You are on page 1of 61

MUSTAFA KEMAL'N MTAREKE DEFTER VE 19 MAYIS Nurer UURLU bakanlnda bir kurul tarafndan hazrlanmtr.

Dizgi - Bask - Yaymlayan: Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A.. Mays 1999 FALH RIFKI ATAY MUSTAFA KEMAL'N MTAREKE DEFTER VE 19 MAYIS CGAZETESNN OKURLARINA ARMAANIDIR. MUSTAFA KEMAL'N ''MTAREKE DEFTER'' Mtarekename artlar ve Babli ile tartmalar - Ruh ve zihniyet ayrl - Kuvay Milliye ve hrriyet sava ruhunun tebircisi bu "defter"dir. -I1918 Ekim aynn otuz birinci gn Mondros limannda demirli Agamemnun zrhlsnda bu limann adn tayan mtarekename imzaland zaman, Yldrm Ordular Grup Kumandan Mustafa Kemal Paa, memleketi ve milleti iin olduu gibi, kendisi iin de yeni bir devir baladna m hkmetmitir, nedir, mtarekename artlarn ve bunlar zerinde Babli ile tartmalarn bez kapl bir cep defterine geirmitir. Sayfalarda krmz mavi kalemle

iaretleri ve ara sra ''benim imzam'' gibi notlar vardr. Mustafa Kemal, son a Trk tarihinde parlayp snen birok hret gibi tesadflerin adam deildi. Onun askerlik ve slahatlk hayat, t ilk genliinden beri henkli ve hibir zaman tezatlamayan bir gelime gsterir. 1918'de Suriye kuzeyinde Birinci Dnya Harbi'nin son savan veren Mustafa Kemal Paa, henz gen bir kurmay subay iken Arnavutluk isyannda, sadece sanat stnl ile, kendi kendini belirten ve arkadalar arasnda imtiyazlandran Mustafa Kemal Bey'dir. ankaya sofrasnda konuan Atatrk de, daha Merutiyet'ten nce Selnik birahanelerinden birindeki masasnda konuan Mustafa Kemal Bey'in tpksdr. Kafas bin bir fikirle, ii bin bir ihtirasla kaynar, fakat hibir zaman aklnn yolundan amaz. Onda idealist ve realist i ie girmitir. Daima ateli ve o kadar hesapldr. Deha uzun bir sabrdr, demiler. Mustafa Kemal hi acele etmemi, hibir frsat da karmamtr. Sofya ataemiliteri iken yazm olduu mektuptan biliyoruz ki, Mustafa Kemal Bey, Osmanl devletinin Birinci Dnya Harbi'ne girmesi aleyhinde idi. O bu fikrinde yalnz deildir: Birok askerler ve siviller de onun gibi dnmekte idiler. Genelkurmay'da vazife gren smet Bey o takmdandr. Enver yerine Mustafa Kemal, Harbiye Nazr olsayd Birinci Dnya Harbi'ne girmezdik. Batmazdk, bir byk devlet olarak kalrdk. Talih Trk milletinden bu bahtiyarl kskanmtr. Talih, bir yeni dnya harbinde, Trkiye'yi ayn maceraperestlikten saknmak erefini, o zamanki Mustafa Kemal Bey ld iin, o zamanki smet Bey'e nasip etti. kinci Dnya Harbi'nin trl cilveleri arasnda, dmanmz Rusya'nn yok olmasna yardm etmek frsatn karmakta olduumuzu iddia eden askerlerimiz bir hayli idi. Kumandanlk etmi olanlardan birinin terletici srarlarn bir akam Cumhurreisi nn'nn masasnda dinlemitim. Biz tuhaf insanlarz. Birinci Dnya Harbi'ne girmemi olsak, ne olurduk, onu muhakeme ediyoruz. nk girdiimiz iin

batm olduumuzu biliyoruz. Fakat kinci Dnya Harbi'ne girmemi olmann bahtiyarln lemiyoruz. nk girip de batmamz. Asker ve kahraman Mustafa Kemal, asker ve basiretli Sofya ataemiliterinin devletini ve milletini korumak zere rpnd Birinci Dnya Harbi'nde bir keye ekilip, bir gn kendi gibi dnmeyenlerin akbetleri ile alay etmek iin ve nmek iin oturmad. En etin cephelerde vazife alarak dvt. Suriye kuzeyinde de o harbin son savan ngilizlere kar verdi. Ordusunun banda kald. 31 Ekim 1918'de Trkiye Birinci Dnya Harbi'ni, Almanya ve Avusturya mparatorluklarn yenerek kazanan byk devletlere teslim olmutur. ''Yapacak bir ey kalmamt.'' Trkln kaderi zafer devletlerinin ltuflarna bal idi. Gemi ve yklm idareyi btn mesuliyetleri ile harpi liderlere ve onlarn partisine mal ederek ve bunda ne kadar samimi olduumuzu gstermek zere bilhassa ngilizlere tam bir itaatle balanarak, ''ne derlerse ana akir, ne klsalar ana d'', tevekkl kapsndan ayrlmamal idik. O gnlerde memleketin hibir tarafnda hibir mukavemet fikri yoktur. Mtareke artlar, sadrazam ve bakumandanlk erknharbiye reislii tarafndan Yldrm Ordular Grubu Kumandanl'na da bildirilmitir ve bu artlara gre kendisine den vazifelerin yaplmas emredilmitir. -IIMustafa Kemal'e gre, bir i banda bulunan herkesin daima yapaca bir vazife vardr. Bir vazife ve mesuliyet adam, ''teslim olmaz'. Nitekim Yldrm Ordular Grubu Kumandan mtareke artlarnn bazlarn ok kark ve gelecek iin tehlikeli grmektedir. Daha 11 Kasm'da zzet Paa'ya bir telgraf yollayarak, Toros tnelleri, Suriye snr gibi meselelerde ve mtarekenamenin birtakm artlarnda karklk olduunu syler ve aklama ister. zzet Paa hemen cevap verir: Toros

tnelleri tilaf devletleri kuvvetleri tarafndan sadece ''muhafaza'' iin igal olunacaktr. letme ordular grubuna aittir. tilaf kuvvetlerinin Amanos tnellerini de igal etmeye haklar yoktur. Suriye'deki garnizonlarn teslim olmas maddesi de ''ihtiyat'' olarak yazlmtr. Cephedeki ktalar bunlar arasnda deildir. Yldrm Ordular Kumandan bu telgraftan rahat etmez. Bir cevap yazarak, Suriye'deki garnizonlarn teslimi ihtiyat olarak yazlm bir maddedir, diyorsunuz, benim anlayma gre bu madde ngilizler tarafndan bizi aldatmak iin konmutur, mtareke artlarn hkmetin baka trl, ngilizlerin baka trl anladklarna phe etmiyorum, nitekim ngilizler bu gece (5/6.11.1334) raporla anlatacamz zere Suriye ktasndadr diyerek Yedinci Ordunun teslimini istemilerdi. Kilikya snrn sormaktan maksadm, bu tarihi ismi kabul eden hkmetin bu blgeyi gsteren ngilizce atlasa Kilikya snrnn Mara kuzeyinden getiini dikkate alp almadn anlamakt, nk benim fikrimce Adana ismi yerine tarihi Kilikya ismini koyan ngilizler, Suriye snrlarn Kilikya kuzey snr dousuna uzanmaktan ibaret kabul etmektedirler, diyor. 5.11.1918 tarihli bu telgrafn sonu u cmle ile bitmektedir: ''Pek ciddi ve samimi olarak arzederim ki mtareke artlar arasnda anlamazlklar giderecek tedbirler alnmadka ordular terhis edecek ve ngilizlerin her dediine boyun eecek olursak, ngiliz ihtiraslarnn nne gemeye imkn kalmayacaktr.'' Babli ruhu ve zihniyetiyle Kuvay Milliye ruhu ve zihniyeti arasndaki derin ayrl belirten ilk tarihi vesika budur, sanyoruz. Mustafa Kemal, sonradan, bu cmlenin yann pek kaln bir mavi izgi ile evirmitir. Sadrazamn konandan Adana'ya 5.11.1918'de u telgraf gelir: ''Mtarekename artlarna gre geri ngilizlerin skenderun'u igal etmeye haklar yoksa da Halep civarndaki ordularn beslemek iin skenderun'dan istifade etmek istemeleri de hakl bir talep mahiyetindedir, mtarekenamedeki bir hayli maddeleri tadil ederek, vaktin darlndan dolay, bize yalnz

''ifahen izahat ve teminat'' veren ngiliz murahhasnn bu ''centilmenliine kar'' bir cemile olmak ve ''Yunanistan'n faaliyet sahasna karlmamasn'' temin etmek zere skenderun limanndan ngilizlerin erzak vesaire tamak hususunda istifade etmelerine ve skenderun - Halep yolunu tamir edebilmelerine msaade etmekte bir mahzur grmyorum. Bununla skenderun liman ve ehrini terk etmi olmuyoruz. Askeri ve mlki hkmetimiz yine yerli yerinde kalacaktr. Keyfiyeti kendi tarafnzdan ngiliz Suriye ordusu kumandanlna bildiriniz.'' Bu emri Mustafa Kemal'in akl almaz. Hemen cevap verir: ''Halep civarndaki ordularn beslemek iin ngilizlerin skenderun'dan istifade etmek istemeleri hakl deildir. ngilizlerin eline geen Halep vilayetinde ve Halep ehrinde milyonlarca erzak olduktan baka, mtarekenin 21'inci maddesine gre Halep'teki ngiliz ordusuna iaece yardm etmek lazm gelirse'' pek ok erzak bulunan Kilis ve Antep taraflarndan kendilerine istedikleri satlabilir. Sizi temin ederim ki maksat Halep'teki ngiliz ordusunu beslemek deil. skenderun'u igal etmek ve skenderun - Krkhan - Katma yolu ile hareket etmek Yedinci Ordunun ricat hattn kesmek ve bu orduyu Musul'da Altnc Orduya yaptklar gibi, teslim olmaktan ekinemez bir vaziyete sokmaktr. ngilizlerin Ermeni etelerini bugn slahiye'de harekete geirmi olmalar da bu zannn yanl olmadn gsterir. ngiliz murahhasnn centilmenliini ve buna kar cemile gstermeyi ''idrak ve takdir nezaketinden muarra'' bulunduumu arzederim. Yunanistan'n faaliyet sahasna karlmamas ile ngilizlerin skenderun - Halep yolunda yerlemelerindeki mantki mnasebeti anlayamadm gibi bu hususta msamahay da pek mahzurlu gryorum. Onun iin meseleyi sizin tarafnzdan ngiliz Suriye Ordusu kumandanna bildirmekte mazurum. skenderun'a her ne sebep ve bahane ile asker karmaya teebbs edecek ngilizlere atele kar konulmasn ve Yedinci Orduyu da, bugn bulunulan hatta pek zayf ileri karakol tertibat brakarak kuvvetlerini, Katma - slahiye

istikametinde hareket ettirip Kilikya snrlar ierisine geirmesini emrettim. ngilizlerin aldatc muamele, teklif ve hareketlerini ngilizlerden fazla hakl ve nazik ve buna kar cemile gsterecek emirleri tatbik etmeye yaradlm msait olmadndan, halbuki bakumandanlk erkn- harbiyesinin itihadna uymadm takdirde birok ithamlar altnda kalmaklm tabii bulunduundan kumanday hemen teslim etmek zere yerime tayin buyuracanz zatn sratle gnderilmesini rica ederim.'' Bu telgrafn stnde ''aceledir'' ve ''tehir eden idam olunur'' iaretleri vardr. ngilizlere atele kar koymak? Sadrazam ve Bakumandanlk Erkn- Harbiye Reisi'nin ve hkmetinin akl bandan gider. 6.11.1918'de Grup Kumandanl'na bir telgraf gelir. Bunda silah kullanma emrinin hemen geri alnmas, mtarekenamenin tatbikinde zorluklar kt, fakat bu zorluklar kabul ettiren eyin gaflet deil, ''kat'i malubiyetimiz'' olduu bildirilmekte ve siyasi teebbslerde bulunulduu da ilave edilmektedir. Telgrafta grubun kaldrlmas, karargha Drdnc Ordu Karargh unvan verilmesi muvafk grld, fakat vazife banda bulunanlarn bundan kanmayacaklarna gvenildii de bildirilmektedir. Mustafa Kemal'in 7.11.1918 tarihli cevabnda yle denilmektedir: ''skenderun'a kacaklara atele kar konulmas hakkndaki emrimin maddesi udur: ''ngilizlerin muhtelif bahanelerle Yedinci Ordu ktalarn mkl vaziyete sokmak istediklerini anlyorum. Buna meydan vermemek zere nc Kolordu skenderun'a kuvvet karlmasn, Yirminci Kolordu iin beinci maddede zikrolunan harekt nihayet buluncaya kadar, icabederse atele menedecektir. ''Bu harekt nihayet bulmu olduundan silah kullanma hakkndaki emrin de tatbik edilmesine lzum kalmamtr.'' Telgrafta Mustafa Kemal siyasi teebbslerde bulunulduu fkras ile hemen hemen alay eder. ''Mazhar' eltaf- phaniyye olmanz tazarru ederim'' der. Kararghtaki vazifesine devam etmesi fkrasna da, u khince cevab

verir: ''Cephedeki hareketlerin tarafmdan ifasnda izhar buyurulan emniyetin samimiyetine phe etmem. Bu samimiyet ve tevecche itimadmn derecesi, memleketin tahsili hususunda uhde-i cizaneme muhavvel vazifelerin tatbik-i fiiliyatnda sbut bulacaktr.'' Devletin durumu hakkndaki ihtarlar ayn telgrafta yle karlamtr: ''Bugnk vaziyetin nezaketini btn mahiyeti ile takdir edebileceimde tereddt etmeniz kadar beni mteessir edecek bir ey olamaz. Vazife yaparken yalnz memleket selametini hedef edinen icraatmn ve bunun lzum gsterdii ricalarmn su-i telakkiye uramamasn rica ederim.'' Mustafa Kemal'in sezindii tehlikelerde nasl doru grd hemen meydana kmtr. 9.11.1918 tarihli bir telgraf ile zzet Paa unlar bildirmektedir: ''Bugn Britanya hkmeti tarafndan ald emir zerine Visamiral Galtrop skenderun ehrinin, General Alenbi tarafndan bildirilecek mddet iinde teslimini talep etmi ve kabul olunmazsa generalin ehri cebren igal edeceini bildirmitir. Bu bapta mtarekenamenin yedinci, onuncu, on birinci maddelerine gre ehri teslim teklifine hakk ve selahiyeti olduu ve harbe devam etmekten mutlak surette aciz bulunduumuza gre g hal ile akdettiimiz mtarekenin skenderun ehri iin feshedilebilecei, onun iin teklifin kabul edilmesi zaruri olduu ilave edilmektedir.'' Telgrafta Mustafa Kemal'i sinirlendiren bir fkra udur: ''skenderun limanndan ve Halep osesinden istifade edebilecekleri teklif edilmi iken byle ''dehetli'' bir cevap karsnda kalmaklmza da, tilaf devletlerinin ilk mracaatlarna tarafmzdan sert ve souk cevap almalarnn da ''dahl-i kllisi'' olduu ''kaviyyen melhuz'' olduundan ''ibraz-i ftur'' etmemek art ile bu aczimizin dikkatte bulundurulmas lazmdr.'' Mustafa Kemal'in sadrazama mtareke defterindeki son ahsi cevab u olmutur: ''skenderun limanndan ve Halep osesinden istifade etmeleri hakknda itilaf devletlerinin ilk mracaatlarna tarafmzdan sert ve souk cevap verilmi olduu telakkisinin sebebi

anlalmamtr. Bilakis oradaki kumandanmzn ngilizlere cevaplar ok nazikane olmutur. ngilizlerin ''dehetli'' bulduunuz en son mracaatlarnn sebeplerini baka yerde aramak lazmdr ve tedricen btn memleketimizi istila etmeye kadar varacak olan byle ''dehetli'' mracaatlarn tekrarlanacana phe olmadndan, asl sebeplerin muhakeme edilmesi lzumunu arzetmeyi vazife eddederim. ngilizlerle akdolunan mtarekenin imza altndaki ekli devletin syanet (korunma) ve selametini muhafaza eder mahiyette deildir. Bu mtareke maddelerinin, mphem ve mull medlllerini (gsterilmesini) bir an evvel tespit etmek lazmdr. Yoksa ngilizlerin tekliflerine bugne kadar olduu gibi mukabele edilmekte devam olunursa, imdi Kilis - Payas hattna kadar olan araziyi isteyen ngilizlerin yarn Toros'a kadar olan Kilikya mntkasn ve daha sonra Konya - zmir hattnn igali gibi tekliflerin birbirini takip edecei ve ordumuzun kendileri tarafndan sevk ve idare, hatt vkelamzn (bakanlarmzn) Britanya hkmeti tarafndan intihap (seilmesi) edilmesi gibi teklifler karsnda kalmaklmz ihtimalden uzak deildir. Aczimiz ve zaafmz derecesini pek iyi bilirim. Bununla beraber devletin yapmaya mecbur olduu fedakrln derecesini de tayin ve tahdit etmek lazm gelecei kanaatini muhafaza ederim. Yoksa Almanya ile ittifak halinde sonuna kadar harbe devam edilerek bsbtn bozguna uradmza gre, ngilizlerin elde etmek istediklerini onlara kendi yardmmzla bahetmek, tarihte Osmanllk iin, bilhassa bugnk hkmet iin pek kara bir sayfa vcuda getirir. Vatann akbeti ile endieli olmaktan mtevellit ve samimi olduuna phe edilmemek lazmgelen ibu mtalaalarmn mnakaa mahiyetinde telakki edilmemesini rica ederim. Bilhassa sizce yakndan malumat olmutur ki, acizleri her ne hal ve her ne vasfta bulunursam bulunaym, doru olduuna kani bulunduum ve icabedenlere bildirilmesini memleket selameti icab saydm itihatlarma bal kalmaktan nefsimi menetmeye muktedir deilim.''

-IIIMustafa Kemal ondan sonra stanbul'a gelecek, Anadolu'da stiklal Mcadelesi'ne balamak frsatn bekleyecektir. Mtarekenin o ilk gnlerinde olduu gibi, kendisine hkim olan balca fikir elde kalan silahlar ve kuvvetleri mmkn olduu kadar ieriye alarak muhafaza etmek ve ilk ayaklanmada kullanmaktr. Btn kumandan arkadalarna bunu tavsiye eder. Mustafa Kemal'e gre ngiliz adalar halk yeni bir harbe tutumay istemez. ngilizlerin esas menfaatlarna dokunulmadka, Anadolu'da bir mukavemet hareketine giriilebilir. Mustafa Kemal bunu hrriyet ve itilaf hkmetlerine de telkin etmitir. Onlar sadece glmlerdir. Mustafa Kemal'in mtareke defteri, Kuvay Milliyeciler ve hrriyet sava ruhunun bir tebircisidir (mjdecisidir). Bu ruh, en karanlk, en mitsiz, en boyun edirici artlar iinde dahi eref vazifesinden kanmamak demektir. Mtareke defterindeki ruh ile Atatrk'n Trk genliine hitabndaki zihniyet, onun btn hayatndaki tezatszln gzel bir vesikasdr.

MUSTAFA KEMAL' NE ZAMAN VE NASIL TANIMITIM? -I1913 Austosundayz. Edirneyi geri almtk. Tanin gazetesine Trakya mektuplar yazmak zere vali rahmetli Hac Adil Bey'in misafiri idim. Enver Bey'i ilk defa vali odasnda tandm. Telgraflarm ve yazlarm ona imzalatarak, sansr zabitlerinin kapsnda nbet beklemekten kurtuluyordum. Bir gn Hac Adil Bey vilayet iinde bir tefti seyahatine kacan haber verdi: ''- sterseniz sizi de beraber gtreyim'', dedi. Ertesi sabah otomobillerle yola ktk. nce Dimetoka'ya gidecektik. Fahri Paa

kolordusunun merkezi orada idi. Sonra da anladma gre Hac Adil Bey'in bir vazifesi de Enver'le bu kolordunun ittihat zabitleri arasndaki anlamazl yattrmakt. O vakitler politika yalnz ordunun iinde deil, ordu politikann banda idi. Kendi mttefikleri ile harbe tutuan Bulgarlarn Edirne'de dayanma imknlar yokmu. Yry srasnda Edirne'ye Fahri Paa kolordusu girmeli imi. Fakat Enver Bey, acele davranarak, bu ucuz ve kolay erefi arkadalarnn elinden kapm. Doru mu yanl m, bugn de bir ey syleyemem. O zamanlar bu trl srlar renebilecek yata ve mevkide deildim. Tanin gazetesine yolladm 1 Austos tarihli mektupta yle bir cmle var: ''Yar yolu gemitik ki Fahri Paa, erkn- harbi Mustafa Kemal Bey ve kaymakam karlamaya geldiler.'' Naslsa bu heyet arasnda bulunmayan Fethi Bey'le Enver Bey'in isimlerini hrriyet arklarnda duymutuk. Mustafa adn ilk defa iitiyordum. Onun da tihat ve Terakki Frkas'nn ileri gelenlerinden olduunu bu seyahatte renmitim. Loa bir byk salonda toplandk. Vali, Fahri Paa ve yksek rtbeli birka kii st sedirde idiler. Sarn gen bir zabit, tam kar duvarn dibinde bir iskemleye oturdu. Yakkl, temiz giyimli, tok ve keskin bakl, gururlu idi. Btn dikkatlerin, birbirinden saklanarak, onun zerinde toplandn seziyordum. Gerek anlamazln kmasnda, gerek soukluun giderilmesinde onun rtbesinden ar bir ehemmiyeti olduunu anlamak g deildi. Sonra aralarnda neler geti, bilmiyorum. Fakat bu gen zabitin esrarl baklarn bir daha unutamadm. -IIMustafa Kemal adn, daha sonra, ilk Dnya Harbi sralarnda duydum. Trl hikyelerinin iten ie nasl yaylp gnllere sindiini ordu iinde takip ediyordum. stanbulu kaybetmek korkusu ruhumuz stnde o kadar ar

basyordu ki ben hl Anafartalar zaferinin bize verdii ldrc sevinle, Dumlupnar zaferinin esiz heyecann birbirine kartrrm. Bir aralk Suriye'ye geldi. Kendisini Hicaz'a gndereceklerdi. O bilakis Hicaz'n braklarak, btn kuvvetlerin Filistin savalarna balanmas fikrini ileri srm. Harbin gidiini beenmeyen, kendilerini tutup ilerletebilecek yeni bir lider arayan gen zabitler: ''Asl asker gr budur'', diyorlard. Peygamberin mezarn brakp ekilmek! Bu adam, gerekten, bizim tandmz benzerlerinden hibirini andrmayan pek aykr mizacda olmal idi. stanbul'da grdm vakit Mustafa Kemal'i bir defa, ak renkli bir asker maferlan ile Lebon ekerlemecisinde, bir defa da Pera-Palas Oteli'nin camekn akasnda grdm. Her trl bir parlay vard. -IIIYakup Kadri ile beraber bir talyan vapuruyla zmir limanna girdiimiz vakit, henz ehrin bizim elimizde olduunu bilmiyorduk. Tabyalarda Trk bayran grnce duyduum sevin, bir bayram sabahnn ocuk rp idi. Herkesin boynuna atlmak, sarlmak, herkesle barp alamak istiyordum. stleri tozlu, gne yan ve sava ypran iinde, birka zabit gemiye ktlar. Ktlarmza baktlar ve bizi bekletmeden dar koyuverdiler. Rhtm boyunda, kap eiklerine melen silahl askerlerle karlatk. Hepsi zafer ttyor. Bununla beraber byk bir savatan deil, trenden km kadar sade ve gsterisiz belki de zihinlerinde kylerinden baka dnce, ana veya karlarndan baka kayg yok. Eyalarmz Kramer-Palas Oteli'ne braktk. Banda Anadolu kalpa ile Ruen Eref grnd: - Mustafa Kemal Paa'y greceksiniz, deil mi? Haydi ben sizi gtreyim. Karargh hemen urackta, eski bir Rum evinde... Neler grdk, neler... Tarih olup ktm.

Rhtmda bir yalnn alt kat salonunda ak bir pencere: Bakumandan yanlamadan gryoruz. T gibi bir asker, keskin bir burun, canl ve yank bir yz! Karsnda ayakst selam duran iki ngiliz zabiti var. stanbul'da bir szleriyle kme kme insanlar hapse giren, Malta'ya srlen, evlerinden kovulan, kap uaklar bile Osmanl nazrlarndan daha dik konuan ngilizleri, Bakumandana put gibi selam durur grmek, iimizin btn fkelerini ykad, hnlarmz souttu. Biraz sonra bizi holde, bir masa banda, smet Paa ile birlikte kabul etti. stanbul'dan, havadisler sordu. Zaferinin yanklarn doya doya dinledi. Byk yangn balamt. Sel gibi akan ateten kaanlar rhtm boyuna akn ediyorlard. ngiliz gemileri sahile yanak denecek kadar yaknda idi. Bir iki saat sonra otele gitmeyi bile ihtiyatsz bulduk ve kararghta kaldk. Kalabalk arttka artt. Bazan on binlerce kii iinden bir tek lk kopuyordu. Bu lk, bir yaylm ate gibi, kalabal sarp kaplyor, hava, sesle kabarp iiyordu. Asker ilerinden birini yakalaynca, gvdeden bir kol koparlm gibi, nce bir kadn alay, sonra, on binlerin boazn yrtan, alala yksele, dalgalana dzlee devam eden bir haykrma kopuyordu. Denize atlanlar vard. Gemi toplarnn glgesi altnda Yunanllar zmir rhtmlarna karan ngilizler, imdi onlardan dnebilmi olanlara, merdivenlere trmanmak istedikleri vakit, ularna yangn vuran snglerini eviriyorlard. Yreim, souktan r gibi titreyerek, esiz trajediyi seyrediyordum. Mustafa Kemal'in yaln ve yrtlmaz sknuna bakyordum. Bu saatlerde zafer bile ondan kkt. Nihayet yangnn kzl ve korkun dili, kararghnn arka atsn yalamaya balad. Fakat nasl? Birou asker esvaplarndan soyunan Yunanllar olmak zere, rhtm tka basa dolu idi. ne asker dolu bir kamyon koydular. Arkasndaki otomobile Mustafa Kemal bindi. Kamyon, halk yararak yol ayor, hemen birbirine

kavumak zere dalgalanan bu darack saf arasndan Trk ordularnn bakumandan geiyordu. Onu grnce halk: ''O... O...'' diyorlard. Ar yryen otomobile atlsalar, Mustafa Kemal'den para kalmazd. Fakat denize kamak istiyorlard. -IVBir akamst Buca'daki evimize urad: - Geceyi beraber geirelim, Latife Hanm'n evinde buluacaz, dedi. ehre birlikte indik. Odasna kt ve kkn hol iyice kalabalk olunca, arkasnda beyaz ipekten bir Rus gmlei ile merdivenden indi. Tun bir yz, hemen ie dolan, fakat yaklat kadar uzak, gvendirmeyici baklar, beli, Rus gmleinin kemeri gmlecek kadar ince... phesiz hibir erkek, zmir'in fethi gnlerindeki Mustafa Kemal kadar Tanrsal ve soy bir gzellik balamamtr. Onun hayli adal yazsndan holanmazdm. Konuan Mustafa Kemal bsbtn ayr idi. Hikyeler anlatt vakit, ak mavi renkli maferlann atm, tpk siperde olduu gibi, boz esvapl, yapmacksz, sade ve itendi. Konuma dilinde hikye ve hiciv taraf, neslimiz adamlarnda eine rastlamadmz kadar kuvvetli ve sarc idi. Sabaha kadar yorulmakszn dinlerdik. Mat ve dokunakl bir sesle Rumeli trkleri ard. Yksek tavrl bir zeybek oynay vard. yle bir evk gecesi geirdik ki sabah bouna geldi. Ertesi gn, ayakst ngiliz donanmasnn ekilmesi iin ltimatom notalarn dikte ettii vakit: - Sonuna kadar getiremeyecek. Bamz harb belasna sokacaz, diye kvrananlar vard. Mhlet bittii zaman, byk donanmann Trk sularndan uzaklamalarn seyrettik. O bakmyordu bile... -VHer eyin gelip getii insandan da eski bir hakikat iken, yakn sevdiklerimizde ve Mustafa Kemal gibi

balandklarmzda, niin bu hakikatten yepyeni bir yara acs alrz? lk hastalk gnlerinden biraz nefes alp da baraja gittiini duyduumuz vakit Ulus'un fotorafsn yolladk. Halka onun saln resmi ile beraber vermek istiyorduk. Fotoraf nme geldi. Durgun, rengi ve can solmu, telerden, sisli bir bak... Bu hissi, bir de genliimde Baalbek harabelerinin azametli krk stunlar karsnda duymutum. Ankara istasyonunda son defa uurladmzda, Saracolu derin bir i szs ile, ''- Atatrk lm, Falih...'' dedi. Derisinde lmn btn sars vard. Bursa'da kriz geirdiinin ertesi gn stanbul'a dnerken, Ali Fuad Cebesoy'a: - Ben ok hastalk ektim ama, bylesini grmedim. Ve derinden manal bir sesle: - Akam erifleriniz hayrola, demi. Yatanda bir serin yaylada st imek ve sr ngraklarn iitmek hasreti iinde yanyor. Anadolu halk siroz hastasna: ''-Canavar yutmu..'' der. Onu aylarca bir canavar, iinde, yava yava kemirerek yedik. Genler, enlik gecesi, saray penceresi altnda haykrtklar vakit, kayptan gelen bir ses: ''- Bu nedir?'' diye sordu. - Hi efendim.. galiba bir gemi gezintisi... - Haydi budala, buna Cumhuriyetin on birinci yldnm derler... Gzlerinden birka damla ya akt. Ankara stadyumunun eref tribnnden ordu ve halk ile vedalamak son dilei idi. Hatta buraya bir asansr bile konmutu. Gzleri, onlar bir daha grmeden snd. Son hayal: ''Byk Millet Meclisi nnde kara rtl bir katafalk!'' Hayat, hl, bu kadar renemediimiz bir eydir. MUSTAFA KEMAL' UNUTAMAM

''Akam'' gazetesi ''kdam Yurdu''nun bitiiindeki a boyal ahap binada idi. Arka oda Boaz' ve liman grr. Eski ttihat ve Terakki merkezinden ve Drdnc Ordu ifre kaleminden tandm Cafer, o sabah beni ziyarete gelmiti. Temiz yrekli, scak gnll bir Rumeli ocuu idi. Fazla okumu yazmlardan deildi. Fakat pek sezinili, grdklerinin, duyduklarnn sevgi ve inan srrna varan saduyulu bir efendi idi. Mondros Mtarekesi'ni imzalamtk. Ancak souk lm nefesinin duyurabilecei bir biti, bir sona eri hissi iinde idik. Vatanperverliinden hi phe olmayan bir fikir adammz: - Paralayacaklar m, toptan m alacaklar? Artk mesele bundan ibaret... Ah paralamasalar da ngiltere bizi toptan alsa, Msr gibi olsak... diyordu. Bu bir Trk, bir yazc, bir niversite profesr idi. Osmanl sekinleri bir mide benzer her dnceyi, Msr gibi bir smrge olmak fikrini bile zihinlerine uratmazlard. ehrin havasnda imdiden bir sahip deitirme hali vard. kide bir caddelerde bir kalabalk... lkl bir kaynama... Gazeteye koan biri havadis verir: - Ayasofya'ya an takacaklarm. Ayasofya'y kurtarmak iin yokutan kanlara bakardm. Yalnz halk idi. Kravatsz, tsz, babozuk halk... Cafer de bitkinlik iinde idi. Sigara paketimi uzatrm: - Off... der. kram ettiim kahveyi getirirler, - Off... der. Bir mddet sonra gzleri yaararak: - Bak, dedi, beni pencereye ard. ngiliz donanmas limana giriyordu. rili ufakl tekneler skdar ve Sarayburnu sularna daldlar. En by ar ar geldi, Galata rhtmna yanat. Hepsinin toplar havaya dikilmiti. Zafer, Osmanl mparatorluunu yere serenlerin zaferi padiahn oturduu Dolmabah Saray'nn yarm veya bir mil ana demirlemiti.

O pene, derin ve onulmaz straplarn penesi, btn trnaklarn boazma geirmiti. Hi kramyorduk. Bir aralk Cafer'i deli olmu sandm. Birden gzleri kurudu, iki yumruunu pencereden zafer filosuna doru skarak: Biz sana gsteririz, dedi. kt, gitti. te Mustafa Kemal 19 Mays'ta, silah ve kuvvet alarak, o srada btn halk, yokuun halk olan bu delikanlnn sklm iki yumruu ile Samsun'a ayak bast. * General Franchet d'Esperey Galata rhtmnda beyaz zafer atna bindii zaman, hayvann rktt iin kendisini selamlayan Osmanl mzkasna: - Sus! diye krbac ile hakaret etmiti. Ada vapurundan kmtm. Kpr kalabal arasnda onu bu beyaz atn stnde grdm. Hibir kbus, ondan sonraki hayatmda bu marealin o gnk yz kadar rpertici olmamtr. - abuk. Padiah karnz, Dolmabahe Saray'nda oturacam, diye emir de vermi. Devlet, btn gn, mareali baka bir saray semeye kandrabilmek iin urap duruyordu. * Sonra bir sabah ngiliz askeri klnda iki Ermeni ile bir ngiliz subay ''Akam'' matbaasna geldiler. Aada idare odasnda idim: - Makineyi durdurunuz, resmi tebli var dediler. stanbul'un igal edildii hakkndaki tebli idi. Fakat hkmet azndan yazlm hissini veriyordu. Askerlerden biri mrettiphaneye kt, biri makinenin bana gitti. Babli'ye koarak Nazrlar Heyeti'ne haber yolladk. Hkmet de kendine gre bir tebli verdi, getirdik, Ermeni tercmanlar ngiliz subayna tercme etiler: - Bizimkini sahifenin bana koyacaksnz, hkmetinkini altna... dedi. ngiliz tebliinde ''muharebe'' sz ''mahrebe'' ivesi ile yazlmt. Resmi tebliin yabanclar tarafndan verildiini gstermek iin bu kelimenin bu trl

kmasna dikkat ettik. Alabildiimiz intikam, bundan ibaret kald. * Fethin ikinci gn zmir rhtmndaym. Karargh, Birinci Kordon'da bir kk. Alt katn ak penceresinden ince, kuru, yank bir yz gryorum. Mustafa Kemal'in ba. Karsnda ayakst selam duran bir deniz komutan. ngiliz filosunun kurmay bakan. Donanma rhtma yanak denecek kadar yakn. nanabilmek iin gzlerimin sevin yan siliyorum. Biraz sonra yangn, zmir'in aa mahallelerini silip spren byk yangn. Rhtm st on binlerce insan dolu. Hepsi ngiliz donanmasna snmak aresini aramakta. Fakat gemi merdivenlerine sokulan sandallar sngl neferler geri kovuyor. Aralarnda bu snglere arkalarn vererek zmir'e km olan ordunun asker kaaklar da var. Mustafa Kemal ak otomobili ile Gztepe'ye gitmek zere kalabal yard vakit kalabalktan: - Mustafa Kemal... Mustafa Kemal. Sesleri geliyor. Paniin nasl korkak olduunu gzlerimizle gryoruz. Yangnn bir sele benzeyen alevi ile, denizi kaplayan filo arasnda on binlerce Yunanl ve eteci kalabal iinden Mustafa Kemal bir ilah iradesi gibi geiyor. Kkn holnde oturuyorduk: - Ne ii var bu donanmann zmir limannda? dedi: Sonra aramzdaki ev sahibi hanma: - Siz Franszca yazar msnz? diye sordu. Evet, cevabn alnca: - Yirmi drt saat iinde zmir limanndan kp gitmesi iin filo komutanna bir ltimatom yaznz, dedi. Zayflar tekrar baygnlk geirdiler: - ngilizlerle harbe tutuacaz, her ey bitecek... diyorlard. Mustafa Kemal'i vazgeirmek mmkn deil mi idi? Fakat yirmi drt saat sonra, Birinci Dnya Harbi'ni kazananlarn zafer donanmas, demir alarak ve Trk sancan selamlayarak, ar ar limandan uzaklat.

Cafer'in sklm yumruklarn hatrlyordum. Ayn kkte le yemeine davetli idik: General Pell, Paa'y ziyarete gelecek... dediler. General Pell, stanbul'da Fransz yksek komiseri idi. Kkn dnda geliini bekledik. Arabadan indi. Tutumlu ve sert adml bir yryle kkn merdivenlerini kmaya balad. Mustafa Kemal ziyaretisini karlamak zere sokak kapsnda grnnce, generalin yz sapsar kesildi, sendeler gibi oldu. Yaln yzl, uzun ve byk bir seferin btn anlarn ve ereflerini baklarnda dalgalandran Mustafa Kemal glmseyerek generale yardm etti. Galata rhtmndaki marealin hayali gzmn nne geldi. * Mustafa Kemal'in kumandann karlamak zere stanbul'a kotum. Kprnn zerinden, Eminn'nden Babli'ye doru o geiin ayaklar altnda btn ac hatralar inenip havaya uuyordu. an takma gn yokuu trmanan halk, kadnlar ile, ocuklar ile, delikanl ve ihtiyarlar ile gei yollarna dklmt. Bu frtna gibi, kasrga gibi, kuruntu verici bir sevin cokunluu idi. ''Akam''n gene ayn odasna dndm. Boazii gene karmda idi. * Ar bir hastaln nbetleri iinde lm iki gzleri ile grm gibi olanlar vardr. Ben iki gzmle battmz grdm ve kurtulduumuzu grdm. Mustafa Kemal'i unutamam. O sonra daha da byd. Kendi milletine tekrar o gnleri gstermek iin, asl Kurtulu Sava'na zaferden sonra girdi. nklap nizamnn Atatrk' zaferin Mustafa Kemali'ni glgede brakt. Kendini gene kendi geti. Genler, bizim ektiklerimizi ekmemek ve bu halka ektirmemek iin, siz de Atatrk' unutmaynz. Mustafa Kemal bizimdi. Atatrk sizindir.

BR ESK HATIRA Mustafa Kemal'in esir dt havadisi yayld akam Gazeteye geldiim vakit, Anadolu'nun birdenbire kapandn sylediler. stanbul ve Trkiye'nin igal altndaki ehir ve kyleri ile memleketin br ksm arasnda hibir temas yapmaya imkn yoktu. Aradan 25 yl geti. O sabahki heyecann imdi bile gnlmde rperdiini duyuyorum. - Acaba Yunanllar m taarruza getiler? - Belki de bizimkiler... Tarihte hibir perde bu kadar ar bir kader srr stne inmemitir. Ne Rumca ve Ermenice gazetelerde, ne ngiliz veya Fransz az konuanlarn szlerinde merak giderici bir yaynt bile yoktu. - Canm biz taarruz edebilir miyiz? Daha geenlerde Fethi Bey mtareke aramak iin Londra'ya gitti. Ummam ki byle bir delilik yapalm. - htimal ne cepheyi, ne de cephe gerisini tutamaz hale geldikleri iin bir son are aramlardr. Hepimiz Mustafa Kemal'in askerlik dehasna inanrdk. Onun her eyi vara olduu kadar yoka da evirecek bir zar atmayacan biliyorduk. Fakat nasl haber almal idi? Btn gnmz adeta merak sancs iinde geti. Yalnz yemekten deil, dnmekten kesilmitik. Zrhllar ile, tmenleri ve alaylar ile Birinci Dnya Harbi dmanlarnn zaferi stanbul'un sularnda ve sokaklarnda idi. Bir tek mit, bir avu askerde ve Mustafa Kemal denen bir isimdedir. Kapkara perdenin arkasnda yalnz onlarn yaklap uzaklaan hayaletlerini sezinliyoruz. Nihayet Rumca gazetelerde ilk rivayetler skt, biz taarruza gemitik ve bamz Yunan ordusunun elik kayasna bo yere arpp duruyorduk. Trk ordusunun bir taarruz savana giremeyecei fikri, bizim neslimizin deimez hakikatlerinden biriydi.

Ordumuzun kahramanlna bel balardk, fakat onun ancak dayanma mucizeleri verebileceini sanrdk. Rumca gazetelerin haberiyle, merakmz biraz azalsa bile, kaygmz hl ate gibi yanyordu. Bu ertesi gn de byle srd. Saat getike mitsizliimiz artt. Havadis duyurmakta Beyolu gazeteleri ile yar eden ve stste kasabalar alnd rivayetlerini uyduran bir Trke srm gazetesine kzyorduk. - Taarruz skm olsa, bir tebli verirlerdi. Durduk mu, geriledik mi? Ah hi olmazsa bir iki kasaba alsak da yle dursak... Bir iki kasaba alp durmay nimet saymaya balamtk. Az da olsa bir baary halk gvenini arttrma yolunda kullanmak kolaydr. Bu bir edebiyat iidir. Fakat ya hibir ey yapamadksa, ya geriledikse? Mustafa Kemal'e kzanlar azlarn amlard bile... Akamst, gene beynimizin iinde ayn burgu, kalbimizin iinde ayn ar, Bykada'ya gidiyorum, aydnlk, ferah bir austos akam... Kpkl, uyank ve neeli bir deniz... Gverte tka basa dolu... Trke konumayanlarda birbirinin szn kapan bir sevin var. Sadece bu sevin bizi ykmaya yeterdi. ''Ne olmu?'' diye sormaktan korkuyorduk. Bir fena ey vard. Kimseye bir ey sormakszn onu zihnimizde hafifletmeye urayorduk. htimal durmutuk. Belki de bir iki noktada gerilemitik. Ordu bozulmamsa bundan ne kard? Yunanllar da artk bitkin bir halde deil miydiler? Aa yukar bir uzlama yapabilirdik. Bu da elbette Sevr Antlamas'ndan daha iyi olurdu. Fakat iimizdeki sualin, kimseden aramaya cesaret edemediimiz cevab kendiliinden geldi: - Bakumandan Mustafa Kemal Paa btn karargh ile beraber esir olmu... Keder insanlar ldrmez derlerse, bu sze inannz. Kalp denen eyin ne dayankla bir maddeden yaplm olduunu ben o akamst Bykada vapurunun gvertesinde rendim. Trkleri, Bykada Yat Kulb'nden kovmulard. Yalnz bir iki mark, yolunu bularak ilerine

sokulabilmilerdi. Bunlar da o akam cezalarn ekmilerdi. nk kulpte Mustafa Kemal'in esir olmas erefine kavn btn ampanyalar patlyor ve o Trkler de datlan kadehleri imeye zorlanyordu. Ada sokaklar oluk ocuun lklar ile geilmez bir halde idi. lm bir uyku, rahat bir uyku gibi arayarak sabah ettik. lk vapurun en grnmez kesine snarak, iki bklm kprye indik. Btn Trkleri yas iinde bulacam sanyordum. Meer ne kadar soysuzlua uramz. Acaba hepsi u veya bu muhipler cemiyeti azalar myd? Bizimkiler utanlarndan evlerinde mi kalmlard? Bu gller, bu rpnlar, bu el sklar ne idi? Meer btn karargh ile Bakumandan Mustafa Kemal deil, Yunan Bakumandan Trikopis esir olmu... Size kalbin ne kadar dayankl bir maddeden yaplm olduun, yukarda sylemeseydim, burada sylerdim. Bir ocuk gibi sramaya baladm. Habere, havadise, telgrafa kouyorum. Hani dn kzdmz o srm gazetesi yok mu, resmi teblilerin kilometrelerce gerisinde imi. Yunan ordusunu mahvetmiiz ve zmir'e iniyormuuz. Ben mrmde, hibir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin Akdeniz olduunu bildiren gndelik emri okurken duyduum zevki duymadm, bu, btn heyecanlarn stnde bir heyecan veren, btn iirlerin stnde bir iirdi. Ne olmutuk, biliyor musunuz? Kurtulmutuk. Konumak iin dilim, yazmak iin kalemim tutuldu. kdam'daki Yakup Kadri'yi aradm, ilk vapurla zmir'e gitmeyi teklif ettim. Tuhaf ey: zmir'in alnd haberi geldii vakit iimizde artk sevinme gc kalmamt. Gnlmz, uzun ve derin bir uykuya dalm gibiydi. Bir hastann banda gnlerce beklemekten, bir ordunun iinde gnlerce vurumaktan sonraki ylp kalmaya benzer bir uyku... Hatta daha fazla alamal bir hal... Bir akam nce ampanya bayram yapanlarn yzlerindeki unulmaz yas grmekten bile sevinemiyorduk. Ya o boz renkli, stlerinde zafer yollarnn henz tozunu bile silkmeyen askeri, zmir rhtm stnde oturup

dinlenirken grdmz sabah... Hibir ey yapmam gibiydiler... Doru karargha gittik. Mustafa Kemal'i ve smet Paa'y masada ba baa bulduk. Mustafa Kemal: - stanbul'dan ne haber? diyordu. Biz de ona kurtulmu stanbul'un taze kokusunu getirmitik. Fakat bitirmi bir adam gibi deildi. Yangn alevleri ile aydnlanan zmir gecesinde: - Asl imdi balyoruz, demiti. Siz ikiniz de benim mebusum olacaksnz. Asl bundan sonra ilerimiz var. Milleti yok olmaya doru gtren gemie nasl bir kinle bakyordu. O, neyin ve nasl kurtarldn herkesten daha iyi biliyordu. O, batmak denen en byk tarih faciasna bu milletin niin uram olduunu unutmuyordu. Trk topraklarnda gmlen, esir kamplarna tanan veya kaan dmana ehemmiyet bile verdii yoktu: asl dman memlekette idi. imdi onu yenmek, daima ''hakiki'' vasf ile birlikte kulland kurtulua ermek lazmd. Zaferini kullanmaya karar vermiti. Etrafnda her eyi artk bitmi sanmakta olanlarla, her eyin ancak balangcnda olduumuza inanan bu adam ve yakn fikir arkadalar arasnda ne derin bir uurum vard. Bu yakn fikir arkadalarnn en yakn hi phesiz smet Paa idi. Ondan baka biroklar, yeni giriilen hakiki Kurtulu Sava'nda ondan ayrlacaklar ve bu savan hkimiyet-i milliye prensiplerine aykr olduunu iddia edeceklerdi. lk defa arkl olmayan bir zafer sahibi karsnda idik: gerekirse bu zaferin btn erefini ve ann, fikir savanda feda etmeye karar veren bir ef! Bir bakas da olabilir, stanbul'da Vahdettin'in veya yerine geen bir padiah ve halifenin sadrazam olup iin iinden kard. O, zmir'den stanbul'a gitmiyor, Ankara'ya dnyordu. zmir kaplarnda Mustafa Kemal

Ordunun zmir'e girdii haberini alnca, Yakup Kadri ile beraber bir talyan yolcu vapuruna atladk ve yola ktk. Bakumandan Gazi ve Mir Mustafa Kemal Paa'y grmeye gidiyorduk. Limana girdiimiz vakit, ehre kmak isteyen yolcularn ktlarna bakmak zere, birka subay vapura geldiler. Yakup'la beni hemen braktlar. Rhtm stnde srtlarn yap duvarna dayayp sefer yorgunluunu gideren boz esvapl askerlerden baka kimse yoktu. Doru Kramer Palas Oteli'ne gittik. ki oda tuttuk ve eyalarmz brakarak bakumandanlk kararghn aratrmaya koyulduk. Kordon stnde bir evi salk verdiler, gittik. Alt katn ak penceresinden, masas banda oturan Mustafa Kemal'in keskin profilini gryorduk. Bir ngiliz subay, karsnda ve ayakta idi. Onunla konumas bitince bizi hemen yanna ard: ''stanbul'da ne var, ne yok?'' diye sordu. Yakup'un ''kdam''da, benim ''Akam''da yazdklarmz teden beri takibettiini renmitik. Biz de onun yabancs olmamakla beraber, heyecanmz g tutuyorduk. zmir kylarnda Mustafa Kemal... Bu, rya gibi bir eydi. Yank yzl, t gibi endaml, rktc ve engin bakl, acaba hangi masaldaki kahraman bize o sabah grnen Mustafa Kemal kadar gzel olmutur. Sonra bizi baka bir odada, byke bir masann bandaki Garp Cephesi Kumandan smet Paa'ya gnderdi, ''stanbul'dan haber var'' dedi. smet Paa ile tanklmz daha eski idi. Bu korkun yangnn balad gndr. Eyalarmz almak iin bile bir daha Kramer Palas'a dnemedik. Ate bydke ve sardka rhtm boyu halk kalabalndan kararmaya balad. Mustafa Kemal'in bu evi brakarak ya Karyaka yahut Gztepe taraflarna gitmesi lazmd. Fakat yanna kim girse reddediyordu. Bayaver Salih bize: ''- Misafirsiniz, belki sizi paylamaz, bir de siz teklif etseniz...'' demiti. Dorusu bu akl verme vazifesini stmze almak istemedik.

Akam saatleri geldi. Kordon arkas ate, kordon boyu lk iindeydi. Kayklarla limandaki yabanc zrhllara kouan halk, merdiven balarndaki sngl nbetiler geri kovuyorlard. Mustafa Kemal ve arkadalarn bu smsk, kaak ve pheli insanlarla dolu kalabaln iinden syrp karmak bir mesele idi. Nihayet Mustafa Kemal karar verdi. Yol amak iin bir byk kamyonla birka otomobili glkle kap nne yanatrdlar. Mustafa Kemal zmir'e girdii iin kendisine evini teklif eden Latife Hanm'n Gztepe'deki kkne gidecekti. Biz de Karyaka'da bir eve misafir olacaktk. Mustafa Kemal asker dolu kamyonun arkasnda ak otomobilinde, baran, haykran, alaan halk arasndan: - te... te o... te Mustafa Kemal!.. seslerini duyarak geti, gitti. Bir hamle etseler, darack Rhtmboyu stnde Mustafa Kemal'i nefessizlikten boabileceklerini rkerek dnyorduk. Bu dehet hissi altndaki kalabaln ylgnl nedir, onu hibir zaman zmir'in o akamnda olduu kadar anlamak frsatn bulamadm. Kararghlar Bornova kynde idi. Biz de bir ngiliz evine yerlemitik. Akamlar Mustafa Kemal beni ve Yakup'u alr, Gztepe'deki kkne gtrrd. En bahtiyar saatlerimizi orada geirirdik. Osmanlcada tahkiye denen bir sz vardr, bu iyi, tatl ve srkleyici anlatta Mustafa Kemal'e yaklaabilen belki hi kimse grmedim. Konutuu gibi yazsayd, byk bir sanatkr hreti de brakacana phe yoktu. Naima'nn bir ina, bir tahkiye taraf vardr. Mustafa Kemal'in yazs bu inaya, konumas bu tahkiyeye benzerdi. Esiz bir hafzas vard. Hikyeleri, renkler ve nanslarla canlanr, dururdu. Akamlar kumandan ceketini karr, bildiimiz kemerli beyaz Rus gmleini giydii olurdu. Bu gmlek yakabilmek iin, vcudu ve beli ne kadar ince olmal idi. O gnler, Mustafa Kemal'in, bir destan airinin hayalinde tamamlanabilecek ne eksii olduunu dnyorum.

Geceleri ''sevmek mi, acmak m?'' diye bir bahis aar syler, dinler, sorar, gler veya coard. Alay kuvvetli, hicvi ykc idi. Gndzleri en ciddi ileri, ayakst, aka eder gibi bir yap vard. Bunlardan biri ngiliz harp gemilerinin limandan kmas iin ordu kumandanna verdirdii ltimatomdur. Latife Hanm'a Franszcasn yazdrp, dil meselesi stnde konutuu vakit bir tercme elencesi yapt zannedilebilirdi. Bazlar tela etmiler: - Buraya kadar her ey iyi gitti, imdi ngiltere ile harbe tutuacaz, aldklarmz da geri vereceiz, demilerdi. Bizim bile, hele bir mtareke yapalm, ngiliz gemilerinin birka zaman daha zmir limannda kalmasndan ne kar, diyeceimiz geldi. Fakat mhlet saati geldiinde donanmann ufuklara doru kaybolduunu grdk. stanbul'daki Fransz Generali Pelle'nin Gztepe Kk merdivenlerini nasl sarararak ktn hatrlyorum. Konumadan sonra Mustafa Kemal diyordu ki: - Bana Boazlar stne yryen ktalar durdurmam teklif etti. Ben de muzaffer ordular hibir yerde durdurmak mmkn olmadn, hemen mtareke yapmaya karar vermelerini syledim. Bir mddet durdu, gld: - Muzaffer ordular... dedi, bunlar o kadar daldlar ki toplamaya kalksam kimbilir ka hafta srer! ........................................ Bat Anadolu'nun yanan yerlerini dolaarak Bursa stnden stanbul'a geldik. Hayli sonra gazetecilerle beraber zmit'e giderek tekrar kendisiyle bulutuk. Bu mehur zmit gecesidir. Mustafa Kemal Mdafaa-i Hukuk Cemiyeti yerine siyasi bir parti kuracakt. Partinin ad ne olmalyd? Gazeteciler trl fikirler ortaya attlar. Hepsinden kan netice u idi ki, yeni siyasi parti bir snfa dayanmalyd. Mustafa Kemal: - Partinin ad ''Halk''tr, dedi, bizde ayrmaya kalktnz bu snflar tek bir halk kelimesi iinde toplamak daha doru deil midir?

nklap Mustafa Kemal, yeni ve uzun savana balamak zereydi. Kimimiz sevinmek, kimimiz kayglanmak ve pheye dmekle, onun karsnda manevi ayrla balyorduk. Nurettin Paa'nn zmir Mfts Rahmetullahu Efendi'ye yazd mektuptan kan hadiseyi inceledii vakit, Mustafa Kemal'in nereye doru yneldii belli idi. Bize gre artk bsbtn kurtulacaktk. Bakalarna gre yeniden ile dolduracaktk. Zaferi unutmu gibiydi. Biroklarnn son zannettii ey, onun iin balangt. Mustafa Kemal'de stanbul'a dnerek Halife-i Ruy-u zemin ve padiah- Osmaniyan, Abdlmecit Han Hazretlerinin istanbolinli sadrazam olmak niyeti yoktu. Osmanl tarihinin bitmi olduuna inanmak lazmd. Trende stanbul'a dnerken kompartmanlara ayrlmtk. Hzl konuanlarmz, fsldaanlarmz, bsbtn susanlarmz ve derin kayglar iine gmlenlerimiz vard. Mustafa Kemal, yeni seimleri ve yeni partiyi hazrlyordu. Pek az kimseler yeni bir devlet kurulduunun farknda idiler. GAZ MUSTAFA KEMAL, REJMN DEECEN MECLS'E, LK DEFA NASIL HABER VERD? ''Cumhuriyetin ilan edileceini Mustafa Kemal Paa'nn Meclis'teki hususi bir toplantda ilk defa aa vurduu ve yeni rejimin meseleleri zerinde grt 11 Eyll 1923 gnnn hikyesini, hatra defterinden olduu gibi naklediyorum.'' Ankara, 11 Eyll 1923 Bu sabah Divan- Riyaset toplanacakt. Dokuz buua doru ehre indim. Tahann altndaki kahvede, bir mdet Ali (etinkaya), Necati (rahmetli Maarif Vekili) ve Sabit (Erzincan mebusu) beylerle oturduk. Hkmetin gevekliinden, idarenin bozukluundan bahsettik. Bunda herkes birleiyor. Meclis'te Fethi Bey (rahmetli Okyar)

hkmetine samimi itimad eden kimse yok. Herkes sinirli ve pheli: ''- Acaba Gazi yeni bir ey yapacak da onun iin mi ileri yzst brakyor?'' Bahede oturan Ahmet Bey (rahmetli Aaolu) beni yanna ard. Grup ve frka heyet-i idarelerine intihap edilecek namzetlerin listesinden ikyet etti ve o srada Meclis'e giren bahriyeli mebus Ali Rza Bey'i gstererek: - Bizi bu mu idare edecek? dedi. lk namzet listesinde onun da ad varm. Bu liste daha gen ve liberalmi. Ahmet Bey: ''- Bu ttihat ve Terakki'nin tpksdr. Ayn yola gidiyoruz'' dedi. Olduka fkeli idi. Yeni namzetlerin biri mutaassp hoca, bir takm oportnist, bazlar da silahl takmndand: ''- ktidar saa kayor, hepimizi feda edecekler'' szn de ilve etti. Divan'dan sonra, saat yarmda, reis vekili Sabri Bey (rahmetli Sabri Toprak) ve bir iki arkadala yemee kyorduk. Meclis'in i kapsndan baheye ineceimiz srada, Mustafa Kemal Paa'nn hademeye papularn sildirdiini grnce durduk. Gznde kendini bir tuhaf deitiren, olduundan daha zayf ve yal gsteren kenar kapakl toz gzl vard. Frka itimann kata olduunu sordu. te idi: - Bana birde olduunu sylediler. Onun iin erken geldim, dedi. Odasna giderken bizi de davet etti. Mebus olmakla beraber hl yaverliini yapan eski zabitlerden biri frka nizamnamesinin son eklini getirdi. Nizamname bugn btn mebuslar tarafndan birer birer imzalanacakt. Biraz sonra cebinden nizamnamenin bir nshasn kard: Sahife ana yazd Franszca bir cmleyi okudu. Bu, Fransz cumhuriyetinin ''bir ve gayr-i kabil-i tecezzi'' olduunu syleyen cmle idi. - Dn akam Fransz ihtilal tarihini gzden geirdiim vakit not etmitim, dedi ve sildi. Bir sualin zerine Kanun-u esasi tadilat meselesine getik. Biraz nce ieriye giren Yunus Nadi de aramzda idi. Gazi dedi ki:

- Cumhuriyet ne demektir? Kamusa baktm, chose publique kelimeleriyle tercme edilmitir. Bizde manas ne olmal? Gazi'nin, sz hangi bahis stne getirmek istedii belli idi. Kanun-u Esasi'de yeni hkmet eklini aka gstermek sras geldiini syleyen Sabri Bey: - Mesele bugnk vaziyetin ifade edilmesinden ibarettir, dedi. Gazi: ''- Ben projeyi gdm. ok eksik yerleri var. Bu hafta kendim uraacam. Sonra baz arkadalarla hususi mzakerede bulunuruz ve frkaya getiririz, dedi. Yunus Nadi: ''- Bunu en kuvvetli zamanmzda yapmalyz''. Gazi kalemini masaya vurarak: - En kuvvetli zamanmz bugndr, dedi. Sonra yeni Kanun-u Esasi'nin kendi niyetine gre ilk maddesini okudu: ''Trkiye, cumhuriyet usuli ile idare olunur bir halk devletidir.'' Nihayet yaknda Cumhuriyetin ilan olunacan Meclis'te Mustafa Kemal Paa'nn azndan iitiyorduk. Haber azdan aza yaylacak, Meclis'te herkes pheden kurtulacakt. Acaba, byle bir havadisi lm haberi gibi bekleyenler harekete geecekler miydi? Aramzdan biri sordu: - Reisicumhur olduktan sonra gene Halk Frkas'nn reisi kalacak msnz? Gazi glmseyerek: ''- Aramzda yle...'' dedi. Reisicumhurluk mddeti zerine konutuk. Onun fikrince Reisicumhur Byk Millet Meclisi'nin de reisidir. Drt sene, yedi sene bahisleri geti. Bir gayretke: - Kayd hayat artyla da olabilir, dedi. Gazi sert bir tavrla bunu reddetti. Bir arkada fesih hakk meselesini at: - Vaka imdiki Meclis iin dnlecek bir ey yok. Sizin hkmetleriniz daima ekseriyet bulabilir. Fakat frkalar oalnca hkmetsizlik tehlikeleri de bagsterebilir, buna ne are dnyorsunuz? - Millet Meclis'i kendi kendini feshedebilir.

Bu cevap emniyet verecek gibi deildi. Akadalarn ortaya srd fikirler yle hlasa olunabilir: Cumhuriyeti Fransa'daki ekli ile almak arzusunda olanlar, bu hakk reisicumhura ve hkmete brakmak teklifinde bulundular. Eski ttihat Sabri Bey, fesih hakknn merutiyet devrinde iki defa suiistimal edildiini hatrlatarak, ihtiyatl olmay tavsiye etti. Bir arkada, acaba fesih hakk artlarn son derece kaytlamak, mesela, Reisicumhur ve hkmetin, bu hakk, ancak frkalar arasndaki nisbetsizlik anariye vard zaman kullanmas daha doru deil midir? dedi. Gazi: ''- Millete mracaat eder, referandum yaparz,'' dedi. Arkadalar bu usuln karkln ve sebep olabilecei kargaal ne srdler. Mnakaa gene kendisinin bulduu yle bir forml stnde karar kld: ''Reisicumhur ve hkmet, Millet Meclis'i ifa-y vazife imknszlnda kald vakit yeni intihabat icra ettirmek hakkna haizdir''. Sonra bir sual, konumamz bsbtn baka bir istikamete evirdi: - Paam, bu frkay nasl yrteceksiniz? En sa ve en sol bir frkann iinde nasl itilaf ettirilebilir? Gazi dedi ki: - Kanunu Esasiyi Meclis'e tasdik ettireceiz. Daha iyi deil midir ki bu tasdik oluncaya kadar hocalar aramzda tutalm. ... Hocay heyet-i idareye aldrmn sebebi, hocalardan bir aza bulundurmak iin. Olabilir ki hocalar onun yerine ... Efendiye rey vereceklerdi. ... Hoca bizim arzularmza uyar. Hatta Men-i Mskirat Kanunu'nun tadilinden bahsettiiniz vakit: ''- Dinde mskirat haram deildir, ienlere ceza verilir'' dedi. Mskirat Kanunu'nun tadili ... Hocann kitaba uydurduu gibi olacak: Hkmet nce meyhane ve sarholuu menedecek, fakat ikiyi serbest brakacaktr. Fakat acaba her zaman byle yeni bir sebep kmayacak myd? Mustafa Kemal, derin honutsuzluklar olduunu biliyor. Fakat, bizim gibi pek tabii olarak kendisiyle

birlikte yryeceklerden fazla, geri kafal mtaassplar gz nnde tutuyor. Bir aralk yaver ieri girerek. eyh Snusi'nin geldiini haber verdi.

''GDEMEZSNZ!'' Bir bezginlik gnnde idi; Atatk bize dnd: ''ocuklar, bir iki gnlk eya alnz bir dolamaya kalm'' dedi; nereye gideceimiz belli deildir. yle bir miza durulmaya gelmez. i dalgalanmaldr. Biroklarn dinlendiren sessizlik ve biteviyelik, onu yaamakta olduundan phe ettirir. Baklarnn mavisi uar, dudaklarnn gerginlii zlr, sesine bir yorgunluk ker. Bu srada ar bir tehlike haberi bile, onun iin evk kaynadr. Prl prl bakar, bir yenilmez irade izgisi dudaklarn yeniden gerer, sesi btn neesine kavuur. Biroklarn lm kalm kaygsna dren tehlike haberini, onun yannda, yeni sevinlerin mjdesi sanrsnz. Atatrk'n yine bir bezginlik gnnde idi. Kn hemen hemen ortasndayz. ehrin ii d kara gmlmtr. Devletin ''umur--cariyesi'' tabii aknda. Sabah dokuz buukta i, akam be buukta ev. Bu ''harclem'' bir hayat, bir mekik tezgh. Yalnz o isiz. Bize dnd: - ocuklar, bir iki gnlk eya alnz. Bir dolamaya kalm, dedi. Nereye gideceimiz belli deildi. Fakat yaverine verdii emirlere gre bir kara yolculuu yapacaktk. O vakitler Ankara yaknlarna bile g gidip geliyorduk. Tarada ise yol, kyl arabasnn amura saplanmamak iin istemeyerek kt bir tal geitten ibaret. Kan devri. Hani Sivas Valisi bir ofrle iki tekerlekli arabay da hemen yasak eder, kyller:

- Aman vali bey, kanmz yasak etme, biz senin yolundan gitmeyiz, diye yalvarrlar. Yahut gney vilayetlerden birinde bir vali istasyonla kasaba arasnda bir yol am. Ankara'dan bakanlar veya milletvekilleri gelince kurdelesini zer, onlar gidince kullanlp bozulmamas iin yeniden balarm. te o zamanlardayz. Bal'ya belki varabildik. Fakat daha teye? Bakanlardan biri: - Gidemezsiniz! dedi. Nasl? Gidemez miydi? Birden bezginlii stnden gitti. Demek gidemezdi. Demek Ankara'nn beyaz hapsi iinde eli aya bal idi: - Siz vekilsiniz. Zati buradan ayrlamazsnz. Biz gideriz, dedi. Evden birer anta ile geldik. Arkadalarndan giyimini pek salam bulmadklarna gardrobundan birer palto hediye etti. Yola ktk. Ruen Eref'le ben bir arabada idim. Bal'ya vardmz vakit gece yarsn gemiti. Yaver jandarma komutann uyandrmaya gitti. Adamcaz yar plak pencereden bakm. - Atatrk geldi, kp da bir yer hazrlatsanz... Deyince glm. Atatrk'n bu kara k gecesinde Bal'da ne ii var? Olsa olsa bunlar birka yolcudur. Kendini giyindirip sokaa karmak ve yer aratmak iin byle bir bahane bulmular. Penceresini, perdesini indirir, tekrar yatmaya gider. Komutan inandrmak iin bir hayli glk ekmiler. Vekilin dedii doru idi. Buradan ileriye gidemezdik. Geri dnmeliydik. Sabaha kar Ankara'ya, evlerimize kavuurduk. Yaver geldi: - Yola devam ediyoruz, dedi. - Nereye gideceiz? - Atatrk' takip edeceksiniz. Krehir istikametine dorulduk. Yar bozuk ose bir mddet yle byle gitti. Geceyi atlattk.

Atatrk ara sra arabasn durdurarak kervann tamam olup olmadna bakyordu. Neesi ve hi ypranmayan genlii stnde idi. Bir aralk ose duraklad. Dmdz bir kar, fakat batak olmasndan phelendiren bir zlml var. Atatrk'n arabas ar olduundan bizim hafif araba ile denememiz lazm geldi. Biraz ilerledik ve iyiden iyiye saplandk. Atatrk arabas ile yan srta doru bir kvrl yapt, ham topran amurunu uyandrmadan batan br tarafna geti. teki arabalar da peinden gittiler. Ruen Eref'le ben, bir de ofrmz saplandmz yerde kaldk. Ta uzakta, kye benzer bir karartnn nnde bizim iin yedek bir araba brakldn gryorduk. Oraya kadar yaya gitmekten baka are yoktu. Bazan ayak bileklerimize kadar batarak, amur iinde bir hayli yrdkten sonra, birka muhafz askerin bulunduu kamyonete kadar gittik. Ben ofrn yanna getim. Ruen Eref arabann iine bada oturdu. Alt eya ile dolu idi: - Ne var bu rtnn altnda? diye sordu. Askerler: - El bombas efendim, dediler. Dorusu pek korkulu bir emniyet iinde idik. Bir hayli gecikmitik. Akam ve hemen arkasndan gece bast. Hava tipiye evirdi. ofr: - nm grmyorum, diyordu. Ruen soldan, ben sadan tekerlek izlerine bakarak, ofre: - Aman biraz bana doru... Diyor, gz yordam ile pek yava yol alyorduk. Ya gittike artt iin izler kayboluyordu. Durmadan camlar silerek, gece vakti, bir hendee yuvarlanmamaya alyoduk. Bu bir ikence idi. Ka saat srd, bilmiyorum. kide bir: - Gidemezsiniz! szn hatrlayp vekil arkadamz hayrla anyorduk! Bir aralk ilk rastladmz bir evde kalmay bile dndm. Fakat Atatrk' merakta brakrdk. ilemizi ister istemez dolduracaktk.

Nihayet sis pus iinde Krehir'in soluk klar grnd. Atatrk valinin evine inmi ve ar arabas tam konan eiinde amura saplanm. Bu da tuhaf bir eydi. Dumanl lamba aydnlnda Atatrk' gler, konuur bulduk: - Sizi merak ettim. uraya buraya haber yolladk. Bir cevap da alamadk. Karnmz a... Haydi doru sofraya... dedi. Bilhassa O neeli idi. Herkes yanndakine soruyordu: - Yarn ne yapacaz? iekda'n aarak ilk demiryolu istasyonunda hazrlanan treni bulacakmz. Fakat acaba yol nasld? - Daha berbatm... diyorlard. Erken yattk. Bizi bir byke eve gtrdler. Sac soba ile birdenbire hamam gibi snan, sonra yine birdenbire dam gibi souyan bir odann yatak serili kerevetleri zerine birka arkada bzldk. Ertesi sabah Atatrk kervan tertibini kendi stne ald. Kar pek fazla idi. Yol belli deildi. Onun iin nde hafif bir Ford gidecek, arkasnda jandarma ykl bir kamyon bulunacakt. Ford arabasnn vazifesi bize iz amakt. Ara sra yoldan kp kara gmld m, jandarmalarn yardmyla tekrar yolun stne konacakt. Kylerin kar stnde yalnz baca ular grnyordu. ehrin bir hayli uzana kadar bizi uurlayan vali, bir yerde arabasndan indi ve Atatrk' selamlad. Bembayaz, usuz bucaksz kar stnde simsiyah bir tren esvab ile kapkara bir silindir apka brakp yolumuza gittik. iekda'n nasl olup da aabildiimizi bilmiyorum. Kaln bir kar yn, sa yanmz alabildiine uurum, vakit gece... ok defa ''varmak'' hayalini kaybediyorduk. lm bir kar yanmzda idi. Dimdik kyorduk. Bu kader midir, nedir, ona teslim olmakt. Bu bir tevekkl hali idi. Bir iradenin ayrlnmaz, kopulmaz cazibesine tutulmu srkleniyorduk. O kaderden de kuvvetli idi. Atatrk gidecekti. Gitmeli idi. Sonra ayn zorlukla, ayn tehlike ile indik. Ve dzlkte, direksiyonlar boanm dizgine eviren bir kaygan batak

topraa dtk. Byk bir hzla saa veya sola frlayarak, sanki bir pencereden kurtulmaya alyorduk. Nihayet btn pencerelerinin klar ile tren grnd. Isnmt. Sofras kurulmutu. Bu, iki ray stnde bir medeniyet paras idi. Atatrk gidebilmi, gtrebilmiti. Sanki btn Kuvay Milliye destannn bir senaryo denemesini yapmtk. evki, canll, genlii ile arabasndan indi: - Tehlikeli amma, ho bir yolculuk yaptk, dedi. - Atatrk, dedim, arabalar saplanp kalsayd ne yapardk? Gzleri parlayarak: - Ne mi yapardk? Atla, kan ile yolumuzu tamamlardk, vastamz icat ederdik, dedi. Mesele sk sk imknszlk hali balayan glklerde deil, karar vermekte ve iradeyi kaybetmemekte idi. ok defa, yalnz kendine gvenirdi.

MUSTAFA KEMAL'N BR TCARET MACERASI VE GAZETE SAHPL Ordular Grubu Kumandanl'ndan stanbul'a geldii zaman bakmlar ki Atatrk'n be bin lira tasarrufu var: - Artk bir vazifeniz yok, byle arkas gelmeyen masrafa dayanlmaz, paranz bir ticarete koysak, demiler. - Ama ben ticaret bilmem ki... - Bilmenize hacet yok, efendim. Mesele A... Beyefendiye sizin bu ehemmiyetsiz paranz kabul ettirebilmekte. Ondan sonra paranz kendiliinden iler, durur. Syleyen eski bir ahbab. A... Beyefendi de tanmad bir stanbul kibar. Kendi kendine, yle ya topu topu birka bin lira var, anamn sandnda duracana A... Beyefendi kim ise, onun sermayesi iinde dnp oalsa hi de fena olmaz, diye dnr. Ahbab: - Dn hatrma geldi de A... Beyefendiye danmadan size geldim. Onun raz olacan syleyemem. ok byk iler grr. Bunlar arasnda birka bin liranzla alakadar

olacan tahmin etmiyorsam da bir defa grr, tanrsanz... Pek ho sohbet bir zattr da... A... Beyefendi akam meclislerinden birine Mustafa Kemal'i davet eder. Atlas deli kupa arabasn gnderir, Mustafa Kemal yanna Fethi Bey'i alarak gider. Niyeti Beyefendi ltuf buyurursa, Fethi Bey'in tasarrufunu da kendi parasna katarak ''nemalandrmak''tr. stanbul tarafnda bir konaa girmiler. Sofra, yemekler, salon hepsi yerinde. Beyefendi Babli slbu ile sohbetler aar, terbiyeli konuur, pek nezaketli dinler, ticaret ve para gibi bahislere tenezzl edip dokunmaz bile! Mustafa Kemal iinden, galiba bizi beenmedi, paramz kabul etmeyecek, diye kayglara bile der. Bir aralk, hani bizim mesele, der gibi ahbabna gz ucu ile iaret eder. Ahbab sonunda glkle meseleyi aar, beyefendi yar dinler, yar dinlemez. - Hele Paa Hazretleri yazhaneye terif etsinler de... gibi yarm az bir vaatte bulunduktan sonra, felsefeye mi, politikaya m, bir kibar bahse daha geer. Gece ge vakit konaktan kmlar. Mustafa Kemal yolda Fethi Bey'e: - Nasl? demi. - Nesi nasl? nedir? Ne verilecek? Ne getirecek? Bir y sylemedi ki... - Tuhafsn Fethi, adamn nezaketine, kibarlna baksana... Kendisinden byle adi eyler sorulur mu hi? - Ben bilmediim ie senetsiz kontratsz on para koymam, der. Mustafa Kemal, inatl yznden, arkadann byle bir frsat karmasna onun hesabna esef eder ve ertesi sabah anasnn da: - Ne yapacaksn yavrum? Sakn paran elinden kapmasnlar? gibi ihtiyatl szlerine kar da, adeta beyefendi hesabna sklarak parasn alp gtrr. Yaveri Cevat'n galiba yz elli liras birikmi. O da rica ederek bu sermayesini kumandannn parasna katm. Yolda Mustafa Kemal'in korkusu, ya kabul buyurmazsa? Yazhaneye gitmiler. Beyefendi Mustafa Kemal'in zarfn alm: - Bir defa saysanz...

Szne: - Deer mi? gibi bir yar glle baktktan sonra kasasn am, iine atvermi. Binlerce lirann eksik olup olmadn bile merak etmeyecek kadar kibar olmak iin kimbilir ne kadar zengin olmal, diye dnen Mustafa Kemal, sermayesinin de konduu ticaret iinin teferruat zerine konumaktan bile sklm. kp gitmiler. * Bunu ahbabndan sormu. O da bir incir meselesinden bahsetmi. zmir'den bir yelkenliye konacakm. Bir yere gtrlecek, satlp bir eyler alnacak, o stanbul'a gelecek, karma kark, dolambal bir i ama, ahbab: - Byk kr byle olur. Yzde ikiden, yzde ten ne kar? Bir iki dnte konan para iki misline kmal ki bir ey anlayasnz... Bir iki dnte iki misli, drt dnte drt misli, Mustafa Kemal anacnn alaca evi hayalinde bir iyi demitir bile! Gnler geer. Yelkenli bu, gn lsne gelmez. Haftalar geer, Mustafa Kemal Fethi Bey'e bir soraym, der, o soukkanl ve realist: - Ne yelkenlisi, ne inciri birader... Mkemmel dolandrdlar seni... Derse de, atlas deli kupa, sofra stndeki kristal kadehler, yaldzl koltuklar, sonra beyefendinin para zarfn yle kasaya doru at gz nnde canlanan Mustafa Kemal arkadana kzar: - Sen de hep bylesin. Her eyin fena taraflarn bulursun, diye sinirlenip yine ahbab ile soruturur. Yanl bir limana m gitmiler, yoksa incirde kurt yokmu da var diye rvet mi istemiler, boalm da yerine yklenecei mi beklemekte imiler, her grmede yeni bir havadis! Hatta hepsinin beyefendide telgraflar var. Bir gn btn cesaretini toplayp beyefendiye gider. Aa... Sanki hibir ey yok. Adamcaz masasnn banda, eski hal, eski dzen... Bykdere postas sekiz on dakika rtar yapm gibi bir ey... Mustafa Kemal, zahir byk tccarlk bu, hi tecrbem olmad iin ben

telalanyorum galiba, diye ayrlp yine beklemeye koyulursa da iine nihayet bir phe de girmi. Ha geldi ha gelecek gnlerinde Sultanahmet Meydan'nn deniz grr bir kesinde zavallya o gn ikindiye doru enginde grnecek yelkenliyi bile gzetletmiler. Tabii sizin de anlayacanz zere en sonunda tekne batm! Cevat ne kadar olsa kk subay, parasz. Yz elli lirasn kaybetmeyi bir trl iine sindiremediinden bir gn Beyefendiyi kpr stnde sktrr: - Buraya bak, ben Paa deilim, ya imdi param verirsin, ya seni kprden aa atarm, demi ve sermayesini kurtarm. Mustafa Kemal, o gzel tatl anlat ile bu ticaret macerasn ara sra tekrarlad zaman, hl maa artklarndan birikme parasna ii yanard. * Bir mddet sonra stanbul'da bir gndelik gazete meselesi ortaya kar. Gazetenin banda Fethi Bey var. Mustafa Kemal, az da olsa, sermaye koyanlar arasnda. Bu yeni ticaret bsbtn tatl. Yazacaksn, yazdracaksn, fikir kavgalar yapacaksn, stelik para da kazanacaksn. Gazete mterisi nedir? Bir gazeteyi alanlardan yzde ka ciddi yaz okur, yzde ka merakl havadisler ve tefrikalar peindedir, Mustafa Kemal'in bunlar hakknda hibir fikri yok. O sanyor ki o gnk gazetelerde Fethi Bey'den daha akll bayazar m var, kendisinden daha iyi polemik ilhamlar kim verebilir, o halde bu gazetenin, srm de hepsinden daha yksek olmas pek tabii deil midir? Birok fikir adamlar ve yazarlar bu hataya dmlerdir ve imzal makalelerinin bir gazeteyi, niin imzalar altnda kan bir kitaptan daha fazla srdrecei sualini kendilerine sormamlar, sonra bir gazete yazclnn hususiyetleri zerinde de durmamlardr. Biz okurlarmzla konutuklarmz birbirine kartrrz. Konutuklarmz seviyece, zevke aa yukar bir ayarda olduklarmzdr. Bunlar, ok defa,

gndelik gazete bile okumazlar. Beendikleri gazete en az, ele almadklar gazete ise en ok satar. Evet, gazetecilik de bir ticaret ama, bir fikir adam iin dahi incir zm alverii kadar anlamad bir ticaret!. Mustafa Kemal de, gazetesini evinde okur, pek houna gider, herkesin elinde grmek sevincini tatmak iin erken sokaa kar. Ne kimsenin elinde, ne de mvezzilerin azndadr. Byle bir gazete ktndan sokaktaki, tramvaydaki ve otobsteki ehir habersiz grnr. Halbuki Mustafa Kemal meclislerinin hepsinde herkesin gazeteden haberi vardr. Gazete teknesi, incir teknesi kadar da dayanmaz. Btn kumandanlk hayatndan nesi kalmsa, o da en ok srlmemesi iin hibir sebep olmayan bu gazetede eriyip gider. Onun iin, iktidarda iken dahi, gazete Atatrk'e korkulu ve tehlikeli bir teebbs olarak grnmtr. Hkimiyet-i Milliye kendisinindi: Pek mtevaz yaard. Yeni bir makine almak lazm geldiinde Bavekil smet Paa bana: - Gazete bir ahsndr. Ben ahs gazetesine nasl para yardm yapabilirim? demiti. Biz, dz makinede bir trl iyi ve yeter sayda baslamayan gazetesine bir makine satn almas pek faydal olacan kendisine anlatmaya alyorduk. yle dnd, tand: - Ben yle ey istemem, dedi, smet Paa'ya syler, gazeteyi partiye veririm, makinesini de parti dnr. Devlet ve hkmet adamlarnn gazeteleri serbest piyasada srlmez. Bu eski, ok eski ve ok bilinen bir eydir. Hususi adam ziyan eder ve gazetesini karmaktan vazgeer. Devlet ve hkmet adam ise, gazetesine zoraki yaama imknlar arar. Bunlar da ancak resmi kaynaklarda bulur. Kendisine de, hkmetine de, partisine de sz getirir. ok partili rejimlerde parti gazetelerinin zoraki yaatlmas iin bizde yaplanlar, hi, ama hibir demokraside yaplmaz ve yaplamaz. Hazinenin paras son akesine kadar tamamiyle milletindir: Bu paradan ne bir ahs, ne de bir parti hesabna fedakrlk istenemez. Bir

gn bu trl cmertliklerin hepsini mir-i ita'larn meteliine kadar tazmin edeceklerinde phe var m? Atatrk'n bir makine de almak elinde idi, bir milyon abone yazdrp milyoner olmak da! Hele iktidarda iken o Beyefendiyi bulup kendisine sermaye olarak yalnz bir tek kelimesini, bir tavsiye kelimesini vermi olsayd, hi incir teknesi batar myd? 1908'DEN NCE SELANK'TE BR SOFRA BAI: ''NN BR MUSTAFA KEMAL IKMASIN?'' Bir masa banda arkadalar ve tandklar ile buluup konumak! Atatrk'n ilk genliinden ankaya'da ar hastalndan nceki son akamna kadar en byk zevki bu olmutur. Yiyip imek, elenip comak, hepsi konumalar ve tartmalar bahanesi idi. Selanik'teki kapal birahanede veya ak bahedeki masann banda yine o vardr. Gelenler gelir, gidenler gider. Sabaha kar kalksa bile, vazifesine geciktii olmamtr. Arkadal braklmaz ve geilmez olduu kadar, kendinden bakalar iin yorucu idi. 1908 merutiyetinden nce bir akam st yine ayn toplanma. Masadakiler arasnda Fethi ve Ali Fuad Beyler de var (Okyar ve Ali Fuad Cebesoy). O srada Venizelos Girit'te ve Settar Han ran'da hrriyet savana atlmlardr. Masa konumas bu iki hadise zerine dner. Bir aralk Fethi Bey: - Niin bizim milletten byle adamlar kmaz, diye hasetlenir. Bu sz zerine sofrada bir susmadr, gider. Mustafa Kemal derin bir dnceye dalmtr. Arkadalarndan biri, neden sonra, ona dnerek: - Ben senin ne dndn biliyorum, der. - Ne dnyorum? - Neden ben kmayaym, diyorsun. Mustafa Kemal baklarn derin bir hayalden syrarak cevap verir: - Evet, niin bir Mustafa Kemal kmamal?

Bahis uzadka uzar, masadakilerin canlar sklmtr. Fethi Bey daha elenceli bir iki yerine gitmeyi teklif eder. Giderler. - Evet niin bizden de kmamal? Bu defa Fethi Bey, akam daha elenceli bitirmek iin, dansl bir yere gidilmesini teklif eder. Giderler. Kimi bir kadn bulup dansa kalkar. Kimi bir zevke dalar. Mustafa Kemal, Ali Fuad Bey'i brakmaz: - Niin kmamal? Bu millet Yunanllardan da m canszdr, ranllardan da m aadadr? Bahsin sonu gelmez. Ortalk aarmaya yz tutar. Hepsi erkenden vazifeleri banda bulunacaklar. Fethi Bey kendi evine dner. Ali Fuad Bey'in evi uzakadr. Mustafa Kemal: - Sen bize gel, anam bir eyler hazrlamtr, kahvalt eder, ykanp tra olur, daireye gideriz, der. Anas pek sevdii olunu bekleyerek sanki hi uyumamtr. Vurulur vurulmaz kapy aar: - Bu kadar ge kaldnza gre iyi elenmisinizdir. Ooh.. ooh... Ne iyi ettiniz, der. Ali Fuad Bey: - Aman teyze sormaynz, Fethi Bey'le beraberdik. - Fethi ile mi? Akll ocuktur o... - Olun birahanede bir bahistir tutturdu, bir trl arkas gelmez, Fethi haydi baka yere gidelim de elenelim, dedi. - Ya... Fethi yledir, aklldr o... - Gittik ama, olunun bahsinden kurtulursan kurtul. Yine konutuk, durduk. - Fethi ne yapt? - O elenecek bir ey buldu. - Dedim ya, aklldr Fethi... BZM TARH'TEN Atatrk'e ramen seilen iki mebus - Necati'nin ilk vekillii - stanbul gazetecilerinin muhakemesi Yzellilikler ve Atatrk.

Atatrk'te vehim ve korkudan eser yoktu. Fakat etrafndaki birtakm tredi menfaatiler, daha ilk zamanlarda onu tedhiilie gtrmek iin ellerinden gelen fesat ve fitneyi evirmilerdi. Henz ilk seimde bir vatanda Eskiehir'de tek parti listesine isyan etti. ''Mstakil'' milletvekili kt. Bu vatandan ad Emin Sazak'tr. Tedhiiler bu isyan cezalandrmak iin olanca tahriklerde bulundular, fakat muvaffak olamadlar. * Atatrk'n tek parti listesine ikinci isyan Trakya'nn bir evresinde olmutu: Bir Halk Partili ''mstakil'' milletvekili olarak Meclis'e geldi. Tedhi merakllar yeniden harekete getiler. Onu herkese ibret verecek gibi cezalandrmal idi. Bu srada yle bir konuma olmutur: Milletvekilini tanyanlardan biri Atatrk'e: - Bu zat iin iyi bir adamdr, derler. Ben de yle tanyorum, dedi. - yi adam olmasa halk bize kar tutar myd? Onu kaybetmeye deil, kazanmaya baknz. Rahmetli Necati pek gen, fakat cumhuriyetin ilk bakanlar arasnda bulunmaya da pek hevesli idi. Rumeli gmenleri meselesini ele alarak ve onlar iin yeni bir veklet yaplmas lazm olduunu ne srerek, krsde hkmete iddetli hcumlar yapyordu. Hi unutmam. Atatrk Meclis'te yanma rastlamt. Bir zamanlar deti olduu zere tespihi ile sinirli sinirli oynuyordu. Dayanamad: - Sen btn bunlar vekil olmak iin sylyorsun, seni vekil yapmayacaz, diye haykrd, ama birka gn sonra onu vekil yapt. * stanbul gazetelerinden bir ksm hilafetin kaldrlmas meselesinde, Atatrk'e kar cephe almlard. Eski Hrriyet ve tilaf Frkas'ndan Ltfi Fikri'nin bir mektubu eski ttihatlarn gazetesinde kmt. Kuvay Milliye devrinde gnde birka kii iin idam hkm veren bir eski subayn reislii altnda kurulan stikll

Mahkemesi, ihtilalin en nazik gnlerinde en tehlikeli tahrikilie kalkan gazetecileri cezalandrmak iin stanbul'a gitti. Ve hepsi iin beraat karar vererek Ankara'ya dnd. Bu stikll Mahkemesi azalar daima milletvekili aday gsterilmitir ve ilerinden ou bakanlk etmilerdir. Atatrk rahmetli Ali Saib'in Suriye'deki yzelliliklerle birlik olarak suikast hazrladna samimi olarak inandrlmt. Ali Saib'in milletvekillii dokunulmazln kaldrmak iin kurulan komisyon aleyhine karar verdi. Adamcaz Meclis'te krsye kt, savunmasn yapt, fakat Meclis ounluu da komisyonun kararn kabul etti. Ali Saib'i mahkemeye verdiler. Btn tedhiiler mahkemenin tepesinde idi. Atatrk muhakemeyi dakika dakika takip ediyordu. Yarg rahmetli Ali Saib'in beraatna karar verdi. Yargcn adaletinden phe edilmi olsa dahi, kendine hibir zarar gelmedikten baka mesleindeki tabii ilerlemesi hibir zorlua uramamtr. * Ordunun bandaki milletvekili kumandanlar, gnn birinde, kumanda mevkilerini brakarak, Meclis'e gelmiler ve Atatrk'e kar cephe almlard. Bunlar sonradan Terakkiperver Cumhuriyet Frkas'n kurdular. Hep birbirinden tannm ve halk iinde itibarlar olan ahsiyetler, yani ayr ayr birer ''tehlike'' idiler. Mehur suikast tertipilii de, bu liderlerin bilgileri dnda olmakla beraber, yine bu frkada olmutur. Sonradan kimi memleketten kt, kimi memlekette kald. Polis pelerinde idi. Tedhii takm ankaya dosyalarna her biri iin alabildiine curnal yyordu. Zamanlar geti, bir gn Atatrk'n Babakan smet Paa Devlet Reisi'ne bir kanun teklifi ile geldi. Bu memlekette bir gn bile babakanlk ve bakanlk edenlere, o zamana gre az ok geindirici bir maa balanacakt. Atatrk'n btn dmanlar bundan faydalanacaklard. Atatrk teklifi kabul etti.

Gel zaman git zaman, rahmetli lider Ali Fuad Cebesoy'dan balayarak hepsini ayr ayr Meclis'e getirmek de istedi. Kimi kabul etti, kimi reddetti. * Nerede ise ''Kzl'' damgasn vuracamz o dikta devrinin son ''zulm''lerinden biri yzelliliklerin affedilmesi olmutur. Bunlar yalnz on yl kadar hizmet alamayacaklard. lerinden bir iki tandm muharririn alma tekliflerini gazeteler reddediyorlard. Bir akamst Atatrk'e gittim. Bu muharrirlerin gazetelerde almasna msaade edilip edilmeyeceini sordum. Bana: - Biz kimsenin ekmeksiz kalmasn istemeyiz. Onlar da memlekete a brakmak iin getirtmedik, dedi. YAZI VE DL NKILAPLARINA AT HATIRALAR Yeni yaznn eskisi yerine gemesi iin mddet: Ya ayda, ya hibir zaman - Dil hareketinde zelletirmecilik hareketi kmaza girdii zaman - Dil Kurultay, Hseyin Cahit ve Atatrk. Harf komisyonunun son kararlarn Ankara'dan stanbul'a getirip Dolmabahe Saray'nn denize kar aydnlk alma odasnda Atatrk'e anlattm gn dn gibi hatrlyorum. Byk glk Osmanlcadaki yabanc kelimelerin btn syleni hususiyetlerine gre harfler ve iaretler aramakta direnen arkadalarla, biz Trkeciler arasndayd. Trke kelimelere lzumu olmayan harf ve iaretleri istemiyorduk: Bylece dilde kalacak yabanc kelimelerin de, gitgide, syleni hususiyetlerini kaydederek Trkelemesini salamak istiyorduk. Bize gre, yaz dil meselesini de halledecekti. Yeni yaz, yalnz Arap yazs dediimiz, eski yaznn deil, Osmanlcann da tasfiye edilmesi demekti. Atatrk kar tarafn tekliflerini gzden geirdi: - Biz bunlar halka ve ocuklara nasl retebiliriz? Bu da eskisi kadar g... Sonra:

- Yeni yaznn eskisi gibi yerine gemesi iin mddet olarak ne dndnz? diye sordu. Mddet arkadalardan azlna gre be, bir haylisine gre on be yl olmal idi. lk zamanlar okullarda iki yazy da retecektik. Gazeteler birka fkray yeni yaz ile dizdirmekten balayarak, yava yava arttracaklar ve mhletin sonunda btn gazeteyi yeni yaz ile dizdireceklerdi: - Farzedelim on beinci ylda gazetelerde yarm stun Arapa yaz kald. Ne olacak biliyor musunuz? Herkes o yarm stunu okuyacak. Bir harp, bir buhran, bir ey kt m, bizim yaz da Enver'inkine dnecek. Enver Paa'nn daha fazla imla inklab diyebileceimiz denemesi Birinci Dnya Harbi olur olmaz suya dmt: - Ya ayda yapabiliriz, ya hi bir zaman... dedi. Buna ben de atm dorusu. ayda bir millete yaz deitirtmek! Bunu da baarabilecek miydi? Mevsim scakt. Bir akam kendisini Sarayburnu'nda bir halk elencesine, Bykada'da bir baloya davet etmilerdi. Sarayburnu bahesindeki byk halk kalabaln grdkten biraz sonra: - Bana bir defter veriniz, dedi. Galiba garsonlardan birinin kk cep defterini ald ve bir eyler yazmaya koyuldu. Bir aralk beni yanna ararak: - Bir defa gzden geir. Bunlar sana okutacam, dedi. Latin harfleri ile ilk Trke yaz idi. Diktatrler halk kalabalndan korkar. Rasgelenin katld kalabalk, polis iin en pheli ''mechul''dr. Atatrk, halkn kendinde yalnz kendi iyiliini ve ykseliini isteyen bir kahraman gzktne inanan bir inklap idi. Halk kalabalklarnda kendi asl kuvvetini grrd. Ara sra: - Halka giderim, demekten ne kastettiini o akam da anladm. Halk yaz inklab mjdesini lgnca alklyordu. nk bu inklab halk iin ve halk adna yaptn halka anlatabiliyordu. Nitekim daha sonra Bykada'ya gitmitik. Kydan baheye knca, orta binadan tuvaletli hanmlar, frakl ve

smokinli efendiler kendisini karlamak zere ilerledikleri srada bana eildi: - ocuk, dedi, orada yaptmz burada yapamazdk. O bir saray tanzimats deildi. Sonra Anadolu'ya, kylere kt. Bir karatahta zerinde yeni yaznn ilk derslerini verdi. Ve ayda ''yapt''. Ne kadar hakl imi byk inklap! Eer on be yl mhlet fikri yrseydi eski yaz hemen hemen demokrasiye kadar srecekti ve hi phesiz Trke ezandan nce yeni yaz tarihe karacakt. Bir oklarmz yazda eski alkanlmza bal kaldk. Artk hi eski yaz bilen kalmayncaya kadar, dairelerde biri resmi, biri hususi iki yaz yan yana devam etti. ki kii vardr ki yeni yaz balad gnden sonra kalemlerini sa yazya dokundurmamlard: Biri Atatrk, teki nn! Bunlar oyuncu deildiler, inklap idiler! * Dil hareketinde zelletirmecilik ve Atatrk Rahmetli Yusuf Ziya nereden ve neden dilci idi, bilmiyorum. Balca hneri, hangi dilden esaslca bir kelime syleseniz, asln Trke karmakt. akac, modac ve dalkavuk da deildi. Bulularna inandndan phe etmezdim de nasl olup da inandna aardm. Nihayet akl mant yerinde bir faklte hocas, deerli bir eczac idi. Kendisi ile latife yollu tartmalarda bulunmak, dil sohbeti gecelerinde Atatrk'n balca zevklerinden olmutur. Bir defa ''Dk'' kelimesi hatra gelmiti. Yusuf Ziya: - Trkedir, ''tok''dan gelir, dedi. Gelir mi gelmez mi, niin gelir, nasl gelebilir, diye konuulduu srada, Atatrk'n eski ve nekreci arkadalarndan Salih Bozok: - Buldum, buldum, dedi. Hepimiz yzne baktk: - ''Ddk''den gelir, dedi. Atatrk, Yusuf Ziya'y gcendirmemek iin kalarn att:

- Sen alay m ediyoruz, sanyorsun? - Hayr paam... Dkler yalnz tok olmaz ya, ddkleri de ter de ondan yaktrdm. Baka bir sefer Atatrk, Ziya Bey usul bir benzeti marifeti yapmaya kalkt, rahmetli hoca dudaklarn bkerek: - Olamaz efendim, dedi. Atatrk'n saduyusu yerinden oynad: - Niin olamazm beyefendim? Sizin benzettiklerinizin kitapta yeri var m? Yooo... Yatanzda sanzdan solunuza dnerken hatrnza geliyor. Sylyorsunuz. Benimki de bu sabah banyoda aklma geldi. lmi metodlar arasnda byk bir fark olmad belli idi. Pek iyi dostum ve pek iyi insan rahmetli Naim Hzm Onat hocann sanat ise, Arapann Trke olduunu ispat etmekti. yle bulular vard ki azmz ak kalrdk. Bir hayli yazlar ve bir byk cilt kitab vardr. zelletirmecilik hareketi bir kmaza girdii vakit, Milli Eitim Bakan rahmetli Saffet Arkan, Atatrk'e benim ve ben zevkteki arkadalarn Osmanl lgatn Trkeletirme iine memur edilmekliimizi tavsiye eder. Atatrk uygun grr. Bana syledi. Birlikte bir heyet yaptk ve almaya koyulduk. Bizim iimiz sade idi: ''Bab'' Trke ''kap'' m demektir. ''Kap''y alp ''Bab'' atyorduk. Asl Acemce ''Divar''dr, diye ''duvar''a karlk aramyorduk. Konuma kelimelerine dokunmuyorduk. Kelime uydurmuyorduk, ama Trk kaidelerine ve stanbul ivesine gre karlklar ''yapyorduk.'' Bugnk dilde kullanlan birok Trke szler o devirden kalmadr. Mesela ''Akl- selim''e ''saduyu'' karln o zaman ben teklif etmitim. Terkipleri, eer ''suikast'' gibi tek kelimelemi ve pek klielemi deilseler, tasfiye ediyorduk. almalarmz her akam Atatrk'e gtrr, okurdum. Bir kmazdan kurtulur olmamzdan sevinte idi. Bir akam beni Karpi'te beklediini sylediler. Gittim. - smet Paa rahatsz. Evine uradm. Lgat komisyonunuzun almalarndan bahsettik. Pek memnun kald. Millete byk hizmet ediyosunuz, dedi.

Bir mddet sonra da: - Sanki niin Dil Komisyonu'ndaki teki arkadalar iinize almyorsunuz? Karlklarnza itiraz m edecekler? Sonradan edeceklerine imdiden etseler de sustursanz daha iyi olmaz m? dedi. Komisyondaki arkadalardan bir ksmnn ''mangal''a karlk arayacak kadar zelletirmeci olduklarn bildiimden, kendi kendime: - imiz yarda kalacak, dedim. Fakat Atatrk'n szne, karmzdakileri inandramayacak olduumuz hissini verecek bir itirazda bulunmak doru olmazd, kattk. * Anadolu Kulb'nn Atatrk'e ayrlm dar ve uzun salonunun masas banda bir ekimedir, gitti. Bazlar ile zevklerimiz, anlaylarmz, birbirinden o kadar ayr idi ki kavgaya bile tutuuyorduk. Yaz mevsimi idi. Biraz sonra Atatrk Dolmabahe Saray'na tand. Bizim komisyona da giri holnn stndeki denize kar byk salonu ayrdlar. ekimeler arasnda pek az netice alyorduk. Bunlar da akamst Atatrk'e gtrr, okurdum. Bir gn ''hkm'' kelimesi stnde takldk. Samda Yusuf Ziya, solumda Naim Hazm Onat oturuyordu: - ''Hkm'' Tkedir, dedim. Yusuf Ziya: - Hayr, olmaz. Naim Hoca: - mknsz... dedi. Ben de sinirlenmitim: - Canm efendilerim, dedim, birinize Franszca kelime duyurmaya gelmez, asl Trkedir, dersiniz. kincinize asl Trke olmayan Arap kelimesi bulamayz. Sonra ''hkm'' gibi Trkede hibir karl olmayan bir kelime karmza kar, ikiniz de Trke deildir, buyurursunuz. ''Hkm'' niin mi Trkedir? Trkesi yoktur da ondan! Toplanty burada braktk. Herkes dalnca pek sevdiim Abdlkadir nan yanma geldi.

- Ben, bir hayli Trk lehesi bilirim. Yakup Kadri Falih Rfk lehesini de bilirim. Yalnz zletirmecilerin lehesini bilmem, dedikten sonra: - zlmeyiniz, hangi kelimede sknt ekerseniz, onlarn usulnce Trkeletirebiliriz, dedi. - te, ''hkm'' kelimesi... dedim. Ertesi gn beni buldu. Hazrlad bir kd uzat. Okudum. Ne kadar sevindiimi bilemezsiniz. Hemen ieri girdim ve toplant alr, almaz: - ''Hkm'' kelimesinde kalmtk. Kelime Trkedir. nk Radlop lgatnda grld zere ''k'' akl demektir ki, baz lehelerde ''k'' eki ile yaplm kelimeler de vardr. Bu kelimelerle henklemek iin bu da pek gzel ''k'' ekli alabilir. O halde ''k'' ''m'' akln yapt bir i manasna hkm'' demektir. Asl Trke olan kelimelerin bugnk syleni tarzlarn kabul ettiimize gre, ''hkm'' lgatmza olduu gibi Trke olarak almamz lazm gelir, dedim. Bana bu ilmin birdenbire nereden geldiini anlamadlar ama, hocalarmn ikisi de haptoluverdiler. * Atatrk, Trk tarihinin ve Trk dilinin inkr edildii devrin adam idi. O devir edebiyatna gre Trklerin medeniyet tarihinde yerleri yoktu. Trke ne ilim, ne de edebiyat dili olabilirdi. Atatrk milletini, nesillerden beri srp gelen bu aalk duygusundan kurtarmak iin kendini dile ve tarihe verdi. kisinde de, srf bu asl duygu ile, zolamalara kadar gitti. Bir zamanlar lgata alnan her kelimenin Trke olduunu izah etmek merak bu yzden artt. Trk Dil Kurultay ve Hseyin Cahit Moskova'da milletleraras yazarlar kongresinden stanbul'a henz dnmtm. Akama doru Dolmabahe Saray'nda Atatrk'n elini pmeye gittim. Deniz stndeki balkonlardan birinde oturuyordu. Dil Kurultay

toplanmak zereydi. Bu toplantya yetimek zere acele ettiimi sylediim zaman: - Tam da gnnde geldin, dedi. Bu akam sofrada arkadalarn Hseyin Cahit Yaln'a cevaplarn dinleyeceksin. Hibir ey bilmiyordum. Biraz sonra rendiime gre Kurultay hazrlayanlar edebiyat hretlerinden birounu dil davasna dair fikirlerini sylemeye davet etmiler. Bu arada Hseyin Cahit Yaln'a da mektup gndermiler. Yaln hibir ey sylememeyi daha uygun bulan ihtiyatl arkadalar gibi yapmam. Dndklerini aka yazm ve yollam. Yazsna bir de mektup ekleyerek, eer bu kongrede daha nceden tesbit olunan baz kararlara varlmak istiyor da kendi fikirleri bunlara aykr ise yrtlp sepete atlmasn rica etmi. Konferans hazrlayclar bir hkm verememiler. Yaln'n yazsn Atatrk'e okumular. Yaln Edebiyat- Cedide takm arasnda yazs en sade olan, bundan baka arkadalar iinde dil ii ile uraan tek yazc idi. Mercan dadisinde benim mdrm iken gramer almalar yaptn hatrlarm. Bu almalar Merutiyet'ten sonra baslmtr. Yaln, Trkeyi sadeletirme ve konuma diline yaklatrma fikrinde Trklerle beraberdi. Osmanlca mutaassb deildi. Fakat zletirme zorlamalarnn, hele konuma dili kelimelerine dokunmann aleyhindeydi. Dorusu biz Trkeciler de bu bakmdan aa yukar Yaln gibi dnyorduk. Yaln'n yazsn sofrada okumular. Atatrk'n kendisi ile aras iyi olmadn bilen ve hibir yaranma frsat karmayan kimseler Yaln'n dil davasn baltalamak istediini sylemiler. Eski Servet'i Fnuncu Ahmet hsan Toksz daha da ileri giderek: - Hseyin Cahit Bey demek istiyor ki askerlerin dil meselesine karmaya haklar yoktur, tahrikiliini Melis'e salvermi. Yaln, tezini okumak istemese dahi onu okutmaya ve cevaplandrmaya karar vermiler. Hazr bulunanlarn

bazlar bu vazifeyi zerlerine almlar. te o akam benim dinleyeceim cevaplar bunlard. * Sofraya oturduk. Atatrk beni soluna ald: - Sen Hseyin Cahit'in ne yazdn bilmiyorsun. nce onu okutalm, dedi. Sonuna kadar dikkatle dinledim. Pek mutedil ve mantkl bir tenkiddi. Fikirlerinin ou benim de, samimi dncelerini saklamak ihtiyatkrln gstermeyen arkadalarn da dndkleriydi. Okuma bitince Atatrk yzme bakt ve sordu: - Nasl buldun? - Vallahi Paam, toplu bir hcum mevzuu olabilecek gibi bulmadm. Sylediklerinin bir haylisi doru... Biraz serte szm kesti: - O halde arkadalarn cevaplarn dinle. Sen Hseyin Cahit ol, cevap ver, dedi. Cevaplar zoraki idi. Ve haylisi kolayca yklverecek zayf temellere dayanyordu. Dinlerken byk salondaki kalabaln Yaln'a hak vereceinde, bu cevaplar ise souk karlayacanda hi phe etmiyordum. Cumhuriyetin ilan srasndaki polemikler yznden eski mdrm ve ''Tanin''deki ilk patronumla selamlamyorduk. - Ya sizinki? - Msaade buyurursanz bendeniz krsde arzedeceim. Kendisine en ok gvenen bu sonuncusu olmalyd. Atatrk: - Peki, dedi ve bana dnd: - Yaln' hi toplantya getirmemenizi tercih ederim, dedim. Davetlilerden ou onun fikirlerine katlacaklar. Cevaplarn ou Yaln'n kolayca karlayabilecei kadar zayf. Niin Hseyin Cahid'e lzumsuz bir zafer frsat vermeli? Atatrk kendisine inandklarn bildiklerinin tenkidlerini dinleyen, yannda serbest konuulma cesaretini krmak istemeyen bir liderdi. Liderler iin en byk tehlikenin, bir skt duvar iinde dalkavuklar ve yaranclarla evrilme olduunu bilirdi. Buna ramen szlerim pek houna gitmemi olmal ki sofra daldktan sonra beni biraz alkoydu:

- Arkadalarnla mutabk olmayabilirsin. Ama sen benim yaknmdasn. Cesaret krc konuma, dedi. Toplant gn salon tka basa idi. Atatrk yerine oturdu. Hatipler birer birer krsye kyorlard. Yaln, pek iyi tahmin ettiim gibi, dinleyenler zerine en byk tesiri brakt. Cevaplarn hepsi ve en sonuncusu en zayf idi. Hele Yaln'n bu cevaplar karlay kendi lehine tam bir zafer havas yaratmt. Pek duyulu ve sezili olan Atatrk bu durumu grnce, sarayn bir odasnda hasta yatan ve al trenine bile gelemeyen rahmetli Samih Rifat'n btn kuvvetlerini toplayarak krsden konumasn rica etti. kinci oturumda ilala kendini toparlayan hasta Samih Rifat gerekten umulmaz bir irade misali vererek konutu. Samih Rifat iyi bir hatip ve herkesin anlayamayaca pheli hakikatleri pek iyi derleyip toparlamasn, indiliklere ilmilik ss vermesini bilen yksek kalitede bir demagogdu. Yaln'n etrafndaki zafer havasn az ok hafifletmi grnyordu. Toplant dalrken, Atatrk'n etrafn saran cevaplarn kendisine: - Paam, Hseyin Cahit ite bugn bitti, genlik iin artk lmtr, dediklerini duydum. O hi ses karmyordu. Ayaspaa'daki evime gitmek zere karanlkta saray bahesinden karken davetlilerin, bilhassa genlerin Yaln' kuattklarn; - Yaa stad... Bir sen varmsn... Dediklerini de iittim. * Apartmana geldikten be on dakika sonra kapnn nnde bir saray arabas durdu. ofr bizim daireye geldi: - Paa Hazretleri imdi sizi bekliyorlar, dedi. Dn akamkiler hep sofradaydlar. Hseyin Cahid'in ikinci lm saatinin enliine hazrlanmakta olmalydlar. Atatrk' biraz durgun buldum. Atatrk yenilmeyi ve yenilenleri sevmeyen, yenen bir dman da olsa onu takdir eden, hatta ona imrenen bir mizata idi. Zeks ve saduyusu yalanlarn stnde

yzmeyi bilirdi. Liderlerin en ac talihsizliklerinden biri yalanlar iinde boulmaktr. Daima kuvvet ve realite hesaplarna dayanan bir dhi asker olduundan onda bu zaaf yoktu. Bir mddet ho beten, etrafndakilerin gndz zaferi stne medhiyelerini dinledikten sonra, en sonra geldiim iin en sonuna ilitiim sofrada beni arad: - ocuum, dedi, senin hakn varm. Ve cevaplara dnp arkasnda duran karatahtay gstererek: - Hseyin Cahit Bey ne yapt biliyor musunuz? diye ilve etti, nasl snfta hoca karatahta zerine bir eyler yazar, sonra onlar silgi ile siler, ite hepinizi byle silgiden geirdi. Akam hayli tatszca geti. Kurultayn bende iki hatras daha vardr. Biri, Atatrk'n rahmetli Samih Rifat'a Ankara'da benim de evim olan smet Paa Caddesi'nde dokuz bin liralk bir ev hediye etmesidir. Rahmetli bu evde lmtr. Bu, pek de cmert olmayan Atatrk'n Kurultay gn ne kadar sklm olduunu gsterir. kincisi Yaln'la barmaklmdr. Yalnz urasn sylemeliyim ki Yaln ''Fikir Hareketleri'' dergisindeki edebiyat eserleri tenkitleri arasnda benim kitaplarm gzden geirirken, hkmlerinde bu dargnln hi tesiri grlmemiti. Hata Zeytinda'ndan bahseden yazsnda ''lmeden nce byle bir kitap okumaktan bahtiyar olduunu'' syleyerek beni utandrc medihlere kadar varmt. Hafta iinde bir gn ''Milliyet'' gazetesine gitmitim. Gazeteyi rahmetli Mahmut karyordu. Hkimiyet-i Milliye'nin stanbul basks gibi bir eydi. Bir aralk telefon ald. Akam'dan ortam ve arkadam Kzm inasi: - Gelip biraz seni grebilir miyim? diye soruyordu. Biraz sonra geldi, glerek: - Hseyin Cahid'de idim. Hepsini kendisine anlatmlar, senin konutuklarndan pek mtehassis olmu. Teekkr iin beni yollad, dedi. Sonra u hikyeyi syledi:

- Toplantnn ertesi gn Cahit tramvayla bir yere gidiyormu. Arkasna ... (Cevaplardan biri ve en serti) tesadf etmi. Kulana eilerek: - Cahit Beyefendi, demi, bana kzmsnzdr. Haklsnz. Ama bu vazifeyi stme alarak sizi nelerden kurtardm bir gn anlaynca bana teekkr edeceksiniz. ATATRK'N SALII Atatrk bir gn bir konuma srasnda: - Lloyd George'u ben drdm, der. Lloyd George Birinci Dnya Harbi sonrasnda zafer hkemetinin babakan ve zafer politikasnn belli bal temsilcisi idi. Gazi ve Mir Mustafa Kemal Paa da, nihayet, Avrupa ktasnn bir ucunda Yunan istila ordularn vatan topraklarndan srp karan bir Trk kumandandr. ngilizlere babakan deitirmekle vnmek bu kumandan iin biraz fazla gururlanmak olmaz myd? O sohbet meclisinde bulunanlar bu tereddde katlmlardr. Geen akam kr Kaya'dan dinledim. Lloyd George'a dair son okuduu bir Fransz kitabnda ne grse beenirsiniz? Vesikalar Atatrk'n szn doru karmaktadr. ngiliz babakannn dmesine sebep, Mustafa Kemal'dir. - Sa olayd da bu kitab kendisine gsterseydim... Ve o akam sofrada szlerini bir vn sayanlar iin kendisinden afiv isteseydim... diyordu. * Biz Trkler, hele Kuvay Milliye srasndaki ve daha nceki Trkiye artlarn iyi bilmeyenler, Atatrk'e tam deerini veremiyoruz. Veremediimiz iin de onun, hl neden Trkiye'yi elinde tutmakta olduunu anlamyoruz. 1946'dan beri deyazdmz tehlikelerden bizi kurtaran odur. Malatya'da, vakitsiz patlak veren hadise, eyh Sait hadisesi kadar tertipli idi. Hi kansz bastrlmtr. Ant Kabir'e doru yrylerden daha kolay datlmaktadr. Geen gn bir yazmda: ''Atatrk yaarken bugnk kadar sa deildi!'' deyiimin sebebi bu idi.

* Atatrk ld vakit baz kimseler onun aleyhine hatralar yazmak merakna dtlerdi. Zamannda yazlamayanlarn lmnden sonra byk merak ekecei sanlmakta idi. Hatta, pek iyi hatrlarm, devrin hkmeti bu halden hayli telaa dt idi. Halbuki ne adaletin, ne de idarenin tedbirler almasna lzum kalmamtr. Atatrk aleyhtarl nefes almaya imkn vermeyen bir hava iinde kendiliinden boulmutur. Atatrk dmanlarndan biri Hseyin Cahit Yaln'a telefonla bavurur: - Siz ki ilk dil kurultaynda yzne kar mcadele etmitiniz. te sylemek isteyip de syleyemediiniz eyleri artk yazmak frsat geldi, demi. Hseyin Cahit Yaln bana bu hikyeyi anlattktan sonra: - Yaarken yenilmeyen Atatrk'n, ldkten sonra yenileceini zannedenlere ayorum, diyordu. Hseyin Cahit Yaln da o apta bir milli kahramann ldkten sonra yaad zamandan daha sa kalacan bilmekteydi. Yaarken bir milli kahramann kusurlar da kendisi ile beraber yaar: lnce mezara bu kusurlar gmlr, yalnz anlar ve erefleri yaamakta devam eder. * Ben de Atatrk' tanrdm. Sever ve anlardm. Fakat byklnn bizi ne kadar atn drt yabancnn szlerinden daha iyi renmitim. Bu szlerden birincisi, Trkiye'yi hi bilmeyen, fakat Birinci Dnya Harbi ve sonras hadiselerini en iyi takip etmekle tannan bir Amerikan gazetecisinin kitabndadr. Muhabir, Lausanne Antlamas'n anlattktan sonra yle der: ''Garbn ark nnde eilii hibir zaman bu kadar zelilce olmamtr.'' Eski bir yar-smrgeyi kapitlasyonlardan ve byk devletler tahakkmnden kurtaran ilk kahraman o idi. * 1938'de ellinci doum yldnm treninde bulunmak zere Berlin'e gittiimizde Tanr'nn bu dnyay yaratmak iin yedi gn uram olmasna bile glecek kadar kibirli

Hitler, btn heyetleri bir byk salonda kabul etmiti. Kendisi ortada, yapayalnzd. kincisi Georing be on adm, ncs Gbbels de bu sonuncudan be on adm geride durmulard. Hitler Romanya heyetine reislik eden dbakann, verdii ii iyi yapmayan bir hususi kalem mdr gibi paylyordu. Sra bizim heyete geldi: Mavi gzlerinin baklar yumuak ve tatl, - Atatrk bir millet btn vastalarndan mahrum edilse dahi kendisini kurtaracak olan vastalar yaratacan reten liderdir. Onun birinci talebesi Mussolini'dir, ikinci talebesi benim, demiti. ap da kalmtk. Biz Trkler iinde byle dnmeyenlerin ne kadar ok olduunu hatrlyorduk. * nc sz, bir Hindu liderinindir. Bugn de Hindistan'n belli bal bir ahsiyetidir. Son derece tevazu iinde yle demiti: - Biz bir Asya memleketinin kapitalist bir devlet hkimiyetinden tamamyla kurtulup mstakil olacan dnemezdik. Bizim parolamz otonomi idi. Byle bir memleketin kapitalist bir devlet deil, btn devletler hkimiyetinden kurtulup tamamyla mstakil olabileceini Atatrk ispat etti. Bizi istiklalimize kavuabileceimize inandran odur. Drt yz milyonluk bir lkede hrriyet hareketinin klavuzlarndan birinin sz idi bu. Atatrk sahiden bu kadar byk m idi? Onu imdi bile Adtrklere sormak istiyorum. * Yine 1942'de Hind'de bulunduumuz vakit in devleti temsilcilerinden biri heyetin reisi olduum iin bana geldi: - Buraya kadar zahmet etmiken an Kay ek'i grmeye gitmez misiniz? Ne kadar sevinecek bilseniz... dedi. Anlattna gre an Kay ek eski dilde ecnebigiriz dediimiz yaban sevmez bir milliyeti imi. Yalnz Atatrk'n Trklerini yabanc saymazm. Ba ucunda Atatrk'e ait yazlm bir kitap dururmu. Sk sk onu

okurmu. nk in, Atatrk zaferi Lausanne Antlamas ile neticelenmezden nce kapitlasyonlardan kurtulabilmeyi dnmezmi. Yol uzun, vastalar g, Trkiye'de ise seim zaman idi. Daveti kabul edememitik. * Endonezya Cumhurbakan ile Babakan ikisi birden bir muhabire: - Biz Atatrk'n yetitirmesiyiz, demilerdi. Atatrk Trkiye'den uzaklatka, hele Asya'ya doru uzaklatka alabildiine byr. Bir hrriyet ve kurtulu dininin peygamberi olur. O dedi, derler, baka demezler. Ey cumhuriyet nesli, ki memleketin drt kesinde btn kadrolar iindesin, sana bu hikyeleri Atatrk Trkiyesinin yeni bir seim arifesinde yazyorum. Nerede Atatrk devrine, inklaplarna dil uzatan olursa onlar Moskof casuslar gibi yakala, savcya teslim et. Ona dil uzatanlara az atrma! nk o sensin artk. O sende sadr. ATATRK VE AMRAL BRSTOL Amiral Bristol'un, bir defasnda Mustafa Kemal'in hayatn bile kurtard sylense, yeri vardr. Amerika Bykelisi Amiral Bristol, Mustafa Kemal'i pek sevmiti. Hatta gariptir, bir defasnda Mustafa Kemal'in hayatn bile kurtarmtr, dense yeridir. Mustafa Kemal'e ilk suikast Ankara'da yaplacakt. imdiki Bankas binasnn yeri o vakit mezarlkt. Tam karsnda da kerpiten bir kulp binas vard. Muhittin Baha'nn kulb derdik. Katiller mezarla gizlenecekler, gece ge vakit Mustafa Kemal kapdan karken vuracaklar, sonra da kap gidecekler. Tertipleri bu. Ben de geceki davette idim. Yer dar, odalar skc olmakla beraber, vakit hayli neeli geiyordu. lk gnlerinde Ankara'nn gndzleri neuzibillah idi. Ne bir kadn glge, ne yze gler bir yap, ne yol, ne cadde... Geceleri uzatmak ve gndzleri ksaltmak lazmd. Biz de

byle yapardk, fakat ne de olsa gece yarsndan biraz sonra dalmak vakti gelirdi. Mustafa Kemal, Amiral Bristol'den o kadar holandlar ki karlkl, imdiki edebiyat argosu ile nutuk dkp durdular. ki Atatrk'n hele o gen anda ne hafzasna, ne dikkatine, ne bilgisine, ne de nezaketine dokunurdu. Amiral de pikin bir denizci idi. Pek ok kimseler ekilip gitmilerdi. Biz pek yaknlar kulpten ayrlmyor. Trk - Amerikan dostluunun temel atma trenini brakamyorduk. Nitekim sonradan sevitik, kucaklatk, dost olduk, sinema ekitik, iki Devlet Bakan mektuplatlar, Amerika turistleri Ayasofya'dan sonra Mustafa Kemal'i grmek istediler, hepsi oldu da para alamamtk. Roosevelt Atatrk'e en byk adam diye bakt gnlerde bile dolar bizim paraya en kk aka gzyle bakt. Halbuki biz Amerika'ya nerede ise haritalararmzda dolaristan diyecek kadar para hatr iin yaklamak isteriz. Her ne ise, gece saat bir, iki, , drt, alt, yedi... Ortalk iyiden iyiye aarnca haydutlar: - Frsat kat, demiler, svmlar. * zmir suikastndan ise Atatrk kendi kendini kurtarmtr. Bu tertip bsbtn tehlikeli idi. Katiller ak arabann mutlaka son derece yavalayaca br dnemeci semilerdi. Orada karakol da olduu iin herkes bsbtn gaflette olacakt. Atatrk'n seyahatlerde bir deti vard. Hareket saatini pek yaknlarndan ve kendisini uurlayacak olanlardan baka kimse bilmez, fakat asl ehemmiyetlisi, ok defa varaca saat hi belli olmazd. zmir suikast, Atatrk yolda kalp geciktii iin, haber alm olmasndan korkan tertipilerden birinin, haber vererek kurtulaca midiyle Valiye gidip her eyi anlatmasndan iflas etmitir. Bu suikast hadisesi, zamann btn artlar arasnda muhakeme edilmezse, mahiyeti anlalamaz. ttihat ve Terakki umumi merkezinin son baz ahsiyetleri ile eski

komitecilerin, inklaplar benimseyen halk ynlar arasndaki tahrikleri o hali bulmutu ki rejimin ayaklar sallanyordu. Atatrk ttihat ve Terakki devrinde dahi komitecilik etmemi, ldrclk yolunu hibir zaman doru bulmam, bilakis 1909 Selanik Kongresi'nden sonra kendisi komitecilerin idam tehdidine uramt. Hi kimsenin canna kylmasn ryasnda bile grenlerden deildi. Keke zmir ve Ankara sehpalar da kurulmasayd! Gerekte bu sehpalarn inklabmzn temel direklerinden oluu, insan gnllerini hznlendirir. Fakat gerek de budur. nklap rejiminin otoritesi de, tarihin birok ihtilalleri gibi, fakat hepsinden ok az, binlerce defa daha az, tedhilerden kuvvet almtr. Keke almasayd! Asl ehemmiyetli olan Atatrk'n ilk Cumhuriyet yllarnda ldrlmesi idi. Atatrk'n 1923'ten sonra hi olmazsa on be yl yaamasn, Trk milletinin ne kadar byk talihi olduunu, 1923'ten dokuz yl sonraki hallerden anlamyor muyuz?

TARH UNUTMA! (Aada okuyacanz tarihe, 30 Austos zaferinin ilk yldnmnde Falih Rfk Atay tarafndan ''Akam'' gazetesinde yazlmtr. 24 Austos'tan 30 Austos'a kadar geen bir hafta iinde Trklk kaderinin nasl ba dndrc bir hzla dndn gsteren bu tariheyi o gnleri grmemi olanlar iin tekrarlayalm.) 24 Austos - Gazeteler, Fethi Bey'in Londra'daki erait ve teklifatndan bahsetmektedir. ''Lifild'' ajansnn bir tebliine gre, Lloyd George mart teklifat reddedildii takdirde bu teklifatn istikbal iin keenlemyekn addedileceini Trklere bildirecektir. ''Akam'' gazetesinin bir serlevhas: ''Konferansa ne zaman davet edileceiz?''

25 Austos - Venedik'te aktedilecek konferans hakknda henz hibir tebli olmamtr. ngiliz sansr tarafndan baz artlar tayyolunan bir havadise gre konferansa ayn zamanda Ankara hkmeti ve Babli davet edilecektir. Babli murahhaslarna ya zzet veya Tevfik Paa riyaset edecektir. 26 Austos - Her gn olduu gibi matbaada alyoruz. Henz atalca stne yryen Yunan frkalarndan endie iindeyiz. Bir rivayete gre eer biz son teklifleri reddedersek, Yunanllar stanbul'u alacaklar. Btn mit Fransz igal ordusunun ve siyasetinin mukavemetine baldr. Henz Saray, Babli ve hepsinin fevkinde Kroker Oteli'nin saltanat var. Rum ve Ermeni sansrlerinden geirebilmek iin yazlarmz bin itina ile yazyoruz. Ankara yolcularndan bermutad hazrlk ve harp haberleri alyoruz. Bu haberlere kendilerinin de inand yok. Fakat hemen herkesin kafasna u ''fikr-i sabit'' yerleiyor: Bu sonbaharda eer Ankara iyi kt bir harekette bulunmazsa, kn Anadolu'yu tutmak mmkn deildir. Ordunn siperler iinde bir k daha geirmeye tahamml edeceinden phe ediyoruz. Usan umumidir. Zafer kelimesi, ancak politika edebiyatnn aznda, salahiyet sahibi zannettiklerimizin hemen hepsi bizim bir taarruz teebbsmzn cinnet olduu kanaatindedir. Sonra rendik ki, Ankara'da dahili vaziyet daha baka trl deildi. Zafere iman etmi olanlar orada da ekall-i kalil (aznlkta) idiler. Bir gzmz atalca'da, bir gzmz Londra'da, siyasetin ani bir kararn bekliyoruz. ''- Ne yapacaz?'' Hepimizin dilinde bu ac sual var; saat on bire geliyor. Arkadalarmzdan biri odadan ieri girdi, yznde sr tayanlara mahsus bir acaiplik gze arpyor. ''- Size Hilal-i Ahmerden (Kzlay) bir havadis getiriyorum, fakat son derece ihtiyat ile yazalm, doru kmayabilir'' dedi. Havadis uydu: ''Bugn leyin ehrimizin salahiyettar menabiinde (kaynaklar) Kocaeli mntkasnda Trk ordusu tarafndan harekt- mhimme-i askeriye icrasna baland

sylenilmekte idi. Vakit ge olduundan dolay bu harektn bir taarruz mukaddemesi mahiyetinde olup olmadn tahkik edemedik. Havadisimizin mevsukiyetine itimat etmekle beraber, karilerimizin tebli-i resmilerimize intizar etmelerini tavsiye ederiz. Haber doru ise Allah ordumuzla beraberdir, neticeye itminan ile muntazr olabiliriz.'' Ve tam altnda Ajans Ryter'in bir teblii: Murahhaslar Venedik'te ya Saray-i kralide yahut Lido adasnda itima edeceklerdir.'' 27 Austos - Roma'dan bir kk telgraf var: ''Menderes vadisinde Trk ileri hareketi teeyyd (gerekleiyor) ediyor.'' Atina'dan gelen baka bir telgrafta deniyor ki: ''Trkler vaka cephenin baz noktalarnda kuvvetsiz msademelere teebbs etmilerdir. Bu faaliyet ehemmiyetsiz msademeler mahiyetindedir.'' Hilali Ahmer'den, Fransz mehafilinden, her taraftan tahkik ediyoruz. Muhbirler havadissiz dnyor. Akama kadar ldrc bir merak iindeyiz. Havada asabiyet var. 28 Austos - Anadolu, telgraf ve posta muhaberatn tatil etmitir. Motorlar ve kayklar Anadolu ile stanbul arasnda mnakalattan men olunmutur. Ve ilk doru haber: ''Ordumuz Afyonkarahisar cephesinde Yunan hatlarna taarruz etti. Yunan teblii ise mtemadiyen muvaffakiyetsizliimizden, geri ekildiimizden baz kariyeleri birer mddet igal ettiimizden bahsediyor. Istrap iinde eziliyoruz: ''- Muvaffak olamazsak, her ey bitti, deil mi?'' Bu suale herkes: ''- Evet!'' cevabn veriyor. Ya Mustafa Kemal Paa, o nerede? Herhalde taarruzu bir maksada veriliyor. Bazlar diyorlar ki: ''- Meclis'teki muhaliflerden o kadar bkt ki herebadbat bir harekete geti.'' Bu herebadbat'' szn reise bir trl yaktramyoruz. Muhakkak bir bildii, bir dnd var. Fakat nedir? O esnada bir lahza onun beynindeki esrara vakf olmak iin canmz vereceiz. stanbul'u taarruzun muvaffakiyetinden sonraki meserretten ziyade, bir ric'atten sonraki facialar igal

ediyor. Sokakta ecnebi askerlerini bizi yemee hazrlanan canavarlar gibi gryoruz. 29 Austos - Anadolu hl susuyor. ''Akam'' da rivayet kabilinden bir havadis: ''Bir habere gre askerlerimiz Afyonkarahisar'a girdiler.'' Fakat altnda meseleyi tasrih ediyoruz: ''Bu sabah telgrafhane hibir malumat almamtr. Yunanllar da leye kadar hibir tebli vermediler.'' 30 Austos - Anadolu teblileri karanlk iinden ilk klar getirdi. Drt stun byk serlevha ile u havadis veriliyor. ''Ordumzun sol cenah dmann bir seneden beri tahkim ve tel rglerle takviye ettii sra siperden mrekkep mstahzar mevazii tamamen zaptederek sng hcumlaryla Afyonkarahisar'a girmitir. sera (esirler) ve ganaim pek oktur.'' Rivayet istediiniz kadar: Eskiehir'i zaptetmiiz, Bilecik Boaz ateimiz altnda imi. Bir akam gazetesi bizi fersah fersah geiyor, hatta Uak'n alndn bile yazmak gayretkeliine dyor. Aramzda yle konuuyoruz: ''- Anlalyor ki Uak-Bursa hattn alacaz. imdiden meseleyi bu kadar byltmeye ne lzum var? Ahali muvaffakiyetimizin derecesini lmek imknlarn kaybedecek...'' Bu gazetenin havadisleri muhayyel, buna phe yok ve biz meslek, biraz da siyaset endiesiyle onun bu yaygarasndan sklyoruz. Meer o gn Yunan ordusu artk yokmu; hakikat, akam uydurucusunun hayalini bile geride brakm. Meer o gn zmir'e doru yryormuuz. 31 Austos - Snk bir gn, son havadis u: ''Taarruzumuz olanca iddetiyle berdevamdr, yalnz henz resmi haberler gelmemitir.'' Gnlmz kararyor. Acaba bir bozguna m uradk? Ertesi sabah zafer haberleri tevali (devam) etti. Gazeteleri sormaynz, hepsi serlevha halinde kyor: ''Yunanllar Dumlupnar meydan muharebesini kaybettiler; kahraman ordumuz malup Yunan ktaatn Uak'tan evvel yakalam ve ksm kllisini imha derecesinde bir hezimete uratmtr. Eskiehir istirdat edilmitir.

Mukaddes Bursa'nn istirdad haberine an be an intizar ediyoruz.'' Fakat henz izah edemediimiz bir nokta var: Bizim teblilerimiz pek ihtiyatl geliyor. Erkn- Harbiye'nin skutunu bir trl anlayamyoruz. Bu son mbhemiyet gnlerinde, galiba eylln biriydi, akam st adaya gidiyordum. Vapurda byk bir Rum kalabal vard. Eski yeisleri gitmi, bir eyler konuuyorlar, glyorlar, bize garip bir tarzda bakyorlard... Merakla soruturdum, acaba ani bir musibete mi uramtk? Arkadalarmdan biri, eneleri kilitlenmi, yanma sokuldu, kulama eilerek: ''- Gya bozulmuuz. Uak'ta Mustafa Kemal Paa'y esir almlar.'' O dakika nasl lmediime hayret ediyorum. Geceyi nbet iinde kendini kaybeden bir ar hasta gibi hezeyan iinde geirdim. Sabahleyin matbaaya can attk; kimimiz Hilal-i Ahmere, kimimiz Beyolu'na kotuk. ehirde byk yamurlardan evvelki boucu hava vard, teneffs edemiyorduk. Hilal-i Ahmer Ankara'ya sordu. Akama kadar heyecan ve ate iinde dolatk, durduk. Nihayet Hilal-i Ahmere bir ifre geldiini haber verdiler. Bu ifre deta Trk tarihinin anahtar idi; gittik, u haberi okudular: ''Yeni Yunan Bakumandan General Trikopis, Erkn- Harbiye Reisi, Levazm Reisi, Onnc Frka Kumandan 2 Eyll akam Uak civarnda esir edilerek Mustafa Kemal Paa Hazretleri'nin kararghlarna gnderilmitir. Bakumandan Mustafa Kemal Paa Hazretleri esirlerine nezaketle muamele ederek yeni bakumandan mukadderatn bu cilvesinden dolay teselli eylemitir.'' Gya havadisi gizli tutacaktk, Ankara'nn tenbihi byle idi. Mmkn olsa gazeteyi bir tarafa brakp mnadi gibi sokaklarda barrdk. Susmak ve saklamak mmkn m idi? Nihayet ''Akam'' gazetesinin matbaa pencerelerinden, sokakta ldrm gibi salarn yolan, gslerini dven, yerlere yatarak rpnan halka tevzi ettiimiz nshas ve btn sayfay dolduran klie: ''Elhamdlillah zmir'e kavutuk.''

Bakumandan ilk gn beyannamesini u cmle ile bitirmiti: ''Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!..'' Ve son gn hadiselere u cmle ile nihayet veriyordu: ''Akdeniz hedefine varld.'' ANKAYA'DA GURUP VARDI!.. Atatrk'n kuvvetli hafzasnda ilk zaaf alametleri: Florya kknde bir akam - lk maddi k ve sarsl halleri - Atatrk'n hayran kald miza hususiyetleri lk tehis ve sonras - ankaya'da son sofras Kendisini zmir'de yakndan tandm zaman: - Paam bilir misiniz sizi ilk defa nerede grmtm, diye sormutum. - Evet, dedi, Edirne Valisi Hac Adil Bey'le beraber Dimetoka'ya gelmitiniz. Biz de Fethi Bey'le gelenleri karlamaya kmtk. Hac Adil arabada yanna Fethi Bey'i almal idi. Enver'le Fethi Bey'in aras ak olduu iin ne olur ne olmaz yine sizi ald. Dona kalmtm. ''Tanin'' muhabiri olarak Edirne'ye gidiim 1913'te idi. smi yeni yeni duyulan bir gazeteci idim. Mustafa Kemal Bey'i grm, fakat kendisi ile frsat bulup grememitim. 1922'de, bunca hadiselerden sonra bana, kendimin bile unutmu olduumu hatrlatmakta idi. Hafzas, hayhuy iinde geen karmakark ve kalabalk bir gecenin en kk vakalarn ve konumalarn ertesi akam teferruat ile anlatabilecek kadar kuvvetli idi. 1937'de hayli uzun sre bir Almanya seyahatinden stanbul'a dnmtm. Sonbahara doru idi. Henz deniz kknde oturan Atatrk' grmek zere Florya'ya gidip yaverler dairesine uradm. Ba yaver: - Taraada nn ile konuuyor, dedi. - Acele yok. Akam misafirlerle beraber grrm, dedim. Bir aralk ba yaver bir i iin yanna gitti. Dnte:

- Bana bekleyen kimse olup olmadn sordu. sminizi syledim. Hemen gelsin, dedi. Kalkp gittim. Babakanla kk bir masa nnde oturuyorlard. kisinin de pek neesi yoktu. O vakitler Bankas evreleri hkmetin dar bulduklar para politikasndan ikyeti idiler. nn de para deeri stnde titremekte ve enflasyona doru yaylmak ihtimallerinden pek rkmekte idi. Meer daha nce bu mesele zerinde serte bir konuma olmu. Atatrk biraz sklm olmal ki bahsin kapanmas iin geldiimi duyunca beni armt: - oktan beri buluamadk. Seyahatiniz nasl geti, dedi. - Almanya'daki davetliler arasnda idim. Birok yerleri dolatk. Hitler Almanyas'n yakndan tandk. - Yahu sana bir sual soraym, aht denilen adam Hitler'e bunca paray nasl bulup verebiliyor? Harcad milyarlarn altn karl m var? - Vallahi paam bilirsiniz, ben mali ilerden hi anlamam. Fakat sanyorum ki Almanlar, mesela Adana sulamas gibi, kendi kendini deyecek iler iin para karln aradklar yok. Fakat hibir gelir vermeyecek olan antlar gibi iler iin... nn birden szm keserek ve aht hokkabazlnn bizim iin mahzurlarndan bahsederek, hazineyi bataa srkleyeceini syledi. atm. Belki de nn para bollamas fikrini gdenlerle konutuumu sanmt. Bir mddet sonra misafirler geldiler, sofraya getik. ki leminde sabahlara kadar kalsa, hafzasnn bulandna pek az rastladmz Atatrk, henz ilk kadehi tamamladktan biraz sonra, iki gece nce masada iki arkada arasnda geen bir vakay ele alarak, bana dnd: - O akam sen de burada idin, hakl mym, deil miyim, diye sordu. im straptan burkuldu. Kalabalk arasna gelmemitim. Bir vaka ile gemi olan yarm saat ncesi bile hafzasndan silinip gitmiti. Nihayet 56 yanda idi. *

Atatrk'n bizi artan hassalarndan biri de vcuta ve kafaca yorulmakszn, dikkati hi gevemeksizin alma kabiliyeti idi. Ertesi gn manevrada beraber alaca arkadalar ile gece yarsna kadar gazinoda kaldktan ve onlar uyumaya gnderip kendisi verecei vazifeleri hazrlamak zere sabahladktan sonra, yle bir yzn ykayp tra olarak, yine herkesten erken ktalar bana gittiini dostlarndan duymutuk. Ben 43 ya ile 58 ya arasnda yaknnda bulunmutum. Memleket dolamalarnda maddi zahmetlere hepimizden fazla dayandn grrdk. Bir defa Dikmen krlarnda bir piknikten sonra komacal bir boha oyunu oynamtk. Bir delikanl kadar evik, hzl ve seirtgen idi. Byk nutku 47 yanda yazmtr. alma odasnda yar ayakst, yar oturarak ve yzlercesi arasndan vesikalar ayrarak, nutkunu dikte ederdi. Yorulan deiirdi. Bir defasnda pek gen bir arkada baygnlk geirmiti. Akama doru bir banyo aldktan sonra hi dinlenmeden sofraya iner, o gn yazdklarn bize okur veya okutur, hadiseler zerinde tartmalar yapard. Bir kitab merak edince, koskoca bir cilt de olsa, bitirmeden uyumaz veya pek az uyku aralamas ile okumaya devam ederdi. Sonra sofrada etrafn izdii fkralar tekrarlard. Eer bildiiniz bir eserse, Atatrk'n en can alc fikirler stnde durmu olduunu anlardnz. Atatrk akamlar bir mddet bilardo oynard. Akhavada ve at stnde geen subaylk ve komutanlk hayatndan sonra uzun oturuculuk devrinde bu oyun onun balca idman idi. 1937'de, ok defa, ge vakit yukar kattan inip, istakay bir iki defa vurduktan sonra kesilerek rengi ve baklar yorgun: - eriye geelim, demeye balamt. O zamanlar dil ii ile uratndan, yahnz diman alabildiine zorlandn ve bunun da sinirlerini alt st ettiini gryorduk. Maddi bir k ve sarsl hali vard. Sanki artk gitmeyen, gitmek istemeyen bir eyi, eilmez, bklmez iradesi ile kendi iinden kendi itiyordu. Kalp, onun esiz hayatiyetini kaplayp tutamyordu.

* Arkadalarna kar sonsuz denilebilecek bir msamahas ve dmanlarna kar bile en kzdrc vakalarda hislerini uzun mddet kapal tutan sinir hkimiyeti Atatrk'n hayran kaldmz miza hususiyetleri arasnda idi. Yakup Kadri, Ruen Eref ve ben ankaya'daki eski kknn hemen her akamki davetlilerinden idik. nklabn heyecanl ve evkli gnlerinde birok defalar gn aarrken evlerimize dnerdik. Atatrk istedii kadar uyumakta serbestti. Fakat biz gndz de almak zorunda idik. Her akam deien misafirlerden biz deimeyenlere, kimseye haber vermeden erkence kabilmek msaadesini vermesini istemitik: - Doru, dedi, siz gidin, ama arkanzdan ktm iitirseniz ehemmiyet vermeyin. nk herkes sizin gibi yaparsa ben kiminle oturaym? Meclislerine ve sohbetlerine doyum olmad iin yine de ge saatlere kadar kalrdk. Biz onu bir babadan farksz sayar, bir can arkadandan farksz severdik. O da bizi gen kardeleri bile deil, ya fark azlna ramen oul gibi tutard. Eski kkn yemek odasndan bilardolu hole klan kap yannda bir kanepe vard. Bir gece yorulmu, sofradan kalkarak kanepeye uzanmtm. Bir aralk kapnn aldn hissettim. Atatrk idi. Srayp affedersiniz, demeye bile frsat kalmadndan uyumulua vurdum. El ykayaca yer, tam karmdaki merdivenin sahanlnda idi. Atatrk'n beni uyandrmamak iin ayak ucuna basar gibi yavaa merdiveni ktn, hl gzm yaararak hatrlarm. 1937'den sonra asabi muvazenesinin gitgide bozulduunu gryorduk. Pek alngan olmutu. Devaml bir boanma ihtiyac iinde kvranan sinirlerini g tuttuunu hissederdik. Hele sofra biraz uzadktan sonra pek dikkatli davranrdk. Ben cgaray brakmtm. Ara sra pipo ierek avunuyordum. Bir gece ge vakte kadar sren dil bahisleri arasnda usulca kalkarak yaverler odasna gittim. Niyetim bir pipo imekti. Daha ttn kesesini

cebimden karmadan bir garson geldi. ''- Paa hazretleri sizi istiyorlar!'' dedi. Daha o gitmeden bir ikinci, bir ncs kotu. Hemen odaya dndm. Sapsar idi. Bir hayli sylendii de belli idi. Yerimi bo grdne sinirlenmiti. Kendinden kanlyor ve kalyor vehmi iinde, hibir kaytszla tahamml kalmamt. Bana: - Nerede idiniz, diye sordu. - Biraz ba yaverin yanna gitmitim. - Gecenin bu ge saatinde ba yaverle grecek ileriniz ne idi? - Hayr efendim, grmeye gitmedim. Ben bir senedir cigaray braktm. Fakat nikotini brakamadm. Ara sra pipo iiyorum. Byklerin yannda pipo iilmeyecei iin dar kmtm, dedim. Choc kuvvetli idi: - Pekiyi, buyurun, oturun dedi. * Btn bunlarn sebebi, karacierini iin iin kemiren onulmaz bir illet olduunu bilmiyorduk. Bu, ne hafza zayflamasndan balamt. Sonra sk sk burun kanamalar devri geldi. Daima yannda bulunan hekimlerinin neden bu araza ve umumi kntye dikkat etmediklerini ve hepsini pek basit birer sebebe balayarak geitirdiklerini dorusu hl anlayamyorum. Burnu kanadka, biraz bakarz, geer, derlerdi. Sonra kanmalar balad. Atatrk eski Osmanl tabiri ile pek ''meddeh'' bir efendi idi. Meclis'ten hususi bir ihtiya yznden kalkmas lazm geldii zaman bile, yaknlarndan birine: Galiba sen bana bir ey syleyecektin, gibi bir bahane bulur, beraberce oda veya salondan karlar, ona: Sen biraz bekle, der ve el ykamaya yle giderdi. Sonra beraber dnerlerdi. Atatrk kanmaya, hem de eilerek bacaklarn kamaya dayanamyordu: - Bu evde gzle grnmez krmz bcekler varm, diye tutturmutu. Evde baka hi kimse ve hibirimiz byle bir rahatszlk duymuyorduk. Fakat kendisini teselli etmek iin ayn pheye dtklerini syleyenler de olurdu. Hatta bir

seyahatte evin batanbaa en tesirli ilalarla temizlenmesini emretmiti. * ankaya'da gurup vard. Gne ufkun zerinde artk kzaryordu. Atatrk, bizim elimizden, yirminci asrn en byk milli kahraman milletinin elinden, bir byk deha insanln elinden gidiyordu. Askerlikte ve politikadaki hi amaz saduyusundan baka, btn maddi manevi varlnda bir g hali seziyorduk. Atatrk, sonsuz lm lkesinin eiinde idi. Onun, bir dnlmez yolda bizden uzaklatn yana yana anlyorduk. Hatay, byk strab idi. Sanki bir can sevgilisi ayar kucanda imi gibi, rpnyordu. Bu rpnlarnn pek de tabii olmayan baz taknlklara varmasndan kayglananlar da olmutu: - Acaba bir sabah uyanp memleketi harbde mi bulacaz? diye sorarlard. Ama onun son bak saniyesine kadar sren askeri ve siyasi saduyusu, sinirlerine, ruh atelerine ve gnl nbetlerine hkim olmakta devam ediyordu. Bir akam sivil arkadalarndan birinin: - Paam, ne diye kendinizi bu kadar zyorsunuz? Yarn bir tmen asker yollarsanz Hatay' alrsnz. Almanlar Renani'ye girdiler de sanki Franszlar ne yaptlar? Renani iin harekete gemeyenler, Suriye'nin bir sanca iin mi Trkiye ile harbe kalkacaklar? demesi zerine gzleri birden durarak ve durularak: - Evet, yarn sabah bir tmen asker yollasam, Hatay' alabilirim. Renani iin harekete gemeyen Franszlar bir Suriye sanca iin bizimle harbe girmezler. Bunu da bilirim. Fakat ya bu sefer eref ve namus meselesi yaparlarsa? Milletler belli olur mu? Ben bir sancak iin Trkiye'yi harp tehlikesine sokmam, diye cevap vermiti. * Nihayet tp, zalim tehisini koydu. Kendisine gerei olduu gibi sylemediler de, tam bir perhiz disiplini iine aldlar. Birka gn yatak odasnda kald. Bir akam bayaver beni telefonla arayarak karmla beraber Atatrk'e akam yemeine davetli olduumuzu bildirdi.

Gittik. Birka kii idik. Atatrk, solgun ve sararm, masaya oturdu: - Ben hibir ey imeyeceim. Fakat bir eyler iiniz. Konuunuz. Bir mddet byle yapalm, dedi. Akam sessiz ve neesiz, o ve herkes kendi iine bklm ve byk bir srrn karanlna gmlm olarak geti. Frtnadan sonraki deniz gibi, bitkin bir durgunluu vard. Dudaklar g oynuyordu. evk, onun bahesine son yapraklarn dkmt. O kadara gzel ince dudaklarnn o kadar tatl ve stc gl, bir tr gibi umutu. Baba Atatrk, arkada Atatrk, karnda Atatrk, varl bir hava gibi iini kaplayan, daha on yl nce en gzel tanrlardan daha gzel, Omiros'un (Homeros) kahramanlarndan daha destankri, altn sal, evik ve kvrak, o 43 yandaki gencin hatras, bir asrlk eski ve uzak bir hayale dnmt. O akam ankaya'da dostlar ile son sofras idi. * Ankara istasyonunda son defa selamlamaya gitmitik. Gneyden gelen trenden indi, garn salonuna kadar glkle geldi, ayakta duramayarak oturdu. Yanmda bulunan Saracolu: - Falih, Atatrk'n derisinin rengine bak. Bu bir l rengi... dedi. Daha nce, Bursa'da bir kriz geirdikten sonra vapura binerken Ali Fuad Cebesoy'a: - Bu baka hastalk... Bildiiniz hastalklardan deil bu... Akam erifler hayrlar olsun! dediini iitmitim. Bu bir ayrlk emesi veda idi: Atatrk' bir daha geri gelinmeyen sefere yolcu ediyorduk. Son ac hasretlerinden biri, iyi olursa bir yaylaya gitmek, orada serin kaynak sular ve st imek zlemesi olmutu. kincisi de orduyu ve halk 15'inci yldnm treninde bir daha grebilmekti. eref tribnndeki asansr bunun iin yaplmt. Anadolu yaylalarndaki koyun srlerinin an sesleri kulanda, elik mifer balkl askerlerinin ve nlerinden getii vakit lgnca alk tutan halknn hayali gzlerinde, bir

vatan ve bir millet kurtarcs, en hazin bir gurbet yalnzl iinde gzlerini kapad. O gn yandk. Gnlerce, haftalarca, stmze memleket yklm gibi, bir can bunalts itinde kvrandk. Atatrk, imdi bu satrlar zerinde ya dken gzlerim kapanncaya kadar, senin hatralarn bekleyen nbeti neferi olmak erefini, mrmn son vazifesi sayacama emin ol! Senden nce lmek ne bahtiyarlkm. KISA HATIRALAR VE FIKRALAR ''Mekke'ye apka ile gireceksin!'' Atatrk sa iken, byk slam kongrelerinden birine biz de arlmtk. Kongre Mekke'de toplanacakt. Atatrk'n bir delege gndermeye raz olup olmayacan merak ediyorduk. Hi tereddtsz karar verdi. Trklnden kibir denecek kadar gurur duyan byk adam, milleti ile ayn dinden olanlar da gerilik ve klelikten kurtulmu grmek iin elinden geleni yapmak istemitir. Mslmanlk yeniden ereflendike nasl Trklerin bunda manevi bir hissesi olacaksa, on milyonlarca Mslman ya geri, ya kle kaldka bundan Trklere de bir utan pay dmemek ihtimali var m idi? Biliyordu ki Mekke'ye apka ile gidilemez. Amma daha iyi biliyordu ki balk ve kyafet deitirmekle din deitireceini zanneden bir cemiyet de ne gerilik, ne de klelikten syrlabilir. Milletvekillerinden Edip Servet Tr' ard: - Mekke'ye gidip beni temsil edeceksin, dedi. Trksn ve Mslmansn. Trklk, Mslmanln ncs ve klavuzudur. Mslman milletleri medenilemekten alkoyan btl itikatlar ykmak iin Mekke'ye apka ile gireceksin. Kara taassup seni paralamaya bile kalksa, ban vereceksin, fakat eilmeyeceksin. Edip Servet Tr, Mekke'ye apka ile girdi. Mslman delegelerinin en fazla itibarls o idi. Kongrenin sonuna

kadar, Mustafa Kemal mucizesine hayranlk duyan heyetler arasnda, Kemalist Trkiye'yi efendice temsil etti. * Malatya kayslar Bir seyahatten dnnde Malatya'ya urayan Atatrk kendini pek scak karlayanlarla grmek iin belediyeye gider. Salonda yerli mahsullerden rnekler gstermek zere bir vitrin varm. yle bir gzden geirir, altn sars kayslarla dolu bir kutu pek houna gider: - Ne gzel kayslarnz var, der. n ilikli Belediye Reisi: - Evet efendimiz, pek nefistir kayslarmz, dedikten sonra daha iyi grmesi iin kutuyu vitrinden karp kendisine getirir. Atatrk: - Cidden gzelmi, diyerek ve ikram edeceklerini sanarak birkan yemeye hazrland srada Belediye Reisi: - Evet efendimiz ok gzeldir, der ve kutuyu alp yine vitrine gtrr. Atatrk byle hallerde pek "mahcup delikanl" idi, imrentiden yutkunur, biraz sonra yanndakilere: - Artk dnelim, der. Trene binip Ankara'ya yollanrlar. Ankara'da hi phesiz Malatya milletvekillerine azizlik etmek iin: - Geceyi Malatya'da geirecektim, ama benden bir kutu kaysy esirgeyenlerin nasl misafiri olurdum, diye hncn almt. * smet Paa Lozan'a nasl gnderilmiti? Cephe kumandan olarak Mudanya grmelerini idare eden smet Paa, Lausanne'da Trkiye delegelerine reislik etmeyi hatrna bile getirmemiti. Atatrk'n kendisinden dinlediimize gre, Franclin Bouillon kendisine: - Bar konferansnda siz bulunmalsnz, demiti. Atatrk:

- Olabilir, ama ben memleket dna gitmem. Konferans zmir'de toplayabilir miyiz, diye sormas zerine Franclin Bouillon: - Sizinle grebilecek kadar ehemmiyetli ahsiyetleri zmir'e getirebileceinizi sanmyorum, cevabn verdi. - O halde Trk ba delegesi, ben olmam. Siz tanm olduunuz arkadalarn arasndan bu ii en iyi kim yapabilir, dersiniz. Fransz diplomat hi tereddt etmeden: - smet Paa, dedi. Atatrk ilave etmiti: "- Dorusu Franclin Bouillon teklif edinceye kadar smet'i dnmemitim.'' Fakat smet Paa'ya hemen bir rakip kt: Rahmetli Kzm Karabekir! Atatrk onu krmakszn vazgeirmek iin: - Yalnz bir mesele var. Sizin Ruslarla aranz kt. Ba delege olmanz bize faydal olmaz, dedi. - O halde bu vazifeye bir asker semeliyiz. O srada bir ajans telgraf Ruslarn Lausanne Bar Konferans'na katlmayacaklarna dair bir haber yaymt. Rahmetli Kzm Karabekir bunun zerine hemen Mustafa Kemal'e geldi: - Benim gnderilmekliimde artk mahzur kalmad, dedi. Byk Millet Meclisi Reisi ve Bakumandan ise smet Paa'y yollamaya karar vermiti. Ruslar konferansa katlsa da katlmasa da Lausanne grmelerini o idare edecekti. * "Dili bu kmazda brakamayz..." Trkeyi ne kadar zletirebiliriz, her yabanc kelimenin bir z Trke karl bulunacan iddia eden dilciler ne dereceye kadar hakldrlar. Atatrk bunu denemeye karar verdi. imdi hibirimizin manasn bilmediimiz "baysal utku" onun resmi bir nutkunda kullanlmtr. Bir gn beni yanna doru ekip: - ocuk kmaza girmiizdir, dili bu kmazda brakamayz, tabii yola dneceiz, demiti, zletirme denemesi de orada durdu idi.

Atatrk bu denemede glnce bile gs germitir. Hayli etin bir fedakrlktr bu. Boa m gitti acaba? Trkeyi geri zletiremedik, zletirme, btn diller iin olduu gibi Trke iin de bir imknszlkt. Fakat Osmanlcay Trkeletirdik. Akl- selime saduyu dedik. Mayi-i mahruka akaryakt dedik. Abide'ye ant dedik. Asl bahsimiz bu deil. Biz Trkeci idik, zletirmeci deildik. Akam toplantlarnda dil bahsi kaldan beri kendi ilerine dair terletici hesaplar vermekten kurtulduu iin bakanlardan biri zc m zc olmutu. Kendine kalsa Tetabu-i izafetten bile vazgemeyeceine phe yoktu. Fakat o srada "manga" kelimesinin Trkesini arayanlarla birleiyordu. Hi unutmam, "ey" kelimesi zerinde idik. Artk onu da yazlarmzda ve konumalarmzda kullanmayacaktk. Ben demitim ki: - Gzel Paam, eer mmkn olsa da ne kadar Trk ls varsa bir anda diriliverseler azlarndan ilk kacak hayret kelimesi "ey" olurdu. Bakan isyan etti: - Yoo dedi, Falih artk "ey" gibi koyu Arapalar da dilde alkoymaya kalkma. nandndan m? Hayr... Bildiinden mi? Hayr... Byle sylemesi hoa gideceini sanmasndan! Ve kendi ileri unutulmas iin en iyi are bu olmasndan! * Atatrk'n kadnl erkekli ilk daveti Kuvay Milliye'nin pek tannm alayl kahramanlarndan birinin ilk defa stanbul'a gelerek Beyolu caddesinde arafl, fakat peeleri ak Trk hanmlarn grd vakit: - Biz bunlar iin mi dvtk durduk diye fkelendiini biliyorum. lk Meclis mebuslarndan biri de smsk rtl kars ile birlikte Karacaolan karsnda, bir dkkna girdii iin arca birtakm koridor dedikodularna urad hatrmdadr. kinci Meclis'te bile be kadnla evli mebuslarla yan yana otururduk. Bunlar bilinmedike Mustafa Kemal'in Trk kadnn

hrriyete kavuturmak iin neden stanbul tramvaylarndaki harem perdelerini kaldrmakla ie koyulduu pek anlalamaz. Atatrk kadnl erkekli ilk daveti, ikinci Meclis devrinde, eski Ankara'nn dar bir sokanda, Rum mektebinden galiba Trk ocana evrilme kerpi bir yapnn salonunda verdi. Herkes ei ile beraber arld iin gelmemezlik etmelidir. Fakat kadnlar salonun sol tarafndaki iskemlelere oturdular, erkekleri de karlarna dizildiler. Bu namehremlik havas iinde Atatrk'le birka arkadandan ve hanmlarndan baka ayakta kimse yoktu. Durgunluktan fazlaca sklmakla beraber, bize demiti ki: "- Ayaktakilere elinizden geldii kadar itibar ediniz, oturanlara hi aldrmaynz. Tesirini gelecek defa grrsnz." * Mazi Bir gn Atatrk, elence kabilinden, Franszca kelimelerden birinin asl Trke olmas ihtimali olduunu ne srer. Ve akl yatt kadar izah eder. Dilci rahmetli Yusuf Ziya: - Hayr, o Franszca kelimenin asl bu Trke kelime olamaz, der. - Niin olmazm? Siz demin bir baka Franszca kelime sylediniz. Asl Trke olduunu iddia ettiniz. Niin sizinki olur da benimki olmaz? Rahmetli alayc idi: - Ne sizinkinin, ne bizimkinin kitapta yeri yok. Sizin buluunuz ihtimal yatakta sadan sola dnerken hatrnza geldi. Ben de bu sabah banyoda ykanrken benzettim. * Atatrk'te suikast vehmini yaratanlar ttihat ve Terakki vehmi Cemiyeti Hafiye devrinin hafiyeleri, dalkavuklar; sivil bu vehme gre ayarlamt. kii kulak hemen gizli cemiyet tertipilii phesi idi. 1908-1918 polis de kendini kulaa verdi mi, uyanrd.

ktidara sokularak havadan geim salamak veya nfuz ticareti yapmak isteyenlerin balca sanat, ullemirlerin vehimlerini durmadan oynatmaktr. Olmayanda bile vehim yaratmak bu sanatkrlarn hnerleri arasndadr. Mesela tandklarm arasnda en az vesveseli lider Atatrk't. Son yllarna doru sanatkrlar onda suikast vehmini yaratmlar ve iyice smrmlerdir. Bir gn Dolmabahe Saray'nda kendisini byle bir hava iinde bulmutuk. - Pek ustaca tertip etmiler, diyordu. Ermeniler kendisine suikast yapmaya karar vermiler. Bir akamst, tam sofra vakti, sarayn telefonlarn dardan kesecekler, birka general ve subay niformas ile saraya geleceklermi. General arabas grnce polis ve nbeti ne yapar? Tabii selam durur. Suikastlar bylece tam i kapya gelince, sarayn elektrikleri snverecekmi. Sofrada bulunanlar hi phesiz hatlarda bir arza olduuna hkmederek bir mddet dzelmesini bekleyeceklerinden, general ve subay klkl suikastiler hemen merdivenleri srayarak sofra halkn tabanca ateinden geireceklermi. Byle bir tertibin asl esas yoktu. Fakat o kadar iyi uydurulmutu ki Atatrk inanmt. Bu uydurma tertibi szde kefetmeye giden sivil bir komiserle yanndakiler polis baskn srasnda bir kargaala gelerek ldler. Atatrk etrafndaki disiplin ve tecrid havas bsbtn artt. Kimse de: - Yalandr bu. Mesele sizi vehimlendirmek ve avu iinde tutmaktr, demeye cesaret edememiti. * Gnlmn "Gazi"si ve Mustafa Kemal Atatrk, o zamanlar henz Gazi Mustafa Kemal Paa'dr, bir gn ankaya yaknlarnda gezindii srada bir kyl kulbesi grr. Yaverine: - Acaba ieride kimse var mdr? Bir kahve iebilir miyiz, der. htiyar bir adamcaz kapy aar. Tanr misafirlerine ba sediri gsterir. Biraz hobeten sonra Atatrk:

- Ne yaparsn, ne ile geinirsin? Kimin kimsen var mdr, diye sorar. - Bir iki tarlamz var. Bu ba da bizim. oluk ocuk geinip gidiyoruz. Allah bamzdan Gazi Paa'y eksik etmesin de... - Gazi Paa'y tanr msn sen? - Nasl tanmam? Pehlivan gibi boylu boslu (kulbenin tavann gstererek) maallah hani buraya smaz... Sakal da gsne kadar... Kvr kvr yiit bykl... Atatrk yaverine eilerek usulca: "- Sakn dzeltmeye kalkma... htiyarn hayalini bozmayalm" demi. Kyly bir masal devini andran kendi Gazi'si ile brakp kmlar. * Hindistan'a gittiimde akn akn bizleri grmeye gelen Hindu ve Mslman halkn da Atatrkleri kendilerine gre idi. Alnnda kast benekli, mukaddes inein etini yiyenin eline el srmeyen Hindu: Ah bir Atatrkmz olsa da ngilizleri kovsa... derdi. ''- Yalnz ngilizleri kovmakla kalmaz, ineklerinizi de ahra sokar'' demezdim. Pakistanl dostlarmz ise: - Ah bizim de bir Atatrkmz olsa... Hem ngilizleri kovsa, hem de bizi Hindulardan kurtarsa...'' dediklerinde, onlara da: ''- Bu kadarla durmaz... Kadnlarnz uvaldan karr, niversitenize garp tbbn sokar'' cevabn vermezdim. * yi ki kendisi hakemlik etti Vaktiyle balca mesele rejimin ayakta durabilmesiydi. Bu da o vakitler Atatrk'n yaamas ve lmesiyle sk skya alakal idi. Vaktin esnaflar bunu grnce suikast uydurmalar srmeye ve bundan nafakalanmaya bakyorlard. nereye kadar gitti idi, bilir misiniz, Ankara'da Byk Millet Meclisi nnden istasyona giden bir cadde yolu ortasndan keser. ehirci Profesr Yansen, yoku aa

gelen kamyon ve otomobillerle, teki caddeden gelen kamyon ve otomobillerin arpmamas iin, tam bulutuklar yere geni bir yuvarlak yapt. yle ki her iki taraftan gelen nakil vastalar, ister istemez hzlarn son derece azaltmaya ve yuvarla yavaa dnmeye mecbur idiler. Ne polis, ne iaret konmadan bu yuvarlak, kazalar nlemekte idi. stanbul'da Post'un bana geldii gibi, orada da Yansen'i kovdurmak isteyenler vard. Atatrk'e gitmiler: - Bu yuvarlak, size kar suikast kolaylatrr, demiler. O srada ben mar Komisyonu reisi idim. Atatrk merak etmi, geldi, bakt, ''Yuvarla braktnz, belki etrafndaki yolu biraz geniletseniz iyi olur'' dedi, gittiydi. yi ki kendisi hakemlik etti, bir igzara kalsayd, artk Yansen kominform ajan m, Hitler'in tertipisi mi olurdu, Allah bilir. * Halkla bir arada yaamak arzusu Florya Kk'nde Atatrk'e: - Kkken Selanik'te denize girmez miydiniz? diye sordumdu. Bir acayip yzme bakarak: - nsan plak grnce ne derlerdi o zaman? demiti. stanbul'da da denize girmek tahta hamam barakalar iinde ''gizli yaplan'' bir eydi. Kibar bir zevk saylmazd. * Florya zerine ilk yazy vaktiyle ''Milliyet'' gazetesinde biz yazmtk. Orada henz hibir tesis yoktu. Atatrk ilgilenmeseydi, bu yaznn da gazetelerimizin ortaya att bin bir fikir gibi unutulup gideceine phe yoktu. Bizim tasarladmz Florya, bir ky caddesi ile Yeilky'e balanacakt. Demiryolu geriye alnacakt. Genie bir evrede btn yaplar kontrol edilecekti. Plan ve projeler, Fransz kylarnda bu trl eserler

yapm olan sanatkrlara smarlanacakt. Florya stanbul yaknlarnda bir ayr ehir paras, kendi bana bir ''btn'' olacakt. Demiryolunun arkaya alnmas fikrine Atatrk itiraz etti: - ankaya'da, Dolmabahe'de hep insanlardan uzak yayoruz. Biraz insan kalabal ve grlts duyalm, demiti. Dolmabahe gerekten bir uzletghtr (tenha yer). ankaya da gitgide yle olmutu. Atatrk ilk genliinden beri halk yerlerinde, halkla beraber hayat srmtr. Selanik birahaneleri ve umumi baheleri onun devaml hasretleri arasnda idi. Bir ecnebi mtehasssn Atatrk kkn kumsaln en sonuna almak fikrini rahmetli lider yine bu halk kalabal cazibesi yznden reddetmitir. * ''Aman ocuklar, neden diye sormayalm'' Bir gn bir Yeilayc konferans veriyormu. ki aleyhine sylemediini brakmam. Bir aralk dinleyicilerine: - Bir eein nne bir kova su, bir kova rak koysanz, hangisini ier? diye sormu. n sradan bir akll hemen atlm: - Tabii suyu? Konferans sormu: - Neden? - Arka sralarda konferansya ierleyip duran bir akam keyifisi varm. Yeilaycya: - Neden olacak, eekliinden! demi. Hikyeyi Ankara'ya rahmetli Ahmet Rasim getirmiti. Akatrk'n pek houna gittii iin tekrarlayp duruyordu. Bir akam Orman iftlii'nde eski kk kkn havuzu kenarnda oturuyorduk. ki sofras kurulmutu. Atatrk biraz uzakta oynayan iftlik ocuklarndan birini ard: - Yana bana ocuum. ocuk yanat: - Bir eein nne bir kova su, bir kova da rak koysalar hangisini ier?

ocuk bir Atatrk'e bir sofra stndeki kadehlere bakarak: - Rak! demesin mi? Rahmetli Atatrk: - Aman ocuklar neden diye sormayalm! dedi. Eein bizim gibi insanl tutmadka su ile ikiyi kartrmak ihtimali var mdr? * Samimi ve faziletli Bir gn Atatrk'e sormulard: - Biz pekl birok iler yapyoruz. Acaba ttihatlar on ylda neden hibir i gremediler? Atatrk: ''- Bizim tecrbelerimizi grmemilerdi de ondan!'' cevabn vermiti. Atatrk, 1908'den 1918'e kadar sren ve binbir macera ile geen devirdeki tecrbelere neler borlu olduunu itiraf edecek kadar samimi ve inkr etmeyecek kadar faziletli idi. Atatrk ve jurnalclar Bir gn ileri Bakan dostum kr Kaya ile bulutuktu. Bana ankaya'ya sunulan ve eline geen bir jurnaldan bahsetti. Bu jurnala gre biz ikimiz, yani ben ve kr Kaya, lokantada m, gazinoda m imdi unuttum, herhangi bir yerde galiba Atatrk hakknda ileri geri konumuuz. Jurnaln yalan olduunu ikimizden daha iyi hi kimse bilemezdi. Jurnal ''asl- esastan tamamiyle ari'' idi. Bizde byk makamlara sokulmak veya byk makaml ahsiyetler yannda tutunmak isteyenlerden ou, ya o makamlarda bulunanlar vehme drecek jurnallar tertip eder, yahut btn hadiseleri ve makamlarda bulunanlarn houna gidecek gibi yalanlatrarak naklederler. Birincilerine hafiye, ikincilerine dalkavuk derler. * Hafiye ve dalkavuklar, poliste pek kk hizmetlerde bulunduklar gibi, milletvekilliine, hatta bakanla kadar karlar.

Atatrk, yalan m doru mu, kendini tereddtten kurtarmak iin bir are bulmutu. Dalgnla getirmi gibi yaparak, syleneni syleyen yannda azndan karrd. Sonra: - Acaba senden mi duymutum, derdi. Mesela rahmetli Refik Saydam byle demezdi. nanrd. * apka giyme kararndan nceki akam apka giymeye kmazdan nceki ankaya toplantsnda biz de bulunduk. Davetliler apka kararn kolayca benimseyecek olanlardan seilmi gibi idi. Bahis alnca, hepimiz ayr ayr fikirler syledik. Mesela ilk zamanlar stanbul ve Ankara'da serbest vatandalarn apka giymelerini tevik eder, onlara sataanlar olursa bakalarnn hrriyetine dokunmak sui ile cezalandrrdk. Gzler alnca memurlara giydirirdik. Bylece be yl iinde, u gln ve geri balk taassubunu ortadan kaldrrdk. Bala isim koymak da bir mesele idi: Acaba bir mddet ''siper-i emsli serpu'' desek doru olmaz m idi? Atatrk bu srada apka ile nasl selam verildiini, unuttuu eyler varsa hatrlamak iin, Avrupa'da ok gezip dolaanlardan sordu. Bildiklerini sylediler. Fes ve kalpak zerine konumalar geti. Nihayet daldk. Ben de ertesi gn seim evreme, Bolu'ya gidiyordum. Bir ekya meselesi iin Bolu ve zmit valilerinin Dzce'de bulutuklarn rendim, geceyi orada geirmek istedim. Sz srasnda apka bahsine dokundum. - Canm, dedim, serbest bir vatanda bana fes veya kalpak yerine apka giyse kendisine ne diyebiliriz? ki vali ve jandarma komutanlar az birlii ile: - Yoo... Yalnz bu olmaz, halka apkay hazmettiremeyiz, dediler. Yakn bir karar da beklenmedii iin tartmay uzatmadm. Ertesi gn ajans haberlerinde apka ve esvap hakkndaki nebolu nutku kageldi. Ben bile ardm. ki vali ve komutanlar: - Madem ki Atatrk giydi. Mesele olup bitmitir.

Dediler. Ve dn geceki konuma hi olmam gibi, tereddt bile gstermediler. Hayli zaman geti. apka giymek iin neden Anadolu'nun en ok taassuplu grnen bir blgesini setiini sormutum. Dedi ki: - O tarafa ilk defa gidiyorum. Halk o kadar beni grmek meraknda idi ki bamda ne ile grse yle kabul edecekti. zmir taraflarnda giyseydim, yalnz apkam grrlerdi. * Atatrk ve kyller Kyller Atatrk'n ba dostlar idi. Onlarn iine katld, onlar arasnda dolat vakit muhafza ihtiyac yoktu. On drt cumhuriyet ylnda Atatrk' ldrmek hibir Trk kynde dnlmemitir. Suikastler hep ehir politikaclarnn karanlk kafalarnda dodu. Atatrk inklaplarn en kolay kye sokmutur. Yaz ile ilk derslerini ona verdi. Atatrk disiplini: - Yeni yaz, gvur yazsdr, diyen fesat mrteciyi kye sokmamt. Nerede bu mrteciye rastgelirse, deta stne yrmtr. Atatrk'n gznde mrteci bir numaral halk dman idi. Kzd zaman: - Halka gider, yeniden balarm, derdi. Buna ne derinden inandn aarak grmtm. Halk, ona gre, kendi kuvveti idi. * Mslmanln ne kadar sde bir din ve dinin nasl mukaddes bir vicdan ii olduunu bilen Atatrk, onu ne inklaplar lehine, ne de aleyhine ''istismar'' ettirmitir. Ne apka iin fetva almtr, ne de apka giyenin dinsiz olaca fesadnn halk iine sokulmasna meydan vermitir. Halk, vicdan ile rahat brakmtr. Bu rahat bozan irticadr. Mesele, halk kendisine inandrmakta idi. Halk, bozgunlarda, bandakilere lnet eder. Gkten kitap indirmie benzeseler inanmaz. Batakiler aleyhine btn

kalkmalar o vakit kyde tutunur. Birinci Dnya Harbi srasnda, hatta Atatrk'e kar dahi byle idi. Atatrk, zaferleri ile kurtarc bir destan kahraman olunca, halk gz ile gnl ile ona dnd. Fesatlar onun aleyhine ne syledilerse halk inandramadlar. lnceye kadar ne Mustafa Kemal ne Atatrk, halkn ''Gazi Paa''s olarak kald. * Atatrk'n iki hassas Askerlik sanatn bilmem, dehas orada da ayn ekilde mi belirirdi, bir ey diyemem. Fakat ihtilalci Mustafa Kemal, bu halkn kurtuluu iin tasarlad ilerden herhangi birini gerekletirme sras geldi mi, bu frsat bir an bile karmamtr. mkn llerini iyi hesap ettii de bir hakikattir: Mesela kadn almas meselesini hibir vakit zorlamad. htilalci Mustafa Kemal'in hepimize rnek olmas gereken ikinci bir hassas soukkanl olmas, fikrini kendi detlerine, keyif ve zevklerine dahi cebretmesi idi. Mustafa Kemal, Trk musikisinin, artk garp musiki ve kltr ile gelieceine inanmt. Fakat kendisi, hatralar ile musiki terbiyesi ile alaturkadand. Usl bilirdi ve ark sylerdi. Artk iflas eden ark musikisinin kendisine ve neslinden olanlara verdii zevk hatr iin, kanaatini feda etmemitir. Bu kanaat, Sarayburnu nutkunda apak sylenmitir. Eitim tesislerine ve programlarna hkim olmutur. Biz zayf fnilerin ondan farkmz, ahsi zevk ve keyif ve alkanlk llerimizle, fikir davalarmz birbirinden onun giyi ayramaymzdr. Sizin yeriniz... Atatrk, Cumhurbakan iken, bir ilede kaymakamn odasna girmiti. Kaymakam kalkt, kede bir iskemleye bzld. Atatrk: - Siz burada devleti temsil ediyorsunuz. Yeriniz makamnzdr, benim ziyareti olarak yerim de sizin karnzdr, demiti.

* ahsi deere itibar Mustafa Kemal realist bir liderdi. Lekelemelerin politika kadrosunu nasl daraltacan ve kendisini bir avu partizan takm elinde brakacan dnerek, aka bir su ilemi olanlar dnda yalnz ahsi deere itibar etti. Sicil yoklamalarna rabet etmedi. Bir gn bana: - Kuvay Milliye'ye inanmayanlar da inananlar kadar hakl idiler, demiti. * Ne diye zmir'i almaya kalkm zmir'e girdii gn, dosdoru Kramer Palas oteline gitmiti. st ba henz sefer tozu iinde idi. nce kendisini tanmayan ve klnn sadeliine bakarak yer vermemek aresini dnen garsonlar, salon dolusu yabanc kalabal arasndan birinin: - Mustafa Kemal, Mustafa Kemal... Diye haykrmas zerine birbirini ineyerek bir masa hazrlamlard. Geti, masann bana oturdu: - Bize rak getiriniz, dedi. Getirdiler. Garsona sordu: - Kral Konstantin hi buraya gelip de rak iti mi? - Hayr, efendim... - Baknd, mendebura... yle ise ne diye zmir'i almaya kalkm? * Gemite iki sz Sayn Ali Fuad Erden'in izdii Enver Paa portresi tarihte kalacaktr. Bu byk enerji ve cesaret kaynan ne kadar bouna kaybetmiiz. Birinci Dnya Harbi, sadece tarafsz kalmakla, Osmanl mparatorluu'na iki asrdr bekledii kurtulma frsatn vermi iken, lm korkusu nedir bilmeyen, elik iradeli bir liderin tehis hatas yznden koca devlet de batt, kendisi de Asya bozkrlarnda Bolevik kurunlarna kurban gitti.

Anlatlan fkralar arasnda biri var ki ona benzer bir bakasn hatrlatt iin tekrarlayalm: Sarkam faciasnda ve ondan sonraki bozgun, don ve hastalk facialarnda lp giden yzbinlerce Trk vatandann kayp istatistii kendisine gsterildii vakit, Enver Paa: - Canm bunlar nasl olsa bir gn lmeyecekler miydi? demi. * 33 yl nce bugnlerde Mustafa Kemal zmir'e girmiti. Muzaffer ordularn Marmara kylarnda durdurmutu. Yanndakiler: - A Paacam, bir emir versenize de kt'alarmz Trakya'ya atlayverseler... diyorlard. gal kuvvetleri ve donanmalar henz stanbul'da ve Marmara'da idi. Atatrk kalarn att: - Mtareke yapmadka bir tek Trk jandarmasnn hayatn tehlikeye atamam, dedi. Cumhuriyet devrinin btn d politikas, ''Lzumsuz yere bir Trk vatandann hayatna kymamak'' prensibi zerine kurulmutu. Muhakkaka Atatrk hayli zevkleri ile eski idi: Musikide makam ve besteler ustas idi. Dilde ''muhakkak'' kelimesini bile hafif bulup ''muhakkaka'' yazd olmutur. Kemalizm, baz bakmlardan, Atatrk'n Mustafa Kemal'e kar da zaferleri demektir. * Krmz fes Geenlerde milletvekillerinden bir grup Yugoslavya'ya gitti. Seyahat hikyelerini gazetemizde okuduk. Milletvekilleri, ziyaretlerinin sonunda, Tito tarafndan kabul edilmiler. Tito kendileri ile konutuu srada Arnavutluk'a gittii zaman acayip araf ve peeleri iinde Mslman kadnlarn grnce glmekten kendini alamadn anlatm ve demi ki:

- Sonra dndm. Eer Atatrk olmam olsayd ben bunlara glmeyecektim. Bu fkra bize Atatrk'n bandan geeni hatrlatt: Garp Trablusu'na giderken Sicilya'ya uram. Banda krmz fes varm. Araba ile dolarken, Sicilya ocuklar kendisini limon kabuuna tutmular. Derdi ki, ben Sicilya ocuklarna kzmadm, bizi ocuklarn bile alayna dren krmz fese kzdm. * Atatrk muhitini iyi tanrd Rahmetli Atatrk halk arasndaki btn dedikodular duymak ve Kamerilla hapsi iinde bunalmamak iin meclislerinde her eitten kimse bulundururdu. Bir tanesi pek aalkt. Eski yaveri Salih Bozok, bir defa, kendisini meclisine almasa pek iyi olacan sylemiti. Atatrk Salih'in yzne bakt: - Onun ne kadar aa, rezil ve maskara olduunu benim kadar bilir misin? demiti. Salih ararak: - Hayr efendim. Nereden bileyim? cevabn vermiti. ktidarlarn ''bilerek" hafiye ve casus da kullanmalarna bir ey denmez. Mesele bilip bilmemekte, adamn tanyp tanmamaktadr. Hi unutmam. Atatrk ldkten sonra adn zikretmediim o kimsenin Meclis'te merdiven altnda bir kalabala unlar sylediini duymutum: - Atatrk laik deildi, efendim. Bir karar vermeden nce istihareye yatar, yola kmadan gizli namaz klard. Ama rahmetli, ne eit hizmetinde kullandn bilmediimiz bu adamn, yalanc, nankr ve baya olduunu bilirdi. * Bir kylnn nktesi lk Cumhuriyet Bayram'nda bir kyl Ankara Palas otelinin eiklerinden Meclis'e giren ilk frakl milletvekillerini grd zaman, redingottan baka resmi esvap bilmeyen arkadann:

- Niin yeni esvaplarn eteklerini kesmiler? - Gazi Paa etek pmeyi kaldrd da ondan! cevabn vermiti. * Kumandan ve zabit Atatrk anakkale savalarnda pek skk bir annda svarileri feda etmekten baka are olmadna gre kumandan arr, hcum emrini verir. Kumandann hi tnmadan geri gitmesi zerine, galiba anlamad diyerek: - Kumandan Bey ne dediimi anladnz m, diye sorar. O da: - Evet efendimiz, lmekliimizi emrediyorsunuz, der. * Sofras ve meclisleri Atatrk kz kardeini ve en yakn arkadalarn muhalefet partisinde grmeye katlanmakla hepimize bir medeni terbiye dersi vermek istemiti. Sofras ve meclisleri ''demokratik'' idi. Yalnz esas prensiplerde birlik olmak artyla, yzne kar edilmeyecek itiraz, yaplmayacak tenkid yoktu. Onunla buluup da henz sa olanlar bunun binbir misalini anlatabilirler. * "Asri'' ne demek? lk Halk Partisi tz konulduu srada maddelerden birinde ''asri'' kelimesi gemesi zerine, bir hoca efendi krsye karak: - Asri ne demek, diye sormutu. Atatrk reislik yerinden hatibe doru eilerek: - Adam olmak demektir, hocam, adam olmak, demiti. * Haydi efendim haydi Gazeteci arkadalarla mzeden ktk. Parklar iinden otele dnyoruz. Hayat, alabildiine hayat! evk,

alabildiine evk! Her yerde medeniyetin kadn, medeniyetin erkei... Gazetelerde bir stun boyu tiyatro, bir stun boyu konser, bir stun boyu konferans... Mektepleri yeni eitim artlarna uydurmak iin 10 milyar Trk Liralk projeler, bir demokrasi anayasasnda kaytl artl bir cumhuriyet: ''Laik ve sosyal!'' Her vatandaa bir yuva. li isiz herkese doyurma kazanc. Gndz hareket iinde, gece k iinde. * - ocuklar, dedim. Cumartesi gn 12'de uaa bineceiz. Alt saat sonra ne gibi meseleler iine konacaz, bilir misiniz? Bir kadn m, drt kadn m? Bere mi, apka m? Kz ocuk mektebe gitmeli mi, gitmemeli mi? Ana, hamamda erkek ocuunu ykarken petemal gbek deliinin ne kadar stnde tutmal? Yani hlasas, nasl olup nasl edip de ille bu medeniyete girmemeli. Atatrk byle hallerde: - Haydi efendim haydi... derdi. * Conker ve Atatrk Bir hanmn sznden iyice alnan Atatrk'n henz btn fkesi stnde idi. Hep susuyorduk. Rahmetli Nuri Conker, pek eski ve nazn geirir arkada olduundan, bir nkte, bir hikye ile meclisin havasn aabilse diye bir aralk onun gzlerini aradk. ksrd ve davudi sesi ile: - L havle fi hinne ve lbdde min hnne... dedi. Arapamn kusuruna bakmaynz, kulamda kalan yazyorum. Atatrk doruldu, Conker'e bakt: - Bu da ne demek, dedi. Conker, vaiz edasn hi bozmayarak Trkeye evirdi: - Yani kadnlardan hayr yoktur, ama lzumludurlar. * Ders Geen harp sonrasnn diktatr Mussolini, Hitler ve Stalin'dir, de sivildi. ktidara geince sivil

esvaplarn karp niforma giydiler ve lnceye kadar da niformal kaldlar. Atatrk ise askerdi: Generalliini Anafartalar'da, marealliini Dumlupnar'da kazanmt. ktidara geince niformasn kard. Sivil esvap giydi ve lnceye kadar yle kald. Hatay, bir Misak Milli meselesi olduundan, bu sanca vatan topraklarna katmaya alt. Bunun dnda her trl irredandizmi reddetti ve Trk milletinin gzlerini harp meydanlarndan bar meydanlarna evirdi. Ona, medeniyet zaferine doru sava yollarn at. * Buda lrken: - stad ld diye alamaynz, stad size rettiklerimdir, demiti. Atatrk de bizlere retmi olduklardr. * Mustafa Kemal-Enver Afrika llerinde talyan ordular ile Libya'y kurtarmak iin savaan hrriyet kahramanlar, Balkan Harbi bozgununun ancak sonunda vatana gelebildiler. Mustafa Kemal bunlarn arasnda idi. Bir gn kendisine niin Afrika'ya gittiini sormutum: - Enver gittii iin, cevabn verdi. Aklszca da olsa kahramanlk hreti veren hibir sergzette ondan geri kalmamal idi. Bouna da olsa lme gs amal idi. Yoksa Enver'in hassas cret, Mustafa Kemal'in hassas basiretti. Hrslar ve heyecanlar devri ise creti elinden tutar ve basireti iner geer. Mustafa Kemal 1914'te Harbiye Nazr olsayd, devleti Birinci Dnya Harbi'ne sokmazd. 1922'de Enver zmir'e girmi olsayd, o hzla dner, Suriye ve Irak stne yrr, kazanlan da kaybederdi. * Kehanet

Rahmetli Mareal Fevzi akmak, manevralarda bulunmak zere Belgrad'a gitmiti. Fransz Generali Gamlin de davetliler arasnda idi. Ziyafetlerde, rtbesi mareal olduu iin Fevzi akmak'n Gamlin'den nce gelmesi lazmd. Fransz generali bunu kibrine yediremedi. Fevzi akmak da tabii hakkndan vazgeemedi. Yugoslavlar yemek davetlerini ayakta vermek zorunda kaldlar. Bylece protokol kavgas ortadan kalkt. Atatrk bu vakay duyunca demiti ki: - Almanlar Renani'ye girdikleri zaman, eer Gamlin elindeki kuvvetlerle kar koymaya cesaret etse, Hitler partiyi kaybetmiti. Gamlin hkmetinden seferberlik istedi. durum buna elverili olmadndan seferberlik yaplamad ve Fransa Renani'yi kaybetti. Askerlie gelince vatan iin vazifesini yapmayan bu general, pek tabii bir protokol iinde baknz ne mnasebetsizlik etmi! ocuklar, Fransz milletinin bu Gamlin'den ekecei vardr. * Atatrk 1938'de lm olduu iin Fransz ordular Alman tanklarnn ilk hcumu ile darmadan olduu vakit, General Gamlin'in bakomutan olduunu grmek ve Mareal'in Belgrad dnnde sylediklerini hatrlamak frsat bulamad. * ''Ne ekiyorsunuz eteimi?'' Bir gn Atatrk'n sofrasnda durmadan gaf yapan bir misafirin yanna, zavally azardan korumak iin bir eteki oturtmulard. Misafir yeni gaflarndan birini azndan karaca srada eteki ceketinin ucundan ekme vazifesini yapmas zerine gaf: - Ne ekiyorsunuz eteimi, diye ona dnmesin mi? 19 MAYIS Ankara, 23 ubat 1944

Sultan Hamit zaman yetien kafal ve heyecanl subaylarn ou gibi, Atatrk de askerlik kadar politika ile urat. Gen Erkn- Harp zabiti iken am'a srlmtr ve oradan Selanik'e gelerek 1908 ihtilalinin hazrlayclar arasnda, daha sonra, ttihat ve Terakki Partisi'nin ilk faaliyetleri iinde bulunmutur. Fakat daha o gnlerde partinin asker ve sivil liderleri ile Mustafa Kemal'in bir trl uyuamadklarn gryoruz. Bu uyumazlk 1914-1918 Dnya Harbi'nin sonlarna kadar devam etti. u kadar var ki Mustafa Kemal hibir zaman partiden ve askerlikten ayrlp, baka siyasi cereyanlara katlmak hevesinde bulunmad. ttihat ve Terakki de Mustafa Kemal'e esasl siyasi bir rol vermekten ekinmitir. Arkada Fethi Bey'in (Fethi Okyar) Parti Umumi Ktiplii srasnda, onun yardm ile, baz teebbslerde bulunmak istemise de, ttihat ve Terakki, Fethi Bey'i sefirlii ile tasfiye etti ve Mustafa Kemal de onun ataemiliteri olarak memleketten uzaklat. 1914-1918 Dnya Harbi, Mustafa Kemal, Sofya'da ataemiliter iken balamtr. Elde bulunan bir mektuba gre, Mustafa Kemal, Osmanl devletinin Almanlar tarafndan bu harbe srklendii zaman, o da vazife istemitir. Hal tercmesinin herkese bilinen bu taraflarn, eserimizin balangcnda tekrarlamay faydal bulmuyoruz. zmir'e giren Mir ve Gazi Mustafa Kemal, zmir'de Yakup Kadri ile beni kabul ettii vakit, anlat kuvvetine hayran kalmtm. Konuma sanatn en iyi bilenlerden biri idi. Uzun yllar, kendisi ile bulutuka, hemen btn hatralarn dinlemek bahtiyarln kazanm olanlardanm. 1926'da, Siirt Mebusu Mahmut'la ben, Ankara'da kan ''Hkimiyeti Milliye'' ile stanbul'daki ''Milliyet'' gazetesi iin hatralarnn bir ksmn almak arzusuna kapldk. Konumay ve anlalmay sevdii iin, kendisini bu yorgunlua raz ettik. Her akam bir iki saat o konuur ben not tutardm, ertesi gn bu notlara biraz dzen vererek, okur bir itiraz yoksa nerederdik.

Hatralar ksm olacakt: Dnya Harbi'ne ait olanlar, mtareke srasnda stanbu'daki faaliyetlerine ait olanlar, nihayet Kuvay Milliye devrine ait olanlar! lk yaz 1926 Mart'nn 13'nde kt. 32 paralk bu seride Mustafa Kemal, harp politikas hakkndaki tenkitlerini, gerek Trk gerek Alman kumandanlar ile mnakaalarn, Vahdettin'le beraber Kayser'in umumi kararghna gidiini, mtareke artlar zerine Sadrazam zzet Paa ile Adana'dan telgraflamalarn hikye eder. Hatralarda birok isimler getii iin ve bu isimler arasnda yabanc devlet reisleri de bulunduu iin, bu yazlarn ierde ve darda yanklar uyandrmasna ihtimal yoktu. Hkmetin ricas zerine Mustafa Kemal birinci ksmn sonunda hatralarn kesti. Fakat biz Samsun'a kncaya kadar geen hadiseler hakknda notlarmz tamamlamtk. Mustafa Kemal Kuvay Milliye ve Cumhuriyet tarihlerinde kaynaklk etmek zere mehur Nutuk'unu yazmtr. Nutuk kendisinin Samsun'a ayak basmas ile balamaktadr. Bizim elimizde bulunan notlar ise mtarekede Adana'dan stanbul'a gelii ile Samsun'a ayak bas arasndaki devrin hatralardr. Mustafa Kemal'i stanbul'dan ayrlarak Anadolu'ya gelmeye ve Trk tarihinin balca byk hareketlerinden birine balamaya sevkeden sebepler, bu hatralardan anlalmaktadr. 19 Mays'n yirmi beinci yldnmnde, kurtulu kahramannn biyografyasndaki bu boluu kapamak iin eseri nerediyorum. Rahmetlinin yksek hatras etrafnda herhangi ahsi mnakaalar nlemek iin dedikoduya meydan verecek ve tarih bakmndan ciddi bir deeri olmayan paralar ayrdm ve has adlarn bir ksm yerine iaretler kullandm. anl kahramann hatras nnde bir daha eilirim. Falih Rfk Atay -1-

zzet Paa sadrazam olduu vakit Adana'da bulunan Mustafa Kemal Paa, Mondros Mtarekesi'nin, bilhassa askeri igallere alabildiine hak veren, maddelerini daha fazla vuzuhlandrmak, bu mterakenin ''kaytsz ve artsz teslim'' karakterini hafifletmek ve bunlar temin olunmadka seferber orduyu terhis etmemek fikrinde idi. Bundan baka, kabine deiiklii olduu vakit, kendisinin Harbiye Nazrl'na getirilmesini istemitir. Sadrazam zzet Paa mtareke artlar hakkndaki tenkitlerini dikkate almadktan baka, Harbiye Nazrl iin ''badelsulh refakatimiz eltaf- sbhaniyeden memuldr!'' cevabn verdi. skenderun'a asker karlmasn silahla menetmek hakknda, emir vermi olmasndan da Mustafa Kemal Paa ile kabine arasnda anlamazlk kt. Mustafa Kemal Paa Harbiye Nazrl'n niin istemi olduunu yle izah eder: - Ben sulhun abuk gelmeyeceini biliyorum. Sulha kadar ok buhranl vaziyetler karsnda kalacaktk. te bu sralarda vatana ciddi hizmetlerde bulunabileceim kanaatinde idim. stanbul'a niin ve nasl hareket etmi olduunu gene kendisinden dinleyelim: - Bir gn zzet Paa beni makine bana ard, kabinenin istifa ettiini syleyerek stanbul'da bulunmaklm mnasip olacan syledi. Ben bundan payitahtta ahvalin kart manasn kardm. Kumanda ettiim ordular grubu da kaldrlm olduu iin, stanbul'a hareket ettim. stanbul'a gelen Mustafa Kemal Paa, zzet Paa ile, Fuat Paa Trbesi karsndaki konanda bulutu. zzet Paa istifa sebeplerini anlatt. Mustafa Kemal Paa, nihayet bir haysiyet meselesi yznden, byle zamanda hkmeti brakmak doru olmad fikrinde idi. Ona gre sadrazamlk makamna arlan Tevfik Paa kabinesini drmek ve yeniden zzet Paa kabinesi kurulmak lazmd. Orada bulunanlar bu teklifi kabul ettiler, hatta yeni bir kabine listesi bile yaptlar ve her biri trl almaya koyuldular.

Mustafa Kemal Paa, nce eskiden arkadalk ettii btn mebuslarla, kabineyi nasl drecekleri hakknda konutu. Bu arkadalar, teklif zerine, kendisini baaka mebuslarla da tantrmak istediklerinden, mrnde ilk defa, Fndkl'daki Meclis Saray'na gitti. Haftann mnakaa mevzuu, Tevfik Paa kabinesine itimat reyi verip vermemekti. timat o gn reye konacakt: - Kanaatim itimat reyi verilmemesi idi. Eski tandm veya o gn tantm mebuslara bu kanaatimi kabul ettirmeye altm. Bir ksm mebuslar u fikirde idi ki eer itimat reyi verilmezse, Meclis datlacakt; eer byle yaplmazsa, biraz vakit kazanmak ve baz faydal iler grmek mmkn olabilecekti. Ben ise Meclis'in datlacandan phe etmiyordum. Yeni sadrazam bunu yapabilmek iin, itimat reyi almal idi. Vakit kazanmak iin de, bilakis, itimat reyi vermemek ve bunda srar etmek, arada da yeni bir zzet Paa kabinesi kurulma arelerini aramak daha doru idi. Hatta birtakm mebuslar hususi bir toplant yaparak Mustafa Kemal Paa ile daha etrafl bir mnakaada bulundular. yle sanyordu ki teklifi kabul edilmitir ve Tevfik Paa kabinesine itimat edilmeyecektir. Mebuslar toplant salonuna girerken, o da locaya kt. Herkes reyini verdi, tasnif ii bitti ve reis, Tevfik Paa kabinesinin ekseriyet kazandn tebli etti. Meclis'ten knca, Almanya seyahatindeki tankla gvenerek, saraya telefon etti, Vahdettin'in kendisini kabul etmesini rica etti. Maksad padiahla ak konumak, tedbir diye dndn ak sylemekti. Bu ricasn bildirecek zat, hocas Naci Bey'di (Mebus General Naci Eldeniz). Kendisine maksadn ima bile etit: - Naci Bey'in o gn veya ertesi gn iin bir mlakat almaya elinden geldii kadar altnda phe yoktu. Fakat kafasndaki kararn gizliyen Vahdettin, saflktan gelerek, nmzdeki cuma selamlna gelmekliimi ve benimle orada konuacan tebli etti. Cumaya birka gn vard. Beklemekten baka ne yapabilirdim? Cuma gn selamla gittim ve darda bekleyenlerce hayli tefsire urayan mlakatta bulundum. Konuma uzun srd. Ancak

konutuklarmz ok ksa idi. Ben szme balang ararken, padiah beni nledi, dedi ki: ''- Bilirim ki ordunun zabitleri ve kumandanlar sizi severler. Bana teminat verebilir misiniz ki onlardan bana bir fenalk gelmeyecektir.'' Byle bir sualin sebebi ne olduunu hemen kavrayamadm. ''- Orduya ait baz malumat m var, efendim?'' diye sordum. Gzlerini kapad, ne evet, ne hayr dedi, yalnz sualini bir daha tekrar etti. ''Geri, dedim, ben stanbul'a geleli birka gn var. Buradaki vaziyeti tamamyla bilmiyorum. Yalnz ordu kumandan ve zabitlerinde zat-ahanenize kar bir cereyan olmas iin sebep grmyorum.'' Anlalmaz bir tavrla ilave etti: ''- Yalnz bugnden bahsetmiyorum, bugnden ve yarndan...'' Bu son cmle beni pheye drd. Demek yarn padiah yle bir hareket yapabilir ki ordunun vatann seven kumanda ve zabit heyeti bundan mteessir olabilir. Padiahn verilmi bir karar olmal idi. Biz ise bu kararn ne olduunu bilmeyen veya anlamak istemeyen kimselerle konuuyorduk. Zat-ahane gzlerini aarken ayaa kalkt, u szlerle mlakata son verdi: ''Siz akll bir kumandansnz. Tecrbesiz arkadalarnz tenvir edeceinizden eminim.'' Meclis feshedilmitir. Hatta o zamanlar u rivayet de karlm: Padiah bu fesih ii iin Mustafa Kemal'e danm, o da hem doru olduunu sylemi, hem de ordunun kendi fikrinde olduunu bildirmi. ili'deki evine ekildi. stanbul sokaklar tilaf askerleri ile dolu idi: ''Boazii, toplarn saa sola eviren dman zrhllarndan lacivert sular grnemeyecek kadar rtl idi.'' Birok hisli vatandalar ancak ekmek ve erzak almak iin evlerinden kabiliyor, onlar da hakaret grmemek iin, duvar diplerinden, bzlerek ve eilerek, geiyordu: ''Koskoca stanbul ve ehirde yaayan yzbinlerce halk adeta sesleri kslm bir halde idi.'' Bir gn Akaretler'de anasnn evinde iken, kapy talyan askerlerinin zorlam olduunu haber verdiler. Aa indi, kim olduunu haber vererek, yukar kmamalarn istedi. Mustafa Kemal'in pek sinirli olduunu gren

zabit: ''- Biz byle emir aldk, yerine getirmeye mecburuz!'' dedi. - Size bu emri veren kimdir? - Kumandanmz! - Evimden kmanz iin ne yapaym? - Kumandanmzdan bir emir getirmelisiniz! - O halde, dedim, bu emri almaya alrm. O zamana kadar siz de olduunuz yerde kalnz. Zabit nazik davrand. Evde telefon olmad iin, Mustafa Kemal, bir ke yukarda oturan Diyarbekirli Kzm Paa'nn apartmanna kotu. talyan mmessilliini arad, telefona gelen zatla bana geleni hikye etti, bir mddet sonra kendisine u cevab verdiler: ''Affedersiniz, mutlaka bir yanllk olmal... Askerlerin bandaki zabiti telefona arrsanz emir verilecektir.'' Zabit geldi, konutular, ve evi zorlamaktan vazgetiler. Bundan baka ertesi gn kendisine ili blgesi talyan kumandannn arkas yazlarla dolu bir kartn getirdiler. Bu yazlar unu diyormu: ''Bu eve kimse tecavz edemez.'' Birka gn sonra bu sefer talyan olmayan bir mfreze eve geliyor. Mustafa Kemal orada yoktur. Kart gstermiler. Askerlerin bandaki zabit, yrtm ve btn evi aram. - Btn bunlar mtareke ile beraber stanbul'un ne hale geldiini gzlerinizde bir daha canlandrmak iin anlatyorum. -2Artk Mustafa Kemal birok tandklarn ve bildiklerini arayarak, yahut kendini arayanlarla buluarak, sk temaslara giriiyor. Ne saray, ne de hkmetten mit kalmtr ve bu gidile, vatann hayrna herhangi bir bar elde etmek imkn da yoktur. - Eski arkadam Fethi Bey'le (Fethi Okyar) gnler ve gecelerce dertletim. Benim evimde veya onun apartmannda konuuyor ve birbirimize ayn eyi soruyorduk: Ne yaplabilir? Temas ettiklerim arasnda eski

ttihatlardan, yahut, tilaflardan, igal kuvvetleri ile beraber alanlardan birok kimse vard. Her biri ile bsbtn baka trl gryordum. Bunlar dnda pek samimi ve mahrem bir temasm da smet Bey'le olmutur. (smet nn, Cumhurreisi). ''Bir gn Fethi Bey ve drt mterek arkadamla birlikte, bir hayli mnakaadan sonra, ihtilalci bir komite kurmaya karar verdik ve ihtilalci tedbirler dnmeye baladk: Padiah deitirmek, kabineyi drmek, yeni bir hkmet tekil ederek daha azimli hareketlere bavurmak gibi.. Baka bir gn bizim ili'deki evde toplantmz nihayet bulduktan sonra drt kiiden biri dedi ki: ''Arkadalar, ben ok dndm. Namusumla sz veririm ki srrnz gizli kalacaktr, fakat komitede almaya devam etmeyeceim.'' Hepimiz hayret iinde birbirimize baktk. imizden biri: ''- Bu ne demek, muvaffaikyetten emin mi deilsiniz?'' diye sordu. ''- Hayr, bunu dnmedim. Muvaffak olacaksnz. Fakat ihtilalciler muvaffak olsalar bile birok tehlike karsndadrlar. Bunu da kabul etmelidirler. te o zaman ben ve benim gibiler, sizin kararlarnz tatbik etmek zere iktidara gelecek ihtiyat namzetler oluruz.'' Fethi Bey'le ben gzlerimizle konutuk. Derhal dedim ki: ''- Beyefendinin itirak etmeyecei bir teebbs makul de olmayabilir. Onun iin cemiyeti hemen feshetmeliyiz.'' Byle yaptk. Kendisi msaade alp gitti. Kalanlar cemiyeti tekrar kurmu oldular. Konumann bu ksmnda Mustafa Kemal, Fethi Bey'le eski mnasebetlerinden bahsetti ve u fkray anlatt: - Fethi Bey stanbul'da Dahiliye Nazr olmadan nce Minber isminde bir gazete kard, belki hatrlarsnz. Sahibi ve bamuharriri o idi. Fikirlerimizi birlikte neretmek zere ben de kendisi ile ortak olmutum. Gazetenin ne derece muvaffak olduunu bilemem. Herhalde benim bu ilk ve son gazeteciliim muvaffak olmamtr. Gnler geldi, geti. Mustafa Kemal ve baz arkadalar u kanaate vardlar ki Vahdettin'i ldrmekten, hkmeti drmekten esasl bir netice almaya imkn yoktu. Nihayet yeni hkmdar ve yeni hkmet de dman sngleri

karsnda bulunmak vaziyetinden kurtulmu olmayacaklard: - Bununla beraber bu temaslarmda devam ediyordum. lerinden bir ksmnda saf bir vatanperverlik hissinin cokunluundan baka, ne fikir, ne de tedbir kabiliyeti vard. Bir ksmnn hl hasis politikaclk menfaatlerinden baka dndkleri yoktu. Kendi kendime u karar verdim: Mnasip bir zaman ve frsatta stanbul'dan kaybolmak, basit bir tertiple Anadolu iine girmek, bir mddet isimsiz altktan sonra, btn Trk milletine felaketi haber vermek! ''imde ok dikkatle gizlediim bu srr vakti gelmedike kimseye sylemedim. Byle bir karar vermemiim gibi, herhangi temaslara devam ettim. Srdalarmdan birini size haber vereyim: Bir gn smet Bey'i (smet nn), davet ettim. ili'deki evimde beni yalnz bulan smet Bey: ''- Gene ne var?'' dedi. Sual sorarken, gzlerinin ii yksek zeks ve itimat veren derin neesi ile glyordu. Hatrladma gre smet Bey o tarihte stihzarat Sulhiye Komisyonu'nda askeri mtehasss olarak bulunmakta idi. ''- Ne haber dedim. ''- Tahmin edecein gibi... ''- uradan bana bir Trkiye haritas bulup masaya aar msn? zerinde konuacam. ''smet Bey haritay bulup, at. Fazla olarak daima cebinde tad pergeli de kard. Latife ettim: ''Henz pergellik bir ey yok. Biraz pergelsiz grelim!'' ''- Ne yapacaksn? diye sordu. ''Bu mnasebetle sylemeliyim ki benim daima en iyi anlatm dostlarmdan biri smet olmutur. Onun iin bu mlaktn sebepsiz olmadna hkmetmiti. ''- Mesela, dedim, hibir sfat ve salahiyet sahibi olmakszn Anadolu'ya gemek ve orada milleti uyandrarak kurtulma arelerini aramak iin en msait mntaka ve beni o mntakaya gtrecek en kolay yol hangisi olabilir? ''Yzme bakt, tekrar neeli ve mitli gld: ''- Karar verdin mi? dedi.

- imdilik bundan bahsetmeyelim, bana memleketi, milleti ve orduyu anlayp bilen, vaziyeti yakndan gren, tehlikede phesi olmayan bir arkada gibi cevap ver! ''smet Bey masann kenarndaki sandalyeye iliti ve derin derin dnmeye balad. O srada ben salonun iinde dolayordum. Bana sesleninceye kadar gezindim. Birdenbire ayaa kalkt, glerek: ''- Yollar ok, mntkalar ok! dedi. ''Baz ziyaretilerin geldiklerini haber verdiler. Haritay kapamaya vakit kalmadan ieri giren tandklarla baka bahislere daldk. Bir hayli mddet sonra gene smet Bey'le yalnz kaldk: ''- Ne yapacan bana ne vakit syleyeceksin? ''- Zamannda!'' Biraz durarak ilave etti: ''- Bu dakikada siz de dnrsnz ki verilmi bir kararm varken onu niin hemen tatbik etmiyorum? Ben de hemen syleyeyim ki ar ve kati bir kararn doruluuna inanmak iin vaziyeti her kesinden mtala etmek lazmdr. Ar ve kati bir karar tatbik edilmeye balandktan sonra: ''Keke u tarafn bu tarafn da dnseydim. Belki bir kar yol bulurduk, yeniden bunca kan dkmeye, bunca can yakmaya ihtiya kalmazd!'' gibi tereddtlere yer kalmamaldr. Byle bir tereddt, karar sahibinin vicdannda kanayan bir nokta olur ve onu yaptnn doruluunda da pheye drr. Bundan baka, beraber alacak olanlar, yaplandan baka bir ey yaplmak ihtimali kalmadna inanmal idiler. te benim mtareke srasnda drt be ay stanbul'da kalm, srf bunun iindir. ''Bu geirdiim zamann bir ksmn da hazrlklara ayrdm. Tahmin edersiniz ki fikir hazrlklar, seferberlikte asker toplamak iin davul zurna ile temin edilemez. Fikir hazrlklarnda tevazuyla almak, kendini silmek, karsndakine samimi bir ilham etmek lazmdr.'' -3-

''- O sralarda Anadolu'ya geen kumandanlarla alakalanyordum. Kulamdan rahatsz olduum gnlerde idi, arkadam Ali Fuat Paa (Ali Fuat Cebesoy) beni hasta yatamda ziyaret etti, kendisi Ulukla taraflarndan imendiferle Ankara'ya nakledilmek zere bulunan 20'inci Kolordu Kumandnln alacakt: ''- Bu kolordunun banda bulunmalsn, bundan sonra ehemmiyetli eyler olacaktr. Kolorduna hkim ol. Etrafna emniyet ver. Hele halk ile yakndan temas et!'' Ali Fuat Paa ile Erknharbiye Mektebi'nde ayn snfta arkadalk etmitim.Askerlik hayatnn kanl ve buhranl safhalarnda birlikte bulunmutum. Beni ok sevdiini bilirdim. Babas Fazl Paa beni o kadar severdi ki ara sra gelir, boynuma sarlr, ''- Senden Fuad'n kokusunu alyorum! derdi. Mustafa Kemal'le konuanlar arasnda Anadolu'ya gitmek sergzetini tehlikeli bulanlar az deildi. ngilizlere itimat verebilsek, yahut Franszlar kazanabilsek, veya talyanlarla ho geinme yollarn arasak gibi mitler besleyenler vard: ''- ahsen bunlara inanmyordum. Fakat inanmakta olanlar hadiseler fikirlerinden caydrmal idi. Mesela bir ayia kar, sefaretlerden birinin papaz Vahdettin'le mlakat aramtr ve kendisine bilmem ne manada teminat vermitir. Saray ferahlk iindedir. Bu ferahlk, etrafa da sirayet eder. stanbul her gn bu trl baka bir ayia ile alkalanmakta idi. ''- Bir gn, Umumi Harpte stanbul otellerinden birinin mdr iken tandm M ..... ili'deki evime geldi, Fethi Bey de yanmda idi. Birok eyden bahsettikten sonra, bana dedi ki: ''- Burada ecnebilerle temastaym. Size ne kadar ehemmiyet verdiklerini de biliyorum. ...... Sefaretinde Msy F ...... sizinle grmek istediini birka defa tekrar etti. ster misiniz sizi bizim evde buluturaym. ''Fethi Bey'e doru dndm, kabul et, der gibi bakt: ''- Konualm, dedim, fakat eer o istiyorsa...'' davet gn Madam M ...... 'nin salonundayz. Biraz sonra ''- Msy F...... F'' dediler,

ieriye giren zat oturduum kanepenin soluna yerleti. Franszca gryorduk: ''- Ben oktan beri Trkiye'de yaayan bir ecnebiyim, diye sze balad, Trklerin, daha dorusu, ttihat ve Terakki'nin idaresini bizzat grdm. Ne fecidir efendim, bilirsiniz. Umum Harp'te ahit olduklarm tekrar etmekten utanrm. Belki de hepsini anlatsam, medeniyet lemi Trkiye'yi mahveder.'' ''Fakat, dedim, siz benimle grmek istemisiniz, bu hanm ve kocas delalet ettiler, sizinle konumam faydal olacan sylediler, bana bunlar sylemek iin mi bu mlakat aradnz?'' ''- ttihat ve Terakki'nin cinayetlerini evvela tesdik etmelisiniz.'' ''- Ben ttihat ve Terakki'nin mmessili deilim!'' Nutkuna devam etti. Canm sklmad deil, fakat bunu mmkn olduu kadar saklamaya altm: ''- Evet, ttihat ve Terakki'nin mmessili deilim, fakat msaadenizle sylemeliyim ki ttihat ve Terakki vatanperver bir cemiyet idi. Balangcndan ok zaman sonrasna kadar ben de bu cemiyet iinde bulundum. Cemiyet hibir vakit sizin bu tezyiflerinize (aalamalarnza) hak verecek bir mahiyet almamtr. ok kusurlar ve yanllar olabilir. Ama vatanperverlii mnakaalarn stndedir.'' Bu zatn, bu mlakat iin istediini hl anlamadm. Fakat bir kk hatrama ilave edeyim: Ankara'da bulunduum sralarda bir gn Antalya'ya geldiini ve Madam M ......'in salonunda kendisinden ''Gene grelim!'' vaadi ile ayrlm olduumu hatrlattn yazdlar. Ne cevap verdiimi tahmin edersiniz. Ecnebilerle bu temaslar, beni tandklarmdan birounun dncelerinden uzaklatrmaya yardm etti. ''Benim kanaatim o idi ki, ve daima o oldu ki dnyada insan diye yaamak isteyenler, insan olmak vasflarn ve kudretini kendilerinde grmelidirler. Bu uurda her trl fedakrla raz olmaldrlar. Yoksa hibir medeni millet, onlar kendi srasnda ve safnda grmek istemez. -4-

stanbul'u igal eden tilaf devletlerinin mmessilleri, politikaclar, hatta askerleri bir noktay anlamaya ok ehemmiyet veriyorlard: Trkiye'de, btn memlekete nfuzunu hissettirecek bir tekilat olmasna ihtimal var mdr? Byle bir tekilat varsa onun bana geebilecek ahsiyetler kimler olabilir? ttihat ve Terakki'yi hi hatrlarndan kardklar yoktu. ''- Bir gn A....... Bey bir talyan ahsiyetinin Fethi Bey ve benimle grmek arzusunda bulunduundan bahsetti. Bir talyan mimarnn evinde buluacaktk. Teklifi kabul ettik. Bonmarenin karsnda byk bir apartman! aydayz. Bahsedilen zat hemen sze balad: ''- Ben Trkiye'nin hakiki dostuyum. Hkmetin acizlii yznden bu memleketin nasl fena akbetlere srklendiini de gryorum. Sizin bunlar drecek ve yeni bir hkmet kurabilecek tekilat ve adamlarnz var mdr?'' ttihat ve Terakki frkasndan bahsettiine, bizi de frkann reisleri arasnda saydna phe yoktu. Ben ilk defa tantm bu zatla konuur olmaktan ekindim. Arkadam, belki de bizde tasavvur olunan ehemmiyeti yanl karmamak iin, kuvvetli olduumuzu ve kuvvetli arkadalarmz da bulunduunu syledi: ''- O halde, kendinizi gstermelisiniz?'' dedi. Biraz da imtihana benzeyen bu konumadan nasl bir netice kacan dnyordum. O gnk hkmeti biraz daha tenkit ettikten sonra, bize veda etti ve gitti. Herhalde talyanlarn bir baka maksatlar olmal idi. Arkadalarla bu maksadn ne olabileceine hkmettik: Antalya ve havalisinden baka zmir ve havalisine de hkim olmak! Buralar Yunanllara brakmamak! Baz hadiseler bu kanaatime kuvvet verdi. talyan ahsiyeti bizden, fakat Arnavut aslnda baz kimselerle de temas ediyormu. Onlara yle bir sr da emanet etmi: ''zmir ve havalisini Yunanllara igal ettireceklerdir. Trkiye phesiz bundan memnun olmaz. talya da ayn endiededir. Onun iin zmir ve havalisinde Yunan istilasna kar silahl tekilat yapmalsnz. Yunanllar zmir topraklarna sokmamaya almalsnz. Eer bunda muvaffak olamazsanz, hi olmazsa dostunuz talya'y tercih etmelisiniz!'' Bu i

iin talya'nn istenildii kadar silah ve malzeme vereceini de temin ediyormu. Bu teklifi dinleyenler arasnda makul grenler, hatta talyan deniz vastalar ile zmir'e giderek telkinlere balayanlar bile olmutur. Gene onlar byle bir mukavemet tekilatnn bana geebilecek bir kumandan bile bulmular: Ben! Bunu da kendileri ile gren zata sylemiler. ''- Bunu yapar m?'' diye sormu. ''- Emin olunuz'', cevabn vermiler. Her halde beni tavsiye edenler, bu ite yalnz Trk menfaatini dneceimi hesaba katm olacaklar. Bir gn, arkadalarmzdan biri tarafndan Beyazt taraflarndan ve tasavvurlarndan, fakat onlar yalnz bir dostluk yardm ekline sokarak, bahsettiler. Hatta o zat ile mlakat gnnn tespit olunduunu da haber verdiler. Gldm: ''- ok safsnz, dedim. Bununla beraber kendisi ile konuacam!'' Mlakat saatinde talyan ahsiyetinin brosunda bulunuyordum. ok terbiyeli ve nazikti. Evimi basan talyan mfrezesini geri armak iin mmessilin nasl yardm ettiini anlattm: ''- Ekselans dedi, herhangi bir tehlike karsnda sefarethanenin emrinize hazr olduunu ben de syleyebilirim.'' Yldrmla vurulmua dndm, teessrm saklamak iin nefsimi g tuttum. talyan tebaas m oluyordum? Dedim ki: ''- Beni buraya mhim bir eyden bahsetmek iin siz davet etmisiniz. Bu mhim eyi dinlemek istiyorum.'' Bir an durdu, ''- Ha, dedi, bu mlakat sizin de tandnz arkadalarnz istediler. yle pek mhim bir mesele bahis mevzuu deildi!'' ''- O halde fazla rahatsz etmeyeyim!'' dedim ve kalktm. Gryorsunuz, arkadalar, bir millet esirlie dnce o milletten olan herkes nasl hi olur. Ben bu yabancnn evinden karken, btn uaklarnn arkamdan gldklerini duyar gibi oluyordum. Caddenin kalabal arasnda kendimi kaybetmeye altm ve beni buraya srklemi olanlara kstm. Bununla beraber, bu zat, ilk sznn benim stmdeki tesirini grnce, bana btn o tasavvurlarndan bahsetmemek inceliini gstermiti. -5-

O srada stanbul'da birok kimseyi tevkif ettiler. Fethi Bey de bunlarn arasnda idi. ''- Fethi Bey'i iki defa tuttular. Birincisinden, bilmem nasl, abuk kurtuldu, fakat ikincisi biraz uzun srd. Galiba bu ikincisinde olacaktr, kendisini grmek istedim. Yaverim mevkuflarn polis mdrl iindeki bir dairede bulunduklarn haber verdi. Resmi niformam giydim, yaverimi yanma alarak gittim. Polis Mdr Umum Harpte liyakatsizlii iin hali fena muamelede bulunduum bir eski zabitti. Merdivenlerden karken, kendi ayamla geldiim hapishanede kalmak korkusu hatrma geldi. Belki bir hayrlar olur diye, sahanlklarda rastgeldiim ve polisi takviye eden gen jandarma zabitlerinin ellerini skyor ve hatrlarn soruyordum. lerinden beni tanyanlar da vard. Dam katna ktk. Etrafma baktm, dar bir koridor stnde karlkl ufak odalar! Manzara heybetli idi: sadrazamlar, nazrlar, btn ''ricali mhimme'' ve baz mehur gazeteciler! Benim de ilerine katldm grnce sevindiler. Her taraftan neeli: ''- Buyurun!'' sesleri geldi. Sadrazam Sait Halim Paa'nn odasna gittik. Baka nazrlar da geldi: ''- Ne var, ne oluyor? diye soruyorlard. Ne kadar derin dncelere daldm. Canmn yand u idi: bu zatlar arasnda hesaba imtihane ekilmek lazmgelenler vard. Fakat hesap soran millet deildi. Bilakis milleti daha ar bir felakete srkleyen insanlard. Damda Fethi Bey'le biraz dolatk, konutuk. ''Ben de o gnlerde birtakm takiplere urar gibi olduumu hissettim. stanbul'da hl Ordu Kumandan sfat ile bulunuyordum. Ne azledilmi, ne tekat olmu, ne de aa karlmtm. Resmi bir vaziyette idim. Bir gn Harbiye Nezareti'nden bir tezkere geldi: otomobilimi ve yaverimi almlar ve tahsisatm kesmilerdi. O gn iktidarda bulunanlardan kendi hakknda byle bir muamele beklemiyordum. Bu, henz geldii taraf belli olmayan bir tazyik idi. ''O tarihlerde General Allenbi stanbul'a gelmiti. Bir gn Harbiye Nazr ve Erknharbiye Reisini karsna

alarak cebinden kard bir not defterinden baz eyler dikte ettirmek ister. Nazr ve kinci Reis konumak isterlerse de General Allenbi: ''- Grmek iin deil, baz arzularm sylemek iin sizleri kabul ettim, cevabn verir. ''te bu konumalar arasnda, Allenbi, Altnc Ordu Kumandanl'na benim tayin olunmaklm da tavsiye eder. Gideceim yerin neresi ve alacam vazifenin ne olduunu, ne vaziyette kalacam tabii anlyordum. Hemen reddettim. Yaver, otomobil ve tahsisat meselesi bu hadiseye bal olsa gerekir. Harbiye Nezareti'nin muamelesini harp hizmetlerine ve erefine bir tecavz sayan Mustafa Kemal, bir istida ile bunu protesto etmitir. Bu istida Maarif Vekillii tarafndan nerolunan ''Tarih Vesikalar'' dergisinde kt, sanyorum. Yalnz Mustafa Kemal bize hatralarn anlatrken, bu istidann smet Bey (smet nn) tarafndan kaleme alnm olduunu sylemitir. O zamanlar ordu kumandanlarn u veya bu vasta ile kk drmek bir parola idi. Bu hcumlar nihayet Mustafa Kemal'e kadar bulat, muhalif gazetelerden birinde bir yaz kt. Mustafa Kemal, ordu haysiyetinin daha iyi mdafaa edilmesi lazmgeldiini Harbiye Nezareti'ne yazd. Gariptir ki Harbiye Nezareti'ne giden bu mektup, Nazr tarafndan gene o gazeteye verilmitir. Ve gazete sahibi bu sefer kendisi tecavze uram gibi bir sahte tavr taknmtr. ''- Beni Osmanl mahkemelerine dava etti. Bir gn bir celpname aldm. Hakaret maznunu sfat ile bir hafta sonra mahkemeye arlyordum. Yaman atmtk. Aklm bama topladm, kumandanlk mevkiinde deildim. Siyasi bir ey de yapamazdm. Hukuk areleri bulmal idim. sterdim ki bu muhakemede bulunaym: Fakat o zamanki stanbul gazetecilerinin en aas ile kar karya gelmek ok gcme giden bir eydi. Bundan baka davann baz yksek politikaclar tarafndan hazrlanma bir plan neticesi olduunu da dnyordum. Ne yaparsam yapaym, mutlaka mahkm olacaktm. Bu vesile ile birok dertlerimi dksem bile, bunlar mahkeme salonlarnn duvarlar iinde

kalacakt. Tandm avukat Sadettin Ferit Bey'i davet ettim. Kendisine vaziyeti anlattm ve fikrini sordum: ''Dava ehemmiyetlidir, dedi, mahkm olmanz ihtimali vardr.'' ''- Amma yaptn canm, ben hi de mahkm olmak niyetinde deilim!'' Maksadm pek tabii olarak kavrayamayan avukatm cevap verdi: ''- Elbette. Fakat msaade ederseniz, mddeinin vekili ile konuaym!'' ''Hayr, msaade edemem, ben hakl olduumu biliyorum. Mddeinin avukat ile grmeye ne lzum var? Bu i yolumun stne kan bir dikendir. Biraz daha zamana ihtiyacm var. Davay lehimde de kazanmanz istemiyorum. Yalnz bana zaman kazandrabilir misiniz?'' ''- Buna sz verebilirim!'' lave ettim: ''- Bu vesile ile oyalanmak, belki de hrriyetimdem mahrum olmak istemem. Siz buna mani olabilirseniz, en byk iyilii yapm olursunuz!'' Vekilim bir iki defa mahkemeye gitti, davay datt, bana o kadar zaman kazandrd ki stanbul'dan ktm gn henz mahkeme bitmi deildi. -6Bir sual sorulabilir: Vaktiyle Enver'in muhalifi tannmakla beraber, Hrriyet ve tilaflar tarafndan da bir trl kendisine itimad olunmayan Mustafa Kemal niin bakalar gibi tutulup hapsedilmemitir? Cevabn hatralardan dinleyelim: ''- Mtareke devrinde zzet Paa'dan sonra sadarete gelenlerle adeta her gn deien kabinelerinde nazrlk vazifesi alanlarn hakkmda yle bir telakki beslediklerini zannediyorum: Beni Talat Paa'nn, Enver Paa'nn ve umumiyetle tilaf ve Terakki erknnn muhalifi addediyorlard; bu sebeple taraflarndan kazanlabileceim ve onlara hizmet ederek faydal olacam fikrinde idiler. Benimle bu yoldan temas arayan, dostluk kurmaya alan nazrlar olduunu hatrlarm. Mesela bir aralk Dahiliye Nezareti'nde bulunan Mehmet Ali Bey adnda bir zat, bir iki defa ili'deki evimde beni ziyaret etti. Bu ziyaretinden memnun kaldn da arkadalarna sylemi. Bir defa da Bahriye Nazr Avni

Paa ile gelerek muhtelif mevzular zerinde benimle konutular. Artk adeta ahbap olmu gibi idik. Bir defa bu zatlar tarafndan ''Cercle d'Oriant''ta bir le yemeine davet olunmutum. Bununla beraber unu da sezer gibi idim: Temas ettiklerimin arkadalar arasnda bana emniyet etmek doru olmad kanaatinde bulunanlar vard. Bir gn Avni Paa, otomobilini gndererek, beni Bahriye Nezareti'ne davet etti. Hatta evinden sefertas ile gelen le yemeini de beraberce yedik. Bu saf nazrdan bir eyler anlayabilmek iin, ne dnd, vaziyeti nasl grd hakknda baz sualler sordum. Hibir eyden haberi olmadn ilk szlerinden anladm nazr, iyi eyler dndklerinden, Sye-i ahne'de, ilerin iyi olacandan, ok kuvvetli bulunduklarndan, ngilizlerle anlamak zere olduklarndan bahsetti. Tebrik ettim ve ok houna gidecek memnuniyet alametleri gsterdim. Avni Paa, o vakit Harbiye Nazrl'nda bulunan akir Paa'nn damad idi. ''Bir aralk ismine ve ahsna ok ehemmiyet verilen yan Reisi Ahmet Rza Bey'in padiahla ok sk temaslarda bulunduunu ve belki de sadrazam olacan iitiyordum. Kendisi ile mnasebette bulunan bir arkada bana ayn haberleri verdi, unu da ilave etti: ''- Ahmet Rza Bey sizinle mahrem grmek arzusundadr!'' Fakat gze arpmamak iin ne onun benim evime gelmesi, ne de benim onun evine gitmekliim doru deilmi. Kendisi haftada birka gece yan dairesinde kalyormu. Bir gece ben oraya giderek konumal imiiz. Bu mlakt kabul ettim. Riyaset brosunun stne dirseklerini dayayan Ahmet Rza Bey bana dedi ki: ''- Geri padiah bana henz hibir iarette bulunmu deildir. Fakat eer sadareti teklif edecek olursa, kabul edip etmemekliim hakkndaki fikriniz nedir.'' htimal ki kendisine byle bir teklif yaplmtr ve sadaretinin ne tesir yapacan anlamak istemektedir. Bir sual daha sordu: ''- Bugnk kabineden memnun musunuz?'' ''- Hayr! ok acizdirler, haysiyetsizdirler.'' ''- O halde ilk sualime cevap verir misiniz-'' ''- Beyefendi, dedim, padiah bugnk kabineyi beenmiyorsa, acaba sebepleri nedir? Acaba kabinenin

ecnebi tazyiklerine kar aciz olduundan ve ciddi tedbirler alamadklarndan m mteessirdir? Sizde ve nazrlarnzda aksi vasflar m arayacaktr. Eer byle ise sadaretinizin hayrl olacana phe yoktur. Hatta bunun iin padiah zerinde tesir de yapmalsnz.'' Biraz da kimlerin byle bir kabinede nazrlk alabileceklerine dair konutuk: ''- En ok dnlmesi lazmgelen kuvvettir, ordudur. Geri ordumuz malubedilmitir. Fakat ne de olsa geriye kalan kuvvetler, son erefi kurtarmaya hizmet edecek bir hale getirilebilir!'' ''- Askerler iinde ok kymetli ahsiyetler vardr. Geenlerde Cevat Paa Hazretleri ile konumutum. Fikirlerinden ok memnun kaldm. Mesela Harbiye Nezareti'ni ona vermek...'' ''- ok isabetli olur'', dedim. ''htimal, Ahmet Rza Bey'in bana da sylemek istemedii esasl dnceleri vard. Fakat ne kendisine sadrazamlk verilmitir, ne de o, eer dndkleri varsa onlar tatbik edebilmitir. -7''- Ben artk son denebilecek bu temaslar ve mlaktlarda bulunurken, stanbul iinde mspet altn bildiim bir makamdan bahsetmeliyim. Birok mtareke kabinelerinin birinde Harbiye Nezareti'ne geen Cevat Paa, faziletinden ve liyakatinden emin olduu Fevzi Paa'ya (Mareal Fevzi akmak) Erknharbiye-i Umumiye Reislii'ni teklif etti. Fevzi Paa'y ben de eskiden tanrdm. Anafartalar Grubu Kumandanl'ndan ayrldm vakit yerime onu tayin etmilerdi. Bir tarihte kinci Ordu Kumandanl'ndan Yedinci Yldrm Ordusu Kumandanl'na getiim zaman da benim yerime gene o faziletli arkada geldi. stifa etmi olduum Yedinci Ordu Kumandanl'n da gene kendisine devretmitim. Fevzi Paa beni istifa mecburiyetinde brakan sebeplere gs germek iin shhatini kaybetmi, hayatnn tehlikeye girdiini grmtr. Hatta stanbul'a gelerek aylarca tedavi altnda kald. Fevzi Paa, Erknharbiye-i

Umumiye Reislii'nde ne yapacakt, ne yapabilirdi? Eni sonu bu milletin silaha sarlacandan phesi yoktu. Halbuki mtareke artlarna gre btn silahlar ve her yerdeki cephane tilaf Devletleri'ne teslim olunacakt. Fevzi Paa, mtareke artlarn tatbik eder grnerek, eer silah ve cephaneler tilaf Devletleri tarafndan kolaylkla naklolunabilecek yerlerde ise onlar Anadolu'nun iinde kalabilecek gibi yollardan sevkeder gibi davranmtr. Mesela, Diyarbekir'deki silah ve cephane trenle hemen stanbul'a gelebilirdi. Fevzi Paa yle sebepler buldu ki bunlar kanlarla Svas zerinden Samsun limanna gelmek zaruri sayld. imdiden haber vereyim ki btn bu kafileler nihayet benim elimde kalmtr. Gene mesela Ktahya'da pek ok cephane vard. Fevzi Paa, imendiferle tanmamalar iin ,bunlarn Ankara-Svas istikametinde nakledilmek zere emir verdi. Fakat bunlar, emrin iyz anlalamad iin kazaya uramtr ve trenle zmit Krfezi'ne getirilerek denize dklmtr. anakkale'deki toplarmz da tahrip olunacakt. Gerek Fevzi Paa, gerek onun yerine geen Cevat Paa'nn tertipleri ile bu toplar da, gizlice, sonradan bizim iimize yarayabilecek yerlere gnderilmitir. stanbul'daki depolarda bulunan silah ve cephane, hi kimse farknda olmakszn, daha sonra istediimiz yerlere gnderilecek tertiplere konmutur. ''Cevat Paa bir gn Harbiye Nezareti'nden ekilmek mecburiyetinde kalnca Fevzi Paa'ya der ki: ''- Paam, greceksiniz ki sk sk Harbiye Nazrlar deiecektir. Fakat siz yerinizde kalnz ki balanlan ileri yrtebilesiniz!'' Fevzi Paa, Ankara'ya gelinceye kadar, nasl strplara tahamml ettiini, sng tehditleri altnda bile beni tenvir ve iradedecek tedbirler alm olduunu sylemeliyim. ''Vahdettin kabinelerinde benim iin iki zt fikir olduunu yukarda sylemitim: Biri beni lehlerinde kazanmaya alanlar, dieri hibir suretle itimadedilmemek lazm olduunu iddia edenler! Aylarca, mnakaalardan sonra hangi fikir hak kazanm, bilir misiniz: Mustafa Kemal'e emniyet edilemez! Mustafa Kemal

stanbul'da birtakm menfi telkinler, belki hazrlklar yapyor. Bu adam stanbul'dan uzaklatrmak lazmdr. Mustafa Kemal'i Anadolu dalarna atmal ve orada rtmeli! Nihayet bu karar zerinde mutabk kalmlar. Bunu iiten yakn arkadalarm beni tebrik ettiler. ''Beni stanbul'dan karmakla ar bir ykten kurtulacaklarn zannedenler, makul bir sebep aramakla megul idiler. Nihayet bu sebep, igal kuvvetleri zabitlerinin raporlar ile dolu bir dosya halinde ellerine geldi. ''Bir gn Harbiye Nazr rahmetli akir Paa beni makamna davet etti. Brosunun karsna oturdum. Bir tek kelime sylemeksizin bana dosyay uzatt: ''- Bunu okur musunuz?'' dedi. Dosyay batan nihayete kadar gzden geirdim. Hulasas u idi: ''Samsun ve havalisinde birok Rum kyleri Trkler tarafndan her gn tecavze uramaktadr. Osmanl hkmeti bu vahi tecavzlerin nne geememektedir. Bu havalinin emniyet ve huzurunu temin etmek insaniyet namna borcumuzdur." Raporlar stanbul Hkmeti'ne verilirken bir de protesto ilave edilmiti: ''Bu tecavzleri menetmek lazmdr. Eer siz aciz iseniz, vazifeyi biz stmze alacaz!'' Dosyay okudukutan sonra Harbiye Nazr'nn yzne baktm: ''Emriniz paam'' dedim. ''- Bu byle midir, zannedersiniz?'' ''- Zannetmiyorum, fakat bir eyler olmak ihtimali vardr.'' Bunun zerine asl bahse geti: ''- te, dedi, byle midir, deil midir, evvela bunu meydana karmak iin oralara bir zatn gidip tetkiklerde bulunmas lazmdr. Ben Sadrazam Paa ile (Damat Ferit Paa) grtm. Sizi mnasip grdk. Oraya gidesiniz ve meselenin mahiyetini anlayasnz.'' ''- Memnuniyetle giderim. Ancak ben oraya Trkler Rumlara zulmediyor mu, etmiyor mu, yalnz bunu anlamak iin mi gideceim, memuriyetim bu mu olmak lazmdr?'' ''- Evet, dedi, konutuumuz budur!'' ''- Pekl, yalnz msaade buyurursanz, memuriyetime bir ekil vermek, lazm! Sizi zmeyeyim, arzu ederseniz Erknharbiye Reisinizle grerek bunu tespit edelim!'' ''- Hay hay!'' dedi.

-8''- Nazrlk makamndan karak, Erknharbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paa'y aradm. Yerinde yoktu. Yirmi gnden beri hasta olduu iin gelmemekte olduunu sylediler. Merak ettim. Acaba yeni bir rahatszl m vard? ok sonra anladma gre mesele u idi: Suriye Fatihi General Allenbi stanbul'a gelecei zaman, Harbiye Nazar, Fevzi Paa'y arm ve karlamaya gitmesini istemi. Fevzi Paa: ''- Ben bunu yapamam!'' demi. ''Yapmak lazmdr!'' cevabn alnca da: ''- Hastaym, evime gidiyorum!'' demi; o gnden beri de kmam. ''Dairede kinci Reis Diyarbekirli Kzm Paa ile karlatm. Kendisine Nazr Paa'nn bana verdii vazifeden bahsettim. ''- Malumatnz var m?'' ''Hayr!'' dedi. ''- te ben sana haber veriyorum!'' dedikten sonra, ''- Kaplar kapattrr msn?'' dedim. Kzm Paa glerek yzme bakt: ''- Ne oluyoruz?'' Kzm Paa ile ak konuarak btn dndklerimi anlattm: ''- Her ne sebep veya maksatla, beni stanbul'dan uzaklatrmak iin bir vesile aramlar ve bu memuriyeti bulmular. Hemen kabul ettim. Ben zaten u veya bu suretle Anadolu'ya gemek frsat aryordum. Madem ki onlar teklif ettiler, frsattan mmkn olduu kadar istifade etmeliyiz!'' Kzm Paa: ''- Nasl?'' dedi. Cevabm beklemeksizin ilave etti: ''- Ha... zaten ordu mfettilikleri meselesi var. Sen o taraflara ordu mfettii unvan ile gidebilirsin!'' ''- Unvann ehemmiyeti yok, dedim, yalnz imdi Harbiye Nazr ile konu, benden ne istiyorlar, tespit et, st tarafn kendimiz yaparz.'' Kzm Paa Harbiye Nazr'n grd, kendisinden ald direktif u idi: ''- Maksat Samsun havalisinde Rumlara tecavz eden Trkleri tedibetmek, sonra Anadolu'da birtakm milli teekkller beliriyormu, onlar da ortadan kaldrmak! Mustafa Kemal'i bunun iin yolluyoruz. Kendisine Sadrazam Paa ile beraber bir salahiyetname vereceiz!" Kzm Paa brosuna dnerek bana bunlar izah etti: ''- ok gzel'', dedim ve kaplarn eyi kapal olup olmadna baktm: ''-

Yalnzz!'' dedi. ''- Onlar ne istiyorlarsa azamisini ilave ederek bir talimatname kaleme alnz, yalnz bir iki noktay ben not ettireyim!'' ''- Peki!'' dedi. Benim ehemmiyet verdiim, salahiyet meselesi idi. Mmkn olduu kadar Anadolu'nun her tarafna emirler verebilmeli idim. stediim bir madde, Samsun'dan balayarak btn ark vilayetlerinde bulunan kuvvetlerin kumandan olmaklm ve bu kuvvetlerin bulunduu vilayetler valilerine dorudan doruya emir verebilmekliimdi. Bir baka madde, bu mntka ile herhangi bir temasta bulunan askeri ve idari makamlara iarlarda bulunabilmekliimdi. Kzm Paa'ya dedim ki: ''- Onlarn arzularn bir araya topla, fakat sonuna bu iki maddeyi ilave et!'' Kzm Paa yzme bakt: ''- Bir ey mi yapacaksnz?'' ''- Kulan bana doru uzat, dedim... Evet. Bir ey yapacam. Bu maddeler olsa da olmasa da yapacam.'' Kzm Paa gld: ''Vazifemizdir, alacaz!'' ''Dediim gibi yazd talimatnameyi okudu. Sonra beni brakarak, msveddeyi Harbiye Nazr'na gstermek zere odadan kt. Bilmem ne geti, bu kadar az zamanda ne geebilir, fakat Kzm Paa'nn sylediine gre Sadrazam Paa talimatnameyi imzalamayacakm. akir Paa da imza koymaktan ekinmi, ancak bu rahmetli de vicdani bir sezi olmak lazmd ki, ''- mza edemem!'' sznden sonra: ''- Mhrm basarm!'' demi. ''- Mhrn basyor mu?'' dedim. ''- Evet, hatta bana mhrn verdi ve bas dedi!'' ''- O halde talimatnameye Mustafa Kemal Paa lzum grdke dorudan doruya Sadrazam Paa ile muhabere eder, kaydn da ilave edelim.'' ''- ok iyi, ama akir Paa'ya okuduum msveddede bu kayt yoktu.'' Bununla beraber Kzm Paa byle bir madde de ilave ederek talimatname beyaza ekildi, akir Paa'nn makam mhr basld. ki nsha idi, birini cebime koydum. tekini de Kzm Paa'ya vererek: ''- Sen de bunu dosyanda saklarsn!'' dedim. Latifeli bir glle: "Paam, beni torbaya m sokuyorsun?" dedi. ''- Hayr, hayr, sana imdi yalnz teekkr ediyorum. Bir gn bunu hatrlarz!'' (1)

''Mfettilik meselesinin Erknharbiye-i Umumiye kinci Reisi tarafndan hatrlatldn sylemitim. Sonradan rendiim baz eyleri de ilave edeyim: Fevzi Paa'nn ittihat olduundan phe eden hkmet, kendisini makamndan uzaklatrmak iin galiba Birinci Ordu Mfettilii'ni teklif etmiler. Halbuki baka bir yerde sylediim sebeplerle Fevzi Paa'nn Erknharbiye reisliinde kalmas lazmd. stifa teklifini kabul etmemekte srar etmitir. Gene o sralarda Mersinli Cemal Paa Konya'da ihdas olunan bir mfettilie tayin olunduu iin benim de yeni vazifemi almaklm tabii ve kolay olmutur: Samsun'da Rumlar tazyik eden Trkleri tedibetmek zere Anadolu'ya gnderilmek istenen Mustafa Kemal, bylece btn ark vilayetleri iin ordu mfettilii salahiyetini almtr. ''Ne l ey... Ben o gn btn bunlar bilmiyordum. Talih bana yle msait artlar hazrlam ki kendimi onlarn kucanda hissettiim zaman ne kadar bahtiyarlk duydum, tarif edemem. Nezaretten karken heyecanmdan dudaklarm srdm hatrlyorum. Kafes alm, nde geni bir lem, kanatlarn rparak umaya hazrlanan bir ku gibi idim. -9Dokuzuncu Ordu Mfettii Mustafa Kemal Paa, artk erknharbiyesini tekil etmek yolundadr. kinci reisle konutuu srada, yanna alacaklarn kendi seeceini sylemitir. Erknharbiyesinde u isimleri gryoruz: Reis Miralay Kzm Bey (rahmetli General Kzm Dirik), Erknharp Husrev Bey (eski Berlin Bykelisi Husrev Gerede), Arif Bey (mebustu, sonradan suikastilerle beraber idam edilmitir), Doktor brahim Tali Bey (mebus), Doktor Refik Bey (rahmetli Bavekil Doktor Refik Saydam)... Bakalar ile beraber Erknharbiye yirmi yirmi be kiilik bir yekn tuttu. Merkezi Svas'ta bulunan 3'nc Kolordu'nun kumandan Salahattin Bey Konya'ya tayin edildiinden, onun yerine de Miralay Refet Bey'i (mebus general Refet Beler) seti. Bu muameleler

olurken, bir yandan da yol hazrl yapmakta, hususi ve resmi ziyaretlerde bulunmakta idi. Harbiye Nazr 9'uncu Ordu Mfettii sfatyla kendisini sadrazam paaya bizzat takdim etmek istedi: ''- Sadaret makamnda altn gzlkl, baklar sevinten parlayan Damat Ferit Paa bana ok iltifat etti. timad ne kadar derin olduunu, benden ok eyler beklediini syledi. Tatmin edici cevaplar verdim. Bana mutlak salahiyetler vermi olduunu ima eder szler sarfetti. Veda ederken, ''- Her arzunuzu dorudan doruya bana yazabilirsiniz, derhal yaplacandan emin olunuz!'' diyordu. Bunun ok faydal olacan syleyerek, derin teekkrlerimi tekrar ettim. Sadaret makamndan ktk. akir Paa ile holde yrrken bana dedi ki: ''- ster misiniz, Dahiliye Nazr Mehmet Ali Bey'le sizi konuturaym?'' ''- ok mnasip olur, efendim. Vazifemin o makamla alakas vardr.'' Mehmet Ali Bey'i daha nce tanm olduumu sylemedim. Dahiliye Nazrl brosunda, akir Paa pek iyi bir tertip bulnmu olmaktan deta sevinerek, Mehmet Ali Bey'in yzne bakt, beni gsterip: ''- Samsun'daki vakann tahkikine memur Mustafa Paa!'' diye takdim etti. Mehmet Ali Bey de sevin alametleri gstererek elimi tuttu, akir Paa'ya dedi ki: ''- Sizi tebrik ederim, ok isabetli bir intihapta bulundunuz, ben zaten paay tanyp takdir etmitim. Kanaatime siz de itirak etmi olduunuz iin bahtiyarm.'' Oturduk. Mehmet Ali Bey dahiliyeye ait ilerde bana her kolayl yapacandan, dorudan doruya muhaberede bulnacamzdan bahsetti. Pek samimi ayrldk. ''imdi size mahrem bir bulumadan bahsedeyim: Sleymaniye sokaklarndan birinde ho bir ev... Buraya vakitsiz ve teklifsiz gitmitim. Kim olduumuzu bilmeksizin bizi evin iinde gren hizmeti kz: ''- Ne istiyorsunuz, beyefendi hazr deil!'' diyordu. Kzcaza: ''- Hele bizi misafir odasna al, bir taraftan beyefendi de hazr olur!'' dedi. Odaya girdik. Hizmeti kza fazla bir ey sylemeye lzum kalmadan, ev sahibi beyefendi gler yz ile ieri girdi: ''- Ne haber.. ne haber.. bu ne baskn?'' Kimdi, tahmin ediyor musunuz:

smet Bey! (smet nn). ''- Vaktim dar, sana hikyeyi ksaca syleyeyim, dedim'' ve her eyi anlattm: ''- Ben yerleinceye kadar sen de bana yardm edeceksin ve i balad vakit yanma geleceksin!'' Veda etmek zere ayaa kalktm, ellerimi tuttu: ''- Biraz daha konusaydk..'' dedi. stanbul'da kaldm kadar benimle mmkn olduu kadar az alakal grnmesini de rica ettim. ''Fethi Bey'i teki mevkuflarla beraber Bekiraa blne nakletmilerdi. Bir iki defa da yanlarna gitmitim. Tekrar ziyaret ederek mahremlerime de bu mjdeyi vermek istedim. ne hapishane mdrnn odasna girdim, mdr beni hrmetle karlad ve ben oturduktan sonra ayakta durdu: ''- Oturunuz Ali Bey!'' dedim. Bu Ali Bey, Bulan gedii garbinde, kumandannn kendisini tenvir etmemi olmasndan, bana yanl malumat verdi iin aa kardm 20'nci alay kumandan idi. Kabahat onun olmadn sonradan anlamtm. imdi karmda duran ve arkadalar, nezareti altnda bulunduran o idi. Harpte aa karlm olmas, ona emniyet kazandrm olmal idi. Namuslu insanlar mdafaa etmek borcumuzdur. Ali Bey mstesna bir asker olmayabilirdi, fakat cephelerde fedakrlk etmi olanlardand. Ehliyetsiz bir kumandann kurban, hakka raz olacak kadar da temiz kalpli idi. Artk syleyebilirim. Hapishane mdr sfat ile son ziyaretimde bana dedi ki: ''- Paam haber aldk, Anadolu'ya gidiyormusunz. Ne vakit emrederseniz, mevkuflardan istediklerinizi yanma alarak size geleceim.'' Ayaa kalktm, Ali Bey'in elinden tuttum: ''- Bana muvaffakyetimin ilk mjdelerini veriyorsunuz, teekkr ederim'' dedim. Btn kouta serbese dolamak istediim iin, benimle beraber gelmemesini syledim. ''nce Fethi Bey'i grdm. Bir keye ekildik. Vaziyeti hikye ettim. Sonra koular dolatk. Bazlarnda birbirleri stne ylm insanlar, skk karyolalar... lerinden biri stme atld, boynuma sarlarak: ''- Gryor musun Kemal, ne haldeyiz?'' dedi: Husrev Sami! Baz bykleri odalarnda vakit ldrmek iin oyun oynar buldum. Mahremlerimizle Ali Bey'le bir tertip yapmak mmkn olacan konutuk. Veda ettim.

-10''- Yunanllar zmir'e asker karmazdan biraz nce, galiba maysn 14'nc gn, Sadrazam Damat Ferit Paa'nn Nianta'ndaki evine akam yemeine davetli idim. Muayyen saatte gittim. Benden baka henz kimse yoktu. Ksa birka kelimeden sonra uzunca bir durgunluk devam etti: Kendisinde Harbiye Nazr ile beraber grdm zamanki samimiyetten eser yoktu. Benimle yalnz kalmaktan sklyor gibi idi. Bir aralk saatine bakt: ''- Acaba nerede kald?'' ''- Birini mi bekliyordunuz, efendim!'' ''- Evet, Cevat Paa Hazretleri gelecekti.'' Gene skt... Biraz sonra Cevat Paa salona girdi. Hemen mz beraber yemek salonuna getik. Sofrada atal ve tabak tkrtlarndan baka ses yok. mz de susuyoruz. imden gelen suallere kendi kendime iimden cevap vermeye alyordum. Her halde benimle konuacak baz eyleri olmal idi. Belki de ok ehemmiyetli meseleler vardr, sofradan sonraya saklyordur, diyordum. Yemein sonuna yaklamtk. Sadrazam Paa ksa bir cmlesi ile beni vehimlerimden kurtard. Cevat Paa'ya ve bana bakarak: ''- Yemekten sonra biraz grelim'' dedi. ''Emir buyurursunuz!'' ''Ortasnda genie bir masa bulunan ok dar, fakat ho bir salon, daha ayakta iken Sadrazam dedi ki: ''- Bir harta getirsek de Mfetti Paa onun zerinde izahat verse...'' Kipert'in atlas geldi, Anadolu paftasn bulduk. Sadrazam Paa'ya baktm, ''- Ne cihetlerden izahat emir buyuruluyor'' dedim. ''- Mesela, dedi, Samsun ve havalisinde ne yapacaksnz?'' Kelimeler adeta azmdan dklmeye balad: ''- Efendim, dedim, ngiliz raporlarna gre Samsun ve havalisinde baz karklklar varm... Biraz mbalaaldr, zannediyorum. Ne de olsa bunlar basit eyler... Yerinde yapacamz tetkikat ile hallederiz. imdiden isabeli bir ey sylememekten korkarm.'' Cevat Paa'ya dnd: ''- Siz ne dersiniz?'' Cevat Paa pek tabii bir tavrla: ''- yledir efendim, bu gibi iler yerinde hallolunur.'' Kanaat getirmemi

grnen Sadrazamn kafasnda daha byk bir endie, sual ekli aryordu. Derken biraz heyecanl bir sesle sordu: ''- Pekl, siz bana harta zerinde nerelere kadar kumanda edeceksiniz, gsterir misiniz?'' Vesveseye dt noktay hemen anlamtm: ''- Efendim henz ben de pek iyi bilmiyorum, belki... takriben... (Kipert'in kk hartasna elimi koyarak) ihtimal u kadar ufak bir para...'' diye baz vilayetleri gsterdim ve manal bir tarzda Cevat Paa'nn yzne baktm. Ben hartadan elimi kaldrrken o da ilave etti: ''- Efendim, dedi, Paa tabii o mntkadaki kuvvete kumanda edecek... Zaten nerede kuvvet kald ki...'' Szn tamamlarken, vaziyetin hi de ehemmiyetli olmadn anlatmak istermi gibi, masadan uzaklar gibi oldu. imden Cevat Paa'ya teekkr ediyordum. Her birimiz birer koltua ekildik ve kahvelerimizi imeye baladk. Damat Paa ferahlam gibi idi: ''- Ne vakit hareket edeceksiniz?'' ''- Ne vakit emir buyurulursa... Ben hazrm, arzu ederseniz yarn veya br gn...'' ''- Zat-ahaneyi ziyaret ettiniz mi?'' ''- Hayr efendim'', ''- Ziyaret etmeden mi gideceksiniz?'' ''- rade buyurulmad.'' ''- Ben iradei seniyeyi tebli ediyorum, yarn kendilerini ziyaret ediniz!'' ''- Peki efendim!'' ''Sadrazamn konandan ktktan sonra, Cevat Paa ile kol kola, karanlkta, Nianta caddesinden Tevikiye'ye doru sk admlarla ilerliyorduk. Cevat Paa samimi bir lisanla bana sordu: ''Bir ey mi yapacaksn Kemal?'' ''Evet Paam, bir ey yapacam!'' ''- Allah muvaffak etsin!'' ''- Mutlaka muvaffak olacaz!'' Birbirimizden ayrldk! -119'uncu Ordu Mfettilii'nin hareketini geciktirmek iin artk bir sebep kalmamt. Btn muameleler bitmi, hazrlklar tamamlanmt. Mfettilik kararghn Samsun'a nakledecek vapur 16 Mays gn Galata rhtmnda sabahtan akama kadar hareket emri bekleyecekti. Mustafa

Kemal, veda etmek zere Erknharbiye-i Umumiye Reislii'ne gitti: ''- Reislik brosundaym. Fevzi Paa'nn yerine Cevat Paa tayin olunmutur. Tam o gn Fevzi Paa'dan vazifesini teslim alacakm. Bu suretle her ikisi ile bulumu oluyorum. Cevat Paa makamndadr, biz Fevzi Paa ile karsndayz. Bir vaka daha anlataym: Fevzi Paa'y niin ekip uzaklatrmak istediklerini sylemitim. Vazifesinden ayrmaya karar vermek iin daha sonra ciddi bir sebep olmu. Sebep u: zmir'e kmaya hazrlanan Yunanllar adalara asker ymaya balamlar. Erknharbiye'ye raporlar geldike, Fevzi Paa, byle bir tecavze atele kar koymak lazm geldiini Harbiye Nazr imzas ile tebli ediyormu. Nihayet bir gn Harbiye Nazr akir Paa, zmir kumandan tarafndan telgrafhaneye arlm. O zamana kadar bu gibi davetlere Fevzi Paa ile birlikte giderken, o gn Erknharbiye-i Umumiye Reisi'ne haber vermemi. Muhabere balam. Belki iyi hatrlayamam, fakat Erknharbiye dosyalarnda vesikalar olmak lazm, kumandan demi ki: ''- Amiral Galtrop mtareke artlarna gre zmir'e kp Kadifekale'yi igal edeceim, diyor, ne buyurursunuz?'' akir Paa, imzas ile, mtareke artlarna uyulmak icap ettiini yazm. Kumandan ifreli bir telgrafla unu ilave etmi: ''- Ondan sonra Yunanllar zmir'e kacakm, buna ne dersiniz?'' Harbiye Nazr: ''- Byle ey olur mu, hayal ediyorsun, vehmediyorsun! cevabn vermi. Muharebenin sonuna doru Fevzi Paa'y da telgrafhaneye armlar. Kendisine bahsettiim telgraflamalarn dosyasn vermiler. Harbiye Nazr'nn talimat ile, Fevzi Paa'nn ilk verdii emirler tezat halinde idi. Fevzi Paa'nn yerinde kalmasna ihtimal yoktu. Fakat onun yerine reislie gelen Cevat Paa da nihayet Fevzi Paa'nn yolunda yryecek bir ahsiyet idi. ''Masa stnde bir harta vard. Fevzi Paa'nn gzlerinden, yznden ve tavrndan ok dolgun olduunu anlyordum. Cevat Paa'nn ne dndn de bir gece evvelki Sadaret konandaki bulumamzdan biliyordum.

Fevzi Paa'ya dedim ki: ''- Paam vaziyeti nasl mtalaa ediyorsunuz?'' Gk grler gibi bararak: ''- Anlamyorum ki efendim... dedi (ve sa elinin ahadet parma ile hartada stanbul noktasn gstererek) buradaki rahatmz feda etmemek iin koskoca memleketi veriyoruz, bu ne akldr?'' imden sevindim ve daha ferahladm. Cevat Paa da: ''- yle oluyor!'' der gibi bakyordu. Hatrmda iyi kaldysa arkadalara unlar syledim: ''Hakikat sizin dedikleriniz ve dndklerinizdir. Ben bunu ispat etmek iin Anadolu'ya gidiyorum. Aramzda uzun grmelere lzum olmadn da gryorum. Yalnz sizlerden bir ey bekliyorum: bana yardm edeceksiniz.'' ''- Tabii... Evet...'' Cevat Paa'ya dndm: ''- Bilhassa siz paam... Asl salhiyet makamnda imdi siz bulunuyorsunuz. Beraber yryebilecek miyiz?'' ''Elbette..'' ''- O halde ilk i olarak, Ulukla taraflarnda bulunurken imendiferle nakillerine msaade olunmayan Yirminci Kolordu'nun yryerek Ankara'ya hareket etmelerini emir buyurunz!'' nndeki bloknota iaret etti: ''- Emir vereceim... dedi. ''- Sonra sizinle ahsen muhabere edebilmek zere hususi bir ifre isterim.'' ''- imdi!'' dedi, zile bast, lazm gelenlere syleyerek bana bunu da temin etti. Burada ilave edeyim: Aldatc vaatlere Anadolu'dan stanbul'a arldm vakit, hakiki sebebi bu ifre ile Cevat Paa'dan sormu ve igal kuvvetleri kumandanl tarafndan bunda srar edilmekte olduunu renmitim. Arkadalara veda ederek ayrldm. ''Baka ziyaretlerde de bulunmak lazmd. Harbiye Nazr'n, Sadrazam', Dahiliye Nazr'n aradm. Hibiri makamnda yoktu. tima halinde imiler. En kestirmesi Babli'ye gidip kendilerine haber vermekti. Beni Sadaret bekleme salonuna aldlar. Benim geldiimi duyan baz nazrlarn da heyecanl heyecanl salona geldiklerini grerek, biraz ardm. Mehmet Ali Bey beni meraktan kurtard: ''- Allah Allah ne kstahlk... ittiniz mi efendim, Yunanllar zmire kyor...'' Bu szleri Bahriye Nazr teyit etti: ''- Ya... dedim, bu da m oldu?'' ''- Evet...'' ben memleketin bana neler

geleceini tahmin etmemi deildim, fakat kimseye anlatamamtm. Nazrlarn tela karsnda alamak m, glmek mi lazmd? Kendimi tutuyordum. Fakat bu emrivaki karsnda ben ''- Allah Allah.'' demekten baka bir ey dnmeyen bu nazrlara ibretle bakyordum. tidalden ayrlmamaya pek dikkat ederek: ''Ne yapmay tasavvur ediyorsunuz?'' diye sordum. ''- Protesto edeceiz!'' cevabn verdiler. ''- Bu lazmdr, dorudur. Ancak byle bir protesto ile Yunanllarn zmir'den geri ekileceklerine veya ngilizlerin onlar geri ekeceklerine ihtimal veriyor musunuz?'' Yzme baktlar: ''- Fakat baka ne yapabiliriz?'' ''- Belki de daha kati tedbirler dnlebilir.'' ''- Mesela... ne gibi?'' O zaman bir ses, eer yannl hatrmda kalmamsa, Mehmet Ali Bey'in sesi cevap verdi: ''- yle hareketlere kalkarsak bize ne yaparlar, bilir misiniz?'' Tabii ''Kalkar benim yanma gelirsiniz!'' diyemezdim. Avni Paa'nn elini tuttum: ''- Bizi Anadolu'ya gtrecek vapur hazrdr, deil mi?'' ''- oktan tertip etmitim, Bandrma vapuru emrinizdedir.'' ''- Dorudan doruya vapur kaptanna emir verebilir miyim?'' ''- Hay hay'' dedi. Yaverime seslendim, ''- Paa Hazretlerinin bir emirleri var, not ediniz.'' Yaverim kurun kalemi ile Bandrma kaptanna bir emir yazd, imza edilmek zeri Avni Paa'ya uzatt. ''Damat Ferit kabinesini bu perianlk iinde brakarak Zat- ahaneyi ziyaret etmek zere Babli'den ayrldm.'' -12''-Yldz Saray'nun ufak bir salonunda Vahdettin'le adeta diz dize denecek kadar yakn oturduk. Sanda, dirseini dayam olduu bir masa ve stnde bir kitap var. Salonun Boazii'ne doru alan penceresinden grdmz manzara u: Birbirine muvazi hatlar zerinde dan zrhllar! Bordalarndaki toplar sanki Yldz Saray'na dorulmu! Manzaray grmek iin oturduumuz yerlerden balarmz saa sola evirmek kfi idi.

Vahdettin hi unutmayacam u szlerle konumaya balad: ''- Paa paa, imdiye kadar devlete ok hizmet ettkik, bunlarn hepsi artk bu kitaba girmitir (elini demin bahsettiim kitabn stne bast ve ilave etti:) tarihe gemitir.'' O zaman bunun bir tarih kitab olduunu anladm. Dikkatle ve sknla dinliyordum: ''Bunlar unutun, dedi, asl imdi yapacan hizmet hepsinden mhim olabilir. Paa paa, devleti kurtarabilirsin!'' Bu son szlerden hayrete dtm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuuyor? O Vahdettin ki ecnebi hkmetlerin yznc derece aletleri ile temas arayarak, devletini ve saltanatn kurtarmaya alyordu, btn yaptklarndan piman m idi? Aldatldn m anlamt? Fakat byle bir tahmin ile baka bahislere girimeyi tehlikeli addettim. Kendisine basit cevaplar verdim: ''- Hakkmdaki tevecch ve itimada arz- teekkr ederim. Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceime emniyet buyurunuz.'' Sylerken, kafamdaki muammay da halletmeye urayordum. ok iyi anladm, veliahtlnda, padiahlnda btn his ve fikirlerini, temayllerini, sahtekrlklarn tandm adamdan nasl yksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim? Memleketi kurtarmak lazmdr, istersem bunu yapabilirmiim. Nasl hemen hkm veririm: Vahdettin demek istiyordu ki hibir kuvvetimiz yoktur. Tek mesnedimiz stanbul'a hkim olanlarn siyasetine uymaktr. Benim memuriyetim, onlarn ikyet ettikleri meseleleri halletmektir. Eer onlar memnun edebilirsem, memleketi ve halk bu siyasetin doru olduuna inandrabilirsem ve bu siyasete kar gelen Trkleri tedibedersem, Vahdettin'in arzularn yerine getirmi olacaktm. ''- Merak buyurmayn efendimiz, dedim, nokta-i nazar- ahanenizi anladm. rade-i seniyeniz olursa hemen hareket edeceim ve bana emir buyurduklarnz bir an unutmayacam.'' ''- Muvaffak ol!'' hitab- ahanesine mazhar olduktan sonra, huzurundan ktm. Naci Paa, padiahn yaveri, fakat benim hocam, derhal benimle bulutu. Elinde ufak mahfaza iinde bir ey tutuyordu. ''- Zat- ahanenin ufak bir hatras..'' dedi. Kapann zerine Vahdettin'in

inisiyalleri ilenmi bir saatti. ''- Peki, teekkr ederim'', dedim, yaverim ald. ''Sonra, sanki Yldz Saray'ndan ktmz ve hareket etmek zere olduumuzu gizlemek, saklamak ister gibi bir ihtiyatla, ayaklarmzn patrdsn iittirmekten korkarak, saraydan uzaklatk. ''Artk ili'deki evi brakmak zereyiz. Bandrma vapuru Galata rhtmnda hazr, bildiimiz bu! Kararghmzda olanlar muayyen saatte rhtmda toplanm olacaklard. Otomobil kapmn nnde idi. Evdeki vedalar bitirmitim. Tam o srada gelerek beni broma gtren bir dostum, ald bir habere gre benim ya hareketime msaade edilmeyeceini, yahut, vupurun Karadeniz'de batrlacan syledi. Yldrmla vurulmua dndm. Daha sonra vaktiyle uzun mddet yanmda alan bir erknharp de gelerek, maiyetinde alt bir Damat'tan ayn eyleri rendiini bildirdi. Bir an yalnz kaldm ve dndm. Bu dakikada dmanlarn elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar myd? Beynimden bir imek geti: Tutabilirler, srebilirler, fakat ldrmek! Bunun iin beni Karadeniz'in cokun dalgalar arasnda yakalamak lazmdr. Bu ihtimal mantki idi. Ancak artk benim iin yakalanmak, hapsolmak, nefyolmak, dndklerimi yapmaktan menedilmek, hepsi lmekle msavi idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rhtmna geldim. Baktm ki rhtma yanam olacan sandm vapur, uzaklardadr. Sandallarla vapura gittik. Kaptana yola kmak iin emir verdimse de, Kzkulesi aklarnda muayeneye tabi tutulduk. Birka ecnebi zabit ve askeri bizi yoklayacaklard. Muayene uzayp gitti. Gelip gidildiine gre acaba bunlarla ehirdekiler arasnda bir muharebe mi vard? Maksat beni tevkif etmekse, btn bu eylere lzum yoktu, sklyordum. Bir kararszlk da olabilir, diye dndm. Bundan istifade edebilmek iin kaptana hareket hazrlklarn abuklatrmasn syledim. ''Yirmi yedi yllk ihtiyar kaptan demir aldrmaya balad. Ben kaptan yerinde idim. Zabit ve askerler dar ktlar. Hareket ettik. Karadeniz Boaz'ndan

karken, kaptana tehlikeli ihtimalleri anlattm. Cevap verdi: ''- Ne aksi, dedi, bu denizi pek iyi tanmam, pusulamz da biraz bozuk...'' Mmkn olduu kadar kylar takibetmesini tavsiye ettim. nk bundan sonra benim istediim, Anadolu'nun bir kara parasna ayak basmaktan ibaretti. ''Sahili takibede ede evvela Sinop'a geldik. Kasabaya ktm. Oradakilerle grerek, Samsun'a kolaylkla gidilebilecek yol olup olmadn soruturdum. Maateessf yokmu! ok zorluk ekecek ve gnlerce yollarda kalacaktk. Bilmem neden, Samsun'a bir an evvel ayak basmak iin o kadar acele ediyordum ki zaman kaybetmektense tehlikeye gs germeyi tercih ettim. ''Tekrar Bandrma vapuruna bindik. Ayn tertiple seyahat ederek, nihayet Samsun limanna vardk!''

You might also like