You are on page 1of 7

44

Ahmet Kemal BAYRAM

MODERN ETK VE SYASET


Yrd. Do. Dr. Ahmet Kemal BAYRAM
Afyon Kocatepe niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi

potansiyel tehlikeleri ile beraber ina etmitir. ncs de bu iki kaynan siyasal yaamdaki korkutucu sonulardr. Bir siyasal proje yokluundan siyasal katlmn dolaysyla zgrln azalmas. Bunlar arasnda yabanclama, zgrlk kayb, katlmn azalmas, yalnzlama ve gszlk vardr. Bu kaynaklarn sknt olarak tezahr eden sonular da modernliin bunalmlar olarak; anlam yitimi denebilecek ahlaki ufkun kararmas, arasal akl karsnda hedeflerin glgede kalmas ve zgrlk yitimi eklinde ortaya kar. BREYCLK Modernliin ngrd siyasal fail, Kantn ahlaknn tanmlad evrensel, ortak akln bir paras olarak kendi iradesine gre yaamn dzenleyebilen zerk bireydir. Bu birey, modern zamanlarda her trl dzenin temel birimidir. Ancak, zerk modern birey tipiyle beraber ortaya kan benlik bilinci, bireylerin grup ve ahlaki bamllklarn yok etti. Artk her insan kendinin otoritesi, rehberi, snr koyucusu, hakikat reticisiydi. Benlik artk kendine dsal olan bir hakikat ve ahlak kayna tanmamaktadr. Kendi eylemlerinin hakemi de kendisidir artk. Rousseau, modern tecrbenin gidiatndaki bu tehlikeyi ilk sezmi dnr olarak; insanlarn hem bilinli, hem bireysel, hem de grubun ahlaki balarn snrlarn paylaacaklar bir kuram formle etmitir. Bylesi bir siyasal yapnn yokluunda insan kle olacaktr (Schaar, 1989: 30-31). Yani sorumluluk tamayan bir eylemin yer ald yapda zgrlkten bahsedilemez. zgrlk, iradenin kullanld derecede sorumlu olmakla mmkndr. Modernliin bireyci vurgusundan doan ahlaki paralanmann bir sonucu olarak, Heller ve Feher (1993: 70), gnmz Bat dnyasnda ana ahlaki sylem olduunu ifade eder. Bunlar nihilizm, evrenselci rasyonalizm ve liberal demokrasiyi n gren faydac ahlaktr. Modern yaplanmada, topluluun (cemaatin) alternatifi olarak, bireyin ar derecede vurgulanmas, zellikle nihilizmi ve grececilii n plana karmtr. Nihilizm, otorite dnm srecinde (akl ile Tanrnn yer deitirmesi), l Tanrnn yerini akln dolduramayaca eklindeki kaygnn rndr. stn otorite ortadan kalknca; hem fail hem de eylemlerinin ahlakiliini sorgulayan, onlar snayan kiinin nedenleri tartma dourunca ahlaki karar alma olana ortadan kalkacaktr. Bu sefer ahlak yerine kar, iktidar, rahatlk veya uyumluluk karar belirleyecektir (Heller, 1993: 73). Modern birey iin her balam arzidir ve grevi bu arzilii yargya dntrmektir. Temel bir ahlaki standardn ortadan kalkmasyla eylemlerin ahlak asndan deerlendirilmesi bile kendi bana ciddi bir sorun olmutur. Byle bir durumda iyi ve ktnn ne olduunu tespit etmek bile imknszlar. kara, uyuma, iktidara, rahatla hizmet eden tm eylemler iyidir adeta. Heler (1990: 55), bir baka almasnda da modern dnyadaki temel sorun olarak etik alanlarn oalmasn iaret etmektedir. Gnmz insan, bir btnlk iinde veya birka ortak deerin bile sz konusu edilebilecei bir ethos (tre) dzeninde yaamamaktadr. Hellera (1990: 57), gre modern insan tam anlamyla 'dnyaya frlatlm', tesadflere ve arziliklere bal bir kiiliktir. nk zerk birey olarak tasavvur edilen modern insana ama salayacak balar (biyolojik, toplumsal) artk

GR Felsefenin alt dal olarak etik, nasl yaamalym, iyi nedir, kt nedir gibi sorulara cevaplar arar. Felsefenin btnsel bak erevesinde bu sorular, tm insani eylem alanlarn, siyasal olanlar da kapsayacak ekilde geniletilebilir. Bu adan, birey ile mdahil olduu tm mterek (kollektif) oluumlar (toplum, topluluk, dernek, ev, iyeri) arasndaki ilikide ortaya kan siyaset de, insani bir eylem olmas nedeniyle, etik ile i iedir. Gnmz siyasal alannda, varln inkr edemediimiz meseleler olarak sayabileceimiz yabanclama, siyasetten souma, kamusal alann daralmas gibi sorunlarn hepsi modern etik anlayla balantldr. Modern yaamn kapsamndaki bireyselleme, beraberinde etik oullamay getirmi ve bu oulluk, ekonomiden siyasete, toplumsal yaamdan zihniyete kadar eitli alanlarda kriz olarak tezahr etmitir. Schaara (1989: 17) gre bu kriz, her eyden nce modernliin temel ynelimlerinin bir rndr. zellikle ussallk, verimlilik, iktidar tutkusu, etik grececilik ve eitlik gibi bileenlerin rndr. Modern zihin ulat gelime dzeyi ile modern devlette itaati ve dzeni destekleyen ilkelerin kkn kemirmektedir. taat artk bir alkanlk, kar veya zorunluluk meselesidir; akl, ilke, derin his ve inan ile balar koparlmtr. Nietszchenin insanszlatrma, Weberin arasal-ilemsel akl dedii durum, ada bilim ve ussallk kavramlarnn rndr. Meru otoritenin k, modern otoriteyi tanmlayan ideal ve maddi glerin rndr. Bu k uzun sredir siyaset d toplumsal sektrlerde (aile, ekonomi, eitim, din) grlmektedir ama hzla siyasal alana nfuz etmekte ve modern devletlerde, insan evreleyen ve hkim olan devasa denetim yaplar, hayati otorite ilkesi zerine deil, ahlaki boluk zerine kurulmaktadr. Taylor (1995: 11, 44), sonu olarak otoritenin k ve ahlaki bolua yol aan modernliin getirdii skntlarn temel kayna olduunu belirtir. Bunlardan birincisi, insanlara ulvi amalarn kaybettiren, kozmik dzenden koparan bireyciliktir. kinci nemli sorun ise evredeki tm varlklar birer ham madde veya araca dntren, evrenin kutsal yapsn bozan, her eyi verimlilik ve fayda maliyet zmlemesine tabi tutan her eyin lt olan arasal akldr. Bylece teknolojinin zgrletirici vaadi bo bir konfora dnmtr. Gayri ahsi mekanizmalar tm

MODERN ETK VE SYASET

45

46

Ahmet Kemal BAYRAM

yoktur. Anlam kaybna uram bir birey iin de zgrlk hi bir eydir. Arendt (1996: 112), bu anlam kaybn amalar ile aralar arasndaki ilikinin niteliksel dnm erevesinde tespit eder. Arendte (1996: 256) gre, modern dnyann anlamszlatna dair ilk iaret anlam ile ara arasndaki zdeliin kesinliidir. nk tm amalar, araca indirgenmi ve ,,,... uruna" anlaml bir ifade olmaktan kmtr. Tm meruluunu kullanm nesnelerinin retiminden alan mevcut yapda ulalan her ama, yeni bir ama iin araca dntrlr. Tm aralar meruluunu amalardan aldndan, modern yaplarda her yeni teebbs, yeni bir merulatrma ihtiyac dourur. Cemaati bir bakla modern devletin totaliterliine dikkat eken Perrin (1997: 45) ise, aydnlanmann idealleri ile yola kan Fransz Devriminin, birey ile devlet arasndaki deseni oluturan tm zerk gruplar saf d edip, totalleme eilimine girdiini belirtir. Yani modern devlet kendi ile yaltlm (atomist) modern birey arasndaki her eyi sistematik olarak ortadan kaldrr. Bu durumun doal sonucu da militarizm, brokratik mutlakiyetilik, kltrel kopma, ruhun parasallamas, nakit akrabal, ahlaki dmeni olmayan kayp bireyler ve yabanclamadr. Devlet, bireyin sna olan cemaati yok etmektedir. Bat toplumunda devlet btnleme, akrabalk, inan gibi sistemleri gelitiren arac toplumsal gruplarn zerklii ve ilevlerini zayf drerek bymtr. lkesel devletin iktidar pekitirmesi 'mamul bireyselcilik' ile mmkn olmutur. Siyasal iktidar bu bireyselcilik ve eitliki tutumla doal hiyerarileri de ortadan kaldrm ve bireyi karsna rlplak almtr. Tocqueville'nin ifadesiyle "bylesi bir g yok etmez, zulm yapmaz... ama bireye yle bask kurup, ylesine paralar ki bu sreci toplumu, ynetimin oban olduu korkak ve alkan hayvanlar srsne indirgeyene kadar devam ettirir". Geleneksel kurumlarn ahlaki etki ve saygnlklarn kaybetmelerine paralel olarak devlet, nefes alp vermenin, sadakatin ve yetkinin ana kaynana dnmtr. Artk 'her eye kadir' ve eitlik, hak, adalet, efkat gibi zellikleri kullanan baba bir devlet vardr (Perrin, 1997: 46). Modern devletin, uyruklarnn yaamnn maddi-manevi tm boyutlarn faaliyet alan olarak gren oban iktidar bylece ekillenmeye balamtr. ARASAL AKIL Modernlikle beraber gelen skntlarn bir dier kayna da arasal akldr. Modern znenin sahip olduu ana zelliklerinden birisi olan arasal akl; yan etkisi, maliyeti ne olursa olsun amalarn gerekletirilmesinde etkinlii-retkenlii n planda tutar. Bu anlayn, ahlaki adan baz sonular olmutur. Taylor (1985: 249), kimliin nemini vurgularken, gnmzdeki temel sorunlarn anahtar kavramnn modern kimlik olduunu belirtir. Bu kimliin ana bileeni de ahlaki protestolar harekete geiren haset ve hrsn motor olduu bir iktisadi yapdaki sonsuz arzu oullamasdr. Srekli byyen bu arzu, Taylorn ifadesiyle, bir tr kleliktir. nk insan, daha ulvi amalardan alkoyar. Modern ncesi dnemde ben kimim sorusu rahata yantlanabilirdi. Oysa Taylora gre (1985: 262-264), gnmzde kendimiz dnda bir kimlik ufkundan sz etmek olanakszdr. Benlik alglaylarmz, doa-

mz oluturan hedef arzu amalarmzn tatminine indirgenmitir. Modern kimliin oluumuyla youn kamusal yaam ortadan kalkmaya balamtr. Modern kimlii tayan ve arzusunu tatmin arayndaki zne belli derecelerde zerklik ve mahremiyete sahip olmaldr. Modern kimliin geliimi, ortak yaam topluluunu yok etmektedir ve herkes kendini bulma arayndadr. yi yaam, his n plana ktka, duygusal tatmin asndan tanmlanmaya balamtr. lgin biimde modernliin hayalindeki akl sahibi insanlar, playboy hedonizminin girdabndaki duygusal zavalllara dnmektedirler. Aslnda sorun z itibariyle modernliin urad kazayla, daha ok arasal akl ile ilgilidir. Modern zne, zerklik talep etmek zorundadr. nk bu zne artk byk bir dzenin paras deildir, kendi kaderini tayin etmelidir. Kaderini tayin eden modern insan iin arzunun ussal olarak tanmlamas, tatmini ve denetimi, ancak arasal akl -doann bizim hammaddemiz olmas erevesinde- ile mmkndr. Gnmzde arasal akl merkezli profesyonelleme, ahlakn da yer ald kamusalln alt yapsn dntrmtr. Bu alt yap, elektronik kitle iletiim aralarnn ykselii, reklmn kazand nem, elence ile bilgilenmenin i ie gemesi, her alanda artan merkezilemeyle yeniden ekillenmitir. zellikle iletiim ann ticarilemesi, basn yayndaki rgtlenme bir nfuza dnt. Artk kitle iletiim aralar, insan davrann etkileyebilecek nitelikte deerler yaratabilecek kadar iktidarla donanm bir arenadr (Habermas, 1997: 32). Kamusal etkileimde yz yze ilikilerin ortadan kalkmasyla gndeme gelen boluu, artk bu iktidar ykl medya doldurmaktadr. Yani Habermas, bilgiye dayal arasal akln, ekonomi ve devletin tesinde yaam alanlarna doru dalgalandn ve oradaki ahlak, siyaset, estetik ve pratik aklcla ramen egemenlik elde ettiini belirtir. Yaam dnyas bylece smrgeletirilir. Yaam dnyasn istila eden, gnlk konular depolitize edip, iktidar teknik kararlar almakla edeer tutmaya yol aan fail, teknokratik bilin araclyla ileyen arasal akldr. Bu akl piyasa, sanat, din ve ahlaka da nfuz etmektedir (Larrain, 1995: 185-186). Marcuseye (1964: 147, 148) gre de modern teknik akln hesaplanabilir evren algsnn, ahlaki bir takm sonular olmutur. Teknik akl erevesinde doann nicel olarak ele alnmas; hem doaya ilikin aklamalarn matematiksel yaplara indirgenmesine hem de gerein amalardan, dorunun iyiden, bilimin de etikten ayrlmasna yol amtr. Doru bilgi ve akl, alglar, deerler, tutumlar zerinde hkimiyet kurar. nsani, dini ve ahlaki fikirlerin birer ideal olmas, bunlara bilimsel olmayan bir nitelik yklemekte ve bu idealleri merkez alan muhalefet ciddi anlamda zayflamaktadr. Bu ideallerin somut ve eletirel ierikleri ahlaki ya da metafiziksel atmosferde buharlamaktadr. Buharlamaya ramen Beck (1999: 28), ahlakiliin hala ilerlii olduunu ama ahlaki deer sistemlerinin ikameleri olmakszn andn belirtmektedir. rnein evre hareketi gibi en masum deerler bile, ekoteknokratlara baml kalm ve dnyay kurtaracak gl bir el aray, ekolojik diktatrle dnmtr. Ahlaki deerlerin dahi teknokratik bir mesele olarak grlmesi, teknik akln totalliini takviye etmektedir.

MODERN ETK VE SYASET

47

48

Ahmet Kemal BAYRAM

Arasal akln iktidarn nitel olarak dnmnde de rol vardr. Modern ncesi dnemin aksine, iktidarn dayana artk arasal akl ve bilimdir. Modern ncesi dnemde iktidar, hukuki-sylemsel tarzda akn, gndelik yaamn tesindeki devletle vardr. Modern dnemde ise egemenlik gndelik olana girer ve toplumsala ikin olarak, toplumun klcal damarlarnda (mikro iktidar sylemleri-Foucault) dolamaya balar ve devlet artk tede deil, toplumsal yaamn iindedir (Lash, 1994: 56). Bylesi bir devlet de zorunlu olarak ikin kaynaklarla merulatrlmaldr. Bu merulatrma kapsamnda insanlarn kiilii zerinde ahlaki bilin, beeri bilimler ve disiplin araclyla mdahalelerde bulunulur. Bylece eski rejimde dlayarak, ldrerek muhafaza edilen iktidar artk normalletirerek, ahlakiletirerek ayakta kalmaktadr. Ahlak, modern devletin elinde istedii gibi ekillendirebilecei bir aratr. Modern dnyada insanlarn eylemlerinin verimlilik, fayda ve maliyet asndan karlatrlmas arasal akl ile gerekletirebilir. Arasal akln hkimiyetinin farknda olan Weber, ada Batda siyasal dzeni destekleyecek mutlak deerlerin olmadn belirtmektedir. ze ilikin ahlaki deerlerin hedefleri bir zamanlar Protestan ahlak ile tesis edilmiti. Ancak artk hkim sylem olan kapitalizmin tek dayana, arasal akldr. nsanlar ahlakilemeyi veya kmillemeyi dnmeden verimli olarak almaya devam edecektir. Bu ynde zorlayc ahlaki bir zn yokluu, kamu icraatlarn hissi niteliklerden mahrum brakacak ve kamu yararna ynelmi otorite doal olarak desteksiz ve istikrarsz olacaktr. Gl bir ahlaki z temelinin yokluu, yasal-ussal meruluk kurumlarn da tehdit edecektir. (Merelman,1998:356). Yani ahlaki zn yokluu, tm faaliyetlerin verimlilik asndan deerlendirmesine yol am ve bu durum yasal-ussal dzenlemeleri de krlgan bir hale sokmutur. Daha da nemlisi, kapitalizmin geliimiyle brokratikleme, toplumsal bir nitelie dntrmtr. Bu yapda din kaynakl ahlakn yerini, brokratik rgtlerdeki ilerlik almtr. Arasal akl anlay erevesinde dnya bysn yitirmitir. Bu davran tipi ncelikle devletle cisimletii iin, modern meru dzenin dayana olan soyut ve yasal normlarn yaylmasn hzlandrmtr (Giddens, 2000: 51). Ussal bir siyasal faaliyet alannn yaratlmasyla (brokrasi) beraber geleneksel simgelerin nfuzu sarslmtr (bynn bozulmas). Brokrasinin bymesi insanlar, modern toplumsal ve ekonomik dzenin idaresinin dayana olan uzmanlam, gayri ahsi iblmne, brokrasinin demir kafesine hapsetmitir. Modern ekonomik dzen ve koullar bugn sadece ekonomik kazanla dorudan ilgili olanlar deil, bu mekanizma iinde doan btn bireylerin hayatlarn kar konulmaz bir gle belirlemektedir (Weber, 1997: 180). Yani modern insann bu kafesten ka yoktur. nk artk evrensel sylemi olan bir ahlakn hayali olan evrensel insan yoktur. Onun yerine, eitim yoluyla beceri ve uzmanlk kazanan kendini yetitirmi kii vardr. Yani hmanizmin yerini, mesleki eitim almtr (Giddens, 2000: 52-59). Woline (1981: 77, 84) gre, Weberin demir kafes benzetmesi baka armlar da yapar. Her eyden nce dini ve ahlaki tercihten ekonomik zorunluluklara dn-

m simgeleyen kafes; modern ekonomik dzenin dev arklar arasndaki aresizliimize de karlk gelir. Bu ark, iinde doan herkesin, yaamn belirleyen bir mekanizmadr artk. Brokratik rgtlenme ussalln zaferidir ve kapsamnda dzen, hesaplanabilir kararlar, dzenli ilemler; sorumlu, nesnel, nitelikli yetkililer vardr. Ve bu yndeki teknikler; standartlama, mekanik davran ve tek biimli tatlar kullanr. Dini, ahlaki ve siyasal inanlarn altnn oyulmasyla beraber, ussallatrc gler devreye girmi ve adeta retorik gcne dayal olarak hakllatrmalar ne srmektedir. Modern dnemin zlemi olan, arasal akln matematiksel yaklamyla ekillenen pozitif bilim anlayndan siyasal olgular da nasibini almtr. Bat toplumunun biimlenmesinde en nemli rol oynayan bilim ve teknoloji, siyaseti de bilimselletirmi ve teknokratik-pragmatik bir tarza brndrmtr. zellikle 18. yzylda bat dncesinde nemli poplarite kazanm pozitivizm bilimi, deer yarglarndan arndrlm bir aba olarak tanmlam ve sosyal bilimlerde de doal bilimlerin kuram ve yntem ilkelerini benimseyen ayrca, bilimin evrenselliini de iddia eden bir sreci ngrmtr. Bu srete zellikle bilimin nesnellik ilkesi erevesinde ahlak ile siyasetin ayrma sreci netletirilmitir. Pozitivizme gre ahlak, belirli bir zaman ve meknda gerekleen iyi-kt yarglarn esas alan aldndan, grelievrensel olmayan bir ierie sahiptir ve bu yzden bilimin dnda metafizik bir alan ifade eder. Bu nedenle siyasal teori, bilimsel esaslar zerine oturtulmas gereken, olgular aklayc nesnel bir giriim haline gelmekle, ahlak ile balarn koparmak durumunda kalmtr (Kker, 1993: 339). Geni lekli bilimselleme, siyaset ile birlikte ahlak da bilime tabi klma srecini getirmitir. Ayrca paradoksal olarak Aydnlanma ann genel zellii olan evrensel akliletirme dorultusunda rasyonalite anlayndan treme ideal ve evrensel akln ilkelere uygun bir ahlak tanm yapma abas da sz konusudur. Dolaysyla bilim, bir yandan insan dncesini nesnel gereklik temelinde yeniden kurmaya ynelik bir gelime olarak ne kmakta, dier yandan da bilimsel dnce tarznn dier dnme tarzlarndan (dini, metafizik, ahlaki) stn olduunu zmnen kabul etmektedir. Bu erevede siyasetin bilimsellemesi hem siyaset ile ahlakn birbirinden ayrlmas hem de bilimin tanmlad rasyonaliteye uygun normlar btnnn siyaset de dhil tm insani ilikileri belirlemesi anlamna gelir. Yani Eski Yunandan modernliin balangcna kadar, iyi toplum nedir? sorusuna felsefi cevaplar arama faaliyeti olan siyasal dnce (felsefe) yerine, bilimselleme sreci iinde, toplumsal birlikteliin iyilii sorunundan bamsz, mevcut bir toplumsal birliktelik tarz iindeki sorunlarn pratikte nasl zlebilecei sorusuna cevap arayan teknik bir faaliyet haline gelmitir. Bu dzlemde teknik olarak siyaset bilimi ortaya karken, siyasal ahlak da an doldurmu ya da metafizik olduu gerekesi ile bilimselliin prestijinden yoksun klnarak dlanmaya allmtr. Ayn ekilde Brown da (1998:291) gnmz demokrasilerinin ounda ortaya kan bunalmnn derinlemesinde ynetim ve siyasetin ahlaki iddialarn dnda tutulmas, pozitif toplumbilim mirasna paralel olarak pozitivist ieriin devletin ahlaki

MODERN ETK VE SYASET

49

50

Ahmet Kemal BAYRAM

temellere sahip olmasn engellemesi ve bilimler arasndaki kat branlamann rol olduunu belirtir. MODERN ETK ANLAYIININ SYASAL SONULARI Habermas (1975: 18) ahlakn servenini, tarihsel, siyasal ve sosyo-ekonomik sonulan asndan ele alr. Toplumsal denetimin devlete gemesi ve ailenin, retimin ana etkeni ilevini yitirmesiyle beraber, toplumsallatrma ilevlerinden bazlarn da kaybettiini belirtir. Bu yapda alt sistemler olumu ve toplumsal btnlk sorunu ba gstermitir. Gelenekle birlikte ailenin de zayflamasna paralel olarak, otorite ile yasal dzen arasnda bir farkllamann ortaya kmas, hakllatrma mekanizmalaryla yerleik ahlak sistemlerini kar karya getirmitir. Sonuta laik ve ilahi kaynakl iktidarlarn kurumsal olarak ayrmalar ortaya kmtr. Meru otorite dzeni erevesinde karlarn ztl bir sre iin rtlebilmitir. Bu rtmeyi salayan etkenler ise merulatrc ideolojileridir. Byle bir yapda ise ilgin olan otoritenin, geleneksel dnya grlerine geri gidilerek, yurtta etii erevesinde hakllatrlmasdr (Habermas, 1975: 19). Artk ahlak, siyaset sahnesinde iktidar sahiplerinin ihtiya halinde bavurduklar nostaljik bir e konumundadr ve bu eye bavurulmas bir elikidir. Modern ulus devletler iin en ciddi sorun, grece trde olmayan bir toplum zerinde hkmranl srdrmekti. Heterojen toplumlarda ise dzen, kat bir tarzda merkezilemi devlet olmakszn srdrlemez. Ancak bu, demokratik idealin zlemi olan farkl gruplarn zerkliinin yok edilmesi pahasna gerekletirilir. Devlet merkezi konumunu srdrebilmek iin ya deer boyutunu nemsizletirmeye ynelir ya da birok grup tarafndan kabul grecek tketimcilik veya refah gibi deerlere indirgemeler yapmak zorundadr (Piccone, 1991: 25). Modern devlet, bu gruplarn siyasal btnlemesini teminat altna almak iin yeni deerler ihdas etmek zorunda bile kalabilir. Tarihsel mitler oluturmak, bu mitlere ahlaki bir sorumluluk ile balanmay tevik etmek modern devletin ska bavurduu taktiklerdir. Modern dnemde siyasal iktidarn uyruklarn itaatinden tretilebilmesi, gkyznden yeryzne indirilen iktidar iin bir zorunluluktu artk. ktidar bu erevede kendine zerk ve ikin bir temel arayna girmitir. Baz ynetsel uygulamalar bu temel araynn sonucu olarak gndeme gelmitir. Birey, vazgeilmez haklara sahip olmadan nce baz davran kalplar edinmeliydi. Varsaymsal da olsa, artk iktidarn dayanan oluturan szlemede taraf olan birey, ncelikle toplumsal disiplinin nesnesiydi. Artk uyruklar bedenleri ile beraber yeni bilgi retim alan, yaam tarzn ynlendiren kurallarn uygulama noktas, ynetimin nesnesi veya devletin zmesi gereken sorunlardan biridir. Benzer krntlar, Protestan i ahlakna gndermelerle znenin kendi kendini disipline etmesi, meslek urann dhil olduu toplumsal etkinlik gereklilikleri Weber'in (1997: 95) modernlii ele alnda da grlr. Bu ahlakta, davran uyumu (itaat) ile kurtulu i iedir ve hayat, kurtuluun gerekletirilebilecei basit bir aratan baka bir ey deildir. Bu anlayn getirdii kendiliinden davran biimleri, normalletirme iktidar Weber gibi Foucault'nun da disiplin

zerindeki almalarnn merkezi konusu olmutur (Pasquino, 1993: 39). Disiplin uygulamalarnn ahlakiletirme ilevi zellikle dikkat ekicidir. ktidarn modern dnemde geleneksel yaplardan farkllat, nitelik deitirdii genel kabul grr. Modern iktidar ister Gramscinin (1986: 98-99) zmlemesinde olduu gibi hegemonik (ikna ile rza salama ve zor kullanma) isterse Foucaultnun belirttii gibi sylemsel nitelikte olsun ahlak, modern iktidarn ilgi alanndadr. Bu erevede Gramsci, ynetimin iki boyutunu zorlama ve toplumda ahlaki liderlik olarak tespit eder. Modern toplumlardaki iktidarn doas hegemoniktir ve bu hegemonya iktisadi, siyasi olduu kadar da ahlakidir (Gramsci, 1986: 160). Yani mcadele yalnzca retim aralar mlkiyeti zerinde deil, ayn zamanda bilinzihniyet, deerler ve normlar zerindedir (Gramsci, 1986: 240, 254, 258). Ophir'e (1990: 107) gre de, toplumsal anlam haritalar genellikle bu hegemonik kltr yeleri tarafndan izilir. Hegemonik kltr ayn zamanda, sradan bir yesinin gnlk yaam ebekelerini oluturur. Bu ebeke, entellektel ufuk, siyasal idealler, mesleki beklentiler, damak zevki ve ahlaki yarglar bile biimlendirir. Yine Gramsci, (1986: 183-186) devletin eitici ilevi asndan bunu ele alr. Gramsciye gre, halk ynn retici glerin gelime dzeyine, egemen snflarn karlarna karlk gelen belli bir kltrel ve ahlaki dzeye; okul ve mahkemeler araclyla devletin getirme teebbs etik bir teebbstr. Bu tr etkinlikler, hegemonyann temel bileenleridir. Hegemonya veya sylem o kadar yerleik bir g kazanmtr ki artk normlar ahlak kurumu tarafndan deil, sylem tarafndan ina edilmekte ve teknokrasi tarafndan srekli yeniden retilip merulamaktadr (Sarup, 1997: 114). Yani gnmzde normlar dahi ar derecede yapay bir nitelik yklenmitir. ktidar zaten yaptrmla deil, yrrlkteki norm ve deerleri iselletirmeye ikna edilerek emniyet altna alnr. Hatta bazen kendisi norm retir. Bu adan toplumsal normlardan mteekkil iktidar kendiliinden merudur. nk her sylem kendi hakikat rejimini kurar. Ahlak, yani neyin ahlaki olduunu, hakikat asndan ele alan Saward'a (1992: 36) gre bu durum da sorunsaldr. nk hakem olarak sadece hakikati tayin etmek, ahlakilikle ilgili ciddi sorunlar ortaya karr. Her eyden nce sorun, bu hakikati nasl bileceimiz ve nereden doduunu cevaplamamzdr. Artk neyin gerekten doru, yanl, ahlaki olduu ve hakikat syleminin rndr. Foucaultcu anlamda, bugnk sylemin dayataca bir hakikat rejimi 'ussal' olan hakikat ve ahlaki diye ileyecektir. Weber (1996: 331) bireysel eylemlerin nemini azaltan gler arasnda en gls olarak rasyonel disiplini iaret eder. Disiplini belirleyen, ok sayda insann itaatinin rasyonel tek biimlilik kazanmasdr. Bundan dolay brokrasi, disiplinin en rasyonel trevidir. Ynetilenlerin kr krne itaati ancak onlar disiplin kurallarna boyun emeye eitmekle salanr. Disiplin ahlaki motiflere hitap ettii lde bir grev duygusu ve namusu da varsayar. Bu zmlemeyi ncl olarak alan Foucault (kendisi bunu belirtmemitir) okul, kla ve hastane gibi kurumlarn disipliner uygulamalar asndan nemine tarihsel dzlemde dikkat ekmitir. taat salama asn-

MODERN ETK VE SYASET

51

52

Ahmet Kemal BAYRAM

dan fethedilecek ahlak, din, bilimden sonra nihai noktann beden olduu ve bedeni disipline edilmesi ynnde nemli iktidar taktikleri gelitirildiini ifade etmektedir. Ahlak bir i tecrbe meselesi (vicdan ve nefis ilikileri) olmasnn tesinde hkim sylemin bileeni olarak gren Foucaultnun (1995) kapatma, hapishane zerine yapt almalar dikkat ekicidir. Bu almalarda dikkat ekici nokta ldrerek yneten eski ynetimin yerini normalletirerek yaatan ve yneten burjuva cumhuriyetinin ahlak ile olan ilikisidir. Bu balamda ahlak, insanlarn zihinlerine ve kendi ii dnyalarna szabilmek iin mikro iktidar sylemlerinin l8. yzylda deneyip uygulamaya soktuu bir ara niteliindedir. Ayrca yine Foucaultya (1995: 117) gre modern devlet tanmlamasnn siyasal karl olan cumhuriyette ahlakn normalletirici ve uyruklatrc bir siyasal ara haline gelmi, psikiyatri ve beeri bilimlerin de etkisiyle, tpk ekonomi gibi ynetilmeye balamtr. Siyasal syleme uygun olarak, ahlakn pedagojik dnm sz konusu olmutur. Modernleme srecine giren toplumlarda geleneksel yapda dinin ilevini ideolojiakl yklenmitir. Bireysellemeyle beraber modernizmin getirdii normlar oalmas sorunu ortaya kmtr. Normlardaki oalma beraberinde toplumsal anomi ve dzensizlikleri getirmi ve bylece ahlaki-cinsi belirsizlikler mevcut yapnn birincil sorunlar olarak gndeme gelmitir. Kuru bir ortam sunan yeni yapda kitleler sisteme gerek ballk duymadndan (nk sistem, daraltlm ve ekonomizasyona dayal tekdze amalar ngrmtr.) sistemin daraltlm amalarnda ortaya kan baarszlk, kitlenin sisteme yabanclamasn ve meruluk krizi ile karlamasn kolaylatrmaktadr (Ylmaz, 1996: 75, 82). Ksaca, modernleme ile beraber sanayi ve teknolojinin yaylmas yolu ile geni alanda ekonomik btnlemenin olumas ve krdan kente g gibi zihinsel, kltrel ve yapsal alanda deiiklikler sz konusu olmutur. Ancak bu srecin her zaman ilerici, btnletirici olmad; gerginlik ve atmay da beraberinde getirdii grlmtr (I. ve II. Dnya Sava, Vietnam...). Modernizmin neden olduu yapnn meruluk krizi, kimlik bunalm nemli tepkiler almaktadr. Hatta elikili bir biimde modernizmin kendi dinamiini oluturan etkin-zgr birey anlaynn, gerekte, kiilii ve zgrln yitirmi insanlar yaratt iddias temelinde, nemli eletiriler yaplmtr. Modern etik anlaynn en belirgin siyasal sonucu ahlaki paralanmadr. Hellera (1993: 112) gre, modern ncesi dnemlerde, temel toplumsal alann gndelik yaam alan, ekonomik ve siyasal kurumlar alan, kltrel fikir ve uygulama alanhemen hepsinde Sittlichkeit (mterek ahlaki alkanlklar, ahlakn kamusal boyutu) hkimdi. Ama modern dnemde bu alanlar farkllam, ekonomik-siyasal kurumlar birbirinden kopmu ve kamusal-zel ve mahrem alanlar ayrlm ve her biri kendi alt alanlar ile beraber kendilerine ahlaki alanlar gelitirmilerdir. Bilim, dinsel snrlandrmalardan zgrleerek baskn dnya gr haline gelmitir. Bu gelimelerin sonucu olarak modern yaam alanlarnn paylatklar norm ve kurallar azalm, yaam alanlar neredeyse uzlatrlamaz nitelie brnmtr. Ortak ethos adeta yok olmutur. Deerlerdeki grececilik bu paralanmla eklenince, modern toplumlarda ahlak bunalm ba gstermi ve bu bunalm telafi edecek, ahlaki norm ve

kurallar ihdas edilmeye balanmtr. Ancak bu durum insanlardan ok hayvanlar sevme, evre hakk gibi bir takm trajik-komik sonular ortaya karmtr. Modernliin rn olan mevcut durumda ayn toplum iinde kendilerine ait dilleri konuan ve adeta birbirleri ile hi ilikisi yokmu gibi grnen dzinelerce mikro toplumlarn varl sz konusudur. imize geldiince bir ahlaki alandan dierine sramalar gnmzn temel sorunudur. Gnlk yaammzda elikili bir biimde sabah nihilist, len egoist ve gece evrenselci bir rasyonalist olabiliyoruz. Gnmz insan belki de bu sylemi beraber veya ayr ayr yaamaktadr. nk bugn hi grlmemi lde zihinsel sapmalar yaanmaktadr. Toplumlarn popler kltrlerini oluturan etiksel, geleneksel ve dinsel yasalarn yerini poplizm almtr. Artk temel ahlak sorunu iinde bulunduumuz bir etkinlik alannda kendi bana ayakta durarak kurallara uygun olarak oynamay baarmaktr. Gnmzde geerli sylemlerden biri olan ve nihilizme dayanan her ey mubahtr anlay, hi bir ahlaki norm veya kuraln olmamas demektir. Hibir lt veya dzenleme olmadnda herkes kendi haz ve karna ynelik eylemlerde bulunacaktr. Bir toplumsal yaplanma ve dzen ancak kurallarn varl ile mmkndr. Bundan dolay her eyin mubah olduu bir toplum dnlemez. Eer etik bir din veya ahlaki yetkiler ile donanm ilahi bir varlk (lt) yoksa neyi iyi ve neyi kt olarak deerlendireceimiz ciddi bir sorundur. Modern zamanlarda lt olarak ilahi bir varln yerini aklilik (rasyonalite) ve akl dlk (irrasyonalite) alnca doal olarak tepkisel nihilizm anlats domutur (Heller, 1993: 70-72). Zaten modern insan, Baconun bilgiyi bir iktidar kipi olarak alglayan yaklam erevesinde, doay (evresini) tahakkm altna almak iin kullanaca aralarn denetimi altna girmesi ilgin bir elikidir. Mutluluk aray srecinde amalar ile aralarn yer deitirip, her eyin buharlamas, aralarn ama olmas insanolunu yaam anlamlandramama sorunu, yabanclamayla yz yze getirmitir. Toplumsal olgularn da fizik evrenini yneten doal yasalar gibi bir takm kurallara bal olarak iledii iddiasn savunan pozitivist yaklamlar, toplumsal olann normatif boyutunu ihmal etmitir. Siyasal eylemin kendisini zneden bamsz etik bir sorun olarak alglayan klasik siyaset felsefi yaklamnn aksine, norm ve deerleri arasal klan modernlik, siyaseti etik bir mesele olmaktan karm eylemi deil zneyi n plana almtr (Sarbay, n, 1999: 149). SONU Mevcut bunalmlar ama ynnde birtakm zm nerilerinin ortaya konduu grlr. Bu nerilerdeki ortak e ahlakn ilevselletirilmesidir. rnein Waltersa, (1995: 31) gre, bunalmdan kurtulmada ihtiya duyulan en ciddi silahlardan biri ahlaki silahtr ama bu silahlara sahip olmak gerek anlamlar bulmay gerektirir. Bu adan nihai deerler toplumsal balamdan kurtarlmaldr. Ayn ekilde Touraine (1997: 270), siyasal iktidarn toplumsal deil, ahlaki bir amaca; her bireyin kurtuluuna balanmas gerektiini belirtir. Taylor (1995: 98) ise, tm bu skntlardan kurtulu reetesi olarak demokratik hareket yoluyla ortak bir amacn oluturulmas olarak iaret etmektedir.

MODERN ETK VE SYASET

53

54

Ahmet Kemal BAYRAM

Yani amzdaki her dzen nihai ve mutlak bir ahlaki temelden yoksundur. Birok dnr bu gerein farkna varm ve modernliin getirdii ykma kar, ahlakizsel dayana olan bir takm zmler sunmulardr. Ulvi kaynaklardan beslenen ve teaml niteliiyle geleneksel yaamda sosyal hayata yn veren ahlak, insan retimi ilkeler, ratiodan beslenen ideolojilerle yer deitirince ortaya kan derin sorunlar bu ekilde almaya allmtr. Ama bu zm abalarnn beyhude teebbsler olduu aktr. nk her zm nerisi, meseleyi ar idealletirmeler ve indirgemeler erevesinde ele almaktadr. Oysa iktidar siyasetinin hkim olduu, deerlerin oullat, zgrlk ile maddi durumun zdeletii, 'glnn hakl' olduu, anlam haritalarn yitirmi, olas bir ahlakn ortadan kalkt, bys bozulmu, merkezi deerlerin yitirildii, insann Tanr olduu modern zamanlarda ahlakilik veya hakllk iddias botur. Ancak ehven-i er arayn karlayabilecek eklektik bir takm zm nerilerinden bahsedilebilir. Bunlar da eklektik olduundan ilikili tm teebbsler durumsal olacaktr. Her geen gn daha da grelileen ahlaki yaplanmalarla beraber siyasal alanda ahlaki zemin yokluundan muzdarip, salt akla dayal hakllatrmalar n plana kacaktr. Ahlak, siyasi arenada meruluun telafisi iin kullanlacak bir ara olacaktr. McIntyre (1967: 53) bu adan, gnmz toplumsal yapsnda artk ahlaki otoritenin ilerlii kalmadn belirtir. nk nsel toplumsal uzla ve yerleik kurallar ortadan kalkmtr. Otoritenin dayand nsel toplum uzlamas ktnde de temele konulacak ahlaki ilkeler kalmaz ve her ey insan tercihi ile arzular erevesinde grecelik nitelii kazanr. Bauman (1998: 15) ise tm bu gelimeleri, modernliin alamaz elikisi olarak tespit etmektedir.

GRAMSCI, Antonio (1986), Hapishane Defterleri, Semeler, (ev.) K. Somer, stanbul: Onur Yaynlar. HABERMAS, Jurgen (1975), Legitimation Crisis, (ev.) T. McCarthy, Boston: Beacon Press. HABERMAS, Jurgen (1997), Kamusalln Yapsal Dnm, (ev.) T. Bora, stanbul: letiim Yaynlar. HELLER, Agnes (1990), The Contingent Person and The Existential Choice, Hermeneutics and Critical Theory in Ethics and Politics, (ed.)Michael Kelly, Cambridge: MIT Press, ss.53-55 HELLER, Agnes, FEHER, Ference (1993), Postmodern Politik Durum, (ev.) . Argn, O. Aknhay, Ankara: teki Yaynevi. KKER, Levent (1993), Bilim, Ahlak, Siyaset likileri, Siyasal Ahlak ve Siyasal Ahlakszlk, (der.) Trker Alkan, Ankara: Bilgi Yaynevi. LARRAIN, Jorge(1995), deoloji ve Kltrel Kimlik, (ev.)N.Nur Domani, Ankara: Sarmal Yaynlar. LASH, Scot (1994), "Modernite mi, Modernizm mi?", (ev.)M. Kk, Modernizm vs. Postmodernizm, (der.)Mehmet Kk, Ankara: Vadi Yaynlar. MARCUSE, Herbert (1964), One Dimensional Man, Studies in the Ideologies of Advanced Industrial Society, Boston: Bacon Press. MCINTYRE, Alasdair (1967), Secularization and Moral Change, Oxford: Oxford University Press.

KAYNAKA ARENDT, Hannah (1996), Gemile Gelecek Arasnda, (ev.)B.S. ener, stanbul: letiim Yaynlar. BAUMAN, Zygmunt (1998), Postmodern Etik, (ev.) A. Trker, stanbul: Ayrnt Yaynlar. BECK, Ulrich (1999), Siyasalln cad, (ev.) N. lner, stanbul: letiim Yaynlar. BROWN, Peter G. (1998), "The Legitimacy Crisis and The New Progressivism", Public Administration Review, July/Aug98, Vol.58, Issue4, ss.290-293. FOUCAULT, Michel (1995), Deliliin Tarihi, (ev). M. Ali Klbay, Ankara: mge Yaynevi. FOUCAULT, Michel (1995), Hapishanenin Douu, (ev.) M. Ali Klbay, Ankara: mge Yaynevi. GIDDENS, Anthony (2000), Siyaset, Sosyoloji ve Toplumsal Teori, (ev.) T. Birkan, stanbul: Metis Yaynlar.

MERELMAN, Richard M. (1998), "On Legitimalaise in the USA: A Weberian Analysis", Sociological Quarterly, Summer98, Vol39 Issue3, ss.351-369. OPHIR Adi (1990), "Beyond Good and Evil: A Plea for Hermeneutic Ethics", Hermeneutics and Critical Theory in Ethics and Politics, (ed.)Michael Kelly, Cambridge: MIT Press. PASQUINO, Pasqule (1993), "The Will to Knowledge", Foucault's New Domains, (ed.) M.Gane, T.Johnson, London: Routledge. PERIN, Robert G. (1997), "Robert Nisbet and the Modern State", Modern Age, Winter97, Volume39, Issue1, ss.39-48. PICCONE, P.(1991), The Crisis of Liberalism and Emergence of Federal Populism, Telos, Fall1991, Issue89, ss.7-45. SARIBAY, Ali Yaar, N Sleyman S. (1999), Politikbilim, stanbul: Alfa Basm. SARUP, Madan (1997), Post-Yapsalclk ve Postmodernizm, (ev.)A.Gl, Ankara: Ark Yaynlar.

MODERN ETK VE SYASET

55

SCHAAR, John H. (1989), Legitimacy in the Modern State, Oxford: Transaction Publishers. TAYLOR, Charles (1995), Modernliin Skntlar, (ev.) U.Canbilen, stanbul: Ayrnt Yaynlar. TOURAINE, Alain (1997), Demokrasi Nedir?, (ev.) O. Kunal, stanbul: Yap Kredi Yaynlar. WALTERS, Donald (1995), Modern Dncenin Krizi, (ev.) . Yaln, stanbul: nsan Yaynlar. WEBER, Max (1997), Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, (ev.) Z. Grata, Ankara: Ayra Yaynevi. WEBER, Max (1996), Sosyoloji Yazlar, (ev.) T. Parla, stanbul: letiim Yaynlar. WOLIN, Sheldon S (1981)., Max Weber: Legitimation, Method and the Politics of Theory, Political Theory, August 1981, ss.401-424. YILMAZ, Aytekin (1996), Modernden Postmoderne Siyasal Araylar, Ankara: Vadi Yaynlar.

You might also like