m a herkes ten bir eyler renen, sormaktan asla sklmayan koca y rekli bir insand. imdi dnyorum da, onun koca yreini ancak o gvde tayabilirdi. Bizden sonra balad ama, galiba hepimizi geti. Kahveye pek nadir gelirdi. O zaman da, ay n azn yaka yaka abucak iip yarm ekmein iine koydu u yz gram peyniri, adeta yutarcasna yer, h e m e n kaard. lmnde de ayn acelecilii gsterdi. Sabah sabah radyoya komu. Vazifesi banda gitti. ehitlii phe kaldrmaz. Bu neyzen milleti adam gibi lmez zaten. Bir yolunu bu lup ehitlik payesini kapverir. Hoca da ders verirken gitmi. Darlacezede bile irat vazifesini aksatmyordu. Aka, bazen kahvede birka dakika dem flerdi. Ama, sa dece dem. Neyzenler srasna kathncaya k a d a r Aka'nn tak sim ettiini duymadm. Bir gn Cavit Ahi'ye, bu ocuun ne den byle alelacele katn sordum. Kartal gzler bir an dald; h a t t yaard sanrm. 'Ustas nlet herifin teki' dedi. 'Ge kalrsa dvyor.' Ayakkabc yannda alyormu. Her ne demekse, patumaclk reniyormu. Zanaat kavraynca daha iyi bir yere kabilirmi. Ama imdi... O n u n kahveye bylesine kaamak gelileri aramzda de53

rin bir dostluk kurulmasn engelledi. Evet o da Gavsi Bayk a r a ' n n talebeleri arasndayd a m a hibir zaman tekke(!) mdavimlerinden olmad. Hadi dorusunu syleyeyim. Ks kanyordum veledi... ne kskanmas canm, basbaya haset ediyordum ite! Hoca'nm b t n eserleri ezberindeydi. Ve sazkr perevi Aka'ya ithaf edildi. Taa T a n k ' bana ithaf edi linceye k a d a r atr atr atladm!.. P a t u m a iplerinin ahrem ahrem dorad koca ellerin den utanyordu. Askerden dndkten epey sonra bir gn Hoca'nn nnde diz kp piyasada alma izni iin niyaza d u r m u . Hoca, her frsatta, sazdan ekmek beklemenin dpe dz aptallk olduunu sylerdi. O da b t n yallar gibi za m a n n deitiini idrak edemiyordu. Trk halknn mzisye ne artk 'algc' demediini rendi renmeske de, inan myordu, inanamyordu bir trl!... Kim bilir belki de hakly d! ylesine bir h a y a t s r m t ki, Ylmaz ztuna gibi, raf t a n kitap ekip kopya ederek tarihi, ayn minval zre mzi kolog kesilenlerin kendisine 'Derbeder' demelerine bile ahit olmutu. Bezmiti Hoca bu bayatiyle uak arasndaki far kn sadece inicilik ve kclk olduunu s a n a n psdomzikologlardan. Cebine, nesebi mehul be k u r u u geirince, kafay alkolle parlatp garsona, 'Syle neyciye bi mevlne ha vas alsn!' diyenlerden bezmiti, ylmt. Hibirimizin ayn ileye duar olmamz istemiyordu. 'Nur iind yat!' demej'eceim Hocam. Cennette olduunu biliyorum. Cennet-i al'da... Ama ne olur hurilere sulanma. Cavit Abi o szleri sana da sylemitir. Yzne sylemedii ni, a r k a n d a n syleyemeyecek k a d a r yiitti nk. Aka alt. 'En iyi benim' dncesiyle saz ihmal etme di. Avrupalarda, Amerikalarda kendini takdirle dinletirken onlardan da alacaklarn ald. Okay Temiz'e yapt prog r a m b u n u n kant ite! Trkiye'de pek bilinmez, Aka Yehudi Menuhin'den Ravi a n k a r ' a k a d a r h e m e n herkesle mzik yapt. Dave Hol land'm itiyakla bekledii bir caz solisti olmutu. mr vefa etseydi... Bir de bestecii var. Ferahfeza saz semaisi. Aslnda o da anonim. Birinci haneyle teslimi besteledikten sonra, dier
D^

h a n e l e r i Niyazi S a y m ' l a Necdet Yaar'a t a m a m l a t m . Bestekrlk bambaka bir hadise. te Mes'ud Cemil. Koooskoca Mes'ud Cemil. Beste n a m n a , iki ark, bir saz semaisi, bir sirto, bir de ne t r mzik olduu m n a k a a gtrr 'Trk Raks' diye bir hava. Halbuki bu adam ald b t n sazlarda virtoziteye erimi bir mzisyen. te yandan ev ki Bey, hayatnda bir kere eline lavta vermiler onu da bece remedii iin hrsndan paralam. Bir daha mr boyu hi saz almam eline. Dedim ya bestekrlk bambaka bir hadi se. Taksimin bir eit emprovize beste olduunu syleyenler yanlyor. Kelime anlam itibaryla bakarsak, irticl olduu bile sylenemez. nk s a n a t k r taksim ettii makam ga yet iyi bilir. yi bdmek iin de, bu makam iyi bilecek k a d a r almtr. Taksime, belki, a m a o da belki, spontane beste denilebilir. F a k a t emin olun, bu sz bile t a r t m a kaldrr. n k s a n a t k r , hangi m a k a m d a n taksim ediyorsa, d a h a evvel, o m a k a m d a n yapt taksimlerdeki gzel nameler kulanda klielemi olur. Ve tabii, bir nevi kendini tekrara der. Tavr dedikleri, biraz da bu zaten. Aka'nn bestekrl yoktu. O ferahfezack adam bestekrlar silsile sine dahil edemez. FAZLIYA DAR Bir Fazl vard. Saz gibi sar, saz gibi ince bir delikanl. Dem sesleri hayli glyd ama, tiz perdelere knca sazn sesi ancak tekke iinde duyulabilecek k a d a r nahifti. Dikkat leri ekmekten kamyordu. Sol fiemek biraz vey saylrd. Niyazi Sayn tekke mdavimleri arasnda saylmazsa, Fazl yegne sol fleyenimizdi. nk Fazl'ck tek bacaklyd. Sol bacana ne olduunu kimse soramad. Ben Cavit Abi'ye sor dum. 'Bilmiyorum!.. Sormadm!.. Sorulmaz ki...' dedi. 'Ne den?' diyecek oldum. Yal aslan kkredi. 'Sana ne?.. Bacak eksiklii Fazl'nn adamlndan bir ey mi eksiltiyor? Nede nini renirsen senin adamln m artacak?' Hemen laf deitiriverdim. Melerden bahsettiimi hatrlamyorum a m a ksa bir mddet sonra o da lafa kouldu. Hrs gemiti. 55

ite bu Fazl bestekrd azizim. Ama o da Hakk gibi, postum bestekr, eserlerini kimselere vermeyenlerden. ehnazbuselik bir takm yapm. Aman ya Rabbi, ne k a d a r zarif ti. Bir k gn sabahn erken saatlerinde tekkeye damlad m zaman onu uyduruk bir nota sehpas nnde alr bul dum. Beni grnce t o p a r l a n m a k istedi. T o k yahu!' dedim. 'Sen flemene bak!.. Ben bir ay iip kaacam.' Kand. Bi raz huzursuz da olsa almaya devam etti. Hafiften bir dem t u t m a y a baladm. Holand. kinci besteye beraber girdik. Fazl sesini iyice kst. Ben de adeta fsltyla flyorum. S ra ar semaiye gelince ben sustum. Beste gzeldi. Gerek ten gzeldi. Ama gfte... flemeye devam edersem hkrklarm tutamayacak tm. Hemen n o t a defterimi kardm. Tam kopya edecektim ki Fazl hzla notlarn toplad. 'Aman' demeye frsat kalma dan terketti tekkeyi. Koltuk deneini Fazh'da hi grmedi im bir hrsla vuruyordu talara. iiri ancak mealen hatrl yorum. 'Misafirin olduum u gnlk dnyada bana ikra m n zulm oldu. Rahmetmedin; bari sabr ihsan et!' kabilin den i s y a n k r n e bir niyazd. B t n gn hrsnn gemesini bekledim. Yats e z a n n d a n sonra d k k n n a gittim. Zaten orda yatyordu. adrclar Caddesi'nin yegne adrc usta syd. Gler yzle karlad. Biraz hobeten sonra, Kumkap'ya gitmeyi teklif ettim. Yzme acayip bir glle bakp kabul etti. K a r yayordu. D a l t a b a n Yokuu'nda benim pa bular k a y m a y a balad. P a z l ' n m koluna girdim. Soan Aa'ya k a d a r bacak bir patrisa, k a h k a h a l a r l a indik. Ka p a t m a k zere olan bir tuhafiyeciden orap alp ayakkablar mn s t n e giydim de Fazl'ya br o l m a k t a n k u r t u l d u m . K u m k a p ' d a a m u r evket'in m e y h a n e s i n i h e r k e s bilir. n n mezelerine borlu. Masay donattrdm. Aklmca Fazl'y sarho edip eserleri kopyalayacam. Bir iki kadeh sonra meseleyi atm. Yznde h e p o garip glmseme vard. 'Ben onu yaktm Doan' dedi. n a n m a d m . O h l tebessm edi yordu. 'air yanhyordu Doan' dedi. Anlayamadm zanne dip izah etti. 'Derdi veren sabr da vermese, insan yaamaya g bulur mu?' Meyhanenin kirli tavanndan okuyormu gibi gzlerini oraya dikip Orhan Veli'yi yaatt. 56

mrn u garip hlini gr bir bak da Bir tek kk kalm aacn toprakta Dnya ne k a d a r tatl ki binlerce kii Kolsuz ve bacaksz yaayp d u r m a k t a - Dnya tatl Doan... O k a d a r tatl ki, d a h a beter olsay dm, gene de yaamaya devam ederdim, gibime geliyor. Yine tavandan okumaya balad. u kar yaylada g k a t a r k a t a r Bir gzel sevdas belimi bker . Bu ayrlk bize lmden beter Geti dost kervan eyleme beni. - De bakalm Doan, Pir Sultan'm belini hangi gzel b kyordu? - Ne bileyim Fazl'cm. Adamn yaad t a r i h bile me kuk. Kimbilir hangi ky dilberidir? Baklarnda nefret mi yoksa irenme mi vard; anlaya m a d a n merhamete dnt. - Deil Doan, deil!.. lmden beter ayrlk, kervanla Pir Sultan'm ayrl. Bel bken gzel dnya. Dnya sevdas Pir'i kervandan ayryor. Ta gibi kaskat ve ifadesizdi surat, imeye devam ettik. Ertesi gn Fazl'nm dkknnda uyandm. Bam atla yacak gibi aryordu. Bir kadeh raky zorla iirdi. Ba ars bakla kesilmi gibi bitti. 'Buna m a h m u r l u k bozmak denir Doancm' dedi. Sayl ikicilerdenmi. O gece, Kumkap'dan bu d k k n a beni nasl getirmi asla renemedim. Ama dostlarmn esrarna tecesss gstermemeyi ok iyi rendim. Fazl, kimbilir o gece benden neler ekmi ki, bir da ha azna iki koymad. yi dost olmutuk. Ama o hep mesa feliydi. Ancak benim ilk talebem Mehmet'le ok samimi ola bilmiti.

57

KEBABI EROL SEVI'E DAR Asl ad Erol. Yksek mimar mhendis Erol Sevi... Ama ailev bir sebepten onu herkes Mehmet diye arrd. smi kayda getikten birka gn sonra, annesinin en sevdii kar dei Mehmet vefat edince kadncaz teselliyi oluna Meh met demekte bulmu. Kars hari b t n tandklar ona h e p Mehmet dediler/Kars Erol demekte direndi. Hem de Ame rikan aksanyla Erl diyerek... ESKC SMAL DEDE'YE DAR Altml jallardaydk. Hibir zaman sevemediim gazete cilii brakm, t t n eksperi olurum midiyle Tekel'e gir mitim. Hayatm hi de alk olmadm, hi de sevmediim bir intizama sokulmutu. Teselliyi Dede'nin orada buldum. le paydosu olunca bacaklarma binip tekkeye kouyor dum. Gazeteciliin ypratc, bezdirici koumasndan kurtu lunca, adamakll gbeklenmi, kilo almaya balamtm. Babli vitrinlerine taklmamak iin, Sirkeci'den Yeildirek i s t i k a m e t i n e kp o r a d a n da Kapalar'ya giriyordum. (Genlie bak efendi! Bahsettiim yol, anasnn gz bir yokutur) Dairede kendimi sevdirmitim. Kz, faklte arkadam olan, m a s a komum S a m h a t Hanm, gurbetteki yavrusu n u n hasretini karmla bende gideriyordu. Yani leden son ralar ii kryordum azizim. mza defterine benim imzam S a m a h t H a n m benden d a h a iyi konduruyordu. ou za m a n Yahya'yla, bazen de Ulvi Abi'yle alyorduk. Niyazi S a y n l a bir kere beraber fleyebildik. Ama o gn Hoca yne timinde t a m on sekiz neyzendik. Aziz bile vard. Tekke tekke dediim yerin, bata da sylediim gibi, bir kahve oca olduu u n u t u l m a m a l . Her eitten, her kesim den i n s a n l a r gelirdi. Gelge mteriler, ad stnde, gel ge ite. Onlarn etkileri de kendileri gibi gel ge oluyordu. Ama kahvenin devaml mterileri arasnda bir de dkknsz es naf vard ki, onlarn etkileri inkr edilemez. Birka sakall, iri yar, esmer, dinlerine yobazlk derecesinde bal, ou i
fi 8

irtli olan h a m a l l a r d bunlar. Her biri, kendini dinde fetva verecek k a d a r lim sayan yobazlar. Nezih kahveye fotoraf makinasyla geldii zaman Veli Day'nm verdii fetva unu tulmaz. O gn fotoraf ekmenin dinde h a r a m olduunu yumurtladlar. Artk bu gibi tiplere hrnlamann faydaszlm bi lecek yaa gelmitik. Nezih ksa kesmek iin, 'yi a m a Veli Day' dedi. 'Biz cahillikle bir defa bu yola dkldk. Benim ekmeim b u n d a n . Artk meslek deitiremem ya! imdi ne yapaym ben yani?' Veli Day sakaln kad. Derin bir tefek k r d e n sonra, T o n gurban!' dedi. 'lle adam sureti ehmiyesen. ehersen, baccahlarn ehmiyesen. ehersen, ayyahlarn ehmiyesen. Tam adam olmaya!' i s t a n b u l ' u n gbeinde ortaa yayorlard. Neyi alg fasilesinden koparabilmek iin ne hile-i er'iyyeler uyduru yorlard bir bilseniz. Midas mitini Hazreti Ali'ye adapte edivermilerdi. H a z r e t i M u h a m m e d srr- ilhyi, Ali'ye syle yince, h a z r e t bu sr ykn kaldramayp bir kuyuya ifa edesiymi. Kuyu srr tayamayp civarnda yetien kam lara aktarasym. Ol kamlar dile gelben, h e r yel esite 'Hu' deyip srr ifaa alasymlar. te ol sebepten neyle, oyun havas moyun havas almak, br sazlarla oyun hava s a l m a k t a n d a h a g n a h m . Ama ilhi milhi almrsa eeh!.. Neyin bir delg nohsan olduundan, Allah pek gnah yazmazm. Onlara inat, Yahya, 'Bir delg fazla' bir saz a mt. Rast perdesinin altnda, kk parmakla hkmedilebilen bir baka perde. Salam bir hisar sesi bulduk. Ama bu grotesk perde pratikte hibir ie yaramad. Bir gn le vakti tekkede tek bama flyordum. Kap da bunlardan biri grnd. Kara sakal ta gbekte. Gbek mi sakala t r m a n m , sakal m gbee inmi, farkedilmeyecek k a d a r iman. En az H a s a n Dede k a d a r uzun ve iri yar bir herif b a n a bakyor. Kulak asmadm. Gelip yanma oturdu. Ar bir hac ya kokusu. nce biraz sinirlendim. Gene 'Bir delg noksan' h k m n dinleyecektim. Saza kuvvet verdim ki herif konumaya. Bir mddet sonra, b u r n u m hac ya ko k u s u n a altndan m nedir, herifaz u n u t t u m . Kendimi de u n u t m u t u m . Musikinin beni gtrd leme dalm, 59

sazmla y a r a t a n m a sesleniyordum. Cavit Abi le paydosu n u n bittiini haber verdi. M u t a d vehile ge k a l m a m d a n korkuyordu. Bu adam h a y a t boyu beni vikaye etmitir. Kalktm; saz torbaya koyacam; bir de baktm bizim sakal lnn gzyalar sakallarndan szlyor. Bana deil, ortaya, hkrkl bir sesle okudu. Seyreyledim ecsm ile lemi. Sreti sureti bir k a r a r ettim. Aldanmadm cilvesinin birine, dem, lem, Allah bir; ikrar ettim. Vahdet-i vcde bak efendi! Gneyd-i Badad bile bu k a d a r aleni syleyememi. Hallcns.a akbeti malum... Oturdum... O t u r u o oturu. Cavit Abi istedii k a d a r kalarn at sn, ben galiba ballar balm bulmutum. Ad s m a ' m i . arda, Eskici smail Dede diye anl makta. Akama k a d a r o syledi, ben fledim. Ben fledim, o syledi. iirlerini bir yerlere kaydetmitim; kaybolmular. Aklmda bir yukardaki kt'a, bir de u beyit kalm. Merih bana^el eder 'Gel bende dem ol!' der. Determinist bir bakla seyrediyordu tekvini. 'htiyac ol m u ' diyordu. 'Demek her eyden mstani deil!' Adamn bilgisini deil, bak asn emiyordum. H a y a t a baka bir pencereden bakyordu. 'Gzler yetmez' diyordu. ' H a t t havss- h a m s e yetmez. Havss- btna lazm. Sey rettiine itirak et. 'O' ol. drak orda balar. Vehmine sahip ol. Zaten terkedemezsin!.. Ama onun s a n a sahip olmasna m a n i ol. Hafzan seferber et. Tasarruf elindedir.' Rogers, istei k a d a r 'Empatiyi ben kefettim' desin. s lam mutasavvflar bunu asrlardr yapmakta. Eskici smail Dede H a z r e t l e r i b a n a , bu tasavvufun a n a h t a r l a r n veriyordu. Bir a r a s e g a h t a k a r a r kldm. Dolgun bir sesle ilhiye

girdi. em-i r u h u n a cismimi pervane drdm. A m a n Ya Rabbiiii, ben ne b u l m u t u m . Bir ok yini ezbere bildiini sonra renecektim... Finito musika. Finito festa. Bu talyan atasz, bende h e p yalnzl, tkenmilii artrr. Adamlar da o mak satla sylemiler galiba. Evet mzik bitmi, b a y r a m da bitmiti. O s m a n Dede oktan gitmi, Cavit Abi de d k k n k a p a t m a k iin bizim gitmemizi bekliyordu. smail Dede alamaktan imi gzle rime m e r h a m e t l e bakt bakt. 'Hayr' dedi. 'Sen pervane ola mazsn!..' Doruydu bu. Bir a pervane olmak benim harcm de il. Ne var ki smail Dede b a n a vereceini vermiti. O gn den beri olaylara ve i n s a n l a r a , m m k n olduunca onun tavsiyesine u y a r a k bakarm. Serke r u h u m u n peinde, k t a n a srar d u r u r u m . H l gerek b u l a m a d m . Hepsi yansma. Eve m u t a d m d a n ge kalmtm. Hesap vermek zarureti dodu. T u t u p a n l a t t m . Aman efendim bizim h a t u n d a bir meclbiyet. 'lle de beni t a n t r ! ' smail Dede'nin ellerini pecekmi. E r t e s i gn H a z r e t i n d k k n m buldum. erde n u h u s e t bir Krt. Oluymu. 'Bir limden bir zlim sudur eder' lafn b o u n a sylememiler. Babas memlekete gidesiymi. Ne z a m a n dneceini kimse bilmezmi. Artk leden sonralar, Tekel'e uramaz olmutum. i mi aksatmyordum. H a t t bu h u s u s t a takdir zamlar bile al dm. E v r a k l a r eve gtryor, gece yarlarna k a d a r al yordum. Ka teftii teekkrlerle atlattm. Ama leden son r a l a r benimdi. Yaasn S a m h a t Hanm!.. Cavit Abi, smail Dede'yi pek sevmiyordu. nk smail Dede bir Alevi dedesiydi. stiskal etmiyordu ama, pek de fazla hsn- kabul gstermiyordu. Bir gn laf arasnda s mail Dede, ' E l h a m d l i l l a h Aleviyim' demi. Vay!.. Nasl olsun!.. Yok, olmaz!.. 'Elhamdlillah' dendi mi, a r k a d a n ille de 'Mslmanm' denecekmi. Bu konu ald gn, 'Yahu!..' 81

60

dedim. 'Elbet elhamdlillah Mslmanz. Ama ayrca yine elhamdlillah snniyiz. Ve yine elhamdlillah ki Trkz. biciim. Neden byle hrnlk ediyorsun?' Anut k a r t a l dik dik suratma bakmakla iktifa etti. MEHMET'E DAR te Mehmet'i bu sralarda tandm. niversiteye yeni balamt. T a t v a n ' d a domu, lise tahsilim Ankara'da ta mamlam, stanbul'a yksek tahsil iin gelmi. Boaz'a k olmu, Hisar srtlarna doru bir evin t a v a n a r a s m t u t m u . Deniz derya ayak altnda. Geceleri bala bile kmaktaym. Tatvan'n delikanls, benden daha fazla stanbullu oluver mi. Neyi ilk defa Yahya'dan dinlemi ve eteine yapm. lk grdmde dem seslerini alyordu. Kaba segah perde sine k a d a r inmiti. Bu hafif kse, opur suratl, bodur deli kanl kendini herkese sevdirmesini bildi. Yahya'nn alkole bulat zamanlard. ocuu hrpalyor, h a t t kfrediyordu. Mehmet b a n a yanat. Bir gn karmla karlatlar. Birinde erkek evlat i ^ a k , brnde gen yata kaybettii anas nn hasreti. lk grte ak gibi, ilk grte ana evlat mu habbeti kuruluverdi. 'Ev geceleri souk oluyor' teranesiyle bizim eve yerleti. kinci senede 'Ben mektebi brakyorum; profesyonel olacam' diye t u t t u r d u . Bu esnada Yahya da ha yatnn tecrbesini yaam, doklara amele olarak girmiti. Mehmet'e 'Bak' dedim. 'Senin deil, benim bile Yahya k a d a r iyi neyzen olabilmemiz m u h a l k e n o profesyonel olamad. nk diplomas yok. Sen bu snfta mektebi terkedip de tiiillmmlarm artyla gazinolarda m karnn doyuracak sn?' Attm sopay cmle lem beendi. Cavit Abi alnmdan, Dede de sol omuzumdan ptler. Mehmet, ellerimi pme ii ni mezun olduktan sonraya brakmt. Staj yapt firma onu sk sk taraya bir yerlere gnde riyordu. Bu yzden aylk gaybubetini farketmedik bile. Bir gece, yklm gibi geldi. Meer k olmu. Biz onu Ana dolu'da s a n r k e n o ak h a y a t yayormu. Ve kadn, dn gece onu terketmi. Periand. Alamamak iin gcnn s62

t n d e gajrret gsteriyordu. Kadn, skdar'n mraniye te pesine yakn bir yerde oturuyormu. Hayatmda gitmediim bir yerler. (Eski stanbullular, deniz ar her yeri gurbet sayarlar d. G a l a t a Kprs yaplmazdan evvel, Halic'in kuzeyi bile gurbet saylrm.) 'Gece mee hatr, Evlat hatr' diye kalkp gittik. Kapy kadnn babaannesi at. Mehmet'in, u r u n a san ban yolduu kadn, kocasna dnm. Olan mahvolmutu. Eve d n d m z z a m a n , cennetten kmann t a d n a bakmasna karm m a n i oldu. Ertesi gn 'e gidiyorum' diye kt; gene kayplara kart. Bu sefer h a y a t n mahvetmesi iin iki ay kfi gelmiti. Geldii z a m a n y a n n d a sevdii kadn da vard. Gebeymi. Kocas kabul etmemi; boanmlar. Mehmet, 'ocuk benim; evleneceiz!' diyordu. Evlendiler. Mehmet'in Boaz t u t k u s u devam ediyordu. Baltaliman'nda bir ev t u t t u l a r . Asl doduktan sonra, evde ney flen mesi yasakland. Ve Mehmet'in neyzenlii ld. Bu epizodu yazmamn tek sebebi, ite bu son cmle. Kadn neyi sevmedi. Mehmet'i sevmedi. Mehmet'ten olan ocuklarn sevmedi. Yirmi alt yl, ayn evde drt canavar olarak yaadlar. Sonunda, artk yklacak, krlacak bir ey kalmaynca ayrldlar. te bir ney de byle susturuldu. Blya da ksak, esfel-i sfilne de insek, bize g veren arkamzdaki gizli el. Kadnmzn eli. O seviyeye gelmemiz de, bizimkinden ok, hem de pek ok emein gizli sahipleri. ULV ERGUNER'E DAR Ulvi Erguner benden birka ya bykt. Onu tandm z a m a n , bir Kuleli talebesiydi. Sazna istediini syletecek k a d a r iyi bir neyzen olmutu. Bizim iin, 'Bunlar d a h a mpded' demez, saz kapt gibi aramza karverirdi. Sa mimi bir insand. Dahas, fevkalade bir tevazuu vard. Rol
3

deildi; gerekten deer veriyordu i n s a n l a r a . H a k k ' n m mtekebbirne edayla 'Ulvi Bey' dedii bu s a n a t k r a , ben hayatm boyu 'Ulvi Abi' demenin tefhrn srdm. ou neylerde alt ve s t neva perdeleri birbirini tutmaz. Aslnda bu biraz da neyzenin acemiliindendir. Tembr farkn ton fark zannederler. Kimbilir ka saz bu zan yznden sakat lanp gitmitir. Neyzen ksm, kard sesin perdeden deil, kulaktan ve dudaktan olduunu anlad zaman neyzen olur. Ulvi Abi, at sazlarn s t neva perdesini, m u t a t t a n aa yukar bete bir nisbetinde daha 3>ukar aard. Evet nevalar birbirini t u t a r a m a neyzenin dudak tekml de o nisbette gecikir. Ud ve k e m a n d a k i mmaresesi daha ziyadece oldu unda m neden bilinmez, koskoca Ulvi Erguner, ney perde lerinin neyzene yardm iin aldn, aslnda laf ola delikler olduunu pek kabul etmiyordu. Halil Dikmen rahmetli, ah neyden d a h a kk sazlara 'nsfye' der ve talebelerine m u t l a k a ah neyle ders verirdi. Bir gn sohbet srasnda kahveye onun talebelerinden biri geldi. O r t a d a n biraz ksa, kvrck sarn bir delikanlyd. Tp okuyormu. Adn hatrlayamadm. Zaten hayatmda bir kere grdm onu. Bizden olmayan ney talebelerine, daha ev vel de dediim gibi, biraz vey bakardk. Delikanl, bir yer lerden, Rauf Yekta Bey'e ait olduunu iddia ettii bir mst a h s e n bulmu. Ulvi Abi saz itinayla ald. yle bir kontrol etti. Falso, a m a nasl falso. Karg gzel. Ses deseniz o da gayet mkemmel. Ama perdeler, Allah selamet versin!.. Sazn Rauf Yekta Bey'e ait olduuna inanmamtk. Yahya bakt. ' u n u n urasna yle yapmak lazm' derken olan kzp sa zn ald. Tam bu srada Gavsi Hoca ieri girdi. Neyi grr grmez tand. -A!.. Bu benim hocamn saz. Delikanlnn iddias tasdik edilmiti. Biz ikna olmutuk; ama Ulvi Abi hl tereddtteydi. - Ama hocam bu saz falso. Hoca glmsedi. - Size yle gelmi, dedi. Saz b a n a uzatt. - fie bakalm!..
S4

E falso ite!..

Hoca kzmt. Felcin onu kzdrdn ilk defa gryor dum. D a h a evvel 'Kazaya rza' diyerek tevekkle snyor du. Ama o a n d a felcin, saz azna alp tezini tatbik olarak ispatna m a n i oluu ve dolaysyla irat vazifesini engelleme si Hoca'y ifrit e t m i t i . Sazn a l t n a bir t o k a t vurdu. Bapreyle dilerimin arasnda kalan dudam ezilip kanad. Cavit Abi'nin tarafndan bir kkreme ykseldi. htiyar kap lan kzmt. Dede ancak ayaa kalkarak onu nledi. - Hocayla talebe arasna girme! Hoca bas bas baryordu. - Doru fle! Adam gibi fle! Kulanla, dudanla, ak lnla fle! Ne demek istediini anlamtm. Dede hari kahvedeki herkesin akn baklar altnda fledim fledim fledim. Tertemizdi sesler. Hoca Cavit Abi'ye bakmadan, - Onun eti benim. Kemiinde bir ey yok! dedi. Ulvi Abi de, Cavit Abi de derslerini almlard. Ulvi Abi kalkp Hoca'nm elini pt. Cavit Abi akmaklam gzlerini ay ocana evirdi. Hoca Ulvi Abi'ye, 'Ulvi Bey' dedi, ' n e y glissando yapabilen yegne aerofonik sazdr. Bu yzden kula salam olmayan bir neyzen, b t n fasl heyetini falsoya drebilir. Bu saz size gre falso. Ne v a r ki r a h m e t l i hocam, doru sesleri bu perdelerden bulurdu. te size bir mesele, Rauf Yekta Bey gibi, kulak hassasiyetiyle musiki tarihimize geen bir bestekr neden m u t a d a uygun perdeler amazd? Sizden cevap filan istemiyorum; sadece d n n ! Cevabn kendini ze vereceksiniz.' Bence k e n d i neyini b a k a l a r n n flememesi iin yle yapmtr. Hseyin Rahmi Grpnar'la hret bulup, o zama nn snoblar arasnda pek moda olan, vehm-i maraz dedikleri bir fobiye t u t u l m u t u r . u n u n b u n u n faslm bozmak isteye cek deil ya!.. Gnah sayma, net ar b... AHhlem bissevb... 65

yie byle tanyanlar, Ulvi Abi iin 'Cimri' derler. Klliyyen iftira. Rahmetli Sleyman Erguner, Tekel'de alr ken her nedense bu messeseye yz lira borlanm. Ada mn vefatndan end sene sonra, devlet, 'Vay benim yz li ram' deyip vrislere m e k t u p yazm. Ulvi Abi bu mektupla benim m a s a m a dayand. stesem bu hesab bir kalemde yok edebilirdim. Tekel'in, kendisine bunca hizmeti dokunmu, merhum bir m e m u r u n a yapt bu eziyet arma gitmiti. Bu nu Ulvi Abi'ye de syledim. 'Olmaz Doan, babam borlu ya tr amam!' dedi. Cimri adam bu laf eder mi birader?.. Rahmetli Ulvi Erguner, cehennemin azabn d n y a d a ekti de gitti. Di etinden balayan m e n h u s hastalk o n u n ban yedi. Gerek anlamda sylyorum. Son grdmde, gz de dahil s u r a t n n yars gitmiti. H a y a t n n son devirlerinde yzne maske t a k m a k zorunda kald. Biliyor musunuz, amansz bir hastala duar olup ona t a h a m m l edenler de h e d a mertebesine eriiyorlarm. Bunu gvenilir bir k a y n a k t a n rendim. nanrm. Belki de i n a n m a k istediim iin inanrm. nk bu neyzen milleti, mr boyu 'H' ektiklerinden midir nedir, Allah'n izniyle h e p ehit olup giderler. Ben pek layk deilimdir ama, gene de efaatleri stmze olsun! Sras dmken u n u da sylemeliyim ki, rahmetli S leyman Erguner, T r k musikisi radyolarda yasaklannca, u n u t u l a n neyi T r k milletine h a t r l a t a n ve t e k r a r sevdiren kiidir. Oullar yaattlar. 'Erguner Kardelerden Saz Eser leri' saatini h a s r e t l e beklerdik. Evet efendim Asaf ve Ulvi Abi'ler Trk musikisini yaattlar. Ulvi Abi'nin oullar da imdi yeniden yaratyorlar. Nasrnminallah... DOKTOR SMET 'E DAR Bir Doktor smet vard. Hoca k a d a r yal. Uzun boylu, sa sakal aarm, kilosu boyuyla orantl bir zatt. Ne doktoru olduunu bir t r l renemedim. Ama kafas prl prl dazlam insanlardan, gr ve kvrck salar kardn gzlerimle grdm. O, bizim tekkeden ziyade Hulusi Bey'in tekkesi mensuplarndan. 'Hulusi Bey' dediim rahmetli Ek66

r e m Karadeniz. Sahhaflar ars'nda, 'Hulusi B e / diye ta nnrd. Sahhaflar'n adrclar'a kan k a p s n d a n girince sadaki ilk dkkn Tosun'un. Onun yatmda da kitap Mu zaffer. emseddin Yeil'in vefatndan sonra, bu kitap Mu zaffer, Muzaffer Hoca olup kt. Bana kalrsa onun hocal d a h a ziyade ticareti s t n e y d i . Ne yapt etti; yanndaki dkkn da ald. Solcu yazarlardan birinin kitab kt m he m e n onun dkknna koardm. T o k bizde yle ey!' derken, zaten krmz olan suratnn morarmasn seyretmek houma giderdi. Sadist miyim neyim?.. Hasl Sahhaflar ars'mn yegne iki dkkanl sahhaf, bizim hamervah Muzaffer Ho ca. O n u n dkknlarn geince, dkkn boyu k a d a r uza n a n bir set vardr. Hulusi Bey'in dkkn ite bu set stnd e id d kiv a n i a r d an. ocuktum, ufacktm top oyna... haydaa! Ama gerekten Hulusi Bey'i tandmda ocuktum. Mu sikiye yeni balam, notay grnce in yazs sanmayan, a m a i okumaya gelince ancak in yazs k a d a r okuyabilen, ufak bir mptedydim. Abdikdir Tre adn da hi duyma mtm. Bir gn sergisinde 'Bestekr: Abdikdir Bey' yazl bir nota buldum. Teksiren oaltlmt. Allah'n izniyle biz de ariv hazrlyoruz ya!.. Kitaplarda musikiyle ilgili ne bu l u r s a m a l y o r d u m . N o t a y a l m a y a aldm da, k i m b u Abdikdir Bey? Hulusi Bey'e eeke sordum. 'Bu h a n e n d e Abdikdir mi?' Kovuldum tabii. Aradan yllar gemesine, olgunluk am ap sesimin kartlamasna ramen tanrd beni. Yldzmz baramad bir t r l rahmetliyle. Kin t u t t u diyemem ama, bir t r l affetmedi beni. Haklyd adam. Ba zen Hoca'yla dkknna giderdik. Hi sesimi k a r m a m a m a r a m e n anlard benim orada olduumu. Asl atm nedir bilir misin dost?.. Ivterisin\istedii kitab binlerce kitap a r a s n d a n karp veriverirdi. Azadan noksan olanlar, dier azalaryla telafi ediyorlar sakatlklarn. te bizim Doktor s m e t Bey'in ayrlmad dostu bu! Arasra ney ve k a n u n l a bir eyler, ok tatl bir eyler yaptk larn duyardm. imdiki Elif Kitabevi sahibi filozof Aslan, h e n z sadece sergicilik ediyordu. te o sergiye bakyormu a y a k l a r n a y a t p dinlerdim onlar. K a n u n u n mandalsz 67

bambaka dost, bambaka!.. Doktor Ismet'in neyi de ala cak k a d a r stdneydi. Neyde iki byk ekol vardr. Yenikap ekol ki, Yusuf Paa ve Rauf Yekta kanalyla bize k a d a r ulam ve, ne ya zk ki bizlerle de son bulmutur. Bir de Kuledibi ekol var. O da Aziz Dede ve Emin Efendi kanalyla gnmze ulam. Bugn konservatuarlarda retilen bu ite! F a r k aslnda pek nemli deildir. Ama o zamanlar neyzenler arasnda neyzen bak yaratrd. Bizim Doktor smet, Emin Efendi'nin son talebelerinden. Emin Efendi gen yata grleyip gidince, Ha lil a n ' a sokulmay da galiba biraz gurur meselesi yapm. Tevfik gibi, kendi yolunu kendi izmi. E s k i d e n beri a d a m gibi giyinmesini bilmem. H a n i vitrinden en palikarya elbiseyi alp giydirseniz, s t m d e u val gibi durur. Bir cuma namazn mteakip Hoca b a n a bak t bakt, irticalen mahlasm yaptrd. Szlerini dinleyen sanr Sokrt- sn enene diyecek yok; fakat srn hani? Fikrin gibi kln darmadan perian. Gavs-i tahallsumdur: adn olsun 'Hrpan' te o vakitten beri, benim postmlerde 'Hrpan' mahla sm kullanrm. Bu Doktor s m e t i n hrpanilii, benimki k a d a r deilse de beni a r a t m a z . Bizi birbirimize eken de galiba bu apaullu umuz oldu. Birtakm oklt bilgilerle urayor, oklt iksir ler yapyordu. Sa karma iksiri de bunlardan biri. Bana da retmek istedi. Ama dorusu korktum. lle de H a m p a r s u m notas s t n d e duruyordu. 'Usul darplarn gzle grmek kabil olur' diyordu. 'errine lanet!' deyip rendim. Rahmetli Emin Efendi'den k a l a n bir mstahsen hediye etti bana. Elden ayaktan dnceye k a d a r ne fesimi eksik etmedim. (imdi bir dostta. yi bir neyzendir o. Asla nefesini esirgemeyeceinden eminim.)

NECMI RIZATA DAR Necmi Rza da a r a s r a tekkemize u r a y a n l a r d a n d . Hafzd. Her geliinde eli kolu dolu gelmesinden m a a d a , giderken de Dede'nin tezghndan bir eyler alr ve klliyetli nezir brakrd. Biz talebelere de umumiyetle ilhi olmak zere, bir de eser geerdi. Yahya'y radyoya aldrmak iin, Ulvi Abi'yle beraber rpnanlardan. Sonradan Yahya'nn doklara girmesine de galiba o nayak olmutu. Sahhaflar'm cami tarafndaki kapsndan knca, mey danlkta ulu bir aa vardr. stanbullu o ihtiyara, 'nar', altndaki kr kahvesine de, Emirgn'daki maralt Kahve sinden tefrik edebilmek iin 'marmalt' der. Belki cami ka dar yal, emsalini glgede brakacak k a d a r muazzam olan bu aa, k e s t a n e aacdr. Bildiimiz atkestanesi. O zaman lar, ekbirnm, Sahhaflar yorgunluunu atmak ve ainalar b u l m a k iin rabet ettii bir meknd. imdilerde ' N a t a a Pazar' olmu denilmekte. F u k a r a aacn kaderinde randevu mekn olmak da yazlym meer. te o m a r m a l t Kahvesi'nde biz de Hoca'yla oturmu Sahhaflar tavafnn yorgunluunu gideriyorduk ki Necmi Rza'yla kr T u n a r masamza geldiler. Onlar Hoca'nm elini ptler; ben de onlarn. Yalnz, Hoca'yla Necmi Rza Mevlev usulnce el ptler. Tfl olduum cihetle, m a s a d a n bir dirsek masafesi geri aldm sandalyemi. Byklerin masasna katiyyen dirsek konmaz. Aslnda hi o t u r m a m a k lazmd ama, m a s a bizim. Onlar, stmze geldikleri iin misafir te lakki edilirler. Srf kulak kesildim dinliyordum. M u t a t ho beten sonra, Hoca beni ocaa gnderip kahve syletti. Benim adam hesabna konmadm meydanda. Geldiimde, yeni bestelerden bahis almt. kr Tunar, Yeni bir bes teye baladm hocam' dedi. Hoca, 'Aman kr' dedi. 'Senin namelerin h a k i k a t e n ok gzel. Ama arkdan baka beste yapmyorsun. Herhalde gene arkdr. Bir saz semaisi filan yapsana.' kr T u n a r iltifattan holanmt. Heyecanl he yecanl anlatt, - Bu seferki baka hocam. Hi duyulmam bi laflar. ar knn laflarn Baki Sha yazd. Her satr baka makam.

68

69

Hoca'yla Necini Rza glmeye baladlar. Ben bam nme edim. k r T u n a r akn akn bakt. Kalender adamd. O da glmeye balad. - Ne oldu yahu?.. Gene bir pot mu krdk? Necmi Rza, - Estafurullah krcm. O senin sylediine kr- ntk derler. Duyulmam ey deildir. Hoca mtebessimne, zr diledi, - K u s u r a b a k m a kr. Glmz ala}' m a n a s n a al ma. Sen ok byk bir mzisyensin. Bir eyi yapman iin, is mini bilmen gereksiz. Biz ismini biliyoruz a m a yapamyoruz. Sence hangisi d a h a makbul? k r T u n a r ' m yz g u r u r d a n , Necmi Rza'yla benim yzmz de u t a n t a n kzard. Evet'msra demesini bilmiyor, satr diyordu. Ama arkasnda kendisini yaatacak unca eser brakt. BURHANETTN KTE VE HAYR TMER'E DAR B u r h a n e t t i n kte'yi de Necmi Rza sayesinde tandm. ok saygdeer bir insand. Nazik, elebi, h a n i 'stanbul Efendisi' derler ya!.. te rahmetli Burhanettin kte t a m bir stanbul Beyefendisiydi. Ama neyzen, hayr. Zaten hibir za m a n neyzenliiyle n m e z d i . O n m e k n e k e l i m e , kendisini neyzen saymazd ki nsn. Gya yaz mevsimi bitmiti. Ama m b a r e k gne, kur un eritmekte direniyordu. O yzden Cavit Abi, d k k n n 3'egne cameknm h l kapatmamt. Akama doru Hakk'yla beraber oraya gittiimizde... Aman ya Rabbi!.. B t n yadigrlar toplanmlard. Ve biri... imdiye k a d a r adn bol bol duyduumuz halde yzn grme imkn bulamadmz biri, Gavsi Hoca'nn y a n m a oturmu kalabal dinliyordu. Hocamn 'Benden iyidir' diye vasfettii Hayri Tmer. lah grm gibi olduk. Ufak tefek bir adamd. Gerek ten ufak tefek miydi, yoksa bize devasa grnen Gavsi Hoca ile Necmi Rza'nn arasna oturduu iin mi yle grnyor du, bilemem. Bir alm Reat Nuri Gntekin'e benzettim. Bir saniye s r d bu. D a h a evvel hi grmemi olduum halde 70

h e m e n tandm. ylesine anlatmlard ki, kafamda adeta resmi izilmi. Srekli Ankara'da oturuyordu. Bakanlklar dan birinde m s t e a r m . Ara sra Ankara Radyosundan onun sazn dinlemek n a s i p olmutu. Ney sesi pek mikrofo niktir. Mikrofon ney sesini adeta emer. Hayri Tmer fledi inde radyolarmzdan alev kard sanki. F a k a t o gn bizim derghta kimler yoktu ki. O, ileri nedeniyle kahvemize pek seyrek urayan Burhanettin kte bile min-el tesadf, o gn gelivermiti. Said-i N u r s ' n i n bir sz i s p a t ediliyordu. 'Kinat dolasan, tesadfe tesadf edemezsin.' On sekiz neyzen olmamz lazmm. Aaah Cavit Abiciim, h a m a r a t bir ev kadnn misafirleri ne davrand gibi, komu esnaflardan iyi kt birer iskemle tedarik etmi, hibirimizi ayakta brakmamt. oktan kal drma t a m mterilerini!) a r a s n a karverdik. Halil Can, Yahudi ile Cebrail Aleyhisselam kssasn yznc defa anlatyordu. Cebrail Aleyhisselam Mekke'de dolarken bir de bakm ki n a m a z vakti bedevinin biri Kabe'nin duvarna yaslanm uyumakta. Ayplam iinden Hazret. Bedevidir yerinden ka ra kedi gibi frlayp Cebrail Aleyhisselamm yakasn toparla m. - imdi senin kim olduunu bu namaz klanlara akla yaym m? Eyvaaah!.. Cebrail Aleyhisselamm kimlii meydana kacak bir yana, bunca Mslmanm da namaz gme gidecek. Cebrail'dir melike gcyle Arabm elinden zar zor kurtulup, hl bir y a n a savumu. - Aman ya Rabbi, demi. Seni seven kullarnn listesi elimde. Ama bu bedevinin orada ad yok. Bu ne hikmettir? Kelm- hafi kulana erimi. - Sende beni sevenlerin listesi var ammaaa... -Eee? - Benim sevdiklerimin listesi yok! Cebrail Aleyhisselamdr arya pertav etmi ki kt kalem ala. Yahu dinin biri yolunu kesmi. - Dur canim!.. Benda ok yuze ceylan derisi var, ama be nim adimi baa yazarsan bele veririm! 71

Halil Can bitirdikten sonra Hoca sesini ykseltti, - Osman, On sekizi bulduk! Dede misafirlerin s t n d e gzlerim yle bir gezdirdi. - D a h a on yedi eyhzadem. Doan'la Hakk da gelince on 3?-edi oldunuz. - Kendini neden saymyorsun dedem? - Seoyalrnajnz da ondan... Kocaa bir 'Estfurulah' ykselttik. 'Uzatma!' dedi Hoca. 'ndir u sazlar! Suzidilr yapaca z. Al Hayri yapacak!' Tanyamadm bir ses tonuydu bu. Bu Gavsi Hoca'nm sesi deil, Yenikap Mevlevhanesi Postnini eyh Gavsi Baykara Hazretlerinin sesiydi. Ezildim... ezildim... Ezelden beri sulu gzlymdr. eyh Hazretleri yzme dik dik ba kp kalarn atnca, yutuverdim hkrklarm. Necmi Rza'ya dnd. Hafif bir el hareketi... T Hazret-i Mevln, Hak dost.....' Bir d a h a yle bir Naat- erif dinlemedim. Necmi Rza Ahskan kendini amt. Gereksiz tevazua yer yok. O gn hepimiz kendimizi atk. O, anasnn ipliini p a z a r a kar m adrclar esnaf bile kendilerini amlar srf kulak ke silmilerdi. Koca arda t yoktu. n a n r msnz, stanbul dahi h o m u r t u s u n u kesmiti. N a a t t e n sonra Hayri T m e r ayaa kalkt, hafif ve terte miz bir kaba r a s t l a taksimine balad. Biz deme girince Hay ri Bey'in sesi ykseldi... ykseldi... ykseldi. Szle anlatlabilseydi, saz olmazd. Mzik dier sanatla rn anlatamad duygular anlatr. Ama eminim o akams t Cenb- H a k bu e s e r i t a k d i r l e d i n l e m i ve e h i t bestekrn cennetteki m a k a m n bir k a t daha ykseltmitir. Pereve girdik. Notasz beceremem ki... Yani sadece ben deil, oradaki neyzenlerin h e m e n hepsi yleydi. Ama mucize oldu. Cenb- Hakk'm, Gavsi ve Hayri isimli mucizeleri hepi mize yol gsteriyorlard. Sanki perevi dn gemi ve de ez berlemiiz gibi bitiriverdik.

'Hey yr dilber-i v bidili esrr- mst' billur h a n e r e d e n fkran, alayanla balad suzidilr yini. Ali Dede, Necmi Rza ve Eskici smail Dede: Selim Slis H a n gkyznde sema'a durmu olmalyd. Han lktan yce ehitlik, ehitlikten de ycesi varm meer. eyh deil p a d i a h kan atsa gzyalarm durdura mazdm. Etrafma baktm; alamayan yok. Asrlardan beri bu yin-i erife ok gzya katlmtr ama, Gavsi'ninki hep sine bedel. Hocarnmkiler sazdan szlyordu. nc Selim kanyla ykamsa, Gavsi Baykara gzyalaryla ykad saz. O gn on sekizde biri olmak erefi bana tevcih edilmiti. On sekiz k u t s a l saydr efendi! Mesnev-i erif on sekiz beyitle balar. smail Dede'yle bu ikinci karlamamzd. F a k a t deil el pecek, selam verecek halde bile deildik. Bayazt'tan Aksa ray'a nasl indiimizi hatrlamyorum bile. Hakk'ya kuru k u r u bir 'Eyvallah' ekip evin yolunu t u t t u m . KAHVENN KAPANIINA DAR s m a i l Dede'yle n c k a r l a m a m z T o s u n ' u n d k k n n d a oldu. Karm, kadnca alveri iin Mahmutpaa'ya inmiti. Ben nedense ary tavaf bile etmeden dostu m u n d k k n n a gittim. Dede benden evvel gelmiti. Ve ier de biri d a h a vard. Kapalar karakolunun komiseri. nat l souk mavi gzlerinden fkran bir ndn. Dede'nin eli ni pmemi mtecessis baklarla szd. Teslim haline gelin ce dayanamad. Onun neler sylediini pek hatrlayamyo r u m a m a Dede, 'Siz Tekirdallar hep byle olursunuz' kabi linden bir eyler mrldand. Komiser betlendi, - Sen benim Tekirdal olduumu nerden biliyorsun? - n s a n yznde de hatt- istiva vardr. - Allah allan!.. Komiser bizi gsterdi, ' - Bunlar nereli? - stanbul ocuu onlar. 73

72

Komiser kapya kp rasgele birini evirdi, - Bu nereli bu? Dede, polis t a r a f n d a n d u r d u r u l d u u iin adamakll r k m olan garibe bakt. Adamcazn nereli olduunu t a a ilesine varncajfa k a d a r sayd. Komiser, nala hazroi vaziye tinde d u r a n a d a m a hrsla sordu, - Doru mu lan? - Doru. Bir bakas, d a h a sonra gene bir bakas. imdeki yrtc hayvan, komiserin niformasna ramen uyanyordu. K e r a m e t gstermek, bir veli iin ok, a m a ok byk bir ayp saylr. P a t l a m a k zereydim ki Dede, .'im var Komiser Bey...' dedi. 'Oyuna b a k a bir gn devam ede riz.' Beni k o l u m d a n ekerek dar kard. Birka adm git tik. Kolumu brakt. Gzlerimin iinden sanki beynimi seyre diyordu. 'Keramet deil' dedi. 'Sadece riyazet. Bunu herkes yapabilir.' Birka adm d a h a yrdk. Kolumu brakt. "Ya n a n a syle, yolu senden geer. Sen de artk j^ak u ran. Pervane olacak k arama.' Beni yolun ortasnda brakp ekti gitti. Yakabildim mi Dedem? Be on kiiye 'Bir de basiret gz vardr' demek, er a yakmak mdr? Cavit Abi'nin kahve oca yannda, bizim tekkeye iki de fa sacak k a d a r kk, Liliput bir dkkncaz vard. Sahi bi, ereveci smail Abi. Ali Dede'ye r a h m e t okutacak k a d a r zayf, her zayf gibi pek uzun grnen, merutiyet devri zam paralar gibi giyinip cumhuriyetin ilk devirierindeki memur lar gibi smk byk brakan bir adamd. Bizim ihtiyarlarn akran olmakla beraber, salar, sonradan boya eseri olduu nu rendiim bir delikanl siyahlndayd. Cami dnda ftr apkasn kardn hi grmedim. Ney flerdi. H a t t Bayram sal tn bile fleyecek k a d a r stadlamt(l) Ondan b a k a da bir ey flemezdi zaten. Espri k u m k u m a s y d . Uzun zaman Dmbll Kumpanyas'nda Tarn elebi oyna m. Bizzat Dmbll'clen duydum. Ara sra, Tevfik Efendi hastaland veya Dmbll'ye nazland vakitler, bu bizim smail Abi piekrla bile soyunurmu. On bir ocuu vard.
74

Istihzal baklara aldrmaz, 'Ee.. bizim karyola doksan san tim erenler!' deyiverirdi. Bit Pazar'nda hm- kabullerle ya plan akalara mecaz denir, pek de makbul t u t u l u r d u . Ho, heryerde biraz yledir ya!.. Baz yerlerde, yutturmaca dedik leri bu klielemi akalar zek eseri sayarlar. Bizim smail Abi ite bu akalarn stad. Yamurlu gnleri hi karmaz, h e m e n tekkeye damlard. 'Aman Cavit aman, bu ne biim r a h m e t ? . . T a aama k a d a r slandm. n a n m a z s a n t u t d a bak!' Bu akalar nedense h e p Cavit Abi'ye ynelikti. Pek sa mimi olduklarn d n r d m . H a t t mtareke zamannda Cavit Abi'nin mstevli ordularn gece devriyelerine neler et tiini de ondan duymutum. Bire bin k a t a r anlatrd. Cavit Abi'den ne k a d a r korktuunu anlamam iin otuzlu yalara gelmem lazmm. Korkuyordu. lecek k a d a r korku yordu. K o r k u s u n d a n utanyor, bu u t a n c a sebep olduu iin de Cavit Abi'den nefret ediyordu. adrcar'daki d k k n l a r , Kapalar'daki ve Sahaflar'dakiler gibi, belediyeye aittir. Her sene ak artrmayla kiraya verilen bu dkknlar, Ahmet svan'm belediye ba kanl z a m a n n d a nedense kapal zarfla ihaleye konuldu. Herkes 'Sbhnallah' ekip aralarnda anlatlar. Bu yeni racona eski kiralar k a d a r teklif vereceklerdi. yle de yapt lar. Ve h e r k e s i n d k k n k e n d i n d e kald. Cavit Abi'ninki hri... smail Abi anlamay hie sayp Cavit Abi'nin fiyatn krm. Cavit Abi tebligat ald zaman oradaydm. Ama ne ol duunu farketmedim bile. Hi kimseye, hibir ey sylemedi. O gece d k k n d a nesi varsa toplam. Ertesi sabah d k k n almam. leye doru Halil'imle b e r a b e r gelen Dede, dkkn smail'in akn baklar arasnda am. O da hi kimseye hibir ey sylemeden, kendine ait vr zvr topar layp d k k n k a p a t t k t a n sonra, a n a h t a r Halil'imin eliye smail'e verdirmi. smail Abi bir defa, Cavit Abi'nin evine gitmi. Hsn kabul de grm. 'Dkkn eski k i r a d a n a. Aradaki fark ben deyeceim' demi. 'Ben kendi dkknm zor eviriyo r u m ' demi. 'aka olsun diye yaptm' demi. 'Byle olacan dnemedim' demi. Demi... demi... demi...
75

smail Abi, Cavit Abi'ye gittikten birka gn sonra ld. Bana sorarsan 'Korkudan ld' derim. Hadi ona da Allah r a h m e t eyleye!.. Cavit Abi de fazla yaamad. Hani, 'Krklan karktr' desem yeri. Cemile Ana, yarm asrlk efendisinin arkasndan, ancak bir haftack durdu. Bir sabah komular, anac seccadesinde, gler yzl bir mevta olarak bulmu lar. 'Yz apaydnlkt; glyordu. aka yapyor zannettik' dediler. Bezm-i ezeldeki m l a k a t a , sevinle komu. Gel de inanma! Vallahi o da ehit! Sonra... Sonras yok dost!.. te, eyrek asr feyz aldm irfan yuvas, byle bitti. O dostlar ki merdne yaayp, mert ldler. Kapkaranlk cehlime, nurlar veren gldler. Ne yaarsn Hrpan?.. Grmez misin gidenler, Yaarken aladlar, lrkense gldler.

73

You might also like