You are on page 1of 2

NANMANIN FELSEFES ZERNE Mustafa Gnay Ulu Nutku, Trk felsefesinde insan felsefesi konusundaki almalaryla tannr.

Son yllarda verdii derslerde ve aratrmalarnda inanma zerine younlatn grrz. Aslnda onun inanma zerine olan dncelerinin daha nceki yazlarnda yer yer kendini gstermi olduunu saptamak mmkndr. Nutku, nanmann Felsefesi kitabnn nsznde bir saptama yapar: din felsefesi balkl kitaplarn okluuna karn inanmann felsefesi balkl kitaplar yoktur. Bu durum Trke dndaki diller iin de geerlilik tar. Acaba neden felsefe asndan din ele alnmakta, din felsefesi yaplmaktadr da inanmann felsefesi yaplmamaktadr? Nutkuya gre, Din ile felsefe, tamlamas yaplamayacak, yan yana getirilemeyecek iki kavramdr; nk birincisi inanmann gereklii aan ynne, ikincisi ise bu aknln zmlenmesine aittir.(s.v) Nutku, dinin kendini kavramlarla zmleyemeyecei iin, bir din felsefesinden de sz etmenin olanaksz olduuna dikkati eker. Ona gre, nanmann felsefesinin imdiye kadar yaplamaynn bir nedeni de inanca bilginin olumsuzlamas olarak baklmasdr.(s.vii) Bu nedenle inanma olgusunun geni bir zemin zerinde incelenmesi gerekir. Nutkunun nanmann Felsefesi kitab da byle bir incelemenin ilk blm/evresi olarak anlalabilir. nanmay insana zg bir olgu alan olarak kavramaya ynelen Nutku, bilme ve inanma arasnda karlatrmalar da yaparak, inanmann insan iin bir varolu koulu olduunu ifade eder: nanma insana zg temel varolu koullarndan birisidir ve bilmeyle karlatrldnda bir fazlalk tar: bilme, varolann zelliklerini olduu gibi, inanma ise hem olduu gibi hem de olmad gibi edinmeye ynelmedir.(s. 1) Nutku, inanmann bilmeye fazlaln yle ifade eder: Fazlalk, inanmann bilinmeyeni de iermesidir.(s.13) nsanlarn olan olduu gibi bilmek ile yetinmemesinin varolusal bir durum olduu belirten Nutku, bu konuda zihnin lm tesine ilikin kurgulamalarn rnek olarak verir.(s. 21) lmllk bilinci ile lmszlk inanc arasnda varolusal bir bant bulunur. Gnlk ilikilerde insanlar birbirine inanr. Burada sylenen sze inanma ve sze dklmeyen edimin yle olmas gerektiine inanma sz konusudur.(s.4) Nutku, inanmann bilineni olduu kadar bilinmeyeni de ierdiini belirtir. nanmann karlnda gerek nesnelerin bulunmayabilmesi, ama bu durumun gene de anlalr olabilmesi, iki olgu arasnda (bilme ve inanma) mesafeyi aan temel farktr. Felsefece nemli olan, akn inanlarn bilgi karl olmadn gstermek deil (bu zaten bellidir), inan kurgularnn niin ve nasl olutuunu gstermektir. Bu, aknlk sorunudur.(s. 5) nanmay insann temel bir varolu koulu olarak benimseyen Nutku, zsel koul ile tarihsel koul ayrm yapar. nsan olgularnda zsel koul apriori genel, tarihsel koul aposteriori deikendir. kisi bir ve ayn olguda ortaya kar; birbirlerine ncelii olamaz.(s. 12) Nutku sz konusu koullar arasndaki ayrmn farkn yle aklar: nsann inanan olduu bir kez kavranldnda genelleir. Bilmeyen, inanmayan bir insan aranamaz, nk zsel koul kavranmtr; acaba sorusuyla yeniden deneyimlemeye bavurulmaz. Tarihsel koul ise hep yeni bilgiler, yeni kavram ierikleri edinmeyi gerektirir ve aratrmay ilerletir.(s. 13) Nutku, bilme ve inanma arasndaki ilk ve dorudan bantnn, insann inanan olduunu bilmesiyle kurulduunu ve zsel olduunu syler. Ona gre, inandnn bilgisi ise bir dizi karmlar gerektirdiinden, karmlar da farkl hareket noktalarndan balayp oullatndan, greli olduklar sylenebilir. Bu noktada Nutku, ahlak felsefesi ile ahlaklar arasndaki farklla deinir: Ahlak felsefesiyle ahlaklar arasndaki temelli fark, ahlaki deer ile ahlaklarn deer zerine nermelerinde kendini gsterir. kincisinin bilgisi kltr tarihinden, birincisinin bilgisi dorudan insan eyleminden edinilir. kincisi toplumun oul ilikilerinden, birincisi bireyin bir baka bireyle ilikisinden kaynaklanr.(s. 15) Bilmenin ve inanmann bantsn inceleyen Nutku, anlam verme ve anlam vermenin kii deerleriyle balantsn da ele alr. nk ona gre, bilmek zellikler saptamak, saptanan zelliklerin genellik derecesini belirlemek, bylece de bilinebilirliin snrn izmektir. Bilmenin sorumluluu da bu snr iindedir.(s. 15) Ancak bilginin nesnelerin zelliklerine ne anlam ykleyebildiini ne de nesnelerden anlam tretebildiine iaret eden Nutku, bilginin sonularndan

doan sorumluluun deiken ve koullara gre olamayacan syler. Bu noktada insann anlam verme abas belirleyicidir. Anlam verme ise olann ne iin olduu sorusuna cevaptr. Bu tr cevaplar nedensellik tesi bantlar kurularak oluturulur.(s. 15) Nutku felsefe tarihinden baz filozoflara deinerek, gemiten gnmze inanma olgusunu ynelik kavraylar da gzden geirir. Bu balamda onun daha ok anlama-inanma bantsyla ilgili olarak kimi abalar verimli ye da verimsiz olmalar bakmndan bir deerlendirmeden geirdiini grrz. Nutku, ilahiyata kaplm filozoflarn yzyllarca ncelii inanmann kendisine deil, objesine (yani tanrsallk ve sfatlar) vermi olduklarn vurgular.(s. 16) Buna ilikin olarak Augustinus, Anselmus ve Gazali gibi isimlerden olumsuz rnekler olarak sz eden Nutku, olumlu rnekler olarak da Farabi ve Johannes Eriugenay hatrlatr. Nutkuya gre, Bilebilirliin snrlar nedensel aklamalarn snrlardr. Bunun tesinde herhangi bir aklama giriimi sanki var alanna girer. Btn din inancnn sanki var nermeleriyle kurulduu, anlalmas gereken ilk olgudur. Felsefi zmleme bundan sonra balar. Oysa birok dnr sanki vardan balayp varl bundan tretmeye urat. Bunu sadece felsefenin deil, insann hayati yanlgs olarak anlamak ve yerine oturtmak amzn balca sorunudur.(s. 16-17) Sanki var bilincine ilk iaret eden filozofun Kant olduunu, ama insana zgln gz ard ettiini belirten Nutkuya gre, sanki var, insani bir bilin durumudur ve doaya uygulanmas, () bilgice yanltr; fakat () anlam vermeler doru-yanl ayrmyla ilgisiz olduundan, yanlgya anlamsz denemez.(s. 28) Sanki var inancnn balaycln ve srkleyicilii, insani bir durumla bantldr: Sanki var bilincinin ileyii, olan olduu gibi aklamaya ynelen var ve byle var bilincinin ileyiinden ok farkldr. Sanki var bilinci inan-iidir, ama bilgi olma iddiasndan vazgemez. Bilincin hayalgcn ilettii bu ynnn inanlar dizisi kurarak evrenin yaratc st-bilinci (dinlerin tanr dedii) olmaya kadar genilemesi tipik insani bir durumu yanstr.(s. 39) nsann bilincini sorgulamas, kendini eletirmesi, ortaya koyduu teorileri eletirel bir szgeten geirmesi, bilin-eylem etkileimi ve insann gereklikle ilikileri ve deneyimleri erevesinde ortaya kar. Burada insani durumla ve yaama tarzyla ilikili bir ileyi sz konusudur. nsan iinde yaad gereklik hakkndaki baz kavraylarn ve bilgilerini, eletirel bir deerlendirme srecinden sonra deitirebilir ya da vazgeebilir. Bu noktada bilginin balaycl, yanlmay kabullenince sona erer. Ancak ayn ey inanlarmz iin sz konusu deildir. Nutkunun szleriyle, Sanki var inancnn balaycl bilginin balayclndan daha gldr. Bilgi sreci yanlmay kabule aktr. Sanki var inanc yanlabilirlii kabul edemez, nk byle bir tutum inancn dna kmay gerektirir.(s. 40) nanmay felsefi antropoloji(insan felsefesi) asndan inceleyen Nutku, sz konusu alanda btnlkl olarak incelenmesi gereken zsel olgular arasnda unlar ifade eder: nanmak, bilmek, anlam ve deer vermek, ama gtmek ve amac gerekletirmeye ynelmek, tarihsellii devirmek ve sonraki kuaklara devretmek.(s. 83) Nutkunun kitab, inanmann felsefesine yaplan deerli bir katkdr. Ulu Nutku, nanmann Felsefesi, An Yaynclk, 2012, s. 84.

You might also like