You are on page 1of 42

MEDRESELERN

GERLEMESt

Prof. Dr. Hseyin ATAY

Burada Osmanl Medreselerindeki reti~in gerilemesinin sebeble. rn gzden geireceiz. Ancak insan tabiatnn gerektirdii, dier bir deyimle tezahr ettii iki ana zellii, iki ayr ve zd kutbu aklamak istiyoruz. una da inanyoruz ki, bu iki kutup arasnda insanolu tarih boyunca dalgalanarak ve zikzak yaparak gelmi olup bugiin de faaliyetlerini ona gre ortaya koymaktadr. u var ki her toplum, bu iki kutupta bulunma hususunda beraberlik iinde deildir. Beraberlik iinde olanlar bulunduu gibi zd kutupta olanlar da yer almaktadr. Bu iki kutup ile insanlar iki kategoriye ayrmak arzusundayz. A - Eflatundan bu yana, Farabi ve Gazali gibi baz filozoflar baz insanlarn felsefe yapamayacaklann ve st dzeyde d~nme sanatna kabiliyetli olmadklarn ileri srmlerdir. Dekart her nekadar, her insann kendi akln beendiini, akllar pazara karlm olsa, herkesin gene kendi akln beeneceini ve bylece akln insanlar arasnda en adil surette taksim edildiini sylyorsa da, st seviyede felsefeye kabiliyetli olanlar olduu gibi kabiliyetli olmayan akllar da vardr. Anlayta, ilim yapmakta ilerde olanlar ve geride kalp sadece nnde olan gren ve anlayanlar vardr. slam toplumunda. da bu iki kutupta insanlarn bulunduunu Peygamber zamanndan beri tesbit etmek mmkndr. Hz. Peygamberin yle bir sz vardr: "kindi namazn Benu Kurayzada klacaksnz". . Hz. Peygamber bu sz Benu Kurayzaya sefere gidecek sahabeye sylemiti. Yolda sahabenin: hepsi ikindi namaznda (gne batmadan klnr) Benu Kurayzaya gidemeyeceklerini kesinlikle a~lamlard. Ama sz anlamakta sahabe iki gruba ayrmt. Biri aklclar kutbunu tekil ediyordu. Onlar, bunu yle anlamlard. "Hz. Peygamber bu emri,
1 Dekart, Metod zerine Konuma 3-4.

16

HSEYIN ATAY

abuk olmak ve acele etmek iin verdi" :az. Peygamberin bu sz sylemektcn kasd, hzl gitmeyi ifade etmek iindi. Yani o kadar hzl gidilecekti ki, ikindi namazna Benu Kurayzada yetiileeekti. Grlyor ki, bu anlay, szlk anlamn ap ileri gitmekte ve szn iinde belirtilmeyen ama ve gaY'~sine ulamaktadr. Gayeyi kefettikten sonra szlk anlamnda durmamtr. Hatta szn szlk anlamnn nazari itibara alnmad sylenebilir. nk szlk anlamnn gerektirdii hkme aykr hareket ederek, Benu Kurayzaya varmadan ikindi namazn yolda klmlard. Dier kutbu tekil eden sahabe Hz. Peygamberin sznde szlk anlammn geerli olduunu ve onun dna klamayaean iddia etti. Bu grup sahabeye, szlk anlamndan ileri geemedii ve lafza bal kald iin lafzclar dendi. phesiz szde ve szlk anlamnda kalanlar daha dar bir mana iinde skm kalmlard. Bunlar ikindi namazn Hz. Peygamberin emrinin szlk anlam uyarnca Benu Kurayzada klmlard. Ama oktan gne batm ve ikindi namaznn vakti gemiti. Aslnda szlk anlamna gre hareket ederek slamn ikindi namaz iin k~ymu olduu vakit ilkesini hie indirmilerdi. yle anlal. yol' ki, bunlara gre szlerin szlk anlamlar nemli idi. Onlar attklar konuyu bir ilkeye ve esasa gre anlamak iin akl yormaya gerek grmemilerdi. Demek ki onlarca ilke ve kaide nemli deildi. yle anlalyorki, bu gurupta olanlar felsefi dnceyi ve ilmi disiplini kavramaktan uzak olup bilgileri Lir hk~er yn, ve birbirine kart olan malumat sahibi ve dier bir deyimle iptidai bilgi sahi~idirler ve onunla ktifa etme~tedirler. sI,am tarihi boyunca bu iki ana kutup arasnda olan atmalarn ve git gel alkantsnn etkisi, slam toplumunun siyasi, ietimai ve ilmi almalarnda 'grlmtr ve hala grlmektedir. Bu, slam'n insanlara alad ve telkin ettii bir tutum ve anlay mertebesi olmayp, insanolunun yaratlnda mevcut olan anlama, kavrama, muhakeme etmedeki farktan domaktadr. Her toplumda bu tip farkl insanlara rastlanmaktadr. Kutsalolan veya olmayan eski metinleri anlama, sylenen szden sylenmeyen gayeyi kavrama esnasnda, bu farkl kabiliyetler ortaya kmaktadr. B- Osmanl toplumuna bakarak, insan toplumunun canl, uzv bir varla benzedii ynn ele almak istiyorum. Toplumun, tpk bir aa, bir fert gibi canl varln, byme, ykselme, duraklama, yklma, lme ve dalmaya sebep olan bnyesel kanunlarna taLi olduu grlmektedir. Bir aa fidan ve ocuk, byyecekleri iin ve byme

MEDRESELERN GERLEMESt

17

anda olduklar iin, vcutlarna, gvdelerine arz olan yaralanmalan, entikleri, hastalklar, vcutlarnn salaml, zindelii, byme enerjisi ve organizmann dinamiklii, mekanizmann sratli almas sayesinde abucak tamir eder, hi bir arza brakmadan byr ve hayatna devam eder. Osmanl toplumuna baktmz zaman, bir beylikken, kk bir toplum iken bymeye msait bir bnyeye sahip olduu grlr. lk Osmanl toplumu gl, kuvvetli, enerjik, hzl ve dinamik bir bnyeye sahiptir, daima byyen ve bymeye niyetli, bymek iin yanp tutuan bir arzu ve emel kendisine hakimdir. te byle bir ruha sahip olduu iin nne kan byk .ve kk engelleri, arzalar, itimai ve siyasi hastalklar hzla tedavi edip ykselmek zere yoluna devam etmitir. Komu beyliklerle, Bizansla ve Timurla olan savalar iinden ylmadan, yklmadan, d e kalka azimle yoluna devam etti. nk yle istedi, yle arzu ettiine ve niyet ettiine azimle sarld. Burada iki faktrn olduunu dnyoruz. Bu iki faktrle toplum uzvi bir varlktan ayrlabilir, Biri ynetici kadrodur. Ynetici kadronun vazifesi topluma canl, dinamik ve ileriye doru atlm yapabilecek bir ruhu alamak ve bunu ona inandrmaktr. Bunu esasta toplamak mmkndr. Adaleti, toplumun can ve mal emniyetini salamak. Toplum aslnda buna muhtatr. Bunlar kendisine temin edenin yoluna ban koyar. Zaten koymazsa, bunlar elde edemez. Ama toplum hem ban verir ve hem de adalet, mal ve can gvenlii olmazsa, o zaman fertlerde zlme olur ve toplum yklr, ne ynetici ve ne de yneten kalr. Bu esas ferde ve topluma salayan ynetici ve siyasi, toplumu istedii yne yneltir ve imkanszlklar mmkn klar. kincisi de toplumun ve yneticinin yorgun dmesidir. Asrlar boyunca ilerleyen, byyen, hzl giden bir toplum yorgun debilir, ideal bakmdan, yani maddi ve manevi bakmdan olduu gibi zihni bakmdan da doygun hale gelebilir. Bu durumda ilerlemeye istek ve arzu kalmaz. Elde edilen yeterli saylarak, yava yava gerileme ile beraber sermayeden harcanmaya balanr. Merkezi hkmet, uzakta ,kalan snrlara ve era kelere g ve kuvvet gnderemez, kar glerin ve yabanc basklarn aaca gedikler, yara ve bercler bymeye yz tutar. Bunlar zamannda tamir edilemez ise hastalk gittike btn topluma ve devlet bnyesine sirayet eder. Osmanl toplumunda bunu mahade etmek kolaylkla mmkndr. Yalanan bir aa ve insan vcudu, hastalklara daha az mukave-

18

HOSEY1N

ATAY

metli olup arzalarn tedavi edemez veya tedavide ok zahmet eker. Artk canllk, enerji, g ve kuvveti azala azaIa lme doru gider ve bir gn lr. Osmanl mparatorluu da bir eanlnn hayatna benzemektedir . Yalandktan sonra ortaya kan hastalk ve aksaklklar onda daha nceden de vard. Ama gen ve dinamik toplum onlarn stesinden gelecek gte olduundan tedavi etti ve ezip zerinden geerek hedefin~ ulat. Yalandktan sonra ise aksaklklarn altnda ezilmeye balad. Bunu aklamakla demek istiyoruz ki, yallktan sonra tedavisi zor olmaya balayan veya ortaya kt~ sanlan hastalklar bnyede daha nce de vardr. Aneak onlar o zaman yaylmaya, su yzne kmaya imkan ve uygun art bulamazlar. Bu bakmdan toplumun bir canl varla benzedii bir vaka saylabilir, ama tpks olduu sylenmez. Bu iki genel ilkenin aklanmasndan sonra Osmanllarn iinde bulunduklar ve retimi etkileyen sebep ve artlar gzden geirebiliriz. ylece sralayabiIeceimiz bu etkenler retimin gerilemesinin sebeb- . lerini akla~aya alacaktr. 1- Merkezcilik (Merkeziyet): Eski a devlet ve imparatorluklannda olduu gibi bugn de siyasette dnya apnda stn olan devlet, ilimde, teknik ve sanatta da stn duruma gelmitir. Bugnk fenomen de bunu teyid etmektedir. Merkezden her tarafa hkmedildii iin, memleketin her kesi her ynden merkeze bal olup herkes. merkezden iini grmektedir. Bu ilimde de yledir. darede ve ilimde en yksek kiiler merkezde olduu gibi en' yksek retim messeseleri de II!erkezd~ bulunduu iin merkezin btn memlekette maddi ve manevi stnl salanm olur. Btn Anadolu'da yksek medresenin yalnz Bursa'da bulunmas2 orann ilk merkez olmas ve stanbul'a yakn olmasyla gene de merkeze yakn oluunun rolnil hesaba katmak lazmdr. Ayrca, st dzeydeki alimleri gerektiinde srn yeri ve danimenderin (yksek tahsil talebesi) staj yeri olarak kullanlarak stanbul'un bir nefes aldrma yeri gibi kullanldn dUnmek tarihi olaylara uygun der. Osmanllarn ilk merkezi znik'i, sonra Bursa'y, Edirne'yi ve nihayet stanbul'u fethettikteri sonra oray hem devlet merkezi ve hem de ilim merkezi olarak gelitirdikleri tarihen sabittir. Memleketin en yksek dereeedeki kadlarnn, kadaskerlerinin Sahn merkezlerinden mezun olma ve orada mderris
2 Mustafa Akda, Trk Halknn Didik ve Dzenlik Kavgas, 161. Birlik yaynevi 1975.

MEDRESELERiN GERiLEMESI

19

olma artmn konmas3 bu merkezcilii kanuni meyyidcye dayandnmtr: nl bilginlerin hayatlarm ve vermi olduklar icazetleri incelediimiz zaman yksek tahsiJlerini stanbulda yaptklarn gryoruz4 Bu merkezciliin belki byk alimlerin bulumasn salama gibi faydalar varsa da bizce u zararlar olmutur. a- Merkez'e ok uzak olan yerlerde ok zeki, hevesli, enerji dolu genlerin merkeze gitme imkanlar olmadndan snp gitmilerdir. Eer yaknlarnda ilim merkezi ve yksek ilim faaliyeti olsayd, bir ok gencin okuma ve ilim hevesi kamlanm olacakt. b- lim merkezleri arasnda ilmi bir rekabet oluacakt. Her merkez kendi evresinde daha deiik imkan ve artlara gre baka ynlerde gelime havasn yaratacakt. c- Merkeze akn eden ilim adamlar oradan 'ayrlmak istemezler. Daha nce orada yerlemi olanlar, sonradan gelenleri ekemez. nceki. lerin idare ile dostluklar olduu iin kendilerine bir takm haks~z mevki. ler ve ocuklarna da haksz vazifeler ve rtbeler temin ederek aile ce kk salmasn n plana alrlard5 d- Yksek tahsilin merkezde oluu byk alimlerin oraya gitmesini tevik ettii gibi, rencilerin de oraya akn etmeleri, netice olarak, ikamet, yiyecek ve hoca bulma sorunu yaratmt. Hoca sorununu ilerde ele alacaz. . 2- Sahanat kavgasnn, milleti kar karya savaan kutuplara ayrmas, idarede hak ve adalet mefhumlarnn tartlmasna sebebiyet vermek suretiyle, miJletin mal ve can gvenliinin ortadan kalkmasn dourmutur. Padiahn, kardeleri ile veya oullar ile, ya da bir olundan yana tekisi ile kar karya, ordu dzenleyerek savamas, mslmamn kann mslmana dktrme, elbette, idari, siyasi, ictimai sorunlarn dnda dini ve viedani sorunlar dourmu ve neticede toplumun manevi deerlerini sarsmtr. Aslnda bu taht ve ehzadelik kavgalar, sarayn getirmi ve uygulam olduu idare dzenindeki ikilik veya yabanc (devirme) ile asl Trk.Mslman unsurlarnn meruiyet perdesi arkasnda arpmalaryd6 Bunlarn tahlili dier bilimcilere
3 Kad olmak iin mutlaka yksek medrese mezunu olmak artb (Ylmaz ztuna, Byk Trkiye Tarihi 1_0/270)_ En yksek tahsil Saln Semanda yaplrd (tll_UJlmiye 12). Sahn'a girmek iin nceleri en az ve sonralan en az be yl dier medresclerdeki programda bulunan (muretteb) dersleri bitirmek art idi (tH.U.lImiye 14, 16). 4 Bu devrede vcrilmi icazetlere b-"k. 397 Trk Halk5 Daha sonra rnekleri verilecek. , 6 Mustafa Akda, Trkiye'nin ktisadi ve timai Tarihi, 381, 383-386, nn DirIik ve DzenIik Kavgas, 108-110, Bilgi Yayn evi 1975.

20

HSEYN ATAY

aittir. Bize burada gerekli olan retimi etkilernesi yndr. sava olan bir yerde gvenlik de, iktisadi durum da bozulur. Bunun yamnda yenen ve yenilen' taraf da ayn toplumun iki paras olduundan, lenler, yaralananlar, mallar ellerinden alnanlar veya mal vuranlar, hangi taraftan olurlarsa olsunlar toplumu uzun sre huzursuz edecektir. Sonunda birinin acs unutulmadan yeni birinin balamas ileri gitgide bozmutur. Bu ortamdan hoca ve talebenin etkilenmemesine imkan yoktur. Bylece kendisini tamamen ilme veremeyen talebenin, mezun olsa da istenilen ehliyeti elde etmi olduu sylenemez. Bu hadisclere medreselilerin de dondan veya dolayl yoldan katlm olduklarn tarih belgelemekteelir'. akmklk ve karklklarn sebebIerinden biri de padiahn tahta kneaya kadar geirdii hayatn etkisidir. Padiah olan,a kadar her an ldrlme endiesi altnda kapal odalarda hayat srmesi sonucu, d hayat ve idarecileri ahsen tanma frsatlar olmamtr. Padiah olunca da lalasmn veya kzlar aasmn tavsiyesine boyun emitir. Bylece aslnda bir ete ebekesi gibi alan yksek idaredeki insanlar, dorudan tammayp o ebekeden biri vastasyle tammak sureti ile baa geirme zorunda kalmlardr. Kar ebekenin hemen gizli faaliyetine balamas ile ise ksa bir zamanda tbazan buzaman iki ayda bitebilir) nce tayin ettii sadrazam idam etmek sonra da teki ebekeIerin tavsiye ettii birini sadrazam yapmak mecburiyetinde kalmak. Bu, 17 ve 18'nci asrlarn Osmanl imparatorluu idaresindeki bozukluun ba nedenidir. Daha ackls, III. Murad'n bir rasatlane yapmaya emir verip, daha bitmeden yklmasna ferman karmas on altnc asrn son eyreindedir. eyhlislam ve kazaskerler, devleti idare eden st dzeydeki ebekenin iinde yer alrlard. Bunlar yapanlarn iinde hak, adalet, ve eriat mefhumuna gerekten bal olan yok gibiydi. Ama onlar, kendileri veya ebt.kelerinin menfaatm, haksz ve eriat d olduunu bildi halde, bunu hak, adalet ve eriat adna yaptklar yaygaraMm basarlard. Herkes kendi nefsini tanr edinni, o tanry tatnin etmek iin iftira ile sadrazamlarn, padiahlarn ve iyi hizmeti gemi nice paalarn boyunlar, muhakemesiz, sorgusuz uurulmutur. Bu ortamda, can ve mal emniyeti
7 Mustafa Akda, Medreseli syanlar. stanbul niversitesi ktisat Fakltesi Mecmuas e.ll/36I.1949-50 Medreselilerin ayaklanmalar 1557-1597 yllar arasnda younluk kazanmt. Bunlarn en nemli taraf yalnz Trk medreselerinde ve Trk talebeleri arasnda km olma.s ve (362) Anadoluda 'Tarsustan Giresuna ekilen bir hattn masdr. batsnda kalan blgede vuku bul-

3- Osmanl idaresindeki

MEDRESELERtN

GERLEMESI

21

nasl kalrd? Bylece iktisadi sosyal hayat aIt st olmutu. Bu durumda medreseliler hoca ve talehe olarak elbette bir ilerleme kaydedemezdi. ler ve ilmi messeseler olduu gibi cahillerin elinde ve menfaatileri kontrolnde kalmt.

4- Talehe isyanlar:
Yksek idarede ba gsteren aksakhk ve bozukluklarn memleketin dier yerlerine de sirayet edl}eei phesizdi .. Anadolu kylsnn, Mustafa Akda'n ifadesiyle Moollarn, Seluklular 124.3 de Kseda savanda yenmesiyle, ift bozanhlR yani iftini ubuunu, tarlasn, evini barkn terkedip ehirlere ve baka yerlere g balamt. Osmanllarn ykselme devrinde savalarn ve fetihlerin araya girmesiyle bu gler duraklam gibi oldu ise de ah smail'in ran'da 1499'da ortaya kmas ile "Kzlba Levent"9 ler, gurublar halinde ran'a doru g etmee balad. Bunda roloynayan geim derdi idi. Bu ift bozanlar ba bo gezen serseri takm olup merkeze kar hareket etmek ve ba kaldrmak isteyen herkes tarafndan istismar edilmekte idilerId. Bunlarn belli bir tutum ve siyasetleri olmayp ileri apuleuluk yaparak, etraf" korkuya salp alp rpmak ve gz gre gre zorla almak ve gashetmekti. Levent!! Sekban ve dier deyimle iftbozanlarn evlerini, tarlalarn terketmeye sebep, devlet adamlarnn halka yaptklar haddi akn salmalar ve vergileri arlatr~alar2 olarak grlmektedir. zetle unu sylemek yeterlidir. Ehli rfl3 denilen idareciler ve askerler, ehli eriat denilen kadlar ve halkn hozguneu takm olan babo leventler, Anadolu'yu soyup soana evirmek, halka zulmetmek, mal v("can emniyetini hie indirmekte ke kapmaca oynuyorlardl14 Menfaatlarnn gereine gre birleiyor, bazan hasm oluyor, ama her seferinde halk zarar ediyordu. Halk ekiyadan kurtarmaya gelen devlet kuvvetleri, ekiyann yaptn tekrar ediyordu. Ekiyann fertleri arasnda din, soy ve mezhep
8 Mustafa Akda, Trk Halknn Diriik ve Dzenlik Kavgas, LLS, Bilgi yaynevi, 1975. 9 Agy ve 120. 10 Age 116 ehzade Korkudu 1510 da Bursa valili/;'ne giderken soymular. elzade Ahmed ve olu Murat da taht kavgasnda bunlan etrafna toplad. (130) Kanunu'nin yazd atmasnda ift bozanlar Beyazd' tutmutu. II siz gsz bo insan demek, Age 153. 12 Age 121 13 Beylerbeyi, saneakbeyleri, ehirdeki sulalar ile bunlara bal btn polis gleri, ky, kasaba gibi yerlerde valilerin, suba ann adamlan, ky kaza ve il subalar, Kethdalan~ Kaymakamlan, hkmetin merkezden atad mlairler demektir (Age 242) 14 Age 141, Sipahilerin soyguneuluu ve kadlann onlan beraat ettirmesi 153. olu Selim ve Be-

22

HOSEvtN ATAY

birlii sz konusu deildi. Trk, Krt, Ermeni ve Rum asll kimselerls ayn yolun yoleusu olarak "yolda" oluyorlard. Kylerini gen yata brakp "levent" olarak soygun rgtlerinde yer alan iftbozanlarn dnda evsiz barksz gezgin olan ingene gibi grublar da soygunlara, cinayetlere, hrszlklara katlyor ve hatta fuhu olaylarnda bile adlar geiyordul6. Bu bozuk dzenden, medreselerin de etkilenmemesi imkanszd. zellikle medrese rencileri ounlukla ky ocuklar idi. iftbozan leventlerin bozduu veya iftbozanla sebep olan etkenler, bunlarn ailelerini de etkisi altna almt. Kydeki gcim imkanlar ok daralm olan ana ve babann ocuklarn, iftbozan-levent yapma yerine onlar daha erken yata medreselcre gnderme yi tercih edeceklerine phe yoktu? Ancak medreseIere akn etmeye balayan renciyi barndracak imaretler (talebe yurtlar) kafi gelmemeye balad. rencilerin hem barnma ve hem de beslenme ynnden birok problemleri vard. Fakat rencilerin skntlar yalnz yataeak ve yiyecek bakmndan deil. di. Ayn zamanda hocaszln da skntsn ektikleri bir gerektir. Mus. tafa Akda, yksek tahsilini bitirenlerin devletin ihtiyacn am olacanlS sanyorsa da biz ayn kanaatte deiliz. Eer Anadolu medresele-' rinde ders okutan hocalar da devlet hizmeti sayyorsa, kanaatmzda daha eminiz. Yok eer, nemli kadlklar kasdediyorsa bundan phedeyiz. Burada nemli bir sonm daha ortaya kyor. stanbul'da yksek tahsilini bitirmi olanlarn ne derece tekrar Anadolu'ya, memleketlerine dnmeye can atp oralarda. vazife aldklarn incelemek lazmdr. Bugne kyas edersek, kimsenin memleketine veya Anadolu 'ya vazife almaya gitmeye gnll olmadn ileri srmek geree daha uygun olabilir. Merkezciliin bir zararn daha bylece tesbit etmek mmkn oluyor. Medrese rencilerinin (suhte) ahlak d hareketlerinin, yaptklar tahsil gerei onlara yakmadnda phe yoktur. Ancak Mustafa Akda, medrese derslerinin engel olucu hi olumlu bir etki yapmam olmasna dikkati ekiyor ve derslerin byk ksmnn gnah-sevap zerinde ol. duu halde bunun tesir etmemesinin ilgi ekici olduunu ifade ediyorl9 Dediimiz gibi medrese rencilerinden umulan ahlakl ve drst olmalardr. Ancak kabul etmek gerekir ki, sadece medreseliJerin deil,
15 Age 124, 16 Age 150. 17 Age 154. 18 Age 154. 19 Age 156.

MEDRESELERN GERtLEMESi

23

her mslmann yle olmas gerekir. nk en basit mslman en azndan byk gnahlarn be on tanesini bilir, ama gene de o gnahlar iler. BuI)dan ayr olarak medrese retim programn yakndan bilen bir kimse b}le bir hkme kolayca varmaz. nk medres~lerde ilk okutulan dersler Arapa dil bilgisi (Sarf-Nahiv) ve edebiyat, mantk gibi dinle ilgisi olmayan derslerdir. Bu dersler seneler alr. Dini dersler bund'ln sonraki yllarda okunur. Onun iin medreseye gelip bir iki s!ne elenen kimsenin dilbilgisini yeteri kadar renme imkaR, o zamanki sisteme gre yokt~. zerinde durmak istediimiz iki noktadan birisinin hocalarn azl olduunu sylemitik. Hocalarn derslerinde ne de~ece kifayetli olduklar ayr bir sorundur. kinci nokta rencilerin yatakhanelerde ve odalarda ok skk olduklarn kabul edince, grltden hi birinin gerei gibi dersine alna imkan olmad aka anlalr. Bundan baka dil zerinde ilerde duracaz. Yabanc bir dilde bir ka dil kaidesi retilmesinin renciye dini bir kltr verdiini iddia etmek zordur. Bunun iin din derslerini ounlukla okuduu kabul edilen medrese rencilerinin, sanld kadar okumadklarn programlarn tetkikde dinin hkmlerine aykr hareket etmelerinden, din retiminin tesir etmedii sonucuna varmak insan yanl bir hkme srkleyebilir. Ayrca medrese derslerin~ eski tertibine gre okuyan ve programlarn olduka bilen biri olarak unu ifade etmek isterim. Medreselerde, okunmu olan fkhtr. Fkhta genellikle renilen dini hkmler, caizdir, caiz deildir, fasttr, vaeiptir, farzdr ve yasaktr. Gnah ve sevap szleri ve terimleri Kuran'da, Hadis'te ve baz ahla,k kitaplarnda geer. Yksek tahsil yapmayan bir rencinin gnah ve sevap hakkndaki fikri ve bilgisi rastgele etraftan duyduuna veya arapas iyi ise zel merak dolaysyle byk eserleri okumasna dayanr. Farz ve haram (menhi) ile sevap ve gnah her nekadar ok skilikili ise de aralarnda fark vardr. Bunlar gz nne alnca sanrm ki, bir ka senelik medrese rencisine din retiminin niin tesir et~ medii bir dereceye kadar aklanm olur. Medreseli suhtelerin {renci) karklk kard yerler, medrese ve imaretlerinin ok olduu ehirler ve Anadolu'nun verimli blgeleridir20 nk oralar daha ok renci barndrmaya msait olmakla, kapastesinin zerine kmaya da elverili olup, kalabalk yerlerde insanlarn birbirini tanmalar 'daha azdr. Bu gibi mehul kalma imkan olan yerlerde karklk ortam bulunur ve bundan istifade etmek isteyen frsatlar, skntda ve darda 'olanlarn isyan heveslerini tahrik edebilir.
20 Age, 160. 161.

.J

'

HSEYN

ATAY

Bu blgelerden, Edirne civar, Bursa, Balkesir, Afyon Karahisar, Manisa-Mula- Isparta, Kastamonn-ankr-Bolu, Tokat-Amasya-orum, Tarsus-Silifkc-Manavgat genleri21 ve yreleri talebe isyanlarna sahne olmutur. Medrese rencilerinin isyanlarnda idelojik bir sebep bulamadk. Yalnz iktisadi sebep ve geim derdini ileri srmek n plana alnyor. Aslnda iktisadi sebep sadece renciler iin sz konusu olmadna gre sorunu biraz da levent denilen babo' ve iftbozanlar asndan ele almak gerekir. Bunlar, medreseyi alet ederek renci olmadklar halde renci gzkcrek halk iinde bir sempati ve ho grrlk kazanmay ama edinmilerdir22 Bazan rencileri d~ aralarna alarak ortaklaa apulculuk yapmak ve bylece su da ortaklamak amalar da vard. Bunun dnda kimsenin temas etmedii bir psikolojik sebep de vardr. Medrese rencisinin sakin, asude bir ortam iinde okuyup ykselmesini herkes zellikle, ayn yataki genler ekememilerdir. Bunlar rencileri kkrtp, tahrik ederek onlar bir defa medreseden dar ekmilerdir. Dersini bir gn ihmal etmeye cesaret eden bir renciyi tekrar medreseye sokmak zorlamtr. Ayrca her renciyi standart bir zeka, kabiliyet, temayl, ak, ruh, nefis ve bedene sahip olarak kabul etmek bizi yanl deerlendirmelere gtrr. Sk bir kontrol ve retim program uygulanmayan okullarda, fakltelerde bugn bile ne gibi aksaklklar ve bozukluklarn rencilerin eksik, bilgisiz kalmalarna, haklarna ve adalete, raz olmamalarna sebep tekil ettii bir gerektir. rencilerin arkadalarn snflara sokmamalar her ne,kadar eitli sebebIere dayanyorsa da, her vakit ola gelen bir vaka olduu gz nnde buJundurulmalu:hr. Hocalarn rencilerinin apulcu luklar karsndaki tutumlarn renemiyoruz. Ancak pek nadir de olsa bir mderrisin eldya olan rencilere bakanlk ettii grlyor23 renciler (suhte) bazen k~dlar ve bazan da sancak beyleri tarafndan konnmu olduklarna rastlanyor24 Bu onlarn isyanlarnn bymesine ve kolayca bastrlamamasna neden oluyordu. Medrese rencilerinde grlen kargaaln izlerine Fatih devrinde de rastlamak mmkndr. Gittike sorunlar bym ve memleketin siyasi, iti21 Age, 160-162. 22 Age 183. Bunun iin sefahat ve yolsuzluklann halktan uzak tutmak iin da balanna gya kendilerine "medrese" 23 Age 190, 188 24 Age 204. y'aprnlard (187).

MEDRESELERN

GERILEMESi

25

ma ve iktisad durumu bozulunca, edresclileri daha da ok apuleulua, anariye ve ahlak d hareketlere itmitir. te btn bu sebebler medrese retim ve eitimini aksatm Ye geriletmitir. Hem iyi hoea yetimemi ve hem de iyi alim olmann arzusunu tayan talehe kalmamtr. Bugnk renci hareketlerine kyaslanarak denebilir ki herkes, alp bilmeden kolayndan diploma alp, haksz mevki ve v~zife alma peinde idi. Herkesin de bunu yapacak adam varu. Bize yle geliyor ki, suhtelerin (medrese rencileri) isyan ve apulcuhklar, medreseli nvann almalar sadece o noktas bakmndan olsa gerektir. Balangta talebeler isyan etni ve vurgunculua balam olduklarn tarihen tesbit etmek gerekir. Ancak sonradan gelenler medresede renci olmadan renci gibi gzkm25 ve medreseyi bir karargah gihi kullanm olabilirler26 Ya da gelip medresede bir ka ylokuduktan sonra ekiyala balam olmalar dnlebilir. Hcl' sene bir ka ay medrese de okuduktan sonra eel' yapma bahanesiyle yola kp vurgunculuk yapyorlard27 stanbul'a varan ve kadlara arzedilen birok olaylar kesik ikayet ve kazai hadiselerdir28 Medreselilerin, gnlk, haftalk veya yllk faaliyetlerine dair vesikalar olmadka bunlarn hangi seviyede ve ka yllk medreseli olduklarn ve kltr seviyeicl'ini tesbit etme imkan yoktur. Bunlarn medrese kakn, cahil ve hi bir terbiye grmemi anarist genlerden ibaret olduklarn kabul etmek gerekir. Yaptklar apulculuklarn sonueu elde ettikleri serveti kyde ailelerine gtrdkleri zaman29 aileleri onlar nasl karlyordu ve ailelerine ne diyoarlard? Bunlar "cer"den halkn kendi rzasiyle verdii bahi, fitra ve zekat olarak m anlatyorlard? Byle deil idiyse aile fertIer ve renei olan ocuklar da kt kii olarak damgalanmalan gerekirdi. Medrese isyanlarnn bastrlamamas, yaylmas ve uzun bir sre devleti megul etmesi ok gl bir isyan olduundan dolay deildi. Hcl' tarafta hcl' trl bozguneuluk, apuIculuk vard. 1\Iedrcseliler de onlar arasnda bir grubtu., Bunun yannda devletin resmi tedip kuvveti, jandarmas diyebileeeimiz milis kuvveti, Trklerden meydana gelen "l erleri" resmi teilatnn bile bozguneuluk yaptn grnce30 durumun ne kadar kark olduu daha iyi anlalabilir.
25 Age 166. 26 Age 188. 27 Age 165. 28 Age 164, 169, 170. 29 Age 184, 187. 30 M.Akda, Medrese lsyanlar-lktisad Fakltesi lIIecmuas 368-69.

26

HSEyiN ATAY

Sonu olarak bize intikal eden udur. Medrese rencileri, bir sr sebebler altnda derslerini brakp ekiyala balamlar ve bu, medrese retiminin gerilmesinesebep olmutur. Neticede daha belini dorultacak seviyeye ykselememiti. Bugn 31 Aralk 1980 de Trkiye Cumhuriyetinde Yksek tahsil ve bir dereceye kadar liseli rencilerin oluturduklar anarik olaylarn stesinden hkmetlerin gelemiyecek boyutlara ulatn grdtimz kaydetmeliyiz. 12 Eyll 1980 tarihinde 'memleketin kominist solun elinde Afganistan gibi bir duruma dmesini nlemek iin Trk Ordusu ihtilal yaparak, btn memlekete idareyi ele ald. Buna sebep renciler ve onlar kkrtan hocalar, destekleyen bilinen katiller ve bilinmeyen gizli ajanlardr. Bunu gnmzde byle grnce 'yalnz medreselilerin de anlatlan biimde, bastrlmas g bir isyana, karkla kalkmalar insana mubalaa edildii kanaat!n vermektedir.

5- Dil sorunu:
Medreselerde retim dili Arapa idi. Bu, slam dininin kutsal ki'tab Kur'an- Kerim ile Hz. Peygamberin szlerinin arapa olmasnn bir gerei idi. Gerek dini anlamak iin ana kaynan anlamak Iazmd. Osmanllara gelinceye kadar da asrlar boyu Arapa, mslmanlarea ilim dili olarak kullanlmt. Bu kuvvetli bir gelenek idi. Ancak bizim inancmz odur K, her hangi bir dil, konuulan ve ana kucanda renilen bir dil deilse, o dil ile ilim tahsil etmek ok zordur ve bii- zorlamadr. Bu dil ile yazlm olan. eserleri okumak, renmek mmkndr. Ama byle yabanc bir dilde tahsil yaptktan sonra,. o dilde, o dilin konuulduu ana vatannda uzun bir sre kalmadktan ve onu ana dili haline getirmedikten sonra, fikri ve ilmi bir keif ve icad yapabilmek pek zordur. Him ve tedris dili arda, pazarda, sokakta, evde konuulmaldr. renci medresede okuduunu daha kapsnda unutmamaldr. Asl genlik yllarn bylece lisan renmek iin vakfetmeye mecbur olan pir rencinin rendii dile sahip olmas, istedii gibi zihni ve fikri tasarruf ta bulunmas, ancak medresede rendii kelime ve ifadeleri iyi ezberlemise hatrlama ve onlar tekrarlama yetenei ile olur. tlim adam, hi dnmeden, kelimeleri zihninin ve hazfzasnn kelerinde aramadan, konuup dnme ve yazma melekesine sahip ise, ilimde, dncede, medresede ve okulda rendiinin tesine geebilir. Bunun iin insan kendi dilinde retim yapmaldr. Baka dilde retim, ancak onun memleketinde olmaldr. Ama, kendi dilinde retim yaparken yabanc dil renmesi ve yabanc ilim adamlarnn fikirlerinden istifade etmesi ayr bir konudur. phesiz yabanc diller ve

MEDRESELERN GERLEMESi

27

arapay ok iyi ve ana dili gibi bilen kimselere her zaman, ilim ve fikir ynnden ihtiya vardr. Yabanc dilleri ok iyi bilenleri yetitirmek ve yabanc eserleri Trkeye kazandrmak, her messesenin ve ahsn balca gayesi olmaldr ki, Trk tefekkr ve medeniyeti domu olsun. Kanaatimize g're Osmanl Medreselerinde ve daha dorusu Trk diyarnda btn retimin ve eitimin Arapa olmas ilmin daha ok. inkiaf etmesine engelolan sebebIerden ve belki en nemlilerinden biridir. Buna ramen Osmanl alimleri iinde kendi memleketinde Arapa tahsil yapp. Arapa yazanlar oktur. Bunlarn verdikleri eserlcr, za-, mann Arap alimlerinin eserleri ayannda ve bazan onlardan stn olmutur. Bunu byk takdirle karlamak gerekir. Ancak medreselerde okutulan Arapa ilim dili idi. Kendine has klasik bir uslubu ve ifadesi vard. Sonra, okutulan eserler de ounlukla aslnda Arap olmayan alimlerin yazdklar eserlerdi. Dier nemli bir durum da edebi zevki gz nne getirmeyen, ilmin gerektirdii, kesin ve ak vakayi, gerei tpa tp ifade etmek kasdiyle yazlm olmasyd., Edebiyatn gerektirdii hayali tasvir ve gereksiz szlerle gelii gzel bir manay mecaz, kinayeli' ve istiareli ifadelerle anlatmaya zenilemezdi. imdi de byledir. Herhangi bir dilin edebi yazs ve ifadesi o dilin ilmi dilinin yaz ve ifadesinden ayrdr. Konumak ayr bir retim ister. Osman Ergin "Trk Maarif Tarihi" adl eserinde Osmanl alimlerini. tenkit ederkcn3! bu hususlar kavramam veya kavram~m gzkerek msteriklerin iki scncde mkemmel bir ekilde Arapa konutuklarn methedip bizim alimleri kk gstermee, cahil, Arapa bilmez olarak ilan etmee kalkmtr. Ama kendisi bir yazar olsa bile alim olmad iin yapt sulamalarn ynn bilmiyor ve neyi nasl tcnkit etmesi gerektiini kcstiremiyor. Biz de medrese program ve retim tarzn tenkit edeceiz. Ospan Ergin'in o kadar vd msteriklcrin hi biri imdiyc kadar Arapa bir eser yazm deillerdir. Sonra her birinin ka defa Arap memleketlerine gitmi aylarca, scnelerce kalm olduklarn hesaba katmaldr. Bugn bile msteriklerin iinele kolaylkla ve akc bir ekilde Arapa konu.ana rastlamak zordur. Kendim karlatm ,bir ok Arapa profcsr
31 Osman Ergin, hem ilim ve hem de arap dili bakmndan tenkit ediyor. Musa Kazm da ilim dili arapa ile edebi dil arapa arasnda fark grmek istemiyor "Biz arapa okumuyoruz, arapa yazlrru fenieri okuyoruz" sz sz m? (Srrat. Mustakm, aded 54, sayfa 22; 1 Ramazan 1327 (1909) diyor. Aslnda ilim hatta felsefi dil ile edebi dil arasnda hem uslup ve hem kelime ve terimlerin kullanl bakmrdan farkn olduunu inkar etmek imkanszdr. Ancak, edebi dili retmenin gereini savunmak ayr eydir, dil retimi yapmak gene ayr eydir.

28

HSEYN

ATAY

vc slam ilimIeri mtehasss mterikin ammtr. Sclis Arapa konuanlar pek

tck kelime Arapa konuenderdir.

Osmanl alimlerinin yazdklar eserler hakknda bir fikir elde etmek 32 iin "Kef ez-Zun un", "Osmanl Mellifleri" gibi eserler ile stanbul Ktphanelerini taramak lazmdr. Aneak Osman Ergin'in gznden kaan iki noktaya daha cevap vermek istiyonm. Bylece onun gibi dncnlere de eevap vermi olacam. Her mellifin yeni bir keif ve icat ortaya kaymasn isternek ok yanl bir tutumdur. Dnyann en eski andan bugne kadar her hangi bir kimsenin byle bir istekte bulunmas akla ve vakaya aykrdr. Binlerce kii yazar izer, alim olur, ORlarn iinden bir ka tanesi orijinalolur. Orijinal ounluk ve evre yaratr. Son olarak baz n yapm byk alimleri de eser yazmadklar iin sra indirmek byk hakszlktr'. O adlarn zikrettii alimlerin hayatlarn incelediimiz zaman, ok talebe okuttuklarn, iki defa icazet verdiklerini gryonz. O zamanki sisteme gre bir icazet verme sresi 13 ve 14 yld. Haftada drt gn ve her gn bir ka saat ders veren ve 35 ksr sene devaml taleb e okutan alimden ayrca eser yazmasn istemek, hacalkla uzaktan yakndan ilgisi olmayan bir kimsenin arzusu ve istei olur ki, bu imkansz olan istemekten baka bir ey de. ildir33 Aslnda bugn de yalnz Arapay deil, her hangi bir dili retmek, sadece biz Trklerin sorunu deil, btn dnya millet ve devletleri. nin sorunudur. Sonra imdiki okullarn yabanc dil retmedeki baarlarna bakld zaman eskinin baarszlklarnn devam ettii grlr. imdi de iyi dil bilenler ya zel hocalardan ders alyor veya dil okullagidiyorlar. kinei Merutiyet (1908)'den sonra m:emlekete gelen fikri hrriyet sonucu medreselerin de slah zerinde en ok Medreseliler durmaya balamtr. Bu arada Medrese iinde en ok tenkide urayan ders Arapa olmutu. On, onbe veya yirmi sene medresede mrn tketen bir kimsenin ilim ve fenIeri renmesi yle dursun, Arapay bile gerei gibi renmekten aeiz kalmasnn sebebi olarak metotsuzluk ve usuldeki nizamszlk
32 Ayrca bak: .H.Uzunarl, 550; 33 Bak: Osman Ergin, Trk Maarif Tarihi 1/105, 107, 108, 112,114. Bir rnek: OkutIDakla megulolarak kk li..isale dnda eser yazma imkan olmayan stanbullu Hafz Ahmet akir Kebir (1235- 1315) t1'819-1897) defa icazet vererek birinci defasnda yz, ikinci defasnda yzelli ksr ~e nc defasnda altm kadar Zalid Kevseri, el.Tahrir talabeye icazet vermi, Srp muharebesinde (M. binba rthesi ile harbe itirak etmitir. Son asrn byk alimlerinin ounu yetitirmitir e1.Yeciz, 29, H.D. 2/154. Osmanl Mellifleri 1/340. Osmanl Tarihi 1/270-284, 2/575-608, 3/490-550,4/513-

nna

MEDRESELERtN GERtLEMESt

29

gze arpmaktadrJ4 Bir Teblide medreselerin alanacak bir gerilikte braklacak olursa elli sene sonra isimleri ancak tarihte grlebileeek olduu ifade ed\lmiti. Oysa on be sene sonra lavedilmi ve tarihe intikal etmilerdi. Douuna Dilin Tesiri

Deiik Medeniyetlerin

Bir Fran~z, Alman ve ngiliz tefekkr, felsefesi ve medeniyeti, 'kendi milli dilleriyle okumaya ve okutmaya baladklar andan itibaren domaya balamtr. Dier deyimle kendi dilleri ile dnmeye ve yazmaya baladklar zaman hem dilleri gelimi ve hem de ilim, medeniyet ve felsefede yenilik yapma hususunda atlmlarda bulunmulardr. nk kolay, serbest, zahmet ekmeden dnme ancak ana dilinde o]abilir. Anadille dnrken kelime ve mana ikisi bir andainsann zihninde doj;'U verir. Yabanc dilde manay ifade etmek iin insan kalp, kelime ve ifade aramak zorunda kalr. Hem zahmet eker ve hem de mana skp kalr, serbest hareket edip patlama, srama ve atlm yapamaz. Batnn milli dilleri" Latince'nin esaretinden kurtulup birer ilim dili o]. duklar zaman her millet kendi karakterinin simgesi olan bir medeniyet ve felsefe kurmutur. Bunun dinle alakas yoktur. Hepsi eskiden Hristiyan idi, gene de Hristiyan olmakta devam ediyorlar. Aslnda eskiden tek tip Hristiyan medeniyeti varken imdi eitli Hristiyan milletlerin meydana getirdii eitli Hristiyan medeniyetleri dodu. Dillerinin, medeniyetlerinin ve dncelerinin kendilerine ait ayn ayr zellikleri olduu halde din bakmndan Hristiyan ruhunu, kltr ve espirisini tamaktadrlar. Mslman milletler de eskiden kendi dillerinde tedrisat yapm olsalard, her biri kendi milletine, bulunduu blgenin, iklimin havasna ve artlarna gre ayr ayr, deiik felsefe, medeniyet ve dnce sistemi ortaya koyacakt ve hepsi de gene slamn ruhunu ve felsefesini tam olacakt. Arap olan ve Arapa yazan Muliddin bn AraM nekadar Mslmansa, bir Trk olan ve Trke yazan Yunus Emre, Farsa yazan Mevlana da o kadar Mslmandr. Arapann dnda yazanlarn Mslmanl Arapa yazanlarn Mslmanlndan az deildir. Dilin dinle ilgisi yoktur. Hristiyan Araplar da yazp izmektedirler. Arapa
34 12 Temmuz 1325 (1909) Debre'de toplanan Kongre'de Arnavud air HaflZ Alinin Kongreye sunduu medresenin durumuna dair sekiz maddelik bir slah program ortaya atm ve beinci maddesinde: "Arapadan Trkeye Trkeden Arapaya terem~ ve mkaleme suretiyle Lisan- Arabi'nin suret-i mkemnelede tedrisi" ve altnc maddede "Her sene sonunda imtihanlarn ciddi ve muntzam bir tarzda ieras gibi metodun islah getirmektedir (Srat- Mustakm, Aded 49, Sayfa 368),

30

HSEYN

ATAY

yazyorlar diye yazdklar, izdikleri, ortaya koyduklar medeniyet ve felsefe Arap felsefesi ve medeniyetidir ama ruhu ve espirisi Hristiyanlktr.

6- Dini ve lmi Hiirriyetin olmamas, 1908'deki kinci Merutiyetten sonra Medreseliler tarafndan da, slamda ilmin gerilemesinin sebebIerinden olarak zerinde dum"lmutur. Bunlarn iinde, daha nceki istibdad idaresinin, din ilimIerinin iyi tahsil edilmeye yardm etmesi yle dursu.n, mani olduunu ileri siirenler az deildir. Burada unu mahade ediyonz. Daha nceki asrlar iin medreseliler ilmin gelimesine man i olmakla itham edilirken, yirminci asrn banda i tersine dnmtr. Bu defa medreseliler ve din bilginleri idareci ve siyasileri itham ederek, onlar din ilimIerinin gerektii gibi tahsil edilmesine kar kp dmanlk yaptklarndan dolay itham etmilerdir. Muhammed Nesib'in bu hususta sylediklerini gnmzn Trkesi ile buraya alyoruz .
. " ... Bu asrda yetienlerimiz neden gemi asrlarda yetienlerin topuklarna bile yaklaamyorlar? Asrlarn gemesi beeriyetin ilerlemesine hizmet ederken, neden bizlerin gerilemesine sebep olmutur? te bir sr sorular ki, pek elem verici ve ackt olduu halde, cevab zor deil, tersine kolaydr." "stibdad hkmetinin mesleimize layk grd kt baklardan, mesleimize vurduu mthi ve ykc darbelerden bahsetmek, ilerleme yolumuzun n~ne ym olduu almaz engelleri bir bir saya. rak cevap vermek mmkndr"35. 1908 inklabnn getirmi olduu serbest yazma ile, hem medreselilerin iinde medresenin durumunu i)i kavrayanlar, dier bir deyimle medresenin durumu ile dardaki ictimai vakay ve yaaian re aliteyi kavrayanlar, iki durum arasndaki akl grmler ve durumu dzeltmek iin kaleme sarlmlard~ Medresenin slahn, asra gre retim yapmasn itenlikle istiyorlard. Ayn zamanda medreseli olmayan mnevver tabak<- da nedrese hakknda fikrini daha rahatlkla sylemeye imkan bulmu oldu. Bunlarn iinde iyi ve kt niyetli olanlarn birletikleri bir nokta vard ki, o da medresesenin
35 M.Nesib, Ulema, Meslek-i lmi, Beyanl.Hak, aded' lO, sayfa 214. 13 Zl.Kade 1326 (1908). Burada iham edilen kinci Sultan Abdulhamit devridir. Beyanl Hak, aded 13, sayfa 274'de Hseyin Hazim imzas ile yle diyordu "Medreselerimizin bugnk esef verici halinden iman ve vicdan sahibinin zlmemesi kabil midir? Hele kalbine saplanan istibdnd trnan, ... AlIal'a kr ki her ann bir trl nckb azab iinde geirdiimiz o zulum de,,-rinden kurtul. duk. Bak: Aded 50, sayfn 1078, 25 Safar 1328 Sultan Abdulhnnit hakkndn "nemn bu yeni dnrut tedrisin srekli masraflnnnn karlk olmak zere evvelce hal edilen Hakan tnrafndan gasp olunup sonradnn maliyeye devredilen bir tnkm evkaf gsterdi" (n. 1079), Hseyin Hnzm, nded 61, snyfa 1250, 14 Cumadel Ula 1328.

MEDRESELERiN GERILEMESi

31

slah ile ilgilenroekti. Medreseliler de artk eski alarn ve nceki nesillerin direniinin faydal olmayacan grdler. Artk 1773 de Mhendishane-i Bahr-i Hmayun, 1796 da Mhendishane-i Berr-i Hmayun, 1827 de Tphane-i Amre ve Cerrahhane-i Mamure ve 1834 de Mekteb-i Harbiye ald. 1838 den sonra Medresenin dnda rtiyeler ve dier okullar kurulmaya baland. 1857 de Meihatn dnda Maarif Nezareti resmi bir Hkmet dairesi haline geldikten sonra medresenin karsnda ayn yetkiye ve belki siyasilerin desteiyle daha ok yetkiye sahib bir tekilat oldu. Modern okullar ve niversite amaya (her nekadar zaman zaman kapainsa da) balad. 1900 den sonra gelien niversite Med- . resenin baz ubelerini-Kudat'a kar Hukuk, Medresenin dinbilgisi ve36 ren ksm karsnda da Din ubesini anca medrese kenara itilmi oldu Gittike hayattan ve kltr evresinden atlacan anlamt ki, hemen slahat yaplmasn istemee balad. Yaplan ilk slahat nerileri ve tatbikatnn ge kal~ yannda tatmin edici olmad ilerde grlecektir.

7- Ferdiyetilik

ve

Bencillik:

Genellikle ve daha dorusu yaratl ynnden insanolu kendi varln korumay ama edinir. Dorudan doruya kcndisi ile ilgili olan ailesini ve oluk ocuununun varln da teminat altna almay ana hedef olarak ele alr. nsanolu bu tabii eilim altnda, kendi ve ailesinin menfaatn ve yararn her eyden nceye kor. Bunun karsna kan her trl engeli bertaraf etmeye alr. Kanunun kendisine verdii varln koruma ve ;rdrme hakkn azami derecede kullanr. Kanun istediini vermedii takdirde gizli yollara ve hilelere bavurur. Eer gc yeterse, kendi ahsi ve ailesi yararna olmak zere konuyu yorumlar veya onu deitirir.

Osmanl toplumunda din bilgini olduu halde bencillikten kurtulamayan aile ve akraba karn n planda tutan toplumun zararna eriat ve kanun llerini, hak ve adalet mefumlarDl grmcmczlikten gelerek hareket edenler bulunmutur. Osmanllalarda ilmin gerilemesine ve seviyesinin dmesine dolaysyle ilmin cehaletle eit olmasna sebep olanlar az dcildir3? .
36 M. evketi, medreselerden sonradan tp, hendese ubelerinin ayrlmas ve ulumun en mlim aksanndan olun fkhm gittike genileyen muamealat beere kafi derecede ileri gtr1ememi olmas ve binaen aleyh baka messeselerin vcude getirilerek bir ka ubesini gaip etmesi (Medans.i slamiye Islahat Program, sayfa 5, Ramazan 1329, stanbul, baas) medreseyi dndrmeye balad. Hrriyet Mat-

37 Calit Baltac

Osmanl Medreseleri 63.

32

HSEyiN

ATAY

Birinci Sultan Ahmed, eyhulislam Mehmed bn Sadeddin'e devlete ve millete arz olan bozukluun sebebini sorar, eyhulislam da "bana ne bundan" cevabn verir38 imdi "nemelazmclk" diye slogan haline gelen bu tutum, aslnda toplumu ilgilendiren ilerdedir. Yoksa ahsi ilerde hi kimse bakasna gz atrmamaktadr. Bencilliin topluma kar olumsuz ifadesidir. lim adam, devlet adam ve askeri paalar gibi byk adamlara verilen imtiyazlardaki yanlmalar yllar ve asrlar boyu milletin altndan kalkamad kt sonulara ve bozukluklara sebep olmaktadr. Herhangi byk bir zata verilen imtiyaz ve mkafaatn varislerine intikal ettirilmesi ve ocuklarna ayn imtiyazn tannmas toplumun idaresini bir aileye, airete ve oligariye vermek olur. Ailelere ve soylara intikal edecek bir imtiyaz millete ok pahalya malolmutur ve olacanda tarihi terebe ahittir. Kuran- Kerimde Yce Allah, brahim'e "seni insanlara nder yapacam dedi, brahim soyumdan da (kl) deyince, Yce Allah zalimler (hak etmeyenler) Benim andma eriemezler buyurdu" (Bakara 124). Kuran'n ve slam'n esaslarnda ve felsefesinde soyculuk imtiyaz bulunmad grlmektedir. Her ferd kendi, ehliyet ve kabiliyetine, almasna ve hnerine gre mevki ve imtiyaz s"ahibi olur, mkafaatn da alr. Bunlarda irsiyet ve soyeuluk rol oynamamaldr. Osmanllarda ilk ilmi imtiyaz tannan Fenari ailesidir39 Molla Fenari, emseddin Muhammed b. Hamza (834/1431) byk bir alim olduundan dolay soyuna ilmi mevkiler iin bir imtiyazn verilmesinin sebebIerini bilmiyoruz. Ancak bir kimsenin kendi baarsndan dolay bakasna imtiyaz tamnmasnn eri ve de kanuni bir mesnedi olmad aikardr. Baary gsteree mkafaat ve imtiyazn verilnesinin makul olmasn ve bunun ilme tevik edici bir sebep olduunu inkar etmeye imkan yoktur. Burada aldatc olan, baar gsterilmeden mkafatlandnlmaktr. Evlad ve ohk ocuklarn kendileri bizzat baar gstermemiler ki, bir imtiyaza ve mkafaata hak kazanm olsunlar. slam nazarnda peygamberin soyunun bile bir imtiyaz yoktur. Burada asl sosyal ve idari bozuklub'lln amili udur. Osmanllarn ilk kurulu devirlerinde henz idari siyasi ve sosyal bir dZl'n kurulmam ve gelenek yerlememitir. Az ok baan gsteren bir kimseye baarabilecei bir mevki verilebilir. Bunda bir kademe ve hiyerari dnlemez. Zira byle bir kadl'me henz teesss etmemitir. kinci nemli nokta idari ve osyal bir durlim da kurulu~ halinde henz devlet nizamnm yerleme38 M.Zahid Kevseri, Makalat el-Kevseri 519, Msr (1372 (1952) Matbaat el.Envar. 39 Atayi 32. t.H.U. llmiye Tekilat 72.

MEDRESELERN

GERLEMESI

33

mi olduudur. Bylebir zamanda ailelerin nfuzuna ihtiya olur ve baarl ailelere yapacaklar bir takm grev ve imtiyazlar verilebilir. Ancak devlet nizam kurulup yerleince ve mevkilere ykselme bir takm kanun ve kaidelere balannca eski imtiyazlarn sona ermesi gerekir. Tarihte grld zere bu gibi imtiyazlar kurulu dzen iinde dzpnsizliklere sebep olurlar. te mehur bn Kemal, Ahmet emseddin40 eyhulislam bulunduu zaman (939 H. 1532-3 M.) Mueyyed zade Abdulvahlab Efendi'yi, boalan Krk akeli Mahmut Paa Medresesine haksz yere kanun ve nizama aykr olarak tayin ettirebilmek iin, Sadrazam Makbul brahim Paa'dan4lriea eder ve brahimPaa da bunu Kazasker Fenarizade Muhyiddin Efendi'ye sr.ler. Muhyiddin Efendi, bu istei tam yapmasa bile reddetmez. Abdulvahhab Efendi'yi otuz ake gnlkl andarl-zade brahim Paa Medresesine tayin etmekle yetinir. O zamana kadar krk ake gnlkle yekten tayin olmak sadece Feneri zadelere' verilmi bir imtiyazd42 bn Kemal Paa eyhulislan olduu halde' sadrazam vasta klp kendisine iyilii dokunan Mueyyedzade Abdurrahman43 Efendinin olunu kanuna aykr olarak ve gereksiz yere haketmedii bir kademeye tayin etmek istedi ve ksmen de baard. Tayini yapan kazasker Feneri zadelerdendi. Bir ka kademe iistten tayin olma imtiyaz
40 Babasuun ad Sleyman dedesinin ad Kemal Paaya izafet edilerek Kemal Paazade denmitir. 1468 (873 H) Tokatta domu, 1525-6 (932 H) de eyhulislam olmu ve ld 2 evv,,1 940 (16 Nisan 1534) tarihine kadar eyhulislam olarak kalmu (smet Parmakszolu) slam Ansiklopedisi "Kemal Paa. zade" maddesi 6 /561, 564, Mecdi, Sekayk- Numaniye Tercmesi 381, 8mail Hakk Uzunc;arl, Osmanl Tarihi 2/665 vd. 41 brahim Paann rum.olduunu ounlukla zikrederler 494 de domu, ehzade Sleyman (Kanuni) terbiye8inde yetimi 1523'de kaide ve gelenek d bir surette Kanuni tarafndan vezirazam tayin edilmitir. Kanuninin kzkardei Hatice Sultanla evlendi. 21 Ramazan 942 (IS Mart 1936) da idam edilene kadar sadrazamlk y~pmtr. t.H.U. 08manl Tarihi 2/306, 535, Meydan Larousse 6/177 vd. 42 Atay, ekayk Zeyli 32, I.H.U. lniye Tekilau 68. 43 Abdurrahman Efendi, Ali elebinin olu ve emseddin Meyyed elebinin torunu olup 860 (1456) da Amasyada domutur. Amasyada sancak beyi bulunan elzade II'. Beyazd'n iki alemlerinde bulunurdu. Fatih bu durumu hahe alnca ehzadenin lalas Fenarizade Ahmed Beye (884/1479) gnderdii bir hkmde ehzadeyi kt yola sevkedenleri te dip etmesini bildiriyor. Beyezid Meyyed-zade Abdurrahmana para vererek kamasn tavsiye ediyor. O da Halebe gidip okumaya balyor, oradan Tebriz'e Celaleddin Devvaniden okumaya gidiyor. Bayezid padiah olunca stanbula geliyor ve ilmini stanbul ulema8 takdir ediyor, nee kalenderhane ve 80nra Sahn. Semanda muderris oluyor ve Rumeli Kazaskerliine kadar ykseliyor (t.H.U. O.T 2/657-59) Bu esnada bn Kemal Paa'y Sultan Beyazd'a takdim ediyor ve yksel. mesine yardm ediyor (a.g.e.665).

",

34

HSEYIN ATAY

kendilerine yani Fenari-zadelere mahsustu. Fenari-zade bu imtiyazn yalnz Fenari-zadelere ait olduunu ortaya atarak bakalannn bu imtiyaza ortak kmalarm nlemek istemiti. Ancak sadrazamn szn de krmad iin ve gene de kendilerine verilmi imtiyazdan aa bir dereceye tayn ediyor. Acaba dendii gibi bn Kemal Paann byle bir iltnasa gerek grmesi Abdurrahman Efendiden grd iyilie kar m, yoksa Fenarizadeye kar m? Madem ki onlarn byle bir imtiyazlar vardr, bakasnn da olmaldr, dncesine yer vermek iin sadrazam araya koymu olabilir. Kendisi eyhulislam olduu halde byle bir istekte bulunmamtr. Hangi maksada olursa olsun bu uygulamann kurulan dzende bir delik amak olduunu sonraki tatbikat gsterecektir. Abdulbaki Mahmud (1526-1600), Baki nvan ile tamnan nl air danimend olduktan az sonra 25 ake gnlkle mderris olarak ta}in edilmesi iin Kanuni ferman verdi. Rumeli Kazaskeri Hamid Efendi bu tayinin kanuna ayknln ileri srd ise de Kanuni'nin sran zerine otuz akeli, Silivri'de Piri Mehmed Paa Medresesine tayin edildi44 Muha Snanzade Hseyin elebi babasmn hatn in hemen 40 ake ile Kalenderhane'ye tayin oldu45 Ahmed elebi, mlazemete ular ulamaz ivizade Mehmed Efendi'ye46 damad olduundan dolay 969 (1651) da hemen otuz ake ile Hac Hasan-zade medresesine tayin oldu47 Ahmed b. Hasan: Hasan-Beyzade Ahmed Efendi 977 (1569-70) de ilk defa Krk ake ilc Kzl Musluk mderrisi olarak tayin edildi48 nk babas Yavuz Sultan'n saddanndan idi. Ebus-Suud'un olu Mustafa 982 (1574-5) de babasnn hatn iin ilk anda "Sahn" mderris olarak tayin oldu49
44 Atayi, 435, Meydan Larousse, 2/83-84, tH.U. llmiye 46. 45 Atayi 278, Cahid Baltac. 46 Kanuni'nin O.M.374.

eyhUlislarm Muhyiddin eyh Mehmed Efendi (. 954/1547) nin oludur.

937 (1530) de domu olup 989 (1581) de eyhUlislam olmu ve 995 (1587) <lelmtr. (t.H.U. 32/455. miye Salnamesi 402). ' 47 Atayi, 154. 48 960 (1553) de domu, babasndan ve Ebus-Suuddan tahsilini ikmal edip mlazemet alnb. 995 (1587) de am kads iken vefat etmiti (Atayi 296, C. Baltac 529). 49 965 (957-8) de domu babasndan okumutur. 1008 (1599) da vefat etmitir. lll. Mehmed'in tahta knda Anadolu Sadnna tayin edildi. Sonra Rum ulemasnn sadrine tayin t"dilIniti ve bu vazifede iken ld. (Atayi, 428).

MEDRESELERN GERtLEMESt

3S

Dukadinolu Mehmed Paa 'nn olu Osman bey Paaoullarna (mehadim-i Alian) ait "Kanun- Kadim.i Osmaniyan" zere 984 (15767) de mlazim olduktan sonra ilk anda elli ake ile Davud Paa Medresesi mderrisliine tayin olunmutuso. Muha Sinan-zade Hseyin Efendi'nin olu Mustafa Efendi, 987 (1579) den nce dedesinin yksek hatr iin (Sudur- Kiram Ceddi alianlarna ikram kasdedip) ilk anda krk ake ile Efdalzade medresesine tayin olundust. Hoca Sadeddinin drdnc olu Abdulaziz 7 Rebiulahir 983 (1575) de domu olup babasndan mlazemet alarak 1003 (1594) de Dahil (elli-akeli) rtbesi ile Gazanfer Aa Medresesine "Hocazadeler Kanunu zre" tayin olmutus. Kanuni devrinde Anadolu Kazaskeri (sadr) olan Cafer Efendi'nin olu Sunullah Efendi 960 (1553) de domu ve 977 (1569) de mlazim ve 978 (1570) de ilk defa krk ake ile Beikta'ta Barbaros Hayreddin Paa Medresesine tayin olmutuS3. Sunullah Efendi'nin olu Dervi Mehmed Efendi babasnn 1612de lm zere mlazm kaydediliyor ve ayn sene eyhulislam olu olduunun erefine Zal Paa Medresesine tayin ediliyors4.Bu medrese Dahil itibar edilmi ve elli akeli idiSS. Seyyid Feyzullah Efendi'nins6 olu Fethullah Efendi, mderr'is olmak istedii zaman, eyhulislam Sadk EfendiS" kendisini Hari mderSO Babas Mehed Paa, anas II. Beyazd'n kz Gevher Melekah Sultandr. Ebus-Suud Efendi'nin mlazemetini elde etmiti.l072 (1603) de vefat etmitir (At"yi, 460, LH.U. tmiye 74) 51 953 (1546) da domu ve 1032 (1623) lmt (At"y! 665-6) 52 1027 (1618) de Krk be yan bitirmeden lm~t (At"y! 629) 53 1000 (1591) Anadolu Kazaskeri, 1001 (1592) de Rumeli Kazaskeri ve 1008 (1599) den 80nra drt defa eyhulislam olmu. 1021 (1612) de vefat etmitir (AtaI553-55, 422, tR.U. Osmanl Tarihi 32/460. 61, Pecevi 2, 289). 54 Atay! 560 ve bir sene sonra taundan vefat ediyor. 55 .R.U. tmiye 72, Cahit Baltac, 466 Zal Mahmutpaa, tmiye Salnamesi

kinci Selimin kz ah Sultanla

evlenmi, hanm ile 1580-81 vefat etmiti. 56 Tortumludur, 1074 (1663) t~tanbuI'a gedi 1080 (1669) da II. Mustafa'mn hocas oldu. 1097 (1688) de Rumeli Kazaskeri olmu ve aym 8ene Erzurum'" 1106 (1695) da padial olnas zerine stanbul'a nefyedilmiti. II. Mustafa'mn gelmi ve eyhUlislam olmutu 1115 (1703)

Edirne Yakasnda idam edilene kadar eyhulislam kald. Oul ve damatlann en yksek mevkiIere tayin ederek devlet idaresini eline geirmiti ve kendisi ile olu Fethullah'n ikenee ile l. drlnesine sebep oldu (.R.U. O.T. 32/482-85 47/38 vd, tniye Salnamesi 491 vd, tR.U. miye Tekilat 73). 57 '1099 Rebiul alur 12 ubat hUlislamlk yapmt. .H.U.Os.Tar. 15.1688'den 1099 Cemazyelalur 32/481, 483. t

Nisan 1688'e kadar ey-

36

HSEvtN ATAY

risi yapmak istemi ancak Fethullah efendi, babas daha nce iki ayS8 eyhlislamk yapm bulunduundan eyhUlislam oullarnn Musla. Sahn (Dahil-eIIilik)mderrisi olarak baladklarn ileri srerek bu tayini kabul etmemiti. Sonradan babas ikinci defa eyhlislam olunca Musla- Sahn mderrisliine tayin 0lunmutus9 Bu olaylarda grld gibi zadeganlk imtiyazna dayanarak daha yksek bir dereceye tayin olmay isternek bir hakm gibi iddia ediliyor. u da dikkati ekiyor ki, byle zadeganlk, imtiyaz resmi bir kanun halinde olmayp iltimas, hatr ve gnl yoluyla tatbik edilerek ihdas edil. mitir. Sz geenin yrtt{;T, sz gemeyen ve hatr olmayan kimseye verilmeyen bir gelenek ve teamln kurumlamas olduu anlalyor. Feyzullah Efendi, alim bir zat olmasna karlk, hak ve adaletle i grmezdi. ok muhteris idi. Olu Mustafa Efendiyi iki senede medreseden mezun ettirerek Selanik Kadl, Anadolu Kazaskerlii payeleri ve sonra hemen fiilen Kazasker tayin etmiti. Kanuni'nin (?II.Selimin) kanunnamesinde Sahn'dan nce medreselerde be sene okumann mutlaka art olduunu bir dnrsek, ilerin nekadar rndan kt daha iyi anlalr, Sahn'dan nce be sene olurba Sahn'da da enaz alt ay60 tahsil grmesi gerekirdi. nc oluna daha on sekiz yanda iken Bursa Kadlni vermiti. En kk olu brahim'i de on yanda Rumeli payesiyle Yeniehir Kads tayin ettirmiti61. imdiye kadar verdiimiz misallerle sonrakiler hari yalz tayin silsilesinde yolsuzluk olduu grlmektedir. tk tayn derecesinin stnde bir ka derece ile tayin bile byk yolsuzluklara ve itirazlara yol ~mt. Bunun sebebIerinden biri olarak da sosyal yaantnn rol oynadn dnmek mmkndr. Fatih Sultan devrindeki maan Kanuni devrinde yeterli olmayabileceini ve iktisadi hayatn zorlam olabileceini hesaba katp, mderrslere ya ek maa vermeyi veya hatr ve iltimasa yer vermeden ilk tayinlerde maa derecelerinin ykseltilmesi gerekirdi. Bu gibi tedbirler alnmam, ancak "zacleganlar" snf tremi
58 o.o (1630) dodu. 1105 (1693) de eyhulislam oldu. II. Mustafa'nn tahta knda azledildi ve sonra 1118 (1707) ikinci defa eyhUlislam oldu. 1119 (1708) da azedildi ve 1121 (1709) da vefat etti. 59 25 yanda iken bahas tarafndan Selanik Kadlna tayin edildi.Yine babas Feyzullah Efendi olu FetbulIab kendi yerine eyhUlislam yapmak zere ona eyhUlislam payesi nrdirdi (tR.U. O.T.32/484) Edirne yakasnda Fethullah birok kimse ile zincire vumlarak stanbul'a Yedikule zindanlarna getirilmi ve yalnz FethulIah ldrlmtiir 60 Cahit Baltac, O.M. 36, 41. 61 tR.U. Os.Tar. 32/484.

"(ta.u.

O.T. 4/40 n).

MEDRESELERIN

GERLEMESi

37

Ye onlara ilk tayinlerinde bir ka derece yksektim maa verilmeye balanmtr. phe yok ki, bugne kyaslamak istersek, asistan olafl'.k tayin edilmesi gereken bir kimse doent veya profesr tayin edilecek olursa, hem manevi disiplin bozulur ve hem de artk ilmi almaya geveklik ve ciddiyetsizlik gelir. Bugn de devlet idaresindcki bozukluun sebebIerinden birisi, idare amirierine ve mdrlere istedii kimseyi istedii greve tayin etmek iin "takdir hakknn" verilmi olmasdr. Bir faklteden senelerce nce mezun olmu ve devam ettii grevinde alrken, ayn fakltcden yeni mezun olan birini kdcmlisine ef veya mdr yapmak, devlet memurlar arasnda en byk huzursuzluk sebebi ve devlet ilerinin a,ksamasnn ve gerei gibi yaplmamasnn ncdenlerinden' biridir. Ama Hkumet bakannn ve bakanlarm bu yolsuzluktan habersiz olduklarn sanmak' saf dillilik olur. te Osmanl devrinde de hyle olmutur. Buraya kadar ki misaerde yetersizlik ve kahiliyetsizlik itiraz grlmemektedir. Tafra, srama denilen st dereceye tayin sz konusu olup, itirazlar bu sramaya yaplyordu. Sonralar da kanun oldu. imdi vereceimiz misal, yetersizlik belgesi sayl~. Ii. Sultan Beyazid kendi kuIIardan olan zamiri lakapl Hamza Nureddin adndaki zat Saln- Seman mderrisi yapmak istemiti. Kazasker Meyyedzade Abdurrahman Efendi, adayn o dereceye tayin edilecek kadar ilIne sah!p olmadn padiaha syledi. Padiah da "Ykse~ 1Iimlerden okutmaa kadir deilse "Kafiye" (nahiv kitab)nn orta seviyede bir erhini okutmaya kadirdir" diye srar etmi ve onu tayin ettirmitir62 Medresenin bozulmas, hep medreselilere yklenir. A~lnda ilk defa" bozmaya alan gene idareciler, saray ve padiahtr. Daha donsu meseleyi st kademenin sorumluluuna brakmak gerekir. Ulema ve devlet adamlar birbirinin hatrna riayet etmek zorunda kalmlardr. Biz bunda sosyal dunmun da etkisi olduunu ilave etmek istiyoruz. Devlet gerei kadar bym, "artk snrlar daha uzaklara gtrme evki ve azmi hem padiahta ve hem de yksek devlet adamlarnda kaliamt. Padiah artk post nein olmu, sa~aydan dar kmaya gerek grmyordu. Devlet adamlar da birbirine dp baa gemek i;in cinayetler
62 Meedi, ekayk Terciirnesi 3,~7, t.R.U. lmiye Tekilat 68. Seyyid Riikncddin Hasan b. Muhammed sterbadi (. 717 H) el.Kafiye'ye erh yapmtr. el.Mutavasst) vardr, skdar, Selimaa Ktphanesinde Bygiin ad ei-Basit, orta buna el-Vafiye denir, Rir de kk bir erhi (Katip elebi, Kefcl-Zuin 2/1370) 1152 no,da bulunur. 952 H. de istinsah edilmi, Sultan no: 127 ve 133 de bulunur ve 126 Selimaa Nurbunu

kk hacimli 230 varaktr.

varaktr. II. Beyazd, bu orta erhi kasdetmiti.

33

HOSEY1N

ATAY

ilemei mubah deil, sanki d4}vleti kurtarmakiin farz haline getirmilerdi. Sava olmaymca da nfus oalm, gelir azalmt. Milletin sava gelcne~ olduu iin ziraat ve ticarete yatkml pek yoktu. Yine devlet kapsna dayanmak zorunda kalmyordu. tmiye tekilat ise devlet iinde en msait ve en gvenli meslek idi. st kademede olan alimler ve devlet adamlar kendi oeuklarnn geleeeklerini dnmek mecburiyetini hi~8ettilcr. Bu duygu herkese hakim olunca birbirinin hatrn krmamay kanundan ve gelenekten yc tuttular. Bu suretle iltimas ilk anda hafifinden balad ve sonra her tarafa yayld, ust kademeden alt tabakalara indi. Bir kanun bir defa inenmeye grsn, her zaman inenjr. st kademedeki adamn ineme hakk olur da alt kademedekinin olmayacam kim savunabilir. nce iist kademe de devlet adamlar, idareciler, kadlar ve yksek kademedeki ilim adamlar, alimler, kendi ahsi menfaatlerini toplumun ve devletin menfaatndan nceye aldlar. Kendi karlarn teminat altna almak ilk ve son amalar oldu. lmiye snfnn, yani medresenin bozulmasnn !'ebeblerinden biri saylan zadegan snfnn tiiremesine Kanuni Sultan Sleyman'm hocas Dalayl Hayreddin' b. Evhad'n {:950 /1543) kartm olduu "Hoca Zadeler Kanunu" olduu ileri srlmektedir63 Hayreddin Efendi'nin sebep olduu iki kanun vardr. Biri padiah hocalarnn oullarnn ilk anda Dahil (ellili) medreselerine tayin edilmelerinikanun h'lline getirmi olmasdr. Bu sonralar mevali denen, yksek mevleviyet mertebesine kan kadlarn ve alimlerin ouIIanna da ternil ediImitir64 kincisi de padiah hocalarnn mlazimlerinin (asistan)-yirmi be ake ile tayin edilmelerini temin eden kanun ve gelenein "icat etmi olmasdr6s Bu fertilik ve hencillik, bugn bile slam toplumunu kemiren bir hastalk halinde memleketimizde de hkm srmektedir. Biz burada yalnz medresenin bozulmasna aksedi ynleri zerinde durduk. Bunun ilmin gerilemesine sebep gsterilmesinde isabet vardr. Bu durum, haksz yere bir ka kademe yukarda olan mevkilere tayinler yapmak ve bir de yeteneksiz kiileri layk olmadklar mevkilere, medreselere tayin etmek suretiyle, mderrisin ilmi seviyesini, yksek medresenin ilmi seviyesine ykseltmek deil, yksek ilm seviyedeki mderrislii alaltarak, dk seviyedeki mderrisin seviyesine indirmekle oldu. Bir gn Kazasker emseddin Molla Kethudazade Kazasker Sadk Efendi'yi Konanda ziyarete gider. Sadk Efendi'nin Hamdi adnda
63 Meedi, akayk Tercmesi 440, .H.U. lmiye 148. 64 C.Baltac. Osmanl Med. 26. 65 .R.U. 1niye 148, Mecdi ag)',

MEDRESELERN

GERLEMES

39

kk yataki olunu grr ve bu mderris oldu mu diye babasna sorar. Babas da olmad deyince, emseddin Efendi hemen eyhulislama gider ve mderrislik ruusunu alp getirir verir66 . Bu olayn asl sebebini bilmiyoruz. Ama bir kazaskerin dierine yapt yarenlik. olsa gerektir. nemli olan bu gibi olaylarn vukuu ve zadeganlar kanununun yrrlkte olmasdr. imdiye kadar grdmz slahat ferman ve kanunlarnda "zadeganlar" kanununun kaldrldna dair ak bir ifadeye rastlamadk. Bu kanun yrrlkte olduktan ~onra slahat alt tabaka iin mi getireeeklerdi. Elbette yeteneksiz kiilere ilmi mevkiler ve payeler verilmesi bazan }le boyutlara varmt ki, daha erginlik ana gelmemi, sakal ve by bitmemi ocuklara da icazet (diploma) vermek sureti ile onlarn mdenis tayin edildiklerine67 bile ahit oluyoruz. Bu tr hatr ve iltimasn ferdi ve ailevi karlarn ilmin gerilemesine u noktadan da sebep olduu bir gerektir. Byle yaplmakla st kademelerdeki btn ilmi kadrolar doldurulmu ve dardan lstanbul'a gelen, senelerce mrn ilme vermi genlerin nleri tkanm, ykselme imkanlar kalmamt. Artk ilim yapmak belirli ilmi kadrolarn inhisar altna alnm oluyordu. Her nekadar beikteki ocuklara ilm rtbeler ve mevkiler verildii ok kimse tarafndan kaydediliyorsa da biz henz, on yandan aa bir ocua ilmi bir paye verildiini gbteren bir misal bulamadk. Ama on yandaki oeua verildiinin misali yukarda geti. Eer bir misal yoksa on yandaki oeua verilmesi mubalaa edilerek beikteki ocuk demek sureti ile iin vehameti anlatlnak istenmi 0labilir68 ada bir yazarn mahedesi Beneillik ve ferdiyetiliin Osmanl medreselerinde ve ilim evrelerinde nasl bir kntye uradn o zamann yazarlar da dile getir66 t.H.U . Ilmiye 263 notta. 67 Ahmed Hikmet Mftolu, bu hususta der ki: "1000 (1591) tarihinden sonra" her maslahata hatr kanmakla ve emirde msamaha olunmakla bir "ilmiye zadegau" snf zuhur etti bu snf mensubunu baba yuvasnda,ana kucanda mus ve mevleviyet olarak kesbi rifat edenler' ve talebelikten yetienler bekar \lcanda ve hasir ovasnda meyus-u fazilet kalrlard (On Birinci Aari Hieride Trk Menabii Irfani, Mihrab 21-22, Terin Evvel 1340 (1924) ~ayfa 723). 68 Mehur medrese alimi Kk Hamdi (Yazr) yle der: "Niin Mebadi.i U\um-u slamiye harabezar alem olmu! Niin imamet, hitabet, vaizlik, mderrislik tevliyet (mevleviyet) ve sairc gibi emanet-i Haliye beikteki ocuklara rsen tefviz olunmak, Kanun hkmne girmi, naehiller eline dm ve o vazaif-i aliyeyi biliakkn ifa edecek zevat yetitirilmemi ve huday. nabit olarak kendii. inden yetiip de srasnda bil fiil ifay hizmet edenler haib ve hasir braklm! (Beyanul.Hak aded 9 -sayfa 180 1326/1908).

10

HSEYN

ATAY

milerdi. Zamannn en nemli kiisi olan Gelibolu'lu Ali Mustafa b. Ahmed'in69 fikirlerinin zetini vererek, bu konuya ksaea deinmek istiyoruz. Yaad zaman ve mahade ettii olaylar doru olarak anlatmakta olduu kabul ediliyor. Onun ifadesine gre medreselerde ve ilim evrelerinde ilim seviyesinin dmesi be sebebe dayanmaktadr .. 1- Hocalarn ve talebenin devamszl "zamanmzda (1591 den sonra) mderrislerin haftada drt derse devam etmeleri ve danmendlcrin dersleriyle meb'Ul olmalar muhal oldu". "Mder'ris vard ki ayda bir kere derse gitmezdi. Ni.n gitsinki, okutacak talebe bulamaz ve buba da kendisi ders vermee kadir deildi". -Bazlarna gre bu ihmal ve liyakatszla sebep mevali zadelerin ortaya kmasdr: a) Padiah hocalarnn oullar on drt ve on bir yana basnea ilk anda eli akeli Dahil mderrisi70 ve b) eyhulislan c) Kazasker olu ise ayn yata elli akeli Hari mderrisi, ve oullar, ilk anda krk akeli medrese mderrisi"

d) Taht yani Eyalet Kadlarm oullar ise yirmi beli ve otuzlu medreseIere hi sra beklemeden kk yata mderris olurlardn. Ali daha da tafsilatl nn nne sermektedir: olarak bu sosyal dunmu okuyanlarn gz-

"Bunlar hi bir medrescde sra tahsili grmeden beikte iken mlazm, sz sylemeye kudreti olduu zaman (yani oeuk konumaya halaynca) mderrislik yolu alr ve bla erince molla (byk kad) olmaya yol alr, tra gelineeye kadar manspleri ve medreseleri dolar ve tra geldikten sonra beyz ake ilc mevleviyete (yksek kadla) ular".

2- st kademelerin tkanm olmas talebenin alma arzusunu ykard. Mevai-zadelerin ok ksa zamanda ykselmeleri hakiki talehenin evkini ve rabeini krmaya sebep olurdu.
69 1511-1600 (948-1008) yllanda yaamtr. Krk kadar eser yazn~ ama en nemli,i olan "Knhl1l-Elbar" 1000-1007 (1591-99) yllannda kaleme alnt (slam Ansiklopedisi c.11 304.-306) 70 III. Murad'n hoca" l\'evali Efendi'nin olu Sadeddin (984-1042/1576-1633) 1007/1599 da Hocazadeler Kanununa gre ilk olarak ah Sultan Medresesine (elli akelioDahil) mderris oldu (Atay!, 719, C. BaItac, Osmanl Medreseleri 438, LH.U. lmiyc 73). 71 eyhi Abdulkadir Efcndi'nin Kaza,kerlii esnasnda olu Abdurrahmini Efendi Efdalzade medre,e,ine, krk akc ile 990/1582 de miidcrris oldu (97~ /1562-1002/1593 lerde elli akeliler ara'ma yllannda yaad (Atai 325) Bu medresc 990/1582 441, 532). 72 LU.U. tmiye 69. girmiti (C.Baltac, Os. Med. 439,

MEDRESELERjN

GERjLEMESi

41

"O halde Trk ocuklar niye megulolsunlar, gnmzdeki medrese]erde niye ilim tahsil etsinler. nk bunlarn mrlerinin sonunda varamayacaklar mevkiye bir elebi, soyuna baklarak daha ocuk iken u]amaktadr"73. 3- Anadolu ve Rumeli halkndan olup byklere intisap etmi olanlarn hami]erinin iltimas yapmalar. suretiyle medreselerdeki programl tahsili grmeden il~iye snfna girmeleri de ayr bir sebebdir.

4- Rvet ile mderrislik ve kadlk elde edilmesi olaydrH.


"Zamanmzda mderris ve kadlarn cahil kalmalarnn sebebi, cahil zenginlere olan riayettir. Btn mevkiler layk ve mnasib olanna verilmez. Mevki rvet salan ve yalvarp yakaranlara vt'rilir. Bundan dolay mderris ve kadlar byk]ere dayanmaya alr ve onlara snarak (ttka?) ma] toplayp mevkileri amaya almak sayesinde zamann ileri gelenleri ile yarr ve onlar geerdi "75: 5- ilim ile ceha]etin ayn say]mas ve ikisini birbirinden ayrmamak suretiyle alim ile cahilin bir tutulmas ilme rabetin azalmasna ve cehaletin yaylmasna sebep 0]mutur76. Ali'nin Trk ocuklar tabirini kullanmasn, bugn iin anlamak zordur. Zamann sosya] ve ilim hayatn iyi bi]mee ihtiya vardr. Bu, st mevkilerde olan eyhftlis]am, kazasker, Paa ve stanbu] kadsnn as]en Trk o]madklarn iddia etmek olur. nk onlarn oullar bu imtiyazlara sahipti. Anadoludan gelen talebeye Trk ocuklar diyerek bir ayrm yapm oluyor, Ama gerekten yle deilse, Trk ociklardan neyi kasdettiini anlamaktaki zorluk devam edecee benziyor. 8- Akl limlere Dmanlk.

Medreselerin gerilemesinde roloynayan balca sebebIerden biri de tecrbi ve akl ilim]ere kar klmasdr. ilerde gsterilecei zere dnce tarz medreselerde programlar etkilemi ve insann dncesini ve muhakemesini gelitiren ve ilmini artran akla dayal<limlerle deneye ve mahadeye dayanan bilimlerin yasak edilmesi tarihi bir vaka olarak ortaya knca ne~de ise insan aa kalacaktr. Aslnda Kur'an- Kerim
73 Ali, Khul-Ahbar baslmam c.l, 5, 29. olanlannda byk kimselere intisap etmi olmalar,

H Trk o~uklanndan kabiliyetli (Ali agy). 75 Ali, Knbul.Ahbar

Paa ve aalara dayanmak suretiyle okuyup yazmadan mlazm mderris ve kad oluyorlard baslmam c.

, 33.

76 tH.U. Hmiye 70, C. Bahae 63 ve not

42

HSEYiN ATAY

ve Hadis-i eriflere bir gz atld zaman ilim, fikir, tefekkr, taakkul, akletmek, akl, tedebbr, nazar (bakp dnme), grme (n'yet) mahade ve hikmet gibi birok kelime insan dnmeye, muhakeme etmeye bir eyi baka bir eye mukayese etmeye, bilinenden bilinmeyeni karmaya, istidlal etmeye tevik ettii ve bunu en kutsal bir ibadet sayd halde, slam dnyasnda ve slam toplumunda fikirsizlikten, d11cesizlikten, akla ve' ilme kar kmaktan yaknmak gerekten zcdr. Ne are ki bugn bu satrlarn yazld Ocak 1981 ylnda bile ayn ikayeti tekrarlayacak dunmdan kurtulmu olinadunz burada belirtmek isterim. ' Filozof ve dnrler de her insann yksek ilim ve dn'ce dzeyinde olmayacan, her insann anlay, kavray ve ilim yapma ile dnme yeteneinin deiik olduunu sylemilerdir. Tarihteki toplumlar tekil eden insanlar arasnda dnce ve anlay farkndan doan ihtilaf ve kavgalar biliyoruz. Bugn de ayn tip insanlarla yan yana, i ie yayoruz. Bu ayrlklar psiko sosyal etkenler ile siyaset ve idarecilikle ilgili sebebl~r krklemi, bytmtr. Ancak slamn ruhuna ve amacna aykn bir davran olan ve Kurann nerde ise her ayetinde tenkit edilen dnce dmanl mslmanlar arasnda geerli olmamalyd. Oysa incelediimiz ada ve zamanmzda dnenler, hikmet ve felsefe ile megulolanlar nerde ise kafirlikle itham edilmi ve edile gelmektedir. Biz bu olumsuz tutum taknmay baz sebebIere dayandrmak suretiyle, slam dininin dnda olan amillere gre aklamak niyetindeyiz. a) ahsiyetilik limleri, slamda gelenek haline gelen felsefi, yani akli ve nakli tasnife tabi tutarak bu sebebi aklamak istiyoruz. Medrcse alimleri ve talebeleri iinde bu iki tr ilimden biri kendisine daha kolay ve yatkn gelebilir. Genellikle nakli ilimler daha kolaydr. Onlarn taraftan daha ok bulunur. Akt ilimler ok zordur. nsann beynini atlatacak derecede zihni yormaya dayanmadka sonu kmaz. Ama kafasn altrp akli ilimIerde ileri giden, her eit m11akaada, toplant ve karlam~da nakli ilimIerde durup kalan kimseyi tenkit eder ve onun ileri srecei herhangi bir sz vc hkm felsefe, dnce ve mantk bakmndan miidafaa edemez duruma drr. Felsefecihemen tenkide balar veya baka hkmler ve fikirler ortaya atarak nakiicinn anlamadan ve d~meden konutuu dinleycnlerce hemen anlalr. By lece ahsi bir ekime ortaya rkar. N akilci kendisini felsefeci. nin karsnda savunamaynca, hemen ithama, tekfire gider ve ounluk

MEDRESELERtN

GERILEMESi

43

dnme ve muhakeme melekesine sahip olmadndan nakilciin taraftan oalr. nk taraftar da ya tm cahildr veya kendisi gibi nakilcidir. Burada u nokta ok nemlidir. Nakilcinin ahsiyeti zayftr. Kendisini felsefi muhakeme yoluyla savunamadndan kendisinde aalk uuru hakim olur. Karsndakini yere sermeyi dini bir grev olarak grr. Yapaea kar saldr ve tenkitlerde dinin verdii ly de karr. Ama hikmet bilgisi ve mant kuvvetli olann ahsyeti de kuvvetlidir, aalk duygusuna kaplmaz. Bu olgun ahsiyet, bilmediini itiraf etmekten <:ekinmez. Ama ahsiyeti zayf olan, bilmedinin ortaya kmasnn kendini ykacam dnr ,,:e buna mukavemet iin her eyi bildiini iddiaya kalkar. Kendine ok gvenen bir alimle yaptm solbette fikrini savunamaynca bana "elbette sen felsefeeisin" demek suretiyle eriat sz konusu ohayd kendisi hakl kacan sylemek istemiti. Ama eriat ilimIerin anas ve esas olon Usul ulFkhtan kendisine cevap' verinee artk susmak zorunda kalmt. Hareketsiz, durgun ve d'raklam toplumlarda, gelenee ve nakle bal olanlar ounlukta olurlar. Naklc, nakle dayanan kimselerden, kitaplarmdaki arapa tzleri trkceye evirmek kadar bilen ve anlaylar sz ve tarcme seviyesini gemeyen, kitaplardaki yanllarn farkna varamayan kimseleri kastedilir. Kuram Kerim ve Hadisi erif ?;erinde alanlar inde byk alim ve dnrler vardr. dareci ve siyasiler, hareketsiz olan bu ounluun uyuuk arzusuna uymay daha rahat idare iin gerekli grrler . Ve toplumun, kendilerince e~ aklszca bir isteini yerint gttirmekte tereddt etmezler. II. Beyazd'n Molla Llfi'yi ldrtmesi ve III.Murad devrinde 1578'de kendi emri ile yaptrtmaa balad rasathaneyi gene kendisinin yktrmasnn sebebi bu olmal. Dinamik ve hareket halinde bulunan Fatih, Yavuz ve Kanuni devirlerinde byle bir olay vcuda gelmedi ve gelemezdi. nk toplum ve idare hareket halinde olduund~ hareket daima dinamik, dnen ve hareketin istikametini tayin edecek adamlara muhtat. Filozofu ve yksek seviyede dnr olmayan toplumlar, uyuuk, hareketsiz, uyumsuz, statik durgun ve iinde bulunduu durumu muhafaza eden toplumlardr. Bunun iin duraklama devrinin ilmi ve fehefi tutumu da kendine uygun olur. Padiah ta artk kendi ahsn ve sessizliin devamm dnmektedir. b) Devletin bymesi ile snrlar uzaklarda kalm, devletin reayas iinde her nekadar deiik,dinlere sahip milletler bulunsa da, bunlarn kuvvetli fikir adamlar ve filozoflan da bulunmadndan, aznlk-' ta kaldklar toplumda kart bir fikri harekette bulunmalarma imkan

HSEyiN

ATAY

ve gleri kalmamt. Bunun iin, onlarn kart fikirlerine cevap verecek ve mcadele edecek mslman di!nrlerine de ihtiya duylmamt. Devletin snrlar dnda kalan milletlerin de daha kuvvetli bir felsefeleri ve ilimleri yoktu. Bundan ayr olarak, o zamana kadar dnya JJlilletlerind~ zellikle Orta Dou ve Avrupa milletlerinde hakim olan ilim ve felsefe hepsinde mterek almann yannda Islam toplumlarnda daha yksek seviyede olduundan rekabete gerek grlmyordu. Bu durum slam'da ilim ve felsefenin duraklayp sanra da gerilemesine bir sebep tekil eder. nk tartma, atma,. mea-. dele ve savunulacak bir ideal yoktu. . c) slam ilimIeri, biri fikri, itikridi, yani felsefe, dieri de ameli, tatbiki, hayata uygulamas olan slam Hukuku (fkh) olarak tefrik edilmiti. slam taphmunda itikadi ilimIerden ok slam Hukukuna ihtiya vard. Gene slama gre mslman olmayanlar mslman yapma zorunluu yoktu. O halde gayri mslimleri mslman yapmann yerine onlar idare etme grevi vard. Bylece "Fkh"a nem vermek gerekmiti. Byk imparatorluun iinde mevcut btn halk iyi ve adaletle idare etmek grevi "Fkh"a aitti. O halde fkh iyi okunmal, okutulmal idi. nk toplumun sosyal ve ekonomik problemlerine zm onun tarafndan bulunacakt. te Fkhn arlk kazanmasnn nedeni de bu idi. Bu suretle d'er felsefi ilimler kenara itildi veya tamamen kaldrld. slamn inan esaslar alt ilke halinde "Ament" de formle edilmiti. Bir kimse bunurendikten sonra artk felsefi mnakaaya lacet grmftyardu. nemli olan gnlk hayatnda ne yapmas gerektiini bilmesi idi. Fazla olarak, toplumdaki aksaklk ve bozukluklar felsefe okuynlara ve onlarn felsefi mnakaalar yoluyla insanlar dinde pheye drdklerinden insanlarn eriat dinlememeye sevkettii ithan da felsefenin kaldrlmasna ve yerine fkhn konmasna sebep oluyordu. Dorusu, fkhn i grebilmesi iin ve geerli olmas iin anun gerekesi olan lmi Kelam'n ve felsefenin iyi bilinmesinin gerektii kabul ed;lmiyordu. Aslnda bugn (1981 de) bile eskisi gibi dnenler aznlkta deildir. Eskinin ykl sebebirin yeninin ykl sebebi olacan hala dnen pek az kimse bulunmaktadr. d) Fkln, dinin btn ilim dallar yerine gemesi: eriatn, fkh ilmi ile ayniletirilmesi ve eriatten ibaret saylan dinin fkhta gerekleecei inancnda karar klnma>! dier ilimIerin snk kalmasna gtrmtr. Mslmanlar din ilimIeri yerine kam olacak hayat kucaklayan, hem hukuk ve hem de ibadetleri iine alan, dier bir deyimle hem Yce Allah'la ilikilerini, hem devlet ve fertlerle iliki-

MEDRESELERIN

GERILEMES

45

lerini dzenleyen geni kapsaml fkhda her istediklerini buluyorlard. Din namna fkh okumak yeterli idi. Burada Leo Strauss'un, Hristiyanlk ilc slamiyet ve Yahudilk arasnda bulduu en byk farkn ne olduuna temas edersek konu daha aiklk kazanacak gibidir. "Hristiyanlara gre, kutsal dstur vahyedilmi Ke1am ilmidir. Yahudi ve Mslmanlara gre kutsal dstur, hi olmazsa balang olarak, lahi Kanum~n (Fkh veya Talmud) doru yorumundan ibarettir. Yahudi ve Mslmanlara gre anlalan Kutsal dstur'un, Hristiyanlarn Kutsal dstur anlayna kyasla, felsefe ilc pek az ortakl vardr. Bunun iindir ki Yahudilikte ve slamiyette felsefenin durumu Hristiyanlktan ok daha istikrarszd. Bu fark, ksmen Yahudi ve slam dnyasnda felsefi aratrmann nihai yklmasn aklar, ki bu yklmann Bat Hristiyan dnyasnda bir paraleli yoktur" 77. L.Strauss'un sznde hakikat payn grmemeye imkan yoktur. Bu yalnz Osmanllann du.raklama ve sonraki devirlerine deil, slam)n ilk ;levirlerine de u.ygun J.mektedir. Birinci hicri asrdan balayan Kelam ve felsefeye kar menfi tutumu da izah etmektedir. Hristiyonlarda eriat olmad iin, itikat ve lahiyat'n fdsefeye olan ihtiyacn gide.rmek zere felsefenin Hristiyan ilahiyatna yardma anmas normaldir. Ama Yahudiliktc ve slamiyettc itikattan ayr olarak eriat vardr. Hayata o dzen verir ve onun felsefeye ihtiyac yoktur. slama gre anormalolan Kelam ve dnceye kar cephe alnmasdr. Bu, Kuran'm tutumuna tamamen aykndr. Zira ~ir ie yatkn olma, bir ii yapmaya hazdk nce zihinde, kafada balar. Kurann bu felsefesini zamanmz mslmanlarnn alimleri arasnda kavrayanlar pek aznlktadr. lim- . leri besleyen ve ilimieri ilim klnasokan ve onlara ilmi formu veren felsefe ve f~lsefi dncedir. Kuran- Kerim zihin, fikir yoluyla insann davranlarna yn vermeyi ve onlara dzen vermeyi ama edinir. Bunun iin Kuran'da ahkam ayeti pek azdr. Oysa ilmi az olanlar grnteki har'cketlere nem verdiler ve slamn ruhunu kaybettiler, ve fikir yapsn' kaybettirdiler. e) Felsefi dnceye manlk: ve felsefeye, tecrbiilimlere kar fiili d-

Fatih Sultan Mehmcd, imparatorluu kurduu gibi ilmin de ykselmesi in elinden geleni yapmaya almt. retimi skbir okul sistemine balamay baard. htedii alimi azil ve tayin ediyordu. Bu, ~iyasi gcn ilim zerine hkmranl idi. Bizce ~oru deildi. Bunun
77 Leo Strauss. Perseeution and the Art of Writing, 19, Free P.ress, 1952.

46

HSEYN

ATAY

yannda alimIere elinden geldii kadar hrmet ve iltifat ediyordu. Kt bir niyeti olmadan, ilim namna, byk alimIeri arp yannda mnakaa ettiriyor, galip ve malup olan ilan ediyor, bylece daha ok almalar iin onlar tevik etmi oluyordu. Ancak Lu bence, haysiyet knc bir davrant. Karamanh :Mehmet Paa, Hocazadenin malup ettii Alaeddin Tusi'nn talebesidir, hocasnn intikamn almak iin Hocaza.deyi Kad bulundub'll znik'ten stanbul'a arr. Hocazadenin haberi yoktur. Hatipzade ilc mubahasaya tututurup Hatipzade Hocazadeyi yenecek ve bylece hocasnn hncn alacaktr78 Veziriazamn, sanki yatl okula yatraca bir talebeyi msabaka imtihanna arr gibi koskoca allameyi ta znik'ten tanbul'a getirt-. me ye ne hakk vard? Hocazade nce gelmeyi kabul etmiyor, ama korktu diyeceklerinden ekinerek geliyor. Nihayet alim Sinan Paa araya girer ve mabahasa iptal edilir. Burada asl zerinde durulmas gereken baka bir nokta da byle herhangi bir konuda deil de genel bir mubahasa ancak ansiklopedik bilgi sahipleri arasnda geerli olur. Bu mubahasalar derinliine ihtisas bilgisini deil geiel kltr gerektirir ve tevik eder. FiLnca ve falanea kapacaHar, hakemIerin de tayin edildii ilan edilerek yarma ve mcadele balyor. Sonra galip ve malup ilan ediliyor19 Birinde galip gelen brnde malup olabilir. Sonra ite falanca bilemedi diye millete ilan etmek hi de ho bir durum olmuyordu. Alimleri birbirine dman edip aralarndaki sevgiyi hrmeti kaldrmaktan baka ne ie yarad bilinmeyen bu sistem yanh bir uygulama idi. Profesr kazanamad derler diye ben ahsen en ok sknty profesrlk imtihannda hissettim. Fatih devrindeki ulemaya baknca her birinin ilirode dev gibi ahsiyetler olduunu gryoruz. Hayatlarn incelediimiz zaman, hi birinde huzur kalmam, acaba kim beni ne zaman malup edebilir dncesi onlar tedirgin ediyordu nk bu msabakann bir sonu yoktu. Her gn ve her an imtihana ekilme ihtimali vard. Rezil olmamak iin ne yapmak gerek diye alimlerde bir endie her an mevcuttu, iin iinde vazifeden atlma da vard. Sonra una dikkati ekmek istiyorum. Fatih zamanndaki alimler Fatih zamanndan nee yetimilerdir. Onlarn alim olmasnda Fatih'in bir emei gememiti ve Fatih'in medrese sistemi de henz kurulmamt. Aslnda ondan sonraki alimleri Fatih'in devrndeki alimlerle mukayese yapmaldr ki, aralarndaki fark iyi anlalsn.
78 A. Sheyl n ver, age 211. 79 A. Siiheyl nver, Fatih Klliyesi, 194-220.

MEDRESELERiN GERiLEMESi

47

Alimler arasnda bu mnakaa ve yanma, aralarnda dmanl krklemi ve nihayet Hatipzade Molla Lflfi'nin ldrlmesine fetva vermi ve zamann padiah da, bu hava iinde fetva)' tenfiz ettirmitir. Sebep kskanlk ve yanlnn ortaya kma korkusu imi. Artk herkes"" susmaya mecbur kalm, kimse fikrini sylemeye cesaret edemez olmutu. te Fatih'in at msabaka n byle kt bir sonula kapamtr ve ilim hayatn karanlk tnele sokmutur. Sanki ulema Fatih'ten nce yarmyor muydu? Ama daha nazik, daha zarif, herkes ne yaptn iinden biliyordu. stelik bu dosta ve arkadaa hem de hoca ilc talebesi arasnda oluyordu. Kimin kimden hangi konuyu daha iyi bildiini de biliyordu ve gidip ondan okuyordu. Fatih askerdi, gen ve dinamikti. Sava meydannda galip gelen daima ykselecekti. Bylece yene ycne ara deen en byk imparatorluu kurduu gibi en byk alimi de yetitireceini sanyordu. AlimIerin toplantlar bir sava haline getirildi. phesiz Fatih Sultan Mehmed iin buna varacan bileme~di. yi niyet sahibi idi ve Hatipzade fetvasn onun zamannda verseydi, kanaatimce nce Hatipzadeyi hesaba ekerdi. Bunun iin II. Beyazd'n, Molla Ltfi'yi sevdii syleniyor, fetvay infaz ettirmesinin de bir sebebi o~aldrSO.Ancak burada tekrar unu belirtmek isterim ki, ilim, siyasetin emrine girmitir. lmin, yani ilim adamnn siyasete hakim olduu istisnai olaylar olup yok denecek kadar azdr. Molla Lutfi'nin ldrlmesinden (1495) takriben bir asr sonra III. Murad'n hocas Sadeddin Efendi'nin, padiaha bir rasathaneye olan lzumu anlatmas zerine 1576'da rasathane yaplmtr. 1577'de eyhflislam olan Kadzade Ahmed emseddin Efendi, Sadeddin Efendi ile aralarndaki husumetin etkisi ile rasathancnin uursuzluk getireceini padiaha telkin ederek rasathaneyi yktrmtrs1 Siyasi'iktidara yaranmak iin yaplan ahsi ve benci zararlar ve siyasilerin de hereyde nfuz sahibi olduklar aktr. Ancak i zincirleme gitmektedir. Zincirin ba so~an padiah iin ehli deilse, ilim de siyaset de periandr. Sanki bugn de idareciler vesiyasiler ilme ve ilim adamna hkmetmekte deil midir? Onun iin arzulanan ilim adam yetimiyor.
80 Molla Ltfi iin Bk: Adnan Advar, Osmanl Trklerinde lim 45 vd. l.n.u. tmiye Te. 232, A. Sheyl nver, Fatih Klliyesi 189, 215, 6. Molla Lutvfi'nin katli ile igili smet parmakszolunun yaynlad "Risale"ye de'bak. Belleten, 675-682 sap: 176, Ekim 1980. Bu Risalenin yeniden nere muhta olduuna iaret etmeliyiz. 81 Adnan Advar, Osmanl Trklerinde tim 84, 86. Kadzade Ahmed emseddin Mahmud Efendi (Edirne kads) nn oludur 918 (1512) de domutur. Normal Medrese tahsili grmtr. 988 (1577) de eyhlislam olmu, 988 (1580) de vefat etmitir. Zeki, asabi ve atlgand. Mutead. dit eserlere erh ve haiyeler yazmtr. Ne areki rasathanenin yklmasna sebep olmas ile hatas, sevabndan byk olmutur. (Bak: Atai, ekayk Zeyli, 259, tmiye Salnamesi 392-3, L.H.U. Os. Med. 32/453-4, esbit Baltac 68, Aydn Sa)'l slam Ans. 9/631, Osmanl Mellifleri 1/401).

48

HSEYtN ATAY

Molla Ltfi'nin lmn (1495) belirli hir .tarih alrsak, 1656 ylna kadar tam yz altm sene, stanhul'un ilim evresi ve zihniyetinde karanlk bir devrenin hkm srdn gryoruz. mam Birgivi, Muhammed b. Pir Ali (1522-1573) stanbul'da tahsilini yaptktan ve haz grevlerde bulunduktan sonra, samimiyeti ve ak szll ile bn Teymiye'nin yolunu tufmu ve yeniden bid'at ve snnet atmasn balatmtr82 Yolunu izleyenere, Kadzadeler (veya Fakiler: Fakihler) denmi olup eriat koruma davas ile ortal huzursuz etmilerdi, Zamanlannda, felsefi ve tecrbi ilimlerle megulolup mehur olan bulunmadndan karlanna hcum edecek sadece sofiyye mensuplann bulmulard. Burada proble:Q1i Kadzadeleri medreseli kabul edipte medresenin tarikata kar mcadelesi eklinde grmemelidir. nk, nce medteseli olan ELus-Suud Efendi'nin mam Birgivi'ye kar cephe aldn hatrlamamz lazmdr. Kadzade Mehmet Efendi'nin nizaml bir medrese tahsili grd anlalyor. tekilerin tahsillerinin tam olmad ve cerhezer cahil kimseler olduu ortaya kyor. Zira Kadzadelerin karsnda olanlardan Mehmed Aa Camii mam konu ile ilgili kitaplarn toplayp bir katra yklemi, Fatih Camiine gelip Kadizadelere meydan okuyarak "ite meydan" diye kadzadeleri beklerneye koyulmu, fakat kimse mnazaraya yanaamamt. Bylece Kadzadeliler halkn nnde ilmen malup edilmilerse de vaizleri ile sarayn aa takm balt~elar vesaire yoluyla saraya nfuzlarn geirmilerdi. Kadzadelerin ele ald ilk mesele msbet ilim ve matematik okumann caiz olup olmamas idi. Sonra ii aztarak eitli istekler ne srmek sureti ile hasmlarn ldrmeye kadar vardrm,lardr, Bu durum karsnda artk felsefi ilimlerle uramay kim bana bir bela olarak alabilirdi. Her nekadar 1656 ylnda Kpr.l Mehmed Paa Kadzadeli Dstuvani8) ve arkadalann Kbns'a srmekle ilerini bitirmi84 ise de, artk ilme hz verme ve felsefi 'ilimlere ynelmeye kimsede' evk v~ azim kalmamt. Medreselerden, msbet ilim ve felsefenin, hatta yksek Kelam eserlerinin -ki bunlar felsefedir- kaldrlmasna sebep olmulard. Henz bu eserlerin medreeslerden kalkmasn gsteren bif fetva veya fermana tesadf edilmemi82 Kasm Kufravi, slam Ans. 2/634, Kadzadeler tabiri, Doani Mustafa Efendinin 990 (1582) de doan Kadzade Mehmet Efendiye atfen verilmitir. Balke,ir'de domu, Birgivinin talebesinden ders grmtr (Bk: l.H.U. Os. Tar. 31/363-374). 83 stiivani Mehmed Efendi am'hdr, orada adam ldrd:,riisyleniyor, kan 1.tanbul'a gelip Ayasofya Camiinde direin dibinde vaaz verdiinden bu nvan almt. Onemli olan ilmi zihniyeti ve nfuzudur. Sonraya brakt tesirin deerlendirilmesi de deiik olabilir. 84 l.H.U. Osmanh Tarihi 31/373.

MEDRESELERN

GERILEMESI

49

tr. Belki d'l havann olumsuzluu ve ok~tacak hocann bulunmamas ile progra~lardan kaldrlmlardr. u var ki, bu eserler hem vakfiyelerde yer almalar hem de Fatihin koyduu dersler olmalar bakmndan kimsenin onlara dokunmamas gerekirdi. Vakfn artna riayet eriat emir deil miydi? sonra Fatih gibi bir Padiahn vakf da art da kaldryordu, fakat hurada eriata kar gelmek kimsenin aklna gelmiyordu. Ama cehalet ve tecavz kanun ve sayg dinleyemezdi. Burada nemli bir durumla kar karya kaldmz aktr. Saray, sokan ve cahil eerbezerlerin tesirinde kalmaktadr. Sarayda iki trl cehalet var. lImi cehalet ve hayatta olup bitenlerden habersiz olmak. Bu ortamda ilim de olamazd, zira herkes endie iindeydi.

9- Nfuos okluu ile talebenin oalmasnn retime tesiri:


0

Osmanl imparatorluu genileyebildii kadar geni~ledi. Artk o kadar uzaklarda kalan hududara gidip savamak ve biraz daha genilemek iin ne yksek idare heyetinde, sarayda ve padiahta ne de halkta oemel, arzu ve nefes kalmt. Ancak zorunlu durumlarda, isyanarda, bakaldranlarn yola getirilmesi iin askeri hareket oluyordu. Bu durumda, nf\ls oahyordu. Savaa gidip ehit olmayan erkeklerin hanmlar yannda daha ok bulunmakla doumlar da oalyordu. Baka sebeplerle de nfus artmaya balad. Devletin, bu oalan nfusa kar belli bir siyaseti olup olmadn' bilmiyoruz. Nfusun oalmas ile isizlerin says da ykseliyordu. Bunlara alma sahalar gerekiyordu. Tarihi gelenek tesiri ile geOnlerinidari kadrolara geme amalar onlar medreselere heum etmeye tevik ediyordu. Yenierilik sistemi, Trk . genl~rinin askerlie heves etmelerini engelliyordu. Sadece medrese kendilerine ak kalmt. Medresenin, iae, ibate, hoca ve kitap bakmndan gelen talebeyi barndracak ve onu tatmin edecek d~rumda olmamas, mevcut olan imkanlar, blmck zorunda brakmtr. Medreselerde daha nceki hayat artlarna gre cazip grnen imkanlar talebenin oalmas karsnda imkanszlklil'a dnmlerdi. Bunlarn iinde bir talebenn iyi yetimesine imkan kalmamt. Bir kiilik odaya drt kii smak zorunda kalrsa, asude bir hava bulup ders almak ok zorlayordu. Hepsi konuma ve grlt iinde istemiyerek birbirinin ders almasna engeloluyorlard. Zamanlarnda kitaplar kendilerinin yazdn, henz bask olmadn dnrsek, yazacak kat, kalem, masa ve yerin bulunmas da zorlamt. Asl zorluk, talebenin anlama ve renme seviyesinin dmesi, bir hocaya yirmi talebenin d_ mesi85 lazm gelirken, bu sefer renci adedinin yz veya ikiyz, bazan
85 C. Baltac 45.

50

HSEYIN ATAY

da yz olduundan ileri geliyordu Bir hocann yirmi talebey! okut.mas ile yz talebeyi okutmas arasnda verim bakmndan okfark vardr. Fiziki kanunda da yledir. Yirmi kiloluk bir yk kaldrmak iin gereken g ile yz kiloluk yk kaldrmak iin gereken. g elbette ayr ve farkldr. Yirmi talebeye ders anlatmak iin gereken ses tonu ve sarfedilen enerji yz talebeye sarfedilenin bete biridir. Bu durumda hoca ok, yorulmaktadr. Sonra uzakta kalan talebenin de derse dikkati dald gibi kolayca ve net olarak loeann ifadesini kavrayamaz. Bylece talebenin de al bete bire iner. Byle bir durumda grld gibi daha ilk an da yaplan bir hesapla.talebenin seviyesi bete bire inmi olur. Buna elbette ki talebenin rahat bir uykusu olmadn, gdasnn yetersiz olduunu, ve dier gnlk ilerini grrken yorulmasn da hesaba katmamz lazmdr. Bunlar talebenin tam hazr bir ekilde kendini derse vermesine engel olaca iin verimin bete bire indiini sylemek mbalaa saylmaz. . imdi ikinci bir baar yzdesi ortaya atalm. Eer talebe yirmi iken baar, farzedelim, ok i} i niyetle, yzde yetmi be ise yirmi talebenin on bei iyi yetiiyor demektir. Ama talebenin says ayn artlarda yze kmsa baarnn bete bire indiini kabul ettiimiz takdirde yz talebenin bete biri olan yirmi iyi talebe yetitirilmi olmaz. Yirmi talebenin baarsnn bete birini almamz gerekir. Bylece yirmi talebenin bete biri drt ettiine gre yz talebede drt talebe iyi olarak yetimi olur. te bize gre talebenin oalmasnn retime tesiri bu ekilde anlal. maldr. Bu durum retinin hem kemmiyet ve hem keyfiyet baklIhndan gerilemesine sebep olmutur. Tedrisat yaplan dilin de ana dilol. madn ve onun zel bir snf ve retimi olmadn aleyhte, bir art olarak bunlara eklemek lazmdr.

10- Camilerin tekrar

dersane

oluu~

Medreseler tesis edildikleri zaman dersler dershanelerde verilirdi. Zaten medrese denmesinin sebebi onlarn dershane olmalaryd. Ancak dediimiz gibi nfus oalp medreselere talebe akn edince dershaneler kk ve dar gelmi, daha ok talebeye ders vermek imkann elde etmek iin yeni medreselere ihtiya hasl olmutu. Ancak bu yola gidilmedi. Dersler camiye intikal ettirildi, ve bylece hazr elden daha byk dershanelere sahip olundu. Medreselerdeki dershaneler de yataklane oluverdi. Bu yolla bir tala bir kaku vurulmu oluyordu. dareciler talebeye yeni dershane, yeni yatakhane ve yeni hoca bulmaktan kurtuluyorlard. phesiz bu ilnin aley~nde oluyordu. Bunu baka bir adan ele alan

MEDRESELERtN

GERLEMESt

51

M. evket'nin aklamas, medresclerin sinden tr buraya alyoruz ..

son durumunu

tasvir

etme-

"Medreseler' tesis oldunduklar zaman dersler bizde de dershanelerde okunurmu. Medreselere girmek ruusa ve ar artlara bal' idi. Mderrisler kudreti ilmiyeyi haizdi. Gitgide mderirisler eski kuvvetlerini kaybedip ilerinde iyi ders okutanlar azamt. ktidarl alimlerden talebenin istifade etmesi iin, dersler talebenin intihabna frsat vermek zere dersi am eklinde camiIere karlmt ve medreseler mesken haline evrilmiti. Merkezde bulunan byk camilerin her taraf bo kalmamacasna (dolar) mderirisler kar, her biri takrir ettii dersi talebesine anlatmak iin avaz kt kadar barr, her taraftan yks'elen bu sesler birbirine karr, bir grltdr gider, ne mdderris cemiyet-i hazra ile bir ders takrir edebilir, ne talebe zihnini toplayp laykyle ders dinleyebilir. Dersin nihayetinde biare mderris o kadar yorulmutur ki bir ka saat sonra kendine gelebilir. Bu yolda sakat olanlar, kurban gidenler de vardr. Ders dediimiz i o kadar naziktir ki, deil byle bir kavgay andran grlt, bir "t" bile meleklerini, perilerini rktmeye kafidir. Bundan dolay dersler Hizm olan dikkat ve huzur iinde cereyan etmek iin dershanelerde okutulmaldr86: Hocaon bu kadar yorgun dmesinin baka bir sebebinin de bir talebenin okumasgerekli btn derslerin tek hoca tarafndan verilmesi olduunu aklamtk. Gerekten iyi hocann yetitirilmesi ile i bitniyor, onun iyi yetitirmesini temin edecek en iyi artlar ve imkanlarn bulunmas da lazmdr.

11- retim sisteminde ve Metodda bozukluk: Mdderrisler, ders vermee baladklar zaman, talebeyi ilk merhaleden alr son snfa kadar okuturdu. Bu srenin on yla sdml.d sonraki slahat programlarndan anlalyor. Ne var ki yirmi sene kadar okuyup hala da yksek ksma ancak geenlerin bulunduu da tenkit edilen87 ynlerden biridir. Hoca, bugnk Trkiye'nin ilk okul sisteminde olduu gibi renciyi birinci snftan alarak her sene renci ile
86 M. evket i, Medaris-i slamiye Islahat Proram, 38. madde Iasaltlm~. Ramazan 1329 (Austos 1911) stanbul Hrriyet Matbaas. evketinin anlattna rnek ders veren hocann gdas husu~unda Alasonyal Ali Zeynel-abidin b. Hasan (1268-1336 i 1851-1918) hocasnn tavsiyesini talebesi M. Zahid Kevseri'ye yle nakleder: "Yeni alim kendini akam sabah ders vermek ve ders hazrlamakla ok yorulur, kuvveti tkenir, iyi gda alarak bunu telafi etmesi gerekir. "Sabahleyin yanm litre (rit: 390 veya 540 gram) st yumurta ile kantrarak yz gram koyun eti lazartmasn da leyin ye" demiti (M.Z. Kevseri, el-Tahrir 87 eyh Ali Efendi zade Muhyiddin, Medreselerin Slah, 5.5. 26 ubat 1341 (1897). i ve 39-40).

52

HSEYIN ATAY

beraber ykselerek beinci snftan renciyi mezun ediyor ve tekrar birinci snf retmenliine dnyordu. Camide ders okuyan talebe hocay kendisi seiyorduBB Cahil bir kimsenin Anadolu'dan, kyden, dadan, kasabadan gelip hoca semekteki baars ne olabilir? hret yapm hocay kabullenmek zonnd6 kalr ve bylece mehur olan hocann talebesi kalabalklar, renme imkan azalr. Hoca da ihtisas sahibi olmad iin, h('r gn sk ders alp yorgun der ve ok kalabalk (bazen 300 I,ii) talebeye ders anlat~ak iin bara bara konumak zorunda kalr. Bylece bitkin der ve tekrar gidip ders alp anlamas elbette zayflar ve hocaon verim de der. Talebe iyi alp anlad takdirde hocasnn kk bir kopyas ve sureti olur. Talebe phesiz hocas seviyesinde olamaz. Hocas asl, orijinal, kendisi onun .kopyas olursa, kopya ile orijinal arasndaki fark hesaba katlrsa, ilmin bu metodla yava yava snmee yz tuttuu grlr. Eer talebe deiik hocalardan okumu olsa, her hocann kcndine has bir meziyeti olaca iin, iyi bir rcncinin, bal ars gibi her birinin iyi yanlarn kendine rnek alr ve hocalarndan hir ynden daha stn olna imkan doar. Sekin alim ve mderrislerin hayatlar incelenince bir ka hocadan ders grdkleri anlalyor. Hocalarn ihtisl\s yapmamalarndan yle anlalyor ki, erhi ve erhin erhini talebeye okutmak zorunda kalyor. Bylece metinde olan zorluklar kendisi daha nce zmek iin vaktinin bulunmamasn telafi etmi oluyor. Talebeler de erh ve haiyeleri ders kitab gibi harfi harfine takip ederek mr tketiyor. Burada unu kaydetmekte fayda vardr. Aslnda erhlerin hepsi gereksiz, manasz, iirme deildir. lerinden yalnz metnin ifadesini zmekle uraan yoktr. Yeni yeni meselelerden bahsdenler de vardr. Ancak bu gibi eserlerin crh olarak yazlmas an yanllarndan biridir. erhler ~etinleri' anlamak iin vasta iken sonradan erhlerin anla~mas gaye olmutu. Arapa kaidelerin h~psinde genellikle tek bir misal verilir. Bylece ok misal vermek
88 Muhammed Zahid Kevseri'nin izahm aynen buraya almak yerinde olur: "Osmanllann paytahtnda (stanbul) eski sistemin hkm, mesela Fatih camiine her sene yirmi yeni alim tayin edilir. Vilayederden gelen tlebe ya kendileri veya velileri tarafndan hangi hocanm yannda okuyacaklann seerler. Hocalan onlan "sarf"tan balatr ve hocalan ile beraber her sene tesbit edilmi olan kitaplan okuyarak on be senede okumann son merhalesine gelir ve hocas ona yazl veya szl icazet verir .. Bylece talehe ilimierin ounda alacam alm olur. Artk 'tam kendi hrriyeti ile en iyi aimdir diye semi olduu hocasmn kk bir kopyas olmu bulunur. Hoca, btn gcn her gn verecei dersi hazrlamaya verir. Ve ner gn sadece iki ders verir. Bu sistemin iyi ve kt taraflarn sayp dkme yeri buras degildir. cazet vermee devam etme yannda yeni sisteme geildi ve nihayet o da kalk b (el-Tahir el-Veciz 9. notta) Msr 1360 (1941).

MEDRESELERN

GERLEMES

53

suretiyle de arapa kelime haznesinin zenginletirilmesine gidilmemiti. Okunan "Bina"da, enhiiyk alim olduktan sonra hile btn hayat boyunca yapaca mn.talaa ~snasnda karsna kmayan fiil ekim ve guruplarndan bahsedilir. lerde vereceimiz programlarda Sarf ve Nahvin ka senede okud~unu greceiz. Ackl olan udur ki, medreseIern kapanmasndan altm sene sonra hala eski medrese sisteminde renim yaplmad iin arapa retiminin baarya lilaamadn, iddia edenler hulunmaktadr. Bunun sehehi bizce, modern Arapa retim metodunun yaygn hac getirilmemesidir. Her ne kadar otuz senedir lahiyat Fakltesi, mam Hatip Okulu ve Yksek islam Enstits gibi resmi okullarda Arapa okunuyorsa da hep eski tarz okuyanlarn tesiri stn geImitir.l\lodern metodla hr iki hoca bu dUlUmu dzeltememitir. Bundan sonra hala modern metodun yerlemesi iin zel abasarfeden Arapa hocalarna ihtiya vardr. Mctodlu kitabn olmamas yannda ~ynca Arapann dilolarak okutulmas da ihmal edilmiti. 1867 (1284) ylnda medrese ulcmasnn tertipledii medrese programnda~- aada greceiz- iki nesneyi buraya alyoruz. Biri, medreS~ tahsilinin n sene olduunun tesbiti, ikincisi bu on senelik tahsilde "Emsile"den 'balanlm olmasdr. Anlalyor ki; ondan 'nce bir iptidai tahsil varsa da ne derece dzenli olduu bilinmiyor. Emsileden halayan taleb e imtrhana tahi tutuluyor mu bilmiynz. Eer imtilana tabi tutulmuyorsa demek ki, belki Kuran okumasn renmitir. Bylece kapal bir balaigla karlayoruz. Yahut ta kimi yaz yazmasn ve okumasn biliyor, bir ksm da sadece okumasn bildii gibi bal. yor, ama yaz yazmasn bilmiyordu. Bu::u Qsman Ergin'in tercmei halinden reniyoruz89 Ama ben, hafzl yaptm"Arapa harekeli yazy kolayca okurdum. Ayrca eskiyaz okuma ve yazmay biraz mek etmitim. ilk okulun beinci snfnda iken Arapa hocasna gittim ve Emsileden baladm. Beni hi imtihan etmedi. ylece Sarf, cmlesi denen Emsile, Bina, Maksud, zzi ve Merah okuduk. Nahivden de Avamil ve zhar' okudum. Sonra baka hocalardan bunlar tekrar okudum. Ancak, daha nceki okuma metoduna dair hocamzn ifadesine gre, bu Sarf ve Nahiv kitaplar ezberlenirdi. Hoca "Emsile"ye balarken -bu Arapada fiil ekimi cetvelidir -fiillerin ve ekimlerinin felsefesini, inceliklerini taleheye anlatrd. Ta. lehe daha tek Arapa kelime renmeden onun inceliklerini dinlerdi. Qretim. bu tarz devam ederdi.
89 Trk Maarif Tarihi 1/84 de ilk (iptidai) okulda bile retimin yanl metotlu anlatlmak tadr. Ayn sayfann notunda daha acklsm Osman Nuri Ergin, kendi hayatndan vermektedir.

54

HSEYN

ATAY

"Izhar" denilen eserin Trkesi yaplm olup, buna "Mefhum- Izhar" denirdi.zhar'n Arapasn ezberlemek art olduu gibi bu Mefhum'u da ezberlenirdi. Dahas vard. Izhar'n rab90 yaplm ve baslmt. Hocamz ne kadar vahlanrd. "Kuran'n ve Hadis'in rab ile uramazlarda, demez bir kitabn rab ile mrlerini zayi ederlerdi"derdi. Bu Sarf ve Nahiv kitaplarnn yannda Arapa okuma veya" tatbikat kitab olarak kk veya byk bir eser okunmazd. Arapa olarak sadece Sarf ve Nahiv kitaplarnn Arapa cmleleri iinde Arapa retilir\ di. Bunlarda talebe biraz mesafe katettikten sonra basit gene Arapa bir fkh kitab olan Halebi, Kuduri, MuIteka okutulurdu. Sarf'n en yksek kitab Meral, sonra afiye gelirdi. Nahvn en zor kitab da "Kafiye" ve onun erhi "Molla Cami" idi. Bunlarn da erhleri ve haiyeleri okutulur ve ezberletilirdi. Talebe bunlann iinde.ki Arapadan baka Arapa bilmezdi. Arapa retilmeden Arapa Sarf ve N ahiv kaidelerini hafz gibi ezberden saydrrlard. Bundan sonra Arap Edebiyat ilmine ait Telhis, Muhtasar Mean ve en yksek olarak, bunlarn felsefeli erhi Mutavval okun~rdu. Arapa bir cmleyi kurup yaza~ayan bir kimse, senelerce Sarf, Nabiv ve Belagat ilimIerinde havada kalan kaideler renmi olurdu. Arapa biliheden en byk Arap edibinin bilmedii Belagat kaidelerini bilirdi. Hocamz anlatt. Hocas, Belagat okuturken kitapta bir kaideyi iyi alt halde gene anlatarnam, talebelerinden zr dilemi, akam almak zere dersi ertesi gne brakmt. Dorusu, bunda alacak bir ey yok. Ancak kitabn ifadesini anlamak iin bu gibi gayretlerin sarfedildii ve ilnii elde etmenin deil, kitab anlamann gaye olduu anlalyor. Elbe.tte o ibareyi anlamak iin ne kadar erh, haiye, talikat varsa hepsinin okunmas lazm geldii ve insann gcn tkettii dnlrse altndan klmaz bir metod takip edildii anlalr. Burada bir misal vermek isterim "IF'AL" bab drt harfli bir fiildir. Bunun asl harfli olmas halinde, yaplan ilemi ailatmak iin en ksa yan m sayfalk bir anlat vardr. Talebe bunu ezberlcrdi: Ben ezberlemedim. Ancak, babamn yat, bir hemehrim medreseler kapanmadan nce bunu ezberlemi, takriben otuz sene sonra bana okuyunca, nekadar kuvvetli ezberlemi olduuna amtm. Tabii zhara kadar okmuu ve medreseler kapand iin tahsile devam edememi ve ifti olarak kalmt. Arapa "KeRuMe" harfli fiilini (EkReMe" yapmak iin yle denirdi:
90 Arapada "rab"n ne olduunu bir kelime ile ifade etmeK gerekirse, kelimenin emle iindeki durumunu tayin etmek: Kelime, iiI mi, isim mi fail mi, meful mu, muzaf nu, muzaf ileyh ni, arapaya mahsus olaak: mensub mu, menu mu. meeror ve meezum mu, art ve eeza nu olduunu bildirmek zere okumak veya harekelemektir.

MEDRESELERtN GERtLEMESI "IF'AL" Babnn mefhum ve iali91

55

"35 babdan on iki ba~ slasi mcerred zre ziyade oldular. On~ lar da nevi olup birinci slasi zerine bir harf ile ziyade klnd. Onlar da bab olup birnci babn vezni Ef'ale Yuf'iluif'alen mevzunu Ekreme Ykrimu ikramen'dir. Ekreme aslnda KERUME idi, slasi mcerred idi. Kerume'yi if'al babna nakletmek murad ettik. Kaidesi: Kemme'nin evveline bir hemzei kati meftuhe getirirler, biz de getirdik . . Ekerume oldu. Erbea harekatn mutevalyatn cemi (ardarda drt harekenin bir araya gelmesi) lazm geldi. Bu lzumu de' iin kM' sakin kldk Ekrume oldu. Ef'ule vezninde Kelam-i Arapta sga bulunmadndan Ra'nn zammesini fetheye tebdil ettik Ekreme oldu: "Ekreme" .fiili mazi "Ykrimu" fiili muzar "ikramen" gelir bu babn masdar. Bu baba masdar ile ad verirler. Masdar itikakta aslolup iin asliyle hereyin tesmiyesi evvela oldU:undan bu babn mazisi drt harf zcrine olmaktr. Evveline bir hemze getirmek sebebiyle binas ok kere muteaddi az kere lazm iindir Muteadiye misal "Ekreme Zeyd'un" Amr,en,Iizime misal "Asbaha cl-Recul'u" de olduu gibi" Bu, medresenin izah olup ezberlenirdi. imdi bizim izahmz udur: yaplan fiile if'al ha-

harfli bir fiilin nne bir hemzegetiriIerek b ad vcrilirn.

. kinci bir rn'ek de unu vermek istiyorum: Nahiv'de meful bah. sinde "Allah gkleri ve yeri yaratt" aycti kerimesinde Allah fail, gk ve yer mefuldur, yaratma fiildir. Fiil burada gcilidir. Yani Allah'n yapt yaratma ii Allah'n zatnda kalmayp mcfule tesir edeeek ve ona geecektir, Allahn yaratmas meful zerinde vaki olacak, ve mcfula sirayet edecektir. O halde Allah'n yaratma iinin gklere ve ycre sirayet etmesinden hce gk ve yerin var olmas gerekir ki, yaratma ii onlarn zerine vak olsun, ve onlara gesin. Mesela "Kalemi krdm" deyince krmak ii kalemin zerinde vu. kua geldi, eer kalem olmam olsayd, knlma ii onda vukua gelmezdi. te gk ve yer de yle. Demek ki geili fiilin mefule sirayet etmesi iin mefulun daha nce var olmas gerekir. Grld gibi en zor ve nemli Kclam ve felsefe meselesi Nahiv' de sz konusu edilmektedir. Nahiv ve Sarf gibi alet ilimIerinin de neler91 Dostum, emekli mftlerden eski tarz medrese tahsili yapan ve yaptran Mustafa

Yazcolu'un kendi hocasmdan rendiini harfi harfine ricam zerine yazmtr. '92 Dr, Hseyin Atay ve Kardei Modern Arapa c.l /71 Ankara 1962.

56

HSEYN

ATAY

den bahsettiinin en ak misalini vermi oluyoruz. Bunun iin Sarf ve N ahiv, hatta, Belagat ilmine, grld gibi ok az ilikili o kadar mesele konmutur ki, bu ilimIeri alet ve vasta ilmi olmaktan karm ve onlar gaye ilimIeri ve yksek ilimler seviyesine ykseltmiti. Bunun sonucu olarak talehe bu ilimIeri renirken-faydal ve faydasz, gerekli ve gereksiz- bir ok yan meselc de reniyor ama mr de tkeniyordu. Btn bunlar :r,aman alyor, ve asl sistemli olarak yksek ilimIeri okumaya ~akit kalmyordu. Yz kilo kei boynuzu yeyip bir kilo eker kalorisi almaya benzer bir retim sisteminin ne derece verimli olaca bundan anlalabilir. r.etim de ders kitab olarak kullanlmamak artyle eski Sarf, Nahiv ve Belagat gibi ilimIerin erh, haiye ve ta!ikleri iinde, satrlar aras gnmzn "Dil Felsefesi" gzyle incelenecek olursa,. Arapada, Dil Felsefesine hizmet edecck ve balang tekil edecek deerli bir ok malzemenin bulunduuna inanyorum ve "Dil Felsefecilerinin byle bir ahma yapmalarn bekliyorum.

SONU
Medreselerin gerile~csinin sebeplerine inmeye altk ve onlar incelerken ok ynl olduklann mahade ettik. Herkesin aznda btn ykmn medreseye ait -olduu ithamnn tamamen doru olmad ve aslnda idarenin bandakilerin ve toplumun iktisadi, ticari ve siyasi kaynakli sebeplerin hyk roloynadn hesaba katmann ilmi aratrmann bir sonucu olduu anlald. Bunlarn hepsini bir ana sebebe irea etmek gerekirse, bugnk Trkiye'nin iinde bulunduu ortama gre bunu kavramakla mukayese edilirse, bir tek sebebin, insann yarnndan endie etmesi ve ondan emin olmamas olduu sylenebilir. Kanaatmzca bu yarndan endie etme her trl sebebi iine alabilir. Bugn yalnz din ilimIeri deil, her trl retim, anari ve endie iinde disiplinden yoksun olarak yrmeye abalamaktadr.

You might also like