You are on page 1of 383

86

GZ

2000

Ahmet nsel zgrlk etii karsnda iktisat kuram: Amartya Senin etik iktisat nerisi Fuat Ercan ve emsa zar Emek piyasas teorileri ve Trkiyede emek piyasas almalarna eletirel bir bak Ahmet H. Kse ve Ahmet nc gc piyasalar ve uluslararas iblmnde uzmanlamann meknsal boyutlar: 1980 sonras dnemde Trkiye imalat sanayii Asuman Trkn-Erendil Mit ve gereklik olarak Denizli - retim ve igcnn deien yaps: Eletirel kuram asndan bir deerlendirme

Toplum ve Bilim
7 22 72 91 118 139 171 194

Berna Gler-Mftolu stanbul Gedikpaada ayakkab retiminin deien yaps ve farkllaan igc Saniye Dedeolu Toplumsal cinsiyet rolleri asndan Trkiyede aile ve kadn emei Hlya Tufan-Tanrver Medya sektrnde kadn igc zlem Onaran Trkiyede yapsal uyum srecinde emek piyasasnn esneklii Yksel Akkaya Trkiyede 1980 sonras emek-sermaye arasndaki blm mcadelesinde grevlerin yeri Gamze Ycesan-zdemir Bakaldr, onay ya da boyun eme?: Hegemonik fabrika rejiminde mavi yakal iilerin hikyesi Engin Yldrm Trkiyede toplam kalite ynetimi uygulamalarnn iiler ve endstri ilikileri zerindeki etkileri Ahmet Alpay Dikmen Kresel retim, moda ekonomileri ve yeni dnya hiyerarisi Melih Pnarcolu KOBler, kolektif verimlilik ve sorunlar Ali Ergur Televizyon reklamlarnda sknt, sanalln erdemi ve bastrlm olann geri dn
LET / DEN

211

241

260 281 303

318

Erol Taymaz: ODT Ekonomi Kongresi zerine Kaan Durukan: Osmanl Aratrmalarnn ihmal edilen iki alan: Kadn tarihi ve aznlklar tarihi zerine birka not
ABSTRACTS (ngilizce zetler)

343 345 350

Toplum ve Bilim
ISSN 1300-9354 BRKM YAYINCILIK VE TC. LTD. T. ADINA SAHB

AY L I K

DERG

mer Lainer
YAYIN YNETMEN

Tanl Bora
YAZI KURULU

Ulus Baker Necmi Erdoan Ouz Ik Orhan Koak Mahmut Mutman Blent Peker Erol Taymaz Meyda Yeenolu
YAYIN SEKRETER

Asena Gnal
SORUMLU YAZILER MDR

KAPAK: Utku Lomlu KAPAKTAK FOTORAF: stanbul Gedikpaada bir ayakkab imalathanesi.

Tanl Bora
86. SAYI EDTRLER

YAYIN DANIMA KURULU

Fuat Ercan emsa zar


KAPAK VE SAYFA DZEN TASARIM

zlem zkal Ali Artun mit Kvan


UYGULAMA

Suat Aysu
OFSET HAZIRLIK

letiim Yaynlar
KAPAK VE BASKI

Sena Ofset
CLT

Uur Mcellit
YAZIMA ADRES

Selnik Cad. 64/11 Kzlay 06640 Ankara Tel. 312.425 36 00 312.425 20 71 Fax: 312.425 18 15
E-MAIL ADRES

toplumbilim@iletisim.com.tr.
BRKM YAYINLARI

Klodfarer Cad. letiim Han Caalolu 34400 stanbul Tel. 212.516 22 60 Fax: 212.516 12 58 Toplum ve Bilimde yaymlanan yazlar Sociological Abstracts indeksinde yeralmaktadr.

Asaf Sava Akat / Asu Aksoy Tosun Arcanl / Korkut Boratav Aye Bura / Reit Canbeyli mit Sakallolu / Alain Duben Atila Eralp / Seluk Esenbel Sureia Faroqhi / Nilfer Gle mit Hassan / Fatma Ikda Huricihan slamolu nan Kemal nan / Ahmet nsel Deniz Kandiyoti / Nihal Kara Reat Kasaba / Ferda Keskin alar Keyder / Eser Kker Levent Kker / erif Mardin H. nal Nalbantolu / lber Ortayl Ouz Oyan / Aye nc Doan zlem / Jale Parla Mithat Sancar / mr Sezgin lkay Sunar / Burhan enatalar irin Tekeli / lhan Tekeli senbike Togan / Zafer Toprak hsan Tunal / Aydn Uur Galip Yalman / Faruk Yalva Deniz Yenal / Zafer Yenal Nurhan Yentrk

Bu sayda...

Toplum Bilimin bu says iin yaptmz derlemenin gemiini anlatarak balayalm. Emek-sermaye ilikileri, emek piyasas teorileri zerine alr ve bu konularda Trkiyede yaplm aratrmalar okurken, dikkatimizi eken bir nokta oldu. Son yllarda anaakm iktisat modelleri kullanlarak yaplan almalarda bir younlama sz konusuydu. Ayn modelden hareketle, deikenlerde yaplan ufak tefek oynamalarla yrtlen ampirik almalar ile Trkiye emek piyasasnn zellikleri aklanmaya allyordu. Bu almalar, toplumsal ilikilerin btnselliini gz ard eden yntemsel bireyciliin hkim olduu aratrmalard. Bu gelimeden memnuniyetsizliimiz bir yandan, evremizdeki arkadalarmzn emek piyasalarndaki durumu ve deiimi aklamaya ynelik yaptklar derinlikli almalarn (genellikle doktora almalar) varl te yandan, bizi bir derleme toparlama srecine soktu. Eyll 1999da ODT/ERC Konferansnda Ahmet Kse ve Ahmet nc, Asuman Trkn-Erendil, Berna Gler-Mftolu ve kendi almamzla bir oturum dzenledik. Oturum izleyicilerinden biri bize u soruyu yneltti: Gzel bir giriim. Peki ya bundan sonra?. O konferanstan sonra derleme toparlama sreci devam etti; Trkiyede yaanan sermaye birikim srelerini, retim srelerini, emek-sermaye ilikilerini ve toplumsal ilikileri ele alan ve bunlarn i ieliini ve etkileimini aklamaya alan yeni almalarla karlatk. Sonu olarak (belki de yeni bir aama olarak) elinizdeki bu say olutu. Bu saydaki almalarn ortak bir zellii olduunu dnyoruz; emek piyasalarnda yaanan srelerin ok boyutlu olduuna iaret etmeleri, yani toplumsal gerekleri aklamaya daha bir yaklamalar. Bizim yazmz bir anlamda sayya giri niteliinde. Makalede toplumsal deiimle iktisat disiplininin etkileim iinde geirdikleri deiiklikler ve emek piyasalarna dair modellerin evrimi eletirel bir bakla anlatldktan sonra Trkiyeye geiliyor.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

4 Bu yaznn eki olarak, 1979-2000 yllar arasnda Trkiyede emek piyasalar zerine yaplm almalarn yer ald bir bibliyografya bulacaksnz. Bu bibliyografyadan yararlanarak Trkiyede yaplan almalarn tarihsel geliimi veriliyor. Bylelikle yukarda bizi memnuniyetsizlie iten eilim grafik olarak sergileniyor. Ardndan anaakm iktisat erevesi kullanlarak yaplan analizlerinin kstll ve zaman zaman tutarszl vurgulandktan sonra, Nasl bir alternatif ereve? sorusu soruluyor. Ahmet Kse ve Ahmet nc yazlarnda, Trkiye emek piyasasnn tek bir piyasa olarak ele alnmasnn yanllndan hareketle, Trkiyenin kresel retime eklemlenme biiminin yaratt farkllklar zerinde duruyorlar. Trkiyedeki emek piyasalarnn kurumsal zelliklerinin lkenin uluslararas iblmndeki konumunu nasl etkilediini vurguladktan sonra, sermaye birikim krizine bir tepki olarak gelitirilen, piyasalarn esneklemesine ynelik politikalarn Trkiyenin emek-youn sektrlerde uzmanlamasna yol atn gsteriyorlar. retimin uluslararas piyasalara eklemlendii sektrlerde emek piyasasnn esnek bir yap kazand grlyor. Takip eden iki makale, Asuman Trkn-Erendilin Denizli kentindeki dokuma sektr incelemesi (doktora aratrmas) ile Berna Gler-Mftolunun stanbulda ayakkab sektr aratrmas (doktora almas), emek-sermaye ilikilerinin ve emek srelerinin retim biimlerinden bamsz ele alnamayacan gsteren iki rnek. Bu iki alma da farkl blgelerde farkl sektrlerde ne denli karmak srelerin yaandna iaret etmekte. Kanmzca bu makalelerin tad asl vurgulanmas gereken mesaj, teorik erevenin ve aratrma yntemlerinin geree yaklamak asndan nemi. Bundan sonraki iki makale emek piyasalarnda ikincil konumlarn srdren kadnlarla ilgili. Saniye Dedeolu yazsnda (doktora almas) kadnlarn emek piyasasna katlmn aile balamnda aklyor. Bu amala aile zerine yaplan gncel teorik tartmalar eletirel bir bakla zetledikten sonra Trkiye zelinde gelimeleri sergiliyor. Hlya Tufan-Tanrver ise Trkiye emek piyasasnda kadnlarn konumuna ve toplumsal cinsiyeti ayrmcla belirli bir sektrden, medya sektrnden bakyor. zlem Onaran makalesinde anaakm iktisadn iddiasna karlk emek piyasalarnn esnekliinin piyasalar temizlemeye yetmediini, Marksist bir kavramlatrma olan yedek igc hipotezinden hareketle Trkiye zelinde gsteriyor. Emek-sermaye aras g ilikilerinin cret ve isizlik zerinde oynad role k tutuyor. Yksel Akkaya ise almasnda Trkiyenin ekonomik gelime srecine, deien blm ilikilerinin sendikal hareket ve zellikle sendikal hareketin nemli aralarndan biri olan grevler asndan yaklayor. Grevleri dnemlere ve ikollarna gre inceleyen bu alma, emek piyasalarnn bir baka boyutunu gndeme tayor. Gamze Ycesan-zdemirin doktora almasnn bulgularndan hareketle yazd makalesiyle birlikte fabrikalarn iine giriyoruz. zellikle son yllarda retim srelerinde gerekleen deiimleri iletme temelinde ele alp inceleyen ve bu yeni

5 gelimeleri alternatif gelimeler olarak sunan genel eilime kar aratrmann bulgular, farkl sonulara varyor. Engin Yldrm almasnda Gamzenin almasnda ska gnderme yaplan toplam kalite ynetimi kavramn ele alarak, Trkiye gereinde kavramn nasl kullanma girdii zerinde younlayor. Kavramn iiler ve zellikle endstri ilikileri asndan yaratt deiiklikleri rneklerle ele alp analiz ediyor. Ahmet Alpay Dikmen ve Merih Pnarcolunun makaleleri, dorudan emek piyasalarn incelemese de genelde retim srelerinin geirdii deiimi ve Trkiyenin kresel ekonomiye eklemlenme srecinin yansmas olarak, farkl retim srelerini sergiledikleri iin bu saydaki makalelerle uyum iinde. Ahmet Alpay Dikmen, retim srelerinin dnmn tarihsel bir perspektifle inceliyor ve yeni dnya hiyerarisinin retimden kaynaklanan iktidarn aklamakta kresel meta zincirleri yaklamn temel olarak alyor. Merih Pnarcolu ise Trkiyede toplam istihdamn nemli bir blmn tayan KOBlerin i ve d dinamikler balamnda geliimini inceliyor. Toplum ve Bilimin bu saysnda dosya d iki yaz var. Ahmet nsel, iktisat literatrnde phe ve kmseme ile karlaan etii, eletirel almalaryla son yllarda ne kan ve tekine yardm etme greviyle donanm bir zgrlk etii tanmlayan Amartya Senden hareketle iktisat kuramnn ierisine yerletiriyor. Ali Ergur, zellikle internet paketi reklmlar zerinden, snf fark gzetmeden tm bireyleri kuatan sknt ve bastrlm olann geri dn temalarn inceliyor ve bunlarn, kapsayc bir balamszlatrma srecine katkda bulunduklarn belirtiyor. letii/deini blmnde Erol Taymaz ODT ktisat Kongresini, Kaan Durukan da kadn tarihi ve aznlklar tarihi zerine son zamanlarda yaplan almalarda yanltc bulduu eilimleri yazyor. Bu yazda ve bu saydaki makalemizde ok kez farkl kelimesini kullandmzn farknda ve bilincindeyiz. Emek piyasalarnda tekdzelikleri deil farkllklar ortaya kardna inandmz bu almalarn artmas dileiyle... Fuat Ercan emsa zar

A Y

87 KI 2000/2001

Hukuk ve nsan Haklar


Amalanan, insan haklar kuramn arlkla hukuk teorisi balamnda zenginletirmek, bununla beraber hukuk ile insan haklar arasndaki kesiimleri sorunsallatrmaktr. nsan haklar felsefesini salt hukuksallatrmayan, dier yandan hukuk teorisini arasalteknik bir konuma yerletirerek tketmeyen yaklamlar nasl gelitirilebilir? 88 BAHAR 2001

Yoksulluk
Yoksulluun grnmezle(tiril)mesine ve yerleik kurumsal, bilimsel ve ayn zamanda sanatsal-kltrel ele alnna dnk bir eletirinin gelitirilmesi hedefleniyor. Bunun tesinde, yoksulluun yeni biimlerini ve ayrmlamasn (kentli-kyl yoksulluu vb.) inceleyen almalarn derlenmesi hedefleniyor. Yeni-poplizm biimlerine de deinilebilir. 89 YAZ 2001

Kyllk
Kyllk olgusunun toplumsal, politik, iktisad, kltrel ve tabii akademik gndemden nasl kaybolduunun sorgulanmas gerekiyor. Bu yitiin muhtelif grnmleri bizatih bir vka olarak ele alnabilir. Dnyada krsal yaplardaki deiim eilimleri hls edilmeli. Ayrca elbette Trkiyede ky ve kyllk biimlerinin tasvirine dnk almalar derlenmeli. 90 GZ 2001

Tarihyazm
Son yllarda akademik poplerlik kazanan tarihilik/tarihyazclk, kuramsal bir muhasebeyi hakediyor. lk anda akla gelen baz merak noktalar: Maduniyet Okulunun tarihyazmna at ufuklar... Postmoderniteyle ilgili kuramlarn tarihyazmna etkisi... Szl tarihin verimleri... Annales Okulu, Hobsbawmgil tarih almalar gibi, iki- kuak usta yetitirmi devrimci etkiler yaratm tarihilik yaklamlar... 91 KI 2001/2002

Trkiye Politikas
Trkiyede politika alannn, yerleik kurumlaryla (MGKndan partilere), terminolojisiyle, dzenei ile, koordinat sistemiyle, gncel ilgilerin stne kabilen bir analize ihtiyac var. Bu alanda makro-kavramsal uyarlamalarla tasvir gc bile snrl kalan monografilerin gideremedii aa dikkat ekmeyi hedefleyen bir say tasarlanyor.

zgrlk etii karsnda iktisat kuram: Amartya Senin etik iktisat nerisi*
Ahmet nsel**

Uzun bir sreden beri etik konusu iktisat literatrnde phe, hatta kmsemeyle karlanyor. Etik gndeme gelince, znel deerlendirmeler ve kiisel grlerin n plana kt, bu nedenle iktisat disiplini iinde hkim olan bilimsel kstaslardan uzaklald kabul ediliyor. yle ki, iktisat biliminin kurulu metni olarak kabul edilen Milletlerin Zenginliinin temelinde, Adam Smithin daha nce yazd Ahlki Duygular Kuramnn olabilecei olgusu iktisat disiplinini artk ilgilendirmiyor. Egemen akm iinde yer alan gnmz iktisats iin ahlk/etik, geveze ve her yere ekilir bir temadr. Hemen belirtelim ki, iktisatlar bu kanlarnda btnyle haksz deiller. ktisad etik konusunda yaplan ve ou sosyal protestanlk veya katoliklik akmnn izlerini tayan birok alma, yukardaki olumsuz deerlendirmeyi glendirecek ieriktedir.1 Genellikle iktisad sorunlarn analitik cepheleriyle ilgilenmeyip, retorik bir sylem oluturmakla yetinirler. Bu ahlki olarak normatif bir sylemdir. Analitik cepheleri, genellikle, siyaset felsefesi arlkl almalarn yorumlanmas snrn amaz. Yukarda saydmz nedenlerden dolay, etiin iktisat kuram iine tanmas giriimlerinin byk lde baarsz kald ve egemen kuramsal iktisat yaklamnn, yakn zamana kadar bu abalar yokmu gibi deerlendirmekte sknt ekmedii sylenebilir. ktisattaki standard yaklam, etiin Sokratesten beri sorduu, nasl yaamalyz? sorusunu, ben-merkezli bir faydaclk yaklamndan cevaplar. Herkes, aklc biimde, kendi karnn peinde komaldr. ktisat kuramnn etii, egoizm etiidir. Faydac yaklam daha ileri gidip, by(*) Bu yaznn ilk versiyonu, Drdnc ODT ktisat Kongresine (13-16 Eyll 2000) sunulmutur. (**) Paris-1 Panthon-Sorbonne niversitesi ve Galatasaray niversitesi. 1 Bu tr almalara bir rnek iin bkz. Rich, 1984.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

AHMET NSEL

le bir davrann en fazla insann mutluluunu salamak iin en uygun davran biimi olduunu iddia eder. nsana dardan empoze edilen ahlk kurallarna gerek olmadan, insan doasna hkmettii varsaylan bencilliin dzenledii bir toplumsal yapnn herkesin karn artraca fikrini, XVIII. yzyl banda ilk kez Mandeville iler. Mandevillein Arlar Masalnda (1714), bencillik olarak tanmlad ahlkszln stnl fikrini, ahlktan arnm bir davran kuram olarak da tanmlayabiliriz. Burann belirttii gibi, insanlarn genel olarak ahlksz olduklar ve bunun toplumsal adan kt bir ey olmad fikrini, Adam Smith iine sindiremez; ama, ayn zamanda Mandevillein sisteminin kendi benimsedii bilimsel ve ahlki amalar gerekletirdiinin farkndadr (Bura, 1995: 96-98). Smithin bu ikilemi, ahlkla bilimin kesin bir izgiyle ayrlabilecei iddiasyla rtlmeye allsa da, gnmz egemen iktisat yaklam iinde ayn gergin konumu igal etmektedir. Egemen iktisat kuram olan neo-klasik iktisat bu gerginlii, bireysel fayda/kar etiinin stnl varsaymyla amaya alr. XX. yzyl banda Jevons, ihtiya kavram balamnda, ahlkla iktisad btnyle ayrmaya alrken,2 XX. yzyl sonuna yaklaldnda George Stigler, genel olarak paylalan etik deerlerle bireysel karn att durumlarda, ounlukla, bireysel kar kuram stn kar iddiasnda bulunur. Stiglere gre, bu, sadece tm iktisad olgular deil, eler arasndaki ilikiler, ocuklar, crm, din ve dier toplumsal konular incelerken iktisatlarn sklkla tesbit ettikleri bir sonutur (Stigler, 1981). Stigler bu tesbitini, kendinden emin biimde yle balar: Yeteri kadar bilgi sahibi olan ve kendi karlarn akll biimde savunan bireyler dnyasnda yayoruz. Gerekten de byle bir dnyada, neo-klasik iktisat kuram tarafndan kabul edilebilir yegne etik yaklam, kiisel kar etii olabilir. Bireysel kar etii, faydac etiin bir alt versiyonudur. Fakat iktisatlarn akademik evresi dna knca, rnein siyasal-toplumsal alanda bireysel kar etiini savunmak pek mmkn deildir. Bu nedenle, iktisadn bilimselliinin artmasna paralel olarak, modern iktisatlarn ou, Stiglerin yapt gibi, bireysel karn st-etik deer olduu fikrini aka savunmak yerine, etik ve bilimsel iktisad birbirinden btnyle ayrmay tercih ettiler. Bylece, Adam Smithten bu yana iktisat ve felsefenin birbirinden uzaklamasnn ardndan, iktisatla etik arasnda gergin ve dlayc bir iliki olutu. Kiisel kar etii, iktisatlarn yntemlerinde gizlenen insanln sakl etii konumunu kazand. nsanlara ramen ve insanlk yararna ileyen bu kiisel kar etiine vakf olabilmek iin, iktisatlarn bilimsel yntemlerine bavurmak gerekiyordu.
2 Jevons, bilgisizlikten dolay ona zararl olan bir eyi bir kii arzuluyorsa, onu satn alp, kullanmasnn faydal olduunu savunur. Bir insann yapt tercihlerden doan nihai etkinin ahlk ve toplum bilimlerini ilgilendirdiini savunan Jevonsa gre, iktisat sadece yakn etkileri dikkate alr (Jevons, 1905; Bura, 2000).

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

Ekonomiyi doaya kar sava olarak alglayan iktisat bilimi gelenei, klasik (Marksist versiyonu da dahil olarak) ve neo-klasik geliimi iinde, deterministmekanist ieriini deitirmedi. htiyalar alanyla yani ekonomiyle, zgrlkler alan arasndaki dualizm, hem modern felsefede hem iktisat geleneinde egemenliini srdrd. ktisatlar, gayri ahlk insan davranlar btnn savunamayacaklar iin, iktisat sorunsalyla ahlk birbirinden btnyle ayrmay tercih ettiler. Ama, kar etiiyle egemen ahlk normlarn aka atmasn engellemekti. ktisadn toplumsal tahayyl zerinde en gl olduu dnem olan II. Dnya Sava sonrasnda, neo-klasik iktisat kuram insanlarn tercihleri ve iktisad faaliyetleri konusunda tarafsz olduunu iddia eden, ahlktan arnm bir tavr benimsedi. Bu ise, mhendis-iktisatlarn XIX. yzyl ortasnda kurduklar mekanist iktisadn, etik anlaya kar mutlak egemenlii demekti. Marksist iktisadn da dahil olduu bu mekanist yaklamdan, Avusturya ekol biraz uzak durabildi (Mises, 1949). Ne var ki Marksist iktisat, mekanik-determinist yaklamn, smr kavramnn etik ieriiyle dengeleyebiliyordu. Neo-klasik iktisat, insan davranlarn kolayca tanmlanabilecek basit amalar zerine oturtup, birinci plana lojistik sorununu kararak, kendini teknik bilimler katna ykseltmeye abalarken, bilinli biimde etik olmayan bir ierie sahip olmak ihtiyac duyar (Sen, 1993: 6-8). Amartya Sen, bu mekanik iktisat yaklamnn, niha amalar yerine lojistik sorunuyla ilgilendiini,3 buna karlk etik anlayn ise, nasl yaamalyz? ve insann iyiliine nasl ulaabiliriz? sorularn yantlamaya altn belirtir. Bu mekanist anlay, 1980lerde, iktisat disiplini iin nemli bir handikap oluturmaya balad. ktisadn ahlk d tavr, iktisat kuramna uygun biimde yryen iktisad faaliyetlerin insan ve toplumsal sonularna kaytszlk olarak tezahr ediyordu. Bu ise, toplumsal tahayylde iktisadn egemen konumunu ksa zamanda ypratt. Giderek daha fazla, ahlki sorunlarla yz yze gelmek zorunda olan ve, bata hukuk ve siyaset felsefesi olmak zere, bu konularda dier toplum bilimlerinin rekbetine maruz kalan iktisatlar, siyasal alanda etki glerini kaybetmeye baladklarn bu dnemde grmeye baladlar. Bu ise, iktisatlarn yaam alannn daralmas demekti. Yeni gelien siyaset anlay, siyasetin ahlk deerler merkezli olmasna nem veriyor ve bu balamda evre kayglarn, insan yardm eylemlerini, fakirlikle ve dlanmalarla mcadeleyi, yaam kalitesini n plana karyordu. Toplumsal kararlarda, dnyevilemi bir ahlk (etik) anlaynn temel kstas olmaya balamas, iktisatnn syleminin siyasal etkinliini zayflatt. Bunun doal sonularndan birisi, bata Bat Avrupa olmak zere, gelimi lkelerde, niversitelerin iktisat blmlerine kaydolan renci saysndaki hzl dt. Toplumsal tahayylde iktisat artk toplumun temel yapsnn anahtarn veren bilim konumunu igal etmiyordu.
3 Burada Jevonsun yapt nihai etki ve yakn etki farkn buluruz.

10

AHMET NSEL

Yeni kuaklar, ya dorudan iletme eitimi almay ya da hukuk gibi, dorudan toplumsal kurulu sorununu gndemine getiren renim dallarn semeyi tercih etmeye baladlar.

Etii ciddiye almak ya da evcilletirmek


1993te Journal of Economic Literatureda Hausman ve McPhersonun Taking Ethics Seriously: Economics and Contemporary Moral Philosophy balkl uzun bir literatr deerlendirmesinin yaymlanmas anlamlyd. Hausman ve McPherson, iktisad zmleme iinde etiin yerini aydnlatmaya alrlarken, u soruyu soruyorlar: yi bir kii olmak iin, etii ciddiye almak gerekir. Ama iyi bir iktisat olmak iin ayn ey sylenebilir mi? (Hausman ve McPherson, 1993: 671). Ne kadar dnyaca saygn bir iktisat dergisinde bu soru sorulmu olsa bile, ou iktisat iin bu soru anlaml olamazd. Nasl etii ciddiye almadan iyi bir matematiki olunabilirse, ayn ey iktisat iin de geerli olmalyd. Hausman ve McPherson ise, 1970lerin ortasndan itibaren, iktisatla ahlk felsefesi arasnda ekingen bir diyaloun baladn tesbit ediyorlar. Refah, gven, sosyal adalet, dierkmlk, affirmative action gibi temalar etrafnda younlaan bu diyaloun, iktisadn dier disiplinlerle ibirliine girmeye balamasnn bir n adm olduunu belirtiyorlar. Bu diyaloun, Rawlsun Adalet Kuramnn yaymland tarih olan 1971den itibaren, ahlk felsefesinden ziyade siyaset felsefesiyle iktisat bilimi arasnda baladn sylemek daha doru olur. Egemen iktisat yaklamnn bu alm, ou zaman, etik temalar iktisadn kendi anlamlandrma modeli iinde yeniden biimlendirip, eritme giriimiydi. Dierkm davran, iktisatlarn vazgeilmez modeli olan snrl kaynaklar altnda fayda maksimizasyonuna bir alt eit olarak dahil edilemez mi? sorusuna (Phelps, 1975: 2) Beckerin cevab olumluydu. zm, dierkml bireysel tercihlerin karlkl bamllnn bir rnei olarak ele almakt (Becker, 1976). Bunun ilk admlar, iktisad aktrn ilgi alann geniletmek iin fayda fonksiyonlarna bir dier kiiye olan belirsiz bir karn ilve edilmesiyle atld. Ne var ki, fayda fonksiyonlarnn kapsamlar dierleri ynnde genilerken, bu fonksiyonlarn standart yaklama uygun kalabilmeleri iin, faydac davranlar temel varsaym dna kmamalar gerekiyordu. Bu nedenle, dierine olan ilginin belirsiz olmas, yani soyut, mesafeli ve sonu olarak ete kemie brnmemi bir insan figrne tekabl etmesi gerekiyordu. Bunu somut bir kiiye tekabl etmeyen, ete kemie brnmeyen bir dierkmlk varsaym olarak tanmlayabiliriz. Byle bir dierkmlk, iktisad znenin kendini dierine balayan ilikiye vakf olmamas varsaym zerine kurulduu iin, bilinsiz bir dierkmlkt.4 Ete kemie brnmeyen bir dierkm davran modeli, iktisat
4 ktisat literatrnde yakn zamanlarda, iki dierkm davran arasndaki temel farklar zerine artan bir ilgi var. Birinci dierkm davran, kendisi iin kar beklemeden bakalarna duyulan

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

11

modellerinin soyutluu iinde yararl bir ara olabilirdi ama bu davrann bilinsiz temeli, onu aklc davranlar paradigmasyla elikili klyordu (Gauthier, 1986: blm VIII). Bireysel karn maksimizasyonunun snrlanmasnn bireysel olarak aklc olabileceinin ispatlanmas iin oyun kuram mit vericiydi. Dierkmlk derecesine varmasa bile, bir z-snrlama, bir tr sorumlu yurtta tavr, baz konularda, rnein fosil enerjilerin tketimi konusunda, bireysel olarak aklc olabiliyordu. Oyun kuramnn nerdii pazarlk modeli, iktisadn temel varsaymlarna uygundu. Ne var ki, oyun kuramndan treyen bu davran modellerine egemen olan pazarlk mant, eitim, salk, alk gibi etik deerlerin ar bast alanlarda kabul edilirlik gcn yitiriyordu. Etik temalarn iktisat iinde operasyonel bir yer kazanmasnda nemli aama, dierkm davrann, kendine bir kar beklemeden, teki kiiye olan bilinli ve makul ilgi olarak tanmlanmas oldu (Cahuc ve Kempf, 2000). Bireysel fayda fonksiyonlarndan farkl bir dierkm tatmin fonksiyonu tanmlayarak gerekletirilen bu alm, bencil ve dierkm fayda fonksiyonlarna btnln veren bir meta-fayda fonksiyonuna ihtiya yaratyordu. Bu metafonksiyon iinde, dierkm birey, kendi karn maksimize etmenin yannda, bu dierkm tatmin fonksiyonunu da maksimize etmeye alabilirdi. Ne var ki, bu yaklamda da, dierkm davrann hedefi ete kemie brnm, toplumsall iinde somut insanlar olmad iin, dierkm tatmin fonksiyonu, son tahlilde, dierkm bireyin tatmininin maksimizasyonuydu. Kiisel metafayda fonksiyonu iinde ifade edilmek zorunda kalnd iin, dierkmln da bireye bir fayda etkisi gstermesini beklemek kanlmazd. Bu zmleme snrna ramen, Cahuc ve Kempfin nerdii bencil ve dierkm fayda fonksiyonlar ieren meta-fayda fonksiyonlu birey modelinin, adem-i merkeziyeti kararlar dnyasnda, bencil ve dierkm bireysel kararlarn toplu etkinliini lp, karlatrmak olana verdiini belirtmeliyiz. Cahuc ve Kempf, modellerinde, tekine duyulan ilginin bireysel karla elikili olmad gibi, dierkmlkla bireycilik arasndaki elikinin de ortadan kalktn iddia ediyorlar. Fakat bu elikilerin ortadan kalkmasnn bedeli, dierkmln hesaplanm dierkmlk olarak tanmlanmasyla, bu elikinin alabileceini iddia ediyorlar. Bu abann gsterdii gibi, neo-klasik reti iinde kalp, bu elikiyi zmeye almak, kanlmaz olarak aklc davran modeli kalbn benimsemekle mmkn. Baka bir deyile, iktisat modeline uygun dierkm davran, aklc bir hesap sonucu benimsenmi, bireysel kar amac gtmeyen davrantr. Sonular tasarlanmam bir davran, aklc davran temel varsaymna uygun olmayacaktr. Bu, eksik bilgi ortamnda tasarlanm bir davran da olabilir. Ama snrl kaynak ortamnda, davran drtilgi, ikinci davran tr ise, kendi karn gzetmek iin bakasna ilgi gsterme olarak tanmlanmakta (Akerlof, 1997).

12

AHMET NSEL

sn oluturan sonu beklentisiyle ortaya kan sonucun karlatrlmasnn iktisadn temel konusu olduunu batan kabul edince, dierkm davrann neo-klasik iktisat kuramnn nesnesi olabilmesi iin sonucunun hesaplanabilir olmas gerekir. Eer bireysel fayda art beklentisi yoksa, neo-klasik iktisat kuramnn uygun dierkml, en azndan ortak refh maksimize edebilmelidir. Bu gereklilik, eylemin sonularna tbi ahlk anlayyla uyumludur. Etiin iktisat iinde evcilletirilmesi giriimi, bireysel seimlerin aklcl ilkesine uyum salamak zorundadr. Bireysel kar hedefine sadk kalarak, kararlar arasnda tutarllk ilkesine sk biimde bal olan aklc davran varsaym, iktisadn sonu ahlk (moral of consequentialism) olarak tanmlanan ahlk anlaynn tesine gemesine izin vermez (Sen, 1999b). Sonu ahlk, Benthamn izinde, Mill, Jevons, Sidgwick, Edgeworth, Marshall ve Pigounun takipisi olduklar faydac yntemin ilkesinden biridir. Bu faydac kuram, faydac bir etie dayanr ve modern iktisat kuramyla uyumlu adalet kuramn oluturur. Adalet aklc bir seim sonucu olumaldr ve byle teekkl etmi bir adaletin meruiyeti, ileyince yaratt sonulara baldr. Ahlk ve adalet, ancak bu yolla, iktisadn, kstl kaynak ortamnda amaca ynelik en etken arac kullanma yntemiyle uyum salayabilir.

Akll budalalar ahlk


nsan eylemi sonucu itibariyle deerlendiren ahlk yaklamnn iktisat kuramndaki egemenlii, Senin iktisat kuramna ynelttii u soruyu gndeme getirir: Bir kiinin haklarnn, bu haklarn sonularnn doas itibariyle deil de, bu haklarn uygulamalarnn yarataca sonulardan bamsz olarak, zleri itibariyle ahlk bir gereklilik arz ettikleri iin savunulabilmeleri mmkn deil midir? (Sen, 1993: 278-279). Sen, sorduu bu sorunun yantn aramak iin, nce bireysel kar kavramnn gzden geirilmesini nerir. Sene gre, insanlar ynlendiren tek drt bireysel kar deildir. nsanlarn motivasyonlar ouldur; bunlar, bir ilke veya ynteme indirgenemezler. Bunu, insan varolu nedenlerinin oulluu ilkesi olarak tanmlayabiliriz. Bu oulluk, sadece mal almyla veya bireysel karn azamiye ulatrmak yntemiyle snrl deildir. kar kavramnn da ierii ouldur. kar, tek bir ilke, tek bir lm deeri ve tek bir drtye indirgenemez. Ne var ki, tm insan eylemlerin oulluk iinde ayn kavramdan aklanr olmas, bu kavramn zmleme kabiliyetini yitirmesine neden olacaktr. Bu nedenle, neo-klasik iktisat kuram bireysel kar aray ve dierkmlk arasna ya almaz bir duvar rmeye ya da ikisi arasndaki fark ortadan kaldrmaya dikkat eder. Sene gre, iktisat kuramnn bireysel karla dierkmlk arasnda varolduu varsaylan mutlak bir ztlk zerine ina edilmi olmas, onun genetiksel diyebileceimiz hatalarndan birisidir. Bu ztl amak iin, bireyi

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

13

tm beeri faaliyetlerin odak noktasndaym gibi grmemek gerektiini belirtir. Yani, kar kavramndan sonra, ieriinin genilemesi gereken ikinci kavram, iktisad faaliyetlerin merkezindeki nesnedir. Bireyle btn arasnda yer alan ara seviyeler, rnein toplumsal snflar, mahalle, meslek gruplamalar, bireysel karlarn odaklat noktalar olabilirler. Bu ara seviyeler, egoist ve dierkm yaklamlarn daha geni bir birlikteliini mmkn klarlar. Aksi takdirde, iktisat kuramnn feti kavram olan iktisad insan, toplumsal bir ahmaktan baka bir ey olamaz. Ama Sen, bir adm daha atp, neo-klasik retiyi benimseyen iktisat modellerinin hemen hemen tmnn bu toplumsal adan ahmak insan tipi zerine kurulu olmasnn bilimsel sonular hakknda soru sormaz.5 ktisat kuramnda egemen konumda olan faydac etiin ahlk temeli, eden oluur. Bunlar, daha nce ele aldmz sonuuluk ilkesi, refh kuram ve bir toplamadan sonra yaplan sralamadr. Sen, bu enin de hem etik bir sorun yarattn hem de teknik bir sorun ierdiklerini iddia eder. Bu eyi birletiren kavram Pareto optimumu olduu iin, Sen eletirisini esas olarak bu optimum kavramna yneltir. Dolaysyla, iktisatlarn mkemmel etkenlik durumunu sorgular. Senin Pareto optimumuna ve bireysel tercihlerin toplanmas yntemine kar ynelttii ve zellikle Akll budalalar balkl yazsnda yer alan eletiriler, Arrowun daha nce ispatlad imknszlk teoreminin at yolda ilerler (Sen, 1993: 87-116; Arrow, 1963). Pareto kriteri, faydann dalmyla ilgilenmez. Bu nedenle mthi bir alkla ok byk bir bolluun ayn yerde, yan yana olmasn bir optimal denge noktas olarak kabul edebilir. Bu durum, iktisadn refah toplumu ve ona ulamak iin nerdii refah ekonomisi yntemlerinin ahlken kabul edilebilirliinin sorgulanmasn gerektirir. Sene gre, Pareto optimumu, Sezarn ruhu gibi, dosdoru cehennemden kabilir (Sen, 1993: 32). Pareto optimumu bir iktisad optimumdur. Yalnz faydalar dzeyindeki etkenlikle ilgilenir. Gerekleen iktisad eylemin ise ieriksel deil, sadece bireysel refahn deimesi asndan Pareto optimumu iin bir anlam vardr. Sen, Pareto optimumunun kuramsal geerliliini reddetmez ama geerlilik alann daraltr. Bu optimumun etkenlii faydalar muhasebesine dayand iin, eletirisini refh ekonomisi kuramnn temellerine kadar gtrr. Sene gre, refh ekonomisi, kendini etik dnda tuttuundan ve faydann bireyler arasnda karlatrmasndan vazgetiinden beri, ok byk bir ierik fakirlemesi yaamtr. Refah kuramnn fakirlemi bir versiyonu olan Pareto optimumuna
5 Neo-Marksist, kurumsalc, evrimci ve dzenlemeci iktisat kuramlar, neo-klasik iktisattan farkl olarak, iktisad aktrleri tarih-toplumsal konumlar iinde ele almaya alrlar. Bu heterodoks iktisat yaklamlarnn, egemen iktisat retisinden en fazla uzaklatklar konulardan birisi, bireyle toplumsal btn arasndaki seviyelerin etkilerini de dikkateye almaya almalardr.

14

AHMET NSEL

iktisatlarn hl drt elle sarlmalar karsnda, Sen hayretini u cinasl cmleyle ifade eder: Birok iktisat, Pareto ilkesinin ifal edildii her durumda, sanki annelerine saldrlyormu gibi tepki gstermektedir (Sen, 1993: 280).

Fayda kavramnn snrlar


Neden Pareto ilkesi gnmz iktisatlarnn tahayyl dnyasnda byle ana konum igal etmektedir? Bunun yantn denge ve fayda kavramlar ynnde arayabiliriz. ktisatta denge, hibir eyin hareket etmedii durumu ifade eder. Denge noktasnda, verili bilgi ve verili snrlamalar altnda, iktisad ajanlarn davran planlarn deitirmeleri iin hibir neden yoktur. Baka bir deyile, denge durumunda, iktisad ajanlarn (birey veya hanehalk, irket, toplumsal snflar gibi birey gruplar) davran planlar arasnda uyumluluk vardr. ktisadi modellerde denge durumu, gerek bir durumu gstermekten ziyade, dengesizlik ortamnda gerekleen bir srecin ekim noktas olarak ele alnr. Farkl gelime eilimlerinin denge noktasna doru evrilmeleri, sistemin istikrarna iaret eder. Denge kavramnn iktisad btn zerinde uygulanmas, genel denge kavramn verir. Keynesgil ve Marksist yaklamlarda, genel denge koullar sektryel veya btnsel alardan ele alnrken, neo-klasik yaklamda, genel denge bireysel tercihlerden hareketle incelenir. Walrasn at yoldan ve Arrow-Debreu modelinin nerdii temel varsaymlar erevesinde, neo-klasik denge sorunsalnn hemen hemen tek zm, tam rekbet koullardr. Tam rekbet koullarnda, bireysel tercihlerin koordinasyonu, ok ar ve snrl koullar altnda olmakla beraber, kuramsal olarak mmkndr. Bu genel denge durumuna denk den kaynak dalm, Pareto optimumuna uygundur. Bu balamda, gerekleme koullar hemen hemen olanaksz olsa bile, genel denge neo-klasik iktisadn normatif ierii asndan elzemdir. Tam rekabet koullarndan biraz uzaklaldnda, denge durumunun gereklemesi hzla zorlat iin, neo-klasik yaklamlar zmlemelerini daha ok temsil ajan kavram zerine ina etmek zorunda kalrlar. ok snrl sayda temsil ajandan oluan bir genel denge zmlemesi, genel denge kavramnn esas varlk nedeni olan, ok sayda ajann kararlarnn koordinasyonu sorununu gndemden kaldrd iin, genel denge kavramnn ieriini boaltr. Keynesgil global dengeden dikkatle ayrt edilmesi gereken neo-klasik genel denge kavram, zmlemesinin i tutarllna son derece nem veren neo-klasik kuram iin bir ideal oluturur. Bu idealin tamamlaycs Pareto optimumudur. Bugn fayda kavram, iktisat kuram iinde epistemolojik bir snr tekil etmektedir. Faydann tanmlanmas biimi, iktisad zmleme iinde, bireyin snrlarn izmekte, bu bireyin dier bireylere kar konumunu tesbit etmekte

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

15

ve nihayet, sz konusu bireyin eylemliliinde asl motor ilevi grmektedir. Egemen iktisat yaklam iinde, faydann bireyler arasnda karlatrlmasnn olanakszlndan doan skntlar ama abalar, rnein oyun kuramna, adil bir datma ilikin ahlk normlarn dahil edilmesini ve bunun sonucunda pazarlk srecinin sonularnn deimesini getirdi. Sene gre bu kuramsal abalar nemli ama yetersizdir. Epistemolojik snr aamazlar. Snrn almas iin, faydann sadece refah olmad ve gerekleen bir eylemin neminin dorudan veya dolayl olarak yaratt refah etkisiyle sadece llemeyeceini belirtir. te bu aamada Senin yaklam, gnmz iktisat kuram iinde nemli bir yeni adm atar. Btn tercihleri ve btn somut ihtiyalar, fayda gibi soyut ve genel bir ihtiya kavramnn zgl biimi olarak grme inadndan kurtulma abasnn bir ilk admdr bu (Saint-Upery, 1999). Sen, bir yandan iktisat kuramnn standart aralarn kullanrken, dier yandan da fayday refah yerine, bireyin eylem kapasitesi olarak tanmlar. Bu tanm, onu fayday mutluluk veya arzularn tatmin olmas olarak yorumlamak gereinden uzaklatrr. Bireyin eylem kapasitesi olarak tanmlanan fayda, seim ve zgrlk kavramlar iinde ifade edilen sorunsala yaklar. zgrlk, kiinin deer verdii ve bu deerlendirmesinde kendine gre nedenleri olduu bir yaam tarzna ulaabilme olanaklarnn genilemesidir. Bu balamda, kalknmann temel hedefi, zgrlktr (Sen, 1999a: 18). Geleneksel normatif yaklamlarda, kalknma srecinin deerlendirilmesi iin kullanlan, fayda, reel gelir veya usle ilikin zgrlkler (procedural liberty) gibi aralardan nce, o toplumun yelerinin yararlandklar tzsel zgrlklerin (substantive freedoms) dikkate alnmasn nerir. Tzsel zgrlklerin deerlendirmede n plana karlmas gereinin ikinci nedeni, bunlarn bireysel giriimlerin ve toplumsal etkinliin temel belirleyeni olmalardr. Faydac kuramn Benthamdan beri iddia ettii gibi, mutluluk iktisad abann ve buna ilikin toplumsal rgtlenmenin lm arac olabilir mi? Sen, mutluluu bir l birimi olarak kabul etmenin, zgl biimde ve nyarglarn eliinde, yoksunluun vehametini arptmak riski tadn belirtir. Umutsuz bir dilenci, hibir gvencesi olmadan yaayan bir tarm iisi, kocasna tbi bir kadn, yllarca isiz kalm birisi ve gc tkenmi bir kol emekisi, kk mutluluklardan keyif alabilirler ve yaamlarn bylece srdrmek iin, youn aclara gs germeye devam edebilirler. Ama bu yaam mcadelesi stratejisi nedeniyle, onlarn refah kaybna ok kk bir deer atfetmek ok byk bir ahlk hatadr (Sen, 1993: 44). Gerekten de, refah ekonomisinin kalplar iinde, hereyden yoksun olanlarn yoksunluklarnn deeri giderek klr ve neredeyse yok olur. Sen burada esas olarak, duruma uyumlu tercihler kuramn eletirir. Bu kuram iinde dnrsek, ho bir mzik dinleyen bir krek mahkumunun, ektii eziyet iinde mutlu olabilecei sonucuna varabiliriz. Bu u rnein de gsterdii gibi, ihtiyalarn tatmini veya mutluluk kavramlar,

16

AHMET NSEL

bir kiinin refahn lmek iin ok yzeysel kalr. Sene gre, refah yegne deer deildir ve fayda refah tatmin edici biimde temsil etmez. Eylem kapasitesi kiinin refahnn bir parasdr. Ama bu kapasite, ortaya kard rne indirgenemez. Bu aamada Senin yaklamnda, Rawlsdan ok Marxa yakn duran, tzc bir zgrlk felsefesinin izleri ortaya kar. zgrlk sayesinde gerekleenlerden ziyade, zgrl elinde tutmann kendisinin bireyin yararn daha iyi temsil ettii fikri, Senin yaklamnn ana eksenini oluturur: zgrlk, sadece baz eyleri gerekletirmek olana verdii iin deil, ulalan varlk durumunun deerinin tesinde, sadece kendi nemi nedeniyle kymetli addedilebilir (Sen, 1993: 57). Dolaysyla zgrlk iin sadece biimsel zgrlkler, kaynaklar, gelir yeterli deildir. Temel insan faaliyet olanaklarn kullanmak ve gelitirmek kapasitesi esastr. Sonu ahlkna tbi olmas, refah ekonomisini zayflatr. Buna karlk, zgrl tzsel biimde deerlendiren yaklam, kiilerin haklarn, bunlarn kullanmnn yarataca sonularn niteliinden hareket ederek deil, bu haklarn kendileri ahlak olarak arzulanr olduklar iin savunur. Gerekten de, gerekleen bir eylemin etkisi, dorudan yaratabilecei bir refah iyilemesine sadece dayanmaz. Halbuki fayda kavramna dayal refah kuram, hesaplarnda yalnz bireyin refahn dikkate alr ve eylem kapasitesiyle ilgili boyutu ihmal eder. nk faydac gelenek iin haklar, baka mallar ve zellikle baka faydalar elde etmek iin gerekli aralardr. Buna karlk, fayday sonucun deil de, kiinin eylem kapasitesinin yanstt kabul edilirse, o zaman fayda-mutluluk veya fayda-haz ikilileri yerine, tzc zgrlk yaklamn daha iyi temsil eden baka bir ikili ortaya kar. Sene gre, zgrlk etiine uygun olan kavram ikilisi, seme ve zgrlktr. Seme ve bu seimini uygulayabilme kapasitesi, zgrln tamamlaycsdr. zgrlk, her bireyin tanmlanm bir kiisel alana ve gerek bir eylem kapasitesine sahip olmasn gerekli klar. Bu gerein mantk sonular, yerleik iktisat kuram asndan sarscdr. Esas olarak tasarlanan sonular dikkate alp deerlendiren refah ekonomisi, faydaclk veya uygulamal mikro-ekonomi ve daha genel olarak neoklasik kuram, benzer hesaplama yntemlerini kullanan ama deerlendirmelerinde tzsel zgrlkleri dikkate alan bir yaklam karsnda, modern insanlarn zgrlklerinin gvencesi ve en mkemmel ifadesi olmalar iddialarn kaybedeceklerdir (nsel, 1997) ya da bu iddiay ettirebilmek iin, faydann hem eylem kapasitesini hem de refah iermesine dayal zmlemelere bavurmak gerekecektir. Bu kez refah yanstmakta sknt eken fayda kavramnn snrlarna taklma olasl yksektir. ktisatta egemen yaklamn insanlarn kendileriyle tekiler arasnda ok net bir ayrm getirdiini daha nce belirtmitik. Bu sayede bireysel karla genel olarak tekine ilgi iktisat literatrnde ak biimde kar karya gelebilmektedir. Bu ise, ierii sosyolojik olarak ok fakir olan bir yaklamdr. Sene gre,

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

17

pozitif zgrlkler ve tekine yardm etme grevi, bir zgrlk etiinin temellerini birlikte oluturmaldrlar. Bireylerin mallarla olan ilikisini deil, mallarn eitliini dikkate alan iktisadyat eitlikilie kar, Sen yapabilirlik (capabilities) kavramn ne karr. Malik olunan veya ulalan mal ve hizmetleri kullanabilme ve bireysel-sosyal haklardan yararlanabilme, bunlara ulaabilme kapasitesidir bu. Var olan ekonomik dzende eitsizliin kayna sadece malik olunanlar arasnda deil, haklara ulalabilirlik olanaklarnn dalmndadr. Tzsel aklclk varsaymnn tersine, Sen bireyin tercihlerinin verili olduunu kabul etmez. Senin yaklamnda, bireyin seim yapabilirliinin zel bir nemi vardr. Seim yapabilme, seim yapabilir konuma ulaabilme, bireysel kar olabilir en yksek seviyeye karma eylemiyle snrl deildir. Bireysel karn azamilemesi aray, insan davranlarn ynlendiren drtlerden sadece biridir. Bireysel karn oul insan drtleri iinde, drtlerden biri olarak tanmlamak demek, bu kar maksimizasyonu davrannn aklc davrann yegane tezahr olmadn kabul etmek demektir. ktisad davran drtlerinin de oul olabileceini kabul edince, evrensel bir bencillii aklc davran kriteri olarak kabul etmek anlamszlar. Bireylerin, kendi refahlar veya kendi karlar dnda amalarla davranmak iin nedenleri olabilir. ktisat kuramlar bunu yadsmamakla beraber, son tahlilde bu nedenlerin o bireyin kendi fayda erisi iinde bir ifadesinin yer alabileceini kabul ederler. Halbuki Sene gre, tekine ilgi duymak, bireyin kendi karlar iin olduu gibi, btnyle dierkm drtlerle de gerekleebilir. Bu ikinci davran biimini iktisatlarn dikkate almamalar veya alyormu gibi yaparak, bunu bireyin fayda erisi iine yerletirmekte srar etmeleri anlamldr.

Merhamet, dierkmlk ve asgari gelir hakk


Sen, merhametle angajman (engagement) arasndaki farktan hareket ederek, kendi faydas iin tekine ilgi duymayla, kendine bir fayda beklemeden tekiyle ilgilenmek arasndaki ayrmn zerinde durur. Merhamet, bakasna ilgi duyarak kendi refahn artrma araydr. Buna karlk angajman, bireysel seimle kiisel refah arasnda var olan ok ak bir ayrma dayanr. Bir insan baka birisiyle ilgilendiinde, kendi refah dorudan etkileniyorsa, bu eylemi merhamet olarak tanmlayabiliriz. Sen, bunun iin ikence rneini verir. Eer bulunduunuz toplumda ikencenin varl sizi hasta ediyorsa, bu bir merhamet ifadesidir. Ama ahsen ikenceyi kendinizle hi ilgili olmayan bir olay olarak gryorsanz, ama bunun knanlacak bir eylem olduunu dnyor ve ikenceyi engellemek iin bir ey yapmaya hazrsanz, o zaman bu bir angajmandr (Sen, 1993: 96).

18

AHMET NSEL

Angajman tr bir davran biiminin iktisad davranlar kmesi iinde yer almas, iktisadn da insan davranlarnn indirgenemez oulluunu kabul etmesi asndan gereklidir. Angajman, yaplan seimler arasndaki tutarllk ilkesi olan aklclk kriteriyle uyumludur. Ama eylemin sonularyla snrl olmayan bir ykmll ierir. Bu nedenle, iktisat kuramnda merhamet ieren davranlar, genellikle, dierkm davran rnekleri olarak ele alnrlar. Angajman ise, sosyolojik bir davran olarak deerlendirilir. Halbuki angajman, bireylerin kamu mal ve hizmetleriyle olan ilikilerinde, alma ilikilerinde, ev ekonomisi iinde gl biimde var olan bir davran drtsdr. Egemen iktisat yaklam, saf bencil davran modelini terk edip, rnein toplumsal dayanmay dierkm bir drt zerine de ina etmeye alrken, bireysel fayda fonsiyonlar iine bunu dahil edebilmek iin, ister istemez merhametli bir davran ele alr. Bu noktada, Senin iktisatta liberal yaklama ynelttii eletiriler gndeme gelir. Liberal yaklam, kendini faydacla hapsederek, esas olarak negatif zgrlkleri dikkate alr. Halbuki kaynaklarn ilk dalmnn eitsiz olduu bir ortamda, etik bir tavr negatif zgrlklerle yetinemez. Negatif zgrlklerden pozitif zgrlklere gemek iin, daha nce ele aldmz yapabilirlik kavramna gerek vardr. Onurlu ve anlaml bir yaam biimi kurmak ve gelitirmek, frsatlardan yararlanabilmek gibi yetenekleri/haklar ieren bu kavram, evrensel ve homojen bir norma tbi deildir. Bir kiinin biimsel olarak haklarnn olmas, o haklar kullanabilme olanana sahip olmas demek deildir. Haklara ulaabilmenin yannda, ikinci nemli etmen, hak talep edebilme kapasitesidir. Sene gre, talep etme kapasitesi toplumsal olarak belirlenir. Farkl kalknma hzlar, kadnlarla erkekler arasndaki eitsizlikler ve alk konusunda yapt almalarda somutlaan yapabilirlik kavram, insanlarn gelirleri kadar, haklarnn ve haklarn kullanabilme yeteneklerinin de eitsizlik yaratc zelliini ortaya karr. Senin Nobel dl almasnda belirleyici olan alk konusundaki almalarnda u tesbit belirleyicidir: Alk insanlarla yiyecekler arasndaki nicel bir oran sorunu deil, insanlarla haklar arasndaki toplumsal iliki ve temel mallar zerindeki haklar sorunudur (Sen, 1981: 4). Nedret sadece doann rn deil, ayn zamanda toplumsal rgtlenmenin de rndr. Bunun en bariz tezahr, erkeklerle kadnlar arasndaki hak farklar ve bundan treyen refah ve zgrlk farklardr (Sen, 1992: blm VIII). Haklar ve kapasitelerin dalm, ou zaman, gelir dalmndan ok daha fazla eitsizdir. Kapasitelerin balangtaki eitsiz dalm, eitsizliin toplumsal yeniden retimini salar. Gelir dalm eitsizlii, bunun bir blmdr. Bu nedenle, pozitif zgrlkler asndan, temel yapabilirliklere malik olmak iin evrensel ve indirgenemez bir hakkn gerekten yrrlkte olmas ve bu haklara ulaabilme donanm zgrlklerin temelini oluturur. Haklara ulalabilirlik donanmnn belirleyenleri, bireysel ve toplumsaldr. Bunun sosyal po-

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

19

litikalar alannda somut anlam, kapasitelerin yeniden dalmn hedefleyen giriimlere olan gerektir. Eitsizliklerin azaltlmas iin kapasitelerin yeniden datlmas gerei, ulusal gelirin yeniden blmyle snrl deildir. rnein fakirlik yardm gibi bir nakd gelirin, fakirlii ortadan kaldrma ihtimali zayftr; nk fakirlik, sadece bir gelir yetersizlii deil, bir hak yetersizlii ve yaamn sunduu frsatlardan yararlanma kapasitesi yetersizliidir de. Fakirlik sadece temel mallara ulama hakknda tezahr eden bir yetersizlik deildir. Eitim hakk, salk hakk, kltr ve dier toplu hizmetlere ulama hakk, sivil ve siyasal haklar ve zellikle kamu kararlarna katlma hakk gibi haklar, seim ve karar alma kapasitesini genilettikleri iin nakd gelir hakk kadar nemlidirler. Bunlarn eksiklii, bir yandan fakirliin kaynan oluturur dier yandan fakirliin, gelir yetersizlii kadar somut tezahrleridir (Sen, 1999b: 120). Bu haklar, nakd gelir haklaryla birlikte bir btn oluturup, bireysel zgrlkleri tanmlarlar. Bu haklarn varlndan sz edebilmek iin, onlarn kullanlmasn mmkn klan somut aralarn varl gerekir. Temel haklara ulalabilirlik sosyal politikalarla glendirilebilecekleri gibi, bu politikalar toplum yelerinin katlm olanaklarn (participatory capabilities) etken olarak kullanmalarndan da etkilenirler (Sen, 1999a). Bu balamda, Senin yaklam, kendisi aka bunu nermese de, asgari gelir hakk kavramn ierir. nerdii seim ve zgrlk ikilisi, asgari gelir hakk kavramna kuramsal bir temel oluturur. Asgari gelir hakk, pozitif zgrlklerin geniletip, ayn zamanda toplumun sunduu frsatlar herkesin yakalayabilmesi veya herkesin kendi yaam projesini srdrebilmesi olanann asgari koullarn yaratr. Asgari gelir hakkn savunan iktisatlarn ou, genellikle, makro-ekonomik byme modeli iinde, esas olarak asgari gelir-istihdam ilikisini n plana karmakta ve byle bir gelirin yarataca talep etkisini dikkate almaktadr (Groot ve Van der Veen, 2000). Bu tr yaklamlar, negatif vergi kuramyla kesiebilmektedir. Ne var ki, byle bir yaklam, bir yandan asgari gelir kavramnn iktisat ii meruiyetini glendirirken, dier yandan da onu sonuu ahlka tbi klmaktadr. Bu nedenle, Senin yaklam erevesinde kalarak, asgari gelir hakkn, sonularna indirgenemez bir hak olarak tanmlamak daha doru olur. zgrlk sadece bireysel deil, ayn zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Bir toplumsal sorumluluk olarak zgrlk, bireylerin toplum iindeki yaamlarnn karlkl bamllklar yarattn dikkate alr. Bu karlkl bamllklar, karlkl ykmllkler getirir. Asgari gelir hakknn hayata gemesi, sadece istihdam ve tketim gibi makroekonomik byklklerde denge retici bir deiim yaratmak iin deil, toplumda herkesin, kurucu ortak konumunda, dier toplum yelerine kar angajmannn somut bir tezahr olarak ele alnabilir. Bunu yurttalk geliri olarak tanmlayabiliriz (nsel, 1992). Bu erevede evrensel asgari gelir, bir yardm

20

AHMET NSEL

veya himmet geliri konumundan kurtulur ve pozitif zgrlklerin bir paras olarak, hak ve dayanma zerine dayal birliktelii somutlayan bir simge ve bir ilke konumu kazanr.

Sonu
Sen, zgrlkler etiine uyumlu bir iktisad analiz yaklamn, yntemsel bireycilik, etik bireycilik ve siyasal liberalizmi birletirerek baarmaya alr (Hugon, 1999). Ortodoks olmayan aratrma programn, standart bir metodolojiyle yrtebildii iin, Hirschman'dan daha rahat biimde egemen iktisat yaklamna kendini kabul ettirebildii sylenebilir. Bu adan Sen, hem eletirel hem de uygun bir iktisat yaklamnn gnmzdeki nde gelen bir temsilcisidir. Zaten Sen'in yaklamnn asl nemli yan, eletirel olmas deil, bireysel kar normuna bariz biimde uymayan kuramsal aralar gelitirerek, iktisat kuramnn merkezine deerleri yerletirebilmesidir. Bu kuramsal aralar arasnda, toplumsal karar fonksiyonu, birincil gler, yapabilirlik, ok ynl bir fakirlik endeksi ve nihayet UNDP bnyesinde geliimine katkda bulunduu insani kalknma gstergesi en nde gelenleridir. Senin nerdii analitik aralar, iktisat disiplini iinde kalarak, iktisadyat olmayan bir zmlemenin mmkn olabileceini ve iktisadn, analitik gcn kaybetmeden, etik ve siyasal deerler merkezli de tasarlanabileceini gsterir.

KAYNAKA Arrow K.J. (1963) Social Choices and Individual Values, Macmillan, New York. Becker G.S. (1976) The Economic Approch to Human Behavior, Chicago, University of Chicago Press. Bura, Aye (1995) ktisatlar ve nsanlar, letiim Yaynlar, stanbul. Cahuc Pierre ve Hubert Kempf (1999) Laltruisme est-il socialement efficace? Alain CAILLE ve Ahmet NSEL (der.) Ethique et conomie: Limpossible (re)mariage? iinde, La Dcouverte, Paris. Gauthier David (1986), Morals by Agreement, Oxford, Clarendon Press. Groot Loek ve R. Jan Van der Veen (2000) (der.) Basic Income on the Agenda: Policy Objectives and Political Chances, Amsterdam, Amsterdam University Press. Hausman, D.M. ve McPherson M.S., (1993) Taking ethics seriously: Economics and contemporary moral philosophy, Journal of Economic Literature, vol. XXXI, ss.671-731. Hugon Philippe (1999) Amartya Sen, thoricien, expert et philosophe du dveloppement, Revue dconomie politique, say: 109 (4). nsel Ahmet (1977) Neoklasik iktisat ve modern toplum, Toplum ve Bilim, 72. (1992) Revenu de citoyennet et le financement du temps partiel Garantir le revenu iinde, Tranversales, Paris. Mises, L. v. (1941) Human Action: A Treatis on Economics, New Haven, Yale University Press. Phelps E.S. (1975) (der.) Altruism, Morality and Economic Theory, New York, Sage. Saint-Upery Marc (1999) Amartya Sen ou lconomie comme science morale Sen (1999b) iinde. Sen Amartya (1981) Poverty and Famines: An Essay on Entitlement and Deprivation, Oxford, Clarendon Press. (1992) Inequality Reexamined, Oxford, Clarendon Press.

AMARTYA SENN ETK KTSAT NERS

21

(1993) Ethique et conomie, Presses Universitaires de France, Paris (ngilizce ilk bask, On Ethics and Economics, 1987). (1999a) Development as Freedom, New York, Alfred A. Knopf. (1999b) Lconomie est une science morale, La Dcouverte, Paris. Stigler, G.J. (1981) Economics or ethics, S. McMurrin (der.), Tanner Lectures on Human Values, vol II iinde, Cambridge University Press.

22

Emek piyasas teorileri ve Trkiyede emek piyasas almalarna eletirel bir bak
Fuat Ercan* - emsa zar**
lk aama, kolayca llebilen ne varsa onun llmesidir. Bu yaplabildii lde sorun yoktur. kinci aama, llemeyenlerin gz ard edilmesidir.... Bu yapaylktr ve analizi yanl yerlere gtrr. nc aamada, llemeyenin nemli olmad varsaylr. Bu krlktr. Drdnc aamada, kolayca llemeyenlerin aslnda zaten varolmad sylenir. Bu intihardr.1

Giri: Epistemik iddet


Sosyal bilimlerdeki verili disiplinleraras iblm sonucu olsa gerek, emeksermaye aras ilikiler iktisat disiplinin aratrma konusu olmutur. 1970li yllarla birlikte balayan iktisadi toplumsal dnm sreci emek-sermaye ilikilerini nemli lde etkilemi ve grece homojen olan bu ilikilerin farkllamasna neden olmutur. Emek piyasalarnda gerekleen deiim eilimleri karsnda, 1980lerden balayarak eletirel olmayan iktisadn,2 dnm analiz edebilmek amacyla yeni kavramlara yneldiini ve dahas, bu kavramsal aralarn dier sosyal bilimler disiplinleri zerinde de etkili olmaya baladn gryoruz. ktisat yaznndaki bu eilim, ksa srede Trkiyedeki emek-sermaye ilikilerine ynelik analizlerde de belirleyici olmaya balamtr. Bu gidiat izleyen iki sosyal bilimci olarak nceleri Trkiyede yaplan almalarn seyri ile ilgili olarak merakmz gidermek kaygsyla baladmz bu alma, zaman iinde bizi iki ynl bir aratrmaya gtrd. Balangta Trkiyede son yirmi ylda emek-sermaye zerine yaplm almalar derleyip temel aldklar kuramsal ereveye gre snflandrarak yllar itibariyle gerekleen de(*) Marmara niversitesi, ktisat Blm. (**) Boazii niversitesi, Ekonomi Blm. 1 Adam Smithten aktaran Agarwal (1997:36). Buradaki Adam Smith iktisat disiplinin kurucularndan olan Adam Smith deildir. 2 Eletirel olmayan iktisat kavramn iktisadi olgular btnlkl bir ekilde ele almayan ve ampirik olanla gereklik arasndaki ilikileri sorgulamayan aklama tarzlarnn tmn ierecek bir emsiye kavram olarak kullanyoruz. Bu anlamda eletirel olmayan iktisat kavram neoklasik iktisat, yeni klasik iktisat ve arz ynl iktisat gibi ayn epistomolojiyi paylaan okullar kapsad iin yaznn iinde, bazen, bizzat o okulun deerlendirmeleri sz konusu olduunda okulun ad da kullanlmaktadr.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

EMEK PYASASI TEORLER

23

iimi sergilemeyi planlamtk. Bunu yaparken izlediimiz bir gelime, yani eletirel olmayan iktisadn emek-sermaye aratrmalarnda gittike artan hkimiyeti, bizi bu almann ikinci boyutuna tad: bu hkimiyetin kuramsal erevesinin ve dayand epistemolojinin aratrlmas. Eletirel olmayan iktisadn igc piyasas kavramyla aklad emek-sermaye arasndaki ilikiler zerine 19. yzyln sonundan gnmze olduka farkl grnen aklamalar getirmekle birlikte, bu aklamalara ikin olan epistemoloji varln korumu ve bu ilikilerin anlalmasn nemli lde olumsuz ynde etkilemitir. Ayrca kapitalist toplumsal ilikilerin gelimesine paralel olarak, eletirel olmayan iktisadn sahip olduu epistemoloji dier sosyal bilimler zerinde egemenlik ve hatta sosyal olgular anlamamz nleyen bir epistemik iddet retmitir. Keynes, stihdam Faiz ve Para Genel Teorisi adl kitabnn giriinde bu epistemik iddetin yaratt etkiyi yle dile getirmitir: Yazar bu almay gerekletirmek iin, allm dnce biimleri ve aklamalarn tutsaklndan kurtulmak amacyla, uzun sren atmal bir ka gerekletirmitir. Bu kitabn okuyucular da ayn abay gstermek zorundalar... Glk yeni dnceleri anlamakta deil, glk hepimizin iinden getii renim srecinin bizleri etkisi altna ald eski dncelerden kurtulabilmekte yatyor (Keynes, 1961: vii). Her ne kadar Keynes sz konusu kitabnda eletirel olmayan iktisadn baz konulardaki aklamalarna kar bir dizi sav ileri srmse de, bir btn olarak eletirel olmayan iktisada egemen olan epistemolojiye kar btnlkl bir kar k gerekletirmemi/gerekletirememitir. Bu yzden olsa gerek Wells, Keynesin eletirel olmayan iktisadn tutsaklndan kurtulmak iin verdii mcadeleye benzer bir mcadelenin gnmzde de verilmesi gerektiini, hatta bu mcadelenin bugn daha da nem kazandn belirtmektedir (Wells, 1977: 93). Byle bir gerekliliin gnmz asndan nemli olduunu, nemli olduu kadar da zorlu olduunu belirtmemiz gerekiyor. nemli, nk kapitalist ilikiler 1920lere gre daha bir younlam ve belirleyicilik kazanmtr; daha g, nk eletirel olmayan iktisadn epistemolojisi gnmzde ok daha belirleyici olmutur. Bu belirleyicilii, sadece emek-sermaye etrafnda gelitirilen yeni kavramsal ereveler asndan deil, ayn epistemolojik belirleme iine giren makro-Keynesyen yaklamn mikro temelleri tanmlamas ile Keynesyen okulu etkilemi olmasndan da kaynaklanmaktadr. Daha da ilgin olan, gnmzde analitik Marksizm olarak adlandrlan bir Marksist okulun, ayn epistemolojiden hareket etmesidir. Eletirel olmayan iktisat sahip olduu epistemolojiyi sadece olduka farkl kavramsal erevelere sokmakla kalmam, daha nce iktisat disiplini iine girmeyen alanlar da, ayn ncllerden kalkarak analiz etmeye ynelmitir. rnein, bu durum son zamanlarda Trkiye emek piyasasn anlamak iin ska kullanlmaya balanan katmanl igc piyasas (segmented labor market) analizlerinde gzlemlenebilir. Katmanl i gc piyasas analizleri 1960larn son-

24

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

larna doru daha ok Marksist ya da radikal iktisat olarak adlandrlan akademisyenlerce yaplmasna karlk, gnmzde bu kavram ve analiz tarz eletirel olmayan iktisadn epistemolojik belirlemeleri erevesinde kullanlmaktadr. Dier yandan zellikle 1980lerden itibaren i gc piyasalarnda gzlemlenen youn cret eitsizliklerini aklamak iin eitim, aile, kadn emei gibi konular iktisat disiplinin iine ekilmeye balanmtr. Sonu olarak iktisat disiplini iinde bir dizi alt disiplinin gelitiini gryoruz (yeni aile ekonomisi, eitim ekonomisi ve yeni blgesel ekonomiler gibi). Yeni gelien bu alt disiplinler emek-sermaye arasndaki ilikilerin analiz edilmesi ve aklanmas asndan nemli sonular dourmutur. Toplumsal olgulara ilikin her trl analizde bilinli ya da bilinsizce seilen ve teorik ereveye ya da aklamaya ikin olan bir epistemoloji ya da metodolojik ynelim vardr. Bu epistemolojiyi teorik ereve ve seilen kavramlarda ak bir biimde gremeyebiliriz ama yine de teorik ereve ve kavramlarn seimi ve dolaysyla aklamalarda belirleyici olan tm bu srece ikin olan epistemolojidir. Trkiyede son zamanlarda, zellikle emek piyasalarna ilikin almalarda, ak ya da rtk bir biimde eletirel olmayan iktisadn epistemolojisinin belirleyici olmaya baladn syleyebiliriz. zellikle akademik dnyada dolama giren kavram ve tekniklerin ounlukla sorgulanmadan analizlerde kullanlmasnn, yani teorik dzlemden uzaklalarak, teknik dil kullanlmasnn tercih edilmesi, egemen olan iktisadn epistemolojisinin de kabul edilmesine neden olmaktadr. Bu nedenle almamzda epistemik iddetin varln gstermek temel kaygmz olacak. Bunu yapabildiimiz lde emek-sermaye aras ilikilerin daha salkl analizi iin bir adm atlm olacan umuyoruz. Bu nedenlerle ncelikle yukarda dile getirdiimiz eletirel olmayan iktisadn epistemolojisini ksaca aklamaya alacaz. Ayn epistemolojinin 1970lerle birlikte iinde yaanan toplumsal gereklie karlk nasl bir emek-sermaye analizine yneldii, temel epistemolojiye sadk kalmakla birlikte, deien artlara gre ne tr yeni kavramlara yneldii zerinde duracaz. Takip eden blmde de, Trkiyede 1979-2000 yllar arasnda yaplan almalar temel alnarak gerekleen sylem deiikliine dikkat ekilecektir. Son blmde ise emek-sermaye kavramnn iinde yer ald btnlkl yapsal zellikler ve bu yapsal zelliklerin sre iinde aa kard ilikiler a gz ard edilmeden, farkl bir epistemoloji araclyla alternatif bir erevenin olabilirliini tartmaya aacaz.

Eletirel olmayan iktisadn hegemonik epistomolojisi3


Toplumsal ilikilere ait bilgi edinme sreci yukarda vurguladmz gibi ak ya da rtk bir epistemoloji araclyla gerekleir. Aslnda her epistemoloji
3 Bu blmn yazmnda Ercan (1997) ve Ercan (1998) almalarndan yararlanlmtr.

EMEK PYASASI TEORLER

25

ayn zamanda, btnlkl toplumsal ilikilere ait - bir dizi ak ya da rtk varolua ilikin dncelerden olumaktadr. Eletirel olmayan iktisat teorisinde toplumsal yaam, subjektif bir ontoloji (bireylerin fayda enoklatrmas) araclyla aklanr ve bu aklamann belirli bir zaman ve mekndan bamsz bir ileyie sahip olduu varsaylr (Storper, 1988: 166). Bu aklama tarzn basite bireyci yaklam olarak tanmlayabiliriz. Bireyci yaklama gre, toplum, bireylerin davranlarnn toplamndan olumaktadr. Yani, analiz birimi olarak bireyin davranlar ve dnceleri alnrken, toplum da bu davran ve dncelerin basit toplam olarak aklanmaktadr. Bu tr aklamada tek tek bireylerin karar ve etkinlikleri ne karlr. Bylece dnya ve toplum, farkl bireylerin btnlemi toplam olarak analiz edilir (Ercan, 1997). Gnmzde iktisat eitimi iinde ilk snflardan balayarak rencilere sunulan iktisat dersleri birey ynelimli bir ele aln rndr. Daha da nemlisi son zamanlarda bizzat toplumsal yaamn biimlenmesinde belirleyici olan ekonomi-politik kararlar ders kitaplarnn tanmlad bu temeller zerinde gereklemektedir. rnein, eitim ve salk gibi alanlara ynelik uygulamalar nedeniyle youn eletiri alan ngilterenin eski babakan Thatcher, toplumsal gereklik asndan toplum ya da snflarn olmadn, sadece ve sadece bireylerin var olduunu belirtmitir. Bu anlamda, eletirel olmayan iktisat teorisi, inceleme alan olarak kendisine devlet, snf ya da gruplar semez, tam tersine daha bandan itibaren tek tek bireyleri ve bu bireylerin ihtiyalarn karlamaya yarayan mallar karsnda aldklar tavrlar inceler. rnein, gnmzde iktisat ders kitaplarnda geerli olan iktisadn tanmn yapan Mengere (1854; 1914) gre iktisat disiplininin temelini bireylerin ald kararlar belirler. Bu kararlarda ise belirleyici olan kiilerin ihtiyalarn karlama isteidir. Bu tr bir aklama tarzn monistik ontoloji olarak tanmlyoruz. htiyalara konu olan eyler, gnlk yaantmz srdrmekte kullandmz mallardr. nsanlarn metalarla olan ilikisinde belirleyici olan nesnelere (yani mallara) ait zellikler deil, insanlarn nesnelere (mallara) ait dnceleri ve istekleridir. Mengerin bu konudaki aklamalar rasyonel birey kavramlatrmas asndan olduka nemli. Menger insanlarn ihtiyalarn karlamak iin metalarla kurduu ilikinin ve bu ilikiye ait eylemliliklerin bilinli olduunu belirtir. Bu ereve iinde iki tr amal eylemlilik tanmlamtr; tketiciler ve reticilerin ihtiyalarn karlama amacna ynelik eylemler (Hayek, 1973: 67). Mengerin birey temelli ekonomik analizi onu izleyen iktisatlar tarafndan daha da gelitirilmitir. Neredeyse tm iktisat ders kitaplarnn giri ksmnda yer alan Robbinsin iktisat tanm, Mengerin ileri srd ereveyi izlemekte ve bu tanmlama eletirel olmayan iktisadn genel erevesine iaret etmektedir: iktisat kt kaynaklarn snrsz ihtiyalar karsnda optimum dalmn inceleyen bir disiplindir (Robbins, 1979). Bylece ekonomi, bireyler temelinde (burada birey denirken tketici (kii)

26

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

ya da retici (firma) anlalmas gerekiyor) tanmlandktan sonra, toplum tek tek bireylerin basit toplam olarak analiz edilir. Bu tr bir analizin felsefesini yapan Mises almasnda iktisad insan eyleminin bilimi olarak tanmlamtr. ktisat bilimi iinde nemli bir yer tutan mikro iktisad (ya da neo-klasik iktisad) tanmlarken Hahn, bireysel aktrlerin eylemlerinden hareketle ekonomik olgularn akladn vurgular (Hahn, 1984). Toplumsal olaylar bireylerin kendi isteklerinden hareketle, anlaml eylemliliklerinin sonucu olarak ele alan gr sadece iktisat disiplininde grlmez. Toplumsal olaylar anlama ve aklama abas iinde olan sosyoloji de, sosyal olguyu bireylerin dnce ve davranlar, daha da nemlisi dnce ve davranlarna atfettii deerler araclyla analiz etmeye ynelmitir. Weber sosyolojiyi, bireylerin eylemlerine verdikleri anlam anlama bilimi olarak tanmlanmtr (Weber, 1965: 88). Burada nemle zerinde durulan bireysel eylem, znde eylemi yapan bireyin znel ve kiisel tercihlerinin sonucu ortaya kt ve sosyoloji iin gzlemlenebilir olduu iin nemlidir. Weber ve onu izleyen sosyologlar, nihai olarak toplumsal olan anlamak iin gzlenebilir olan birey eylemine bakmak gerektii sonucuna varmlardr.4 Bireylerin davranlarnn toplumu belirledii ynndeki dnceyi biraz daha aacak olursak, rnein sosyal bilimlerin yntemi zerinde olduka byk etkisi olan felsefeci Poppera gre btn toplumsal olgular ve zellikle toplumsal kurumlarn ilevleri insan davranlarnn, bireysel karar allarn sonucu oluur. Popper devamla, toplumsal bir akl kuramndan ya da bilimsel yntem kuramndan sz ederken, daha kesin olarak, kiiler aras bir kuramdan sz ediyorum, hibir zaman kolektivist bir kuramdan deil diyerek, birey ynelimli yaklamn ze ilikin nedenlerini aklar (Popper, 1989: 198). Toplumsal kurumlar bireysel deneyimlerin oluturduu soyut birimlerdir; toplumsal olgular ise bireysel davranlarn sonucunda gerekleir. Bu anlamda bireylerin varl, dier tm toplumsal varolu biimlerinden daha somut ve daha kolay anlalabilir bir gerekliktir. Gnlk yaamn subjektif ontolojisi ayn zamanda, tanmlanan yaama ait bilgi retme tarzn da belirlemitir. Eletirel olmayan sosyal bilimlerde belirleyici olan epistemoloji, mantksal nermelerle mutlaklatrlan ve bu anlamda kapal apriori yaplarn varlna neden olan bir epistemolojidir. Radikal soyutlama yolu ile dsal dnya bir ya da iki varsaym araclyla tanmlanmakta ve bu anlamda toplumsal yap ve dinamiklerin canl/oul yaps genellikle analiz dnda braklmaktadr. Neo-klasik iktisat yaznnn5 genelletirici ve atomis4 5 Weberin gelitirdii yntemsel aralar iin bkz. Ercan (1995). Neo-klasik iktisat teorisi 1870'lerde Jevons, Walras ve Menger'in gelitirdikleri subjektif ontoloji nda ekonomik yaam anlamaya alan bir okul olup gelitirildii gnden gnmze Keynesyen iktisadn ksa sreli egemenlii dnda tm iktisat eitimi ve iktisat dncesinde belirleyiciliini srdren hkim iktisat anlay olmutur.

EMEK PYASASI TEORLER

27

tik ele alna neden olan, radikal soyutlama (radical abstraction), metafizik bir yntemin rndr. Bu yntem ar soyutlamalara ynelerek tmdengelimci bir dizi aklamada bulunurken, ayn zamanda somut gereklik birka temel deiken araclyla analiz edilmektedir. eriksiz soyutlamalar araclyla elde edilen az sayda deiken (rasyonel birey, denge, bireysel tercihler, arz ve talep, vb.) basit indirgemeci bir ereve iinde analiz edilmektedir. Bylece toplumsal ilikilere ikin olan btnlkl yapsal zellikler ile bu zelliklerin aa k biimleri (mekanizmalar) arasnda kurulmas gereken balantlar kurulmamaktadr (Sayer, 1984). Toplumsal yaamn subjektif ontolojik analizi zerinden ykselen neo-klasik radikal soyutlama yntemi, atomistik bir ze sahiptir, bu zn ilk formlasyonu Smithe aittir. Sayerin ieriksiz soyutlama (contentless abstraction) olarak adlandrd durum, soyutlamann referans ald P nesnesini dile getiren p soyut kavramnn bir aamadan sonra tamamen aratrma nesnesinden balantsn kesmesi sonucu ortaya kan bir durumdur. Smithin piyasa srecinde her bireyin retici ve tketici olarak krn en yksee karma amacnn, toplumsal bir amala yaplmasa bile, bireylerin kazanlarndaki arta neden olaca ve bylece bir btn olarak toplumsal refah artraca ynndeki ekonomik insan (homo economicus) kavramlatrmas bu tr bir kavramlatrma olup, zellikle neo-klasik iktisat ile bu okulun gnmzdeki temsilcileri olan rasyonel beklentiler okulu ya da yeni klasiklerin bavurduklar temel varsaym olmutur. Homo economicus kavramlatrmas neo-klasik ekonominin Lakatosu anlamda sert ekirdeidir. Bu sert ekirdek, zellikle gelien matematiksel analizlerle daha da formel bir hal kazanmtr. Bylelikle iktisat, varolan kaynaklarla bireylerin istekleri arasndaki optimum bileimi rgtleyen bir disiplin haline gelmitir. Rasyonel kabul edilen iktisadi birimlerin her birinin rasyonel kararlar zerinde younlama, bir yandan metodolojik bireyselcilie neden olurken, dier yandan her ekonomik birimin kendi bana, kendi iin anlaml olduu dncesi atomistik ontolojinin temelini hazrlamtr. Bireysel metodoloji ile atomistik ontolojinin iledii iktisadi alanda ise, rasyonel davran, kt kaynaklar, ihtiyalar gibi kavramlar ieriksiz soyutlamann hem sonular hem de bu sonularn nedeni olacak bir aksiyomatik dilin gelimesine yol amtr (Barnes ve Sheppard, 1992: 5). Rasyonel kabul edilen bireysel eylemlilikler ise sonuta, daha da ieriksiz bir soyutlamann varlna neden olur. Bu eylemliliklerin toplumun bir btn olarak refahn artraca kabul edilir. Bu anlaya gre ekonomiye, yani kendi kendini srekli zenginletirerek reten bu mekanizmaya, dsal bir mdahalenin yaplmamas gerekir. Smithin piyasa mekanizmasnn grnmeyen eli (invisible hand) sayesinde piyasalarn srekli dengede olaca dncesi, egemen iktisat yaznnn resmiletirdii bir dier kavramdr. Bylelikle iktisadi ilikilerin g ve eitsiz ilikiler zerinde gerekletii olgusu, denge kavram ile dlanr.

28

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Agliettann vurgulad gibi, genel denge (general equilibrium) neo-klasik iktisadn merkezine yerletirilmitir. Bu kavramn merkezilii, ayn zamanda sistemin totaliter yapsn oluturur; nk bu kavram erevesinde gerek yaama ait olan, fakat genel denge kavramna uymayan olgular sistem dna atlr ya da sistem iinde indirgenir (Aglietta, 1987:10). Genel denge modelinin rasyonel insan kavramn bir post-Keynesyen olan Minsky yle aklyor: Model iindeki rasyonel aktrler bir modelin modelidirler ve bu model onlarn davranlarnn girdisidir (Minsky, 1992: 260). Modelin modeli olarak rasyonel birey ve modelin kendisi olan piyasa, neo-klasik iktisadn temel kavramlardr. Bu kavramlarn doruluu ya da yanll yntem aksiyomatik bir dizgeye sahip olduu iin, doas gerei test edilemez. Tm bu varsaymlar pozitif olarak tanmland iin normatif deildirler, yani deer yarglarndan ve ideolojik etkilerden arnm varsaymlar olarak kabul edilirler (Grn, 1979). Toplumsal ilikilerin ieriksiz kavramlara indirgenerek ele alnmas, bir yandan aratrma nesnesinden giderek uzaklaan bir kavramsal erevenin varlna neden olurken, dier yandan bu kavramsal ereve iinde ele alnan dinamikler, denge koulunu salayan teleolojik birimler haline gelmilerdir (aktel olann potansiyel olan tanmlamas olgusu). Bu ereve iinde olgularn, toplumsal/ekonomik btnlkler olarak birbirleri ile olan isel/zorunlu ilikileri ile dsal durumsal (external contingency) ilikileri gz ard edilmitir. Sonuta, subjektif ontolojik bir biimletirme ile birlikte bireyler/biimler toplumsal varolu iinde statik atomize varolular olarak ele alnd iin, serbest ve zgr olarak tannan bireylerin ekonomik ileyiin btn zerindeki olas etkileme olanaklar da ellerinden alnmtr. Buradan hareketle ontolojik varolu biimi olarak kutsanan ekonomik birimlerin, ekonomik yaam zerinde herhangi bir deiim etkisi yaratamayaca sonucuna varlr (Storper, 1988: 166). Tm bu analizlerin, gerek yaamla srekli atma iinde olmasna ramen varln srdrebildiini, hem de belirleyici olduunu aklamann zorluu aikrdr. Aklamalardan biri, hi kukusuz her sav ya da yaklamn toplumsal ilikilere ikin olan g ilikileri karsndaki konumudur. Toplumsal teoriler verili g ilikilerinin tanmlad bir dzlemde var olduklar lde, her aklama ayn zamanda g ilikilerine taraf olan kesimlerin ksa ya da uzun erimli karlar ile rtr ya da atr. Dier bir deyile, toplumsal teorilerin tanmlad gerekliklerin belirli kesimlerin karlarna uyduklar lde yansz ve nesnel olamayacadr. Dier yandan, g ilikilerinin belirleyicisi olan snflar ise, verili tm olanaklar kendilerinin ksa ve uzun erimli karlarna uygun aklamalarn desteklenmesine ynlendirmeye alacaklardr. Bu vurgudan sonra unu aka syleyebiliriz, baz teorilerin genel kabul grmeleri ve uygulamaya konu olmalar bu teorilerin ele aldklar toplumsal olguyu doru bir ekilde akladklar anlamna gelmez. Toplumsal teoriler, iinde yer aldklar g ilikileri araclyla belirlenmelerine karlk, bu toplumsal teorile-

EMEK PYASASI TEORLER

29

rin mimarlar yaptklar ii ve kendi konumlarn merulatrmak iin, bilimsel analizlerin objektif olduu ynnde bir vurguya bavururlar. Burada objektif olmann eletirel olmayan iktisatlar iin zel bir anlam vardr. Ska dile getirildii zere, iktisat teorisi bilimselliin objektif olmas gerektii vurgusundan hareketle kendisine doa bilimlerini rnek almtr. Bireylerin davranlarnda fayday enoklama eilimini ya da denge koulunu gsterebilmek iin matematie bavurulmasnn byle bir amala ilikili olduu aktr. Son zamanlarda yazd ders kitaplar ile ne kavuan Mankiw, iktisadn bilimselliini aklarken, iktisatlar kendi aratrma nesnelerine ynelirken temel ama objektifliin salanmasdr der. ktisatlar ekonomiye ilikin aklamalara yneldiklerinde, fizikilerin konularna yaklamlarnda ya da biyologlarn yaama ilikin almalarnda izlediklere yola benzer bir aba iindedirler (Mankiwden aktaran Pietrykowski, 2000: 13). Eletirel olmayan iktisadn bilimsellik kaygsn anlaml olarak dile getiren Walras iktisadn saf bilim olabilmesi iin insanlar aras ilikiler ya da dnceleri deil, eyler arasndaki ilikileri incelemede younlamas gerektiini, tam anlamyla baarya ulaabilmek iin insanlar aras ilikilerin teorik srete ortadan kaldrlmas gerektiini vurgular. Walrasyan bilim-kurgu (Bowles ve Gintisin tanm), ekonomik ajanlar arasndaki etkileimi sanki girdi-ktlar arasndaki iliki gibi tanmlamtr. Sonu olarak Walrasa gre iktisadn saf teorisinin her ynyle fiziko-matematiksel olmas gerekir (Walrastan aktaran, Bowles ve Gintis, 1993: 84). Eletirel olmayan sosyal bilimlerdeki bilimsellik kaygsnn bu biimi, yukarda ksaca akladmz ontoloji ve epistemolojiden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, gerekliin bilgisi yerine gerekliin kt birer karikatrnn yaplmasna neden olmutur. Egemen olan bu tr yaklamlar asndan belki de en umutsuz durum emek piyasalarnn analizinde aa kmaktadr. Malinwaudun vurgulad gibi iktisatlar tam anlamyla homojen emek arznn yine homojen emek talebine uygun olduu aklamasndan hareketle igc piyasasnn gerekliini aa karma yerine bir eit kt karikatrn sunmaktadr (Malinvaud, 1990: 32). Kapitalizmin son yirmi ylda geirdii deiimlere ynelik eletirel olmayan iktisadn yapt aklamalar, genel olarak iktisadi olgularn, zel olarak emek piyasalarnn anlalmasna ilikin yeni aklamalar, tam anlamyla epistemolojik bir yanlla yol am ve emek piyasasn aklamaya ilikin karikatr, giderek tanmlanamaz hale gelmitir.

Eletirel olmayan iktisat ve emek piyasalar


ktisat disiplini aslnda rtk olarak emek piyasalar zerine bir ok sav gelitirmekle birlikte, Greenwald ve Stiglitzin hakl olarak belirttii gibi emek piyasas zerine ayrntl bir analiz gelitirememitir (Greenwald ve Stiglitz, 1993: 33).

30

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

ktisat teorisinin emek piyasalarna ilikin salkl bir ereve gelitirememesinin tek nedeni teorik yetersizlik deildir; bu durum emek piyasasnn doasna ilikin bir sorundan kaynaklanmaktadr. Kapitalist ilikilerin dnmn detayl olarak analiz eden Polanyinin ifadesine gre, 18. yzylda gerekleen byk dnm tanmlayan temel zellik znde meta olmayan emek, para ve topran birer meta olarak alglanmas ya da metalamasdr (Polanyi,1986). Aslnda meta olmayan ve bu nedenle retim ve dolam srecinin tm belirlemelerine tbi olmayan emek, tm toplumsal ilikileri metalar arasndaki ilikiler olarak alglayan iktisat teorisi iin sorun olmutur. Emek ve emeki aslnda, Avrupa dillerinde -Latince labor, Almanca arbeit, Yunanca panos, Franszca travail- kk olarak ura demektir; fiziksel olarak ac veren ve ho olmayan bir anlam ierir. Labare ile ilgili olarak labor ar yk altnda yalpalamak demektir, doum sanclaryla da ilgisi vardr (Negt, 1988: 275). ktisat teorisinin kurucusu olan Smith de emek ve almay yukarda kelimenin kk olarak ierdii anlama uygun olarak tanmlamaktadr. Smith ak bir ekilde almann zor ve g olduunu ve alanlarn, yani iilerin, zgrlklerini ortadan kaldrdn, mutluluklarn yok edip, huzurlarnn kamasna neden olduunu belirtmitir. ilerin kurban edilmesinin karl da, Smithe gre, onlara verilen crettir.6 Emein ve iin, kapitalizm ncesi toplumsal ilikiler hiyerarisinde pek nemi olmadn ve hatta emein stat asndan deersiz grldn syleyebiliriz.7 Kapitalist toplumsal ilikilerin gelimesiyle birlikte, retim ve dolam srecinde meydana gelen deiimler beraberinde olduka elikili bir emek kavram gelimitir. Yine Negte bavuracak olursak, [b]urjuva toplumu balangtan itibaren elikili bir emek kavram gelitirdi. Smr, bask ve kt koullar ierirken ayn zamanda bunun tersi bir anlam da tayordu: kendini kurtarmann aracyd (Negt, 1988: 277). Bu eliki iktisat disiplininin kurucusu kabul edilen dnrler iin o kadar akt ki, bir yandan tm deerlerin tek yaratcs olarak emek gsterilirken, dier yandan Smithten Ricardoya ve hatta Marxa kadar cretlerin ancak iinin kendinin ve ailesinin temel ihtiyalarn karlayacak yani ayakta kalmas iin yeterli olacak bir geimlik dzeyi ierdii vurgusu yaplyordu. Ricardonun deyii ile cretlerin, iilerin kendi rklarn devam ettirecek dzeyde olmas gerekiyordu (Dobb, 1959: 91). Marx erken dnem yazlarnda, nsanlarn dnyasnn deersizlemesi, nesnelerin dnyasnn deer kazanmas ile orantl olarak artar. Emek sadece emtia retmekle kalmaz; genel olarak emtia rettii lde, kendi kendini ve iiyi de meta olarak retir der (Marx, 1976: 153). Emein meta konumuna dmesi/drlmesi kendini nesnenin ylesine bir yitirilmesi olarak
6 7 Bu konuda ayrntl bilgi iin bkz. Magdof (1984) ve Smith (1985). Bu konuda bir alma ve rnekler iin bkz. Negt (1988).

EMEK PYASASI TEORLER

31

gsterir ki, ii sadece yaamak iin en gerekli nesnelerden deil, ama alma nesnelerinden de yoksun braklmtr (Marx, 1976: 154). Bilinecei gibi Marxn temel amac, nesne konumuna indirgenen ve dolaysyla yabanclaan emein, kendini yeniden kurgulamas ve zgrlemesi ynnde bir gelimenin olabilirliini gstermekti. Kapitalist ilikilerin younlaarak btnlkl bir yapya dnt lde, emein kendi rettiine yabanclamas daha bir younluk kazanm, iktisat teorisi de bu yabanclamann teorik temellerini hazrlamtr. 19. yzyln sonlarna doru marjinal devrim olarak tanmlanan iktisat teorisinde gerekleen deiim, emei daha kktenci bir analiz tarz ile meta konumuna indirgeyecek analizlere ynelmitir. Yukarda srarla vurguladmz eletirel olmayan iktisat ve bu iktisadn epistemolojik ynelimini, marjinal devrim ya da neo-klasik iktisatlar hazrlamtr. Marjinalizmi tanmlayan temel mantk, verili ekonomik sistemin tm olas ve en iyi olanaklar sunan bir kapasiteye sahip olduu zerine kuruludur. Sistemin, kt kaynaklar bu kaynaklar iin mcadele edenler arasnda en etkin ekilde databilecei ve bu datmn da sonuta her ekonomik ajan ve her durum iin istenen en iyi sonucu verecei dncesinden hareket edilmektedir (Harman,1997). Neo-klasik iktisadn analiz tarzn klasik iktisadi dnceden ayran temel zellii, ekonomi-politik kavramndan ekonomi kavramna geerken ayn zamanda, retim, dolam ve blmn btnlkl teorisinden uzaklaarak daha ok dolam alan zerinde younlamasdr. Dolam alann teorik aklamalarn merkezine koyan analiz iin belirleyici vurgu, dolam srecine meta arz edenlerle, talep edenler arasndaki ilikinin incelenmesidir. Piyasadaki rasyonel bireyler arasndaki ilikinin znde, kaynaklarn en etkin bir biimde kullanlaca ynndeki tmdengelimci varsaym yatmaktadr. Emein bir retim faktr, dolaysyla meta olarak kabul ile birlikte, emek piyasasnn nasl ele alnaca da belirlenmitir. Dolaysyla yukarda ayrntl olarak vermeye altmz subjektif ontoloji ve bu ontoloji araclyla ekonominin rasyonel aktrlerin davranlarna bal olarak aklanmas, emek piyasas gibi bir kavramlatrmann da olumasna neden olmutur. Albelda, Drago ve Shulmann olduka alayl bir ekilde belirttikleri gibi, eer emek piyasas, tpk sakz piyasas gibi ele alnacaksa, bunun temel belirleyenleri piyasaya emeini getiren iiler yani emek arz edenler ile, ayn piyasada retim yapacak reticilerin emek taleplerini belirleyen deikenlerdir. Emek meta konumuna indirgendii lde, bu metann arz ve talep koullar, yani metay pazara sunan ile talep eden arasndaki iliki, analizin temel erevesini belirleyecektir (Albelda, Drago ve Shulman, 1997). Subjektif epistemoloji ve bu epistemolojinin temel hareket noktas olan rasyonel bireyler/ajanlar kavramlatrmas, doal olarak emek arz eden ve talep eden ajanlar iin kullanlacaktr. Bu noktadan itibaren, hem emek piyasasn belirleyenler hem de incelenecek deikenler belirlenmi

32

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

olur. Emek arzn ve talebini belirleyen etmenler tek tek sralanarak, emek piyasasna ilikin temel ereve belirlenmektedir. Aslnda ok basit gibi grnen bu ereve, neredeyse emekle ilgili eletirel olmayan iktisadn hemen hemen tm analizlerinin temel erevesini oluturur. Emeini arz eden iiler rasyonel birer ajan olarak kabul edildikleri lde, piyasa hakknda tam bilgiye sahip olduklar, meknsal olarak serbeste hareket edebildikleri ve her iinin i ya da cret kabul etmesinin tamamen kendi kararlarna bal olduu varsaylmaktadr (Marshall, King ve Briggs, 1980: 177). Bu belirlemeler altnda emeini piyasaya sunacak iinin verecei temel kararlardan biri, kt olduu dnlen zamann i iin mi yoksa i d uralar iin mi ayracadr. Bu anlamda emek arz, bireylerin bo zaman ve almak arasndaki tercihlerinin bir sonucu olacaktr. Bylelikle optimal emek arzn piyasada oluan cret, emek d gelirler ve bireylerin tercihleri belirler. inin gelirindeki bir art almak istenen saatlerde bir azalma yaratr ve buna gelir etkisi ad verilir. Gelir sabit olduu durumlarda, cret orannda bir art ise bo zamana olan talebi azaltacak bylece alma istei artacaktr, buna da ikame etkisi denir. Ksaca gelir etkisi emek arz zerine negatif, bo zaman ve piyasa rnlerine ynelik talep zerinde pozitif bir etki yaparken, ikame etkisi bunun tam tersi bir duruma yol aar. Emee olan talep asndan bakldnda ise rasyonel olduklar lde amalar krlarn enoklatrmak olan retici firmalarn piyasada tek bana belirleyici olamayacaklar varsaylr. Bu koullar altnda emek talebini belirleyecek olan temel mekanizma dier metalarda olduu gibi, girdinin marjinal verimliliine bal olacaktr. Marjinal verimlilik yasas, eletirel olmayan iktisadn bir dier yasas olan, azalan verimler yasas ile birlikte dnldnde, retim sreci iine giren her bir emein retime katks belirli bir miktara kadar artp sonra azalaca iin, emek talep erisi negatif bir eim gsterir (Bulutay, 1995: 22). Bu koullar altnda piyasann etkin bir ekilde alarak, verili emek kaynaklarn en etkin bir biimde dataca varsaylr. Emek arz ve talebinde gzlemlenecek bir dengesizlik iin piyasann dzenleyicilik ilevi devreye girecek ve cretlerin aa ya da yukar hareketlilii yoluyla igc piyasas dengeye gelecektir. Eletirel olmayan iktisat teorisinde olduka etkin bir isim olan Arrow, neo-klasik iktisad tanmlarken tam da byle bir sre/mekanizmadan bahsetmekte; [n]eo-klasik iktisat, bir bak as ya da dnme biimi olarak, bireylerin davranlarnda optimum noktay yakalamaya altklarn syler ve bu da ekonomideki arz ve talebin dengeye gelme koullaryla btnlk arz eder (Arrow, 1988). Sre asndan anlaml olan nokta, piyasann srekli olarak denge noktasna gelecek lde bir temizleyici ilev grmesidir. Piyasaya dsal mdahale olmad zaman, piyasann kendi kendini temizleyecei, yani isizliin veya emee ilikin dier problemlerin aa kmayaca vurgulanmtr. Bu can alc noktaya ikin olan bir baka anlaml ve nemli karm, fir-

EMEK PYASASI TEORLER

33

mann igc talep ederken maliyet unsuru olarak cretle kurduu ilikinin genel olarak istihdam zerindeki etkilerinin ne olacadr. Hi kukusuz dier metalar gibi, eer cretler art eilimi iine girerse, firmalar ykselen maliyetlerden dolay daha az ii altrmaya ynelir (teknoloji ile emein ikamesi). Bylelikle isizliin temel belirleyeni cretler olmaktadr. Bu anlamda cretlerin igc piyasasnn temizlenmesi iin yeterli bir ara olduu ve cretlerdeki esnekliin btn aktrlerin istedii nokta, yani denge noktasnda, buluulmasna olanak salayacana inanlmaktadr (Weeks, 1991: 56). Bu denge noktas dnda kalanlar, yani isiz olanlar ise, kendi rzalar ile almayanlardan olumaktadr. Yani, bu bireyler mevcut toplam zamann tamamen kendine ayrmay tercih eden, (Smith anlamnda) zgrlne ya da mutluluuna dkn insanlardr. Eletirel olmayan iktisat, cretlerin esnek olduu bir sistemi savunurken, rnein iilerin irrasyonel bir karar ile sendikalamas gibi esnek cret sistemine yaplacak dsal mdahalelerin igc piyasasnn kendi kendini temizlemesini engelleyecei ne srlr. Aslnda ileride daha ak bir ekilde dile getirilecei gibi bu soyut teorik hipotezlerin, gnlk yaam zerinde youn etkileri olaca aktr. Bu blmdeki aklamalarn, herhangi standart bir iktisat ders kitabnda anlatlann tesine gemedii sylenebilir.8 Bu dorudur; ancak 1970lerden itibaren gerek emek piyasas almalarnda yeni olarak sunulan kavram ve tartmalar ve gerekse ekonomi-politikalar bu basit gerek zerinden yaplmaktadr. Kaulun vurgulad anlamda teoriler, gereklii sadece aklama, tanmlama ya da gelecei tahmin etme amacyla retilmez, verili gereklii/gereklikleri sylemsel dzeyde yeniden retir. Bu anlamda da eletirel olmayan iktisat teorilerinin iddeti gereklik zerinde somut basklar retir (Kaul, 2000). Eletirel olmayan iktisadn zellikle emek piyasalarna ilikin epistemik iddeti, kapitalizmin olduka youn bir deiim srecine girdii 1970lerden gnmze artarak gelmitir.

Deien bir dnya: Homojen yaplardan heterojen yaplara


Yukarda belirttiimiz eletirel olmayan iktisadn temel argmanna karlk Robinsonun vurgulad gibi [m]odern ekonomik sistem, almak isteyen herkese srekli olarak i olana sunmakta genellikle baarsz kalmaktadr (Robinson, 1960: 1). Kapitalist ekonomide isizlik ya da Marksist anlamda yedek igc ordusu bu sistemin salksz olduuna ilikin bir durum deil, Kaleckinin vurgulad gibi bu sisteme zg bir durumdur. Kapitalist ekonominin gelime eilimleri olduka karmak bir srecin rn olarak emek ile sermaye arasndaki ilikileri deitirerek emek piyasasnn alaca biimi belirlemektedir. Marxn kr oranlarnn d eilimi olarak tanmlad mekanizma
8 Bu konu ile ilgili olarak bkz. Dornbusch ve Fischer (1994).

34

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

ile Keynesin sermayenin marjinal verimliliinin dne ilikin vurgusu, dinamik bir sre olarak istihdam etkilemektir.9 Yine Robinsonun aka belirttii gibi, []zel giriimciliin geerli olduu bir sistemde, basit bir gzlemle alan nfusun saysn iverenler belirler, ancak iverenlerin bu kararlar da genel bir eilime bal olarak belirlenir ve her giriimcinin ald karar sonuta dierlerinin kararlarn belirleyecektir (Robinson, 1960: 2). Hi kukusuz retken kapitalistin kararn belirleyecek temel deiken, retim srecine yatrd parann artarak geri dnp dnmemesidir. Daha soyut dzeyde kapitalistlerin kararlarn genel olarak krlar deil kr oranlar belirleyecektir. Bu nedenle kr oranlarnn olduka yksek olduu 1940larn ve 1960larn sonlar kapitalizmin altn yllar kabul edilir. Kapitalizmin altn yllarnda kapitalist ilikiler asndan belirleyici olan temel deiken, soyut olarak sermaye birikim sreci ve somut olarak daha ok homojenletirici bir ilkeden hareket etmekte olan yatrmlardr. Yani verili farkllklar olabildiince tek biimletirilerek tketilmektedir. Bu durum lek ekonomilerine dayal retim birimleri ya da entegre tesislerin olumas ve dolaysyla igcnn ok daha formel bir biim almasna neden olmutur. Bu dnemin sendikal mcadelesi de yine bu meknsal yaknln (spatial association) ve meknsal younlamann belirledii erevede gereklemitir. Erken kapitalist lkeler iin geerli olan bu eilim, ge kapitalist lkeler iin tam anlamyla gereklememi olsa bile, kalknmac mantk ve sermaye birikiminin kesitii noktada bu ekonomilerde de belirleyici olan deiken farkl olanlarn birbirine benzetilmesi ynnde olmutur. Eletirel olmayan iktisadn bu dneme tekabl eden homojen emek varsaym belki de bu gereklikle uyum gstermektedir. Kapitalizmin altn yllar 1960larn sonlarndan itibaren derinleen bir krizle karlaacaktr. Bu, yukarda vurguladmz anlamda, sermayenin marjinal verimliliine ya da kr oranlarnn dmesine tekabl eden bir sretir. Byle bir ortamda [i]veren, yatrmnn geri getiri oran yeterli olmad, yani yatrm motivasyonu olmad iin, yatrm yapmaktan uzak duracaktr. Dier bir deyile, iveren yatrm yapmak iin elverili bir kr oran talep edecektir. Bu kr oran ayn zamanda iverenin dier kapitalistlerle rekabet edebilirliinin n artlarndan biridir. Bu durum kapitalistin emek talebini azaltmaya ynelik bir dizi mekanizmay harekete geirecektir (Brenner, 1998: 17). Bu deerlendirme bir lde geerli olmakla birlikte, o dneme kadar dnya leinde belirli bir gce ulam olan sermaye, kriz karsnda yeni deerlendirme yollar aramaya ynelmitir. zellikle ar deersizleme tehlikesi yaayan sermayeler kendi iinde ilevsel farkllamay en st noktaya tayarak para-sermaye ya da retken-sermaye olarak dnya leinde verili olanaklar tketme eilimine girmitir. Tam da bu aamada artk sermaye iin belirleyici olan dinamik, tek
9 Keynesin sermayenin marjinal verimliliinin dmesi ile ilgili analizine dair tartma iin bkz. Harman (1997).

EMEK PYASASI TEORLER

35

biimletirerek birikim koullarn salamak deil, tam tersine var olan tm farkllklar koruyarak ve hatta hayali farkllklar yaratarak, tketme eiliminin balamasdr. Burada ayrntsna giremeyeceimiz bu srecin en nemli etkisi hi kukusuz emek kullanm tarzlar zerinde olmutur. retimin fabrikalardan sokaklara ve evlere tanmas beraberinde emek kullanm tarznn nemli lde farkllamasna neden olmutur. Gerek erken kapitalistleen lkelerde gerekse ge kapitalistleen lkelerde olduka farkllaan retim biimlerine karlk gelen olduka farkl emek kullanm tarzlar aa kmaya balamtr. zellikle retim srecinin kendi iinde paralara ayrlabilmesi ve her parann en uygun yerde retilebilmesi kresel bir meta retim zinciri10 yaratt lde, sermayeye en uygun yani en az maliyetli ya da en verimli emek kullanma olanaklarn sunmutur.11 Olduka youn ve i ie geen dinamikler araclyla belirlenen bu srecin emek asndan belirgin bir yn, kadn ve ocuk emeinin retim srecine katlmlarndaki art olmutur. Dier yandan, belki de eletirel olmayan iktisad en ok ilgilendiren olgu, erken kapitalistleen lkelerde isizliin nemli lde artmas ve artan isizlie bal olarak da cretler arasndaki farkn/eitsizliin nemli boyutlara varmasdr. Tm bu deiikliklere neden olan kapitalizmin artk sadece belirli meknlarda deil, dnya leinde egemenliini kurmasdr. Yani, kapitalizm sadece biimsel anlamda deil (formal subsumption), gerek anlamda da (real subsumption) egemenliini ina etmitir. Burada gerek anlamda egemenliini gerekletirilmesini, sadece emein ve iilerin piyasann gerek birer girdisi haline gelmesi deil, bunun tesinde tketicilerin ve emek potansiyeli tayan kadn ve ocuklarn da bu srece giderek eklemlenmesi anlamnda kullanyoruz.12 Kapitalist ilikilerin derinlemesinin emeksermaye ilikileri asndan anlam, retimin fabrikalardan sokaklara kmas ve giderek evlere girmesi anlamna gelirken, buna bal olarak emek kullanm tarzlar13 ve dolaysyla emek denetleme biimlerinde nemli deiiklikler yaanmaya balanmtr. Ayn zamanda kapitalizmin genilemesi, meknsal olarak emek-sermaye ilikilerinin dnyann farkl blgelerine farkl biimlerde tanmasna neden olmutur.14 Tm bu gelimeler, hi kukusuz, eletirel olmayan iktisadn gndemini de belirlemitir. leride deineceimiz gibi eletirel ol10 11 12 Meta retim zincirleri ve kreselleme ile ilgili almalar iin bkz. Dikmen; Kse ve ncnn bu saydaki makaleleri. Bu konuyla ilgili olarak bkz. Ercan (baskda). Kapitalizmin gerek anlamda hegemonyasn kavramlatrmas ile ilgili olarak bkz. Smith (1998), bu kavramlatrma araclyla kreselleme olgusunu ileyen bir alma iin bkz. Ercan (baskda). retimin fabrikalardan sokaklara tamas ile ilgili olarak bkz. Negri (1996), emek kullanm tarzlarnn detayl dkm iin bkz. Standing (1992). Bu konuyla ilgili olarak Trkiye zerine yaplm bir alma iin bkz. Kse ve nc, bu saydaki makaleleri.

13 14

36

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

mayan iktisat bir yandan verili epistemolojik ereveden hareketle genel varsaymlarn daha bir glendirme srecine girmi, dier yandan da kapitalist ilikilerin daha youn etkiledii somut olgular aklayabilmek iin ayn kuramsal ve epistemik ereveden hareketle yeni kavramlatrmalara ynelmitir. Bu ise iktisat disiplininin dier sosyal bilimlerin alanlarna girmesine yol amtr. Beeri sermaye, aile ekonomisi ya da yeni blgesel ekonomiler gibi kavramlar, eitim bilimlerinden sosyolojiye ve blgesel corafyaya kadar bir dizi sosyal bilimin gndemini belirlemeye balamtr.

Emek piyasasnda yeni gelimeler


1970lerden itibaren kapitalist toplumsal ilikilerde gerekleen deiikliklerin emek piyasalar zerine yukarda da vurguladmz gibi olduka farkl etkileri olmutur. Sre, sermaye asndan dnya leinde emek kullanmna olanak salarken, hane halk asndan ise neo-liberal politikalara kar ayakta kalma mcadelesine (survival strategies) dnmtr. Bu gelimelere kar eletirel olmayan iktisat teorisi emek piyasalarnn nasl olmas gerektii zerinde younlarken, ayn zamanda emek piyasalarnn farkllamasna bal olarak aa kan bir dizi sorunu analiz edebilmek kaygsyla ampirik almalara ynelmitir. Ne var ki, genel tmdengelimci iktisat teorisi ile bu teorik ncllerden hareketle yaplan ampirik almalar epistemik hataya (epistemological fallacy) yol amtr. 1960larn sonlarndan itibaren zellikle Phillips Erisi uygulanarak yaplan emek piyasas analizleri ve politikalar, yaanan sre karsnda aklama glerini kaybettike, emek piyasasnn nasl iyi alaca sorusu cevaplanmas gereken bir soru haline gelmitir. Bu soruya verilen cevaplar, Keynesyen analizleri karsna alan ve yer yer kar devrim olarak adlandrlacak teorik bir srecin domasna yol amtr. Aslnda kar-devrim olarak tanmlanan bu yeni teorik almlar, teorik ve epistemolojik temellerini Pre-Keynesyen teorilerden alyordu. Walrasyan genel denge ve Pareto optimum koullar temel alndnda, emek piyasalarndaki verili sorunlarn ortadan kalkaca dncesi belirleyici olmaya balad. Chakravarty ve MacCayn vurgulad gibi kar-devrim kendi iinde olduka farkl okullar iermekle birlikte, tm okullar birletiren ortak nokta cretler ve fiyatlarn esnek olduu durumda ekonominin tam istihdama yneleceidir (Chakravarty ve MacKay, 1999: 337). Piyasann dengede olaca ya da srekli temizlenecei vurgusu, u veya bu ekilde tm okullarn aklama tarzlarn belirlemi, sorun dengenin olup olmayaca noktasndan kopartlarak (bylece btnlkl ileyi ve mekanizmalardan uzaklaarak) denge koulunu bozan unsurlar nelerdir sorusu sorulmaya balanmtr. Bu eilim, Keynesyen okulun da gndemini belirle-

EMEK PYASASI TEORLER

37

yecek bir biimde fiyat ve cret yapkanlklarnn mikro temelleri zerine geliti.15 Eletirel olmayan iktisadn 1970lerdeki nlenemeyen ykseliini balatan isim hi kukusuz Friedman olmutur. Friedman Phillips erisinin geersizliini vurgulayan analizinde (ayn zamanda Phelps tarafndan da gelitirilen) yukarda verdiimiz epistemolojik ncllerden hareketle, rasyonel bireylerin fiyat veya cretlere ilikin beklentilerinin istihdamla olan ilikisini aklamtr. Doal isizlik oran olarak da tanmlanan hipotezin temel hareket noktas her ekonomide belirli bir oranda doal isizlik olduudur. Bu isizlii aaya ekmek iin hkmetlerin uygulayacaklar talep artrc politikalar, ksa srede isizliin azalmasna neden olsa bile, beklentilerin fiyat ykselmesi ynnde olmasndan dolay sonuta enflasyonun hzlanmasna yol aacaktr. Yani hkmetlerin enflasyonla isizlik arasndaki ilikiye mdahalesi piyasann kendi kendini temizlemesini nleyecek, fiyatlarn artna neden olacaktr. Friedmann 1970lerde olduka belirleyici olan grleri, bir sre sonra, zellikle akademik dnyada, yerini yeni klasik iktisada brakacaktr.16 Yeni klasik iktisatlar Keynesyen iktisadn tam anlamyla baarsz olduunu, makro-ekonominin mikro-ekonomik temeller araclyla yeniden ina edilmesi gerektiini iddia ederler (Harman, 1997). Friedmann doal isizlik hipotezinin, isizliin temel nedenlerini aklayamamas zerine emek piyasas analizlerinde daha subjektif ynelimli, yani emek piyasasndaki bireylerin davranlar zerinde daha fazla younlaan aklamalara ynelinir. Rasyonel bireylerin, ekonomide gerekleen nominal ya da parasal etkenlere bal olarak, reel deikenlere gre hareket ettikleri varsaylr (Bulutay, 1984: 20). Yeni klasik okul, fiyat ve cretlerin d ve art ynnde esnek olduunu kabul eder. Bylelikle, igc piyasalarnn ksa srede temizlenemese bile uzun srede temizlenecei ynndeki Friedmann iddiasna karlk, yeni klasik iktisatlar emek piyasasnn annda temizleneceini (instantaneous market clearing) kabul ederler (Torz, 1999) Bu anlamda yeni klasik iktisatlara gre, isizler kendilerine sunulan dk cretli ileri kabul ettikleri anda isizlik diye bir ey kalmayacaktr, belirli bir creti kabul etmeyen ii ise gnll isizdir.17
15 16 17 Yeni-Keynesyen makro iktisat iin bkz. Gordon (1990), Greenwald ve Stiglitz (1993). Yeni klasik iktisat 1970lerde R. Lucas, T. Sargent ve N. Wallacenin almalar ile kurumsallamtr. Yeni klasik iktisat iin temel kaynaklar : Bulutay (1984), Lucas (1973) ve Torz (1999). Dier yandan gnll isizlii aklamak iin ayrca "i arama teorileri" (job search theories) gelitirilmitir. Bu teorilere gre, yeteri kadar i mevcutken, bazlarnn i bulamamasnn temel nedeni i arayanlarn yeteri kadar bilgiye sahip olmamalardr. Ayrca hkmetlerin isizlik yardmlar, i arayanlarn i bulma sresini uzatarak isizlii yapay bir ekilde artrmaktadr. Yine bu gre gre son zamanlarda isizlikte meydana gelen artn temel nedenlerinden biri, emek arznn genilemesine neden olan baz kesimlerin (evli kadnlar ve genlerin) hzla i gc piyasasna girmeleridir (Cherry, 1987: 8). Baz gruplar eer isiz kalyorsa bu sisteme ilikin bir mekanizmadan ok, bu grup bireylerinin tercihleri ile ilgili bir durumdur. Bu gruba gre mesela ABDde gen siyah nfusun isiz kalmasnn temel nedeni, bu grubun

38

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Lucasa gre ise gnll/gnlsz ii ayrm anlamsz bir ayrmdr. nemli olan emeini piyasaya sunacak olan bireyin bu etkinlie girip girmemeye karar vermesidir. Sorunun balang ve biti noktas tamamen bireyin tercihleriyle ilgilidir. Eer birey isizlii seiyorsa bu etkinliin kendine zg mutlaka belirli (rasyonel) nedenleri vardr. alma yerine bo zaman ya da baka bir eyi tercih etmenin nedenlerini sorgulamak ise, iktisadn aratrma konusu dnda kalr (Lucas, 1978). Yine ayn varsaymlarn ulat ikinci nokta ise, reel deerlerden hareket eden ekonomik ajanlarn karsnda, devletin mdahaleci iktisat politikalarnn da tamamen etkisiz kalacadr. Bylelikle yeni iktisat anlay, emek piyasasna ilikin tam anlamyla sorunsuz bir model (frictionless labor market model) sunmaktadr. Hi kukusuz piyasann annda temizlenecei ynndeki bu temiz model, kullanlan matematiksel teknikler araclyla desteklenmektedir. Keynesyen iktisat Blinder, tm bu matematik youn modellerin yeni-klasik iktisat iin bir ideolojik barikat olmann tesinde anlam ifade etmediini belirtmitir (aktaran Ercan, 1999). Bu ideolojik barikatn gerek yaamda karl, uygulanan neo-liberal politikalar ve daha da nemlisi gelimekte olan lkelere nerilen yapsal uyum programlar olmutur. Her iki uygulamann en temel zellii, ekonomilerin etkin ve baarl olmas iin emek piyasalarnn mutlaka dengede olmasnn gerekliliidir. Bu anlamda hkmetlere den temel ilev, cretlerin esnekletirilmesi, yani gerektiinde dmesinin salanmasdr. Aslnda yeni-klasik iktisadn egemen olmaya balad yllara bakldnda kapitalist sisteme ikin olan elikilerin aa kt, sermayenin geri getiri orannda ciddi dler olduu, enflasyonla durgunluun bir arada yaand ve ii snfnn sendikal gcnn bask altna alnarak, cretlerin aaya ekildii bir dneme rastlad grlr.18 Yine ayn dnemde gelimekte olan birok lkede, ekonominin piyasa koullarnda devamlln salamak iin askeri mdahaleler yapldn ve yaplan her askeri mdahale sonrasnda, eletirel olmayan iktisadn politikalarnn tamamen egemen konuma getiini hatrlamak yararl olacaktr.19 Dier yandan emek piyasalar zerine srdrlen tartmalarda kreselleme srecinin emek ve sermaye faktrlerini nasl etkileyecei sorusu gittike belirleyici bir konu olmutur. Walrasyan deer ve blm teorisinin uluslararas ekonomiye uygulanmasndan elde edilen Heckscher-Ohlin modeli, isylendii gibi sistem nedeniyle emek piyasasndan dlanmas deil, evde kalmay ie gitmeye tercih etmeleridir (Feldstein ve Ellwod,1973). Gelimi kapitalist lkelerde ii snfnn gc ve krlar zerinde yapt bask iin bkz. Glyn ve Sutcliffe (1972). Soruna kr oranlarnn d asndan bakan bir aklama iin bkz. Carcedi (1991, zellikle 5.blm). Daha uzun erimli bir yaklam iin bkz. Brenner (1998). Askeri mdahaleler ile piyasa ekonomisine gei arasnda kurulan iliki ile ilgili olarak, zellikle Portekiz, spanya ve Yunanistan deneyimleri iin bkz. Poulantzas (1981). Yapsal uyum ve emek piyasalar ile ilgili zellikle Afrika ve Latin Amerika lke deneyimleri zerine bir derleme iin bkz. Standing ve Tokman (1991).

18

19

EMEK PYASASI TEORLER

39

gc piyasalar ile kreselleme arasndaki ilikileri aklayan temel analiz birimi olmutur (Rodrik, 1997: 29). Uluslararas ticareti faktr donanm ya da olanaklarndan hareketle aklayan modele gre, lkeler arasnda sahip olduklar faktrler asndan farkllklar vardr. lkelerin arasnda gerekleen ticari ilikilerin temel dayana da bu farkllklardr. Faktr donanmn salayan unsurlar emek ve sermaye olduuna gre, lkelerin bu faktrlerden hangisine daha ok sahip ise bu alanda, yani ya emek-youn ya da sermayeyoun rnlerde uzmanlamalarnda fayda vardr. Bu teorik almn aslnda belki de olduka belirleyici olmasnn temel nedeni, son yllarda gelimekte olan lkelerde retken yatrmlarn belirli bir dzeye ulamas ve erken kapitalistleen lkelerin yeni gelimekte olan lkelerle youn ticaret ilikisine girmesidir. cretlerin farkllamas, istihdam olanaklarnn artp azalmas ve alanlarn vasflarna bal olarak talep deiiklii gerekleen deiimlerden sadece birkadr. Rodrikin aka dile getirdii gibi [d] ticaret ve yabanc yatrmlara daha ak bir ekonomide igc talebi, cretlerdeki deiikliklere kar genel olarak daha hassas, yani daha esnek olacaktr. nk iverenler ve nihai tketiciler dorudan d yatrm yoluyla ya da baka lkelerde baka iiler tarafndan retilmi rnleri ithal ederek, yabanc iileri kendi lkelerindeki iilerle ikame edebilmektedirler. gc talebinin mallarn talep esnekliine bal olarak deikenlik gstermesi sebebiyle, mal piyasalarndaki entegrasyon, i piyasalardaki emek talebini daha esnek bir hale getirmektedir (Rodrik, 1997: 33). Kreselleme srecinin emek piyasalar asndan belki de en anlaml sonucu, emein ve dolaysyla cretlerin esnekliinin nemli lde artmasdr.20 Bu anlamda emek-youn lkeler iin nerilen en salkl ekonomi-politika, emek piyasalarnn etkin almasn salamak ama daha da nemlisi verili emek donanmnn daha artrlmas, yani kalifiye olmayan iilerin beeri sermayelerini artrmalardr (Stanford, 1998). Eer bir lke emek-youn rnlerde younlat ve tamamen neo-liberal ekonomi politikalar uygulad halde ekonomide baar elde edemiyorsa, eletirel olmayan iktisadn yukarda akladmz mantnn doal sonucu olarak hkmetlerin igc piyasasna ya da d ticaret ana mdahale etmemeleri, ancak insanlarn kalitesini artracak yani sahip olduklar beeri sermayeyi gelitirme konusunda cesaretlendirici uygulamalara ynelmeleri nerilmektedir. Sonuta emek-youn lkelerin dnya ekonomisindeki baarszlklar, yapsal ilikilerin bir sonucu olan eitim donanmna balanmaktadr. Hi kukusuz eitimin, genelde toplumsal ilikiler zelde de iktisadi ilikiler asndan olduka nemli bir yeri vardr.21 Ancak, cret farkllklarnn nedeni farkl beeri sermaye donanmlarna balayan anlayn uzants olarak lke20 21 Trkiyedeki cretlerin esneklii zerine bir alma iin bkz. Onarann bu saydaki makalesi. Eitimin toplumsal ve ekonomik zellikleri ve son dnem eletirel olmayan iktisat asndan ele aln ile ilgili olarak bkz. Ercan (1998).

40

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

lerin gelime ya da geliememeleri de ayn nedene balanmaktadr. Burada bir lkenin eitim donanmnn o lkenin genel donanmndan bamsz olamayacan vurgulamak gerekiyor. Ampirik bir olguyu baka bir ampirik bir olguyla aklamak, eletirel olmayan iktisadn eletirilmesi gereken nemli bir zelliini oluturuyor. Son yllarda ok daha belirleyici olan bir dier gelime ise, eletirel olmayan iktisadn aratrma nesnesi olarak tanmlad alan geniletmesi ynnde olmutur. Becker, iktisadi analizin iktisadi olmayan alanlara da rahatlkla uygulanabileceini belirtmitir (Becker, 1996).22 Beckerin bu vurgusu yukarda akladmz iktisadn genilemesi ve dier sosyal bilimlerin ilgi alanlarnda belirleyici olmas ile ilikili bir olgudur. Ancak bunun gerek nedeni sadece teoriye zg deildir; Beckerin byle bir aklama yapabilmesinin nesnel nedeni bizzat toplumsal ilikilerde kapitalizmin ulat yeni aamadr. ktisat teorisinin toplumsal gerekliin dier alanlarn da aratrma nesnesi olarak grmesi, tamamen kapitalist ilikilerin temel mantnn dier alanlara artan oranda yaylmas ile ilikilidir. rnek olarak 1960lardan itibaren kadn emeinin, bata gelimi lkelerde olmak zere, olduka youn bir ekilde emek piyasalarna giri yapmas, kadn emeini analiz eden ve dahas aile ekonomisi ad verilen bir alt disiplinin ortaya kmasna neden olmutur. Yine sermayenin ar devingenlii sonucu, meknlar aras iblmnn deimesi ya da blge ekonomilerinin aa kmas, yeni corafya iktisad (new geographical economics) gibi alt disiplinlerin gelimesine neden olmutur.23 ktisat teorisinin son zamanlarda en ok referans alan dier bir alan da eitim olmutur. 24 Bundan sonraki blmde eletirel olmayan iktisadn epistemolojik erevesinin hakim olduu beeri sermaye, yeni aile iktisad ve katmanl emek piyasalar teorileri incelenecektir. ncelememizi bu teoriler ile snrl tutmamzn en nemli nedeni, Trkiyede son yllarda yaplan almalarn birounun teorik erevesini oluturmalardr.

22

23

24

"G.Beckerin almalar ve dersleri sayesinde iktisat disiplini derinlik kazanyor ve her geen gn daha farkl alanlar aratrma nesnesine dntrerek geniliyor; disiplin bylece daha enerjik bir biim alyor. Uzun bir zamandr pek fazla deer atfedilmeyen iktisat disiplini bize gre (ve G.Beckere gre) insan davranlarnn bilimidir." (Ierulli vd., aktaran Fine (1999a:421)). Dier yandan Becker Human Capital adl almasnn son basklarndan birinde aknlk iinde u ifadeyi kullanmtr. "Hl aknlm sryor, beeri sermaye kavram sadece iktisat disiplini tarafndan deil, dier sosyal disiplinlerce de her geen gn daha sk kullanlyor" (Becker,1993: 27). zellikle yeni blgesel ekonomi veya yeni ekonomik corafya kavramlatrmasn yapan isimlerle beeri sermaye ya da isel byme teorilerini ina edenlerin hemen hemen ayn olduunu syleyebiliriz, R. Barro, Xavier Sala-i-Martin, vb. zellikle yeni ekonomik corafya asndan sorunun ele alnp eletirisi iin bkz. Martin (1999). Yukarda anlatlan gelimeyi Fine, iktisadn dier sosyal bilimleri koloniletirmesi olarak tanmlamaktadr (Fine, 1999a;1999b).

EMEK PYASASI TEORLER

41

Kadnlarn emek piyasasna katlm


Eletirel olmayan iktisadn, emek piyasasnda gerekleen deiim eilimlerini gndemine alarak sorgulamas iin ilk urak, kadnlarn (daha dorusu evli kadnlarn) emek piyasasna katlmn analiz etmek olmutur.25 Mincer 1950lerde aile gelirinin artt bir dnemde kadnlarn artan oranda emek piyasasna katlmn aklayabilmek iin evli kadnlarn eilimlerini aratrmtr. Yukarda sz ettiimiz gibi Mincerin bu konudaki almasnda aile ilk kez rasyonel karar veren bir iktisadi ajan olarak ele alnr. Aile yelerinin zamanlarn bo zaman, i zaman ya da ev ii iler iin harcanan zaman olarak ayrma kararlar sadece biyolojik, kltrel ya da zevklere bal deildir, bu karar belirleyen temel deikenlerden biri her bir aile yesine zg olan greli fiyat, yani crettir. Greli cret ise bireyin i yerindeki marjinal retkenliine baldr (Mincer, 1980: 19). Evli kadnn emek piyasasna katlmasnda ise verili piyasa cret dzeyinin yan sra kocasnn geliri de belirleyici olmaktadr. Piyasa cretleri arttnda, bo zaman ve ev ilerine harcanan zamann frsat maliyeti artt iin kadnlar (aile) darda almay tercih etmektedir. Bylece rasyonel bir iktisadi ajan olarak aile, piyasa cret dzeyi arttnda piyasaya kadn emeini sunmaya karar verecektir (Mincer, 1980). Burada analiz iin neo-klasik iktisadn temel kavramlar olan gelir etkisi ve ikame etkisi kavramlarndan yararlanlmaktadr (Pott-Buter, 1993). Genelde, gelir etkisinin ikame etkisinden daha gl olduu kabul edilmi ve erkeklerin cretlerindeki artn piyasadaki alma saatlerini azaltaca varsaylmtr. te yandan kadnlar iin ise ikame etkisi geerliliini srdrmektedir.26 Amsdenin de belirttii gibi, II. Dnya Sava sonras kadnlarn emek piyasasna artan bir hzla katlmalar bu mekanizma dorultusunda aklanmtr (Amsden, 1980: 14). Kadnlarn emek piyasasna katlmnn analizinde yukarda dile getirdiimiz epistemolojinin tanmlad ereve belirleyici olmutur. Bir yandan aile gibi piyasa d faktrler aratrma nesnesine dntrlrken, dier yandan bu faktrlerin iinde yer ald toplumsal srelerin deerlendirilmesi yaplmamtr. rnein, aile yesi bireylerin zgr olarak zaman seimi yapacaklar varyaslmakta, ancak bu seimleri belirleyen ayrmclk, aile ii g ilikileri gibi kurumsal-yapsal faktrler gz ard edilmektedir. Bylelikle bireylerin seimleri deil g rasyonalize edilmektedir.

25 26

Kadnlarn zellikle 1960lardan itibaren Bat lkelerinde igcne katlmnda gerekleen artna ilikin bkz. Amsden (1980), ayrntl veriler iin bkz. Standing (1989; 1999). Aile ve kadnlarn emek piyasalarna katlmna ilikin teorilerin eletirel bir dkm iin bkz. Dedeolunun bu saydaki makalesi.

42

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Beeri sermaye ve yeni aile ekonomisi


Beeri sermaye kavramnn bir genel, bir de beeri sermaye modeline zg iki anlam bulunmaktadr. John Stuart Mill ve Alfred Marshall gibi iktisatlarn kulland biimiyle beeri sermaye, insanda varolan alma kapasitesiyle ilgili bilgi, beceri ve dier nitelikler anlamna gelirken, 1960lardan itibaren beeri sermaye modelinin gelitirilmesiyle birlikte farkl bir nitelik kazanmtr. Beeri sermaye gelecekteki iktisadi getirisi dnlerek bireylerin kendilerine yaptklar yatrm olarak tanmlanmtr (Gardiner, 1998).27 Bu yatrma, bireyin iteki verimliliini artran faktrler olarak eitim, salk ve beslenme harcamalarnn dahil edilmesine karlk, bu konuda yaplan ampirik almalarda lm kolay olduu iin eitime yaplan yatrmn ne ktn gryoruz. Becker Human Capital adl almasnn 1993 basksnda, iktisat teorisinde beeri sermaye kavramnn son yllarn en nemli devrimi olduunu belirtmitir. Ayn almasnda sermaye derken genellikle banka hesaplar, elik fabrikalar gibi uzun zaman srelerinde gelir ve yararl ktlar salayan sermayeden sz edildiini, ancak kendisinin baka bir sermaye kavramndan bahsettiini belirtir: beeri sermaye (Becker, 1993: 16). Beckerden nce formel eitim, iktisatlar iin bir tketim faaliyeti olarak tanmlanmtr. Becker ise formel eitim ve uzmanl artrc dier eitim faaliyetlerini birer yatrm olarak tanmlamtr. Eer eitim bireylerin verimlilik kapasitesini artryorsa, ayn zamanda emein sahibinin pazarlk gcnn de artmasna neden olacaktr. Bylelikle rasyonel bireyler, ellerindeki olanaklar (zellikle zaman ve kaynaklar) hemen harcama yerine gelecekteki getirisi dnlerek eitime yatrma/yatrmama ynnde karar vereceklerdir. Beeri sermaye teorisi eitimin bireylerin yeteneklerini gelitirdiini, yani alanlarn verimliliklerini artrdn; cretin de farkl kategorilerdeki alanlarn marjinal verimliliklerini yansttn kabul eder (Sweetland, 1996: 354). Bu varsaymlar altnda, emek piyasalarndaki cret ya da kazan farklarnn nedenlerini de aklamak kolaylar. cret ya da emein niteliindeki farkllklar, bireysel tercihlere ya da bireysel donanmlara balandklar lde, subjektif ynelimli teori iin olduka tutarl bir aklama sz konusudur. Gerekten de marjinal verimlilikle cret arasnda ileyen mekanizma veri olarak alndnda, beeri sermayenin emein verimini artrd gibi cretini de artrmas kendi iinde tutarllk arz etmektedir. Hi kukusuz bu aklama piyasa mekanizmasnn beeri sermaye yaratan ve sahip olann hakkn veren dzenli ve uyumlu bir sistem olduu yolunda bir baka nemli varsaym da iermektedir. Bireylerin, rekabeti bir ortamda, beeri sermayelerine gre ilere dald tek bir piyasa sz konusudur. Beeri sermayesi eit olanlar eit koullarda alr ve ayn
27 Beeri sermaye kavramnn tarihi geliimini zetleyen bir alma iin bkz. Sweetland (1996).

EMEK PYASASI TEORLER

43

creti alrlar. Bylelikle beeri sermaye modeli, tek bir emek piyasas iinde, cretlerin nasl olutuunu, cretler arasndaki farkllklarn nedenini ve alanlarn deiik ilere dalmn aklayabilmektedir. Beckerin beeri sermaye zerine yapt alma, yeni aile iktisadnn da temellerini oluturmutur. Yeni aile iktisad iin belirleyici olan yukarda Mincerin analizinde dile getirdiimiz gibi ailenin bir iktisadi ajan olarak tanmlanmasdr. Beckerin deyimi ile aile aslnda kk bir fabrikadr. Bu tanmlama Beckeri geleneksel analiz biiminden farkl klar. Geleneksel tanmlamada firmalar retici, aileler tketici olarak tanmlanrken, Beckere gre aile sermaye mallarn, hammaddeleri ve emei ierir (Becker, 1980: 55). Yeni aile iktisad bylece iktisat teorisinin farkl alanlara szmasn salamtr. Eitim, evlilik, annelik, boanma ve benzeri konular, temel epistemolojik ereve ve kullanlan analitik aralar deitirilmeden analiz iine ekilmitir (Amsden, 1980: 15). Yeni aile iktisad aile iindeki iblmn incelemekle balar. Aile iinde uzmanlama greli stnlkler kuralna gre aklanr. Erkek ve kadn arasnda verimlilik asndan doutan farklar olmasa bile ev iine ve piyasaya ynelik olarak iki cinsin yapt farkl yatrmlar zamanla verimlilik dzeylerinin ve uzmanlk alanlarnn farkllamasna yol aar. zetle kar ve kocadan oluan bir ailede kimin piyasa creti dkse onun ev ilerinde uzmanlamas ailenin toplam refahn artracaktr. te yandan aile tek bir bireymi gibi hareket eder. Bu, ya aile iinde tercihler dorultusunda konsensusun varl ya da tercihlerin dierkam bir aile reisi tarafndan yaplp dier aile yeleri tarafndan kabul edilmesi eklinde olur. Burada ilgin olan piyasada kendi karlar dorultusunda tercihler yapan aile bireylerinin (zellikle erkeklerin) aile iinde dierkm olduklarnn varsaylmasdr. Bireyler arasnda varolan paylamc duygularn varl aile iinde kabul grrken piyasa iinde bu duygularn tamamen yok olduu varsaylr (England, 1993). Beeri sermaye kavramlatrmas ayrca emek piyasasna katlan kadnlarn, erkeklere gre dk cret almalarn ya da farkl mesleklerde younlamalarn, yani ikincil konumlarnn nedenlerini aklamak iin de kullanlmtr. Kadnlar daha dk seviyede eitim aldklar iin, yani daha az beeri sermaye birikimine sahip olduklar iin, daha dk dzeyde yeteneklere ve ile ilgili vasflara sahiptirler. Kadnlarn emek deerlerinin daha dk olmasnn dier bir nedeni de ocuk dourup bytmek iin zamanlarnn bir ksmn emek piyasasndan uzak geirmeleridir (Mincer ve Polachek, 1974). verenler de aile ile ilgili sorumluluklar nedeniyle kadnlarn ilerine ballklarnn dk olacan dnerek, daha dzenli ve srekli alacak erkekleri eitmeyi/ yetitirmeyi tercih ederler. Bu konuda 1970lerden itibaren eletirel olmayan iktisat yaznnda yer alan Polachekin (1995) almas, emek piyasasnda kadnlarn konumunu aklamada, beeri sermaye kavramnn ne kadar iselletirildiini gstermesi asndan olduka nemlidir. Polacheke gre, kadnlarn beeri

44

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

sermaye donanmn ev ii iblm belirlemektedir; kadnlar beeri sermayelerine daha fazla yatrm yaptklar takdirde, cret farkllklar ya da meslek ayrm ortadan kalkacaktr. Aile ii iblmnn kadn emeinin donanm kazanmasna kar engelleri amak iin, toplumsal ayrmcln kesinlikle ortadan kaldrlmasnn gerekli olduunu vurgular (Polachek, 1995).28 Ampirik almalarda beeri sermaye, bireyin eitime harcad zaman (genellikle formel eitimde geirilen yl says) ile iteki tecrbesi, yani eitim gibi verimlilii artrd dnlen alma sresi, tarafndan belirlenmektedir. Emee ilikin istatistiksel veriler, eitim ve alma sresini ierdii lde, ekonometrik modeller yaplmasn mmkn klar. Bylelikle bireylerin deien verimlilii ya da deien piyasa cretleri aile bireylerinin emek piyasasna giriini ya da kn belirleyecektir. Ayn ekilde modele bireylerin evlenme/boanma durumlar, ocuk sahibi olmalar, ocuklarn says gibi, tm dorudan emek piyasas ile iliki iinde olmayan deikenler ilave edilerek toplumsal ve iktisadi sreler analize katlmaya allr29 (Fine, 1998: 62, 63). Fine (1998) beeri sermaye modelinin tm deikenlerin iine atld tek bir denklemle yapt aklamalarn basit ve yetersiz olduunu sylyor. Beeri sermaye modelini feminist perspektiften eletirenler modelin cinsiyeti yaklamn eletirmektedir. rnein, model kadnlarn dk cret almalarn srekli almamalarna ve verimlilii artrd varsaylan i tecrbesine erkekler kadar sahip olmadklarna balar. ocuk dourma ve bakm srasnda evde geirilen yllar kayp yllardr. Feministler ise evde yaplan ilerin planlama, organizasyon becerisi, esneklik, ok dk btelerle aralksz bask altnda ayn anda birok ii yapmak ve bu arada sakin kalabilmeyi becerebilmek gibi yetenekleri gelitirdiini ileri srmektedir (Gardiner, 1998: 216). Ancak btn bu kazanlan beceriler iveren tarafndan tannmaz ve karl denmez. Beeri sermayenin iki alan arasnda devredilemez olarak kabul ise toplumun cinsiyeti yarglarnn bir sonucudur. Miese gre, kadnlar ve erkekler arasndaki cret farkllklarnn, kadnlarn i, kariyer, iktisadi ve politik katlmda eitsiz konumlarnn arkasndaki sr, kadnlarn toplumsal olarak ev kadn olarak tanmlanmasnda yatmaktadr (1994:113). Feministlere gre toplumsal olarak kadnlara biilen ikincil konum karsnda piyasalarn tm bireylere (kadnlar da dahil olamak zere) adil davranacan ummak ya safdilliktir ya da adaletsizliin adil olduunu kabullenmektir.
28 Burada Nelsonn Polacheke ynelttii eletiri/soru olduka anlaml, "O [Polachek] gerekten ailelerin sosyal bir kurum olduuna, firmalarn sosyal bir kurum olmadna m inanyor?" (Nelson, 1995:121). Beeri sermaye iin beslenme ve refah konumunu analize katan bir alma iin bkz. Easterly ve Wetzel (1989), beslenme ve salk durumlarnn kadnlarn cretleri zerinde yaratt etkiler iin bkz. Behrman, Wolfe ve Tunal (1980).

29

EMEK PYASASI TEORLER

45

Dijkstra ve Plantenga (1997) toplumsal cinsiyet ideolojisinin kltrel normlar ve geleneklere, toplumsallama srecine ve beklentilere dayandn; normlarn kadnn emek piyasasndaki konumunu dorudan etkilediini ileri srerler. rnein, kadnlarn alabilecei ilerin neler olaca, cretli ve cretsiz ilerin rgtlenmesi gibi konularda normlar etkili olmaktadr. Neoklasik iktisat erevesi iinde kalan ancak Becker yaklamndan ayrlan, ailenin tek bir bireymi gibi ele alnmad, aile yaamnn aile yelerine farkl yararlar/zararlar salad zerine gelitirilen modellere burada girmiyoruz.30 Bunun en nemli nedeni Trkiyede yaplan almalarn genellikle Mincer ya da Becker tr modellerden hareket etmeleridir.

Katmanl emek piyasalar


Katmanl emek piyasalarna ynelik kavramsal ereve, radikal ve kurumsalc iktisatlar tarafndan 1970li yllarda gelitirilmitir. Bu almalarn temel hareket noktas, eletirel olmayan iktisadn yukarda sraladmz varsaymlarnn toplumsal gereklikle uyumad iddiasdr. 1970lerden itibaren isizliin ve daha da nemlisi cret/gelir eitsizliinin artmasna31 parallel olarak eletirel olmayan iktisada alternatif aklamalar yaplmaya balanmtr. Katmanl igc piyasas yaklamna gre, emek piyasas beeri sermaye teorisinin iddia ettii gibi bireylerin rekabeti bir ortamda beeri sermayelerine gre ilere dald tek bir piyasadan deil, alma koullarnn farkllk gsterdii iki katmandan olumaktadr. Bu iki katmandan birincil katmanda daha yksek cretli iyi iler bulunmakta, ikincil katmanda ise dk cretli ve ilkine gre daha kt alma koullarnn varolduu kt iler bulunmaktadr. Bu iki katman arasnda geii nleyen kurumsal faktrler mevcuttur. Bylelikle nitelikleri (beeri sermayeleri) ayn olan alanlarn, ayr katmanlarda alyor olmalar durumunda farkl cret aldklar ve farkl alma koullarna tbi olduklar grlmektedir. Halbuki beeri sermaye kuramna gre byle bir durum sz konusu olamaz. Beeri sermayeleri eit olan alanlarn verimlilik dzeyleri de eit olacandan eit koullarda alr ve ayn creti alrlar. Doeringer ve Piorenin Internal Labor Markets and Manpower Analysis adl almalar emek piyasalarnda temel aratrma birimi olarak bireylerden bala30 31 Bu modellere eletirel bir bak iin bkz. Dedeolunun bu saydaki makalesi. zellikle ABD zerine yaplan almalarda isizliin nemli lde artmasnn yan sra alanlarn bir ksmnn yoksulluk dzeyine dtkleri belirtilmitir. Dk cretli stihdam adl almalarnda Watchel ve Betsey sorunu ayrntl bir ekilde analiz etmi, ABDde yoksulluun arttn ve bunun Keynesyen anlamda i yaratmayla da ilikisi olmadn, nk yaratlan ilerin bir ounun olduka dk cretli iler olduunu belirttikten sonra, "[i]ilerin almalarndan elde ettikleri tek kazancn daha ok yoksullamalar" olduunu vurgulamlardr (Watchel ve Betsey, 1980: 320). sizlik ve cret eitsizliini, zellikle ikili emek piyasas (dual labor market) ve radikal analizler asndan ele alan bir derleme iin bkz. Gordon (1971).

46

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

mann yetersiz olduunu ve dahas bu tarz aklamalarn gereklikle rtmediini ileri srmektedir. Birey temelli analizlere karlk piyasann kendisinin toplumsal bir kurum olduu vurgulanm ve bu anlamda emek piyasas analizleri iin sosyoloji ile sosyal antropolojinin zelliklerinden yararlanmann gerekli olduu dile getirilmitir (Doering ve Pioreden aktaran King, 1990: 79). Yazarlar bir baka almalarnda emek zerine yaplan almalar snflandrrken, beeri sermayeye dayal emek piyasas analizleri ile i arama modellerinden (job search models) bahsettikten sonra kendilerinin ortaya att ikili emek piyasas (dual labor market) kavramlatrmasna ynelmilerdir. Burada ikililikle ifade edilmek istenen, kurumsal ve formel olan, yani taraflar arasndaki ilikilerin daha belirgin bir biim ald emek piyasalar ile yapsal bir dzenlilik gstermeyen emek piyasas ayrmdr. Bu ayrm belirleyen temel deiken dk cretli ve gvencesi olmayan bir emek piyasasnn varldr (Doering ve Piore, 1980: 423). Marksist teorinin olanaklarn kullanan Gordon, Edwards ve Reich (1988) emek piyasasndaki katmanlamay emek ile sermaye arasndaki mcadele dolaynda aklamaktadrlar. zellikle Segmented Work, Divided Workers adl almalarnda ABDde kapitalizmin gelimesine paralel olarak emek piyasasnn katmanlamasnn, sermayenin tekelci aamaya ulat noktada iiler zerinde denetim kurmasnn yollarndan biri olarak gstermektedirler. Yukarda, kapitalizmin kreselleme aamasnda dile getirdiimiz kapitalizmin verili farkllklar kullanma ynndeki eilimini emek piyasas asndan analiz eden yazarlar, emein tarihsel dnm srecinde proleterleme ve homojenleme aamalarndan sonra gnmzde daha ok ayrmlama eilimine girdiini vurgulamaktadrlar. Gordon, Edwards ve Reich (1988) zellikle birikimin toplumsal yaplar kavramlatrmas ile, emek piyasalarnn iinde yer ald ilikiler araclyla belirlenmesi ynnde bir ereve gelitirmilerdir. Daha ok ampirik verilerden hareketle gelitirilen katmanl emek piyasas analizleri,32 1970lerin sonundan itibaren bir yandan eletirel olmayan iktisadn eletirilerine hedef olmu, dier yandan ise eletirel olmayan iktisadn bu alana ynelik analizleri altnda deiime uramtr. Yukarda ksaca aktardmz neo-Marksist yazarlarn bir ksm analizlerinde hl kapitalizm ve emek-sermaye ilikilerinden hareket etmekle birlikte, bireyleri kapitalist ya da ii snf yesi olarak deil de, kendi karlarn enoklatran bireyler olarak deerlendirmeye balamlardr.33 zellikle de, 1980lerde kapitalizmin dnya leinde verili farkllklar tkettii bir aamada, emek piyasalarna ilikin farkllklar yine bireysel ontolojinin tanmlad snrlar iinde
32 33 Alternatif katmanl emek piyasas analizleri hakknda ayrntl bir alma iin bkz. Fine (1998). Katmanl emek piyasasna ilikin standart ABD-merkezli Marksist yaklamlarn eletirel olmayan iktisadn etkisi altna girmesine ilikin sre iin bkz. Fine (1998, zellikle beinci blm).

EMEK PYASASI TEORLER

47

analiz edilmeye balanmtr. Eletirel olmayan iktisadn alternatif katmanl igc piyasalarna ynelik ilk eletirisi Cain (1975) tarafndan gerekletirilmitir. Cain, ar ampirik verilerden hareketle gerekletirilen analizlerin teorik adan yetersiz olduklarn, oysa neo-klasik iktisadn katmanl emek piyasalarn analiz etmede daha baarl olacan, bu analizi gl klan iki ilkenin hl belirleyici ve ok da nemli olduunu belirtmitir. Bu iki ilke tahmin edilecei gibi, emek talebinin, marjinal verimlilik teorisine, arznn ise bireylerin zaman tercihleri ile beeri sermayelerine bal olduuna ilikin varsaymlardr. Bu iki temel ilkeden hareketle Cain, Beckerin, iktisadn, tm insani davranlarn evrensel bilgisine ulaabilecei vurgusuna benzer bir vurgu yapmaktadr. Caine gre neo-klasik iktisat bir dizi teknik ve metoda sahiptir. Gelirlerin ve fiyatlarn belirleyiciliinde, bireylerin davranlarnn marjinal analizi bireylerin davranlarnn niteliksel ve niceliksel olarak alaca biimleri tanmlayacak bir ereveye olanak tanmaktadr (Cain, 1975). Cainin vurgular, 1980lerin ortasnda zellikle eksik bilgiye dayal analizlerle daha da zenginletirilmi ve mikro teori araclyla somut piyasa verileri zerinden gerekletirilen ok sayda aratrma ve almann yaplmasna yol amtr (Fine, 1998: 157). Neo-klasik katmanl emek piyasas analizlerinin mikro analizlere ynelmesiyle, emek arzn ve talebini tanmlayan bir dizi somut deiken zerinde younlaan almalarda nemli bir art olmutur. Emek arz asndan eitim nemini korurken, eitimin yaa ve blgeye ya da uzmanla gre etkileri ya da kadn olma durumunun farkl konumlar (evli, ocuklu, evli eitimsiz, evli eitimli, evli eitimli ve ocuk sahibi, ya dnemleri gibi uzatabileceimiz somut deikenler) ile emek talebi asndan firma bykl, firmalarn blgesel dalm, kamu ya da zel sektrde olmalar, sendikal ya da sendikasz olmalar gibi zellikler zerinde durulmaya balanmtr. Bu gelime bir yandan eletirel olmayan iktisadn kendi epistemolojik temelleri asndan salkl bir yolda devam etmesi anlamna gelirken, dier yandan gereklie ilikin bu ampirik veriler, teorinin elien sonular retmesine yol amtr. Neo-klasik emek piyasasna ilikin analizin ilk habercilerinden olan Cain (1975) ayn zamanda srecin olumsuzluuna ilikin ipularn da vermitir. Neo-klasik ynelimli katmanl igc piyasas almalarnda, baz teorik ve ampirik boluklar olduunu belirtmitir. Teori ile pratik arasndaki bu boluu ya da bizim deyiimizle epistemik hatay ilk dile getiren ise Piore olmutur: Grdm kadaryla beeri sermaye ynndeki abalar ile emek piyasasnn temel amac birbirinden olduka farkl gerekliklerdir. alma ekonomisi (labor economics) belirli sorunlarn zmleri zerinde dururken, beeri sermaye teorisi belirli bir teori ve onun temel ilkeleri zerinde younlamaktadr.

48

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Emek piyasalar analizlerinde epistemik hata


Eletirel olmayan iktisat, 1970lerden itibaren emek piyasasna ynelik aklama ve analizlerinde yukarda gstermeye altmz gibi bir yandan teorik ve daha ok ieriksiz soyutlamalara ynelirken dier yandan emek arz ve talebine ilikin veri-youn aratrmalara ynelmitir. Daha soyut ve teorik dzlemde yaplan almalarda temel vurgu, emek piyasalarnn temizlenecei ve denge koulunun annda gerekleecei ynnde olurken, ampirik almalarda ok ak olmasa da ayn soyut varsaymdan hareket edilmekle birlikte, somut sorun ve srelere ilikin alan aratrmalar gerekletirilmitir. Ayn epistemolojik temellerden hareket edilmekle birlikte, bu iki farkl dzlemdeki almalarn, birbiriyle elien sonular retmeye baladn gryoruz. Bu elikili sreci, What Can Recent Labour Economics Teach Us About Macroeconomics? adl almalarnda Oswald ve Trostel (1998) olduka ayrntl bir ekilde gstermi ve bu elikili durumdan mitsiz bir vaka olarak bahsetmilerdir. Yazarlara gre genel iktisadi aklamalar ile veri youn almalar arasndaki uurum gittike bymektedir. Angrist ve Kruegerin almalarna bavurarak emek piyasalarna ilikin iktisat kkenli almalarda nc kabul edilen sekiz dergide 1994-1997 tarihleri arasnda yaynlanan makalelerin yzde 79unun ampirik ynelimli olduunu ve yzde 83nn mikro veriye dayal olduunu sergilemektedirler. Veri youn analizler sonucunda elde edilen sonular ise genellikle veri alnan teorik erevelerle uyumamakta, ancak gerek ampirik almalar yapanlarn gerekse teorik almalar yapanlarn bu elikili sonularn nedenleri zerinde ok da durmadklarn belirtmektedirler (Oswald ve Trostel, 1998). Chakravarty ve MacKay (1999) ise almalarnda emek piyasalarnn srekli temizlenecei ynndeki teorik aklamalarn, bu piyasalarn karmak ve kendine zg dinamiklerini anlamaya ynelik daha ampirik almalara izin vermeyeceini belirtiyorlar. Genel iktisadi konular ile uraanlar ile emek piyasasnn somut sorunlar zerinde alan iktisatlar arasndaki temel elikiyi Gregory, emek piyasalar ile uraanlarn emek piyasalarnn greli konumlarna yol aan kurumlar ve davranlar zerinde younlatn, bu younlamann ise genel olarak emek piyasalarnn temizlenecei ynndeki kabul dorulayacak bir ieriye sahip olmadn belirtir (Gregorydan aktaran Chakravarty ve MacKay, 1999: 348). Emek piyasasna ilikin genel teorik savlar ile veri seti zerinden yaplan almalar arasndaki elikili durum, eletirel olmayan iktisadn gnmzdeki temel amazdr. Daha ok ieriksiz soyutlamalarla elde edilen bir dizi aklama subjektif bir ontolojiye dayanr, yani her eylemlilii eylemi yapann kendi rasyonel seimine balarken, dier yandan yine bireylere ilikin yaplan ampirik almalar bu genel soyutlamalar sonucu elde edilen savlar desteklememektedir. Aada bu uyumsuzluu aa karan birka rnee deineceiz.

EMEK PYASASI TEORLER

49

Eletirel olmayan iktisat alannda alan Blanchflower ve Oswald (1994), tm ders kitaplarna, dahas ekonomi politikalara sinmi olan emek piyasas ile ilgili temel varsaymn, yani cretlerin esneklii ile istihdam arasndaki ilikinin sylendii gibi olmadn on alt lke ve yaklak drt milyon insan ieren almalaryla gstermilerdir.34 Aslnda Bousheyin belirttii gibi bu aklama verilerin zenginlii asndan ok nemli olmakla birlikte, isizliin cretler zerinde bask yapaca zaten teorik olarak Marksist yedek igc ordusu hipotezinde iaret edilmiti (Boushey, 1999). Yine asgari cret yasalarnn, yani devlet mdahalesinin, isizlii artrd zellikle vasfl olmayan iiler arasnda isizlie yol at vurgulanagelmitir. Card ve Krueger (1995) yaptklar almada, asgari cretlerin ykselmesinin istihdam zerinde sistematik bir etki yaratmadn, aksine baz aratrmalarda asgari cret dzeyi ykseldiinde istihdamda da art olduunu belirtmilerdir. Beeri sermaye modeli temel alnarak yaplan yksek eitimin yksek cret anlamna geldii ynndeki aklamalarn, zellikle cinsiyet ve rk ayrmclnn varlnda geersiz olduunu Boushey (1999), ABD zerinde yapt almasnda gstermektedir. ABD emek piyasalarnda eitim ile cretler arasnda dorudan bir iliki olmad gsterilmitir. Eitimli olmalarna ramen en az cret alan grubun Afrika kkenli ABDliler olduu saptanmtr (Boushey, 1999). Beeri sermaye teorisine ilikin belki de en fazla tartma yaratan bir dier konu, eitimin bireysel getirisinin sosyal getirisinden yksek olduu ynndeki aklamalar ya da hesaplamalar olmutur. Bu konuda yaplan ok saydaki almada, eitimin geri getiri oranna ilikin bir tutarllk olmad saptanmakta ve yllk getiri orannn yzde 10dan fazla m yoksa az m olduunun hl tartma konusu olduu belirtilmektedir (Oswald ve Trostel, 1998). Eletirel olmayan iktisadn isizliin, bireylerin zaman kullanm tercihlerinin sonucu olduunu, yani bu durumun gnll isizlik olduunu varsaydn yukarda dile getirmitik. Gnll isizlik aklamalar eletirel olmayan iktisadn subjektif metodolojisinin tipik bir rneidir. Yapsal ve kurumsal zelliklere referans verilmeden yapld ve sadece bireylerin tercihlerine baland iin eletirel olmayan iktisadn epistemolojisine olduka uygun bir aklama tarzdr. Dier yandan mikro-ekonometrik ve psikolojik ynelimli alan almalar, yani tam anlamyla subjektif ynelimli almalar, bireylerin isiz kaldklarnda kendilerini olduka kt hissettiklerini belirtmektedir. Clark ve Oswald youn veri setinden hareketle yaptklar almalarnda isizlerin kendilerini ok mutsuz hissettiklerini, isiz kalmann insanlar iin byk bir stres kayna olduunu ve zgveni azaltan bir dizi olumsuzlua yol atn bulgu34 Bu konuyla ile ilgili olarak Trkiye zerine yaplm bir alma iin bkz. Onarann bu saydaki makalesi.

50

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

lamlardr (aktaran Oswald ve Trostel, 1998). Bu noktada ilgin olan tm bu sonulara ramen eletirel olmayan iktisadn genel erevesi ile uyum gstermeyen bu bulgular dikkate almamasdr. Genel varsaymlardan hareket eden iktisatlarn neden bu bulgular dikkate almadklar nemli bir soru iken, mikro ve veri ynelimli alma yapanlarn temel aldklar teorik yapy sorgulamadan kanmalar da bir dier soruyu oluturmaktadr. zellikle bilimsel almalarn gerekletii dnyann hiyerarik yaps gz nne alndnda ve yine bu yapnn her geen gn piyasa ilikilerine ekildiini dndmzde veri youn almalarn temel nedeni aa kyor. Oswald ve Trostel (1998) mikro almalarn verili teorik ereveyi kabul ederek ve herhangi teorik bir sorgulama yapmadan sadece lm ynelimli almalara ynelmesinin temel nedeni olarak bu tr almalarn risk iermediini vurguluyorlar; nk bu tr almalar olduka kolay yaymlanabilmekte. Dier yandan iktisatnn objektif olma ynndeki istei verilerin objektifliini temel alarak analiz yapmann objektif sonulara yol aaca ynnde bir eilime yol ayor.35 Eletirel olmayan iktisat evrelerinde olduka kabul gren Oswald ve Trostel, teorik iktisatlarn neden elde edilen bulgular dikkate almadklar sorusuna almalarnn sonunda olduka ksa bir cevap veriyorlar: daha iyi bir teorik erevenin olmamas veya bu tr tavr aln tamamen ideolojik olmas (Oswald ve Trostel, 1998). Yukarda ksaca zetlemeye altmz eletirel olmayan iktisadn ampirik almalarndan kan sonularn teoriyle uyumsuzluunu gsteren aratrmalar burada kesiyor ve yukarda dile getirilen sorunun srarla sorulmas gerektiini dnyoruz. Bu soru zerinde srarla durulmas ayn zamanda eletirel olmayan iktisadn emek piyasasna ilikin analizlerinin neleri darda braktn da gsterecektir.36 Bu sorgulama bize emek piyasasnn eitsiz toplumsal ilikilerden olutuunu gsterecektir;37 yani eletirel olmayan iktisat, snflar teorinin dna atmtr. Eletirel olmayan iktisadn emek piyasalarna ynelik analizlerde genel olarak verili toplumsal ilikileri teorinin dnda tuttuunu syleyebiliriz.38 Ayn ekilde piyasalarn toplumsal cinsiyet temelinde yaplan35 Varolan istatistik verilerin yetersizliini gstermek asndan bkz. Gler-Mftolunun bu saydaki makalesi. Resm verilere gre stanbul Mimar Hayrettin Mahallesinde 12 i yeri olduu bildirilirken, aratrmacnn bizzat kendisinin bu mahallede yapt tarama sonucunda mahallede 705 iyeri olduu saptanmtr. Anaakm iktisat teorisinin neleri darda braktna ilikin bu vurguyu Schnplug ve Behrensden aldk (Schnplug ve Behrens, 2000). Cambridge niversitesi Emek alma Grubu, emek piyasalarnn analizi iin balang noktasnn, emek piyasalarnn eit donanma sahip olmayan farkl snflardan olutuu gereinden hareket etmek olduunu vurguluyor. Bkz. Craig, Rubery, Tarling, Wilkinson (1985). Bu konuda son zamanlarda belirli bir dzeyde kabul gren kurumsal okulun aklamalar

36 37

38

EMEK PYASASI TEORLER

51

dn, yani emek derken bu kavramn erkek ve kadnlk konumunu ve bu konumlarn toplumsal ve yapsal zelliklerinin srece ve dolaysyla teorilere ikin olduu gereini ya teorinin dnda tutmu ya da verili toplumsal cinsiyete ilikin egemenlik biimlerini teorisinde de srdrmtr.39 Yine emek-sermaye ilikilerinin belirli mekn dolaynda gerekletiini de analiz dnda brakmtr. Oysa toplumsal ilikilerin emek piyasasnda belirlenme tarzlar meknsal bir dizi zellik dolaynda gerekleir.40 Eletirel olmayan iktisadn epistemik iddetinin aa karlmas her ne kadar toplumsal ilikilerdeki g dengelerine bal olsa da, teorik dzeyde bu iddeti nlemenin yolu, emek piyasas analizlerine eletirel bakmak ve bu analizlerde darda braklan toplumsal gerekliin zenginliini teoriye tamaktan geiyor. Byle bir ereve iinde ise emek-sermaye ilikilerinin belirli bir tarihsel ve yapsal gereklik dolaynda snf, cinsiyet ve mekn baml olduunu ve iinde yer ald somut toplumsal gereklik dolaynda farkllaacan vurgulamamz gerekiyor.

Trkiyede emek piyasalar almalarnn deien ierii


Trkiyede emek piyasalar zerine yaplan almalarn tarihsel dkm 1979-200041 (Ek 1) yllarn kapsamaktadr. Bibliyografya almasnda baz konularda seici davranlmtr. lk olarak derlediimiz almalar sadece akademisyen iktisatlarn almalaryla snrl deildir. Antropolog, iletmeci, ehir planlamacs, sosyolog, sendikac gibi farkl disiplin ve mesleklerden gelenlerin almalarna yer verilmitir. Bu bilinli bir seimdir; emek piyasalarnn deerlendirilmesinin farkl alardan ve deiik yntemlerle yaplmasnn nemine iaret etmektedir. Bu bibliyografyada teorik almalara yer verilmemitir; sadece, Trkiye emek piyasas zerine yaplan almalar derlenmitir. Sendikaclk, sendikal hareket ve yasal konularla ilgili almalar ve alma ekonomisi ders kitaplar da dahil edilmemitir. Topladmz almalar okurken, emek piyasalarn anlama ve aklama biiminde nemli bir deiimin gerekletiini grdk. 1980li yllarda, emek btnsel bir analizin aratrma nesnesi olurken, daha sonralar eletirel olmanem tayor. Granowetterin ncln yapt bu tr yaklamda iktisadi davranlarn toplumsal ilikilere ikin olduu ve bu anlamda da emek piyasalarnn verili toplumsal ilikiler dolaynda analiz edilmesi gerektii vurgulanmtr. Bkz. Granovetter (1992). Emek piyasalarnda kadnlarn toplumsal olarak belirlenmi konumlarn ve bu konumun nemi zerine eletirel bir alma iin bkz. Folbre (1994). Emek piyasasnda kadnlara ynelik ayrmclk iin bkz. Albelda, Drago ve Shulman (1997). Bu konuyla ilgili olarak bkz. Hanson ve Pratt (1991). Hanson ve Pratt alan almalarnda eletirel olmayan iktisadn darda brakt g ilikilerini, snfsal konum, toplumsal cinsiyet ve mekn temelinde incelemektedir. Bibliyografyann 1979 yl ile balamasnn belirli bir nedeni yoktur. almaya baladmzda gemie dnk olarak belirli bir yl saptamamtk. 1979, bir anlamda tesadfen balang yl oldu.

39

40

41

52

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

yan iktisadn temel varsaymlarndan hareketle yaplm almalarn arttn tespit ettik. Sonuta emek piyasalarn aklamann temel referans olan analizlerin sylemindeki deiim, bizim alglama aklama tarzlarmz etkiledii iin, bu sylem kaymasn gstermenin emek piyasasndaki dnm anlamann nemli bileenlerinden biri olduunu dnyoruz. almalar 1980 ile 1999 yllar arasnda drder yllk tarihsel dnemler altnda topladk. almalarn ieriine genelde alt farkl yaklamn hkim olduunu saptadktan sonra her bir almann hangi kategoriye/kategorilere girdiini iaretledik. Snflandrmamzda emek piyasalarna subjektif epistemolojiden yaklaan almalar eletirel olmayan iktisat olarak tanmladk. Aslnda bu tanmlama iinde iki farkl eilim olduunu syleyebiliriz: birincisi, cretlerin esneklii ile yapsal uyum programlar ve emek piyasalar arasnda balant kuran almalar; ikincisi ise, mikro dzeyli ampirik almalar. Dier bir kategoriyi, kalknmac/post-Keynesyen ve yapsalc okul oluturdu. Bu kategoriye planlamac gelenein belirlemeleri dolaynda gerekleen almalar, yani emek piyasalarn genel olarak kalknma, yatrmlar ve devletin etkinlik alan iinde gren almalar girdi. Kadn/toplumsal cinsiyet ynelimli almalar, konular kadn olan ya da toplumsal cinsiyeti bir deiken olarak kabul eden almalardan oluuyor. Bu kategori farkl bak alarn iinde tamakta; iktisat teorisine tamamen eletirel yaklaan feminist analizlerle, kadn emeini yeni aile ekonomisi araclyla inceleyen, yani eletirel olmayan iktisadn teorik erevesini kullanan almalar yer almakta. zellikle kadn/toplumsal cinsiyet ynelimli almalarn daha ayrntl bir ekilde yeniden tartlmasnn daha sonraki bir almann konusunu oluturacak nitelikte olduunu belirtmemiz gerekiyor. Ayn ekilde enformel kesim ve emek piyasalar kategorisi de farkl ynelimlere sahip almalardan olumakta. zellikle modernist eilimlerle soruna yaklaan almalarla, neo-klasik katmanl emek piyasas hipotezini kullanarak yaplan almalar bu kategori iinde. Betimleyici almalar ise temel neme sahip verilere ve verilerin nasl derleneceine ilikin almalar iermekte. Son olarak da emek-sermaye ilikileri ve kapitalizmin yapsal belirlemeleri araclyla yaklaan Marksist almalarn yer ald radikal iktisat kategorisi mevcut. Baz almalar, kapsadklar konular ya da temel aldklar teoriler nedeniyle birden fazla kategoriye girdi. rnein, kadn/toplumsal cinsiyet ynelimli almalar iinde yer alan bir alma, eer Mincer modeline uygulanarak yaplm ise eletirel olmayan iktisat kategorisi iinde de gsterildi. Bylece 1980den 1999 ylna kadar geen srede gerekleen deiimleri bir grafik zerinde gstermeye altk (ekil 1). Bibliyografyaya gemiten gnmze doru bir gz attmzda u eilimler dikkati ekiyor: 1970lerin sonu ve 1980lerde, kadn almalar younlukta. Ayrca, 1970lerde uluslararas literatre girmi olan kk reticilik ve marjinal kesim/enformel kesim almalar gze arpyor. 1983te bir tek alma var,

EMEK PYASASI TEORLER

53

ekil 1* Trkiyede Emek Piyasas zerine Yaplan alma (1980-1999)


45 40 35 30 alma Says 25 20 15 10 5 0 Betimleyici almalar Kalknmac/Post-Keynesyen ve Yapsalc Okul Radikal ktisat Enformel Kesim ve Emek Piyasalar Kadn/Toplumsal Cinsiyet Ynetimi almalar Eletirel Olmayan ktisat

1980-1983

1984-1987

1988-1991

1992-1995

1996-1999

(*) Ek 1deki bibliyografyada 1979-2000 yllar arasndaki almalarn dkm verilmesine karlk grafie 1980-1999 dnemi alnmtr. 2000 yl henz bitmedii iin grafik izimine dahil edilmemitir. Deerlendirme drder yllk dnemler halinde sunulduu ve dnemlerin tmnn ayn sayda yl kapsamas doru olacandan balang yl olarak 1980 alnmtr. Bu konu zerine alanlarn yararlanmas asndan sz konusu iki yln almalar bibliyografyadan karlmamtr.

1987e kadar ise hi yayn bulamadmz grlyor. Bu bibliyografyay ait olduu lke ismini silip birinin eline verseydik, herhalde 1980lerin banda bu toplumun ve de niversitelerin bana birey gelmi, kendilerini toparlamalar bir on yl bulmu, derdi. 1980lerin sonu ve 90larn banda iktisatlar, ilk kez, yapsal uyum politikalarnn makro iktisadi etkilerini konu aldklar almalarda igc piyasasna da yer veriyorlar. Olduka ilgin bir eilim de, kadn/toplumsal cinsiyet ynelimli almalarda dnemler itibariyle gerekleen art ve bu artn gnmze kadar sreklilik arzetmesi. nceleri meslek sahibi kadnlarn konumunu konu alan kadn almalar, yerini kadnlarn evii ve evd uralarna ve genel eilimin de gsterdii gibi ihracata dnk kalknma stratejisinin kadn alanlar zerindeki etkilerini inceleyen almalara brakyor. Dier yandan, Mincer ve Becker modellerinin kullanld, eitim donanm ve zaman kullanmnn kadn cretleri zerindeki etkilerini analiz eden almalarda art grlyor. Yine kadn almalarnda eletirel olmayan iktisadn epistemik iddetini gsteren ilgin bir durumla karlayoruz; beeri sermaye kavramnn gittike artan oranda kullanldn gryoruz. Dier bir gelime Devlet statistik Enstits (DE) tarafndan yaplan ve desteklenen verilerin slah ve yeni veri tabanlarnn oluturulmas ynndeki a-

54

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

lmalarn saysnda nemli bir art olmas. Ayn ekilde DEnin nclnde Tuncer Bulutayn editrln yapt emek piyasalarna deiik alardan yaklaan bir dizi almann gerekletirildiini gryoruz. gcne ilikin veri kmelerinin gelitirilmesi ile birlikte, veri kmesine dayal neo-klasik modeli temel alan, katmanl emek piyasalar, cret farkllklar, kadnlarn emek piyasasna katlm, blgesel farkllklar, formel ya da enformel sektrlere ilikin almalar yaplyor. Bu almalarn ortak referans noktas Mincer ile Beckerin almalar oluyor. Ampirik bir gereklik (rnein cret farkllklar ya da emek piyasasna katlm farkllklar), baka bir ampirik gereklikle ilikisi kurularak aklanyor (zellikle eitim ya da kadnn evli ya da evli ocuklu olmas gibi). Kadnlarn zaman tercihine ilikin analizler bu subjektif ynelimin en anlaml aa kt konu. rnein bir almada [k]rsal kesim zlp kente geldiinde i gcne katlm oranlar aa yukar yar-yarya der. Daha sonra kentte (ve krda) kadnlarn eitim dzeyi arttka kadnlarn evde oturmasnn frsat maliyeti artar ve igcne katlm oranlar yeniden yukar kar (TSAD, 1999: 146) deniyor. Kadnlarn emek piyasasna katlmnn nndeki tek engel eitimsizlikleri olarak gsteriliyor. Yine ayn ekilde ...tekrar ve nemle vurgulanacak nokta, her iki cinsiyet iin creti ve katlm belirleyen temel faktrn beeri sermaye olmasdr (TSAD, 1999: 146) deniyor. cret dzeyini sadece beeri sermaye belirliyormu gibi dnlyor ve blm sorunu gz ard ediliyor. Oysa son zamanlarda gittike belirleyici olan post-Keynesyen ynelimli analizlerde Trkiyede mark-up kr oranlarnn cretleri belirledii ak olarak gsterilmitir (Boratav, Trel ve Yeldan, 1994; Yentrk, 1999). Yine ayn almada Trkiye beeri sermaye birikimini artrmak zorundadr. Bu olmad takdirde hi bir sektrde verimlilik art istenen oranda salanamayacak, gelime sekteye urayacaktr denilmektedir (TSAD 1999: 171). Bu bakn en sorunlu yan, aa karlan bir ilikinin, rnein retime katlmn beeri sermaye ile olan ilikisinin dier tm toplumsal ilikilerden soyutlanarak analiz edilmesidir. Bu yaplrken sanki birey, verili toplumsal ilikilerden tamamen zgrm gibi dnlmektedir. Kanmzca, piyasalar serbestmi gibi grnebilir, ancak bu piyasalarn iinde al veri yapanlar neoklasik iktisadn iddia ettii gibi sadece kendi karlarn dnen ve tercihlerini bu ynde kullanan zgr ve rasyonel bireyler deildir, toplumsal ve kltrel varlklardr (Wilk, 1996: 1-2). Dier yandan teorik erevelere ok fazla gndermede bulunmadan, beeri sermaye kavramna bal kalarak yaplan aklama ya da analizlerde ilgin sonular aa kmaktadr. Beeri sermaye modelini uygulayan bir ampirik almada (Tansel, 1997) Trkiyede kendi hesabna alanlarn cretlilerden daha fazla kazand bulunmakta ve kendi hesabna alanlarn cretlilere gre daha verimli olduklar sonucuna varlmaktadr. Bulgulara gre cretli erkeklerin

EMEK PYASASI TEORLER

55

ortalama eitim yl 6.8, kendi hesabna alanlarn 6.4 yldr. Buna karlk, kendi hesabna alan erkek, cretli erkee gre ortalama yzde 79 daha fazla kazanmaktadr. Yazar tarafndan almann sonucu yle aklanmaktadr: Kendi hesabna alanlar, cretlilere gre daha verimli grlmektedirler. Son yllarda hkmetler ve uluslararas organizasyonlar, kendi hesabna alanlar ve kk iletmeleri, kredi vererek veya danmanlk hizmetleri sunarak zendirmeye almaktadr. Kendi hesabna alanlarn hem kendileri hem de bakalar iin i yarattklar grlmektedir. Bu sebeple hkmetlerin ve uluslararas organizasyonlarn bu ilgilerinin hakl olduu dnlebilir. TOBB ve KOB gibi baz organizasyonlar ve alma Bakanl kredi ve danmanlk hizmetleri vererek kendi hesabna almay ve zellikle kadn giriimcileri zendirmektedir. Bu admlar doru ynde atlan admlardr. Bir tek eitimde geirilen yl says ve kazanlan gelir verilerine dayanlarak, emek ve verimlilik arasndaki iliki aklanmakta ve buradan hareketle, lkenin retim yapsnn bu sonulara gre ekillendirmesi nerilmektedir. Yukarda verdiimiz rnekler oaltlabilir, ancak ierik asndan ok farkllk gstermeyecekleri iin burada kesiyoruz. Eletirel olmayan iktisadn son yllarda belirleyiciliini artrmasna karlk, olumlu bir dier gelime kalknmac/post-Keynesyen ve yapsalc okulun almalarnda izlenen arttr. Bu almalarda genel olarak btnlkl dinamikler asndan emek piyasalarnn geirdii dnmler analiz edilmektedir. Emek piyasasna ilikin almalarn yllara dalmnda gzlemlenen bir dier eilim, radikal iktisat almalarnn her geen yl daha bir azalmasdr. almalarn tarihsel sre iinde geirdii evrimin Trkiyede toplumsal deimeye ilikin gereklikleri de aa kardn dnyoruz. Ksaca vurgulayacak olursak, emek piyasas almalarnda eletirel olmayan iktisada ynelik bir sylem dnm yaanmaktadr. Bu sadece saysal art anlamnda deil, ok daha nemlisi eletirel olmayan iktisadn kavramlarnn hzla dier yaklamlara da nfuz etmesi biiminde aa kmaktadr.

Sonu: Alternatif bir ereve iin olanaklar


Malinvaud almasnn bir yerinde [e]mek piyasas olduka karmak bir olgular kmesinden oluur. Bu piyasa ekonomik yaamdaki deiimlerden etkilenen bir dizi birey davrannn kesiiminde gerekleir. .... Olas tm kararlar kmesi ve bu kararlarn sonularn tanmlamak her zaman kolay deildir ve bu tanmlamalar tam anlamyla iktisadi kavramlarla da aklanamaz. Kesinlikle yle bir analize ihtiyacmz var ki, iktisat modellerinin gz nne almad emek piyasasna ait bir ok zellii iersin ve deiik faktrler aras etkileimi gsterebilsin. Bu kark olguyu anlayabilmemizi salayacak tek yol budur (Malinvaud, 1990:31-32).

56

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

retim ya da emek-sermaye ilikilerinin gereki analizi iin, Cambridge niversitesi Emek alma Grubunun vurgulad gibi ilk adm, iktisat disiplininin (burada egemen yaklamlar kastedilmekte) gereklie ilikin ileri srd varsaymlar kabul etmemektir (Craig vd., 1985: 104). Egemen iktisadn toplumda mevcut olan g dengelerini muhafaza etmek ya da sistemin gereklerine uygun olarak deitirilmesine hizmet eden gerek d kabullerine kar durmak ve gereklere yaklamak iin yeni analiz biimleri gelitirmek gerekiyor. kinci adm ise toplumsal olgunun iinde yer ald toplumsal ilikiler araclyla analiz edilmesinin gereklilii. Emei toplumsal ilikiler araclyla analiz etmeye baladmz andan itibaren, eletirel olmayan iktisadn nemli bir hatasn am yani emein bir meta olmadn vurgulam oluyoruz.42 Emek, retim srecinin bilinli znesidir; tarihsel sre iinde, zellikle kapitalist toplumsal ilikilerin geliim dinamikleri emein meta gibi (pseudo-commodity) alglanmasna neden olmutur. Cambridge niversitesi Emek alma Grubu tarafndan dile getirildii gibi, kapitalist sistemde emek, sermaye sahibi ile karlatrldnda yapsal olarak daha donanmszdr (Craig vd., 1985:107). Snfsal bir gerekliin var oluu, ayn zamanda yapsal zorunluluklara iaret ettii lde, subjektif ynelimli bir ontolojinin geersizliini de aa karr. Dier yandan alanlar kadn, erkek ve ocuklardan olumaktadr, yani yine toplumsal ilikilere zg cinsiyeti belirlemelerin, egemenlik biimlerinin emek-sermaye ilikileri ile eklemlenme biimlerinin aklanmas gerekiyor. Snf, rk ve toplumsal cinsiyetin belirli biimlerde iblm dolaynda alacaklar biimleri toplumsal yaplar belirleyecektir. Dier yandan toplumsal yaplar ne sadece tekil bireylerin etkinliinden, ne de sadece bireylerin etkinliklerinden bamsz yaplarn rn olarak aklanabilir. Dier yandan verili kapitalist toplumsal ilikiler yapsal olarak biimlenen smr, dlama ve egemenlik ilikilerine yol amakla birlikte, bu ilikiler birbirinden izole edilmi alanlarda gereklemez. Bu byle olduu lde de kapitalizmin yapsal btnlnn belirli bir andaki tm bu zellikler zerindeki etkisi, bizzat kapitalist ilikilerin tarihsel ve toplumsal zelliklerine baldr. Tm bu vurgunun ak anlam, emek piyasalarnn salkl bir analizi iin, yapsal zellikleri tanmlayacak belirli bir teorik ereve ile bu ereveye rengini ve dokusunu verecek somut toplumsal oluumlar arasnda canl ve srekli yeniden yaplanan bir ilikinin kurulmas gerektiidir. Bu gereklilik kapitalizmin dnya leinde belirleyiciliini younlatrd bu aamada daha da nem tayor. Kapitalizm dnld gibi dnyada her eyi birbirine benzetemese de belirli bir mekanizma tm dnyada egemen hale geliyor. Bu mekanizma zde sermaye birikim srecidir. Bu mekanizmann
42 Bu konuyla ilgili olarak bkz. Storper ve Walker (1991:2-5) ve Taymaz (1997:77).

EMEK PYASASI TEORLER

57

aklanmas iin teorik erevelere bavurmamz zorunludur; ancak ayn zamanda mekanizmann iinde yer ald toplumsal ilikileri anlamaya ynelik alan aratrmalarna ihtiya vardr. Bu anlamda herhangi bir toplumsal olguya ilikin teorik aklama, teori ile gereklii aa karacak olan alan aratrmalarnn etkileim srecinde belirlenecektir. Yani kapitalizme zg yapsal baz mekanizmalarn salkl bir analizi iin, bu mekanizmalarn yer ald somut alann bilgisine sahip olmamz gerekiyor. Somut alann bilgisi derken de eletirel olmayan iktisadn ya teori dnda brakt ya da birbirleri arasnda oul etkileim olduunu grmedii snf, cinsiyet ve rk gibi deikenlerin analize dahil edilmesi gerekiyor. Bu farkllklar, kapitalist ilikiler iin hayati nem tayan retim ilikilerinin, dnya leinde gittike artan oranda eitsiz gelimesine neden oluyor. Kendine zg iliki alarna sahip ve eitsiz gelien bir dnya leinde kapitalizmin emek asndan anlam, farkl emek kullanm tarzlarnn tketilmesidir. Dnya leinde eitsiz bir biimde rgtlenen retim ve dolam, ayn zamanda bu eitsizlie olanak tanyan kadn, erkek ya da ocuk emeinin retim srecine katlmasna yol amakta. te hangi tr emein retim srecine dahil edildii sorusu, yapsal ilikileri ve mekanizmalar iaret eden teorik erevelere sahip alan aratrmalarn zorunlu klmakta. gc, istihdam ya da retim, yukarda dile getirilen yapsalc-gereki bir model dolaynda analiz edildiinde, eletirel olmayan iktisadn epistemik iddetinden kurtulmu oluruz.43 Yazmz burada noktalarken byk bir olaslkla bol deerlendirme ve eletiri yaptmz ancak alternatif bir ereve sunamadmz sylenecek. Biz yine de bu yazy takip eden yazlarn tmnn yeni alternatif erevelerin olumasnda nemli katklarda bulunduuna inanarak yazmza son veriyoruz.

KAYNAKA Agarwal, Bina (1997) Bargaining and gender relations: Within and beyond the household, Feminist Economics, Cilt.3, Say.1. Aglietta, Michel (1987) A Theory of Capitalist Regulation, Verso, Londra. Albelda, Randy, Robert W. Drago ve Steven Shulman (1997) Unlevel Playing Fields. Understanding Wage Inequality and Discrimination, McGraw-Hill, New York. Amsden, Alice H. (1980) Introduction, (der. Alice H. Amsden ) The Economics of Women and Work iinde, Penguin Books, Middlesex. Arrow, J. Kenneth (1988) Presidental address: General economic theory and the emergence of theories of economic development, The Balance Between Industry and Agriculture in Economic Development iinde, (der: K.J. Arrow), St. Martins Press, New York. Barnes, Trevory J. ve Eric Sheppard (1992) Is there a place for rational actor?, Economic Geography, Cilt 68, Say 1.

43

Yapsalc-gereki bir analizin genel erevesi ve uygulamasna bir rnek olarak bkz. TrknErendilin bu saydaki makalesi.

58

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Becker, Gary, S. (1993) Human Capital. A Theoretical and Empirical Analysis with Special Reference to Education, Chicago University Press, Chaicago. Becker, Gary, S. (1996) Accounting for Tastes, Cambridge University, Cambridge. Behrman, Jere R., Barbara L. Wolfe ve nsan Tunal (1980) Determinants of Womens Earnings in a Developing Country: A Double Selectivity, Extended Human Capital Approach, University of Wisconsin-Madison, Institute for Research on Poverty, Discussion Papers, No.596-80. Blanchflowert, David G. ve Andrew J. Oswald (1994) An introduction to the wage, www.warwick.ac.uk. Boratav, Korkut, Oktar Trel ve Erin Yeldan (1994) Distributional dynamics in Turkey under Structural Adjustment of the 1980s, New Perspectives on Turkey, Fall, Say11. Boushey, Heather (2000) The political economy of unemployment inequality: Job access and pay differentials, Political Economy and Contemporary Capitalism Radical Perspectives on Economic Theory and Policy iinde, (der. R. Baiman, H. Boushey ve D. Saunders), M.E. Sharpe, New York. Bowles, Samuel (1971) Towards equality of educational oppurtinity? (der. D.M. Gordon) Problems in Political Economy iinde, Heath and Company, Massachussets. Bowles, Samuel ve Herbert Gintis (1993) The revenge of homo economicus: Contested exchange and revival of political economy, The Journal of Economic Perspectives, Cilt 7, Say 1. Brenner, Robert (1998) The economics of global turbulence, New Left Review, Say 229. Bulutay,Tuncer (1995) Employment, Unemployment and Wages in Turkey, ILO ve SISn ortak yayn, Ankara. Bulutay, Tuncer (ed.) (1998) Trk gc Piyasas ile lgili Temel Gelimeler, 6 Haziran 1997, DE Yayn No. 2124, Ankara. Cain, Glen G. (1975) The challenge of dual and radical theories of the labor market to orthodox theory, American Economic Review, Cilt 65. Carcedi, Guigliemo (1991) Frontiers of Political Economy, Verso, London. Chakravarty, S.P. ve R.R. MacKay (1999) Revolution and counter-revolution: Two views of unemployment, Cambridge Journal of Economics, Cilt 23. Cherry, Robert (1987) Theories of unemployment (der. R. Cherry ve di.), The Imperiled Economy Macroeconomics from a Left Perspective iinde, URPE Press, New York. Craig, Christine, Jill Rubery, Roger Tarling, Frank Wilkinson (1985) Economic, social and political factors in the operation of the labour market, (der. B. Roberts, R. Finnegan ve D. Galie), New Approaches to Economic Life iinde, Manchester University Press, Manchester. Dijsktra, A. Geske ve Janneke Plantenga (1997) (der.) Gender and Economics. A European Perspective, Routledge., Londra. Dobb, Maurice (1959) Wages, Cambridge University Press, Cambridge. Doringer, Peter B. ve Michael J. Piore (1975) Unemployment and the Dual Labor Market, The Public Interset, Cilt 38, K. Doringer, Peter B. ve Michael J. Piore (1980) Unemployment and the Dual Market, Reading Labour Economics iinde, (der:J.E. King), Oxford University Press, Oxford. Dornbusch, Rudriger and Stanley Fischer (1994) Macroeconomics, Literatr, stanbul. Easterly W. R. ve D. L. Wetzel (1989) Policy Determinants of Growth: Survey of Theory and Evidence, World Bank Working Papers, Say. 343. England, Paula (1993) The separative self: Androcentric bias in neoclassical assumptions, (der. Marrianne A. Ferber ve Julie A. Nelson) Beyond Economic Man: Feminist Theory and Economics iinde, The University of Chicago Press, Chicago, ss. 37-53 Ercan, Fuat(1995)Max Weberde yntem ve tarihsel ideal tip olarak kapitalizmin kavramlatrmasnn kapitalist olmayan toplumlarn gelime srelerini anlama abalar zerindeki etkileri, neri, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, cilt 1, say 3. Ercan, Fuat (1997) Para ve Kapitalizm, Ceylan Yaynevi, stanbul. Ercan, Fuat (1998) Eitim ve Kapitalizm, Ceylan Yaynevi, stanbul. Ercan, Fuat (1999) ktisat Teorisi zerine Eletirel nermeler, ktisat, Say 389, Mays. Ercan, Fuat(Baslacak) Kresel Kapitalizm:En azla daha ve ok ve daha hzl, Balam Yaynevi, stanbul.

EMEK PYASASI TEORLER

59

Ferber, Marrianne A. ve Julie A. Nelson (1993) (der.) Beyond Economic Man: Feminist Theory and Economics. The University of Chicage Press, Chicago. Fine, Ben (1998) Labour Market Theory: A Constructive Reassesment, Routledge, Londra. Fine, Ben (1999a) ktisatta yeni devrim, ktisat, Say 389, Mays. Fine, Ben (1999b) A question of economics: Is it colonizing the social sciences?, Economy and Society, Cilt 28, Say 3. Folbre, Nancy (1994) Who Pays for the Kids?Gender and the Structures of Constraint, Routledge, Londra. Gardiner, Jean (1998) Beyond human capital: Households in the macroeconomy, New Political Economy, Cilt 3, Say 2. Glyn, Andrew ve Bob Sutcliffe (1972) British Capitalism Workers and the Profits Squeeze, Penguin, Londra. Gordon, J. Robert (1990) What is new-Keynesian economics?, Journal of Economic Literature, Cilt 28, September. Gordon, David, Richard Edwards ve Michael Reich (1986) Segmented Work, Divided Workers: The Historical Transformation of Labour in the United States, CUP Press, New York. Grn, Fikret (1978) Pozitif iktisat hakknda, ktisatta Kapsam ve Yntem iinde, (der. Fikret Grn), ODT Yaynlar, Ankara. Granovetter, Mark (1992) The sociological and economic approaches to labor market analysis: A social structural view, The Sociology of Economic Life iinde, (der. Mark Granovetter ve R. Swedberg), Westview Press, Boulder. Greenwald, Bruce ve Joseph Stiglitz (1993) New and old Keynesians, The Journal of Economic Perspectives, Cilt 7, Say 1, K. Hahn, Frank (1984) Equlibrium and Macroeconomics, Basil Blackwell, Oxford . Hanson, Susan ve Geraldine Pratt (1991) Job search and the occupational segregation of women, Annals of the Association of Americal Geographers, Cilt 81, Say 2, ss 229-253. Hayek, Friedrich A. (1973) The place of Mengers Grundsstze in the history of economic thought, Carl Menger and The Austrian School of Economics iinde, (der. J. R. Hicks ve W. Weber), Oxford University Press, Oxford. Kaul, N. (2000) The anxious identities we inhabit... Postisms and economic understandings, Uluslararas Feminist ktisat Birliinin (IAFFE) IAFFE in stanbul-2000 konferansnda sunulmutur, Austos 15-17, stanbul. Keynes, J. Maynard (1961) The General Theory of Employment, Interest and Money, MacMillan Press, Londra. King, John Edward (1990) Labour Economics, Macmillan Press, Londra. Lucas, Robert E. (1973) Some international evidence on output-inflation tradeoffs,American Economic Review, Cilt 63, ss. 326-334. Lucas, Robert E. (1978) Asset prices in exchange economy, Econometrica, Cilt 46. Magdof, Harry (1984) The meaning of work: A Marxist perspective Monthly Review, Cilt 34, Say 5. Malinvaud, Edmund (1990) Disequlibrium on the labour market, Keynesian Economics iinde, (der. A. Barrere), Macmillan, London. Marshall, Ray, Alan G. King ve Vernon M. Briggs (1980) Labor Economics, Richard D. Irwin Yaynlar, Illinois. Martin, R. (1999) The new Geogrraphical Turn in economics: Some critical reflections, Cambridge Journal of Economics, Cilt 23, ss. 65-91. Marx, Karl (1976) 1844 El Yazmalar (ev: K.Somer), Sol Yaynlar, Ankara. Marx, Karl (1986) Kapital I (ev. A. Bilgi), Sol Yaynlar, Ankara. Menger, Karl (1973) Austrian marginalism and mathematical economics, Carl Menger and the Austrian School of Economics iinde, (der:J.R.Hicks ve W.Weber), Oxford University Press, Oxford. Mies, M. (1994). Gender and global capitalism, (der. Leslie Sklair) Capitalism and Development iinde, Routledge, Londra. Mincer, Jacob (1980) Labour force participation of married women, Reading Labour Economics

60

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

iinde, (der. J.E. King), Oxford University Press, Oxford. Mincer, Jacob ve Solomon Polachek (1974) Family investments in human capital: Earnings of women, Journal of Political Economy, Cilt 82, Say 2. Minsky, Hymn (1992) Reconstituting the financial structure. The United States (der. K.Aydoan ve H. Ersel), Issues on Banking Structure and Competition in a Changing World iinde, Merkez Bankas Yaynlar, Ankara. Misses, Ludwig Von (1979) The science of human action, (der. Frank Hahn ve M. Hollis), Philosphy and Economic Theory iinde, Oxford University Press, Oxford. Negt, Oscar (1988) topya ve emek, (der. M. Nikoli), 21.Yzyl Eiinde Sosyalizm iinde, Belge Yaynlar, stanbul. Nelson, A. Julia ( 1995) Economic theory and the feminist theory,(der: Edith Kuiper and Jolande Sap), Out of the Margin: Feminist Perspectives on Economics iinde, Routledge, Londra. Oswald, J. Andrew ve Phillip A. Trostel (1998) What can recent labour research teach us about macroeconomics?, www.warwick.ac.uk. Pietrykowski, Bruce (2000) A primer in political economy, Political Economy and Contemporary Capitalism Radical Perspectives on Economic Theory and Policy iinde, (der. R. Baiman, H. Boushey ve D.Saunders), M.E.Sharpe, New York. Piore, Michael (1971) The dual labour market: Theory and implications, Problems in Political Economy iinde, (der. D.M. Gordon), Heath and Company, Massachussets. Polanyi, Karl (1986) Byk Dnm, (ev. Aye Bura), Alan Yaynlar, stanbul [letiim yaynlar, 2000]. Pollin, Robert (2000) The reserve army of labor and The natural rate of unemployment: Can Marx, Kalecki, Friedman, and Wall Street all be wrong?, Political Economy and Contemporary Capitalism. Radical Perspectives on Economic Theory and Policy iinde, (der. R. Baiman, H. Boushey ve D.Saunders), M.E.Sharpe, New York. Popper, Karl (1989) Ak Toplum ve Dmanlar (ev. Mete Tunay), Remzi Kitabevi, stanbul. Pott-Buter, H.A. (1993) Facts and Fairy Tales About Female Labour. Family and Fertility: A Seven Country Comparison 1850-1990, Amsterdam University Press, Amsterdam. Poulantzas, Nicos (1981) Portekiz, spanya ve Yunanistanda Gei Sreci, (ev. B.Ylmaz), Belge Yaynevi, stanbul. Robinson, Joan (1960) Introduction to The Theory of Employment, MacMillan, Londra. Rodrik, Dani (1997) Kreselleme Snr At m? (ev. . Akyol ve F. nsal), Kzlelma Yaynevi, stanbul. Sayer, Andrew (1984) Method in Social Science: A Realist Approach, Routledge, Londra. Sayer, Andrew ve Richard Walker (1992) The New Social Economy, Basil Blackwell, Oxford. Sayer, Andrew (1995) Radical Political Economy, Basil Blackwell, Oxford. Schnpflug, Karin ve Doris A. Behrens (2000) A feminist challenge to Paul A.Samuelsons overlapping generations model, Uluslararas Feminist ktisat Birliinin (IAFFE) IAFFE in stanbul-2000 konferansnda sunulmutur, Austos 15-17, stanbul. Smith, Adam (1985) Uluslarn Zenginlii, (ev:A.Yunus ve M. Bakrc), Alan Yaynevi. Smith, T (1998) The capital/consumer relation in lean production: The continued relevance of volume two of Capital, The Circulation of Capital: Essays on Volume Two of Marxs Capital iinde, (der. C.J. Arthur ve G. Reuten), MacMillan Press, Londra. Standing, Guy (1989). Global feminization through flexible labor, World Development, Say.17. Standing, Guy (1992) Alternative routes to labour flexibility, (der. M. Storper ve A.J. Scott), Pathways to Industrialization and Regional Development iinde, Routledge, Londra. Standing, Guy (1999) Global feminization through flexible labor: A theme revisited, World Development, Cilt 27, Say 3:583-602. Standing, Guy ve Victor Tokman (der.) (1991) Towards Social Adjustment: Labour Market Issues in Structural Adjustment, ILO, Cenevre. Stanford, Jim (1998) Openness and equity: Regulating labor market outcomes in a globalized economy, (der. B.G. Epstein ve Robert Pollin), Globalization and Progressive Economic Policy iinde, Cambridge University Press, Cambridge. Storper, Michael (1988) Big structures, small Events, and large process in economic geography,

EMEK PYASASI TEORLER

61

Environment and Planning, Cilt 20. Storper, Michael ve Richard Walker (1983) The theory of labour and the theory of location, International Journal of Urban and Regional Research, Cilt 7, ss.1-43. Sweetland, Scott R. (1996) Human Capital Theory: Foundations of a field of inquiry, Review of Educational Research, Cilt 66, Say 3. enses, Fikret (1994) Labour market response to structural adjustment and institutional pressures: The Turkish case, ODT Gelime Dergisi, Cilt 21, Say 3:405-448. Tansel, Ayst (1997) Self employment, wage employment and returns to education for urban men and women in Turkey, (der. T. Bulutay), Education and Labour Market in Turkey iinde, DE, Ankara. Taymaz, Erol (1998) Trkiye imalat sanayiinde teknolojik deime ve istihdam, Bulutay 1998 iinde, ss. 179-217. Torz, Richard (1999) New classical economics, new Keynesian economics, stabilization policy, and the labot market, www.gre.ac.uk/fa03/. Tunal, nsan (1996) Labor market implications of demographic window oppurtunity, Forum, Aralk. TSAD (1999) Trkiyenin Frsat Penceresi Demografik Dnm ve zdmleri, Yayn No.TSAD-T/97, ss.10-128, stanbul. Watchel, H.M. ve C. Betsey (1980). Employment at low wages, Reading Labour Economics iinde, (der. J.E.King), Oxford University Press, Oxford. Weber, Max (1965) Social and Economic Organization, Free Press, New York. Weeks, John (1991) The myth of labour market clearing, (der. G. Standing ve V. Tokman), Towards Social Adjustment Labour Market Isuues in Structural Adjustment iinde, ILO, Cenevre. Wells, Paul (1977) Keynes Disequlibrium Theory of employment, Modern Economic Thought iinde, (der. S. Weinttraub), Pennsylvania University Press, Pennsylvania. Wilk, Richard (1996) Taking gender to market, Feminist Economics, Cilt 2, Say 1:90-3. Yentrk, Nurhan (1999) Trk imalat sanayiinde cretler, istihdam ve birikim, Trk- 99 Yll-II, Trk- Yaynlar, Ankara.

EK 1 Trkiye Emek Piyasas zerine Yaplan almalarn Tarihsel Dkm, 1979-200044 1979 iti, Oya (1979). Trk Kamu Ynetiminde Kadn Grevliler, Trk Toplumunda Kadn, Nermin Abadan-Unat (der.), Aratrma, Eitim, Ekin Yaynlar, stanbul, 2. Basm, ss.221-252. Kazgan, Glten (1979). Trk Ekonomisinde Kadnlarn gcne Katlmas , Mesleki Dalm, Eitim Dzeyi ve Sosyo-Ekonomik Stats, Trk Toplumunda Kadn, Aratrma, Nermin Abadan-Unat (der.), Eitim, Ekin Yaynlar, stanbul, 2. Basm, ss.137-170. nc, Aye (1979). Uzman Mesleklerde Trk Kadn, Trk Toplumunda Kadn, Nermin Abadan-Unat (der.), Aratrma, Eitim, Ekin Yaynlar, stanbul, 2. Basm, ss.253-267.

44

Bu bibliyografyann eksiksiz olmadn sylemek mmkn deil. Bu bibliyografyada yer almayan, bildiiniz almalarn knyesini ozar@boun.edu.tr adresine gndermenizi ilerideki almalarmza yararl olmas asndan rica ederiz. Bibliyografyada emek piyasas ile ilgili olarak Trkiye'de ya da yurtdnda yaplm teorik almalara yer verilmemitir; sadece, Trkiye'nin emek piyasasna ilikin konular zerine yaplan almalar derlenmitir. Bu makroiktisat dzeyinde bir alma da olabilir, gecekondularda yaayan iilerin durumuyla ilgili bir alma da olabilir. Sendikaclk, sendika hareketi ve emek piyasas ile ilgili yasal konular zerine yaplan almalar ve bu konuyla ilgili ders kitaplar derlememiz dnda tutulmutur.

62

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

zbay, Ferhunde (1979). Krsal Yrelerde Kadnn Stats, gcne Katlm ve Eitim Durumu, Ynetim Bilimleri Dergisi, Cilt.1, Say.1, ATA, Ankara. 1980 Altan, .Z. (1980). Kadn ileri ve Trkiyede Kadn ilerin 1425 Sayl Kanunu ile Korunmas, ETA, Eskiehir. Aksoy, Asu (1980). Wages, Relative Shares, and Unionization in Turkish Manufacturing, The Political Economy of Income Distribution in Turkey, Ergun zbudun ve Aydn Ulusan (ed.), Holmes and Meier Publishers Inc., New York, ss.409-454. 1981 Erder, T. (1981). Situation and Problems of Unpaid Working Women in Turkey, Council of Europe, CDSO, Cilt. 81, Say. 49, Strasbourg. enyapl, Tans (1981). Gecekondu evre ilerin Mekn, ODT Mimarlk Fakltesi Yayn, Ankara. 1982 ulpan, Oya ve T. Marzotto (1982). Changing Attitudes Toward Work and Marriage: Turkey in Transition, Sign, Winter. Ko, Yldrm (1982a). Sources on the Laborers in Turkey in Foreign Languages, ODT Gelime Dergisi, Cilt.9, Say.1, ss.99-128. Ko, Yldrm (1982b). Trkiyede alma Yaamna likin Veriler, Veri Kaynaklar ve zellikleri, ODT Gelime Dergisi, Cilt.9, Say.2, ss.213-278. Ko, Yldrm (1982c). Bibliography of the Books and Pamphlets on the Laborers, the Labor Movement and Labor Unions in Turkey (1960-1980), ODT Gelime Dergisi, Cilt.8, Part I: Say.1/2, Part II: Say.3-4. Kuya, Nilufer (1982). Female Labor Power Relations in the Urban Turkish Family, Sex Roles Family and Community in Turkey, idem Katba (ed.), Indiana University, Bloomington, Indiana. Tekeli, lhan (1982a). Kalknma Srecinde Marjinal Kesim ve Trkiye zerinde Bir Deneme, Trkiyede Kentleme Yazlar, Turhan Kitabevi, Ankara, ss.145-182. Tekeli, lhan (1982b). Marjinal Sektrn Dinamiinde Bir Baka Yn, Trkiyede Kentleme Yazlar, Turhan Kitabevi, Ankara, ss.183-197. 1983 Acar, Feride (1983). Turkish Women in Academia: Roles and Careers, ODT Gelime Dergisi, Cilt.10, Say.3, ss. 409-446. 1987 Ayata, Sencer (1987). Kapitalizm ve Kk reticilik - Trkiyede Hal Dokumacl, Yurt Yaynlar, Ankara. Berik, Gnseli (1987). Women Carpet Weavers in Rural Turkey: Patterns of Employment, Earnings, and Status, International Labour Organization, Geneva. Bircan, smail (1987). Beinci Plan ncesinde stihdam Yaklamlar (1963-1984), DPT Sosyal Planlama Bakanl, Planlama Dairesi, Ankara. Lordolu, Kuvvet (1987). Yksek Eitim Gren Kadn gc Adaylar ve alma Eilimleri, ODT Gelime Dergisi, Cilt.14, Say.3. 1989 Bataymaz, Tahir (1989). Enformel Sektr zerine Ampirik Bir Aratrma, Uluda niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Aratrma Raporu. Boratav, Korkut ve Galip Yalman (1989). A Study on the Political Economy of Structural Adjustment: Workers and Peasants during a Major Reorientation of Economic Policies. Turkey 1980-

EMEK PYASASI TEORLER

63

1987, Research Paper prepared for International Development Research Center, Canada. Celasun, Merih (1989). Income Distribution and Employment Aspects of Turkeys Post-1980 Adjustment, ODT Gelime Dergisi, Cilt.16, Say.3-4, ss.1-31. Keyder, alar (1989). Social Structure and the Labour Market in Turkish Agriculture, International Labour Review, Cilt.128, Say.6. ss.731-744. 1990 Aktar, Ayhan (1990). Kapitalizm, Az Gelimilik ve Trkiyede Kk Sanayi, Afa Yaynlar, stanbul. Ayata, Sencer (1990). The Labour Market in the Small Industry Town, Friedrich Ebert Vakf Yayn, stanbul. Berik, Gnseli (1990). Trkiyede Krsal Kesimde Hal Dokumacl ve Kadnn Ezilmilii, Kadn Bak Asndan 1980ler Trkiyesinde Kadn, irin Tekeli (der.), letiim Yaynlar, stanbul. Ecevit, Yldz (1990a). An Analysis of the Concentration of Women Wage Workers in Turkish Manufacturing Industries, Women, Family and Social Change in Turkey, Ferhunde zbay (ed.), UNESCO, Bangkok. Ecevit, Yldz (1990b). Kentsel retim Srecinde Kadn Emeinin Konumu ve Deien Biimleri, Kadn Bak Asndan 1980ler Trkiyesinde Kadn, irin Tekeli, (der.), letiim Yaynclk, stanbul, ss.105-115. Lordolu, Kuvvet (1990). Eve Verme istemi inde Kadn gc zerine Bir Alan Aratrmas, Friedrich Ebert Vakf, stanbul. zbay, Ferhunde (1990). Kadnlarn Evii ve Evd Uralarndaki Deimeler, Kadn Bak Asndan 1980ler Trkiyesinde Kadn, irin Tekeli, (der.), letiim Yaynclk, stanbul, ss. 117-144. zmucur, Sleyman ve Erdoan ztn (1990). Trkiye Ekonomisinde Yapsal Deiiklikler, Journal of Economics and Administrative Studies, Cilt.4, Say.1, ss.157-168. Savran, Glnur (1990). yerinde Taciz ve Kadn Meslekleri, Kakts, say 10, ubat. enses, Fikret (1990a). Alternative Trade and Industrialization Strategies and Employment in the Turkish Manufacturing Sector, ODT Ekonomik Aratrmalar Merkezi alma Raporu, ERC/1990-1. enses, Fikret (1990b). Trkiyede Gelir Dalm, Gelirin Yeniden Datm ve gc Piyasalar, ODT Ekonomik Aratrmalar Merkezi alma Raporu, ERC/1990-3. Uygur, Ercan (1990). Policy, Productivity, Growth and Employment in Turkey, 1960-1989 and Prospects for the 1990s, International Labour Office Mediterranean Information Exchange System on International Migration and Employment, No.90/4, Geneva. 1991 Arat, Necla (1991). Kentli Kadnlarn Yaamndaki Sorunlar ve zm nerileri, Friedrich Ebert Vakf, stanbul. Boratav, Korkut (1991). Trkiyede Sosyal Snflar ve Blm, Gerek Yaynevi, stanbul. aatay, Nilfer ve Gnseli Berik (1991). Transition to Export-led Growth in Turkey: Is there a Feminization of Employment Capital and Class, Cilt.11, Say.3. Ecevit, Yldz (1991). Shop Floor Control. The Ideological Construction of Turkish Women Factory Workers, Working Women: International Perspectives on Labour and Gender Ideology, N. Redclift ve M.T. Sinclair (ed.), Routledge, London, ss.56-78. Kabasakal, Hayat (1991). Kadnlar, rgtler ve G Dalm, Toplum ve Bilim, Bahar, Say.53, ss.55-61. Koray, Meryem (1991). alma Yaam Penceresinden Kadn Gerekleri, TSES, stanbul. Maralolu, H. ve A. Tktk (1991). Trkiye Ekonomisinde Sektrel Gelimeler: retim, Sermaye Birikimi ve stihdam. 1968-1988, DPT, Ankara. zbay, Ferhunde (1991). Trkiyede Kadn ve ocuk Emei, Toplum ve Bilim, Bahar, Say.53, ss.41-54. enses, Fikret (1991). Trkiyede gc Piyasalar - sizlik Profili Etkileimi: ktisadi Bir Yaklam, ODT Ekonomik Aratrmalar Merkezi alma Raporu, ERC/1991-1.

64

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

1992 Atauz, Sevil ve Akn Atauz (1992). Enformel Sektr Kentsel gc Pazarlar Sosyal ve Ekonomik Yaplanmalar zerinde Betimsel Tartmalar, Planlama, Cilt.92, Say.1-4, ss.4-21. Bulutay, Tuncer (1992a). A General Framework for Wages in Turkey, Paper presented at the Seminar on Employment, Unemployment and Wages in Turkey, 15-16 October, Ankara. Bulutay, Tuncer (1992b). A General Framework for Unemployment in Turkey, Paper presented at the Seminar on Employment, Unemployment and Wages in Turkey, 15-16 October, Ankara. Bulutay, Tuncer (1992c). A General Framework for Employment in Turkey, Paper presented at the Seminar on Employment, Unemployment and Wages in Turkey, 15-16 October, Ankara. Ecevit, Yldz (1992). Trkiyede Kadn gcnn Marjinallii, Blten Dergisi, Say.11. Hamurdan, Yusuf O. (1992). Labor Market Structure and Development - Turkish Case, Sosyal Siyaset Konferanslar, Otuzyedinci-Otuzsekizinci Kitaplar, stanbul niversitesi Yaynlar, stanbul, ss.151-172 . Kutal, Glten (1992). Trkiyede stihdamn Yapsnda Kadn gc, Sosyal Siyaset Konferanslar, Otuzyedinci-Otuzsekizinci Kitaplar, stanbul niversitesi Yaynlar, stanbul, ss.45-61. Mehran, Farhad ve Hakk M. zel (1992) Assessment of Employment and Unemployment in Turkey, Paper presented at the Seminar on Employment, Unemployment and Wages in Turkey, 15-16 October, Ankara. Morvaridi, Behrouz (1992). Gender Relations in Agriculture: Women in Turkey, Economic Development and Cultural Change, Cilt.40, Say.3, ss.567-586. 1993 Boratav, Korkut (1993). malat Sanayinde cret Paynn Belirlenmesi, Trkiyede gc Piyasas Verilerinin Deerlendirilmesi Semineri,DE, Ankara. Demir, Erol (1993a). Ekonomi Politikalar ve Kent Emeki Aileleri, Birikim, Say.48. Demir, Erol (1993b). gc Piyasas ve Kent Emeki Snfnn Yeniden Kavramlatrlmas, Birikim, Say.53, ss.35-45. Drtlemez, Ahmet (1993). Population, Labor Force, Employment and Social Security in Turkey, Population Issues in Turkey, Policy Priorities, A. Toros (ed.), Hacettepe University Institute of Population Studies, Ankara. Erder Kksal, Sema ve Kuvvet Lordolu (1993). Geleneksel raklktan ocuk Emeine, Friedrich Ebert Vakf Yayn, stanbul. Kasnakolu, Zehra (1993). An Empirical Analysis of Female Occupation, Income and Fertility in Turkey, Population Issues in Turkey, Policy Priorities, A. Toros (ed.), Hacettepe University Institute of Population Studies, Ankara. Koray, Meryem (1993). alma Yaamnda Kadn Gerekleri, Basisen Eitim ve Kltr Yaynlar No.23, stanbul. Lordolu, Kuvvet (1993). Evde alan Kadnlara likin Nitel Bir Karlatrma ve Baz Sorunlar, Kadn Aratrmalar Dergisi, stanbul niversitesi Kadn Sorunlar Aratrma ve Uygulama Merkezi, No.1. zkaplan, Nurcan (1993). alma Ekonomisi, Kavram Yaynlar, Ankara. ahinkaya, S. (1993). malat Sanayiinde Sektrel gc Verimlilii, Reel cretler ve Gayrisafi Karlar veya Mark-up Oranlar (1963-1988 Trkiye rnei), Toplum ve Ekonomi, Say.4. enses, Fikret (1993). Turkeys Labour Market Policies in The 1980s against the Background of Her Stabilization Program, The Political Economy of Socioeconomic Transformation of Turkey, Atilla Eralp, M.Tnay ve B. Yeilada (ed.), Westport, Ct. Trel, Oktar (1993). Ekonomik Byme, stihdam ve Sendikalar: Uzun Dneme Bak, ODT Gelime Dergisi, Cilt.20, Say.1-2, ss.229-250. World Bank (1993). Turkey, Women in Development, Washington, DC. 1994 Boratav, Korkut, Oktar Trel ve Erin Yeldan (1994). Distributional Dynamics in Turkey Under Structural Adjustment of The 1980s, New Perspectives on Turkey, Fall, Say.11.

EMEK PYASASI TEORLER

65

Boratav, Korkut, Oktar Trel ve Nurhan Yentrk (1994). Adjustment, Distribution and Accumulation, Research Paper prepared for UNCTAD. aatay, Nilfer (1994). Turkish Women and Structural Adjustment, The Strategic Silence. Gender and Economic Policy, Isabella Bakker (ed.), Zed Books, London, ss.130-136. aatay, Nilfer ve Gnseli Berik (1994). Structural Adjustment, Feminization and Flexibility in Turkish Manufacturing Mortgaging Womens Lives: Feminist Critiques of Structural Adjustment, P. Sparr (ed.), Zed Press, New York. nar, E. Mine (1994). Unskilled Urban Migrant Women and Disguised Employment: Homeworking Women in stanbul, Turkey, World Development, Cilt.22, Say.3. Ercan, Fuat (1994). Post-Fordizmin Arka Bahesi, Krizin Sevimsiz ocuu, Taeronlama, DSK-AR, Say 15, Mart-Nisan. Gnlk-enesen, Glay (1994). Female Participation in the Turkish University Administration: Econometric and Survey Findings, 1992, Boazii Journal, Cilt.8, Say.1-2, ss.63-81. Kabasakal, Hayat, Nakiye Boyacgiller ve Deniz Erden (1994). Organizational Characteristics as Correlates of Women in Middle and Top Management, Boazii Journal, Cilt.8, Say.1-2, ss.45-62. Kasnakolu, Zehra ve Erkan Erdil (1994). Trends in Education Expenditures in Turkey: 197591, ODT Gelime Dergisi, Cilt 21, Say 4. zar, emsa (1994a). Some Observations on the Position of Women in the Labor Market in the Development Process of Turkey, Boazii Journal, Cilt.8, Say.1-2, ss.21-43. zar, emsa (1994b). Alibeyky Kaytd Kesim Hanehalk n Aratrmas, Boazii niversitesi Aratma Raporu, SBE/Ec 94-01. zbay, Ferhunde (1994). Womens Labor in Rural and Urban Settings, Boazii Journal, Cilt.8, Say.1-2, ss.5-19. enesen, mit ve Mjde Erol (1994). Value Added, Wages and Employment in Turkish Manufacturing Industry: 1971-1991 nan Kraa Armaan, Galatasaray niversitesi Yayn, Ankara. enses, Fikret (1994). Labour Market Response to Structural Adjustment and Institutional Pressures: The Turkish Case, ODT Gelime Dergisi, Cilt.21, Say.3, ss. 405-448. Tansel, Ayst (1994). Wage Employment, Earnings and Returns to Schooling for Men and Women in Turkey, Economics of Education Review, Cilt.13, Say.3, ss.305-320. TSK (1994). cret Sistemimiz, Sorunlar ve zm nerileri Semineri, stanbul. White, Jenny, B. (1999). Money Makes Us Relatives. Womens Labor in Urban Turkey, University of Texas Press, Austin. 1995 Ansal, Hacer (1995). alma Hayatnda Cinsiyetilik ve 1980lerde Trk Sanayiinde cretli Kadn Emeinin Deien Konumu, Toplum ve Bilim, Bahar, Say.66, ss. 17-27. Boratav, Korkut (1995). stanbul ve Anadoludan Snf Profilleri, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, stanbul. Bulutay, Tuncer (1995a). Employment, Unemployment and Wages in Turkey, ILO ve SIS, Ankara. Bulutay, Tuncer (1995b). Child Labour in Turkey, ILO ve SIS, Ankara. Bulutay, Tuncer (1995c). Investment as the Fundemantal Force of Development, Investment and the Labour Market n Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), SIS, Ankara. anak, brahim ve Ahmet elenkolu (1995). Sectoral Investment and Employment Trends in the Turkish Economy, Investment and the Labour Market in Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), SIS, Ankara. Demir, Erol (1995). Trkiyede ileme Sreleri, Toplum ve Bilim, Bahar, Say.66, ss. 69-84. Koray, Meryem (1995) Esneklik ya da Emek Piyasasnn Kresellemesi, 95-96 Petrol- Yll, Petrol- Yaynlar, stanbul. enesen, mit ve Mjde Erol (1995). Relations between Productivity, Employment and Wages in Turkish Manufacturing Industry since 1970, New Visions and Strategies for the Next Century: People, Technologies and Productivity, Proceedings of the Ninth World Productivity Congress, June 4-7, 1995, stanbul, ss.245-257.

66

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

enses, Fikret (1995).gc Piyasalarnda Esneklik Trkiye in Geerli Bir Kavram mdr?, 9596 Petrol- Yll, Petrol- Yaynlar, stanbul. Ycesoy-Gngr, Yasemin (1995). Kurumsallamam (Enformel) Sektr gcn Belirlemede Kullanlan ltler ve Trkiyede Kurumsallamam Sektr gc zerine Bir Deneme, Toplum ve Bilim, Bahar, Say.66, ss.203-212. 1996 Aklar, N. (1996). Kamu Sektrnde Kadn, Trkiyede alma Hayatnda Kadnlara Ynelik Ayrmclk, C.Balkr (ed.), Friedrich-Neuman Vakf ve Liberal Dnce Topluluu, Ankara. Aksoy, Asu (1996). Kreselleme ve stanbulda stihdam, Friedrich Ebert Vakf Yayn, stanbul. Ansal, Hacer (1996). Teknolojik Geliimlerin Sanayide Kadn stihdamna Etkileri. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl (KSSGM), Ankara. Ansal, Hacer (1996). Esnek retimde iler ve Sendikalar (Post-Fordizmde retim Esnekleirken iye Neler Oluyor), Birleik Metal Yaynlar, stanbul. Bulutay, Tuncer (1996a) Trkiyede lendirme ve sizlik-Genel Eilimler, Ekonomide Durum Dergisi, Trk- Aratrma Merkezi, Gz. Bulutay, Tuncer (1996b). gc Piyasalarnda Son Yllardaki Genel Eilimler, alma statistikleri, DE, Ankara DE (1997). alma statistikleri, DE, Ankara. Erder, Sema (1996). stanbula Bir Kent Kondu mraniye, letiim Yaynlar, stanbul. Erdil, Erkan (1996). Inter-Industry Wage Differentals: An Analysis of Wages in Turkish Manufacturing Industry, 1980/1985, ODT Gelime Dergisi, Cilt 24, Say 3. Kale, P. ve H. Maralolu (1996). 1993 Ylnda stihdam ve cretler, DPT, Ankara. Kasnakolu, Zehra ve Meltem Dayolu (1996). Education and Earnings by Gender in Turkey, Erc Working Papers in Economics, Say. 96/10, Middle East Technical University. Kepenek, Yakup (1996). Kullanc Gzyle Trkiyenin gc Piyasas Verileri, ODT Gelime Dergisi, Cilt.23, Say.1, ss.35-57. Kepenek, Yakup ve Nurhan Yentrk (1996). Trkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, stanbul, 8. Bask. Kse, Ahmet H. ve A. Erin Yeldan (1996). Trkiye Ekonomisinde Sektrel gc stihdam ve cret Yaps zerine Bir Deneme, letme ve Finans, Say. 118, ss.18-25. Kmbetolu, Belks (1996). Gizli iler: Kadnlar ve Bir Alan Aratrmas, Farkl Feminizmler Asndan Kadn Aratrmalarnda Yntem, Serpil akr ve Necla Akgke (yay. haz.), Sel Yaynclk, stanbul, ss. 230-238. zar, emsa (1996). Kentsel Kaytd Kesimde Istihdam Sorununa Yaklamlar ve Bir n Saha almas, ODT Gelime Dergisi, Cilt.23, Say.4, ss.509-534. Somel, Cem (1996). Globalisation and Unemployment, PrivateView, Cilt.11, Say.2, TSAD, stanbul. enses, Fikret (1996a) Structural Adjustment and Employment in Turkey, ODT Gelime Dergisi, Cilt 24, Say 3. enses, Fikret (1996b). Structural Adjustment Policies and Employment in Turkey, New Perspectives on Turkey, Fall, No.15, ss. 65-93. Tansel, Ayst (1996). Urban Male Wage Earners and Moonlighting in Turkey, Research in Middle East Economics, Cilt.1, ss.3-26. Tunal, nsan (1996). Labor Market Implications of Demographic Window Oppurtunity, Forum, Aralk. 1997 Ansal, Hacer (1997). Ekonomik Yeniden Yaplanma Srecinde Kadn Emei, Trk- Yll 97, Cilt.2, Trk- Aratrma Merkezi. Bilgin, Erhan (1997). cretler, Verimlilik ve Maliyet, Ekonomide Durum, K, Trk- Ar.Merkezi, Ankara. Bulutay, Tuncer (1997a). An Overview on The Recent Trends in Labor Markets, DE alma

EMEK PYASASI TEORLER

67

statistikleri -1995, DE, Ankara. Bulutay,Tuncer (1997b). Education and the Labor Market in Turkey, SIS, Ankara. Bulutay, Tuncer (1997c). The Approach of Economics to Education, Education and Labour Market in Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), DE, Ankara alma ve Sosyal Gvenlik Bakanl (1997). alma Hayat statistikleri, SGB Yaynlar. Dayolu, Meltem (1997). Introduction: Why Education?, ODT Gelime Dergisi, Cilt 24, Say 2. Dayolu, Meltem ve Zehra Kasnakolu (1997). Kentsel Kesimde Kadn ve Erkeklerin gcne Katlmlar ve Kazan Farklklar, ODT Gelime Dergisi, Cilt.24, Say.3. DE (1997). ocuk gc 1994, Yayn No.1997, DE, Ankara. Erelik, Asl Saygl (1997). Katma Bteli Kurulularda ve Mahalli darelerde Kamu Personeli stihdam, gc Piyasas Analizleri 1996(II), DE, Ankara Erdil, Erkan (1997). Trk malat Sanayinde cret Verimlilii, Ekonomide Durum K, Trk- Ar.Merkezi, Ankara. Erdodu, Seyhan (1997). Trkiyede Kadn iler, Ekonomide Durum, K, Trk- Ar.Merkezi, Ankara. Gngr, N. D. (1997). Education and Economic Growth in Turkey 1980-1990: A Panel Study, ODT Gelime Dergisi, Cilt 24, Say 2. Grn, Fikret (1997). Higher Education and Unemployment, Education and Labour Market in Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), DE, Ankara. Kasnakolu, Zehra ve Meltem Dayolu (1997). Education and Labour Market Participations of Women in Turkey, Education and Labour Market in Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), DE, Ankara. Miniba, Trkel (1997). Enformel Sektr Kadn sizliine zm m?, Kadnlarn Gndemi, Necla Arat (yay. haz.), Say Yaynlar, stanbul, ss.99-114. Sarpkaya, Arzu (1997). 1980 Sonras Alan ve Kapanan yeri Says Verileri, gc Piyasas Analizleri 1997(I), DE, Ankara Tamzaralolu, Pelin (1997). Genel Bteli Kurulularda Kamu Personeli stihdam, gc Piyasas Analizleri 1996(I), DE, Ankara Tansel, Ayst (1997). Self Employment, Wage Employment and Returns to Education for Urban Men and Women in Turkey, Education and Labour Market in Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), DE, Ankara. Tansel, Ayst ve N.D.Gngr (1997). The Educational Attainment of Turkeys Labor Force: A Comparison Across Provinces Over Time, ODT Gelime Dergisi, Cilt 24, Say 4. Tat, Enver (1997) DE Hanehalk gc Anketi Verileri iel ve i Bulma Kurumu Kaytl siz Verileri in Bir Deerlendirme, gc Piyasas Analizleri 1996(I), DE, Ankara. TSK (1997a). Kresel Eilimler ve Trk alma Hayat, TSK, stanbul. TSK (1997b). alma statistikleri ve gc Maliyetleri, TSK, stanbul. Tunal, nsan (1997a). To Work or Not to Work: An Examination of Female Labor Force Participation Rates in Urban Turkey III: Ulusal Nfusbilim Konferans, Hacettepe Nfus Ettleri Enstits, Ankara. 2-5 Aralk. Tunal, nsan (1997b).Education and Work: Experiences of 6-14 Year Old Children in Turkey, Education and Labour Market in Turkey, Tuncer Bulutay (ed.), DE, Ankara Yentrk, Nurhan (1997). Trk malat Sanayinde cretler, stihdam ve Birikim, Friedrich Ebert Vakf, stanbul. Zeytinolu, Ik Urla, .T. zmen, A.E. Katrinli, Hayat Kabasakal ve Y. Arbak (1997). Invisible Employment: Women as Waged Domestic Workers in Turkey, Bargaining in Diversity: Colour, Gender and Ethnicity, Barry Fitzpatrick (ed.), Oak Tree Press, Dublin, ss. 59-75. 1998 Alc, Sema ve Glseren Seer (1998). Kamu ktisadi Teebbslerinde Personel stihdam, gc Piyasas Analizleri 1997(I), DE, Ankara. Ansal, Hacer (1998) Yeni Teknolojiler silik Yaratyor mu? Trk Metal Eya-Makina Sanayiinde

68

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Yeni Teknolojilerin stihdama Etkisi, ODT Gelime Dergisi, Cilt. 25, Say.2, ss.215-232. Ansal, Hacer (1998). Kreselleme, Sanayide Teknolojik Modernizasyon ve Kadn stihdam, zbay 1998a iinde, ss.79-103. Atauz, Akn, Filiz Kardam ve Glay Toksz (1998). Kadn Aratrmalarnda Yntem Sorunu ve Kadn stihdamnn Gelimesi (KG) Projesi rnei, KTSAT, Kadnlar ve alma Yaam zel Says, Say. 377, ss.16-25. Boratav, Korkut (1998). Trkiyede Emek Piyasalarnn Esneklii zerine Notlar, Bulutay 1998b iinde, ss. 165-170. Bulutay, Tuncer (ed.) (1998a). Teknololoji ve stihdam, DE Yayn No. 2101, Ankara. Bulutay,Tuncer (ed.) (1998b). Trk gc Piyasas ile lgili Temel Gelimeler, 6 Haziran 1997, DE Yayn No. 2124, Ankara. Ecevit, Yldz (1998a). Kreselleme, Yapsal Uyum ve Kadn Emeinin Kullanmnda Deimeler, zbay 1998a iinde, ss.31-77. Ecevit, Yldz (1998b). Trkiyede cretli Kadn Emeinin Toplumsal Cinsiyet Temelinde Analizi, 75 Ylda Kadnlar ve Erkekler, Aye Berktay Hacmirzaolu (ed.), Tarih Vakf Yaynlar, stanbul, ss. 276-284. Eraydn, Ayda (1998a). Ekonomik Baarnn Ykn stlenenler: D Pazarlarda Rekabet Gc Kazanan Konfeksiyon Sanayiinde Kadn Emei, zbay 1998a iinde, ss. 105-146. Eraydn, Ayda (1998b). D Pazarlara Alan Konfeksiyon Sanayiinde Yeni retim Sreleri ve Bu Sektrde alan Kadnlar, KTSAT, Kadnlar ve alma Yaam zel Says, Say. 377, ss. 44-53. Erlat, Gzin (1998). Measuring the Impact of Trade Flows on Employment in the Turkish Manufacturing Industry, Middle East Technical University Economics Research Center Working Paper, No. 1998-3, Ankara. Eybolu, Aye, emsa zar ve Hlya Tufan-Tanrver (1998). Kentli Kadnlarn alma Koullar ve alma Yaamn Terk Nedenleri, KTSAT, Kadnlar ve alma Yaam zel Says, Say. 377, ss. 37-43, (tekrar basm: iti, Oya (ed.) (1998). 20. Yyln Sonunda Kadnlar ve Gelecek Konferans, Trkiye Orta Dou Amme daresi Enstits Yayn No.285, ss. 207-216). lkkaracan, pek (1998) Kentli Kadnlar ve alma Yaam, 75 Ylda Kadnlar ve Erkekler, Aye Berktay Hacmirzaolu (ed.), Tarih Vakf Yaynlar, stanbul, ss. 285-302. Joekes, Susan (1998). Kreselleme ve Gelimekte Olan lkelerde Kadnn Stats: Trkiye in Dersler, zbay 1998a iinde, ss. 5-29. Kalaycolu, Sibel ve Helga Rittersberger (1998). likilerine Kadnca Bir Bak: Ev Hizmetinde alan Kadnlar, 75 Ylda Kadnlar ve Erkekler, Aye Berktay Hacmirzaolu (ed.), Tarih Vakf Yaynlar, stanbul, ss. 225-235. Karata, Cevat (1998). Trkiyede zelletirme ve Emek Piyasas: imento Sektr rnei, Bulutay 1998b iinde, ss.211-226. Kasnakolu, Zehra ve Meltem Dayolu (1998). Education and Labor Market Participation of Women in Turkey, Bulutay 1998c iinde. Ko, Canan ve Yldrm Ko (1998). Trkiye alma Yaam Kaynakas, Trk- Yaynlar, Ankara. Kse, Ahmet H. ve Erin Yeldan (1998). Da Alma Srecinde Trkiye Ekonomisinin Dinamikleri: 1980-1997, Toplum ve Bilim, Say7.77, Yaz. Kse, Ahmet H. ve A. Erin Yeldan (1998). Turkish Economy in the 1990s: An Assessment of Fiscal Policies, Labor Markets and Foreign Trade, New Perspectives on Turkey, Spring, Say.18, s.51-78. Lordolu, Kuvvet (1998). Enformel stihdam ve Sosyal Gvenlik Sorunu, Ekonomik Yaklam, Cilt 9, Say 31. zar, emsa (1998a) Trkiyede Katmanl gc Piyasas Makalesinin Eletiri Raporu, Bulutay 1998b iinde, ss. 131-136. zar, emsa (1998b). Trkiyede Byk Kentlerde Kadnlar ve sizlik, Suna Kiliye Armaan.Cumhuriyete Adanm Bir Yaam, Boazii niversitesi Yaynlar, stanbul, ss.303-312. zar, emsa ve Glay Gnlk-enesen (1998). Determinants of Female (Non-) Participation in the Urban Labor Force in Turkey, METU Studies in Development, Cilt.25, Say.2, ss.311-328.

EMEK PYASASI TEORLER

69

zbay, Ferhunde (yay. haz.)(1998a). Kresel Pazar Asndan Kadn Emei ve stihdamndaki Deimeler. Trkiye rnei, nsan Kaynan Gelitirme Vakf, stanbul. zbay, Ferhunde (1998b). Trkiyede Kadn Emei ve stihdamna likin almalarn Geliimi, zbay 1998a iinde, ss. 147-181. zkaplan, Nurcan (1998). Trkiyede sizliin Analizi ve Makroekonomik Politikalara Kar Duyarll, ktisat-letme ve Finans. zmucur, Sleyman (1998). Trkiyede zelletirme ve Emek Piyasas, Bulutay 1998b, ss. 171209. zuca, erife, T. (1998) Emek Piyasas Katlklar, Ekonomik Yaklam, Cilt. 9, Say. 28. Ruben, Ester Biton (1998) Intersectoral Linkages and their Implications for Employment Creation in Turkey: A Comparative Input-Output Analysis for 1979, !985 and 1990, ODT Gelime Dergisi, Cilt. 25, Say.3, ss.505-526. Sarpkaya, Arzu (1998) stihdam, sizlik ve Eksik stihdam Kavramlarnn ILO ve DE Tanmlar erevesinde ncelenmesi, gc Piyasas Analizleri 1997(I), DE, Ankara enel, Dilek (1998). alma Yaamnda Cinsiyete Dayal Ayrmclk: Bankaclk yerlerinden rnekler, KTSAT, Kadnlar ve alma Yaam zel Says, Say. 377, ss. 54-61. Tansel, Ayst (1998b) Self-Employment, Wage-Employment, and Returns to Education in Turkey, Bulutay 1998c iinde. Tansel, Ayst (1998c). Workers Displaced Due to Privatization in Turkey: Before Versus After Replacement, ODT Ekonomik Aratrmalar Merkezi alma Raporu, ERC. 98/6. Taymaz, Erol (1998a). Trkiye malat Sanayiinde Teknolojik Deime ve stihdam, Bulutay 1998a, ss. 179-217. Togan, Sbidey ve Sheyla zyldrm (1998). Trkiye gc Piyasasnda Esneklik, Bulutay 1998b, ss. 137-163. Tunal, nsan (1998a). Education and Work: Experiences of 6-14 Year Old Children in Turkey, Bulutay 1998c, ss. 105-143. Tunal, nsan ve Hakan Ercan (1998a) Trkiyede Katmanl gc Piyasas, Bulutay 1998b iinde, ss. 85-127. Tunal, nsan ve Hakan Ercan (1998b). Labor Market Segmentation in Turkey, Ko University Working Paper, stanbul. Yavan, Zafer Ali (1998). Trkiyede sizlik: Yapsal ve Yapsal Olmayan zellikleri, Yayn No. TSAD-T/97, 10-218, stanbul. Zeytinolu, Ik Urla (1998). Constructed Images as Employment Restrictions: Determinants of Female Labor in Turkey, Zehra F.Arat (ed.), Deconstructing Images of The Turkish Woman, Macmillan Press, Hampshire. 1999 Abay, Canan (1999) zmirde Krsal Kadna Ynelik Eitimin stihdama Katks, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Acar, Feride, Aye Gne Ayata, Demet Varolu (1999) Cinsiyete Dayal Ayrmclk: Trkiyede Eitim Sektr rnei, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Akhun, lhan, Yksel Kavak ve Nuray Senemolu (1999) gc Yetitirme Kurslarnn stihdama Katks, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Bildirici, Melike, Tahsin Balkrta ve Sohbet Karpuz (1999) Trkiye malat Sanayiindeki Emek likilerine Yeni Bir Yaklam, ktisat letme ve Finans, Say.154, ss. 83-94. Bulutay, Tuncer (1999a). Trk gc Piyasas ile lgili Ykler ve Politikalar, DE, Yayn No.2262, Ankara. Bulutay, Tuncer (1999b). gc Piyasas ile lgili Genel Politikalar, Bulutay 1999a iinde, ss. 165. Bulutay, Tuncer ve Zeki Blkba (1999). Trkiyede 1924-1996 Dneminde eitli Kesimler zerindeki Dolaysz Vergi Ykleri, Bulutay 1999a iinde, ss. 67-114. Dakran, Meral (1999). Trkiyede retim, stihdam ve Verimlilik, gc Piyasas Analizleri 1998(I), DE, Ankara. Demirel, Ahmet, Zuhal Kayaalp Bilgin, Murat Kocaman, Funda demi, Tansel Demirel, Beng

70

FUAT ERCAN - EMSA ZAR

Usal, Suat Bayrak, Evren Fstkolu, Ahmet Destici, zgn Trkz ve Sevin Bamak (1999) almaya Hazr gc Olarak Kentli Kadn ve Deiimi, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Eraydn, Ayda (1999) Trkiyede retim Yapsnn Dnm ve Esnek retim rgtlenmesi ile Yeniden stihdam Biimlerinin Ortaya kmas, Z.Rona (yayna hazrlayan), Bilano 1923-1998 Ekonomi-Toplum-evre-II,Tarih Vakf Yaynlar, stanbul.. Eraydn, Ayda ve Asuman Erendil (1999) Yeni retim Sreleri ve Kadn Emei, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Ercan, Hakan (1999). Trkiye malat Sanayiinde cret D Yklerin Uluslararas Karlatrmal Olarak ncelenmesi, Bulutay 1999a iinde, ss. 115-132. Erelik, Ayla Saygl (1999). Adana ve el evresinde stihdam Eilimleri, gc Piyasas Analizleri 1998(II), DE, Ankara. Erdodu, Seyhan (1999). Kadn iler ve Sendikalar, 75 Ylda arklar Dndrenler, Oya Baydar ve Glay Dinel (ed.), Tarih Vakf Yaynlar, stanbul, ss.271-280. Ergnl, nder (1999). Trkiyede sizliin Boyutlar, SalkToplumSiyaset, Say.1. Filiztekin, Alpay ve nsan Tunal (1999). Anatolian Tigers: Are They For Real, New Perspectives on Turkey, Say. 8, Spring, ss.77-107. Grsel, Seyfettin ve Veysel Ulusoy (1999). Trkiyede sizlik ve stihdam, Yap ve Kredi Yaynlar, stanbul. Karadeniz, O. (1999). Trkiyede Kayt D ilik ve Nedenleri, Ekonomide Durum, Say. 6, Gz, Trk- Aratrma Merkezi, Ankara. Kardam, Filiz ve Glay Toksz (1999). Cumhuriyetten Gnmze alma Yaam ve Kadnlar: Ayrmcln Deien Boyutlar, Z. Rona (yayna hazrlayan), Bilano 1923-1998 Ekonomi-Toplum-evre-II, Tarih Vakf Yaynlar, stanbul.. Koray, Meryem (1999). Deien i Profili: 1990larda Endstri isinin Sosyal Kimlii ve alma Yaam, 75 Ylda arklar Dndrenler, Oya Baydar ve Glay Dinel (ed.), Tarih Vakf Yaynlar, stanbul, ss. 179-195. Koray, Meryem, Sevda Demirbilek ve Tun Demirbilek (1999) Gda kolunda alan Kadnlarn Koullar ve Gelecei, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Kmbetolu, Belks (1999). Ev ileri ve Yeni Yasal ereve, Ekonomik Yaklam, Cilt.10, Say.33, ss.27-47. Onaran, zlem (1999). The Wage Setting Mechanism in Private Manufacturing Industry and Its Effect on The Labor Market in Turkey, stanbul Teknik niversitesi, letme Mhendislii Tartma Yazlar, stanbul. Piyal, Blent (1999). ocuk gc, 75 Ylda arklar Dndrenler, Oya Baydar ve Glay Dinel (ed.), Tarih Vakf Yaynlar, stanbul, ss.281-289. Ruben, Eser Biton (1999). Trkiyede Sanayilemenin stihdam Etkileri ve Sektrler Aras Balarn ncelenmesi, Ekonomide Durum, Say. 6, Gz, Trk- Aratrma Merkezi, Ankara. Suime, Halit (1999). Trkiye ve Avrupa Birliinde cret ve Verimlilikler, Trk- 99 Yll-II, Trk- yaynlar, Ankara. ahabetttinolu, Murat (1999). cret statistiklerinde cret Alt Bileenlerinin Snflandrmalar ve Zaman indeki Yansmalar, gc Piyasas Analizleri 1998(I), DE, Ankara. Tansel, Ayst (1999a). Public-Private Employment Choice, Wage Differentials and Gender in Turkey, Economic Growth Center Yale University, Discussion Paper, No.797. Tansel, Ayst (1999b). Trkiyede zelletirme Nedeniyle ten kartlan iler. karlma ncesinde ve Sonrasnda Durum, Trk- 99 Yll-II, Trk- Yaynlar, Ankara. Taymaz, Erol (1999). Trade, Liberalization and Employment Generation: the Experience of Turkey in 1980s, Middle East Technical University Economics Research Center Working Paper, No.1999-11, Ankara. TSAD (1999). Trkiyenin Frsat Penceresi Demografik Dnm ve zdmleri, Yayn No.TSAD-T/97, 10-128, stanbul. Voyvoda, Ebru ve A. Erin Yeldan (1999). Patterns of Productivity Growth and the Wage Cycle in Turkish Manufacturing, Bilkent University Department of Economics Discussion Papers, Say. 99-11.

EMEK PYASASI TEORLER

71

Yeldan, Erin ve Ahmet Kse (1999). Makroekonomik Politikalar Asndan Trkiye Emek Piyasasnn zmlenmesi, Bulutay 1999a iinde, ss. 157-183. Yeldan, Erin ve Ebru Voyvoda (1999). Trk malat Sanayiinde gc retkenlii ve cretlerin Geliimi, Trk- 99 Yll-II, Trk- Yaynlar, Ankara. Yentrk, Nurhan (1999). Trk malat Sanayiinde cretler, stihdam ve Birikim, Trk- 99 Yll-II, Trk- yaynlar, Ankara. White, Jenny, B. (1999). Para le Akraba. Kentsel Trkiyede Kadn Emei, (ev: Aksu Bora), letiim Yaynevi, stanbul, White 1994n evirisi. Zenginobuz, nal (1999). Trkiyede Emekten Alnan Vergilerin Refah Maliyeti ile lgili Baz Tahminler, Bulutay 1999a iinde, ss. 133-155. 2000 Akhun, lhan (2000) Kz ocuklarnn Mesleki Eitime ve stihdama Ynelimleri, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Aziz, Aysel (2000) Krsal Alanda Kadnn stihdama Katlm, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Bekata Mardin, Nur ve Aye Mutaf Tulun (2000) Salk Sektrnde Kadn, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Eybolu, Dilek, Glten ncir, Nurdan Ilgaz, Erdemir Fidan ve Ycel nce (2000). Bankaclk Sektrnde Cinsiyete Dayal Ayrmclk, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Eybolu, Aye, emsa zar ve Hlya Tufan Tanrver (2000). Kentlerde Kadnlarn Yaamna Katlm Sorunlarnn Sosyo-Ekonomik ve Kltrel Boyutlar, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Gnlk-enesen, Glay ve emsa zar (2000) Kadn stihdam iin Yeni Perspektifler ve Kadn gcne Muhtemel Talep, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara. Onaran, zlem (2000). Labor Market Flexibity During Structural Adjustment in Turkey, stanbul Teknik niversitesi letme Fakltesi letme Mhendislii Tartma Yazlar, No.00/1, stanbul. Onaran, zlem ve Nurhan Yentrk (2000). The Distribution of Income between Wages and Profits in Turkish Private Manufacturing Industry. Which One is Rigid: Wages or Profits? , stanbul Teknik niversitesi letme Fakltesi letme Mhendislii Tartma Yazlar, No.00/2, stanbul. Onaran, zlem (2000). The Effect of Trade Liberalisation on Labor Demand in Turkish Manufacturing Industry, stanbul Teknik niversitesi letme Fakltesi letme Mhendislii Tartma Yazlar, No.00/3, stanbul. Tufan-Tanrver, Hlya ve Aye Eybolu (2000) Popler Kltr rnlerinde Kadn stihdamn Etkileyebilecek eler, T.C. Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl, Ankara.

72

gc piyasalar ve uluslararas iblmnde uzmanlamann mekansal boyutlar: 1980 sonras dnemde Trkiye imalat sanayii*
Ahmet Haim Kse* ve Ahmet nc***

Giri
ok genel bir dzeyde ifade edilirse, bu yaz her eyden nce Trkiye ekonomisini trde bir btn olarak soyutlamann kuramsal ve ampirik adan geerli bir kavray olup olmadn sorguluyor. Bu ynelimi ile yaz, Toplum ve Bilim in 77. saysnda (Yaz 1998) yaynlanm olan Dnya ve Trkiye Ekonomisinde Anadolu malat Sanayi adl almamzda ileri srdmz iddialarn bir uzants niteliini tayor. Sz konusu alma Trk Mhendis ve Mimar Odalar Birliinin dzenledii 97 Sanayi Kongresi iin drt kenti (Konya, Gaziantep, Denizli, Edirne) ierecek ekilde iletme dzeyinde toplanm bir rnekleme dayanlarak gerekletirilmiti. Bu yazda, Anadolu sanayi oluumuna ynelik daha nceki tezlerimizi Trkiye imalat sanayii zerine derlenen sektrel verilerle geniletiyor ve igc piyasalarnn reel ekonomi zerindeki belirleyici etkisini vurgulayan kuramsal bir ereve iinde yeniden deerlendiriyoruz. Bu amala, ulusal ekonomilerin uluslararas iblmndeki konumlarnn, igc piyasalarnn kurumsallama tarzndan dorudan etkilendii nermesinden yola karak, Trkiye ekonomisinde 1980li yllar izleyen dnemde igc piyasalarnda meydana gelen kurumsal dnmlerin imalat sanayii zerindeki yapsal etkisini meknsal farkllamay dikkate alarak belirlemeye alyoruz. Toplum ve Bilimin 77. saysnda yaynlanan yazdan bu yana Trkiyede
(*) Bu yazya deerli katklardan dolay Fuat Ercan, Erin Yeldan, Melih Gne ve idem Yalna teekkr ederiz. (**) Ankara niversitesi, Siyasal Bilgiler Fakltesi, ktisat Blm. (***) Sabanc niversitesi, Ynetim Bilimleri Fakltesi.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

73

nemli deiimler yaand. Hi kukusuz, bu deiimlerin banda Aralk 1999da kamuoyuna duyurulup, Ocak 2000de uygulamaya konulan istikrar program geliyor. Programn igc piyasalarndaki esneklemeyi hzlandrma ynnde bir eilim sergiledii, rgtl emek cephesini bask altna alma tavrndan izlenebiliyor. Bu yazda sunulan kuramsal ereve ve ampirik gzlemler temel alndnda, bu politikann Trkiye ekonomisinin uluslararas iblmndeki mevcut konumunu (yani dk katma deerli emek youn sanayilerde uzmanlama konumunu) pekitiren bir tercih olduu aa kyor. Bu anlamda bu yazy, istikrar programnn (ve bu anlamda kapitalist dnya sisteminin) bir eletirisi olarak okumak da mmkn. Eletirinin ana vurgusu, ortodoks istikrar programlarnn igc piyasalarn ksa dnemli bir uyum araynn merkezine yerletirmesi ve bylelikle bu piyasalardaki kurumsal deiimlerin reel ekonomi ile olan balantlarn neredeyse tmyle gz ard etmesidir. Bu nedenle yaznn, ksa dnemli istikrar araylar zerine oluturulan programlarn uzun dnemli sonularnn kavranmasnda nemli almlar sunacan dnyoruz. Bu adan bakldnda yaz bir hatrlatmada bulunuyor: gc piyasalar, iktisat syleminde toplumsal yaamn gerek mdahillerini kapsayan tek soyutlama dzeyini oluturur. Bu piyasalara mdahale, toplumsal ilikiler zerinde dorudan bir etki yaratarak kurumsal yapda dnmlere yol aar ve bylelikle toplumsal deiim ve gelime srecine damgasn vurur. Kuramsal erevemizi politik iktisadn iki nemli perspektifinden hareketle kurguluyoruz. Bu perspektiflerden ilki, bir grup Fransz politik iktisatnn Fordizmin krizini zmlemek zere gelitirdikleri iktisadi dzenleme yaklamdr (Brenner ve Glick, 1991; Jessop, 1990). Dzenleme yaklamnn ileri srd, kapitalist kalknmann toplumsal ve kurumsal etkenlerce ekillendii ve bu etkenlerin toplumsal snf ilikileri ve politik mcadelelerin zgn oluma biimine bal olarak tarihsel belirlendii grn benimsiyoruz. Bu yaklama dayanarak, igc piyasalarndaki ilikilerin ve bunlarn rgtlenme biimlerinin dzenleme tarznn, dier kurumsal eleriyle (rnein, para ve finans sistemi, irketler aras rekabet, yatrm ve teknoloji seimi, makroekonomik ynetim sreleri ve uluslararas iblmndeki konumlan vb.) karlkl etkileim ierisinde olduunu veri alyoruz. Kuramsal erevemizi besleyen ikinci perspektif ise Wallerstein (1974) tarafndan gelitirilen ve kapitalizmi kresel bir sistem olarak kavrayan Kapitalist Dnya Sistemi yaklamdr. Bu yaklam, herhangi bir ulusal ekonominin dnyann geri kalan blgelerinden bamsz ele alnamayacana dair vurgusuyla, uluslararas iblmnn mikro temellerini aydnlatacak kavramsal aralar sunmaktadr. Kresel Mal Zincirleri yazn erevesinde gelien bu sorgulama, dnya yatrm, retim ve ticaretinin blgeler arasnda nasl dalmakta olduunu, iletme dzeyindeki karar srelerini inceleyerek belirlemeye almaktadr. Nihai mallar temelinde srdrlen bu incelemeden karlan sonular sektrel dzeyde toplulatrlnca, ulu-

74

AHMET HAM KSE - AHMET NC

sal ekonomilerin dnya ekonomisindeki konumlann belirleyen kurumsal etkenler hakknda zengin ipular elde edilebilmektedir. Yaznn izleyen blmlerinde ilk nce kuramsal ereveyi tantyoruz. Daha sonra 1980li yllar izleyen dnemde, Trkiyedeki igc piyasalarnda gzlenen gelimelere younlayor ve kuramsal ereveden hareketle bu gelimelerin reel ekonomiye olas etkileri hakknda nermeler oluturuyoruz. Daha sonra Trkiye imalat sanayiinin kresel retim sistemleri ierisinde hangi tr mal zincirlerine younlatna bakarak, nermelerimizin geerliliini deerlendiriyoruz. Bu balamda, Trkiye imalat sanayiinde gzlenen meknsal farkllamann toplumsal ve politik nedenlerini i ve d etkenler asndan ayrtryor ve tartmaya ayoruz.

Kresel mal zincirleri: Uluslararas iblmnn mikro temelleri


Son zamanlarda kresel sistem deyimi uluslararas sistem deyiminin yerine kullanlmaya baland. Bu kavramsal deiim, ulus devlet ve ulusal toplumlardan bamsz olduu sylenen kreselleme srecinin, uluslararas ilikilere indirgenemeyecei iddiasndan kaynaklanmaktadr. Politik iktisat yaznnda ne kt ekliyle kresel sistemi yaratan temel etken, ekonomik bir sistem olarak modern kapitalizmin bizatihi kendi tarihsel oluumunda ortaya km olan kapitalist retim rasyonalitesidir. Wallersteinn (1974, 1996) ne srd gibi, snrsz birikim gdsne gre rgtlenmi olan modern kapitalizm, ulusal deil kresel bir dzlemde kendisini yeniden retmekte ve sisteme hakim olan merkez blgeler ile bunlara baml olan evre blgelerde yer alan devletler arasndaki ilikilerin politik yaps zerinde dorudan etkilerde bulunmaktadr. Wallersteinn Kapitalist Dnya Sistemi yaklam, temel varsaymlar ve nermeleri asndan ciddi eletiriler alm olmakla birlikte, kapitalizmin son eyrek yzylda ok uluslu irketler araclyla btnlemi bir kresel ekonomiye dnmesi ile yeniden nem kazanm ve retimin kresellemesi olgusunu aklamaya ynelen tartmalara kavramsal aralar sunmutur. Sz konusu kavramsal yapyla diyalog kuran analitik almlardan bir tanesi Kresel Mal Zincirleri (bundan sonra MZ) yaklamdr (Gereffi ve Korzeniewicz, 1992). MZ kavramlatrmas Hopkins ve Wallerstein tarafndan gelitirilmi olup, sonucunda nihai bir maln retildii emek ve retim sreleri a ya da ebekesi anlamnda kullanlmaktadr. Bu yaklam temel olarak ana soruya cevap aramaya ynelmektedir: (1) Analiz edilen nihai maln bulunduu sektr/endstri nasl rgtlenmitir ve bu ada yer alan irketler (birimler) arasndaki ilikiler nasl ynetilmektedir? (2) retimin belirli aamalar ve/veya sreleri niin belirli blgelerde gereklemektedir? (3) retim srecinde yaratlan ekonomik artk, ulusal ekonomiler ve irketler arasnda nasl datlmaktadr?

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

75

Yaklamn konumuz asndan ilgin olan sorgulama alanlar ilk iki soru etrafnda ekillenmektedir. Yani, sektrel retim dnya leinde nasl rgtlenmekte ve ulusal ekonomilere nasl dalmaktadr. Baka bir deyile uluslarn hangi ilerde arlkla uzmanlaaca ve bu ileri nasl rgtleyecei sorular konumuz asndan ne kmaktadr. Bu sorulara verilen yantlarn iaret ettii bir gerek, zincirlerin uluslararas rgtleyicisinin ok uluslu irketler (bundan sonra Uler) olduudur. Aratrmalar Uler tarafndan ynetilen iki tr zincir rgtlenmesinin varln ortaya kartmtr (Gereffi, 1994; Lee ve Cason, 1994; Kook ve Lee, 1994; Korzeniewicz, 1994): retici irket Ynetiminde Mal Zincirleri (YMZ) ve Satn Alc irket Ynetiminde Mal Zincirleri (SYMZ). YMZlerde Uler, retimin tm geri ve ileri balant ilikilerini kontrol ederek, zincirin btn halkalar zerinde belirleyici yetki ve gce sahip olmaktadr. Bu rgtlenme dnyann deiik blge ve ekonomilerine yaylm olan ok sayda irketin dikey olarak entegrasyonu ile oluan hiyerarik bir yap olup, ynetim Ulerin merkezinde toparlanmaktadr. Bu tr zincirlere arlkla, farkllam ve bilim temelli mallar sektrlerinde snflandrlan bilgisayar, uak, otomobil, elektrikli makineler vb. yksek katma deerli mallarn retiminde rastlanmaktadr.1 Bu tr mallarn retim anda yer alan irketlerin emek srelerinin rgtlenmesi yerel olduu kadar belki bundan daha fazla onlar denetleyen merkez irketin ynetim sistemlerine gre biimlenmektedir. Aslnda bu zincirin en kritik ynetim sorunu, rnn farkl blgelere datlm olan bileenlerinin (halkalarn) sahip olduklar farkl emek srelerinin rgtlenmesini, merkez irketin ynetim/organizasyon stratejisine uyumlu bir tarzda gerekletirebilme sorunu oluturmaktadr. Baka bir deyile, zinciri oluturan halkalar arasnda emek kontrol rejimleri asndan doabilecek uyumsuzluklarn, merkez irketin retim, datm ve pazarlama stratejilerini olumsuz ynde etkilememesi iin youn bir ynetsel aba harcanmaktadr. Bu abann nemli bir sonucu zincirde yer alan irketlerin ortak bir sanayi paradigmasna doru evrilmeleridir. Gerekten de Ulusal Ynetim Sistemleri (Whitley, 1992; Whitley ve Kristensen, 1997; Hollingsworth, 1998) yaklamn temel alan aratrmalarn bulgularndan karlabilecek ilgin bir gzlem, otomotiv gibi YMZlerin hakim olduu kresel retim sistemlerinde -her ne kadar ulusal sistemlerden kaynaklanan farkl sanayi paradigmalar bir arada bulunabilse de- ne kan sanayi paradigmasnn, Piore ve Sabelin (1984), post-Fordist olarak niteledikleri dneme (1970 sonras) damgasn vurduunu ileri srdkleri esnek uzmanlama paradigmas ile yakn benzerlikler tamasdr. Hatrlanaca gibi Piore ve Sabelin
1 Bu yazda kullanlan imalat sanayii sektr ve alt-sektr tasnifini gsteren tablo yaznn sonuda ek olarak sunulmutur.

76

AHMET HAM KSE - AHMET NC

kavramlatrmasnda esneklik, retim sistemlerinin yapsn nitelemek iin kullanlmaktadr. Bu yaklamda esnek retim sistemlerinden kastedilen, bilgi teknolojileri ve bunlarn farkllam rnleri retmek zere kullanlabilmesini mmkn klan genel amal makineler ile bu makineleri etkin olarak kullanabilecek dzeyde bilgi ve beceriye sahip olan eitilmi igcnn bileimidir. Uzmanlama ise bu yaklamda, rn piyasalarnn yapsn nitelemek iin kullanlmaktadr. Kitlesel piyasalar pek ok uzmanlam piyasaya blnmekte ve bylelikle tketicinin farkllam tercihlerini piyasalara sunmak mmkn olabilmektedir. Bu durum zincirde yer alan irketlerin mteri odakl ynetim ve organizasyon modellerini (rnein, toplam kalite ynetimi, kalite emberleri, yaln retim ve ynetim sistemleri vb.) uygulayabilmesini gerektirmektedir. Herhangi bir irketin bu tr bir uygulamaya geebilmesi ise ulusal igc piyasasndan, mteri odakl ynetim/organizasyon modelinin gereksindii vasftaki igcn temin edebilmesine ve arzulanan ynetsel deiimi gerekletirebilmesine baldr. Bu nedenle, herhangi bir ulusal irketin aranan nitelikteki igcn temin etme ve ynetim deiimi konusundaki baarszl YMZ rgtlenmelerine katlmasn engelleyici bir rol oynayabilir. MZ yaznnda ikinci bir tr rgtlenme olarak belirtilen SYMZlerde Uler markalar yaratarak, bu markalarn isimlerini tayacak rnlerin tasarm, pazarlama ve datm srelerini merkezde toplamakta, mallarn retimini ise rnn tm niteliklerini tanmlayan szlemeler ile genellikle periferide yer alan ihracat lkelerdeki irketlere ou zaman fason anlamalar yoluyla tamaktadrlar. Bu rgtlenmeyi YMZlerden ayrt eden zelliklerinden biri, merkez irketin rnn nitelikleri dnda zincirde yer alan irketler zerinde dorudan belirleyici, denetleyici bir etki ve talebinin bulunmaydr. Baka bir deyile bu rgtlenmenin oluturduu irketler topluluu dikey bir entegrasyona sahip deildir. Bu trden bir iliki sz konusu rgtlenmenin hiyerarik bir yapya sahip olmad anlamna gelmez. Nitekim SYMZ rgtlenmesinin dorudan bir sonucu olarak yaratlan artn byk bir ksm, tasarm, pazarlama ve datm kontrol eden merkez irkette kalmaktadr. Kald ki merkez irket, retim irketleri zerinde dorudan bir talepte bulunmasa da nihai rnn hangi yerel koullarda retileceine karar vererek retici firmalar ve meknlar zerinde bir g ilikisi kurmaktadr. SYMZler zerine yaplan aratrmalar bu tr rgtlenmenin arlkla kaynak ve emek youn olan giyim, ayakkab, oyuncak, ev ii mallar, dorudan tketiciye ynelen elektronik eya ve el sanatlarn ieren mobilya ve ssleme gibi mallarn yer ald sektrlerde mevcut olduunu ortaya koymaktadr. Bu sektrlerin ortak zellii, dk beceri, teknoloji ve sermaye kullanmnn yaygn oluudur. zellikle, tekstil, giyim ve ayakkab, oyuncak ve spor aletleri, aa ve kat rnleri ve metal olmayan maden rnlerinde kullanlan teknoloji ve igc becerisi genellikle yerel zanaat retiminin yapsna bal olarak belirlen-

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

77

mektedir (UNCTAD, 1996: 116). Bu sektrlerde retimin gereklemesi iin igcnn yeni beceriler kazanmas, mevcut teknolojik sistemler ile ynetim/organizasyon yaplarnn gelitirilmesine ihtiya duyulmamaktadr. Tipik olarak kk iletmeciliin yaygn olduu bu sektrlerde igc arz esneklii ok yksek olup, cret dzeyleri dktr. Teknolojinin, iletme yaplar ve gereksinim duyulan igcnn zellikleri dnldnde, bu sektrlerde ne kan emek kontrol rejiminin daha ok piyasa ve dorudan (basit) kontrol rejimlerinin bir bileimini ierdii sylenebilir.2 Bu nedenle, SYMZleri rgtleyen Ulerin niteliksiz igc arz fazlasna sahip olan az gelimi lkeleri retim blgeleri olarak tercih etmesi artc bir durum deildir. Kald ki, bu tr lkelerde -buralarda sendikalar gelimemi ya da gszletirilmi olduundan- dorudan emek kontrol rejimlerini grece daha az emeki direnciyle karlaarak uygulayabilmek mmkn olmaktadr.

Kriz karsnda hcum ve savunma stratejileri: Uluslararas iblmnn makro belirlenimi


Yukardaki mikro zmleme, Dzenleme Okulunun nemli temsilcilerinden Alain Lipietzin (1997) post-Fordist dnemde uluslararas iblmnn oluumunu aklayan yaklam ile birlikte deerlendirildiinde, ulusal sanayi yaplarnn belirlenmesinde -Ulerin rasyonelleri dnda- politik dzenleme tarzlarnn biimlendirdii yerel kurumsal ortamlarn ok nemli bir rol oynad ortaya kmaktadr. Bu balamda Lipietz, Fordizmin krizine zm araylarnda ortaya kan ve lkeden lkeye farkllk sergileyen politik tercihlerin krize ynelik tehislerini ve sanayi rgtlenmesinin yeniden yaplanmas zerine gelitirilen strateji formlasyonlarn deerlendirerek, kriz sonrasnda lkelerin emek-sermaye ilikisinde ne tr bir patika ierisinde yer aldklarn aklamaya yneliyor. Bir baka deyile, en genel anlamda igc piyasalarnn kriz sonrasnda geirdii kurumsal dnmlerin arkasnda yatan politik sreleri lkeler dzeyinde inceliyor. 1980lerde Fordizm krizinin arz ynl bir kriz olduu hakknda bir anlay genel anlamda kabul grd. yle ki, yaanan kriz arz krizi olarak tanmland. Lipietze gre bu anlay birliine ramen krizden k yolunun tehisinde ortak bir gr belirmedi. Sanayilemi merkez lkeler dnldnde, zellikle Alman ve Japon ekonomilerinde faaliyette bulunan irketler, krize kar retim sistemlerinin yeniden organize edilerek alanlar zerindeki dorudan
2 Emek kontrol rejimleri zerine gelien yaznda temel olarak be ayr tarzda kontrol rejiminin varlndan sz edilmektedir. Bunlar kafa/kol emei ayrmna dayanarak emekiler zerinde dorudan kontrol ieren basit kontrol rejimi dnda, brokratik, teknolojik, kltrel ve piyasa kontrol rejimleridir. Brokratik, teknolojik ve kltrel kontrol rejimlerine yksek katma deerli retim srelerinde rastlanlmaktadr. Baknz Tilly ve Tilly (1994); Edwards (1979) ve Atkinson (1986).

78

AHMET HAM KSE - AHMET NC

(basit) kontroln kaldrlp (ya da azaltlp), bu sorumluluun byk lde alanlara devredilmesi (Toyotizm, Kalmarizm gibi) stratejisine yneldiler. Bu trden bir ynetim ve organizasyon uygulamasyla retkenliin artaca ve bylece maliyetleri drerek, krlln ykselecei grn savundular. Bu tercihe paralel bir gelime, bu trden merkez lkelerde refah devletinin igc piyasasna ynelik kurumsal ve yasal dzenlemelerini korumak oldu. Bylece iveren ve ii rgtleri ile devlet, krizin maliyetlerini paylama ve krizi ama ynnde yeni bir toplumsal kontrat etrafnda ortakla gitti. Almanya ve Japonyann krize kar hcum stratejisini benimsemelerinin aksine, zellikle ABD, Kanada ve ngiltere savunma stratejilerine yneldiler. Bu trden merkez lkelerde irketler genel olarak alanlar zerinde kurmu olduklar dorudan kontrolden vazgemediler. Tam tersine emek srelerini daha da rasyonelize ederek kafa/kol emei ayrmn (Taylorizm) derinletirdiler. Bu srete refah devletinin alanlara salamakta olduu sosyal gvenlie ilikin bir ok hizmet ya kesintiye tbi tutuldu ya da tmyle tasfiye edildi. gc piyasalarnda ise yeni yasal ve kurumsal dzenlemelere gidilerek sendikalar gszletirildi. Bylelikle de cret ilikisinde (i kontratlarnda) esnekleme n plana karld. Bu tercihlerin sonucunda, 1980li yllarn ortalarna dein ulusal ekonomilerin performanslar deerlendirildiinde, ABD, ngiltere ve Kanadann oluturduu ikinci grubun g kaybettii, Almanya ve Japonyann oluturduu birinci grubun ise ulusal ekonomik performanslarn iyiletirdikleri gzlemlendi. Lipietze gre bu durumun en nemli nedeni, Almanya ve Japonya ile kyaslandnda, ikinci grup lkelerin uluslararas iblmnde daha dk katma deer reten sektrlerde uzmanlama eilimleri gstermelerinden kaynaklanmaktadr. Bu gzlemden hareketle Lipietz (1997:16-17), 1980 sonras dnemde ortaya kan uluslararas iblmnn oluumunu aklayabilmek amacyla tersine evrilmi (transposed) Ricardogil karlatrmal stnlkler teorisi olarak adlandrd bir yaklam sunmaktadr. Bu yaklama gre, kriz karsnda savunma stratejilerine bal kalarak igc piyasalarnda esneklemeye ynelen lkeler, emek youn sanayilerde younlarken, hcum stratejilerini benimseyerek igc piyasalarn esnekletirmeyen buna karn retim ve organizasyon yaplarn esnekletirebilmeye olanak salayan kurumsal dzenlemeleri gerekletiren lkeler, teknoloji youn ileri sanayilerde younlamaktadrlar. Lipietzin igc piyasalarnn kurumsallama tarz ile sanayi yaps arasnda kurduu ilikiyi, yukarda zetle tantlan MZ yaklam asndan deerlendirecek olursak, igc piyasalarn esnekletiren lkelerin SYMZler iin cazip meknlar olarak belirdiklerini ileri srebiliriz. Daha nce belirtildii gibi emek youn sektrlerde rgtlenmekte olan SYMZler alanlar zerinde dorudan denetim kurulabilmesine imkan salayacak yasal ve kurumsal dzenlemelerin mevcut olduu ulusal ortamlar tercih etmektedir. Bu durumun aksine, tekno-

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

79

loji youn bilim temelli ve farkllam mallar sektrlerinde rgtlenmekte olan MYZler ise igcnn nitelike gelimesine olanak salayan ulusal ortamlara ynelmektedir. Bu tr ortamlarda i yasalar, alanlarn rgtlenmesine ve ekonomik ve demokratik haklarn gelitirmelerine olanak salayacak yapdadr. Endstri ilikileri asndan genellikle sendikalar ile iveren rgtleri sanayi ve istihdam politikalarnn belirlenmesinde ortak karar almakta ve devlet sosyal gvenlik kurumlaryla bu ilikiyi pekitiren ve gelitiren hizmetler sunmaktadr. Ksacas sz konusu bu trden bir ulusal ortam, daha nce vurguladmz gibi, SYMZler iin dezavantajl olurken, YMZler iin avantajl olmaktadr.

Periferide krize kar savunma stratejisi: Trkiye rnei


Trkiye 1960l yllarn bandan 1970lerin sonuna dein sren ithal ikameci bir kalknma sreci yaad. Planl kalknma olarak adlandrlan bu srete devlet, bir yandan uzun dnemli sanayileme stratejilerinin oluturulmasnda, dier yandan da stlendii retim ve yatrm ilevleri ile bu stratejilerin hedeflerinin gereklemesinde aktif bir rol oynad. Kamu giriimcilii nderliinde (ynlendiriciliinde) ekillenen bu dnemde ilk olarak, tketim ve ara mallarda ve ardndan da yatrm mallarnda ithal ikamecilik hedeflenerek, tarm-d sektrler lehine hzl bir yapsal dnm gerekletirildi (enses, 1989; Kse, 1992; Eser ve Eser, 1995). Nitekim, tarmn ulusal gelir iindeki paynn giderek azald tm bu dnemde, imalat sanayii retim artlar ulusal gelirden daha hzl artarak ekonomide eitlenmi bir sanayi yapsnn kurulmasna olanak salad. Ancak byk lde i pazar hedefleyen bu strateji, 1970li yllarn sonuna gelindiinde tm dnyada yaanan krizin de etkisi ile kesintiye urayarak, ekonomik ve toplumsal olarak srdrlemez bir duruma dt. alanlar asndan deerlendirildiinde bu dnem genel olarak ekonomik, sosyal ve politik haklarn anayasal olarak gvence altnda gelitii yllar oldu. Nitekim ii snf ilk defa, 1963 ylnda, yasal grev ve toplu szleme haklarn kazand ve bu haklarn etkin olarak kullanarak nemli ekonomik ve toplumsal kazanmlar elde etti (etik ve Akkaya, 1999; Ko, 1998).3 Ekonomideki ortalama reel cretlerin 1963-76 arasnda yaklak olarak %50 dzeyinde artm olmas bu kazanmlarn en somut rneidir. Dier taraftan, byme ve sermaye birikim srelerinin byk lde yurtii talep artlarna dayand bu dnemde, alanlarn elde ettikleri haklar mevcut birikim rejiminin mantyla da uyumlu bir yap sergilemitir. Ekonomide kkl bir yapsal deiimin yaand 1962-77 dnemi sz konusu zellii nedeniyle istihdam ve cret poli3 1962 ylnda %30.3 olan sendikal ii oran (307.839 kii), 1977 ylnda yaklak olarak %80e ykselmitir (yaklak 1.500.000 kii). Yine, 1963 ylnda bu kitlenin ancak %3.2si toplu szlemeden yararlanrken, bu oran 1976da %30lara ykselmitir (etik ve Akkaya, 1999: 56-57).

80

AHMET HAM KSE - AHMET NC

tikalarnn alanlarn haklarna saygl bir refah devleti anlay ile badatrlabildii bir dnem olmutur (Trel, 1993: 242). Hzl bir sanayileme deneyiminin yaand bu srecin sanayi corafyas asndan etkisi ise baz meknlarn sanayi kentleri olarak ortaya kmasdr (stanbul, Ankara, zmir, Bursa, Eskiehir, Adana, Kayseri, Kocaeli). Sz konusu kentler, sanayinin yannda hizmet sektrnn gelitii, formel (kaytl) emein yannda marjinal (kaytsz) emein istihdam olanaklar bulabildii ve hzl nfus artnn da etkisiyle, giderek byyen bir yedek isizler topluluunu iinde barndran, geleneksel sanayi kentleri nitelemesini kazandlar. Bu olguyla birlikte Trkiye toplumsal yaps bir taraf hzla sanayileip kalknan, grece gelimi kentsel meknlarn bulunduu, dier tarafta ise daha ok tarmn ve zanaat tipi retimin belirleyici olduu sanayi ncesi yaplar ieren bir corafya olarak ikili bir grnm kazand. 1980 yl Trkiye toplumu iin hem mevcut ekonomik modelin ve hem de siyasal yapnn terk edili yl oldu. thal ikameci kalknma paradigmasnn terk edildii bu yl izleyerek, Trkiye ihracat nderliinde da alma srecine girdi. hracat artlarnn eitli uygulamalarla (sbvansiyon, vergi iadesi, vb.) tevik edildii bu srete, ithalat rejimindeki serbestleme ve tarife oranlarnn kademeli olarak drlmesiyle yurtii mal piyasalar dnya piyasalarna ald ve ardndan 1989 ylnda uluslararas sermaye hareketlerine ynelik bekil 1 malat Sanayiinde Yllk ortalama Gerek gc Maliyetleri, 1980-1995
TL. 80,000 Kamu Sektr 70,000 60,000 50,000 40,000 30,000 20,000 10,000 0,000
1980 1981 1982 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994

zel Sektr (10-49 kii) zel Sektr (500+) Yasal Asgari cret Marjinal/kayt d i Maliyeti

1983

1984

1995

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

81

tn dzenlemelerin kaldrlmasyla ulusal parann konvertibilitesi salanarak, ekonominin tamamen da ak bir konuma girmesi saland. Bu dnmn ilk aamasn temsil eden 1980-87 dneminin iktisat politikalar asndan temel zellii, cretlerin drlmesi yoluyla yurtii talebin daraltlmas ve yurtd pazarlara ihra edilecek bir artn yaratlmas oldu. Bu dnemde reel cretler, bir yandan sendikal hareketin yasal olanaklarnn giderek daraltlmasyla, bir yandan da emein politik rgtlenmesi zerine getirilen yasaklarn artrlmas yoluyla hzla geriletilmi ve cretli emein imalat sanayii katma deeri iindeki pay 1980 ylndaki deerleri ile kyaslandnda zel sektrde % 27.5ten, 1987de % 17 ye; kamu sektrnde ise % 25ten % 13 e drlmtr (Kse ve Yeldan, 1998a: 50). Bu srecin alanlar asndan en nemli etkisi 1960l yllarda kazanlan sosyal haklarn askya alnarak, igc piyasalar zerindeki basklarn artmas oldu. Bu balamda ilk olarak, sendikal rgtlenmeler, grev ve toplu szleme haklar zerine yasal snrlamalar getirildi. Kamu sektrnde yeni i szlemeleri yaratlarak szlemeli/kapsam d alanlarn yaygnlatrlmasna gidildi. Sendikalama ve toplu pazarlk haklar snrlandrlm olan bu gruplarn cretleri balangta greli olarak daha yksek tutularak, kamu alanlarnn bu staty kabul etmeleri tevik edildi. Bu tr uygulamalarn tm kamu kurulularnda bir tr istihdam esneklii salamaya ynelmekteydi.
ekil 2 zel malat Sanayiinde Yllk Ortalama Gerek gc Maliyetleri Milyon TL. (1980 Fiyatlar)
1,000 0,900 0,800 0,700 0,600 0,500 0,400 0,300 0,200 0,100 0,000
1981 1980 1982

Emek Youn Sanayiler Kaynak Youn Sanayiler lek Youn Sanayiler Farkllam ve Bilim Temelli San.

1983

1984

1985

1986

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

82

AHMET HAM KSE - AHMET NC

Sendikalar asndan bakldnda ise, 1980-83 yl grev hakknn yasakland bir dnem oldu. Bunu izleyen yllarda yeni sendikalar kanunu karlarak sendikalama, ikolu dzeyinde rgtlenme ile snrlandrld. Buna paralel olarak grev ve toplu szleme haklar asndan yasal snrlamalar getirildi (etik ve Akkaya, 1999: 92-93). 1988 ylna gelindiinde, bir taraftan yaklaan seim ekonomisinin etkisi ve dier yandan sendikalarn giderek artan basksyla, reel cretleri bask altna alan ihracat nderliinde da alma politikalar srdrlemez bir hale gelerek terk edilmek zorunda kalnd. Nitekim, ekil 1den de izlenebilecei gibi 1988 yl ile birlikte cretler kamu kesiminden balayarak ykselmeye balad. Byk lde 1993 ylna dein srdrlen bu eilim, 1994 ylnda ekonominin krize girmesiyle birlikte terk edilerek, cretlerin yeniden bask altna alnd bir dneme girildi. Trkiye igc piyasalarna ilikin en nemli gzlemlerden birisi katmanl bir yapdan olutuudur (Kse ve Yeldan, 1998b; Bulutay, 1995; enses, 1996). Bu yap tarm ve tarm-d sektrlerde nitelii asndan farkllk gsterse de, her iki grup asndan da belirleyici olan karakter, formel yani herhangi bir sosyal gvenlik sistemine kaytl igc kullanmnn yan sra marjinal yani hibir sosyal gvencesi olmayan igc kullanmnn da yaygn oluudur. Buna gre 1996 yl dikkate alndnda 12 ya ve zerindeki ekonomik olarak aktif nfus (toplam igc) 22.9 milyon kiiydi. Bu toplamn yaklak 1.4 milyonu isizdi. Bu kitlenin dnda kalan 21.5 milyon alan nfusun ise yalnzca 10.7 milyonu aktif olarak sigortalyd. Dolaysyla, sistemde yar-yarya bir kaak
ekil 3 Sektrel Dzeyde Aktif Sigortalarn stihdam indeki % Pay.
0,80 s 1990 0,70 0,60 0,50 0,42 0,40 0,30 0,20 0,11 0,10 0,00 Toplam Trkiye Tarm Sanayi Hizmetler 0,08 0,47 1997 0,75 0,71 0,68 0,78

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

83

(kayt d istihdam) mevcuttur. Sektrel dzeyde bakldnda ise kaytl igc kullanmnn paynn sanayide % 68, hizmetlerde % 78 olduu, tarmda ise ancak % 10 dzeyinde kald gzlemlenmektedir (ekil 3). Dahas, bu yap 1980li yllarda marjinal/kaytsz igc kullanmnn artmas ile birlikte daha da glenerek yapsal bir hale dnm ve igc piyasalarnn bir btn olarak esneklemesi zerinde belirleyici olmutur. Bu alanda yaplan almalar sz konusu olgunun resm istatistiklerde yer alandan daha da fazla olduunu ortaya koymaktadr (Kse ve Yeldan, 1998b; Boratav, Yeldan ve Kse, 1999). 1990larn banda imalat sanayiinde, toplam igc istihdamnn yaklak % 41ini oluturan marjinal igc kullanmnn, 1999a gelindiinde % 46ya ykseldii gzlenmektedir. Bu olgunun ardndaki en nemli faktr, iverenin igc kullanmnn sosyal maliyetinden kanarak, dk cretli ve esnek bir igc kullanm olanana sahip olma isteidir. Gerekten de, ekil 1den kolayca izlenebilecei gibi marjinal igc cretleri, gerek imalat sanayii ortalama formel ii cretlerinin ve gerekse ekonomideki yasal asgari cret dzeyinin altnda kalarak, iveren asndan nemli bir cret tasarrufu salamtr. malat sanayiinin sektrel bileimi asndan bakldnda ise, marjinal igc kullanmnn Trkiyenin geleneksel olarak adlandrlan emek ve kaynak youn alt sektrlerinde yaygnlat ve bu sektrlerde zellikle kk iletmeciliin egemen cret ilikisini oluturduu ortaya kmaktadr. Bu eilim, lek ve farkekil 4 zel malat Sanayiinde Sektrlere Gre Kaytd gc Dalm (%)

0,80 0,70 0,60 0,50


0,43

0,79

Emek Youn Sanayiler lek Youn Sanayiler


0,66

Kaynak Youn Sanayiler Farkllam ve Bilim Temelli Sanayiler

0,55

0,43 0,40

0,42

0,40 0,30 0,20


0,11

0,26

0,26

0,16

0,14

0,13

0,15

0,14 0,15

0,10 0,00

1980

1985

1992

1995

84

AHMET HAM KSE - AHMET NC

llam/bilim youn alt sektrlerde ise ancak %15ler dzeyindedir (ekil 4). zetle, yukardaki gzlemlerin nda, 1980 sonras dnemi, Trkiyenin sanayileme stratejisini piyasa mekanizmasna terk ettii, karlatrmal stnlklere sahip olduu emek ve kaynak youn sektrlerin rasyonellerine uygun olarak igc piyasalarn esnekletirerek yeniden dzenledii bir dnem olarak tanmlamak mmkn grnmektedir. Sendikalar Kanununda yaplan deiikliklerle alanlarn rgtlenme zgrlne uygulanan basklar, grev ve toplu szleme haklarna getirilen kstlamalar, marjinal igc kullanmnn yaygnlamas karsnda yasal ve politik nemler alma ynnde gsterilen isteksizlik, igcnn niteliini gelitirmeye ynelik alt yap ve eitim olanaklarn artrmamak ve kazanlm sosyal gvenlik haklarn askya almak gibi gelimelerin tm Trkiye igc piyasalarnn tercihli bir ekilde esnekletirildiinin kantlardr. te yandan bu tercihin uluslararas iblmnde emek youn sektrlerde uzmanlama tercihi anlamna geldiini yukardaki kuramsal tartmaya dayanarak ileri srebiliriz. Bu nermemizin geerliliini deerlendirmek zere aadaki zmlemeyi sunuyoruz.

1980-sonras dnemde Trkiyenin uluslararas iblmnde konumlan ve imalat sanayiindeki yapsal gelimeler
ekil 5 ve ekil 6dan izlenebilecei gibi, 1980 sonras dnemde Trkiye, ihracatnn yaklak %70lik bir ksmn emek ve kaynak youn mallarla gerekletirirken, farkllam ve bilim youn mallarda neredeyse tmyle ithal baml bir yapya sahiptir. Bu grnmyle 1980leri izleyen yllarda, Trkiye emek ve kaynak youn tketim ve ara mallarnda uzmanlam lke konumunu giderek pekitirmitir. 1990l yllar dikkate alndnda, Trkiye imalat sanayiinin ulusal gelirde % 20 orannda bir paya sahip olduu grlmektedir. Ulusal gelirin yaklak bete birini oluturan bu yapda arlkla kk iletmecilik (1-9 kii altran iyerleri) hakimdir. Kk iletmelerin toplam iletmeler iindeki pay % 95, kaytl alanlarn iindeki pay ise % 35 dzeyindedir. Yn olarak byle bir bykTablo 1 Emek Youn Sektrlerin malat Sanayiindeki Paylar (%)
Firmalar Dokuma ve Giyim Aa rnleri ve Mobilya Metal Eya Yiyecek ve ecek Emek Youn Sektrler Toplam 28,1 23,9 23,0 12,9 88,0 alan 28,6 9,4 22,1 17,9 77,9 Katma Deer 17,7 1,8 19,4 15,1 54,0

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

85

ekil 5 Toplam malat Sanayii retiminde hracat Payndaki Deimeler (%)


Emek Youn Sanayiler 0.50 0,45 0,40 0,35 0,30 0,25 0,20 0,15 0,10 0,05 0,00
1981 1980 1982

lek Youn Sanayiler Farkllam ve Bilim Temelli Sanayiler

Kaynak Youn Sanayiler

1983

1984

1985

1986

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

le sahip olan bu ktle, imalat sanayii toplam katma deerinin ise ancak % 6sn retebilmektedir. Sz konusu iletmeciliin egemen olduu alt sektrler, Trkiye ekonomisinin geleneksel sektrleri olarak adlandrlan Gda, ki, Ttn (32); Dokuma, Giyim Eyas, Deri (33); Orman rnleri (34) ve Metal Eya (38) sanayileridir. Bu drt sektr birlikte, imalat sanayiindeki iyerlerinin % 88ini, istihdamn % 78ini, katma deerin ise % 54n oluturmaktadr (Tablo 1). Bu zellikleri dikkate alndnda Trkiye imalat sanayiini konumak, byk lde bu drt sektr konumak anlamna gelmektedir. 1980li yllarda imalat sanayiinde emek youn sektrler lehine ortaya kan bu deiime kout olarak, lkenin sanayi corafyasnda da yeni oluumlara tank olunmutur. nceki dnemde tarm ve zanaat tipi retimin yaygn olduu baz kentsel meknlarda (Adyaman, orum, Denizli, Edirne, Gaziantep, Kahramanmara, Konya), lkedeki genel sanayileme eilimine uygun olarak, emek youn sanayilerde belirgin bir art ortaya kt. Popler ifadesi ile Anadolu Kaplanlar olarak nitelendirilen bu yeni oluum, Trkiyede sanayilemenin dinamikleri olarak gsterilerek, geleneksel sanayi kentlerine alternatif yeni meknlar olarak ne karld. Sz konusu olguya daha yakndan bakldnda, bu yeni kentsel bloun ulusal imalat sanayii iindeki paynda belirgin bir deimenin olmad, ancak ge-

1995

1996

86

AHMET HAM KSE - AHMET NC

ekil 6 Toplam malat Sanayii retiminde thalatn Payndaki Deimeler, 1980-1996


1,20 Emek Youn Sanayiler 1,00 Kaynak Youn Sanayiler lek Youn Sanayiler 0,80 Farkllam ve Bilim Temelli San.

0,60

0,40

0,20

0,00
1981 1980 1982

1983

1984

1985

1986

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

leneksel sanayi kentleri ile kyaslandnda, zellikle emek youn sanayiler lehine belirgin bir sramann gerekletii grlmektedir. Nitekim, Tablo 2den de izlenebilecei gibi 1980 ylnda sz konusu kentsel ynda yer alan emek youn sanayiler zel imalat sanayii retiminde % 31lik bir paya sahipken, 1996 ylna gelindiinde % 49luk bir paya sahip olmutur. Dier taraftan farkllam ve bilim temelli sanayilerde ise nemli bir daralma gereklemitir. Yeni sanayi meknlarnda emek youn mallar lehine ortaya kan bu deiimin, geleneksel sanayi kentlerinden ok daha belirgin dzeyde olduu dikkate alndnda, bu sanayilerin ulus ekonomisi ierisinde meknsal bir kay yaadn sylemek mmkn olmaktadr. Bu olgunun ardndaki en nemli faktr ise kukusuz bu meknlardaki cretlerin geleneksel sanayi kentlerinden ok daha dk oluudur. Tablo 2den de anlalaca gibi, 1980 ve 1996 yllar kyaslandnda her iki kentsel yn ierisinde de emek youn sanayiler dndaki tm sanayilerde reel cretlerde bir art sz konusudur. Ancak emek youn sanayiler dikkate alndnda cretlerin her iki blokta da geriledii, bu dn yeni sanayi kentlerinde ise neredeyse % 100e varan bir oranda ok daha iddetli olduu ortaya kmaktadr. Bu adan bakldnda Anadolu, Trkiyenin uluslararas iblmnde giderek netleen, dk cret ve dk kaynak maliyetine dayal emek youn sektrler iin rekabet stnl salayacak bir yer araynn zorunlu mekn olarak belirmektedir. Bilindii gibi, sz konusu sektrlerin uluslararas piyasa-

1995

1996

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

87

Tablo 2 Geleneksel ve Yeni Sanayii kentlerinde malat Sanayiinin retim ve cret Yaps (1980-1996)
1980 1996 retim Pay retim Pay (%) i Maliyeti* (%) i Maliyeti Yeni Sanayi Kentleri Emek Youn Sanayiler Kaynak Youn Sanayiler lek Youn Sanayiler Farkllam ve Bilim Temelli Sanayiler Geleneksel Sanayi Kentleri Emek Youn Sanayiler Kaynak Youn Sanayiler lek Youn Sanayiler Farkllam ve Bilim Temelli Sanayiler (*) Yllk Ortalama i Maliyeti, 1980 = 100. 0,31 0,46 0,11 0,13 0,24 0,20 0,36 0,21 0,303 0,162 0,181 0,143 0,248 0,306 0,392 0,391 0,49 0,29 0,18 0,04 0,28 0,19 0,33 0,20 0,158 0,216 0,209 0,189 0,237 0,330 0,462 0,475

lardaki rekabet ans, byk lde cretlerden elde edilecek tasarrufa ve niteliksiz igcnn mekanizasyona dayal teknolojik srelerde kullanlmasna baldr. Bu nedenle, daha nce ileri srdmz gibi Anadolu, ilkel Taylorizmin hkm srd iletmeleri yaygn olarak iinde barndran bir sanayi corafyas olarak ortaya kmtr (Kse ve nc, 1998).

Sonu ve deerlendirme
Yukarda srdrlen kuramsal ve ampirik tartma erevesinden bakldnda, Trkiye ekonomisi imalat sanayiinde hakim olan esneklik biiminin, igc piyasas esneklii (cret ilikisi esneklii) olarak adlandrabileceimiz tarz olduunu grmekteyiz. Bu durumun yeni sanayi kentlerinde daha belirgin olarak ortaya kmas ise bu meknlarda arlkla emek youn sanayilerin mevcut olmasnn bir sonucu gibi grnmektedir. Doal olarak bu trden esneklemenin bulunduu yaplarda dorudan ve piyasa emek kontrol rejimlerinin yaygn olarak varl sz konusudur. Bu verili koullar altnda bu meknlarda yer alan iletmelerin uluslararas iblmne katlma kanallar SYMZ zerinden olumaktadr. Dnya ekonomisine bu yolla eklemlenme, igcnn niteliksel yapsyla, yerel sanayi paradigmasnn (ilkel Taylorizm) deiimini zorlayacak herhangi bir etki yaratmamaktadr. Aksine dnya ekonomisine eklemlenme tarznn mevcut kurumsal yaplar glendiren bir ilikiyi ierdiini sylemek mmkndr. Bu anlamda yeni sanayi meknlar ile geleneksel sanayi meknlarnn ayrt edici farkll bu iki blgenin uluslararas iblmne katlm tarzndan kaynaklanmaktadr.

88

AHMET HAM KSE - AHMET NC

Yukardaki tartmada vurguland gibi, geleneksel sanayi kentlerinde 1980 ncesi sanayileme srecinin bir sonucu olarak daha farkllam bir sanayi temeli mevcuttur. Geleneksel sanayi kentlerinde emek youn sanayilerin yan sra farkllam mallar ve lek youn mallar sektrleri de kmsenemeyecek bir paya sahiptir. Bu adan bakldnda, geleneksel sanayi kentlerinin uluslararas iblmne katlm SYMZ yannda YMZ zerinden de gerekleebilmektedir. Bylesi bir durumda, yeni sanayi kentlerinde nerede ise tek bir tarz olarak ortaya kan esneklik biimi yani igc piyasas esneklii, geleneksel sanayi kentlerinde ikinci tarz esneklemeyle yani retim/organizasyon esnekleme tarzyla (esnek uzmanlama paradigmas) bir arada bulunabilmektedir. Bu durumun sonucu olarak geleneksel sanayi kentlerinde, yeni sanayi kentlerinde olduu gibi tek tip hakim bir emek kontrol rejimi bulunmamaktadr. Nitekim geleneksel sanayi kentlerinde ortaya kan yeni i rgtlenmelerini konu edinen almalar (Petrol-, 1995; Duruiz ve Yentrk, 1992) retim/organizasyon esnekleme modeline ait emek kontrol rejimlerinin farkl uygulamalarna (toplam kalite ynetimi, mteriye ynelik retim, kalite emberleri, kendi kendisini yneten taklmalar, vb.) rastlanlmakta olduunu ortaya koymaktadr. Ayrca bu tr uygulamalarn bulunduu irketlerde, Trkiye genelinde igcnn sahip olduu dezavantajlarn alanlara salanlan telafi paketleri ile etkin olarak giderilmeye alld da izlenilmektedir.4
Bu makaledeki tablo ve grafiklerde kullanlan veriler DE verileridir. KAYNAKA Atkinson, J. (1986) Employment flexibility in internal and external labor market, New Forms of Work and Activity iinde, European Foundation for the Improvement of Living and Working Conditions, Dublin. Boratav, K., E. Yeldan ve A. Kse (1999) Globalization, distribution and social policy: Turkey, 19801998 CEPA Konferansnda sunulan tebli, New York. Brenner, R. ve S. Glick (1991) The regulation approach: Theory and history, New Left Review, 188:45-119. Bulutay, T. (1995) Employment, Unemployment and Wage in Turkey, ILO/SIS, Ankara. etik, M. ve Y. Akkaya (1999) Trkiyede Endstri likileri, Friedrich Ebert Stiftung, stanbul. Duruiz, L. Ve N. Yentrk (1992) Facing the Challenge: Turkish Automobil, Steel and Clothing Industries Responses to the Post-Fordist Restructuring, Ford Foundation, stanbul. Edwards, R. (1979) Contested Terrain, Heinemann Educational Books, Londra. Eser, U. ve K. Eser (1995) Trkiyede Sanayi Sektrnn Yaps ve Geliimi, Kamu ve zel malat Sektrleri Ayrmnda Nicel Bir zmleme, Ankara, Trk Harb- Sendikas. Gereffi, G. (1994) The organization of buyer-driven global commodity chains: How U.S. retailers shape overseas production networks Gary Gereffi ve Miguel Korzeniewicz (der.) Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Greenwood Press, Westport, ss:95-122.

Geleneksel kentlerden stanbulda yaplan bir aratrmada piyasa cretinin zerinde belirlenen cretlere ek olarak geni kapsaml bir ek deme paketinin bulunduu gzlenmektedir. Bu tr iletmeler ekirdek igcne cretsiz yemek, zel salk sigortas, zel emeklilik sigortas, yurt ii ve yurt d eitim olanaklar sunarak bu tr alanlarn becerilerini gelitirip, zenginletirmektedir.

1980 SONRASI DNEMDE TRKYE MALAT SANAY

89

Hollingsworth, R. J. (1998) New perspectives on the spatial dimensions of economic coordination: Tension between globalization and social system of production, Review of International Political Economy, 5:3:482-507. Jessop, B. (1990) Regulation theories in retrospect and prospect, Economy and Society, 19:2. Ko, Y. (1998) 100 Soruda Trkiyede ci Snf ve Sendikaclk Hareketi, Gerek Yaynevi, stanbul. Kook, H. ve S. Lee (1994) Commodity chains and the Korean automobile industry, Gary Gereffi ve Miguel Korzeniewicz (der.) Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Greenwood, Westport, ss:281-296. Korzeniewicz, M. (1994) Commodity chains and marketing strategies: Nike and the athletic footwear industry, Gary Gereffi ve Miguel Korzeniewicz (der.) Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Greenwood Press, Westport, ss: 247-266. Kse, A. H. (1992) Byme ve Verimlilik, Milli Prodktivite Merkezi Yaynlar, Ankara. Kse, A. H. ve A. nc (1998) Dnya ve Trkiye ekonomisinde Anadolu imalat sanayi: Zenginlemenin mi yoksa fakirlemenin mi eiindeyiz? Toplum ve Bilim, Yaz, 77. Kse, A. H. ve E. Yeldan (1998a) Da alma srecinde Trkiye ekonomisinin dinamikleri Toplum ve Bilim, Yaz, 77. Kse, A. H. ve E. Yeldan (1998b) Turkish economy in 1990s: An assessment of fiscal policies, labor markets and foreign trade New Perspectives on Turkey, No:18, Spring. Lee, N. ve J. Cason (1994) Automobile commodity chains in the NICs: A comparison of South Koreaexico, and Brazil, Gary Gereffi ve Miguel Korzeniewicz (der.) Commodity Chains and Global Capitalism iinde, 1994, Greenwood Press, Westport, ss:223-244. Lipietz, A. (1997) The post-Fordist world: Labor relations, international hierachy, and global ecology, Review of International Political Economy, 4(1):1-41. Petrol- (1995) 1995 ve 1996 Yll, stanbul. Piore ve Sabel (1984) The Second Industrial Divide: Possibilities for Prosperity, Basic Books, New York. enses, F. (1995) gc piyasalar iin esneklik Trkiye iin geerli bir kavram mdr?, Petrol- (1995) iinde, 693-705. (1989) Trkiyede Sanayileme Bugn ve Yarn, Verso Yaynclk, Ankara. (1996) Structural adjustment policies and employment in Turkey, METU Economic Research Center, Research Report No:96/01. Tilly, C. ve C. Tilly (1994), Capitalist work and labor markets, The Handbook of Economic Sociology iinde, Princeton University Press, New York. Trel, O. (1993) Ekonomik byme, istihdam ve sendikalar: Uzun dneme bak, METU Studies in Development, 20(1-2). UNCTAD (1996) Trade and Development Report, Cenevre. Wallerstein, I. (1974) The Modern World System: Capitalist Agriculture and the Origins of the European World-Economy in the Sixteenth Century, New York Academic Press. (1996) Tarihsel Kapitalizm, Metis Yaynlar, stanbul. Whitley, R. (1992) Business Systems in East Asia: Firms, Markets, and Societies, Sage, Londra. Whitley, R. ve P. H. Kristensen (1997), Governance at Work, Oxford Press. Yeldan, E ve A. Kse (1999) Problems of the Turkish social Security system and their impact on growth and accumulation (Trke), Friedrich Ebert Stiftung, stanbul. Yeldan, E ve A. Kse (1999) An assessment of the Turkish labor market against its macroeconomics policies, T. Bulutay (der.) The Burdens Related with Turkish Labor Markets and Policies iinde, State Institute of Statistics, Ankara.

90

AHMET HAM KSE - AHMET NC

EK malat Sanayii Sektr Tasnifi


Emek Youn Sanayiler 321 322 324 332 381 39 Dokuma Ayakkab Dndaki Giyim Eyas Ayakkab Sanayii Aa Mobilya ve Deme Sanayii Metal Eya Sanayii Dier malat Sanayii

Hammadde Youn Sanayiler 31 Gda 323 Deri, Deri Benzeri ve Krk Eya 331 Aa ve Mantar rnleri 341 Kat ve Kat rnleri 353 Petrol Rafinerileri 354 Petrol ve Kmr Trevleri lek Youn Sanayiler 342 Basm, Yaym 351 Ana Kimya Sanayii 355 Lastik rnleri 356 Dier Plastik rnleri 36 Ta ve Topraa Dayal Sanayii 37 Metal Ana Sanayii 384 Tat Aralar Sanayii Farkllam Mallar 3821 ten Yanmal Motorlar ve Trbnler 3822 Tarmsal Makina ve Gereleri Yapm ve Onarm 3823 Metal ve Metal D Makina Yapm ve Onarm 3824 zel Sanayii Makinalar Yapm ve Onarm 3829 Elektrikli Makinalar D Dier Makina Yapm ve Onarm 383 Elektrikli Makinalar ve Aygtlar 3852 Fotoraf Malzemeleri ve Optik Aletleri 3853 Saat Yapm 3854 Dier Mesleki Aletler Bilim Temelli Mallar 352 Dier Kimya rnleri Sanayii 3825 Bilgi lem, Bro, Muhasebe ve Hesap Makinalar Yapm ve Onarm 3851 Mesleki ve lmi Aletler ve Baka Yerde Snflanmam lme ve Kontrol Aletleri

91

Mit ve gereklik olarak Denizliretim ve igcnn deien yaps: Eletirel kuram asndan bir deerlendirme
Asuman Trkn-Erendil*

I. Giri
Bu aratrma, temelde, 1960larn sonlarndan itibaren younluk kazanan iki tartmadan yola kmaktadr.1 Bunlardan birincisi, kapitalist retim tarznda ortaya kan kriz ve krizden kma yollarn, deien retim ve emek organizasyonlar balamnda ve farkl meknlar asndan inceleyen aratrmalar iermektedir. kincisi ise gerein alglanmasnda ontolojik ve epistemolojik kabullerin nemini ve bu alandaki deiimin metodoloji ve dolaysyla aklama biimleri zerindeki etkilerini gndeme getirmektedir. Birinci kanalda yrtlen tartmalar genelde Marksist bak asndan kaynaklanan politik ekonomi erevesinden yola kmakta ancak son zmlemede vardklar noktalar farkl olabilmektedir. Bu izgide yer alan aratrmalarn hepsi kapitalizm srecinde ortaya kan krizden sz etmekle birlikte, krizden kmann yollar politik yelpazedeki konumlana gre farkllk gstermektedir. Btn bu tartmalarn temelinde Dzenleme Okulunun balatt, Fordist retim tarznn iine girdii kriz ve bu krize are olarak sunulan yeni birikim rejimleri ve dzenleme biimleri zerindeki kavramlatrmalar yatmaktadr. Her ne kadar aratrmaclar post-Fordist olarak tanmlanan farkl bir retim tarzna geiin yaygnl konusunda hemfikir deillerse de, bu tartma deiik kanallarda ilerleyen pek ok aratrmaya kaynaklk etmekte ve esneklik kavram hemen her aratrmann temelini oluturmaktadr.2 Bu aratrmalarn ana eksenini kresel-yerel kesimesi oluturmaktadr.
(*) Bilkent niversitesi, Peyzaj Mimarisi ve Kentsel Tasarm Blm. 1 Bu yaz ODT ehir ve Blge Planlama blmnde 1998 ylnda tamamlanan doktora almas kapsamnda Denizlide yrtlen alan aratrmasnn sonularna dayanlarak kaleme alnmtr.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

92

ASUMAN TRKN-ERENDL

Dnya ekonomisindeki dnm, yeniden yaplanma ve buna farkl eklemlenme biimleri, doal olarak meknn nemi; yerel dinamiklerin ve farkl potansiyellerin meknsal farkllamada ve farkl blgelerin kaderlerinde oynad rol nemli bir parametre olarak aratrmalarn gndeminde yer almaya balamtr.3 Bu tartmalarn uzants olarak, kimileri kresellemenin azgelimi blgeler asndan ortaya kard yeni olanaklar tartrlarken, kimileri de zellikle talya deneyiminden kaynaklanan ve daha sonra pek ok farkl blgeyi de bu kapsam iinde aklayan baar hikyelerini ve dolaysyla yerel dinamiklerin sisteme ayak uydurmaktaki ilevlerini gndeme getirmilerdir.4 Buna paralel olarak a (network) analizinde, kreselleen dnyada nem kazanan farkl nitelikteki alarn iinde yer almann btn taraflar asndan nemi ve bunun dnda kalmann kaybetmek anlamna geldii vurgulanmtr.5 Bu tartmalar iinde sanayi blgeleri (industrial districts), yerel ortam (local milieu), renen blgeler (learning regions), sanayi alar (industrial networks), ylma ekonomileri (agglomeration economics), ikinlik, aitlik (embeddedness) gibi kavramlar gndeme gelmektedir. Bu tartmalar genelde gelimi lke deneyimlerini yanstmaktadr ancak azgelimi lke deneyimlerini aktaran almalarn says da giderek artmakta ve bu almalar nerilen ideal modellerin bu lkelerde ilemedii ve farkl aklama biimlerinin bulunmas gerektii konusunda ipular vermektedir.6 Bu tartma alanna bir baka alm ise radikal kanattan gelmektedir. Yeni dnya dzeni olarak ne srlen kreselleme modelinin aslnda yeni bir sre olmad ancak kapitalizmin yaps gerei ortaya kan krize yeni bir reete gibi sunulduu ngrlmektedir. Bu balamda kreselleme kavram olarak emperyalizmin yerine gemitir ve bu terminolojik deiim, ayn olgulara iki farkl biimde bakmak anlamna gelmektedir. Dolaysyla, yukarda sz edilen kreselleme tartmalarnda karlkl bamllk, pozitif toplaml oyun gibi kavramlar ska yer almakta ve kresellemenin kanlmazl sylemleri erevesinde bu gidiat olumlama abalar bir ideolojik teslimiyeti de beraberinde getirmektedir (Boratav, 2000). Kresellemenin azgelimi lkeler ya da
2 Bu tartmalar iin bkz. Lipietz, 1982, 1986, 1988; Schoenberger, 1988; Harvey, 1989; Harvey ve Scott, 1989; Lovering, 1990; Dunford, 1990; Brenner ve Glick, 1991; Hirst ve Zeitlin, 1991; Tickell ve Peck, 1992; Jessop, 1992. Bu tartmalar iin bkz. Massey, 1983, 1984; Harvey, 1985a, 1985b; Urry, 1985, 1987; Smith, 1984; Cooke, 1989; Bagguley, vd., 1990; Lefebvre, 1991; Pratt, 1991; Cox ve Mair, 1991. Bu tartmalar iin bkz. Piore ve Sabel, 1984; Brusco, 1986, 1990; Scott, 1988a, 1988b, 1992; Camagni ve Capello, 1990; Camagni, 1991; Amin ve Robbins, 1990; Benko ve Dunford, 1991; Beccatini, 1991; Martinelli ve Schoenberger, 1991; Garofoli, 1991, 1992; Storper, 1992, 1993, 1995; Saxenian, 1994; Asheim, 1996; Capello, 1996; Belussi, 1995, 1996; Malmberg, 1996. Bu tartmalar iin bkz. Cooke ve Morgan, 1993; Capello, 1996; Cooke,1989, 1996; Tekeli, 1998. Bu tartmalar iin bkz. Beneria ve Roldan, 1987; Beneria, 1989; Castells ve Portes, 1989; Storper, 1990, 1991; Lawson, 1992; Schmitz ve Musyck, 1994; Greffi, 1994; Kattuman, 1994; Rogerson, 1994; Schmitz, 1995; Eraydn, 1995, 1997, 1998; Eraydn ve Erendil, 1996; Rabelotti, 1995; Cawthorne, 1995; Erendil 1998; Rabelotti ve Schmitz, 1999.

3 4

5 6

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

93

blgeler asndan sunduu olanaklar pek ok aratrmann temel tartma eksenini olutururken, radikal iktisatlar ve corafyaclar bu iyimser tablonun dnya gerekleriyle uyumadn ve kaynak aktarmnn uzun vadede azgelimi lkeler aleyhine ilediini ve bamlln arttn gstermeye almaktadrlar (Amin, 1990, 1997; Somel, 2000). Dnya ekonomisine eitli eklemlenme biimleri ve bunlardaki dnmleri inceleyen bu toplumsal kuramlar alan aratrmasnda bir balang noktas oluturmakla birlikte, inceleme nesnesinin kendine zg nitelikleri ve aratrma lei yeni birtakm kavramlatrmalar da zorunlu hale getirmektedir. Bu yazda Denizlide 80lerden sonra ortaya kan hzl yapsal dnm ve bunun ortaya kard yeni eitsizlikler, lkesel ve yerel yaplarn zgn tarihsel nitelikleri balamnda, kazananlar ve kaybedenler asndan irdelenecektir. Daha nce de deinildii gibi, gerein alglanmasnda ontolojik ve epistemolojik kabuller, aratrmann metodolojisini ve dolaysyla aklama biimlerini de belirlemektedir. zellikle dnmn hzl olduu zaman/mekn balamlarnda eletirel gerekilik kuram uygun bir aratrma erevesi ve farkl toplumsal kuramlarla eklemlenebilecek bir meta-kuram nitelii gstermektedir. Pozitivist bak asnn nerdii gibi, ortaya km olgular arasndaki ilikilerden yola kan genellemeler yerine, eletirel gereki kuram ampirik olarak gzlenen dnyann arkasnda kefedilmesi gereken yaplarn ve bunlara ikin glerin olduunu kabul eder.7 Bu balamda eletirel gerekilik kuram kapsaml bir yap analizi yapma olanan sunar; byle bir ereve iinde, farkl zaman/mekn balamlarnda ortaya km yaplarn hiyerarik gleri ve etkileimlerini incelemek; dolaysyla meknsal farkllklar aklamak olanakl olmaktadr. Bu ereve, ak sistemler iinde srekli deien bir aratrma nesnesiyle uraan toplumsal bilimlere uygun bir epistemoloji ve metodoloji gelitirme olanan sunmaktadr.

II. Aratrma erevesi ve metodoloji


Her bilimsel aratrmada metodoloji, bu aratrmann ontolojik ve epistemolojik kabullerine gre kurulabilir. Dolaysyla eletirel gerekilik kuramnn erevesinde gelitirilen bir metodolojinin ne tr kabullerle yola ktn ksaca zetlemek gerekmektedir. Bu kuram erevesinde gereklik dzlemde incelenmektedir: gereklik dzlemi (nedensel gler), gerekleme dzlemi (olaylar) ve ampirik dzlem (deneyim). Nedensel gler dzlemi yani gereklik dzlemi potansiyel olarak olabilirlik alann tarifler; olaylar ise bu potansiyelin ortaya km biimidir. Potansiyel olarak olanakl olann gereklemesi olumsaldr; yani olanakldr ancak zorunlu deildir. Dier yandan, bu olaylar ortaya
7 Bu tartmalar iin bkz. Bhaskar, 1975, 1979, 1989, 1996; Sayer, 1984, 1991; Tekeli, 1994; Pratt, 1994; Yeung, 1997.

94

ASUMAN TRKN-ERENDL

km olsa bile gzleyen tarafndan alglanmayabilir; yani deneyimlenmeyebilir. Dolaysyla yaplar ve onlarn potansiyel olarak tad g yalnzca olumsal olarak ortaya km olandan, yani ampirik gzlemden yola klarak anlalamaz. Baklan nesnenin bu dzlemde tanmlanan ontolojik derinliinin kavranmas ve bilgi kuramnn bu ontoloji zerine kurulmas gerekir. Bir nesnenin bilgisi o nesnenin kendisine indirgenemez. Bilgi balam bamldr, tarihseldir ve zaman/mekndan arndrlm mutlak bilgi olanakszdr (Bhaskar, 1975, 1989, 1996; Sayer, 1984). Eletirel gereki kuramn kullanld toplumsal aratrmalarda yaplar belli bir zaman/mekn balamnda olanaklln snrlarn belirlemektedir. Bu erevede esas olarak bir yap zmlemesi yaplmakta ve yaplar isel olarak birbirleriyle ilikili nesne (bunlar aktrler olarak da tanmlayabiliriz ve bu aktrler incelenen balama ve lee gre bireyler, firmalar, kurumlar, ya da lkeler olabilir) ve pratiklerden oluan kmeler olarak tanmlanmaktadr. Btn nesneler ve bunlarn oluturduu yaplar u veya bu ekilde nedensel gce (causal power) sahiptir. Buradaki g bir bakasnn stnde stnle sahip olmak anlamna gelmez; yalnzca varolarak bir etkinlii vardr. Yani btn varolma biimleri (bu aktif veya pasif olabilir; ya da baml veya bamsz olabilir), bu ekilde varolduu iin, iinde bulunduu ilikinin yapsn belirleme gcne sahiptir. Dolaysyla bir yapy oluturan nesnelerin yapsnda meydana gelen bir deiim, szkonusu yapnn nedensel glerini ve o yapnn pratikte ortaya kan davran biimlerini (olaylar dzlemi) de deitirecektir. Bir yapy oluturan nesneler (aktrler) arasnda asimetrik g ilikileri olabilir. Bu durum zaman iinde dnerek daha eit ya da daha hiyerarik bir nitelik kazanabilir. Bu da bu nesnelerin iliki iinde bulunduu dier yaplarla olan ilikilerine baldr. Baz rneklerde bir yapy oluturan nesneler, aralarndaki bamllk ya da zorunluluk ilikisi nedeniyle, birbirlerini olumlu ekilde etkiler ve bir durum karsnda zaman iinde birlikte evrilerek yeni g alanlarn olutururlar. Dier durumlarda ise, bir yapy oluturan baz nesneler, iliki iinde bulunduklar dier yaplar nedeniyle farkl kaynaklara ve olanaklara ok daha kolay ulaabilir durumdadr; bu olanaklar onlarn avantajl durumlardan ok daha kolay yararlanmasna ve dolaysyla dnebilmesine yol aabilir. Bu asimetrik olanaklar, potansiyeller ve gler nedeniyle belli bir zaman/mekn balamnda gsz olanlar giderek zayflar, kimi zaman da tasfiye olur. Asimetrik g ilikileri zerine kurulu kapitalizmin tarihinin bu rneklerden olutuu sylenebilir. Belli bir dnemde gcn kaybeden taraflar belli mekanizmalarla desteklenmezse ortadan yok olurlar; hatta kimi zaman gl olan taraf birtakm mekanizmalar iinde olduklar politik, ekonomik ve toplumsal yaplarn da desteiyle kendi lehlerinde kullanma ansna sahip olduklarnda bu asimetri iyice keskinleir ve kutuplamaya neden olur; bu aamada zayf olan taraflar ya glerini ve zgnlklerini kaybederek asimile olurlar, ya da yok olurlar. Byle bir yap analizi, bir ya-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

95

py oluturan nesnelerin yaplarn onlarn iinde bulunduu yaplar ve ulalabilen kaynaklar balamnda inceleyebildii iin nesnelerin (aktrlerin) bu yaplar deitirebilme potansiyellerini de gz nne almak zorundadr (Erendil, 1998); dier bir deyile, yaplar oluturan nesneler pasif deil aktif olarak bu srece girmektedir ve bu yaplar yeniden retirken ayn zamanda da gleri orannda dntrebilme ansna sahiptir (Bhaskar, 1989). Bu bak asnda nedensellik tekil olaylar arasndaki sebep sonu ilikilerinde tanmlanan zorunlulua indirgenemez; nedensellik nesnelerin ve aralarndaki ilikilerin ikin yaplarnda aranmaldr. Dier bir deyile, bir yapnn nedensel gc ve davran biimi arasnda zorunlu bir iliki bulunmaktadr ancak bu da duraan ve mutlak deildir; bir nesnenin yaps deitiinde gc ve davran biimi de deiecektir; dolaysyla bu nesnenin iinde bulunduu ilikilerin yaps ve davran da deiecektir. Bir deiim gerekletiinde yani bir olay gerekletiinde, bu yapda bunu olanakl klann ne olduu anlalmaya allr. Byle bir soyutlamada bu yapyla ilgili ipular elde edilirken, ayn zamanda bunu aktive eden dier yaplarn, yani farkl dinamiklerle ortaya km dier yaplarn zellikleri de ortaya karlmaya allr. Bir yapya ikin potansiyel ve davran biimleri arasnda zorunlu bir iliki varken, bu potansiyelin gereklemesi olumsaldr; iinde bulunulan koullarn farkl dinamikler sonucu ortaya km yaplarnn bu potansiyeli aktive etmesi gerekir; yani uygun koullar gerekir. Byle bir bak asyla baklan nesnenin yaps incelenirken, ilikide bulunulan dier yaplarn (koullarn) gleri de farkedilecektir: belirli bir zaman/mekn balamnda birtakm yaplar belirleyicilik anlamnda hiyerarik olarak daha gl bir etkiye sahip olabilir. Belirli zaman/mekn balamlarnda koullarn deimesi yapsal dnmn hz kazanmasna neden olur. Bu dnemlerde yaplan bir toplumsal aratrma srasnda bu yaplarn ve bu yaplar oluturan nesnelerin nasl dntn incelemek daha kolaylar. Denizlideki yapsal dnmn incelenmesi bu balamda nemli ipular veren bir olanak sunmaktadr. Yukarda zetlenen yapsal analiz, meknsal farkllklar birbirleriyle etkileen yaplar inceleyerek aklamaya almaktadr. Byle bir aba, bizi bu yaplar kendi iinde balam baml ve daha az balam baml yaplar olarak ayrtrmaya gtryor. Bu ayrtrma, Denizlideki alan aratrmas srasnda, ilgili kurum veya rgt alanlar, eitli byklkteki firma sahipleri ile yaplan youn grmeler, incelenen hayat ve firma hikyelerinden yola karak yaplmtr; dier bir deyile yaygn (niceliksel) aratrma yntemi (extensive research method) aratrmay ynlendirmekte katk salamakla birlikte, temel olarak niteliksel aratrma yntemi (intensive research method) kullanlmtr (Sayer, 1984).8 Alan aratr8 Burada szedilen niceliksel aratrma aamasnda, Odalar Birlii, Devlet statistik Enstits, Devlet Planlama Tekilat gibi kurumlardan elde edilen eitli istatistik bilgilerden yola klarak Denizlideki gelimenin lke genelinde ve dier iller arasndaki konumu ile ilgili genel bil-

96

ASUMAN TRKN-ERENDL

mas srasndaki gzlemler (olaylar dzlemi) ve soyutlama yoluyla ulalan kavramsal ereve (gereklik dzlemi) arasndaki etkileim aratrmann sonuna kadar srdrlm ve aratrmann nesneleri ve kategorileri srekli gelitirilmitir. Niteliksel alan aratrmasnn salad ierden anlama, aratrmaya yn vermesi asndan ok nemlidir; dolaysyla, her aratrmann kendine zg inceleme nesnelerini ve kategorilerini alan tanyarak belirleme zorunluluu bulunmaktadr. Yukarda da zetlendii gibi bu almada mekn analizi, farkl zaman balamlarnda farkl hiyerarik gce sahip yaplarn etkileimini inceleyerek yaplmaktadr. Bu yaplardan daha az balam baml olanlarn belirli zaman dilimlerinde dnya apnda yaygnl ve etkinlii sz konusuyken, balam bamll yksek olanlar daha ok ulusal ve yerel dzeyde farkl dinamikler sonucu ortaya km olumsal ya da tarihsel yaplanmalar iermektedir. Daha az balam baml yaplar: Farkl retim ve emek rgtlenmelerine sahip uluslararas veya ulusal kapitalist i ilikilerinin oluturduu yaplar (burada Fordist ve post-Fordist eitli rgtlenme biimlerinden ve bu iliki iindeki taraflarn yapsal glerinden ve dolaysyla ortaya kan ilikinin yapsndan sz edilebilir- burada balam bamllk ulusal dzeye doru gittike artmaktadr.) eitli uluslararas ve ulusal dzenleme biimleri (kotalar, tarifeler, vergilendirme, zendirmeler, devlet destekleri, krediler, asgari cret dzeyleri) Ulusal sanayi politikalar (ithal ikameci veya ihracata ynelik sanayi politikalar ve finansal dzenlemeler) Uluslararas ve ulusal retim pazarlar (rekabet biim ve koullar ve rekabet stnlkleri) Uluslararas ve ulusal tketici pazarlar (ynelinen hedef kitleler, hedef kitlelerin alm gc, sz konusu malda talep esneklii, tketim alkanlklar) Balam baml yaplar: Kurumsal yaplar ve kollektif ajanlar (ulusal ya da yerel- balam bamllk yerele doru gittike artmaktadr.) Farkl retim ve emek organizasyonuna sahip yerel firmalarn kapitalist i ilikilerinin oluturduu yaplar (retim ilikisi iinde olan taraflarn niteliksel zellikleri, ulaabildikleri ekonomik, politik ve toplumsal kaynaklar, iinde bulunduklar yaplar araclyla sahip olduklar g, firma iinde iveren, profesyoneller ve iiler arasndaki g ilikileri)
giler elde edilmektedir. Bu bilgiler youn aratrma aamasnn ipularn salamas ve aratrmay ynlendirmesi bakmndan nemlidir. Ancak katlmc gzlem, ucu ak sorularla yaplan mlakatlardan oluan niteliksel (youn) aratrma aamasnda esas olarak aratrmann inceleme nesneleri ve kategorileri saptanmakta ve buradaki tanmlamalar istatistik bilgilerin ve genellemelerin yeniden yorumlanmasn da beraberinde getirmektedir.

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

97

Yerel alana zg toplumsal yaplanmalar (aile ve tankla dayal yaplar, bu iliki biimlerinin gven ve karlkl yardm biimleri, ortak hareket etme biimleri) Yerel emek pazarnn yaps (istihdam edilebilir emein miktar ve beceri dzeyleri, raz olunan cret dzeyi, ek gelirler ve varolma stratejileri, retim ve tketim alkanlklar, kadn emei ve enformel istihdam olanaklar) Byle bir yap analizi kullanlarak, yaplar oluturan nesnelerin (incelenen balama ve lee gre bireyler, firmalar, kurumlar ya da lkeler olarak tanmlanabilir) kurduklar ilikiler ve bunlarn niteliklerinde meydana gelen dnmlerle birlikte yaplarn da nasl dnt incelenebilir. Bu aktrler arasndaki asimetrik g ilikilerinin nasl dnt, hangi koullarda giderek daha eitsiz bir yap kazand ve bu srete kimlerin kaybedip kimlerin kazand aa kar. likiler balamnda yaplan bu analiz, meknsal farkllklarn aklaycs olmaktadr. Kimi durumlarda, balam baml baz yaplanmalar kapitalizmin ileyi yasalarn farkl kar gruplarnn yararna, uzun vadede srdrlebilir bir bymeyi hedefleyen bir yapya dntrme ansna sahip olabilmektedir. Her ne kadar tartmal da olsa, talya deneyiminden aktarlan pekok baar hikyesi byle bir sreci betimlemektedir (Harrison, 1992; 1994a, b). Dier durumlarda ise, kapitalizmin kr enoa karmaya ynelik gleri, saf pazar mant iinde eitsizlikleri artrarak bir yapsal dnm yaratr ve pahasn belli kesimlere detir. Bu dnm Denizlide ve dier pekok ihracata ynelik byme stratejisi uygulayan, Meksika, Brezilya, Hindistan gibi nc dnya lke rneklerinde gzlemliyoruz. Dolaysyla uzun vadeli bir politika retmek gerektiinde, yaplarn nasl dntnn anlalmas mdahale etmenin olanaklarn da ortaya karmaktadr. Bu mdahale, keskinleen eitsizlikleri kapitalizmin mant erevesinde bir lde engellemek ve daha eitliki bir blm salamaya ynelik politikalar retmek ynnde olabildii gibi, kapitalizmin yaps gerei ortaya kard eitsizliklere etik olarak kar duruu da getirebilir.

III. Denizlide dnm


Bu blmde Denizlide, zellikle 1980lerden sonra yaanan hzl dnm, bunu olanakl klan yaplarn analizi ve bunlarn dnm erevesinde incelenecektir. Bilindii gibi azgelimi lkelerin hemen hepsinde sanayileme ve dnya ekonomisine eklemlenme, dokuma ve konfeksiyon sektryle balamaktadr. Bu sektrlerin zellikle konfeksiyon aamasnn emek-youn nitelii ve bu lkelerdeki emek maliyetinin dkl zellikle standart tekstil rnlerinde bir avantaj salamaktadr. Dolaysyla, 1970lerden sonra bu sektrdeki uluslararas iblmnde bir dnm yaanm, standart mallarda ucuz ve bol emek potansiyeline sahip lkeler sz sahibi olurken, gelimi lke

98

ASUMAN TRKN-ERENDL

reticileri kaybettikleri rekabet ansn yeniden yakalamak iin moda ve tasarm arlkl mallara ynelerek fiyat rekabetinden kanmann yollarn aramlardr. Denizli uluslararas balamda bu ilk gruba dahildir; yani emek maliyeti dk dier lkelerle yarmaktadr. Denizli 1980ler sonrasnda ihracata ynelik sanayi politikalarnn yaratt olanaklar kullanarak zellikle tekstil retiminde hzl bir dnm geirmitir. retim zellikle 1980den sonra genelde havlu ve bornozda younlam, hem ulusal, hem de uluslararas pazarda fiyat ve kalite avantajlaryla bir ni yakalamtr. Byle bir dnmn neden baka yerde deil de Denizlide yaandn aklamak bu aratrmann ana eksenlerinden birini oluturmaktadr. Bunun yantlanabilmesi iin ise belirli bir tarihsel konjonktrde byle bir dnme cevap verecek yaplarn ne olduunun kavranmas gerekir. Yani burada, farkl dnemlerde greceli olarak daha az balam baml yaplarla Denizlide tarihsel olarak ortaya km balam baml yaplarn nasl karlatna; bu yaplar oluturan aktrler arasndaki deien g ilikilerine; dnm olanakl klan emek ve retim rgtlenmelerine; kimlerin kazanp kimlerin kaybettiine ve yerellik kavramna yeniden bakmak gerekir. Denizlide 1950lerden balayan sanayileme srecinin, i pazara ynelik kk bamsz reticilikten d pazar arlkl byk lekli Fordist tarzda rgtlenmi bir retim yapsna doru bir gelime gsterdii sylenebilir. Denizliyi bu balamda 80 ncesi ve 80 sonras olmak zere iki temel dnemde inceleyebiliriz; bu dnemler de kendi ilerinde alt balklara ayrlabilir. Bu geliim evreleri, Trkiyenin sanayileme abalar, reticiler asndan deien koullar ve ortaya kan yeni olanaklar ile birlikte incelendiinde, farkl aamalardan szetmek mmkn olmaktadr. Bu aamalar pekok etmenin biraraya gelerek belirli bir sre iinde genellik kazanmasyla ortaya kmaktadr. 9 Dier bir deyile, her aamada devletin sanayileme politikalar, bunlarn salad olanaklar ve uluslararas konjonktrde edinilen roller deiirken, deien koullara uyum gsterme becerisi sergileyerek sermaye birikimi salayan ve g kazanan aktrler, kullanlan emek pazar, emek ve retim rgtlenmeleri de farkllamaktadr. Bu dnemleri yle zetleyebiliriz: DNEM I THAL KAMEC SANAYLEME DNEM (1980 ncesi) I. El tezghlar dnemi (1960 ncesi) II. Elektriin kullanlmas ve motorlu tezgh dnemi: lk dnm (1960lar) III. Youn fason ilikilere gei ve sermaye younlamas dnemi (1970ler)
9 Bu konuyla ilgili olarak bkz. Tekeli ve lkin, 1977; Boratav, 1989, 1997; ni, 1991; enses, 1994; Ansal, 1994; Eraydn, 1994; Duruiz ve Yentrk, 1992; Kaytaz, 1994; Yeldan, 1994; Kazgan, 1995.

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

99

DNEM II: HRACATA YNELK SANAYLEME DNEM (1980 sonras) I. Deneme-yanlma dnemi (1980-84) II. Otomatik bilgisayarl tezghlara gei ve olgunlama dnemi: kinci byk dnm (1985-94) III. Doygunluk dnemi (1995 sonras) ve kriz? Denizlide yaplan alan aratrmas, zellikle 1980lerde yaanan dnm hazrlayan ve olanakl klan yaplar, bunlarn yukarda tanmlanan dnemler iindeki dnmleri ve u anda tadklar potansiyellerin saptanmas konusunda nemli bulgular ortaya karmtr. Bu yaplar iinde varolan aktrlerin g ilikilerindeki dnm, asimetrik g ilikilerini keskinletiren yaplar, bu ilikiler iinde dnmn pahasn deyen gruplar ve tm sistemin geldii nokta, yaznn bundan sonraki blmnde, farkl dnemlerin zgnlkleri erevesinde ve toplumsal olgular aklayan eitli kuramlara referansla ortaya konulacaktr.

III.1. Farkl dnemlerde nc aktrlerin nemi ve sermayenin kutuplamas


Kaba biimiyle Denizlide gzlenen baarnn, farkl dnemlerde etkinlik gsteren ve ne kan aktrlerin deien koullarda ulaabildikleri kaynaklar kullanarak retim ve emek organizasyonunda uzmanlamas sonucunda gerekletii sylenebilir. Dier bir deyile, Denizlideki geliim ivmesi, retilen rnn zellii, biriciklii ya da kolay taklit edilemezlii nedeniyle deil, retim organizasyonu konusunda yllar iinde biriken bilgi, beceri ve varolan potansiyeli yeni ortaya kan koullara uyum salayarak kullanabilme yetenei sonucunda ortaya kmtr. u anda piyasada byyebilmi hemen btn reticiler, babadan oula aktarlan zanaat erevesinde, retimin her aamasnda aktif olarak yer almlar ve bu deneyimlerini farkl dnemlerde ortaya kan koullara uyarlamlardr. Bu bilgi ve becerinin aktarlmasnn en nemli arac btn dnemlerde gzlenen aile iletmesi geleneidir. retim organizasyonu iinde yeralan aktrler, bireylerden ok aile gruplar olarak yer almakta; bu durum, i kurmada, sermaye salamada, pazarlamada ve piyasada varln srdrebilmede toplumsal alarn nemini vurgulamaktadr. Denizlide birtakm nc ve yaratc aktrlerin, dnmn yaand her dnemde nemli bir role sahip olduklar sylenebilir (Belussi, 1996). 1960 ncesi dnemde pazara ynelik retim, el tezghlarnn retim kapasitesiyle snrlyd ve retimin az ok btn aamalar (hal, boya, zg gibi) evlerde gerekletiriliyordu. 1927 sanayi saymnda dokuma sektrnde 423 iyeri bulunmaktayd ve bunlarn 262sinde 1 (% 62), 116snda 2-5 (% 27), 36snda 3-10 (% 8.5) kii alyor-

100

ASUMAN TRKN-ERENDL

du. 10dan fazla ii altran kurulu says 9du (% 2). 1940larn banda 10.000 dolaynda tezgh faal durumdayd ve % 90 ilelerde retimi srdrmekteydi. Kapitalist retim olarak adlandrlabilecek 10dan fazla ii altran atlye ya da fabrika tr retim hl ok azd (DE, Sanayi statistikleri). 1960lar sonras, elektriin yaygn olarak kullanlmaya balanmasyla motorlu tezghlara geilmi ve retim kapasitesinin byk oranda art gstermesiyle birinci dnm yaanmtr. Bursa tipi tahta otomatik tezghlar bu yllarda Denizlideki demirci ustalarnn katksyla retilmeye balanmtr. Bu dnemde artan pamuk ihtiyacyla birlikte ortaya kan pamuk ticareti, kurulan az saydaki rr fabrikas, baz kiilerin sermayelerini birletirerek kurduklar kk ve orta byklkte dokuma fabrikalar, ayrca baz kiilerin evlerde retilen mallar satn alarak eitli ilemlerden geirerek Anadoludaki eitli illerde pazarlamalar yoluyla kurulan ilikiler, sermaye birikiminin ilk nvelerini oluturmaktayd. Sermaye bu dnemde daha ok iplik tccarlarnn ve retilen mal pazarlayan retici veya araclarn elinde birikmekteydi. retim hl youn olarak ilelerde aile iletmeleri ve kk atlyelerde yaplyordu, ancak pazarlama ilikilerini salamlatran tccar ve arac irketler Denizlide yerleerek retimi buradan rgtlyorlard. Bu dnemde 1. Be Yllk Kalknma Plan hedefleri dorultusunda devlet zel sektr desteklemek ve retimin lke apnda yaygnlamasn salamak zere tevikler ve vergi indirimi gibi zendirici tedbirler uygulamaktayd. Bu uygulamalar sonucunda 1960larn sonlarna gelindiinde aile iletmeleri eklindeki genel rgtlenmenin yansra atlye ya da fabrika tr iletmelerin artmaya balad gzlenmektedir. 1964, Sanayi ve yeri Saymna (DE) gre 10dan fazla ii altran 22 iyeri vard ve bunlarn 14 dokuma alanndayd (yalnzca 1i devletin olmak zere -Smerbank) ve ortalama 16-17 ii almaktayd. 1965-70 yllar arasnda ilk byk lekli zel dokuma fabrikalar ald; Sarayky Pamuklu Sanayii -600 ii, Akseller Pamuklu Mensucat -330 ii, Denizli Basma ve Boyama Sanayii -300 ii (Yurt Ansiklopedisi III). 1970li yllar, enflasyonun artt, kk reticilerin iplik sermayesini salayamaz duruma geldii ve daha nceki dnemlerde iplik, bez ticareti yapan ya da hambezi bitmi rn haline getirerek yurt apnda pazarlayarak sermaye birikimi salam olanlarn bu reticileri fason retim ilikileri iinde rgtledii dnem olmutur. 70lerin ilk yarsna gelindiinde, daha nce bamsz retim yaparak pazarda maln tccara kendi pazarlayan reticilerin neredeyse tm metre bana cret alan fason reticiler haline gelmiti. Daha ok Denizlide yerleen iverenler kimi zaman ayn ileden 100-300 kadar tezgh kendilerine balamakta ve aslnda daha o dnemde mekna yaylm bir fabrika sistemini balatmaktaydlar. Bu ilikiler, ilelerdeki reticilerle olduu gibi Denizliye yerleerek mahalle ilerinde retim yapan aile ya da kk iletmelerle rgtleniyordu. Bu dnemde, bir ka ailenin sermayelerini birletirerek bu tr irketler

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

101

kurduunu, ya da aile irketi olarak uzun vadeli sanayi kredilerinden de yararlanarak byle bir retim rgtlenmesi gerekletirdiini, ulusal pazarda mal satarak sermaye birikimi saladn gzlemlemekteyiz. 70li yllarn bir baka nemli zellii ise ok ortakl ve ii irketlerinin kurulmas ile birlikte kente sermaye aktarmdr. Bu dnemde Denizlide birka ailenin oluturduu sermaye gruplarnn ortaklyla alan 11 irketten 4 hi retime balayamazken 7si retime getikten bir sre sonra kapatlmtr. Devam edenler ise zaman iinde el deitirmi, zel kiilerin ya da devlet bankalarnn denetimine gemitir. dari ve mali nedenlerle baarl olamayan bu irketler sermaye aktarm ve deneyim ynnden sanayilemeye katkda bulunmutur (Mutluer, 1995) . Ayrca Denizli 1973 ve 1981 yllar arasnda Kalknmada ncelikli Yreler kapsamna alnm ve bu dnemde yaplan kamu yatrmlarnn % 38i sanayinin gelimesi dorultusunda olmutur. Bu koullar iinde 1979da 10dan fazla ii altran irketlerin says 97ye ykseldi ve bunlarn 22si dokuma sektrndeydi. 10dan az ii altran iletmelerin says 1980de 2044t. Bunlardan 643 1 kiilik (% 31.4); 1401i 2-9 kiilik (% 68.6) iletmelerden oluuyordu. 1980de 10un zerinde 69 iletme bulunuyordu. lde en fazla ii altran (% 54) ve en fazla katma deeri yaratan da yine dokuma sektryd (% 47) (DE- Sanayi statistikleri). Bu rgtlenme biimi kk reticilerin birikim olanaklarn kstlarken, sermayenin zellikle Denizliye yerleerek irketleen birtakm kiilerin elinde toplanmasna yolamtr. Bu nedenle bu dnemin en nemli zellii, daha nce genelde daha homojen grnen ve kiiler arasnda byk bir farklla yol amayan sermaye birikiminin artk belirli ellerde toplanarak 1980 sonrasnda grlen gelimenin ilk ipularn vermesidir; dier bir deyile 80ler sonrasnda ilk atlm gerekletirebilenlerin ounun da bu dnemde belirlendiini sylemek yanl olmaz. 70li yllar retimin her aamasn ok iyi bilen reticilerin, retim ve emek rgtlenmesinde ve pazarlamada uzmanlat, bilgi ve beceri kazand, giriimciliin pekitii bir dnem olmutur. Bir rakam vermek gerekirse 1997 ylnda en byk (500den fazla ii altran) 8 irketten 4 bu dnemde kurulmutur. Daha nce szettiim sermaye birleimine giden aile gruplar 1980 sonrasnda ayrlarak kendi aile irketlerini kurmular ve Denizlinin en byk irketleri haline gelmilerdir (Tablo 1). Dier lke deneyimlerinde de grld gibi irketler varolan kaynaklara ulamada eit konumda deildirler. Bu kaynaklar, birtakm devlet kurumlaryla veya yerel rgtlerle ekonomik, politik ve toplumsal alar araclyla iliki kurabilmi firmalar asndan ok daha kolay ulalabilir durumdadr. Bu kaynaklara daha kolay ulaanlar genellikle nc firmalar (Schumpeterian firms) olutururken, dier firmalarn bunlar taklit ederek ve gelitirerek; ya da yalnzca oluan talep nedeniyle piyasaya girdikleri grlmektedir (Belussi, 1996). Denizlide benzer bir durum gzlenmekle birlikte, bu asimetri, devlet politikalar-

102

ASUMAN TRKN-ERENDL

Tablo 1 Denizli Sanayi ve Ticaret Odasna Kaytl Tekstil Firmalarnn Kurulu Tarihine Gre Dalm
FRMA SAYISI alan says 0-9 10-24 25-49 50-99 100-199 200-499 500+ TOPLAM % 1930-60 0 0 1 0 0 1 1 3 0.69 1960-69 1970-79 1980-84 1 1 3 2 0 0 0 7 1.62 0 2 1 3 3 2 4 15 3.47 0 2 4 3 2 3 1 14 3.47 1985-89 1990-94 1995-97 2 10 15 11 18 12 1 69 15.97 6 28 23 14 5 2 1 79 18.29 59 101 63 15 5 1 0 244 56.48 % TOP. 1995-97* 68 144 110 48 33 21 8 432 100.0 86.76 70.14 57.27 31.25 15.15 4.76 0.00 56.48

Kaynak: Odalar Birlii, 1997 (*) Burada 1995 sonrasnda kurulan ya da odaya kaydolan farkl byklkteki firmalarn oranlar verilmektedir.

nn daha ok byk firmalar destekleyen yaps ve politik yaplarn kayrc zellii nedeniyle giderek artmakta ve retim rgtlenmesinde piramitlemeye yol amaktadr. 1980ler, ihracata ynelik sanayilemenin balad, tevik tedbirlerinin uygulamaya konulduu, makro politikalarla desteklendii, zellikle de dokuma ve konfeksiyon sektrne nem verildii yllar olmutur.Teknolojinin devletin salad teviklerle yenilenmesi ve otomatik, bilgisayarl dokuma tezghlarna gei, retim miktarn ve kalitesini ykseltirken, ileleri de iine alan retim rgtlenmesini tmyle deitirmitir. Bu yllar teknolojik yenilenmeyle birlikte hzl bir dnmn ve daha nce grlmemi lde sermaye birikiminin ve kutuplamann yaand dnem olmutur. 1980 sonrasnda artk Denizlide iki farkl dnyadan ve ilikiler andan sz edilebilir: bunlardan birincisi ihracata ynelik retim yapan, benzer standartta mal reten firmalarn kendi aralarnda oluturduklar ilikiler adr. kincisi ise teknolojisini yenileme ans olmayan, Anadolu pazarna, alt ve orta gelir grubu iin dk kalitede mal reten firmalarn oluturduu retim adr. Bu firmalar teknolojik yenilenmeden nce, fason ilikiler araclyla kurulan ayn retim dnyasnn paralarn olutururken, artk farkl sorunlar ve zm yollar olan iki farkl dnyay nitelemektedirler. Bu iki farkl iliki anda ulalabilen meknlar, kullanlan kaynaklar, iinde bulunduklar ekonomik, politik ve toplumsal g ilikileri ve kullandklar emek artk farkllamtr. hracat iin retim yapan firmalar, yurtd firmalarnn talep ettii standarda uygun mal ve hizmet reten, benzer teknoloji dzeyine sahip kk ve orta lekli firmalarla fason ilikiye girebilmekte ve retimin hz yine bu srete belirlenmektedir. Bunlarn krllklar ya da darboazlar ulusal para politikalarndan, tevik uy-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

103

gulamalarndaki deiimlerden ve dier lkelerin koyduklar kotalardan etkilenirken, yurtii talebine baml dier grup, zellikle alt ve orta gelire uygun mal rettii iin bu kesimin alm gcndeki deimelerden etkilenmektedir. 80lerden sonra alt ve orta gelir gruplarnn alm gcn azaltan politikalar, bu grupta yer alan ve daha ok aile emeine dayanan reticilerin isiz kalmasna ya da asgari cretin altnda almaya raz olmalarna neden olmutur. Bunun sonucunda zaman iinde ok sayda tezghn hurdaya karld, zellikle genlerin kent merkezindeki fabrikalarda almay yeledikleri grlmektedir. Birinci grupta yer alan, yani 1980 sonrasnda teknoloji yenilemesine girerek ihracata ynelen nc firmalarn daha nceki dnemlerde hem sermaye, hem de i rgtlenmesi ve pazarlama konularnda donanml hale geldii ve kurmu olduklar balantlar araclyla ilk atlm yaptklar anlalmaktadr. Piramit biimindeki retim rgtlenmesi erevesinde, byk ve i alma kapasitesi yksek az sayda firmann uluslararas dzeyde gerekleen fason ilikiler a araclyla ilk dinamizmi yaratt ve bunu kentteki dier firmalar da giderek dahil edecek ekilde yaygnlatrd sylenebilir. Burada nc irketlerin varlndan ve followers effect, yani taklit yoluyla yaplan benzer yatrmlardan szedebiliriz. 1980lerde desteklenen d ticaret irketleri, ihracatn balad dnemlerde bilgi ve beceri kazanlmasnda nclk etmilerdir. lk nce bu irketler araclyla veya baka illerdeki firmalar zerinden ihracat yapan yerel firmalar, zellikle 1985ten sonra yurtd firmalarla balantlarn fuarlar ve temsilciler araclyla dorudan kurmaktadrlar. Firmalarn benzer retim yapmalar, kolay ulalabilir olmalar ve belli blgelerde toplanmalar d firmalar iin kolaylk salamaktadr. Bu noktada Ege Giyim Sanayinin kuruluundan szetmek yerinde olur. EGSnin kurulu amac kk ve orta byklkteki firmalarn kendi balarna ulamakta glk ektikleri hizmetleri (ithalat ve ihracat ilemleri, ulam, sigorta, banka) salamak olmasna ramen, 1995te EGSye kaytl irketlerin % 70.37sinin 100n stnde ii altran irketler olduu grlmektedir (EGS Yayn, 1995). Ayrca en fazla ihracat yapan 10 irketin tm tekstil ihracatnn % 84.18ini oluturduu dnlrse bu ortakln byk irketlerin konumlarn giderek salamlatrdn ve glerini pekitirdiini iddia etmek yanl olmaz.

III.2. Emein yapsnn retim ve emek rgtlenmesi asndan nemi


Her ne kadar bu gelime, kk ve orta byklkteki iletmelerin yllar iinde edindikleri bilgi, beceri ve giriimcilik yetenekleri ile de aklansa, aslnda 1980 sonras dnm Denizlide varolan emek pazarndan yararlanarak byyen ve sermaye birikimi salayabilen byk firmalar tarafndan balatlmtr. Dolaysyla, aslnda her dnemde ucuz ve becerili emek bu geliimin ana eksenini oluturmutur; yani geliimin bedelini deyen bu srete byk sermaye karsnda gi-

104

ASUMAN TRKN-ERENDL

derek birikim olanan yitiren kk giriimciler ve cretli emek olmutur. 1960 ncesini oluturan birinci evrede Denizlide tekstil retimi, geleneksel olarak eitli ilelerde (Babada, Buldan, Kzlcablk) evlerde aile bireyleri tarafndan el tezghlarnda yaplmaktayd. Pamuklu iplik retiminin snrl olmas ve devletin karaborsay engelleme abalar nedeniyle bu dnemde iplik datm 1940larda Smerbankn denetimine verilmi ve datmn kooperatifler araclyla yaplmas salanmt. retici maln yine Smerbank araclyla pazarlyordu. Her ne kadar bu uygulamayla karaborsa tmyle engellenemese de, bu dnemde araclarn ve tccarlarn nemi greceli olarak azd ve sermaye reticilerin elinde birikiyordu. Nazillide Smerbankn 1937de at Basma Fabrikas ve 1953te Denizlide iplik, daha sonraki yllarda bez retmeye balayan fabrika bu dnemin en nemli kamu yatrmlarn oluturuyordu. Bu fabrikalar el tezghlarnda retim yapan kk reticileri rekabet ynnden olumsuz ynde etkilese de, ilin retim kapasitesini artrmakta ve uzun vadede reticiye katkda bulunacak olanaklar da yaratmaktayd. Bunun yansra, sava dneminin koullar ve el tezghlarnda retilen maln fabrika mallarndan farkl ve ucuz oluu, rekabetin younlamasn ve bu tezghlarn ortadan kalkmasn engelliyordu. El dokumaclarnn geimlik bir parayla yetinmeleri bu retimin srdrlebilmesinde ana etmendir. Dier bir deyile ar emek ve asgari tketim gibi davransal zellikler ekonomik parametrelerle aklanamayacak derecede uzun bir sre bu tezghlarn kullanmn olanakl klmtr (Yurt Ansiklopedisi III). Daha sonraki dnemlerde de bu zellik ok nemli etkilere sahip olacaktr. Fabrikada istihdam edilen cretli emekten ok daha ucuz ve becerili emein varl ve retim rgtlenmesinde ok nemli bir yere sahip olmas, retim organizasyonundaki asimetrik ilikiler araclyla, sermayenin belirli ellerde toplanmasnn en nemli nedenlerinden birini oluturmutur. Yukarda sz edildii gibi 1960larda balayp 1970lerde hz kazanan fason retim rgtlenmesi iinde sermaye sahibi reticilere baml hale gelen aile tipi iletmeler ucuz emek rezervini oluturmutur. Fabrika iisinden ok daha ucuza gelen bu emek 80lere kadar sermayenin polarizasyonuna neden olmu ve bu yllarda yaplan atlmn kaynan oluturmutur. Teknolojik deiimi gerekletiren firmalarn kendi aralarnda oluturduklar retim rgtlenmesinin dnda kalan bu kk aile iletmeleri artk farkl bir retim ann parasdrlar ve eninde sonunda yok olmaya mahkum bir yap sergilemektedirler. Bu durum 1990larda da benzer bir biimde srmektedir. Bu yllarda retimin yalnzca belirli aamalarn (dokuma veya konfeksiyon) gerekletiren kk baml fason i yapan firmalarn saysndaki art gemite evdeki tezghlarda ucuza fason i yapan aile iletmelerinin yerini almaktadr. Ayn pazarda yararak fiyat kran yeni firmalar ucuza retmenin nemli olduu bir pazarda ucuz igc olanan salamaktadr. Bu firmalar kent meknnda kaldrm altlarnda snak veya depo olarak tasarlanm meknlar, kk sanayi sitelerin-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

105

deki boluklar doldurarak yaylmakta, zellikle de zmir aks zerindeki yeni alanlarda gelime gstermektedir. lin zellikle Doudan ve evre ilelerden ald g, kullanlan emein kaynan oluturmaktadr. Ayrca il merkezine yakn kylerde ve hatta ilelerde yaayan ve tarmla uraan nfus da emek potansiyeli oluturmaktadr. Ancak firma saysndaki bu art emein artk bir kt kaynak olmaya baladn da gstermektedir. Firma sahipleri iilerin baka firmalara kamasndan ikayet etmekte ve bunu engellemek iin eitli mekanizmalar bulunmaktadr. rnein kyden etkili bir kiiyle anlap topluca ayn fabrikaya ii getirmek firma iinde denetimi aile ve tanklk ilikileri iinde kolaylatrmaktadr. Bunun dnda firma servisleri kent ii ulamnda kullanlmakta ve rahatlk salanmaya allmaktadr. Byle bir artta byk firmalar asndan en kt kaynak dil bilen ve zellikle ihracat konusunda deneyimli eleman bulmaktr. Bu nedenle ihracatla uraan bir baka firmadan byle bir eleman ele geirmek yalnzca elemann tecrbesi nedeniyle deil, yurtd pazarlarla ilgili bilgi almak iin de yararl olmaktadr.

III.3. retim rgtlenmesinde deien g ilikileri: Baml fason retici konumundaki kk firmalarn saysndaki art
zellikle, 80lerin ikinci yarsndan sonra, Denizlideki dokuma ve konfeksiyon irketlerinin saysnda ok nemli artlar olmu; talep ve krlln garantili grlmesi, bu eilimin hzlanarak srmesine neden olmutur. Sektre giri kolaydr nk firmalar retimin herhangi bir aamasnda piyasaya girdiklerinde hazr bir talep bulabilmekte ve fason ilikiler araclyla piyasada varolabilmekte ve byyebilmektedirler. Piyasaya yeni giren firmalar nce yurt dna ihracat yapan firmalara fason i yapmakta; daha sonra bu iliki iinde sermayelerini glendirip gl bir makina parkna sahip olduktan sonra kendi balarna yurtd baTablo 2 Denizlideki tekstil firmalarnn bykle gre dalm
FRMA SAYISI VE TOPLAM NDE DAILIMI alan says 0-9 10-24 25-49 50-99 100-199 200-499 500+ TOPLAM 1993 6 45 52 36 16 10 6 171 1993 (%) 3.1 26.32 30.41 21.05 9.36 5.85 3.51 100.00 1995 ubat 16 57 66 36 21 12 6 214 1995 (%) 7.48 26.64 30.84 16.82 9.81 5.61 2.80 100.00 1997 Ekim 69 150 115 51 33 20 8 446 1997 (%) 15.47 33.63 25.78 11.43 7.40 4.48 1.79 100.00

Kaynak: Odalar Birlii, 1993,1995 ve 1997 firma dkmleri

106

ASUMAN TRKN-ERENDL

lantlar kurma abas iine girmektedirler. Ancak 1980lerde havlu ve bornozda uzmanlam reticilerin oluturduu ve henz doymam bir talebin olduu pazar koullarnda kurulan irketler ile 1990larda kurulan irketlerin byme potansiyellerinin ve koullarnn ayn olduunu sylemek zordur. zellikle 1995ten sonra kk firmalarn (0-9, 1024 ve 25-49) saysnda artc, hatta biraz da rktc bir art gzlemlenmektedir. Tablo 2 bu dnm arpc bir ekilde vermektedir. 1990a kadar Sanayi Odasna kaytl 10dan fazla ii altran tekstil firmalarnn saysnda ok yava bir art vardr. 1979da 21 olan bu say 1992de 81e ykselmitir. Bu yldan sonra firma saysnda hzl bir art gzlemlenmektedir. Tablodan da izlenebilecei gibi 1993te 171e (10dan fazla olan firma says 165); 1995te ise 214e (10dan fazla 198) ular. Ancak 1995ten sonraki art ok nemlidir; iki mislinden fazla bir art gzlenmektedir ki bu art en fazla 10dan az ii altran ve kk olarak adlandracamz 10-49 ii altran firmalarda ortaya kmtr. Yani bu gruptaki firmalar btn firmalar iinde % 74.88 gibi bir orana sahiptir. Sanayi Odasna kaytl olmayan kk firmalar da hesaba katldnda bu orann daha ykselecei beklenmelidir. 200 stnde ii altran firmalara bakldnda ise bu orann % 6.27 olduu grlr. Ancak 1995 ylnda, bu ilde en fazla ihracat yapan 10 tekstil firmasnn ihracat kapasitelerine bakldnda tekstil ihracatnn % 84.18inin bu firmalar tarafndan yapldn ve ildeki toplam ihracatn iindeki paylarnn ise % 70.44 olduunu grmekteyiz. Hatta tm tekstil ihracatnn % 21inin tek bir firma tarafndan yapld grlmektedir. Ayn veriler firma byklkleri baznda incelendiinde tekstil ihracatnn % 22.53 200-499 ii grubundaki firmalar tarafndan, % 41.24sinin ise 500 stnde ii altran tekstil firmalar tarafndan yapld gzlemlenmektedir (EGS Yayn, 1994, 1995; Denizli Ticaret Odas Yaynlar, 1994, 1995, 1996, 1997, 1998). Bu rakamlar yllar iinde gelinen noktadaki polarizasyon dzeyini ve retim rgtlenmesindeki taban srekli genileyen piramit yapy yanstmaktadr. Saylar giderek artan kk firmalarn retimlerine bakldnda bu durum dorulanmaktadr. Bu firmalarn ou ya sadece hambez veya havluluk kuma dokumakta ya da havlu ve bornoz dikimini fason olarak yapmaktadrlar. 1997de Odalar Birliinden alnan bilgiler rn baznda incelendiinde ve bunlar firma byklkleriyle ilikilendirildiinde firmalarn % 30.46snn havlu, dokuma ya da penye kuma retimi yapt grlr ve bunlarn ou 1-24 ii altran firma grubunda yer almaktadr. Firmalarn % 23.4 ise yalnzca konfeksiyon iiyle uramaktadr ve ou, iin gerektirdii asgari ii says nedeniyle 10-49 ii grubunda yer almaktadr (Erendil, 1998). Yukarda sz edildii gibi bu iki grupta yer alanlarn hemen hepsi fason i yapan firmalardr. 1995ten sonra zellikle 1-49 ii altran grupta yer alan firmalarn saysndaki byk artn kapasite fasoncusu olarak piyasaya giren kk firmalardan olutu-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

107

u anlalabilir. Bu yllarda ok eitli meslek grubundan ve ticaretle uraan kesimden bu sektre bir kayma grlmektedir; tanklk ya da aile ilikileri ve kaynaklar, firmalarn kurulmas ve piyasaya girmesinde hl ok nemli bir etmendir ancak artk olanaklar snrlanmtr. Byle bir eilim, sistemi giderek daha krlgan hale getirmektedir. ok sayda firmann ayn tr rnlerle ayn pazarda yart bir ortamda piyasada kalabilmenin yolu daha ucuza retebilmektir; dolaysyla firmalar kr hadlerini drerek birbirleriyle yarmakta ve piyasada kalma mcadelesi vermektedirler. zellikle 1995ten sonra bankalara ve eitli enformel kanallara borlanma yoluyla yaplan tekstil ve konfeksiyon makinesi yatrmlar talebin darald koullarda atl kalma ve kkler asndan iflas tehlikesini ortaya karmaktadr. Nitekim son yllardaki kriz ortamnda bunun izleri grlmekte; pekok kk firma makinalarn ok dk fiyata piyasada satp banka borlarn demeye almaktadr. Bu tablo sanayi blgeleri kuramna ters dmektedir. Bu kurama gre sistemin srdrlebilirlii nemlidir ve bu da fiyat rekabetinden ok kalite ve rn eitlilii ynnden birbiriyle yaran firmalarn varlna balanr. Denizlide firmalar arasndaki ilikilerin yaps incelenmeden yalnzca kk ve orta byklkteki firma saysna bakarak bir sanayi blgesi analizi yaplamaz zira gelecekte firmalarn ve blgenin kaderi firmalarn ve aralarndaki ilikilerin yaplar zerinden kurulacaktr. 1970lerde motorlu tezghlarn kullanmyla artan retim kapasitesi ve talep, aile ve kk iletmelerde varolan becerili ve ucuz emein fason ilikiler iinde rgtlenmesiyle sermaye birikimine ve polarizasyona yolam, ancak sistem 1980ler sonrasnda bu kk iletmeleri teknolojik yenilenme nedeniyle dlamt. imdi ise 1990larn sonlarna gelirken benzer bir tabloyla bir kez daha karlamaktayz. Talebin ve krlln srecei beklentisiyle pazara giren ok sayda firma ayn mallarda rekabet ederek ve az krla alarak yine ok ucuza salanan bir emek pazarn oluturmaktadrlar. Byle bir geliim tablosu, talebin darald koullarda ok sayda kk iletmenin savunmasz bir konumda kalacann ve sistem dna atlacann iaretlerini vermektedir.

III.4. retim rgtlenmesi yapsnn retimde uzmanlama zerindeki olumsuz etkisi


1995ten sonra gzlemlenen ikinci tr bir eilimden szedilebilir: dey entegrasyonun artmas ve retimin tm aamalarnn firma iine alnmas. retimin belirli aamalarnda (konfeksiyon, boya, bask, hal gibi) retim yapan firmalarn artan talebe yetmemesi; kalite sorunlaryla karlalmas; ayrca yatrm yapmann teviklerden yararlanmak asndan krl olmas nedeniyle, firmalar daha nce fason yaptrdklar ileri de firma iinde yapmaya balamlardr. rnein, firmalarn %12.80i dokuma ve konfeksiyon birimlerinin yanna boya, bas-

108

ASUMAN TRKN-ERENDL

k, nak ve hal blmlerini eklemilerdir. Yalnzca retimin boya, hal, zg, nak gibi uzmanlam aamalarnda yer alan firmalarn yzdesinin ok dk olduu grlr (%3.53). Giderek devleen entegre fabrikalarn kurulmas firmalar aras hiyerarinin keskinlemesine neden olmaktadr. Byk firmalarn mali olanaklarnn daha fazla olmas ve pazarlara daha kolay ulaabilmeleri, onlar kklerin karsnda avantajl duruma getirmekte, kklerin uzmanlaarak kaliteyi ykseltme anslarn azaltmaktadr nk entegre firmalar son teknolojiyle yaptklar yatrmlarla kaliteyi ykseltmekte ve fazla kapasitelerini baka firmalara fason i yaparak kullanmaktadrlar. Dzenleme Okulunun aklama biiminde yer alan ve maliyeti drme ya da talebe gre esneklik salama amacyla byk firmalarn zellikle emek youn ksmlarn dar atmas eklinde aklanan sre burada tam tersine ilemektedir. Gelimi lkelerde emek maliyetinin yksek olmas, gvencesiz etnik gruplara, kadn igcne ya da emein ok daha ucuza istihdam edildii lkelerin iilerine ynelmeyi getirirken, Trkiye koullarnda dk asgari cret dzeyleri ve kaytsz ii kullanmnn salad ucuz emek rezervi, retim organizasyonunu da farkllatrmaktadr. Ayrca retken uzmanlama tezlerinde olduu gibi, retimin belli aamalarnda uzmanlam firmalarn ibirliine dayanan sistem burada grlmemekte; says artan kk firmalarn, kapasite fasoncusu olarak piyasaya girdikleri grlmektedir; dier bir deyile kk firmalar talebin ok olduu dnemlerde byk firmalarn yetmeyen kapasitelerini takviye etmektedirler. Byle bir durum, firmalar aras youn ibirlii aracyla srdrlebilirlik kazanan; renme ve gelime potansiyelini gelitiren sanayi blgesi aklamalarnn da mantna uymamaktadr. Son yllarda tartmal olmakla beraber, en azndan g ilikileri ve gelime potansiyelleri asndan olduka eitliki bir yapya sahip olduu dnlen gelimi lkelere zg sanayi blgeleri deneyimi, Denizli rneinde giderek anlamn yitirmektedir. Denizlidekine benzer dnmler, Hindistan, Brezilya, Meksika gibi bir takm azgelimi lke deneyimlerinde gzlenmektedir (Kattuman, 1994; Schmitz, 1995; Cawthorne, 1995; Rabelotti, 1995). Zanaat tipi retimden giderek dev Fordist fabrikalarn oluturduu ve hiyerarik bir retim ve emek rgtlenmesinin egemen olduu piramit yap, daha ok, dnya pazarlarna liberal ekonomik politikalar ve bunlarn destekledii byk firmalar araclyla eklemlenme biimini yanstmaktadr (zcan, 1995).

III.5. retim rgtlenmesi yapsnn yaratc giriim zerindeki olumsuz etkisi: rnde ve teknoloji kullanmnda standartlama
Ksa vadede krl olarak olarak grlen bir alana ynelme, rnn tipini belirlemekte ve standartlatrmaktadr. Dier bir deyile, tarih boyunca reticinin kendi kiiliini ve farklln katarak yapt zgn dokuma trleri giderek yokol-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

109

makta, geliememekte ve reticilerin ou hl talebin olduu, kr salamada daha garantili grlen havlu ve bornozda karar klmaktadrlar. Ayrca, piyasaya yeni giren firmalar bu retim zincirinin iine katlabilmek ve byk firmalarla i yapabilmek iin ayn mal retebilecek kapasitedeki teknolojiye yatrm yapmaktadrlar. Bu geliim bir ksr dngye dnmektedir: piyasaya yeni giren firmalar ilk aamada fasoncu olarak retime baladklarndan u anda varolan retime uygun yatrmlar yapmakta; bykler ise piyasada ok sayda firma olmas nedeniyle ucuza retim yaptrabilmekte ve ihracat kapasitelerini artrabilmekte; yatrmlarn ise, ayn maln retiminde piyasada karlanmasnda glk ekilen boya, bask, hal, kasarlama, nak gibi uzmanlk alanlarna kaydrarak hem kendilerine, hem de darya i yapmaya balamaktadrlar. 1996da tm ihracat iinde tekstil rnleri % 86.7lik bir paya sahiptir. Bunun iinde % 40.08 payla bornoz, % 26.57 payla havlu ihracat grlr (Denizli Ticaret Odas, 1997). Bu rakamlar dk katma deerli standart bir rne ynelmi bir uzmanlamay yanstmaktadr. Byle bir srecin ortaya kmasnda baarl grlen lider firmalarn rn, teknoloji ve ulalan pazarlar asndan taklit edilmesi de nemli bir etmendir. Firmalar ayn pazarda ve ayn rnlerle rekabet ettikleri iin birbirlerinden bilgi saklamaya alsalar da, hem eleman dnm hem de pazarlamac firmalarn sat zendirmek amacyla eitli makinalar satn alan baarl firmalarn isimlerini kullanmas, taklit etmeyi kolaylatrmaktadr. Ayn pazarlarda mal satmaya alan firma sahiplerinin birbirinden geri kalmama drts benzer yatrmlar yapmay gerektirmekte ve teknoloji srekli yenilenmektedir. Bu yar, birbirlerinin pazarlarna fiyat krarak girmeyi de beraberinde getirmekte; dolaysyla, yurt d balantlar kurabilen ve bu pazarlar bilen eleman, kt bir kaynak olarak zellikle ilk kurulu aamalarnda firmalar tarafndan kaplmaya allmaktadr.

III.6. Destek kurumlarn yetersizlii karsnda toplumsal yaplarn ve ilikilerin artan nemi
Aile ve tankla dayal toplumsal ilikiler Denizlide firmalarn kurulmas, bymesi ve varlklarn srdrebilmeleri asndan byk nem tamaktadr. Daha nce de sz ettiimiz gibi giriimcileri birey olmaktan ok aile yaplar iinde incelemek firmalarn dnmleri ile ilgili nemli ipular vermektedir. Genellikle ortaklklarn aile bireyleri arasnda olduu grlmektedir. Aileler bydke ve firma, piyasa iinde itibarn artrarak gven kazannca, bireyler ayrlarak kendi aile irketlerini kurmaktadr. Piyasada herkesin birbirini tanmas, itibar ve gvenilirlik gibi deerlerin nem kazanmasna neden olmakta; piyasada tutunabilmek bu deerlere ballkla mmkn olmaktadr. zellikle 1980ler-

110

ASUMAN TRKN-ERENDL

den sonra elde edilen sermaye birikimiyle bu durum belirgin olarak ortaya kmaktadr. Kimi zaman ayn yreden, zellikle Babadadan gelen kiilerin de sermayelerini birletirmek amacyla karlkl gvene dayanan ortaklklar kurduu gzlenmektedir; rnein 1980den sonra kurulan ve devleen be firma byle bir ortakln aile irketleri eklinde paralanmasyla ortaya kmtr. zellikle kurulu aamalarnda toplumsal ilikilerin nemi byk olmaktadr. Firmalar ilk nce tandklar ve aile ilikileri araclyla fason retim yaparak piyasaya girmektedirler. Denizlide retimin yalnzca bir aamasn gerekletiren firmalar ok nadir olarak ihracata ynelmekte; ancak bir iki aamada yeterli makine parkn kurduktan ve pazar bilgisi edindikten sonra kendine almaya balamakta ve ihracata ynelmektedirler. Bu eilim yurtd firmalarn da talebi dorultusunda gelimektedir nk bu firmalar ancak makine park yeterli firmalara gvenmekte ve i vermektedirler. Toplumsal ilikiler, firmalarn byyebilmesi ve piyasada kalabilmesinde de nemli olmaktadr. Makina kiralanmas ya da dn verilmesi, i yapma karlnda makina alm satm, birbirinin yerine i yapma gibi karlkl yardmlar, piyasaya giren firmalarn, zayf olduklar dnemlerde ayakta kalmalarn salayan mekanizmalardr. Piyasaya yeni girenler, banka kredisiyle makine almak yerine, ya aile kaynaklarn kullanmakta, ya da bir baka firmann elden kard makinalar satn alp daha sonra bu firmaya fason i yaparak borcunu deme yoluna gitmektedir. zellikle bankalara garanti gstermede zorluk eken ve bankalarn kesin bor deme tarihleri karsnda ekingenlik duyanlar iin bu mekanizmalar, kriz zamanlarnda piyasada kalmak iin zorunlu olabilmektedir. Snrl sermayeye sahip kk giriimciler iin gerekli destek kurumlarn yokluu ya da yetersizlii, daha batan bir bamllk ilikisine yol amakta ve kapasite fasoncuunu desteklemektedir. Birbirinin yerine i yapma, gelen talebi geri evirmemek asndan nemlidir; ancak bu iliki ancak benzer teknoloji dzeyindeki firmalar arasnda ve tanklk ilikisi erevesinde olabilmektedir. Sermaye salamada, makine park kurmada, rn eitlenmesinde ya da pazarlara ulamada hizmet veren destek kurumlarn yetersizlii ya da adaletsizlii btn sistem iin bir atalete yol amakta ve firmalar saf bir pazar mantnn iine hapsetmektedir. Firmalar en kolay yolu semekte ve ihracatta baarl grlen firmalar taklit ederek onlarn izledii yolda ilerleyerek benzer bymeyi gerekletirmeyi hayal etmektedirler. Dolaysyla, retim genellikle ksavadeli kr etme gdsyle piyasadaki talebi takip etmekte; rn eitlenmesi ve katma deeri yksek rnlerle dnya piyasasnda farkl talepler yaratma potansiyeli bu ksr dng iinde azalmaktadr. Byle bir dnm, renen ve gelime potansiyelini artrabilen bir sanayi blgesini yanstmaktan ok, ihra amacyla retilen standart bir rnde uzmanlaan ve giderek artan sayda firmann topland; dolaysyla emei ucuza istihdam etmeye dayanan fiyat rekabetiyle birbirlerini krdklar bir srecin ifadesidir (Rabelotti, 1995).

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

111

IV. Sonu yerine: Sektrde ayrma, merkezileme ve meknsal birlikteliin (yerelliin) azalan nemi
Sektrde keskinleerek artan entegrasyon eilimi retim rgtlenmesi iinde varolan firmalarn konumlarn deitirmekte ve retim ilikileri hiyerarik bir nitelik kazanmaktadr. Piramit biimindeki yap keskinletike, ortak bir mekn ve kaderi paylamann zemini; dolaysyla birlikte hareket etme zorunluluu ve bilinci de ortadan kalkmaktadr. Pekok aratrmac, yerellii, farkl gruplarn ortak karlar ve birbirlerine olan bamllklar nedeniyle ortaya kan bir aktif kapasite olarak tanmlamakta ve bir yerin uzun vadede srdrlebilir kalknmas bu kapasiteye balanmaktadr (Cooke, 1989). Sanayi Blgesi kuramna gre bir blgenin verimlilii, aktrler (firmalar, kurumlar, rgtler, alanlar) arasndaki stratejik uyuma baldr ki bu da sistem iinde yeralan btn aktrlerin yararna olaca beklenen bir davran biiminin benimsenmesiyle gerekleebilir. Bu davran biimlerindeki uyumsuzluk sistemin dengesini bozabilir ve bir yeniden yaplanma gerektirebilir. Baz durumlarda, zellikle de talebin azald koullarda youn rekabet durumu pekok firma iin ykma dnrken, bazlar krizden kanmak iin kapasite daraltma, birleme, ortaklk, farkl alara ulama gibi bamsz stratejiler izleyecektir. Rekabetin fiyat drme ynnde olduu durumlarda ise en fazla emek zarar grmektedir; emek maliyetini drmenin ok eitli yollar fason ilikiler iinde gndeme gelmektedir. zellikle fason alan kk firmalar, kaytsz ii ya da aile emeini kullanarak retim maliyetini drmekte ve kriz zamanlarnda, yalnzca ii cretlerini ve retim giderlerini deyebilmek ve pisayasada kalabilmek iin sfra yakn kr oranlarna raz olmaktadrlar. Sonu olarak u sylenebilir: Sanayi blgelerinde aktrler arasndaki hiyerarik yap ve eitsiz g ilikileri keskinletike btn aktrler iin yararl olabilecek yerel politika kararlar retmek de zorlar. Dolaysyla, artk baar, ayn mekn paylamann salad dsal ekonomilere deil, tek tek firmalarn i kapasitelerine, potansiyellerine ve dahil olabildikleri yerel, ulusal veya uluslararas alarn gcne ve bu firmalarn bu alar iindeki konumlarna bal olacaktr. Yani artk firmalarn kaderi bir yerin tarihinden giderek daha fazla koparak yazlacaktr (Varaldo ve Ferrucci, 1996). Denizlide gzlenen dnm, a analizinin (network analysis) aklama biimine uygun dmektedir; buna gre, firmalar ayn meknda toplu halde bulunmann ekonomilerinden yararlanmakta ve kendi aralarnda gelitirdikleri ekonomik ve toplumsal alarnn ortaya kard kapasiteyle zellikle uluslararas retim alarnn paras olabilmektedirler. Bu tr bir geliim, kreselleme srecini az gelimi blgeler asndan bir olanak olarak gren bak asna gre olumludur nk uluslararas alarn iinde yeralmay baaranlar bilgiye ulamada daha avantajldrlar ve kendilerini gelitirme ansna sahiptirler; bu da blge iindeki retim iliki-

112

ASUMAN TRKN-ERENDL

leri dolaymyla tm blgenin potansiyelini artracaktr. Ancak byle bir varsaym yine de birbirlerine bamllklar ve benzer karlar nedeniyle birlikte hareket edebilen aktrlerin varlnda anlaml olabilir. Denizlide olduu gibi, g ilikilerinin giderek eitsiz bir konum ald bir durumda, bu alara szedilen piramit yap erevesinde ulalmaktadr. Piramidin tepesinde retimin tm aamalarn iine alan dev firmalar bulunurken piramidin tabann baml kapasite fasoncusu konumundaki ok saydaki kk firma oluturmaktadr. Byle bir yap, sistemin krlganln yanstmaktadr; dier bir deyile, zellikle talebin darald koullarda ok sayda kk iletmenin savunmasz bir konumda kalacann ve sistem dna atlacann iaretlerini vermektedir. Giderek standartlaan, kolay taklit edilebilir mal retimine younlald ve rn eitliliine gidilemedii srece, sistem emein ucuz kullanmna endekslenecek ve uzun vadede ykc rekabete maruz kalacaktr. Daha nce de sz ettiim gibi, bunun belirtileri 1998 ve 99da yaanan krizin sonucunda hissedilmitir. Kurulan ok sayda kk firmann ok zor durumda olduu ve banka borlarn demek iin sahip olduklar makine ve tezghlar ok dk fiyata piyasada satmakta olduu grlmektedir. Daha nceleri kredi vermekte ok cmert olan bankalar, artk bundan kanarak vadeleri uzatmamakta ve zaten durgun olan piyasada zor durumda olan firmalarn durumlarn gletirmektedir. zellikle borlanmann ok olduu firmalarda bu durum daha da belirgindir. Byle bir ortamda kapasite fasoncusu olarak yurtii ve yurtdna mal satan firmalara bir emek rezervi oluturarak fason i yapan firmalarn talebin daralmasyla oluan krizde en korunmasz durumda olaca aktr. Bu durumda, bu kk firmalarn birka seenei vardr: ya kapanacaklar; ya stanbul, Bursa, zmir gibi illerdeki firmalarla varolan fason balantlarn daha younlatracaklardr; dolaysyla ilikilerini il dna kaydracaklardr; ya da daha nce de szettiim Anadolu pazarndaki alt ve orta gelir grubuna hitabeden retim ann paras haline geleceklerdir. Bu firmalarn, sahip olduklar stn teknoloji ile lke pazarna girdiklerinde, ilelerde tekstil retimini srdrmeye alan ve teknolojik dnm gerekletiremeyen gruplar tasfiye etmesi kanlmazdr. zellikle Anadolu kaplanlar denilen kentlerde tekstil sektrnde yaplan yatrmn fazlal uzun vadede bu bunalm daha da artracaktr. Nitekim son yllarda Denizlide yaynlanan Sanayi Odas Dergisinde (1999) dile getirilen en byk korku, bu illere ayrlan kredi kaynaklar nedeniyle rekabet glerini ve zelliklerini yitirmektir. Dier bir deyile, bir blge iinde benzer mal reten firmalarn kran krana rekabetine ek olarak blgeler de kendi aralarnda daha fazla pay kapmak zere yarmaktadr; kapitalizmde gelime ancak komunun fakirlemesi ile mmkn olmaktadr. Byle bir mcadele uluslararas pazarda alc konumunda olan firmalarn iine yaramaktadr. Piyasada kalabilmek iin ok dk kr marjlarna raz olan firmalarn tek seenei emek zerinde bas-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

113

k kurmaktr. cret artlar, alma koullarnn iyiletirilmesi, alma saatlerinin kabul edilmi snrlarda tutulmas, sigorta, sendika gibi doal taleplerin bu koullarda yerine getirilmeyecei ok aktr. Bu noktada yerellik konusunun yeniden ele alnmas gerekmektedir. Denizlide gzlenen geliim dinamiinin ilk nvesini, tarihsel olarak ortaya km ekonomik, toplumsal ve kltrel yaplarn birarada bulunuunun yaratt potansiyel salamtr. Ancak bu yaplar deien koullar karsnda dnmekte ve farkl ekonomik, politik ve toplumsal kaynaklara ulamada daha avantajl konuma sahip aktrlerin glerini pekitirmektedir. Denizlide bu eitsizliin sanayilemenin ilk balarnda olmadn sylemek yanl olur, ancak bu keskinliiyle ortaya kmas uygun koullarn bunu aktive ederek hzlandrmasyla mmkn olmutur. hracata ynelik sanayi politikalar erevesinde desteklenen sektrler, uygulanan tevikler ve krediler, daha ok bykler zerinden ve liberal politikalar araclyla dnyaya en ksa yoldan eklemlenme abasnn bir yansmasdr. Kapitalizmin saf pazar mant erevesinde, zanaat tr kk iletmelerden dev Fordist fabrikalara dnm olarak zetlenebilecek bir srete ortaya kan iliki biimlerini, Sanayi Blgesi kuramlarnda ya da a analizinde ortaya konulmaya allan ve kresel/yerel kesimesini bir gelime potansiyeli olarak gren Bat tr modellere benzetmeye almak ve bize zg bir baar hikyesi yazmaya abalamak boa aba olur. Bu srecin kapitalizmin yapsnda varolan eitsiz gelime potansiyelinin yeni grntleri olarak alglanmas ve buna gre bir tavr gelitirilmesi gerekir. Bu yazy bitirirken u nemli sorular gndeme getirmek istiyorum. Bunlar, bu almann zerinde durduu nemli aratrma alanlarn oluturmaktadr: Varolan yaplardaki potansiyelin aa kmasyla meydana gelen gelime ivmesi, denetlenmeyen bir pazar mekanizmasnn ivme kazanmasyla kendi kendini kilitleyen bir atalete mi dnmektedir? Bu sistem iinde, emein g kaybetmesine yol amayan, gelimenin bedelini belli gruplara detmeyen bir kalknma modeli nerilebilir mi? Meknsal farkllklar ya da zgn yaplar bu sistem iinde srdrmek mmkn mdr; yoksa bu yaratclktan tekdzelie geerek, her koyunun kendi bacandan asld bir tkenme sreci midir?
KAYNAKA Amin, A. ve Robbins, K. (1990) The re-emergence of regional economies? The mythical geography of flexible accumulation, Environment and Planning D: Society and Space, 8, ss. 7-34. Amin, S. (1990) Maldevelopment: Anatomy of a Global Failure, United Nations Press, Tokyo. Amin, S. (1997) Capitalism in the Age of Globalization: The Management of Contemporary Society, Zed Books, Londra. Ansal, H. K. (1994) International competitiveness and industrial policy: The Turkish experience in the textile and truck manufacturing industries, F. enses (der.) Recent Industrialization Experience of Turkey in a Global Context iinde, Greenwood Press, Londra, ss. 175-189.

114

ASUMAN TRKN-ERENDL

Asheim, B.T. (1996) Industrial regions as learning regions: A condition for prosperity, European Planning Studies, 4:4, ss. 379-400. Bagguley, P. vd. (1990) Restructuring: Place, Class and Gender, Sage, Londra. Becattini, G. (1991) The industrial district as a creative milieu, Benko, G. ve M. Dunford (der.) Industrial Change and Regional Development iinde, Belhaven Press, Londra. Belussi, F. (1996) Local systems, industrial districts and institutional networks: Towards a new evolutionary paradigm of industrial economics?, European Planning Studies, 4:1, ss. 5-26. Beneria, L. (1989) Subcontracting and employment dynamics in Mexico City, A. Portes, M. Castells ve L. Benton (der.) The Informal Economy: Studies in Advanced and Less Developed Countries iinde, The John Hopkins University Press, Baltimore, ss.173-188. Beneria, L. ve Roldan, M. (1987) The Crossroads of Class and Gender: Industrial Homework, Subcontracting and Household Dynamics in Mexico City, University of Chicago Press. Benko, G. ve Dunford, M (der.) (1991) Industrial Change and Regional Development: The Transformation of New Industrial Spaces, Belhaven, Londra. Bhaskar, R. (1975) A Realist Theory of Science, Harveste, Brighton. Bhaskar, R. (1979) The Possibility of Naturalism, Harvester, Hassocks. Bhaskar, R. (1989) Reclaiming Reality, Verso, Londra. Bhaskar, R. (1996) Scientific Realism and Human Emancipation, Verso, Londra. Boratav, K. (1989) Trkiye ktisat Tarihi 1908-1985, Gerek Yaynevi. Boratav, K. (1997) ktisat tarihi (1981-1994), B. Tanr, K. Boratav ve S. Akin (der.) Bugnk Trkiye 1980-1995 iinde, Cem Yaynevi, stanbul, ss. 159-214. Boratav, K. (2000) Emperyalizm mi? Kreselleme mi? E.A. Tonak (der.) Kreselleme iinde, mge Kitabevi, ss.15-25. Brenner, R. ve Glick, M. (1991) The regulation approach: Theory and history, New Left Review, 188, ss. 45-119. Brusco, S. (1986) Small firms and industrial districts: The experience of Italy D. Keeble ve E. Wever (der.) New Firms and Regional Development in Europe iinde, Croom Helm, Londra, ss.184202. Brusco, S. (1990) The idea of the industrial district: Its genesis, F. Pyke, G. Becattini ve W. Sengenberger (der.) Industrial Districts and Inter-firm Cooperation in Italy iinde, International Institute for Labour Studies, Cenevre. Camagni, R.P. (der.) (1991) Innovation Networks: Spatial Perspectives, Belhaven, Londra. Camagni, R. ve Capello, R. (1990) Towards a definition of manoeuvreing space of local development initiatives: Italian success stories of local development- Theoretical conditions and practical experiences, W.B. Sthr (der.) Global Challenge and Local Response: Initiatives for Economic Regeneration in Contemporary Europe iinde, Mansell, Londra, ss. 328-353. Capello, R. (1996) Industrial enterprises and economic space: The network paradigm, European Planning Studies, 4:4, ss. 485-498. Castells, M. ve Portes, A. (1989) World underneath: The origins, dynamics and effects of the informal economy, A. Portes, M. Castells ve L. Benton (der.) The Informal Economy Studies in Advanced and Less Developed Countries iinde, The John Hopkins University Press, Baltimore, ss. 11-37. Cawthorne, P.M. (1995) Of networks and markets: The rise of a South Indian town, the example of Trippurs Cotton knitwear industry, World Development, 23:1, ss. 43-56. Cooke, P. (1989) Localities: The Changing Face of Urban Britain, Unwin Hyman, Londra. Cooke, P. (1996) Building a twenty-first century regional economy in Emilia-Romagna, European Planning Studies, 4:1, ss. 53-62. Cooke, P. ve Morgan, K. (1993) The network paradigm: New departures in corporate and regional development, Society and Space, 11, ss. 543-564. Cox, K. R. ve Mair, A. (1991) From localized social structures to localities as agents, Environment & Planning A, 23, ss. 197-213. Devlet statistik Enstits (DE) Genel Sanayi ve yeri Saymlar Devlet statistik Enstits (DE) D Ticaret statistikleri

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

115

Devlet statistik Enstits (DE) Sanayi statistikleri Dunford, M. (1990) Theories of regulation, Environment and Planning D: Society and Space, 8, ss. 297-322. Duruiz, L. ve Yentrk, N. (1992) Facing the Challenge: Turkish Automobile, Steel and Clothing Industries Responses to the Post-Fordist Restructuring, stanbul. Eraydn, A. (1994) Changing spatial distribution and structural characteristics of the Turkish manufacturing industry, F. enses (der.) Recent Industrialization Experience of Turkey in a Global Context iinde, Greenwood Press, Londra, ss.155-174. Eraydn, A. (1995) Local development under the pressures of restructuring: The case of Bursa, Turkey, B. van der Knaap ve R.Le Heron (der.) Human Resources and Industrial Spaces: A Perspective on Globalization and Localization iinde, John Wiley, Chichester. Eraydn, A. (1997) Industrial districts: The challenge of the periphery, I. Knut (der.) Western Cross Border Cooperation and Strategies for Development in Peripheral Regions iinde, NordTrondelags, Forskning, Oslo. Eraydn, A. (1998) From an underdeveloped region to a locality: The experience of orum, World Bank iin hazrlanan yaz. Eraydn, A. ve Erendil, A. (1996) D Pazarlara Alan Konfeksiyon Sanayiinde Yeni retim Biimleri ve Kadn gcnn bu Srelere Katlm Biimleri, Babakanlk Kadn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl. Erendil, A. (1998) Using Critical Realist Approach in Geographical Research: An Attempt to Analyze the Transforming Nature of Production and Reproduction in Denizli, Baslmam Doktora Tezi. Garofoli, G. (1991) The Italian model of spatial development in the 1970s and 1980s, G. Benko ve M. Dunford (der.) Industrial Change and Regional Development: The Transformation of New Industrial Spaces iinde, Belhaven Press, Londra. Garofoli, G. (der.) (1992) Endogenous Development and Southern Europe, Avebury, Aldershot. Gereffi, G. (1994) Contending paradigms for cross-regional comparison: Development strategies and commodity chains in East Asia and Latin America, P.H. Smith (der.) Latin America in Comparative Perspective: New Approaches to Method and Analysis iinde, Westview, Boulder. Harrison, B. (1992) Industrial districts: Old wine in new bottles?, Regional Studies, 26, ss. 469483. Harrison, B. (1994a) The Italian industrial districts and the crisis of the cooperative form: Part I, European Planning Studies, 2, ss. 3-22. Harrison, B. (1994b) The Italian industrial districts and the crisis of the cooperative form: Part II, European Planning Studies, 2, ss. 159-174. Harvey, D. (1985a) The Urbanization of Capital, John Hopkins University Press, Baltimore. Harvey, D. (1985b) Consciousness and the Urban Experience, John Hopkins University Press, Baltimore. Harvey, D. (1989) The Condition of Postmodernity, Basil Blackwell, Oxford. Harvey, D. ve Scott, A. (1989) The practice of human geography: Theory and empirical specificity in the transition from Fordism to flexible accumulation, B. Macmillan (der.) Remodelling Geography iinde, Basil Blackwell, Oxford, ss. 217-229. Hirst, P. ve Zeitlin, J. (1991) Flexible specialization versus post-Fordism: Theory, evidence and policy implications, Economy and Society 20, ss. 1-56. Jessop, B. (1992) Fordism and post-Fordism: A critical reformulation, M. Stoper ve A. J. Scott (der.) Pathways to Industrialization and Regional Development iinde, Londra, Routledge, ss. 46-69. Kattuman, P. (1994) The role of history in the transition to an industrial district: The case of Indian bicycle industry, Flexible Specialization in India toplantsnda sunulan bildiri, Pondicherry, The French Institute at Pondicherry, March 25-26. Kaytaz, M. (1994) Subcontracting practice in the Turkish textile and metal working industries, F. enses (der.) Recent Industrialization Experience of Turkey in a Global Context iinde, Greenwood Press, Londra, ss.141-154. Kazgan, G. (1995) Yeni Ekonomik Dzende Trkiyenin Yeri, Altn Kitaplar Yaynevi, stanbul.

116

ASUMAN TRKN-ERENDL

Lawson, V.A. (1992) Industrial subcontracting and employment in Latin America: A framework for contextual analysis, Progress in Human Geography,161, ss. 1-23. Lefebvre, H. (1991) The Production of Space, Blackwell, Oxford. Lipietz, A. (1982) Towards global Fordism?, New Left Review 132, ss. 33-47. Lipietz, A. (1986) New tendencies in the international division of labour: Regimes of accumulation and modes of social regulation, A.J. Scott ve M. Storper (der.) Production, Work, Territory: the Geographical Anatomy of Industrial Capitalism iinde, Boston, Allen and Unwin, ss. 16-40. Lipietz, A. (1988) Reflections on a tale: The Marxist foundations of the concepts of regulation and accumulation, Studies in Political Economy 26, ss. 7-36. Lovering, J. (1990) Fordisms unknown successor: A comment on Scotts theory of flexible accumulation and the re-emergence of regional economies, International Journal of Urban and Regional Research, 14, ss. 159-74. Malmberg, A. (1996) Industrial geography, agglomeration and local milieu, Progress in Human Geography, 20, ss. 392-403. Martinelli, F. ve Schoenberger, E. (1991) Oligopoly is alive and well: Notes for a broader discussion on flexible accumulation, G. Benko ve M. Dunford (der.), ss. 117-133. Massey, D. (1983) Industrial restructuring as class restructuring: Production decentralization and local uniqueness, Regional Studies, 17, ss. 73-90. Massey, D. (1984) Spatial Divisions of Labour: Social Structures the Geography of Production. Macmillan, Londra. Mutluer, M. (1995) Geliimi, Yaps ve Sorunlaryla Denizli Sanayi, Denizli Ticaret Odas Yayn. ni, Z. (1991) Political economy of Turkey in the 1980s: Anatomy of unorthodox liberalism, M. Heper (der.) Strong State and Economic Interest Groups: The Post-1980 Turkish Experience iinde, Walter de Gruyter, Berlin, NY. zcan, G.B. (1995) Small Firms and Local Economic Development, Avebury. Piore, M. J. ve Sabel, C.F. (1984) The Second Industral Divide: Possibilities for Prosperity, Basic Books, New York. Pratt, A.C. (1991) Discourses of locality, Environment & Planning A, 23, ss. 257-66. Pratt, A.C. (1994) Eletirel realizm ve toplumbilimsel aratrmalarda pratik anlamlar, Toplum ve Bilim, ss. 64-65. Rabelotti, R. (1995) Is there an Industrial District Model? Footwear districts in Italy and Mexico compared, World Development, 1, ss. 29-41. Rabelotti, R. ve Schmitz, H. (1999) The internal heterogeneity of industrial districts in Italy, Brazil and Mexico, Regional Studies, 23:1, ss. 97-108. Rogerson, C.M. (1994) Flexible production in the developing world: The case of South Africa, Geoforum, 25:1, ss. 1-17. Saxenian, A. (1994) Regional Advantage. Culture and Competition in Silicon Valley and Route 128, Harvard University Press, Cambridge, MA ve Londra. Sayer, A. (1984) Method in Social Science, Routledge. Sayer, A. (1991) Behind the locality debate: Deconstructing geographys dualisms, Environment & Planning A, 23, ss. 283-308. Schmitz, H. (1992) Industrial districts: Model and reality in Baden- Wrttenberg, Germany, F. Pyke ve W. Sengenberger (der.) Industrial Districts and Local Economic Regeneration iinde, International Institute for Labour Studies, Cenevre. Schmitz, H. (1995) Small shoemakers and Fordist giants: Tale of a supercluster, World Development, 1, ss. 9-28. Schmitz, H. ve Musyck, B. (1994) Industrial districts in Europe: Policy Lessons for developing countries, World Development, 6, ss. 889-910. Schoenberger, E. (1988) From Fordism to flexible accumulation: Technology, competitive strategies, and international location, Environment and Planning D: Society and Space 6, ss. 245-62. Scott, A. J. (1988a) New Industrial Spaces: Flexible Production Organization and Rgional Development in North America and Western Europe, Pion, Londra. Scott, A. J. (1988b) Flexible production systems and regional development: The rise of new industrial spaces in North America and Western Europe, International Journal of Urban and Re-

MT VE GEREKLK OLARAK DENZL

117

gional Research 12, ss. 171-85. Scott, A.J. (1992) The role of large producers in industrial districts: A case study of high technology systems houses in southern California, Regional Studies, 26, ss. 265-275. Somel, C. (2000) Bamllk Kuram ve Gney Kore Deneyimi, E.A. Tonak (der.) Kreselleme iinde, mge Kitabevi, ss. 65-110. Storper, M. (1990) Industrialization and the regional question in the Third World: Lessons from postimperialism; prospects of post-Fordism, International Journal of Urban and Regiional research,14, ss. 423-444. Storper, M. (1991) Industrialization, Economic Development and the Regional Question in the Third World, Pion, Londra. Storper, M. (1992) The limits to globalization: Technology districts and international trade, Economic Geography 68, ss. 60-93. Storper, M. (1993) Regional worlds of production: learning and innovation in the technology districts of France, Italy and USA, Regional Studies, 27, ss. 433-455. Storper, M. (1995) The resurgence of regional economies, ten years later: The region as a nexus of untraded interdependencies, European Urban and Regional Studies, 2, ss. 191-221. enses, F. (1994) The stabilization and structural adjustment program and the process of Turkish industrialization: Main policies and their impact, F. enses (der.) Recent Industrialization Experience of Turkey in a Global Context iinde, Greenwood Press, Londra, ss. 51-73. Tekeli, . (1994) Demokratik dncenin temellendirilmesi ve eletirel kuram zerine, Toplum ve Bilim, 63, ss. 102-121. Tekeli, . (1998) Trkiyenin Kreselleen Dnya ile Eklemlenmesinin Gecikmesinin D ve Nedenleri, Kresel atma/Yerel Uyum; Trkiyede Kentler, Kentliler ve Yerel Ynetimlerin Dnm deerlendirme toplantsna sunulan bildiri, Dnya Yerel Ynetimler Akademisi (WALD), stanbul. Tekeli, . ve lkin, S. (1977) 1929 Dnya Buhrannda Trkiyenin ktisat Politikas Araylar, ODT, Ankara. Tickell, A. ve Peck, J.A. (1992) Accumulation, regulation and the geographies of post-Fordism: Missing links in regulationist research, Progress in Human Geography 16:2, ss. 190-218. Urry, J. (1985) Social relations, space and time, D. Gregory ve J. Urry (der.) Social Relations and Spatial Structures iinde, Macmillan, Londra. Urry, J. (1987) Society, space and locality, Environment & Planning D: Society and Space 5, ss. 435-44. Varaldo, R. ve L. Ferrucci (1996) The evolutionary nature of the firm within industrial districts, European Planning Studies, 4:1, ss. 27-34. Yeldan, A.E. (1994) The economic structure of power under Turkish structural adjustment: Prices, growth and accumulation, F. enses (der.) Recent Industrialization Experience of Turkey in a Global Context iinde, Greenwood Press, Londra, ss.75- 89. Yeung, H. W. (1997) Critical realism and realist research in human geography: A method or a philosophy in search of a method?, Progress in Human Geography, 21:1, ss. 51-74. Yurt Ansiklopedisi (III) Denizli, ss. 2115-2214.

118

stanbul-Gedikpaada ayakkab retiminin deien yaps ve farkllaan igc*


Berna Gler-Mftolu**

Giri
1970li yllarda sanayinin yeniden yaplanmas ile birlikte merkez kapitalist lkeler zelinde yaplan aratrmalarda, retim tarznda farkl bir dnme dikkat ekilmi ve bu dnm, esnek retim olarak adlandrlmtr. Esnek retim olgusu erevesinde farkl adlar altnda eitli modeller ortaya konulmutur. Bu modellere kaynaklk eden oluumlarn esas belirleyici eleri; kk retim tarznda rgtlenmenin ivme kazanmas, yeni teknoloji ve bilimsel ynetim tekniklerinin geliimidir. Bu enin birbiriyle bulumas ve uyumlamasnn sanayide farkl bir yaplanmay getirdii ortaya konulmaktadr. Esnek retim modelleri erevesinde gelitirilen teoriler sosyal bilimlerde geni bir tartma alan yaratmtr. Dier taraftan farkl trlerde alma ilikileri ve durumlar ieren, merkez kapitalist lkeler zelinde gelitirilen modellerin, gelimekte olan lkelerde uygulanabilmesi ve hayata geirilmesi ynnde almalar younlarken, kreselleen dnya ekonomisinde uluslararas pazarlara entegrasyon, uluslararas rekabet gcnn elde edilmesi ve ekonomik kalknmann gerekletirilmesi ynnde tartmalarn da younluk kazandna tank olmaktayz.1 Bu tartmalar kukusuz Trkiyede de yank bulmutur. Kk retimin youn olduu Trkiyede kk retimi ele al biimi, azgelimilik olgusu erevesinden uzaklaarak esnek retim modellerinin deerlendirilmesine ve snanmasna ynelmitir.2 Gelimekte olan lkelerin sa(*) alma 1999 tamamlanm olan stanbul-Gedikpaada Ayakkab Sanayiinde alma likileri: retim rgtlenmesi ve Fason Ekonomisi adl doktora tezine dayanlarak hazrlanmtr. (**) Marmara niversitesi, ..B.F. alma Ekonomisi ve Endstri likileri Blm. 1 bkz. Sabel, 1986; Storper, 1990; Hirst ve Zeitlin, 1991; Schmitz, 1992. 2 bkz. Eraydn, 1992; Taymaz, 1995; Taymaz, 1997; Sugur, 1997.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

119

nayi sektrnn farkllamay ve eitlilii barndran heterojen bir yapya sahip olduu bilinmektedir. Dolaysyla bu lkelerin dinamiklerinin ileri kapitalist sanayiler zelinde gelitirilmi modeller dolaynda anlalmas olas deildir. Israrla merkez kapitalist lkeler iin gelitirilen modellerin gelimekte olan lkelere uygulanmas ve snanmas, azgelimilik olgusuna zg toplumsal dinamiklerin btnlkl analizinin anlalamamasna neden olacaktr. Bu almada sermaye birikimi sorunsalndan hareketle, derinlemesine analizlerin yaplabilmesi iin ana sektr iinde bir alt sektr seilmesi hedeflenmitir. Bu amala dokuma ve giyim eya sanayiinin alt sektr olan ayakkab sanayii seilmitir. Ayakkab sanayiini seme nedenimiz, bu alanda derinlemesine inceleme yaplmam olmas ve de piyasa ve mevsim deiimlerinden etkilenen sektrn, retim faaliyetlerinin hzl deiim ve dinamizm potansiyeline sahip olmasdr. Bu anlamda, ayakkab sanayiinde yapm olduumuz saha aratrmasndan elde ettiimiz verilerden hareketle, retimin deien yaps ve farkllaan igc piyasasna ilikin bulgular deerlendirilmeye allacaktr.

I. Aratrmann yntemi
A. Aratrma evreninin belirlenmesi: Bir ayakkab retim merkezi olarak Gedikpaa (Mimar Hayrettin Mahallesi) Aratrma evreninin belirlenmesi iin ilk nce Trkiye genelinde ve il baznda Trkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunun yapm olduu istatistik alma incelenmitir (TESK, 1987). 1987 ylnda yaplan ve bir daha tekrarlanmayan bu almaya gre, Trkiyede ayakkab retimi ile ilgili iyeri sralamasnda 4437 iyeri ile stanbul birinci sray almaktadr. Ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin youn olarak bulunduu stanbulda, stanbul Ayakkabclar Esnaf ve Sanatkarlar Odasna kaytl 5800 ayakkab retimi ile ilgili iyeri olduu renilmitir. Bu almada zaman ve maddi olanaklarn yetersizliinden dolay aratrma evreninin kapsam daraltlmtr. stanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odas ile yaplan grme sonucunda, 1995 yl banda Odaya kaytl yelerin en youn olarak bulunduu blgenin (212 ye), merkez i alan olan Eminn ilesinde yer alan Gedikpaa (Mimar Hayrettin Mahallesi) olduu belirlenmitir. Dik yokular ve geni caddeleri ile byk bir alan kapsayan Gedikpaa, Beyaztta Yenieri caddesinde balayp Kumkapya doru uzanmaktadr. Laleli tarafndan Tiyatro caddesi, emberlita tarafndan ise Gedikpaa caddesi mahallenin snrlarn oluturmaktadr. 1995 yl banda mahallede yaptmz ilk gzlem almamzda blgede faaliyet gsteren ayakkab ile ilgili iyerlerinin saysnn Oda kaytlarndan ok

120

BERNA GLER-MFTOLU

daha fazla olduu grlmtr. Bu nedenle, daha iyi bilgi toplayabilmek iin Eminn Belediyesine bavurulmu, ancak Belediyedeki 1995 yl kaytlarndan elde ettiimiz bilgilere gre Mimar Hayrettin Mahallesinde sadece 12 ayakkab retimi ile ilgili iyeri bulunduu tespit edilmitir. eitli kurumlara yaplan bavurular sonucunda blgede ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin mevcut iyeri says ve iyerlerinin tam ve doru adres listesine ilikin hibir belgeye rastlanlmamtr. Bunun zerine retimin nicel rntsn grebilmek, blgenin dokusunu renebilmek ve doru biimde rneklem plan ve seimi yapabilmek iin blgede birbirini izleyen cadde ve sokaklar boyunca sralanm konutlar ve hanlardaki iyerlerinin tmnn saylmasna ve bylece aratrma evreninin belirlenmesine karar verilmitir. Bu noktadan hareketle, mahallede bulunan her bina iin bir izelge hazrlanmtr. 1995 ylnn ubat ay iinde 6 i gnnde, 2 cadde ve 29 sokakta toplam 519 binaya girilerek, iyeri saym tamamlanmtr. yeri saym sonucuna gre ayakkab retimi ile ilgili 705 iyeri olduu tespit edilmitir (bkz. Tablo 1). Mahallede yer alan toplam 1441 iyerinin yarsnn ayakkab retimi ile ilgili iyerleri olmas, Gedikpaann (Mimar Hayrettin Mahallesinin) bir ayakkab retim merkezine dnmesine neden olmutur. B. rneklem seimi ve rneklem plannn oluturulmas Aratrma evreninin belirlenmesi iin yaplan iyeri saymndan sonra, rneklem seimi ve plan oluturulabilmesi iin ayakkab retiminin yapsn yanstacak bir ltn bulunmas gerekmektedir. Genellikle alan ii says sanayide yaplan aratrmalarda lt olarak kullanlmaktadr. Yapm olduumuz n almada elde ettiimiz bilgilere gre, ayakkab retimi mevsimlik dalgalanmaya ve modaya baml bir zellie sahiptir. Mevsimin ve modann deiimiyle beraber, alanlarn ayakkab retimi ile ilgili younluklar da deimekte, artmakta veya azalmaktadr.3 Dolaysyla, aratrmamzda alan ii says salkl bir lt deildir. Bunun iin ayakkab retiminin yapsn yanstacak uygun bir ltn bulunmas gerekmektedir. Ayakkab retimi ile ilgili yaptmz n almalarda ve retimin nicel rntsnn grld iyeri saym almasnda ayakkab imalatnn yapsna ili3 Gedikpaada ayakkab retiminde mevsim ve modann deiimi ile birlikte siparilerin kesildii dolaysyla retimin yavalayp ii younluunun azald dnemi, ayakkabclar l sezon olarak tanmlamaktadr. Benzer ekilde Goodman vd. de, ayakkabclarn youn olarak bulunduu ngilterenin West Midlans ve Norwich blgesinde yaptklar almada, alma temposunun dt dnemin mevsim-d (off-season) olarak tanmlandn gzlemlemilerdir (Goodman vd. 1977). H. Blewent 1780 ile 1910 arasnda Kuzey Amerikann New England blgesinde ayakkab sanayiinde snf, cinsiyet ve protestoyu inceledii tarihsel almasnda, i younluunun azald dnemin kesat mevsim (dull season) olarak adlandrldn ifade etmektedir (Blewent, 1990:163).

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

121

Tablo 1 Mimar Hayrettin Mahallesinde yeri ve yeri D Meknlarn Dalm


MEKN AYAKKABI RETM YAPAN YERLER Saya kesim-saya dikim-sara-fora-frezeMontaj yapan reticiler Saya kesim-saya dikim-montaj yapan reticiler Saya kesim-montaj yapan reticiler PARA YAPAN YERLER Saya dikim, sara, saya tra, fora, freze, montaj AYAKKABI RETM LE LGL YERLER TOPLAMI AYAKKABI LE LGL TCARET YAPAN YERLER Ayakkab malzemecileri ve perakende sat maazalar AYAKKABI RETM LE LGL HZMETLER Modelistler AYAKKABI LE LGL YERLER TOPLAMI AYAKKABI DII RETM YAPAN YERLER Terlik, anta, tekstil ve deri konfeksiyon 458 % % % % % 65.1

246 705 76.5

34.9 100.0

212

23.0

5 922 64.0

0.5 100.0

344

70.3

AYAKKABI DII TCARET YAPAN VE HZMET VEREN YERLER Deri giyim ve anta maazas, bakkal, lokanta, ay oca, otel, kahvehane, muhasebeci, elektriki, berber, krtasiye, manav, birahane, banka, antikac, amarhane, hamam, matbaa 145 AYAKKABI DII YERLER TOPLAMI YERLER GENEL TOPLAMI YER DII MEKNLAR Konut, kilise, cami, okul GENEL TOPLAM 489 1441 87.7 36.0 100.0

29.7 100.0

198 1606

12.3 100.0

Kaynak: Mimar Hayrettin Mahallesinde 1995 ylnda aratrma kapsamnda yaplan iyeri saym sonucu.

kin bilgi edinilmitir. Bu bilgiler nda ayakkab retim zincirinin, birbirinden bamsz ve kolaylkla paralanabilen aamalar (saya kesimi, saya tra, saya dikimi, sara, fora, freze, montaj, son kontrol) olduu tespit edilmitir. Bu paralanma sonucunda retim zincirinin paralarnn (saya tra, saya dikimi, sara, fora ve freze) nihai rnn piyasaya sunulduu iyerlerinin dnda yaptrlabildii grlmtr. Ancak ayakkab retim srecinin ilk aamas olan saya kesimi, montaj ve son kontrol, genellikle nihai rn piyasaya sunan iyerleri iinde yaplmaktadr. Bylece Gedikpaada aratrma evreninin belirlenmesi iin iyeri saymnda da ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin, ayakkab retimi yaplan iyerleri (nihai rnn piyasaya sunulduu iyerleri) ve para ileri yapan iyerleri (ayakkab imalatnn retim zincirlerinin yapld i-

122

BERNA GLER-MFTOLU

yerleri) olarak ikiye ayrld belirlenmitir. Bununla birlikte ayakkab retimi yapan iyerlerinin hiyerarik yapsn belirleyen temel ltlerden biri, ayakkab retiminin zincirinin hangi ksmnda yer alnddr. Buna gre para iler zel bir anlam tamakta. Gedikpaada para ilerin, ayakkab retimi yapan iyerinin iinde yaplp yaplmamas, iyerlerinin bykten ke doru snflandrlmasnda lt olarak kullanlmtr. Bu snflandrmaya gre (bkz. ekil 1): Byk iyerleri, retim zincirinin tm halkalarnn iyeri iinde tamamland iyerleridir. Bu iyerlerinde retim zincirinin rgtlenme dzeyi yksektir. Kurumlama asndan gelikindir. Bu iyerleri mahallenin Beyazta yakn olan ilek cadde ve/veya sokaklarnda bulunan bakml ve temiz i hanlarnn olduka geni meknlarnda retim faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Orta byklkteki iyerleri, para ilerin bazlarnn darya verildii iyerleridir. Bu iyerlerinde retim zincirinin rgtlenme dzeyi byk iyerlerine gre dktr. Kurumsal adan ksmen gelikindir. Bu iyerleri genellikle Kumkapya doru uzanan sokaklarda yer alan hanlarda retim yapmaktadr. Pis bakmsz hanlarn drt, be metrekarelik odalarnda para iler yer almaktadr. 34 katl hanlar orta byklkteki iyerinin kullanmna ait olabilmektedir. Kk iyerleri, saya kesimi, montaj ve son kontrol dnda tm para ilerin iyeri dnda yaptrld iyerleridir. Bu iyerlerinde retim zincirinin rgtlenme dzeyi dktr. Kurumsallama asndan gelikin deildir. Kk iyerleri genellikle mahallenin orta ksmndan balayarak aa sokaklarda ve ara sokaklardaki hanlarda ve/veya hanlarn arasnda skp kalan; eski, yklmak zere olan ahap konaklarda yer almaktadr. Konaklar kme tehlikesi ile kar karya bulunmaktadr; en ufak bir tedbirsizlikte yangn kabilmektedir. Hibir hijyenik nlem alnmad iin bu iyerlerindeki yaam koullar sal tehdit edici boyuttadr. Para iler lt alnarak ayakkab retimi yaplan iyerleri bykten ke snflandrldktan sonra para ileri yapan iyerleri de benzer nitelikleri gz nne alnarak kendi arasnda gruplatrlmtr. Para i yapan iyerleri, genellikle mahallenin aa kesiminde bulunan hanlarda ayakkab retimi yapan kk iyerlerinin evresinde yer alrlar. Dier bir ksm ise mahallenin yukar kesimindeki Beyazta yakn olan sokaklarda han ilerinde retim yapan byk ve orta byklkteki iyerlerinin evresinde bulunurlar. rneklem plan genel erevesi dahilinde ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin yaklak %10u aratrma kapsamna alnmtr. Ayakkab retimi ile ilgili 705 iyeri iinde 70 iyeri sahibi ve 70 ii ile nceden hazrlanm soru katlar ile grme yaplmtr. Soru katlarnn uygulanmasnn yan sra bir aratrmac ile birlikte katlmc olmayan gzlem teknii uygulanmtr. Ayakkab sanayiinin evrimleme boyutlarn tam olarak ortaya koyabilmek amacyla

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

123

ekil 1 Mimar Hayrettin Mahallesindeki ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin tipolojisi

Saya Kesimi

Saya Tra Saya Dikimi Sara

Fora

Freze Montaj Son Kontrol Kk yeri Orta Byklkteki yeri Byk yeri
Byk yeri Orta Byklkteki yeri Kk yeri retim zinciri ve retim zincirinin paralar Ayakkab modeline gre yaplan veya yaplmayan para iler Fason yaplan para iler

iki byk entegre tesiste (Beta ve Yeil Kundura) derinlemesine grme yaplmtr. Bu aratrmada farkl veri toplama yntemleri (soru kad yardmyla birebir grme, katlmc olmayan gzlem ve derinlemesine grme) kullanlarak, ayakkab retiminde kullanlan igcnn yaps, teknoloji, sermaye birikimi, retimde eitlenme ve deiim dinamiklerini daha iyi inceleme imkan bulunmutur.

124

BERNA GLER-MFTOLU

II. Gedikpaada ayakkab retiminin dnyas


Ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin incelenmesi sonucu ortaya kan en nemli bulgu ayakkab retim dnyasnn bamllk ilikisi zerine kurulu olduudur. Ayakkab retiminde firmalar aras deiim ilikisi retimde farkllamay ve eitlenmeyi belirlerken, dier yanda da igc kullanm farkllap eitlenmektedir. Ayakkab retiminde bamllk ilikisinin bulgular deerlendirilmeden nce, genel olarak firmalar aras deiim ilikisi incelenmeye allacaktr. Firmalar aras deiim ilikisi birok almada irdelendii gibi baml (dikey ve hiyerarik) ve bamsz (eitler aras) iliki olmak zere iki trde gereklemektedir. Baml iliki, teknolojik dzey, emek retkenlii, sermaye yaps gibi birbirinden farkl olan kapitalist firmalarla kk reticiler arasnda var olan ilikidir (Ayata,1991:168). Dier taraftan bamllk ilikisi sadece birbiriyle denk olmayan firmalar arasndaki iliki deildir; denk ve eit olan firmalarn uzun dnemde ilikisi sonunda, uydu firmann pazarlama alternatiflerinin kayb, retim zerinde kontroln yitirmesi, ana firmaya finansal bamln artmas ve krn ana firmaya akmasyla beraber ortaya kan iliki biimi, bamllk ilikisidir (Sayer ve Walker, 1992: 132-133). Firmalar aras iliki niteliksel ayrma tbi tutulduktan sonra her iki ilikinin (baml ve bamsz) ayn kavramla ifade edilmesi (ngilizce litretrde subcontracting) niteliksel ayrm glgeledii gibi Trke literatrde, kavram karmaas da (fason, yan sanayi, taeron vs.) yaratmaktadr. Kavram karmaasn nleyebilmek iin Aktarn da (1990) ortaya koyduu gibi, firmalar arasnda bamllk boyutu iermeyen ekonomik ilikiyi yan sanayi ilikisi olarak, bamllk boyutu ieren ilikiyi de fason olarak tanmlamak anlaml olabilir (Aktar, 1990: 73-74). Ayn zamanda byle bir tanmlama firmalar aras deiim ilikisinin analizini yapmay kolaylatrmaktadr. almamzda firmalar arasnda dikey, hiyerarik olan bamllk ilikisi fason terimi ile tanmlanmaktadr. Bamllk boyutu ieren fason iliki, retim ve ticari olmak zere iki farkl dzeyde ortaya kmaktadr.4 Gedikpaadaki fason ilikiler bu iki farkl dzeyde ele alnacaktr. A. Ticari dzeyde fason iliki Ticari dzeyde fason iliki, piyasa iinde talep dalgalanmalarn iyi takip etmeyen, iletme sermayesinden yoksun kk ve orta byklkteki firmalarn, piyasa iindeki talep dalgalanmalarn dikkatle takip edebilen, hibir zaman
4 Sayer ve Walker iki tr hierarchical subcontracting yani fason ilikinin var olduunu ortaya koymaktadr. Bunlardan biri ticari dzeyde, bir dieri retim dzeyindedir (Sayer ve Walker: 132-134).

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

125

retici riskini zerine almayan ancak imalat roln stlenen, retimi dardan rgtleyen tccarlar (toptanclar ve perakendeciler) ile olan ilikisidir. reticiler tccarlarla bamllk ilikisi iindedirler. nk piyasadaki talep dalgalanmalarn kontrol edebilecek iletme sermayesinden yoksundurlar. reticiler, ancak tccardan belirli bir avans alabildikleri lde retime balayabilmektedir. Dolaysyla reticiler retim aamasnda younlarken, retime devam edebilmeleri iin retimi dardan rgtleyebilen imalat/tccarlarn varlna bal hale gelmektedirler. te yandan bu bamllk ilikisi, tccarlarn piyasada rekabet stnln elde etmeleri ve devamllklarn salamalar iin nemlidir. Tccarlar, iletme sermayesinden yoksun ok sayda retici arasnda devaml artan ve kzan rekabet ortamn kendi karlar iin kullanrlar. Bunun anlam tccarlarn istedii fiyatta retimi gerekletirecek reticiyi bulabilmeleridir. Aadaki szler bunu aka ortaya koymaktadr.
rnek Olay I: ... Bizde mteri (olan) maaza sahibi, modeli getirir bana bundan yap der yapmak zorundasn, (nk) baka biri, ii kapar, bizim gibi adam ok. Mecbur yaparsn...

Bu durum krn nasl bllecei zerinde kar atmas yaratmakta, ancak bu atma taraflarn birbirini yok etmesi dzeyine eriememektedir. nk her kesimin birbirine ihtiyac vardr. Tccarn istedii her trl model, retici tarafndan geri ve retkenlii dk teknolojiler kullanlsa dahi retilebilmektedir. Gedikpaada ayakkab retiminde az gelimi retim teknolojisi hakim olsa da kullanlan teknoloji, modelin eitlenebilmesini salayan esneklie sahiptir. Rabolottinin (1990), talyann Brenta ve Marche, Meksikann Leon ve Guadalajara blgelerinde yapm olduu almalarda da bizim almamza benzer sonular ortaya kmtr (Rabolotti, 1995: 34-35). Buna gre her iki lkede de orta ve kk reticiler, retilecek ayakkab miktarnn belirlenmesinde imalat/tccarlara baldr. Rabolotti bamlln, reticilerin iletme sermayesinin yetersizliinden kaynaklandn vurgulamaktadr. ngilterede 1980 sonras ngiliz ayakkab sanayiinin deiim dinamiklerini inceleyen Rubery ve Wilkinson (1989), The East Midlands blgesinde yapm olduklar almada, iki tip retici olduunu gzlemlemilerdir (Rubery ve Wilkinson, 1989: 131). Bunlardan biri kendi markasyla retim yapan firmalar, dieri ise perakendecilerin sipariine baml olarak retim yapan firmalardr. Kendi markasyla retim yapan firmalar, kendi perakende maaza zincirleri ile pazar zerinde kontrol salayabildikleri iin retimlerini yenileyebilme imkan bulmaktadrlar. Ancak perakendecilerin sipariine bal retim yapan firmalar, pazar zerinde kontrolleri olmad iin retimlerini yenileyememektedirler.

126

BERNA GLER-MFTOLU

retim zerinde younlam olan bu firmalar, retimlerine devam edebilmek iin perakendecilere baml olmaktadrlar (Rubery vd.:132-136). te yandan benzer bir alma, Fransada ayakkabclarn youn olarak bulunduu Cholet ve Fougre blgesinde yaplmtr. Aratrmaclar, reticilerin byk bir ounluunun pazar zerinde kontrollerinin olmadn ve tamamyla perakendecilere baml olarak retime devam edebildiklerini belirtmektedirler (Courault vd., 1989: 142). Bunun nedeni olarak, maazalar zincirinin oluturulmas iin ok fazla sermaye gerekmesi, reticilerin sermaye yatrmn sadece retimi yenilemek iin kullanabildikleri ifade edilmektedir. Aratrmaclar, ayakkab retiminde sadece retici olma ve sadece retim organizasyonunu en son metodlarla yenilemenin yeterli olmadn belirtirlerken; bu firmalarn uzun dnemde, bamllk ilikisi sonucunda zayflayacan vurgulamaktadrlar (Courault vd.: 149-159). Gelimi lkelerde reticiler yeni teknoloji ve teknikleri kullanyorlar, yine de yukarda aktarmaya altmz aratrma sonularnda ve bizim yaptmz almada ayakkab retiminde reticiler ve imalat/tccarlar arasndaki bamllk ilikisi yani ticari dzeyde fason ilikinin ortaya kmasnda benzeen noktalar mevcuttur. Bunlardan ilki her iki kesimin varlk sebebini oluturmaktadr; ikincisi, retimin devamlln salamaktadr; nc ve son nokta ise retici firmann dnm dinamiklerini engelleyici ve snrlayc olmaktadr. Ticari dzeyde fason ilikinin, gelimi lkelerde, ksmen de gelimekte olan lkelerde, sanayinin modernlemesi ile birlikte azalp yok olmas beklenirken, gnmzde de gemiten kuvvet alarak varln devam ettirdiini gzlemliyoruz (Sayer ve Walker: 132-133). Gedikpaada ayakkab retiminde eitsiz ilikinin krlabilmesi iki ekilde gereklemektedir. Birincisi bavul ticaretine ynelik retim yaplmas; ikincisi ise sanayi sermayesinin ticari sermayeye dntrlmesi yani maaza sahibi perakendeci ve/veya toptanc olunmasdr. Aadaki rnek olaylar bu durumlar net biimde ortaya koymaktadr:
rnek Olay II: .... piyasaya almyorum. piyasa bizi smryor. Toptanc iki misli fiyat koyuyor; maazada ise drt misli fiyattan satlyor. Sesimizi kartamyoruz. nk elimizdekini satmak zorundayz. Biz satmazsak bir dier retici, bizim belirlediimiz sat fiyatnn yarsn veriyor. Kendi hi kazanmad gibi, bizim de iimize mani oluyor. Anlayacan her taraftan smrlyoruz. O yzden ben Romenlerle ve Ruslarla alyorum. Kendileri irtibat kuruyorlar; geliyorlar alyorlar. Temiz i; aracs filan da yok; direkt balanty biz kuruyoruz. rnek Olay III: ...Bizim Alibeykyde ayakkab maazamz var. Bu iin ticaretini yapmak l sezonda ayakta kalmamz salyor. En nemlisi kendi malmzn sahibi biziz. Gerek deerinden halka biz ulatryoruz. Arada kazanan ekstra biri de yok. Ayrca mteri (toptanc) geliyor, yapm olduumuz ayakkaby beenip sipari ve-

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

127

riyor. Bu ite daha fazla halka ulamak iin makineler alp daha geni bir yere geip daha fazla ayakkab retmeyi planlyoruz. rnek Olay IV: ....retimde yer alan tm aamalar iyerimde gerekletiriyoruz....Biz toptanclarla almayz. Badat caddesinde kendi maazamz var. Bu nedenle tketiciye dorudan ulaabiliyoruz. Bylece reteceimiz ayakkabnn modelini, tketiciden aldmz talebe gre zellikle talyada alan fuarlar ve kan katologlar izleyerek belirliyoruz.....Kendim model retmeye alyorum, bu iin pf noktasdr. talyaya teknolojik yenilikleri renmek ve kan modellere bakmak iin her sene gitmeye alyorum...

Yukardaki III. ve IV. rnek olayda, reticinin ayn zamanda toptanc ve perakendeci olmas, ayakkab retiminde retimin dnmn belirleyen en nemli nesnel dinamiklerden biri olarak karmza kmaktadr. Bununla birlikte dier nemli bir nokta ise perakende maazalarn yer seimidir. Alibeykydeki maaza orta ve alt gelir gruplarna hitap ederken, Badat caddesindeki maaza st orta ve st gelir gruplarna hitap etmektedir. Dolaysyla ayakkabnn sat fiyat da bu gelir gruplarnn satn alma gc ile belirlenmektedir. rnek olaylarda eitsiz ilikinin krldn ancak, sermaye birikiminin gereklemesinde bunun sanayi sermayesine dntrlmesinde sahip olunan maazann yer seimiyle de olduka ilintili olduunu grebiliyoruz. Sz konusu eitsiz ilikinin krlmasyla birilikte retimin dnm btn para ilerin iyerine alnmasyla yani fabrika tipi rgtlenmeyle gereklemektedir. te yandan bu iyerlerinde usta, ayakkab modelini belirler, modelin kalbn karr, ayakkabnn son kontrol ilemini bizzat kendisi yapar veya nezaret eder. Dier retim aamalarnda alan iileri de kontrol eder. Genellikle usta, iyeri sahibi, ayakkab reticisidir. yeri sahiplerinin retimde bilfiil yer almalarnn nedenini ben olmadan olmaz; iler yrmez szleri ile aklamaktadrlar. Bu iyerleri ksmen veya tam olarak kurumsallam olsalar da kurumsallamaya uygun iletme organizasyon yaps oluturamamlardr. Dolaysyla bu iyerlerini patron irketi olarak nitelendirebiliriz. Benzer ekilde ngilterenin The West Midlands ve Norwich blgesinde uzmanlam modern makinelerin kullanld ayakkab retiminde rnn planlamasnda, organizasyonunda, denetlenmesinde uzmanlam profesyonel yneticiler altrlmamaktadr (Goodman vd.: 152). Planlama, organizasyon ve denetleme ileri bizzat iyeri sahibi ayakkab reticisi tarafndan yaplmaktadr. Ayakkab retiminde uzmanlam makinelerde alan iilerin yer ald iyerlerinde, fabrika tipi retim sisteminin nesnel temellerinin mevcut olduu grlse de, iyeri sahibinin, ii rgtlemede, organize etmede, denetlemede ve bilfiil retimde yer almas, iyerlerinde kk retime zg i organizasyonu anlaynn srdrldn gstermektedir.

128 B. retim dzeyinde fason iliki

BERNA GLER-MFTOLU

retim dzeyinde fason iliki ise, retim sreci zerinde zerkliini kaybetmi para ie baml kalarak azgelimi emek youn teknoloji ile almay srdren firmalar ile nihai mal reten retici firma arasndaki bamllk ilikisidir. Para i yapan iyerlerinde para iin deeri, retici firma tarafndan belirlenmekte ve bu deerin karl ift ba, yani teknik deyimle para ba olarak denmektedir. Para i yapan firmalar ile retici firmalar arasndaki bamllk ilikisini pekitiren, para i yapan firmalar arasnda srekli artan rekabet ortamnn varldr. Bu firmalarn kurulularn ve devamllklarn salayan en nemli etken ise kurulu aamasnda ok az sermaye birikiminin yeterli olmas ve retimde aile emei ve ocuk ii altrarak maliyetlerin en alt dzeye ekilebilmesidir. te yandan ayakkab sanayiinde retim niteliine zg mevsim dalgalanmalar ve modann deiimi ile oluan ekonomik konjonktrle beraber bugn para i yapan iyeri sahibi yarn ayakkab reticisinin yannda ii olabilmekte ve daha sonra bunun tersi de gerekleebilmektedir. Bu durum gei esnekliinin kolaylndan ileri gelmekte ve bu nedenle iyeri sahibi olan para i yapanlar, kendilerini iveren veya patron olarak grmemektedirler. Bylece para i yapanlar kendilerini ii, nihai rn yapan reticileri ise patron olarak tanmlamaktadrlar.5 Bu terimlerin kullanlmas ayakkab retiminde bamllk ilikisinin glenmesini salarken, dikey ve hiyerarik olan bu ilikinin krlabilme koullarn da ortadan kaldrmaktadr. Aadaki rnek olay bu durumu ak biimde gzler nne sermektedir.
rnek Olay V: ...(Para ba) fiyat usta (ayakkab reticisi) kendisi belirliyor. Biz bunun zerini teklif edemiyoruz; piyasa o kadar kt ki baka bir fasoncu yarsnn yarsnda fiyat veriyor; gtrp usta (ayakkab reticisi) ona yaptryor. Yani, neticede bizim halimiz ok kt.....

Para i yapan iyerleri kyasya rekabeti nleyebilmek amacyla yaptklar iin niteliine gre rgtlenmilerdir*. Bu rgtler, yeleri ile birlikte gnn ekonomik koullarn gz nne alarak, yaplan iin niteliine gre bir fiyat listesi oluturmakta ve bu listeye uyulmas ile beraber rekabet koullar dzen5 Benzer ekilde Aktar, Bursada baml alan kk dokumaclarn kendilerine iplik verip kuma dokutanlara iveren sfat ile hitap ettiklerini, Kray ise zmirde gmleki esnafnn kendilerinden bazen patron ve bazen de ii olarak sz ettiklerini belirtmektedir (Aktar, 1990: 331; Kray, 1972: 81). (*) Bu rgtler unlardr: Saya ile ilgili i yapan iyerlerinin kurduklar, stanbul Sayaclar Sanatkarlar Odas ve Taban ile ilgili iyerlerinin birlikte kurduklar Umum Fora Freze ve Gazuma Sanatkarlar Odasdr.

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

129

lenmektedir. Grme yaptmz iyerlerinin ok az rgtlerin belirlemi olduu fiyat listesine uymamaktadr. Aadaki rnek olayda fora ilemini yapan ve ayn zamanda Umum Fora Freze ve Gazuma* Sanatkarlar Odasnda ynetici olan, bir iyeri sahibi Odann belirlemi olduu fiyat listesine uyulmamasnn nedenini yle aklamaktadr:
rnek Olay VI: ....Sorunlarmz ok fazla. Ayakkab reticileri bizleri ieri almak istemiyor. Sigortadan kayor. Darda olursak istedii fiyattan yaptrabiliyor. Biz de Oda olarak bir fiyat listesi oluturduk. Btn yelerimizden bu fiyat listesine gre hareket edilmesini istedik. Mesala basit fora iini 12.000 TL**. olarak belirledik. Fakat yeler de i kapabilmek iin 7-8.000 TL. den yapabiliyorlar. Bu da foraclar hayli zor duruma sokuyor. Aka smrlyoruz....

Yukardaki aklamadan anlalacana zere rgte dahil olmayan iyerlerinin sayca fazla olmas, rgt iinde yer alan iyerlerinin kyasya rekabete katlmasn zorunlu klmaktadr. nk para i yapan iyerlerinin retime devam etmelerinin tek yolu, koullar ne olursa olsun, reticinin verdii ii kapabilmektedir. Dolaysyla reticiler bu durumun farknda olup, maliyetlerini minimize edebilmek iin istedii bedelde para ii yaptrabilmektedirler. Rabolotti, talyann Brenta ve Marche blgesinde para i yapan iyerlerinin maliyetlerinin en aza indirebilmek ve devamllklarn salamak iin alanlarn istismar edildiini belirtmektedir (Rabolotti: 34). Bizim yapm olduumuz almada para i yapan iyerlerinde sal tehdit edici boyutta kt hijyenik koullarda alld, sala zararl, ancak daha az maliyetli yaptrclar kullanld grlmtr. Bu koullarn iyiletirilmesinin iletme maliyetlerini artraca dncesiyle maliyetleri minimize edebilmek iin kt alma koullarna raz olunmakta, bilfiil retimde yer alan iyeri sahipleri de kendi kendilerini istismar etmektedirler. te yandan kk ve orta byklkteki iyerleri, para ileri, iyeri dnda yaptrarak maliyetlerini en aza indirmekte ve retimlerinin devamlln salamaktadrlar. Baz orta byklkteki iyerleri ile byk iyerleri retim kapasitesinin ald dnemde para ileri iyeri dnda yaptrarak krlarn maksimize etmekte ve sermaye birikimlerini artrabilmektedirler. Schmitz (1995), Brezilyann The Sinos Valley blgesindeki ayakkabclar inceledii almasnda, reticilerin maliyetleri en aza indirebilmek iin retim aamalarnda uzmanlama ve beceri isteyen iler ile emek youn ileri iyeri dnda yaptrdklarn belirtmektedir (Schmitz, 1995: 17). Emek youn retilen iler, kadnlar tarafndan evde yaplmaktadr (rnein kenin tabana ya(*) Bir para i olan gazuma gnmzde artk yaplmamaktadr. (**) rnek olayda belirtilmi fiyatlar grme yaplan 1995 yl fiyatlardr.

130

BERNA GLER-MFTOLU

ptrlma ilemi). Benzer ekilde Fortuna ve Prates, Uruguayda yaptklar almada yaptrma ileminin evlerde kadnlar tarafndan yapldn belirtmektedirler. Aratrmaclara gre eve i vermenin nedeni, reticilerin daha az cret demeleri ve sosyal yardm harcamalar da yaplmad iin maliyetlerini minimize edebilmeleridir (Fortuna ve Prates, 1989: 83-84). Ayn ekilde Ybara (1989), spanyann Valencian blgesinde yapt almada kadnlarn bir araya getirilmesi iin evlerin iyerine dntrldn ve buralarda hibir hijyenik koul salanmad gibi yanc ve zehirli yaptrc maddeler kullanlan bu yerlerde gerekli koruyucu nlemin de alnmad belirtmektedir (Ybara, 1989: 225). Bizim almamzda ise para iler d-iilere yaptrlmad gibi iyerlerinde kadn iiler de almamaktadr. Ancak yukardaki rneklerin verilmesi ile ayakkab retiminde imalatn retim zincirlerinin paralanabilmesi sonucunda reticilerin maliyetlerini en aza indirebilmek adna eve i verme sisteminin uyguland ve kadn iilerin altrld vurgulanmak istenmitir. ngilterede ayakkab retiminin para ilerinin iyeri dnda yaptrlmasnn snrlandrlm olduunu grmekteyiz. Bunun nedeni de ayakkab reticilerinin oluturduklar iveren sendikasnn (The British Footwear Manufacturers Federation -BFMF) ve ye says olduka fazla olan ayakkab iilerinin oluturduklar ii sendikasnn (National Union of Footwear, Leather and Allied Trades -NUFLAT) ok iyi organize olmalar, alma ilikilerinin sistemli olarak dzenleniyor ve ulusal dzeyde sendikalarn anlamalarna dayandrlyor olmasdr (Rubery ve Wilkinson: 126). te yandan Rubery ve Wilkinson, ayakkabnn retim zincirleri olan para ilerde uzmanlam etnik gruplarn 1980 sonrasnda hzla artan sayda kk firmalar kurduklarn ve bu firmalarn iyeri kaytlarnn olmadn ve sendika kapsam dnda yer aldklar iin kesin saylar hakknda bilgi edinilmediini belirtmektedirler (age.: 137). ngiliz ayakkab reticileri emek ve sermaye maliyetini minimize edebilmek iin korumasz ve gvencesiz olarak en az bedel karlnda almay kabul edebilen etnik gruplar setikleri iin etnik gruplarn kurduklar kk firma saysnda nemli bir art gereklemitir. te yanda etnik gruplarn, ayakkab reticileri ile olan ilikileri eitsiz gelien bir iliki olup, bamllk ilikisinin yaratlmasna olanak tanmaktadr. Bu da gelimi kapitalist lkelerde kapitalist retim rgtlenmesinin bugnk yaplanmasnn, bamllk ilikisi ve homojen emek piyasasn paral emek piyasasna dntrme eilimi tad ynndeki grleri desteklemektedir (Sayer ve Walker: 133; Harrison, 1994: 22-24). gc piyasasnda paral yapnn yapsal zellik tad Gedikpaada ayakkab retim dnyasnn arklar, eitsiz gelien, dikey ve hiyerarik ilikiler iinde ve fason ilikilerin kendi kurallar ile dnerken, bu kesimde alan igc de bu kurallar erevesinde yeniden retilmekte, farkllaan ve eitlenen bir igc piyasas olumaktadr.

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

131

III. Ayakkab retiminde farkllaan igc piyasasnn dinamikleri


Gedikpaada ayakkab retiminde yapm olduumuz almada, iverenlerin ve iilerin meslee balama yalar ve ie giri biimlerinin benzer olduu grlmtr. Buna gre ii ve iverenlerin te ikisinden fazlas 7-14 yalar arasnda, ocuk yata rak olarak almaya balamlardr. Ayakkabclk mesleine balama biimleri ise; yakn evresinde bulunan ayakkabc olan kiilerin (baba, yakn akraba -karde, amca, day ve kuzen- arkada ve tandk) vastasyla olmutur. Ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinde alanlarn teknik beceri kazanmalar, enformel ekilde usta-rak ilikisi iinde gereklemektedir*. te yanda bugn ayakkabclk mesleine balayan raklarn meslee giri biiminin ve raklk kurumunun farkllatn grmekteyiz. Bugn ayakkabclk mesleine balayan raklarn ounluu, kendi kendilerine iyerlerini dolaarak i bulan ocuklardr. raklk ad altnda istihdam edilen ocuklarn bir ksmna, usta tarafndan usta-rak ilikisi iinde beceri aktarlrken, dier bir ksm ise kalifiye olmayan ii olarak istihdam edilmekte ve bu iyerlerinde ocuklar beceri kazandrlmayp ii olarak altrlmaktadr.6 almamzn bu blmnde ayakkab retiminde farkllaan igc piyasasnn dinamiklerini ak bir ekilde ortaya koyabilmek iin bu sektrde kk retimde ve fabrikada ii olma olgusu irdelenmeye allacaktr. A. Ayakkab sanayiinde kk retimde ii olmak Gedikpaada ayakkab retim dnyasnda ii olmay belirleyen drt temel nesnel unsur bulunmaktadr. Bunlardan ilki, genellikle enformel niteliklere sahip olan iyerlerinde, iveren ve ii arasndaki ilikinin de enformel oluudur. Dier taraftan ii-iveren ilikisinin enformel ekilde yrtlmesinin temel nedeni ise, iverenin iinin yakn (babas, kardei, aabeyi, amcas, days ve kuzeni, arkada ve tandk) olmasdr. Bu durum ii-iveren ilikisinin akraba(*) Grme yaptmz ayakkabclar, bundan otuz sene nceye kadar ayakkabcln Rum ve Ermeniler tarafndan yapldn belirtmilerdir. Gnmzde ise ayakkabcl devam ettiren Rum ve Ermeni says olduka azalmtr. Grme yaptmz ayakkabclar iinde yalnz bir tane Ermeni giriimci bulunurken, Rum giriimciye rastlanamamtr. Ancak Rum ve Ermeni ayakkabclarn saysnn azalmasna karn giriimciler zellikle Rum ustalarn kullandklar yntemlerle retime devam ettiklerini belirtmektedirler. Bunun nedenini ayakkabclar yle aklamaktadrlar: - Bu meslein piri Rumlardr ve ayakkabnn anayasasn Rumlar yazmtr. Ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinde retim ile ilgili terimlerin genellikle Rumca ifade edilmesi bu durumu dorulamaktadr (ayrntl bilgi iin bkz. Akaln vd., 1993). Erder ve Lordolu tarafndan stanbulda youn ocuk altran tekstil, metal eya ve makine imalat sanayiinde yaplan ocuk emei ve raklk aratrmasnda, raklk emsiyesi altnda toplanan ocuklarn homojen bir grup olmad ve kendi iinde farkllat ortaya kartlmtr (ayrntl bilgi iin bkz. Kksal vd., 1993).

132

BERNA GLER-MFTOLU

lk, dostluk erevesinde yrtlmesine olanak tanmaktadr. te yandan dier bir neden ise, retim dzeyinde fason ilikinin hakim olduu para i yapan iyerlerinde, iveren ve iinin, varlk sebeplerinin para iin alnd (usta olarak kabullenilen) ayakkab reticisine bal olduunu kabul etmeleridir. Bu durum para i yaplan iyerlerinde gerek anlamda ii-iveren ilikisinin yrtlmesini imkansz hale getirmektedir. kincisi, enformel ekilde istihdam edilen ii, sosyal gvenlik kapsam dnda braklmaktadr. Ayakkab iisi yasal sosyal gvencesi olmadan alr. Ayakkab retiminin mevsim, moda ve ticaretteki dalgalanmalardan etkilenmesi nedeniyle dzensiz ve ksa sreli allan bir itir. gvencesi olmayan ii, alt ksa sre iinde geimini temin edecek ve hayatn idame edecek olan haftalk veya gnlk ift ba (para ba) cretiyle ilgilenir. i sigortal olmay kendisi istedii taktirde, iverenin iine son verebileceini dnd iin, sigortal olarak alma genellikle iverenin arzusuna braklr. nk ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinde sigortasz alan ve sigortasz almak isteyen ok sayda ii vardr; sigortal almak isteyen iinin yerine, sigortasz alan iiyi iveren kolaylkla istihdam edebilmektedir. Ayakkab iisi sigortal olabilmek iin aba sarfetmez; kendisiyle ilgili tek dnd konu ksa dnemde yapt i ve onun karlnda elde edecei cret ve cretini artrabilmek iin sarfedecei abadr. Geici almann sregeldii ayakkab retiminde dk nitelikli ve niteliksiz iiler mevsim sonuna doru siparilerin kesilmesi ile birlikte iten karlabilmektedir. Geici iiler iin yln yars isizlik demektir. Aadaki iki rnek olayda iveren ve ii asndan geici almann getirdii olumsuz koullar ak bir biimde ortaya konulmaktadr:
rnek Olay VII: ...u anda l sezondayz. Haftada ancak 75 ift ayakkab retebiliyoruz. (retim) Sezon banda ikiye katlanyor. 10 kii alyordu. imdi 3-5 kii alyoruz. Bunlarda da ayrlanlar olabilir. nk i yok. Hakl olarak i olan yerlere gidiyorlar. Sonradan bu iiyi bulmak da ok zor oluyor. imdi sayay kesen de benim, dikim iini de yapyorum. Montaj kalfalar yapyor.... rnek Olay VIII: 66 yandaym. iyim. Meslei bir Rum ayakkab ustasndan rendim. Bu meslekte 6 ay allp, 6 ay oturulur. Anlayacanz dn de byleydi, bugn de byle. Eskiden oturduumuz zaman bile cretimizi veriyorlard*. imdi mm-

(*)

Ayakkab retimi yaplan iyerlerinde usta, teknik beceri sahibi iiyi yani kalfay elinden karmamak iin yapaca iin cretini pein demektedir. Buna Rumca bir terim olan samorka ad verilmektedir. Gedikpaada ayakkab retiminde kendi iinde geleneksel bir uygulama olan samorka, yalnzca kalifiye iileri kapsam olsa da iiye cret garantisi salayan bir uygulama olarak karmza kmaktadr. Ayakkab ustas, kalfasna samorka vererek, kalfasn l sezonda (siparilerin kesildii dnem) madur durumda brakmamak iin ona cret garantisi salamakta ve samorka onun i zamanna kadar da yannda almasn gvence altna almaktadr. Ancak bugn bu uygulama geerliliini kaybetmeye balamtr.

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

133

kn deil alamyoruz. O yzden daimi olarak allamyor. Tabi bizim zamanmzda daha iyeri vard. imdi o kadar ok ki rahatlkla bir baka ie geilebiliyor.

i olmay belirleyen nesnel unsurlardan ncs, geleneksel para ba almann hakim olduu ayakkab retiminde ii cretinin, ift ba yani teknik ifade ile para ba cret deme sistemine gre belirlenmesidir. Fason ekonomisinin arklar ile dnen ayakkab retim dnyasnda piyasa koullarnn kendisine zg arz ve talep kurallar ile hareket eden iveren, para ba cret sistemini uygulayarak sipariin youn olduu dnemde alma sresini istedii kadar uzatabilmektedir. Bu tr alma temposunu iiler kabul etmektedir. nk ift ba alan ayakkab iisi ne kadar retirsem cretim o kadar artar dncesiyle hareket etmekte ve alma saatlerinin uzatlmasn kendi kar iin uygun grmektedir. Bylece ksa sreli geici almann hakim olduu ayakkab retiminde alan iiler, i sresince kendi retim kapasiteleriyle yararak cretini artrabilme mcadelesi vermektedir. Bu mcadele bireyseldir. inin bu mcadelede gsterdii bireysel aba gnlk ve haftalk cret dzeyini belirlemektedir. ift ba cret ise, ii iveren arasnda bireysel dzeyde yaplan pazarlkla belirlenmekte ve ii bireysel dzeyde srdrd pazarlk sonucunda cretini/gelirini salamaya almaktadr. Drdncs, ayakkab retiminde alan iinin, srekli olarak kendi retim kapasitesi ile yarmas, kendisini alt ortamda atomize olmu, bir birey olarak kabul etmesidir. Bu durumun bir sonucu olarak ayakkab iisi kendisini sendikal rgtlenme dncesine kar uzak hissetmektedir. Ayakkab retiminde ii olmay belirleyen nesnel unsurlar (enformel istihdam, enformel ilikiler, sigortasz alma, geici alma, para ba cret sistemi ve rgtl olmama) ayn zamanda ayakkab retiminde iileme srecini belirleyen ve etkileyen koullarn, temel unsurlarn da oluturmaktadr. Dier taraftan tm bu koullarn bize gsterdii, Gedikpaada ayakkab retiminde alma hayatn belirleyen kurallarn, ayakkab retiminin kendi i dinamikleri ile belirlenmi kurallar olduudur. Bu kurallara iveren sk skya bal kalmaktadr. Gedikpaada fason ekonomisinin arklaryla mcadele etmenin srr burada yatmaktadr. Bylece iyerleri devamllklarn ve sermaye birikimini gerekletirmek iin ii ve iyeri maliyetini minimize edebilmektedir. B. Madalyonun dier yz: Fabrikalamaya dnm - fabrikada ii olmak Ayakkabclarn gelecee dnk beklentilerini incelediimizde ayakkabclarn te ikisi kendi geleceklerine ilikin soruya beklentim yok, geinebilmek

134

BERNA GLER-MFTOLU

iin alyorum, sermayem yetersiz, bymem imkansz, fabrikalama oluyor, biz yok olacaz eklinde olumsuz cevaplar vermilerdir. Ayakkab sektrnn geleceine ilikin olumlu cevap verenlerin byk bir ounluu iyi gryorum, fabrikallalyor eklinde cevap verirken, olumsuz cevap verenlerin byk bir ounluu sermayesi olan fabrikallayor, biz kkler yok oluyoruz eklinde cevap vermilerdir. Bu cevaplarn nda ve bizim analizlerimizin dorultusunda ayakkab sanayiinde kk retim, fabrika tipi retim rgtlenmesine dnm iareti vermektedir. Dolaysyla kk retim bymeye dnk yaplanma iindedir. Dier taraftan fason ekonomisinin kat kurallarnn iledii Gedikpaada ayakkab sanayiinde, ticari dzeyde baml retim yapan kk reticiler greli konumlarn devam ettirebilme abas iindeyken zlme ve yok olmayla kar karya kalmaktadrlar. Bu koullar, ayakkab iilerinin meslek ve kendi hayatlarna ilikin gelecee dnk beklentilerini de kukusuz olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkilenme iilerin dikey hareketlilik ansn azaltmakta, dikey hareketlilik ansnn azalmas ise gelecekte kk retimin varolma ansn azaltmaktadr. Kk retimde alan ii ayakkab fabrikasnda ii olarak m almaya balyor? Bu soruyu hemen yantlamadan nce, ayakkab sanayiinin evrimleme dinamiklerini alglayabilmek iin, iki byk ayakkab fabrikasnda (Beta ve Yeil Kundura) yaptmz derinlemesine grmelerin sonular irdelenmeye allacaktr*. Her iki firma da aile yelerinin yer ald anonim irketlerdir. Firmalar maazalar zincirine sahiptir ve hem i piyasaya, hem de d piyasaya retim yapmaktadr. Her iki firmann uluslararas firmalarla lisans anlamas vardr. Bu anlama erevesinde uluslararas firmalarn kendi markalar iin belirledikleri model ve standartlarda uygun retim yaplmaktadr. Yaklak olarak Betada 150, Yeil Kundurada 300 ii almaktadr. Gedikpaada ayakkab retim dnyasnda erkekler alrken, fabrikalarda retimde kadnlar da yer almaktadr. Kadn iilerin altrlmasnn nedeni u ekilde aklanmaktadr:
(Kadn iilerin) tercih edilmesindeki sebep, (kadnlarn) daha sabrl alyor olmasdr. Kadn evini geindirmek zorunda olmad iin ald paradan tatmin olabiliyor. Eve katkda bulunduu iin memnun olabiliyor.

Kadn iilerin altrlmas, erkek iilere gre daha dk cret denebilmesini mmkn kld iin maliyetlerin aaya ekilmesinde nemli bir etken olmaktadr.
(*) Her iki firmayla iki kez 1994 ve 1998 ylnda derinlemesine grmeler yaplmtr.

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

135

Her iki firmada alma tarz rasyonel biimde belirlenmitir. Her ilem iin gerekli olan sre llmtr ve iiden bu sreye uyulmas istenmektedir. in abuklatrlmasnn salanmas iin montaj blmnde bant sistemi uygulanmaktadr. Btn iiler sigortal olarak altrlmaktadr. Ancak iiler herhangi bir sendikada rgtl deildir. Betada alan iilerin yarsndan fazlas Gedikpaada ayakkab retiminde alm giriimci ve iilerden olumaktadr. Gedikpaada alm olanlarn hemen hepsi Betadaki durumu yle deerlendirmektedir:
Gedikpaada ay oturup, ay alyorduk. ou zaman isiz kalyorduk. Betada her zaman i var ve biz her zaman maamz alyoruz. Mesai saatlerimiz belli. Yemek yiyebiliyoruz. Sigortal olarak alyoruz. Bunun tesinde sendikal rgtllk pek de nemli deil.

Ancak Betann patronu Gedikpaal iilerden pek de memnun deil. Bunun nedeni ise Gedikpaada para ba almann iiye getirdii kendi kendinin patronu olma duygusu, kazanlm gelii gzel alkanlklarn terkedilememesi ve bu nedenle fabrikada disiplinsiz bir ortam olumas ve retimde aksamalarn olmasdr. Bu durum aadaki rnek olayda ak bir ekilde grlmektedir.
rnek Olay IX: ....Drt senedir Betada alyorum. Daha nce Gedikpaada ayakkab atlyem vard. Yanmda 7-8 kii alyordu. Perakendecilerin getirdii ii yapyordum. Maddi durumumu bir trl dzeltemedim. lerim bozuldu, iyerini tasfiye ettim. Betaya uyum salayamadm. Eskiden oturarak alyordum, imdi ise ayakta alyorum. Tabaklanm deriden 20 ayak saya kartmak gerekiyor. ok dikkatli olmak gerekir. Defolu yerini grp kesmemem art. Oysa Gedikpaada bunu da keserim olur biter. Burda hatal olarak gerisin geriye bana dnyor. Benim iin kt puan oluyor tabi.

Gedikpaada ayakkabclk mesleine balam ve ilk iyerini burada am olan Yeil Kundurann patronu ise Gedikpaal ii altrmamaktadr. Bu iletmeye niteliksiz eleman alnmakta, retim zincirlerinin birinde istihdam edilmektedir. iye sadece retim zincirinin bir paras retilmekte, tek bir para iin yapmnda uzmanlama salanmaktadr. Bunun disiplini kolaylatrd ve retimin hzlanmasna neden olduu belirtilmektedir. Tm bunlarn sonucunda Gedikpaal ayakkab iisinin fabrikada ii olarak istihdam edilme ansnn giderek azaldn ve yakn gelecekte de isizlik ile kar karya kalacan sylemek yanl olmayacaktr. Dier taraftan ayakkab sanayiinde iyerleri kkten byye doru evrimleme srecini tamamlarken, deien ve farkllaan i ve d piyasa talebinin dinamizmini yakalayabilen, gl piyasa kontrolne hakim olan byk sanayi,

136

BERNA GLER-MFTOLU

deien piyasa koullarnda fakllamay ve eitlenmeyi salayabilmek iin kendi iinde farkl bir yaplanmaya gitmektedir. Bu farkl yap ile byk sanayi yannda kk bir atlye kurarak, ucuz, az sayda eidi bol retim tarz benimsenmekte, dier taraftan kendine uygun mevcut koullarn salamasyla birlikte stanbul metropol alan dna, sanayi blgesine kaylmaktadr. Yeil Kundura, retimi orlu Organize Sanayi Blgesine kaydrmtr. Beta da retimi ayn blgeye kaydrmay planlamaktadr. Dier taraftan Beta, stanbul iinde kendi bulunduu evrede kk bir atlye kurarak, eitli ucuz modeller reterek kendi markasyla ihracat yapmaya balamtr. Organize sanayi blgesine gidilmesindeki esas neden byk bir metropol olan stanbulda geim seviyesini yakalayabilecek cret dzeyinin iilik maliyetini artrmas, bunun da ayakkab maliyetlerine yansmasdr. Metropol alan dna klmas ile birlikte cret maliyetlerinin dmesi sonucunda fiyat marjnn aaya ekilmesi ile birlikte hem i piyasada, hem de d piyasada rekabet stnlnn elde edilebilecei zerinde birleilmektedir.

Sonu yerine
Ayakkab sanayii zerine yaptmz derinlemesine incelemede retimin, farkll ve eitlilii iinde barndran heterojen bir yapya sahip olduu ortaya konulmaktadr. Bir tarafta kendine zg piyasa kurallar olan ayakkab sanayiinde sermaye birikimi sorunsaln aabilen, bamllk zincirini krabilen kk retici entegre tesis kurarak byk sanayici olabilmektedir. Dier yanda ise sermaye birikim sorunsaln aamayan, bamllk zincirini kramayan kk retici, fason ekonomisinin arklar iinde greli konumunu devam ettirme abas iindedir. Bunda baarsz olanlar ise yok olmayla kar karya kalmakta, hatta yok olabilmektedir. Tm bu oluumlar, ayakkab retim dnyas iinde retimin farkl trde rgtlenme biimlerinin yaand bir yap ortaya karmaktadr. Bu yap iinde igc piyasas da farkllamakta ve eitlenmektedir. Fason ekonomisinin kat kurallar iinde yaamaya devam eden kk reticilerin yannda alan ayakkab iisi ise ayakkab retim dnyasnn belirledii alma ilikileri (enformel istihdam, enformel ilikiler, sigortasz alma, geici alma, ift ba alma ve rgtl olmama) ile hayatna devam etmektedir. Dier taraftan sermaye birikimi sorunsalnn almasndaki zorluk, fason ekonomisinin kat kurallar, iilerin dikey hareketlik ansn ortadan kaldrmaktadr. te yandan Gedikpaa blgesi iinde toplanm olan ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin ayn mekn iinde retim faaliyetlerini srdrebilme olasl da zayflamaktadr. Ayakkab retimi ile ilgili iyerlerinin, kitellide inaat devam eden ve eitli iktisadi faaliyet kollarnn yerleiminin gereklemesi beklenen organize sanayi blgesine kaydrlmas planlanmtr. Organize sanayi

GEDKPAADA AYAKKABI RETMNDE FARKLILAAN GC

137

blgesine geiin 31 Mart 1998 tarihinde tamamlanmas ngrlrken, halen bu gei gerekleememitir. Bu geiin gereklememesine neden olarak alt yapnn tamamlanmam olmas gsterilirken, kk reticiler bu geie kar direnmektedir. Bunun nedeni ise byme koullarn gerekletiremeyen kk reticilerin, organize sanayi blgesine geile birlikte varkalma mcadelesini devam ettirebilme koullarnn ortadan kalkacan dnmeleridir. Dier taraftan merkez i alan iinde olan Gedikpaada, Beyazta yakn olan cadde ve sokaklardaki i hanlarnda, retim faaliyetleri yerine retim d ticari faaliyetlerin yapld iyerlerinin oald grlmektedir. Ticari faaliyetlerin yapld iyerleri mahallenin aa sokaklarna doru yaylmaktadr. Bu da iyerlerinin rantn ykseltmektedir. Ykselen rant karsnda retim faaliyetlerinin yapld iyerleri, bulunduklar meknlar ticari iyerlerine brakmak zorunda kalmaktadr. Bu koullar erevesinde mahallenin dokusunun deiimi ile beraber retim faaliyetlerinin srdrlebilme olaslnn uzun dnemde kendiliinden ortadan kalkabileceini tahmin etmemiz g deildir. Gedikpaada ayakkab retiminin kendine zg yaps, blgenin deien dokusu ve kk retimin bymeye dnk yaps iinde ayakkab iilerinin durumunu farkllamaktadr. Ayakkab iilerinin kendi becerilerini kullanarak byk sanayide ii olarak almas olduka g grnmektedir. nk Gedikpaal ayakkab iisinin, Gedikpaada ayakkab retim dnyasnn kurallarn iselletirmi olmas, bu kurallarn fabrika kurallar ile atmas, fabrika iisi olabilmeyi zorlatrmaktadr. Bu sancl sre zaman zaman retimin aksamasna neden olmakta, bu nedenle fabrikalarda Gedikpaal ii altrlmas tercih edilmemektedir. Bunun sonucunda fabrika kendi iisini kendi yetitirmektedir. Dier taraftan kk retim erkeklerin dnyas iken ayakkab fabrikalarnda kadnlar da altrlmaktadr. Byk sanayi stanbul metropol alannn dna kaymaktadr, daha az cretle almay kabullenen igc olarak, daha ok kadn istihdam edilmektedir. Bu durum igc piyasasnda cinsiyete dayal cret farkllamasnn yaratlmasna olanak tanmaktadr. Ayakkab retiminin zgn yaplanmalar ve geliim boyutlar iinde igc bu yaplanmalara uygun olarak farkllap eitlenmektedir.
KAYNAKA Akaln, Sami ve Asuman Ylgr, Nezihe Seyhan (1993) Ayakkabclk Terimleri Szl, Boazii Matbaas, stanbul. Aktar, Ayhan (1990) Kapitalizm, Azgelimilik ve Trkiyede Kk Sanayi, Afa Yaynclk, stanbul. Ayata, Sencer (1991) Sermaye Birikimi ve Toplumsal Deiim, Gndoan Yaynlar, Ankara. Blewent H. M. (1990) Men, Woman, and Work: Class, Gender, and Protest in The New England 1780-1910 , University of Illinois Press, Urbana ve Chicago. Courault, Bruno ve Franoise J. Rart, Robert Weiz (1989) Footwear-manufacturing firms in France: A typological study, Labour and Society, v. 14, no. 2, (April), 141-161.

138

BERNA GLER-MFTOLU

Eraydn, Ayda (1992) Post-Fordizm ve Deien Meknsal ncelikler, ODT Mimarlk Fakltesi Matbaas, Ankara. Erder K. Sema ve Kuvvet Lordolu (1993) Geleneksel raklktan ocuk Emeine: Bir Alan Aratrmas, Frederich Ebert Vakf Yayn, stanbul. Fortuna, Juan Carlos ve Suzana Prates (1989) Informal sector versus informalized labor relation in Uruguay, Alejandro Portes, Manuel Castells ve Lauren A. Benton (der.) The Informal Economy-Studies in Advanced and Less Developed Countries iinde, The Johns Hopkins University Press, Londra, 78-96. Goodman, J.F.B. ve E.C.A. Armstrong, J.E. Davis, A. Wagner (1977) Rule-Making and Industrial Peace Industrial Relations in The Footwear Industry, Croom Hell, Londra. Gler-Mftolu, Berna (1998) stanbul-Gedikpaada Ayakkab Sanayiinde alma likileri: retim rgtlenmesi ve Fason Ekonomisi, (M.. Sosyal Bilimler Enstits Yaynlanmam Doktora Tezi). Harrison, Bannet (1994) Lean and Mean: The Changing Landscape of Corporate Power in The Age of Flexibility, Basic Books, New York. Hirst, Paul ve Jonathan Zeitlin (1991) Flexible specialization versus post-Fordism: Theory, evidence and policy implications, Economy and Society, vol. 20, 1-54. Kray, Mbeccel (1972) rgtleemeyen Kent: zmirde Hayatnn Yaps ve Yerelleme Dzeni, A1, Sosyal Bilimler Dernei Yaynlar, Ankara. Rabolotti, Roberta (1995) Is there an industrial district model? Footwear district in Italy and Mexico compared, World Development, vol. 23, no. 1, 36-38. Rubery, Jill ve Frank Wilkinson (1989) Distribution, flexibilitiy of production and the British footwear industry, Labour and Society, vol. 14, no.2, (April), 121-140. Sabel, Charles (1986) Changing models of economic effiency and their implications for industrialization in the Third World,, A. Foxley, M. MacPherson ve G.ODonnell (der.) Development, Democracy and The Art of Trespassing iinde, Notre Dame University. Sayer, Adrew ve Richard Walker (1992) The New Social Economy: Reworking The Division of Labor, Blackwell Publishers. Schmitz, Hubert (1992) On the clustering of small firms, Institute Development Studies Bulletin, vol. 23, no. 3, (July), 9-28. Schmitz, Hubert (1995) Small shoemakers and Fordist giants: Tale of supercluster, World Development, vol. 23, no. 1, 9-28. Storper, Michael (1990) Industrialization and the regional question in the Third World: Lessons of post imperialism prospect of post-Fordism, International Journal of Urban and Regional Research, vol. 14, 424-444. Sugur, Nadir (1997) Small firms flexibility in Turkey: The case of OSTM industrial district at Ankara, New Perspectives on Turkey, no. 16, (Spring), 87-104. Taymaz, Erol (1995) Esnek retime dayal rekabet stratejisi gelitirilebilir mi? Trkiyede fason retim, 95-96 Petrol Yll, Petrol Yayn, stanbul, 707-715. Taymaz, Erol (1997) Small and Medium Sized Industry in Turkey, State Institute of Statistics, Ankara. Trkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (1987) 1987 Yl statistik Blteni, TESK Yayn, stanbul. Ybara, Josep-Antoni (1989) Informalization in the Valencian economy: A model for underdevelopment, Alejandro Portes, Manuel Castells ve Lauren A.Benton (der.) Informal Economy: Studies in Advanced and Less Developed Countries iinde, The Johns Hopkins University Press, 216-227.

139

Toplumsal cinsiyet rolleri asndan Trkiyede aile ve kadn emei*


Saniye Dedeolu**

1970li yllardan gnmze, kadn istihdamna ilikin almalar art gstermi, kadn istihdamnn gelimesi feminist yazarlarn olduu kadar emek piyasasn analiz eden aratrmaclarn da ilgi alan haline gelmitir. Neo-klasik emek modeli iinde, kadn istihdamnn analizi daha ok kadnlarn kiisel zellikleri erevesinde incelenmektedir. Beeri sermaye modeli (human capital theory) bunun en belirgin rneidir. Bu model kadnn eitimi, ya ve dourganl ile emek piyasasna katlm arasnda paralellikler aramaktadr. Katmanl igc piyasas modellerinde ise, piyasasnn yapsnda varolan bir dizi zellik istihdamn niteliinin analizi iin nem kazanmaktadr. Gerek piyasada varolan firma yaplar gerekse retim organizasyonun yaratt zellikler nedeniyle, igc piyasalar birincil ve ikincil olarak ayrlmaktadr. Genellikle birincil piyasalar formal sektre karlk olarak kabul edilir ve iyi cret deyen, sosyal gvenlik haklar olan ileri kapsarken, ikincil piyasalar ise enformel ilerden olumaktadr. Birincil piyasalardaki iler erkekler tarafndan ele geirilirken, ikincil piyasalardaki iler ise ounlukla kadnlar tarafndan yaplmaktadr. Kadn istihdamndaki gelimeler temel olarak bu yaklamlarla incelenmekle beraber, feminist analiz asl katky emein sosyal ilikiler iinde incelenmesi konusunda yapmaktadr. Buna ek olarak, emek piyasalarnda ortaya kan deiimlerin ve varolan olgularn da ancak bu sosyal deerler ve ilikiler btnnden yola karak anlalabilecei vurgulanmtr. Emek piyasasnn ileyiini, sosyal deerler ve ilikilerden soyutlayarak anlamaya almak, eksik bir analiz olacaktr; bu nedenle bir sosyal olgu olarak kadnn igc piyasas(*) Bu yazy okuyup deerli nerilerde bulunan emsa zara ve yaznn btn aamalarnda benden deerli katklarn ve desteini esirgemeyen Fuat Ercana ok teekkr ederim. (**) Londra niversitesi, School of Oriental and African Studies.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

140

SANYE DEDEOLU

na katlmas ancak iinde yer ald ilikiler toplamndan hareketle analiz edilmelidir. Kapitalist sistemin yaygnlamasyla birlikte, hzla sosyal deiime urayan gelimekte olan lkelerde yaanan dnm, kadn istihdamn etkileyen ve kapitalist sistemin zelliklerini dntren yerel ya da kltrel faktrlerin etkilerini inceleme olana sunmaktadr. Bu analiz bize ayn zamanda, kapitalist sistemin evrensel yasalarndan, kapitalizmle ilikiye geen deerler ve ilikiler btnnn nasl etkilendiini ve ayn zamanda kapitalist sistemi nasl etkileyerek belirli bir tarihsel ve sosyal mekna zg klmasna ilikin ip ular verecektir. Bu yazda, bu btnlkl ileyii anlamak iin, kadn istihdamn etkileyen faktrleri incelemeye alacam. Kadnlarn igc piyasasna ne biimde ve ne dzeyde katldn belirleyen temel faktrlerden biri hi phesiz, lkenin makro ekonomik kalknma dzeyidir. Emek piyasalarnn kadn emei iin yaratt talep, fiziki alma koullar ve emek piyasasnda varolan cinsiyete dayal katmanlama, kadn istihdamn etkileyen faktrlerdir. rnein, gelimekte olan lkelerde uygulanan ihracata ynelik kalknma stratejileri birok lkede alan kadn saysnn hzla artmasna neden olmutur. Ayn zamanda bu stratejinin bir sonucu olarak byyen enformel sektrde de kadn emei artan oranda kullanlmaktadr. Bu yazda, bu faktrleri bir anlamda veri alarak, Trkiyede kadn istihdam ve aile ilikileri arasndaki etkileim zerinde younlaacam. Aile, kadn istihdamn ekillendirmede kilit bir konumdadr; nk hem kadnlarn almaya ilikin kararlar almalarnda hem de onlarn emek piyasasna sunduklarn emein niteliinin belirlenmesinde, bir dizi nemli rol oynamaktadr. Sosyal bir kurum olarak aile son yllarda, iktisat, antropolog, sosyolog ve feminist kuramclarn artan oranda ilgi alan iine girmeye balamtr. zellikle ailenin yaamsal devamlln salayacak ekonomik kaynaklara ulamas ve ulalan kaynaklarn hane halk iindeki blm, son zamanlarda farkl disiplinlerin younlat konular olmutur. Bu ilginin kayna, hanenin, cinsiyet kimliklerinin ve toplumsal cinsiyete dayal eitsizliklerin yeniden retildii bir alan olarak tanmlanmasndan kaynaklanmaktadr. Bunun da tesinde, kavramlatrmay nemli klan dier bir neden, hanenin farkl biimlerde kavramlatrlmasnn ayn zamanda uygulamaya konacak ekonomi-politikalarn sonularn da etkileyecek olmasdr. Bu yzden, aile ya da hane, hem kalknma almalarnn, hem de aileye bir politika arac olarak ncelik veren sosyal politika uygulamalarnn younlat bir alan haline gelmitir. Bu yaznn birbiriyle ilintili iki amac vardr: -lk olarak, aile zerine yaplan teorik tartmalar, belirli bir bak asn temel alarak gzden geireceim. Bu teorik tartmalarda, kadn emei ile aile arasndaki ok boyutlu, ok deikenli etkileim ve ilikiler zerinde younlaacam;

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

141

-kinci olarak da, Trkiyede aile ve kadn emei zerine yaplan almalarn, daha ok sanayiide alan kadnlar inceleyen aratrmalardan yola karak detayl bir dkmn yapacam.

1. Aileye ve toplumsal cinsiyet1 kavramlarna ilikin teorik yaklamlar


Balang olarak, ailenin kadn emek arzn etkileyen nemli bir faktr olduunu ve daha sonra yazda kullanacam birka kavram aklamaya alacam. Hanehalknn2 tanmlanmasn yapmak kolay bir grev olmamakla birlikte bu aamada gerekli olduunu dnyorum. Hanehalk, ortak ikamet ve yeniden retimin birlikte yer ald sosyal organizasyonun temel birimi olmakla beraber, ayn zamanda karmak bir yaps olan, kltrlere gre farkllk gsteren ve zaman iinde deien bir dizi kurumsal dzenlemelerden olumaktadr. Bu dzenlemeleri incelerken ortaya kan en nemli faktr; aile bireyleri arasnda verili kaynak ve gelirlerin kullanmnn eit olmaydr. Aile iinde varolan cinsiyete dayal iblm ve bireylerin hiyerarik konumlar nedeniyle, ailenin devamlln salamaya ilikin retim, yeniden-retim gibi faaliyetlerin ve varolan gelirlerin ve kaynaklarn aile bireyleri arasnda eitsiz olarak dald konusu tartlagelmektedir. Bu eitsizliklerin ortaya karlmasnda ve tanmlanmasnda, toplumsal cinsiyet temelli analizlerin merkez bir rol olduunun vurgulanmas gerekiyor. Bu erevede, toplumsal cinsiyet aile iinde var olan, hem de aileye bal olmayan kurumlardaki ilikileri anlamak iin nemli bir analitik ara haline dnmekte ve ayn zamanda bu ilikilerin tanmland, bir anlamda mihenk ta olmaktadr. Toplumsal cinsiyet analizine dayal bir bak as ayn zamanda bize erkek ve kadn olmann ok katmanl anlamlarnn nasl sosyal olarak oluturulduunu; kadn ve erkek olmann ev iinde ve ev tesinde oluan her trl gnlk faaliyette gml olduunu gsterir (Hart, 1995: 41). Toplumsal cinsiyet temel analiz birimi olarak kullanldnda, ailenin ilikisel bir bilgi kuramndan hareketle analiz edilmesi salkl bir adm olacaktr. Byle bir analizde gz nnde bulundurulmas gereken dier konular ise, sosyal yeniden retimi salayan akrabalk ilikileri, cinsiyete dayal iblm ve patriyarkal ilikilerdir. Aile, varolan belli bir biimdeki cinsiyet rollerinin ve ilikilerinin sonucu ortaya kan toplumsal cinsiyet ideolojisinin yeniden retildii ve gelitirildii alann maddi erevesini oluturmaktadr. Aile ayn za1 2 Toplumsal cinsiyet yaz boyunca gender kavramna karlk olarak kullanlacaktr. Baz yazarlar aile (family) ve hane(halk) (household) arasnda bir ayrm yapsalar da, bu yaz boyunca ben bu iki kavram birbiri yerine kullanacam. Hane daha ok ortak yerleim yeri ve ortak mlkiyet haklar, retim-tketim birimi olarak alglanrken; aile ise daha ok akrabalk balar temelinde incelenmektedir.

142

SANYE DEDEOLU

manda, cinsiyete dayal iblm ve patriyarkal ilikilerin, farkl aile bireyleri arasna szld ve beslendii yerdir ki bu da bu Barrettin aile ideolojisi dedii olgunun temel tan oluturmaktadr. Aile ideolojisinin bir baka nemli yn ise akrabalk ilikileridir. Birok toplumda aile, retimin ve yeniden retimin yapld yer olmann dnda akrabalk ilikilerinin ve akrabalk balarnn olutuu temel bir kurumdur. Bir baka deyile, aile daha geni bir yaps olan akrabalk sisteminin deerlerini de belirli lde kendinde tamaktadr. Aile kavramna ilikin vurgulanmas gereken bir dier konu ise, onun iinde varolduu toplumsal yapdan bamsz olan atomik bir kurum olmaddr; aksine, tarihsel ve toplumsal koullara gre deiik biimler ve ierikler kazanmaktadr, yani aile mutlak bir kurum deildir (Harris, 1981). Haneler dinamik varlklardr; zaman iinde ekonomik ve toplumsal deiimlere uyum gstermelerine ramen, sadece bu yaplardaki deiimler tarafndan da belirlenmezler. Bu noktada toplumsal cinsiyet kavram daha detayl olarak aklanmal ve toplumdaki kadn ve erkekler arasndaki farkllklarn nasl biyolojik olann tesinde sosyal olarak oluturulduunu ve yine bu toplumsal cinsiyet rollerinin ve ideolojisinin aile iinde yeniden retilip, dntrldnn anlalmas gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet kavram, feminist analizin sorunlu alanlarndan biridir; ve bu kavram feminist analiz iinde deiik anlamlarda kullanlmtr. Bu nedenle, kavram tek bir tanm iinde aklamak zor grnmektedir. Toplumsal cinsiyet kavram balangta seks kavramnn snrllndan, yani cinsler arasnda var olan farkllklar sadece biyolojik temelli olarak tanmlamann snrlamasndan kurtulmak iin kullanlmtr. Yani toplumsal cinsiyet kavram, kadn ve erkekler arasndaki farkllklarn sadece biyolojik farkllklar olmadn vurgulad gibi, bu biyolojik farkllklarn sonucu olarak ortaya kan sosyal ve kltrel deerlerin oluturduu farkllklar iaret etmek iin kullanlmtr. Bylece toplumsal cinsiyete ilikin kategoriler, rnein kadnlk ve erkeklik kavramna ikin olan davranlar, kiilik zellikleri, roller, tm aslnda sosyal ve kltrel bir dizi yap dolaynda oluturulmu kategorilerdir. Bu kategoriler toplumsal olarak oluturulduklar lde, sabit ve evrensel tanmlara sdrlmazlar, tam tersine toplumsal deiim srecinde deiip, dnrler (Nicholson, 1994). Toplumsal cinsiyet kavramnn farkl bir kullanm, kadnla erkek arasndaki ayrmn ilikisel boyutlarn ortaya karmak iin gelitirilmitir. Bu kavram sosyal iliki olarak aklayan yaklam aslnda, kadn ve erkek olmann, nasl kurumsal alandaki kaynaklara giri, bunlarn kullanm hakk ve bu haklarn kontrol alanlarnda yeniden retildiini tanmlamaktadr (Kandiyoti, 1998). Kadn ve erkek olmak gibi heterojen sosyal kategoriler, toplumsal cinsiyet kavramnn bu anlam ile aklanmaya allmtr. Kadn-erkek olmaya ilikin kimlikler ve bu kimliklere tekabl eden farkllklar, hem zerinde srekli mcadele edilen hem de elikili alanlara denk dmektedir. Yine, bu kadn ve er-

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

143

kek olmak kategorileri iinde yer alan ilikiler ve farkllklarn analizi belirli bir tarihsel ve sosyal ereve iinde deiiklikler gstermektedir (Moore, 1994; Nicholson, 1994). Toplumsal cinsiyet kavramnn son zamanlardaki kullanm, sosyal bilimlerdeki post-modern tartmalardan yakndan etkilenmitir. Bu tartmalar erevesinde farklla, marjinallie ve tekine yaplan vurgudan dolay, toplumsal cinsiyet kavram nemli analiz birimlerinden biri haline gelmitir. Toplumsal cinsiyet kavram kadn ve erkek arasndaki her trl sosyal olarak yaratlan farklla hitap ettii gibi, ayn zamanda kadn vcudunu erkek vcudundan ayran her trl ayrmlatrmay da kapsamaktadr (Nicholson, 1994:79). Post-modern yazarlar toplumun, sadece kiilik kalplarn, davranlar ve sosyal rolleri etkilemekle kalmayp ayn zamanda cinselliin kavramlatrlma biimini de etkilediini ne srmektedirler. Post-yapsalclar iinde yer alan feminist yazarlardan Butler ve Scott toplumsal cinsiyet kavramn daha da teye tamlardr (Butler ve Scott, 1992). Onlara gre, varolan kurumsal glerin cinsler arasnda yaratt eitsizliklerin tesinde, toplumda varolan cins temelli iblm hem eitsizlikler ve hem de basklar yaratrken, bu durum erkekler iin avantajl konumlar oluturmaktadr. Varolan toplumsal cinsiyet kimlikleri, baz kimlikleri (mao erkek, heteroseksellik gibi) grnr ve doal klarken, bazlarna kar ayrmcla neden olmaktadr. Btn g ilikilerinde bir cinsiyet temeli olduunu kabul ederek, Butler ve Scott unu ifade etmektedirler; kadn-erkek; diil-eril gibi cinsiyete dayal ayrmlamaya iaret ederken, unutmamalyz ki bu ayrmlar sadece baz sylemsel (discursive) yaplarn zel birer sonulardr. Toplumsal cinsiyetin farkl kavramlatrmas, feminist analiz ve kadnlarn karlarnn temsil edilmesi asndan elikiler ve karmaklklar yaratmaktadr. Fakat yine de, toplumsal cinsiyet kavramlatrmas hem aile iinde ve dndaki sosyal ilikilerin neler olduunun, hem de bu ilikilerin neye gre tanmlandnn, mcadele srecine girdiinin ve zerine pazarlk edildiinin anlalmas asndan nemlidir. Toplumsal cinsiyet, sosyal ilikileri anlamak iin nemli bir alm salamaktadr. Bu alm ideoloji, g ve toplumsal snflar gibi kavramlarn daha iyi anlalmasna neden olur. Ve yine bu bak as, hem ailede hem de toplumda varolan egemen tiplerin nasl yeniden retildii konusunda ipular vermektedir. Ailenin bireyle toplum arasnda tampon bir grevi vardr. Bu anlamda aile emek piyasasna farkl karakteristikleri olan bireyler hazrlamakta ve sunmakta ve bunun sonucu olarak da bireylerin deien ihtiyalarna ve emek piyasasndaki faaliyetlerine gre kendi yapsn deitirmektedir. Aile, kadn emek arznn belirlenmesinde ve hangi koullarda emek piyasasna sunulaca konusunda ok nemli bir yere ve etkiye sahiptir. Toplumda varolan kltrel ve ideolojik deerleri aile bireylerine tama ve karar alma mekanizmas zellikleriyle ai-

144

SANYE DEDEOLU

le, kadn emeinin igc piyasalarna sunumunda ok nemli bir kurum olarak karmza kmaktadr (Anker ve Hein, 1986). Tabi ki kadn istihdamn etkileyen tek faktrn aile olduunu sylemek eksik bir yaklam olacaktr, nk kadn istihdamn etkileyen faktrler hem ok eitli hem de ok ynldr. Ne var ki aile kurumu, gerek kendi kurumsal yaps, gerekse aile iindeki kaynak dalm ve karar alma mekanizmalarnn belirledii l anlamnda kadn emeinin konumunu da yakndan etkilemektedir. Bu etkiler, kadnn beslenmesinden, eitimine ve ortalama yaama sresine kadar birok deikenden olumaktadr. rnein, ailedeki reisin kadn olduu durumlarda, kadnn emek piyasasna katlma eilimi, erkek aile reisi bulunan bir aileye gre yksek olacaktr. Kadnn ev iindeki sorunluluklar, kadnn ya dngsndeki yeri gibi faktrler kadnlarn nasl bir ite alacan belirleyecektir. rnein, fabrikada m alaca, evinde enformel iler mi yapaca konusunda belirleyici olmaktadr. Ksacas, aile, kadnlarn toplam emek arzn, emek gcnn cinsiyet ve ya dalmn ve emek piyasasna katlm biimlerini, deiik ii kategorileri iin emek arz fiyatnn olumasn etkileyecektir (Stichter, 1990). 1.1: Aile zerine ekonomik modeller Yaznn bu blmnde, aile ve kadn istihdam arasndaki ilikiyi daha iyi anlayabilmek iin aile ile ilgili varolan ekonomik modellerin ksa bir zeti yaplacaktr. Bu modeller; neo-klasik (unitary), pazarlk (barganing) ve kolektif (cooperative) modeller balklar altnda incelenecektir. Neo-klasik modellerin en nemli vurgusu, hanehalk bireylerinin tercihlerinin tek bir fayda fonksiyonu iinde toplanabildiidir. Bylece, aile hem bir kara-kutu olarak grlmekte hem de tek bir karar alma mekanizmas ile ynetilen bir kurum olarak ele alnmaktadr. Bu model balangta aileyi, ya tketici ya da ii olarak davranan bireylerin davranlarnn ortalamasndan olutuu varsaymyla incelemitir. Yeni Aile Ekonomisi modelinin ilkelerini oluturan Becker ise, ilk kez aile ekonomisinin retim ve tketim faaliyetlerini birletirmi ve neo-klasik fayda maksimizasyonu prensibini ailenin i ileyiini analiz etmek iin kullanmtr (Kabeer, 1994). Modelin karsamasna gre, ailedeki emek karlatrmal stnlkler ilkesine gre farkl faaliyetlere3 datlmtr, ki bunun sonucunda her aile yesi uzmanlatklar faaliyetlerden en yksek kazanc veya fayday elde ederler. Farkl faaliyetlerde uzmanlamak, farkl alanlara yatrm yapmay gerektirmektedir. Emek piyasasna sunulan farkl emeklerin tm kazanlar aile iinde toplanacandan, her bireyin kendi zel uzmanlk alanlarnda almalar, ayn zamanda bir btn olarak
3 Bu faaliyetler retim ve yeniden retimi kapsamaktadr. Neo-klasik yaklamn varsaymlar erevesinde bireyler bu iki alandan hangisine yatrm yapacaklar konusunda duyarsz kalmaktadrlar.

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

145

aileyi en yksek faydaya ulatracaktr (Becker, 1980). Neo-klasik modelin kavramsal erevesinde, aile ii kaynak dalm ve karar alma konular cmert/yardmsever aile reisi tarafndan ve/veya aile yelerinin dierkml sayesinde zlmektedir. Yeni Aile Ekonomisi kuram, aile davranlarn ekonomi disiplini iinde analiz ederken; ailede varolan potansiyel emek zaman, cretli ii olarak, evii yeniden retimde ve bo zaman faaliyetleri gibi eitli kullanm alanlar iinde dalm incelediinden nemli bir katkda bulunmaktadr (Kabeer, 1994). Emein bu eitli faaliyetler arasnda dalm, aile iinde birlikte ve eitliki bir temelde alnan kararlar dorultusunda ortaya kmaktadr. Aile bireyleri, birbirlerinden sadece retim temelli nedenlerle farkllamaktadr. Her bir birey emek birimi olarak grlmekte, karlatrmal stnlkler kriterine gre retim alanlarna ynelmektedirler. Eer kadn, ev ii cretsiz yeniden retim faaliyetlerinde younlayorsa, bu sadece onun emek piyasalarnda elde edecei kazancn erkeklerden daha dk olmasndandr. Yine bu modele gre, aile yelerinin zaman ayrdklar faaliyetlerin getirisinde herhangi bir deiim olduu takdirde, aile deiik yelerin emeklerini yeni duruma gre yine bir fayda maksimizasyonuna ulaacak ekilde yeniden dzenleyecektir. Byle bir analiz erevesinde, kadn emeinin emek piyasasnda getirisi artarsa, kadnlarn alma hayatna katlmlar artacaktr. Temel olarak, kadnlarn igc piyasasna girmesi ile aile ilikileri arasnda, bu model dahilinde bir balant yoktur; kadnlarn emek piyasasna katlmas ancak ve ancak emek piyasas koullar tarafndan belirlenmektedir. Ev ekonomisinin neo-klasik model erevesinde incelenmesi ve analiz edilmesi, hem gelimi hem de gelimekte olan lkelerde, nemli bir ekonomi politika arac olarak kullanlmaktadr. En nemli sosyal politika karsamas ise; sosyal yardmlarn aile yelerinden birine, genellikle erkek aile reisine, yaplmas ile aileye yaplmas arasnda, bu iki yoldan hangisi seilirse seilsin sonuta ailenin toplam refahnda ayn art olacandan, bir fark grlmemektedir. Yeni durumda, yeni politika uygulamasndan sonra dierkm aile reisi, kaynaklar bu politikalar tarafndan hedeflenen bireylerden hedeflenmeyenlere doru kaydrmaktadr. Bylece, aile refah dengesi, daha nceki refah maksimizasyonu dzeyinde bu datm sonrasnda yeniden salanr. Aile ii kaynak dalmnn sonular asndan bakldnda, aile yelerinden hangisinin gelir elde ettii ya da mal varl olduu farketmemekte; btn kaynaklar ve gelirler cmert/yardmsever aile reisinin belirleyiciliinde bir araya getirilmektedir. Neo-klasik teorinin tahminlerine gre politik karar alclar genel aile refahn etkileyebilirler, fakat aile ii gelir dalm konusunda etkisiz kalmaktadrlar. Ne var ki, aile ii gelir, kaynak dalm ve karar alma mekanizmalarn inceleyen ampirik aratrmalar; neo-klasik teorinin karsamalarnn tam tersi sonular gstermektedir (Kabeer, 1994; Dwyer ve Bruce, 1988). Bu bulgulardan en

146

SANYE DEDEOLU

ilgin olanlar, erkek ocuklarn kz ocuklar aleyhinde kayrlmasdr. Bu farkllklar beslenmeden eitime kadar geni bir alanda ba gstermektedir. Yine baz lkelerde, kz ocuklarnn lm oranlar, erkek ocuklarn lm oranlarna gre daha yksektir. Bir deer bulgu ise, erkeklerin kazandklar geliri aile iine getirmeden nce nemli bir ksmn kendi zel ihtiyalar iin harcamalardr (Kabeer, 1994). Bu teori zellikle aile ii ilikileri yneten erkek otoritesini gizleyen temel varsaymlar nedeniyle eletirilmitir. En nemli eletirilerden biri, ev dnda, piyasada, fayda maksimizasyonu peinde koan, ancak ironik bir ekilde evde birden bire dierkm olan neo-klasik bireyin, davran kalb zerine younlamaktadr (Folbre, 1994). Biyolojik farkllklar ve etkinlik temelinde belirlenen cinsiyete dayal iblm, kadnlarn yeniden retim (ev ii alana ynelik faaliyetlerde) alannda younlamalarnn asl nedeni olarak grlmektedir; teorinin bu sonucu, emek piyasalarnda var olan yapsal ayrmcl gz ard ettii gibi, toplumsal cinsiyet ideolojisine ve emek piyasalarnn yapsal oluumunu belirleyen etkilere hi deinmemektedir. Kadnlarn emek piyasasna katlmlar sorunu, sadece ailenin en fazla kazan salayacak yesini ilk olarak emek piyasasna gndermesi karsamas erevesinde analiz edilmekte ve eer ailenin ihtiyac artarsa daha sonra daha vasfsz kiileri emek piyasasna sunmaktadr. Fakat yine bu teori, ailelerin ocuklarna yaptklar eitim ve meslek edindirme yatrmlarnn neden cinsiyete gre farkllk gsterdiini ve erkeklerin kadnlara gre neden daha vasfl olduunu aklayamamaktadr. Aile ekonomisini pazarlk temelinde inceleyen modellerde ise, pazarlk srecinin sonucu olarak ortaya kan ibirlii ve atma ilikileri neo-klasik teorinin birletirici (unitary) modelinin yerini almaktadr. Pazarlk modelinin ana kavramlar Nashn oyun teorisi iinde formle ettii pazarlk problemlerinden alnm ve baz akademisyenler tarafndan, zellikle Sen tarafndan aile ii ilikileri aklamak iin kullanlmtr. Bu modele gre, aile, kendi karlar peinde koan, tercihleri birbirinden farkl bireylerden olumaktadr. Aile yeleri ibirlii (evlilik birlii) durumunda, bu ibirliinin dnda kalmaktan daha iyi bir yaam olanana sahip olduklar srece evlilik iinde kalmaktadrlar. Pazarlk srecinin sonucu ise, her aile bireyinin greceli pazarlk gcnne bal olacaktr. Sene gre aile yeleri devaml olarak iki farkl problemle karlarlar; bunlardan biri ibirlii (toplam varlklar arttrmak) ve dieri de eliki (aile yelerinin toplam varlklarn blmek) durumudur (Sen, 1990: 131). Tm vurgulardan sonra, kiilerin pazarlk gcn belirleyen bir dizi deiken olduunu gryoruz, bunlardan birka ise, kiilerin kendi algladklar karlar ve aileye yaptklar maddi katk ve kaybetme durumu da yalnz bana ayakta kalabilme gleridir. Sen bu faktrleri yle aklamaktadr; kiinin geri dme pozisyonu (fallback position), o kiinin pazarlk srasndaki gl ve zayf noktalarn gster-

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

147

mektedir. Eer bir kiinin krlma (ayrlma) noktasndaki durumu, ibirliinden daha kt olacaksa, pazarln sonular bu kii iin daha az tercih edilecek bir durum olarak ortaya kacaktr. Kiinin alglanan kar ynelimli durumu ise, daha ok kiinin ekonomik-sosyal konumuna verilen deeri gstermektedir. Bylece, pazarlk srecinin sonucu kendi iyiliini bakalarnn iyiliinin zerinde alglayan kiiler iin daha zor durumlar ortaya karacaktr. Alglanan katk dzeyi ise, bir kiinin aile ekonomisine yapt katkya verilen deerdir. Ailenin ekonomik ileyiini bu ekilde formle eden bu modelde, bir kiinin pazarlk gcn artran faktrleri, kiisel mlklerin varlndan dsal ekonomik desteklere kadar uzatmak ve geniletmek mmkndr. Bu erevede Agarwal (1994) her bir aile bireyinin geri-dme posizyonunu etkileyen be nemli faktre iaret etmektedir: 1. zel mlkiyet ve varlklar zerinde kontrol, 2. istihdam olanaklarnn ve dier ekonomik kaynaklarn ne kadar kullanlabildii, 3. toplumun ortak kaynaklarn kullanma hakk, 4. dsal sosyal destek sistemlerine katlm hakk (akrabalk ilikileri), 5. devlet ve dier kurumlardan salanan desteklere ulama. Maddi koullar dnda, Agarwal, ayrca, her bireyin pazarlk gc zerine etkisi olan ve pazarln iinde yapld ereveyi belirleyen sosyal artlar ve kurallarn dayand sembolik anlamlara dikkat ekmektedir (Agarwal, 1994:59). Senin aileyi formlasyonuna gre; aile bir dizi ibirliine dayal elikilerin yaand yerdir ve ibirlii durumu, olmad durum tercih edilene dek devam edecektir. Kabeer pazarln, sadece bireysel bir sre olmadn ayn zamanda sosyal deerlerle rl olduunu sylemektedir. Bireylerin evlilik iinde kalmak iin duyduklar istek sadece bireysel bir ihtiya deil, fakat aile bireyliini bireysel bir tercih olmaktan karp sosyal yapan, toplumsal tercihlerle desteklenmi normatif gl bir baskdr (Kabeer, 1994). Bu modele gre, kadnn igc piyasasna katlmasyla birlikte aile iindeki pazarlk konumu deimektedir. Bu deiiklik, modelin ngrd gibi, kadnn istihdamnn ev iindeki alglanan katksna yapt olumlu etkiden kaynaklanmaktadr. stihdam,4 toplumsal olarak ne derece kabul grdne bal olarak, kadnn ev iindeki sz hakkn artrrken, ayn zamanda kadnlarn kendi kendilerine bitikleri deeri ve zgveni de artrmaktadr. Kadnlarn yapt ie verilen deere gre, hem emek piyasasnda daha yksek maa talep
4 Feminist analizde; kadn istihdamn evreleyen konulardan birisi, kadn emeinin grnrl (visible) ya da grnmezliidir (invisible). Kadnlarn yapt iler genellikle ev ii faaliyetlerle ilikilendirildiinden, toplumsal olarak ikincil ya da gerek i olarak alglanmazlar. rnein Trkiyede yaplan birok almada sergilendii gibi, kadnlarn kendileri dahi yaptklar ileri gerek i olarak alglamamaktadrlar.

148

SANYE DEDEOLU

etme gleri hem de evdeki kaynaklardan daha ok pay almak iin pazarlk gleri deiecektir. Sene gre, kadnlarn, erkek ocuklarna kzlarna kyasla gsterdii zen, erkeklerin emek piyasalarnda saladklar gelirin daha fazla olmasndan kaynaklanmaktadr. Kz ocuklarn ihmal edilmesi ve erkek ocuk sahibi olmak iin duyulan istek, kadnlarn emek piyasasndaki kazanlarnn dk olmas ile aklanabilir. almann kadna dk kazanlar getirmesi kadnlarn hem sosyal konumlarna hem de alglanan varlklarnn toplamna zarar verebilir (Sen, 1990). Sonuta kadnlarn ev dnda yaptklar cretli i, ev ii kaynaklarn dalmnda cinsiyete dayal bir eitliin gzetilmesini ve bu dalmn kadnlarn lehine dnmesini salamaktadr. Pazarlk modelinin kadn istihdam ve kadnlarn ev iindeki konumlarna ilikin yapt deerlendirme birka dzlemde eletirilebilir. ncelikle, birok toplumda kadnn almas toplum dna itilmelerine, hafif yada fabrika kadn gibi adlandrmalara maruz kalmalarna neden olmaktadr. Yani, kadnlar iin iilemek bu modelin ngrd gibi, ekonomik durum ve pazarlk gc arasnda doru bir orant tamamaktadr. Neo-klasik modelde olduu gibi burada da, emek piyasasnn katmanlam yaps dolaysyla iler kadn ve erkek ii olarak keskin bir ekilde ayrlmtr. Kadnlarn kadn ii olarak tanmlanan ilerde almas sonucu oluacak iyileme, zaten ikincil olarak kabul edilen ilerde younlamalar nedeniyle trplenmektedir. Sonuta, emek gcne katlmn kadnn ev iindeki konumu etkilemesi, sadece ekonomik deikenlerle incelenemeyecek kadar karmaktr ve toplumda var olan deer yarglarndan ve cinsiyet ideolojilerinden de yakndan etkilenmektedir. rnein, her toplumda baz iler kadn ii olarak alglanmakta ve genellikle bu iler hep daha az cret deyen monoton ilerden olumaktadr. Aileyi inceleyen bir dier ekonomik model, kolektif modeldir. Bu model bireyi yine analiz birimi olarak teorinin merkezine tamaktadr ve aile bir grup bireyden meydana gelmektedir. Bu bireylerin tercihleriyle oluan kolektif sre ise aileyi karakterize etmektedir (Hart, 1995). Bu modelde, ailenin neo-klasik analizde olduu gibi sadece aile reisi tarafndan deil, bir karar vericiden fazlas tarafndan ynetildii dnlmektedir. Neo-klasik modelde olduu gibi, aile yelerinin tercihleri bir toplam iinde karakterize edilmemekte, her bireyin ayr ayr tercihleri olduu varsaym yaplmaktadr. Kolektif model ad altnda gelitirilen bu teoriler, bir ka balk altnda incelenebilir. Bu bak alarndan birisi, karar almay ynlendiren kurallara ulamak iin ampirik veriler kullanmakta, aile ii karar alma srecinde etkinlik varsaym yaparken, kararlara ulamada atmann n plana getiini vurgulamaktadr. Bu analiz iinde Chiapporiye (1997) gre ev ii karar alma srecinin doasn nceleyen hibir ey hakknda varsaym yaplmamaldr. Aile iinde oluan kolektif bir durumu ampirik olarak desteklemenin tek yolu, potansiyel olarak ampirik gzlemle yanllanabilecek durumlarn varlndan

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

149

gemektedir. Kolektif modellerden bir dieri ise, kolektif olmayan (non-cooperative) model olarak adlandrlmaktadr. Bu modelde, bireysel aile yeleri hem farkllam tercihlere sahip olmakta hem de bamsz alt-ekonomiler olarak hareket etmektedirler. Bireysel bte kstna sahip, herkesin kendi gelirini kontrol ettii ve bu geliri tketim aralarna harcad iki kiilik bir aile varsaym yaplmaktadr (Carter ve Katz, 1997). Kiiler arasndaki tek ekonomik iletiim net gelir transferinden ibaret olarak grlmektedir. Bu modelin en ekici yanlarndan biri aile iindeki gelirin bir araya getirildiine ilikin varsaymn olmamasdr. Burada bireylerin birbirini tehdit noktas, pazarlk modelinde olduu gibi boanma deil, -ki bu, aileye dsal bir olgu olarak deerlendirilebilir- daha ok ev iinde oluabilecek kolektif olmayan dengedir. Bu durum da daha ok iftler arasndaki net gelir transferinin durmas anlamna gelmektedir. Kolektif model olarak deerlendirilebilecek nc bir model ise, pazarlk srecini ev ii karar alma mekanizmasnn analiz edilmesinde kullanmaktadr. Ev iindeki ibirlii bu ibirliinden elde edilen sonular, ayrlma durumunda ortaya kacak sonutan daha kazanl olduu srece evlilik devam edecektir ve pazarlk sreci daha ok bu birliktelikten elde edilen kazanlarn, evdeki bireyler arasnda nasl datlacan belirlemektedir. McElroy kiilerin tehdit noktasn etkileyen faktrlere ekstra ev d evre parametrelerini (extrahousehold environmental parameters) eklemektedir. Bu faktrler; ocuk yardm, kiilerin medeni durumuna bal olarak deien statlerine dayal vergi mkellefiyetleri ve kiilerin kendi ailelerinden yardm alabilme durumlardr. Boanma tehdidi daha ok uzun dnemde srekli bir olaslk olarak grlmektedir ve McElroya gre gnlk ufak tefek kararlarn alnd durumlarda, her bir evli ift iin evlilii brakma tehdidi krl bir durum deildir. McElroyun modelinin ekicilii devlet yardm ve destek programlarn modele bir deiken olarak girmesidir. Kolektif modeller ekonomik anlayn snrlar iinde ev ii ilikileri analiz ettiinden sk sk eletirilmilerdir. Harta gre aile ii ilikileri belirleyen kurallar hakknda ileri srlen varsaymlar ve nceden tanmlanan sosyal kategorilere ilikin varsaymlarla, toplanan aratrma verilerinden aile iinde varolan blm kurallarn anlamak mmkn grlmemektedir. Veri toplama yntemine ilikin sorunlarn yan sra, bu modeller toplumsal cinsiyet kavramlatrmas ile badamamaktadr; toplumsal cinsiyet kavramlatrmas sadece kaynaklar ve emek zerindeki bir mcadeleyi deil, ayn zamanda bir dizi elikiyi iermektedir. Bu elikili sre toplumsal srelerde, bir dizi atmaya yol at lde, toplumsal olarak daha nce belirlenen anlamlar zerinden de deiikliklere yol aan ok dzeyli bir mcadele sreci iermektedir (Kandiyoti, 1998:137). Aile ilikilerini ve davran biimlerini ekonomik analizin snrlar iine dahil etmeye alan bu teorilerin, ailenin srekli deien ilikisel yaps zerin-

150

SANYE DEDEOLU

deki aklayclklar snrl kalmaktadr. Aile sonuta verili sosyal ilikiler iinde varolan ve belli llerde bu sosyal ilikileri etkileyip deitirdii iin aile de, ekonomik bir varlk olarak srekli farkllaan biimler alacaktr. rnein, geleneksel ekonomik ilikilerin egemen olduu yaplarda, aile iinde yaayan bireyler ne kmayp, aile bir btn olarak alglanmaktadr. Kapitalist ilikilerin geliimiyle birlikte hem toplumsal olarak hem de devletin uygulad sosyal politikalarda, aile iindeki kadn ve erkek ayr birer birey olarak alglanmaya balamakta ve ayn zamanda bamsz birer ekonomik kategori olarak ele alnmaktadr. Dier yandan bu deiimi ifade eden bir baka rnek ise, gelir dalmnn gittike bozulduu neo-liberal politika dneminde, dk gelirli ailelerde gzlenen btnleme ve bir arada davranma, bireyin yaamsal devamll iin ok nemli olmaktadr. Birbiriyle rekabet eden farkl aile teorileri bize ev iinde varolan toplumsal cinsiyet ilikileri hakknda farkl ereveler sunarken, ayn zamanda gerekliin farkl boyutlarn incelemeye aarlar, fakat yine de unu gz nnde bulundurmalyz; bu teorilerden hibiri gerekliin btnlkl bir resmini verememektedir. Bazlar aileyi dierkm ilikilerin ynettiini sylerken, dierleri g ilikilerine ve elikilere dikkat ekmektedir. Aile yine de feminist analiz iin nemli olmaya devam etmektedir, nk aile kadnn ev ii ve yeniden retim iin ayrd emein youn bir ekilde kullanld ve organize edildii bir alandr. Sonuta ailenin bileimi ve organizasyonunun kadnlarn hayat zerinde dorudan bir etkisi olduu kadar onlarn kaynaklar, emei ve geliri kullanma hakkn belirlemede de etkili olmaktadr (Moore:1988). 1.2: Kadn istihdam zerine ailenin etkileri Yaznn bu blmnde hanenin kadnn istihdam zerine etkilerini aklayan olas faktrleri genel bir ereve iinde incelemeye alacam. Bu faktrler daha ok ev iindeki karar alma mekanizmasnda yeniden retim iin ayrlan zamana ve g ilikilerine kadar birok konuyu kapsamaktadr. Bu noktada bir konuya aklk getirmek gerekiyor: sz konusu faktrler genelletirilemez ve spesifik durumlarda farkllklar gsterebilir. Yine de, bu faktrlerden birkann incelenmesi aile ve kadn istihdam arasndaki ilikiyi anlamamzda bize yol gsterecektir. Kadn istihdamn analiz etmek iin aileyi bu analize katmak kanlmazdr, nk aile yalnz kadn istihdamn etkilemekle kalmayp, ayn zamanda her toplumda kadnlarn hayatlar zerinde yaamsal bir ilev tamaktadr. Cinsiyete dayal iblm, kadnlarn ve erkeklerin paylatklar ileri tanmlarken ayn zamanda kadn ve erkek arasndaki g ilikilerine gnderi yapmakta ve bu g ilikilerini yeniden retmektedir. Bu iblm hem toplumda hem ev iinde hangi ii kim yapar gibi bir ayrma karlk gelmektedir. Fakat bu

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

151

iblm, ayn zamanda kadnlara ve erkeklere farkl yetenekler, davranlar ve istekler veren fikirleri, faaliyetleri ve temsil edilmeyi kapsayan geni bir yelpazeyi ierir (Agarwal, 1994). Kadn ve erkek arasndaki iblmnn derecesi, her toplumdaki zel kltrel, tarihsel oluuma gre farkllklar gstermektedir. Her toplumda cinsler arasnda, kadn ocuk bakm ve ev ileri gibi yeniden retim faaliyetlerinin yapld zel alana kapatan bir grev blm olduu geni kabul grmektedir. Bylece, dourganlk oran, ocuk bakmnn eler arasnda dalm, ev ileri ve yallarn bakm gibi yeniden retim ilerinin dalm ve bu ilerin younluunun kadn istihdam zerinde nemli etkileri olmaktadr. Yeniden retim faaliyetlerinin kadnn cretli almas zerine etkilerini anlamaya alrken, bu grevlerin ailenin baka yelerine; kz ocuklarna, annelere veya kz kardelere transfer edilip edilmedii ya da bu yelerin yardmlarnn ne kadar mobilize edildii dikkate alnmaldr. Aile yapsnn ekirdek, geni ya da tek ebeveynli bir aile olmasnn kadn istihdam zerine farkl etkileri birok aratrmann konusu olmutur. Akrabalk ilikilerinin yaps gibi tipik bir ailenin ya, cinsiyet ve iinde yaayan kiiler says asndan komposizyonu farkl kltrlerde inanlmaz bir eitlilik gstermektedir. Genel bir tanmlama iinde, geni ailenin ekonomik kalknma, endstrileme ve kentlemeyle doru orantl olarak yerini nkleer aileye brakmakta olduu iddia edilmektedir. Kendine yeterli ekonominin yerini deiim ekonomisi aldka, evde yaplan retimin byk ksmnn ya piyasalara ya da devlete getii grlmektedir. Bylece, geni aile serbest emek piyasasna dayal pazar sisteminin demografik gereklilikleri ile baa kamayacak kadar byk olduundan nkleer aile yapsnn bu zorunlulua kar oluturulan ilevsel bir reaksiyon olarak ortaya kt gzlemlenmitir. Fakat bu karsamalar, baz ampirik bulgulara ters dmektedir. Bu almalar, ayn ev iinde yaayan ailelerden, farkl yaam meknlarnda ok yakn ilikiler gelitiren akrabalara ya da akrabalk benzeri ilikilere kadar uzanan eitli bileenlerden oluan farkl aile tiplerinden rnekler vermektedir. Yine bu tartma erevesinde Chant, Meksikada yapt aratrmasnda cretli olarak ie giren kadnlarn yaad evlerin geni aileye dntn vurgulamaktadr (Chant, 1995). Aile reisinin erkek olduu aile yapsnda, aileye kadn bir bireyin katlmas ev ii sorumluluklarn paylalmasn salayarak kadnlarn istihdam nndeki nemli bir engeli kaldrmaktadr. Ekonomik dnm ve ekonomik kriz dnemlerinde, geni bir ailede yaamak hem birka maan birden eve girmesini salarken, bir dier taraftan aile iindeki yeniden retim mekanizmasnn sosyalizasyonuna neden olmaktadr. Bir dier nemli aile tipi ise, aile reisinin kadn olduu ailelerdir; bu ailelerde ya erkekler lm ya da evi terk etmiler veya kadnlar yalnz yaamay tercih etmilerdir. Erkek reisin olmad durumlar genellikle kadnlarn igcne katlmnn arkasnda yatan nemli nedenlerden biri haline gelmektedir. 1971de Fasta kentsel kesimde yaayan ailelerden yz-

152

SANYE DEDEOLU

de 21inin reisinin kadn olmas zerine, Joekes unu belirtmektedir; geni aileden bamsz olan bu yapnn kadnlarn emek arz fiyatlarn bastrmakta nemli bir ilevi vardr, nk bu ailelerdeki kadnlar yaamlarn srdrmek iin almak zorunda olduklarndan cret iin pazarlk konumlar zayftr (Joekes, 1985: 204-7). Ailenin gelir tr ve sahip olduu kaynaklarn da kadn istihdam zerine nemli etkileri bulunmaktadr. Nakit gelir kentte yaayan aileler iin en nemli yaamsal ara halini aldndan, cretli gelirin tek gelir olduu ailelerde, daha fazla aile yesinin cretli i arad grlmektedir. Bylece, kadnlarn i aramalar ve iilemeleri arkasndaki nedenler sorgulandnda ekonomik ihtiya en nemli nedenlerden biri olarak karmza kmaktadr. Kadn iiler zerine yaplan birok alma gstermektedir ki; kadnlar alma yaamna katlmalarndaki en nemli nedeni ailenin iinde bulunduu ekonomik zorluklar olarak ifade etmektedir. Kadnlarn ev dnda almasnn toplumsal olarak kabul grmedii toplumlarda, ailenin ekonomik ihtiya iinde olmas ve ekonomik skntlar, kadnn almasnn belli anlamlarda sosyal olarak kabul edilmesini kolaylatrmaktadr. Kadnlar ekonomik zorluklar aldnda almak istememekte ve cretli ii geici bir ereve iinde alglamaktadrlar. Aile gelirinin ve kaynaklarnn kadn istihdamna olan etkilerini deerlendirirken gz nne alnmas gereken dier deikenler, kocann ya da aile reisinin eitimi, geliri ve mesleki statsdr. Bunlara ek olarak yine kaynaklarn ve gelirin aile iinde dalm, dsal kaynaklar kullanma (sosyal gvenlik, mlkiyet haklar, yerel alar -network- ve sosyal yardm hizmetleri vb.) ve miras kanunlar gibi konular kadn emek arz zerinde belirleyici olmaktadr. Moorea gre ev iindeki kaynaklarn dalm ve kontrol her zaman karmak bir sretir ve bunlar bir haklar ve sorumluluklar a iinde alglanmaldr (Moore, 1988: 56). Yaznn dier blmlerinde de ifade ettiim gibi, deiik aile yaplar ev ii karar alma ve g ilikileri asndan farkl perspektifler sunmaktadr. ok temel kavramlarla, karar almann ve g ilikilerinin iblm ve gelir dalm gibi daha maddi temelleri olan deikenlerden kaynakland ileri srlebilir. Fakat burada vurgulanmas gereken nokta yine bu srelerin kadnn emek arzn pazara sunmasn etkileme biimidir. nk bu faktrler, ailelerin kzlarn eitimi, istihdam ve vasf kazanmasna ilikin deiik faktrleri etkileyerek, kadnlarn hayat zerinde nemli olmaktadr. Fakat yine de unu vurgulamakta yarar var: g ilikilerinin ve karar alma mekanizmasnn sadece maddi temellere dayal hareket ettiini veya aile iindeki maddi ilikileri etkilediini sylemek yetersiz olacaktr. Burada vurgulamak istediim, ev ii karar alma mekanizmas ve g ilikilerinin ileyiinin sadece aile ii dinamiklerle aklanamayacak kadar karmak etkiler tarafndan belirlendiidir. Bu dinamiklerin belirlenmesinde, zaman iinde tarihsel ve sosyal etkilere bal olarak gelien ve deien toplumsal cinsiyet ideolojisi ve ailevi ilikilerin de iinde bulunduu toplumsal ve

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

153

sosyal iliki balar nemli roller oynamaktadr. rnein, Whitehead aile iindeki g ilikilerinin dorudan, aile bireylerinin greli gelir ya da emek getirisine dayal olduu anlayna kar kmaktadr. Kadnn ve erkein paras eve girdiinde hemen cinsel bir kimlik kazanmaktadr ve kadnlar, gelirleri hem geici olarak grldnden hem de ekstra harcamalar iin kullanldndan paralar zerindeki kontrollerini kaybetmektedirler (Whitehead, 1981). Aile ii karar alma mekanizmasnn ileyii ve ev iinde varolan eitsiz g ilikilerine kar gelitirilen mcadele trleri, kadn istihdamnn alaca biimleri belirleyen nemli faktrlerdir. Kandiyoti, aile iindeki kar koymann organize olmu ilikilerde ortaya kandan ok farkl biimler aldn ileri srer. Bu tip kar koyma daha ok gizli ve dolayl biimlerde pazarlk aamalarnda ortaya kmaktadr. Bu durum kadnn ev iindeki pazarlk yapsna, eve kapanmlna ok iyi uyum salamaktadr. Devlet aygt ve brokrasiyle girilen kiisel olmayan ilikilerden ok, koca, kaynana, oullar ve kzlar gibi aile bireyleriyle yz yze girilen ilikiler kadnlarn kar k tarzn da belirlemektedir (Kandiyoti, 1989: 141). Kadnlarn ev iindeki eitsiz ilikilere kar koyma biimi ayn zamanda iinde yaanan tarihsel, kltrel ve toplumsal formatn iinde gelien patriyarkal sistemin de doasn ele vermektedir. Bu patriyarkal sistem, kadn ve erkeklerin birbirleriyle varolan kaynaklar, toplumsal haklar ve sorumluluklar iin nasl mcadele ettiklerini gstermektedir (Kandiyoti, 1988: 281). Kandiyotinin yaklam kadnlarn konumunu bir sosyal ve ailevi ilikiler a iinde grmemize yol amakla birlikte, ayn zamanda kadnlar, iinde yaadklar konumun pasif aktrleri olarak deil, aksine kendi ya dngleriyle birlikte deien, belli g dengelerinde kar olan aktif aktrler olarak grmemize neden olur. Bu tartmaya bal kalarak unu sylemek yanl olmayacaktr; g, basit terimlerle, hegemonik bir etkileme iindeki iki kii arasndaki bir ilikiden kaynaklanmaktadr ve bu ilikide hem egemen olan hem de egemenlik altnda olann rol vardr. Burada daha ok kadn istihdam ve aile arasndaki ilikinin belli bir boyutu olan retim, yeniden retim ve aile yaps gibi faktrlerin kadn istihdam zerine olan etkilerini incelemeye altm. Bu faktrlerin etkisi toplam kadn emek arzndan, kadn istihdamnn biimi, emein ya ve cinsel kompozisyonu ve emek fiyatna kadar birok konuyu kapsamaktadr. Bu noktada bu farkl faktrlerin her toplumda kadn istihdam zerinde farkl aile ve akrabalk yaplarna bal olarak farkl etkiler yapmas nem kazanmaktadr.

2. Trkiyede aile yaps ve toplumsal cinsiyet ilikileri


Trkiyede kadn istihdamn belirleyen koullar incelemek, ok deikenli bir denklem zmeye benzetilebilir. Bu deikenlerden birini dierlerinden soyutlayarak ele almak hem yanltc sonular verebilir, hem de bu dinamik dei-

154

SANYE DEDEOLU

kenlerin sosyal yap ile girdii etkileimin tam olarak anlalmasna engel olabilir. Ne var ki teorik bilgi retim srecinde soyutlama yapmadan bilimsel bilgiye ulamak ya da dier bir deile bu bilgiyi retmek olanaksz grnmektedir. Yaznn ilk blmnde teorik tartmalar erevesinde sunmaya altm aile yaps ve kadn istihdam arasndaki ilikiyi bu kez Trkiye zelinde incelemeye alacam. Kadnlarn istihdamn zel olarak incelediimizde, sanayinin talep faktrlerinin yan sra kadnlarn emek arzn etkileyen birok faktr bu denklemin deikeni olarak karmza kmaktadr. Yaznn bundan sonraki ksmnda, Trkiyedeki endstrileme srecinin sunduu olanaklar bir lde gz ard edilerek, daha ok kadn emek arzn etkileyen faktrlere, zellikle aile olgusuna daha yakndan bakmaya alacam. 2.1: Modernleme ve Trkiyede aile yaps5 Trkiyede aile yapsnda ortaya kan deimelere ilikin teorik tartmalarn seyri, genelde modernleme srecini gelimekte olan lkeler iin analiz eden teorilere benzerlik gstermektedir. Genel bir balk altnda, modernleme ya da evrimleme teorisi olarak adlandracamz bu teoriler; modernleme ile birlikte geni aileden nkleer aileye doru bir deiimin olduunu gstermektedir. Aile yapsnda yaanacak dnm varsaym iki nedenle bu teorinin merkezinde durmaktadr: Birinde, aile yapsnda meydana gelecek dnm modernlemenin mihenk ta olarak grlmektedir. Dierinde ise bu dnm kadnlarn kurtuluu ya da dier bir deyile daha eitliki bir toplumda yaamalarn salayacak faktrlerden biri olarak grlmektedir. Trkiyede yaanan kalknma srecinde aile yapsnda ortaya kan deiimleri belirleyen en nemli gsterge, 1950li yllarda endstriyel retimin artmas ve tarmsal retimin teknolojik aletlerle yaplmasyla birlikte hzlanma eilimi gsteren krdan kente g olgusudur. Aile yapsnda yaanan deimeleri incelemenin nemli aralarndan biri, ekonomik kalknma ile birlikte deien toprak ya da mlk sahipliidir. Timurun 1968 ylndaki ulusal aratrma sonularn kullanarak yapt alma, aile genilii ve toprak sahiplii arasnda gl bir iliki olduunu gstermektedir. Bu almann sonularna gre topraksz tarm iileri arasnda ekirdek ailenin oran %79a ulamaktayken; toprak sahibi iftilerde bu oran %44tr. Kentsel meknlarda ise, ekirdek ailenin oran profesyonel olarak alanlar ve devlet memurlar arasnda %77lik bir orana ulamaktadr. Aile yapsnn deiimi arkasnda ya5 Birok gelimekte olan lkede olduu gibi Trkiyede de kapitalizmin geliimi ve modernleme sreci hem varolan aile yaps zerinde hem de kadn istihdamndaki genel trendleri belirleyici olmaktadr. Burada yapmak istediim ise bu makro ya da yapsal deimeleri tek tek aklamak deil, daha ok ailenin ve kadn istihdamnn bu yapsal dnmler iinde ne tr biimler alarak birbirlerini etkiledikleridir.

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

155

tan en nemli itici faktr, genel olarak deien retim ve deien mlkiyet ilikileri oluturmaktadr. Modernleme teorisinin yukarda bahsedilen varsaymlar hem teorik olarak hem de ampirik bulgulara dayanarak eletirilmektedir. Trkiye verilerine dayanarak yaplan almalar da bu eletirel saflara katlmaktadr. rnein, Duben ve Behar stanbul hanelerine ilikin yaptklar almada, 19. yzyln sonunda stanbulda ekirdek ailelerin ounlukta olduunu, geni ailenin ise daha ok gelir dzeyi yksek kesimlerde younlatn vurgulamaktadrlar (1996). Ayrca, yine ayn dnemde, boanm ya da hi evlenmemi yalnz yaayan kadnlardan oluan ihmal edilemeyecek oranda ailenin varlna iaret etmektedirler. Buna karlk, gnmzde yalnz yaayan kadnlarn oran tam tersine nemli lde dk kmaktadr. Trkiyedeki aile yaps ele alndnda, modernleme yaklamna yneltilebilecek ikinci eletiri ise geni ailenin ilikisel varoluunun aslnda ekirdek aile yapsnda da devam ettiidir. Kentsel alanlarda ortaya kan genel eilim ise, ailelerin genel yaps ekirdek olsa dahi, gl akrabalk ve hemehrilik balar ve geni ailenin ilikisel yapsnn devam etmesidir (Kray, 1985; Duben, 1982). Aile yapsnda zaman iinde meydana gelen dnmleri, modernleme teorisinin ngrd gibi ya ekirdek ya da geni aile tanmlamas iinde incelemek yetersiz kalmaktadr. Bu nedenle, toplumda egemen aile yapsn incelemek iin, ailede varolan hakim iliki tarzn belirli tarihsel ve kltrel ortamda, ve toplumsal yeniden retimi salayan ilikiler btn iinde ele almak gerekmektedir. Bu bak as bize hanehalk iinde yaanan dnm ve ilikileri daha iyi anlamamza ve aileyi esnek sosyal bir varlk olarak alglamamza frsat vermektedir. Kray (1995) aileyi bir tampon kurum olarak grmektedir. Bu kurum kendi ilevini dntrerek, toplumsal dnm srecinde yaratlan yeni talepleri karlamakta ve ayn zamanda eitli yollarla bireylerinin gvenliklerini salamay srdrmektedir. statistiksel veriler gstermektedir ki, Trkiyedeki btn ailelerin yzde 70ten fazlas ekirdek ailedir. Hanehalk bykl ise, 1990 Genel Nfus Saym sonularna gre, 4,9 kiidir (Gvenen, 1999). Aileler ayr meknlarda yaasalar bile, geni aile hl gl bir kltrel yap olarak durmaktadr (Kandiyoti, 1988: 278). Abandan-Unat bu tip aileleri fonksiyonel olarak geni aile olarak adlandrmaktadr (Abadan-Unat, 1986: 186). Trkiye gereinde ortaya kan bu yap, aile tipi geni aileden ekirdek aileye doru bir dnm gsterdii halde, ekirdek ailelerin ileyiini ve varoluunu ynlendiren ilikilerin daha ok geni ailelerde yaananlara benzediini gstermektedir. Trkiyede yaanan modernleme srecinde aile yapsn en yakndan etkileyen sonulardan birinin, krdan kente yaanan g olduunu belirtmitim. G, hem devaml deien bir aile yaps anlamna gelirken hem de aile iinde ve evresinde sosyal olarak ortaya kan yeni ilikiler ve balar anlamna gelmektedir.

156

SANYE DEDEOLU

Trkiyede krdan kente youn bir ekilde yaanan gn ailenin formasyonu ve aileyi evreleyen sosyal ilikileri nasl etkilediini eitli yazarlar farkl alardan incelemilerdir. Kongarn almas, kentsel alana yeni gelen gmen ailelerin yaad sosyal ve kltrel deiim hakknda bize modernist teori perspektifinden ipular vermektedir. Kongar, bu ailelerin yaadklar en nemli deiimi yle ifade etmektedir: gmen aileler kendilerini kentsel atmosfere abucak uydurmakta ve akrabalk ilikilerine balamaktan vazgemektedirler (Kongar, 1976: 215). Krsal alanda varolan akrabalk ilikilerinin yerine bu aileler, yeni sosyo-ekonomik bir ortamda yaayabilmek ve varolabilmek iin, daha ok formel kurumlar, iyerlerinde edinilen arkadalar ve komuluk ilikilerini geirirler. Kongarn tartmasnda da aka grld gibi modernist yazn kente g eden ailelerin belli bir sreden sonra ehir yaamna adapte olacan varsaymaktadr. Bu grn karsnda, Vergin daha farkl bir gr savunmakta ve kentlemenin akrabalk ya da baka bir deyile anonim ilikilerin zlmesine yol amadn iddia etmektedir. Ailede dorusal bir deiimi ngren evrimci teorilerin aksine, farkl deiim ynlerini ngren bir model aile yapsnda eitli deiimlerin olabileceini hesaplayabilmektedir (Vergin, 1985: 574). Bu yaanan gerekler ve bu gerekleri alglama biimleri, Dubetskynin (Duben) de gsterdii gibi ehre gle birlikte, ehirsel meknlarda yaanan ya da gmen aileler tarafndan gelitirilen kiisel ve sosyal iliki alarnn krdaki ilikilerden farkllk gsterdiidir. Aslnda Trkiyede yaanan krdan kente gle birlikte, ehre gelen aileler hem geni aile formatna dayal ilikileri korumakta hem de hemehrilik olarak adlandrlan yeni bir tr akrabalk balar gelitirmektedirler. Dubetsky, akrabalk ve yerel fabrika organizasyonu zerine yapt almasnda ehre gle birlikte hemehrilik gibi akrabams ilikilerinin ortaya ktna iaret etmektedir (Dubetsky, 1976). G eden aileler tarafndan kentte yaamla birlikte balayan hemehrilik ilikileri g sonucunda ortaya kmtr ve bu ilikiler a ilk kuak gmenler iin kentsel hayatn her aamasnda yaamsal bir nem tamaktadr. Dubetsky hemehrilik balarnn arkadalk ve topluluk temelinde gelien ilikilere benzeyen ilikilerle deiebilecei olaslnn varlna iaret etmektedir. Hemehrilik ilikilerinin merkezinde drstlk prensibi yatmakta ve kentsel meknda yaayan gmenlerin hayatn dzenlemektedir. stanbula yeni gelen gmenler bu prensibe gre akrabams ilikiler kurmaktadrlar. Hemehrilik ve akrabalk ilikilerinin kente g eden ailelerin kentte tutunabilme ve ayakta kalabilme mcadelesinde ok yaamsal bir nemi vardr. Bu balamda, bu sosyal balar gmen ailelerin yaam yerlerini semelerinden kentteki i olanaklarna ulamalarna kadar birok alanda ok etkili olmaktadr. Erder (1995) mraniye zerine yapt aratrmasnda, eitli mahallerin stanbula ayn yrelerden gelen akraba ve hemehrilerden olutuunu belirtmektedir. Ayn ekilde belli mesleklerin belli yreden gelenlerin tekelinde olduu grlmektedir.

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

157

Kente gle birlikte oluturulan bu yeni ve zgn sosyal iliki tarzlarnn kadnlar ve kadnlarn istihdamna olan etkileri ise ilgin sonular dourmaktadr. Daha ileride detayl olarak incelenecei gibi kentte yaamak kadnlar asndan hem yeni frsatlar hem de yeni kuatlmlklar anlamna gelmektedir. rnein, kadnlarn endstriyel istihdama katlmlar, baka lke verileriyle karlatrldnda daha snrl olmakla beraber, krsal alana oranla i olanaklar eitlenmektedir. Fakat burada belirtilmesi gereken temel nokta, yeni i koullarnn daha ok enformel sektrde art gstermesidir. alma koullarnn kt olduu ve genellikle daha az cret dendii enformel sektrde, kadn igcnn nemli bir yer tuttuunu ve kadnlk konumunun belirleyici olduunu syleyebiliriz. Bu konuda en arpc bulgular, stanbulda evde para-ba retim yapan gecekondu kadnlarn inceleyen Whitedan gelmektedir. White, Dubetskyin bulgularndan hareketle bu hemehrilik ve akrabalk ilikilerinin kadnlarn alma yaamn etkileyi biimini incelemektedir. Whiten bulgular yaznn ilerleyen aamalarnda daha detayl olarak ele alnacaktr. 2.2: Trkiyede toplumsal cinsiyet ilikileri ve hanehalknn organizasyonu Trkiyede kadn istihdam ve hanehalk arasndaki ilikinin boyutlarn daha yakndan irdelemeye gemeden nce, hanehalknn organizasyonuna ve aile iinde ve tesinde yeniden retilen ve devam ettirilen toplumsal cinsiyet ilikilerine bir gz atmamz anlaml olacaktr. Trkiyedeki aile yaps, aile yaamn dzenleyen gnlk yapsal format anlamnda, formu ve biimi farkllklar gsterse bile Kandiyotinin klasik patriyarkal aile olarak tanmlad aile yapsna benzerlikler gstermektedir. Bu benzerlik kendini daha ok, patriyarkal aile yapsnda varolan egemenlik ve kontrol biimlerinde bulmaktadr. Patriyarkal geni ailede yal erkek, gen erkekleri de ierecek biimde ailenin btn yeleri zerinde bir otoriteye sahiptir. Gen gelin, baka bir erkein reis olduu bir aileye ve kocasnn yakn kadn akrabalarnn (kocasnn annesi, kz kardei vb.) kendisi zerinde nemli derecede bir g uygulad bir aileye getirilir. Bu sosyal yap iinde hem erkekler hem de kadnlar evliliin gerekli olduuna inanarak sosyalleirler ve evlilik hem erkek hem de kadn iin toplumun bir yesi olarak kimlik kazanmalarnda nemli bir rol oynar. Evli bir kadn sayg duyulacak bir kadndr ve ayn zamanda fikirleri benzer durumdaki kiiler iinde belli bir nem tamaktadr. Kontroll ve kstlanm bir ekilde de olsa evlilik kadna belli bir stat kazandrmaktadr. Delaney bu durumu yle vurgulamaktadr, evli olmayan kadn sosyal olarak tamamen grnmezdir (Delaney, 1987: 42). Kar ve koca arasndaki iliki daha ok grevler ve sorumluluklar temelinde kurulmakta, erkek evin ekmeini kazanmakla ve ailesinin geimini salamakla ykmlyken, kadn annelik, bakm ve beslenme gibi temel ev ii faaliyetlerden sorumludur.

158

SANYE DEDEOLU

Kandiyoti, bu aile yapsn gz nne alarak partiyarkal ailenin kadnn emeine hem el koyduunu hem de emeklerini ve katklarn grnmez kldn ileri srmektedir (Kandiyoti, 1988: 279). Kandiyoti tartmay bir adm teye tayarak, byle otoriter bir yap iinde kadnn konumunu ve gcn deerlendirirken ok nemli bir vurgu yapmakta ve kadnlarn patriyarkal ilikiler a iinde sadece pasif ve boyun een kiilikler olmadn; kadnlarn patriyarkal pazarlk yapan bireyler olduunu ve varolan toplumsal cinsiyet ideolojisi iinde belli anlamlarda gl olduklarn ve manevra alanlar olduunu vurgulamaktadr. Bu pazarlk aamas, genelde kadnn varolan sistemi iselletirmesiyle sonulansa bile, Kandiyotinin sunduu perspektifin kadnlarn toplumsal ereve iinde aktif birer aktr olarak tanmlanmas asndan nemli olduunu dnyorum. Yaanan srete eve gelen gelin erkek ocuk dourmakla ev iinde hem stat kazanmakta hem de ekonomik olarak kendisini gvenceye almaktadrlar. Genken yaanan zorluklar zaman iinde kaynvalidelerin gelinleri zerinde kurduklar otorite ve kontrol ile bir ekilde hafifletilmektedir. Kadnlarn yaam dngs iinde zamanla deien glerinin doasnn incelenmesi, bir kadnn baka bir kadn zerinde kurduu egemenlik ilikisini aa karmaktadr. Aile iinde kadnn gcnn ve otoritesinin doas ve onlarn ekonomik bamllklar dnldnde, Kandiyoti klasik patriyarkal yap iinde kadnlarn, gvenliklerini salamak iin kocalarnn ya da oullarnn sevgilerini maniple ettiklerini ne srmektedir. Bu durum kadnlar tutucu bir eilim iine sokmakta ve varolan eitsizlik zerine kurulu ilikinin devamllna ve iselletirilmesine yol amaktadr. Kandiyoti bu durumu yukarda da iaret ettiimiz gibi patriyarkal pazarlk olarak adlandrmaktadr (Kandiyoti, 1988: 280). te yandan White bu durumu kadnla erkek arasnda olan bir pazarlk srecinden teye tayarak unlar sylemektedir:
bu pazarlk daha ok grupla kii arasnda olan bir pazarlk olarak grlebilir ve evlilik bayla oluan aile bu toplumun bir parasdr. Kadn anne, komu ve e olarak topluluun ahlak ve emee ilikin sorumluluklarn yerine getirmekle grup gvenliinin ve devamllnn dayand karlkl sorumluluklar a iinde olmak isteini gstermektedir (White, 1994: 61).

Toplumsal cinsiyet ilikileri, kadn ve erkein sadece eril ve dii olmad, ayn zamanda anne ve baba, kz ocuk ve erkek ocuk, kar ve koca olduu bir sosyal ilikiler toplamn ifade etmektedir. White, kadnlarn bir dizi karmak smr ilikisinin iinde bulunduunu, ancak bu ilikilerin ayn zamanda akrabalk ve komuluk etrafnda gelien karlkl gven ve dayanma ilikilerini gelitirdiini belirtmektedir. Topluluk iinde gelitirilen bu ilikilerin, bireyin yaamnn devam iin nemli olduu sylenmektedir. likilerin bu elikili

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

159

yaps, aile iinde olabilecei gibi bazen iyerinde de varlklarn srdrmektedirler. Kadnn igcne katlm, akrabalk-hemehrilik ilikilerinin ii-iveren ilikilerini dzenlemede kilit olduu enformel sektrde younlamakta ve byle bir erevede i ilikileri akrabalk normlarn ve deerlerini tar hale gelmektedir (White, 1994). Kadnlarn alma yaamlarnn bu ilikiler btn iinde gereklemesi, kadnn emek gcne katlmnn niteliini ve bunun aile ile etkileimini anlamak iin nemli ipular vermektedir. Fakat bu ipularn daha yakndan incelemeden nce, Trkiyede kadn istihdamnn makro boyutlarna bakmakta fayda olduunu dnyorum. 2.3: Trkiyede aile, toplumsal cinsiyet ve istihdam ilikileri Kadn istihdamnn genel zellikleri: Bu blmde kentte yaayan kadnlarn istihdam ve hanehalk arasndaki etkileimin boyutlarn, endstriyel igcne formel ya da enformel yollardan katlan kadnlar zerine yaplan almalar erevesinde incelemeye alacam. Resm istatistiklere gre, yalnzca 10 yetikin kadndan 3 tanesi ev dnda cretli bir ite alrken; bu rakam erkeklerde 7ye kmaktadr. Bu durum bir baka ekilde yle ifade bulmaktadr; 10 kadndan 7si cretsiz aile iisi yani ev kadn olarak hesaplanmaktadr (DE, 1996) cretli ilerde alan kadnlarn ortalama maalarnn erkeklerin maalarndan daha dk olduu ve kadnlarn sosyal gvenlik dnda almalarnn orannn daha yksek olduu, kadn igcnn genel zellikleri olarak sralanabilir (Kasnakolu ve Dayolu, 1997). gc verilerinin tarihsel incelemesi kadnlarn igcne katlm oranlarnn 1955 ylnda yzde 70 iken 1990larda yzde 30a dtn gstermektedir. Nfus saym sonularna gre igcne katlmdaki de paralel olarak ev kadnlarnn oran 1975te yzde 78 iken 1990da yzde 82ye ykselmitir (DE, 1995). Krdan kente g, 1950den bu yana kadnlarn igcne katlmnn srekli dmesinin arkasndaki temel neden olarak gsterilmektedir. Kadnlarn igcne katlmlarnn dk artlar gstermesinin arkasnda birbirine bal iki sebep olduu grlebilir; bunlardan ilki, tarmsal alanlardaki retimin mekanizasyonudur; bu tarmla uraanlarn saysn oransal olarak azaltm ve kyden kente g olgusunu balatmtr. kinci sebep ise, sanayi sektrnn tarmdan kopan fazla emek arzn emecek kadar istihdam kapasitesi yaratamamasdr. statistik kaytlarnda genellikle tarmsal retimde alan cretsiz aile iisi olarak geen kadnlar, ehre gle birlikte emek piyasasna girmeyip/giremeyip ev kadn olarak kalrlar. Bu verileri incelerken gz ard edilmeyecek ok nemli bir olgu ortaya kmaktadr. deolojik ve sosyal faktrler kadnlarn tarmsal retimdeki payn, onlarn ev ilerinin bir uzants gibi grp bu paya el konulmasna yol aarken, kentte yaayan kadnlarn endstride almalarn imkansz klmaktadr. Bu vurgu, sosyal ve ideolojik faktrlerin

160

SANYE DEDEOLU

ekonomik faktrler kadar kadn istihdamn yakndan etkilediini gstermektedir. Ekonomi bydke kadnn igcne katlmn azaltan bir dier faktr ise, istatistiklerin tarmsal alanlarda yaayan btn kadnlar aktif olarak igcne katlyor olarak hesaplarken, kentsel alanlarda yaayan kadnlarn, belli anlamlarda cretli ilerle urasalar bile ev kadn olarak kaytlara gemesidir. Bu alanda ilgiye deer bir dier olgu ise kadnlarn grnmez emei konusudur. Kadnlarn i olarak kavramlatrdklar uralarn ancak fabrikalarda yaplan ie tekbl ettiini aratrmaclar vurgulamlardr (zbay, 1990; White, 1994). Evde yaplan elileri ya da para-ba iler para karl yaplp satlsa bile, kadnlar tarafndan i olarak nitelendirilmemekte, bo zaman faaliyetleri olarak grlmektedir. zbay, Erelide yapt almada, kendini ev kadn olarak tanmlayan kadnlarla derinlemesine grme yaptnda, son zamanlarda kazan getiren bir i yapp yapmadklarn sorduunda kadnlarn bir ounun iftilik, sebze satcl, diki, gndeliki iilik gibi ilerde altklarn ortaya karmtr. Burada alt izilmesi gereken olgu, kadnlarn cretli i ve para karl yaplan ve biraz da onlarn ev ii faaliyetlerinin uzants gibi alglanan iler arasnda yapt ayrmdr. Bu sadece toplumsal deer yarglarnn kadnlarn yapt ilere ykledii deerin dkln deil ayn zamanda kadnlarn kendi retimlerini nasl algladklarna ilikin ilgin bir durumdur. gc iindeki kadnlarn ya dalmna bakld zaman hafif bir M-ekli ortaya kmaktadr ve bu M-ekli, 12-19 yalarnda bekr kadnlardan oluan grupta katlmn arttn ve 20-24 yalarnda ise katlmn en yksek noktasna ulatn gstermektedir. Kadnlar evlenip ocuk dourduktan sonra bu katlm dmeye balamakta; 35-44 ya grubunda ocuklar byyen az sayda kadnn igcne katlmasyla bir miktar art gstermektedir (zar, 1994; zbay, 1994). 50li yalarda ise katlm oran iyice dmektedir. Trkiyede, kadnlarn cretli ite alma sreleri ise ortalama olarak 8 yl ile snrl kalmaktadr. Kadnlarn yarsndan fazlasnn evlilik ve hamilelik ncesi yaklak 5 yl kadar alt grlmektedir (zar, 1994). Kadnlarn sektrel olarak alma yaamna katlmalar incelendiinde bunun iki temel sektrde toplandn grmekteyiz. Bunlardan ilki kadnlarn tarmsal retime katlma biimidir. Kadnlarn tarmsal retime katlmlar daha ok cretsiz aile iisi olarak ortaya kmakta ve kadnlarn paylar zamanla erkeklere gre oransal olarak ykselmektedir. Tarmsal alanlarda toprak mlkiyeti daha ok kk toprak sahiplii eklinde olduundan, burada cretsiz aile iilii belirleyicidir. Tarmn milli gelir iindeki pay sanayi retiminin paynn ve ehirlemenin artmasyla birlikte 1955te yzde 77 iken 1990da yzde 53e gerilemi, kadnlarn tarmsal igc iindeki pay ise art eilimi gstererek, 1990da yzde 55e ykselmitir (zar, 1994). Tarmda mekanizasyonla birlikte, baz aratrmalar kadnlarn tarmsal meknlardaki faaliyetlerden, tarm d faaliyetlere kaymaya baladna dikkat ekmektedirler. Sermaye youn tahl

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

161

retiminin yapld alanlarda hal dokumacl kadnlarn temel faaliyetlerinden biri olarak ortaya kmtr (Berik, 1987). Kandiyoti (1989) sosyal dnmn yaand dnemlerde tarmsal alanlarda kadnlarn statlerini incelemektedir. Kapitalist sistemin yaylmas, kadnlarn ev ii yeniden retim ve tarmsal retime koyduklar emek zamann zerinde farkl etkiler yapmaktadr. Bu etkilerden biri, kadnlarn ev ilerine ayrdklar zaman, bu alanda yaplan ileri teknolojik aletlere brakarak veya ev iinde retilen mallarn metalamasyla, pazardan alnmasn mmkn klarak azaltmaktadr. Bir dier etki ise tarmsal retime ayrlan emekte ortaya kmakta, bu ise daha ok kk toprak sahipliinde gereklemekte, tarmsal igc feminize olmaktadr. Tarmda artan teknolojiyle birlikte erkekler, kadnlar arkada brakarak alternatif gelir kaynaklar iin kente gelirken; kadnlar tarmsal retimin tek sorumlusu olarak kalrlar. Bu durum kadnlar iin daha ok otonomi anlamna gelmemekle birlikte, krsal kesimde yaayan kadn tarmsal retimin btn ykn omuzlamaktadr. Btn bu aklamalar; tarmsal retimin devamnn ancak kadnlarn daha iddetli bir ekilde smrlmesi ve boyunduruk altna alnmasyla salandna iaret etmektedirler (Kandiyoti, 1989). Burada incelenecek ikinci grup ise kentte yaayan dk gelirli ailelere mensup alan kadnlardr. Bu gruptaki kadn igcn etkileyen en nemli gelimelerden biri, 1970 ve 80lerde birok gelimekte olan lkede, dk cretli emein kullanld emek youn sektrlerin ekonomideki arln artran ihracata ynelik sanayileme stratejisinin uygulanmaya balamasdr. Bu gelime, kadnlarn igcne olan katlmlarn hzla artrm ve igcnn feminizasyonu olarak adlandrlmtr. Ne var ki Trkiyede ihracata ynelik retimin artmasna ve kresel piyasalarla artan entegrasyona ramen, kadnlarn sanayi igc iindeki orannda paralel bir dnm yaanmad ve kadnlarn igcne katlm orannn dk dzeyini koruduu grlmektedir. 1985ten bu yana kadnlarn imalat sanayiinde alan igc iindeki pay yzde 17 civarnda kalmtr. aatay ve Berik (1991) kamu kesimi imalat sanayii igcnde kadn alanlarn orannda bir azalma varken, zel sektrde, zellikle ihracata ynelik sektrlerin yer almas ve bunlarn genellikle kadn emeinin youn olarak kullanld sektrler olmasndan dolay ufak artlar gsterdiini vurgulamaktadrlar. Trkiyede kadnlarn igcne katlm oranlarnn dk olmas, emek piyasasndaki talep faktrlerinden, sosyal deerlere, toplumsal cinsiyet rollerine ilikin ideolojiden, aileye kadar eitli deikenlerle aklanabilir. Kandiyoti bu olguyu, mavi yakal aile reisinin dzenli geliriyle, kadnlarn erken yata evlenmesi, okul-ncesi ocuk saysnn fazlal, krelerin snrl olmas ve kadn akrabalardan gelen yetersiz destek gibi faktrlerle aklamaktadr (Kandiyoti, 1982: 190). Kandiyotinin bu vurgusuna ters den gelime ise, 1980 sonrasnda ii snfnn gelirlerine vurulan byk darbedir. Bu gelime, kentli ailenin

162

SANYE DEDEOLU

parasal gelire olan ihtiyacn artrmakta, bu gelir ya kadnlarn enformel almasyla karlanmakta ya da evdeki dier aile bireylerinin (gen erkek ve kz ocuklar) erken yata emek piyasasna katlmak zorunda kalmasyla sonulanmaktadr. Sabit gelirli ailelerin den gelirlere kar gelitirdikleri stratejilerden bir dieri ise, hl krsal alanla olan sk balar nedeniyle, oradan hem ayni olarak hem de nakdi olarak aktarlan kaynaklardr (Kray, 1999). enyaplnn aratrmas kentin gecekondu alanlarnda ve bu alanlarda yaayan kadnlar zerinde younlamaktadr. Ailedeki kii says zamanla azalmakta olduundan ve kzlar gen yalarda evlenme eiliminde olduklarndan gecekonduda yaayan kadnlar full-time alma eilimi gstermemektedir. Ne zaman ekonomik zorluklar ba gsterse, o zaman kadnlar genellikle emek piyasasna dalmaktadrlar (enyapl, 1981:209). Bu alntnn da vurgulad gibi gecekondu alanlarnda yaayan kadnlar, geici ve uydu igc olarak alglanmaktadr. enyapl, kadnlarn igcne bu temellerde katlmalarnn hibir zaman kadnla erkek arasnda sosyal bir eitlik ve i tatmini salamayacan ve tam da tersine organize olmam igcnn marjinal doasndan dolay, kadnlarn daha da ok smrye maruz kaldklarn belirtmektedir. enyaplnn vurgusu emek piyasasna katlmn temel itici gcnn ekonomik skntlar olduu ve kadnn yapt iin marjinal olduu zerinde younlamaktadr. Kentli ii kadnlar zerine yaplan aratrmalar gstermektedir ki; bu kadnlar daha ok gmen kadnlarn birinci ya da ikinci kuandan gelmektedirler. Bu grup cretli i piyasasnda ancak sanayideki emek youn retiminden gelen, dk cret deyen, monoton veya evde yaplan para ba iler bulmakta, ya da servis sektrnde kt alma koullarnda istihdam edilmektedir. Daha nce de vurguland gibi bu gruptaki kadnlarn emek piyasasna katlm ok dk kalmakta, fakat bu olgu biraz daha yakndan incelendiinde, bu ilikilere ikin olan bir dizi gizli olguyu iinde tad grlmektedir. Alt gelir gruplarndan gelen ve ehirlerde yaayan kadnlar ev dnda almak iin eitli glkleri amak zorunda kalrlar ki, birok kadn bu glkleri aacak ortam yaratamamaktadr. Bu glkler kadnlarn ev iinde olan ar sorumluklarndan, geleneksel basklardan, kadnlarn yapabilecekleri ilerdeki alma koullarnn zorluklar ve dk cretlerden olumaktadr. Bylece, younlukla, kadnlar hem para kazanabilecekleri hem de evdeki sorunluluklarn yerine getirmelerine olanak veren, evlerinde yapabilecekleri enformel ilerde almaktadrlar.

Enformel igc olarak kadnlar


Kadnlarn ekonomik faaliyetlerini sadece formel sektr iinde ele almak yetersiz kalmaktadr. Enformel sektr de analize dahil etmek gerekmektedir. Trkiyede enformel sektr 1960l ve 70li yllardan balayarak endstrileme,

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

163

kentleme ve ekonomik kalknmann sonucu olarak giderek bymtr (Ayata, 1986). 1970ler uluslararas dzeyde hem endstriyel retim organizasyonda hem de igc ilikilerinde byk deiimlere tanklk edilen yllar olmutur. Bu deiim dnya apnda, endstriyel retimin meknsal olarak yeniden dzenlenmesine yol am ve yaanan bu deiimler yeni dnya iblm olarak adlandrlmtr. Deien iblm olgusunun ortaya kard bir baka gereklik ise sanayii retimin ok-merkezli hale gelmesi ve igcnn enformellemesi ve esneklemesidir (Beneria ve Roldan, 1987; Portes ve Castells, 1989). Gelimekte olan lkeler asndan bu gelimenin sonular daha ok emek youn mallar reterek yeni uluslararas iblmne eklemlenmek olmutur. retimin ok-merkezlilemesi ve emein esnek kullanm hem ulusal retim iinde hem de istihdam yaratma kapasitesi anlamnda enformel sektrn nemini artrmaya balad. Aslnda, modernleme sreci boyunca krdan kente gelen ynlara istihdam salama asndan her zaman ok nemli bir yer tutmu olmakla beraber ok-merkezli retim tarz (post-Fordizm ya da esnek retim olarak da adlandrlabilir) formel ve enformel sektr arasndaki izginin kaybolmasna neden olmutur. Gelimekte olan lkelerde kadnn enformel sektr iindeki pay enformel i ve toplumsal cinsiyet alannda byyen bir aratrma alannn konusu olmutur (Nelson, 1988; Harrison, 1991; Mies, 1982; Beneria ve Roldan, 1987; Wilkinson-Weber, 1997). Fakat hl bu alann daha geni apta ve derin aratrmaya ihtiyac olduu da bir gerekliktir. Nelsonun Nairobinin gecekondu alanlarndaki enformel sektr zerine yapt aratrmaya gre kadnlarn ve erkeklerin enformel sektr deneyimleri farkllamakta ve enformel sektr incelerken toplumsal cinsiyet ilikilerini merkeze koymak gerekmektedir. Kadnlar genellikle enformel pazarlarda evde edindikleri yetenekleriyle rettikleri mallar satmakta ve kadnlar iin varolan enformel ilerin eidi hem yerel toplulukta var olan cinsiyete dayal iblm temelinde yaratlmakta hem de yerel toplulukta geerli toplumsal cinsiyet ideolojisini yanstmaktadr (Nelson, 1988). Harrisonun Jamaika zerine yapt almada da enformel sektrdeki cinsiyete dayal iblm incelenmektedir. Harrison enformel sektrde giderek kadnlarn arttn vurgulamakta ve bu durum sermaye iin gerekli olan geici ve vasfsz ileri yapmak iin ucuz, esnek ve edilgen kadn emeine ulalmasn kolaylatrmaktadr. Trkiyede 1980lerde uygulamaya konan yapsal uyum programlaryla birlikte, enformel sektrde belli alanlarda kadnlarn sayca younluu artmaya balamtr (nar, 1994). Dnyann birok yerinde olduu gibi Trkiyede de emek piyasalar katmanldr ve bu katmanlama kadn iiler iin bir dezavantaj yaratmaktadr. rnein, kadnlar dk gelir getiren ve emek youn ilerde erkek iilere oranla daha dk cretlerle almaktadrlar. Yaanan endstrileme srecinin kentte yaayan dk gelirli kadnlar zerinde yaratt en

164

SANYE DEDEOLU

nemli etkilerden biri, retim sektrnde yaratlan ve evden yaplan iler olmaktadr. Kente yeni gelmi ve dk eitim dzeyine sahip kadnlarn ekonomik zorluklarla kar karya kaldklarnda, evlerinin btesine maddi katk yapmalarnn en kolay yolu ya kk konfeksiyon atlyelerinde ya da evde para ba yaplan cretli ilerden gemektedir (nar, 1994). narn tahminlerine gre 1989 ylnda stanbulda 88 bin kadn evde para ba i yapmaktadr. Bu ekilde yaplan ilerin ou hazr-giyim ve yksek ihracat potansiyeli olan endstriler tarafndan yaratlmaktadr (nar, 1994). Kadnlarn yaptklar bir baka eit enformel i ise aile iletmelerinde younlamaktadr. Bu alanda yaplan iin fark edilmemesinin sebebi sadece bu tr aile iletmelerindeki iblm ve retimin organizasyonundan kaynaklanmamakta, ayn zamanda kadnlarn kendilerinin ev ii ve cretli i arasnda yaptklar ayrmdan kaynaklanmaktadr. nar ve dierlerinin ifade ettii gibi yaplan retimin doasndan dolay kadn emeini kullanamayan iletmeler, pazar artlar ktletiinde iyi performans gsterememilerdir (1988: 299). Ksaca, kadnlarn enformel sektr faaliyetleri, ailenin kadn istihdamna olan etkilerini anlamak iin ok nemlidir; nk kadnlarn evden i yapmalar darda cretli bir ite almalarndan daha kolaydr ve bu i kadnlarn ev ilerinin bir uzants olarak alglanmaktadr. nar (1994) vasfsz kadnlarn neden formel ilerde almadklarna ilikin sosyolojik nedenler sralamaktadr: (1) kk ocuklu anneler iin esnek alma saatlerinin nemi, (2) koca iznine ilikin karlalan sorunlar, (3) komularn ve yaknlarn gznde itibar yitirme, (4) erkek iilerle karlatrldnda ite ykselme ve maa artlarnda karlalan glkler, (5) potansiyel olarak iyerinde karlalabilecek taciz olaylar. Bu nedenlerin de iaret ettii gibi, kadnlarn yaptklarn iin niteliini ve emek gcne katlmasn belirleyen faktrler kadnlarn yeniden retim faaliyetleriyle ve aileyle yakndan ilgilidir. White (1994), evlerinde para ba retim yapan kadnlar zerine yapt almasnda, kadnlarn organize olmam ve dk cret veren ilerle ilikisinin genellikle zorunlu olarak smrc ve marjinal olmadn vurgulayarak kentte yaayan yoksul kadnlarn enformel sektr faaliyetlerine alternatif bir boyut getirmektedir. White, varolan patriyarkal toplumsal cinsiyet ideolojisi ve kltrel faktrlerin etkisinin, yoksul kadnlarn marjinal ve dk cretli iler yapmalarna yol atn vurgulamaktadr. Evden yaplan para ba retimde almak, bu kadnlarn sosyal kimliklerinin olumasnda nemli bir rol oynadn iaret etmektedir. Whiten ifadesiyle ailede ya da toplulukta olsun, emek, grup yeliinin vurguland, tanmland ve dayanmann zerinde yaratld sosyal deiimin arac olan temel para birimi gibidir (1994: 15). Bu durumda, karlkl gven ve dayanma yerel toplulukta kadnlarn hayatn organize eden belirgin prensiplerdendir. Whiten almas nemlidir nk

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

165

genellikle sadece smr ilikisi zerine kurulduu ne srlen kadnlarn enformel sektrdeki ilerde almalarna ve katlmlarna pozitif bir nem atfetmektedir.

Ailenin kadn istihdam zerine etkileri


Yaznn daha nceki blmlerinde de belirttiim gibi hem emek piyasasna farkl bireyler salad ve hem de bu bireylerin deien faaliyetlerine gre kendini deitirdii iin aile, birey ile toplum arasnda nemli bir role sahiptir. Kadn istihdam zerindeki tek belirleyici etkiyi aile yaants ve ilikileri olarak tanmlamak bir eksiklie iaret etmekle birlikte, dier taraftan ailenin kadnn almasna deiik ve ok boyutlu etkileri olduu bir gerektir. Bu yaz boyunca bu etkileimi kapal da olsa farkl boyutlardan incelemi bulunuyorum. Bu blmde kentsel alanda alan kadnlarla ilgili yaplan aratrmalardan yola karak bu etkinin boyutlarn izmeye alacam. Kentsel alanda alan kadnlar zerine yaplan etnografik almalar genel olarak yetersizdir. Ecevitin almas, kadn fabrika iisi imajnn ideolojik olarak oluturulmasn ve kadn iilerin ev iindeki sorumluluklarna dikkat ekmektedir. Kadnlarn ne tr i yaptklar toplumda var olan cinsiyet ideolojilerinin bir yansmas haline dnmektedir. Kadnlar bir kere almaya baladklarnda yaptklar iler daha ok kadnlara uygun olarak grlen ilerden olumakta ve bylece annelik ve kadnlk ideolojisinin bir uzants emek piyasalarndaki iblmn de yakndan etkilemektedir. Bu konu hem toplumsal cinsiyet rollerinin hem de bu rollerle emek piyasas arasnda kurulan grnmez ban anlalmas asndan nemlidir. nk bu roller sadece emek piyasasndaki katmanlamay ve iblmn bir anlamda evde kadn ve erkek arasnda varolan iblmne benzetmekle kalmaz, ayn zamanda bu iblmnde ortaya kan deiimleri tekrar varolan toplumsal cinsiyet ideolojileri iinde yeniden tanmlar. Ecevitin aratrmas, kadnlarn alma yaamna katlmasnn ev iindeki konumlarn iyiletirmekle birlikte, ev iindeki cinsiyete dayal iblmnn fazla deimeden neredeyse ayn kaldn gstermektedir. Bulgular unu gstermektedir ki, alan kadnlar hem ev dnda hem de ev iinde almann ifte ykn omuzlarnda tamaktadrlar. Trkiyede alan kadnlar zerine yaplan almalarn ortak bulgularndan biri, ailenin erkek yelerinin kadnlarn almalarna izin vermemelerdir. Bu durum, kadnlarn emek piyasasna katlmalarnn nnde nemli bir engel olarak durmaktadr. Koca izni olarak adlandrlabilecek bu olgu bence kadnlarn almas ve aile arasndaki etkileimi ok iyi gsteren rneklerden biridir. Ecevitin Bursada fabrikada alan kadnlar arasnda yapt aratrmann bulgularna gre, grlen ve almak iin izin almakta zorluk eken kadnlar yzde 40 kocalarndan itirazla karlamlar, yzde 40 babalarnn ve yzde

166

SANYE DEDEOLU

20 ise ailenin dier yelerinin onayn almakta zorlanmlardr (1991: 59). Evde alan kadnlar arasnda yaplan aratrmada ise koca ya da babann izin vermemesi evde almaya iten en nemli etkilerden biri olarak dile getirilmitir (nar, 1994). Bu durum, kadnlar cretli bir i aramaktan alkoymaktadr. deolojik olarak kocalar eer eleri fabrikalarda alrlarsa kendilerinin toplumsal saygnlklarn yitireceklerini dndklerinden, elerinin veya kzlarnn almasna izin vermenin bir anlamda bir erkein ailesine iyi bakamadn herkese ilan etmesi olarak alglamaktadrlar.6 Eraydn ve Erendilin konfeksiyon sanayiinde alan kadnlar zerine yaptklar aratrmann bulgular da, koca izni konusunun kadnn almasn etkileyen nemli faktrlerden biri olduunu vurgulamaktadr. alan kadnlarn % 57.7sinin kocas, elerinin almasn ho karlamaktadr. alan kzlarn % 83.7si almaya balamadan hibir itirazla karlamadklarn belirtmilerdir. Konfeksiyon sanayiinde alan igc iinde kadnlarn saylarnn dier sektrlere gre grece fazla olmas, bu sanayideki iletmelerin kk lekli ve yerlerinin genelde mahalle ilerinde olmas ile aklanabilir. Bylece kadnlar kendi mahallelerinde kurulan atlyelerde almak iin izin almakta zorlanmamaktadr. Eraydn ve Erendilin almasnda grlen kadnlarn % 78.8i altklar i yerinde, ya aileden ya da komulardan birinin olduunu ifade etmilerdir. (Eraydn ve Erendil, 1996: 282). Kadnlarn alma yaamna katlabilmeleri aileden ya da akrabalardan biri altklar yerde olduu srece daha kolaylamakta, bylelikle kadnlarn iyerlerindeki tavrlar daha yakndan takip edilebilmektedir. Aile yelerinin ve akrabalarn ayn iyerlerinde almalar bir anlamda endstrinin son zamanlarda uygulad igc bulma stratejilerinin altn izmektedir ayn zamanda. Bu firmalarn veya atlyelerin kk lekli olmas ve yksek rekabet koullarnn varl ucuz emek gcne olan bamll artrmakta, bu ekilde ucuz igc de ancak aile ya da akraba yelerinin oluturduu gvenilir ucuz igc havuzundan salanmaktadr. Kadnlarn ev iindeki yeniden retim rolleri ocuk bytmekten ev ilerine kadar geni bir alan kapsamakta ve alma yaamlar zerinde nemli etkileri bulunmaktadr. Kadnlarn ev dnda almaya balamasyla birlikte i yklerinin erkeklerin ev ilerine snrl katlm ya da hi katlmamas nedeniyle ikiye katland birok kere vurgulanmtr. Trkiyedeki yaplan aratrmalarn verileri de benzer sonular vermektedir. Kray evdeki yeniden retim faaliyetlerinin tamamen kadnlarn sorumluluunda olduuna ve cretli ite alsalar dahi bu alandaki anne ve e rollerinde pek bir deiiklie rastlanmadna dikkat ekmektedir (Kray, 1985). Eraydn ve Erendilin bulgularna gre, kadnlarn % 51i kocalarndan hibir yardm almadan btn ev ilerini yaptklarn, % 24.1 ise ya kz kardelerinden ya da kaynanalarndan ya da
6 Bu konu ile ilgili olarak bkz., nar (1994); Kmbetolu (1996); Lordolu (1990).

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

167

kendi annelerinden yardm grdklerini belirtmektedirler (1996: 261). ocuk bakm iin hem gerekli devlet kurumlarnn hem de firmalardaki krelerin yetersizlii nedeniyle, kadnlarn bir ou ocuk bakm iin kendi kadn akrabalarndan ya da komularndan yardm almaktadrlar. Burada kadnlarn yine karlkl dayanma ve yardmlamaya dayal bir sosyal a iinde var olular, onlarn alma yaamna girmekle karlatklar elikileri hafifletmeye yardmc olmakta ve yaam mcadelelerini kolaylatrmaktadr (Eraydn ve Erendil, 1996). Trkiyenin drt byk kentinde yaplan bir aratrmaya gre, aratrma srasnda almayan fakat hayatlarnn belli bir dneminde alm kadnlarn alma yaamlarn terk etmelerinde aile ile ilgili sorumluluklarn ok nemli bir yeri olduu vurgulanmtr. Bu kadnlardan % 52si evlilik, hamilelik ve doum gibi ailevi sebeplerden dolay ilerini brakmlardr (Eybolu vd., 1998). lkkaracann (2000) bulgularnda ise, aratrma srasnda alan ancak daha nce almaya ara veren kadnlar arasnda ailevi nedenle son ilerini brakan kadnlarn oran % 53e ykselmektedir. Yine lkkaracann aratrmasnda hayatlar boyunca hi almam kadnlarn % 35inin ailenin erkek bireyleri tarafndan almaktan alkonduu grlmektedir.

Sonu yerine
Bu yaznn amac, aile ve toplumsal cinsiyet ilikilerinin kadn istihdam zerine olan olas etkilerini incelemekti. Teorik tartmalarn ve aratrmalarn sonular nda grlmektedir ki, gerek emek piyasalarnn verili yaps gerekse kadnlarn emek piyasasna ii ya da alan olarak kendilerini hazrlamalar bir dizi sosyal deer yargs ve toplumsal cinsiyet ideolojilerinin etkisinde gereklemektedir. Bu karsama bize kadn istihdamnn boyutlar incelenirken sadece ekonomik teorilerin yeterli olmadn, toplumsal ve uluslararas yapsal dnmlerin etkisini analize dahil etmek gerektiini gstermektedir. rnein, kreselleen endstriyel retim birok gelimekte olan lkede kadnlara i olana yaratrken, bu gelime hangi toplumda ortaya ktysa, oradaki deerlerden ve yerel yaantnn rgtlenmesinden etkilenir hale gelmitir. Baz toplumlarda kadnlar ynlar halinde kentlere g edip formel sektrde alrken, baz toplumlarda kadnn endstriyel istihdam ancak enformel sektrde ortaya kabilmitir. te bu farkllklar ve deikenleri aklayabilmenin bir yolu da, kadn istihdam ve aile gibi aslnda ilk bakta birbirinden ayrlmaz grnen iki olgunun ilikisinin, ok ynl olarak aklanmasndan gemektedir. Trkiye rneinde gstermeye altm gibi, aile ve kadnlk-erkeklik konumlarnn sosyal varolu biimleri, kadnlarn eitim seiminden ev iindeki karar almaya kadar birok yapy yakndan etkilemektedir. Kadnlarn ne tr ilerde ve kimlerle alt-

168

SANYE DEDEOLU

, emek piyasasna katlp katlmamaya ilikin seeneklerin, ailenin kii says ve organizasyonunun, birbiriyle yakndan ilgili ve etkileim halinde olduu ortaya kmaktadr. Trkiyede enformel sektrde alan kadnlarn saysnn, formel endstride alan kadnlarn saysndan daha hzla artt grlmektedir; bu durum, kresel endstriyel retime katlmann sonularnn kadnlarn istihdam asndan, kadnlarn ev iindeki ar sorumluluklar ve sosyal deer yarglarnn da etkisiyle ancak enformel olarak ortaya kabilmektedir. Trkiye zelinde, aile ilikilerinin kadn istihdamna olan etkilerinin daha net ve ilikisel bir erevede incelenmesi daha fazla aratrmay gerekli klmaktadr. Bu aratrmalar iin gerekli olan perspektif, toplumsal cinsiyet ideolojisinin merkeze konduu bir bak asyla, konumlandrlm feminist ve ilikisel bilgi retimini gerektirmektedir. Bylece, kadnlarn hayatlarnda yaamsal deeri olan, aile ve retim arasndaki kprlerin rlebileceini dnyorum.

KAYNAKA Abandan-Unat, N. (1986) Women in the Developing World: Evidence from Turkey, University of Denver Press, Denver. Agarwal, B. (1994) A Field of Ones Own: Gender and Land Rights in South Asia, Cambridge University Press, Cambridge. Anker, R. ve C. Hein (der.) (1986) Sex Inequalities in Urban Employment in the Third World, Macmillan, Houndmills, Basingstoke. Ayata, S. (1986) Economic growth and petty commodity production in Turkey Social Analysis, no.20, ss. 79-92. Berik, G. (1987) Women Carpet Weavers in Rural Turkey: Patterns of Employment, Earnings and Status, ILO, Cenevre. Becker, G. (1980) A theory of the allocation of time A. E. Amsden (der.) The Economics of Women and Work iinde, Penguen Books, New York. Beneria, L. ve M. Roldan (1987) The Crossroads of Class and Gender: Industrial Homework, Suncontracting and Household Dynamics in Mexico City, University of Chicago Press, Chicago. Butler, J. ve J. Scott (der.) (1992) Feminists Theorize the Political, Routledge, Londra. aatay, N. ve G. Berik (1991) Transition to export-led growth in Turkey: Is there a feminization of employment? Capital and Class, vol.43, Spring, ss.153-177. Carter, M.R. ve E. G. Katz (1997) Separate spheres and the conjugal contract: Understanding the impact of gender-biased development L. Haddad vd. (der.) Intrahousehold Resource Allocation in Developing Countries: Models, Methods, and Policy iinde, The Johns Hopkins University Press, Baltimore ve Londra. Chant, S. (1995) Women and Survival in Mexican Cities: Perspectives on Gender, Labour Markets and Low-income Households, Manchester University Press, Manchester ve New York. Chiappori, P. (1997) Collective models of household behavior: The sharing rule approach L. Haddad vd. (der.) Intrahousehold Resource Allocation in Developing Countries: Models, Methods, and Policy iinde, The Johns Hopkins University Press, Baltimore ve Londra. nar, E.M (1994) Unskilled urban migrant women and disguised employment: Home-working women in Istanbul, Turkey, World Development, vol: 22, no:3, ss.369-80. nar, E.M. vd. (1988) The present-day status of small-scale industries in Bursa: Turkey International Journal of Middle East Studies, vol. 3, no.20, ss:287-301. Delenay, C (1987) Seeds of honor, fields of shame, D.D. Gilmore (der) Honor and Shame and the Unity of the Mediterranean iinde, American Anthropology Association, Special Publication no:22.

TOPLUMSAL CNSYET ROLLER AISINDAN TRKYEDE ALE VE KADIN EME

169

Duben, A. ve C. Behar (1996) stanbul Haneleri: Evlilik, Aile ve Dourganlk, letiim Yaynlar, stanbul. Dubetsky, A. (1976) Kinship, primordial ties, and factory organization in Turkey: An anthropological view, International Journal of Middle East Studies, vol.2, ss. 433-451. Dwyer, D. ve J. Bruce (der.) (1988) A Home Divided: Women and Income in the Third World, Stanford University Press, Stanford, California. Eraydn, A. ve Erendil, A. (1996) New Production Processes in Export-Oriented Garment Industry and Different Ways of Participation of Female Labour to This Process, Turkish Social Science Association, stanbul. Ecevit, Y. (1991) Shop floor control: The ideological construction of Turkish women factory workers, N. Redclift ve E. Mignione (der.) Beyond Employment: Household, Gender and Subsistence iinde, Oxford, Blacwell. Erder, S. (1996) stanbula bir Kent Kondu: mraniye, letiim Yaynlar, stanbul. Eybolu, A., zar, . ve H. Tufan-Tanrver, (1998) Kentli kadnlarn alma koullar ve alma yaamn terk nedenleri, ktisat, Kadnlar ve alma Yaam zel Says, Say.377, Mart 1998. Folbre, N. (1994) Who Pays for the Kids?: Gender and the Structure of Constrains, Routledge, Londra. Harris, O. (1981) Households as natural units K. Young vd. (der.) Of Marriage and the Market: Womens Subordination Internationally and its Lessons iinde, Routledge, Londra. Harrison, F. V. (1991) Women in Jamaicas urban informal economy: Insights from a Kingston Slum T. Mohanty, A. Russo, L. Torres (der.) Third World Women and the Politics of Feminism iinde, Indiana University Press. Hart, G. (1995) Gender and household dynamics: Recent theories and their implications M.G. Quibria (der.) Critical Issues in Assian Development iinde, Oxford University Press, Hong Kong. Gvenen, O. (1999) Trkiyenin Orta ve Uzun Dnem Stratejik Hedefleri: Genel Yorumlar, DPT. Joekes, S. (1985) Working for a lipstick? Male and female labour in the clothing industry in Morroco H. Afshar (der.) Women, Work and Ideology in the Third World iinde, Tavistock, Londra. lkkaracan, . (2000) Why are there so few women in the urban labor markets in Turkey? Findings from an action-reseach study IAFFE Konferansna sunulan tebli, stanbul, 15-17 Austos 2000. Kabeer, N. (1994) Reversed Realities, Verso, Londra. Kandiyoti, D. (1998) Gender, power and contestation: Rethinking bargaining with patriarchy C. Jackson and R. Pearson (der.) Feminist Visions of Development: Gender Analysis and Policy iinde, Routledge, Londra ve New York. Kandiyoti, D. (1989) Women and Turkish state: Political actors or symbolic pawns? N. Yuval-Davis ve F. Anthias (der.) Women-Nation State iinde, St.Martins Press, New York. Kandiyoti, D. (1988) Bargaining with patriachy, Gender and Society, vol: 2, no: 3, ss. 274-290. Kandiyoti, D. (1982) Urban change and womens roles in Turkey: An overview and evaluation . Katba (der.) Sex Roles, Family and Community in Turkey iinde, Indiana University Turkish Studies, Indiana. Kasnakolu, Z. ve M. Dayolu (1997) Female labour force participation and earnings differentials between genders in Turkey J.M. Rivs ve M. Yousefi (der.) Economic Dimensions of Gender Inequality: A Global Perspective iinde, Praeger, Londra, Connecticut. Kray, M. (1999) Toplumsal Yap: Toplumsal Deime, Balam, stanbul. Kray, M. (1985) Metropolitan city and the changing family T. Erder (der.) Family in Turkish Society iinde, Turkish Social Science Association, Ankara. Kongar, E. (1976) A survey of familial change in two Turkish gecekondu areas J. G. Peristiany (der.) Mediaterranean Family Structure iinde, Cambridge University Press, Cambridge. McElroy, M. B. (1997) The policy implications of family bargaining and marriage markets L. Haddad vd. (der.) Intrahousehold Resource Allocation in Developing Countries: Models, Methods, and Policy iinde, The Johns Hopkins University Press, Baltimore ve Londra. Mies, M. (1992) The Lace Makers of Nasapur: Indian Housewives Produce for the World Market, Zed, Londra. Moore, H. (1994) A Passion for Difference, Polity Press, Cambridge.

170

SANYE DEDEOLU

Moore, H. (1988) Feminism and Anthropology, Polity, Oxford. Nelson, N. (1988) How women and men get by: The sexual division of labour in the informal sector of a Nairobi squatter settlement J. Gogler (der.) The Urbanization of the Third World iinde, Oxford University Press, Oxford. Nicholson, L. (1994) Interpreting gender, Signs, vol. 20, no.1, ss.79-105. zar, . (1994) Some observations on the position of women in the labour market in the development process of Turkey, Boazii Journal: Review of Social, Economic and Administrative Studies, vol. 8, no.1, ss.21-43. zbay, F. (1994) Womens labour in rural and urban settings Boazii Journal: Review of Social, Economic and Administrative Studies, vol. 8, no.1, ss:5-19. zbay, F. (1990) Kadnlarn evii ve evd uralarndaki deime . Tekeli (der.) Kadn Bak Asndan 1980ler Trkiyesinde Kadnlar iinde, letiim Yaynlar, stanbul. Portes, A. ve M. Castells (1989) World underneath: The origins, dynamics, and effects of the informal economy A. Portes vd. (der.) The Informal Economy: Studies in Advanced and Less Developed Countries iindeThe John Hopkins University Press, Baltimore ve Londra. Sen, A. K. (1990) Gender and cooperative conflict I. Tinker (der.) Persistent Inequalities, Oxford University Press, Oxford. Sticher, S. (1990) Women, employment and the family: Current debates S. Sticher ve J. Papart (der.) Women, Employment and the Family in the International Division of Labour iinde, Macmillan, Londra. enyapl, T. (1981) A new component in metropolitan areas: The gecekondu women N. Abadan-Unat (der.) Women in Turkish Society iinde, Turkish Social Science Association, Ankara. Timur, S. (1972) Trkiyede Aile Yaps, Hacettepe niversitesi, Ankara. Vergin, N. (1985) Social change and the family in Turkey, Current Anthropology, vol.26, no.5 ss.571-74. White, J.B. (1994) Money Makes us Relatives: Womens Labour in Urban Turkey, University of Texas Press, Austin. [Trkesi: Para ile Akraba, ev. Aksu Bora, letiim Yaynlar, stanbul, 1999] Whitehead, A. (1981) Iam hungry, mum: The politics of domestic bargaining K. Young vd. (der.) Of Marriage and the Market: Womens Subordination Internationally and Its Lessons iinde, Routledge, Londra. Wilkinson-Weber (1997) Skill, dependency, and differentiation: Artisans and agents in the Lucknow embroidery industry, Ethnology, vol.36, no.1, ss: 49-65.

171

Medya sektrnde kadn igc


Hlya Tufan-Tanrver*

Kadnlarn alma yaamna katlmn ve kadn igcnn farkl zelliklerini inceleyen almalar, nce ekonomik, sonra, sosyolojik, giderek kltralist yaklamlardan hareket ettiler. imdilerdeyse, farkl toplum bilimlerinin kuramsal ve yntemsel kazanmlaryla zenginleen, okdisiplinli aratrmalar n planda grnyor. Bu konudaki farkl yaklamlara kabaca gz atmak iin, ncelikle, kadnlarn alma yaamna katlm, ya da kadn igc kavramlarn snrlamakta yarar olacaktr. Bizim ele alacamz konu balamnda, sz konusu alma ve igc, ev dnda ve cret karl alma anlamna gelmektedir. phesiz, cretsiz emek, hele de kadnlar sz konusu olduunda, ev kadnl kavram ve bunun uzantlarn devreye sokarak, hem toplum bilimlerinde, hem de kadn aratrmalarnda ok nemli bir yer tutar. Ancak, bizim sorunsalmz erevesinde bu ikinci grup emek tr, yalnzca toplumsal cinsiyeti, dolaysyla da cinsiyete dayal toplumsal iblm ve igc asndan cinsiyet ayrmcln ilgilendirdii noktalar dnda, ele alnmayacaktr. Genel olarak kadnlarn cretli igcne katlmlarna ilikin kuram ve yaklamlar farkl biimde snflandrmak mmkndr. Sosyolojik yaklamn ar bast almalarda, bunlar, sorunsallarndan hareketle iki byk grupta toplanabilir: Birincisi, kadnlarn alma yaamna katlm nedenleri ve alma koullarn sorgulayanlar; ikincisi, alan kadnlarn kstl sayda ve belirgin zelliklere sahip baz i alanlarnda kmelenme nedenlerini odak olarak alanlar. L. Bala-Gkalp, bunlardan birinci gruba dahil olanlar, igc arz ya da talebinden hareket etmelerine gre snflandrabileceini belirtir (Bala-Gkalp,
(*) Galatasaray niversitesi, letiim Fakltesi.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

172

HLYA TUFAN-TANRIVER

1993: 27). Bu durumda, arzdan yola kanlar arasnda, neo-klasik almalar ve demografik bak asndan hareket edenler yer alr. Talep odakl olanlar arasnda ise, Marksist yaklamn yedek sanayi ordusu yaklam ve bir lkede kadnlarn alma yaamna katlmlar ile o lkenin gelimilik dzeyi arasnda erisel bir bant olduu varsaymna dayanan almalar vardr. Bunlar arasnda, sanayilemenin kadnlar igc pazarnn dnda brakarak, evilerine ittiini savlayan Ester Boseropun almas (Boserup, 1970) 70li yllardan itibaren adeta bir r am, benzer ya da farkl sonulara ulaan pek ok aratrma asndan model olmutur. kinci grupta toplayabileceimiz aratrmalar ise genellikle iki saptamadan hareket ederler: Kadnlarn belli i alanlarnda younlamas (genel eilim bu idallarnn ekonominin en geri alanlar olduu ynndedir) ve ayn sektr ya da, hatta ayn iletme iinde kadnlarn daha az nitelik gerektiren alt dzeyde istihdam edilmesi. Bu almalar, genellikle arz ile talep arasnda belli bir denklik olduunu varsayarlar. ifte standartl igc piyasas yaklamnn yan sra, aile ve evii emeini igcnn cinsiyete gre ayrmasyla balantlandran Marksist ve feminist yaklamlar bu balk altnda ele almak mmkndr. Makro dzeyde, igc piyasasnda kadnlarn oalmasn, lkelerin sanayileme-geliim dzeyiyle aklayan nl U erisinin iaret ettii zere, sanayilemenin ilk aamalarnda kadnlarn faal yaama katlmlar, eski toplumsalekonomik rgtlenme modellerindeki paylarna gre azalr, sonraki aamalarnda ise yeniden art gsterir. Gelimi Bat lkelerinde yaplan almalar, bu olguyu destekler niteliktedir. A. Bihr ve R. Pfefferkorn, kadnlarn alma yaamna katlmlarndaki art sanayi mantndan hizmet mantna geile aklar. i emeinden, memur emeine, erkek ilerinden kadn ilerine doru bir ynelim olduunu belirtir (1996: 61). Bu genel eilim de toplumlarn eitim dzeyinin artmas, kadnlar asndan ise (bu birinci etkenle de bantl olarak) dourganlk orannn dmesi ile ilikilendirilir. Ancak, genel dzey ne olursa olsun, eitim, dolaysyla da kariyer edinme balamnda da kadnlar ile erkekler arasnda nemli farklar olduu gzlenmektedir. Ch. Baudelot ve R. Establet, Fransada ve pek ok Avrupa lkesinde yksek eitim dzeyinde, eitliin farkllk korunarak salandn ve bunun basit bir formle dayandn belirtirler: Erkekler Prometheusgil alanlara ynelirler, yani kendilerini iktidara, doann denetimi ve i adamlna gtren mesleklere; kadnlar ise yazl olmayan yasann alanna giren ilikisel alanlara, yani eitim, sosyal kariyerler ve salk amal mesleklere (1992: 217). Eitim alanndaki bu saptama, A. Bihr ve R. Pfefferkorn tarafndan, alma yaamnn rgtlenmesinde cinsiyet etkeninin arln en ok hissettirdii kalemler olarak nerilen boyutlarla denklik iindedir. Bu boyutlardan ilki, alann kendi etkinliini rgtleyebilme ve ald talimatlara oranla sahip olduu zgrlk dzeyi; ikincisi iini uygulama srecinde iletiimin pay; ncs

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

173

ise, sahip olabildii hiyerarik gtr (age.: 80) Burada da, en azndan Fransada, birinci ve nc boyutlar asndan kadnlarn dlandklar, ikincisi asndan grece kabul grdklerinin alt izilir. Bir de, hizmet sektrnde genellikle niteliksiz ilerde alan kadnlarn, tam da bu nedenle (i o kadar basittir ki, zel talimatlara gerek yoktur) grece zerk davranabildikleri grlr. Gerek kadnlarn alma yaamna genel katlmlarn ve koullarn inceleyen, gerekse kadn igcnn hangi sektrlerde ve sektrler dahilinde hangi alanlarda younlatn sorgulayan almalara feminist yaklamlarn katklarn da, phesiz, genel olarak feminist kuramn farkl yaklamlaryla balantlandrmakta yarar olacaktr. Bizim burada sonularn sunduumuz almann snrlar dahilinde kalmak adna, bu alandaki ok boyutlu, zengin tartmalara girmiyoruz. Yalnzca, en kaba hatlaryla eitliki feminist yaklamlar ile zc yaklamlarn konuya bak asndan en farkl iki kutbu oluturduunun altn izelim.1 Eitliki yaklamn kaba hareket noktas, cinsiyete dayal iblmnn kadnlarn etkinliklerini doa-yeniden retim (reme)-evii-zel alanla kstlarken, erkekleri kltr-retim-evd-kamu alanna ynlendirmesi ve bunun sonucu olarak kadnlarn toplumsal dinamii yaratc ortak alanlardan dlamasdr. Bunun son bulmas iin, sz konusu iblmnn yklmas hedeflenir. zc yaklam ise, eitlii aynlkla (ya da zdelikle) bir grr, kadn doasnn, znn farklln vurgularken, tersine erkekler tarafndan, erkekler iin kurulu alanlarn kadnlar erkekletirmek d bir yarar olmayacan savunur; kadnn gerek zne dnerek, erkeklerin daha da dlanaca yeni alanlarn, hatta dnyalarn dn kurar. Eitliki feminist yaklam iinde de farkl eilimler vardr. Bunlardan ikisi birbirinin kartdr ve almamz asndan nem tar. Evrimci liberal eilim olarak adlandracamz yaklam, kadnlarn eitim ve dolaysyla bilin dzeylerinin ykselmesiyle birlikte, erkeklerin egemen olduklar da dahil olmak zere, her alanda, otomatik olarak oalacaklar ve ekonomik, toplumsal, siyasal anlamda eit (pariter) bir dzenin kendiliinden kurulacan savunur. Ksacas, bir gn her ey gzel olacaktr, durup beklememiz yeterlidir. Oysa, toplum bilimlerinde bal bana bir kuramsal akmdan da esinlenen ve bu adan yapsalc konstrktivist olarak adlandracamz akm2 iki eyin altn izer: Yaplar vardr ve bu yaplar hali hazrda patriyarkal deerleri tar ve yeniden retirler; bu yap iinde patriyarkaya kar herhangi bir eylemin, dncenin yaamas, ok zor, hatta, baz alanlarda neredeyse olanakszdr. kinci nokta ise, birincisinin umut krclna zm yollarn ak tutar: Hibir yap dei1 2 Feminist kuramlarla ilgili daha ayrntl bilgi iin bkz. Donovan, 1997. Bu kuramsal akmn ilk ve en nemli temsilcisi olarak grlen Pierre Bourdieu, pek ok yaptnda, sz konusu yaklamn elerini aktarmtr. rnek olarak bkz. Jean-Claude Passeron ve Jean-Claude Chamboredon ile birlikte, 1968; 1980. Yapsalc konstrktivizmin, dier yeni sosyolojiler ile bir arada bir sunumu iin, bkz. Corcuff, 1995.

174

HLYA TUFAN-TANRIVER

mez deildir; bunun iin bireysel ve kollektif istencin yan sra, gerekli mcadele biimlerinin gelitirilmesi gerekecektir. Bir sektr olarak medyann nemini zel olarak gelitirmek kanmzca gereksiz ve yersiz olacaktr. Medyann, bizim kstl lde de olsa incelemeye altmz alanlar ise, kadn igc asndan gerekten benzeri az zellikler sunar. Yazl basn, Ch. Baudelot ve R. Establetnin eitimli igcnde cinsiyet ayrmn tanmlarken kullandklar Prometheusvari kariyer ile ilikisel kariyerin kesitii noktada yer alr. Yani, hem belli bir iktidar trne yakn durur, hem de insan ilikilerinin son derece nemli olduu bir alandr. Bu anlamda aslnda hem erkek, hem de kadnlara ak bir alan olmas, ama ayn zamanda da, bu eksen erevesinde bir ayrmcl canl tutmas beklenir. Televizyon drama sektrne, ya da sinema sektrne gelince, burada da sanat, i adaml ve ilikisel kariyerin kesitiini grrz. Bir yanda kadnlarn uzun zaman dlandklar, ama son dnemlerde giderek tercih ettikleri sanat boyutu vardr, ayrca ynetim-ynetmenlik ve yapmc balamnda i adaml, te yanda da, bu tr rnlerin retiminde olmazsa olmaz nitelik tayan ekip almas, ekip ii iletiim, vb. phesiz, zellikle de kitle iletiimi sz konusu olunca, rnlerin seiminden tasarmna, kadn ve erkek bak alarnn nemi de devreye girer. Zira, baz iletiim kuramlar, geni kitlelere ynelen ve onlar etkileyecei varsaylan bu rnlerin ierik ve sylemlerinin, kltr endstrisindeki hegemonik deerlerden dolay, zorunlu olarak patriyarkal ideolojiyi yansttklarn ileri srerler. Bunun deimesi iin, sadece sz konusu sektrlerde kadnlarn oalmas deil, zellikle de kadn bak asna sahip ve bunu yanstmaya kararl kadnlarn varolmas gerekir. Tabi varolmalar da yetmez, bu yaklamlarn yanstabilecek noktalarda yani ynetim ve karar aamalarnda- bulunmalar da belirleyicidir. Tm bu nedenlerden tr, gnmzde medyada igc sorunu, kadn bak asndan yola kan pek ok aratrmaya konu oluturmutur ve disiplinleraras yaklamlar gerekli klar. Nitekim bu nedenle, ekonominn yan sra sosyoloji (zellikle de alma sosyolojisi), iletiim bilimleri, hatta metodolojik yaklam asndan etnografi alannda yaplan farkl almalar ve bunlarn tmne yeni epistemolojik boyutlar kazandran kadn aratrmalar, medya alanyla ilgilenmitir.3 1997 ylnda gerekletirdiimiz bir ilk alma (Tufan-Tanrver ve Eybolu, 2000) ve daha sonra, akademik etkinlikler balamnda yaptmz kimi kontrol almalarnn bulgularndan hareketle Trkiyede medyann iki farkl alannda kadn igcne ilikin kimi saptamalarda bulunmamz mmkndr. Bu alanlardan biri yazl basn, zellikle de gnlk gazeteler, dieri ise, televiz3 Bu konudaki genel yaklamlar, aratrma alanlar ve bulgularn topluca sunmalar asndan bkz. Lisbet van Zoonen, 1994; Rmy, 1994.

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

175

yon yerli drama4 alandr. Her iki alan da, kadn igc asndan farkl soru ve sorunlar getirmekte, buna karlk ileride de greceimiz zere, kimi ortak noktalar da sergilemektedir. Soruna kuramsal yaklammz, kabaca kltr endstrisinin patriyarkal bir yapya sahip olduu gereinden yola kar, kadnlarn bu alanda igcne dahil olmalar ve alma koullarn, toplumsal cinsiyet ilikileri erevesinde ele alr. Bir yandan, bu eitimli igc pazarnn hem yneticileri, hem de (ounlukla) erkek alanlar arasndaki biz uygar bir sektrz, kadn alanlara az, o nedenle de burada ok fazla kadn alr ynndeki genel-geer inanc sorgular; te yandan da, bu alanlarda alan kadnlarn nne/yanna sektr iinde ve sektr dndaki toplumsal cinsiyeti zihniyetler durultusunda ne tr engeller karldn irdeler. Yazya temel oluturan aratrmamzda kalitatif aratrma yntemi benimsenmi, veriler sektrdeki kiilerle aratrmac ve asistanlarnn bizzat gerekletirdikleri yzyze derinlemesine grme tekniiyle elde edilmitir.5 Kontrol almalarnda ise enformel grmelerin yan sra, daha ok masa ba arlkl, saymsal almalar yaplmtr.

1. Yazl basn
Yazl basn sektrne genel olarak baktmzda, az-ok Trkiyenin modernleme tarihiyle akan bir izgi grrz. Yaklak yz yllk bu tarihte, siyasal iktidarla olan ilikileri, maruz kald bask ve sansr, sahiplik yaps, gazetecilerin sosyolojik ve siyasal profili gibi bir dizi nemli etkenin basn biimlendirdii grlr. Tabi, te yandan, genelde, bu alanda yaplan almalarn kuramsal yaklamndan tr, son dnemlere kadar daha az dikkate alnan baka eler de vardr: lkedeki genel endstriyel g ilikileri ve gazetelerin okur kitlelerinin sosyolojik profili gibi. Bugn Trkiyede yazl basna, zellikle de gnlk gazetelere baktmzda arpc ve elikili verilerle6 karlarz. Bunlardan ilki okur saysyla ters orantl yayn sayssdr. Yaygn datm yapan gnlk gazetelerin ortalama tirajlar, 1999 itibaryla 3 milyon civardr. Trkiye nfusu asndan hesaplandnda her 1000 kiiye yaklak 61 gazete dt sylenebilir. Bu say Norvete 610,
4 5 6 Bu alanda, Trkiyede televizyon programlarnn zgn konumu ve yaplan almann sorunsal dorultusunda, zellikle yerli diziler temel alnmtr. Aratrma yntemi, veri toplama teknikleri ve rnek kitleyle ilgili ayrntlar iin bkz. Tufan-Tanrver ve Aye Eybolu:19-24. Verilerden sz ederken ok nemli bir noktay gz ard etmemek gerekir: u anda Trkiyede genel olarak medya konusunda, farkl kaynaklardan dorulanabilir net veriler yoktur. rnein gazete tirajlar ya da televizyon kanallarnn eriim ve izlenme oranlar ya tek bir kaynaktan geldii iin hata paylar ykselmekte, ya da tasnif kriterleri (yazl basn datmc irketleri asndan geerli olanlar gibi) bu tr bir almada zorluk yaratmaktadr. Dolaysyla kullandmz rakamlarn, istatistiksel anlamda nicellikten ziyade, genel eilim ve mertebe belirleyen byklkler olarak grlmesini neririz.

176

HLYA TUFAN-TANRIVER

Fransada 156dr (Charon, 1995: 5). Buna karlk, bin kiiye den gazete nsha says grece daha dk gibi grnen Fransada, yaygn datm yapan gnlk gazetelerin (uzamanlam olanlar, yani spor ve ekonomi gazeteleri hari) says yalnzca 5, Trkiyede ise 24tr. Yani az okura ok, hatta oktan da fazla gazete seenei sunulmaktadr. Bunun phesiz birok nedeni vardr ancak konumuzu aacandan detaylara inmeksizin, birkana deinmekle yetinelim. Tahminlerin ve sanayi lkelerinde grlenin aksine, Trkiyede okuryazar says artmakla birlikte bu art gnlk gazete okuma alkanlna yansmamtr. Bu nedenle gazetelerin srekli yeni okur kitlelerine ulama abas, klasik haber gazetelerinin yan sra popler basn adyla anlan ve eitim dzeyi ok yksek olmayan okur kitlelerini kazanmay hedefleyen gazeteleri ortaya karmtr. Bunlar ierik olarak daha hafif, magazin-adli olay arlkl ve dk fiyatl gazetelerdir. Bu gazetelerin pazara girmesinin yan sra Trk basnnn sahiplik yaps da nemli bir etkendir. zellikle 80li yllarn sonunda balayan, 90larda iyice belirginleen medyada gruplama-holdingleme olgusu sonucu, iki byk grubun her biri, sahip olduu byk tirajl ve eski gazetelerin yan sra yukarda belirttiimiz trden popler gazeteler ya da grece daha aydn kesimi hedefleyen, siyasal olarak da genel liberal izgiden biraz daha farkl gazeteleri bnyelerinde karmaya balayarak, gnlk gazete saysn artrmada etken oldular. ki yl nce i evrelerinin siyasal iktidarla ilikileri balamnda kamuoyunda uzun sre tartma yaratan bir yolsuzluk olay da, baz kesimlerin siyasal gce sahip olmak iin basn ve zel televizyon sahipliine arlk verdiini gzler nne sermiti.7 Bu da, basn alanna yeni yatrmclarn girerek gazete saysn oalttnn bir gstergesidir. Elbette, lkemizde genel kapsaml gazetelerin gnlk siyasi gazete niteliiyle anlmalarndan hareketle, basnn siyasal grlerin yaygnlatrlmasyla yakndan balantl olmas da, az okura sunulan ok sayda gazeteyi aklayc bir edir. Son genel seimlere 21 partiyle katlan bir toplumda 24 gnlk gazetenin bulunmas ok artc olmayacaktr. Gazeteciler konusunda da, saysal belirsizlik vardr. Hele bir de, bu meslein salt gnlk yaygn gazetelerle snrl olmayp, sreli yaynlar, yerel ya da blgesel yaynlar ve haber ajanslarn da kapsad dnldnde, olduka nemli bir gazeteci kitlesi olduu dnlebilir. Ancak, elimizde ne toplam ne de bu farkl alanlar balamnda ayrntlandrlm, net olarak ka gazeteci bulunduunu belirten bir rakam yoktur. Bunun birincil nedeni ise, gazeteciyi tanmlama asndan belirgin kriterlerin olmamasdr. Yaklak 80li yllarn ortasna kadar olduka gl olan ve meslek erbabn geni apta bnyesinde toplayan Trkiye Gazeteciler Sendikas ve Trkiye Gazeteciler Cemiyeti, basn gruplarnn olumasna kout olarak gelien sendikaszlatrma sonucu
7 Bu konuyla ilgili olarak bkz., Tl, 1999.

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

177

glerini yitirmilerdir. Dahas, byk basn gruplar holding yapsnda olduklarndan, alanlarn ok farkl statlerde, hatta farkl irketleri kapsamnda sigortalamaktadrlar. 212 sayl basn yasas kapsamnda gazeteci olarak tanmlanan kii says giderek dm, bu dorultuda zaten korelatif bir azalma gsteren sar basn kart sahiplii de, 1999da balatlan bir genel karalama kampanyasnn iaret ettii zere, giderek marjinallemeye yz tutmutur. Yine de kaba bir mertebe oluturmak zere unu belirtebiliriz: 1997 ylnda yapm olduumuz grmede, TGC, toplam ye saysnn 2.523 olduunu belirtmitir. Ayn dnemde TGS de, yaklak 2.300-2.400 yesi olduunu belirtmitir. M.Kemal kenin 1981 yl iin, kaynak belirtmeksizin verdii (ke, 1994: 39) yaklak gazeteci saysnn 1.400 civar olduu dnldnde, elimizdeki saynn geree yakn olduu sylenebilir. 1.1. Kadn gazeteciler Gazeteciler arasnda kadnlarn paynn ne olduu ve gemiten bugne nasl bir eri izdii tam olarak bilinmez. Farkl kaynaklara baktmzda, eilimin art ynnde olduunu kabul etsek bile, hali hazrdaki durumun pek parlak olmad aktr. 1988 yl iin, Aye Asker, kaynak belirtmeksizin toplam kadn gazeteci saysnn 300 olduunu saptar (1991: 19). M. Kemal ke, Trkiye ve ABDdeki gazetecileri karlatrd blmde (ke: 22) kadn gazetecilerin meslekteki oran konusunda, bunun ABDde 1/3 olduunu, Trkiyede bu orann altnda olmakla birlikte giderek arttn syler; yani aslnda olduka bulank bir bilgi verir. 1997 ylndaki grmemizde, TGC, yeleri arasnda yaklak 230 ile 250 arasnda (yani ayn kaynan verdii toplamn % 10u) kadn gazeteci olduunu belirtmitir. TGS ise, ayn dnemde, yelerinin % 30unun kadn olduunu ileri srmtr ki bu da, yaklak 800 kadn gazeteci anlamna gelmektedir. Ancak almamz kapsamnda yaplan tm grmelerde, her ne kadar net bir kaynak hatta rakam belirtilmese de, farkl yazl kaynaklarda aktarlan ortak kanaat, Trk basnnda kadn gazeteci saysnn giderek artmasdr. rnein, Hrriyet gazetesi magazin servisi efi ve Kelebek eki sorumlusu Orhan Olcay,8 bu durumu yle ifade eder: Meslee baladm dnemlerden karsam yola, dediiniz gibi Hrriyet gazetesinde o zaman kadn says ya 20 ya 30du. 500 kiilik bir gazete. imdi diyelim gazete 2.000 kii oldu, yarya yakn kadn oldu.
8 Kullanlan tm alntlar 1997 ylnda gerekletirdiimiz alma kapsamnda yaplan grmelere dayanmaktadr ve grlen kiilerin kendi ifadeleridir. Ad geen tm kiilerin altklar kurulu ve grevleri, bu alma dnemine ilikindir. Basnmzdaki hzl deiimlerden tr, bu kiiler arasnda, bugn ayn kurulu ya da grevlerde olmayanlar olabilir. Ancak metodolojik adan, aratrmann yapld balama ilikin bilgilerin aktarlmas daha doru olacandan, bu yaklam benimsenmitir.

178

HLYA TUFAN-TANRIVER

Gerekten basnda kadn alanlar erkeklerle eit orana geldi mi, bunu, deindiimiz nicel veri eksikliinden dolay bilemiyoruz. Ancak, Virginie Barrnin Fransa iin yapt saptama trnden bir olgunun da bu izlenimi vermesi mmkndr. Barr, zellikle de televizyon gazetecileri konusunda, kendisine sklkla herhalde televizyonda erkekler kadar kadn alan olduunu reddedemezsiniz dendiini sylyor ve yantlyor: Pek de gzel reddederim. Zira 1992de radyo-televizyon gazetecileri arasnda kadnlarn oran %22ydi. Bugn ise en fazla % 24 olmutur. () peki nasl oluyor da kadn gazeteciler bu kadar ok gibi grnyor? Kadnlar konusunda, benim kaleidoskop etkisi olarak adlandrdm bir olgu var. Kadnlar arasndan biri cam tavan (effaf aty) deliyor ve (neredeyse) zirveye kadar kyor: Eitlik gerekleiyor. Herkes alklyor. ki ya da kadn daha o ilk kann yanna doru trmanyor: Kadnlar her yere girmi oluyor. Herkes endieleniyor: Meslek kadnslat. Gazetecilik elden gidiyor mu? (Barr vd., 1999: 74) Oysa, yazarn belirttii zere, genelde basn kart sahiplii baz alndnda, Fransada kadn gazeteci oran 1998de % 38.5; Fransada alan nfus iindeki kadn oran % 44 olduundan, gazetecilikte kadnla erkein tamamen eit sayda temsil edilmedii bir gerek. Geri Trkiyede genel alan nfus iindeki pay dnldnde, Fransadakiyle ayn sonu ortaya kmaz ama yine de kadn gazetecilerin erkeklerle eit sayya, hele de duruma geldiini syleyebilmek iin, phesiz grntden kaynaklanan genel izlenimlerin tesinde, gvenilir verilere ihtiya vardr. Nicellii bir yana braktmzda da, yaptmz niteliksel alma, basn alannda kadn gazetecilerin erkek meslektalarndan farkl konumda olduklarna ve farkl sorunlar yaadklarna iaret etmektedir. Nitelikli igc gerektiren ve genel olarak sosyal alanlardaki yksek eitimden istihdam salayan alanlarn ounda olduu gibi, basnda da kadn alanlarn artm olmas anlalabilir. Bu artn nedenleri, hem igc arz hem de igc talebi asndan aklanmaktadr. Arz ynnden getirilen aklama eitimle balantldr. Trkiye gazetesi Yaz leri Mdr Nuh Albayrak bu durumu: Bu iletiim mezunlarnn yava yava gazeteye yansmaya balamasna orantl olarak bayan miktar da artyor. O da onla orantl biiminde dile getirmitir. Nitekim bu idalnda eitimin gerekten de olduka yksek olduu gzlenmektedir. Ayn ylda yaynlanan iki almada M. Kemal ke genel olarak gazetecilerin % 81 orannda yksek eitim aldn belirlerken (age.: 46) A. Asker kadn gazetecilerle yapt almasnda bu oran % 87 olarak saptamtr (age.: 33) Buradan hareketle, nitelikli igc asndan kadnlarn aktif yaama katlmnn eitim dzeylerindeki dzelmeyle balantl olduu ynndeki genel eilimin basn sektrnde de geerli olduu grlmektedir. gc talebi asndan bakldnda, karmza iki tr etken kmaktadr: ilevsel ve zsel etkenler. Bunlardan ilevsel olanlar, basnn genel yaps ve r-

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

179

gtlenmesi dorultusunda, kadn gazetecilerin, erkek meslektalar tarafndan yaplamayacak ya da daha zor yaplabilecek baz ileri yklenmeleri anlamn tar. Kadn gazetecilerin oalmasnn birinci nedeni olarak eitime deinen Nuh Albayrakn ne srd ikinci etken iin ikincisi de bu bir ihtiya terimini kullanmas bundandr. Yetkili bu ihtiyac gerekelendirir: Darya yansyan ksmda, muhabir ksmnda arzu ederdim ki, bayanlarla ilgili alma yaplacaksa veya bayan alanlarn sorunlar gndeme getirilecekse bence bunu bir bayan yapmal, bu rportaj. Kald ki birok yerlere bayann girmesi gerekiyor. zellikle de karma toplumsallamann9 pek grlmedii muhafazakr okur kesimlerine ynelik olarak yaynlanan bir gazetenin konuya bu yaklam getirmesi mantkl grlmektedir. Benzeri dorultuda muhafazakar, hatta slm olarak adlandrlan okur kitlelerine hitap eden Zaman gazetesinin kadn-aile sayfas sorumlusu da, gerek kendi gazetesine gerek benzeri denebilecek siyasal izgideki gazetelere tek-tk de olsa kadn gazetecilerin girmeye balamasn yine ayn ilevselci bak asndan hareketle deerlendirmitir. Ancak kadn gazeteci ihtiyacn bu kez haber kaynann deil, gazetenin okur kitlesinin belirlediine deinilmitir: htiyacn onlar da (gazete yneticileri) farkna vardlar. Bayan elemann mutlaka olmas gerek nk gazetenin ne olursa olsun, bayana hitap eden bir ynnn olmas mutlaka art. Bu nedenle de alan bayan saysnda mutlaka art var. Bayanlarn girebilecei alanlar da geniledi (Ebru Nida Bilici). Basnda kadn gazetecilerin artn, yine talep asndan ve ilevsel olarak sektrel ayrmayla aklayanlar da vardr. Bu noktada ilgin olan, sz konusu aklamann, ayn zamanda aada ele alacamz yatay ayrmcl da ele vermesindedir. Bizim mesela dergilerde hepsi kadn, hi erkek yok dergilerde, fotoraflarmz hari. nk kadn dergisi yapyoruz. Erkekler de yapabilir ama erkeklerle kadnn bak as asla ayn deil. Kadn dergilerinde o yzden yani, ben ahsen kadnlarla almay tercih ediyorum() diyen Sabah gazetesi Melodi eki yazar zlem Akalan, genelde kadn aratrmalarnda tartma konusu olan elikili durumu da gzler nne serer: Kadn bak as ile kadn ii arasndaki ince ayrm izgisi ya da bu ikisinin birbirine kartrlmas. Bu sektrel ayrma ylesine iselletirilmitir ki, kadn gazetecilerin kendileri de talep ya da tahminlerini bu ynde oluturmaya neredeyse doal bir eilim gsterirler. Hrriyet Kelebek eki ke yazar Aye Arman, kadn gazetecilerin yetkililerce kadn ilerine ynlendirilmesine ya da bu alanda istihdam edilme9 Karma toplumsallama, kadnlar ve erkeklerin her tr toplumsal ortamda iletiim kurabilmeleri ve buna dayal toplumsal deerlerin benimsendii ortam anlamnda kullanlmaktadr. Trkiyede geleneksel yaplarn ve cinsiyeti zihniyetin etkisiyle bu toplumsallama tr ancak belli kesimlerde grlmektedir. Bunun kart hemcinsler aras, yani bizim ecinsel toplumsallama olarak adlandrdmz ortamdr. Bu ortamda, kadnlar ve erkekler kendi cinslerinden olanlarla iletiim ve iliki kurar, kar cinse iselletirilmi bir kuku ile yaklar. Bu kavramn kadn istihdamyla ilikisi konusunda bkz. Eybolu, zar ve Tufan-Tanrver: 120-121.

180

HLYA TUFAN-TANRIVER

sine ilikin adeta bir tr n yargya sahip olduunu, meslee balad gnlerden bir rnekle dile getirmitir: Sonuta buraya gelince, nce Nokta, aslnda nce Kadnca. Benim tek aklma gelen, beni olsa olsa Kadncaya alrlar diye 1.1. Yatay ayrmclk Yazl basnda kadn istihdam artsa da bu art, kurulularda dengeli bir dalm gstermez. Bir baka deyile, bir gnlk gazetenin her kademesinde, her alannda alanlar arasnda kadnlar ayn oranda oalmamtr. Keza genel olarak basnda, her gazetede kadn gazetecilerin oran ve konumlar ayn deildir; sreli yaynlar asndan da durum ayndr. Batl lkelerde yaplan almalarn da iaret ettikleri zere, kadn igcnn dalm asndan, basnda biri yatay, dieri dikey olmak zere iki farkl ayrmclk gzlenir (van Zoonen: 49). Yatay ayrmclk, yukarda belirttiimiz zere, kadn gazetecilerin tercih edilme gerekelerine deinirken belirttikleri sektrel ayrma biiminde ortaya kar. Bir baka deyile, basnn baz sayfalar ya da servislerinde kadnlar daha fazla istihdam edilirken, bazlarnda ise, saylar yok denecek kadar az olmay srdrr. Fransada, steno ve eviri servisleri, dardan yaz yazanlar ve dzeltmenler arasnda kadn oran % 100lere ularken, fotoraflar, izerler, kameramanlar ve foto-muhabirleri arasnda kadnlar yok denecek kadar azdr. France-Soirda alan bir kadn gazeteci iki servis bize tamamen kapaldr: fotoraf ve spor, der. Bu konuda alan siyaset bilimci Erik Neveu Genel haber gazetelerinde, kadnlara tamamen ve alenen kapal olan ya da tersine tmyle kadnlarn istihdam edildii sayfa ya da servis olmamakla birlikte mesleki uzmanlk alanlarnn dalmlar toplumsal cinsiyet etkilerini yanstr der, halk sal, toplumdan dlanma sorunlar, ocuklarn ve ailenin korunmas, tketim gibi alanlarda, kadn gazetecilerin imzasyla kan yazlar ok fazladr. Ve Le Monde gazetesinde alan bir kadn gazetecinin azndan u szleri aktarr: Bir kadn gazetecinin orduyla, erkeklerin ise, ocuklar, yallar ve kadnlarla ilgilenecekleri gn bir eyler deimi olacaktr, ama henz bu durum bize ok uzak (aktaran Barr: 77-78). Trkiyenin toplumsal-siyasal zelliklerinden tr ordu her gazetecinin zaman zaman deinebilecei aktel bir konu olma zelliine sahiptir. Buna karlk, dier konular asndan, Fransz gazeteciyle ayn kanaati paylamak mmkndr. Mays aynda 18 gnlk gazete zerinde bir hafta sreyle yaplan bir masaba almasnda, spor sayfalarnda kan ke yazlar ya da imzal yazlar arasnda, toplam iki kadn gazeteci saptanmtr. Bunlardan biri de futbolcularn zel yaamlarna ilikin magazin nitelikli bir yaz kaleme almtr. Ayn dorultuda, imzal fotoraf yaynlananlar arasnda da kadn yok denecek kadar azdr.

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

181

Doal olarak bir noktadan sonra yatay ayrm bir tr ksr dng oluturur: zellikle de meslek yaamnda ilerlemi kadn gazeteciler kadnlara zg alanlarda uzmanlatka, kendilerine alan yeni olanaklar bu durumu daha da pekitirici olacaktr. Bu dorultuda, alt gazeteye ait olan dergi grubundan birka derginin birden sorumluluunu stlenen ve bu ilerlemeden memnun olan bir gazeteci, grmemizde, bunlarn ocuk bakm, gelin-evlilik ve mutfak-yemek dergileri olmasn hem yadrgamadn, hem de bu olana geri evirmediini belirtmitir. Sonuta, basnda kadn gazeteciler asndan baz servislere girii engelleyen effaf duvarlar vardr. phesiz, bu konuda bir arz-talep dengesinin mevcudiyeti de sz konusudur. Nitekim, Trkiye gazetesi Yaz leri Mdr Nuh Albayrak Mesela ben hi u ana kadar ey hatrlamyorum. Bize sayfa sekreteri veya redaktr olmak iin mracaat eden bir bayan hatrlamyorum. Ama ey iin bol miktarda var. Muhabir olmak iin derken bu konuya deinmitir. Hrriyet Kelebek eki sorumlusu Seda Kaya Gler ise, arz-talep odakl bu ksr dngde kadnlarn davrann aklarken, hem yatay hem de dikey ayrmclk konusundaki amaz ortaya sermitir: Biraz da bu kadnlardan kaynaklanyor, erkeklerden de. Kadnlar da fazla talepkar olmadlar bu gne kadar. Bakyorlar ite (erkekler) bir ekingenlik var. Bazen bende bile oluyor. () Byle bir istei olan kiinin nne kimse haa sen kadnsn gelme demiyor. 1.2. Dikey ayrmclk Basnda da, nitelikli entelektel igcnn sz konusu olduu dier alanlardaki gibi, kadnlarn ykselmesini, en st dzey konumlara gelmesini engelleyen ak bir ayrmclk yoktur. Ama burada da, bir yandan effaf atlar, te yandan toplumsal cinsiyeti belirleyen genel koullar geerlidir. Dolaysyla, Semra Somersann deyimiyle gazetecilik bu erkek oven lkede, erkek meslei konumunu korur (Somersan, 1997: 8-9). Aratrmac, her siyasal eilimden toplam 20 gazetenin knyeleri zerinde bir hafta sreyle yapt saym sonucu 348 st dzey yetkilinin yalnzca 17sinin kadn olduunu saptamtr. Oransal olarak bu rakam % 5e bile ulamamaktadr. Somersann knye bilgileri arasnda reklam ve halkla ilikiler servislerine yer vermediini anmsatmakta yarar vardr; bu da, yatay ayrmcln geerli olmasndan dolaydr. Fransada bu oran 1998 itibariyle % 14tr. in ilgin yan ayn orann 1990da % 11 olduunu anmsatan Barr, bu artn yanltc olmasn engellemek iin unu vurgular: Bu dnemde daha fazla kadn, ynetici kademesine gelmemi, sadece erkek yneticilerin saylarnda genel bir azalma olduundan, oransal art grlr (Barr: 81). Grtmz tm kadn gazeteciler, dikey ayrmcln varolduunu kabul etmektedirler. Deerlendirmelerinde farkllklar olsa da, ilerinde en volonta-

182

HLYA TUFAN-TANRIVER

rist ve meritokratik dnenler dahil, olgusal olarak bugn basnda st kademelerin erkek olduunu belirtmi ve bunun deimesi gerektiini savunmulardr. Sabah Melodi yazar zlem Akalan, gazetede yaptmz grmede, eliyle iaret ederek Yaz ilerine bakn uradan, kafanz uzatn, hepsi erkek derken, bir baka gn konutuumuz Seda Kaya Gler de bu duyguyla birlikte, deiim istemini dile getirmitir: Mesela bizim gazetemizde Zeynep G var, aramzda konuuyoruz, ne kadar hep erkekler yaz ileri, uraya bir el atalm, oalalm, burda tabii ki oalmak gerektiine inanyorum. Hrriyet yazar Aye Arman da, alt yaz ileri mdrnn iinde kadnlarn yalnzca Nurcan Akatla temsil edildii yaz ileri grubunu tanmlarken, hem vahi alma ve rekabet koullarn, hem de erkeksilii artran terimler kullanmtr: O kattaki daha cangl bir yer onlarn alt. Mesela biz ekler ve bilmem ne. Biz daha byle bir ada halindeyiz. ok daha birbirimize benzeyen insanlar bir aradayz. O (Nurcan Akat) bir case (vaka), onunla konumak nk o bir klada, o bir canglda onun durumu ok zor. A. Askerin almasnda kadn gazeteciler arasnda, kadnlarn Trk basnnda ynetimde yeterince yer almadklarn dnenlerin % 88 gibi byk bir ounluk oluturduu grlmektedir (Asker: 79). Bizim aratrmamzn bu almadan yaklak on yl sonra yapld anmsanrsa, bu balamda basnda pek bir kkl deiimin olmad anlalr. Kadnlarn basnda st ynetim kadrolarna ya da ke yazarl gibi daha prestijli alanlara yeterince ulamasn engelleyen effaf atlarn neler olduu incelendiinde ortaya iki grup etken kar. Bunlardan ilki meslee ilikin, ikincisi ise toplumsal cinsiyet rolleriyle balantldr. Ancak yakndan incelendiinde birinci grup etkenlerin de gerekte yine toplumsal cinsiyete iaret ettii anlalr. A. Askerin bulgularnda, basnda ynetim kademesinde kadnlarn yeterince yer almama nedenlerinin banda ynetimde erkeklerin tercih edilmesi gelir (%54), bunu olduka daha dk bir oranla kadnlarn yneticilie istekli olmamalar (% 11) izler (age.: 81). Seda Kaya Glerin bu konudaki gr de ayn dorultudadr: Bu (yaz ilerinde kadnlarn oalmas) imdiye kadar niye olmad? Hem tabi yneticilerin tavrndan, ynetim kademesine pek semek istemiyorlar. Belirli bir nyargyla aa, kadn, nasl olsa gece kalmaz, sorumluluk stlenmez, ey yapmaz diye () ama bakyorlar ki kadnlar ok iyi yetiiyorlar ve stesinden geliyorlar, o zaman da nlerinde durmuyorlar tabi. Byle bir talebi olan kadna yol alyor her zaman iin. Buradan iki sonu karmak mmkndr: birincisi tercih edilmeme, ya da istemiyorlar gibi belirsiz zneleri iaret eden fiillerin faili aslnda nettir: tercih etmeyenler ya da istemeyenler hal-i hazrdaki yneticiler yani erkeklerdir. kincisi ise, kadn gazetecilerin ykselebilmek iin kendilerini kantlamalar, yani erkekler nezdinde kantlamalar gerekir. Orhan Olcayn saptamas da bu

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

183

gerekeyi dorulamtr: Kadnlar zaman zaman ok daha zverili bence. Sabahlamaya kadar varan zveriye sahipler. Hi tatili dnmyorlar. Ama tabi bu da tek bana yeterli olmayacaktr. nk bu dzlemde de mesleki iblm alr ama toplumsal dzlemdeki iblm engeli ortaya kar: Ancak kadn gazeteciler evlendikleri zaman problemler yaanyor. Bir kadn hamile, ok altm iin kadnlarla beraber; hamilelik dneminde problemler balyor hemen. zin dnemleri girdiinde araya ister istemez iyerinde bir aksama oluyor diyen Orhan Olcay bu durumun altn izerken, bir kadn gazeteci olarak Aye Arman da benzeri konuya, kiisel yaam ve istekleri dorultusunda deinmitir: Ayrca bir tarafyla da ekirdek aile istiyorum. Bu hi uymuyor gazetecilie. Liesbet van Zoonen, meslee otuzlu yalarda giren Hollandal kadn gazetecilerin genellikle ocuksuz, oysa benzer yataki erkek meslektalarnn ocuklu olduklarna dikkati ekerken, bu iki meslein zde olarak grlebileceini belirtir. Gazetecilik annelikle ayn kefeye konabilir nk her ikisi de 24 saat hazr olmay ve uramay gerektirir (van Zoonen: 53). 1.2. Dier sorunlar Kadn gazeteciler, tm glkleri gsleseler, zveriyle alsalar da bu erkek egemen toplum, erkek meslektalar asndan sz konusu bile olmayan yeni engeller koyar nlerine. Doan Tln grt bir Trk kadn gazeteci erkek arkadalarnn haber kaynaklaryla kurduklar ilikiyi kuramamaktan yaknm kurmaya kalktmda adm baka ekilde anlyor. Bir keresinde beni bir kaynamn arabasnda grdler. Dedikodu kazan hemen kaynamaya balad ve benim o haber kaynamla ilikim olduu sylendi.() (Tl, 1998: 132). Toplumsal cinsiyet mesleki zelliin nne gemeye balaynca, tersi durumlarn ve buna ilikin kanaatlerin de varl anlalabilir. Yine Tln aktardna gre, baz erkek gazeteciler editrlerin gzel kadn gazetecileri ie almay tercih ettiklerini ve kimi kadn gazetecilerin haber almada veya ykselmede cinsiyetlerini kullandklarn dnmektedirler. Demek ki kadnlar sz konusu olduunda, nce kadnsn sonra gazeteci zihniyeti geerliliini korumaktadr. phesiz genelde kadn igc sz konusu olduunda, cret, sosyal gvence, mesleki formasyon olanaklar, vb. konularda bir ayrm olup olmad da akla gelir. Ancak, zellikle de yeni sahiplik yaps ve onunla balantl olarak hzla gelien sendikaszlatrma, enformel alma dnemleri, vb. nedeniyle basnda bu konuda cinsiyet etkeni olmakszn, alanlar arasnda nemli dengesizlikler vardr. Yasa ve kurallarn olmad ortamda, hele de iki byk basn grubu arasnda birbirinden igc almama konusunda bir centilmenlik anlamas olduu dnlrse, i gvencesi endiesi tayan basn alanlarnn nemli blmne, bireysel pazarlklar d pek fazla manevra olana braklmad da ak-

184

HLYA TUFAN-TANRIVER

tr. Bu gruplardan birinde alan bir kadn gazeteciye cret sorusu ynelttiimizde yant aklayc olmutur kadn-erkek fark diye bir ey yok ama, burada zaten kim ne alr, neden alr bilmek mmkn deil. Bakn u yan masada benimle ayn ii yapan kii benim iki katm maa alabilir, asla soramazsn neden diye.

2. Televizyon drama sektr


Bunca kkl tarihine karlk basn alannda bile net verilerin bulunmad Trkiyede, kamu tekeli dnemini saymazsak henz on yln bile doldurmam olan ticari televizyon yayncl konusunda iyice el yordamyla tahmin yrtme zorunda kalnaca aktr. Bu nedenle, kalitatif amala yaplan almamzn tesinde, baz grmelerde sektrden kiilerin verdikleri birka mertebe dnda, kehanette bulunmamak daha doru olacaktr. Televizyona drama reten sektr iinde kadn alanlarn pay, nitelikleri ve sorunlarna deinirken temel aldmz rn tr yerli televizyon dizileri olmutur. Bunun balca nedeni sz konusu programlarn, zellikle de ticari televizyonlarn yaygnlat son 4-5 yldan bu yana gerek bir patlama yaayarak, bal bana toplumsal-kltrel bir olgu haline gelmi olmalardr. Bugn yaygn olarak yayn yapan en byk be ticari televizyon kanalnda, k sezonunda, kimi tekrarlar dahil, gndz ve gece, ortalama haftada 40 ayr yerli dizi programlanr. Bunlarn bir blm ksa mrl olsa da, yayndan kalkan dizinin yerini ksa zamanda bir bakas alarak bu ortalamay srdrr. Bu saysal patlama, doal olarak genel istihdam hacmini de artrm, alma koullar ve sektr yapsn da ksmen dntrmtr. zellikle de yayn yaamlarnn balarnda, bu medya kurulularna drama reten kesim, geleneksel olarak Yeilam adyla anlan Trk sinema sektrdr. Geri, Trkiyede sinemann ne derece sektr olup olmad bal bana bir tartma konusudur ama, en azndan belirgin ve ayrk biimde televizyon amal drama reten farkl bir kaynak yoktur. Belki imdilerde, bu ynde bir uzmanlamann balad sylenebilir. 2.1. Sinema sektrne kadnlarn katlm Sanatla tekniin ayrlmaz bir btnn paralar olarak bir arada yer ald sinema alannda Trkiyede ne zaman ne kadar kiinin istihdam edildii bilinmemektedir. Alan ayrm nedeniyle, farkl mesleki dernek ve birliklerin yer ald sektrde, bu ayrm yaplmakszn tm alanlar bir araya getirme amacyla faaliyet gsteren Sinema Emekileri Sendikasnn (SNE-SEN) bugnk toplam ye says 600dr. Ancak, sendika bakannn ifadesiyle, sektrn tm alanlarnda alanlarn says 5.000e yakn olarak tahmin edilebilir. SNE-SEN yeleri arasnda kadnlarn oran, bugn itibariyle % 28dir; ayn orann

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

185

1997de % 23 olduu dnldnde, ynsal olmasa da dzenli bir art olduu sylenebilir. Ancak phesiz asl nemli veri, alanlarn sendikalama dzeyinin dkldr. 80li yllara kadar, kadnlar, sinemada sadece kamera nnde, yani oyuncu sfatyla yer almlardr. Ancak bu yllardan itibaren, stelik de sinemann ciddi bir kriz yaamasna ramen, video piyasasnn desteklemesiyle yaratlan yeni yapm ortamnda, giderek kadnlarn sektre girmeye balad grlr. Konuyu televizyonu da dahil ederek ele alan bir yetkili bu artn gerekesini gayet net biimde ifade etmitir: Kadn artmad aslnda, artan eitim (Meliha Varol, SHOW TV Program mdiresi). Gerekten de yakndan bakldnda bu yllar, farkl niversite ve akademiler bnyesinde kurulan sinema-TV blmlerinin ilk rencilerini verme dnemlerine denk der. Nitekim, almamz kapsamnda grtmz kadn alanlarn, zellikle de reji, sanat ve senaryo grubunda olanlarn tm niversite, bunlarn da nemli blm iletiim fakltesi ya da sinema-TV blm mezunudur. Ayrca, incelediimiz yerli dizilerin yazm ve ynetiminde alan grup iin de (bunlarn iinde hem kadn hem erkekler bulunmaktadr) benzer zellikler geerlidir. Dolaysyla, nce video, ama daha sonra asl televizyon drama sektrnn talepleri dorultusunda ivme kazanan sinema sektrnde kadn igcn, genel bir kan deiimi erevesinde ele almak yanl olmaz. Yeilam, genler, eitimliler ve kadnlarn geliiyle farkl bir yapya ynelmektedir. Nitekim bu yeni kategorilerin piyasaya girmesi pek de kolay olmamtr. Daha aka dile gelen atma, bir kadn/erkek, ya da yal/genten ok alayl/okullu kartln odak almtr. Okullular beenilmez piyasada.() ki anlamda itilirler. Bir kere kltrel dzeylerinin farkl olmasndan kaynaklanan bir ilikisizlik sz konusudur. Neredeyse okullu olduu iin aalanr pozisyondadr. kincisi, hakikaten eli ayana dolar o anlamda diyen senarist bir kadn,10 bu szleriyle sinema sektrne zg ok belirleyici bir noktaya deinmitir: Kltrel dzey fark. Gerekten de Trkiyede sinema sektrnde alma yaamnn rgtsel ve toplumsal yaps bir tr ularn birlikteliine dayanr. Ayn ekip iinde tm de (ya da en azndan ounluu) iktisadi anlamda nitelikli igcn temsil eden ancak taban tabana zt sosyo-ekonomik ve kltrel snf ve gruplara ait olan kiiler dirsek dirsee alrlar: Gzel sanatlar fakltesi mezunu ynetmenle, baba mesleini devralm ilkokul mezunu k; edebiyat dalnda yksek eitim alm bir yandan da senaryo yazan asistanla, hibir eitimi olmayan set iisi, belli bir zaman ve mekan dahilinde bazen gece-gndz bir arada ve birbirlerini tamamlayarak almak durumundadrlar. Ayn sofrada ayn yemei yer, ayn minibsle da-ta dolarlar.
10 Televizyon drama/sinema sektrnde alan kadnlardan bazlar ak adlarn, i gvenliklerini dnerek, vermek istememilerdir. Ayrm gzetmemek adna, burada hibirinin adn kullanmyor; almann yapld dnemde stlendikleri grevi belirtiyoruz.

186 2.2. Alan ayrm

HLYA TUFAN-TANRIVER

Sinema alannda alan kadnlarn eitim dzeyleri ve sektrn yaps bir arada deerlendirildiinde, Trkiyede niversite d meslek eitimi ya da teknik formasyon veren sinema okullar da olmadna gre, kadnlarn baz alanlarda younlamas kolayca anlalabilir. Set iisi ya da k kadn yoktur (ya da yoka yakndr), ama yardmc ynetmenler, sanat ynetmenleri, prodksiyon sorumlular ya da makyaj, kostm gibi alanlarda kadn says zaman zaman % 100e yaklamaktadr. Bir yardmc ynetmenin kulland akayla kark ifade hem bu noktann altn izer, hem de te yandan bu ayrmda fiziksel farkllklarn da etkili olduunu anmsatr: (Alan ayrm) bence ok normal, yaratc btn alanlar kaptk, hammaliyeyi erkeklere braktk. Tabi akayla kark syledim ama gerekten bir de byle bir ey var. imdi sanat ynetmenlii yaratc bir i, kadnlar arlkta, kostm yaratc bir i kadnlar arlkta () Mesela kameraman neden olmuyor kadnlar? () Galiba kamera asistanlyla balamal kameramanlk, kamera asistanl da yine hamallk. Bir erkek dizi prodktr de alan ayrmn bu farka dayandrmtr: Vallahi tabi ar iilik gereken kesimlerde erkekler alyor. Daha narin alma artlar olanlar alamyor. Sanat ynetmeni bir kadn bu alan ayrmasnda hem fiziksel farkllklarn pay olduunu, hem de deindiimiz zere bir tr mesleki ayrmann etkili olduunu belirterek aklama yoluna gitmitir: Sinemada baz iler iilik gerektirir. kadnn her eyi yapmas diye bir ey yok yani, set, aryo tamak falan bunlar ey ok ar iler, yani bir de kadns da deil, yani bunlar iilie ynelik eyler. niversite mezunu kadnlarn ii olmas iin de bir neden yoktur. Nitekim benzeri konumdaki erkekler de bu alanlarda almazlar. Dolaysyla sinema ve televizyon drama sektr balamnda cinsiyeti bir engelden yani rnein basndaki effaf duvarlarla simgelediimiz yatay ayrmclktan ok bir tr niteliksel ve mesleksel ayrmadan sz etmek daha dorudur. Kabaca iilik temelli etkinlik alanyla yaratclka (ki buna prodksiyon anlamnda bir tr insan ilikileri alann da katmak mmkndr) yakn olan alann ayrmnda, kadnlar ikincisinde yer alrlar; ille de bir ayrmclktan sz etmek gerekse bu pozitif ayrmclkla nitelenebilir ama yukarda deindiimiz nedenlerle aslnda byle bir olgu da sz konusu deildir. Sinema ve televizyon drama sektrnde kadnlarn artmasn zsel olarak aklayanlar da vardr. Bu yaklamda olanlar iin, kadnlar, farkl zelliklere sahip olduklarndan ve sinema da bu tr zelliklere ihtiya duyduundan, oalmalar ilevsel bir tr arz-talep dengesinin sonucudur. Mesela sanat ynetmenlii alannda kadnlarn tercih edildii gibi de bir eilim var. Prodksiyonda da; detayc olduu iin. Bizim mesleimiz detaylara dikkat etmeyi fazlasyla gerektiren bir meslek. Bu da kadnlarda doal olarak bulunan bir ey. Yapsal, igdsel bir ey. O yzden baya fazla. ifadesiyle bu zsel niteliklere deinen bir

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

187

kadn senaristinkine benzer gr, bir kadn ynetmen, dorudan kendi deneyiminden hareketle savunmutur: Acaba kadnlar biraz daha m titiz oluyorlar diye dnyorum. Yani onlar (erkekler) biraz daha tamam canm bunu hallederiz, bover, tekrardan ekmeyelim diyebiliyorlar. Ama ok ufak bir eye biz taklabiliyoruz; belki ben kendimde mi gryorum, bilmiyorum. Bir erkek ynetmen de benzeri zelliklere (titizlik, temizlik) deinirken, montaj alanndan rnek vermi ve bu sektrde zaten kadn gzne ihtiya var. diyerek bir genellemeye gitmitir. Kadnlarn sinemada baz alanlarda tercih edilmesi ya da grece kolaylkla alma olana bulabilmesinde pay olduu dnlen zellikler arasnda bir de organizasyon ruhu, disiplin ve zveriye deinilmesi dikkat ekicidir: Kadnlar tercih ediliyorlar. Bunun birka nedeni olduunu dnyorum. Birincisi, kadnlar gerekten disiplinli ve fazla zveriyle alyorlar. Daha ok ey vermek, daha ok ey katmak gibi bir dertleri var, ortaya kacak rne szlerini kullanan bir kadn senaristin gr, bir kadn prodktr tarafndan da dorulanmtr. Yani biz seviyoruz bayanlarla almay, nk daha organize oluyorlar. Televizyon ii de daha organize beyinler istiyor. Ancak ilgin bir biimde, prodktr, kadnlardaki bu zellii igdsel ya da yapsal olarak deil, aslnda toplumsallama sreleri ve toplumsal cinsiyetle balantlandrarak aklamaktadr: Kadnlar hayatlarnn her alann organize etmekle ykml hissettikleri iin kendilerini Trkiye gibi bir toplumda, ev ii, hele alan kadn iin ev ii, bilmem nesi; her eyi bir anda dnd iin ok iyi organizasyon kafas oluyor. Onun iin prodksiyon camiasnda kadnlar ok baarl oluyor. 2.3. Dikey ayrmclk Belli zellikleriyle baarl olarak nitelenmelerine, yaratc alanlarda giderek daha youn olarak almalarna, yksek eitim dzeyi ve entelektel, sanatsal birikime sahip olmalarna karn, sinema sektrnde alan kadnlarn, tm dier atlar asalar da ynetmenlike gtren son effaf aty pek fazla kramadklar grlr. Bunun en somut gstergesi, bugn itibariyle 160 yeye sahip Film Ynetmenleri Derneinin kadn ye saysnn sadece 9; yani oransal olarak ifade edersek % 6dan az olmasdr. Her ne kadar bayanlara ok iyi gzle baklyorsa da, sra ynetmen olmaya gelince, o kadar da iyi bakmyorlar (nk) prodktrlerde ok deime olmad diyen bir kadn yardmc ynetmen, finansal kayna salayanlarn zihniyetlerinin zerinde durmutur. Bir baka deyile yksek maliyetler gerektiren yapmlara yatrm yapacak kiiler erkeklere daha fazla gven duyarlar. Ayrca, kadnlarn sektrdeki yenilii dnldnde, ynetmen olarak yeterince deneyim ve an-hret sahibi kadn saysnn da azl caydrc bir unsur olmaktadr. Bu deneyim konusunun yaratt ksr dng, her alanda olduu gibi, burada da,

188

HLYA TUFAN-TANRIVER

deneyimsizleri dlarken, deneyim edinme olanaklarn da kstlam olur. Kadnlarn ynetmenlik mertebesine ulama gln aklarken bir kadn senarist, bu konuda toplumsal cinsiyet rollerinin ve bunlarn iselletirilmesi nedeniyle kadnlarda zgven eksikliinin oluturduu effaf atlara deinmitir. Burada sektrn geleneksel bir nyargs var. Yani bizim setlerimizde ynetmenliin baya mao olmas gerekiyor diye bir eye allm, aslnda hi gerekmiyor. Tuhaf bir biimde teknik ekip de oyuncular da byle bir eye alm. Yani bu ite Yeilamn kt geleneklerinin kalntlar. Kadnlar bunu yapmyorlar, yapamyorlar. Daha yumuak daha doru otoriteler kuruyorlar aslnda. Bir de kadnlarn kendilerinden gelen bir gvensizlik var. Bir otorite noktasnda, irade kullanma, inisyatif kullanma noktasnda ok fazla gl hissetmediklerini kendilerini gryorum. Oysa yani estetik adan, erkek ynetmenlerden ok daha fazla eyler katabileceklerini ben biliyorum, fakat ynetmen dediiniz zaman sektrn dier alanlarndan iki misli daha fazla alma gerektiriyor. Ayn zamanda kadnlarn zel yaamnn, ocuklarnn, ailesinin de buna elvermedii bir gerek. Onun iin fazla almyorlar ynetmen olarak. Sektrden baz kiilerde yaygn olan bir kan ise, sayca az olan kadn ynetmenlerin problemli olmalardr. Yalnzca erkekler deil, baz kadn alanlar da benzer grleri dile getirmilerdir. Kadn ynetmenler var. Onlar da u bunalml hallerinden bir kurtulsalar hi fena olmayacak yani. () ok ciddiler, ok kaskatlar, ok huzursuz ve rahatszlar. Onun nedenini anlamyorum ben aslnda. Bu ynetmenlikle ok ilgili diye dnyorum () Ynetmenliin ona getirdii o iktidar kadnln da bunun iine yediriyor. Keke ayrt edebilseydi ama olmuyor. Mesela asistanlktan geldiyse eer ve atyorum, ok ezildiyse, ok yprandysa erkekler tarafndan, ona sunulan iktidar, orda ektii eylerin acsn da alarak sanki karmaya alyor. diyen bir kadn senaristin deindii iktidar sorunu, bir erkek ynetmen tarafndan da dile getirilmitir: Kesin kadn ynetmenler daha problemli. () Bilmiyorum ama Trkiyede kadn olmann getirdii bir iktidar meselesi var ya sette bunu yaymak istiyor aslnda kadn ynetmenler Bir kadn olarak baknca srekli barma ihtiyac hissediyorlar erkek toplumunun iinde. ktidardan yoksun braklma ve/veya ezilmenin kadn sinemaclarda dourduu hn, bir baka erkek ynetmen hrs olarak deerlendirmekte ve etkisini anlayla karlamaktadr: imdi kadn ynetmenlerin sorunlu oluu bence tamamen psikolojik nk kadn ynetmen olana kadar o getii yollarda ok hrsl oluyorlar. Doal olarak nk erkekleri yararak oraya giriyorlar. 2.4. Ortamla ilikiler Kadn ynetmenlere ilikin olarak sylenen bu szler, gerekte sinema-drama alannda alan tm kadnlar iin geerlidir. Onlarn tm erkeklerin iinde, erkeklere kar, erkeklerle birlikte var olma mcadelesi vermi ve ver-

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

189

mektedirler. Bu mcadele etindir ama az da olsa sonu alnmaktadr. Halen bu alanda fiilen alanlarn tm ilk gnlerinden bu yana olumlu deiimler olduunu belirtirken bunu vurgulamaktadrlar. Eitim dzeyi, alma alan ve kadn bak asna sahip olma dzeyi ne olursa olsun, grme yaptmz tm kadnlar, sektr deerlendirirken ilk olarak Yeilamn cinsiyetine deinmilerdir. Bir kadn senarist bu i alannn cinsiyetinin erkek olduu kyor ortaya. Yani ok erkek bir alan, oyuncusuyla da, yapmcsyla da, alanyla da ifadesini kullanrken, bir dieri Tamamen onlarn dnyas aslnda. Yeilam erkeklerin dnyas. demitir. Bu erkek nitelemesinin eleri, d grn, kullanlan dil ve kadnlara bakta, iliki kurma biimlerinde kendini gstermektedir. Bunu belirtirken baz kadnlarn, aka korku duyduklar ya da eziyete uradklarn belirtmeleri anlamldr. lk i deneyimini aktaran, iletiim eitimi alm bir kadn senarist, Yeilamdaki ilk giriimini yle aktarmtr: Girdim oturdum. Birtakm bykl, gbekli, iren tipli adamlar, sanki ben oraya eye gelmiim gibi. Naber falan. Yani hibir ey yok, resmiyet yok. dm koptu onlardan. Bir yardmc ynetmen ise, deneyimini daha sosyolojik kategorilere dayandrarak ifade etmektedir: Ben ilk almaya baladmda. Yeilamda video filmleri dnemiydi. () ok alt kltr ve ok lmpen insanlard. Mesela o dnemi ok kt hatrlyorum. ok eziyet ektim. Bugn televizyon drama alannda ynetmenlik yapan bir dier kadn ise Ben Yeilamda altm. nanlmaz belden aa yani, o setlerden nasl katm bilemedim. terimlerini kullanmtr. Kfrl konumalar, mesafesiz, laubali ilikiler, sert ifadeler, barp arma Kadnlar, alk olmadklar bu ortamdaki var olma mcadelelerinde, ok da dnlm, planlanm olarak deil de, spontan bir biimde iki yol izlemilerdir: Onlarn silahlaryla donanmak, yani ksmen ortama uyum salamak, bir de kadnlar aras dayanma. Bunlardan ilki phesiz, sektrn yapsn srdrc, ikincisi ise, tersine deitirici niteliktedir. Sonu olarak, her eye ramen, kadnlarn katlm ve oalmalaryla birlikte, ortamda deimenin balad sylenebilir. Tutunabilmek iin ortama uyum salamak, Cemal Akaln kamu alanna giren kadnlarn itildii eklinde ifade ettii olguyu anmsatr: Erkeklemek, siyasal (ya da kamusal) anlamda bir travesti olmak (Akal, 1996: 22). Yardmc ynetmen bir kadn, bunun en belirgin rneinin Trkiyenin ilk kadn ynetmeni olduunu belirtmitir: imdi ilk kadn ynetmenlerden balayaym. Bilge Olga mesela. Allah rahmet eylesin, hep erkek gibi davrand. Daha ok kendi duyarllklarn yakalamak iin deil de, erkekler gibi olmak iin bir sava var sanki. Bir sanat ynetmeni kadn ise, bu ortamda kadn olmann cinsel nesne olmak anlamna geldiini belirtirken, bu sektrde yaygn olan taciz sorununa da deinmitir; kalan seenek cinsiyetini reddetmektir: Ya onlarn istedii gibi bir kadn olacaksnz. Onlara hayr demeyecek, yatacaksnz. Ya da onlarla ayn

190

HLYA TUFAN-TANRIVER

olmak zorundasnz. Yani erkek olmak Bylece kadnlnz unutacaksnz.() Ben bu sektrde kadnlm hi hissetmiyorum. Bir dnem yalnz Trkiye iin deil, her yerde kullanlan tabiri anmsayalm. Bir kadn oyuncu iin hretin yolu ynetmenin (veya prodktrn) yatak odasndan geer. Erkek Yeilamda, oyuncular bir yana, sektre girme mcadelesindeki kadnlar da istihdamn yolu olarak tacizle tanmlardr. Bugn ynetmen olan gen bir kadn, asistan olarak almaya balad dnemde, nasl nl, yeni mezun bir renci iin nemli bir ynetmen tarafndan tacize uradn ve bu olguya ne gzle bakldn u terimlerle aktarmtr: Ben hep gler yzl, yaklamlar pozitif bir insan olduum iin balangta ok yanl anlalmt ve inanlmaz bir tacize uradm.() O kuan srekli hayret ettii bir ey vard, sen bana nasl hayr dersin () ben ynetmenim. Bu noktada, sinema-drama alannda alan kadnlar, taciz konusunda bilinen bir baka olguya da deinirler: Baz meslektalarnn kariyer amacyla bu tr olaylara gz yummalar. Ayrca, yukardaki alntdan da anlalaca zere, genelde taciz olgusu, bu sektrn eski dnemiyle, eski kuakla anlmaktadr. En banda da deindiimiz zere, genlerin, eitimlilerin ve kadnlarn oalmasyla birlikte, bu eski adetler giderek azalmaktadr. Buna karlk, sektrn, insan ilikileri, insanlar ikna etme gibi beceriler gerektiren baz alanlarnda (zellikle de yapm sorumluluklar gibi) zellikle kadnlarn tercih edilir olmas, bir anlamda kadnn vitrinlik ynn kullanma anlamn tamaktadr. Prodksiyonda kadn tercih ediliyor. O da tamamen kadnn oradaki fonksiyonu obje. Yani bir mekan bulunacaksa, klksz adamlar kmasn karsna, daha gzel kadnlar, konumasn bilen kadnlar ksn diye.() Kadnn resmen bu ynn kullanan der bir kadn senarist. Kadnlarn sektrde alabilmek iin setikleri ikinci yolun dayanma olduunu belirtmitik. Geri burada, her zaman iin de ok bilinli bir kadnlararas dayanmadan ok bir tr sezgisel araytan ya da yine isellemi bir znel ittifak arayndan sz etmek daha doru olabilir. Bir yardmc ynetmen, sette baka kadnlarn da olmasnn kendisinde yaratt etkiyi u szlerle aktarr: Benim mesela altm dnemde, sanat ynetmeni nadiren vard, kadn olurdu ve bu beni ok mutlu ederdi. nk mesela kamera arkasndaki ekip yirmi kiiyse, tek kadn olarak almak baka bir ey, birka kadn olarak almak baka bir ey. Bir baka kadn da, bu konuda aka pozitif ayrmclk yaptn aktarmtr: Ben piyasaya ilk girdiimde, setlerdeki tek kadn olmamak iin, yani bu yorucu bir ey nk, tek kadn olmamak iin, mesela ikinci asistan mutlaka kadn alyordum ne olursa olsun, mesela ilk ii olsun, ilk ey olsun mutlaka kadn olmasna alyordum () Sete kadn doldurduum gibi bir eletiri var. Tm bu saptamalardan anlalaca zere, sinema-televizyon drama sektrnde kadnlarn asl sorunlar bir tr varolu, kendilerini kabul ettirme sorunudur. Bunun tesinde, cret ya da alma koullar asndan herhangi bir

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

191

ayrmclk yaamazlar. cretler, genelde baka sektrlere oranla dnldnde olduka yksektir. Daha dorusu yle bir grnm sunar. allan srece iyi para kazanlr. Ama buradaki terim anlamldr: allan srece. Zira bu sektrde, hibir i gvencesi yoktur. 13 blmlk bir dizi almasna balayan, yaamn bu dorultuda planlayan bir sr insan, ilk iki blmde reytinglerin dk kmas sonucu, diziyi finanse eden televizyon kanalnn kararyla bir gnde isiz kalverirler. Hibir sosyal gvenceleri, i gvenceleri yoktur. Ayn ekip dahilinde cret artlar sorunlu olduundan, i bulma ansna sahip ou insan, enflasyon ortamnda cretlerini ykseltebilmenin tek aresi olarak i deitirir. alma koullar, ounlukla vahidir. Bir sanat ynetmeni kadn yle demitir: Gnde onalt saat alyoruz yani. Kesinlikle bir gn (haftada bir gn tatil) sama-salak bir ey yani, sadece uyumak iin yeterli. Dolaysyla kadnlara kar koullarda bir ayrm yoktur: Ya uyarsnz, ya gidersiniz. nemli bir sinema filminin ekimi srasnda doum yapan bir kadnn rnei verilmitir bu balamda; Anadoluda yaplan ekimlere, mesleki karyeri asndan mutlaka katlmak isteyen kadn, bebeini stanbulda bakcya brakm, alma boyunca, her gn uakla termos iinde, bebee anne st ulatrlmtr. Byle bir eyi, hem ka kadn yapar, hem de ka ekim ekibi kabul eder bilinmez. Ayrca tabi, asl nemlisi neden bir kadn birka aylk emzirme dneminde karaca bir i iin bu kadar endielenmek zorundadr. Sanrm Trkiyede sinema-TV drama sektrnde alma ortamndaki belirsizlik ve enformel koullar en iyi anlatabilecek rneklerden biri budur.

Deerlendirme
Basn ve sinema-televizyon alanndan baz rnekler bize Trkiyede medya sektrnn bu i kollarnda kadn igcnn konumuna ve sorunlarna ilikin baz ipular vermitir. ncelikle alt izilmesi gereken, yksek eitim ve deneyimin yan sra, bireysel dzlemde girikenlik ve pazarlk yetenei de gerektiren bu alanlarda kadnlarn sayca halen az olmakla birlikte, giderek oalma eiliminin bulunmasdr. Ancak nicel oalma, nitel oalmay dourmamaktadr. Basnda ynetici ya da benzeri prestijli alanlarda, sinema-televizyonda de ynetmenlik ya da senaryo yazm gibi dallarda effaf atlar kadnlara engel oluturmay srdrr. te yandan, basnda ok daha net olan yatay ayrmclk, sinema ve televizyon alannda, daha az belirgin dzeyde de olsa vardr: Sinemada, sinema filmi/televizyon dramas balamnda, ciddi (yani sanatsal) olarak grlen birinci alanda erkeklerin ar egemenlii srerken, daha hafif (yani popler kltr) olarak grlen televizyonda kadnlara daha ok ynetim olana vardr. Ayrca televizyonun geneli ele alndnda, ciddi yani erkeksi olarak grlen haber-belge-siyasal program alannda ok daha az kadn alrken,

192

HLYA TUFAN-TANRIVER

drama alannda daha fazla kadna rastlanr. phesiz her iki alanda da kadnlarn varlk gstermesi ve ykselmesini nleyici etkenlerin banda da toplumsal dzlemdeki cinsiyeti rol ayrm ve bunun iselletirilmesini salayan zihniyet kalplar gelmektedir. alanlara gayri insani koullar dayatan sektrler, kendi yaplanmalarn sorgulayacaklarna, ve bu sektrlerde alan erkekler, kendileri adna i dnda yaama hakk talep edeceklerine kadnlarn katlmlarn kstlayc olarak zel yaam ne srerler. Trkiyenin geneli iin geerli olan sendikaszlatrma, belki de toplumun en fazla eitimli, dolaysyla da toplumsal-mesleki bilin sahibi olmas beklenen alanlarna dayatlr. phesiz basn alannda, bu alan da kapsayan genel varolusal ve etik sorgulamalar evresinde baz oluumlar ortaya kmtr; sinema / televizyon alannda, durumda pek bir iyileme gzlenmez. 80li yllarla birlikte gelen ekonomik liberalleme, bu sektrlerde vahi retim ve rekabet koullar dourmu, bu durum istihdam ve alma koullarn da etkilemitir. Bylesi durumlarda, en fazla zarar gren kesimler, kamu alannda mcadele etme ve hak talep etme (ya da en azndan yukarda belirttiimiz gibi pazarlk etme) alkanlna en az sahip olanlardr: Kadnlar da bu balamda ilk sray alrlar. Dahas, sinema/televizyon alannda ksmen ve sezgisel bir biimde varolan kadnlar aras dayanma, gndelik alma pratii anlamnda bir zm stratejisi getirir ama yetersizdir. Her iki alanda da, ortak sorunlar paylama ve destek alarak zm retmeye ynelik ciddi danma-dayanma gruplarnn, yani kadn gazeteciler, kadn sinemaclar trnden oluumlarn varl gereklidir. zellikle de ekip almas gerektiren ve finans kayna, tasarm ve yapm alanlarnda ortak paydalar gerektiren televizyon drama sektrnde, zaman/mekan, vb. kstlar dolaysyla, kadn tasarmclarn rettikleri yaptn ierii zerine dnecek vakte dahi sahip olmadklar sylenebilir. Ayrca, sektrn genel retim ve rgtlenme koullar, gerek basnda, gerek televizyon drama alannda, kadnlarn farkl sylem retmesini engelleyici niteliktedir. Bugn, bu konular zerine dnmek ve tartmak bile, medyada kadn alanlarn varlk mcadeleleri sonucu baz admlar attklarnn gstergesidir ama.. 68in nl sloganyla syleyecek olursak daha bitmedi, mcadeleyi srdrelim

KAYNAKA Akal, Cemal Bali (1991) Siyasi ktidarn Cinsiyeti, mge Yaynlar, Ankara. Asker, Aye (1991) Kadn Gazeteciler, Gazeteciler Cemiyeti, Tezler Dizisi 5, stanbul. Bala-Gkalp Lusin (1993) Entre terre et machine: Industrialisation et travail des femmes, LHarmattan, Logiques sociales, Paris. Barr Virginie vd. (1999) Dites-le avec des femmes: Le sexisme ordinaire dans les mdias, CFD/AFJ, Mdialibre, Paris.

MEDYA SEKTRNDE KADIN GC

193

Baudelot, Christian ve Roger Establet (1992) Allez les filles!, Editions du Seuil, Points actuels, Paris. Bihr, Alain ve Roland Pfefferkorn (1996) Hommes/Femmes: Lintrouvable galit, Les Editions de lAtelier, Les Editions ouvrires, Paris. Boserup, Ester (1970) Womens Role in the Economic Development, George Allen and Unwin Ltd., Londra; zikreden A. Eybolu, . zar, H. Tufan-Tanrver, Kentlerde Kadnlarn Yaamna Katlm Sorunlarnn Sosyo-ekonomik ve Kltrel Boyutlar, KSSGM Yaynlar, Ankara, 2000. Bourdieu, Pierre (1968) (Jean-Claude Passeron ve Jean-Claude Chamboredon ile birlikte), Le mtier de sociologue, Editions EHESS. Bourdieu, Pierre (1980) Le Sens pratique, Editions de Minuit. Charon, Jean-Marie (1995) La Presse Quotidienne, Ed.La Dcouverte Repres, Paris. Corcuff, Philippe (1995) Les Nouvelles sociologies, Nathan-Universit, sociologie 128, Paris. Eybolu, Aye, emsa zar, Hlya Tufan-Tanrver (2000) Kentlerde Kadnlarn Yaamna Katlm Sorunlarnn Sosyo-ekonomik ve Kltrel Boyutlar, T.C.Babakanlk, KSSGM Yaynlar, Ankara. ke, M. Kemal (1994) Gazeteci, ada Gazeteciler Dernei Yaynlar, no.11, Ankara. Rmy, Monique (1994) Comment les femmes sont vues? Images et statuts des femmes dans les mdias, Point dappui Womens studies, Universit Libre de Bruxelles. Somersan, Semra (1997) Erkek oven lkenin erkek meslei: gazetecilik, Radikal ki, 11 Mays. Tl, . Doan (1998) Utanyorum ama Gazeteciyim, letiim Yaynlar, stanbul. Tl, . Doan (1999) Milliyetilik ve yeni sahiplik yaps kskacnda Trk medyas: Baz ahlaki sorunlar, Birikim, no.117, Medya ve Etii, Ocak. Tufan-Tanrver, Hlya ve Aye Eybolu (2000) Popler Kltr rnlerinde Kadn stihdamn Etkileyebilecek eler, T.C.Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl Yayn, Ankara. van Zoonen, Lisbet (1994) Feminist Media Studies, Sage Publications, Londra.

194

Trkiyede yapsal uyum srecinde emek piyasasnn esneklii


zlem Onaran*

1. Giri
Gelimekte olan lkelerde 1970lerin sonundan ve 1980lerin bandan itibaren IMF ve Dnya Bankasnn nerileri dorultusunda gelitirilmi yapsal uyum politikalar ile iktisat politikalarna yeni bir yn verilmitir. Dnemin egemen iktisat akm haline gelen neoklasik iktisat politikalar temelinde ekillenen bu yeni yneliin ana eksenini, ithal ikameci politikalardan ihracat ynelimli politikalara gei belirlemitir. Bu erevede yapsal uyum politikalarnn sonucuna ulamas iin emek piyasasna da nemli bir rol atfedilmektedir. zellikle yapsal uyum srecinin ilk aamas olarak grlen ekonomik istikrarn salanmas aamasnda, i talebi kstlayc politikalar sonucunda isizlikte bir art olmas halinde, esas uyumun emek piyasas zerinden gereklemesi beklenmektedir. cretlerin emek piyasasn tekrar dengeye kavuturacak ekilde dmesinin -aa doru esnek olmasnn- programn baarsnda kilit bir role sahip olduu vurgulanmaktadr. stikrar nlemlerinin ilk aamada istihdam ve gelir dalm zerinde olumsuz etkileri olabilecei neoklasik iktisatlar tarafndan da kabul edilmekle beraber, emek piyasasnda arpklklar olmad srece yapsal uyum politikalarnn orta vadede istihdam artraca ve dolaysyla yoksulluu azaltaca iddia edilmektedir (Krueger, 1981; Edwards, 1988; Cox-Edwards ve Edwards, 1994). Bu bak asna gre sendikalar veya asgari cret uygulamalar emek piyasasnn esnek uyum kapasitesini snrlayan arpklklar olarak grlmektedir. Dnya ekonomisine eklemlenme konusunda ciddi admlar atm olan pek ok gelimekte olan lkede yksek isizlik oranlarnn ve gelir dalmndaki trajik
(*) T, letme Blm.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

195

eitsizliin devam etmekte olmas, egemen iktisat evrelerinde emek piyasasnn esnekliine yaplan vurgular artrmtr.1 Bu tartma Trkiye iin zellikle nemlidir. Trkiye 1980de yapsal uyum politikalarn uygulamaya balam, geen zaman iinde nemli oranda da alm ve d ticaret hacmini ciddi ekilde artrmtr. Bununla beraber lkenin istihdam ve gelir dalm asndan karnesi son derece zayftr. Emek piyasasnn yapsn incelemeden yaplan veya bilinli olarak gzard eden degerlendirmelerde istihdam art hznn zayf kalmasnn nedeni olarak emek piyasas dzenlemelerinden sz edilmektedir. zellikle iveren rgtlerinin2 raporlarnda sklkla gze arpan bu iddialarn aksine, yapsal uyum politikalarnn emek piyasas ile ilgili sonular detayl olarak incelendiinde, alanlarn ihracata ynelik byme modeline gei srecindeki uyum sorunlarnn btn ykn tad grlmektedir. Trkiyede emek piyasas yapsal uyum srecinin nnde bir engel olmam, aksine reel cretlerdeki dramatik dler emek piyasasnn esnek uyum kapasitesinin manifestosu haline gelmitir. Bu esneklik sayesinde dviz kuru, faiz oranlar ve dier fiyatlardaki ciddi artlara ve d ticaret hacmindeki genilemeye ramen kr marjlar yksek dzeylerini koruyabilmi ve hatta artma eilimi gstermitir (Onaran ve Yentrk, 2000). Reel cretlerdeki esnekliin yan sra, emek piyasasnn kurumsal dzenlemeler asndan da katlk gsterdiini iddia etmek olanakl grlmemektedir. Varolan snrl saydaki yasal dzenleme ve bunlara uyulma oran dikkate alndnda katlk iddialarnn kurumsal dzlemde de meruluk zemini ortadan kalkmaktadr (zveri, 1995; Kuban, 1997). zellikle darbe sonras dnemde i kanununda yaplan deiiklikler ve sendikalarn rgtsel gcndeki gerileme dikkate alndnda sendikalar, istihdam artnn nnde bir engel olarak gstermek de tmyle maddi dayana olmayan bir iddiadr. Trkiyenin emek piyasasnn kurumsal yaps, bata Avrupa lkeleri olmak zere gelimi kapitalist lkelerle karlatrldnda, emek piyasasnn kat olduundan yaknan kesimlerin kimi ok basit ama ciddi farkllklar dahi nasl grmezden geldii ortaya kmaktadr. sizlik sigortasnn olmay, asgari cretin dkl, asgari cretten de dk cretlerin sz konusu olduu geni bir enformel sektrn varl, isizliin emek piyasasndaki arpklklardan kaynakland ynndeki iddialar geersiz klmaktadr.3 Bu alma Trkiyede emek piyasasnn esneklii ile ilgili tartmalara Mark1 2 3 Bu konuda Dnya Bankasnn resmi tavrn yanstmas asndan Btnleen Dnyada alanlar raporu nemlidir (Dnya Bankas, 1995). bkz. TSK (1994 ve 1995) ve MESS (1995). Trkiyede emek piyasasnn esneklii ve cret hareketleri ile ilgili almalar iin bkz. enses, 1996 ve 1997; Yentrk, 1997; Kse ve Yeldan, 1998; Grsel ve Ulusoy, 1999; Onaran, 1999; Voyvoda ve Yeldan, 1999; Metin zcan, Voyvoda ve Yeldan, 2000. Ayrca bu konuda OECDnin 1996 Trkiye raporunda da samimi itiraflar olarak deerlendirilebilecek bir dizi tespit bulunmaktadr. OECD (1996) Trkiyede emek piyasasndaki kurumsal dzenlemeler gznnde bulundurulduunda diger lkeler iin nerdii esnekletirme dorultusundaki politikalarn Trkiye zelinde geerli olmadn aka ifade etmektedir.

196

ZLEM ONARAN

sist iktisadn bak asndan nicel bir inceleme sunmay hedeflemektedir. Bu amala formel zel imalat sanayiinde reel igc maliyetlerinin isizlikteki deiimler karsndaki davran incelenecektir. Enformel emek piyasasnn esnek olduu genel olarak tartma konusu dahi olmadndan, formel sektrde igc maliyetlerinin ne derece esnek olduunun gsterilmesi Trkiye ekonomisinin istihdam yaratma kapasitesindeki zaaf zerine yryen tartmada belirleyici olacaktr. Bu inceleme cretlerle isizlik arasndaki ilikiyi yedek igc ordusunun emek piyasasndaki dzenleyici rol temelinde ele alacak ve kapitalistler ve ii snf arasndaki g ilikilerinin emek piyasas dinamiklerini nasl etkiledii zerinde duracaktr. alma bu giri blm dahil olmak zere be blmden olumaktadr. kinci blm yapsal uyum politikalarnn uyguland dnem iinde imalat sanayiinde cretlerdeki gelimeleri zetlemektedir. nc blm emek piyasasnn Marksist analizinde yedek igc ordusunun ilevini tartmaktadr. Drdnc blmde formel zel imalat sanayiinde reel igc maliyetlerindeki deiimle isizlikteki deiim arasndaki iliki incelenerek, yedek igc ordusu tezinin ileyii tatlmaktadr. Nihayet beinci blmde almann sonular sunulmaktadr.

2. Yapsal uyum dneminde imalat sanayiinde cret hareketleri


Trkiye 1980 ylndan balayarak ithal ikameci sanayileme stratejisinden ihracata ynelik bir byme modeline gemi ve i finansal piyasalarda, mal piyasalarnda, d ticaret rejiminde ve dviz kuru rejiminde serbestlemeye dayanan bir yapsal uyum program uygulamtr. Bu srete cret politikalar nemli bir rol oynamtr. Korumac bir d ticaret rejiminin geerli olduu ithal ikameci dnemde cret hareketlerini belirleyen temel etken kitlesel bir i tketim pazarna duyulan ihtiyaken, 1980li yllarda hedef cretleri drerek rekabet gcn artrmak ve talebin kaynan i piyasadan d piyasaya kaydrarak lkenin global ekonomiye eklemlenmesini salamak olmutur. Yapsal uyum programnn uygulanmaya balanmasnn hemen ardndan gelen asker darbe, 1970lerin sonunda tkanan rejimin sermaye iin yaratt sorunlar zellikle cret politikalarna dayanarak zmtr. hukukunun yeniden dzenlenmesi ve sivil ynetimler dneminde de devam eden sendikal ve yasal snrlamalar g dengelerini radikal bir ekilde degitirmi ve gelirin emek aleyhine yeniden dalmn belirleyen temel etken olmutur. Aada Tablo 1de imalat sanayiinde toplam, kamu ve zel sektr iin reel cretlerdeki (TFE baznda indirgenmi) yzde deiim gsterilmektedir.4
4 Trkiyede cretlerle ilgili tek veri kayna imalat sanayii istatistikleri olduu iin inceleme bu sektrel verilerle snrlanmtr.

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

197

Tablo 1 Reel cretlerdeki % deiim (TFE baznda)


sizlik oran 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 6,8 7,3 7,6 9,0 10,0 10,1 8,9 8,3 7,3 7,2 7,9 7,8 7,3 8,1 8,5 8,7 9,0 8,2 7,9 8,1 7,8 8,1 6,9 Reel igc 0,10 0,10 0,11 0,11 0.13 0,12 0,12 0,10 0,09 0,09 0,08 0,07 0,07 0,06 0,06 0,06 0,07 0,08 0,09 0,08 0,08 0,05 0,05 zel 4,714051 6,024813 11,78483 21,72431 7,149855 2,236332 -0,63684 -27,6518 7,19819 6,312161 -3,52344 -8,37394 -2,48892 -2,51281 7,126222 -4,74059 16,92094 22,25967 23,96 -7,74679 2,892416 -23,5424 -1,52338 Kamu 3,895042 8,076861 12,98974 27,02682 5,029643 1,188957 1,215789 -23,1737 7,23367 2,050572 -5,4213 -11,4566 -4,80467 -3,07574 7,113133 -5,61096 25,44076 20,90712 29,93903 -5,08541 1,693813 -19,7654 -10,2906

Reel cretlerdeki azalmaya karn verimlilik ve istihdamdaki art yksek seviyelere ulaamamtr. 1980lerin ihracat ynelimli byme stratejisi, var olan sanayii kapasitesinin reel cretlerde azalma, byk miktarlara varan ihracat tevikleri ve reel devalasyonlar sayesinde uluslararas pazara yneltilmesine dayanm, yeni yatrmlarla desteklenmemitir. Bu byme kalb beraberinde ksr bir dng yaratm, i talebin srekli olarak bastrlmas imalat sanayiinde yatrmlar olumsuz etkilemitir (Yentrk ve Onaran, 1999). Ayn dnemde zel imalat sanayiinde kr marjlar, devalasyona ve fiyat ayarlamalarna bal olarak emek d girdi maliyetlerinin nemli oranda ykselmesine ramen, olduka istikrarl bir seyir izlemi ve hatta 1980lerin ikinci yarsndan itibaren 1970lere gre daha yksek bir seviyeye ulamtr (Onaran ve Yentrk, 1999). D ticaret serbestlemesi sonucunda kr marjlarnn azalaca ynndeki ortodoks iddialarn aksine, iverenlerin artan rekabetin yaratt basky cretleri drerek dengeleyebildi grlmektedir. Bu gelime, ekonomide katlklar konusunda baska bir nemli soruyu hatrlatmaktadr: Kat olan hangisi? cretler mi, krlar m? 1980lerin sonlarnda cretleri bastrmaya dayanan byme modeli, ekonomik ve sosyal-politik adan giderek daha elikili bir sreci beraberinde getirmitir. Sistem kendi i dinamikleriyle vaadedilen cret artn gerekletiremedii iin dsal bir mdahale kanlmaz hale gelmitir. Nihayet bir on yl geri-

198

ZLEM ONARAN

de kaldnda, seim dneminde siyasi itibar kazanmaya alan hkmet, alanlarn alm gcndeki anmay ksmen telafi etmek zere baz admlar atmay kanlmaz bulmutur. 1989 ylnda yapsal uyum srecinin ikinci aamasn tamamlamak zere sermaye hareketlerinin serbest braklmas sonucunda lkeye giren yabanc sermaye hkmete harcamalarn artrmak iin yeni bir manevra alan sunmutur. Bu adan bakldnda bte an kontrol altna alacak vergi reformu gibi yapsal tedbirleri almadan sermaye hareketlerinin serbest braklmas hkmetin siyasi bir karardr.5 Sonu olarak imalat sanayiinin kamu sektrnde, 1989 ylnda % 48.5 ve 1991 ylnda % 41.4 gibi yksek dzeylere varan reel cret artlar (TFE baznda) yaanmtr. Kamu kesimindeki cret artlarn daha dk oranlarla da olsa zel kesim izlemitir. Kamu harcamalarndaki artn yol at talep genilemesi, sermayeyi kayran vergi ve kamu fiyatlama politikalar ve sermaye hareketlerinin serbestlemesinin ardndan TLnin deerlenmesi sayesinde ithal girdi maliyetlerinin dmesi, bu dnemde uzun sren sessizliklerini bozan ve militanlaan ii sendiklarnn cret taleplerini sermaye asndan kabul edilebilir klan nemli etkenler olmutur.6 1991 ylnda imalat sanayiinde reel cretler bir nceki en yksek seviyeleri olan 1977 ylndaki dzeylerine ulamtr. Fakat dnem boyunca gerekleen retkenlik artlar nedeniyle reel cretlerin imalat sanayii katma deeri iindeki pay bu dnemde de nceki dnemin en yksek seviyesinin olduka altnda kalmaya devam etmitir. 1994 krizi ise cret evriminde yeni bir dnm noktas olmutur. Krizin esas ykn ise yine alanlar tamtr. 1989 sonras dnemdeki reel cret kazanmlar 1994 istikrar paketinin ardndan tmyle kaybedilmitir. zel imalat sanayiinde reel cretler (TFE baznda) % 23.5 orannda daralmtr.

3. sizliin cretler zerindeki etkisi: Kavramsal erceve


cretlerin belirlenmesinde siyasi gelimeler, g ilikileri ve bu mcadelede devletin taraf olu ekli btn dnemlerde nemli bir rol oynamtr. Bu blm bu dinamik ilikiyi Marksist iktisadn kavramlaryla ele alacaktr. ilerin talep ettikleri cret, alternatif bir durumda elde etmeyi bekledikleri gelire baldr. Beklenen alternatif gelir ise iten atlma veya istifa durumunda bulunacak alternatif bir ite alnmas beklenen cretle, isiz kalma durumunda elde edilecek cret d gelirin her iki durumun olaslklar ile arlklandrlm toplamdr. Dolaysyla alternatif bir ite alnmas beklenen cret, i bulma
5 6 Sermaye hareketlerinin serbestletirilmesi kararnn hkmet asndan dayanaklar zerine bir tartma iin bkz. Ersel, 1996. Bu dnemin kamu kesimi politikalarnn detayl bir analizi iin bkz. Yeldan, 1995 ve Yentrk, 1995.

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

199

olaslnn bir fonksiyonudur. bulma olasl ise isizlik oranyla ters orantldr. sizlik sigortasnn olmad gelimekte olan lkelerde, zellikle hanenin esas calan iin cret d gelirin sfr olduu varsaylabilir. Bu durumda alternatif bir durumdaki geliri esas belirleyen faktr isizlik orandr. sizlik orannn artaca ynndeki beklentilerin cretler zerinde yaratt bask, esnek bir cret belirleme mekanizmas yaratmaktadr ve bu esneklik iverenlere kriz dnemlerine veya talep azalmas durumuna kitlesel iten karmalara yol amakszn uyum salama imkan sunmaktadr. Marksist iktisat, istisnai koullar dnda emek piyasasnn arz fazlas ieren bir piyasa olduunu, yani isizliin kapitalist ekonominin doal bir paras olduunu iddia eder. Emek arz fazlas yedek igc ordusu olarak tanmlanr. Yedek igc ordusu isiz kitlelerin yansra, ekonominin kapitalist olmayan sektrlerinden kaynaklanan sonsuz esneklikteki emek arznn bir rndr. Evii retim dnda almayan evkadnlar ve gmen iiler bu sonsuz esneklikteki emek arznn en temel kaynadr. Ayn ekilde ekonomik kriz veya hzl yapsal ve teknolojik deiim dnemleri neticesinde srekli olarak yeniden yaratlan isizlik de yedek igc ordusunun varln garanti altna alr. Bu erevede isizlik tam rekabeti piyasa koullaryla atan bir sonu veya sadece eksik rekabetten doacak bir dengesizlik durumu deildir. Tersine isizlik iyerindeki disiplini salad iin ekonomide rekabeti denge durumunun olaan parasdr. Baka bir deyile, katlk yaratt iddia edilen sendikalar hi olmasa ve emek piyasas her trl kurumsal dzenlemeden arndrlsa dahi iiler arasndaki rekabet emek piyasasnn dengeye kavumas iin, yani isizliin ortadan kalkmas iin yeterli olmayacaktr. i ve iveren arasndaki kar atmas nedeniyle, emek piyasasnn dengeye kavumas (isizliin ortadan kalkmas) ya cretlerin artmasyla ya da alma temposunda bir azalmayla sonulanacaktr. Bu anlamda gnll olmayan isizlik Marxn yedek igc ordusu tanmnda da ifadesini bulduu zere, kapitalizmin kanlmaz bir rndr. Sreklilik arzeden ve gnll olmayan isizlik, cretleri bastran, i younluunu ve verimlilii ise artran bir etki yaratr. Kurumsal ve tarihsel koullarn yansra, isizlik emein pazarlk gcn belirleyen nemli bir etkendir. Dolaysyla kapitalizm koullarnda hkmetin tam istihdam hedefleyen kamusal politikalar hayata geirmesini beklemek de gereki deildir (Kalecki, 1943; Boddy ve Crotty, 1975). Bu iddia kapitalist ekonominin ileyiiyle ilgili komplo teorilerine dayanan bir zihniyetin rn deildir; tersine kapitalist rekabetin tam istihdam baarmaktaki snrllna ve gnlszlne iaret etmektedir (Marglin, 1984). sizliin igc maliyetleri zerindeki etkisi yedek igc ordusu hipotezine dayal Marksist iktisat modellerinin yansra, alma iktisadndaki etkinlik creti tezine dayal cret pazarlk modellerinde de ele alnmaktadr (Stiglitz, 1974; Saphiro ve Stiglitz, 1984; Katz, 1986). Marksist iktisadn emek sreci modelle-

200

ZLEM ONARAN

riyle etkinlik creti modellerinin gnll olmayan isizliin arkasndaki nedenlerle ilgili olarak vardklar ortak sonu nemlidir. Her iki model de alma younluunu artrmak ve igc maliyetini minimize etmek iin denge durumunda sistemin alanlar disiplin altnda tutmak iin belli bir isizlik oranna gereksinim duyduuna iaret etmektedir. Bu ortak noktaya ramen iki model arasnda nemli bir farkllk da vardr. Etkinlik creti modellerinde firma iindeki eliki, bireysel iciyle iveren arasnda tanmlanmaktadr ve temel hareket noktas iin, doas gerei istenmeyen / fayda salamayan bir etkinlik olduu fikridir. Dolaysyla bu modelde isizlik tehididi iinin doasndan kaynaklanan kaytarma veya beleilik eilimini disiplin altna alan bir ara olarak ortaya kmaktadr. Marksist iktisatta ise bundan tmyle farkl olarak alma younluu ile ilgili atma, mlkiyet yapsnn, retim aralarnn sermaye tarafndan denetiminin ve dolaysyla emein yabanclam doasnn bir sonucudur (Bowles, 1985). Bu atma Marksist iktisatta merkez bir yeri olan i (alma) ve igc (alma zaman) arasndaki ayrmdan kaynaklanmaktadr. Yedek igc ordusu ekonomideki dnemsel evrimler boyunca cretleri, dier cret d demeleri ve alma koullarn dzenler (Schor, 1985). Marxn Kapitalinin birinci cildinde de grlebilecei gibi ekonomideki genileme dnemlerinde yedek igc ordusunun erimesi reel cretlerin artmasn beraberinde getirir ve genileme dneminin sonuna doru kr orannn dmesine yol aar (Marx, 1998). Bu durum cretlerdeki art birikimin yavalamasna ve isizliin artmasna yol ancaya kadar devam eder. Sonuta birikimin yavalamas nedeniyle yedek igc ordusunun tekrar genilemesi cretlerde bir d ve kr orannn artmasn salar. Yedek igc ordusu iilerin dk cretlere ve yksek alma temposuna raz olmasna yol aar ve sendikalarn gcn azaltr. Pek ok ampirik almann sonular da isizlikle cretler arasndaki ilikinin yn konusunda yedek igc ordusu hipotezinin sonularyla akmaktadr. te yandan bu almalarn pek ou emein fiyatnn emek piyasasnda arz veya talep fazlas olmasna bal olarak deitiini iddia eden bireyselci Walrasgil piyasa analizini aan bir metodolojik ereve kaygs tamaz. cretlerin byk oranda bireysel talep ve arz kararlarnn sonucunda belirlendii bireyselci iktisat modellerinin aksine Marksist yedek igc tezine gre, cret pazarlk sreci snfsal gleri ieren arz ve talep koullaryla belirlenmektedir. Yedek igc ordusu tezini snamak iin reel cretlerle isizlik oran arasnda ters ynl bir iliki olup olmad incelenebilir. Fakat bu tr bir ampirik incelemeye gemeden nce gz nnde bulundurulmas gereken eitli noktalar vardr. Birincisi, yedek igc ordusu tezinde sz konusu edilen isizlik kavram resm istatistiklerde bildirilen isizlik oranndan farkldr. bulma midi olmad iin i aramayan, dolaysyla da igcnn paras olarak grlmeyen ve isiz de saylmayan kesim, yedek igc ordusunun nemli bir ksmn

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

201

oluturmaktadr (Green, 1991). Ayn ekilde mevsimlik iiler, enformel sektrdeki pek ok kendi hesabna alan kii, tam zamanl olarak almay tercih ettii halde yarm zamanl alanlar, bata tarm kesimi olmak zere ekonominin genelinde de saylar nemli dzeylere varan potansiyelinin altnda bir verimlilikle alan eksik istihdamdaki kesim, yedek igc ordusunu bytr. Esasen isizliin Marksist tanm gizli isizliktir. Bu almada ise veri kstlar nedeniyle resm isizlik oranyla yetinilecektir. kinci olarak, modern kapitalizmde yedek igc ordusunun etkisinin farkl emek kategorileri arasndaki vasf farkllklar ve firmalar zelinde ayr bir i emek piyasasnn gelimi olmas gibi nedenlerle azald iddia edilmektedir (Green, 1991). Ayn ekilde isizlik sigortasnn varl da yedek igc ordusunun etkisini hafifletmektedir. sizliin sresi de nemlidir. Uzun sreli isizlerin pazarlk gc iyice azalm olduu iin cretler zerinde yaratacaklar basn da dier isizlere oranla daha snrl olacaktr. sizliin kendi gemi deerlerine bal olduunu iddia eden histeri isizlik olgusu da bu gzleme dayanmaktadr (Layard ve Nickell, 1986). Yedek igc ordusunun cretler ve genel olarak emek piyasas zerindeki etkisini incelerken dikkat edilmesi gereken en nemli sorun ise inceleme dnemi boyunca deien tarihsel ve toplumsal koullardr. Reel cretlerle isizlik oran arasnda ters bir iliki olup olmadn snamak iin birbirinden ok farkl sosyal-snfsal zelliklere sahip bir dizi farkl dnemdense ksa dnemler ele alnmaldr. Snf mcadelesinin dinamiklerine bal olarak yedek igc ordusunun ksa dnemli dzenleyici etkisi iilerin direniiyle andrlabilir. Mandel (1978) cretlerle isizlik arasndaki standart Phillips erisi ilikisini ok mekanik bir ekilde yorumlamann yanl olacana iaret etmektedir. G dengelerine bal olarak cretlerin yksek isizlik oranlarna ramen yksek dzeyini koruduu dnemlerin yan sra, dk isizlik oranlarna ramen cretlerin dk seviyelerde kald zamanlar da olabilir. Keynesyen ve neoklasik iktisatlar arasnda nominal cretlerin retim ve istihdamla beraber artma eilimi gsterdii konusunda genel bir fikir birlii olmakla beraber, reel cretlerin davran konusunda teorik bir anlamazlk vardr.7 Konuya Marksist iktisadn kavramlaryla yaklaan Gordon vd. (1982) ise reel cretlerin retim ve istihdamdaki degiimlere tepkisi konusundaki bitme7 Abraham ve Haltiwanger (1995) i evrimi boyunca reel cretlerdeki deiimi inceleyen almalarn bir taramasn yapmakta ve hem Keynesyen hem de neoklasik iktisatta cretlerin evrimsel davranyla ilgili farkl grlere iaret etmektedir. Schor (1985) Keynesin emein azalan marjinal verimliliinin reel cretlerle istihdam arasnda ters bir ilikiye yol aaca eklindeki standart ortodoks iddiay ne srd 1930lardan bu yana gelien tartmalar ele almaktadr. Keynesin ksa dnem blm kuramna gre istihdamn azalmas halinde, nominal cretlerin dmesi ve reel cretlerin artmas birbirinden bamsz nedenlerle gerekleir. Nominal cretlerin dmesi, den istihdam karsnda alanlarn cret kesintilerini kabul etmesinin rnyken, reel cretlerin artmas istihdam azaldnda marjinal verimliliin artmas sonucunda gerekleir. Keynesin bu grlerine reel cretler, retim ve istihdamn ayn ynde hareket

202

ZLEM ONARAN

yen tartmay kapitalist ekonominin dinamiklerine gre deien cret hareketlerine iaret ederek nihayetlendirmektedir. Reel cretlerin isizlie veya istihdamdaki deiimlere verecei tepki ekonominin uzun bir kriz veya uzun bir genileme dalgasnda olmasna gre deiecektir.8 Uzun genileme dnemlerinde reel cretler istihdam ve retimle ayn, isizlikle ise ters ynde hareket ederken, uzun kriz dalgalarnda ise bu iliki tersine dnmektedir. Gelimi lkeler iin yaplm pek ok ampirik alma snf mcadelesi koullarnn reel cretlerin isizlik karsndaki evrimsel davrann etkilediine isaret etmektedir (Boyer 1979; Gordon vd., 1982; Schor, 1985). cretlerdeki deiimin retim, istihdam ve isizlikteki deiimlerle ilikisi konusunda determinist bir kurala varmaya alan Keynesyen veya neoklasik iktisat modellerinin aksine, cretlerin belirlenmesi daha ok ampirik bir sorundur (Schor, 1985). Marxn yedek igc ordusuna atfettii rol de her koulda geerli bir genelleme olmaktan ok, bu g ilikilerinin dinamii erevesinde ele alnmaldr.

4. Trkiyede reel igc maliyetleri ve isizlikteki deiimler


Bu blmde Trkiyede ithal ikameci dnemden ihracat ynelimli dneme gei srecinde ve yapsal uyum programnn farkl aamalarnda cretlerin isizlie gre evrimsel davran incelenecektir. retkenlikteki deiimlerin cretler zerindeki etkisini de kontrol etmek amacyla inceleme reel igc maliyetlerinin9 isizlie gre deiimi temelinde yaplmtr. ncelemede zel formel imalat sanayiinin 26 alt-sektrne ait cret verileri kullanlmtr.10
ettiini gsteren bulgulara dayanarak eitli eletiriler gelitirilmitir. Hatta daha sonra Keynesyen varsaymlara dayanarak reel cretlerin istihdam ve retimle ayn ynde artaca ynnde iddialar da gelitirilmitir (Schor, 1985). Bu iddialara gre, eer fyatlar crelerdeki deiimlere ancak belli bir sre sonra ayak uydurabiliyorsa, reel cretlerin en azndan bir sre iin istihdamla ayn ynde deiecei ne srlmektedir. 8 Uzun genileme ve kriz dalgalarn tanmlamak iin Gordon vd. (1982) ncelikle kendini yeniden retebilen bir evrim ve kendini yeniden retemeyen evrim tanmlarn yapmaktadr. Kendini yeniden retebilen bir evrimde ekonomideki daralma i evriminin kendi ileyii iinde tekrar bymeye dnebilmektedir. Kendini yeniden retemeyen evrimde ise sistem kendi isel dinamikleriyle kendini toparlayamamaktadr. Kendini yeniden retebilen evrimlerde nihayetinde beklenen kr oran ve yatrm faaliyeti eski seviyesini korur. Fakat kendini yeniden retmeyen evrim kurumsal yaplarda temel deiimleri zorunlu hale getirir. Emek piyasas kurumlarnda, uluslararas para sisteminde veya hammadde arzn dzenleyen yaplarda gerekleen kkl deiimler birikim srecini tekrar dzenleyen ve krllk koullarn yeniden salayan bu tr kurumsal deiimlerdendir. Uzun genileme dalgalar kendini yeniden retebilen evrimlerden oluurken, uzun kriz dalgalar uzayan bir duraklama dnemine yol aacak ekilde kendini yeniden retmeyen evrimlerden oluur. Kriz, ancak Gordon vd. (1982)nin birikimin toplumsal yaps adn verdii yeni bir kurumsal dzenleme sisteminin inasyla alabilir. 9 Reel igc maliyeti ii bana reel cretin (toptan eya fyatlaryla reele evrilmitir) emek retkenliine (ii bana kt) oran olarak hesaplanmtr. 10 DEnin 10 ve daha fazla ii altran zel imalat sanayii irketlerine ait Yllk malat Sanayi Anketlerindeki cret verileri formel zel sektrdeki cretlerin gstergesi olarak alnmtr. Makale yazldnda 26 sektrlk detayda yaynlanm veriler sadece 1974-95 dnemi iin mevcut bulunmaktadr. sizlik oran ise btn lkeyi kapsamaktadr ve DE gc statistiklerinden alnmtr.

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

203

Yedek igc ordusunun beklenen ilevi gstermesi durumunda reel igc maliyetleri isizlik artarken azalacaktr. Geleneksel anlamda emek piyasasnn esnek olmasyla -en azndan cretlerin esneklii balamnda- kastedilen de budur. Fakat bu ilikinin ynnn ve derecesinin emein rgtsel durumuna ve g dengelerine gre deimesi beklenmektedir. Snf mcadelesi dinamikleri ve iktisat politikalar asndan farkl dnemleri ayrtrmak amacyla inceleme 1974-79, 1980-88 ve 1989-95 alt dnemleri iin ayr ayr yaplacaktr. Yedek igc ordusundaki deiimleri yanstmak zere ekonominin btnn kapsayan isizlik orannn kullanlmas, btn iilerin birbirini tam olarak ikame edebilecei eklindeki basit varsayma dayanmaktadr. Veri kst nedeniyle bavurulan bu varsaym, imalat sanayiindeki yaygn taeronlama eilimi gznnde bulundurulduunda kabul edilebilir grlmektedir. Bunun yan sra yedek igc ordusunun yaratt esas basncn sadece aktif olarak i arayanlar ieren resm isizlik oran verileriyle tam olarak yanstlamayaca da bir dier nemli sorundur. Reel birim igc maliyetlerinin, isizlikteki deiimlere verdii tepki alt dnemler arasnda olduka deikendir. Ekte reel igc maliyetlerindeki deiimle isizlikteki deiim arasndaki ilikinin ekonometrik yntemlerle yaplan incelemesinin sonular gsterilmektedir. 1974-79 dneminde, isizlik oranndaki deiimler reel igc maliyetleri zerinde herhangi bir etkide bulunmamaktadr. ekil 1deki toplam zel imalat
ekil 1 sizlik Oran ve zel malat Sanayiinde Reel gc Maliyetleri (TEFE baznda)
12,0 sizlik Oran (%) 10,0 Reel gc Maliyeti 0,12 0,14

0,10 8,0 0,08 6,0 0,06 4,0 0,04 2,0

0,02

0,0
1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1973 1995

0,00

204

ZLEM ONARAN

sanayiindeki gelimelerden de grlebilecei gibi bu dnemde ounlukla artan isizlik oranlarna ramen reel igc maliyetleri artmaya devam etmitir. Aadaki Tablo 2de zel imalat sanayiinin 26 alt sektr iin reel igc maliyetleriyle isizlik oran arasndaki iliki temelinde gzlemlerin dalm gsterilmektedir. 1974-79 dneminde, gzlemlerin % 47.4nde reel igc maliyetleri isizlik orannn artmasna ramen ykselmitir. zellikle 1976-78 dneminde isizlik orannn ciddi ekilde artarak btn dnemin en yksek seviyesine kmasna ramen reel igc maliyetleri gzlemlerin yardan fazlasnda artmtr. Bu gelimenin arkasndaki en nemli etken gl ii sendikalar ve sendikalarn artan isizlie ramen cret kesintilerine direnmelerini olanakl klan siyasi konjonktrdr. Genel kuralla ters yndeki bu gzlemler isizliin cret pazarlk srecindeki roln belirlemede g ilikilerinin nemine iaret etmektedir. 1970ler ii direniinin yedek igc ordusunun ksa dnemli dzenleyici roln andrd bir dnem olmutur.
Tablo 2 zel imalat sanayiinin 26 alt sektrnde gzlemlerin reel igc maliyetleriyle isizlik oran arasndaki iliki temelinde dalm
sizlik oranndaki deiimin yn* + + Reel igc maliyetlerindeki % deiimin yn* + + Toplam gzlemlerin % dalm 1974-79 47.4 35.9 9.6 7.1 43.0 156 1980-88 13.2 31.2 39.7 15.8 47.0 234 1989-95 15.4 27.5 24.2 33.0 60.5 182

sizlikle reel igc maliyetlerinin ters ynde hareket ettii gzlemlerin toplam iindeki % pay Toplam gzlem says * +: artma; -: azalma

1980-88 dneminde de isizlik oranndaki deiimler reel igc maliyetleri zerinde anlaml bir etkide bulunmamaktadr.11 Ancak ithal ikameci sanayileme dneminin aksine ihracat ynelimli bymenin birinci aamasnda, ou kez reel igc maliyetleri isizlik orannn azalmasna ramen dmeye devam etmitir. 1980 sonrasnda g dengelerinin radikal bir ekilde ii snf11 Ek Tablo 2deki tahmin sonularnda da grlebilecei gibi reel igc maliyetindeki % deiimin tahmin edildii denklemde, isizlik oranndaki deiimin katsays istatistiksel olarak anlaml deildir. Fakat bu kez 1974-79 dneminden farkl olarak katsay eksidir ve ek Tablo 1de grld gibi isizlikteki deiimle reel igc maliyetlerindeki % deiim arasndaki korelasyon katsays istatistik olarak anlaml ve eksidir.

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

205

nn aleyhine deimi olmas reel cretlerin isizlik oranndaki deiimlerden bamsz olarak azalmaya devam etmesine yol amtr. Tablo 2de de grlebilecei gibi, isizlik orannn artt durumlarda reel igc maliyetleri ounlukla azalmtr. Toplam gzlemlerin sadece %13.2sinde reel igc maliyetleri isizlik orannn artm olmasna ramen ykselmitir ve bu durumlarda da ykselme snrl bir dzeyde olmutur. Esasen bu dnemde toplam gzlemlerin % 47.0sinde isizlik oranyla reel igc maliyeti arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur. Nihayet, 1989-95 dneminde isizlik oranyla reel igc maliyetlerindeki deiim arasnda istatistik olarak anlaml ve ters ynl bir iliki gzlenmektedir.12 Tablo 2de grld gibi, bu dnemde gzlemlerin % 60.5inde reel igc maliyetleriyle isizlik arasnda ters ynl bir iliki gzlenmektedir. Sermaye hareketlerinin serbestlemesinden sonra balayan yapsal uyum srecinin ikinci dnemi 1994 kriziyle iki ayr alt dneme blnmektedir. 19891993 dneminde genilemeci makroiktisat politikalarnn sonucunda isizlik oran nispeten azalmtr. Bu genel eilimin tek istisnas isizlik orannda 1992 ylnda yaanan hafif arttr ve reel igc maliyetleri bu arta zel imalat sanayiinin 26 alt sektrnn 23nde derek yant vermitir. Dolaysyla 1990larn balarndaki reel cret kazanmlarn ksmen isizlik oranndaki azalmayla aklamak mmkndr. Sermaye hareketlerinin serbestlemesinin ardndan gerekleen iyimser iktisadi ortamn sendikal faaliyetlerin ykseliiyle ayn ana denk gelmesi, ii snfnn den isizlik oranlarnn yaratt imkanlar cretlerine yanstabilmesini olanakl klmtr. 1994 krizi ise g dengelerini tekrar ii snfnn aleyhine deitirmitir. Bu dramatik deiim, sendikal kazanmlarn emein siyasi rgtll ile desteklenmedii srece ayn hzla geri alnabilir olduunu ispatlamtr. 1994 krizi srasnda yaananlar da reel igc maliyetleriyle isizlik oran arasnda ters ynl bir ilikinin gzlendii kalba uymaktadr. Ne var ki bu kez isizlik oran sadece 0.4 puan artarken, reel igc maliyetleri trajik bir ekilde (zel imalat sanayiinde % 27.2 orannda) dmtr. Reel igc maliyetlerinin aa doru esneklii ylesine arpc bir dzeyde gereklemitir ki, isizlik oran bu denli byk bir kriz dneminde olabileceinden ok daha az artmtr. Nihayet, reel igc maliyetleri 1995 ylnda isizlik orannn tekrar dmesine ramen azalmaya devam etmitir. Dolaysyla 1994 krizi srasnda sermayeden yana esmeye balayan rzgr etkisini 1995te de srdrmtr. Bir kez daha isizlikle cretler arasndaki ilikinin deterministik bir iktisat kanunu olmaktan ok snf mcadelesinin dinamikleriyle ekillendii grlmektedir.
12 Hem Ek Tablo 1deki korelasyon katsays hem de Ek Tablo 2deki tahmin sonular bu yndedir. Tahmin sonularna gre isizlik orannn 1 puan artmas reel igc maliyetinin %9.5 orannda azalmasna yol amaktadr.

206

ZLEM ONARAN

Kukusuz isizliin azald dnemlerde bile cret taleplerinin gemi kayplar karlamayacak kadar snrl dzeylerde kalmasn veya yeni anmalara gz yumulmasn aklamakta emek piyasasndaki kurumsal ve yasal dzenlemeler byk nem tamaktadr. veren rgtlerinin iddialarnn aksine Trkiyenin son derece esnek olan emek piyasasnda i gvencesi sorunu, ii snf karsnda tehdit oluturmaya devam etmektedir. Bu gzlemleri sendikal dzeyde yaplm bir aratrmann sonular da desteklemektedir. DSKe bal Birleik Metal- Sendikasnn yeleriyle yaplan bir aratrmann sonularna gre, iilerin ezici ounluu iin i gvencesi cret artlarna gre daha nceliklidir (zuurlu ve Erten, 1999). Eer i gvencesi ile daha yksek cret arasnda bir seim yapmanz gerekseydi hangisini seerdiniz? sorusuna 1999 yl itibariyle aylk geliri 340 ABD Dolar olan 783 iinin % 91.1i i gvencesi yantn vermitir. Aylk gelirin 102-227 Dolara dt grupta bu oran sadece % 81e ykselmektedir. Bu cevaplar ii snfnn en rgtl kesimlerinin bile i gvencesi karlnda dk cretlere rza gstermesinin arkasnda yatan isizlik endiesinin boyutlarna iaret etmektedir. 1980 sonras dnemde ii snfnn rgtsel gcndeki anma iilerle iverenler arasndaki bu sessiz mutabakatn en temel belirleyicisidir.

6. Sonu
Bu almann en temel sonucu Trkiyede emek piyasasnda, zellikle de cretlerde istihdamda daha gl bir art engelleyecek bir katlk olmaddr. Tersine, reel cretlerin esneklii Trkiye ekonomisinin dnya kapitalizmine entegre olmas srecinde temel bir rol oynamtr. Reel cretlerin inanlmaz derecede esnek olmas sayesinde uluslararas rekabet koullarnn etinletii bir dnemde sermaye, kr marjn ykseltebilmi ve uyumun btn ykn ii snf stlenmitir. Emek piyasasnn kurumsal yaps da bu bulgulara eklendiinde, yksek isizlik oranlarn emek piyasas katl veya arpklklar ile aklamaya gayret etmek sonu alnamaz bir abadr. 1980lerden sonra cret pazarlk srecindeki dnm emek piyasas koullarnn daha yksek bir reel cret esnekliine ulalmas ynnde deitiini gstermektedir. cretlerin sistematik ekilde bastrld yapsal uyumun birinci aamas olan 1980-88 dneminde cret katlndan sz etmek dahi olanakl deildir. Bu dnemde g dengelerindeki emek aleyhine yaanan radikal deiim, igc maliyetlerinin isizlikteki deiimlerden bamsz bir ekilde dmesine yol amtr. 1989-1991 dneminin yksek cret artlarnn da 1980ler boyunca retkenlik artlarna ramen gerekleen reel cret anmasn ksmen telafi ettii gz nnde bulundurulursa bu dnemdeki gelimeler de bir katlk gstergesi olarak ele alnamaz. Bunun da tesinde, bu dnemdeki reel cret artlarnn bir ksm, isizlik oranndaki azalmayla aklanabilir.

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

207

Ekonominin 1994 krizine uyumu ise emek piyasasndaki esnekliin mkemmel bir rnei olmutur. sizliin yksek boyutlar ve hem i gvencesinin hem de isizlik sigortasnn olmay iileri ilerini korumak iin reel cretlerindeki anmaya boyun emeye itmekte ve esnek bir emek piyasasn garanti altna almaktadr. 1980 sonras dnemin 1970lere gre farkll ise yedek igc ordusunun dzenleyici ilevinin byk oranda snf mcadelesinin dinamiklerine gre ekillendiini ortaya koymaktadr. Esasen, isizlii bir emek piyasas katl problemi olarak gstermeye alanlarn iddialar isizliin temel kayna olarak iilerin yeterince yoksul olmamasn grmekle ayn anlama gelmektedir. Reel cretlerin formel sektrde bile trajik oranlarda dt ve sermayenin yksek kr oranlarn ve tekelci gcn yllarca uygulanan yapsal uyum politikalarnn ardndan hl koruduu bir lkede yoksulluk, isizlik ve enformel sektrn varln aklamak iin emek piyasas katl iddiasndan daha ikna edici grlere ihtiya vardr. Cevabn cret katlndan tmyle farkl bir yerde olduu aktr. Yapsal uyum politikalar asgari creti ve dier kurumsal dzenlemeleri dk istihdam artnn, enformellemenin ve ayrmcln kayna olarak gstermektedir. Oysa kr orannn ve rekabetin dzenleyici rolne gvenerek daha ok i ve eitlik yaratlmad grlmektedir. cretlerin aaya doru esnek bir davran gstermesi emek piyasasnda arz fazlasn, baka bir deyile isizlii ortadan kaldrmaya yetmemektedir. Tersine cretlerin dmesi sadece alan kitlelerin yaam standardn drmeye yaramakta ve belki sadece uzun bir sre sonra istihdamda ksmi bir art gereklemesine yardmc olmaktadr (Weeks, 1991). Hatta bu bile phelidir, zira cretlerdeki azalmann i talep zerinde yaratt daraltc etkinin de olumsuz sonular olmaktadr. Aslnda den cretler yeni i yaratmaktan ok, zaten ii olanlarn ilerini korumasn salamakta ve sadece isizliin daha da artmasna engel olmaktadr. Yksek ve kalc isizlik oranlar kr gdsyle ynetilen bir ekonominin tam bir insan kayna israf olduunu gstermektedir. Pek ok gelimekte olan lkede yksek kr oranlarnn dk yatrmlarla bir arada gzlenmesi, yeni kaynak yaratlmas ve etkin bir dalmn salanmas iin kr orannn harekete geirici gcne gvenilemeyeceini gstermektedir. nsan kaynann tm potansiyelini harekete geirmek iin piyasa glerine ve kr mantna dayal bir ekonomidense, eitliki bir uyum perspektifine ihtiya vardr. Bu erevede emek piyasas esnekliinin yeni tanm da, i gvencesini ve ii haklarn katlk olarak deil, gelimenin vazgeilmez bir unsuru olarak grmelidir.

208
EK

ZLEM ONARAN

Reel igc maliyetindeki % deiim (Dw) ile isizlik oranndaki deisim (DU) arasndaki iliki zel imalat sanayiinin 26 alt sektrne ait panel veri seti temelinde tahmin edilmektedir:13 Dwit = ai + b*DUt + eit (1) Denklem (1)de i=1,.., 26 3-dijit snflama temelinde alt sektrleri ifade etmektedir. ai sektre zg sabit terimdir ve bu ilikideki sektrel farkllklar yakalamaktadr. eit ise hata terimidir. Yedek igc ordusu mekanizmasnn geerli olduu koullarda b katsaysnn iareti eksi olacaktr. Fakat emein rgtsel gcndeki deiimlere bal olarak bu katsaynn dnemler arasnda deimesi beklenmektedir. Reel igc maliyetindeki % deiim (Dw) ile isizlik oranndaki deiim (DU) arasndaki korelasyon katsays Ek Tablo 1de, tahmin sonular da Ek Tablo 2de gsterilmektedir. Btn dnemlerde sektrlere zg etkiler anlaml bulunmu, fakat bu farkllk sabit bir terim olmaktan ok rassal bir terim olarak aa kmtr. Tahmin edilen denklemlerin aklayc gcnn son derece dk olmas rassal grup etkileriyle yaplan tahminlerin ortak bir zelliidir. Ama te yandan bu sonular reel igc maliyetlerindeki deiimi aklamakta isizlik orannn tesinde g dengelerini yanstan baka aklayc deikenlerin nemine iaret etmektedir.

Ek Tablo 1 zel malat Sanayiinin 26 Sektrnde Dw ve DU arasndaki Korelasyon Matrisi


1974-79 0.10 n=156 1980-88 -0.15* n=234 1989-95 -0.23* n=182

* %95 dzeyinde anlaml bir korelasyon olduunu gstermektedir.

Ek Tablo 2 zel malat Sanayiinin 26 Sektrnde Tahmin Edilmi Reel gc Maliyeti Denklemi*
Baml deiken: Reel gc Maliyetindeki % degiim (Dw) 1974-79 Sabit 0.037 (1.35) 0.032 (1.13) 156 (26*6) rassal 0.009 0.227 1980-88 -0.071 (-6.00)* -0.004 (-0.23) 234 (26*9) rassal 0.0002 0.814 1989-95 -0009 (-0.43) -0.095 (-3.04)* 182 (26*7) rassal 0.05 0.002

DU

Gzlem says Sektrel etkiler R2 F (olaslk deeri)

1.Tahmin yntemi panel veri iin tek ynl rassal etki modelidir. t-oranlar parantez iindedir, * ve ** srasyla %5 ve %10 anlamllk derecelerine iaret etmektedir.

13 sizlik orannda birim kk olduu iin isizlik oran deikeni fark olarak kullanlmaktadr. Reel igc maliyeti serisinde birim kk olmamakla beraber, bu deiken de tutarl bir iktisadi iliki elde edebilmek asndan % deiim olarak kullanlacaktr.

TRKYEDE YAPISAL UYUM SRECNDE EMEK PYASASININ ESNEKL

209

KAYNAKA Abraham, K.G. ve Haltiwanger, J.C. (1995) Real wages and the business cycle, Journal of Economic Literature, 33(3), 1215-1264. Boddy, R. ve Crotty, J. (1975) Class conflict and macro-policy: The radical political business cycle, Review of Political Economics, Spring 1975, 1-19. Boratav, K., Trel, O. ve Yeldan, E. (1994) Distributional dynamics in Turkey under structural adjustment of the 1980s, New Perspectives on Turkey, 11, 43-69. Boratav, K., Trel, O. ve Yentrk, N., 1996. Adjustment, distribution and accumulation, UNCTAD Research Paper, Cenevre. Bowles, S. (1985) The production process in a competitive economy: Walrasian, neo-Hobbesian, and Marxian models, American Economic Review, 75(1), 16-36. Boyer, R. (1979) Wage formation in historical perspective: The French experience, Cambridge Journal of Economics, 3, 99-118. Cox-Edwards, A. ve Edwards, S. (1994) Labor market distortions and structural adjustment in developing countries, S. Horton, R. Kanbur ve D. Mazumdar (der.) Labor Markets in an Era of Adjustment iinde, vol. 1, ss. 105-146, World Bank, Washington, D.C. Dnya Bankas (1995) Workers in an integrating world, World Development Report, Washington, DC. Edwards, S. (1988) Terms of trade, tariffs and labor market adjustment in developing countries, World Bank Economic Review, 2 (2), 165-185. Ersel, H. (1996) The timing of capital account liberalization: The Turkish experience, New Perspectives on Turkey, 15, 45-64. Gordon, D. M., Weisskopf, T. E., ve Bowles, S. (1982) Long swings and the nonreproductive cycle, American Economic Review, 73(2), 151-157. Green, F. (1991) The reserve army hypothesis: A survey of empirical applications, P. Dunne (der.) Quantitative Marxism iinde, ss.123-140, Basil Blackwell, Cambridge. Grsel, S. ve Ulusoy, V. (1999) Trkiyede sizlik ve stihdam, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Kalecki, M. (1971 [1943]) Political aspects of full employment, Selected Essays on the Dynamics of the Capitalist Economy iinde, ss. 138-145, Cambridge Press, Cambridge. Katz, L.F. (1986) Efficiency wage theories: A partial evaluation, S. Fisher (der.) National Bureau of Economic Research Macroeconomics Annual iinde, ss. 235-276, MIT Press, Cambridge. Kse, A. H. ve Yeldan, E. (1998) Da alma srecinde Trkiye ekonomisinin dinamikleri: 19801997, Toplum ve Bilim, 77, 45-67. Krueger, A. (1981) The framework of country studies, A. Krueger, H. B. Lary, T. Monson ve N. Akrasanee (der.) Trade and Employment in Developing Countries: Individual Studies iinde, ss. 128, The University of Chicago Press, Chicago. Kuban, A. (1997) Yeni istihdam trleri asndan ii kavram, alma ve Sosyal Gvenlik Kanununda i ve veren Kavramlar iinde, ss.47-67, Galatasaray niversitesi ve stanbul Barosu, stanbul. Layard, R. ve Nickell, S. (1986) Unemployment in Britain, Economica, 53(210), 121-169. Mandel, E. (1978) Late Capitalism, Verso, Londra. Marglin, S. (1984) Growth, Distribution and Prices, Harvard University Press, Cambridge. Marx, K. (1998) Capital, Vol. 1, The Electronic Book Company, Londra. Metin zcan, K., Voyvoda, E. ve Yeldan, E. (2000) Dynamics of macroeconomic adjustment in a globalized developing economy: Growth, accumulation and distribution in Turkey 1969-98, 19th Annual Meeting of the Middle East Economic Association, Boston, 7-9 January 2000. OECD (1996) OECD Economic Surveys: Turkey 1996, Paris. Onaran, . (1999) The Effect of Structural Adjustment Policies on Labor Market and Income Distribution in Turkey, baslmam doktora tezi, stanbul Teknik niversitesi. Onaran, O. ve Yentrk, N. (2000) The Trade-off between exchange rate, productivity and wages in developing countries: The case of Turkey, 19th Annual Meeting of the Middle East Economic Association, Boston, 7-9 January 2000. zuurlu, M. ve Erten, A. N. (1999) ye Kimlik Aratrmas, Birleik Metal- Aratrma Serisi 1, stanbul.

210

ZLEM ONARAN

zveri, M. (1995) kanunu ve esneklik, Petrol- 1995 ve 1996 Yll, ss. 803-820, Petrol-, stanbul. Saphiro, S. ve Stiglitz, J.E. (1984) Equilibrium unemployment as a worker discipline device, American Economic Review, 74, 433-444. Schor, J. (1985) Changes in the cyclical pattern of real wages: evidence from nine countries, 195580, The Economic Journal, 95 (June), 452-468. Stiglitz, J.E. (1974) Alternative theories of wage determination and unemployment in the less-developed countries: The labor turnover model, Quarterly Journal of Economics, 88, 194-227. enses, F. (1996) Structural adjustment policies and employment in Turkey, New Perspectives on Turkey, 15, 65-93. enses, F. (1997) Esneklik Trkiye iin geerli bir kavram m?, Middle East Technical University Economics Research Center Working Paper, 1997-4, Ankara. TSK (1994) alma hayatnda esneklik, TSK nceleme Yaynlar, 10, Ankara. TSK (1995) Trkiyenin rekabet gc: Avrupa lkeleri, Japonya ve ABD ile bir karlatrma, TSK nceleme Yaynlar, 15, Ankara. MESS (1995) alma hayatnda esneklik, Metal Sanayicileri Sendikas Yaynlar, 222, stanbul. Voyvoda, E. ve Yeldan, E. (2000) Dynamics of macroeconomic adjustment in a globalized developing economy: Growth, accumulation and distribution in Turkey 1969-98, Bilkent University Discussion Papers, 99-4. Weeks, J. (1991) The myth of labor market clearing, G. Standing ve V. Tokman (der.) Towards Social Adjustment iinde, ss. 53-80, International Labor Office, Cenevre. Yavan, Z. (1997) Trkiyede sizlik: Yapsal olan ve Yapsal Olmayan zellikleri, TSAD Tartma Teblileri Dizisi, 1, stanbul. Yeldan, E. (1995) Surplus creation and extraction mechanism under structural adjustment in Turkey, 1980-1992, Review of Radical Political Economics, 27(2), 38-72. Yentrk, N. (1995) Short term inflows and their impact on macroeconomic order: A comparison between Turkey and Mexico, Boazii Journal, 9 (2), 67-84. Yentrk, N. (1997) Trkiye malat Sanayiinde cretler, stihdam ve Birikim, Friedrich Ebert Stiftung Aratrma Sonular, stanbul. Yentrk, N. ve Onaran, O. (1999) Do Low Wages Stimulate Investments? An Analysis of the Relationship between Wages and Investments in Turkish Manufacturing Industry, T letme Fakltesi Tartma Yazlar, 1999, 99/11.

211

Trkiyede 1980 sonras emek-sermaye arasndaki blm mcadelesinde grevlerin yeri


Yksel Akkaya*

alma koullar ve ilikileri, toplumsal sistemin bir paras olduundan bu sistemi oluturan ekonomik ve siyasal faktrlerden hem etkilenip hem de etkilemekte, toplumsal yaamn nemli alanlarndan birini oluturmakta, bir toplumla ilgili siyasal, toplumsal ve ekonomik zmlemelerde nde gelen temel bir belirleyici olarak ele alnmaktadr. nk, bu ilikiler, demokrasinin dzeyini, alanlarn toplumdaki konumunu ve yaam koullarn belirlemek asndan byk nem tamaktadr. alma ilikileri sisteminin aktrlerinden biri olan sendikalarn, iverenlerle olan ilikilerinde taleplerini kabul ettirmek, emek-sermaye arasndaki blm mcadelesinde emein payn artrmak iin ba vurduklar zorunlu ve gerekli bask aralarndan biri olan grev, ayn zamanda bir alma ilikileri sistemindeki en nemli rahatszlk gstergesini de oluturmaktadr. Grevlerin bu nemi, dier etkinliklere gre daha rgtl olmalar, alma yaamnda tatminsizlik kayna olarak nitelenen durumlarn deitirilmesine ynelik bilinli bir stratejinin paralar olmalar ve rahatszlk gstergeleri ierisinde byk paya sahip olmalarndan kaynaklanmaktadr (Makal, 1990: 243). Ekonominin canlanma, genileme ve kriz dnemlerine bal olarak emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesi de farkl zellikler tamaktadr. Sermaye iin cret, bir maliyet unsuru olduu kadar bir talep unsurudur da. Sermayenin crete maliyet ya da talep unsuru olarak yaklam blm mcadelesinin sertlik derecesini de belirlemektedir. rnein, cretin daha ok bir talep unsuru olarak grld sanayilemi lkelerde 1946-1973 dneminde, Trkiyede 1962-1977 dneminde grev says ve eilimi daha dkken, cretin bir maliyet unsuru olarak grld 1970li yllarn ikinci yarsndan son(*) Mersin niversitesi, ktisat Blm.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

212

YKSEL AKKAYA

raki dnemde grev says ve eilimi daha yksektir (Akkaya ve etik, 1999: 55-59). Grev eiliminin dk olduu, cret artlarnn verimlilii amad, krlar sktrmad bu dnemlerde makro ekonomik gstergeler asndan da olumlu gelimeler yaanmtr. 1980 ylna gelindiinde ithal ikameci, i pazara ynelik iktisat politikas tkanm, 1970li yllarn sonunda cret paylarndaki art, i pazarn genilemesi uruna gz yumulacak bir dzeyi aarak krlar andrmaya balam, ithal ikameci birikim srecinin de sonuna gelinerek ekonomik kriz ile kar karya kalnmt. Hzl fiyat artlar, retim darboazlar ve d deme gl biiminde ortaya kan bunalm, siyasal ve toplumsal bir bunalma dnerek, yapsal bir dnm gndeme getirmiti. 24 Ocak stikrar nlemleri ile bu bunalm ap, da alarak, uzun dnemde dnya ekonomisi ile btnleme hedeflenmiti. Bu d pazarlarda rekabet gcn artrmak iin maliyetlerin drlmesini gerektiriyordu. Maliyetleri drmek iin ilk akla gelen ise cretlerdi. i snfnn direncini krmak iin alma yasalarnn yeniden dzenlenmesi gerekiyordu. 1970li yllarn sonunda kriz ile kar karya kalan Trkiye ekonomisi, yeni iktisat politikalar izlemeye balarken, bu politikalarn gerei emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesi de yeni boyutlar kazanmaya balamtr. Bu yazda bu blm mcadelesi grevler, cretler ve dier makro ekonomik gstergeler gz nnde tutularak deerlendirilmeye allacaktr.

cretli emek, rgtlenme dzeyi ve mevzuat: Blm mcadelesinde olanak ya da olanakszlklar


Emek ile sermaye arasndaki blm ilikileri ve mcadelesi asndan istihdamn nicelii ve zellikleri byk nem tamaktadr. lke nfusunun iinde igcn oluturan kesimde cretlilerin paynn ykseklik derecesi, bu cretli emein rgtllk dzeyi ve biimi, blm mcadelesinin boyutlarn belirlemektedir. Bu nedenle ksaca da olsa Trkiyede 1980 sonrasnda cretli emein nicel durumu ile rgtllk dzeyini ortaya koymak gerekmektedir. Tablodaki verilerden de grld gibi cretli emek srekli bir art iindedir ve bu cretli emek iinde sendikalaabilir ii says ve oran da srekli artmaktadr. Bu art nedeni ile 1984 ylnda SSKl iilerin cretli emek iindeki pay % 35.8 iken 1999 ylnda bu pay % 50.7ye ulamtr. 1980 sonrasnda cretli emek iinde sendikalara ye olabilecek iilerin pay artarken sendikal ii says sabit kalp oransal olarak da dmektedir. rnein, 1984 ylnda % 58.5 olan sendikallama oran, 1999da % 18e dmtr. Sendikallama hakkna sahip iilerin saysnn yan sra sendikal ii saysnn da dk olmas emek ile sermaye arsndaki blm mcadelesinde ii snf adna nemli bir snrlla iaret etmektedir. Bu snrlla ramen, byk ve temel

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

213

Tablo 1 1984-1999 dneminde cretli emek ve sendikalama dzeyi


Yl Toplam cretli Says (I) 6.801.695 6.978.000 7.138.494 7.302.679 7.470.641 7.642.466 8.991.000 9.242.748 9.501.545 9.767.588 10.041.081 10.322.231 10.611.253 10.908.368 11.213.803 11.527.789 SSKl i Says (I) 2.439.016 2.607.865 2.815.230 2.878.925 3.140.071 3.271.013 3.446.502 3.598.315 3.796.702 3.976.202 4.202.616 4.410.744 4.624.330 5.066.745 5.558.582 5.850.000 SGBye Gre Sendikal i Says (III) 1.247.744 1.594.577 1.937.120 1.977.066 2.120.667 2.277.898 1.921.441 2.076.679 2.190.792 2.341.979 2.609.969 2.660.624 2.695.627 2.713.839 2.856.330 2.987.975 Gerek Sendikal i Says (IV)* 1.428.668 1.519.584 1.582.101 1.600.779 1.589.867 1.579.397 1.563.880 1.533.867 1.472.886 1.405.970 1.344.764 1.304.189 1.259.234 1.205.865 1.132.847 1.056.292 TSden Yararlanan i Says (V) 340.095 910.810 707.230 923.093 629.303 829.341 483.852 1.089.549 450.906 1.068.289 227.880 765.928 515.840 841.518 219.434 828.458 V/II % 13.9 34.6 25.1 32.0 20.0 25.3 14.0 30.2 11.8 26.8 5.4 17.3 11.1 1.6 3.9 14.1 IV/II

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999

58.5 58.2 56.2 55.6 50.6 48.2 45.3 42.6 38.7 35.3 31.9 29.5 27.2 23.7 20.3 18.0

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri; Petrol-, 97-99 Yll, stanbul, 2000.

* SGBnin sendikallara ilikin verileri beyan zerine oluturulduundan salkl ve gvenilir olmaktan uzaktr. Uzmanlar tarafndan toplu i szlemesinden yararlanan iiler zerinden hareket edilerek hesaplanan sendikal ii says daha gereki olmaktadr. Ancak bu hesaplamalar da ikolu ve iyeri barajn aamad iin toplu i szlemesinden yararlanamayan 100.000 civarndaki sendikal iiyi kapsamad iin eksiktir. Bu nedenle Petrol- uzmanlarnn bulduklar sayya 100.000 daha eklenmitir.

iyerlerinde rgtlenme dzeyinin ykseklii, nclk, lokomotif ilevi stlendii srece nemli olanaklar da sunabilmektedir. hracata dnk iktisat politikalarnn izlendii 1980 sonras dnemde ii snfnn rgtllk dzeyinde, zellikle 1990l yllarda bir gerileyi yaanmtr; bununla, grevlerin boyutunu belirleyen toplu pazarla ilikin mevzuatn ve dzenlemelerin olumsuz yan birlikte deerlendirildiinde, emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesinde ii snfnn olanaklar ya da olanakszlklar, bu mcadelenin ve sonularnn ekonomiye etkisi daha iyi anlalm olacaktr. retim srecinin balca iki esi olan emek ile sermaye arasndaki ilikilerde, smr orannn azaltlmas/artrlmas, taraflar arsndaki toplu pazarlk gcne bal olduundan, sendikalarn iiler adna iverenlerle imzaladklar toplu i szlemeleri nem kazanmaktadr. Bu nedenle toplu pazarlk kapsamndaki ii says, toplu pazarlklarn dzeyi, blm ilikilerinde belirleyici bir arla sahip olmaktadr. rnein, 1984-1985 dneminde toplu i szlemesinden yararlanan ve grev hakk bulunan iilerin SSKl iilere orannn % 48.5ten 1998-1999 dneminde % 18e dm olmas ii snfnn bu adan nemli bir snrllkla kar karya kaldn gstermektedir.

214

YKSEL AKKAYA

Trkiyede 2822 sayl Toplu Szlemesi, Grev ve Lokavt Kanununa (TSGLK) gre, bir sendikann toplu i szlemesi hakkna sahip olmas iin nce rgtl olduu i kolundaki iilerin % 10unu, sonra da iyerindeki iilerin yardan bir fazlasn rgtlemesi gerekmektedir. rgtlenmede ikolu ilkesini belirleyen yasa, toplu pazarlkta iyeri dzeyini belirlemi, getirdii ikili baraj ile toplu pazarlktan yararlanma olanaklarn iyice kstlamtr. kolunda yzde 10 barajn am, ama iyerinde iyeri barajn aamam; iyerinde iyeri barajn am ama ikolu barajn aamam sendikalarda rgtl olan onbinlerce ii toplu pazarlk hakkndan ve bu hakkn kayb nedeniyle emek sermaye arasndaki blm mcadelesinde zorunlu ve gerekli bir ara olan grev hakkndan yoksun kalmaktadr. 1999 yl itibariyle 1 milyon civarndaki sendikal iiden 60.000inin sadece ikolu barajn aamamak nedeniyle bu haklardan yoksun kalmas bu adan nemli bir gsterge olarak deerlendirilebilir. Buna bir de ikolu barajn am olup da iyeri barajn aamad iin bu haklardan yararlanamayan on binlerce sendikal ii eklendiinde durumun boyutu daha iyi anlalm olur. cretli emek iindeki ve toplu pazarlk kapsamndaki paynn dklnn yan sra grev ile ilgili mevzuatn da nemli kstlamalar iermesi, emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesinde ii snfnn gcn zayflatmaktadr. 1980 sonras dnemde hak grevinin yasaklanmasnn yan sra grev yasa kapsamnn da geniletilmesi ii snf aleyhine yaplm nemli dzenlemeler olarak gze arpmaktadr.
Tablo 2 1984-1999 dneminde toplu i szlemeleri
Yl TS Says Kapsad yeri Says 4.258 12.702 11.769 7.623 10.576 10.329 11.399 13.169 9.537 16.699 6.770 11.274 10.290 12.966 7.047 12.373 Kapsad i Says (I) 340.095 910.810 707.230 923.093 629.303 829.341 483.852 1.089.549 450.906 1.068.289 227.880 765.928 515.840 841.518 219.434 828.458 Toplam i Says (II) 2.439.016 2.607.865 2.815.230 2.878.925 3.140.071 3.271.013 3.446.502 3.598.315 3.796.702 3.976.202 4.202.616 4.410.744 4.624.330 5.066.745 5.558.582 5.850.000 I/II % 13.9 34.6 25.1 32.0 20.0 25.3 14.0 30.2 11.8 26.8 5.4 17.3 11.1 16.6 3.9 14.1

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999

1.185 2.721 2.667 2.343 2.454 2.725 1.954 5.030 1.783 3.809 1.513 2.357 1.871 2.056 1.867 2.286

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

215

1980li yllarda yeni yasal dnemi izleyen 1985 ve 1986 yl ile 1990l yllar karlatrldnda toplu pazarlktan yararlanan ii saysnn genellikle azald, 1990l yllarn sonuna doru bu azal eiliminin artt grlmektedir. Bu durum, toplu i szlemesi kapsamnda olup, dier kesimlere gre daha iyi cret alan ve grev olanana sahip ii saysnn da azalmas anlamna gelmektedir.

Blm mcadelesinin nemli bir arac olarak grevler ve temel zellikleri


Marx ve Engelsin iiyi tamamen zgrletiren bir ara olmasa da emek ile sermaye arasndaki mcadelede bir zorunluluk, bir gereklilik olarak grdkleri grev (Marx ve Engels, 1978: 70), baml alanlarn yaam ve alma koullarn, kazanlm sendikalama ve toplu pazarlk haklarn korumak, bu koullarda iyiletirme ve dzeltmeler salamak, cret art, alma sresinin ksaltlmas ve benzeri amalarla iveren veya iveren konumundaki kurum veya siyasal otoriteden taleplerini elde edebilmek amacyla belirli veya belirsiz bir sre iin gnll olarak topluca ve birlikte hareket ederek ii yavalatma, nemli lde aksatma ya da tm ile durdurma eylemi olarak tanmlanabilir. Kukusuz, hukuk, sosyoloji ve dier disiplinler asndan bakldnda daha farkl tanmlar da yaplabilir.1 Ancak, gnmzde, rgtlenme ve toplu pazarlk gibi haklarn korunmas ve gelitirilmesi de artk grevlere konu olan nemli bir sorun oluturduu iin endstri ilikileri disiplini asndan yaplacak bir grev tanmna bu eleri de katmak gerekmektedir. Ne var ki, bu durum yasal ya da yasa d grev tanmlarn ortadan kaldrmamaktadr. Bu adan bakldnda, istatistiklerde daha ok yasalarda tanmlanm ekliyle yaplan grevlere yer verilmekte, dier eylemlere grev zellii tasa da yer verilmeyip, istatistiklere grev bal altnda dahil edilmemektedir. Bu nedenle, Trkiyede yasalarn tanmlad erevede yasal greve deinmek bundan sonraki grevleri deerlendirmek iin zorunlu olmaktadr. 2822 sayl TSGLKnun 25. maddesi birinci fkrasna gre iilerin, topluca almamak suretiyle iyerinde faaliyeti durdurmak veya niteliine gre nemli lde aksatmak amacyla aralarnda anlaarak veyahut bir kurulutan ayn amala toplu almamalar iin verdii karara uyarak ii brakmalarna grev denir. Bu tanm hem yasal grevi hem de yasa d grevi kapsamaktadr. Ayn maddenin ikinci fkrasnda yasal grev zerinde durulmutur. Kaynan Anayasann 54. Maddesinden alan bu dzenlemeye gre toplu i szlemesinin yaplmas srasnda uyumazlk kmas halinde iilerin iktisadi ve sosyal durumlaryla alma artlarn korumak veya dzeltmek amacyla bu Kanun hkmlerine uygun olarak yaplan greve kanuni grev denilir. Yine ayn madde1 Grevin farkl tanmlar iin baknz Makal, 1987: 7.

216

YKSEL AKKAYA

nin nc fkrasna gre, kanuni grev iin aranan artlar gereklemeden yaplan greve kanun d grev denilir. Siyasi amal grev, genel grev ve dayanma grevi kanun ddr. yeri igali, ii yavalatma, verimi drme ve dier direniler hakknda kanun d grevin meyyideleri uygulanr.2 Bu dzenlemeye gre grevler sadece mesleki amal ve toplu i szlemesindeki uyumazlk sonucunda yaplabilecektir. Bu durumda grev hakk sadece toplu pazarlk yetkisine sahip sendikalara tannm olmaktadr. Bu hakka sahip olmayan sendikalar ve iiler grev yapamayacaklardr. Kukusuz hak grevine de yer vermeyen byle bir dzenleme ile cretli emein nemli bir kesimi grev dnda tutulmaktadr, ki bu da grevleri snrlayan bir baka nemli etken olmaktadr. Trkiyede toplu i szlemelerinin genellikle iki ylda bir yapld ve kapsad ii saysnn dk olduu gz nne alnrsa, yasann grevleri nemli lde kstlad anlalm olacaktr. Bir de buna grev yasa kapsamndaki iler ve yerlerdeki iiler eklendiinde grev kapsam dnda kalan ok sayda iinin olduu grlecektir. Bir baka ifadeyle, toplu i szlemesi kapsamndaki iilerin tamam grev hakkndan yararlanamamaktadr. Kukusuz, tm bu dzenlemeler 12 Eyll 1980 ncesine ynelik bir tepkiden kaynaklanmaktadr. Kamu ve zel kesimdeki rgtlenme ve cret dzeyi, alma koullar, taraflarn pazarlk gc ve toplu pazarlk dzeyi, iyeri says ve byklkleri, sendikalar aras rekabet, izlenen politikalar, grevler zerinde de etkili olmakta, grevlerin kesimlere gre dalmn, younluunu etkilemektedir. 1990l yllarda gerekleen grevlerin kesimlere gre dalm aadaki tabloda gsterilmektedir. 1980 ylna gelindiinde ithal ikameci, i pazara ynelik iktisat politikas tkanm, 1970li yllarn sonunda cret paylarndaki art, i pazarn genilemesi uruna gz yumulacak bir dzeyi aarak krlar andrmaya balam, ithal ikameci birikim srecinin de sonuna gelinerek ekonomik kriz ile kar karya kalnmt. Hzl fiyat artlar, retim darboazlar ve d deme gl biiminde ortaya kan bunalm, siyasal ve toplumsal bir bunalma dnerek, yapsal bir dnm gndeme getirmiti. 24 Ocak stikrar nlemleri ile bu bunalm ap, da alarak, uzun dnemde dnya ekonomisi ile btnleme hedeflenmiti. Bu d pazarlarda rekabet gcn artrmak iin maliyetlerin drlmesini gerektiriyordu. Maliyetleri drmek iin ilk akla gelen ise cretlerdi. i snfnn direncini krmak iin alma yasalarnn yeniden dzenlenmesi gerekiyordu. 1983 ylnda karlan yasalar ile bu salandktan sonra, 1987 ylna kadar reel ii cretleri kesintisiz drld. 1987 ylna kadar ii hareketinde bu gelimelere ynelik nemli bir tepki olmad. 1987 ylnda grevlerdeki patlama ilk tepki olarak meydana geldi, izleyen yllarda bunlar grev d eylemler izledi.
2 Bundan sonra metinde kullanlacak olan grev kavram, yasada tanmlanm olan kanuni grev anlamnda kullanlmaktadr.

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

217

Tablo 3 Kesimlere Gre Grevler


Yl Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Grev 3 1 4 21 21 21 21 4 303 307 9 147 156 7 164 171 20 438 458 22 376 398 48 50 98 9 40 49 12 24 36 70 50 120 7 31 38 3 34 37 7 37 44 2 32 34 Greve Katlan i Says 526 35 561 2.410 2.410 7.926 7.926 6.490 21.808 29.734 12.850 17.207 30.57 30.153 9.282 39.435 58.616 107.690 166.306 62.528 102.440 164.968 57.464 4.725 62.189 2.189 4.719 6.908 2.718 2.064 4.782 178.539 21.328 199.867 3.434 2.027 5.461 3.362 3.683 7.045 4.111 7.371 11.482 67 3.196 3.263 Kaybolan Gn Says 2.252 2.695 4.947 194.296 194.296 234.940 234.940 341.360 1.620.580 1.892.655 1.054.089 838.566 2.911.407 1.363.850 2.102.700 3.466.550 1.363.850 2.102.700 3.446.550 1.189.428 2.619.926 3.809.354 761.629 391.949 1.153.578 75.468 499.273 574.741 30.553 212.036 242.589 4.249.920 588.321 4.838.241 79.251 195.071 274.322 60.061 121.852 181.913 60.035 222.603 282.638 1.917 227.908 229.825 Grevdeki yeri Says 3 1 4 21 21 28 28 4 342 346 111 155 266 115 210 325 229 632 861 220 466 686 1.338 70 1.408 122 56 178 129 37 166 3.266 103 3.369 26 32 58 16 41 57 40 78 118

1984

1985

1986

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri

218

YKSEL AKKAYA

Tablo 4 Toplu i szlemeleri kapsamndaki ii says ve greve katlma oran


Yl 1984 Kesim Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam Kamu zel Toplam TS Kapsamndaki i Says (I) 147.163 192.932 340.095 647.582 272.228 919.810 348.626 358.604 707.230 641.244 281.849 923.093 248.177 381.126 629.303 631.197 198.144 829.341 278.590 205.262 483.852 630.844 458.705 1.089.549 269.938 180.968 450.906 733.832 334.457 1.068.289 85.937 141.943 227.880 508.696 257.232 765.928 281.190 234.650 515.840 625.670 215.848 841.518 94.871 124.463 219.434 544.995 283.463 828.458 Grevlere Katlan i (II) 526 35 561 2.410 2.410 7.926 7.926 6.507 23.227 29.734 12.850 17.207 30.057 30.153 9.282 39.435 58.616 107.690 166.306 62.528 102.440 164.968 57.464 4.725 62.189 2.189 4.719 6.908 2.718 2.064 4.782 178.539 21.328 199.867 3.434 2.027 5.461 3.362 3.683 7.045 4.111 7.371 11.482 67 3.196 3.263 II/I (%) 0.35 0.01 0.16 0.88 0.26 2.21 1.12 1.01 8.24 3.21 5.17 4.51 4.77 4.77 4.68 4.75 21.0 52.2 34.3 9.9 22.3 15.1 21.2 2.6 13.8 0.3 1.4 0.6 3.1 1.4 2.1 35.1 8.3 26.1 1.2 0.8 1.0 0.5 1.7 0.8 4.3 5.9 5.2 0.0 1.1 0.4

1985

1986

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

219

1984-1998 dneminin grevlerinin (1.966), yaklak te ikisi 1990-1997 dneminde meydana gelmitir. Bir baka ifadeyle, 1990l yllarda grev eiliminde art olmutur. Ancak, 1990l yllarda meydana gelen grevlerin yaklak te ikisi 1990 ve 1991 yllarnda meydana gelmitir. 1984-1998 dnemi asndan bakldnda ise, grevlerin yaklak yzde 60nn ylda gerekletii anlalmaktadr (1987, 1990, 1991). 1973-1980 dneminde ise, zel kesimde gerekletirilen grevlerin oran yzde 80 iken, 1984-1998 dneminde gerekleen 1.966 grevin yaklak yzde 90 zel kesimde meydana gelmitir. 1990-1998 dneminde ise bu oran biraz daha dmtr. Kamu kesiminde grev oran daha dk olmasna ramen, 1984-1998 dneminde greve katlan iilerin yarsndan fazlas bu kesimdendir; grevde kaybolan ignnn de yaklak yzde 60 kamu kesimindedir. 1971-1980 dnemi ile karlatrldnda kamu kesiminde oransal olarak 1980 sonrasnda daha az grev gerekletirilmesine ramen greve katlan ii says ok fazla olmutur. 1973-1980 dneminde greve katlan iilerin yzde 36s kamu kesiminde iken, 1980 sonras dnemde bu oran yzde 57ye kmtr. 1980 sonrasnda kamu kesiminde grevler daha byk iyerlerinde gerekleirken, zel kesimde daha kk iyerlerinde de greve gitme eilimi meydana gelmitir. Kayp ign asndan da kamu kesiminde bir nceki dneme gre oransal bir art vardr; bu kesimin pay yzde 25ten yzde 61e kmtr. Hem grev saysnda hem de greve katlan ii saysnda 1980 ncesine gre nemli artlar olmutur. 1980 sonrasnda hkmetlerin sendikalar ile uzlamaz bir tutum sergilemesi, kamu kesiminde bir nceki dneme gre oransal olarak daha az greve gidilmesine ramen grevlere daha fazla ii katlmasna yol amtr. zel kesimde de grevler bir nceki dneme gre daha da yaygnlam ve ok sayda ii greve katlmtr. 1980li ve 1990l yllar Trkiyede ii snfnn grevlerle youn olarak tant yllar olmu, zellikle kamu kesiminde hkmetlerin bir nceki dnemlere gre olduka olumsuz bir tavr sergilemeleri, kamu kesimi sendikaclnda yeni bir deneyim, yeni bir birikim olana yaratmtr. Trkiyede yasa gerei grevlerin toplu pazarlk srecine bal olmas, grevlerle toplu pazarlklar birlikte ele almay gerektirmektedir. Toplu i szlemelerinin genellikle ikier yllk yaplmas nedeniyle grevleri de ikier yl aralklarla izlemek anlaml olacaktr. Tekli ve iftli yllara gre toplu pazarlk kapsamndaki iiler ve grevlere katlan iilerin durumu aadaki tablolarda gsterildii gibidir. Toplu pazarlk kapsamndaki iilerin tamam greve katlamamakta, yasa gerei grev yasa kapsamnda olan kmsenmeyecek oranda bir ii kitlesi bulunmaktadr. Bu nedenle, hibir zaman toplu pazarlk kapsamndaki iilerin tamam greve katlamayacaktr. Bu erevede bakldnda, yllar itibariyle toplu pazarlk kapsamndaki iilere gre greve katlan iilerin oranndaki artlar

220

YKSEL AKKAYA

nemli olmaktadr, tamamnn greve katlp katlmamas deil. iftli yllar toplu pazarlk kapsamndaki ii saysnn tekli yllara gre olduka az olduu yllar olmaktadr. Bu nedenle iftli yllarda greve katlacak potansiyel ii saysnn da dk olaca gzard edilmemelidir. iftli yllar boyunca toplu pazarlk kapsamndaki iilerde greve katlma oran srekli ve hzl bir d gstermitir. 1990 ylnda kamu kesimindeki her on iiden ikisi, zel kesimdeki her on iiden bei greve katlmken, 1996 ylnda her iki kesimde her on iiden sadece biri greve gitmitir. iftli yllarda kamu kesiminde greve katlma oran zel kesime gre daha yksek gereklemektedir. Tekli yllarda greve katlma orannn, 1990 yl hari iftli yllara gre daha yksek olduu grlmektedir. Yine, bu yllarda grev yasa kapsamndaki ii saysnn kmsenmeyecek dzeyde olduu gzden uzak tutulmamaldr. rnein 1995 ylnda kamu kesiminde 335.000 civarnda ii toplu pazarlk kapsamndayken, greve gidilen iyerlerinde alan iilerin ortalama yaklak yzde10luk bir blm 2822 sayl TSGLKnun 39. Maddesi gereince, hibir retime ve sata ynelik olmamak kaydyla, iyerlerinin ve makine-ara-gerecin bakm iin grev kapsam dnda braklmt. Grev yasa kapsamndaki iyerlerindeki 137.000 ii greve katlamamt. Olduka yksek miktar olan bu say greve katlm orannn dkln de aklamaktadr. Tekli yllarda, iftli yllarn tersine, 1995 yl hari, zel kesimde greve katlma oran kamu kesimine gre daha yksek olmaktadr.

kollarna ve sektrlere gre grevler


Trkiyedeki grevleri farkl yaklamlar ile deerlendirmek daha aklayc olacaktr. rnein i pazara ve d pazara ynelik retim asndan bakldnda, i pazara ynelik retim yapan ikollarndaki grev eiliminin, ihracata ynelik retim yapan ikollarna gre, gda sanayii hari, daha yksek olduu grlmektedir. kollar grevleri, grev bana den ortalama ii says ve greve katlan ii bana den ortalama kayp ign asndan deerlendirildiinde daha farkl sonular ortaya kmaktadr. rnein, en ok grevin ve ign kaybnn gerekletii metal ikolunda grev bana den ortalama ii says 370tir. Bu say 553 olan Trkiye ortalamasnn ok altnda olup, greve gidilen ikollarnn arasnda 16. sraya denk dmektedir. lk iki sray ise, dnem boyunca birer kez greve gitmi olan demiryolu tamacl (18.409) ve eker ikollar (15.741) almaktadr. En ok greve giden ikinci ikolu olan gda sanayiinin grev bana den ortalama ii says 127 iken, nc sradaki petrol-kimya-lastik ikolunda 297, drdnc sradaki imento-toprak-cam ikolunda 501, beinci sradaki genel iler ikolunda 539dur. Bu verilere gre, Trkiyede en ok greve gidilen ilk be ikolunda, grev uygulanan iyerlerinin genelde grev uygulanan

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

221

Tablo 5 1984-1998 dneminde ikollarna gre grevler


kolu SGBye Gre 1998de kolundaki iler Grev Says 11 59 191 223 1 42 125 28 28 16 2 113 610 2 5 1 14 336 1 3 7 37 12 99 1.966 Greve Katlan i 35.736 126.325 86.587 22.806 15.712 23.205 7.211 7.311 57.999 1.964 282 46.142 245.110 52.192 370 6.221 3.961 18.409 10.100 5.393 2.395 4.124 53.228 832.783 Grevde Kaybolan gn 944.293 3.440.443 3.337.157 894.759 314.240 777.211 506.326 446.116 2.457.147 145.270 9.326 1.592.199 8.439.164 1.211.437 32.930 229.841 345.036 312.953 373.298 110.890 104.652 97.801 621.566 26.656.035

Tarm 133.236 Madencilik 120.884 Petrol Kimya Lastik 194.863 Gda Sanayii 323.105 eker 36.926 Dokuma 487.860 Deri 62.952 Aa 75.425 Kat 29.318 Basn ve Yayn 34.306 Banka ve Sigortaclk 109.473 imento, Toprak ve Cam 129.309 Metal 518.214 Gemi 10.127 naat 663.175 Enerji 134.477 Tic. Bro, Eit. ve Gz. San. 423.105 Kara Tamacl 83.924 Demiryolu Tamacl 40.388 Deniz Tamacl 34.286 Hava Tamacl 21.307 Ardiye ve Antrepoculuk 15.176 Haberleme 39.302 Salk 44.729 Konaklama ve El. Yerleri 203.997 Milli Savunma 37.857 Gazetecilik 7.913 Genel ler 334.382 TOPLAM 4.350.016 Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri

iyerlerinden daha az ii altrdklar, daha kk iyerleri olduklar sylenebilir. Grevlerde ii bana ortalama en ok ign kayb ise, 83.2 gn ile 1993 ylnda yaanmtr. Bu yl 50.7 gn ile 1994 yl, 50.2 gn ile 1996 yl, 44 gn ile 1992 yl izlemitir. En az ign kaybnn yaand yl ise 18.5 gn ile 1992 olmutur. Onu, 20.8 gn ile 1990 yl, 23.1 gn ile 1991 yl, 24.2 gn ile 1995 yl izlemitir (Akkaya ve etik, 1999). Grevci ii bana ortalama ign kayb asndan bakldnda, ilk sray 157.5 gn ile grev eilimi dk olan ticaret-bro-eitim ve gzel sanatlar ikolunun ald grlmektedir. Bu say ise, 28.1 olan Trkiye ortalamasnn (28.1) yaklak be buuk katdr. kinci sray 90.8 gn ile grev eilimi biraz daha yksek olan kara tamacl almaktadr. Kara tamacl, olduka kk iyerlerinde greve gidilen bir ikolu olma zellii de tamaktadr. nc

222

YKSEL AKKAYA

sray 89 gn ile enerji alrken, onu 66.6 gn ile basn ve yayn, 60.1 gn ile petrol-kimya-lastik ikollar izlemitir (Akkaya ve etik, 1999). Petrol, kimya ve lastik, gda sanayii, metal, kara tamacl, konaklama ve elence yerleri ile genel iler ikollarnda, 1990-1997 dnemi boyunca her yl grev meydana gelmitir. Madencilikte 1996 yl, imento, toprak ve cam ikolunda da 1997 yl hari, dnem boyunca her yl grev yaanmtr. eker, banka ve sigorta, inaat ikollarnda dnem boyunca sadece 1995 ylnda, enerji i kolunda ise sadece 1990 ylnda greve gidilmitir. Grevdeki iyeri bana ortalama ii says en yksek miktara 240 ii ile 1991 ylnda ulamtr. Onu, 193 ii ile 1990 yl, 123 ii ile 1997 yl, 94 ile 1995 yl izlemektedir. En dk miktar ise 29 ii ile 1994 ylnda meydana gelmitir. Grev eilimine ynelik yaplan aratrmalarda ikollar sektrler eklinde snflandrmaya tbi tutulduunda sanayi sektrnde grev eilimi yksek, hizmet sektrnde dk-orta, tarm sektrnde dk kmaktadr (Makal, 1987: 77). Trkiyede 1990l yllarda tarm, sanayi ve hizmet sektrnde meydana gelen grevler aadaki tablolarda gsterildii gibidir.
Tablo 6 Tarm sektrnde grevler
Yl 990* 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Toplam Grev Says 2 2 1 5 1 11 yeri Says 51 879 1 884 1 1.816 Greve Katlan i Says (I) 6.390 17.788 0 11.558 0 35.736 Kaybolan gn Says (II) 159.784 380.668 0 403.841 0 944.293 II/I 25.00 20.27 34.94 -

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri * 1984-1989 tarihleri arasnda tarm sektrnde grev yaanmad iin bu yllar tabloya dahil edilmemitir.

1984-1998 dneminde tarm sektrnde toplam 11 grev meydana gelmi olup, toplam grevlerin % 0.9unu oluturmaktadr. Grevlere katlan ii says ise 35.736 olup, grevci iilerin yzde 5.7sini oluturmaktadr. Grevlerde kaybolan ign ise 944.293tr. Bu miktar ayn dnemdeki toplam ign kaybnn yzde 6.5ini oluturmaktadr. Bu, tarm kesimindeki grevlerde ign kaybnn grev says ve greve katlan iilerin oranna gre daha yksek olduu anlamna gelmektedir. kolundaki ii says ile karlatrldnda greve katlm

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

223

orannn ok dk olduu grlmektedir. Yzde 14.7 ile en yksek orana 1992 ylnda ulalmtr. Grevlerde geen ortalama sre asndan bakldnda grevlerin en az hafta en ok be hafta srm olduu grlmektedir. 1990 ylnda iyeri bana den ii says ortalama 125 iken grevde geen ortalama sre 25 gn olmutur. 1992 ylnda ise iyeri bana den ortalama ii says 20ye dm, grevde geen ortalama sre ise 20 gn olmutur. 1995 ylnda ise iyeri bana ortalama 13 grevci ii derken grevde geen sre 35 gne ykselmitir. Bu snrl verilerden hareket ederek iyerindeki grevci ii miktarnn azl veya okluu ile grevde geen sre arasndaki banty salkl bir ekilde ortaya koymak mmkn grnmemektedir. Ancak 1992 yl ile 1990 ve 1995 yllar karlatrldnda grevdeki iyerlerindeki ii saysnn dne paralel olarak grevde geen srenin de ykseldii sylenebilir. Ancak, 1995 yl grevlerinin uzamasnda hkmetin uzlamaz tutumunun nemli bir rol olduu da anmsanacak olursa, byle bir yorumun biraz zorlanarak ulalm bir varg olaca da dnlebilir. Byle bir varg da kk iyerlerinde grevlerin daha uzun srmekte olduu gerei ile rtmektedir. 1984-1998 dneminde meydana gelmi olan 1.966 grevin 1.436s, yani yaklak drtte , sanayi sektrnde gerekletirilmitir. Bu dnem sanayi sektrnde greve katlan ii says 554.321 olup, grevlerdeki toplam ign kayb ise 17.783.002dir ki, bu da Trkiye genelindeki ign kaybnn yaklak drtte n oluturmaktadr. Greve katlan ii says ile grev sreleri karlatrldnda, grevdeki ii saysnn azalna paralel olarak grev sresinin de uzad grlmektedir. Tarm sektr ile karlatrldnda sanayi sektrnTablo 7 Sanayi sektrnde grevler:
Yl 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Toplam Grev Says 4 20 21 198 47 131 403 375 44 35 18 82 20 22 16 1.436 yeri Says 4 20 28 206 135 242 739 559 56 72 30 371 34 42 25 2.563 Greve Katlan i Says (I) 561 2.397 7.926 29.320 27.851 38.361 157.814 153.781 4.964 5.855 1.976 105.990 5.087 6.748 5.690 554.321 Kaybolan gn Says (II) 4.947 193.906 234.940 1.755.435 1.755.571 2.880.260 3.218.948 3.532.499 390.123 547.641 201.047 2.550.196 222.630 164.827 130.032 17.783.002 II/I 8.8 80.9 29.6 59.8 63.0 75.0 20.39 22.97 78.59 93.53 101.74 24.06 43.76 24.42 22.8 32.0

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri

224

YKSEL AKKAYA

deki grevlerin daha uzun srd grlmektedir. Sanayi sektrnde grevler hafta ile on drt hafta arasnda deien sreler almaktadr. Sanayi sektrndeki toplam iilere gre iilerin greve katlm oran ise olduka dktr. En yksek oran 1991 ylnda yzde 8.7 olarak gereklemitir. 1990, 1991, 1995 yllar hari katlm oran yzde 1 bile olamamtr. Katlm orannn dkl zerinde eitli faktrlerin etkisi bulunmaktadr. Genellikle kk iyerlerinin hakim olduu sanayi sektrnde sendikalama dzeyinin dkl, toplu pazarlk kapsamndaki sendikal ii saysnn snrllnn yan sra grev yasa kapsamndaki ii miktarnn kmsenmeyecek oranda olmas bu trden faktrleri oluturmaktadr. te yandan sanayi sektrndeki sendikaszlatrma abalarnn da bunda nemli bir rol oynad unutulmamaldr.
Tablo 8 Hizmet sektrnde grevler
Yl 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Toplam Grev Says 1 109 109 40 53 23 53 14 17 33 17 15 28 512 yeri Says 1 140 131 83 71 127 473 116 135 2.114 23 15 93 3.507 Greve Katlan i Says (I) 13 414 2.206 1.074 2.102 11.187 39.437 1.053 2.806 82.319 374 297 5.792 149.074 Kaybolan gn Says (II) 390 206.505 137.084 31.147 87.818 276.855 382.987 27.100 41.542 1.884.204 51.692 17.086 152.606 3.297.016 II/I 30.0 498.8 62.1 29.0 41.7 24.7 9.7 25.7 14.8 22.8 138.2 57.5 26.3 22.1

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri.

1984-1998 dneminde meydana gelen 1.966 grevin yaklak bete ikisi hizmet sektrnde gerekletirilmitir. Bu dnem hizmet sektrnde greve katlan 149.074 ii ise toplam iilerin yaklak bete birini oluturmaktadr. Grevlerde toplam ign kayb 3.297.016 olup, Trkiye genelindeki ign kaybnn yaklak bete birini oluturmaktadr. Greve katlan ii says ile grev sreleri karlatrldnda, genellikle, grevdeki ii saysnn azalna paralel olarak grev sresinin de uzad grlmektedir. Tarm ve sanayi sektrleri ile karlatrldnda hizmet sektrndeki grevlerin her ikisine gre daha uzun srd grlmektedir. Hizmet sektrnde grevler on dokuz haftaya kadar uzayabilmektedir. Hizmet sektrndeki grevci iilerin toplam iilere gre greve katlm oran ise sanayi ve tarm sektrlerine gre olduka dktr. En

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

225

yksek oran 1995 ylnda yzde 1.6 olarak gereklemitir. Dier yllarda ise katlm oran binde 3 bile olamamtr. Katlm orannn dkl zerinde eitli faktrlerin etkisi bulunmaktadr. Genellikle kk iyerlerinin hakim olduu hizmet sektr ayn zamanda ii devir hznn yksek oluu, sektrde sendikalama dzeyinin dkl, toplu pazarlk kapsamndaki sendikal ii saysnn snrllnn yan sra grev yasa kapsamndaki ii miktarnn kmsenmeyecek oranda olmas bu trden faktrleri oluturmaktadr. te yandan sanayi sektrndeki sendikaszlatrma abalarnn da bunda nemli bir rol oynad unutulmamaldr.
Tablo 9 Grev kararlar ve uygulama oranlar
Yl Grev Karar (I) 62 282 473 426 894 1.013 1.077 702 565 429 506 293 229 Anlama Nedeniyle Uygulanmayan Grev Karar (II) 57 153 239 185 705 252 651 455 507 329 379 240 192 Anlama Yaplmamasna Ramen uygulanmayan Grev Karar (III) 1 106 213 85 18 303 28 149 9 64 7 15 Uygulanan Grev IV/I (IV) (%) 4 21 21 156 171 458 398 98 49 36 120 38 37 6.4 7.4 4.4 36.6 19.1 45.2 36.9 13.9 8.6 8.4 23.7 12.9 16.1 III/I (%) 1.6 37.5 45.0 19.9 2.0 29.9 2.6 21.3 1.6 14.9 1.4 5.2 II/I (%) 91.9 54.2 50.5 43.4 78.8 24.9 60.5 64.8 89.8 76.7 74.9 81.9 83.9

1984 1985 1986 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

Kaynak: SGB, alma Hayat statistikleri.

Yukardaki tablo ii snfnn blm mcadelesindeki en nemli aralarndan biri olan grevlere gitmekte ne denli zorlandn gstermek bakmndan olduka anlaml veriler iermektedir. 1990l yllar boyunca anlama yaplmamasna ramen gidilemeyen grev says neredeyse uygulanan grevlerin yarsn oluturmaktadr. Grev karar alndktan sonra anlama nedeniyle uygulanmayan grev saysnn ykseklii ise bu grevlerden vazgei nedenlerini deerlendirmeyi gerektirmektedir. verenler toplu pazarlklar mmkn olduunca uzatmaya almakta, grev prosedr gerei hemen greve gidilememesi nedeniyle de grev karar alnncaya kadar toplu i szlemesini imzalamamaktadr. te yandan, grev karar alan sendika da greve gitmeyi gze alamad iin taleplerinin bir ksmndan vazgeerek iverenin taleplerini kabul ederek anlamay uygun bulmaktadr. Anlama nedeniyle uygulanmayan grevlerin iinde ise bu trden anlamalarn oran olduka yksektir. yle ki baz sendikalar grev karar almasna ramen greve gitmeyip almaya devam etmilerdir.

226

YKSEL AKKAYA

1980 sonrasnda cretler ve grevlerin cret artlarndaki pay


cret, ii bakmndan bir gelir, iveren bakmndan bir maliyet esi olarak ele alndnda iki temel ilevi olmaktadr. Birincisi, gelir olarak alndnda, retimin ve zellikle en fazla katlm olduu snai retimin bir blmnn, toplumun yeleri arasndaki dalmn salamaktadr. kincisi ise, maliyet esi olarak ele alndnda, ekonominin trl kaynaklarnn eitli retim ynlerine hangi oranlar iinde gtrleceini belirlemektedir. cret, kapitalist retim biiminde temel blm ilikisinin boyutlarn gsterdiinden, cretin dzeyi, emek ile sermaye arasndaki kartl da yanstmaktadr. Bu ilikiyi temsil eden en uygun gsterge katma deer iindeki cret paydr (Boratav, 1991: 34). Bu durumda, cretin katma deer iindeki pay, yani cretlerde meydana gelen deiim, bu deiime neden olan etkenler nemli olmaktadr. Katma deerin cretlere ve krlara pay edilmesi sorunu, bir gelir dalm sorunudur. Gelir dalm ise, toplumsal snflar arasndaki g ilikilerine bal olarak belirlenir ve bata grev eklinde olmak zere atmalara daimi bir kaynak tekil eder (Hyman, 1981:89). i iin ihtiyac olan mal ve hizmetleri satn alma gcn ifade eden reel cretinin toplu pazarlkta ve uyumazlk durumunda grevlerde temel faktr olarak ortaya kmas doaldr (Makal, 1987: 157-158). Kukusuz, iilerin ve sendikalarn nominal cretleri artrma talepleri, reel cret dzeylerini koruma kaygsndan ibaret deildir. Kapitalist ekonomilerde belli bir reel cret dzeyi iiyi her zaman tatmin edemeyecektir. iler, reel cretlerini artrma talepleriyle de toplu pazarlk masasna oturabilirler ve bu taleplerinin kabul grmemesi durumunda greve bavurabilirler. Reel cretler ve dolaysyla fiyat hareketleri greve yol aan faktrler arasnda nemli bir yer tekil etmektedir. cret sorunu, gerek gelimi lkelerdeki gerekse nc Dnya lkelerindeki grev nedenleri arasnda ilk srada yer almaktadr (Makal, 1987: 155-157). nk toplumsal snflar arasndaki kar elikisi, grevlerin altnda yatan ana sebeptir ve bu elikinin en dolaysz ve devaml surette yaand alan, birincil blm ilikileri alandr. 1980 ylnda, 24 Ocak kararlar ile sanayileme abalar terk edilmi, ihracata dnk iktisat politikalar izlenmeye balamtr. Sanayilemeye ynelik iktisat politikalar ile ihracata dnk iktisat politikalar blm kategorilerinin en nemlisi olan crete farkl yaklamakta; birincisinde cret talep unsuru olarak ele alnrken, ikincisinde maliyet unsuru olarak deerlendirilmektedir. cretler, retim maliyetinin bir unsuru olarak, sermayenin kontrol edebilecei bir deikendir. Bu zelliinden dolay ihracata ak sanayiler yaratma srecinde mevcut sanayilerin retim maliyetlerini drmede temel bir rol oynarlar. Maliyet unsuru olmasnn yannda, cretler ayn zamanda nemli bir talep unsurudurlar. Bu durum, i piyasaya dnk alan sektrler iin satn alma gcnde belirli bir art, yani reel cretlerde trmanmay zorunlu klmaktadr. pi-

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

227

yasaya ynelik alan sektrlerin gelime kaydettii dnemlerde, talebi canl tutabilmek iin cretlerin artmas gerekmektedir. hracata ak sektrlerin gelimesinde ise, d fiyatlarla rekabet etme kaygs, retim maliyetlerinde bir azalmay n plana karmaktadr (Szal, 1985: 338-339). 1980 sonrasnda ihracata dnk iktisat politikalarnn izlendii yllarda, cretin bir maliyet unsuru olarak grld dnemde, SSK verilerine gre cretlerin geliimi aadaki tabloda gsterildii gibidir.3
Tablo 10 SSK prime esas ortalama gnlk nominal ve gerek cretler
Yl Toplam cret Gerek cret Endeks 294.0 203.1 189.5 183.8 191.1 178.3 163.2 159.5 244.7 230.3 265.7 295.6 347.0 316.6 286.8 198.0 149.9 222.4 254.8 233.3 100.0 69.1 64.4 62.5 65.0 60.7 55.5 54.3 83.2 78.3 90.4 100.6 118.0 107.7 97.5 67.4 51.0 75.7 86.7 79.3 Kamu cret 349 525 627 807 1.125 1.531 2.111 2.775 6.192 9.126 18.833 38.974 79.540 114.009 179.027 219.618 271.542 865.106 1.736.008 2.761.970 Gerek cret 349.0 249.8 218.4 214.7 227.8 208.9 198.6 194.0 311.6 261.9 318.6 403.1 495.5 417.6 394.8 234.7 149.9 266.2 288.8 250.3 Endeks 100.0 71.6 62.6 61.5 65.3 59.9 56.9 55.6 89.3 75.0 91.3 115.5 142.0 119.6 113.1 67.3 43.0 76.3 82.8 71.7 zel cret 261 367 502 635 860 1.201 1.573 2.085 4.659 7.690 14.303 25.417 48.165 72.698 115.333 172.528 271.542 686.022 1.482.884 2.521.811 Gerek cret Endeks 261.0 174.6 174.8 168.9 174.1 163.9 148.0 145.8 234.5 220.7 242.0 262.9 300.1 266.3 254.3 184.4 149.9 211.1 246.7 228.5 100.0 66.9 67.0 64.7 66.7 62.8 56.7 55.8 89.8 84.5 92.7 100.7 115.0 102.0 97.4 70.7 57.4 80.9 94.5 87.5

1979 294 1980 427 1981 544 1982 691 1983 944 1984 1.307 1985 1.734 1986 2.282 1987 4.862 1988 8.025 1989 15.707 1990 28.585 1991 55.692 1992 86.449 1993 130.063 1994 185.270 1995 271.542 1996 722.689 1997 1.531.763 1998 2.574.366

Kaynak: Petrol-, Petrol- Yll 1997-1999, stanbul, 2000.

cretler, 1976-1978 yllar arasnda bir zirve noktasna ulatktan sonra, ekonomik bunalmn iddetlendii 1979 ylnda gerilemeye balamtr. cretlerin gerilemeye balad 1979 yl bir balang noktas olarak alndnda, cretler 1987 ylna kadar greli ve mutlak anlamda belirgin bir biimde srekli olarak gerilemitir. 1979 yl dzeyi ile 1986 yl arasnda toplam gerek cretler yzde 45.7 orannda gerilemitir. 1990 yl dzeyi veri alndnda, 1995 ylnda toplam gerek cretler yzde 49 orannda gerilemitir. Bir baka ifadeyle, 1990l yllarda gerek cretlerde meydana gelen kayp, 1980li yllara gre daha yksektir. 1995 yl creti, 1979 sonrasnn en dk cretidir. cretin
3 Trkiyede cretlerin genel seyrine ilikin bilgi veren tek resm kaynak SSKdr. SSK verileri ise, taban ve tavan prime esas cretlerin arasnda kalan cretleri yanstmaktadr. TSK ve Petrol- Sendikas da son yllarda cretlere ilikin istatistikler oluturmaya balamlardr.

228

YKSEL AKKAYA

bir maliyet unsuru olarak algland 1980 sonrasnda, gerek cretlerde 1995 yl itibariyle yar yarya yakn bir d gerekletirilmitir. Oysa, 1980li yllarn sonu youn grev d eylemlerin, 1990larn ba ise, youn grevlerin yaand yllar olmutu. i snfnn grev d eylemlerde ve grevlerde bulunduu dnemlerde gerek cretlerde art olmusa da, izleyen yllar bu artlarn kalc olmadn gstermektedir. Kamu ve zel kesim asndan bakldnda, 1979 ylndaki kamu - zel kesim cret makas 1980li ve 1990l yllar boyunca kapanmaya balam, nihayet, 1995 ylnda denklemitir. 1990l yllarda, kamu kesimindeki gerek cretlerin d hz, zel kesime gre ok daha yksek olmutur. Kukusuz, bunda hkmetlerin izledikleri ve uyguladklar politikalarn nemli pay bulunmaktadr. 1990l yllara kadar, kamu kesimi, endstri ilikilerinde hem toplu pazarlk srecinde hem de grevlerde belirleyici olmu, zel kesim kamu kesiminin peinden srklenmitir. malat sanayiine ynelik yaplan bir aratrma bulgularna gre, Trkiyede cretler ile seimler arasnda sk bir iliki bulunmaktadr (Yentrk, 1997: 25). SSK verilerine gre oluturulan yukardaki tablodaki veriler de bu bulguyu desteklemektedir. Yerel ve genel seim yllarnda istisnasz olarak gerek cretler artmakta, izleyen yllarda ise, hzla dmektedir. zellikle genel seim dnemlerinde, kamu kesimindeki cret artlar zel kesime gre daha yksek olmaktadr.
Tablo 11 1984-1998 dneminde enflasyon oranlar, reel cretler ve grev lleri
Yl TFE (%) Reel cret Endeks* 60.7 55.5 54.3 83.2 78.3 90.4 100.6 118.0 107.7 97.5 67.4 51.0 75.7 86.7 79.3 Grev Says Greve Katlan i (I) 561 2.410 7.926 28.298 30.057 39.435 166.306 164.968 62.189 6.908 4.782 199.867 5.461 7.045 11.482 Grevde Kayp gn (II) 4.947 194.296 234.940 1.961.940 1.892.655 2.911.407 3.466.550 3.809.354 1.153.578 574.741 242.589 4.838.241 274.322 181.913 282.638 II/I

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998

48,4 45,0 34,6 38,9 73,7 63,3 60,3 66,0 70,1 66,1 106,3 93,6 80.4 85.7 84.6

4 21 21 307 156 171 458 398 98 49 36 120 38 37 44

8,8 80,6 29,6 69,3 63,0 73,8 20,8 23,1 18,5 83,2 50,7 24,2 50.2 25.8 24.6

Kaynak: Petrol-, Petrol Yll 1997-1999, stanbul, 2000; SGB, alma Hayat statistikleri * 1979=100

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

229

Bir baka aratrma, 1980li ve 1990l yllar boyunca imalat sanayiinde kk iyerleri ile byk iyerleri arasndaki cret farknn iyice aldn gstermektedir. Bu aratrmaya gre, 1980 ylnda, 10-999 ii altran iyerleri ile 1000 ve daha fazla ii altran iyerleri arasndaki cret fark yzde 34.2 iken, 1989 ylnda yzde 49.9a, 1994 ylnda yzde 118e ykselmitir (Sonat, 1998: 206). Tablodan da grld gibi, reel cretler, ancak 1990 ylnda 1979 yl dzeyine ulaabilmitir. 1987 ylna kadar kesintisiz azalan reel cretler 1991 ylndan itibaren tekrar azalmaya balam, 1995 ve 1997 ylnda ykselmesine ramen dier yllarda tekrar azalmtr. Reel cretler, 1990-1992 dnemi dnda srekli olarak 1979 dzeyinin altnda seyretmitir. 1989-1992 dnemi youn grevlerin yaand dnem olmakla birlikte, 1991 ylnn genel seim, 1989 ylnn da yerel seim yl olmas da gz nnde tutulduunda reel cretlerin art zerinde grevlerin net etkisini lmek olduka zorlamaktadr. Kamu sektrnde, 1986-1991 dnemi reel cret gstergeleri ile, 1987-1992 dnemi grev, grevci ii, grevde geen ign ve grevci ii bana grevde geen ign saylar arasndaki korelasyonel iliki katsaylar srasyla yledir: 0,95; 0,84; -0,08; -0,81. Kamu sektrnde, 1992-1994 dnemi reel cret gstergeleri ile, 1993-1995 dnemi grev, grevci ii, grevde geen ign ve grevci ii bana grevde geen ign saylar arasndaki korelasyonel iliki katsaylar srasyla yledir: -0,99; -0,98; -0,99; 0,11. Kamu sektrnde, 1986-1994 dnemi enflasyon oranlar ile, 1987-1995 dnemi grev, grevci ii, grevde geen ign ve grevci ii bana grevde geen ign saylar arasndaki korelasyonel iliki katsaylar srasyla yledir: 0,73; 0,76; 0,71; -0,41 (Gngr, tarihsiz). zel sektrde, 1992-1994 dnemi reel cret gstergeleri ile, 1993-1995 dnemi grev, grevci ii, grevde geen ign ve grevci ii bana grevde geen ign saylar arasndaki korelasyonel iliki katsaylar srasyla yledir: 0,67; -0,95; -0,54; 0,99. zel sektrde, 1985-1991 dnemi reel cret gstergeleri ile, 1986-1992 dnemi grev, grevci ii, grevde geen ign ve grevci ii bana grevde geen ign saylar arasndaki korelasyonel iliki katsaylar son derece dk olup, srasyla yledir: 0,18; 0,35; 0,24; 0,01. zel sektrde, 1985-1994 dnemi enflasyon oranlar ile, 1986-1995 dnemi grev, grevci ii, grevde geen ign ve grevci ii bana grevde geen ign saylar arasndaki korelasyonel iliki katsaylar son derece dk ve negatif iaretli olup, srasyla yledir: -0,28; -0,02; -0,22; -0,05 (Gngr, tarihsiz). cretlerdeki artn boyutunu gstermek asndan, cret artlar ile kii bana milli gelir artn karlatrmak yararl olacaktr. cretlerdeki art tek bana bir anlam ifade etmeyebileceinden, cretlerdeki art dzeyi ile kii bana milli gelirdeki (KBMG) art dzeyini karlatrmak, cret artlarnn ne derecede anlaml olduunu gsterecektir. Bu nedenle aadaki tablo dzenlenmitir.

230

YKSEL AKKAYA

Tablo 12 cretler ve kii bana milli gelirdeki art (cari fiyatlarla bin TL)
Yllar Grev Says Grevci i Says 166.306 164.968 62.189 6.908 4.782 199.867 5.461 Grevde Kayp gn 3.466.550 3.809.354 1.153.578 574.741 242.589 4.838.241 274.322 KBMG (I)* SSK Aylk st Snr (II)** 1.840 2.630 3.412 5.574 6.916 10.964 23.187 SSK Aylk Alt snr (III)** 319 635 1.125 1.973 3.335 6.926 13.539 II/I (%) III/I (%)

1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

458 398 98 49 36 120 38

588 922 1.574 2.797 5.348 10.618 19.908

312.2 285.2 216.7 199.2 129.3 103.2 116.4

54.2 68.8 71.4 70.5 48.2 65.2 68.0

Kaynak: DE, Trkiye statistik Yll 1997, Ankara, 1998, s. 648; SGB, alma Hayat statistikleri 1997, Ankara, 1998, s. 169-170. * Yllk KBMGin oniki aya blnmesi ile elde edilmitir. ** Yl ortalamas olarak hesaplanmtr.

SSK verilerine gre en st snrda cret alanlarn KBMGe gre cret artlar 1990l yllar boyunca srekli azalm, 1996 ylnda art eilimi iine girmitir. Bu, 1990l yllardaki cretlerin reel artna ramen, cret artlarnn KBMGdeki artn gerisinde kaldn gstermektedir. Yani, 1990l yllarn bandaki reel cret artlar, gelir dalm asndan olumlu bir sonu vermemitir. KBMGdeki art, SSK verilerine gre en st snrda cret alanlarn cret artlarndan daha yksek olmutur. KBMGdeki art SSK st snr cretlerdeki artlar asndan, 1995 ylnda 1990 ylna gre 3 kat daha fazladr. SSK alt snr cretler ile KBMG art karlatrldnda dnem boyunca dalgal bir seyir yaand grlmektedir. Reel cretlerin artt 1990l yllarn banda SSK alt snr cretlerdeki artlar KBMGdeki artlardan yksek olmu, ekonomik krizin yaand 1994 ylnda ise 1990 ylnn bile gerisine dlm, izleyen yllarda tekrar bir art eilimi iine girilmitir. SSK alt snr cretleri, KBMGin 1990 ylnda yzde 54.2sini olutururken, bu oran 1996 ylnda yzde 68.0a ykselmitir. Genellikle asgari cret dzeyini ifade eden ve iilerin byk ounluunun ald cret olan SSK alt snr creti, 1990l yllar boyunca da KBMG dzeyinin altnda seyretmeye devam etmitir. Bu verileri daha anlaml klmak iin aadaki tabloda, imalat sanayiinin kr haddi, smr oranlar gsterilmitir. malat sanayiinde 1990l yllar boyunca smr oran ile emek verimliliinin srekli artm olmas, cretlilerin 1990l yllardaki reel cret artlarnn smr orann fazla etkilemediini gstermektedir.

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

231

Tablo 13 malat sanayiinde kr haddi ve smr oran


Yl 1963 1980 1990 1991 1992 1993 1994 Grev Says 8 220 458 368 98 49 36 Greve Katlan i Says 1.514 84.832 166.306 164.968 62.189 6.908 4.782 Grevde Kayp 19.739 1.303.253 3.466.550 3.809.354 1.153.578 574.741 242.322 Kr Haddi 0.15898 0.11986 0.22873 0.22604 0.22907 0.22581 0.26634 Artk deer (Smr Oran) 1.948106 1.225752 2.485517 2.418162 3.009586 3.481965 4.378970 Emek Verimlilii Art Oran 100* 146.74 311.03 393.13 437.39 502.28 481.43

Kaynak: ALTIOK, M., malat Sanayiinde Smr Oran 1963-1994, Yaynlanmam alma; SGB, alma Hayat statistikleri. * 1965 yl

Tablo 14 Asgari cret ve toplu i szlemesi (TS) kapsamndaki ii cretleri (TL/Ay)


Yllar 1995 1996 1997 1998 1999 Asgari (2) cret (net) 3.727.683 7.966.467 16.222.516 28.473.719 63.125.955 Reel (1) Art (%) -.4.47 18.5 9.7 -4.9 34.4 Kamu TS Art (%) 26.571.000 35.951.000 79.601.000 146.360.000 343.289.000 Reel (1) -15.2 -25.0 19.2 -0.4 42.2 zel TS Reel (1) Art (%) 19.036.000 34.978.000 63.033.000 136.087.000 251.761.000 -6.1 1.9 -3.0 17.0 12.2 Memur (3) Art (%) 12.091.709 23.463.672 50.759.457 92.481.094 159.536.094 Reel (1) -2.5 7.6 16.5 -1.3 4.6

Kaynak: DPT, Sekizinci Be Yllk Kalknma Plan ncesinde Sosyal Sektrlerde Gelimeler 19962000, Ankara, 2000, s.57-58den yararlanlarak dzenlenmitir. 1) Reel hesaplamalarda DE Kentsel Yerler Tketici Fiyatlar Endeksi (1994=100) 2) Asgari cretin yrrlk tarihleri esas alnarak net tutarlar arlklandrlarak hesaplanmtr. 3) Tm snflarn arlkl ortalamas alnmtr.

Yukardaki tablo, sendikal olup da toplu i szlemesinden yararlanan iilerin elde ettii cret artlarnn dier cretler zerinde bir lokomotif ilevi grmediini gstermektedir. Milyonlarca iinin ald asgari cret toplu i szlemesinden yararlanan kamu kesimi iisinin ald cretin yaklak 1/6sn, zel kesim iisinin de 1/4n oluturmaktadr. Toplu i szlemesinden yararlanan iilerin yaklak 1 milyon, asgari cretten yararlanan iilerin de bunun yaklak drt misli olduu dnldnde bu durumun emek ile sermaye arasndaki paylam mcadelesindeki snrll da daha iyi anlalm olacaktr.

232

YKSEL AKKAYA

Makro ekonomik gstergeler ve grevler


Grevleri niceliksel olarak tek bana aldmzda bir anlam ifade etmeyecektir. Bu nedenle, grevleri ve ekonomik gelimeleri birlikte deerlendirmek daha yararl olacaktr. Bu amala aadaki tablo dzenlenmitir. hracata ynelik byme dnemi olarak nitelenen 1983-1987 dnemi, grevli toplu pazarlk srecinin balad dnemdir de. Denetimsiz finansal serbestletirme dnemi ise, grev eiliminin artt 1989-1993 dnemidir. Grevlerin genel olarak ekonomi ve sektrler zerindeki etkisini deerlendirmek iin her iki dnemi karlatrmak yararl olacaktr. 1983-1987 dneminin temel zellii, cretlerin drlmesi yoluyla yurtii talebin daraltlmaya; rekabet gcn artrarak yurt d pazarlara ihra edilecek bir artn yaratlmaya allmasdr (zkaplan, 1994: 141; Kse ve Yeldan, 1998: 50). Bu dnemde, emein imalat sanayii katma deeri iindeki pay, zel kesimde yzde 27.5ten, 1987de yzde 17ye; kamu kesiminde de yzde 25ten yzde 13e drlmtr. Bu srece kout olarak da, zel imalat sanayiinin kr oranlarn temsil eden mark-up oran (maliyet-eki) yzde 31den yzde 38e ykselmitir (Kse ve Yeldan, 1998: 50). 1980lerin banda yksek faizler, sonunda da yksek cretler tarafndan tehdit edilse de sanayi kr oranlarnn 1970lerle karlatrldnda da dmedii belirtilmektedir (zkaplan, 1994: 144). Kapasite kullanm oran ise, yzde 59dan yzde 74.3e ykselmi, dnem ortalamas ise 72.4 olarak gereklemitir. Youn olarak tevik edilen ihracat ise, dnem boyunca yllk yzde 12.3 orannda artmtr. malat sanayii yatrmlarnn dnem boyunca yllk art hz yzde 2.1 olmutur. Bu dnem gerekletirilen 353 greve 40.631 ii katlm, 2.396.123 ign kaybolmutur. Yllk grev ortalamas 70 olup, greve katlan ii says 8.126, grevde kaybolan ign says ise 479.224tr. Grevlerin en youn gerekletirildii 1987 yl hari tutulduunda bu saylar daha da azalmakta ve anlamszlamaktadr. 1987 grevleri zel imalat sanayii krlarn olumsuz ynde etkilememi, tersine krlarda nemli artlar meydana gelmitir. Reel cretler 1987yi izleyen 1988 ylnda da dmeye devam ederken (kamuda yzde 5.7, zelde yzde 7.8), zel imalat sanayiinin krn gsteren mark-up oran artarak, yzde 38e kmtr. te yandan 1980li yllar boyunca imalat sanayii sektrnde emek retkenlii reel olarak srekli art gstermitir. yle ki, 1996 yl itibariyle ii bana reel katma deer retimi 2.5 misline ulamtr. 1989-1991 dnemindeki grev patlamalarna, reel cret artlarna ramen cret gelirleri ile emein retkenlii arasndaki ayrm 1980-1996 arasnda % 250ye ulamtr (Voyvoda ve Yeldan, 1999: 205). Denetimsiz finansal serbestletirme dnemi olarak nitelendirilen ve grevlerde patlamann yaand 1989-1993 dneminde imalat sanayii sabit sanayii yatrmlarnn yllk art hz yzde 6.3e ykselirken, kapasite kullanm oran ortalamas da yzde 76.4e kmtr. zel kesim imalat sanayiinde

Tablo 15 Dnemsel olarak baz ekonomik gstergeler ve grevler


hracata Ynelik Byme 1983-1987 Finansal Kriz 1994 Reform Srecinin Tkenii 1988 Denetimsiz Finansal Serbestletirme 1989-1993 Kriz sonras Uyum 1995-1997

Kriz sonras Uyum 1981-1982

retim ve Birikim (Yllk Reel Deiim %) 0.6 7.9 7.7 -5.1 59.0 72.4 74.3 76.4 2.1 -4.8 6.3 -4.7 71.8 0.8 8.6 9.1 7.8 1.6 3.5 0.1 6.0 5.4 -0.7 -7.6 -7.6 1.5 10.1 8.7 8.9 78.8

Tarm malat Sanayii Ticaret

malat Sanayii Sabit. Yat.

Kapasite Kullanm Oran (%)

Reel cretler Deiim Oran 0.4 -0.4 31.0 -1.5 -5.9 32.6 -5.7 -7.8 38.0 10.0 20.3 39.6 -30.1 -18.1 47.0 -

zel malat Sanayii * Kamu malat Sanayii zel malat Sanayii Markup oran (%)

cretler/malat sanayii KD (%) 27.5 25.0 19.7 8.5 2.396.123 40.631 353 10.8 12.8 156 30.057 1.892.655 12.5 14.0 21.6 20.0 17.0 13.0 21.2 24.4 5.1 9.1 1.174 439.806 11.915.630 14.0 24.0 18.0 13.8 36 4.782 242.589 6.3 13.0 195 212.373 5.294.476

zel malat Sanayii Kamu malat Sanayii

malat Sanayii hracat**

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

hracat (GSYH %)

Grev Says

Greve Katlan ii

Grevde Kaybolan gn

Kaynak: Kse, A.-Yeldan, E., (1998), Da Alma Srecinde Trkiye Ekonomisinin Dinamikleri: 1980-1997, Toplum ve Bilim, 77; SGB, alma Hayat statistikleri. * zel imalat sanayii verileri, 10 ve daha fazla kii altran iyerlerine aittir. ** malat sanayii ihracatnn yllk byme hz (Milyon ABD Dolar).

233

234

YKSEL AKKAYA

reel cretler yzde 10 artarken, kamuda art yzde 20.3 olmutur. zel sektrdeki mark-up oran ise yzde 39.6ya ykselmitir. Yani, reel cretlerin artna ramen zel kesim imalat sanayiinde krllk korunmu, bir nceki dneme gre mark-up oran daha yksek olmutur. Bu dnem emein katma deer iindeki pay zel kesimde % 21.2ye, kamu kesiminde % 24.2ye ykselmise de 1980 ylnda srasyla % 27.5 ve %35.4 olan paylarn ok gerisinde kalmtr. Reel cretlerdeki artn yaand bu dnem ile 1980 yl arasnda emek aleyhine zel kesimde 5.3lk, kamu kesiminde 11.2lik bir fark bulunmaktadr. Bu, blm mcadelesinde emein 1989-1993 dnemindeki grevler yolu ile elde ettii kazanmlarn yetersiz olduunu gstermektedir. stelik 1993 ylndan itibaren emein katma deer iindeki pay tekrar azalmaya balamtr. 1991 ylnda en yksek orana ulaan pay (kamuda % 28.0, zelde %23.6), 1996 ylnda kamuda % 16.4e, zel kesimde de % 17.6ya dmtr. 1980 ylnda emein katma deer iindeki paynn kamuda % 35.4, 1996 ylnda da % 16.4 olduu gz nne alnacak olursa, 1980 sonras dnemde sendikalarn grevler aracl ile kalc kazanmlar elde edemedii de anlalm olacaltr. Denetimsiz finansal serbestletirme dnemi, imalat sanayii ihracatnn da dt yldr. 1983-1987 dneminde ortalama yzde 12.5 olan reel art, 1989-1993 dneminde hzla derek yzde 5.1e inmitir. Dn nedeni reel
Tablo 16 malat sanayiinde kapasite kullanm ve grevler
Kapasite Kullanm Oran (%) 74.3 70.3 70.0 77.5 76.8 69.5 74.4 74.1 77.3 80.3 74.7 79.5 79.2 80.8 78.8 73.6 ilerle lgili Meseleler* 8.1 3.7 3.3 3.4 2.4 3.4 2.8 4.1 3.5 3.0 Pazarda Talep Yetersizlii* 42.1 45.7 47.8 47.9 56.9 56.5 50.1 52.2 52.7 54.7 D Pazarda Talep Yetersizlii* 23.9 18.9 20.4 20.7 14.8 12.8 14.3 14.7 14.7 14.0 Grevlerde Kayp gn (Sanayi Sektr) 4.947 193.906 234.940 1.755.435 1.755.571 2.880.260 3.218.948 3.532.499 390.123 547.641 201.047 2.550.196 222.630 164.827 130.032 Lokavtlarda Kayp gn (Toplam) 13.695 484.572 1.085.057 190.755 1.188.091 1.188.719 158.545 286.789 104.869 162.512 160.368 62.236 5.284 76.470

Yl 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999

Kaynak: DE, Trkiye statistik Yllklar; DE, Trkiye Ekonomisi statistik ve Yorumlar; SGB, alma Hayat statistikleri. * malat sanayiinde kapasite kullanm zerinde olumsuz etkide bulunan faktrlerin pay (%)

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

235

cretlerin artndan ok d pazarlarda tkanlm olmasdr. Bu da, sermayeyi i pazarlara yneltmitir. Bu nedenle, reel cretlerdeki artn nedenlerinden birisi i pazara yneli olmu ve iverenlerce benimsenmitir. Seim yllar nedeniyle de cret art hkmetler tarafndan politik yatrm olarak grldnden kabul grmtr (Yentrk, 2000: 177). Grevlerin imalat sanayii kapasite kullanm zerinde ne derece etkili olduunu gstermek iin dzenlenen yukardaki tabloya bakldnda, grevler ile kapasite kullanm arasnda anlaml, dorusal bir iliki kurmak mmkn grnmemektedir. rnein, grevlerin artmas nedeniyle kayp ignnn artt 1987-1989 dneminde kapasite kullanm oran derken, grevlerin adeta patlad 1990-1991 dneminde ise 1989a gre kapasite kullanm oran % 69.5tan % 74e ykselmitir. stelik iilerle ilgili meseleler nedeniyle kapasite kullanmnn en ok etkilendii yl da 1990 yldr. Bu yllarda iverenlerin de youn bir ekilde lokavta bavurarak retimi durdurduklar grlmektedir. Reel cretlerin artt 1990-1991 dneminde kapasite kullanmnn zerinde olumsuz etki yaratan etkenlerden en nemlisinin, dier dnemlere gre d pazar talep yetersizlii olduu grlmektedir. pazarda talep yetersizlii nedeniyle kapasite kullanmnn en az olumsuz ynde etkilendii dnem ise yine bu dnemdir. Yine 1995 ylnda grevler nedeniyle kayp ignnde patlama derecesinde bir at yaanmasna ramen 1994 ylna gre kapasite kullanm oran 1980 sonrasnn en yksek art oranlarndan ikincisine sahip olmutur. Kapasite kullanm oranlarndaki dler zerinde grevlerden ok, i ve d pazarlardaki talep yetersizliklerinin daha etkili olduu grlmektedir. 1989-1993 dnemi boyunca sanayi sektrnde grevlerde 10.569.471 ign kaybolmutur. Grevlerdeki ve kayp ignndeki patlamaya ramen bu dnem boyunca kapasite kullanm orannn % 69.5ten % 80.5e km olmas grevlerin retim zerinde ciddi derecede olumsuz bir etki yapmadn gstermektedir. Grevlerin en youn yaand dnemde bile kapasite kullanm arm, zel kesim imalat sanayii de krlln korumutur. Grev uygulamas nedeniyle kaybolan ignn saysal olarak byk grnse de ekonominin performans ile karlatrldnda anlamsz kalmaktadr. Grevler hibir sektrde o sektrn geliimini engelleyecek byklkteki kayplara neden olmamtr. yle ki, 1994 Krizi ile reel cretlerde byk dler yaanrken, imalat sanayiinin krllndaki art srerek, mark-up oran % 47ye ykselmitir. Yllar itibariyle temel makro ekonomik gstergeleri ieren yukardaki tablo, nceki dnemlerle de karlatrldnda, Cumhuriyet dneminin en uzun sreli ve en iddetli gelir dalm bozulmasnn yaandn olduka net bir ekilde ortaya koymaktadr. Emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesinde, sermaye 1970li yllarn rvann alarak blm ilikilerini lehine evirmi bulunmaktadr (Oyan, 1999: 27). cretlerin reel olarak d-

236

Tablo 17 Yllar itibariyle grevler ve temel makro ekonomik gstergeler


1989
18.6 27.1 54.3 1.6 1979 63.3 90.4 91.3 92.7 18.9 17.6 19.6 17.6 24.6 56.5 75.0 76.2 39.6 74.2 18.1 30.2 49.5 15.5 34.6 47.6 15.0 34.4 48.2 76.4 21.8 21.7 28.0 23.6 27.2 20.5 27.1 18.6 14.8 32.8 50.1 79.6 49 178 6.908 574.7 14.6 -4.5 83.0 73.3 9283 -0.9 96.8 51.8 11387 14.8 6.7 94.8 63.6 12250 15.4 4.1 91.1 62.9 15252 15.3 8.7 90.3 21.8 25.0 22.4 20.8 16.1 23.9 13.6 15.9 25.1 57.6 47.0 72.9 15.6 17.8 14.9 16.5 22.1 61.4 78.6 36 120 166 3.369 4.782 199.867 242.5 4.838.2 16.6 -30.1 69.4 48.1 123.2 17761 16514 13.0 16.2 78.3 99.4 23923 17.3 16.4 17.6 15.1 24.2 60.7 78.0 38 58 5.461 274.3 12.0 14.0 77.1 17.1 25.8 57.1 79.4 16.5 25.6 57.9 77.0 37 44 57 118 7.045 11.482 181.9 282.6 13.0 -2.5 76.9 12.9 25.8 78.7 123.0 87.9 106.2 27735 29822 31739 16.8 24.8 58.4 9.4 2715 60.3 100.6 115.5 100.7 14.6 25.1 60.3 0.3 2655 66.0 118.0 142.0 115.0 14.1 24.8 61.1 6.4 2744 70.1 107.7 119.6 102.0 14.7 23.7 61.6 8.1 3056 66.1 97.5 113.1 97.4 14.7 25.5 59.7 -6.1 2161 106.3 67.4 67.3 70.7 14.8 25.5 59.7 8.0 2806 93.6 51.0 43.0 57.4 15.7 23.9 60.4 7.1 2928 80.4 75.7 76.3 80.9 14.9 23.7 61.4 8.3 3079 85.7 86.7 82.8 94.5

1980 19811982 1983 1984 1985 1986 1987 1988


19.5 25.5 55.0 6.8 1487 34.6 54.3 55.6 55.8 16.1 12.9 18.1 19.9 23.4 55.0 70.0 78.2 38.0 76.7 18.2 26.8 53.1 17.6 24.3 56.3 17.0 17.4 13.0 16.6 17.3 15.4 17.8 25.8 56.4 9.8 1668 38.9 83.2 89.3 89.8 17.3 27.0 55.7 1.5 1693 68.8 78.3 75.0 84.5

1990

1991

1992 1993 1994

1995 1996 1997 1998


16.1 21.2 62.7 3.8 3224 84.6 79.3 71.7 87.5

26.1 19.3 54.6 -2.8 1570 110.2 69.1 71.6 66.9 23.4 22.8 23.8 20.0 20.4 57.1 74.3 4 21 4 21 561 2.410 4.9 194.2 16.1 -3.4 83.3 49.5 4346 45.0 5212 54.1 6428 10.1 84.5 13.4 80.8 19.1 79.1 8.5 78.7 16.3 15.8 15.2 14.4 15.0 32.6 70.3 18.4 20.4 58.5 18.6 22.8 21.3

24.2 21.9 53.9 4.8 1598 36.6 64.4 62.6 67.0

22.4 20,9 21.2 19.7 22.8 21.9 21.1 21.7 54.8 57.2 57.7 58.2 3.1 4.2 7.1 4.3 1412 1299 1238 1356 30.8 31.4 48.4 44.9 62.5 65.0 60.7 55.5 61.5 65.3 59.9 56.9 64.7 66.7 62.8 56.7

GSMH Sektr Paylar ( % ) Tarm Sanayi Hizmetler GSMH Art Oran (%) Kii Bana GSMH ( $ ) Enflasyon (TFE) Reel cret Endeksi 1979=100 * Kamu zel malat Sanayiinde Toplam cret / Katma Deer Kamu / zel

30.7

27.0 25.1

24.8

35.4 27.5

26.2 23.5 27.7 26.3

23.2 25.9

25.1 25.1 47.3

22.9 21.2 24.9 23.6 42.4 52.8

20.1 22.6 55.1

49.1 -

31.0 62.1 66.8

69.6

220 84.832 1.303.2

21 307 156 171 458 398 98 28 346 266 325 861 686 1.408 7.926 29.734 30.057 39.435 166.306 164.968 62.189 234.9 1.961.9 1.892.6 2.911.4 3.466.5 3.809.3 1.153.5

15.8

17.4 15.6

16.1

Faktr Gelirleri (%) Tarm cret Kat+Faiz zel malat Sanayiinde Mark-up Oran (%) malat San. Kap. Kul. Oran (%) Grev says Grevdeki iyeri says Greve katlan ii says Grevde kaybolan ign (000) Eksik stihdam + sizlik Oran (%) Reel Faiz Oran (%) Reel Kur Endeksi 1982 Ocak =100 Para Arz (M2) Art Hz Uluslararas Rezerv

-77.2 -1.6 19.2 119.6 109.8 96.3

14.6 90.4

67.0 1209

85.6 56.0 28.7 57.5 57.3 - 2089 3482 3279

YKSEL AKKAYA

(Milyon $)

Kaynak: DE, Trkiye statistik Yllklar; DE; Trkiye Ekonomisi statistik ve Yorumlar; DPT, Temel Ekonomik Gstergeleri; DPT, Ekonomik ve Sosyal Gstergeler (1950-1998), Petrol-, Petrol- Yllklar; SGB, alma Hayat statistikleri; DTM, Balca Ekonomik Gstergeler; Kse, A.-Yeldan, E., (1998), Da Alma Srecinde Trkiye Ekonomisinin Dinamikleri: 1980-1997, Toplum ve Bilim, 77. * SSK prime esas ortalama gnlk cret olarak

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

237

rlnn snrna varld, ihracatta tkanld ve emek aleyhindeki liberal iktisat politikalarnn uygulaycs iktidardaki partinin ar seim yenilgisi ald 1989 ylndan itibaren emekilerin de eylemlilik dzeyini ykseltmeye balamas yeni birikim modeli araylarn kanlmazlatrmtr. Toplumsal ve siyasal olarak da reel cretlerin ykseltilmesi gereklilii, sermayeye dorudan yk yklemeyecek ama yeni kaynaklar yaratacak zm araylarna itmi; bu zmlerden biri olarak da finansal serbestletirme yoluyla lkeye ksa vadeli sermaye akmlarnn hzl bir biimde ekilmesi ve kamunun youn bir borlanma program iin uygun koullarn yaratlmas benimsenmitir (Oyan, 1999: 33). 1989 sonras dnemde zel kesim tekelci fiyatlama yntemi ile reel cret artlarn telafi etmeye ynelmitir. Bylece, 19891993 dneminde hzla ykselen cret artlar telafi edilmitir. Ancak, 1994ten sonra izlenen dk cret-yksek TL nedeniyle reel cretler tekrar hzla erime srecine sokulmutur. Gelinen noktada Trkiyenin imdiye kadar izledii dk cret ve dk reglasyon maliyeti modelinin snrlarna varld belirtilmektedir (Oyan, 1999: 35-36). Bu durum ise, hem toplumsal ve siyasal adan, hem de emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesi asndan ii snfn ve rgtleri olan sendikalar yeni politikalar ve grevlerle kar karya brakmaktadr.

Genel deerlendirme ve sonu


1980 sonrasnda gerekletirilen grevler, SGBnn 1984-1998 dnemini kapsayan verilerin nda deerlendirilmeye allmtr. Niceliksel adan bakldnda, Trkiyede gidilen grev, grevlere katlan ii, grevde kaybolan ign saylarnn byk boyutlara ulatn sylemek zor grnmektedir. Dnem boyunca gerekletirilmi olan bu grevler belli yllar ve ikollarnda younlamtr. Grevlerin younlat birka yl ve ikolu hari tutulduunda Trkiyede grevlere olduka dk dzeyde bavurulduu grlmektedir. Alnan her drt grev kararndan bir tanesinin hayata geirilmesi ise bu varsaym destekleyen bir veri olmaktadr. Yllar itibariyle bakldnda 1990 (166.306), 1991 (164.968) ve 1995 (199.867) yllar en ok iinin grevde olduu yllar olma zellii tamaktadr. Bu yl boyunca toplam 531.141 ii greve gitmitir ki, bu da dnem boyunca greve giden iilerin yaklak te ikisini oluturmaktadr. En ok iinin grevde olduu 1995 ylnda grevci iilerin TS kapsamndakilere gre oran % 26, sendikallara gre oran % 7.5, SSKl iilere oran %.4.5, cretli emee gre oran % 2dir. 1994 Krizinin yaand yl ise greve giden ii says 4.782dir. 1995 yl ile benzeri bir kyaslama yapldnda grevci iilerin TS kapsamndakilere gre oran % 2.1, sendikallara gre oran % 0.2, SSKl iilere oran ise % 0.1 olmaktadr. Byle bir zelliin yaand 1984-1998 dnemi

238

YKSEL AKKAYA

Trkiyesinde, grevlerin genel olarak ekonomi ve iletmeler zerinde olumsuz etkide bulunduunu sylemek mmkn grnmemektedir. rnein, nemli ihracat sektrlerinden 1998 yl itibariyle 487.860 iinin bulunduu dokuma ikolunda 1984-1998 dnemi boyunca toplam 42 kez greve gidilmi, grevlere toplam 23.205 kii katlm, grevlerde toplam 777.211 ign kayb olmutur. Yllk ortalama olarak alndnda bu rakamlarn hibir anlam kalmamaktadr. 15 yl boyunca greve gitmi olan toplam 23.205 ii, ikolundaki iilerin yaklak yzde 4.7sini oluturmaktadr. Bu adan bakldnda, sendikalarn grev hakkn sk kullanmadklar anlalmaktadr. Alnan her drt grev kararndan bir tanesinin uygulanm olmas bunu destekleyen bir baka nemli gsterge olmaktadr. Reel cretler asndan bakldnda, grevlerin youn yaanmaya balad 1987-1991 dneminde bir artn yaand, grev eiliminin dt 19921997 dneminde ise, 1994 ylndan itibaren tekrar azalma olduu grlmektedir. Krizin yaand 1994 yl, ayn zamanda en az greve gidilen ve en az iinin greve katld yl olmutur. stelik, reel cretlerin artt 1989-1993 dneminde, zel imalat sanayiinde reel cretler yzde 10, kamu imalat sanayiinde reel cretler yzde 20.3 artarken, zel imalat sanayii mark-up gvencesiyle krlln korumutur (mark-up oran bu dnemde yzde 39.6 olutur). Bu dnem, ihracatta bir tkanmann yaand dnemdir de. 1988 ylnda Gayri Safi Yurtii Haslann yzde 12.8ine denk den ihracat, 1989-1993 dneminde yzde 9.1e gerilemitir. Kukusuz bu durum, i pazarn canlandrlmasn gerektirmitir. Bu dnem boyunca iverenlerin yksek cret vermekte direnmemelerinin temel nedenlerinden birisi de ihracattaki tkanma ve i pazarn canlandrlmasdr. Bu dnemde seimler nedeniyle poplist politikalarn izlenmesi, cretlerin artn salayan bir baka nemli etken olmaktadr. Bu veriler nda, ekonominin de reel cret artna ihtiya duyduu 1989-1992 dneminde youn ekilde greve gidilmi olmasnn genel olarak ekonomi ve iletmeler zerinde olumsuz etkide bulunduunu sylemek olduka zordur. Btn bunlar, Trkiyede sendikalarn, grev hakkn, ekonomiyi, sektrleri, iletmeleri zor durumda brakacak ekilde kullanmadn gstermektedir. Emek ile sermaye arasndaki blm gstergelerinden en anlamls olan emein katma deer iindeki paynn dnem boyunca hibir zaman 1980 yl dzeyine ulaamamas ve 1989-1992 dnemindeki geici artlardan sonra tekrar azalmaya balamas, blm mcadelesinde sendikalarn grevleri etkin olarak kullanamadn gstermektedir. Emein katma deer iindeki paynn artt dnemlerin seim yllar olmas, d pazardaki tkanklk nedeniyle i pazarlara ynelinmesi, bu dnemdeki grevlerin etkisini deerlendirmeyi de zorlatrmaktadr. Grevler srasnda stoklarn eritilmesi ve iilere cret denmemesi, sermaye lehine olumlu gelimeler iken; grev sresince

TRKYEDE 1980 SONRASI BLM MCADELESNDE GREVLERN YER

239

grev fonundan alnan daha dk gelirle idare etmek, iiler asndan bir olumsuzluktur. Dokuma, deri, aa gibi d pazara ynelik retim yapan ikollar ile dviz kazandran turizm sektrnde grev eiliminin ve greve katlan ii says ile grevde kaybolan ign saysnn olduka dk olmas bunu destekleyen bir baka nemli gsterge olmaktadr. Grevler asndan bir baka anlaml sonu ise kadn emeinin youn, cretlerin dier ikollarna gre olduka dk olduu dokuma ikolunda grev younluunun dkl, deri ve gda ikollarnda greve katlan ii orannn dkldr. Benzeri bir sonuca hizmet sektrnde de rastlamak mmkndr. Kadn emeinin youn olduu ticaret, konaklama gibi ikollar en az grev ve grevlere katlmn yaand yerlerdir. ilerin % 88inin hi greve gitmedii (TBA, 2000: 2) ve bir iyerindeki grev sklnn olduka dk olduu Trkiyede grevlerin ykc sonularnn olduunu dnmek iin daha salam argmanlar bulmak gerekmektedir. rnein Bossa fabrikasnda elli yllk tarihi boyunca bir kez greve gidilmesi, en sk grevlerin yaand Akdeniz Gbrede ortalama sekiz ylda bir greve gidilmesi gznnde tutulduunda bu grevlerin iyeri iin ykc sonular dourduunu sylemek zor grnmektedir.4 Bugn Trkiyede grevler iverenler iin bir kbus olmaktan ok iiler iin bir kbus olmaya balamtr. 19802000 dneminde bir iyerinde 3 kez grev yaanm olmas mucizevi bir durum iken, pek ok iyerinin, reel cretlerin srekli dt, seim dnemlerinde ykselme eilimi iine girdii bir lkede hi grev ile tanmam olmas ise baka olgularla aklanacak bir durumdur. Kukusuz bunda alma yasalar ve sendikal politikalar da nemli bir rol oynamaktadr. 1980 sonras dnem, sendikalarn grevleri emek ile sermaye arasndaki blm mcadelesinde etkin bir ekilde kullanamad bir dnem olma zellii tamaktadr. Bu durum ise Trkiyedeki sendikalarn cret sendikacln ne derecede yerine getirip getiremediini sorgulamay gerektirmektedir. Kukusuz ii snf asndan da bu sendikacln kendi karlarn ne kadar yerine getirip getirmedii sorgulanmaldr. hracata dnk iktisat politikalarnn izlendii 1980 sonras dnemde ii snfnn milli gelirdeki pay ile katma deerdeki paynn dmesine ve sermayenin krlarnn artna ramen ihracata ynelik bir sanayilemenin gerekleememi olmas, sorgunun sadece sendikacl deil, bu politikalar hayata geirenleri de kapsamas gerektiini gstermektedir. Bu sorgu, hem emek ile sermaye arasndaki paylam mcadelesinin yeniden gzden geirilmesi, hem de kaynaklarn daha retken alanlara yatrlmas ve toplumun refahnn artrlmas iin gereklidir.

Tarih Vakfnn Osmanldan 1992 ylna kadar alfabetik olarak sralad eylemler listesine bakldnda ayn iyerine, grev serisinde onar yl arayla iki- kez rastlamak ok istisnai olmaktadr.

240

YKSEL AKKAYA

KAYNAKA Akkaya, Y.ve M. etik, (1999) Trkiyede Endstri likileri, Tarih Vakf/FEV Yayn, stanbul. Altok, M. (1993) Trkiyede Sermaye Birikimi ve Kriz, Petrol- Yll 1992, Petrol- yayn, yayn no 33, stanbul. Altok, M. malat Sanayiinde Smr Oran 1963-1994, Yaynlanmam alma. Boratav, K. (1983) Trkiyede poplizm: 1962-1976 dnemi zerine notlar, Yapt, Ekim Kasm. Boratav, K. (1991) 1980li Yllarda Trkiyede Toplumsal Snflar ve Blm, Gerek yay., stanbul,. Boratav, K. (1988) Trkiye ktisat Tarihi: 1908-1985, Gerek yay., stanbul. Boratav, K. (1994) lkeler aras cret karlatrmalar ve Trkiye, Marksizm ve Gelecek, (3). Boyer, R. (der.) (1988) The Search for Labour Market Flexibility (The European Economies in Transition), Clarendon Press, Oxford. SGB, alma Hayat statistikleri,1987-1998 aras. DE (1997) alma statistikleri 1996, Ankara. DE (1998) gc Piyasalar Analizleri 1997 (I), Ankara. DE (1998) malat Sanayiinde stihdam, Ankara. DE (1998) Trkiye statistik Yll 1997, Ankara. Edwards, P.K. ve Hyman, R. (1994) Strikes and industrial conflict: Peace in Europe?, Hyman, R. ve A. Ferner, A. (der.) New Frontiers in European Industrial Relations iinde, Blackwell Business, Cambridge. Gngr, F. (tarihsiz) Trkiyede Fiyat Hareketleri Reel cretler ve Grevler zerine statistiksel Bir zmleme Denemesi, Yaynlanmam alma. Hyman, R. ve A. Ferner, A. (1994) New Frontiers in European Industrial Relations, Blackwell Business, Cambridge. Hyman, R. (1981) Strikes, Fontana-Collins, Glasgow. Kepenek, Y. ve N. Yentrk (1996) Trkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, stanbul. Koray, M. (1994) Deien Koullarda Sendikaclk, stanbul. Kse, Ahmet H. ve Yeldan, Erin, (1998) Da alma srecinde Trkiye ekonomisinin dinamikleri: 1980-1997, Toplum ve Bilim, Say:77. Kk, Y. (1985) Quo Vadimus Nereye Gidiyoruz, Tekin yaynevi, stanbul. Makal, A, (1987) Grev (Kuramlar ve Uluslararas Farkllklar), V Yaynlar, Ankara. Makal, A. (1990) Grevlerin ve lokavtlarn nicel boyutlarna ilikin lme ve deerlendirme sorunlar, A.. Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi, XLV/1-4. Marx, K. ve Engels, F. (1978) Le Syndicalisme (I. Thorie, organizasion, activit), (Paris: FM/petite collection maspero). Oyan, O. (1999), Yeni birikim modelinin dnm noktalar, Trk- Yll 99, Cilt 1, Ankara. zkaplan, N. (1994) Sendikalar ve Ekonomik Etkileri (Trkiye zerine Bir Deneme), Kavram Yaynlar, stanbul. Petrol- (2000) Petrol 1997-1999, stanbul. Petrol- (1996) Petrol 95-96 Yll, stanbul. Petrol- (1991) Petrol- 1990 Yll, stanbul. Petrol- (1992) Petrol- 1991 Yll, stanbul. Petrol- (1993) Petrol- 1992 Yll, stanbul. Petrol- (1995) Petrol- 1993-1994 Yll, stanbul. Sonat, A. (1998) Globalleme, kriz ve cretler, Ekonomide Durum, Kitap 5, Bahar. Szal, N. (1985) Trkiyede cretler, Y. Kk, Quo Vadimus Nereye Gidiyoruz , stanbul. TBA (2000) i alma Blteni, Yl: 25, Say 1294. Voyvoda, E. ve Yeldan, E. (1999) Trk imalat sanayiinde igc retkenlii ve cretlerin geliimi, Trk- Yll 99, Cilt 2, Ankara. Yeldan, E. (2000) Kreselleme srecinde Trkiye ekonomisinde retim, birikim, ve blm ilikilerine toplu bir bak, Petrol-i 97-99 Yll, stanbul. Yentrk, N. (1997) Trk malat Sanayiinde cretler, stihdam ve Birikim, FES Yayn, stanbul. Yentrk, N. (2000) Trk imalat sanayiinde cretler, istihdam ve birikim, Petrol-i 97-99 Yll, stanbul.

241

Bakaldr, onay ya da boyun eme?: Hegemonik fabrika rejiminde mavi yakal iilerin hikyesi*
Gamze Ycesan-zdemir*
Ne zaman ki [ie] uyum sreci tamamlanr, iinin zihni, mumyalanm olmaktan uzak, tam bir zgrlk durumuna eriir. Tmyle mekanize olan tek ey bedensel el ve kol hareketleridir; iin gerektirdii hafza, ki srekli tekrarlanan basit el ve kol hareketlerine indirgenmitir, kas ve sinir merkezlerinde yuvalanr, zihni serbest brakr ve zihnin dier uralarna ayak ba olmaz. ...ii insan olarak kalr ve hatta alrken daha ok dnr veya en azndan dnmek iin daha ok imkan vardr, eer yok olmadan uyum krizinin stesinden gelebilmise; ama ii yalnzca dnmez, iinden hibir trl tatmin almad ve kendisini vasfl bir gorile indirgemeye altklar gerei onu konformist olmaktan olduka uzak dnsel pratiklere yneltebilir. (Gramsci, 1971: 309-310)

Giri: Fabrika rejimleri ve iiler


Emein denetimi, geleneksel fabrikada, teknolojinin kullanmyla kurulan ve makinalarda, zellikle de retim hattnda somutlaan teknik denetim mekanizmalar ile kurallar, grevler ve hiyerarik emir-komuta zincirinde somutlaan brokratik denetim mekanizmalar ile salanmtr. Bu despotik fabrika rejimleri, iinin hareket ve zaman zerindeki denetimi bir ok adan tam olarak ele geirmeye alrken, ne var ki, bir alan denetim d brakmtr: inin zihni. Son dnem emek sreci dzenlemeleri bu alan denetlemeyi hedefliyor. Son dnemde iyerinde ynetsel otoritenin fabrika iinde kuruluunu ve yeniden retimini incelerken, burada ortaya atacamz temel iddia, fabrika iinde ynetimin despotik bir durutan uzaklaarak hegemonik1 bir fabrika rejimi kurmay amaladdr, tam da Gramscinin belirttii gibi, iinin zihnini konformizme kart dncelere yneltecek bir serbestlik iinde brakmamak iin. Kapitalist iyerinde emek-sermaye ilikisi basit bir antagonizmadan te rza
(*) Bu almann bir blm, ODTde Kasm 1999da dzenlenen 6. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresinde sunulmutur. (**) Abant zzet Baysal niversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi. 1 Hegemonya kavram, Gramscinin dncesinde tarihsel ve sosyal analize ilikin bir hareket noktas ve ayrca siyasi pratie dair yol gsterici bir kavramdr. Hegemonya kavramsallatrmas, Gramsciye, sosyal analizlerde youn olarak kullanlan onay ve bask ikilii iin kapsaml bir ereve sunar (Mouffe, 1979; Hoffman, 1984; Anderson, 1988). Bu almada hegemonya ve hegemonik kavramlarn, Gramscinin toplumsal ve siyasal analizinde sahip olduu derinlik ve zenginlikte kullanma iddiasnda olmadan, iyerinde ynetici-ii ilikilerine ikin onay ve bask ikiliini incelerken kullandm.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

242

GAMZE YCESAN-ZDEMR

ve basky ieren karmak ve elikili bir yapy barndrr. Erken kapitalizmin basknn rzaya stn geldii despotik rejimleri, yerini, rzann hkm srd (hibir ekilde basknn dlanmad) hegemonik fabrika rejimlerine brakmtr (Burawoy, 1985: 158). Son dnemde kapitalist iyeri, rza retimine dayanan pratiklerin youn olarak uygulanmasyla hegemonik bir doaya sahiptir (Graham, 1995; Tuckman, 1995). Japonyada gelien retim rgtlenmesi - farkl adlandrmalar altnda, yaln retim, toplam kalite ynetimi, tam zamannda retim- dneme damgasn vururken, kapitalist iyerinde, iiler, artk takm almalar ve kalite emberleri gibi uygulamalarla,2 ynetime katlyor, yneticilerle ayn niformalar giyip, ayn kafeteryada yemek yiyip, ayn ay ime meknn kullanyorlar. Tm bu pratikler, ideolojik denetim mekanizmalar olarak ilerken; bunlarla alt izilmek istenen temel iddia ise ii ve yneticilerin karlarnn badaabilir olduu ve biz ve onlar ayrmna dayal tavr ve davranlarn sonunun geldiidir. Dolaysyla, iyerinde emek-sermaye elikisi, yerini, grnrde uzlamaya brakmtr. Bu ideolojik denetim mekanizmalar, tam da u esasa, hibir kural ya da kurallar btn tavr ve davranlar tmyle ve yeterince denetim altna alamaz (Littler ve Salaman, 1984: 56) dayanarak, iinin denetiminde ynetimin ulaamad bir alan brakmamay amalyor. yerinde gzlemlenen onay ve katlm artrmaya dnk ideolojik denetim mekanizmalar, iilerin direniini krmann yansra retim srecinin rgtlenmesi iin de nemli bir ilev stleniyor. Kapitalist emek srecinin deien doas gerei, art-deer retimini mmkn olduunca artrmaya ynelik olarak, iiler retim hatt stnde eitlendirilmi grevler stlenirken, hat dnda ise bir yandan makinalarn basit bakm ve onarmn yapmak, altklar i istasyonunu temizlemek, dier yandan ise kalite ember toplantlarna ve irket toplantlarna katlmak zorundalar.3 Dolaysyla, retim srecinde iilerin deien ilevi ile sistem krlganlarken, retimin srdrlebilirlii iin iilerin onay ve katlm her zamankinden daha nemli hale geliyor. Hegemonik fabrika rejimlerinde, rza basknn stnde hkm sryorsa da, bu hibir ekilde rejimin baskdan yoksun olduu anlamna gelmiyor. ilerin sorumluluk ve yaratclna olan bamllk ve ortak karlara dayal sylem ve uygulamalar, iyerinde g dengesini hassaslatrd oranda, ynetim, bask mekanizmalarna belki de her zamankinden daha fazla ihtiya duyuyor.
2 Yaln retim modelinde, retim hattnda yrtlen faaliyetler tek bana iilerce deil bir takmn yesi olan iilerce yrtlr. Kalite emberleri veya kaizen (srekli iyiletirme) emberleri ile amalanan ise, iilerin biraraya gelerek kurduklar emberlerde, iyerinde tespit ettikleri problemler zerinde alarak zmler retmeleridir. Son dnem emek sreci dzenlemelerinde, retim hattndaki alma (on-line work) deiiklikler ierdii gibi, esas nemli boyut hat d almayla (off-line work) ilgilidir. Hat d alma, kaizen (srekli iyiletirme) felsefesi iinde ve bugn dnn ayns olmayacak dsturuyla, iilerin fabrikada problem-zme gruplarna, neri sistemlerine ve kalite emberlerine katlarak, retimde, kalitede, yaplan ite ve allan ortamda srekli iyiletirmeler yapmalarn hedefliyor. Hat d alma iin bkz. Ycesan (1999).

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

243

Foucaultnun bak asna dayanan bir ok alma, kapitalist iyerinde, teknik ve/veya teknolojik yenilikler ve brokratik uygulamalar araclyla disiplin ve merkezden gzetimin daha da mkemmelleerek, Benthamn klasik Panoptikonuna4 giderek yaklaldn vurguluyor (Sewell ve Wilkinson, 1992; Delbridge vd., 1992). Dolaysyla, hegemonik fabrika rejimlerinde, ynetim, emek sreci stndeki tahakkmn iki ekilde kuruyor: Teknik ve brokratik denetim mekanizmalaryla bask; ideolojik kontrol mekanizmalaryla rza. Tm bu noktalardan hareketle, bu yazda, Trkiyede hegemonik fabrika rejimini kurmaya ynelik pratikleri incelemeyi amalyorum. Fabrika rejimlerinin kuruluu ve yeniden retimini incelerken, son dnemin teori ve pratiinde egemen olan, iyerinde emei sre dna atp, sermayeyi ve iletme ynetimini bizatihi aktif zne olarak tanmlama eilimidir (Thompson ve Ackroyd, 1995). Ne var ki, fabrika rejimleri, ynetsel otoritenin esas muhatab olan iilerin rejime ilikin kabul, red, bakaldr ya da iselletirme gibi durularyla kendini tanmlar, snrlar ve gerekletirir. Bu noktada, emek srecinin gerek znesinin ii olduu kabulnden hareketle, Trkiyede mavi yakal iilerin fabrika rejimine ilikin durularn onlarn dile getirdii biimiyle aktarmay ve iiyi analizin merkezine ekmeyi hedefliyorum. Fabrika rejimleri ile rza ve basky var eden koullar, iinde bulunduklar sosyo-ekonomik, kltrel ve siyasal yap erevesinde tanmlanabilir. Bu da, iyerini zelde emek srecini aan daha genel bir ereveyi kapsar; tarihsel dnemler, endstriler ve lkeler temelinde deien koullarn hassas bir okumasn gerekli klar (Thompson, 1989: 168). Dolaysyla, iilerin bakaldr, boyun eme ya da onay gibi durular da iyerini aan geni bir siyasal ve iktisadi yap iinde anlamlandrlabilir. Dier bir deyile, iyerindeki sosyal ilikileri reten ve yeniden reten maddi koullarn incelenmesi gerekir. Fabrika iinde hegemonya tesis etmeye dnk abalar ve ortak karlar varma ynelik sylem ve pratikler, bu sylem ve pratikleri destekleyen ekonomik ve siyasal imtiyazlarn varln gerektirir (Femia, 1987: 24). Burada da, Trkiyedeki hegemonik fabrika rejiminin kuruluunu ve yeniden retimini, ikin olduu sosyoekonomik ve siyasal yap temelinde deerlendireceim.

ngiliz dnr ve sosyal reformcu Jeremy Bentham, Panoptikon hapishane plann 1791de yaynland. znde bu, merkezinde bir denetleme mekn, evrede de hcreler bulunan yarm daire biimli bir binayd. zgn planda tek tek hcrelerde kalan mahkumlar, gardiyanlarn veya denetilerin gzlemesine akt fakat gzlenenlerin kendilerini gzleyenleri grmeleri olanakszd. Dikkatle ayarlanm bir aydnlanma sistemi ve ahap storlarn kullanmyla, ierdekiler, grevlileri gremeyecekti. Denetim, mahkumlarn, grnmeyen gzler tarafndan gzetlenmesi anlamnda srdrlmeliydi. Saklanacak hibir yer yoktu, zel olan hibir yer yoktu. zlenip izlenmediklerini bilmeyen, ama orada izlemek iin birilerinin bulunduunu varsaymak durumunda olan mahkumun tek ussal seenei, itaatti. Bu nedenle Bentham Yunancaya dayanan yeni bir kelime tretti; Panoptikon veya gz nnde yer(all-seeing place) (Lyon, 1996:92). Panoptikonun bize dorudan Benthamdan gelmedii ve zellikle Michel Foucaultnun almalaryla yaygnlk kazanm olduu hatrlanmaldr (Foucault, 1979).

244

GAMZE YCESAN-ZDEMR

Bu yazda, Trkiyedeki fabrika rejimlerini bir otomobil fabrikasnda gerekletirdiim etnografik bir aratrmaya dayanarak tartmay amalyorum. lk blmde, iyerinde hegemonik bir fabrika rejimi tesis etmeye ynelik ynetimin ideolojik, teknik ve brokratik denetim mekanizmalarn inceleyeceim. kinci blmde ise, mavi yakal iilerin fabrika rejimine ilikin bakaldr, onay ya da boyun eme gibi durularn onlarn dile getirdii biimiyle aktarmaya alacam.

Bir otomobil fabrikas ve mavi yakal iileri: Etnografik aratrmaya ikin iktidar ilikileri
Fabrika rejimlerinin kuruluunu, yeniden retimini ve ynetsel otoritenin esas muhatab iilerin bu rejimler altnda yaadklarn aratrmak iin belki de en etkin yntem, bir fabrikaya gitmektir. Bu almaya temel oluturan ampirik bilgiler, kapitalizmin gzde ocuu (Walker ve Guest, 1952) olarak nitelendirilen ve hem Fordist hem de son dnem, bir adyla Toyotaist emek srecinin ekillenmesinde temel bir rol oynayan otomobil endstrisinde bir fabrikada yrtlen etnografik bir aratrmaya dayanmaktadr. Japon ortaklarn yzde elli ve Trk ortan yzde elli hisseye sahip olduu otomobil fabrikasnda,5 1995 verilerine gre, tmne yakn bir blm Adapazar ve evresinden, ya ortalamas 22, yzde 98i meslek yksek okulu mezunu ve sendika yesi olmayan 425 mavi yakal ii almaktadr.6 Bu otomobil fabrikasnda bir ay sreyle (13 Ekim - 13 Kasm 1995) gndz vardiyasnda stajyer-ii7 olarak alma pratiine dayanan bu etnografik aratrma, haftann be gn, gnn sekiz saati, retim noktalarnda, ay ve le aralarnda ya da gnn sonunda iilerle ayn ortam paylama, onlarla birlikte alma, sohbetlerine katlma ve nasl davrandklarn gzlemleme imkann salad iin phesiz iilerin bak asndan emek srecini ve fabrika rejimini tanmlayabilmek ve/veya anlamlandrabilmek iin ipular veriyor. ilerin tavr ve dncelerini aktarabilmek noktasnda, bu alma da, ezilen, gsz ve tbi olan grup ve snflar zerine olan dier aratrmalar gibi, iilerin kendi gr ve dncelerini hakim sosyo-ekonomik, politik ve ku5 Aratrlan fabrikann adn, ynetim tarafndan byle bir istein ak olarak dile getirilmemi olmasna ramen, doabilecek sorunlar ortadan kaldrma endiesiyle sakl tuttum. Aratrlan iyeri ya da rgtn anonim kalmas tercihine kar, fabrika ve iiler zerine aratrmalaryla tannan Huw Beynon, olabilen tm durumlarda isimlendirmenin gerekliliini savunur ve toplumsal aratrma, aratrmac ve toplumun (teori ve pratiin) arasndaki ban kurulmas ve glendirilmesinde nemli bir sorumluluu barndrr (1988: 29) der. Fabrika 70.000 metre karelik kapal alan ierisinde, yllk 100.000 retim kapasitesine sahiptir. Kasm 1995 verileriyle, fabrikada i pazara ynelik gnlk retim 100 otomobildir. Trkiyede, imalat sektrnde, 500 ve daha ok alan olan irketler, yaz dnemlerinde bir ay sreyle staj iin belli sayda niversite rencisini kabul etme yasal zorunluluu altndadrlar. Ben de, bu stajyer renci kadrosunda fabrikaya kabul edildim.

6 7

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

245

rumsal snrllklar iinde nasl dillendirilebilecei sorunuyla kar karyadr (Harvey, 1990; Fals-Borda ve Rahman, 1991). Bu almada, ne pozitivist paradigmann salk verdii gibi aratrlanla arama bir mesafe koydum, ne de onlarla tam zdelemeye yneldim, aratrmac ve aratrlan ilikisinde, zelde bu iki taraf arasndaki, genelde ise tbi snflar ve evreleri arasndaki g ilikilerini hassasiyetle tanyan bir diyalog gelitirmeyi amaladm. Etnografik aratrma, byk miktarda anlatlar, rnekler ve alntlarla, saylarn dile getiremeyecei gerek hikayeyi anlatyor. Ynetici ve ii bak asn yanstmak iin cevaplarn niteliini en iyi rneklediini dndm alntlar setim. Bu anlamda, alntlar bir kiinin cevabndan te genel tavrlarn bir tasviri olarak deerlendirilmelidir.

Ynetim stratejileri: Hegemonik fabrika rejimine doru...


Fabrika rejimi kurmaya dnk ynetim stratejilerini ve denetim mekanizmalarn incemeden nce, vurgulamak gerekir ki, incelenen otomobil fabrikasnda ynetim, teknik ve sosyal iblmn dzenlerken, dier bir deyile, iyerinde ynetici, makine ve emein bir araya geliini rgtlerken, Japon ortan pratiklerini esas almtr. Fabrika rejiminin daha detayl bir analizi iin, ilk urak noktamz, ynetim tarafndan gelitirilen ideolojik denetim mekanizmalarn incelemek olacak. Yeni kurulan fabrikada, atmal gleri bir arada tutmaya ve rza yaratmaya ynelik sylemlerin iyerinde bir ok alana nfuz etmi olduu sylenebilir. Fabrikada, Japon ortan ynetim pratiklerinin, tm dnyada retim ve ynetim anlaynda en iyi olduu her frsatta tekrarlanrken, Hedefimiz, Trkiyede en baarl fabrikay kurmak diye srekli yineleniyor. Fabrika iinde tm tavr ve davranlar rgt kltrne eklemlemeye alan ynetim, iilere, Sizler, bu baarl fabrikay kurmak iin seilmi olanlarsnz diye sesleniyor. Bu noktada, tam da Morgan ve Sayer (1984: 1)in belirttii gibi, belli zellikleri tayan iiler var ve ie alnmay bekliyor deiller, onlar sistem tarafndan ekillendirilmeliler. Ardndan, ynetim serbest piyasann zorunluluklarn ve bu rekabeti piyasada ayakta kalabilmek iin kalitenin yaratlmas gerekliliini hatrlatrken, sk sk tekrarlyor, irketin kalite hedeflerini yakalamas hepimizin sorumluluudur ve hepimizin yararnadr. Ynetimin yapt bu vurgu, Tuckmann deerlendirmesi ile paralellik gsteriyor, Toplam kalite ynetimi, hepimiz, rn ve hizmetlerimizin kalitesini arttrmak iin almalyz tasarm zerine kurulan hegemonik bir projedir (1995: 56). Eer fabrikada ideolojik sylemler bir gereklilikse, bunlarn alanlara hangi koullarda, hangi aralarla ve nasl aktarlacann ynetim tarafndan dzenlenmesi gndeme geliyor. i seme ve ie alma sreci, rgt kltrnn ve ideolojik sylemlerin iilere iletilmesinde ynetimin nem verdii bir pra-

246

GAMZE YCESAN-ZDEMR

tik olarak ortaya kyor. Yneticiler, fabrika yeri olarak Adapazarnn seiminde, blgenin sanayi gemii olmayan tarma dayal sosyal yapsnn nemli olduunu belirtiyorlar. Ayrca, ynetim, Japon irketler zerine yaplan bir ok aratrmada da belirtildii gibi (bkz. Saltzman, 1995; Graham, 1995; Fucini ve Fucini, 1990; Garrahan ve Stewart, 1992), youn ve ok aamal bir seme ve ie alma srecinde, her adayla uzun grmeler yapyor. Fabrika genel mdr bile retim hattnda alacak her ii adayyla yaklak bir saat geiriyor. Yneticiler, fabrika iinde homojenliin yaratlmas iin, ayn yalarda (26 yandan gen), benzer eitime sahip (lise mezunu), benzer kltrel ortamlardan gelen, daha nce bir otomobil fabrikasnda almam ve dolaysyla sanayi gemiine sahip olmayan iiler aradklarn belirtiyorlar. Dolaysyla, iletme ynetimi, yeni bir fabrika rejimini kabul etmeye ve ona uyum salamaya hazr bir igc ararken, problem yaratabilecek olanlar ise elemeyi amalyor. Fabrikada ynetici ve iiler arasndaki sosyal ilikiler, iki taraf arasndaki tek ilikinin cret zarf olduu geleneksel fabrikadakinden olduka farkl ekilleniyor. lk olarak, fabrikada ynetici ve iiler aras iletiimin gereklemesi iin en temel olan fiziksel yaknln kurulmu olduu gzlemleniyor. ilerin mavi yakal niformasn giyen yneticiler sklkla retim hattnda grlyorlar. kinci olarak, alma saatleri iinde formal birlikteliklere -brifingler, toplantlar, v.b.- sklkla rastlanrken, bu birliktelikler, iki taraf arasndaki iletiimi artrmada anahtar olarak nitelendiriliyor. ki taraf arasndaki iletiim, fabrika rejimi ina edebilmek iin iki nemli ilev stleniyor: Hem tm gelimelerin iilere aklanmas imkann salarken hem de iiler tarafndaki ekinceler, tereddtler ve muhalif dncelerden haberdar olma olana veriyor. Ynetim, fabrika iindeki informal sosyal birliktelikleri de ballk ve ortaklk iin nemli bir esas olarak gryor. retim hattnn durduu le yemei ve ay aralar gibi zamanlar informal iletiimler iin kullanlyor. Ayn kafeteryada yemek yemek, yneticilerin yneticilerle iilerin ise iilerle birlikte olmay tercih etmesi dolaysyla, istenilen birliktelii tam yaratamasa da, ay aralar bu ortam salyor. Yneticiler, ay aralarnda iilerin dinlenme meknlarna sklkla gelip sohbet ediyorlar. Yneticiler, geleneksel olarak kabul gren gayri ahsi ilikinin tesine geerek, iilerin ailevi, sosyal ve ekonomik problemlerini soruyorlar ve dinliyorlar. Bu ahsi konulara katlm, yneticiler tarafndan insan doasna saygya dayal ynetim felsefesinin bir paras olarak grlrken, iileri birey olarak tanmaya yardmc oluyor. ilerin kiisel yaamlarndan haberdar olmak, yalnzca katlm ve ball artrmann bir arac olarak deil, ayn zamanda retim sreci iin de bir gereklilik olarak, nemli bir ilev stleniyor. Yneticiler, iilerin kiisel sorunlarnn, bunalmlarnn ve skntlarnn, zelde kaliteye, genelde ise tm retime sorun olarak yansdn sklkla vurgularken, iilerin zihninin tm dikkat datc fikirlerden uzak olmas gerektiini dile getiriyorlar. Bu noktadan hareket-

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

247

le, retim hattnda bir takm, zerinde glen, zgn ya da sinirli gibi deiik ruh hallerinde insan yzleri olan mknatslar hazrlam. Her sabah, fabrikaya gelen takm yesi o gnk ruh durumuna en yakn mknats isminin karna yaptryor. Takm lideri bu uygulamann amacn, Bu bana psikolojik durumu nedeniyle retimde hata ya da aksaklk karabilecek olanlar daha zel ve dorudan kontrole alma konusunda yardmc oluyor diye aklyor. Bu pratik, ynetim asndan bir yandan psikolojik durumlarn denetlenebilmesini salarken, te yandan da kendi kendini ihbar edebilen bir ii profili de yaratmay amalyor. nformal iletiimi artrmann bir adm tesinin, ynetici-ii ilikilerini fabrika kaplarnn ardna tamak olduu ve en uygun vesilenin ise, irketin sosyal tesislerinde yenen akam yemekleri olduu sylenebilir. Fabrika dnda kurulan iliki, bu gne kadar sregelmi olan geleneksel pratiklerin olduka dnda bir deneyim olarak topluluku (communitarian) ve paternalist ynetim felsefesini de glendiriyor. Yeni oluan eitliki sylem ve ynetici-ii ilikilerinin yeni doas fabrikada kurulmas amalanan rejimde, madalyonun yalnzca bir yz. teki ise olduka karanlk. Gramscinin zmledii anlamda hegemonik rejimlerde, onay basknn stnde hkm sryorsa da bu hibir ekilde basknn ortadan kalktn belirtmiyor (Burawoy, 1985: 126). Dolaysyla, aratrlan fabrikada, rejimi tanmlayabilmek ve/veya anlamlandrabilmek iin, rejimin bu karanlk yzn, dier bir deyile basky vareden uygulamalar incelemek gerekiyor. Otomobil retiminde montaj hatt, her ne kadar insann makinaya tabiyetinin klasik simgesi (Walker ve Guest, 1959) olarak, iinin hareket ve zamann makinann hz ve zelliklerine baml klmak iin tm potansiyele sahip gibi grnse de; fabrikadaki retim tasarmndaki baz yeni unsurlar, teknik denetimi daha da younlatryor. lk olarak, montaj hattna yerletirilmi andon lambalarna deinmek gerekiyor. Otomobil fabrikasnn montaj atlyesinde, hattn stnden geen bir ip ve ayrca her iinin alt istasyonda bir andon lambas bulunuyor. i, retimde bir sorunla karlatnda, hata yaptnda ya da retim hzna yetiemediini dndnde, ipi ekiyor. p ekildii anda iinin istasyonundaki andon lambas yanyor ve ye olduu takmn mzii almaya balyor. Hem andon lambas hem de takm mzii ynetimin sorun yaratan iiyi tespit etmesini salyor. Andon lambalar sayesinde, ynetim, bireyi hatann kayna olarak ok ksa srede tespit ederek tam bir denetim mekanizmas kurabiliyor (Sewell ve Wilkinson, 1992: 283).8 kinci olarak, her iin nasl ve
8 Andon lambalar, Japon retim modelini destekleyenler tarafndan, sorumluluun iilere devrine en gzel rnek (Berggren, 1993: 47) olarak savunuluyor. Fakat, andon lambas yanan iiler ynetim tarafndan sorumluluk sahibi olmaktan te problemli olarak nitelendiriliyor. Andon lambalar, ayrca, ynetime iin hz konusunda nemli ipular veriyor. Eer fabrikada andon lambalar sklkla yanmyorsa, bu iilerin ilerini ok rahat ve hz sorunu ile kar karya kalmadan yaptklarn ve dolaysyla ii verimliliinin daha fazla artrlabileceine iaret ediyor. Dolaysyla, i hznn yeterli, yani iiyi zorlayacak ekilde olduunu gsterdii iin, fabri-

248

GAMZE YCESAN-ZDEMR

ne kadar zamanda yaplacann standartlatrlmasnn ve iin blnm paralarnn biteviye tekrarnn daha da younlat ya da ynetim asndan, daha da mkemmellemi olduu gzlemleniyor. Ynetimin dncesi, her iiden her saat iinde 60 dakikalk retken emek salamak (Delbridge vd., 1992: 97) olarak zetlenebilir ya da baka bir ifadeyle, iinin ald creti karlad zaman dilimini mmkn olduunca ksaltmak olarak sylenebilir. Bu da, Taylorun tespit ettii kaytarmay tmyle yok etmeyi ve iilere bo zaman yaratabilecek bir hareket alann ortadan kaldrmay amalyor.9 zetlemek gerekirse, fabrikada bask, ii ve makine arasnda tam bir e zamanllk yakalamay amalayan teknik uygulamalarla derinlemi oluyor. Brokrasi, Edwardsn (1979) belirttii gibi, irketin rgtsel ve sosyal yaps araclyla denetimi salar ve i snflandrmalar, i kurallar, terfi mekanizmalar, cret skalalar ve sorumluluk tanmlar iinde varolur. ncelenen fabrikada gzetim ve disiplinin, yeni eklenen brokratik uygulamalarla daha da etkin hale geldii belirtilmelidir. lk olarak, direk retime katlan iilerin kalite sorumluluu ad altndaki uygulama, olduka sk bir geri bildirim sistemiyle kalite sorununa neden olan iiyi hemen tespit ederken, iilerin dorudan denetim olmadan tam bir gayretle almalarn salyor. kinci olarak, takm almas, bizatihi bir brokratik denetim arac olarak iliyor. Takm almas, iilerin sorumlu olduu ileri artryor, dier bir deyile, iileri yalnzca kendi ilerinden deil, takmlarndaki tm ilerden sorumlu klyor. Takm almalar, bireylerin olduu kadar kolektif eylemlerin de gzetlenebilirliini artrrken, iilerin kolektif ustalk ve becerilerini de sermayenin emrinde kullanmalarna hizmet ediyor (Sewell ve Wilkinson, 1992: 281). ember almalar, nc olarak, retimi ve kaliteyi artrmaya dnk hangi konularn tartlaca ve nasl tartlaca konusunda, ynetimin sk gzetimi altnda olan bir zaman ve mekn salyor. Son olarak, otomobil fabrikasnda hem bireysel hem de takm baznda uygulanan performans deerlendirme uygulamas, yine brokratik bir denetim arac olarak ilev gryor. Bu uygulama, iiler arasndaki rekabeti artrrken, fazla mesaiye hayr diyebilmeyi ya da ember almalarna katlmay reddetmeyi neredeyse imkansz klyor. Fabrika ynetiminin stratejilerine, uygulamalarna ve denetim mekanizmalarna dayanarak, otomobil fabrikasnda hegemonik bir fabrika rejiminin ekillendiini syleyebiliriz. Hegemonik fabrika rejimi, geleneksel fabrikada varolan teknik ve brokratik denetime yeni bir boyut daha ekliyor: deolojik denetim.
kada andon lambalarnn yzde 60nn yanyor olmas gerektii belirtiliyor (Schonberger, 1982). Baka bir otomobil fabrikasnda yrttm etnografik aratrma srasnda, iiler hatta alrken, sorularma cevap verebilecek zaman yaratabilmilerdi; bu bo zamann ynetim tarafndan farkedilebilecei endiesini duyarak bile olsa. te yandan, almaya konu olan fabrikada, iin hz zerinde denetimin yokluu nedeniyle, iilerin bana bir bak atmalar bile ilerinde ge kalmalarna neden olabiliyordu. Byle bir probleme sebebiyet vermemek iin, hat alrken, iilere soru sormaktan te fabrika iinde dolamaktan bile vazgetim.

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

249

yerinin sosyolojik ve politik gerekleri, iilerin, fabrika rejimlerinin kuruluu ve yeniden retimine ilikin kabul, red, bakaldr ya da iselletirme gibi durular incelenmeden anlalamaz. Bu nedenle, imdi rejimin esas muhatab olan iilere ve hegemonik fabrika rejimi altnda yaananlara dnelim.

Hegemonik fabrika rejiminde mavi yakal iiler


Fabrikadaki mavi yakal iilerin genel tavrlar, ilk bakta, onlarn yneticiii ilikilerinin yeni doasna ve irketleri tarafndan sunulan ilgi ve verilen destee olumlu baktklar izlenimini veriyor.10 Yakn, arkadaa, ve yardmc gibi ifadeler, iilerin yneticilerle ilikilerini tanmlarken sklkla bavurduklar sfatlarken, en ok telaffuz ettikleri cmle ise, Yneticilere her konuda danp, onlarla her konuda konuabilirsiniz, oluyor. Ayrca, birok ii, ynetimin alanlarna olan yakn ilgi ve saygsn vurgulamak iin, Yneticiler tavrlar, yaklamlar ve davranlar ile bize sayg gsteriyorlar diyor. Baz iiler ise, yalnzca i konusunda deil, ayn zamanda parasal ya da kiisel btn ikayetlerinin dinlenmesinden ve yardmc olunmasndan memnuniyetlerini belirtiyorlar. Bu iilerin ou, Her problemimizi onlara iletebiliyoruz, dinliyorlar ve gerekeni yapyorlar diye ekliyorlar. Tm bu olumlu yaklamlar, madalyonun bir yz yalnzca. Dier yz ise, tm iiler, youn almann ve denetim ile disiplin mekanizmalarndaki baskc yann iddetle farkndalar. Otomobil fabrikasndaki iiler, yaadklar sk gzetimin deiik bir doas olduunu sylyorlar:
imiz ok sk gzleniyor. Ama sk gzetim, yan banzda duran biri tarafndan srekli gzetlenmek anlamna gelmiyor. Bizim fabrikada, sk gzetim dediim ey yle iliyor: Bir hata, ne kadar kk de olsa, en ufak bir hata yapar yapmaz, hemen buluyorlar seni. (Kaynak iisi)11

Fabrikada, geri-bildirim sistemi ve kalite sorumluluu sonucu, bir problem veya hata olutuunda, sorumlu ii hemen tespit ediliyor ve uyarlyor. Bir ii, bu uygulamadan duyduu rahatszl yle tanmlyor:
10 Fabrikann kurulu ve retime hazrlk aamalarnn, Japon yneticiler ve teknik personelin gzetiminde gereklemi olmasna ramen; aratrmann yapld dnemde, fabrikann ynetimi, Trk yneticiler tarafndan -birou 3 aydan 2 yla kadar olan farkl srelerde Japon ortan Japonyadaki fabrikasnda bulunmu- yerlemi prensipler dorultusunda yrtlyordu. ilerin retim srecindeki yerlerini tanmlayabilmek iin belirtmek gerekir ki otomobil retimi temelde drt byk atlyede gereklemektedir: Kalp atlyesinde, demir plakalar otomobili oluturan temel paralara dnrler (kap, kaporta gibi); kaynak atlyesinde bu paralar biraraya getirilir. Boya atlyesinde boyanan otomobile, son olarak montaj atlyesinde gerekli tm aksesuarlar (motordan, dikiz aynasna kadar) eklenir.

11

250

GAMZE YCESAN-ZDEMR

Hatta alrken, birden hzl ve ciddi admlarla size yaklaan bir grup ynetici gryorsunuz. Bir yerde bir hata yaptnz farkediyorsunuz. Dierleri sizi seyrederken yneticilerden uyar almak byk moral bozukluu oluyor. Ve o gn artk bitmek bilmiyor. (Montaj iisi)

Ayrca, birok ii, yaptklar ilerin istatiksel analizlerle, takmlar aras karlatrmal almalarla ve raporlarla izlendiini belirtiyorlar. iler tarafndan tanmlanan gzetim doas gerei, Panoptik ideali hatrlatyor: gzetleyeni grmeden srekli olarak grldn bilmek. Bu derin iyeri gzetimi, Sewell ve Wilkinson (1992: 271) tarafndan, ynetim bilgi ana dayanan grnrlk olarak tanmlanyor. Gzetimin yansra, fabrikadaki iiler sklkla ok youn tempodan yaknyorlar. Tm iiler, i yknn, dier fabrikalarda alan arkadalarnkine gre ok ar olduunu belirtiyorlar.12 Bir iiye gre:
Dier fabrikalarla karlatrldnda, burada farkl uygulamalar var gibi gzkyor, rnein srekli iyiletirme yani kaizen gibi. Ama gerek u ki, fabrikada robotlar istiyorlar, makinalarn hzna yetiebilecek robotlar. (Kalp iisi)

Bu noktada, iilerin tavr ve durular ilgin bir gerilime iaret ediyor ki, bu gerilim son dnem yaln retim ve ynetimin ana akm savunucularnn13 gayet iyi bilinen yorumuna ve belki de mantrasna benzetilebilir: Daha zevkli ama yorucu almak (working smarter but harder). Fabrikada basky iddetlendiren mekanizmalara maruz kalan iiler, fabrikalarna ve yneticilerine dair, yine de, olumlu bir duru ierisindeler. Bu, belki de, yle bir gerekliin altn iziyor: Hegemonik bir yaplanmaya doru giden fabrika rejimlerinde, iiler, kat gzetim ve denetime ramen; ynetici-ii ilikilerindeki yaknlamadan, insan yerine konulmaktan ve ynetim tarafndan gsterilen ilgi ve verilen nemden kazanl olduklarn dnyorlar.

Rejimin ifresini zme?


Tm bu olumlu tavr ve durular, yine de, iilerin hegemonik rejimin yapsn sorgulamalarn, baka bir ifadeyle, anlamn, belki de ifresini zmeye al12 Fabrikada rgtlenme almalar yrten sendikann yetkililerinin belirttii zere, son yllarda, ar tempo nedeniyle ciddi salk sorunlar yaayan -ayn hareketlerin srekli tekrar nedeniyle parmaklarda uyuma ya da iddetli bel arlar gibi- bir ok ii iten ayrlmak zorunda kalmtr. Son dnem emek srecinin ana akm savunucular, baka bir deyile yeni ortodoksi (Tomaney, 1994), iyerinde vasfl bir igcn vurgularken, iyerini ise emein sz hakknn artt, katlmc ve demokratik bir alan olarak alklyorlar. Merkez lkeler zerine ana akm almalar iin bkz. Adler (1993), MacDuffie (1995), Kenney ve Florida (1991), (1993) ve gelimekte olan lkeler iin bkz. Kaplinsky (1994).

13

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

251

malarn engellemiyor. En bata ie alma sreciyle birlikte, fabrika iileri ideolojik dzenlemelerle kar karya kaldklarn ve fabrika ynetiminin arad zelliklere, ki olduka aikar, uyum salamak iin nasl davranmalar gerektiini fark ettiklerini ifade ediyorlar. ilerin, ie alma srecine dair deneyimlerinin yansra, iyerinde iki taraf arasndaki yakn ve arkadaa olan sosyal ilikinin ardndaki nedenleri sorgulamalar da ynetimin tavrlarna kar gelitirdikleri eletirel yaklam sergiliyor:
Arkadaa davranmaya ve yakn olmaya alyorlar. nk sistem bu ekilde tasarlanm. Demek istiyorum ki, sistem, yneticilerin byle olmasn gerektiriyor. (Montaj iisi) Fabrikada daha ok retim ve kalite iin yneticilere byle davranmalar sylenmi. (Kalp iisi) Sistem, yneticilerden byle davranmalarn istemezse, hemen vazgeerler. (Kaynak iisi)

Benzer bir dnce izgisi, iilerin, ynetimin gsterdii ilgi ve verdii nemi de daha yksek verimlilie ve kaliteye ynelik maksatl abalar olarak tanmlamalarna yol ayor. Onlara gre, retimin sorunsuz ileyii iin yalnzca fiziksel deil psikolojik durumlarnn da gzetim ve denetim altnda olmas gerekiyor:
Yalnzca hastalk gibi fiziksel durumlar deil, mutsuzluk ve stres gibi psikolojik durumlar da kaliteye ve hatasz retime negatif yansyor. Bunun iin ynetimin hem fiziksel hem de psikolojik durumlarmzla yakndan ilgilenmesi gerekiyor ve ilgileniyor da. (Boya iisi) Bizi problemsiz ileyen makinalar gibi grmek istiyorlar. Bize gsterilen ilgi ve alaka da makinalara yaplan bakma benziyor. (Kalp iisi)

Dolaysyla, fabrikadaki iiler tmyle ynetimin sylemi tarafndan kontrol edilmiyorlar. Ayrca ynetimin saikleri de iiler nezdinde olduka saydamlayor. Bu noktaya kadar, iiler tarafnda neler yaandn irdelemeye altm ama esas olan bu deneyimlerin ardndaki nedenleri grmeye, tanmlamaya ve aklamaya almak. ilerin duru ve tavrlarn zmleyebilme abasna, yalnzca iyeri ve iin doas deil, daha geni bir iktisadi ve siyasal alan dahil edilmelidir. Fabrika rejimine dair iilerin deneyimlerinin siyasal ve iktisadi ortama bal ola-

252

GAMZE YCESAN-ZDEMR

rak ekillendii aktr. Bu nedenle, fabrika kaplarnn ardna gitmeliyiz. Fabrikada hegemonik bir yap kurabilmek ve ortak karlara dayal sylemleri varedebilmek, bu ortak karlar destekleyebilecek imtiyazlarn varln nvarsaymaktadr. Dier bir deyile, ideolojik sylemler, iktisadi ve siyasal kazanmlarla desteklenmelidir ki, iiler karlarnn ynetiminkilerle ortak olabilecei konusunda daha tereddtsz olabilsinler. iler, kazanmlarn, sosyal sigorta, olumlu sendikal ve yasal dzenlemeler gibi devlet mdahalesi yoluyla elde edebilecekleri gibi, Japonya rneinde olduu gibi, irketler yoluyla da elde edebilirler.14 Fakat, bu ya devlet ya irket, aktr ki, her lkeyi aklayabilen bir model oluturmuyor; ite bu noktada, yeni sanayileen bir lke olarak Trkiyenin sosyo-ekonomik ve siyasal yaps fabrika iilerinin tavr ve tutumlarn bir yandan tanmlarken, bir yandan da farkllnn zeminini hazrlyor. Bir topluluun (community) uzun mrl olabilmesi iin, diyor Sako (1997: 4), yalnzca irket, alanlarna i gvencesi ve kariyer imkan salamamal, ayn zamanda alanlar da irketle mr boyu birliktelik ve zdeleme beklentisi iinde olmallar.15 Shaiken ve Brownea gre ise, bu, bir anlamda, ynetimin alanlara balln i gvencesi, karlnda, alanlarn irkete balln ise rza ve uyum eklinde gsterdii bir sosyal szlemeyi ifade ediyor (1991: 32). Tm bunlarn nda bakldnda, incelenen otomobil fabrikas, bir i gvencesi gelitirmezken, benzer bir sorumluluk ya da taahht altna da girmemitir. Fabrikada, iiler, i gvencesi konusunda belirsizlik iinde bulunuyorlar. gvencesinin olduunu dnen ya da olduuna inanan baz iiler, ynetimin dikkatli bir ii seme sreci ve ardndan da youn bir eitim programyla kendilerine yatrm yaptn dnyorlar. Fakat, yakn bir gemite, sendika yelii sebebiyle on iki arkadalarnn ayn gn iten atlmasnn, tm iilerin ynetime olan gvenlerini, anlalr bir ekilde, zedelemi olduu gzlemleniyor. gvencesi konusu aldnda, tm iiler, bu toplu iten karma deneyimine gnderme yapyorlar. ten karlma olasl, yalnzca i gvencesinin olmamasndan deil, ayn zamanda iilerin kolaylkla ikame edilebilir olduklarn dnmelerinden de kaynaklanyor. Trkiyedeki igc piyasasnn, ynetim iin lehte bir du14 Japonyada devlet alanlara ok az ey sunar. ilerin gvendikleri devlet deil irketleridir. Sosyal gvenliin az gelimi yaps, irketlerin youn olarak sunduklar refah sistemi -lojmanlar (barnma), hastalk demeleri, mr-boyu istihdam ve kdeme gre cret- ile dengelenmektedir (Dore, 1973; Cole, 1971; Burawoy, 1985; Sako ve Sato, 1997). Japonyada, 1990larn ekonomik durgunluunun ardndan, endstri ilikilerinin nemli yap talarnn tekrar gzden geirilmesi ve deitirilmesi gndeme geldiinde, irketlerin ounluu, mr-boyu istihdam uygulamasnn, ufak deiikliklerle de olsa, srdrlmesi ynnde tavr ald. mr boyu istihdamn srdrlebilmesi iin ise, alanlarn yan sanayi irketlerine ya da irketin dier kurulularna transfer edilmesi sk rastlanan bir uygulama oldu (Sako, 1997; Kamada, 1994).

15

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

253

rum olduu aikarken; iiler her an ve kolaylkla ikame edilebileceklerini belirtiyorlar. Fabrikada iilerin ounluu, Yeni gelen, yaptm ii iki ya da en ge gnde renir, diyor. Son tahlilde, i gvencesi, fabrikada hegemonik rejimi destekleyici bir ara olarak grlmemi ve dolaysyla, byk aile ya da birliktelik vurgusu yapan ynetim sylemleri zeminsiz ve bolukta kalmlardr. iler iin, iin en hassas nemi cretlerinde yatmaktadr ve cretler, iilerin hem irketlerini hem de yneticilerini deerlendirmelerinde kilit neme sahiptir. Otomobil endstrisi, cretlerin yksek olduu bir sektr deildir; sektrde cretler, incelenen fabrika, Hyundai ve Honda hari, tm otomobil fabrikalarnda rgtl olan Trk-Metal sendikas ve iveren sendikas arasndaki anlamayla belirlenmektedir. Fabrikadaki cretler, sektrdeki ortalamann biraz stnde olmasna ramen; iiler, ok youn olan i yknn ve harcadklar kafa emeinin karln almadklarn dnyorlar. Bazlar, irketin daha ok gen olduunu, yakn zamanda hak ettiklerini alacaklarn ve dolaysyla sabretmenin en iyi politika olduunu belirtirken; dierleri cretlerden dolay honutsuzluklarn dile getirmekten ekinmiyorlar:
Burada, bir ii, yaklak bir ay iinde yzde yz bir retkenlii yakalyor. Eer yle deilse, retim sistemi ilemiyor demektir. Dolaysyla, bu retkenlikten hibir ekilde yararlanmadmz dnyorum. (Montaj iisi)

Birok ii, bu younlukta almaya yalnzca bir ka ay daha dayanabileceklerini ve eer hibir deiiklik olmazsa, iten ayrlacaklarn belirtiyorlar. Fabrikadaki dk cret politikas, Japon irketlerin dier yeni sanayileen lkelerde (Meksika, Brezilya ve Arjantin gibi) izledikleri politikayla paralellik gsteriyor. Meksikada ii snf zerine alan Shaiken (1995), Japon irketlerin hedefledikleri kalite ve retkenlii dk cretlerle de yakalayabildiklerini vurguluyor. Benzer bir biimde, incelenen fabrikadaki dk cretler, kalite ve retkenlikte sorunlar yaratmasa da; bu almann bak asndan, dk cretler, i gvencesinin yokluunun yaratt honutsuzlukla birlikte, fabrika iindeki ideolojik sylemleri saydamlatrrken, ynetimin retoriini de zedeliyor. Fabrikadaki iilerin deneyimleri, iilere ynelik iktisadi ve siyasal tavizlerin yokluunda, ideolojik sylemlerin hkmn yitirdiine iaret ediyor. iler, ideolojik sylemi iselletirmelerini destekleyecek hibir somut uygulamayla karlamyorlar. Dk cretler, i gvencesinin yokluu ve yedek ii ordusu, ynetimin retoriini ve ideolojik denetimi geersiz klarken, bir anlamda, bir meruiyet krizini gndeme getiriyor.

254

GAMZE YCESAN-ZDEMR

Bakaldr, onay ya da boyun eme?


yerine bir skunet mi hakim?, diye soruyor Thompson ve Ackroyd (1995), yeni ynetim pratikleri iinde iilerin deneyimlerini deerlendirirken. Onlara gre, iletmecilik yaklam iindeki ana akm almalar, atmasz bir ortamda, vasfl iler yapan, uyumlu bir igc tasarmn yinelerken ve yeni ynetim pratiklerinin etkinliini fazlasyla yceltirken, direniin varln gz ard etmek istiyorlar. Taylorizm, brokrasi veya yeni teknolojilere atfla, Thompson ve Ackroyd (1995:629), iilerin her dem demir kafeslerin parmaklklarn emenin yollarn gelitirdiklerini belirtirken soruyorlar, Bu yeni ynetim pratiklerinin ne farkll olabilir? (1995: 629). lk olarak, aratrlan fabrikada iiler tarafndan ak bir bakaldr olmadn belirtmek gerekiyor. Bakaldr ya da direni, hem rgtl emek direniine kar olduka dmanca olan lkedeki siyasal ortam hem de isizlik ve fabrika dnda yaam idame edebilecek baka seeneklerin olmad iktisadi ortam nedeniyle fabrikada bir tavr olarak gzlemlenmiyor.16 Benzer bir sonuca, Tofata otomobil iileri zerine yaplm bir almada da rastlamak mmkn. Parlaka gre, Darda isiz ordusunun varl ve olduka dk cretler, iilerin itaatkar olmalarna ve Tofata yaptklar ilere tbi olduklarn kabul etmelerine neden oluyor. Baz iiler, yorulduklar zaman, kendilerini Tofata almyor olsalard ne yapyor olduklarn tasavvur etmeye zorluyorlar (1996: 137). iler tarafnda ynetime srtn dnmenin nemli bir yolu olan kaytarma ya da kt alkanlklar da, bir yandan pazar despotizmi, dier yandan ise iyi tasarlanm teknik ve brokratik denetim mekanizmalarna dayanan etkin disiplin ve gzetim sayesinde, hegemonik rejim iinde hemen hemen yok edilmi gzkyor. rnein, Tofata otomobil iileri, hl geleneksel direni stratejileri olan kalite drme ya da retim norm ve metodlarndan sapmay uyguluyorlar: iler artan i yklerine ramen retim hzna yetiebilmek iin, standart olmayan i aletleri kullanyorlar, ilemlerin sralarn deitiriyorlar ya da yaplmas gereken ilemlerin bazlarn yapmyorlar (Parlak, 1996: 144). ncelenen otomobil fabrikasnda, daha nce de belirtildii gibi, iyi tasarlanm geri-bildirim mekanizmalar kaliteden sapmalar nlerken, saniyesine dek detaylandrlm i metodlar, iileri belirlenen metodu aynen uygulamaya mecbur klyor, belirlenen metoddan en ufak bir sapma retimde ge kalmaya ve andon lambasnn yanmasna neden oluyor.
16 Liberal dncenin nde gelen ideologlarndan Hayek (1995:173), Hi olmazsa byk bir ounluun iyerlerinde mmkn olan en byk gayretle altrlabilmesi iin dardan bir baskya gerek duyulmaktadr derken; Amerikal bir mhendisin u szlerini aktaryor, Herhangi bir iinin disiplinsiz tutumu karsnda, serbest bir ii havuzundan istenildii kadar yeni iiler kiralanabilmelidir. Aksi takdirde disiplin ancak kle igcne uygulanan cismani cezalarlarla salanabilir(Coyleden aktaran Hayek, 1995:173).

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

255

yerinde direniin yokluu, bizi, atmann bittiini, yksek gven ilikilerinin ve dolaysyla rza retiminin galip geldiini srarla tekrar eden ana akm almalarnn kabulne mi iter? Daha nce de belirttiimiz gibi, birok otomobil iisi, zellikle dk cretler ve kolay iten karma pratiklerine dayanarak, atmasz bir ortam sylemini onaylamak yerine buna bir mesafe koymay tercih ediyorlar. Ynetici-ii ilikisinin yeni doasnn ve irketin alanlarna ihtimam gsteren grntsnn daha yksek bir retkenlik ve kalite iin maksatl hamleler olduunu dnyorlar. Bu nedenle, ynetimin hegemonik olma yolundaki abalarnn, iilerin onayn salamaktan ok uzak olduu gzleniyor. Bakaldr ya da onayn olmamas hikyenin sonu mu? Hegemonik rejimde, atma farkl tavr ve durularn oluumuna neden oluyor. iler, kar durularn, sistemin iinde oyun oynayarak ve sistemi ustalkla ynlendirerek gsteriyorlar.17 yerinde iiler, dier tbi olan, gsz snf ve gruplarn iktidarla kurduklar ilikide gzlenen, Scottun (1990) gizli senaryolar tezinde yeralan, gizli biimlerde de olsa kendini var eden bir itaatsizlik sergiliyorlar. ilerin kendi taktikleri, alaya alan kurnaz oyunlar ve numara yapma biimleri var. Fabrikadaki iilerin yaratc yntemleri arasnda en ok rastlanan ve en ok gzlenen tavr: Mi gibi davranmak. Bu oyunsu tavr, ie alma srecinde balyor:
Sendika sana ne ifade ediyor? veya Sendika hakknda ne dnyorsun? diye soruyorlar. Hi Sendika yanlsym der misiniz yle olsanz dahi? Tabii ki hayr. O zaman yalnzca, lgilenmiyorum diyorsunuz. Ne duymak istediklerini anlyor ve yleymi gibi davranyorsunuz. (Kaynak iisi)

Dolaysyla, otomobil fabrikasnda, istenilen deerlere sahip ve o yapda iiler deil de istenilenlere sahipmi gibi grnmeye hazr olanlar ie alnm oluyor. Bu oyunsu tavra bir baka rnek ise, daha nce belirttiimiz takm yelerinin sabahlar ruh hallerini belirten mknats seip isimlerinin karsna yaptrma uygulamasnda gzlemleniyor. Takm yeleri, sabahlar, dier mknatslar deil de glen yzl mknats seip skntsz, problemsiz ve gayet iyi mi gibi davranyorlar. Mi gibi davranmak, Grahamn (1995: 19) A.B.D deki Subaru-Isuzu fabrikasndaki gzlemlerine yansd kadaryla, Amerikan mavi yakallar arasnda da rastlanan bir pratik: iler, personel seme aamalarnda takm ruhu tayormu gibi davranyorlar ve anketlere, inanmadklar ama fabrika ynetiminin istediini dndkleri cevaplar iaretliyorlar.
17 Bu konuda katklar iin Necmi Erdoana teekkr ederim. Tbi olanlarn ve gszlerin iktidarla kurduklar ilikide direnmeyerek ama tam anlamyla da ba emeyerek gelitirdikleri taktiklerin ayrntl zmlemesi iin bkz. Erdoan (1998).

256

GAMZE YCESAN-ZDEMR

ilerin retim hattnda gelitirdikleri stratejiler, kimi zaman denetim mekanizmalarnn ilememesine de neden oluyor. Bir ii yle anlatyor:
Her iinin, bir hafta ya da bir ay iinde ka defa ipi ektiini ve andon lambasn yaktn not edeceklerini ve bylece sorunlu iiyi tespit edeceklerini, bildirdi ynetim. Biz de, problem ktnda ipi ekmek yerine takm liderimize ismiyle seslenmeye baladk. (Montaj iisi)

ilerin bu ak olmayan ve sistemin iinden gelitirdikleri direni sonrasnda, ynetim bu uygulamadan vazgemek zorunda kalyor. Fabrikada, iiler ounlukla irket ritellerini alaya alyorlar. Hat d alma, dier bir deyile, kaizen (srekli iyiletirme) almalar, aka ve alaylarn merkezinde yeralyor. rnein, fabrikada, kaizen (srekli iyiletirme) ve ember almalarna aktif olarak katlanlara ynelik akalar var:
Baz arkadalarmzda karlat her eyi kaizenleme enerjisi ve motivasyonu var. Hi kimse onlar durduramaz. Allah onlara kaizen gc vermi. (Montaj iisi)

Benzer bir biimde, kalite ember almalarna giden bir ii yle sesleniyor:
ember evirmeye gidiyoruz, siz de katln bize. (Boya iisi)

Graham da, Amerikan mavi yakallar arasnda kaizenlemenin aka ve alaylarn merkezinde olduunu vurguluyor, Hat durduu zaman, bir takm yesi yle nerebiliyor: Hadi ne duruyoruz, u sandalyeyi kaizenleyelim ya da herhangi bir ey yanl giderse, bir ye yle diyebiliyor, Zannedersem bunu kaizenlemiler! (1995:121). Kaizenden baka irket ritelleri de aka ve alaylarn konusu olabiliyor. Fabrikada, her sabah, retim hatt balamadan nce, takm yeleri ve liderinin biraraya gelip, gn boyu onlar motive edecek bir slogan yksek sesle sylemeleri isteniyor: Kalite! ya da Sfr hata! gibi. Fakat, fabrikada sabahlar biraraya gelen takm yelerinden Fenerbahe! ya da Cim bom bom! diye sesler ykseliyor. Sonu olarak, ana akm almalar, bir yanda Japon retim ve ynetim rgtlenmesinin yeni biimlenmi sosyal ilikiler iinde vasfl iler yapan, uyumlu ve itaatkar bir igc yaratt grn savunsun; dier yanda, Foucaultdan esinlenen almalar, direnie hibir alan brakmayan disiplin ve gzetim mekanizmalarn belirtsin, bir ok alma, Post-Fordist diye adlandrlan zamanlarda, retim noktasndaki eliki snfsal ve bireysel elikiler ret-

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

257

meye devam ediyor diye sonlanyor (Garrahan ve Stewart, 1992: 122). Amerikada Mazda fabrikasndaki iiler, youn i ykne ve ar alma artlarna kar olan sendika yetkililerini semi durumdalar. Yine, Mazdada sendika, grev tehdidiyle tavizler kazanm bulunuyor (Fucini ve Fucini, 1990). Vauxhall da - General Motorsun ngilteredeki kuruluu - iiler ve sendikalar, alma haftasnn azaltlmas ve cret art konularndaki talepleri iin eylem karar alrken; yaln retim etrafnda kurulan ortaklk ve katlm retorii paralanyor (Stewart, 1997). Sendikasz fabrika olan Amerikadaki Subaru-Isuzuda ise, bireysel direni iilerin irket ritellerine katlmay reddeden sessiz protestolarnda ya da ynetime yazlan anonim mektuplarda ortaya karken; kolektivist direni sk sk sabotaj niteliinde montaj hattnn durmasnda gzleniyor (Graham, 1995). Belirtilen direnilerle karlatrldnda, incelediimiz fabrikada, sistemi ustalkla ynlendirerek boyun emenin, ynetime bir muhalefet oluturmad sylenebilir. Ve gzlemlenen boyun emenin doas yle sorgulanabilir: yerinde oyunlar ve taktikler devam ederse, boyun emenin zgn bir formu halini alabilir ve bakaldr potansiyeli hibir zaman su yzne kmayabilir.

Sonu: Meruiyet sorunu?


Son dnemde, fabrika iinde ynetim, despotik bir durutan uzaklaarak hegemonik bir fabrika rejimi kurmay amalyor. Yani, incelenen otomobil fabrikas ynetimi, emein denetiminde bir yanda despotik rejime ait teknik ve brokratik denetim mekanizmalar kullanmaya devam ederken; dier yanda hegemonik bir fabrika rejimine ynelik ideolojik denetim mekanizmalar olarak ii-ynetici arasnda ortak inanlar ve deerler kuran sylemler, formal ve informal birliktelikler gelitirmeye alyor. Ne var ki, ynetsel otoritenin esas muhatab olan iilerin bylesi bir hegemonik rejime ilikin kabul, red, bakaldr ya da iselletirme gibi durular, tam da onlar zerinden kurulmaya allan rejimin ciddi bir meruiyet sorunuyla kar karya olduunu gsteriyor. Fabrika ii ideojik sylem, i gvencesinin yokluu, dk cretler ve ynetimin bu konulardaki duyarszlyla, yani bir biimde iilere ynelik iktisadi ve siyasal tavizlerle desteklenmemesi nedeniyle meruiyet kurabilme gcn ve dolaysyla hegemonik olma iddiasn bir anlamda yitiriyor. Ne var ki, iilerin rejime onay vermemekle birlikte ona kar tmyle muhalif ve bakaldran bir tutum sergilemedikleri de gzlemleniyor. Trkiyede emek pazarnn dinamikleri -yapsal isizlik, fabrika d sosyal gvenliin yokluu, vb.- iilerin ufuklarn daraltrken, fabrikaya bamll ve dolaysyla boyun eme koullarn artryor. Dolaysyla, kapitalist fabrikada retilen ve yeniden retilen toplumsal ilikiler, fabrika zelini aan ve darda bu ilikileri kuatan, snrlayan ve belirleyen iktisadi ve siyasal ya-

258

GAMZE YCESAN-ZDEMR

plar iinde anlamlandrlabilir. Fabrika rejimi ierisinde mavi yakallar, bu kutupsalln yani rza ya da bakaldr ikiliinin dnda, baka yollar gelitirirken, sre iinde pasif olmadklarn gsteriyorlar. Kendilerine zg taktik ve oyunlarla fabrika iinde denetim mekanizmalarn ve ynetimin ideolojik sylemlerini ustalkla altst ediyorlar. ilerin, mi gibi davranma, altst etme ya da alaya alma gibi direni stratejileri, Trkiyede iyerinde kurulmas hedeflenen hegemonik fabrika rejiminin doas ve geleceiyle ilgili karmak boyutlarn varlna iaret ediyor.
KAYNAKA Adler, P. (1993) Time and motion regained, Harvard Business Review, February-March, ss. 97-108. Anderson, P. (1988) Antonio Gramsci: Hegemonya, Dou/Bat Sorunu ve Strateji, (ev.) Tark Gnersel, Alan Yaynlar, stanbul. Berggren, C. (1993) The Volvo Experience: Alternatives to Lean Production in the Swedish Auto Industry, Macmillan, Londra. Beynon, H. (1988) Regulating research: Politics and decision-making in industrial organisations, Bryman, A. (der.), Doing Research in Organisations iinde, Routledge, Londra, ss. 21-34. Burawoy, M. (1979) Manufacturing Consent: Changes in the Labour Process under Monopoly Capitalism, University of Chicago Press, Chicago. Burawoy, M. (1985) The Politics of Production: Factory Regimes Under Capitalism and Socialism, Verso, New York. Cole, R. (1971) Japanese Blue Collar: The Changing Tradition, University of California Press, Londra. Delbridge, R., Turnbull, P. ve Wilkinson, B. (1992) Pushing back the frontiers: Management control and work intensification under JIT/TQM factory regimes, New Technology, Work and Employment, 27, 2, ss. 97-106. Dore, R. (1987) Taking Japan Seriously, Athlone Press, Londra. Edwards, R. (1979) Contested Terrain: The Transformation of the Workplace in the Twentieth Century, Heinemann, Londra. Erdoan, N. (1998) Making do with the State Power: Laughter, Grotesque and Metis in Turkish Popular Culture, yaynlanmam doktora tezi, Lancaster niversitesi Sosyoloji Blm, ngiltere. Fals-Borda, O. ve Rahman, M. A. (1991) Action and Knowledge: Breaking the Monopoly with Participatory Action-Research, The Apex Press, New York. Femia, J. V. (1981) Gramscis Political Thought: Hegemony, Consciousness, and the Revolutionary Process, Clarendon Press, Oxford. Foucault, M. (1979) Discipline and Punish: The Birth of the Prison, (ev.) Alan Sheridan, New York. Fucini, J. ve Fucini, S (1990) Working for the Japanese: Inside Mazdas American Auto Plant, Macmillan, New York. Garrahan, P. ve Stewart, P. (1992) The Nissan Enigma: Flexibility at Work in a Local Economy, Mansell, Londra. Graham, L. (1995) On the Line at Subaru-Isuzu: The Japanese Model and the American Worker, Cornell University Press, Ithaca. Gramsci, A. (1971) Q. Hoare and G. Nowell Smith (der.) Selections from the Prison Notebooks iinde, Lawrence & Wishart, Londra. Harvey, L. (1990) Critical Social Research, Unwin Hyman, Londra. Hayek, F. A. (1995) Klelik Yolu, (ev.) Turhan Feyziolu ve Yldray Arslan, Liberte Yaynlar, stanbul. Hoffman, J. (1984) The Gramscian Challenge: Coercion and Consent in Marxist Political Theory, Basil Blackwell, Oxford. Kaplinsky, R. (1994) Easternisation. The Spread of Japanese Manufacturing Techniques to Developing Countries, Frank Class, Londra.

HEGEMONK FABRKA REJMNDE MAV YAKALI LER

259

Kamada, T. (1994) Japanese management and the loaning of labour: Restructuring in the Japanese iron and steel industry T. Elger ve C. Smith (der. ) Global Japanization?: The Transnational Transformation of the Labour Process iinde, Routledge, Londra, ss. 91-115. Kenney, M. ve Florida, R. (1991) Transplanted organisations: The transfer of Japanese industrial organisation to the U.S., American Sociological Review, 65, ss. 381-398. Kenney, M. ve Florida, R. (1993) Beyond Mass Production: The Japanese System and Its Transfer to the U.S., Oxford University Press, New York. Littler, C. R. ve Salaman, G. (1984) Class at Work: The Design, Allocation and Control of Jobs, Batsford Academic and Educational Ltd., Londra. Lyon, D. (1996) Elektronik Gz: Gzetim Toplumunun Ykselii, (ev.) Dilek Hattatolu, Sarmal Yaynevi, stanbul. MacDuffie, J. (1995) Workers roles in lean production: The implications for worker representation, Babson, S. (der.), Lean Work:Empowerment and Exploitation in the Global Auto Industry iinde, Wayne State University, Detroit, ss. 54-69. Morgan, K. ve Sayer, A. (1984) A modern industry in a mature region: the re-making of management and labour relations, Working Paper, Urban and Regional Studies, University of Sussex. Mouffe, C. (1979) Gramsci and Marxist Theory, Routledge, Londra. Parlak, Z. (1996) The car workers of Bursa, Kahveci, E., Sugur, N. and Nichols, T. (der) Work and Occupation in Modern Turkey iinde, Mansell, Londra, ss. 126-149. Sako, M. (1997) Introduction: Forces for homogeneity and diversity in the Japanese industrial relations system, Sako, M. ve Sato, H. (der.) Japanese Labour and Management in Transition: Diversity, Flexibility and Participation iinde, Routledge, Londra, ss. 1-27 Sako, M. ve Sato, H. (1997) (der. ) Japanese Labour and Management in Transition: Diversity, Flexibility and Participation, Routledge, Londra. Saltman, G. M. (1995) Job applicant screening by a Japanese transplant: A union-avoidance tactic Industrial and Labor Relations Review, 19, 1, ss. 88-104. Schonberger, R. (1982) Japanese Manufacturing Techniques: Nine Hidden Lessons in Simplicity, The Free Press, New York. Scott, J.C. (1990) Domination and the Arts of Resistance: Hidden Transcripts, Yale University Press, New Haven. Sewell, G. and Wilkinson B. (1992) Someone to watch over me, Sociology, 26, 2, ss. 271-291. Shaiken, H. (1995) Lean production in a Mexican ..., Babson, S. (der.), Lean Work: Empowerment and Exploitation in the Global Auto Industry iinde, Wayne State University, Detroit, ss. 247-259. Shaiken, H. ve Browne, H. (1991) Japanese work organisation in Mexico, Szekely, G. (der.) Manufacturing Across Borders and Oceans: Japan, the United States and Mexico iinde, Monograph Series (36), San Diego, Center for US-Mexican Studies. Stewart, P. (1997) Striking harder and smarter at Vauxhall: The new industrial relations of lean production, Capital and Class, 61, ss. 1-7 Thompson, P. (1989) The Nature of Work: An Introduction to Debates on the Labour Process, Macmillan, Londra. Thompson, P. ve Ackroyd, S. (1995) All quiet on the workplace front? A critique of recent trends in British industrial sociology, Sociology, 29, 4, ss. 615-633. Tomaney, J. (1994) A new paradigm of work organisation and technology? Amin, A. (der.) PostFordism: A Reader iinde, Blackwell, Oxford, ss. 157-195. Tuckman, A. (1995) Ideology, quality and TQM, Wilkinson, A. ve Willmott, H. (der.) Making Quality Critical: New Perspectives on Organisational Change iinde, Routledge, Londra, ss. 54-82. Walker, G. R. ve Guest, R. H. (1952) Man on the Assembly Line, Harvard University Press, Cambridge. Ycesan, G. (1999) The changing nature of capitalist labour process: A study of factories and workers in Turkish manufacturing industry, yaynlanmam doktora tezi, Sussex niversitesi Kalknma almalar Enstits, ngiltere.

260

Trkiyedeki toplam kalite ynetimi uygulamalarnn iiler ve endstri ilikileri zerindeki etkileri*
Engin Yldrm**

Gnmzde post-Fordizm ad verilen yeni bir retim paradigmasnn kapitalist retimde nemli dnmler dourduu ve bunun bir sonucu olarak Fordizmin skc ve anlamsz i ortamndan farkl olarak alma hayatn iiler iin anlaml ve ekilir hale getirme potansiyeline sahip olduu dncesi sk sk dile getirilmektedir. Bravermann (1974) byk bir ustalkla anlatt Taylorizmin vasfszlatrma eilimi yerine, post-Fordizmin iileri yeniden vasf ve beceri sahibi yapaca, bunun da sosyal taraflar arasnda atma yerine ibirliine dayal ilikiler gelitirecei belirtilmektedir (Brown, 1997: 12). PostFordist anlayta yeni ynetim teknikleri sayesinde insan faktrnn etkin olarak kullanlmasyla verimlilik artlar salanlmas amalanmaktadr. Bu yeni ynetim teknikleri arasnda Toplam Kalite Ynetimi (TKY) son yllarda byk bir nem kazanmtr. Japon mucizesinin arkasnda yatan temel unsurlardan biri olarak grlen TKY kendine has dogmalar ve rituelleri olan, herkes iin fayda salad ne srlen bir irket dini haline gelmitir. Trkiyede i dnyasnda ve alma hayatnda da 1990larn balarndan beri adeta bir kalite frtnas esmekte, popler ve akademik ynetim dergilerinde, kongrelerde ve medyada toplam kalite ile ilgili yazlara ve deerlendirmelere ska yer verilmektedir. Bu yaz ve deerlendirmelerin ounda TKY her derde deva bir eit ynetim ilac olarak tantlmaktadr. Bunun bir sonucu olarak gnlk ha(*) Bu alma 17-19 Kasm 1999, ODT, Ankarada dzenlenen 6. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresine sunulmak zere kabul edilen ama 12 Kasm Dzce Depremi nedeniyle yazarn sunmak imkan bulamad iler ve Toplam Kalite Ynetimi adl bildirinin geniletilmi ve gzden geirilmi biimidir. Ayrca, almann bir ksm, Work, Employment and Society dergisinin Aralk 1999 saysnda yaynlanan Modern Management Techniques in the Developing World: The case of TQM and Its Impact on Workers in Turkey adl makaleye dayanmaktadr. (**) Sakarya niversitesi, BF, alma Ekonomisi ve Endstri likileri Blm.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

261

yatmz da, kerameti kendinden menkul bir kalite anlaynn youn bombardmanna tbi tutulmaktadr. rnein, Trk medyasnda yaplan reklamlarda rnlerin tantmnda kalite kelimesinin getii sloganlara sk sk rastlanlmaktadr: Arelik yaam kalitesi iin alr (Arelik); kalite yaanr, anlatlmaz (stikbal); kalite bir haktr, ayrcalk deil (Opel); kalite kontrol altnda (Profilo); kaliteyi uzaklarda aramayn (lker). Trkiyede gerek medyada, gerekse de ynetim yaznnda arlkl olarak TKYnin baaryla uyguland iletmeler ne karlarak, bu iletmelerin deneyimleri, alanlara saladklar yararlar evangelist1 bir slupla rnek alnmas gereken ideal uygulamalar olarak anlatlmaktadr. Adeta sanayii, hatta toplumu kuatan sorunlarn TKY sayesinde zlebileceine dair bir hava oluturulmaya allmaktadr. Buna karlk kalite programlarnn zellikle alanlar bakmndan dourduu i younlamas gibi bir takm olumsuzluklar ihmal edilmektedir. Kalite gibi olumlu ve gzel eyler artran bir kavram ieren TKY yaklamn eletirel bir gzle deerlendirmeye almak anlamsz bir aba olarak grlebilir. Her ne kadar TKY verimlilik artlarna ve alma ortamlarnda iyilemelere yol amsa da, hem yneticiler, hem de iiler asndan mkemmel bir ynetim tarz olduu eklindeki iddialarn sorgulanmas, en azndan eletirel bir gzle deerlendirilmesi arttr. TKYnin nasl uygulandnn, alanlarn kalite programlarn nasl yorumladklarnn ve deneyimlerinin zerinde durulmas gerekmektedir. Bu erevede incelemenin temel amac, Trkiyede nde gelen baz toplam kalite uygulamalarnn iiler ve endstri ilikileri asndan ne gibi sonular dourduunu ortaya karmaya almaktr. almann ilk blmnde Toplam Kalite yaklamnn genel olarak iiler ve endstri ilikileri zerindeki etkileri incelenecektir. kinci blmde ise TKYnin Trkiyeye girii, nedenleri ve yaygnlk derecesi ksaca anlatlacaktr. nc ve drdnc blmler ise Trkiyedeki nde gelen baz toplam kalite uygulamalarndan rnekler vererek, toplam kalitenin iiler, sendikalar ve endstri ilikileri zerindeki etkilerini ele alacaktr. almada ortaya konan bulgular, arlkl olarak ilgili bilimsel yaznn, yerli popler ynetim dergileri ile sendika dergilerinin taranmas ve kalite ve verimlilik kongrelerine sunulan bildirilerin incelenmesi sonucunda elde edilmitir. TKY uygulayan firmalarn kendi uygulamalarn anlatan yaynlar da incelenmitir. Bunlara ek olarak TKY uygulayan nde gelen bir firmada alan 24 ii ve sendika temsilcisiyle derinlemesine grmeler yaplmtr. Bu da bize iilerin ve sendikalarn TKY deneyimini dorudan yanstma imkan sunmutur.

Evangelist: Kelime anlam olarak iyi haber getiren (Eski Yunancada) ncil. Gnmzde daha ok ABDde yaygn olan Protestan Kiliselerinin savunduu Hristiyanlk anlayn benimseyen kimse.

262

ENGN YILDIRIM

Toplam Kalite Ynetimi: alanlar iin bir nimet mi, yoksa klfet mi?
Esas olarak Deming ve Juran gibi istatistiki ve yneylemciler tarafndan gelitirilen toplam kalite ksaca hatasz rn ve hizmetlerle amaca uygunluk olarak tanmlanmtr (Demingden aktaran Tuckman, 1995: 54). statistiksel sre kontrol, israfn azaltlmas ve nlenmesi, takm almas, i ve d mterilerin tespiti, youn iletme ii eitim, srekli iyiletirme ve eitli problem zm teknikleri toplam kalitenin ana gvdesini oluturmaktadr. Mteri temelli bir ynetim teknii olan TKY iletmenin tm alanlarn i mteri olarak deerlendirerek, onlarn tatminini n plana karmaktadr. Kaliteye ulama abasnn arkasnda ynetim sreleri ve tekniklerini gelitirerek, firmalar arasnda iddetini gn getike artran rekabette ayakta kalma ve ne kma abas yatmaktadr. Kolayca tatmin edilemeyen ve tercihlerinde ok seici davranan bir tketici profilinin nem kazanmas, TKYnin ortaya kmas ve yaylmasndaki temel nedenlerden biri olmutur. TKYnin moda bir teknik haline gelmesi bireyciliin ne kt iktisadi, siyasi ve toplumsal gelimelerle yakndan ilgili olup, bunun, kendi kendisini denetleyebilen, sorumluluk sahibi birey anlayna sahip olan, hr teebbs ve serbest piyasa retoriini kullanan Yeni San ykselii ile ayn dnemlere denk gelmesi tesadfi deildir (Silver, 1987: 127). Tpk Yeni Sa gibi, organizasyon balamnda sosyal taraflar arasnda bir uzlamay ima etmekte ve bunu salamaya almaktadr. TKYnin iiler iin faydal olup olmad konusunda ilgili yazn blnm durumdadr. yimserler olarak nitelenen kesim, kalite programlarnn nemli verimlilik artlar saladn, alanlarn ynetime katlmalarna olanak tandn ve bylece iletmenin rekabet seviyesini artrdn savunmaktadrlar. yimserler ynetimin rgt ve alanlarn davranlarn istedii biimde deitirebileceini varsayma eilimindedir (Kerfoot ve Knights, 1995: 223). Ktmserler ise toplam kaliteyi iin younlamasn salayan ve iilerin beyinlerini ykayarak, ynetimin alanlar zerindeki denetimini artrmasn salayan
Tablo 1 yimser ve Ktmser Grlerin Kulland Kavramlar
yimser eitim yetkilendirme zgrletirici takm almas sorumluluk post-Fordizm ballk Kaynak: Wilkinson vd., 1998: 50 Ktmser beyin ykama gszletirme denetleyici takm ii bask gzetleme neo-Fordizm itaat

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

263

bir yaklam olarak grmektedirler. Bu iki grup toplam kalitenin alanlarla ilgili ynlerini son derece farkl kavramlarla ifade etmektedir. Bu durumu aadaki tablo net bir ekilde ortaya koymaktadr: Yukardaki tabloyu Orwellin Newspeak bak asyla kavramlarn arptlmas olarak yorumlamak da mmkndr. Yani, ynetimin iileri yetkilendiriyorum ve onlara katlm imkan sunuyorum derken aslnda onlar gszletirerek, ynetsel amalar benimsemeleri ve bunlar gerekletirmeleri iin onlara nem veriyor gibi yapmakta olduu sylenebilir. Gelgelelim, ama ne olursa olsun, TKY daha nce tamamen st dzey yneticilerin kulland baz yetkilerin alt kademelerdeki yneticilere ve iilere devredilmesini gerekli klmaktadr. Bunun iin iiler ciddi biimde srekli bir eitim faaliyetinden geirilirler. Ancak bu eitim srasnda vurgulanan konulara bakldnda ile ilgili teknik konular kadar, alanlarn davranlarn etkilemeye dnk, dorudan beyin ykama amac tamasa bile, bu izlenimi veren baz konularn da ne karldn grebiliriz. rnein, iilere maddi bir karlk beklemeksizin sadakat ve itaatle almalar gerektii anlatlmaktadr. Baz yetkilerin ve sorumluluklarn iilere veya onlarn oluturduu takmlara devredilmesi, bu iilerin i zerkliinin veya gcnn artt eklinde yorumlanmamaldr. Tam tersine, ynetim bilgi teknolojileri sayesinde alanlar, denetleme, gzetleme ve izleme kapasitesini artrarak, iilerin zihn ve bedensel niteliklerinden daha fazla faydalanmaktadr (Delbridge, 1995: 815). letme ii youn bir eitime tbi tutulan alanlarn her ii belli bir dereceye kadar yapabildii bir emek sreci ierisinde iilerin birbirlerini ikame edebilirlikleri kolaylamaktadr. Son derece gelimi ynetsel bilgi sistemleri alanlarn faaliyetlerini ayrntl olarak izlemekte, hedeflerden en kk sapmalarn bile annda kim tarafndan yapldn belirleyebilmektedir. ilerden retim sreci iinde srekli olarak kendilerini yenilemeleri, sorunlar bulma ve zmeye almalar beklenmekte, bu durum da iiler arasnda gerginlii artrmaktadr. Hatta baz yazarlar TKY ve benzeri teknikleri stresle ynetim olarak adlandrmaktan ekinmemilerdir (Parker ve Slaughterden aktaran Malloch, 1997: 119). rnein, toplam kalite uygulayan ngilteredeki Toshiba fabrikasnda yaplan bir aratrmaya gre iilerin iten duyduklar honutluk seviyesinde bir art olmad, ie devamn ok daha sk olarak denetlendii ve ynetimin alanlardan ilerini, aile ve dier ballklarn nne koyarak, ncelikli olarak dnmelerini istedii grlmtr (Edwards, 1992: 387-8). rgtsel gcn nemli oranda ynetimin elinde toplanmasnn hem bir nedeni, hem de bir sonucu olan TKYde Taylorist denetim sistemleri yerine sadakat ve ballk denetim arac olarak kullanlmaktadr (Purcell, 1993: 517). Bununla beraber iletmeler TKYnin istatistiksel sre kontrol gibi teknik ynlerini uygularken, alanlara dnk ksmlarn uygulamaktan genellikle kanmaktadrlar. TKY iinde iilerin yetkilendirilmesi ve ynetime katlmlar genellikle alanlarn ileriyle ilgili dar bir evrede tutulmakta, iilerden cret ve

264

ENGN YILDIRIM

alma artlarnda iyiletirmeler yaplmakszn daha fazla almalar ve aba gstermeleri beklenmektedir (Hill, 1995: 51). TKYnin en nemli amalarndan biri alanlarn rgte ballklarn ve katklarn artrarak, performanslarn ykseltmek ve bu ekilde retilen mal ve hizmetlerin kalitesini ykseltmektir. Bu amaca ulamak iin de alanlarn yetkilendirilmesinin gerekli olduu sk sk vurgulanmaktadr. lk bakta alanlarn yetkilendirilmesi ve onlara gven duyulmas, emir-komutaya dayal hiyerarik rgtsel yaplara bir alternatif sunar gibi grnmektedir. Ancak bu genelde retorikten teye gememektedir. Deming ve dier kalite gurular TKY iinde igren katlmnn nemini vurgulamlardr ama bu katlm, iin radikal biimde yeniden organizasyonu anlamna gelmemektedir. TKY yukardan aaya doru iletiimi ve koordinasyonu zorunlu klmakta olduundan hiyerarik rgt yaplarn deitirmesi ok zordur. Bu nedenle TKY uygulamada, Toplam Ynetim Kontrolne dnebilir (Delbridge vd., 1992: 97). Pek ok ynetici rgtsel hayat konusunda mekanik bir yaklam benimsediinden, toplam kaliteyi rgtlerin hiyerarik yapsn gerek anlamda deitirmekten ziyade, ayn yaplar yeniden reten biimde uygulamaktadrlar (Knights ve Mccabe, 1997: 372; Rothschild ve Ollilainen, 1999: 593). Ynetim genellikle iilerin yetkilendirilmesini ok dar biimde yorumlamakta, iilerin gcn ve etkisini artrmaktan ziyade, iiden ynetime bilgi aktarlmas anlamnda kullanmakta ve uygulamaktadr. Ksaca belirtmek gerekirse, TKY rgtlerdeki g ilikilerinde radikal deiiklikler dourmamaktadr. Belki de TKY denetliyor gibi gzkmeden, ynetimin alanlar zerinde nasl denetim kuracann bir yant olarak dnlebilir (Sewell, 1998: 403). rgte sadakatle bal alanlarn yksek motivasyona sahip olacaklar, dolaysyla da yksek performans gsterecekleri dnlmektedir. Ayrca sadk ve bal iilerin iletme iinde kalmaya daha fazla eilimli olduklar varsayldndan, onlar iin yaplan seme, gelitirme ve eitim faaliyetlerini karlayacaklar da belirtilmektedir. Toplam kalite gurular yaklamn rgtsel birlii salayacana inanmakta, rgte sadakatle bal alanlarn verimlilii artrmak, israf azaltmak iin ellerinden geleni yapacaklarn savunmaktadrlar. TKY yaznnn iileri toplam kalite programlarnn uygulanmas konusunda itaatkar ve pasif olduklarn varsayarken, onlardan ayn zamanda yetkilendirilmi ve glendirilmi bireyler olarak i srecinde kendi yorumlama ve insiyatiflerini kullanmalarn beklemesi, bir elikiyi gstermektedir (Kerfoot ve Knights, 1995: 230). Bilindii gibi rgtlerde de, tpk dier toplumsal kurumlarda olduu gibi iktidar atmalar youn biimde yaanmaktadr. Deiik ynetim kademeleri arasnda, ynetimle iiler arasnda ekimeler ve atmalar rgtsel dnyann yadsnamaz bir gereidir. TKY rgt iindeki iktidar ilikilerinden soyutlanamaz (Knights ve McCabe, 1999: 221). Ynetim gurular genellikle atma ol-

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

265

mayan bir rgt tahayyl etmekte, ynetim ile alanlar arasnda kar atmas olabileceini gzden uzak tutmaktadrlar. TKY ynetsel otoritenin merulatrlmas ve alanlarn firmaya sadakatle balanmalarn hedeflemektedir. Burada iletme iinde ynetenlerle ynetilenler arasndaki kar farkll veya atmas deil, iletmenin piyasada baarl olmasn amalayan kar birlii vurgulanmaktadr. atmann yok varsayld veya grmezden gelindii bir alma ilikileri anlay TKY yaznnda kullanlan metaforlarla da glendirilmeye allmaktadr. Toplam Kalitenin temel hedefi olan, adeta kutsallatrlan ve bir kral olarak grlen mteri mkemmellik ve kalite arayan, bu uurda sonsuz yolculuklara kan bir varlk olarak tanmlanmaktadr. Bilindii zere sosyal gerekliin inasnda dil nemli bir rol oynamaktadr. Bir terim bir anlam sisteminden veya seviyesinden bir bakasna tayorsa ve bir nesnenin baka bir nesnenin bak asna gre anlalmasna ve alglanmasna neden oluyorsa metafor ortaya kar (Alvesson, 1993: 116). Metaforlar dnyay basitletirerek, onu daha iyi anlamamza olanak sunmakla beraber sosyal gereklii de kasten arptrlar (Dunn, 1990: 18). Kalite yaznnda en yaygn kullanlan metaforlardan biri yolculuk metaforudur. Yolculuk genellikle hakknda fazla bir ey bilinmeyen bir menzile doru gerekletirilir. Yolculua kanlar yolculuklarnn gvenlii ve baars iin liderlerine ve yola k amalarna byk bir inanla balanmaldrlar. Lider veya liderlerle, emirleri altnda olanlar arasnda yolculuk esnasnda ortaya kabilecek anlamazlklar veya atmalar, yolculuun amacna ulamasn engelleyebilir. Bu nedenle yolculuk metaforunun TKY yanllarnca kullanlmas bouna deildir. Yneticilerle alanlar ayn gemide yolculuk etmektedirler ve sa salim hedefe varabilmek iin atmadan kanmaldrlar. Toplam kalitenin uygulanmasnda en uygun zamann kriz dnemleri olduu belirtilmitir. nk bu dnemlerde rgt iinde alanlar ve yneticiler arasnda deiimin gerekliliine dair bir mutabakata varlmasn salamak daha kolaydr (Wilkinson vd., 1998: 184). Tpk dier ynetsel yaklamlar gibi kalite programlar da her zaman baarl sonular dourmamaktadr. Baarszlk, ya yneticilerin bilgi ve deneyim eksiklii ya da alanlarn anlamsz direnileriyle aklanmaya allmaktadr. TKYnin nde gelen isimlerinden olan Crosby, TKY uygulamalarnn % 80den fazlasnn baarszlkla sonulandn belirtmitir (Storey ve Sisson, 1993: 200). TKY uygulanmasndaki sorunlarn ve baarszlklarn nedenleri arasnda amalar konusunda tepe ynetimin fikir birliine sahip olmamas, gerekli teknik ve idari alt yapnn oluturulmamas ve yeni ynetim tekniklerinin iilerce kukuyla karlanmas gibi unsurlar vardr (Redman ve Grieves, 1999: 46). unu da unutmamak gerekir ki, toplam kalite sylemi iilerden ok yneticiler, zellikle de rgt ii ynetim kademelerinin azaltlmasyla terfi imkanlar kstlanan orta kademe yneticiler ara-

266

ENGN YILDIRIM

snda direni dourabilir. TKY baarszlklarnn kapitalist ekonomilerde var olan iin rgtlenmesindeki elikilerden ve daha derinlerde yatan toplumsal farkllklardan kaynaklanabilecei olasl genellikle grmezden gelinmektedir (Wilkinson ve Willmott, 1995: 12). Toplam kaliteyi deerlendirirken sadece rgtsel amalar gerekletirip, gerekletirememesine bakmamak gerekir. TKY sonucu uygulamaya konulan politikalar ynetim ve iiler tarafndan farkl biimlerde yorumlanabilir. Mesela alanlar toplam kalite uygulamasyla ilerini kaybedeceklerinden ekinebilirler. Bu adan TKY uygulanmasnda sendikalarn alaca tavr ok nemlidir. Sendikalar iletme iindeki varlklarn tehlikeye atabilecei kaygsyla toplam kaliteye kar kabilirler veya bu konunun sadece ynetimi ilgilendirdiini dnerek, ilgisiz bir tutum benimseyebilirler. Baz sendikalar kalite programlarnn ilk dnemlerinde destekleme veya kar kma konusunda kararsz kalmakta, zamanla programn yeleri asndan somut bir takm yararlar saladn grdklerinde toplam kalite programlarn desteklemektedirler (Wilkinson vd., 1998: 51). Bir ksm ise TKYnin uygulanmasnn ilk gnlerinden itibaren ynetimle yakn ilikiler iine girerek, bu konuda ynetime yardmc olmaktadrlar. Bu da sadece iletmeyle ilgilenen bir eit iyeri sendikaclna yol aabilir. Genel olarak ibirlii taraflar arasnda iletiim ve bilgi paylamn artrarak, irket iinde verimliliin artmas ve bunun karlnda sendikann veya alanlarn karar verme srecine katlmalar anlamna gelir. Ancak ynetimlerin genellikle ibirliinden anlad verimlilii artrmak iin iilerden veya sendikalardan taviz koparmaktr. birliiyle, en azndan baz yneticilerin sendikalarn iletme iindeki varlklarn azaltmay veya etkisizletirmeyi anladklar yaplan almalarda gsterilmitir (Perline ve Sexton, 1994: 378). Yneticiler genellikle bireysel katlm desteklemekte ise de, sendikalarn ynetime katlmasna kar kmaktadrlar (Lucio ve Weston, 1992: 202). Bu durum bireysel katlmn tevik edilmesinin arka plannda, sendikalar etkisizletirmek amacnn da olduunun bir iareti saylabilir.

Kalite Virs Trkiyede


Trkiyenin en byk lastik reticisi olan Brisa firmasnn 1996da Avrupa byk kalite dln almas, TKYnin en azndan moda olarak Trkiyede ynetimle ilgili popler ve akademik yaznda hzla ne karlmasnda nemli bir rol oynamtr. Bir ksm medya TKY uygulayan firmalar Trkiyenin aydnlk yz olarak grp, lkede bir kalite devriminin gereklemekte olduunu iddia ettiler (rnein, Yeni Yzyl, 23 Nisan 1997). Kalite dl alan Brisa iilerinin, iletmelerinde toplam kaliteye geildikten sonra elerini dvmedikleri yazl basnda belirtildi (Yeni Yzyl, 7 Kasm 1996). Adapazarndaki Toyotasa

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

267

fabrikasnda iiler her sabah ve leden sonra yaptklar snma hareketlerinde kalite diye barmaktadrlar. Btn bunlarn arkasnda yatan neydi? Her eyden nce aklda tutulmas gereken, TKYnin yaylmasnn, ekonominin ve ii hareketinin genel durumu ile balantl olduudur. Bilindii zere 1980lerin balarndan itibaren Trk ekonomisi da almaya balam, bu da beraberinde lkeye gelen yabanc sermayede nemli artlara neden olmutur. Bridgestone ve Toyota gibi nemli Japon firmalarnn Trkiyede yatrm yapmalar yeni ynetim tekniklerinin lkeye giriini kolaylatrmtr. 1982de Trkiyede sadece 2 Japon firmas varken, bu say 1997de 34e kmtr (YASED, 1997: 8). Artan kresel rekabet, firmalar yeni ynetim biimleri aramaya zorlamtr. Bu dnemde TKY zellikle yabanc sermayeli baz firmalarda rekabette stnlk salamak iin ne kmtr. Toplam kalitenin Trkiyedeki uygulamalarnda, firmalarn alma ilikileri alannda karlatklar sorunlar zme istei de nemli bir faktr olmutur. Ayrca, eitim seviyesi yksek, dnyadaki ynetimle ilgili gelimeleri yakndan takip eden, dinamik bir ynetici tabakann gelimesi, yeni ynetim tekniklerinin uygulanmasn kolaylatrmtr. Japon ynetim tekniklerinin Trk kltrel zelliklerine daha yakn olmas nedeniyle Trkiyede uygulanabilme olanana sahip olduu da iddia edilmitir (Wasti, 1998: 608). Btn bunlara ek olarak, 12 Eyllden sonra ilk kez 1989 Bahar eylemleriyle balayan ii hareketinin 1990-91 dneminde genel greve kadar ulaan nemli mcadeleleriyle, TKYnin Trkiyeye girdii yllarn ayn dneme rastlamas da basit bir tesadf olmasa gerek. i hareketinin ykselii karsnda yabanc sermayeli byk zel sektr kurulularnn bir blm TKYyi bir nlem olarak uygulamaya koymu olabilir. Avrupada kalite dllerinin kazanlmas Trk yneticilerinin kendilerine olan gvenini artrmtr. dl kazanan firma yneticileri, yerli ynetim guru namzetleri, danmanlar ve akademisyenler TKYnin propagandasn gnll olarak yaptlar. Bu guru namzetlerinden biri olan mhendislik ve iletme profesr brahim Kavrakolu, Trkiyedeki ilk kalite programlarndan birini 1988de Paabahe Camda uygulam, o gnden bu yana 100den fazla firmaya danmanlk yapmtr. Kavrakoluna gre TKY Trkiyeye a atlatabilir ve Trkiyedeki iletmelerin ounun Taylorizm gibi kklemi ynetim ideolojilerine sahip olmamasndan dolay TKY fazla zorluklarla karlamadan uygulanabilir (aktaran Power Ekonomi, say 8, 1996: 103). Baz ynetim danmanlar iin toplam kalite, sadece retim sreci ile snrlanamayacak kadar deerli olan, hayatn tm alanlarnda uygulanabilme potansiyeline sahip bir yaklamdr. Mesela, bunlardan birine gre kalite toplumlarn gerilemesini, kmesini engelleyen en nemli unsur olup, tm eitim sistemi kalite standartlaryla tam uyum iinde olan bireyler yetitirecek biimde yeniden dzenlenmelidir: Kalite bilinci yaratmak iin bireylerden bamsz kalite kurallar oluturmamz, bireyleri bu kurallara gre eitmemiz ve onlarn bu kalite standartlarna

268

ENGN YILDIRIM

uygun davranp, davranmadn denetlememiz gerekmektedir (Nalnc, 1997: 444). Yukarda saylanlar son derece ak biimde totaliter eler iermektedir. Elbette toplam kalite programlar uygulayan firmalarn veya bu yaklam savunan danmanlarn hepsinin totaliter niyetler tadn syleyemeyiz. Ancak, TKYnin iyerlerinde totaliter uygulamalar dourma potansiyeline sahip olduu akldan karlmamaldr. TKYnin Trkiyedeki yaylmasnda MPM (Milli Prodktivite Merkezi) ve KalDer (Kalite Dernei) gibi kurulular nemli bir rol oynamaktadr. Bunlardan nde gelen sanayicilerin desteiyle kurulan KalDer eitli illerde kalite gnleri dzenleyerek, iletmelerin baars iin toplam kalitenin ne kadar gerekli olduunu vurgulayan dersler ve seminerler vermektedir. KalDerin organize ettii eitim kurslarna katlan firma says 1993te 22 iken bu rakam 1996da 108e kmtr. KalDer, TSAD ile beraber 1993ten beri Trkiyenin en nemli kalite dln vermektedir. Bu dl kazanan iletmeler, gazetelerde tam sayfa ilanlar vererek, bu dl sayesinde prestij sahibi olduklarn gstermeye almaktadrlar. te yandan TKYnin Trkiyede ne derecede uygulandna dair elimizde snrl bilgiler vardr. 500 byk sanayi kuruluunu kapsayan bir aratrmaya gre, aratrmaya katlan 96 firmadan % 26snn TKY uygulad, % 37sinin uygulamad ve % 37sinin de toplam kaliteye geme aamasnda olduu bulunmutur (Bier ve Gngr, 1994: 295). MESSin kendisine ye 108 firma arasnda yapt bir aratrmaya gre firmalarn % 26s TKY uygularken, % 45i de kalite programlar uygulamasna gei aamasnda olduklarn vurgulamtr (MESS, 1996: 60). Bu 108 firmann yars toplam kaliteye geiin ilk aamalarndan olan ISO 9000 belgesine sahiptir. Petrol- sendikas da rgtl olduu 107 iyerinde yapt bir aratrmada, tm yabanc sermayeli olan 40 iletmenin eitli kalite programlar uyguladn bulmutur (Petrol-, 1995-1996 Yll: 640). Trkiyedeki ilk TKY uygulamalarna gz attmzda, bunlarn yabanc sermayenin nemli pay sahibi olduu byk sanayi iletmeleri olduunu grebiliriz. 96 firmann katld aratrmada TKY uyguladn syleyen firmalarn % 71i yabanc ortakldr (Bier ve Gngr, 1994: 296). ISO 9000 Trkiyede 1992den itibaren verilmeye balanm ve u ana kadar yaklak 400 iletme bu belgeden almtr. Ancak tm ISO 9000 belgesi alan firmalarn TKY uyguladn sylemek mmkn deildir. Bu adan TSAD-KalDer dlne yaplan bavurular, toplam kaliteyi ciddi anlamda uygulayan firma says konusunda daha gereki ipular sunmaktadr. Bu dle u ana kadar 25 civarnda firma bavurmutur. Dolaysyla, Trkiyede iletmelerin toplam kaliteye ilgi duyduklar ama bunlarn sadece kk bir blmnn ciddi anlamda TKY uygulamaya altklarn belirtebiliriz. TKY yaznnda TKYye gei nedenleri arasnda rn kalitesini ykselterek, maliyetleri drmek ve bu sayede rekabette stnlk yakalamak olduu sk sk vurgulanmaktadr (Demirkan, 1997: 123). Bununla birlikte Trkiyede a-

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

269

lma ilikileri alannda karlalan sorunlar bertaraf etmek iin de toplam kaliteye geildii sylenebilir. Nitekim, Trkiyedeki nde gelen TKY uygulayclarndan olan Neta ve Brisa, nemli ii eylemleri ardndan toplam kalite programlarn uygulamaya koymulardr.

iler, Ynetim ve TKY


Trkiyedeki TKY uygulamalar iiler ve firma ynetimleri asndan ne gibi etkilere yol amtr? TSAD-KalDer kalite dln kazanan iletmelere baktmzda, bu iletmelerde alan iilerin Trkiye artlarna gre yksek cret ve iyi alma koullarna sahip olduklarn grmekteyiz. Bu iletmelerdeki iilerin genel eitim seviyeleri dier iletmelerdekilere gre yksek olup, youn bir iletme ii eitime tbi tutulmaktadrlar. Bunun bir sonucu olarak, rnein, Neta firmasnda iilerin retim srecindeki sorunlarla ilgili olarak nerdikleri zm says 1991de 192 iken, bu oran 1996da 783e kmtr. Benzer ekilde ii bana eitim 1990da 30.6 saatten, 1995te 39.4 saate kmtr (Bozkurt, 1997: 166). i devri de 1990da % 11den, 1990da % 5e kadar dmtr. Netan, alanlarna dnk uygulad tutum belirleme anketlerinde, alanlarn firmadan duyduklar memnuniyet oran 1992de % 50 iken, 1996da % 65e kmtr (nce Kalite, K 1997: 20). Beksa firmas da TKY sonucunda pazar payn ve mteri memnuniyetini % 40 arttrrken, i kazalarnda % 40lk bir azalma gerekletirmitir (MESS, 1998: 29). Arelikte de iilerin verimlilii % 33 artmtr. Dier yandan toplam kalite uygulamalar bir takm sorunlar da beraberinde getirmitir. Arelik Eskiehir fabrikasnda st ynetim kademelerinin beten e indirilmesi, orta kademe yneticilerin terfi imkanlarn kstladndan, bu grup arasnda huzursuzluk dourmutur. Bal olunan takmn hedeflerine ulamak zaman zaman rgtsel hedeflere ulamaktan daha nemli hale gelmitir. Baz iiler de i yklerinin ve sorumluluklarnn artmasndan rahatsz olmulardr (Ta vd, 1998: 430). Efes Pilsen firmasnn TKY sorumlusu da sekiz yllk bir uygulamadan sonra toplam kalitenin sihirli bir forml olmad sonucuna ulatklarn itiraf etmitir (aktaran Power Ekonomi, say 11, 1996: 68). Btn bunlara ek olarak, ou iletme yneticisi TKYyi sadece birtakm istatistiksel tekniklerin uygulanmas olarak anlamaktadr. Bir ynetim danmanna gre TKYyi ISO 9000 belgesinin alnmasyla snrl gren Trk ynetiminin en zayf noktas igren katlmdr (aktaran Power Ekonomi, say 11, 1996: 70). Trkiyedeki pek ok firma yneticisinin mhendis kkenli olmasnn bunda bir rol olabilir. malat sanayiinde mhendis kkenli st dzey yneticilerin oran 1983te % 40 iken, 1992de % 51.5a kmtr (Yamak, 1998: 77). 5. Ulusal Kalite Kongresine sunulan 104 bildirinin te ikisini mhendis

270

ENGN YILDIRIM

kkenli yneticiler sunmutur. TKYnin insan ne karan yumuak yn gz ard edilmedii zamanlarda da insan etmeni, insann en deerli varlk veya kaynak olduunu belirten soyut, ii bo sloganvari cmlelerle vurgulanmaktadr. rnein, Kavrakolu emein artk nemli olmadn iddia etmekte ama dier yandan insann en deerli varlk olduunu vurgulamakta, dolaysyla bir elikiye dmektedir (1992: 8). nsan dndaki bir varlk emek sahibi olamaz. Bu nedenle insan en deerli varlk ise, emein deerli olmas kanlmazdr. Bir mhendis olan Goodyear eitim mdr ve ayn zamanda toplam kalite koordinatr insann evresini deitirirseniz, fikirlerini deitirir. Fikirleri de deitii zaman davranlar alkanlk haline gelir ve kltr oluturur dncesini dile getirmitir (Karadeniz, 1994: 117). nsan davran ve kltr ile ilgili bu kaba belirlenimci yaklam belki de ynetimin en nemli zaaflarndan biridir. Bir ynetim danmanna gre Trk yneticiler kendilerini sosyal sorumluluu olan, alanlarna medeni ekilde davranan yneticiler olduklarn gstermek iin bir eit toplumsal maske takmaktadrlar. Ancak akllarnda olan hayr, disiplinden vazgeemem dncesidir (aktaran, Power Ekonomi, say 11, 1996: 70). Yukardaki duruma rnek olarak Neta firmasn verebiliriz. Neta ynetimi olduka otoriter bir tarzda TKY deerlerinin tepe ynetimi tarafndan belirlenmesi gerektiini ve tm Neta alanlarnn, mkemmellik, takm almas, mteri memnuniyeti ve yaratclk gibi unsurlar ieren bu deerleri bilmesi, anlamas ve paylamas gerektiini vurgulamaktadr (Bozkurt, 1997: 1645). Neta genel mdrne gre TKY rgtlere demokrasiyi getirecektir. TKY uygulayan bir rgtte, herkesin gldn grebilirsiniz (nce Kalite, K 1997: 19). Ancak Netata 1986da 12 Eyll sonrasnn ay sren ilk byk grevi 2650 iinin katlmyla yaanmt. Grev sonrasnda firma iyerindeki sendikal rgtlenmeyi, sendika yelerini belli aralklarla iten kararak yok etti. Bugn Netata sendikal rgtlenme yoktur ve herhangi bir rgtlenme almasna da iveren byk bir iddetle kar kmaktadr. Her ne kadar TSAD bakan TKYnin retim srecinde demokratiklemeye yol aacan iddia etse de (nce Kalite, Ocak 1995: 15), Neta rneinde retim srecinde demokratiklemenin tam tersi gelimeler olduunu grmekteyiz. Bir baka nde gelen TKY uygulayclarndan olan Brisada2 TKY sonucunda i kazalarnda % 44lk bir azalma gereklemi, verimlilik % 29.2 artm, yllk igc devri de % 8lerdan % 2lere inmitir (Brisa, 1996: 57). Kapasite kullanm 1991-95 yllar arasnda % 16 artmtr. 1990da tm iilerin % 47si ilkokul mezunuyken, bu oran 1995te % 3e dmtr. Ayn dnemde lise ve meslek yksek okulu mezunlarnn oran ise % 41den % 89a kmtr. Btn bu olumlu gelimelerin bir sonucu olarak Brisa iileri zel sektrde en yksek
2 Bu iletme 1978 ylnda Lassa ad altnda kurulmutur. 1988de, dnyann en byk lastik reticisi olan Japon Bridgestone ile ortaklk kurulmu ve firma Brisa adn almtr.

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

271

cret alan gruplardan biri haline gelmilerdir. Neredeyse btn iilerin kendi zel arabalar olup, yaklak % 80inin kendi evi vardr. Ancak iiler iin yksek cretlerden ziyade i gvencesi alma hayatndaki en nemli faktrdr. 1994te yaplan bir aratrmaya gre Brisa iilerinin % 90 i gvencesini alma hayatndaki en ncelikli unsur olarak belirtmilerdir (Necef, 1994: 252). Nisan 1994 ekonomik krizi srasnda Neta 300, Arelik 195 ve Renault 1000 kadar iiyi iten karmtr (Petrol- 1993-4 Yll: 360). Ayn krizde Brisa, hibir alann iten karmam, bu da alanlar arasnda firmaya kar olumlu bir hava yaratmtr. Benzer ekilde yeni teknolojilere yaplan yatrmlar sonucunda 81 i ortadan kalkm ama bu ilerde alanlar iten karlmayarak, baka retim birimlerine transfer edilmilerdir (Brisa, 1996: 57). Nitekim, grtmz iilerin bir ksm Lassa ile Brisa dnemlerini karlatrarak, Brisa ynetiminin TKY sonrasnda kendilerine daha iyi davrandn, onlar adam yerine koyduunu vurgulamlardr:
Eskiden mdrler ok abuk bize kzarlard. Mdrlere grnmemek iin makinelerin arkasna saklanrdk. Artk bize kzmyorlar. Kimse makineleri doru drst altrmay bilmezdi. imdi deiik makineleri rahatlkla kullanabiliyoruz. Daha nce alrken tek dndm ey mesaiyi bitirmekti. Artk iimden zevk alyorum ve kendimi nasl gelitirebilirim diye dnyorum.

Brisada, her biri 6-10 iiden oluan, yeliin gnll olduu, kendilerine mahsus isimleri, simgeleri ve sloganlar olan 123 iyiletirme emberi vardr. Bu emberler retim sreciyle ilgili ortaya kan sorunlarn tartlmas ve bunlarn zlmesi amacn tamaktadr. Ancak, cretler, irket kurallar ve politikalar, sosyal haklar ve st ynetimin karar verme yetkisine sahip olduu konularn ember toplantlarnda tartlmas yasaktr (Brisa, 1996: 9). emberler her hafta i saatleri iinde toplanmakta ve toplant sresi bir saatle snrl tutulmaktadr. Eer toplantnn sresi bir saati aacaksa bir yetkiliden izin alnmas arttr. iler her biri 5-25 kiiden oluan ekipler halinde almaktadr. Ekipler kendi retim hedeflerini, i paylamn ve retim yntemlerini zerk olarak belirleyebilmektedir. Her ekip iba yapmadan nce gnlk hedeflerin ve olas sorunlarn tartld toplantlar yapmaktadr. alanlarn ynetime katlmalarn salama faaliyetleri erevesinde daha nce sadece yneticilere ve teknik elemanlara ak olan baz toplantlara iiler de katlmaktadr. Gnlk retim toplants, aylk ii sal ve i gvenlii toplants saylar 40 bulan bu tip toplantlardan bazlardr. letme ynetimi iyiletirme emberlerinin varln, onlardan gelen zm nerilerinin uygulanmasn ve iilerin katlmyla dzenlenen toplantlar iilerin yetkilendirilmesine verdii nemin bir kant olarak sunmaktadr (Brisa, 1996: 26). Brisada toplam kalite, iletmeyi alanlaryla btnletirecek bir irket

272

ENGN YILDIRIM

kltr oluturmay amalamaktadr (Brisa, 1996: 16). Genel mdre gre mkemmellik aray sadece iyeriyle snrl kalmamaldr. Mkemmellik aray aile iinde bile uygulanabilir (aktaran nce Kalite, Ocak 1995: 17). Ona gre kendi ailevi ve kiisel sorunlarn zmek iin bile toplam kaliteden yararlanabilen bar bir igc oluturmas, TKYnin en nemli faydal ynlerinden biridir. Firma iiler arasnda biz ruhunu gelitirmeye almakta; onlar ise rakip firmalar olarak belirtilmektedir. Bu erevede performans ve rekabette stn baar eklinde bir misyon ifadesi gelitirilmitir. Biz bir aileyiz slogan fabrikada en ok kullanlan sloganlardan biridir. Ayrca, 1990dan beri her yl iin topluluk ruhunu vurgulayan bir slogan belirlenmektedir. TKYye gei sreci ile birlikte iilerle ynetim arasnda yeni iletiim kanallar kurulmutur. Bu balamda Deiimin Sesi adl aylk bir dergi karlm ve Politikalarla Ynetim El Kitab adl bir kitapk tm alanlara datlmtr. Kitapk iilere Japonyadaki Bridgestone fabrikalarn verimlilik ve maliyet bakmndan gemeleri gerektiini hedef olarak gstermekte ve deien piyasa zellikleri ve tketici gereksinimlerine gre retimin yeniden yaplandrlmasnn zorunluluu konusunda onlar ikna etmeye almaktadr (Politikalarla Ynetim El Kitab, 1998: 4). Yneticiler ve alanlarn katld piknikler, bisiklet gezintileri, kr yryleri gibi faaliyetlerle ynetim ile iiler arasnda scaklk ve yaknlk hedeflenmektedir. ilerin bu biimde ynetimle zdelemeleri salanmaya allmaktadr. Ayrca, firmada yneticilerin odalarnn kaplar ak tutulmakta ve iiler ye diye adlandrlmaktadr. 1990dan nce yneticilerle iiler ayr kafeteryalarda yemek yiyip, ayr dinlenme salonlarnda dinlenirlerdi. 1990dan sonra yneticilerle iilerin birliini salamak amacyla ayn salonlarda yemek yemeye ve dinlenmeye balamlardr. Ynetim baarl personele nakdi dl vermemekte, onun yerine kiileri onurlandrmay tercih etmektedir (Brisa, 1996: 9). Her yl dzenlenen trenlerle baarl iilere eitli dller, plaketler ve takdirnameler verilmektedir. Neredeyse her ey trenselletirilerek, kutlama vesilesi olarak grlmektedir. rnein, retimde rekor artlarn salanmas, yeni bir makinenin devreye sokulmas, belli bir dnemde i kazalarnn olmamas tren dzenlenmesi iin vesile olmaktadr. Fabrika ii yayn yapan Brisa TVde ve Deiimin Sesi dergisinde duyurular, gm plaketler, genel mdr tarafndan imzalanm baar sertifikalar, teekkr mektuplar, ember yelerinin katld akam yemekleri ve davetler kiisel onurlandrma yntemleri arasndadr. Btn bu yukarda saylanlarn alanlarn iletmeyi bir sosyal topluluk, bir tr cemaat olarak grmelerini salama amacna dnk olduunu syleyebiliriz. TKYde ama tepe ynetiminin belirledii hedeflere uygun kltrel kimliklerin ve normatif deerlerin iiler arasnda gelitirilmesini salamaktr. rgte ballk ve sadakatle alan iilerin kendi performanslarn izleyip, denetlemesiyle deneti ve ara denetim kademelerinin ortadan kaldrlmas veya en

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

273

azndan azaltlmas amalanr. Sosyal dzeni ve denetimi salama amacna dnk olarak rgtsel trenlere byk nem verilir. Bu trenler, rnein astlarn stlerle beraber kahvalt etmeleri, rol, stat ve prestij farkllklarn geici de olsa yok eder. birlii, uyum, oto disiplin rnek vasflar olarak gsterilmektedir. irkete ballk veya kalite emberlerine yelik, sorumluluk sahibi iinin bir zellii olarak grlmektedir. Dorudan brokratik disiplin yerine rgtn istedii davransal normlarn iselletirilmesi rgt asndan ok daha ekonomiktir. Bu ekilde zorlamaya bavurmadan gnll itaat salanm olur. TKYnin amalar arasnda sadece rnn kalitesini artrmak deil, igcn disipline etmek de vardr. Brisa genel mdr TKY uygulamas erevesinde i disiplini temel bir ara olarak ortaya kmtr demektedir (Kantarc, 1994: 34). Bu erevede kalitenin mterilerin talepleriyle tam bir uyum olarak tanmlanmasnn ve mterilerin de arzular, talepleri her an deiebilen ve hatalar asla affetmeyen bir kral olarak deerlendirilmesinin disiplin edici bir etkisi olduunu syleyebiliriz (Brisa, 1996: 11). Din inanlarda Tanr genellikle insanlarn gnahlarn, hatalarn affedici bir varlk olarak betimlenirken, mterinin hi affedici olmayan, adeta tanr-st bir varlk olarak nitelenmesi ilgintir. Brisada iilerden sfr hata ile retimde bulunmalar ve alrken mterinin bir kral olduunu daima aklda tutmalar istenmektedir. 20 monitrden oluan bir kapal devre TV sistemi de 1993te kurulmutur. Monitrlerde kalite, ie devam ve verimlilikle ilgili bilgiler gsterilmektedir. Ayrca fabrikann pek ok yerinde firmann misyonunu, o ylki slogann, blm hedeflerini ve politikalarn gsteren elektronik levhalar yerletirilmitir. Yneticiler retimle ilgili bir sorun kp kmadn grmek iin srekli olarak retim alanlarnda dolamaktadr. ilerin bal olduu sendikann iyeri temsilcilerinin de fabrikada gezerek, iilerin almalarn srekli izledikleri ve iilerin tm faaliyetleriyle ilgili kaytlar tuttuklar grlmtr (Demirkan, 1997: 162). Buradan hareketle, panoptik3 bir denetimin, retim srecine hakim olduunu syleyebiliriz. Ancak bu, binann mimarisine bal olan bir denetleme deildir. Zaman ve mekn snrlamalarndan kurtulmu, merkez kule yerine bilgisayar ekranna bal bir denetlemedir (Zuboff, 1988: 322). nk, bilgi sistemleri onlar tasarlayanlarn istedii her eyi srekli ve otomatik olarak kaydetmektedir. Kalite emberi veya ekip almas gibi uygulamalarla ve bu gruplarn yelerinin birbirlerini deerlendirmesi araclyla disiplin salanmaya allmaktadr. Ekip iinde normdan olan sapmalar belirleme ve cezalandrma vardr. Elektronik teknolojiler yneticilere retim organizasyonunu takmlara ve hc3 Panoptikon: Faydac felsefenin nde gelen isimlerinden J. Bentham tarafndan zellikle hapishaneler iin gelitirilen, grlmeden gzetim altnda tutmaya imkan salayan mimari tasarm. Kavrama gnmzdeki yaygnln salayan Foucault, onu, hapishane, hastane, okul ve kla gibi total kurumlarda uygulanan denetim ve gzetlemenin kayna olarak grr.

274

ENGN YILDIRIM

relere blme imkan vererek kontrol artrmalarna olanak tanmaktadr. Ancak, bunlar yaparken yzeysel olarak sorumluluklarn bir ksm altlara veriliyor gibi gzkmektedir. TKY uygulayan firmalardan MTA, iletmelerindeki kalite emberlerinin amacnn iilerde nemli olduklar duygusunu uyandrmak ve kendi kendini disiplin etme, denetleme ve gzetlemeyi salamak olduunu aka belirtmitir (MESS, 1998: 29). Dolaysyla emberlerin veya ekiplerin, sunduklar pratik zmlerin tesinde, ynetimin istedii davran kalplarnn iiler tarafndan iselletirilerek benimsenmesine yarayan aralar olduunu syleyebiliriz.

Sendikalar, endstri ilikileri ve TKY


Genel olarak TKYnin iletmelerde kar birlii etrafnda sosyal taraflar arasnda bar bir alma ilikileri sistemi oluturduu sk sk dile getirilmektedir. Trkiyede de baz akademisyenler TKYnin atmann taraflar arasnda ibirliine dnt bar endstri ilikilerine yol aabileceini savunmaktadrlar (rnein Ekin, 1993; Demirkan, 1997). Ancak burada bar endstri ilikilerinden ne anlald nemlidir. Eer sendikalarn iverenin bir oyunca haline gelmesi, ou isteklerini kabul etmesi anlalyorsa bunun zgr sendikaclkla badamad aktr. Mesela, bir nceki blmde szn ettiimiz Goodyear yneticisi sendikayla toplu pazarlk grmelerinin 10 dakikada tamamladklarn vnerek belirtmitir (Karadeniz, 1994: 117). Toplam kalitenin bar alma ilikileri dourup, dourmayaca, firmalarn piyasadaki konumlar, iletme ynetiminin izledii politikalar ve iilerin rgtsel kapasiteleri ile yakndan ilgilidir. TKYnin endstri ilikilerinde atmay ortadan kaldrdn sylemek abartl ve hatal bir grtr. rnein, 1996 TSAD-KalDer kalite dln alan Kordsa firmasnda bundan bir sre nce olan olaylar bize bu konuda k tutabilir. Lastik retiminde kullanlan kord bezi imal eden Kordsa 700 civarnda ii altrmaktadr. Bunlarn % 75i Trk-e bal TEKSF sendikasna yedir. Firmann planlama ve endstri ilikilerinden sorumlu genel mdr yardmcs 5. Ulusal Kalite Kongresinde gururla iletmelerindeki bar endstri ilikilerinden sz etmitir:
Son 20 ylda hibir ciddi endstri ilikileri sorunu olmamtr. Asla bir grev olmad. gcyle olan ilikilerimiz atmadan ziyade ibirliine dayaldr. ileri rgtleyen sendika amatr olduu iin abuk ve bar zmleri tercih etmektedir. 1994te sadece 1 saatlik pazarlktan sonra toplu szleme imzaladk (Kanbak, 1996: 944).

Kordsada 1997-8 toplu szleme grmelerinde sendika verimlilik ve krllktaki artlar gz nne alarak yksek cret zamm istemitir. veren bunu reddedince, toplu i uyumazl ortaya kmtr. Kordsa ynetim kurulu ba-

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

275

kan Gler Sabanc, sendika temsilcileriyle yapt bir toplantda onlara para m yoksa i mi istediklerini sormu ve toplanty kzgn bir ekilde terk etmitir. Toplantya katlan bir sendika temsilcisi Gler Hanmn kendilerini dinlemediini bile iddia etmitir (Milliyet, 14 ubat 1997). Toplu pazarlktaki tkankl protesto eden iiler iletme tarihindeki ilk greve hazrlanmaktayd. Bu arada iveren iileri kkrttklar iddiasyla iiyi iten atm, iiler de bunu fabrika nnde gerekletirdikleri bir yryle protesto etmilerdir (Trkiye, 4 Nisan 1997). Eylem iverenin % 98lik cret art yapmasyla sona erdi. in ilgin taraf, Gler Sabanc daha nce bir gazeteye verdii demete TKYnin en nemli prensibinin aslnda daha fazla demokrasi demek olan katlm olduunu; demokrasinin TKYnin bir arac olduunu ne srmtr (Yeni Yzyl, 16 Kasm 1996). Brisa ynetimi, daha nce deindiimiz Netatan farkl olarak, iyerinde rgtl bulunan sendikayla toplam kaliteye geile beraber ibirliine dayal bir politika uygulamaktadr. Brisa genel mdrne gre sendikayla ynetim arasnda 1990dan nce iletiim kopukluu vard. Bunun bir sonucu olarak iletmede iilerle ynetim arasndaki ilikiler gergindi. 1988de 25 gnlk ve 1990da da 85 gnlk olmak zere, iki byk grev yaanmt (Petrol- 1988 ve 1990). Mays 1990da Brisa sektrdeki ye olduu iveren rgt olan KPLAStan ayrld. Ynetim grevlerin nedeni olarak, ald kararlara uymak zorunda olduu KPLASn toplu i szlemesi grmelerinde taknd esnek olmayan tutumu gstermiti. ok uluslu iletmeler genellikle iveren rgtlerine katlmak konusunda isteksizdirler. nk kendi ynetim ve endstri ilikileri politikalarn mmkn olduunca iveren rgtleri gibi d etkenlerden bamsz yrtmek arzusundadrlar. Zaten, Bridgestone kresel politikas gerei kendi iletmelerinde sendikalarn varlna kar kmamakta, onlarla ibirliine dayal bir iliki gelitirme politikas izlemektedir (Kenney ve Florida, 1993: 197). Brisa iileri 1979dan beri sendikal olup, 1300 civarndaki alann yaklak % 75i DSKe bal Lastik- sendikasna yesidir. Sendika firmann gelecei asndan toplam kalitenin gerekliliini, yeniliklerden korkmadn ifade ederek, kabul etmitir (Lastik- Mart 1995: 3). Yedi sendika yneticisinin ve iyeri temsilcisinin, firma tarafndan Bridgestone fabrikalarndaki TKY uygulamalarn yerinde grmek iin Japonyaya gtrlmesi de sendikann TKYyi benimsemesinde dolayl olarak etkili olmu olabilir. Sendika yneticilerinin ziyaret ettii fabrikalarda son 45 ylda hi grevin gereklemedii, iilerle ynetim arasnda huzursuzluk olmad, Brisa yneticileri tarafndan gururla dile getirilmitir. Sendikayla ynetim arasnda toplam kaliteye geildikten sonra yeni iletiim kanallar oluturulmutur. Bu balamda, iyeri sendika temsilcileri ile yneticiler arasnda retim ve ii sal ve i gvenlii performansnn deerlendiril-

276

ENGN YILDIRIM

dii ve her iki tarafn isteklerini dile getirdii aylk toplantlar yaplmaktadr. Buna ek olarak st dzey yneticilerle, sendika yneticilerinin katld ve ylda iki kez gerekleen toplantlar da dzenlenmektedir. Bu toplantlarda tepe ynetim lastik endstrisindeki gelimeler, firma satlar ve krll gibi konularda sendikaya bilgi vermektedir. Sendikayla Brisa arasnda imzalanan toplu i szlemesi, snrl da olsa, alanlara i gvencesi salamaktadr, ama bunun karlnda bir igrenin gerekli durumlarda izni alnmakszn geici veya srekli olarak daha nceki i veya i nvanna benzer ilerde altrlabilecei(ni) de hkme balamtr (Brisa, Lastik- Toplu Szlemesi 1996: 8). Brisadaki TKY rejimi altnda iilerden daha fazla sorumluluk almalar istenmektedir. 1994te yaplan aratrmada, iilerin % 40 altklar makineleri onarabildiklerini, % 35i de bunu bir dereceye kadar yapabildiklerini belirtmiler ama, % 82si i younlamasndan ve artndan ikayet etmitir (Necef, 1994: 252). 1998 yaznda kendi yaptmz grmelerde de iilerin bazlar ok fazla altrldklarndan ikayet etmitir:
Zamandan tasarruf salayc bir ey bulduumuzda onlara sylememizi istiyorlar. Ancak bir aptal bunu yapar. nk bu bizim iin daha ok alma, daha ok i anlamna gelir. Valla, bize iyi para veriyorlar ama anamzdan emdiimiz st de fitil, fitil burnumuzdan getiriyorlar.

Sendika ynetimi toplam kalite programna desteini dnyada ve Trkiyede olan yeni gelimelerle aklamaya almaktadr. Bunlar arasnda eski Dou Blokunda meydana gelen gelimeler, siyasetle fazla ilgilenmeyen yeni bir ii neslinin ortaya k ve iverenlerin bak alarndaki deimeler vurgulanmaktadr. Aslnda bu bak as bir bakma sendika yelerinin dncelerini yanstmaktadr. rnein eski bir Brisa iyeri batemsilcisine gre:
1980li yllarda sendika ikinci planda, iveren birinci plandadr. 1980e kadar gol atan sendika, 80den sonra ise gol atan iverendir. Lassada ii-iveren diyolou kopuktu, huzursuzluk vard. Grevler, iyeri igalleri ve eylemler yaadk. O gnn artlarna gre bunlar gzel mcadele rnekleriydi. KPLAStan ayrlan iveren adam gibi gelip bizimle masaya oturdu. Bize irketle birlikte hepimizin yaamas gerektiini anlatt. Problemler azald ama tamamen ortadan kalkmad... Ama burada kan sorunlar kavgasz zmek. Kavga olmayacak m? Eylem olmayacak m? Olacak ama nce kavgasz bunu nasl zeriz. Buna bakmak lazm.

Daha nceki blmde grdmz gibi, TKY alanlarn yetkilendirilmesini ve eitli ynetim kademelerine katlmlarn savunan bir yaklamdr. Ancak bundan anlalan genellikle bireysel katlmdr. Oysa sendika bakan TKYnin igren katlmn gerekli kldn ifade etmekle beraber, bunun aracnn sendikalar olmas gerektiini belirtmitir:

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

277

Sendikalar ynetime katlmaldr ama bu sadece retimle ilgili konularla snrl tutulmamaldr. Eer sadece bunlarla snrl tutulursa reddedilmelidir. nk, bylece ii snf sermayedar snfnn cretsiz aratrmaclarna dnr. Kalite emberleri byle bir sistemdir. Katlm ne kadar retileceine deil, karar verme srecine katlm olmaldr (Lastik-, Mays 1994: 72).

Ancak uygulamada sendika eitli komitelerde temsil ile yetinmeyi katlm olarak grmekte, katlmn karar verme mekanizmalarnda gereklememesine aldrmaz gzkmektedir. Sol eilimli olan sendika, benzer grl sendikal evrelerden kendisine yneltilen snf mcadelesinden vazgetii yolundaki eletirileri haksz ve yersiz olarak deerlendirmektedir. Sendikaya gre Brisada iilerin ulat durum, tam tersine, snf bilincinin gelimesinin ve yllar sren snf mcadelesinin bir sonucudur:
Snf mcadelesi devam edecektir ama atma yerine yeni ibirlii yollar bulmalyz. Bizi eletirenler sendikacln gerek ilevlerinin ve dnyadaki ve Trkiyedeki yeni gelimelerin farknda deildir (Lastik-, Mays 1994: 79).

TKY uygulayan firmalarda sendikalarn iveren ile uyum iinde olmalar atmac endstri ilikilerinin ortadan kalkt anlamna gelmez. rnein Brisada iilere sz verilen avanslarn denmesinde gecikme olunca, iiler 21 Mart 1991de fabrikay igal etmilerdir (Petrol- 1992: 314). Bu durum TKY altnda atmann rtl de olsa srdnn bir delili olarak grlebilir.

Sonu
Fordizmin temel retim paradigmas olduu dnemde iletme ynetimleri genellikle kurallar veya formel pazarlklarla emek srecinde denetim salamaya alrken, bu amaca gnmzde daha ok iiler arasnda rgte ballk ve sadakatin tesis edilmesi ve gelitirilmesiyle ulalmaya allmaktadr. stihdam ilikilerinde zorlamay deil de, rzay ne karan yeni bir ynetim anlay, Burawoyun deyiiyle hegemonik despotizm nem kazanmtr (1985: 150). Bu yeni despotizm, denetinin veya yneticinin keyf davranlarna dayal rekabeti kapitalizmin despotizminden farkldr. Artk iletmeler kendi kendisini denetleyen, sorumluluk sahibi, karlat sorunlar karsnda zmler retebilen bir igc talep etmektedirler. Toplam kalite, yneticiler tarafndan belirlenen hedeflerin iilerce de benimsenmesini salamay amalamaktadr. Bu nedenle ynetimle alanlar arasndaki mesafeyi azaltabilme olanan sunduu yadsnamaz. TKY, ynetimin belirledii snrlar ierisinde belli bir dereceye kadar endstriyel demokrasiyi salayabilir, ama bu ynetime katlma yksek dzeyde g paylam iermemektedir. nk, rgt ii otorite ilikileri daha derinlerde yatmakta olan toplumsal farkllklar ve elikileri yanstmaktadr.

278

ENGN YILDIRIM

Ynetsel istemle irket kltrnn oluturulabilecei veya deitirilebilecei ve iilerin ynetimin istedii gibi davranmasnn salanabilecei anlay kalite gurular arasnda yaygndr. Ancak, iiler kltrel kuklalar deildir. Toplam kaliteye geilmesiyle beraber, iilerin her zaman ynetimin beklentilerine uygun davranmas beklenemez. Her ne kadar alanlar iin vasf dzeyinin ykseltilmesi ve ii sal ve i gvenlii gibi alanlarda iyilemeler gerekletirse de TKY, baz yneticilerin ve ynetim danmanlarnn iddia ettii gibi ideal bir alma ortam yaratmaz. TKY uygulayan firmalar birer ii cenneti deildir. Pek ok ii iin TKY ayn crete daha ok almak ve artan stres anlamna gelmektedir. TKY uygulayan firmalarn bazlar sendikalar dlarken, bazlar onlarla ibirlii eilimine girmektedir. Sendikalar ynetimle ibirlii yapacaklarsa, bunu kurumsal bamszlklarna zarar vermeyecek ekilde gerekletirmelidirler. Aksi taktirde, tamamen ynetimin dmen suyunda olan bir organa dnebilirler. TKYnin ve genel olarak dier yeni ynetim tekniklerinin sendikalara ynelik en nemli tehditlerinden biri sendika yelerinin sendikadan ziyade iletmeye sadakat ve ballk gstermelerine yol aabilmeleridir. Sendikalar, TKYnin kendileri ve yeleri iin olan olumlu ynlerini benimseyerek, buna dayal bir yaklam gelitirebilirler. e eleman alrken adil ve dikkatli seim, vasf kazandrc ve artrc yaygn eitim, i gvencesi gibi unsurlara sendikalarn kar kmas pek dnlemez. TKY, emek-sermaye atmasnn yerini firmalar aras rekabetin ald varsaymna dayanmakta, iletme ii ve d btn taraflarn kazanl kt positive sum bir iliki olarak sunulmaktadr. Emek-sermaye arasndaki atma nemini yitirmi olabilir ama bu her iki tarafn her zaman kar birlii iinde bulunduklar, aralarnda kar farkll ve atmas olmad anlamna gelmez. tasarm, dller, karar verme ve otorite ilikilerinde kkl deiiklikler yapmadan, TKYnin iileri altklar firmayla btnletirip organik bir topluluk veya cemaat meydana getirme gayretinin boa gitme ihtimali fazladr.

KAYNAKA Alvesson, M. (1993) The play of metaphors, Hassard, J ve Parker, M. (der.) Postmodernism and Organisations iinde, Sage, Londra, ss. 114-131. Bier, . H. ve Gngr, C. (1994) TKYnin 500 byk sanayi iletmemizde uygulanmas zerine bir aratrma, TKY Aratrma Komitesi Toplam Kalite Ynetiminde Trkiye Perspektifi iinde, stanbul, ss. 293-298. Bozkurt, R. (1997) Toplam Kalite uygulamasnn salad performans artlar,3. Verimlilik Kongresi, Ankara, MPM, ss. 160-176. Braverman, H. (1974) Labor and Monopoly Capital, Monthly Review Press, New York. Brisa (1996) Application for the European Quality Award, Yayn yeri belirtilmemi. Brisa (1998) Politikalarla Ynetim El Kitab, Yayn yeri belirtilmemi. Brisa- Lastik- Toplu- Szlemesi (1996) Yayn yeri belirtilmemi.

TRKYEDE TOPLAM KALTE YNETM UYGULAMALARI

279

Brown, R. (1997) Introduction: Work and employment in the 1990s, Brown, R.(der.), The Changing Shape of Work, Macmillan, Hounsdsmill. Burawoy, M. (1985) The Politics of Production, Verso, Londra. Delbridge, R. (1995) Surviving JIT: Control and resistance in a Japanese transplant, Journal of Management Studies, 32(6), ss. 803-817. Delbridge, R., Turnbull, P. ve Wilkinson, B. (1992) Pushing back the frontiers: Management control and work intensification under JIT/TQM regimes, New Technology, Work and Employment, 7(2), ss. 97-106. Demirkan, M. (1997) Toplam Kalite Ynetimi ve Trk Endstri likileri Sistemine Etkileri, Deiim, Adapazar. Dunn, S. (1990) Root metaphor in the old and new industrial relations, British Journal of Industrial Relations, 28(1), ss. 1-29. Edwards, P.K (1992) Industrial conflict: Themes and issues in recent research, British Journal of Industrial Relations, 30(3), ss. 377-392. Ekin, N. (1993) 2000li Yllarda Endstri likilerine Bak Semineri, MESS, stanbul. Fitzgerald, I., A. Rainnie and J. Sterling (1996) Coming to terms with quality: UNISON and the restructuring of local government, Capital and Class, Yaz, say 59, ss. 103-134. Hill, S. (1991) How do you manage a flexible firm? The Total Quality model, Work, Emploment and Society, 5(3), ss. 397-415. Hill, S. (1995) From quality circles to total quality management, Wilkinson, A ve Willmott, H (der.) Making Quality Critical: New Perspectives on Organisational Change iinde, Routledge, Londra, ss. 33-53. Kanbak, Y. (1996) Toplam Kalite Ynetimi ve endstri ilikileri, 5. Ulusal Kalite Kongresi, stanbul. Kantarc, H. (1994) Sanayide toplam kalitenin yaama geirilmesi, TKY Aratrma Komitesi, Toplam Kalite Ynetiminde Trkiye Perspektifi iinde, stanbul, ss. 32-36. Karadeniz, K. (1994) Goodyearda TKY Kltr, TKY Aratrma Komitesi Toplam Kalite Ynetiminde Trkiye Perspektifi iinde, stanbul, ss. 115-118. Kavrakolu, . (1992) Toplam Kalite Ynetimi, KALDER, stanbul. Kenney, M. ve Florida, R. (1993) Beyond Mass Production: The Japanese System and Its Transfer to the U.S., Oxford University Press, Oxford. Kerfoot, D. ve D. Knights (1995) Empowering the quality worker? The seduction and contradiction of total quality phenomenon, Wilkinson, A ve Willmott, H (der.) Making Quality Critical: New Perspectives on Organisational Change iinde, Routledge, Londra, ss. 219-239. Knights, D. ve D. Mccabe (1997) How would you measure something like that?: Quality in a retail bank, Journal of Management Studies, 34(3), ss. 371-388. Knights, D. ve D. Mccabe (1999) Are there no limits to authority? : TQM and organizational power, Organization Studies, 20(2), ss. 197-224. Lastik- Dergisi Mays 1994. Lastik- Dergisi Mart 1995. Lucio, M. M. ve Weston, S. (1992) HRM and trade union responses: Bringing the politics of the workplace back into the debate, Blyton, P. ve Turnbull, P. (der.), Reassessing Human Resources Management iinde, Sage, Londra. Malloch, H, (1997) Strategic and HRM aspects of kaizen: A case study, New Technology, Work and Employment, 12(2), ss. 108-122. MESS (1996) MESS yelerinde statistiksel Kalite Kontrol, stanbul. MESS (1998, Yeni Ynetim Teknikleri, stanbul. Milliyet 14 ubat 1997. Nalnc, A. N. (1997) Kalite gvencesi ynetiminin toplumsal bir uyarlamas, 3. Verimlilik Kongresi, 14-16 Mays 1997, Ankara, ss. 439-447. Necef, S. (1994) Yeni retim Organizasyonlar ve Emein Deien Konumu, yaynlanmam doktora tezi, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul. nce Kalite, Ocak 1995.

280

ENGN YILDIRIM

nce Kalite, K 1997. Perline, M. M. ve Sexton, E. A. (1994) Managerial perceptions of labor-management cooperation Industrial Relations, 33(3). Petrol- 1988,1990, 1992, 1993-4 ve 1995-1996 Yllklar, stanbul. Power Ekonomi, say 8, 1996. Power Ekonomi, say 11, 1996. Purcell, J. (1993) The end of institutional industrial relations, The Political Quarterly, 64(1), ss. 512-523. Redman, T. ve Grieves, J. (1999) Managing strategic change through TQM: Learning from failure, New Technology, Work and Employment, 14(1), 45-61. Rothschild, J. ve Ollilainen, M. (1999) Obscuring but not reducing managerial control: Does TQM measure up to democracy standards, Economic and Industrial Democracy, 20(4), ss. 583-623. Sewell, G. (1998) The discipline of teams: The control of team-based industrial work through electronic and peer surveillance, Administrative Science Quarterly, 43, ss. 397-428. Silver, J. (1987) The ideology of excellence: Management and neo-conservatism, Studies in Political Economy, 24, ss. 105-129. Storey, J. Ve Sisson, K. (1993) Managing Human Resources and Industrial Relations, Open University Press, Buckingham. Ta, D., Uzkesici, N. ve Ekinat, R. (1998) Ekiplere dayal organizasyon her eye zm m?, 6. Ulusal Ynetim ve Organizasyon Kongresi, 21-23 Mays, Eskiehir, ss. 419-433. Tuckman, A. (1995) Ideology, quality and TQM, Wilkinson, A ve Willmott, H (der.) Making Quality Critical: New Perspectives on Organisational Change iinde, Routledge, Londra. Wasti, S. A. (1998) Cultural barriers in the transferability of Japanese and American human resources practices to developing countries: The Turkish case, International Journal of Human Resources Management, 9 (4), s. 608-631. Trkiye 4 Nisan 1997. Wilkinson, A. ve Willmott, H. (1995) Introduction, Wilkinson, A ve Willmott, H (der.) Making Quality Critical: New Perspectives on Organisational Change iinde, Routledge, Londra, ss. 1-32. Wilkinson, A., Redman, T. Snape, A. ve Marchington, M (1998) Managing with TQM: Theory and Practice, Macmillan, Houndmills. Yamak, S. (1998) Seksenlerden doksanlara Trkiyedeki ynetici elitler: Eitim durumlarnda neler deiti?, Amme daresi Dergisi, 31(4), ss. 65-77. YASED (Yabanc Sermaye Dernei), (1997) Aralk Blteni. Yeni Yzyl, 7 Kasm 1996. Yeni Yzyl, 16 Kasm 1996. Yeni Yzyl, 23 Nisan 1997. Zuboff, S. (1988), In the Age of the Smart Machine, Heinemann, OxFord.

281

Kresel retim, moda ekonomileri ve yeni dnya hiyerarisi*


Ahmet Alpay Dikmen**

zellikle 1980lerden sonra retim sreleri asndan dnyada bir dnmn olduu -ya da bu dnmn hl devam etmekte olduu- hemen hemen herkes tarafndan kabul edilen bir olgu. Ancak bu dnm zmlemeye alan yaklamlar ok deiik perspektifler ortaya koymaktadrlar. Perspektiflerin eitlilii, bir bakma, dnmn de dikkate alnmas gereken bir ok boyutunu ve dolaysyla hayatn bir ok evresine mdahale etme gcn adeta yzmze arpmakta ve bu alanda yaplan her almay batan bir acz duygusuna itmektedir. Dier yandan da bu konu o kadar her eyi sylemeye aktr ki -yine ister istemez- konuyla uraan herkese grand teorilerin saltanat srd bir mecrada at oynatma hazzn tattrmaktadr. Dnm aklamaya alan yaklamlar iki temel balk altnda toplamak uygun olur sanyorum. Birincisi, iletme temelli yaklamlar, ikincisi dnya sistemi temelli yaklamlar.1 Birinci gruba iletme sistemleri, esnek uzmanlama, post modern rgt kuramlar ve post-Fordizm gibi yaklamlar dahil etmek mmknken, kreselleme temelli yaklamlara, Wallersteinn dnya sistemi kuram, Samir Aminin almalar ve Gary Gereffinin Kresel Meta Zincirleri yaklam gibi yaklamlar dahil etmek mmkndr. Bu almada kresel meta zincirleri (global commodity chains) yaklamnn temel zmleme aralar kullanlarak bu tartmalara yeni zmleme aralar
(*) Bu makalede savunulan grlerin gelitirilmesinde Hasan nal Nalbantolu, Gary Gereffi, Cem Somel, Meltem Kayran Dikmen ve Arif Geniin katklar ok byktr, teekkr bir bor biliyorum. (**) A.. Siyasal Bilgiler Fakltesi, alma Ekonomisi ve Endstri likileri Blm. 1 Bu snflandrmann yaplmasnda R. Whitley (1996)in almas esin kayna oluturmutur. Whitley almasnda benzer bir ikilii letme Sistemi (Business System) yaklam ve Kresel Meta Zincirleri (Global Commodity Chains) yaklam arasnda koyarken, biz daha genel bir erevede iletme temelli ve dnya sistemi temelli yaklamlar olarak snflamay uygun bulduk.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

282

AHMET ALPAY DKMEN

nerilecek ve yeni dnya hiyerarisinin retimden kaynakl iktidar bu yolla tartlmaya allacaktr. Yeni dnya sistemini, kreselleme temelli yaklamlarn iletme temelli yaklamlara oranla daha doru aklad grndeyiz, en azndan Denizli ve stanbulda gerekletirilen alan aratrmasnn bulgular (Dikmen, 2000) bu yargmz glendirmitir. Ayrca Gereffinin deyimiyle, teorisi dnya sistemi yaklamyla firma teorilerinin birletii noktada ortaya kmaktadr. Bunun ise bu almann kurulaca zemin iin ek bir esneklik salayaca kansndayz. Burada kresel meta zincirleri yaklamnn baz kavramlar kullanlarak evre merkezli bir bak rgtlenmeye allacaktr.2 Gnmzde artk en gelimi lkeler en ok retim yapan lkeler deiller; aksine, nc Dnya veya evre lkeleri diye bilinen lkeler gerek retim devleri olarak ortaya kmaktalar. Yeni sanayileen lkelerin dnya ile ticareti 1960tan beri kat artm; mamul mallarn toplam ihracat ierisindeki pay ise 1980de % 55 iken 1990da % 75 olmutur, stelik bu lkelerin high-tech olarak snflandrlabilecek mamul mallar ihracatndaki paylar da 1964te % 2 iken 1985te % 25e ulamtr (Gereffi, 1994). Bu gstergeleri nasl yorumlamak gerekmektedir? Bu durum, kalknma okulunun en nemli idealinin, yani evre lkelerinin merkez lkeleri yakalamas (catching-up) idealinin gerekletii anlamna m gelmekte, yoksa dnya kapitalizminin yeni bir dnya dzenine ve dolaysyla yeni bir tr emperyalizme yol atn m gstermektedir? Bu sorunun yantlanmasnda ideolojik tercihlerin byk lde devreye girdii kansndayz. Bu alanda en gl ideolojik silah da kalknma modelleri teorisine yaklam biimleri yardmyla rgtlenmektedir. ECLA (Economic Commission for Latin America) okulunun kinci Dnya Sava sonras evre lkeleri iin rettii kalknma modelini artk hibir lkenin benimsemediini sylemek yanl olmaz. Ancak yeni kalknma modeli olarak ileri srlen ihracata dayal sanayileme modeline yaklam tarzlar ve bu model ierisinde retilebilen nanslar ideolojik tercih yelpazesinin netlemesine olanak salamaktadr. Bu almada ise, yeni kurallaryla kresel kapitalizmin (Ross ve Trachte, 1990) emperyalizmin yeni bir aamasna denk dt, savlanmaya allacaktr.

A. Deiimin dinamikleri
Kresel retim srelerinin altnda yatan dinamiklerin genellikle iki olguya dayand iddia edilmektedir. Bunlar, tama ve haberleme maliyetlerinin ucuzlamas ile uluslararas dzeyde retim planlamas yapabilecek gte ve
2 Ancak hemen belirtmekte yarar grmekteyiz burada gelitirilecek zmleme dzeyi Gereffinin almalarndan farkl bir yerde durmaktadr. Her alma belirli bir ideolojik zeminin rn olduu gibi ayn zamanda da belirli ideolojik zeminlerin glenmesine, hatta yeniden kurulmasna hizmet edebilir. Gereffinin kresel meta zincirleri yaklam da bu anlamda burada rgtlenmeye allacak bak asyla bir btn olarak tam bir uyum ierisinde deildir.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

283

yetenekte byk tccarlarn ortaya kmasdr (Gereffi, 1994 ve 1999). Ancak bu gelimelerin kresel retim srelerini ve dnya sisteminde kurduklar hegemonik-hiyerarik yapy kavrayabilmemiz iin yeterli olmayaca, dolaysyla bu elere madalyonun br yzndeki, yani evre lkelerindeki gelimeleri ve dnya sistemindeki dnmleri de katmak gerektii kansndayz. Esasen, yeni dnya sistemine hazrlk niteliinde en gl dnm evre lkelerinde gereklemi, bu lkeler iin ithal ikameci bir kalknma modelinden ihracata dayal bir kalknma modeline gemenin olanaklarnn yaratlmas gerekmitir. Buna gre kresel retim srecini hazrlayan dnmler u ekilde sralanabilir: 1. zellikle kinci Dnya Sava sonrasnda evre lkelerinde yeeren kalknma ideali ve projesi (McMichael, 1996), 2. Haberleme ve ulam maliyetlerinin ucuzlamas (Gereffi, 1994), 3. Uluslararas Keynesgil sistemin yklmas ve sabit kur sisteminden esnek kur sistemine geilmesi, 4. evre lkelerinin srklendikleri bor bata ve bu lkelerin borlarn deyebilmek iin ihracata dayal sanayileme modeline ynlendirilmeleri (George, 1977), 5. ok uluslu irketlerin (U) ve uluslararas alan byk tccarlarn dnya ekonomisinde artan rolleri (Gereffi, 1994, 1999), 6. IMF ve Dnya Bankas gibi kresel dzenleme yapabilecek gte kurulularn dnyada byk bir arla sahip olmalar ve dnyann hemen her yerinde bu kurulularn politikalarnn yakn takipisi ve uygulaycs, yerel dzeyde kresel elit (Sklair, 1994; McMichael, 1996) bir tabakann yaratlmas, 7. ki kutuplu dnyann tek kutuplu dnyaya doru evrilmesi ve dnyann Amerikanlamas, 8. Merkez lkelerinde den krllk ve verimlilik oranlar ve Altn an sonu (Piore and Sabel, 1984) Bretton Woods sistemi kinci Dnya Sava sonrasnda dolarn uluslararas dolam yoluyla dnyada talep yaratan ve zellikle Amerikan retim fazlasna yeni pazar olanaklar aan bir sistemdi ve uluslararas Keynesgil modelin de temelini oluturuyordu. kinci Dnya Savandan sonra dnyann grnm tam bir harabeyi andryordu. Bir yanda savatan km ve nfusunu doyurma sorunuyla yz yze kalm bir Avrupa, dier yanda da gelimek kalknmak isteyen, bu amala nfusunun nemli bir kesimi byk kentlere g eden ve yi-

284

AHMET ALPAY DKMEN

ne bu nfusu besleme sorunuyla yz yze kalm evre lkeleri. Her iki grup lkenin imdadna gda yardmlar (Marshall Yardmlar) eklinde rgtlenmi Amerikan retim fazlas yetiti. Bu yardmlar ABDnin iki temel amacn n plana karyordu: Fakirlik ve sava sonras alk koullarnda glenen sosyalist hareketlerin nne gemek ve ABD rnlerine alm uluslararas bir tketici kitle yaratmak. zellikle ikinci ama dnyann Amerikanlamasnda ok nemli bir role sahiptir ve bu gerek, Amerikal Senator George McGovernn 1964te yapt bir konumada ok net zetlenmektedir:
Gelecein byk gda pazar, (bugn) Amerikan rnleri yiyerek bar gda yolunda renen byk insan topluluklarnn bulunduu yerde kurulacaktr. Bugn yardm ettiimiz insanlar yarn bizim mterilerimiz olacaktr (aktaran George, 1977: 170).

Bretton Woods sistemi bir yandan ABDnin retim fazlalarn evre lkelerine aktarak bu fazlalarn lke ierisinde kriz yaratma potansiyelini ortadan kaldryor, dier yandan da gelimekte olan lkeleri ucuz Amerikan gdasna altryordu. Ucuz gda elbette gelimekte olan lkelerin de iine gelmekteydi. Bu yolla ehirlere akn etmi igc olduka ucuza beslenebiliyor, buna bal olarak da sanayilemenin nnde nemli bir maliyet kalemi olan iilik giderleri, yani cretler, daha aalarda tutulabiliyordu. Gda yardmlarnn zellikle dou Asya lkelerinde yaratt dnm ok glyd. Daha ok pirince dayal bir beslenme alkanlna sahip dou Asya lkeleri bu alkanlklarn byk oranda terk etmi tahla dayal bir diyet alkanl edinmeye balamlard (McMichael, 1996). ABDli diyet uzmanlar Japonya ve Gney Korede iilere sandvi hazrlamay retiyor, sabahlar kahvaltda cereal (msr gevrei) yediriyordu. Franz Fanon (1967)un Kara Deri Beyaz Maske (Black Skin White Mask) kitabnda yazdna benzer bir maske bu kez de eski smrge lkelerin sanayileme istencinde ortaya kyordu. Kendi geleneksel alkanlklarndan birer birer kurtulan evre insan, Bat tarz bir yaam biiminin kucana kendi isteiyle atvermitir kendisini. Bretton Woods sisteminin sosyalizmlerin gelimesini engellemek ve retim fazlalarn ihra etmek dnda ABD iin nc nemli kazanc, ABDye Avrupann eski smrgelerindeki doal kaynaklara ulama olana salamasdr (McMichael, 1996). Savatan km Avrupa da sanayiini yeniden canlandrabilmek iin ABD gdasna ihtiya duyuyordu. Bunun bedelini de ABDye eski kolonilerindeki doal kaynaklar kullanma olana vererek demitir. Bylece, evre lkelerinin ulusal kalknma modelleri 1950ler ve 1960lar boyunca Bretton Woods sistemi ierisinde dolarn uluslararas serbest dolam yoluyla desteklenmitir, denilebilir. Bu sistem genellikle uluslararas Keynesgil model olarak adlandrlmaktadr ve 1960larn sonlarna kadar srmtr.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

285

1970lere gelindiinde ise bu sistemin zld ve kresel retim srelerine de hazrlk niteliinde olan bir dizi dnmn gerekletii gzlenmektedir. Vietnam savann da etkisiyle ar miktarda dolar arz etmi bulunan ABD, dolarn uluslararas dolamnn kontroln kaybetmi ve dnyay Bretton Woods sisteminin sonunu hazrlayan esnek kur sistemine gemeye zorlamtr (McMichael, 1996). Bu, uluslararas Keynesgil modelin de snrlarna ulalmas anlamna gelmekteydi. evre lkeleri artk ucuz gda yardm ve ABDnin pompalad dolardan mahrumdur. Ancak, sanayileme yoluna bir kez girilmitir ve dn yoktur. Sanayilemesini finanse edebilmek iin gda ve makinay dardan almak zorunda kalan evre lkeleri, bu giderlerini karlayabilmek iin borlanmak zorunda kalmlardr. Esnek kur sistemine geilmesi de birok evre lkesini dviz kurlarndaki dalgalanmalarn etkisi altnda brakarak, bu lkelerin borlarnn bir kat daha artmasna yol am, OPEC lkelerinin petrole yaptklar zamlar ve petrol krizleri de eklenince sonu bu lkeler asndan tam bir bor bata olmutur. evre lkelerinin bor gereksinmesi birinci dnyadaki hemen tm bankalar iin itah kabartc yeni bir kr kaps olmu ve bankalar hemen hemen hibir nkoul ileri srmeksizin bu lkelere bor vermeye ynelmilerdir (McMichael, 1996). 1984 ylnda ABDdeki en byk 9 bankann hissedar paylarnn % 100nden fazlasn Meksika, Brezilya, Arjantin ve Venezellaya bor olarak verdikleri, Lloyds of London bankasnn ise sermayesinin % 165ini bor olarak verdii gzlenmektedir (George, 1988: 33). 1980lere ulaldnda evre lkelerinde de iki nemli gelime gzlenmektedir. Birincisi, baz lkeler genel evre lkeleri kategorisinin iinde yeni sanayileen lkeler3 diye adlandrlan bir kategoriyi oluturmulardr. kincisi ise, yeni sanayileen lkeler deneyiminin ve ABD-IMF-Dnya Bankas lsnn ideolojik ve politik almalarnn da etkileriyle evre lkelerinde kresellemeye duyarl kresel bir elit tabaka ortaya km ve evre lkelerinde yava yava iktidara talip olmaya ve iktidara gelmeye balamlardr. Bor bata evre lkelerini Birinci Dnyann daha ok ynlendirmesine ak konuma getirerek IMF ve Dnya Bankas gibi kurumlarn gdmne sokmutur. Bor batandaki lkeler iin reete de yeni sanayileen lkeler deneyiminin kresel elit bir yorumuna dayandrlarak hemen yazlvermitir: ihracata dayal sanayileme modeli. Buna gre, evre lkelerine kaplarn yabanc
3 Her ne kadar IMF ve Dnya Bankas ideologlar ihracata dayal sanayilemeyi gelimekte olan lkeler iin nerilebilecek tek geerli model olarak gsterseler de aslnda ihracata dayal sanayileme olgusu gneydou Asya lkeleri iin bir zorunluluk olarak ortaya kmtr. Bu lkeler genellikle retim yeteneine sahip ama lke ii talepleri yaptklar retime gre snrl kalan lkelerdir. Bu nedenle retimlerini satabilmek iin ihracata ynelmek zorunda kalmlardr (Gereffi, 1994) ancak bunu yaparken de ok gl ve otoriter devlet sistemlerinin ynlendirici gcn de arkalarna almay ihmal etmemilerdir (Magaziner ve Patinkin, 1989).

286

AHMET ALPAY DKMEN

semayeye amalar, ihracata ynelmeleri ve bu yolla dviz kazanarak borlarn kolayca deyebilmeleri nerilmektedir. Elbette bu genel ilkeler baka dzenleme nerileriyle de desteklenmektedir: Ulusal parann devalasyonu, devlet harcamalarnn azaltlmas, anti-enflasyonist politikalarn ve zelletirmelerin gndeme getirilmesi, cret kontrolleri gibi (Jaffe, 1998). hracata dayal sanayileme reetesi evre lkelerinde de yerel destekilerini bulunca, bu lkelerin kresel retim srelerine ak hale gelmesinin btn halkalar tamamlanm olmaktadr. Birinci Dnya ekonomileri ise zaten 1970lerde iyice belirginleen bir krllk ve verimlilik krizinin ierisindedir (Piore ve Sabel, 1984). Genel cret seviyelerinin yksek olduu bu lkelerde retim yapabilmek neredeyse imkansz hale gelmitir. Aslnda merkezdeki yksek igc maliyetlerinden kurtulmak iin merkez lkelerinin retim birimlerini ucuz igc merkezleri olan evre lkelerine kaydrmalar yeni bir olgu deildir. Ancak ulatrma ve tama maliyetleri her zaman bu eilimin nn tkayan temel bir engel olarak ortaya kmtr. Bu yzden, evre lkelerinde retim yapmak ok daha pahal hale gelebilmektedir. Ancak 1960lardan balayarak dnya bu iki temel maliyet esinin ciddi oranlarda ucuzlamasna ve hava yoluyla tamacln gnden gne yaygnlamasna ahit olmutur (ayrntl bilgi iin bkz. Dicken, 1998). evre lkelerdeki gelimeler ile tama ve haberleme maliyetlerinin ucuzlamas merkez lkeler iin yeni bir retim olanann kapsn aralamtr. Bir yanda ihracat yapabilmek iin ok ucuza retmeye raz evre lkeleri, dier yandan tama ve haberleme giderlerindeki ucuzlamalar merkez lkelerindeki kapitalist krizi amak iin yeni bir olanak dourmu ve merkez lkeleri yava yava btn retim olanaklarn evre lkelere ihra ederek yeniden yksek bir krllk dzeyine ulamann olanaklarn yakalamlardr. Uluslararas retim olanaklar, merkez lkelerinde retimi uluslararas dzeyde ynlendirebilecek gte bir tccar sermaye kesiminin de ortaya kmasna yol am ve bugnk anladmz anlamda kresel imalatn btn ajanlar bylece tamamlanmtr. rnein ABDde kresel alanda zellikle hazr giyim sektrn rgtleyen Walmart, Kmart, Sears, J. C. Penney, Liz Claiborne, The Gap ve The Limited gibi kurumlarn ortaya kmas Birinci Dnya lkelerinin kresel hazr giyim retimini dnya apnda rgtleyebilme deneyimlerini glendirmi (Gereffi, 1999) ve bu lkelerde sadece bu ite uzmanlam bir i rgtlenmesi yaratmtr. Bu kurumlar ve bu kurumlarla balantl dier arac kurumlar en ucuz ve en kaliteli retimi dnyann neresinde yaptrabileceklerinin bilgisine ve balantlar annda kurabilme yeteneine sahip kresel retimin nemli ajanlardr. Bunun yan sra hemen belirtmekte yarar grmekteyiz ki, kresel retimin en nemli takipisi ve kurucu znesi ABD olmutur. Bu anlamda, dnya sisteminin iki kutuplu bir yapdan tek kutuplu bir yapya doru evrilmesi de kre-

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

287

sel retimin entegrasyonu iin nemli bir katalizr ilevi grmtir. Ancak yine de bugnk grn itibariyle kresel retim sreleri olgusunun daha ok blgesel bir nitelik gsterdii sylenebilir. rnein, Gney Amerika ve inin bir blm ABDnin, Gneydou Asya lkeleri ve inin baka bir blm ise daha ok Japonyann evresinde rgtlenmiken, Trkiye, eski Dou Bloku lkeleri, Arap yarmadas lkeleri ve Afrika ise Avrupann evre lkeleri grnmndedirler (Amin, 1998). Bu dnmlerin evre lkelerindeki yansmalar da olduka ilgin bir tabloyu gzler nne sermektedir. rnein, Anadolu Kaplanlar diye adlandrlan 1980 sonras sanayileen illerimiz, ncelikle tekstil ve hazr giyim alannda olmak zere merkez lkelerinden sklen makinalarn kullanlmas ile balayan sanayileme yarlarn hep uluslararas talebi ve ihracat olanaklarn gznnde bulundurarak ynlendirmilerdir. Denizli ok byk bir tekstil ve hazr giyim retim blgesi olmakla birlikte, retiminin % 99-100 fason imalata dayanmakta ve ancak yabanc markalar iin yapt retimi ihra edebilmektedir. Bu kentte kendi markas ile merkez lkelere ihracat yapabilen fabrika yoktur. Fabrikalar ancak eski Dou Bloku lkeleri ve Arap lkelerine yapt ihracatn bir ksmn kendi markalar ile retmekte, bu ihracatn da toplam ihracatlar iindeki pay % 0.5i gememektedir (Dikmen, 2000).

B. Kresel retim zincirleri


Gnmzde retimin tasarmlanma lei byk oranda ulusal snrlarn dna tam bulunmaktadr. Burada ulus devlet olgusunun neminin ortadan kalkt ya da politik-ynetsel alanda ulusal tasarruflarn geerliliini yitirdii eklinde klasik bir cmle sarfetmek istemiyoruz. Sylenmek istenilen, klasik iletme rgtlenmesi etkinliklerinin pazarlama ve retim eklinde ikiye ayrld ve bu etkinliklerin uluslararas bir hiyerariye k tutabilecek lde bir iblmne yol atdr. Gnmzde para, semaye, teknoloji, bilgi birikimi ile mal ve hizmetler kresel dolama km bulunmaktadr. Bu anlamda yatrmclar, reticiler ve tccarlar etkinliklerini gerekletirmek iin srekli daha krl lkeleri aratrmakta ve buna bal olarak da iletme rgtleri, sermaye, teknoloji ve rnleri gittike daha byk oranda belirli bir lkeye bal olarak tanmlamak glemektedir (Gereffi, 1994). retim kalplar dnyada yeni bir iblmn ortaya koyacak biimde yeniden rgtlenmektedir. Eski mal ve hizmet reticisi dev lkeler retimden birer birer vazgeerek etkinliklerini kresel retimin planlanmas, ynlendirilmesi, uluslararas marka tutundurma etkinlikleri ile kr-amac-gtmeyen sektrlere (non-profit sectors) (Rifkin, 1995) ve hizmetler sektrne ynlendirmektedirler. Bunun yerine eski hammadde ve yar mamul mal reticisi evre lkeler yksek teknoloji rn mallar da dahil olmak zere dnya retiminde daha

288

AHMET ALPAY DKMEN

etkin bir rol stlenmektedir. Bu erevede temel merkez-evre ikilii yeni boyutlar kazanmakla birlikte evre lkelerin merkez lkelere olan bamll daha da glenerek srmektedir. Bu anlamda, kresel elit ideolojinin iddia ettii gibi kresel retim srelerinin dnya ekonomileri arasnda eitlenmeye ynelik bir frsat yaratt ve evre lkeleri iin merkez lkeleriyle rekabet edebilmenin olanaklarn dourduu eklindeki iddiann bir geerliliinin olmad kansndayz. Merkezle rekabet etmek yle dursun, ok gl Ulerin kotalaryla korunan bir rekabet alannn yanna yaklaabilmek bile gnmzde evre lkeleri iin sz konusu deildir. Gereffi (1994) kresel meta zincirleri analizinde iki farkl kategori ngrmektedir: tccar-ynlendirmeli ve retici-ynlendirmeli meta zincirleri. Tccar ynlendirmeli meta zincirlerinde en nemli rol byk tccar kurulular ve arac irketler stlenmektedir. Bu irketler uluslararas bir a yaps ierisinde evre lkelerinin oluturduu ihracat lke gruplarna retim yaptrmakta ve bu lkelerin retimlerini dnyann her yerinde belirli markalarn egemenliini de kullanarak satmaktadrlar. Bu retim tarznda retim daha ok hazr giyim, spor ayakkabs, oyuncak gibi emek youn sektrlerde younlamaktadr. Genellikle fason retim birimleri olan evre reticileri model, marka ve fiyat bakmlarndan uluslararas tccar ve araclarn dorudan ynlendirmelerine ak almakta, nihai rn retmekte ama rnler kendi mallar olarak deil, uluslararas tannm markalarn mallar olarak piyasaya srlmektedir. rnein hibir yerde kendi fabrikas olmad halde her yl ortalama 300 model ve 900n zerinde deiik tip spor ayakkabs retip satan Nike firmas (Korzeniewicz, 1994), bu tip bir meta zincirine en iyi rnektir. Benzer biimde Trkiyede de en tannm markalarn reticisi olan fabrikalar da dahil olmak zere hazr giyim fabrikalar dnyann nemli markalar iin tccar-ynlendirmeli meta zincirleri ierisinde retim yapmaktadr (Dikmen, 2000). Trkiyedeki bu fabrikalar genellikle entegre kurulular olup retimlerini pamuk aamasndan dikilmi ve markas/fiyat etiketi yaptrlm mal aamasna kadar yrtmekte ve maln piyasa fiyatnn 1/4 veya 1/5 orannda uluslararas tccarlara satmaktadr. rnein Denizlide bir bornoz fabrikas pamuu almakta, iplik yapmakta, iplii boyayp halladktan sonra kuma olarak dokumakta daha sonra bu kuma kesip bornoz olarak dikmekte, uluslararas marka etiketini ve fiyat etiketini zerine yaptrmakta, paketlemekte, zmir limanna kamyonlarla, zmir limanndan da ABDye veya Avrupaya deniz yoluyla sevk etmekte ve tm bu ilemler iin maln fiyat etiketinin zerinde yazan tutarn 1/5ini almaktadr. Aada benzer biimde Denizlideki bir fabrikann 1998 yl birim retim miktarnn tablosu, hangi markalar iin retim yaptn da gsterir biimde verilmitir. Bu fabrika, dnyann en byk iki chennille kuma reticisinden biri olup, Denizlide ISO9001 kalite belgesine de sahip olan tek kurulutur. Bu kurulu, toplam retiminin sadece % 0.5lik bir ksmn kendi mar-

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

289

Tablo 1 Denizlide Bir Fabrikann 1998 Yl retimi ve Fason retim yapt Markalarn Listesi
Markalar SEARS BHS ZUCCHI KAPPAHL/OGAB C&A MEIJER MC GREGOR CROWNTUFT WALMART KARSHTADT SOVIC ZETEX H&M LINMARK NECHERMAN QUELLE FEDERATED THE BAY JANSEN CERRUTTI FINGERHUT LA SENZA WELTEX VERTKAUF INTERSPOR ZELLERS COUNTER FART HORISON SARA LEE VEMTEKS SUPALLE ATAMAN WELTEX CLAUDEL HANKOMULLER OTTO JEBSEN&JESSEN TOOTAL CAULDFIELD AMC STOCKMAN WEHCAMP TARGET WROM DRESMAN PRIMARK JC PENNYS MAYKO ARTIC KID MANOR DOUGLAS AND GRA. TALBOLTS BAADER TOPLAM Para 140 805 116 433 56 806 42 326 39 320 37 812 35 770 33 552 21 765 12 112 12 107 11 348 10 550 9 602 9 115 9 100 9 021 8 484 7 266 6 780 6 529 6 441 5 415 5 208 5 154 5 016 4 200 4 140 3 708 3 500 3 030 2 963 2 936 2 880 2 790 2 704 2 480 2 250 1 944 1 830 1 320 1 320 1 250 1 008 816 800 760 656 504 390 300 316 % 19.71 16.30 7.95 5.93 5.50 5.29 5.01 4.70 3.05 1.70 1.69 1.59 1.48 1.34 1.28 1.27 1.26 1.19 1.02 0.95 0.91 0.90 0.76 0.73 0.72 0.70 0.59 0.58 0.52 0.49 0.42 0.41 0.41 0.40 0.39 0.38 0.35 0.31 0.27 0.26 0.18 0.18 0.17 0.14 0.11 0.11 0.11 0.09 0.07 0.05 0.04 100.00

290

AHMET ALPAY DKMEN

kas ile retmekte ve sadece Trkiye ve Rusya Federasyonunda satabilmektedir. retiminden geri kalan % 99.5lik pay, dnyann en nl markalar tarafndan piyasaya srlmektedir. retici-ynlendirmeli meta zincirleri ise daha ok Ulerin veya benzer yapdaki entegre sanayi iletmelerinin baskn bir rol oynadklar retim alanlarnda ortaya kmaktadr. Bunlar daha ok otomotiv, uak, bilgisayar beyaz eya retimi gibi sermaye ve teknoloji youn alanlarda faaliyet gstermekte olup corafi yaylmlar uluslartesidir. Bununla birlikte bu yaplarda da ok yaygn olarak emek youn retim sreleri ierisinde fason imalat olanaklar, zellikle temel rne eklemlenecek olan eitli paralarn retimi iin kullanlmaktadr (Gereffi, 1994: 96). Bilgisayar retimi retici ynlendirmeli meta zincirlerini daha iyi anlamak asndan olduka iyi bir rnek.4 Bilgisayar retimi 1990larn bana kadar IBM, Apple, DEC gibi farkl markalarn birbiri arasnda gei olana olmayan rnlerini rettikleri ve pazarladklar dikey olarak entegre olmu bir sektrd. rnein, IBM, DOS iletim sistemli bilgisayarlar ve onlarn yan rnlerini retirken Apple, MOS iletim sistemi ile alan bilgisayar ve yan rnlerini retmekteydi. 1990lardan itibaren dikey entegrasyon yatay bir entegrasyona dnerek byk oranda Intelin ynlendirdii hemen her parasnn farkl firmalar ve lke gruplar tarafndan retildii ve bylece mikro ilemcisinden, iletim sistemine, yan rnlerinden, yazlmna, a hizmetlerinden (network services), basit balant kablolar vs. retimine kadar her alanda farkl glerde farkl firma ve lke gruplarnn tek bir bilgisayarn retimini tamamlamak iin rekabet ettii bir alan ekline dnt (Fine, 1998). Bu sektrde Intel ve Microsoft toplam krn % 60n toplarken, disket srcs, klavye, bilgisayar kasas, balant kablolar gibi ok dk katma deerli paralarn retimini yapan, ou inde yerlemi yzlerce firma, bilgisayar piyasasndan % 1in altnda kr pay olan bu paralarn retiminden birazck hisse kapabilmek iin kyasaya bir rekabetin ierisine girmektedirler. Bununla birlikte Gney Kore, Tayvan gibi lkelerde bulunan firmalar da anakart, hard disk srcs, video/multimedya srcleri gibi daha orta katma deerli mallarn retiminden pay alabilmek iin rekabet etmektedirler (Curry, 1999). Bilgisayar piyasas yatay entegrasyona geince bilgisayar piyasas da bir Intel Inside piyasas haline dnm, rnlerin ekonomik mrleri Intelin piyasaya srd yeni rnlerin ekonomik mrlerine baml hale gelmitir. Benzer yaplar otomotiv sektrnde elektronik destekli motor yapsn icat eden Toyota veya bisiklette Shimano iin sz konusudur, denilebilir. Eit dzeyde olmasa da otomobilde
4 Her ne kadar bilgisayar retiminin retici-ynlendirmeli bir meta zinciri olmadn iddia eden yazarlarn (rnein Curry,1999) iddalarnda doruluk pay olsa da, biz burada Gereffinin klasik snflandrmasna sadk kalarak bilgisayar retimini de retici-ynlendirmeli meta zincirleri arasnda saymay yeliyoruz.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

291

bugn teknolojik anlamda bir Toyota Insidedan veya bisiklette Shimano Insidedan bahsetmek mmkndr (Fine, 1998).

C. Moda ekonomileri: Fordizmin paradoksunu kresel retim ile amak


Fordizm, emek verimliliinde bir art salayarak retimde de buna denk bir art ngren bir retim biimi olarak ortaya kmtr. Standart paralarn basitletirilmi i ve tekdze bir iblm etrafnda monte edilmesi esasna dayanan sistem bu sayede maliyetleri en aza indirerek lek ekonomileri (tasarruflar) (economies of scale) salamakta ve kr enoklatracak bir retim hacmine ulaabilmektedir. Sistemin ikinci nemli maliyet tasarruf esi ise eit ekonomileri (economies of scope) olarak karmza kmaktadr. Ksaca, dikey ve/veya yatay entegrasyona giderek ayn iletmede farkl mallarn retilmesi yoluyla sabit sermaye giderlerinin farkl rnler arasnda blnmesi ve bylece bir maliyet tasarrufu salanmas esasna dayanr. Bu almadaki amacmz yatay ve dikey entegrasyonu tartmak olmadndan izleyen sayfalarda zmlemelerimize yardmc olaca dncesiyle eit ekonomilerine yol aan yatay entegrayon trlerinden nemli bir tanesini, iletmelerin rn eitlendirme etkinliklerinden ksaca bahsetmek istiyoruz. Fordist retim tarz genellikle yanl olarak kurguland gibi sadece tek bir eit rnn retilmesi esasna dayanmamaktadr. Fordist sistem, General Motors modelinde olduu gibi byk oranda ayn standart paralarn kullanld ancak birka temel parann deitirilmesi yoluyla ayn fabrikada farkl model otomobillerin retilmesi yoluyla fakllatrlm rnler elde eden ve bu sayede de ekstra tasarruf salayan bir sistemdir (Williams vd., 1987: 422). Bu sistem sayesinde bir yandan sabit sermaye giderleri farkl mallarn retimine paylatrlarak tasarruf salanrken dier yandan da farkl rn ve mteri yelpazesine farkl fiyat politikalar uygulanarak hem firmann mallarna olan talep artrlmakta hem de kr enoklatrmas hedeflenmektedir. Fordist sistem ilk kt yllarda Fordist yn retim tarznn dnyay bir tketim cenneti haline getirerek insanlar zgrletirecei ve byk bir refah salayaca inancyla ok gl bir ideolojik k da yapmtr. Bu inan ksmen de dorudur. ncelikle, Fordun fabrikas ilk retime balad yllarda iilerine eski cretlerinin 2 ile 4 kat aras fazla cret vererek iilerin gelir seviyelerinde reel bir art yaratmtr. kincisi ise -ki bu, almamzda da savunulacak temel tezlerden birisidir- Fordist sistem merkez lkeler iin refah devleti uygulamalarn, evre lkeleri iin ise uluslararas Keynesgil uygulamalar zorlamtr, nk Fordist sistem bir yandan gl bir yn retimi sistemi iken dier yandan da kendi ierisinde iki temel paradoksu barndrmaktadr. Taylorist ilkelerin hayata geirilmesi olarak da adlandrabileceimiz Fordist

292

AHMET ALPAY DKMEN

retim sistemi ii verimliliklerindeki artn olanakl kld retim artyla balantl bir cret art politikasn (Clegg, 1990: 178) ve tm bunlarla balantlandrlabilecek toplumsal bir gelir artn zorunlu klmaktadr. Fordist sistemin en stn yan olarak grnen bu olgu ayn zamanda Fordist retim sisteminin birinci paradoksunu da dourmaktadr. Bu paradoks en kestirme yoldan yle tanmlanabilir: Yn retim olgusu, retim miktaryla uyumlu bir talep dzeyini zorunlu klmaktadr, aksi durumda arz fazlas krizlere yol aacaktr. Keynesgil politikalarn uygulamaya getii 1940l yllarla balatlabilecek en basit ekliyle temel refah devleti uygulamalarnn nclleri 1900lerin banda retime balayan Fordun fabrikasnda gizlidir. Fordist sistemin yaygnlamas yn retimi artrmtr. Yn retim de denk bir yn tketimi zorunlu klmaktadr. Bu nedenledir ki 1940-1970 arasndaki dnemde Keynesgil politikalar yardmyla toplumsal talebi srekli canl tutmak devletlerin en nemli devi olarak grlmektedir. Bugn bildiimiz anlamda refah devletlerinin ortaya kmas iin itici g Fordist sistemin birinci paradoksu olarak adlandrdmz yn retim - yn tketim denklii sorununda yatmaktadr. Klasik Keynesgil politikalar, yani talebi srekli canl tutabilmek iin devletin tam istihdam politikalarna ynelmesini veya bunu yapamyorsa bile isizlik sigortas gibi tedbirler uygulayarak herkesi bir biimde tketiciler arasna katma abalarn bu erevede deerlendirmek gerektii kansndayz. Fordizmin ikinci paradoksu montaj hattnn kendisinden kaynaklanmaktadr. Montaj hattna yatrm yaparak firmalar batan yksek bir sabit sermaye yatrmn gze almaktadrlar. Bir kez yatrm yapldktan sonra montaj hattn abucak deitirip, rnein bir sonraki yl yeniden kurma talepleri, firmalarn ayn yksek maliyeti tekrar yklenmeleri anlamna gelmektedir. Bu yzden, firmalar yaptklar yatrmn giderlerini karlayp kra geebilmek iin uzun yllar ayn rn setini retmek zorunda kalmaktadrlar. Bu nedenledir ki Fordist retim sisteminde rnlerin ekonomik mr kullanm mrlerine ok yakn hatta ou zaman da kullanm mrlerinden daha uzun gereklemektedir. Ekonomik mr uzun bir maln reticisi olan bir firma, maln sonraki yllarda ayn gelir grubundan tketicilere tekrar satamayacandan, maln fiyatnda bir indirime giderek bir alt gelir grubuna satmay hedeflemektedir. rnein, Fordun T model otomobili ilk piyasaya srld 1908 ylnda 850 dolardr. 1909 ylnda ayn araba 950 dolardan satlm ancak 1909 ylndan itibaren srekli ucuzlama eilimine girerek 1916 ylnda 360 dolarlk fiyat dzeyine kadar dmtr (Clegg, 1990: 178). Ksacas, ayn arabann en st gelir seviyesi gruptan balanlarak Ford iilerine, hatta en alt gelir gruplarna kadar satlmas hedeflenmitir. Mallarn fiyatlarndaki srekli ucuzlama eilimi de bir anlamda refah devleti politikalarn destekleyici bir nitelik tamaktadr; bu yolla, alt gelir gruplarnn bile tketimden tamamiyle drlmemesi belli oranlarda tketiciler grubuna katlmas hedeflenmektedir.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

293

Tketimi canl tutmaya ynelik tedbirler evre lkeleri asndan da uluslararas Keynesgil politikalar yardmyla dzenlenmitir. Bretton Woods sistemi araclyla dolarn uluslararas dolam yoluyla evre lkelerinde canlandrlan tketim ve yatrm talepleri bu lkelerde sanayileme abalarnn artmasna, kyden kente glere, bu yolla nfusun daha byk lde iilemesine ve iileen nfusun da daha youn olarak tketime katlmasna yol amtr. Hem yatrm mallarna hem de kentlerde ylm gmen nfusunu beslemek iin gdaya ihtiya duyan evre lkeleri merkezden daha ok yatrm mal ve gda yardm talep etmek zorunda kalmlardr. Gnmzde ahit olduumuz kresel retim sistemleri ise Fordist retim sisteminin bu iki paradoksunun merkez lke iletmeleri asndan nemli lde almas yoluyla refah devleti ve uluslararas Keynesgil uygulamalarn byk lde tasfiyesi ve alt gelir seviyelerindeki kitlelerin tketimden drlmesi sonucunu dourmaktadr. Kresel retim sistemleri klasik iletme etkinliklerinin ikiye blnmesi ve bu etkinliklerin merkez ve evre lkeleri arasnda kresel bir iblm doaracak biimde yeniden rgtlenmesi esasna dayanmaktadr. Bu yap ise yeni sisteme Fordizmin yukarda andmz temel paradokslarndan kurtulma olanan salamaktadr. Fordizmin paradokslar olarak anlatmaya altmz olgular iletme terminolojisiyle bakarsak retim biriminin pazarlama birimi ile uyumsuzluunun birer sonucu olarak ortaya kmaktadr. Yani, talebin snrl olduu bir piyasada ucuz mal retip satabilmek iin retim leini yksek tutmak fakat montaj hattnn balang maliyetlerini birden bire fiyatlara yanstamayacanz iin bu maliyetleri yllara yaymak ve ayn zamanda da mallarn fiyatlarnda srekli indirime giderek talebi kaybetmemeye almak hep bu uyumsuzluun bir sonucudur. Ya pazarlamann riskleri retimi snrlamakta veya retimin riskleri pazarlamay snrlamaktadr. Kresel retim bu etkinlikleri uluslararas bir iblm altnda zerek riskleri, farkl lke ve farkl iletmelerin riski haline dntrmektedir. Ayn zamanda da hiyerarik-hegemonik bir yap altnda retimi pazarlamaya baml klarak, iletme etkinlikleri arasnda ve bu yolla da uluslararas retim ilikilerinde yeni hegemonik bir yap rgtlemektedir. Yeni kresel retim yaps klasik iletme ekonomileri olan lek ve eit ekonomilerine de yeni katklar salamaktadr. Bir yandan rn eitlendirmesi faaliyetleri artrlarak eit ekonomilerinin sisteme katks artrlmakta dier yandan da yeni bir ekonomi daha sisteme eklenmektedir: moda ekonomileri (Dikmen, 2000).5 Moda ekonomileri sayesinde yeni kresel retim sisteminde
5 Burada kullandmz moda ekonomileri (economies of fashion) kavramna benzer bir kavram Fine (1998)de clockspeed olarak kullanlmtr. Ancak Fineda kullanld ekliyle kavram, sadece merkez iletmelerin birbirleri arasndaki rekabetlerinde iletmelerin rekabet gcn artran bir e olarak kurgulanmtr. Oysa bu almada moda ekonomilerine ok daha kapsaml

294

AHMET ALPAY DKMEN

rn planlamas yapan ve marka reten merkez iletmeler rn setlerini istedikleri sklkta deitirebilme olanana kavumulardr. rn setini deitirmenin bu iletmelere maliyeti ise sadece tasarm giderleri ve uluslararas retim iliki alarnn kurulma giderleriyle snrl kalmaktadr. Bu iletmeler montaj hattnn her yeni rn seti iin deitirilmesi gibi nemli bir balang maliyetinden kurtularak kendilerine nemli bir tasarruf salamaktadrlar. rn setlerinin hzla deitirilebilmesi olana rnlerin ekonomik mrlerinin de byk lde ksalmasna yol amtr (Fine, 1998). Uler ve byk tccarlar bu yolla da kendilerine ek bir tasarruf salamaktadrlar. rnlerin modelleri ok ksa srede deitirilerek eski modeller abucak demode olmaktadr. Bylece firmalar eski mterilerine ayn maln yeni modelini satarak rnn satn alt gelir gruplarna kadar yaygnlatrmak, dolaysyla rnn fiyatn ar ucuzlatmak zorunluluundan kurtulmaktadrlar. Belirli bir gelir grubunu hedefleyen firma kk indirimler yapsa bile yine de ayn gelir grubuna mallarn satabilmektedir. Bylece yllar itibariyle mal ucuzlatmak yoluyla vazgeecei krdan da mahrum kalmam olmaktadr. rnein, bilgisayarn ekonomik mr 6 ay, otomobillerin ise 3-5 yl arasnda deimektedir (Fine, 1998). Hazr giyim, oyuncak, spor ayakkabs gibi sektrlerde ise bu hz takip edebilmek adeta olanakszlamtr. Yeni bir bilgisayar modeli ktnda eski model annda demode olmakta, eski mteriler bilgisayarlarn yenileriyle deitirmeye zorlanmaktadr. Dier sektrlerde de benzer bir yap szkonusudur. Bu sistem salamlk ve kalite kavramlar arasnda da bir fark ortaya kartarak, kaliteli maln salam mal olmas zorunluluunu ortadan kaldrmaktadr (Dikmen, 2000). Bu yapy Gereffinin tccar-ynlendirmeli ve retici-ynlendirmeli kresel meta zincirleri asndan dnrek moda ekonomileri yoluyla tasarrufun ve ek kr olanaklarnn nasl retildiini grmeye alalm. Tccar-ynlendirmeli meta zincirlerinde byk tccar kurulular zaten retim birimleri bulundurmamaktadr. Bunlar, kendi markalar ile evre lkelerinde yaptrdklar rnleri satmaktadrlar. Bu irketler retimin seyrini ynlendirebilmek bakmndan byk bir esneklie sahiptir. rnein, 1999 ylnda lkede toplam 30 ayr model t-shirt rettirip satan bir tccar dnelim. Bu tccarn 2000 ylnda 50 adet yepyeni rn piyasaya srebilmesi iin nndeki maliyet kalemleri yalnzca tasarm ve rn tutundurma giderlerinden olumaktadr. rn eitlerini yenilemekten dolay bu tccarn retimden kaynakl herhangi
bir anlam yklenilerek iletmeler iin salt rekabet gc salayan bir e olarak deil ayn zamanda da tasarruf salayc bir e olarak alglanmaktadr. stelik, almann ilerleyen blmlerinde izlenebilecei gibi, refah devletleri ve uluslararas Keynesgil sistemin yklmas, neoliberal veya neo-liberal duyarllkl sa veya sol iktidarlarn hemen btn lkelerde ibana gelmesi, devletin kltlmesi, yeni tketimci (consumerist) toplum yaplarnn ortaya kmas, gelir adaletsizliklerinin dnya apnda artmas ve Afrikann bir kta olarak tketimden drlmesinin altnda moda ekonomilerinin Fordizmin paradokslarn amak bakmndan sisteme salad olanak yatmaktadr.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

295

bir risk yklenmesine ve dolaysyla bir maliyet yklenmesine gerek yoktur. retimden kaynakl risk ve maliyetlerin tamamn evre lkelerindeki retici firmalar yklenmektedir. stelik, eer daha nceki reticiler yeni rn setini retemezlerse dnyann eitli lkelerinden bu mallar retebilecek onlarca baka retici firma bulmak da mmkndr. Ayn ekilde, bu tccarlar dnyann herhangi bir yerinde eski retici firmayla ayn kalitede fakat daha ucuza retecek bir firma bulmalar durumunda da rahatlkla siparilerini bu lkelere ve firmalara kaydrarak ucuz imalat olanaklarndan yararlanabilmektedirler. Ksacas, kresel retim olanaklar byk tccar irketlere retimlerini istedikleri gibi planlamak konusunda byk bir esneklik tanrken ayn esneklik evre retici firmalar iin bir bamllk ilikisine dnmektedir. Bu esneklik ve bamllk ikiliinden merkez lkeleri iin ayr tasarruf (ekonomi) olana domaktadr. Birincisi, eskiden bir maliyet kalemi olan montaj hatt (ya da fabrika) deitirme artk bu firmalar iin bir maliyet kalemi olmaktan kmaktadr, merkez firmalar bu yolla bir tasarruf elde etmektedirler. kinci tasarruf esi, daha ucuza retmeye raz farkl lkeler arasndaki rekabeti srekli canl tutarak elde edilmektedir. Merkez lke firmalar iiliin daha ucuz olduu evre lkerine ynelerek de daha ucuz retim olanaklarna kavumaktadr. Dnyada daha ucuza reten lke ve firmalarn ortaya kmas ise gl bir geribesleme etkisi yaratarak, eski retici lke ve firmalarn bir ekilde kendi maliyetlerini de yeni uluslaras cret dzeyine indirmek iin aba sarfetmelerine yol amaktadr.6 nc tasarruf olana ise yeni retimin model deitirme hzndan kaynaklanmaktadr. ok sk aralklarla model deitirerek eski tketicilerine yeni model rnlerini satma olanana kavuan merkez firmalar, maln fiyatn ucuzlatarak ayn mal alt gelir gruplarna satma zorunluluundan, dolaysyla sat yapabilmek iin belli oranlarda krdan vazgeme zorunluluunun firmaya getirdii maliyetlerden de kurtulmaktadr. retici-ynlendirmeli zincirler araclyla ise, Uler (daha nce de bahsettiimiz gibi) evre lkelerinin fason imalat olanaklarndan yararlanarak yukarda tccar-ynlendirmeli meta zincirleri iin saydmz tasarruf olanaklarnn aynlarna sahip olabilmektedir. Bunun yan sra bu firmalar yksek teknoloji rn saysal temelli makinalar kullanarak da ek bir esneklie kavumakta ve
6 E.B.S.O. (1999) raporuna gre de, Denizlide tekstil ve hazr giyim sektrnde ortaya kan krizin en nemli nedeni, Trkiye ve Denizli tekstiline olan uluslararas talebin daralmas olarak saptanmtr. Bu anlamda tccarlar siparilerini daha ucuz igc lkeleri olan Romanya, Bulgaristan, in, Hindistan ve Msr gibi lkelere kaydrmlardr. Bu durumda Denizlideki firmalar byk bir darboaz ierisine girerek 1995-1999 ylar arasnda 10.000 civarnda iiyi iten kartmtr. Denizlinin iindeki ve Babada ve Buldandaki kk meta reticisi firmalar da bu krizden etkilenerek retim olanaklarn byk oranda kaybedince, bu reticiler de iileme eilimi ierisine girmilerdir. Bylece, Denizli iin byk bir yedek igc ordusu ortaya kmtr. Yedek igc ordusu da her zaman daha ucuza almaya raz ii katmanlarn ortaya kardndan, bugn iin Denizlide (sigortasz iiler dnldnde) reel cret seviyesi Romanya, Bulgaristan, Msr, Hindistan ve indeki 50 dolar dzeyine ekilmeye allmaktadr (Dikmen, 2000).

296

AHMET ALPAY DKMEN

bu sayede hem yksek bir rn farkllatrmas olana elde etmekte hem de yeni modellerin piyasaya srlmesi bakmndan byk bir hz kazanmaktadrlar. Bu iletmelerin dorudan saysal temelli makinalar kullanarak bir ekonomiye (tasarrufa) sahip olduklarn sylemek gtr. nk bu makinalar zaten birer yatrm mal olarak ok pahaldr. Bu firmalar bir yandan evre lkelerinde kullandklar firmalar sayesinde bir tasarruf salarlarken, asl tasarruflarn mallarn srekli belirli bir deerin zerinde ve srekli belirli bir gelir grubuna satarak, dolaysyla maln fiyatn ucuzlatmak yoluyla katlanacaklar maliyetlerden kurtularak elde etmektedirler. Ayrca bu irketler iin unutulmamas gereken bir nokta da her ne kadar emek youn sektrlerde etkinlik gstermeseler bile olanak bulduklarnda yatrmlarn ucuz emek cenneti evre lkelere kaydrmaya her zaman hazr olmalardr; bu da ek maliyet tasarruflar demektir. Otomobil retimi dnldnde ABDdeki hemen hemen btn otomobil fabrikalarnn kapatld ve Latin Amerika lkelerine kaydrld bilinmektedir (Magaziner ve Patinkin, 1989), benzer biimde rnein Volkswagen Group da ekoslavakyada Skoda, spanyada Seat, Latin Amerikada Volkswagen markalarn reterek hem marka esasna bal bir rn farkllatrma hem de ucuz mal iin ucuz igcnden yararlanma politikas gtmektedir.7 Ksaca, yeni kresel retim sistemleri, U ve byk tccarlar iin Fordizmin paradokslarn aarak lek ve eit ekonomilerinin yan sra moda ekonomileri olarak adlandrdmz yeni bir ekonomiye daha sahip olma olanan dourmutur. Ancak evre lke reticileri iin hl lek ve eit ekonomileri sz konusudur. Merkez lke firmalar iin geerli olan bu yeni olanak, dnyann her yerindeki dk gelir gruplar ve emeki kitleleri iin yeni bir tehdit yaratmaktadr. Ayn maln yeni modellerini eski tketici kitlesine satma olanana kavuan kresel kapitalizm, bu yolla Fordizmin paradokslarn am ve refah devletlerine ve uluslararas Keynesgil politikalara gerek duymamaya balamtr. Bu sistem dnyada 800 milyon insan isiz brakm veya dk istihdam seviyelerinde almaya zorlam (Rifkin, 1995) ve gelir gruplar arasndaki uurumu bytmtr (UNDP 1996). Afrika ktas tketici konumundan hemen hemen , tamamen dm, benzer biimde Hindistann nemli bir blm, in ve Gney Amerikada ciddi bir nfus, alk snrlarnda yaamaya mahkum olmutur. Merkezde yaamak bile alt gelir gruplarn kurtarmaya yetmemekte, bu lkelerde de insanlar isizlik ve alk ekmekte, Afrika lkelerini hi aratmayacak koullarda yaamaktadr. Devlet ve devlet harcamalar yeni dnya sisteminde en byk gnah keisi ilan edilmi, refah devleti ve refah devletlerini hatrlata7 Bu adan burada bir not dlerek Trkiyenin de son yllarda otomotiv retimi bakmndan uluslararas markalarn kartmasna uradn saptamak hi de yanl olmaz. Bu konuda, Trkiyenin Avrupa, Asya, Eski Dou Bloku lkeleri ve Afrika gibi pazar blgelerine yaknlnn yan sra gelikin bir yedek para sanayiine sahip olmasnn da Trkiyenin otomobil markalar tarafndan uygun bir retim merkezi olarak grlmesinde etkili olduu kansndayz.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

297

cak uygulamalar kresel elit ideologlar tarafndan eytan gibi talanmtr. Btn dnyay neo-liberal rzgrlar kaplam, neo-liberal rzgrlar sadece sa siyasi akmlar deil sol akmlar da etkisi altna alarak, ister sadan ister soldan olsun neo-liberal duyarllkl siyasi hareketleri iktidara getirmitir. Merkez lkeleri iin refah devletine bir dn niteliinde olmasa bile toplumsal refah salamaya ve isizlii azaltmaya ynelik yeni tedbirlerin 1990larla birlikte gndeme getirildiini sylemek hi de yanl olmaz. Ancak zm yine de tketim ve yatrm mal retiminde istihdam yaratmaya ynelik deil, hizmet sektr ve zellikle kr amac gtmeyen sektrlerde (non-profit sectors) istihdam yaratmaya ynelik olarak retilmitir (Rifkin, 1995). Bu kurumlar her ne kadar kr amac gtmeseler de nemli sayda insana istihdam salamakta ve kendi rgtlerini bytmek iin gerekli paray kazanmann yollarn bir ekilde bulmaktadrlar. Tm bunlarn yan sra yeni retim ve tketim kalplarnn toplumsal akl srelerine etkileri de incelenmeye deer konulardr. Her ne kadar burada konumuz olmasa da yeni sistemin yeni bir toplumsal akl srecini de zorladn ve bu anlamda esnek akl/beden yaplarna sahip, tek bir ite sebat edip ykselmek yerine her gn yeni i olanaklar kollayan ve bu yolla ykselmeyi hedefleyen bir alan imgesi kurduunu (Sennett, 1996), benzer biimde simulative bir akl srecinin toplumsal dn yaplarna daha ok hakim olmaya baladn (Baudrillard, 1983a; 1983b) ve yeni bir tketimci (consumerist) akl srecinin tketim kalplarna egemen olmaya baladn (Bocock, 1993) yeni dnya dzeninin sonular arasna eklemek gerektii kansndayz. Ksacas, yeni Leviathan Kresel Kapitalizm olarak domutur (Ross ve Trachte, 1990).

D. l dnya hiyerarisi ve ayn mal iin ikili rekabet


l bir dnya sistemi nerisi Samir Aminin almalarnda da mevcuttur (Amin, 1998). Amine gre Drdnc Dnya diye adlandrlan bir kategoriyi analizlere dahil etmek gerekmektedir nk bu lkeler, ya hi sanayileme devrimi yaamam (rnein, Sahra alt Afrika, orta Amerika, Hindistann bir blm, Pakistan, Banglade ve Endonezya) ya da sanayilemek iin giriimde bulunmular ancak rekabet gc elde edememilerdir (rnein, Msr, Cezayir ve Gney Afrika), bu iki gruba ek olarak Amin Drdnc Dnya lkeleri arasna Krfez lkeleri ve Gabon gibi petrol dolaysyla finansal olarak zengin lkeleri de katmak gerektiini dnmektedir (Amin, 1998). Amin bu lkelerin baarszlnn Avrupann stratejik seimlerinin bir sonucu olduuna iaret ederek kresel kapitalizmin bir hatas ya da baarszl olarak yorumlamaktadr. Buna gre, Aminin analizinde de aslolan ey hl merkez ve evre arasndaki dinamiklerdir, ancak bununla birlikte yeni dnya hiyerarisinin bir grup lkeyi bu temel dinamiin dna ittii saptanmaktadr.

298

AHMET ALPAY DKMEN

Bu almada Amine benzer biimde biz de l bir dnya hiyerarisi yaklam gelitirmeye alacaz ama Aminden farkl biimde klasik merkez ve evre diyalektiinin krldn, bunun yerine daha farkl bir yapnn geldiini, bu yapnn artk merkez ve evre arasnda gerekleen sfr toplaml bir oyun gibi kurgulanamayacan, oyunun daha da acmasz bir hal aldn, oyun oynand srece merkezin oyun alannn sahibi statsyle her zaman pay alacan ve hatta oyunun oynanmamas gibi bir eyin de pek sz konusu olmadn, nk oyunun dnya hiyerarisine yeni bir kategorinin eklenmesiyle garanti altna alnm olduunu iddia edeceiz. Buna gre analizimize esas oluturacak l dnya sisteminin aktrlerini, merkez, evre ve dier lke gruplar olarak snflandrmay uygun bulmaktayz.8 Bu noktada ikili rekabet olgusunun taraflarn belirleyerek basit bir oyun teorisi gelitirmek ve bu l yapy analiz etmek istiyoruz. Kresel retim sisteminde ayn maln retimi iin ikili bir rekabetin sz konusu olduunu daha nceden de saptamtk. Merkez lke firmalar marka ve uluslararas a kurma yar ierisine girerlerken, evre lkeler iin bu rekabetin ad, kresel retimden pay kapabilme yar ekline dnmektedir. Merkez firmalarnn kendi arasndaki acmasz rekabetin en nemli silah kresel standartlarn belirlenmesi ve bu standartlar yardmyla kresel retimin ynlendirilmesidir. Bu alanda standartlarn belirlenmesi olgusunu geni anlamda kavramak gerekmektedir. Standartlarn belirlenmesi kresel rekabette ok deiik ekillerde ortaya kabilmektedir, rnein gnmzde Dell, bilgisayar pazarlama konusunda standartlar belirlemi ve ne kmtr, benzer biimde Intel ve Microsoft bilgisayar retiminin standartlarn belirlemektedir, ya da Nike ylda 300 model piyasaya srerek bu saynn altnda model piyasaya srecek firmalarn bu alanda tutunamayacan ilan etmektedir. Belki de en ilginci ABDde ev ara-gereci pazarlayan byk marketler zinciri Home Depotun kereste sat konusunda koyduu standarttr (ayrntl bilgi iin baknz: www. homedepot.com). ABD halknn yamur ormanlarndan yaplan kesimlere ve yamur ormanlarnn talanna kar duyarlln fark eden Home Depot, Green
8 Merkez, evre ve dier kategorileri duraan olarak deerlendirilirse Aminin birinci dnya, nc dnya ve drdnc dnya diye adlandrd lke gruplarna karlk gelmektedir. Ancak bizim analizimizdeki l dnya yaps duraan olarak deerlendirilemeyecek kadar karmak ilikiler ierisinde yer almaktadr. evre lkeleri kategorisi her an dier kategorisi ierisine dmeye veya bu kategoriye yaklamaya eilimli, ya da dier lkeler diye adlandrdmz grup, en aznda belirli sektrler bakmnda, evre lkeleriyle rekabet edebilme gcne eriebilmekte ve evre lke olma konumuna yaknlaabilmektedir. Bu ilikide deimeyen ve duraan kalan tek konum merkezin konumudur. Kresel retimi dzenleyen taraf olarak merkez her zaman dzenleyici ve belirleyici konumundadr. Bunun yan sra, Aminin kavramlarndan farkl kavramlar kullanma yolunu hem Aminin kategorilerinden kanmak hem de evre lkeleri arasna katlamamann bedelinin dier olma haliyle karlanacan vurgulamak iin de setik. Burada, dier olma halinin sistemden dlanmamay aksine karlkl bir ilikinin ierisinde varolmay ama zne olarak deil nesne olarak bulunmay yanstt grndeyiz.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

299

Peace rgt ile ibirliine giderek yamur ormanlarndan yapt her kesimin sertifikalandrlmasn salamakta, bylece yerel lke ynetiminden, Green Peace rgtnden ve Home Depotdan yetkililerin sertifikalandraca aalar kesmekte ve satmaktadr. Bu uygulamasn ciddi bir reklam politikasyla destekleyince Home Depot, ABD piyasasnda kereste ve kereste rn satnda neredeyse tekel konumuna gelmitir. Ayrca bugn Home Depot ayn alanda etkinlik gsteren irili ufakl birok firmay da ayn standardn uygulanmasna zorlamaktadr. Yamur ormanlarndan yaplacak kesim Green Peacein de yardmyla tek bir tccarn standartlarna ve ynlendiriciliine braklmtr dersek sanrm Green Peace gnlllerine ok byk hakszlk yapm olmayz. evre lkelerindeki rekabet ise ucuz emek gc potansiyelinin yan sra retim yaplacak lke hkmetlerinin, finansal piyasalarnn, yedek para retiminin vb. Ulere ve byk tccarlara cazip gelmesi zerinden yrtlmektedir. Daha nceden de bahsettiimiz gibi hibir evre lke firmas iin, bugn retim yapyor olmak yarn da retim yapacann garantisi deildir. Daha uygun koullar bulunduunda retim hemen baka lkelere kaydrlabilmektedir. Gnmz kresel kapitalizm koullarnda ise ayn kaliteyi daha ucuza retecek lkeler her zaman ok kolaylkla ortaya kabilir. retimin baka lkelere kaymas durumunda eski retici lkeler kaybetmekte, yeni reticiler ise kazanmaktadr. Ama her zaman kaybeden lkenin kaybettii kazanann kazandndan daha yksek olarak ortaya kmaktadr. Aradaki fark merkez lke, U veya tccarnn kazan hanesine yazlmaktadr. lgin olan, evre lkeleri iin buradan fiktif kazanmlk duygusu yaratlmakta, sanayileiyoruz sloganlaryla kresel hiyerarik/hegemonik yapnn daha da glenmesinin olanaklar domaktadr. Buna gre baka bir lkenin retim olanaklarn kendi avantajna eviren bir evre lkesinin kazandn iddia etmek olduka zordur. nk kazanlan ey ayn zamanda daha ucuza retmeye raz gelmekten baka birey deildir. Rza ile zafer ne kadar yan yana durabilecek kavramlarsa bu sistemde evre lkelerinin kresel retimden pay alarak kazandklarn iddia etmek de o kadar zordur. Kalknma iktisadnn temel varsaym merkez ve evre arasnda sanayileme yarnda sfr toplaml bir oyunun oynand, bu anlamda da evre lkelerinin sanayilemesinin merkezin bir kayb anlamna gelecei eklindeydi (Jaffe, 1998). Oysa kresel kapitalizm koullarnda merkez-evre-dier lkeleri arasnda oynanan oyun btne bakldnda sfr toplaml gibi grnse bile merkez lkelerinin kaybetmeyecei bir alanda kurulmaktadr. Merkez lke firmalar iin kayplar ancak merkez firmalaryla girdikleri rekabetin bir sonucu olarak ortaya kmakta, evre lkeleri ile bu anlamda bir rekabete girilmemektedir. Kresel kapitalist sistemde oyun oynand srece merkez kazanmaktadr. Aslnda oyunun oynanmamas gibi bir seenek de sz konusu deildir, oyun her zaman garanti altnda tutulmaktadr.

300

AHMET ALPAY DKMEN

Bu garanti dnya hiyerarisindeki nc gruptan yani dier kategorisinden gelmektedir. Oyuna katlmamann, ya da oyunun ikili rekabet yapsnn dnda kalmann faturas dier olmaktr. Bu anlamda ne pahasna olursa olsun evre lkeleri oyunun ierisinde kalmak iin aba sarfetmek zorunda kalmaktadrlar. Bu zorunluluk ise merkezin oyundaki mutlak iktidarnn pekimesine yardmc olmaktadr. 1999 yl banda krizin en canl yaand anda Denizlide ve stanbulda tekstil ve hazr giyim retimi zerine yaplan bir almada unlar gzlenmitir (Dikmen, 2000): Denizlide baz fabrikalarda iiler aydr cretlerini alamamakta ama ilerine gidip almaya devam etmektedirler. ilerin ilerinden ayrlmamalarnn nedeninin fabrikalarda verilen bedava le yemei olduu anlalmtr. iler karnlarn iyice doyurduktan sonra yanlarnda getirdikleri poetlere yiyecek doldurmakta ve evlerine ailelerine gtrmektedirler. cret alamadklar iin iten ayrlmann bedeli bu iiler iin alktr. l dnya hiyerarisinin temel mant kendisini sadece uluslararas lekte deil daha mikro leklerde, ulusal hatta blgesel lekte de gstermektedir. A kalmaktansa karn tokluuna da olsa almak her zaman iyidir. Ksacas, dier kategorisi bir yandan oyunun dnda kalmann faturas olarak evre lkeleri iin her an bir tehditi canl tutmakta, dier yandan da retime katlmay bekleyen en ucuz emek gc potansiyeli olarak kresel kapitalizmin olanaklarnn snrlarn geniletmektedir. Bu yzden bu kategoriyi yeni dnya hiyerarisinin ierisine aktif bir unsur olarak katmann gerekli olduu kansndayz.

Sonu
Kresel kapitalizmin yeni bir ekonomi yaratarak yeni bir esneklik elde ettii gzlenmektedir. Ama bu konuda iki noktaya dikkat etmek gerekmektedir. Birincisi, sistemin salad esneklik, retim yapsndaki bir esneklikten kaynaklanmamakta, pazarlama etkinliklerinin retim etkinliklerinden koparlmasndan domaktadr. Bu anlamda retim temelli bir esneklik deil, tketim temelli bir esneklik sz konusudur. kinci nokta ise, yeni kapitalist piyasann esneklii, evre lkelerinde rgtlenmi fabrikalar iin bir esneklik anlam tamamakta aksine ek klfetler anlamna gelmektedir. Merkezin standartlarna ve ynlendirmesine alabildiine baml hale gelen reticiler her an ilerini kaybetme tehdidiyle yaamak zorunda kalmaktadr. Bu anlamda kresel retimin farkl boyutlarn farkl deerlendirmek ve bir esneklikten bahsedeceksek kimin iin esneklik olduunu dnmek gerekmektedir. Kresel retim sistemi ayn zamanda da yeni bir hiyerarik btnlk olarak grnmektedir. Bu yap alt gelir gruplar ve fakir lkeler iin zorlu bir dnyann kaplarn aralamaktadr. Bu anlamda merkez, evre ve dier kategorileri

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

301

ierisinde analiz etmeye altmz dnya sistemi aslnda bir soyutlamadan ibarettir ve her soyut olgu gibi de daha gerektir. l dnya sistemi sadece dnya lkeleri arasndaki hiyerariyi yanstmamakta, hemen her lkede ve blgede kurulan ya da herkes iin hem tehdit hem de olanak olan dnyalar i ie geirmektedir. Bugnk kapitalist hegemonyada, dier lke kategorisine sadece Afrikay sokarak yaplacak kat bir analiz, bu almann yapaca en byk hata olurdu ve sanrm bu hata da yapld. Mikro lekte de her merkez ve her evre kendi dierini yaratarak var olabilmektedir. rnein stanbulda hem merkez hem evre hem de dier bir arada yaanmaktadr. Ya da Trkiyenin bir blm zaten bal bana bir dierdir. Bu bakmdan igc piyasalar zerine yaplacak her analizin makro ve mikro lekte kurulan merkez, evre ve dier kategorilerini gz nnde bulundurarak yaplmasnn gerekli olduunu dnmekteyiz.
KAYNAKA Amin, S. (1998) The challenge of globalization, Uroh, C. O., (der.), Africa and the Challenge of Development: Essays by Samir Amin iinde, Hope Publication, Ibana, Nigeria, ss. 84-128. Baudrillard, J. (1983a) In the Shadow of the Silent majorities ... or the End of Social, and Other Essays, Columbia University Semiotext (e), Inc., New York. Baudrillard, J. (1983b) Simulations, Columbia University Semiotext (e), Inc., New York. Bocock, R. (1993) Consumption, Routledge, Londra. Clegg, S. R. (1990) Modern Organizations: Organization Studies in the Postmodern World, Sage, Londra. Curry, J. (1999). Vertical control in horizontally organized industries: the case of PC mainboard production, El Collegio De La Frontera Norte Departmanto De Estudios Sociales Cuaderno De Trabajo (Working Paper), Baja California, Mexico. Dicken, P. (1998) Global Shift: Transforming the World Economy, nc bask, The Guilford Press, New York. Dikmen, A. A. (2000) Global Commodity Production and Ideologies of Work: Cases of Textiles Production in Turkey, ODT Sosyal Bilimler Enstits, yaynlanmam doktora tezi. E.B.S.O. (1999) 1999a Girerken Global Krizin Ege Blgesi malat Sanayiine Etkileri: E.B.S.O Anket Raporu, Ege Blgesi Sanayi Odas Aratrma Serisi 99/7, EBSO Yaynlar, zmir. Fanon, F. (1967) Black Skin White Mask, Grove Weidenfeld, New York . Fine, C. H. (1998) Clockspeed: Winning Industry Control in the Age of Temporary Advantage, Perseus Books, Massachusetts. George, S. (1977) How the Other Half Dies: The Real Reason for World Hunger, Allenheld, Osmun and Co., Montclair, NJ. George, S. (1988) A Fate Worst than Debt: The World Financial Crisis and the Poor, Grove Press, New York. Gereffi, G. (1994) The organization of buyer-driven global commodity chains: how US retailers shape overseas production networks, G. Gereffi ve M. Korzeniewicz (der.) Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Praeger, Westport, CT, Chapter 5. Gereffi, G. (1999) A commodity chains framework for analyzing global industries, American Behavioral Scientistin Mapping the global web, zel saysna sunulan yaz, Miguel Angel ve Eszter Harigittai (der.), Princeton University. Jaffee, D. (1998) Levels of Socio-economic Development Theory, ikinci bask, Praeger, Westport, CT. Korzeniewicz, M. (1994) Commodity chains and marketing strategies: Nike and the global athle-

302

AHMET ALPAY DKMEN

tic footwear industry, G. Gereffi, ve M. Korzeniewlcz (der.), Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Praeger, Westport, CT, ss. 247-265. Magaziner, I. C. ve Patinkin, M. (1989) The Silent War: Inside the Global Business Battles Shaping Americas Future, Random House, New York. McMichael, P. (1996) Development and Social Change: A Global Perspective, Pine Forge Press, California. Rifkin, J. (1995) The End of Work: The Decline of the Global Labor Force and the Dawn of Postmarket Era, Putnam Book, New York. Ross, R. J. ve Trachte, K. C. (1990) Global Capitalism: The New Leviathan, State University of New York Press, New York. Sklair, L. (1994) Capitalism and development in global perspective, L. Sklair (der.), Capitalism and Development iinde, Routledge, London. Sennett, R. (1996) The Corrosion of Character: The Personal Consequences of Work in the New Capitalism, W. W. Norton & Company, New York. UNDP (1996) Human Development Report 1996, UNDP, New York. Whitley, R. (1996) Business system and global commodity chains: Competing or complementary forms of economic organizations? Competition & Change, 1/4, ss. 411-425. Williams, K., Cutler, T., Williams, J. ve Haslam C. (1987) The end of mass production? Economy and Society, vol. 16, no. 3, ss. 415-417.

281

Kresel retim, moda ekonomileri ve yeni dnya hiyerarisi*


Ahmet Alpay Dikmen**

zellikle 1980lerden sonra retim sreleri asndan dnyada bir dnmn olduu -ya da bu dnmn hl devam etmekte olduu- hemen hemen herkes tarafndan kabul edilen bir olgu. Ancak bu dnm zmlemeye alan yaklamlar ok deiik perspektifler ortaya koymaktadrlar. Perspektiflerin eitlilii, bir bakma, dnmn de dikkate alnmas gereken bir ok boyutunu ve dolaysyla hayatn bir ok evresine mdahale etme gcn adeta yzmze arpmakta ve bu alanda yaplan her almay batan bir acz duygusuna itmektedir. Dier yandan da bu konu o kadar her eyi sylemeye aktr ki -yine ister istemez- konuyla uraan herkese grand teorilerin saltanat srd bir mecrada at oynatma hazzn tattrmaktadr. Dnm aklamaya alan yaklamlar iki temel balk altnda toplamak uygun olur sanyorum. Birincisi, iletme temelli yaklamlar, ikincisi dnya sistemi temelli yaklamlar.1 Birinci gruba iletme sistemleri, esnek uzmanlama, post modern rgt kuramlar ve post-Fordizm gibi yaklamlar dahil etmek mmknken, kreselleme temelli yaklamlara, Wallersteinn dnya sistemi kuram, Samir Aminin almalar ve Gary Gereffinin Kresel Meta Zincirleri yaklam gibi yaklamlar dahil etmek mmkndr. Bu almada kresel meta zincirleri (global commodity chains) yaklamnn temel zmleme aralar kullanlarak bu tartmalara yeni zmleme aralar
(*) Bu makalede savunulan grlerin gelitirilmesinde Hasan nal Nalbantolu, Gary Gereffi, Cem Somel, Meltem Kayran Dikmen ve Arif Geniin katklar ok byktr, teekkr bir bor biliyorum. (**) A.. Siyasal Bilgiler Fakltesi, alma Ekonomisi ve Endstri likileri Blm. 1 Bu snflandrmann yaplmasnda R. Whitley (1996)in almas esin kayna oluturmutur. Whitley almasnda benzer bir ikilii letme Sistemi (Business System) yaklam ve Kresel Meta Zincirleri (Global Commodity Chains) yaklam arasnda koyarken, biz daha genel bir erevede iletme temelli ve dnya sistemi temelli yaklamlar olarak snflamay uygun bulduk.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

282

AHMET ALPAY DKMEN

nerilecek ve yeni dnya hiyerarisinin retimden kaynakl iktidar bu yolla tartlmaya allacaktr. Yeni dnya sistemini, kreselleme temelli yaklamlarn iletme temelli yaklamlara oranla daha doru aklad grndeyiz, en azndan Denizli ve stanbulda gerekletirilen alan aratrmasnn bulgular (Dikmen, 2000) bu yargmz glendirmitir. Ayrca Gereffinin deyimiyle, teorisi dnya sistemi yaklamyla firma teorilerinin birletii noktada ortaya kmaktadr. Bunun ise bu almann kurulaca zemin iin ek bir esneklik salayaca kansndayz. Burada kresel meta zincirleri yaklamnn baz kavramlar kullanlarak evre merkezli bir bak rgtlenmeye allacaktr.2 Gnmzde artk en gelimi lkeler en ok retim yapan lkeler deiller; aksine, nc Dnya veya evre lkeleri diye bilinen lkeler gerek retim devleri olarak ortaya kmaktalar. Yeni sanayileen lkelerin dnya ile ticareti 1960tan beri kat artm; mamul mallarn toplam ihracat ierisindeki pay ise 1980de % 55 iken 1990da % 75 olmutur, stelik bu lkelerin high-tech olarak snflandrlabilecek mamul mallar ihracatndaki paylar da 1964te % 2 iken 1985te % 25e ulamtr (Gereffi, 1994). Bu gstergeleri nasl yorumlamak gerekmektedir? Bu durum, kalknma okulunun en nemli idealinin, yani evre lkelerinin merkez lkeleri yakalamas (catching-up) idealinin gerekletii anlamna m gelmekte, yoksa dnya kapitalizminin yeni bir dnya dzenine ve dolaysyla yeni bir tr emperyalizme yol atn m gstermektedir? Bu sorunun yantlanmasnda ideolojik tercihlerin byk lde devreye girdii kansndayz. Bu alanda en gl ideolojik silah da kalknma modelleri teorisine yaklam biimleri yardmyla rgtlenmektedir. ECLA (Economic Commission for Latin America) okulunun kinci Dnya Sava sonras evre lkeleri iin rettii kalknma modelini artk hibir lkenin benimsemediini sylemek yanl olmaz. Ancak yeni kalknma modeli olarak ileri srlen ihracata dayal sanayileme modeline yaklam tarzlar ve bu model ierisinde retilebilen nanslar ideolojik tercih yelpazesinin netlemesine olanak salamaktadr. Bu almada ise, yeni kurallaryla kresel kapitalizmin (Ross ve Trachte, 1990) emperyalizmin yeni bir aamasna denk dt, savlanmaya allacaktr.

A. Deiimin dinamikleri
Kresel retim srelerinin altnda yatan dinamiklerin genellikle iki olguya dayand iddia edilmektedir. Bunlar, tama ve haberleme maliyetlerinin ucuzlamas ile uluslararas dzeyde retim planlamas yapabilecek gte ve
2 Ancak hemen belirtmekte yarar grmekteyiz burada gelitirilecek zmleme dzeyi Gereffinin almalarndan farkl bir yerde durmaktadr. Her alma belirli bir ideolojik zeminin rn olduu gibi ayn zamanda da belirli ideolojik zeminlerin glenmesine, hatta yeniden kurulmasna hizmet edebilir. Gereffinin kresel meta zincirleri yaklam da bu anlamda burada rgtlenmeye allacak bak asyla bir btn olarak tam bir uyum ierisinde deildir.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

283

yetenekte byk tccarlarn ortaya kmasdr (Gereffi, 1994 ve 1999). Ancak bu gelimelerin kresel retim srelerini ve dnya sisteminde kurduklar hegemonik-hiyerarik yapy kavrayabilmemiz iin yeterli olmayaca, dolaysyla bu elere madalyonun br yzndeki, yani evre lkelerindeki gelimeleri ve dnya sistemindeki dnmleri de katmak gerektii kansndayz. Esasen, yeni dnya sistemine hazrlk niteliinde en gl dnm evre lkelerinde gereklemi, bu lkeler iin ithal ikameci bir kalknma modelinden ihracata dayal bir kalknma modeline gemenin olanaklarnn yaratlmas gerekmitir. Buna gre kresel retim srecini hazrlayan dnmler u ekilde sralanabilir: 1. zellikle kinci Dnya Sava sonrasnda evre lkelerinde yeeren kalknma ideali ve projesi (McMichael, 1996), 2. Haberleme ve ulam maliyetlerinin ucuzlamas (Gereffi, 1994), 3. Uluslararas Keynesgil sistemin yklmas ve sabit kur sisteminden esnek kur sistemine geilmesi, 4. evre lkelerinin srklendikleri bor bata ve bu lkelerin borlarn deyebilmek iin ihracata dayal sanayileme modeline ynlendirilmeleri (George, 1977), 5. ok uluslu irketlerin (U) ve uluslararas alan byk tccarlarn dnya ekonomisinde artan rolleri (Gereffi, 1994, 1999), 6. IMF ve Dnya Bankas gibi kresel dzenleme yapabilecek gte kurulularn dnyada byk bir arla sahip olmalar ve dnyann hemen her yerinde bu kurulularn politikalarnn yakn takipisi ve uygulaycs, yerel dzeyde kresel elit (Sklair, 1994; McMichael, 1996) bir tabakann yaratlmas, 7. ki kutuplu dnyann tek kutuplu dnyaya doru evrilmesi ve dnyann Amerikanlamas, 8. Merkez lkelerinde den krllk ve verimlilik oranlar ve Altn an sonu (Piore and Sabel, 1984) Bretton Woods sistemi kinci Dnya Sava sonrasnda dolarn uluslararas dolam yoluyla dnyada talep yaratan ve zellikle Amerikan retim fazlasna yeni pazar olanaklar aan bir sistemdi ve uluslararas Keynesgil modelin de temelini oluturuyordu. kinci Dnya Savandan sonra dnyann grnm tam bir harabeyi andryordu. Bir yanda savatan km ve nfusunu doyurma sorunuyla yz yze kalm bir Avrupa, dier yanda da gelimek kalknmak isteyen, bu amala nfusunun nemli bir kesimi byk kentlere g eden ve yi-

284

AHMET ALPAY DKMEN

ne bu nfusu besleme sorunuyla yz yze kalm evre lkeleri. Her iki grup lkenin imdadna gda yardmlar (Marshall Yardmlar) eklinde rgtlenmi Amerikan retim fazlas yetiti. Bu yardmlar ABDnin iki temel amacn n plana karyordu: Fakirlik ve sava sonras alk koullarnda glenen sosyalist hareketlerin nne gemek ve ABD rnlerine alm uluslararas bir tketici kitle yaratmak. zellikle ikinci ama dnyann Amerikanlamasnda ok nemli bir role sahiptir ve bu gerek, Amerikal Senator George McGovernn 1964te yapt bir konumada ok net zetlenmektedir:
Gelecein byk gda pazar, (bugn) Amerikan rnleri yiyerek bar gda yolunda renen byk insan topluluklarnn bulunduu yerde kurulacaktr. Bugn yardm ettiimiz insanlar yarn bizim mterilerimiz olacaktr (aktaran George, 1977: 170).

Bretton Woods sistemi bir yandan ABDnin retim fazlalarn evre lkelerine aktarak bu fazlalarn lke ierisinde kriz yaratma potansiyelini ortadan kaldryor, dier yandan da gelimekte olan lkeleri ucuz Amerikan gdasna altryordu. Ucuz gda elbette gelimekte olan lkelerin de iine gelmekteydi. Bu yolla ehirlere akn etmi igc olduka ucuza beslenebiliyor, buna bal olarak da sanayilemenin nnde nemli bir maliyet kalemi olan iilik giderleri, yani cretler, daha aalarda tutulabiliyordu. Gda yardmlarnn zellikle dou Asya lkelerinde yaratt dnm ok glyd. Daha ok pirince dayal bir beslenme alkanlna sahip dou Asya lkeleri bu alkanlklarn byk oranda terk etmi tahla dayal bir diyet alkanl edinmeye balamlard (McMichael, 1996). ABDli diyet uzmanlar Japonya ve Gney Korede iilere sandvi hazrlamay retiyor, sabahlar kahvaltda cereal (msr gevrei) yediriyordu. Franz Fanon (1967)un Kara Deri Beyaz Maske (Black Skin White Mask) kitabnda yazdna benzer bir maske bu kez de eski smrge lkelerin sanayileme istencinde ortaya kyordu. Kendi geleneksel alkanlklarndan birer birer kurtulan evre insan, Bat tarz bir yaam biiminin kucana kendi isteiyle atvermitir kendisini. Bretton Woods sisteminin sosyalizmlerin gelimesini engellemek ve retim fazlalarn ihra etmek dnda ABD iin nc nemli kazanc, ABDye Avrupann eski smrgelerindeki doal kaynaklara ulama olana salamasdr (McMichael, 1996). Savatan km Avrupa da sanayiini yeniden canlandrabilmek iin ABD gdasna ihtiya duyuyordu. Bunun bedelini de ABDye eski kolonilerindeki doal kaynaklar kullanma olana vererek demitir. Bylece, evre lkelerinin ulusal kalknma modelleri 1950ler ve 1960lar boyunca Bretton Woods sistemi ierisinde dolarn uluslararas serbest dolam yoluyla desteklenmitir, denilebilir. Bu sistem genellikle uluslararas Keynesgil model olarak adlandrlmaktadr ve 1960larn sonlarna kadar srmtr.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

285

1970lere gelindiinde ise bu sistemin zld ve kresel retim srelerine de hazrlk niteliinde olan bir dizi dnmn gerekletii gzlenmektedir. Vietnam savann da etkisiyle ar miktarda dolar arz etmi bulunan ABD, dolarn uluslararas dolamnn kontroln kaybetmi ve dnyay Bretton Woods sisteminin sonunu hazrlayan esnek kur sistemine gemeye zorlamtr (McMichael, 1996). Bu, uluslararas Keynesgil modelin de snrlarna ulalmas anlamna gelmekteydi. evre lkeleri artk ucuz gda yardm ve ABDnin pompalad dolardan mahrumdur. Ancak, sanayileme yoluna bir kez girilmitir ve dn yoktur. Sanayilemesini finanse edebilmek iin gda ve makinay dardan almak zorunda kalan evre lkeleri, bu giderlerini karlayabilmek iin borlanmak zorunda kalmlardr. Esnek kur sistemine geilmesi de birok evre lkesini dviz kurlarndaki dalgalanmalarn etkisi altnda brakarak, bu lkelerin borlarnn bir kat daha artmasna yol am, OPEC lkelerinin petrole yaptklar zamlar ve petrol krizleri de eklenince sonu bu lkeler asndan tam bir bor bata olmutur. evre lkelerinin bor gereksinmesi birinci dnyadaki hemen tm bankalar iin itah kabartc yeni bir kr kaps olmu ve bankalar hemen hemen hibir nkoul ileri srmeksizin bu lkelere bor vermeye ynelmilerdir (McMichael, 1996). 1984 ylnda ABDdeki en byk 9 bankann hissedar paylarnn % 100nden fazlasn Meksika, Brezilya, Arjantin ve Venezellaya bor olarak verdikleri, Lloyds of London bankasnn ise sermayesinin % 165ini bor olarak verdii gzlenmektedir (George, 1988: 33). 1980lere ulaldnda evre lkelerinde de iki nemli gelime gzlenmektedir. Birincisi, baz lkeler genel evre lkeleri kategorisinin iinde yeni sanayileen lkeler3 diye adlandrlan bir kategoriyi oluturmulardr. kincisi ise, yeni sanayileen lkeler deneyiminin ve ABD-IMF-Dnya Bankas lsnn ideolojik ve politik almalarnn da etkileriyle evre lkelerinde kresellemeye duyarl kresel bir elit tabaka ortaya km ve evre lkelerinde yava yava iktidara talip olmaya ve iktidara gelmeye balamlardr. Bor bata evre lkelerini Birinci Dnyann daha ok ynlendirmesine ak konuma getirerek IMF ve Dnya Bankas gibi kurumlarn gdmne sokmutur. Bor batandaki lkeler iin reete de yeni sanayileen lkeler deneyiminin kresel elit bir yorumuna dayandrlarak hemen yazlvermitir: ihracata dayal sanayileme modeli. Buna gre, evre lkelerine kaplarn yabanc
3 Her ne kadar IMF ve Dnya Bankas ideologlar ihracata dayal sanayilemeyi gelimekte olan lkeler iin nerilebilecek tek geerli model olarak gsterseler de aslnda ihracata dayal sanayileme olgusu gneydou Asya lkeleri iin bir zorunluluk olarak ortaya kmtr. Bu lkeler genellikle retim yeteneine sahip ama lke ii talepleri yaptklar retime gre snrl kalan lkelerdir. Bu nedenle retimlerini satabilmek iin ihracata ynelmek zorunda kalmlardr (Gereffi, 1994) ancak bunu yaparken de ok gl ve otoriter devlet sistemlerinin ynlendirici gcn de arkalarna almay ihmal etmemilerdir (Magaziner ve Patinkin, 1989).

286

AHMET ALPAY DKMEN

semayeye amalar, ihracata ynelmeleri ve bu yolla dviz kazanarak borlarn kolayca deyebilmeleri nerilmektedir. Elbette bu genel ilkeler baka dzenleme nerileriyle de desteklenmektedir: Ulusal parann devalasyonu, devlet harcamalarnn azaltlmas, anti-enflasyonist politikalarn ve zelletirmelerin gndeme getirilmesi, cret kontrolleri gibi (Jaffe, 1998). hracata dayal sanayileme reetesi evre lkelerinde de yerel destekilerini bulunca, bu lkelerin kresel retim srelerine ak hale gelmesinin btn halkalar tamamlanm olmaktadr. Birinci Dnya ekonomileri ise zaten 1970lerde iyice belirginleen bir krllk ve verimlilik krizinin ierisindedir (Piore ve Sabel, 1984). Genel cret seviyelerinin yksek olduu bu lkelerde retim yapabilmek neredeyse imkansz hale gelmitir. Aslnda merkezdeki yksek igc maliyetlerinden kurtulmak iin merkez lkelerinin retim birimlerini ucuz igc merkezleri olan evre lkelerine kaydrmalar yeni bir olgu deildir. Ancak ulatrma ve tama maliyetleri her zaman bu eilimin nn tkayan temel bir engel olarak ortaya kmtr. Bu yzden, evre lkelerinde retim yapmak ok daha pahal hale gelebilmektedir. Ancak 1960lardan balayarak dnya bu iki temel maliyet esinin ciddi oranlarda ucuzlamasna ve hava yoluyla tamacln gnden gne yaygnlamasna ahit olmutur (ayrntl bilgi iin bkz. Dicken, 1998). evre lkelerdeki gelimeler ile tama ve haberleme maliyetlerinin ucuzlamas merkez lkeler iin yeni bir retim olanann kapsn aralamtr. Bir yanda ihracat yapabilmek iin ok ucuza retmeye raz evre lkeleri, dier yandan tama ve haberleme giderlerindeki ucuzlamalar merkez lkelerindeki kapitalist krizi amak iin yeni bir olanak dourmu ve merkez lkeleri yava yava btn retim olanaklarn evre lkelere ihra ederek yeniden yksek bir krllk dzeyine ulamann olanaklarn yakalamlardr. Uluslararas retim olanaklar, merkez lkelerinde retimi uluslararas dzeyde ynlendirebilecek gte bir tccar sermaye kesiminin de ortaya kmasna yol am ve bugnk anladmz anlamda kresel imalatn btn ajanlar bylece tamamlanmtr. rnein ABDde kresel alanda zellikle hazr giyim sektrn rgtleyen Walmart, Kmart, Sears, J. C. Penney, Liz Claiborne, The Gap ve The Limited gibi kurumlarn ortaya kmas Birinci Dnya lkelerinin kresel hazr giyim retimini dnya apnda rgtleyebilme deneyimlerini glendirmi (Gereffi, 1999) ve bu lkelerde sadece bu ite uzmanlam bir i rgtlenmesi yaratmtr. Bu kurumlar ve bu kurumlarla balantl dier arac kurumlar en ucuz ve en kaliteli retimi dnyann neresinde yaptrabileceklerinin bilgisine ve balantlar annda kurabilme yeteneine sahip kresel retimin nemli ajanlardr. Bunun yan sra hemen belirtmekte yarar grmekteyiz ki, kresel retimin en nemli takipisi ve kurucu znesi ABD olmutur. Bu anlamda, dnya sisteminin iki kutuplu bir yapdan tek kutuplu bir yapya doru evrilmesi de kre-

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

287

sel retimin entegrasyonu iin nemli bir katalizr ilevi grmtir. Ancak yine de bugnk grn itibariyle kresel retim sreleri olgusunun daha ok blgesel bir nitelik gsterdii sylenebilir. rnein, Gney Amerika ve inin bir blm ABDnin, Gneydou Asya lkeleri ve inin baka bir blm ise daha ok Japonyann evresinde rgtlenmiken, Trkiye, eski Dou Bloku lkeleri, Arap yarmadas lkeleri ve Afrika ise Avrupann evre lkeleri grnmndedirler (Amin, 1998). Bu dnmlerin evre lkelerindeki yansmalar da olduka ilgin bir tabloyu gzler nne sermektedir. rnein, Anadolu Kaplanlar diye adlandrlan 1980 sonras sanayileen illerimiz, ncelikle tekstil ve hazr giyim alannda olmak zere merkez lkelerinden sklen makinalarn kullanlmas ile balayan sanayileme yarlarn hep uluslararas talebi ve ihracat olanaklarn gznnde bulundurarak ynlendirmilerdir. Denizli ok byk bir tekstil ve hazr giyim retim blgesi olmakla birlikte, retiminin % 99-100 fason imalata dayanmakta ve ancak yabanc markalar iin yapt retimi ihra edebilmektedir. Bu kentte kendi markas ile merkez lkelere ihracat yapabilen fabrika yoktur. Fabrikalar ancak eski Dou Bloku lkeleri ve Arap lkelerine yapt ihracatn bir ksmn kendi markalar ile retmekte, bu ihracatn da toplam ihracatlar iindeki pay % 0.5i gememektedir (Dikmen, 2000).

B. Kresel retim zincirleri


Gnmzde retimin tasarmlanma lei byk oranda ulusal snrlarn dna tam bulunmaktadr. Burada ulus devlet olgusunun neminin ortadan kalkt ya da politik-ynetsel alanda ulusal tasarruflarn geerliliini yitirdii eklinde klasik bir cmle sarfetmek istemiyoruz. Sylenmek istenilen, klasik iletme rgtlenmesi etkinliklerinin pazarlama ve retim eklinde ikiye ayrld ve bu etkinliklerin uluslararas bir hiyerariye k tutabilecek lde bir iblmne yol atdr. Gnmzde para, semaye, teknoloji, bilgi birikimi ile mal ve hizmetler kresel dolama km bulunmaktadr. Bu anlamda yatrmclar, reticiler ve tccarlar etkinliklerini gerekletirmek iin srekli daha krl lkeleri aratrmakta ve buna bal olarak da iletme rgtleri, sermaye, teknoloji ve rnleri gittike daha byk oranda belirli bir lkeye bal olarak tanmlamak glemektedir (Gereffi, 1994). retim kalplar dnyada yeni bir iblmn ortaya koyacak biimde yeniden rgtlenmektedir. Eski mal ve hizmet reticisi dev lkeler retimden birer birer vazgeerek etkinliklerini kresel retimin planlanmas, ynlendirilmesi, uluslararas marka tutundurma etkinlikleri ile kr-amac-gtmeyen sektrlere (non-profit sectors) (Rifkin, 1995) ve hizmetler sektrne ynlendirmektedirler. Bunun yerine eski hammadde ve yar mamul mal reticisi evre lkeler yksek teknoloji rn mallar da dahil olmak zere dnya retiminde daha

288

AHMET ALPAY DKMEN

etkin bir rol stlenmektedir. Bu erevede temel merkez-evre ikilii yeni boyutlar kazanmakla birlikte evre lkelerin merkez lkelere olan bamll daha da glenerek srmektedir. Bu anlamda, kresel elit ideolojinin iddia ettii gibi kresel retim srelerinin dnya ekonomileri arasnda eitlenmeye ynelik bir frsat yaratt ve evre lkeleri iin merkez lkeleriyle rekabet edebilmenin olanaklarn dourduu eklindeki iddiann bir geerliliinin olmad kansndayz. Merkezle rekabet etmek yle dursun, ok gl Ulerin kotalaryla korunan bir rekabet alannn yanna yaklaabilmek bile gnmzde evre lkeleri iin sz konusu deildir. Gereffi (1994) kresel meta zincirleri analizinde iki farkl kategori ngrmektedir: tccar-ynlendirmeli ve retici-ynlendirmeli meta zincirleri. Tccar ynlendirmeli meta zincirlerinde en nemli rol byk tccar kurulular ve arac irketler stlenmektedir. Bu irketler uluslararas bir a yaps ierisinde evre lkelerinin oluturduu ihracat lke gruplarna retim yaptrmakta ve bu lkelerin retimlerini dnyann her yerinde belirli markalarn egemenliini de kullanarak satmaktadrlar. Bu retim tarznda retim daha ok hazr giyim, spor ayakkabs, oyuncak gibi emek youn sektrlerde younlamaktadr. Genellikle fason retim birimleri olan evre reticileri model, marka ve fiyat bakmlarndan uluslararas tccar ve araclarn dorudan ynlendirmelerine ak almakta, nihai rn retmekte ama rnler kendi mallar olarak deil, uluslararas tannm markalarn mallar olarak piyasaya srlmektedir. rnein hibir yerde kendi fabrikas olmad halde her yl ortalama 300 model ve 900n zerinde deiik tip spor ayakkabs retip satan Nike firmas (Korzeniewicz, 1994), bu tip bir meta zincirine en iyi rnektir. Benzer biimde Trkiyede de en tannm markalarn reticisi olan fabrikalar da dahil olmak zere hazr giyim fabrikalar dnyann nemli markalar iin tccar-ynlendirmeli meta zincirleri ierisinde retim yapmaktadr (Dikmen, 2000). Trkiyedeki bu fabrikalar genellikle entegre kurulular olup retimlerini pamuk aamasndan dikilmi ve markas/fiyat etiketi yaptrlm mal aamasna kadar yrtmekte ve maln piyasa fiyatnn 1/4 veya 1/5 orannda uluslararas tccarlara satmaktadr. rnein Denizlide bir bornoz fabrikas pamuu almakta, iplik yapmakta, iplii boyayp halladktan sonra kuma olarak dokumakta daha sonra bu kuma kesip bornoz olarak dikmekte, uluslararas marka etiketini ve fiyat etiketini zerine yaptrmakta, paketlemekte, zmir limanna kamyonlarla, zmir limanndan da ABDye veya Avrupaya deniz yoluyla sevk etmekte ve tm bu ilemler iin maln fiyat etiketinin zerinde yazan tutarn 1/5ini almaktadr. Aada benzer biimde Denizlideki bir fabrikann 1998 yl birim retim miktarnn tablosu, hangi markalar iin retim yaptn da gsterir biimde verilmitir. Bu fabrika, dnyann en byk iki chennille kuma reticisinden biri olup, Denizlide ISO9001 kalite belgesine de sahip olan tek kurulutur. Bu kurulu, toplam retiminin sadece % 0.5lik bir ksmn kendi mar-

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

289

Tablo 1 Denizlide Bir Fabrikann 1998 Yl retimi ve Fason retim yapt Markalarn Listesi
Markalar SEARS BHS ZUCCHI KAPPAHL/OGAB C&A MEIJER MC GREGOR CROWNTUFT WALMART KARSHTADT SOVIC ZETEX H&M LINMARK NECHERMAN QUELLE FEDERATED THE BAY JANSEN CERRUTTI FINGERHUT LA SENZA WELTEX VERTKAUF INTERSPOR ZELLERS COUNTER FART HORISON SARA LEE VEMTEKS SUPALLE ATAMAN WELTEX CLAUDEL HANKOMULLER OTTO JEBSEN&JESSEN TOOTAL CAULDFIELD AMC STOCKMAN WEHCAMP TARGET WROM DRESMAN PRIMARK JC PENNYS MAYKO ARTIC KID MANOR DOUGLAS AND GRA. TALBOLTS BAADER TOPLAM Para 140 805 116 433 56 806 42 326 39 320 37 812 35 770 33 552 21 765 12 112 12 107 11 348 10 550 9 602 9 115 9 100 9 021 8 484 7 266 6 780 6 529 6 441 5 415 5 208 5 154 5 016 4 200 4 140 3 708 3 500 3 030 2 963 2 936 2 880 2 790 2 704 2 480 2 250 1 944 1 830 1 320 1 320 1 250 1 008 816 800 760 656 504 390 300 316 % 19.71 16.30 7.95 5.93 5.50 5.29 5.01 4.70 3.05 1.70 1.69 1.59 1.48 1.34 1.28 1.27 1.26 1.19 1.02 0.95 0.91 0.90 0.76 0.73 0.72 0.70 0.59 0.58 0.52 0.49 0.42 0.41 0.41 0.40 0.39 0.38 0.35 0.31 0.27 0.26 0.18 0.18 0.17 0.14 0.11 0.11 0.11 0.09 0.07 0.05 0.04 100.00

290

AHMET ALPAY DKMEN

kas ile retmekte ve sadece Trkiye ve Rusya Federasyonunda satabilmektedir. retiminden geri kalan % 99.5lik pay, dnyann en nl markalar tarafndan piyasaya srlmektedir. retici-ynlendirmeli meta zincirleri ise daha ok Ulerin veya benzer yapdaki entegre sanayi iletmelerinin baskn bir rol oynadklar retim alanlarnda ortaya kmaktadr. Bunlar daha ok otomotiv, uak, bilgisayar beyaz eya retimi gibi sermaye ve teknoloji youn alanlarda faaliyet gstermekte olup corafi yaylmlar uluslartesidir. Bununla birlikte bu yaplarda da ok yaygn olarak emek youn retim sreleri ierisinde fason imalat olanaklar, zellikle temel rne eklemlenecek olan eitli paralarn retimi iin kullanlmaktadr (Gereffi, 1994: 96). Bilgisayar retimi retici ynlendirmeli meta zincirlerini daha iyi anlamak asndan olduka iyi bir rnek.4 Bilgisayar retimi 1990larn bana kadar IBM, Apple, DEC gibi farkl markalarn birbiri arasnda gei olana olmayan rnlerini rettikleri ve pazarladklar dikey olarak entegre olmu bir sektrd. rnein, IBM, DOS iletim sistemli bilgisayarlar ve onlarn yan rnlerini retirken Apple, MOS iletim sistemi ile alan bilgisayar ve yan rnlerini retmekteydi. 1990lardan itibaren dikey entegrasyon yatay bir entegrasyona dnerek byk oranda Intelin ynlendirdii hemen her parasnn farkl firmalar ve lke gruplar tarafndan retildii ve bylece mikro ilemcisinden, iletim sistemine, yan rnlerinden, yazlmna, a hizmetlerinden (network services), basit balant kablolar vs. retimine kadar her alanda farkl glerde farkl firma ve lke gruplarnn tek bir bilgisayarn retimini tamamlamak iin rekabet ettii bir alan ekline dnt (Fine, 1998). Bu sektrde Intel ve Microsoft toplam krn % 60n toplarken, disket srcs, klavye, bilgisayar kasas, balant kablolar gibi ok dk katma deerli paralarn retimini yapan, ou inde yerlemi yzlerce firma, bilgisayar piyasasndan % 1in altnda kr pay olan bu paralarn retiminden birazck hisse kapabilmek iin kyasaya bir rekabetin ierisine girmektedirler. Bununla birlikte Gney Kore, Tayvan gibi lkelerde bulunan firmalar da anakart, hard disk srcs, video/multimedya srcleri gibi daha orta katma deerli mallarn retiminden pay alabilmek iin rekabet etmektedirler (Curry, 1999). Bilgisayar piyasas yatay entegrasyona geince bilgisayar piyasas da bir Intel Inside piyasas haline dnm, rnlerin ekonomik mrleri Intelin piyasaya srd yeni rnlerin ekonomik mrlerine baml hale gelmitir. Benzer yaplar otomotiv sektrnde elektronik destekli motor yapsn icat eden Toyota veya bisiklette Shimano iin sz konusudur, denilebilir. Eit dzeyde olmasa da otomobilde
4 Her ne kadar bilgisayar retiminin retici-ynlendirmeli bir meta zinciri olmadn iddia eden yazarlarn (rnein Curry,1999) iddalarnda doruluk pay olsa da, biz burada Gereffinin klasik snflandrmasna sadk kalarak bilgisayar retimini de retici-ynlendirmeli meta zincirleri arasnda saymay yeliyoruz.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

291

bugn teknolojik anlamda bir Toyota Insidedan veya bisiklette Shimano Insidedan bahsetmek mmkndr (Fine, 1998).

C. Moda ekonomileri: Fordizmin paradoksunu kresel retim ile amak


Fordizm, emek verimliliinde bir art salayarak retimde de buna denk bir art ngren bir retim biimi olarak ortaya kmtr. Standart paralarn basitletirilmi i ve tekdze bir iblm etrafnda monte edilmesi esasna dayanan sistem bu sayede maliyetleri en aza indirerek lek ekonomileri (tasarruflar) (economies of scale) salamakta ve kr enoklatracak bir retim hacmine ulaabilmektedir. Sistemin ikinci nemli maliyet tasarruf esi ise eit ekonomileri (economies of scope) olarak karmza kmaktadr. Ksaca, dikey ve/veya yatay entegrasyona giderek ayn iletmede farkl mallarn retilmesi yoluyla sabit sermaye giderlerinin farkl rnler arasnda blnmesi ve bylece bir maliyet tasarrufu salanmas esasna dayanr. Bu almadaki amacmz yatay ve dikey entegrasyonu tartmak olmadndan izleyen sayfalarda zmlemelerimize yardmc olaca dncesiyle eit ekonomilerine yol aan yatay entegrayon trlerinden nemli bir tanesini, iletmelerin rn eitlendirme etkinliklerinden ksaca bahsetmek istiyoruz. Fordist retim tarz genellikle yanl olarak kurguland gibi sadece tek bir eit rnn retilmesi esasna dayanmamaktadr. Fordist sistem, General Motors modelinde olduu gibi byk oranda ayn standart paralarn kullanld ancak birka temel parann deitirilmesi yoluyla ayn fabrikada farkl model otomobillerin retilmesi yoluyla fakllatrlm rnler elde eden ve bu sayede de ekstra tasarruf salayan bir sistemdir (Williams vd., 1987: 422). Bu sistem sayesinde bir yandan sabit sermaye giderleri farkl mallarn retimine paylatrlarak tasarruf salanrken dier yandan da farkl rn ve mteri yelpazesine farkl fiyat politikalar uygulanarak hem firmann mallarna olan talep artrlmakta hem de kr enoklatrmas hedeflenmektedir. Fordist sistem ilk kt yllarda Fordist yn retim tarznn dnyay bir tketim cenneti haline getirerek insanlar zgrletirecei ve byk bir refah salayaca inancyla ok gl bir ideolojik k da yapmtr. Bu inan ksmen de dorudur. ncelikle, Fordun fabrikas ilk retime balad yllarda iilerine eski cretlerinin 2 ile 4 kat aras fazla cret vererek iilerin gelir seviyelerinde reel bir art yaratmtr. kincisi ise -ki bu, almamzda da savunulacak temel tezlerden birisidir- Fordist sistem merkez lkeler iin refah devleti uygulamalarn, evre lkeleri iin ise uluslararas Keynesgil uygulamalar zorlamtr, nk Fordist sistem bir yandan gl bir yn retimi sistemi iken dier yandan da kendi ierisinde iki temel paradoksu barndrmaktadr. Taylorist ilkelerin hayata geirilmesi olarak da adlandrabileceimiz Fordist

292

AHMET ALPAY DKMEN

retim sistemi ii verimliliklerindeki artn olanakl kld retim artyla balantl bir cret art politikasn (Clegg, 1990: 178) ve tm bunlarla balantlandrlabilecek toplumsal bir gelir artn zorunlu klmaktadr. Fordist sistemin en stn yan olarak grnen bu olgu ayn zamanda Fordist retim sisteminin birinci paradoksunu da dourmaktadr. Bu paradoks en kestirme yoldan yle tanmlanabilir: Yn retim olgusu, retim miktaryla uyumlu bir talep dzeyini zorunlu klmaktadr, aksi durumda arz fazlas krizlere yol aacaktr. Keynesgil politikalarn uygulamaya getii 1940l yllarla balatlabilecek en basit ekliyle temel refah devleti uygulamalarnn nclleri 1900lerin banda retime balayan Fordun fabrikasnda gizlidir. Fordist sistemin yaygnlamas yn retimi artrmtr. Yn retim de denk bir yn tketimi zorunlu klmaktadr. Bu nedenledir ki 1940-1970 arasndaki dnemde Keynesgil politikalar yardmyla toplumsal talebi srekli canl tutmak devletlerin en nemli devi olarak grlmektedir. Bugn bildiimiz anlamda refah devletlerinin ortaya kmas iin itici g Fordist sistemin birinci paradoksu olarak adlandrdmz yn retim - yn tketim denklii sorununda yatmaktadr. Klasik Keynesgil politikalar, yani talebi srekli canl tutabilmek iin devletin tam istihdam politikalarna ynelmesini veya bunu yapamyorsa bile isizlik sigortas gibi tedbirler uygulayarak herkesi bir biimde tketiciler arasna katma abalarn bu erevede deerlendirmek gerektii kansndayz. Fordizmin ikinci paradoksu montaj hattnn kendisinden kaynaklanmaktadr. Montaj hattna yatrm yaparak firmalar batan yksek bir sabit sermaye yatrmn gze almaktadrlar. Bir kez yatrm yapldktan sonra montaj hattn abucak deitirip, rnein bir sonraki yl yeniden kurma talepleri, firmalarn ayn yksek maliyeti tekrar yklenmeleri anlamna gelmektedir. Bu yzden, firmalar yaptklar yatrmn giderlerini karlayp kra geebilmek iin uzun yllar ayn rn setini retmek zorunda kalmaktadrlar. Bu nedenledir ki Fordist retim sisteminde rnlerin ekonomik mr kullanm mrlerine ok yakn hatta ou zaman da kullanm mrlerinden daha uzun gereklemektedir. Ekonomik mr uzun bir maln reticisi olan bir firma, maln sonraki yllarda ayn gelir grubundan tketicilere tekrar satamayacandan, maln fiyatnda bir indirime giderek bir alt gelir grubuna satmay hedeflemektedir. rnein, Fordun T model otomobili ilk piyasaya srld 1908 ylnda 850 dolardr. 1909 ylnda ayn araba 950 dolardan satlm ancak 1909 ylndan itibaren srekli ucuzlama eilimine girerek 1916 ylnda 360 dolarlk fiyat dzeyine kadar dmtr (Clegg, 1990: 178). Ksacas, ayn arabann en st gelir seviyesi gruptan balanlarak Ford iilerine, hatta en alt gelir gruplarna kadar satlmas hedeflenmitir. Mallarn fiyatlarndaki srekli ucuzlama eilimi de bir anlamda refah devleti politikalarn destekleyici bir nitelik tamaktadr; bu yolla, alt gelir gruplarnn bile tketimden tamamiyle drlmemesi belli oranlarda tketiciler grubuna katlmas hedeflenmektedir.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

293

Tketimi canl tutmaya ynelik tedbirler evre lkeleri asndan da uluslararas Keynesgil politikalar yardmyla dzenlenmitir. Bretton Woods sistemi araclyla dolarn uluslararas dolam yoluyla evre lkelerinde canlandrlan tketim ve yatrm talepleri bu lkelerde sanayileme abalarnn artmasna, kyden kente glere, bu yolla nfusun daha byk lde iilemesine ve iileen nfusun da daha youn olarak tketime katlmasna yol amtr. Hem yatrm mallarna hem de kentlerde ylm gmen nfusunu beslemek iin gdaya ihtiya duyan evre lkeleri merkezden daha ok yatrm mal ve gda yardm talep etmek zorunda kalmlardr. Gnmzde ahit olduumuz kresel retim sistemleri ise Fordist retim sisteminin bu iki paradoksunun merkez lke iletmeleri asndan nemli lde almas yoluyla refah devleti ve uluslararas Keynesgil uygulamalarn byk lde tasfiyesi ve alt gelir seviyelerindeki kitlelerin tketimden drlmesi sonucunu dourmaktadr. Kresel retim sistemleri klasik iletme etkinliklerinin ikiye blnmesi ve bu etkinliklerin merkez ve evre lkeleri arasnda kresel bir iblm doaracak biimde yeniden rgtlenmesi esasna dayanmaktadr. Bu yap ise yeni sisteme Fordizmin yukarda andmz temel paradokslarndan kurtulma olanan salamaktadr. Fordizmin paradokslar olarak anlatmaya altmz olgular iletme terminolojisiyle bakarsak retim biriminin pazarlama birimi ile uyumsuzluunun birer sonucu olarak ortaya kmaktadr. Yani, talebin snrl olduu bir piyasada ucuz mal retip satabilmek iin retim leini yksek tutmak fakat montaj hattnn balang maliyetlerini birden bire fiyatlara yanstamayacanz iin bu maliyetleri yllara yaymak ve ayn zamanda da mallarn fiyatlarnda srekli indirime giderek talebi kaybetmemeye almak hep bu uyumsuzluun bir sonucudur. Ya pazarlamann riskleri retimi snrlamakta veya retimin riskleri pazarlamay snrlamaktadr. Kresel retim bu etkinlikleri uluslararas bir iblm altnda zerek riskleri, farkl lke ve farkl iletmelerin riski haline dntrmektedir. Ayn zamanda da hiyerarik-hegemonik bir yap altnda retimi pazarlamaya baml klarak, iletme etkinlikleri arasnda ve bu yolla da uluslararas retim ilikilerinde yeni hegemonik bir yap rgtlemektedir. Yeni kresel retim yaps klasik iletme ekonomileri olan lek ve eit ekonomilerine de yeni katklar salamaktadr. Bir yandan rn eitlendirmesi faaliyetleri artrlarak eit ekonomilerinin sisteme katks artrlmakta dier yandan da yeni bir ekonomi daha sisteme eklenmektedir: moda ekonomileri (Dikmen, 2000).5 Moda ekonomileri sayesinde yeni kresel retim sisteminde
5 Burada kullandmz moda ekonomileri (economies of fashion) kavramna benzer bir kavram Fine (1998)de clockspeed olarak kullanlmtr. Ancak Fineda kullanld ekliyle kavram, sadece merkez iletmelerin birbirleri arasndaki rekabetlerinde iletmelerin rekabet gcn artran bir e olarak kurgulanmtr. Oysa bu almada moda ekonomilerine ok daha kapsaml

294

AHMET ALPAY DKMEN

rn planlamas yapan ve marka reten merkez iletmeler rn setlerini istedikleri sklkta deitirebilme olanana kavumulardr. rn setini deitirmenin bu iletmelere maliyeti ise sadece tasarm giderleri ve uluslararas retim iliki alarnn kurulma giderleriyle snrl kalmaktadr. Bu iletmeler montaj hattnn her yeni rn seti iin deitirilmesi gibi nemli bir balang maliyetinden kurtularak kendilerine nemli bir tasarruf salamaktadrlar. rn setlerinin hzla deitirilebilmesi olana rnlerin ekonomik mrlerinin de byk lde ksalmasna yol amtr (Fine, 1998). Uler ve byk tccarlar bu yolla da kendilerine ek bir tasarruf salamaktadrlar. rnlerin modelleri ok ksa srede deitirilerek eski modeller abucak demode olmaktadr. Bylece firmalar eski mterilerine ayn maln yeni modelini satarak rnn satn alt gelir gruplarna kadar yaygnlatrmak, dolaysyla rnn fiyatn ar ucuzlatmak zorunluluundan kurtulmaktadrlar. Belirli bir gelir grubunu hedefleyen firma kk indirimler yapsa bile yine de ayn gelir grubuna mallarn satabilmektedir. Bylece yllar itibariyle mal ucuzlatmak yoluyla vazgeecei krdan da mahrum kalmam olmaktadr. rnein, bilgisayarn ekonomik mr 6 ay, otomobillerin ise 3-5 yl arasnda deimektedir (Fine, 1998). Hazr giyim, oyuncak, spor ayakkabs gibi sektrlerde ise bu hz takip edebilmek adeta olanakszlamtr. Yeni bir bilgisayar modeli ktnda eski model annda demode olmakta, eski mteriler bilgisayarlarn yenileriyle deitirmeye zorlanmaktadr. Dier sektrlerde de benzer bir yap szkonusudur. Bu sistem salamlk ve kalite kavramlar arasnda da bir fark ortaya kartarak, kaliteli maln salam mal olmas zorunluluunu ortadan kaldrmaktadr (Dikmen, 2000). Bu yapy Gereffinin tccar-ynlendirmeli ve retici-ynlendirmeli kresel meta zincirleri asndan dnrek moda ekonomileri yoluyla tasarrufun ve ek kr olanaklarnn nasl retildiini grmeye alalm. Tccar-ynlendirmeli meta zincirlerinde byk tccar kurulular zaten retim birimleri bulundurmamaktadr. Bunlar, kendi markalar ile evre lkelerinde yaptrdklar rnleri satmaktadrlar. Bu irketler retimin seyrini ynlendirebilmek bakmndan byk bir esneklie sahiptir. rnein, 1999 ylnda lkede toplam 30 ayr model t-shirt rettirip satan bir tccar dnelim. Bu tccarn 2000 ylnda 50 adet yepyeni rn piyasaya srebilmesi iin nndeki maliyet kalemleri yalnzca tasarm ve rn tutundurma giderlerinden olumaktadr. rn eitlerini yenilemekten dolay bu tccarn retimden kaynakl herhangi
bir anlam yklenilerek iletmeler iin salt rekabet gc salayan bir e olarak deil ayn zamanda da tasarruf salayc bir e olarak alglanmaktadr. stelik, almann ilerleyen blmlerinde izlenebilecei gibi, refah devletleri ve uluslararas Keynesgil sistemin yklmas, neoliberal veya neo-liberal duyarllkl sa veya sol iktidarlarn hemen btn lkelerde ibana gelmesi, devletin kltlmesi, yeni tketimci (consumerist) toplum yaplarnn ortaya kmas, gelir adaletsizliklerinin dnya apnda artmas ve Afrikann bir kta olarak tketimden drlmesinin altnda moda ekonomilerinin Fordizmin paradokslarn amak bakmndan sisteme salad olanak yatmaktadr.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

295

bir risk yklenmesine ve dolaysyla bir maliyet yklenmesine gerek yoktur. retimden kaynakl risk ve maliyetlerin tamamn evre lkelerindeki retici firmalar yklenmektedir. stelik, eer daha nceki reticiler yeni rn setini retemezlerse dnyann eitli lkelerinden bu mallar retebilecek onlarca baka retici firma bulmak da mmkndr. Ayn ekilde, bu tccarlar dnyann herhangi bir yerinde eski retici firmayla ayn kalitede fakat daha ucuza retecek bir firma bulmalar durumunda da rahatlkla siparilerini bu lkelere ve firmalara kaydrarak ucuz imalat olanaklarndan yararlanabilmektedirler. Ksacas, kresel retim olanaklar byk tccar irketlere retimlerini istedikleri gibi planlamak konusunda byk bir esneklik tanrken ayn esneklik evre retici firmalar iin bir bamllk ilikisine dnmektedir. Bu esneklik ve bamllk ikiliinden merkez lkeleri iin ayr tasarruf (ekonomi) olana domaktadr. Birincisi, eskiden bir maliyet kalemi olan montaj hatt (ya da fabrika) deitirme artk bu firmalar iin bir maliyet kalemi olmaktan kmaktadr, merkez firmalar bu yolla bir tasarruf elde etmektedirler. kinci tasarruf esi, daha ucuza retmeye raz farkl lkeler arasndaki rekabeti srekli canl tutarak elde edilmektedir. Merkez lke firmalar iiliin daha ucuz olduu evre lkerine ynelerek de daha ucuz retim olanaklarna kavumaktadr. Dnyada daha ucuza reten lke ve firmalarn ortaya kmas ise gl bir geribesleme etkisi yaratarak, eski retici lke ve firmalarn bir ekilde kendi maliyetlerini de yeni uluslaras cret dzeyine indirmek iin aba sarfetmelerine yol amaktadr.6 nc tasarruf olana ise yeni retimin model deitirme hzndan kaynaklanmaktadr. ok sk aralklarla model deitirerek eski tketicilerine yeni model rnlerini satma olanana kavuan merkez firmalar, maln fiyatn ucuzlatarak ayn mal alt gelir gruplarna satma zorunluluundan, dolaysyla sat yapabilmek iin belli oranlarda krdan vazgeme zorunluluunun firmaya getirdii maliyetlerden de kurtulmaktadr. retici-ynlendirmeli zincirler araclyla ise, Uler (daha nce de bahsettiimiz gibi) evre lkelerinin fason imalat olanaklarndan yararlanarak yukarda tccar-ynlendirmeli meta zincirleri iin saydmz tasarruf olanaklarnn aynlarna sahip olabilmektedir. Bunun yan sra bu firmalar yksek teknoloji rn saysal temelli makinalar kullanarak da ek bir esneklie kavumakta ve
6 E.B.S.O. (1999) raporuna gre de, Denizlide tekstil ve hazr giyim sektrnde ortaya kan krizin en nemli nedeni, Trkiye ve Denizli tekstiline olan uluslararas talebin daralmas olarak saptanmtr. Bu anlamda tccarlar siparilerini daha ucuz igc lkeleri olan Romanya, Bulgaristan, in, Hindistan ve Msr gibi lkelere kaydrmlardr. Bu durumda Denizlideki firmalar byk bir darboaz ierisine girerek 1995-1999 ylar arasnda 10.000 civarnda iiyi iten kartmtr. Denizlinin iindeki ve Babada ve Buldandaki kk meta reticisi firmalar da bu krizden etkilenerek retim olanaklarn byk oranda kaybedince, bu reticiler de iileme eilimi ierisine girmilerdir. Bylece, Denizli iin byk bir yedek igc ordusu ortaya kmtr. Yedek igc ordusu da her zaman daha ucuza almaya raz ii katmanlarn ortaya kardndan, bugn iin Denizlide (sigortasz iiler dnldnde) reel cret seviyesi Romanya, Bulgaristan, Msr, Hindistan ve indeki 50 dolar dzeyine ekilmeye allmaktadr (Dikmen, 2000).

296

AHMET ALPAY DKMEN

bu sayede hem yksek bir rn farkllatrmas olana elde etmekte hem de yeni modellerin piyasaya srlmesi bakmndan byk bir hz kazanmaktadrlar. Bu iletmelerin dorudan saysal temelli makinalar kullanarak bir ekonomiye (tasarrufa) sahip olduklarn sylemek gtr. nk bu makinalar zaten birer yatrm mal olarak ok pahaldr. Bu firmalar bir yandan evre lkelerinde kullandklar firmalar sayesinde bir tasarruf salarlarken, asl tasarruflarn mallarn srekli belirli bir deerin zerinde ve srekli belirli bir gelir grubuna satarak, dolaysyla maln fiyatn ucuzlatmak yoluyla katlanacaklar maliyetlerden kurtularak elde etmektedirler. Ayrca bu irketler iin unutulmamas gereken bir nokta da her ne kadar emek youn sektrlerde etkinlik gstermeseler bile olanak bulduklarnda yatrmlarn ucuz emek cenneti evre lkelere kaydrmaya her zaman hazr olmalardr; bu da ek maliyet tasarruflar demektir. Otomobil retimi dnldnde ABDdeki hemen hemen btn otomobil fabrikalarnn kapatld ve Latin Amerika lkelerine kaydrld bilinmektedir (Magaziner ve Patinkin, 1989), benzer biimde rnein Volkswagen Group da ekoslavakyada Skoda, spanyada Seat, Latin Amerikada Volkswagen markalarn reterek hem marka esasna bal bir rn farkllatrma hem de ucuz mal iin ucuz igcnden yararlanma politikas gtmektedir.7 Ksaca, yeni kresel retim sistemleri, U ve byk tccarlar iin Fordizmin paradokslarn aarak lek ve eit ekonomilerinin yan sra moda ekonomileri olarak adlandrdmz yeni bir ekonomiye daha sahip olma olanan dourmutur. Ancak evre lke reticileri iin hl lek ve eit ekonomileri sz konusudur. Merkez lke firmalar iin geerli olan bu yeni olanak, dnyann her yerindeki dk gelir gruplar ve emeki kitleleri iin yeni bir tehdit yaratmaktadr. Ayn maln yeni modellerini eski tketici kitlesine satma olanana kavuan kresel kapitalizm, bu yolla Fordizmin paradokslarn am ve refah devletlerine ve uluslararas Keynesgil politikalara gerek duymamaya balamtr. Bu sistem dnyada 800 milyon insan isiz brakm veya dk istihdam seviyelerinde almaya zorlam (Rifkin, 1995) ve gelir gruplar arasndaki uurumu bytmtr (UNDP 1996). Afrika ktas tketici konumundan hemen hemen , tamamen dm, benzer biimde Hindistann nemli bir blm, in ve Gney Amerikada ciddi bir nfus, alk snrlarnda yaamaya mahkum olmutur. Merkezde yaamak bile alt gelir gruplarn kurtarmaya yetmemekte, bu lkelerde de insanlar isizlik ve alk ekmekte, Afrika lkelerini hi aratmayacak koullarda yaamaktadr. Devlet ve devlet harcamalar yeni dnya sisteminde en byk gnah keisi ilan edilmi, refah devleti ve refah devletlerini hatrlata7 Bu adan burada bir not dlerek Trkiyenin de son yllarda otomotiv retimi bakmndan uluslararas markalarn kartmasna uradn saptamak hi de yanl olmaz. Bu konuda, Trkiyenin Avrupa, Asya, Eski Dou Bloku lkeleri ve Afrika gibi pazar blgelerine yaknlnn yan sra gelikin bir yedek para sanayiine sahip olmasnn da Trkiyenin otomobil markalar tarafndan uygun bir retim merkezi olarak grlmesinde etkili olduu kansndayz.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

297

cak uygulamalar kresel elit ideologlar tarafndan eytan gibi talanmtr. Btn dnyay neo-liberal rzgrlar kaplam, neo-liberal rzgrlar sadece sa siyasi akmlar deil sol akmlar da etkisi altna alarak, ister sadan ister soldan olsun neo-liberal duyarllkl siyasi hareketleri iktidara getirmitir. Merkez lkeleri iin refah devletine bir dn niteliinde olmasa bile toplumsal refah salamaya ve isizlii azaltmaya ynelik yeni tedbirlerin 1990larla birlikte gndeme getirildiini sylemek hi de yanl olmaz. Ancak zm yine de tketim ve yatrm mal retiminde istihdam yaratmaya ynelik deil, hizmet sektr ve zellikle kr amac gtmeyen sektrlerde (non-profit sectors) istihdam yaratmaya ynelik olarak retilmitir (Rifkin, 1995). Bu kurumlar her ne kadar kr amac gtmeseler de nemli sayda insana istihdam salamakta ve kendi rgtlerini bytmek iin gerekli paray kazanmann yollarn bir ekilde bulmaktadrlar. Tm bunlarn yan sra yeni retim ve tketim kalplarnn toplumsal akl srelerine etkileri de incelenmeye deer konulardr. Her ne kadar burada konumuz olmasa da yeni sistemin yeni bir toplumsal akl srecini de zorladn ve bu anlamda esnek akl/beden yaplarna sahip, tek bir ite sebat edip ykselmek yerine her gn yeni i olanaklar kollayan ve bu yolla ykselmeyi hedefleyen bir alan imgesi kurduunu (Sennett, 1996), benzer biimde simulative bir akl srecinin toplumsal dn yaplarna daha ok hakim olmaya baladn (Baudrillard, 1983a; 1983b) ve yeni bir tketimci (consumerist) akl srecinin tketim kalplarna egemen olmaya baladn (Bocock, 1993) yeni dnya dzeninin sonular arasna eklemek gerektii kansndayz. Ksacas, yeni Leviathan Kresel Kapitalizm olarak domutur (Ross ve Trachte, 1990).

D. l dnya hiyerarisi ve ayn mal iin ikili rekabet


l bir dnya sistemi nerisi Samir Aminin almalarnda da mevcuttur (Amin, 1998). Amine gre Drdnc Dnya diye adlandrlan bir kategoriyi analizlere dahil etmek gerekmektedir nk bu lkeler, ya hi sanayileme devrimi yaamam (rnein, Sahra alt Afrika, orta Amerika, Hindistann bir blm, Pakistan, Banglade ve Endonezya) ya da sanayilemek iin giriimde bulunmular ancak rekabet gc elde edememilerdir (rnein, Msr, Cezayir ve Gney Afrika), bu iki gruba ek olarak Amin Drdnc Dnya lkeleri arasna Krfez lkeleri ve Gabon gibi petrol dolaysyla finansal olarak zengin lkeleri de katmak gerektiini dnmektedir (Amin, 1998). Amin bu lkelerin baarszlnn Avrupann stratejik seimlerinin bir sonucu olduuna iaret ederek kresel kapitalizmin bir hatas ya da baarszl olarak yorumlamaktadr. Buna gre, Aminin analizinde de aslolan ey hl merkez ve evre arasndaki dinamiklerdir, ancak bununla birlikte yeni dnya hiyerarisinin bir grup lkeyi bu temel dinamiin dna ittii saptanmaktadr.

298

AHMET ALPAY DKMEN

Bu almada Amine benzer biimde biz de l bir dnya hiyerarisi yaklam gelitirmeye alacaz ama Aminden farkl biimde klasik merkez ve evre diyalektiinin krldn, bunun yerine daha farkl bir yapnn geldiini, bu yapnn artk merkez ve evre arasnda gerekleen sfr toplaml bir oyun gibi kurgulanamayacan, oyunun daha da acmasz bir hal aldn, oyun oynand srece merkezin oyun alannn sahibi statsyle her zaman pay alacan ve hatta oyunun oynanmamas gibi bir eyin de pek sz konusu olmadn, nk oyunun dnya hiyerarisine yeni bir kategorinin eklenmesiyle garanti altna alnm olduunu iddia edeceiz. Buna gre analizimize esas oluturacak l dnya sisteminin aktrlerini, merkez, evre ve dier lke gruplar olarak snflandrmay uygun bulmaktayz.8 Bu noktada ikili rekabet olgusunun taraflarn belirleyerek basit bir oyun teorisi gelitirmek ve bu l yapy analiz etmek istiyoruz. Kresel retim sisteminde ayn maln retimi iin ikili bir rekabetin sz konusu olduunu daha nceden de saptamtk. Merkez lke firmalar marka ve uluslararas a kurma yar ierisine girerlerken, evre lkeler iin bu rekabetin ad, kresel retimden pay kapabilme yar ekline dnmektedir. Merkez firmalarnn kendi arasndaki acmasz rekabetin en nemli silah kresel standartlarn belirlenmesi ve bu standartlar yardmyla kresel retimin ynlendirilmesidir. Bu alanda standartlarn belirlenmesi olgusunu geni anlamda kavramak gerekmektedir. Standartlarn belirlenmesi kresel rekabette ok deiik ekillerde ortaya kabilmektedir, rnein gnmzde Dell, bilgisayar pazarlama konusunda standartlar belirlemi ve ne kmtr, benzer biimde Intel ve Microsoft bilgisayar retiminin standartlarn belirlemektedir, ya da Nike ylda 300 model piyasaya srerek bu saynn altnda model piyasaya srecek firmalarn bu alanda tutunamayacan ilan etmektedir. Belki de en ilginci ABDde ev ara-gereci pazarlayan byk marketler zinciri Home Depotun kereste sat konusunda koyduu standarttr (ayrntl bilgi iin baknz: www. homedepot.com). ABD halknn yamur ormanlarndan yaplan kesimlere ve yamur ormanlarnn talanna kar duyarlln fark eden Home Depot, Green
8 Merkez, evre ve dier kategorileri duraan olarak deerlendirilirse Aminin birinci dnya, nc dnya ve drdnc dnya diye adlandrd lke gruplarna karlk gelmektedir. Ancak bizim analizimizdeki l dnya yaps duraan olarak deerlendirilemeyecek kadar karmak ilikiler ierisinde yer almaktadr. evre lkeleri kategorisi her an dier kategorisi ierisine dmeye veya bu kategoriye yaklamaya eilimli, ya da dier lkeler diye adlandrdmz grup, en aznda belirli sektrler bakmnda, evre lkeleriyle rekabet edebilme gcne eriebilmekte ve evre lke olma konumuna yaknlaabilmektedir. Bu ilikide deimeyen ve duraan kalan tek konum merkezin konumudur. Kresel retimi dzenleyen taraf olarak merkez her zaman dzenleyici ve belirleyici konumundadr. Bunun yan sra, Aminin kavramlarndan farkl kavramlar kullanma yolunu hem Aminin kategorilerinden kanmak hem de evre lkeleri arasna katlamamann bedelinin dier olma haliyle karlanacan vurgulamak iin de setik. Burada, dier olma halinin sistemden dlanmamay aksine karlkl bir ilikinin ierisinde varolmay ama zne olarak deil nesne olarak bulunmay yanstt grndeyiz.

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

299

Peace rgt ile ibirliine giderek yamur ormanlarndan yapt her kesimin sertifikalandrlmasn salamakta, bylece yerel lke ynetiminden, Green Peace rgtnden ve Home Depotdan yetkililerin sertifikalandraca aalar kesmekte ve satmaktadr. Bu uygulamasn ciddi bir reklam politikasyla destekleyince Home Depot, ABD piyasasnda kereste ve kereste rn satnda neredeyse tekel konumuna gelmitir. Ayrca bugn Home Depot ayn alanda etkinlik gsteren irili ufakl birok firmay da ayn standardn uygulanmasna zorlamaktadr. Yamur ormanlarndan yaplacak kesim Green Peacein de yardmyla tek bir tccarn standartlarna ve ynlendiriciliine braklmtr dersek sanrm Green Peace gnlllerine ok byk hakszlk yapm olmayz. evre lkelerindeki rekabet ise ucuz emek gc potansiyelinin yan sra retim yaplacak lke hkmetlerinin, finansal piyasalarnn, yedek para retiminin vb. Ulere ve byk tccarlara cazip gelmesi zerinden yrtlmektedir. Daha nceden de bahsettiimiz gibi hibir evre lke firmas iin, bugn retim yapyor olmak yarn da retim yapacann garantisi deildir. Daha uygun koullar bulunduunda retim hemen baka lkelere kaydrlabilmektedir. Gnmz kresel kapitalizm koullarnda ise ayn kaliteyi daha ucuza retecek lkeler her zaman ok kolaylkla ortaya kabilir. retimin baka lkelere kaymas durumunda eski retici lkeler kaybetmekte, yeni reticiler ise kazanmaktadr. Ama her zaman kaybeden lkenin kaybettii kazanann kazandndan daha yksek olarak ortaya kmaktadr. Aradaki fark merkez lke, U veya tccarnn kazan hanesine yazlmaktadr. lgin olan, evre lkeleri iin buradan fiktif kazanmlk duygusu yaratlmakta, sanayileiyoruz sloganlaryla kresel hiyerarik/hegemonik yapnn daha da glenmesinin olanaklar domaktadr. Buna gre baka bir lkenin retim olanaklarn kendi avantajna eviren bir evre lkesinin kazandn iddia etmek olduka zordur. nk kazanlan ey ayn zamanda daha ucuza retmeye raz gelmekten baka birey deildir. Rza ile zafer ne kadar yan yana durabilecek kavramlarsa bu sistemde evre lkelerinin kresel retimden pay alarak kazandklarn iddia etmek de o kadar zordur. Kalknma iktisadnn temel varsaym merkez ve evre arasnda sanayileme yarnda sfr toplaml bir oyunun oynand, bu anlamda da evre lkelerinin sanayilemesinin merkezin bir kayb anlamna gelecei eklindeydi (Jaffe, 1998). Oysa kresel kapitalizm koullarnda merkez-evre-dier lkeleri arasnda oynanan oyun btne bakldnda sfr toplaml gibi grnse bile merkez lkelerinin kaybetmeyecei bir alanda kurulmaktadr. Merkez lke firmalar iin kayplar ancak merkez firmalaryla girdikleri rekabetin bir sonucu olarak ortaya kmakta, evre lkeleri ile bu anlamda bir rekabete girilmemektedir. Kresel kapitalist sistemde oyun oynand srece merkez kazanmaktadr. Aslnda oyunun oynanmamas gibi bir seenek de sz konusu deildir, oyun her zaman garanti altnda tutulmaktadr.

300

AHMET ALPAY DKMEN

Bu garanti dnya hiyerarisindeki nc gruptan yani dier kategorisinden gelmektedir. Oyuna katlmamann, ya da oyunun ikili rekabet yapsnn dnda kalmann faturas dier olmaktr. Bu anlamda ne pahasna olursa olsun evre lkeleri oyunun ierisinde kalmak iin aba sarfetmek zorunda kalmaktadrlar. Bu zorunluluk ise merkezin oyundaki mutlak iktidarnn pekimesine yardmc olmaktadr. 1999 yl banda krizin en canl yaand anda Denizlide ve stanbulda tekstil ve hazr giyim retimi zerine yaplan bir almada unlar gzlenmitir (Dikmen, 2000): Denizlide baz fabrikalarda iiler aydr cretlerini alamamakta ama ilerine gidip almaya devam etmektedirler. ilerin ilerinden ayrlmamalarnn nedeninin fabrikalarda verilen bedava le yemei olduu anlalmtr. iler karnlarn iyice doyurduktan sonra yanlarnda getirdikleri poetlere yiyecek doldurmakta ve evlerine ailelerine gtrmektedirler. cret alamadklar iin iten ayrlmann bedeli bu iiler iin alktr. l dnya hiyerarisinin temel mant kendisini sadece uluslararas lekte deil daha mikro leklerde, ulusal hatta blgesel lekte de gstermektedir. A kalmaktansa karn tokluuna da olsa almak her zaman iyidir. Ksacas, dier kategorisi bir yandan oyunun dnda kalmann faturas olarak evre lkeleri iin her an bir tehditi canl tutmakta, dier yandan da retime katlmay bekleyen en ucuz emek gc potansiyeli olarak kresel kapitalizmin olanaklarnn snrlarn geniletmektedir. Bu yzden bu kategoriyi yeni dnya hiyerarisinin ierisine aktif bir unsur olarak katmann gerekli olduu kansndayz.

Sonu
Kresel kapitalizmin yeni bir ekonomi yaratarak yeni bir esneklik elde ettii gzlenmektedir. Ama bu konuda iki noktaya dikkat etmek gerekmektedir. Birincisi, sistemin salad esneklik, retim yapsndaki bir esneklikten kaynaklanmamakta, pazarlama etkinliklerinin retim etkinliklerinden koparlmasndan domaktadr. Bu anlamda retim temelli bir esneklik deil, tketim temelli bir esneklik sz konusudur. kinci nokta ise, yeni kapitalist piyasann esneklii, evre lkelerinde rgtlenmi fabrikalar iin bir esneklik anlam tamamakta aksine ek klfetler anlamna gelmektedir. Merkezin standartlarna ve ynlendirmesine alabildiine baml hale gelen reticiler her an ilerini kaybetme tehdidiyle yaamak zorunda kalmaktadr. Bu anlamda kresel retimin farkl boyutlarn farkl deerlendirmek ve bir esneklikten bahsedeceksek kimin iin esneklik olduunu dnmek gerekmektedir. Kresel retim sistemi ayn zamanda da yeni bir hiyerarik btnlk olarak grnmektedir. Bu yap alt gelir gruplar ve fakir lkeler iin zorlu bir dnyann kaplarn aralamaktadr. Bu anlamda merkez, evre ve dier kategorileri

KRESEL RETM, MODA EKONOMLER VE YEN DNYA HYERARS

301

ierisinde analiz etmeye altmz dnya sistemi aslnda bir soyutlamadan ibarettir ve her soyut olgu gibi de daha gerektir. l dnya sistemi sadece dnya lkeleri arasndaki hiyerariyi yanstmamakta, hemen her lkede ve blgede kurulan ya da herkes iin hem tehdit hem de olanak olan dnyalar i ie geirmektedir. Bugnk kapitalist hegemonyada, dier lke kategorisine sadece Afrikay sokarak yaplacak kat bir analiz, bu almann yapaca en byk hata olurdu ve sanrm bu hata da yapld. Mikro lekte de her merkez ve her evre kendi dierini yaratarak var olabilmektedir. rnein stanbulda hem merkez hem evre hem de dier bir arada yaanmaktadr. Ya da Trkiyenin bir blm zaten bal bana bir dierdir. Bu bakmdan igc piyasalar zerine yaplacak her analizin makro ve mikro lekte kurulan merkez, evre ve dier kategorilerini gz nnde bulundurarak yaplmasnn gerekli olduunu dnmekteyiz.
KAYNAKA Amin, S. (1998) The challenge of globalization, Uroh, C. O., (der.), Africa and the Challenge of Development: Essays by Samir Amin iinde, Hope Publication, Ibana, Nigeria, ss. 84-128. Baudrillard, J. (1983a) In the Shadow of the Silent majorities ... or the End of Social, and Other Essays, Columbia University Semiotext (e), Inc., New York. Baudrillard, J. (1983b) Simulations, Columbia University Semiotext (e), Inc., New York. Bocock, R. (1993) Consumption, Routledge, Londra. Clegg, S. R. (1990) Modern Organizations: Organization Studies in the Postmodern World, Sage, Londra. Curry, J. (1999). Vertical control in horizontally organized industries: the case of PC mainboard production, El Collegio De La Frontera Norte Departmanto De Estudios Sociales Cuaderno De Trabajo (Working Paper), Baja California, Mexico. Dicken, P. (1998) Global Shift: Transforming the World Economy, nc bask, The Guilford Press, New York. Dikmen, A. A. (2000) Global Commodity Production and Ideologies of Work: Cases of Textiles Production in Turkey, ODT Sosyal Bilimler Enstits, yaynlanmam doktora tezi. E.B.S.O. (1999) 1999a Girerken Global Krizin Ege Blgesi malat Sanayiine Etkileri: E.B.S.O Anket Raporu, Ege Blgesi Sanayi Odas Aratrma Serisi 99/7, EBSO Yaynlar, zmir. Fanon, F. (1967) Black Skin White Mask, Grove Weidenfeld, New York . Fine, C. H. (1998) Clockspeed: Winning Industry Control in the Age of Temporary Advantage, Perseus Books, Massachusetts. George, S. (1977) How the Other Half Dies: The Real Reason for World Hunger, Allenheld, Osmun and Co., Montclair, NJ. George, S. (1988) A Fate Worst than Debt: The World Financial Crisis and the Poor, Grove Press, New York. Gereffi, G. (1994) The organization of buyer-driven global commodity chains: how US retailers shape overseas production networks, G. Gereffi ve M. Korzeniewicz (der.) Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Praeger, Westport, CT, Chapter 5. Gereffi, G. (1999) A commodity chains framework for analyzing global industries, American Behavioral Scientistin Mapping the global web, zel saysna sunulan yaz, Miguel Angel ve Eszter Harigittai (der.), Princeton University. Jaffee, D. (1998) Levels of Socio-economic Development Theory, ikinci bask, Praeger, Westport, CT. Korzeniewicz, M. (1994) Commodity chains and marketing strategies: Nike and the global athle-

302

AHMET ALPAY DKMEN

tic footwear industry, G. Gereffi, ve M. Korzeniewlcz (der.), Commodity Chains and Global Capitalism iinde, Praeger, Westport, CT, ss. 247-265. Magaziner, I. C. ve Patinkin, M. (1989) The Silent War: Inside the Global Business Battles Shaping Americas Future, Random House, New York. McMichael, P. (1996) Development and Social Change: A Global Perspective, Pine Forge Press, California. Rifkin, J. (1995) The End of Work: The Decline of the Global Labor Force and the Dawn of Postmarket Era, Putnam Book, New York. Ross, R. J. ve Trachte, K. C. (1990) Global Capitalism: The New Leviathan, State University of New York Press, New York. Sklair, L. (1994) Capitalism and development in global perspective, L. Sklair (der.), Capitalism and Development iinde, Routledge, London. Sennett, R. (1996) The Corrosion of Character: The Personal Consequences of Work in the New Capitalism, W. W. Norton & Company, New York. UNDP (1996) Human Development Report 1996, UNDP, New York. Whitley, R. (1996) Business system and global commodity chains: Competing or complementary forms of economic organizations? Competition & Change, 1/4, ss. 411-425. Williams, K., Cutler, T., Williams, J. ve Haslam C. (1987) The end of mass production? Economy and Society, vol. 16, no. 3, ss. 415-417.

303

KOBler, kolektif verimlilik ve sorunlar


M. Melih Pnarcolu*

1. Giri
Dnyada son yllarn anahtar kelimelerinden bir tanesi de KOBler yani kk ve orta lekli iletmeler. Byk gzeldir iarnn geerli olduu 60l ve 70li yllar boyunca iktisadi olarak pek de anlaml gzkmeyen kk iletmeler son yirmi ylda inanlmaz bir hareketlililik gsterip, birok lkenin gelime izgisinde nemli bir yere sahip oldular. Hak ederek kazandklar yerlerinde, birok kiiyi de neredeyse kk daha gzel olabilir noktasnda dnmeye zorladlar. Hatta baz lkelerde grld zere gelimenin dinamosu olarak gsterildiler. Son yirmi ylda dnyada tank olduumuz bu gelimeler Trkiyede de tecrbe edildi. Gerekten de hi beklenmeyen bir anda kk iletmeler zellikle lkenin gelimemi blgelerinde dikkate deer bir byme gsterince, dnemin yeni gzdesi oldular. Kalknmada rnek firmalar ve kentler bu gelimenin temelinde seildi ve takdir edildi. Bu firmalarn agresif kiiliklerine uygun tabirler bulundu: ksa zamanda Anadolu Kaplan ya da Aslan diye anlmaya baladlar. Fakat, inanlmazn gerekletiine olan bu inan imdilerde zayflad, hatta yava yava kaybolmaya balad. Birok firma iin saadet devri sona erdi; yarattklar giriimcilik atmosferi biraz biraz kirlenmeye balad. lgintir ki, KOB deyince rnek gsterilen artk, Anadolunun farkl yerlerinde bymeye balam, kendi gayretleri ile belli bir yerlere gelmi irketler deil, Trkiyedeki en byk gruplarn bizzat kurduu holding-KOBleri oldu. Yaadmz gnlerde artk onlardan Anadolu Kaplanlar olarak da pek fazla sz edilmiyor. Ksacas KOBlerin yaktklar ate eskisi kadar parlak deil. Lakin, btn olumsuz ge(*) ODT, ehir ve Blge Planlama Blm.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

304

M. MELH PINARCIOLU

limelere ramen, dayanma alar, yerel dntrme kapasitesi ve deiik vehelerde ortaya kan i ilikileri asndan nemleri hl devam ediyor. Bu yazda zellikle Anadolu Kaplanlar olarak gndeme gelen KOBlerin snen ateinin nedenleri zerine odaklanlyor. Baarlarn kendi aralarnda ilikiler kurmalarna ve bu sayede karlarna kan frsatlar deerlendirmelerine borlu KOBlerin ok daha fazla tartlan bireysel verimlilikleri zerine deil, kolektif verimlilikleri zerine younlalyor. Gnll olarak katldklar karlkl menfaate dayal ilikinin eitli sa ayaklar tartlmaya allyor. Kolektif verimliin srdrlebilirlii ve sre ierisinde ortaya kan sorunlar zerinde dnmeye allyor. Oluan sorunlarn zmnde rekabeti fakat yardmlamac bir sanayi atmosferinin yaratlmasnn ve srekli halde yeniden retilmesinin mmkn olup olmad ortaya konmaya allyor. Nihayetinde, giriimcilik kapasitesi yksek kk ve orta lekli sanayinin gsterdii gelimenin hem ivmesini artrmak hem de gelimeyi srekli tutmak iin gerekli strateji ve dzenlemelerin nasl yaplmas gerektii tartlyor. Baka bir deyile, bu yazda yaplmak istenen, yerelliklerde oluan gelimenin isel sorunlarna ynelmek ve mmkn olduunca tevikler artrlmal, altyap yatrmlar gelitirilmeli vb. eklinde bir yazmdan ve sonulardan uzak durmak olacak.1

2. Kolektif verimlilik
Yukarda belirtildii gibi, bu yazdaki KOB deerlendirmesi kolektif verimlilik etrafnda srdrlecek. Burada sz edilen kolektiflik, kk iletmelerin kendi karlarn glendirmek iin kurmak zorunda olduklar bir iliki tarzn ifade etmekte. Sanayi asndan bakldnda, kk bir firmann sadece kendi bana -yetersiz donanm ve kapasitesi ile- karsna kan frsatlar deerlendirmesi ihtimalinin gayet dk olduu sylenebilir. Bu frsatlarn deerlendirilmesi iin ayn sektrde olan dier kk firmalarla ibirliinin gerektii belirtilebilir. Kolektiflik verimlilik de, bu gereksinme sonucu domakta (Rabelotti, 1999; Schmitz, 1994, 1999; Schmitz ve Muscyk, 1995) Bilindii zere, kk firmalarn gelimesi dnya ekonomisinde son yirmi ylda yaanan bir altst oluun sonucunda oldu. Bu dnmde dikey olarak btnlemi, hereyi kendileri yapmaya alan byk firmalarn krizi ve dolaysyla baz ileri kendi bnyelerinden kartmalar sz konusuydu. Bu durum kk ama becerikli, ucuzcu ama belli bir kaliteyi de yakalayabilen, esnek ama zamannda i yapabilen firmalara frsatlar yuma sundu. zellikle tketim mallar sektrlerinde birok kk ve orta lekli firma, byk firmalarn bo brakt alanlarda nemli bir hareket alanna kavutu. Yeni durum, bir maln retilmesi srasnda meknsal olarak genileyebilen ve retimin katma deer
1 Bu arada dikkatli okuyucular muhakkak farketmitir, ya da farkedecektir; lakin ak olarak yine de yazmakta yarar var. Bu yazda KOBler sanayi KOBleri iin kullanlmaktadr.

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

305

zincirinde bir ka tur aaya doru gidebilen fason ilikiler temelinde olutu. Oluan yeni yapdaki fason ilikiler dngsnn bir tarafnda byk firmalar, toptanclar ve/veya perakende zincirleri grlrken, dier ucunda kk firmalar bulunmakta. Bu dng, aslnda bir fabrikada yaplabilecek retimin ok aktrl olarak ve de farkl meknlarda yaplabilmesi demek. Bu durumda dng ierisindeki her aktrn verimlilii elbette nemli; fakat bu dngnn uyum ierisinde almas iin de kolektif tarzda olumu bir verimlilik gerekli. Dngnn en altna yani kk firmalara baktmzda, bu firmalarn geliebilmesi iin hem dikey olarak kendinden byklerle hem de yatay olarak, dier kk firmalarla- bu verimlilii salamalarnn gerekli oldunu syleyebiliyoruz. KOBleri yaratan verimlilik burada oluuyor. Kolektif verimlilik KOBler arasnda yaratt sinerji ve ak enformasyon akmlar nedeniyle bireysel verimliliin de yaratcs oluyor; ve bu onlar hem sadece bireysel verimlilikleri ile n plana kan holding-KOBlerinden hem de zanaatkr olarak kalan ve sadece tutunmaya alan kk iletmelerden ayryor. Oluan kollektivitenin en nemli gstergesi KOBlerin adnn srekli olarak yerelliklerde oluan endstriyel blgelerle anlmasnda yatyor. Bu blgelerin en nemli zellikleri olarak, hzl gelime gsteren ve sektrel olarak uzmanlam kk ve orta lekli firmalardan olumas, daha ok grece az gelimi (evresel) meknlarda ortaya kmas ve firmalarn mnferit baarlarndan ok kendi aralarnda a ve a benzeri ilikiler kurarak gerekletirdikleri baarnn sz konusu olmas gsterilebilir (Asheim, 1996; Castells, 1997; Messner, 1997; Pnarcolu, 2000; Pyke ve Senberger, 1992). Bu blgeleri iki ksmda deerlendirmek gerekmekte: birinci grupta, zanaatsal bilgiye dayal ve geleneksel olarak uzmanlalan sektrlerin oluturduu blgeler bulunmakta. kincisi ise, daha ok teknoloji youn sektrlere dayal blgeler olarak karmza kyor. Birincisinde genellikle zanaatkr ya da topraa dayal birikimi elde etmi insanlarn oluturduu bir giriimcilik sz konusu iken, ikinci grupta profesyonel olarak yetimi, teknolojik bilgisi hayli yksek insanlarn giriimcilii gndeme gelmekte. Bu durumda, birinci grupta hemehrilik ve benzeri ilikiler ile geleneksel yerel kimlik nem kazanrken, ikincisinde daha ok konvensiyonel kapitalist ilikiler erevesinde ortaya kan ve dolaysyla bu ilikilerin baars iin beraberce oluturulan kimlikler gze arpmakta. Yukarda da belirttiimiz gibi, bizim burada szn ettiimiz, birinci grupta oluan Anadolunun birok yerinde grlen KOB gelimeleri. Trkiye asndan baktmzda da, ikinci tr gelimelerin son derece kstl olduunu grmekteyiz.2 Endstriyel blgeler ve KOBlerin baars aadan yukar bir baar. Ve bu baarnn temelinde kolektif verimlilii salayan a rgtlenmeleri yatmakta. A, aktrler arasnda en temel iki zellii birbirine bamllk (interdependent)
2 Teknoparklar ya da teknokentler olarak adlandrlacak bu tr gelimenin izleri Trkiyede son on yldr grlse de, u ana kadar ciddi bir oluumun varln sylemek zor.

306

M. MELH PINARCIOLU

ve uzun erimlilik olan bir iliki eidi (Castells, 1997; Williamson, 1991). Baka bir deyile, aktrler aras iliki ne tam baml ya da tam bamsz olacak; ayrca birbirini tanmazlarn ok ksa erimli ilikisi de olmayacak. Karlkl menfaate dayal, insanlarn kendi rzas ile uzun sreli olarak kalma istei ile katld bir iliki tarz burada kastedilen. Bu ekilde tanmlanan bir iliki modeli ekonomik gelimenin temeline konduunda dolaysz olarak ontolojik bir deiiklie sebebiyet veriyor. Genel olarak sylersek, farkl paradigmalarda olsa da birok ekonomi kuram iki kutupta karmza kyor. Ya firmalar atomistik olarak rekabeti ve birbirinden bamsz temelde ele alnyor, ya da genellikle dualite kuramlarnda grdmz gibi, aralarnda hibir ekilde rekabet ilikisi olmayan, fakat iki ayr dnyada yaasa da aralarnda bamllk ilkisi olan firmalar olarak tasvir ediliyor. Her iki durumda da, btn bu firmalarn mekndaki ilikisi basit bir pozisyonel toplanmay ama zellii gstermiyor. Halbuki asal ilikide tanmlanan ne sadece atomistik rekabeti firmalar ne de aralarnda kazanan-kaybeden eklinde zuhur eden bir ilikiye sahip firmalar. Buradaki kabul elbette firmalarn rekabet ettii zerine; lakin aralarnda belli bir dayanmadan szetmenin de mmkn olduu ve bu dayanmann iki tarafn da kazand bir iliki durumunda olduu belirtiliyor. Firma bu durumda artk tek bana analizin konusu olmaktan kmakta. Birbirine baml aktrlerin oluturduu endstriyel zonlar ve bunlarn oluturduu alar bu kez analizin konusu olarak belirmekte (Castells, 1997). Bu ilikilerin ilemesinde ve ivmesini artrmasnda en nemli olgu gven. Gven duygusu a iindeki ilikilerin kaygan ekonomik zeminlerde pozitif sonular karabilmesini salamakta. Burada Giddensa (1992, 1994) atfen, aktif ve pasif gven mekanizmalarnn nemli olduunu belirtebiliriz. Pasif gvenden kastmz kurumsal gven: yani bireylerinin toplumun kurumlarna ve kurumsal yapsna duyduu anonim ve formal gven. Yukardaki fason zincirleri temelinde rnek vermek gerekirse, bir firma bir baka lkeye gittii zaman, firmann orada retimini ya da ticari yaamn en azndan orta ve uzun dnemde srdreceine olan gveni bu tanma giriyor. Ya da kk iletmelerin kendi ekonomik yaamlarnda gerekli kurumsal destei alacaklarna olan gven baka bir rnek olarak verilebilir. Fakat bu, ilikilerinin her noktasn kapsayan ve dolaysyla kendi bana yeterli olacak bir gven tanm deil. Genelde bireylerin zelde firmalarn kendi yaam evrelerinde tandklar arasnda gelitirecei aktif gven olarak adlandrlacak bir mekanizma da olmazsa olamaz olarak karmza kmakta. Aktif gven, pasif gvenin aksine birbirini tanyanlar arasnda oluan ve dayanmay salayan, yine pasif gvenin aksine enformel olan bir gven. Her toplumsal oluumda bu iki gvenin varl bir ekilde gerekli. Lakin iyi bir hukuk sisteminin ve kurumsallamann olmad, bireysel gelimenin olanaklarnn salanmad ve toplumsal gelimenin dlayc zelliklerinin artt bir ortamda elbette pasif gven azalacak, hayatn srdrlebilmesi ve re-

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

307

fah artrm iin aktif gven mekanizmalarnn n plana kmas gerekebilecektir. Aktif gvenin iyi ekilde olumas birincide geliecek sorunlar da ortadan kaldrabilir. Hatta yaadmz bu hzl ada aktif gvenin varl birok noktada hayati gibi grnmekte: mesela hukuksal sistemin iyi iledii varsaylan lkelerde bile, an hzlca akan ilikileri bu sistemin nne geebilmekte ve hukuksal sistem ilikilerde tam bir garanti salayamamakta. Bu nedenle, enformel gven mekanizmalarnn bu pasif sistemi desteklemesi gerekebilmekte. Eer aralarnda aktif gven varsa, kk iletmeler retim ve pazarlama iin gerekli bilgi aklarn a iinde salamaktalar; hem belli bir rekabeti, hem de belli bir yardmlamay gelitirerek, oluacak frsatlar deerlendirilebilmekte, dolaysyla gelimede nemli ilevler grebilmekteler. Ve de daha az korunakl olduklar formellik iinde hayatlarn kolaylatracak aktif gvene dayal kalelerini ina edebilmekteler. Dnyada ve Trkiyede grlen rneklere bakarak aktif gvenin oluumunda en nemli harlarndan birisinin hemehrilik olduu sylenebilir. Birbirini tanyan, ayn gemie ve kltre sahip ayn memleketten olmann zelliklerini retim yaplan d pazarlara kar birbirini kollayarak kulanan birok a rgtlenmesi dnyada ve Trkiyede karmza kmakta. Anadoluda son yllarda grlen KOB a rgtlenmelerinde karmza kan olgu bu olmakta.3, 4 Bunun dnda yerelliklerde oluan endstriyel blge snrlarn aan bir baka aktif gvenin varl Trkiyede slami hassasiyete sahip olanlar arasnda ortaya kmakta. yelerine stratejik yardm, kolektif hizmet sunumu ve bireysel sorunlarn zm noktalarn hedefleyen ve kk ve orta lekli firmalarn youn olarak bulunduu MSAD ve HAD ( Hayat Dernei) gibi rgtlenmeler i ve retim noktasnda gayet faydal5 gvene dayal bir a oluturmaktalar (Pnarcolu, 2000; en, 2000; Uur ve Alkan, 2000). Trkiyede ve benzeri lkelerde grlen sanayi temelli nemli KOB baarlarna baktmzda nemli bir nokta karmza kyor: bu nokta a rgtlenmelerinin enformel ile formel arasnda geirgen bir toplumsal geometri oluturmas ile ilgili. KOBler ekonomik pozisyonlar asndan formel sektr iinde yer alsa da, enformel ilikilerden beslenmekte. zellikle gelimelerinin ilk aamalarnda enformel nitelikleri fazlasyla n plana kmakta.6 ounlukla ei3 Trkiyede bu zellii kullanan en nemli yer Denizlidir. zellikle, Babadallarn (Denizlinin ufak bir kazas) 1950li yllarda ekonomik sorunlar nedeniyle il merkezine gmelerinin ve orada yllarca srdrdkleri tutunabilme mcadelesinin getirdii dayanma ruhuyla hayata geirdikleri a rgtlenmesi, 1990larda ok sz edilen Denizli mucizesini oluturmutur (Ik ve Pnarcolu, 1996; Pnarcolu, 2000). te taraftan hemehriliin mutlaka byle bir dayanmay yaratmayacan sylemek gerekiyor. Mesela Adyamanda birletirici unsurlar tayabilecek etnik yapnn varlna ramen, byle bir yerel sinerji ortaya kamyor. Bunun en nemli nedeni olarak Adyamandaki giriimciliin byk toprak sahipleri tarafndan yaplmas gsterilebilir (Pnarcolu, 1999). MSAD Bakannn demecinden (Basnda MSAD, Nisan 1995). Yurda kaak giren makinalar, kayt d retim ve firmalarn aralarnda yaptklar hibir yasal dayana olmayan sadece sze dayal anlamalar bunlarn rnekleri olarak verilebilir (Pnarcolu, 2000).

5 6

308

M. MELH PINARCIOLU

timsiz olan ve pazarla nasl ilikiye geeceini de pek bilmeyen bu kesimler enformelliin pozitif ve yaratc gcn sonuna kadar kullanabilmekteler. Kurulan iletmeler, kk olmann getirdii bir kaderi paylamann zorunlu kld, belli dzenlemeler sunabilen, gerektiinde yasalarn gediklerini bulan ve gndeme gelecek anlamazlklar zme yetenei olan bir ilikiler sistemi kurabiliyorlar. Bylelikle, birbirlerine aktif olarak gvenen kk iletmeler, kendilerine ait zm retme kapasitesine sahip kolektif stratejiler gelitirebilen kesimler olabilmekteler. Yaadklar tm olumsuzluklara karn, hayatta kalma ve ykselme azminin getirdii dayanmann, yerel gelenekleri bir ekilde kendi yaantlarna uydurarak yaatma ve yeniden biimlendirmenin temel olduu bir yaam kurmaya alabiliyorlar. Yerel zanaatkr kabiliyetlerini yeniden retme falliyetlerinin ciddi olarak yer ald bir yaam ayaklarnn stne dikmeye alyorlar. Dolaysyla umutsuzluk, moralsizlik ve eitimsizliklerini, kendilerine ait dinamizmle pozitif sonulara evirebilme enerjilerini ilerinde tayabiliyorlar. Fakat burada belirtilmesi gerekli olan bir nokta var: elbette yukarda bahsettiklerimiz her enformel kesim iin sz konusu olmayabilir ve bahsettiimiz zellikler belli bir mekndaki enformel kesimlerde bulunmad zaman umutsuzluklar srekli bir zlmeye imkan da tanmakta. Enformelliin KOBlerin nemli bir paras olmas igc piyasasnda da ortaya kmakta. Gelimekte olan lkelerde ortaya kan KOB endstriyel blge baarlarna baktmzda, bu baarlarn grece dk katma deerli pazarlarda oluan baarlar olduunu ve bu baarda en nemli avantajlardan birinin de ucuz emek gcnden kaynaklandn grebiliyoruz (Bell ve Albu, 1999; Tewari, 1999). Trkiyede de gayet iyi bilindii zere, birok KOB sigortasz ii, hatta geici ii altrmakta. iler, dier byk firmalarda alanlarn sosyal yardmlarndan ve sendikalama hakkndan yaralanamamakta ve ar alma koullarna maruz kalmaktalar. alma yaamna ilikin negatif unsurlarn fazlasyla varlna ramen, KOBlerde grece yumuak ilikiler de grmekteyiz. Bunun nedenleri arasnda KOBlerde geici i iin gelenlerin fazlal, iilerin iin tamamn tecrbe edip, renebilme ve niteliklerini gelitirebilme ans, iyeri sahibinin de iyerinde ayn iiler gibi almasyla oluturabildikleri zgven ve ufak bir atlye aarak patron olma hayalleri saylabilir (Pnarcolu, 2000).7 Bir baka nokta KOBlerin younlukta bulunduu yerelliklerde ksmi-igvencesinin (quasi-tenure) kmas ile ilgili (Lebourgne ve Lipietz, 1992). Byk firmalarn bile esnek igc kul7 Genel olarak formel istatistik verilerden yaplan almalarda, KOBlerdeki cretlerin dkl gsterilse de (Taymaz, 1997), enformel i ilikilerine dikkat eden alan almalarnda bazen deiik bulgular edinilebiliyor. Mesela Bursa tekstil sanayinde yaplan bir aratrmada deiken ve ar alma koullarna ve sigortaszla katlanan tekstil iilerinin Bursada ayn sektrdeki byk firmalarda allanlara gre daha yksek aylk gelir elde etme imkanna kavutuu gzleniyor. zellikle Bursada gayet youn ve sert yaanan byk firmalardaki igc ilikilerine karn, kk iletmelerde gayet yumuak ilikiler grlmekte. Bu kk iletmelerde alanla-

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

309

lanmasndan kaynaklanan i gvensizlii KOB-endstriyel blgelerinde bir firmadan ayrlp baka firmaya geebilme olana olarak tanmlanabilecek blgesel esneklik sayesinde ksmi-i gvencesine dnebiliyor. Btn bunlara ramen kolektif verimliliin en az ulat kesimlerin, zellikle Trkiye benzeri lkelerde, iiler olduunu sylemek gerekiyor. Yumuak olarak grlebilen i ilikileri krllkta azalma olduunda hemen deime tehlikesini iinde barndryor.

3. Kolektif verimlilik srdrlebilir mi?


Buraya kadar anlatlmaya allan kolektif verimlilik srdrlebilir bir ey mi, yoksa byk firma egemenliine kar ayaklar stne zoraki dikilmeye allan, duygusal zelliklerin ar bast ve uzun soluklu olmas mmkn olmayacak bir dalga m? Bu soruyu aydnlatabilmek iin KOB kolektif verimliliinde oluan sorunlar Trkiye ve benzeri lkelerde olumu deneyimlerin nda dikkate almak gerekiyor. Yukarda tanmlamaya altmz kolektif verimlilik aslnda birey ile a oluturma (the self and the net) arasnda grlen diyalektik bir ilikinin sonucu. Ekonomik aktrlerin dayanmaya dayal a ilikileri kurduklarnda, bunun kendi bireysel karlarna uygun olup olmadn anlamalar zaman ierisinde farkl yerelliklerde biriken tecrbelerin etkisiyle olmakta. Her ne kadar ekonomik aktrler dayanmann kendi bireyselliklerine getirecei faydalar grebilseler de, farkl yerelliklerde gemiten kaynaklanan (ounlukla aile baznda) yarma ve atma gdlerinin younluu, birey ile a arasndaki ilikide birinciye doru bir ynelie yol aabiliyor. Bu nedenle kolektif verimlilik yerelliklere gre ciddi farkllklar gsteriyor; baka bir deyile, kolektif verimlilik farkl meknlarda bireysellik ve a arasnda farkl konumlar ediniyor ( Castells, 1997; Schmitz ve Nadvi, 1999). Dolaysyla, K. Mara Adyaman gibi KOBlerin kolektif verimliliinin dk olduu yerellikler ile Denizli ve Gaziantep gibi yksek kolektif kapasiteye sahip ve bu kapasitesini ok ciddi baarlara dntrm yerellikler karmza kabilmekte. Birey ile a arasndaki elde edilen pozisyonlar da sabit olmayp, zaman ierisinde ciddi deiiklikler gsterebiliyor. Kendi karn bilen a aktrlerinin farkl baarlar, yetenekleri ve anslar alardaki gelimenin ounlukla simetrik olamamasna yol ayor. Oluan asimetrik byme zaman ierisinde daha yatay ilikilerden hiyerarik ilikilere doru bir gei yaratabiliyor (Harrison,
rn byk ounluunun hayalinin, mmkn olduunca ok alp, kaak olarak gelen (otomatik) makinalardan alarak, kk bir atlye kurabilmek olduu sylenebilir (Pnarcolu, 2000). Lakin burada yanl anlamaya mahal vermemek iin genel olarak KOB gelimesinin, kalknmakta olan lkelerde ucuz emek koullarnn stnde ykselen bir sre olduunu tekrar etmekte fayda var.

310

M. MELH PINARCIOLU

1994; Nadvi, 1999). Belli bir hiyerarik gelime olup a yapsnda kademelenme balad m, hiyeraride stte olanlar farkl iliki alar deneyebiliyorlar.8 Oluan tipoloji farkllklar baka alarn olumasna izin verirken, daha nce kurulan an yok olmasna da neden olabilmekte. Baka a oluumlar grlmese bile, blgede byyen firmalar retimin hepsini ya da byk bir blmn kendi ilerinde halledebilecekleri dikey bir entegrasyona odaklanabilmekteler. Hiyerarik yaplanmann yol at her iki durumda da iinde bulunulan a terkedilebilmekte, ya da ilikiler minimalize edilebilmekte. Bu da, hiyerarinin altnda kalan daha kk lekli firmalarn hareket alannn gayet kstland ve dolaysyla blgedeki genel gelimeden daha ok bir ka firmadaki gelimenin olduu bir durumu ortaya kartabilmekte. Hiyerarik gelimenin daha az olduu durumlarda bile alarda dlama mekanizmalar alabilmekte. Olabilecek herhangi bir baarszlk aniden adan drlerek cezalandrlabilmekte; ya da retime yeni katlanlar an ierisine almama gibi durumlar yaygn olarak grlmekte. Dsal krizlerin olduu dnemlerde pazarn daralmas ile birlikte, dlama mekanizmas daha da youn alabilmekte. Dlama mekanizmasnn younluu kolektif verimlilik iin gerekli olan retim, pazarlama ve finans gibi konularda enformasyon akmlarnda tkanklara neden olup, yardmlamac ilikilerin bozulaca gizlilik ve sk rekabetin n plana geecei bir iklime yol vermekte (Asheim, 1996; Cooke, 1996; Pnarcolu, 2000). Bu durum, KOBlerin yakn evresini kullanarak daha ufak fakat kolektif verimlilii salayamayacak alara ynelmesine neden olabilmekte.9 Gizlilik ve sk rekabet oluumunun bir baka negatif yn, blgelerin gelimesi iin gerekli olan yenilemenin (innovation) duraklamas olarak belirmekte. KOBlerin youn olduu blgelerde yenileme byk teknolojik dnmler yerine, firmalarn birbirini taklit ederek retimi ufak gelimelerle daha verimli rgtleyebilmesi olarak tezahr etmekte. Bu, daha ok en son ve en iyi teknolojik sistemin retilmesi ya da getirilmesi eklinde deil, kendi imkanlaryla ulaabilecekleri en uygun ve belli bir dntrme kapasitesi yaratabilen bir sistem eklinde olmakta. Her zaman en iyi teknolojik yapya rahata kavuamadklar iin dntrme kapa8 Denizli gelimesinin ileriki dneminde oluan EGS (Ege Giyim Sanayicileri Birlii) bu yeni a rgtlenmesinin bir rnei olarak verilebilir. 1990larn banda kurulan bu ok ortakl irket, Denizlili dokumaclarn arasnda baar gsteren ve byyen krk civarnda firmann zmirli, Bursal ve stanbullu byk firmalarla yapt retimden ulama, sigortaclktan bankacla faaliyet gsteren yeni bir a rgtlenmesi olmutur. Burada esas nokta hemehrilikten ok KOBlikten syrlan firmalarn kendileriyle emsal grdkleri arasnda konvensiyonel kapitalist ilikiler erevesinde kurduu ilikidir. EGS kurulduktan sonra Denizlide 1980lerde oluan ve baarsnn temeli olan yerel a rgtlenmesi olduka zayflamtr (Pnarcolu, 2000). . Bursada Balkan kkenli KOBler zaman zaman geni a rgtlenmeleri kurabilseler de, 1970lerdeki kriz dneminde oluan sk rekabet koullar bu dayanmada yara am, byk bir ounluun sadece yakn evresinden baka kimseye gvenmedii bir yap kazanmtr (Pnarcolu, 2000).

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

311

sitesi anlamnda kullanlan yenileme bak srt bir sre haline gelmekte. Gizlilik ve sk rekabet ortamnn getirdii tkanklklar yenilemenin nn kapatabilmekte.10 Bir baka sorun blgelerin altklar rn ve katma deerde kalmalarnn getirdii rekabet zorluu ve st aamalara geme srecinde karlatklar engeller nedeniyle ortaya kmakta (Asheim, 1996; Capello, 1996; Cooke, 1996; Harrison, 1994; Pnarcolu, 1998, 2000). Bilindii zere, gelimekte olan lkelerde ortaya kan KOB endstriyel blge baarlar, grece dk katma deerli ihracat pazarlarnda oluan baarlar. Zaman ierisinde ayn pazarda ve ayn tip retimle durmann getirdii en byk saknca, global ekonomide daha dk maliyetle retim yapan blgelerin ortaya kyla olmakta. Bu rekabetten syrlabilme daha yksek katma deerli pazarlara ynelme, kalite artrm, uzmanlalm pazarlar bulabilme, marka oluturma gibi stratejilerin gelitirilmesiyle mmkn. Bu sadece basit bir teknik geiten daha ok, ksa zamanda gelime gstermi giriimcilerin, farkl bir ortama ve i kltrne uyum salayabilme becerisi ile ilgili bir durum.11 Burada oluacak herhangi bir tkanklk, gelime seviyesini durdurabilmekte. Ayrca, sadece giriimcilerin deil, igcnn de yeni ortama uyumu hayli nemli bir sorun olarak karmza kmakta (Schmitz ve Mucsyk 1994; Schmitz, 1999; Simmie, 1998). Ayn katma deer zincirinde ykselme zorluklar yannda blgelerde grlen tek sektrl gelime bir baka sorun olmakta. Aslnda bir sektrde ihtisaslama kolektif verimliliin oluumunda gayet gerekli bir ge; bununla beraber oluabilecek krizler karsnda dayankszln da nedeni olmakta. Bir sektrde tkanklk balad zaman farkl sektrlerde uzmanlam blgelere gre uyum kapasitesi haliyle dk olmakta. Tkankln uzun sreli olduu durumlarda yatrmclarn doal araylar sonucu yerel ihtisaslamann olmad sektrlerin oluumu grlmekte. Bu arayn bir ynnn salkl olduu elbette bir gerek. Fakat, burada belli sorunlarn varln inkr etmek ise g gzkmekte: her ne kadar bahsi geen araylarda atlgan giriimciliin tecrbelerinin belli llerde anlaml sonular karmas olabilir bir ihtimal ise de, yerel ihtisaslamann d-

10

11

eitli Anadolu Kaplan iller stnde aratrmalar yapan Eraydn firmalarn rekabeti ortamlarda fikirleri ve yenilemeleri mmkn olduunca kendilerine saklayp dierlerinden gizlemeye altklarn bildirmektedir (Eraydn, 1998). rnei orumdan verebiliriz. orum sanayii zerine aratrma yapan Anadolu Finans Grubunun hazrlad raporda orumlu sanayicilerin farkl i kltrne ayak uydurmalar noktasnda unlar syleniyor (irket sahipleri) iyi bilmeli ki; artk iletme ynetimi asndan tam bir tkanma, kilitlenme noktasna gelmi bulunuyorlar. Ya zihniyetlerini deitirip geliecekler ya da silinecekler. Tebihle izah etmek gerekirse yryen bantlar zerinde dikenli tellerle yzyze gelen adam durumundalar. Ya dikenli telleri atlayacaklar ya da helak olacaklar. () Servet sahibi olmak ile sermaye sahibi olmak arasnda byk fark mevcuttur. Servet sahiplerinin gelebilecei en son nokta esnaf iriliidir. Sermaye sahipleri ise mteebbis diriliine ve sanayici kiiliine sahiptirler. Lks arabaya binmek, takm elbise giymek ve cep telefonu yenilemek ile mteebbis olmak mmkn deildir (lhan, 1998).

312

M. MELH PINARCIOLU

na kldnda bu sonularn uzun soluklu olmas ve genel olarak yerel ekonomik baarnn anahtar durumuna gelmesi bir hayli zor gibi durmakta.12 Hangi nedenden olursa olsun herhangi bir tkanklk yaandnda Trkiye ve benzeri lke deneyimleri gsteriyor ki, krllkta grlebilecek azalmalar karsnda ilk nce dlanacak kesimler ii snf olmakta. Sre ierisinde grlen bu sorunlarda katma deer artlar salanamazsa reel cretlerin drlmesini mteakip en yumuak igc ilikilerinin grld yerelliklerde bile baskc ilikilerin ortaya kmas yaygn bir gelime olmakta. Ksmi-igvencesini imkanszlatracak youn geici ii altrma ve yksek oranda ii kartma, sendikal her trl faaliyete inanlmaz llerde tepkiler girilen srete grlebilmekte.13 Buraya kadar kolektif verimliliin srdrebilmesinin zorluklarn tartmaya altk. Kendiliinden oluan bu kolektif verimlilik son derece krlgan ve alarn devinimleri srasnda bozulmaya da gayet msait. Aadan yukarya doru kendiliinden oluan ekonomik gelimenin i dinamikleri sonucu ortaya kan bu sorunlar karsnda nasl bir mdahale biimi gelitiriliyor? Trkiye asndan baktmzda mdahalelerin sadece yetersiz kaldn deil, bizim buraya kadar izdiimiz perspektifin de paralelinde olmadn gryoruz. 1980 ve 1990 aras ihracat ynelili pazar ekonomisi dneminde, Trkiyede Feroz Ahmadn dedii gibi byk firmalar daha zengin, daha verimli daha gl, ve bu nedenle yabanc rakipleri ile daha iyi rekabet, yabanc devletlerle ise daha iyi pazarlk edebilecei iin ana aktrler olarak grlmlerdir (Ahmad, 1993:205). Buna ramen, Trkiyede geleneksel olarak kalknmakta olan blgelere verilen nem yznden, bu blgelerdeki KOBlerin kalknmada ncelikli blgelere verilen teviklerden yararlandn belirtmek gereklidir; bu da, tabi ki KOBlerin kendi nitelii ile ilgili deil, illerin gelimilik seviyeleri ile ilgilidir. Fakat 1990 ylnda kurulan KOSGEBe kadar btn Trkiyede (hem gelimi hem de gelimemi blgeler asndan) stratejik olarak KOBleri dikkate alacak nemli bir gelime olmamtr. KOSGEB sadece finansal olarak izilen destein snrlarn genileterek, belli bir mdahale biimine ynelmi; kendisine yksek teknoloji temelli projelerin gerekletirilmesinden, pazar aratrmasna ve hatta brokratik ve ticari yazma yardmlarna kadar uzanan geni bir aktivite alan tanmlamtr.
12 Bu olay en gzel orumda grmekteyiz. 1990larn ortalarndan itibaren tkanan yerel ekonomide yatrmclarn bundan sonra ne yapalm sorusu karsnda, fazlaca ii sorgulamadan belli anslar ve tespit edilen frsatlar sonucu ok sayda farkl ilere girdii grlmektedir. Son yllarda az sayda irketlerin oluturduu plastik enjeksiyon imalat, polin, propilen, uval imalat, elektrikli battaniye, giyim, ayakkab, yazc eritleri, paketleme, farkl plastik eya, tbbi malzeme, mobilya, jt uval, shhi tesisat imalat gibi ok eitli sektrler olumutur . Denizli 1990 ortalarna kadar yumuak igc ilikilerinin olutuu bir kentken, den krllklara kar firmalarn reel cretleri drme abalar ve yeni balayan sendikacla kar giritikleri sert mcadele havay ok kolay tersine dndrmtr (Ik ve Pnarcolu, 1996; Pnarcolu, 2000).

13

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

313

1990lardan itibaren KOBler devlet mdahalesi asndan n plana kmaya balam, nemli KOB destek programlar oluturulmaya balanmtr. Bu programlar devletin iinde bulunduu ynetim krizi asndan deerlendirilebilir ve eksiklikleri gz nne serilebilir. Fakat buradaki esas nokta, tm bu desteklerde ve oluturulan programlardaki bakn kolektif deil bireysel temelde olmas ve yerel stratejik bakn hakim olmamasyla ilgilidir. Bu bakta yerelliklerin farkllklar ve onlarn paylamadklar tecrbelerin de temelinde oluan sorunlarna yardm edebilmek, dikey gelimeleri engellemeden mmkn olduunca yatay gelimeyi salayacak politikalar yer almamaktadr. Bunun yerine, meknlarn farkllaan sorunlarn dikkate almas pek mmkn olamayan her yerde geerli olacak ve uygulanabilecek genel sektrel eilimli politikalar ile snrlar firma boyutunu aamayan iletme verimlilii politikalar uygulanmaktadr14 (Pnarcolu, 2000). Burada nemli bir sorun oluuyor: kolektif verimlilii dikkate alacak ve blgesel gelimede mmkn olduunca yatay gelimeleri dikkate alan yaplama ne kadar mmkn? Bu konuda en nemli gelime renen blge tartmalarnda oluturulmaya allyor (Mesner, 1998; Simmie, 1998). renen blge aslnda aadan yukar olumu endstriyel blgelere, baary oluturan i dinamikleri durduracak bir syleme ve pratie kaymadan, gelimenin mmkn olduunca srekliliini salamak iin yukardan aaya gelitirilen bir mdahale biimi; mmkn olduunca birok unsurun gnllce katld bir stratejik iletme ve planlama sreci. Bu srete, firmalarn tek tek sorunlarnn ve verimliliinin tesine geip, duvarlar olmayan fabrika olarak tanmlanan blgenin dntrme kapasitesine ynelebilmek amalanmakta. Bunu gerekletirebilmek iin de, yerel stratejik bak elzem olmakta. Bu yerel strateji, dardan empoze edilen bir strateji deil, blgenin d destei de ihmal etmeden deien koullara uyum kapasitesini artrc, srekli kendini yenileyebilen ve aktif katlmla oluan bir stratejidir (Cooke, 1996; Simmie, 1998). Bu noktalarn baarlabilmesi iin, sradan yerel hizmetler bakndan syrlm, yerelliin toplumsal ve ekonomik gelimesinde aktif rol oynayan bir yerel ynetime ve benzer sorumluluklar tayacak yerelliin tm gruplarn politik denklem ii14 Bu bak as zaman zaman ac sonular dourabiliyor. Bu konuda bir rnek 1990 ylnda Bursa tekstil sanayiinde yaananlarla ilgili olarak verilebilir. 1990larda tekstil ve konfeksiyon sanayii ihracat alanndaki baars nedeniyle ciddi olarak desteklenmitir. zellikle 1989da ihracatta katma deer vergi iadesi GATT hkmleri uyarnca kaldrlp, parasal teviklere kstlamalar getirilince, tekstil ve konfeksiyon sektrne makina ve tahizat almlarnda byk yardmlar yaplmtr. Bursada (Bursann gelimi il olarak deerlendirilmesi ile ilgili olarak) bu yardmlardan sadece Organize Sanayi Blgesindekiler yararlanabilmitir: hemen belirtelim, KOB olarak nitelendirilebilecek firmalar genellikle bu alann dnda yer tutmaktadrlar. 1990lara kadar Bursa tekstil ve konfeksiyon sanayiinde youn fason ilikileri bulunmaktadr. 1990-1992 arasnda bu gayet cmert yardmlardan yararlanmak isteyen yatrmclar youn bir makina almna ve entegrasyon arayna girmilerdir. Sonuta entgrasyonu salayan birok firma fason ilikilerini srekli olarak azaltm ve iki bin civarnda kk dokumac ksa srede piyasadan ayrlmak zorunda kalmtr (Pnarcolu, 2000).

314

M. MELH PINARCIOLU

ne sokabilecek ve tm gruplarn yapabilirliini (empowerment) amalayacak dier yerel kurumsallamalara da ihtiya var. renen blgenin bir nemli noktas piyasa ile devletin ortasnda kalan gri ve pek de belirgin olamayan bir hareket alannda oluturulmaya allmasyla ilgili. Bu gri ve belirsiz alanda, risk ve sorumluluk arasnda yeniden bir denge kurulmaya allmas amalanmakta (Mesner, 1998). Yeni denge, hem risk alan giriimcilerin zendirilmesi, baarlarnn dllendirilmesi fakat yerel yurttaln bizzat kendisinin getirdii sorumluluun hibir ekilde ihmal edilmemesi ve unutturulmas eklinde zetlenecek bir bak getiriyor.15 Yukardaki tartmalar temelinde sylemeye alrsak, KOBlerin asimetrik byme ihtimalleri nedeniyle birey ile a arasndaki ilikide bireye doru, kendiliinden oluabilen kolay kalarn, yerel sorumluluun pratikteki anlamllnn artrlmasyla dengelenmesi hedefleniyor. Fakat bu yeni denge aray basit bir dengeden daha ok iktisat ideolojisinin her ekilde zapt-u rapt altna ald insan modelinden toplumsal duyarlla sahip, sadece kendi kar iin hareket etmeyen insan modeline gei arayn da getiriyor.16 Byle bir gelime mmkn m? Bu konuda elimizde pek fazla bir kant yok.17 Bu oluumun en byk zorluu yerel yurttalk kimlii balamnda zorlayc olmayacak, bireyleri atomize halde tutmayp tamamen baml hale de getirmeden, hem riski dllendirip hem de sorumluluu salayacak uralarn tamamen politik alanla ilgili olmasnda yatyor. Ortada grlen bu mulakla karn yerel yurttalk ortaklnda deil ama slm hasasiyet ortaklnda oluan cemaatler bu politik alan grece daha iyi kullanabilmekteler. Enformelliin pozitif enerjisinden yararlanan, belli bir aktif gvene dayal a rgtlenmelerinde kolektif verimlilii hem oluturmak hem yeniden retme ynnde hareket edebilen bu cemaatler18 KOBler iin nemli bir gelime alan yaratyorlar.19 slm alara katlan15 Bu bakn sadece yerel yurttalk ve yerellik ii gelimeyle ilgisi yok; globalizm ile birlikte gebelik zellii artan, kr grebildii her yere gidebilen ve bunun da yasal erevesini izmeye alan uluslaras sermayenin herhangi bir yerellie gittiinde bu sorumluluu tamasyla da ilgisi var. Yerellikler bymeden pay alabilmek amacyla uluslaras sermayeyi ekmeye alyorlar ve bunun iin yarabiliyorlar. Olaya sadece yerelliklerin yarmas olarak baktmzda, bunun baarl yerelliklere bir dl olduu sylenebilir. Lakin olayn sermaye asndan da bir cephesi var. Sermaye de bunu akca bir kr gdsyle yapyor ve dln almaya alyor. Ve de dl ald srece yerel sorumluluklar paylamas gerekiyor. Bu konuda ilgin tartmalar grlmekte: bkz. Tekeli (1998). Ayrca Ahmet nsel, Radikal kide konuyla ilgili ilgin yazlar yaynlamaktadr. Bu konuda en son gelimelerden birisi, Blair hkmetinin Britanyann sosyo-ekonomik gelecei iin ok nemli grd renen blgeler yaratmay amalayan Kalknma Ajanslar projesinin hayata geirilmesidir. Daha ok yeni olan bu gelimenin ne gibi sonular getirecei merakla beklenmekte. Ayn ekilde baka bir hareket alan, yoksulluk ve gecekondu meselesinde grlebiliyor. Enformel alanda oluturulan alar metropolitan kentlerdeki yoksullar iin tutunabilme, hatta zenginleebilme yerleri olabiliyor. Bkz. Ik ve Pnarcolu (1999, 2000). zellikle asimetrik gelime olan ve byk firmalarla ilikilerin azald blgelerdeki KOBlerde i imkanlarnn darlamas nedeniyle, slm alara girmenin getirecei faydalarn nem kazand, dolaysyla bu alarn geniledii sylenebilir (Pnarcolu, 2000).

16 17

18

19

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

315

larn yapabilirliini kolaylatracak zeminler oluturup giriimcilii zendirirken, onlarn kendi alarna kar olan sorumluluklarnn hayata geirebilmesini salayabilmekteler ve bylece alarda hem yatay hem de dikey gelimenin olanaklarn aabilmekteler. Lakin bu gelimenin ne kadar uzun soluklu olduunun ve srekli teyakkuzda yaamann getirdii isel atmalar nleyeci avantajlarn ne kadar srdrleceinin de pek ak olmadn bu arada belirtmek gerekiyor.20

4. Sonu yerine
u anda iki farkl KOB anlay bir ekilde ayn sahneyi paylayor. Birincisi, piyasalarda hakim olan binlerce KOB kurulsun, rekabeti ortamda arpsn ve bunlardan bir ka dnya irketi olacak ekilde gelisin diye zetlenebilecek bir bak. Bu bakta yatay deil dikey gelime ihtimalleri n plana alnyor, sadece bireysel verimlilik noktas vurgulanp, dnya irketi olabilecek bir zamanlarn KOBlerinin topluma getirecei dolayl (trickle down) etkilerin nemi anlatlyor. Bu mutlu saatin ne zaman gelecei belli deil; ayrca bu kadar sert rekabetiliin topluma faydasndan daha ok zarar olma ihtimali nemsenmiyor. KOB olmak sadece geici bir durum olarak gsterilip, baar ls ok ksa zamanda byk firma olup olmamada iziliyor.21 Medyann gz kamatrc baar ykleri halinde verdii ksa zamanda bymelerin dndaki gelimeler pek nemsenmiyor. Bu baar yklerinin dnda kalanlar kazanankaybeden eklinde dnlen sfr toplaml bir oyunun oyuncusu olmaya zorlanyor. Kaybetmelerinin nedenleri ve sonular dikkate alnmyor. Bunlarn yannda, geici statl olarak dnlen KOBler ve byk irketlerden oluan dnya hayalinin pek grmek istemedii bir durum, Rifkinin (1995) deyii ile dnya kapitalizminin yaknda gelecei durak olan iin bitii ile ilgili olarak karmza kyor. KOBlerin u anda sisteme belki de en byk katklar istihdamn artrlmas noktasnda. Bin kii arpsn bir ka galip gelsin anlaynn, istihdamn ne ekilde artrlaca konusunda getirdii pek de bir ey yok. kinci alternatif bu yaznn temel konusu olan kolektif verimlilii ve yatay gelimeyi dikkate alan, mmkn olduunca herkesi kapsamay amalayan ve
20 sel atmalarn en ok grld ii iveren ilikilerinden bir rnek verilebilir. 1994 ylnda her ikisi de slm renge sahip Bursa MSAD ve z-plik arasnda mcadele taraflarn slm kimlikleri ile deil snfsal kimlikleri ile saf tuttuu ve iddetin ciddi olarak yer ald bir mcadele haline gelmitir (Pnarcolu, 2000). Baarnn ls konusunda toplumsal deiim gerekten arpc. Hepimizin bildii bir hikye aslnda bu deiimi ok gzel zetliyor. Dnyann en zengin ikinci adam olan ORACLEn patronunun, 2000 ylnda Yale niversitesi mezuniyet treninde, dnyann en zenginlerinin hep niversite terk olduunu bu nedenle niversite mezunlarnn daha imdiden baarsz ve kaybeden olduunu syledii konumas gayet ilgi ekmiti. Burada galiba pek ilgi ekmeyen baarnn ls idi. Parasal olarak en tepeye kmayan herkes baarsz addediliyordu. Bu bak as artk ok kii tarafndan kabul ediliyor ve bu bakn tahayylnde dnya son derece snrl sayda baarllardan buna karn milyarlarca baarszdan oluuyor.

21

316

M. MELH PINARCIOLU

bu amacn i ilikilerine kadar srmesinin toplumsal ilikilere getirecei pozitif sonular vurgulayan bak. Belirtilen KOB anlay, bireysel farkllklar ve firmalarn kendi ans ve becerilerinin getirdii ykselme ihtimallerini, yani dikey gelimeyi yok etmiyor. Aksine byle gelimeleri destekleyebilmenin yollarn aryor, fakat bunu yaparken bir ka KOBnin inanlmaz gelimesinin dier KOBlerin kaybetmesi anlamna geldii sfr toplaml bir oyununun paras olmamaya alyor. Anadolu Kaplanl olarak nitelendirilen gelimelerin ounluu kolektif temelde ortaya kmasna ramen, zaman ierisinde birinci anlay tarafna doru meyletmekte.22 KOBler kendilerinin gelimesini salayacak alar ve kolektif verimlilii oluturabiliyorlar, fakat isel ve dsal dinamikler sre ierisinde alarn bozulmasna neden olabiliyor. Her ne kadar yukarda belirtilen sorunlar olsa da, yaratlan bu kltrn toplumsal yaantya pozitif etkileri olduu ve olaca sylenebilir. Bu sreklilik nasl salanabilir? Bu sorunun u anda net yantlar aldn sylemek zor; ve bu soru bireysel gelime olanaklarn kstlamayan fakat daha adaletli bir dnya araynda olanlar iin hl nemini koruyor. Yant araylar sermaye ve snf, piyasa ve devlet, risk ve sorumluluk arasnda oluan belirsiz alanlarn sorgulanmasndan geiyor; ve bu sorgulamann sadece bir yn tutarak ya da bir ynden bakarak olmas da pek mmkn grnmyor. Ayrca bu sorgulamann kuramsalln tesine gemesi, pratik anlamlar bulabilmesi gerekiyor. zellikle Denizli ve Gaziantep gibi has Anadolu Kaplan kentlerin geleneksel sol oylarn youn olduu yerler olduu hatrlanrsa, bu tr deneyimleri dnebilmek hayal gibi gzkmyor.23

KAYNAKA Ahmad, F. (1993) The Making of Modern Turkey, Routledge, New York. Asheim, B. (1996) Industrial districts as learning regions: A condition for prosperity, European Planning Studies, 4(4):379-54. Bell, M. ve M. Albu (1999) Knowledge sytems and technological dynamism in industrial clusters in developing countries, World Development, 27(9). 1715-1734. Castells, M. (1997) The Rise of Network Society, Blackwell, Cambridge, MA. Cooke, P. (1996) Building a twenty-first century regional economy in Emilia-Romagnia, European Planning Studies, 4.(1):53-62.

22 23

Ksaca yle de diyebiliriz: artk n planda olan Denizlililer deil, EGSliler. Bu konuda talyada grlen KOB gelimelerinin yol gstericiliinden de faydalanmak gerekiyor. Son yirmi ylda ok baarl bir gelimeye imza atan, nc talya olarak adlandrlan kuzeye yakn blgelerdeki KOB giriimciliinin temelinin gl sendikaclk ve sol gelenek olduunu nemle belirtmek gerekiyor. 1970lerde blgedeki byk firmalarda oluan kriz sonucu isiz kalan binlerce iinin blgeden g etmeyerek ufak atelyeler amas ve aralarnda oluturduklar gl dayanmayla birlikte hem kayda deer bir ekonomik gelime salamalar, hem de gelimenin yatay boyutunu srdrme abalar ve bu abalarn yerel rgtler ve (sol) belediyeler tarafndan desteklenmesi allmn dnda olumu, zihinlerimizi zorlayan bir gelime olarak karmzda duruyor.

KOBLER, KOLEKTF VERMLLK VE SORUNLARI

317

Eraydn, A. (1998) From a Locality in the Center of a Less Developed Region to a Node of Growth: The Experience of orum, Dnya Bankas iin hazrlanan rapor. Giddens, A. (1992) The Consequenses of Modernity, Polity Press, Stanford. Giddens, A. (1994) Living in a post-traditional society, U. Beck (der.) Reflexive Modernisation iinde, Polity Press, Cambridge. Harrison, B. (1994) The Italian districts and the crisis of the co-operative form: Part I, European Planning Studies, 2 (1):3-21 ve Part II, European Planning Studies, 2(2): 159-75. lhan, A. (1998) Bir Baka Adan orum, Anadolu Finans Grubuna hazrlanm, baslmam rapor. Ik, O. ve M. Pnarcolu (2000) Yeni zenginler, eski yoksullar, Radikal ki, 23 Temmuz 2000. Ik, O. ve M. Pnarcolu (1996) Development and conflict: The two faces of the local transformation - The case of Denizli, Turkey, City: Analysis of Urban Trends, Culture, Theory, Policy and Action, 3(4): 63-70. Ik, O. ve M. Pnarcolu (1999) Sultanbeyli zerine notlar, Birikim, 123:47-53. Lebourgne, D. ve A. Lipietz (1992) Conceptual fallacies and open questions on post-Fordism, Storper, M. ve A. Scott (der.), Pathways to Industrialisation and Regional Development iinde, Routledge, Londra. Messner, D. (1997) The Network Society: Economic Development and International competitiveness as Problems of Social Governance, Frank Cass, Londra. Nadvi, H. (1999) Collective efficiency and collective failure, World Development, 27(9): 16051626. Pnarcolu, M. (2000) Industrial Development and Local Change, METU/FA Press, Ankara. Pnarcolu, M. (1998) Kentsel Gelimede Kk ve Orta lekli letmelerin Rollerinin Glendirilmesi, EU-MEDA Programmea sunulan proje raporu. Pnarcolu, M. (1999) Improvement of Income Generating Activities and Management Capabilities of Women in South-Eastern Anatolia: A Project in Adyaman and Kilis, International Labor Organisation iin hazrlanan rapor. Pyke, F. ve Senberger, W. (1992) Industrial Districts and Local Economic Generation, International Institute of Labour Studies, Cenevre. Rabelotti, R. (1999) Recovery of a Mexican cluster: Devaluation bonanza or collective efficiency, World Development, vol. 27, no. 9, ss. 1571-1585. Rifkin, J. (1995) The End of Work : The Decline of the Global Labor Force, G.P. Putnams Sons. Schmitz, H. ve B. Musyck (1994) Industrial districts in Europe: Policy lessons for developing countries?, World Development, vol. 22, no.6, ss.889-910. Schmitz, H. (1995) Small shoemakers and Fordist giants: Tale of a super-cluster, World Development, vol. 23, no.1, ss.9-28. Schmitz H. ve K. Nadvi (1999) Clustering and industrialisation, World Development, 27(9):15031514. Simmie, J. (1998) Innovation Networks and Learning Regions, Jessica Kingsley, Londra. en, M. (2000) Turkish Entrepreneurs in Central Asia: The case of Kyrgyzstan, Kazakhstan. Baslmam doktora tezi. ODT, Sosyoloji Blm (yaknda). Taymaz, E. (1997) Small and Medium Sized Industry in Turkey, State Institute of Statistics, Ankara. Tekeli, . (1998) Toplum bilimlerin nn amaya insan modellerini tartarak balamak, Defter ve Toplum Bilim Ortak alma Grubu, Sosyal Bilimleri Yeniden Dnmek: Yeni bir Kavraya Doru iinde, ss. 13-33, Metis, stanbul. Tewari , H. (1999) Succesful adjustment in Indian industry. The case of Ludhianas woolen Knitwear cluster, World Development, 27(9): 1651-1671. Uur, A. ve H. Alkan (2000) Trkiyede iadam devlet ilikileri perspektifinden MSAD, Toplum ve Bilim, (85): 133-155. Williamson, O. E. (1991) The logic of economic organisation, Williamson, O. E. ve S.G. Winter (der.), The Nature of Firm, Origins, Evolution and Development iinde, Oxford University Press, New York.

318

Televizyon reklmlarnda sknt, sanalln erdemi ve bastrlm olann geri dn


Ali Ergur*

Kamusal sylem trleri iinde reklmn nemi tartlmaz bir ekilde artmaktadr. Bu gelime, bir yandan dnyada genel olarak kitle iletiiminin git gide daha fazla oranda toplumsal deneyimin vazgeilmez kanal haline gelmesi dier yandan Trkiyenin zgl deime dinamiklerinin etkisi altnda gzlemlenmektedir. kincisinin toplumsal-kltrel eitlenmede olduu kadar ekonomik erevenin bileenleri asndan da kkl bakalamlar ierdiini kamusallaan sylem katmanlar boyunca izlememiz mmkn hale gelmektedir. Toplumsal deime kendi zgl gzerghn belirlemekte, ancak bu srete kreselleen ekonomik konjonktrn dayatt dsal belirlenme kerteleri de yabana atlmayacak etkilerini belli etmektedirler. Kitle iletiimi alanndaki sermaye yapsnn nisbeten istikrarl bir yapya doru evrilmesiyle birlikte, bu ekonomik kuruluun yeryz leinde btnleen kapitalist rgtlenmenin bir uzants haline gelmesi beklenen bir gelimedir. Byle bir eklemlenmenin ekonomi politik anlamnda bamllk ilikisi dourmasnn yan sra, bunun sylemsel ifadelerinin bu ynde dnmesi kanlmazdr. eitli kltrel alanlarda gzlemlenebilen bu sylem inas srecini, kukusuz bir meruiyet kurma abas olarak deerlendirmek yanl olmaz. Zira her ideolojik balamsallama eilimi, beraberinde kendi varln ve atf evrenini meru klacak bir sylem erevesi de oluturur. Bireyin dnya deneyimini biimlendiren karmak bir sre olarak ideoloji, kaynan, o zgl tarihsellikteki toplumsal-ekonomik kkenlere dayandrr; bu temel koulun yeniden retilmesi balca ilevi haline gelir (Cormack, 1992: 16)

(*) Galatasaray niversitesi, letiim Fakltesi.


TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

319

Ge-modern ada kapitalizm ve kltrel alanda balamszlama


Reklm sylemindeki deiikliklerde, her ne kadar rnlerdeki eitlenme ve yeniliklerin dorudan bir etkisi olsa bile, bunlarn gerisinde kresel lekteki toplumsal-felsefi dnmlerin yer aldn gz ard etmemeliyiz. Ge-modernlik dneminde yaanmakta olan genel balamszlama ve kkszleme sreci, doal olarak, en azndan orta vadede, toplumsal ortamn yeniden biimlenmesinde dorudan ve kapsaml bir role sahip olmutur. Monolitik ussalln tkenii, kanlmaz bir ekilde, her kapsayc dnce sistematiinin zlmesinin ardndan gelebilen bir serbestleme srecini balatt. Bir yandan eletirel kar konum allar belirginleirken dier yandan (politik olduu kadar ahlki geleri de ieren) egemen ideolojik balamda u ya da bu nedenle yer alamayan sylem trleri, aykr olarak snflanp marjinalletirilmi toplumsallk ifadeleri, kartezyen kavramsallatrmada nizami addedilmeyen slplar, kendilerini basklayan dnce dzleminden koparak zgl varlklarn iln ettiler. Artk toplumsal alan, merkez ve merkeziletirici temel bir eksen olmakszn sonsuz sayda bamsz geden oluan bir adem-i merkeziyet mant oluturmaktayd. Bu dnm toplumsal boyutta olduu kadar birey leinde de bir eit dalma ve parallamaya yol amakta gecikmedi. Mevcut dnyann alglanmasndaki temel deerler ba dndrc hzda ve kkten deimeye mruz kalnca, toplumsallama koullar belli bir tarihsellikten yaltlamayan dolaysyla toplumsal-kltrel dnmn gerisinde kalan birey, bir eit basn fark altnda ezilmeye balad. Toplumsal snf temel alan zmlemelerin yerlerini gitgide daha fazla yaam biimleri ekseninde yaplanlara brakmalar, ge-modern an balca zelliklerinden biri olmutur. Bireyin, genellik arz etmeyen toplumsal birim olarak benimsenmesi, kukusuz, yaam biimlerinin gelimesine ve tketimcilie bal olarak ortaya kmtr. Bir simgesel demokratikleme sreci iinde, geni bir simge ve gsteren eitlilii, sradan insann eriimine almtr (Johannson, 1994: 287). Btn bunlar olurken, bu genel serbestleme srecini destekleyen, kuramsallatran bir dnsel evre de olumaya balad. Bu aklama giriimleri ister istemez ideolojik bir ilev yklenmeye, kurduklar dnsel evrende merulatrc bir sre balatmaya yol atlar. Modern dnyann grnglerinin aklanma abas, onun basklayc ideolojik kuatcl gz nne alndnda, hzl bir ekilde her trl ussall kategorik olarak reddeden manifestolara indirgendi. Kitle kltrne son derece hzl bir ekilde ml olmaya eilimli muhalif konum allar, yine ayn metalatrc kltrn sylem tuzaklarna dmekte gecikmediler. Zira, balangta en uta, en eletirel, en kktenci tavrla oluturulan kuram, ierdii ykclk gizilgcnn kurban olup sloganlara indirgendi. Bu noktada, birbirine bal iki sorun ortaya kmaktadr: Bir yandan

320

AL ERGUR

kar kndaki ykcln yol at bir ematikleme, dolaysyla popler kltre, onun en sradan dilsel paralar gibi eklemlenme, dier yandan byle bir oluum bir kez ekillenmeye baladktan itibaren bunu nihai ideolojik hedef haline getirme. Dier bir deyile, eletirellik kaygusuyla yola kan kuram, kktenciliindeki sekter tavrn kycl ile ufalanp ister istemez yalnzca vurgulayc ve ierdii gerek dnsel zn belirmesine ket vuran sylem kalplarna yozlamtr. Eletirinin asl meramn, biraz da muhalefetteki dnceye zg ezilmi bir keskinlikle ironi ykl sloganlarn arkasna gizlemesi, sonuta kanlmaz bir ekilde ieriin eriyip buharlamasna, geride yalnzca, kendi yok ediciliinden baka bir eyi imlemeyen derinliksiz bir slp temrini tortulanmasna yol amtr. Bu nedenle, toplumsal yaam ifade eden ve ayn zamanda ona yn veren kltrel retimin zellikle geni kitlelere hitab eden, en azndan nicel olarak, byk ksm bu hiper-indigenmenin balamszlam gstergelerini asal ve zgrlemi ifadeler olarak yeniden retmeye girimitir. Bylece bata popler kltr ad verilen alanda, zgn varolu koullarndan kopmu saysz sylem parasnn krlgan bir bitimesi sz konusu olabilmektedir. Genel bir imge yaylmas ve dalmas, yksek teknoloji rn keskinlikler, pasti ve biim patlamas, gemi imge ve biimlerden alnt ve yineleme, bu yeni estetik balamnn temel karakteristikleri olarak gzlemlenmektedirler (Kellner, 1992: 145). Bu durumun toplumsal yaamn deiik alanlarnda ok farkl tezahrleri oluabilmekte, dil kullanmndan zerinde anlalm davran kurallarndaki deimelere, toplumsal ya da rgtsel hiyerari rntlerindeki esnemelerden bireysel tahayyl evrenlerinin lsz genilemesine, toplumsal mitologyann yeniden inasndan iletiim kanallarndaki arasal ve sylemsel yaplanmaya dek bir ok katmanda balamszlam gstergeler trafiinin (artk bir sistemden bahsetmek pek mmkn deildir) resm-i geidine tank olunmaktadr. Kitle kltrnn, byk oranda kapitalizmin ideolojik ynelimli bir maniplasyon alan olarak belirmesi, imgelerin, zellikle reklm araclyla mdahaleye ak hale gelmeleri, arzularn srekli bir yeniden ilenmesi olanan dourmutur. Balamszlam sylem, bu yolla gndelik yaamn estetikletirilmesine katkda bulunur (Featherstone, 1992: 270). Dnmn bir baka vehesi, kuramn popler kltr boyutunda dalmas olgusunun yan sra, z indirgenmi eletirelliin zamanla bu ematiklemeyi, yine zgrletiricilik sylemi altnda, varolu nedeni haline dntrmesidir. Zorunlu indirgenme, gnll benimsemeyle sonulanmaktadr. Popler kltrn hem paras hem nemli lde ynlendiricisi konumuna geen eletirel tavr, onun sylem stratejilerine eklemlenerek toplumsal yaam zerinde etkili olabilmektedir. Ancak, ileyi mant ve genel yaplanmas zaten egemen ekonomi politiin gerektirmelerine baml olarak eitlenen popler kltrn bir paras olmak ya da en azndan onun toplumsal almlarn ifade kanallar olarak deerlendirmek, ister istemez bu kltrel rgtlen-

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

321

menin ierdii ideolojik zle de kendisini balantlandrmayla sonulanmaktadr. Bylece alt edilmek istenen tekil, denetleyici ve basklayc dzen, her ne kadar bu tr eklemlenmelerle, kanlmaz bir ekilde dnse de, son tahlilde, kendisine kktenci bir ykclkla kar kan eletirellii, yegne ereksellii olan metalatrclkla gerek muhalif zelliini krmaktadr. Bylece bir yandan sulandrlm ve kndaki anlam yitirmi bir muhalefeti zararsz hale getirmekte, dier yandan onu metalatrma srecine dahil ederek egemen kapitalist rasyonellie uyumlulatrmaktadr. Ksaca muhalefet iki kez katlanarak sterilize edilmektedir. Her trl toplumsallk biiminin, kltrel ifade balamnn, kresel lekte btnleen kapitalist retim rgtlenmesinin gerekleri dorultusunda evcilletirilmesini salayan geerli ekonomik dzen, kukusuz bu ntrletirme etkinliindeki belirleyiciliini srekli klmak, dier bir deyile mevcut iktidar dengesini korumak zorundadr. Bu nedenle, bu iktidar yapsn tanmlayan tm ilevsel, arasal ve sylemsel stratejileri durmakszn yeniden retmek zorundadr. ster ilkel ticari ister ar snai ister sanayi-sonras sanal ekonomi aamasnda olsun, kapitalist retim mantn merulatran dnsel temelin daima ideolojik dzlemde kesintisiz olarak yeniden retilmesi gerekmitir; bu, sistemin zaman ve mekn boyutlarnda var kalabilmesinin salanabilmesi iin vazgeilmez kouldur. Bugn, kapitalizmin dier aamalarndan farkl olarak, yeniden retim, btnsel bir sre olarak deil paral ve homojen olmayan bir yapda grlmektedir. Tketici kapitalizm aamasnda, tketicinin tercihinin paralanmas, sistemin yeniden retimini, toplumsal btnlemeyi ve bireysel yaam dnyalarnn uyumlulatrlmalarn iermekte, bu da kltrel eitlilik, slplarn heterojenlii ve inan sistemlerinin farkllamasn, kapitalizmin baar koullar haline dntrmektedir (Bauman, 1988: 810). Yapsal yeniden retim kadar, hatta yer yer ondan ok daha yaamsal bir konum igal eden ideolojik yeniden retimin toplumsal ortamda, ou bir dierini douran ve merulatran saysz mecra vardr. Ancak hibiri dorudan doruya sistemin dnsel varolu zeminini srekli olarak tarif ve teyid eden bir sylem evreni ina eden reklm kadar etkili, temel ve belirleyici olamaz. Zira reklm, hem yaratt toplumsal mitik kout-dil sayesinde sahip olduu algsal ve bilisel donanm hem etkileme gcnn nicel ve nitel menzilinin geniliinin salad kapsayclk yardmyla toplumsal gndemin sevk ve idaresinde tartmasz bir konumu igal eder.

Reklmn ideolojik kaynaklar


Gerekliin, toplumsaln en belirgin grnmleri altnda, tarih-dlatrlmas, her trl etkinliin reklma dntrlmesi ve bunlarn ounluunun onda yitip gitmesine yol aan bir yzeyselliin egemenliini iermektedir (Baudril-

322

AL ERGUR

lard, 1995: 131). Bir ok reklm iletisi, bu nedenle, rn evresinde bir byl hle yaratan mteessir bir sylemi, onun hakknda malumat vermeyi hedefleyen bir dorudanla yelemektedir (Baylon ve Mignot, 1994: 289). Reklmn idealize edilmi sylem ve hayal evreninde yer alan tm geler, mevcut toplumsal oluumun kodlar kullanlarak tasarlanan st-gereklik imgeleridirler. zellikle, hem nesne/simge hem anlam reticisi olarak televizyonun toplumsal arl iinde etkisini hzla katlayabilen reklm, tketici nezdinde, mallarn, elde edili srelerinde hayal edildii bir soyutlama evreni kurar. Bu dlem ortam, bir yandan, iletilerin gstermeyi amalam olduklar ideal bir dnyann, dier yandan yeni anlamlar yklendikleri gerek dnyann grnmlerini ierir. Birincisi mallarn sonsuzluu, dolaysyla dlerin sonsuzluunun iine snp varln koruyabilirken, ikincisi, gndelik yaamn andrclna mruz kalr (Silverstone, 1994: 125). Reklm bu anlamda, bir eit toplumsal d ilevi grmektedir; znel ve bireysel bir pratik olarak kalmakta, olumsuzlanmsz, greceliliksiz bir gsterge halinde gndelik yaam biimleyen vazgeilmez bir sylem temeli oluturmaktadr. Modern yaam mitologyasnn kurucu gelerinden biri haline gelen reklm, toplumsal oydalk iinde toplumsal deerlerin anlk emilimini ve bireysel geriye ka desteklemektedir (Baudrillard, 1978: 242). Biimlerin, temsili tmelliin tamamn kaplamadan, temsil ettikleri kavramca motive edildikleri saf ideografik bir sistem olan mitin (Barthes, 1992: 213) ilevleri byk oranda reklmda somutlamaktadrlar. Reklm iletileri, bu anlamda, ne tam olarak toplumsal gereklikle rtecek denli salam ve derinlikli gstergelerdirler ne tam olarak gerekst estetiin soyutluk dzleminde tanmlanabilen gsterilendirler. Bu nedenle reklm evrensel insanlk durumuna ait olumsuzluklar da ya tamamen ihmal ya da tannmayacak kadar deforme eder; bir ssleme teknii olduu iin lm, ktl, acy, kusurluyu grmezden gelir.1 Reklm bu zelliiyle design retiminin birincil nesnesi ve erei halinde belirir; douu, ortaya k byledir; sonradan dnmez. Tasarlanm bir sylem erevesi olarak hem toplumsal gereklikten beslenen hem onu srekli olarak deforme etme eiliminde olan yzeysellemi paralardan, yapntlardan oluur. Yapnt, doas gerei kkszdr; ve kkszln geerliliini kantlama kaygusuyla ister istemez yklenmitir. Yapnt olma hali, bir anlamda bu yk srekli olarak boaltma abasna karlk hi bir zaman boaltamamak anlamna gelir; nk estetik yapnt gibi, ona anlam veren iktidar da arasal ve ereksel olmayan bir yapda oluur; zerk ve kendine-atfldr (Eagleton, 1990: 390). inden yansyan gizli rahatsz edicilik (ayn zamanda deimeye srekli ar) tonie varmak isteyen sansiblin ereti duruu gibi1 Tartmalara yol aan nl Benetton reklmlar iin, reklmcs Gerges Pninou, reklmn ilk kez bu kampanyayla mutlak ticari gdden siyasi tavr ala yneldiini, ok edici ynnn de burada olduunu iddia etmektedir. Ayrnt iin bkz. Georges Pninou, Les Campagnes de Benetton, Manifestation dun mtier en droute ou aube dune nouvelle publicit?, Media Pouvoirs, say: 28, 1992, s.64

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

323

dir; hem kendi zgnln korumak hem bakasna, rahatlatc olana kavumay istemek arasnda ikircikli bir duruu barndran yarlm bir ruh halidir. Rahatlatc olanla buluma isteini kukusuz ncelikle bildik olanla, allm, nceden tesis edilmi olann sunduu belirlilik olarak zmlemek gerekir. Belirlenmi bir dnya tasarlanmas ise, bireylerin, gruplarn, toplumlarn kendi aralarndaki hiyerarileri srarla belirginletiren bir snfsal had bildirme ilevini grr. Bu, yapntnn ikili yapsnn bir yndr; dier yn ise tarih ve balam-dln gerektirdii allmadklk halini ne kartr. Kkszlemi salt gsterge, ardnda kendi gstergeselliinden baka bir simgesel bagaj tamayan bir sinema dekorudur. Her ne kadar bylece bir totolojik monolog eklinde tezahr etse de, bir taraftan da alldk olanla uzlamayan ok fazla sayda bozucu ge barndrr. Bunlarn mevcut ekonomik dzenle eklemlenmeleri, doal olarak nceden tesis edilmi olann sorgulanmasn getirir; ancak bu rahatszlk yaratma kapasitesinin ne denli eletiri saylabileceinde ciddi kukular vardr. Zira rahatszlk yaratan ilikiye yol aan yapnt, allmadk imge ve sylem retmeyi ksa srede tek tanmlanma biimi olarak ortaya koymaya balar. Dier bir deyile rahatsz edicilikten beklenen deitirici g zamanla yinelenmenin tuzana der. Bu yinelenme her ne kadar monolitik, tekil bir dnya kavramsallatrmasn srekli dlasa da, buna karlk yaratt srekli bozunma durumu kendini bir zorunluluk haline getirdiinden, kar kt tekillik syleminden grnm olarak ok farkl, ancak ideolojik z olarak onunla edeer bir tmelletiricilie varp tkenir. Bundan sonra yalnzca tersine evrilmi bir yinelenmeden baka bir ey kalmaz. Bu nedenle, yaamakta olduumuz dnm sreci, modernliin basklayc stratejilerini tamamen ortadan kaldrmaktan ok, btnsel bir ideolojik balam yerine eitlilik ve heterojenlik zerine kurulu, ama bunlarla metalatrmay, tketici kltrn oluturmay hedeflemeye devam eden bir zellikte tanmlamak yanl olmaz; modernsonras dnem, reklmn, paralanm ve farkllam tketim biimlerine ynelik farkl imge ve deerler retebilmesine olanak salamaktadr (Kellner, 1995b: 256). Paral yap, bu yaratlan imge ve deerlerin srekli, hzl bir geikenlik iinde olumalarna yol aabilmektedir. Bylece, kltrel gndergelerin belirli bir balamda sabitlenmeleri sz konusu olmamaktadr.

Reklmn sylemi ve toplumsal gerekliin yeniden inas


Reklm dnrken btn bu kkszleme ve balamszlama srecini daima gz nne almak zorundayz; nk amzda, salt gndergenin kendine-atfl meruiyet tabannn ve totolojik syleminin kuruluu iin gsterilebilecek balca rnek reklmdan bakas olmaz. stelik, kitle iletiimi dolaymyla retilen ve yaylan her trl kltrel ifadede yaygn ekilde kullanlan toplumsallk temsillerinin sterilize edilmesinde en nemli ilevi reklm yerine getirir.

324

AL ERGUR

Benzer ideolojik dzenlemeler dier ileti tasarlama mecralarnda da mevcut olmakla birlikte (zellikle sinema), reklm, hem kaplad toplumsal-kltrel beslenme-etkileme alannn genilii hem doasnda ikin sylem stratejisi zgllklerinin getirdii stnlk hem tad temel erekselliin (dorudan doruya kapitalist retim rgtlenmesinin kendisine ve oradan treyen tm bir metalatrma srecine ynelik ikna etme misyonu) gerei olarak, dier sylem retici kitle iletiim kaynaklarndan ok daha ayrcalkl, belirleyici ve gl bir konumu igal etmektedir. Bu nedenle reklm syleminden yaylan kurgusal gereklikte kullanlan geler, toplumsal gerekliin anlalmasnda ve dntrlmesinde yadsnmaz merkezlikte bir yere sahiptirler. Anlalmann da dntrlmenin de dorudan ve kesin bir ekilde anlalmamasnn gerektiini belirtmekte kukusuz yarar vardr. Toplumsal gerekliin anlalmas, ncelikle bir izdm betimlemesidir; snrlarnn tam olarak izilmesi, yaps ve deimesinin aklkla snflandrlmas zor bir toplumsal olann sabit deer olarak kabul olanakszdr; nk reklm, toplumsal gereklii filtre etmekle kalmaz, onu rtular; betimlenen kiiler, durumlar, olgular hep ayrd edici zgnlk imlerinden arndrlmlardr (Rutherford, 1996: 103). Reklmn yeniden ina edici syleminde, zgllklerin tm bir tip kavramnda stilize edilip genel-geer bir gsterge niteliine kavuturulur. Tip, bu kullanmda, annda tannabilecek az sayda zellik araclyla oluturulan her tr karakterin (Dyer, 1993: 13) genellemi ve genelletiren addr. Dier bir deyile, toplumsaln mutlak deeri alnamaz; bu nedenle kltrel ifadelerin ifrelerine gizlenmi toplumsal gereklie dein ipular her zaman geirimsiz bir mercekten krnan k gibidirler; ne olduuna dair bir izlenim verirler; ancak bulank bir yansma, eer yanltc olmazsa, en azndan tarif etmeyi gletirir. Bununla birlikte, stilize toplumsal gereklik, ne kadar yer yer deforme edilmi olsa da, bize genel bir meruiyet zemini, toplumsal dnmn ynelimleri hakknda fikir verebilir. En azndan neyin, tarif edilmeye allan toplumsal gerekliin dnda kald, neyin ald, neyin toplumsal tahayyl evrenine dahil olduu, deerlendii ya da deer yitirdii kodlanm bir ekilde karsanabilir. Dntrlmeye gelince; reklmn, btn yaygnlk alan sakl kalmakla birlikte, toplumsal gereklii dntrc etkisinin sanld denli etkili ve geni olmad dnlebilir. Bununla birlikte, reklmn rettii simgesel evrenin ortak bir kltrel havuzdan dn alndn biliyoruz; ancak bu kodlar sisteminin de zaman ve mekn boyutlarnda statik ve homojen olduu sanlmamaldr; ortak kltr balam, hem kendi dinamikleriyle hem araclandrlm deneyimler dolaymyla reklmn aynasnda durmadan yeniden dolama girmekte ve tekrar tekrar ilenmektedir (Wernick, 1996: 145). Ancak reklm, bu bildiklik iinde, edinilmi fikirleri ve stereotipleri bir anda kran ilahi srpriz olduu zaman baarl addedilebilir (Cathelat ve Ebguy, 1988: 367) Bununla birlikte, byle bir artclk yalnzca uyarc dozda kalmas gereken

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

325

elektrik akm gibidir; fazlas, birey iin, toplumsal yaamn mevcut ideolojik temellerini ykacandan ldrc olur; oysa reklm sistemden kuku duyulmasna yol amaz; tam tersine, ona gven duyulmasn telkin eder. lsz sarsclk, reklm iin toplumsal gerekliin dntrlerek yeniden retilmesinden tesine vard iin mutlak baarszlktr. zellikle elektronik kitle iletiim aralar, toplumsal gereklie alan anlam geitlerinde toplumsal simgelerden yararlanrlar; hatta kimi kertelerde, kendi gerekliinin, iletinin amlanmasn dorudan denetleyebilecek olan simgelerini yaratmaktan ekinmezler (Orlik, 1994: 174). Her ne kadar reklmn cezbedici sylemi ve imgesellii gndelik yaamda ve daha ok enformel, kurumsal olmayan ilikilerde, indirgeyici, ematikletirici ileti aknn yaplanmasnda sklkla varlk gsterse, git gide daha fazla kendine-atfl bir varolu evrenine dnen toplumsal alann temel yapnt reticilerinden birisi haline gelse de, kendi gerekliini dayatacak kudrette bir bilisel maniplasyon dzlemi tzne sahip deildir. Bu anlamda reklm toplumsal yaamn hem fazla iinde hem fazla dndadr; sunduu abartl/abartc, gerekst, fazlasyla stilize dnyay srarla dayatmak istemesinin, bu noktada kurban olur; kendi kurduu tuzaa kendi derek, bir yandan byteciyle gsterdii toplumsaln iinde arzulad yeri igal eder, ancak dier yandan ayn bytme etkisinin sonucu olarak iinden tremi olduu hiper-gereklik boyutuna tanr; bylece en iinde olup en dnda kalmaya mahkm olur. Belki reklm bildiimiz anlamda reklm yapan da onun bu ikircikli yapsdr; ancak o sayede uucu, geici, balamsz syleminin yeniden retilmesini olanakl klmaktadr. Dolaysyla dntrc ilevi de bu teet geiin dorultusunda dnlmeli, var olduu sanlan etkisinin de ayn teet ve kaygan zelliklerle ykl olduu unutulmamaldr. Bu anlamda, reklmn dntrcl hem iinde hem dnda olmann yaratt bir her yerdelik yanlsamasnn ynlendirebilecei g tahayylnn basksndan baka bir ey olmaz. Reklmn uucu gsterge olarak toplumsal gereklikle iliki kurmas, onu bu gerekliin salt kurgusal bir izdm olmaya mahkm etmez; reklm, kurduu sylemin bir ok noktasndan toplumsal gerekliin en yaln grnmlerine dorudan atfta bulunan balantlar oluturur; zaten reklmn kendi fantastik evreninin toplumsal gereklikle bu denli ilevsel ilikiler kurabilmesi bu almlar sayesinde mmkn olabilmektedir. Bu anlamda, toplumsal gereklii olduu gibi imleyen bir alt ya da gizli ilikilenme rntsnn varlndan sz etmek pek de yanl olmaz. Reklmn btn cazibesi ve bys gerekst sylemini toplumsal gerekliin duyarl noktalaryla ilikilendirmeyi becerebilmesindedir; ancak bunu becerebildii oranda reklm baarl addedilebilir; ayn nedenle, sanattan aslnda kktenci bir tavrla ayrlr; oysa onun bir ok biimsel ve sylemsel taktiini dn alr. Reklm, bir bakma, tketimci kapitalizmin sanat biimidir; ve en ar oturakl gerekilikten en fantastik gere-

326

AL ERGUR

kstcle kadar mevcut btn estetik biimleri kullanmakta tereddt etmez (Kellner, 1995a: 340). Buna karn reklm asla sanatn, a priori sorgulayc, yer yer ykc bir eletirellii barndrmas gereken misyonunu yklenmeye tlip olmaz; hatta tam tersine, ayn biimleri kullanp sonuta ideolojik olarak zt bir konuma yerleir. Bu noktada sanatla reklm arasnda eletirellik ile yeniden retim, fark ile yinelenme ekseninde ortaya kan bir ideolojik sertlik skalasnn varlna dikkatleri ekmekte yarar olacaktr. Buna gre reklmn statkoyu yeniden retme yetenei ne kadar fazlaysa, eletirel sanatla da o denli ilikisizdir. Buna karn, sanatn mevcut dzenle uyumluluk derecesi onun reklmla benzerliini, ideolojik bitimesini gsteren bir seyir izler. Kitle kltrnn her geen gn daha belirleyici bir estetik retim lt addedilmesi, sanat evrensel bir ekilde kavramsallatrmakta, onu sahte-sanatn aynasnda tanmlanr hale dntrmektedir. Byle bir tanmlama, sanat, kendi atf erevesine dntrmektedir (Radnoti, 1986: 84-85). Sanat eletirel tavrn ne kadar yumuatrsa o denli reklm ilevi yklenir; eitli siyasi, konjonktrel nedenlerle ibirlii yapmakta olduu mevcut ekonomi politiin merulatrlmasn salayan en temel taktik aralardan biri haline gelir; stelik bunu, slp eitlemelerine boulmu bir sahte-eletirellik eklinde sunmakta tereddt etmez. Bunda ticari kaygunun asal lt olarak kabul edildii kitle kltr retiminde maniple etme gcne sahip bulunanlarn, mevcut toplumdaki total ikinlikin tesine gtrebilecek her eyi basklamalarnn (Adorno, 1982: 26) da kukusuz son derece belirleyici bir pay vardr. Sanatla reklmn kurduklar iliki sanld kadar simetrik bir ekilde tezahr etmeyebilir: zellikle yaamakta olduumuz ada sanata yaklam bir reklm olsa olsa baarsz addedilir; oysa reklma yaklam sanat deiik, eksantrik, vb. nitelendirilip dllendirilebilir; zira eletirelliini yitirmi sanat kadar mevcut kapitalist rgtlenmenin arayp da bulamad bir baka merulatrma arac yoktur. Reklmn gereklikle kurduu ok katmanl iliki, onu kukusuz, zerinden dorudan doruya toplumsal grnglerin kendilerinin gzlemlenebildii bir alan haline getirmeye yetmemektedir. Reklm syleminden akp gelen fantastik imge sisteminde, toplumsal gerekliin ancak, olduklar yerden vektr tanmalaryla telenmi, bunun sonucunda kanlmaz bir ekilde gnderge bakalamna mruz kalm izleri saptanabilir. Ancak bu, bu izlerin toplumbilimsel karsamalar yapmaya engel oluturduu anlamna gelmez; tam tersine, temkinli ve ll davranmak, barndrdklar pek de sarih olmayan anlamlar onlara yklememek kaydyla, reklmn ifresinin zlmesi, toplumsal deimenin yn ve deiik boyutlar hakknda bilgi kayna oluturabilir. Bu ekinceyi koyarak kabul edeceimiz bir zmleme yntemi araclyla elde edilecek bulgular, en azndan anlambilimsel yorumlar fazla mulak olmayacak olanlar, bize dnmekte olan toplumsal alann betimlenmesi yolunda ihmal edilemeyecek apta bir olanak yaratabilirler. Bu noktadan hareketle, reklm

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

327

syleminde son zamanlarda beliren yeni baz izleklerin ve temalarn zmlenmesinin, mevcut deime rntlerinin yan sra, yeni ve daha nce gzlemlenmemi baz toplumsal-kltrel ynelimlerin yeermekte olduunun saptanmasna nemli katklar yapabilecei grnmektedir. Hatta bunlarn bazlar, belki de yalnzca reklm syleminde gzlemlenebilir nitelikte olabilirler. Zira reklm, ayn zamanda, toplumsal gerekliin temsilinde bir eit nc roln de stlenir. Henz toplumbilimsel savlara konu olamayacak denli uucu, tohum halindeki dnmler, ou zaman yalnzca reklm syleminde gzlemlenebilirler. Bu bir anlamda, yeni oluumlarn sezgisel boyutta sylemselletirilmeleri, daha dorusu, daha genellik arz eden bir toplumsal deime grnmnn dekoru iine gizlenmi sylem paralar halinde kodlanmalar anlamna gelir. Bu nedenle toplumsal gerekliin reklma yansm izdm iindeki nc dalga gstergelerinin ayrtrlmas, gz ard edilmemesi gereken bir nem tamaktadr.

Trkiyede reklmn simgesel evreni: Yerel duyarllklar, evrensel sorunlar


Trkiyede sklkla kullanlan reklm temalarnn yan sra yeni, nitelik itibariyle kkl deiikliklerin geliini duyurduu dnlebilecek kimi senaryolarn kullanabiliyor olmas yukarda aklamaya altmz balamda ele alnmaldr. erdikleri gstergesel deerler asndan son derece nemli toplumbilimsel veriler salayan bu reklmlarn grece kstl hedef kitleye sahip mecralardan ok, televizyon gibi yaygn etki alan olan bir kanaldan topluma ulamas kukusuz bal bana anlaml bir gelimeyi ifade etmektedir. Grgl verilerle konumak gerekirse, kimi arpc reklm rnekleri toplumsal dnmn ynelimleri hakknda ipular verebilmektedir. Bunlar arasnda hem rn tipi hem bunun pazarlanmasnda kullanlan reklm stratejisi alarndan tam anlamyla yeni ve benzersiz rnekleri, internet eriim programlarnn reklmlarnda gzlemlemekteyiz. Her biri ok farkl toplumsal-kltrel kodlar kullanarak birbirlerinden ok farkl sylem biimleri ve tema vurgulamalaryla formlletirilseler de ok temel baz atf noktalarnda net olarak bulumaktadrlar. Bu noktalar, ne rnn zgl niteliklerinden ne Trkiyedeki toplumsal-ekonomik yapnn benzersiz karakterinden kaynaklanmaktadrlar; bunlarn etkileri tamamen dlanamasa da, asl sz konusu olan, dnya leindeki genel bir kltrel-ideolojik btnlemenin yerel tezahrleridirler. Kreselleme ad verilen stratejiyle birlikte gelen ekonominin sanallamas olgusunun, retimin hem fizik etkilerinin hem metafor olarak toplumsal gndem ve rgtlenmedeki yerini yitirmeye balamas srecinin salt ekonomik sonular olmad ikrdr. Byle bir ortamda, toplum kavramnn, bugne dek kabullenilmi kamusal iliki kurma pratiinin dnmesi balamnda, yaltl-

328

AL ERGUR

maya balanm bir bireyler topluluu olarak yeniden tanmlanabilmesi olas grnmektedir. stelik bu atomizasyon sreci, tam tersi oluyormu izlenimini verebilecek ideolojik donanmla ykl olduundan, yaltlma, anlamca fazla dolu gstergeler evreniyle kuatlma eklinde ortaya kmaktadr. Birey, artoplumsallama yanlsamasn yaayarak, bir eit kendinden geme, ekstaz haline girmekte, kendisini zgrce ifade edebilme olanaklarn sonsuzca sunduunu sand kitlesel iletime eylemine dahil olmaktadr. Ancak bireyin en fazla toplumsalla bulutuu yanlsamasn yaamakta olduu konum, aslnda btncl toplumsaln en seyreldii hatta yer yer yok olduu noktadr; ya da en azndan, bugne dek bilinen toplumsal deneyim biimlerinin dnda yeni tr toplumsallklarn ortaya kn ieren bir gelime sz konusudur. Bu yeni toplumsallk erevesinde, kitle iletiim alar olmakszn kurulan toplumsal iliki, artk ou zaman toplumsal pratik asndan, olutuu anda bir affectif olanakszl iaret etmektedir. Dier bir deyile, kitle iletiimi kanallarnn merulatrc atflarn kullanmayan ve onlar dolaymyla kurulmayan toplumsallama biimleri, her geen gn daha fazla, matematik anlamda tanmsz olmaya doru evrilmektedirler. Zaten kapitalizm, doas gerei, kendi yneten snfnnki dahil, tm btnlkl toplumsal gruplamalar, sistemli olarak zndrr; kaynan toplumsal yaamdan alan estetik retimin ve dilsel icatlarn (Jameson, 1992: 23), ortak atf zemini olma zelliklerini srekli olarak yok eder. Kitle iletiimi sistemi kresel lekte btnletii oranda, toplumsal iliki rntleri gevemekte, birey, varoluunu anlamlandrmak iin bavurduu meruiyet temellerinin zldn grdke, kendisini bekleyen yaltma aralaryla daha fazla btnlemektedir. Bunun sonular, kukusuz yalnzca toplumsal ilikideki mevcut kalplarn yitimi ile aklanamaz. Yaltlmann en byk getirilerinden birisi, snf konumlarnn datlabilmesi ve buna bal olarak gelien, emekinin sermayeyle adalet, hak, eitlik ilkelerine gre bir mcadelesinin ilevselliini yitirmesinin salanmasdr. Daha dil bir paylam yerine daha fazla gelir arayndaki bireyin toplumsal snf aidiyetinin ve kimliinin bir anlam ifade etmediini her gn daha fazla gzlemlemekteyiz. stelik bu yeni toplumsal rgtlenme srecinde oluan yeni ahlk, snf-temelli her trl deeri geersiz saymakta, tersinin erdem olduunu srarla vurgulamaktadr. Bylece, gitgide daha fazla sanal ortama tanan ekonomik etkinliklere baml bireyin, dnyay retim/emek boyutunda deil tketim/speklatif kazan ekseninde alglamas son derece doal hale gelmektedir. Dnyay elikilerden doan mcadele alan olmaktan ok, farkllklarn bir aradal eklinde alglayan bireyin ideolojik konumlan, ekonomik etkinliindeki deimeye bal olarak deimektedir. Btn bunlardan, zgrletirici teknolojinin labirentinde uzun erimli bir ama edinmeden dolaan, tarihselliinden byk oranda kopmu, varoluunun neredeyse tek anlam olarak kkszln erdemini gren bir birey tipi gelimektedir. Yaltlm bireyin belirlenmi yaam yrngesi

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

329

yokluu anlamndaki amaszl, gizli bir umutsuzluu barndrmaktadr. Ancak umutsuzluk bile, toplumsal elikilerin genel grnmezlemesi sayesinde, olduu gibi alglanamamakta, baka duygulara yansmaktadr. Bylece reklm syleminde de belirleyici temalardan biri haline gelen sknt, atomize olmu bireyliin, nedeni zmlenemeyen bir paras olmaktadr. zellikle internet eriim programlarnn reklmlarnda bu sknt halinin temel vurgu noktas olarak kullanlmas ite bu yzden ne yalnzca taktik manevra unsurlarndan biridir ne tesadfidir. Sknt, ar-ykl gstergelerin anlamszlatrc balamnda kuatlm bireyin yaamakta olduu en yaln toplumsal haldir. Buna yaygn bir anomik toplumsal deneyimleme ortam da katld zaman, birey tam anlamyla uuan gsterene dnmekte, kendi skntsn bakalarnnkilerle karlatrmay (kesinlikle paylamadan sz edilemez) toplumsallamann, ancak btnleik iletiimle salanabileceine dair inancn egemen olduu bir ada, tek var olu koulu addetmektedir.

nternet eriim programlar reklmlarnn ortak temas: Sknt


Hemen hemen her internet eriim programnn reklmnda ne yapacaklarn bilemeyen, amasz bireyler betimlenmekte, skntlarna are olarak internet ortamna kolayca alabilmelerini salayan bu yazlmlar satn almalar nerilmektedir. Bu temay izleyen reklm rneklerinden birisi, pop arkcs Teomann yer ald bir filmdir (web-bee). Film, bir rock parasnn (Teomann reklm iin besteledii para) tek dze ritmli giri ksmyla almaktadr.Rock mziinin temel gelerinden birisi olan bas vurularnn eksiklii hemen kulaa taklmaktadr. Genellikle her drtlk vuruta yinelenen ( = > 100) bas davul vurular duyulmad zaman, hele rock mzik gibi devinim beklentisinin (ezgisel kvraklk, yksek tempo) dinleyici nezdinde yksek olduu bir trde, ilk oluan izlenim kukusuz bir boluk duygusudur. Byle bir rock soundu ile onun olaan beklentisi arasnda oluan alg akl, doal olarak bir sknt haline dnmektedir; bu da zaten toplumsl deneyim boyutunda sknty ok somut olarak yaamakta olan bireyin duygularyla bire bir rten bir gerginlik yaratmaktadr. Bu sekans uzadka skntl gerilim sabrsz bir beklentiyi krklemektedir. Bu arada arknn szleri de, skntnn artmasna katkda bulunmaktadrlar: () eriimin yavasa, gerekler hzl () arkc, gitaryla ark sylerken basit bir bekr evinde grlmektedir. Yerde bir yatak, yatakta bir kadn, evrede bir ka kk eya dnda bir ey grlmez. Bir ara kadn yatakta dorulur; pek gzel saylmayacak bir kadndr. arkc, evin (ya da odann) kapsn aar; orta yal, ok ksa boylu bir erkek ve iri yar, uzun boylu bir kadn kapda belirirler; ok mtebbessim bir ekilde arkcya bakp bir eyler sylemeye alrlar. Teoman bunu ok skc buldu-

330

AL ERGUR

unu belirten bir mimikle kapy yzlerine kapatr. Bilgisayarn bana oturur; internet eriimi son derece yavatr; daha ok sklr. O srada, markann simgesi olan ar, animasyon bir figr olarak ve ltl bir ekilde ak olan disk srcsne konar; src kapanr; birden eriim hzlanmtr; duvarlar, hzl akan imgelerden oluur. Yatakta yatan kadn (muhtemelen bilgisayar efektiyle irkinletirilmi olan), ok gzel hale gelir. nternet eriimindeki hzlanma btn sorunlar zm, sknty sona erdirmitir. Burada ok net olarak ortaya kan iki olgu gzlemlenmektedir: (1) Gnmz insan modern, kentsel ilikilere girdike sahip olduu maddi ve manevi her eyi hzl bir ekilde tketmeye ynelmektedir; sknt, bunun doal sonucudur. (2) Skntnn giderilmesi toplumsalln sanal boyuta tanmas ile mmkn olmaktadr. Ancak, retimden ok tketimin uzants olan bir hz tutkusunun var olduu bir toplumsal ortamda, btnleik sanal aa erimenin de hzl olmas istenir; aksi halde, bu greli yavalk sknty gidermeye yetmeyecei gibi, onu baka bir ekilde yeniden retecektir. Bu arada, skntnn giderilmesi abasnn ayn zamanda sterilize bir dnya ina etme aray olduunun da altnn izilmesi gerekmektedir. Hzl bir ekilde eriilecek sanal evren, irkinliklerin tasfiye edilebildii bir stilizasyon boyutu olarak tasarlanmaktadr; sanalln erdem saylmasndaki en temel belirleyici de budur. Bylece siberuzay, iddia edilenin aksine, zgrlemi znelerin btnsel bir toplumsallk iinde sreen ve demokratik etkileimlerinden deil, bunlarn, przleri giderilmi stilize izdmlerinin karlamalarndan olumaktadr. Byle bir teki kavraynn, aka totaliter bir btnleik cemaat arzusuna tekabl ettiini, kimlik yanlsamalar yaratmay mmkn klp bunlar srekli tevik eden sanal evren sayesinde, znenin otomutasyon yeteneklerinin ar gelitirilmesiyle toplumsal gereklii (temel olarak snf elikilerinin) grnmez klabildiini, faizan hedefli bir doal seilimi kkrttn gzlemlemekteyiz. Sanalln, ayn srelerin demokratik kullanmlaryla daha farkl bir yapda, farkl almlara izin veren, gerek anlamda zgrletirici ilevler edinmesi de mmkn grnmektedir. Ancak sanal btnlemenin yaptalarn (teknoloji, rgtlenme) tasarlayp denetleyen mevcut kapitalist dzen, bu alandaki egemenliini srdrdke zgrletirici alternatif toplumsallklarn varlndan rahatlkla bahsetmek zorlar. Byle bir iktidar grnmezlemesi iinde, zgrletirici stratejilerin ok byk ounluu metalatrma srecinin ekim alanna kaplmaktan kurtulamaz. Benzer bir izlei superonline reklmnda grmekteyiz: Teomann simgeledii modern/kapitalist ilikilerin tketici ruh halini yaayan bir dier birey tipini, superonline reklmndaki kadn imgesinde gzlemlemek mmkndr. Burada, yine sklan bir modern birey sz konusudur; bilgisayarda superonlinen salad alm olanaklaryla, birdenbire kendisini sanal ortamn iinde bulur. nternet ilevleri, deiik grntler halinde evresinden gemektedirler; hzl,

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

331

renkli, artc bir sanal kentte bir sre dolatktan sonra, onu yine, masasnda bilgisayarn banda grrz. Film boyunca internet olanaklarndan bahseden erkek sesi, son kozunu oynar, hl etkileyici olamadysa kesin baar salayacak olanaktan bahseder: Hatta sevgiliniz sizi terk ettiyse yeni arkadalklar Kadn, chat odalarndan birine girip girmeme konusunda tereddtldr (bilgisayarn yan banda sevgilisiyle ekilmi bir fotoraf yer almaktadr); bir an dnr; sonra kendinden emin bir ekilde enter tuuna basar. Filmin daha sonraki gsterimlerinde bu yeni arkadalklar ksm kesilerek gsterilmitir; bylece iffet tutkusu, onu meru klan toplumsal-ekonomik dzenin geerlilik dayanaklarn yitirdii sanal etkileimde bile varln btn arlyla hissetirmektedir. Her ne kadar kimlik geikenlii sanallk erdemlerinin banda gelse de, temel ataerkil dnya kavramsallatrmas egemenliini srdrmeye devam etmektedir. Sknty yenmenin, dnyayla btnlemenin, tkenmi ilikileri bitirip yenilerine balamann olanan internet sunmaktadr. Zira, internet, bireyin uluslararas yaamn bir aktr olarak ykseliini desteklemekte, uluslararas mekn hukuk tesi bir ekilde yaplandrmaktadr (Tudesq, 1997: 76). Birinci rnekteki doal seilim temas yine ortaya kmakta, filtre edilmi bir dnyada tercihler tek tu eylemine indirgenmektedir. Bylece, kabul edilen (o.k.) ya da silinen (delete) elektronik ifade, sanal alverite seilen bir mal olabilecei kadar, onaylanan yeni arkadalklardan (dolaysyla bireyin duygusal belleinden silinen eski arkadalklardan) birisi de olabilir. Bu ynyle seme eylemi, bireyi srekli olarak ebediyetin saymanlar olmaya zorlayan ve onu her biliimsel davrannda saylmann ebediyetine mahkm eden, 0 ve 1 arasndaki kolayclk ardna gizlenmi totalitarizmi iselletirmesine yol aan ikililiki merulatran balca belirleme kertesi konumunu almaktadr (Duclos, 1999: 24). Seen ve seilen bireyin bilisel katmanlar bu balamda yeniden yaplanmaktadrlar. nc rnek, modern yaam skntsnn hangi toplumsal-ekonomik katmanlara kadar yaygnlam olduunu ortaya karmas asndan son derece ilgitir. Fun-key internet yazlmnn reklmnda, talk-show program Zagann iinde yer alan ve aktr Zafer Algz tarafndan canlandrlan Dudu teyze tipi kullanlmaktadr. Hrn, huysuz, geleneksel bir orta yal kadn olan Dudu teyze, gerek Zagada gerek Fun-key reklmnda Trk toplumunda var olduu dnlen kanaatkrlk zelliine hitap etme ilevini yerine getirmektedir; nk, aslnda mkemmel olduu iddia edilen rnler (Zaga program, Funkey yazlm) karsnda srekli olarak seyirciye kanaatkrlk telkininde bulunmaktadr (daha ne istiyonuz?). Bu, bir yandan eletirellie kapal, iinde toplumsallam olduu kltrel balamn deerlerine gre siyasi yetkeyi (din, idari, toplumsal) elinde tutanlarn verdikleri ltflarla yetinmeyi renen insan tipini betimlemekte, dier yandan ayn dnsel dzlemde modern/kapitalist ilikilerle hzla dnmekte olan bu tipin, sonradan skntya dnen t-

332

AL ERGUR

ketici tkeniini eletirmektedir. Ancak, Dudu teyzenin arsnda tam anlamyla bir otantisist geri dn arzusu sezilmez; zira hrn bir ekilde, seyirciye bulduklaryla yetinmelerini sylerken bunun, tketim eksenli bir dnyada olanaksz olduunu da bilir; bu nedenle, hemen ardndan, daha fazla talebi tatmin edecek zm, sylene sylene de olsa, yaratr ( m istiyonuz? Aha veriyom!). Reklmdaki imgesinde, Dudu teyze tipi, geleneksel iblm gerei yerine getirdii grevlerini bitirince bo kalan ve bundan sklan bir grnt arz etmektedir. Modern/kapitalist ilikilerle en fazla btnlemi bireylerle en geleneksel yaplarda konumlananlar ayn skntda bulumaktadrlar. Skntnn zm de, mlum olduu zere, sanal ortamda ereksiz kayganl, geikenlii, yanlsamay hep teet bir doku iinden deneyimlemektir. Skntnn toplumsal eitlilii konusunda bir dier rnek, filminin yaynlanndan ksa bir sre sonra len aktr Kemal Sunaln, biliim (ya da genel olarak teknoloji) konusunda hl yeniliklere uzak kalmakta srar eden, en azndan bu anlamda, muhafazakr saylabilecek bir tipin betimlendii e-kolayn reklmdr. Buradaki tip, bir nceki rnekte baka bir balamda deinilen geleneksel deerlerin uzants talepkr olmayan, ekingen, teknolojiyle bire bir iliki kurmak zorunda kalm olmann rkntsn yaayan (teknolojiyi hep yetkeyi elinde tutann bir ayrcal olarak dnen) bireyin elikilerini simgelemektedir. Kemal Sunaln tm filmografisi gz nnde tutulduu zaman, daima orta halli ve daha aa toplumsal-ekonomik kesimlerin bir yandan smrlen, ezilen dier yandan kendisi de bu dzenden kurnazl sayesinde kk karlar (kk insanlarn dnmeyi arzu ettikleri kk keler) elde etmeye alan tiplerini canlandrd bilinmektedir. Reklm filmindeki tipi bu metinleraraslk balamnda deerlendirmek vazgeilmez kouldur; nk canlandrlan tip kadar, onu canlandran aktrn toplumsal kimlii de son derece belirleyicidir; film, ancak bu tarihsellik gz nnde tutulduu zaman bir anlam kazanmaktadr. Kabaca, zeks kt olmasna karn kurnazl bir varkalma yntemi olarak benimsemi bu tipin eline, nihayet gerek anlamda dzenle btnleme frsat gemitir. O bile iktidarn bir uzants ve gstergesi kabul edilen teknolojiyle ilikiye girme, bu sayede toplumsal saygnln, ekonomik gnencini (dier reklmlardakinden daha fazla vurgulanan borsa-finans ilevleri, daha sonraki bir filmde nemli miktarda para kazanm olma baarsn getirmitir; bunu da yine Kemal Sunaln temsil ettii kk ke dnc tiplemesiyle aktrmak kukusuz tesadf deildir) gelitirme olanaklarn elde etmitir. Eitimi ve alglay kstl bireyin bile kullanmna alm olan internet, ezilmi (ekonomik geri kalmlk), horlanm (toplumsal kimlii kabul grmemi) kiiliin sanalln erdemiyle bulumasn salayan en nemli olanak olarak sunulmaktadr. Filme egemen olan genel duraan slbu tamamlayan en kaydadeer gsterge, basklanm bireyin kstl dnce ve varolu evrenini simgeleyen akvaryum ve iindeki balklardr.

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

333

Geleneksel deerler sistemi ve yaay biimlerine hitap eden bir dier internet eriim program reklm ixirinkidir. Burada, dier iki rnekteki kadar bile kentli olmayan, ama yerleik olmamann getirdii uyumculukla, dzenle hzl bir ekilde btnleen kokorei ve kestanecinin yks anlatlmaktadr. Reklmn btn bys, henz en otantik halindeki krsal bireyin modern/kapitalist ilikiler iindeki manevra kvraklndan doan kartlklarn kar karya getirilmesindedir. Giyiminden aksanna kadar, krsaldan kentsele mmkn olduunca dnmemi bireyin bile teknolojinin vaadettii toplumsal kimlik almlarndan yararlanabilecei vurgulanmakta, teknolojinin en darda brakt bireye kadar ulat gsterilmektedir; ben anlamam, ben cahilim, bana gre deil gerekelerinin tkendii nokta kefedilmitir; filmin reklmclk baars da buradan kaynaklanmaktadr. Son olarak anmamz gereken rnek, superonlinen e-pack rnnn reklmdr. Burada show-man Okan Baylgene yer verilmesi reklm ekici klmaktan baka, rekabete ynelik bir ilev yklenmektedir. Fun-key, Baylgenin program olan Zagann bir gesini (Dudu teyze) reklmnda kullanmaktadr; buna mukabil superonline, hem dn alnm bu kodun etkisini azaltan hem kendi bana etkisinin daha fazla olacana inanlan Okan Baylgenin kendisini imgeletirmitir. Ayrca, toplumun her kesiminden insan tipine de yer verdii iin bir yandan skntnn yaygnln ve ortak nokta oluunu vurgulamakta, dier yandan bunun zmn ok daha elenceli bir dille nermektedir. Bylece bir yanda modern/kapitalist ilikilerle btnlemenin yol at tketim eksenli bir yaam kurgusunda sklan bireyleri, dier yanda grece geleneksel deerler sisteminden henz kopamad iin sklan bireyleri betimleyen iki ana grup internet eriim program reklm gzlemlenmektedir. Ancak bunlarn birbirlerinden kesin izgilerle ayrldklarn savlamak da doru olmaz; nk bu kadar geiken ve hareketli bir toplumsal yapda saf ya da safa yakn tipler bulmak olanakszdr. Sonuta sknt, kapitalist retim ilikileriyle btnlemekten de kaynaklansa btnleememekten de kaynaklansa, ada bireyin gndemindeki en nemli sorun olarak grnmektedir. Bunun da, yukarda aklamaya altmz dnya leindeki genel balamszlama srecinden bamsz dnlmemesi gerekir. Tm bu rneklerde ana tema olarak saptanan sknt, tarihsizlemi, kkszlemi toplumsal deneyimin en belirgin iaretini oluturmaktadr. Skntnn zm olarak sunulan internete dahil olma nerisi, bireyin ufkunu amay malumata boma olarak tasavvur eden bir biliim-temelli dnya kavraynn doal uzantsdr. Bu yeni dnya alglaynda, mevcut tm var olu biimleri, kavramlar, olgular, sreler, zgn ifadelere dnme, dier bir deyile dnsel eylemin yap talarn oluturma gizilgleriyle deil, son derece hzl metalatrc btnleik ekonomik dzenin iinde balamszlam ve erekselliini yitirmi halleriyle tanmlanmaktadrlar. Bu noktada sanal evrene tan-

334

AL ERGUR

mann yalnzca basit bir dzlem deitirme olmadn, sanal temsilin (belki de genel olarak temsilin) gerekliin bire bir grnts ilevinden te baz baka tanmlamalar da ierdiini saptayabiliriz. Kkszlemi gsterge, zaten doas gerei sanal bir z tamaktadr; ayrca sanal bir dzleme tandnda, yalnzca kendi yitiini, tarih-dlamasn hzlandrmaktan baka bir ey yapmaz. Bununla birlikte, kurduu kendine-atfl sylem her temsil aamasnda daha glenir. Bu nedenle, zellikle reklm syleminden akp gelen kod sisteminde bir yandan fantastik/gerekst dekorla glendirilmi kendine-atfl meruiyet kurucu abann younlatn dier yandan bu srecin iinde yer alan anlam birimlerinin dnsel/ideolojik btnlklerini hzla yitirdikleri grmekteyiz.

Skntnn uzantlar, basklanm bilin


Skntnn bu felsefi ve bilisel temelleri, kanlmaz bir ekilde, yaygnlam bir tketici karakteri ina etmektedir. Saussurec yapsal kavrayta bir nermenin anlam ya da kavramsal ierii olan gsterilen, bugnn temsil-temelli dnyasnda, bir anlam etkisi olmaktan teye gidememektedir; anlam belirleyen ise, bir gsterenden bir dierine oluan devinimdir (Jameson, 1984: 72). Telosunu yitirmi bir var olu kavramsallatrmas, ister istemez, korkun bir anlam tcsne dnmekte gecikmez. Belli bir erekselliin balamna eklemlenecek anlamlandrma stratejilerinden yoksun olduu iin, hibir zaman salam bir eylem-kuram zemini zerine oturamaz. Bunun doal sonucu olarak, dnyann bilin dzeyinde alglanabilecek tm grnglerini, kendineatfl var oluunu tanml klabilecek salt gstergelere dntrmeyi asal ve nihai eylem olarak benimseyecektir. Bylece, kendi zgl tarih balamlarnda tanmlandklar zaman anlaml olan bir ok gstergeyi, derinliklerinden arndrp kendi kksz konumlanna hammadde girdisi olarak dahil etmektedir. Bu mthi tketme ilikisi, kukusuz sonsuzca doyumsuz bir ruh halini zgrletiricilik sanan birey tipinin biimlenmesine dorudan katkda bulunmaktadr. Bilin dzeyinin bu denli hzl bir tketim sarmalna girmesi, kanlmaz bir ekilde, bilinaltnn da talana almasna yol amaktadr. zerinde anlalm toplumsal normlarn dzenledii tm bir denge dzeni, ite tam bu bilinaltnn zincirlerinin krlmas nnda bozulmakta, basklanm, bastrlm, lanetlenmi olann gmld yerden, btnlksz salt gsterge reten metalatrma srecine katlmak zere karld grlmektedir. Bu aamada, metalatrc sylemselletirmede hibir snr kalmamtr; bu, telostan sonra etikann da zld kaynama noktasdr. Byle bir krlmann ardndan gelecek olan hibir sylem stratejisi artc olamayacaktr. Bilincin krlmasnn ardndan, bastrlm olan tm bir tahayyl evreninin kamusal temsil alanna tanmas, kukusuz beklenen bir gelime olacaktr. Toplumsaln paral, kesintili ve btnlksz yeniden ina edilmesi abas, kanlmaz bir ekilde etik, normatif,

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

335

toplumsal nedenlerle yer yer dnlmesine bile ket vurulmu bir ok sapkn eilimin temsil edilebilir hale gelmesine yol amaktadr. Hatta, zgrletiricilik sylemi altnda, bunlarn bir eit ar-tehiri bile sz konusu olabilmektedir. stelik homojenletirilmi bir temsil mantnda, en sradan toplumsal ifade ile en kktenci bilin-alt sapknl eit konumlarda durabilmekte, metalatrma sreciyle btnletike, bu geler zde kltrel gsterge deerinde varsaylmaktadrlar. Bu noktada, henz yeterince smrlmemi olduklarndan, bastrlm bilin-alt gelerinin dierlerinden fazla deer yklendii bile dnlebilir. Nitekim gerek sanallam toplumsal deneyimleme srelerinde gerek toplumsal gerekliin kendisinde, zgrlemeleri iin serbest braklan basklanm sylemlerin, yksek hzda dolama girip gndemi byk oranda igal edebildiklerini grebiliyoruz. Ecinsel pratiin ve temsilinin toplumsal yaamda, zellikle son yllarda ihmal edilemez bir yer kaplamas, demokrasi tartmalarna dnsel temelli ve amal konu olmaktan te, kendi kltr balamn dayatacak denli gl bir metropoliten trend halinde gzlemlenmesi, buna verilebilecek en aklayc rneklerden biridir.

Tketilmemi son kodlar : ocuk cinsellii ve ket vurulmu haz aray


Bastrlm olann aa kmas srecinde, zellikle reklm syleminde kendine yer bulan kayda deer yeni oluumlardan birisinin ocuun cinsel nesne olarak betimlenmesi olduunu gzlemlemekteyiz. Reklm syleminin dnda da, bu konuda tm dnyada genel bir eilim belirginlemesi ortaya ktn sylemenin ok iddial bir sav olacan sanmyoruz. Zira, yaygnlam bir Lolita temas sinema ve edebiyat bata olmak zere, sanattan moda dnyasna dek etkisini artrarak kendini belli etmektedir. Temann yaygnlamas ve toplumsal pratie eklemlenmesi sonucunda beklenen gelime kukusuz doallamadr; en tehlikeli olan da budur. ocuun cinsel nesne olarak temsili ve kullanlmasnn en fazla kristalize olduu alanlardan birisi moda dnyasdr. Burada yeni olan elbette ocuk mankenlerin kullanlmas deildir. Kktenci bir farkllk olarak tanmlamamza izin veren gelime, bu model ocuklarn imgelerinin yaratlmasnda ba vurulan dnsel atf alannn tamakta olduu metalatrc zdedir. Farkllk yalnzca metalatrclkla da kalmaz; ocuun cinsel nesne olarak alglanabilmesine cevaz veren bir imge sistemi oluturulmasnn altnda yatan doallatrclk eiliminde dmlenir. Dier bir deyile, pedofilik eilimler ortaya dklmekle kalmamakta, doallatrc bir temsil syleminin ana gvdesine geimi olarak sunulmakta, bylece egemen toplumsal normlar sistemi iinde doallatrlmaktadrlar. Ayrca, bu serbestleme sreci, zellikle imge tasarlanmas ve bunun kamu alanna yaylmas aamalarnda mevcut kapitalist retim rgtlenmesinin denetiminden gemek zorunda ol-

336

AL ERGUR

duu iin, hzla metalatrlmaktadr. Kapitalist piyasa mantna bir kez dahil olan geler, en yksek meta deerini edinebilmek iin en fazla zsel deer yitimine maruz kalacaklarndan, buradaki ocuk imgesinin de ok hzl bir ekilde tketilecei tartma gtrmezdir. Ayrca bu tketilmenin yalnzca nicel olmayaca, daha ok nitelie dein bir boaltma harekt olaca beklenir. Zira, bu ket vurulmu ocuk imgesinin aa kyla balayan tketme, onun ok sklkla ba vurulan bir temsil gesi olmas deil, optimum verim ilkesi dorultusunda, onu oluturan tm alt sylem katmanlarnn da, git gide daha kktencileen bir ekilde metalatrlmaya malzeme yaplmalaryla son bulmaktadr. Bir yandan varln kk ama artan dozlarda dayattka doallaan, dier yandan bu doallam halin daha fazla tketilmesi amacyla daha bastrlm, nihayet en bastrlm olanlarn da piyasada dolama sokulmas sonucunu ortaya karan bir nesne-ocuk imgesiyle kar karya bulunmaktayz. Pedofilik gndergelerle donanm ya da onlar zerine ina edilmi reklm syleminin varln grgl verilerle de desteklemek mmkn grnmektedir. Bu konuda ele alabileceimiz ilk rnek Panda dondurma reklm filmlerinden biridir: Dsel ve minimalist bir meknda (dz, ak, pastel renkte fon, ok az dekor) ar ekimde devinen, havada yine onlar gibi uuan dondurmalar yiyen insanlar grlmektedir. Bunlar yalnzca ar ekimden tr deil, yer ekimi yokluu izlenimi veren devinme ekillerinin de katksyla, son derece hafiflemi varlklar olarak betimlenmilerdir. Bu teknik ve slba dein zellikleri sayesinde, reklm, insanlarn insani zlerinden ok, gsterge ilevleriyle alglanmalarn salayc bir bilisel mdahalede bulunmaktadr. Bu bolukta amaszca devinen insan figrleri, dans/mim-benzeri bu eylem iinde, ikili bir gsterge ilevi yklenmektedirler: Bir yandan rnn zgl niteliklerine ynelik bir betimleme/vurgulama abas dier yandan toplumsal gerekliin almlanmasna ynelik ideolojik zeminin gerektirdii sylem yapsna uygun bir temsil alan ortaya kmaktadr. rnn zgl nitelikleriyle uyumlu dekor ve jestel, dondurmann zndeki souk (pastel renk, tek dze ortam [homojenlik, temizlik]) belirleyicilie kar, bilincin serbest kalmasna yardmc olan, ka ve lgnlk imleyen yaps, onu yaamn tekdzelii iinde bir eit ussallk-d an, bir fuga konumuna yerletirmektedir. Beslenmenin antropolojisinde dondurma besin deerindeki ilevsellikle deil, benzer bir ok gede olduu gibi ritel deeriyle anlam kazanmaktadr. Bylece dondurmann bedene katks, ierdii kalori miktar ve dier metabolizmaya yararl zelliklerinden ok, bu anlamda pek de yararl saylmayacak bir lezzet yaratmasndadr. Bu lezzet, somut fizyolojik bir etki olmaktan te, toplumsal kodlar evreninin, daha ok gei anlarnda gereksinim duyulan bir teyidi olarak belirir. Lezzetin belirmesi, mevcut meruiyet zemininin deimediini, toplumsal atflarn, deimeye karn z itibariyle bozulmadklarn gsterir; bu, aslnda toplumsaln kuruluundaki en temel belirleyicilerden birisidir. Zira oydala varmann en

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

337

nemli aralarndan biri, zerinde bir anlama salanm anlamlarn seilip sabitlenmesidir. Trenler, bu anlamda sabitlenmi kamusal anlamlarn, oydal srdrme amacyla, gelenekselletirilmeleridir (Douglas ve Isherwood, 1999: 80). Lezzette somutlaan trensellik, bu nedenle, mutlaka ilevsel bir yapda tezahr etmeyebilir. Dondurma, doas gerei, rn olarak zaten nedensiz ve ereksiz bir lezzet arayn simgeler; yol at haz retmenin doyumu deil, retim-d bir nn jouissancedr. Tketimin eksen oluturduu bir toplumsallama ortamnda, ne tr olursa olsun, jouissance peinde koan modern birey, srekli olarak bir eyler karmaktan korkmaktadr (Baudrillard, 1991: 113). Bu adan bakldnda, Panda reklmnda temsil edilen lezzet temas, cinsel hazz ieren ve salt zevk araynda tanmlanabilen bir tketme ilikisine eklemlenmektedir. Zevkin, direnme ve kimlik kurucu zgrlk oluturuculuktan ok, ina edilmi, bilinli boyun eiin kabulyle beliren, yalnzca hiyerarik tad yarglarna deil, bunlara bal toplumsal konumlarn kayna olabilme zellii olduunu (Garnham, 2000: 117) varsayarsak, reklm iletisinde betimlenen zevk gesinin snfsal gndergelerle ykl olduunu gzlemleyebiliriz. Buradaki zgl rnn imledii mutlulukun, ierdii gizil toplumsal konum ala uygun olarak vurgulad ideolojik zn de deifre edilmesine olanak tandn fark edebiliriz. Bylece, Panda dondurma tketmeyi kltr kodlarna dahil ederek mutlu olmu bir toplumsal konumun zendirildiini; ve belki de mutlulukun ancak bu yolla elde edilebileceinin ( ya da yalnzca o toplumsal konumlarda bu tketme ilikisiyle tanmlanldnda mutlu olunabileceinin) iletisi, zevk-tketme-snf-haz zincirine eklemlenmektedir. rndeki lezzet gndergesi bu adan deerlendirildiinde, filmde temsil edilen mutlu insanlarn Panda dondurma yiyerek, onun iermekte olduu cinsel hazz da deneyimledikleri saptanabilir. Reklmda buraya kadar, cinsel gndergelerle rnn tketilmesine ynelik gizli vurgular yklenmesi gibi sradan bir strateji yrtld dnlebilir. Ancak uuan dondurmalar yalayarak haz duyan insanlarn arasnda ocuklarn da olduu fark edilince, buradan alan anlamlandrma evreni, doal olarak, sradan bir cinsel gnderge ilevinden ok daha farkl bir hale gelmektedir. zellikle ve yaygn bir ekilde kadn cinselliinin kullanlmakta olduu reklm sylemi, bu ar yinelenen grnmyle handiyse doallam bir grnt arz ettii iin, feminist bak al ya da en azndan bu tr bir zmlemeden etkilenen deerlendirmelerin dnda, neredeyse eyann tabiat gereine dnmtr. Bu da her trl kktenci eletiriyi dlayan sahte-eletirelliklerin ortaya kabilmesine yol amaktadr. Ancak bu noktada, bizim bu zmlemede vurgulamaya altmz ocuk cinselliinin hem metalatrlmas hem jouissance nesnesi olarak tasavvur edilebilmesi olgusuna arlk vermemiz, cinselliin dier kullanm biimlerini meru grmemizden kaynaklanmamaktadr. Yetikin insanlarn cinsel olgunlua ulam varlklar olarak bu alanda, insan ve kiilik haklarna ynelik ihlallere itirazlarmz sakl

338

AL ERGUR

kalmak kaydyla, cinselliin temsiline konu olmalar belki bir lde kabul edilebilir. Ancak, toplumsallamasnn birincil aamalarnda olan, kiilik yaps, belli bir etik ereveye ve dnsel btnle tam anlamyla ulamam, ayrca anatomik olarak reme temelli bir etkinlik iin yetkinlememi ocuk sz konusu olduunda, kukusuz farkl bir deerlendirme yapmak gerekmektedir; bu, konunun belli bir sorunsal eksenini yitirmemesi iin de vazgeilmez bir kouldur. Panda dondurma reklmnda dikkati eken en ilgin noktalardan biri de, filmin uuma hali ve dekoru iindeki insanlarn gzlerinin evresine siyah boya ile kaln bir daire izilmi olmasdr. Bir yandan bir maskeli balo izlenimi douran bu anlatm ekli, dier yandan gizlenmi olann gsterilmesi dolaymyla bastrlm olann geri dnne dorudan bir atf noktas oluturmaktadr. zellikle ocuklarn, cinsel eylemsizlik halinden karlmalar ve zevk nesnesi halinde sunulmalar, bunun en zmni anlatmnda dahi, byle bir zevki deneyimlemeyi tasarlayana da uygulayana da ister istemez geerli toplumsal normlar karsnda bir kendini gizleme refleksinin gerekliliini hissetirmektedir. Bu arada, tasarlayandan kastmzn yalnzca reklm metnini yazan kii(ler) deil, o imge kurma srecine katlan btn geler olduunu belirtmekte yarar vardr. Buna kodlayc deil kod amlayc konumda bulunan izlerkitleyi de katmak yanl olmaz; zira aslnda kod amlama etkinlii iinde bir ok anlk yeniden kodlama ve bu kodlar amlama anlar bulunmaktadr. Ayn ekilde, uygulayann pedofilik bir cinsel deneyime bilfiil katlan olmad da malmdur. Hatta belki asl katlma, bu basklanmn serbest klnmasn seyretme konumunda olan her zneyi ieren bir genilikte dnlmelidir. Bylece reklm, zgn dil araynda bavurduu konvansiyonel olmayan imgeselletirme stratejisine, ayn zamanda ve zellikle tketici de olmasn arzu ettii su ortaklar aramaktadr. Reklm filminde dikkati eken bir dier ge, ocuun havada uuan ikolata kapl ubuklu dondurmay yiyiindeki artc ldeki erotik dozdur. Her ne kadar nl Magnum reklmndaki kadar sarih ve vurgulu olmasa da, fark edilebilecek dzeyde bir fellatio metaforu gzlemlenebilmektedir. Bu noktada, reklm, basklanm sapkn davrann aa karlnda en kktenci konumunu almakta, ama bunu asla ok belirgin bir ekilde yapmamaktadr. Gerek maskeli balo armnn getirdii aka ve falsetto izleinin gerek tm anlatmn yine de belli bir naif slpla ina edilmesi, sonuta, gizli ya da kodlu gndergelerin salam bir dil dokusu oluturmasn engellemektedir. Grnr imge sisteminin iinden geip onu paralayan deil, ona yer yer teet geen bir erotikletirici sylem stratejisi sz konusudur. Bu da, dondurmayla, oral haz nesnesi olmas asndan benzerlikler tayan ikolatann ou reklmnda olduu gibi tketicinin davranlarn etkileyen infantil cinsellik armlar ve bilid anlamlar da (Bocock, 1997: 79) ieren bu teet sylemin uuculuunu

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

339

aklamak iin bir ipucu olarak deerlendirilebilir. Panda dondurma reklmna benzer bir baka rnek, ayrntlarna fazla derinlikli alt-metinleri olduunu dnmediimiz iin girmeyeceimiz Prima ocuk bezi reklmdr. Burada, bir gnderme, artrma, bilinaltn harekete geirme abasndan ok, dorudan bir anlatm sz konusudur. Reklm filmi, ksaca yetikin manken kadnlar gibi podyumda yryen bir kz ocuunu betimlemektedir. Bu reklmda ocuun teet-dil kuran yar-fantastik bir zaman/mekn kurgulamas iinde deil, dorudan ocuklukla ilgili bir durumun yetikinlere ait bir koda transpoze edilmesiyle ortaya kan balamszlama iinde dnlmesi sz konusudur. ocuun, cinsel ekiciliin ideal modelleri olarak kabul edilen mankenlerin kltrel gsterge ilevini yklenmesi, onu ister istemez cinsel-temelli bir sylemin asal paras haline getirmektedir. Belki bu tr bir anlatmda, ocuun dorudan bir cinsel nesne olduu dnlemeyebilirse de, onun byle bir izlekte, zaten doas gerei ideal (cinsellik deil) cinsel arm modeli yaratma arayndan baka bir ey olmayan bir etkinlik alanna tanmas, kanlmaz bir ekilde cinsel nesneletirme srecine dahil olmasna yol amaktadr. stelik bunu bir teet-dil oluturmaktan daha sinsi bir yntemle, ocuklua kimi toplumsal-kltrel tasavvurlarda atfedilen, irinlik, bym de klmlk, bilmilik vb. gibi idealletirilmi zellikler araclyla yapmaktadr. Bu son zelliklerin reklmlarda kullanlmasna ok sk olarak rastlamaktayz; ancak burada bir cinsellik balam sz konusudur; rnei farkl klan da budur. Ancak burada gz ard edilmemesi gereken bir noktann altn izmek gerekmektedir: Bu rnekte cinsel arm amacyla manken imgesinin kullanlmas, genel reklm syleminde, erotik gndergelerin yalnzca diilii ar vurgulanm model tipler araclyla retildiini dndrmemeli; nk reklm sylemi, tketimin btn dzeyleri iin deiik biimlerde kulland kadn, onu en geleneksel rollerinde betimleyen durumlarda bile cinsel ekiciliiyle resmeder. Zaten alan kadn imgesinde ekonomik katk kayda deer bir yer kaplamamaktadr; asl vurgulanan ev kadn zellikleri olmaktadr (Krlar Barokas, 1994: 169). Kadnn iyi anne, iyi ev kadn konumunda reklm imgesi olarak kurgulanmasnda bile cinsel ekicilik balca vurgulardan birini oluturmaktadr (zgr, 1996: 238). Bununla birlikte, bu ksaca irdelemeye altmz reklmlardan bakalar da gzlemlenebilmektedir. Ancak burada bir sylem zmlemesi gerekletirmekten ok olgu saptamas yapmay amaladmz iin daha fazla ayrntya girmeyi gerekli grmyoruz.

Sonu
Yaamakta olduumuz a, bugne dek toplumsal gerekliin inas ve alglanmas iin gerekli temel ltleri sistemletiren kapsayc dzenlemelerin zld bir srece tanklk etmektedir. Tarihsel balamlarndan kopan toplumsal-

340

AL ERGUR

kltrel gstergeler, sonsuz olaslk kombinezonlarnda yan yana gelebilmekte kendi anlk sylem balamlarn oluturabilmektedirler. Ancak bu serbestleme eilimi, beraberinde varolusal erekselliin yitimini de getirmektedir. Bu ekilde kurulan temsil ilikisi, toplumsal gerekliin tarihsel balamyla kavranmasn engelleyecek bir etkiye yol aarak, olgular ve dnya kavramn oluturan dier paralar kkszlemi imlere dntrmektedir. Bylece aa kan balamszlam uuan gsterenlerden oluan bir gereklik temsili ve alglan sz konusu olabilmektedir. Temsillerin en somut ve dorudan bir ekilde gzlemlenebildii alan kitle iletiimine dair mecralardr. Zira toplumsal lekte yaygnlk asndan sylem erevesini ve mantn dayatabilme yeteneini kamusal dzeye tayan bu zel iktidar srelerinin, nicel stnlkten te, kendi yapsal zgllklerinden kaynaklanan yeniden ina edici gleri, onlara, yalnzca byte ilevi yklemekle kalmaz; toplumsallklarn stilize edilebilmelerinde tasarlayc roller ykler. Bu mecralar iinde televizyon ve btnleik biliim a olan internet, kukusuz bu rollerin gereini en etkili yolla yerine getirenlerdir. Tm kitle iletiimi aralarnda, kapitalist retimin vazgeilmez koulu olarak bulunan reklm ise toplumsal gerekliin alglanmasnda yalnzca olgunun deil olumakta olann da gstergesi ilevini yklenmektedir. Bu nedenle, televizyondaki internet eriim yazlmlarnn reklmlarnda temsil edilen gerekliin incelenmesi, toplumsal dnmn ynelimleri hakknda aydnlatc olabilecei umulan kimi ipularn aa karmaktadr. Bu amala zmlemeye altmz rneklerde, kuramsal dzeyde ina ettiimiz iskeleti, en azndan baz temel noktalardan teyid eden bulgulara ulatmz sylemek pek yanl olmayacaktr. Buna gre, modern/kapitalist retim ilikileriyle anlamlandrlan dnya kavram, tketimi (ve yalnzca onu) nihai erek haline dntren bir varolu mantnn vard nokta, ister istemez bir tkeni kertesi olmaktadr. Kapitalizmin seme zgrl ya da zevk, beeni gibi llere gre biimlendiini iddia ettii tketim denklemi, bugn, sistem iin hibir zaman olmad kadar yaamsal bir eikte durmaktadr: Kapitalizm iin bir varkalma srecini belirlemektedir (Clarke, 1997: 222). Dnm vaad etmesi arzulanan bu varkalma stratejisi, tketimi srekli olarak hem bireysel dzeye paralamakta hem, kanlmaz olarak, bunun da altna inerek yeni damarlanma alanlar yaratmaya almaktadr. Ancak, bu gitgide hzlanan dolam iindeki anlam emilimi, toplumsal atflarn tkeniini ancak geciktiren bir etki yapabilmektedir. Birey leinde atomize olmu ama bireyselleememi bir insan tipini barndran toplumsal yapda, ifade kanallarnn tkanmas, kimlik sylemi altnda kendine-atfl bir ben-merkezlilikten treyen kapanma halinin ortaya kmakta olduunu gzlemlemekteyiz. Bu sre, Trkiyede, henz iletiim-temelli bir toplumsal deneyimi en u halinde yaayan toplumlardaki kadar keskin elikilerle yaanmyorsa da, bu ynde bir dnm olabilecei sezilmektedir. Ancak kukusuz, Trkiyenin toplumsal-kltrel balam, zgl be-

TELEVZYON REKLMLARINDA SIKINTI VE SANALLIIN ERDEM

341

lirleyicilere de sahiptir; ve bunlar, en azndan imdilik, zellikle gelenekselin zlme rntlerini zgn zmlerle ina etme gizilgcn barndrr grnmektedirler. Nitekim, sknt temasndaki toplumsal snflar aras bileke zellii bu ynde bir deime yrngesinin varln dorulamaktadr. Sknt, salt ve dsal bir durum deildir; beraberinde, balamszlamann tm bal parametrelerini de srkler; bu nedenle sanalln erdem olarak sunulduu bir temsil dzleminde, monolitik dnya kavraylarnn dlad kimi bastrlm bilinalt geleri de doallamakta olan yerlerini almaktadrlar. Kadnn zgr birey olmasna, konvansiyonel normlara gre patolojik olmayan tercihlerine tahamml edemeyen bir ataerkil dzende, ocuun herhangi bir ekilde cinsel nesne olarak temsilinin tepki ekmemesi, dnmn yol at eliik ruh halini aa karmas asndan kayda deer bir bulgu olarak kabul edilmelidir. Tm toplumsal gereklii kapsayan sknt temasndan, amzn balamszlama srecinin kimi ipularnn gzlemlenebildii sylenebilirse de, hem dnmn ivmesinin kesin saptamalar olanakszlatracak denli yksek oluu hem grgl verinin kuram karsndaki ezeli zayflnn bu alanda ok bariz bir hal almas, benzeri birok zmlemenin zaman boyutunda, eitli kltr balamlarnda srekli olarak yaplmasn zorunlu klar.

KAYNAKA Adorno, Theodor W. (1982) Prisms, The MIT Press, Cambridge, Massachusetts. Barthes, Roland (1992) Mythologies, Editions du Seuil, Paris. Baudrillard, Jean (1978) Le Systme des Objets, Gallimard, Paris. Baudrillard, Jean (1991) La Socit de Consommation, Denol, Paris Baudrillard, Jean (1995) Simulacres et Simulation, Galile, Paris Bauman, Zygmunt (1988) Sociology and postmodernity, The Sociological Review, vol. 36, no. 4, ss.790-813. Baylon, Christian ve Xavier MIGNOT (1994) La Communication, Nathan Universit, Poitiers. Bocock, Robert (1997) Tketim, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara. Cathelat, Bernard ve Robert Ebguy (1988) Styles de Pub, Les Editions dOrganisation. Clarke, David B. (1997) Consumption and the city, modern and postmodern, International Journal of Urban and Regional Research, vol. 21, no. 2, ss.218-237. Cormack, Mike (1992) Ideology, The University of Michigan Press, Ann Arbor. Douglas, Mary ve Baron Isherwood (1999) Tketimin Antropolojisi, Dost Kitabevi Yay., Ankara. Duclos, Denis (1999) Le nouvel ordre informatique, Le Monde Diplomatique, Ocak, ss.24-25. Dyer, Richard (1993) The Matter of Images, Essays on Representations, Routledge, Londra, New York. Eagleton, Terry (1990) The Ideology of the Aesthetic, Basil Blackwell, Oxford, Cambridge. Featherstone, Mike (1992) Postmodernism and the aestheticization of everyday life, Scott Lash, Jonathan Friedman (der.), Modernity & Identity iinde, Basil Blackwell, Oxford, Cambridge, ss.265-290. Garnham, Nicholas (2000) Emancipation, the Media, and Modernity, Oxford University Press, Oxford, New York. Georges Pninou, Les Campagnes de Benetton, Manifestation dun mtier en droute ou aube dune nouvelle publicit?, Media Pouvoirs, no. 28, 1992, ss.60-69.

342

AL ERGUR

Jameson, Fredric (1984) Postmodernism or the cultural logic of late capitalism, New Left Review, no. 145, ss. 53-94. Jameson, Fredric (1992) Signatures of the Visible, Routledge, New York, Londra. Johansson, Thomas (1994) Late modernity, consumer culture and lifestyles: Toward a cognitiveaffective theory, Karl Erik Rosengren (der.), Media Effects and Beyond, Culture, Socialization and Lifestyles iinde, Routledge, Londra, New York, ss.265-294. Kellner, Douglas (1992) Popular culture and the construction of postmodern identities, Scott Lash, Jonathan Friedman (der.), Modernity & Identity iinde, Basil Blackwell, Oxford, Cambridge, ss.141-177. Kellner, Douglas (1995a) Advertising and consumer culture, John Downing, Ali Mohammadi, Annabelle Sreberny-Mohammadi (der.), Questioning the Media, A Critical Introduction iinde, Sage, Thousand Oaks, Londra, Yeni Delhi, ss.329-340. Kellner, Douglas (1995b) Media Culture, Cultural Studies, Identity and Politics between the Modern and the Postmodern, Routledge, Londra, New York. Krlar Barokas, Safiye (1994) Reklm ve Kadn, Trkiye Gazeteciler Dernei Yaynlar, stanbul. Orlik, Peter B. (1994) Electronic Media Criticism, Focal Press, Boston, Londra. zgr, Aydn Ziya (1996) Reklm filmlerinde grnen kadnlarn ilevsel rolleri, Kurgu, no. 14, ss.233-240. Radnoti, Sndor (1986) Mass culture, Agnes Heller, Ferenc Feher (der.), Reconstructing Aesthetics iinde, Basil Blackwell, Oxford, Cambridge, ss.77-102. Rutherford, Paul (1996) Yeni konalar, Televizyonda Reklm Sanat, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Silverstone, Roger (1994) Television and Everyday Life, Routledge, Londra, New York. Tudesq, Andr-Jean (1997) (der.) Les Mdias Acteurs de la Vie Internationale, Editions Apoge, Rennes. Wernick, Andrew (1996) Promosyon Kltr, Reklm, deoloji ve Sembolik Anlatm, Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara.

letii / Deini

(*)

343

ODT Ekonomi Kongresi zerine


Erol Taymaz*

4. Uluslararas ERC/ODT Ekonomi Kongresi 13-16 Eyllde topland. Ekonomik Aratrmalar Merkezi (ERC) tarafndan dzenlenen kongrede ekonometri kuramndan sektr analizlerine kadar geni bir yelpazede 300den fazla tebli sunuldu. Daha nceki kongrelerde de olduu gibi, bu yl dzenlenen Ekonomi Kongresinde de davetli konumaclar -drt konu etrafnda odaklanmt. Kongrenin al konferans Dani Rodrik tarafndan sunuldu. Rodrikin Trkiye Enflasyona Kar Sava Kazanabilecek mi? balkl konumas, ylbanda uygulamaya konulan enflasyonu drmeye ynelik son paketin deerlendirilmesine ynelik nemli almlar ieriyordu. Trkiyenin 2001 Temmuzuna kadar srecek olan dviz kuruna dayal istikrar programndan sonra enflasyon hedeflemesine gemesi bekleniyor. Bu nedenle bu sene dzenlenen kongrede anti-enflasyonist politikalar konusunda pek ok tannm aratrmac katld. Keynesgil para iktisadnn nde gelen isimlerinden Benjamin M. Friedmann bankaclktaki elektronik devrimin para politikasna etkileri konusundaki sunuu son derece ilginti. Parasal iktisat alannda Mark Taylor satn alma gc paritesi ve dviz kurlarn, Akiva Offenbacher enflasyon hedeflemesinde srail deneyimini, Anne Sibert para politika komitelerini, Weshah A. Razzak enflasyon-retim ilikisini, Andrew Haldane ve Adam S. Posen enflasyon hedeflemesine gei sorunlarn tarttlar. Finansal piyasalarn yaps ve geliimi Costas Azariadis ve J. Michael Orszagn konularyd. Radikal politik iktisat geleneinden gelen iktisatlarn tartma konusu kreselleme ve kapitalizmin yeni zellikleriydi. Kendi adyla anlan renkli bir tartma srecini balatan Robert Brennerin sunuu, Japonya ve Avrupann akODT, ktisat Blm.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

344 sine, son yllarda yksek bir byme hz tutturan ABD ekonomisinin geliim dinamikleri zerineydi. Bu dizideki dier sunular, Fransz aratrmac Gerard Dumezilin kapitalizmin yeni geliim dnemi, Ahmet E. Tonakn ABDde refah devletinin geliimi ve k, Ben Finen finans ve refah devleti politik iktisad nda kreselleme, Galip Yalmann kreselleme ve devlet, Costas Lapavitsasn para ve kapitalizmin analizi, Grahame Thompsonn kresellemenin snrlar, Ngai-Ling Sumun kreselleme ve blgeselleme, Robert Jessopun kresellemenin mantkszl ve Sol Picciottonun kresel ynetiim zerine yaptklar sunulardan oluuyordu. Ekonomik ve teknolojik gelime konusu bu yl da kongrede tartlan nemli bir konuydu. Schumpeterci/evrimci iktisadn nde gelen isimlerinden Jan Fagerberg, teknolojik yenilie dayal byme modeli ve Avrupann konumunu hakknda bir sunu yapt. Ayn evreden Gunnar Eliassonn konusu ekonomik byme srecinde bilginin rolyd. Neo-klasik iktisatlardan David Encaoua rekabetin teknolojik yenilik ve byme zerinde etkisini incelerken, Stephen Martin son yllarda Trkiyede de gndeme gelen bir konuyu, firma evliliklerini tartt. ule zler ve James Tybout ise firma dzeyinde yaptklar almalarda ihracat dinamiklerini incelediler. Zaman serisi analizleri alannda en nemli isimlerden biri phesiz Clive W.J. Grangerdir. Granger-nedensellik ve ko-entegrasyon gibi kavram ve yntemleri gelitiren Grangerin konumas, ekonometrici olmayan dinleyicilerin bile beenisini kazand. Ekonometrik analiz ve yntemler konusunda dier davetli konumaclar Mike Clements, Chris D. Orme, Denise Osborne, Simon Potter ve Timo Terasvirtayd. ktisad nesnel, teknik bir analiz yntemi olarak grenlere kar Ahmet nselin konumas, Amartya Senin etik iktisat nerisi balamnda zgrlk etii ve iktisat kuramn ele alyordu. Kongrede bu yl sadece bir panel dzenlendi. Tamer Mftolunun ynettii panelde Hasan Ersel, Erol Katrcolu, Esat Serhat Gney ve Serdar Dalkr reglasyon ve rekabet politikalarn tarttlar. Yaklak drt gn sren kongre, iktisadi konulara ilgi duyan herkesin bulutuu ve tartt bir platform niteliindeydi. Katlmclarn ilgisi, son gn dzenlenen oturumlarda dahi youn bir ekilde devam etti. rnein Trkiyede byme, birikim ve blm sreleri zerine cumartesi gn dzenlenen oturumdaki ilgi ve heyecan grlmeye deerdi. 300den fazla tebliin sunulduu kongreyi detaylar ile anlatmaya olanak yok. Fakat kongreye katlamayanlar, www.econ.metu.edu.tr adresindeki kongre web sitesinden tm teblilerin zetlerine ulaabilirler.

letii / Deini

345

Osmanl Aratrmalarnn ihmal edilen iki alan: Kadn tarihi ve aznlklar tarihi zerine birka not
Kaan Durukan*

Balarken belirtmekte fayda var ki, bu satrlarn yazar yukarda adgeen konulardan herhangi birinin uzman deildir; aslnda, u an itibaryla bir konunun da uzman olmaktan uzaktr. Bu ksa yazda amalanan, kadn tarihi ve aznlklar tarihine dair, kiisel olarak yanltc bulduum baskn eilimlere dikkat ekmektir. Amerikann nde gelen kadn tarihilerinden Linda Gordonun ofis kapsnda u Afrika atasz yazar: Arslanlar kendi tarihilerini karana kadar, tarih avclarn zaferlerini kaydetmeye devam edecektir. Kadnlarn tarihinin mutlaka kadnlar tarafndan yazlmas gerektii tezine itiraz hakkn sakl tutarak1 syleyelim ki, gerekten de bu alann tarihi ok yakn zamanlara dayanr: feminist sylemin nl bir kalbyla, grnmeyen kadn grnr klma abas ya da Gerda Lernerin ifadesiyle, kadnlarn tarih ncesinden kadn tarihine gei en fazla otuz-krk yllk bir dnemi kapsar. ngilizce konuulan dnyada ska tekrarlanan esprili bir dil oyunuyla, history yazlmtr da herstory henz emekleme aamasndadr ve tabii, her zaman mehul askerden daha mehul birisi vardr: mehul askerin kars. Durum, geni anlamyla ifade edildiinde Ortadou, biraz daha daraltlrsa, Osmanl almalarnda da farkl deildir: ilk rnekler 1970lerde verilmeye balanm (Gcek ve Balaghi, 1994: 9), alan sonra ok da byk bir gelime kaydetmemitir.2 Yakn tarihli, nemli bir makaleler toplamn edite eden Madeline Zilfiye gre, Osmanl tarihileri, istisnalar dnda, kadnlara ilgi gstermemilerdir (Zilfi, 1997: 1).
(*) Wisconsin niversitesi - Madison, Tarih Blm ve T, nsan ve Toplum Bilimleri. 1 O halde, ii snfnn tarihini mutlaka iiler, kara rkn tarihini mutlaka zenciler, Trkiyenin tarihini mutlaka Trkler, Budizmin tarihini mutlaka Budistler, homoseksellerin tarihini mutlaka homosekseller mi yazmal? Ayrca, kadn olmak bu anlamda bir bilinci dorudan salamyor: nl tarihi Joan Scottun kendi erken dnemlerine bu adan getirdii eletiriyi anmsayalm. 2 lk rnekler iin, Gcek ve Balaghi (der.): 9-14 ; Zilfi (der.): 1-3.
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

346 Benim itirazma gelirsek, baka bir makalede baz disiplinler, zellikle tarih ve sosyoloji arasnda, fiili bir iblm olduunu, bu iblmnn bir paras olarak da endstri ilikileri, krsal kesimden kente g, din tartmalar, gmen iilerin kimlik sorunlar ve bu arada, kadn almalar gibi alanlarn yalnzca yakn tarihli olan konularla ilgilendiini yazmtm (ayrntlar iin Durukan, 2000: 324-5). Bu anlayn bir yansmas olarak, zellikle Cumhuriyet dnemi zerine grece ok sayda almadan sz edebiliriz;3 belki kronolojiyi son dnem Osmanl mparatorluuna kadar eken birka eser de zikredilebilir,4 ancak grnen o ki, kadn tarihi oralarda biryerlerde taklp kalyor, daha geriye gtrlemiyor. Yeri gelmiken, bu erevenin dna kan Zilfinin daha nce bahsettiim makaleler toplamnn ve Leslie Peircen Osmanl elit kadnnn yaamn inceleyen yaptnn varlna dikkat ekelim (Peirce, 1993). Belki, daha popler bir dzeyde tarihilik yapan Tarih ve Toplum ile Toplumsal Tarih dergilerinin, 8 Mart Kadnlar Gn hasebiyle bazen tmyle, bazen byk lde kadnlara hasrettikleri Mart saylarndan baz makale balklar da aklayc olabilir: Bir Osmanl Trk Kadn Haklar Savunucusu Nezihe Muhiddin, Merutiyet Dneminde bir Kadn irketi: Hanmlara Mahsus Eya Pazar A.., alan Kadndan bir Kesit: Osmanl Bankas Kadn Personeli, 1979 Seimleri ve Bakiye Beria Onger, emseddin Sami ve Kadn (Tarih ve Toplum, 31/183, 1999);5 Resimli Ayda Kadn, 19. Yzyl Ermeni Aydnlarnn Gzyle Kadnlar, Kadn Dergilerinde (1869-1927) Osmanl Hanmlar ve Hizmeti Kadnlar (Toplumsal Tarih, 11/63, 1999); Osmanlda Kadn Fotograflar, Trk Kadnnn Siyasi Haklarn Kazanmas ve Trk Kadnlar Birlii, Belgelere Feminist Bilinle Bakmak: Bir Kadn Ktphanesinin Anatomisi, 1935 Kongresi Arivi: Trkiyedeki ilk Uluslararas Kadn Kongresinin Belgeleri (Toplumsal Tarih, 13/75, 2000). Peki, neden byle oluyor ve bu durumun, eer varsa, sakncas ne? Sakncayla balayalm: yaln anlalmasn, yukarda metnin iinde veya dipnotlarda deindiim kaynaklardan herhangi birinin yararsz, nemsiz olduunu savunmuyorum; mazisi bu kadar taze olan bir alanda, bu almalar kukusuz belli bir deere sahip. Yalnz, edindiim izlenim u ki, bence ana sorun da buradakadn tarihi en iyi ihtimalle ondokuzuncu yzyln son eyreinden balayp, ta atlasa yz yl gbela geen bir zaman dilimine skyor. kincisi, AngloAmerikan akademik dnyasnda ayr alana iaret eden Feminist Studies, Women Studies ve Gender Studies biz Trkiyede tek bir kavramla, Kadn a3 Abadan-Unat (der.), 1981; Tekeli, 1982; Arat, 1989; Kandiyoti (der.), 1991; Tekeli (der.), 1995. Bu rnek eserlerin yanna, Fatmagl Berktay, Zehra Arat, Aye nc, Feride Acar, Nkhet Sirman, Yldz Ecevit, Lale Yaln-Heckmann, Ferhunde zbay, Aye Durakbaa, Yasemin NuholuSoysal, Aye Saktanber gibi aratrmaclarn katklar eklenebilir. akr, 1994; Kurnaz, 1991 ve 1996. Ayrca, eni, 1984 ve Kandiyoti, 1988. stisnai olan, Seluklu Dnemine ynelik Afyon-Karahisarn Kadnanalar adl makaledir.

4 5

347 lmalaryla karlyoruz6 ve iktidarn (zellikle Kemalizmin) kadnlara kar tavr, siyasi temsil hakk, modern toplumda kadnn konumu, gmen kadnn sorunlar gibi konulara odaklanyoruz. Bence, daha ziyade feminizme yakn den bu tavr kadnlk durumunun ok daha geni bir tarihsel perspektifle incelenmesine engel tekil ediyor. Sorumun ilk blmne dnersek, tercihlerin bu ekilde biimlenmesinde daha nce verilmi olan baarl rneklerin taklit edilmesi ve en nemlisi, kaynaklarn nitelii rol oynuyor. in teorik ksmn muhtelif ekillerde, muhtelif dzeylerde renmi gen aratrmaclar ya Cumhuriyetin ilk yllarnn yazl belgelerine ya da ciddi oranda, Osmanl dneminin kadn dergilerine dnyorlar (Osmanlcaya biraz vukfu olanlar, dnemlerinden bamsz olarak, ariv materyali ile matbu metin arasndaki fark bilirler). Kendi payma, zellikle son yllarda kadn dergileri zerinden yaplan yksek lisans ve doktora tezlerinin istatistiki bir dkm alnsa, ilgi ekici sonulara varabileceimizi sanyorum. O halde ne yaplmal? Kadn tarihini modern zelliinden kurtarp tarihsel derinliini ok daha geniletmek istiyorsak, ncelikle, Zilfinin kitabnda rneklendii gibi, niteliini de, niceliini de tam olarak bilemediimiz, bu ynyle pekok srprize gebe olan Osmanl ariv malzemesine gitmeliyiz. Daha sonra, arivin erkek yannn ar basmas yznden, kadnlar zerine ancak dolayl bilgi alabileceimizden, antropoloji, etnografya, yerine gre folklor, yerine gre edebiyat gibi disiplinlerle tarihi kaynatrmalyz. Bu anlamyla, bazen bir atn, bazen bir hal motifinin; bazen bir etein, bazen yaklan bir trknn eldeki aratrma imkanlarn ciddi boyutta artracan dnyorum. phesiz, bu tarz bir alma modern zamanlar incelemek kadar kolay deil; apayr bir donanm, spektrumu olduka geni bir altyap gerektiriyor, ama acaba demez mi? kinci itirazm, aznlklar terimine ve dolaysyla Osmanl toplumunun demografik yapsnn yaygn olarak yanl alglanmasna ilikin. Artk oumuz dillere pelesenk bir kalp eklinde de olsa Osmanl mparatorluunun ok kltrl, ok dinli, ok dilli, farkl etnik topluluklardan oluan bir siyasal rgtlenme olduunu biliyoruz, ancak bana yle geliyor ki, zellikle demografi ve harita bilgimizin yeterince gelimi olmamasndan, yukardaki tanmn ayrntlarndan haberdar deiliz: ok kaba hatlaryla tarif edersek, bir byk Trk-Mslman nfus var, bir de buna bir nevi eit olarak eklenen aznlklar. Eric J. Hobsbawm gibi milliyetilik almalarnn dev bir otoritesi bile, arada Osmanl kelimesinin bir emsiye ifade, bir ethnicit fictive/hayali etnisite (Balibar ve Wallerstein, 1988: 130) olduunu gzden karp Trk mparator6 Pek de ayn eyler olduunu sanmyorum; Linda Gordona bu soruyu ynelttiimde, dur, ben seni ktphanenin bize ait olan zel ksmna gndereyim gibi bir tavr almt. Bu kavram kargaasn zellikle Michigan niversitesinde dzenlenen bir atlye almasnda, konuya ilgileri yksek birka lisansst rencisi arkadala tartrken farkettim.

348 luu tanmn kullanabiliyor (Hobsbawm, 1990: 31, 65, 133, 134). Bu duruma birinci sebep, zellikle demografi almalarnn az sayda olmas: Daniel Panzac, nfus ettlerinin elli yln zetledii nemli almasnda (Panzac, 1993), 464 yaynn 265 yazara ait olduunu sylyor ve yazarlarn pekounun, ana ilgileri olmamas hasebiyle, nfus zerine yalnz bir kez eser verdiklerini belirtiyor. Eer alt snr olarak ett alnrsa, elde 40 isim kalyor (age.: 11), bu isimler arasndan da ancak mer Ltfi Barkan, Justin McCarthy, Kemal Karpat, Nikolai Todorov gibi bilimadamlar ne kyor. kinci ve daha belirleyici sebep ise, bugnn deer yarglarn, ulus-devletin mantn gemie tama abas. Ska, Rumlarn, Ermenilerin, Araplarn, Yahudilerin ve baka pekok toplumun yzyllar boyunca Osmanl olduklarn, stelik bu sistem iinde ykselerek Osmanl dzeninde ondokuzuncu yzyla kadar pek de nemsenmeyen Trklerden ok daha iyi duruma geldiklerini unutuyoruz (bu konu iin ok nemli bir kaynak, Braude ve Lewis (der.), 1982). Bunun yannda, imparatorluun Balkanlar ve Bat Anadoluyu kapsayan kesiminde pekok blgede Hrstiyan nfus Mslman nfustan daha fazla; douda da millet sisteminin din cemaatler zerinden yapt snflama dolaysyla Mslman nfsun ne kadarnn Trk, ne kadarnn Arap, ne kadarnn Krt olduunu lmek g (Karpat, 1985; McCarthy, 1982, 1983). Bu koullar altnda, aznlk ifadesi gerei yanstmyor7 ve bu yanlg dolaysyla, Osmanl toplumunun geni kesimlerini bugnn ltlerine dayanarak aratrma d brakyoruz. Bir rnek verirsek, Mete Tunay, ak yreklilikle itiraf ettii gibi, Trkiyede Sol Akmlar (1908-1925) adl eserini kaleme alrken yalnzca Trk solculara bakm (Tunay ve Zrcher (der.), 1994: 168), ancak belki de aznlklara deil, anasra/unsurlara bakarak ok daha salkl bir resim elde etmek olas. Tabii, bu yaklam yalnzca Trkiyeye zg deil, daha ilkel ekillerini baka ulus-devletlerde de gzlemliyoruz. rnein, Yunanllarn gayet olumsuz anlam ykleyerek Tourkokratia dedikleri Osmanl ynetimini artc ekilde tarih retiminde yok saymas (age.: 160). Yalnzca unu sylemek yeterli olabilir: yok saylan dnem Selanik iin 1430dan (ki, Selanikin ikinci fethidir) Balkan Harbine, 1910lara kadar uzanyor. Dier Balkan lkelerinde, zellikle komnist dnemde retilen bilimsel eserlerde, Marksizmle milliyetiliin Osmanl dmanl olarak harmanlanm ilgin bir varyantn bulmak pek mmkn.8 Arap lkeleri de bu anlamda geri kalmyor, ondokuzuncu yzylda kar karya kaldklar smrgecilii, kronolojiyi kaydrarak nceki yzyllarn Osmanlsna Tatrik/Trkletirme ekliyle uyguluyor (Black ve Brown (der.), 1992: 2). Bu arada, bugn Balkan ulus-devletlerinde kelimenin gerek anla7 Ariv tecrbem olmad iin, Profesr Karpatn deneyimine bavurdum: kendisi, aznlk teriminin ok sonraki dnemlerin icad olduunu, ariv belgelerinde byle bir kullanmn szkonusu olmadn syledi. Bu literatrn toplu bir deerlendirmesi iin nalck, 1995.

349 myla aznlk durumunda olan Mslmanlarn atalarndan milyonlarcasnn nasl etnik temizlie ( McCarthynin kendi ifadesidir) tbi tutulduunu merak edenler iin de tarafsz bir kaynak mevcut (McCarthy, 1995). Toparlarsak, ulus-devlet mantndan hareket ederek, Osmanl tarihinin baz ksmlarn, hem de ok nemsiz olmayanlarn, bilinli ya da bilinsiz ekilde gzard ediyoruz. Eski Osmanl corafyasnn iindeki toplumlarn dillerini renmek, ayr (gibi duran) tarihlerini incelemek, kltrlerine nfuz etmek de Osmanl Aratrmalarnn hacmini katlayacak byk bir imkan.

KAYNAKA Abadan-Unat, Nermin (der.) (1981) Women in Turkish Society, E.J. Brill, Leiden. Arat, Yeim (1989) The Patriarchal Paradox: Women Politicians in Turkey, Fairleigh Dickinson University Press, New York. Balibar, tienne ve Immanuel Wallerstein (1988) Race, Nation, Classe: Les identits ambigus, ditions la Dcouverte, Paris. Black, Cyril ve Carl Brown (der.) (1992) Modernization in the Middle East, Darwin Press, Princeton. Braude, Benjamin ve Bernard Lewis (der.) (1982) Christians and Jews in the Ottoman Empire, 2 cilt, Holmes & Meier, New York. akr, Serpil (1994) Osmanl Kadn Hareketi, Metis, stanbul. Durukan, Kaan (2000) Devletler ve toplumsal devrimler: Osmanl aratrmalarnda baz yeni almlar, Toplum ve Bilim, 83 (2000) K. Gcek, Fatma Mge ve Shiva Balaghi (der.) (1994) Reconstructing Gender in the Middle East, Columbia University Press, New York. Hobsbawm, E. J. (1990) Nations and Nationalism since 1780: Programme, Myth, Reality, Cambridge University Press, Cambridge. nalck, Halil (1995) On the social structure of the Ottoman Empire: Paradigms and research, H. nalck, From Empire to Republic iinde, ISIS, stanbul. Kandiyoti, Deniz (1988) Slave girls, temptresses and comrades: images of women in the Turkish novel, Feminist Issues, 8 (1) (1988). Kandiyoti, Deniz (der.) (1991) Women, Islam and the State, Temple University Press, Philadephia. Karpat, Kemal (1985) Ottoman Population, 1830-1914, The University of Wisconsin Press, Madison. Kurnaz, efika (1991) Cumhuriyet ncesinde Trk Kadn (1839-1923), Babakanlk Aile Aratrmaa Kurumu, Ankara. Kurnaz, efika (1996) II. Merutiyet Dneminde Trk Kadn, Milli Eitim Bakanl, stanbul. McCarthy, J. (1982) The Arab World, Turkey and the Balkans (1878-1914): A Handbook of Historical Statistics, G.K. Hall, Boston. McCarthy, J. (1983) Muslims and Minorities, New York University Press, New York. McCarthy, J. (1995) Death and Exile: The Ethnic Cleansing of Ottoman Muslims, 1821-1922, Darwin Press, Princeton. Panzac, D. (1993) La Population de lEmpire Ottoman, IREMAM, Aix-en-Provence. Peirce, Leslie (1993) The Imperial Harem, Oxford University Press, New York. eni, Nora (1984) Ville ottomane et reprsentation du corps fminin, Les Temps Modernes, Temmuz - Austos, 1984. Tekeli, irin (1982) Kadnlar ve Siyasal Toplumsal Hayat, Birikim, stanbul. Tekeli, irin (der.) (1995) Women in Modern Turkish Society, Zed, Londra. Tunay, Mete ve Erik J. Zrcher (der.) (1994) Socialism and Nationalism in the Ottoman Empire, 18761923, British Academic Press, Londra. Zilfi, Madeline (der.) (1997) Women in the Ottoman Empire, E.J. Brill, Leiden.

350

Abstracts (ngilizce zetler)

Economic theory and freedom ethics: Amartya Sens ethical economics


AHMET NSEL

In the literature of economics, ethics has long been viewed, in a suspicious if not deragotary way. It is usually assumed that when ethics is involved subjective evaluations and personal judgements dominate, therefore one is led astray from scientific criteria which supposedly shape the discipline of economics. Economists are not totally mistaken in this argument. Most studies in economic ethics simply put forward a morally normative discourse, rather than dealing with the analytical aspects of economic issues. However, Amartya Sens attempt at an economic analysis based on liberty ethics which is congruent with methodological individualism, ethical individualism and political liberalism appears to be quite different from other ethical economic studies. Sens concept of utility, defined in terms of individual capability of action rather than welfare, fits into the problematic of choice and freedom. The capability of action is part of personal welfare, yet not reducable to its outcome. In this respect, Sens approach reflects a substantive understanding of liberty akin to Marx rather than Rawls. Since utility is defined as individual capability of action rather than ends, binary concepts such as utility-happiness and utility-satisfaction are replaced by that of choice-freedom which is in congruence with the substantive understanding of liberty. The capabilities of individual choice and of its actualization are complementary with freedom. Under the circumstances of uneven distribution of resources, an ethical position cannot be grounded on solely negative freedoms. In order to define positive
TOPLUM VE BLM 86, GZ 2000

351 freedoms, Sen suggests the concept of capabilities. This concept which embodies the abilities/rights such as creating a dignified and meaningful life, having access to rigths and opportunities, is not conditioned by a universal and homogeneous norm. The capability of demanding is socially determined. The concept of capabilities crystallized in Sens studies in famine, makes clear that inequalities might be the outcome of individuals rights and their abilities of making use of them, as well as income differentials. Scarcity is not only natural, but also is a product of social organization, as in the cases of famine and gender inequalities. Amartya Sen analyses the implications of a liberty ethics based on positive freedoms and the duty of helping others which grounds not only welfare economics but also development economics with regard to both economic theory and economic policies. Sens analysis which appears to be contradictory to mainstream economics, albeit his acceptance of methodological individualism, demonstrates that the epistemological limitations of todays mainstream economic theory stem from the notion of utility.

x
A critical overview of the theories of labor market and labor market studies in Turkey
FUAT ERCAN EMSA ZAR

This article focuses on two interrelated issues. The first part of the article examines the conceptual framework for the analysis of labor markets offered by noncritical economics. The general framework of non-critical economics, which might be defined as epistemological violence, manifests itself as a determining factor in the understanding of the labor market. On the other hand, with the transformation of capitalism in the 1970s, non-critical economics appears to have developed two different levels departing from the same framework: while main theoretical approaches have been reinforced, the micro-econometric studies have been done to interpret and explain concrete cases. As non-critical economics has focused on subjects such as human capital and segmented labor markets and particularly on empirical studies; important contradictions between the general framework and empirical findings have surfaced. The second part of the article analyzes and classifies the studies on the labor markets in Turkey between 1980-1999. This analysis of these studies demonstrates the ever-increasing dominance of the non-critical economics in this field. Another important point is that the conceptualization of non-critical economics has been uncritically used by other schools of economics. In the conclusion, an alternative framework for the analysis of labor markets is offered.

352

Labor markets and spatial dimensions of specialization in international division of labor: Turkish manufacturing industry in the post-1980s
AHMET HAM KSE AHMET NC

This paper argues that institutional features of labor markets play a significant role in determining the position an economy occupies in international division of labor. Inspired by Alain Lipietzs transposed Ricardian comparative advantage hypothesis, the paper suggests that labor market flexibilization associated with repressive regulation of labor markets leads to the specialization in labor-intensive sectors in international division of labor. Turkish case in the post-1980 period is used as a test case for this hypothesis and it is found out that Turkish economy seemed to strengthen its specialization in the labor intensive sectors following the policy of labor market flexibilization as a response to the accumulation crisis. Within this process, Turkish manufacturing industry splits between traditional industrial cities where the industrial basis is more diversified and the new industrial cities where the industrial basis almost solely depends on labor intensive sectors. When this spatial differentiation is analyzed, it is observed that the new industrial cities appear to be the zone of flexible labor markets par excellence, whereas the traditional industrial cities have both flexible and rigid labor contracts as a result of a more diversified industrial basis.

x
Denizli as myth and reality: The changing structure of production and labor
ASUMAN TRKN-ERENDL

This paper is based on the research conducted in Denizli, a textile town in Turkey which has experienced a substantial growth trend and transformation related to export-oriented industrialization strategies and financial policies in Turkey after 1980s. The research has originated from two concerns: the first one is related to social theories conceptualizing the contemporary transformation in the capitalist mode of production, especially after the 1970s and analyzing space as an important element in social phenomena. The second one is related to the debates on ontological and epistemological issues in perceiving the reality and its reflections in the conduct of scientific research and ways of explanation in social sciences. The case of Denizli can be claimed to be an example of an industrial district development through the activation of local capabilities although it is quite different from the ideal-typical models drawn mainly from the Italian experience. The study findings show that the interacting structures which enable develop-

353 ment within a certain locality in a particular conjunction are transformed in time and may inhibit development by creating an inertia in the whole system. Therefore, it is necessary to analyze the transforming structures which are expected to create bottlenecks for the whole system or for the actors, especially labor, who will have to pay the cost of this transformation. The case of Denizli can be summarized as a transformation from traditional craft production to Fordist giant firms related to the rationale of the market mechanisms of global capitalism; which, in turn, weakens the rationale of agglomeration economies and the advantages of sharing a local milieu. Therefore, it becomes difficult to explain this transformation with reference to post-Fordist specialization debates, industrial district models or network analysis, which propose trajectories of success in global integration. This process can be rather described as new manifestations of global capitalism, which creates new forms of inequality at a global scale.

x
Change in the production patterns and in the workforce in the shoe-making industry in Gedikpaa, stanbul
BERNA GLER-MFTOLU

This article aims to offer an in-depth analysis of a specific sub-sector of the manufacturing industry: shoe-making industry. The choice of this sector as the unit of analysis is justified by the fact that there is no in-depth study in this field and it has potential of rapid change and dynamism in the production patterns influenced by market forces and seasonal changes. The article presents the findings of a field study, which demonstrates the changing nature of the production and the differentiation in the labor market. The main goal of this analysis is show the inadequacy of the sweeping generalizations which are put forward to explain the changes in the production process. This in-depth analysis discloses heterogeneous structure of a specific sector with its differentiation and variation in production.

x
Household, female employment and gender relations in Turkey
SANYE DEDEOLU

Over the last decade, conceptualisation of household and intra-household allocation have been focus of increasing analytic interest of economists, anthropolo-

354 gists, sociologists and feminist theorists. This interest was not due to the fact that households could be readily identified as important sites for the reproduction of gender identities and inequalities but also because of the differing policy consequences implicit in varying conceptions of the household. Thus, household has become one of the focal area of both development studies and policy implementation that priorities to address the household as a policy tool. The primary aim of this paper is to offer a review of the current state of theoretical debate on the household with a view to spelling out some of its implications to analyse the relationship between female labor supply and household. An investigation of female labor supply renders a detailed evaluation of relationship between female employment and household inevitable. Thus, throughout this paper, I shall outline some of the theoretical issues regarding household and than try to reflect them on the current relations between household and female employment in Turkey. I will try, in general terms, highlight the factors of household effects on female employment. These factors range from reproductive work in the household to decision-making and power relations among household members. These factors may not well be generalised and may show differences in specific conditions. However, I believe that investigation of some of these factors will shed light on the relationship between household and female labor participation. In order to analyse female employment it is imperative to include household because it has crucial importance not only on female employment but also on the lives of women in each society. Thus, this paper will concentrate on certain aspects of household factors influencing female employment, these are reproductive and productive work load, household structure so on so froth. The effects of these factor on female employment would range from aggregated supply of labor, patterns of employment women engage in, to age and sex composition of labor supply and supply price. It is, however, important to see that the outcome of these factors on female employment would be different in each society due to the variation in household and kinship structures.

x
Womens labor in the media sector
HLYA TUFAN-TANRIVER

This work attempts to examine the position and problems of women working in the two fields of the Turkish media sector: Press and TV drama production. The relative increase in womens labor in the sector is related to the increase in qualified and educated women. However, the increase in the quantity does not ca-

355 use a corresponding change in the patriarchal structure and relations in the sector. On the other hand, in spite of the vertical and horizantal discrimination and harrassment incidences against women, the field lacks an organization initiative by women.

x
The flexibility of labor market in the process of structural adjustment in Turkey
ZLEM ONARAN

This study analyzes the flexibility of the labor market, and particularly the flexibility of real unit labor costs with respect to unemployment in the formal private manufacturing industry in Turkey during structural adjustment period. This analysis also sheds light on the significance of power relations in determining the relationship between wages and unemployment based on a Marxian conception of the labor market and the reserve army hypothesis.

x
The role of strikes in the struggle for income distribution between capital and labor in post-Turkey
YKSEL AKKAYA

Strikes have not played a significant part in the struggle between labor and capital in Turkey since 1980. The main reasons of this are the limited number of wage laborers, the limitations of labor organizations, the low rate of unionization, legal regulations and restrictions on bargaining and the right to strike. Apart from these limitations and the economic policies of the governments, the Turkish labor unions approach to strikes curbs their effectiveness in the struggle for income distribution. The fact that wages have increased in the periods when elections were held or exports slowed down, clearly demonstrates this case. Thus, wage increases have been determined through the overall trends of the Turkish politics and economy. Furthermore, strikes have proved to be much more common in the election periods. The fact that the real wages have constantly declined in the years 1980-2000 except for election periods makes it an urgent necessity for labor unions to revise their politics. Unless legal restrictions are abolished, it appears strikes will not become an important factor in the struggle for income distribution.

356

Resistance, consent or compliance?: The tale of the blue collar workers


GAMZE YCESAN-ZDEMR

This article, based on an ethnographic research of an automobile factory and its workers, argues that a hegemonic factory regime, through which the technical (i.e. machinary) and bureaucratic apparatuses (i.e. rules and hierarchy) of the despotic factory regime are reinforced by ideological regulations (i.e. beliefs, moral values and managerial ideologies), has been emerging in the Turkish workplace. The hegemonic factory regime attempts to manufacture consent and co-operation within a whole system of belief and moral values and managerial ideologies. No single minute of workers time is left in which they can move towards thoughts that depart from conformism, reminding us of Gramsci. Manufacturing consent never means the exclusion of coercion. In order to retain its authority against potential challenges to managerial power in the workplace, stemming from the managerial discourses based on manufacturing consent and co-operation, this article claims that a hegemonic factory regime further intensifies the coercive nature of technical and bureaucratic control mechanisms. In opposition to the mainstream perspectives which position management as the active agency, the main conviction here is that in their formation and reproduction, the role of workers is as decisive as managerial practices. The experiences of workers of living under the factory regimes imply that the establishment of hegemonic workplace relations in the Turkish context faces a question of legitimacy. This article argues that this dilemma of legitimacy stems from the fact that the ideological discourses are not supported by economic and political concessions given to workers. This article also argues that living under an hegemonic regime, workers have found a third way, other than resistance or consent. Workers give way to the structure of control though they are not passive agents. Rather they have devised their particular ways of making do with managerial strategies and the regime itself through tactics and strategies of passive resistance.

Effects of total quality management practices on workers and industrial relations in Turkey
ENGN YILDIRIM

At the root of the quest for quality lies a search for gaining competitive advantage through improving management methods and processes. Often seen as one of the main reasons lying behind the Japanese miracle, Total Quality Management (TQM), has become a new corporate religion. Armed with a language of scien-

357 tific neutrality, TQM is usually on offer as the magic formula for success in the marketplace where everybody is supposed to be in a situation of win-win. The discussion of TQM can not be divorced from the economic, political and social context which has brought the sovereign individual into prominence. Increasing needs of customers who are not easily satisfied and highly selective in their demands and rampant individualism are among the reasons for the emergence of TQM. The sovereign customer of total quality is inclined to embark upon endless journeys in search of quality and excellence. The ascent of TQM also coincided with the rise of the free market ideology espoused by the New Right. Within this context, quality has implicitly come to imply an organisational and social consensus. Although TQM seems to have led to productivity rises and improvements in working environment, it does not always live up to its proponents claims of excellence. In analysing TQM, one should avoid making normative and prescriptive claims and concentrate on what happens in reality. This does not mean overlooking potential benefits of TQM for organisations but it means that one should not be overexcited about its merits. Noting the abundance of one-sided views of TQM that regards it as a panacea for all problems besetting Turkish industry and even Turkish society, an attempt is made to throw some light upon to what extent and in what ways it is experienced by workers and trade unions. In the Turkish context, dealing with labor problems appears as significant as responding to market pressures to remain competitive in instigating quality programmes. Although TQM does not give rise to radical changes in the structure of power in organisations, this does not entail its dismissal out of hand because it has generated some good results for employees such as improvements in health and safety and higher wages and greater training opportunities. We can not, however, endorse the view that employees are always satisfied with the way in which TQM has been adopted and implemented. TQM increases managers capacity for surveillance and monitoring, heightening employees responsibilities and harnessing mental and manual skills of shop floor. Workers feel themselves under pressure as they are expected to assume the role of trouble-shooter by seeking out unendingly and solving problems in the production process. TQM literature generally overlooks the fact that conflict do exist between management and labor. TQM is mediated through the response of the workforce. In this respect, the role of unions could be vital in supporting or resisting it. Some unions tend to support TQM after an initial hesitation, whereas others may develop close and co-operative relations with management in the implementation of TQM. The latter may turn into a managerial tool rather than defending and promoting interests of their members. TQM is neither a magic formula that will create an ideal workplace for employees nor a concealed attempt to deceive employees under the guise of bright promises. It is a Janus-faced phenomenon.

358

Global production, economies of fashion and new world hierarchies


AHMET ALPAY DKMEN

The attempt in this study is to construct a model on the changing features of the production system by improving on Gary Gereffis approach, Global Commodity Chains. The classical business activities namely marketing and production, has been broken down by creating the new international division of labor between the core and the peripheral countries. The current organizational structure of production processes has created twofold competition patterns in the production of the same good. That is, while the core country businesses set the rules of the production process and promote their brand marks internationally, the peripheral businesses compete to have a little share in the assemblage of commodities. The breaking up of business activities make a new economy, so called economies of fashion, available for the core businesses right along with old economies namely, economies of scale and economies of scope. The economies of fashion by shortening the economic life of goods gives an opportunity to the core businesses to accelarate the consumption of their stocks in a very short period of time, and begin to produce new models of goods. This study also asserts that there is a threefold world hierarchy namely, the core countries, the peripheral countries, and the others. The classical two dimensional world hierarchy currently transforming into the three dimensional one does not only make relations more complicated, but further confounds the subject/object dialectic of the relationship. The new hierarchy does not cause a zero sum game between the core and the periphery (or the others for that matter). The zero-sum game played either among the countries of periphery or between the peripheral ones and the others. What is ironical in this relation is that the core countries, as the controllers of playground, always gain from the game, so long as the game keep being played. On the other hand, there is no choice for both the peripheral countries and the others as being out of the game because the option of not playing (if such an option exists at all) or being pushed out of the game means extreme poverty anyway.

x
SMEs, collective efficiency and failures
MELH PINARCIOLU

This paper aims to shed light on the development of small and medium-sized firms (SMEs) in Turkey, paying attention to their collective efficiency, facilitated by their learning by doing and learning by using practices in localities which can provide mutual trust and competitive co-operation among parties having a common cultu-

359 ral and social background and identity. In fact, what we have witnessed in Turkey during the last two decades is the emergence of small and rustic localities escaping the states tutelage in local development and attempting to take advantage of opportunities that the new global dynamics offered to developing countries, thanks to their network and network-like production organisations on the basis of collective efficiency. However, what we have also witnessed is that in those localities having clusters of sectorally specialised, spatially concentrated small and medium sized firms, collective efficiency has been in decline due to internal and external dynamics which can transform the very nature of the network and network-like organisations in a negative way. Focusing on the positions and movements of economic actors based on the research carried out in those places, this paper tackles such dynamics and their impacts on collective efficiency. Here, particular attention is devoted to the new modes of intervention to upgrade collective efficiency among small and medium-sized firms. This paper also stresses that collective efficiency may bring positive impacts on the society providing more egalitarian results without ruling out individual efficiency and opportunities for upward mobility.

x
Boredom, the virtue of virtuality, and the return of the inhibited in television advertisements
AL ERGUR

Advertisement seems to be, among similar public discourses, one of the most influent channels able both to decipher indices of social change, and to affect cultural practices. As a consequence of the overall process of decontextualization, issuing form a series of transformation on patterns of commodification, emerging in late-capitalist era, advertisement has not only tended to occupy a growing part within the forms of cultural representations, but it has also inaugurated its own fantastic universe, carrying a multiplicity of signs, referring to a free-floating social experience. Advertisement as text, offer today several possibilities to explore the semantic depth of public discourses created around it, and given that it systematically intervenes on a range of diversity in social praxis, reconceptualized as the coexistence of lifestyles. It is not surprising that new discursive strategies insert gradually their own spheres of meaning throughout this fragmented structure, and its plane of representation. The globally integrating capitalism has constituted the economic fundamentals of such stylized world conception. Although advertisement differs from art, it uses several of its aesthetic methods. But unlike art, it has obliged to link itself to social reality. Just at this point, advertisement manifests in apparently contradictory structure, which, on the one hand needs to establish close relations vis--vis the real fact, because of the natu-

360 ral exigencies of commercial action, and on the other, create a fantastic, distanced discourse to keep the necessary abstracting power for the continuity of mythological context of reference. At first sight, these two aspects seems to expose a dual functionality, but the very essence and magic of advertisement propagates just from this double-sided appearance. Thus advertisement develops its proliferating determinance as an omnipresent phenomenon, in which several encoded cultural indicators oscillate as unrooted signifiers. Empirically speaking, some television advertisements in Turkey reveal most of the characteristics of this global process of decontextualization. The kind of product is in close relation with the degree of capability to refer to signifiers without semantic consistency. From there, derive the significant role of the advertisements of internet access programs, which present a mainstream theme in different social situations. A wide range of individuals, lifestyles, different class positions are all submitted to a generalized state of boredom. The latter seems, throughout examples, a consequence of a mind freed from the oppression of the need to congruence, and a reason to discover internet to experiment new socialities. As a common denominator of the analyzed examples, boredom, unifies, in that tendency of classless conceptualization of social experience, all kind of individuals, from the most technologically involved to the socio-economically degraded. Such a fusionist approach contributes to the object of reproducing a wide ideological encircling strategy. A parallel theme rises at the level of the return of inhibited human instincts. Although it parades as quantitatively limited, in a few examples, a distinct but hidden call to temptation of deviant sexual behavior, depicts evidence for social fact relied to it. Indeed, a recurrent circulation of discourse on different aspects of a very lightened appetite for latent pedophilia covers the agenda of all coloured media and related channels. The apparent pedophilic indicators in advertisements seem to correspond exactly to this general tendency. In sum, the comprehensive process of decontextualization separates the signifiers and socio-historical context in which they were once implanted. This deterritorialization has several forms. One of them emerges as a widely penetrated sense of boredom, and the other is the return of the inhibited sexual pleasure. Some most rated advertisements in Turkish television channels reveal several projections on these themes, both implying a constant emphasis on the virtue of this virtually valued world conception.

You might also like