Professional Documents
Culture Documents
ANADOLU NVERSTES YAYINI NO: 2229 AIKRETM FAKLTES YAYINI NO: 1228
EPSTEMOLOJ
ANADOLU NVERSTES
Bu kitabn basm, yaym ve sat haklar Anadolu niversitesine aittir. Uzaktan retim tekniine uygun olarak hazrlanan bu kitabn btn haklar sakldr. lgili kurulutan izin almadan kitabn tm ya da blmleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayt veya baka ekillerde oaltlamaz, baslamaz ve datlamaz. Copyright 2011 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University.
UZAKTAN RETM TASARIM BRM Genel Koordinatr Prof.Dr. Levend Kl Genel Koordinatr Yardmcs Do.Dr. Mjgan Bozkaya retim Tasarmclar Yrd.Do.Dr.Alper Tolga Kumtepe r.Gr. Hseyin Frat enol r.Gr.Yaar dl Grafik Tasarm Ynetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uar r.Gr. Cemalettin Yldz r.Gr. Nilgn Salur lme Deerlendirme Sorumlusu r.Gr. Serpil Kodar Dil Yazm Danman Demet Yayla Grafiker Dilek Demirba Kitap Koordinasyon Birimi Yrd.Do.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin zgr Kapak Dzeni Prof. Tevfik Fikret Uar Dizgi Akretim Fakltesi Dizgi Ekibi Epistemoloji ISBN 978-975-06-0903-9 1. Bask Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde 3.800 adet baslmtr. ESKEHR, Temmuz 2011
indekiler
iii
indekiler
nsz ............................................................................................................ viii
1. NTE
Epistemoloji Nedir?................................................................... 24
GR ............................................................................................................. KURAMSAL BR LEV OLARAK EPSTEMOLOJ........................................ EPSTEMOLOJNN TEMEL KONULARI VE SORUNLARI ........................... nsan Bilgisinin Kaynaklar ........................................................................... Bilginin Tanm ve Kavramsal Unsurlar ...................................................... Bilginin Olanakll ...................................................................................... Bilginin Toplumsal Boyutu ve Epistemolojinin Yeni Kimlii..................... FELSEFE TARH VE EPSTEMOLOJ ........................................................... EPSTEMOLOJK ZMLEMENN BAZI ANAHTAR KAVRAMLARI ........ Norm ve Normatiflik ..................................................................................... nermesel Bilgi............................................................................................. nermesel Doru.......................................................................................... Bilisellik ........................................................................................................ nan .............................................................................................................. Kant............................................................................................................... Epistemolojik Gerekelendirme ................................................................... zet................................................................................................................ Kendimiz Snayalm....................................................................................... Okuma Paras .............................................................................................. Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................ Sra Sizde Yant Anahtar .............................................................................. Yararlanlan ve Bavurulabilecek Kaynaklar ............................................... 25 26 28 28 29 30 31 32 33 33 33 34 34 35 35 36 37 38 39 41 41 42
2. NTE
3. NTE
iv
indekiler
ORTAYA IKII............................................................................................. Felsefenin Balangc: Merak Duygusu ........................................................ Deiimin Felsefi Adan rdelenmesi ve Varlk Sorunsalnn Ortaya k .................................................................................................. PLATON VE ARSTOTELESN FELSEFELERNDE VARLIK SORUNSALI.... Platon ve Tmeller Kuram .......................................................................... Platon ve Epistemoloji .................................................................................. Aristotelesin Platon zerine Yorumu ve Tz Kavram .............................. METAFZK, ONTOLOJ VE EPSTEMOLOJ ............................................... GEREKLK, HAKKAT VE EPSTEMOLOJ ................................................ zet................................................................................................................ Kendimizi Snayalm...................................................................................... Okuma Paras .............................................................................................. Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................ Sra Sizde Yant Anahtar .............................................................................. Yararlanlan ve Bavurulabilecek Kaynaklar ...............................................
45 45 47 49 49 52 53 54 55 57 59 60 61 62 63
4. NTE
5. NTE
indekiler
Nedenselliin Deneyimci zmlemesi ve Humeun Metafizik Kart Duruu .............................................................................. GEORGE BERKELEY..................................................................................... deaclk ve Deneyimcilik ............................................................................. Var Olmak Alglanmaktr .............................................................................. DENEYMCLN GENEL FELSEF DEERLENDRMES........................... zet................................................................................................................ Kendimizi Snayalm...................................................................................... Okuma Paras .............................................................................................. Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................ Sra Sizde Yant Anahtar .............................................................................. Yararlanlan ve Bavurulabilecek Kaynaklar ...............................................
6. NTE
7. NTE
vi
indekiler
8. NTE
9. NTE
10. NTE
indekiler
vii
11. NTE
12. NTE
viii
nsz
nsz
Epistemoloji kitab, felsefeye yeni balayanlarn veya felsefe bilgisine sahip olup zellikle epistemolojik tartmalar merak edenlerin keyifle okuyup bilgilenecekleri bir kitap niteliindedir. Kitap, hem epistemolojik sorunsallar temele alarak hem de felsefe tarihi gzetilerek yazlmtr. Metin ierisinde yer alan tartmalar okuru felsefi dnmeye yneltecek ekilde hazrlanmtr. On iki niteden oluan kitabn ilk nitesi, epistemolojinin temel kavram olan bilgi kavram zerine genel bir giri niteliinde yazlmtr. Bu nitede genel olarak insan bilgisinin ayrc nitelikleri ele alnm, bilgi ve enformasyon arasndaki farka deinilmi, bilginin nesnel yn ile bilginin z deerine dayanan gerekeler ortaya konmutur. kinci nite, felsefenin en temel alanlarndan biri olarak epistemolojinin kendisi zerine bir giri nitesidir. Bu nitede bilginin kaynaklar, bilginin tanm ve kavramsal unsurlar, bilginin olanakll, bilginin toplumsal boyutu gibi epistemolojinin temel sorunlar ve epistemolojik zmlemenin temel kavramlar olan nermesel bilgi, nermesel doru, norm ve normatiflik, bilisellik, inan, kant ve gerekelendirme gibi kimi kavramlar tantlmaktadr. Bu niteyle birlikte epistemolojinin ne tr bir ilevi yerine getirdiini aklayabilecek ve epistemolojinin Bat Felsefesinde iki bin yl akn sredir urat temel konulara ilikin genel dzeyde fikir sahibi olacaksnz. nc nite, epistemoloji ile metafizik arasndaki ilikiyi gsteren bir nitedir. Buna gre, bir yandan metafizik ve ontoloji kavramlar ile epistemoloji arasndaki ilikiler, dier yandan da gereklik ve hakikat kavramlar ile epistemoloji arasndaki ilikiler aratrlmtr. Drdnc nitede, Descartesn kkten epistemolojik sorgulamalar, Humeun olgusal dzenlilik konusundaki phecilii ve pheci dncelere tepki olarak Mooreun verdii saduyusal yant ele alnm ve pheci tavrn felsefi deeri gsterilmeye allmtr. Beinci ve altnc niteler bilginin kayna ve kavramsal yaps konusunda felsefe tarihinde olduka nemli bir yere sahip olan iki gre ayrlmtr: Deneyimcilik ve usuluk. Buna gre beinci nitede deneyimciliin ne olduu ele alnm, Locke, Hume ve Berkeleyin birbirinden farkl deneyimci tez ve argmanlarna yer verilmi ve bu dorultuda da deneyimciliin genel bir felsefi deerlendirmesini yapabilmeniz amalanmtr. Altnc nitede ise usulua genel bir giri yapldktan sonra, Descartes ve Kant gibi usularn temel iddialar incelenmitir. Bu niteyle birlikte, Descartesn fikirlerinin usuluk asndan neden nemli olduunu kavrayabilecek, Kantn ontoloji ve epistemoloji alanlarnda gerekletirdii kuramsal devrimin ayrntlarn renecek ve usu grn genel bir deerlendirmesini yapabildikten sonra usuluk ile deneyimcilii karlatrabileceksiniz. Algnn epistemolojisi balkl yedinci nitede ncelikle gz yanlsamalarndan yola klarak alg psikolojisine bir giri yaplm, alg kavramna ilikin ada bilimsel yaklamlar aklanm, daha sonra ise alg felsefesinin temel kuramlar arasnda saylan temsilcilik, grngclk, gerekilik ve zel olarak da John Searlen gereki yaklam incelenerek alg tartmasnn genel bir deerlendirmesi yaplmtr.
nsz
ix
Sekizinci nite nermesel doru kavramna ayrlm bir nitedir. Bu niteyle birlikte nermesel dorunun felsefi nemini kavrayabilecek, ve temel doruluk kuramlar olan karlk kuram, badam kuram, gereksizlik kuram ve pragmaclk grlerini renebileceksiniz. Ayrca ad geen bu kuramlarn gl ve zayf ynlerini tartabileceksiniz. Bilgi kavramnn zmlemesine ayrlm olan dokuzuncu nitede bilgi kavramn oluturan inan, doruluk ve gerekelendirme unsurlarn aklayabilecek, bu dorultuda epistemolojide olduka nemli bir yer tutan bilginin l tanmn yapabileceksiniz. Yine bu nitede yirminci yzylda Edmund Gettierin bilginin kavramsal koulu salansa bile bilginin oluamayabileceini gsterme amac tayan argmann ve bu argmana verilen yantlar renerek bu tartmalarn bilgi kavramnn zmlemesi asndan ne sonular verdiini kavrayabileceksiniz. Onuncu nite bilgisel gerekelendirme konusunu ele almaktadr. Geriye gitme kavramnn aklanmasnn ardndan, en nemli iki gerekelendirme kuram olan temelcilik ve badamclk kuramlar incelenmi, bu grler kuramsal olarak gl ve zayf ynlerini tartabileceiniz ekilde ortaya konmutur. On birinci nite etik, estetik ve dinsel bilgi trleri zerine tartmalara ayrlmtr. Bu nitede, dorudan algladmz dnyaya ilikin bilginin tek bilgi tipi olmadn renecek, bu farkl bilgilenme biimlerini etik ilkeler bilginin nesnesi midir?, estetik yaglarn ve sanatn bilgiyle bir ilgisi var mdr? ve Tanrnn varl bilgisi sradan bilgiden hangi alardan farkldr? gibi sorularla tartabileceksiniz. Son nite olan on ikinci nite epistemolojide eletirel yaklamlara ve zellikle yirminci yzyldaki yeni gelimelere ayrlm bir nitedir. Bu niteyle birlikte bilgisel gerekelendirme konusunda balamclk kuram gibi yeni yaklamlar, Wittgensteinn anlam ve dil konusunda getirdii farkl yaklam, doalclk, toplumsal epistemoloji ve feminist epistemoloji alanlarndaki tartmalar ve son olarak ta Richard Rortynin pragmac grn kavrayabileceksiniz. Bu kitabn hazrlanmasnda byk bir titizlikle alan ve epistemoloji alannda uzman olan kitabn yazar Boazii niversitesi Felsefe Blm retim yesi Do. Dr. Murat Baa teekkrlerimi sunarm. Epistemoloji kitabnn Trkiyede bu alanda yazlan felsefe kitabnn sayca azl dnlecek olursa nemli bir a kapataca kesindir. Kitabn oluturulmasnda bata retim tasarmcs Yard. Do. Dr. Alper Kumtepe olmak zere emei geen herkese teekkrlerimi sunar, siz sevgili rencilerimizin felsefenin ok nemli bir aratrma alan olan epistemolojiyi keyif ve merakla renmenizi ve baarl olmanz dilerim. Editr Do.Dr. Demet Tadelen
1
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; nsan dier canllardan ayran temel zelliklerden bazlarn aklayabilecek, basit farkndalk eidini betimleyip, bunlar insana zg bilgiden ayrp, insan bilgisi ile logosun balantsn anlayabilecek, Bilginin znellik ve nesnellik arasnda nasl bir dengede durduuna ilikin bir n fikir sahibi olabilecek, Bilginin deerinin farkl boyutlarn ayrp bunlara ilikin aklama getirebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Kavramsallatrma Bilme potansiyeli Logos Simgesellik Enformasyon Nesnellik Biyolojik deer Pratik deer z deer
erik Haritas
GR NSAN BLGSNN AYIRICI NTELKLER BLG VE LOGOS NSANIN TARH NDEK BLGSEL SERVEN BLG VE ENFORMASYON BLG VE NESNELLK BLGNN DEER
Epistemoloji
mak bizim en sradan zelliklerimizden biri olarak grnr. Doal olarak, bu ekilde yaklaldnda bilgi, zerinde konumaya demeyecek kadar ak ve yaamn iinde barnan bir unsur veya olgu olarak kendini gsterir. Kitabn bu ilk blmlerinde insann bilgi kavram ve bilgi edinme sreleri ile olan ilikisi konularnda baz gzlemler ve saptamalar yapacaz. Elbette felsefi dncenin derinliklerine ve inceliklerine girdike, bilgiye dair baz ilgin akl yrtmelerle ve beklenmedik sorunlarla karlaacaz. Ancak ilk olarak bilgi adn verdiimiz ve zerinde ok da dnmediimiz kavramn gndelik bir resmini ekerek genel bir anlamsal tablo izmeye alalm.
Doada canllarla canszlar temel bir anlamda birbirinden ayrlrlar: Canllar kendiliklerinden devinim veya deiim yaratabilirler.
Evrende var olan eylere baktmzda insann byk oranda dier fiziksel nesnelerle ortak zellikler tadn grrz. Fiziksel bir bedene sahip olmaktan dolay, talar ve aalar gibi biz de dardan gelen etkilere maruz kalr, etkilere tepki veririz. nsan bedeni, ayn bir kaya paras gibi, yksekten brakldnda yer ekimine uygun bir ekilde dnyann merkezine doru harekete geer. Veya insann fiziksel varl, ayn bir bitki veya hayvan gibi, zaman-mekn boyutlarnda belli bir noktada ortaya kar, geliimini srdrr ve fiziksel yapsnn olgunlamasnn ardndan hcresel bozulma ve yok olma srelerine girer. Bizler hem organik olan varlklarla hem de cansz olarak nitelediimiz fiziksel nesnelerle byk ortaklklar barndrrz. Ancak gzlemleyebildiimiz dnya, tm bunlara ek olarak, insan olmann bizi dier var olan eylerden kkten bir biimde ayrdn da ortaya koymaktadr. Bir kayadan farkl olarak insan organik deiim ve geliim srelerine girme kapasitesine sahiptir. Bir bitkiden farkl olarak insan be duyusu araclyla kendini darya aar. Ve dier hayvanlardan farkl olarak, insan, artc zihinsel yetenekler barndrr ve bu yetenekleri kullanarak hem kendini hem iine doduu dnyay nemli oranda deitirebilir. Bu konu zerinde biraz duralm. nsan bedeni, doadaki nesneler arasnda bir dier fiziksel nesne gibi dursa da, dier nesnelerde bulunmayan bir dinamizme sahiptir. Ancak bu dinamizmin ne kadarnn insan trne zg olduu, ne kadarnn ise baka trden canllarla paylaldnn ortaya konulmas gerekiyor. Dier trlerle ortak ynler barndrma durumu, en genel ifadesini canl olmak kavramnda bulur. Eski Yunann nl felsefecilerinden bazlar evrelerindeki dnyann evrensel ileme ilkelerini aklamaya alrken, basit ancak nemli dnsel sonular olabilecek saptamalar yapmlard. Aristoteles (M.. 384-322), bitkilerin, hayvanlarn ve insanlarn kendiliklerinden hareket veya deiim yaratabilme yetisine sahipken (rnein, bir bitkinin boyunun uzamas, bir hayvann yerini deitirmesi, vb.), talarn ve kayalarn kendiliklerinden devinim veya deiim yaratabilme kapasitesinden yoksun olduklarn gzlemlemiti. Talar ve kayalar, dardan kaynaklanan nedenlerle ypranp dalsalar da, byme ve lme gibi sreler veya durumlar yaamazlar. Bu durum, eer Aristoteles haklysa, dnyann varlksal dzeninin kabaca ikiye ayrlabileceini ve canl-cansz ayrmnn nemli bir niteliksel blnmeye karlk geldiini gsterir. Aristotelesi bir tarzda dnrsek, bitkilerin, hayvanlarn ve insanlarn (yani can-llarn) kendiliklerinden devinime yol ama ya da kendiliklerinden deiimden geme potansiyelinin olduunu belirtebiliriz. Tabii ki, karmaklk ve gelimilik ynnden bakarsak, bir sincap maydanozdan, insan da bir sincaptan ok farkl bir potansiyele veya cana sahiptir. Ancak, daha genel bir ifadeyle, canllarn bu karmak evrende ilgin bir farknn ve ayrcalnn olduunu dnmek olanakl grnmektedir.
Bu balamda, insann dier varlklarla nasl benzetiinin ve nasl ayrldnn saptanmas, insan insan klan zelliklerin kavranmasnn da yolunu aar. Benzemeye bir rnek verirsek: Can olan yani, dar bir anlamda bakldnda, kendiliinden deiim yaratabilen varlklar arasnda hayvanlara ve insanlara zg zelliklerden biri, algsal olarak dnyaya ak olabilmektir. Bir ta paras veya demir ktlesi dnyadan fiziksel olarak etkilenebilir; ancak almaya ak deildir. O halde, alg yetisine sahip olma tm hayvan trlerinde ortak olarak bulunan bir zellik olarak kaydedilebilir. Buna karn, dier hayvanlarla bizim aramzdaki ayrm noktalar da dikkat ekici llerdedir. rnein, biz insanlarn dnyann etkilerine bilinli bir ekilde ak canllar olmamzn sonularndan biri, bilgi edinebilen, bilgi yoluyla karmak iler baarabilen varlklar olmamzdr. Bu da bizi bu nitenin ana temas olan bir noktaya getirir: Genel olarak ifade edildiinde, insan denen canly insan yapan (ve kayda deer bir dzeyde dierlerinden farkl klan) en nemli zelliklerden birinin bilgi kavram veya bilginin gereklemesinde yattn dnrz. nsan, fiziksel bir bedene sahip olma itibaryla fiziksel dnyann dier nesneleri arasnda bulunan, ancak dier varlklarn yapamad bir takm zel ilevleri gerekletiren bir varlktr. Bilmek, bilgi sahibi olmak, bilgiyi ileyerek yeni bilgiler ve dnyevi deiimler yaratmak insann temel ilevleri arasndadr. Bu noktada sorulabilecek kritik bir soru udur: Bilgi yalnzca ve btnyle insana zg olan ve sadece insan tanmlayan bir olgu mudur, yoksa bizim baka canl trleriyle de paylatmz ve ortaklatmz ynleri var mdr? Bu aamada, sorunun felsefi derinliklerine ok inmeksizin ve temel baz gzlemlerden hareketle, ele aldmz konu zerinde dnmeye devam edelim. rnein, evremizde gzlemlediimiz dier memeli hayvanlarn bizden daha basit canllar olmakla birlikte bir tatan, iekten veya tost makinesinden daha akll olduklarna inanrz. Kpeimiz ardmz zaman koarak gelir; kedimiz karn acknca kendisini beslememiz iin talepkr bir tavrla miyavlamaya balar. Kedinin davranlarna bakarak yaptmz Tekirin karn ackm tr bir karmn ardndan, verdiimiz mamay itahla yemesini izleyince, onun sergiledii davranlarn gerekten alktan kaynaklandn ve bize verdii sinyalleri doru yorumladmz dnrz. Baka bir deyile, kedinin srarc bir ekilde miyavlayarak ayaklarmz arasnda dolamasnn tesadfi olmadna, o tr davranlarn kedinin sahip olduu akln bir sonucu olduuna inanrz. Her ne kadar insana gre ok daha basit yapda grnse de, kedinin ortaya koyduu eylemler canszlardan ve bitkilerden farkl olarak bir tr zekya sahip olduunu gsterir. Fakat bu iyi gerekelendirilmi dncelerden ilham alarak, kedinin o anda gayet bilinli bir tarzda bizi bilgilendirdii sonucuna varmamz biraz aceleci bir karm olur. Yine de, daha az iddial olacak bir ekilde, kedinin ackmasnn bize ynelik belli davranlarda bulunmasna neden olduunu syleyebiliriz. Sahibine ynelik miyavlama davranlarna girmenin kedi asndan bilgi balamnda tam olarak ne anlama geldii ise, zerinde dnmeye ve speklasyona ak bir sorun olarak grnmektedir. Kedinin dnyaya dair neleri bildii veya baka bir canlya bilgi aktarm yapp yapamayaca son derece tartmal konulardr. Ancak daha kesin olan bir nokta udur: Kedinin kendisi, vcudunda gerekleen ve fiziksel bir olgu olan bedende yiyecek/enerji ihtiyacnn artmas durumundan bir ekilde haberdar olmal, yani acktnn isel sinyallerini almaldr aksi hlde kedi ksa srede lrd. Hem insanlar hem de hayvanlar karnlarnn acktnn veya canlarnn yandnn kolayca farknda olurlar. hllerimizin farknda olmak, zerinde dnmeden gerekletirdiimiz ok temel bir farkndalk trdr. Bir dier ilgin rnek, hayvan-
nsann en ayrc zelliklerinden biri bilinli bir ekilde bilgi edinmeye ak olmaktr.
nsanlar ve dier memeliler arasnda nemli baz benzerlikler olsa da, hayvanlarn da bilgi sahibi olduklarn sylemek tartmaya ak bir iddiadr.
Epistemoloji
eit temel veya basit farkndalk olduu sylenebilir. Bunlardan ilki i hllere ynelik farkndalklar, ikincisi evreye ynelik igdsel farkndalk ve ncs de deneyimleyerek ve bedenin pratik yapmas sonucu ortaya kan bilme durumlardr.
nsanlarn sahip olduu dnya bilgisi, hayvanlarnkinden farkl olarak dilsel ve kavramsaldr.
larn yn saptama gibi konularda kaydettikleri baarlardr. Sahiplerinden yzlerce kilometre uzaa braklan kpeklerin eve dn hikyeleri zellikle gazete ve televizyonlarda ska karmza kar. Kularn toplu hlde g etmeleri ve belli bir hedefe hi sapmadan ulamalar da dier bir rnektir. Hayvanlarn bu tr durumlarda zor bir ii baaryor olduklarna phe yoktur. Ancak, doa iinde baaryla yn tayini yapan, yani deyim yerindeyse, bir tr igdsel farkndalk sahibi olan bir hayvann bu nedenden dolay bilgi sahibi olup olmad kesin bir tarzda saptanmas daha etrefilli bir konudur. Hayvanlarda olduu iddia edilen bu iki farkndalk trnn her trl tartmadan uzak olduunu elbette syleyemeyiz. En azndan igdnn nasl bir ey olduu ve hatta gerekten olup olmad konusunda nemli soru iaretleri vardr. Ancak bu farkndalklar, eer gerekten var iseler, belki bilginin ilkel trleri olarak listemizde not edebileceimiz durumlardr. Bu doutan gelen farkndalklara ek olarak, vcudun sahip olduunu varsaydmz baka ilgin bilgi eitleri de bulunabilir. Bisiklet binmeyi renen bir insann veya bir sirk hayvannn bilgisi szel deil, bedensel bir bilmedir. Benzer bir ekilde yzmeyi renmenin yolu kitap okumaktan deil, bedeni kullanarak denemeler yapmaktan geer. Bu bilme trne de renilmi bedensel bilme adn verelim. Yukardaki paragrafta, basit ve hatta hayvans diye niteleyebileceimiz farkndalk tipinden sz ettik: hllere dair farkndalk, dnyaya/doaya ynelik igdsel farkndalk ve renilmi bedensel bilme. (Burada farkndalk deyimini, her hangi bilinlilik veya st dzey bilisellik anlam yklemeksizin, temel bir ifade olarak kullandk nk bu farkndaln bilgisel anlamda nasl bir duruma karlk geldii ve hangi zihinsel dzeylerde gerekletii konularnda herhangi bir argman gndeme getirmedik.) imdi konunun baka bir boyutuna geelim. rnein, bir kpein veya maymunun bilgi sahibi olduklar iddialar karsnda genelde kafamzda soru iaretleri uyanr. Bunun nedenini bir para irdelemekte yarar var. Bu soru iaretlerinin esas nedeni, bizim bilginin tipik rneklerinden bahsederken aklmza ilk gelen durumlarn, acktn bilmek veya yzmeyi bilmekten ziyade, kavramsal yaplarn varln gerektiren rnekler olmasdr. Ben u anda bir gezegende yayorum, 12nin karesi 144tr, ve Dn bir arkadamla buluup kahve imitim: Btn bu saydklarmn bilgisine sahip olduumu rahata iddia edebilirim. Tm bunlar olanakl klan nemli bir unsur, benim doal bir dil olan Trkeyi konumam ve bir kavram daarcna sahip olmamdr. Bu kavram daarc son derece eitli ve zengin bir btne karlk gelir. Benim sahip olduum kavramlar arasnda rnein unlar vardr: Benlik, gezegen, say, arkada, kahve, sv ime eylemi, renk, gl kokusu, ma, yozlama, zlem, Tanr, felsefe vb. (Burada kartrlmamas gereken bir nokta udur: Sv ime eylemi hayvanlarn da doal olarak gerekletirebilecei bir eylemdir; ancak tahminen yalnzca insanlar Sv ime eyleminin kavramna sahiptirler.) Dnyaya ilikin bilgilenmem bu kavramlarn dolaymyla ortaya kmaktadr. Eer biz insanlar karmak ve gelimi memeliler olarak dier tm canl trlerinden bir ekilde ayrlyorsak, bu farklln en nemli aklamas bizim dilsel, kavramsal ve akl yrtmeye ilikin yeteneklerle donatlm varlklar olmamzdan gemektedir. Bu yeteneklerin veya kapasitelerin tmn ksaca logos sahibi olma ifadesiyle betimleyebiliriz.
Yaamdan rnekler Hayvanlarn av peindeyken uygulad stratejilerden bazlar artc dzeyde olabilmektedir. rnein, kartallar kaplumbaa gibi sert kabuklu kara hayvanlarn gl peneleriyle kavrayp ykseklerden kayalara brakarak paralarlar ve etlerini yerler. Kartaln bylesi bir beceri sergilemesi hem davran ve zihin zerinde alan bilim insanlarn hem de bilginin kavramsal incelemesini yapan felsefecileri ilgilendiren ynler iermektedir. Burada dikkat eken temel bir nokta, kartaln stratejik planlama sonucu gibi grnen davranlarnn insanlarn bilinli eylemleri ile nemli byk bir benzerlik gsterdiidir. Ancak bu tr benzerliklere ramen, konuya eletirel ve derinlemesine bakmakta yarar var. Grne gre, kartal esas itibaryla bir problem zmektedir. Problem udur: D sert kabukla evrili olan kaplumbaa etine nasl ulalr? Kartaln bu problemi zmede eylemsel baarya ulayor olmas, insann aklna kartaln bir bildii var dncesini getirmektedir. Ancak buradan karmamz gereken genel sonu tam olarak ne olmaldr? Sonuca gtren bylesi bir yntemi bilmenin ve uygulamann bir hayvan iin doada varln srdrebilme asndan ne kadar nemli olduu ortadadr. Her zaman bilincinde olunmasa da, bilgi ve bilgisel uygulama yaamsal bir deer tar. Dahas, hayvanlar dnyas gzlendiinde, bilginin belli rneklerinin artc incelikler ierdii de sylenebilir. Bununla birlikte, yukardaki rnekteki kartaln eitli fiziksel hesaplar veya bilinli akl yrtmeler sonucu doru yntemi bulduunu sylememiz zordur. Kaplumbaann etine ulaabilmeyi salayan stratejik bilgi, doann bir paras olan kartaln derin hesaplara girmeksizin ve tahminen kendiliinden (yani doal olarak) sahip olduu bir farkndalktr. Bu elbette etkileyici bir olgudur. Kartal, zellikle de av biraz iriceyse, kaplumbaann kabuunun krlmas iin, diyelim ki, 3 metre deil de 50 metre ykselmesi gerektiini nasl bilmektedir? Daha da kritik olarak, bu tablo, kartaldan insana geldiimizde nasl deimektedir? Felsefi bir merakla sorarsak, insann bilgi daarcn zel ve farkl klan ynler nelerdir? Bilginin insana zg boyutlar hangileridir? Bu sorulara yant vermeye almak, insann kendisini daha iyi tanmasna ve tanmlamasna da olanak tanyacaktr.
SIRA SZDE nsann bilgi dnyasnn inceliklerini anlamann iyi bir yolu karlatrmal bir yntem izleyerek dnya bilgimizin dier hayvanlardan nasl farkllatn saptamaktr. Bu konuda siz de gzlemlerinize dayanarak ve akl yrtmeler yaparak insann sahip olduu bilginin DNELM zellikleri konusunda felsefi bir tablo oluturmaya aln.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
nsann sahip olduu bilginin en nemli nitelii logos iermesidir. Logos D KKAT temel olarak mantk, akl, gereke ve sz gibi kavramlarla ilikili bir SIRA SZDE deyimdir.
BLG VE LOGOS
S O R U
nceki blmde, kavramsallatrmay gerektiren ve szel dolama giren bilgi trnn, dier farkndalk veya bedensel bilme hllerinden oldukaTfarkl ynler DKKA ierdiini belirttik. Pek ok kiinin zerinde uzlaaca gibi, kavramsal/szel bilginin insana zel ve onun bilisel farkllklarn yanstan bilme tr olduu rahatSIRA SZDE lkla iddia edilebilir. Bu anlamda insan zel klan nitelikleri en iyi betimleyen felsefi deyimlerden biri olan logos konusunda bir parantez aarak bu kavramn anlam ve bilgi asndan nemine dair aklamalar getirelim. Yunanca bir deyim olan AMALARIMIZ logos, biyo-loji, psiko-loji, epistemo-loji gibi disiplin adlarnda son ek olarak da yer alr ve aklama, gereke, sebep, mantk, bilim, kelam gibi deiik an T A P lamlara gelir. Logos, en genel anlamyla, akla ve aklcla aitK olan ile ilintilendirilmitir. Buradaki aklcln mutlaka insan aklna dair olmas gerekmez. Buna
TELEVZYON
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
Epistemoloji
felsefe tarihinden bir rnek verebiliriz: nl Alman felsefeci G. W. F. Hegel (17701831), biz insanlarn akla sahip canllar iken, bizim kavramaya altmz varlk alannn baka bir deyile bizi evreleyen gerekliin aklclktan nasibini almam (veya belli bir dzenden veya mantktan yoksun) olmasnn btnyle sama olduunu dnm ve bilen-bilinen ayrmnn kesin hatlarla yaplmasna kar kmt. Bu dnceye gre, hem bilen zneler hem de bilinen nesneler ayn aklc ve sresel byk dzenin (genel olarak, bir logosun) iinde yer alrlar. Benzer rnekleri bilim alanlarndan da verebiliriz. Modern an ve Modern zihnin en parlak rnlerinden biri olan Galille-Newton fizii, evrenin yapmsal alfabesinin matematiksel olduu inancna dayanr. O yzden nesneler aras fiziksel ekimi ifade eden yasalar, Modern bilimin paradigmasna gre, belli blgelerde deil evrenin her kesinde matematiksel bir kesinlik dhilinde geerlidir. Ksacas, insann dnda kalan evren iin de aklc bir dzen (veya bir logos) erevesinde iliyor diyebiliriz. nsan bilgisinin hayvansal farkndalklardan farkl olarak logos barndrdn dnmek, insana zg bilgilenmenin temel olarak kavramsal, szel ve gerekelendirmeye ak bir ynnn olduunu sylemeye karlk gelir. Bu konunun ayrntlarna ilerideki nitelerde deineceiz. Bu aamada not etmemiz gereken dnce, felsefe tarihinde ska karmza kan logos kavramnn insan bilgisinin ayrt edici ynlerinin tanmlanmasnda nasl kullanlabileceidir. Kavramsalla veya simgesellie dayanan bilginin, logosun zsel nitelikleriyle (gereke, sebep, mantk, sz, vb.) nasl rtt ve yukarda hayvans olarak betimlediimiz basit bilme eitlerinden nasl ayrld dikkate deer bir nokta olarak kendini gstermektedir.
yaammzdan ekilip alnsayd, tahminen, yalnzca doada ayakta kalmaya alan basit bir memeliye dnerdik. te bylesi bir sreten geerek yoluna devam eden ve yaam boyunca dnyaya srekli olarak kavramlarn penceresinden bakan modern insann bilgi olarak ald ey, bir kedinin veya sincabn sahip olabilecei bilgilerden niteliksel ve kategorik olarak ayrlmaktadr. Bu basit nermenin sonular, aslnda, insan ve dier canllarn bilme ilevlerinin yaplar konusunda da dnmeye deer bir durum yaratmaktadr. Evimdeki kedi rneine dnelim: Benim dnya bilgim asndan bakldnda, sahip olduum kedi evcil, sevimli ve oyuncu bir hayvandr. Benim onunla ilgilenmemi ve acktka beslememi beklemektedir. Ancak kedinin asndan bakldnda ki bir kedinin asndan yaama bakmak bizim iin tahminen olanakszdr ortaya kan durum son derece farkl olabilir. Her ne kadar evde hayvan besleyen kiiler hayvanlarna insans nitelikler (candan, keyifli, kindar, iyi dost vb.) atfetmeye eilim gsterseler de, bu eilimlerin hayvanlarn gerek doasndan ziyade bizim kavramlarmz, deerlerimizi ve duygusal gereksinimlerimizi yanstyor olma olasl da dk deildir. Diyelim ben kedinin sahibi ve onu seven bir insan olduumu biliyorum. Peki, kavramlardan yoksun olduunu dndmz kedinin benim bir sahip veya onu seven bir kii olduumu bildiinden kolayca sz edebilir miyiz? Kedinin yemek vakti geldiinde ve benim yaklaan ayak seslerimi duyduunda beni elimde kedi mamas ile grme beklentisine girdiini sylemek akla uygundur; ancak bunun tesinde kediye atfedebileceimiz bilgisel ve kavramsal durumlar tartmaya daha fazla aktr. Elbette bizim buradaki amacmz kavramsallktan yoksun grnen hayvanlarn bilgi asndan ne durumda olduklarn saptamak deil bu i byk oranda deneysel bilimle uraan aratrmaclara kalan bir sorunsal oluyor. Ancak bu tr dnce deneyleri bilgi konusunda daha nce zerinde ok kafa yormadmz baz konularda zihnimizi zorlama ve bilgi kavramn daha anlalr klma ynnde yararl bir yntem olarak grlebilir. u ana kadar daha ok bilginin doas zerine fikirler retip, kavramsal (veya iinde logos barndran) bilginin nemine dikkat ekmeye altk. Yukarda sergilediimiz akl yrtmelerden, bilginin her boyutuyla insana ait ve tmyle kavramsallkla rl bir olgu olduunu karmak yanl olabilir. Ancak bu tartmalar insanlarn edindikleri bilgi trlerine ve onlarn i dinamiklerine k tutmas asndan deer tamaktadrlar.
BLG VE ENFORMASYON
imdi gndelik bilgi kavramnn baz inceliklerine girerek bu konudaki anlaymz daha rafine hle getirmeye alalm. Sradan sohbet ortamlarnda veya bilimsel balamlarda bilginin yan sra, onunla ilintili baka baz nemli kavramlar ve deyimler de kullanrz. Bunlar arasnda en kayda deer olanlardan biri enformasyondur. Enformasyon deyimi Trkeye Bat dillerinden gemi olup, Arapas malumattr (malum olan, yani bilinen eyler anlamnda). Bu deyimin tartmalarmz ve zmlemelerimiz asndan nemi, onun sk sk bilgi ile kartrlmas veya bilgi ile elenik tutulmasndan kaynaklanmaktadr. Elbette bu iki kavramn kartrlmas bouna deildir. Hem enformasyon hem de bilgi kavramlar birbirine ok benzeyen balamlarda ve benzer gramer yaplar iinde kullanlmaktadr. rnein, insanlarn bilgi ve enformasyon sahibi olma durumlarndan bahsederiz. Veya iinde bulunduumuz zamanlar tanmlarken bazen Bilgi a bazen de EnBilgi ve enformasyon kavramlar genellikle e anlaml olarak kullanlsa da bu kullanm olduka yanltcdr.
10
Epistemoloji
formasyon a deyimlerini yeleriz. Fakat bu iki kavramn benzer kullanmlar olsa da, aralarnda belli farklar olduunu da sylemek olanakl grnmektedir. lk olarak, bilgi ve enformasyon kavramlarnn dilsel kullanmlarnn birbiriyle tam rtmediini belirtebiliriz. Her ne kadar sahip olma kavram hem bilgi hem de enformasyon iin kullanlabilir grnse de, bu iki kullanm arasnda nemli farklar da vardr. Enformasyon toplumsal olarak dolamda bulunan ve farkl iletiim birimleri arasnda aktarlabilen unsurlardr. Bilgi ise, enformasyonla ortak zellikler tamasnn yan sra, bilmek kelimesinin gsterdii gibi en temelinde fiil veya eylem kipinde ifade edilebilecek bir zihinsel durumdur. nsanlar ok sayda zihinsel faaliyet iinde bulunabilirler: Dnmek, inanmak, istemek, niyet etmek, zlemek, bilmek, vb. Enformasyon, her ne kadar zihnimizin iinde ileyebileceimiz bir unsur olsa da, insan bilgisi kavramna genelde atfedildii ekliyle bir zihin durumu deildir. Bu fikirlerden hareketle, enformasyonun daha ok bir tr bilisel ham madde olduunu ve insan bilgisine temel oluturabileceini dnebiliriz. Bunu gndelik bir rnek zerinden biraz amaya alalm. Diyelim ki ben iki politikac arasnda gelien gncel bir tartmann ve bu politikaclar arasnda karlkl olarak yaplan yolsuzluk sulamalarnn ardndaki gerei renmek (yani ksaca gerei bilmek) istiyorum. amzda bunu yapabilmenin en etkili ve hzl yolu basn yayn organlarn kullanarak bu konuda enformasyon edinmek olacaktr. Bu amala bavurduum resm belgeler, gazeteler, kitaplar, nternet siteleri ve yorumcularn fikirleri benim bu konu zerinde bilgi sahibi olma veya bilgilenme yolunda ilerlememi salayacaktr. Ancak, edindiim duyum paracklar veya enformasyonun her biri gerei tamak zorunda deildir. rnein, bu politikaclarn fikirleri dorultusunda yayn ve propaganda yapan nternet sitelerinin ieriklerini dikkatle okuduumu varsayalm. Bu durumda ben enformasyon edinme amacma uygun hareket ediyor olduumu syleyebilirim. Ancak, enformasyon edinme srecinde farkl kaynaklardan gelen bilisel malzemeyi toplamam benim aratrmakta olduum konuda aradm yant elde etmi olduum ve bilgiye ulatm anlamna gelmeyebilir. Ben, aklc bir bilisel varlk olarak, bana ulaan bilgisel ham maddenin ne ierdiini bilmenin tesine gemek gibi bir amaca sahibim. Eer sadece enformasyon toplamak benim iin yeterli ve tatmin edici olsayd, konuyla ilgili birka Internet sitesine girip ieriklerini okuduktan sonra bilme servenimi sonlandrdm dnrdm. Fakat, bilindii gibi, bilgi peinde koan insanlar genelde gzlerini enformasyon paralarnn tesinde bir hedefe dikerler. Bu da onlarn olduka kark, zahmetli ve logosun st dzeyde kullanmn gerektiren ilere girmelerine neden olur. (rnein, bir enformasyonun kmesinin dier enformasyon paralar ile tutarlln test etmek, eldeki enformasyonun miktarn arttrmak iin aratrmalara ve sorgulamalara devam etmek, vb.) O hlde, bilgi ile enformasyon/malumat arasnda kayda deer farklarn olduunu savlayabiliriz. Bu konunun kuramsal derinliklerine, bilginin kavramsal zmlemesi ile ilgili ksmlara geldiimizde deineceiz.
SIRA SZDE Gndelik bilgilenme durumlarmz zerinde dnerek, enformasyon kavramn daha ak hle getirmeye ve kavramsal zelliklerini ortaya karmaya aln. Bu deneme, gnlk yaamda ok sk kullandmz ancak tm inceliklerini fark edemediimiz enformasDNELM yon kavramn ve onun bilgisel roln daha anlalr klacaktr.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
11
BLG VE NESNELLK
Yukarda belirttiimiz tartmayla ilgili bir dier konu da, bilginin nesnellik kavram ile ilikisidir. Dnmek, inanmak, istemek, arzulamak nasl insana zg zihinsel durumlarsa, bilmek de insanlarn gerekletirdii zihinsel bir ilevdir. Ve bizim yaama dair edindiimiz bilgiler zihinselliimiz iinde barnrlar. Ancak meseleyi bu ekilde ortaya koymak, bilginin nesnellii balamnda belli bir oranda kafa karklna neden olabilir. Zihinsel durumlar bizim znelliklerimiz iinde yer alan, yani zneye ait unsurlardr. rnein ben, ortada belli bir neden yokken, aniden Brezilyada olmay isteyebilirim. Bu benim znelliimle ilgili ve zihnimin iinde olan bir durumdur. Veya, son derece mantksz bir ekilde, dnyann aslnda dikdrtgen prizmas eklinde olduu ynnde gl bir inanca sahip olabilirim. Eer dnyada zihinler olmasayd, inanlar, istekler ve bilgiler de olmazd. Bu anlamda her zihinsel durum, tikel bir zihinde veya zihinlerde barnabilir. Peki, eer bu doruysa, zihinsel bir durum olan bilmenin, ayn inan veya arzu gibi, nesnellikten uzak ve keyfi bir hal olduunu syleyemez miyiz? Yukarda betimlenen akl yrtme nemli bir soru iareti uyandrr nk biz bilgi kavramnn znellie ya da keyfilie yakn olmadn dnrz. rnein, ben Dnya ile Ay arasndaki ortalama uzakln yaklak 384400 kilometre olduunu biliyorum. Bu bilgiyi tuttuum yer, doal olarak, belleim veya zihnimdir. Ancak bu bilginin benim zihnimde barnmas, onun mutlaka znel olduunu gstermez. Bilgi zihnimde tutulsa da, ieriinin veya doruluunun belirlenmesi benim znelliimden ve keyfi tercihlerimden bamsz gerekleir. Eer Dnya ile Ay arasndaki ortalama uzaklk gerekten 384400 kilometre civarndaysa, bunun nedeni kendim veya zihinsellik sahibi olan dier insanlar deil, evrendeki nesnelerin konumlardr diye dnrz. Yrtmekte olduumuz bu tartma, bilginin neden olduka ilgin ve kafa kartrc ynler ieren bir kavram olduunu da ortaya koymaktadr. Eer ben mart kavramn ak hle getirmeye alyor olsaydm, dnyadaki martlara ynelik aratrmalar yapar ve somut gzlemlerimi baz kuramsal unsurlarla birletirerek belli bir sonuca ulardm. Veya, eer ilgi duyduum konu, gece grdm ryalarda gezdiim yerlerin listesini karmak gibi benim znelliimi kapsayan bir durum olsayd, uyandktan sonra kendi belleimi yoklama yoluyla gerekli almay retmi olurdum. Ancak bilgi kavramnn irdelenmesi, pek ok dier felsefi kavramda olduu gibi, ne nesnel dnyann fiziksel nesneleri zerinde yaplan bilimsel aratrmalara, ne de yalnzca benim kiisel hllerimi veya znelliimi ieren ahsi bir servene benzemektedir.
znelerin zihinsel bir durumu olan bilgi, ierii nedeniyle nesnel bir yn tar.
BLGNN DEER
Bu nitede en son olarak bilgi kavramnn deeri zerine saptamalarda bulunacaz. Her ne kadar bilginin deeri kavram yaln ve olduka sradan bir konuya karlk geliyor izlenimi verse de, aslnda bu kavrama farkl alardan yaklamak olanakl grnmektedir. Bu ynlerin en nemli olanlarnn hakkn verebilmek ve tartmay biraz derinletirebilmek iin, bilginin deerini ana balk altnda inceleyeceiz. Elbette aada nerilen l ayrmn mutlak olduu ve konuyla ilgilenen herkesin kabul edecei gibi bir varsaymla hareket etmiyoruz. Yine de, bu boyutun, bilginin deeri sorunsal kapsamnda en temel baz noktalara deindiini dnebiliriz.
Bilginin farkl anlamda deeri olduu sylenebilir: Bilginin yaamsal veya trsel deeri, bilginin pratik veya arasal deeri ve bilginin z deeri.
12
Epistemoloji
13
istemeyiz. Belediye seimleri ncesi adaylarn konumalarn takip ederiz nk bize yarar dokunacak bir adayn seilmesi bizim iin nemlidir. dnyasnn iinde olanlar, bilgi sahibi olmann onlar yaptklar ilerde gl kldn ve rakipleri karsnda avantaj saladn ksa srede kefederler. Ve bazen kuramsal bilgi edinmenin dl entelektel deil toplumsal-psikolojik yollardan gelir. Daha ak ifade dersek, zaman zaman insanlar edindikleri tarihsel, fiziksel, sportif, sanatsal bilgileri belleklerinde tutmann dln toplumsal takdir veya hayranlk gibi yollardan alrlar. vg alma ve takdir edilme nedeniyle insann benliinin doyuma ulamas, bilincinde olalm ya da olmayalm, insanlar iin ok nemli bir mutluluk kayna ve motivasyon nedenidir. zetlersek, bilgi edinme isteinin nedeni ounlukla bilgiye duyulan saf arzu deildir. Gnlk yaamda ve bilimsel/teknolojk balamlarda bilgi bu kadar iimize yarayan yani, arasal nitelikte bir olgu olmasayd, bizim iin deeri de bu denli yksek ve kritik olmazd.
14
Epistemoloji
lojik ykma ramen, gereklikten tamamen kopma dncesinde oumuza itici gelen bir yn vardr. Sanal veya yalan bir dnyann sunduu zevkler ve mutluluklar ne olursa olsun, srekli kandrlma hlinde yaamaktansa, gerek dnyann kendisini deneyimlemek isteriz. O yzden, yukarda betimlenen tarzda mkemmel ancak sanal bir yaam srmekte olan bir insan, iinde yaad dnyann gerek olmayabilecei phesi karsnda bilgilenmeyi ve gerei renmeyi isteyecek ve kandrlmakta olduu phesiyle yaamaya katlanamayacaktr. Bu durum bize, bilginin zaman zaman rahatsz edici sonular dourma olaslna ramen kendisi iin arzu edilebilecek bir ey olduunu gsterir. Baka bir deyile, insanlar olumsuz sonulara veya skntya neden olsa bile, cahil veya kandrlm bir konumda bulunmaktansa bir olayn dorusunu veya asln bilme ynnde tercih kullanrlar. Bunun evrensel bir kural olarak herkes iin ve her durumda geerli olduunu elbette syleyemeyiz. rnein, insanlarn gerekten kama, gerekle yzlememe, hayal dnyasna kayma gibi eilimler gstermeleri sradan olaylar olarak gzlemlenebilir. Buna karn, zellikle dnme alkanlklar bulunan insanlarn yaamnda bilginin arasal deerin tesinde bir anlam ifade ettiini belirtmemiz yanl olmaz. rdelemekte olduumuz konunun geldii bu noktada, bilginin felsefi deerine ilikin baz saptamalar yaparak bu niteyi sonlandracaz. Bilgiyi deerli klan unsurlar irdelerken, en son olarak bilginin z deeriyle ilintili olan gerekelerden sz ettik ve sonularndan bamsz olarak bilginin kendisi iin istenecek bir olgu veya zihinsel durum olabileceini belirttik. Bu durum, bilgi kavramna felsefi ilgilerle yaklaan insanlar asndan nemli bir noktay gndeme getirmektedir. nsanlar bilgi gibi kritik bir kavrama her trl yarar ve sonucundan bamsz olarak sadece dnsel veya felsefi bir merak yznden ilgi duyabilirler. Bu durumu, bir anlamda, insann logos sahibi veya logos iinde yer alan bir varlk olmasyla aklayabiliriz. Yukarda da irdelediimiz gibi insan, dier hayvanlar gibi, algsal yetenekleri olan ve dnyadan almaya ak olan bir varlktr. Dahas, insann sahip olduu merak etme yeteneinin de hayvanlarla paylalan bir zellik olduu grlebilir. Ancak, bir kedinin merakndan farkl olarak, insann meraknn nitelikleri ve karmaklk derecesi onu deimeye ve dnmeye yatkn, kendi varlksal snrlarn her zaman zorlamaya eilimli bir canlya dntrmtr. Bir rnek vermek gerekirse, tm canllar bir noktada lmle buluurlar ancak yalnzca insan sonlu bir yaamn anlamn merak eder ve lme dair kayg duyar. Benzer ekilde, tm hayvanlar dnyay alglayp doann iinde ba etme mekanizmalar kullanrlarken, yalnzca insan algnn tesine geerek eitli bilme, anlama ve yorumlama biimleri gelitirmitir. Baka bir deyile, insan yalnzca harekette veya eylemde bulunmaz; ayn zamanda hareketlerine st dzey bir yorum getirme istei de gelitirebilir. Bu yorumlama ve anlama istei/yetenei, bilim, felsefe, din, sanat gibi insana zg st dzey (yani ycelmi ve incelmi) eylem kiplerinin veya toplumsal alanlarn olumasna neden olmutur. nsann yalnzca nefes alp veren, yiyen, ien, reyen ve benzeri doal ilevlerde bulunan bir hayvan olmayp, merakn st snrlarna kabilen bir varla dnmesinin en etkileyici davurumlarndan biri, felsefi meraktr. Felsefeyle uraan kiiler, rnein, yalnzca iyi veya adil olarak kabul gren davranlarn erevesinde bulunmakla yetinmeyip, iyilik ve adalet kavramlarnn inceliklerine ilikin sorular sorar ve ounlukla sorgulanmayan varsaymlar ve fikirleri sorgularlar. Benzer ekilde, felsefe merak olan insanlar, her gn doal olarak gerekletirdiimiz bilgisel eylemlerin dzeyinde kalmayp, bilgi kavramnn incelikleri zerine kafa yormaya ynelirler. nsan olmann bir paras olan merak etme kapasitesinin bir uzants, bu balamda, bilgiye dair daha st dzey bilgi edinme ve kavraya ulama arzusudur.
15
Bir sonraki nitede inceleyeceimiz gibi bu merak duygusu ve kuramsal sorgulamalar Batnn dnsel dnyasnda epistemoloji ad verilen felsefe alannn ortaya kp gelimesine ve bugnk konumuna gelmesine neden olmutur. Bilgiyi belli bir amaca ynelik olarak veya belli bir kar nedeniyle istemek anlalr bir SIRA SZDE durumdur. Ancak bilgi sonularndan bamsz olarak istenecek bir ey olabilir mi? Bilgiyi kendisi iin isteme kavram zerinde fikir reterek bu kavram daha ak ve anlalr bir DNELM hle getirmeye aln.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
16
Epistemoloji
zet
A M A
nsan dier canllardan ayran temel zelliklerden bazlarn aklayabilmek. Her ne kadar insann dier gelimi hayvan trleriyle ok sayda ortak yn bulunsa da, bilgi sz konusu olduunda insan nemli baz noktalarda hayvanlardan ayrlmaktadr. nsann doal dilleri ve simgesel yaplar kullanmas ve bu yolla bilgiyi yalnzca belleinde deil bedeninin dnda da depolayabilmesi, karmak kavramsal sistemler gelitirmesine, dier trlerin byk oranda tesine gemesine ve bilgi/teknoloji araclyla dnyay dntrmesine neden olmutur. Bilgi asndan bizi gelimi hayvan trlerinden ayran en temel zellik, doayla ba etme srelerinde kullandmz mekanizmalarn igdsel durumlardan ibaret olmamasdr. Dier hayvan trlerine ait canllarn da belli anlamlarda bildii sylenebilir ancak bilincin ve kavramlatrmalarn sonucunda ortaya kan bilgiler hayvansal bilgiden kategorik olarak farkl olmak durumundadr. basit farkndalk eidini betimleyip, bunlar insana zg bilgiden ayrp, insan bilgisi ile logosun balantsn aklayabilmek. Bilgi adn verdiimiz zihinsel durum sz konusu olduunda, ncelikle basit farkndalk durumunu ayrmak ve tanmlamak doru olacaktr. lk olarak, gelimi hayanlarda kendi i hallerini bilme diyebileceimiz bir farkndalk olduunu dnebiliriz. Acktn veya susadn bilmek bu snfa giren farkndalklardr. kinci olarak, yn bulabilme gibi durumlarda ortaya kan evreye ynelik igdsel farkndalklar vardr. nc olarak da, deneyim sonucu renilmi bedensel bilmeden bahsedebiliriz. Bisiklet srerken dengede durabilmek iin belli bir sre pratik yapmak arttr. Eer bisiklete binmeyi renmek iin yalnzca arkada tavsiyelerine kulak vermek veya bisiklet srme konusunda kitap okumak gibi bir yntem izlersek baar ansmzn dk olaca kesindir. Bu basit veya hayvans diyebileceimiz farkndalk tr, nemli ilevleri olmalarna karn, insann bilgisel dnyasn veya bilgi daarcn en iyi yanstan trler deildir. nsann bilgi dnyasnn en temel niteli-
i; dilin, kavramlarn ve akln bilinli kullanmnn bilgilenme srelerinde temel ve yapc rol oynamalardr. Bu saydmz unsurlarn tm, logos adn verdiimiz bir kavram veya nitelii tanmlar. nsan, gelimi bir hayvan olarak, basit veya temel baz farkndalklara doal olarak sahiptir. Ancak hayvanlarda bulunmadna inandmz logos, insann zihinsel dnyasn dier canllarn dnyasndan ayran bir boyuta karlk gelir. zetle dersek, insann kelimelerle ve kavramlarla ifade edebildii ve st dzey zihinsel srelerin ilevini gerektiren bilgiler, dier hayvanlarn gerekletiremeyecei bir kategoriye aittir. Bilginin znellik ve nesnellik arasnda nasl bir dengede durduuna ilikin bir n fikir sahibi olabilmek. Her zne zihinsel dnyas kapsamnda eitli bilgiler tar. Bu anlamda bir eyi bilmek, bir eyin doruluuna inanmak veya bir eyi yapmaya niyet etmek gibi znenin zihinsellii kapsamnda gerekleen bir olgudur. Ancak, bir eyi bilmek ile bir eyin doruluuna inanmann veya bir eyi arzu etmenin birbirinden olduka farkl olduu aktr. nandmz ve arzu ettiimiz eyler konusunda dnyann fiziksel bir balaycl yoktur. Bir insan Fatih Sultan Mehmetin hl yaadna inanabilir veya aalarn ikolatadan yaplm olmasn dileyebilir. Bilgi ise farkl bir zihinsel durumdur. Eer bir arkadanz Fatih Sultan Mehmetin hl yaadna inanyorum derse, onun iddiasnn akl d olduunu syleyebilirsiniz ancak Hayr, buna inanmyorsun gibi bir ifadeyle arkadanza kar kamazsnz. Buna karn Fatih Sultan Mehmetin hala yaadn biliyorum iddiasnda bulunan bir kiinin durumu olduka farkldr. Bilgi iddiasnda bulunan bir insan, dnyada gerekten ne olup bittiini doru aktarma ykmllne girmi demektir. O yzden, Kedilerin utuuna inanyorum. cmlesi o insann kendi kansn aktarma anlamnda znel bir ifade iken, Kedilerin utuunu biliyorum cmlesi dnyann nesnel yapsnn nasl olduunu aktarma iddias nedeniyle nesnel bir yn olan bir ifadedir. Bu durum bilgi kavramnn incelikler ieren ve karmak bir yaps olduunu da gstermektedir.
AM A
A M A
17
AM A
Bilginin deerinin farkl boyutlarn ayrp bunlara ilikin aklama getirebilmek. Bilginin birden ok anlamda deerli olduunu dnmek olanakl grnmektedir. lk olarak, bilmenin veya farkndaln, ok temel bir anlamda, bir tre ait canllarn yaamlarn ve trlerini devam ettirebilmeleri asndan deer tadn belirtebiliriz. kinci olarak, yaamn pratik boyutu asndan, bilgi sonular itibaryla deerlidir. Bilgi sahibi olan insanlar, genel olarak, daha baarl ve daha avantajl bir konuma gelirler. Toplumsal alanda bilginin arzu edilen bir ey olmasnn temel aklamas da budur. Ancak bu iki nedenin dnda bilgiyi deerli klan baka bir boyutun olup olmad nemli bir soru olarak karmza kmaktadr. Daha ak olarak ifade edersek, bilginin yalnzca kendi iinde bir deer olup olmad zerinde dnlmesi gereken bir tartma konusu sunmaktadr. Hi bir grnr yarar olmasa bile biz yine de bilgilenmeyi ve gerekleri bilmeyi ister miydik? Bu soruya belki bazlar hayr diyerek yantlayacaktr. Ancak u da bir gerektir ki, pek ok bilinli insan cahil kalmaktan veya dnyaya ilikin byk oranda yalan-yanl bilgilerle yayor olmaktan mutlu olmazd. Dahas, yalanlara inanmann ok byk avantajlar da olsa da, insanlarn ou doru bilgiler edinmeyi ve gereklerle balarnn kopmamasn tercih ederdi. Bu yzden, bilginin nc bir tr deer ierdiini, yani sonularndan bamsz bir ekilde kendi iinde deerli olarak da grlebileceini belirtebiliriz.
18
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi insann ayrt edici bir zelliidir? a. nsan bedeninin doann bir paras olmas b. nsann algsal kapasitelerinin olmas c. nsann karmak zihinsel niteliklere sahip olmas d. nsan bedeninin yerekimi gibi doa kanunlarna uymas e. nsann be duyuya sahip olmas 2. Aristoteles aadaki grlerden hangisini savunmutur? a. Canl varlklar hareket etme ve deime potansiyeline sahiptir. b. Canl varlklar yer ekimi kanununa aykr hareket edemezler. c. Cansz varlklar hareket etme ve deiim balatabilme potansiyeline sahiptir. d. Cansz varlklar yer ekimi kanuna aykr hareket edemezler. e. Cansz varlklar hareket etme ve deime potansiyeline sahiptir. 3. Aadakilerden hangisi i durumlara ya da hllere ilikin farkndalk rneidir? a. Bir insann bahede yeni kesilen imenlerin kokusunu almas b. Kularn g srasnda ynlerini bulma yeteneine sahip olmas c. Bir insann evrenin byklnn bilincine varmas d. Bir insann cannn skldnn farkna varmas e. Bir insann gnein konumuna bakarak gnn hangi zamannda olduunu tahmin etmesi 4. Aadakilerden hangisi renilmi bedensel bilme rneidir? a. Bir insann gmleine dkmeden ieden sv iebilmesi b. Bir insann taklmadan ve hzl bir ekilde 100e kadar ikier ikier saymas c. Bir insann Gne Sistemi'ndeki gezegenleri eksiksiz bir ekilde belirtmesi d. Kularn havalarn soumasyla birlikte gneye doru g etmeye balamas e. Bir insann ilkokula balad gn anmsamas 5. nsan bilgisinin logos ierdiini sylemek, aadaki sonulardan hangisini dourmaz? a. Dnya bilgimizin akla uygun bir yap iermesini b. Dnya bilgimizin yalnzca alglardan gelen bilgiye dayanmasn c. Dnya bilgimizin mantksal ilevleri gerekli klmasn d. Dnya bilgimizin szel bir yn olmasn e. Dnya bilgimizin gerekelendirme ve aklc yollardan destekleme sreleri iermesini 6. Aadakilerden hangisinin insann tarihsel serveninin bir paras olma olasl dktr? a. nsann yrtc hayvanlarn sahip olduu doal avantajlara sahip olmamas b. nsann dier hayvanlarda olmayan baz st dzey niteliklere sahip olmaktan dolay avantajl konuma gelmesi c. nsann simgesel yaplar kullanarak hayvanlarn sahip olmad belli avantajlar salam olmas d. Simgesel yaplarn modern insann ikinci bir doas konumuna gelmesi e. nsann grme gibi algsal yetilerinin tarihsel geliim srecinde dier hayvan trlerinden avantajl konuma gelmesine neden olmas
19
Okuma paras
7. Sradan bir evcil kedi iin aadaki nermelerden hangisi en uygun ifadeyi ierir? a. Bir kedi kavramlar kullanma yoluyla evresini anlar ve bilir. b. Bir kedinin bilgisel yaps insanlarnkinden niteliksel olarak farkl olabilir. c. Bir kedinin kavramlar onun algsal sreleri sonucu oluur. d. Kavramsallk asndan bir kedi ile insan arasnda temel bir fark yoktur. e. Bir kedi zek veya zihin sahibi olmamas dolaysyla mekanik bir alete benzer. 8. Enformasyon kavramna ilikin adaki ifadelerden hangisi dorudur? a. Enformasyon ve bilgi e anlaml deyimlerdir. b. Bilgi, enformasyonun miktarnn artmas ve birikmesi sonucu oluur. c. Enformasyon, gerekelendirme ile e anlamldr. d. Enformasyon sahibi olan bir insan mutlaka bilgi sahibi olmayabilir. e. Enformasyon, bilgisel ham madde olma kavramnn tesinde bir anlam tar. 9. Bilgi-nesnellik ilikisi iin aadakilerden hangisi geerlidir? a. Bilgi insanlarn kiisel olarak tercih ettikleri zihin durumuna verdikleri addr. b. Neyin bilgi olduu ve neyin olmad konusunda belirleyici olan, her znenin kendine zg seimleridir. c. Bilginin ierii znel tercihlerden bamsz bir yn tar. d. Bilgi ile inan e anlaml deyimlerdir. e. Bilgi temel olarak arzuya benzeyen bir zihinsel durumdur. 10. Bilginin z deerini ortaya koymas asndan aadaki ifadelerden hangisi dorudur? a. Bilgi sahibi olmak doada yaam ansmz artrr. b. Bilgi sahibi olmak genelde sonularndan bamsz olarak deer tar. c. Bilgi sahibi olan insanlar doada hedeflerine daha kolay ular. d. Bilgi sahibi olan insanlar toplumsal alanda daha fazla kabul grrler. e. Bilgi sahibi olmak doal bir trn devam iin yksek deer tar. Gelenek, insan varlndan, bir ussal hayvan olarak sz eder. Yani tm hayvanlarn en zekisi. Usla ne anlatmak istediimizi, hayvanlar a priori darda brakmakszn yeterince geni olarak yaln bir biimde belirlemek kolay deildir...ngiliz filozof Roger Scrutonun ok gzel belirttii gibi, Usun ve ussalln tanmlar byk lde deiir; ylesine deiir ki, insanlarla hayvanlar arasndaki ayrm us terimleriyle tanmlamaya alrken, filozoflar gerekte usu, insanlarla hayvanlar arasndaki ayrm olarak tanmlarlar. lk yaklam olarak, usun, insann kendisi iin belirledii amalar gerekletirmenin en etkin aralarn bulma yetenei olduunu syleyelim. Bu anlamda, hayvanlarn da kendi uslar olduu, yaamlarn korumak, trlerini srdrmek iin zekice stratejiler gelitirdikleri aktr. Doal olarak, hibir hayvan atom bombas retmez, bilgisayar da kullanmaz, ama bu, onlarn zeka eksikliinden mi ileri gelir, yoksa bunlara gereksinim duymaylarndan m? Yaamak iin, ileri sonunda karmaklatrmakszn, yalnzca en kanlmaz olan yapmann yetersiz zeka belirtisi olduunu syleyebilir miyiz? Hayvan zekasyla insan zekas arasndaki ilk fark burada: zeka hayvanlarn gereksinim duyduklar eyi salamalarna yarar; buna karlk biz insanlarn yeni gereksinimler kefetmemize yarar. nsan doymak bilmez bir hayvandr, yaamnn ufkunda baka gereksinimlerin belirdiini grmeksizin baz gereksinimlerini doyurma yetisine sahip deildir. Baka biimde sylersek: hayvan usu, belirlenmi, saptanm belli amalar gerekletirmenin en iyi yollarn aratrr; insan usu ise belirlenmi amalar gerekletirmeye alr, ama ayn zamanda, ne denli belirsiz ya da saptanmam olursa olsun, yeni amalar gerekletirmenin yollarn da arar... Hayvanlarda zeka, yalnzca, onlar gereksinimlerine ya da temel yaamsal amalara ynlendiren igdlerinin hizmetindedir. Baka bir deyile, hayvanlarn davranm yalnzca ematik olarak yineledikleri bir durumlar balamna yant verir besin, iftleme, savunma vb. gereksinimi bunun nemi, bireysel seime deil, trn yaamn srdrmesine baldr. gdlerin hizmetindeki zeka byk bir etkinlikle iler, ama hibir zaman yeni bir ey icat etmez. Kukusuz baz primatlar yiyecek elde etmek ya da dmandan korunmak iin zekice yollar bulurlar, hatta bunlar grup iinde yaymay baarrlar. Ama uralarnn temelinde deimez bir biimde ilksel igdsel model yatar. Buna karlk, biz insanlar zekamz igdlerimizi doyurmak iin oldu-
20
Epistemoloji
unca, yeni gereksinim biimlerini yorumlamak iin de kullanrz: beslenme gereksiniminden, gastronomi eitliliini gelitiririz, iftlemeden erotizme varrz, savunma igdsnden savaa alrz vb. Hayvanlarda trn, trn karnn, trn genetik yaant birikiminin ok byk nemi vardr, bireyin ve onun zel yaantsnn zel amalarnn ise hemen hemen hi nemi yoktur. yle grnyor ki, hayvanlar daha doarken yaamlar boyunca reneceklerinin ounu bilerek douyorlar, oysa insanlarn hemen hemen her eyi sonradan rendiklerini syleyebiliriz: bu farkn altn izmek iin, kimileri, hayvansal (nceden belirlenmi) davranm karsnda, insansal (nceden belirlenmemi, zgr) davrantan sz ederler, bu terminolojik ayrm pek de aydnlatc olmayabilir de. Kesin olan bir ey varsa, o da u: hayvanlar, her zaman yaptklar, onlara ar yenilikler sunmayan eyleri iyi yapmay bilirler, oysa biz insanlar onlardan ok daha fazla lp bier, yanlr, ama buna karlk koullarda meydana gelen kkl deiikliklere daha iyi yant vermeyi biliriz. Bir hayvan, trne zg igdden olumsuz bir sonu alrsa, onun yerine kendisinin rendii ya da icat ettii bir baka ey koymay glkle baarr. Bunu, Galli mizah Julio Camba, bir yumuaka trnden sz ederken ok ho bir rnekle aklyor. Bu hayvan kumsalda kum altnda yaar, ininden kmak iin kumun stnde bir kk delik brakr. Sular ykseldiinde, beslenmek iin kumun altndan kar. Onu avlamak iin, pusuya yatt deliin azna bir nebze tuz konur, bylece deliin deniz suyuyla rtl olduuna inandrlr, dar kmas salanr. btn yaz onu avlamak iin zavall yumuakay ylesine arttm ki, diye anlatyor Julio Camba, deniz ykseldiinde, zavallck bunun benim koyduum tuz taneciiyle ilgili olduunu sanyor, deliin azna gerekten tuz koyduumda da, denizin ykseldiine inanyordu, igdsne gvenini yitiren hayvan gitgide dnen bir yarata dnt; artk rastlantyla bile olsa yapmak istediini baaramyordu! aka bir yana, gerek u ki, o yumuakann dt durumda...bir insan olsayd, denizin gelgitini dorulamak iin bir ey icat ederdi...ya da alkanlklarn ve beslenme dzenini deitirmeye alrd...Biyolog Johannes Uexkll, bir sinein dnyasnda yalnzca sinekle ilgili eylere, bir denizkestanesinin dnyasnda ise, yalnzca denizkestanesiyle ilgili eylere rastladmz sylemitir. Buna karlk, biz insanlar kendimizi nesnelerden uzaklatrma, biyolojik olarak kendimizi onlardan ayrma, onlar kendi nitelikleri olan, ok kez bizim gereksinimlerimiz ya da korkularmzla
hi iliii olmayan nesneler gibi grme yeteneine sahibiz. Bu nedenle baz ada filozoflar...hayvanlarn iinde yaadklar ortam ile biz insanlarn iinde yaadmz dnyay birbirinden ayrrlar...Hayvanlarn ortamnda yansz hibir ey yoktur, her ey trn varln srdrebilmek iin gereksindii eyin yararnadr ya da ona kardr; insanlarn dnyasnda ise her ey bulunur, insanlarla hibir iliii olmayan ya da artk hibir iliii kalmam, yitirmi olduklar ya da henz erimedikleri eyler bile...Gerek u ki, ne olursa olsun, hayali bir zoolojik bahede homo sapiensin yaam koullarn, onun doal ortamn yeniden yaratmak olanaksz olurdu. Bizim doal ortammz btn ortamlarn btn; varolan, artk varolmayan, henz varolan her eyden olumu bir dnyadr. Srekli olarak deimekte olan bir dnyadr. Yalnzca yarasalarn ve yumuakalarn deil, empanzelerin, bize ok daha fazla benzeyen teki hayvanlarn yaam biimleri de, birbirlerinden binlerce kilometre uzaklkta yaasalar bile temelde ayndr; buna karlk, birka yz metrelik bir uzaklk (hepimiz ayn biyolojik tre ait olsak da) insan gruplarnn davran biimlerini deitirmeye yeter. Niin? Her eyden nce, dilin varlndan tr. nsan dili (herhangi bir insan dili), hayvan dilleri denen dillerden, insan fizyolojisinin, teki primatlardan ya da memelilerden farkllnda oranla ok daha derinden farkldr. Dil sayesinde, artk varolmayan ya da henz varolmayan eylerin insanlar iin nemi vardr...Varolamayan eylerin de! Hayvan dilleri denen diller her zaman trn biyolojik sona eriine gndermede bulunur: ceylan yaknlarda bir aslan ya da bir yangn olduu konusunda trdelerini uyarr, arnn dnp durular, bal alnacak ieklerin nerede, hangi uzaklkta olduu konusunda arkadalarna bilgi verir vb. Ama insan dilinin nceden belirlenmi bir ierii yoktur, hangi konuda olursa olsun konumaya yarar- imdi ya da gelecekteayn zamanda henz olmayan eyleri icat etmeye ya da olabilecek eylerin olanakllna yahut olanakszlna gnderme yapar. nsan dilinin anlamlar, soyutlamalardr, maddi nesneler deil... nsan dilinin belirgin zellii, znel duygular normal olarak, herhangi bir baka hayvanda olduu gibi, devinimler, tavrlarla da dile getirilebilen korku, fke, honutluk aa vurma olana salamas deil, bakalarnn bizimle paylatklar bir belirlenmi gereklikler dnyasn nesnelletirmesidir. Bazen, bir yz buruturmann ya da bir omuz silkmenin, herhangi bir szel iletiden ok daha fazla anlatabilecei sylenir. Belki de bunlar, iimizde olup biteni daha iyi dile getirirler, ama
21
2. a
3. d
4. a
5. b
6. e
7. b
9. c
10. b
22
Epistemoloji
23
2
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Kuramsal bir alma alan olan epistemolojinin ne tr bir ilevi yerine getirdiini aklayabilecek, Epistemolojinin Bat Felsefesinde iki bin yl akn sredir urat temel konular kendi cmlelerinizle ifade edebilecek, Epistemoloji alannda ska kullanlan baz temel kavramlar aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Kuram Bilginin kayna Felsefe tarihi Norm nerme Bilisel nan Kant Gereke
erik Haritas
Epistemoloji
Epistemoloji Nedir?
GR KURAMSAL BR LEV OLARAK EPSTEMOLOJ EPSTEMOLOJNN TEMEL KONULARI VE SORUNLARI FELSEFE TARH VE EPSTEMOLOJ EPSTEMOLOJK ZMLEMENN BAZI ANAHTAR KAVRAMLARI
Epistemoloji Nedir?
GR
Bilimlerin adlarnn genellikle loji ile bittiini oumuz bilsek de, bu adlarn o alana ilikin ilgin ipular verebileceini pek dnmeyiz. Aslnda bazen bu ipular aka gzmzn nndedir: Sosyoloji deyimini sosyal kavram ile badatrp bunun da toplumsallkla ilgili olduunu karmak grece olarak kolaydr. Benzer bir durum psikoloji deyiminde yer alan psiko iin de sylenebilir. (nsanlarn ou, hayatnda en az bir kez iinde bir psikopatn yer ald korku filmi izlemitir ve buradan da psikonun ruh veya zihinle ilgili bir tarafnn olduunu karabilirler.) Bazen, loji ile biten alann ne olduu aktr, ancak lojiden nce gelen blmn ne olduundan emin olamayz. Astrolojinin burlarla ve fallarla ilgilenen bir alan olduunu tahmin etmek kolaydr ancak astro deyiminin Yunanca yldz anlamna geldiini az kii bilir. Bazen de, hem o deyimin ne olduunu bilmeyiz hem de kelimenin iinde yer alan unsurlar bize herhangi bir ipucu vermezler. Ornitolojinin kubilimi anlamna gelebileceini dnmek zordur. Dahas, felinoloji (kedileri aratran bilim dal) veya areoloji (Mars gezegenini aratran bilim dal) gibi alanlarn var olduuna inanmak olduka zordur. Epistemolojinin durumu da tannabilirlik ve poplerlik asndan biraz Marsbilim veya kedibilim gibi bir konumdadr. Bununla birlikte, hem felsefeyle hem de bilim/sanatla ilgilenen insanlar almalarnn bir noktasnda bu nemli deyimle ve deyimin ardndaki dnsel alanla, yani bilginin lojisi ile, bir ekilde karlarlar. Epistemolojinin Bat felsefesinde yaklak 2500 yllk bir gemii vardr ve bu alanda gnmze dek retilen dnceler ok byk bir fikirsel birikime karlk gelmektedir. Felsefenin bilgi kavram ile uraan dalna epistemoloji ad verilir. Epistemoloji dilimize bilgibilim, bilgi kuram veya bilgi felsefesi olarak da evrilmektedir. Genel olarak ifade edersek, epistemoloji bilginin olanaklln, yapsn, kaynaklarn, snrlarn ve kavramsal bileenlerini irdeler. Yunanca episteme ve logos kelimelerinin birleiminden oluan epistemoloji deyiminde yer alan logos un aklama, gereke, mantk, sz ve bilim gibi anlamlara geldiinden, nceki nitede sz etmitik. Episteme kelimesi ise, genelde bilgi olarak evrilir. Ancak kitabn ilerleyen blmlerinde de greceimiz gibi, bu evirinin nitelenmesi ve tarihsel baz aklamalarla ieriinin doldurulmas gerekmektedir. ncelikle, epistemoloji kelimesini Trkeye evirme abalarnda karlalan zorluklardan bahsedelim. Bilgibilim deyimi dilimize artk olduka yerlemi olmasna karn, bu deyim felsefenin bir alt alann sanki bir fiziksel veya sosyal bi-
26
Epistemoloji deyimini Trkeye evirmek belli zorluklar iermektedir.
Epistemoloji
lim kimliinde betimliyormu izlenimi vermesi itibaryla yanltc bir yn tamaktadr. Epistemoloji genelde kavramsal irdelemelerin egemen olduu bir alan olarak ortaya km ve kavramsal kimliiyle gnmze tanmtr. O yzden, arlkl olarak deneyimsel, gzlemsel ve deneysel boyutta i gren bilimlerden olduka farkl bir yapda olduu gzden kamamaldr. Bu durum, epistemolojinin bilim kelimesiyle aklanmasnn veya tanmlanmasnn sakncalarn sergilemektedir. Sz konusu sorunsaln Almanca gibi dillerde biraz daha farkl bir grnm sergiledii dnlebilir ancak dilimiz asndan bilgibilim deyiminin uygun olduu phelidir. Epistemoloji iin bilgi kuram ve bazen de bitiik olarak bilgikuram deyiminin kullanlmas ise, Bat dillerindeki dilsel uygulamalara uygunluk asndan tercih edilebilmektedir. (rnein, ngilizcede hem epistemology hem de theory of knowledge deyimi yaygn olarak kullanlmaktadr.) Her ne kadar bilgi kuram iyi bir eviri seenei gibi grnse de, aslnda zerinde bir para dnldnde kayda deer bir saknca barndrd grlebilir. Kuram veya teori kelimesi ounlukla belli bir aratrma alan ve disiplini iindeki farkl kavramsal ereveler veya paradigmalar iin kullanlr. rnein, fizik alannda Newtonn kuram uzun sre etkisini srdrm ve ardndan 20. yzylda yerini Einsteinn Grecelik Kuramna brakmtr. Felsefenin alt alanlarnda da durum farkl deildir. Etik, metafizik ve epistemoloji gibi alanlarda farkl kuramlar birbiriyle yarmakta ve karlkl olarak argmanlar ve kar argmanlar retmektedirler. Durum byleyken, bilgi kuram ifadesini kullanmakta kafa kartrc bir yn olduu aktr nk aklmza doal olarak hangi bilgi kuram? sorusu gelir. Bu ve benzeri nedenlerden dolay, bilgikuram veya bilgibilim yerine bu kitapta epistemoloji deyimini tercih edeceiz.
27
zar kelimesinin de bakmak veya bak anlamna gelmesi tesadf deildir ve arada tarihsel bir etkileim sz konusudur). Burada not etmemiz gereken bir nokta, theorein fiilindeki bakma nn, karmakszn uzaktan ilgiyle izleme gibi bir anlam tamasdr. Kelimenin bileenlerine daha yakndan bakarsak, theoria deyiminde yer alan thea, d grn veya grnt anlamlar tar. Theoria da thea ya ek olarak horao da bulunur ve bu deyim bir eye dikatle ve ilgiyle bakmak, izlemek anlamn ierir. (rnein, ngilizcedeki theater (tiyatro) kelimesi de thea kknden gelir.) Bu anlamda, theoria dan treyen theoros un evirisi izleyici olarak yaplabilir. Ancak theoros, orijinal anlam itibaryla, ilgisiz ve kopuk bir tarzda bakan kii olarak anlalmamaldr. Theoros, mdahale etmeden ve renme isteiyle izleyen insanlara verilen addr. Bu kiiler (yani, kelimenin oulunu kullanrsak, theorioi) ou zaman, renme amacyla deiik ehirlere gidip eitli festivallere katlan kltr elileriydi. Her ne kadar gsterilere karmadan izleseler de, gittikleri yerlerde gerekletirilen trenlerin, ayinlerin ve lenlerin iinde bir lde yer aldklar da bilinmektedir. Ksacas, kopuk ve ilgisiz bir seyircinin konumundan olduka uzaktlar. Kuramsal veya teorik deyiminin gnmzdeki kullanmna bu sylediklerimizin nda yaklaabiliriz. Biz gnlk yaamda teorik kelimesini gzlenebilir olgulardan uzak veya soyutluk derecesi nedeniyle anlalmas zor gibi anlamlarda kullanrz. rnein, bilimsel fikirlerin ve tezlerin ou bu niteliktedir. Eer yukarda kelimenin kkenine dair sylediklerimiz bir ipucu olarak alnabilirse, kuramsal bak kavramnn ilgiyle ancak belli bir uzaklktan izleme kavramyla ilikili olduu kaydedilebilir. Bu tam olarak ne anlama gelmektedir? Felsefe asndan bakldnda, kuramsal ilgi ya da kuramsal aratrma aslnda felsefenin olanakl olmasnn en temel kouludur. Logos un iinde yer alabilen veya varlnda logos barndran bir canl olan insann en nemli zelliklerinden biri, algnn tesine geerek kuramsal dnebilmesidir. Kuramsal bak bu anlamda zel bir baktr. Bunu bir rnek zerinden anlamaya alalm. Sradan bir insan bir atala bakt zaman o nesneyi alglanabilen zellikleri ile kavrar. Ancak ayn atal mikroskobik llerde inceleyebilen bir bilim insan iin atal, atomalt paracklardan oluan bir eydir. Bu durum elbette bilim insannn bizim grdmzden farkl bir nesneye bakt anlamna gelmez. Fizikinin kuramsal bak da ayn nesneye ynelmitir. Ancak fizikinin bak ve kavray karmak bir kuramsal sistemin dolaymndan geerek ortaya kar. atal gibi sradan bir nesnenin atomik yaps zerine konumak, st dzey bir logos un uygulanmas ile olanakl hle gelir. imdi bu dncenin felsefe alanna nasl uygulandn sergileyelim. Felsefenin alt alanlarnda da, eitli bilimsel disiplinlerde olduu gibi, nesnelerden oluan dnyaya farkl bir bak getirilmeye allr. Bu anlamda felsefenin kuramsal perspektiflerinin yneldii dnya, zerinde var olduumuz ve nefes aldmz somut dnyadr. Ancak nasl fiziki bir atala ok farkl bir bak getirip atomlardan ve molekllerden sz edebiliyorsa, felsefeci de deneyimlenen dnyaya farkl bir yaklamda bulunabilir. Fizikinin betimledii atomalt dnya alglarmza verili bir dnya deildir, ancak fiziksel kuramlarn ieriklerinin masalms veya uyduruk bir dnya tasviri olduunu dnmeyiz. Tam tersine; fizikinin, kimyacnn veya biyoloun bilinen dnyaya dair bizim dorudan gremediimiz ancak nemli bir gereklik barndran daha derin bir aklama sunduuna inanrz. Felsefi irdelemeler de, bu anlamda, dnyaya ilikin derin bir bak ierir; insann logos unun st dzey uygulanmasnn bir sonucudur.
28
Epistemoloji
Kuramsal dnmenin veya logos un st dzey uygulanmasnn felsefede karmza kan arpc bir rnei tanmsal ilevlerdir. nsanlarn gndelik anlamda bilgi ve kavram sahibi olmalar son derece olaan bir olgu olarak kabul edilir. Buna karn, kavramlar veya tanmlar zerine dnmek sklkla yaptmz ilevler deildir. nsanlara bir kavramn tanm sorulduunda genelde ilk tepki aknlktr, ardndan gelen tepki ise somut bir rnek vermektir. Adalet nedir? sorusuna verilen tipik bir yant sulular cezalandrmak eklindedir. yilik nedir? sorusu pek ok kez muhta olanlara yardm etmek gibi bir ifade kullanlarak yantlanr. Ancak, sulular cezalandrmak ve muhta olanlara yardm etmek ifadeleri, ele alnan kavramlarn tanm deil, yalnzca somut sonular ya da rnekleridir. Platon ve Aristotelesin srarla zerinde durduu gibi, bir kavramn tam olarak anlalmas ile o kavramn rneklerini baaryla saptayabilme farkl trde yeteneklerdir. Ve felsefeciyi dierlerinden ayran bir zellik kuramsal ilgilerinin olmas ve zellikle de kavramlarn kendileriyle ilgilenmesidir. Bu noktada doal olarak bilgi kavram konusunda kuramsal bir ilgi beslemenin neden nemli olduu sorulabilir. Bu sorunun en basit ve ksa yant, insann yalnzca merakl deil ki rnein kediler en az insanlar kadar merakldr ayn zamanda bilisel gelimilik asndan dier hayvanlardan farkl bir canl olduu gereinde yatmaktadr. Felsefenin dier konularnda olduu gibi, yaam ve dnya zerinde kuramsal dnce gelitirmek insann bilincini daha st bir dzeye karr. Epistemoloji alannda retilen irdelemeleri kavram olan insanlarn sradan bilgilenme srelerine baklar da niteliksel olarak deiir. Bunun en somut gstergesi, elbette, kuramsal irdelemelere yatkn insanlarn dnsel veya bilgisel tuzaklara kolayca dmeden anlayabilme ve yorum yapabilme yetenei kazanmalardr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Hem fizik alannda alan bilim insanlar hem de epistemoloji alannda alan felsefeciSIRA SZDE ler, dnyaya algnn tesinde bir bakla yaklarlar. Bu anlamda, bir fiziki ile bir bilgi felsefecisinin, btn farklarna karn, benzetii genel noktalarn ne olabilecei ve bu D N E L yaln gzlemden farkllat noktalarn nasl ifade edilebilecei koiki tr aratrmann M nusunda kendi dncelerinizi retmeye aln.
DKKAT
S O R U
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
TELEVZYON
Bilgi sahibi olmak bizim iin en sradan grnen olgulardan biridir ancak normalK T A P de bilginin kaynaklar zerine ok fazla dnmeyiz. Bunu derken tam olarak neyi kastettiimizi ak hle getirmekte yarar var. Kaynak kavram, dar bir ekilde anlaldnda, toplumsal yaantmz iinde yer alan enformasyon kanallar eklinTELEVZYON de anlalabilir. Enformasyon anlamnda bilgiyi eitli yollardan alrz. rnein, yakn evremiz, olaylara tanklk eden insanlar, nternet ve basn-yayn organlar bizim bilgi edindiimiz kaynaklardr. Ancak bu soru daha geni, daha evrensel, daha felsefi bir N T E R N E T perspektiften de sorulabilir. Bu geni adan bakldnda, kaynak sorusunu, insann bilgilenme kapasiteleri veya yetileri balamnda ifade edebiliriz.
29
nceki nitede canl olma ve insan olmann ayrc zellikleri konularnda saptamalarda bulunmutuk. Bizi saran evrene ilikin bilgilenmemiz sz konusu olduunda, ncelikle, be duyumuz araclyla evrene aldmz gerei aklda tutulmaldr. O yzden, algsal olarak ak olmak bizim en temel bilgisel zelliimiz olarak alnabilir. Ancak bu noktann belirtilmesinin ardndan, epistemolojik adan ilgin bir tartma balar: Algsallmz, bize bilgi salayan tek kaynak tr mdr? Grdklerimiz, duyduklarmz, dokunduklarmz, kokladklarmz ve tattklarmz dnda bilgilenmenin baka bir yolu var mdr? Eer ben yalnzca grme veya duyma gibi alglar araclyla bilgilenen bir varlksam, rnein, erdem kavramnn bilgisini nasl edinebiliyorum? Bu, zerinde dnmeye deer bir sorudur nk biz davranlar gzleyebilsek de, etik (yani, ahlaka ilikin) nitelikleri duyular araclyla algladmz sylemek garip bir iddia olur. Ayrca, eer duyular dnda bir bilgi edinme yolu yoksa, 250 ile 750 saylarnn toplamnn 1000 ettiini bilmem nasl aklanabilir? Bu sorularn z u ekilde ifade edilebilir: Algsal duyular st dzey logos kullanm gerektiren zihinsel veya entelektel ilevlerimi aklamada yeterli midir? Duyulardan nce ya da duyularn tesinde bir bilgilenme yolu veya yntemi var mdr? Bu trden sorular, epistemoloji ile uraanlarn zerinde durduu ve yantlamaya altklar nemli sorunsallar olarak ortaya kmlardr.
30
Epistemoloji
Bilginin Olanakll
Felsefeciler, biraz artc bir ekilde, bilginin olanakll konusunda da irdelemelerde bulunup, genelde sormaya alk olmadmz sorular sorarlar. Bilginin olanakll konusu sra d bir tartma konusudur nk st dzey bilisellik veya bilgisellik bize insan olmann znde yatan bir zellik gibi grnr. Bu adan bakldnda bilgi edinmenin olanakllnn ne tr bir soruna karlk geldiini anlamak ilk bata zor grnebilir. Ancak, felsefe disiplininin iinde almaya balayan insanlarn ksa srede fark ettii gibi, felsefi sorgulamalarn derinliinin ve apnn nceden belirlenebilecek dnsel bir snr bulunmamaktadr. Elbette insanlar iin dnsel snrlar zihinsel, dilsel ve kavramsal olanaklar veya yetiler tarafndan istemsiz olarak belirlenebilir; ancak bu tr verili snrlarn iinde felsefecinin sorgulamadan kabul etmesi gereken deimez ilkeler veya dorular yoktur. Felsefeyi dier dnme ve aratrma dallarndan ayran en nemli zelliklerden birisi budur. Bir mhendis, avukat, mimar veya doktor iini yapabilmek iin sorgulamayaca temel varsaymlara gereksinim duyar. Felsefecinin ise, belli varsaymlar ve ynelimleri olsa da, bu varsaymlar, inanlar ve ynelimler her zaman sorgulamann hedeflerinden biri olabilir. Bu durumun doal bir sonucu, felsefenin kesin ve herkesin zerinde uzlaabilecei sonulara kolayca ulaamamasdr. Ancak kesinlikten uzaklk ve her an yolda olma durumu felsefenin zgrlk alann genileten ve dier aratrma alanlarndan ayran zelliklerdir. Bu noktann hem epistemoloji hem de genel olarak felsefenin kimlii konusunda nemli mesajlar iermesinden dolay, konunun stnde biraz durmakta ve baz vurgular yapmakta yarar gryoruz. Gnlk yaamda bilgi alveriinde bulunur, bilginin ne olduunu veya gerekten olup olmadn sorgulamayz. Fakat epistemolojik almalarn st dzey bir uygulamas da, bilginin gerekten olanakl olup olmad konusunda derinlikli sorgulamalar yrtmektir. Bu sorunun nemini kavrayabilmek iin, felsefenin dier pek ok alannda olduu gibi, gnlk alkanlklarmz bir para terk etmek, kesin gzyle baktmz dorular geici bir sreliine de olsa askya almak ve sorgulamay baka bir gzle yrtmek gerekebilir. Elbette, bylesi abalar rahat ve gvenli grnen bilgisel konumumuza taze bir gzle bakmay, ksacas zahmete girmeyi gerektirmektedir. Ancak alar boyunca felsefi dnmeyi seven insanlar bu tr dnsel abalara girme cesareti gstermilerdir. Bunun en arpc rneklerinden biri, 4. nitede ayrca irdeleyeceimiz zere, nl Fransz dnr Descartesn felsefi sorgulamalarna hibir eyi peinen bilgi olarak kabul etmeden balamaya karar vermesidir. Bunun nedeni, Descartesn, daha nce bilgi olarak kabul etmi olduu dnce paralarnn nemli bir ksmnn yanl olduunun farkna varmasdr. Bu durum karsnda Descartes, ounluun (veya otoritenin) inand fikirleri askya alp, sadece dnce yoluyla dorular bulma gibi byk bir servene kalkr. Kartezyen (yani Dekart) felsefenin ulat felsefi sonularn doruluu veya yanll ayr bir tartma konusudur. Ancak, felsefe tarihiyle ilgilenen insanlarn ounun da takdir ettii zere, Descartesn giriimi son derece ilgin ve aydnlatc ynler ieren, dnmeyi seven insanlara her zaman ilham vermi olan bir abadr. Descartesn yapt gibi, kesin ve gvenilir bilginin olup olmad ve varsa ne olduu konusunda sorgulamaya girmek elbette son derece kkten ve sra d bir irdeleme rneidir. Ancak felsefe ile uraan kiilerin aratrmalarnn nnde snrlayc duvarlar veya engelleyici dnsel tabular olmad dnlrse, bilginin
31
kavramsal ayrntlarn irdelemeye ek olarak, bilginin olanakll gibi bir konuda da akl yrtme ve tartma retimi yaplabilmesi mmkn hle gelmektedir. Bilgiyi tanmlamak ve bilginin olanaklln sorgulamak felsefi SIRA SZDE ilev rnekleridir. Bununla birlikte, bu iki aratrma veya sorgulama tipi arasnda belli bir yapsal fark var gibi grnmektedir. Bu iki sorgulama trnden biri dierine gre daha kkten bir nitelie saNELM hiptir. Bu konu zerinde dnerek, aralarndaki farka ilikin fikirDretmeye aln.
S Yeni Bilginin Toplumsal Boyutu ve Epistemolojinin O R U Kimlii
SIRA SZDE
DNELM S O R U
zellikle 20. yzyl felsefesinde kendine yer bulmu olan bir sorunsal, bilgi kavram ve bilgi edinimi sreleri ile toplumsallk arasndaki ilikinin saptanmas ile ilDKKAT gilidir. u ana kadar sunduumuz irdeleme ve tartmalar, bilgi ve toplum arasndaki felsefi ilikinin tam olarak ne olduu konusunda soru iaretleri uyandrabilir. SIRA SZDE Bu soru iaretleri elbette yersiz deildir. Felsefe tarihinde epistemoloji alannda yrtlen almalarda, toplumsal unsurlar genelde tartmalara yansmam ve bilgi konusundaki aratrmalar neredeyse yaltlm bireysel giriimler olarak kimlikAMALARIMIZ lenmitir. Elbette bu durum epistemoloji alanna snrl bir olgu deildir. Felsefenin geleneksel yaps byk oranda bireysellikle rlmtr. Eski Yunanda, insan aklnn en temel ilkeleri veya dorular bilme kapasitesiK T A P ne sahip olduu dncesi hakimdi. Platon yurttalar arasnda filosofia yani bilgelik sevgisi ilevini yerine getirenlerin hakikati bir ekilde kavrayabileceinden emindi. Balangcnda Descartesn yer ald Yeni a boyunca VdaY felsefecilerin TELE Z ON ounluu insan aklnn yapabilecekleri konusunda derin bir gven tayorlard. Yukarda Descartesn felsefeye radikal ve cesur yaklamndan sz etmitik. Bu balamda, Descartesn felsefi perspektifini nasl oluturduuna yakndan bakmak NTERNET tartmamz asndan yararl olabilir. ncelikle, Descartesn dogmatizmden, otoritenin etkisinden, yanl bak alarndan, eski alkanlklardan, irdelenmeden benimsenen fikirlerden etkilenmeyen bir sorgulama yrtme hedefi tadn belirtmemiz gerekiyor. Elbette, Descartesn dncenin zerindeki olumsuz etkiler olarak grd bu unsurlarn ou toplumsal rgtlenmelerden veya toplumdaki dier bireylerin fikir ve ynelimlerinden kaynaklanmaktadr. Bu yaklamn doal bir sonucu, evresel unsurlarn bizim saf bilgiye ulamamzn nnde ciddi bir engel oluturduunun savlanmasdr. O hlde felsefeci, aklc kapasitelerini kullanarak, evreden kaynaklanan ve bilgiyi kirleten unsurlar filtreden geirir ve bilgiye eriimi gerekletirir. Bu resimde arpc olan nokta, toplumsalln bilgiye ulamada almas gereken bir engel olarak grnmesidir. zne, bilme kapasitesine sahiptir. Ancak, gvenilir bilgiye ulam iin, bilisel kapasitelerin veya bilgisel unsurlarnn safl gerekmektedir. Descartesn byk projesini zel klan temel neden, bu saflk araydr. Bu rnekte, safln arand yer zihinselliin ii, safl bozan yer ise zihnin dndaki dnyadr. Her ne kadar tartmay u an Kartezyen Felsefe zerinden yrtyor olsak da, felsefecilerin saflk araynn, rnein, Platondan 20. yzyln Mantk Pozitivizm akmna kadar srdn belirtmemiz yanl olmaz. zellikle epistemoloji alannda, felsefeciler bilim kavramnn gizemini toplumsall -ve sk sk tarihsellii de- devre d brakarak zmeye ynelmilerdir. Ancak, epistemoloji de dhil olmak zere, felsefenin alt dallarnn ounda artk olduka farkl bir yaklamn olduu sylenebilir. Modernizmin veya Aydnlanmann ideallerinin byk apta eletirilmekte olduu gnmzde, felsefecilerin eski alarda benimsemi olduu bilgisel, dnsel veya kavramsal normlarn bel-
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
32
Epistemoloji
li oranlarda yerinden oynadn sylemek yanl olmaz. Felsefe ve zelde epistemoloji, eski alkanlklarn ok kkl olduu disiplinlerdir. Bu anlamda, felsefenin alt alanlarnda gerekleen dnmlerin veya dnsel devrimlerin ou zaman alan sreler olarak ortaya kmaktadr. ngiliz felsefeci Alfred Whitehead tm Bat Felsefesinin Platon zerine yaplm dipnotlar olduunu ileri srmt. Bu elbette olduka tartmaya ak ve kkten bir iddiadr. Her durumda, felsefe olarak bilinen disiplinin gemiin bir miras olduu, epistemoloji alt alannn da gnmzden bin yllar nce yaplandn aklda tutmak gerekir. Gnmzde olan deiim ise, felsefenin temel alanlarnda, zellikle toplumsallk ve tarihsellik konularnda, yeni bir bilincin gelimesidir. Bu kitabn sonlarnda daha ayrntl olarak deineceimiz gibi, epistemoloji de son yz yldr bu deiim ve dnmlerden byk oranda etkilenen bir alan olmutur.
Felsefe tarihi boyunca retilen fikirler, daha sonra gelen nesillerin dnsel ilevlerine k tutmaktadr.
33
zaman zaman kullanlan dilin eskilii veya yazarn ait olduu kltrn farkll nedeniyle anlama serveni etrefilli bir hl alabilse de, okurun olumlu tavrnn nemli dnsel dlleri olabilmektedir. Tam tersine, felsefe tarihine bakmay reddederek, rnein, bilgi zerine felsefi fikirler retmeye alan bir kii, gemite retilen dnceleri ve argmanlar bilmedii iin belli zmleri kendisinin yaratt izlenimine rahata kaplabilir. Dnsel servenleri ciddiye alan insanlarn gz nne almas gereken bir dier konu da budur.
Norm ve Normatiflik
Felsefenin eitli alanlarnda yaplan sorgulama ve zmlemelerde sk sk gndeme gelen bir konu norm ve normatiflik kavramlar ile ilgilidir. Kitabn ilerleyen blmlerinde yer vereceimiz epistemolojik tartmalarn derinliklerine girmeden nce, bu iki kavram zerinde ksaca durmakta yarar gryoruz. Norm, en genel hliyle, dzenleyici ilke veya kural kavramna iaret eder. Etik kurallar normatif nermelerin en bilinen rnekleridir. Hrszlk yapmak yanltr cmlesi normatif arl olan bir ifadeye karlk gelir. Normatif nermelerin ilevlerini ve nemini iyi anlamann bir yolu, bu tr nermeleri normatif olmayan ifadelerle karlatrmaktr. Betimleyici, tasvir edici veya anlatc nitelikte olan yani yalnzca bir durumu veya olguyu ileten cmleler, normatif olmayan ifadeler arasnda saylabilir. Hrszlk yapmak yanltr cmlesi normatif bir ifade iken, Byk ehirlerde hrszlk olduka yaygndr cmlesi ise betimleyici veya sergileyici bir yapdadr. Epistemoloji alan iinde norm ve normatiflik konusu nemli bir yer tutmakta, ancak tartmaya ak ynler de tamaktadr. nsan bilgisinin nasl olduu (yani, betimleyici boyut) epistemolojinin esas ura alanlarndan biridir. Ancak, bilgi konusu zerine alan felsefecilerin ou epistemolojinin normatif bir aba olduunu da syleyecektir. Bunun anlam, bilginin iyi veya doru rneklerinin yani dnyaya dair inanlarmzn nasl olmas gerektii konusunun epistemolojinin konular veya ilgileri arasnda yer alddr. Aada da szn edeceimiz gibi, bilgi kavramnn iinde gerekelendirmenin olmas, bilginin belli bir norma uygunluk gstermesi anlam tamaktadr. Gerekelerle desteklenmi inanlar, desteksiz veya kant zayf inanlardan daha iyi ve daha tercih edilir durumdadr. Fakat, aktr ki; daha iyi ve daha tercih edilir olma, deerlendirmesel veya normatif ifadelerdir. Normatiflik kavramnn epistemolojideki yerine ilerleyen nitelerde tekrar dneceiz.
nermesel Bilgi
Bilgi kavram epistemolojinin temel irdeleme konusu olsa da, bilginin her boyutunun epistemoloji alan iinde eit lde ilgi grdn ve irdelendiini syleyemeyiz. lk nitede, bilginin baz boyutlarnn, alldk anlamyla logos la ilintili olmayabileceini belirtmitik. Bisiklete binmeyi bilmenin ve igdsel bilginin (tabii,
34
Epistemoloji
eer bunlar bilme trleriyse) logos barndran bilgi trleri olmad savlanabilir. Logos ieren veya logosun iinde yer alan bilgi trleri iinde felsefecileri en ok megul eden bilgi tr nermesel bilgidir. nerme deyimi, ksaca ve kabaca bir iddiada bulunan bir cmlenin ieriinde barnan dnce veya fikir olarak tanmlanabilir. O hlde, her cmle bir nerme deildir. Yaasn! veya Nasl yani? ifadeleri gramer asndan birer cmledir ancak bu cmleler birer nerme deildirler. Buna karn, Limon sardr, Geen hafta ok yoruldum ve zmir Trkiyenin bakentidir cmleleri birer nermedir nk doru ya da yanl olsunlar belli bir iddia iermektedirler. Bu kitapta bizim ilgimiz daha ok nermesel bilgi etrafnda olacak. Bir nermenin bilinebilmesi felsefe tarihinde Platondan bu yana en byk felsefi sorunlardan biri olarak alglanmtr. lerleyen blmlerde bu konunun neden nemli bir sorun tekil ettii ve ne tr incelikler ve zorluklar tadna dair ortaya konan tartmalar sergileyeceiz.
nermesel Doru
Epistemolojide doru kavram nemli bir yer tutar. Bu kavramn betimleyici kullanm ile dier balamlardaki kullanmlar birbirine kartrlmamaldr.
Doru kavram, bilgi zerine dnen felsefeciler iin ok byk bir neme sahiptir. Bu konuda ilk olarak belirtmemiz gereken nokta udur: Pek ok Bat dilinde doru ve yanl deyimlerinin normatif ve betimleyici kullanmlar iin birbirinden ayr kelimeler kullanlrken, Trkede farkl bir durum gzlenir. Dilimizde doru ve yanl hem normatif hem de tasvire ynelik anlamlar barndrmaktadr. Dorunun etik kullanmndan rnekler verirsek, doru insan ve doruluktan ayrlmamak gibi deyimlerde normatif bir taraf vardr. Yanln normatif kullanmna bir rnek htiyac olduunda kardeine yardm etmemesi ok yanlt cmlesidir. Etik kullanmda dorunun tersi, gvenilmez, knamay hak eden gibi kavramlardr. te yandan, dorunun ve yanln farkl bir kullanm olduu da aktr. Bu kullanm, kendisini betimleyici balamlarda gsterir. Biz insanlarn iddialar veya yarglar karsnda Bu sylediin yanl, Bu doru bir iddiadr gibi ifadeler kullanrz. Betimleyici balamlarda ortaya kan bu kullanm kapsamnda, bir nerme iin doru nitelemesini kullanmak, onun dnyada olan olgularla uyum iinde olduunu belirtme anlamn tar. rnein, Tavuklar uabilir ve New York talyann bakentidir nermelerinin doru olmadn sylediimiz zaman sz konusu olan durum budur. Elbette, felsefe tarihinde doru kavramnn daha geni veya daha derin kullanmlarnn olduu balamlar bulmak olanakldr. Ancak bu kitap kapsamnda bizim temel ilgi odamz, betimleyici boyuttaki nermesel doru kavram ve onun epistemolojik tartmalardaki ilevleri olacak.
Bilisellik
Yalnzca felsefecilerin deil, deneysel psikologlarn ve yapay zek zerine alan mhendislerin de ska kulland kritik deyimlerden biri biliseldir. Bu kavram, zaman zaman bilgisel ile e anlaml olarak kullanlmakta ve bilgi ile olan yakn ilikisi nedeniyle kafa karklklarna neden olmaktadr. Bilisel deyiminin ngilizcesi olan cognitivein kelime kknde bulunan gnoscere de bilmek, kavramak gibi anlamlara gelmektedir. Kelime anlam itibaryla birbirine ok yakn olan bu deyimlerin arasnda, ince bir ayrmn olduunu syleyebiliriz. Bilisel sfat, genelde, bir st dzey zihinsel ilevler yelpazesi iin kullanlr. Bu yelpazenin kapsamndaki ilevlerin en nde gelenleri duyular araclyla alglama, bellek ilevleri, akl yrtme ve bilgilenmedir. Bu ilevlerin tm, st dzey zihinsellii gerektiren sreler ierir.
35
Elbette bu son nokta tartmaya aktr. Daha aka dersek; bellek, akl yrtme ve bilgilenmeye ek olarak algnn da st dzey bir zihinsel ilev olduu iddias pheyle karlanabilecek bir savdr. Ancak 1960lardan itibaren psikolojide egemen olan bilisel ekole gre, alg, yaln duyulardan farkl olarak, bilin d ve hzl karar verme mekanizmalarnn iin iine girdii karmak bir zihinsel sretir. O hlde, bilisellik, bilgi kavramn da iine alan daha geni bir kmedir. Bilisel sfat da, buna uygun olarak, bilgisel sfatna gre daha geni bir anlama karlk gelmektedir.
nan
nan ve inanmak kavramlar denildiinde akla ilk gelen dinsel balamlardr. nan sahibi olmak deyiminin ilk artrd kavram Tanrdr. Tanr inanc dncesine ek olarak, inan kavram, gven ve kararllk kavramlar ile ilintili olarak da ska kullanlr. rnein, mcadelenin baarya ulaacana duyduu inanc kaybetmek gibi bir deyimde yer alan inan kavram bu trden bir anlam tar. imdi konunun epistemolojik boyutuna geelim. Dnya bilgimiz asndan bakldnda, inan bilgiyi hedeflemenin ve bilgiye ynelmenin bir parasdr. Bu balam, aka grlecei gibi, Tanr inancna sahibim, Aka inanmyorum veya Her eye ramen insanla inanyorum cmlelerindeki balamlardan biraz farkldr. Epistemolojik balamdaki kullanmn tipik rnekleri Dinazorlarn bu gezegende yaam olduuna inanyorum, imenlerin yeil olduuna inanyorum ve zmirin Trkiyenin bakenti olduuna inanyorum gibi nermelerdir. Burada birka noktann altn izelim. ncelikle, bir inan, inan etiketini hak edebilmek iin, doru olmak zorunda deildir. nanlarmzn bir ksm doru, bir ksm ise yanltr. Eer bir insan Gnein Dnyann etrafnda dndne inanyorum gibi yanl bir inanc samimiyetle ifade ederse, onu cahil veya aklclktan uzak olmakla sulayabiliriz; ancak bu, insanlarn yanl inanlara da sahip olabilecekleri gereini deitirmez. kinci olarak, her ne kadar hem doru hem de yanl inanlar edinmemizin nnde bir engel olmasa da, insanlar genelde dnyaya veya evrene dair inanlarnn doru olmasn tercih ve arzu ederler. Daha sonra irdeleyeceimiz gibi, inan kavramnn epistemolojik boyutunun en kayda deer ynlerinden biri budur.
Kant
Epistemolojik almalarda ve zmlemelerde ok nemli yer tutan kavramlardan biri de kant kavramdr. Kant deyimi gnlk yaamda seyrek olarak ve yalnzca belli baz balamlarda karmza kar. Bu balamlara verilebilecek tipik rnekler, polisiye ve hukuksal durumlardr. Sulularn peine den polisler kant toplamaya alr, mahkemede savclar tutuklanan kiilerin aleyhine kantlar sunarlar. Bu tr balamlarda kant kavramn belirtik bir ekilde kullanrz, dier balamlarda ise zerinde fazlaca dnmeyiz. Ancak, kantn epistemolojik almalar kapsamnda nemli bir ilevi bulunmaktadr. Bu kavram, insann bilgisel durumlarnn felsefi irdelemesi srasnda ska kullanlr. Baka bir deyile kant kavram epistemolojik balamlarda yrtlen zmlemenin en nemli gerelerinden biridir. Bunu bir rnek zerinde anlamaya alalm. Benim Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr gibi bir inancm var. Bu inancmn epistemolojik konumunu irdelediimizde ilgin bir durumla karlarz. Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr inancmn oluma nedeni benim kiisel olarak gidip Ay yzeyinde gzlemlerde bulunmam
36
Epistemoloji
deildir. Buna karn bu inancn doru olduuna sanki ben olguyu dorudan alglamm gibi gl bir ekilde inanrm. Bunun nedeni, benim Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr nermesinin kantlarna veya siciline duyduum gvendir. Sz konusu inancma destek salayan kaynak, rnein, komularm arasnda geen konumalar deil, bilimsel almalarn sonularn aklayan kitaplardr. Bu rnekte aktardmz noktann genel bir epistemolojik durumu temsil ettiini belirtebiliriz. nsan bilgisi, biz farknda olalm ya da olmayalm, arlkl olarak kant olgusu zerine kuruludur. Elbette, kantn yalnzca olumlu veya baarl bilgisel balamlara ait olduunu dnmek hata olur. Baz kantlar bizi yanltmalarna karn, nihayetinde, kant kavram kapsamnda yer alrlar. Gndelik bir sohbet srasnda arkadalarndan Ayn zerinde ok sayda kakts vardr gibi bir nermeyi duyan bir kiinin bu duyumu temel alarak baka baz sama inanlar oluturmas da olanakldr. Byle bir bilgisel durumu yetersiz bulma eiliminde olmamz normaldir. Ancak, kavramsal olarak bakldnda, Ayn zerinde ok sayda kakts vardr nermesine inanan bir insann da kantsal bir zincirin iinde inan oluturduunu sylemeliyiz. Baka bir deyile, kantn kavramsal betimlemesi ile kantn yeterlilii veya yetersizlii konularn birbirine kartrmamalyz.
Epistemolojik Gerekelendirme
Kant ve gerekelendirme kavramlar birbiriyle ilintilidir ve epistemolojide merkezcil bir yer tutarlar.
Kant kavram ile ok yakndan ilgili bir dier kavram gereke veya gerekelendirme dir. Gereke kavram aslnda logosun esas anlamlarndan biridir ve tahmin edilecei gibi, insan dier canllardan ayran zelliklerin banda yer alr. Yukardaki rnee dnersek, Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr gibi bir inancn ortaya kmas, nemli lde salam kanta dayanmasn ve aklc bir gerekelendirmeler ann iinde yer almasn gerektirir. Bizim sahip olduumuz bilgilerin ezici bir ounluu, bir gerekelendirme sreci veya yaps sayesinde yaam bulur. Tersinden dnrsek, hibir gerekesi olmadan edindiimiz inanlarn nemli bir ksm epistemolojik adan ciddi sorunlar arz eder. Eer bir kii Marsta bitki ve hayvanlarn bulunduunu iddia eder ve ardndan bu inanca sahip olma nedeni sorulduunda tatmin edici bir yant veremezse, biz o kiinin inancn fazlaca ciddiye almayz. te yandan, bizim Dnyaya veya Evrene ilikin salam inanlarmzn ou, eer birileri bizi epistemolojik anlamda keye sktrrsa gerekelendirebileceimiz zihinsel durumlardr. O yzden, insan iin bilgi sahibi olmak byk oranda bilgisel gerekelendirme srelerinin iinde yer almaya yatkn olmak anlamna gelmektedir. Bu nitede epistemoloji konusunda genel saptamalarda bulunduk ve nmzdeki nitelerde karlaacamz sorunsallara dair baz n tartmalar sunduk. Buna ek olarak epistemoloji literatrn ve argmanlar anlamay kolaylatrc baz terimleri tanmladk. Bu aamada, felsefenin en nemli alt alanlarndan biri olan epistemolojinin inceliklerine girmeye balayabiliriz. Diyelim birisi yle bir iddiada bulundu: Epistemoloji uzmanlarnn anlad anlamda kaSIRA SZDE nt ve gerekelendirme kavramlar ile logos kavram arasnda belli bir iliki bulunmaktadr. Bu ilikinin nasl olabilecei konusunda siz de aklamalar getirmeye aln. Bu D ana kadar rendiiniz farkl kavramlar ve fikirler arasnda felsefi baalma sizinu N E L M lantlar kurmanza yardmc olacaktr.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
37
zet
A M A
Kuramsal bir alma alan olan epistemolojinin ne tr bir ilevi yerine getirdiini aklayabilmek. Bilgi kuram, bilgi felsefesi gibi anlamlara gelen epistemoloji felsefenin en temel ve en nemli alanlarndan biridir. nsanlar gnlk yaamlarnda ve bilimsel ilevler gerekletirirken srekli olarak bilgi edinme srelerine girerler ve bilgiyi hedeflerler. Ancak bilginin kavramsal incelemesi ve kavramsal olarak ak hle getirilmesi bilgi edinme ilevlerinden ayrlmas gereken bir etkinlik trdr. Epistemoloji alannda alan insanlar pratik dnyann aknn dnsel anlamda dna karak bilgi konusunda kuramsal almalar yrtrler. Bir insann dnyann nesneleriyle pratik boyutta i grmesi kuramsal bir ilev deildir. Ancak nesnelerin, olgularn ve kavramlarn ardnda neyin yattn aratrmak kuramsal bir abadr. Bu anlamda bilim ve felsefe kuramsal boyutta gerekleen ilevlerdir. Bilim insanlar grnen niteliklerle yetinmeyip, rnein, kimyasal kuramlar veya toplumbilimsel (sosyolojik) kuramlar gelitirerek grnen dnyaya ilikin aydnlatc aklamalar getirirler. Felsefe de, bilimden ok farkl ynleri olmasna karn, ayn bilim gibi yaamn pratik boyutunu belli anlamlarda terk ederek kuramsal almalar retme ve aklamalar sunma amacyla yaama ve evrene yaklar. Epistemolojinin Bat Felsefesinde iki bin yl akn sredir urat temel konular kendi cmlelerinizle ifade edebilmek. Epistemolojinin tam olarak nasl bir kuramsal ilev olduunu kavramann iyi bir yolu, bilgi zerine kafa yoran felsefecilerin hangi temel konular veya sorunlar zerine odaklandklarn irdelemektir. lk olarak belirtilebilecek bir nokta, epistemolojinin bilginin kaynaklarnn ne olduunu aratrmaya ynelen bir disiplin olduudur. Bize bilgi salayan doal kapasitelerimizin ne olduu ve deneyimin tek bilgi kayna olup olmad epistemoloji iin kritik bir sorgulama konusu oluturmaktadr. kinci olarak, bilgi kavramnn nasl tanmlanaca nemli bir konu olarak ortaya kmaktadr. Bilgi gnlk yaamn merkezinde yer alan bir kavram olsa da, bu durum bizim bilgi kavramn berrak bir ekilde anlayp tanmlayabileceimizi gstermez. ncs, bilginin olanakl gibi ilk bakta tuhaf gelebile-
cek bir konu bile epistemoloji alannda alan kuramclarn ilgilendii bir sorunsal olarak karmza kmaktadr. Bilgi edinmekte olduumuz ak bir gerek gibi grnse de, bu durum zerine eletirel olarak ok fazla dnmediimiz de bir gerektir. Bu nokta da epistemolojinin en ilgin ve nemli konularndan birisi olarak kabul edilir. Drdnc olarak da bilginin toplumsal boyutu epistemoloji uzmanlarnn irdeledii konular arasnda yer almaktadr. Bilginin toplumsal veya tarihsel boyutu geleneksel felsefecilerin ok ilgisini ekmemi olsa da, zellikle son 150 yldr felsefede ortaya kan gelimeler bilginin toplumsal boyutunu nemli bir konu hline getirmitir. Bu anlamda ada felsefenin eskiye gre olduka allmadk baz alt kimlikler kazand sylenebilir. Epistemoloji alannda ska kullanlan baz temel kavramlar aklayabilmek. Her kuramsal alma alannn kendisine zg, uzman olmayanlarn kolayca bilemeyecei deyimleri vardr. rnein, gayrisafi mill hasla deyimini ekonomi uzmanlarnn, naks teebbs deyimini hukukularn, epistemoloji deyimini felsefecilerin yaygn olarak bilmesi doaldr. Ancak bu allmadk deyimlere ek olarak kuramsal bir alanda alan insanlar bazen sradan deyimlere zel anlamlar ykleyerek ve belli bir dnsel erevenin kapsamnda kavramsal bir ilev grecek ekilde kullanrlar. Epistemolojide bunun iki bilinen rnei inan ve kanttr. nan deyimini biz genellikle manevi balamlarda kullansak da, epistemolojik balamlarda bu deyim deneyimsel durumlara ynelik olarak ve genel bir ekilde kullanlmaktadr. rnein, epistemoloji kuramclar asndan, Trkiyede domu olduuma inanyorum veya imenlerin yeil olduuna inanyorum gibi tmceler deneyimsel bilginin irdelenmesi asndan nemli bir ilev barndrmaktadr. Benzer ekilde, kant kavramn da felsefeciler polisiye veya hukuksal bir anlamda deil, genel olarak deneyimsel bilgiye ulamay olanakl klan temel bir unsur olarak almaktadr. Bu tr terimlerin anlamlarnn iyi anlalmas, hem okuduunuz epistemoloji metinlerini daha iyi kavramanza hem de dile getirilen felsefi sorunlar zerine dnmekten daha ok keyif almanza neden olacaktr.
AM A
A M A
38
Epistemoloji
Kendimiz Snayalm
1. Aadakilerden hangisi epistemoloji deyiminin bir tanm olarak kabul edilebilir? a. Mantksal ve matematiksel sistemlerdeki bilgisel kesinliin irdelenmesi b. Bilgisinin, doasnn ve oluumunun genel dzeyde ve kavramsal olarak irdelenmesi c. Kesinlik araynda insanlarn karlat bilgisel zorluklarn irdelenmesi d. Fiziksel bilimlerin bilgiye hangi yntemlerle ulatnn irdelenmesi e. Sosyal bilimlerin bilgiye hangi yntemlerle ulatnn irdelenmesi 2. Aadakilerden hangisi kuramsal bir ilev rnei deildir? a. Bir matematikinin bir teoremin doruluunu ispatlamas b. Bir psikoloun insan belleinin yapsal haritasn karmas c. Bir insann gneten gelen sy duyumsamas d. Bir fizikinin grecelik kuramn daha savunulabilir bir hle getirmesi e. Bir biyoloun insann genetik ifresini zmesi 3. Aadakilerden hangisi logos iin geerlidir? a. Logos deyimi nesnellik ile e anlamldr. b. Logos deyimi bilgi ile e anlamldr. c. Logos sahibi olmak, biyolojik bir trn devam iin kesinlikle arttr. d. Logos sahibi varlklar pratik alanlarda her zaman baarl olurlar. e. Logos sahibi varlklar kuramsal dnme yeteneine sahiptir. 4. Aadakilerden hangisi epistemoloji alannda alan bir felsefecinin irdeleyebilecei bir konudur? a. Bilginin hangi psikolojik sreler sonucu olutuunu kefetmek b. Bilginin baar ile ilikisini gsteren istatistiksel almalar yapmak c. Bilginin gndelik yaamdaki rneklerinin listesini karmak d. Bilgi kavramnn bir tanmn vermek e. Bilimsel kuramlarn hangilerinin doru olduunu saptamak 5. Felsefeciler bilginin tanmn yapmaya alrken aadaki yntemlerden hangisini kullanrlar? a. Bir toplumda bilgi dzeyi yksek olan bireyleri incelerler. b. Toplumda genelde hangi enformasyon paralarnn bilgi olarak kabul edildiini saptarlar. c. nsanlara en fazla yarar getirecek olan enformasyon paralarnn ltn bulurlar. d. Matematiksel ispatlardan yararlanrlar. e. Bilgi rnei olarak kabul edilen durumlarn ortak zelliini saptarlar. 6. Aadakilerden hangisi nermesel doru kavramna bir rnek olarak verilemez? a. Suyun normal artlar altnda 100Cde kaynad dorudur. b. Doruluktan ayrlmamak toplumda kabul gren bir erdemdir. c. Koullar ne olursa olsun doruluktan ayrlmamaya al. d. klid geometrisinde doru, iki nokta arasndaki en ksa mesafedir. e. Doru ve yanl birbirine zt kavramlardr. 7. Aadakilerden hangisi bilisel bir durum deildir? a. Annenizin ya gnn anmsamak b. Mantksal yntemler kullanarak bir kiinin iddialar arasnda tutarllk kontrol yapmak c. Bir iddiann mantksal sonularnn bilincine varmak d. Odadaki s deiimini hissetmek e. Uzaktan komunuzun geldiini alglamak 8. nan kavramnn epistemolojik balamlardaki kullanmn en iyi sergileyen cmle aadakilerden hangisidir? a. Arkadalarnn iyi niyetine inanc tamd. b. General zafere ulama konusunda emri altndaki askerlere inanyordu. c. Fizikilerin ou evrenin genilemekte olduuna inanyor. d. Tanr inanc toplumdaki en yaygn inan trdr. e. Yaad hayal krklklar onun aka inanmasna engel oluyordu.
39
Okuma Paras
9. Kant ve gereke kavramlar iin aadakilerden hangisi dorudur? a. Kant ve gereke birbirleriyle ilintili kavramlar deillerdir. b. Bilgi sahibi olmak ve gereke sunabilmek birbirleriyle ilgili kavramlardr. c. Sahip olduumuz bilgilerin ounun kantlarla bir ilgisi yoktur. d. Gne, Dnya etrafnda dner gibi yanl inanlar hibir kant desteklemez. e. Bilinli gerekeler ve gerekelendirme sreleri hem insanlar hem de logosa sahip olmayan hayvanlarn bilgi dnyasnda nemli bir yer tutar. 10. Aadakilerden hangisi normatif bir cmledir? a. nsanlarn ou yalan sylemenin ahlaki olarak yanl olduunu dnr. b. nsanlar zorunlu olduklar durumlarda bazen yalan sylerler. c. nsanlar yalan sylemeye iten nedenler psikologlar tarafndan aratrlmaktadr. d. nsanlar zorunlu olmadka yalan sylememelidir. e. Hi yalan sylemeden yaayan insan says azdr. Her bilgi kuram Bilgi nedir? sorusuna verilmi bir yanttr. Bu soru, filozoflarca sorulan onlarcas gibi, ilk bakta son derece yaln grnr. Hepimiz biliriz, en azndan genel hatlaryla bilginin ne olduunu. Ama glkler tam da ayrntlar doldurmaya baladmz anda ba gsterirler. Szgelimi, bilginin kart nedir? nsann bir eyi kesinlikle bilmiyor olmas demek, insann o eyi bilip bilmediini dahi dnmyor olmas m demektir, yoksa insann o eyi gerekte bilmiyorken biliyor olduunu dnmesi mi? Yant bunlardan hangisi olursa olsun, bilmiyor olmak tam olarak nedir? Kiinin kendisine yneltilen bir soruya kar verecei yanta dair hibir dncesi olmadnda duyumsad zihinsel boluk mudur? Yoksa bundan daha olumlu bir ey midir? O kiinin bir yant bulunuyor olabilir, ama yanl bir yanttr bu. Doru da olabilir yant, ama bu olsa olsa ans eseri doru km bir kestirimdir yalnzca. Yzmz ne yana dnersek dnelim, kendimizi dal budak sarm karmaalarn ortasnda buluyor olacamz gn gibi ak. Yine de Bilgi nedir? sorusu son derece yaln grnyor. Felsefe sorularna zg bu aldatc yalnlk, ounluk istenmeyen bir etkiye yol aar. nsanlar konunun aslnda sorunun ortaya koyduundan ok daha karmak olduunu grnce, doal olarak soruyu dizgeletirmek, derli toplu bir biimde dzene koymak isterler. Ne var ki, karmaklklar incelenmeden doru dzgn yaplamaz bu. Konu felsefe konusu olmayp da bilimsel bir konu olsayd, hi kimse gecikmeden dolay sabrszlk gstermeyecektir; nk bilimde kuramlarn olgular beklemek zorunda olularndan daha ak bir ey yoktur. Hi kuku yok ki deme bir blmlemeci daha alan almas yaplmamken bir blmleme dizgesi kurulmu olduunu grnce fkeden kan beynine srayacaktr. Oysa felsefede, zerine gidilen konu hep yaamlarnn bir parasn oluturduundan olacak, insanlar bir an nce ilerleme kaydetme beklentisi iinde olurlar. Platon, ilk dnem syleimlerinin birounda bu beklentiyi de, beklentinin dkrklna urayn da olanca gzelliiyle oyunlatrmtr. Henz tam anlamyla yetkinlememi bir dzeni ele alnan grngye oturtmaya almann yollarndan birisi, bilginin ya bir zihin durumu olduunu ya da bir zihin durumu olmadn sylemekten geecektir; tpk atein bir benden durumu olduunu ya da bir beden durumu olmadn sylemek gibi. Ancak bu yalnkat yant sorunu zmez. Nitekim atei olduu ya da buna-
40
Epistemoloji
lmda olduu ynnde tek bir dncesi olmadan da bir kimsenin atei olabilir, hatta bunalmda da olabilir; ama bir eyi kesinkes biliyor olduun ynnde ak bir dncesi olmadan bir eyi bilemez-yok eer biliyorsa, bunun en azndan ok zel bir aklamas olmak zorundadr; oysa bunun dndaki baka durumlara baklacak olursa, brakn atein ya da bunalmn ne olduunu bilmeyi, kii olaand bir durumda olduunu dahi bilmez. Yine de, Bilgi bir zihin durumudur savn anmsamak, savn kendisine ayn Platonun Syleimlerinde Sokratesin karsnda konuanlarn verdii ilk yantlara yaklat gibi yaklamak yararl olacaktr. Ak ki, savn hibir deiime konu olmadan balangtaki ilk haliyle olduu gibi kalmas sz konusu deildir. Gelgelelim ayrntlara daha bir yakndan bakacak olursak, acaba savn ne lde elden geirilmesi gerekecektir? Bilgi nedir? sorusunun pek ok felsefe sorusuyla paylat bir baka zellii daha vardr. Soru ilk sorulduunda yaamla yakndan balantldr; ancak soruya verilen yant belirginletike ararlndaki o yakn balant giderek zayflayarak kopma noktasna gelir. nsanlar belli ki stnde dnmek iin vakit bulur bulmaz sormulardr soruyu, yantn kendisi ya da yantn kendisi deilse bile en azndan yantn balangc yaamlarnda bir deiiklie yol amtr. Nitekim biliyor olmaktan dolay insann tadna doyulmaz bir keyif duymasndan daha doal bir ey olamayaca gibi, gerekten biliyor olmak ile yalnzca biliyor grnmek arasndaki ayrmn zenle altnn izilmesinden de daha salkl bir ey yoktur. Eski Yunandaki ilk biimiyle kukuculuk srekli zarardan ok yarar getirmitir. Bilgi kuram kukuculuktan yararl bir etki almay yine de srdryor, ama yalnzca ilk aamalarnda. Nitekim bilgi kuramnda u veren ufak tefek ilerlemelerin, daha bir ayrntda kalan gelimelerin insanlarn yaamlar zerinde ok az bir etkisi bulunur. Hi kukusuz, bilgi stne bilgi, tpk br bilgi trleri gibi, salt kendisi iin izi srlmeye deer bir bilgidir. Ne var ki burada, ounluk felsefede karlald zere ele alnan konunun gndelik yaamdan aama aama kopuyor oluu, felsefenin glnn kanlmaz bir sonucu olarak daha batan gze alnp olumlanmayacak olursa, ykc bir o denli de dkrc olabilir. Bilgi sorununun belli bal teki felsefe sorunlaryla paylat bir baka nemli zellii daha vardr. Daha ak bir deyile sylenecek olursa, bilgi sorunu ylesine genel bir sorundur ki kendi aratrma alan iine
kendisini de katar. Nitekim bilginin ne olduunu biliyor olabileceim gibi, bilmiyor da olabilirim. Bilgi sorunuyla yakndan balantl olan doruluk sorunu da kukusuz yine bu ayn zellii sergiler. Nitekim bir doruluk kuramnn daha en bata kendisi, doru olabilecei gibi yanl da olabilir, bu demektir ki kendisi kendisine uygulanabilirdir. zellikle bu trden bir sorun son derece etin bir sorun gibi grnyor. Bilgi meselesinde, genelde bilginin ne olduunu bilebilirim yollu karmaa yoktur yalnzca; daha demin deinilmi bir karmaa daha vardr ki belli bir durumda bir eyin yle olup olmadna dair hibir dncem olmasa bile, ok ender olmakla birlikte o eyin yle olduuna dair bilgim olabilir, bildiin eyin bilgi olduunu ounluk biliyorumdur, yok yle deilse en azndan bildiim eyin bilgi olduunu dnyorumdur. te tam da bu nedenden tr kukuculuk salkldr. Genel olarak bilginin ne olduunu biliyorsam, bilgi diye grme eilimine girmi bulunduum bu tikel parann gerekten bilgi olup olmadn kendime sorabilirim demektir bu. Ancak bu karmaa glklere yol aar. Bir eyi biliyorsam, o eyi bildiimi de bilmem gerekir mi, o eyi bildiimi bildiimi de bilmem gerekir mi? yi gzel de nerede duracak bu byle? Tek tek her aamadaki zihinsel durumun birbirlerinden bamsz olarak incelenmeleri, bilgi diye tannmalar gerekir mi? Yoksa ilk aamadaki bilgiden emin olmak, peinden gelen aamalardakileri de bir sonuca balayaca iin yeterli midir? Bilginin dnml (dnl) bir yapda oluunu ly karmadan tam olarak resmetmek bir hayli gtr. Bilgi, birincisi yalnzca nesneyi yanstan, ikicisi nesneyi yanstyla birlikte birinci aynay da yanstan, bu bylece sonsuza dek geriye dnen bir aynalar silsilesi gibi olabilir mi gerekten? Kaynak: David Pears. (2004). Bilgi Nedir? eviren: Abdlbaki Gl. Ankara: Bilim ve Sanat, s. 13-16.
41
2. c
3. e
4. d
5. e
6. c
7. d
8. c
9. b
10. d
42
Epistemoloji
3
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Sokrates ncesi dnemde varlk sorunsalnn ortaya kn aklayabilecek, Platon ve Aristotelesin felsefelerinde varlk sorunsalnn (ve zellikle tmeller konusunun) neden nem tadn aklayabilecek, Metafizik, ontoloji ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikileri belirtebilecek, Gereklik, hakikat ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikilerin ne olduunu aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Sokrates ncesi Tikel Tmel dea Episteme (bilgi) Doksa (kan) Tz Ontoloji Gereklik
erik Haritas
GR SOKRATES NCES DNEMDE VARLIK SORUNSALININ ORTAYA IKII PLATON VE ARSTOTELESN FELSEFELERNDE VARLIK SORUNSALI METAFZK, ONTOLOJ VE EPSTEMOLOJ GEREKLK, HAKKAT VE EPSTEMOLOJ
Epistemoloji
46
Epistemoloji
Eski alarda insanlarn evrene yaklamlar daha fazla aknlk duygusu ieriyordu.
yayoruz. Bilimin, inceledii nesneleri gizemli varlklar olmaktan karp bildik nesnelere dntrebilmesinin bir sonucu olarak, dnyaya ilikin genel algmzn kkten bir ekilde dnm olduunu syleyebiliriz. Evrene dair inceleme ve aratrmalar hlen kesintisiz bir ekilde devam ediyor olsa da, kozmos artk bizim iin eski alardaki bilgi dzeyiyle karlatrldnda grece olarak epeyce bilindik ve anlalr bir durumdadr. Gkyznde gzlemlediimiz Gne ve Ay, birer tanr veya mitolojik karakter olmaktan km, ada insan asndan yalnzca birer fiziksel nesne konumuna gelmilerdir. Newtonun fiziinden bu yana biz uzayda geerli olan yasalarn dnya zerinde geerli olan fiziksel yasalardan temelde farkl olmadn biliyoruz. Baka bir rnek vermek gerekirse, elementler konusunda kaydedilen gelimeler, yalnzca dnya zerindeki cisimler zerine deil, gnein kimyasal yapsna ilikin de bilgilenmemizi salamaktadr. Bununla birlikte, bilim ve teknolojinin gerekletirdii baarlarn biz insanlarda doaya ynelik ok yaygn bir ainalk ve bilindiklik duygusu uyandrd da not edilmelidir. Bilimsel gelimilik asndan ilkel olduunu dndmz uygarlklardan farkl olarak, modernlemi insan topluluklar, aknlk ve hayret duygularn belli bir oranda yitirmi durumdadr. Bu durum bir benzetme ile ortaya konulabilir: Nasl bir ocuk byyp rendike ve olgunluk dzeyi ykseldike evresine ilikin merak, korku, hayranlk ve aknl azalmaktaysa; eski alarn grece olarak basit grnen biliminden moden alarn bilimsel dzeyine gelindiinde de, evremizdeki evrene daha belirgin bir stnlk yaklamyla ve allmlk duygusuyla bakmaya baladmz sylenebilir. Elbette bu saptamalar yapmamzn nedeni modern bilimin kimliine ve rnlerine ynelik yarglarda bulunmak deil. Burada, daha genel bir felsefi bak ve yorum getirme amacn gdyoruz. imdi, yukarda ifade edilen dncelerin nda, Eski Yunan felsefesinin ilk dnemlerine dnelim ve o dnemde yaayan insanlar asndan evrenin nasl bir grnm sunduunu anlamaya alalm. Aldmz ada eitimin bize sunduu kavramsal erevenin zerimizdeki etkisi son derece gl olduu iin, edindiimiz koullanmalardan syrlp farkl bir perspektiften olaylara bakmak biraz zor olsa da, Eski Yunanda yaayan bir insann bak asndan dnyay grme ynnde bir deneme yapalm. Diyelim ki, fiziksel bilimlerin ok gelimedii ve sizi saran evrene ilikin fazlaca bilgi sahibi olmadnz bir zamanda yayorsunuz. Astronominin kritik bulgularnn henz ortada olmad ve rnein, teleskopla gkyzn inceleme olananzn bulunmad bir dnyada olduunuzu dnn. Dahas, byle bir durumda, bilim insanlarnn dnyay dardan izleme olana da olmad iin, Ay ve Gne gibi gkcisimleri ile dnyamz arasndaki konumsal ilikiyi de tam olarak anlam deilsiniz. evrenizde meydana gelen doal olaylara dair gndelik algnz ve genel tepkiniz nasl olurdu? Bu soruyu, yukarda szn ettiimiz ocuksu baka dnerek yantlamaya alalm. O dnyada, srekli olarak aydnlk (gndz) ve karanln (gece) birbirini izlediini grrdnz. Bu dzende hi bir aksama olmadna ve, rnein, gndzn ardndan gecenin gelmemesi gibi bir durumun gereklemediine tank olurdunuz. Her sabah ufukta sar ve parlak bir cisim belirir, gkte belli bir mesafe kat eder, ardndan da belli bir sre sonra ufkun baka bir blgesinde yok olurdu. Bu parlak cisim n ve snn artmasna neden olduu iin ona byk bir nem atfederdiniz. Dahas, gece olunca karanlk gkyznde parlak kk klarn yanp sndn grrdnz. Ve btn bunlarn ardnda neyin yattn anlama ynnde, hikyeler ve sylenceler retmenin ve aknlkla izlemenin dnda, yapabileceiniz fazlaca bir ey olmazd. O yzdendir ki,
47
Eski Yunann dnrlerinden bazlar Yldzlarn aslnda gkteki delikler olduunu, gkyznn arkasnda bir k kaynann bulunduunu ve o deliklerden k szdn hayal etmilerdi. Bu fikir u an bize olduka gln gelebilir. Ancak, yalnzca izleme ve imgelem gcn kullanmann dnda fazlaca bir bilgilenme yntemine sahip olmayan bir insan topluluu iin bylesi inanlarn ok tuhaf veya yersiz olduunu syleyemeyiz. O hlde, eski dnem insanlarnn Gnee ve Yldzlara bakarken bizden olduka farkl bir bilisel ve duygusal konumda olacan yani uzaydaki cisimler konusunda daha az bilgi sahibi olup, daha fazla aknlk, korku ve hayranlk yaadklarn tahmin etmek zor deildir. Bunlara ek olarak, eski alarda yaayan insann doann iinde (yani, yeryznde) gerekleen deiimleri de ilgiyle izlediini dnebiliriz. Gksel cisimlerin devinim dzenlerinden farkl olarak, yeryznde gerekleen olaylar bir bitimlilik hli iindedirler. Yeryznde balayan hi bir fiziksel srecin sonsuza dek devam edeceini dnmeyiz. Bu nedenle, ocuksu bir ilgiyle doaya bakan bir insan, deiimi ve sonlu olmay dnyann bir gerei veya kural olarak grecektir. Eski alarda yaayan insanlar, evrelerindeki canllarn nce doup sonra gelimelerini ve nihayetinde ortadan kalkmalarn gzlemledikten sonra, bu olgunun gizemi zerine varsaymlar retmeye balamlard. Elbette deiim yalnzca canllar iin deil, canszlar iin de geerli bir kuraldr. Fiziksel nesnelerin tm zamanla anr ve ypranr; rnein, bir sandalyenin sonsuza kadar dayanklln korumas olanakszdr. Bu rnekleri oaltmamz ve genellememiz mmkndr: inde yaadmz dnyada deiim evrensel bir kural olarak grnr.
Doay gzlemlediimizde, nesne ve olaylarn deiim iinde ve sonlu olduklarn fark ederiz.
Eski Yunanda varlk ve deiim sorunlar birbirine paralel olarak ortaya kmtr.
Bat Felsefesinin balarnda sorulan nemli bir soru, deiimlerin ardnda yatan deimeyen unsurlar ve ilkelerle ilgilidir.
48
Epistemoloji
Sokrates ncesi olarak da bilinen dnemde, Yunan felsefesinin ilk dnsel tohumlar atlmtr.
kilde dnyasal sonular veren, dnyann gidiatn belirleyen ve lmller iin bilinmezlere k tutan oluumlardr. Ksacas, mitoloji de bir tr anlamlandrma ve aklama abasna karlk gelir. yleyse, felsefeyi ayrcalkl klan zellik nedir? Eski Yunann ilk dnrlerinin ilevlerini farkl klan ok nemli bir zellik, onlarn gzlemleyebildiimiz deiimleri ve olaylar aklarken, efsanelerden ve mitolojiden farkl olarak, tek tek olgulara veya durumlara deil genellemelere bavurmalardr. O yzden, bu dnrler daha genel bir perspektiften bakarsak Bat dnyasnda hem felsefenin hem de bilimin balang noktasn temsil ederler. Bilimsel abann en belirgin zelliklerinden biri bilimin sunduu aklamalarnn evrenselliidir. Yer ekimi Kanununu bilimsel klan bir zellik, onun sonularnn dnyann belli blgelerinde deil her tarafnda geerli olmasdr. Felsefe kapsamnda retilen kuramsal aklamalar da bu zellii paylarlar. Bu noktada, felsefecilerle ve onlarn abalaryla ilikilendirdiimiz genelleme ve genel aklamalar getirme kavramlarn tarihsel rneklerle biraz somutlatralm. Deiim iinde deimeyenin ne olduunu saptama abasna giren ilk felsefeciler, var olan eylerin ardnda yatan temel unsurun veya ana ilkenin ne olduuna ilikin farkl grler ileri srmlerdi. Thales her eyin kaynann su olduunu, Anaksimenes ise havann en temel element olduunu savlamt. Bu dnce Empedokles ile bir aama ileri gitmi ve Empedokles nesnelerin ve deiimin temelinde drt elementin yattn iddia etmiti: toprak, su, hava ve ate. Demokritusun ban ektii atomcular ise grnr nesnelerin yaptalarnn gzle grnmeyen atomlar olduunu ve dnyamzdaki her oluum ve deiimin atomlarn birleip ayrlmalarnn bir sonucu olduunu ne srmt. Bu kuramsal giriimlerin ortak noktasn grmek zor deildir. Birincisi, Eski Yunann yukarda rneklerini verdiimiz erken dnem dnrlerinin tm dnyasal olgular aklayacak genel nitelikteki ilkelere ulamaya abalamlardr. Bir anlamda, az saydaki ilkeyi veya aklayc temel unsuru kullanarak, ok sayda olguyu aklamay hedeflemilerdir. kincisi, bu dnrler aklamalarnda ounlukla doast veya mitolojik unsurlara bavurmadan, insann dnyasna ait kavramlar kullanmay tercih etmilerdir. Ksaca dersek, kltrn mito-poetik (yani mitolojik ve iirsel) unsurlarn deil, logosu esas almlardr. Bu dnrlerin fikirlerinin hem bilimin hem de felsefenin balang noktasnda yer almalarnn esas nedeni budur. Bu balamda, gze grnenler ile gze grnenlerin ilkesel temeli kavramlar arasndaki ayrmn zerinde durmak gerekiyor. rnein, atom dncesi bu ayrm ok ak bir ekilde sergiler. Fiziksel nesnelerin dnyasnda meydana gelen oluumlar ve deiimler bizim dorudan gzlemlediimiz olgulardr. Bu olgularn meydana gelmesinin nedeni olan atomlar ise, Eski Yunandaki atomculuk gz nne alnrsa, hi bir ekilde deneyimleyemeyeceimiz fakat akl yoluyla bulabileceimiz temel elementler veya ilkelerdir. Gndelik yaamda, dorudan alglarn hedefi olan nesnelerin daha gerek olduunu varsaymamz anlalabilir bir yaklamdr. Ancak bilimsel veya felsefi irdelemeler ortaya daha farkl bir tablo karabilir. rnein, hem Eski Yunandaki atomculuun hem de modern atomcu kuramlarn bize syledii, fiziksel bir nesnenin asl yapsnn insanlara grnd gibi olmad ve nesnelerin esas olarak boluk ve bolukta hareket eden kk paracklardan ibaret olduudur. Bu bilimsel veya felsefi dncenin kkeninde, Eski Yunann deien-deimeyen sorunsal yatmaktadr: Doadaki nesneler oluur ve yok olurlar; nesnelerin temel elementleri veya varlksal ilkeleri ise kalc niteliktedir. Eski Yunanda varlk sorunsalnn ortaya kmasnn arka plann ksaca incelemi olduk. imdi bu sorunu veya irdeleme konusunu daha somut ve ak bir e-
49
kilde ifade edebiliriz: Her ne kadar insanlar kendilerini deien dnyann bildik nesneleri ve olgular ile sarlm durumda buluyorlarsa da, insan akl (veya logosu) felsefi bir sorgulama yrtp, deiimin ardnda yatan ilkeleri ve/veya gerekten var olan eyi anlamaya da ynelebilir. Bu aba, felsefede metafizik olarak bilinen alann ortaya kmasna neden olmutur. Metafizik alannn ayrntlarna, varlk kavramnn inceliklerine ve bunun epistemoloji ile olan ilgisine bu nitenin ilerleyen blmlerinde tekrar dneceiz. lk olarak, Eski Yunann felsefi anlamda en tepe noktasn oluturan Platon ve Aristotelesin kuramlarn ksaca inceleyip, bu iki byk dnrn felsefe tarihinde neden ok temel ve zel bir yere sahip olduklarn anlamaya alalm.
50
Epistemoloji
Tikel deyimi tek tek nesneler, tmel ise genel kavramlar iin kullanlr.
Tikel ve tmel z Trke deyimlerdir. Anadolunun belli blgelerinde tike deyimi tek bir para anlamnda kullanlr. Tmel deyimi tm kknden gelir ve felsefeciler iin byk neme sahiptir.
betimleme deildir. te yandan uradaki gemi ifadesini kullanrsam durum tamamen deiir. te bu! ifadesinden, trlerin (veya cins isimlerin) kullanmna gei byk bir fark yaratr. Yrtmekte olduumuz tartmann varlk ve bilgi konularnda neden ok ilgin baz sonulara gebe olduunu anlamak iin somut bir rnek zerinde duralm. Diyelim ki, bizimkine ok benzeyen olanakl bir dnyada, ayn bizimkinde olduu gibi, insanlar (rnein, Mustafa Kemal Atatrk), hayvanlar (rnein, Minno) ve baz yerler (rnein, Ankara) zel isim alabilmekteler. Ancak, bizimkinden farkl olarak, o dnyada cins isimlerin hi kullanlmadn varsayalm. Mutfamdaki bardaklardan her birinin Hakan veya Yasemin gibi bir ad olduunu dnelim. Ayn durumun, dnyadaki kular, elektrik direkleri, eller, vb. iin de geerli olduunu kafamzda canlandralm. Byle bir dnyada tahminen bilgi ve iletiim son derece zor olurdu. rnein, bir insan kimsenin daha nce grmedii ve isim takmad bir am aacn grp dierlerine anlatmaya kalktnda, elinde fazlaca bir iletiimsel gere bulunmayacakt. Bylesi garip bir dnyann dilsel dzeni bizimki ile karlatrldnda aradaki byk fark kolayca ortaya kar. Bir krmz karanfil ifadesini kullanan bir kiinin verdii bilgiyi kolayca alrz nk nasl bir nesneden bahsettii hemen kafamzda canlanr. Peki, bu rnekte anladmz ve bildiimiz ey nedir? Aka grlecei gibi, anladmz ve bilgisine ulatmz ey krmz ve karanfildir. Baka bir deyile bilgi, genel deyimler veya cins isimler ile tanmaktadr. Bunu daha iyi anlayabilmek iin, tikel ve tmel kavramlarn net bir ekilde tanmlayalm. Tikel, nesnelerin tekliini ve kendileri olma durumunu ifade etmek iin kullanlr. Tmel kavram ise, tikelleri tanmlayan tr adlar ve tikellerin edindii nitelikler iin kullanlmaktadr. rnein, bu satrlar okuyan insanlarn her biri, bahemdeki ceviz aac, vazomdaki krmz karanfil ve Mars gezegeni tikel birer nesnedir. nsan, aa, karanfil, krmz ve gezegen ise tmellerdir. Elbette, doadaki nesneler sz konusu olduunda tmellerle tikeller fiziksel olarak ayrlabilir eyler deillerdir. Masamdaki vazonun iinde duran karanfilden krmz rengini (veya renk zelliini) karp alamazsnz. Benzer ekilde, karanfil adn verdiimiz tr, nesnelerden kopuk bir hlde kp kendi bana evrende dolaamaz. Her tr ve zellik kendini nesneler zerinde veya onlara bal olarak gsterir. Buna karn, felsefi zmleme ve aklama abalarnn bir paras olarak, tmellerin ve tikellerin varlksal konumlarn veya ilevlerini kavramsal olarak ayrp irdeleyebiliriz. Platon ve Aristotelesin bu alanda yapt irdelemeler ok kritik bir nem tar ve kendilerinden sonra gelen dnce biimlerini felsefenin her alt alannda ok byk bir oranda belirlemilerdir. Bu konuyu biraz daha derinlemesine irdeleyelim. Nesnelere verilen isimler sz konusu olduunda biz hem tikel hem de tmel boyutta hareket ederiz. zel isimler (rnein, Atatrk) tikellere zgdr ve ilkece evrende bulunan tek bir nesneye yneliktir. Buna karn ben iaret parmam birden ok nesneye uzatarak insan kavramn kullanabilirim. Benzer ekilde, krmz, ar, uzun gibi nitelemeler ok sayda nesneye uygulanabilir. Ancak bu nasl olanakl olmaktadr? Krmz tektir, ama birden ok eyde bulunabilir. Tek olan bir eyin ayn zamanda ok olmas, Platonun da dikkatini ektii gibi, kafa kartrc bir yn tamaktadr. Birbirinden farkl tikel varlklar iin ayn tanmlayc ifadeyi kullanmamz nasl olanakldr? Platonun buna verdii yant znde udur: rnein, bizim domates olarak bildiimiz farkl nesneler iin ayn cins ismi (domates) kullanmamz o nesnelerin
51
domates olma adn verebileceimiz evrensel bir zellii ilerinde barndrmalar yznden olanakldr. Doal olarak, tek tek domatesler ayrntlarda birbirlerinden farkl olabilir; bazlar ezik veya zedelenmi veya yamru yumru iken bazlar daha parlak ve ekici bir grnm arz eder. Ancak ayrntda birbirlerinden ok farkl olan domatesler, her eye ramen, domates olma kstasna uyduklar iin bu ad almlardr. Bu domates olma veya domates-lik durumunun, tikel domateslerin bana gelebilecek olaylardan genelde bamsz olduunu da not etmeliyiz. Tek tek domatesler dnyada var olur ve sonra dnya zerinden kaybolurlar. Bazlar doal yollardan bozulur, bazlar da baka canllarn besini olurlar. Tm bu deiimlere karn, bizim farkl nesnelere domates adn vermemize olanak salayan domates olmann tanm veya kavram ise deimez. Ben domatesler zerine younlap onlarn genel olarak ne olduunu anlamaya alrsam, zihinsel bir hedef olarak belirlediim ey u ya da bu domates olmaz; ne de olsa onlar tikel nesnelerdir ve o nesnelerin tikel nitelikleri ve rnein, tikel kusurlar vardr. Benim bir eyin ne olduunu anlama abamn nesnesi o eyin dnyadaki rneklerinden ziyade, onun kavramdr. O yzden bilgi, en kritik anlamyla, kavramlara veya tanmlara ynelmek durumundadr. Elbette dnyadaki domatesler zerine yarg retebilmek de bir tr bilgilenmedir. rnein, te krmz bir domates veya Bu domates tezghtaki dier domateslerden daha olgun gibi gzlemlerde bulunabiliyorsam, bu dar bir anlamda takdir edilebilecek bir zihinsel baardr. Ancak Platona gre, insan aklnn bilgi ve kavrama adna gerekletirebilecei esas baar, dnyada domateslerin ve dier nesnelerin hangi durumda ve ne zelliklerde olduunu gzlemlemek deil, tmellerin veya kavramlarn bilgisine ulamaktr. Bilgisine ulalacak tmellerin (ki bunlarn deimeyen eyler olduunu syledik), gzlemlenen dnyann iinde olamayaca aktr. Dnyada domateslerin, insanlarn, masalarn, erdemin, iyiliin, gzelliin yalnzca mkemmellikten uzak rnekleri vardr. Dnyamz zerinde, daha nce de zerinde durduumuz gibi, deiim ve bitimlilik esastr. Fakat bir kavram bozulup yaamn sonlandrabilecek bir ey deildir. nsan bilgisine ve anlayna temel tekil eden bu deimezler iin Platon idea ve form (biim) deyimlerini kullanmtr. rnein, dnyamzda insanlarn, atlarn, ve erdemin rnekleri bulunabilir. Ancak insan ideas, at ideas ve iyilik ideas deimeyen eyler olarak doann dnda olmaldr. Deiken dnyamzda bir nesnenin at olmas, onun at ideasn barndrmas yznden mmkndr. Bu idealar veya formlar daha nce tanmladmz bir deyimi kullanrsak yeryzndeki nesnelerin at olmasnn normunu salarlar. Bu balamda, ideann hem varlksal hem de bilgisel anlamda nasl belirleyici olduuna dikkat etmekte yarar var. dealar tikel nesnelerin belli trden eyler olmalarnn varlksal koullarn sunarlar. Doadaki bir domates, domates olarak varlk alannda belirebiliyorsa, bunun nedeni deimeyen ve yok olmayan domates ideas yzndendir. Bu, iin ontolojik (yani varlksal) tarafdr. te yandan, eer biz doadaki bir nesneyi domates olarak niteleyebiliyorsak ve ona dair bilgilenme abasna girebiliyorsak, bunun da nedeni domates ideasnn var olmas ve bizim bilgisel olarak ona ynelmemizdir. Bu da iin epistemolojik (yani bilgisel) boyutudur. Platonun varlk tasarmnda arpc olan bir nokta, onun varlksal hiyerariyi kurgularken, irdelemeyi asl ve kopya kavramlar zerinden yrtmesidir. Bunu yle bir rnekle anlayabiliriz. Eer ben bir arabann binlerce fotorafn eker ve yal boya resimlerini yaparsam, bunlarn hepsinin birer kopya olarak arabaya ait olduu ve onun grnmn yansttn dnebilirim. Ancak nihayetinde gerek olan arabadr, onun resimleri ise ne kadar baarl ve gereine yakn
52
Epistemoloji
olsalar da birer kopyadr. Arabann kendisi ile kopyalarn kartrmak veya kopyalar asl araba sanmak olduka gln bir hata olurdu. Platona gre, herhangi bir eyin ideas ile onun dnya zerindeki rneklerini kartrmak da bu trden bir hatadr. O yzden Platon varlk hiyerarisinde en alta kelimenin tam anlamyla kopyalar (yani, sudaki yansmalar, fiziksel nesneleri tasvir eden sanatsal almalar, vb.) koymutur. Varlksal deer sralamasnda bunlarn bir stnde, fiziksel dnyann alglar araclyla kavranabilecek nesneleri (yani doadaki nesneler) gelmektedir. En tepede ise akl yoluyla kavranabilecek ideal ve deimeyen varlklar, yani matematiksel nesneler ve idealar bulunmaktadr. Bir insan fiziksel (yani deiken) bir nesneyi algladnda belli bir bilgilenme durumu iindedir. Ancak bilginin nihai hedefi kopya deil, asl olan varlktr. Baka bir deyile, bilgi esas olarak kavramn rneklerine deil, kavramn kendisine ynelmek durumundadr. Platon felsefesinin en arpc sonularndan biri budur.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
En yakn arkadanz dnn. O, tikel (tek ve belli) bir varlktr. imdi onu kendi keliSIRA SZDE melerinizle tarif etmeye aln. Bu altrmay yaparken tmellerin iin iine nasl girdiine dikkat edin. Bu deneme tmellerin nemini daha iyi anlamanza yardmc olacaktr.
DNELM
Platon ve Epistemoloji
Bu deerlendirmelerin nda Platonun felsefesinin bilgi ve epistemoloji S O R U kavramlarna nasl yaklatn ak bir ekilde ifade edebiliriz. kinci nitede epistemoloji alann tantrken, deyimin kendisinin bilgibilim veya bilgikuraDKKAT m gibi anlamlara gelebileceini, ancak bu yargnn belli nitelemelere ve aklamalara gereksinimi olduunu belirtmitik. Epistemolojiyi sistematik bir ekilde uygulayan SIRAbir alan olarak kimliklendiren ilk dnr olan Platon asndan ve SZDE bakldnda, bilginin dier bilisel hllerden ayrlmas hassas bir konu olarak karmza kmaktadr. AMALARIMIZ Platon, bizim gndelik kullanmmzdan olduka farkl bir ekilde, bilgi (episteme) szcn idealarn bilgisi olarak ayr bir statde tutmu ve normal algsal yollardan Aedinilen bilgi iin kan (doksa) deyimini kullanmtr. Bu aK T P dan bakldnda epistemoloji deyimini bilgibilim anlamnda kullanmak anlalr olsa da, Platonun bu kelimeye felsefi olarak nasl bir anlam yklediini kaydetmemizTgerekmektedir. Her insan bakma ve grme yoluyla kan sahibi olabiELEVZYON lir. Ancak Platona gre yalnzca bilgelik arzusu olanlar, yani felsefeciler, epistemeye ulamaya alrlar. Tmellerin veya idealarn bilgisi gerek bilgidir. Platonun varlksal ve bilgisel kuram, Thales gibi Eski Yunann ilk felsefeciNTERNET lerinin el yordamyla balattklar felsefe serveninin olgunlat ok temel bir noktay temsil eder. Bir dier nemli durak noktas olan Aristotelesten bir sonraki blmde bahsedeceiz. Bu balamda, not etmemiz gereken daha genel bir konu, Platonun devleti ynetecek krallarn, yneticilik yapabilmeleri iin, epistemoloji yeteneklerinin olmas gerektiini dnmesidir. Sradan insanlar erdemin, dorunun, adaletin ve benzeri kavramlarn rnekleri zerinde konuup, dnsel yaamlarn o dzeyde sorun yaamadan srdrebilirler. Ancak bir kral, erdemin, dorunun veya adaletin kendisiyle ilgilenmiyorsa, Platoncu adan, zerinde oturduu taht hak ediyor diyemeyiz. O yzden, burada bilgi kavram balamnda yaptmz tartmalarn felsefi olarak ok daha geni ve nemli sonular olduunu sylemeliyiz.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Platon episteme (bilgi) ile doksa (kan) kavramlarn ayrr. T A P K
TELEVZYON
NTERNET
53
Aristoteles, tz kavram ile, Platonun tmeller kuramn bir adan devam ettirmekle birlikte, o kuram nemli anlamlarda deitirmeye de ynelir.
54
Epistemoloji
Platon ve Aristotelesin ortak noktas, farkllklarndan daha nemlidir. Her iki dnr iin de bilginin olanakll tmellerden veya genel karakterlerden gemektedir. Platonun fikirlerini incelerken gz nne aldmz rnekleri dnelim. Tikel bir nesne tikellii ile alnrsa (rnek: ite tam urada duran ey!), bilinecek bir ey deildir. Ancak nesne iin, rnein, bir at nitelemesi yaparsak nesnenin bilinebilir bir ynn ifade etmi oluruz. Aristoteles de tikel bir nesnenin bilinebilir tarafnn onun biimi veya z olduunu kabul eder. Biim ve z, bir trn tm yelerinde bulunan (yani tekrarlanabilen) unsurlardr. nsann z, diyelim ki, akll hayvan olmasdr. nsanlar sarn, esmer, uzun, ksa, yal, gen olabilirler. Fakat insan olmann z (biimi, formu, onu tanmlayan ey) her insanda ayn olmak durumundadr. zetlemek gerekirse, Aristoteles de bilginin tmeller araclyla olanakl olduuna ancak, bununla birlikte, tmellerin fiziksel nesnelerin kavramsal paralarndan biri yani onlar tanmlayan ksm, onlarn zleri olduuna inanr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
dealarn veya tanmlayc normlarn deien dnyann bir paras olamayaca ynndeki SIRA SZDE Platoncu sav ilk bata olduka tuhaf grnmektedir. Platonun bu savn anlaml ve aklc klacak gerekenin ne olabilecei zerine dnn.
DNELM
DKKAT
SIRA SZDE
TELEVZYON
NTERNET
55
ki zler veya biimler) nesnelerin ne olduunun normunu verir, onlarn ne olduunu belirler. Benzer ekilde tmeller bilgiyi de olanakl klan eylerdir nk insan tikel nesneleri tmeller olmakszn bilemezler. Tmeller hem nesnelerin kimliini hem de insan bilgisinin olanakl olmasn salar. Metafizik ve epistemoloji alanlar arasndaki sk ilikinin kayda deer bir rnei Eski Yunann bu byk felsefecilerinde kendini aka gsterir.
Yaamdan rnekler Felsefeciler, felsefeci olmayanlara kendi alma alanlarndan sz ederken metafizik kelimesini kullannca genellikle ortaya kavramsal karkla neden olabilecek bir durum kar. nk bir felsefecinin metafiziki olduunu duyan ve akademik felsefeyi ok bilmeyen insanlar, o felsefecinin karanlk odalarda ruh arma seanslar yapt, UFO gzlemcisi olduu veya tarot fal bakt dncesine kaplabilirler. (Daha sonra gerei renince de bazen biraz hayal krkl yaarlar.) Felsefecinin urat metafiziin bir ruh arma seans veya tarot kartlar yorumlama kadar heyecan verici olmad bellidir. Yine de, felsefecilerin metafizii, iinde ok ilgin sorunlar barndran ve nemli tartmalara neden olmu dnsel bir alandr. Felsefe kapsamnda yer alan metafizik, dier metafizikten farkl olarak, dnya d varlklarla veya sezgisel yollarla kazanlan bilgiyle ilgilenmez. Felsefedeki metafiziin alma ekseni, dnyamzda yer alan sradan nesnelerin nesnel dayanann ve varlksal oluum yapsnn ne olduudur. Felsefeci var olanlarn zelliklerini deil, varln kendisini aratrr. Dahas, felsefecinin metafizik aratrmalarnn konusu veya nesnesi insan aklnn anlama ve akl yrtme snrlar dhilindedir. Metafizik almalara ynelen felsefecinin ilgilendii nesneler veya olgular bu dnyann veya bu evrenin nesneleri ve olgulardr; yalnzca, nesnelere ve olgulara bak daha soyut bir hal alm, biraz daha kuramsal bir dzeye ykselmitir. Bu anlamda, felsefecilerin metafiziinin gndelik yaam iinde karmza kan ve gizem veya sezgi gcyle de ilintilendirilen metafizikten ok temel bir fark vardr.
56
Epistemoloji
Hakikat nedir? gibi geni bir felsefi soru sorulduunda, insanlarn aklnda olan ey, genellikle metafizik veya ontolojik kayglarn biraz tesinde olan bir durumdur. Hakikat sorgulamas bazen lml bir yaamn anlam ve gizemi, lmden sonra bizi neyin bekledii, en derin yaamsal sorularmzn nihai yant gibi varolusal bir boyut ieren irdelemelere gnderme yapan bir sorgulama tr olarak alnr. Buna karn gereklik nedir? sorusu, ounlukla, ontolojik arl olan bir soru olarak grlebilir. Gerekliin tersi, bu anlamda, grnt veya grnendir. Bu ztln eski Yunanda nasl kendini gsterdiini yukardaki blmlerde sergilemeye altk. rnein, Platon asndan bakarsak, gereklik alglarmza alan doada deil akn bir yerde aranmaldr. Bu yaklam, insann gndelik dnyas ile gereklik arasnda belli bir izgi izilmesini de zorunlu klar. Bylesi bir tabloda epistemolojik sorunlarn nasl ortaya kacan tahmin etmek zor deildir. Eer gereklik denen ey bizim karmza dorudan kan dnyadan farkl olabilecek bir varlk alan ise, o zaman, bizim ona dair nasl bilgileneceimiz sorusu da nemli bir tartma konusu olarak kendini gsterir. Bir sonraki nitede, bilginin olanakll konusunda baz nemli akl yrtmeleri ve tezleri inceleyeceiz ve epistemolojinin bu kritik sorununu ana hatlaryla anlamaya alacaz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Metafizik,SIRA SZDE ve bilgi kavramlar arasndaki karlkl ilikiler zerinde dgereklik nn. Bu altrma ayn zamanda sizi nmzdeki nitenin tartma konularna da hazrlayacaktr.
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
57
zet
AM A
Sokrates ncesi dnemde varlk sorunsalnn ortaya kn aklayabilmek. Bat Felsefesinin en temel konularndan biri, varlk dzeninde deien ve deimeyenin hesabn verebilmektir. Gzlemlenen dnyann nesneleri kesintisiz bir deiim iindedir. Bununla birlikte, evrenin sadece kesintisiz deiimden ibaret olduu fikrinde insann kafasnda soru iaretleri uyandran bir yn bulunmaktadr. Deiim iinde deimeyen hi bir ey yok mudur? Sokratesncesi dnemde yaayan Eski Yunan felsefecileri bu konu balamnda dnceler retmiler, oluum ve varlk arasnda kavramsal bir ayrm yapmlardr. Oluum ortaya kma, deime ve yok olma srelerine aittir. Buna karn varlk deiimin ve dnmn dayanadr. Bu kartla verilebilecek gzel bir rnek, deimeyen ve yok olmayan temel paracklarn birleip ayrlmalarnn gzlemlenebilir dnyann olgularnn ortaya kmasna yol amasdr. Drt temel element (toprak, su, hava, ate) kuram ve atomculuk bu yaklamn somut rnekleridir. Deimeyen varlk, deien oluum alannn olanakl olmasn salar. Bunlardan birincisi kalc ve istikrarl olan, ikincisi ise akkan olandr. Bu ereveden bakldnda, metafizikilerin varlk terimini zel bir anlamda ve gnlk kullanmdan olduka farkl bir ekilde kullandklar sylenebilir. Platon ve Aristotelesin felsefelerinde varlk sorunsalnn (ve zellikle tmeller konusunun) neden nem tadn aklayabilmek. Platonun metafizik kuramnn felsefe tarihinde ok zel bir yeri vardr. Bu kuramn en belirgin zellii, yukarda zetlediimiz oluum ve varlk sorunsalna son derece arpc bir zm getirmesidir. Platona gre, gzlemleyebildiimiz dnyada karmza kan sradan nesneler, onun idea adn verdii deimez ve mkemmel nesnelerin kopyalardr. Eer idea denen ideal nesneler (bir anlamda kavramlar) olmasayd, biz bir cinse ait farkl nesnelere ayn ad veremezdik. Armut deyimi tek bir kavrama iaret eder ancak bu kelime ok sayda nesneye (armutlara) uygulanabilir. Tek tek armutlar tikel nesnelerdir. Armut ideas ise bir tmeldir. Eer armut veya sa-
A M A
rgibi genel deyimler ve onlarn iaret ettii kavramlar olmasayd biz konuurken neyden sz ettiimizi bilemezdik. dealar veya tmeller bir nesnenin ne olduunu ve hangi ynnn bilinebileceini ifade ederler. Epistemenin yani bilginin hedefledii ey, bir nesneyi o nesne klan unsur veya zelliktir. Sradan insanlar nesnelerin durumlarna ilikin yarglarda bulunurken, felsefeciler tanmlara ulamay hedeflerler. Bu durum yle de ifade edilebilir: Algnn salad bilgi, oluumlar dnyasnda deiken bir kesitin ifadesidir. Episteme ise kavramn deimeyen ieriinin (yani varln) bilgisini ifade eder. Bu iki tr bilginin neden ok farkl nitelikler barndrdn grmek zor deildir. Aristotelesin metafizik yaklam ve kendisine sorun olarak ald konu byk oranda Platonun felsefi ilgileri ile paralellik gsterir. Platonun kuramna gre, beyaz, kuzu gibi genel kavramlar ile belli bir kuzu veya belli bir kuzunun tylerinin beyaz rengi gibi genel kavramlarn dnyadaki rnekleri arasnda metafizik bir fark bulunmaktadr. Dnyada beyaz ve kuzunun rnekleri olsa da, bunlarn normlar, biimleri, tanmlar, idealar deien dnyann iinde olamaz. Bylece, Platon idealarn fiziksel doann dnda olduunu savunur. Ancak Platonu izleyen Aristoteles, tanmlayc unsurlar doann dnda tasarlama fikrine kar kar. Aristotelese gre, her nesne (metafizik anlamda) baka eylerden bamsz bir tzdr. rnein, bir kedi, var olmas iin dier nesnelere bal olmayan bir tzdr. Kedinin maddesi ve bir biimi (daha aka, bir z veya tanm) vardr. Aristotelese gre, Platon bu ikinci (normatif) unsurun dnyann nesnelerinin dnda olduunu dnmekle hata yapmtr. te yandan, Platon nesnenin bilinebilecek ynnn onlarn biimi veya genel tanm olduunu sylemekte hakldr. Bu durum biimlerin veya genel tanmlarn ontolojik olduu kadar epistemolojik olarak da nem tadn gsterir.
58
Epistemoloji
A M A
Metafizik, ontoloji ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikileri belirtebilmek. Metafizik ve ontoloji deyimleri, varlk kavramnn felsefi irdelenmesi balamnda kullanlr. Bu alanlarda fikir gelitiren dnrler, aklc yntemler araclyla varlk konusunda sistematik anlaylar gelitirmeyi hedeflerler. O yzden, metafizik deyiminin felsefedeki kullanm ile gndelik yaamdaki kullanmlar olduka farkldr. Daha aka dersek, felsefeciler genellikle metafizik deyimini gizemli veya dnya tesi unsurlarla ilintilendirmezler. Metafizikiler ounlukla neyin var olduu, evrenin esas ileme ilkelerinin irdelenmesi, nedensellik gibi kavramlarn aklanmas gibi konularla ilgilenirler. Ontoloji de, dar bir anlamda, metafiziin varlk kavram ile dorudan ilgilenen dal olarak tanmlanabilir. Metafizik veya ontolojinin epistemoloji veya bilgi kavram asndan neden nemli olduunu da tahmin etmek zor deildir. Eski Yunandan balayarak felsefeciler gerek bilgi ile varlk kavramlar arasnda yakn bir iliki kurmulardr. rnein, Platonun idealar kuram metafizik bir tasarmdr ve bununla birlikte, bilginin gerek hedefinin ne olduuna da iaret eder. Benzer bir durum elbette Aristotelesin tz kuram iin de geerlidir.
A M A
Gereklik, hakikat ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikilerin ne olduunu aklayabilmek. Gereklik ve hakikat kavramlar felsefe asndan ok nemli metafizik kavramlardr. Her ne kadar bu iki kavram birbirine olduka yakn olsa da, aralarnda belli ince farklar da bulunmaktadr. Gereklik kavram ontolojik balamlarda karmza kar. Felsefede bu kavramn tersi grn veya grntdr. rnein, Platonun idealar kuram grnen dnyann yapsnn aklamasnn farkl bir varlk dzleminde bulunabileceini savlar. Hakikat kavram ise felsefede daha genel bir balamda anlam sorunsal gibi erevelerde kendisini gsterir. Hakikat sorgulamas yapan dnrler, rnein sonlu bir yaamn anlam ve ardnda neyin yattn sorgulayabilirler. Burada not etmemiz gereken bir nokta, gereklik kavramnn bilgi sorunsal ile de yakndan ilgili olduudur. Tarihsel olarak bakarsak, felsefecilerin bilgisel aratrmalar sklkla gerekten var olan varln bilinmesi hedefine yneltilmitir. rnein, hem Platon hem de Aristoteles bilginin doas zerine yaptklar incelemelerde tmellere ok kritik bir nem atfetmilerdir.
59
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi felsefe tarihinde metafizik olarak bilinen alann ortaya kmasnda etken olmutur? a. nsan psikolojisinin inceliklerini anlama istei b. lmszle ulama istei c. Deimekte olan dnyada deimeyen unsurlarn bilgisine ulama istei d. Maddesel dnyann fiziksel yasalarn kefetme istei e. Yaamn ruhsal boyutunu anlama istei 2. Aadakilerden hangisi tmel deyimine yakn bir anlama sahiptir? a. Btncl b. Zihinsel c. Ruhsal d. Kuramsal e. Genel 3. Aadakilerden hangisi tikel nesneler iin geerlidir? a. Tikel nesneler deiim iinde bulunurlar. b. Tikel ile kavramsal elenik kavramlardr. c. u yeil balon ifadesindeki yeil bir tikeldir. d. Tikel nesneler gzlemlenebilir dnyann dndadr. e. Tikel ile normatif elenik kavramlardr. 4. Platonun kuram asndan aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Bir kavram ile o kavramn rnekleri arasnda ontolojik bir fark vardr. b. Tmellerin tikellere epistemolojik ncelii vardr. c. Tmeller deimeye yatkn deildir. d. Tmellerin tikellere ontolojik ncelii vardr. e. Tek bir tmel her zaman tek bir fiziksel nesneye uygulanabilir. 5. Platona gre idealar iin aadakilerden hangisini syleyebiliriz? a. dea kavram esas olarak tikel nesnelerle ilgilidir. b. dealar fiziksel dnyann unsurlardr. c. dealar alg yoluyla bilinebilir. d. Epistemenin hedefi esas olarak idealardr. e. Epistemenin hedefi esas olarak tikel nesnelerdir. 6. Platon ve Aristotelesin ortak felsefi noktas aadakilerden hangisidir? a. Her iki dnre gre tmeller doann dndadr. b. Her iki dnre gre tikeller tmellere gre ontolojik ncelik tar. c. Her iki dnre gre tikeller yalnzca tikel olmalar dolaysyla epistemolojinin hedefi deildir. d. Her iki dnre gre tikeller tmellere gre epistemolojik ncelik tar. e. Her iki dnre gre tikeller doann dndadr. 7. Aristotelesin tz kavram iin aadakilerden hangisi geerli deildir? a. Bir heykelin mermer maddesi onun tzdr. b. Her tikel nesne bir tzdr. c. Tz bir bu olarak gsterilebilir olandr. d. Tz evrende ayr durabilir ve tek bana var olabilir. e. Biim tzn unsurlarndan biridir. 8. Aristotelesin kuramn Platonun yaklamndan ayran en belirgin zellik hangisidir? a. Aristoteles Platondan farkl olarak bilginin nesnesinin tmeller olduunu savlar. b. Aristoteles Platondan farkl olarak idealarn gzlemlenen dnyann dnda olduunu savlar. c. Aristoteles Platondan farkl olarak bilginin nesnesi olan unsurlarn gzlemlenen dnyann iinde olduunu savlar. d. Aristoteles Platondan farkl olarak tikellerin bilginin nesnesi olabilecei fikrini reddeder. e. Aristoteles Platondan farkl olarak tzn bilinebilecei dncesini reddeder.
60
Epistemoloji
Okuma Paras
9. Eski Yunanda karmza kan metafizik geleneinin o dnemin epistemolojik almalar asndan nemi aadakilerden hangisidir? a. Metafizik ilgisi olan dnrlerin gerekten var olanlarn tasarmn yapmas, bu unsurlarn bilinmesi konusunu gndeme getirmitir. b. Bilgi kavram ile uraan felsefeciler mantk alannn ontolojik incelemesini yapmlardr. c. Epistemoloji kuramclarnn bulgular tmellerin varlna olan inanc sarsmtr. d. Epistemolojik ve metafizik kuramlar gelitiren dnrler sosyolojik dncenin temellerini atmlardr. e. Metafizik kuramlar gelitiren dnrlerin gerekten var olanlarn tasarmn yapmas modern fiziin temellerini oluturmutur. 10. Felsefecilerin kulland gereklik kavram iin aadakilerden hangisi genel olarak sylenebilir? a. Gereklik iirsel bir kavram olarak alnmaldr. b. Gereklik ahlaki bir kavram olarak alnmaldr. c. Gereklik ontolojik bir kavram olarak alnmaldr. d. Gereklik ruhsal bir kavram olarak alnmaldr. e. Gereklik manevi bir kavram olarak alnmaldr. imdi, dedim, insan denen yarat eitimle aydnlanm ve aydnlanmam olarak dn. Bunu yle bir benzetmeyle anlataym: Yeraltnda maarams bir yer, iinde insanlar. nde boydan boya a alan bir giri... nsanlar ocukluklarndan beri ayaklarndan, boyunlarndan zincire vurulmu, bu maarada yayorlar. Ne kmldanabiliyor, ne de burunlarnn ucundan baka bir yer grebiliyorlar. yle sk skya balanmlar ki, kafalarn bile oynatamyorlar. Yksek bir yerde yaklm bir ate parldyor arkalarnda. Mahpuslarla ate arasnda dimdik bir yol var. Bu yol boyunca alak bir duvar, hani u kukla oynatanlarn seyircilerle kendi arasna koyduklar ve stnde marifetlerini gsterdikleri blme var ya, onun gibi bir duvar. Byle bir yeri getirebiliyor musun gznn nne? - Getiriyorum. - Bu alak duvar arkasnda insanlar dn. Ellerinde trl trl aralar, tatan, tahtadan yaplm, insana, hayvana ve daha baka eylere benzer kuklalar tayorlar. Bu tadklar eyler, blmenin stnde grlyor. Gelip geen insanlarn kimi konuuyor, kimi susuyor. - Garip bir sahne dorusu ve garip mahpuslar! - Ama tpk bizler gibi! Bu durumdaki insanlar kendilerini ve yanlarndakileri nasl grrler? Ancak arkalarndaki atein aydnlyla maarada karlarna vuran glgeleri grebilirler, deil mi? - mrleri boyunca balarn oynatamadklarna gre, baka trl olamaz. - Blmenin stnden gelip geen btn nesneleri de yle grrler. - phesiz. - imdi bu adamlar aralarnda konuacak olurlarsa, glgelere verdikleri adlarla gerek nesneleri anlattklarn sanrlar, deil mi? - yle ya. - Bu zindann iinde bir de yank dn. Geenlerden biri her konutuka, mahpuslar bu sesi karlarndaki glgenin sesi sanmazlar m? - Sanrlar tabii. - Bu adamlarn gznde gerek, yapma nesnelerin glgelerinden baka bir ey olamaz ister istemez, deil mi? - ster istemez. - imdi dn: Bu adamlarn zincirlerini zer, bilgisizliklerine son verirsen, her eyi olduu gibi grrlerse, ne yaparlar? Mahpuslardan birini kurtaralm; zorla ayaa kaldralm; ban evirelim, yrtelim onu; gzlerini a kaldrsn. Btn bu hareketler ona ac verecek.
61
2. e
3. a
4. e
5. d
6. c
7. a
8. c
9. a
10. c
62
Epistemoloji
63
4
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Descartesn epistemolojik grlerini ve bu grlerin neden nem tad n aklayabilecek, Olgusal dzenlilik konusunda Hume tarafndan ne srlen pheci gr leri aklayabilecek, Mooreun phecilie kar ne srd saduyusal argmann zelliklerini aklayabilecek, phecilii ilgilendiren baz nemli kavramlar birbirinden ayrabilecek ve pheci tavrn felsefi deerinin ne olduunu anlatabilecek bilgiye sahip olacaksnz.
Anahtar Kavramlar
phecilik Yntemsel phe Olgusal dzenlilik Fiziksel olanakszlk Mantksal olanakszlk Saduyu Dogmatizm phenin deeri
erik Haritas
GR DESCARTESIN KKTEN EPSTEMOLOJK SORGULAMALARI OLGUSAL DZENLLK KONUSUNDA HUMEUN PHECL PHEC DNCELERE TEPK: MOOREUN SADUYUSAL YANITI PHEC TAVRIN FELSEF DEER
Epistemoloji
GR
nceki nitelerde insan bilgisi kavram zerine baz temel irdelemeler ve tartmalar sunduk. Kitabn banda da belirttiimiz gibi, bilgi kavram felsefecilerin aratrma konusu olmadan nce gndelik dile ait bir kavramdr. Bilgi sahibi olmann, insan olmann temel ve olaan bir yn veya boyutu olduunu dnrz. Sradan, gnlk balamlar sz konusu olduunda, bilgi byk ve derin bir soruna neden olabilecek bir konu gibi grnmez. Tarihteki felsefecilerin nemli bir blm de bilginin olanakll konusunda fazlaca bir kuramsal kayg tamamlardr. nc nitede, Bat felsefesinin ortaya k noktasnda metafiziksel sorgulamalarn nasl zsel bir rol oynadn sergilemitik. Eski Yunann byk felsefecileri Platon ve Aristotelesin tzsellik zerine rettii fikirler, varlk ve bilgi konularnda kritik bir noktaya iaret ederler: Bilinebilecek gereklik yani, bilginin asl nesnesi olan varlk alan alglayabildiimiz tikellerden farkl bir yapya sahip olabilir. Buna karn, Platon ve Aristoteles grnen dnyann temelinde yatan tzsel varlklarn bilgisine ulaabileceimizden phe duymamlardr. Bu durum felsefe tarihinde yer etmi dnrlerin ounluu iin geerlidir. Tarihte yer etmi
66
Epistemoloji
felsefi tasarmlar, genel olarak bilginin olanakll konusunda iyimser bir havaya sahiptirler. Bu nitede epistemoloji tarihinin nde gelen ve ilgin tartma konularndan birini inceleyeceiz. Bilginin gerekten var olduuna, bilgiye ulaabiliyor olduumuza veya bilginin gerekletiinin farkna varabileceimize ynelik pheler felsefe tarihinde ilk balardan bu yana kayda deer bir yer tutmutur. Sokrates, alakgnll bir tavrla ve bilgi konusunda iddial ve kibirli bir tavr sergileyen ehrin ileri gelenlerinden farkl olarak bilgi sahibi olmadn ifade etmitir. Bilgi sahibi olmadn bilme dnda bir bilgi iddiasnda bulunmayan Sokratesin felsefesinin pheciliin ana fikrini iinde barndrd dnlr. pheci dncenin adm adm nasl ilerleyebileceini en iyi gsteren felsefecinin ise Ren Descartes olduu genel olarak kabul edilir. Biz de irdelemelerimize onun bu alanda rettii fikirler ve argmanlarla balayacaz.
Descartesn sunduu pheci fikirler, onun iinde bulunduu tarihsel ve toplumsal koullar iinde anlalmaldr. Dahas, Descartes pheci grleri belli bir amaca ynelik olarak sergilemektedir.
67
likle de, Tanrnn yarattna inandklar bu karmak evrenin yapsn dinsel kabullerden ziyade matematiin ve fiziksel bilimin nderliinde anlayabilecekleri kansn tayorlard. Bu bamsz dnebilme yeteneinin ve akla duyulan gvenin en ak rneini Descartesn felsefesinde buluyoruz. Yukarda ifade ettiimiz nedenlerden dolay, Descartesn epistemolojik giriimlerini basit bir entelektel veya zihinsel altrma olarak gremeyiz. Modern an balang noktasnda duran Descartesn son derece kkten olan ynteminin arkasnda yatan asl neden, bilgilenme serveni konusunda taze bir balang yapp, Orta an insanlar dnsel olarak yavalatan ve dogmatikletiren yklerinin akl zerindeki etkilerini ortadan kaldrma arzusudur.
68
Epistemoloji
Descartesa gre, alg yanlabilir olduundan bilgisel kesinlii baka bir yerde aramak gerekir.
Descartesn kt niyetli ve stn gleri olan varlk rnei, bilgiye dair phelerin ne dzeye ulaabileceini gsterir.
mn iindeyken, u an btn bu gerekten algladm eyleri bir ryada grseydim, onlarn gerek olmadn fark edemezdim gibi felsefi dnceler bile retebilirim. Btn bunlarn olanaksz olduunu iddia edebilir miyiz? Eer u an gerekten bir rya gryorsam, ryann iindeyken uyank olduumu kantlama abasna girmem tamamen bo ve yararsz bir aba olmaz myd? Denebilir ki, Ama gereklik ryadan farkldr nk her ryann bir sonu olur ve rya bitince uyanrz. Bu belki dorudur; ama biz yine de ok acele etmeyelim ve yukardaki paragrafta verilen argmann felsefi zn iyi anladmzdan emin olalm. Yukarda aktarlmaya allan argmann iaret ettii arpc gerek udur: Geree yakn rya trnden deneyimler yaarken o deneyimin iinden baktmzda yaananlarn rya m yoksa gerek mi olduunu saptayacak bir ltmz yoktur. Bu tr canl ryalar tahminen oumuzun bana gelmitir: nsan derinlemesine saran bir ryann iinde, o srada yaadklarmzn gerek olduundan ok emin olduumuz anlar yaamzdr. Hatta uyannca Rya srasnda olanlar gerekten yaadmdan o kadar emindim ki ... gibi szler sylemiizdir. Peki u an Epistemoloji kitabnn 4. nitesini okuduunuzu zannederken aslnda yatanzda uyuyor ve kitab okuduunuza dair ok canl bir rya gryor olamaz msnz? Bu tartmann epistemolojik adan nemli olmasnn nedeni udur: Uykuda rya grrken algladklarmzn gerek olduundan o an emin olmamza karn, ryada algladklarmz aslnda var olmayan durumlardr. Ryamda en sevdiim mzik topluluunu karmda grdmde, topluluun elemanlarnn bedensel olarak odamda olmadklar aktr. Yani, rya balamnda gerek olduunu sandm bir alg, aslnda gereklii olmayan bir zihinsel durumdur. Ve benim gerek olmayan bir eyleri deneyimlemekte olduumu rya iinde bilmem genelde olanaksz bir durumdur. Eer bu dediklerimiz doruysa, alglarn ve gzlemlerin dnya bilgimizin yanlmaz temelini oluturduunu rahata iddia etmemiz zordur. yle dnelim: ok canl bir rya grrken onun bir rya olduunu bilebilseydik, bize gerek gibi grnen o grntleri bilgisel adan ciddiye almadan sabrla ryann sona ermesini beklerdik. Ancak bu fazlaca karlalan bir durum deildir. Alglarn gerekliini ryalarn iinde test etmemiz olanakl deildir. Genel olarak ifade edersek, belli deneyim tiplerinde, deneyimin kendisini biz son derece gerek zannetsek de, aslnda o deneyim btnyle bir yanlg veya yanlsama olabilir. Bu irdelemelerden karlabilecek doal bir sonu, alg yoluyla edindiimizi dndmz bilgi paralarnn mutlaka gvenilir olmayabileceidir. Bilgisel kesinlii baka bir yerde aramamz gerekmektedir. Kesin bilgi iin iyi bir aday aritmetik ve geometrik bilgidir. 2+3=5 eitliinin (veya nermesinin) doruluu ile gzlemsel bir nermenin doruluu olduka farkldr. Gzemlenebilir olgular ryalarmzda eitli biimlere ve bileimlere girebilir. Ryalarda insanlar uar, gkyz yeildir, evimize yeni odalar eklenmi gibidir. Yani ryalar, fiziksel gereklii aynen yanstmak zorunda deildir. Oysa 2+3 ryalarmzda bile 9 veya 144 etmez. Ryalarmzda bile bir karenin veya be kenar olamaz. O hlde, gvenilirlii algsal bilgiden ok daha fazla olan matematiksel bilginin, bilgimize temel tekil edecek kesinlie sahip olduu savlanabilir. Bu kadar gvenilir bir bilgi tipinin varlna iaret ettikten sonra, artk pheciliin anlamn kaybettiini iddia edebilir miyiz? Descartes bu noktada acele etmememiz gerektiini syleyecektir. En azndan olaslk dzeyinde dlayamayacamz yle bir senaryo dnelim. Diyelim ki, alglarmzn tesinde ok gl ve kt niyetli bir varlk bizim bilisel yetilerimize srekli olarak mdahale ediyor. Ve bu varln zerimizde oynad oyunlardan bir tanesi, gerekletirdiimiz mate-
69
matiksel ilemlerde bile bizi yanltarak yanl sonulara varmamza neden olmak. rnein, 2+3 ileminin doru sonucu 7 olmasna karn, biz, bu gl varln etkisi altnda, sonucun yanl bir ekilde 5 olduuna inanyoruz. Eer byle bir senaryonun olaslk dzeyinde de olsa ciddiye alnabileceine inanyorsak ki senaryoyu olaslk dzeyinde gz nne almay reddetmek ok kabul edilebilir veya aklc bir yaklam olmayacaktr o zaman matematik veya geometri alanlarnda edindiimize inandmz bilginin bile epistemolojik garanti iermediini kabul etmemiz gerekir. Belli bilgi paralarnn doruluundan ara sra phelensek bile, bilgi SZDE SIRA konusunda genel olarak phelenmek olaan ve normal bir ilev deildir. Epistemolojik bir altrma olarak, kapsaml ve sra d phelenme rnekleri bulmaya aln. Baka bir deyile, yaaDNEL M mnzda gerekleebilecek byk apta bilgisel yanlglar zerinde dnp bunun felsefi sonularn irdeleyin.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Yntemsel phe
S O R U
Yukarda yaptmz saptamalar, bu aamada, okuyann zihninde baz soru iaretDKKAT leri olumasna neden olabilir. Birincisi, insanlarn zihinsellii ile oynayabilme yetisi olan bir varln bizim dnya bilgimizi diledii gibi deitirecek veya belirleyecek bir gce sahip olmas, insanlarn kafasndaki Tanr fikriyleSIRA SZDE elimektedir. Kt ve gl bir varln bizim evrenimize bu lde egemen olmas, Tanrnn deil o varln kozmik kontrol elinde tuttuunu gsterir. Tanr inanc gl olan DesAMALARIMIZ cartes asndan bu olduka eliik bir tablonun ortaya kmasna neden olmaz m? kincisi, eer Descartes Modern dnemde insan aklna, matematie ve bilimin bulgularna ynelik olarak byk bir gven duyan dnrlerin banda geliyorsa, K T A P onun adnn epistemolojik balamlarda phe kavram ile birlikte gemesi biraz garip bir durum deil midir? Bu sorularn yant, Descartesta grdmz pheci aklTyrtmelerinin onun ELEVZYON felsefi ynteminin bir paras olduudur. Descartesn phesi yntemsel phe olarak bilinir. Baka bir deyile, Descartes kendi felsefi kuramn savlayabilmek iin pheyi bir yntem olarak kullanmakta ve bylece phelenilmeyecek saNTERNET lamlkta baz fikirlere ulamaya almaktadr. Onun vard sonularn ayrntlarna daha sonraki nitelerde deineceiz. Ancak, bu aamada vurgulamamz gereken ve felsefi nemi byk olan konu, Descartesn pheci akl yrtmeleri belli bir amaca ynelik olarak yapyor olmas ve aslnda kendisi bir pheci olmamasna karn, pheci argmanlar ciddi, nesnel ve tarafsz bir ekilde baaryla sergiliyor olmasdr. Bu niteliin iyi bir dnr olmann en temel zelliklerinden biri olduunun altn izmemiz gerekiyor. imdi bu dnceler nda yukarda ifade ettiimiz ve phecilik balamnda Descartesn yzlemesi gerektiini kaydettiimiz iki soruna nasl yant verilebileceini inceleyelim. lk olarak, Descartes gibi dindar bir kiinin felsefi sistemi iinde insanlar srekli aldatan gl bir varlk kavramna yer olup olmad konusunu ele alalm. Descartes, sorgulamalarnn balarnda, Tanrnn bylesi bir varln bizi aldatmasna izin vermeyeceini dnmenin olanakl olduunu syler. Bu hamle, pheci bulutlarn dalmasn ve felsefi sorunun kapanmasn salar denilebilir. Ancak Descartes, kkten sorgulamasn baaryla yrtebilmek iin, o aamada Tanrnn varlna dair hi bir bilgisi yokmu gibi dnmeye devam edeceini aklar. Baka bir deyile, nasl ki elleri ve ayaklar olduunu bildiini bile varsaymayarak yola ktysa, irdelemelerinin banda (epistemolojik adan i-
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Descartesn sunduu TELEVZYON pheci fikirler onun felsefi ynteminin bir parasdr.
NTERNET
70
Epistemoloji
lerini kolaylatrabilecek olan) Tanry deil, kt ve aldatc bir gc varsayacan ilan eder. Descartesn, bu anlamda, eliik bir felsefi durumda olduunu syleyemeyiz. Onun yapt, Tanr dncesini hemen devreye sokarak En azndan Tanrnn var olduunu biliyorum, o hlde en salam epistemolojik dayanam bellidir gibi bir yargyla felsefi sorgulamay sonlandrmak yerine; kesinlikle pheye yer brakmayacak bir ey bulana dek en gl inanlarn ve sahip olduunu dnd bilgileri askya almaktr. Descartesa gre biz Tanrnn var olduunu akl yoluyla gsterebiliriz. Ancak bu, kestirme ve dogmatik bir hamleyle yaplamaz. Tanrnn var olduunun gsterilmesi aklc dncenin ilerleyen aamalarnda ortaya kacaktr. Descartesn kendisi Tanrnn varlna dair ok salam bir inanca sahip olsa da, ona gre, Tanrnn var olduundan kesinlikle phe duyulamayaca sylenemez. O yzden, en phe duyulamayacak zihinsel durumumuz Tanr vardr gibi bir bilgi veya inan olamaz. Bu da kt ve gl varlk senaryosunun ciddiye alnmas gerektiini gsterir. Benzer bir noktay yukarda belirttiimiz ikinci kar k iin de ifade edebiliriz. Her ne kadar Descartes matematik ve bilim alanlarnn nesnel bilginin en nemli kayna (ve hatta modeli) olduunu dnyor olsa da, pheci sorgulamay ciddiyetle ve sonuna kadar devam ettirmektedir. Bu balamda da bir eliki yoktur nk Descartes sorgulamasna algsal, matematiksel ve bilimsel bilgi tiplerinin gvenilirliini varsayarak deil, onlara kritik bir test uygulayarak balamaktadr. Bu yaklam, ciddi bir felsefi yntemin uygulanmasn beraberinde getirmektedir. Descartes, matematiksel, bilimsel ve algsal bilginin genel gvenilirliinin sorgulamann sonunda ortaya kmasn istemektedir. Ksaca, saduyuya ok uygun grnse bile, hibir dogmatik varsaymda bulunmadan epistemolojik anlamda yoluna devam etmektedir. Elbette phecilik her zaman yntemsel olmak zorunda deildir. Felsefe tarihinde, Descartestan farkl olarak, phecilii samimiyetle ve sonuna kadar savunan dnrler kmtr. Bu dnrlerin bazlar Sokrates gibi tek bilebileceimizin bilgi sahibi olmadmz olduunu savlarken, baz daha radikal olan felsefeciler ise, bu kadarn bile bilemeyeceimizi ne srmlerdir. Onlara gre, her ne kadar saduyumuz bize tam tersini sylese de, bilgi hi bir ekilde olanakl deildir. Bu srad dnceler zaman zaman felsefeciler arasnda eitli esprilerin retilmesine de neden olmutur. rnein, eer radikal pheciler algsal bilgi de dhil olmak zere hi bir tr bilgiye inanmyorlarsa, neden ara sra kap yerine pencerelerden binay terk etmeyi denememektedirler? Kendilerini aka pheci olarak niteleyen akademik felsefeciler eer srekli olarak kapdan kmaya alyorlarsa, bu durum belki bir bildikleri olduunu gsterir diyebiliriz. Tm bunlara karn, pheci perspektifin hakkn verme konusunda dikkatli olmamz gerekiyor. Bir pheci, pratik yaamda sergiledii davranlarn ve seimlerin bir eyleri bilmekten kaynaklanmadn iddia edebilir ve bu tavr, dardan garip grnse de, tamamen tutarsz olmak zorunda deildir. Radikal anlamda pheci olan kiiler genel olarak bizim gereklii snrl bilgisel yollarla kavrayabileceimize ilikin phe duyarlar. Bu durum, eylemsel anlamda fazlaca sorun yaamadan ayakta kalabiliyor olma olasln tamamen dlamaz. phecilere gre pratik yaamda ilerin yolunda gidiyor gibi grnmesi ile insann varlk alannn kendisine dair bilgi sahibi olmas birbirinden ayrlmas gereken durumlardr.
71
David Hume (Deyvid Hym okunur) phecilik balamnda felsefe tarihinde derin izler brakm bir dnrdr.
72
Epistemoloji
yle bir durum dnelim. Diyelim bir gn, zaman asndan gecenin sonuna gelinmesine ramen gne domuyor. Byle bir durumun olanaksz olacan syleyebilir miyiz? Bunun ok sra d ve ok edici olaca aktr. Ancak yine de kafamzda bylesi bir senaryoyu canlandrabiliriz. Bunu daha net hle getirmek iin fiziksel olanakszlk ile mantksal olanakszlk kavramlarn karlatralm. Bir olgunun veya durumun fiziksel olarak olanaksz olmas, o olgunun bizim iinde yaadmz ve anladmz fiziksel dnyann grnen yapsyla elimesi anlamna gelir. rnein, bir insann pencereden atladnda dmeyip umaya balamas fiziksel adan olanakszdr. Ancak, pencereden atlayp umak gibi fiziksel anlamda olanaksz olan durumlarn gerekletiini ben kafamda canlandrabilirim. Mantksal olanakszlk kavram ise, iinde yaadmz evrenin mantksal yapsyla atan durumlar iin kullanlr. Bizim evrenimizde bir genin drt kenarl olmas olanakszdr. Bu olanakszlk, fiziksel bir olanakszlktan ok daha byk bir olanakszlk trdr nk, fiziksel olanakszlklardan farkl olarak, mantksal adan olanaksz bir durumu kafamzda bile canlandramayz. Yarn gnein domamas fiziksel adan olanakl bir durum deildir diyebiliriz. Buna karn, kafamzda canlandrabileceimiz bir durum olan gnein domamasnn mantksal anlamda olanaksz veya eliik olmad aktr. Eer biz gne yarn doacak nermesini bildiimizi iddia ediyorsak, bundan kastettiimiz gnein yarn domamas mantksal olarak olanakszdr gibi bir dnce olamaz. Kastedilen yalnzca fiziksel dnyann yaps, gnein domasn gerektirir trnden bir nerme olabilir. Ancak, Humea gre bu inanca temel tekil eden olgu, yukarda da belirttiimiz gibi, gemite yaptmz gzlemler ve bu gzlemlerin belli bir tutarllk gstermesidir. Eldeki kstl tmevarmsal zeminin tesine geerek, Yarn Gnein doacan biliyorum iddiasnda bulunmamzn ok salam bir gerekesi olabileceini sylemek zordur. zetle, aslnda hibirimiz yarn gnein doup domayacan bilmiyoruz.
ngiliz felsefesinin nemli dnrlerinden olan G.E. Moore (Muur okunur) zellikle pheci dncelere kar ald saduyusal tavrla tannr.
73
eleriyle sergilemeyi gerektirir. Mooreun phecilie yant ve kar k da bu balamda deerlendirilmeli ve anlalmaldr.
Argmann Arka Plan: Kesin Olarak Bilinenler ve Nesnelerin Var Olmasnn Anlam
Mooreun konuyu irdelerken yapt ilk ey, kesinlikle bildiine inand baz nermeleri sralamaktr. Moore yle ifadeler kullanr: u anda bir beden vardr ve o beden bana aittir. Bu beden uzunca bir sredir, deimekle birlikte, varln kesintisiz olarak srdrmektedir. Dahas, bu beden, var olduu zaman iinde, srekli olarak bir gezegenin yzeyinde veya yzeye yakn noktalarda bulunmutur. Kendisi dnda baka nesneler de, kendisinden eitli uzaklklarda, var olmulardr. Dardaki nesneler arasnda, baka insan ve hayvan bedenleri de vardr. Son olarak da, ben yalnzca bir beden deil bir kii olduumu biliyorum. Trl deneyimler yaam ve yaamakta olan akll bir varlm. Ve benim dmda da bu zelliklerde canllar olduunu bildiimi syleyebilirim. imdi, tm bu ifadeler elbette bir kanta veya argmana karlk gelmemektedir. Peki, pheci akl yrtmelerin stesinden gelip, bizi saran varlk alanna dair bilgi sahibi olduumuzu nasl savlayabiliriz? Moore kantlama iinin birden fazla yntem yoluyla olabileceini belirtir. Bir yntem, ilerleyen nitelerde inceleyeceimiz, Kantn aknsal yntemidir. Moore ise daha farkl bir yntem veya yaklam getirmektedir. Mooreun tartmasnn banda gndeme getirdii nemli bir konu nesnelerin varl kavramnn aklanmas ile ilgilidir. Bu konudaki soru iaretlerini ortadan kaldrmak iin, Moore nesnelerin varl kavramndan zihnin dnda, zamanmekn iinde var olmay anladn syler. Bu nemli bir aklamadr, nk baz dnrler nesnenin znel veya zihinsellie ait nitelikler barndrdn, yani tamamen zneden bamsz olmadn dnmeye eilimlidirler. Mooreun szn ettii nesne ise, saduyumuza da uygun bir ekilde, fiziksel zelliklere sahip ve zihinden bamsz niteliinde bulunmaktadr. Moorea gre ben u bir kartaldr nermesini dile getirdiimde kastettiim bu trden fiziksel bir nesnedir. zetle, zihinden bamsz bir tarzda fiziksel zaman-meknn iinde olmak, bizim var olan nesne kavrammzn en zsel parasdr. Elbette eer ben, rnein, u an bir halsinasyon yayor ve mavi bir filin havada uutuunu gryorsam, o zaman sz konusu fil bana ne kadar gerek grnrse grnsn yle bir nesne iin var nitelemesini kullanamam. Ksacas, Moorea gre, biz varlk kavramn zihinden ve zneden bamsz eyler iin kullanrz.
Moorea gre, nesnelerin var olmalar onlarn zihnin dnda, zaman ve mekn iinde var olmalar anlamna gelir.
74
Epistemoloji
Bu argmana imdi felsefi adan yakndan bakalm. Argmanda, karmsal biime uygun olarak, baz ncller ve bir sonutan oluan bir iddia sunulmutur. Eer bu karm bir fikri veya tezi baaryla savunacaksa; (1) ncller iyi bilinen nermeler olmal, (2) sonu nermesi nclleri bilgisel olarak aynen tekrarlamamal ve (3) ncller sonucu yeterince gl bir dzeyde desteklemelidir. Bu koullarn salanp salanmadn irdeleyelim. Moorea gre, ncllerin doru olmasnda bir sorun yoktur nk orada belirtilen dnceler, (1)de belirtildii gibi, kesinlikle bilinen eylerdir. (2)de belirtilen noktann da saland kabul edilebilir. Bir insann elini sallayarak ite bir el kelimelerini sylemesi ile bir nesnel varlk iddiasnda bulunmak tam olarak ayn eyler deillerdir. Ve son olarak da, (3)te sz edilen art, yani ncllerin sonucu desteklemesi de salanmaktadr. Mooreun deyimlemesi ile, sonu, ncllerden kesin bir ekilde kmaktadr. Konuya saduyuyla yaklaan herkes Mooreun tezlerine sempatiyle bakacaktr. Ancak yukarda zetlenen argmann felsefi adan kabul edilebilir olup olmadnn aklc ve nesnel olarak irdelenmesi gerekiyor. ncelikle, (1)in gerekten salanp salanmad nemli bir soru olarak karmza kmaktadr. Moore ncllerde ifade edilen savlar bildiini gerekten syleyebilir mi? phecinin bak asndan ele alndnda, bu balamda felsefi sorun yaratan ve zm getirmeye altmz konu, batan itibaren, zaten nesnelerin varlklarnn bilinmesidir. O yzden, Mooreun gsterilmeye allan noktay batan varsayd, ksacas dngsel bir aklama yapt sylenebilir. Dngsel aklamalar veya akl yrtmeler de, doal olarak, felsefi adan ok deerli olmayan argmanlardr. Elbette Moore kendi argmannn veya karmnn dngsel olmadn iddia edecektir; fakat bu nokta olduka tartmaya ak grnmektedir. Ayrca, ncllerin sonucu iyi desteklemedii, yani (3)n salanmad, iddia edebilir. Zihinden bamsz varlk alannn iinde u anda iki adet el vardr nermesi ncllerde olmayan metafizik bir fikirdir. Metafizik yapda olmasnn nedeni, aka grlecei gibi, biliselliimiz dnda ve ondan bamsz bir ekilde var olduunu dndmz nesnelerin dnyasna bir gnderme yapmasdr. Moorea itiraz etmek isteyen bir felsefeci, sonucun ncllerden ok farkl bir hamle gerekletirdiini ve bu yzden, ncllerden sonucu treten karmsal ban gl olmadn syleyebilir. Her durumda, Mooreun akl yrtmesi belli sorunlar olan bir karm gibi grnmektedir.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DescartesnSIRA SZDE sergiledii pheci akl yrtmelere kar, saduyunuzu kullanarneklerini rak argmanlar gelitirmeyi deneyin. Bu argmanlarn phecilerin kayglarn giderip gideremeyecei konusunda fikir retmeye aln.
DNELM
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
75
Ska dile getirilen ve ounlukla zerinde fazlaca dnlmeden kabul gren bu yaklamn aslnda mutlak bir doru olmayabileceini belirtmemiz gerekiyor. W. V. O. Quine gibi 20. yzyl Amerikan pragmaclarnn (eylemciler olarak da anlrlar) vurgulad nemli bir nokta, bilimin aslnda saduyudan tredii ve ikisi arasnda bir uurumun deil srekliliin olduudur. Bilim ve felsefe, daha nce tarttmz gibi, st dzey bir logosun ilevselliinin sonucudur. Ancak bu durum, bilim ve felsefeyi var eden canl ile hareket eden, beslenen, reyen ve yaamn srdrmeye alan canlnn farkl varlklar olduunu gstermez. Her ne kadar, rnein, kuantum fizii veya Aristotelesin metafizii somutluktan ve gndelik yaamdan ok uzak grnse de, bilimsel ve felsefi aratrmalarn temelde somut eylemlerden ve doal ilgilerden kaynaklandn dnmek aklc bir seenek gibi gelmektedir. Fizik ve felsefe, insann geliiminin bir sonucudur ve bu ilevleri gerekletiren zihin bu dnyaya ait bir eydir. phecilik gibi ok nemli bir felsefi soruna zm bulmak isteyenler iin bu yaklamn taze bir dnsel alm salayabileceini sylemek olanakldr. Bu noktaya kitabn ilerleyen nitelerinde, ada epistemolojik tartmalar balamnda tekrar deineceiz. Saduyu konusunda son olarak bir noktay daha belirtelim. Felsefi tartmalar ve argmanlar sz konusu olduunda, bunlarn karsna hemen saduyuyu kararak bir salamlk testi yapma eiliminde olmann sakncal ynleri olabilir. rnein, phecilii deerlendirirken ve eletirirken, pheci yaklamlarn saduyuya aykr olduu dncesini dile getirmek her zaman ok yardmc olmayabilir. Birincisi, saduyu kavramnn her durumda ve her balamda ayn sonucu vermesi beklenemez. Baka bir deyile, saduyu denilen yeti bir makine gibi ileyen yani mekanik ve evrensel bir tarzda alp belirlenmi sonular ortaya koyan bir kapasite olmayabilir. O yzden, saduyunun bir sorun karsnda nasl bir tepki veya sonu verecei, balamsal ve grece ynler ieren bir konu olabilir. kincisi, saduyunun genelde kabul gren sonular bazen son derece yanltc olup, bu sonular dzeltmek iin bilim ve felsefe gibi alanlarn ilevlerine ihtiya olabilir. rnein, yaln saduyu bize zerinde bulunduumuz dnyann dz olduunu syler. Bu yanln dzeltilmesi, sradan olaan algsalln dzleminde olanakl olmayabilir. Byle hatalarn dzeltilmesi iin logosun st dzeyde ileyiine, yani bilime gereksinim vardr. O hlde, saduyunun en st epistemolojik merci veya kapasite olarak yceltilmesinin ok da hakl olmad belirtilebilir. Akln kritik yani eletirel kullanmnn ne kadar nemli ve deerli olduunu bu balamda da gzlemleyebiliriz.
Genel olarak, pheci bir tavr gstermenin belli bir felsefi deeri vardr.
76
Epistemoloji
pheci tavr olarak betimlediimiz tavrn veya yaklamn ierii nedir? Ve bu tavr felsefi anlamda zel klan ey nedir? Bunun yantn, pheciliin tersi olan kavramlarn ieriinde ve o kavramlarn barndrd sakncalarda aramak gerekir. pheciliin tersi olan kavramlar iinde en nemlisi dogmatizmdir. Dogma deyiminin anlam belli bir kii veya topluluk tarafndan benimsenen, tartmadan ve sorgulamadan kabul edilmesi beklenen inan ya da inan kmesi eklinde verilebilir. Kelimenin Yunanca kkeni fikir, kan gibi anlamlara gelmektedir. Dogmatik kelimesi ise, zaman zaman, bir fikri veya inanc hi sorgulamadan ve zerinde ciddi bir irdeleme yrtmeden kabul eden insanlar iin kullanlr. Ancak bu sylediklerimizden, dogmatik nitelemesinin felsefe ile ilgilenmeyen rnein, metafizik veya epistemolojik sorunlar zerine kafa yormam sradan insanlarn tm iin geerli olduu gibi bir sonuca varmamz doru olmayabilir. Bu konu zerinde biraz duralm. Yetikin, zihinsel olarak salkl ve bir toplum iinde yetimi her insann bir dnya gr ve inan sistemi vardr. Genelde inan/bilgi sistemleri gnden gne radikal bir ekilde deiebilecek yaplar deildir. Byk fikirsel veya bilgisel dnmler, gerekletikleri durumlarda, genel olarak insanlarn zihinsel dnyasnda olduka yava ortaya karlar. Eer sevdiimiz ve derinden gvendiimiz bir insann aslnda kt niyetli ve zararl bir kii olduuna ilikin salam kantlar sunulursa, ilk tepkimiz mantksal bir robottan farkl olarak sunulan aklc kantlara direnmektir. Benzer durumlar, rnein, bilimsel balamlarda da karmza kabilir. nsan denen varln, bu genel anlamda, tutucu bir varlk olduu sylenebilir ve bu, nihayetinde, fazlaca knanabilecek bir durum olmayabilir. Yukarda sylediklerimiz nda, lml anlamda tutucu olma ile dogmatik olma kavramlarn ayrabiliriz. Dogmatik insanlar, lml anlamda tutucu kiilerden farkl olarak, inanlar ve dnceleri karsnda ne srlebilecek kar fikirleri, argmanlar veya kantlar bu argmanlar ya da kantlar ne kadar gl veya aklc olurlarsa olsunlar gz nne almay reddederler. Daha z olarak ifade edildiinde, dogmatik kiiler, belli bir fikri bir kez kabul ettikten sonra onun doruluuna ilikin phe duymay kesinlikle reddeden kiilerdir. Bu tavrn, logos sahibi olduunu dndmz bir varlk olan insana uymad son derece aktr. O hlde phecilik olmasa da, phelenme yetisine sahip olmak nemli bir zihinsel zellik veya meziyettir diyebiliriz. Bu noktada kritik olan bir saptama, pheci tavrn veya dogmatiklik kart duruun insanlar iin tahminen ancak belli bir dereceye kadar olanakl olabilecei gereidir. Kesintisiz phe hlinde olmak ve srekli olarak salam dnsel zeminlerini kaybetmek insanlarn kolayca yapabilecei eylemler deillerdir. Dahas, ar pheci bir tavrn insana yaam iinde ok fazla yararnn olmayaca da bellidir. te yandan, dogmatik olmaktan ziyade, zaman zaman da olsa, sahip olduu fikirlere ve inanlara eletirel bir tavrla yaklaan insanlarn hem bireysel geliimlerinin daha gl olaca hem de inan sistemlerinin genelde yanllamaya ak olmasndan dolay bizi saran dnyann olgularn bilebilme anlamnda da daha avantajl bir duruma gelecei sylenebilir. Bu elbette epistemolojik boyutta deerlendirilecek bir yarardr. Ancak konuya daha geni bir adan bakmamz da olanakldr: Felsefe tarihindeki pheci dnrleri veya pheci argmanlar incelemenin ve ciddiyetle anlamaya almann daha genel bir anlamda felsefi yarar olaca dnlebilir. Sz konusu yarar, bu tr irdelemeleri yapmann bir insann zihinsel dnyasnda sre iinde yarataca olumlu etkiyle ilgilidir. Yerlemi kanlar veya tartlmadan kabul gren aklamalar karsnda phe duyabilme ye-
77
tisi olan insanlarn bu tr ilevlere girmeyenlere gre daha esnek ve ak grl olacaklar tahmin edilebilir. Dahas, pheci ynleri olan kiilerin, kendilerini kar grlere ve akl yrtmelere ekinmeden amalarndan ve radikal sorgulama alkanl edinmelerinden dolay, inan sistemlerinin darbelere daha dayankl ve daha iyi gerekelendirilmi bir konuma gelecei de aktr. Bu durum pheciliin bir epistemolojik gr olarak doru olup olmamasndan bir para bamsz olup, felsefe alanna ilgi duyanlarn zerinde dnmeleri gereken bir konudur. phecilik epistemolojik bir gr olsa da, onun genel felsefi sonular ve uygulamalaSIRA SZDE r da bulunmaktadr. pheci yaklamn bir bireye genel olarak ne kazandrabilecei konusunda fikirler retmeye aln.
DNELM S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
78
Epistemoloji
zet
A M A
Descartesn epistemolojik grlerini ve bu grlerin neden nem tadn aklayabilmek. Descartesn epistemolojik pheleri felsefe tarihinde ok zel bir yer tutar. Descartes, inan sisteminin ok sayda yanl nerme ierdiini fark ederek, inand fikirlerin tmn kkten bir ekilde sorgulamaya giriir. Descartesn sorgulamalar birka ynden ilgin zellikler tamaktadr. ncelikle Descartesn abas bir yntemin uygulamas olarak anlalmaldr. Descartes bilgi konusunda phecilii belli bir amaca ynelik olarak yrtmektedir. Bu ama, phelenilemeyecek kesinlikte bilgiye ulamaktr. Baka bir deyile, Descartes, kendisi pheci bir felsefeci olmamasna karn, pheci akl yrtmeyi akademik dzeyde ve nesnel bir ilgiyle gerekletirmektedir. pheci sorgulamalar srasnda Descartes, algsal ve matematiksel bilginin gvenilirliine ilikin kkten sorular sorar ve hatta kendisi dindar bir insan olmasna karn, Tanrnn varlna ilikin bilgimizin bile pheye ak olduunu belirtir. Onun ileri srd dnceler arasnda en dikkat ekenlerden biri udur: 2+3=5 gibi doruluundan kesinlikle phelenmeyeceimiz bir bilgi trnde bile phelenmek olanakldr. stn gleri olan ve insanlarn zihinlerini kontrol edebilen bir varlk, en kesin grnen bilgi trlerinde bile yanlmamza neden olabilir. Elbette, eer insanlar byle bir epistemolojik durum iindeyseler, srekli yanlmakta olduklarn bilmeleri sz konusu olamaz. Bu tr senaryolar, olduka sra d olsalar da, bilginin gvenilirlii konusunda nemli ipular sunarlar. Olgusal dzenlilik konusunda Hume tarafndan ne srlen pheci grleri aklayabilmek. sko felsefeci David Humeun metafizik kart grleri pheci perspektif asndan kritik bir nem tar. Humea gre, doada karlatmz olgusal dzenliliklere ilikin yaptmz varsaymlar konusunda dikkatli olmamz gerekmektedir. nsanlar genelde doada dzenli olarak tekrarlanan olgularn belli bir zorunluluk ierdiine inanrlar. Her sabah gnein doudan domas bunun iyi bir rneidir. Biz gnein her sabah domasnn rastgele bir olay olmadn iin iin-
de bir dzen, bir zorunluluk olduunu dnrz. Elden braklan bir nesnenin dmesi de byledir. Ancak, Humea gre, bu tr olaylarda elimizdeki veri yalnzca gemite gzlemlediimiz durumlardr. Yani, gzlemlediimiz dzenlilikler bizim doada bir zorunluluk olduunu dnmemize neden olmaktadr. Gemite gzlemlenen olaylardan yaplan her genelleme tmevarmsal nitelikte olmak durumundadr. Bu yzden, evrenin dzenine dair tm iddialar, kesinlikten uzak karmlar olmann tesine geemezler. Humeun argman bize olgusal dzenlilikler konusunda irdelemeden kabullendiimiz noktalar olduunu gsterir. Mooreun phecilie kar ne srd saduyusal argmann zelliklerini aklayabilmek. Pek ok kii pheciliin saduyu ile tam olarak rtmeyen bir gr olduunu syleyecektir. Moore bu sezgiyi dile getiren ilgin bir argman ortaya koymutur. Moore ncelikle bizim dnyaya ve kendimize ilikin pek ok temel ve basit olguyu bildiimizi ifade eder. Ardndan, baz felsefecileri ok megul etmi olan fiziksel gereklik iinde (yani, zihnimizin rnlerinin dnda) olan nesnelerin varln nasl gsterebileceimiz sorusunu ele alr. Moorea gre, eer bir kii (uygun el hareketleri eliinde) te bir el! ve te baka bir el! cmlelerini sylerse, bundan Zaman-mekn iinde, zihnin yaratm olmayan iki adet el bulunmaktadr nermesinin doruluunu gstermi olur. Bu karmda, akl yrtmeyi yapan kii, saduyusal ve basit cmlelerden hareket ederek zihnin dndaki gereklie ilikin bir sonuca ulamaktadr. Bu, kayda deer bir karmdr nk sonu nermesinde dile getirilen dnce ncllerde ifade edilen dncenin tamamen ayns deildir. te yandan, ncllerden sz konusu sonuca gei de sorunsuz grnmektedir. Bu durum, zaman-mekn iinde bulunan ve zihnin yaratmad nesnelerin varlnn saduyusal bir tarzda gsterilebileceinin gstergesidir.
A M A
A M A
79
A M A
phecilii ilgilendiren baz nemli kavramlar birbirinden ayrabilmek ve pheci tavrn felsefi deerinin ne olduunu anlatabilmek. phecilik, felsefi bir akm olarak, bilginin olanakll konusunda olumsuz bir gre karlk gelir. pheciler insanlarn nesnel bilgiye ulayor olduklar ynndeki genel geer varsaym kkten bir ekilde sorgularlar. Felsefede bir akma ait olmak, sistematik ve kapsayc bir tavrdr. phecilik gibi bir akmn iinde yer almak, bir dnrn konuyla ilgili grlerini tmyle etkiler. te yandan, bir felsefeci belli bir akma ait olmakszn bir grn genel yaklamna sempati duyabilir. Epistemolojik adan kendisini bir pheci olarak nitelemeyen bir kii de, pheci tavr ksmen benimseyebilir. rnein, sahip olduu felsefi kuramlarn veya grlerin mutlak doru olmayabileceinin bilincinde olabilir. pheciliin tam tersinin dogmatizm olduunu syleyebiliriz. Dogmatik insanlar, genel olarak, kendi grlerine kar getirilebilecek kar grleri veya kantlar ciddiye almay reddederler. O yzden, phecilik ile dogmatizm birbirinin zdd yaklamlardr diyebiliriz. Bununla birlikte, insanlarn sahip olduu inan sistemlerine veya grlere bal olmalarn hemen dogmatik nitelemesini kullanarak etiketlendirmek doru olmayabilir. Yeni perspektiflere veya alternatif fikirlere ak olmama ile kendi perspektifine genel olarak sahip kma birbirinden ayrlmas gereken zelliklerdir. Aslnda insanlarn ou iin, bu balamda, lml tutucu nitelemesi kullanlabilir. nsanlar yaama yaklamlarn ve inandklar temel nermeleri genelde bir gnde deitirmezler. Bu tr tutuculuk insanlarn tutarl ve istikrarl bir zihinsellie sahip olmasnn bir koulu olarak grlebilir. Ilml anlamda tutucu kiiler, dogmatiklerden farkl olarak, dnsel dnyalarna dardan gelecek etkileri deerlendirme yetisine sahiptirler. Ksaca zetlersek, phecilik epistemolojik bir gr olsa da, phe edebilme yetenei veya bir bilginin doruluu veya yanll konusunda ak fikirli olma zellii genel bir felsefi meziyet olarak grlebilir.
80
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Descartesn pheci sorgulamalar kapsamnda Tanrnn yeri veya ilevi nedir? a. pheci bir dnr olan Descartes, Tanrnn varln kabul etmez. b. Descartesn Tanrnn varlna inanmayan bir dnr olmas, onu pheci sorgulamalar yapmaya yneltmitir. c. Descartesn Tanr inanc, onu pheci sorgulamalar yapmaya yneltmitir. d. Descartes, Tanr inancn iin iine sokmadan pheci sorgulamalar sunmutur. e. Descartes, pheci sorgulamalar yrtmenin Hristiyan inancnn sorgulanmasna neden olacan dnmtr. 2. Descartesn sorgulamalar asndan aadakilerden hangisi dorudur? a. Alg en temel ve en phe duyulmayacak bilgi trdr. b. Basit alglar kesin bilginin oluma srelerinde temel olutururlar. c. ok canl ryalar, grnr bilginin kesinliinden phe duyulabileceini gsteren rneklerdir. d. Alglar yoluyla kavranan nesneler, ryalarda karmza kan nesneler gibi, var olmayan eylerdir. e. ok canl ryalar, alglar yoluyla gelen bilginin doru olmas gerektiini gsteren rneklerdir. 3. Descartesn stn gleri olan kt niyetli varlk rneini gndeme getirmesindeki temel ama nedir? a. Matematiksel eitliklerin bile doruluundan phelenmenin olanakl olduunu gstermek b. Tanrnn bizi aldatamayacan savlayabilmek c. Alglarmzn kesinlikle gvenilir olduunu gstermek d. pheciliin en mantkl felsefi kuram olduunu gstermek e. Gerekliin bir yanlsama olduunu savlayabilmek 4. Descartesn yntemsel phe yolunu semesi ne anlama gelmektedir? a. Descartes sradan bilgilenme yollarn temel alarak pheciliin doruluunu gstermeyi hedeflemektedir. b. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamak iin ncelikle pheciliin yanl olduunu varsayarak irdelemeye balamaktadr. c. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamakta ancak nihayetinde phelenilemeyecek bilgilere ulamay hedeflemektedir. d. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamakla birlikte, irdelemelerinin sonunda pheciliin kuramsal stnln aka ifade etmektedir. e. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamakla birlikte, irdelemelerinin banda kesin bilginin olanakl olduunu aka ifade etmektedir. 5. David Hume olgusal dzenlilikler konusunda belli bir gr ne srmtr. Onun grne bir isim vermeniz gerekse, aadakilerden hangisini seerdiniz? a. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmdengelimsel karm b. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmdengelimsel gerekilik c. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmevarmsal gerekilik d. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmdengelimsel phe e. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmevarmsal phe 6. Bir sabah uyandlar ve tm kedilerin gkyznde utuunu grdler. Gerekleme olasl dk grnen bu durum iin hangi felsefi niteleme kullanlabilir? a. Fiziksel olarak olanaksz ancak mantksal olarak olanakl b. Fiziksel olarak olanaksz ancak eylemsel olarak olanakl c. Mantksal olarak olanaksz ancak fiziksel olarak olanakl d. Mantksal olarak olanaksz ancak eylemsel olarak olanakl e. Eylemsel olarak olanaksz ancak fiziksel olarak olanakl
81
7. Mooreun saduyusal argman iin aadakilerden hangisi sylenemez? a. Moore iin, Ben yaayan bir insanm syleyen zne iin bilinen bir cmledir. b. Moore iin, var olma kavram zaman-mekn iinde var olma anlamna gelmektedir. c. Moorea gre, sunduu argmanda sonu cmlesi nclleri aynen tekrarlamamaktadr. d. Moore varlk kavramn ieren ncllerden hareketle, iinde var olma kavramnn gemedii bir sonuca karm yapmtr. e. Moore saduyusal bilgi ieren ncllerden hareketle, zaman-mekn iinde var olmaya ilikin bir karm yapmtr. 8. Aadakilerden hangisi Mooreun argman iin bir sorun olarak gsterilebilir? a. Argmann nclleri saduyuya uygun cmleler iermektedir. b. Argmann sonucu, ncllerden farkl olarak, nesnelerin varlna ilikin metafizik ierikli bir iddia sunmaktadr. c. Argmann nclleri, sonutan farkl olarak, nesnelerin varlna ilikin metafizik ierikli bir iddia sunmaktadr. d. Argmann nclleri ve sonucu arasnda tmdengelimsel bir iliki vardr. e. Argmann iki ncl yapsal olarak birbirine ok benzemektedir.
9. Dogmatizm kavramna ilikin aadakilerden hangisi yanltr? a. Dogmatizm ve phecilik nemli bir oranda zt kavramlar olarak alnabilir. b. Dogmatik insanlar yeni bilgiler nda inan sistemlerini gzden geirmeye eilimlidirler. c. Dogmatik insanlarn genel tavr lml ve esnek olarak nitelendirilemez. d. Dogmatizmden farkl olarak lml tutuculuk olaan ve kabul edilebilir bir tavrdr. e. Belli bir inan sistemine sk skya bal olan insanlar iin dogmatik ifadesi kullanlabilir. 10. pheci bir tavr tamann genel felsefi deeri aadakilerden hangisi olabilir? a. pheci tavrlar olan insanlarn kesin bilgiye ulama olaslklar daha yksektir. b. pheci tavrlar olan insanlarn kapal inan sistemleri vardr. c. pheci tavrlar olan insanlarn inan sistemleri zaman iinde deiiklie uramaz. d. pheci tavrlar olan insanlarn inan sistemleri mantksal olarak daha yksek dzeyde tutarllk gsterirler. e. pheci tavrlar olan insanlarn dnceleri daha esnek, inan sistemleri de eletiriyle ba etmeye daha hazr durumdadr.
82
Epistemoloji
Okuma Paras
Birinci Meditasyon Kuku konusu edilebilecek eyler hakknda Hayatmn ilk yllarndan itibaren bir ok yanl kany doru kabul etmi olduumun ve o zamandan beri bu derece gvenilmez ilkeler zerine kurduum her eyin de ancak pek kukulu ve kesinlikten uzak olduunun farkna bugn varyor deilim; bunu anlaynca, hayatmda bir kez olsun daha nce inanm olduum btn kanlarda kurtulmaya girimemin ve her eye yeniden ve temellerden balamann gerekli olduu yargsna vardm. Fakat bu giriim bana biraz fazla byk grnd iin daha uygun bir yaa gelmeyi bekledim, yle bir yaa ki, ondan sonra geride bu grevi yerine getirmeye daha uygun olacam baka bir ya kalmasn; bu da beni o kadar uzun sre geciktirdi ki, bundan sonra da i yapmak iin kalan zamanm yine dnp tanmakla geirirsem, dorusu byk hata ilemi olurum. Dolaysyla, bu ama iin tam srasnda, zihnimi her trl dert ve kaygdan boalttm, ne mutlu bana ki hibir alkantl ruh halinin iinde kvranmadm ve kendime dingin bir yalnzlk iinde gvenli bir dinlenme ortam salam bulunduum bugn, tam bir ciddiyet ve zgrlk iinde, btn eski kanlarmn toptan ykmna giriiyorum. mdi, bunu yapmak iin bunlarn hepsinin yanl olduunu kantlamam gerekmeyecek; zaten belki de bu iin stesinden asla gelemezdim. Fakat aklm beni nceden, tamamen kesin ve kukulanlmaz olmayan eylerden de apak yanl olanlar kadar zenle kanmaa ikna etmi olduunda, bunlarn tek tek her birinde kuku konusu olabilecek bir neden bulduum takdirde hepsini birden yadsmam yeterli olacak ve bylece her birini tek tek incelemeye de ihtiyacm olmayacaktr; zaten bu sonu gelmez bir angarya olurdu. Fakat temelin yklmas ister istemez btn binann da kmesi sonucunu douracandan, nce btn eski kanlarmn dayand temel ilkelere el atacam. imdiye dek en doru ve gvenilir olarak ne rendimse duyulardan veya duyular yoluyla renmi ama zaman zaman bu duyularn aldatc olduunu da yaayarak grmmdr; oysa bizi bir kez bile olsun yanltm olan eylere asla gvenmemek saknganlk gereidir. Ancak, duyular bizi pek zayf alglanabilir ya da pek uzak eyler hakknda ara sra yanltsalar bile, yine duyular araclyla bildiimiz halde usumuzu zorlamadan kukulanamayacamz birok baka eyler de yok mu? rnein, imdi burada, hrkam giymi olarak atein karsnda oturmakta ve elimde u kad tutmakta oluum ve bu trden baka eyler...Bu ellerin ve bu vcudun bana ait olduunu nasl yadsyabilirim, kendimi kimi aknlarn yerine koymakszn? (...) Yine de bir insan olduumu, dolaysyla uykularmda ve ryalarmda o aknlarn uyankken grdkleri kadar, hatta daha sama ve gerek d eyler grme alkanlm bulunduunu da gz nne almak durumundaym. Kim bilir ka kez ryamda da burada olduumu, giyinik olduumu, atein karsnda olduumu grmmdr, gerekte rplak yatamda yatarken! Ama u anda u kda uyuyan gzlerle bakmyorum, salladm u ba uykuda deil, u eli de bir amala ve bilerek isteyerek uzatyor ve skyorum; uykuda olanlar hi de btn bunlar kadar ak ve seik gibi grnmyor. Fakat inceden inceye dnnce, uyurken sk sk bu tr yanlsamalarla aldatldm hatrlyor ve bu dnce zerinde biraz durunca uyankl uykudan ayrt etmeyi salayacak kesin belirti bulunmadn o derece aklkla gryorum ki ap kalyorum ve aknlm nerdeyse beni uyankken uyumakta olduuma inandracak raddeye varyor. Kaynak: Ren Descartes (2007). Meditasyonlar, ev. smet Birkan. BilgeSu Yaynclk, s. 15-17
83
2. c
3. a
4. c
5. e
6. a
7. d
8. b
9. b
10. e
84
Epistemoloji
5
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Deneyimcilik akmn ana hatlaryla aklayabilecek, Deneyimciliin arka plann oluturan temsil kavramn aklayabilecek, Modern Dnemde deneyimcilii net bir ekilde ifade eden ilk dnr olan John Locken felsefesini aklayabilecek, David Humeun bir deneyimci olarak felsefe tarihinde neden ok nemli bir yer tuttuunu aklayabilecek, George Berkeleyin felsefesinin ideac ve deneyimci ynlerini aklayabilecek, Deneyimciliin genel felsefi deerlendirmesini yapabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Deneyimcilik Temsil dea Tabula rasa Birincil ve ikincil nitelikler Zihinden bamsz var olma Nedensellik mgelem Metafizik kartl deaclk
erik Haritas
GR DENEYMCLK NEDR? DENEYMCLN ARKA PLANI: DESCARTESIN EPSTEMOLOJK MRASI JOHN LOCKE DAVID HUME GEORGE BERKELEY DENEYMCLN GENEL FELSEF DEERLENDRMES
Epistemoloji
DENEYMCLK NEDR?
Bir cmleyle ifade etmek gerekirse, bilgimizin tek kaynann duyu verileri ve alglar olduunu savlayan epistemolojik gre deneyimcilik ad verilir. Duyu verisi ve alg arasndaki fark, bu bilisel durumlarn karmaklk dzeyi ile ilgilidir. rnein, bitkiler dhil ou canl s ve a duyarldr. Baka bir deyile, dnyaya duyusal olarak aktrlar. Ancak alg (rnein, grmek veya iitmek) bitkilerin deil hayvanlarn gerekletirebilecei ilevlerdir. Deneyimcilik kavramnn anlamna ve inceliklerine gemeden nce, incelediimiz deyimin Trkedeki kullanmna ve eviri sorunlarna ilikin baz saptamalar yapalm. Trke yaymlanan felsefe kitaplarnda bu akm iin ska deneycilik deyimi tercih edilmektedir. Ancak dilimizde deneycilik kelimesinin kk deneydir ve bu kelimenin genel olarak kullanlan anlam zellikle bilimsel balamlarda belli bir sonu almak veya gzlem yapmak amacyla bilinli bir ekilde kurgulanm ve kontroll bir ekilde yaama geirilmi olgular veya eylemler dizisi eklinde ifade edilebilir. Eer ben eik bir yzey zerinde hareket eden bir topu gzlemleyerek ivmesini saptarsam veya resimler gsterdiim kiilerin izlenimlerini not ederek kiilik analizi yapmaya alrsam deney yapm olurum. Oysa deneyim sz yukarda verdiimiz bilDeneyimcilik bilginin kaynann duyu verileri ve alglar olduunu ne srer.
88
Epistemoloji
gimizin tek kaynann duyu verileri veya alglar olduu grnn ieriine daha iyi uymaktadr. ok deneyimsiz bir sporcu veya yeni deneyimlere ak bir insan gibi ifadelerde geen deneyim kelimesinin yukarda betimlediimiz felsefi grn zn daha iyi karlad aktr. Sz konusu deyimin Bat dillerindeki orijinal anlamna bakmak da yardmc olabilir. nsann sahip olduu bilginin temelinde duyular veya alglar olduu grne verilen adn ngilizcesi empiricismdir. Kelimenin Yunanca kk olan empeiriann anlam deneyim, ilintili baka bir kelime olan empeirosun anlam ise deneyimli veya tecrbelidir. Bu kelime-kkensel durum da empiricism kavram iin en uygun evirinin deneyimcilik olduunu gstermektedir. Bu nedenlerden dolay biz bu kitapta deneyimcilik deyimini tercih edeceiz. Kavramsal aklama getirmeye ynelik olarak son birka not daha ekleyelim. ngilizcede gnlk dilde de kullanlan ve empiricism ile ayn kkten gelen bir dier kelime de empirical dr. Deneyimsel gibi bir anlama gelebilecek bu kelime ngilizcede insanlar iin bir sfat olarak kullanld zaman ayaklar yere basan, desteksiz iddialara kulak asmayan, yalnzca grdne inanan, gereksiz speklasyonlara veya soyutlamalara prim vermeyen gibi anlamlara gelmektedir. Deneyimsel kiilerin bu saydmz zellikleri, felsefedeki deneyimcilik grnn ieriine ilikin de genel bir n fikir vermektedir. Bu ekilde ifade edildiinde, deneyimciliin bir dier nemli felsefi gr olan olguculuk veya daha yaygn olarak bilinen adyla, pozitivizm ile nemli bir benzerlik tad grlr. Pozitivizm, genelde, bilginin gzlemsel temelini vurgulayan ve speklasyondan ziyade bilimsel yntemlerin n plana karlmasna arlk veren bir dnce akm olarak bilinir. Pozitivistler de bilgisel balamlarda olgusal deneyime byk nem vermiler ve gerekstc, speklatif, gizemci yaklamlar iddetle reddetmilerdir. zetle, bu iki akmn birbirine yaknlama nedeni, karlarna aldklar fikirlerde veya akmlarda yatmaktadr. Deneyimciliin tam bir tarihsel yksnn verilebilmesi iin irdelemenin Sokrates ncesi dnemden balamas gerekir. Ancak bizim bu kitaptaki amacmz, tarihteki tm dnrlerin perspektiflerini ksaca yanstmaktan ziyade, tartmalarn merkezinde bulunan grleri mmkn olduu kadar derinlemesine incelemek olduu iin; deneyimcilii gnmzde anladmz hliyle ifade eden ve ayrntlaryla savunan byk felsefeci zerinde younlaacaz. Bu felsefeciler John Locke, David Hume ve George Berkeleydir. Bu felsefecinin rettii fikirler literatrde ngiliz deneyimcilii olarak bilinen akmn ortaya kmasn salamtr. ngiliz deneyimciliini incelemeye tarihsel olarak biraz daha geriye dnerek balayacaz.
89
Temsil deyimini bilgi kuramclar zel bir anlamda kullanrlar. Bu kavram epistemolojik adan byk neme sahiptir.
90
Epistemoloji
SIRA SZDE
DNELM S O R U
SIRA SZDE Temsil kavramnn gnlk yaamda karmza kan rneklerini bulmaya aln. Daha sonra, nitenin bu blmde felsefecilerin kendilerine sorun edindii temsil kavramn rneklendirin. Felsefecilerin temsil kavramn dierlerinden ayrt eden zellikleri genel DNELM olarak saptamaya ve ifade etmeye aln.
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Yaamdan rnekler Dnce deneyleri hem gndelik yaamda hem de felsefi etkinliklerde kullanlan ilDKKAT gin zihinsel ilevlerdir. rnein, Eer 40 yl nce kolum sakatlanmasayd belki ok iyi bir piyanist olacaktm; o durumda hayatm acaba nasl olurdu? diye dnen ve SIRA SZDE kafasnda o alternatif evreni canlandrmaya alan bir insann gerekletirdii ey bir dnce deneyidir. Bazen insanlar dnce deneylerini, deneyin gereini yapmak pratik, bilimsel veya ahlaki nedenlerden dolay olanaksz olduu iin de tercih AMALARIMIZ edebilirler. Bir bebei doumundan hemen sonra kapal bir meknda tutup, ses ve grnt gibi evresel uyaranlar da ortadan kaldrp o ortamda yaltlm bir ekilde bytseydik ne olurdu? sorusu da ahlaki nedenlerden dolay gerekletirilemeyecek K T A P ancak yant zihinde tasarlanabilecek bir sorudur. Szn ettiimiz dnce deneyini yapmak bizi bilginin kkenine ilikin daha nce hi sormadmz baz ilgin sorular sormaya sevk edebilir. Bu sorular arasnda en kritik olanlardan birisi AlgTELEVZYON lar yoluyla edindiim bilgi paracklar ortadan kalksayd herhangi bir ey bilebilir miydim? sorusudur. Yantlamas olduka zor olan bu soruya belki farkl ynlerden yaklaarak yant vermeye alabiliriz. Doutan itibaren kulaklar duymayan bir N T E R duyularnn ve bilisel yeteneklerinin salam olduunu, bir toplum insann dier N E T iinde yaadn ve iaret diliyle iletiim kurabildiini varsayalm. Bu kiide dalgalarn sesi kavram oluabilir mi? Duyma yeteneinden doutan yoksun bir insana bir arknn veya dalga seslerinin nasl olduunu iaretlerle anlatabilir misiniz? (Merakllar iin not: Szn ettiimiz anlatma abas sahnesinin bir filmde nasl gerekletiini grmek isteyenler Baka Tanrnn ocuklar (orjinal ad: Children of A Lesser God) filmini izleyebilirler. Filme ilikin bilgi iin: http://tr.wikipedia.org/ ve http://www.imdb.com/title/tt0090830/ Filmin ynetmeni: Randa Haines. Oyuncular: William Hurt, Marlee Matlin. Yapm yl: 1986.)
JOHN LOCKE
John Locke (Caan Lak okunur) nemli bir ngiliz deneyimcidir.
Locke (1632-1704) felsefenin farkl alanlarna ok deerli katklarda bulunmu bir Modern Dnem dnrdr. Bir rnek vermek gerekirse, Locken siyaset felsefesi konusunda ortaya koyduu fikirler demokrasi ve liberalizm gibi konularda temel bir rol oynamtr. Epistemoloji konusuna gelince, zellikle Descartesla birlikte ortaya kan sorunsal balamnda, Locken fikirlerinin son derece nemli bir yer tuttuu genel olarak kabul gren bir dncedir. Aadaki blmlerde hem Locken grlerini ksaca tantacak hem de bu yolla, Modern Dnemin temel dnce akmlarndan biri olan deneyimciliin kurulu tezlerini yakndan inceleme frsat bulacaz.
91
92
Epistemoloji
mizde var olan her idea, ne kadar soyut olursa olsun, nihayetinde temel duyu alglarndan tremi olma durumundadr. Locke hem ahlaki boyutta hem de kuramsal dzeyde doutan idealarn olamayacan savlar. O hlde, bilgi tmyle deneyim alanna aittir. Bu aamada, Lockea gre idealarn bilgisel statsn daha ayrntl olarak irdelemekte yarar gryoruz. ncelikle, her ne kadar Locke iin insan bilgisi duyu alglarna dayanmakta ise de, ona gre be duyudan dorudan gelen veriler kelimenin tam anlamyla bilgi deildir. Bunun nedeni Lockea gre, bilginin duyu verileriyle karlatrldnda st dzey bir bilisellik gerektirmesi ve ancak akln karmak ilevleri sayesinde olanakl olabilmesidir. Locken bu fikrinin saduyuya uygun olduu dnlebilir. Biz gl kokusu veya mavi renk gibi nitelikleri duyumsarken btnyle edilgen (pasif) bir durumda bulunuruz. rnein, mavi renge bakp sar grmek veya gl koklayp benzin kokusu almak salkl ve normal bireyler iin olanakszdr. Ancak; niyet etme, arzulama, anmsama, dnme, karm yapma, inanma gibi zihinsel ilevler olduka farkl bir zihinsel ileyi gerektirirler. Bu ilevler srasnda akl etken (aktif) olarak almak durumundadr. Dahas Locke, olduka artc bir ekilde, algnn da bu st dzey ilevler arasnda yer aldna, yani dnsel kapasitelerin kapsamnda incelenmesi gerektiine inanr. (Bunu daha iyi anlamak iin u iki rnei bilisel karmaklk asndan karlatralm: Bir patlama duymak ve eski bir arkadamz parkta yrrken grmek. kinci rnein kapsaml bir anlamlandrma ve tanmlama gerektirdii aktr.) O hlde, bu gre gre, insann bilgisel yaps temel olarak iki ana unsurdan oluur diyebiliriz. Birincisi, duyulardan gelen veriler bize dnya bilgimizin malzemesini salar; ancak bunlar gerek anlamda bilgi deillerdir. Duyulardan gelen veriler bizde yalnzca basit idealarn olumasna neden olur. kinci olarak, duyulardan gelen malzeme, zihin iinde dnsellik boyutunda ilenerek karmak dnya bilgisinin ortaya kmasna yol aar. Bunun sonucu da, zihnimizde karmak idealarn olumasdr.
Locken Ontolojisi
Varlk alannn unsurlarnn aklanmas sz konusu olduunda, Locken grnn genel olarak Aristotelesin metafizii ile benzerlikler tad sylenebilir. Locke da tzsel bir ontoloji tasarlam ve tzlerin nitelikler veya zelikler tadn dnmtr. Ancak onun felsefesinin nemli farklarndan biri, kendi dneminin sylemsel havasna uygun bir ekilde, temsil epistemolojisinin dnsel gerelerini kullanmasdr. Locke temel olarak iki tip nitelik olduunu savunur. Birincil nitelikler, maddesel gereklik iinde yer alan ve bizim zihnimizde de temsil edilebilen zelliklerdir. rnein, bir nesnenin kaplad uzam, nesnenin fiziksel biimi, ktlesi ve hareketi, nesnenin kendisinde olan ve bizim de algsal olarak bilebileceimiz niteliklerdir. Locke bu niteliklerden ayr olarak, ikincil niteliklerden sz eder. kincil nitelikler ise nesnelerin birincil nitelikleri nedeniyle bizim zihnimizde oluan etkilerdir. rnek vermek gerekirse, renkler ve kokular bu snfa giren zelliklerdir. Locken bu ayrm ilk bakta anlamas biraz zor gelebilir; o yzden konuyu biraz somutlatrarak aklamaya alalm. Lockea gre, bir gln belli zellikleri (ekil gibi) benim zihnimden bamsz olarak nesnelerin kendisinde vardr. Peki, gln krmz rengi ve kokusu iin ayn eyi syleyebilir miyiz? Gln benim duyumsadm keskin kokusunu dnelim. Eer gllerin olduu bir bahede hi bir insan olmasayd, gllerin kokmasna neden olan kimyasal yap her ne kadar Locke byle bir terminoloji kullanmasa da tahminen yine gllerin iinde olacakt. Ama
Locke iki tip nitelii birbirinden ayrr: (1) Hem nesnede hem de zihinde olan nitelikler, (2) Zihinde olan ancak nesnede olmayan nitelikler.
93
insanlarn hissettii o keskin koku fiziksel gerekliin iinde olur muydu? Buna olumlu yant vermek zordur. Bir uzaylnn ayn gl koklayp ok farkl bir koku almas olasdr. Bu durum unu gsterir: Renk ve koku gibi ikincil nitelikler, varlklarn nesnel olan birincil niteliklere borlu olsalar da, kendileri aslnda o nesnelerin iinde deillerdir. Bizim bildiimiz gl kokusu zelliinin ortaya kmas iin, gl denilen nesne ile duyumsal kapasiteleri olan insan gibi bir varln bir araya gelmesi gerekmektedir. O yzden, ikincil niteliklerin kendileri (yani, bizim duyumsadmz kokular, bizim grdmz krmz renk, vs.), ne tek bana maddesel gerekliin iindedir ne de alglayan znenin zihninde durup dururken yaratabilecei olgulardr. Locken ikincil niteliklerin (nesneden kaynaklansalar da) znede olduunu iddia ederken kastettii budur. Biz dnyay nitelikler yoluyla biliriz. Ancak, doal olarak, niteliklerin hi bir eye tutunmadan evrende var olduklarn iddia etmek sama olur. Lockea gre tikel bir nesne, niteliklerden ve nitelikleri kendinde toplayan bir tzsel zeminden oluur. rnein, bir gl ok sayda niteliin bir araya gelmesiyle oluur: ekil, byklk, arlk, renk vs. Ancak nitelikler veya zellikler bir eyin nitelikleri veya zellikleridir. Locke, nitelikleri barndran zemine tzsel taban (substratum) adn verir. nsanlar epistemolojik adan yalnzca nitelikleri bilebilir; tzsel taban ise bilgi nesnesi olabilecek bir ey deildir. Ancak Locke, bilinebilir olmasa da, insan aklnn tzsel tabanlarn varlksal gerekliliini aklc bir ekilde ne srebileceini ve bu gereklilii kavrayabileceini dnr.
SIRA SZDE Locken birincil ve ikincil nitelikleri ayrmas ilk bakta kafa kartrc gelebilir. Onun bu ayrmnn felsefi ilevinin ne olabilecei konusunda fikir retmeye aln. Locken farkl tip nitelikler tanmlamasnn felsefi motivasyonu ne olabilir? BuayrmL hangi ontoloD NE M jik ve epistemolojik amalara hizmet etmektedir?
S O R U Locken Epistemolojisinin Genel Felsefi Grnm
SIRA SZDE
DNELM S O R U
lk olarak, Locken phecilie yaklamn deerlendirelim. Locke duyularmzdan gelen uyarmlarn bizim kontrolmzn dnda olmasnn, D K K A Tdnya bilgibizim mizin nesnelliine dair nemli bir iaret olduunu dnr. Yukarda da belirttiimiz gibi, duyulardan gelen bilgi gz ard edebileceimiz cinsten eyler deildir. SIRA SZDE Salkl bir algsal yapya sahip insanlar normal artlar altnda, kendilerini zorlasalar da, krmz bir duyumu mavi olarak alglayamazlar. Gnee baknca karanl grmek olanakszdr. O hlde, duyumlarn kaynann duyu AMALARIMIZ organlarmzn kendileri olduunu savlayamayz. nk eer yle olsayd, gzlerimiz karanlkta da grnt yaratabilirdi. Bu gibi rneklerden Locken kard sonu, duyu verilerinK T A de kendini gsteren uyarmlarn zihnin dndaki maddesel dnyadanPgeldiidir. Ancak Locke kesinlik veya kesin bilgi gibi konularda Descartesn iyimserliine sahip deildir. Zihnin gereklii bilme sreleri her zaman kesinlikten uzak olmak zorundadr. Locke, Tanrnn insanlar bilme yetenei ve ahlakiE V Z Y O N T E L dorular bulma kapasitesiyle yaratt dncesindedir. Buna karn bu bilginin kayda deer epistemolojik snrlarnn olduu da aktr. rnein, Lockea gre, eer bir norm veya buyruk Tanrdan geliyorsa, o tartmasz bir ekilde dorudur. Ancak sorun, biNTERNET zim byle bir buyruun gerekten Tanrdan geldiini snrl bilisel olanaklar dhilinde nasl bilebileceimizdir. Benzer bir durum bizim idealara sahip olma yoluyla maddesel gereklii bilmemizle ilgilidir. Eer bilginin temelinde duyusal veriler varsa, bunlardan hareketle gerekliin esas yapsn bilme ilevi kesinlikten olduka uzak bir ekilde gereklemek zorundadr.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
94
Epistemoloji
Locken deneyimcilii ile epistemolojinin daha az iddial bir kimlik edindii sylenebilir.
Daha genel felsefi bir perspektiften bakldnda grdmz ey, Locken yaklamyla birlikte epistemolojinin daha alakgnll veya mtevaz bir havaya girdiidir. Bilgi konusunda byk beklentilerin azalmas ve dnya bilgisini kesinlik ieren bir yapda oluturma iddialarnn zayflamas, genel olarak deneyimcilikle birlikte ortaya kan bir durum olmutur. Deneyimciliin bir sonraki byk savunucusu olan Hume ile, bu akmn tezleri bir adm teye tanacaktr.
DAVID HUME
Felsefe tarihinde insan bilgisinin nesnel temellerine duyulan salam inan konusunda en keskin eletirel gr gelitiren ve sonuta da en byk epistemolojik ykma neden olan dnr Hume olmutur. Humeun, gzlemlenen dzenlilikler ve onlara bal tmevarmsal karmlar konusunda dile getirdii pheci fikirlerden daha nce sz etmitik. Bu blmde zellikle Humeun nesnelerin nesnel varl ve nedensellik konularnda ileri srd ve felsefe tarihinde derin bir iz brakm olan tezlerinin zerinde odaklanacaz.
95
Bir dier olas seenek, algladmz nesnelerin ve niteliklerin bamsz ve srekli olarak var olduu konusundaki fikrimizin veya bilgimizin, insan aklnn felsefi bir tarzda almas sonucu olutuunu sylemektir. rnein, Locke gibi felsefecilere gre, biz dnyay kendi zihinselliimiz kapsamndaki idealar yoluyla kavrarz. Baka bir deyile, biz esas olarak zihnimizin ieriini bilebiliriz. Buna karn, Lockea gre, insanlar idealarn tesine ilikin de iddialarda bulunabilirler. nsan akl, zihnin tesinde neyin yattn bulup karma yeteneine sahiptir. Metafiziksel akl yrtme yoluyla, fiziksel nesnelerin (rnein, onlarn birincil niteliklerinin) bizim algmzdan bamsz olarak var olduklarn ileri srebiliriz. Humea gre bu yaklamn kard nokta, ocuklarn bile soyut akl yrtmelerden habersiz olmalarna karn nesnelerin bamsz ve srekli var olduklarna ilikin bir ideaya sahip olduklar gereidir. Nesnelerin alglanmadklar zaman var olduklar dncesine sahip olanlar yalnzca metafizik becerisi olan felsefeciler deildir. Humeun insan glmseten ifadesiyle, ocuklar, iftiler ve insanln byk bir ksm da bu olaan dnceye sahiptir. O hlde, nesnelerin algdan bamsz ve srekli var olma ideasnn zihnimizde belirmesinin nedeni, nedensellik ilkesi gibi soyut metafizik tezleri bilinli bir ekilde uygulamamz olamaz. Humea gre sorunun doru yant imgelem veya imge oluturma yetisidir. Bunu aklamadan nce bir gzlem yapalm. Nesnelerin srekli varl ideas belli durumlarda zihnimizde oluurken belli baka durumlarda olumamaktadr. Bir bebek bir nesneye ilk kez baktnda ve ardndan o nesne grsel alanndan kaybolduunda, bebein nesnenin kesintisiz ve bamsz bir ekilde var olma fikrine hemen sahip olacan dnmeyiz. Peki, byyen bebein yava yava bu ideaya sahip olmasnn nedeni nedir? Humea gre bunun nedeni uyarmn iddeti (rnein, parlakl) olamaz. Sorunun yant, olgunun veya nesnenin tutarl bir ekilde tekrarlanmasdr. rnein, ben ne zaman atee baksam, alevlerin srekli deiim iinde olmalarna ramen belli bir tutarllk sergilediini alglarm. Alevlerin farkl zamanlarda ve durumlardaki ekli, rengi ve ss byk farkllklar gstermez. Bu deneyimler tekrarlandka, imgelem yetimiz, yanmakta olan bir atein veya bahedeki aalarn veya kularn biz onlara bakmadmz zamanlarda da kesintisiz olarak var olmaya devam ettikleri ynnde bir idea oluturur. Bu trden bir ideaya veya inanca alkanlk sonucu sahip olmamz anlalabilir ve kanlmaz bir eydir. Ancak, Humeun arpc iddias odur ki, belli tr alglarn tekrarland gereinden nesnelerin zihnin dndaki gerek varlksal durumlarna dair bir karm yapmamz olanakszdr.
Humea gre, zihnimizde nesnelerin algdan bamsz ve srekli var olmaideasn oluturan yetimiz imgelemdir (hayal gc).
96
Epistemoloji
Hume, bizin evrensel nedensellik dncesine sahip olmamzn arkasnda dzenli tekrarlarn yattn dnr.
hayvana dnselerdi dnyamz iinde yaanamayacak ve kavranamayacak bir dnya olurdu. Oysa evren byle deildir; grnd kadaryla evrenimizde belli fiziksel nedenler her zaman belli fiziksel sonulara neden olur. Bu durum da bizim zihnimizden tamamen bamszdr ve evrenin kurulu yapsyla ilgilidir. En azndan, ou insann genel yaklam bu ekildedir. Drdnc nitede phecilik balamnda Humeun felsefi tavrn ksaca grmtk. Orada fiziksel olanakszlk ile mantksal olanakszlk kavramlarn karlatrmtk. Fiziksel olanakszlk kavram iin iyi bir rnek, bir kiinin pencereden aaya atladnda dmeyip umaya balamasdr. Pek oumuz, bunun evrenin bilinen fiziksel veya nedensel yapsyla elitiini dnrz. rnein, ktlesel ekim gc, gezegenimizde fiziksel anlamda serbest kalan nesnelerin dnyann merkezine harekete gemesine neden olur. Evrende nedenselliin tesadfi deil srekli ve fiziksel adan zorunlu bir durum olduu belirtilebilir. Ancak Humeun bu konuya epistemolojik yaklam, beklenebilecei gibi, son derece farkldr. Hume, neden-sonu ilikisinin zorunlu olduuna inanmakta olduumuzdan ve nedenselliin zorunluluk ierdii ynnde bir ideamz olduundan phe etmez. Kritik soru, insanlarda nedenselliin zorunluluu ideasnn olup olmad deil, bu ideann nereden kaynaklanddr. Biz dnyadaki etki-tepki iftlerini izlediimiz zaman, evrenin yapsna ilikin metafizik kimlikte ve kesinlik ieren bir bilgi edinmi olur muyuz? rnein, eli atee uzatmann bir neden ve elin yanmasnn sonu olduu nedensel bir zincir dnelim. Benim znel alglarm asndan bakldnda, bu rnekteki nedenselliin zorunlu olduunu dnmemizin kkeninde ne yatmaktadr? Bunun, Humea gre tek bir yant olabilir: Benzer etki-tepki rneklerinde ayn sonucun tekrarlandn gzlemlemek. Gzlemlenen olgu aslnda yalnzca dzenli bir ekilde tekrarlanmadr. Biz hi bir zaman zorunluluu gzlemlemeyiz. Ancak bu tr dzenli tekrarlar olduka, insan zihni bu izlenimlerden hareketle bir zorunluluk ideas tretir. Bu da, bir sonraki etki gerekletiinde, daha nceden pek ok kez alglanan sonuun zorunlu olarak ortaya kacana dair bir beklentiye girmemize yol aar. Bizim dnyada var olduunu sandmz zorunluluk, aslnda, zihnin alkanlk sonucu belli bir etki ile belli bir tepkiyi (veya sonucu) badatrarak bir beklenti retmesinden baka bir ey deildir. Buna karn, elimi atee bir sonraki uzatmda yanma hissi duymamam mantksal olarak tamamen olanaksz bir durum deildir. O hlde, benim zihinden bamsz varlk alannda gerekleen zorunlu (metafizik) bir banty biliyor olmam olanakszdr. rnein, benim bir sonraki atee elimi uzatma hareketinde elimin yanacan u an bilemem. Bu konudaki ar gvenimiz, eer Hume haklysa, yanl temellendirilmi bir gvendir. Ortada bir zorunluluk varsa, bu gereklie ait bir zorunluluk deildir. Zorunluluk, tekrarlamalar sonucu zihnimizde treyen bir ideadr. Ksacas, drst olursak, bizim bildiimiz zorunluluk darda deil, ieridedir. Eer Humeun tezleri doruysa, metafizik bilgi olanakszdr. Yani biz zihnimizin ieriksel snrlarndan syrlp, onlardan bamsz bir tarzda gereklie ilikin bilgi iddialarnda bulunamayz. Bu tr iddialarda bulunan metafizik kitaplar, onun arpc szleriyle, atee atlmaldr. Bu balamda, nedensellik bants da geleneksel olarak ilendii haliyle metafizik bir dncedir ve bylesi fikirler aklc olarak gerekelendirilebilecek dnceler deildir. Biz ne kadar tersini dnmeye alm olsak da, nesnel sebep-sonu bantlar bilgisine ulaabileceimiz olgular olamazlar.
97
Humeun fikirlerinin Locken epistemolojisi ile paralellikler gsterdii aktr. Her iki dnre gre de, doutan getirdiimiz hibir idea yoktur. Dnya bilgimizin tm duyulardan gelen basit uyarmlara ve onlardan treyen daha karmak idealara dayanmak durumundadr. Ancak Hume, Lockedan farkl olarak, birincil niteliklerin varl veya substratum konusunda bir iddiada bulunamayacamz savlar. Sonuta, insann bilgisel dnyas iki tr bilgiyle snrlanmak durumundadr. lk olarak, olgusal bilgiler bizim alg ve gzlem yoluyla edinebileceimiz bilgisel durumlardr. Dnya bilgimizin ou bu tr bilgilerden oluur. kinci olarak ise, bu bilgi paralar veya idealar arasndaki ilikilerin sonucunda ortaya kan biimsel bilgiler vardr. Mantk ve geometrinin sunduu bilgiler bu tre girerler. Ancak bu trlerin dna kan, yani deneyim boyutunu aan bilgi iddialar tamamen bo ve anlamszdr. Dahas, felsefecilerin tarih boyunca gereklie ilikin sunduu eitli grler de, bu anlamda, btnyle deersiz tasarmlardr.
SIRA SZDE Bu blmde grdmz gibi, Hume metafizik bilginin olanakszln gstermeye almaktadr. Bu tam olarak ne anlama gelmektedir? Kendi kelimelerinizle ve rnekler zerinden aklayn (pucu: Bu soruyu, Humea gre ne tip bilgilerin olanakl olduunu dDNELM nerek yantlamaya aln.).
Humea gre yalnzca iki tr bilgi olanakldr: Olgusal bilgi ve biimsel bilgi.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
George Berkeley (Corc Barkli okunur) D K K A Tda ideacl savunmu olan bir deneyimcidir.
GEORGE BERKELEY
S O R U
Deneyimciliin kuramsal temellerini atan dnrlerin Locke ve Hume olduu genel olarak kabul grr. Bununla birlikte, bir dier nl deneyimci K K A T Berkeleyin D olan belli fikirleri de epistemolojik balamlarda ska dile getirilmi ve tartlmtr. Bu blmde Berkeleyin (1685-1753) nemli tezlerinden bazlarn irdeleyeceiz.
SIRA SZDE
SIRA SZDE
deaclk ve Deneyimcilik
ncelikle felsefi ayrmlarmzn bazlarn netletirelim. Felsefi tartmalarda bazen AMALARIMIZ maddecilik (veya materyalizm) ile deneyimcilik ilintili kavramlar olarak kullanlr. Bu olduka yanltc bir uygulamadr. Maddecilik, genel olarak, var olanlarn yalK A P nzca maddesel nesneler (veya maddesel tz) olduunu, zihinselT veya ruhsal tzn olmadn savlayan felsefi grtr. Maddeciliin tersi, iine ideann veya dnsel unsurlarn girmedii bir varlksal kesitin olamayaca tezine karlk geT E L E V de N lir ve bu gre ideaclk ad verilir (Bu akm iin idealizm deyimi Z Y O yaygn olarak kullanlr). deaclk, bazen de, evrenin yapmsal temelinde maddeden ziyade madde-d, dnsel veya ruhsal unsurlarn bulunduu sav olarak da anlalr. Maddecilik ve ideaclk, metafizik (veya ontolojik) grlerdir. Deneyimcilik ise NTERNET epistemolojik bir gr veya akmdr. Bir felsefecinin deneyimci olmas, onun madde kavram konusunda nasl bir tavr alacana ilikin fazlaca bir ey sylemez. rnein, Locke maddesel dnyaya ait unsurlarn (birincil nitelikler, substratum, vs.) varln kabul ederken, Hume o tr metafizik unsurlar felsefi kurgusundan kesinlikle dlamaktadr. O yzden bu iki dnsel boyut felsefede dikkatli bir ekilde ayrlmaldr. Berkeleyin grn ilgin klan bir nokta, ontolojik anlamda ideacl ve epistemolojik adan da deneyimcilii aka savunmu olmasdr. Bu grlerin Hume tarafndan da savunulduu ve Humeun Berkeleyden ok da farkl bir konumda olmad dnlebilir. Ancak bu ilk izlenim yanltcdr nk Berkeleyden farkl olarak Hume herhangi bir metafizik veya varlksal perspektifi savunmamaktadr. Humeun gstermeye alt nokta, eer nesnelerin zihinden bamsz varlna ilikin bilgi sahibi olabileceimizi sanyorsak, bu yaklamn sonunun
AMALARIMIZ
K T A P
deaclk var T E L E V Z Y O N olanlarn temelde dnsel veya zihinsel olduunu savlayan metafizik grtr.
NTERNET
Berkeley hem bir deneyimci olup hem de aka ideacl savunmas yznden felsefe tarihinde ilgin bir yere sahiptir.
98
Epistemoloji
epistemolojik hayal krkl (yani, phecilik) olacadr. Bunun tesinde Humeun ontolojik bir tavr veya tzsel bir tercihi (maddesel veya ideac) olduunu sylemek yanl olur. Berkeleyin felsefesini incelemenin en nemli yararlarndan biri, ontolojik ve epistemolojik kavramlarn ve akmlarn karlkl ilikilerini ak hale getirmede yardmc olmasdr. Bu balamda Berkeleyin ideaclndan ksaca sz edebiliriz. Berkeleye gre, maddesel tzn veya zihinden tamamen bamsz maddesel nesnelerin varlna inanan dnrler (ve aslnda gndelik yaam iinde hepimiz), aslnda farknda olmadan son derece eliik bir gr ileri srmektedirler. Bizim alglarmza sunulan ve zihnimizde temsil ettiimiz her nesne algsal olarak duyumsanabilir bir nesnedir aksi hlde onlar bizim iin nesne olmazlard. Maddeciliin iddias ise, nesnelerin duyulardan ve algsal srelerden bamsz olduu ynndedir. Ancak bu bizim gerekten tasarlayabileceimiz bir durum mudur? Diyelim ki, ben karmdaki aacn dalnda duran kargann zihnimden bamsz ve maddesel bir nesne olduunu savlyorum. Fakat benim iin zorunlu olarak duyumsanabilir bir nesne olan kargay, iindeki alglara veya ideaya ilikin unsurlar aykladktan sonra tasarlayabilir miyim? Eer maddesel kavram zihinsel ile zt anlaml olarak alnyorsa ve, dahas, maddesel kavram iinde duyumsal, algsal veya dnsel unsurlar olmayan anlamna geliyorsa, benim iin kanlmaz olarak duyumsal bir nesne olma durumunda olan kargay maddesel olarak kurgulayabilir miyim? Yani, alglama ve anlama srecinin her annda zorunlu olarak iin iine kattm bilisel geleri o kargadan ayklayp, daha sonra da kargay maddesellii veya nesnellii iinde alglayabilir miyim? Bu, doal olarak, olanakszdr. dea veya zihin tarafndan kirletilmemi (yani, mdahale edilmemi), kendi nesnellii iinde var olan madde bizim iin anlalr bir varlk paras deildir. O hlde, Berkeleye gre, maddeci dnrler nesnelerin nesnel varlndan sz ederken eliik bir dnce dile getirmektedir.
99
100
Epistemoloji
zet
A M A
Deneyimcilik akmn ana hatlaryla aklayabilmek. Deneyimci dnrler, bilgimizin tek kaynann duyu verileri ve alglar olduu tezini savunurlar. Bu balamda, duyu verisi ve alg kavramlarnn ayn olmadn zellikle vurgulamamz gerekiyor. rnein bitkiler dnyaya duyusal olarak aktrlar; ancak grmek, iitmek, koklamak gibi algsal kapasiteler bitkilere deil hayvanlara zgdr. Yukarda verdiimiz tanm u ekilde de ifade edebiliriz: Deneyimciler duyulardan ve alglardan gelen verilerin dnda bilginin baka bir kayna olmadn savlarlar. Trkede bazen bu akm iin deneycilik deyimi de kullanlr. Ancak, deney ve deneyim kavramlar arasnda nemli bir fark olduu aktr. Bu kitapta biz deneyimcilik deyimini tercih edeceiz. Deneyimciliin arka plann oluturan temsil kavramn aklayabilmek. amzn epistemolojik grlerini iyi anlayabilmek iin, Descartes sonras felsefede ok nemli bir yer tutan temsil kavramnn doru anlalmas gerekmektedir. En basit ekliyle tanmlarsak, temsil olgusunun gereklemesi belli bir nesnenin veya durumun ifadesinde farkl bir nesnenin veya durumun kullanlmas, ilk nesnenin anlamsal boyutta yerine gemesi araclyla gerekleir. rnein, benim zihnimde Antkabirin grnts olutuunda, o grnt ile gerekte var olan yap arasnda bir iliki vardr: Zihnimdeki grnt gerek nesneyi temsil eder, onun varlna iaret eder, ona bir gnderme yapar. Bu kavramn epistemolojik adan neden ok nemli olduunu tahmin etmek zor deildir. Descartes ve onu izleyen pek ok bilgi kuramcsna gre, bilginin arac veya barnma yeri zihnimizde oluan durumlar, yani temsillerdir. Bu adan bakldnda, zihinsel temsil olgusu genelde ok aklmza gelmeyen ilgin bir durumun da ortaya kmasna neden olur. Bizim bilgilenmemize neden olan temsiller veya zihinsel durumlar maddesel eyler deillerdir. rneimize dnersek, Antkabirin zihnimdeki grnts somut, elle tutulur bir nesne deildir. Oysa temsil edilen nesnelerin zihinlerin iinde olmad genelde kabul
edilir. Sonuta ortaya tartmaya olduka ak bir durum kar nk farkl trden iki eyin temsil ilikisi iinde bulunmas bu ilikinin doas ve gvenilirlii konusunda akllarda soru iaretlerinin olumasna neden olur. Bu balamda oluan felsefi kayglar ve akl yrtmeler epistemoloji tarihinde derin tartmalarn ortaya kmasna neden olmutur. Modern Dnemde deneyimcilii net bir ekilde ifade eden ilk dnr olan John Locken felsefesini aklayabilmek. Tabula rasa deyimi Latince bo levha anlamna gelir ve bu kavram John Lockedan bu yana deneyimci felsefeciler tarafndan insan zihninin doum anndaki durumunu betimlemek iin kullanlr. Yaammzn banda herhangi bir bilgiye sahip olup olmadmz sorusu hem felsefecileri hem de bilim insanlarn yakndan ilgilendirmitir. Deneyimci felsefeciler, isimden de anlalaca gibi, insan bilgisinin oluumunda deneyimin esas olduuna inanrlar. Gereklik konusunda bildiimiz ne varsa, nihayetinde, deneyime dayanmak zorundadr. Tersten sylersek, bir bilgi paras ne kadar karmak veya soyut olursa olsun, onun kkeni mutlaka yaadmz deneyimlerdir. Basitletirerek sylersek, alg bilginin oluumunda esastr. Alg boyutunun tamamen dna karak dnyaya ilikin bilgi edinmek olankszdr. rnein eer bir insan be duyusunun hepsinden yoksun olarak dnyaya gelseydi, yaam boyunca tahminen herhangi bir bilgi sahibi olamayacakt. Lockea gre, bizim karmak kavramlara ve bilgilere sahip olabilmemizin kkeninde, basit alglar bir araya getirebilme yeteneimiz yatmaktadr. rnein hepimiz devlet veya zgrlk kavramlarna sahibiz. Ancak bunlar dnyada grebildiimiz, dokunabildiimiz, koklayabildiimiz eyler deillerdir. Locke, devlet gibi karmak fikirlerin de, en nihayetinde, basit alg paracklarnn bilekesinden, onlarn zihin tarafndan bir araya getirilmesinden olutuunu savlar. Ksacas, dnyaya ilikin kavramlarmzn ve bilgimizin kayna deneyim dnda bir ey olamaz.
AM A
AM A
101
A M A
David Humeun bir deneyimci olarak felsefe tarihinde neden ok nemli bir yer tuttuunu aklayabilmek. Humeun deneyimci grlerini arpc klan bir zellik, onun daha nce hi sorgulamay dnmediimiz ve kesin olarak aldmz baz bilgi trlerinin aslnda nemli bir metafizik boyut ierdiini ve varsaymlarmzn tersine, bizim iin bilinebilirlikten olduka uzak olduunu gstermesidir. Biz genellike fiziksel dnyann nesnelerinin biz onlar alglamadmz zamanlarda da kesintisiz ve bizden bamsz bir tarzda var olduklarn dnrz. Hume bu inanca kaplmamzda tuhaf veya yadrganacak bir taraf olmadn aka belirtir. Onun sorduu soru, bu tr dncelere nasl kapldmz ve bu fikirlerin kaynann ne olduudur. Bu sorulara verilebilecek ilk yant tahminen alg sayesinde olacaktr. Ancak bu doru bir yant olamaz nk alg kesintili bir sretir ve biz o yolla nesnelerin alglayan zihinden bamsz olarak gereklik iinde var olduklar fikrini edinemeyiz. Humea gre bizim bu inancmzn nedeni, belli tr alglar dzenli bir ekilde deneyimlemenin sonucu zihnimizin (veya hayal gcmzn) fiziksel nesnelerin alglanmad zaman da var olduu dncesini yaratmasdr. Eer bu doruysa, bizim nesnelerin kesintisiz varlna ilikin dnmeden yaptmz varsaym sorunlu bir akl yrtme ieriyor demektir. Hume benzer fikirleri nedensellik iin de ne srer. Biz evrende srekli olarak dzenli tekrarlar gzlemleriz. rnein, elden braklan bir nesne her zaman yere doru der. Ancak bu durumda bizim gerekten bildiimiz ey, gemite sz konusu olgunun dzenli bir ekilde tekrarladdr. Baka bir deyile, tikel gzlemlerden hareketle evrenin yapsna ilikin genel bir bilgiye sahip olduumuz karm yapamayz. rnein yarn elimizden braktmz nesneler umaya balayabilir. Ve bizim bu konuda (metafizik) bir bilgiye sahip olmamz olanakszdr.
A M A
George Berkeleyin felsefesinin ideac ve deneyimci ynlerini aklayabilmek. Berkeley hem ideac bir ontolojiyi hem de deneyimci bir epistemolojiyi savunmutur. Berkeleyin en temel ve en arpc iddias, madde dediimiz eyin, yani zihinden tamamen bamsz bir varlk kesitinin olmaddr. Kendisi, ayrca, bizim gereklie ilikin tm bilgimizin deneyimsel olarak ve idealar yoluyla geldiini savunur. Berkeleyin maddesel gereklii reddetmesinin nedeni udur: Maddeci dnrler nesnelerin alglardan bamsz bir ekilde var olduunu savlar; ancak biz bir nesneyi kavradmzda, o nesne ister istemez bizim zihinselliimizde canlanan bir nesne olmaktadr. Maddeciler, zihnin ilevlerinin hi etkilemedii bir madde kavramndan sz ederler. Berkeleye gre bu olanakszdr. Zihinselliin hi girmedii bir varl zihnimiz bilemez, kurgulayamaz. Bizim maddesel olarak nitelediimiz her ey, bu anlamda, zihinsellii ve alglanmay gerekli klar. Onun deyimiyle: Var olmak alglanmaktr. Deneyimciliin genel felsefi deerlendirmesini yapabilmek. Deneyimciler, ounlukla, Descartesn balatt bilgisel irdelemeleri devam ettirmiler ve Descartes ile ortaya kan temsil epistemolojisi zerinden bir perspektif gelitirmilerdir. Descartes gibi felsefeciler genellikle akl yoluyla bileceklerimiz konusunda iyimser bir havaya sahiptir. Oysa Locke ve Hume gibi deneyimciler, duyu verilerine ve alglara dayanmayan hi bir eyin bilgi olarak kabul edilemeyeceini dnmlerdir. Baka bir ekilde ifade edersek deneyimciler, ne kadar kark grnrse grnsn, dnya bilgimizin her parasnn mutlaka basit duyumlardan ve alglardan kaynaklandn ne srmlerdir. Bu adan bakldnda, deneyimciliin ayaklar yere basan ve bilgiyi somut verilere dayanarak aklamaya alan bir akm olduu sylenebilir. Bu akmn gl ve zayf ynlerinin tam olarak deerlendirilebilmesi iin elbette, bir sonraki nitenin konusu olan usuluun da incelenmesi gerekmektedir.
A M A
102
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi deneyimcilik kavramn en iyi ekilde tanmlamaktadr? a. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde be duyu olduunu savunur. b. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde akl olduunu savunur. c. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde fiziksel kuramlar olduunu savunur. d. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde bilimsel deneyler olduunu savunur. e. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde mantk olduunu savunur. 2. Descartes ile balayan Modern Felsefenin en nemli boyutlarndan biri temsil epistemolojisidir. Descartesn felsefesi asndan temsil kavram aadaki cmlelerden hangisi aracl ile en iyi ekilde ifade edilebilir? a. Bilgiyi iinde barndran ve temsil olgusunu gerekletiren insan zihni aslnda btnyle maddesel bir yapdadr. b. Fiziksel dnyann nesneleri idea ad verilen zihinsel durumlar temsil ederler. c. nsan zihnindeki idealar fiziksel gereklik iinde var olan eyleri temsil ederler. d. nsan zihnindeki idealar maddesel dnyann nesnelerinin var olmasna neden olurlar. e. nsan zihninde temsil edilmeyen nesnelerin gerekten var olduu sylenemez. 3. Aadakilerden hangisi John Locken tabula rasa fikrini tam olarak aklar? a. nsan zihni mantksal dorular renme yeteneine sahiptir. b. nsan zihni manevi dorular renme yeteneine sahiptir. c. Doduumuz zaman zihnimiz en temel bilimsel idealar ierir. d. Doduumuz zaman zihnimiz bo bir levha gibidir. e. Doduumuz zaman zihnimiz yalnzca Tanr ideasn ierir. 4. Bir limonu grsel olarak deneyimlediimizde algladmz sar renk bir niteliktir. Lockea gre, bu nitelik iin aadakilerden hangisi dorudur? a. Sar renk ikincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunmaz. b. Sar renk ikincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunan bir zelliktir. c. Sar renk birincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunmaz. d. Sar renk birincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunan bir zelliktir. e. Sar renk nesnel nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunan bir zelliktir. 5. Lockea gre, zihnimizde uyanan idealarn yalnzca zneye ait durumlar olmadn gstermek olanakldr. Aadakilerden hangisi Locken bu balamda kulland ya da kullanabilecei bir akl yrtme deildir? a. Grsel adan salkl insanlarn bir k kaynana baknca karanlk grmeleri olanakszdr. b. Duyusal olarak normal insanlar, bir aacn devrilme sesini bir senfoni olarak alglayamazlar. c. Duyusal olarak normal insanlar, bir pamuk ynna dokunup sert yzey duyumu alamazlar. d. Zihinsel olarak salkl insanlar iin, hatrlanan di ars ile gerek di ars ok farkl duyumlardr. e. Grsel adan salkl insanlar dnyay gzleri akken alglarlar. 6. Aadakilerden hangisi Humeun yantlamaya alt felsefi sorulardan biridir? a. Bir nesne bize grndnde, onun gerekten grndnden emin olabilir miyiz? b. Birincil ve ikincil nitelikler arasndaki temel farklar nelerdir? c. Birincil nitelikler akl yoluyla m yoksa deneyim yoluyla m kavranr? d. Nesnelerin biz alglayamadmz zamanlarda da bamsz olarak var olduklar ynndeki inancmzn kkeni nedir? e. nsanlarn zihninde doum annda var olan idealar hangileridir?
103
7. Humea gre aadakilerden hangisi yanltr? a. Locken birincil nitelikleri deneyimsel bilginin hedefi olamaz. b. Locke doutan idealarn olamayaca konusunda hakldr. c. nsan zihni idealardan hareketle zihinden bamsz nesnelerin gerek niteliklerini kavrayabilir. d. Nesnelerin bizden bamsz bir ekilde var olduklar ynndeki inancmzn nedeni insan aklnn baz soyut felsefi irdelemeler yapmas olamaz. e. Nesnelerin bizden bamsz bir ekilde var olduklar ynndeki inancmzn nedeni alglar olamaz. 8. Humea gre, bizim nesnelerin srekli ve metafizik anlamda bamsz bir ekilde var olduuna inanmamzn nedeni nedir? a. Olgusal dzeyde dzenliliklerin ve tutarllklarn gzlenmesi, o olgusal durumlarn nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanmamza neden olur. b. Olgularn fiziksel bilimlerin yntemleriyle incelenmesi o olgusal durumun nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanmamza neden olur. c. Nesnelerin srekli ve bamsz varl ideas doutan zihnimizde vardr ancak bu ideann ortaya kmasn deneyim salar. d. Olgularn ak ve seik bir ekilde alglanmas o olgusal durumlarn nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanmamza neden olur. e. nsan aklnn mantksal bir ekilde almas sonucu olgusal durumlarn nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanrz. 9. Aadakilerin hangisi Berkeley iin geerli deildir? a. Berkeley, Hume ve Locke gibi deneyimci bir felsefecidir. b. Berkeley nesnelerin algdan bamsz bir ekilde var olabileceine inanmaz. c. Berkeley ideac bir dnrdr. d. Berkeley maddesel tzn varln reddeder. e. Berkeley, Locke gibi birincil niteliklerin varlna inanr.
10. Aadakilerden hangisi deneyimci felsefeciler iin yanltr? a. Bir felsefecinin deneyimci olmas onun Tanrnn varlna inanmad anlamna gelmez. b. Deneyimcilik znde ontolojik bir gr deil, epistemolojik bir perspektiftir. c. Bir deneyimcinin maddesel tzn varln kabul etmesi olanakszdr. d. Deneyimciler zihnin dndaki metafizik gerekliin kesin bir ekilde bilinmesinin olanakll konusunda Descartestan farkl bir yaklam iindedirler. e. Bir felsefecinin deneyimci olmas onun maddeci veya ideac olmasn belirlemez.
104
Epistemoloji
Okuma Paras
GENEL OLARAK DELER ve KKENLER nsan dndnn ve dnrken zihninde dolaan eylerin ideler olduunun bilincindedir; yleyse u kesindir ki, insanlar zihinlerinde beyazlk, sertlik, tatllk, dnme, hareket, insan, fil, ordu, sarholuk ve benzeri szcklerle dile getirilen eitli ideler tarlar. Bu durumda ncelikle aratrlmas gereken Onlar nasl ediniriz? sorusunun yantdr. nsanlarn varolularnn banda zihinlerine damgalanm doutan ideler ve ilk harflere sahip olduklar yolunda kabul grm bir reti vardr. Bu san zerinde zaten olduka fazla durmutu : Anlama yetisinin sahip olduu tm ideleri nereden edindiini gsterdiimde; nceki kitapta sylemi olduklarmn ok daha kolay benimseneceini sanyorum. Zihne hangi yol ve aamalarla girdikleri de herkesin kendi gzlem ve deneyiminden ortaya kacaktr. Gelin zihni balangta zerine hibir ey yazlmam dz beyaz bir kt (tabula rasa) gibi dnelim -Bu kat nasl doldurulur? nsann snrsz kurgu yetenei ile zihne aktard bu zenginliin kayna neresidir? Tm bu bilgi ve akl malzemelerini zihin nereden edinmektedir? Bunlara tek yantm var. DENEYM. Tm bilgimiz nnde sonunda deneye dayanr ve deneyimden gelir. Anlama yetimizi tm dnme malzemeleri ile donata dmzdaki duyulur nesneler ya da kendi iimizde alglamadmz ve duyduumuz zihinsel ilemlere ynelik gzlemimizdir. Bunlar tm idelerimizin doduu bilgi pnarlardr. Duyulur nesneler alannda DUYULARIMIZ zihne bunlarn etkileme biimlerine gre eitli alglarn iletirler. Dolaysyla sar, beyaz, scak, souk, yumuak, sert, ac, tatl ve benzeri tm duyulur niteliklerin idelerini ediniriz; duyular zihne iletirler ile sylemek istediim duyularnn zihinde bu alglar reten eyleri d nesnelerden alp zihne taddr. Sahip olduumuz, duyularmz yoluyla anlama yetisine aktarlan ou idenin bu nemli kaynana ben DI DUYUM diyorum. Deneyimin anlama yetisini idelerle doldurmasna kaynaklk eden bir dier ey de, zihnimizin idelerine ilikin ilemlerin algsdr ki, bu ilemler dnme srasnda anlama yetisini dndaki nesnelerden salanamayacak olan baka bir grup ide ile donatr. Bilincinde olduumuz ve kendimizde gzlemlediimiz alglama, dnme, kuku duyma, inanma, uslamlama, bilme, isteme ve benzeri eitli zihinsel edimlerle de anlama yetilerimize seik ideler katarz. Her insann iinde bu kaynak vardr; dmzdaki nesneler alannda olmadndan duyu deilse de ok benzemektedir ve isel duyu diye adlandrlmak iin uygundur. Fakat sunduu ideleri zihnin kendi iinde yrtt ilemler zerinde dnerek edinmesine bal olarak dierine DI DUYUM diyorken, bunu da DUYUM diye adlandryorum. Bu inceleme boyunca DUYUM ifadesi getiinde, zihnin kendi ilemlerini, anlama yetisinde bunlarn idelerini reten akl yardmyla anlalsn isterim. D Duyumun nesneleri olan dmzdaki somut eyler ve Duyumun nesneleri olan zihnimizdeki ilemler bence tm idelerimizin doduu kaynaklardr. Burada kullandm geni anlamyla ilemler terimi zihnin idelerine ilikin etkinlikleri yannda, bir dnceden doan doyum ya da rahatszlk gibi etkinliklerin kendilerinden kaynakl kimi edilginlikleri de iermektedir. Anlama yetisinde bu kaynaklar dnda bir yerlerden edinilmi hibir ide yoktur bence. Dmzdaki nesneler zihni bizde rettikleri farkl alglara karlk gelen duyulur niteliklere ilikin idelerle donatrlar; zihin de anlama yetisini kendi ilemlerine ait idelerle doldurur. Bu kaynaklar ve bileimleri ile bantlarn iyice irdelersek, tm ide varlmz onlara borlu olduumuzu grebiliriz; zihnimizde de bunlarn birinde edinilmemi hibir ideye rastlamayz. Biri kendi dnceleri ve anlama yetisini enine boyuna incelesin ve sonra bana sahip olduu zgn idelerin, duyularnn nesneleri ya da zihninin ilemlerinin nesnelerinden baka eyler olup olmadklarn sylesin. Ne kadar byk bir bilgi birikimi olursa olsun titiz bir gzlemle, ileride de greceimiz zere, anlama yetisinde bir araya getirilen ve tretilen sonsuz bir eitlilik iinde olsalar da bu iki kaynak dndan gelmi hibir ide tanmad bylece anlalr. Bir bebein dnyaya gelirken gelecekteki bilgilerinin zn oluturan bir sr ide ile ykl olduunu dnmek iin pek az nedenimiz var. ocuk aama aama o idelere kavuur. Kimi, bilinir niteliklere ait ideler, bellek, zaman ya da sra kayd tutmaya balamadan nce yerleiyorsa da, yabanc nitelikler iin o kadar uzun bir sre gereklidir ki, onlarla tant zaman anmsayacak pek kimse yoktur. aba gsterilse kukusuz bir ocuk yetikin olana dek sradan idelerin bile ok az edindirilerek bytlebilir. Ne kadar zen gsterilse de, bebekler dnyaya geldiklerinde evrelerini saran, eitli ve srekli biimlerde etkileri altna girdikleri cisimlerin zihinlerinde brakt izlenimlerden kurtulamazlar. Ik ve renkler, sesler ve dokunulur nitelikler
105
2. c
3. d
4. a
5. e
6. d
7. c
8. a
9. e
10.c
106
Epistemoloji
107
6
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Usuluun genel bir tanmn yapabilecek ve usuluun aklclk kavramndan nasl farkl olduunu aklayabilecek, Usuluun Eski Yunan dnemindeki ilk savunucularnn bu grn kuramsal zeminini nasl hazrladn aklayabilecek, Descartesn fikirlerinin usuluk asndan neden nemli olduunu aklayabilecek, En byk usu dnrlerden Kantn ontoloji ve epistemoloji alanlarnda gerekletirdii kuramsal devrimin ayrntlarn aklayabilecek, Usu grn genel bir felsefi deerlendirmesini yapabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Usuluk Akl Nous Dnyorum, o hlde varm Kopernik devrimi Snrl bilisellik Sentetik a priori
erik Haritas
GR USULUK NEDR? USULUUN ARKA PLANI: ESK YUNANDAK NOUS KAVRAMI DESCARTES KANT USULUK-DENEYMCLK TARTIMASI ZERNE
Epistemoloji
USULUK NEDR?
Usuluun esas olarak deneyimciliin kart olduunu sylemek aslnda nemli bir ipucu vermektedir. O yzden, deneyimcilikten hareketle tanmlarsak, usu olarak bilinen felsefeciler bilgimizin tek kaynann duyu verileri ve alglar olmadn dnrler. Daha ak olarak ifade edildiinde, gvenilir veya kesin bilginin temelinde insan aklnn yatt veya gerekliin kavranmasnn ancak akl yoluyla olabilecei tezini ileri sren akma usuluk denir. Bu noktada ilk olarak not etmemiz gereken konu, usuluun epistemolojik tablonun merkezine deneyim paralarn deil akl yerletirmi olmasdr. Bu dncenin ierii usu felsefeciler tarafndan farkl ekillerde doldurulmu olsa da, sz konusu nermenin usular iin temel bir ilkeyi ifade ettii kesindir. Usu veya usuluk deyimleri gnlk dilde karmza ok sk kan kelimeler deildir. Us kelimesi, Arapa kkenli bir kelime olan akln Trkesidir. Gnlk dilde, us kk genelikle uslu kelimesinin kullanld balamlarda ortaya kar. Felsefeciler ise usuluk deyimini teknik bir anlamda, yaygn bir ekilde kullanmaktadr. Ancak bu kullanm ilk bata tuhaf gelebilir. Belli bir felsefi akmn akl kavram ile badatrlmas ne anlama gelmektedir? Usu nitelemesini biz akln kullanmna nem veren kii anlamnda m kullanyoruz? Bu olduka tuhaf bir kullanm olurdu nk bu kullanm deneyimcilerin akln varln yadsd veya deneyimcilere gre, bilgi edinirken insanlarn akla gereksinim duymadklar gibi garip anlamlara gelirdi. Bu trden yanl anlamalar nlemek iin bir noktay aka belirtelim: Felsefi bir gr olan usuluk, deneyimcilikten farkl olarak, insan aklnn (veya usunun) kendisinin bilginin temel bir kayna olduunu veya bilginin ortaya kmasnda insan aklnn yapsnn zsel ve ekillendirici rol oynadn savunur. O yzden, usu deyimi akln kullanmn savunan kii gibi basit bir anDeneyimciliin kart olan usulua gre, bilgimizin tek kayna duyu verileri veya alglar deildir.
110
Epistemoloji
lama gelmedii gibi, usu kavramnn felsefi kart da kesinlikle akl veya zihni reddeden kii deildir. Bu balamda, olas baka bir kavramsal karkla iaret etmekte fayda var. Usu felsefi bir deyimdir ve gnlk dilde ok fazla kullanlmaz. Oysa aklc deyimi (ki bu balamda rasyonel kelimesi de kullanlr) gnlk dilde ska dile getirilir ve mantkl, zek belirtisi tayan, akla uygun yntemler izleyen gibi anlamlara gelir. Us kelimesinin akl ile normalde ayn anlam tad dnlrse, usu ve aklc kavramlar arasndaki ayrm biraz kafa kartrc gelebilir. O yzden, olas karklklar ortadan kaldrmak iin; genel bir nitelik olarak aklc olmann mantkl dnmenin bir unsuru veya sonucu olduunu; usu olmann ise felsefede deneyimcilik olarak bilinen akmn tezlerinin felsefi olarak karsnda duran bir gr ifade ettiini bir kez daha belirtelim.
Eski Yunanda akl kavram iin nous (nuus okunur) deyimi kullanlmtr.
111
DESCARTES
Modern Felsefenin kurucusu olan Descartes ayn zamanda nde gelen usulardan biridir. Pek ok usu gibi Descartes da insan zihninin doum annda belli ierie sahip olduunu dnr. dealarmzn bazlar algsal yollardan oluur ancak Descartesa gre, ok nemli baz idea trleri deneyim yoluyla edinilemez. Tanr ideas veya mkemmel bir daire ideas bu trden bir bilisel durumdur. Descartesn usuluunun en arpc ynne aada deineceiz. Ancak daha nce, Descartesn dnya bilgimizin olanakll konusunda dile getirdii grleri zetleyelim ve bylece 4. nitede phecilik balamnda baladmz Descartesn epistemolojisi konusundaki tartmamz tamamlayalm.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
112
Epistemoloji
Descartes insann sahip olduu ve anlamaya temel tekil eden baz kavramlarn deneyim yoluyla kazanlamayacan savlar.
113
KANT
ncelikle Immanuel Kantn (1724-1804) genel felsefi perspektifine ilikin baz aklamalarda bulunalm. Descartesn maddesel ve zihinsel olmak zere iki farkl tip tz tanmladn ve bylece fiziksel nesnelerle zihinsel/ruhsal varlklarn alannn birbirinden ayrdn belirtmitik. Benzer bir ekilde, Kantn da fiziin ve etiin alanlarn ayrdn syleyebiliriz. Kantn bu hamlesinin ardnda yatan gerekeyi anlamak zor deildir. Yalnzca fizik kanunlarnn egemen olduu bir evrende doa, her tr devinimi ve eylemi fiziksel zorunluluk erevesinde belirler. Elimizden braktmz bir elmann zorunlu olarak yere dmesi, kalbimizin dzenli bir ekilde kan pompalamas zorunlu devinimlerdir ve istemden bamszdr. Fizikselliin iinde zgr irade olamaz. Ancak eer varlk alannda fiziksellik dnda hibir kanun veya kural yoksa, insanlar da fiziksel veya mekanik nesnelere dnerler. Byle bir durumda rnein, dnyadaki adaletsizlikleri veya zalim insanlarn eylemlerini yalnzca fizik ya da fizyoloji ile aklamak durumunda kalrz. Ancak byle bir tabloda sezgilerimize aykr bir yn olaca aktr. zgr iradenin veya tercihlerin olmad yerde, etik (veya ahlaki anlamda doru ve yanl), anlamn tmyle kaybeder. O hlde, insann gerekliini yalnzca fiziksel kanunlara bavurarak aklayamayz. nsan bedeni elbette fiziksel kanunlarn etkisi altndadr; ancak akl sahibi bir varlk olan insan, ahlaki olarak seim yapma ve karar verebilme kapasitesine de sahiptir. Bedenimiz yer ekimi kanunlarna uymama gibi zgrle sahip olamaz fakat ahlaki ynmzn aklamas fiziksel kanunlar yoluyla deil evrensel ahlaki kanunlar araclyla yaplabilir. Bu yzden Kant, ayn Descartes gibi, ikicilik (dualizm) olarak da bilinen akmla ilikilendirilmitir.
Kantn fikirleri etik, metafizik ve epistemoloji alanlarnda son derece etkili olmutur.
114
Epistemoloji
Kant, Kopernikin astronomi alannda gerekletirdii devrimi, bilgi ve varlk konularnda gerekletirdiini iddia eder. yle ki: Kopernik, gk cisimlerinin gzlemcinin evresinde dndnden yola kmak yerine, gzlemcinin kendisini dndrp gnei sabit tutmay denemi ve daha baarl bilimsel sonular elde etmitir.
115
ken benzetmesi hataldr: Zihnimiz doum annda bir bo levha olamaz. Baka bir deyile, zihnimiz organize edecei ham maddeyi dardan alabilir ancak organize eden zihinsel sistemin ileyi ilkeleri deneyimsel yollardan renilemez.
Yaamdan rnekler Biz yaama genel olarak insan merkezli bir ekilde bakmaya eilimliyiz. Evcil hayvanlarn ayn bizim gibi sevdiklerini veya nefret ettiklerini dnrz. Dahas, kpeimiz bir nesneye bakarken alglad eyin bizim algmzdan farkl olabileceini dnmeyiz. Elbette bir kpein alg sistemi insanlarnkinden ok farkl olmayabilir ancak tartma kpeklerden sineklere veya yarasalara uzandnda durum daha da ilgin bir hl alr. Bilimsel almalar sineklerin gzlerinin ve grsel alg alanlarnn memelilerinkinden ok farkl olduunu ortaya koymaktadr. Yarasalarn ise, ses dalgalarn kullanarak hi bir yere arpmadan uabilmeleri hep hayret uyandran bir olgu olmutur. nsanlarn, kpeklerin, yarasalarn ve sineklerin evrelerini bir ekilde temsil edebildikleri ve duyu organlar araclyla farkl ekillerde bilgilendikleri aktr. Ancak bundan hareketle, nesnelerin her canl trne az ok ayn ekilde grndn karamayz. Bu durum, Alman felsefeci Immanual Kantn da farkettii gibi, bizi ilgin bir noktaya gtrr. Eer her canl tr belli snrlar ve kapasiteler dhilinde gereklii alglyorsa, bizim dnyada algladmz eylerin algsal snrlarmzdan ve zihinsel szgelerimizden gemeden nceki hllerini hi bilemeyebiliriz. Belki nesneleri olduu gibi alglayabilen bir varlk olabilir, ama insanlarn o trden kapasitelerinin olmad kesindir. Biz tersini dnmeye alk olsak da, nesneleri bizim zihnimizin snrlar erevesinde grebilen ve duyabilen varlklarz. Be duyu sahibi olmamz az bir baar deildir ama tahminen, o kadar da abartlmamas gerekir. Bu durum gndelik alglarmza ve alglarken grdklerimize daha farkl (yani felsefi) bir gzle bakmamza neden olabilir. Daldaki bir sereyi izlerken kendimize yle sorular sorabiliriz: Bu ku, bana grnd hliyle deil de, gerekten nedir?, Eer ben gereklii olduu gibi grebilen snrsz kapasitede bir varlk olsaydm, bir sereye baknca ne grecektim?
nsanlar genellikle biliselliklerinin son derece snrl olduunu gzden karma eilimindedir.
116
Epistemoloji
Kant, her varlk trne gre grnen dnyann, o varlk trnn zihinsel zellikleri tarafndan belirlendiini savlar.
ve algsallmz mutlak bir durum gibi almaya eilimliyizdir. Nesne biz insanlara nasl grnyorsa, aslnda da yledir trnden bir varsaymla dnyaya yaklarz. Ancak bir yandan da, gece gr yeteneimizin ve iitsel kapasitelerimizin memeli hayvanlar arasnda bile en stn dzeyde olmadn gayet iyi biliriz. Bu durum, hem epistemolojik hem de ontolojik adan kritik bir noktaya iaret etmektedir. Eer konu zerinde tutarl olmaya alrsak ve (Kant adan) biraz derin dnrsek, allm dncelerle elien yle bir sonuca varabiliriz: Snrlanm olan yalnzca bilgimiz deil, ayn zamanda bize nesne olarak grnen eylerdir. Bir dnce deneyi yaparak bu durumu daha iyi aklayabiliriz. Olaan deneyim asndan bakldnda biz boyutlu mekn ve bir boyutlu zaman (toplamda drt boyutlu zaman-mekn) iinde var olan varlklarz. imdi, iki boyutlu mekn ve bir boyutlu zaman iinde var olan varlklarn olduunu dnelim. Bu varlklar iin, zaman tahminen bizimkine benzer bir ekilde akacak ancak yaadklar dnya yaklak olarak dz bir kdn geometrik zelliklerine sahip olacakt. Eer bir gn bir kre bu basit evrenin stnden girip altndan ksa, iindeki varlklar bu olguyu nasl alglarlard? (Burada, krenin o iki boyutlu kat dnyann iinden geebildiini ve, ayrca, krenin o varlklar zerinde alglanabilir etkiler yaparak gei yaptn varsayyoruz.) Elbette, boyutlu evrende yaayan o varlklarn algladklar ey bir kre olmayacakt nk algsal kapasiteleri bunun iin yetersiz kalacakt. Onun yerine, olduka gizemli bir olay dizisi alglayacaklard: nce bir nokta belirdi (kre dnyaya dokunuyor); ardndan nokta byyen bir daireye dnt (krenin ilk yars iki boyutlu dzlemden gemeye balyor), ardndan dairenin ap en geni lsne ulat (krenin tam yars gemi durumda), ardndan dairenin ap klmeye balad ve bir nokta dzeyine gerileyerek ortadan kayboldu (krenin dier yars da iki boyutlu dzlemden geiyor ve dier taraftan kyor). Bu trden bir evrende yaayan varlklarn nesne olarak algladklar her eyin onlarn bilisel snrlar tarafndan belirlenip ekillenmekte olduunu syleyebiliriz. Dahas, bu varlklarn aslnda nesneleri olduu gibi deil de, arptlm, kstlanm ve onlarn snrlarna gre biimlenmi eyler olarak alglayp anladklar da sylenebilir. Peki biz kendimizin bu varlklardan zde farkl olduumuzu dnme hakkna sahip miyiz? Bu, tahminen daha nce hibirimizin sormay akl etmedii ok arpc bir sorudur. Kantn grne gre, bizim snrlanm varlklar olmamz yalnzca bilgi konusunda deil varlk konusunda da nemli sonular olan bir olgudur. Kanta gre, bize grnen dnya ve onun nesneleri bizim bilisel snrlarmz tarafndan ekillenmi ve snrlanm olarak karmza kmak durumundadr. Ancak Kant asndan bunun znel veya kiinin artlarna bal bir durum olmadn belirtmemiz gerekiyor. Kantn kastettii, sonlu ve snrl her varlk trnn nesne olarak ald eylerin o trn zihinsel zellikleri tarafndan belirlenmek durumunda olduudur. Elbette bizim bir tr olarak nesneyi bilisel yollardan snrlandryor ve belirliyor olmamz, o nesneyi yaratyor olduumuz anlamna gelmez. Kantn syledii yle anlalabilir: Eer hepimiz bebeklikten itibaren ve srekli olarak pembe gzlkler takyor olsaydk, dnyann bize grnen nesneleri o yolla bilgisel adan snrlanm ve belirlenmi olurdu; ancak gzlk takma ilevinin nesneleri znel bir ekilde yarattn iddia etmezdik. Kantn da kastettii, aslnda varlk alannn kendisi olarak (veya kendi iinde) var olduu, ancak bizim onu olduu gibi anlayamayacamzdr. Kantn Kopernik Devrimini imdi daha iyi aklayabiliriz. Kanta gre bizim zihnimizi nesnelere uydurarak algladmz ve anladmz fikri son derece yanltcdr. Tam tersine, eer bir nesne
117
bize belli bir nesne olarak grnebilmise, bunun nedeni nesnenin bizim snrlarmza uygun hle gelmesidir. Bir nesne, diyelim, bana aa olarak grnrken baka bir varla ki bu mutlaka dnya zerinde yaayan bir varlk olmayabilir ok daha farkl bir ekilde grnebilir. Kantn varlk konusunda Kopernik devrimini savunmasnn anlam tam olarak nedir? SIRA SZDE Eer Kant bizim nesnelere deil, nesnelerin bize uymas gerektiini sylyorsa, bu nerme, aalarn ve gezegenlerin var olmalar iin insanlara gereksinim duyduklar gibi tuhaf D EL M bir anlama gelmez mi? Kantn bu nitede incelediimiz fikirleri ndaNbu soruyu yantlamaya aln.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
S O R U
Kantn fikirlerini aklamaya devam etmeden nce, epistemolojik adan nem taDKKAT yan baz tanmlar sunalm. Sz konusu tanmlara yer vermemizin amac, bilginin deneyime ait olan ve olmayan ksmlarn daha kesin izgilerle ayrmak ve byleSIRA SZDE ce usuluun temel tezlerini daha iyi anlayabilmektir. Kant ncelikle analitik ve sentetik cmleler arasnda bir ayrm olduunu syler. Analitik cmlelerde, cmlenin yklemi znede zaten var olan bilgilere yeni bilAMALARIMIZ gi katmaz. Siyah kediler siyahtr ve Bekrlar evli olmayan insanlardr analitik cmlelerdir nk bu cmlelerin zneleri (siyah kediler ve bekrlar) o cmlelerin yklem blmnde ierilen tm bilgileri zaten ierirler. ElbetteA yukarda verK T P diimiz iki tip analitik cmle ayn statde deildir. Siyah kediler siyahtr gibi analitik cmleler ierii tmyle bo olan tekrarlama cmleleridir. Oysa Bekrlar evli olmayan insanlardr gibi analitik cmleler kavramlar tanmlamaZ ilevi grdkTELEV YON leri iin belli bir neme sahiptir. Her iki cmle tipinin ortak noktas ise, dnyaya ilikin yeni gzlemsel bilgi iermemeleridir. Analitik cmlelerden farkl olarak sentetik cmlelerin yklemleri znede ierilen bilginin tesine geer. Tahmin edileceN ERNE i gibi, gnlk dilde kullandmz cmlelerin ou analitik T deilT sentetiktir. nmde duran kedi siyah renklidir nermesi sentetiktir nk siyah zellii genel olarak dnrsek nmde duran kedi kavramnn iinde bulunmaz. Baka bir deyile, u an nmde bulunan kediye ilikin hibir ey bilmeyen bir kii, nmde duran kedi kavramndan hareketle o kedinin siyah renkli olduu iddiasnn doru mu yoksa yanl m olduunu karamaz. Aslnda, Tm siyah kediler siyahtr analitik nermesinin doruluunu test edebilmemiz iin siyah kelimesinin anlamn bile bilmeye gerek yoktur. X zellii olan tm Y nesneleri Xtir tipi nermeler cmle yaps itibaryla zorunlu olarak dorudur. O hlde, zetlersek, sentetik cmleler bizim dnyaya ilikin bilgimizi geniletirler; analitik cmleler ise ya ieriksel olarak boturlar ya da kavramlar aras ilikileri ortaya koyarlar. Baka bir deyile, deneyimsel olarak yeni bilgi tamazlar. Epistemolojik adan nemli bir baka ayrm da a priori ve a posteriori ayrmdr. Analitik-sentetik ifti cmlelerin yapsn ilgilendirir; a priori ve a posteriori ayrm ise bilginin edinilme tarzna ilikindir. A priori bilgi evrensel olarak dorudur ancak tek tek deneyimler yoluyla kazanlamaz. Buna karn, a posteriori bilginin kazanlmas iin somut deneyim paralar gerekir. Gzlemsel bilgilerimizin tm a posteriori dir. Bu bir erik aacdr nermesinin doruluunu saptayabilmem iin gzlem yapmam gerekir. Peki 2+3=5 nermesi iin ne diyebiliriz? Matematie ait nermeler nasl doru stats kazanr? Biz o tr nermelerin doruluunu gzlem yoluyla m saptarz? Eer bir kii 2+3n toplamnn 5 ettiini gstermek iin, nce elmalar sonra da (emin olmak iin) armutlar masa zerinde yan yana koymak ve
DKKAT
SIRA SZDE
Analitik-sentetik ayrm, AMALARIMIZ cmle yaps ile ilgilidir. Analitik cmleler dnyaya ilikin yeni gzlemsel bilgi iermezken, sentetik K znede cmleler yklemleri T A P ierilen bilgilerin tesine geen cmlelerdir.
TELEVZYON
NTERNET
A priori - a posteriori ayrm bilginin nasl edinildii ile ilgilidir. Bu iki deyim Latince olup, a priori deneyimi nceleyen, a posteriori deneyimle gelen anlamlarnda kullanlr.
118
Epistemoloji
nesnelerin toplamna bakmak gibi bir ynteme bavurursa, bu tr bir kant yntemi bize ocuka ve gln gelecektir. Neden? nk aritmetiksel bilginin doruluunun belirlenmesinin tek tek deneyimle ilgisinin olmad ve matematiksel gerekliin farkl bir yap ierdii ynnde gl bir sezgimiz vardr. Benzer eyler Bir noktadan birbirine dik en fazla doru izilebilir ve Her fiziksel olayn bir sebebi vardr tr nermeler iin de geerlidir. Bu eit bilgiler iin de a priori nitelemesi kullanlabilir. Bu ayrmlarn ne ie yarayaca veya ayrmlarn ne lde birbirinden ayr olduu ilk bata aka grnmeyebilir. ncelikle belirtmemiz gereken nokta udur: Her ne kadar analitik kavram a priori ye, sentetik kavram da a posteriori ye ok benzese de, bunlar btnyle ayn kavramlar deillerdir. Yukarda da akladmz gibi, analitik cmleleri deneyim boyutunda yeni bilgi iermeyen nerme olarak, a priori yi ise (zellikle Kant adan) evrensel ve kesin nitelikteki bilgi tr olarak tanmlayabiliriz. Doal olarak, bu iki kavram birbirinden olduka farkl yapdadr. Peki bu ayrmlarn felsefi ilevi nedir? Kantn bu kavramlar kullanmasndaki asl ama, Humeun bilginin yalnzca iki eidinin olduu ynndeki argmanna kar kabilmektir. Kantn bunu tam olarak nasl yaptn anlamak iin, yukarda sunduumuz drt kavramn aralarnda ne tr bileimler oluturabileceini bir tablo zerinde gsterelim:
ekil 6.1
CMLE YAPISI
Analitik
Olanakl deildir Olanakldr
Sentetik
Olanakldr
Tartmaya aktr
a posteriori
a priori
BLG-DENEYM LKS
Bu tablodaki bileimleri ksaca inceleyelim. Analitik a priori nermeler (rnein, mantk) ve sentetik a posteriori nermeler (rnein, sradan algsal bilgi) Humeun olanakl olduunu dnd iki bilgi tipine karlk gelmektedir. Bunlardan birinci tr, mutlak bir ekilde doru olan nermelerdir ancak bizim gzlemleyebildiimiz dnyaya ilikin deneyimsel bilgi vermezler. kinci tr ise dnyaya dair gzlemsel bilgiler tarlar; fakat bunlar, doal olarak, evrensel veya kesin nitelik tamazlar. Baka bir deyile, analitik a priori nermeler zorunlu ve bo bir tarzda doruyken, sentetik a posteriori nermelerin bilgisi bizim iin her zaman kesinlikten uzaktr. Humecu bir adan bakarsak, insan bilgisinin genel grnm bu ekildedir. Bilgi ya basit bir ekilde deneyimseldir ya da manta aittir. imdi dier iki olas bileimi inceleyelim. Kant, analitik a posteriori nin olanaksz bir bileim olduunu syler. Bunun nedeni analitik cmlelerin doruluk deerlerinin tikel de-
119
neyimlere bal olmakszn belirlenmesidir. rnein, mantkta kullanlan bo ifadelerin doruluunun tek tek deneyim paralaryla (a posteriori unsurlarla) bir ilgisinin olmad bellidir. Yani analitik ve a posteriori kavramlar anlaml bir ekilde bir araya gelemezler. Bylece, geriye tartlacak yalnzca bir olas bileen kalmaktadr. Bu da bizi Kantn kritik epistemolojik sorusuna gtrr: Deneyimcilerin kabul ettii iki bilgi trne ek olarak sentetik a priori de olanakl mdr? Baka bir deyile, hem doruluu kesin ve evrensel olan hem de bilgi ierii bo olmayan bir nerme tipi var mdr? Kanta gre, metafizik bilginin olanakll bu tip nermelerin varlna baldr. Hangi nermeler sentetik a priori tr iinde yer alr? Kantn artc iddias aritmetik ve geometrinin sentetik a priori olduudur. Bu artcdr nk pek ok kii normalde aritmetik ve geometrinin analitik a priori olacan dnmeye eilimlidir. rnein, 2+3=5 nermesinin analitik olduuna inanmamzn esas bir nedeni 5 kavramnn 2+3 kavram tarafndan ierildiini dnmemizdir. Ayrca eer 2+3=5 sentetik ise, bu durum 2+3n 5 kavramn iermediini gsterir. Ancak bu nasl olanakldr? Kanta gre 2, + ve 3 kavramlarnn bir araya getirilmesi ile 5 kavram elenik deildir. Bu fikri daha iyi anlayabilmek iin baka bir aritmetik eitlii gz nne alalm: 2+3=4+1. Bu eitlikte 2+3 kavram 4+1 kavramn ierir mi? Bu sorunun yant hayr gibi grnmektedir. ki art kavramsal olarak Drt art birden olduka farkl bir dnceyi dile getirir. O hlde, eer Kant haklysa, aritmetik (ve geometrik) nermeler sentetik a prioridir. Benzer ekilde, dorudan gzlemin tesine gemeyi gerektiren Her doal olgunun doal bir nedeni vardr tr metafizik nermeler de sentetik a priori niteliktedir. Bu tr nermeleri ilgin ve nemli klan noktay ak bir ekilde belirtmekte yarar var. A priori nermeler tek tek olgulardan ziyade genel geerlii olan ilkelerle ilgilidir. Sentetik nermeler ise bilgimize katk yapan, yalnzca kavram zmlemesinin tesine gemeyi gerekli klan cmlelere karlk gelirler. Kanta gre, bu iki trn bileiminden oluan sentetik a priori nermeler, tikel deneyimlerin ieriine deil yapsna veya biimine ilikin bilgi tar. Bahemdeki gller sardr gibi sentetik a posteriori nermelerden farkl olarak genin i alarnn toplam 180 derecedir veya Her olgunun bir nedeni vardr gibi sentetik a priori nermeler, deneyimlediimiz dnyann oluumsal yapsna ilikin bilgi ierirler. Baka bir deyile, deneyimlediimiz dnyann ontolojik yaps o ekildedir ki yukarda sraladmz aritmetik, geometrik ve metafizik nermeler dorudur. Bu yzden, Kantn grne gre, sentetik a priori nermeler hem bo bir mantksal yargdan ibaret deildir hem de evrensel ve kesin bir ekilde dorudur. Ancak buradaki evrensel ve kesin kavramlarnn insana gre olduunu vurgulamalyz (ki boyutlu mekndan geen kre rneini anmsayalm.). Farkl varlk trlerinin sentetik a priori nermeleri tahminen farkl metafizik ilkeler ierecekti. Bu anlamda sentetik a priori her bilisel varlk tr iin farkl biimlerde ortaya kacaktr. Bizim sentetik a priori nermelerimiz veya ilkelerimiz bizim algladmz dnyay ve bizim bilisel normlarmz belirler. Kantn Kopernik devriminin asl anlam da budur. Eer bu gr doruysa, Humeun deneyimciliine ve pheciliine de bir yant verilmi olur. Bilgimiz gzlem ve mantk ile snrlanm deildir. nc bir bilgi tipi yani dnyaya dair metafiziksel bilgi olanakldr. Ancak Kantn metafiziksel bilgiden anlad geleneksel metafiziksel bilgiden ok farkl bir ekilde bizden bamsz tzsel yaplarn bilgisi deil, dardan gelen duyusal ham maddeye zihnin ekil verme yollarnn evrensel
Sentetik a priori, dier olas bileimler iinde en ilgin ve felsefi adan en nemli olandr.
120
Epistemoloji
yapsnn anlalmasdr. nsan akl bunu kendi olanaklarn irdeleme yoluyla baarma yeteneine sahiptir. O yzden, Kantn felsefesine bu niteliinden dolay zaman zaman eletirel veya irdelemesel felsefe ad da verilir. Bu gr eletirel/irdelemesel yapdadr nk deneyimcilikten farkl olarak gzlemsel bilginin yaplanma srelerine ve bilginin zihinsel koullarna zel bir nem vermektedir. Bu balamda, usularn bilginin oluumunda akln ok zel bir ilevi olduu dncesinin tipik bir rneini veya uygulamasn Kantta bulmamz mmkndr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
121
122
Epistemoloji
zet
A M A
Usuluun genel bir tanmn yapabilmek ve usuluun aklclk kavramndan nasl farkl olduunu aklayabilmek. nsanlarn sahip olabilecei bilgilerin deneyime dayanmas gerektiini savlayan deneyimciliin aksine usuluk, bilginin olanakl olmasnn aklamasn deneyimin veya algnn tesinde arar. Usuluk grnn ana tezi, insan aklnn bilginin olumasnda ok merkezcil ve oluturucu bir ilevi olduudur. Usular, deneyimcilerden farkl olarak, bilginin ortaya kmasnn yalnzca alg verilerinin zneye ulamas ile aklanamayacana inanrlar. z Trke bir deyim olan usuluk, aklc olma kavramn artrd iin kafa kartrc bir yn iermektedir. Potansiyel karklklar nlemek iin aradaki fark u ekilde ifade edilebilir: Gndelik dile de ait bir kavram olan aklclk yaamda akl ve mantn kullanmna nem veya arlk verme tavrna iaret eder. te yandan, usuluk felsefi bir grn addr ve deneyimciliin rakibi olan gr olarak bilinir. Usuluun Eski Yunan dnemindeki ilk savunucularnn bu grn kuramsal zeminini nasl hazrladn aklayabilmek. Deneyimcilik gibi usuluk grnn de kkleri Eski Yunana uzanr. Eski Yunan felsefecileri akl kavramnn karl olarak nous deyimini kullanmlardr. Modern kullanmlardan farkl olarak, Yunan felsefeciler nousu znel bir kapasite olmann tesinde evrensel bir g veya ilke olarak da almlardr. rnein, baz Yunan dnrlere gre nous hem evrenin dzeninin ardnda yatan ilke hem de insanlarn aklc dnebilmesini olanakl klan yetinin addr. Ayrca baz Yunan felsefeciler insann bedeninden farkl olarak, insan aklnn nous ieren boyutunun lmsz olduunu, yani evrensel akl iinde yer aldn dnmlerdir. Bu felsefeciler nous ile alglar arasnda bir ayrm yapmlar ve alg yetisinin kavrama yetisinden kkten bir ekilde farkl olduunu ne srmlerdir. Bu nemli fikrin hem eski hem de ada felsefeciler iin geerli olduunu belirtmemiz gerekiyor. Bir rnek vermek gerekirse; Platonun idealar kuram, akl ve alg yetilerinin salad bilgilerin son derece farkl olduu dncesine dayanr.
A M A
AM A
Descartesn fikirlerinin usuluk asndan neden nemli olduunu aklayabilmek. nl Dnyorum, o hlde varm cmlesini Descartes, pheci irdelemelerinin sonunda phelenilemeyecek bir bilgi paras bulmas zerine sylemitir. Descartesa gre bir insan bir bedene sahip olduundan veya 2+2=4 gibi bir eitlikten bile phelenebilir ancak u anda dnmekte (veya phelenmekte olan) birisi var gibi bir nermeden phe duyamaz. Bu kesin bilgiden hareketle Descartes, nce Tanr ideas gibi baz idealarn nedeninin bir insann sonlu zihni olamayacan savlar ve Tanrnn var olmas gerektiini belirtir. Ardndan da Tanrnn bizim dnya bilgimiz konusunda sistematik bir ekilde yanlmamza izin veremeyeceini syler. Descartesn bu phecilik kart yantn verirken nasl yalnzca akln kullandna dikkat etmemiz gerekiyor. Her usu gibi Descartes da akln bize salayaca bilgileri alglardan gelen bilgilere yelemektedir. Ayrca Descartes mum rneini kullanarak, deimekte olan bir nesnenin tek ve belli bir nesne olduunu kavramamzn alglar araclyla deil akl yoluyla olabileceini ne srer. Onun sunduu argman, eer doruysa, deneyimciliin nemli bir zayfln ortaya koyar. En byk usu dnrlerden Kantn ontoloji ve epistemoloji alanlarnda gerekletirdii kuramsal devrimin ayrntlarn aklayabilmek. Kant, Hume gibi deneyimcilerin metafizik kart durularn ve deneyimcilerin algsal verilere verdikleri nemi paylar. Bu anlamda, Kant, Platon veya Descartes gibi bir metafiziki deildir. Ancak Kantn deneyimcilere kar kt nokta, deneyimcilerin bilginin oluumunu aklarken be duyudan gelen alg verilerine younlamalar ve bilginin insan zihni tarafndan nasl organize edildii konusuyla fazlaca ilgilenmemeleridir. Kantn geleneksel metafizikilere ynelttii eletiriler konusuna dnersek: Pek ok metafiziki, nesneler dnyasnn zihinden bamsz bir ekilde var olduunu ve znelerin edilgen bir ekilde gereklii zihinsel olarak temsil etmeye altklarn dnr. Ancak bizim gibi bilisellii snrl olan varlklarn alglad ve kavrad nesnelerin de
A M A
123
bizim anlama filtrelerimizden gemi, yani snrlandrlm ve belirlenmi nesneler olaca kesindir. O yzden Kant felsefede bir tr Kopernik devrimi yaparak, bizim nesnel olarak var olduunu dndmz nesnelerin aslnda bize gre belirlenmi eyler olduunu ileri srer. rnein, bizim tavan olarak algladmz bir nesnenin bize grnme srelerinin algsal yeteneklerimiz tarafndan belirlendii aktr. Bu durum, bizim dnyada algladmz nesnelerin zihinden tamamen bamsz olmadn gsterir. Kantn sentetik a priori kavramn nermesinin nedeni, onun yalnzca algsal ve yalnzca mantksal (biimsel) bilginin dnda kalan bir bilgi trnn var olduunu gstermeye almasndandr. Baka bir deyile Kant, Humeun deneyimciliinin bir eletirisini sunmaktadr. Eer biz algsal (rnein, Orada bir kaplumbaa gryorum) ve mantksal (rnein, Bir ey ya vardr ya da yoktur) bilginin dna kamyorsak, bu bizim aslnda hayvanlardan ok da farkl olmadmz anlama gelir. Ancak sezgilerimiz, insann aklsal yeteneklerinin bunun tesine getii ynndedir. rnein, Humea gre dnyann sebep-sonusal bir yapsnn olduunu bilemeyiz. Kant ise, deneyimcilerin aksine, insan aklnn algsal boyutun tesinde bilgilenebileceine inanmaktadr. Sentetik a priori cmlelerinin olanakl olmas u anlama gelir: Baz nermeler (ve bilgi trleri) hem evrensel olarak dorudur hem de bu evrenselliin nedeni mantksal ilikiler (yani, bo ierikler) deildir. Baka bir deyile, Her olayn bir nedeni vardr tr genel ilkeler insanlarn bilisel kapasitelerinin uygun olmas nedeniyle bilebilecei nermelerdir.
A M A
Usu grn genel bir felsefi deerlendirmesini yapabilmek. Kantn felsefesinde de aka grdmz gibi, usu dnrler bilgimizin tek kaynann alglar olamayacan ne srerler. Usulua gre, bilginin olanakl olabilmesi iin, akln sahip olduu kapasitere ve kavramlara da gereksinim bulunmaktadr. Ksaca ifade edersek, deneyimciler alg yoluyla kazanlan bilgilerin oluumunu aklamakta baarsz olmulardr. Bunun temel nedeni, usu felsefecilere gre, deneyimcilerin kuram retirken dikkatlerini ounlukla basit algsal verilere odaklamalar ve algsal verileri organize eden yap ve srelere yeteri kadar ilgi gstermemeleridir.
124
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadaki cmlelerden hangisi usuluk grnn temel tezini en iyi biimde ifade eder? a. nsan bilgisinin temel kayna alg yoluyla edindiimiz bilgi paralardr. b. Bilginin oluumu erevesinde akl temel ve belirleyici bir rol oynar. c. Bilginin oluumunda en temel ve belirleyici unsur mantktr. d. Doruluundan emin olabileceimiz tek bilgi Tanrnn var olduudur. e. Doruluundan emin olabileceimiz tek bilgi alglarn yanltc olduudur. 2. Aklc olmak ile usu olmak kavramlar arasndaki temel fark nedir? a. Aklc olmak mantkl ve gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir; usu olmak ise bilginin oluumunda deneyime nem veren felsefi gr benimseme anlamna gelir. b. Aklc olmak felsefi bir gr olarak deneyimciliin tersi olan perspektifi benimseme anlamna gelir; usu olmak ise mantkl ve gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir. c. Aklc olmak mantkl ve gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir; usu olmak ise felsefi bir gr olarak deneyimciliin tersi olan perspektifi benimseme anlamna gelir. d. Aklc olmak bilginin oluumunda deneyime nem veren felsefi gr benimseme anlamna gelir; usu olmak ise felsefi bir gr olarak deneyimciliin tersi olan perspektifi benimseme anlamna gelir. e. Aklc olmak gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir; usu olmak ise bilginin oluumunda mantksal tutarlla nem veren felsefi gr benimseme anlamna gelir. 3. Eski Yunan dnrlerinin nous (akl) kavramna genel yaklamlar iin aadakilerden hangisi sylenebilir? a. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramyla deneyim kavramn elenik almlardr. b. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramyla alg kavramn elenik almlardr. c. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramyla tz kavramn elenik almlardr. d. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramnn mantk kavramna ncelii olduunu dnmslerdir. e. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavram ile alg kavramn ayr tutmulardr. 4. Descartesn fiziksel nesnelerin var olduunu kantlamak iin izledii yntem aadakilerden hangisidir? a. Descartes Dnyorum, o hlde varm fikrinden hareketle, zihinsel bir durum olan Tanr ideamzn kaynann gerekten Tanr olduunu savlamakta ve ardndan da nesneleri alglama srelerimiz srasnda Tanrnn bizi yanltmayacan ne srmektedir. b. Descartes zihinsel durumlarmzn fiziksel nesneleri temsil edebildikleri gereinden hareketle, fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn gereklii doru bir ekilde yanstmas gerektii sonucuna varmaktadr. c. Descartes fiziksel nesnelerin, fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn olumasna neden olduklar ve bu nedensellik ilikisinin gvenilir bir iliki olduu gereinden hareketle, sz konusu idealarn gereklii doru bir ekilde yanstmas gerektii sonucuna varmaktadr. d. Descartes Dnyorum, o hlde varm fikrinden hareketle, fiziksel nesnelerin dnlebilir olduunu savlamakta, ve buradan da Tanrnn fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn olumasna neden olduklar sonucuna varmaktadr. e. Descartes Dnyorum, o hlde varm fikrinden hareketle, idealarmzn dnlebilir olduunu savlamakta ve buradan da Tanrnn fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn doru olmasn salad sonucuna varmaktadr.
125
5. Descartesn yanmakta olan mum rneinden karmamz beklenen sonu Descartesa gre aadakilerden hangisidir? a. Gzlem srasnda alglarmz bize deien bir nesnenin bilgilerini tarken, aklmz bize bu deiimlerin gelecekte de devam edecei bilgisini verir. b. Gzlem srasnda alglarmz bize gzlem srasnda deimeyen bir nesnenin bilgilerini tasa da, aklmz bize mum gibi bir nesnenin deiim geirebilecei bilgisini verir. c. Aklmz bize deiimin gerek olmadn sylese de, gzlem srasnda alglarmzdan gelen bilgi deiimin devam ettii bilgisini verir. d. Aklmz bize srekli deiimin gerekletii bilgilerini tasa da, tek ve ayn nesneyi alglamaya devam etmekte olduumuz bilgisini akl deil alglar verir. e. Alglarmz bize srekli deiimin gerekletii bilgilerini tasa da, tek ve ayn nesneyi alglamaya devam etmekte olduumuz bilgisini alglar deil akl verir. 6. Aadakilerden hangisi Kantn savunduu bir gr deildir? a. Hume, Deneyime bavurmakszn metafizik bilgi edinilebilir eklinde ifade edilebilecek olan gre kar kmakta hakldr. b. Fiziksel dnyada zorunlu kanunlar egemen olsa da, ahlakn olanakl olmas insanlarn iradelerinin zgr olmasn gerektirir. c. nsanlar dnyay alglama ve anlama srelerinde etken deil edilgen bir yap sergiler. d. Deneyimciler bilgi kavramn incelerken, dikkatlerini esas olarak deneyim yoluyla gelen algsal verilere odaklamakla nemli bir hata yapmlardr. e. Bize grnen dnya, bizim kendi bilisel snrlarmz tarafndan belirlenmi ve kstlanm bir dnyadr.
7. Kantn bir tr Kopernik devrimi gerekletirdiini sylemek ne anlama gelmektedir? a. nsan zihni metafizik boyutu kavrama yeteneine sahiptir; buna karn, insann kendisine grnen dnyay kesin bir ekilde bilmesi olanakszdr. b. nsan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya almaz; tersine, insan metafizik gereklii bilisellii yoluyla var eder. c. nsann alglad ve anlad eyler insan biliselliine ve snrlarna uygun hale gelmi nesneler deillerdir; tersine, insan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya ynelir. d. nsan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya almaz; tersine, insann alglad ve anlad eyler zaten insan biliselliine ve snrlarna uygun hle gelmi nesnelerdir. e. nsan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya almaz; tersine, insann bilisellii metafizik gereklii deitirme ve dntrme gcyle donatlmtr. 8. Aadakilerden hangisi sentetik a priori bir nermedir? a. Dnya, gne etrafnda dnen bir gezegendir. b. Fiziksel evrende gerekleen her olayn bir sebebi vardr. c. Btn slak nesneler slaktr. d. Su molekl hidrojen ve oksijen atomlarn ierir. e. Matematik fizikten daha nemli bir aratrma alandr.
126
Epistemoloji
Okuma Paras
9. Aadakilerden hangisi Kantn deneyimcilik grne ynelttii bir eletiri deildir? a. Deneyimciler tm kavramlarn deneyim yoluyla kazanlabileceini dnmlerdir. b. Deneyimciler insan zihninin bilgiyi organize edebilme yeteneini byk lde grmezden gelmilerdir. c. Deneyimciler sentetik a priori bilginin olanakl olabileceini kavrayamamlardr. d. Deneyimciler bilginin oluumunun basit algsal verilerin birikmesi veya birbiriyle ilintilenmesi sonucu gerekleebileceini varsaymlardr. e. Deneyimciler bilginin oluumunda zihnin organize edebilme yeteneini farketseler de, bilginin esas malzemesi olan algsal verilerin nemini byk oranda grmezlikten gelmilerdir. 10. Kantn sentetik a priori kavram zerinde ok fazla durmasnn nedeni aadakilerden hangisidir? a. Metafizik bilginin dnda bir bilgi trnn olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. b. Gzlemsel bilgi ve mantk bilgisinin dnda bir bilgi trnn olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. c. nsanlarn be duyu araclyla dnyadan veri alabilmelerinin olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. d. nsanlarn grnen dnyann tesine ilikin bilgi edinmelerinin olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. e. nsanlarn nesnelerdeki birincil niteliklere ilikin bilgi edinmelerinin olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. a. Genel Olarak Sintetik ve Analitik Yarglar Arasndaki Fark zerine Metafizik bilgi sadece a priori yarglar iermelidir; onun kaynaklarna zg olan, bunu byle gerektirir. Yarglar hangi kaynaktan gelirlerse gelsinler ya da mantksal biimleri bakmndan nasl olurlarsa olsunlar, ierik bakmndan aralarnda fark vardr; bu ierik sayesinde ya srf aklaycdrlar ve bilginin ieriine hibir ey eklemezler, ya da genileticidirler ve eldeki bilgiyi artrrlar; birincilere analitik, ikincilere ise sintetik yarglar ad verilebilir. Analitik yarglar yklemde, znenin kavramnda zaten var olan, ama pek o kadar ak ve bilinli dnlmemi olandan baka hibir ey sylemezler. Btn nesneler yer kaplar dediimde, nesne kavramn hibir ekilde geniletmi olmam, sadece zm olurum; nk yer kaplama o yargdan nce, aka sylenmese bile, gerekte o kavramda zaten dnlmt; o halde bu yarg analitiktir. Buna karlk baz nesneler ardr nermesi, genel olarak cisim kavramnda gerekten dnlmeyen bir eyi ykleminde ierir; dolaysyla benim kavramma bir ey ekleyerek bilgimi artrr; o halde sintetik yarg olarak adlandrlmaldr. b. Tm Analitik Yarglarn Ortak lkesi elime lkesidir. Btn analitik yarglar tamamyla elime ilkesine dayanrlar ve onlarn malzeme olarak kullandklar kavramlar deneysel olsa da olmasa da, doal yaplar gerei a priori bilgilerdir. nk evetleyici analitik bir yargnn yklemi zaten nceden znenin kavramnda dnldnden tr, o zne hakknda elimeye dmeden deillenemez. Ayn ekilde, elime ilkesinden dolay, onun tersi de, analitik fakat deilleyici bir yargda zne hakknda deillenmek zorundadr. Her cisim yer kaplar ve yer kaplamayan cisim yoktur gibi (yaln) nermelerde bu byledir. te bu nedenle btn analitik nermeler, kavramlar deneysel olsa da, a priori yarglardr, rnein altn, sar bir metaldir nermesi; nk bunu bilmek iin benim bu cismin sar ve metal olduunu ieren altn kavramndan baka bir eye ihtiyacm yoktur. Bu, benim kafamdaki altn kavramn oluturmaktayd ve bana onu baka yerlerde aramama gerek kalmadan elerine ayrmaktan baka yapacak bir ey kalmyordu. c. Sintetik Yarglar, elime lkesinde Baka Bir lkeyi Gereksinirler. Kkenleri deneysel olan sintetik a posteriori yarglar vardr; ayrca saf anlama yetisinden ve akldan kaynak-
127
lanan kesin a priori olanlar da vardr. Ama her ikisi de zmlemenin temel ilkesi olan tek bana elime ilkesinde kaynaklanamama konusunda birleirler; bambaka bir ilke daha hangisi olursa olsun gerektirirler, her ne kadar bu ilkeden hep elime ilkesine gre tretilmeleri gerekiyorsa da. nk her ey bu ilkeden tretilemiyorsa da, hibir ey ona aykr olamaz. Her eyden nce sintetik yarglar snflara ayrmak istiyorum: 1. Deney yarglar her zaman sintetiktirler. Yargda bulunmak iin kavrammn dna kamayacamdan tr, analitik bir yargy deney zerine temellendirmek uygun olmaz, dolaysyla deneyin tanklna ihtiyacm yoktur. Bir cismin yer kaplamasna ilikin nerme a priori olarak kesin olan bir nermedir ve deney yargs deildir. nk deneye ynelmeden nce, kavramda yargmn tm koullarna sahibim; bu kavramda elime ilkesine gre yklemi karabilirim ve bu sayede derhal yargnn zorunluluunun bilincine varabilirim, ki bunu bana deney hibir zaman retemez. 2. Matematik yarglarn tamam sintetiktir... Hereyden nce una iaret etmek gerekir: asl matematik yarglar deneysel deil, her zaman a priori yarglardr; nk deneyden karlamayacak bir zorunluluu birlikte getirirler. Eer bu kabul edilmeyecek olursa, ben de nermemi Saf Matematikle snrlandrrm; onun kavramnn birlikte getirdii gibi, Saf Matematik deneysel bilgi deil, yalnzca saf a priori bilgi ierir. Balangta, 7+5=12 nermesinin elime ilkesinde kan yedi ve be kavramlarnn toplam olan, srf analitik bir nerme olduu belki dnlebilir. Ne var ki, dikkatle bakldnda grlr ki, 7 ve 5in toplam kavram, her iki saynn bir tek sayya birletirilmesinden baka bir ey iermemektedir; ikisini kapsayan bu bir tek saynn ise ne olduu hi mi hi dnlmyor. Oniki kavram, benim sadece yedi ile bein birletirilmesini dnmemle hibir ekilde dnlm olmaz; ve ben byle bir olanakl toplam kavramm istediim kadar elerine ayraym, yine de onun iinde onikiyi bulamam... Ayn ekilde Saf Geometrinin de hibir ilkesi analitik deildir. ki nokta arasnda izilen dorunun en ksa izgi olduu nermesi, sintetik bir nermedir. nk benim doru kavramm nicelikle ilgili hibir ey iermez, sadece bir nitelii ierir. En ksa kavram tamamyla ona eklenir ve doru izgi kavramnn elerine ayrlmasndan karlamaz. O halde burada grnn yardm gereklidir; ancak onun araclyla sintez olanakldr...
3. Hakiki metafizik yarglarn hepsi sintetiktir...Metafiziin asl ii sintetik a priori nermelerdir ve yalnzca bu, onun amacn oluturur. Bu amaca ulamak iin geri kavramlarn muhakkak ok defa elerine ayrmaya, dolaysyla analitik yarglara gerek duyar; bu i ise, kavramlar elerine ayrma yoluyla srf akla kavuturmaya altmz dier btn bilgi trlerinde yaplandan farkl deildir. u farkla ki, a priori bilginin hem grye hem de kavramlara gre meydana getirilmesi sonunda da sintetik a priori nermelerin, stelik de felsefi bilginin alan iinde meydana getirilmesi Metafiziin asl ieriini oluturur. Kaynak: Immanuel Kant (2002) Gelecekte Bilim Olarak Ortaya kabilecek Her Metafizie Prolegomena. evirenler: oanna Kuuradi, Yusuf rnek. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu, s. 14-20.
128
Epistemoloji
2. c
3. e
4. a
5. e
6. c
7. d
8. b
9. e
10.b
129
7
Amalarmz erik Haritas
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Alg kavramna ilikin ada bilimsel yaklamlar aklayabilecek, Alg felsefesinin nde gelen kuramlar olan temsilcilik, grngclk ve gerekilik grlerini aklayabilecek, Alg felsefesi konusunda genel bir deerlendirme yapabilecek bilgiye sahip olacaksnz.
Anahtar Kavramlar
Yanlsama Algnn nesnesi Temsilcilik Grngclk Gerekilik Baar olarak alg
Algnn Epistemolojisi
Algnn Epistemolojisi
Yaamdan rnekler Pek ok kii grsel olarak algladklarnn gzleriyle grdklerinin ayns olduunu dnr. Oysa ki alg aamasnda beyin salt gzden gelen uyarmlar deil, nceki deneyimlerden doan beklentileri de hesaba katarak fizik dnyada var olmayan uyaranlar sanki oradalarmasna yorumlayabilir. rnein, ok scak bir gnde araba yolculuu srasnda biraz tede asfalt zerinde sanki su birikmi gibi algladmz olmutur. Oysa tam o blgeden geerken bir de bakarz ki aslnda yol kupkuru. Bunun nedeni, scak dolaysyla asfalt zerinde buharlamann olmas ve bu buharlama nedeniyle de asfalt yzeyinin yansma orannn deimesidir. Bu noktada dikkatin nemini vurgulamamzda da fayda olacaktr. Bazen bireye baktmz halde onu gremeyebiliriz. Zihnimizden bambaka eyler geiyordur, dalmzdr... Yolda yrrken arkadamza rastlayp bir sre iin onu tanyamayabiliriz. Ya da baktmz bir nesneyi gremiyor oluumuzun tamamen biyolojik kaynakl bambaka bir nedeni vardr: Kr nokta! Gzlerimizin anatomisini incelediimizde n ksmnn bir kamera lensi gibi i grerek gelen k nlarnn retina tabakasnda net bir grnt oluturacak ekilde krlmasn saladn grrz. Retina tabakasnda yer alan k alc hcreler k nlarn elektrik akmna dntrr ve sinyaller beyne doru yol alrlar. Bu elektrik sinyalleri beyne grme siniri tarafndan iletilir. Ancak retinada, tam da grme sinirinin zerine karlk gelen noktada alc hcre bulunmaz. te bu nokta kr nokta olarak adlandrlr. Bu noktada grme gereklemez. (Kaynak: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/algilab.htm/ Sz konusu nternet sayfas ayn zamanda pek ok ilgin yanlsamay grsel aralarla ve elenceli bir ekilde anlatmakta ve yanlsamalarn nedenini de aklamaktadr.)
GR
Bu nitede dnya bilgimizin en byk kayna olarak kabul edilen alg konusunu ayrntl bir ekilde ele alacaz ve bylece kitabn nceki blmlerinde farkl balamlarda sergilediimiz baz nemli fikirleri daha btncl bir tablo hlinde sunmaya alacaz. Daha nce de grdmz gibi, epistemoloji tarihinin en byk tartmalarndan biri, insan bilgisinin kaynaklar ve oluumsal yaps konusunda deneyimciler ve usular arasnda gereklemitir. Aralarndaki byk farklara ramen, her iki kanada ait dnrler de alglarn bilgisel bir nem tad konusunda uzlama iindedirler. Ayrldklar nokta, algsal bilginin bilgisel dnyamz iin-
132
Epistemoloji
de ne byklkte bir yer kaplad ve epistemolojik ilevinin tam olarak ne olduudur. Deneyimciler alg paralarnn ve alglama srelerinin kendilerinin bilginin tmnn oluumunun aklanmasnda yeterli olabileceini savlarken, usular bu gr aka reddederler. Bu tartmaya ek olarak, pheci grteki felsefecilerin yaklamlarnn da alg konusunda zerinde pek dnlmeyen baz noktalar gndeme getirdiini syleyebiliriz. Bunlar arasnda en nemlisi, alglardan gelen bilginin en gvenilir bilgi tr olduu ynndeki inancmz tartmaya amasdr. Kendisi bir pheci olmayan Descartesn da net bir ekilde sergiledii gibi, aslnda her bilgilenme tr konusunda ilkece de olsa gvenilirlik sorgulamas yapmak olas grnmektedir. Descartes izleyen Hume, deneyimci grleri baaryla savunmu ve pheci ynleri ar basan bir perspektif ne srmtr. Humeu izleyen Kant, alg veya deneyim kavramn son derece ciddiye almakla birlikte deneyimciliin yetersiz kald konulara iaret etmitir. Epistemolojik adan bu iki felsefecinin ortak bir noktas, bilgi sz konusu olduunda bizim olduka snrlanm varlklar olduumuz gereini etkin bir ekilde gzler nne sermeleridir. Algnn hem gndelik anlamda hem de felsefe tartmalar asndan kritik bir nem tad aktr. Bu nitede alg konusuna odaklanarak alg-gereklik ilikisinin nasl olduu konusunda felsefecilerin ne srd temel kuramlar inceleyeceiz ve ardndan da genel bir felsefi deerlendirme sunacaz.
ALGI PSKOLOJS
Alg ve duyum kavramlar birbirine kartrlmamas gereken nemli iki kavramdr.
Algy incelemeye gemeden nce, bu kavramn duyumdan farkn aka belirtmemiz yararl olur. Be duyu araclyla bize ulaan bilgi paralar (veya duyusal ham maddeler) karmak ynler ieren dnya bilgimiz asndan temel bir neme sahip olsa da, duyu verileri almak bizim zihinselliimiz asndan bilinli sreler deillerdir. Bir rengi, bir sesi veya bir scakl duyumsarken zihnimiz tamamen edilgen (pasif) durumdadr. Bu sreler btnyle fizyolojik dzeyde gerekleir. O yzden, duyusal yollardan dnyadan veri alma kavram iin gnlk dilde bazen alg kavram kullanlsa da, bu durum yanltc bir yn iermektedir. Deneysel psikolojinin bilisel kanadnda yer alan kuramclara gre alg, duyulardan gelen verilerin zihinsel yapmz tarafndan seilmesi, organize edilmesi ve yorumlanmas olarak anlalmaldr. Baka bir deyile; grsel, iitsel ve dier alglar, duyulardan farkl olarak, beynin etken ilevlerini gerekli klar. Bu konuda birka saptama daha yapalm. Alg, hem felsefecileri hem de deneysel psikologlar ve insan fizyolojisini inceleyen bilim insanlarn ilgilendiren olduka ilgin bir olgudur. rnek vermek gerekirse, insanlarn derinlik algsna sahip olduu, yani grsel alanlarnn boyutlu olduu aktr. Ancak bunda artc bir yn bulunmaktadr nk grsel alg, bildiimiz kadaryla, gzlerimize n girmesiyle balamakta ve gzbebeklerimizden szlen n gzn i tarafnda bulunan ve her biri iki boyutlu dokusal bir yap olan iki adet retinaya arpmalaryla devam etmektedir. Ardndan da beynimiz, bir ekilde, boyutlu grntler oluturmaktadr. Eer, fizyolojik adan, grntlerin bedenimizdeki ilk oluum duraklar iki boyutlu retinalar ise, biz nasl oluyor da boyutu (yani derinlii) olan grsel alglara sahip olabiliyoruz? Bu sorunun yantnn bilimsel ayrntlarna elbette bu kitapta girmeyeceiz ama en azndan, bu ve benzeri sorularn algnn ok arpc sreler ve yaplar ieren bir olgu olduunu gsterdiini belirtebiliriz. (ki boyutlu retinalara den ktan veya grntden boyut algsnn nasl olutuuna ilikin bir ipucu: ki gzmz bir noktaya sabitleyip baktmzda, retina-
133
larda oluan grntler birbirinin tam olarak ayns deildir. ki gz arasndaki konum farkndan dolay, retinalardaki her bir grnt dierine gre hafif yana kaym gibi durur. Ve bu fark hemen nmzde duran nesnelere odaklannca daha fazla, uzaklardaki nesnelere odaklanrken daha azdr. ki retinadaki grnty karlatran beynimiz, grntlerin birbirinden farknn ok olmasn, nesne yaknda duruyor olarak kaydeder. Bu, beynimizin derinlik algsn olutururken kulland mekanizmalardan yalnzca biridir. Herkes tarafndan bilinen bir dier unsur perspektiften gelen ipulardr.) Alg srelerinin zaman zaman kark ve gizemli bir hl almasnn nedenlerinden biri, sahip olduumuz dnya bilgisini bilincinde olmasak da bir ekilde algnn nesnelerine uygulamamzdr. Baka bir deyile, varsaymlarmz ve inanlarmz alg srelerinin iine sklkla dhil olmaktadrlar. Biz genellikle nesneleri anlamlandrarak alglama eilimindeyizdir. Dahas, bir nesneye bakarken iinde bulunduumuz beklentiler de algmz etkiler. 20. yzylda, J. Gibson gibi deneysel psikologlar algnn zellikle bu ynn vurgulamlar ve algsal srelerin nemli bir oranda yukardan-aaya (yani, genelden-tikele veya varsaymdan-olguya) diyebileceimiz bir zellik tadn savlamlardr. Bu gr savunanlarn kuramn glendiren bir olgu udur: Algnn anlamsal bir balama oturmas durumlarnda tanmlama ve anlama ilevlerimiz daha baarl bir hle gelir. rnein, karmak bir el yazs ile yazlm bir metinden seilerek alnm tek bir harfi tanmlamak zor olsa da, o harf bir cmlenin iindeyken alglanyorsa daha kolayca tannabilir. Byle durumlarda, balamsal dnya bilgisi (yani genel olan), algnn nesnesini (yani zel durumu) tanmlamada ilevsel olmaktadr. Eer algnn yukardanaaya bir yn bulunuyorsa bunun anlam, dnyann yapsna dair bilisel sistemimizin sahip olduu varsaymlarn alg srelerini etkileyip belirleyebileceidir.
134
Epistemoloji
Bu durum, algnn kendine zg bir eit i mant olduunu ve bizim bazen dnsel yollarla onun ileyiine etki edemeyeceimizi gstermektedir. Bilisel bilimcilere gre, algsal mekanizmalarmz srekli olarak alg verilerinin ne anlama geldiini zmeye ve nesneleri tanmlamaya alrlar. Bilincimizin dnda otomatik olarak gerekleen bu sreler i elikiler barndrdnda ise, yanlsama gibi srad durumlarla karlarz. rdek-tavan resmi olarak bilinen izim ise ok daha ilgin bir durum sunmaktadr nk burada tek bir grsel uyaran, bir rdek veya bir tavan gibi alglanabilmektedir. Daha bilimsel olarak ifade edersek, sz konusu izimsel uyaran, zihnimizde dnyaya ilikin iki fark bilgi kmesini tetiklemektedir.
ekil 7.2 rdek-tavan resmi
Grsel yanlsamalar alg srelerinin karmak olgular barndrdn dndrmektedir. Dahas, yanlsamalardan hareketle, spheci baz tezleri gndeme getirmek de olanakl grnmektedir.
Yukardaki rdektavan resmine bakan bir kii, belli bir anda yalnzca (sola doru bakan) bir rdek veya yalnzca (saa doru bakan) bir tavan grebilir. Dahas resme bakanlar, rdek ve tavan arasnda gidip gelebilir; yani, srayla nce birini daha sonra dierini alglayabilir. Ancak bu iki ekli ayn anda alglamak olanakszdr. Zihnin bylesi durumlarda belli karklklar ve zorluklar yaamas, insan beyninin alglama srelerinde biz bilincinde olmasak da olduka karmak ilemler gerekletirmekte olduunu ve beynin dnyaya ilikin sahip olunan varsaymlar nda anlamlandrma ve tanmlama abasna girdii zamanlarda bazen sorunlarla karlatn aka sergilemektedir. zetlersek, alg, biz farknda olalm ya da olmayalm, son derece karmak birtakm fizyolojik/psikolojik olgular iermekte gibi grnmektedir. Bu ve benzeri rnekler, felsefecileri ilgilendiren ynler tamaktadr nk bu bulgular bilginin yapsna, algnn gereklikle olan ilikisine ve insanlarn gerei bilme olanaklna ynelik kritik sonulara iaret etmektedirler. Bilim insanlar fizyolojik ve psikolojik sreleri alrken, felsefeciler de epistemolojik bir adan algnn kavramsal olarak irdelenmesi konusuna eilmektedirler. Bu iki farkl hedefin aslnda ortada var olan tek bir olguya (veya gizeme) ynelik olduu sylenebilir. Algsal yanlsamalarn epistemolojik adan ne anlama geldii ve nceki nitelerde irdeleSIRA SZDE diimiz tartmalar asndan ne nemi olduuna ilikin dnceler retmeye aln.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
135
tirdikleri temel sorun, alg srasnda epistemolojik ve ontolojik adan tam olarak neyin gerekletiidir. Daha ak ifade edersek, felsefecilerin bu erevede ilgilendii konu, alglar ile gerekliin bilinmesi arasndaki ilikidir. imdi alg felsefesi kapsamnda ne srlen temel felsefi grleri yakndan inceleyelim. Bu grler temsilcilik, grngclk ve gerekiliktir.
Temsilcilik
Beinci nitede yer alan Maddesel Dnyann Bilinmesi ve Temsil Epistemolojisi balkl blmde temsil kavramna ve bu kavramn epistemolojideki nemine deinmiik. Zihinsel temsil olgusu, felsefede Modern Dnemi betimleyen genel bir yaklama iaret eder. Buna karn, alg felsefesi sz konusu olduunda, temsilcilik daha dar ve zel bir anlama gelmektedir. Alg balamnda temsilcilik grnn ana tezi u ekilde ifade edilebilir: Alg adn verdiimiz olgu veya sre esnasnda, insanlarn zihinsel durumlar zihinden bamsz gereklii temsil ederler. Bu ksa cmlenin iinde barnan felsefi incelikleri ve bu ifadenin neden tartmalara yol aabileceini imdi anlamaya alalm. Temsilciliin ne srd grn nasl bir felsefi tabloya karlk geldiini anlamak iin ncelikle iin metafizik veya ontolojik boyutuna bakalm. Temsilcilik akmnn savunucular, alglarmzn kaynann veya hedefinin alglardan ve bilgiden bamsz bir ekilde var olan gereklik olduunu iddia ederler. Alg zihinsel bir olaydr, ancak algnn nesneleri zihnimizin ileyiinin rnleri deildirler. kinci olarak belirtmemiz gereken nokta, alg sreleri srasnda zihinsel olann zihinsel olmayan temsil etmekte olduudur. Burada not edilmesi gereken bir konu, temsil etme ilevinin gereklemesi iin temsil eden ve edilenin ayn trden varlklar olmalarnn art olmaddr. rnein, kpeim fiziksel dnyada var olan bir eydir; ancak kpeimin yz zihnimde canlandnda deneyimlediim grnt fiziksel bir nesne olarak var olan bir ey deildir. (Zihnimde canlanan grntlere dokunmam olanakszdr.) Buna karn, farkl trden varlklar olsalar da, kpeimin zihnimde oluan imgesinin fiziksel dnyadaki kpee benzedii sylenebilir. O hlde, temsilcilik grne gre, algnn olumas iin ayr ey gerekmektedir. Birincisi, algnn olumas iin alglayan bir insann varl gerekir. kincisi, alg ancak znelerce alglanan gerek bir nesne ile mmkndr. Ve son olarak da, algnn olmas, temsil ilevini gerekletirecek olan zihinsel durumlarn veya algsal verilerin dolaymn gerekli klar. Bunu bir emayla ifade edersek;
Temsilcilie gre, nesneler zihnimizin dndaki gerekliin iinde yer alrlar ancak biz dorudan nesneleri deil zihinsel durumlarmz deneyimleriz.
136
Epistemoloji
Bu ekilde dz izgiler nesnenin alann, kesik izgilerse znel alan belirtmektedir. ncelemekte olduumuz kurama gre, alglayan znenin alg esnasnda epistemolojik anlamda yzletii ey kendi zihinsel deneyimleri veya zihinsel durumlardr. Alglara kaynaklk eden nesneler zihinden bamszdr ve fiziksel dnyann iindedir. Ancak biz nesneleri alg verilerinin aracl ile bilebiliriz. Temsilciliin en bilinen savunucularndan bazlar John Locke ve Bertrand Russelldr. John Locken grlerini 5. nitede akladmz iin burada ayrntlara girmeyeceiz. Altn izmemiz gereken bir nokta, Lockea gre, bize nesnel nitelikler gibi grnen niteliklerden bazlarnn (rnein biim) gerekten fiziksel nesnelerde bulunduu ve bizim idealar aracl ile bunlarn bilgisine sahip olduumuzdur. Masann dikdrtgen ekli hem nesneye aittir hem de zihnimizde temsil edilir. Genelletirerek sylersek, biz dnyay zihinsel temsillerimiz yoluyla biliriz ancak bu temsiller yanldmz belli durumlar saymazsak fiziksel nesnelerden kaynaklanrlar.
Grngclk
Grngcle gre, biz dorudan nesneleri deil zihinsel durumlarmz deneyimleriz. Deneyimlerimizin dnda gerekten nesnelerin yer aldn varsaymak iin elimizde aklc gerekeler bulunmamaktadr.
Alg srelerine ynelik olarak sunulan bir dier nl kuram iin biz bu kitapta grngclk deyimini kullanacaz. Bu gr ifade eden kelime Trkeye evrilmesi oduka zor bir deyim olduu iin, nce bu deyimi kelime kkeni asndan inceleyelim. Grng (Bat dillerinden uyarlanm Trkesiyle, fenomen), bizim deneyimlediimiz dnyaya ait olan olgulara verilen genel addr. Daha aka dersek, metafizikteki gerekliin kendisi kavramndan farkl olarak bizim gibi sonlu varlklara grnen dnyann betimlemesidir. Epistemolojik ve ontolojik balamlarda grngler dnyas zerinde younlaan ve onun nemini n plana karan gr iin grngclk deyimi kullanlabilir. (Bu gr iin Trkede, biraz yanltc bir ekilde, olayclk kelimesi de yaygn olarak kullanlmaktadr.) Grngcln en nde gelen savunucusu 5. nitede incelediimiz deneyimci felsefeci David Humedur. Humecu perspektife gre biz, bir anlamda, algsal deneyimden gelen grntlerin oluturduu zihinsel bir sinema perdesini izleyen seyircilere benzeriz. Alg srasnda zihnimizde yeil bir elmann grnts olutuunda, bu grntnn zihnin dnda bir nesneden kaynaklandn dnmeye eilimli olmamz anlalr bir durumdur. Ancak bu, Humea gre, metafizik nitelikte bir varsaymdr. Bizim zihinsel verilerin (idealarn) dzeyini aarak varlk alannda ne olup bittiini grmemiz aklc bir tasarm deildir. Humeun olduka srad bir felsefe sunduu kesindir. Buna karn, sko felsefecinin neden byle dndn anlamak da zor deildir. Gnlk yaamda zerinde fazlaca dnmesek de, alg sonucunda zihnimizde beliren bir grntden (rnein, yeil elmann grnts) hareketle, zihinsel olarak yaadmz deneyimin tesinde bir varlk (yeil elmann kendisi) olduunu varsaymak aslnda olduka byk bir ontolojik admdr. Humea gre bu adm gnlk yaamda dnmeden atyor olmamz normaldir. Ancak felsefi bir irdeleme, daha derine inmek ve eletirel olmak zorundadr. Bylesi bir irdeleme bizim esas olarak zihnimizin ieriini bildiimizi ortaya koyar. Zihinselliimizin tesine ilikin varsaymlar ve kabullenmelere girdiimiz anda, epistemolojik anlamda kesinlik zeminini terk ediyoruz demektir.
137
ekil 7.4 Grngcln ematik gsterimi
Daha nce de belirttiimiz gibi, Humeun fikirleri Locken epistemolojisi ile benzerlikler gsterse de arada ok nemli ontolojik bir fark olduu da kesindir. Her iki dnr de deneyimcilii benimsemi olsalar da, idealarn kayna konusunda ok farkl bir yaklam sergilemilerdir. Lockea gre nesneler ve onlarn birincil nitelikleri zihinden bamsz olarak var olmaldr. Humea gre ise idealar veya grngler gerekten alglanyor olsa da, onlarn nereden kaynaklandna ilikin akl yrtmemiz olanakl deildir. nk bunu yapabilmek, zihinsel olarak bize verilenlerin dna kp gereklie bakabilmeyi gerektirir. Bu da bizim gibi sonlu bilisel varlklarn yapabilecei bir eylem deildir. Szn ettiimiz farkllk yukarda sunulan iki izimde aka grlebilir. Temsilcilik grn savunan Locke gibi felsefeciler ile grngcl destekleyen Hume gibi dnrlerin ortak noktas, alg yoluyla bilgi edinilebilmesi iin, zihinsel durumlarn veya zihinsel deneyimlerin araclna gerek olduuna inanmalardr. Baka bir deyile, bu iki dnr de alg srasnda deneyimlerimizle yzletiimizi veya onlar algladmz dnmektedirler. Ayrldklar nokta, Humedan farkl olarak Locken deneyimlerin nemli bir ksmnn arkasnda zihnin yaratmad ve fiziksel anlamda gerek olan nesnelerin yattn savlamasdr. Temsilcilik ve grngclk arasndaki benzerlikleri ve farklar SIRA SZDE kendi kelimelerinizle aklamaya aln. Bu nemli konunun akla kavumas, sizi bir sonraki blmde gerekilik konusunda okuyacanz akl yrtmelere de hazrlayacaktr.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Gerekilik
S O R Hem temsilcilik hem de grngclk, zellikle Descartes izleyen Uiki yzyl boyunca etkisini epistemoloji alannda hissettirmi olan zihinselci yaklamn izlerini tayan alg kuramlardr. Bu yaklam, znel zihinsel durumlar zerine odaklanD KKAT m ve bilgisel eriim konusunu felsefi sorunlar iinde en n sraya tamtr. zne ve nesne arasndaki kopukluk (veya bilgisel kesinliin yokluu) hem DescarSIRA SZDE tes hem de onun ortaya att sorunsalla uraan deneyimcileri ve usular byk oranda megul etmitir. AMALARIMIZ Bu balamda anmsamamz gereken bir nokta, epistemolojik sorunlarn Bat dnyasnda ilk tartld dnemde fikir reten Eski Yunan felsefecilerinin zihinselci olmadklar, yani Modern Dnemde karmza kan nesne-zne ayrm zeK T A P rinden kuram retme gayretine girmedikleridir. rnein, Platonun idea anlay znel veya zihinsel bir yaklam olarak anlalamaz. ada felsefeye dndmzde de, zihinselcilii karsna alan ve yaygn kabul gren bir akmn olutuDKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
138
Temsilcilik ve grngclkten farkl olarak, gerekilie gre, biz zihinsel durumlarmz deil dorudan nesneleri deneyimleriz.
Epistemoloji
unu syleyebiliriz. Alg felsefesi alannda gnmzde olduka ilgi gren bu akm dorudan gerekiliktir. Temsilcilik ve grngclk, algda deneyimlediimiz eylerin zihinsel olduunu, yani nesnelerin kendileriyle dolaymsz bir karlamann olanaksz olduunu savlamlardr. Dorudan gerekilik ise bu fikre net bir ekilde kar kar. Gerekilie gre, biz alg srasnda deneyimlerimizi alglamayz. Alg esnasnda alglanan ey fiziksel gerekliin iindeki nesnelerin kendileridir. Alg balamnda bu gre gerekilik ad verilmesinin nedeni de budur. Dorudan gerekiliin temel tezi ematik olarak u ekilde ifade edilebilir:
Aslnda dorudan gerekiliin ana fikri olduka basittir: Biz nesnelerin kendilerini alglarz. Bu basit dncenin, temsilcilik ve grngclkle karlatrldnda, sokaktaki insann saduyusuna da uygun olduu aktr. Ancak felsefeyle uraanlarn ok iyi bildii gibi, saduyu her zaman en salam epistemolojik dayanak deildir. Bir grn doruluunu savunmak iin onun saduyuya uyduunu sylemek tek bana ok gl bir dorulama yolu olamaz. Kart grlerin (tarttmz balamda, temsilcilik ve grngcln) tam olarak nerede hatal veya eksik olduunun felsefi yollardan gsterilmesi gerekmektedir. Bu amala, dorudan gerekiliin basit tezlerini belirtip tartmay tamamlamak yerine, algda gerekilii savunan ada Amerikal felsefeci John Searlen olduka nemli incelikler ieren gereki grnn en kritik ve ses getirmi olan blmn burada ksaca sergileyip inceleyeceiz.
139
John Searle (Caan Srl okunur, doum yl 1932) felsefenin farkl alanlarna nemli katklarda bulunmu Amerikal bir felsefecidir. Onun gereki grne gre, temsilci ve grngc perspektifler algnn epistemolojik aklamas konusunda nemli bir hata yapmlardr.
lamnda yanltc bir i-d ikilemi varsayarak hareket etmeleridir. Oysa alg sz konusu olduunda i-d ayrmn yapmak son derece zordur. Alg, grne gre, duyu organlarmzda ve beynimizde gerekleen bir olgudur. Peki bunlar ie mi aittir, yoka da m? (Duyu organlar ve beyin fiziksel d dnyann paralar veya unsurlardr. te yandan, algladmz grntler zihnimizin iinde gibi grnr.) Bu kafa kartrc soru aslnda i-d ayrm yapmann ne kadar zor olduunu gstermektedir. Searlen dorudan gerekiliini ilgin ve farkl klan bir yn, onun bilginin zihinsel veya temsil ynnn tesini grmeye alan bir felsefi tavr sergilemesidir. Searle, zihinsel durumlarmzn ve temsil kapasitelerimizin ardnda zihinsel temsilleri nceleyen bedensel kapasitelerin olduunu vurgular. Algsal mekanizmalar araclyla bilgi sahibi olabilmemiz iki ana geree sk skya baldr. Birincisi, zihinsel bir durumun anlamlandrlabilir bir deneyimsel olgu olmas iin o tr bir deneyimi yaayan znelerin pek ok baka zihinsel durumlara veya temsillere de sahip olmas gerekir. Bunun dayand gereke, yukarda da ksaca deindiimiz gibi, insan algsnn dnya bilgisine dayanan ve yorumlar ieren karmak bir yap olduu ynndeki bilisel tezdir. Bizim bir am kozalana baknca (nesne ok ilgisiz bir yerde bulunsa bile) hemen bir am kozala alglamamz olaandr. Ancak am aalarnn bulunmad bir yerde yetien bir insan veya bir uzayl ayn veya benzer grsel duyumu alsa bile nesneyi bizim gibi (anlamlandrarak) alglamayacakt. O yzden, baarl her alg, ancak bellekte tutulan ve dnya bilgisi ieren baka temsil durumlarnn varlnda olanakl olabilir. kincisi, temsil etme veya zihinsel resimler oluturma gibi kapasitelerden veya bilgi trlerinden daha temel bir bilme tr, zihinsel temsilden ziyade bedenin ilevlerine ve bedenin renmesine dayanan bilmelerdir. Eer ben yzmeyi veya bisiklete binmeyi biliyorsam, bunun aklamas yalnzca zihnimizin baarl temsiller gerekletirmesi veya doru zihinsel resimler oluturmas olamaz. Searlee gre, geleneksel felsefeciler genelde bilginin zihinsellii zerine younlatklar iin, bilginin eylemsellie ilikin boyutlarn gzden karmlardr. Oysa bu iki bilme tr arasndaki ilikiler ve hatta geiimler, bilgiye farkl bir yaklam gerekli klmaktadr. Bu son belirttiimiz noktay tam deerlendirebilmek iin yle bir rnek dnelim. Diyelim ki bir kii kayak sporunu renmeye bir kitaptaki betimlemeleri okuyarak balyor. Kayak yaparken kollarn ve bacaklarn nasl bklmesi ve dengenin nasl kurulacana ilikin o kitabn ayrntl aklamalar verdiini dnelim. Byle bir kii kitabn ieriini ezberlediinde ve bu yolla nemli bir zihinsel temsil durumuna ulatnda bile, daa gidip ilk kayma denemesini yaptnda tahminen kendisini yerde bulacaktr. Ancak kitapta yazlanlar anmsayp, bunlar bedensel olarak denemeye baladnda ve srekli pratik yapmann sonucu zamanla ok usta bir kayak hline geldiinde, sahip olduu bedensel bilgi ile zihinselliin ok tesine gemi olacaktr. Usta bir kayak Tekniinizin srr nedir? gibi bir soruyu yantlarken, zihnini yoklayp bilgilerini szelletirmeye alsa da tahminen ok yararl eyler syleyemeyecektir. Searlee gre bunun nedeni, ele aldmz rnekte, szel temsillerle balayan bilme serveninin bedenselliin iin iine girmesiyle szel bilgiden bedensel bilmeye dnm olmasdr. Dahas Searle bedensel bilmelerin hem biyolojik hem de kltrel kapasitelerden kaynaklanabileceini dnmektedir. Bir nesneyi kavrayabilmek biyolojik bir kapasitedir. Bir ieden kolayca su iebilmek veya kaplar zahmetsizce aabilmek ise belli bir kl-
Searle bilgi kuramclarnn temsil kavramn abartmalarnn ve bilgiyi tamamen zihinsel bir olgu olarak almalarnn eksik ve yanltc bir tutum olduunu dnr.
140
Epistemoloji
Searlee gre alg kavram, bir baar iermektedir. Yanlsama veya serap gibi durumlarda insanlar belli bir deneyim yaarlar ancak hibir ey grmezler.
Searle, bizim yaln nesneleri deil nesnelerin ynlerini algladmz savlar. Baka bir deyile bizim alglarmz, ayn deneyimsel inanlarmz gibi nermesel yapdadr.
trel rgtlenmenin varln ve bu toplumsal rgtlenmenin zmsenmesini gerektirir. Btn bunlar, bilgiye yalnzca zihinsellik yoluyla yaklamann ne kadar yanltc olabileceini gstermektedir. Bu noktada Searlen fikirlerinin karsnda yer alan grlerden yle bir itiraz gelebilir: Diyelim ki; gerekiliin ne srd tezler dorudur ve insanlar alg srasnda gerekten dorudan nesneleri grmektedir. te yandan, varsayalm ki bir kii yksek ateten dolay yatanda yatyor ve sanrlar yaamaya balyor. rnein yatt yerden, ok net ve belirgin bir ekilde havada daireler izen bir kurbaa gryor. Grsel algnn gereklemesine ramen bu rnekte, ortada uuan bir kurbaa olamayaca aktr. O hlde, dorudan gereki grn biz alg srasnda fiziksel nesnelerin kendilerini alglarz iddiasnn da yanl olduu gsterilebilir nk rneimizde sz konusu zne bir kurbaa grmesine ramen, grd ey gerek bir nesne deildir. Searlee gre bu kar k geersizdir nk sanr gibi yanlsamalar srasnda insanlar sz konusu nesneleri veya olgular aslnda grmezler. Yukardaki rnekte, hasta bir hlde yatanda yatan znenin bir kurbaa grdn sylemek yanltr. Grmek veya genel olarak alg bir baar deyimidir. Alg srasnda zneler dnyann nesnel olgular ile gerek ve nedensel bir bant iinde bulunurlar. Benim bir am aacn baaryla alglamamn koulu, baktm yerde gerekten bir am aacnn bulunmas ve o aacn algma neden olmasdr. Ancak aktr ki, uuan kurbaa rnei byle bir durum sunmamaktadr. Baka bir deyile, bizim birtakm grsel deneyimler yaamamz ile nesneleri alglamamz arasnda byk bir fark bulunmaktadr. Searlen iddiasna gre, her deneyim gerek bir alg olmak zorunda deildir. Eer ben yksek ate nedeniyle grsel olarak yanlmakta isem, benim zihinsel yaamm kapsamnda bir deneyim olduu elbette kesindir. Ancak bu durum benim bir eyi gerekten grdm gstermez. Yani, deneyim olgusu mutlak bir ekilde bilgisel bir baarya karlk gelmek zorunda deildir. Buna karn alglamak, fiziksel dnyada alglanan bir nesnenin olduu ve bu nesnenin grsel bir deneyime neden olduu anlamna gelir. O yzden, yanlsama durumlarnda grlen nesnelere ilikin argman, dorudan gereki grn iddialarn rtmez. Dorudan gereki gre gre alglanan ey nesnedir. Ancak Searle bu fikir zerinde nemli bir deiiklik yaparak, dnyada algladmz eylerin yaln olarak nesneler deil de olgular veya durumlar olduunu savlar. ada felsefenin farkl alanlar asndan byk nem tayan bu ayrm imdi aklamaya ve bu konunun alg iin nemini gstermeye alalm. Searlen savunduu gre gre, bizim gibi doal bir dil konuabilen varlklar yaln bir ekilde nesnelerin kendilerini alglamak yerine, nesnelerin olgusal durumlarn veya ynlerini alglar. Bu anlamda, Bir kedi algladm gibi cmleler aslnda olduka yanltc bir basitlik ierir. Daha doru ifadeler yle olabilirdi: Bir kedinin paspasn stnde yat-tn algladm, Kedinin kuyruunun ksa ol-duunu algladm, vb. Burada kritik olan nokta, verdiimiz rneklerdeki taklarn yaratt farktr. Bu taklar, verilen cmlede algnn hedefi olan unsurun kedi gibi tm bir nesne deil, kedinin olgusal bir yn veya ona ilikin bir durum olduunu gstermektedir. Bu trden cmlelerin yaps yle alabilir: Benim algladm bir olgu vardr ve bu olgu kedinin paspasn zerinde yatmasdr veya Benim algladm bir olgu vardr ve bu olgu kedinin kuyruunun ksa olmasdr. Aktr ki, ayn nesneye (kediye) bakan baka
141
bir kii, o an farkl bir olgu alglayabilirdi. (rnek, Kedinin siyah bir kuyruu var) Searlen, Biz nesnelere baknca yaln nesneyi deil nesnenin belli bir ynn alglarz iddiasnda bulunurken kastettii de budur. Searlen arpc iddialarndan biri, insann algsal yapsnn deneyimsel inancn yapsyla benzerlikler gsterdiidir. Deneyim sz konusu olduunda; rnein, Bir kediye inanyorum eksik ve hatal bir ifadedir. Bahemdeki kedinin siyah olduuna inanyorum ise daha doru ve anlalabilir. Ne de olsa biz nesnelere inanmayz; nesnelerin belli hllerde olduuna inanrz. O yzden, Searlen dorudan gerekilii asndan bakldnda, algnn yaps deneyimsel inancn yapsna benzer diyebiliriz. Yukarda verdiimiz aklama, Searle iin algnn neden bir baar deyimi olduunu da gstermektedir. Eer bir kii, Ben limonlarn mavi renkli olduuna inanyorum derse, inancnn deneyimsel olarak yanl olduunu nk bu inancn fiziksel dnyay doru yanstmadn syleriz. Tersinden dnrsek, Ben limonlarn sar renkli olduuna inanyorum gibi bir inancn dnyann olgularndan dolay doru olduu ne srlebilir. nan-alg benzetmesine dnersek, eer bir kii sar bir limona bakp Ben u an karmda mavi bir limon olduunu alglyorum derse, bu rnekte algsal anlamda baarsz olduunu, yani algnn gereklemediini syleyebiliriz. Alg, nesnelerin dnyadaki eitli durumlarn doru olarak yanstt lde gerekten alg nitelii kazanr. imdiye kadar sylediklerimizi zetlersek; Searle zihnimizin iini deil nesneleri algladmz iddia etmekte ancak nesneleri yaln bir ekilde deil onlarn ynleri veya durumlar asndan algladmz belirterek gereki kurama farkl bir kimlik ve nitelik kazandrmaktadr. Temsilcilerin ve grngclerin bu fikre itirazna gre ise, algda grlen ey nesnedir sav geersizdir nk bir insan sanrya kapldysa rnein uuan kurbaalar grebilir. Yani, fiziksel dnyada gerekten olmas beklenmeyecek eyleri de biz alglayabiliriz. Bu da unu gsterir: Alglanan ey zihinsel durumlardr, dmzdaki nesneler deillerdir. Searlen bu itiraza yant, daha nce de belirttiimiz gibi, bu tr durumlarda aslnda hibir eyin alglanmaddr. Yatanda yatan ateli bir hasta u an havada kurbaalarn u-tuunu gryorum gibi bir kandaysa, bunun gerekliinin testi eldeki alg iddiasnda belirtilen olgunun (yani odamda kurbaalar uuyorun) dnyada gerekten olup olmaddr. Eer biz sanr durumunda o trden bir olgunun dnyada gerekten olmadn kabul ediyorsak, sz konusu durumda bir deneyim yaandn ancak bunun alg olmadn da kabul etmeliyiz. Searlee gre, alg dier baz deneyimlerden farkl olarak bir baar deyimi olarak SIRA SZDE alnmaldr. Searlen kendi perspektifini savunurken neden baar gibi bir kavram kullandn onun gereki fikirleri nda aklamaya aln.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT Temsilci ve grngc felsefecilerin Searlen gerekiliineSIRAitirazlar belli SZDE getirmeleri olanakl grnmektedir.
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
142
Epistemoloji
mas ve dahas, o kedinin znede belli bir algya neden olmas gerekmektedir. Ancak alglarmzn tesinde ne olup bittiini bizim bilmemiz konusunda epistemolojik bir sorun ortaya kaca ak deil midir? Daha net ifade edersek, Searle bir deneyimin alg sfat tayabilmesi iin dnyada yle bir olgunun olmas gerektiini dnmektedir; ancak bir znenin alglarndan hareketle alg-gereklik karlatrmas yapmas ve alglyor olduunu bilmesi olanakl mdr? Bu bilme iddias dngsel bir iddia olmaz myd? yle dnelim: Benim u anda bir kedinin paspasn stnde yat-tn algladm diyebilmem iin kendi znel hlim olan algm nesnel durum ile karlatrp Birbirlerine uydular, o hlde algm gerekmi diyebilmem gerekirdi. Ama ben alglarm kullanarak, alglarmn doruluunu nasl bilebilirim? Searlen alglarn gerekleme art olarak o olgularn dnyada olmas gerektiini ne srmesi, son derece yararsz ve ilevsiz bir art olmaz m? Bu kar k olduka nemli bir noktay iaret etmektedir. Ancak bu itiraza Searlen yant u ekilde olacaktr. u anda bir kedinin paspasn stnde yat-tn alglyorum iddiasnn doru olma koulu kedinin paspasn stnde yatmasdr gibi bir savla gelen (yani, dorudan gerekilii savunan) bir kuramc, alglayan kii bunu o an bilmektedir gibi bir iddiada bulunuyor deildir. Gerekinin syledii udur: Eer dnyada alg gerekleiyorsa, gerekletii durumlarda olan ey, gerekli olgusal koulun salanmasdr. Bunun salandnn znelerce bilinip bilinmemesi elbette ayr bir sorundur. Yani, bilgi sorunsal ile uraan bir felsefecinin ortaya koyabilecei bir ilev, algnn koullarn sergilemektir. Ama bu mutlaka ve her zaman algsal bilgi ediniyor olduumuzu gstermez. rnein, belli bir olguyu gerekten algladmzdan emin olduumuz bir anda bile tamamen yanlmamz olasdr. Ya da Descartesn mehur kt niyetli ve stn gleri olan varl bizi srekli olarak aldatyor olabilir. Fakat Searle konuya biraz farkl bir perspektiften yaklamaktadr: Diyelim ki biz baz eyleri alglyoruz; bunun ontolojik artlar (yani varlksal koullar) tam olarak nelerdir? Searlen vard sonu aktr: Alg fiziksel bir sretir ve bu srecin epistemolojik koullar zihnin iini deil gerek dnyada olanlar gndeme getirerek ifade edilebilir. Ancak, bu yukarda sergilediimiz tartmann dnda, Searlen gerekiliini tehdit edebilecek bir olas kar k daha bulunmaktadr. Eer biz, dorudan gerekilerin dedii gibi nesneleri (daha doru bir ifadeyle, nesnelerin olgusal ynlerini) alglamakta isek, grsel yanlsama gibi srelerde ortaya kan tuhaf durumlar nasl aklanabilir? Yukarda izimsel olarak da gsterdiimiz Mller-Lyer yanlsamasn dnelim. O yanlsamada, gerekte iki ubuk eit uzunluktayken; irademiz dnda ve kanlmaz olarak alglanan ey ubuklardan birinin daha uzun olduudur. Ancak Soldaki izginin sadakinden uzun olduunu alglyorum gibi bir cmle ki grlenin bu olduu kesindir gerek dnyann herhangi bir olgusal ynn yanstmamaktadr. Bu sonu da gerekilik asndan elikili ve zor bir duruma yol amaktadr. Bununla birlikte, Searlen kuramnn bu trden bir kar ka yant verme potansiyeli tadn tahmin etmek zor deildir. Daha nce de belirttiimiz gibi, Searlee gre insann bilisel sistemi dinamik ve etken bir yapya sahiptir. Bir insann bir nesneyi veya olguyu alglamas esas olarak bir problem zme etkinliidir. Bu etkinlik nemli bir oranda insann sahip olduu dnya bilgisini kullanmay da gerektirir. O yzden, bu trden bir srecin hi sekmeden ve aksamadan almas beklenmemelidir. Alg, basit bir kopyalama ii deildir. Alg sisteminin, gereklii kavrama giriimleri srasnda belli durumlarda zorlanmasnn ve i mantnn eliik bilgi paralarn anlamlandrmakta baarsz olmas sonucu fiziksel gerek-
143
lii arptmasnn nedeni de budur. Buna karn, Searlee gre, alg srelerini en iyi aklayan ve en az felsefi sorun ieren gr gerekiliktir. Bu nitede gstermeye altmz gibi, alg epistemolojisi kendi iinde ilgin ve nemli tartmalar barndran bir alandr. Ancak burada sergilediimiz irdelemelerin bilgi ve varlk konularnda genel olarak da kritik bir tartma zemini oluturduunu belirtmemiz gerekiyor. Yukarda alg balamnda sunduumuz gerekilik gr ada felsefe asndan zellikle byk bir nem tamaktadr. Gerekilik akmnn nemli ynlerinden bazlarna nmzdeki nitelerde deineceiz.
144
Epistemoloji
zet
AM A
Alg kavramna ilikin ada bilimsel yaklamlar aklayabilmek. Genelde kabul edildii zere, alg bizim en nemli bilgi kaynamzdr. Son derece yaygn bir ekilde kullandmz alglarmzn bize dnyay effaf ve dolaymsz bir tarzda yansttn dnmeye eilimliyizdir. Oysa ada psikolojinin bulgular bize alg konusunda farkl bir tablo izmektedir. Kaydedilmesi gereken nemli noktalardan biri, insan algsnn genelde olduka karmak zihinsel ilemler gerektiren bir sre olduudur. Felsefecilerin alg konusunda sorduu en nemli sorular ise, duyularmz yoluyla bize ulaarak algya dnen bilgilerin gereklik ile olan ilikisi zerinedir. Bu durum, algy en nemli epistemolojik konulardan biri konumuna getirir. Zihnimizde bir takm alglarn olumas ve bizi dnyaya ilikin bilgilendiriyor gibi grnmesi, o alglarn (grntlerin, seslerin, vb.) mutlaka zihinden bamsz gerekliin iinde de yer aldn gstermez. O yzden, alg ve gereklik ilikisinin sorgulanmas ve algnn yapsnn aa kavuturulmas kritik bir epistemolojik ilev olarak karmza kar. Alg felsefesinin nde gelen kuramlar olan temsilcilik, grngclk ve gerekilik grlerini aklayabilmek. Alg konusunda en nde gelen kuramlardan biri temsilciliktir. J. Locke gibi nde gelen felsefecilerin savunduu temsilcilik grne gre, her ne kadar fiziksel dnyann nesneleri nesnel bir ekilde varlk alannda yer alyor olsa da, insanlarn nesneleri alglamalar effaf ve dolaysz bir ekilde gereklemez. Bu anlamda, alglarn ortaya kma sreleri srasnda, ayr unsurun iin iine girdiini syleyebiliriz. Birincisi, ortada alglanan veya alglanabilecek nesne(ler) vardr. Nesne zihinler olsa da olmasa da (yani, alg olgusu gereklese de gereklemese de) var olmaya devam edecek olan bir unsurdur. kinci olarak, znelerin veya zihinlerin varlndan sz edebiliriz. Zihinlerin, zihinden bamsz varlklar alglamalar ve kavramalar sonucu insanlarn dnya bilgisi oluur. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken nokta, zihin ve nesnenin ayn trden eyler olmadklardr. Bu yzden zihinler
A M A
nesneleri alglarlar ifadesi, ilk bakta grndnden daha karmak bir olguya karlk gelmek durumundadr. Temsilcilii savunan felsefeciler, bu tablo karsnda, nesnelere ve znelere (veya zihinlere) ek olarak nc bir unsurun daha iin iinde olmas gerektiini dnrler. Bu unsur zihinsel durumlar veya zihinsel ieriklerdir. rnein, Modern felsefecilerin idea kavram bu ilevi yerine getiren bir unsur olarak tasarlanmtr. zet olarak, temsilcilik gr, insanlarn alg srasnda dorudan algladklar eyin kendi zihinsel durumlar olduunu savlar. Ancak bu tam olarak znelci bir yaklam deildir nk algda oluan zihinsel durumlar algdan bamsz olarak gereklik iinde var olan nesneleri temsil ederler. Bu gre temsilcilik ad verilmesinin nedeni de budur. Alg konusunda nde gelen bir dier kuram grngclktr. Grng (veya fenomen) kavram, insana grnen, insann deneyimi iine giren olgular iin kullanlr. Bu allmadk deyimin felsefeciler tarafndan kullanlmasnn nedeni, nesneler dnyasndan bahsederken, metafizikilerin anlad anlamda btnyle insandan bamsz tzsel nesnelere gnderme yapmak yerine, insan deneyiminin iine giren nesneleri gndeme getirebilmektir. Grngclk, algnn gerekletii anlarda zihinlere baz grnglerin sunulduunu, ancak bunda hareketle metafizik gereklik veya fiziksel gereklik iinde zihinden bamsz nesnelerin bulunduunu karamayacamz savunur. Tahmin edilecei gibi Deneyimcilik nitesinde incelediimiz David Hume grngcln en byk temsilcilerinden biridir. O hlde; grngcle gre, alg srasnda iin iine deil iki unsurun girdiinden sz edebiliriz. Birincisi, algnn alc tarafnda zneler veya zihinler bulunur. kinci olarak da, alg srasnda karmza kan (grnen, grngsel) nesneler vardr. Bu nesneler, zihinsel ieriklerimize ait olan eylerdir. Bu iki unsur dnda, nc bir unsurdan sz etmemiz olanakl deildir. Ksaca zetlersek, grngclk belli bir anlamda temsilcilie benzer: Algda karlatmz eyler zihinsel ieriklerdir. Buna karn, grngcln temsilcilikten nemli bir fark vardr. Temsilcilik grn savunan felsefeciler, zihnin
145
dnda yer alan fiziksel nesnelerin var olmas gerektiini dnrken, grngcl savunan dnrler bu nesnel unsurun var olduunu gsteremeyeceimizi, o yzden bunun metafiziksel bir varsaym olarak kalacan ne srerler. Alg konusunda nc olarak sergilenmesi gereken kuram gerekiliktir. Gerekiliin ana fikri aslnda son derece basittir. Gereki felsefecilere gre, algda karmza kan nesne gerektir, yani zihinden bamsz gereklik iinde yer almaktadr. Elbette, bu tez temsilcilik tarafndan da savunulan bir grtr. Ancak gerekilik, temsilcilikten olduka farkl olarak, algda bizim dorudan yzletiimiz eyin zihinsel durum deil nesnelerin kendileri olduunu savunur. Gerekiliin bu balamda ne srd gr, insann zihninin bo olduu veya zihinsel durumlarnn olmad deildir. Onun iddias, bizim alg sreci srasnda deneyimlerimizi deil nesnelerin kendisini alglamakta olduumuz ynndedir. Alg konusunda ada gerekilii savunan en nde gelen felsefecilerden birisi John Searle olmutur. Searlen gerekiliini ilgin klan bir zellik, onun, bizim algladmz eyin nesneler olduunu sylemesi ancak bu fikri Biz nesneleri yaln olarak deil, ynleri itibaryla alglarz eklinde gelitirmesidir. Eer bu doruysa, bizim algmzn nermesel bir yapsnn olduu sylenebilir. Baka bir deyile, insanlar nesneleri bir olu veya durum iinde alglarlar. Ben bir limon alglyorum aslnda yanltc bir ifadedir. Biz genellikle algy, rnein, Ben bir limonun sar renkte olduunu alglyorum, Ben bir limonun yuvarlak ekli olduunu alglyorum veya Ben bir limonun masa zerinde durduunu alglyorum eklinde gerekletiririz. Alglanacak ynlerin hangileri olduu ise, dnya bilgimize ve dilimizin zenginliine bal bir konudur. Alg felsefesi konusunda genel bir deerlendirme yapabilecek bilgiye sahip olmak. Bu nitede ilediimiz noktalarn nda genel bir deerlendirme yapabiliriz. Gerekilik grnn saduyuya uygun ynlerinin olduu aktr. Ancak, algnn nasl olanakl olduunu ve neden bir baar ierdiini aklayan gereki grlere kar pheci bir tavr taknmak olanakl grnmektedir. Gerekiliin betimledii hliyle algnn gerekten gerekletiini nasl bilebiliriz?
Bu soruya Searle gibi gerekilerin verdii yant, algnn gerekleme koullarnn ifade edilmesi ile algnn gerekletiinin bilinmesinin birbirinden ayrlmas gereken konular olduu ynndedir. Buna ek olarak, temsilciliin ve grngcln olas bir itiraz u olabilir: Algsal yanlsamalarn bilin dzeyinde engellenemeyecek kadar gl olduu gerei, bizim nesneleri nesnel hlleriyle algladmz tezi iin nemli bir kuramsal sorun oluturur. Searlen buna yant, algnn dinamik bir yapsnn olduu ve dnya bilgimizden etkilenebilecei ynndedir. Gerekilere gre, alg srasnda biz yine de nesneleri alglarz, zihnimizin iini deil. Her durumda, gerekiliin algsal yanlsamalarda ortaya kan sra d durumu iyi aklayp aklamad, zerinde dnmeye deer bir nokta olarak n plana kmaktadr.
A M A
146
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Duyum kavramnn alg kavramndan fark ile ilgili aadakilerden hangisi sylenebilir? a. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihninin belli st dzey dnsel srelerden gemesi gerekir. b. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni etken konumdadr. c. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni edilgen konumdadr. d. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni dardan gelen bilgi paralarn gz ard edebilir. e. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni belli karlatrmalar ve badatrmalar yapar. 2. Alg srelerine bilisel adan yaklaan bilim insanlarna ve felsefecilere gre, algsal mekanizmalarmz byk oranda yukardan aaya bir ekilde alrlar. Aadakilerden hangisi bu dnceyi en iyi ekilde aklar? a. Algsal sreler basit duyumlarla balar ve daha karmak algsal durumlara doru giderler. b. Algsal sreler doutan itibaren sahip olduumuz idealarla balar ve daha karmak algsal durumlara doru giderler. c. Tikel alglarmz, sahip olduumuz karmak idealar zerinde belirleyici etki yapabilir. d. Genel dnya bilgimiz ve beklentilerimiz, tikel alglarmz zerinde belirleyici etki yapabilir. e. Tikel alglarmz, genel dnya bilgimiz ve beklentilerimiz zerinde belirleyici etki yapabilir. 3. Temsilcilik ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Zihnimizin dnda nesnelerin olduunu syleyebiliriz. b. Zihinsel durumlarmz zihin dndaki nesneleri temsil ederler. c. Alg zihinsel bir sretir. d. Nesnel nitelikler hem nesnelerdedir hem de zihnimizde temsil edilirler. e. Zihinsel durumlara sahip olduumuz fikri yanltr. 4. Grngclk ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi dorudur? a. Zihnimiz nesnelerle doludur. b. Zihinsel durumlarmz zihin dndaki nesneleri temsil ederler. c. Bizim grnen dnyay aarak nesneleri olduu gibi kavramamz olanakszdr. d. Nesnel nitelikler hem nesnelerdedir hem de zihnimizde temsil edilirler. e. Zihinsel durumlara sahip olduumuz fikri yanltr. 5. Locken temsilcilii ile Humeun grngcl arasndaki en nemli benzerlik aadakilerden hangisidir? a. Her iki gre gre biz nesneleri dorudan deil, idealar aracl ile alglar ve kavrarz. b. Her iki gre gre biz nesnelerin kendilerini dorudan alglar ve kavrarz. c. Her iki gre gre biz baz nesneleri idealarn aracl olmadan alglar ve kavrarz. d. Her iki gre gre biz baz nesneleri temsil etmeden alglar ve kavrarz. e. Her iki gre gre biz nce nesneleri dorudan alglar ve ardndan onlara ilikin idealar olutururuz. 6. Alg felsefesinde gerekilik akmn en iyi betimleyen ifade aadakilerden hangisidir? a. Alg sreleri srasnda biz gerekliin iindeki nesnelerin kendilerini alglarz. b. Alg sreleri srasnda biz temel olarak idealar alglarz. c. Alg sreleri srasnda biz nce idealar ardndan gerekliin iindeki nesneleri alglarz. d. Alg sreleri srasnda biz idealarla gerekliin iindeki nesneleri ayn anda alglarz. e. Alg sreleri srasnda biz nce gerekliin iindeki nesneleri ardndan idealar alglarz.
147
7. Aadakilerden hangisi Searlen gerekilii savunmak iin kulland bir argmandr? a. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnel deneyimin bir zelliidir, algsal nesnenin deil. Bu durum bizim deneyimlerimizi deil nesneleri algladmz gsterir. b. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnenin bir zelliidir, deneyimin deil. Bu durum bizim deneyimlerimizi deil nesneleri algladmz gsterir. c. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnenin bir zelliidir, deneyimin deil. Bu durum bizim nesneleri deil deneyim paralarn algladmz gsterir. d. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnel deneyimin bir zelliidir, algsal nesnenin deil. Bu durum bizim nce deneyim paralarn ardndan da nesneleri algladmz gsterir. e. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnenin bir zelliidir, deneyimin deil. Bu durum bizim nesneleri alglarken idealara gereksinim duyduumuzu gsterir. 8. Aadakilerden hangisi Searlen ne srd grlerden biri deildir? a. Temsil epistemolojisi zerinde fazlaca duran dnrler abartlm bir i-d dnya ayrm yapmaya ynelmilerdir. b. nsanlarn temsil etme yeteneklerinin ardnda temsile dayanmayan bilgilerin ve yeteneklerin yatt unutulmamaldr. c. Bir zihinsel temsil ancak baka zihinsel temsillerin varlnda anlamlandrlabilir bir zihinsel durumdur. d. Alg bir baar deyimi olmas itibaryla dier deneyim eitlerinden ayrlr. e. Alglarmzn kayna bazen nesneler bazen de zihnimizde uyanan idealardr.
9. Searlen gereki gr, nesnelerin alglanmas konusunda aadakilerden hangisini savunur? a. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini idealar araclyla alglar; baka bir deyile insanlar her zaman nesnelerin belli ynlerini alglar. b. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini olduklar gibi alglar; baka bir deyile bir nesneyi gzlemleyen insanlar nesnelerin farkl ynlerini alglamazlar. c. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini zihinsel temsil yoluyla ve olduklar gibi alglar; baka bir deyile bir nesneyi gzlemleyen insanlar nesnelerin farkl ynlerini alglamazlar. d. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini olgusal veya nermesel olarak alglar; baka bir deyile insanlar her zaman nesnelerin belli ynlerini alglar. e. nsanlar zihinde beliren grntleri alglar; baka bir deyile bir nesneyi gzlemleyen insanlar nesnelerin farkl ynlerini alglamazlar. 10. Temsilcilii savunan bir felsefeci ile Searlen gr arasndaki benzerlik aadakilerden hangisi ile ifade edilebilir? a. nsanlarn alglarnn nihi kayna fiziksel nesneler deil zihinsel durumlardr. b. nsanlarn alglarnn nihi kayna temsil ilevi yerine getiren idealardr. c. nsanlarn alglarnn nihi kayna zihinsel durumlar deil gerek fiziksel nesnelerdir. d. nsanlarn alg srelerinde dorudan yzletikleri ey ikincil niteliklerdir. e. nsanlarn alg srelerinde dorudan yzletikleri ey nesneler deil zihinsel durumlardr.
148
Epistemoloji
Okuma Paras
Realizme kar en yaygn ada argman perspektivizmdir. Argman deiik biimler alsa da, onlar oluturan ana akm yledir: Belli bak as, belli bir varsaymlar dizisi ve belli bir ynden, belli bir duru olmadan, gerek dnyaya dair hibir eriime, hibir temsil etme tarzna sahip deiliz ve bu dnyann bir suretini oluturabileceimiz hibir aracmz yoktur. Eer gereklie giden dolaysz bir yol yoksa o zaman argman hakiki anlamda gereklik hakknda konuulacak hibir nokta olmad sonucuna varr; aslnda durulardan, ynlerden ve bak alarndan bamsz hibir gereklik de yoktur. Bu tr perspektivizmin iyi dile getirilmi bir ifadesi Brian Fayin sosyal bilim felsefesi zerine bir ders kitabnda bulunacaktr...Perspektivizme gre, hi kimse gereklii dorudan doruya kendinde olduu haliyle asla gremez; insan gereklie kendi bak asndan, kendi varsaymlaryla ve kendi kavramlaryla yaklar. Argman, buraya kadar realizmin en basit biimine bile bir saldrya benzemiyor. Sadece, gereklii bilmek iin, onu bir bak asndan bilmek zorunda olduumuzu sylyor. Bu pasajdaki tek hata, pasajn, gereklii kendinde olduu haliyle dorudan bilmenin unu gerektirdiini ima etmesidir: Gereklik herhangi bir bak asndan biliniyor olmamaldr. Bunu yapmak haksz bir varsaymda bulunmaktr. rnein nmdeki sandalyeyi dorudan gryorum, fakat elbette onu bir bak asndan gryorum. Sandalyeyi dolaysz olarak bir perspektiften biliyorum. Gereklii dolaysz olarak kendinde olduu haliyle bilmekten bahsetmek akledilir bir ey olduu mddete, onu grdm iin orada bir sandalye olduunu bildiim zaman, onu kendinde olduu haliyle bilirim. Bu ekilde tanmlanan perspektivizm ne realizmle ne de bizim gerek dnyaya dair dorudan algsal eriime sahip olduumuzu syleyen epistemik nesnellik doktriniyle tutarszlk arz eder (...) Perspektivizm argmanyla balantl olan ikinci argman, kavramsal grelilik argmandr. Argman u ekildedir: Kavramlarmzn tamam insan varlklar olarak bizim tarafmzdan oluturulurlar. Gereklii betimlemek iin sahip olduumuz kavramlar hakknda kanlmaz hibir ey yoktur. Fakat diye devam eder anti-realistler, gerei gibi anlalrsa, bizim kavramlarmzn grelilii, kavramlarmz yoluyla erimemiz dnda dsal gereklie dair hibir eriime sahip olmadmz iin, dsal realizmin yanl olduunu gsterir. Farkl kavramsal yaplar gereklie dair farkl betimlemeler verirler ve bu betimlemeler birbirleriyle badamazlk arz ederler. rnein bir kavramsal emaya gre bana Bu odada ka nesne vardr? diye sorulursa, bu odadaki deiik mobilya paralarn sayabilirim. Fakat bir mobilya grubunun paralar arasnda ayrm gzetmeyen ve mobilya grubunu sadece tek bir ey olarak ele alan bir baka kavramsal emaya gre, Odada ka nesne vardr sorusuna farkl bir cevap olacaktr. Soruya ilk kavramsal ema iinde verilecek bir cevap olarak, odada yedi nesne vardr diyebilirim; ikinci ema ierisinde ise, tek bir nesne...yleyse, gerekten ka tane vardr? Anti-realistler bu soruya hibir cevap olmadn sylerler. Kavramsal bir emaya nispet edilenin dnda hibir maddi olgu yoktur ve dolaysyla da kavramsal bir emaya nispet edilenin dnda hibir gerek dnya yoktur. Bu argmandan ne anlam karmalyz? ok nl baz filozoflar tarafndan farkl versiyonlar halinde gelitirilmi bir argman olsa bile, bu argmann dikkat ekecek derecede zayf bir argman olduunu dndm sylemekten hicap duyuyorum. Gerekten de bir sayma sistemine gre sayldnda odada yedi nesne varken, bir dier sayma sistemine gre sayldnda sadece tek bir nesne vardr. Fakat bizim hangi sayma sistemini kullandmz gerek dnyann umurunda deildir. Bu sayma sistemlerinin her biri farkl bir sayma sistemini kullanarak tek bir dnyann alternatif ve doru bir betimlemesini verirler. Problemin ortaya k, sadece tek bir nesne vardr ve bununla beraber yedi nesne vardr demekteki grnr tutarszlktan neet eder btnyle. Her ikisi de tutarldr ve aslnda her ikisi de dorudur. Gndelik hayatta bu trden pek ok rnek vardr. Pound cinsinden 160 pound, kilogram cinsinden 72 kilo geliyorum. Hangi l sistemini kullandma bal olarak her ikisi de dorudur. Aslnda hibir problem ve herhangi bir tutarszlk sz konusu deildir. Realizme kar nc argman bilim tarihinden getirilen argmandr. Bu argmann kk Thomas Kuhnun The Structure of Scientific Revolutions adl kitabnda bulunur. Geri ben Kuhnun kendisinin bu argman bu formda kabul ettii konusunda pheliyim. Kuhnun aklamasna gre bilim, bilginin istikrarl bir biimde srekli birikimiyle ilerlemez; daha ziyade bir dizi devrimle ilerler. Bylelikle, belli glkleri zmekte yetersiz kaldndan dolay bilim yaplan bir paradigmadan vazgeilir ve bilimsel bir devrimin sonucu olarak yerine yeni bir paradigma konur. Bulduumuz ey, kendinde
149
olduu haliyle gereklik hakkndaki bilginin srekli birikimi deil, fakat daha ziyade her biri kendi paradigmas iinde gerekletirilen bir dizi farkl sylemdir. Bilim bamsz bir biimde mevcut bir gereklik betimlemez, ilerledike daima yeni gereklikler yaratr. Bruno Latour ve Steve Woolgarn da syledii gibi; Bizim iaret ettiimiz husus udur: Orada-dardalk bilimsel almann sebebinden ok sonucudur. Daha nce de zikrettiim zere, Kuhnun bu anti-realist argman kabul ettiinden kukuluyum; fakat o Newtonun bir anlamda Aristonunkinden farkl bir dnyada altn dnyordu. Bu argmandan ne anlamamz gerekiyor? Bir kez daha sylemeliyim ki, bu argman bana, bizden btnyle bamsz bir biimde mevcut gerek bir dnyann var olduu ve doal bilimlerin grevinin de bize bu dnyann nasl ilediine dair teorik bir aklama getirmek olduu eklindeki mevcut durumun en basit versiyonuna en ufak bir phe dahi oluturmaz gibi geliyor. Farz edelim ki Kuhn, bilimin dzensiz bir ekilde ve zaman zaman byk sarsntlara urayarak ilerledii hususunda hakldr. Devrimci teorilerin nceki teorilerin terminolojisine bile aktarlabilir olmadn varsayalm; yle ki bu farkl teorilerin ballar arasndaki tartmalar sadece birbirlerini anlamadklarn ortaya koymaktadr. Bundan ne kar? lgi ekici hibir eyin kmadn dnyorum. Gerek dnyay anlamak iin gsterilen bilimsel abalarn nceden zannettiimizden daha az rasyonel ve birikime daha az dayal olmas gerektii, bilim adamlarnn betimlemek iin samimi giriimler yaptklar gerek bir dnyann mevcut olduu eklindeki varsaymmza hibir phe drmez. Realizme kar Kuhnun argmanyla balantl drdnc argman, teorinin delille yeterince belirlenmedii eklindeki argmandr. Dnyann bizim gezegen sistemimizin merkezi olduu dncesinden gnein merkez olduu dncesine yani yer merkezli teoriden gne merkezli teoriye geii ele alalm. Batlamyusu yer merkezli teorinin yanl, gne merkezli teorinin doru olduunu kefetmi deildik. Bilakis gne merkezli teori gne ve ay tutulmalar, uzaklk as vb. gibi hususlarda daha iyi tahminlerde bulunmamza imkan salad iin yer merkezli teoriden vazgemitik. Mutlak bir hakikat kefetmi deil, bunun yerine esas itibaryla pratik amalardan dolay baka bir sylem tarzn benimsemitik. Bu durum, teorilerin her ikisinin de delille yeterince belirlenmemi olmasndandr. Teoride uygun ayarlamalar yapma konusunda istekli olmak artyla, her iki teoriyi de eldeki kantlarn tamamyla tutar-
l bir biimde benimseyebilirdik. Bu tr bilimsel keiflerin tarihi gstermektedir ki, eer doruluun zihnin bamsz gereklikle bir rtme ilikisinin ad olduu kabul edilirse bu durumda doruluk olarak byle bir ey yoktur, nk byle bir gereklik ve dolaysyla rtme ilikisi yoktur. (...) Bu argman gnmzde cereyan eden tartmalardan neredeyse yarm yz yl ncesine dayanr. Fakat yine de hala kt bir argmandr. Yer merkezli teoriden gne merkezli teoriye gei bamsz olarak mevcut hibir gereklik olmadn gstermez; tersine btn tartma, eer bu tr bir gerekliin olduu varsaylrsa ancak bizim iin eriilebilir bir hal alr. Bu tartmay ve tad nemi ancak ve ancak bu tartmann gerek nesneler gne, dnya, gezegenler ve aralarndaki fiili ilikiler konusunda yaandn kabul edersek anlayabiliriz. Dnya ve gne gibi zihinden bamsz nesneler olduunu kabul etmediimiz mddete, gnein mi dnya etrafnda dnd yoksa dnyann m gne etrafnda dnd konusundaki tartmada sz konusu olan eyin ne olduunu anlayamayz bile. Kaynak: John R. Searle. (2006). Zihin Dil Toplum. eviren: Alaattin Tural. stanbul: Litera Yaynclk, s. 3036.
150
Epistemoloji
2. d
3. e
4. c
5. a
6. a
7. b
8. e
9. d
10. c
151
biraz daha derinlemesine irdelersek, aslnda biraz stnkr bir aklama olabilir. Ben kpeime baktm zaman, zihnimin iinde kpeimin bir grnts oluur. Benim deneyimlemekte olduum ey kpeimin grntsdr. O hlde, kpeimin olmad bir ortamda onun grntsn zihnimde canlandrmak ile kpeime bakmak arasnda ilk bakta grnd kadar byk bir fark olamaz. Her ikisinde de olan ey, benim zihinsel olarak bir grnt edinmem ve o grnty deneyimlememdir. Bu incelediimiz senaryo, hem temsilcilere hem de grngclere ilham veren bir yn iermektedir. Her iki grup felsefeci de bizim dorudan deneyimlediimiz eyin nesnelerin kendisi deil zihinsel durumlar veya temsiller olduunu savlar. Temsilciler zihinsel olarak deneyimlediimiz durumlarn arkasnda (onlar dorudan alglyor olmasak da) fiziksel dnyann gerek nesneleri olduunu ne srer. Grngcler ise, zihinsel olarak deneyimlediimiz durumlarn (grnglerin veya grnen eylerin) arkasnda fiziksel dnyann gerek nesnelerinin olduunu savlayacak bir gerekemiz olmadnda srar ederler. Temsilci ve grngc felsefeciler arasndaki en temel felsefi fark budur. Sra Sizde 3 Temsilciliin ve grngcln ortak noktas, insanlarn alg srasnda dorudan nesneleri deil grngleri deneyimlediklerini iddia etmeleridir. Temsilcilii savunan felsefeciler nesnelerin varln yadsmadklar iin, grngleri veya zihinsel durumlar zne ile nesne arasnda bir tr ara alan olarak alrlar. Grngcler ise, grnglerin ardnda nesnelerin olduunun varsaylmasnn aklc olarak gerekelendirilemeyeceine inanrlar. Ksaca dersek, her iki gruptaki felsefeciler de alg srasnda zihinsel durumlarmz deneyimlediimizi savunurlar. Searle gibi bir gereki asndan buradaki sorun, yalnzca deneyim boyutunda kalndnda gerek alg ile yanltc deneyimler arasndaki fark belirtmenin olanaksz hle gelmesidir. Searlee gre, algnn gereklemesi, belli nesnel koullarn yerine gelmesi ile olanakldr. Deneyim genel bir kavramdr. Bir insann hayal grmesi veya alg yanlsamasna uramas da bir deneyimdir. Oysa alg olduka zel bir deneyim trdr. Algy zel klan unsur, belli nesnel koullarn gereklik iinde gerekten meydana gelmesidir. rnein, bir insann lde serap grmesi epistemolojik bir baar iermez. Ancak bir nesnenin gerekten alglanmas, bilgisel bir baar ierir. Diyelim ben belli bir anda bir kavak aacn alglyorum. Searlen grne gre, byle bir algnn gereklemesi, zihnimin dndaki dn-
yada gerekten bir kavak aac olmasna ve o aacn benim algma neden olmasna baldr. Bu anlamda, alg, dnyay doru kavrayabilme asndan, bir baarya iaret eder. Oysa bir serap grmek epistemolojik bir baar deildir. Gereki felsefecilere gre baarl-baarsz ayrmn yapabilmemiz, ancak alg srasnda deneyimlediimiz eylerin zihinsel durumlar deil dmzdaki gerekliin nesneleri olduunu savlamakla olanakl olabilir. Bu durum, gerekilere gre, bu grn dier iki temel alg kuramna gre stn olduunu gsterir.
8
Amalarmz erik Haritas
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; nermesel dorunun felsefi nemini aklayabilecek, Temel doruluk kuramlar olan karlk kuram, badam kuram, gereksizlik kuram ve pragmaclk grlerini aklayabilecek, rendiiniz doruluk kuramlarn felsefi olarak deerlendirerek, bu grlerin gl ve zayf ynlerini aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
nermesel doru Karlk kuram Olguculuk Badam kuram Gereksizlik kuram Pragmaclk
nermesel Doru
GR NERMESEL DORUNUN FELSEF NEM TEMEL DORULUK KURAMLARI DORULUK KURAMLARININ DEERLENDRMES
nermesel Doru
Yaamdan rnekler Fletcher Reede kariyeri zerine younlam, fazlaca etik kayglar olmayan, baarl bir avukattr. Ya gnnde oluyla birlikte olacana sz vermesine ramen bu szn yerine getirmez ve her zaman yapt gibi yalan syler. Olu Max de pastasnn mumlarn sndrrken babasnn en azndan sadece bir gn boyunca yalan sylememesini diler ve bu dilei kabul olur. Fletcher iin yaam bu noktadan sonra ok zor bir hl almaya balar nk i yerinde srekli olarak aklndan geen neyse onu kelimelere dkmektedir. alt binada ie yeni balayan bir kz Burada herkes bana ok iyi davranyor deyince Fletcher Gzelsin de ondan der. Asansrde gaz kardktan sonra O bendim! itirafnda bulunur. yerinde birlikte alt bir kiinin suratna adn anmsamadn nk ona nem vermediini syler. Benzeri komik olaylar, mahkeme salonunda Fletcher ocuklarnn velayetini almaya alan duyarsz ve kt niyetli bir anneyi savunmaya alrken de yaanr. Jrinin nnde kadn savunmak yerine onun ne kadar kt ve haksz olduunu haykrr. Bu olaylardan ders karan Fletcher sonuta nemli bir kiisel deiime urayacaktr. (Yalanc Yalanc filminin zeti. Bavurulan kaynaklar: http://www.imdb.com/ ve http://tr.wikipedia.org/wiki/Yalanc_Yalanc/ Filmin ynetmeni: Tom Shadyac. Oyuncular: Jim Carrey, Maura Tierney. Yapm yl: 1997.)
GR
Doru kavram yalnzca epistemoloji kapsamnda deil, felsefenin genelinde byk bir neme sahiptir. Biz bu nitede dorunun tam olarak ne olduu ve bilgi balamnda dorunun neden nem tad sorular zerinde odaklanacaz ve bu konuda retilmi kuramlar inceleyeceiz. Burada sunacamz irdelemelerimizin merkezindeki kavram nermesel doru olacak. Birinci nitede de akladmz gibi, nerme kavramnn cmle kavramndan ayrlmas gerekmektedir. Gnlk yaamda biz doru nitelemesini dnceler, yarglar, inanlar ve cmleler iin kullanrz. Yalnz bu noktada dikkatli olmamz gerekir nk, rnein, bir kt zerinde yazl duran bir cmle nihayetinde fiziksel bir eydir (yazlm olan cmlenin kt ve mrekkepten olutuu dnlrse). Oysa doru dediimiz nitelik kt ve mrekkebin bir zellii deildir. Kt ince veya kaln olabilir, mrekkep koyu veya ak renkli olabilir ve bunlar araclyla yazdmz harfler eri
154
Yazlm olan cmlelerin kendileri fiziksel dnyaya ait somut eylerdir. Cmlelerin ifade ettii dnceler veya ierikler ise nermeleri olutururlar. nermeler doru veya yanl olma kapasitesine sahiptir.
Epistemoloji
br olabilir. Ancak kt zerinde mrekkep araclyla iziktirilen simgeler doru olamaz. Bu sylediin cmle doru veya Bu ktta yazan cmle yanl gibi ifadelerden kastedilen, o cmlelerin ieriklerinin veya aktardklar yarglarn doru veya yanl olma durumudur. Kt zerindeki izler ve hatta konuan bir insandan yaylan ses dalgalar grece olarak somut eylerdir; buna karn, nerme veya dile getirilen iddia soyuttur. Dnyada karmza kan ve fiziksel unsurlardan oluan tikel cmleler ile nermeleri ayrmak bu anlamda gerekli ve yararl bir felsefi admdr. imdi nerme ve doru/yanl kavramlar arasndaki ilikiye bakalm. Belirttiimiz gibi, nerme, doru veya yanl olabilen bir cmlenin ierdii dncedir. rnein, Ah bu dikkatsiz srcler! cmlesinin dile getirilmesinin ardnda hakl nedenler bulunsa bile, bu cmle doru veya yanl olarak nitelendirilemez. Ah bu dikkatsiz srcler! cmlesinden farkl olarak, rnein, Baz srcler aralarn dikkatsiz kullanrlar cmlesi bir yarg veya iddia ile karmza kt iin, iinde bir nerme barndrr ve doru veya yanl deeri alabilir. Eer baz srcler aralarn dikkatsiz kullanyorlarsa bu yukardaki cmle dorudur; eer trafikte aralarn dikkatsiz kullanan srcler yoksa bu cmle yanltr. nermesel dorunun bu basit betimlemesi hem saduyuya uygundur hem de pek ok felsefecinin itiraz etmeden kabul edebilecei genel bir tasvir sunmaktadr. Bu artlar altnda, yukarda ksaca sergilediimiz doru kavramnn neden ilgin veya nemli olduu ilk bakta okuyucuya net bir ekilde grnmeyebilir. O yzden, bu nitedeki tartmalarmza, dorunun genelde felsefe ve zelde de bilgi sorunsalasndan nemini aydnlatarak balayalm.
lk olarak, doruya ilikin aratrmalarn hangi felsefi kategoriye girdii konusunda bir belirsizlik olduunu saptamamz gerekiyor. Felsefede ou kavram ve konu belirli bir alann kapsamnda incelenmektedir. rnein, varlk kavram metafizik veya ontolojinin, bilgi kavram epistemolojinin, ideoloji kavram ise ncelikli olarak siyaset felsefesinin ilgilendii kavramlardr. Ancak doru kavram iin bu trden basit bir kategorilendirme yapmamz olanakszdr. Tam tersine, dorunun felsefi olarak aratrlabilmesi iin birka alanda birden irdeleme yapmamzn gerektii sylenebilir. ncelikle konunun ontolojik boyutunu dnelim. Denebilir ki Bahemde u an drt aa var gibi bir nerme doru olduunda, dorunun ortaya kma nedeni varlk alannn (yani gerekliin) belli bir durumda veya hlde bulunmasdr. Baka bir deyile, bahemde u an drt aa olmasnn benim zihinsel durumlarmdan bamsz olmas gerektiini dnmeye eilimliyizdir. yleyse doru, bir ynyle, metafizik veya ontolojik aratrmalar ilgilendiren bir kavramdr. Ancak doru, bir nesne, olgu veya sradan bir nitelik olmad iin, yalnzca ve basit bir ekilde varlk felsefesinin bir konusu olarak n plana kmaz. nermesel dorunun, zneleri, sylemsellii ve bilisellii ilgilendiren yanlar da bulunduu dnlebilir. Bunu daha net kavramak iin doru kavramn nesne kavramyla karlatralm. ok sayda dnr fiziksel nesnelerin varlnn insanlarn (veya dar bir anlamda, zihinlerin) varlna bal olmadn savunurlar. Bu, iyi gerekeleri olan ve saduyuya uygun bir dncedir. Ancak ayn eyi doru iin syleyebilir miyiz? nsanlarn zihinsel ve dilsel etkinlii olmasa bile doru nermelerin veya doruluun var olacan sylemek tartmaya olduka ak bir felsefi
155
iddiadr. Her durumda, dorunun yalnzca metafizik alanna ait olmadn, dil felsefesini ve semantik (anlambilimsel) almalar ilgilendiren bir ynnn olduunu sylemek olanakl grnmektedir. Bunlara ek olarak, Bahemde u an drt aa var cmlesinin doruluunun epistemolojiyi yakndan ilgilendiren bir yn de vardr. Daha nceki nitelerde sergilediimiz gibi, nermesel bilgi epistemolojinin en temel konularndan biridir. Ve nermesel bilgi kavram zerine alan felsefecilerin sk sk nermesel doru kavramyla da ilgilenmeleri ve o kavramn inceliklerine deinmeleri gerekir. Konunun kuramsal zorluklarna gemeden ve yzeysel bir akl yrtme ile sylersek, nermesel bilgi doru hedefine yneliktir diyebiliriz. yle dnelim: Ben bahemde u an drt aa olduunu biliyorum gibi bir bilgi iddiasnda bulunan bir znenin gerekten biliyor olmas iin hangi temel koul yerine gelmelidir? Pek ok kii bu soruya u yant verecektir: Bahemde u an drt aa olmaldr, yoksa o durumu bildiimi iddia edemem. te yandan, bu sylediimiz ey u ekilde de ifade edilebilir: Bahemde u an drt adet aa olduunu bilmem iin Bahemde u an drt aa var cmlesi doru olmaldr. Saduyuya uygun grnen (ancak ileride daha ayrntl olarak tartmamz gerektirecek) bu dnce zincirine gre, dnya bilgimiz nermesel doru kavramyla yakndan ilikilidir. Deneyimsel bilgimizin en ilgin ve kritik blm doru nermeleri ierir. Bu durum dorunun yalnzca metafizik ve semantik kapsamnda deil, epistemoloji asndan da ok byk nem tadn gsterir. Dorunun yapsna ilikin ne srlm temel kuramlar incelemeden nce dnce ve doruluk arasndaki iliki zerine de baz saptamalar yapalm. Doru kavramn epistemoloji kapsamnda ciddiye alan felsefecilere gre, bu kavram bilgi asndan kritik klan en temel neden, bizim etrafmzdaki dnyaya dair dnce ve inanlarmzn doal olarak doruya ynelmi olmalardr. Bu elbette dncenin yanlmaz olduu gibi bir iddiaya karlk gelmez. Burada kastedilen, dnyaya ynelik sradan deneyimsel inanlarn normal artlar altnda gereklie iyi bir uyum gsterdii ve hatta uyum gstermeye ynelik bir tarzda olutuudur. Deneyimsel inanlar, gereklii alglayp anlamaya alan ve kendileri de gereklik iinde yer alan znelerce oluturulur. Deneyimsel olarak ara sra yanlsak da, algsal inanlarmz ve yarglarmz genelde gereklii iyi bir ekilde yanstr. rnein, alg konusunu ilerken incelediimiz John Searlen gereki felsefesi bu trden bir yaklam ierir. Elbette bu sunduumuz akl yrtmesine pheci felsefeciler sempatiyle bakmayacaktr; ancak bu farkl bir tartmann konusu oluyor. Bu balamda daha kesin ve tartmasz bir ekilde belirtebileceimiz bir nokta udur: nsanlar dnyaya ynelik deneyimsel inanlarnn mmkn olduunca doru olmasn tercih ederler. Dnyaya ilikin inanlarmzn doru olup olmadklarn tam olarak bilemeyebiliriz ancak aktr ki inanlarmzn doru olmasn isteriz. Bunu bir rnek zerinde gstermeye alalm. Diyelim tehlikeli ylanlarn bulunduu bir blgede yryorsunuz. leride talarn arasnda duran bir nesne gryorsunuz ve kafanzdan urada duran ve ylana benzeyen nesne aslnda bir dal paras gibi bir dnce geiyor. Byle bir durumda, sahip olduunuz bu deneyimsel inancn doru veya yanl olmasnn sizin iin ok fazla fark yaratmayacan syleyemezsiniz. Zihnimizde oluan dnce veya inanlarn doruluu bizim iin nemlidir. Eer inanlarmzn ou yanl olsayd yaam bizim iin olduka skntl bir hle gelebilirdi.
Genel bir anlamda bakldnda, insanlarn sahip olduklar deneyimsel inanlarn yanltan ziyade doruya yneldii iddia edilebilir.
156
Epistemoloji
Dahas, dorunun bunun dnda baka trl bir deeri olduu da dnlebilir. Birinci nitede bilginin yararlar dnda bir z deerinin olduundan bahsetmitik. Buna paralel bir dnce doru iin de dile getirilebilir. nsanlar, btn yararlarndan ve getirebilecei avantajlardan bamsz olarak, doruyu kendisi iin isteyebilirler. lk nitedeki rnei (Matrix filminin senaryosunu) anmsarsak, deneyimlediimiz dnya ne kadar ekici olursa olsun, eer biz gerekte laboratuvarda tutulan ve elektronik uyarmlar sonucu dnyada yaad izlenimine kaplan beyinlersek, oumuz bu durumu bilmeyi ve ac gerekle yzlemeyi tercih ederdik. Hibir yarar olmad durumlarda bile iin dorusunu renmek bizim arzu ettiimiz bir durumdur.
Karlk Kuram
Doruluk kuramlar iinde en bilineni karlk kuramdr. Bu gr iin Trkede bazen rtme kuram ve uygunluk kuram deyimleri de kullanlr. Biz burada ngilizcedeki correspondence theory of truth deyiminin ieriiyle uyumlu olacak ekilde dorunun karlk kuram deyimini tercih edeceiz. Adndan da anlalaca gibi, karlk kuram, doruluun iki unsurun birbirine uygun dmesi, rtmesi veya birisinin dierine karlk gelmesi sonucu ortaya ktn ne srer. Burada sz konusu olan unsurlarn ne olduu konusunda farkl yaklamlar ortaya kmtr. Doruluun ortaya kmas iin hangi iki unsurun uyum iinde olmas gerektii sorusuna verilen yantlar arasnda, nesne-zne, idea-gereklik, dildnya ve nerme-olgu saylabilir. Bu ikiliklerin ortak noktalarn saptamak zor deildir. Doruluk ilikisinin bir tarafnda zneye veya znellie ait olan eyler (zihin, bilisellik, dnce, idea, inan, cmle, nerme, dil), dier tarafnda ise nesneye veya nesnellie ait olan unsurlar (nesneler, gereklik, varlk, olgu) yer alr. O hlde bizim inan ve cmle gibi nermesel unsurlarmzn doru olmasnn nede-
Karlk kuramna gre, dorunun ortaya kmas, zihin veya inan gibi znel unsurlarla nesne veya gereklik gibi nesnel unsurlarn birbirine uymas veya karlk gelmesi sonucu gerekleir.
157
ni, bu unsurlarn gerekliin unsurlarna karlk gelmesidir. Eer bir nermesel unsur gerekliin unsurlarna karlk gelmezse, onlarla uygunluk iinde deilse, o nermesel unsur iin yanl dememiz gerekir. Felsefe tarihinde geriye giderek bu konunun nasl gndeme getirildiini ksaca inceleyelim. Her ne kadar Aristoteles Bat Felsefesinde doruluk konusunu gndeme getiren ilk dnr olmasa da, onun doruluk tanm daha sonra gelen felsefecilere hem esin kayna olmu hem de epeyce tartmaya yol amtr. Aristotelesin Metafizik (1011b25) kitabnda sayl ksmnda verdii tanm udur: Olmayann olduunu sylemek ya da olann olmadn sylemek yanl, olann olduunu ya da olmayann olmadn sylemek dorudur. Aristotelesin sunduu bu tanmn bir karlk kuram oluturup oluturmayaca tartmaya olduka aktr. Grne gre Aristoteles, doru kavramn, sylenenlerin olanlara uygunluu eklinde tanmlamaktadr. Ancak bu ifadenin, karlk gelme ilikisinin unsurlarn yeteri kadar net bir tarzda ortaya koymad sylenebilir. Daha ak dersek, bu tanmda hem sylenebilir olan eylerin hem de olanlar snfna giren eylerin tam olarak ne olduu belli deildir. Bununla birlikte, olanlarn, dnyada meydana gelen olaylar veya durumlar olduunu dnmek aklc grnmektedir. Bu durumda, yukardaki tanmn ne demek istediini rnekler yoluyla aklayabiliriz. Eer ben imenlerin mavi olduunu sylersem, gereklik iinde olan durumu (yani, imenlerin yeil renkli olduunu) sylememi olurum. Baka bir deyile yanl dile getirmi olurum. Tersine, muzun sar renkli olduunu sylemek gerekten olan dile getirmek olduu iin doru olur. Aristotelesten yzyllar sonra yaayan ve savunduu felsefi grlerin temel yaps itibaryla Aristotelesi byk oranda izleyen Aquinolu Aziz Thomas (12251274) veya yaygn olarak bilinen adyla Thomas Aquinas doruluu u szlerle tanmlamtr: Veritas est adaequatio rei et intellectus (Doruluk var olan eylerle zihnin uygun olmasdr). Bu tanmn orjinal olarak Thomas Aquinasa ait olup olmad biraz tartmaldr ama, her durumda, sz konusu ifadenin karlk kuramnn felsefe sahnesinde net bir ekilde ortaya k noktas olarak kabul edildii sylenebilir. Buna karn, Thomas Aquinasn tanmnn baz belirsizlikler ierdiini de belirtmemiz gerekiyor. rnein, var olan eyler ve zihin kavramlar, karlk ilikisi balamnda, tam olarak nasl anlalmaldr? Bu gibi sorularn teknik ayrntlaryla yant bulabilmesi, 19. yzyln ikinci yarsnda Aristoteles mantna alternatif bir mantn (yani bantlar mantnn) ortaya kmas ve bununla ilintili olarak yeni bir metafizik tasarmn ekillenmesi ile olanakl olmutur. Gnmzn revata olan karlk kuramlarna baktmzda da, bundan yz yl nce retilmi fikirlere ve ontolojik yaklamlara dayandklarn grrz. O yzden, buradaki tartmalarmzn iyi anlalabilmesi asndan, 19. yzyln sonunda ve 20. yzyln banda zellikle zmleyici felsefede ortaya kan metafizik tasarm biraz aklamamz ve bunun doru ile ilintisini sergilememiz yararl olacaktr. Alg epistemolojisinden sz ederken, J. Searlen gereki bir felsefeci olduunu belirtmitik. Gerekilik, en genel anlamyla, zihnimizin gereklii yaratmadn ve zihnimizin dnda gerek bir varlk alannn (rnein, fiziksel nesnelerin) bulunduunu savlayan akmdr. Bundan yz yl kadar nce yaam olan B. Russell, G. E. Moore ve L. Wittgenstein gibi felsefeciler gereki bir metafizik gr dile getirmiler ve bu gr nermesel dorunun yaps konusunda da son derece etkili olmutur. Sz konusu metafizik gre Russelln verdii isim mantksal atomculuk olmutur. Russella gre, zihnimizin dndaki varlk alan olgusal bir yapda
158
Bertrand Russell (Rasl okunur) gibi felsefecilere gre, gereklik iindeki olgular varlk alannn yap talarn olutururlar. Bir olgu, fiziksel nesnelerin belli nitelikleri veya bantlar edinmeleri sonucu oluur.
Epistemoloji
Olguculuk, karlk gelme kuramlar iinde en iyi bilinen grtr. Olgucular, doru nermelerin nesnel olgulara karlk geldiini savlar.
olumutur. Bunu aklamadan nce olgu kavramn net bir ekilde tanmlayalm. Olgu, gereklik iinde var olan eylerin belli zellikler almalar veya belli ilikiler iinde bulunmalar sonucunda ortaya kan ve durumsal snrlar nesnel olarak belirlenmi olan oluumlara verilen isimdir. Olgular, Russell gibi felsefecilerin anlad ekliyle, temel unsurun katlmyla oluur: Nesneler, nitelikler ve bantlar. Bu sylediklerimizi imdi rneklerle aklamaya alalm. (1) Elimdeki elmann krmz olmas bir olgudur nk bu durum fiziksel bir nesnenin (yani, bir tikelin) bir nitelii (yani, bir tmeli) barndrmas sonucu olumutur. (2) Ben bahemdeki kavak aacyla am aac arasnda durduum zaman bir olgu meydana gelmektedir nk bu durum nesneyi ve nesnel bir banty (mekn/mesafe) ieren bir dnyasal durumdur. (3) Eer bahemdeki kavak aac benimle am aac arasnda duruyorsa, bu durumda, bir nceki rneimizde geen nesneler ve bant aynen bulunmasna ramen baka bir olgu oluur. Bunun nedeni, sz konusu olgusal unsurlarn dnyada farkl bir ekilde bir araya gelmeleri ve farkl bir durum yaratmalardr. Kedimin paspasn zerinde olmas ve paspasn kedimin zerinde olmas da bu trden bir rnektir: Olgunun tikelleri (kedi ve paspas) ve bant (zerinde olmak) ayndr ancak aralarndaki iliki farkl bir ekilde kurulmutur. (4) Eer ben babamn iki buuk metre uzunluunda olma durumundan bahsedersem, dnyada u an var olan bir olgudan bahsetmi olmam. Ancak, olanakl baka bir evrende babam iki buuk metre uzunluunda olsayd o dnyada babamn iki buuk metre olmas bir olgu olurdu. (5) Mantksal olarak bakldnda, bileik olgulardan sz etmek olanakl grnmektedir. Karn beyaz ve souk olmas bileik bir olgudur ve dnyada yer ald sylenebilir. (6) Olgularn mant asndan, baz bileimler olanakszdr. Mavi ve uzun gibi iki nitelii veya Aye ve Ahmet gibi iki ayr nesneyi bir araya getirince bir olgu olumaz. Ayrca, rnein, bir tan hasta veya salkl olmas da anlaml bir bileim deildir. Baka bir deyile, olgularn olumas ancak nesnelerin uygun nitelik ve bantlarla bilemesi sonucu oluur. Felsefe kariyerinin balarnda bir tr mantksal atomculuu savunan Wittgensteinn (2008, blm 1.1) szleriyle dersek, bu gr dnyay olgularn toplam olarak kurgular, nesnelerin toplam olarak deil. Yukardaki paragrafta verilen (3) rnekte belirttiimiz gibi, nesneleri, nitelikleri ve bantlar farkl bir ekilde bir araya getirdiimizde farkl bir dnya ortaya kar. O hlde mantksal atomculuun yapt en nemli felsefi hamle, nesneler ontolojisinden veya Aristotelesden bu yana felsefede etkisini gsteren tzler ontolojisinden olgular ontolojisine gei yapmaktr. Bunun epistemoloji asndan neden nemli olduunu anlamak da zor deildir. Gereklii olgular temelinde tasarlayan byle bir ontoloji, nermesel bilginin hedefini de belirlemi olmaktadr. nermesel bilgi, dnyadaki olgularn bilgisidir. Olgular metafizii, veya ksaca olguculuk, bir yandan Aristotelesin ve Thomas Aquinasn doruluk tanmlarnda yer alan olanlar veya var olan eyler deyimlerine net bir aklama getirmekte ve bylece ontolojik tabloyu daha ak klmakta, te yandan da, epistemolojik adan, nermesel bilginin neyi hedeflediini ak bir ekilde sergilemektedir. Dnya olgulardan oluuyorsa, nermesel bilgi bu olgular doru temsil etme hedefine ynelme durumundadr. imdi bu trden bir olgular metafiziinin, yani olguculuun, neden bir karlk kuram olduunu aklayabiliriz. Karlk kuramlarna gre, doru, zneye veya sylemsellie ait olan bir unsurun nesneye veya gereklie ait unsurlara karlk gelmesi veya onlara uygun olmas ile gerekleir. Olguculuk gr, bu nesnel usurlarn dnyadaki olgular olduunu syler. Ancak bu noktadan sonra, olguculu-
159
u savunan felsefeciler arasnda dorunun zne tarafnda neyin durduuna ilikin bir tartma balar. Bu tartmada, baz dnrler zihinsel durumlarn (rnein, inanlarn) olgulara karlk geldiini, bazlar szel olarak dile getirilen iddialarn olgulara karlk geldiini ve bazlar da nermelerin olgulara karlk geldiini savlamlardr. Hangi unsurlarn nesnel olgulara karlk geldii tartmas bu kitabn kapsam alannn dnda kalyor. Biz yukarda dile getirdiimiz baz nemli grleri zetleyerek bu blm noktalayacaz. Karlk kuramn savunan felsefeciler genellikle dorunun zihinsel durumlarn veya nermelerin gereklie veya varlk alanna karlk gelmeleri, onlara uymalar sonucu ktn savunurlar. Karlk kuramnda sz geen gereklik veya varlk konusunda en ayrntl felsefi aklamalar olgucu dnrlerden gelmitir. Olgucular, olgular ontolojik yap talar olarak almlar, olgunun unsurlarn aklamlar ve bylece dnyann varlksal yapsna ilikin metafizik bir tablo sunmulardr. Bu tablodaki olgular znelerden bamsz bir ekilde var olan eyler olarak anlaldndan dolay, olguculuun gereki bir gr olduunu da syleyebiliriz. Saduyuya uygun bir gr olduu sklkla dile getirilen karlk kuramn cazip klan ynSIRA SZDE lerin neler olabileceini kendi kelimelerinizle ifade etmeye aln. Bu altrma sizi karlk kuramna kar retilen grleri anlama ynnde de hazrlayacaktr.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Badam Kuram
Geleneksel doruluk grleri incelendiinde, karlk kuramnnOen U S R byk rakibinin badamclk olduu grlr. Badamclk F. H. Bradley ve B. Blanshard gibi dnrlerce savunulmu nemli bir felsefi grtr. Bu nitede badamc DKKAT doruluk kuramn irdeleyeceiz. Daha sonra, epistemolojik gerekelendirme nitesine geldiimizde, badamcln kant ve gereke boyutunu tartacaz. SIRA SZDE Badam kelimesi Trkede ska kullanlan bir deyim deildir. O yzden, bu deyimi net bir ekilde aklayarak tartmamza balayalm. Badam ile mantksal tutarllk birbirine olduka yakn kavramlardr, ancak aralarnda nemli bir AMALARIMIZ felsefi fark vardr. Eer bir nerme kmesi aralarnda eliki sergilemiyorlarsa bu kme tutarldr. u nermeyi gz nne alalm: KME-1: {Tavuklar suda yzemezler, Knal bir tavuktur, Knal suda ok iyi yzer} Eer bir arkadanz Knal adndaki tavuk konusunda bu nermeyi pe pee sylerse, onun tutarsz konutuunu syleyebilirsiniz. imdi baka bir kmeye bakalm.
NTERNET TELEVZYON K T A P
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
KME-2: {Tavuklar suda yzemezler, Benim kpeim suda yzebilir, Bugn deniz suyu ok souk} Eer arkadanz KME-2deki nermeleri pe pee sylerse, dediklerini tahminen biraz tuhaf ve alakasz bulursunuz ancak elikili konutuunu dnmezsiniz. KME-2deki nermeler birbirlerine aykr bir iddiada bulunmadklar iin elimezler ve tutarszlk sergilemezler.
160
Epistemoloji
Badamn ortaya kmas iin, ortada bir tutarszln veya elikinin olmamas yetmez. Badam olan bir kmenin elemanlarnn birbirlerini ieriksel olarak az ok desteklemesi beklenir. yle bir kmeyi gz nne alalm. KME-3: {Tavuklar bedensel olarak umaya uygun deillerdir, Tarihsel kaytlarda uan tavuklara ilikin bir bilgi yoktur, Bahemdeki tavuklarn kanat rpma hareketleri hibir zaman uma ile sonulanmamtr} KME-3teki nermeler birbiriyle elimemektedir ve bu anlamda KME-3 iin tutarldr diyebiliriz. Ancak bu zellikler KME-2 iin de geerlidir. KME-3n KME-2den fark, KME-3teki nermelerin ieriksel olarak birbirlerini desteklemesi, birbirlerinin doru olma olasln ykseltmeleridir. KME-3teki yarglar yalnzca mantksal olarak tutarl deildir; bu yarg ayn zamanda iyi bir ieriksel balant veya badam sergilemektedirler. Badam kavramnn felsefi anlam budur. imdi bir doruluk kuram olarak badamcl genel hatlaryla inceleyelim. Badamcla gre, belli bir inancn veya nermenin doru olmas onun dier inanlarla veya nermelerle badamasna, onlara uymasna baldr. Badamc doruluk kuram, nermelerin doru deeri kazanabilmesi iin onlarn zihinden bamsz bir gereklie (veya olguculuk asndan bakarsak, gereklik iindeki olgulara) karlk gelmesi gerektiini ileri sren karlk kuramnn hatal bir felsefi gre dayandn ne srer. Badamcla gre bu hatann temel nedeni, karlk kuramnn olgucu veya, daha genel olarak dersek, gereki bir varlk tasarmna dayanmasdr. Felsefe tarihinde ok ses getirmi olan bu nemli itiraz imdi daha ayrntl olarak irdeleyelim. lk olarak belirtmemiz gereken konu, badamcln karlk kuramna gre daha yakn alara ait bir dnce olduudur. Karlk kuram daha dorusu, karlk kuramnn metafizik altyaps belli belirsiz de olsa Platon ve Aristotelesin fikirlerinde buluna bilir. Buna karn, badamc kuramn ana fikrinin ortaya kmas Modern ada gereklemitir. Karlk kuram, belki de Eski Yunandan gelen alkanlklarla, nermesel doru bantsnn bir ucunda gerekliin kendisinin ya da znel olmayan nesnel unsurlarn bulunduunu ne srer. Badamc doruluk kuram ise bu tr bir nesnelci yaklamn ok byk bir sorun ierdiini iddia eder. Bu sorunun ne olduunu anlamak iin 5. nitede bahsettiimiz Berkeleyin ideac (veya maddecilik kart) grn tekrar gndeme getirelim. Berkeleye gre, zihinden tamamen bamsz bir madde veya nesne dncesi kabul edilemez. Algladmz nesnelerin alglanmam (veya asl) hllerinin nasl olduunu kafamzda canlandramayz. Alg, ister istemez, kendisini alglanan nesneye katar. Maddesel dnyann nesnelerinin zihinden tamamen bamsz olduunu ilan edip, ardndan zihnimizi kullanarak o nesnelerin fiziksel olarak (yani, gerekten, kendi ilerinde) nasl olduklarndan sz etmek, Berkeleyci bir adan bakldnda, ok tutarl bir yaklam deildir. Eer zihnimizi kullanarak zihinsellikten etkilenmeden var olan maddesel bir gereklii aklamaya veya betimlemeye kalkarsak, madde dediimiz ey nesnelliini btnyle kaybetmez mi? Daha nemlisi, eer Berkeley haklysa, maddesel olan varlklar her tasarlaymzda zihinselliin iin iine girdiini ve maddesel olann epistemolojik anlamda elimizden katn kabul etmemiz gerekmez mi?
Badamcla gre; bir nermenin doru olmas iin o nermenin baka nermelerle badam iinde olmas gerekir.
161
Badamc gre gre; karlk kuramn savunanlar doru kavramn bir ynyle ar lde nesnelletirmektedir. Badamclarn eletirdii temel nokta, karlk kuramclarnn doru nermeleri doru klan gereklii zihinden btnyle bamsz olarak tasarlamalardr.
Ontolojik ve epistemolojik boyutlarda gerekleen bu tartmann nermesel doru konusunda kendisini nasl gstereceini tahmin etmek zor deildir. Karlk kuram, doruluk bantsnn nesnel ucunu insanlardan ve onlarn zihinlerinden bamsz bir alan olarak tasarlar. Karlk kuramna gre; talara, yldzlara ve karncalara ilikin olgularn var olmas bizim zihnimize, bilgimize, dilimize veya kavramlarmza bal deildir. nsanlar bu evrende yok olsa bile talar belli ekillerde olacak, her yldz uzayn belli bir noktasnda yer kaplayacak ve karncalar yuvalarna yiyecek tayacaktr. Bu olgular gereklik iinde yer alrlar; sylemsellik ve zihinsellik bu trden olgular var veya yok etmez. Bizim deneyimsel nermelerimiz ite byle bir gereklie karlk gelerek doru olabilirler. Ancak, badamc dnrlere gre bu basit saptamalar ciddi bir sorun barndrmaktadr. Badamclara gre; bir nermenin gerekliin nesnel ve maddesel unsurlarna karlk gelmesi kabul edilemez bir dncedir. Bize olgu olarak grnen eyler, nemli bir anlamda, bizim olgularmz olmak, yani zihinsellikten ve sylemsellikten nasibini almak zorundadrlar. Biz ne kadar tersini dnme eilimi gsterirsek gsterelim, olgular inan sistemimizin izlerini tar. (Bu fikrin I. Kantn metafizik kart grleriyle ne kadar byk bir ortaklk tadn da gzlemleyebiliriz.) Baka bir deyile, badamsal ilikiler ve sylemsellik dnyada olgu olarak aldmz unsurlarn da iinde yer almak durumundadr. Bahemizdeki karncalara veya gkyzndeki Kutup Yldzna dair doru eyler sylediimizde, o doru nermeler kavramlarn kirletmedii bir gereklik alanndan bahsediyor olmazlar. Nihayetinde, karnca ve yldz bizim kavram ve inan sistemlerimizin paralar deil midir? te bu durum, dorunun ortaya kmasnda inanlarn oluturduu kavramsal sistemden ve bilgisel adan kurtulmann olanaksz olduunu gsterir. O hlde, badamclara gre, nermesel doruluk nasl oluur? Badamclarn buna verdii yant, Berkeleyin bir idea yalnzca ideaya benzeyebilir fikriyle nemli benzerlikler gsterir. Badamc felsefeciler, bir nermenin doru deeri kazanmasnn dier nermelerle badam iinde olmasyla olanakl olduunu savlar. nermelerin doruluu iin zihinlerden ve sylemsellikten bamsz nesnel olgulara veya benzeri metafiziksel kavramlara gnderme yapmamza gerek yoktur. Doru bir nerme, badam yksek bir nermeler sisteminin bir paras olduu iin dorudur. Baka bir deyile, doruluk ancak zihinselliin, dncenin veya dilsel yaplarn varlnda ve onlarn erevesinde anlalabilir. Bir nermenin badam sonucu doru deeri kazanmas fikri ilk bakta tuhaf grnebilir. Bunun temel bir nedeni, karlk kuramnn saduyuya olduka uygun bir gr sunmasdr. Dorunun ortaya kmas iin nesnel dnyann unsurlarna gereksinim olduu dncesi hem saduyusal anlamda ekicidir hem de pek ok felsefeciye olduka mantkl gelmektedir. Ancak buna yant olarak, karlk kuramnn da metafizik ynlerinden dolay baz nemli felsefi zorluklar olduuna iaret edilebilir. Badamcln pheli grnmesinin baka bir nedeni ise, bir sistem iinde badam sergilemenin doru zelliinin ortaya kmas iin yeterli olmad ynndeki sezgidir. Diyelim ki, bir kiinin son derece uuk kak, hayal rn olan bir inan sistemi var. Belli bir nerme bylesi bir sistemle tutarllk iinde olursa biz o nermeyi doru mu kabul edeceiz? Bu itiraza verilecek yant, ncelikle, badam kavramnn tutarllktan ok daha fazlasn ierdiidir. Yukarda da akladmz gibi, badam gsteren bir kmenin elemanlar birbirlerinin doruluk olasln ykseltirler. Burada kaydedilmesi gereken bir nokta da udur: Badamsal yapda olan bir inan sisteminin iinde farkl yaplarda veya trlerde nermeler bulunur. Bunlarn bir ksm, algsal yapda deilken (rnein, Maya uy-
162
Epistemoloji
garl Avrupal igalciler tarafndan yok edildi, Bu ylki enflasyon oran geen ylkinden daha dk), bazlar algsal niteliktedir (rnein, u anda nmde duran bir sincap gryorum). Algsal ya da gzlemsel olarak ak olan badamsal bir sistem, bu anlamda, kolay kolay masals veya rastgele bir zemine doru kayamaz. Unutulmamaldr ki, badam kavram znel veya keyfi gibi bir anlama gelmemektedir. Badamcln tezi, dorunun yalnzca sylemin, zihinsel durumlarn, dilin ve nermelerin alannda ortaya kabileceidir. Olumsuzlama ile ifade edersek, zihinden bamsz gereklik doruluk bantlarna dorudan katlamaz. Badamcln tezini baka bir adan yle yorumlayabiliriz: Her ne kadar karlk kuram doruluun maddesel veya nesnel dnyadan kaynaklandn ne srse de, maddi dnyann nermeleri nasl doru yapt ak deildir. Karlk kuramn savunan olgucular (yani, gerekiler) nermelerimizin olgusal karlklarnn nesnel dnyada olduuna inanrlar. Ancak bu konu tartmaya ak grnmektedir. Temelde dilsel bir unsur olduunu syleyebileceimiz nermeler, dilsellikle hibir ilgisi olmayan nesnel gereklie veya olgulara nasl karlk gelir veya uygunluk gsterir? Eer bu konuda kuramsal bir sknt olduu kabul edilirse, karlk kuramnn ilk bata grnd kadar gl bir gr olmad ve badamclk kuramnn nemli bir noktaya iaret ettii de dnlebilir.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Badamcln, karlk kuramna neden olduka kkten bir kuramsal saldr olduu koSIRA SZDE nusunda kendi fikirlerinizi retin. Badamclk asndan bakldnda, dorunun karlk kuramnn en nemli kuramsal zayflnn ne olabilecei konusunda grnz beDNELM lirtin.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
ada doruluk kuramlar arasnda gereksizlik kuram nemli bir yer tutar. Bu kuram (ngilizce adyla redundance) iin Trkede fazlalk ve tarlk adlar DKK T da kullanlmtr. AFrank Ramsey ve Peter Strawson gibi 20. yzyl dnrleri tarafndan savunulmu olan gereksizlik kuramnn dier kuramlardan en byk fark, doru konusunda yeni bir seenek sunmaktansa, dorunun gereksiz bir niteleSIRA SZDE me olduunda srar etmesidir. Bu gr erevesinde gerekletirilen mantksal almalarn teknik ayrntlarAMALARIMIZ na girmeden gereksizlik kuramnn ana fikrini ve bu grn neden savunucularna aklc grndn aklayalm. Gereksizlik kuramna gre, doru nitelemesinin bir nermenin anlamna herhangi bir katks yoktur. Bir nermenin dile getirK T A yarg iin dorudur dediimiz zaman o dnceye bir katk dii dnce veya P yapm olmayz. rnek vermek gerekirse, P1 gibi bir nerme alalm: P1: L E V Z Y O N adet erik aac vardr. T E Bahemde Bu nermeyi iinde doru deyimi geen P2 ile karlatralm:
GereksizlikR Kuram S O U
TELEVZYON
NTERNET
Gereksizlik kuramn savunan dnrlere gre, doru yklemi fazladan bir bilgi iermez. Bir nermeyi dile getirmekle onun doru olduunu sylemek arasnda bir fark yoktur.
Gereksizlik kuramna gre P2deki doru eklentisi gereksizdir. Doru nitelemesi P2de ifade edilmek istenen fikre yeni bir ierik katmaz. yle de dnebiliriz: P1i bilen bir zne, P2yi de bildiinde deneyimsel bilgisinde bir art veya genileme olmaz. O hlde, bir yklem olarak dorunun gereksiz olduunu syleyebiliriz.
163
Yukarda sunduumuz dncelerin nda akla gelecek sorulardan biri, eer gereksizlik kuram temelde haklysa doru gibi nemli bir yklemin ve kavramn ne ie yaraddr. Gereksizlik grn savunanlarn bazlar bu soruya yant verirken dorunun doal diller kapsamnda nasl kullanldna dikkat ekmilerdir. Biz doru ve yanl nitelemelerini, dile getirilen nermeleri onaylama veya deilleme iin kullanrz. rnein, eer ben Bahemde adet erik aac vardr nermesini dile getirdiimde bir baka zne Doru! kelimesini syleyerek yant verirse, ben bunu bir onay olarak yorumlarm, ancak bu kelimeyi syleyenin yeni bir ey sylediini dnmem. Tersine, eer o kii Yanl! diyerek dediklerime tepki gsterirse, ben bunu sylediim yargya katlmama olarak anlarm. Doru ve yanl kavramlarnn gndelik dilsel balamlardaki bu trden kstl kullanmlar dnda bir ilevi yoktur. Burada not etmemiz gereken bir konu, gereksizlik grn savunan dnrlerin ounun, doru kavramnn felsefi olarak abartlmasndan rahatsz olduklardr. Karlk veya badamclk kuramn savunan felsefeciler dorunun bir yaps ya da en azndan deimez bir z olduunu varsayarlar. Baka bir deyile, tm doru nermeleri ortaklatran bir nitelik olduunu ve doruyu tanmlama, onun zn bulma abasnn nemli bir ilev olduunu dnrler. Gereksizlik grnn savunucular ise tam da bu noktaya kar karlar. Doruyu ciddiye alan felsefecilerin gereksizlik grne getirebilecekleri bir eletiri udur: Belli dilsel balamlarda, bir nermeden doru yklemini veya nitelemesini kaldrmann ok byk bir fark yarataca hatta doruyu kaldrmann olanaksz olduu durumlar dnebiliriz. Ustamn azndan kan her cmle dorudur gibi bir cmle yukarda verdiimiz P2ye benzememektedir nk bu cmleden dorudur yklemini kaldrmamz olanaksz grnmektedir. Ancak gereksizlik grnn savunucularnn buna bir yant bulunmaktadr. Onlara gre, Ustamn azndan kan her cmle dorudur iddias mantksal olarak yle ifade edilebilir: Her x iddias iin znesi x iddiasnda bulunuyorsa, o hlde x. Elbette bu son belirttiimiz cmlenin Ustamn azndan kan her cmle dorudur iddiasna elenik olup olmayaca, felsefeciler arasnda bir tartma konusudur.
Pragmaclk
Pragmaclk 19. yzyln sonlarndan itibaren felsefe sahnesinde yer alm ve dnce tarihinde derin bir iz brakmtr. Pragmaclk deyiminin ngilizce orjinali pragmatismdir. Deyimin Yunanca kklerine indiimizde ise, pratiklik, somut ilevler, eylem gibi anlamlarla karlarz. Trkede bazen bu akm iin eylemcilik deyimi de kullanlr. Ancak eylem kavram Trkeye farkl anlamlarla yerletii iin bu deyim yanltc olma riski tamaktadr. Bu blmde pragmacln doruluk ile ilgili tezlerini inceleyeceiz. Pragmac bir perspektiften bakarsak, geleneksel karlk kuram gereklii kavramaya alan zneleri temelde edilgen bir konumda tasarlamaktadr. Bu geleneksel (gereki) yaklama gre, insanlarn alglayaca ve kavrayaca gereklik insanlarn yaratt bir varlk alan deildir. Bilmek, esas itibaryla, nesnel gereklii zihne veya dile kopyalamaktr. Nesneler zneleri etkiler ancak bilgisel srelerde znelerin nesne zerinde bir etkisi olamaz. Bu geleneksel gereki gre ilk ciddi tepki, daha nce de belirttiimiz gibi, Kanttan gelmitir. Ancak Kant, itirazlarn temelde usu ve bilisel bir zeminde sunmutur. Her ne kadar pragmaclk da gereki metafizie kar bir akm olarak ortaya km olsa da, pragmac gr-
164
Epistemoloji
William James pragmac doruluk kuramnn en nde gelen savunucusu olmutur. Jamese gre, doruluk soyut bir kavram veya bant deildir. Doruluk kavram, eylemlerden, faydadan ve somut sonulardan bamsz olamaz.
n hareket noktas daha farkl olmutur. Pragmacln byk dnrleri arasnda Charles Sanders Peirce, William James ve John Deweyi sayabiliriz. Bu pragmac dnrlere gre, bizim bir nermenin veya yargnn doruluundan sz etmemiz, yaadmz dnya iinde gerekletirdiimiz eylemlerden, nesneleri anlama ve dntrme yetilerimizden kopuk olamaz. Deneyimsel bir nermenin doru veya yanl olduu sav, nerme ve gereklik arasnda oluan gizemli bir felsefi (varlksal, anlambilimsel) ba yoluyla deil, o nermenin insanlarca deneyimlenebilecek sonular, belirtileri ve etkileri aracl ile geerlilik kazanr. Bilgi adn verdiimiz zihinsel durum ve doru adn verdiimiz nitelik, doa ve toplum iinde eylemde ya da ilevde bulunan insanlarn ilgileri ve beklentileri tarafndan belirlenir ve ekillendirilir. Her ne kadar pragmacln kurucusu Peirce olsa da, doru kavram konusunda en ilgin pragmac (ve, genel anlamda, gerekilik kart) fikirleri W. James sunmutur. Baz yorumcularn da fark ettii gibi, Jamesin dorulua ilikin syledikleri yer yer tutarszlk gstermektedir. O yzden, Jamesin gr bazen kkten pragmaclk bazen de lml gerekilik eklinde yorumlanmtr. Jamese gre, nermesel doru konusunda karlk kuramclarnn yapt en byk hata, doru kavramn ar lde nesnelletirmek ve bylece onun gerek insanlarla ve eylemlerle olan ilikisini gzden karmaktr. Doruluk, nermeler ile gerekliin unsurlar arasnda kendiliinden kurulan duraan bir metafizik bant deildir. Tam tersine, insanlarn dnyayla olan alveriinin her aamasnda ortaya kan ve insanlarn eylemlerinden etkilenen bir olgudur. Jamese gre doru ayn zenginlik veya devlet gibi insanlarn rettii, insanlarn dnyasna ait olan bir eydir. Jamesin doruluk konusunda verdii tanmlar, karlk kuramnn sunduu metafiziin tam tersi yndedir. Jamese gre, doru inanlar ile inanmamzn faydal olaca inanlar arasnda kesin bir izgi izmek olanakszdr. Jamesin Pragmaclk adl kitabnda verdii bir betimlemeye gre, doru inanlar bizim benimsediimiz, geerliliini gsterdiimiz, desteklediimiz ve onaylayabildiklerimizdir. Baka bir deyile, doru, bizim pratikte i grmeyen, fayda getirmeyen, gvenilir veya tutarl olmayan ve eyleme dkldnde bize aykr gelen eylerin tersine karlk gelen kavrama verdiimiz bir addr. Doru, gnlk eylemlerimizin iinde ortaya kan ve felsefi ynden ok da abartlmamas gereken bir soyutlamadr. Kendisinden beklenenin aksine, James karlk kuramnn genel ifadesine itiraz etmemektedir. Onun kesin bir ekilde kar kt ey, bu tanmn arkasndaki gereki varsaymlardr. Pragmac gre gre, doruluk ve karlk ancak bireylerin eylemlerinin sonular yoluyla anlalabilir. Yaayan insanlarla ve onlarn eylemleriyle ilintilendirilmeyen karlklar ii bo felsefi soyutlamalar olmaktan teye gidemeyecektir. James bu konuda u ilgin rnei verir. Zihnimizdeki duvar saati imgesinin duvarda gerekten asl olan saatin bir kopyas olduunu ve ona uyduunu varsayalm. Sormamz gereken soru udur: Buradaki kopyalama, uyma veya karlk tam olarak ne anlama gelir? Yalnzca saatin grntsnn zihnimde belirmesi veya yalnzca saatin duvarda asl olduu olgusunu zihinsel olarak temsil etmem benim nermesel doruya ulamam veya bilgilenmem iin yeterli midir? Saatin almasna ilikin deneyimlenebilecek unsurlarn (rnein, saatin zaman gstermesi, iindeki yaylarn esneyebilme zellii, vb.) bylesi bir kopyalamann iinde nereye oturduu aka belirtilmedii srece, zihin ve nesne arasndaki rtmeler ya da uyumalar ciddi bir felsefi aklama sunma anlamnda yetersiz kalacaktr. Gereki bir felsefecinin ilgilendii konu, bir nerme ve nesnel
165
gereklik arasndaki varlksal/bilgisel ilikidir. Ve bu iliki soyut bir bantdr. Jamese gre ise, eer olgu-nerme uyumas sonucunda bir doru bants oluuyor ancak bu dorunun insanlarn pratik yaamlarn etkileyecek herhangi bir sonucu olmuyorsa, o dorunun varlndan bahsetmek anlamszdr. Elbette burada Jamesin kastettii etki, fayda ve sonu, znel veya benmerkezci bir ekilde anlalmamaldr. Pragmac gr biraz yzeysel bir ekilde yorumlayan baz dnrler, James gibi felsefecilerin doru kavram ile kiiye faydas dokunan, ksa vadede i gren, yaam kolaylatran gibi kavramlar bir tuttuklarn sanmlardr. Oysa Jamesin kastettii bu trden basit ve ocuksu bir tasarm deildir. James, insanlarn yaam iinde gerekletirdii eylerin dorunun zeminini hazrladn savlamaktadr. Farkl bir tarzda ifade edersek, James, insandan bamsz gerekliin dorular ontolojik bir ekilde oluturup evrene datmasnn olanaksz ve hatta anlamsz olduunu sylemektedir. Aalar ve talar elbette biz olmadan da var olacaktr; ancak aalara ve talara ilikin doru olarak sralayabileceimiz her ey aslnda o nesnelerin bizi etkileyen, bizim anlayabileceimiz ve zerinde eylemler yapabileceimiz ynlerini iermek durumundadr. O hlde, Jamesin pragmac grlerinden karmamz gereken en nemli derslerden biri u ekilde ifade edilebilir: inde yaadmz dnyada insanlar olmasayd, doruluk bantlar ya da doruluk nitelii de olmayacakt. Ancak bu James iin insanlarn yokluunda zihinden bamsz gerekliin olmayaca anlamna gelmemektedir. Baka bir deyile, James kesinlikle Berkeleyci bir ideacl savunuyor deildir. Onun vurgulamaya alt konu, dorularn yapm sz konusu olduu srece bizi ilgilendiren varlk alannn yalnzca insann deneyimine ve eylemine alan gereklik kesitleri olduudur. James, doru nermeler balamnda, geleneksel karlk kuramn ve onun varsayd varlksal gereki bak aka reddeder. Ona gre, zihinsel veya znel olanla nesnel olan arasnda gerekten bir rtm veya karlk bants var ise, bu bant ancak deneyim iinde ve etkileri gzlemlenebilecek bir ekilde olmaldr. Karlk yoluyla ortaya kan dorular yalnzca insann kavrayabilecei ve etkileim iinde olduu bir dnya iinde anlam kazanabilir. Baka bir deyile, zihinsel olann zihinden tamamen bamsz olan kopyalamas ii bo bir felsefi tasarmdr. Pragmac grn tezlerine son nitede tekrar dneceiz ve bu akmn gnmz felsefesini ve zellikle epistemoloji alann nasl etkilediini daha yakndan irdeleyeceiz. William Jamesin grnn zaman zaman birbiriyle elien iddialar barndrd yorumSIRA SZDE cular tarafndan dile getirilmitir. Bu elikili grnen unsurlar kendi kelimelerinizle ifade edin ve Jamesin fikirlerinin nasl tutarl bir hle getirilebilecei konusunda fikirler DNELM retin.
William James, insanlarn ve onlarn eylemlerinin yokluunda dorunun olamayacan ne srer. Ancak bu fikir, bizim fiziksel gereklii yaratmakta olduumuz anlamna gelmez.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
166
Epistemoloji
i felsefeci olgu kavramna insandan, zihinden, eylemden bamsz olan gerekliin unsuru eklinde yaklamay brakmakta ve olgular yaadmz ve kavradmz dnyada gerekleen durumlar eklinde anlamaktadr. Yukarda akladmz kuramlarn bazlarnn birbirine benzer ynler tad hemen fark edilecektir. rnein, pragmacln geleneksel karlk kuramn reddetmesi sonucu badamcla yaklat dnlebilir. Yukarda da akladmz gibi, badamclk, nermelerin zihinden bamsz bir gerekliin kopyalanmas yoluyla deil, bir sistem iinde birbirleriyle badamalar ve birbirlerini desteklemeleri sonucunda doru deeri aldn savunur. James de Pragmaclk kitabnda doru deyiminin eski deneyimlerimizin yenilerle bir araya getirilmesi ve birletirilmesi dnda bir anlam tamadn sylemektedir. Karlk kuramnn en temel iddias ile elien ve bir btn iinde badam dncesini n plana karan bu fikrin Jamesi bir badamc yapacan varsaymak ilk bakta akla uygun grlebilir. Ancak bu konuda dikkatli olmamz gerekiyor. Jamesin burada kastettii, inanlarn veya nermelerin soyut nesneler olarak badam sergilemesi deil, eski ve yeni deneyimlerin akp birbirlerini daha ileriye tamalardr. Dahas, bu durum soyut bir bantdan ok, bireylerin eylemleri iinde kimlik bulan ve btnyle devingen olan bir srece iaret etmektedir. Jamese gre, yeni dorular, eski dorular ile yeni deneyimlerin bir araya gelmeleri ve birbirlerini karlkl olarak deitirmeleriyle ortaya kar. Genel olarak dersek, pragmacln hem badamclktan hem de gereksizlik kuramndan en byk fark, doruluk bantlarn soyut zeminlerde deil, insanlarn eylemlerinde bulmaya almasdr. Kitabn sonraki nitelerinde, nermesel doru kavramnn epistemolojik tartmalarda nasl yer aldn sergileyecek ve son nitede de doru kavramna tekrar dnerek ada eletirel yaklamlarn doruluk konusunda ne srd baz kritik fikirleri tartacaz.
167
zet
A M A
nermesel dorunun felsefi nemini aklayabilmek. nceki nitelerde nerme ve nermesel doru kavramlarna ilikin temel baz aklamalar yapmtk. Bu nitede nermesel doru konusunu derinletirerek epistemoloji iin nemini gsterdik. nerme, bir cmlenin veya ifadenin dnsel ve (daha nemlisi) yargsal ierii olarak anlalabilir. Bu anlamda, nermeler doru veya yanl olmak zorundadr. nermesel doru kavramn incelediimizde ise, bu kavramn ontoloji, dil felsefesi ve epistemolojiyi yakndan ilgilendirdiini grrz. nermelerin doru deerini kazanmasnn dnyadaki durumlar ile ilgisinin bulunduu dnlr. Bizim deneyimsel inanlarmz da genellikle doruyu yakalama hedefi tar. nsanlar dnyaya ilikin inanlarnn yanl deil, doru olmasn arzularlar. Buna ek olarak, dorunun belli bir z deeri olduu da sylenebilir. Yalanlar ve yanlsamalar ieren bir yaam zevkli olsa bile insanlar genellikle Matrix filmine ilikin tartmalarmz anmsarsak doruyu hedefler ve doru bilgiye ulamay yelerler. Temel doruluk kuramlar olan karlk kuram, badam kuram gereksizlik kuram ve pragmaclk grlerini aklayabilmek. En nde gelen doruluk kuramlar karlk kuram, badam kuram, gereksizlik kuram ve pragmaclktr. Karlk kuramna gre, bir nermeyi doru yapan ey, nesnel ve zihinden bamsz gerekliktir. Karlk kuramnn en iyi bilinen rnei olguculuk grdr. Olgucular, dorunun ortaya kmas iin inanlar veya nermeler ile gereklik iindeki olgular arasnda bir uyum ya da karlk gelme durumunun olmas gerektiini dnrler. Bu saduyuya uygun gre nemli bir itiraz badamc felsefecilerden gelmitir. Badamclara gre, bir nermenin doru olabilmesi ancak badam olan bir kmenin veya sistemin bir paras olmakla olanakldr. Gereksizlik grne gre ise, doru son derece gereksiz bir niteleme veya yklemdir nk bir nermeyi dile getirmekle onun doru olduunu sylemek nihayetinde ayndr. Son olarak da, pragmac doruluk grne gre, do-
ru dediimiz kavram, soyut veya metafizik bir bant deil, eylemlerimizin sonucu ortaya kan, bizim dnyamza ait bir kavram olmak durumundadr. Baka bir deyile, insanlar eylemleri ile dorunun ortaya kmasn salarlar. nsan, doru kavram balamnda edilgen deil etkendir. Doruluk kuramlarn felsefi olarak deerlendirerek, bu grlerin gl ve zayf ynlerini aklayabilmek. Karlk kuram, tarihsel olarak derin bir gemie sahiptir ve saduyuya uygun grn ile de konu zerinde dnen insanlara hep ekici gelmitir. Karlk veya rtme dncesi, znel ve nesnel unsurlar bir araya getirme hedefi tar ve bu ynyle doruyu gereklikle ilintilendirme tr bir ilevi yerine getirdiini iddia eder. Ancak bu nitede incelediimiz dier grler, dorunun insanlardan bamsz, tmyle nesnel ve hatta metafizik bir boyutu olduu fikrine pheyle yaklamlardr. rnein, badamcla ve pragmacla gre, bir nermenin zihinden bamsz bir gereklik kesitine karlk gelme yoluyla doru deeri kazanmas olanakl deildir. Badamcla gre, bizim dilsel veya dnsel sistemlerimizin etkilemedii bir varlk alan dorunun olumas iini stlenemez. Pragmacla gre ise, gerek ve doru ancak insan eylemleri erevesinde anlaml hle gelir. Bu grler znel unsurlar vurgulamalar ile dikkat ekmitir. Ancak karlk kuramn savunan dnrler, nesnelliin doru iin nemli bir boyut olduunu ve dier grlerin bu boyutun hakkn tam olarak veremeyeceini savlamlardr. te yandan, her ne kadar temel yaklamlarn deitirmeseler de, karlk kuramclarnn da pragmac ve badamc eletirilerden belli dersler kardn ve grlerini ada gelimeler nda gzden geirdiklerini sylemeliyiz.
AM A
A M A
168
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. nermesel dorunun felsefenin hangi alt alan kapsamnda incelenmekte olduu konusunda, aadaki klardan hangisi sizce en doru seenei sunmaktadr? a. nermesel doru konusu felsefede mantk alan erevesinde incelenir. b. nermesel doru konusu felsefede metafizik alan erevesinde incelenir. c. nermesel doru, ok boyutlu bir sorunsal olmas nedeniyle, felsefede metafizik, dil felsefesi ve epistemoloji gibi alanlarn kapsamnda incelenir. d. nermesel doru, konunun doas gerei, esas olarak etik ve siyaset kuramlar kapsamnda incelenir. e. nermesel doru, konunun doas gerei, esas olarak gerekelendirme ve kant kuramlar kapsamnda incelenir. 2. Doru nerme kavramnn bilgi ve varlk aratrmalar asndan irdelenmeye deer bir konu olduunu savlayan bir felsefecinin temel bir gerekesi aadakilerden hangisi olamaz? a. Doal bir tr olan insann hayatta kalp trn devam ettirebilmesi asndan doru gzlemsel yarglara sahip olmak nemlidir. b. Dnyaya ilikin sahip olduumuz deneyimsel inanlarmzn esas hedefi doru nermelerdir. c. nermesel doru bilgisel gerekelendirme sreleri iin normatif bir ama oluturur. d. Felsefi bir adan bakldnda, doru nerme ve erdem kavramlar arasnda mantksal bir iliki olduu grlebilir. e. Doru, kendi z deerinden dolay nemli bir kavram olarak grlebilir. 3. Karlk kuramnn zn betimlemek iin tek bir deyim kullanmak gerekse, aadakilerden hangisi bu i iin uygun olmazd? a. Tutarllk b. Uyum c. rtme d. Uygunluk e. Uyuum 4. Aadakilerden hangisi olguculuk gr iin sylenebilir? a. Olguculua gre, nermesel doru iki fiziksel olgunun birbiriyle tutarllk gstermesi sonucu ortaya kar. b. nermesel doru konusu erevesinde, olguculuk kuram ve karlk kuram birbirine zt iki gr ifade eder. c. Olgucu ontolojiye gre, doru nermelere karlk gelen olgular insanlarn zihinsel durumlarnn yaratt hallerdir. d. Olguculua gre, nermesel dorularn ortaya kmas ancak nermelerin, inanlarn veya benzer znel unsurlarn birbirlerine karlk gelmeleri ile olanakldr. e. Olguculua gre, nermesel dorularn ortaya kmas nermelerin, inanlarn veya benzer znel unsurlarn gereklik iindeki olgulara karlk gelmeleri ile olanakldr. 5. Olgularn genel mantksal yaps dnlrse, aadakilerden hangisi yanltr? a. u anda okumakta olduunuz kitap gerekten olan bir olgudur. b. Yaayan her insann bir kalbinin olmas gerekten olan bir olgudur. c. Dnyann ay etrafnda dnmesi gerekte olmayan ancak olanakl bir evrende gerekleebilecek bir olgudur. d. Mavi kalemimin siyah kalemimin sanda olmas ile siyah kalemimin mavi kalemimin sanda olmas farkl olgulardr. e. ki nesnenin aralarnda bir metrelik mesafe olacak ekilde yanyana bulunmalar gerek bir olgunun olumasna neden olur.
169
6. Aadakilerden hangisi badamclk gr iin sylenebilir? a. Badamcla gre, bir nermenin doru olmas o nermenin zihinden bamsz olgular ile badam ilikisi iinde olmasyla olanakldr. b. Badamcla gre, bir nermenin doru olmas o nermenin zihinden bamsz iki olgunun badam ilikisi iinde olmasyla olanakldr. c. Badamcla gre, bir nermenin doru olmas o nermenin badam zellii olan bir kmenin eleman olmasyla olanakl hle gelir. d. Badamclk, olguculuun zel bir trne verilen addr. e. Badamclk, karlk kuramnn zel bir trne verilen addr. 7. Aadakilerden hangisi badamcln karlk kuramna ynelttii temel bir eletiridir? a. Karlk kuram, karlk gelme ilikisinin nesne tarafn btnyle zihinden bamsz klarak nemli bir soruna yol aar. b. Karlk kuram, doruluun yapsn tasarlarken nesnel dnyann dorunun oluumuna katksn yeteri kadar hesaba katmamaktadr. c. Karlk kuram, doruluun yapsn tasarlarken ontolojik unsurlar yeteri kadar hesaba katmamaktadr. d. Karlk kuram, karlk gelme ilikisinin zne tarafn btnyle zihinden bamsz klarak nemli bir soruna yol aar. e. Karlk kuram, karlk gelme ilikisinde nesnel olgular devreden kararak nemli bir soruna yol aar. 8. Pragmac doruluk kuram iin aadakilerden hangisi yanltr? a. Pragmaclar, genel olarak, dorunun ortaya kmasnda eylemlerin ve pratik koullarn belirleyici olduuna inanrlar. b. Pragmaclar, genel olarak, dorunun ortaya kmasnda zihinden bamsz gerekliin esas rol oynad fikrine katlmazlar. c. Pragmaclar, genel olarak, dorunun anlalmas iin znelerin zihinsel durumlar zerine odaklanlmas gerektiine inanrlar. d. Pragmaclar, genel olarak, karlk kuramnn olgusal tasarmna kar kmlardr. e. Pragmaclar, genel olarak, doruluu bireylerin anlk tercihlerine veya kiisel yararlarna indirgeme eiliminde deillerdir.
9. Aadakilerden hangisi gereksizlik kuramn en iyi ekilde ifade eder? a. P dorudur nermesi ile P faydaldr nermesi badam iindedir. b. P dorudur nermesi ile P olgusu badam iindedir. c. P olgusu ile P gerekelendirilmitir nermesinin iddia ierikleri btnyle ayndr. d. P nermesi ile P dorudur nermesinin iddia ierikleri btnyle ayndr. e. P nermesi ile P olgusu dorudur nermesinin iddia ierikleri btnyle ayndr. 10. Aadakilerden hangisi William Jamesin doruluk konusundaki grn en iyi zetleyen nermedir? a. Eer iinde bulunduumuz dnyada nermeler ve onlarn anlamsal ierikleri olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. b. Eer iinde bulunduumuz dnyada insanlar ve eylemleri olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. c. Eer iinde bulunduumuz dnyada nesnel olgular olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. d. Eer iinde bulunduumuz dnyada badam ilikileri olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. e. Eer iinde bulunduumuz dnyada zihinler ve deneyimsel bilgi olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt.
170
Epistemoloji
Okuma Paras
Pragmaclk Ne Demektir? Birka yl nce benim de ilerinde bulunduum bir grup arkadan dada kurduklar bir kampta, yalnz bama yaptm bir gezintiden dndm zaman herkesi etrefil bir metafizik tartmaya dalm grdm. Tartmann konusu bir sincapt canl bir sincabn bir aa gvdesine trmand ve bu srada da bir gzleyici adamn aacn br yannn karsnda durduu farz ediliyordu. Bu adam, aacn etrafnda hzl hzl dnerek sincab gremeye alyor, ama ne kadar hzl yrrse yrsn sincap da aacn ters yannda ayn hzla hareket ediyor ve aac daima adamla kendisi arasnda tutuyor, yle ki adamn kendisini grmesi imknsz oluyor. imdi bundan kan metafizik tartma udur: Adam, sincabn etrafnda dnyor mu, dnmyor mu? Aacn etrafnda dnyor, buras ak, sincap da aacn zerindedir; fakat sincabn etrafnda dnyor mu? aknlk iinde uzun zaman oyalandktan sonra, tartma darmadank bir hale gelmitir. Herkes bir yan tutmu ve onun zerinde inadediyordu. Her iki taraftakilerin says birbirine denkti, bunun iin beni grdklerinde her iki taraf da, kendilerine katlp ounluu meydana getirmek zere bana bavurdular. Aklma iskolstiklerin, ne zaman bir elimeyle karlarsanz bir ayrma yapnz, diye mehur sz geldi; hemen aranmaya koyuldum: u veya bu tarafn hakl olmas dedim, sincabn etrafnda yrmekten pratik olarak neyi anlatmak istediinize baldr. Eer sincabn kuzeyinden dousuna, sonra gneyine, sonra batsna ve tekrar kuzeyine gitmeyi demek istiyorsanz, apaktr ki adam onun etrafnda dner, nk arka arkaya gelen durularda bulunur. Yok eer nce sincabn karsnda, sonra sanda, sonra arkasnda, sonra solunda, en son olarak da yine karsnda bulunmay demek istiyorsanz, yine apaktr ki adam onun etrafnda dnemez, nk aacn etrafnda insanla birlikte dnen sincap, her defasnda nn adama kar, srtn da baka tarafa evrik tutar. Ayrmay yapn, ortada tartacak bir ey kalmaz. Etrafnda yrmek fiilini, u veya bu pratik ekil ierisinde anlaynza gre, her iki taraf da hakl, her iki taraf da hakszdr. Tartanlarn en hararetlilerinden bir ikisi, Safsatay, iskolastik kl krka yarmay brakalm, u namuslu etrafnda, kelimesi zerinde konuuyoruz diyerek benim szlerimi karmatrc bir kaamak diye adlandrdlarsa da, ounluk benim yaptm ayrmann tartmay yattrdna inanr grnd. Bu alelde hikyeyi anlatmamn sebebi, pragmatik metot diye bahsettiim eyin basit bir rnei olmasdr. Pragmatik metot, her eyden nce, baka trl son verilemiyecek olan metafizik tartmalarn yattrlmas metodudur. Dnya tek midir, ok mu? Kadere mi baldr, yoksa hr mdr? Maddi midir, ruhi mi? -te birtakm kavramlar ki dnya hakknda doru olmalar da olmamalar da kabildir; ve bu eit kavramlar zerindeki tartmalarn sonu gelmez. Byle hallerde pragmatik metot, her bir kavram, kendilerinden deer verilebilecek pratik sonular karmak suretiyle tefsir etmeye almaktr. Bu kavram, dier kavramdan daha doru olsayd, herhangi bir kimse iin, pratik bakmdan ne gibi bir ayrlk yoksa, u halde pratik bakmdan her iki fikir de ayn eye karlk olmaktadr ve her eit tartma yersizdir. Tartma ciddi ise, her iki fikirden ya birini ya brn doru diye kabul ettiimizde pratik bir ayrln doacan gsterebilmemiz gereklidir. (...) Kendilerinden pratik bir sonu karlmas yolundaki bu basit teste konu yaplr yaplmaz, birok felsefe tartmalarnn nasl manaszlkla kucak kucaa geldiklerini grmek, insan hayrete drr. Herhangi bir yerde bir ayrm meydana getirmeyen bir ayrm (difference), hibir yerde var olamaz somut bir olguda ve bu olgunun sonucu olup herhangi bir ahsa, herhangi bir ekilde, herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda kendini zorla kabul ettiren bir hareket tarznda kendini aa vurmayan hibir, soyut hakikatte var olamaz. Felsefenin btn grevi, bu dnya forml, yahut u dnya formlnn doru olmasnn, hayatmzn belli anlarnda sizin ve benim zerimizde ne gibi bir ayrm douracan anlamak olmaldr. Kaynak: William James. (1986) Pragmaclk I. ev. Muzaffer Akn. stanbul: Milli Eitim Basmevi, s. 3234, 37
171
2. d
3. a
4. e
5. a
6. c
7. a
8. c
9. d
10. b
172
Epistemoloji
Sra Sizde 3 William James doru kavramyla fayda kavramn bir arada tutarak felsefe tarihinde tartmalara neden olmu bir dnrdr. Ebette fayda kavramna vurgu yapan bir felsefecinin, olduka znel ve grececi bir varlk ve bilgi kuram savunmasn bekleriz. Fayda kavram kiilere, kltrlere ve durumlara gre deikenlik gsterir. Belli bir adan bakldnda yararl olan bir olgu, baka bir adan faydal grnmeyebilir. O hlde, faydac veya pragmac bir doruluk grnn nesnellii dlamas olaan bir durum olacaktr. Ancak, James ayn zamanda kkten bir znelcilii savunuyor da diyemeyiz. Jamese gre, gerekliin, dorunun ve bilginin ortaya kmas insan eylemleri ile olanakldr. Buna karn, Jamesin zihinci veya ideac bir felsefeci olmad da aktr. Eylemler kafamzn iinde deil dnya iinde gerekletirdiimiz eylerdir ve Jamese gre, bizim zerinde yaadmz dnyay veya varlk alann yarattmz iddia etmemiz de yanl olur. James, rnein, yer ekimi gibi fiziksel gleri de insann eylemlerinin yarattn dnyor deildir. O yzden, Jamesin gr genellikle eylemlerin yaratc gcne byk bir vurgu yapsa da, baz temel gereki fikirleri de bnyesinde barndrmaktadr diyebiliriz. Bu iki eilimin bir araya gelmesinin tutarl bir tablo yaratp yaratmad ise tartmaya aktr.
Peirce, C. S. (1905). What Pragmatism Is, The Monist 15:2, 161-181. Quine, W. V. (1970). Word and Object. Cambridge: The MIT Press. Russell, B. (1910). Philosophical Essays. London: Allen & Unvin. Schmitt, F. F. (1995). Truth: A Primer. Boulder: Westview Press. Tepe, H. (2003). Platondan Habermasa Felsefede Doruluk ya da Hakikat. 2. basm, Ankara: mge Kitabevi. Walker, R. C. S. (1989). The Coherence Theory of Truth. New York: Routledge. Wittgenstein, L. (2008). Tractatus Logico-Philosophicus. eviren: Oru Aruoba, stanbul: Metis Yaynlar.
9
Amalarmz erik Haritas
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Bilgi kavramn oluturan esas unsurlar aklayabilecek, Bilginin zmlemesi ve bilginin tanm kavramlarnn inceliklerini aklayabilecek, Edmund Gettierin argmannn ve ona verilen yantlarn bilgi kavramnn zmlemesi asndan ne sonular verdiini aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Tanm zmleme Kavramsal koul Bilginin gerek ve yeter koullar Gettier
GR BLG KAVRAMINI OLUTURAN UNSURLAR BLGNN ZMLEMES VE TANIMI EDMUND GETTIERN YIKICI ARGMANI VE SONRASI
GR
Bu nitede bilgi kavramn aydnlatma amacna ynelik olarak felsefecilerin yrtm olduu abalara daha yakndan bakacaz. u ana kadar epistemolojinin temel baz konularn tantmaya altk. Bunlar arasnda algnn epistemolojisi, dnya bilgimizin oluumunda deneyimin rol, nermesel doru ve phecilik gibi konular vard. Bu noktada ok nemli ve merkezcil bir soruya, bilginin nasl tanmlanabilecei veya kavramsal olarak nasl zmlenebilecei konusuna geebiliriz. Tahmin edilebilecei gibi, ilgilendiimiz konu, nermesel bilgi olacak.
176
Epistemoloji
Bir inancn doru olmas onu bilgi statsne karmayabilir. Tesadfen doru olan inanlar bilgi deildir.
irelim. nceki nitelerde incelediimiz felsefi tartmalardan karabileceimiz baz sonular unlardr: Bilgi rastgele olmayan bir zihinsel durumdur; bilgi gereklik veya dnya iindeki nesnelerin ya da oluumlarn zneler tarafndan kavranmas ile ilgilidir; bilginin doruyu yakalamakla ilgili bir yn vardr. Bu betimlemeleri oaltmamz olanakldr ancak bu saptamalarn u ana kadar bilgi konusunda sergilediimiz tabloyu genel hatlaryla yanstt dnlebilir. Ayrntlara girmeden nce, felsefecilerin bilgi konusunda sunduklar kavramsal irdelemelerin bilimsel veya gzlemsel aklamalarndan neden farkl olduunu vurgulayalm. Sz konusu fark net bir ekilde belirtebilmek iin, bilginin olumasnn kavramsal koullar ile deneyimsel koullarn birbirinden ayrmamz gerekiyor. Bilginin deneyimsel koullarnn yerine gelmesi genellikle fiziksel ve pratik artlarn uygun olmasyla ilgilidir. rnein, alg veya gzlem yoluyla bilgi edinme srelerinde; alglanacak nesnelerin evresinde k yeterli dzeyde olmal, gzlemleyen kiilerin gzlerinde ve bilisel sistemlerinde algy engeleyecek fizyolojik sorunlar olmamaldr. Bu unsurlar, algsal yoldan bilgilenmenin deneyimsel koullardr ve bu koullar ya da sreler bilim insanlarnn alma konusudur. Buna karn, felsefeciler bilgiye kavramsal olarak yaklarlar ve bilginin kavramsal gerektirmelerini aydnlatmaya alrlar. Aadaki blmlerde bu felsefi ilevin tam olarak nasl gerekletirildiini daha ak bir ekilde greceiz. Bilginin ne olduunu aydnlatma konusuyla ayrntl ve sistematik bir tarzda ilk ilgilenen dnr Platondur. Platon Theaitetos diyalounda bilginin gerekelendirilmi doru inan olabileceine ilikin irdelemeler sunar. Bilgi konusunda Platonun dile getirdii bu temel dnce etkisini gnmze kadar srdrm ve zerinde binlerce sayfalk yorumun retilmesine neden olmutur. nce bu temel dncenin hangi akl yrtmeden kaynaklandn ve neden nemli bir tez olduunu anlamaya alalm. kinci nitede epistemolojinin temel kavramlarn tantrken inan kavramndan sz etmitik. Bilgi ve inan, her ikisi de zihinsel durumlar olmalar itibaryla, benzerlikler gsteren kavramlardr. Ancak daha nce de belirttiimiz gibi, bir insann sahip olabilecei deneyimsel inanlar zerinde ok byk ontolojik ve epistemolojik kstlamalar yokken, bilgi iddialar zerinde ciddi kstlamalar olaca aktr. Bir insann samimiyetle ve srarla syledii Ayn yzeyinde tavanlarn yaadna inanyorum szne Hayr, buna inanmyorsun szleriyle yant veremeyiz. Bir insan, ne kadar sama grnrse grnsn, byle bir inan edinmi olabilir. Ancak o kii samimiyetle ve srarla Ayn yzeyinde tavanlarn yaadn biliyorum derse, Hayr, bunu bildiini syleyemezsin diyerek kar kabiliriz. O hlde, deneyimsel boyutta inan sahibi olmak nermesel bilginin olumas iin yeterli deildir. Bilginin olumasnda inanlarmz, deyim yerindeyse, gerekte ne olduu konusunda sorumluluk tamak durumundadr. Daha akas, nermesel bilgi, inan olmaktan ziyade doru inan olmak zorundadr. Bu olduka akla uygun bir yaklamdr. Yine de, doru inan kavramnn tek bana bilgiyi tam olarak karladn sylemek zordur. Doru inanlar ok nemli bilisel durumlardr ancak eer doru inanlarn dier baz kritik epistemolojik zellikleri yoksa, tek balarna bilgi olarak nitelenmeleri zor olabilir. Bunu bir rnekle aklamaya alalm. Diyelim, bir arkadanz Amerikada Paris adnda bir ehir olduunu size sylyor. Arkadanzn kendisinin bu sylediine tamamen inandn ancak bu sahip olduu inancnn hibir bilgi parasna veya kanta dayanmadn varsayalm. Daha akas arkadanzn Amerikada bir Paris ehri olduuna ilikin inancnn herhangi bir kitab okumaktan veya baka birisi ta-
177
rafndan bilgilendirilmekten kaynaklanmadn, bu cmleyi tamamen kafadan attn ve de inat bir ekilde buna inandn dnelim. Siz Parisin Fransada olduunu bildiiniz iin, doal olarak, arkadanzn dediklerini ciddiye almyorsunuz. Ancak bir gn, Amerikada Texas eyaletinin 158 kilometre kuzey dousunda, gerekten de Paris adnda kk bir ehir olduunu reniyorsunuz. Bu durumda, arkadanzn Parisin Amerikada bir ehir olduu konusundaki ifadesi iin ne diyebiliriz? Arkadanzn bu nermeye kesin bir ekilde inandn yukarda belirtmitik. Buna ek olarak imdi bu inancn doru olduunu da saptam oluyoruz. Arkadanzn bu doru nermeye ortada hibir neden olmakszn inand zamana geri dnersek, tam o anda arkadanzn Parisin Amerikada bir ehir olduu ynndeki inanc iin bilgi diyebilir miyiz? Bu soruya evet yant verme eiliminde olabilirsiniz. Ne de olsa arkadanz doruyu bilmi gibi grnmektedir. Ancak bilgi kavram zerine dnen felsefecilerin ezici ounluunun buna yant hayr olmutur. Bunun gerekesini de anlamak ok g deildir. Her ne kadar doruyu tutturma gibi bir baar ilk bakta bilgi gibi grnse de bu konuda dikkatli olmamz gerekiyor. Tesadfen doru kan inanlar bilgi saymak, aslnda, insan bilgisinin en ayrt edici zellii olan logos yetisini devre d brakmas nedeniyle olduka sorunlu bir yaklamdr. Bunu bir rnekle daha iyi aklayabiliriz. Henz ilkokuldayken dnya gezegeninin uzaydaki durumuna ilikin ilk bilgileri rendiimiz zaman anmsayalm. O noktada Dnya, Gnein etrafnda dner gibi doru bir nerme bir ocuk tarafndan ezberlenip aynen tekrarlansa bile ancak son derece snrl bir anlamda bilgi olarak grlebilir. Aradan yllar geip ocuk kendisine retilen o doru nermeyi baka deneyimsel ve bilimsel bilgilerle badatrp gerekelendirmeyi baard anda gerekten bilgi sahibi olmu demektir. Yetikin bir insan, bir papaandan farkl olarak, bir cmleyi dillendirmekle kalmaz, onu gerekelerle destekleme becerisine veya potansiyeline de sahiptir. Baka bir rnek dnelim. Eer bir insan bir beyin tmrnden dolay aniden ve sebepsiz yere belli bir nermesinin doru olduuna inanmaya balamsa ve nermesi de tesadfen doru bir nermeyse, sz konusu kiinin nermesi balamnda bilgi sahibi olduunu sylemekte tereddt ederiz. Bu rneklerden karlmas gereken sonu bellidir: Bilgi, doru inan kavramyla elenik olamaz; bilgi iyi gerekelendirilmi doru inan gibi bir tanmla daha doru bir ekilde ifade edilebilir. Bu tanm veya betimleme, ilk olarak Platon tarafndan ifade edilmi olsa da, onun bilgi konusunda savunduu esas gr deildir. Bununla birlikte, Platonun dile getirdii gerekesi olan doru inan ifadesi pek ok felsefeci tarafndan benimsenmi ve bilginin en iyi tanm olarak kabul edilmitir. Burada not etmemiz gereken nokta, Platondan sonra 20. yzyla gelene kadar bilginin tanm konusunda ok fazla miktarda irdeleme sunulmad, bu konunun aratrlmasnn zellikle getiimiz yzyl iinde ivme kazanm olduudur. nceki nitelerde tarttmz gibi, Descartestan balayarak Modern Dnem felsefecilerinin temel epistemolojik sorunu bilginin kaynaklar konusundayd. 20. yzyla gelindiinde ise nermesel bilgi tekrar epistemolojinin ilgi odana yerlemi, bilgi kavram ile inan, doru ve gerekelendirme kavramlar arasndaki ilikinin ayrntlar byk bir aratrma alan amtr. O hlde, bilgi konusunda Platondan devralnan gerekelendirilmi doru inan ifadesinin bilginin tanm konusunda alan dnrler iin ok nemli olduunu syleyebiliriz. Bu ifadeye bazen bilginin l tanm veya bilginin klasik tanm ad da verilmitir. Gerekelendirilmi doru inan kavramnn barndrd kuramsal zorluklara birazdan deineceiz. Ancak ncelikle sz konusu kavramn ne tr bir tanm oluturduu konusunda biraz derinlemesine dnelim.
nan ve doruya ek olarak, gerekelendirme de bilginin nemli bir kavramsal unsurudur. Gerekelendirme insan bilgisinin temel bir unsurudur.
178
Epistemoloji
Bilginin geleneksel zmlemesine gre, inan, doruluk ve gerekelendirme bilginin kavramsal bileenidir. zmlemelerin bir tanm oluturup oluturmad ise tartmaya ak bir konudur.
179
lanmlar her zaman doru olmak zorunda deildir. oumuz balinalarn byk balklar olduunu dnrz. Oysa zoologlar (hayvanbilimciler) balinalarn balk deil memeli olduu gereini bize anmsatr. Uzmanlarn aratrmalar ve zmlemeleri sayesinde, anlam dnyamz zerinde belli dzeltmeler ve ayarlar yapmak olanakl duruma gelir. Baka bir deyile, bilimsel ve felsefi zmlemelerin sonular bazen bizim zihnimizdeki tanmlarn hatalarn dzeltebilir veya ayrntlardaki eksiklikleri giderebilir. O yzden, bilginin gerekelendirilmi doru inan olduunu sylemek, gndelik tanmlarmz ve gndelik anlam dnyamz asndan ok yararl olmasa da, anlamay pekitiren ve gelitiren bir yn tayabilir. rnein, pek oumuz bilgi kavramnn doruluk veya gereke kavramlaryla ilgisi zerine ok kafa yormamzdr. Ancak eer bilginin klasik tanmnn hakl olduu yerler varsa, bizim gndelik bilgi anlaymz zerine dnlecek nemli noktalar var demektir. Epistemolojik zmlemenin esas ilevi ve yarar budur.
SIRA SZDE zmleme ilevi, pek ok bilim alannda olduu gibi, psikolojide kiilii daha iyi anlama erevesinde de kullanlr. Psikolojik analizlerin insan tanmlamada neyi baarp neyi baaramayacan, yani nemini ve snrlarn, ifade etmeye aln. Bu altrma, zmDNELM leme veya analiz kavramn daha iyi anlamanz salayacaktr.
O R EDMUND GETTIERN YIKICI ARGMANI SVE U SONRASI
Felsefecilerin nerdii kavramsal zmlemeler sayesinde bazen bir kavramn gndelik dile yansmayan inceliklerini anlayabiliriz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Kuramsal incelikleri ne olursa olsun, bilginin l tanm olarakKkabul gren D KAT zmlemenin epistemolojide ok nemli bir yer tuttuu aktr. Felsefeciler l tanmn bilgi kavramn en iyi ekilde aydnlatan betimleme olduunda uzlamlarSIRA SZDE dr. Ancak Edmund Gettierin 1963de yaymlanan Gerekelendirilmi Doru nan Bilgi midir? balkl makalesi, bilginin koulunun birden salanmas durumunda bile tmcesel bilginin olumayabileceini gstererek nermesel bilgi alannda AMALARIMIZ byk bir sarsnt yaratmtr. Aada Gettierin makalesini zetleyeceiz ve sunulan argman epistemolojik adan deerlendirmeye alacaz. l tanm konusunda Gettierin iddias, bir inancn gerekelendirilmi ve doK T A P ru olmasnn bile onun bilgi olmas iin yeterli koullar salamayabileceidir. Eer bu doruysa, bilginin klasik tanmnn ciddi bir sorun ierdiini syleyebiliriz. Felsefeciler alar boyunca bilgi kavramnn gerekelendirilmiL E V Z Y O N T E doru inan olarak tanmlanabilecei ynnde bir kanya sahip olmulardr. Ancak eer baz zihinsel durumlar gerekelendirilmi doru inan olmalarna karn bilgi nitelii kazanamyorsa, o zaman geleneksel tanmn evrensel olarak doru olduunu savNT RNET layamayz. Ve eer bir tanm evrensel olarak doru deilse onunEgerek bir tanm olduundan sz etmek olanaksz hle gelebilir.
DKKAT
SIRA SZDE
Edmund Gettierin sunduu argman, bilginin AMALARIMIZ kavramsal bileeni veya koulu salansa bile bilginin oluamayabileceini gsterme amac tar.
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
180
Epistemoloji
(b) Eer ve sadece aadaki koullar salanrsa K kiisi nermesini biliyordur: (i) K kiisi y kabul etmektedir (ii) K kiisi iin yeterli kanta sahiptir (iii) dorudur (c) Eer ve sadece aadaki koullar salanrsa K kiisi nermesini biliyordur: (i) dorudur (ii) K kiisi nn doruluundan emindir (iii) K kiisi nn doru olduundan [elindeki kantlar itibaryla] emin olma hakkna sahiptir Bu tanm esas olarak ayn fikri tamaktadrlar. Genelde (a) tanm veya zmlemesi bilgi kuramclar tarafndan daha ok benimsenmitir. imdi ncelikle, bu mantksal ifadelerdeki eer ve sadece deyimini aklayalm. Eer ve sadece (ki bunlardan ikincisi iin yalnzca anlamna gelecek ekilde ancak da kullanlabilir), birbirlerine ters anlamlarda koul ifade eden deyimlerdir. Bu konuyu baz rnekler zerinde dnelim. Eer bir insan 10 kilometre yksekten uan bir uaktan (paratsz bir ekilde) derse lr. Uaktan yere dmek o kiinin lmesi iin yeter bir kouldur ama gerekli deildir nk insanlar baka yollardan da lrler. Bu durumu karlayan ifade Eer bir insan uaktan derse, o kii lr cmlesidir. Ama Bir insan ancak (veya sadece) bir uaktan derse lr ifadesi doru deildir. te yandan, bir insann lm olmas, uaktan dmenin gerektirdii bir durumdur. Bu durumu karlayan ifade Bir insann uaktan dmesi ancak (yalnzca) lm olmakla sonulanabilir cmlesidir. Tahmin edilecei gibi, bu trden bir cmlede ancak yerine eer kullanlamaz. Bir insan uaktan dmtr, eer ki o kii ldyse yanl bir genelleme olur. imdi yukardaki bilgi tanmlarnda yer alan eer ve sadece deyimini inceleyelim. Tanmlarda bu bileik deyimin gemesi, o tanmlardaki ifadelerin birbirini karlkl olarak gerektirdiini, yani karlkl gerek ve yeter koullar oluturduunu gsterir. Gerekeli doru inan sahibi olmak bilgi sahibi olmann gerekli kouludur; bilgi sahibi olmak da gerekeli doru inan sahibi olmann gerekli kouludur. Ayn eyleri yeter koul iin de tekrarlayabiliriz. Bu dediklerimizi u ekilde toparlamak olanakldr: Ne zaman bir znenin inand bir nerme gerekeli ve doru ise o inan o zne iin bilgidir; ne zaman bir zne bir nermeyi bilirse, o nerme o zne iin doru ve gerekeli bir inan olur. O hlde, yukarda verilen (a) gibi bir tanm veya kavramsal zmleme, bilginin gerek ve yeter koullarn aktaran bir ifade olarak karmza kar. Bu aklamadan sonra, Gettierin klasik tanma ilikin akl yrtmesinin ve itiraznn nasl bir yapda olduuna bakalm. Gettierin kulland felsefi yntem, kar rnekler ve yanllayc argmanlar araclyla bir genellemenin geersiz olduunu gsterme amacn tar. rnein, Btn kargalar siyahtr gibi evrensel bir iddiay ele alalm. Bu iddiaya gre, eer evrende bulunan bir nesne karga ise, o nesne siyah renktedir. Siyah bir karga gzlemlediimiz zaman, Btn kargalar siyahtr iddiasn test edip onaylam oluruz. Diyelim ki, bir gn, tylerinin rengi doal olarak yeil olan ancak bunun dnda biyolojik adan bir kargann tm zelliklerini tayan bir hayvan kefediyoruz. Eer o hayvann bir karga olduu saptanrsa, Btn kargalar siyahtr nermesi yanllanm demektir. Ele aldmz rnekteki yeil kargann da bir kar rnek oluturduunu sylememiz olanakl hle gelir.
l zmleme bilginin gerek ve yeter koullarn ortaya koyar. Bilginin koulunun her biri bilgi iin gereklidir. Geleneksel gre gre, bu koullar ayrca toplu halde bilginin yeter koulunu salar.
181
Gettierin nl makalesinde baard i, neredeyse evrensel bir bilgi tanm stats kazanm olan l tanma ilikin birbirine benzeyen iki adet kar rnek sunmas ve bylece bu klasik tanmn evrensel olarak geerli bir ifade olduu kansn felsefi bir yntem kullanarak ykmasdr. Yazsnn banda Gettier daha sonra akl yrtmesi iinde kullanaca iki nemli saptama yapar: (1) Gerekelendirme ve doruluk farkl kavramlardr. Bir nerme yanl olmasna ramen iyi gerekelere sahip olabilir. (2) Eer bir 1 nermesinden mantksal olarak bir 2 nermesini tretirsek ve eer 1 nermesi iyi gerekeleri olan bir nermeyse, 1 nermesinin sonucu olan 2 nermesi de iyi gerekelendirilmi bir nerme olur. (1) numaral cmle aklc bir iddia ierir nk bazen bir nerme yanl bile olsa ona ynelik iyi gerekeler bulunabilir. rnein, Dnya dzdr nermesi modern insanlar asndan yanl bir nermedir ancak eski alarda bu nermeye inanmak iin yeterli miktarda gzlemsel kant vard. O dnemin insanlar gerekelendirilmi fakat yanl bir nermeye inanyorlard. (2) numaral cmle de aklc bir savla karmza kar. rnein, Btn canllar lmldr nermesi iyi gerekeleri olan bir nermedir. Bu nermeden (baka baz nclleri de kullanarak) Btn insanlar lmldr nermesini mantksal olarak karabiliriz. Btn insanlar lmldr nermesi Btn canllar lmldr nermesinin zorunlu bir sonucu olduu iin, tm canllara ilikin genel nerme nasl gerekeli bir nermeyse, ondan kartlan Btn insanlar lmldr nermesi de ayn ekilde gerekeli bir nerme olur. Gettierin (1) ve (2)yi nasl kullandn ve nasl bir kar-argman gelitirdiini aadaki blmde greceiz.
182
Epistemoloji
SENARYO 2: Hakan ve Elif ayn iyerinde alan kiilerdir. Diyelim ki Hakan aadaki F nermesinin doru olduuna inanyor: F: Elifin Ford marka bir arabas vardr. Bu senaryoda Hakann Fye inanmak iin ok gl nedenlerinin olduunu varsayalm. rnein, Hakan birka defa Elifi Ford marka arabasndan bahsederken duymutur. Dahas, Hakan bir gn Elifi Ford marka bir araba srerken de grmtr. imdi, Hakann Ahmet adnda bir arkada daha olduunu ancak Hakann Ahmetin u an hangi ehirde olduuna ilikin bir fikri olmadn varsayalm. Hakan mantksal bir ilem olan veyay kullanarak ve rastgele tane ehir ad seerek u nermeleri oluturur: G: Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an stanbuldadr. H: Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an Barselonadadr. I: Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an Urfadadr. Mantk asndan, 1 nermesini veya ilemi ile herhangi bir 2 nermesine balarsak, eer 1 nermesi doru ise 1 VEYA 2 nermesi de (2nin ierii ve doruluk durumu ne olursa olsun) doru bir nerme olur. Bunun nedenini grmek zor deildir. Trabzon Karadeniz blgesindedir VEYA zmir Trkiyenin bakentidir nermesi, bu bileik mantksal cmlenin Trabzonla ilgili ksm doru olduu iin tmyle doru hle gelir. Benzer ekilde, yukardaki G, H ve I nermeleri Fden mantksal olarak tretildii iin, eer F nermesi doruysa dier nerme de doru olmak zorundadr. in nermesel doru ve mantk boyutu bu ekilde zetlenebilir. Bu blmde tarttmz epistemolojik konu asndan ise unu syleyebiliriz: G, H ve I nermeleri Fnin mantksal ve zorunlu bir sonucu olduu iin, F nermesinin iyi gerekelenmi durumda olmas nedeniyle G, H ve I nermeleri de iyi gerekelenmi nermeler konumuna gelirler. u ana kadar yukarda ierikleri verilen F, G, H ve I nermelerinin doruluk deerlerinden sz etmedik; yalnzca, Hakann F nermesine (yani Elifin Ford marka bir arabas olduuna) inandn ve bunun iin de iyi gerekeleri olduunu belirttik. imdi, bu senaryo kapsamnda iki beklenmedik gelimenin olduunu dnelim. Birincisi, Hakann inancnn tersine, Elifin Ford marka bir arabas yoktur. Yani, F nermesi gerekeli de olsa yanltr. kincisi, Ahmet tesadfen u an Barselonada bulunmaktadr. Bylece Hakann VEYA balacn kullanarak rastgele bir ekilde oluturduu nermeden H doru hle gelir. Bu da ortaya garip bir epistemolojik durumun kmasna neden olur. Hakann bu konuda balang noktas olan F inanc aslnda yanl olsa da, Fden mantksal olarak kard H nermesi tesadfen doru olmutur. Dahas, iyi gerekeli bir nerme olan Fden mantksal olarak tretildii iin, H nermesi de gerekeli olma niteliindedir. Bunun nedenini yukardaki (2) numaral aklama kapsamnda belirtmitik. Sonu olarak, Hakann H inanc hem gerekeli hem de doru olan bir inantr. Burada da sorulacak soru udur: Hakan, gerekeli bir ekilde inand ve doru olan H nermesini gerekten bilmekte midir? Yukarda sergilediimiz iki senaryonun sonunda sorduumuz iki soruya da hayr yantn vermek aklc grnmektedir. Bunun nedeni olduka aktr. Her ne kadar bu iki senaryoda doru inanca ek olarak gerekelendirme unsuru da iin iinde bulunsa da, sz konusu gerekelendirmelerin aslnda olduka tesadfi bir ekilde olutuu ve senaryolardaki bilen znelerin bilgilerinin salam bir temelinin olmad aka grlmektedir. Daha nce verdiimiz Amerikadaki Paris rneinde, doru inan tesadfen ortaya km, ancak gerekelendirme btnyle eksik kalmt. Gettierin rnekleri ise ok daha ilgin bir duruma iaret etmek-
183
tedir. Eer Gettierin akl yrtmesi doruysa, bu iki senaryoda bilginin gerekelendirme de dhil olmak zere koulu da salanmakta olsa bile, inan sahibi zneler aslnda o nermeleri bilmiyorlar gibi grnmektedir. Bu koullarda da, Gettierin geleneksel bilgi tanmna veya zmlemesine olduka ar bir darbe indirdii sylenebilir.
SIRA SZDE Gettierin argman ok fazla tartlm ve yaratt ykc etki pek ok bilgi kuramcs tarafndan giderilmeye allmtr. Gettierin, mantn sunduu olanaklar baaryla kullanarak, geleneksel bilgi tanmna nasl ar bir darbe indirdiini kendi kelimelerinizle ifaDNELM de etmeye aln.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Gettiere Yantlar
S O R U
Gettierin makalesi yaymlandktan sonra bilgi kuramclar bilginin klasik tanm zerinde deiiklikler yaparak ortaya kan kuramsal sorunu gidermeye ve, bir anDKKAT lamda, tanm kurtarmaya almlardr. Bu blmde, bu abalarn en nde gelenlerini aklamaya alacaz. SIRA SZDE 1. Yanl nclleri engelleme: Gettier rneklerinde epistemolojik bir sorunun ortaya kmasnn temel bir nedeni, znelerin gerekelendirilmi doru inanlarnn aslnda bir yanlla dayanyor olmas ve ardndan bu yanl dayanan, tesaAMALARIMIZ dfen, iyi gerekeleri olan doru bir inanc ortaya karmasdr. Baz felsefeciler, bu tr durumlar engellemenin bir yolu olarak yle bir art ne srmlerdir: Bir znenin gerekelendirilmi doru inancnn bilgiye dnmesi Tiin, znenin o K A P inancnn herhangi bir yanl nermeye dayanmamas gerekir. Yukardaki senaryolardan birincisini ele alalm. Orada, Ayann inand D nermesinin bir paras e alnacak olan kii Mehmettir ifadesidir. Oysa ie alnacakV kiinin Mehmet TELE ZYON olduu nermesi yanltr. O yzden, Ayann Dden trettii E nermesi iin bilgi nitelemesi kullanlamaz nk aka grlecei gibi, znenin inan sisteminde konuya ilikin yanl bir nerme bulunmaktadr. TERNE Bu olduka nemli bir zm nerisi gibi grnse de, bazN felsefi Titirazlara da hedef olmutur. Bu itirazlarn ortak noktas, konuyla ilgili olarak yanl ncllerin bulunmamas veya engellenmesi durumunda bile Gettier tarz sorunlarn oluabilecei ynndedir. Bunu bir rnekle aklayalm. Diyelim ki, ben bir baheyi gzlemliyorum ve bahenin kuzey tarafnda koyuna ok benzeyen bir hayvan gryorum. Ardndan, zihnimde Bahede bir koyun var inancn oluturuyorum. Aslnda baktm nesne, koyuna benzeyen beyaz bir kayadr. Dahas, ben bilmesem de, bahenin benim gremediim gney tarafnda gerekten bir koyun bulunmaktadr. Bu durumda benim inandm Bahede bir koyun var nermesi yanl deil doru bir nerme konumuna gelir. Ancak, her ne kadar bu durumda gerekeli doru bir inan olumu olsa da, tesadfen doru olan Bahede bir koyun var inancmn bir bilgi paras olduunu sylemek zordur. Bu rnekte, yanl nclleri engelleme ynteminin Gettier tr sorunlar ortadan kaldramayaca aktr nk sahip olduum Bahede bir koyun var inanc (yukarda incelediimiz senaryolardan farkl olarak) herhangi bir yanl nermeye dayanmamaktadr. O hlde, yanl nclleri engelleme stratejisinin Gettier tarz durumlar devre d brakmakta tam olarak baarl olamayaca sylenebilir. Sz konusu stratejinin yetersizlii konusunda literatrde verilmi olan ilgin bir rnek de udur (Goldman, 1976): Diyelim ki etrafta ok sayda tahl ambarnn olduu bir blgede arabayla yolculuk yapmaktasnz. Aslnda, siz bilmeseniz de, evrenizde grdnz ambarlarn neredeyse tamam kartondan yaplm ve bir
DKKAT
Gettiere verilen yantlar iinde zellikle tanesi n SIRA SZDE plana kmtr.
AMALARIMIZ
K T A P
Gettierin eletirisi nda nerilen ilk zm, gerekelendirilmi V Z Y O N TELE inanlarn yanl nermelere dayanmamas gerektii artn getirmektir.
NTERNET
184
Epistemoloji
Gettierin eletirisi nda nerilen ikinci zm, bilginin olgularla uygun bir nedensellik ilikisi iinde ortaya kmas gerektiini belirtmektir.
film irketince yol kenarna yerletirilmi maketlerdir. Yol boyunca sralanan ve ambara benzeyen yzlerce maket arasnda yalnzca bir tane gerek tahl ambar bulunmaktadr. Tesadfen o gerek ambarn nnde durup Bu bir tahl ambar inancn zihninizde oluturuyorsunuz. Bu durumda, zihinsel durumunuzun gerekeli doru inan olmasna karn, zihninizdeki nermenin tesadfen doru kmas ve sizin bu senaryoda doru ile yanl ayrt etme olanandan yoksun olmanz dolaysyla, inancnzn aslnda bilgi olmadn sylemek olanakl grnmektedir. Bu rnekte de, yanl nclleri engelleme ynteminin Gettier tarz sorunlara zm olamayaca aktr. Ayn Bahede bir koyun var inancnda olduu gibi, eldeki nerme yanl bir nermeye dayanmamaktadr. Sonu olarak, yanl nclleri engelleme stratejisinin Gettier sorununa iyi bir kuramsal zm getiremeyeceini syleyebiliriz. 2. Nedensel iliki art: Yukardaki tartmalar inceleyen bir kii, bu konuda sorun yaratan durumun aslnda gerekeli inanlarla o inanlarn dnyadaki kkenleri arasndaki nedensel ban kopukluu olduunu dnebilir. Normal algsal bilgimizin nasl gerekletiini dnelim. Ben bir kavak aacna baktmda zihnimde nmde bir kavak aac var inanc oluur. nancmn nedeni, o inancn olumasna kaynak oluturan bir olgudur. Yani, nmde bir kavak aac var nermesinin benim iin bilgiye dnmesi iin nmde gerekten bir kavak aac olmal ve bu olgu benim inancmn gerek nedeni olmaldr. Bu grn 7. nitede incelediimiz John Searlen dorudan gerekilii ile belli benzerlikleri olduu grlebilir. Nedensel iliki artn ne sren felsefeciler, bilginin olumas iin, ele alnan bir nermesinin (veya inancnn) nedeninin olgusu olmas gerektiini savlarlar. Nedensellik grnn en nde gelen savunucularndan Alvin Goldmana (1967) gre, nermesel bilginin tanmn u ekilde verebiliriz: (d) Eer ve sadece aadaki koullar salanrsa K kiisi nermesini biliyordur: nermesi K kiisinin ye ilikin inanc ile uygun bir nedensel iliki iinde olmaldr. Bu tanmda ilgin olan nokta, Goldmann bilgiyi tanmlarken l yapy terketmesi ve gerekelendirme artn gndeme getirmemesidir. Goldmann nedenselci grn Gettier senaryolarna uygularsak, u sonular elde ederiz: ncelikle, birinci senaryoda, Ayann sorun yaratan (tretilmi) E nermesinin bilgi olamayaca sylenebilir. Ayann inand ve doru olan Enin, yani e alnacak olan kiinin cebinde tam olarak 100 lira vardr nermesinin, ie alnacak olan kiinin cebinde tam olarak 100 lira olduu olgusundan kaynaklanmad aktr. Ayann inanc D nermesine dayanmakta ve Dden kaynaklanmaktadr. O hlde, birinci senaryoda, Ayann zihinsel durumu bilgi deildir. kinci senaryo iin de benzer bir akl yrtme yaplabilir. Hakann gerekeli bir ekilde inand ve doru bir nerme olan Hnin, yani Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an Barselonadadr nermesinin, ne Elifin Ford marka bir arabas olduu olgusuna ne de Ahmetin Barselonada olduu olgusuna dayanmad aktr. Bunun nedeni, Elifin Ford marka bir arabas olmamas ve Ahmetin Barselonada olmasnn da Hakann inancnn esas nedeni olmamasdr. Bu rnekte de, Hakann zihinsel durumu bilgi deildir. O hlde, bu iki rnek zerinden dnrsek, Goldmann kuram bilginin daha salam bir tanmn veriyor diyebiliriz. Ancak, nedensel iliki art grn eletiren felsefeciler, Goldmann tanmndaki uygun bir nedensel iliki kavramnn belirsizlikler ierdii ve bunun bir takm kuramsal sorunlara yol aabileceini dnmlerdir. David Humeun da
185
baaryla sergiledii gibi, aslnda nedensellik kavram ok etrefilli ve kuramsal incelikler ieren bir kavramdr. Bunu Richard Fumertonun (2006) kulland bir rnekle aklamaya alalm. Diyelim ki, Alper adl bir kii, ad Kaan olan ve Tanrnn varlna inanmayan bir arkadan hipnoz ederek, onun Tanrnn varln gsteren ancak kuramsal olarak olduka yetersiz olan bir felsefi argman kabul etmesini salyor. Bu dnce deneyinde unu da varsayalm: Bir Tanr gerekten vardr ve Tanr Alperin Kaan hipnoz ederek o yetersiz argman Kaann zihnine yerletirme karar vermesine bizzat kendisi neden olmutur. O hlde, Kaan Tanr vardr nermesine inanmaktadr ve bu inancnn nihai nedeni de gerekten Tanrya kadar uzanmaktadr. Yani, Goldmann nedensellik art burada salanmaktadr. Ancak, Kaann Tanr vardr inancnn bilgi olduunu sylemek zordur nk Kaann gerekeleri son derece kt argmanlardan olumaktadr. Bu durumda, nedensel ilikinin olmas, bilginin olumas iin yeterli deildir diyebiliriz. Goldmana kar sunulabilecek bir baka rnek de udur: Diyelim ki gece yolda yryen yal bir adam kalp krizi geirerek lr ve bedeni sokan ortasnda kalr. Yoldan geen bir akl hastas l adamn yanna gider ve kalbine bir bak saplar. Kalbinde bir bak sapl ekilde yatan bu yal adam gren herkes elbette Yolda yatan bu adam lmtr inancna sahip olacaktr. Bu doru inancn bilgi olduu rahatlkla sylenebilir. Ancak eer Goldmann tanmn uygularsak, Yolda yatan bu adam lmtr inanc, lmn asl nedeni olan kalp krizinden kaynaklanmad iin, bilgi nitelii kazanmayacaktr. Bu durumun Goldmann tanmn ve argmann zayflataca dnlebilir. 3. Drdnc bir koulun tanma eklenmesi: Gettier senaryolarnn yaratt sorunlu tablo balamnda getirilen nemli bir zm nerisi, geleneksel tanmn gerekli artn drdnc bir koulla desteklemek ve bylece bu drt koulun bir araya geldiinde bilginin oluumunda yeterli olmasn salamaktr. Anmsanaca gibi, Gettierin bize gsterdii nemli noktalardan biri, klasik tanmda verilen koulun gerekli olmalarna karn bilginin ortaya kmasnda yeterli olmaddr. Drdnc koul grn savunanlarn yaklam ise, geleneksel tanma yaplacak bir ekleme ile bilginin tanmnda veya analizindeki eksikliin giderilebilecei ve Gettier tr durumlarn nne geilecei ynndedir. Keith Lehrer ve Thomas Paxson (1996), birlikte yazdklar bir makalede bu tarzda bir yaklam sunmulardr. K kiisinin nermesini bilmesi iin, K kiisinin gerekelendirilmi doru inan sahibi olmasna ek olarak, Lehrer ve Paxson aadaki drdnc koulun da bilgi iin gerekeceini iddia etmilerdir: (iv) K kiisi tarafndan bilinmesi durumunda Knn nermesi konusunda sahip olduu gerekeleri ortadan kaldracak herhangi bir doru nerme olmamaldr. Bu cmlede sz geen gerekeleri ortadan kaldran doru nerme iin teknik bir deyim olan etkisizletirici (ngilizcesiyle defeater) kelimesini kullanacaz. Ek bir koul olan (iv)n geleneksel tanma yapt katky imdi daha ak bir ekilde ifade edelim. Lehrer ve Paxsona gre, bir inancn bilgi olmas iin gerekelendirilimi ve doru olmas yetmez; o inancn gerekelendirilme sreci kapsamnda, znenin gerekelerini etkisizletiren herhangi bir doru nerme olmamaldr. Eer byle bir doru nerme varsa, znenin gerekelendirmesi bozulmu, inanc gerekelendirilimi doru inan olmaktan km ve bylece bilgi gereklememi diyebiliriz. Drdnc koul olan (iv) Gettier senaryolarna uygulamak olanakl grnmektedir. Birinci senaryoyu ele alalm. Ayann mantksal olarak trettii E nermesinin gerekelendirilimi doru inan olamayacan syleyebiliriz nk e
Gettierin eletirisi nda nerilen nc zm, l analizin drdnc bir koulla desteklenmesidir.
186
Epistemoloji
alnacak olan kiinin cebinde tam olarak 100 lira vardr (E) nermesi iin yle bir etkisizletirici doru cmle bulunmaktadr: Mehmet ii alacak kii deildir. Eer Aya bu etkisizletirici doru nermeyi bilseydi elbette Dden Eye gei yapamazd. Bylece Gettierin iaret ettii sorunlu durumun nne gemek olanakl grnmektedir. Etkisizletirici kavramn kullanan bu grn olas bir zayf noktas, bizim bilgi rnei diyebileceimiz sradan rnekleri de devre d brakma riski olmasdr. Ne de olsa, bazen bir inan baz olgular tarafndan etkisizletirilse bile yine de bilgi veya duruma gre, gerekeli inan nitelii kazanabilir. Doru olan bir 1 nermesinin (rnein, Bilezii alan kii Emredir) doru olan 2 nermesi (Arif, Emrenin olay srasnda baka bir yerde olduuna tanklk etti) gibi bir etkisizletiricisi olsa da; 2 etkisizletiricisi 3 gibi doru bir nerme (Arif psikiyatrik adan patolojik bir yalancdr) tarafndan etkisizletirilebilir. Yani, 1 gibi bir nermenin gereklik iinde bir etkisizletiricisi olsa da, sonu itibaryla 1 nermesi tekrar iyi gerekeli konuma gelebilir. Bu durumu gz nne alan John Pollock (1986) gibi baz bilgi kuramclar nihi ya da sonuta kavramn kullanmlardr. Bu dnce nda, (iv) nermesi u ekilde deitirilebilir: (v) Knn nermesi konusunda sahip olduu gerekeler, doru olan tm nermeler dikkate alndnda, doru nermeler tarafndan nihai anlamda etkisizletirilmi hle gelmemelidir. Eer (v) doruysa, bu ek koulun Gettier tr durumlar engelleyecei dnlebilir, ancak burada iki byk sorunun ortaya ktn syleyebiliriz. (1) Evrende doru olan tm nermelerin bizim gibi sonlu bilisel kapasiteleri olan canllarn epistemolojik ilevleri asndan nasl yardmc olacan anlamak kolay deildir. Tm doru nermeler asndan bir koul dile getirmek sorunu zer gibi grnse de, bu zmn ok gereki olmadn syleyebiliriz. Bunu bir benzetme ile aklayabiliriz. Diyelim ki, bir eylemin ahlaki adan kabul edilebilir olmasnn gerekli koulu u ekilde belirtiliyor: sz konusu eylem evrende var olan hibir varl incitmemelidir. Byle kapsaml bir art karlayan bir eylem tahminen ahlaki adan olumlu bir eylem olarak nitelendirilebilir. Ancak bu kadar kapsaml bir testi hibir sonlu varln yapmas olanakl grnmemektedir. Tabii byle bir koulun uygulanmas durumunda, en basit eylemin bile ahlaki olup olmad insanlar tarafndan bilinemezdi. Benzer bir ekilde yukarda betimlenen epistemolojik koulun da pek gereki veya uygulanabilir olmadn iddia etmek olanakl grnmektedir. (2) Daha genel bir sorun olarak, drdnc koul yaklamlarnn ad hoc olma riski vardr. Ad hoc Latince bir deyim olup, kabaca bu amala anlamna gelmektedir. Daha ak yazarsak, ad hoc deyimi belirli bir amaca veya soruna ynelik olarak anlamna gelir ve genellikle bir kuram veya gr zorluklarndan kurtarmak iin uydurulmu gn kurtarc aklamalar iin kullanlr. rnein, bilimsel bir kuramn nemli zorluklar ortaya ktnda o kuram reddetmek yerine kk yamalar yaparak kuram kurtarma abas iinde olan bir kiinin yapt aklamalar ve gerekelendirmeler iin ad hoc diyebiliriz. Bilginin geleneksel l tanm iin de, drdnc bir koul bularak sorunlarn ortadan kaldrma abasnn bir para ad hoc bir yapsnn olduu eletirisi ada literatrde zaman zaman dile getirilmitir.
187
Pek ok ada bilgi kuramcs, geleneksel bilgi zmlemesini ek koullarla iyiletirme yerine, bilginin temel kavramsal unsurlarndan bazlar zerine zellikle odaklaarak daha derin bir irdeleme sunmay denemilerdir. Bu balamda en dikkat ekici almalar nermesel bilginin gerekelendirme alt alan kapsamnda yaplmtr. Bir sonraki nitede bu konuda retien kuramlar tantp tartacaz. Goldmann Gettier rneklerine yant olduka ilgi ekmi ve bilgi kuramclarnca kapsamSIRA SZDE l olarak tartlmtr. Bu yant kendi kelimelerinizle aklayp deerlendirmeye aln.
DNELM S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
188
Epistemoloji
zet
A M A
Bilgi kavramn oluturan esas unsurlar aklayabilmek. Bilgi kavramnn en temel unsurunun inan olduu genellikle kabul edilir. Eer bir kii bir nermeyi bildiini ancak o nermeye inanmadn sylerse, ortada tuhaf bir durumun olduunu dnrz. Ancak, tek bana inan, bir nermeyi bilgi statsne karmaya yetmez. nsanlarn inanlar bazen gerei yanstmayabilir. Eski alarda insanlarn ou Gne Dnyann etrafnda dner nermesine inanm olsa bile, bu inan bir bilgi deildi. O yzden, bilgi kuramclar ounluka inanlarn deil doru inanlarn bilgi olabileceini dnmlerdir. Bununla birlikte, tek bana doru inanlar da bilginin olumasnda yeterli olmayabilir. Baz inanlar tamamen tesadfen doru ksalar da, o inanlara sahip insanlarn konu zerinde iyi gerekeleri veya kantlar olmad iin, sz konusu znelerin bilgi sahibi olduklarn iddia etmek zor bir hle gelebilir. nsan bilgisini ayrcalkl klan bir zellik, insanlarn bilgilerinin ardnda gerekelerin bulunmasdr. Bylece bilginin geleneksel tanmna ularz: Bilgi gerekelendirilmi doru inantr. Bilginin zmlemesi ve bilginin tanm kavramlarnn inceliklerini aklayabilmek. Bir kavramn zmlemesinin (analizinin) yaplmas, onu oluturan alt unsurlar ortaya karma amacna ynelik bir ilevdir. Bilimden bir rnek vermek gerekirse, tuz moleklnn analizini yaparak onu oluturan atomlarn sodyum ve klorr olduu bulunabilir. Benzer ekide bilgi gibi bir kavram zmlediimizde onun kavramsal alt bileenlerine ularz. Geleneksel gre gre bu alt bileenler, inan, nermesel doruluk ve gerekelendirmedir. Ancak bu noktada sorulabilecek ilgin bir soru udur: Kavramsal zmlemeler ayn zamanda tanmlara da karlk gelir mi? Tuzun kimyasal analizi sodyum ve klorr olabilir ancak tuzun normalde kullanlan szlk tanm bu deildir. Bilginin kavramsal zmlemesinin de bize bilginin gerek ve yeter koullarn verdii dnlebilir. Bu dnceyi imdi iki farkl biimde ifade edelim. Birinci olarak, eer
bir zihinsel durum gerekelendirilmi doru inan ise, o zihinsel durum bilgidir (veya, gerekelendirilmi doru inan sahibi olmak bilgi sahibi olmak iin yeterlidir). kinci olarak, eer bir zihinsel durum bilgi ise, o zihinsel durum gerekelendirilmi doru inantr (veya, bilgi sahibi olmak gerekelendirilmi doru inan olmak sahibi iin yeterlidir). Benzer ifadeleri gerek koul asndan da dile getirebiliriz. zetle, ne zaman gerekelendirilmi doru inan olma durumu gerekleirse, o zaman bilgi olma durumu da gerekleir ve bunun tersi de aynen geerlidir. Ancak bu durum, zmleme ile tanmn ayn olmayabileceini bize dndrr nk zmlemeler bir denklik ifadesi sunuyor gibi grnmektedirler. Dahas, felsefe tarihinde genellikle gerekelendirilmi doru inan bilginin tanm olarak alnm olsa da, bu durumun, yukarda da ifade ettiimiz gibi tartmaya ak olduu kesindir. Her durumda, zmlemelerin nemini gzden karmamamz gerekir. zmlemeler bazen bir kavramn ilk bata fark edilemeyen inceliklerini gsterebilir. rnein, bir dnrn ya da bilim insannn zmleyici almas sayesinde bir kavrama ynelik anlaymz daha rafine hle gelebilir. Edmund Gettierin argmannn ve ona verilen yantlarn bilgi kavramnn zmlemesi asndan ne sonular verdiini aklayabilmek. Gettierin argman bilginin Platondan beri gndemde olan geleneksel zmlemesine veya tanmna ar bir darbe indirmitir. Gettier mantksal baz yntem ve gereleri kullanarak ve yalnzca sayfalk ksa makalesinde epistemoloji alannda byk bir depreme yol amtr. Geleneksel bilgi tanmna gre, bir inancn doru ve gerekeli olmas, o inancn bilgi olmas anlamna gelir. Gettier ise, iki senaryo kullanarak, bir inancn (tesadfen) doru ve gerekeli olmas durumunda bile bilginin ortaya kmayabileceini gstermitir. Geleneksel tanmda oluan bu hasar onarabilmek iin bilgi kuramclar eitli nerilerde bulunmulardr. Bu neriler u ekilde belirtilebilir: (1) znenin bir nermeye ynelik bilgi iddiasnn ardnda yanl nermeler bulun-
AM A
AM A
189
mamal yani inanlan nerme yanl nermelere dayanmamaldr. (2) znenin bir konuda sahip olduu inan ile o inanca yol aan nesnel koullar arasnda nedensel bir iliki bulunmaldr. (3) Geleneksel bilginin gerek koulu drdnc bir koulla desteklenmelidir. Bu neriler epistemoloji literatrnde youn olarak tartlm ve bilginin zmlemesi konusunun temel bir parasn oluturmutur.
190
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Tam karmda krmz bir gl bulunmaktadr gibi deneyimsel bir nermeyi bilmenin kavramsal koullar ile deneyimsel koullarn ayrmamz gerekse, aadakilerden hangisi iin bilginin kavramsal kouludur ifadesini kullanabiliriz? a. Sz konusu nesnenin nermeyi bilecek zneye belli bir yaknlkta bulunmas gerekir. b. Sz konusu nermenin doru olmas gerekir. c. Sz konusu nermeyi bilecek znenin alg organlarnn salkl olmas gerekir. d. Sz konusu nesnenin evreden yeterli dzeyde k almas gerekir. e. Sz konusu nermeyi bilecek znenin, ciddi beyinsel hasarlar olmamas gerekir. 2. Epistemolojik bir kavram olan deneyimsel inan iin genel olarak aadakilerden hangisi en doru ifade olur? a. nanlarmzn tm deneyimsel bilgi snfna girerler. b. nanlarmz hibir zaman bilgi snfna girmez. c. Bir inancn bilgi olmas iin doru olmas yeterlidir. d. Bir inancn bilgi olmas iin doru ve gerekeli olmas gereklidir. e. Bir inancn bilgi olmas iin doru olmas gereklidir, gerekeli olmas yeterlidir. 3. Bilginin kavramsal zmlemesi epistemolojide nemli bir yer tutar. zmlemeler iin aadakilerden hangisi sylenebilir? a. zmlemeler nemli bir kavramn gnlk dilde nasl kullanldn aklar. b. zmlemeler nemli bir kavram eletirme amacna hizmet eder. c. zmlemeler nemli bir kavramn toplumsal etkilerini saptama amacna hizmet eder. d. zmlemeler nemli bir kavram gzlemlenen olgular cinsinden aklama amacna hizmet eder. e. zmlemeler nemli bir kavramn gnlk dilde bulunmayabilecek inceliklerini ortaya karma amacna hizmet eder. 4. Eer insanlar uzun sre kt beslenirlerse, salklar bozulmaya balar cmlesinin mantksal yaps iin aadakilerden hangisi dorudur? a. Saln bozulmaya balamas, uzun sre kt beslenmenin gerek kouludur. b. Saln bozulmaya balamas, uzun sre kt beslenmenin yeter kouludur. c. Saln bozulmaya balamas ve uzun sre kt beslenme birbirlerinin gerek kouludur. d. Saln bozulmaya balamas ve uzun sre kt beslenme birbirlerinin yeter kouludur. e. Saln bozulmaya balamas ve uzun sre kt beslenme birbirlerinin gerek ve yeter kouludur. 5. Gettierin nl makalesinde izledii genel felsefi strateji tam olarak aadakilerden hangisidir? a. Belli bir zaman diliminde kabul edilen ancak evrensel olduu varsaylmayan bir tanm kar rnekler araclyla yanllamak b. Belli bir zaman diliminde kabul edilen ancak evrensel olduu varsaylmayan bir tanm felsefi argmanlar araclyla desteklemek c. Belli bir zaman diliminde kabul edilen ancak evrensel olduu varsaylmayan bir tanmn mantksal tutarlln test etmek d. Genel olarak kabul edilen ve evrensel olduu varsaylan bir tanmn mantksal tutarlln test etmek e. Genel olarak kabul edilen ve evrensel olduu varsaylan bir tanm kar rnekler araclyla yanllamak 6. Epistemolojik adan bakldnda, Gettierin sunduu senaryolarn ortak noktas nedir? a. Bir znenin inanc yeterli dzeyde gerekeli olsa da, sezgilerimiz onun doru inan olmadn sylemektedir. b. Bir znenin inanc tesadfen bilgi stats kazansa da, sezgilerimiz onun gerekeli doru inan olmadn sylemektedir. c. Bir znenin inanc tesadfen gerekeli doru inan stats kazansa da, sezgilerimiz onun bilgi olmadn sylemektedir. d. Bir znenin inanc yeterli dzeyde gerekeli olsa da, sezgilerimiz bu gerekenin tesadfen olutuunu sylemektedir. e. Bir znenin inanc gerekeli ve doru olsa da, sezgilerimiz onun doruluunun tesadfi olduunu sylemektedir.
191
7. Gettierin yaratt sorunlu durumu zmeye ynelik olarak nerilebilecek zmlerden birisi, inanlan nermenin gerekelendirme srecinde yanl bir nermeden kaynaklanmamasn art komaktr. Bu zme getirilebilecek bir eletiri aadakilerden hangisi olabilir? a. nanlan nerme yanl nermelere dayanmasa bile Gettierin iaret ettii sorunlar oluabilir. b. nanlan nermenin yanl nermelere dayanma olasl normalde son derece dktr. c. nanlan nermenin gerekelendirilememe olasl normalde son derece dktr. d. nanlan nermenin yanl nermelere dayanmas ancak gerekelendirilmenin yetersiz olmas durumunda olanakldr. e. nanlan nermenin yanl nermelere dayanmas ancak algsal olmayan inanlar sz konusu olduunda olanakldr. 8. Gettierin sergiledii sorunun giderilmesine ynelik olarak Goldmann nerdii nedensel iliki artn aadakilerden hangisi en iyi ifade eder? a. Bir znenin bir nermeyi bilmesinin gerek koulu, sz konusu znenin o nermeyle nedensel bir ilikisinin olduu inancnn gerekeli olmasdr. b. Bir znenin bir nermeyi bilmesinin yeter koulu, sz konusu znenin o nermeyle nedensel bir ilikisinin olduu inancnn doru olmasdr. c. Bir nermenin bir zne ile nedensel ilikisinin olmas, sz konusu nermenin o zne tarafndan bilinmesinin gerek ve yeter koullar arasndadr. d. Bir nermenin bir zne tarafndan bilinebilmesi iin, o znenin sz konusu nermeyle nedensel bir ilikisinin olmas gerekir. e. Bir nermenin bir zne tarafndan bilinebilmesi iin, o znenin sz konusu nermeyle nedensel bir ilikisinin olduuna inanmas gerekir.
9. Gettierin sergiledii sorunun giderilmesine ynelik olarak nerilen zmlerden birisi drdnc bir gerek koulu ekleyerek, gerekelendirmeyi etkisizletiren hi bir nermenin bulunmadn garanti etmek olarak ifade edilebilir. Bu zmn karlaabilecei olas bir sorun aadakilerden hangisi olabilir? a. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, gerekelendirmeyi ok kolayca gerekletirilebilir bir hle getirdii iin bilginin normatif gcn azaltabilir. b. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, inan koulunun ilevini zayflatmas nedeniyle bilginin normatif gcn azaltabilir. c. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, ok kapsaml, kontrol edilemez ve bu yzden insanlarn bilgisel eriimini aan bir koul yaratabilir. d. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, gerekelendirme koulunun ifade ettii art tekrarlamaktan teye gemez. e. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, inan koulunun ifade ettii art tekrarlamaktan teye gemez.
192
Epistemoloji
Okuma Paras
10. Gettierin sunduu kar rnekler, bilginin geleneksel zmlemesinin nemli bir sorun ierdiini gsterme amac tar. Diyelim ki, bir dnr Gettierin ynteminin ve yaklamnn sorunlu olduunu ya da istenilen etkiyi yaratmayacan iddia etmek istiyor. Aadakilerden hangisi Gettiere ynelik sunabilecei hakl ve gl bir eletiri olabilir? a. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Eer bir nermeden mantksal olarak baka bir nerme tretirsek ve bunlardan birincisi gerekeliyse, ikincisi de gerekeli olur dncesi, gerekelendirmenin mantksal operasyonlar yoluyla bir nermeden dierine aktarlabileceini varsaymas asndan sorunludur. b. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Eer bir nermeden mantksal olarak baka bir nerme tretirsek ve bunlardan birincisi gerekeliyse, ikincisi de gerekeli olur dncesi, mantksal bir yapya sahip olmad iin sorunludur. c. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Eer bir nermeden mantksal olarak baka bir nerme tretirsek ve bunlardan birincisi gerekeliyse, ikincisi de gerekeli olur dncesi, gerekelendirmeyi doru kavramyla ilikilendirmedii iin sorunludur. d. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Gerekelendirme ve doruluk farkl kavramlardr; bir nerme yanl olmasna ramen iyi gerekelere sahip olabilir dncesi, gerekelendirmeyi btnyle znenin kiisel tercihlerine balad iin sorunludur. e. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Gerekelendirme ve doruluk farkl kavramlardr; bir nerme yanl olmasna ramen iyi gerekelere sahip olabilir dncesi, mantksal olarak eliik olduu iin sorunludur. Gerekelendirilmi Doru nan Bilgi midir? (...) ki noktaya iaret ederek balayacam. Birincisi, P gibi bir nerme iin, Snin Pye inanmasnn gerekelendirilmilii Snin Pyi bilmesinin gerekli kouludur anlamndaki bir gerekelendirmede, bir kiinin gerekte yanl olan bir nermeye inanmasnn gerekelendirilmi olmas mmkndr. kincisi, P gibi bir nerme iin, eer Snin Pye inanmas gerekelendirilmise ve P, Qyu ierirse ve S, Qyu Pden karrsa ve bu karmn sonucu olarak Qyu kabul ederse, buna gre S, Qya inancn gerekelendirmi demektir. Bu iki noktay aklda tutalm. imdi ortaya koyacam iki durumda (a)da ifade edilen koullarn baz nermeler iin yerine getirilmesine karn sz konusu kiinin bu nermeyi bildii sylenemez. DURUM I Varsayn ki Smith ve Jones belli bir i iin bavuruda bulundular. Ve varsayn ki Smithin aadaki tmelevetlemeli nerme iin gl bir kant var: (d) e alnacak olan kii Jonesdur ve Jonesun cebinde on adet madeni para var. Smithin (d) iin kant, irket mdrnn sonuta Jonesun seilecei konusunda kendisini temin etmesi ve Smithin kendisinin on dakika nce Jonesun cebindeki paralar saym olmas olabilir. (d) nermesi unu ierir: (e) e alnacak olan kiinin cebinde on adet madeni para var. Varsayalm ki Smith (d)den (e)ye olan gerektirmeyi grr ve hakknda gl bir kanta sahip olduu (d)ye dayanarak (e)yi kabul eder. Bu durumda, Smith (e)nin doru olduuna ilikin inanc iin ak bir gerekelendirme yapmtr. Fakat, buna ek olarak, gerekte Jonesun deil Smithin ie alnacan, ama Smithin bunu bilmediini dnn. Dahas, Smith bilmese de kendi cebinde on adet madeni para vardr. Buna gre, Smithin (e)yi kard (d) nermesi yanl olmasna karn, (e) nermesi dorudur. Bu durumda, rneimizde aadakilerin hepsi dorudur: (1) (e) dorudur, (2) Smith (e)nin doru olduuna inanyor ve (3) Smithin (e)nin doru olduuna inanmas gerekelendirilmitir. Halbuki Smithin (e)nin doru olduunu bilmedii aktr: Smith kendi cebinde ka adet madeni para olduunu bilmezken (e)nin doruluu Smithin cebindeki paralarn saysn-
193
2. d
3. e
4. a
5. e
6. c
7. a
8. d
9. c
10. a
194
Epistemoloji
195
Goldman, A. (1976). Discrimination and Perceptual Knowledge, The Journal of Philosophy, vol.73, 771-791. Hospers, J. (1997). An Introduction to Philosophical Analysis. 4th edition, London: Routledge. Kirkham, R. L. (1992). Theories of Truth: A Critical Introduction. Cambridge: The MIT Press. Lehrer, K. and Paxson, T. (1996). Knowledge: Undefeated Justified True Belief, On Knowing and the Known iinde, editr: K.G.Lucey, New York: Prometheus Books. Platon (1945). Theaitetos. ev. Macit Gkberk, stanbul: Mill Eitim Bakanl Yaynlar. Pojman, L. P. (1999). The Theory of Knowledge: Classical and Contemporary Readings. 2nd ed., London: Wadsworth Publishing. Pollock, J. L. (1986). Contemporary Theories of Knowledge. Lanham: Rowman & Littlefield, Inc. Shope, R. K. (1983). The Analysis of Knowing. New Jersey: Princeton University Press.
10
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Geriye gitme veya gerekenin gerekesi kavramlarn aklayabilecek, nde gelen gerekelendirme kuramlarndan birisi olan temelcilik grn aklayabilecek, Gerekelendirme kuramlar arasnda nemli bir yer tutan badamclk grn aklayabilecek, Temelcilik ve badamclk grlerinin kuramsal olarak gl ve zayf ynlerini tartabileceksiniz
Anahtar Kavramlar
Gerekelendirme Geriye gitme Gerekenin gerekesi Temelcilik Dsalclk Fiziksel olgular Alg verileri Badamclk
erik Haritas
GR GERYE GTME VEYA GEREKENN GEREKES TEMELCLK BADAIMCILIK K GEREKELENDRME KURAMININ DEERLENDRMES
Epistemoloji
Bilgisel Gerekelendirme
Bilgisel Gerekelendirme
Yaamdan rnekler Dnyaya ilikin inanlarmzn nasl gerekeli veya hakl konuma geldii konusunu biraz dnrsek, daha nce aklmza gelmeyen ilgin baz noktalar fark edebiliriz. Beyaz bir tavana bakarken zihnimizde uyanan u an beyaz bir tavana bakyorum gibi bir nermenin gerekesi nereden gelir? Bu sorunun yant tahminen Beyaz bir tavan veya Dnya zerinde beyaz bir tavann alglanmas gibi bir ifade olmaldr. Ancak nsan insann kurdudur nermesi, deneyimlediimiz dnyaya ilikin olmasna karn, beyaz tavan rneinden olduka farkldr. nsan insann kurdudur nermesi basit bir ekilde grsel alglar nedeniyle gerekeli konuma gelemez. O yzden, gerekesi dorudan algdan veya nesnel dnyadan ziyade, bir kiinin ait olduu toplumsal sistemden kaynaklanan, gerekesini ondan alan inanlarn var olduu dnlebilir. Daha ilgin bir soru ise udur: Basit algsal inanlarmzn hibir inan, deer veya kavram sistemine ait olmadan, yaltlm olarak gerekelendirilmesi olanakl mdr?
GR
nceki nitede bilginin zmlemesi konusunu ve onunla ilgili sorunlar irdeledik. Edmund Gettierin kar rneklerinin doal bir sonucu olarak, felsefeciler bilginin klasik zmlemesi konusunda yeni fikirler retmeye ve bilginin daha savunulabilir bir tanmn vermeye ynelmilerdir. Bu konuyla ilgilenen dnrlerin farkna vard nemli bir nokta, bilginin geleneksel tanmnda yer alan gereke kavramnn derinlemesine incelenip akla kavuturulmamas durumunda nermesel bilginin tanmnn veya zmlemesinin ciddi sorunlar barndraca gerei olmutur. Elbette gerekelendirme konusunda Gettierden nce de epistemoloji literatrnde kayda deer almalar yaplmtr. Ancak Gettierin makalesinin yaymlanmasndan sonra felsefeciler arasnda egemen olan genel fikir, bilginin tanmndaki K kiisinin ye inanmas iin gereke vardr ifadesinin yzeysel ve belirsizlikler ieren bir nerme olduu ve bu cmledeki gereke kavramnn iinin ok farkl ekillerde doldurulabilecei ynnde olmutur. Bu farkndaln en nemli sonucu, gerekelendirme konusunda farkl tartma eksenlerinde birbirine rakip bir dizi kuramn ortaya kmasdr. Bu nitede gerekelendirme kuramlarnn en nde gelenlerini inceleyip deerlendirmeye alacaz.
198
Epistemoloji
Bilgi erevesinde gndeme getirilen gerekelendirme, dier gerekelendirme trlerinden ayr tutulmaldr.
rdelemelerimize kavramsal bir aklama ile balayalm. Epistemoloji alannda kullanlan gereke kavram, dier alanlar ilgilendiren gereke kavramlarndan ayr tutulmaldr. Bir inanca sahip olmann etik, politik veya pratik gerekeleri olabilir. Ancak bunlarn genelde bilgisel gerekelerden farkl olduu grlr. Bunu rnekler kullanarak aklamakta yarar var. Diyelim ki bir bilim insan belli baz vitamin komplekslerinin youn kullanmnn kanser tedavisinde byk yarar saladna inanyor. Ancak, yllar boyunca yapt almalar, kulland vitamin komplekslerinin tedavi balamnda herhangi bir yarar olduunu gstermiyor. Bu durumda, sz konusu aratrmacnn inancna sahip kmaya devam etmesinin bilimsel almalarnn devam iin bir motivasyon salamas anlamnda gerekesi olabilir. Fakat bilgisel gerekesinin veya dayanann olumad kesindir. Baka bir rnek dnelim. Diyelim dnya zerinde belli bir corafyada yaayan insanlar, yaptklar bilimsel testler sonucunda, kendi toplumlarnda doan kz ocuklarn tam anlalamayan nedenlerden dolay erkek ocuklardan ok daha zeki olarak doduuna ilikin gl kantlar buluyorlar. Ancak o kltrde o ana kadar Kadn ve erkek her adan eittir gibi bir inann da yaygn olarak yerlemi olduunu dnelim. Elbette kadnlarn erkeklerden ok daha stn zihinsel kapasitelerle doduunun bilimsel olarak saptand ve herkes tarafndan bilindii bir toplumda, rnein nitelikli iler iin kadn alanlarn iverenler tarafndan arlkl olarak tercih edilmeye balanacan ve erkeklerin zihinsel dezavantajlar nedeniyle i bulma konusunda zorluklar yaayacan tahmin edebiliriz. Sz konusu toplumda, eldeki bilimsel veriler nda, Kadnlarla erkeklerin kapasiteleri zihinsel olarak eit deildir nermesi bilgisel anlamda iyi gerekelendirilmi bir inan olarak grlebilir. Buna karn, o corafyadaki insanlar eitsizliin toplumsal sakncalarn gz nne alarak ve her tr ayrmcla kar ktklar iin, iki cinsiyete de eitlermi gibi davranmay tercih edebilirler. Byle bir toplumda Kadnlarla erkeklerin kapasiteleri zihinsel olarak eit deildir nermesi bilgisel anlamda gerekeli bir inan iken, Kadnlar ve erkekler her adan eittir nermesi politik veya pratik nedenlerden dolay gerekeli bir inan konumunda bulunabilir. Bu durum, gereke kavramnn epistemolojik boyutunun dier boyutlardan ayrlmas gerektiini gstermektedir. Gereke kavramnn epistemolojideki yerine ve nemine ilikin iki farkl yaklam olduunu en bata belirtmemiz gerekiyor. J. L. Pollock gibi baz bilgi kuramclar, epistemolojinin merkezinde yatan esas konunun bilgisel gerekelendirme olduunda srar etmilerdir. te yandan, A. Goldman ve P. Kitcher gibi baz felsefeciler bilginin asl hedefinin nermesel doru olduunu savlamlardr. Bu iki yaklamn birbirinden olduka farkl epistemolojik programlara iaret ettii aktr. Birinci gruptaki dnrler, gerekelerin ve gerekelendirme srelerinin yapsna ilikin yaplacak almalar epistemolojinin temeline yerletirirken, ikinci grup felsefeciler nermesel doruya ulama (veya ksaca doruyu bilme) konusunu asl ama olarak belirlemilerdir. Ancak bu ikinci gruptaki felsefeciler de insanlarn doruya eriimi sz konusu olduunda, elimizdeki esas epistemolojik aracn gereke ve kant olduunu yadsmamaktadrlar. Bu noktay vurgulamakta yarar gryoruz: Eer bilginin hedefi gereklii zihnimizde doru temsil etmek, dnyay veya evreni doru bilmekse, bu yolda elimizde temel gere olan gereke kavramn ve gerekelendirmenin kavramsal inceliklerini irdelememiz yerinde olacaktr. Baka bir deyile, gerekenin ve kantn felsefi olarak anlalmas, bilginin tam olarak ne olduunun anlalmasna yardmc olacaktr. Bu dnceler bilgisel gerekelendirme konusunun epistemolojide ne kadar byk ve hassas bir yer
199
tuttuunu gstermektedir. Aadaki blmlerde bu konuda felsefecilerin hangi temel kuramlar rettiklerini aklayp bu kuramlar felsefi adan inceleyeceiz.
Deneyimsel bir inan iin ne sunulabilecek bir gerekenin kendisinin nasl gerekelendirilecei bir sorun olarak ortaya konabilir. Bu durum, epistemolojide geriye gitme veya gerekenin gerekesi olarak bilinen soruna neden olur.
200
Epistemoloji
Geriye gitme sorunu (GGS) iin, bilgi kuramclar tarafndan drt temel zm nerilmitir.
lamak, yani doruluuna neden inanmamz gerektiini sormak olas ve aklc olacaktr. P(2) nermesini belli bir P(3) ile gerekelendirdiimizi varsayalm. rnein P(3): Londrada yaayan arkadam u an pencereye arpan damlalarn sesini duyduunu syledi; ayrca arkadam gvenilir bir insandr; ayrca pencereye arpan damlalarn sesini duymak genelde yamurun yamakta olduunun bir gstergesidir gibi bileik bir nerme olsun. Beklenebilecei gibi, yukarda anlatlan durum P(3), onu gerekelendirecek P(4) ve onu izleyecek P(5) gibi nermeler iin de ortaya kacaktr. O hlde, P(1) gibi sradan bir deneyimsel nermenin gerekelendirmesi srekli olarak bir sonraki karmsal nermeye aktarlmaktadr. Elbette bu tablo kritik bir sorunun ortaya kmasna neden olur. Verdiimiz rnekte, P(1)in en nihayetinde nasl gerekelendirilecei ve gerekelendirilmi inan niteliini nasl hakedecei net bir ekilde grlmemektedir. Geriye gitme son bulmadka gerekelendirmenin var olmas da olanaksz olacaktr. Eer P(1) nermesinin gerekelendirmesi ancak P(2)nin gerekelendirmesi ile olanaklysa, eer P(2) nermesinin gerekelendirmesi ancak P(3)nin gerekelendirmesi ile olanaklysa, ve eer bu gerekelendirmenin srekli ertelenmesi durumu devam ederse, o zaman ilk bata ele aldmz ve sradan bir deneyimsel nerme olan P(1)in gerekelendirilmi konuma gelmesi sorunlu bir hle gelir. O hlde, geriye gitme nasl son bulacaktr? Buna bal olarak, sradan bir deneyimsel nerme gerekelendirmesini veya haklln nereden alacaktr? Bilgi kuramclar GGS iin ilkesel olarak drt olas zm yolu olabileceini dnmlerdir. Bu zm seeneklerinden zellikle ncs ve drdncs youn bir ekilde irdelenmi ve ok sayda felsefeci tarafndan savunulmutur: (a) Gerekelerin sonsuza gitmesi: Olas bir zm, P(1)i gerekelendien zincirde yer alan nermelerin sonsuz sayda olacan sylemektir. Bu gre gre, P(1)i gerekelendirmekte kullanlacak her nerme iin baka nermelerin kullanlmasndan dolay, P(1)in gerekelendirmesi snrsz sayda nerme iermelidir. Her ne kadar Ernest Sosa gibi felsefeciler bu olasln ciddiye alnmas gerektiini dnm olsalar da, sonsuza gitme seenei epistemoloji literatrnde pek rabet grmemitir. Bunun en temel nedeni, sradan insanlarn bilisel snrlarnn sonsuz sayda inan sahibi olmay pratikte olanaksz klmasdr. Oysa saduyumuzun bize syledii ey, inanlarmzn nemli bir ksmnn salam gerekelere dayanyor olduudur. Yani gerekelendirme veya kantlarla destekleme insanlar iin bir ekilde olanakl olmak durumundadr. Eer bir kuram bunun olanakllk koulunu sonsuz sayda inan sahibi olmaya balarsa, biz doal olarak gerekelendirmenin olanakl oluundan deil o kuramn doruluundan phe ederiz. Bu akl yrtme, sonsuza gitme seeneinin nemli zorluklar barndrdn gstermektedir. (b) Geriye gitmesinin gerekesi olmayan inanlarda son bulmas: Bir dier olas zm, P(1)in gerekelendirmesinin geriye gitmenin en sonunda, diyelim P(274) gibi zel bir inanta son bulmasdr. P(274)i zel klan nitelik, onun baka bir nermeyi gerekelendirmeyi baarrken, kendisinin herhangi bir gerekesinin bulunmamas ve gerekesiz inan olarak sistemde yer almasdr. Tabii P(274) gibi, deneyimsel olan ve bu anlamda kesinlik tamas beklenemeyecek olan bir nermenin neden gerekelendirme veya hakllatrma ileminden muaf tutulmas gerektiini aklamak son derece zor grnmektedir. Bu zm nerisi de felsefeciler tarafndan ok fazla rabet grmemitir.
201
(c) Gerekelerin kendi aralarnda badamsal bir sistem veya a oluturmas: Bu seenee gre, P(1) gibi bir inanc veya nermeyi gerekelendiren neden, P(1)in bir nermeler kmesine ait olmas ve bu kmenin elemanlar arasnda bir karlkl gerekelendirme ve destek bantsnn bulunmasdr. Bu gr gerekelendirmenin yapsn sonlu sayda elemanlarn bir tr halka oluturmas olarak betimler. Daha karmak ekillerinde ise, gerekelendirme ilikisi yalnzca ardk elemanlar arasnda ve dorusal olarak deil, btnlkc bir tarzda gerekleir. Bu ikinci olasl basitletirilmi bir benzetmeyle aklarsak, yerde atlm tfeklerin birbirine destek vererek dik durmalarn gzmzde canlandrabiliriz. Genel olarak bakldnda, (c)nin dier seeneklere gre belli kuramsal avantajlar bulunmaktadr. te yandan, bu modelin ilk bakta dngsel bir durum yarataca ve yeni sorunlara yol aaca da dnlebilir. Gerekelendirme konusunda badamclk yaklamn benimseyen bilgi kuramclar (c)nin doru bir yaklam sunduuna inanrlar. lerleyen blmlerde bu grn bir aklamasn ve kuramsal inceliklerini sunacaz. (d) Gerekelerin geriye gitmesinin temel inanlarda son bulmas: Buna gre, P(1) gibi bir inancn veya nermenin gerekelendirmesinin olanakll, temel nitelii tayan zel birtakm bilgisel unsurlarn varlna baldr. Biz Londrada u an yamur yayor nermesini gerekelendirirken kanlmaz olarak baka bir dizi deneyimsel nermelere bavurmaktayz. Ancak bu srecin sonunda yle bir noktaya geliriz ki, ele aldmz nermenin ait olduu karmsal aktarm zincirinin epistemolojik adan durmas gerekir. Gerekelendirmenin bu son duranda bulunan inancn gerekelendirmesi nasl olacaktr? ncelemekte olduumuz (d) grne gre sorunun yant udur: Gerekelendirme zincirinin son noktasnda gerekelendirilmi bir inan bulunur; ancak bu nihai inancn gerekesi dier inanlara balanmasndan deil algsal deneyimin kendisinden kaynaklanr. Gerekelerin geriye gitmesini engellemenin tek yolu budur. Bu zm pek ok felsefeciye ekici gelse de, temel nermelerin bylesi bir gerekelendirme statsn tam olarak nasl edindikleri tartma konusudur. Gerekelendirme alannda temelcilik kuramna scak bakan felsefeciler zellikle bu konuya aklk getirmeye ve (d)yi savunmaya almlardr. Bu grn ayrntlarna da aada tekrar dneceiz. Geleneksel epistemoloji kuramlar incelendiinde, iki byk tartmann bu alana egemen olduunu grrz. Bu tartmalar, temelcilik-badamclk ve iselcilik-dsalclk akmlar arasnda gelimitir. Temelcilik ve badamclk grleri yukarda akladmz GGS erevesinde ortaya kmtr. Yukarda da ksaca belirttiimiz gibi, badamclar (c)yi desteklerken, temelciler (d)nin doru zm olduunu savlarlar. Bu tartmaya ek olarak, iselcilik ve dsalclk grleri de epistemolojide nemli bir yer tutar. ncelikle, iselcilik ve dsalclk arasndaki tartmann GGS ile ilgili olmadn vurgulayalm. Dsalcln ana fikri u ekilde ifade edilebilir: Bir zne belli bir gerekeli inanca sahipse, o inanc veya nermeyi gerekelendiren olgulara bilgisel eriiminin olmas art deildir. nemli olan, znenin inancn gerekelendiren bir olgunun gerekten var olmasdr. Gereke znenin zihinsellii veya bilgisi dnda olabilir. Bu gre dsalclk denmesinin nedeni budur. selciler ise, bir inancn veya nermenin bir zne iin gerekeli olabilmesi iin, gerekenin zne tarafndan bilinmesi, znenin zihinsel dnyasnn (veya, bazlarna gre, bilincinin) kapsam iinde olmas gerektiini ne srerler. Bu gre iselcilik denmesinin nedeni de budur. Temelcilik-ba-
GGSye ynelik zm reten baz dnrler, sorunun zmnn badam sergileyen sistemlerde yattn savlamlardr.
GGSye ynelik sunulan kayda deer bir zm, gerekelendirme zincirinin temel inanlarda son bulmas eklinde ifade edilir.
202
Epistemoloji
damclk ve iselcilik-dsalclk tartmalar farkl sorunlara iaret etseler de, aralarnda belli ilikiler ve geiimler de bulunur. rnein badamclarn nemli bir blm ayn zamanda iselci gr benimser; ayrca, ok sayda temelci dnrn dsalcl da kabul ettii grlr. Bu tartmalarn ayrntlarna ve farkl grler arasndaki ilikilerin inceliklerine aada deineceiz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
SIRA SZDE Geriye gitme sorununun epistemoloji alan iinde neden ok kritik bir sorun oluturduunu kendi kelimelerinizle aklamaya aln. Bu altrma sizi temel gerekelendirme kuramlarn anlama ynnde de hazrlayacaktr.
DNELM
TEMELCLK
DKKAT S O R U Tarihsel olarak bakldnda, temelciliin en belirgin savunucusu Descartes olmutur. Descartesn temel epistemolojik amac, anmsanaca gibi, dnya bilgimizin kesin, phe gtrmezK ve deneyimsel bilgilerimizin tmne dayanak oluturan bir temeli DK AT olup olmadn bulmaktr. Descartes bu temeli dnce hlindeyken zorunlu olarak var olmas gereken zihninde, yani kendi zihinsel varlnda bulur. Bir sonraki SIRA SZDE admda ise, zihnin zorunlu varlndan balayarak ve tmdengelimsel bir kesinlikle ilerleyerek, fiziksel dnyaya ilikin gvenilir bilginin olanakl olduunu gstermeyi hedefler. Her ne kadar Descartesn irdelemeleri felsefe tarihinde ok nemli bir yer AMALARIMIZ tutsa da, biz tartmann inceliklerini gsterebilmek iin ada zmleyici felsefeye dneceiz ve temelci dnceyi nermesel bilgi balamnda ileyen dnrlerin bu konu zerinde T A tr bir argman sunduunu anlamaya alacaz. K ne P Gerekelendirme zincirinde bir nermenin en sonunda varaca nokta veya dayanak ne olabilir? Temelci felsefecilere gre, gerekelendirilmesi gereken inan veya nerme EneZkadar uzun ve kark bir hakllatrma zinciri gerektirirse gerekTEL V YON tirsin, en nihayetinde algsal inanlara gelindiinde gerekelendirme sreci sonlanmak zorundadr. rnein Gelecek yl enflasyon oran %10u aacak gibi dorudan gzlemsel olmayan bir nermeyi gerekelendirme srecinde tahminen belli karmak N T E R N E T verileri gndeme getirmek gerekecektir. Ancak o verilerin ekonomik de gerekelendirilmesi gerektiinde, en nihayetinde varlacak nokta nk Ay gryorum, nk Byi duyuyorum gibi algsal temel nermeler olmak zorundadr. Bu adan bakldnda, temelcilii savunan felsefeciler insan bilgisinin kavramsal olarak iki farkl yapda nermelerin veya inanlarn bileiminden olutuunu dnrler. Birinci olarak, gerekelendirmesini baka nermelerle olan karmsal bantlar sayesinde kazanan nermeler vardr. Eer bir kii stanbuldayken Londrada u an yamur yayor gibi bir nermeye inanyorsa, bu inancn temel bir inan olduu sylenemez. stanbuldaki bir insann Londrada u an yamur yayor inanc karmsal gerekelendirmesi olan bir inantr veya ksaca, karmsal inan snfna girmektedir. Bu nermenin hakllatrlmas veya gerekelendirmesi ancak bir baka inanca (rnein Gvenilir bir arkadam Londrada u an yamur yadn bildirdi) veya inalar dizisine gnderme yaplarak olanakldr. Ancak bu tr inanlara ek olarak, ikinci bir inan trnden de sz etmemiz aklc grnmektedir. Londrada yaayan arkadamz eer pencereden dar bakp da yamurun yadn grr ve u an darda yamur yadn gryorum derse, o zaman bu ifadesini veya yargsn hakllatrmakta hangi inanca bavurmakta olduunu sormayz. u an darda yamur yadn gryorum szlerini dile getiren kiinin sz konusu inanc temel inan snfna girer. Bu temel inan baka inanlar nedeniyle deil, tam da o deneyimi yaamaktan dolay kazanlmtr. Pencereden bakarak darda yamur yadn syleyen bir insana
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
NTERNET
203
Bu inancnn nedeni nedir? sorusunu sormamz tuhaf olur. O kii, byk olaslkla, nk yamurun yadn gryorum demenin tesinde bir aklama sunamayacaktr. Sonu olarak, insann inan/bilgi sisteminin karmsal inanlardan ve temel inanlardan olutuunu syleyebiliriz. Temelcilii savunan dnrlere gre, her karmsal inan nnde sonunda daha dorusu, gerekelendirme zinciri sonuna kadar izlendiinde gerekesini temel inanlara dayanarak almaktadr. karmsal inanlarn nasl gerekelendirildiini anlamak zor deildir. Ancak epistemolojide tartmaya neden olan asl konu, temel inanlarn olup olmad ve eer varsa bu inanlarn gerekeli olma niteliini tam olarak nasl kazanddr. Temelci felsefecilerin bu soruya verdikleri yantlar iinde en bilinen ve ska savunulanlardan ikisini aada inceleyeceiz.
Temelciliin bir trne gre, gerekelendirmenin temelini oluturan unsurlar dorudan dnyadaki olgularn kendileridir.
204
Epistemoloji
rlmam verilerdir. Diyelim ki bir zne pencereden dar bakyor ve yamuru alglyor. Bu sre iinde, duyu organlar deiik trlerde veri toplar. Dardaki grnt belli renkler, belli hareketler ierir; kulaklar belli sesleri duyar. Bu ham veriler znede ilk bata kavramlatrlmam ve anlamlandrlmam bir farkndalk yaratrlar. Ne zaman ki bu duyu verileri temel bir inancn domasna neden olurlar (rnein Pencerenin dnda yamur yayor), o zaman temel bir inan olumu ve gerekelendirilmi demektir. Algsal temel bir inancn gerekeli olmasnn nedeni, zihinsellik iinde oluan duyu verilerinin varldr. Bu iki temelci gr imdi ksaca karlatralm. Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik grne gre, fiziksel dnyann olgular znelerde temel inanlarn olumasna neden olur. Bu nedensel iliki, temel inanlarn gerekelendirilmi olmasnn da nedenidir. Alg Verilerine Dayanan Temelcilik grne gre ise, fiziksel dnyann olgular znelerde nce duyu verilerinin oluumuna neden olur. Bu aamada, bilgisel gerekelendirme ilikisinin varlndan henz sz edemeyiz. Bilgisel gerekelendirme, duyu verilerinin temel inanlarn olumasna neden olmasyla birlikte ortaya kar. Bu durumda da, nedensel bir iliki gerekelendirmenin de nedeni olmutur. Fakat bu sefer gerekelendirmenin nedeni fiziksel dnya deil, zihnimizde istemimiz dnda oluan alg verileridir. Her iki gre gre, temel inanlar iyi gerekelendirilmitir; ancak gerekeyi salayan unsur baka bir inan deildir. Aka grlecei gibi, bu durum Geriye Gitme Sorununa da bir zm getirmektedir. Ancak bu zmn (ve genel olarak temelciliin) kuramsal dzeyde yeterli olup olmadn deerlendirmeden nce, kar gr olan badamcl incelememiz gerekiyor.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Temelcilik grnn kuramsal anlamda gl ve ekici ynlerini aklayn. Temelcilii SIRA SZDE bilgi kuramclar arasnda popler bir gr konumuna getiren nedenler sizce nelerdir? Bu soruyu temelciliin bu nitede ilediimiz trlerinden sizin setiiniz bir tanesi zeDN rinden yantlayn. E L M
BADAIMCILIK S O R U
Temelcilii kuramsal olarak ekici klan nedenlerden biri, temel inan kavramnn saduyuya uygun bir ynnn olmasdr. Pek ok bilgi kuramcs, Geriye GitDKKAT me Sorununun gerek zmnn temelcilikte yattn dnrler. Bu noktada, badamclk grne dnebiliriz. Badamcl felsefi olarak incelememiz, teSIRA SZDE melcilik grn daha iyi anlamamz da salayacaktr. Ancak badamclkla ilgilenmemizin bu noktann tesinde bir nemi ve deeri bulunmaktadr. Badamclk, epistemoloji kavramlar ve akmlar arasnda en kritik ve tartmal olanAMALARIMIZ lardan biridir. 8. nitede badamclk kuramndan nermesel doru balamnda sz etmitik. Oradaki dncelere paralel olarak bu blmde badamc gerekeK T A tartacaz. lendirme kuramn P lk olarak, 8. nitede deindiimiz nemli bir noktay anmsatalm. Tutarl olan bir inan sisteminin elemanlar birbirleriyle elimezler. Badam olan bir TELEV YON inan sistemininZelemanlar ise ieriksel olarak birbirlerini destekler ve birbirlerinin doru olma olasln ykseltirler. Badamclk, kavramsal olarak, mantksal tutarllktan daha fazlasn ierir. Bu saptamay yaptktan sonra, badamc hakllatrma kuramn T N T E R N E aka tanmlayabiliriz. Belli bir znenin sahip olduu inan sistemine S adn verelim. Snin kapsam iinde bulunan inanlardan biri N olsun. Nyi hakllatran durum ya da olgu, N inancnn S sisteminde yer alan dier inan-
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Gerekelendirme kuramlar arasnda nemli bir yer tutan V Z Y O N T E L Ebadamclk gr, temelciliin en byk rakibidir. Badamcla gre, bir inancn gerekelendirilmesi ancak onun badam zellii olan NTERNET bir sistemin paras olmasyla mmkndr.
205
larla badam ilikisi iinde olmasdr. O hlde, badamclar Geriye Gitme Sorununu znelerin inan sistemleri erevesinde kalarak zerler diyebiliriz.
Badamclara gre, Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik gr znenin gerekelendirme iindeki sorumluluunu tamamen ortadan kaldrd iin sorunludur.
206
Epistemoloji
Badamclara gre, Alg Verilerine Dayanan Temelcilik gr bir ikileme yol aar. Eer alg verileri bilisel ise, gerekelendirmeye gereksinimleri vardr; eer bilisel deillerse deneyimsel inanlar gerekelendiremezler.
zihninin iindeki unsurlara gnderme yaparak aklanmaktadr. Eer Alg Verilerine Dayanan Temelcilik gr doruysa, dardaki olgular alg srasnda zihnin iinde alg verileri olumasna neden olmakta ve alg verileri de temel inanlarn zihinde olumasna neden olmaktadr. Bunun da tesinde, alg verileri temel inanlara neden olurken ayn zamanda onlar gerekeli inan konumuna da getirmektedir. Temel inanlar gerekeli konuma gelirler nk alg verileri inanlara neden olurlar. Bu son iddia zerinde biraz dnelim. Temelcilie gre alg verileri inanlara (ister karmsal olsun, ister temel) benzeyen eyler deillerdir. Ancak alg verilerinin temel inanlarn gerekesi olduu iddia edilmektedir. Badamc bir dnr buna kar kacak ve yle bir soru yneltecektir: Alg verileri, yani henz anlamlandrlmam ham maddeler, bilisel veya nermesel ierie sahip midir, deil midir? Daha ak bir ekilde sorarsak, alg verileri dediimiz unsurlarn anlalabilecek ve bir nerme olarak ifade edilebilecek bir ierii var mdr, yok mudur? Bu soruya yant vermeye alan temelciler ciddi bir ikilemle karlar: YANIT 1. Anlamlandrlmam algsal ham maddeler bilisel ierikten yoksundur: Yukarda sorduumuz soruya hayr yant vermenin temelciler iin bir avantaj vardr. Eer anlamlandrlmam veriler bilisel ierikten yoksun ise, bu durumda alg verilerinin inanlar (ki bunlarn bilisel ierii olduunu biliyoruz) tarafndan temellendirilmesinin ve gerekelendirilmesinin sz konusu olmayaca aktr. Daha doru bir deyile, alg verilerinin inanlar tarafndan gerekelendirmeye gereksinimi yoktur. Bu durumda Geriye Gitme Sorunu zlmektedir diyebiliriz. Ancak alg verilerinin gerekelendirmeye gereksinimi olmad gibi, inanlar gerekelendiremeyecekleri de sylenebilir. Eer anlamlandrlmam ham verilerin bilisel ierikleri olmad iin gerekelendirmelerinin gerekmedii iddia ediliyorsa, benzer bir akl yrtmeyle, bu ham verilerin yine bilisel ierikleri olmad iin bilisel birimler olan inanlar zerinde gerekelendirme de yapamayacaklar eklenmelidir. Bu durumda, alg verilerinin temel (algsal) inanlar gerekelendirmesi olanaksz olacaktr. YANIT 2. Anlamlandrlmam algsal ham maddeler bilisel ierie sahiptir: imdi de temelcinin yukarda sorduumuz soruya evet yant verdiini varsayalm. Bu yantn avantaj udur: Eer algsal veriler bir ekilde bilisel ierik tayorsa, o zaman bu veriler temel algsal inanlarla ayn dzlemde olaca iin o inanlar gerekelendirebilir. Ancak bu durumda da, bu verilerin gerekelendirmesi konusu gndeme gelecektir nk, ne de olsa bu veriler bilisel ierii olan, bir ekilde anlamlandrlm unsur niteliinde olacaklardr. Eer anlamlandrlmam ham verilerin bilisel ierikleri olduu iin gerekelendirme yapabilecekleri iddia ediliyorsa, benzer bir akl yrtmeyle, bu ham verilerin yine bilisel ierikleri olduu iin gerekelendirmeye gereksinimleri de olacaktr diyebiliriz. Bu durumda da alg verilerinin temel (algsal) inanlar nihai olarak gerekelendirmesi olanaksz olacaktr nk o noktada Geriye Gitme Sorunu tekrar balayacaktr. Yukarda sunduumuz ikilem temelcilik asndan nemli bir sorun yaratmaktadr. Eer Alg Verilerine Dayanan Temelcilik gr temel inanlarn gerekelendirmesini anlamlandrlmam, kavramlatrlmam veriler yoluyla yapmay dnyorsa, bu durumda inan gibi kavramlatrlm (logos ieren) bir unsurla alg verisi gibi duyulara ait, yani kavramlatrlmam bir unsurun (logos iermeyen) nasl bir bant iine girebilecei belirsizdir. nanlar ve alg verileri farkl tr-
207
den zihinsel durumlardr. O adan, bir badamc Berkeleyin mehur dncesini tekrarlayacaktr: Bir inan yalnzca bir inanca benzeyebilir; bir inanc yalnzca bir inan hakllatrabilir. Bu dnce yolunu izlersek badamcln esas tezine ulaabiliriz: Bir inancn gerekelendirmesi ancak inanlarn a iinde gerekleebilir. Gerekelendirme sz konusu olduunda, dnyann nesnelerinin veya kavramlatrlmam duyusal unsurlarnn yalnzca var olmalar sayesinde inanlar hakl veya gerekeli klmalar olanakszdr. O hlde; badamcln, temelciliin her iki trne kar getirdii itirazn ortak bir noktas olduu sylenebilir. Nihayetinde, temelciliin bu iki nde gelen tr de dsalc bir tavr sergilemektedir. Gerek dnyann nesneleri gerekse kavramlatrlmam duyusal unsurlar znelerin inan veya bilgi dnyalarnn dnda i grmesi beklenen unsurlar veya olgulardr. Temelcilere gre, dnya veya alg verileri temel inanlarn yalnzca nedeni olmakla kalmazlar; ayn zamanda, bu nedensel iliki nedeniyle temel inanlarn gerekelendirmesini de yaparlar. Badamcla gre ise, temel inanlarn nedeni olan unsurlar, bu algsal inanlarn gerekeleri olamazlar. Nedenlerin, gerekelerin ilevlerini yerine getirmesi olanakszdr. Bu dnceleri biraz somutlatrmak iin gnlk yaamdan bir rnek zerinde dnelim. Bir znenin bir kaplumbaay grmesi durumunu ele alalm. u an nmde bir kaplumbaa var nermesi bu zne iin nasl gerekeli bir temel inan hline gelir? Yukarda incelediimiz grn bu soruya yant yledir: (a) Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik grne gre, yerde bir kaplumbaann grlmesi, bu durumu gren kiinin u an nmde bir kaplumbaa var nermesine inanmasna neden olur. Bu, yerde yuvarlanan bir tan baka bir taa arpp onun hareket etmesine neden olmas gibi fiziksel bir sretir ve znenin bilinci veya bilgisi olmadan gerekleebilir. Sz konusu inancn gerekeli hle gelmesinin nedeni de, fiziksel dnyada gerekleen nesnel bir olgudur. nancn fiziksel nedeni, onun doru olduuna inanmann gerekesidir. Gerekeli temel inanlar bylece olanakl klnr. (b) Alg Verilerine Dayanan Temelcilik grne gre, bir kaplumbaann yerde durmas, bu grntye bakan bir kiinin baz duyum paralar (rnein, belli renkler, hareketler, vb.) almasna neden olur. Bu alg verileri henz anlamlandrlmam ve nermesel hle gelmemi unsurlardr. Alg verilerinin olumas fiziksel ve fizyolojik srelerdir. Ardndan, anlamlandrlmam alg verileri, alglayan kiinin u an nmde bir kaplumbaa var nermesine inanmasna neden olur. Bu fizyolojik sre de znenin bilinci veya bilgisi olmadan gerekleebilir. Ve sz konusu inanc gerekeli hle getiren, znenin zihninde beliren ama bilincinde veya farknda olmad alg verileridir. nancn nedeni olan alg verileri, ayn zamanda znenin u an nmde bir kaplumbaa var nermesinin doruluuna inanmasnn gerekesidir. Gerekeli temel inanlar bylece olanakl klnr. (c) Badamcla gre, bir kaplumbaann yerde durmas (yani olgu) ile bu manzaray gren bir kiinin u an nmde bir kaplumbaa var nermesine inanmas (yani zihin) arasnda nedensel bir ba olduu dorudur. Sorun yaratan konu, temelciliin nedensellikten hzlca gerekelendirmeye gemesidir. Oysa, nedensellik dnyada olsa da, fiziksel dnya kendi bana inanlar gerekeli hle getiremez. Gereke, yalnzca insan ve onun bilgisi kapsamnda ortaya kabilir. O yzden, u an nmde bir kaplumbaa var gibi basit bir algsal nermenin gerekelendirmesi bile, znenin sahip olduu baka inanlarla uyum veya badam iinde olmasyla olanakldr.
208
Epistemoloji
Yukarda, temelciliin belli bir saduyusal ekicilii olduunu belirtmitik. Ancak eer badamcln tezleri doruysa, temelciliin kritik bir sorun barndrd da ne srlebilir. Bu anlamda, badamcln sav u ekilde de dile getirilebilir: Eer iki temel kuramsal seenekten biri olan temelcilik byk bir sorun barndryorsa, dier seenek olan badamclk kanlmaz olarak doru gr olarak n plana kar. Ancak badamcln da kayda deer baz sorunlar olduu aktr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Badamclk grn temelcilik karsnda cazip konuma getiren noktalarn ne olduuSIRA SZDE nu kendi kelimelerinizle ifade edin. Temelcilik, epistemolojik bir kuram olarak uzun zamandr savunulmu ve akla olduka uygun grnen bir grtr. Temelcilie rakip olarak D pek M ortaya kan ve N E Lok bilgi kuramcs tarafndan savunulan badamcln neden gl bir kuramsal perspektif oluturduunu aklamaya aln.
Badamcln Sorunlar
Badamc gre kar iki esas itiraz getirilmitir: DKKAT (1) Badam hakllatrma iin yeterli deildir: Alternatif sistemler itiraz olarak da bilinen bu akl yrtmeye gre, bir znenin sahip olduu inanlar arasnda SIRA SZDE oluan badam gerekelendirme iin yeterli deildir nk badam zellii tayan ok sayda inan sistemi oluturmak olanakldr. nsanlarn hayal gcnn rettii bir inan sistemi son derece tutarl ve hatta badaml olabilir. Byle bir AMALARIMIZ hayal sistem iinde, rnein, perilere ve hayaletlere ilikin nermeler kolayca gerekeli konuma gelebilir. Ancak bu durumda saduyuya aykr bir yn var gibi grnmektedir. Bir Pinancn gerekelendirmesinin kstas herhangi bir inan sistemi K T A iinde dier inanlarla iyi badam iinde olmas olamaz. (2) Badam hakllatrma iin gerekli deildir: Bu itiraza genel olarak d dnyadanTkopuklukNitiraz ad da verilebilir. Yukarda verdiimiz (1) numaral itiELEVZYO raz, badamn oluma durumunda bile gerekelendirmenin olmayabileceini ifade eder. D dnyadan kopukluk itiraz ise, gerekelendirme iin badamn gerekli bile olmadn ne srer. Gerekelendirme kavram deneyimsel bir inanNT RNET cn doruluuEile ilgilidir. Bir nermenin veya inancn doruluu ise gereklik iinde ne olduuyla ilgilidir, inanlarn oluturduu bir sistemle deil. Oysa, badamcln kuramsal tanm iinde, gerekelendirme srelerini dnyada olup bitenlerle ilikilendirmeye ynelik herhangi bir ifade bulunmamaktadr. Aktr ki, bizim gerekelendirme iin bavurduumuz yer ounlukla dier inanlar deil olgularn kendisidir. Elimde tuttuum domates krmz renklidir gibi bir inanc desteklemek (veya dorulamak) iin yaplmas gereken, zihnin iindeki dier inanlarn bu nermeyle ne kadar uyutuunu kontrol etmek deil, sadece elde duran domatese bakmaktr. Bu anlamda, inanlar-aras badamn gerekelendirme iin gerekli olmad durumlar bulunmaktadr.
S O R U
HerD K K A Ttemelcilik ne kadar gr badamclar tarafndan yeterince eletirilmi olsa da, SIRA SZDE badamcln gerekelendirmeyi bir sistem iinde tanmlamaya almas, bu grn AMALARIMIZ nesnel dnyayla balant konusunda sorunlar yaayabileceini dndrmtr. K T A P
TELEVZYON
NTERNET
209
dnelim. Sz konusu nesnenin rengine ilikin bir yargda bulunurken evremizdeki aydnlatmann bizi yanltmayacak durumda olduunu varsayarz. Aydnlatmann yetersizliinin farkndaysak, o koullarda oluan algsal inanlarn tam olarak gerekelendirilemeyeceini kabul ederiz. Dahas, eer koma hlinde iken Elimde tuttuum domates krmz renklidir inancna sahip olmusak, o inancn doruluu konusunda ok srarc olmayz. Baka bir deyile, yaln gzlemsel bir inancn gerekelendirmesini bile sadece o inan zerinde younlaarak yapamayz. Gerekelendirmenin olmas iin, benim grsel alg asndan gvenilir ve kendi bilisel yeterliliimin bilincinde olmam gerekmektedir. Bu saptamalar elbette badamcln karlat byk sorunlar zmek asndan yeterli olmayabilir. Ancak, temel bir inancn gerekelendirmesinin yalnzca o inanc balayan bir durum olduunu dnmenin yanl olabileceini gstermektedir. imdi yukarda anlan iki itiraza dnelim. Badamcl savunan dnrlerin ou bu sorunlarn farknda olup, zmler retmeye ynelik giriimlerde bulunmulardr. Badam hakllatrma iin yeterli deildir veya Badamclk, uuk ve uyduruk sistemlerin gerekelendirmesinin yolunu aar itirazna yant olarak, badamc felsefeciler arasnda gereki bir ontolojiyi savunanlar, iinde yaadmz dnyada insanlarn sahip olduu badam sistemlerinin kolay kolay rastgele inan sistemlerini gerekelendirmeyeceini ne srmlerdir. Bunun nedeni, badamclara gre, varlk alannn veya gerekliin bizim zerimizde baz snrlar uygulamasdr. Yani, badamc bir gr savunmak, gerekelendirmeyi keyfletirmek anlamna gelmez. Nihayetinde, badamc sistemler iinde algsal inanlar da vardr ve bunlarn gerekelendirmesi znel sreler deillerdir. rnein, bir inan sistemi iinde eer nsanlar hi nefes almadan hafta yaayabilirler gibi tuhaf bir inan ortaya karsa, varlk alannn bu inancn aksini gsterecei sylenebilir. O yzden badamclk grnden insanlarn uydurabilecei her sistem gerekeli konuma gelir gibi bir sonu karamayz. kinci itiraz olan Badam gerekelendirme iin gerekli deildir dncesi de benzer bir noktadan hareket etmektedir ve bu itiraza da badamclar nceki paragrafta belirttiimiz trden bir yant verebilirler. Lawrence BonJour gibi badamclar, algsal inanlarmzn gerekelendirme srelerinde dardan baz verilerin geldiini reddetmemektedirler. Badam olan sistemler dnyaya kapal yaplar deillerdir. BonJoura gre, gerekelendirme sz konusu olduunda, bir inan sisteminin u kurala uymas gerekir: Sistem, bilen znenin evresi ile etkileimi sonucu oluacak gzlemsel inanlara kapal olmamaldr. BonJour bu ek koula gzlem art adn verir. Her ne kadar gzlem art badamcln en kritik sorunlarndan birine zm getiriyor gibi grnse de, bu zmn ne yazk ki felsefi bir bedeli bulunmaktadr. Gzlem art, grnd kadaryla, belli birtakm inanlara ayrcalkl veya zel epistemolojik stat tanyarak temelciliin en merkezcil tezine katlr grnmektedir. Bu nemli itiraza bir badamc nasl yant verebilir? Olas bir yant, gerekelendirmeyi dngsel (yani, tek boyutlu) olarak deil, btncl bir tarzda tasarlamak olabilir. Daha nce de belirttiimiz gibi, badamc gerekelendirme bir halka olarak deil atlm tfeklerin birbirlerine destek vermesi gibi daha karmak bir yapda dnlebilir. Badamclar gzlem art gibi bir koulu kullansalar da, bu onlarn algsal inanlarn gerekelendirmesini sistem dnda halletmeyi kabul ettikleri anlamna gelmez. Bylece, gzlemsel veya algsal inanlarn gerekelendirmesi balamnda gzlem art gibi bir koulu benimsemek temelcilie teslim olmak anlamna gelmeyecektir. Bu yantn veya savunmann ne kadar kabul edilir olduu elbette tartmaya aktr.
210
Epistemoloji
Bu nitede, gerekelendirme konusunda retilen en nemli tartmann derinliklerini anlamaya ve deerlendirmeye altk. Gerekelendirme konusunda epistemolojide yakn zamanda ortaya kan gelimelere ise son nitede deineceiz.
211
zet
A M A
Geriye gitme veya gerekenin gerekesi kavramlarn aklayabilmek. Bilginin kavramsal unsurlarndan birisi olan gereke konusunda farkl kuramlar ne srlmtr. Bu kuramlarn en nde gelenlerinin ortak bir noktas, geriye gitme veya gerekenin gerekesi sorununa ynelik bir zm getirmeye almalardr. Epistemoloji literatrnde ok tartlan bu sorunu ksaca aklayalm. Belli bir deneyimsel inancn veya nermenin gerekeli konuma gelmesi kendiliinden gerekleemez. O nermenin baka nermelerce gerekelendirilmesi veya desteklenmesi gerekir. rnein yllk enflasyon konusunda sahip olduumuz bir inan, eer gerekeli bir inan olacaksa, gerekesini baka bilgisel unsurlardan almak zorundadr. Ancak, bir inanc gerekelendiren baka bir inancn veya nermenin kendisinin de gerekeli olmas gerekir (Aksi hlde, ilk bataki inancn gerekeli olduunu sylemek olanaksz hle gelir). Ve bu sorun her yeni gereke iin tekrar dile getirilebilir. Bunun sonucunda, nereye gittii belli olmayan bir gerekelendirme zinciri oluur. Ortaya kan bu soruna epistemolojide geriye gitme veya gerekenin gerekesi sorunu ad verilir. Geriye gitme sorununun zm iin temel olarak drt yol nerilmitir. Bu neriler u ekilde ifade edilebilir: (1) Gerekelerin geriye gitmesi gerekelendirilmemi inanlarda son bulabilir. (2) Gerekelendirme zinciri sonsuza dek uzanr. (3) Gerekelerin geriye gitmesi temel inanlarda son bulur. (4) Gerekeler kendi aralarnda bir a veya sistem oluturur. Bu seenekler arasnda zellikle (3) ve (4) derinlemesine incelenmi ve tartlmtr. nde gelen gerekelendirme kuramlarndan birisi olan temelcilik grn aklayabilmek. Temelcilik gr, geriye gitme sorununa verilen en nemli yantlardan birisidir. zlmesi gereken sorun udur: Gerekelendirme zincirindeki inanlarn nihai dayana nedir? Temelci felsefeciler bu sorunun yantn temel inanlarda bulurlar. nanlarmzn ou baka inanlar tarafndan gerekelendirilir. Ancak baz inanlar hem gerekelendirme zincirinin son noktasnda
yer alrlar hem de kendilerinin gerekelendirilmeleri iin baka inanlara gereksinim duymazlar. Bu temel inanlar, algsal sreler kapsamnda oluan inanlardr. Peki, temel inanlarn gerekeleri nereden kaynaklanr? Bu soruya genellikle iki tr yant verilmitir. Birinci olarak, dnya iindeki fiziksel olgularn temel inanlar gerekelendirdii dnlebilir. Byle bir durumda, inanca sahip znenin gerekelendirme srelerine veya bunlarn gvenilir olduuna dair bir fikrinin olmasna gerek yoktur. Gerekelendiren unsur, znenin dndadr. O yzden, bu gr olduka dsalc bir grnm arz eder. kinci olarak da, kavramlatrlmam alg verilerinin gerekelendirmeye neden olduu sylenebilir. Zihinde beliren alg verileri gerekelendirmeyi olanakl klar ancak bunlar inan gibi bilisel bir unsur olmadklar iin kendilerinin gerekelendirilmesi gerekli (veya mmkn) deildir. Her iki durumda da, gerekelendirme zincirinin sona erdirildii ve bilgisel gerekelendirmenin aklc bir ekilde akland iddia edilebilir. Gerekelendirme kuramlar arasnda nemli bir yer tutan badamclk grn aklayabilmek. Badamclk gr de, geriye gitme sorununa verilen nemli bir yant olarak anlalmaldr. Ancak bu grn bir dier nemli yn, geleneksel bir felsefi perspektif olan temelcilie ciddi bir itiraz sunmasdr. Bu gr u ekilde tanmlayabiliriz: Belli bir znenin sahip olduu inan sistemi kapsamndaki inanlardan biri A inanc olsun. Badamcla gre, Ay hakllatran durum ya da olgu, A inancnn o znenin inan sisteminde yer alan dier inanlarla badam ilikisi iinde olmasdr. Bu anlamda, badamclar geriye gitme sorununu insanlarn inan sistemi veya bilinci dnda kalan nesnel unsurlara gnderme yaparak deil, nermesel unsurlarn oluturduu sistem iinde aklamaya alrlar. Badamclara gre, temelciliin yukarda akladmz iki tr de hataldr. Birincisi, olgulara dayanan temelcilik, znelerin epistemolojik sorumluluklarn tamamen yok ederek gerekelendirme ilevini mekanik bir oluuma d-
A M A
A M A
212
Epistemoloji
ntrme eilimindedirler. kincisi, alg verilerine dayanan temelcilik, bu verilerin tam olarak ne yapda olduuna ilikin bir ikileme yol aar. Eer temel inanlar gerekelendiren alg verileri anlamlandrlmam, nermesel olmayan basit yaplarsa, bunlarn nermesel yapda olan temel inanlar nasl gerekelendirdii belli deildir. Eer inanlar gerekelendiren alg verileri anlamlandrlm, nermesel unsurlarsa, bunlar da gerekelendirmeye ihtiya duyaca iin gerekelendirme zinciri tekrar harekete geecektir. ki durumda da, temelciliin bir sorun yaayaca kesindir. Temelcilik ve badamclk grlerinin kuramsal olarak gl ve zayf ynlerini tartabilmek. Badamc grn temelciliin kuramsal sorunlarn baaryla gsterdii dnlebilir. Ancak bu durum, badamcln sorunsuz olduunu gstermez. Badamcln en ok itiraza neden olan taraf, gerekelendirmenin nesnel dnya ile ilgisinin olmas gerektii ynndeki sezgilere ters dyor grnmesidir. Badamcla gre, gerekelendirmeyi salayan ey nermesel (veya, basite dersek, dilsel) unsurlardan arnm varlk ya da zihin paralar olamaz. Ancak bu durumda, gerekelendirmeye temel oluturan sistemin rastgele olma veya oluma riski olduu sylenemez mi? Diyelim ki, bir insann inan sistemi iyi dzeyde badam sergilemesine ramen, olduka uuk bir ierie sahip durumdadr. Bu kiinin inanlarnn gerekelendirilmi olduunu neden dnelim? Bir inan sisteminin badamsal olmas, o sistemin bilgisel anlamda dnyaya salam balarla bal olduunu veya dnyay temsil ettiini neden gstersin? Bu nemli kar k karsnda badamc felsefeciler kuramlarn glendirmeye ve badamcln aslnda neden rastgele sistemlere yol amayacan aklamaya almlardr. Kesin olan durum, hem temelciliin hem de badamcln gl olduu kadar sorunlu veya tartmaya ak ynler de barndrddr.
A M A
213
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi bilgisel bir gereke deildir? a. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk belli bir K kant Rnin doru olma olasln artrmaktadr. b. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk nn yaad toplumda R bilimsel olarak desteklenmektedir. c. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk R nermesine inanmann nn yaam kalitesini artrma olasl yksektir. d. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk nn Rye inanmamas iin bilgisel bir neden bulunmamaktadr. e. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk R nermesi nn inand deneyimsel nermelerle tutarllk iindedir. 2. Aadakilerden hangisi Geriye Gitme Sorununu en doru ekilde ifade eder? a. Bir A nermesini gerekelendiren B nermesinin kendisi de gerekelendirilmi olmaldr; bu durum gerekelendirme zincirinin ilk olarak nasl balad sorununu gndeme getirir. b. Bir A nermesini gerekelendiren B nermesinin kendisi de gerekelendirilmi olmaldr; bu durum balam olan bir gerekelendirme zincirinin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. c. Bir zne belli bir A nermesine inanyorsa, bu nermeye inandna da inanmaldr; bu durum bilgisel zincirinin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. d. Bir znenin inand A nermesi doruysa, znenin Aya inanmakta olduu nermesi de doru olmaldr; bu durum bilgisel zincirin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. e. Bir A nermesi B tarafndan gerekelendiriliyorsa, B de A tarafndan gerekelendirilmelidir; bu durum balam olan bir gerekelendirme zincirinin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. 3. Aadakilerden hangisi temelcilik gr iin doru deildir? a. Temelcilik, nde gelen bir gerekelendirme kuramdr. b. Temelcilik, geriye gitme zincirinin nihayetinde durmas gerektiini savlar. c. Temelcilik grn savunanlar gerekelendirme kuramlarn badam kavram zerine kurmazlar. d. Temelcilik grn savunanlar, gerekelendirmenin nihayetinde temel baz unsurlara dayanmas gerektiini dnrler. e. Temelci dnrlere gre gerekelendirme zinciri gerekelendirilmemi inanlarda durmak zorundadr. 4. Aadakilerden hangisi badam kavramna en yakn olan kavramdr? a. Bileim b. Aklclk c. Karlk d. Tutarllk e. Pratik 5. Aadakilerden hangisi Geriye Gitme Sorununun zmlerinden birisi deildir? a. Gerekelerin kendi aralarnda bir a oluturmas b. Gerekelerin geriye gitmesinin temel inanlarda son bulmas c. Gerekelerin geriye gitmesinin gerekelendirilmemi inanlarda son bulmas d. Gerekelerin geriye gitmesinin mantksal nermelerde son bulmas e. Gerekelendirme zincirinin sonlanmadan devam etmesi 6. Epistemolojide dsalclk gr aadaki nermelerden hangisini savunur? a. Gerekelendirme znenin bilgisi veya bilinci dnda gerekleebilir. b. Gereke ve doru birbirini dlayan kavramlardr. c. Gereke ve kant birbirini dlayan kavramlardr. d. Gerekelendirme fiziksel olgular kapsamnda gerekleemez. e. Gerekelendirme insann alg sistemi dnda gerekleemez.
214
Epistemoloji
7. Temelcilie gre, gerekelendirmenin iki olas temeli aadakilerden hangisidir? a. Gerekesiz inanlar ve alg verileri b. Gerekesiz inanlar ve badamsal bir sistem c. Fiziksel olgular ve doru nermeler d. Fiziksel olgular ve alg verileri e. Gerekesiz inanlar ve doru nermeler 8. Badamcln Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik grne ynelttii temel bir eletiri nedir? a. Bu gr, gerekelendirme balamnda, znelerin bilgisel durumlar yerine fiziksel olgulara dayandndan dolay, znenin sre iindeki roln tamamen ortadan kaldrr. b. Bu gr, gerekelendirme balamnda, fiziksel olgularn nesnellik statsnn hakkn vermekten uzaktr. c. Bu gr, gerekelendirmenin zne tarafna daha ok arlk vermesinden dolay, yanltc bir epistemolojik tablo sunmaktadr. d. Bu gr, gerekelendirmenin badam ynne daha ok arlk vermesinden dolay, yanltc bir epistemolojik tablo sunmaktadr. e. Bu gr, gerekelendirme balamnda, nesnel unsurlar yerine znelerin bilgisel durumlarna dayandndan dolay, olgularn sre iindeki roln tamamen ortadan kaldrr.
9. Badamcln Alg Verilerine Dayanan Temelcilik grne ynelttii temel bir eletiri nedir? a. Temel oluturacak alg verileri eer bilisel ierie sahipse uygun bir gerekelendirme salayamazlar; eer bilisel ierikten yoksunlarsa, o zaman kendilerinin de gerekelendirilmeleri gerekir. b. Temel oluturacak alg verileri eer bilisel ierie sahipse kendilerinin de gerekelendirilmeleri gerekir; eer bilisel ierikten yoksunlarsa, o zaman inanlar iin gerekelendirme salayamazlar. c. Temel oluturacak alg verileri eer bilisel ierie sahip deilse, kendilerinin de gerekelendirilmeleri gerekir; eer bilisel ierie sahiplerse, o zaman inanlar iin gerekelendirme salayamazlar. d. Temel oluturacak alg verileri bilisel ierie sahip olmadklar iin, bu gr sonunda badamcla yakn hle gelir. e. Temel oluturacak alg verileri bilisel ierie sahip olduklar iin, bu gr sonunda gerekelendirilmi nermelerin ayn zamanda doru olmalar gerektiini savlama noktasna gelir. 10. Badamcln yzletii en byk kuramsal sorunlardan birisi nedir? a. Badam sergileyen bir inan sistemi nihayetinde bilgisel bir temele sahip olmak zorunda olduundan dolay, badamclk epistemolojik anlamda rakibi olan temelciliin iddialarn benimsemek durumunda kalr. b. Badam sergileyen bir inan sistemi nihayetinde doru deneyimsel nermeler iereceinden dolay, badamclk epistemolojik anlamda rakibi olan temelciliin iddialarn benimsemek durumunda kalr. c. Gerekelendirme iin badam yeterli deildir; badam salayan bir inan sistemi dier badaml bilgi sistemleriyle olan ban yitirebilir. d. Gerekelendirme iin badam yeterli deildir; badam salayan bir inan sistemi nesnel dnyayla olan bilgisel ban yitirebilir. e. Gerekelendirme iin badam yeterli deildir; badam salayan bir inan sistemi gerekelendirilmemi inanlarla olan bilgisel ban yitirebilir.
215
Okuma Paras
Temelci Bilgi Kuramnn Eletirisi Descartesla balayan Spinoza, Locke, Berkeley, Hume ve Kantla devam eden temelci bilgi anlayna ilk ciddi eletiri Hegel tarafndan yaplr. Hegel, bilginin duraan ve tarafsz bir temele sahip olmadn, bilginin de tinin almnda ortaya kan kullanmda olan bir sreci kapsadn ne srmektedir. Bilgi temelcilerin dedii gibi, karmza alp her eyden soyutladmz bir varlk alan deildir. Bilginin kaynan ve kapsamn bir temel inanla snrlandramayz. Bilgi, edilgen bir nesne gibi ele alnamaz. Hegele gre, bilgi, insan etkinliinde ele alnp incelenmesi gereken bir srete ortaya kar. nk temelci bilgi kuramclar yapay bir ayrmla bilgi ve bilgi nesnesini ayrmlardr. Bilen ve bilinen ayrm, zne ve nesne ayrmna dayanmaktadr. Bylece temelci anlay zneyi etkin bir varlk olmaktan kartarak, her eyden soyutlanm bir nesne durumuna sokmutur. Bu ise zneyi edilgen varlk haline getirir. Temelci olmayan bir gr savunan Hegele gre, znenin bilgisi, etkinliinden ayr olarak ortaya konulamaz. rnein, yzmeyi, suya girmeden renmek gibi. Temelci bilgi kuramclar iin, bilgi iin yine bilgiyi temele almak zorunludur. Bir eyi bilmeden nce bilme yapsn bilmek temelci bir anlaytr. Bir eyi kullanmadan nce onun ne olduunu bilmeye almak, elikidir. Hegele gre, bilgi ancak kullanm srasnda aklanabilecek bir durumdur. Temelci kuramn ilkelerini eletirmek de olanakldr. Her eyin temeline konulan inancn kendi kendine kant olmas, kendini hakllandran, rtlemeyen ve bamsz olduu inanc birbiriyle ayn olmayan ltler zerinde temellenmektedir. Kendi kendine kant olanla rtlemeyen ayn eyler deildir. rtlemeyen, henz yanlnn kantlanmas yaplamayan ya da yeterince kant bulunamayan demektir. Kendi-kendine kant olmakszn da bin inan kendini hakllandran bir inan olabilir. Kendini hakllandran veya hakllandrmayan inanlar, genelde pheden veya yanltan yola karak gsterilmektedir. Fakat bunlar zaten problem olan durumlardr. Temel inanc, btn bilgi yapmz oluturan olarak dnmek yanltr. Baka durumlarda ayn eyi ne srebilir. rnein, znel alglarn yanllanmas olanakl deildir. Bu nedenle bir znel yargnn kantlanmaya veya temellendirmeye ihtiyac yoktur. Temelci kuram, znel inanlar merulatrma arac olabilir. Temelci kuramn tanmlad kendi kendine kant ve kendini hakllandrma ltleri matematik ve mantktan alnmaktadr. x=x ve 2+2=4 gibi nermelerden kalkarak temelci kuramn temele koyduu olanakl inanlara ok az yardm olabilir. Matematik ve mantn tmden gelimsel akl yrtmeleri rnek alarak, bilginin temelindeki ak, seik, kendi kendine kant inanlar bulmak o kadar da kolay deildir. Dier bir glk de, temel inantan temel inanlardan kartlan baml inanlara geitir. nk temelci bilgi kuramclar, temeldeki en ak ve seik bilgi bulunduktan sonra, bu bilgi zerine dier bilgilerimizi koyabiliriz iddiasn tamaktadrlar. Bu karn nasl olaca tam belirgin deildir. Acaba bu kar tmden gelimsel midir? rnein, u anda bir sandalye zerinde oturuyorum. iddias belki kantlanmaya gerek kalmadan kabul edilebilir gzkse de, ar kukucularn bu durumun niin bir ryann paras olmad iddiasn da cevaplayamaz. Eer karm eklimiz tmden gelimsel deilse, tmevarmsal ya da pheci olabilir. Bu durum ise, rtlemezlik ltn ortadan kaldrr. nk her iki akl yrtmede ek kantlara ve rneklere gereksinme duyar. Kaynak: A. Kadir en. (2001). Bilgi Felsefesi. Bursa: Asa Kitabevi, s. 94-96.
216
Epistemoloji
2. b
3. e
4. d
5. d
6. a
7. d
8. a
9. b
10. d
217
11
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Etik ilkelerin bilinmesi konusundaki temel tartmalar ve sorunlar kavrayacak, Estetik yarglarn ve sanatn bilgiyle olan ilgisi konusundaki farkl grleri renecek, Tanrnn varlnn bilinmesi konusunda retilen fikirleri anlayacaksnz.
Anahtar Kavramlar
Bilisel deer Grecelik Etik ve bilgi Sanat ve bilgi Tanr ve bilgi Tanrnn varlnn ispatlar
indekiler
GR ETK LKELER BLGNN NESNES MDR? ESTETK YARGILARIN VE SANATIN BLGYLE BR LGS VAR MIDIR? TANRI KONUSUNDA BLGLENME SORUNSALI
Epistemoloji
GR
Bilginin kaynaklar konusunu ilerken temel bir soruyu gndeme getirmitik: nsann sahip olduu bilginin tek kayna be duyu mudur? Pek ok dnrn kabul ettii gibi, be duyu (veya algsal mekanizmalarmz) dnya bilgimizin en temel kaynan oluturur. nite 6da incelediimiz usuluk grn savunan felsefeciler ise, bundan farkl olarak, a priori bilginin nemini ve yapc gcn n plana karmlar, deneyimcilerin algy esas alan epistemolojik yaklamlarn sert bir ekilde eletirmilerdir. Genel olarak dersek, deneyimcilerle usular felsefe tarihi boyunca kar karya getiren konunun aslnda belli bir tr bilgi olduunu sylemek yanl olmaz. Bu bilgi tr, ounlukla, iinde bulunduumuz fiziksel dnyaya ilikin olaan bilgidir. Daha ak bir deyile, epistemoloji alannda alan uzmanlar genellikle nesnel gerekliin bilgisinin veya algladmz dnyann bilinmesinin felsefi gizemini zmeye almlardr. Bu durumu, rnein, phecilik ve bilginin zmlemesi konular erevesinde kolayca gzlemleyebiliriz. pheci dnrlerin ou alglar yoluyla kazanlan deneyimsel bilginin gvenilirliini sorgulamtr. Bilginin zmlemesi konusunda alan felsefeciler de arlkl olarak deneyimsel bilginin kavramsal bileenlerini ortaya karmaya almtr. Her ne kadar sradan deneyimsel bilginin nemi tartlmayacak kadar bykse de, bilgi kavramnn ilintilendirilebilecei tek trn algsal bilgi veya nesnel
220
Epistemoloji
dnyann bilgisi olmad aktr. Bu nitede, dorudan algladmz dnyaya ilikin bilgiden daha karmak yapda olan ve yantlar pek ok insanda merak uyandran bilgi tipinden sz edeceiz. Bunlar etik, estetik ve dinsel bilgi trleridir. Bu yolla, hem epistemolojinin dier nemli felsefe alanlarndan bazlaryla olan ilikisini irdeleyeceiz, hem de bu kitapta imdiye dek sradan bilgiye ilikin sunduumuz zmleme ve akl yrtmelerin grece olarak biraz arka planda kalan nemli bilme eidine nasl uygulanabileceini sergileyeceiz.
Pek ok kii, sradan algnn ve doal bilimlerin bize nesnel bilgi saladn dnr. Yuvarlak bir taa bakarak tan eklinin yuvarlak olduu fikrine ulaan bir znenin durumunu dnelim. pheci senaryolar saymazsak, bu kiinin bir bilgi sahibi olduu son derece aktr. Bunun temel bir nedeni, znenin zihninde oluan fikrin veya inancn materyal dnyada bir karlnn olmasdr. u an baktm tan ekli yuvarlaktr gibi bir inancn kayna olan yuvarlak tan, tm gzlemcilerden bamsz olarak fiziksel evrende nesnel varln srdren ve gzlemciler yok olsa bile varln srdrecek olan bir nesne olduu dnlr. Denebilir ki, ele aldmz bu rnekte gerek anlamda bilgi sahibi olunduunu iddia etmemizin esas nedeni bu ontolojik durumdur. te yandan, bu fikri 9. nitede grdmz deyimlerle ifade edersek yle diyebiliriz: Eer u an baktm tan ekli yuvarlaktr inanc doru ve gerekeli ise (ve, zmlemenin yapsna gre, gerekli dier epistemolojik artlar da salanyorsa), bu inan bilgidir. Elbette, deneyimsel bilgiye ek olarak, aritmetiin ve geometrinin salad bilginin de nesnel ve gvenilir olduunu dnrz. Peki, etik nermeler konusunda da benzer bir durumu dile getirebilir miyiz? Canllara gereksiz yere ac ektirmek yanltr gibi bir etik ilkeyi dnelim. ncelikle varlk sorunsal asndan bakarsak, bu ilkenin ontolojik stats nedir? (nsanlar var olmasa da nesnel etik ilkeler geerli olur muydu? Etik ilkeler bizim icat ettiimiz eyler midir, yoksa kefettiimiz normlar mdr?) Ve epistemolojik adan dnrsek, bu evrensel ilkeyi biz nasl bilebiliriz? (Etik doru gibi soyut bir eyin nesnel bilgisi nasl olanakldr?) Etik-bilgi ilikisine dair bu kritik ve ilgin sorularn derinliklerine girmeden nce, etik kavramndan ne anladmz ak hale getirelim.
221
1. Moralite veya ahlak, belli bir toplumdaki bireyler tarafndan ho grlen, uygun bulunan ve kabul edilen eylem kalplarna ve bu tr balamlarda insanlarn yapt iyi-kt nitelemelerine ilikindir. (rnek: Ailesinin geimine zarar verecek dzeyde kumarbaz olan bir adamn mahallesinde ahlaksz olarak nitelenmesi gibi.) 2. Etik kavram, deerler balamnda dorulara ve ilkelere ilikin kullanlr. (rnek: Hipokrat yeminine uymayarak, baka bir milletten olduu iin yaral bir hastay tedavi etmeyen bir doktorun etik olarak yetersiz ve kusurlu olmas gibi.) Pek ok felsefeci, rnein, etik kavramn bireylerin ve toplumlarn sahip olduu ahlak (moralite) zerine dnme veya irdeleme olarak tanmlar. Etik iin zaman zaman ahlak felsefesi deyiminin kullanlmasnn nedeni budur. Bunu biraz amak iin yle bir rnek verebiliriz: inde bulunduu toplumun standartlarna gre ahlak sahibi kabul edilebilecek bir insan, yaamna yn veren ahlak ilkelerini hi sorgulamyorsa, onun kafasndan etik sorularn gemedii sylenebilir. Genel olarak ve zetleyerek dersek, ahlakn kiilere veya toplumlara (yani znellie veya zneler-aras alana) ait bir konu olduu, etiin ise grece olarak daha genel (ve hatta nesnel) bir boyut ierdii felsefeciler tarafndan dnlmtr. Elbette burada aktardmz tanmlarn genellemeler olduunu, bu konularda tam bir dilsel veya kavramsal uzlama olmadn tekrar belirtmeliyiz. Bu blmde biz epistemoloji-etik ilikisi balamnda bir tartma sunacaz.
222
Epistemoloji
unu sylemesi veya adaletsizliin yanl olduunu hissetmemiz bu fikre rnek verilebilir. Felsefe tarihinde baz dnrler tarafndan savunulan bu grn ayrntlarna burada girmeyeceiz. Bu gre getirilebilecek bir eletiri; evrensel bir boyut tad dnlen ve bilisel nitelie sahip olduu varsaylan etik ilkelerin, bilisellii tartmaya ak olan hisler yoluyla nasl bulunabileceinin ilk bakta ak olmamasdr. Daha nemlisi, sezgilerin ve benzeri i duyumlarn her zaman en gvenilir bilgi kayna olmad ve zaman zaman bizi ciddi biimde yanltabildii de not edilebilecek bir noktadr. b. Etik ilkelerin bilgisini din araclyla ediniriz: Baz dnrler etik ilkelerinin asl kaynann din olduunu savlamlardr. Eer bu doruysa, dinin retilerini bilmek veya yalnzca dindar olmak etik anlamda bilgilenmenin yolunu amaktadr. Dnce zinciri (semvi dinler iin) u ekildedir: Dinin kayna, her eyi yaratm olan ve bilgisi snrsz olan Tanrdr. Dindar insanlar inanlar nedeniyle Tanrnn buyruklarna uygun bir yaam srerler. Bylece, dindar insanlarn evrensel boyutta geerli olan etik dorularn bilgisine mutlak bir kesinlikle erimeleri olanakl hale gelir. Burada tartlabilecek bir konu, dinin ya da dinsel unsurlarn olmad bir durumda etiin olup olamayacadr. Dindar olmayan bir toplum veya dindar olmayan bir kii; merhamet, adalet, sorumluluk, gibi nemli konularda insanln genelde benimsedii belli etik ilkeleri bilinli bir ekilde seerek ve gerekeli olarak inanarak (ve belki de bilerek), etik temeli olan bir yaam kurabilir mi? Eer bunun yant hayr ise, etik ilkelerin tek kaynann din olduu savunulabilir. Aksi takdirde, etiin kaynann veya en azndan tek kaynann din olmad dnlebilir. Felsefe tarihinde pek ok dnr etik dorular ile dini ok yakn bir ekilde ilikilendirmi ve bunlardan birincisini ikinciden karmlardr. Immanuel Kant gibi felsefeciler ise, kendileri btnyle dindar olmalarna karn, etik dorulara din araclyla ulald dncesini reddetmilerdir. Kantn etik konusundaki fikirlerini aada aklayacaz. c. Etik ilkelerin bilgisini alglar araclyla ediniriz: Yuvarlak bir taa bakarak u an baktm tan ekli yuvarlaktr inancn dile getiren bir gzlemcinin bilgi sahibi olduu aktr. Fiziksel dnyay alglayarak doru ve nesnel bilgi ediniriz. Peki, alg (daha dorusu, yalnzca alg) araclyla, kendileri normatif nermeler olan etik ilkeleri bilmek olanakl mdr? nsanlara merhamet gstermek dorudur veya Ac ektirmek yanltr gibi normatif nermeleri dnelim. lk bakta, sradan algnn ya da algsal deneyimin bize bu ilkelerin bilgisini verebileceini dnebiliriz. rnein, beden zerinde gerekletirilen baz ilemler insanlarn ac ekmesine neden olur ve ac insanlarn arzu etmedii bir eydir. Bu noktalarn fazlaca tartmaya ak bir taraf yoktur. Peki, bu deneyimsel bilgilerden hareketle, ac ektirmenin veya acya izin vermenin etik olarak yanl olduunu karabilir miyiz? Tahmin edilebilecei gibi, burada ortaya kacak en temel sorun, gzlemsel nermelerle etik ilkeler arasnda kavramsal veya karmsal bir kopukluk olmasdr. Alglarmz veya algsal deneyimlerimiz bize u bilgileri verebilir: A kiisi B kiisine Y eylemini yapmaktadr. B kiisi Yden dolay ac ekiyor gibi grnmektedir. nsanlarn ounluu gibi, B de ac ekmeyi arzu etmemektedir. Bunlarn hepsi fiziksel dnyaya ilikin alg yoluyla bilinebilecek unsurlardr. Ancak normatif nitelikteki genel etik yarglar bu tr nermelerden karmak olduka zor grnmektedir. Biraz basitletirerek zetlersek, nesnelere ve olgulara ilikin gzlem yapabiliriz, fakat bu olgularla bantl olan etik ilkelerin doru veya yanll g-
223
rebileceimiz veya gzlemleyebileceimiz eyler deillerdir. Eer bu doruysa, ilk bata dnebileceimizin tersine, sradan algsal deneyimin tek bana bize bu ilkelerin bilgisini verebileceini veya bu ilkelerin bilgisinin sradan algsal deneyimden kabileceini sylememiz yanl olur. d. Etik ilkelerin bilgisini akl araclyla ediniriz: Ele aldmz konuyla ilgilenen pek ok dnr etik ilkelerin bilgisine akl yoluyla eriebileceimizi dnmtr. zellikle Aydnlanma a dnrleri ve felsefi olarak onlar izleyenlerde egemen olan bir kan, akln evrensel bir yeti olduudur. nsanlara merhamet gstermek dorudur, Ac ektirmek yanltr veya nsan gcn kt niyetlerle kullanmamal gibi temel ilkeler akl olan her yetikin insann bulabilecei normlardr. Bu grn tarihteki nl felsefeciler arasnda yaygn kabul grdn ve en gzde yaklamlardan biri olduunu rahatlkla syleyebiliriz. Etik ilkelerin bilgisini akl araclyla edindiimiz iddias felsefede ok yaygn olarak karmza kt iin, bunu izleyen blmde Kantn bu yndeki nl etik grn zetleyeceiz. Ardndan, evrensel etik normlarnn bilinmesi konusundaki eletirel grleri inceleyeceiz.
Usu bir dnr olan Kant, etik bilginin kazanlmasn akln kullanmyla ilintilendirmitir.
224
Epistemoloji
duu bir ekmei hi tanmad (yani kan ba olmayan) bir baka a insanla paylamay zgr iradesini kullanarak tercih etme kapasitesine sahiptir. Bu rnekte, sz konusu kii doal gereksinimlerinin ve isteklerinin ynnde hareket etmektense, bilinli ve zgr bir ekilde arzularn snrlandrma karar vermektedir. Byle bir irade, elbette, yalnzca akl olan bir varlkta bulunabilecek bir yeti ya da niteliktir. Dahas, Kant asndan, insanlar balayan ve akla seslenen en yksek etik ilkeler zamana ve duruma bal deil, evrensel ve zorunlu normlardr. Kant bu ilkelere zorunlu buyruk veya koulsuz buyruk (ngilizcesiyle categorical imperative) adn verir. Koulsuz buyruklar, yaammzda geerli olan dier tr buyruklardan veya normlardan farkldrlar. rnein, eer bir insan Franszca renmek istiyorsa, kurslar ve dersler yoluyla o dil zerine almaldr. Bu koullu bir buyruktur nk belli bir sonuca veya hedefe ynelik olarak ifade edilmitir. Koulsuz bir buyruk ise en yksek etik normu ifade eder ve evrensel olarak herkesi ve her eylem durumunu kapsar. Kantn dile getirdii en mehur koulsuz buyruk ana fikri itibaryla u ekildedir: Yalnzca evrensel bir kanun olmasn isteyebilecein etik kurallara uygun eylemlerde bulun. rnein, yalan syleyerek bir insan zor bir durumdan karabileceimizi, hatta hayatn kurtarabileceimizi dnelim. Byle bir durumda doru eylem tarz nedir? Kant kendimize u soruyu sormamz ister: Yalan sylemenin evrensel bir norm olmasn arzu eder miydik? Bunun yant elbette hayrdr. O halde, sonucu ne olursa olsun, yalan sylememiz etik olarak yanltr. zetlersek, Kant evrensel etik ilkelerin bilgisinin olanakl olduunu ve her insann akl araclyla bu normlar kavrayabileceini savunmaktadr. Kantn kuramnn en arpc ynleri; etik seimlerimiz ve eylemlerimiz sz konusu olduunda Kantn yarar, kar, avantaj gibi kavramlar tamamen konuyla ilgisiz bulmas, en genel etik yasalarn tikel durumlardan ve insanlarn eylemlerinin sonularndan bamsz olarak ilediine inanmas ve insann etik seimlerinde evrensel bir sorumluluk veya dev duygusuyla hareket etmesi gerektiini dnmesidir. Bu anlamda, Kantn etik kuram, etik anlamda iyi ve ktnn belirlenmesinde akln evrensel ileyiinin deil sonu ve yarar kavramnn belirleyici olduunu savunan yararc dnrlerin gryle taban tabanna zt bir konumda bulunmaktadr.
Yukarda incelediimiz Kant rneinden sonra, imdi insan akln ve evrensel normlar n plana karan ve felsefe tarihinde nemli bir yeri olan bu ve benzeri yaklamlara getirilebilecek eletirilerden ksaca bahsedelim. Evrensel geerlilii olan etik bilginin olanakll konusunda genel olarak iki nemli itiraz dile getirilmitir. 1. Grecelik itiraz: nsan aklnn en genel etik ilkeleri kavrayabilecei dncesinin karlaabilecei ok nemli bir zorluk, sz konusu ilkelerin varsaylan evrensellii ve, buna karn, onlar kavrayacak akln aslnda kltrel olarak snrl olduu gereiyle ilgilidir. Grecelik itirazna temel oluturan akl yrtme, olduka sradan bir gzlem ile balar: nsan topluluklarnn kabul ettii ve doru olarak ald ilkeler zamana ve mekna bal olarak byk deiimler gsterebilmektedir. Bir rnek vermek gerekirse, u anda dnyada neredeyse evrensel olarak benimsenen Klelik etik olarak yanltr nermesi eski alarda geerli deildi. Buna paralel bir durum, bizim u anda sahip olduumuz etik ilkeler iin
225
de geerli olabilir. Belki gelecekte insanlar amzn etik normlarndan bazlarn son derece ilkel ve kabul edilemez bulacaklardr. Doal olarak, bu durum evrensel anlamda doru olan etik bilgiye eriimin olana konusunda ciddi bir soru iareti yaratr. Baka bir rnek verirsek, pek ok ada dnre gre Batl insann Modern zamanlarda doayla olan ilikisi (yani doann esas olarak faydal bir hammadde deposu olarak alglanmas) ile Amerikann ya da Avustralyann yerli halklarnn doayla olan ruhsal ba arasndaki byk yapsal veya ontolojik farktan dolay, evre konusunda birbiriyle olduka uyumsuz iki etik perspektif ortaya kmtr. Bu tezi destekleyen ve greceliin neden aklc olduunu ortaya koyan rnekleri oaltmak olanakldr. Durum byle iken, insan aklnn saf bir kuramsallkta alarak evrensel etik ilkeleri bulabileceini nasl iddia edebiliriz? Belli bir etik ilkeler kmesinin bize doru ve evrensel geldii phesizdir. Ama bundan hareketle o ilkelerin evrensel doruluunu savlamak ve o tarzda dnmeyenlerin yanldn ilan etmek hakllatrlmas zor bir iddia gibi grnmektedir. 2. Bilisel olmama itiraz: kinci olarak, zellikle 20. yzyln ilk yarsnda bilimsel bir dnya grn ve mantksal atomcu bir metafizii (baka bir deyile olguculuu) savunan dnrler tarafndan ak bir ekilde dile getirilmi bir itiraz inceleyeceiz. Pozitivist olarak da nitelenen bu felsefecilere gre, etik ierikli ifadeler bilisel ierie sahip deildir. Etik yarg ieren bir cmle o cmleyi dile getiren kiinin duygularn, eilimlerini ve tercihlerini aktarr; ancak etik yarglar bilisel veya bilgisel ierikten yoksundur. O yzden de etik ierii olan cmleleri bilmek sz konusu olamaz. Bu gr, aka grlecei gibi, yukarda aktardmz grecelik itirazndan daha radikal bir fikir ortaya koymaktadr. Grecelii savunan dnrler, etik nermelerin ve etik dorularn olduunu ancak bunlarn yere ve zamana grece olduunu, evrensel bir etik ilkeler kmesi olmadn ne srerler. Bilisellik konusunu gndeme getirenler ise, etik cmlelerin doru veya yanl olamayacan ve etiin bilginin nesnesi olmadn savunurlar. Bu itiraz yapan dnrlerin belli bir ontolojik-epistemolojik yaklam benimsediklerini burada vurgulamalyz. Kitabn 8. nitesinde doruluk kuramlarn sergilerken, dorunun karlk kuramn tartmtk. Bu kurama gre, dorunun ortaya kabilmesi iin zihin veya inan gibi znel unsurlarla nesne veya gereklik gibi nesnel unsurlarn birbirine uymas ya da karlk gelmesi gerekir. Pozitivistler genellikle bu nesnel unsurlarn olgular olduunu ileri srmlerdir. rnein, gzlemledii bir tan eklinin yuvarlak olduunu syleyen bir znenin inancn bilgi klan neden, dnyada yle bir olgunun olmasdr. Ancak, pozitivistlere gre, etik olgularn varlndan bahsedilemez. Fiziksel olgular, doadaki nesneleri ve nesnel nitelikleri kapsarlar. Ancak Yalan sylemek yanltr gibi bir ilke nesnelerle veya nesnelerin nitelikleriyle ilgili olamaz. Daha akas, ahlaka veya etie ilikin ifadelerin karlk gelecei olgular yoktur. Bu anlamda, etik cmleler doru veya yanl deildir ve bilginin konusu olduklar savunulamaz. Bu gre gre, Yalan sylemek yanltr gibi normatif bir ifadeyi aslnda u ekilde dile getirebilirdik: X bir yalandr ve bu benim onayladm bir ey deildir. Pozitivistlerin bu balamda neyi iddia ettiini iyi anlamamz gerekiyor. Onlarn sylemeye alt, etik veya estetik nitelikteki yarglarn nemsiz veya ilevsiz olduu deildir. Bu dnrler yalnzca bu tr ifadelerin znel tercihleri yansttn ve nesnel dnyaya dair bilgi tamadn sylemektedirler. A. J. Ayer gibi pozitivistler ahlaki normlarn ve etik yarglarn bazlarnn dierlerinden daha kabul edilebilir olduunu kabul etmilerdir. Ancak, burada sz konusu olan hakllatrma-
226
Epistemoloji
nn epistemolojik deil, ancak psikolojik veya sosyolojik bir boyutta gerekleebileceini dnmlerdir. 20. yzyln ilk yarsnda zmleyici felsefede olduka popler bir akm olarak kabul gren Pozitivizm, daha sonralar zamanla ekiciliini byk oranda yitirmitir. Etik ilkelerin nesnel statsnn tam olarak ne olduu ve grecelik sorununun nasl zlebilecei gnmzde halen youn olarak tartlan felsefi sorunlardan birini oluturmaktadr. Bir sonraki blmde, yukarda sergilediimiz tartmalarla belli paralellikler tayan estetik bilgi konusundan sz edeceiz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Grecelik, felsefenin farkl alanlarnda karmza kabilen ok nemli ve ilgin bir grSIRA SZDE tr. Bu grn karlaabilecei olas bir kuramsal zorluu etik balamnda dile getirmeye aln.
DNELM
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
227
ve son olarak da nesnelerin taklitleri ve tasvirleri) felsefe tarihinde iyi bilinen ve ok da tartlm bir olgudur. Platona gre, rnein, bir aacn resminin yaplmas o aacn ideas veya z ile hibir ekilde ilgilenilmeden gerekletirilebilir. Oysa, anmsanaca gibi, Platon iin bilgi (episteme) temel olarak somut veya soyut kavramlarn ne olduklarnn bilgisidir. Elbette, bu tr bir bilgi yalnzca felsefi olarak alan akl tarafndan bulunabilir. Platonun metafiziine gre, idealar var olmalar iin deiken dnyann nesnelerine bal deillerdir. te yandan, doadaki nesneler ontolojik olarak idealara baldr, fakat kendilerini tasvir eden sanat eserlerine (rnek: bir nesnenin karakalem izimi) bal deillerdir. Ontolojik olarak son srada yer alan sanatsal rnler ise, varlklar iin fiziksel nesnelere baldrlar. O halde, sanatsal rnler (yani taklitler) hem ontolojik olarak varlk alannn en alt dzeyini igal ederler hem de epistemolojik adan en zayf anlamda ve dk dzeyde bilgi ierirler. Basite dersek, sanatsal rnlerin temel olarak bilgisel bir deeri yoktur. Platonun sanatsal rnlere yaklamnn, zsel olarak, ada dnrlerden bazlar tarafndan da paylaldn syleyebiliriz. Sanat konusunda ortaya kan bu felsefi tabloyu ksaca irdelememizde yarar var. Biz, rnein, nitelikli bir roman okuduumuzda bilgilenir miyiz? Geleneksel epistemoloji asndan bakldnda bunun yantnn hayr olmas gerekir nk romanlar imgelerin ve tasarmn bir sonucudur; dnyada olup bitenleri yanstmazlar. Eer bilgi ok temel bir anlamda nermesel doru kavramna balysa, bir romann bir tarih kitabndan, gerek anlarn aktarld bir yapttan ya da yaanm olaylara sadk kalan bir belgeselden farkl olarak bilgilendirici olmas beklenemez. Pozitivistlerin deyimini kullanrsak, romanlarn bilisel deeri yoktur; yalnzca duygusal, kiisel, toplumsal, politik ve benzeri alardan deerli olduklar sylenebilir. Daha genel bir iddia u ekilde dile getirilebilir: X irkindir veya Y Zden daha gzeldir trnden estetik ierikli yarglar, ayn etik ierikli cmlelerde olduu gibi, olgulara karlk gelmezler, bilisel ierik tamazlar.
Geleneksel grler, estetik ierikli nermelerin bilgi tayabilecei dncesine genelde scak bakmamlardr.
228
Epistemoloji
Turgut ile Selim de gerekten yaamadklar iin romann nesnel, deneyimsel dnyaya ilikin doru bilgi tamad aktr. Fakat bu yaklamn, aslnda romann tamakta olabilecei baka bilgi trlerini glgeledii de sylenebilir. rnein, Tutunamayanlar kitabndaki yky zmseyen bir insann, bu eser sayesinde yaamn trajik ve hznl ynlerine ilikin ok arpc bir deneyim edindii, bu deneyimin ardndan iinde barnd dnyaya ve kendisine dair aslnda derin bir ekilde bilgilendii, hatta yaama ynelik yorum zemininin farkllat ve belki de zenginletii sylenebilir. Sonu olarak, sz konusu kitabn okuyucusunun aslnda yalnzca kurgusal bir eseri okuyup bir kenara koymad; bunun tesinde, poetik (iirsel) ve etik anlamlarda bireysel varln nemli lde etkileyecek bir zihinsel dnm yaad da belirtilebilir. Bu rnekte, okurun zihinsel veya bilisel bir kazanmnn olduunu sylemek son derece yerindedir. Ayn akl yrtmeyi srdrrsek, bu kazanmn veya bilgilenmenin olduka byk bir nem tadn, fakat bu zihinsel veya yaamsal kazanmn (bilgilenmenin) geleneksel epistemolojinin betimledii deneyimsel bilgiden farkl yapda olduunu ve bu eitliliin olaan karlanmas gerektiini savlamak da olas grnmektedir. Aristotelesin kuramlarndan ve fikirlerinden esinlenen bir gelenek, tragedyalarda sergilenen ve insann iine ileyen durumlarn aslnda ok nemli bir amaca hizmet ettii dncesini vurgular. Bu ama, insanlarn (rnein tiyatroda) trajik durumlar izlerken yaadklar duygusal cokunluk ve nihayetindeki isel boalma hallerinin onlar etik olarak dntrmesi ve doru etik ilkeleri kavrama ve benimseme konusunda yardmc olmasdr. Eer bu doruysa, tiyatro ve roman gibi sanatsal eserlerin ve ilevlerin insanlarn duygusal ynlerine seslendii saptamas, olduka yetersiz ve eksik bir tanmlama olarak karmza kmaktadr. Daha doru bir betimleme, imgelemin ve duygulanmn gcnn belli bir renmeyi ve bilgilenmeyi beraberinde getirdii eklinde olacaktr. Epistemolojinin zellikle deneyimci kanadnda alan felsefeciler insann imgelem (hayl) gcn fazlaca irdelememiler ve insan zihnini edilgen bir ortam olarak varsaymlardr. Usu felsefeciler ise, bilgi kuramlarn aklarken zihnin etken ve oluturucu yapsna vurgu yapmlar ve deneyimcilerin grn bu noktada eksik bulmulardr. Bununla birlikte, epistemolojinin hem deneyimci hem de usu kanadnda kuram reten dnrlerin ortaklatklar temel sorunsal, genel olarak bakldnda, verili (ve zihinsel dnyas iine kapanm) olan bir zne ile znenin dnda var olan nesneler dnyasnn arasndaki kprnn kurulmasyla ilgilidir. Daha ak dersek, Kartezyen gelenekten etkilenen bilgi kuramclar ounlukla varl sbit olan zne ile varl sbit olan nesnenin bilgisel ilikisi zerine younlamlardr. Buna karn, tarihsel olarak bakarsak, zellikle Romantizm akmnn edebi ve felsefi erevesinin iinde yer alan yazarlarn vurgulad bir nokta, hem insana hem de onun dnyasna farkl alardan yaklalabilecei ve imgelemin devingen gcnn insan ve dnyay nemli bir biimde dntrebilecei olmutur. Bu balamda zellikle belirtilen bir konu, dinamik ve yaratc bir yeti olarak imgelemin itici gcnn nasl ufuk ac olduu ve yeni anlama trlerini nasl olanakl klddr. Geleneksel epistemolojiye egemen olan nesne-zne ilikisinin kurgulanmas ynnde ortaya konan abalarn felsefi alternatifinin ne olduu bu noktada merak edilebilir. Bu sorunun bir yant, felsefede 19. yzyldan itibaren n plana kan yorumsama (hermeneutic) geleneinde bulunmaktadr. ok ksaca belirtmek gerekirse, zellikle Alman felsefe geleneinde gelitirildii hliyle, yorumsamac dnrler kuramsal abalarnn temeline zne-nesne ikilemini ve bilgi sorunsaln
229
deil, anlamann gerekletii dnyasal zemini veya ufku almlardr. Epistemoloji ve metafizik alanlarnda gerekletirilen almalar nesnenin kendisini veya zihnin iini irdelemeye alrken, yorumsamac felsefeciler en genel anlamyla insan deneyimi ve yaam dnyamz zerine younlamlardr. Bu dnrler asndan genel anlamyla insan deneyimi kavram tahmin edilebilecei gibi insan yaamnn yalnzca bilgisel (algsal ve ussal) ynn deil, etik, estetik, poetik, dinsel, ve politik boyutlarn da anlama ilevinin iine sokmaktadr. Bilgi kuramclar normalde toplumsallk ve tarihsellik gibi balamsal unsurlar bir kenara ayrp, kuramsal veya saf akl yoluyla bilginin zmlemesini yapmaya alrken; yorumsama gelenei kapsamnda yazan dnrler insann her zaman verili olan bir tarihsel/balamsal zeminden yola karak dnebildiini vurgulamlar ve anlamann asla bolukta ya da saf bir kuramsal zeminde gerekleemeyeceinin altn izmilerdir. zetlersek, epistemolojik adan geleneksel bir baka sahip olan bir bilgi kuramcs asndan insann estetik boyutunun veya sanatsal ilevlerin bir bilgi tamas olanakl grnmezken, deneyim kavramna daha farkl zeminlerden bakan dnrler bu boyutun anlama, bilgilenme ve bireysel dnm asndan neminin yadsnamayacan savlamlardr. Bu blmde dile getirdiimiz baz itirazlar ve geleneksel epistemolojiye kar gelitirilen perspektiflerin ardnda yatan baz gerekeleri son nitede daha ayrntl olarak tartacaz. Bu blmde epistemolojik tartmalarda ok sk gndeme gelmeyen bir konuyu, bilgi-anSIRA SZDE lama ilikisini gndeme getirdik. Genel bir felsefi perspektiften bakarak bu konuda kendi fikirlerinizi retmeye aln.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
230
Epistemoloji
nn u an bakmakta olduu ta yuvarlaktr nermesi, doruluu deneysel olarak kolayca snanabilecek bir nermedir. imdi yukardaki (A) ve (B) nermelerini (C) ve (D) ile karlatralm: (C) znesi, Tanrnn var olduuna inanmaktadr. (D) znesi, Tanrnn var olduunu bilmektedir. (C) trnden cmleler toplumda ska ifade edilen ve kiinin inancn dile getiren nermelerdir. (D) nermesinin ise (C)den olduka farkl bir iddia ierii bulunmaktadr. (D) nermesi, bir iddia olarak ortaya konulabilmesi iin, Tanr vardr nermesinin gerekten doru olmasn gerektirmektedir. Burada ortaya kan temel epistemolojik sorun da tam olarak bunun bilinebilmesi ile ilgilidir. Bir nceki paragraftaki rneimize dnersek, (B) nermesi ile (D) nermesi arasnda nemli bir farkn bulunduu grlecektir. (B)nin doruluu (yani, nn u an bakmakta olduu tan yuvarlak olmas durumu) alglar normal alan her insann deneyimsel bilgisine ilkece aktr. (D) nermesinin ise byle bir yaps olmad bellidir. Baka bir adan ifade edersek, her ne kadar (C) tamamen anlalr ve sorunsuz bir iddia tasa da, bilisel olarak snrlanm varlklarn (C)den (D)ye bilgisel geii nasl yapabilecei son derece belirsizdir. Bu durum, Tanr vardr gibi nermeler asndan epistemolojik bir sorun yaratr. Bu kar ka verilebilecek en nemli felsefi yant, Tanr vardr nermesinin doruluunun basite deneyimsel veya algsal olarak deil, aklsal olarak ve mantksal dnce zincirlerini izleyerek gsterilebilecei ynndedir. Felsefe tarihinde, tanrnn varln mantksal yntemlerle gstermeye alan ve kesinlik iddiasyla gelen iki nemli ispat bulunmaktadr. Epistemolojik adan da byk nem tayan ve tartmalara neden olan bu iki kant veya akl yrtmeyi aada ksaca zetleyeceiz.
1. Aziz Anselmin Ontolojik Kant: Bu ispat bir tanmlama ile balar: Tanr tanm gerei sfatlar veya nitelikleri eksiksiz olandr. Eer bir kii Tanrya ilikin belli sfatlardan yoksundur gibi bir iddiada bulunursa, normalde o kiinin semvi dinlerde inanlan Tanrdan bahsetmediini dnrz. imdi yle bir dnce deneyi yapalm. Zihnimizde Tanr kavramn veya dncesini oluturalm. Bu noktada herhangi byk bir iddiada bulunmuyor, yalnzca zihnimizin iinde bir fikir veya kavram uyandryoruz. Bu kavramn nemli bir paras, elbette, eksiksiz veya tm sfatlara ve niteliklere sahip olmaktr. Peki, Tanrnn var olmak gibi bir sfata sahip olmamas mmkn mdr? Eer zihnimizde oluturduumuz Tanr kavramnn her nitelii olsayd ancak var olma nitelii olmasayd (ki bu eksik Tanrya X diyelim), o zaman kafamzda daha stn bir Tanrnn (bu Tanrya da X+1 diyelim) kavramn oluturabilirdik. Kurgulayabildiimiz bu daha stn Tanr veya varlk ayn X gibi olup, ondan fazla olarak varlk sfatn da tard. Ama bunu dediimiz anda ilk bataki admmzla elimi oluruz. Biz, en bata, zihnimizde Tanr kavramn oluturduumuzu iddia etmitik ve bu kavramn her sfata sahip olmay ierdiini tanm gerei kabul etmitik. Eer, kafamzda oluan Tanr dncesi varlk sfatn iermezse (yani, X olursa), o durumda, her zaman ondan daha stn olan bir X+1i dnmek olanakl olurdu. Elbette bu da Tanrnn kabul edilen tanm (sfatlar eksiksiz olan) asndan eliik bir durum yaratr. O halde, eer elikiye dmek istemiyorsak, Tanr dncesi veya kavram zihnimizde olutuunda bu dncenin bir unsurunun da var olma olduunu kabul etmemiz gerekir. Yani, Tanr yalnzca dnce veya kavram iinde deil, gerekte de var olmak zorundadr. Sonu olarak, Tanr vardr.
231
Bu ispata getirilen en nemli itiraz udur: Eer bu geerli bir ispat ise, bu yntemi kullanarak gerek olamayacak pek ok eyin varln ispatlamak olanakl hle gelir. Diyelim ben zihnimde mkemmel (yani, sfatlar eksiksiz) bir ada dncesi oluturuyorum. Eer bu zihinsel ilevi baaryla gerekletirebilmisem, o zihnimde canlandrdm adann gerekten bir yerlerde var olmas gerekir; aksi halde, bataki eksiksiz ada varsaymmla eliirim. O halde, eksiksiz ada gerekten vardr. Ancak bu akl yrtmenin sonucunun kabul edilir olmad ve bizi garip bir noktaya gtrd aktr. Bu itiraza yant veren ve Anselmin ispatn savunan dnrler ise, orijinal ispatn ada ispat ve benzerlerinden farkl bir yaps olduunu savunmulardr. 2. Aziz Aquinasn Kozmolojik Kant: Her ne kadar Aquinas birden fazla ispat sunmu olsa da, biz burada felsefeci olmayanlar arasnda da iyi bilinen tek bir argman inceleyeceiz. Bu kant nedensellik konusunda sradan bir gzleme dayanr ve karmsal bir yaps vardr: (i) Baz eyler hareket eder; (ii) Bir eyin hareketinin nedeni her zaman kendisi dnda bir eydir; (iii) Hareket konusunda nedensellik zinciri sonsuza dek uzanamaz; (iv) SONU: Baka bir eyin hareket ettirmedii bir ilk hareket ettirici var olmak zorundadr. Birinci ncl olan (i) evrendeki cisimlerin hareket halinde olduu saptamasn yapar. Bir sonraki ncl bize, eer fiziksel bir cisim hareket ediyorsa hareket nedeninin kendisi dnda bir ey olduunu syler. (iii) numaral ncl bu zincirin sonsuza kadar gitmesinin akla uygun olmadn kaydeder. Bunlardan kan sonu, tm hareketin kkeninde bir ilk hareket ettiricinin (Tanrnn) olmasnn gerektiidir. Aquinasn akl yrtmesi u ekilde daha iyi anlalabilir. Diyelim ki, A fiziksel nesnesi hareket ediyor. Ann harekete balama nedeni Ann kendisi olamayacana gre, hareketin aklamas ancak Ann hareketine neden olan B gibi baka bir nesne ile yaplabilir. Ancak ayn soru Bnin hareketi iin de geerli olaca iin, onun hareketini de C gibi baka bir nesneye gnderme yaparak aklayabiliriz. Bu zincirin bir yerde durmas gerekir, aksi halde incelemekte olduumuz nesnenin (Ann) hareketini aklayamadan brakm oluruz. Zinciri durduran unsur ise, hareketi kendi balatan ve dier tm hareketlere neden olan bir ey olmak zorundadr; aksi halde nedensel geriye gitme tekrar balayacaktr. Ancak bu ilk hareket ettiricinin doadaki herhangi bir nesne olamayaca aktr. O halde, bu ilk neden Tanrdr. Bu ispata getirilebilecek ilk eletiri, (ii) numaral ncln doruluunun a priori bir ekilde ortaya konulamayacak olmasdr. rnein, atom-alt evrende bulunan baz paracklarn ortaya kma ekli fiziksel varlk alanna ilikin eski bilimsel varsaymlarn (zellikle de nedenselliin egemen olduu mekanik evren grnn) sorgulanmasna neden olmutur. Ve eer ispattaki ncllerden birinin sorunlu olduu saptanrsa, doal olarak, ispatn tm sorgulanmaya ak hale gelecektir. spata yneltilebilecek ikinci bir eletiri ise u olabilir: Yukarda A, B, C gibi simgelerle akladmz nedensellik zinciri doa iinde gereklemektedir (rnein, bir tan baka bir taa arparak hareket ettirmesi). Ancak bu geriye giden zincirin durak noktas olan ilk hareket ettirici (Tanr) doa iinde bir varlk deildir. Doann tamamen iinde gerekleen bir nedensellik zincirinin doann tamamen
Aquinasn kant, nedensellik zincirinin en banda neyin olduu konusunu gndeme getirir.
232
Epistemoloji
dnda olan Tanr tarafndan balatlmas aklanmas gereken bir durum yaratmaktadr. Bu konuda da felsefeciler arasnda tartmalar devam etmektedir. Tanrnn varln gsterme hedefine ynelen her argman mantksal ispat niteliinde olmak zorunda deildir. rnein, evrenin karmak yapsnn tasarmc bir Tanrnn varln gerektirdiini savlayan argmanlar saduyuya seslenmeyi hedefler. Benzer ekilde, nl matematiki Blaise Pascaln Tanrnn varlna inanmann inanmamaktan daha kazanl ve faydal olaca ynndeki argman pragmatik eler tar.
DNELM S O R U
SIRA SZDE Aziz Aquinasn Kozmolojik kant ok tartlm bir akl yrtme ierir. Tanrnn varln kantlamaya ynelik olarak ne srlen bu ilgin dnce zincirine ilikin kendi felsefi deerlendirmenizi oluturmaya aln.
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
233
zet
A M A
Etik ilkelerin bilinmesi konusundaki temel tartmalar ve sorunlar kavrayabilmek. Alglarn ve doal bilimlerin bize nesnel bilgi verdiini dnrz. Bu son derece aklc bir dncedir nk algsal ve bilimsel bilginin yneldii nesnelerin ya da olgularn bulunduu yer, pek ok felsefecinin zerinde uzlat gibi, zihinden bamsz gerekliktir. Oysa, etik nermelerin ieriklerinin doru veya yanl olma nedeni fiziksel olgular olamaz. Bu durum, etik nermelerin bilgi ierip iermedikleri ya da bilgiyi nasl ierdikleri konusunda bir soru iareti dourur. Eer etik nermeler bilgi ieriyorsa, bu bilginin kaynann, rnein, alglardan ziyade akl olmas beklenebilir. Her ne kadar tarihte ok sayda felsefeci bu gr savunmu olsa da, insan aklnn evrensel ilkeleri gerekten bilebilecei tezi kkten bir ekilde sorgulanmtr. Pozitivistler, etik ierikli cmlelerin bilisel niteliklerinin olmadn ne srmlerdir. Grecelii savunan dnrler ise, insan aklnn evrensel ilkelere ulaabilecei ynndeki ussalc tezin baz nemli sorunlarn gndeme getirmilerdir. Estetik yarglarn ve sanatn bilgiyle olan ilgisi konusundaki farkl grleri renebilmek. Etik bilginin olana tartmalarna paralel bir ekilde, estetik ierikli cmlelerin (veya sanatsal eserlerin) bilgisel ieriklerinin olup olmad konusu da felsefecileri olduka dndrm bir konudur. Platondan balayarak pek ok felsefeci, sanatn ya da sanatsal rnlerin bilgi ieriklerinin olamayacan savlamtr. rnein 20. yzyln pozitivist dnrleri, estetik ierikli yarglarn belli bir deer ve nem tadn ancak bu deerin bilisel olmadn iddia etmilerdir. Bu geleneksel gre getirilebilecek bir eletiri, sz konusu yaklamn bilgi kavramn olduka dar ve kstl bir anlamda alddr. Nesne-zne arasndaki bilisel badan ziyade anlama kavramyla ilgilenen felsefi yaklamlar ise, estetik yarglarn ve sanatsal almalarn insanlarn yaamsal ufuklarn dntrme gcne dikkat ekmilerdir. Bu yaklam tarzn benimseyen dnrlerin zerinde durduu bir konu, sanatn ve sanatsal rnlerin insanda neden olduu dnmlerin bilgilenme ve renme kavramlar erevesinde kritik bir rol stlenebileceidir.
A M A
Tanrnn varlnn bilinmesi konusunda retilen fikirleri anlayabilmek. Felsefe tarihinin nemli baz dnrleri Tanrnn varlnn aklc yntemlerle gsterilebileceini iddia etmilerdir. Eer bu doruysa, insanlar iin yalnzca Tanrnn varlna inanmak deil, Onun varln bilmek de olanakldr. Bu amala sunulan kantlardan zellikle Aziz Anselmin ontolojik kant ve Aziz Aquinasn kozmolojik kant kuramsal adan her zaman ilgin bulunmu ve derinlemesine tartlmtr. Ontolojik kantn dayand temel fikir, Tanr kavramndan varlk kavramnn atlmas durumunda eliik bir noktaya varlacadr. Aquinasn kozmolojik kant ise fiziksel evrende devinimin (hareketin) olabilmesi iin tm hareketi balatan bir ilk balatcnn olmas gerektii dncesini esas alr. Pratik yaamn olgularna ve deneyimlerine vurgu yapan akl yrtmelerden farkl olarak, bu iki kant mantksal bir dnce zinciri izleyerek Tanrnn gerekten olmas gerektiini gstermeye alr.
AM A
234
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi etik balamnda oluturulmu bir cmledir? a. Sigara imenin tm kapal alanlarda yasaklanmas gerekir. b. Yal adam olunun ahlaksz bir yaama srklendiini dnyordu. c. Bir kiinin kadn olduu iin i bavurusunun reddedilmesini yanl buluyorum. d. Gnlk yaamn stresi iinde bazen moral bozukluu hissetmemiz normaldir. e. Yazar son kitabnda esas olarak moral deerlerin k konusunu ilemektedir. 2. Etik ilkeler konusundaki tartmalarn zellikle epistemoloji alann ilgilendiren yn aadakilerden hangisidir? a. Etik ilkelerin bir toplumda ortaya kma srelerinin saptanmas sorunu b. Etik ilkelerin metafizik alt yapsnn bilinmesi sorunu c. Etik ilkelerin farkl kltrlerde ald biimlerin aratrlmas d. Benimsediimiz etik ilkelerin evrensel dzeyde doru olduunun bilinmesi sorunu e. Benimsediimiz etik ilkelerin, ahlaki deerleri nasl etkilediinin bilinmesi sorunu 3. Etik ilkelerin bilgisinin alg yoluyla edinildiini savunan grn karlat nemli bir kuramsal zorluk aadakilerden hangisidir? a. Alg yoluyla bilinebilecek nermelerden etik nermeleri tretmek zor grnmektedir. b. Alg yoluyla bilinebilecek nermelerin fiziksel olgularla olan ilikisini aklamak zor grnmektedir. c. Etik nermelerin hangilerinin a priori bilgi ierdiini saptamak zor grnmektedir. d. Algsal anlamda kesinlik ieren nermeleri etik nermelerden tretmek zor grnmektedir. e. Etik nermelerin sezgisel bilgi ierip iermediini saptamak zor grnmektedir. 4. Kanta gre, a ocuunu beslemek iin ekmek alan bir babann eyleminin etik deerlendirmesi bize hangi sonucu verir? a. Akln kullanm yoluyla, bir babann ocuunu a brakmamakla ykml olduu kavranabilir; o yzden babann eylemi etik olarak dorudur. b. Akln kullanm yoluyla, yaama hakknn evrensel olduu kavranabilir; o yzden babann eylemi etik olarak dorudur. c. Babann eylemi temel bir etik adan doru olsa da, pratik nedenlerden dolay yanltr. d. Aklc varlklar olarak, babann eyleminin olumsuz toplumsal sonular douracan kavranabiliriz; o yzden babann eylemi etik olarak yanltr. e. Aklc varlklar olarak, almann evrensel bir norm olmasn istemezdik; o yzden babann eylemi etik olarak yanltr. 5. Evrensel etik normlar akl yoluyla bilebileceimiz iddiasna getirilebilecek temel bir itiraz aadakilerden hangisidir? a. Bu gr, etik ilkelerin duyular araclyla gelen fizyolojik uyarmlarla olan ilikisini gz ard etmektedir. b. Bu gr, insan aklnn evresel ve tarihsel koullarca belirlendii gereini gz ard etmektedir. c. Bu gr, insan aklnn balamsal ynlerini gereinden fazla vurgulamaktadr. d. Bu gr, insan aklnn mantksal yapsn gz ard etmektedir. e. Bu gr, etik ilkelerin bilisel ierie sahip olduu gereini gz ard etmektedir. 6. Estetik yarglar ve estetik alannn kuramsal ilevi konularnda aadakilerden hangisi yanltr? a. Estetik yarglarn gzel ve ycelmi kavramlarn ilgilendiren bir yn vardr. b. Estetik yarglarn duygular ve zevkleri ilgilendiren bir yn vardr. c. Epistemolojiyi ilgilendiren bir soru, estetik yarglarn bize bilgi verip vermediidir. d. Estetik alan esas olarak gzel kavramyla ilgili yarglarn duyu verilerinden nasl tretildiini inceler. e. Estetik alannda sunulan irdelemeler alglarmzn yapsnn zmlemesini iermez.
235
7. Pozitivist bir bak asnn estetik yarglara ilikin getirebilecei en temel eletirilerden biri aadakilerden hangisidir? a. Pozitivist bak farkl bilgilenme ve anlama kiplerini gz ard etmektedir. b. Pozitivist bak bilisel deer kavramn gz ard etmektedir. c. Pozitivist bak estetik yarglarn oluumunda deneyimin oynad rol gz ard etmektedir. d. Pozitivist bak duygularn gerek olduu dncesini reddetmektedir. e. Pozitivist bak bilgilenme kapsamnda algnn nemini gz ard etmektedir. 8. Aadakilerden hangisi Tanrnn varl konusunda temel bir epistemolojik sorunu dile getirir? a. Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu bilgisinden hareketle, insann snrl algsal bilgisinin olanakl olduunun gsterilmesi b. Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu inancndan hareketle, insann snrsz bilgi edinmesinin olanakl olduunun gsterilmesi c. Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu inancndan hareketle, insann snrl algsal bilgisinin olanakl olduunun gsterilmesi d. Tanrnn var olduu inancndan Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu bilgisine gei yaplmas e. Tanrnn var olduu inancndan Tanrnn var olduu bilgisine gei yaplmas 9. Aziz Anselmin ontolojik kant iin aadakilerden hangisi geerli deildir? a. Mantksal yaps itibaryla Anselmin kant, ncller kabul edilince sonucun zorunlu olarak doru kabul edilmesi gerektii dncesine dayanr. b. Anselmin kantna gre, Tanr var olmasa bile mkemmel ve eksiksizdir. c. Anselmin kant, Tanrnn var olduunu varsayarak deil, zihnin iinde Tanr kavramn canlandrarak balar. d. Anselmin kantna gre, gerekten var olmayan bir Tanr bizim Tanr tanmmzla eliir. e. Anselmin kantna gre, ortaya kan elikili durumun zm, Tanrnn yalnzca insann dncesinde var olduu nermesinin reddedilmesinden geer.
10. Robert Audinin dile getirdii Tanrnn varlnn bilinmesinde lt sorununu aadakilerden hangisi en iyi ekilde ifade etmektedir? a. Tanrnn varl mantksal olarak ispatlansa bile, hangi ispatn daha temel olduunu gsterecek bir ltmz yoktur. b. Tanrnn varl gerekten bilinse bile, bu bilginin gerekesinin statsn saptayabileceimiz bir ltmz yoktur. c. Tanrnn varln gerekten deneyimlesek bile, bu deneyimin gerei yansttn belirleyecek bir ltmz yoktur. d. Tanrnn varln gerekten deneyimlesek bile, bu deneyimin etik sonularn gsterecek bir ltmz yoktur. e. Tanrnn varl gerekten bilinse bile, bu deneyimin toplumsal sonularn gsterecek bir ltmz yoktur.
236
Epistemoloji
Okuma Paras
yi ve ktnn deerlerle ilgili olduu syleniyor; fakat acaba deer nedir? Tm insanlar iin geerli, ayn anlama gelmek zere, evrensel olan deerler var mdr? Yoksa deerler kiiden kiiye, gruptan gruba, toplumdan topluma, kltrden kltre deien, ayn anlama gelmek zere, hep greli kalan znel ltlerden mi ibarettir? Daha da oaltlabilecek olan bu sorular zerinde dnmeye balayan kii, artk ahlak zerine dnmeye balam demektir. O kii, artk adna etik veya ayn anlama gelmek zere ahlak felsefesi denene bir felsefe alanna admn atmtr. Bu noktada hemen, ivedilikle saptanmas gereken husus, etik ile ahlak arasndaki ayrmdr. Ahlak, bir kiinin, bir grubun, bir halkn, bir toplumsal snfn, bir ulusun, bir kltr evresinin vb. belli bir tarihsel dnemde yaamna giren ve eylemlerini ynlendiren inan, deer, norm, buyruk, yasak ve tasarmlar topluluu ve a olarak karmza kar. Bu bakmdan ahlak (moral), her yanda yaammzn iindedir; o tarihsel olarak kiisel ve grupsal / toplumsal dzeyde yaanan bir eydir; ona her tarihsel dnemde, her insan topluluunda mutlaka rastlarz. Bir Hristiyan ahlakndan, bir slam ahlakndan, bir Yahudi ahlakndan, bir Konfys ahlaktan, bir Budist ahlakndan sz edildiini biliriz. Bunun gibi, bir hmanist ahlak, bir hogr ahlak, bir dev ahlak olduu sylenir. Yine bunun gibi, bir aristokrat ahlak, bir burjuva ahlak, bir kle ahlak olduunu syleyenler vardr. Ayrca i ahlak, meslek ahlak (tp ahlak, ticaret ahlak, bankaclk ahlak vb.) ve bilim ahlak da, yukarda saylanlara eklenebilir. yle ki, ahlak zerine dnmeye, ahlak zerine felsefe yapmaya balayan kiinin, yani etik iine admn atm olan bir insann gzlemsel dzeyde ilk saptad ey, bir ahlaklar okluudur. Etie admn atar atmaz bir ahlaklar okluu ile karlaan kiinin yapaca ilk saptamalardan biri, tm bu ok eitli ahlaklarn dayandklar deer, norm, inan ve dncelerin greli kaldklar, ksacas ahlak ilkelerinin grelilii olabilir. O kii, sadece yaad dnemle snrl kalmayacak ekilde, tarihte de ahlak ilkelerinin hep greli kald saptamasnda bulunabilir. Hemen ardndan o kii, tm insanlar birletirici nitelikte, temel ve evrensel ahlak ilkelerinin tarihte ve halihazrda mevcut olmad ve bu greliliin alamayaca yargsna ulaabilir. O kii, bu gzlem ve yargsyla yetinip kendi znel eilimleri ve inanlar dorultusunda kendine gre bir ahlaksal yaam srdrmeye karar verebilir. Veya ayn kii, bu temel ve evrensel ahlak ilkeleri konumlamaya ve bylece kaotik nitelikteki mevcut eitlilii amaya ynelebilir. Aslnda onun karlat bu durum, felsefe tarihine bakldnda, etikle ilgilenen filozoflarn balangta karlatklar durumdur. Gerekten de, bu ilk gzlemlerden hareketle bir grecilie (relativizm) varmak veya tam tersine tek, kuatc ve balayc bir ahlak, bir evrensel ahlak gelitirmeyi denemek, evrenselcilie (niversalizm) bavurmak, daha lkadan beri rastlanan ve gnmzde de srp giden iki temel etik ii ynelim, iki ana dorultu olmutur. Kaynak: Doan zlem. (2010). Etik: Ahlak Felsefesi. stanbul: Say Yaynlar, s. 23-24.
237
2. d
3. a
4. e
5. b
6. d
7. a
8. e
9. b
10. c
238
Epistemoloji
12
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Bilgisel gerekelendirme konusunda yeni yaklamlar aklayabilecek, Wittgensteinn felsefenin her alannda iz brakan grlerinin phecilik konusunda hangi sonular verdiini aklayabilecek, Epistemolojide doalcln ne olduunu aklayabilecek, Toplumsal epistemoloji ve feminist epistemoloji alanlarnda yaplan almalar aklayabilecek, Richard Rortynin pragmac eletirisini ve bu grn hem gnmz epistemolojisi hem de ada felsefe asndan nemini tartabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Balamclk Ana dil renme Tek kiilik dil Doalclk Toplumsal epistemoloji Feminist epistemoloji Pragmac fayda kavram roni Olumsallk
erik Haritas
GR GEREKELENDRME KONUSUNDA YEN YAKLAIMLAR PHECLE ADA BR YANIT: KONUUYORUZ, O HLDE PHECLK YANLI OLMALI EPSTEMOLOJDE DOALCILIK TOPLUMSAL EPSTEMOLOJ VE FEMNST EPSTEMOLOJ RICHARD RORTYNN PRAGMACI TEPKS
Epistemoloji
GR
nceki nitelerde epistemolojinin geleneksel sorunlarndan nde gelen bazlarn tantmaya ve tartmaya altk. Bu nitede ise bilgi konusundaki ada gelimelere ve eletirel grlere deineceiz. Aadaki blmlerde zaman zaman bilgi sorunsalnn snrlarnn dna karak ada felsefe konusunda btncl bir perspektif ve genel bir anlay oluturmaya alacaz.
242
Epistemoloji
Balamclk grne gre, bir nermenin bilinmesi ya da gerekeli bir ekilde inanlmas balama veya koullara bal bir olgudur.
243
den geirmeye kalkarsak, yaam sremiz olduka ksalabilir. pheciler, phelenme ilevini mutlak ve genel bir ekilde uygulamak isterler. Oysa pheci perspektifin tm sylem alann kapsama abas saduyumuza ok uymayan bir epistemolojik tablo yaratr. Balamclk bu sezgileri ve saduyusal dnceleri n plana kararak geleneksel yaklama bir seenek oluturmaya alr.
Ludwig Wittgensteinn dil ve anlam konularnda geleneksel felsefeye ynelttii eletiriler pek ok felsefeciyi derinden etkilemitir.
Bilgi, anlam, ve zihin gibi konularda fikir reten geleneksel felsefeciler genellikle insanlarn renme sreleri konusunda derinlemesine dnmemilerdir. Bir ocuun ana dilini renmesi bir yetikinin yabanc dil renmesinden farkldr. Wittgensteina gre, bu durumun anlam ve bilgi konularnda ilgin sonular bulunmaktadr.
244
Epistemoloji
etse bile, sorun zlm saylmaz. Muz kelimesi nesnenin rengi ile mi ilgilidir? Yoksa nesnenin ekline mi gnderme yapmaktadr? Anlamsal karklk bunlarla da snrl deildir. Tm muzlarn ad muz iken insanlardan bahsederken Ebru, Kerem gibi farkl hitap kelimeleri kullanlmaktadr. Bu rnekleri oaltmak mmkndr. Aka grlecei gibi, bir bebein ana dilini renmesi son derece zor bir eylemdir ve byk bir anlamsal ve bilgisel baar ierir. Eer Wittgensteinn yukarda zetlediimiz akl yrtmeleri doruysa, insanlarn bebeklik dnemlerinde kelime adlarn parmakla iaret yntemiyle kolayca rendikleri fikri biraz basit ve yetersiz bir aklama gibi grnmektedir. imdi Wittgensteinn geleneksel dil ve anlam grne ynelttii eletirileri biraz daha anlamaya alalm. Onun gndeme getirdii nemli noktalardan birisi, kelimelerin nesnelerle ilikilendirdiimiz duraan simgeler olmasndan ok, toplumsal/szel eylem kapsamnda kullandmz aralara benzediidir. Szlerin dnyay bir ayna gibi yansttn sylemek yanltcdr. Biz szckleri bir toplum iinde szel dolama sokarz ve szckleri uygun davran kalplar ile koutluk iinde kullanarak anlamlandrrz. Muz kelimesi dnyadaki baz nesenelerle ilgilidir ancak u kelimeler iin ayn eyleri syleyemeyiz; fakat, imdat, yaasn. Kelimeler bazen nesneleri yanstrken, bazen de emir verme veya sz verme gibi ilevlere yararlar. Ayrca, bir insann muza iaret ederek muz demesi betimleme ilevini yerine getirirken, elinde eitli meyveler tutan ve bunlardan birini bize ikram etmek isteyen bir arkadamza muz dememiz bir istein veya seimin ifadesi olarak anlalabilir. Baka bir rnek verirsek, sz veriyorum kelimelerini syleyen bir insann yapt ey kesinlikle pasif bir ekilde dnyay betimlemek deildir. Sz vermek, o kelimeleri syleyeni balayan, kelimelerle bir eyi yapmay ieren aktif bir eylemdir. O yzden, kelimelerin nesnelere karlk gelme gibi tek ve basit bir ilevi yoktur. Kelimeler ok farkl iler iin kullanlabilir. Bir kelimenin anlamn belirleyen onun toplumsal alanda nasl kullanlddr. Simgelerle nesneler arasnda kurulmu gizemli veya evrensel bir anlamsal ba yoktur.
Wittgensteina gre, anlamn olumas ve iletilmesinin anlalmas iin zihnin iine deil toplumsal alana bakmak gerekir.
245
Bu dnceyi kavrayabilmek iin bir sreliine Wittgensteinc bir tarzda dnelim: ba ars veya manevi tatmin gibi zihinsel durumlarn (ve deyimlerin) ne anlama geldiini ve bylesi soyut kelimelerin hangi durumlara uygun dtn, nerelerde kullanlmas gerektiini nasl rendik? lk bata elimizde kelimeleri insanlarn davranlaryla ilikilendirmenin dnda bir gere var myd? Bu anlamda, hzn kelimesinin bir ocuk iin anlam kazanmas srecinde, evredeki insanlarn kafalarnn iinde olup bitenin ana dilini renen ocuk iin nasl bir yarar olabilir? Bu dncelerden hareketle u noktaya varrz: Szel eylemler bir insanda yalnzca toplumsal davran koullandrmalaryla ortaya ktklarndan dolay (rnek: anne bardak derken masann stndeki barda gsterir ve ocuk da bu eylemi izler), bu eylemlere ilikin anlamlandrmalar bireysel olarak yani tek bir bireyin keyf olarak ald kararlarla ve bu kararlara uygun davranlarda bulunmaya almasyla- gerekletirilemez. Bir insan kendi kendisini szel/davransal anlamda koullandramaz. O yzden, etrafta konuan baka insanlarn olmad bir ortamda, kedi veya ta gibi en basit ve somut ierikli kelimeler bile anlamsal karlklarn bulamaz. Ksacas, bir kii tek bana bir dil yaratamaz. Bu akl yrtme Wittgensteinn tek kiiye zg bir dilin olanakszl argman olarak bilinir ve pek ok yorumcunun da zerinde uzlat gibi bu argman gnlk dilsel eylemlerimizde toplumsalln ya da toplumsal boyutun nasl bir rol oynad konusunda kritik bir neme sahiptir. Wittgenstein, hem anlamn oluumu hem de kelimelerin doru/yanl kullanmlarnn testinin yaplabilmesi iin bir toplumun varlnn gerektiini ne srer. rnein bir insan tek bana belli bir hissine ite o his veya o duyum gibi bir ad vererek kiisel bir dil oluturamaz. Elbette herkes yalnzca kendi hislerini ve zihinsel durumlarn deneyimleyebilir; bir kiinin zihinsel durumlarnn ieriklerini bir bakas deneyimleyemez. Bununla birlikte, renilecek veya bilinecek ey, yani anlamlar, ieride deil dardadr. phesiz bu bizim baars gibi deneyimleri yaamadmz gstermez. Gsterdii gerek, dili yeni renmekte olan bir insann ar, hzn, can sknts dediimiz eyleri iine bakarak (veya iini dinleyerek) deil, evresindeki yetikinlerin bu kelimelerle hangi davranlar eletirdiini grerek dier oluumlardan veya durumlardan ayrd ve belli bir ey olarak anlamlandrp rendiidir.
Wittgensteinn tek kiiye zg bir dilin olanakszl argmanna gre, bir kii tek bana hislerine veya alg ieriklerine isim verme yoluyla bir dil oluturamaz. Dilin olumas iin toplumsal koullandrma srelerine gereksinim vardr.
Wittgenstein ve phecilik
Wittgensteinn dncelerini doru anlamamz ve deerlendirmemiz gerekiyor. Yukarda akladmz gibi, Wittgenstein anlamn bireylere has eyler olduklar fikrine kar kmaktadr. Yani bir insann iinde hissettiklerinin yanlzca ona ait zihinsel nesnelermi gibi alglanmasnn temel bir yanllk olduunu sylemektedir. Dahas, Wittgenstein anlamn olmadn deil, zihinlerde yer tutan anlam gibi bir eyin var olmadn savlamaktadr. Basitletirerek sylersek, anlam zorunlu olarak zneler aras alandadr. Bu dnceler bizi phecilik konusunda ok ilgin bir noktaya gtrr. Doal bir dili konuabilen bir znenin, gerekliin varlndan veya dier insanlarn var olduundan phe etmesi olduka anlamszdr. nsann doal bir dil konumas, zerinde konuulabilecek bir dnyann ve o dnyann iinde yer alan toplumsal bir rgtlenmenin varln gerektirir. Bu dilsel, toplumsal ve davransal anlam kuram, Descartes gibi bilgi kavramna temsil epistemolojisi erevesinde yaklaan dnrlerin yaklamlarna hi benzememektedir. Ayrca dilsel yaplar, kavramsal ereveleri ve pragmac unsurlar n plana almasyla 20. yzyl Bat Felsefesinin kayda deer bir boyutunu sergilemesi asndan da nemlidir. Wittgenste-
Eer Wittgensteinn dil ve anlam konularndaki gr doruysa, phecilie ilgin bir yant verilmi demektir.
246
Epistemoloji
inc yaklamn felsefeciler arasnda evrensel kabul grdn sylemek elbette olanakl deildir. Ancak pek ok yn hl tartlmakta ve eletirilmekte olsa da, Wittgensteinn grlerinin 20. yzyl felsefesini kkten bir ekilde deitirdii ve yanlzca anlam konusunda deil, varlk tasarmlar ve bilgi sorunsal erevesinde de sylem alann belirledii bir gerektir.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
arpc fikirleriyle 20. yzyl felsefesine damgasn vurmu bir dnr olan Ludwig WittSIRA SZDE gensteinn ne srd grlerin geleneksel felsefenin kuramlar ve yaklamlar ile hangi ynlerden elitiini aklamaya aln.
DNELM
EPSTEMOLOJDE DOALCILIK
20. yzylda S O R U felsefi grler ve yaklamlar iinde en arpc olanlardan biretilen ri kukusuz doalclk olmutur. Ontolojik anlamda doalcln tezi udur: Evrende her ne varsa doann bir parasdr ve evrende doal unsurlar dnda bir DKKAT ey yoktur. Epistemolojide ise doalclk bilginin elde edilme yntemleriyle ve bilginin doasyla ilgili bir gr olarak anlalr. Doalc bilgi kuramclar, bilinebileSIRA SZDE cek tm dorularn doaya ait olduunu, bizim iin doann dnda bilgi nesneleri olmadn dnrler. Tahmin edilebilecei gibi, epistemolojik doalclk bilgiye ulama konusunda usulardan ziyade deneyimcilere yakn bir felsefi duru serAMALARIMIZ giler. Dahas 20. yzyln en nde gelen doalclar bilime ok zel bir deer atfetmiler, epistemoloji ile fiziksel bilim arasnda nemli bir iliki olduunu veya olmas gerektiini ne srmlerdir. K T A P Baz yorumcular felsefede doalcln kklerinin Thales, Anaximender, Heraklitus, Demokritus gibi Sokrates ncesi dnrlere kadar gittiine inanmaktadrlar. Doalcln L E V temsilcisinin Aristoteles olduunu dnenler de vardr. Daha yayT E ilk Z Y O N gn olarak kabul edilen gr, David Humeun epistemolojik anlamda ilk doalc olduudur. 20. yzyl doalclna damgasn vuran felsefeci ise Amerikal dnr Willard Van Orman Quinedr (1908-2000). Quinen radikal deneyimcilii felNTERN T sefede ok bykEbir etki yaratm ve uzun tartmalara neden olmutur. Quinen kar kt epistemoloji esas olarak, Platon ile balayp Descartesn bilgi kuramnda yeni bir ekil alan ve 19. yzylda baz felsefecilerin psikolojik unsurlar mantksal ve bilimsel almalardan uzak tutma abasn da iine alan usu yaklamdr. Quinen nerdii doalc yaklam, felsefede yer etmi olan zihnini kullanarak nesnel bilgiye ulaan zne veya anlamsal bir i dnyas olan zne kavramlarn bir kenara atarak onun yerine, fiziksel ortamnda ba edip ayakta kalabilen gelimi organizma ve dilsel unsurlar gzlemlenen olgu ve davranlarla badatrabilen ve bunu dilsel davranlarla iletebilen canl gibi kavramlar getirmeyi hedefler. Quinea gre, insanlarn bilme sreleri aldklar snrl miktarda algsal veriyle balar ve soyut kuramlarla biter. nsan denilen varlk, etkilere tepki verebilen fizyolojik bir yapdr. Bizim son derece etkileyici zihinsel yetilerimizin olmas, aslnda bilginin ardnda tmyle fizyolojik ve deneyimsel yap talarnn olduu gereini deitirmez. Epistemolojinin ana konusu soyut gerekelendirme, anlam veya doruluk kuramlar deildir ve bu konuda geleneksel felsefeciler nemli bir hata yapmlardr. Epistemoloji, deneyimsel yntemlere bavurarak, kantlarla kuramlar arasnda nasl bir ba olduunu inceler. Quinen ok eden szleriyle, epistemoloji deneysel psikolojinin bir alt nitesi olmak durumundadr. Quinen ne srd fikirler ok sayda bilgi kuramcsn etkilemi olsa da, bu felsefeciler genellikle Quinen deneyimcilikte biraz arya katn belirtmilerdir. Bu lml doalclarn Quinedan aldklar en temel dnce, epistemolojinin saf
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
Quine E R N E T okunur) 20. N T (Kuayn yzylda doalcl savunmu ve fikirleriyle pek ok dnr etkilemitir.
Quine gibi doalc felsefeciler insan bilgisi balamnda zihinsel veya i dnya kavramnn fazlaca abartlmamas gerektiini vurgulam, insanlarn doann bir paras olduunun altn izmitir.
247
a priori bir disiplin olamayacadr. rnein Hilary Kornblith (1994), doalc epistemolojinin temel iddiasn u ekilde ifade eder: Belli bir inanca veya yargya nasl varmamz gerektii sorusu, insanlarn aslnda o trden yarglara genelde nasl varyor olduklar sorusundan bamsz olarak irdelenip yantlanamaz. O yzden, epistemoloji ile fen bilimleri zellikle de deneysel psikoloji- arasnda byk oranda bir alveri olmas gerekir. Quine ile lml doalclar ayrtran kritik bir nokta norm ve normatiflik konusudur. Pek ok yorumcuya gre, Quine epistemolojiyi normatif gten yoksun brakma abasna girmitir. rnein Jaegwon Kime gre kant kavram kat bir doalcln kavramsal gereleriyle tam olarak anlalamayabilir. Bir olgunun veya nermenin baka bir nermeye kant oluturmas, onun aklclnn veya kabul edilebilirliinin artmasyla ilgilidir. Fakat bu kavramlarn basite deneyimsel deil normatif kavramlar olduklar aktr. Bu adan bakldnda, kant kavram kesinlikle normatif arlk iermek durumundadr. Dahas, inan kavramnn bile normatif olmak zorunda olduu sylenebilir. Bu fikri yle aklayabiliriz. Eer bir insan deneyimsel inanlara sahipse, bunun gereklemesinin ok temel bir n koulu o kiinin rasyonalite (aklclk) sahibi olmas ve inanlarnn sistemsel bir yapda olmasdr. Ancak aktr ki, aklclk ve sistem kavramlar, var olabilmeleri iin, normlara veya ilkelere dayanmak zorundadrlar. zetle, inan ve kant kavramlar geleneksel anlamlaryla normatif kimlikte olmak zorundadr.
248
Epistemoloji
Feminist felsefeciler, geleneksel epistemolojinin temel konusu olan bilen znenin soyut ve balamdan kopuk bir varlk gibi ele alnmasna kar kmlardr.
temolojik konuya girmeden nce, biraz geni bir perspektiften yaklamak ve feminizmin temel felsefi fikirlerinden birini ksaca aklamak yararl olacaktr. nsan zihninin yaratc ve yapc gcnn dnyay ekillendirdii dnlr. Ancak daha farkl (ve kkten) bir irdeleme, ters ynde bir banty veya nedensellii de gsterecektir: inde bulunduumuz dnyann toplumsal dzeni ve tarihsel alt yaps, bireylerin znel yaklamlarn, tek tek insanlarn zihinlerini, ideolojilerini, beklentilerini, seimlerini ve fikirlerini ekillendirir. Eer bu doruysa zne soyut, otonom (yani orjinal Yunanca anlamyla, kendi kurallarn koyan) ve bolukta fikir reten bir varlk olamaz. Bizim kavramsal erevelerimiz ve yaant biimlerimiz, znde, bireysel yollar veya bireysel tercihler deildir. Dncenin normlarn arlkl olarak tarihsel ve toplumsal yap belirler. Feminizmin esas tezine gre bu normlar genel olarak erkek-egemen bir toplumsal rgnn ve tarihselliin sonucudur. Hem kadnlarn hem erkeklerin bilincinde olsunlar ya da olmasnlar- bireysellikleri ve znellikleri bylesi bir altyap iinde olumutur. Felsefenin nl dnrleri (zellikle usular) epistemolojik kuramlarnda dnen/bilen zneyi yaltlm, arlatrlm ve evresel etkileri am soyut bir zihin olarak tasarlamlar veya varsaymlardr. Bu tasarmn veya yaklamn sonularn fesefe tarihinde bolca gzlemleyebiliriz. Platonun, Descartesn, Kantn kuramlar ve bilginin l zmlemesi buna rnek olarak verilebilir. Tahmin edilebilecei gibi, bilginin klasik zmlemesi zerine alan felsefeciler herhangi bir ekilde znenin alt yapsn ve toplumsal kimliini dikkate almamlardr. Vrinda Dalmiya ve Linda Alcoff gibi feminist bilgi kuramclar ise zellikle bu temel noktann zerinde durmulardr. Dahas, Dalmiya ve Alcoffa gre, ada literatrde epistemolojik ilginin genelde hep nermesel veya tmcesel bilgi zerinde younlamasnda yanltc bir yn bulunmaktadr. znenin iinde bulunduu durumlar ve alt yapsn gz ard eden zmleyici yaklamlar, bilginin tek ciddiye alnacak ve felsefi olarak irdelenecek trnn nermesel bilgi olduu varsaymna yaslanmlardr. Bu yaklam srekli olarak ideal bir zne varsaymakta ve kadnlar gibi marjinalletirilmi kesimlerin deneyimlerinde ortaya kan belli bilgi tiplerini dlamaktadr. rnein modern tp eitimi alm olan doktorlarn nermesel ve sistematik bilgilerinin aksine, geleneksel ebelerin bebek dnyaya getirme konusunda sahip olduklar pratik bilginin nermesel bilginin kalplarna tam olarak smad aktr. Bilginin farkl trleri olabilecei gibi, bilen znelerin de farkl alt yaplar ve balamsal zellikleri olabilir. Geleneksel epistemolojik yaklamlar ise bu farkllklar tamamen gz ard etmi ve hayal bir evrensel zne tasarlamlardr. Ve bu evrensel zne, elbette, erkeklerin niteliklerini tayacak ekilde modellenmitir. Sorun yaratan konu, tam olarak da budur. Feminist bir bilgi kuramcs olan Lorraine Codea gre de, bilginin klasik zmlemesinde ad geen zne, soyutlatrlm, evrenselletirilmi ve ii neredeyse boaltlm bir varlktr. Bylesi bir znenin ve onun bilme ilevinin ardnda yatan aklclk, bilinen felsefi iddialarn veya varsaymlarn tersine, evrensel veya doru deil, erkeklerin egemen olduu bir toplumun standartlarnn dorudan yansd, tarafl bir aklclktr. znellik kanlmaz olarak zaten hep bilgi edinme srelerinin iindedir. O yzden feminist bilgi kuramclarna gre, znellik bilgi kuramlarnda hesaba katlmas gereken bir unsurdur. Ancak bu yaplrken toplumun tarihsel bilincinde derin bir yeri olan hegemonyac dengesizlik gz nne alnmal, kadnlarn ve evrensel aklclk adna entelektel merkezden uzaklatrlan dier kesimlerin perspektifleri felsefi zeminine tanabilmelidir.
249
Hem lml doalclarn hem de feminist dnrlerin ortak bir noktas, Quinedan ok farkl olarak, normatif ilevi epistemolojik irdelemelerde ciddiye almalardr. Bu dnrler epistemolojinin usu alkanlklarn terkederek deneyimsel ve balamsal boyutlarla ilgilenmeyi renmesi gerektii konusunda uzlamaktadr. Ancak, bu grlere gre, normatif yn elinden alnan bir epistemolojinin hem aklama dzeyinde hem de toplumsal-politik alanlarda baarszla urayaca ve yanltc bir felsefi tablo sunaca kesindir. Feminizm genellikle kadn haklarnn savunulmas ve kadnlarn toplumSZDE SIRA iindeki durumlarnn iyiletirilmesi ynnde ortaya konulan kapsaml bir kuramsal ve eylemsel giriim olarak tanmlanr. Feminizmin epistemoloji kapsamnda nasl bir ilev ierdiini anlamak DNELM ilk bakta zor gelebilir. Feminist epistemolojinin, bilgi felsefesi konusuna nasl bir katkda bulunduunu kendi kelimelerinizle aklamaya aln.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
Amerikal dnr Richard AMALARIMIZ Rorty 20. yzylda pragmacln en nde gelen savunucusu olmutur.
K T A P
Rortynin karsna ald temel bir gr, Quineda olduu gibi, Kartezyen felsefe ve onun en temel zelliklerinden biri olan temsil epistemolojisidir. Rortyye gre, Modern a dnrlerinin ounlukla insan zihnini bir ayna ve bilgiyi de d N T E R olduka yanldnyann zihinde brakt yansmalar eklinde kavramlatrmalar N E T tc bir felsefi gelenee yol amtr. Bilgi kuramna eletirel yaklamnda Rortyyi derinden etkileyen dnrler arasnda zellikle Friedrich Nietzsche, William James, John Dewey, Ludwig Wittgenstein ve Willard Van Orman Quine saylabilir. Bu dnrlerden bazlarnn eletirlerilerinin hedefinde yalnzca belli epistemolojik yaklamlarn olmadn, felsefeye genel yaklamlar itibaryla da olduka kkten bir duru sergilediklerini belirtmeliyiz. Nietzsche, bizim ruhdan ziyade bedene sahip olan ve bu dnyaya ait varlklar olduumuzu vurgular; Wittgenstein anlam kavramnn srrnn zihinlerin iinde deil toplumsallk ve eylemin alannda olduuna inanr; James ile Dewey ise doru ve gereklik konularnda ok arpc bir pragmac tavr sergilerler. Bu dnrleri ortaklatran nemli bir nokta, deneyimsel bilginin eylemsel ve balamsal bir olgu olduudur. Dahas, insan deneyimi tmyle sylemseldir. Yani, deneyim ve bilgi doal dillerin dinamikleri tarafndan belirlenir. Bu bak as, sylemin gcn fazlaca hesaba katmam olan geleneksel felsefi (metafizik ve epistemolojik) yaklamlardan son derece farkldr. Nietzsche, James, Wittgenstein ve Quine aralarndaki byk dnsel farklara ramen, dilin ve yorumun belirleyici gc konusunda ortak bir noktada buluurlar. Gnmzn eletirel grleri veya akmlar asndan, bu drt dnrn fikirlerinin byk bir nemi vardr.
TELEVZYON
TELEVZYON
Rortyyi en derinden etkileyen dnrler Nietzsche, James, Dewey, Wittgenstein ve Quine olmutur.
NTERNET
250
Epistemoloji
Rortynin pragmac yaklamna gre, hem znenin zihinsel hlleri zerinde odaklaan znelci gr hem de znelerin eylemlerini gz ard eden nesnelci yaklamlar hataldr.
Yukarda zetlediimiz genel felsefi grnt gz nne alndnda, Rortynin gereklik ve doru gibi kavramlara ilikin ne syleyeceini tahmin etmek zor deildir. Rortyye gre esas olan, eylem, yorumsal eitlilik ve insanln kendini gelitirmesidir saf hakikatin bulunmas deil. Geleneksel nesnelci ve zihinci yaklamlarn her ikisi de yanltcdr ve hataldr. Metafiziksel nesnelcilik, insanlarn zihinlerinden, dillerinden ve kltrlerinden etkilenmemi bir varlk tasarm yapmaya almtr. znelci eilimi olan dnrler, zihnin ierii ve temsil sorunsal zerinde younlamlardr. Pragmaclk ise ok farkl bir gr sunar. Rortyye gre, dnya ve insan srekli olarak karlkl etkileim ve deiim iindedir. nsanlar iin esas olan, eylemsel baar, hayatta kalma ve geliimdir. Soyut veya kuramsal dnme daha ncelikli ve daha temel deildir. O yzden, bilgi ve fayda kavramlar birbiriyle sk skya ilikili olmak zorundadr.
roni ve Olumsallk
Rortynin pragmac yaklamnn epistemoloji alannndaki etkisini tam olarak deerlendirebilmek iin, onun felsefesinin genel hatlarn iyi anlamamz gerekiyor. Bu yolla, ada felsefenin nemli bir kesitine veya boyutuna ilikin de fikir sahibi olacaz. Rortynin yaklam, esas olarak, felsefenin kutsallarna kar kkten
251
bir kar k temsil eder. Rorty, insanlar asndan hibir eyin mutlak veya deimez olmadn dnr. Bir dnr olarak Rortyyi en iyi betimleyen deyim ironidir. roni kelimesi Trkeye genellikle tersinleme veya alayslama olarak evrilir. Dilsel kullanm asndan bakarsak, ironi genelde tuhaf veya gln ynleri olan ztlklar barndran durumlar iin kullanlr. (rnein Yalnzlktan Holananlar Dernei yelerinin otobslerle Kapadokyaya geziye gitmeleri ironik bir durumdur.) Rortynin kulland hliyle ise, ironi deyimi farkl bir ierik kazanr. ronik birey byk sorulara nihai yantlar bulma merakn hafife alan kiidir. roni yapmak felsefede Sokratesin uygulad sorgulayc ynteme geri dnmektir. Bu anlamda, ironi kavram ile yakn iliki iinde olan bir dier kavram da olumsallktr. Olumsallk, felsefi olarak, zorunluluk veya mutlaklk kavramnn tersini ifade eder. ronik ve olumsalc insanlar dnsel adan yolda olmay ve dnsel maceralarna devam ederek yaamay tercih ederler. Bu yaklam benimseyen kiiler, kendi inan sistemlerinin doruya veya hakikate karlk geldiini deil, farkl bak alarndan dnyaya bakabilmenin dnsel bir meziyet olduunu dnrler. ronik kiiler, metafiziksel hedeflerden uzaklaarak balamsal durumlar dikkate alrlar. Ksaca sylemek gerekirse, dnsel ironi, felsefenin geleneksel sorularndan ve evrensel meraklarndan uzaklamak anlamna gelir.
Rortyye gre, bir dnrn ironik olmas ve olumsalla deer vermesi nemli niteliklerdir. ronik birey kendi dnsel zeminini sorgulama yeteneine sahiptir. Olumsal dncenin temelinde ise, hibir grn veya kuramn nihai, mutlak veya gerekli olamayaca fikri yatar.
252
Epistemoloji
Rortynin dile getirdii pragmac fikirler olduka byk destek bulduu gibi, zaman zaman da ciddi biimde eletirilmitir. zellikle, Rortynin nesnel doru kavramna ynelik eletirileri byk felsefi tartmalara yol amtr.
ve yardmsever bir insan, sonsuz bilgi gcne sahip olmad iin merhametli ve yardmsever olmann ahlaki olarak belki yanl olabileceini dnmeye balarsa, bu tavrn olduka tuhaf ve anlamsz buluruz.) Pek ok felsefeci dorunun kanttan ve gerekelendirmeden bamsz olmas gerektiini dnmtr. Ancak, Rortyye gre, kanttan kavramsal olarak bamsz olan nermesel doruluk tamamen yararsz bir fikirdir. Felsefecilerin doru kavram entelektel bir zihinsel altrmann konusu olabilir; ama gerek yaamda fazlaca bir yeri yoktur. Gerek yaamdaki doru ise dinamik, deiken, tarihsellik ve toplumsallk iinde srekli olarak retilen, yalnzca kantlarn ve gerekelerin zemininde yaam bulabilen bir kavramdr. Geleneksel felsefi yaklamlar eletirirken, Rorty zaman zaman pragmac ve liberal fikirleri bir araya getirmektedir. Baka bir deyile, Rortynin eletirisi ontolojik-epistemolojik zeminle snrl deildir. Kuramlardan ziyade pratik toplumsal sorunlarla ilgilenen Rorty, felsefenin eitli alanlarndaki eletirilerini toplumsal-siyasal alana tamtr. Bunun arpc bir rnei doru konusunda gzlemlenebilir. Rortynin pragmac grne gre, felsefecilerin dorusunun toplumsal-politik boyutta da nemli bir sakncas bulunmaktadr. Tarihteki baskc ynetimler dorunun kendi tekellerinde olduunu savlam, farkl olan her zaman sindirmeye almtr. Oysa, insann dnsel ilevi sonsuza kadar srecek olan somut bir maceradr. Nesnel doru kavram ise, bu maceray bir noktada durdurma amacn tar. Felsefeciler tarafndan yceltilen ve abartlan doru kavramn terk etmek, hem epistemolojk hem de siyasal adan daha yararl olacaktr. Bu yaklamn yalnzca pragmac deil ayn zamanda liberal ynlerinin olduu da aka grlebilir. Rortynin epistemolojiye ve geleneksel felsefeye at sava yalnzca bilgi kuram ile uraanlar etkilemekle kalmam genel anlamda, Batnn entelektel yaamnn son 40 ylnda nemli bir iz brakmtr. Ancak Rortyye yneltilen eletirilerin ve verilen yantlarn da dikkatle incelenmesi gerekiyor. Rortynin doruyu gerekelendirme veya kant boyutuna indirgeme abasna yalnzca geleneksel (nesnelci) felsefecilerden deil, onu genelde destekleyen ada pragmaclardan bile tepki gelmitir. Doru kavramn epistemolojik olarak indirgemek istemeyen bu dnrlere gre; Rortynin eletirdii doru entelektel yollardan uydurulmu bir fikir deil, gndelik dilde de yeri olan nemli bir kavramdr. Bir insan imenler yeil renklidir nermesinin doru olduunu iddia ettiinde, normal olarak dile getirmek istedii dnce yanlzca imenlerin rengi konusunda en iyi ekilde gerekelendirilmi inancn, imenlerin yeil renkte olduudur trnden bir ey deildir. O kii kantlardan deil, dnyann gerekten (yani eldeki gerekelerin tesinde) nasl olduundan bahsetmektedir. Elbette, bu fikir bir pragmacnn kolayca kabul edebilecei bir dnce deildir. Doru kavramnn toplumsal ve siyasal alana etkisi konusunda Rortyyi eletiren felsefeciler onu politik alan neredeyse etkisiz hle getirmekle sulamlardr. Bu dnrlerin ynelttikleri nemli bir eletiri, Rortynin bir araya getirdii liberal ve pragmac perspektiflerin ortaya kard tablonun aslnda ok ekici olmaddr. Eletirmenlere gre, eer biz Rortynin nerdii gibi doru yarg kavramn irdeleme ve tartmalarn sonucunda kabul edilen, inandrcln koruyabilen ve faydal olduu dnlen yarg ile deitirirsek bu durum, Rortynin iddiasnn tam tersine, politik gce sahip olanlarn ve toplumsal iletiim kanallarn denetleyenlerin doruyu belirledii rktc senaryolarn yolunu aacaktr. zneler aras fikirsel alveri alan kendi bana ne ontolojik ne de siyasal sorularmz yantlama anlamnda yeterlidir. Rortynin mutlak felsefi yaklamlara duyduu
253
tepki anlalabilir bir tavrdr. Ancak pek ok yorumcuya gre, Rorty sunduu eletiriden ar bir sonu karmaktadr. Bu yorumcular, Rortynin liberal/pragmac tavrnn ve uzlam-merkezli anlaynn nesnelliin veya dncenin normatif boyutunun hakkn tam veremeyeceini dnmektedir. ada zmleyici felsefe erevesinde fikir reten ve bu noktalar gz nne alan baz dnrler, hem Rorty gibi pragmaclarn itirazlarn ciddiye alan hem de gerekiliin temel sezgilerinden vazgemeyen kuramlar sunmaya ynelmilerdir. 21. yzyln balarnda olduumuz bu yllarda, bilgi felsefesi, varlk kuramlar ve tmcesel doruluk konularnda felsefi aratrmalar hlen devam etmektedir. Rortyye gre gerekelendirmeden ve insanlarn eylemlerinden bamsz nesnel doru SIRA SZDE kavram totaliter sistemler tarafndan kullanlabilecek zararl bir kavramdr. Rortyye itiraz eden dnrler ise bunun tam tersini savlamlardr. Bu ilgin tartmay aklamaya DNELM ve deerlendirmeye aln.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
254
Epistemoloji
zet
A M A
Bilgisel gerekelendirme konusunda yeni yaklamlar aklayabilmek. Temelcilik ve badamclk gibi geleneksel gerekelendirme kuramlar iddialarn olduka soyut ve genel bir zeminde dile getirmilerdir. Daha ak dersek, bu kuramlar bilginin gerekleme srelerinde, farkl koullarn farkl bilgisel sonular verebileceini fazlaca gz nne almamlardr. Eer p nermesi iyi gerekelendirilmi bir nerme ise, p nermesinin gerekeli olmas koullara veya durumlara bal olamaz. Ancak, yakn zamanlarda retilen gerekelendirme kuramlarnn olduka farkl bir yaklam sergilediini syleyebiliriz. Balamclk ad verilen gre gre, bir p nermesinin gerekeli hle gelmesi, belli bir oranda, o nermeye inanan znenin iinde bulunduu koullara baldr. Tek bir nerme, belli bir durumda gerekeli bir nermeyken, ayn nerme baka bir durumda gerekesi zayf bir nerme olabilir. O hlde, bu yeni yaklama gre, gerekelendirme bir nerme ile dnya arasnda gerekleen soyut bir bant deildir. Badamclara gre, bilgisel gerekelendirme, zneler, nermeler ve gerek durumlar ieren karmak bir bantdr. Wittgensteinn felsefenin her alannda iz brakan grlerinin phecilik konusunda hangi sonular verdiini aklayabilmek. L. Wittgenstein 20. yzyln en nemli felsefecilerinden birisidir. Onun anlam ve zihin konusunda sunduu eletiriler felsefenin yerlemi baz kavram ve kuramlarnn derinden sorgulanmaya balamasn salamtr. Wittgensteina gre anlamlarn zihinsel ve kiisel eyler olarak alglanmasnda son derece yanltc bir yn bulunmaktadr. Bunun daha iyi kavranmas iin, bir ocuun ana dilini nasl rendiine yakndan baklmas gerekir. Bir bebek dil renmeye baladnda evresindeki yetikinlerin zihinlerinde ne olduunun bebee hibir yarar olamaz. ocuklar yetikinleri gzlemleyip, hangi kelimelerle hangi davranlar bir araya getirdiklerini renirler. Wittgensteina gre, kelimeler yalnzca nesneleri adlandrmakta kullanlmaz; dilin ok farkl ilevleri vardr. Doal diller, bir benzetme yaparsak, stanbul gibi ehirlere benzerler. ehrin merkez(ler)i, kenar mahalleleri, tarihsel yaplar, modern binala-
r ve net olmayan ehir snrlar vardr. Doal diller ve anlam adn verdiimiz ey de byle bir yapdadr. nsanlar doal dillerini zihin okuyarak deil, son derece karmak olan toplumsal alanda simgeleri kullanma konusunda koullanarak renirler. Eer bu doruysa, bir dili konumak hibir zaman bireysel ya da kiisel bir erevede aklanamaz. Wittgensteinn gr phecilik konusunda ok ilgin bir sonu vermektedir. Eer biz bir dili konuabiliyorsak, bu durum dnyann ve baka insanlarn (daha dorusu, toplumsal bir yapnn) varln gerektirir. Wittgensteinn gr hem epistemolojik bir soruna bilgi felsefesi alan dndan verilmi bir yanta karlk gelir, hem de 20. yzyl felsefesinin genel havasn yanstmas asndan nemlidir. Epistemolojide doalcln ne olduunu aklayabilmek. Ksaca ifade edersek, epistemolojide doalclk, insan bilgisinin irdelenmesinde bilimsel aratrmalarn ve daha da genel olarak, deneyimsel boyutun belirleyici olduunu savlar. Geleneksel epistemolojik yaklam, bilgi kavram zerinde yaplan almalarn esas olarak zihinsel veya zmlemesel olduu varsaymna dayanr. Oysa Quine gibi 20. yzyl doalclar, zihin ve zihinsellik kavramlarnn abartldn dnmlerdir. Quinen grne gre, insan doann iinde yer alan bir varlktr. Son derece karmak yeteneklerimiz ve kapasitelerimiz olsa da, bizim bilgisel servenimizi anlamann en doru yolu fizyoloji ve deneysel psikoloji gibi bilimlere bavurmaktan gemektedir. Quinen bu yaklam olduka ilgi grm olsa da, beraberinde nemli sorular ve tartmalar da getirmitir. Eer Quinen tanmlad ekliyle kkten bir doalclk benimsenirse, bu durum epistemolojinin normatif ynn ortadan kaldrmaz m? Bilim insanlar bilgisel srelerin nasl olutuunu aklayabilirler. Ancak bilginin hangi durumlarda yeterli veya uygun olduunu deneyimsel boyutta bulabilir miyiz? Bu sorularn yant iin felsefecilerin zmlemelerine gereksinim duyacamz ak deil midir? Bu ve benzeri sorular, doalclar ve doalcl eletirenler arasnda scak tartmalarn yaanmasna neden olmutur.
AM A
A M A
255
AM A
Toplumsal epistemoloji ve feminist epistemoloji alanlarnda yaplan almalar aklayabilmek. 20. yzylda epistemolojide gerekleen en nemli gelimelerden biri toplumsal ve feminist epistemolojilerin ortaya kmasdr. Toplumsal epistemoloji alannda alan dnrler, bilen znenin yalnzca bireysel bir varlk olarak tasarlanmasna kar kmlardr. Bu dnrler, rnein, bireylere ek olarak, topluluklarn da belli inanlara sahip olabileceini, birey kavram zerine ar bir vurgu yaplmamas gerektiini dnmlerdir. Buna ek olarak, feminist felsefeciler, epistemoloji tarihinde sunulan zmlemelerin varsaymsal bir evrensellik temeli zerinde oluturulduunu savlamlardr. Feministlere gre, bilgisel zmlemelerde ad geen zne, tm evrensel grnmne karn, aslnda erkek-egemen bir zihniyetin rettii bir kavramdr. Bilgi kuramclar almalarnda nermesel doru zerinde fazlaca durmular, farkl kesimlerin deiik deneyimlerinde ortaya kan bilgi trlerini dlamlardr. Bunun bir nedeni, dier bilgi tiplerinin sistematize edilip zmleme konusu yaplmaya ok uygun grlmemesi olmutur. Feminist bilgi kuramclar bu noktaya zellikle dikkat ekmeye almlar ve rnein, kadnlarn kendilerine zg deneyimlerinde ortaya kan bilgi trlerini gndeme getirerek geleneksel bak asnn kstlayc ve yetersiz ynlerini sergilemilerdir. Richard Rortynin pragmac eletirisini ve bu grn hem gnmz epistemolojisi hem de ada felsefe asndan nemini tartabilmek. Pragmac grn yakn zamandaki en nemli temsilcisi Richard Rortydir. Rortynin ok etkili olmasnn bir nedeni, onun genel olarak felsefenin yapl biimine ar eletiriler getirmesi ve felsefenin kendisini dier dnsel alanlarn stnde bir yerlere yerletirme abasnn sakncalarna dikkat ekmesi olmutur. William Jamese benzer ekilde, Rorty doru kavramnn metafizik bir bant olmadn, doru ve fayda kavramlarnn birbiriyle sk skya ilikili olduunu savlamtr. Rortynin felsefi yaklamn en iyi ifade eden iki terim ironi ve olumsallktr. ronik bireyler, kendi inan sistemlerinin kesin ve deimez doru olduuna deil, farkl bak alarndan dnyaya bakabilmenin nemli bir mezi-
yet olduuna inanrlar. roni kavram ile ilikili baka bir kavram olumsallktr. Olumsallk, zorunluluk ve mutlaklk kavramnn tersine karlk gelir. ronik ve olumsalc bireyler nihai felsefi sonular deil, dnsel servenlerinin devam etmesini deerli bulurlar. ronik bireyler, felsefenin geleneksel sorularn ve evrensel ilgilerini hafife almaya eilimlidirler. Rortyye gre, geleneksel epistemoloji bilginin gerekelendirilmesi konusunda neredeyse takntl bir tavr sergilemitir. Bunu yaparken de gerek insanlarn gerek eylemlerini, snrlarn ve ilgilerini gzard ederek i grmtr. Buna ek olarak, Rorty kant ve gerekelendirme boyutunun tesinde yer alan bir doru kavramna da kar kmtr. Ona gre, doruluk ve kant kavramlar birbirinden btnyle kopuk olamaz. Kantlardan ve gerekelerden bamsz olan nermesel doruluk faydasz bir felsefi dncedir. Yaam iindeki doru ise deiken, tarihsel ve toplumsal bir olgudur. Rortynin gr ve eletirilerinin epistemolojik olduu kadar toplumsal sonular da bulunmaktadr ve bu sonular felsefeciler arasnda gnmzde hlen tartlmaya devam etmektedir.
A M A
256
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi felsefecilerin kulland gerekelendirme kavramnn tarihi konusunda doru bir saptamadr? a. Gerekelendirme konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, balam kavramn ancak yakn zamanlarda dikkate almaya balamlardr. b. Bilgi konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, gereke veya logos kavramn yakn zamanlarda kefetmilerdir. c. Bilgi konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, doru kavramn ancak yakn zamanlarda kefetmilerdir. d. Gerekelendirme konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, her zaman balam kavramyla yakndan ilgilenmilerdir. e. Gerekelendirme konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, her zaman balam kavramn doru kavramyla ilintilendirmeye almlardr. 2. Aadakilerden hangisi Wittgensteinn geleneksel dil ve anlam kuramlarna ynelttii temel bir eletiridir? a. Geleneksel kuramlar anlamn oluma srelerinde nermesel dorunun nemini dikkate almamlardr. b. Geleneksel anlam kuramlar doal dillerin renilme sreleri konusunu fazlaca dnmemilerdir. c. Geleneksel anlam kuramlar gerekelendirmenin nemi zerinde fazlaca dnmemilerdir. d. Geleneksel kuramlar anlamn oluma srelerinde inancn nemini dikkate almamlardr. e. Geleneksel kuramlar anlamn oluma srelerinde dikkatlerini zihin yerine toplumsal alana evirmilerdir. 3. phecilik konusunda Wittgensteinn grlerinden karlabilecek esas sonu nedir? a. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak bilisel kapasiteleri snrl varlklar tarafndan gerekletirilebilecei iin, phecilik ilgin bir tez olarak geerliliini korur. b. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak badamsal inan sistemleri kapsamnda gerekleebilecei iin, phecilik ilgin bir tez olarak geerliliini korur. c. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak nesneleri zihinsel olarak temsil edebilen varlklar tarafndan gerekleebilecei iin, phecilik felsefi bir tez olarak nemini yitirir. d. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak dnya iinde toplumsal bir koullanma ortam kapsamnda gerekleebilecei iin, phecilik felsefi bir tez olarak nemini yitirir. e. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak badamsal inan sistemleri kapsamnda gerekleebilecei iin, phecilik felsefi bir tez olarak nemini yitirir. 4. Aadakilerden hangisi Quinen epistemolojik veya bilgisel yaklamn doru yanstmayan bir ifadedir? a. Quinea gre bilgi kavramna doalc bir ekilde yaklamak gerekir. b. Quinea gre deneyimcilik usuluktan daha tercih edilebilir bir gr sunmutur. c. Quinea gre temsilci epistemolojinin yaklam kuramsal adan yararl sonular vermitir. d. Quinea gre insanlarn zihinsel dnyalar ve zihinsel nitelikleri fazlaca abartlmamaldr. e. Quinea gre epistemoloji felsefi deil bilimsel bir zeminde yaplmaldr.
257
5. Aadaki nermelerden hangisi Quinen doalc yaklamna ynelik bir eletiri olarak ifade edilmitir? a. Quinen doalcl epistemolojinin normatif ynnn hakkn verememektedir. b. Quinen doalcl epistemolojinin bilimlerle olan ban koparmaktadr. c. Quinen doalcl gerekelendirme kuramlarnda badamcl fazlasyla n plana karmaktadr. d. Quinen doalcl dorunun karlk kuramn fazlasyla n plana karmaktadr. e. Quinen doalcl epistemolojinin toplumsal bilimlerle olan ban fazlasyla n plana karmaktadr. 6. Aadakilerden hangisi feministlerin bilgi konusundaki bak asn yanstr? a. Feministler, geleneksel bilgi kuramclarnn byk ounluunun kadn olmasnn yararl olacan savlamlardr. b. Feministler, tm geleneksel gerekelendirme kuramlar arasnda badamcln kadn haklarnn savunulmasnda daha yararl olacan dnmlerdir. c. Feministler, tm geleneksel gerekelendirme kuramlar arasnda temelciliin kadn haklarnn savunulmasnda daha yararl olacan dnmlerdir. d. Feministler, geleneksel bilgi kuramclarnn, doruyu gerekelendirmeye bal bir kavram olarak niteleme abalarna kar kmlardr. e. Feministler, geleneksel bilgi kuramclarnn bilen zneyi evrensel bir aklcla sahip varlk varsaymyla kimliklendirmelerine kar kmlardr. 7. Aagdaki felsefecilerden hangisinin Rortynin pragmac grleri iin bir esin kayna oluturmas beklenemez? a. Nietzsche b. Descartes c. James d. Quine e. Wittgenstein
8. Aadakilerden hangisi pragmac yaklama uygun bir ifadedir? a. Doru deeri tayan nermeler ancak ontolojik bir aratrma sonucunda bilinebilir. b. Doru deeri tayan nermeler ancak bireysel abalar sonucunda bilinebilir. c. Doru deeri tayan nermeler ile insanlarn kiisel tercihleri arasnda yakn bir iliki vardr. d. Doru deeri tayan nermeler ile insanlarn anlk zihinsel durumlar arasnda yakn bir iliki vardr. e. Doru deeri tayan nermeler ile insanlara yararl olan eyler arasnda yakn bir iliki vardr. 9. Rortynin ironik bir tavrnn olmas ne anlama gelmektedir? a. Rorty tarihteki tm felsefi abalar deneyimci bir perspektiften eletirmektedir. b. Rorty epistemolojinin deneysel psikoloji ile yer deitirmesi gerektiini dnmektedir. c. Rorty felsefecinin kefedebilecei nihai ve mutlak dorular olduu fikrine kar kmaktadr. d. Rorty felsefede mutlak zmlerin yalnzca epistemoloji alannda bulunduuna inanmaktadr. e. Rorty felsefenin Platoncu bir anlayla yaplmas gerektiini dnmektedir. 10. Aadakilerden hangisi Rortynin grne yneltilebilecek bir eletiri olamaz? a. Rortynin grlerinin bir sonucu, bilgi ve doru arasndaki ilikinin kopmasdr. b. Rortynin liberal ve pragmac eilimleri, onun dorunun nesnel ynlerini kavramasna engel olmaktadr. c. Rortynin pragmac doru anlay, totaliter senaryolara yol aabilecek bir tablo sunmaktadr. d. Rorty doru kavramnn nemini vurgulasa da, bilginin toplumsal boyutuna yeterince nem vermemektedir. e. Rorty doru kavramn gerekelendirme kavramna indirgemektedir.
258
Epistemoloji
Okuma Paras
Dnyann orada, darda olduu iddiasyla hakikatin orada, darda olduu iddias arasnda bir ayrm yapmaya ihtiyacmz var. Dnyann orada, darda olduunu, bizim yaratmmz olmadn sylemek, saduyuya yaslanarak mekan ve zamandaki eylerin ounun insani zihinsel durumlar iermeyen nedenlerin sonular olduunu sylemektir. Hakikatin orada, darda olmadn sylemek, basite, tmcelerin olmad yerde hakikatin de olmadn, tmcelerin insan dillerinin geleri olduunu ve insan dillerinin insan yaratmlar olduunu sylemektir. Hakikat orada, darda olamaz -insan zihninden bamsz varolamaz- nk tmceler bu ekilde varolamaz ya da orada, darda olamaz. Dnya orada, dardadr, ama dnyaya dair betimler orada, darda deildir. Yalnzca dnyann betimleri doru ya da yanl olabilir. Kendi bana dnya insanlarnn betimleme faaliyetlerinden yardm almayan dnya doru ya da yanl olamaz. Dnyann yan sra hakikatin de orada, darda olduu nermesi, dnyann kendine ait bir dile sahip bir varln yaratm olarak grld bir an mirasdr. Byle bir insani olmayan dil dncesine anlam verme giriimine son verecek olursak, dnyann bizim bir tmcenin doru olduuna inanmamzn hakllatrlmasna neden olabilecei yolundaki yavan sz, dnyann kendi inisiyatifiyle kendisini olgular denilen ve tmce biimi tayan kleler halinde bld iddiasyla kartrma ayartsndan etkilenmeyiz. Ama eer bir kimse kendi kendine varolan [self-subsistent] olgular nosyonuna yapp kalrsa, o vakit hakikat szcn byk harfle yazmaya ve hakikati ya Tanryla ya da Tanrnn projesi olarak dnyayla zde bir ey olarak ele almaya balamak kolaydr. O zaman da birisi, szgelimi Hakikatin yce olduunu ve bir gn egemen olacan syleyecektir. (...) Dnya konumaz. Yalnzca biz konuuruz. Dnya, kendimizi bir kez bir dile programladktan sonra, belli inanlara sahip olmamza neden olabilir. Ama dnya, bize konuacamz bir dil neremez. Bunu yalnzca baka insanlar yapabilir. Gelgelelim, dnyann bize hangi dil oyunlarn oynayacamz nermediinin anlalmas, hangi oyunun oynanaca kararnn keyfi olduunu ya da bu kararn iimizdeki derinlikte yer alan bir eylerin davurumu olduunu sylememize yol amamal. Bu kssadan karlacak hisse, szck daar seimindeki nesnel ltlerin yerine znel ltlerin, akln yerine iradenin ya da duygunun konulmas deildir. Buradaki hisse, iin bir dil oyunundan brne doru gerekleen deimelere varmasndan sonra, ltler ve seim nosyonlarnn (keyfi seim dahil olmak zere) artk anlamszlamasdr. Avrupa, Romantik iirin ya da sosyalist politikann ya da Galileici mekaniin slubunu kabul etmeye karar vermedi. Bu trden deiiklikler ne lde tartma sonucuysalar o lde de bir irade ediminin sonucudurlar. Tersine, Avrupa belli szckleri kullanma alkanln tedricen yitirdi ve baka szckler kullanma alkanln da yine tedricen edindi. Kaynak: Richard Rorty. (1995) Olumsallik, roni ve Dayanma. ev. Mehmet Kk ve Alev Trker. stanbul: Ayrnt Yaynlar, s. 26-28.
259
2. b
3. d
4. c
5. a
6. e
7. b
8. e
9. c
10. d
260
Epistemoloji
Sra Sizde 3 Bu kitapta gerekelendirmeden ve insandan bamsz nesnel doru kavramnn epistemolojik boyutunda gelien tartmalar sergiledik. Geleneksel bilgi zmlemesine gre, gerekelendirme ve doruluk kavramsal olarak farkl ierie sahiptir. Bir nerme ok iyi gerekelere sahip olsa da, o nermenin sonunda yanl olduu ortaya kabilir. Peki, bu durumda doru kavram tam olarak nasl bir felsefi ve toplumsal ilev stlenmektedir? Richard Rortyye gre, kantlarn tesinde doru kavram, politik adan kt ynde kullanlabilecek, tehlikeli bir kavramdr. Tarihte, kapal sistemlerin ou doru ve hakikat kavramlarn kullanarak insanlar bask altnda tutmular, farkl yaam biimlerini sindirmilerdir. O yzden, doru kavram yerine toplum iinde ie yarayan inan kavramn yelemek, insanln geliimi ve ilerlemesi asndan daha uygundur. Ancak, bu tabloyu bir de tersinden dnmemizde yarar var. Eer, kantlarn veya toplumsalln dinamik zemini dnda nesnel dorular yoksa, bu durumun totaliter senaryolarn yolunu ama anlamnda daha tehlikeli olduu sylenemez mi? Eer nermesel doru nesnel dnya tarafndan deil btnyle toplumsal alanda belirleniyorsa, toplumsal gcn ne tarafa kaydna bal olarak dorunun da deitirilmesi ve arptlmas riski ortaya kmaz m? Bu ilgin ikilem, Rorty ve onu eletirenler arasnda nemli bir tartmann ekillenmesine neden olmutur.
Dalmiya, V. ve Alcoff, L. (1993). Are Old Wives Tales Justified, Feminist Epistemologies iinde, editrler: L. Alcoff ve E. Potter, New York: Routledge. DeRose, K. (2009). The Case For Contextualism: Knowlege, Skepticism and Context, vol.1. Oxford: Oxford University Press. Dewey, J. (1981). The Practical Character of Reality, The Philosophy of John Dewey iinde, editr: J. Dermott, Chicago: University of Chicago Press. James, W. (1907). Pragmatism: A New Way for Some Old Ways of Thinking. New York: Longman Green and Co. Kim, J. (1994). What is Naturalized Epistemology?, Naturalizing Epistemology iinde, editr: H. Kornblith, Cambridge: The MIT Press. Kornblith, H. (1994). What is Naturalistic Epistemology?, Naturalizing Epistemology iinde, editr: H. Kornblith, Cambridge: The MIT Press. Lynch, M. P. editor (2001). The Nature of Truth: Classic and Contemporary Perspectives. Cambridge: MIT Press. Nietzsche, F. (1968). The Will to Power. evirenler: W. Kaufmann ve R. J. Hollingdale, New York: Vintage Books. Orwell, G. (2008). Nineteen Eighty-Four. London: Penguin Books. Quine, W. V. (1961). Two Dogmas of Empiricism, From a Logical Point of View iinde, New York: Harper Torchbooks. Quine, W. V. (1990). Pursuit of Truth. Cambridge: Harvard University Press. Quine, W. V. (1994). Epistemology Naturalized, Naturalizing Epistemology iinde, editr: H. Kornblith, Cambridge: The MIT Press. Rorty, R. (1979). Philosophy and the Mirror of Nature. New Jersey: Princeton University Press. Rorty, R. (1982). Consequences of Pragmatism. Minneapolis: University of Minnesota Press. Rorty, R. (1995). Olumsallk, roni ve Dayanma. evirenler: Mehmet Kk ve Alev Trker, stanbul: Ayrnt Yaynlar. Schmitt, F. F. (1994). The Justification of Group Beliefs, Socializing Epistemology iinde, editr: F. F. Schmitt, London: Rowman & Littlefield Publ. Inc. Wittgenstein, L. (2006). Felsefi Soruturmalar. eviren: Deniz Kant, stanbul: Totem Yaynclk. Wittgenstein, L. (2008). Tractatus Logico-Philosophicus. eviren: Oru Aruoba, stanbul: Metis Yaynlar.
Szlk
261
Szlk A
A posteriori: Deneyim sonucu kazanlan, evrensel ve zorunlu olmayan bilgi tr. A priori: Tikel deneyim yoluyla kazanlmayan, evrensel ve zorunlu bir ekilde doru olan bilgi tr. Analitik cmle: Ykleminin kapsad bilgi cmlenin znesinde zaten ierilen, bu yzden yeni deneyimsel bilgi tamayan cmle. Argman (karm): Mantkta, bir nermenin belli ncllerin mantksal sonucu olduu iddiasn ifade eden nermeler dizisi. Dogmatizm: Bir inanc ya da inan sistemini sorgulamadan, irdelemeden, doruluundan phelenmeden kabul etme yaklam. Doalclk: Ontolojik olarak, var olan her eyin doaya ait olduunu savlayan gr. Epistemolojik olarak, bilinebilecek eylerin yalnzca doann unsurlar olduunu ne sren akm. Doalc dnrler, epistemolojik almalarda ve zellikle bilgisel normlarn oluturulmasnda deneyimsel ve bilimsel bilgilerin konuyla dorudan ilgisi olduunu iddia ederler. Doksa: nan veya kan kavramna karlk gelen Yunanca kelime.
B
Badam: nan, yarg, iddia gibi nermesel unsurlarn birlikte tutarllk ve uyum iinde olma, birbirine dayanak tekil etme ve bir btn oluturma zellii. Badamclk: Bir nermenin gerekeli veya doru olmas iin o nermenin dier nermelerle badam iinde olmas gerektiini savlayan epistemolojik gr. Badamclk, kavramlatrlmam deneyim paralarnn veya gerekliin kendisinin tek bana gerekelendirmenin ya da dorunun ortaya kmasn salayamayacan ne srer. Temelciliin en nde gelen felsefi rakibi. Balam: Bir olguyu veya konuyu anlalr klan dier olgularn, ilikilerin ve evresel koullarn oluturduu durumsal ereve. Balamclk: Bir nermenin gerekelendirilmi olma zellii kazanmasnn o nermeye inanan znelerin iinde bulunduu balamsal durumlara bal olduunu savlayan epistemolojik gr. Bilisel: Zihnin be duyudan daha st veya karmak dzeydeki ilevlerine atfen kullanlan sfat.
E
Enformasyon: Toplumsal olarak dolamda bulunan ve bireyler arasnda aktarlabilen bilgisel unsurlar. Bu kavram, insan bilgisinin oluumsal hammaddeleri iin de kullanlr. Episteme: Bilgi kavramna karlk gelen Yunanca kelime. Platonun felsefesinde, fiziksel dnyann bilgisinden ziyade varln veya zlerin bilgisi iin kullanlmtr. Etimoloji: Doal dillerdeki kelimelerin kkenlerini inceleyen bilim dal.
G
Gerekilik (Realizm): Nesnelerin, olgularn veya gerekliin znelere ve znel unsurlara bal olmadn, nesnelerin veya gerekliin kendi balarna var olduklarn ne sren gr. Alg felsefesi kapsamnda dorudan gerekilik adyla anlan ve zihinsel durumlarmz deil dorudan nesneleri algladmz savlayan akm. Gereklik (Realite): Gerekten var olan varlk alan. Gereklik kavramnn ontolojik ve epistemolojik anlamlarda tersi grnt, grnen veya grngdr. Gerek koul: Bir olgunun meydana gelmesi iin gerekli olan dier olgu veya olgular. Eer B olgusu A olgusunun gerek koulu ise, Ann gereklemesi iin Bden baka koullara gerek olabilir. Bir koulun gerekli olmas onun yeterli olduunu gstermez; yalnzca B gereklemeden Ann gerekleemeyeceini gsterir. Gerekelendirme: Bir nermeyi kantlarla destekleme ve bylece doruluk olasln ykseltme ya da inandrcln artrma ilevi. Gereksizlik kuram (Fazlalk kuram, Tarlk kuram): Doru nitelemesinin bir nermenin anlamna herhangi bir katks olmadn savlayan gr.
zmleme (Analiz): Bir kavramn kavramsal bileenlerini veya kavramsal alt unsurlarn felsefi yntemlerle gsterme ilevi.
D
Deneyimcilik: Bilginin tek kaynann duyu verileri ve alglar olduunu savlayan epistemolojik gr. Usuluun tersi. Dsalclk: Bir znenin inand belli bir nermenin gerekeli konuma gelmesi veya bilgi nitelii kazanmas iin, nermeyi gerekelendiren olgulara o znenin bilgisel eriiminin olmasnn gerekmediini savlayan epistemolojik gr. Bu gre gre, nermeleri gerekelendiren olgular znenin zihinsellii veya bilgi kapsam dnda olabilir. selciliin tersi.
262
Epistemoloji
Grng (Fenomen): Deneyimlenen varlk alanna veya dnyadaki olgulara verilen genel isim. Geleneksel metafiziin tasarlad gerekliin kendisinden farkl olarak, sonlu varlklara grnen dnyann olgusal unsurlar. Grngclk (Fenomenalizm): Epistemolojik ve ontolojik balamlarda grngler dnyas zerinde younlaan ve onun nemini n plana karan gr. Alg felsefesi kapsamnda, dorudan nesneleri deil yalnzca zihinsel durumlarmz veya zihnin ieriklerini algladmz savlayan akm.
K
Karlk kuram (rtme kuram, Uygunluk kuram): Bir nermenin doru olmasnn, o nerme ile dnya veya gereklik arasnda bir karlk, rtme ya da uygunluk olmas yoluyla olanakl olduunu savlayan felsefi gr. Kartezyen: Descartesn grlerine ilikin. Kategori: Bir ykleme karlk gelen eylerin toplamn ifade eden gruplatrma deyimi. Varlk veya var olanlar zerine deyi biimleri. En genel varlk trlerinin her biri. Kip: Felsefede, bir eyin olma veya ifade edilme biimi. Kozmos: Evren kavramna karlk gelen Yunanca kelime. Dzen iinde var olan eylerin btn.
H
Hakikat: Sonlu varln ve varlklarn tesinde neyin yattnn nihai yant. Bu deyim bazen gerekten var olan varlk alannn betimlemesi iin ontolojik bir anlamda kullanlr. Bazen de, lml bir yaamn anlam ve gizemi, lmden sonra bizi neyin bekledii, en derin yaamsal sorularmzn nihai yant anlamlarnda kullanlr.
L
Logos: Aklama, gereke, sebep, mantk, bilim, kelm kavramlarna karlk gelen Yunanca kelime. Genel olarak, akla ve aklcla ait olan.
selcilik: Bir znenin inand belli bir nermenin gerekeli konuma gelmesi iin, nermeyi gerekelendiren olgulara o znenin bilgisel eriiminin olmasnn gerektiini savlayan epistemolojik gr. Dsalcln tersi. dea: Platonun felsefesinde, grnen dnyadaki nesnelerin varlnn ve bilgisinin olanaklln salayan,ideal model oluturan, zihin yoluyla kavranabilen soyut nesneler. Modern a dnrlerinin temsilci felsefesinde, zihinde beliren ve bilgi ierii olan alg veya dnce paralar. deaclk: Metafizikte, nesnelerin var olmasnda veya oluumunda idealarn, zihinsel unsurlarn veya dncenin bir rol olduunu savlayan felsefi gr. Maddeciliin tersi. kicilik (Dualizm): Metafizikte, varlk alannda iki tzn olduunu savlayan gr. Descartesn felsefesi zelinde, madde ve zihnin bamsz tzler olarak ayrlmas. mgelem: Genel bir terim olarak, hayal gc. Epistemolojide, zihinsel eleri, zihinsel ierikleri veya zihindeki temsilleri badatrma ve ilintilendirme yetisi. roni (Tersinleme): Tuhaf veya gln ztlklar barndran durum. Richard Rorty gibi pragmaclarn kulland haliyle, byk felsefi sorulara nihai yantlar bulma abasn hafife alma tavr.
M
Maddecilik (Materyalizm): Metafizikte, nesnelerin var olmasnda veya oluumunda idealarn, zihinsel unsurlarn veya dncenin bir rol olmadn, maddenin zihinden bamsz bir tz olduunu savlayan felsefi gr. deacln tersi. Metafizik: Gerekliin yapsnn aklc yntemlerle ortaya konulmas, varlk kavramnn aydnlatlmas ve varlk alannda egemen olan temel ilkelerin aa karlmas hedeflerini tayan felsefe alan. Modern: Kelime anlam olarak, zamana uygun, imdiye ait olan. Felsefede, genel olarak, Descartestan 19. yzyla kadar uzanan a iin kullanlan deyim. Modern dncenin en temel zellii, akln ve dncenin gcne ve evrenselliine duyulan gven olarak ifade edilir.
N
Nesnel: zneden ziyade nesneye ait olan. Normatif: Norma, kurala, standarda, modele veya snrlara ait olan. Felsefede, normatif zaman zaman betimleyici kavramnn tersi olarak alnmtr. Betimleme veya betimsel bir eyin nasl olduu ile ilgiliyken, normatif bir eyin nasl olmas gerektii ile ilgilidir.
O-
Olguculuk: Metafizikte, olgular gerekliin temel yap ta alan gr. Doruluk kuramlar asndan, bir nermenin doru olabilmesi iin zihinden bamsz olgulara karlk gelmesi gerektiini savlayan akm.
Szlk Olumsallk: Metafizikte, zorunlu olma hlinin tersi. Ontoloji (Varlkbilim, Varlk kuram): Metafiziin zellikle varlk konusuyla ilgilenen dal. ncl: Mantksal bir karmda, hareket noktas olarak alnan veya kabul edilen nerme. nerme: ddia tayan bir cmlenin veya inancn ieriinde barnan dnce veya fikir. z: Metafizikte, bir eyi tanmlayan, ona nesnel kimliini kazandran temel ontolojik nitelik veya unsur. znel: Nesneden ziyade zneye ve znenin durumlarna ait olan.
263
Temelcilik: karmsal bir nermenin gerekeli veya doru olmas iin o nermenin nihayetinde temel baz nermelere dayanmas gerektiini ve temel nermelerin gerekelendirmelerini dorudan deneyimden aldn savlayan epistemolojik gr. Badamcln en nde gelen felsefi rakibi. Temsil: Felsefede, znel veya simgesel bir unsurun nesnel gerekliin bir parasna veya unsuruna soyut bir ekilde karlk gelmesi, onunla benzemesi, rtmesi veya onu ifade etmesi. Temsilcilik: Epistemolojik ve ontolojik balamlarda, temsil olgusu zerinde younlaan ve temsilin nemini n plana karan gr. Alg felsefesi zelinde, dorudan nesneleri deil zihinsel durumlarmz deneyimlediimizi ve zihinsel durumlarmzn gereklii temsil ettiini savlayan akm. Tikel: Genel kavramlara deil tek tek nesnelere ait olan. Tz (Cevher): Varl baka bir eye bal olmayan, bamsz var olabilen ontolojik birim veya unsur. Tutarllk: Mantkta, nermelerin birbirleri ile eliki gstermemesi durumu. Tmdengelim: Mantkta, ncllerden sonucun kesin bir ekilde kmasn amalayan argman tr. Tmel: Tek tek nesnelere deil genellie veya, dar bir anlamda, kavramlara ait olan. Tmevarm: Mantkta, ncllerden sonucun kesin bir ekilde kmad, ncllerin sonucun olasln belli bir oranda ykseltmesinin amaland argman tr.
P
Paradigma: normatif aklama getiren, aratrmaya k tutan veya rnek oluturan sistematik yap ya da model. Post-modern: Modern an ardndan zellikle son 150 ylda n plana km olan, modern dncenin aklclk ve evrensellikle ilgili varsaymlarna kar bir duru sergileyen ada entelektel yaklam. Pragmaclk (Eylemcilik): Felsefi sorunlarla urarken insanlarn faydalarnn ve ilgilerinin gz nnde bulundurulmas gerektiini savlayan A.B.D. kkenli dnsel akm.
S-
Sentetik cmle: Ykleminin tad bilgi cmlenin znesinde ierilmeyen ve bu yzden yeni deneyimsel bilgi veren cmle. Sorunsal (Problematik): zm belli olmayan kritik sorun veya aratrma konusu. Sylem: Konuma veya syleme eylemi. Sylenenlerin alan. Substratum: Locken felsefesinde, bilinebilecek nitelikleri barndran ancak kendisi bilgi konusu olmad iin varl ancak varsaylabilecek ontolojik temel veya tz. phecilik: nsan bilgisinin olanakllndan veya gvenilirliinden phe duyma yaklamnda bulunan epistemolojik gr.
U
Usuluk: Bilginin tek kaynann duyu verileri ve alglar olmadn, insann sahip olduu zihinsel kapasitelerin veya doutan gelen bilgilerin de bir kaynak oluturduunu savlayan epistemolojik gr. Deneyimciliin tersi.
Y
Yeter koul: Bir olgunun meydana gelmesi iin yeterli olan olgu veya olgular. Eer B olgusu A olgusunun yeter koulu ise, tek bana Bnin gereklemesi Ann gereklemesini salar. Ancak Ann gereklemesinin C gibi baka yeter koullar da olabilir. Bir koulun yeterli olmas onun gerekli olduunu gstermez.
T
Tabula rasa: Latince bo levha. Locken deneyimci felsefesi kapsamnda, insan zihninin doutan beyaz bir kat gibi bo olduunu ifade etmek iin kullanlr. Teleolojik: Amaca, hedefe ynelik. Telos: Ama, hedef, erek kavramlarna karlk gelen Yunanca kelime.
2
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Kuramsal bir alma alan olan epistemolojinin ne tr bir ilevi yerine getirdiini aklayabilecek, Epistemolojinin Bat Felsefesinde iki bin yl akn sredir urat temel konular kendi cmlelerinizle ifade edebilecek, Epistemoloji alannda ska kullanlan baz temel kavramlar aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Kuram Bilginin kayna Felsefe tarihi Norm nerme Bilisel nan Kant Gereke
erik Haritas
Epistemoloji
Epistemoloji Nedir?
GR KURAMSAL BR LEV OLARAK EPSTEMOLOJ EPSTEMOLOJNN TEMEL KONULARI VE SORUNLARI FELSEFE TARH VE EPSTEMOLOJ EPSTEMOLOJK ZMLEMENN BAZI ANAHTAR KAVRAMLARI
Epistemoloji Nedir?
GR
Bilimlerin adlarnn genellikle loji ile bittiini oumuz bilsek de, bu adlarn o alana ilikin ilgin ipular verebileceini pek dnmeyiz. Aslnda bazen bu ipular aka gzmzn nndedir: Sosyoloji deyimini sosyal kavram ile badatrp bunun da toplumsallkla ilgili olduunu karmak grece olarak kolaydr. Benzer bir durum psikoloji deyiminde yer alan psiko iin de sylenebilir. (nsanlarn ou, hayatnda en az bir kez iinde bir psikopatn yer ald korku filmi izlemitir ve buradan da psikonun ruh veya zihinle ilgili bir tarafnn olduunu karabilirler.) Bazen, loji ile biten alann ne olduu aktr, ancak lojiden nce gelen blmn ne olduundan emin olamayz. Astrolojinin burlarla ve fallarla ilgilenen bir alan olduunu tahmin etmek kolaydr ancak astro deyiminin Yunanca yldz anlamna geldiini az kii bilir. Bazen de, hem o deyimin ne olduunu bilmeyiz hem de kelimenin iinde yer alan unsurlar bize herhangi bir ipucu vermezler. Ornitolojinin kubilimi anlamna gelebileceini dnmek zordur. Dahas, felinoloji (kedileri aratran bilim dal) veya areoloji (Mars gezegenini aratran bilim dal) gibi alanlarn var olduuna inanmak olduka zordur. Epistemolojinin durumu da tannabilirlik ve poplerlik asndan biraz Marsbilim veya kedibilim gibi bir konumdadr. Bununla birlikte, hem felsefeyle hem de bilim/sanatla ilgilenen insanlar almalarnn bir noktasnda bu nemli deyimle ve deyimin ardndaki dnsel alanla, yani bilginin lojisi ile, bir ekilde karlarlar. Epistemolojinin Bat felsefesinde yaklak 2500 yllk bir gemii vardr ve bu alanda gnmze dek retilen dnceler ok byk bir fikirsel birikime karlk gelmektedir. Felsefenin bilgi kavram ile uraan dalna epistemoloji ad verilir. Epistemoloji dilimize bilgibilim, bilgi kuram veya bilgi felsefesi olarak da evrilmektedir. Genel olarak ifade edersek, epistemoloji bilginin olanaklln, yapsn, kaynaklarn, snrlarn ve kavramsal bileenlerini irdeler. Yunanca episteme ve logos kelimelerinin birleiminden oluan epistemoloji deyiminde yer alan logos un aklama, gereke, mantk, sz ve bilim gibi anlamlara geldiinden, nceki nitede sz etmitik. Episteme kelimesi ise, genelde bilgi olarak evrilir. Ancak kitabn ilerleyen blmlerinde de greceimiz gibi, bu evirinin nitelenmesi ve tarihsel baz aklamalarla ieriinin doldurulmas gerekmektedir. ncelikle, epistemoloji kelimesini Trkeye evirme abalarnda karlalan zorluklardan bahsedelim. Bilgibilim deyimi dilimize artk olduka yerlemi olmasna karn, bu deyim felsefenin bir alt alann sanki bir fiziksel veya sosyal bi-
26
Epistemoloji deyimini Trkeye evirmek belli zorluklar iermektedir.
Epistemoloji
lim kimliinde betimliyormu izlenimi vermesi itibaryla yanltc bir yn tamaktadr. Epistemoloji genelde kavramsal irdelemelerin egemen olduu bir alan olarak ortaya km ve kavramsal kimliiyle gnmze tanmtr. O yzden, arlkl olarak deneyimsel, gzlemsel ve deneysel boyutta i gren bilimlerden olduka farkl bir yapda olduu gzden kamamaldr. Bu durum, epistemolojinin bilim kelimesiyle aklanmasnn veya tanmlanmasnn sakncalarn sergilemektedir. Sz konusu sorunsaln Almanca gibi dillerde biraz daha farkl bir grnm sergiledii dnlebilir ancak dilimiz asndan bilgibilim deyiminin uygun olduu phelidir. Epistemoloji iin bilgi kuram ve bazen de bitiik olarak bilgikuram deyiminin kullanlmas ise, Bat dillerindeki dilsel uygulamalara uygunluk asndan tercih edilebilmektedir. (rnein, ngilizcede hem epistemology hem de theory of knowledge deyimi yaygn olarak kullanlmaktadr.) Her ne kadar bilgi kuram iyi bir eviri seenei gibi grnse de, aslnda zerinde bir para dnldnde kayda deer bir saknca barndrd grlebilir. Kuram veya teori kelimesi ounlukla belli bir aratrma alan ve disiplini iindeki farkl kavramsal ereveler veya paradigmalar iin kullanlr. rnein, fizik alannda Newtonn kuram uzun sre etkisini srdrm ve ardndan 20. yzylda yerini Einsteinn Grecelik Kuramna brakmtr. Felsefenin alt alanlarnda da durum farkl deildir. Etik, metafizik ve epistemoloji gibi alanlarda farkl kuramlar birbiriyle yarmakta ve karlkl olarak argmanlar ve kar argmanlar retmektedirler. Durum byleyken, bilgi kuram ifadesini kullanmakta kafa kartrc bir yn olduu aktr nk aklmza doal olarak hangi bilgi kuram? sorusu gelir. Bu ve benzeri nedenlerden dolay, bilgikuram veya bilgibilim yerine bu kitapta epistemoloji deyimini tercih edeceiz.
27
zar kelimesinin de bakmak veya bak anlamna gelmesi tesadf deildir ve arada tarihsel bir etkileim sz konusudur). Burada not etmemiz gereken bir nokta, theorein fiilindeki bakma nn, karmakszn uzaktan ilgiyle izleme gibi bir anlam tamasdr. Kelimenin bileenlerine daha yakndan bakarsak, theoria deyiminde yer alan thea, d grn veya grnt anlamlar tar. Theoria da thea ya ek olarak horao da bulunur ve bu deyim bir eye dikatle ve ilgiyle bakmak, izlemek anlamn ierir. (rnein, ngilizcedeki theater (tiyatro) kelimesi de thea kknden gelir.) Bu anlamda, theoria dan treyen theoros un evirisi izleyici olarak yaplabilir. Ancak theoros, orijinal anlam itibaryla, ilgisiz ve kopuk bir tarzda bakan kii olarak anlalmamaldr. Theoros, mdahale etmeden ve renme isteiyle izleyen insanlara verilen addr. Bu kiiler (yani, kelimenin oulunu kullanrsak, theorioi) ou zaman, renme amacyla deiik ehirlere gidip eitli festivallere katlan kltr elileriydi. Her ne kadar gsterilere karmadan izleseler de, gittikleri yerlerde gerekletirilen trenlerin, ayinlerin ve lenlerin iinde bir lde yer aldklar da bilinmektedir. Ksacas, kopuk ve ilgisiz bir seyircinin konumundan olduka uzaktlar. Kuramsal veya teorik deyiminin gnmzdeki kullanmna bu sylediklerimizin nda yaklaabiliriz. Biz gnlk yaamda teorik kelimesini gzlenebilir olgulardan uzak veya soyutluk derecesi nedeniyle anlalmas zor gibi anlamlarda kullanrz. rnein, bilimsel fikirlerin ve tezlerin ou bu niteliktedir. Eer yukarda kelimenin kkenine dair sylediklerimiz bir ipucu olarak alnabilirse, kuramsal bak kavramnn ilgiyle ancak belli bir uzaklktan izleme kavramyla ilikili olduu kaydedilebilir. Bu tam olarak ne anlama gelmektedir? Felsefe asndan bakldnda, kuramsal ilgi ya da kuramsal aratrma aslnda felsefenin olanakl olmasnn en temel kouludur. Logos un iinde yer alabilen veya varlnda logos barndran bir canl olan insann en nemli zelliklerinden biri, algnn tesine geerek kuramsal dnebilmesidir. Kuramsal bak bu anlamda zel bir baktr. Bunu bir rnek zerinden anlamaya alalm. Sradan bir insan bir atala bakt zaman o nesneyi alglanabilen zellikleri ile kavrar. Ancak ayn atal mikroskobik llerde inceleyebilen bir bilim insan iin atal, atomalt paracklardan oluan bir eydir. Bu durum elbette bilim insannn bizim grdmzden farkl bir nesneye bakt anlamna gelmez. Fizikinin kuramsal bak da ayn nesneye ynelmitir. Ancak fizikinin bak ve kavray karmak bir kuramsal sistemin dolaymndan geerek ortaya kar. atal gibi sradan bir nesnenin atomik yaps zerine konumak, st dzey bir logos un uygulanmas ile olanakl hle gelir. imdi bu dncenin felsefe alanna nasl uygulandn sergileyelim. Felsefenin alt alanlarnda da, eitli bilimsel disiplinlerde olduu gibi, nesnelerden oluan dnyaya farkl bir bak getirilmeye allr. Bu anlamda felsefenin kuramsal perspektiflerinin yneldii dnya, zerinde var olduumuz ve nefes aldmz somut dnyadr. Ancak nasl fiziki bir atala ok farkl bir bak getirip atomlardan ve molekllerden sz edebiliyorsa, felsefeci de deneyimlenen dnyaya farkl bir yaklamda bulunabilir. Fizikinin betimledii atomalt dnya alglarmza verili bir dnya deildir, ancak fiziksel kuramlarn ieriklerinin masalms veya uyduruk bir dnya tasviri olduunu dnmeyiz. Tam tersine; fizikinin, kimyacnn veya biyoloun bilinen dnyaya dair bizim dorudan gremediimiz ancak nemli bir gereklik barndran daha derin bir aklama sunduuna inanrz. Felsefi irdelemeler de, bu anlamda, dnyaya ilikin derin bir bak ierir; insann logos unun st dzey uygulanmasnn bir sonucudur.
28
Epistemoloji
Kuramsal dnmenin veya logos un st dzey uygulanmasnn felsefede karmza kan arpc bir rnei tanmsal ilevlerdir. nsanlarn gndelik anlamda bilgi ve kavram sahibi olmalar son derece olaan bir olgu olarak kabul edilir. Buna karn, kavramlar veya tanmlar zerine dnmek sklkla yaptmz ilevler deildir. nsanlara bir kavramn tanm sorulduunda genelde ilk tepki aknlktr, ardndan gelen tepki ise somut bir rnek vermektir. Adalet nedir? sorusuna verilen tipik bir yant sulular cezalandrmak eklindedir. yilik nedir? sorusu pek ok kez muhta olanlara yardm etmek gibi bir ifade kullanlarak yantlanr. Ancak, sulular cezalandrmak ve muhta olanlara yardm etmek ifadeleri, ele alnan kavramlarn tanm deil, yalnzca somut sonular ya da rnekleridir. Platon ve Aristotelesin srarla zerinde durduu gibi, bir kavramn tam olarak anlalmas ile o kavramn rneklerini baaryla saptayabilme farkl trde yeteneklerdir. Ve felsefeciyi dierlerinden ayran bir zellik kuramsal ilgilerinin olmas ve zellikle de kavramlarn kendileriyle ilgilenmesidir. Bu noktada doal olarak bilgi kavram konusunda kuramsal bir ilgi beslemenin neden nemli olduu sorulabilir. Bu sorunun en basit ve ksa yant, insann yalnzca merakl deil ki rnein kediler en az insanlar kadar merakldr ayn zamanda bilisel gelimilik asndan dier hayvanlardan farkl bir canl olduu gereinde yatmaktadr. Felsefenin dier konularnda olduu gibi, yaam ve dnya zerinde kuramsal dnce gelitirmek insann bilincini daha st bir dzeye karr. Epistemoloji alannda retilen irdelemeleri kavram olan insanlarn sradan bilgilenme srelerine baklar da niteliksel olarak deiir. Bunun en somut gstergesi, elbette, kuramsal irdelemelere yatkn insanlarn dnsel veya bilgisel tuzaklara kolayca dmeden anlayabilme ve yorum yapabilme yetenei kazanmalardr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Hem fizik alannda alan bilim insanlar hem de epistemoloji alannda alan felsefeciSIRA SZDE ler, dnyaya algnn tesinde bir bakla yaklarlar. Bu anlamda, bir fiziki ile bir bilgi felsefecisinin, btn farklarna karn, benzetii genel noktalarn ne olabilecei ve bu D N E L yaln gzlemden farkllat noktalarn nasl ifade edilebilecei koiki tr aratrmann M nusunda kendi dncelerinizi retmeye aln.
DKKAT
S O R U
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
TELEVZYON
Bilgi sahibi olmak bizim iin en sradan grnen olgulardan biridir ancak normalK T A P de bilginin kaynaklar zerine ok fazla dnmeyiz. Bunu derken tam olarak neyi kastettiimizi ak hle getirmekte yarar var. Kaynak kavram, dar bir ekilde anlaldnda, toplumsal yaantmz iinde yer alan enformasyon kanallar eklinTELEVZYON de anlalabilir. Enformasyon anlamnda bilgiyi eitli yollardan alrz. rnein, yakn evremiz, olaylara tanklk eden insanlar, nternet ve basn-yayn organlar bizim bilgi edindiimiz kaynaklardr. Ancak bu soru daha geni, daha evrensel, daha felsefi bir N T E R N E T perspektiften de sorulabilir. Bu geni adan bakldnda, kaynak sorusunu, insann bilgilenme kapasiteleri veya yetileri balamnda ifade edebiliriz.
29
nceki nitede canl olma ve insan olmann ayrc zellikleri konularnda saptamalarda bulunmutuk. Bizi saran evrene ilikin bilgilenmemiz sz konusu olduunda, ncelikle, be duyumuz araclyla evrene aldmz gerei aklda tutulmaldr. O yzden, algsal olarak ak olmak bizim en temel bilgisel zelliimiz olarak alnabilir. Ancak bu noktann belirtilmesinin ardndan, epistemolojik adan ilgin bir tartma balar: Algsallmz, bize bilgi salayan tek kaynak tr mdr? Grdklerimiz, duyduklarmz, dokunduklarmz, kokladklarmz ve tattklarmz dnda bilgilenmenin baka bir yolu var mdr? Eer ben yalnzca grme veya duyma gibi alglar araclyla bilgilenen bir varlksam, rnein, erdem kavramnn bilgisini nasl edinebiliyorum? Bu, zerinde dnmeye deer bir sorudur nk biz davranlar gzleyebilsek de, etik (yani, ahlaka ilikin) nitelikleri duyular araclyla algladmz sylemek garip bir iddia olur. Ayrca, eer duyular dnda bir bilgi edinme yolu yoksa, 250 ile 750 saylarnn toplamnn 1000 ettiini bilmem nasl aklanabilir? Bu sorularn z u ekilde ifade edilebilir: Algsal duyular st dzey logos kullanm gerektiren zihinsel veya entelektel ilevlerimi aklamada yeterli midir? Duyulardan nce ya da duyularn tesinde bir bilgilenme yolu veya yntemi var mdr? Bu trden sorular, epistemoloji ile uraanlarn zerinde durduu ve yantlamaya altklar nemli sorunsallar olarak ortaya kmlardr.
30
Epistemoloji
Bilginin Olanakll
Felsefeciler, biraz artc bir ekilde, bilginin olanakll konusunda da irdelemelerde bulunup, genelde sormaya alk olmadmz sorular sorarlar. Bilginin olanakll konusu sra d bir tartma konusudur nk st dzey bilisellik veya bilgisellik bize insan olmann znde yatan bir zellik gibi grnr. Bu adan bakldnda bilgi edinmenin olanakllnn ne tr bir soruna karlk geldiini anlamak ilk bata zor grnebilir. Ancak, felsefe disiplininin iinde almaya balayan insanlarn ksa srede fark ettii gibi, felsefi sorgulamalarn derinliinin ve apnn nceden belirlenebilecek dnsel bir snr bulunmamaktadr. Elbette insanlar iin dnsel snrlar zihinsel, dilsel ve kavramsal olanaklar veya yetiler tarafndan istemsiz olarak belirlenebilir; ancak bu tr verili snrlarn iinde felsefecinin sorgulamadan kabul etmesi gereken deimez ilkeler veya dorular yoktur. Felsefeyi dier dnme ve aratrma dallarndan ayran en nemli zelliklerden birisi budur. Bir mhendis, avukat, mimar veya doktor iini yapabilmek iin sorgulamayaca temel varsaymlara gereksinim duyar. Felsefecinin ise, belli varsaymlar ve ynelimleri olsa da, bu varsaymlar, inanlar ve ynelimler her zaman sorgulamann hedeflerinden biri olabilir. Bu durumun doal bir sonucu, felsefenin kesin ve herkesin zerinde uzlaabilecei sonulara kolayca ulaamamasdr. Ancak kesinlikten uzaklk ve her an yolda olma durumu felsefenin zgrlk alann genileten ve dier aratrma alanlarndan ayran zelliklerdir. Bu noktann hem epistemoloji hem de genel olarak felsefenin kimlii konusunda nemli mesajlar iermesinden dolay, konunun stnde biraz durmakta ve baz vurgular yapmakta yarar gryoruz. Gnlk yaamda bilgi alveriinde bulunur, bilginin ne olduunu veya gerekten olup olmadn sorgulamayz. Fakat epistemolojik almalarn st dzey bir uygulamas da, bilginin gerekten olanakl olup olmad konusunda derinlikli sorgulamalar yrtmektir. Bu sorunun nemini kavrayabilmek iin, felsefenin dier pek ok alannda olduu gibi, gnlk alkanlklarmz bir para terk etmek, kesin gzyle baktmz dorular geici bir sreliine de olsa askya almak ve sorgulamay baka bir gzle yrtmek gerekebilir. Elbette, bylesi abalar rahat ve gvenli grnen bilgisel konumumuza taze bir gzle bakmay, ksacas zahmete girmeyi gerektirmektedir. Ancak alar boyunca felsefi dnmeyi seven insanlar bu tr dnsel abalara girme cesareti gstermilerdir. Bunun en arpc rneklerinden biri, 4. nitede ayrca irdeleyeceimiz zere, nl Fransz dnr Descartesn felsefi sorgulamalarna hibir eyi peinen bilgi olarak kabul etmeden balamaya karar vermesidir. Bunun nedeni, Descartesn, daha nce bilgi olarak kabul etmi olduu dnce paralarnn nemli bir ksmnn yanl olduunun farkna varmasdr. Bu durum karsnda Descartes, ounluun (veya otoritenin) inand fikirleri askya alp, sadece dnce yoluyla dorular bulma gibi byk bir servene kalkr. Kartezyen (yani Dekart) felsefenin ulat felsefi sonularn doruluu veya yanll ayr bir tartma konusudur. Ancak, felsefe tarihiyle ilgilenen insanlarn ounun da takdir ettii zere, Descartesn giriimi son derece ilgin ve aydnlatc ynler ieren, dnmeyi seven insanlara her zaman ilham vermi olan bir abadr. Descartesn yapt gibi, kesin ve gvenilir bilginin olup olmad ve varsa ne olduu konusunda sorgulamaya girmek elbette son derece kkten ve sra d bir irdeleme rneidir. Ancak felsefe ile uraan kiilerin aratrmalarnn nnde snrlayc duvarlar veya engelleyici dnsel tabular olmad dnlrse, bilginin
31
kavramsal ayrntlarn irdelemeye ek olarak, bilginin olanakll gibi bir konuda da akl yrtme ve tartma retimi yaplabilmesi mmkn hle gelmektedir. Bilgiyi tanmlamak ve bilginin olanaklln sorgulamak felsefi SIRA SZDE ilev rnekleridir. Bununla birlikte, bu iki aratrma veya sorgulama tipi arasnda belli bir yapsal fark var gibi grnmektedir. Bu iki sorgulama trnden biri dierine gre daha kkten bir nitelie saNELM hiptir. Bu konu zerinde dnerek, aralarndaki farka ilikin fikirDretmeye aln.
S Yeni Bilginin Toplumsal Boyutu ve Epistemolojinin O R U Kimlii
SIRA SZDE
DNELM S O R U
zellikle 20. yzyl felsefesinde kendine yer bulmu olan bir sorunsal, bilgi kavram ve bilgi edinimi sreleri ile toplumsallk arasndaki ilikinin saptanmas ile ilDKKAT gilidir. u ana kadar sunduumuz irdeleme ve tartmalar, bilgi ve toplum arasndaki felsefi ilikinin tam olarak ne olduu konusunda soru iaretleri uyandrabilir. SIRA SZDE Bu soru iaretleri elbette yersiz deildir. Felsefe tarihinde epistemoloji alannda yrtlen almalarda, toplumsal unsurlar genelde tartmalara yansmam ve bilgi konusundaki aratrmalar neredeyse yaltlm bireysel giriimler olarak kimlikAMALARIMIZ lenmitir. Elbette bu durum epistemoloji alanna snrl bir olgu deildir. Felsefenin geleneksel yaps byk oranda bireysellikle rlmtr. Eski Yunanda, insan aklnn en temel ilkeleri veya dorular bilme kapasitesiK T A P ne sahip olduu dncesi hakimdi. Platon yurttalar arasnda filosofia yani bilgelik sevgisi ilevini yerine getirenlerin hakikati bir ekilde kavrayabileceinden emindi. Balangcnda Descartesn yer ald Yeni a boyunca VdaY felsefecilerin TELE Z ON ounluu insan aklnn yapabilecekleri konusunda derin bir gven tayorlard. Yukarda Descartesn felsefeye radikal ve cesur yaklamndan sz etmitik. Bu balamda, Descartesn felsefi perspektifini nasl oluturduuna yakndan bakmak NTERNET tartmamz asndan yararl olabilir. ncelikle, Descartesn dogmatizmden, otoritenin etkisinden, yanl bak alarndan, eski alkanlklardan, irdelenmeden benimsenen fikirlerden etkilenmeyen bir sorgulama yrtme hedefi tadn belirtmemiz gerekiyor. Elbette, Descartesn dncenin zerindeki olumsuz etkiler olarak grd bu unsurlarn ou toplumsal rgtlenmelerden veya toplumdaki dier bireylerin fikir ve ynelimlerinden kaynaklanmaktadr. Bu yaklamn doal bir sonucu, evresel unsurlarn bizim saf bilgiye ulamamzn nnde ciddi bir engel oluturduunun savlanmasdr. O hlde felsefeci, aklc kapasitelerini kullanarak, evreden kaynaklanan ve bilgiyi kirleten unsurlar filtreden geirir ve bilgiye eriimi gerekletirir. Bu resimde arpc olan nokta, toplumsalln bilgiye ulamada almas gereken bir engel olarak grnmesidir. zne, bilme kapasitesine sahiptir. Ancak, gvenilir bilgiye ulam iin, bilisel kapasitelerin veya bilgisel unsurlarnn safl gerekmektedir. Descartesn byk projesini zel klan temel neden, bu saflk araydr. Bu rnekte, safln arand yer zihinselliin ii, safl bozan yer ise zihnin dndaki dnyadr. Her ne kadar tartmay u an Kartezyen Felsefe zerinden yrtyor olsak da, felsefecilerin saflk araynn, rnein, Platondan 20. yzyln Mantk Pozitivizm akmna kadar srdn belirtmemiz yanl olmaz. zellikle epistemoloji alannda, felsefeciler bilim kavramnn gizemini toplumsall -ve sk sk tarihsellii de- devre d brakarak zmeye ynelmilerdir. Ancak, epistemoloji de dhil olmak zere, felsefenin alt dallarnn ounda artk olduka farkl bir yaklamn olduu sylenebilir. Modernizmin veya Aydnlanmann ideallerinin byk apta eletirilmekte olduu gnmzde, felsefecilerin eski alarda benimsemi olduu bilgisel, dnsel veya kavramsal normlarn bel-
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
32
Epistemoloji
li oranlarda yerinden oynadn sylemek yanl olmaz. Felsefe ve zelde epistemoloji, eski alkanlklarn ok kkl olduu disiplinlerdir. Bu anlamda, felsefenin alt alanlarnda gerekleen dnmlerin veya dnsel devrimlerin ou zaman alan sreler olarak ortaya kmaktadr. ngiliz felsefeci Alfred Whitehead tm Bat Felsefesinin Platon zerine yaplm dipnotlar olduunu ileri srmt. Bu elbette olduka tartmaya ak ve kkten bir iddiadr. Her durumda, felsefe olarak bilinen disiplinin gemiin bir miras olduu, epistemoloji alt alannn da gnmzden bin yllar nce yaplandn aklda tutmak gerekir. Gnmzde olan deiim ise, felsefenin temel alanlarnda, zellikle toplumsallk ve tarihsellik konularnda, yeni bir bilincin gelimesidir. Bu kitabn sonlarnda daha ayrntl olarak deineceimiz gibi, epistemoloji de son yz yldr bu deiim ve dnmlerden byk oranda etkilenen bir alan olmutur.
Felsefe tarihi boyunca retilen fikirler, daha sonra gelen nesillerin dnsel ilevlerine k tutmaktadr.
33
zaman zaman kullanlan dilin eskilii veya yazarn ait olduu kltrn farkll nedeniyle anlama serveni etrefilli bir hl alabilse de, okurun olumlu tavrnn nemli dnsel dlleri olabilmektedir. Tam tersine, felsefe tarihine bakmay reddederek, rnein, bilgi zerine felsefi fikirler retmeye alan bir kii, gemite retilen dnceleri ve argmanlar bilmedii iin belli zmleri kendisinin yaratt izlenimine rahata kaplabilir. Dnsel servenleri ciddiye alan insanlarn gz nne almas gereken bir dier konu da budur.
Norm ve Normatiflik
Felsefenin eitli alanlarnda yaplan sorgulama ve zmlemelerde sk sk gndeme gelen bir konu norm ve normatiflik kavramlar ile ilgilidir. Kitabn ilerleyen blmlerinde yer vereceimiz epistemolojik tartmalarn derinliklerine girmeden nce, bu iki kavram zerinde ksaca durmakta yarar gryoruz. Norm, en genel hliyle, dzenleyici ilke veya kural kavramna iaret eder. Etik kurallar normatif nermelerin en bilinen rnekleridir. Hrszlk yapmak yanltr cmlesi normatif arl olan bir ifadeye karlk gelir. Normatif nermelerin ilevlerini ve nemini iyi anlamann bir yolu, bu tr nermeleri normatif olmayan ifadelerle karlatrmaktr. Betimleyici, tasvir edici veya anlatc nitelikte olan yani yalnzca bir durumu veya olguyu ileten cmleler, normatif olmayan ifadeler arasnda saylabilir. Hrszlk yapmak yanltr cmlesi normatif bir ifade iken, Byk ehirlerde hrszlk olduka yaygndr cmlesi ise betimleyici veya sergileyici bir yapdadr. Epistemoloji alan iinde norm ve normatiflik konusu nemli bir yer tutmakta, ancak tartmaya ak ynler de tamaktadr. nsan bilgisinin nasl olduu (yani, betimleyici boyut) epistemolojinin esas ura alanlarndan biridir. Ancak, bilgi konusu zerine alan felsefecilerin ou epistemolojinin normatif bir aba olduunu da syleyecektir. Bunun anlam, bilginin iyi veya doru rneklerinin yani dnyaya dair inanlarmzn nasl olmas gerektii konusunun epistemolojinin konular veya ilgileri arasnda yer alddr. Aada da szn edeceimiz gibi, bilgi kavramnn iinde gerekelendirmenin olmas, bilginin belli bir norma uygunluk gstermesi anlam tamaktadr. Gerekelerle desteklenmi inanlar, desteksiz veya kant zayf inanlardan daha iyi ve daha tercih edilir durumdadr. Fakat, aktr ki; daha iyi ve daha tercih edilir olma, deerlendirmesel veya normatif ifadelerdir. Normatiflik kavramnn epistemolojideki yerine ilerleyen nitelerde tekrar dneceiz.
nermesel Bilgi
Bilgi kavram epistemolojinin temel irdeleme konusu olsa da, bilginin her boyutunun epistemoloji alan iinde eit lde ilgi grdn ve irdelendiini syleyemeyiz. lk nitede, bilginin baz boyutlarnn, alldk anlamyla logos la ilintili olmayabileceini belirtmitik. Bisiklete binmeyi bilmenin ve igdsel bilginin (tabii,
34
Epistemoloji
eer bunlar bilme trleriyse) logos barndran bilgi trleri olmad savlanabilir. Logos ieren veya logosun iinde yer alan bilgi trleri iinde felsefecileri en ok megul eden bilgi tr nermesel bilgidir. nerme deyimi, ksaca ve kabaca bir iddiada bulunan bir cmlenin ieriinde barnan dnce veya fikir olarak tanmlanabilir. O hlde, her cmle bir nerme deildir. Yaasn! veya Nasl yani? ifadeleri gramer asndan birer cmledir ancak bu cmleler birer nerme deildirler. Buna karn, Limon sardr, Geen hafta ok yoruldum ve zmir Trkiyenin bakentidir cmleleri birer nermedir nk doru ya da yanl olsunlar belli bir iddia iermektedirler. Bu kitapta bizim ilgimiz daha ok nermesel bilgi etrafnda olacak. Bir nermenin bilinebilmesi felsefe tarihinde Platondan bu yana en byk felsefi sorunlardan biri olarak alglanmtr. lerleyen blmlerde bu konunun neden nemli bir sorun tekil ettii ve ne tr incelikler ve zorluklar tadna dair ortaya konan tartmalar sergileyeceiz.
nermesel Doru
Epistemolojide doru kavram nemli bir yer tutar. Bu kavramn betimleyici kullanm ile dier balamlardaki kullanmlar birbirine kartrlmamaldr.
Doru kavram, bilgi zerine dnen felsefeciler iin ok byk bir neme sahiptir. Bu konuda ilk olarak belirtmemiz gereken nokta udur: Pek ok Bat dilinde doru ve yanl deyimlerinin normatif ve betimleyici kullanmlar iin birbirinden ayr kelimeler kullanlrken, Trkede farkl bir durum gzlenir. Dilimizde doru ve yanl hem normatif hem de tasvire ynelik anlamlar barndrmaktadr. Dorunun etik kullanmndan rnekler verirsek, doru insan ve doruluktan ayrlmamak gibi deyimlerde normatif bir taraf vardr. Yanln normatif kullanmna bir rnek htiyac olduunda kardeine yardm etmemesi ok yanlt cmlesidir. Etik kullanmda dorunun tersi, gvenilmez, knamay hak eden gibi kavramlardr. te yandan, dorunun ve yanln farkl bir kullanm olduu da aktr. Bu kullanm, kendisini betimleyici balamlarda gsterir. Biz insanlarn iddialar veya yarglar karsnda Bu sylediin yanl, Bu doru bir iddiadr gibi ifadeler kullanrz. Betimleyici balamlarda ortaya kan bu kullanm kapsamnda, bir nerme iin doru nitelemesini kullanmak, onun dnyada olan olgularla uyum iinde olduunu belirtme anlamn tar. rnein, Tavuklar uabilir ve New York talyann bakentidir nermelerinin doru olmadn sylediimiz zaman sz konusu olan durum budur. Elbette, felsefe tarihinde doru kavramnn daha geni veya daha derin kullanmlarnn olduu balamlar bulmak olanakldr. Ancak bu kitap kapsamnda bizim temel ilgi odamz, betimleyici boyuttaki nermesel doru kavram ve onun epistemolojik tartmalardaki ilevleri olacak.
Bilisellik
Yalnzca felsefecilerin deil, deneysel psikologlarn ve yapay zek zerine alan mhendislerin de ska kulland kritik deyimlerden biri biliseldir. Bu kavram, zaman zaman bilgisel ile e anlaml olarak kullanlmakta ve bilgi ile olan yakn ilikisi nedeniyle kafa karklklarna neden olmaktadr. Bilisel deyiminin ngilizcesi olan cognitivein kelime kknde bulunan gnoscere de bilmek, kavramak gibi anlamlara gelmektedir. Kelime anlam itibaryla birbirine ok yakn olan bu deyimlerin arasnda, ince bir ayrmn olduunu syleyebiliriz. Bilisel sfat, genelde, bir st dzey zihinsel ilevler yelpazesi iin kullanlr. Bu yelpazenin kapsamndaki ilevlerin en nde gelenleri duyular araclyla alglama, bellek ilevleri, akl yrtme ve bilgilenmedir. Bu ilevlerin tm, st dzey zihinsellii gerektiren sreler ierir.
35
Elbette bu son nokta tartmaya aktr. Daha aka dersek; bellek, akl yrtme ve bilgilenmeye ek olarak algnn da st dzey bir zihinsel ilev olduu iddias pheyle karlanabilecek bir savdr. Ancak 1960lardan itibaren psikolojide egemen olan bilisel ekole gre, alg, yaln duyulardan farkl olarak, bilin d ve hzl karar verme mekanizmalarnn iin iine girdii karmak bir zihinsel sretir. O hlde, bilisellik, bilgi kavramn da iine alan daha geni bir kmedir. Bilisel sfat da, buna uygun olarak, bilgisel sfatna gre daha geni bir anlama karlk gelmektedir.
nan
nan ve inanmak kavramlar denildiinde akla ilk gelen dinsel balamlardr. nan sahibi olmak deyiminin ilk artrd kavram Tanrdr. Tanr inanc dncesine ek olarak, inan kavram, gven ve kararllk kavramlar ile ilintili olarak da ska kullanlr. rnein, mcadelenin baarya ulaacana duyduu inanc kaybetmek gibi bir deyimde yer alan inan kavram bu trden bir anlam tar. imdi konunun epistemolojik boyutuna geelim. Dnya bilgimiz asndan bakldnda, inan bilgiyi hedeflemenin ve bilgiye ynelmenin bir parasdr. Bu balam, aka grlecei gibi, Tanr inancna sahibim, Aka inanmyorum veya Her eye ramen insanla inanyorum cmlelerindeki balamlardan biraz farkldr. Epistemolojik balamdaki kullanmn tipik rnekleri Dinazorlarn bu gezegende yaam olduuna inanyorum, imenlerin yeil olduuna inanyorum ve zmirin Trkiyenin bakenti olduuna inanyorum gibi nermelerdir. Burada birka noktann altn izelim. ncelikle, bir inan, inan etiketini hak edebilmek iin, doru olmak zorunda deildir. nanlarmzn bir ksm doru, bir ksm ise yanltr. Eer bir insan Gnein Dnyann etrafnda dndne inanyorum gibi yanl bir inanc samimiyetle ifade ederse, onu cahil veya aklclktan uzak olmakla sulayabiliriz; ancak bu, insanlarn yanl inanlara da sahip olabilecekleri gereini deitirmez. kinci olarak, her ne kadar hem doru hem de yanl inanlar edinmemizin nnde bir engel olmasa da, insanlar genelde dnyaya veya evrene dair inanlarnn doru olmasn tercih ve arzu ederler. Daha sonra irdeleyeceimiz gibi, inan kavramnn epistemolojik boyutunun en kayda deer ynlerinden biri budur.
Kant
Epistemolojik almalarda ve zmlemelerde ok nemli yer tutan kavramlardan biri de kant kavramdr. Kant deyimi gnlk yaamda seyrek olarak ve yalnzca belli baz balamlarda karmza kar. Bu balamlara verilebilecek tipik rnekler, polisiye ve hukuksal durumlardr. Sulularn peine den polisler kant toplamaya alr, mahkemede savclar tutuklanan kiilerin aleyhine kantlar sunarlar. Bu tr balamlarda kant kavramn belirtik bir ekilde kullanrz, dier balamlarda ise zerinde fazlaca dnmeyiz. Ancak, kantn epistemolojik almalar kapsamnda nemli bir ilevi bulunmaktadr. Bu kavram, insann bilgisel durumlarnn felsefi irdelemesi srasnda ska kullanlr. Baka bir deyile kant kavram epistemolojik balamlarda yrtlen zmlemenin en nemli gerelerinden biridir. Bunu bir rnek zerinde anlamaya alalm. Benim Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr gibi bir inancm var. Bu inancmn epistemolojik konumunu irdelediimizde ilgin bir durumla karlarz. Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr inancmn oluma nedeni benim kiisel olarak gidip Ay yzeyinde gzlemlerde bulunmam
36
Epistemoloji
deildir. Buna karn bu inancn doru olduuna sanki ben olguyu dorudan alglamm gibi gl bir ekilde inanrm. Bunun nedeni, benim Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr nermesinin kantlarna veya siciline duyduum gvendir. Sz konusu inancma destek salayan kaynak, rnein, komularm arasnda geen konumalar deil, bilimsel almalarn sonularn aklayan kitaplardr. Bu rnekte aktardmz noktann genel bir epistemolojik durumu temsil ettiini belirtebiliriz. nsan bilgisi, biz farknda olalm ya da olmayalm, arlkl olarak kant olgusu zerine kuruludur. Elbette, kantn yalnzca olumlu veya baarl bilgisel balamlara ait olduunu dnmek hata olur. Baz kantlar bizi yanltmalarna karn, nihayetinde, kant kavram kapsamnda yer alrlar. Gndelik bir sohbet srasnda arkadalarndan Ayn zerinde ok sayda kakts vardr gibi bir nermeyi duyan bir kiinin bu duyumu temel alarak baka baz sama inanlar oluturmas da olanakldr. Byle bir bilgisel durumu yetersiz bulma eiliminde olmamz normaldir. Ancak, kavramsal olarak bakldnda, Ayn zerinde ok sayda kakts vardr nermesine inanan bir insann da kantsal bir zincirin iinde inan oluturduunu sylemeliyiz. Baka bir deyile, kantn kavramsal betimlemesi ile kantn yeterlilii veya yetersizlii konularn birbirine kartrmamalyz.
Epistemolojik Gerekelendirme
Kant ve gerekelendirme kavramlar birbiriyle ilintilidir ve epistemolojide merkezcil bir yer tutarlar.
Kant kavram ile ok yakndan ilgili bir dier kavram gereke veya gerekelendirme dir. Gereke kavram aslnda logosun esas anlamlarndan biridir ve tahmin edilecei gibi, insan dier canllardan ayran zelliklerin banda yer alr. Yukardaki rnee dnersek, Ayn zerinde ok sayda krater bulunmaktadr gibi bir inancn ortaya kmas, nemli lde salam kanta dayanmasn ve aklc bir gerekelendirmeler ann iinde yer almasn gerektirir. Bizim sahip olduumuz bilgilerin ezici bir ounluu, bir gerekelendirme sreci veya yaps sayesinde yaam bulur. Tersinden dnrsek, hibir gerekesi olmadan edindiimiz inanlarn nemli bir ksm epistemolojik adan ciddi sorunlar arz eder. Eer bir kii Marsta bitki ve hayvanlarn bulunduunu iddia eder ve ardndan bu inanca sahip olma nedeni sorulduunda tatmin edici bir yant veremezse, biz o kiinin inancn fazlaca ciddiye almayz. te yandan, bizim Dnyaya veya Evrene ilikin salam inanlarmzn ou, eer birileri bizi epistemolojik anlamda keye sktrrsa gerekelendirebileceimiz zihinsel durumlardr. O yzden, insan iin bilgi sahibi olmak byk oranda bilgisel gerekelendirme srelerinin iinde yer almaya yatkn olmak anlamna gelmektedir. Bu nitede epistemoloji konusunda genel saptamalarda bulunduk ve nmzdeki nitelerde karlaacamz sorunsallara dair baz n tartmalar sunduk. Buna ek olarak epistemoloji literatrn ve argmanlar anlamay kolaylatrc baz terimleri tanmladk. Bu aamada, felsefenin en nemli alt alanlarndan biri olan epistemolojinin inceliklerine girmeye balayabiliriz. Diyelim birisi yle bir iddiada bulundu: Epistemoloji uzmanlarnn anlad anlamda kaSIRA SZDE nt ve gerekelendirme kavramlar ile logos kavram arasnda belli bir iliki bulunmaktadr. Bu ilikinin nasl olabilecei konusunda siz de aklamalar getirmeye aln. Bu D ana kadar rendiiniz farkl kavramlar ve fikirler arasnda felsefi baalma sizinu N E L M lantlar kurmanza yardmc olacaktr.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
37
zet
A M A
Kuramsal bir alma alan olan epistemolojinin ne tr bir ilevi yerine getirdiini aklayabilmek. Bilgi kuram, bilgi felsefesi gibi anlamlara gelen epistemoloji felsefenin en temel ve en nemli alanlarndan biridir. nsanlar gnlk yaamlarnda ve bilimsel ilevler gerekletirirken srekli olarak bilgi edinme srelerine girerler ve bilgiyi hedeflerler. Ancak bilginin kavramsal incelemesi ve kavramsal olarak ak hle getirilmesi bilgi edinme ilevlerinden ayrlmas gereken bir etkinlik trdr. Epistemoloji alannda alan insanlar pratik dnyann aknn dnsel anlamda dna karak bilgi konusunda kuramsal almalar yrtrler. Bir insann dnyann nesneleriyle pratik boyutta i grmesi kuramsal bir ilev deildir. Ancak nesnelerin, olgularn ve kavramlarn ardnda neyin yattn aratrmak kuramsal bir abadr. Bu anlamda bilim ve felsefe kuramsal boyutta gerekleen ilevlerdir. Bilim insanlar grnen niteliklerle yetinmeyip, rnein, kimyasal kuramlar veya toplumbilimsel (sosyolojik) kuramlar gelitirerek grnen dnyaya ilikin aydnlatc aklamalar getirirler. Felsefe de, bilimden ok farkl ynleri olmasna karn, ayn bilim gibi yaamn pratik boyutunu belli anlamlarda terk ederek kuramsal almalar retme ve aklamalar sunma amacyla yaama ve evrene yaklar. Epistemolojinin Bat Felsefesinde iki bin yl akn sredir urat temel konular kendi cmlelerinizle ifade edebilmek. Epistemolojinin tam olarak nasl bir kuramsal ilev olduunu kavramann iyi bir yolu, bilgi zerine kafa yoran felsefecilerin hangi temel konular veya sorunlar zerine odaklandklarn irdelemektir. lk olarak belirtilebilecek bir nokta, epistemolojinin bilginin kaynaklarnn ne olduunu aratrmaya ynelen bir disiplin olduudur. Bize bilgi salayan doal kapasitelerimizin ne olduu ve deneyimin tek bilgi kayna olup olmad epistemoloji iin kritik bir sorgulama konusu oluturmaktadr. kinci olarak, bilgi kavramnn nasl tanmlanaca nemli bir konu olarak ortaya kmaktadr. Bilgi gnlk yaamn merkezinde yer alan bir kavram olsa da, bu durum bizim bilgi kavramn berrak bir ekilde anlayp tanmlayabileceimizi gstermez. ncs, bilginin olanakl gibi ilk bakta tuhaf gelebile-
cek bir konu bile epistemoloji alannda alan kuramclarn ilgilendii bir sorunsal olarak karmza kmaktadr. Bilgi edinmekte olduumuz ak bir gerek gibi grnse de, bu durum zerine eletirel olarak ok fazla dnmediimiz de bir gerektir. Bu nokta da epistemolojinin en ilgin ve nemli konularndan birisi olarak kabul edilir. Drdnc olarak da bilginin toplumsal boyutu epistemoloji uzmanlarnn irdeledii konular arasnda yer almaktadr. Bilginin toplumsal veya tarihsel boyutu geleneksel felsefecilerin ok ilgisini ekmemi olsa da, zellikle son 150 yldr felsefede ortaya kan gelimeler bilginin toplumsal boyutunu nemli bir konu hline getirmitir. Bu anlamda ada felsefenin eskiye gre olduka allmadk baz alt kimlikler kazand sylenebilir. Epistemoloji alannda ska kullanlan baz temel kavramlar aklayabilmek. Her kuramsal alma alannn kendisine zg, uzman olmayanlarn kolayca bilemeyecei deyimleri vardr. rnein, gayrisafi mill hasla deyimini ekonomi uzmanlarnn, naks teebbs deyimini hukukularn, epistemoloji deyimini felsefecilerin yaygn olarak bilmesi doaldr. Ancak bu allmadk deyimlere ek olarak kuramsal bir alanda alan insanlar bazen sradan deyimlere zel anlamlar ykleyerek ve belli bir dnsel erevenin kapsamnda kavramsal bir ilev grecek ekilde kullanrlar. Epistemolojide bunun iki bilinen rnei inan ve kanttr. nan deyimini biz genellikle manevi balamlarda kullansak da, epistemolojik balamlarda bu deyim deneyimsel durumlara ynelik olarak ve genel bir ekilde kullanlmaktadr. rnein, epistemoloji kuramclar asndan, Trkiyede domu olduuma inanyorum veya imenlerin yeil olduuna inanyorum gibi tmceler deneyimsel bilginin irdelenmesi asndan nemli bir ilev barndrmaktadr. Benzer ekilde, kant kavramn da felsefeciler polisiye veya hukuksal bir anlamda deil, genel olarak deneyimsel bilgiye ulamay olanakl klan temel bir unsur olarak almaktadr. Bu tr terimlerin anlamlarnn iyi anlalmas, hem okuduunuz epistemoloji metinlerini daha iyi kavramanza hem de dile getirilen felsefi sorunlar zerine dnmekten daha ok keyif almanza neden olacaktr.
AM A
A M A
38
Epistemoloji
Kendimiz Snayalm
1. Aadakilerden hangisi epistemoloji deyiminin bir tanm olarak kabul edilebilir? a. Mantksal ve matematiksel sistemlerdeki bilgisel kesinliin irdelenmesi b. Bilgisinin, doasnn ve oluumunun genel dzeyde ve kavramsal olarak irdelenmesi c. Kesinlik araynda insanlarn karlat bilgisel zorluklarn irdelenmesi d. Fiziksel bilimlerin bilgiye hangi yntemlerle ulatnn irdelenmesi e. Sosyal bilimlerin bilgiye hangi yntemlerle ulatnn irdelenmesi 2. Aadakilerden hangisi kuramsal bir ilev rnei deildir? a. Bir matematikinin bir teoremin doruluunu ispatlamas b. Bir psikoloun insan belleinin yapsal haritasn karmas c. Bir insann gneten gelen sy duyumsamas d. Bir fizikinin grecelik kuramn daha savunulabilir bir hle getirmesi e. Bir biyoloun insann genetik ifresini zmesi 3. Aadakilerden hangisi logos iin geerlidir? a. Logos deyimi nesnellik ile e anlamldr. b. Logos deyimi bilgi ile e anlamldr. c. Logos sahibi olmak, biyolojik bir trn devam iin kesinlikle arttr. d. Logos sahibi varlklar pratik alanlarda her zaman baarl olurlar. e. Logos sahibi varlklar kuramsal dnme yeteneine sahiptir. 4. Aadakilerden hangisi epistemoloji alannda alan bir felsefecinin irdeleyebilecei bir konudur? a. Bilginin hangi psikolojik sreler sonucu olutuunu kefetmek b. Bilginin baar ile ilikisini gsteren istatistiksel almalar yapmak c. Bilginin gndelik yaamdaki rneklerinin listesini karmak d. Bilgi kavramnn bir tanmn vermek e. Bilimsel kuramlarn hangilerinin doru olduunu saptamak 5. Felsefeciler bilginin tanmn yapmaya alrken aadaki yntemlerden hangisini kullanrlar? a. Bir toplumda bilgi dzeyi yksek olan bireyleri incelerler. b. Toplumda genelde hangi enformasyon paralarnn bilgi olarak kabul edildiini saptarlar. c. nsanlara en fazla yarar getirecek olan enformasyon paralarnn ltn bulurlar. d. Matematiksel ispatlardan yararlanrlar. e. Bilgi rnei olarak kabul edilen durumlarn ortak zelliini saptarlar. 6. Aadakilerden hangisi nermesel doru kavramna bir rnek olarak verilemez? a. Suyun normal artlar altnda 100Cde kaynad dorudur. b. Doruluktan ayrlmamak toplumda kabul gren bir erdemdir. c. Koullar ne olursa olsun doruluktan ayrlmamaya al. d. klid geometrisinde doru, iki nokta arasndaki en ksa mesafedir. e. Doru ve yanl birbirine zt kavramlardr. 7. Aadakilerden hangisi bilisel bir durum deildir? a. Annenizin ya gnn anmsamak b. Mantksal yntemler kullanarak bir kiinin iddialar arasnda tutarllk kontrol yapmak c. Bir iddiann mantksal sonularnn bilincine varmak d. Odadaki s deiimini hissetmek e. Uzaktan komunuzun geldiini alglamak 8. nan kavramnn epistemolojik balamlardaki kullanmn en iyi sergileyen cmle aadakilerden hangisidir? a. Arkadalarnn iyi niyetine inanc tamd. b. General zafere ulama konusunda emri altndaki askerlere inanyordu. c. Fizikilerin ou evrenin genilemekte olduuna inanyor. d. Tanr inanc toplumdaki en yaygn inan trdr. e. Yaad hayal krklklar onun aka inanmasna engel oluyordu.
39
Okuma Paras
9. Kant ve gereke kavramlar iin aadakilerden hangisi dorudur? a. Kant ve gereke birbirleriyle ilintili kavramlar deillerdir. b. Bilgi sahibi olmak ve gereke sunabilmek birbirleriyle ilgili kavramlardr. c. Sahip olduumuz bilgilerin ounun kantlarla bir ilgisi yoktur. d. Gne, Dnya etrafnda dner gibi yanl inanlar hibir kant desteklemez. e. Bilinli gerekeler ve gerekelendirme sreleri hem insanlar hem de logosa sahip olmayan hayvanlarn bilgi dnyasnda nemli bir yer tutar. 10. Aadakilerden hangisi normatif bir cmledir? a. nsanlarn ou yalan sylemenin ahlaki olarak yanl olduunu dnr. b. nsanlar zorunlu olduklar durumlarda bazen yalan sylerler. c. nsanlar yalan sylemeye iten nedenler psikologlar tarafndan aratrlmaktadr. d. nsanlar zorunlu olmadka yalan sylememelidir. e. Hi yalan sylemeden yaayan insan says azdr. Her bilgi kuram Bilgi nedir? sorusuna verilmi bir yanttr. Bu soru, filozoflarca sorulan onlarcas gibi, ilk bakta son derece yaln grnr. Hepimiz biliriz, en azndan genel hatlaryla bilginin ne olduunu. Ama glkler tam da ayrntlar doldurmaya baladmz anda ba gsterirler. Szgelimi, bilginin kart nedir? nsann bir eyi kesinlikle bilmiyor olmas demek, insann o eyi bilip bilmediini dahi dnmyor olmas m demektir, yoksa insann o eyi gerekte bilmiyorken biliyor olduunu dnmesi mi? Yant bunlardan hangisi olursa olsun, bilmiyor olmak tam olarak nedir? Kiinin kendisine yneltilen bir soruya kar verecei yanta dair hibir dncesi olmadnda duyumsad zihinsel boluk mudur? Yoksa bundan daha olumlu bir ey midir? O kiinin bir yant bulunuyor olabilir, ama yanl bir yanttr bu. Doru da olabilir yant, ama bu olsa olsa ans eseri doru km bir kestirimdir yalnzca. Yzmz ne yana dnersek dnelim, kendimizi dal budak sarm karmaalarn ortasnda buluyor olacamz gn gibi ak. Yine de Bilgi nedir? sorusu son derece yaln grnyor. Felsefe sorularna zg bu aldatc yalnlk, ounluk istenmeyen bir etkiye yol aar. nsanlar konunun aslnda sorunun ortaya koyduundan ok daha karmak olduunu grnce, doal olarak soruyu dizgeletirmek, derli toplu bir biimde dzene koymak isterler. Ne var ki, karmaklklar incelenmeden doru dzgn yaplamaz bu. Konu felsefe konusu olmayp da bilimsel bir konu olsayd, hi kimse gecikmeden dolay sabrszlk gstermeyecektir; nk bilimde kuramlarn olgular beklemek zorunda olularndan daha ak bir ey yoktur. Hi kuku yok ki deme bir blmlemeci daha alan almas yaplmamken bir blmleme dizgesi kurulmu olduunu grnce fkeden kan beynine srayacaktr. Oysa felsefede, zerine gidilen konu hep yaamlarnn bir parasn oluturduundan olacak, insanlar bir an nce ilerleme kaydetme beklentisi iinde olurlar. Platon, ilk dnem syleimlerinin birounda bu beklentiyi de, beklentinin dkrklna urayn da olanca gzelliiyle oyunlatrmtr. Henz tam anlamyla yetkinlememi bir dzeni ele alnan grngye oturtmaya almann yollarndan birisi, bilginin ya bir zihin durumu olduunu ya da bir zihin durumu olmadn sylemekten geecektir; tpk atein bir benden durumu olduunu ya da bir beden durumu olmadn sylemek gibi. Ancak bu yalnkat yant sorunu zmez. Nitekim atei olduu ya da buna-
40
Epistemoloji
lmda olduu ynnde tek bir dncesi olmadan da bir kimsenin atei olabilir, hatta bunalmda da olabilir; ama bir eyi kesinkes biliyor olduun ynnde ak bir dncesi olmadan bir eyi bilemez-yok eer biliyorsa, bunun en azndan ok zel bir aklamas olmak zorundadr; oysa bunun dndaki baka durumlara baklacak olursa, brakn atein ya da bunalmn ne olduunu bilmeyi, kii olaand bir durumda olduunu dahi bilmez. Yine de, Bilgi bir zihin durumudur savn anmsamak, savn kendisine ayn Platonun Syleimlerinde Sokratesin karsnda konuanlarn verdii ilk yantlara yaklat gibi yaklamak yararl olacaktr. Ak ki, savn hibir deiime konu olmadan balangtaki ilk haliyle olduu gibi kalmas sz konusu deildir. Gelgelelim ayrntlara daha bir yakndan bakacak olursak, acaba savn ne lde elden geirilmesi gerekecektir? Bilgi nedir? sorusunun pek ok felsefe sorusuyla paylat bir baka zellii daha vardr. Soru ilk sorulduunda yaamla yakndan balantldr; ancak soruya verilen yant belirginletike ararlndaki o yakn balant giderek zayflayarak kopma noktasna gelir. nsanlar belli ki stnde dnmek iin vakit bulur bulmaz sormulardr soruyu, yantn kendisi ya da yantn kendisi deilse bile en azndan yantn balangc yaamlarnda bir deiiklie yol amtr. Nitekim biliyor olmaktan dolay insann tadna doyulmaz bir keyif duymasndan daha doal bir ey olamayaca gibi, gerekten biliyor olmak ile yalnzca biliyor grnmek arasndaki ayrmn zenle altnn izilmesinden de daha salkl bir ey yoktur. Eski Yunandaki ilk biimiyle kukuculuk srekli zarardan ok yarar getirmitir. Bilgi kuram kukuculuktan yararl bir etki almay yine de srdryor, ama yalnzca ilk aamalarnda. Nitekim bilgi kuramnda u veren ufak tefek ilerlemelerin, daha bir ayrntda kalan gelimelerin insanlarn yaamlar zerinde ok az bir etkisi bulunur. Hi kukusuz, bilgi stne bilgi, tpk br bilgi trleri gibi, salt kendisi iin izi srlmeye deer bir bilgidir. Ne var ki burada, ounluk felsefede karlald zere ele alnan konunun gndelik yaamdan aama aama kopuyor oluu, felsefenin glnn kanlmaz bir sonucu olarak daha batan gze alnp olumlanmayacak olursa, ykc bir o denli de dkrc olabilir. Bilgi sorununun belli bal teki felsefe sorunlaryla paylat bir baka nemli zellii daha vardr. Daha ak bir deyile sylenecek olursa, bilgi sorunu ylesine genel bir sorundur ki kendi aratrma alan iine
kendisini de katar. Nitekim bilginin ne olduunu biliyor olabileceim gibi, bilmiyor da olabilirim. Bilgi sorunuyla yakndan balantl olan doruluk sorunu da kukusuz yine bu ayn zellii sergiler. Nitekim bir doruluk kuramnn daha en bata kendisi, doru olabilecei gibi yanl da olabilir, bu demektir ki kendisi kendisine uygulanabilirdir. zellikle bu trden bir sorun son derece etin bir sorun gibi grnyor. Bilgi meselesinde, genelde bilginin ne olduunu bilebilirim yollu karmaa yoktur yalnzca; daha demin deinilmi bir karmaa daha vardr ki belli bir durumda bir eyin yle olup olmadna dair hibir dncem olmasa bile, ok ender olmakla birlikte o eyin yle olduuna dair bilgim olabilir, bildiin eyin bilgi olduunu ounluk biliyorumdur, yok yle deilse en azndan bildiim eyin bilgi olduunu dnyorumdur. te tam da bu nedenden tr kukuculuk salkldr. Genel olarak bilginin ne olduunu biliyorsam, bilgi diye grme eilimine girmi bulunduum bu tikel parann gerekten bilgi olup olmadn kendime sorabilirim demektir bu. Ancak bu karmaa glklere yol aar. Bir eyi biliyorsam, o eyi bildiimi de bilmem gerekir mi, o eyi bildiimi bildiimi de bilmem gerekir mi? yi gzel de nerede duracak bu byle? Tek tek her aamadaki zihinsel durumun birbirlerinden bamsz olarak incelenmeleri, bilgi diye tannmalar gerekir mi? Yoksa ilk aamadaki bilgiden emin olmak, peinden gelen aamalardakileri de bir sonuca balayaca iin yeterli midir? Bilginin dnml (dnl) bir yapda oluunu ly karmadan tam olarak resmetmek bir hayli gtr. Bilgi, birincisi yalnzca nesneyi yanstan, ikicisi nesneyi yanstyla birlikte birinci aynay da yanstan, bu bylece sonsuza dek geriye dnen bir aynalar silsilesi gibi olabilir mi gerekten? Kaynak: David Pears. (2004). Bilgi Nedir? eviren: Abdlbaki Gl. Ankara: Bilim ve Sanat, s. 13-16.
41
2. c
3. e
4. d
5. e
6. c
7. d
8. c
9. b
10. d
42
Epistemoloji
3
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Sokrates ncesi dnemde varlk sorunsalnn ortaya kn aklayabilecek, Platon ve Aristotelesin felsefelerinde varlk sorunsalnn (ve zellikle tmeller konusunun) neden nem tadn aklayabilecek, Metafizik, ontoloji ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikileri belirtebilecek, Gereklik, hakikat ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikilerin ne olduunu aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Sokrates ncesi Tikel Tmel dea Episteme (bilgi) Doksa (kan) Tz Ontoloji Gereklik
erik Haritas
GR SOKRATES NCES DNEMDE VARLIK SORUNSALININ ORTAYA IKII PLATON VE ARSTOTELESN FELSEFELERNDE VARLIK SORUNSALI METAFZK, ONTOLOJ VE EPSTEMOLOJ GEREKLK, HAKKAT VE EPSTEMOLOJ
Epistemoloji
46
Epistemoloji
Eski alarda insanlarn evrene yaklamlar daha fazla aknlk duygusu ieriyordu.
yayoruz. Bilimin, inceledii nesneleri gizemli varlklar olmaktan karp bildik nesnelere dntrebilmesinin bir sonucu olarak, dnyaya ilikin genel algmzn kkten bir ekilde dnm olduunu syleyebiliriz. Evrene dair inceleme ve aratrmalar hlen kesintisiz bir ekilde devam ediyor olsa da, kozmos artk bizim iin eski alardaki bilgi dzeyiyle karlatrldnda grece olarak epeyce bilindik ve anlalr bir durumdadr. Gkyznde gzlemlediimiz Gne ve Ay, birer tanr veya mitolojik karakter olmaktan km, ada insan asndan yalnzca birer fiziksel nesne konumuna gelmilerdir. Newtonun fiziinden bu yana biz uzayda geerli olan yasalarn dnya zerinde geerli olan fiziksel yasalardan temelde farkl olmadn biliyoruz. Baka bir rnek vermek gerekirse, elementler konusunda kaydedilen gelimeler, yalnzca dnya zerindeki cisimler zerine deil, gnein kimyasal yapsna ilikin de bilgilenmemizi salamaktadr. Bununla birlikte, bilim ve teknolojinin gerekletirdii baarlarn biz insanlarda doaya ynelik ok yaygn bir ainalk ve bilindiklik duygusu uyandrd da not edilmelidir. Bilimsel gelimilik asndan ilkel olduunu dndmz uygarlklardan farkl olarak, modernlemi insan topluluklar, aknlk ve hayret duygularn belli bir oranda yitirmi durumdadr. Bu durum bir benzetme ile ortaya konulabilir: Nasl bir ocuk byyp rendike ve olgunluk dzeyi ykseldike evresine ilikin merak, korku, hayranlk ve aknl azalmaktaysa; eski alarn grece olarak basit grnen biliminden moden alarn bilimsel dzeyine gelindiinde de, evremizdeki evrene daha belirgin bir stnlk yaklamyla ve allmlk duygusuyla bakmaya baladmz sylenebilir. Elbette bu saptamalar yapmamzn nedeni modern bilimin kimliine ve rnlerine ynelik yarglarda bulunmak deil. Burada, daha genel bir felsefi bak ve yorum getirme amacn gdyoruz. imdi, yukarda ifade edilen dncelerin nda, Eski Yunan felsefesinin ilk dnemlerine dnelim ve o dnemde yaayan insanlar asndan evrenin nasl bir grnm sunduunu anlamaya alalm. Aldmz ada eitimin bize sunduu kavramsal erevenin zerimizdeki etkisi son derece gl olduu iin, edindiimiz koullanmalardan syrlp farkl bir perspektiften olaylara bakmak biraz zor olsa da, Eski Yunanda yaayan bir insann bak asndan dnyay grme ynnde bir deneme yapalm. Diyelim ki, fiziksel bilimlerin ok gelimedii ve sizi saran evrene ilikin fazlaca bilgi sahibi olmadnz bir zamanda yayorsunuz. Astronominin kritik bulgularnn henz ortada olmad ve rnein, teleskopla gkyzn inceleme olananzn bulunmad bir dnyada olduunuzu dnn. Dahas, byle bir durumda, bilim insanlarnn dnyay dardan izleme olana da olmad iin, Ay ve Gne gibi gkcisimleri ile dnyamz arasndaki konumsal ilikiyi de tam olarak anlam deilsiniz. evrenizde meydana gelen doal olaylara dair gndelik algnz ve genel tepkiniz nasl olurdu? Bu soruyu, yukarda szn ettiimiz ocuksu baka dnerek yantlamaya alalm. O dnyada, srekli olarak aydnlk (gndz) ve karanln (gece) birbirini izlediini grrdnz. Bu dzende hi bir aksama olmadna ve, rnein, gndzn ardndan gecenin gelmemesi gibi bir durumun gereklemediine tank olurdunuz. Her sabah ufukta sar ve parlak bir cisim belirir, gkte belli bir mesafe kat eder, ardndan da belli bir sre sonra ufkun baka bir blgesinde yok olurdu. Bu parlak cisim n ve snn artmasna neden olduu iin ona byk bir nem atfederdiniz. Dahas, gece olunca karanlk gkyznde parlak kk klarn yanp sndn grrdnz. Ve btn bunlarn ardnda neyin yattn anlama ynnde, hikyeler ve sylenceler retmenin ve aknlkla izlemenin dnda, yapabileceiniz fazlaca bir ey olmazd. O yzdendir ki,
47
Eski Yunann dnrlerinden bazlar Yldzlarn aslnda gkteki delikler olduunu, gkyznn arkasnda bir k kaynann bulunduunu ve o deliklerden k szdn hayal etmilerdi. Bu fikir u an bize olduka gln gelebilir. Ancak, yalnzca izleme ve imgelem gcn kullanmann dnda fazlaca bir bilgilenme yntemine sahip olmayan bir insan topluluu iin bylesi inanlarn ok tuhaf veya yersiz olduunu syleyemeyiz. O hlde, eski dnem insanlarnn Gnee ve Yldzlara bakarken bizden olduka farkl bir bilisel ve duygusal konumda olacan yani uzaydaki cisimler konusunda daha az bilgi sahibi olup, daha fazla aknlk, korku ve hayranlk yaadklarn tahmin etmek zor deildir. Bunlara ek olarak, eski alarda yaayan insann doann iinde (yani, yeryznde) gerekleen deiimleri de ilgiyle izlediini dnebiliriz. Gksel cisimlerin devinim dzenlerinden farkl olarak, yeryznde gerekleen olaylar bir bitimlilik hli iindedirler. Yeryznde balayan hi bir fiziksel srecin sonsuza dek devam edeceini dnmeyiz. Bu nedenle, ocuksu bir ilgiyle doaya bakan bir insan, deiimi ve sonlu olmay dnyann bir gerei veya kural olarak grecektir. Eski alarda yaayan insanlar, evrelerindeki canllarn nce doup sonra gelimelerini ve nihayetinde ortadan kalkmalarn gzlemledikten sonra, bu olgunun gizemi zerine varsaymlar retmeye balamlard. Elbette deiim yalnzca canllar iin deil, canszlar iin de geerli bir kuraldr. Fiziksel nesnelerin tm zamanla anr ve ypranr; rnein, bir sandalyenin sonsuza kadar dayanklln korumas olanakszdr. Bu rnekleri oaltmamz ve genellememiz mmkndr: inde yaadmz dnyada deiim evrensel bir kural olarak grnr.
Doay gzlemlediimizde, nesne ve olaylarn deiim iinde ve sonlu olduklarn fark ederiz.
Eski Yunanda varlk ve deiim sorunlar birbirine paralel olarak ortaya kmtr.
Bat Felsefesinin balarnda sorulan nemli bir soru, deiimlerin ardnda yatan deimeyen unsurlar ve ilkelerle ilgilidir.
48
Epistemoloji
Sokrates ncesi olarak da bilinen dnemde, Yunan felsefesinin ilk dnsel tohumlar atlmtr.
kilde dnyasal sonular veren, dnyann gidiatn belirleyen ve lmller iin bilinmezlere k tutan oluumlardr. Ksacas, mitoloji de bir tr anlamlandrma ve aklama abasna karlk gelir. yleyse, felsefeyi ayrcalkl klan zellik nedir? Eski Yunann ilk dnrlerinin ilevlerini farkl klan ok nemli bir zellik, onlarn gzlemleyebildiimiz deiimleri ve olaylar aklarken, efsanelerden ve mitolojiden farkl olarak, tek tek olgulara veya durumlara deil genellemelere bavurmalardr. O yzden, bu dnrler daha genel bir perspektiften bakarsak Bat dnyasnda hem felsefenin hem de bilimin balang noktasn temsil ederler. Bilimsel abann en belirgin zelliklerinden biri bilimin sunduu aklamalarnn evrenselliidir. Yer ekimi Kanununu bilimsel klan bir zellik, onun sonularnn dnyann belli blgelerinde deil her tarafnda geerli olmasdr. Felsefe kapsamnda retilen kuramsal aklamalar da bu zellii paylarlar. Bu noktada, felsefecilerle ve onlarn abalaryla ilikilendirdiimiz genelleme ve genel aklamalar getirme kavramlarn tarihsel rneklerle biraz somutlatralm. Deiim iinde deimeyenin ne olduunu saptama abasna giren ilk felsefeciler, var olan eylerin ardnda yatan temel unsurun veya ana ilkenin ne olduuna ilikin farkl grler ileri srmlerdi. Thales her eyin kaynann su olduunu, Anaksimenes ise havann en temel element olduunu savlamt. Bu dnce Empedokles ile bir aama ileri gitmi ve Empedokles nesnelerin ve deiimin temelinde drt elementin yattn iddia etmiti: toprak, su, hava ve ate. Demokritusun ban ektii atomcular ise grnr nesnelerin yaptalarnn gzle grnmeyen atomlar olduunu ve dnyamzdaki her oluum ve deiimin atomlarn birleip ayrlmalarnn bir sonucu olduunu ne srmt. Bu kuramsal giriimlerin ortak noktasn grmek zor deildir. Birincisi, Eski Yunann yukarda rneklerini verdiimiz erken dnem dnrlerinin tm dnyasal olgular aklayacak genel nitelikteki ilkelere ulamaya abalamlardr. Bir anlamda, az saydaki ilkeyi veya aklayc temel unsuru kullanarak, ok sayda olguyu aklamay hedeflemilerdir. kincisi, bu dnrler aklamalarnda ounlukla doast veya mitolojik unsurlara bavurmadan, insann dnyasna ait kavramlar kullanmay tercih etmilerdir. Ksaca dersek, kltrn mito-poetik (yani mitolojik ve iirsel) unsurlarn deil, logosu esas almlardr. Bu dnrlerin fikirlerinin hem bilimin hem de felsefenin balang noktasnda yer almalarnn esas nedeni budur. Bu balamda, gze grnenler ile gze grnenlerin ilkesel temeli kavramlar arasndaki ayrmn zerinde durmak gerekiyor. rnein, atom dncesi bu ayrm ok ak bir ekilde sergiler. Fiziksel nesnelerin dnyasnda meydana gelen oluumlar ve deiimler bizim dorudan gzlemlediimiz olgulardr. Bu olgularn meydana gelmesinin nedeni olan atomlar ise, Eski Yunandaki atomculuk gz nne alnrsa, hi bir ekilde deneyimleyemeyeceimiz fakat akl yoluyla bulabileceimiz temel elementler veya ilkelerdir. Gndelik yaamda, dorudan alglarn hedefi olan nesnelerin daha gerek olduunu varsaymamz anlalabilir bir yaklamdr. Ancak bilimsel veya felsefi irdelemeler ortaya daha farkl bir tablo karabilir. rnein, hem Eski Yunandaki atomculuun hem de modern atomcu kuramlarn bize syledii, fiziksel bir nesnenin asl yapsnn insanlara grnd gibi olmad ve nesnelerin esas olarak boluk ve bolukta hareket eden kk paracklardan ibaret olduudur. Bu bilimsel veya felsefi dncenin kkeninde, Eski Yunann deien-deimeyen sorunsal yatmaktadr: Doadaki nesneler oluur ve yok olurlar; nesnelerin temel elementleri veya varlksal ilkeleri ise kalc niteliktedir. Eski Yunanda varlk sorunsalnn ortaya kmasnn arka plann ksaca incelemi olduk. imdi bu sorunu veya irdeleme konusunu daha somut ve ak bir e-
49
kilde ifade edebiliriz: Her ne kadar insanlar kendilerini deien dnyann bildik nesneleri ve olgular ile sarlm durumda buluyorlarsa da, insan akl (veya logosu) felsefi bir sorgulama yrtp, deiimin ardnda yatan ilkeleri ve/veya gerekten var olan eyi anlamaya da ynelebilir. Bu aba, felsefede metafizik olarak bilinen alann ortaya kmasna neden olmutur. Metafizik alannn ayrntlarna, varlk kavramnn inceliklerine ve bunun epistemoloji ile olan ilgisine bu nitenin ilerleyen blmlerinde tekrar dneceiz. lk olarak, Eski Yunann felsefi anlamda en tepe noktasn oluturan Platon ve Aristotelesin kuramlarn ksaca inceleyip, bu iki byk dnrn felsefe tarihinde neden ok temel ve zel bir yere sahip olduklarn anlamaya alalm.
50
Epistemoloji
Tikel deyimi tek tek nesneler, tmel ise genel kavramlar iin kullanlr.
Tikel ve tmel z Trke deyimlerdir. Anadolunun belli blgelerinde tike deyimi tek bir para anlamnda kullanlr. Tmel deyimi tm kknden gelir ve felsefeciler iin byk neme sahiptir.
betimleme deildir. te yandan uradaki gemi ifadesini kullanrsam durum tamamen deiir. te bu! ifadesinden, trlerin (veya cins isimlerin) kullanmna gei byk bir fark yaratr. Yrtmekte olduumuz tartmann varlk ve bilgi konularnda neden ok ilgin baz sonulara gebe olduunu anlamak iin somut bir rnek zerinde duralm. Diyelim ki, bizimkine ok benzeyen olanakl bir dnyada, ayn bizimkinde olduu gibi, insanlar (rnein, Mustafa Kemal Atatrk), hayvanlar (rnein, Minno) ve baz yerler (rnein, Ankara) zel isim alabilmekteler. Ancak, bizimkinden farkl olarak, o dnyada cins isimlerin hi kullanlmadn varsayalm. Mutfamdaki bardaklardan her birinin Hakan veya Yasemin gibi bir ad olduunu dnelim. Ayn durumun, dnyadaki kular, elektrik direkleri, eller, vb. iin de geerli olduunu kafamzda canlandralm. Byle bir dnyada tahminen bilgi ve iletiim son derece zor olurdu. rnein, bir insan kimsenin daha nce grmedii ve isim takmad bir am aacn grp dierlerine anlatmaya kalktnda, elinde fazlaca bir iletiimsel gere bulunmayacakt. Bylesi garip bir dnyann dilsel dzeni bizimki ile karlatrldnda aradaki byk fark kolayca ortaya kar. Bir krmz karanfil ifadesini kullanan bir kiinin verdii bilgiyi kolayca alrz nk nasl bir nesneden bahsettii hemen kafamzda canlanr. Peki, bu rnekte anladmz ve bildiimiz ey nedir? Aka grlecei gibi, anladmz ve bilgisine ulatmz ey krmz ve karanfildir. Baka bir deyile bilgi, genel deyimler veya cins isimler ile tanmaktadr. Bunu daha iyi anlayabilmek iin, tikel ve tmel kavramlarn net bir ekilde tanmlayalm. Tikel, nesnelerin tekliini ve kendileri olma durumunu ifade etmek iin kullanlr. Tmel kavram ise, tikelleri tanmlayan tr adlar ve tikellerin edindii nitelikler iin kullanlmaktadr. rnein, bu satrlar okuyan insanlarn her biri, bahemdeki ceviz aac, vazomdaki krmz karanfil ve Mars gezegeni tikel birer nesnedir. nsan, aa, karanfil, krmz ve gezegen ise tmellerdir. Elbette, doadaki nesneler sz konusu olduunda tmellerle tikeller fiziksel olarak ayrlabilir eyler deillerdir. Masamdaki vazonun iinde duran karanfilden krmz rengini (veya renk zelliini) karp alamazsnz. Benzer ekilde, karanfil adn verdiimiz tr, nesnelerden kopuk bir hlde kp kendi bana evrende dolaamaz. Her tr ve zellik kendini nesneler zerinde veya onlara bal olarak gsterir. Buna karn, felsefi zmleme ve aklama abalarnn bir paras olarak, tmellerin ve tikellerin varlksal konumlarn veya ilevlerini kavramsal olarak ayrp irdeleyebiliriz. Platon ve Aristotelesin bu alanda yapt irdelemeler ok kritik bir nem tar ve kendilerinden sonra gelen dnce biimlerini felsefenin her alt alannda ok byk bir oranda belirlemilerdir. Bu konuyu biraz daha derinlemesine irdeleyelim. Nesnelere verilen isimler sz konusu olduunda biz hem tikel hem de tmel boyutta hareket ederiz. zel isimler (rnein, Atatrk) tikellere zgdr ve ilkece evrende bulunan tek bir nesneye yneliktir. Buna karn ben iaret parmam birden ok nesneye uzatarak insan kavramn kullanabilirim. Benzer ekilde, krmz, ar, uzun gibi nitelemeler ok sayda nesneye uygulanabilir. Ancak bu nasl olanakl olmaktadr? Krmz tektir, ama birden ok eyde bulunabilir. Tek olan bir eyin ayn zamanda ok olmas, Platonun da dikkatini ektii gibi, kafa kartrc bir yn tamaktadr. Birbirinden farkl tikel varlklar iin ayn tanmlayc ifadeyi kullanmamz nasl olanakldr? Platonun buna verdii yant znde udur: rnein, bizim domates olarak bildiimiz farkl nesneler iin ayn cins ismi (domates) kullanmamz o nesnelerin
51
domates olma adn verebileceimiz evrensel bir zellii ilerinde barndrmalar yznden olanakldr. Doal olarak, tek tek domatesler ayrntlarda birbirlerinden farkl olabilir; bazlar ezik veya zedelenmi veya yamru yumru iken bazlar daha parlak ve ekici bir grnm arz eder. Ancak ayrntda birbirlerinden ok farkl olan domatesler, her eye ramen, domates olma kstasna uyduklar iin bu ad almlardr. Bu domates olma veya domates-lik durumunun, tikel domateslerin bana gelebilecek olaylardan genelde bamsz olduunu da not etmeliyiz. Tek tek domatesler dnyada var olur ve sonra dnya zerinden kaybolurlar. Bazlar doal yollardan bozulur, bazlar da baka canllarn besini olurlar. Tm bu deiimlere karn, bizim farkl nesnelere domates adn vermemize olanak salayan domates olmann tanm veya kavram ise deimez. Ben domatesler zerine younlap onlarn genel olarak ne olduunu anlamaya alrsam, zihinsel bir hedef olarak belirlediim ey u ya da bu domates olmaz; ne de olsa onlar tikel nesnelerdir ve o nesnelerin tikel nitelikleri ve rnein, tikel kusurlar vardr. Benim bir eyin ne olduunu anlama abamn nesnesi o eyin dnyadaki rneklerinden ziyade, onun kavramdr. O yzden bilgi, en kritik anlamyla, kavramlara veya tanmlara ynelmek durumundadr. Elbette dnyadaki domatesler zerine yarg retebilmek de bir tr bilgilenmedir. rnein, te krmz bir domates veya Bu domates tezghtaki dier domateslerden daha olgun gibi gzlemlerde bulunabiliyorsam, bu dar bir anlamda takdir edilebilecek bir zihinsel baardr. Ancak Platona gre, insan aklnn bilgi ve kavrama adna gerekletirebilecei esas baar, dnyada domateslerin ve dier nesnelerin hangi durumda ve ne zelliklerde olduunu gzlemlemek deil, tmellerin veya kavramlarn bilgisine ulamaktr. Bilgisine ulalacak tmellerin (ki bunlarn deimeyen eyler olduunu syledik), gzlemlenen dnyann iinde olamayaca aktr. Dnyada domateslerin, insanlarn, masalarn, erdemin, iyiliin, gzelliin yalnzca mkemmellikten uzak rnekleri vardr. Dnyamz zerinde, daha nce de zerinde durduumuz gibi, deiim ve bitimlilik esastr. Fakat bir kavram bozulup yaamn sonlandrabilecek bir ey deildir. nsan bilgisine ve anlayna temel tekil eden bu deimezler iin Platon idea ve form (biim) deyimlerini kullanmtr. rnein, dnyamzda insanlarn, atlarn, ve erdemin rnekleri bulunabilir. Ancak insan ideas, at ideas ve iyilik ideas deimeyen eyler olarak doann dnda olmaldr. Deiken dnyamzda bir nesnenin at olmas, onun at ideasn barndrmas yznden mmkndr. Bu idealar veya formlar daha nce tanmladmz bir deyimi kullanrsak yeryzndeki nesnelerin at olmasnn normunu salarlar. Bu balamda, ideann hem varlksal hem de bilgisel anlamda nasl belirleyici olduuna dikkat etmekte yarar var. dealar tikel nesnelerin belli trden eyler olmalarnn varlksal koullarn sunarlar. Doadaki bir domates, domates olarak varlk alannda belirebiliyorsa, bunun nedeni deimeyen ve yok olmayan domates ideas yzndendir. Bu, iin ontolojik (yani varlksal) tarafdr. te yandan, eer biz doadaki bir nesneyi domates olarak niteleyebiliyorsak ve ona dair bilgilenme abasna girebiliyorsak, bunun da nedeni domates ideasnn var olmas ve bizim bilgisel olarak ona ynelmemizdir. Bu da iin epistemolojik (yani bilgisel) boyutudur. Platonun varlk tasarmnda arpc olan bir nokta, onun varlksal hiyerariyi kurgularken, irdelemeyi asl ve kopya kavramlar zerinden yrtmesidir. Bunu yle bir rnekle anlayabiliriz. Eer ben bir arabann binlerce fotorafn eker ve yal boya resimlerini yaparsam, bunlarn hepsinin birer kopya olarak arabaya ait olduu ve onun grnmn yansttn dnebilirim. Ancak nihayetinde gerek olan arabadr, onun resimleri ise ne kadar baarl ve gereine yakn
52
Epistemoloji
olsalar da birer kopyadr. Arabann kendisi ile kopyalarn kartrmak veya kopyalar asl araba sanmak olduka gln bir hata olurdu. Platona gre, herhangi bir eyin ideas ile onun dnya zerindeki rneklerini kartrmak da bu trden bir hatadr. O yzden Platon varlk hiyerarisinde en alta kelimenin tam anlamyla kopyalar (yani, sudaki yansmalar, fiziksel nesneleri tasvir eden sanatsal almalar, vb.) koymutur. Varlksal deer sralamasnda bunlarn bir stnde, fiziksel dnyann alglar araclyla kavranabilecek nesneleri (yani doadaki nesneler) gelmektedir. En tepede ise akl yoluyla kavranabilecek ideal ve deimeyen varlklar, yani matematiksel nesneler ve idealar bulunmaktadr. Bir insan fiziksel (yani deiken) bir nesneyi algladnda belli bir bilgilenme durumu iindedir. Ancak bilginin nihai hedefi kopya deil, asl olan varlktr. Baka bir deyile, bilgi esas olarak kavramn rneklerine deil, kavramn kendisine ynelmek durumundadr. Platon felsefesinin en arpc sonularndan biri budur.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
En yakn arkadanz dnn. O, tikel (tek ve belli) bir varlktr. imdi onu kendi keliSIRA SZDE melerinizle tarif etmeye aln. Bu altrmay yaparken tmellerin iin iine nasl girdiine dikkat edin. Bu deneme tmellerin nemini daha iyi anlamanza yardmc olacaktr.
DNELM
Platon ve Epistemoloji
Bu deerlendirmelerin nda Platonun felsefesinin bilgi ve epistemoloji S O R U kavramlarna nasl yaklatn ak bir ekilde ifade edebiliriz. kinci nitede epistemoloji alann tantrken, deyimin kendisinin bilgibilim veya bilgikuraDKKAT m gibi anlamlara gelebileceini, ancak bu yargnn belli nitelemelere ve aklamalara gereksinimi olduunu belirtmitik. Epistemolojiyi sistematik bir ekilde uygulayan SIRAbir alan olarak kimliklendiren ilk dnr olan Platon asndan ve SZDE bakldnda, bilginin dier bilisel hllerden ayrlmas hassas bir konu olarak karmza kmaktadr. AMALARIMIZ Platon, bizim gndelik kullanmmzdan olduka farkl bir ekilde, bilgi (episteme) szcn idealarn bilgisi olarak ayr bir statde tutmu ve normal algsal yollardan Aedinilen bilgi iin kan (doksa) deyimini kullanmtr. Bu aK T P dan bakldnda epistemoloji deyimini bilgibilim anlamnda kullanmak anlalr olsa da, Platonun bu kelimeye felsefi olarak nasl bir anlam yklediini kaydetmemizTgerekmektedir. Her insan bakma ve grme yoluyla kan sahibi olabiELEVZYON lir. Ancak Platona gre yalnzca bilgelik arzusu olanlar, yani felsefeciler, epistemeye ulamaya alrlar. Tmellerin veya idealarn bilgisi gerek bilgidir. Platonun varlksal ve bilgisel kuram, Thales gibi Eski Yunann ilk felsefeciNTERNET lerinin el yordamyla balattklar felsefe serveninin olgunlat ok temel bir noktay temsil eder. Bir dier nemli durak noktas olan Aristotelesten bir sonraki blmde bahsedeceiz. Bu balamda, not etmemiz gereken daha genel bir konu, Platonun devleti ynetecek krallarn, yneticilik yapabilmeleri iin, epistemoloji yeteneklerinin olmas gerektiini dnmesidir. Sradan insanlar erdemin, dorunun, adaletin ve benzeri kavramlarn rnekleri zerinde konuup, dnsel yaamlarn o dzeyde sorun yaamadan srdrebilirler. Ancak bir kral, erdemin, dorunun veya adaletin kendisiyle ilgilenmiyorsa, Platoncu adan, zerinde oturduu taht hak ediyor diyemeyiz. O yzden, burada bilgi kavram balamnda yaptmz tartmalarn felsefi olarak ok daha geni ve nemli sonular olduunu sylemeliyiz.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Platon episteme (bilgi) ile doksa (kan) kavramlarn ayrr. T A P K
TELEVZYON
NTERNET
53
Aristoteles, tz kavram ile, Platonun tmeller kuramn bir adan devam ettirmekle birlikte, o kuram nemli anlamlarda deitirmeye de ynelir.
54
Epistemoloji
Platon ve Aristotelesin ortak noktas, farkllklarndan daha nemlidir. Her iki dnr iin de bilginin olanakll tmellerden veya genel karakterlerden gemektedir. Platonun fikirlerini incelerken gz nne aldmz rnekleri dnelim. Tikel bir nesne tikellii ile alnrsa (rnek: ite tam urada duran ey!), bilinecek bir ey deildir. Ancak nesne iin, rnein, bir at nitelemesi yaparsak nesnenin bilinebilir bir ynn ifade etmi oluruz. Aristoteles de tikel bir nesnenin bilinebilir tarafnn onun biimi veya z olduunu kabul eder. Biim ve z, bir trn tm yelerinde bulunan (yani tekrarlanabilen) unsurlardr. nsann z, diyelim ki, akll hayvan olmasdr. nsanlar sarn, esmer, uzun, ksa, yal, gen olabilirler. Fakat insan olmann z (biimi, formu, onu tanmlayan ey) her insanda ayn olmak durumundadr. zetlemek gerekirse, Aristoteles de bilginin tmeller araclyla olanakl olduuna ancak, bununla birlikte, tmellerin fiziksel nesnelerin kavramsal paralarndan biri yani onlar tanmlayan ksm, onlarn zleri olduuna inanr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
dealarn veya tanmlayc normlarn deien dnyann bir paras olamayaca ynndeki SIRA SZDE Platoncu sav ilk bata olduka tuhaf grnmektedir. Platonun bu savn anlaml ve aklc klacak gerekenin ne olabilecei zerine dnn.
DNELM
DKKAT
SIRA SZDE
TELEVZYON
NTERNET
55
ki zler veya biimler) nesnelerin ne olduunun normunu verir, onlarn ne olduunu belirler. Benzer ekilde tmeller bilgiyi de olanakl klan eylerdir nk insan tikel nesneleri tmeller olmakszn bilemezler. Tmeller hem nesnelerin kimliini hem de insan bilgisinin olanakl olmasn salar. Metafizik ve epistemoloji alanlar arasndaki sk ilikinin kayda deer bir rnei Eski Yunann bu byk felsefecilerinde kendini aka gsterir.
Yaamdan rnekler Felsefeciler, felsefeci olmayanlara kendi alma alanlarndan sz ederken metafizik kelimesini kullannca genellikle ortaya kavramsal karkla neden olabilecek bir durum kar. nk bir felsefecinin metafiziki olduunu duyan ve akademik felsefeyi ok bilmeyen insanlar, o felsefecinin karanlk odalarda ruh arma seanslar yapt, UFO gzlemcisi olduu veya tarot fal bakt dncesine kaplabilirler. (Daha sonra gerei renince de bazen biraz hayal krkl yaarlar.) Felsefecinin urat metafiziin bir ruh arma seans veya tarot kartlar yorumlama kadar heyecan verici olmad bellidir. Yine de, felsefecilerin metafizii, iinde ok ilgin sorunlar barndran ve nemli tartmalara neden olmu dnsel bir alandr. Felsefe kapsamnda yer alan metafizik, dier metafizikten farkl olarak, dnya d varlklarla veya sezgisel yollarla kazanlan bilgiyle ilgilenmez. Felsefedeki metafiziin alma ekseni, dnyamzda yer alan sradan nesnelerin nesnel dayanann ve varlksal oluum yapsnn ne olduudur. Felsefeci var olanlarn zelliklerini deil, varln kendisini aratrr. Dahas, felsefecinin metafizik aratrmalarnn konusu veya nesnesi insan aklnn anlama ve akl yrtme snrlar dhilindedir. Metafizik almalara ynelen felsefecinin ilgilendii nesneler veya olgular bu dnyann veya bu evrenin nesneleri ve olgulardr; yalnzca, nesnelere ve olgulara bak daha soyut bir hal alm, biraz daha kuramsal bir dzeye ykselmitir. Bu anlamda, felsefecilerin metafiziinin gndelik yaam iinde karmza kan ve gizem veya sezgi gcyle de ilintilendirilen metafizikten ok temel bir fark vardr.
56
Epistemoloji
Hakikat nedir? gibi geni bir felsefi soru sorulduunda, insanlarn aklnda olan ey, genellikle metafizik veya ontolojik kayglarn biraz tesinde olan bir durumdur. Hakikat sorgulamas bazen lml bir yaamn anlam ve gizemi, lmden sonra bizi neyin bekledii, en derin yaamsal sorularmzn nihai yant gibi varolusal bir boyut ieren irdelemelere gnderme yapan bir sorgulama tr olarak alnr. Buna karn gereklik nedir? sorusu, ounlukla, ontolojik arl olan bir soru olarak grlebilir. Gerekliin tersi, bu anlamda, grnt veya grnendir. Bu ztln eski Yunanda nasl kendini gsterdiini yukardaki blmlerde sergilemeye altk. rnein, Platon asndan bakarsak, gereklik alglarmza alan doada deil akn bir yerde aranmaldr. Bu yaklam, insann gndelik dnyas ile gereklik arasnda belli bir izgi izilmesini de zorunlu klar. Bylesi bir tabloda epistemolojik sorunlarn nasl ortaya kacan tahmin etmek zor deildir. Eer gereklik denen ey bizim karmza dorudan kan dnyadan farkl olabilecek bir varlk alan ise, o zaman, bizim ona dair nasl bilgileneceimiz sorusu da nemli bir tartma konusu olarak kendini gsterir. Bir sonraki nitede, bilginin olanakll konusunda baz nemli akl yrtmeleri ve tezleri inceleyeceiz ve epistemolojinin bu kritik sorununu ana hatlaryla anlamaya alacaz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Metafizik,SIRA SZDE ve bilgi kavramlar arasndaki karlkl ilikiler zerinde dgereklik nn. Bu altrma ayn zamanda sizi nmzdeki nitenin tartma konularna da hazrlayacaktr.
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
57
zet
AM A
Sokrates ncesi dnemde varlk sorunsalnn ortaya kn aklayabilmek. Bat Felsefesinin en temel konularndan biri, varlk dzeninde deien ve deimeyenin hesabn verebilmektir. Gzlemlenen dnyann nesneleri kesintisiz bir deiim iindedir. Bununla birlikte, evrenin sadece kesintisiz deiimden ibaret olduu fikrinde insann kafasnda soru iaretleri uyandran bir yn bulunmaktadr. Deiim iinde deimeyen hi bir ey yok mudur? Sokratesncesi dnemde yaayan Eski Yunan felsefecileri bu konu balamnda dnceler retmiler, oluum ve varlk arasnda kavramsal bir ayrm yapmlardr. Oluum ortaya kma, deime ve yok olma srelerine aittir. Buna karn varlk deiimin ve dnmn dayanadr. Bu kartla verilebilecek gzel bir rnek, deimeyen ve yok olmayan temel paracklarn birleip ayrlmalarnn gzlemlenebilir dnyann olgularnn ortaya kmasna yol amasdr. Drt temel element (toprak, su, hava, ate) kuram ve atomculuk bu yaklamn somut rnekleridir. Deimeyen varlk, deien oluum alannn olanakl olmasn salar. Bunlardan birincisi kalc ve istikrarl olan, ikincisi ise akkan olandr. Bu ereveden bakldnda, metafizikilerin varlk terimini zel bir anlamda ve gnlk kullanmdan olduka farkl bir ekilde kullandklar sylenebilir. Platon ve Aristotelesin felsefelerinde varlk sorunsalnn (ve zellikle tmeller konusunun) neden nem tadn aklayabilmek. Platonun metafizik kuramnn felsefe tarihinde ok zel bir yeri vardr. Bu kuramn en belirgin zellii, yukarda zetlediimiz oluum ve varlk sorunsalna son derece arpc bir zm getirmesidir. Platona gre, gzlemleyebildiimiz dnyada karmza kan sradan nesneler, onun idea adn verdii deimez ve mkemmel nesnelerin kopyalardr. Eer idea denen ideal nesneler (bir anlamda kavramlar) olmasayd, biz bir cinse ait farkl nesnelere ayn ad veremezdik. Armut deyimi tek bir kavrama iaret eder ancak bu kelime ok sayda nesneye (armutlara) uygulanabilir. Tek tek armutlar tikel nesnelerdir. Armut ideas ise bir tmeldir. Eer armut veya sa-
A M A
rgibi genel deyimler ve onlarn iaret ettii kavramlar olmasayd biz konuurken neyden sz ettiimizi bilemezdik. dealar veya tmeller bir nesnenin ne olduunu ve hangi ynnn bilinebileceini ifade ederler. Epistemenin yani bilginin hedefledii ey, bir nesneyi o nesne klan unsur veya zelliktir. Sradan insanlar nesnelerin durumlarna ilikin yarglarda bulunurken, felsefeciler tanmlara ulamay hedeflerler. Bu durum yle de ifade edilebilir: Algnn salad bilgi, oluumlar dnyasnda deiken bir kesitin ifadesidir. Episteme ise kavramn deimeyen ieriinin (yani varln) bilgisini ifade eder. Bu iki tr bilginin neden ok farkl nitelikler barndrdn grmek zor deildir. Aristotelesin metafizik yaklam ve kendisine sorun olarak ald konu byk oranda Platonun felsefi ilgileri ile paralellik gsterir. Platonun kuramna gre, beyaz, kuzu gibi genel kavramlar ile belli bir kuzu veya belli bir kuzunun tylerinin beyaz rengi gibi genel kavramlarn dnyadaki rnekleri arasnda metafizik bir fark bulunmaktadr. Dnyada beyaz ve kuzunun rnekleri olsa da, bunlarn normlar, biimleri, tanmlar, idealar deien dnyann iinde olamaz. Bylece, Platon idealarn fiziksel doann dnda olduunu savunur. Ancak Platonu izleyen Aristoteles, tanmlayc unsurlar doann dnda tasarlama fikrine kar kar. Aristotelese gre, her nesne (metafizik anlamda) baka eylerden bamsz bir tzdr. rnein, bir kedi, var olmas iin dier nesnelere bal olmayan bir tzdr. Kedinin maddesi ve bir biimi (daha aka, bir z veya tanm) vardr. Aristotelese gre, Platon bu ikinci (normatif) unsurun dnyann nesnelerinin dnda olduunu dnmekle hata yapmtr. te yandan, Platon nesnenin bilinebilecek ynnn onlarn biimi veya genel tanm olduunu sylemekte hakldr. Bu durum biimlerin veya genel tanmlarn ontolojik olduu kadar epistemolojik olarak da nem tadn gsterir.
58
Epistemoloji
A M A
Metafizik, ontoloji ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikileri belirtebilmek. Metafizik ve ontoloji deyimleri, varlk kavramnn felsefi irdelenmesi balamnda kullanlr. Bu alanlarda fikir gelitiren dnrler, aklc yntemler araclyla varlk konusunda sistematik anlaylar gelitirmeyi hedeflerler. O yzden, metafizik deyiminin felsefedeki kullanm ile gndelik yaamdaki kullanmlar olduka farkldr. Daha aka dersek, felsefeciler genellikle metafizik deyimini gizemli veya dnya tesi unsurlarla ilintilendirmezler. Metafizikiler ounlukla neyin var olduu, evrenin esas ileme ilkelerinin irdelenmesi, nedensellik gibi kavramlarn aklanmas gibi konularla ilgilenirler. Ontoloji de, dar bir anlamda, metafiziin varlk kavram ile dorudan ilgilenen dal olarak tanmlanabilir. Metafizik veya ontolojinin epistemoloji veya bilgi kavram asndan neden nemli olduunu da tahmin etmek zor deildir. Eski Yunandan balayarak felsefeciler gerek bilgi ile varlk kavramlar arasnda yakn bir iliki kurmulardr. rnein, Platonun idealar kuram metafizik bir tasarmdr ve bununla birlikte, bilginin gerek hedefinin ne olduuna da iaret eder. Benzer bir durum elbette Aristotelesin tz kuram iin de geerlidir.
A M A
Gereklik, hakikat ve epistemoloji kavramlar arasndaki ilikilerin ne olduunu aklayabilmek. Gereklik ve hakikat kavramlar felsefe asndan ok nemli metafizik kavramlardr. Her ne kadar bu iki kavram birbirine olduka yakn olsa da, aralarnda belli ince farklar da bulunmaktadr. Gereklik kavram ontolojik balamlarda karmza kar. Felsefede bu kavramn tersi grn veya grntdr. rnein, Platonun idealar kuram grnen dnyann yapsnn aklamasnn farkl bir varlk dzleminde bulunabileceini savlar. Hakikat kavram ise felsefede daha genel bir balamda anlam sorunsal gibi erevelerde kendisini gsterir. Hakikat sorgulamas yapan dnrler, rnein sonlu bir yaamn anlam ve ardnda neyin yattn sorgulayabilirler. Burada not etmemiz gereken bir nokta, gereklik kavramnn bilgi sorunsal ile de yakndan ilgili olduudur. Tarihsel olarak bakarsak, felsefecilerin bilgisel aratrmalar sklkla gerekten var olan varln bilinmesi hedefine yneltilmitir. rnein, hem Platon hem de Aristoteles bilginin doas zerine yaptklar incelemelerde tmellere ok kritik bir nem atfetmilerdir.
59
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi felsefe tarihinde metafizik olarak bilinen alann ortaya kmasnda etken olmutur? a. nsan psikolojisinin inceliklerini anlama istei b. lmszle ulama istei c. Deimekte olan dnyada deimeyen unsurlarn bilgisine ulama istei d. Maddesel dnyann fiziksel yasalarn kefetme istei e. Yaamn ruhsal boyutunu anlama istei 2. Aadakilerden hangisi tmel deyimine yakn bir anlama sahiptir? a. Btncl b. Zihinsel c. Ruhsal d. Kuramsal e. Genel 3. Aadakilerden hangisi tikel nesneler iin geerlidir? a. Tikel nesneler deiim iinde bulunurlar. b. Tikel ile kavramsal elenik kavramlardr. c. u yeil balon ifadesindeki yeil bir tikeldir. d. Tikel nesneler gzlemlenebilir dnyann dndadr. e. Tikel ile normatif elenik kavramlardr. 4. Platonun kuram asndan aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Bir kavram ile o kavramn rnekleri arasnda ontolojik bir fark vardr. b. Tmellerin tikellere epistemolojik ncelii vardr. c. Tmeller deimeye yatkn deildir. d. Tmellerin tikellere ontolojik ncelii vardr. e. Tek bir tmel her zaman tek bir fiziksel nesneye uygulanabilir. 5. Platona gre idealar iin aadakilerden hangisini syleyebiliriz? a. dea kavram esas olarak tikel nesnelerle ilgilidir. b. dealar fiziksel dnyann unsurlardr. c. dealar alg yoluyla bilinebilir. d. Epistemenin hedefi esas olarak idealardr. e. Epistemenin hedefi esas olarak tikel nesnelerdir. 6. Platon ve Aristotelesin ortak felsefi noktas aadakilerden hangisidir? a. Her iki dnre gre tmeller doann dndadr. b. Her iki dnre gre tikeller tmellere gre ontolojik ncelik tar. c. Her iki dnre gre tikeller yalnzca tikel olmalar dolaysyla epistemolojinin hedefi deildir. d. Her iki dnre gre tikeller tmellere gre epistemolojik ncelik tar. e. Her iki dnre gre tikeller doann dndadr. 7. Aristotelesin tz kavram iin aadakilerden hangisi geerli deildir? a. Bir heykelin mermer maddesi onun tzdr. b. Her tikel nesne bir tzdr. c. Tz bir bu olarak gsterilebilir olandr. d. Tz evrende ayr durabilir ve tek bana var olabilir. e. Biim tzn unsurlarndan biridir. 8. Aristotelesin kuramn Platonun yaklamndan ayran en belirgin zellik hangisidir? a. Aristoteles Platondan farkl olarak bilginin nesnesinin tmeller olduunu savlar. b. Aristoteles Platondan farkl olarak idealarn gzlemlenen dnyann dnda olduunu savlar. c. Aristoteles Platondan farkl olarak bilginin nesnesi olan unsurlarn gzlemlenen dnyann iinde olduunu savlar. d. Aristoteles Platondan farkl olarak tikellerin bilginin nesnesi olabilecei fikrini reddeder. e. Aristoteles Platondan farkl olarak tzn bilinebilecei dncesini reddeder.
60
Epistemoloji
Okuma Paras
9. Eski Yunanda karmza kan metafizik geleneinin o dnemin epistemolojik almalar asndan nemi aadakilerden hangisidir? a. Metafizik ilgisi olan dnrlerin gerekten var olanlarn tasarmn yapmas, bu unsurlarn bilinmesi konusunu gndeme getirmitir. b. Bilgi kavram ile uraan felsefeciler mantk alannn ontolojik incelemesini yapmlardr. c. Epistemoloji kuramclarnn bulgular tmellerin varlna olan inanc sarsmtr. d. Epistemolojik ve metafizik kuramlar gelitiren dnrler sosyolojik dncenin temellerini atmlardr. e. Metafizik kuramlar gelitiren dnrlerin gerekten var olanlarn tasarmn yapmas modern fiziin temellerini oluturmutur. 10. Felsefecilerin kulland gereklik kavram iin aadakilerden hangisi genel olarak sylenebilir? a. Gereklik iirsel bir kavram olarak alnmaldr. b. Gereklik ahlaki bir kavram olarak alnmaldr. c. Gereklik ontolojik bir kavram olarak alnmaldr. d. Gereklik ruhsal bir kavram olarak alnmaldr. e. Gereklik manevi bir kavram olarak alnmaldr. imdi, dedim, insan denen yarat eitimle aydnlanm ve aydnlanmam olarak dn. Bunu yle bir benzetmeyle anlataym: Yeraltnda maarams bir yer, iinde insanlar. nde boydan boya a alan bir giri... nsanlar ocukluklarndan beri ayaklarndan, boyunlarndan zincire vurulmu, bu maarada yayorlar. Ne kmldanabiliyor, ne de burunlarnn ucundan baka bir yer grebiliyorlar. yle sk skya balanmlar ki, kafalarn bile oynatamyorlar. Yksek bir yerde yaklm bir ate parldyor arkalarnda. Mahpuslarla ate arasnda dimdik bir yol var. Bu yol boyunca alak bir duvar, hani u kukla oynatanlarn seyircilerle kendi arasna koyduklar ve stnde marifetlerini gsterdikleri blme var ya, onun gibi bir duvar. Byle bir yeri getirebiliyor musun gznn nne? - Getiriyorum. - Bu alak duvar arkasnda insanlar dn. Ellerinde trl trl aralar, tatan, tahtadan yaplm, insana, hayvana ve daha baka eylere benzer kuklalar tayorlar. Bu tadklar eyler, blmenin stnde grlyor. Gelip geen insanlarn kimi konuuyor, kimi susuyor. - Garip bir sahne dorusu ve garip mahpuslar! - Ama tpk bizler gibi! Bu durumdaki insanlar kendilerini ve yanlarndakileri nasl grrler? Ancak arkalarndaki atein aydnlyla maarada karlarna vuran glgeleri grebilirler, deil mi? - mrleri boyunca balarn oynatamadklarna gre, baka trl olamaz. - Blmenin stnden gelip geen btn nesneleri de yle grrler. - phesiz. - imdi bu adamlar aralarnda konuacak olurlarsa, glgelere verdikleri adlarla gerek nesneleri anlattklarn sanrlar, deil mi? - yle ya. - Bu zindann iinde bir de yank dn. Geenlerden biri her konutuka, mahpuslar bu sesi karlarndaki glgenin sesi sanmazlar m? - Sanrlar tabii. - Bu adamlarn gznde gerek, yapma nesnelerin glgelerinden baka bir ey olamaz ister istemez, deil mi? - ster istemez. - imdi dn: Bu adamlarn zincirlerini zer, bilgisizliklerine son verirsen, her eyi olduu gibi grrlerse, ne yaparlar? Mahpuslardan birini kurtaralm; zorla ayaa kaldralm; ban evirelim, yrtelim onu; gzlerini a kaldrsn. Btn bu hareketler ona ac verecek.
61
2. e
3. a
4. e
5. d
6. c
7. a
8. c
9. a
10. c
62
Epistemoloji
63
4
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Descartesn epistemolojik grlerini ve bu grlerin neden nem tad n aklayabilecek, Olgusal dzenlilik konusunda Hume tarafndan ne srlen pheci gr leri aklayabilecek, Mooreun phecilie kar ne srd saduyusal argmann zelliklerini aklayabilecek, phecilii ilgilendiren baz nemli kavramlar birbirinden ayrabilecek ve pheci tavrn felsefi deerinin ne olduunu anlatabilecek bilgiye sahip olacaksnz.
Anahtar Kavramlar
phecilik Yntemsel phe Olgusal dzenlilik Fiziksel olanakszlk Mantksal olanakszlk Saduyu Dogmatizm phenin deeri
erik Haritas
GR DESCARTESIN KKTEN EPSTEMOLOJK SORGULAMALARI OLGUSAL DZENLLK KONUSUNDA HUMEUN PHECL PHEC DNCELERE TEPK: MOOREUN SADUYUSAL YANITI PHEC TAVRIN FELSEF DEER
Epistemoloji
GR
nceki nitelerde insan bilgisi kavram zerine baz temel irdelemeler ve tartmalar sunduk. Kitabn banda da belirttiimiz gibi, bilgi kavram felsefecilerin aratrma konusu olmadan nce gndelik dile ait bir kavramdr. Bilgi sahibi olmann, insan olmann temel ve olaan bir yn veya boyutu olduunu dnrz. Sradan, gnlk balamlar sz konusu olduunda, bilgi byk ve derin bir soruna neden olabilecek bir konu gibi grnmez. Tarihteki felsefecilerin nemli bir blm de bilginin olanakll konusunda fazlaca bir kuramsal kayg tamamlardr. nc nitede, Bat felsefesinin ortaya k noktasnda metafiziksel sorgulamalarn nasl zsel bir rol oynadn sergilemitik. Eski Yunann byk felsefecileri Platon ve Aristotelesin tzsellik zerine rettii fikirler, varlk ve bilgi konularnda kritik bir noktaya iaret ederler: Bilinebilecek gereklik yani, bilginin asl nesnesi olan varlk alan alglayabildiimiz tikellerden farkl bir yapya sahip olabilir. Buna karn, Platon ve Aristoteles grnen dnyann temelinde yatan tzsel varlklarn bilgisine ulaabileceimizden phe duymamlardr. Bu durum felsefe tarihinde yer etmi dnrlerin ounluu iin geerlidir. Tarihte yer etmi
66
Epistemoloji
felsefi tasarmlar, genel olarak bilginin olanakll konusunda iyimser bir havaya sahiptirler. Bu nitede epistemoloji tarihinin nde gelen ve ilgin tartma konularndan birini inceleyeceiz. Bilginin gerekten var olduuna, bilgiye ulaabiliyor olduumuza veya bilginin gerekletiinin farkna varabileceimize ynelik pheler felsefe tarihinde ilk balardan bu yana kayda deer bir yer tutmutur. Sokrates, alakgnll bir tavrla ve bilgi konusunda iddial ve kibirli bir tavr sergileyen ehrin ileri gelenlerinden farkl olarak bilgi sahibi olmadn ifade etmitir. Bilgi sahibi olmadn bilme dnda bir bilgi iddiasnda bulunmayan Sokratesin felsefesinin pheciliin ana fikrini iinde barndrd dnlr. pheci dncenin adm adm nasl ilerleyebileceini en iyi gsteren felsefecinin ise Ren Descartes olduu genel olarak kabul edilir. Biz de irdelemelerimize onun bu alanda rettii fikirler ve argmanlarla balayacaz.
Descartesn sunduu pheci fikirler, onun iinde bulunduu tarihsel ve toplumsal koullar iinde anlalmaldr. Dahas, Descartes pheci grleri belli bir amaca ynelik olarak sergilemektedir.
67
likle de, Tanrnn yarattna inandklar bu karmak evrenin yapsn dinsel kabullerden ziyade matematiin ve fiziksel bilimin nderliinde anlayabilecekleri kansn tayorlard. Bu bamsz dnebilme yeteneinin ve akla duyulan gvenin en ak rneini Descartesn felsefesinde buluyoruz. Yukarda ifade ettiimiz nedenlerden dolay, Descartesn epistemolojik giriimlerini basit bir entelektel veya zihinsel altrma olarak gremeyiz. Modern an balang noktasnda duran Descartesn son derece kkten olan ynteminin arkasnda yatan asl neden, bilgilenme serveni konusunda taze bir balang yapp, Orta an insanlar dnsel olarak yavalatan ve dogmatikletiren yklerinin akl zerindeki etkilerini ortadan kaldrma arzusudur.
68
Epistemoloji
Descartesa gre, alg yanlabilir olduundan bilgisel kesinlii baka bir yerde aramak gerekir.
Descartesn kt niyetli ve stn gleri olan varlk rnei, bilgiye dair phelerin ne dzeye ulaabileceini gsterir.
mn iindeyken, u an btn bu gerekten algladm eyleri bir ryada grseydim, onlarn gerek olmadn fark edemezdim gibi felsefi dnceler bile retebilirim. Btn bunlarn olanaksz olduunu iddia edebilir miyiz? Eer u an gerekten bir rya gryorsam, ryann iindeyken uyank olduumu kantlama abasna girmem tamamen bo ve yararsz bir aba olmaz myd? Denebilir ki, Ama gereklik ryadan farkldr nk her ryann bir sonu olur ve rya bitince uyanrz. Bu belki dorudur; ama biz yine de ok acele etmeyelim ve yukardaki paragrafta verilen argmann felsefi zn iyi anladmzdan emin olalm. Yukarda aktarlmaya allan argmann iaret ettii arpc gerek udur: Geree yakn rya trnden deneyimler yaarken o deneyimin iinden baktmzda yaananlarn rya m yoksa gerek mi olduunu saptayacak bir ltmz yoktur. Bu tr canl ryalar tahminen oumuzun bana gelmitir: nsan derinlemesine saran bir ryann iinde, o srada yaadklarmzn gerek olduundan ok emin olduumuz anlar yaamzdr. Hatta uyannca Rya srasnda olanlar gerekten yaadmdan o kadar emindim ki ... gibi szler sylemiizdir. Peki u an Epistemoloji kitabnn 4. nitesini okuduunuzu zannederken aslnda yatanzda uyuyor ve kitab okuduunuza dair ok canl bir rya gryor olamaz msnz? Bu tartmann epistemolojik adan nemli olmasnn nedeni udur: Uykuda rya grrken algladklarmzn gerek olduundan o an emin olmamza karn, ryada algladklarmz aslnda var olmayan durumlardr. Ryamda en sevdiim mzik topluluunu karmda grdmde, topluluun elemanlarnn bedensel olarak odamda olmadklar aktr. Yani, rya balamnda gerek olduunu sandm bir alg, aslnda gereklii olmayan bir zihinsel durumdur. Ve benim gerek olmayan bir eyleri deneyimlemekte olduumu rya iinde bilmem genelde olanaksz bir durumdur. Eer bu dediklerimiz doruysa, alglarn ve gzlemlerin dnya bilgimizin yanlmaz temelini oluturduunu rahata iddia etmemiz zordur. yle dnelim: ok canl bir rya grrken onun bir rya olduunu bilebilseydik, bize gerek gibi grnen o grntleri bilgisel adan ciddiye almadan sabrla ryann sona ermesini beklerdik. Ancak bu fazlaca karlalan bir durum deildir. Alglarn gerekliini ryalarn iinde test etmemiz olanakl deildir. Genel olarak ifade edersek, belli deneyim tiplerinde, deneyimin kendisini biz son derece gerek zannetsek de, aslnda o deneyim btnyle bir yanlg veya yanlsama olabilir. Bu irdelemelerden karlabilecek doal bir sonu, alg yoluyla edindiimizi dndmz bilgi paralarnn mutlaka gvenilir olmayabileceidir. Bilgisel kesinlii baka bir yerde aramamz gerekmektedir. Kesin bilgi iin iyi bir aday aritmetik ve geometrik bilgidir. 2+3=5 eitliinin (veya nermesinin) doruluu ile gzlemsel bir nermenin doruluu olduka farkldr. Gzemlenebilir olgular ryalarmzda eitli biimlere ve bileimlere girebilir. Ryalarda insanlar uar, gkyz yeildir, evimize yeni odalar eklenmi gibidir. Yani ryalar, fiziksel gereklii aynen yanstmak zorunda deildir. Oysa 2+3 ryalarmzda bile 9 veya 144 etmez. Ryalarmzda bile bir karenin veya be kenar olamaz. O hlde, gvenilirlii algsal bilgiden ok daha fazla olan matematiksel bilginin, bilgimize temel tekil edecek kesinlie sahip olduu savlanabilir. Bu kadar gvenilir bir bilgi tipinin varlna iaret ettikten sonra, artk pheciliin anlamn kaybettiini iddia edebilir miyiz? Descartes bu noktada acele etmememiz gerektiini syleyecektir. En azndan olaslk dzeyinde dlayamayacamz yle bir senaryo dnelim. Diyelim ki, alglarmzn tesinde ok gl ve kt niyetli bir varlk bizim bilisel yetilerimize srekli olarak mdahale ediyor. Ve bu varln zerimizde oynad oyunlardan bir tanesi, gerekletirdiimiz mate-
69
matiksel ilemlerde bile bizi yanltarak yanl sonulara varmamza neden olmak. rnein, 2+3 ileminin doru sonucu 7 olmasna karn, biz, bu gl varln etkisi altnda, sonucun yanl bir ekilde 5 olduuna inanyoruz. Eer byle bir senaryonun olaslk dzeyinde de olsa ciddiye alnabileceine inanyorsak ki senaryoyu olaslk dzeyinde gz nne almay reddetmek ok kabul edilebilir veya aklc bir yaklam olmayacaktr o zaman matematik veya geometri alanlarnda edindiimize inandmz bilginin bile epistemolojik garanti iermediini kabul etmemiz gerekir. Belli bilgi paralarnn doruluundan ara sra phelensek bile, bilgi SZDE SIRA konusunda genel olarak phelenmek olaan ve normal bir ilev deildir. Epistemolojik bir altrma olarak, kapsaml ve sra d phelenme rnekleri bulmaya aln. Baka bir deyile, yaaDNEL M mnzda gerekleebilecek byk apta bilgisel yanlglar zerinde dnp bunun felsefi sonularn irdeleyin.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Yntemsel phe
S O R U
Yukarda yaptmz saptamalar, bu aamada, okuyann zihninde baz soru iaretDKKAT leri olumasna neden olabilir. Birincisi, insanlarn zihinsellii ile oynayabilme yetisi olan bir varln bizim dnya bilgimizi diledii gibi deitirecek veya belirleyecek bir gce sahip olmas, insanlarn kafasndaki Tanr fikriyleSIRA SZDE elimektedir. Kt ve gl bir varln bizim evrenimize bu lde egemen olmas, Tanrnn deil o varln kozmik kontrol elinde tuttuunu gsterir. Tanr inanc gl olan DesAMALARIMIZ cartes asndan bu olduka eliik bir tablonun ortaya kmasna neden olmaz m? kincisi, eer Descartes Modern dnemde insan aklna, matematie ve bilimin bulgularna ynelik olarak byk bir gven duyan dnrlerin banda geliyorsa, K T A P onun adnn epistemolojik balamlarda phe kavram ile birlikte gemesi biraz garip bir durum deil midir? Bu sorularn yant, Descartesta grdmz pheci aklTyrtmelerinin onun ELEVZYON felsefi ynteminin bir paras olduudur. Descartesn phesi yntemsel phe olarak bilinir. Baka bir deyile, Descartes kendi felsefi kuramn savlayabilmek iin pheyi bir yntem olarak kullanmakta ve bylece phelenilmeyecek saNTERNET lamlkta baz fikirlere ulamaya almaktadr. Onun vard sonularn ayrntlarna daha sonraki nitelerde deineceiz. Ancak, bu aamada vurgulamamz gereken ve felsefi nemi byk olan konu, Descartesn pheci akl yrtmeleri belli bir amaca ynelik olarak yapyor olmas ve aslnda kendisi bir pheci olmamasna karn, pheci argmanlar ciddi, nesnel ve tarafsz bir ekilde baaryla sergiliyor olmasdr. Bu niteliin iyi bir dnr olmann en temel zelliklerinden biri olduunun altn izmemiz gerekiyor. imdi bu dnceler nda yukarda ifade ettiimiz ve phecilik balamnda Descartesn yzlemesi gerektiini kaydettiimiz iki soruna nasl yant verilebileceini inceleyelim. lk olarak, Descartes gibi dindar bir kiinin felsefi sistemi iinde insanlar srekli aldatan gl bir varlk kavramna yer olup olmad konusunu ele alalm. Descartes, sorgulamalarnn balarnda, Tanrnn bylesi bir varln bizi aldatmasna izin vermeyeceini dnmenin olanakl olduunu syler. Bu hamle, pheci bulutlarn dalmasn ve felsefi sorunun kapanmasn salar denilebilir. Ancak Descartes, kkten sorgulamasn baaryla yrtebilmek iin, o aamada Tanrnn varlna dair hi bir bilgisi yokmu gibi dnmeye devam edeceini aklar. Baka bir deyile, nasl ki elleri ve ayaklar olduunu bildiini bile varsaymayarak yola ktysa, irdelemelerinin banda (epistemolojik adan i-
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Descartesn sunduu TELEVZYON pheci fikirler onun felsefi ynteminin bir parasdr.
NTERNET
70
Epistemoloji
lerini kolaylatrabilecek olan) Tanry deil, kt ve aldatc bir gc varsayacan ilan eder. Descartesn, bu anlamda, eliik bir felsefi durumda olduunu syleyemeyiz. Onun yapt, Tanr dncesini hemen devreye sokarak En azndan Tanrnn var olduunu biliyorum, o hlde en salam epistemolojik dayanam bellidir gibi bir yargyla felsefi sorgulamay sonlandrmak yerine; kesinlikle pheye yer brakmayacak bir ey bulana dek en gl inanlarn ve sahip olduunu dnd bilgileri askya almaktr. Descartesa gre biz Tanrnn var olduunu akl yoluyla gsterebiliriz. Ancak bu, kestirme ve dogmatik bir hamleyle yaplamaz. Tanrnn var olduunun gsterilmesi aklc dncenin ilerleyen aamalarnda ortaya kacaktr. Descartesn kendisi Tanrnn varlna dair ok salam bir inanca sahip olsa da, ona gre, Tanrnn var olduundan kesinlikle phe duyulamayaca sylenemez. O yzden, en phe duyulamayacak zihinsel durumumuz Tanr vardr gibi bir bilgi veya inan olamaz. Bu da kt ve gl varlk senaryosunun ciddiye alnmas gerektiini gsterir. Benzer bir noktay yukarda belirttiimiz ikinci kar k iin de ifade edebiliriz. Her ne kadar Descartes matematik ve bilim alanlarnn nesnel bilginin en nemli kayna (ve hatta modeli) olduunu dnyor olsa da, pheci sorgulamay ciddiyetle ve sonuna kadar devam ettirmektedir. Bu balamda da bir eliki yoktur nk Descartes sorgulamasna algsal, matematiksel ve bilimsel bilgi tiplerinin gvenilirliini varsayarak deil, onlara kritik bir test uygulayarak balamaktadr. Bu yaklam, ciddi bir felsefi yntemin uygulanmasn beraberinde getirmektedir. Descartes, matematiksel, bilimsel ve algsal bilginin genel gvenilirliinin sorgulamann sonunda ortaya kmasn istemektedir. Ksaca, saduyuya ok uygun grnse bile, hibir dogmatik varsaymda bulunmadan epistemolojik anlamda yoluna devam etmektedir. Elbette phecilik her zaman yntemsel olmak zorunda deildir. Felsefe tarihinde, Descartestan farkl olarak, phecilii samimiyetle ve sonuna kadar savunan dnrler kmtr. Bu dnrlerin bazlar Sokrates gibi tek bilebileceimizin bilgi sahibi olmadmz olduunu savlarken, baz daha radikal olan felsefeciler ise, bu kadarn bile bilemeyeceimizi ne srmlerdir. Onlara gre, her ne kadar saduyumuz bize tam tersini sylese de, bilgi hi bir ekilde olanakl deildir. Bu srad dnceler zaman zaman felsefeciler arasnda eitli esprilerin retilmesine de neden olmutur. rnein, eer radikal pheciler algsal bilgi de dhil olmak zere hi bir tr bilgiye inanmyorlarsa, neden ara sra kap yerine pencerelerden binay terk etmeyi denememektedirler? Kendilerini aka pheci olarak niteleyen akademik felsefeciler eer srekli olarak kapdan kmaya alyorlarsa, bu durum belki bir bildikleri olduunu gsterir diyebiliriz. Tm bunlara karn, pheci perspektifin hakkn verme konusunda dikkatli olmamz gerekiyor. Bir pheci, pratik yaamda sergiledii davranlarn ve seimlerin bir eyleri bilmekten kaynaklanmadn iddia edebilir ve bu tavr, dardan garip grnse de, tamamen tutarsz olmak zorunda deildir. Radikal anlamda pheci olan kiiler genel olarak bizim gereklii snrl bilgisel yollarla kavrayabileceimize ilikin phe duyarlar. Bu durum, eylemsel anlamda fazlaca sorun yaamadan ayakta kalabiliyor olma olasln tamamen dlamaz. phecilere gre pratik yaamda ilerin yolunda gidiyor gibi grnmesi ile insann varlk alannn kendisine dair bilgi sahibi olmas birbirinden ayrlmas gereken durumlardr.
71
David Hume (Deyvid Hym okunur) phecilik balamnda felsefe tarihinde derin izler brakm bir dnrdr.
72
Epistemoloji
yle bir durum dnelim. Diyelim bir gn, zaman asndan gecenin sonuna gelinmesine ramen gne domuyor. Byle bir durumun olanaksz olacan syleyebilir miyiz? Bunun ok sra d ve ok edici olaca aktr. Ancak yine de kafamzda bylesi bir senaryoyu canlandrabiliriz. Bunu daha net hle getirmek iin fiziksel olanakszlk ile mantksal olanakszlk kavramlarn karlatralm. Bir olgunun veya durumun fiziksel olarak olanaksz olmas, o olgunun bizim iinde yaadmz ve anladmz fiziksel dnyann grnen yapsyla elimesi anlamna gelir. rnein, bir insann pencereden atladnda dmeyip umaya balamas fiziksel adan olanakszdr. Ancak, pencereden atlayp umak gibi fiziksel anlamda olanaksz olan durumlarn gerekletiini ben kafamda canlandrabilirim. Mantksal olanakszlk kavram ise, iinde yaadmz evrenin mantksal yapsyla atan durumlar iin kullanlr. Bizim evrenimizde bir genin drt kenarl olmas olanakszdr. Bu olanakszlk, fiziksel bir olanakszlktan ok daha byk bir olanakszlk trdr nk, fiziksel olanakszlklardan farkl olarak, mantksal adan olanaksz bir durumu kafamzda bile canlandramayz. Yarn gnein domamas fiziksel adan olanakl bir durum deildir diyebiliriz. Buna karn, kafamzda canlandrabileceimiz bir durum olan gnein domamasnn mantksal anlamda olanaksz veya eliik olmad aktr. Eer biz gne yarn doacak nermesini bildiimizi iddia ediyorsak, bundan kastettiimiz gnein yarn domamas mantksal olarak olanakszdr gibi bir dnce olamaz. Kastedilen yalnzca fiziksel dnyann yaps, gnein domasn gerektirir trnden bir nerme olabilir. Ancak, Humea gre bu inanca temel tekil eden olgu, yukarda da belirttiimiz gibi, gemite yaptmz gzlemler ve bu gzlemlerin belli bir tutarllk gstermesidir. Eldeki kstl tmevarmsal zeminin tesine geerek, Yarn Gnein doacan biliyorum iddiasnda bulunmamzn ok salam bir gerekesi olabileceini sylemek zordur. zetle, aslnda hibirimiz yarn gnein doup domayacan bilmiyoruz.
ngiliz felsefesinin nemli dnrlerinden olan G.E. Moore (Muur okunur) zellikle pheci dncelere kar ald saduyusal tavrla tannr.
73
eleriyle sergilemeyi gerektirir. Mooreun phecilie yant ve kar k da bu balamda deerlendirilmeli ve anlalmaldr.
Argmann Arka Plan: Kesin Olarak Bilinenler ve Nesnelerin Var Olmasnn Anlam
Mooreun konuyu irdelerken yapt ilk ey, kesinlikle bildiine inand baz nermeleri sralamaktr. Moore yle ifadeler kullanr: u anda bir beden vardr ve o beden bana aittir. Bu beden uzunca bir sredir, deimekle birlikte, varln kesintisiz olarak srdrmektedir. Dahas, bu beden, var olduu zaman iinde, srekli olarak bir gezegenin yzeyinde veya yzeye yakn noktalarda bulunmutur. Kendisi dnda baka nesneler de, kendisinden eitli uzaklklarda, var olmulardr. Dardaki nesneler arasnda, baka insan ve hayvan bedenleri de vardr. Son olarak da, ben yalnzca bir beden deil bir kii olduumu biliyorum. Trl deneyimler yaam ve yaamakta olan akll bir varlm. Ve benim dmda da bu zelliklerde canllar olduunu bildiimi syleyebilirim. imdi, tm bu ifadeler elbette bir kanta veya argmana karlk gelmemektedir. Peki, pheci akl yrtmelerin stesinden gelip, bizi saran varlk alanna dair bilgi sahibi olduumuzu nasl savlayabiliriz? Moore kantlama iinin birden fazla yntem yoluyla olabileceini belirtir. Bir yntem, ilerleyen nitelerde inceleyeceimiz, Kantn aknsal yntemidir. Moore ise daha farkl bir yntem veya yaklam getirmektedir. Mooreun tartmasnn banda gndeme getirdii nemli bir konu nesnelerin varl kavramnn aklanmas ile ilgilidir. Bu konudaki soru iaretlerini ortadan kaldrmak iin, Moore nesnelerin varl kavramndan zihnin dnda, zamanmekn iinde var olmay anladn syler. Bu nemli bir aklamadr, nk baz dnrler nesnenin znel veya zihinsellie ait nitelikler barndrdn, yani tamamen zneden bamsz olmadn dnmeye eilimlidirler. Mooreun szn ettii nesne ise, saduyumuza da uygun bir ekilde, fiziksel zelliklere sahip ve zihinden bamsz niteliinde bulunmaktadr. Moorea gre ben u bir kartaldr nermesini dile getirdiimde kastettiim bu trden fiziksel bir nesnedir. zetle, zihinden bamsz bir tarzda fiziksel zaman-meknn iinde olmak, bizim var olan nesne kavrammzn en zsel parasdr. Elbette eer ben, rnein, u an bir halsinasyon yayor ve mavi bir filin havada uutuunu gryorsam, o zaman sz konusu fil bana ne kadar gerek grnrse grnsn yle bir nesne iin var nitelemesini kullanamam. Ksacas, Moorea gre, biz varlk kavramn zihinden ve zneden bamsz eyler iin kullanrz.
Moorea gre, nesnelerin var olmalar onlarn zihnin dnda, zaman ve mekn iinde var olmalar anlamna gelir.
74
Epistemoloji
Bu argmana imdi felsefi adan yakndan bakalm. Argmanda, karmsal biime uygun olarak, baz ncller ve bir sonutan oluan bir iddia sunulmutur. Eer bu karm bir fikri veya tezi baaryla savunacaksa; (1) ncller iyi bilinen nermeler olmal, (2) sonu nermesi nclleri bilgisel olarak aynen tekrarlamamal ve (3) ncller sonucu yeterince gl bir dzeyde desteklemelidir. Bu koullarn salanp salanmadn irdeleyelim. Moorea gre, ncllerin doru olmasnda bir sorun yoktur nk orada belirtilen dnceler, (1)de belirtildii gibi, kesinlikle bilinen eylerdir. (2)de belirtilen noktann da saland kabul edilebilir. Bir insann elini sallayarak ite bir el kelimelerini sylemesi ile bir nesnel varlk iddiasnda bulunmak tam olarak ayn eyler deillerdir. Ve son olarak da, (3)te sz edilen art, yani ncllerin sonucu desteklemesi de salanmaktadr. Mooreun deyimlemesi ile, sonu, ncllerden kesin bir ekilde kmaktadr. Konuya saduyuyla yaklaan herkes Mooreun tezlerine sempatiyle bakacaktr. Ancak yukarda zetlenen argmann felsefi adan kabul edilebilir olup olmadnn aklc ve nesnel olarak irdelenmesi gerekiyor. ncelikle, (1)in gerekten salanp salanmad nemli bir soru olarak karmza kmaktadr. Moore ncllerde ifade edilen savlar bildiini gerekten syleyebilir mi? phecinin bak asndan ele alndnda, bu balamda felsefi sorun yaratan ve zm getirmeye altmz konu, batan itibaren, zaten nesnelerin varlklarnn bilinmesidir. O yzden, Mooreun gsterilmeye allan noktay batan varsayd, ksacas dngsel bir aklama yapt sylenebilir. Dngsel aklamalar veya akl yrtmeler de, doal olarak, felsefi adan ok deerli olmayan argmanlardr. Elbette Moore kendi argmannn veya karmnn dngsel olmadn iddia edecektir; fakat bu nokta olduka tartmaya ak grnmektedir. Ayrca, ncllerin sonucu iyi desteklemedii, yani (3)n salanmad, iddia edebilir. Zihinden bamsz varlk alannn iinde u anda iki adet el vardr nermesi ncllerde olmayan metafizik bir fikirdir. Metafizik yapda olmasnn nedeni, aka grlecei gibi, biliselliimiz dnda ve ondan bamsz bir ekilde var olduunu dndmz nesnelerin dnyasna bir gnderme yapmasdr. Moorea itiraz etmek isteyen bir felsefeci, sonucun ncllerden ok farkl bir hamle gerekletirdiini ve bu yzden, ncllerden sonucu treten karmsal ban gl olmadn syleyebilir. Her durumda, Mooreun akl yrtmesi belli sorunlar olan bir karm gibi grnmektedir.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DescartesnSIRA SZDE sergiledii pheci akl yrtmelere kar, saduyunuzu kullanarneklerini rak argmanlar gelitirmeyi deneyin. Bu argmanlarn phecilerin kayglarn giderip gideremeyecei konusunda fikir retmeye aln.
DNELM
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
75
Ska dile getirilen ve ounlukla zerinde fazlaca dnlmeden kabul gren bu yaklamn aslnda mutlak bir doru olmayabileceini belirtmemiz gerekiyor. W. V. O. Quine gibi 20. yzyl Amerikan pragmaclarnn (eylemciler olarak da anlrlar) vurgulad nemli bir nokta, bilimin aslnda saduyudan tredii ve ikisi arasnda bir uurumun deil srekliliin olduudur. Bilim ve felsefe, daha nce tarttmz gibi, st dzey bir logosun ilevselliinin sonucudur. Ancak bu durum, bilim ve felsefeyi var eden canl ile hareket eden, beslenen, reyen ve yaamn srdrmeye alan canlnn farkl varlklar olduunu gstermez. Her ne kadar, rnein, kuantum fizii veya Aristotelesin metafizii somutluktan ve gndelik yaamdan ok uzak grnse de, bilimsel ve felsefi aratrmalarn temelde somut eylemlerden ve doal ilgilerden kaynaklandn dnmek aklc bir seenek gibi gelmektedir. Fizik ve felsefe, insann geliiminin bir sonucudur ve bu ilevleri gerekletiren zihin bu dnyaya ait bir eydir. phecilik gibi ok nemli bir felsefi soruna zm bulmak isteyenler iin bu yaklamn taze bir dnsel alm salayabileceini sylemek olanakldr. Bu noktaya kitabn ilerleyen nitelerinde, ada epistemolojik tartmalar balamnda tekrar deineceiz. Saduyu konusunda son olarak bir noktay daha belirtelim. Felsefi tartmalar ve argmanlar sz konusu olduunda, bunlarn karsna hemen saduyuyu kararak bir salamlk testi yapma eiliminde olmann sakncal ynleri olabilir. rnein, phecilii deerlendirirken ve eletirirken, pheci yaklamlarn saduyuya aykr olduu dncesini dile getirmek her zaman ok yardmc olmayabilir. Birincisi, saduyu kavramnn her durumda ve her balamda ayn sonucu vermesi beklenemez. Baka bir deyile, saduyu denilen yeti bir makine gibi ileyen yani mekanik ve evrensel bir tarzda alp belirlenmi sonular ortaya koyan bir kapasite olmayabilir. O yzden, saduyunun bir sorun karsnda nasl bir tepki veya sonu verecei, balamsal ve grece ynler ieren bir konu olabilir. kincisi, saduyunun genelde kabul gren sonular bazen son derece yanltc olup, bu sonular dzeltmek iin bilim ve felsefe gibi alanlarn ilevlerine ihtiya olabilir. rnein, yaln saduyu bize zerinde bulunduumuz dnyann dz olduunu syler. Bu yanln dzeltilmesi, sradan olaan algsalln dzleminde olanakl olmayabilir. Byle hatalarn dzeltilmesi iin logosun st dzeyde ileyiine, yani bilime gereksinim vardr. O hlde, saduyunun en st epistemolojik merci veya kapasite olarak yceltilmesinin ok da hakl olmad belirtilebilir. Akln kritik yani eletirel kullanmnn ne kadar nemli ve deerli olduunu bu balamda da gzlemleyebiliriz.
Genel olarak, pheci bir tavr gstermenin belli bir felsefi deeri vardr.
76
Epistemoloji
pheci tavr olarak betimlediimiz tavrn veya yaklamn ierii nedir? Ve bu tavr felsefi anlamda zel klan ey nedir? Bunun yantn, pheciliin tersi olan kavramlarn ieriinde ve o kavramlarn barndrd sakncalarda aramak gerekir. pheciliin tersi olan kavramlar iinde en nemlisi dogmatizmdir. Dogma deyiminin anlam belli bir kii veya topluluk tarafndan benimsenen, tartmadan ve sorgulamadan kabul edilmesi beklenen inan ya da inan kmesi eklinde verilebilir. Kelimenin Yunanca kkeni fikir, kan gibi anlamlara gelmektedir. Dogmatik kelimesi ise, zaman zaman, bir fikri veya inanc hi sorgulamadan ve zerinde ciddi bir irdeleme yrtmeden kabul eden insanlar iin kullanlr. Ancak bu sylediklerimizden, dogmatik nitelemesinin felsefe ile ilgilenmeyen rnein, metafizik veya epistemolojik sorunlar zerine kafa yormam sradan insanlarn tm iin geerli olduu gibi bir sonuca varmamz doru olmayabilir. Bu konu zerinde biraz duralm. Yetikin, zihinsel olarak salkl ve bir toplum iinde yetimi her insann bir dnya gr ve inan sistemi vardr. Genelde inan/bilgi sistemleri gnden gne radikal bir ekilde deiebilecek yaplar deildir. Byk fikirsel veya bilgisel dnmler, gerekletikleri durumlarda, genel olarak insanlarn zihinsel dnyasnda olduka yava ortaya karlar. Eer sevdiimiz ve derinden gvendiimiz bir insann aslnda kt niyetli ve zararl bir kii olduuna ilikin salam kantlar sunulursa, ilk tepkimiz mantksal bir robottan farkl olarak sunulan aklc kantlara direnmektir. Benzer durumlar, rnein, bilimsel balamlarda da karmza kabilir. nsan denen varln, bu genel anlamda, tutucu bir varlk olduu sylenebilir ve bu, nihayetinde, fazlaca knanabilecek bir durum olmayabilir. Yukarda sylediklerimiz nda, lml anlamda tutucu olma ile dogmatik olma kavramlarn ayrabiliriz. Dogmatik insanlar, lml anlamda tutucu kiilerden farkl olarak, inanlar ve dnceleri karsnda ne srlebilecek kar fikirleri, argmanlar veya kantlar bu argmanlar ya da kantlar ne kadar gl veya aklc olurlarsa olsunlar gz nne almay reddederler. Daha z olarak ifade edildiinde, dogmatik kiiler, belli bir fikri bir kez kabul ettikten sonra onun doruluuna ilikin phe duymay kesinlikle reddeden kiilerdir. Bu tavrn, logos sahibi olduunu dndmz bir varlk olan insana uymad son derece aktr. O hlde phecilik olmasa da, phelenme yetisine sahip olmak nemli bir zihinsel zellik veya meziyettir diyebiliriz. Bu noktada kritik olan bir saptama, pheci tavrn veya dogmatiklik kart duruun insanlar iin tahminen ancak belli bir dereceye kadar olanakl olabilecei gereidir. Kesintisiz phe hlinde olmak ve srekli olarak salam dnsel zeminlerini kaybetmek insanlarn kolayca yapabilecei eylemler deillerdir. Dahas, ar pheci bir tavrn insana yaam iinde ok fazla yararnn olmayaca da bellidir. te yandan, dogmatik olmaktan ziyade, zaman zaman da olsa, sahip olduu fikirlere ve inanlara eletirel bir tavrla yaklaan insanlarn hem bireysel geliimlerinin daha gl olaca hem de inan sistemlerinin genelde yanllamaya ak olmasndan dolay bizi saran dnyann olgularn bilebilme anlamnda da daha avantajl bir duruma gelecei sylenebilir. Bu elbette epistemolojik boyutta deerlendirilecek bir yarardr. Ancak konuya daha geni bir adan bakmamz da olanakldr: Felsefe tarihindeki pheci dnrleri veya pheci argmanlar incelemenin ve ciddiyetle anlamaya almann daha genel bir anlamda felsefi yarar olaca dnlebilir. Sz konusu yarar, bu tr irdelemeleri yapmann bir insann zihinsel dnyasnda sre iinde yarataca olumlu etkiyle ilgilidir. Yerlemi kanlar veya tartlmadan kabul gren aklamalar karsnda phe duyabilme ye-
77
tisi olan insanlarn bu tr ilevlere girmeyenlere gre daha esnek ve ak grl olacaklar tahmin edilebilir. Dahas, pheci ynleri olan kiilerin, kendilerini kar grlere ve akl yrtmelere ekinmeden amalarndan ve radikal sorgulama alkanl edinmelerinden dolay, inan sistemlerinin darbelere daha dayankl ve daha iyi gerekelendirilmi bir konuma gelecei de aktr. Bu durum pheciliin bir epistemolojik gr olarak doru olup olmamasndan bir para bamsz olup, felsefe alanna ilgi duyanlarn zerinde dnmeleri gereken bir konudur. phecilik epistemolojik bir gr olsa da, onun genel felsefi sonular ve uygulamalaSIRA SZDE r da bulunmaktadr. pheci yaklamn bir bireye genel olarak ne kazandrabilecei konusunda fikirler retmeye aln.
DNELM S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
78
Epistemoloji
zet
A M A
Descartesn epistemolojik grlerini ve bu grlerin neden nem tadn aklayabilmek. Descartesn epistemolojik pheleri felsefe tarihinde ok zel bir yer tutar. Descartes, inan sisteminin ok sayda yanl nerme ierdiini fark ederek, inand fikirlerin tmn kkten bir ekilde sorgulamaya giriir. Descartesn sorgulamalar birka ynden ilgin zellikler tamaktadr. ncelikle Descartesn abas bir yntemin uygulamas olarak anlalmaldr. Descartes bilgi konusunda phecilii belli bir amaca ynelik olarak yrtmektedir. Bu ama, phelenilemeyecek kesinlikte bilgiye ulamaktr. Baka bir deyile, Descartes, kendisi pheci bir felsefeci olmamasna karn, pheci akl yrtmeyi akademik dzeyde ve nesnel bir ilgiyle gerekletirmektedir. pheci sorgulamalar srasnda Descartes, algsal ve matematiksel bilginin gvenilirliine ilikin kkten sorular sorar ve hatta kendisi dindar bir insan olmasna karn, Tanrnn varlna ilikin bilgimizin bile pheye ak olduunu belirtir. Onun ileri srd dnceler arasnda en dikkat ekenlerden biri udur: 2+3=5 gibi doruluundan kesinlikle phelenmeyeceimiz bir bilgi trnde bile phelenmek olanakldr. stn gleri olan ve insanlarn zihinlerini kontrol edebilen bir varlk, en kesin grnen bilgi trlerinde bile yanlmamza neden olabilir. Elbette, eer insanlar byle bir epistemolojik durum iindeyseler, srekli yanlmakta olduklarn bilmeleri sz konusu olamaz. Bu tr senaryolar, olduka sra d olsalar da, bilginin gvenilirlii konusunda nemli ipular sunarlar. Olgusal dzenlilik konusunda Hume tarafndan ne srlen pheci grleri aklayabilmek. sko felsefeci David Humeun metafizik kart grleri pheci perspektif asndan kritik bir nem tar. Humea gre, doada karlatmz olgusal dzenliliklere ilikin yaptmz varsaymlar konusunda dikkatli olmamz gerekmektedir. nsanlar genelde doada dzenli olarak tekrarlanan olgularn belli bir zorunluluk ierdiine inanrlar. Her sabah gnein doudan domas bunun iyi bir rneidir. Biz gnein her sabah domasnn rastgele bir olay olmadn iin iin-
de bir dzen, bir zorunluluk olduunu dnrz. Elden braklan bir nesnenin dmesi de byledir. Ancak, Humea gre, bu tr olaylarda elimizdeki veri yalnzca gemite gzlemlediimiz durumlardr. Yani, gzlemlediimiz dzenlilikler bizim doada bir zorunluluk olduunu dnmemize neden olmaktadr. Gemite gzlemlenen olaylardan yaplan her genelleme tmevarmsal nitelikte olmak durumundadr. Bu yzden, evrenin dzenine dair tm iddialar, kesinlikten uzak karmlar olmann tesine geemezler. Humeun argman bize olgusal dzenlilikler konusunda irdelemeden kabullendiimiz noktalar olduunu gsterir. Mooreun phecilie kar ne srd saduyusal argmann zelliklerini aklayabilmek. Pek ok kii pheciliin saduyu ile tam olarak rtmeyen bir gr olduunu syleyecektir. Moore bu sezgiyi dile getiren ilgin bir argman ortaya koymutur. Moore ncelikle bizim dnyaya ve kendimize ilikin pek ok temel ve basit olguyu bildiimizi ifade eder. Ardndan, baz felsefecileri ok megul etmi olan fiziksel gereklik iinde (yani, zihnimizin rnlerinin dnda) olan nesnelerin varln nasl gsterebileceimiz sorusunu ele alr. Moorea gre, eer bir kii (uygun el hareketleri eliinde) te bir el! ve te baka bir el! cmlelerini sylerse, bundan Zaman-mekn iinde, zihnin yaratm olmayan iki adet el bulunmaktadr nermesinin doruluunu gstermi olur. Bu karmda, akl yrtmeyi yapan kii, saduyusal ve basit cmlelerden hareket ederek zihnin dndaki gereklie ilikin bir sonuca ulamaktadr. Bu, kayda deer bir karmdr nk sonu nermesinde dile getirilen dnce ncllerde ifade edilen dncenin tamamen ayns deildir. te yandan, ncllerden sz konusu sonuca gei de sorunsuz grnmektedir. Bu durum, zaman-mekn iinde bulunan ve zihnin yaratmad nesnelerin varlnn saduyusal bir tarzda gsterilebileceinin gstergesidir.
A M A
A M A
79
A M A
phecilii ilgilendiren baz nemli kavramlar birbirinden ayrabilmek ve pheci tavrn felsefi deerinin ne olduunu anlatabilmek. phecilik, felsefi bir akm olarak, bilginin olanakll konusunda olumsuz bir gre karlk gelir. pheciler insanlarn nesnel bilgiye ulayor olduklar ynndeki genel geer varsaym kkten bir ekilde sorgularlar. Felsefede bir akma ait olmak, sistematik ve kapsayc bir tavrdr. phecilik gibi bir akmn iinde yer almak, bir dnrn konuyla ilgili grlerini tmyle etkiler. te yandan, bir felsefeci belli bir akma ait olmakszn bir grn genel yaklamna sempati duyabilir. Epistemolojik adan kendisini bir pheci olarak nitelemeyen bir kii de, pheci tavr ksmen benimseyebilir. rnein, sahip olduu felsefi kuramlarn veya grlerin mutlak doru olmayabileceinin bilincinde olabilir. pheciliin tam tersinin dogmatizm olduunu syleyebiliriz. Dogmatik insanlar, genel olarak, kendi grlerine kar getirilebilecek kar grleri veya kantlar ciddiye almay reddederler. O yzden, phecilik ile dogmatizm birbirinin zdd yaklamlardr diyebiliriz. Bununla birlikte, insanlarn sahip olduu inan sistemlerine veya grlere bal olmalarn hemen dogmatik nitelemesini kullanarak etiketlendirmek doru olmayabilir. Yeni perspektiflere veya alternatif fikirlere ak olmama ile kendi perspektifine genel olarak sahip kma birbirinden ayrlmas gereken zelliklerdir. Aslnda insanlarn ou iin, bu balamda, lml tutucu nitelemesi kullanlabilir. nsanlar yaama yaklamlarn ve inandklar temel nermeleri genelde bir gnde deitirmezler. Bu tr tutuculuk insanlarn tutarl ve istikrarl bir zihinsellie sahip olmasnn bir koulu olarak grlebilir. Ilml anlamda tutucu kiiler, dogmatiklerden farkl olarak, dnsel dnyalarna dardan gelecek etkileri deerlendirme yetisine sahiptirler. Ksaca zetlersek, phecilik epistemolojik bir gr olsa da, phe edebilme yetenei veya bir bilginin doruluu veya yanll konusunda ak fikirli olma zellii genel bir felsefi meziyet olarak grlebilir.
80
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Descartesn pheci sorgulamalar kapsamnda Tanrnn yeri veya ilevi nedir? a. pheci bir dnr olan Descartes, Tanrnn varln kabul etmez. b. Descartesn Tanrnn varlna inanmayan bir dnr olmas, onu pheci sorgulamalar yapmaya yneltmitir. c. Descartesn Tanr inanc, onu pheci sorgulamalar yapmaya yneltmitir. d. Descartes, Tanr inancn iin iine sokmadan pheci sorgulamalar sunmutur. e. Descartes, pheci sorgulamalar yrtmenin Hristiyan inancnn sorgulanmasna neden olacan dnmtr. 2. Descartesn sorgulamalar asndan aadakilerden hangisi dorudur? a. Alg en temel ve en phe duyulmayacak bilgi trdr. b. Basit alglar kesin bilginin oluma srelerinde temel olutururlar. c. ok canl ryalar, grnr bilginin kesinliinden phe duyulabileceini gsteren rneklerdir. d. Alglar yoluyla kavranan nesneler, ryalarda karmza kan nesneler gibi, var olmayan eylerdir. e. ok canl ryalar, alglar yoluyla gelen bilginin doru olmas gerektiini gsteren rneklerdir. 3. Descartesn stn gleri olan kt niyetli varlk rneini gndeme getirmesindeki temel ama nedir? a. Matematiksel eitliklerin bile doruluundan phelenmenin olanakl olduunu gstermek b. Tanrnn bizi aldatamayacan savlayabilmek c. Alglarmzn kesinlikle gvenilir olduunu gstermek d. pheciliin en mantkl felsefi kuram olduunu gstermek e. Gerekliin bir yanlsama olduunu savlayabilmek 4. Descartesn yntemsel phe yolunu semesi ne anlama gelmektedir? a. Descartes sradan bilgilenme yollarn temel alarak pheciliin doruluunu gstermeyi hedeflemektedir. b. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamak iin ncelikle pheciliin yanl olduunu varsayarak irdelemeye balamaktadr. c. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamakta ancak nihayetinde phelenilemeyecek bilgilere ulamay hedeflemektedir. d. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamakla birlikte, irdelemelerinin sonunda pheciliin kuramsal stnln aka ifade etmektedir. e. Descartes sradan bilgilenme yollarn eletirel bir test ile snamakla birlikte, irdelemelerinin banda kesin bilginin olanakl olduunu aka ifade etmektedir. 5. David Hume olgusal dzenlilikler konusunda belli bir gr ne srmtr. Onun grne bir isim vermeniz gerekse, aadakilerden hangisini seerdiniz? a. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmdengelimsel karm b. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmdengelimsel gerekilik c. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmevarmsal gerekilik d. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmdengelimsel phe e. Doadaki dzenli tekrarlar konusunda tmevarmsal phe 6. Bir sabah uyandlar ve tm kedilerin gkyznde utuunu grdler. Gerekleme olasl dk grnen bu durum iin hangi felsefi niteleme kullanlabilir? a. Fiziksel olarak olanaksz ancak mantksal olarak olanakl b. Fiziksel olarak olanaksz ancak eylemsel olarak olanakl c. Mantksal olarak olanaksz ancak fiziksel olarak olanakl d. Mantksal olarak olanaksz ancak eylemsel olarak olanakl e. Eylemsel olarak olanaksz ancak fiziksel olarak olanakl
81
7. Mooreun saduyusal argman iin aadakilerden hangisi sylenemez? a. Moore iin, Ben yaayan bir insanm syleyen zne iin bilinen bir cmledir. b. Moore iin, var olma kavram zaman-mekn iinde var olma anlamna gelmektedir. c. Moorea gre, sunduu argmanda sonu cmlesi nclleri aynen tekrarlamamaktadr. d. Moore varlk kavramn ieren ncllerden hareketle, iinde var olma kavramnn gemedii bir sonuca karm yapmtr. e. Moore saduyusal bilgi ieren ncllerden hareketle, zaman-mekn iinde var olmaya ilikin bir karm yapmtr. 8. Aadakilerden hangisi Mooreun argman iin bir sorun olarak gsterilebilir? a. Argmann nclleri saduyuya uygun cmleler iermektedir. b. Argmann sonucu, ncllerden farkl olarak, nesnelerin varlna ilikin metafizik ierikli bir iddia sunmaktadr. c. Argmann nclleri, sonutan farkl olarak, nesnelerin varlna ilikin metafizik ierikli bir iddia sunmaktadr. d. Argmann nclleri ve sonucu arasnda tmdengelimsel bir iliki vardr. e. Argmann iki ncl yapsal olarak birbirine ok benzemektedir.
9. Dogmatizm kavramna ilikin aadakilerden hangisi yanltr? a. Dogmatizm ve phecilik nemli bir oranda zt kavramlar olarak alnabilir. b. Dogmatik insanlar yeni bilgiler nda inan sistemlerini gzden geirmeye eilimlidirler. c. Dogmatik insanlarn genel tavr lml ve esnek olarak nitelendirilemez. d. Dogmatizmden farkl olarak lml tutuculuk olaan ve kabul edilebilir bir tavrdr. e. Belli bir inan sistemine sk skya bal olan insanlar iin dogmatik ifadesi kullanlabilir. 10. pheci bir tavr tamann genel felsefi deeri aadakilerden hangisi olabilir? a. pheci tavrlar olan insanlarn kesin bilgiye ulama olaslklar daha yksektir. b. pheci tavrlar olan insanlarn kapal inan sistemleri vardr. c. pheci tavrlar olan insanlarn inan sistemleri zaman iinde deiiklie uramaz. d. pheci tavrlar olan insanlarn inan sistemleri mantksal olarak daha yksek dzeyde tutarllk gsterirler. e. pheci tavrlar olan insanlarn dnceleri daha esnek, inan sistemleri de eletiriyle ba etmeye daha hazr durumdadr.
82
Epistemoloji
Okuma Paras
Birinci Meditasyon Kuku konusu edilebilecek eyler hakknda Hayatmn ilk yllarndan itibaren bir ok yanl kany doru kabul etmi olduumun ve o zamandan beri bu derece gvenilmez ilkeler zerine kurduum her eyin de ancak pek kukulu ve kesinlikten uzak olduunun farkna bugn varyor deilim; bunu anlaynca, hayatmda bir kez olsun daha nce inanm olduum btn kanlarda kurtulmaya girimemin ve her eye yeniden ve temellerden balamann gerekli olduu yargsna vardm. Fakat bu giriim bana biraz fazla byk grnd iin daha uygun bir yaa gelmeyi bekledim, yle bir yaa ki, ondan sonra geride bu grevi yerine getirmeye daha uygun olacam baka bir ya kalmasn; bu da beni o kadar uzun sre geciktirdi ki, bundan sonra da i yapmak iin kalan zamanm yine dnp tanmakla geirirsem, dorusu byk hata ilemi olurum. Dolaysyla, bu ama iin tam srasnda, zihnimi her trl dert ve kaygdan boalttm, ne mutlu bana ki hibir alkantl ruh halinin iinde kvranmadm ve kendime dingin bir yalnzlk iinde gvenli bir dinlenme ortam salam bulunduum bugn, tam bir ciddiyet ve zgrlk iinde, btn eski kanlarmn toptan ykmna giriiyorum. mdi, bunu yapmak iin bunlarn hepsinin yanl olduunu kantlamam gerekmeyecek; zaten belki de bu iin stesinden asla gelemezdim. Fakat aklm beni nceden, tamamen kesin ve kukulanlmaz olmayan eylerden de apak yanl olanlar kadar zenle kanmaa ikna etmi olduunda, bunlarn tek tek her birinde kuku konusu olabilecek bir neden bulduum takdirde hepsini birden yadsmam yeterli olacak ve bylece her birini tek tek incelemeye de ihtiyacm olmayacaktr; zaten bu sonu gelmez bir angarya olurdu. Fakat temelin yklmas ister istemez btn binann da kmesi sonucunu douracandan, nce btn eski kanlarmn dayand temel ilkelere el atacam. imdiye dek en doru ve gvenilir olarak ne rendimse duyulardan veya duyular yoluyla renmi ama zaman zaman bu duyularn aldatc olduunu da yaayarak grmmdr; oysa bizi bir kez bile olsun yanltm olan eylere asla gvenmemek saknganlk gereidir. Ancak, duyular bizi pek zayf alglanabilir ya da pek uzak eyler hakknda ara sra yanltsalar bile, yine duyular araclyla bildiimiz halde usumuzu zorlamadan kukulanamayacamz birok baka eyler de yok mu? rnein, imdi burada, hrkam giymi olarak atein karsnda oturmakta ve elimde u kad tutmakta oluum ve bu trden baka eyler...Bu ellerin ve bu vcudun bana ait olduunu nasl yadsyabilirim, kendimi kimi aknlarn yerine koymakszn? (...) Yine de bir insan olduumu, dolaysyla uykularmda ve ryalarmda o aknlarn uyankken grdkleri kadar, hatta daha sama ve gerek d eyler grme alkanlm bulunduunu da gz nne almak durumundaym. Kim bilir ka kez ryamda da burada olduumu, giyinik olduumu, atein karsnda olduumu grmmdr, gerekte rplak yatamda yatarken! Ama u anda u kda uyuyan gzlerle bakmyorum, salladm u ba uykuda deil, u eli de bir amala ve bilerek isteyerek uzatyor ve skyorum; uykuda olanlar hi de btn bunlar kadar ak ve seik gibi grnmyor. Fakat inceden inceye dnnce, uyurken sk sk bu tr yanlsamalarla aldatldm hatrlyor ve bu dnce zerinde biraz durunca uyankl uykudan ayrt etmeyi salayacak kesin belirti bulunmadn o derece aklkla gryorum ki ap kalyorum ve aknlm nerdeyse beni uyankken uyumakta olduuma inandracak raddeye varyor. Kaynak: Ren Descartes (2007). Meditasyonlar, ev. smet Birkan. BilgeSu Yaynclk, s. 15-17
83
2. c
3. a
4. c
5. e
6. a
7. d
8. b
9. b
10. e
84
Epistemoloji
5
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Deneyimcilik akmn ana hatlaryla aklayabilecek, Deneyimciliin arka plann oluturan temsil kavramn aklayabilecek, Modern Dnemde deneyimcilii net bir ekilde ifade eden ilk dnr olan John Locken felsefesini aklayabilecek, David Humeun bir deneyimci olarak felsefe tarihinde neden ok nemli bir yer tuttuunu aklayabilecek, George Berkeleyin felsefesinin ideac ve deneyimci ynlerini aklayabilecek, Deneyimciliin genel felsefi deerlendirmesini yapabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Deneyimcilik Temsil dea Tabula rasa Birincil ve ikincil nitelikler Zihinden bamsz var olma Nedensellik mgelem Metafizik kartl deaclk
erik Haritas
GR DENEYMCLK NEDR? DENEYMCLN ARKA PLANI: DESCARTESIN EPSTEMOLOJK MRASI JOHN LOCKE DAVID HUME GEORGE BERKELEY DENEYMCLN GENEL FELSEF DEERLENDRMES
Epistemoloji
DENEYMCLK NEDR?
Bir cmleyle ifade etmek gerekirse, bilgimizin tek kaynann duyu verileri ve alglar olduunu savlayan epistemolojik gre deneyimcilik ad verilir. Duyu verisi ve alg arasndaki fark, bu bilisel durumlarn karmaklk dzeyi ile ilgilidir. rnein, bitkiler dhil ou canl s ve a duyarldr. Baka bir deyile, dnyaya duyusal olarak aktrlar. Ancak alg (rnein, grmek veya iitmek) bitkilerin deil hayvanlarn gerekletirebilecei ilevlerdir. Deneyimcilik kavramnn anlamna ve inceliklerine gemeden nce, incelediimiz deyimin Trkedeki kullanmna ve eviri sorunlarna ilikin baz saptamalar yapalm. Trke yaymlanan felsefe kitaplarnda bu akm iin ska deneycilik deyimi tercih edilmektedir. Ancak dilimizde deneycilik kelimesinin kk deneydir ve bu kelimenin genel olarak kullanlan anlam zellikle bilimsel balamlarda belli bir sonu almak veya gzlem yapmak amacyla bilinli bir ekilde kurgulanm ve kontroll bir ekilde yaama geirilmi olgular veya eylemler dizisi eklinde ifade edilebilir. Eer ben eik bir yzey zerinde hareket eden bir topu gzlemleyerek ivmesini saptarsam veya resimler gsterdiim kiilerin izlenimlerini not ederek kiilik analizi yapmaya alrsam deney yapm olurum. Oysa deneyim sz yukarda verdiimiz bilDeneyimcilik bilginin kaynann duyu verileri ve alglar olduunu ne srer.
88
Epistemoloji
gimizin tek kaynann duyu verileri veya alglar olduu grnn ieriine daha iyi uymaktadr. ok deneyimsiz bir sporcu veya yeni deneyimlere ak bir insan gibi ifadelerde geen deneyim kelimesinin yukarda betimlediimiz felsefi grn zn daha iyi karlad aktr. Sz konusu deyimin Bat dillerindeki orijinal anlamna bakmak da yardmc olabilir. nsann sahip olduu bilginin temelinde duyular veya alglar olduu grne verilen adn ngilizcesi empiricismdir. Kelimenin Yunanca kk olan empeiriann anlam deneyim, ilintili baka bir kelime olan empeirosun anlam ise deneyimli veya tecrbelidir. Bu kelime-kkensel durum da empiricism kavram iin en uygun evirinin deneyimcilik olduunu gstermektedir. Bu nedenlerden dolay biz bu kitapta deneyimcilik deyimini tercih edeceiz. Kavramsal aklama getirmeye ynelik olarak son birka not daha ekleyelim. ngilizcede gnlk dilde de kullanlan ve empiricism ile ayn kkten gelen bir dier kelime de empirical dr. Deneyimsel gibi bir anlama gelebilecek bu kelime ngilizcede insanlar iin bir sfat olarak kullanld zaman ayaklar yere basan, desteksiz iddialara kulak asmayan, yalnzca grdne inanan, gereksiz speklasyonlara veya soyutlamalara prim vermeyen gibi anlamlara gelmektedir. Deneyimsel kiilerin bu saydmz zellikleri, felsefedeki deneyimcilik grnn ieriine ilikin de genel bir n fikir vermektedir. Bu ekilde ifade edildiinde, deneyimciliin bir dier nemli felsefi gr olan olguculuk veya daha yaygn olarak bilinen adyla, pozitivizm ile nemli bir benzerlik tad grlr. Pozitivizm, genelde, bilginin gzlemsel temelini vurgulayan ve speklasyondan ziyade bilimsel yntemlerin n plana karlmasna arlk veren bir dnce akm olarak bilinir. Pozitivistler de bilgisel balamlarda olgusal deneyime byk nem vermiler ve gerekstc, speklatif, gizemci yaklamlar iddetle reddetmilerdir. zetle, bu iki akmn birbirine yaknlama nedeni, karlarna aldklar fikirlerde veya akmlarda yatmaktadr. Deneyimciliin tam bir tarihsel yksnn verilebilmesi iin irdelemenin Sokrates ncesi dnemden balamas gerekir. Ancak bizim bu kitaptaki amacmz, tarihteki tm dnrlerin perspektiflerini ksaca yanstmaktan ziyade, tartmalarn merkezinde bulunan grleri mmkn olduu kadar derinlemesine incelemek olduu iin; deneyimcilii gnmzde anladmz hliyle ifade eden ve ayrntlaryla savunan byk felsefeci zerinde younlaacaz. Bu felsefeciler John Locke, David Hume ve George Berkeleydir. Bu felsefecinin rettii fikirler literatrde ngiliz deneyimcilii olarak bilinen akmn ortaya kmasn salamtr. ngiliz deneyimciliini incelemeye tarihsel olarak biraz daha geriye dnerek balayacaz.
89
Temsil deyimini bilgi kuramclar zel bir anlamda kullanrlar. Bu kavram epistemolojik adan byk neme sahiptir.
90
Epistemoloji
SIRA SZDE
DNELM S O R U
SIRA SZDE Temsil kavramnn gnlk yaamda karmza kan rneklerini bulmaya aln. Daha sonra, nitenin bu blmde felsefecilerin kendilerine sorun edindii temsil kavramn rneklendirin. Felsefecilerin temsil kavramn dierlerinden ayrt eden zellikleri genel DNELM olarak saptamaya ve ifade etmeye aln.
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Yaamdan rnekler Dnce deneyleri hem gndelik yaamda hem de felsefi etkinliklerde kullanlan ilDKKAT gin zihinsel ilevlerdir. rnein, Eer 40 yl nce kolum sakatlanmasayd belki ok iyi bir piyanist olacaktm; o durumda hayatm acaba nasl olurdu? diye dnen ve SIRA SZDE kafasnda o alternatif evreni canlandrmaya alan bir insann gerekletirdii ey bir dnce deneyidir. Bazen insanlar dnce deneylerini, deneyin gereini yapmak pratik, bilimsel veya ahlaki nedenlerden dolay olanaksz olduu iin de tercih AMALARIMIZ edebilirler. Bir bebei doumundan hemen sonra kapal bir meknda tutup, ses ve grnt gibi evresel uyaranlar da ortadan kaldrp o ortamda yaltlm bir ekilde bytseydik ne olurdu? sorusu da ahlaki nedenlerden dolay gerekletirilemeyecek K T A P ancak yant zihinde tasarlanabilecek bir sorudur. Szn ettiimiz dnce deneyini yapmak bizi bilginin kkenine ilikin daha nce hi sormadmz baz ilgin sorular sormaya sevk edebilir. Bu sorular arasnda en kritik olanlardan birisi AlgTELEVZYON lar yoluyla edindiim bilgi paracklar ortadan kalksayd herhangi bir ey bilebilir miydim? sorusudur. Yantlamas olduka zor olan bu soruya belki farkl ynlerden yaklaarak yant vermeye alabiliriz. Doutan itibaren kulaklar duymayan bir N T E R duyularnn ve bilisel yeteneklerinin salam olduunu, bir toplum insann dier N E T iinde yaadn ve iaret diliyle iletiim kurabildiini varsayalm. Bu kiide dalgalarn sesi kavram oluabilir mi? Duyma yeteneinden doutan yoksun bir insana bir arknn veya dalga seslerinin nasl olduunu iaretlerle anlatabilir misiniz? (Merakllar iin not: Szn ettiimiz anlatma abas sahnesinin bir filmde nasl gerekletiini grmek isteyenler Baka Tanrnn ocuklar (orjinal ad: Children of A Lesser God) filmini izleyebilirler. Filme ilikin bilgi iin: http://tr.wikipedia.org/ ve http://www.imdb.com/title/tt0090830/ Filmin ynetmeni: Randa Haines. Oyuncular: William Hurt, Marlee Matlin. Yapm yl: 1986.)
JOHN LOCKE
John Locke (Caan Lak okunur) nemli bir ngiliz deneyimcidir.
Locke (1632-1704) felsefenin farkl alanlarna ok deerli katklarda bulunmu bir Modern Dnem dnrdr. Bir rnek vermek gerekirse, Locken siyaset felsefesi konusunda ortaya koyduu fikirler demokrasi ve liberalizm gibi konularda temel bir rol oynamtr. Epistemoloji konusuna gelince, zellikle Descartesla birlikte ortaya kan sorunsal balamnda, Locken fikirlerinin son derece nemli bir yer tuttuu genel olarak kabul gren bir dncedir. Aadaki blmlerde hem Locken grlerini ksaca tantacak hem de bu yolla, Modern Dnemin temel dnce akmlarndan biri olan deneyimciliin kurulu tezlerini yakndan inceleme frsat bulacaz.
91
92
Epistemoloji
mizde var olan her idea, ne kadar soyut olursa olsun, nihayetinde temel duyu alglarndan tremi olma durumundadr. Locke hem ahlaki boyutta hem de kuramsal dzeyde doutan idealarn olamayacan savlar. O hlde, bilgi tmyle deneyim alanna aittir. Bu aamada, Lockea gre idealarn bilgisel statsn daha ayrntl olarak irdelemekte yarar gryoruz. ncelikle, her ne kadar Locke iin insan bilgisi duyu alglarna dayanmakta ise de, ona gre be duyudan dorudan gelen veriler kelimenin tam anlamyla bilgi deildir. Bunun nedeni Lockea gre, bilginin duyu verileriyle karlatrldnda st dzey bir bilisellik gerektirmesi ve ancak akln karmak ilevleri sayesinde olanakl olabilmesidir. Locken bu fikrinin saduyuya uygun olduu dnlebilir. Biz gl kokusu veya mavi renk gibi nitelikleri duyumsarken btnyle edilgen (pasif) bir durumda bulunuruz. rnein, mavi renge bakp sar grmek veya gl koklayp benzin kokusu almak salkl ve normal bireyler iin olanakszdr. Ancak; niyet etme, arzulama, anmsama, dnme, karm yapma, inanma gibi zihinsel ilevler olduka farkl bir zihinsel ileyi gerektirirler. Bu ilevler srasnda akl etken (aktif) olarak almak durumundadr. Dahas Locke, olduka artc bir ekilde, algnn da bu st dzey ilevler arasnda yer aldna, yani dnsel kapasitelerin kapsamnda incelenmesi gerektiine inanr. (Bunu daha iyi anlamak iin u iki rnei bilisel karmaklk asndan karlatralm: Bir patlama duymak ve eski bir arkadamz parkta yrrken grmek. kinci rnein kapsaml bir anlamlandrma ve tanmlama gerektirdii aktr.) O hlde, bu gre gre, insann bilgisel yaps temel olarak iki ana unsurdan oluur diyebiliriz. Birincisi, duyulardan gelen veriler bize dnya bilgimizin malzemesini salar; ancak bunlar gerek anlamda bilgi deillerdir. Duyulardan gelen veriler bizde yalnzca basit idealarn olumasna neden olur. kinci olarak, duyulardan gelen malzeme, zihin iinde dnsellik boyutunda ilenerek karmak dnya bilgisinin ortaya kmasna yol aar. Bunun sonucu da, zihnimizde karmak idealarn olumasdr.
Locken Ontolojisi
Varlk alannn unsurlarnn aklanmas sz konusu olduunda, Locken grnn genel olarak Aristotelesin metafizii ile benzerlikler tad sylenebilir. Locke da tzsel bir ontoloji tasarlam ve tzlerin nitelikler veya zelikler tadn dnmtr. Ancak onun felsefesinin nemli farklarndan biri, kendi dneminin sylemsel havasna uygun bir ekilde, temsil epistemolojisinin dnsel gerelerini kullanmasdr. Locke temel olarak iki tip nitelik olduunu savunur. Birincil nitelikler, maddesel gereklik iinde yer alan ve bizim zihnimizde de temsil edilebilen zelliklerdir. rnein, bir nesnenin kaplad uzam, nesnenin fiziksel biimi, ktlesi ve hareketi, nesnenin kendisinde olan ve bizim de algsal olarak bilebileceimiz niteliklerdir. Locke bu niteliklerden ayr olarak, ikincil niteliklerden sz eder. kincil nitelikler ise nesnelerin birincil nitelikleri nedeniyle bizim zihnimizde oluan etkilerdir. rnek vermek gerekirse, renkler ve kokular bu snfa giren zelliklerdir. Locken bu ayrm ilk bakta anlamas biraz zor gelebilir; o yzden konuyu biraz somutlatrarak aklamaya alalm. Lockea gre, bir gln belli zellikleri (ekil gibi) benim zihnimden bamsz olarak nesnelerin kendisinde vardr. Peki, gln krmz rengi ve kokusu iin ayn eyi syleyebilir miyiz? Gln benim duyumsadm keskin kokusunu dnelim. Eer gllerin olduu bir bahede hi bir insan olmasayd, gllerin kokmasna neden olan kimyasal yap her ne kadar Locke byle bir terminoloji kullanmasa da tahminen yine gllerin iinde olacakt. Ama
Locke iki tip nitelii birbirinden ayrr: (1) Hem nesnede hem de zihinde olan nitelikler, (2) Zihinde olan ancak nesnede olmayan nitelikler.
93
insanlarn hissettii o keskin koku fiziksel gerekliin iinde olur muydu? Buna olumlu yant vermek zordur. Bir uzaylnn ayn gl koklayp ok farkl bir koku almas olasdr. Bu durum unu gsterir: Renk ve koku gibi ikincil nitelikler, varlklarn nesnel olan birincil niteliklere borlu olsalar da, kendileri aslnda o nesnelerin iinde deillerdir. Bizim bildiimiz gl kokusu zelliinin ortaya kmas iin, gl denilen nesne ile duyumsal kapasiteleri olan insan gibi bir varln bir araya gelmesi gerekmektedir. O yzden, ikincil niteliklerin kendileri (yani, bizim duyumsadmz kokular, bizim grdmz krmz renk, vs.), ne tek bana maddesel gerekliin iindedir ne de alglayan znenin zihninde durup dururken yaratabilecei olgulardr. Locken ikincil niteliklerin (nesneden kaynaklansalar da) znede olduunu iddia ederken kastettii budur. Biz dnyay nitelikler yoluyla biliriz. Ancak, doal olarak, niteliklerin hi bir eye tutunmadan evrende var olduklarn iddia etmek sama olur. Lockea gre tikel bir nesne, niteliklerden ve nitelikleri kendinde toplayan bir tzsel zeminden oluur. rnein, bir gl ok sayda niteliin bir araya gelmesiyle oluur: ekil, byklk, arlk, renk vs. Ancak nitelikler veya zellikler bir eyin nitelikleri veya zellikleridir. Locke, nitelikleri barndran zemine tzsel taban (substratum) adn verir. nsanlar epistemolojik adan yalnzca nitelikleri bilebilir; tzsel taban ise bilgi nesnesi olabilecek bir ey deildir. Ancak Locke, bilinebilir olmasa da, insan aklnn tzsel tabanlarn varlksal gerekliliini aklc bir ekilde ne srebileceini ve bu gereklilii kavrayabileceini dnr.
SIRA SZDE Locken birincil ve ikincil nitelikleri ayrmas ilk bakta kafa kartrc gelebilir. Onun bu ayrmnn felsefi ilevinin ne olabilecei konusunda fikir retmeye aln. Locken farkl tip nitelikler tanmlamasnn felsefi motivasyonu ne olabilir? BuayrmL hangi ontoloD NE M jik ve epistemolojik amalara hizmet etmektedir?
S O R U Locken Epistemolojisinin Genel Felsefi Grnm
SIRA SZDE
DNELM S O R U
lk olarak, Locken phecilie yaklamn deerlendirelim. Locke duyularmzdan gelen uyarmlarn bizim kontrolmzn dnda olmasnn, D K K A Tdnya bilgibizim mizin nesnelliine dair nemli bir iaret olduunu dnr. Yukarda da belirttiimiz gibi, duyulardan gelen bilgi gz ard edebileceimiz cinsten eyler deildir. SIRA SZDE Salkl bir algsal yapya sahip insanlar normal artlar altnda, kendilerini zorlasalar da, krmz bir duyumu mavi olarak alglayamazlar. Gnee baknca karanl grmek olanakszdr. O hlde, duyumlarn kaynann duyu AMALARIMIZ organlarmzn kendileri olduunu savlayamayz. nk eer yle olsayd, gzlerimiz karanlkta da grnt yaratabilirdi. Bu gibi rneklerden Locken kard sonu, duyu verilerinK T A de kendini gsteren uyarmlarn zihnin dndaki maddesel dnyadanPgeldiidir. Ancak Locke kesinlik veya kesin bilgi gibi konularda Descartesn iyimserliine sahip deildir. Zihnin gereklii bilme sreleri her zaman kesinlikten uzak olmak zorundadr. Locke, Tanrnn insanlar bilme yetenei ve ahlakiE V Z Y O N T E L dorular bulma kapasitesiyle yaratt dncesindedir. Buna karn bu bilginin kayda deer epistemolojik snrlarnn olduu da aktr. rnein, Lockea gre, eer bir norm veya buyruk Tanrdan geliyorsa, o tartmasz bir ekilde dorudur. Ancak sorun, biNTERNET zim byle bir buyruun gerekten Tanrdan geldiini snrl bilisel olanaklar dhilinde nasl bilebileceimizdir. Benzer bir durum bizim idealara sahip olma yoluyla maddesel gereklii bilmemizle ilgilidir. Eer bilginin temelinde duyusal veriler varsa, bunlardan hareketle gerekliin esas yapsn bilme ilevi kesinlikten olduka uzak bir ekilde gereklemek zorundadr.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
94
Epistemoloji
Locken deneyimcilii ile epistemolojinin daha az iddial bir kimlik edindii sylenebilir.
Daha genel felsefi bir perspektiften bakldnda grdmz ey, Locken yaklamyla birlikte epistemolojinin daha alakgnll veya mtevaz bir havaya girdiidir. Bilgi konusunda byk beklentilerin azalmas ve dnya bilgisini kesinlik ieren bir yapda oluturma iddialarnn zayflamas, genel olarak deneyimcilikle birlikte ortaya kan bir durum olmutur. Deneyimciliin bir sonraki byk savunucusu olan Hume ile, bu akmn tezleri bir adm teye tanacaktr.
DAVID HUME
Felsefe tarihinde insan bilgisinin nesnel temellerine duyulan salam inan konusunda en keskin eletirel gr gelitiren ve sonuta da en byk epistemolojik ykma neden olan dnr Hume olmutur. Humeun, gzlemlenen dzenlilikler ve onlara bal tmevarmsal karmlar konusunda dile getirdii pheci fikirlerden daha nce sz etmitik. Bu blmde zellikle Humeun nesnelerin nesnel varl ve nedensellik konularnda ileri srd ve felsefe tarihinde derin bir iz brakm olan tezlerinin zerinde odaklanacaz.
95
Bir dier olas seenek, algladmz nesnelerin ve niteliklerin bamsz ve srekli olarak var olduu konusundaki fikrimizin veya bilgimizin, insan aklnn felsefi bir tarzda almas sonucu olutuunu sylemektir. rnein, Locke gibi felsefecilere gre, biz dnyay kendi zihinselliimiz kapsamndaki idealar yoluyla kavrarz. Baka bir deyile, biz esas olarak zihnimizin ieriini bilebiliriz. Buna karn, Lockea gre, insanlar idealarn tesine ilikin de iddialarda bulunabilirler. nsan akl, zihnin tesinde neyin yattn bulup karma yeteneine sahiptir. Metafiziksel akl yrtme yoluyla, fiziksel nesnelerin (rnein, onlarn birincil niteliklerinin) bizim algmzdan bamsz olarak var olduklarn ileri srebiliriz. Humea gre bu yaklamn kard nokta, ocuklarn bile soyut akl yrtmelerden habersiz olmalarna karn nesnelerin bamsz ve srekli var olduklarna ilikin bir ideaya sahip olduklar gereidir. Nesnelerin alglanmadklar zaman var olduklar dncesine sahip olanlar yalnzca metafizik becerisi olan felsefeciler deildir. Humeun insan glmseten ifadesiyle, ocuklar, iftiler ve insanln byk bir ksm da bu olaan dnceye sahiptir. O hlde, nesnelerin algdan bamsz ve srekli var olma ideasnn zihnimizde belirmesinin nedeni, nedensellik ilkesi gibi soyut metafizik tezleri bilinli bir ekilde uygulamamz olamaz. Humea gre sorunun doru yant imgelem veya imge oluturma yetisidir. Bunu aklamadan nce bir gzlem yapalm. Nesnelerin srekli varl ideas belli durumlarda zihnimizde oluurken belli baka durumlarda olumamaktadr. Bir bebek bir nesneye ilk kez baktnda ve ardndan o nesne grsel alanndan kaybolduunda, bebein nesnenin kesintisiz ve bamsz bir ekilde var olma fikrine hemen sahip olacan dnmeyiz. Peki, byyen bebein yava yava bu ideaya sahip olmasnn nedeni nedir? Humea gre bunun nedeni uyarmn iddeti (rnein, parlakl) olamaz. Sorunun yant, olgunun veya nesnenin tutarl bir ekilde tekrarlanmasdr. rnein, ben ne zaman atee baksam, alevlerin srekli deiim iinde olmalarna ramen belli bir tutarllk sergilediini alglarm. Alevlerin farkl zamanlarda ve durumlardaki ekli, rengi ve ss byk farkllklar gstermez. Bu deneyimler tekrarlandka, imgelem yetimiz, yanmakta olan bir atein veya bahedeki aalarn veya kularn biz onlara bakmadmz zamanlarda da kesintisiz olarak var olmaya devam ettikleri ynnde bir idea oluturur. Bu trden bir ideaya veya inanca alkanlk sonucu sahip olmamz anlalabilir ve kanlmaz bir eydir. Ancak, Humeun arpc iddias odur ki, belli tr alglarn tekrarland gereinden nesnelerin zihnin dndaki gerek varlksal durumlarna dair bir karm yapmamz olanakszdr.
Humea gre, zihnimizde nesnelerin algdan bamsz ve srekli var olmaideasn oluturan yetimiz imgelemdir (hayal gc).
96
Epistemoloji
Hume, bizin evrensel nedensellik dncesine sahip olmamzn arkasnda dzenli tekrarlarn yattn dnr.
hayvana dnselerdi dnyamz iinde yaanamayacak ve kavranamayacak bir dnya olurdu. Oysa evren byle deildir; grnd kadaryla evrenimizde belli fiziksel nedenler her zaman belli fiziksel sonulara neden olur. Bu durum da bizim zihnimizden tamamen bamszdr ve evrenin kurulu yapsyla ilgilidir. En azndan, ou insann genel yaklam bu ekildedir. Drdnc nitede phecilik balamnda Humeun felsefi tavrn ksaca grmtk. Orada fiziksel olanakszlk ile mantksal olanakszlk kavramlarn karlatrmtk. Fiziksel olanakszlk kavram iin iyi bir rnek, bir kiinin pencereden aaya atladnda dmeyip umaya balamasdr. Pek oumuz, bunun evrenin bilinen fiziksel veya nedensel yapsyla elitiini dnrz. rnein, ktlesel ekim gc, gezegenimizde fiziksel anlamda serbest kalan nesnelerin dnyann merkezine harekete gemesine neden olur. Evrende nedenselliin tesadfi deil srekli ve fiziksel adan zorunlu bir durum olduu belirtilebilir. Ancak Humeun bu konuya epistemolojik yaklam, beklenebilecei gibi, son derece farkldr. Hume, neden-sonu ilikisinin zorunlu olduuna inanmakta olduumuzdan ve nedenselliin zorunluluk ierdii ynnde bir ideamz olduundan phe etmez. Kritik soru, insanlarda nedenselliin zorunluluu ideasnn olup olmad deil, bu ideann nereden kaynaklanddr. Biz dnyadaki etki-tepki iftlerini izlediimiz zaman, evrenin yapsna ilikin metafizik kimlikte ve kesinlik ieren bir bilgi edinmi olur muyuz? rnein, eli atee uzatmann bir neden ve elin yanmasnn sonu olduu nedensel bir zincir dnelim. Benim znel alglarm asndan bakldnda, bu rnekteki nedenselliin zorunlu olduunu dnmemizin kkeninde ne yatmaktadr? Bunun, Humea gre tek bir yant olabilir: Benzer etki-tepki rneklerinde ayn sonucun tekrarlandn gzlemlemek. Gzlemlenen olgu aslnda yalnzca dzenli bir ekilde tekrarlanmadr. Biz hi bir zaman zorunluluu gzlemlemeyiz. Ancak bu tr dzenli tekrarlar olduka, insan zihni bu izlenimlerden hareketle bir zorunluluk ideas tretir. Bu da, bir sonraki etki gerekletiinde, daha nceden pek ok kez alglanan sonuun zorunlu olarak ortaya kacana dair bir beklentiye girmemize yol aar. Bizim dnyada var olduunu sandmz zorunluluk, aslnda, zihnin alkanlk sonucu belli bir etki ile belli bir tepkiyi (veya sonucu) badatrarak bir beklenti retmesinden baka bir ey deildir. Buna karn, elimi atee bir sonraki uzatmda yanma hissi duymamam mantksal olarak tamamen olanaksz bir durum deildir. O hlde, benim zihinden bamsz varlk alannda gerekleen zorunlu (metafizik) bir banty biliyor olmam olanakszdr. rnein, benim bir sonraki atee elimi uzatma hareketinde elimin yanacan u an bilemem. Bu konudaki ar gvenimiz, eer Hume haklysa, yanl temellendirilmi bir gvendir. Ortada bir zorunluluk varsa, bu gereklie ait bir zorunluluk deildir. Zorunluluk, tekrarlamalar sonucu zihnimizde treyen bir ideadr. Ksacas, drst olursak, bizim bildiimiz zorunluluk darda deil, ieridedir. Eer Humeun tezleri doruysa, metafizik bilgi olanakszdr. Yani biz zihnimizin ieriksel snrlarndan syrlp, onlardan bamsz bir tarzda gereklie ilikin bilgi iddialarnda bulunamayz. Bu tr iddialarda bulunan metafizik kitaplar, onun arpc szleriyle, atee atlmaldr. Bu balamda, nedensellik bants da geleneksel olarak ilendii haliyle metafizik bir dncedir ve bylesi fikirler aklc olarak gerekelendirilebilecek dnceler deildir. Biz ne kadar tersini dnmeye alm olsak da, nesnel sebep-sonu bantlar bilgisine ulaabileceimiz olgular olamazlar.
97
Humeun fikirlerinin Locken epistemolojisi ile paralellikler gsterdii aktr. Her iki dnre gre de, doutan getirdiimiz hibir idea yoktur. Dnya bilgimizin tm duyulardan gelen basit uyarmlara ve onlardan treyen daha karmak idealara dayanmak durumundadr. Ancak Hume, Lockedan farkl olarak, birincil niteliklerin varl veya substratum konusunda bir iddiada bulunamayacamz savlar. Sonuta, insann bilgisel dnyas iki tr bilgiyle snrlanmak durumundadr. lk olarak, olgusal bilgiler bizim alg ve gzlem yoluyla edinebileceimiz bilgisel durumlardr. Dnya bilgimizin ou bu tr bilgilerden oluur. kinci olarak ise, bu bilgi paralar veya idealar arasndaki ilikilerin sonucunda ortaya kan biimsel bilgiler vardr. Mantk ve geometrinin sunduu bilgiler bu tre girerler. Ancak bu trlerin dna kan, yani deneyim boyutunu aan bilgi iddialar tamamen bo ve anlamszdr. Dahas, felsefecilerin tarih boyunca gereklie ilikin sunduu eitli grler de, bu anlamda, btnyle deersiz tasarmlardr.
SIRA SZDE Bu blmde grdmz gibi, Hume metafizik bilginin olanakszln gstermeye almaktadr. Bu tam olarak ne anlama gelmektedir? Kendi kelimelerinizle ve rnekler zerinden aklayn (pucu: Bu soruyu, Humea gre ne tip bilgilerin olanakl olduunu dDNELM nerek yantlamaya aln.).
Humea gre yalnzca iki tr bilgi olanakldr: Olgusal bilgi ve biimsel bilgi.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
George Berkeley (Corc Barkli okunur) D K K A Tda ideacl savunmu olan bir deneyimcidir.
GEORGE BERKELEY
S O R U
Deneyimciliin kuramsal temellerini atan dnrlerin Locke ve Hume olduu genel olarak kabul grr. Bununla birlikte, bir dier nl deneyimci K K A T Berkeleyin D olan belli fikirleri de epistemolojik balamlarda ska dile getirilmi ve tartlmtr. Bu blmde Berkeleyin (1685-1753) nemli tezlerinden bazlarn irdeleyeceiz.
SIRA SZDE
SIRA SZDE
deaclk ve Deneyimcilik
ncelikle felsefi ayrmlarmzn bazlarn netletirelim. Felsefi tartmalarda bazen AMALARIMIZ maddecilik (veya materyalizm) ile deneyimcilik ilintili kavramlar olarak kullanlr. Bu olduka yanltc bir uygulamadr. Maddecilik, genel olarak, var olanlarn yalK A P nzca maddesel nesneler (veya maddesel tz) olduunu, zihinselT veya ruhsal tzn olmadn savlayan felsefi grtr. Maddeciliin tersi, iine ideann veya dnsel unsurlarn girmedii bir varlksal kesitin olamayaca tezine karlk geT E L E V de N lir ve bu gre ideaclk ad verilir (Bu akm iin idealizm deyimi Z Y O yaygn olarak kullanlr). deaclk, bazen de, evrenin yapmsal temelinde maddeden ziyade madde-d, dnsel veya ruhsal unsurlarn bulunduu sav olarak da anlalr. Maddecilik ve ideaclk, metafizik (veya ontolojik) grlerdir. Deneyimcilik ise NTERNET epistemolojik bir gr veya akmdr. Bir felsefecinin deneyimci olmas, onun madde kavram konusunda nasl bir tavr alacana ilikin fazlaca bir ey sylemez. rnein, Locke maddesel dnyaya ait unsurlarn (birincil nitelikler, substratum, vs.) varln kabul ederken, Hume o tr metafizik unsurlar felsefi kurgusundan kesinlikle dlamaktadr. O yzden bu iki dnsel boyut felsefede dikkatli bir ekilde ayrlmaldr. Berkeleyin grn ilgin klan bir nokta, ontolojik anlamda ideacl ve epistemolojik adan da deneyimcilii aka savunmu olmasdr. Bu grlerin Hume tarafndan da savunulduu ve Humeun Berkeleyden ok da farkl bir konumda olmad dnlebilir. Ancak bu ilk izlenim yanltcdr nk Berkeleyden farkl olarak Hume herhangi bir metafizik veya varlksal perspektifi savunmamaktadr. Humeun gstermeye alt nokta, eer nesnelerin zihinden bamsz varlna ilikin bilgi sahibi olabileceimizi sanyorsak, bu yaklamn sonunun
AMALARIMIZ
K T A P
deaclk var T E L E V Z Y O N olanlarn temelde dnsel veya zihinsel olduunu savlayan metafizik grtr.
NTERNET
Berkeley hem bir deneyimci olup hem de aka ideacl savunmas yznden felsefe tarihinde ilgin bir yere sahiptir.
98
Epistemoloji
epistemolojik hayal krkl (yani, phecilik) olacadr. Bunun tesinde Humeun ontolojik bir tavr veya tzsel bir tercihi (maddesel veya ideac) olduunu sylemek yanl olur. Berkeleyin felsefesini incelemenin en nemli yararlarndan biri, ontolojik ve epistemolojik kavramlarn ve akmlarn karlkl ilikilerini ak hale getirmede yardmc olmasdr. Bu balamda Berkeleyin ideaclndan ksaca sz edebiliriz. Berkeleye gre, maddesel tzn veya zihinden tamamen bamsz maddesel nesnelerin varlna inanan dnrler (ve aslnda gndelik yaam iinde hepimiz), aslnda farknda olmadan son derece eliik bir gr ileri srmektedirler. Bizim alglarmza sunulan ve zihnimizde temsil ettiimiz her nesne algsal olarak duyumsanabilir bir nesnedir aksi hlde onlar bizim iin nesne olmazlard. Maddeciliin iddias ise, nesnelerin duyulardan ve algsal srelerden bamsz olduu ynndedir. Ancak bu bizim gerekten tasarlayabileceimiz bir durum mudur? Diyelim ki, ben karmdaki aacn dalnda duran kargann zihnimden bamsz ve maddesel bir nesne olduunu savlyorum. Fakat benim iin zorunlu olarak duyumsanabilir bir nesne olan kargay, iindeki alglara veya ideaya ilikin unsurlar aykladktan sonra tasarlayabilir miyim? Eer maddesel kavram zihinsel ile zt anlaml olarak alnyorsa ve, dahas, maddesel kavram iinde duyumsal, algsal veya dnsel unsurlar olmayan anlamna geliyorsa, benim iin kanlmaz olarak duyumsal bir nesne olma durumunda olan kargay maddesel olarak kurgulayabilir miyim? Yani, alglama ve anlama srecinin her annda zorunlu olarak iin iine kattm bilisel geleri o kargadan ayklayp, daha sonra da kargay maddesellii veya nesnellii iinde alglayabilir miyim? Bu, doal olarak, olanakszdr. dea veya zihin tarafndan kirletilmemi (yani, mdahale edilmemi), kendi nesnellii iinde var olan madde bizim iin anlalr bir varlk paras deildir. O hlde, Berkeleye gre, maddeci dnrler nesnelerin nesnel varlndan sz ederken eliik bir dnce dile getirmektedir.
99
100
Epistemoloji
zet
A M A
Deneyimcilik akmn ana hatlaryla aklayabilmek. Deneyimci dnrler, bilgimizin tek kaynann duyu verileri ve alglar olduu tezini savunurlar. Bu balamda, duyu verisi ve alg kavramlarnn ayn olmadn zellikle vurgulamamz gerekiyor. rnein bitkiler dnyaya duyusal olarak aktrlar; ancak grmek, iitmek, koklamak gibi algsal kapasiteler bitkilere deil hayvanlara zgdr. Yukarda verdiimiz tanm u ekilde de ifade edebiliriz: Deneyimciler duyulardan ve alglardan gelen verilerin dnda bilginin baka bir kayna olmadn savlarlar. Trkede bazen bu akm iin deneycilik deyimi de kullanlr. Ancak, deney ve deneyim kavramlar arasnda nemli bir fark olduu aktr. Bu kitapta biz deneyimcilik deyimini tercih edeceiz. Deneyimciliin arka plann oluturan temsil kavramn aklayabilmek. amzn epistemolojik grlerini iyi anlayabilmek iin, Descartes sonras felsefede ok nemli bir yer tutan temsil kavramnn doru anlalmas gerekmektedir. En basit ekliyle tanmlarsak, temsil olgusunun gereklemesi belli bir nesnenin veya durumun ifadesinde farkl bir nesnenin veya durumun kullanlmas, ilk nesnenin anlamsal boyutta yerine gemesi araclyla gerekleir. rnein, benim zihnimde Antkabirin grnts olutuunda, o grnt ile gerekte var olan yap arasnda bir iliki vardr: Zihnimdeki grnt gerek nesneyi temsil eder, onun varlna iaret eder, ona bir gnderme yapar. Bu kavramn epistemolojik adan neden ok nemli olduunu tahmin etmek zor deildir. Descartes ve onu izleyen pek ok bilgi kuramcsna gre, bilginin arac veya barnma yeri zihnimizde oluan durumlar, yani temsillerdir. Bu adan bakldnda, zihinsel temsil olgusu genelde ok aklmza gelmeyen ilgin bir durumun da ortaya kmasna neden olur. Bizim bilgilenmemize neden olan temsiller veya zihinsel durumlar maddesel eyler deillerdir. rneimize dnersek, Antkabirin zihnimdeki grnts somut, elle tutulur bir nesne deildir. Oysa temsil edilen nesnelerin zihinlerin iinde olmad genelde kabul
edilir. Sonuta ortaya tartmaya olduka ak bir durum kar nk farkl trden iki eyin temsil ilikisi iinde bulunmas bu ilikinin doas ve gvenilirlii konusunda akllarda soru iaretlerinin olumasna neden olur. Bu balamda oluan felsefi kayglar ve akl yrtmeler epistemoloji tarihinde derin tartmalarn ortaya kmasna neden olmutur. Modern Dnemde deneyimcilii net bir ekilde ifade eden ilk dnr olan John Locken felsefesini aklayabilmek. Tabula rasa deyimi Latince bo levha anlamna gelir ve bu kavram John Lockedan bu yana deneyimci felsefeciler tarafndan insan zihninin doum anndaki durumunu betimlemek iin kullanlr. Yaammzn banda herhangi bir bilgiye sahip olup olmadmz sorusu hem felsefecileri hem de bilim insanlarn yakndan ilgilendirmitir. Deneyimci felsefeciler, isimden de anlalaca gibi, insan bilgisinin oluumunda deneyimin esas olduuna inanrlar. Gereklik konusunda bildiimiz ne varsa, nihayetinde, deneyime dayanmak zorundadr. Tersten sylersek, bir bilgi paras ne kadar karmak veya soyut olursa olsun, onun kkeni mutlaka yaadmz deneyimlerdir. Basitletirerek sylersek, alg bilginin oluumunda esastr. Alg boyutunun tamamen dna karak dnyaya ilikin bilgi edinmek olankszdr. rnein eer bir insan be duyusunun hepsinden yoksun olarak dnyaya gelseydi, yaam boyunca tahminen herhangi bir bilgi sahibi olamayacakt. Lockea gre, bizim karmak kavramlara ve bilgilere sahip olabilmemizin kkeninde, basit alglar bir araya getirebilme yeteneimiz yatmaktadr. rnein hepimiz devlet veya zgrlk kavramlarna sahibiz. Ancak bunlar dnyada grebildiimiz, dokunabildiimiz, koklayabildiimiz eyler deillerdir. Locke, devlet gibi karmak fikirlerin de, en nihayetinde, basit alg paracklarnn bilekesinden, onlarn zihin tarafndan bir araya getirilmesinden olutuunu savlar. Ksacas, dnyaya ilikin kavramlarmzn ve bilgimizin kayna deneyim dnda bir ey olamaz.
AM A
AM A
101
A M A
David Humeun bir deneyimci olarak felsefe tarihinde neden ok nemli bir yer tuttuunu aklayabilmek. Humeun deneyimci grlerini arpc klan bir zellik, onun daha nce hi sorgulamay dnmediimiz ve kesin olarak aldmz baz bilgi trlerinin aslnda nemli bir metafizik boyut ierdiini ve varsaymlarmzn tersine, bizim iin bilinebilirlikten olduka uzak olduunu gstermesidir. Biz genellike fiziksel dnyann nesnelerinin biz onlar alglamadmz zamanlarda da kesintisiz ve bizden bamsz bir tarzda var olduklarn dnrz. Hume bu inanca kaplmamzda tuhaf veya yadrganacak bir taraf olmadn aka belirtir. Onun sorduu soru, bu tr dncelere nasl kapldmz ve bu fikirlerin kaynann ne olduudur. Bu sorulara verilebilecek ilk yant tahminen alg sayesinde olacaktr. Ancak bu doru bir yant olamaz nk alg kesintili bir sretir ve biz o yolla nesnelerin alglayan zihinden bamsz olarak gereklik iinde var olduklar fikrini edinemeyiz. Humea gre bizim bu inancmzn nedeni, belli tr alglar dzenli bir ekilde deneyimlemenin sonucu zihnimizin (veya hayal gcmzn) fiziksel nesnelerin alglanmad zaman da var olduu dncesini yaratmasdr. Eer bu doruysa, bizim nesnelerin kesintisiz varlna ilikin dnmeden yaptmz varsaym sorunlu bir akl yrtme ieriyor demektir. Hume benzer fikirleri nedensellik iin de ne srer. Biz evrende srekli olarak dzenli tekrarlar gzlemleriz. rnein, elden braklan bir nesne her zaman yere doru der. Ancak bu durumda bizim gerekten bildiimiz ey, gemite sz konusu olgunun dzenli bir ekilde tekrarladdr. Baka bir deyile, tikel gzlemlerden hareketle evrenin yapsna ilikin genel bir bilgiye sahip olduumuz karm yapamayz. rnein yarn elimizden braktmz nesneler umaya balayabilir. Ve bizim bu konuda (metafizik) bir bilgiye sahip olmamz olanakszdr.
A M A
George Berkeleyin felsefesinin ideac ve deneyimci ynlerini aklayabilmek. Berkeley hem ideac bir ontolojiyi hem de deneyimci bir epistemolojiyi savunmutur. Berkeleyin en temel ve en arpc iddias, madde dediimiz eyin, yani zihinden tamamen bamsz bir varlk kesitinin olmaddr. Kendisi, ayrca, bizim gereklie ilikin tm bilgimizin deneyimsel olarak ve idealar yoluyla geldiini savunur. Berkeleyin maddesel gereklii reddetmesinin nedeni udur: Maddeci dnrler nesnelerin alglardan bamsz bir ekilde var olduunu savlar; ancak biz bir nesneyi kavradmzda, o nesne ister istemez bizim zihinselliimizde canlanan bir nesne olmaktadr. Maddeciler, zihnin ilevlerinin hi etkilemedii bir madde kavramndan sz ederler. Berkeleye gre bu olanakszdr. Zihinselliin hi girmedii bir varl zihnimiz bilemez, kurgulayamaz. Bizim maddesel olarak nitelediimiz her ey, bu anlamda, zihinsellii ve alglanmay gerekli klar. Onun deyimiyle: Var olmak alglanmaktr. Deneyimciliin genel felsefi deerlendirmesini yapabilmek. Deneyimciler, ounlukla, Descartesn balatt bilgisel irdelemeleri devam ettirmiler ve Descartes ile ortaya kan temsil epistemolojisi zerinden bir perspektif gelitirmilerdir. Descartes gibi felsefeciler genellikle akl yoluyla bileceklerimiz konusunda iyimser bir havaya sahiptir. Oysa Locke ve Hume gibi deneyimciler, duyu verilerine ve alglara dayanmayan hi bir eyin bilgi olarak kabul edilemeyeceini dnmlerdir. Baka bir ekilde ifade edersek deneyimciler, ne kadar kark grnrse grnsn, dnya bilgimizin her parasnn mutlaka basit duyumlardan ve alglardan kaynaklandn ne srmlerdir. Bu adan bakldnda, deneyimciliin ayaklar yere basan ve bilgiyi somut verilere dayanarak aklamaya alan bir akm olduu sylenebilir. Bu akmn gl ve zayf ynlerinin tam olarak deerlendirilebilmesi iin elbette, bir sonraki nitenin konusu olan usuluun da incelenmesi gerekmektedir.
A M A
102
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi deneyimcilik kavramn en iyi ekilde tanmlamaktadr? a. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde be duyu olduunu savunur. b. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde akl olduunu savunur. c. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde fiziksel kuramlar olduunu savunur. d. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde bilimsel deneyler olduunu savunur. e. Deneyimcilik, insann sahip olduu tm bilgilerin kkeninin temelde mantk olduunu savunur. 2. Descartes ile balayan Modern Felsefenin en nemli boyutlarndan biri temsil epistemolojisidir. Descartesn felsefesi asndan temsil kavram aadaki cmlelerden hangisi aracl ile en iyi ekilde ifade edilebilir? a. Bilgiyi iinde barndran ve temsil olgusunu gerekletiren insan zihni aslnda btnyle maddesel bir yapdadr. b. Fiziksel dnyann nesneleri idea ad verilen zihinsel durumlar temsil ederler. c. nsan zihnindeki idealar fiziksel gereklik iinde var olan eyleri temsil ederler. d. nsan zihnindeki idealar maddesel dnyann nesnelerinin var olmasna neden olurlar. e. nsan zihninde temsil edilmeyen nesnelerin gerekten var olduu sylenemez. 3. Aadakilerden hangisi John Locken tabula rasa fikrini tam olarak aklar? a. nsan zihni mantksal dorular renme yeteneine sahiptir. b. nsan zihni manevi dorular renme yeteneine sahiptir. c. Doduumuz zaman zihnimiz en temel bilimsel idealar ierir. d. Doduumuz zaman zihnimiz bo bir levha gibidir. e. Doduumuz zaman zihnimiz yalnzca Tanr ideasn ierir. 4. Bir limonu grsel olarak deneyimlediimizde algladmz sar renk bir niteliktir. Lockea gre, bu nitelik iin aadakilerden hangisi dorudur? a. Sar renk ikincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunmaz. b. Sar renk ikincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunan bir zelliktir. c. Sar renk birincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunmaz. d. Sar renk birincil nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunan bir zelliktir. e. Sar renk nesnel nitelik snfna girdii iin limonun kendisinde bulunan bir zelliktir. 5. Lockea gre, zihnimizde uyanan idealarn yalnzca zneye ait durumlar olmadn gstermek olanakldr. Aadakilerden hangisi Locken bu balamda kulland ya da kullanabilecei bir akl yrtme deildir? a. Grsel adan salkl insanlarn bir k kaynana baknca karanlk grmeleri olanakszdr. b. Duyusal olarak normal insanlar, bir aacn devrilme sesini bir senfoni olarak alglayamazlar. c. Duyusal olarak normal insanlar, bir pamuk ynna dokunup sert yzey duyumu alamazlar. d. Zihinsel olarak salkl insanlar iin, hatrlanan di ars ile gerek di ars ok farkl duyumlardr. e. Grsel adan salkl insanlar dnyay gzleri akken alglarlar. 6. Aadakilerden hangisi Humeun yantlamaya alt felsefi sorulardan biridir? a. Bir nesne bize grndnde, onun gerekten grndnden emin olabilir miyiz? b. Birincil ve ikincil nitelikler arasndaki temel farklar nelerdir? c. Birincil nitelikler akl yoluyla m yoksa deneyim yoluyla m kavranr? d. Nesnelerin biz alglayamadmz zamanlarda da bamsz olarak var olduklar ynndeki inancmzn kkeni nedir? e. nsanlarn zihninde doum annda var olan idealar hangileridir?
103
7. Humea gre aadakilerden hangisi yanltr? a. Locken birincil nitelikleri deneyimsel bilginin hedefi olamaz. b. Locke doutan idealarn olamayaca konusunda hakldr. c. nsan zihni idealardan hareketle zihinden bamsz nesnelerin gerek niteliklerini kavrayabilir. d. Nesnelerin bizden bamsz bir ekilde var olduklar ynndeki inancmzn nedeni insan aklnn baz soyut felsefi irdelemeler yapmas olamaz. e. Nesnelerin bizden bamsz bir ekilde var olduklar ynndeki inancmzn nedeni alglar olamaz. 8. Humea gre, bizim nesnelerin srekli ve metafizik anlamda bamsz bir ekilde var olduuna inanmamzn nedeni nedir? a. Olgusal dzeyde dzenliliklerin ve tutarllklarn gzlenmesi, o olgusal durumlarn nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanmamza neden olur. b. Olgularn fiziksel bilimlerin yntemleriyle incelenmesi o olgusal durumun nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanmamza neden olur. c. Nesnelerin srekli ve bamsz varl ideas doutan zihnimizde vardr ancak bu ideann ortaya kmasn deneyim salar. d. Olgularn ak ve seik bir ekilde alglanmas o olgusal durumlarn nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanmamza neden olur. e. nsan aklnn mantksal bir ekilde almas sonucu olgusal durumlarn nesnelerinin srekli ve bamsz bir ekilde var olduuna inanrz. 9. Aadakilerin hangisi Berkeley iin geerli deildir? a. Berkeley, Hume ve Locke gibi deneyimci bir felsefecidir. b. Berkeley nesnelerin algdan bamsz bir ekilde var olabileceine inanmaz. c. Berkeley ideac bir dnrdr. d. Berkeley maddesel tzn varln reddeder. e. Berkeley, Locke gibi birincil niteliklerin varlna inanr.
10. Aadakilerden hangisi deneyimci felsefeciler iin yanltr? a. Bir felsefecinin deneyimci olmas onun Tanrnn varlna inanmad anlamna gelmez. b. Deneyimcilik znde ontolojik bir gr deil, epistemolojik bir perspektiftir. c. Bir deneyimcinin maddesel tzn varln kabul etmesi olanakszdr. d. Deneyimciler zihnin dndaki metafizik gerekliin kesin bir ekilde bilinmesinin olanakll konusunda Descartestan farkl bir yaklam iindedirler. e. Bir felsefecinin deneyimci olmas onun maddeci veya ideac olmasn belirlemez.
104
Epistemoloji
Okuma Paras
GENEL OLARAK DELER ve KKENLER nsan dndnn ve dnrken zihninde dolaan eylerin ideler olduunun bilincindedir; yleyse u kesindir ki, insanlar zihinlerinde beyazlk, sertlik, tatllk, dnme, hareket, insan, fil, ordu, sarholuk ve benzeri szcklerle dile getirilen eitli ideler tarlar. Bu durumda ncelikle aratrlmas gereken Onlar nasl ediniriz? sorusunun yantdr. nsanlarn varolularnn banda zihinlerine damgalanm doutan ideler ve ilk harflere sahip olduklar yolunda kabul grm bir reti vardr. Bu san zerinde zaten olduka fazla durmutu : Anlama yetisinin sahip olduu tm ideleri nereden edindiini gsterdiimde; nceki kitapta sylemi olduklarmn ok daha kolay benimseneceini sanyorum. Zihne hangi yol ve aamalarla girdikleri de herkesin kendi gzlem ve deneyiminden ortaya kacaktr. Gelin zihni balangta zerine hibir ey yazlmam dz beyaz bir kt (tabula rasa) gibi dnelim -Bu kat nasl doldurulur? nsann snrsz kurgu yetenei ile zihne aktard bu zenginliin kayna neresidir? Tm bu bilgi ve akl malzemelerini zihin nereden edinmektedir? Bunlara tek yantm var. DENEYM. Tm bilgimiz nnde sonunda deneye dayanr ve deneyimden gelir. Anlama yetimizi tm dnme malzemeleri ile donata dmzdaki duyulur nesneler ya da kendi iimizde alglamadmz ve duyduumuz zihinsel ilemlere ynelik gzlemimizdir. Bunlar tm idelerimizin doduu bilgi pnarlardr. Duyulur nesneler alannda DUYULARIMIZ zihne bunlarn etkileme biimlerine gre eitli alglarn iletirler. Dolaysyla sar, beyaz, scak, souk, yumuak, sert, ac, tatl ve benzeri tm duyulur niteliklerin idelerini ediniriz; duyular zihne iletirler ile sylemek istediim duyularnn zihinde bu alglar reten eyleri d nesnelerden alp zihne taddr. Sahip olduumuz, duyularmz yoluyla anlama yetisine aktarlan ou idenin bu nemli kaynana ben DI DUYUM diyorum. Deneyimin anlama yetisini idelerle doldurmasna kaynaklk eden bir dier ey de, zihnimizin idelerine ilikin ilemlerin algsdr ki, bu ilemler dnme srasnda anlama yetisini dndaki nesnelerden salanamayacak olan baka bir grup ide ile donatr. Bilincinde olduumuz ve kendimizde gzlemlediimiz alglama, dnme, kuku duyma, inanma, uslamlama, bilme, isteme ve benzeri eitli zihinsel edimlerle de anlama yetilerimize seik ideler katarz. Her insann iinde bu kaynak vardr; dmzdaki nesneler alannda olmadndan duyu deilse de ok benzemektedir ve isel duyu diye adlandrlmak iin uygundur. Fakat sunduu ideleri zihnin kendi iinde yrtt ilemler zerinde dnerek edinmesine bal olarak dierine DI DUYUM diyorken, bunu da DUYUM diye adlandryorum. Bu inceleme boyunca DUYUM ifadesi getiinde, zihnin kendi ilemlerini, anlama yetisinde bunlarn idelerini reten akl yardmyla anlalsn isterim. D Duyumun nesneleri olan dmzdaki somut eyler ve Duyumun nesneleri olan zihnimizdeki ilemler bence tm idelerimizin doduu kaynaklardr. Burada kullandm geni anlamyla ilemler terimi zihnin idelerine ilikin etkinlikleri yannda, bir dnceden doan doyum ya da rahatszlk gibi etkinliklerin kendilerinden kaynakl kimi edilginlikleri de iermektedir. Anlama yetisinde bu kaynaklar dnda bir yerlerden edinilmi hibir ide yoktur bence. Dmzdaki nesneler zihni bizde rettikleri farkl alglara karlk gelen duyulur niteliklere ilikin idelerle donatrlar; zihin de anlama yetisini kendi ilemlerine ait idelerle doldurur. Bu kaynaklar ve bileimleri ile bantlarn iyice irdelersek, tm ide varlmz onlara borlu olduumuzu grebiliriz; zihnimizde de bunlarn birinde edinilmemi hibir ideye rastlamayz. Biri kendi dnceleri ve anlama yetisini enine boyuna incelesin ve sonra bana sahip olduu zgn idelerin, duyularnn nesneleri ya da zihninin ilemlerinin nesnelerinden baka eyler olup olmadklarn sylesin. Ne kadar byk bir bilgi birikimi olursa olsun titiz bir gzlemle, ileride de greceimiz zere, anlama yetisinde bir araya getirilen ve tretilen sonsuz bir eitlilik iinde olsalar da bu iki kaynak dndan gelmi hibir ide tanmad bylece anlalr. Bir bebein dnyaya gelirken gelecekteki bilgilerinin zn oluturan bir sr ide ile ykl olduunu dnmek iin pek az nedenimiz var. ocuk aama aama o idelere kavuur. Kimi, bilinir niteliklere ait ideler, bellek, zaman ya da sra kayd tutmaya balamadan nce yerleiyorsa da, yabanc nitelikler iin o kadar uzun bir sre gereklidir ki, onlarla tant zaman anmsayacak pek kimse yoktur. aba gsterilse kukusuz bir ocuk yetikin olana dek sradan idelerin bile ok az edindirilerek bytlebilir. Ne kadar zen gsterilse de, bebekler dnyaya geldiklerinde evrelerini saran, eitli ve srekli biimlerde etkileri altna girdikleri cisimlerin zihinlerinde brakt izlenimlerden kurtulamazlar. Ik ve renkler, sesler ve dokunulur nitelikler
105
2. c
3. d
4. a
5. e
6. d
7. c
8. a
9. e
10.c
106
Epistemoloji
107
6
Amalarmz
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Usuluun genel bir tanmn yapabilecek ve usuluun aklclk kavramndan nasl farkl olduunu aklayabilecek, Usuluun Eski Yunan dnemindeki ilk savunucularnn bu grn kuramsal zeminini nasl hazrladn aklayabilecek, Descartesn fikirlerinin usuluk asndan neden nemli olduunu aklayabilecek, En byk usu dnrlerden Kantn ontoloji ve epistemoloji alanlarnda gerekletirdii kuramsal devrimin ayrntlarn aklayabilecek, Usu grn genel bir felsefi deerlendirmesini yapabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Usuluk Akl Nous Dnyorum, o hlde varm Kopernik devrimi Snrl bilisellik Sentetik a priori
erik Haritas
GR USULUK NEDR? USULUUN ARKA PLANI: ESK YUNANDAK NOUS KAVRAMI DESCARTES KANT USULUK-DENEYMCLK TARTIMASI ZERNE
Epistemoloji
USULUK NEDR?
Usuluun esas olarak deneyimciliin kart olduunu sylemek aslnda nemli bir ipucu vermektedir. O yzden, deneyimcilikten hareketle tanmlarsak, usu olarak bilinen felsefeciler bilgimizin tek kaynann duyu verileri ve alglar olmadn dnrler. Daha ak olarak ifade edildiinde, gvenilir veya kesin bilginin temelinde insan aklnn yatt veya gerekliin kavranmasnn ancak akl yoluyla olabilecei tezini ileri sren akma usuluk denir. Bu noktada ilk olarak not etmemiz gereken konu, usuluun epistemolojik tablonun merkezine deneyim paralarn deil akl yerletirmi olmasdr. Bu dncenin ierii usu felsefeciler tarafndan farkl ekillerde doldurulmu olsa da, sz konusu nermenin usular iin temel bir ilkeyi ifade ettii kesindir. Usu veya usuluk deyimleri gnlk dilde karmza ok sk kan kelimeler deildir. Us kelimesi, Arapa kkenli bir kelime olan akln Trkesidir. Gnlk dilde, us kk genelikle uslu kelimesinin kullanld balamlarda ortaya kar. Felsefeciler ise usuluk deyimini teknik bir anlamda, yaygn bir ekilde kullanmaktadr. Ancak bu kullanm ilk bata tuhaf gelebilir. Belli bir felsefi akmn akl kavram ile badatrlmas ne anlama gelmektedir? Usu nitelemesini biz akln kullanmna nem veren kii anlamnda m kullanyoruz? Bu olduka tuhaf bir kullanm olurdu nk bu kullanm deneyimcilerin akln varln yadsd veya deneyimcilere gre, bilgi edinirken insanlarn akla gereksinim duymadklar gibi garip anlamlara gelirdi. Bu trden yanl anlamalar nlemek iin bir noktay aka belirtelim: Felsefi bir gr olan usuluk, deneyimcilikten farkl olarak, insan aklnn (veya usunun) kendisinin bilginin temel bir kayna olduunu veya bilginin ortaya kmasnda insan aklnn yapsnn zsel ve ekillendirici rol oynadn savunur. O yzden, usu deyimi akln kullanmn savunan kii gibi basit bir anDeneyimciliin kart olan usulua gre, bilgimizin tek kayna duyu verileri veya alglar deildir.
110
Epistemoloji
lama gelmedii gibi, usu kavramnn felsefi kart da kesinlikle akl veya zihni reddeden kii deildir. Bu balamda, olas baka bir kavramsal karkla iaret etmekte fayda var. Usu felsefi bir deyimdir ve gnlk dilde ok fazla kullanlmaz. Oysa aklc deyimi (ki bu balamda rasyonel kelimesi de kullanlr) gnlk dilde ska dile getirilir ve mantkl, zek belirtisi tayan, akla uygun yntemler izleyen gibi anlamlara gelir. Us kelimesinin akl ile normalde ayn anlam tad dnlrse, usu ve aklc kavramlar arasndaki ayrm biraz kafa kartrc gelebilir. O yzden, olas karklklar ortadan kaldrmak iin; genel bir nitelik olarak aklc olmann mantkl dnmenin bir unsuru veya sonucu olduunu; usu olmann ise felsefede deneyimcilik olarak bilinen akmn tezlerinin felsefi olarak karsnda duran bir gr ifade ettiini bir kez daha belirtelim.
Eski Yunanda akl kavram iin nous (nuus okunur) deyimi kullanlmtr.
111
DESCARTES
Modern Felsefenin kurucusu olan Descartes ayn zamanda nde gelen usulardan biridir. Pek ok usu gibi Descartes da insan zihninin doum annda belli ierie sahip olduunu dnr. dealarmzn bazlar algsal yollardan oluur ancak Descartesa gre, ok nemli baz idea trleri deneyim yoluyla edinilemez. Tanr ideas veya mkemmel bir daire ideas bu trden bir bilisel durumdur. Descartesn usuluunun en arpc ynne aada deineceiz. Ancak daha nce, Descartesn dnya bilgimizin olanakll konusunda dile getirdii grleri zetleyelim ve bylece 4. nitede phecilik balamnda baladmz Descartesn epistemolojisi konusundaki tartmamz tamamlayalm.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
112
Epistemoloji
Descartes insann sahip olduu ve anlamaya temel tekil eden baz kavramlarn deneyim yoluyla kazanlamayacan savlar.
113
KANT
ncelikle Immanuel Kantn (1724-1804) genel felsefi perspektifine ilikin baz aklamalarda bulunalm. Descartesn maddesel ve zihinsel olmak zere iki farkl tip tz tanmladn ve bylece fiziksel nesnelerle zihinsel/ruhsal varlklarn alannn birbirinden ayrdn belirtmitik. Benzer bir ekilde, Kantn da fiziin ve etiin alanlarn ayrdn syleyebiliriz. Kantn bu hamlesinin ardnda yatan gerekeyi anlamak zor deildir. Yalnzca fizik kanunlarnn egemen olduu bir evrende doa, her tr devinimi ve eylemi fiziksel zorunluluk erevesinde belirler. Elimizden braktmz bir elmann zorunlu olarak yere dmesi, kalbimizin dzenli bir ekilde kan pompalamas zorunlu devinimlerdir ve istemden bamszdr. Fizikselliin iinde zgr irade olamaz. Ancak eer varlk alannda fiziksellik dnda hibir kanun veya kural yoksa, insanlar da fiziksel veya mekanik nesnelere dnerler. Byle bir durumda rnein, dnyadaki adaletsizlikleri veya zalim insanlarn eylemlerini yalnzca fizik ya da fizyoloji ile aklamak durumunda kalrz. Ancak byle bir tabloda sezgilerimize aykr bir yn olaca aktr. zgr iradenin veya tercihlerin olmad yerde, etik (veya ahlaki anlamda doru ve yanl), anlamn tmyle kaybeder. O hlde, insann gerekliini yalnzca fiziksel kanunlara bavurarak aklayamayz. nsan bedeni elbette fiziksel kanunlarn etkisi altndadr; ancak akl sahibi bir varlk olan insan, ahlaki olarak seim yapma ve karar verebilme kapasitesine de sahiptir. Bedenimiz yer ekimi kanunlarna uymama gibi zgrle sahip olamaz fakat ahlaki ynmzn aklamas fiziksel kanunlar yoluyla deil evrensel ahlaki kanunlar araclyla yaplabilir. Bu yzden Kant, ayn Descartes gibi, ikicilik (dualizm) olarak da bilinen akmla ilikilendirilmitir.
Kantn fikirleri etik, metafizik ve epistemoloji alanlarnda son derece etkili olmutur.
114
Epistemoloji
Kant, Kopernikin astronomi alannda gerekletirdii devrimi, bilgi ve varlk konularnda gerekletirdiini iddia eder. yle ki: Kopernik, gk cisimlerinin gzlemcinin evresinde dndnden yola kmak yerine, gzlemcinin kendisini dndrp gnei sabit tutmay denemi ve daha baarl bilimsel sonular elde etmitir.
115
ken benzetmesi hataldr: Zihnimiz doum annda bir bo levha olamaz. Baka bir deyile, zihnimiz organize edecei ham maddeyi dardan alabilir ancak organize eden zihinsel sistemin ileyi ilkeleri deneyimsel yollardan renilemez.
Yaamdan rnekler Biz yaama genel olarak insan merkezli bir ekilde bakmaya eilimliyiz. Evcil hayvanlarn ayn bizim gibi sevdiklerini veya nefret ettiklerini dnrz. Dahas, kpeimiz bir nesneye bakarken alglad eyin bizim algmzdan farkl olabileceini dnmeyiz. Elbette bir kpein alg sistemi insanlarnkinden ok farkl olmayabilir ancak tartma kpeklerden sineklere veya yarasalara uzandnda durum daha da ilgin bir hl alr. Bilimsel almalar sineklerin gzlerinin ve grsel alg alanlarnn memelilerinkinden ok farkl olduunu ortaya koymaktadr. Yarasalarn ise, ses dalgalarn kullanarak hi bir yere arpmadan uabilmeleri hep hayret uyandran bir olgu olmutur. nsanlarn, kpeklerin, yarasalarn ve sineklerin evrelerini bir ekilde temsil edebildikleri ve duyu organlar araclyla farkl ekillerde bilgilendikleri aktr. Ancak bundan hareketle, nesnelerin her canl trne az ok ayn ekilde grndn karamayz. Bu durum, Alman felsefeci Immanual Kantn da farkettii gibi, bizi ilgin bir noktaya gtrr. Eer her canl tr belli snrlar ve kapasiteler dhilinde gereklii alglyorsa, bizim dnyada algladmz eylerin algsal snrlarmzdan ve zihinsel szgelerimizden gemeden nceki hllerini hi bilemeyebiliriz. Belki nesneleri olduu gibi alglayabilen bir varlk olabilir, ama insanlarn o trden kapasitelerinin olmad kesindir. Biz tersini dnmeye alk olsak da, nesneleri bizim zihnimizin snrlar erevesinde grebilen ve duyabilen varlklarz. Be duyu sahibi olmamz az bir baar deildir ama tahminen, o kadar da abartlmamas gerekir. Bu durum gndelik alglarmza ve alglarken grdklerimize daha farkl (yani felsefi) bir gzle bakmamza neden olabilir. Daldaki bir sereyi izlerken kendimize yle sorular sorabiliriz: Bu ku, bana grnd hliyle deil de, gerekten nedir?, Eer ben gereklii olduu gibi grebilen snrsz kapasitede bir varlk olsaydm, bir sereye baknca ne grecektim?
nsanlar genellikle biliselliklerinin son derece snrl olduunu gzden karma eilimindedir.
116
Epistemoloji
Kant, her varlk trne gre grnen dnyann, o varlk trnn zihinsel zellikleri tarafndan belirlendiini savlar.
ve algsallmz mutlak bir durum gibi almaya eilimliyizdir. Nesne biz insanlara nasl grnyorsa, aslnda da yledir trnden bir varsaymla dnyaya yaklarz. Ancak bir yandan da, gece gr yeteneimizin ve iitsel kapasitelerimizin memeli hayvanlar arasnda bile en stn dzeyde olmadn gayet iyi biliriz. Bu durum, hem epistemolojik hem de ontolojik adan kritik bir noktaya iaret etmektedir. Eer konu zerinde tutarl olmaya alrsak ve (Kant adan) biraz derin dnrsek, allm dncelerle elien yle bir sonuca varabiliriz: Snrlanm olan yalnzca bilgimiz deil, ayn zamanda bize nesne olarak grnen eylerdir. Bir dnce deneyi yaparak bu durumu daha iyi aklayabiliriz. Olaan deneyim asndan bakldnda biz boyutlu mekn ve bir boyutlu zaman (toplamda drt boyutlu zaman-mekn) iinde var olan varlklarz. imdi, iki boyutlu mekn ve bir boyutlu zaman iinde var olan varlklarn olduunu dnelim. Bu varlklar iin, zaman tahminen bizimkine benzer bir ekilde akacak ancak yaadklar dnya yaklak olarak dz bir kdn geometrik zelliklerine sahip olacakt. Eer bir gn bir kre bu basit evrenin stnden girip altndan ksa, iindeki varlklar bu olguyu nasl alglarlard? (Burada, krenin o iki boyutlu kat dnyann iinden geebildiini ve, ayrca, krenin o varlklar zerinde alglanabilir etkiler yaparak gei yaptn varsayyoruz.) Elbette, boyutlu evrende yaayan o varlklarn algladklar ey bir kre olmayacakt nk algsal kapasiteleri bunun iin yetersiz kalacakt. Onun yerine, olduka gizemli bir olay dizisi alglayacaklard: nce bir nokta belirdi (kre dnyaya dokunuyor); ardndan nokta byyen bir daireye dnt (krenin ilk yars iki boyutlu dzlemden gemeye balyor), ardndan dairenin ap en geni lsne ulat (krenin tam yars gemi durumda), ardndan dairenin ap klmeye balad ve bir nokta dzeyine gerileyerek ortadan kayboldu (krenin dier yars da iki boyutlu dzlemden geiyor ve dier taraftan kyor). Bu trden bir evrende yaayan varlklarn nesne olarak algladklar her eyin onlarn bilisel snrlar tarafndan belirlenip ekillenmekte olduunu syleyebiliriz. Dahas, bu varlklarn aslnda nesneleri olduu gibi deil de, arptlm, kstlanm ve onlarn snrlarna gre biimlenmi eyler olarak alglayp anladklar da sylenebilir. Peki biz kendimizin bu varlklardan zde farkl olduumuzu dnme hakkna sahip miyiz? Bu, tahminen daha nce hibirimizin sormay akl etmedii ok arpc bir sorudur. Kantn grne gre, bizim snrlanm varlklar olmamz yalnzca bilgi konusunda deil varlk konusunda da nemli sonular olan bir olgudur. Kanta gre, bize grnen dnya ve onun nesneleri bizim bilisel snrlarmz tarafndan ekillenmi ve snrlanm olarak karmza kmak durumundadr. Ancak Kant asndan bunun znel veya kiinin artlarna bal bir durum olmadn belirtmemiz gerekiyor. Kantn kastettii, sonlu ve snrl her varlk trnn nesne olarak ald eylerin o trn zihinsel zellikleri tarafndan belirlenmek durumunda olduudur. Elbette bizim bir tr olarak nesneyi bilisel yollardan snrlandryor ve belirliyor olmamz, o nesneyi yaratyor olduumuz anlamna gelmez. Kantn syledii yle anlalabilir: Eer hepimiz bebeklikten itibaren ve srekli olarak pembe gzlkler takyor olsaydk, dnyann bize grnen nesneleri o yolla bilgisel adan snrlanm ve belirlenmi olurdu; ancak gzlk takma ilevinin nesneleri znel bir ekilde yarattn iddia etmezdik. Kantn da kastettii, aslnda varlk alannn kendisi olarak (veya kendi iinde) var olduu, ancak bizim onu olduu gibi anlayamayacamzdr. Kantn Kopernik Devrimini imdi daha iyi aklayabiliriz. Kanta gre bizim zihnimizi nesnelere uydurarak algladmz ve anladmz fikri son derece yanltcdr. Tam tersine, eer bir nesne
117
bize belli bir nesne olarak grnebilmise, bunun nedeni nesnenin bizim snrlarmza uygun hle gelmesidir. Bir nesne, diyelim, bana aa olarak grnrken baka bir varla ki bu mutlaka dnya zerinde yaayan bir varlk olmayabilir ok daha farkl bir ekilde grnebilir. Kantn varlk konusunda Kopernik devrimini savunmasnn anlam tam olarak nedir? SIRA SZDE Eer Kant bizim nesnelere deil, nesnelerin bize uymas gerektiini sylyorsa, bu nerme, aalarn ve gezegenlerin var olmalar iin insanlara gereksinim duyduklar gibi tuhaf D EL M bir anlama gelmez mi? Kantn bu nitede incelediimiz fikirleri ndaNbu soruyu yantlamaya aln.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
S O R U
Kantn fikirlerini aklamaya devam etmeden nce, epistemolojik adan nem taDKKAT yan baz tanmlar sunalm. Sz konusu tanmlara yer vermemizin amac, bilginin deneyime ait olan ve olmayan ksmlarn daha kesin izgilerle ayrmak ve byleSIRA SZDE ce usuluun temel tezlerini daha iyi anlayabilmektir. Kant ncelikle analitik ve sentetik cmleler arasnda bir ayrm olduunu syler. Analitik cmlelerde, cmlenin yklemi znede zaten var olan bilgilere yeni bilAMALARIMIZ gi katmaz. Siyah kediler siyahtr ve Bekrlar evli olmayan insanlardr analitik cmlelerdir nk bu cmlelerin zneleri (siyah kediler ve bekrlar) o cmlelerin yklem blmnde ierilen tm bilgileri zaten ierirler. ElbetteA yukarda verK T P diimiz iki tip analitik cmle ayn statde deildir. Siyah kediler siyahtr gibi analitik cmleler ierii tmyle bo olan tekrarlama cmleleridir. Oysa Bekrlar evli olmayan insanlardr gibi analitik cmleler kavramlar tanmlamaZ ilevi grdkTELEV YON leri iin belli bir neme sahiptir. Her iki cmle tipinin ortak noktas ise, dnyaya ilikin yeni gzlemsel bilgi iermemeleridir. Analitik cmlelerden farkl olarak sentetik cmlelerin yklemleri znede ierilen bilginin tesine geer. Tahmin edileceN ERNE i gibi, gnlk dilde kullandmz cmlelerin ou analitik T deilT sentetiktir. nmde duran kedi siyah renklidir nermesi sentetiktir nk siyah zellii genel olarak dnrsek nmde duran kedi kavramnn iinde bulunmaz. Baka bir deyile, u an nmde bulunan kediye ilikin hibir ey bilmeyen bir kii, nmde duran kedi kavramndan hareketle o kedinin siyah renkli olduu iddiasnn doru mu yoksa yanl m olduunu karamaz. Aslnda, Tm siyah kediler siyahtr analitik nermesinin doruluunu test edebilmemiz iin siyah kelimesinin anlamn bile bilmeye gerek yoktur. X zellii olan tm Y nesneleri Xtir tipi nermeler cmle yaps itibaryla zorunlu olarak dorudur. O hlde, zetlersek, sentetik cmleler bizim dnyaya ilikin bilgimizi geniletirler; analitik cmleler ise ya ieriksel olarak boturlar ya da kavramlar aras ilikileri ortaya koyarlar. Baka bir deyile, deneyimsel olarak yeni bilgi tamazlar. Epistemolojik adan nemli bir baka ayrm da a priori ve a posteriori ayrmdr. Analitik-sentetik ifti cmlelerin yapsn ilgilendirir; a priori ve a posteriori ayrm ise bilginin edinilme tarzna ilikindir. A priori bilgi evrensel olarak dorudur ancak tek tek deneyimler yoluyla kazanlamaz. Buna karn, a posteriori bilginin kazanlmas iin somut deneyim paralar gerekir. Gzlemsel bilgilerimizin tm a posteriori dir. Bu bir erik aacdr nermesinin doruluunu saptayabilmem iin gzlem yapmam gerekir. Peki 2+3=5 nermesi iin ne diyebiliriz? Matematie ait nermeler nasl doru stats kazanr? Biz o tr nermelerin doruluunu gzlem yoluyla m saptarz? Eer bir kii 2+3n toplamnn 5 ettiini gstermek iin, nce elmalar sonra da (emin olmak iin) armutlar masa zerinde yan yana koymak ve
DKKAT
SIRA SZDE
Analitik-sentetik ayrm, AMALARIMIZ cmle yaps ile ilgilidir. Analitik cmleler dnyaya ilikin yeni gzlemsel bilgi iermezken, sentetik K znede cmleler yklemleri T A P ierilen bilgilerin tesine geen cmlelerdir.
TELEVZYON
NTERNET
A priori - a posteriori ayrm bilginin nasl edinildii ile ilgilidir. Bu iki deyim Latince olup, a priori deneyimi nceleyen, a posteriori deneyimle gelen anlamlarnda kullanlr.
118
Epistemoloji
nesnelerin toplamna bakmak gibi bir ynteme bavurursa, bu tr bir kant yntemi bize ocuka ve gln gelecektir. Neden? nk aritmetiksel bilginin doruluunun belirlenmesinin tek tek deneyimle ilgisinin olmad ve matematiksel gerekliin farkl bir yap ierdii ynnde gl bir sezgimiz vardr. Benzer eyler Bir noktadan birbirine dik en fazla doru izilebilir ve Her fiziksel olayn bir sebebi vardr tr nermeler iin de geerlidir. Bu eit bilgiler iin de a priori nitelemesi kullanlabilir. Bu ayrmlarn ne ie yarayaca veya ayrmlarn ne lde birbirinden ayr olduu ilk bata aka grnmeyebilir. ncelikle belirtmemiz gereken nokta udur: Her ne kadar analitik kavram a priori ye, sentetik kavram da a posteriori ye ok benzese de, bunlar btnyle ayn kavramlar deillerdir. Yukarda da akladmz gibi, analitik cmleleri deneyim boyutunda yeni bilgi iermeyen nerme olarak, a priori yi ise (zellikle Kant adan) evrensel ve kesin nitelikteki bilgi tr olarak tanmlayabiliriz. Doal olarak, bu iki kavram birbirinden olduka farkl yapdadr. Peki bu ayrmlarn felsefi ilevi nedir? Kantn bu kavramlar kullanmasndaki asl ama, Humeun bilginin yalnzca iki eidinin olduu ynndeki argmanna kar kabilmektir. Kantn bunu tam olarak nasl yaptn anlamak iin, yukarda sunduumuz drt kavramn aralarnda ne tr bileimler oluturabileceini bir tablo zerinde gsterelim:
ekil 6.1
CMLE YAPISI
Analitik
Olanakl deildir Olanakldr
Sentetik
Olanakldr
Tartmaya aktr
a posteriori
a priori
BLG-DENEYM LKS
Bu tablodaki bileimleri ksaca inceleyelim. Analitik a priori nermeler (rnein, mantk) ve sentetik a posteriori nermeler (rnein, sradan algsal bilgi) Humeun olanakl olduunu dnd iki bilgi tipine karlk gelmektedir. Bunlardan birinci tr, mutlak bir ekilde doru olan nermelerdir ancak bizim gzlemleyebildiimiz dnyaya ilikin deneyimsel bilgi vermezler. kinci tr ise dnyaya dair gzlemsel bilgiler tarlar; fakat bunlar, doal olarak, evrensel veya kesin nitelik tamazlar. Baka bir deyile, analitik a priori nermeler zorunlu ve bo bir tarzda doruyken, sentetik a posteriori nermelerin bilgisi bizim iin her zaman kesinlikten uzaktr. Humecu bir adan bakarsak, insan bilgisinin genel grnm bu ekildedir. Bilgi ya basit bir ekilde deneyimseldir ya da manta aittir. imdi dier iki olas bileimi inceleyelim. Kant, analitik a posteriori nin olanaksz bir bileim olduunu syler. Bunun nedeni analitik cmlelerin doruluk deerlerinin tikel de-
119
neyimlere bal olmakszn belirlenmesidir. rnein, mantkta kullanlan bo ifadelerin doruluunun tek tek deneyim paralaryla (a posteriori unsurlarla) bir ilgisinin olmad bellidir. Yani analitik ve a posteriori kavramlar anlaml bir ekilde bir araya gelemezler. Bylece, geriye tartlacak yalnzca bir olas bileen kalmaktadr. Bu da bizi Kantn kritik epistemolojik sorusuna gtrr: Deneyimcilerin kabul ettii iki bilgi trne ek olarak sentetik a priori de olanakl mdr? Baka bir deyile, hem doruluu kesin ve evrensel olan hem de bilgi ierii bo olmayan bir nerme tipi var mdr? Kanta gre, metafizik bilginin olanakll bu tip nermelerin varlna baldr. Hangi nermeler sentetik a priori tr iinde yer alr? Kantn artc iddias aritmetik ve geometrinin sentetik a priori olduudur. Bu artcdr nk pek ok kii normalde aritmetik ve geometrinin analitik a priori olacan dnmeye eilimlidir. rnein, 2+3=5 nermesinin analitik olduuna inanmamzn esas bir nedeni 5 kavramnn 2+3 kavram tarafndan ierildiini dnmemizdir. Ayrca eer 2+3=5 sentetik ise, bu durum 2+3n 5 kavramn iermediini gsterir. Ancak bu nasl olanakldr? Kanta gre 2, + ve 3 kavramlarnn bir araya getirilmesi ile 5 kavram elenik deildir. Bu fikri daha iyi anlayabilmek iin baka bir aritmetik eitlii gz nne alalm: 2+3=4+1. Bu eitlikte 2+3 kavram 4+1 kavramn ierir mi? Bu sorunun yant hayr gibi grnmektedir. ki art kavramsal olarak Drt art birden olduka farkl bir dnceyi dile getirir. O hlde, eer Kant haklysa, aritmetik (ve geometrik) nermeler sentetik a prioridir. Benzer ekilde, dorudan gzlemin tesine gemeyi gerektiren Her doal olgunun doal bir nedeni vardr tr metafizik nermeler de sentetik a priori niteliktedir. Bu tr nermeleri ilgin ve nemli klan noktay ak bir ekilde belirtmekte yarar var. A priori nermeler tek tek olgulardan ziyade genel geerlii olan ilkelerle ilgilidir. Sentetik nermeler ise bilgimize katk yapan, yalnzca kavram zmlemesinin tesine gemeyi gerekli klan cmlelere karlk gelirler. Kanta gre, bu iki trn bileiminden oluan sentetik a priori nermeler, tikel deneyimlerin ieriine deil yapsna veya biimine ilikin bilgi tar. Bahemdeki gller sardr gibi sentetik a posteriori nermelerden farkl olarak genin i alarnn toplam 180 derecedir veya Her olgunun bir nedeni vardr gibi sentetik a priori nermeler, deneyimlediimiz dnyann oluumsal yapsna ilikin bilgi ierirler. Baka bir deyile, deneyimlediimiz dnyann ontolojik yaps o ekildedir ki yukarda sraladmz aritmetik, geometrik ve metafizik nermeler dorudur. Bu yzden, Kantn grne gre, sentetik a priori nermeler hem bo bir mantksal yargdan ibaret deildir hem de evrensel ve kesin bir ekilde dorudur. Ancak buradaki evrensel ve kesin kavramlarnn insana gre olduunu vurgulamalyz (ki boyutlu mekndan geen kre rneini anmsayalm.). Farkl varlk trlerinin sentetik a priori nermeleri tahminen farkl metafizik ilkeler ierecekti. Bu anlamda sentetik a priori her bilisel varlk tr iin farkl biimlerde ortaya kacaktr. Bizim sentetik a priori nermelerimiz veya ilkelerimiz bizim algladmz dnyay ve bizim bilisel normlarmz belirler. Kantn Kopernik devriminin asl anlam da budur. Eer bu gr doruysa, Humeun deneyimciliine ve pheciliine de bir yant verilmi olur. Bilgimiz gzlem ve mantk ile snrlanm deildir. nc bir bilgi tipi yani dnyaya dair metafiziksel bilgi olanakldr. Ancak Kantn metafiziksel bilgiden anlad geleneksel metafiziksel bilgiden ok farkl bir ekilde bizden bamsz tzsel yaplarn bilgisi deil, dardan gelen duyusal ham maddeye zihnin ekil verme yollarnn evrensel
Sentetik a priori, dier olas bileimler iinde en ilgin ve felsefi adan en nemli olandr.
120
Epistemoloji
yapsnn anlalmasdr. nsan akl bunu kendi olanaklarn irdeleme yoluyla baarma yeteneine sahiptir. O yzden, Kantn felsefesine bu niteliinden dolay zaman zaman eletirel veya irdelemesel felsefe ad da verilir. Bu gr eletirel/irdelemesel yapdadr nk deneyimcilikten farkl olarak gzlemsel bilginin yaplanma srelerine ve bilginin zihinsel koullarna zel bir nem vermektedir. Bu balamda, usularn bilginin oluumunda akln ok zel bir ilevi olduu dncesinin tipik bir rneini veya uygulamasn Kantta bulmamz mmkndr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
121
122
Epistemoloji
zet
A M A
Usuluun genel bir tanmn yapabilmek ve usuluun aklclk kavramndan nasl farkl olduunu aklayabilmek. nsanlarn sahip olabilecei bilgilerin deneyime dayanmas gerektiini savlayan deneyimciliin aksine usuluk, bilginin olanakl olmasnn aklamasn deneyimin veya algnn tesinde arar. Usuluk grnn ana tezi, insan aklnn bilginin olumasnda ok merkezcil ve oluturucu bir ilevi olduudur. Usular, deneyimcilerden farkl olarak, bilginin ortaya kmasnn yalnzca alg verilerinin zneye ulamas ile aklanamayacana inanrlar. z Trke bir deyim olan usuluk, aklc olma kavramn artrd iin kafa kartrc bir yn iermektedir. Potansiyel karklklar nlemek iin aradaki fark u ekilde ifade edilebilir: Gndelik dile de ait bir kavram olan aklclk yaamda akl ve mantn kullanmna nem veya arlk verme tavrna iaret eder. te yandan, usuluk felsefi bir grn addr ve deneyimciliin rakibi olan gr olarak bilinir. Usuluun Eski Yunan dnemindeki ilk savunucularnn bu grn kuramsal zeminini nasl hazrladn aklayabilmek. Deneyimcilik gibi usuluk grnn de kkleri Eski Yunana uzanr. Eski Yunan felsefecileri akl kavramnn karl olarak nous deyimini kullanmlardr. Modern kullanmlardan farkl olarak, Yunan felsefeciler nousu znel bir kapasite olmann tesinde evrensel bir g veya ilke olarak da almlardr. rnein, baz Yunan dnrlere gre nous hem evrenin dzeninin ardnda yatan ilke hem de insanlarn aklc dnebilmesini olanakl klan yetinin addr. Ayrca baz Yunan felsefeciler insann bedeninden farkl olarak, insan aklnn nous ieren boyutunun lmsz olduunu, yani evrensel akl iinde yer aldn dnmlerdir. Bu felsefeciler nous ile alglar arasnda bir ayrm yapmlar ve alg yetisinin kavrama yetisinden kkten bir ekilde farkl olduunu ne srmlerdir. Bu nemli fikrin hem eski hem de ada felsefeciler iin geerli olduunu belirtmemiz gerekiyor. Bir rnek vermek gerekirse; Platonun idealar kuram, akl ve alg yetilerinin salad bilgilerin son derece farkl olduu dncesine dayanr.
A M A
AM A
Descartesn fikirlerinin usuluk asndan neden nemli olduunu aklayabilmek. nl Dnyorum, o hlde varm cmlesini Descartes, pheci irdelemelerinin sonunda phelenilemeyecek bir bilgi paras bulmas zerine sylemitir. Descartesa gre bir insan bir bedene sahip olduundan veya 2+2=4 gibi bir eitlikten bile phelenebilir ancak u anda dnmekte (veya phelenmekte olan) birisi var gibi bir nermeden phe duyamaz. Bu kesin bilgiden hareketle Descartes, nce Tanr ideas gibi baz idealarn nedeninin bir insann sonlu zihni olamayacan savlar ve Tanrnn var olmas gerektiini belirtir. Ardndan da Tanrnn bizim dnya bilgimiz konusunda sistematik bir ekilde yanlmamza izin veremeyeceini syler. Descartesn bu phecilik kart yantn verirken nasl yalnzca akln kullandna dikkat etmemiz gerekiyor. Her usu gibi Descartes da akln bize salayaca bilgileri alglardan gelen bilgilere yelemektedir. Ayrca Descartes mum rneini kullanarak, deimekte olan bir nesnenin tek ve belli bir nesne olduunu kavramamzn alglar araclyla deil akl yoluyla olabileceini ne srer. Onun sunduu argman, eer doruysa, deneyimciliin nemli bir zayfln ortaya koyar. En byk usu dnrlerden Kantn ontoloji ve epistemoloji alanlarnda gerekletirdii kuramsal devrimin ayrntlarn aklayabilmek. Kant, Hume gibi deneyimcilerin metafizik kart durularn ve deneyimcilerin algsal verilere verdikleri nemi paylar. Bu anlamda, Kant, Platon veya Descartes gibi bir metafiziki deildir. Ancak Kantn deneyimcilere kar kt nokta, deneyimcilerin bilginin oluumunu aklarken be duyudan gelen alg verilerine younlamalar ve bilginin insan zihni tarafndan nasl organize edildii konusuyla fazlaca ilgilenmemeleridir. Kantn geleneksel metafizikilere ynelttii eletiriler konusuna dnersek: Pek ok metafiziki, nesneler dnyasnn zihinden bamsz bir ekilde var olduunu ve znelerin edilgen bir ekilde gereklii zihinsel olarak temsil etmeye altklarn dnr. Ancak bizim gibi bilisellii snrl olan varlklarn alglad ve kavrad nesnelerin de
A M A
123
bizim anlama filtrelerimizden gemi, yani snrlandrlm ve belirlenmi nesneler olaca kesindir. O yzden Kant felsefede bir tr Kopernik devrimi yaparak, bizim nesnel olarak var olduunu dndmz nesnelerin aslnda bize gre belirlenmi eyler olduunu ileri srer. rnein, bizim tavan olarak algladmz bir nesnenin bize grnme srelerinin algsal yeteneklerimiz tarafndan belirlendii aktr. Bu durum, bizim dnyada algladmz nesnelerin zihinden tamamen bamsz olmadn gsterir. Kantn sentetik a priori kavramn nermesinin nedeni, onun yalnzca algsal ve yalnzca mantksal (biimsel) bilginin dnda kalan bir bilgi trnn var olduunu gstermeye almasndandr. Baka bir deyile Kant, Humeun deneyimciliinin bir eletirisini sunmaktadr. Eer biz algsal (rnein, Orada bir kaplumbaa gryorum) ve mantksal (rnein, Bir ey ya vardr ya da yoktur) bilginin dna kamyorsak, bu bizim aslnda hayvanlardan ok da farkl olmadmz anlama gelir. Ancak sezgilerimiz, insann aklsal yeteneklerinin bunun tesine getii ynndedir. rnein, Humea gre dnyann sebep-sonusal bir yapsnn olduunu bilemeyiz. Kant ise, deneyimcilerin aksine, insan aklnn algsal boyutun tesinde bilgilenebileceine inanmaktadr. Sentetik a priori cmlelerinin olanakl olmas u anlama gelir: Baz nermeler (ve bilgi trleri) hem evrensel olarak dorudur hem de bu evrenselliin nedeni mantksal ilikiler (yani, bo ierikler) deildir. Baka bir deyile, Her olayn bir nedeni vardr tr genel ilkeler insanlarn bilisel kapasitelerinin uygun olmas nedeniyle bilebilecei nermelerdir.
A M A
Usu grn genel bir felsefi deerlendirmesini yapabilmek. Kantn felsefesinde de aka grdmz gibi, usu dnrler bilgimizin tek kaynann alglar olamayacan ne srerler. Usulua gre, bilginin olanakl olabilmesi iin, akln sahip olduu kapasitere ve kavramlara da gereksinim bulunmaktadr. Ksaca ifade edersek, deneyimciler alg yoluyla kazanlan bilgilerin oluumunu aklamakta baarsz olmulardr. Bunun temel nedeni, usu felsefecilere gre, deneyimcilerin kuram retirken dikkatlerini ounlukla basit algsal verilere odaklamalar ve algsal verileri organize eden yap ve srelere yeteri kadar ilgi gstermemeleridir.
124
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadaki cmlelerden hangisi usuluk grnn temel tezini en iyi biimde ifade eder? a. nsan bilgisinin temel kayna alg yoluyla edindiimiz bilgi paralardr. b. Bilginin oluumu erevesinde akl temel ve belirleyici bir rol oynar. c. Bilginin oluumunda en temel ve belirleyici unsur mantktr. d. Doruluundan emin olabileceimiz tek bilgi Tanrnn var olduudur. e. Doruluundan emin olabileceimiz tek bilgi alglarn yanltc olduudur. 2. Aklc olmak ile usu olmak kavramlar arasndaki temel fark nedir? a. Aklc olmak mantkl ve gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir; usu olmak ise bilginin oluumunda deneyime nem veren felsefi gr benimseme anlamna gelir. b. Aklc olmak felsefi bir gr olarak deneyimciliin tersi olan perspektifi benimseme anlamna gelir; usu olmak ise mantkl ve gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir. c. Aklc olmak mantkl ve gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir; usu olmak ise felsefi bir gr olarak deneyimciliin tersi olan perspektifi benimseme anlamna gelir. d. Aklc olmak bilginin oluumunda deneyime nem veren felsefi gr benimseme anlamna gelir; usu olmak ise felsefi bir gr olarak deneyimciliin tersi olan perspektifi benimseme anlamna gelir. e. Aklc olmak gerekeli dnme yeteneiyle ilgilidir; usu olmak ise bilginin oluumunda mantksal tutarlla nem veren felsefi gr benimseme anlamna gelir. 3. Eski Yunan dnrlerinin nous (akl) kavramna genel yaklamlar iin aadakilerden hangisi sylenebilir? a. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramyla deneyim kavramn elenik almlardr. b. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramyla alg kavramn elenik almlardr. c. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramyla tz kavramn elenik almlardr. d. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavramnn mantk kavramna ncelii olduunu dnmslerdir. e. Eski Yunan felsefecileri genellikle nous kavram ile alg kavramn ayr tutmulardr. 4. Descartesn fiziksel nesnelerin var olduunu kantlamak iin izledii yntem aadakilerden hangisidir? a. Descartes Dnyorum, o hlde varm fikrinden hareketle, zihinsel bir durum olan Tanr ideamzn kaynann gerekten Tanr olduunu savlamakta ve ardndan da nesneleri alglama srelerimiz srasnda Tanrnn bizi yanltmayacan ne srmektedir. b. Descartes zihinsel durumlarmzn fiziksel nesneleri temsil edebildikleri gereinden hareketle, fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn gereklii doru bir ekilde yanstmas gerektii sonucuna varmaktadr. c. Descartes fiziksel nesnelerin, fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn olumasna neden olduklar ve bu nedensellik ilikisinin gvenilir bir iliki olduu gereinden hareketle, sz konusu idealarn gereklii doru bir ekilde yanstmas gerektii sonucuna varmaktadr. d. Descartes Dnyorum, o hlde varm fikrinden hareketle, fiziksel nesnelerin dnlebilir olduunu savlamakta, ve buradan da Tanrnn fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn olumasna neden olduklar sonucuna varmaktadr. e. Descartes Dnyorum, o hlde varm fikrinden hareketle, idealarmzn dnlebilir olduunu savlamakta ve buradan da Tanrnn fiziksel nesnelere ilikin idealarmzn doru olmasn salad sonucuna varmaktadr.
125
5. Descartesn yanmakta olan mum rneinden karmamz beklenen sonu Descartesa gre aadakilerden hangisidir? a. Gzlem srasnda alglarmz bize deien bir nesnenin bilgilerini tarken, aklmz bize bu deiimlerin gelecekte de devam edecei bilgisini verir. b. Gzlem srasnda alglarmz bize gzlem srasnda deimeyen bir nesnenin bilgilerini tasa da, aklmz bize mum gibi bir nesnenin deiim geirebilecei bilgisini verir. c. Aklmz bize deiimin gerek olmadn sylese de, gzlem srasnda alglarmzdan gelen bilgi deiimin devam ettii bilgisini verir. d. Aklmz bize srekli deiimin gerekletii bilgilerini tasa da, tek ve ayn nesneyi alglamaya devam etmekte olduumuz bilgisini akl deil alglar verir. e. Alglarmz bize srekli deiimin gerekletii bilgilerini tasa da, tek ve ayn nesneyi alglamaya devam etmekte olduumuz bilgisini alglar deil akl verir. 6. Aadakilerden hangisi Kantn savunduu bir gr deildir? a. Hume, Deneyime bavurmakszn metafizik bilgi edinilebilir eklinde ifade edilebilecek olan gre kar kmakta hakldr. b. Fiziksel dnyada zorunlu kanunlar egemen olsa da, ahlakn olanakl olmas insanlarn iradelerinin zgr olmasn gerektirir. c. nsanlar dnyay alglama ve anlama srelerinde etken deil edilgen bir yap sergiler. d. Deneyimciler bilgi kavramn incelerken, dikkatlerini esas olarak deneyim yoluyla gelen algsal verilere odaklamakla nemli bir hata yapmlardr. e. Bize grnen dnya, bizim kendi bilisel snrlarmz tarafndan belirlenmi ve kstlanm bir dnyadr.
7. Kantn bir tr Kopernik devrimi gerekletirdiini sylemek ne anlama gelmektedir? a. nsan zihni metafizik boyutu kavrama yeteneine sahiptir; buna karn, insann kendisine grnen dnyay kesin bir ekilde bilmesi olanakszdr. b. nsan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya almaz; tersine, insan metafizik gereklii bilisellii yoluyla var eder. c. nsann alglad ve anlad eyler insan biliselliine ve snrlarna uygun hale gelmi nesneler deillerdir; tersine, insan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya ynelir. d. nsan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya almaz; tersine, insann alglad ve anlad eyler zaten insan biliselliine ve snrlarna uygun hle gelmi nesnelerdir. e. nsan zihni kendisini zihinden bamsz bir ekilde var olan eylere uyarlamaya ve onlar olduklar gibi anlamaya almaz; tersine, insann bilisellii metafizik gereklii deitirme ve dntrme gcyle donatlmtr. 8. Aadakilerden hangisi sentetik a priori bir nermedir? a. Dnya, gne etrafnda dnen bir gezegendir. b. Fiziksel evrende gerekleen her olayn bir sebebi vardr. c. Btn slak nesneler slaktr. d. Su molekl hidrojen ve oksijen atomlarn ierir. e. Matematik fizikten daha nemli bir aratrma alandr.
126
Epistemoloji
Okuma Paras
9. Aadakilerden hangisi Kantn deneyimcilik grne ynelttii bir eletiri deildir? a. Deneyimciler tm kavramlarn deneyim yoluyla kazanlabileceini dnmlerdir. b. Deneyimciler insan zihninin bilgiyi organize edebilme yeteneini byk lde grmezden gelmilerdir. c. Deneyimciler sentetik a priori bilginin olanakl olabileceini kavrayamamlardr. d. Deneyimciler bilginin oluumunun basit algsal verilerin birikmesi veya birbiriyle ilintilenmesi sonucu gerekleebileceini varsaymlardr. e. Deneyimciler bilginin oluumunda zihnin organize edebilme yeteneini farketseler de, bilginin esas malzemesi olan algsal verilerin nemini byk oranda grmezlikten gelmilerdir. 10. Kantn sentetik a priori kavram zerinde ok fazla durmasnn nedeni aadakilerden hangisidir? a. Metafizik bilginin dnda bir bilgi trnn olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. b. Gzlemsel bilgi ve mantk bilgisinin dnda bir bilgi trnn olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. c. nsanlarn be duyu araclyla dnyadan veri alabilmelerinin olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. d. nsanlarn grnen dnyann tesine ilikin bilgi edinmelerinin olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. e. nsanlarn nesnelerdeki birincil niteliklere ilikin bilgi edinmelerinin olanakl olup olmamas sentetik a priori bilginin olanakl olmasna baldr. a. Genel Olarak Sintetik ve Analitik Yarglar Arasndaki Fark zerine Metafizik bilgi sadece a priori yarglar iermelidir; onun kaynaklarna zg olan, bunu byle gerektirir. Yarglar hangi kaynaktan gelirlerse gelsinler ya da mantksal biimleri bakmndan nasl olurlarsa olsunlar, ierik bakmndan aralarnda fark vardr; bu ierik sayesinde ya srf aklaycdrlar ve bilginin ieriine hibir ey eklemezler, ya da genileticidirler ve eldeki bilgiyi artrrlar; birincilere analitik, ikincilere ise sintetik yarglar ad verilebilir. Analitik yarglar yklemde, znenin kavramnda zaten var olan, ama pek o kadar ak ve bilinli dnlmemi olandan baka hibir ey sylemezler. Btn nesneler yer kaplar dediimde, nesne kavramn hibir ekilde geniletmi olmam, sadece zm olurum; nk yer kaplama o yargdan nce, aka sylenmese bile, gerekte o kavramda zaten dnlmt; o halde bu yarg analitiktir. Buna karlk baz nesneler ardr nermesi, genel olarak cisim kavramnda gerekten dnlmeyen bir eyi ykleminde ierir; dolaysyla benim kavramma bir ey ekleyerek bilgimi artrr; o halde sintetik yarg olarak adlandrlmaldr. b. Tm Analitik Yarglarn Ortak lkesi elime lkesidir. Btn analitik yarglar tamamyla elime ilkesine dayanrlar ve onlarn malzeme olarak kullandklar kavramlar deneysel olsa da olmasa da, doal yaplar gerei a priori bilgilerdir. nk evetleyici analitik bir yargnn yklemi zaten nceden znenin kavramnda dnldnden tr, o zne hakknda elimeye dmeden deillenemez. Ayn ekilde, elime ilkesinden dolay, onun tersi de, analitik fakat deilleyici bir yargda zne hakknda deillenmek zorundadr. Her cisim yer kaplar ve yer kaplamayan cisim yoktur gibi (yaln) nermelerde bu byledir. te bu nedenle btn analitik nermeler, kavramlar deneysel olsa da, a priori yarglardr, rnein altn, sar bir metaldir nermesi; nk bunu bilmek iin benim bu cismin sar ve metal olduunu ieren altn kavramndan baka bir eye ihtiyacm yoktur. Bu, benim kafamdaki altn kavramn oluturmaktayd ve bana onu baka yerlerde aramama gerek kalmadan elerine ayrmaktan baka yapacak bir ey kalmyordu. c. Sintetik Yarglar, elime lkesinde Baka Bir lkeyi Gereksinirler. Kkenleri deneysel olan sintetik a posteriori yarglar vardr; ayrca saf anlama yetisinden ve akldan kaynak-
127
lanan kesin a priori olanlar da vardr. Ama her ikisi de zmlemenin temel ilkesi olan tek bana elime ilkesinde kaynaklanamama konusunda birleirler; bambaka bir ilke daha hangisi olursa olsun gerektirirler, her ne kadar bu ilkeden hep elime ilkesine gre tretilmeleri gerekiyorsa da. nk her ey bu ilkeden tretilemiyorsa da, hibir ey ona aykr olamaz. Her eyden nce sintetik yarglar snflara ayrmak istiyorum: 1. Deney yarglar her zaman sintetiktirler. Yargda bulunmak iin kavrammn dna kamayacamdan tr, analitik bir yargy deney zerine temellendirmek uygun olmaz, dolaysyla deneyin tanklna ihtiyacm yoktur. Bir cismin yer kaplamasna ilikin nerme a priori olarak kesin olan bir nermedir ve deney yargs deildir. nk deneye ynelmeden nce, kavramda yargmn tm koullarna sahibim; bu kavramda elime ilkesine gre yklemi karabilirim ve bu sayede derhal yargnn zorunluluunun bilincine varabilirim, ki bunu bana deney hibir zaman retemez. 2. Matematik yarglarn tamam sintetiktir... Hereyden nce una iaret etmek gerekir: asl matematik yarglar deneysel deil, her zaman a priori yarglardr; nk deneyden karlamayacak bir zorunluluu birlikte getirirler. Eer bu kabul edilmeyecek olursa, ben de nermemi Saf Matematikle snrlandrrm; onun kavramnn birlikte getirdii gibi, Saf Matematik deneysel bilgi deil, yalnzca saf a priori bilgi ierir. Balangta, 7+5=12 nermesinin elime ilkesinde kan yedi ve be kavramlarnn toplam olan, srf analitik bir nerme olduu belki dnlebilir. Ne var ki, dikkatle bakldnda grlr ki, 7 ve 5in toplam kavram, her iki saynn bir tek sayya birletirilmesinden baka bir ey iermemektedir; ikisini kapsayan bu bir tek saynn ise ne olduu hi mi hi dnlmyor. Oniki kavram, benim sadece yedi ile bein birletirilmesini dnmemle hibir ekilde dnlm olmaz; ve ben byle bir olanakl toplam kavramm istediim kadar elerine ayraym, yine de onun iinde onikiyi bulamam... Ayn ekilde Saf Geometrinin de hibir ilkesi analitik deildir. ki nokta arasnda izilen dorunun en ksa izgi olduu nermesi, sintetik bir nermedir. nk benim doru kavramm nicelikle ilgili hibir ey iermez, sadece bir nitelii ierir. En ksa kavram tamamyla ona eklenir ve doru izgi kavramnn elerine ayrlmasndan karlamaz. O halde burada grnn yardm gereklidir; ancak onun araclyla sintez olanakldr...
3. Hakiki metafizik yarglarn hepsi sintetiktir...Metafiziin asl ii sintetik a priori nermelerdir ve yalnzca bu, onun amacn oluturur. Bu amaca ulamak iin geri kavramlarn muhakkak ok defa elerine ayrmaya, dolaysyla analitik yarglara gerek duyar; bu i ise, kavramlar elerine ayrma yoluyla srf akla kavuturmaya altmz dier btn bilgi trlerinde yaplandan farkl deildir. u farkla ki, a priori bilginin hem grye hem de kavramlara gre meydana getirilmesi sonunda da sintetik a priori nermelerin, stelik de felsefi bilginin alan iinde meydana getirilmesi Metafiziin asl ieriini oluturur. Kaynak: Immanuel Kant (2002) Gelecekte Bilim Olarak Ortaya kabilecek Her Metafizie Prolegomena. evirenler: oanna Kuuradi, Yusuf rnek. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu, s. 14-20.
128
Epistemoloji
2. c
3. e
4. a
5. e
6. c
7. d
8. b
9. e
10.b
129
7
Amalarmz erik Haritas
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Alg kavramna ilikin ada bilimsel yaklamlar aklayabilecek, Alg felsefesinin nde gelen kuramlar olan temsilcilik, grngclk ve gerekilik grlerini aklayabilecek, Alg felsefesi konusunda genel bir deerlendirme yapabilecek bilgiye sahip olacaksnz.
Anahtar Kavramlar
Yanlsama Algnn nesnesi Temsilcilik Grngclk Gerekilik Baar olarak alg
Algnn Epistemolojisi
Algnn Epistemolojisi
Yaamdan rnekler Pek ok kii grsel olarak algladklarnn gzleriyle grdklerinin ayns olduunu dnr. Oysa ki alg aamasnda beyin salt gzden gelen uyarmlar deil, nceki deneyimlerden doan beklentileri de hesaba katarak fizik dnyada var olmayan uyaranlar sanki oradalarmasna yorumlayabilir. rnein, ok scak bir gnde araba yolculuu srasnda biraz tede asfalt zerinde sanki su birikmi gibi algladmz olmutur. Oysa tam o blgeden geerken bir de bakarz ki aslnda yol kupkuru. Bunun nedeni, scak dolaysyla asfalt zerinde buharlamann olmas ve bu buharlama nedeniyle de asfalt yzeyinin yansma orannn deimesidir. Bu noktada dikkatin nemini vurgulamamzda da fayda olacaktr. Bazen bireye baktmz halde onu gremeyebiliriz. Zihnimizden bambaka eyler geiyordur, dalmzdr... Yolda yrrken arkadamza rastlayp bir sre iin onu tanyamayabiliriz. Ya da baktmz bir nesneyi gremiyor oluumuzun tamamen biyolojik kaynakl bambaka bir nedeni vardr: Kr nokta! Gzlerimizin anatomisini incelediimizde n ksmnn bir kamera lensi gibi i grerek gelen k nlarnn retina tabakasnda net bir grnt oluturacak ekilde krlmasn saladn grrz. Retina tabakasnda yer alan k alc hcreler k nlarn elektrik akmna dntrr ve sinyaller beyne doru yol alrlar. Bu elektrik sinyalleri beyne grme siniri tarafndan iletilir. Ancak retinada, tam da grme sinirinin zerine karlk gelen noktada alc hcre bulunmaz. te bu nokta kr nokta olarak adlandrlr. Bu noktada grme gereklemez. (Kaynak: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/algilab.htm/ Sz konusu nternet sayfas ayn zamanda pek ok ilgin yanlsamay grsel aralarla ve elenceli bir ekilde anlatmakta ve yanlsamalarn nedenini de aklamaktadr.)
GR
Bu nitede dnya bilgimizin en byk kayna olarak kabul edilen alg konusunu ayrntl bir ekilde ele alacaz ve bylece kitabn nceki blmlerinde farkl balamlarda sergilediimiz baz nemli fikirleri daha btncl bir tablo hlinde sunmaya alacaz. Daha nce de grdmz gibi, epistemoloji tarihinin en byk tartmalarndan biri, insan bilgisinin kaynaklar ve oluumsal yaps konusunda deneyimciler ve usular arasnda gereklemitir. Aralarndaki byk farklara ramen, her iki kanada ait dnrler de alglarn bilgisel bir nem tad konusunda uzlama iindedirler. Ayrldklar nokta, algsal bilginin bilgisel dnyamz iin-
132
Epistemoloji
de ne byklkte bir yer kaplad ve epistemolojik ilevinin tam olarak ne olduudur. Deneyimciler alg paralarnn ve alglama srelerinin kendilerinin bilginin tmnn oluumunun aklanmasnda yeterli olabileceini savlarken, usular bu gr aka reddederler. Bu tartmaya ek olarak, pheci grteki felsefecilerin yaklamlarnn da alg konusunda zerinde pek dnlmeyen baz noktalar gndeme getirdiini syleyebiliriz. Bunlar arasnda en nemlisi, alglardan gelen bilginin en gvenilir bilgi tr olduu ynndeki inancmz tartmaya amasdr. Kendisi bir pheci olmayan Descartesn da net bir ekilde sergiledii gibi, aslnda her bilgilenme tr konusunda ilkece de olsa gvenilirlik sorgulamas yapmak olas grnmektedir. Descartes izleyen Hume, deneyimci grleri baaryla savunmu ve pheci ynleri ar basan bir perspektif ne srmtr. Humeu izleyen Kant, alg veya deneyim kavramn son derece ciddiye almakla birlikte deneyimciliin yetersiz kald konulara iaret etmitir. Epistemolojik adan bu iki felsefecinin ortak bir noktas, bilgi sz konusu olduunda bizim olduka snrlanm varlklar olduumuz gereini etkin bir ekilde gzler nne sermeleridir. Algnn hem gndelik anlamda hem de felsefe tartmalar asndan kritik bir nem tad aktr. Bu nitede alg konusuna odaklanarak alg-gereklik ilikisinin nasl olduu konusunda felsefecilerin ne srd temel kuramlar inceleyeceiz ve ardndan da genel bir felsefi deerlendirme sunacaz.
ALGI PSKOLOJS
Alg ve duyum kavramlar birbirine kartrlmamas gereken nemli iki kavramdr.
Algy incelemeye gemeden nce, bu kavramn duyumdan farkn aka belirtmemiz yararl olur. Be duyu araclyla bize ulaan bilgi paralar (veya duyusal ham maddeler) karmak ynler ieren dnya bilgimiz asndan temel bir neme sahip olsa da, duyu verileri almak bizim zihinselliimiz asndan bilinli sreler deillerdir. Bir rengi, bir sesi veya bir scakl duyumsarken zihnimiz tamamen edilgen (pasif) durumdadr. Bu sreler btnyle fizyolojik dzeyde gerekleir. O yzden, duyusal yollardan dnyadan veri alma kavram iin gnlk dilde bazen alg kavram kullanlsa da, bu durum yanltc bir yn iermektedir. Deneysel psikolojinin bilisel kanadnda yer alan kuramclara gre alg, duyulardan gelen verilerin zihinsel yapmz tarafndan seilmesi, organize edilmesi ve yorumlanmas olarak anlalmaldr. Baka bir deyile; grsel, iitsel ve dier alglar, duyulardan farkl olarak, beynin etken ilevlerini gerekli klar. Bu konuda birka saptama daha yapalm. Alg, hem felsefecileri hem de deneysel psikologlar ve insan fizyolojisini inceleyen bilim insanlarn ilgilendiren olduka ilgin bir olgudur. rnek vermek gerekirse, insanlarn derinlik algsna sahip olduu, yani grsel alanlarnn boyutlu olduu aktr. Ancak bunda artc bir yn bulunmaktadr nk grsel alg, bildiimiz kadaryla, gzlerimize n girmesiyle balamakta ve gzbebeklerimizden szlen n gzn i tarafnda bulunan ve her biri iki boyutlu dokusal bir yap olan iki adet retinaya arpmalaryla devam etmektedir. Ardndan da beynimiz, bir ekilde, boyutlu grntler oluturmaktadr. Eer, fizyolojik adan, grntlerin bedenimizdeki ilk oluum duraklar iki boyutlu retinalar ise, biz nasl oluyor da boyutu (yani derinlii) olan grsel alglara sahip olabiliyoruz? Bu sorunun yantnn bilimsel ayrntlarna elbette bu kitapta girmeyeceiz ama en azndan, bu ve benzeri sorularn algnn ok arpc sreler ve yaplar ieren bir olgu olduunu gsterdiini belirtebiliriz. (ki boyutlu retinalara den ktan veya grntden boyut algsnn nasl olutuuna ilikin bir ipucu: ki gzmz bir noktaya sabitleyip baktmzda, retina-
133
larda oluan grntler birbirinin tam olarak ayns deildir. ki gz arasndaki konum farkndan dolay, retinalardaki her bir grnt dierine gre hafif yana kaym gibi durur. Ve bu fark hemen nmzde duran nesnelere odaklannca daha fazla, uzaklardaki nesnelere odaklanrken daha azdr. ki retinadaki grnty karlatran beynimiz, grntlerin birbirinden farknn ok olmasn, nesne yaknda duruyor olarak kaydeder. Bu, beynimizin derinlik algsn olutururken kulland mekanizmalardan yalnzca biridir. Herkes tarafndan bilinen bir dier unsur perspektiften gelen ipulardr.) Alg srelerinin zaman zaman kark ve gizemli bir hl almasnn nedenlerinden biri, sahip olduumuz dnya bilgisini bilincinde olmasak da bir ekilde algnn nesnelerine uygulamamzdr. Baka bir deyile, varsaymlarmz ve inanlarmz alg srelerinin iine sklkla dhil olmaktadrlar. Biz genellikle nesneleri anlamlandrarak alglama eilimindeyizdir. Dahas, bir nesneye bakarken iinde bulunduumuz beklentiler de algmz etkiler. 20. yzylda, J. Gibson gibi deneysel psikologlar algnn zellikle bu ynn vurgulamlar ve algsal srelerin nemli bir oranda yukardan-aaya (yani, genelden-tikele veya varsaymdan-olguya) diyebileceimiz bir zellik tadn savlamlardr. Bu gr savunanlarn kuramn glendiren bir olgu udur: Algnn anlamsal bir balama oturmas durumlarnda tanmlama ve anlama ilevlerimiz daha baarl bir hle gelir. rnein, karmak bir el yazs ile yazlm bir metinden seilerek alnm tek bir harfi tanmlamak zor olsa da, o harf bir cmlenin iindeyken alglanyorsa daha kolayca tannabilir. Byle durumlarda, balamsal dnya bilgisi (yani genel olan), algnn nesnesini (yani zel durumu) tanmlamada ilevsel olmaktadr. Eer algnn yukardanaaya bir yn bulunuyorsa bunun anlam, dnyann yapsna dair bilisel sistemimizin sahip olduu varsaymlarn alg srelerini etkileyip belirleyebileceidir.
134
Epistemoloji
Bu durum, algnn kendine zg bir eit i mant olduunu ve bizim bazen dnsel yollarla onun ileyiine etki edemeyeceimizi gstermektedir. Bilisel bilimcilere gre, algsal mekanizmalarmz srekli olarak alg verilerinin ne anlama geldiini zmeye ve nesneleri tanmlamaya alrlar. Bilincimizin dnda otomatik olarak gerekleen bu sreler i elikiler barndrdnda ise, yanlsama gibi srad durumlarla karlarz. rdek-tavan resmi olarak bilinen izim ise ok daha ilgin bir durum sunmaktadr nk burada tek bir grsel uyaran, bir rdek veya bir tavan gibi alglanabilmektedir. Daha bilimsel olarak ifade edersek, sz konusu izimsel uyaran, zihnimizde dnyaya ilikin iki fark bilgi kmesini tetiklemektedir.
ekil 7.2 rdek-tavan resmi
Grsel yanlsamalar alg srelerinin karmak olgular barndrdn dndrmektedir. Dahas, yanlsamalardan hareketle, spheci baz tezleri gndeme getirmek de olanakl grnmektedir.
Yukardaki rdektavan resmine bakan bir kii, belli bir anda yalnzca (sola doru bakan) bir rdek veya yalnzca (saa doru bakan) bir tavan grebilir. Dahas resme bakanlar, rdek ve tavan arasnda gidip gelebilir; yani, srayla nce birini daha sonra dierini alglayabilir. Ancak bu iki ekli ayn anda alglamak olanakszdr. Zihnin bylesi durumlarda belli karklklar ve zorluklar yaamas, insan beyninin alglama srelerinde biz bilincinde olmasak da olduka karmak ilemler gerekletirmekte olduunu ve beynin dnyaya ilikin sahip olunan varsaymlar nda anlamlandrma ve tanmlama abasna girdii zamanlarda bazen sorunlarla karlatn aka sergilemektedir. zetlersek, alg, biz farknda olalm ya da olmayalm, son derece karmak birtakm fizyolojik/psikolojik olgular iermekte gibi grnmektedir. Bu ve benzeri rnekler, felsefecileri ilgilendiren ynler tamaktadr nk bu bulgular bilginin yapsna, algnn gereklikle olan ilikisine ve insanlarn gerei bilme olanaklna ynelik kritik sonulara iaret etmektedirler. Bilim insanlar fizyolojik ve psikolojik sreleri alrken, felsefeciler de epistemolojik bir adan algnn kavramsal olarak irdelenmesi konusuna eilmektedirler. Bu iki farkl hedefin aslnda ortada var olan tek bir olguya (veya gizeme) ynelik olduu sylenebilir. Algsal yanlsamalarn epistemolojik adan ne anlama geldii ve nceki nitelerde irdeleSIRA SZDE diimiz tartmalar asndan ne nemi olduuna ilikin dnceler retmeye aln.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
135
tirdikleri temel sorun, alg srasnda epistemolojik ve ontolojik adan tam olarak neyin gerekletiidir. Daha ak ifade edersek, felsefecilerin bu erevede ilgilendii konu, alglar ile gerekliin bilinmesi arasndaki ilikidir. imdi alg felsefesi kapsamnda ne srlen temel felsefi grleri yakndan inceleyelim. Bu grler temsilcilik, grngclk ve gerekiliktir.
Temsilcilik
Beinci nitede yer alan Maddesel Dnyann Bilinmesi ve Temsil Epistemolojisi balkl blmde temsil kavramna ve bu kavramn epistemolojideki nemine deinmiik. Zihinsel temsil olgusu, felsefede Modern Dnemi betimleyen genel bir yaklama iaret eder. Buna karn, alg felsefesi sz konusu olduunda, temsilcilik daha dar ve zel bir anlama gelmektedir. Alg balamnda temsilcilik grnn ana tezi u ekilde ifade edilebilir: Alg adn verdiimiz olgu veya sre esnasnda, insanlarn zihinsel durumlar zihinden bamsz gereklii temsil ederler. Bu ksa cmlenin iinde barnan felsefi incelikleri ve bu ifadenin neden tartmalara yol aabileceini imdi anlamaya alalm. Temsilciliin ne srd grn nasl bir felsefi tabloya karlk geldiini anlamak iin ncelikle iin metafizik veya ontolojik boyutuna bakalm. Temsilcilik akmnn savunucular, alglarmzn kaynann veya hedefinin alglardan ve bilgiden bamsz bir ekilde var olan gereklik olduunu iddia ederler. Alg zihinsel bir olaydr, ancak algnn nesneleri zihnimizin ileyiinin rnleri deildirler. kinci olarak belirtmemiz gereken nokta, alg sreleri srasnda zihinsel olann zihinsel olmayan temsil etmekte olduudur. Burada not edilmesi gereken bir konu, temsil etme ilevinin gereklemesi iin temsil eden ve edilenin ayn trden varlklar olmalarnn art olmaddr. rnein, kpeim fiziksel dnyada var olan bir eydir; ancak kpeimin yz zihnimde canlandnda deneyimlediim grnt fiziksel bir nesne olarak var olan bir ey deildir. (Zihnimde canlanan grntlere dokunmam olanakszdr.) Buna karn, farkl trden varlklar olsalar da, kpeimin zihnimde oluan imgesinin fiziksel dnyadaki kpee benzedii sylenebilir. O hlde, temsilcilik grne gre, algnn olumas iin ayr ey gerekmektedir. Birincisi, algnn olumas iin alglayan bir insann varl gerekir. kincisi, alg ancak znelerce alglanan gerek bir nesne ile mmkndr. Ve son olarak da, algnn olmas, temsil ilevini gerekletirecek olan zihinsel durumlarn veya algsal verilerin dolaymn gerekli klar. Bunu bir emayla ifade edersek;
Temsilcilie gre, nesneler zihnimizin dndaki gerekliin iinde yer alrlar ancak biz dorudan nesneleri deil zihinsel durumlarmz deneyimleriz.
136
Epistemoloji
Bu ekilde dz izgiler nesnenin alann, kesik izgilerse znel alan belirtmektedir. ncelemekte olduumuz kurama gre, alglayan znenin alg esnasnda epistemolojik anlamda yzletii ey kendi zihinsel deneyimleri veya zihinsel durumlardr. Alglara kaynaklk eden nesneler zihinden bamszdr ve fiziksel dnyann iindedir. Ancak biz nesneleri alg verilerinin aracl ile bilebiliriz. Temsilciliin en bilinen savunucularndan bazlar John Locke ve Bertrand Russelldr. John Locken grlerini 5. nitede akladmz iin burada ayrntlara girmeyeceiz. Altn izmemiz gereken bir nokta, Lockea gre, bize nesnel nitelikler gibi grnen niteliklerden bazlarnn (rnein biim) gerekten fiziksel nesnelerde bulunduu ve bizim idealar aracl ile bunlarn bilgisine sahip olduumuzdur. Masann dikdrtgen ekli hem nesneye aittir hem de zihnimizde temsil edilir. Genelletirerek sylersek, biz dnyay zihinsel temsillerimiz yoluyla biliriz ancak bu temsiller yanldmz belli durumlar saymazsak fiziksel nesnelerden kaynaklanrlar.
Grngclk
Grngcle gre, biz dorudan nesneleri deil zihinsel durumlarmz deneyimleriz. Deneyimlerimizin dnda gerekten nesnelerin yer aldn varsaymak iin elimizde aklc gerekeler bulunmamaktadr.
Alg srelerine ynelik olarak sunulan bir dier nl kuram iin biz bu kitapta grngclk deyimini kullanacaz. Bu gr ifade eden kelime Trkeye evrilmesi oduka zor bir deyim olduu iin, nce bu deyimi kelime kkeni asndan inceleyelim. Grng (Bat dillerinden uyarlanm Trkesiyle, fenomen), bizim deneyimlediimiz dnyaya ait olan olgulara verilen genel addr. Daha aka dersek, metafizikteki gerekliin kendisi kavramndan farkl olarak bizim gibi sonlu varlklara grnen dnyann betimlemesidir. Epistemolojik ve ontolojik balamlarda grngler dnyas zerinde younlaan ve onun nemini n plana karan gr iin grngclk deyimi kullanlabilir. (Bu gr iin Trkede, biraz yanltc bir ekilde, olayclk kelimesi de yaygn olarak kullanlmaktadr.) Grngcln en nde gelen savunucusu 5. nitede incelediimiz deneyimci felsefeci David Humedur. Humecu perspektife gre biz, bir anlamda, algsal deneyimden gelen grntlerin oluturduu zihinsel bir sinema perdesini izleyen seyircilere benzeriz. Alg srasnda zihnimizde yeil bir elmann grnts olutuunda, bu grntnn zihnin dnda bir nesneden kaynaklandn dnmeye eilimli olmamz anlalr bir durumdur. Ancak bu, Humea gre, metafizik nitelikte bir varsaymdr. Bizim zihinsel verilerin (idealarn) dzeyini aarak varlk alannda ne olup bittiini grmemiz aklc bir tasarm deildir. Humeun olduka srad bir felsefe sunduu kesindir. Buna karn, sko felsefecinin neden byle dndn anlamak da zor deildir. Gnlk yaamda zerinde fazlaca dnmesek de, alg sonucunda zihnimizde beliren bir grntden (rnein, yeil elmann grnts) hareketle, zihinsel olarak yaadmz deneyimin tesinde bir varlk (yeil elmann kendisi) olduunu varsaymak aslnda olduka byk bir ontolojik admdr. Humea gre bu adm gnlk yaamda dnmeden atyor olmamz normaldir. Ancak felsefi bir irdeleme, daha derine inmek ve eletirel olmak zorundadr. Bylesi bir irdeleme bizim esas olarak zihnimizin ieriini bildiimizi ortaya koyar. Zihinselliimizin tesine ilikin varsaymlar ve kabullenmelere girdiimiz anda, epistemolojik anlamda kesinlik zeminini terk ediyoruz demektir.
137
ekil 7.4 Grngcln ematik gsterimi
Daha nce de belirttiimiz gibi, Humeun fikirleri Locken epistemolojisi ile benzerlikler gsterse de arada ok nemli ontolojik bir fark olduu da kesindir. Her iki dnr de deneyimcilii benimsemi olsalar da, idealarn kayna konusunda ok farkl bir yaklam sergilemilerdir. Lockea gre nesneler ve onlarn birincil nitelikleri zihinden bamsz olarak var olmaldr. Humea gre ise idealar veya grngler gerekten alglanyor olsa da, onlarn nereden kaynaklandna ilikin akl yrtmemiz olanakl deildir. nk bunu yapabilmek, zihinsel olarak bize verilenlerin dna kp gereklie bakabilmeyi gerektirir. Bu da bizim gibi sonlu bilisel varlklarn yapabilecei bir eylem deildir. Szn ettiimiz farkllk yukarda sunulan iki izimde aka grlebilir. Temsilcilik grn savunan Locke gibi felsefeciler ile grngcl destekleyen Hume gibi dnrlerin ortak noktas, alg yoluyla bilgi edinilebilmesi iin, zihinsel durumlarn veya zihinsel deneyimlerin araclna gerek olduuna inanmalardr. Baka bir deyile, bu iki dnr de alg srasnda deneyimlerimizle yzletiimizi veya onlar algladmz dnmektedirler. Ayrldklar nokta, Humedan farkl olarak Locken deneyimlerin nemli bir ksmnn arkasnda zihnin yaratmad ve fiziksel anlamda gerek olan nesnelerin yattn savlamasdr. Temsilcilik ve grngclk arasndaki benzerlikleri ve farklar SIRA SZDE kendi kelimelerinizle aklamaya aln. Bu nemli konunun akla kavumas, sizi bir sonraki blmde gerekilik konusunda okuyacanz akl yrtmelere de hazrlayacaktr.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Gerekilik
S O R Hem temsilcilik hem de grngclk, zellikle Descartes izleyen Uiki yzyl boyunca etkisini epistemoloji alannda hissettirmi olan zihinselci yaklamn izlerini tayan alg kuramlardr. Bu yaklam, znel zihinsel durumlar zerine odaklanD KKAT m ve bilgisel eriim konusunu felsefi sorunlar iinde en n sraya tamtr. zne ve nesne arasndaki kopukluk (veya bilgisel kesinliin yokluu) hem DescarSIRA SZDE tes hem de onun ortaya att sorunsalla uraan deneyimcileri ve usular byk oranda megul etmitir. AMALARIMIZ Bu balamda anmsamamz gereken bir nokta, epistemolojik sorunlarn Bat dnyasnda ilk tartld dnemde fikir reten Eski Yunan felsefecilerinin zihinselci olmadklar, yani Modern Dnemde karmza kan nesne-zne ayrm zeK T A P rinden kuram retme gayretine girmedikleridir. rnein, Platonun idea anlay znel veya zihinsel bir yaklam olarak anlalamaz. ada felsefeye dndmzde de, zihinselcilii karsna alan ve yaygn kabul gren bir akmn olutuDKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
138
Temsilcilik ve grngclkten farkl olarak, gerekilie gre, biz zihinsel durumlarmz deil dorudan nesneleri deneyimleriz.
Epistemoloji
unu syleyebiliriz. Alg felsefesi alannda gnmzde olduka ilgi gren bu akm dorudan gerekiliktir. Temsilcilik ve grngclk, algda deneyimlediimiz eylerin zihinsel olduunu, yani nesnelerin kendileriyle dolaymsz bir karlamann olanaksz olduunu savlamlardr. Dorudan gerekilik ise bu fikre net bir ekilde kar kar. Gerekilie gre, biz alg srasnda deneyimlerimizi alglamayz. Alg esnasnda alglanan ey fiziksel gerekliin iindeki nesnelerin kendileridir. Alg balamnda bu gre gerekilik ad verilmesinin nedeni de budur. Dorudan gerekiliin temel tezi ematik olarak u ekilde ifade edilebilir:
Aslnda dorudan gerekiliin ana fikri olduka basittir: Biz nesnelerin kendilerini alglarz. Bu basit dncenin, temsilcilik ve grngclkle karlatrldnda, sokaktaki insann saduyusuna da uygun olduu aktr. Ancak felsefeyle uraanlarn ok iyi bildii gibi, saduyu her zaman en salam epistemolojik dayanak deildir. Bir grn doruluunu savunmak iin onun saduyuya uyduunu sylemek tek bana ok gl bir dorulama yolu olamaz. Kart grlerin (tarttmz balamda, temsilcilik ve grngcln) tam olarak nerede hatal veya eksik olduunun felsefi yollardan gsterilmesi gerekmektedir. Bu amala, dorudan gerekiliin basit tezlerini belirtip tartmay tamamlamak yerine, algda gerekilii savunan ada Amerikal felsefeci John Searlen olduka nemli incelikler ieren gereki grnn en kritik ve ses getirmi olan blmn burada ksaca sergileyip inceleyeceiz.
139
John Searle (Caan Srl okunur, doum yl 1932) felsefenin farkl alanlarna nemli katklarda bulunmu Amerikal bir felsefecidir. Onun gereki grne gre, temsilci ve grngc perspektifler algnn epistemolojik aklamas konusunda nemli bir hata yapmlardr.
lamnda yanltc bir i-d ikilemi varsayarak hareket etmeleridir. Oysa alg sz konusu olduunda i-d ayrmn yapmak son derece zordur. Alg, grne gre, duyu organlarmzda ve beynimizde gerekleen bir olgudur. Peki bunlar ie mi aittir, yoka da m? (Duyu organlar ve beyin fiziksel d dnyann paralar veya unsurlardr. te yandan, algladmz grntler zihnimizin iinde gibi grnr.) Bu kafa kartrc soru aslnda i-d ayrm yapmann ne kadar zor olduunu gstermektedir. Searlen dorudan gerekiliini ilgin ve farkl klan bir yn, onun bilginin zihinsel veya temsil ynnn tesini grmeye alan bir felsefi tavr sergilemesidir. Searle, zihinsel durumlarmzn ve temsil kapasitelerimizin ardnda zihinsel temsilleri nceleyen bedensel kapasitelerin olduunu vurgular. Algsal mekanizmalar araclyla bilgi sahibi olabilmemiz iki ana geree sk skya baldr. Birincisi, zihinsel bir durumun anlamlandrlabilir bir deneyimsel olgu olmas iin o tr bir deneyimi yaayan znelerin pek ok baka zihinsel durumlara veya temsillere de sahip olmas gerekir. Bunun dayand gereke, yukarda da ksaca deindiimiz gibi, insan algsnn dnya bilgisine dayanan ve yorumlar ieren karmak bir yap olduu ynndeki bilisel tezdir. Bizim bir am kozalana baknca (nesne ok ilgisiz bir yerde bulunsa bile) hemen bir am kozala alglamamz olaandr. Ancak am aalarnn bulunmad bir yerde yetien bir insan veya bir uzayl ayn veya benzer grsel duyumu alsa bile nesneyi bizim gibi (anlamlandrarak) alglamayacakt. O yzden, baarl her alg, ancak bellekte tutulan ve dnya bilgisi ieren baka temsil durumlarnn varlnda olanakl olabilir. kincisi, temsil etme veya zihinsel resimler oluturma gibi kapasitelerden veya bilgi trlerinden daha temel bir bilme tr, zihinsel temsilden ziyade bedenin ilevlerine ve bedenin renmesine dayanan bilmelerdir. Eer ben yzmeyi veya bisiklete binmeyi biliyorsam, bunun aklamas yalnzca zihnimizin baarl temsiller gerekletirmesi veya doru zihinsel resimler oluturmas olamaz. Searlee gre, geleneksel felsefeciler genelde bilginin zihinsellii zerine younlatklar iin, bilginin eylemsellie ilikin boyutlarn gzden karmlardr. Oysa bu iki bilme tr arasndaki ilikiler ve hatta geiimler, bilgiye farkl bir yaklam gerekli klmaktadr. Bu son belirttiimiz noktay tam deerlendirebilmek iin yle bir rnek dnelim. Diyelim ki bir kii kayak sporunu renmeye bir kitaptaki betimlemeleri okuyarak balyor. Kayak yaparken kollarn ve bacaklarn nasl bklmesi ve dengenin nasl kurulacana ilikin o kitabn ayrntl aklamalar verdiini dnelim. Byle bir kii kitabn ieriini ezberlediinde ve bu yolla nemli bir zihinsel temsil durumuna ulatnda bile, daa gidip ilk kayma denemesini yaptnda tahminen kendisini yerde bulacaktr. Ancak kitapta yazlanlar anmsayp, bunlar bedensel olarak denemeye baladnda ve srekli pratik yapmann sonucu zamanla ok usta bir kayak hline geldiinde, sahip olduu bedensel bilgi ile zihinselliin ok tesine gemi olacaktr. Usta bir kayak Tekniinizin srr nedir? gibi bir soruyu yantlarken, zihnini yoklayp bilgilerini szelletirmeye alsa da tahminen ok yararl eyler syleyemeyecektir. Searlee gre bunun nedeni, ele aldmz rnekte, szel temsillerle balayan bilme serveninin bedenselliin iin iine girmesiyle szel bilgiden bedensel bilmeye dnm olmasdr. Dahas Searle bedensel bilmelerin hem biyolojik hem de kltrel kapasitelerden kaynaklanabileceini dnmektedir. Bir nesneyi kavrayabilmek biyolojik bir kapasitedir. Bir ieden kolayca su iebilmek veya kaplar zahmetsizce aabilmek ise belli bir kl-
Searle bilgi kuramclarnn temsil kavramn abartmalarnn ve bilgiyi tamamen zihinsel bir olgu olarak almalarnn eksik ve yanltc bir tutum olduunu dnr.
140
Epistemoloji
Searlee gre alg kavram, bir baar iermektedir. Yanlsama veya serap gibi durumlarda insanlar belli bir deneyim yaarlar ancak hibir ey grmezler.
Searle, bizim yaln nesneleri deil nesnelerin ynlerini algladmz savlar. Baka bir deyile bizim alglarmz, ayn deneyimsel inanlarmz gibi nermesel yapdadr.
trel rgtlenmenin varln ve bu toplumsal rgtlenmenin zmsenmesini gerektirir. Btn bunlar, bilgiye yalnzca zihinsellik yoluyla yaklamann ne kadar yanltc olabileceini gstermektedir. Bu noktada Searlen fikirlerinin karsnda yer alan grlerden yle bir itiraz gelebilir: Diyelim ki; gerekiliin ne srd tezler dorudur ve insanlar alg srasnda gerekten dorudan nesneleri grmektedir. te yandan, varsayalm ki bir kii yksek ateten dolay yatanda yatyor ve sanrlar yaamaya balyor. rnein yatt yerden, ok net ve belirgin bir ekilde havada daireler izen bir kurbaa gryor. Grsel algnn gereklemesine ramen bu rnekte, ortada uuan bir kurbaa olamayaca aktr. O hlde, dorudan gereki grn biz alg srasnda fiziksel nesnelerin kendilerini alglarz iddiasnn da yanl olduu gsterilebilir nk rneimizde sz konusu zne bir kurbaa grmesine ramen, grd ey gerek bir nesne deildir. Searlee gre bu kar k geersizdir nk sanr gibi yanlsamalar srasnda insanlar sz konusu nesneleri veya olgular aslnda grmezler. Yukardaki rnekte, hasta bir hlde yatanda yatan znenin bir kurbaa grdn sylemek yanltr. Grmek veya genel olarak alg bir baar deyimidir. Alg srasnda zneler dnyann nesnel olgular ile gerek ve nedensel bir bant iinde bulunurlar. Benim bir am aacn baaryla alglamamn koulu, baktm yerde gerekten bir am aacnn bulunmas ve o aacn algma neden olmasdr. Ancak aktr ki, uuan kurbaa rnei byle bir durum sunmamaktadr. Baka bir deyile, bizim birtakm grsel deneyimler yaamamz ile nesneleri alglamamz arasnda byk bir fark bulunmaktadr. Searlen iddiasna gre, her deneyim gerek bir alg olmak zorunda deildir. Eer ben yksek ate nedeniyle grsel olarak yanlmakta isem, benim zihinsel yaamm kapsamnda bir deneyim olduu elbette kesindir. Ancak bu durum benim bir eyi gerekten grdm gstermez. Yani, deneyim olgusu mutlak bir ekilde bilgisel bir baarya karlk gelmek zorunda deildir. Buna karn alglamak, fiziksel dnyada alglanan bir nesnenin olduu ve bu nesnenin grsel bir deneyime neden olduu anlamna gelir. O yzden, yanlsama durumlarnda grlen nesnelere ilikin argman, dorudan gereki grn iddialarn rtmez. Dorudan gereki gre gre alglanan ey nesnedir. Ancak Searle bu fikir zerinde nemli bir deiiklik yaparak, dnyada algladmz eylerin yaln olarak nesneler deil de olgular veya durumlar olduunu savlar. ada felsefenin farkl alanlar asndan byk nem tayan bu ayrm imdi aklamaya ve bu konunun alg iin nemini gstermeye alalm. Searlen savunduu gre gre, bizim gibi doal bir dil konuabilen varlklar yaln bir ekilde nesnelerin kendilerini alglamak yerine, nesnelerin olgusal durumlarn veya ynlerini alglar. Bu anlamda, Bir kedi algladm gibi cmleler aslnda olduka yanltc bir basitlik ierir. Daha doru ifadeler yle olabilirdi: Bir kedinin paspasn stnde yat-tn algladm, Kedinin kuyruunun ksa ol-duunu algladm, vb. Burada kritik olan nokta, verdiimiz rneklerdeki taklarn yaratt farktr. Bu taklar, verilen cmlede algnn hedefi olan unsurun kedi gibi tm bir nesne deil, kedinin olgusal bir yn veya ona ilikin bir durum olduunu gstermektedir. Bu trden cmlelerin yaps yle alabilir: Benim algladm bir olgu vardr ve bu olgu kedinin paspasn zerinde yatmasdr veya Benim algladm bir olgu vardr ve bu olgu kedinin kuyruunun ksa olmasdr. Aktr ki, ayn nesneye (kediye) bakan baka
141
bir kii, o an farkl bir olgu alglayabilirdi. (rnek, Kedinin siyah bir kuyruu var) Searlen, Biz nesnelere baknca yaln nesneyi deil nesnenin belli bir ynn alglarz iddiasnda bulunurken kastettii de budur. Searlen arpc iddialarndan biri, insann algsal yapsnn deneyimsel inancn yapsyla benzerlikler gsterdiidir. Deneyim sz konusu olduunda; rnein, Bir kediye inanyorum eksik ve hatal bir ifadedir. Bahemdeki kedinin siyah olduuna inanyorum ise daha doru ve anlalabilir. Ne de olsa biz nesnelere inanmayz; nesnelerin belli hllerde olduuna inanrz. O yzden, Searlen dorudan gerekilii asndan bakldnda, algnn yaps deneyimsel inancn yapsna benzer diyebiliriz. Yukarda verdiimiz aklama, Searle iin algnn neden bir baar deyimi olduunu da gstermektedir. Eer bir kii, Ben limonlarn mavi renkli olduuna inanyorum derse, inancnn deneyimsel olarak yanl olduunu nk bu inancn fiziksel dnyay doru yanstmadn syleriz. Tersinden dnrsek, Ben limonlarn sar renkli olduuna inanyorum gibi bir inancn dnyann olgularndan dolay doru olduu ne srlebilir. nan-alg benzetmesine dnersek, eer bir kii sar bir limona bakp Ben u an karmda mavi bir limon olduunu alglyorum derse, bu rnekte algsal anlamda baarsz olduunu, yani algnn gereklemediini syleyebiliriz. Alg, nesnelerin dnyadaki eitli durumlarn doru olarak yanstt lde gerekten alg nitelii kazanr. imdiye kadar sylediklerimizi zetlersek; Searle zihnimizin iini deil nesneleri algladmz iddia etmekte ancak nesneleri yaln bir ekilde deil onlarn ynleri veya durumlar asndan algladmz belirterek gereki kurama farkl bir kimlik ve nitelik kazandrmaktadr. Temsilcilerin ve grngclerin bu fikre itirazna gre ise, algda grlen ey nesnedir sav geersizdir nk bir insan sanrya kapldysa rnein uuan kurbaalar grebilir. Yani, fiziksel dnyada gerekten olmas beklenmeyecek eyleri de biz alglayabiliriz. Bu da unu gsterir: Alglanan ey zihinsel durumlardr, dmzdaki nesneler deillerdir. Searlen bu itiraza yant, daha nce de belirttiimiz gibi, bu tr durumlarda aslnda hibir eyin alglanmaddr. Yatanda yatan ateli bir hasta u an havada kurbaalarn u-tuunu gryorum gibi bir kandaysa, bunun gerekliinin testi eldeki alg iddiasnda belirtilen olgunun (yani odamda kurbaalar uuyorun) dnyada gerekten olup olmaddr. Eer biz sanr durumunda o trden bir olgunun dnyada gerekten olmadn kabul ediyorsak, sz konusu durumda bir deneyim yaandn ancak bunun alg olmadn da kabul etmeliyiz. Searlee gre, alg dier baz deneyimlerden farkl olarak bir baar deyimi olarak SIRA SZDE alnmaldr. Searlen kendi perspektifini savunurken neden baar gibi bir kavram kullandn onun gereki fikirleri nda aklamaya aln.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT Temsilci ve grngc felsefecilerin Searlen gerekiliineSIRAitirazlar belli SZDE getirmeleri olanakl grnmektedir.
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
142
Epistemoloji
mas ve dahas, o kedinin znede belli bir algya neden olmas gerekmektedir. Ancak alglarmzn tesinde ne olup bittiini bizim bilmemiz konusunda epistemolojik bir sorun ortaya kaca ak deil midir? Daha net ifade edersek, Searle bir deneyimin alg sfat tayabilmesi iin dnyada yle bir olgunun olmas gerektiini dnmektedir; ancak bir znenin alglarndan hareketle alg-gereklik karlatrmas yapmas ve alglyor olduunu bilmesi olanakl mdr? Bu bilme iddias dngsel bir iddia olmaz myd? yle dnelim: Benim u anda bir kedinin paspasn stnde yat-tn algladm diyebilmem iin kendi znel hlim olan algm nesnel durum ile karlatrp Birbirlerine uydular, o hlde algm gerekmi diyebilmem gerekirdi. Ama ben alglarm kullanarak, alglarmn doruluunu nasl bilebilirim? Searlen alglarn gerekleme art olarak o olgularn dnyada olmas gerektiini ne srmesi, son derece yararsz ve ilevsiz bir art olmaz m? Bu kar k olduka nemli bir noktay iaret etmektedir. Ancak bu itiraza Searlen yant u ekilde olacaktr. u anda bir kedinin paspasn stnde yat-tn alglyorum iddiasnn doru olma koulu kedinin paspasn stnde yatmasdr gibi bir savla gelen (yani, dorudan gerekilii savunan) bir kuramc, alglayan kii bunu o an bilmektedir gibi bir iddiada bulunuyor deildir. Gerekinin syledii udur: Eer dnyada alg gerekleiyorsa, gerekletii durumlarda olan ey, gerekli olgusal koulun salanmasdr. Bunun salandnn znelerce bilinip bilinmemesi elbette ayr bir sorundur. Yani, bilgi sorunsal ile uraan bir felsefecinin ortaya koyabilecei bir ilev, algnn koullarn sergilemektir. Ama bu mutlaka ve her zaman algsal bilgi ediniyor olduumuzu gstermez. rnein, belli bir olguyu gerekten algladmzdan emin olduumuz bir anda bile tamamen yanlmamz olasdr. Ya da Descartesn mehur kt niyetli ve stn gleri olan varl bizi srekli olarak aldatyor olabilir. Fakat Searle konuya biraz farkl bir perspektiften yaklamaktadr: Diyelim ki biz baz eyleri alglyoruz; bunun ontolojik artlar (yani varlksal koullar) tam olarak nelerdir? Searlen vard sonu aktr: Alg fiziksel bir sretir ve bu srecin epistemolojik koullar zihnin iini deil gerek dnyada olanlar gndeme getirerek ifade edilebilir. Ancak, bu yukarda sergilediimiz tartmann dnda, Searlen gerekiliini tehdit edebilecek bir olas kar k daha bulunmaktadr. Eer biz, dorudan gerekilerin dedii gibi nesneleri (daha doru bir ifadeyle, nesnelerin olgusal ynlerini) alglamakta isek, grsel yanlsama gibi srelerde ortaya kan tuhaf durumlar nasl aklanabilir? Yukarda izimsel olarak da gsterdiimiz Mller-Lyer yanlsamasn dnelim. O yanlsamada, gerekte iki ubuk eit uzunluktayken; irademiz dnda ve kanlmaz olarak alglanan ey ubuklardan birinin daha uzun olduudur. Ancak Soldaki izginin sadakinden uzun olduunu alglyorum gibi bir cmle ki grlenin bu olduu kesindir gerek dnyann herhangi bir olgusal ynn yanstmamaktadr. Bu sonu da gerekilik asndan elikili ve zor bir duruma yol amaktadr. Bununla birlikte, Searlen kuramnn bu trden bir kar ka yant verme potansiyeli tadn tahmin etmek zor deildir. Daha nce de belirttiimiz gibi, Searlee gre insann bilisel sistemi dinamik ve etken bir yapya sahiptir. Bir insann bir nesneyi veya olguyu alglamas esas olarak bir problem zme etkinliidir. Bu etkinlik nemli bir oranda insann sahip olduu dnya bilgisini kullanmay da gerektirir. O yzden, bu trden bir srecin hi sekmeden ve aksamadan almas beklenmemelidir. Alg, basit bir kopyalama ii deildir. Alg sisteminin, gereklii kavrama giriimleri srasnda belli durumlarda zorlanmasnn ve i mantnn eliik bilgi paralarn anlamlandrmakta baarsz olmas sonucu fiziksel gerek-
143
lii arptmasnn nedeni de budur. Buna karn, Searlee gre, alg srelerini en iyi aklayan ve en az felsefi sorun ieren gr gerekiliktir. Bu nitede gstermeye altmz gibi, alg epistemolojisi kendi iinde ilgin ve nemli tartmalar barndran bir alandr. Ancak burada sergilediimiz irdelemelerin bilgi ve varlk konularnda genel olarak da kritik bir tartma zemini oluturduunu belirtmemiz gerekiyor. Yukarda alg balamnda sunduumuz gerekilik gr ada felsefe asndan zellikle byk bir nem tamaktadr. Gerekilik akmnn nemli ynlerinden bazlarna nmzdeki nitelerde deineceiz.
144
Epistemoloji
zet
AM A
Alg kavramna ilikin ada bilimsel yaklamlar aklayabilmek. Genelde kabul edildii zere, alg bizim en nemli bilgi kaynamzdr. Son derece yaygn bir ekilde kullandmz alglarmzn bize dnyay effaf ve dolaymsz bir tarzda yansttn dnmeye eilimliyizdir. Oysa ada psikolojinin bulgular bize alg konusunda farkl bir tablo izmektedir. Kaydedilmesi gereken nemli noktalardan biri, insan algsnn genelde olduka karmak zihinsel ilemler gerektiren bir sre olduudur. Felsefecilerin alg konusunda sorduu en nemli sorular ise, duyularmz yoluyla bize ulaarak algya dnen bilgilerin gereklik ile olan ilikisi zerinedir. Bu durum, algy en nemli epistemolojik konulardan biri konumuna getirir. Zihnimizde bir takm alglarn olumas ve bizi dnyaya ilikin bilgilendiriyor gibi grnmesi, o alglarn (grntlerin, seslerin, vb.) mutlaka zihinden bamsz gerekliin iinde de yer aldn gstermez. O yzden, alg ve gereklik ilikisinin sorgulanmas ve algnn yapsnn aa kavuturulmas kritik bir epistemolojik ilev olarak karmza kar. Alg felsefesinin nde gelen kuramlar olan temsilcilik, grngclk ve gerekilik grlerini aklayabilmek. Alg konusunda en nde gelen kuramlardan biri temsilciliktir. J. Locke gibi nde gelen felsefecilerin savunduu temsilcilik grne gre, her ne kadar fiziksel dnyann nesneleri nesnel bir ekilde varlk alannda yer alyor olsa da, insanlarn nesneleri alglamalar effaf ve dolaysz bir ekilde gereklemez. Bu anlamda, alglarn ortaya kma sreleri srasnda, ayr unsurun iin iine girdiini syleyebiliriz. Birincisi, ortada alglanan veya alglanabilecek nesne(ler) vardr. Nesne zihinler olsa da olmasa da (yani, alg olgusu gereklese de gereklemese de) var olmaya devam edecek olan bir unsurdur. kinci olarak, znelerin veya zihinlerin varlndan sz edebiliriz. Zihinlerin, zihinden bamsz varlklar alglamalar ve kavramalar sonucu insanlarn dnya bilgisi oluur. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken nokta, zihin ve nesnenin ayn trden eyler olmadklardr. Bu yzden zihinler
A M A
nesneleri alglarlar ifadesi, ilk bakta grndnden daha karmak bir olguya karlk gelmek durumundadr. Temsilcilii savunan felsefeciler, bu tablo karsnda, nesnelere ve znelere (veya zihinlere) ek olarak nc bir unsurun daha iin iinde olmas gerektiini dnrler. Bu unsur zihinsel durumlar veya zihinsel ieriklerdir. rnein, Modern felsefecilerin idea kavram bu ilevi yerine getiren bir unsur olarak tasarlanmtr. zet olarak, temsilcilik gr, insanlarn alg srasnda dorudan algladklar eyin kendi zihinsel durumlar olduunu savlar. Ancak bu tam olarak znelci bir yaklam deildir nk algda oluan zihinsel durumlar algdan bamsz olarak gereklik iinde var olan nesneleri temsil ederler. Bu gre temsilcilik ad verilmesinin nedeni de budur. Alg konusunda nde gelen bir dier kuram grngclktr. Grng (veya fenomen) kavram, insana grnen, insann deneyimi iine giren olgular iin kullanlr. Bu allmadk deyimin felsefeciler tarafndan kullanlmasnn nedeni, nesneler dnyasndan bahsederken, metafizikilerin anlad anlamda btnyle insandan bamsz tzsel nesnelere gnderme yapmak yerine, insan deneyiminin iine giren nesneleri gndeme getirebilmektir. Grngclk, algnn gerekletii anlarda zihinlere baz grnglerin sunulduunu, ancak bunda hareketle metafizik gereklik veya fiziksel gereklik iinde zihinden bamsz nesnelerin bulunduunu karamayacamz savunur. Tahmin edilecei gibi Deneyimcilik nitesinde incelediimiz David Hume grngcln en byk temsilcilerinden biridir. O hlde; grngcle gre, alg srasnda iin iine deil iki unsurun girdiinden sz edebiliriz. Birincisi, algnn alc tarafnda zneler veya zihinler bulunur. kinci olarak da, alg srasnda karmza kan (grnen, grngsel) nesneler vardr. Bu nesneler, zihinsel ieriklerimize ait olan eylerdir. Bu iki unsur dnda, nc bir unsurdan sz etmemiz olanakl deildir. Ksaca zetlersek, grngclk belli bir anlamda temsilcilie benzer: Algda karlatmz eyler zihinsel ieriklerdir. Buna karn, grngcln temsilcilikten nemli bir fark vardr. Temsilcilik grn savunan felsefeciler, zihnin
145
dnda yer alan fiziksel nesnelerin var olmas gerektiini dnrken, grngcl savunan dnrler bu nesnel unsurun var olduunu gsteremeyeceimizi, o yzden bunun metafiziksel bir varsaym olarak kalacan ne srerler. Alg konusunda nc olarak sergilenmesi gereken kuram gerekiliktir. Gerekiliin ana fikri aslnda son derece basittir. Gereki felsefecilere gre, algda karmza kan nesne gerektir, yani zihinden bamsz gereklik iinde yer almaktadr. Elbette, bu tez temsilcilik tarafndan da savunulan bir grtr. Ancak gerekilik, temsilcilikten olduka farkl olarak, algda bizim dorudan yzletiimiz eyin zihinsel durum deil nesnelerin kendileri olduunu savunur. Gerekiliin bu balamda ne srd gr, insann zihninin bo olduu veya zihinsel durumlarnn olmad deildir. Onun iddias, bizim alg sreci srasnda deneyimlerimizi deil nesnelerin kendisini alglamakta olduumuz ynndedir. Alg konusunda ada gerekilii savunan en nde gelen felsefecilerden birisi John Searle olmutur. Searlen gerekiliini ilgin klan bir zellik, onun, bizim algladmz eyin nesneler olduunu sylemesi ancak bu fikri Biz nesneleri yaln olarak deil, ynleri itibaryla alglarz eklinde gelitirmesidir. Eer bu doruysa, bizim algmzn nermesel bir yapsnn olduu sylenebilir. Baka bir deyile, insanlar nesneleri bir olu veya durum iinde alglarlar. Ben bir limon alglyorum aslnda yanltc bir ifadedir. Biz genellikle algy, rnein, Ben bir limonun sar renkte olduunu alglyorum, Ben bir limonun yuvarlak ekli olduunu alglyorum veya Ben bir limonun masa zerinde durduunu alglyorum eklinde gerekletiririz. Alglanacak ynlerin hangileri olduu ise, dnya bilgimize ve dilimizin zenginliine bal bir konudur. Alg felsefesi konusunda genel bir deerlendirme yapabilecek bilgiye sahip olmak. Bu nitede ilediimiz noktalarn nda genel bir deerlendirme yapabiliriz. Gerekilik grnn saduyuya uygun ynlerinin olduu aktr. Ancak, algnn nasl olanakl olduunu ve neden bir baar ierdiini aklayan gereki grlere kar pheci bir tavr taknmak olanakl grnmektedir. Gerekiliin betimledii hliyle algnn gerekten gerekletiini nasl bilebiliriz?
Bu soruya Searle gibi gerekilerin verdii yant, algnn gerekleme koullarnn ifade edilmesi ile algnn gerekletiinin bilinmesinin birbirinden ayrlmas gereken konular olduu ynndedir. Buna ek olarak, temsilciliin ve grngcln olas bir itiraz u olabilir: Algsal yanlsamalarn bilin dzeyinde engellenemeyecek kadar gl olduu gerei, bizim nesneleri nesnel hlleriyle algladmz tezi iin nemli bir kuramsal sorun oluturur. Searlen buna yant, algnn dinamik bir yapsnn olduu ve dnya bilgimizden etkilenebilecei ynndedir. Gerekilere gre, alg srasnda biz yine de nesneleri alglarz, zihnimizin iini deil. Her durumda, gerekiliin algsal yanlsamalarda ortaya kan sra d durumu iyi aklayp aklamad, zerinde dnmeye deer bir nokta olarak n plana kmaktadr.
A M A
146
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Duyum kavramnn alg kavramndan fark ile ilgili aadakilerden hangisi sylenebilir? a. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihninin belli st dzey dnsel srelerden gemesi gerekir. b. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni etken konumdadr. c. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni edilgen konumdadr. d. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni dardan gelen bilgi paralarn gz ard edebilir. e. Alglardan farkl olarak, be duyunun ilevleri srasnda insan zihni belli karlatrmalar ve badatrmalar yapar. 2. Alg srelerine bilisel adan yaklaan bilim insanlarna ve felsefecilere gre, algsal mekanizmalarmz byk oranda yukardan aaya bir ekilde alrlar. Aadakilerden hangisi bu dnceyi en iyi ekilde aklar? a. Algsal sreler basit duyumlarla balar ve daha karmak algsal durumlara doru giderler. b. Algsal sreler doutan itibaren sahip olduumuz idealarla balar ve daha karmak algsal durumlara doru giderler. c. Tikel alglarmz, sahip olduumuz karmak idealar zerinde belirleyici etki yapabilir. d. Genel dnya bilgimiz ve beklentilerimiz, tikel alglarmz zerinde belirleyici etki yapabilir. e. Tikel alglarmz, genel dnya bilgimiz ve beklentilerimiz zerinde belirleyici etki yapabilir. 3. Temsilcilik ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Zihnimizin dnda nesnelerin olduunu syleyebiliriz. b. Zihinsel durumlarmz zihin dndaki nesneleri temsil ederler. c. Alg zihinsel bir sretir. d. Nesnel nitelikler hem nesnelerdedir hem de zihnimizde temsil edilirler. e. Zihinsel durumlara sahip olduumuz fikri yanltr. 4. Grngclk ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi dorudur? a. Zihnimiz nesnelerle doludur. b. Zihinsel durumlarmz zihin dndaki nesneleri temsil ederler. c. Bizim grnen dnyay aarak nesneleri olduu gibi kavramamz olanakszdr. d. Nesnel nitelikler hem nesnelerdedir hem de zihnimizde temsil edilirler. e. Zihinsel durumlara sahip olduumuz fikri yanltr. 5. Locken temsilcilii ile Humeun grngcl arasndaki en nemli benzerlik aadakilerden hangisidir? a. Her iki gre gre biz nesneleri dorudan deil, idealar aracl ile alglar ve kavrarz. b. Her iki gre gre biz nesnelerin kendilerini dorudan alglar ve kavrarz. c. Her iki gre gre biz baz nesneleri idealarn aracl olmadan alglar ve kavrarz. d. Her iki gre gre biz baz nesneleri temsil etmeden alglar ve kavrarz. e. Her iki gre gre biz nce nesneleri dorudan alglar ve ardndan onlara ilikin idealar olutururuz. 6. Alg felsefesinde gerekilik akmn en iyi betimleyen ifade aadakilerden hangisidir? a. Alg sreleri srasnda biz gerekliin iindeki nesnelerin kendilerini alglarz. b. Alg sreleri srasnda biz temel olarak idealar alglarz. c. Alg sreleri srasnda biz nce idealar ardndan gerekliin iindeki nesneleri alglarz. d. Alg sreleri srasnda biz idealarla gerekliin iindeki nesneleri ayn anda alglarz. e. Alg sreleri srasnda biz nce gerekliin iindeki nesneleri ardndan idealar alglarz.
147
7. Aadakilerden hangisi Searlen gerekilii savunmak iin kulland bir argmandr? a. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnel deneyimin bir zelliidir, algsal nesnenin deil. Bu durum bizim deneyimlerimizi deil nesneleri algladmz gsterir. b. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnenin bir zelliidir, deneyimin deil. Bu durum bizim deneyimlerimizi deil nesneleri algladmz gsterir. c. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnenin bir zelliidir, deneyimin deil. Bu durum bizim nesneleri deil deneyim paralarn algladmz gsterir. d. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnel deneyimin bir zelliidir, algsal nesnenin deil. Bu durum bizim nce deneyim paralarn ardndan da nesneleri algladmz gsterir. e. Biz belli bir rengi algladmzda, algladmz renk nesnenin bir zelliidir, deneyimin deil. Bu durum bizim nesneleri alglarken idealara gereksinim duyduumuzu gsterir. 8. Aadakilerden hangisi Searlen ne srd grlerden biri deildir? a. Temsil epistemolojisi zerinde fazlaca duran dnrler abartlm bir i-d dnya ayrm yapmaya ynelmilerdir. b. nsanlarn temsil etme yeteneklerinin ardnda temsile dayanmayan bilgilerin ve yeteneklerin yatt unutulmamaldr. c. Bir zihinsel temsil ancak baka zihinsel temsillerin varlnda anlamlandrlabilir bir zihinsel durumdur. d. Alg bir baar deyimi olmas itibaryla dier deneyim eitlerinden ayrlr. e. Alglarmzn kayna bazen nesneler bazen de zihnimizde uyanan idealardr.
9. Searlen gereki gr, nesnelerin alglanmas konusunda aadakilerden hangisini savunur? a. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini idealar araclyla alglar; baka bir deyile insanlar her zaman nesnelerin belli ynlerini alglar. b. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini olduklar gibi alglar; baka bir deyile bir nesneyi gzlemleyen insanlar nesnelerin farkl ynlerini alglamazlar. c. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini zihinsel temsil yoluyla ve olduklar gibi alglar; baka bir deyile bir nesneyi gzlemleyen insanlar nesnelerin farkl ynlerini alglamazlar. d. nsanlar fiziksel dnyann nesnelerini olgusal veya nermesel olarak alglar; baka bir deyile insanlar her zaman nesnelerin belli ynlerini alglar. e. nsanlar zihinde beliren grntleri alglar; baka bir deyile bir nesneyi gzlemleyen insanlar nesnelerin farkl ynlerini alglamazlar. 10. Temsilcilii savunan bir felsefeci ile Searlen gr arasndaki benzerlik aadakilerden hangisi ile ifade edilebilir? a. nsanlarn alglarnn nihi kayna fiziksel nesneler deil zihinsel durumlardr. b. nsanlarn alglarnn nihi kayna temsil ilevi yerine getiren idealardr. c. nsanlarn alglarnn nihi kayna zihinsel durumlar deil gerek fiziksel nesnelerdir. d. nsanlarn alg srelerinde dorudan yzletikleri ey ikincil niteliklerdir. e. nsanlarn alg srelerinde dorudan yzletikleri ey nesneler deil zihinsel durumlardr.
148
Epistemoloji
Okuma Paras
Realizme kar en yaygn ada argman perspektivizmdir. Argman deiik biimler alsa da, onlar oluturan ana akm yledir: Belli bak as, belli bir varsaymlar dizisi ve belli bir ynden, belli bir duru olmadan, gerek dnyaya dair hibir eriime, hibir temsil etme tarzna sahip deiliz ve bu dnyann bir suretini oluturabileceimiz hibir aracmz yoktur. Eer gereklie giden dolaysz bir yol yoksa o zaman argman hakiki anlamda gereklik hakknda konuulacak hibir nokta olmad sonucuna varr; aslnda durulardan, ynlerden ve bak alarndan bamsz hibir gereklik de yoktur. Bu tr perspektivizmin iyi dile getirilmi bir ifadesi Brian Fayin sosyal bilim felsefesi zerine bir ders kitabnda bulunacaktr...Perspektivizme gre, hi kimse gereklii dorudan doruya kendinde olduu haliyle asla gremez; insan gereklie kendi bak asndan, kendi varsaymlaryla ve kendi kavramlaryla yaklar. Argman, buraya kadar realizmin en basit biimine bile bir saldrya benzemiyor. Sadece, gereklii bilmek iin, onu bir bak asndan bilmek zorunda olduumuzu sylyor. Bu pasajdaki tek hata, pasajn, gereklii kendinde olduu haliyle dorudan bilmenin unu gerektirdiini ima etmesidir: Gereklik herhangi bir bak asndan biliniyor olmamaldr. Bunu yapmak haksz bir varsaymda bulunmaktr. rnein nmdeki sandalyeyi dorudan gryorum, fakat elbette onu bir bak asndan gryorum. Sandalyeyi dolaysz olarak bir perspektiften biliyorum. Gereklii dolaysz olarak kendinde olduu haliyle bilmekten bahsetmek akledilir bir ey olduu mddete, onu grdm iin orada bir sandalye olduunu bildiim zaman, onu kendinde olduu haliyle bilirim. Bu ekilde tanmlanan perspektivizm ne realizmle ne de bizim gerek dnyaya dair dorudan algsal eriime sahip olduumuzu syleyen epistemik nesnellik doktriniyle tutarszlk arz eder (...) Perspektivizm argmanyla balantl olan ikinci argman, kavramsal grelilik argmandr. Argman u ekildedir: Kavramlarmzn tamam insan varlklar olarak bizim tarafmzdan oluturulurlar. Gereklii betimlemek iin sahip olduumuz kavramlar hakknda kanlmaz hibir ey yoktur. Fakat diye devam eder anti-realistler, gerei gibi anlalrsa, bizim kavramlarmzn grelilii, kavramlarmz yoluyla erimemiz dnda dsal gereklie dair hibir eriime sahip olmadmz iin, dsal realizmin yanl olduunu gsterir. Farkl kavramsal yaplar gereklie dair farkl betimlemeler verirler ve bu betimlemeler birbirleriyle badamazlk arz ederler. rnein bir kavramsal emaya gre bana Bu odada ka nesne vardr? diye sorulursa, bu odadaki deiik mobilya paralarn sayabilirim. Fakat bir mobilya grubunun paralar arasnda ayrm gzetmeyen ve mobilya grubunu sadece tek bir ey olarak ele alan bir baka kavramsal emaya gre, Odada ka nesne vardr sorusuna farkl bir cevap olacaktr. Soruya ilk kavramsal ema iinde verilecek bir cevap olarak, odada yedi nesne vardr diyebilirim; ikinci ema ierisinde ise, tek bir nesne...yleyse, gerekten ka tane vardr? Anti-realistler bu soruya hibir cevap olmadn sylerler. Kavramsal bir emaya nispet edilenin dnda hibir maddi olgu yoktur ve dolaysyla da kavramsal bir emaya nispet edilenin dnda hibir gerek dnya yoktur. Bu argmandan ne anlam karmalyz? ok nl baz filozoflar tarafndan farkl versiyonlar halinde gelitirilmi bir argman olsa bile, bu argmann dikkat ekecek derecede zayf bir argman olduunu dndm sylemekten hicap duyuyorum. Gerekten de bir sayma sistemine gre sayldnda odada yedi nesne varken, bir dier sayma sistemine gre sayldnda sadece tek bir nesne vardr. Fakat bizim hangi sayma sistemini kullandmz gerek dnyann umurunda deildir. Bu sayma sistemlerinin her biri farkl bir sayma sistemini kullanarak tek bir dnyann alternatif ve doru bir betimlemesini verirler. Problemin ortaya k, sadece tek bir nesne vardr ve bununla beraber yedi nesne vardr demekteki grnr tutarszlktan neet eder btnyle. Her ikisi de tutarldr ve aslnda her ikisi de dorudur. Gndelik hayatta bu trden pek ok rnek vardr. Pound cinsinden 160 pound, kilogram cinsinden 72 kilo geliyorum. Hangi l sistemini kullandma bal olarak her ikisi de dorudur. Aslnda hibir problem ve herhangi bir tutarszlk sz konusu deildir. Realizme kar nc argman bilim tarihinden getirilen argmandr. Bu argmann kk Thomas Kuhnun The Structure of Scientific Revolutions adl kitabnda bulunur. Geri ben Kuhnun kendisinin bu argman bu formda kabul ettii konusunda pheliyim. Kuhnun aklamasna gre bilim, bilginin istikrarl bir biimde srekli birikimiyle ilerlemez; daha ziyade bir dizi devrimle ilerler. Bylelikle, belli glkleri zmekte yetersiz kaldndan dolay bilim yaplan bir paradigmadan vazgeilir ve bilimsel bir devrimin sonucu olarak yerine yeni bir paradigma konur. Bulduumuz ey, kendinde
149
olduu haliyle gereklik hakkndaki bilginin srekli birikimi deil, fakat daha ziyade her biri kendi paradigmas iinde gerekletirilen bir dizi farkl sylemdir. Bilim bamsz bir biimde mevcut bir gereklik betimlemez, ilerledike daima yeni gereklikler yaratr. Bruno Latour ve Steve Woolgarn da syledii gibi; Bizim iaret ettiimiz husus udur: Orada-dardalk bilimsel almann sebebinden ok sonucudur. Daha nce de zikrettiim zere, Kuhnun bu anti-realist argman kabul ettiinden kukuluyum; fakat o Newtonun bir anlamda Aristonunkinden farkl bir dnyada altn dnyordu. Bu argmandan ne anlamamz gerekiyor? Bir kez daha sylemeliyim ki, bu argman bana, bizden btnyle bamsz bir biimde mevcut gerek bir dnyann var olduu ve doal bilimlerin grevinin de bize bu dnyann nasl ilediine dair teorik bir aklama getirmek olduu eklindeki mevcut durumun en basit versiyonuna en ufak bir phe dahi oluturmaz gibi geliyor. Farz edelim ki Kuhn, bilimin dzensiz bir ekilde ve zaman zaman byk sarsntlara urayarak ilerledii hususunda hakldr. Devrimci teorilerin nceki teorilerin terminolojisine bile aktarlabilir olmadn varsayalm; yle ki bu farkl teorilerin ballar arasndaki tartmalar sadece birbirlerini anlamadklarn ortaya koymaktadr. Bundan ne kar? lgi ekici hibir eyin kmadn dnyorum. Gerek dnyay anlamak iin gsterilen bilimsel abalarn nceden zannettiimizden daha az rasyonel ve birikime daha az dayal olmas gerektii, bilim adamlarnn betimlemek iin samimi giriimler yaptklar gerek bir dnyann mevcut olduu eklindeki varsaymmza hibir phe drmez. Realizme kar Kuhnun argmanyla balantl drdnc argman, teorinin delille yeterince belirlenmedii eklindeki argmandr. Dnyann bizim gezegen sistemimizin merkezi olduu dncesinden gnein merkez olduu dncesine yani yer merkezli teoriden gne merkezli teoriye geii ele alalm. Batlamyusu yer merkezli teorinin yanl, gne merkezli teorinin doru olduunu kefetmi deildik. Bilakis gne merkezli teori gne ve ay tutulmalar, uzaklk as vb. gibi hususlarda daha iyi tahminlerde bulunmamza imkan salad iin yer merkezli teoriden vazgemitik. Mutlak bir hakikat kefetmi deil, bunun yerine esas itibaryla pratik amalardan dolay baka bir sylem tarzn benimsemitik. Bu durum, teorilerin her ikisinin de delille yeterince belirlenmemi olmasndandr. Teoride uygun ayarlamalar yapma konusunda istekli olmak artyla, her iki teoriyi de eldeki kantlarn tamamyla tutar-
l bir biimde benimseyebilirdik. Bu tr bilimsel keiflerin tarihi gstermektedir ki, eer doruluun zihnin bamsz gereklikle bir rtme ilikisinin ad olduu kabul edilirse bu durumda doruluk olarak byle bir ey yoktur, nk byle bir gereklik ve dolaysyla rtme ilikisi yoktur. (...) Bu argman gnmzde cereyan eden tartmalardan neredeyse yarm yz yl ncesine dayanr. Fakat yine de hala kt bir argmandr. Yer merkezli teoriden gne merkezli teoriye gei bamsz olarak mevcut hibir gereklik olmadn gstermez; tersine btn tartma, eer bu tr bir gerekliin olduu varsaylrsa ancak bizim iin eriilebilir bir hal alr. Bu tartmay ve tad nemi ancak ve ancak bu tartmann gerek nesneler gne, dnya, gezegenler ve aralarndaki fiili ilikiler konusunda yaandn kabul edersek anlayabiliriz. Dnya ve gne gibi zihinden bamsz nesneler olduunu kabul etmediimiz mddete, gnein mi dnya etrafnda dnd yoksa dnyann m gne etrafnda dnd konusundaki tartmada sz konusu olan eyin ne olduunu anlayamayz bile. Kaynak: John R. Searle. (2006). Zihin Dil Toplum. eviren: Alaattin Tural. stanbul: Litera Yaynclk, s. 3036.
150
Epistemoloji
2. d
3. e
4. c
5. a
6. a
7. b
8. e
9. d
10. c
151
biraz daha derinlemesine irdelersek, aslnda biraz stnkr bir aklama olabilir. Ben kpeime baktm zaman, zihnimin iinde kpeimin bir grnts oluur. Benim deneyimlemekte olduum ey kpeimin grntsdr. O hlde, kpeimin olmad bir ortamda onun grntsn zihnimde canlandrmak ile kpeime bakmak arasnda ilk bakta grnd kadar byk bir fark olamaz. Her ikisinde de olan ey, benim zihinsel olarak bir grnt edinmem ve o grnty deneyimlememdir. Bu incelediimiz senaryo, hem temsilcilere hem de grngclere ilham veren bir yn iermektedir. Her iki grup felsefeci de bizim dorudan deneyimlediimiz eyin nesnelerin kendisi deil zihinsel durumlar veya temsiller olduunu savlar. Temsilciler zihinsel olarak deneyimlediimiz durumlarn arkasnda (onlar dorudan alglyor olmasak da) fiziksel dnyann gerek nesneleri olduunu ne srer. Grngcler ise, zihinsel olarak deneyimlediimiz durumlarn (grnglerin veya grnen eylerin) arkasnda fiziksel dnyann gerek nesnelerinin olduunu savlayacak bir gerekemiz olmadnda srar ederler. Temsilci ve grngc felsefeciler arasndaki en temel felsefi fark budur. Sra Sizde 3 Temsilciliin ve grngcln ortak noktas, insanlarn alg srasnda dorudan nesneleri deil grngleri deneyimlediklerini iddia etmeleridir. Temsilcilii savunan felsefeciler nesnelerin varln yadsmadklar iin, grngleri veya zihinsel durumlar zne ile nesne arasnda bir tr ara alan olarak alrlar. Grngcler ise, grnglerin ardnda nesnelerin olduunun varsaylmasnn aklc olarak gerekelendirilemeyeceine inanrlar. Ksaca dersek, her iki gruptaki felsefeciler de alg srasnda zihinsel durumlarmz deneyimlediimizi savunurlar. Searle gibi bir gereki asndan buradaki sorun, yalnzca deneyim boyutunda kalndnda gerek alg ile yanltc deneyimler arasndaki fark belirtmenin olanaksz hle gelmesidir. Searlee gre, algnn gereklemesi, belli nesnel koullarn yerine gelmesi ile olanakldr. Deneyim genel bir kavramdr. Bir insann hayal grmesi veya alg yanlsamasna uramas da bir deneyimdir. Oysa alg olduka zel bir deneyim trdr. Algy zel klan unsur, belli nesnel koullarn gereklik iinde gerekten meydana gelmesidir. rnein, bir insann lde serap grmesi epistemolojik bir baar iermez. Ancak bir nesnenin gerekten alglanmas, bilgisel bir baar ierir. Diyelim ben belli bir anda bir kavak aacn alglyorum. Searlen grne gre, byle bir algnn gereklemesi, zihnimin dndaki dn-
yada gerekten bir kavak aac olmasna ve o aacn benim algma neden olmasna baldr. Bu anlamda, alg, dnyay doru kavrayabilme asndan, bir baarya iaret eder. Oysa bir serap grmek epistemolojik bir baar deildir. Gereki felsefecilere gre baarl-baarsz ayrmn yapabilmemiz, ancak alg srasnda deneyimlediimiz eylerin zihinsel durumlar deil dmzdaki gerekliin nesneleri olduunu savlamakla olanakl olabilir. Bu durum, gerekilere gre, bu grn dier iki temel alg kuramna gre stn olduunu gsterir.
8
Amalarmz erik Haritas
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; nermesel dorunun felsefi nemini aklayabilecek, Temel doruluk kuramlar olan karlk kuram, badam kuram, gereksizlik kuram ve pragmaclk grlerini aklayabilecek, rendiiniz doruluk kuramlarn felsefi olarak deerlendirerek, bu grlerin gl ve zayf ynlerini aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
nermesel doru Karlk kuram Olguculuk Badam kuram Gereksizlik kuram Pragmaclk
nermesel Doru
GR NERMESEL DORUNUN FELSEF NEM TEMEL DORULUK KURAMLARI DORULUK KURAMLARININ DEERLENDRMES
nermesel Doru
Yaamdan rnekler Fletcher Reede kariyeri zerine younlam, fazlaca etik kayglar olmayan, baarl bir avukattr. Ya gnnde oluyla birlikte olacana sz vermesine ramen bu szn yerine getirmez ve her zaman yapt gibi yalan syler. Olu Max de pastasnn mumlarn sndrrken babasnn en azndan sadece bir gn boyunca yalan sylememesini diler ve bu dilei kabul olur. Fletcher iin yaam bu noktadan sonra ok zor bir hl almaya balar nk i yerinde srekli olarak aklndan geen neyse onu kelimelere dkmektedir. alt binada ie yeni balayan bir kz Burada herkes bana ok iyi davranyor deyince Fletcher Gzelsin de ondan der. Asansrde gaz kardktan sonra O bendim! itirafnda bulunur. yerinde birlikte alt bir kiinin suratna adn anmsamadn nk ona nem vermediini syler. Benzeri komik olaylar, mahkeme salonunda Fletcher ocuklarnn velayetini almaya alan duyarsz ve kt niyetli bir anneyi savunmaya alrken de yaanr. Jrinin nnde kadn savunmak yerine onun ne kadar kt ve haksz olduunu haykrr. Bu olaylardan ders karan Fletcher sonuta nemli bir kiisel deiime urayacaktr. (Yalanc Yalanc filminin zeti. Bavurulan kaynaklar: http://www.imdb.com/ ve http://tr.wikipedia.org/wiki/Yalanc_Yalanc/ Filmin ynetmeni: Tom Shadyac. Oyuncular: Jim Carrey, Maura Tierney. Yapm yl: 1997.)
GR
Doru kavram yalnzca epistemoloji kapsamnda deil, felsefenin genelinde byk bir neme sahiptir. Biz bu nitede dorunun tam olarak ne olduu ve bilgi balamnda dorunun neden nem tad sorular zerinde odaklanacaz ve bu konuda retilmi kuramlar inceleyeceiz. Burada sunacamz irdelemelerimizin merkezindeki kavram nermesel doru olacak. Birinci nitede de akladmz gibi, nerme kavramnn cmle kavramndan ayrlmas gerekmektedir. Gnlk yaamda biz doru nitelemesini dnceler, yarglar, inanlar ve cmleler iin kullanrz. Yalnz bu noktada dikkatli olmamz gerekir nk, rnein, bir kt zerinde yazl duran bir cmle nihayetinde fiziksel bir eydir (yazlm olan cmlenin kt ve mrekkepten olutuu dnlrse). Oysa doru dediimiz nitelik kt ve mrekkebin bir zellii deildir. Kt ince veya kaln olabilir, mrekkep koyu veya ak renkli olabilir ve bunlar araclyla yazdmz harfler eri
154
Yazlm olan cmlelerin kendileri fiziksel dnyaya ait somut eylerdir. Cmlelerin ifade ettii dnceler veya ierikler ise nermeleri olutururlar. nermeler doru veya yanl olma kapasitesine sahiptir.
Epistemoloji
br olabilir. Ancak kt zerinde mrekkep araclyla iziktirilen simgeler doru olamaz. Bu sylediin cmle doru veya Bu ktta yazan cmle yanl gibi ifadelerden kastedilen, o cmlelerin ieriklerinin veya aktardklar yarglarn doru veya yanl olma durumudur. Kt zerindeki izler ve hatta konuan bir insandan yaylan ses dalgalar grece olarak somut eylerdir; buna karn, nerme veya dile getirilen iddia soyuttur. Dnyada karmza kan ve fiziksel unsurlardan oluan tikel cmleler ile nermeleri ayrmak bu anlamda gerekli ve yararl bir felsefi admdr. imdi nerme ve doru/yanl kavramlar arasndaki ilikiye bakalm. Belirttiimiz gibi, nerme, doru veya yanl olabilen bir cmlenin ierdii dncedir. rnein, Ah bu dikkatsiz srcler! cmlesinin dile getirilmesinin ardnda hakl nedenler bulunsa bile, bu cmle doru veya yanl olarak nitelendirilemez. Ah bu dikkatsiz srcler! cmlesinden farkl olarak, rnein, Baz srcler aralarn dikkatsiz kullanrlar cmlesi bir yarg veya iddia ile karmza kt iin, iinde bir nerme barndrr ve doru veya yanl deeri alabilir. Eer baz srcler aralarn dikkatsiz kullanyorlarsa bu yukardaki cmle dorudur; eer trafikte aralarn dikkatsiz kullanan srcler yoksa bu cmle yanltr. nermesel dorunun bu basit betimlemesi hem saduyuya uygundur hem de pek ok felsefecinin itiraz etmeden kabul edebilecei genel bir tasvir sunmaktadr. Bu artlar altnda, yukarda ksaca sergilediimiz doru kavramnn neden ilgin veya nemli olduu ilk bakta okuyucuya net bir ekilde grnmeyebilir. O yzden, bu nitedeki tartmalarmza, dorunun genelde felsefe ve zelde de bilgi sorunsalasndan nemini aydnlatarak balayalm.
lk olarak, doruya ilikin aratrmalarn hangi felsefi kategoriye girdii konusunda bir belirsizlik olduunu saptamamz gerekiyor. Felsefede ou kavram ve konu belirli bir alann kapsamnda incelenmektedir. rnein, varlk kavram metafizik veya ontolojinin, bilgi kavram epistemolojinin, ideoloji kavram ise ncelikli olarak siyaset felsefesinin ilgilendii kavramlardr. Ancak doru kavram iin bu trden basit bir kategorilendirme yapmamz olanakszdr. Tam tersine, dorunun felsefi olarak aratrlabilmesi iin birka alanda birden irdeleme yapmamzn gerektii sylenebilir. ncelikle konunun ontolojik boyutunu dnelim. Denebilir ki Bahemde u an drt aa var gibi bir nerme doru olduunda, dorunun ortaya kma nedeni varlk alannn (yani gerekliin) belli bir durumda veya hlde bulunmasdr. Baka bir deyile, bahemde u an drt aa olmasnn benim zihinsel durumlarmdan bamsz olmas gerektiini dnmeye eilimliyizdir. yleyse doru, bir ynyle, metafizik veya ontolojik aratrmalar ilgilendiren bir kavramdr. Ancak doru, bir nesne, olgu veya sradan bir nitelik olmad iin, yalnzca ve basit bir ekilde varlk felsefesinin bir konusu olarak n plana kmaz. nermesel dorunun, zneleri, sylemsellii ve bilisellii ilgilendiren yanlar da bulunduu dnlebilir. Bunu daha net kavramak iin doru kavramn nesne kavramyla karlatralm. ok sayda dnr fiziksel nesnelerin varlnn insanlarn (veya dar bir anlamda, zihinlerin) varlna bal olmadn savunurlar. Bu, iyi gerekeleri olan ve saduyuya uygun bir dncedir. Ancak ayn eyi doru iin syleyebilir miyiz? nsanlarn zihinsel ve dilsel etkinlii olmasa bile doru nermelerin veya doruluun var olacan sylemek tartmaya olduka ak bir felsefi
155
iddiadr. Her durumda, dorunun yalnzca metafizik alanna ait olmadn, dil felsefesini ve semantik (anlambilimsel) almalar ilgilendiren bir ynnn olduunu sylemek olanakl grnmektedir. Bunlara ek olarak, Bahemde u an drt aa var cmlesinin doruluunun epistemolojiyi yakndan ilgilendiren bir yn de vardr. Daha nceki nitelerde sergilediimiz gibi, nermesel bilgi epistemolojinin en temel konularndan biridir. Ve nermesel bilgi kavram zerine alan felsefecilerin sk sk nermesel doru kavramyla da ilgilenmeleri ve o kavramn inceliklerine deinmeleri gerekir. Konunun kuramsal zorluklarna gemeden ve yzeysel bir akl yrtme ile sylersek, nermesel bilgi doru hedefine yneliktir diyebiliriz. yle dnelim: Ben bahemde u an drt aa olduunu biliyorum gibi bir bilgi iddiasnda bulunan bir znenin gerekten biliyor olmas iin hangi temel koul yerine gelmelidir? Pek ok kii bu soruya u yant verecektir: Bahemde u an drt aa olmaldr, yoksa o durumu bildiimi iddia edemem. te yandan, bu sylediimiz ey u ekilde de ifade edilebilir: Bahemde u an drt adet aa olduunu bilmem iin Bahemde u an drt aa var cmlesi doru olmaldr. Saduyuya uygun grnen (ancak ileride daha ayrntl olarak tartmamz gerektirecek) bu dnce zincirine gre, dnya bilgimiz nermesel doru kavramyla yakndan ilikilidir. Deneyimsel bilgimizin en ilgin ve kritik blm doru nermeleri ierir. Bu durum dorunun yalnzca metafizik ve semantik kapsamnda deil, epistemoloji asndan da ok byk nem tadn gsterir. Dorunun yapsna ilikin ne srlm temel kuramlar incelemeden nce dnce ve doruluk arasndaki iliki zerine de baz saptamalar yapalm. Doru kavramn epistemoloji kapsamnda ciddiye alan felsefecilere gre, bu kavram bilgi asndan kritik klan en temel neden, bizim etrafmzdaki dnyaya dair dnce ve inanlarmzn doal olarak doruya ynelmi olmalardr. Bu elbette dncenin yanlmaz olduu gibi bir iddiaya karlk gelmez. Burada kastedilen, dnyaya ynelik sradan deneyimsel inanlarn normal artlar altnda gereklie iyi bir uyum gsterdii ve hatta uyum gstermeye ynelik bir tarzda olutuudur. Deneyimsel inanlar, gereklii alglayp anlamaya alan ve kendileri de gereklik iinde yer alan znelerce oluturulur. Deneyimsel olarak ara sra yanlsak da, algsal inanlarmz ve yarglarmz genelde gereklii iyi bir ekilde yanstr. rnein, alg konusunu ilerken incelediimiz John Searlen gereki felsefesi bu trden bir yaklam ierir. Elbette bu sunduumuz akl yrtmesine pheci felsefeciler sempatiyle bakmayacaktr; ancak bu farkl bir tartmann konusu oluyor. Bu balamda daha kesin ve tartmasz bir ekilde belirtebileceimiz bir nokta udur: nsanlar dnyaya ynelik deneyimsel inanlarnn mmkn olduunca doru olmasn tercih ederler. Dnyaya ilikin inanlarmzn doru olup olmadklarn tam olarak bilemeyebiliriz ancak aktr ki inanlarmzn doru olmasn isteriz. Bunu bir rnek zerinde gstermeye alalm. Diyelim tehlikeli ylanlarn bulunduu bir blgede yryorsunuz. leride talarn arasnda duran bir nesne gryorsunuz ve kafanzdan urada duran ve ylana benzeyen nesne aslnda bir dal paras gibi bir dnce geiyor. Byle bir durumda, sahip olduunuz bu deneyimsel inancn doru veya yanl olmasnn sizin iin ok fazla fark yaratmayacan syleyemezsiniz. Zihnimizde oluan dnce veya inanlarn doruluu bizim iin nemlidir. Eer inanlarmzn ou yanl olsayd yaam bizim iin olduka skntl bir hle gelebilirdi.
Genel bir anlamda bakldnda, insanlarn sahip olduklar deneyimsel inanlarn yanltan ziyade doruya yneldii iddia edilebilir.
156
Epistemoloji
Dahas, dorunun bunun dnda baka trl bir deeri olduu da dnlebilir. Birinci nitede bilginin yararlar dnda bir z deerinin olduundan bahsetmitik. Buna paralel bir dnce doru iin de dile getirilebilir. nsanlar, btn yararlarndan ve getirebilecei avantajlardan bamsz olarak, doruyu kendisi iin isteyebilirler. lk nitedeki rnei (Matrix filminin senaryosunu) anmsarsak, deneyimlediimiz dnya ne kadar ekici olursa olsun, eer biz gerekte laboratuvarda tutulan ve elektronik uyarmlar sonucu dnyada yaad izlenimine kaplan beyinlersek, oumuz bu durumu bilmeyi ve ac gerekle yzlemeyi tercih ederdik. Hibir yarar olmad durumlarda bile iin dorusunu renmek bizim arzu ettiimiz bir durumdur.
Karlk Kuram
Doruluk kuramlar iinde en bilineni karlk kuramdr. Bu gr iin Trkede bazen rtme kuram ve uygunluk kuram deyimleri de kullanlr. Biz burada ngilizcedeki correspondence theory of truth deyiminin ieriiyle uyumlu olacak ekilde dorunun karlk kuram deyimini tercih edeceiz. Adndan da anlalaca gibi, karlk kuram, doruluun iki unsurun birbirine uygun dmesi, rtmesi veya birisinin dierine karlk gelmesi sonucu ortaya ktn ne srer. Burada sz konusu olan unsurlarn ne olduu konusunda farkl yaklamlar ortaya kmtr. Doruluun ortaya kmas iin hangi iki unsurun uyum iinde olmas gerektii sorusuna verilen yantlar arasnda, nesne-zne, idea-gereklik, dildnya ve nerme-olgu saylabilir. Bu ikiliklerin ortak noktalarn saptamak zor deildir. Doruluk ilikisinin bir tarafnda zneye veya znellie ait olan eyler (zihin, bilisellik, dnce, idea, inan, cmle, nerme, dil), dier tarafnda ise nesneye veya nesnellie ait olan unsurlar (nesneler, gereklik, varlk, olgu) yer alr. O hlde bizim inan ve cmle gibi nermesel unsurlarmzn doru olmasnn nede-
Karlk kuramna gre, dorunun ortaya kmas, zihin veya inan gibi znel unsurlarla nesne veya gereklik gibi nesnel unsurlarn birbirine uymas veya karlk gelmesi sonucu gerekleir.
157
ni, bu unsurlarn gerekliin unsurlarna karlk gelmesidir. Eer bir nermesel unsur gerekliin unsurlarna karlk gelmezse, onlarla uygunluk iinde deilse, o nermesel unsur iin yanl dememiz gerekir. Felsefe tarihinde geriye giderek bu konunun nasl gndeme getirildiini ksaca inceleyelim. Her ne kadar Aristoteles Bat Felsefesinde doruluk konusunu gndeme getiren ilk dnr olmasa da, onun doruluk tanm daha sonra gelen felsefecilere hem esin kayna olmu hem de epeyce tartmaya yol amtr. Aristotelesin Metafizik (1011b25) kitabnda sayl ksmnda verdii tanm udur: Olmayann olduunu sylemek ya da olann olmadn sylemek yanl, olann olduunu ya da olmayann olmadn sylemek dorudur. Aristotelesin sunduu bu tanmn bir karlk kuram oluturup oluturmayaca tartmaya olduka aktr. Grne gre Aristoteles, doru kavramn, sylenenlerin olanlara uygunluu eklinde tanmlamaktadr. Ancak bu ifadenin, karlk gelme ilikisinin unsurlarn yeteri kadar net bir tarzda ortaya koymad sylenebilir. Daha ak dersek, bu tanmda hem sylenebilir olan eylerin hem de olanlar snfna giren eylerin tam olarak ne olduu belli deildir. Bununla birlikte, olanlarn, dnyada meydana gelen olaylar veya durumlar olduunu dnmek aklc grnmektedir. Bu durumda, yukardaki tanmn ne demek istediini rnekler yoluyla aklayabiliriz. Eer ben imenlerin mavi olduunu sylersem, gereklik iinde olan durumu (yani, imenlerin yeil renkli olduunu) sylememi olurum. Baka bir deyile yanl dile getirmi olurum. Tersine, muzun sar renkli olduunu sylemek gerekten olan dile getirmek olduu iin doru olur. Aristotelesten yzyllar sonra yaayan ve savunduu felsefi grlerin temel yaps itibaryla Aristotelesi byk oranda izleyen Aquinolu Aziz Thomas (12251274) veya yaygn olarak bilinen adyla Thomas Aquinas doruluu u szlerle tanmlamtr: Veritas est adaequatio rei et intellectus (Doruluk var olan eylerle zihnin uygun olmasdr). Bu tanmn orjinal olarak Thomas Aquinasa ait olup olmad biraz tartmaldr ama, her durumda, sz konusu ifadenin karlk kuramnn felsefe sahnesinde net bir ekilde ortaya k noktas olarak kabul edildii sylenebilir. Buna karn, Thomas Aquinasn tanmnn baz belirsizlikler ierdiini de belirtmemiz gerekiyor. rnein, var olan eyler ve zihin kavramlar, karlk ilikisi balamnda, tam olarak nasl anlalmaldr? Bu gibi sorularn teknik ayrntlaryla yant bulabilmesi, 19. yzyln ikinci yarsnda Aristoteles mantna alternatif bir mantn (yani bantlar mantnn) ortaya kmas ve bununla ilintili olarak yeni bir metafizik tasarmn ekillenmesi ile olanakl olmutur. Gnmzn revata olan karlk kuramlarna baktmzda da, bundan yz yl nce retilmi fikirlere ve ontolojik yaklamlara dayandklarn grrz. O yzden, buradaki tartmalarmzn iyi anlalabilmesi asndan, 19. yzyln sonunda ve 20. yzyln banda zellikle zmleyici felsefede ortaya kan metafizik tasarm biraz aklamamz ve bunun doru ile ilintisini sergilememiz yararl olacaktr. Alg epistemolojisinden sz ederken, J. Searlen gereki bir felsefeci olduunu belirtmitik. Gerekilik, en genel anlamyla, zihnimizin gereklii yaratmadn ve zihnimizin dnda gerek bir varlk alannn (rnein, fiziksel nesnelerin) bulunduunu savlayan akmdr. Bundan yz yl kadar nce yaam olan B. Russell, G. E. Moore ve L. Wittgenstein gibi felsefeciler gereki bir metafizik gr dile getirmiler ve bu gr nermesel dorunun yaps konusunda da son derece etkili olmutur. Sz konusu metafizik gre Russelln verdii isim mantksal atomculuk olmutur. Russella gre, zihnimizin dndaki varlk alan olgusal bir yapda
158
Bertrand Russell (Rasl okunur) gibi felsefecilere gre, gereklik iindeki olgular varlk alannn yap talarn olutururlar. Bir olgu, fiziksel nesnelerin belli nitelikleri veya bantlar edinmeleri sonucu oluur.
Epistemoloji
Olguculuk, karlk gelme kuramlar iinde en iyi bilinen grtr. Olgucular, doru nermelerin nesnel olgulara karlk geldiini savlar.
olumutur. Bunu aklamadan nce olgu kavramn net bir ekilde tanmlayalm. Olgu, gereklik iinde var olan eylerin belli zellikler almalar veya belli ilikiler iinde bulunmalar sonucunda ortaya kan ve durumsal snrlar nesnel olarak belirlenmi olan oluumlara verilen isimdir. Olgular, Russell gibi felsefecilerin anlad ekliyle, temel unsurun katlmyla oluur: Nesneler, nitelikler ve bantlar. Bu sylediklerimizi imdi rneklerle aklamaya alalm. (1) Elimdeki elmann krmz olmas bir olgudur nk bu durum fiziksel bir nesnenin (yani, bir tikelin) bir nitelii (yani, bir tmeli) barndrmas sonucu olumutur. (2) Ben bahemdeki kavak aacyla am aac arasnda durduum zaman bir olgu meydana gelmektedir nk bu durum nesneyi ve nesnel bir banty (mekn/mesafe) ieren bir dnyasal durumdur. (3) Eer bahemdeki kavak aac benimle am aac arasnda duruyorsa, bu durumda, bir nceki rneimizde geen nesneler ve bant aynen bulunmasna ramen baka bir olgu oluur. Bunun nedeni, sz konusu olgusal unsurlarn dnyada farkl bir ekilde bir araya gelmeleri ve farkl bir durum yaratmalardr. Kedimin paspasn zerinde olmas ve paspasn kedimin zerinde olmas da bu trden bir rnektir: Olgunun tikelleri (kedi ve paspas) ve bant (zerinde olmak) ayndr ancak aralarndaki iliki farkl bir ekilde kurulmutur. (4) Eer ben babamn iki buuk metre uzunluunda olma durumundan bahsedersem, dnyada u an var olan bir olgudan bahsetmi olmam. Ancak, olanakl baka bir evrende babam iki buuk metre uzunluunda olsayd o dnyada babamn iki buuk metre olmas bir olgu olurdu. (5) Mantksal olarak bakldnda, bileik olgulardan sz etmek olanakl grnmektedir. Karn beyaz ve souk olmas bileik bir olgudur ve dnyada yer ald sylenebilir. (6) Olgularn mant asndan, baz bileimler olanakszdr. Mavi ve uzun gibi iki nitelii veya Aye ve Ahmet gibi iki ayr nesneyi bir araya getirince bir olgu olumaz. Ayrca, rnein, bir tan hasta veya salkl olmas da anlaml bir bileim deildir. Baka bir deyile, olgularn olumas ancak nesnelerin uygun nitelik ve bantlarla bilemesi sonucu oluur. Felsefe kariyerinin balarnda bir tr mantksal atomculuu savunan Wittgensteinn (2008, blm 1.1) szleriyle dersek, bu gr dnyay olgularn toplam olarak kurgular, nesnelerin toplam olarak deil. Yukardaki paragrafta verilen (3) rnekte belirttiimiz gibi, nesneleri, nitelikleri ve bantlar farkl bir ekilde bir araya getirdiimizde farkl bir dnya ortaya kar. O hlde mantksal atomculuun yapt en nemli felsefi hamle, nesneler ontolojisinden veya Aristotelesden bu yana felsefede etkisini gsteren tzler ontolojisinden olgular ontolojisine gei yapmaktr. Bunun epistemoloji asndan neden nemli olduunu anlamak da zor deildir. Gereklii olgular temelinde tasarlayan byle bir ontoloji, nermesel bilginin hedefini de belirlemi olmaktadr. nermesel bilgi, dnyadaki olgularn bilgisidir. Olgular metafizii, veya ksaca olguculuk, bir yandan Aristotelesin ve Thomas Aquinasn doruluk tanmlarnda yer alan olanlar veya var olan eyler deyimlerine net bir aklama getirmekte ve bylece ontolojik tabloyu daha ak klmakta, te yandan da, epistemolojik adan, nermesel bilginin neyi hedeflediini ak bir ekilde sergilemektedir. Dnya olgulardan oluuyorsa, nermesel bilgi bu olgular doru temsil etme hedefine ynelme durumundadr. imdi bu trden bir olgular metafiziinin, yani olguculuun, neden bir karlk kuram olduunu aklayabiliriz. Karlk kuramlarna gre, doru, zneye veya sylemsellie ait olan bir unsurun nesneye veya gereklie ait unsurlara karlk gelmesi veya onlara uygun olmas ile gerekleir. Olguculuk gr, bu nesnel usurlarn dnyadaki olgular olduunu syler. Ancak bu noktadan sonra, olguculu-
159
u savunan felsefeciler arasnda dorunun zne tarafnda neyin durduuna ilikin bir tartma balar. Bu tartmada, baz dnrler zihinsel durumlarn (rnein, inanlarn) olgulara karlk geldiini, bazlar szel olarak dile getirilen iddialarn olgulara karlk geldiini ve bazlar da nermelerin olgulara karlk geldiini savlamlardr. Hangi unsurlarn nesnel olgulara karlk geldii tartmas bu kitabn kapsam alannn dnda kalyor. Biz yukarda dile getirdiimiz baz nemli grleri zetleyerek bu blm noktalayacaz. Karlk kuramn savunan felsefeciler genellikle dorunun zihinsel durumlarn veya nermelerin gereklie veya varlk alanna karlk gelmeleri, onlara uymalar sonucu ktn savunurlar. Karlk kuramnda sz geen gereklik veya varlk konusunda en ayrntl felsefi aklamalar olgucu dnrlerden gelmitir. Olgucular, olgular ontolojik yap talar olarak almlar, olgunun unsurlarn aklamlar ve bylece dnyann varlksal yapsna ilikin metafizik bir tablo sunmulardr. Bu tablodaki olgular znelerden bamsz bir ekilde var olan eyler olarak anlaldndan dolay, olguculuun gereki bir gr olduunu da syleyebiliriz. Saduyuya uygun bir gr olduu sklkla dile getirilen karlk kuramn cazip klan ynSIRA SZDE lerin neler olabileceini kendi kelimelerinizle ifade etmeye aln. Bu altrma sizi karlk kuramna kar retilen grleri anlama ynnde de hazrlayacaktr.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Badam Kuram
Geleneksel doruluk grleri incelendiinde, karlk kuramnnOen U S R byk rakibinin badamclk olduu grlr. Badamclk F. H. Bradley ve B. Blanshard gibi dnrlerce savunulmu nemli bir felsefi grtr. Bu nitede badamc DKKAT doruluk kuramn irdeleyeceiz. Daha sonra, epistemolojik gerekelendirme nitesine geldiimizde, badamcln kant ve gereke boyutunu tartacaz. SIRA SZDE Badam kelimesi Trkede ska kullanlan bir deyim deildir. O yzden, bu deyimi net bir ekilde aklayarak tartmamza balayalm. Badam ile mantksal tutarllk birbirine olduka yakn kavramlardr, ancak aralarnda nemli bir AMALARIMIZ felsefi fark vardr. Eer bir nerme kmesi aralarnda eliki sergilemiyorlarsa bu kme tutarldr. u nermeyi gz nne alalm: KME-1: {Tavuklar suda yzemezler, Knal bir tavuktur, Knal suda ok iyi yzer} Eer bir arkadanz Knal adndaki tavuk konusunda bu nermeyi pe pee sylerse, onun tutarsz konutuunu syleyebilirsiniz. imdi baka bir kmeye bakalm.
NTERNET TELEVZYON K T A P
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
KME-2: {Tavuklar suda yzemezler, Benim kpeim suda yzebilir, Bugn deniz suyu ok souk} Eer arkadanz KME-2deki nermeleri pe pee sylerse, dediklerini tahminen biraz tuhaf ve alakasz bulursunuz ancak elikili konutuunu dnmezsiniz. KME-2deki nermeler birbirlerine aykr bir iddiada bulunmadklar iin elimezler ve tutarszlk sergilemezler.
160
Epistemoloji
Badamn ortaya kmas iin, ortada bir tutarszln veya elikinin olmamas yetmez. Badam olan bir kmenin elemanlarnn birbirlerini ieriksel olarak az ok desteklemesi beklenir. yle bir kmeyi gz nne alalm. KME-3: {Tavuklar bedensel olarak umaya uygun deillerdir, Tarihsel kaytlarda uan tavuklara ilikin bir bilgi yoktur, Bahemdeki tavuklarn kanat rpma hareketleri hibir zaman uma ile sonulanmamtr} KME-3teki nermeler birbiriyle elimemektedir ve bu anlamda KME-3 iin tutarldr diyebiliriz. Ancak bu zellikler KME-2 iin de geerlidir. KME-3n KME-2den fark, KME-3teki nermelerin ieriksel olarak birbirlerini desteklemesi, birbirlerinin doru olma olasln ykseltmeleridir. KME-3teki yarglar yalnzca mantksal olarak tutarl deildir; bu yarg ayn zamanda iyi bir ieriksel balant veya badam sergilemektedirler. Badam kavramnn felsefi anlam budur. imdi bir doruluk kuram olarak badamcl genel hatlaryla inceleyelim. Badamcla gre, belli bir inancn veya nermenin doru olmas onun dier inanlarla veya nermelerle badamasna, onlara uymasna baldr. Badamc doruluk kuram, nermelerin doru deeri kazanabilmesi iin onlarn zihinden bamsz bir gereklie (veya olguculuk asndan bakarsak, gereklik iindeki olgulara) karlk gelmesi gerektiini ileri sren karlk kuramnn hatal bir felsefi gre dayandn ne srer. Badamcla gre bu hatann temel nedeni, karlk kuramnn olgucu veya, daha genel olarak dersek, gereki bir varlk tasarmna dayanmasdr. Felsefe tarihinde ok ses getirmi olan bu nemli itiraz imdi daha ayrntl olarak irdeleyelim. lk olarak belirtmemiz gereken konu, badamcln karlk kuramna gre daha yakn alara ait bir dnce olduudur. Karlk kuram daha dorusu, karlk kuramnn metafizik altyaps belli belirsiz de olsa Platon ve Aristotelesin fikirlerinde buluna bilir. Buna karn, badamc kuramn ana fikrinin ortaya kmas Modern ada gereklemitir. Karlk kuram, belki de Eski Yunandan gelen alkanlklarla, nermesel doru bantsnn bir ucunda gerekliin kendisinin ya da znel olmayan nesnel unsurlarn bulunduunu ne srer. Badamc doruluk kuram ise bu tr bir nesnelci yaklamn ok byk bir sorun ierdiini iddia eder. Bu sorunun ne olduunu anlamak iin 5. nitede bahsettiimiz Berkeleyin ideac (veya maddecilik kart) grn tekrar gndeme getirelim. Berkeleye gre, zihinden tamamen bamsz bir madde veya nesne dncesi kabul edilemez. Algladmz nesnelerin alglanmam (veya asl) hllerinin nasl olduunu kafamzda canlandramayz. Alg, ister istemez, kendisini alglanan nesneye katar. Maddesel dnyann nesnelerinin zihinden tamamen bamsz olduunu ilan edip, ardndan zihnimizi kullanarak o nesnelerin fiziksel olarak (yani, gerekten, kendi ilerinde) nasl olduklarndan sz etmek, Berkeleyci bir adan bakldnda, ok tutarl bir yaklam deildir. Eer zihnimizi kullanarak zihinsellikten etkilenmeden var olan maddesel bir gereklii aklamaya veya betimlemeye kalkarsak, madde dediimiz ey nesnelliini btnyle kaybetmez mi? Daha nemlisi, eer Berkeley haklysa, maddesel olan varlklar her tasarlaymzda zihinselliin iin iine girdiini ve maddesel olann epistemolojik anlamda elimizden katn kabul etmemiz gerekmez mi?
Badamcla gre; bir nermenin doru olmas iin o nermenin baka nermelerle badam iinde olmas gerekir.
161
Badamc gre gre; karlk kuramn savunanlar doru kavramn bir ynyle ar lde nesnelletirmektedir. Badamclarn eletirdii temel nokta, karlk kuramclarnn doru nermeleri doru klan gereklii zihinden btnyle bamsz olarak tasarlamalardr.
Ontolojik ve epistemolojik boyutlarda gerekleen bu tartmann nermesel doru konusunda kendisini nasl gstereceini tahmin etmek zor deildir. Karlk kuram, doruluk bantsnn nesnel ucunu insanlardan ve onlarn zihinlerinden bamsz bir alan olarak tasarlar. Karlk kuramna gre; talara, yldzlara ve karncalara ilikin olgularn var olmas bizim zihnimize, bilgimize, dilimize veya kavramlarmza bal deildir. nsanlar bu evrende yok olsa bile talar belli ekillerde olacak, her yldz uzayn belli bir noktasnda yer kaplayacak ve karncalar yuvalarna yiyecek tayacaktr. Bu olgular gereklik iinde yer alrlar; sylemsellik ve zihinsellik bu trden olgular var veya yok etmez. Bizim deneyimsel nermelerimiz ite byle bir gereklie karlk gelerek doru olabilirler. Ancak, badamc dnrlere gre bu basit saptamalar ciddi bir sorun barndrmaktadr. Badamclara gre; bir nermenin gerekliin nesnel ve maddesel unsurlarna karlk gelmesi kabul edilemez bir dncedir. Bize olgu olarak grnen eyler, nemli bir anlamda, bizim olgularmz olmak, yani zihinsellikten ve sylemsellikten nasibini almak zorundadrlar. Biz ne kadar tersini dnme eilimi gsterirsek gsterelim, olgular inan sistemimizin izlerini tar. (Bu fikrin I. Kantn metafizik kart grleriyle ne kadar byk bir ortaklk tadn da gzlemleyebiliriz.) Baka bir deyile, badamsal ilikiler ve sylemsellik dnyada olgu olarak aldmz unsurlarn da iinde yer almak durumundadr. Bahemizdeki karncalara veya gkyzndeki Kutup Yldzna dair doru eyler sylediimizde, o doru nermeler kavramlarn kirletmedii bir gereklik alanndan bahsediyor olmazlar. Nihayetinde, karnca ve yldz bizim kavram ve inan sistemlerimizin paralar deil midir? te bu durum, dorunun ortaya kmasnda inanlarn oluturduu kavramsal sistemden ve bilgisel adan kurtulmann olanaksz olduunu gsterir. O hlde, badamclara gre, nermesel doruluk nasl oluur? Badamclarn buna verdii yant, Berkeleyin bir idea yalnzca ideaya benzeyebilir fikriyle nemli benzerlikler gsterir. Badamc felsefeciler, bir nermenin doru deeri kazanmasnn dier nermelerle badam iinde olmasyla olanakl olduunu savlar. nermelerin doruluu iin zihinlerden ve sylemsellikten bamsz nesnel olgulara veya benzeri metafiziksel kavramlara gnderme yapmamza gerek yoktur. Doru bir nerme, badam yksek bir nermeler sisteminin bir paras olduu iin dorudur. Baka bir deyile, doruluk ancak zihinselliin, dncenin veya dilsel yaplarn varlnda ve onlarn erevesinde anlalabilir. Bir nermenin badam sonucu doru deeri kazanmas fikri ilk bakta tuhaf grnebilir. Bunun temel bir nedeni, karlk kuramnn saduyuya olduka uygun bir gr sunmasdr. Dorunun ortaya kmas iin nesnel dnyann unsurlarna gereksinim olduu dncesi hem saduyusal anlamda ekicidir hem de pek ok felsefeciye olduka mantkl gelmektedir. Ancak buna yant olarak, karlk kuramnn da metafizik ynlerinden dolay baz nemli felsefi zorluklar olduuna iaret edilebilir. Badamcln pheli grnmesinin baka bir nedeni ise, bir sistem iinde badam sergilemenin doru zelliinin ortaya kmas iin yeterli olmad ynndeki sezgidir. Diyelim ki, bir kiinin son derece uuk kak, hayal rn olan bir inan sistemi var. Belli bir nerme bylesi bir sistemle tutarllk iinde olursa biz o nermeyi doru mu kabul edeceiz? Bu itiraza verilecek yant, ncelikle, badam kavramnn tutarllktan ok daha fazlasn ierdiidir. Yukarda da akladmz gibi, badam gsteren bir kmenin elemanlar birbirlerinin doruluk olasln ykseltirler. Burada kaydedilmesi gereken bir nokta da udur: Badamsal yapda olan bir inan sisteminin iinde farkl yaplarda veya trlerde nermeler bulunur. Bunlarn bir ksm, algsal yapda deilken (rnein, Maya uy-
162
Epistemoloji
garl Avrupal igalciler tarafndan yok edildi, Bu ylki enflasyon oran geen ylkinden daha dk), bazlar algsal niteliktedir (rnein, u anda nmde duran bir sincap gryorum). Algsal ya da gzlemsel olarak ak olan badamsal bir sistem, bu anlamda, kolay kolay masals veya rastgele bir zemine doru kayamaz. Unutulmamaldr ki, badam kavram znel veya keyfi gibi bir anlama gelmemektedir. Badamcln tezi, dorunun yalnzca sylemin, zihinsel durumlarn, dilin ve nermelerin alannda ortaya kabileceidir. Olumsuzlama ile ifade edersek, zihinden bamsz gereklik doruluk bantlarna dorudan katlamaz. Badamcln tezini baka bir adan yle yorumlayabiliriz: Her ne kadar karlk kuram doruluun maddesel veya nesnel dnyadan kaynaklandn ne srse de, maddi dnyann nermeleri nasl doru yapt ak deildir. Karlk kuramn savunan olgucular (yani, gerekiler) nermelerimizin olgusal karlklarnn nesnel dnyada olduuna inanrlar. Ancak bu konu tartmaya ak grnmektedir. Temelde dilsel bir unsur olduunu syleyebileceimiz nermeler, dilsellikle hibir ilgisi olmayan nesnel gereklie veya olgulara nasl karlk gelir veya uygunluk gsterir? Eer bu konuda kuramsal bir sknt olduu kabul edilirse, karlk kuramnn ilk bata grnd kadar gl bir gr olmad ve badamclk kuramnn nemli bir noktaya iaret ettii de dnlebilir.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Badamcln, karlk kuramna neden olduka kkten bir kuramsal saldr olduu koSIRA SZDE nusunda kendi fikirlerinizi retin. Badamclk asndan bakldnda, dorunun karlk kuramnn en nemli kuramsal zayflnn ne olabilecei konusunda grnz beDNELM lirtin.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
ada doruluk kuramlar arasnda gereksizlik kuram nemli bir yer tutar. Bu kuram (ngilizce adyla redundance) iin Trkede fazlalk ve tarlk adlar DKK T da kullanlmtr. AFrank Ramsey ve Peter Strawson gibi 20. yzyl dnrleri tarafndan savunulmu olan gereksizlik kuramnn dier kuramlardan en byk fark, doru konusunda yeni bir seenek sunmaktansa, dorunun gereksiz bir niteleSIRA SZDE me olduunda srar etmesidir. Bu gr erevesinde gerekletirilen mantksal almalarn teknik ayrntlarAMALARIMIZ na girmeden gereksizlik kuramnn ana fikrini ve bu grn neden savunucularna aklc grndn aklayalm. Gereksizlik kuramna gre, doru nitelemesinin bir nermenin anlamna herhangi bir katks yoktur. Bir nermenin dile getirK T A yarg iin dorudur dediimiz zaman o dnceye bir katk dii dnce veya P yapm olmayz. rnek vermek gerekirse, P1 gibi bir nerme alalm: P1: L E V Z Y O N adet erik aac vardr. T E Bahemde Bu nermeyi iinde doru deyimi geen P2 ile karlatralm:
GereksizlikR Kuram S O U
TELEVZYON
NTERNET
Gereksizlik kuramn savunan dnrlere gre, doru yklemi fazladan bir bilgi iermez. Bir nermeyi dile getirmekle onun doru olduunu sylemek arasnda bir fark yoktur.
Gereksizlik kuramna gre P2deki doru eklentisi gereksizdir. Doru nitelemesi P2de ifade edilmek istenen fikre yeni bir ierik katmaz. yle de dnebiliriz: P1i bilen bir zne, P2yi de bildiinde deneyimsel bilgisinde bir art veya genileme olmaz. O hlde, bir yklem olarak dorunun gereksiz olduunu syleyebiliriz.
163
Yukarda sunduumuz dncelerin nda akla gelecek sorulardan biri, eer gereksizlik kuram temelde haklysa doru gibi nemli bir yklemin ve kavramn ne ie yaraddr. Gereksizlik grn savunanlarn bazlar bu soruya yant verirken dorunun doal diller kapsamnda nasl kullanldna dikkat ekmilerdir. Biz doru ve yanl nitelemelerini, dile getirilen nermeleri onaylama veya deilleme iin kullanrz. rnein, eer ben Bahemde adet erik aac vardr nermesini dile getirdiimde bir baka zne Doru! kelimesini syleyerek yant verirse, ben bunu bir onay olarak yorumlarm, ancak bu kelimeyi syleyenin yeni bir ey sylediini dnmem. Tersine, eer o kii Yanl! diyerek dediklerime tepki gsterirse, ben bunu sylediim yargya katlmama olarak anlarm. Doru ve yanl kavramlarnn gndelik dilsel balamlardaki bu trden kstl kullanmlar dnda bir ilevi yoktur. Burada not etmemiz gereken bir konu, gereksizlik grn savunan dnrlerin ounun, doru kavramnn felsefi olarak abartlmasndan rahatsz olduklardr. Karlk veya badamclk kuramn savunan felsefeciler dorunun bir yaps ya da en azndan deimez bir z olduunu varsayarlar. Baka bir deyile, tm doru nermeleri ortaklatran bir nitelik olduunu ve doruyu tanmlama, onun zn bulma abasnn nemli bir ilev olduunu dnrler. Gereksizlik grnn savunucular ise tam da bu noktaya kar karlar. Doruyu ciddiye alan felsefecilerin gereksizlik grne getirebilecekleri bir eletiri udur: Belli dilsel balamlarda, bir nermeden doru yklemini veya nitelemesini kaldrmann ok byk bir fark yarataca hatta doruyu kaldrmann olanaksz olduu durumlar dnebiliriz. Ustamn azndan kan her cmle dorudur gibi bir cmle yukarda verdiimiz P2ye benzememektedir nk bu cmleden dorudur yklemini kaldrmamz olanaksz grnmektedir. Ancak gereksizlik grnn savunucularnn buna bir yant bulunmaktadr. Onlara gre, Ustamn azndan kan her cmle dorudur iddias mantksal olarak yle ifade edilebilir: Her x iddias iin znesi x iddiasnda bulunuyorsa, o hlde x. Elbette bu son belirttiimiz cmlenin Ustamn azndan kan her cmle dorudur iddiasna elenik olup olmayaca, felsefeciler arasnda bir tartma konusudur.
Pragmaclk
Pragmaclk 19. yzyln sonlarndan itibaren felsefe sahnesinde yer alm ve dnce tarihinde derin bir iz brakmtr. Pragmaclk deyiminin ngilizce orjinali pragmatismdir. Deyimin Yunanca kklerine indiimizde ise, pratiklik, somut ilevler, eylem gibi anlamlarla karlarz. Trkede bazen bu akm iin eylemcilik deyimi de kullanlr. Ancak eylem kavram Trkeye farkl anlamlarla yerletii iin bu deyim yanltc olma riski tamaktadr. Bu blmde pragmacln doruluk ile ilgili tezlerini inceleyeceiz. Pragmac bir perspektiften bakarsak, geleneksel karlk kuram gereklii kavramaya alan zneleri temelde edilgen bir konumda tasarlamaktadr. Bu geleneksel (gereki) yaklama gre, insanlarn alglayaca ve kavrayaca gereklik insanlarn yaratt bir varlk alan deildir. Bilmek, esas itibaryla, nesnel gereklii zihne veya dile kopyalamaktr. Nesneler zneleri etkiler ancak bilgisel srelerde znelerin nesne zerinde bir etkisi olamaz. Bu geleneksel gereki gre ilk ciddi tepki, daha nce de belirttiimiz gibi, Kanttan gelmitir. Ancak Kant, itirazlarn temelde usu ve bilisel bir zeminde sunmutur. Her ne kadar pragmaclk da gereki metafizie kar bir akm olarak ortaya km olsa da, pragmac gr-
164
Epistemoloji
William James pragmac doruluk kuramnn en nde gelen savunucusu olmutur. Jamese gre, doruluk soyut bir kavram veya bant deildir. Doruluk kavram, eylemlerden, faydadan ve somut sonulardan bamsz olamaz.
n hareket noktas daha farkl olmutur. Pragmacln byk dnrleri arasnda Charles Sanders Peirce, William James ve John Deweyi sayabiliriz. Bu pragmac dnrlere gre, bizim bir nermenin veya yargnn doruluundan sz etmemiz, yaadmz dnya iinde gerekletirdiimiz eylemlerden, nesneleri anlama ve dntrme yetilerimizden kopuk olamaz. Deneyimsel bir nermenin doru veya yanl olduu sav, nerme ve gereklik arasnda oluan gizemli bir felsefi (varlksal, anlambilimsel) ba yoluyla deil, o nermenin insanlarca deneyimlenebilecek sonular, belirtileri ve etkileri aracl ile geerlilik kazanr. Bilgi adn verdiimiz zihinsel durum ve doru adn verdiimiz nitelik, doa ve toplum iinde eylemde ya da ilevde bulunan insanlarn ilgileri ve beklentileri tarafndan belirlenir ve ekillendirilir. Her ne kadar pragmacln kurucusu Peirce olsa da, doru kavram konusunda en ilgin pragmac (ve, genel anlamda, gerekilik kart) fikirleri W. James sunmutur. Baz yorumcularn da fark ettii gibi, Jamesin dorulua ilikin syledikleri yer yer tutarszlk gstermektedir. O yzden, Jamesin gr bazen kkten pragmaclk bazen de lml gerekilik eklinde yorumlanmtr. Jamese gre, nermesel doru konusunda karlk kuramclarnn yapt en byk hata, doru kavramn ar lde nesnelletirmek ve bylece onun gerek insanlarla ve eylemlerle olan ilikisini gzden karmaktr. Doruluk, nermeler ile gerekliin unsurlar arasnda kendiliinden kurulan duraan bir metafizik bant deildir. Tam tersine, insanlarn dnyayla olan alveriinin her aamasnda ortaya kan ve insanlarn eylemlerinden etkilenen bir olgudur. Jamese gre doru ayn zenginlik veya devlet gibi insanlarn rettii, insanlarn dnyasna ait olan bir eydir. Jamesin doruluk konusunda verdii tanmlar, karlk kuramnn sunduu metafiziin tam tersi yndedir. Jamese gre, doru inanlar ile inanmamzn faydal olaca inanlar arasnda kesin bir izgi izmek olanakszdr. Jamesin Pragmaclk adl kitabnda verdii bir betimlemeye gre, doru inanlar bizim benimsediimiz, geerliliini gsterdiimiz, desteklediimiz ve onaylayabildiklerimizdir. Baka bir deyile, doru, bizim pratikte i grmeyen, fayda getirmeyen, gvenilir veya tutarl olmayan ve eyleme dkldnde bize aykr gelen eylerin tersine karlk gelen kavrama verdiimiz bir addr. Doru, gnlk eylemlerimizin iinde ortaya kan ve felsefi ynden ok da abartlmamas gereken bir soyutlamadr. Kendisinden beklenenin aksine, James karlk kuramnn genel ifadesine itiraz etmemektedir. Onun kesin bir ekilde kar kt ey, bu tanmn arkasndaki gereki varsaymlardr. Pragmac gre gre, doruluk ve karlk ancak bireylerin eylemlerinin sonular yoluyla anlalabilir. Yaayan insanlarla ve onlarn eylemleriyle ilintilendirilmeyen karlklar ii bo felsefi soyutlamalar olmaktan teye gidemeyecektir. James bu konuda u ilgin rnei verir. Zihnimizdeki duvar saati imgesinin duvarda gerekten asl olan saatin bir kopyas olduunu ve ona uyduunu varsayalm. Sormamz gereken soru udur: Buradaki kopyalama, uyma veya karlk tam olarak ne anlama gelir? Yalnzca saatin grntsnn zihnimde belirmesi veya yalnzca saatin duvarda asl olduu olgusunu zihinsel olarak temsil etmem benim nermesel doruya ulamam veya bilgilenmem iin yeterli midir? Saatin almasna ilikin deneyimlenebilecek unsurlarn (rnein, saatin zaman gstermesi, iindeki yaylarn esneyebilme zellii, vb.) bylesi bir kopyalamann iinde nereye oturduu aka belirtilmedii srece, zihin ve nesne arasndaki rtmeler ya da uyumalar ciddi bir felsefi aklama sunma anlamnda yetersiz kalacaktr. Gereki bir felsefecinin ilgilendii konu, bir nerme ve nesnel
165
gereklik arasndaki varlksal/bilgisel ilikidir. Ve bu iliki soyut bir bantdr. Jamese gre ise, eer olgu-nerme uyumas sonucunda bir doru bants oluuyor ancak bu dorunun insanlarn pratik yaamlarn etkileyecek herhangi bir sonucu olmuyorsa, o dorunun varlndan bahsetmek anlamszdr. Elbette burada Jamesin kastettii etki, fayda ve sonu, znel veya benmerkezci bir ekilde anlalmamaldr. Pragmac gr biraz yzeysel bir ekilde yorumlayan baz dnrler, James gibi felsefecilerin doru kavram ile kiiye faydas dokunan, ksa vadede i gren, yaam kolaylatran gibi kavramlar bir tuttuklarn sanmlardr. Oysa Jamesin kastettii bu trden basit ve ocuksu bir tasarm deildir. James, insanlarn yaam iinde gerekletirdii eylerin dorunun zeminini hazrladn savlamaktadr. Farkl bir tarzda ifade edersek, James, insandan bamsz gerekliin dorular ontolojik bir ekilde oluturup evrene datmasnn olanaksz ve hatta anlamsz olduunu sylemektedir. Aalar ve talar elbette biz olmadan da var olacaktr; ancak aalara ve talara ilikin doru olarak sralayabileceimiz her ey aslnda o nesnelerin bizi etkileyen, bizim anlayabileceimiz ve zerinde eylemler yapabileceimiz ynlerini iermek durumundadr. O hlde, Jamesin pragmac grlerinden karmamz gereken en nemli derslerden biri u ekilde ifade edilebilir: inde yaadmz dnyada insanlar olmasayd, doruluk bantlar ya da doruluk nitelii de olmayacakt. Ancak bu James iin insanlarn yokluunda zihinden bamsz gerekliin olmayaca anlamna gelmemektedir. Baka bir deyile, James kesinlikle Berkeleyci bir ideacl savunuyor deildir. Onun vurgulamaya alt konu, dorularn yapm sz konusu olduu srece bizi ilgilendiren varlk alannn yalnzca insann deneyimine ve eylemine alan gereklik kesitleri olduudur. James, doru nermeler balamnda, geleneksel karlk kuramn ve onun varsayd varlksal gereki bak aka reddeder. Ona gre, zihinsel veya znel olanla nesnel olan arasnda gerekten bir rtm veya karlk bants var ise, bu bant ancak deneyim iinde ve etkileri gzlemlenebilecek bir ekilde olmaldr. Karlk yoluyla ortaya kan dorular yalnzca insann kavrayabilecei ve etkileim iinde olduu bir dnya iinde anlam kazanabilir. Baka bir deyile, zihinsel olann zihinden tamamen bamsz olan kopyalamas ii bo bir felsefi tasarmdr. Pragmac grn tezlerine son nitede tekrar dneceiz ve bu akmn gnmz felsefesini ve zellikle epistemoloji alann nasl etkilediini daha yakndan irdeleyeceiz. William Jamesin grnn zaman zaman birbiriyle elien iddialar barndrd yorumSIRA SZDE cular tarafndan dile getirilmitir. Bu elikili grnen unsurlar kendi kelimelerinizle ifade edin ve Jamesin fikirlerinin nasl tutarl bir hle getirilebilecei konusunda fikirler DNELM retin.
William James, insanlarn ve onlarn eylemlerinin yokluunda dorunun olamayacan ne srer. Ancak bu fikir, bizim fiziksel gereklii yaratmakta olduumuz anlamna gelmez.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
166
Epistemoloji
i felsefeci olgu kavramna insandan, zihinden, eylemden bamsz olan gerekliin unsuru eklinde yaklamay brakmakta ve olgular yaadmz ve kavradmz dnyada gerekleen durumlar eklinde anlamaktadr. Yukarda akladmz kuramlarn bazlarnn birbirine benzer ynler tad hemen fark edilecektir. rnein, pragmacln geleneksel karlk kuramn reddetmesi sonucu badamcla yaklat dnlebilir. Yukarda da akladmz gibi, badamclk, nermelerin zihinden bamsz bir gerekliin kopyalanmas yoluyla deil, bir sistem iinde birbirleriyle badamalar ve birbirlerini desteklemeleri sonucunda doru deeri aldn savunur. James de Pragmaclk kitabnda doru deyiminin eski deneyimlerimizin yenilerle bir araya getirilmesi ve birletirilmesi dnda bir anlam tamadn sylemektedir. Karlk kuramnn en temel iddias ile elien ve bir btn iinde badam dncesini n plana karan bu fikrin Jamesi bir badamc yapacan varsaymak ilk bakta akla uygun grlebilir. Ancak bu konuda dikkatli olmamz gerekiyor. Jamesin burada kastettii, inanlarn veya nermelerin soyut nesneler olarak badam sergilemesi deil, eski ve yeni deneyimlerin akp birbirlerini daha ileriye tamalardr. Dahas, bu durum soyut bir bantdan ok, bireylerin eylemleri iinde kimlik bulan ve btnyle devingen olan bir srece iaret etmektedir. Jamese gre, yeni dorular, eski dorular ile yeni deneyimlerin bir araya gelmeleri ve birbirlerini karlkl olarak deitirmeleriyle ortaya kar. Genel olarak dersek, pragmacln hem badamclktan hem de gereksizlik kuramndan en byk fark, doruluk bantlarn soyut zeminlerde deil, insanlarn eylemlerinde bulmaya almasdr. Kitabn sonraki nitelerinde, nermesel doru kavramnn epistemolojik tartmalarda nasl yer aldn sergileyecek ve son nitede de doru kavramna tekrar dnerek ada eletirel yaklamlarn doruluk konusunda ne srd baz kritik fikirleri tartacaz.
167
zet
A M A
nermesel dorunun felsefi nemini aklayabilmek. nceki nitelerde nerme ve nermesel doru kavramlarna ilikin temel baz aklamalar yapmtk. Bu nitede nermesel doru konusunu derinletirerek epistemoloji iin nemini gsterdik. nerme, bir cmlenin veya ifadenin dnsel ve (daha nemlisi) yargsal ierii olarak anlalabilir. Bu anlamda, nermeler doru veya yanl olmak zorundadr. nermesel doru kavramn incelediimizde ise, bu kavramn ontoloji, dil felsefesi ve epistemolojiyi yakndan ilgilendirdiini grrz. nermelerin doru deerini kazanmasnn dnyadaki durumlar ile ilgisinin bulunduu dnlr. Bizim deneyimsel inanlarmz da genellikle doruyu yakalama hedefi tar. nsanlar dnyaya ilikin inanlarnn yanl deil, doru olmasn arzularlar. Buna ek olarak, dorunun belli bir z deeri olduu da sylenebilir. Yalanlar ve yanlsamalar ieren bir yaam zevkli olsa bile insanlar genellikle Matrix filmine ilikin tartmalarmz anmsarsak doruyu hedefler ve doru bilgiye ulamay yelerler. Temel doruluk kuramlar olan karlk kuram, badam kuram gereksizlik kuram ve pragmaclk grlerini aklayabilmek. En nde gelen doruluk kuramlar karlk kuram, badam kuram, gereksizlik kuram ve pragmaclktr. Karlk kuramna gre, bir nermeyi doru yapan ey, nesnel ve zihinden bamsz gerekliktir. Karlk kuramnn en iyi bilinen rnei olguculuk grdr. Olgucular, dorunun ortaya kmas iin inanlar veya nermeler ile gereklik iindeki olgular arasnda bir uyum ya da karlk gelme durumunun olmas gerektiini dnrler. Bu saduyuya uygun gre nemli bir itiraz badamc felsefecilerden gelmitir. Badamclara gre, bir nermenin doru olabilmesi ancak badam olan bir kmenin veya sistemin bir paras olmakla olanakldr. Gereksizlik grne gre ise, doru son derece gereksiz bir niteleme veya yklemdir nk bir nermeyi dile getirmekle onun doru olduunu sylemek nihayetinde ayndr. Son olarak da, pragmac doruluk grne gre, do-
ru dediimiz kavram, soyut veya metafizik bir bant deil, eylemlerimizin sonucu ortaya kan, bizim dnyamza ait bir kavram olmak durumundadr. Baka bir deyile, insanlar eylemleri ile dorunun ortaya kmasn salarlar. nsan, doru kavram balamnda edilgen deil etkendir. Doruluk kuramlarn felsefi olarak deerlendirerek, bu grlerin gl ve zayf ynlerini aklayabilmek. Karlk kuram, tarihsel olarak derin bir gemie sahiptir ve saduyuya uygun grn ile de konu zerinde dnen insanlara hep ekici gelmitir. Karlk veya rtme dncesi, znel ve nesnel unsurlar bir araya getirme hedefi tar ve bu ynyle doruyu gereklikle ilintilendirme tr bir ilevi yerine getirdiini iddia eder. Ancak bu nitede incelediimiz dier grler, dorunun insanlardan bamsz, tmyle nesnel ve hatta metafizik bir boyutu olduu fikrine pheyle yaklamlardr. rnein, badamcla ve pragmacla gre, bir nermenin zihinden bamsz bir gereklik kesitine karlk gelme yoluyla doru deeri kazanmas olanakl deildir. Badamcla gre, bizim dilsel veya dnsel sistemlerimizin etkilemedii bir varlk alan dorunun olumas iini stlenemez. Pragmacla gre ise, gerek ve doru ancak insan eylemleri erevesinde anlaml hle gelir. Bu grler znel unsurlar vurgulamalar ile dikkat ekmitir. Ancak karlk kuramn savunan dnrler, nesnelliin doru iin nemli bir boyut olduunu ve dier grlerin bu boyutun hakkn tam olarak veremeyeceini savlamlardr. te yandan, her ne kadar temel yaklamlarn deitirmeseler de, karlk kuramclarnn da pragmac ve badamc eletirilerden belli dersler kardn ve grlerini ada gelimeler nda gzden geirdiklerini sylemeliyiz.
AM A
A M A
168
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. nermesel dorunun felsefenin hangi alt alan kapsamnda incelenmekte olduu konusunda, aadaki klardan hangisi sizce en doru seenei sunmaktadr? a. nermesel doru konusu felsefede mantk alan erevesinde incelenir. b. nermesel doru konusu felsefede metafizik alan erevesinde incelenir. c. nermesel doru, ok boyutlu bir sorunsal olmas nedeniyle, felsefede metafizik, dil felsefesi ve epistemoloji gibi alanlarn kapsamnda incelenir. d. nermesel doru, konunun doas gerei, esas olarak etik ve siyaset kuramlar kapsamnda incelenir. e. nermesel doru, konunun doas gerei, esas olarak gerekelendirme ve kant kuramlar kapsamnda incelenir. 2. Doru nerme kavramnn bilgi ve varlk aratrmalar asndan irdelenmeye deer bir konu olduunu savlayan bir felsefecinin temel bir gerekesi aadakilerden hangisi olamaz? a. Doal bir tr olan insann hayatta kalp trn devam ettirebilmesi asndan doru gzlemsel yarglara sahip olmak nemlidir. b. Dnyaya ilikin sahip olduumuz deneyimsel inanlarmzn esas hedefi doru nermelerdir. c. nermesel doru bilgisel gerekelendirme sreleri iin normatif bir ama oluturur. d. Felsefi bir adan bakldnda, doru nerme ve erdem kavramlar arasnda mantksal bir iliki olduu grlebilir. e. Doru, kendi z deerinden dolay nemli bir kavram olarak grlebilir. 3. Karlk kuramnn zn betimlemek iin tek bir deyim kullanmak gerekse, aadakilerden hangisi bu i iin uygun olmazd? a. Tutarllk b. Uyum c. rtme d. Uygunluk e. Uyuum 4. Aadakilerden hangisi olguculuk gr iin sylenebilir? a. Olguculua gre, nermesel doru iki fiziksel olgunun birbiriyle tutarllk gstermesi sonucu ortaya kar. b. nermesel doru konusu erevesinde, olguculuk kuram ve karlk kuram birbirine zt iki gr ifade eder. c. Olgucu ontolojiye gre, doru nermelere karlk gelen olgular insanlarn zihinsel durumlarnn yaratt hallerdir. d. Olguculua gre, nermesel dorularn ortaya kmas ancak nermelerin, inanlarn veya benzer znel unsurlarn birbirlerine karlk gelmeleri ile olanakldr. e. Olguculua gre, nermesel dorularn ortaya kmas nermelerin, inanlarn veya benzer znel unsurlarn gereklik iindeki olgulara karlk gelmeleri ile olanakldr. 5. Olgularn genel mantksal yaps dnlrse, aadakilerden hangisi yanltr? a. u anda okumakta olduunuz kitap gerekten olan bir olgudur. b. Yaayan her insann bir kalbinin olmas gerekten olan bir olgudur. c. Dnyann ay etrafnda dnmesi gerekte olmayan ancak olanakl bir evrende gerekleebilecek bir olgudur. d. Mavi kalemimin siyah kalemimin sanda olmas ile siyah kalemimin mavi kalemimin sanda olmas farkl olgulardr. e. ki nesnenin aralarnda bir metrelik mesafe olacak ekilde yanyana bulunmalar gerek bir olgunun olumasna neden olur.
169
6. Aadakilerden hangisi badamclk gr iin sylenebilir? a. Badamcla gre, bir nermenin doru olmas o nermenin zihinden bamsz olgular ile badam ilikisi iinde olmasyla olanakldr. b. Badamcla gre, bir nermenin doru olmas o nermenin zihinden bamsz iki olgunun badam ilikisi iinde olmasyla olanakldr. c. Badamcla gre, bir nermenin doru olmas o nermenin badam zellii olan bir kmenin eleman olmasyla olanakl hle gelir. d. Badamclk, olguculuun zel bir trne verilen addr. e. Badamclk, karlk kuramnn zel bir trne verilen addr. 7. Aadakilerden hangisi badamcln karlk kuramna ynelttii temel bir eletiridir? a. Karlk kuram, karlk gelme ilikisinin nesne tarafn btnyle zihinden bamsz klarak nemli bir soruna yol aar. b. Karlk kuram, doruluun yapsn tasarlarken nesnel dnyann dorunun oluumuna katksn yeteri kadar hesaba katmamaktadr. c. Karlk kuram, doruluun yapsn tasarlarken ontolojik unsurlar yeteri kadar hesaba katmamaktadr. d. Karlk kuram, karlk gelme ilikisinin zne tarafn btnyle zihinden bamsz klarak nemli bir soruna yol aar. e. Karlk kuram, karlk gelme ilikisinde nesnel olgular devreden kararak nemli bir soruna yol aar. 8. Pragmac doruluk kuram iin aadakilerden hangisi yanltr? a. Pragmaclar, genel olarak, dorunun ortaya kmasnda eylemlerin ve pratik koullarn belirleyici olduuna inanrlar. b. Pragmaclar, genel olarak, dorunun ortaya kmasnda zihinden bamsz gerekliin esas rol oynad fikrine katlmazlar. c. Pragmaclar, genel olarak, dorunun anlalmas iin znelerin zihinsel durumlar zerine odaklanlmas gerektiine inanrlar. d. Pragmaclar, genel olarak, karlk kuramnn olgusal tasarmna kar kmlardr. e. Pragmaclar, genel olarak, doruluu bireylerin anlk tercihlerine veya kiisel yararlarna indirgeme eiliminde deillerdir.
9. Aadakilerden hangisi gereksizlik kuramn en iyi ekilde ifade eder? a. P dorudur nermesi ile P faydaldr nermesi badam iindedir. b. P dorudur nermesi ile P olgusu badam iindedir. c. P olgusu ile P gerekelendirilmitir nermesinin iddia ierikleri btnyle ayndr. d. P nermesi ile P dorudur nermesinin iddia ierikleri btnyle ayndr. e. P nermesi ile P olgusu dorudur nermesinin iddia ierikleri btnyle ayndr. 10. Aadakilerden hangisi William Jamesin doruluk konusundaki grn en iyi zetleyen nermedir? a. Eer iinde bulunduumuz dnyada nermeler ve onlarn anlamsal ierikleri olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. b. Eer iinde bulunduumuz dnyada insanlar ve eylemleri olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. c. Eer iinde bulunduumuz dnyada nesnel olgular olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. d. Eer iinde bulunduumuz dnyada badam ilikileri olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt. e. Eer iinde bulunduumuz dnyada zihinler ve deneyimsel bilgi olmasayd, doruluk denen bant da olmayacakt.
170
Epistemoloji
Okuma Paras
Pragmaclk Ne Demektir? Birka yl nce benim de ilerinde bulunduum bir grup arkadan dada kurduklar bir kampta, yalnz bama yaptm bir gezintiden dndm zaman herkesi etrefil bir metafizik tartmaya dalm grdm. Tartmann konusu bir sincapt canl bir sincabn bir aa gvdesine trmand ve bu srada da bir gzleyici adamn aacn br yannn karsnda durduu farz ediliyordu. Bu adam, aacn etrafnda hzl hzl dnerek sincab gremeye alyor, ama ne kadar hzl yrrse yrsn sincap da aacn ters yannda ayn hzla hareket ediyor ve aac daima adamla kendisi arasnda tutuyor, yle ki adamn kendisini grmesi imknsz oluyor. imdi bundan kan metafizik tartma udur: Adam, sincabn etrafnda dnyor mu, dnmyor mu? Aacn etrafnda dnyor, buras ak, sincap da aacn zerindedir; fakat sincabn etrafnda dnyor mu? aknlk iinde uzun zaman oyalandktan sonra, tartma darmadank bir hale gelmitir. Herkes bir yan tutmu ve onun zerinde inadediyordu. Her iki taraftakilerin says birbirine denkti, bunun iin beni grdklerinde her iki taraf da, kendilerine katlp ounluu meydana getirmek zere bana bavurdular. Aklma iskolstiklerin, ne zaman bir elimeyle karlarsanz bir ayrma yapnz, diye mehur sz geldi; hemen aranmaya koyuldum: u veya bu tarafn hakl olmas dedim, sincabn etrafnda yrmekten pratik olarak neyi anlatmak istediinize baldr. Eer sincabn kuzeyinden dousuna, sonra gneyine, sonra batsna ve tekrar kuzeyine gitmeyi demek istiyorsanz, apaktr ki adam onun etrafnda dner, nk arka arkaya gelen durularda bulunur. Yok eer nce sincabn karsnda, sonra sanda, sonra arkasnda, sonra solunda, en son olarak da yine karsnda bulunmay demek istiyorsanz, yine apaktr ki adam onun etrafnda dnemez, nk aacn etrafnda insanla birlikte dnen sincap, her defasnda nn adama kar, srtn da baka tarafa evrik tutar. Ayrmay yapn, ortada tartacak bir ey kalmaz. Etrafnda yrmek fiilini, u veya bu pratik ekil ierisinde anlaynza gre, her iki taraf da hakl, her iki taraf da hakszdr. Tartanlarn en hararetlilerinden bir ikisi, Safsatay, iskolastik kl krka yarmay brakalm, u namuslu etrafnda, kelimesi zerinde konuuyoruz diyerek benim szlerimi karmatrc bir kaamak diye adlandrdlarsa da, ounluk benim yaptm ayrmann tartmay yattrdna inanr grnd. Bu alelde hikyeyi anlatmamn sebebi, pragmatik metot diye bahsettiim eyin basit bir rnei olmasdr. Pragmatik metot, her eyden nce, baka trl son verilemiyecek olan metafizik tartmalarn yattrlmas metodudur. Dnya tek midir, ok mu? Kadere mi baldr, yoksa hr mdr? Maddi midir, ruhi mi? -te birtakm kavramlar ki dnya hakknda doru olmalar da olmamalar da kabildir; ve bu eit kavramlar zerindeki tartmalarn sonu gelmez. Byle hallerde pragmatik metot, her bir kavram, kendilerinden deer verilebilecek pratik sonular karmak suretiyle tefsir etmeye almaktr. Bu kavram, dier kavramdan daha doru olsayd, herhangi bir kimse iin, pratik bakmdan ne gibi bir ayrlk yoksa, u halde pratik bakmdan her iki fikir de ayn eye karlk olmaktadr ve her eit tartma yersizdir. Tartma ciddi ise, her iki fikirden ya birini ya brn doru diye kabul ettiimizde pratik bir ayrln doacan gsterebilmemiz gereklidir. (...) Kendilerinden pratik bir sonu karlmas yolundaki bu basit teste konu yaplr yaplmaz, birok felsefe tartmalarnn nasl manaszlkla kucak kucaa geldiklerini grmek, insan hayrete drr. Herhangi bir yerde bir ayrm meydana getirmeyen bir ayrm (difference), hibir yerde var olamaz somut bir olguda ve bu olgunun sonucu olup herhangi bir ahsa, herhangi bir ekilde, herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda kendini zorla kabul ettiren bir hareket tarznda kendini aa vurmayan hibir, soyut hakikatte var olamaz. Felsefenin btn grevi, bu dnya forml, yahut u dnya formlnn doru olmasnn, hayatmzn belli anlarnda sizin ve benim zerimizde ne gibi bir ayrm douracan anlamak olmaldr. Kaynak: William James. (1986) Pragmaclk I. ev. Muzaffer Akn. stanbul: Milli Eitim Basmevi, s. 3234, 37
171
2. d
3. a
4. e
5. a
6. c
7. a
8. c
9. d
10. b
172
Epistemoloji
Sra Sizde 3 William James doru kavramyla fayda kavramn bir arada tutarak felsefe tarihinde tartmalara neden olmu bir dnrdr. Ebette fayda kavramna vurgu yapan bir felsefecinin, olduka znel ve grececi bir varlk ve bilgi kuram savunmasn bekleriz. Fayda kavram kiilere, kltrlere ve durumlara gre deikenlik gsterir. Belli bir adan bakldnda yararl olan bir olgu, baka bir adan faydal grnmeyebilir. O hlde, faydac veya pragmac bir doruluk grnn nesnellii dlamas olaan bir durum olacaktr. Ancak, James ayn zamanda kkten bir znelcilii savunuyor da diyemeyiz. Jamese gre, gerekliin, dorunun ve bilginin ortaya kmas insan eylemleri ile olanakldr. Buna karn, Jamesin zihinci veya ideac bir felsefeci olmad da aktr. Eylemler kafamzn iinde deil dnya iinde gerekletirdiimiz eylerdir ve Jamese gre, bizim zerinde yaadmz dnyay veya varlk alann yarattmz iddia etmemiz de yanl olur. James, rnein, yer ekimi gibi fiziksel gleri de insann eylemlerinin yarattn dnyor deildir. O yzden, Jamesin gr genellikle eylemlerin yaratc gcne byk bir vurgu yapsa da, baz temel gereki fikirleri de bnyesinde barndrmaktadr diyebiliriz. Bu iki eilimin bir araya gelmesinin tutarl bir tablo yaratp yaratmad ise tartmaya aktr.
Peirce, C. S. (1905). What Pragmatism Is, The Monist 15:2, 161-181. Quine, W. V. (1970). Word and Object. Cambridge: The MIT Press. Russell, B. (1910). Philosophical Essays. London: Allen & Unvin. Schmitt, F. F. (1995). Truth: A Primer. Boulder: Westview Press. Tepe, H. (2003). Platondan Habermasa Felsefede Doruluk ya da Hakikat. 2. basm, Ankara: mge Kitabevi. Walker, R. C. S. (1989). The Coherence Theory of Truth. New York: Routledge. Wittgenstein, L. (2008). Tractatus Logico-Philosophicus. eviren: Oru Aruoba, stanbul: Metis Yaynlar.
9
Amalarmz erik Haritas
Epistemoloji
EPSTEMOLOJ
Bu niteyi tamamladktan sonra; Bilgi kavramn oluturan esas unsurlar aklayabilecek, Bilginin zmlemesi ve bilginin tanm kavramlarnn inceliklerini aklayabilecek, Edmund Gettierin argmannn ve ona verilen yantlarn bilgi kavramnn zmlemesi asndan ne sonular verdiini aklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Tanm zmleme Kavramsal koul Bilginin gerek ve yeter koullar Gettier
GR BLG KAVRAMINI OLUTURAN UNSURLAR BLGNN ZMLEMES VE TANIMI EDMUND GETTIERN YIKICI ARGMANI VE SONRASI
GR
Bu nitede bilgi kavramn aydnlatma amacna ynelik olarak felsefecilerin yrtm olduu abalara daha yakndan bakacaz. u ana kadar epistemolojinin temel baz konularn tantmaya altk. Bunlar arasnda algnn epistemolojisi, dnya bilgimizin oluumunda deneyimin rol, nermesel doru ve phecilik gibi konular vard. Bu noktada ok nemli ve merkezcil bir soruya, bilginin nasl tanmlanabilecei veya kavramsal olarak nasl zmlenebilecei konusuna geebiliriz. Tahmin edilebilecei gibi, ilgilendiimiz konu, nermesel bilgi olacak.
176
Epistemoloji
Bir inancn doru olmas onu bilgi statsne karmayabilir. Tesadfen doru olan inanlar bilgi deildir.
irelim. nceki nitelerde incelediimiz felsefi tartmalardan karabileceimiz baz sonular unlardr: Bilgi rastgele olmayan bir zihinsel durumdur; bilgi gereklik veya dnya iindeki nesnelerin ya da oluumlarn zneler tarafndan kavranmas ile ilgilidir; bilginin doruyu yakalamakla ilgili bir yn vardr. Bu betimlemeleri oaltmamz olanakldr ancak bu saptamalarn u ana kadar bilgi konusunda sergilediimiz tabloyu genel hatlaryla yanstt dnlebilir. Ayrntlara girmeden nce, felsefecilerin bilgi konusunda sunduklar kavramsal irdelemelerin bilimsel veya gzlemsel aklamalarndan neden farkl olduunu vurgulayalm. Sz konusu fark net bir ekilde belirtebilmek iin, bilginin olumasnn kavramsal koullar ile deneyimsel koullarn birbirinden ayrmamz gerekiyor. Bilginin deneyimsel koullarnn yerine gelmesi genellikle fiziksel ve pratik artlarn uygun olmasyla ilgilidir. rnein, alg veya gzlem yoluyla bilgi edinme srelerinde; alglanacak nesnelerin evresinde k yeterli dzeyde olmal, gzlemleyen kiilerin gzlerinde ve bilisel sistemlerinde algy engeleyecek fizyolojik sorunlar olmamaldr. Bu unsurlar, algsal yoldan bilgilenmenin deneyimsel koullardr ve bu koullar ya da sreler bilim insanlarnn alma konusudur. Buna karn, felsefeciler bilgiye kavramsal olarak yaklarlar ve bilginin kavramsal gerektirmelerini aydnlatmaya alrlar. Aadaki blmlerde bu felsefi ilevin tam olarak nasl gerekletirildiini daha ak bir ekilde greceiz. Bilginin ne olduunu aydnlatma konusuyla ayrntl ve sistematik bir tarzda ilk ilgilenen dnr Platondur. Platon Theaitetos diyalounda bilginin gerekelendirilmi doru inan olabileceine ilikin irdelemeler sunar. Bilgi konusunda Platonun dile getirdii bu temel dnce etkisini gnmze kadar srdrm ve zerinde binlerce sayfalk yorumun retilmesine neden olmutur. nce bu temel dncenin hangi akl yrtmeden kaynaklandn ve neden nemli bir tez olduunu anlamaya alalm. kinci nitede epistemolojinin temel kavramlarn tantrken inan kavramndan sz etmitik. Bilgi ve inan, her ikisi de zihinsel durumlar olmalar itibaryla, benzerlikler gsteren kavramlardr. Ancak daha nce de belirttiimiz gibi, bir insann sahip olabilecei deneyimsel inanlar zerinde ok byk ontolojik ve epistemolojik kstlamalar yokken, bilgi iddialar zerinde ciddi kstlamalar olaca aktr. Bir insann samimiyetle ve srarla syledii Ayn yzeyinde tavanlarn yaadna inanyorum szne Hayr, buna inanmyorsun szleriyle yant veremeyiz. Bir insan, ne kadar sama grnrse grnsn, byle bir inan edinmi olabilir. Ancak o kii samimiyetle ve srarla Ayn yzeyinde tavanlarn yaadn biliyorum derse, Hayr, bunu bildiini syleyemezsin diyerek kar kabiliriz. O hlde, deneyimsel boyutta inan sahibi olmak nermesel bilginin olumas iin yeterli deildir. Bilginin olumasnda inanlarmz, deyim yerindeyse, gerekte ne olduu konusunda sorumluluk tamak durumundadr. Daha akas, nermesel bilgi, inan olmaktan ziyade doru inan olmak zorundadr. Bu olduka akla uygun bir yaklamdr. Yine de, doru inan kavramnn tek bana bilgiyi tam olarak karladn sylemek zordur. Doru inanlar ok nemli bilisel durumlardr ancak eer doru inanlarn dier baz kritik epistemolojik zellikleri yoksa, tek balarna bilgi olarak nitelenmeleri zor olabilir. Bunu bir rnekle aklamaya alalm. Diyelim, bir arkadanz Amerikada Paris adnda bir ehir olduunu size sylyor. Arkadanzn kendisinin bu sylediine tamamen inandn ancak bu sahip olduu inancnn hibir bilgi parasna veya kanta dayanmadn varsayalm. Daha akas arkadanzn Amerikada bir Paris ehri olduuna ilikin inancnn herhangi bir kitab okumaktan veya baka birisi ta-
177
rafndan bilgilendirilmekten kaynaklanmadn, bu cmleyi tamamen kafadan attn ve de inat bir ekilde buna inandn dnelim. Siz Parisin Fransada olduunu bildiiniz iin, doal olarak, arkadanzn dediklerini ciddiye almyorsunuz. Ancak bir gn, Amerikada Texas eyaletinin 158 kilometre kuzey dousunda, gerekten de Paris adnda kk bir ehir olduunu reniyorsunuz. Bu durumda, arkadanzn Parisin Amerikada bir ehir olduu konusundaki ifadesi iin ne diyebiliriz? Arkadanzn bu nermeye kesin bir ekilde inandn yukarda belirtmitik. Buna ek olarak imdi bu inancn doru olduunu da saptam oluyoruz. Arkadanzn bu doru nermeye ortada hibir neden olmakszn inand zamana geri dnersek, tam o anda arkadanzn Parisin Amerikada bir ehir olduu ynndeki inanc iin bilgi diyebilir miyiz? Bu soruya evet yant verme eiliminde olabilirsiniz. Ne de olsa arkadanz doruyu bilmi gibi grnmektedir. Ancak bilgi kavram zerine dnen felsefecilerin ezici ounluunun buna yant hayr olmutur. Bunun gerekesini de anlamak ok g deildir. Her ne kadar doruyu tutturma gibi bir baar ilk bakta bilgi gibi grnse de bu konuda dikkatli olmamz gerekiyor. Tesadfen doru kan inanlar bilgi saymak, aslnda, insan bilgisinin en ayrt edici zellii olan logos yetisini devre d brakmas nedeniyle olduka sorunlu bir yaklamdr. Bunu bir rnekle daha iyi aklayabiliriz. Henz ilkokuldayken dnya gezegeninin uzaydaki durumuna ilikin ilk bilgileri rendiimiz zaman anmsayalm. O noktada Dnya, Gnein etrafnda dner gibi doru bir nerme bir ocuk tarafndan ezberlenip aynen tekrarlansa bile ancak son derece snrl bir anlamda bilgi olarak grlebilir. Aradan yllar geip ocuk kendisine retilen o doru nermeyi baka deneyimsel ve bilimsel bilgilerle badatrp gerekelendirmeyi baard anda gerekten bilgi sahibi olmu demektir. Yetikin bir insan, bir papaandan farkl olarak, bir cmleyi dillendirmekle kalmaz, onu gerekelerle destekleme becerisine veya potansiyeline de sahiptir. Baka bir rnek dnelim. Eer bir insan bir beyin tmrnden dolay aniden ve sebepsiz yere belli bir nermesinin doru olduuna inanmaya balamsa ve nermesi de tesadfen doru bir nermeyse, sz konusu kiinin nermesi balamnda bilgi sahibi olduunu sylemekte tereddt ederiz. Bu rneklerden karlmas gereken sonu bellidir: Bilgi, doru inan kavramyla elenik olamaz; bilgi iyi gerekelendirilmi doru inan gibi bir tanmla daha doru bir ekilde ifade edilebilir. Bu tanm veya betimleme, ilk olarak Platon tarafndan ifade edilmi olsa da, onun bilgi konusunda savunduu esas gr deildir. Bununla birlikte, Platonun dile getirdii gerekesi olan doru inan ifadesi pek ok felsefeci tarafndan benimsenmi ve bilginin en iyi tanm olarak kabul edilmitir. Burada not etmemiz gereken nokta, Platondan sonra 20. yzyla gelene kadar bilginin tanm konusunda ok fazla miktarda irdeleme sunulmad, bu konunun aratrlmasnn zellikle getiimiz yzyl iinde ivme kazanm olduudur. nceki nitelerde tarttmz gibi, Descartestan balayarak Modern Dnem felsefecilerinin temel epistemolojik sorunu bilginin kaynaklar konusundayd. 20. yzyla gelindiinde ise nermesel bilgi tekrar epistemolojinin ilgi odana yerlemi, bilgi kavram ile inan, doru ve gerekelendirme kavramlar arasndaki ilikinin ayrntlar byk bir aratrma alan amtr. O hlde, bilgi konusunda Platondan devralnan gerekelendirilmi doru inan ifadesinin bilginin tanm konusunda alan dnrler iin ok nemli olduunu syleyebiliriz. Bu ifadeye bazen bilginin l tanm veya bilginin klasik tanm ad da verilmitir. Gerekelendirilmi doru inan kavramnn barndrd kuramsal zorluklara birazdan deineceiz. Ancak ncelikle sz konusu kavramn ne tr bir tanm oluturduu konusunda biraz derinlemesine dnelim.
nan ve doruya ek olarak, gerekelendirme de bilginin nemli bir kavramsal unsurudur. Gerekelendirme insan bilgisinin temel bir unsurudur.
178
Epistemoloji
Bilginin geleneksel zmlemesine gre, inan, doruluk ve gerekelendirme bilginin kavramsal bileenidir. zmlemelerin bir tanm oluturup oluturmad ise tartmaya ak bir konudur.
179
lanmlar her zaman doru olmak zorunda deildir. oumuz balinalarn byk balklar olduunu dnrz. Oysa zoologlar (hayvanbilimciler) balinalarn balk deil memeli olduu gereini bize anmsatr. Uzmanlarn aratrmalar ve zmlemeleri sayesinde, anlam dnyamz zerinde belli dzeltmeler ve ayarlar yapmak olanakl duruma gelir. Baka bir deyile, bilimsel ve felsefi zmlemelerin sonular bazen bizim zihnimizdeki tanmlarn hatalarn dzeltebilir veya ayrntlardaki eksiklikleri giderebilir. O yzden, bilginin gerekelendirilmi doru inan olduunu sylemek, gndelik tanmlarmz ve gndelik anlam dnyamz asndan ok yararl olmasa da, anlamay pekitiren ve gelitiren bir yn tayabilir. rnein, pek oumuz bilgi kavramnn doruluk veya gereke kavramlaryla ilgisi zerine ok kafa yormamzdr. Ancak eer bilginin klasik tanmnn hakl olduu yerler varsa, bizim gndelik bilgi anlaymz zerine dnlecek nemli noktalar var demektir. Epistemolojik zmlemenin esas ilevi ve yarar budur.
SIRA SZDE zmleme ilevi, pek ok bilim alannda olduu gibi, psikolojide kiilii daha iyi anlama erevesinde de kullanlr. Psikolojik analizlerin insan tanmlamada neyi baarp neyi baaramayacan, yani nemini ve snrlarn, ifade etmeye aln. Bu altrma, zmDNELM leme veya analiz kavramn daha iyi anlamanz salayacaktr.
O R EDMUND GETTIERN YIKICI ARGMANI SVE U SONRASI
Felsefecilerin nerdii kavramsal zmlemeler sayesinde bazen bir kavramn gndelik dile yansmayan inceliklerini anlayabiliriz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Kuramsal incelikleri ne olursa olsun, bilginin l tanm olarakKkabul gren D KAT zmlemenin epistemolojide ok nemli bir yer tuttuu aktr. Felsefeciler l tanmn bilgi kavramn en iyi ekilde aydnlatan betimleme olduunda uzlamlarSIRA SZDE dr. Ancak Edmund Gettierin 1963de yaymlanan Gerekelendirilmi Doru nan Bilgi midir? balkl makalesi, bilginin koulunun birden salanmas durumunda bile tmcesel bilginin olumayabileceini gstererek nermesel bilgi alannda AMALARIMIZ byk bir sarsnt yaratmtr. Aada Gettierin makalesini zetleyeceiz ve sunulan argman epistemolojik adan deerlendirmeye alacaz. l tanm konusunda Gettierin iddias, bir inancn gerekelendirilmi ve doK T A P ru olmasnn bile onun bilgi olmas iin yeterli koullar salamayabileceidir. Eer bu doruysa, bilginin klasik tanmnn ciddi bir sorun ierdiini syleyebiliriz. Felsefeciler alar boyunca bilgi kavramnn gerekelendirilmiL E V Z Y O N T E doru inan olarak tanmlanabilecei ynnde bir kanya sahip olmulardr. Ancak eer baz zihinsel durumlar gerekelendirilmi doru inan olmalarna karn bilgi nitelii kazanamyorsa, o zaman geleneksel tanmn evrensel olarak doru olduunu savNT RNET layamayz. Ve eer bir tanm evrensel olarak doru deilse onunEgerek bir tanm olduundan sz etmek olanaksz hle gelebilir.
DKKAT
SIRA SZDE
Edmund Gettierin sunduu argman, bilginin AMALARIMIZ kavramsal bileeni veya koulu salansa bile bilginin oluamayabileceini gsterme amac tar.
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
180
Epistemoloji
(b) Eer ve sadece aadaki koullar salanrsa K kiisi nermesini biliyordur: (i) K kiisi y kabul etmektedir (ii) K kiisi iin yeterli kanta sahiptir (iii) dorudur (c) Eer ve sadece aadaki koullar salanrsa K kiisi nermesini biliyordur: (i) dorudur (ii) K kiisi nn doruluundan emindir (iii) K kiisi nn doru olduundan [elindeki kantlar itibaryla] emin olma hakkna sahiptir Bu tanm esas olarak ayn fikri tamaktadrlar. Genelde (a) tanm veya zmlemesi bilgi kuramclar tarafndan daha ok benimsenmitir. imdi ncelikle, bu mantksal ifadelerdeki eer ve sadece deyimini aklayalm. Eer ve sadece (ki bunlardan ikincisi iin yalnzca anlamna gelecek ekilde ancak da kullanlabilir), birbirlerine ters anlamlarda koul ifade eden deyimlerdir. Bu konuyu baz rnekler zerinde dnelim. Eer bir insan 10 kilometre yksekten uan bir uaktan (paratsz bir ekilde) derse lr. Uaktan yere dmek o kiinin lmesi iin yeter bir kouldur ama gerekli deildir nk insanlar baka yollardan da lrler. Bu durumu karlayan ifade Eer bir insan uaktan derse, o kii lr cmlesidir. Ama Bir insan ancak (veya sadece) bir uaktan derse lr ifadesi doru deildir. te yandan, bir insann lm olmas, uaktan dmenin gerektirdii bir durumdur. Bu durumu karlayan ifade Bir insann uaktan dmesi ancak (yalnzca) lm olmakla sonulanabilir cmlesidir. Tahmin edilecei gibi, bu trden bir cmlede ancak yerine eer kullanlamaz. Bir insan uaktan dmtr, eer ki o kii ldyse yanl bir genelleme olur. imdi yukardaki bilgi tanmlarnda yer alan eer ve sadece deyimini inceleyelim. Tanmlarda bu bileik deyimin gemesi, o tanmlardaki ifadelerin birbirini karlkl olarak gerektirdiini, yani karlkl gerek ve yeter koullar oluturduunu gsterir. Gerekeli doru inan sahibi olmak bilgi sahibi olmann gerekli kouludur; bilgi sahibi olmak da gerekeli doru inan sahibi olmann gerekli kouludur. Ayn eyleri yeter koul iin de tekrarlayabiliriz. Bu dediklerimizi u ekilde toparlamak olanakldr: Ne zaman bir znenin inand bir nerme gerekeli ve doru ise o inan o zne iin bilgidir; ne zaman bir zne bir nermeyi bilirse, o nerme o zne iin doru ve gerekeli bir inan olur. O hlde, yukarda verilen (a) gibi bir tanm veya kavramsal zmleme, bilginin gerek ve yeter koullarn aktaran bir ifade olarak karmza kar. Bu aklamadan sonra, Gettierin klasik tanma ilikin akl yrtmesinin ve itiraznn nasl bir yapda olduuna bakalm. Gettierin kulland felsefi yntem, kar rnekler ve yanllayc argmanlar araclyla bir genellemenin geersiz olduunu gsterme amacn tar. rnein, Btn kargalar siyahtr gibi evrensel bir iddiay ele alalm. Bu iddiaya gre, eer evrende bulunan bir nesne karga ise, o nesne siyah renktedir. Siyah bir karga gzlemlediimiz zaman, Btn kargalar siyahtr iddiasn test edip onaylam oluruz. Diyelim ki, bir gn, tylerinin rengi doal olarak yeil olan ancak bunun dnda biyolojik adan bir kargann tm zelliklerini tayan bir hayvan kefediyoruz. Eer o hayvann bir karga olduu saptanrsa, Btn kargalar siyahtr nermesi yanllanm demektir. Ele aldmz rnekteki yeil kargann da bir kar rnek oluturduunu sylememiz olanakl hle gelir.
l zmleme bilginin gerek ve yeter koullarn ortaya koyar. Bilginin koulunun her biri bilgi iin gereklidir. Geleneksel gre gre, bu koullar ayrca toplu halde bilginin yeter koulunu salar.
181
Gettierin nl makalesinde baard i, neredeyse evrensel bir bilgi tanm stats kazanm olan l tanma ilikin birbirine benzeyen iki adet kar rnek sunmas ve bylece bu klasik tanmn evrensel olarak geerli bir ifade olduu kansn felsefi bir yntem kullanarak ykmasdr. Yazsnn banda Gettier daha sonra akl yrtmesi iinde kullanaca iki nemli saptama yapar: (1) Gerekelendirme ve doruluk farkl kavramlardr. Bir nerme yanl olmasna ramen iyi gerekelere sahip olabilir. (2) Eer bir 1 nermesinden mantksal olarak bir 2 nermesini tretirsek ve eer 1 nermesi iyi gerekeleri olan bir nermeyse, 1 nermesinin sonucu olan 2 nermesi de iyi gerekelendirilmi bir nerme olur. (1) numaral cmle aklc bir iddia ierir nk bazen bir nerme yanl bile olsa ona ynelik iyi gerekeler bulunabilir. rnein, Dnya dzdr nermesi modern insanlar asndan yanl bir nermedir ancak eski alarda bu nermeye inanmak iin yeterli miktarda gzlemsel kant vard. O dnemin insanlar gerekelendirilmi fakat yanl bir nermeye inanyorlard. (2) numaral cmle de aklc bir savla karmza kar. rnein, Btn canllar lmldr nermesi iyi gerekeleri olan bir nermedir. Bu nermeden (baka baz nclleri de kullanarak) Btn insanlar lmldr nermesini mantksal olarak karabiliriz. Btn insanlar lmldr nermesi Btn canllar lmldr nermesinin zorunlu bir sonucu olduu iin, tm canllara ilikin genel nerme nasl gerekeli bir nermeyse, ondan kartlan Btn insanlar lmldr nermesi de ayn ekilde gerekeli bir nerme olur. Gettierin (1) ve (2)yi nasl kullandn ve nasl bir kar-argman gelitirdiini aadaki blmde greceiz.
182
Epistemoloji
SENARYO 2: Hakan ve Elif ayn iyerinde alan kiilerdir. Diyelim ki Hakan aadaki F nermesinin doru olduuna inanyor: F: Elifin Ford marka bir arabas vardr. Bu senaryoda Hakann Fye inanmak iin ok gl nedenlerinin olduunu varsayalm. rnein, Hakan birka defa Elifi Ford marka arabasndan bahsederken duymutur. Dahas, Hakan bir gn Elifi Ford marka bir araba srerken de grmtr. imdi, Hakann Ahmet adnda bir arkada daha olduunu ancak Hakann Ahmetin u an hangi ehirde olduuna ilikin bir fikri olmadn varsayalm. Hakan mantksal bir ilem olan veyay kullanarak ve rastgele tane ehir ad seerek u nermeleri oluturur: G: Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an stanbuldadr. H: Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an Barselonadadr. I: Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an Urfadadr. Mantk asndan, 1 nermesini veya ilemi ile herhangi bir 2 nermesine balarsak, eer 1 nermesi doru ise 1 VEYA 2 nermesi de (2nin ierii ve doruluk durumu ne olursa olsun) doru bir nerme olur. Bunun nedenini grmek zor deildir. Trabzon Karadeniz blgesindedir VEYA zmir Trkiyenin bakentidir nermesi, bu bileik mantksal cmlenin Trabzonla ilgili ksm doru olduu iin tmyle doru hle gelir. Benzer ekilde, yukardaki G, H ve I nermeleri Fden mantksal olarak tretildii iin, eer F nermesi doruysa dier nerme de doru olmak zorundadr. in nermesel doru ve mantk boyutu bu ekilde zetlenebilir. Bu blmde tarttmz epistemolojik konu asndan ise unu syleyebiliriz: G, H ve I nermeleri Fnin mantksal ve zorunlu bir sonucu olduu iin, F nermesinin iyi gerekelenmi durumda olmas nedeniyle G, H ve I nermeleri de iyi gerekelenmi nermeler konumuna gelirler. u ana kadar yukarda ierikleri verilen F, G, H ve I nermelerinin doruluk deerlerinden sz etmedik; yalnzca, Hakann F nermesine (yani Elifin Ford marka bir arabas olduuna) inandn ve bunun iin de iyi gerekeleri olduunu belirttik. imdi, bu senaryo kapsamnda iki beklenmedik gelimenin olduunu dnelim. Birincisi, Hakann inancnn tersine, Elifin Ford marka bir arabas yoktur. Yani, F nermesi gerekeli de olsa yanltr. kincisi, Ahmet tesadfen u an Barselonada bulunmaktadr. Bylece Hakann VEYA balacn kullanarak rastgele bir ekilde oluturduu nermeden H doru hle gelir. Bu da ortaya garip bir epistemolojik durumun kmasna neden olur. Hakann bu konuda balang noktas olan F inanc aslnda yanl olsa da, Fden mantksal olarak kard H nermesi tesadfen doru olmutur. Dahas, iyi gerekeli bir nerme olan Fden mantksal olarak tretildii iin, H nermesi de gerekeli olma niteliindedir. Bunun nedenini yukardaki (2) numaral aklama kapsamnda belirtmitik. Sonu olarak, Hakann H inanc hem gerekeli hem de doru olan bir inantr. Burada da sorulacak soru udur: Hakan, gerekeli bir ekilde inand ve doru olan H nermesini gerekten bilmekte midir? Yukarda sergilediimiz iki senaryonun sonunda sorduumuz iki soruya da hayr yantn vermek aklc grnmektedir. Bunun nedeni olduka aktr. Her ne kadar bu iki senaryoda doru inanca ek olarak gerekelendirme unsuru da iin iinde bulunsa da, sz konusu gerekelendirmelerin aslnda olduka tesadfi bir ekilde olutuu ve senaryolardaki bilen znelerin bilgilerinin salam bir temelinin olmad aka grlmektedir. Daha nce verdiimiz Amerikadaki Paris rneinde, doru inan tesadfen ortaya km, ancak gerekelendirme btnyle eksik kalmt. Gettierin rnekleri ise ok daha ilgin bir duruma iaret etmek-
183
tedir. Eer Gettierin akl yrtmesi doruysa, bu iki senaryoda bilginin gerekelendirme de dhil olmak zere koulu da salanmakta olsa bile, inan sahibi zneler aslnda o nermeleri bilmiyorlar gibi grnmektedir. Bu koullarda da, Gettierin geleneksel bilgi tanmna veya zmlemesine olduka ar bir darbe indirdii sylenebilir.
SIRA SZDE Gettierin argman ok fazla tartlm ve yaratt ykc etki pek ok bilgi kuramcs tarafndan giderilmeye allmtr. Gettierin, mantn sunduu olanaklar baaryla kullanarak, geleneksel bilgi tanmna nasl ar bir darbe indirdiini kendi kelimelerinizle ifaDNELM de etmeye aln.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Gettiere Yantlar
S O R U
Gettierin makalesi yaymlandktan sonra bilgi kuramclar bilginin klasik tanm zerinde deiiklikler yaparak ortaya kan kuramsal sorunu gidermeye ve, bir anDKKAT lamda, tanm kurtarmaya almlardr. Bu blmde, bu abalarn en nde gelenlerini aklamaya alacaz. SIRA SZDE 1. Yanl nclleri engelleme: Gettier rneklerinde epistemolojik bir sorunun ortaya kmasnn temel bir nedeni, znelerin gerekelendirilmi doru inanlarnn aslnda bir yanlla dayanyor olmas ve ardndan bu yanl dayanan, tesaAMALARIMIZ dfen, iyi gerekeleri olan doru bir inanc ortaya karmasdr. Baz felsefeciler, bu tr durumlar engellemenin bir yolu olarak yle bir art ne srmlerdir: Bir znenin gerekelendirilmi doru inancnn bilgiye dnmesi Tiin, znenin o K A P inancnn herhangi bir yanl nermeye dayanmamas gerekir. Yukardaki senaryolardan birincisini ele alalm. Orada, Ayann inand D nermesinin bir paras e alnacak olan kii Mehmettir ifadesidir. Oysa ie alnacakV kiinin Mehmet TELE ZYON olduu nermesi yanltr. O yzden, Ayann Dden trettii E nermesi iin bilgi nitelemesi kullanlamaz nk aka grlecei gibi, znenin inan sisteminde konuya ilikin yanl bir nerme bulunmaktadr. TERNE Bu olduka nemli bir zm nerisi gibi grnse de, bazN felsefi Titirazlara da hedef olmutur. Bu itirazlarn ortak noktas, konuyla ilgili olarak yanl ncllerin bulunmamas veya engellenmesi durumunda bile Gettier tarz sorunlarn oluabilecei ynndedir. Bunu bir rnekle aklayalm. Diyelim ki, ben bir baheyi gzlemliyorum ve bahenin kuzey tarafnda koyuna ok benzeyen bir hayvan gryorum. Ardndan, zihnimde Bahede bir koyun var inancn oluturuyorum. Aslnda baktm nesne, koyuna benzeyen beyaz bir kayadr. Dahas, ben bilmesem de, bahenin benim gremediim gney tarafnda gerekten bir koyun bulunmaktadr. Bu durumda benim inandm Bahede bir koyun var nermesi yanl deil doru bir nerme konumuna gelir. Ancak, her ne kadar bu durumda gerekeli doru bir inan olumu olsa da, tesadfen doru olan Bahede bir koyun var inancmn bir bilgi paras olduunu sylemek zordur. Bu rnekte, yanl nclleri engelleme ynteminin Gettier tr sorunlar ortadan kaldramayaca aktr nk sahip olduum Bahede bir koyun var inanc (yukarda incelediimiz senaryolardan farkl olarak) herhangi bir yanl nermeye dayanmamaktadr. O hlde, yanl nclleri engelleme stratejisinin Gettier tarz durumlar devre d brakmakta tam olarak baarl olamayaca sylenebilir. Sz konusu stratejinin yetersizlii konusunda literatrde verilmi olan ilgin bir rnek de udur (Goldman, 1976): Diyelim ki etrafta ok sayda tahl ambarnn olduu bir blgede arabayla yolculuk yapmaktasnz. Aslnda, siz bilmeseniz de, evrenizde grdnz ambarlarn neredeyse tamam kartondan yaplm ve bir
DKKAT
Gettiere verilen yantlar iinde zellikle tanesi n SIRA SZDE plana kmtr.
AMALARIMIZ
K T A P
Gettierin eletirisi nda nerilen ilk zm, gerekelendirilmi V Z Y O N TELE inanlarn yanl nermelere dayanmamas gerektii artn getirmektir.
NTERNET
184
Epistemoloji
Gettierin eletirisi nda nerilen ikinci zm, bilginin olgularla uygun bir nedensellik ilikisi iinde ortaya kmas gerektiini belirtmektir.
film irketince yol kenarna yerletirilmi maketlerdir. Yol boyunca sralanan ve ambara benzeyen yzlerce maket arasnda yalnzca bir tane gerek tahl ambar bulunmaktadr. Tesadfen o gerek ambarn nnde durup Bu bir tahl ambar inancn zihninizde oluturuyorsunuz. Bu durumda, zihinsel durumunuzun gerekeli doru inan olmasna karn, zihninizdeki nermenin tesadfen doru kmas ve sizin bu senaryoda doru ile yanl ayrt etme olanandan yoksun olmanz dolaysyla, inancnzn aslnda bilgi olmadn sylemek olanakl grnmektedir. Bu rnekte de, yanl nclleri engelleme ynteminin Gettier tarz sorunlara zm olamayaca aktr. Ayn Bahede bir koyun var inancnda olduu gibi, eldeki nerme yanl bir nermeye dayanmamaktadr. Sonu olarak, yanl nclleri engelleme stratejisinin Gettier sorununa iyi bir kuramsal zm getiremeyeceini syleyebiliriz. 2. Nedensel iliki art: Yukardaki tartmalar inceleyen bir kii, bu konuda sorun yaratan durumun aslnda gerekeli inanlarla o inanlarn dnyadaki kkenleri arasndaki nedensel ban kopukluu olduunu dnebilir. Normal algsal bilgimizin nasl gerekletiini dnelim. Ben bir kavak aacna baktmda zihnimde nmde bir kavak aac var inanc oluur. nancmn nedeni, o inancn olumasna kaynak oluturan bir olgudur. Yani, nmde bir kavak aac var nermesinin benim iin bilgiye dnmesi iin nmde gerekten bir kavak aac olmal ve bu olgu benim inancmn gerek nedeni olmaldr. Bu grn 7. nitede incelediimiz John Searlen dorudan gerekilii ile belli benzerlikleri olduu grlebilir. Nedensel iliki artn ne sren felsefeciler, bilginin olumas iin, ele alnan bir nermesinin (veya inancnn) nedeninin olgusu olmas gerektiini savlarlar. Nedensellik grnn en nde gelen savunucularndan Alvin Goldmana (1967) gre, nermesel bilginin tanmn u ekilde verebiliriz: (d) Eer ve sadece aadaki koullar salanrsa K kiisi nermesini biliyordur: nermesi K kiisinin ye ilikin inanc ile uygun bir nedensel iliki iinde olmaldr. Bu tanmda ilgin olan nokta, Goldmann bilgiyi tanmlarken l yapy terketmesi ve gerekelendirme artn gndeme getirmemesidir. Goldmann nedenselci grn Gettier senaryolarna uygularsak, u sonular elde ederiz: ncelikle, birinci senaryoda, Ayann sorun yaratan (tretilmi) E nermesinin bilgi olamayaca sylenebilir. Ayann inand ve doru olan Enin, yani e alnacak olan kiinin cebinde tam olarak 100 lira vardr nermesinin, ie alnacak olan kiinin cebinde tam olarak 100 lira olduu olgusundan kaynaklanmad aktr. Ayann inanc D nermesine dayanmakta ve Dden kaynaklanmaktadr. O hlde, birinci senaryoda, Ayann zihinsel durumu bilgi deildir. kinci senaryo iin de benzer bir akl yrtme yaplabilir. Hakann gerekeli bir ekilde inand ve doru bir nerme olan Hnin, yani Elifin Ford marka bir arabas vardr VEYA Ahmet u an Barselonadadr nermesinin, ne Elifin Ford marka bir arabas olduu olgusuna ne de Ahmetin Barselonada olduu olgusuna dayanmad aktr. Bunun nedeni, Elifin Ford marka bir arabas olmamas ve Ahmetin Barselonada olmasnn da Hakann inancnn esas nedeni olmamasdr. Bu rnekte de, Hakann zihinsel durumu bilgi deildir. O hlde, bu iki rnek zerinden dnrsek, Goldmann kuram bilginin daha salam bir tanmn veriyor diyebiliriz. Ancak, nedensel iliki art grn eletiren felsefeciler, Goldmann tanmndaki uygun bir nedensel iliki kavramnn belirsizlikler ierdii ve bunun bir takm kuramsal sorunlara yol aabileceini dnmlerdir. David Humeun da
185
baaryla sergiledii gibi, aslnda nedensellik kavram ok etrefilli ve kuramsal incelikler ieren bir kavramdr. Bunu Richard Fumertonun (2006) kulland bir rnekle aklamaya alalm. Diyelim ki, Alper adl bir kii, ad Kaan olan ve Tanrnn varlna inanmayan bir arkadan hipnoz ederek, onun Tanrnn varln gsteren ancak kuramsal olarak olduka yetersiz olan bir felsefi argman kabul etmesini salyor. Bu dnce deneyinde unu da varsayalm: Bir Tanr gerekten vardr ve Tanr Alperin Kaan hipnoz ederek o yetersiz argman Kaann zihnine yerletirme karar vermesine bizzat kendisi neden olmutur. O hlde, Kaan Tanr vardr nermesine inanmaktadr ve bu inancnn nihai nedeni de gerekten Tanrya kadar uzanmaktadr. Yani, Goldmann nedensellik art burada salanmaktadr. Ancak, Kaann Tanr vardr inancnn bilgi olduunu sylemek zordur nk Kaann gerekeleri son derece kt argmanlardan olumaktadr. Bu durumda, nedensel ilikinin olmas, bilginin olumas iin yeterli deildir diyebiliriz. Goldmana kar sunulabilecek bir baka rnek de udur: Diyelim ki gece yolda yryen yal bir adam kalp krizi geirerek lr ve bedeni sokan ortasnda kalr. Yoldan geen bir akl hastas l adamn yanna gider ve kalbine bir bak saplar. Kalbinde bir bak sapl ekilde yatan bu yal adam gren herkes elbette Yolda yatan bu adam lmtr inancna sahip olacaktr. Bu doru inancn bilgi olduu rahatlkla sylenebilir. Ancak eer Goldmann tanmn uygularsak, Yolda yatan bu adam lmtr inanc, lmn asl nedeni olan kalp krizinden kaynaklanmad iin, bilgi nitelii kazanmayacaktr. Bu durumun Goldmann tanmn ve argmann zayflataca dnlebilir. 3. Drdnc bir koulun tanma eklenmesi: Gettier senaryolarnn yaratt sorunlu tablo balamnda getirilen nemli bir zm nerisi, geleneksel tanmn gerekli artn drdnc bir koulla desteklemek ve bylece bu drt koulun bir araya geldiinde bilginin oluumunda yeterli olmasn salamaktr. Anmsanaca gibi, Gettierin bize gsterdii nemli noktalardan biri, klasik tanmda verilen koulun gerekli olmalarna karn bilginin ortaya kmasnda yeterli olmaddr. Drdnc koul grn savunanlarn yaklam ise, geleneksel tanma yaplacak bir ekleme ile bilginin tanmnda veya analizindeki eksikliin giderilebilecei ve Gettier tr durumlarn nne geilecei ynndedir. Keith Lehrer ve Thomas Paxson (1996), birlikte yazdklar bir makalede bu tarzda bir yaklam sunmulardr. K kiisinin nermesini bilmesi iin, K kiisinin gerekelendirilmi doru inan sahibi olmasna ek olarak, Lehrer ve Paxson aadaki drdnc koulun da bilgi iin gerekeceini iddia etmilerdir: (iv) K kiisi tarafndan bilinmesi durumunda Knn nermesi konusunda sahip olduu gerekeleri ortadan kaldracak herhangi bir doru nerme olmamaldr. Bu cmlede sz geen gerekeleri ortadan kaldran doru nerme iin teknik bir deyim olan etkisizletirici (ngilizcesiyle defeater) kelimesini kullanacaz. Ek bir koul olan (iv)n geleneksel tanma yapt katky imdi daha ak bir ekilde ifade edelim. Lehrer ve Paxsona gre, bir inancn bilgi olmas iin gerekelendirilimi ve doru olmas yetmez; o inancn gerekelendirilme sreci kapsamnda, znenin gerekelerini etkisizletiren herhangi bir doru nerme olmamaldr. Eer byle bir doru nerme varsa, znenin gerekelendirmesi bozulmu, inanc gerekelendirilimi doru inan olmaktan km ve bylece bilgi gereklememi diyebiliriz. Drdnc koul olan (iv) Gettier senaryolarna uygulamak olanakl grnmektedir. Birinci senaryoyu ele alalm. Ayann mantksal olarak trettii E nermesinin gerekelendirilimi doru inan olamayacan syleyebiliriz nk e
Gettierin eletirisi nda nerilen nc zm, l analizin drdnc bir koulla desteklenmesidir.
186
Epistemoloji
alnacak olan kiinin cebinde tam olarak 100 lira vardr (E) nermesi iin yle bir etkisizletirici doru cmle bulunmaktadr: Mehmet ii alacak kii deildir. Eer Aya bu etkisizletirici doru nermeyi bilseydi elbette Dden Eye gei yapamazd. Bylece Gettierin iaret ettii sorunlu durumun nne gemek olanakl grnmektedir. Etkisizletirici kavramn kullanan bu grn olas bir zayf noktas, bizim bilgi rnei diyebileceimiz sradan rnekleri de devre d brakma riski olmasdr. Ne de olsa, bazen bir inan baz olgular tarafndan etkisizletirilse bile yine de bilgi veya duruma gre, gerekeli inan nitelii kazanabilir. Doru olan bir 1 nermesinin (rnein, Bilezii alan kii Emredir) doru olan 2 nermesi (Arif, Emrenin olay srasnda baka bir yerde olduuna tanklk etti) gibi bir etkisizletiricisi olsa da; 2 etkisizletiricisi 3 gibi doru bir nerme (Arif psikiyatrik adan patolojik bir yalancdr) tarafndan etkisizletirilebilir. Yani, 1 gibi bir nermenin gereklik iinde bir etkisizletiricisi olsa da, sonu itibaryla 1 nermesi tekrar iyi gerekeli konuma gelebilir. Bu durumu gz nne alan John Pollock (1986) gibi baz bilgi kuramclar nihi ya da sonuta kavramn kullanmlardr. Bu dnce nda, (iv) nermesi u ekilde deitirilebilir: (v) Knn nermesi konusunda sahip olduu gerekeler, doru olan tm nermeler dikkate alndnda, doru nermeler tarafndan nihai anlamda etkisizletirilmi hle gelmemelidir. Eer (v) doruysa, bu ek koulun Gettier tr durumlar engelleyecei dnlebilir, ancak burada iki byk sorunun ortaya ktn syleyebiliriz. (1) Evrende doru olan tm nermelerin bizim gibi sonlu bilisel kapasiteleri olan canllarn epistemolojik ilevleri asndan nasl yardmc olacan anlamak kolay deildir. Tm doru nermeler asndan bir koul dile getirmek sorunu zer gibi grnse de, bu zmn ok gereki olmadn syleyebiliriz. Bunu bir benzetme ile aklayabiliriz. Diyelim ki, bir eylemin ahlaki adan kabul edilebilir olmasnn gerekli koulu u ekilde belirtiliyor: sz konusu eylem evrende var olan hibir varl incitmemelidir. Byle kapsaml bir art karlayan bir eylem tahminen ahlaki adan olumlu bir eylem olarak nitelendirilebilir. Ancak bu kadar kapsaml bir testi hibir sonlu varln yapmas olanakl grnmemektedir. Tabii byle bir koulun uygulanmas durumunda, en basit eylemin bile ahlaki olup olmad insanlar tarafndan bilinemezdi. Benzer bir ekilde yukarda betimlenen epistemolojik koulun da pek gereki veya uygulanabilir olmadn iddia etmek olanakl grnmektedir. (2) Daha genel bir sorun olarak, drdnc koul yaklamlarnn ad hoc olma riski vardr. Ad hoc Latince bir deyim olup, kabaca bu amala anlamna gelmektedir. Daha ak yazarsak, ad hoc deyimi belirli bir amaca veya soruna ynelik olarak anlamna gelir ve genellikle bir kuram veya gr zorluklarndan kurtarmak iin uydurulmu gn kurtarc aklamalar iin kullanlr. rnein, bilimsel bir kuramn nemli zorluklar ortaya ktnda o kuram reddetmek yerine kk yamalar yaparak kuram kurtarma abas iinde olan bir kiinin yapt aklamalar ve gerekelendirmeler iin ad hoc diyebiliriz. Bilginin geleneksel l tanm iin de, drdnc bir koul bularak sorunlarn ortadan kaldrma abasnn bir para ad hoc bir yapsnn olduu eletirisi ada literatrde zaman zaman dile getirilmitir.
187
Pek ok ada bilgi kuramcs, geleneksel bilgi zmlemesini ek koullarla iyiletirme yerine, bilginin temel kavramsal unsurlarndan bazlar zerine zellikle odaklaarak daha derin bir irdeleme sunmay denemilerdir. Bu balamda en dikkat ekici almalar nermesel bilginin gerekelendirme alt alan kapsamnda yaplmtr. Bir sonraki nitede bu konuda retien kuramlar tantp tartacaz. Goldmann Gettier rneklerine yant olduka ilgi ekmi ve bilgi kuramclarnca kapsamSIRA SZDE l olarak tartlmtr. Bu yant kendi kelimelerinizle aklayp deerlendirmeye aln.
DNELM S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
188
Epistemoloji
zet
A M A
Bilgi kavramn oluturan esas unsurlar aklayabilmek. Bilgi kavramnn en temel unsurunun inan olduu genellikle kabul edilir. Eer bir kii bir nermeyi bildiini ancak o nermeye inanmadn sylerse, ortada tuhaf bir durumun olduunu dnrz. Ancak, tek bana inan, bir nermeyi bilgi statsne karmaya yetmez. nsanlarn inanlar bazen gerei yanstmayabilir. Eski alarda insanlarn ou Gne Dnyann etrafnda dner nermesine inanm olsa bile, bu inan bir bilgi deildi. O yzden, bilgi kuramclar ounluka inanlarn deil doru inanlarn bilgi olabileceini dnmlerdir. Bununla birlikte, tek bana doru inanlar da bilginin olumasnda yeterli olmayabilir. Baz inanlar tamamen tesadfen doru ksalar da, o inanlara sahip insanlarn konu zerinde iyi gerekeleri veya kantlar olmad iin, sz konusu znelerin bilgi sahibi olduklarn iddia etmek zor bir hle gelebilir. nsan bilgisini ayrcalkl klan bir zellik, insanlarn bilgilerinin ardnda gerekelerin bulunmasdr. Bylece bilginin geleneksel tanmna ularz: Bilgi gerekelendirilmi doru inantr. Bilginin zmlemesi ve bilginin tanm kavramlarnn inceliklerini aklayabilmek. Bir kavramn zmlemesinin (analizinin) yaplmas, onu oluturan alt unsurlar ortaya karma amacna ynelik bir ilevdir. Bilimden bir rnek vermek gerekirse, tuz moleklnn analizini yaparak onu oluturan atomlarn sodyum ve klorr olduu bulunabilir. Benzer ekide bilgi gibi bir kavram zmlediimizde onun kavramsal alt bileenlerine ularz. Geleneksel gre gre bu alt bileenler, inan, nermesel doruluk ve gerekelendirmedir. Ancak bu noktada sorulabilecek ilgin bir soru udur: Kavramsal zmlemeler ayn zamanda tanmlara da karlk gelir mi? Tuzun kimyasal analizi sodyum ve klorr olabilir ancak tuzun normalde kullanlan szlk tanm bu deildir. Bilginin kavramsal zmlemesinin de bize bilginin gerek ve yeter koullarn verdii dnlebilir. Bu dnceyi imdi iki farkl biimde ifade edelim. Birinci olarak, eer
bir zihinsel durum gerekelendirilmi doru inan ise, o zihinsel durum bilgidir (veya, gerekelendirilmi doru inan sahibi olmak bilgi sahibi olmak iin yeterlidir). kinci olarak, eer bir zihinsel durum bilgi ise, o zihinsel durum gerekelendirilmi doru inantr (veya, bilgi sahibi olmak gerekelendirilmi doru inan olmak sahibi iin yeterlidir). Benzer ifadeleri gerek koul asndan da dile getirebiliriz. zetle, ne zaman gerekelendirilmi doru inan olma durumu gerekleirse, o zaman bilgi olma durumu da gerekleir ve bunun tersi de aynen geerlidir. Ancak bu durum, zmleme ile tanmn ayn olmayabileceini bize dndrr nk zmlemeler bir denklik ifadesi sunuyor gibi grnmektedirler. Dahas, felsefe tarihinde genellikle gerekelendirilmi doru inan bilginin tanm olarak alnm olsa da, bu durumun, yukarda da ifade ettiimiz gibi tartmaya ak olduu kesindir. Her durumda, zmlemelerin nemini gzden karmamamz gerekir. zmlemeler bazen bir kavramn ilk bata fark edilemeyen inceliklerini gsterebilir. rnein, bir dnrn ya da bilim insannn zmleyici almas sayesinde bir kavrama ynelik anlaymz daha rafine hle gelebilir. Edmund Gettierin argmannn ve ona verilen yantlarn bilgi kavramnn zmlemesi asndan ne sonular verdiini aklayabilmek. Gettierin argman bilginin Platondan beri gndemde olan geleneksel zmlemesine veya tanmna ar bir darbe indirmitir. Gettier mantksal baz yntem ve gereleri kullanarak ve yalnzca sayfalk ksa makalesinde epistemoloji alannda byk bir depreme yol amtr. Geleneksel bilgi tanmna gre, bir inancn doru ve gerekeli olmas, o inancn bilgi olmas anlamna gelir. Gettier ise, iki senaryo kullanarak, bir inancn (tesadfen) doru ve gerekeli olmas durumunda bile bilginin ortaya kmayabileceini gstermitir. Geleneksel tanmda oluan bu hasar onarabilmek iin bilgi kuramclar eitli nerilerde bulunmulardr. Bu neriler u ekilde belirtilebilir: (1) znenin bir nermeye ynelik bilgi iddiasnn ardnda yanl nermeler bulun-
AM A
AM A
189
mamal yani inanlan nerme yanl nermelere dayanmamaldr. (2) znenin bir konuda sahip olduu inan ile o inanca yol aan nesnel koullar arasnda nedensel bir iliki bulunmaldr. (3) Geleneksel bilginin gerek koulu drdnc bir koulla desteklenmelidir. Bu neriler epistemoloji literatrnde youn olarak tartlm ve bilginin zmlemesi konusunun temel bir parasn oluturmutur.
190
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Tam karmda krmz bir gl bulunmaktadr gibi deneyimsel bir nermeyi bilmenin kavramsal koullar ile deneyimsel koullarn ayrmamz gerekse, aadakilerden hangisi iin bilginin kavramsal kouludur ifadesini kullanabiliriz? a. Sz konusu nesnenin nermeyi bilecek zneye belli bir yaknlkta bulunmas gerekir. b. Sz konusu nermenin doru olmas gerekir. c. Sz konusu nermeyi bilecek znenin alg organlarnn salkl olmas gerekir. d. Sz konusu nesnenin evreden yeterli dzeyde k almas gerekir. e. Sz konusu nermeyi bilecek znenin, ciddi beyinsel hasarlar olmamas gerekir. 2. Epistemolojik bir kavram olan deneyimsel inan iin genel olarak aadakilerden hangisi en doru ifade olur? a. nanlarmzn tm deneyimsel bilgi snfna girerler. b. nanlarmz hibir zaman bilgi snfna girmez. c. Bir inancn bilgi olmas iin doru olmas yeterlidir. d. Bir inancn bilgi olmas iin doru ve gerekeli olmas gereklidir. e. Bir inancn bilgi olmas iin doru olmas gereklidir, gerekeli olmas yeterlidir. 3. Bilginin kavramsal zmlemesi epistemolojide nemli bir yer tutar. zmlemeler iin aadakilerden hangisi sylenebilir? a. zmlemeler nemli bir kavramn gnlk dilde nasl kullanldn aklar. b. zmlemeler nemli bir kavram eletirme amacna hizmet eder. c. zmlemeler nemli bir kavramn toplumsal etkilerini saptama amacna hizmet eder. d. zmlemeler nemli bir kavram gzlemlenen olgular cinsinden aklama amacna hizmet eder. e. zmlemeler nemli bir kavramn gnlk dilde bulunmayabilecek inceliklerini ortaya karma amacna hizmet eder. 4. Eer insanlar uzun sre kt beslenirlerse, salklar bozulmaya balar cmlesinin mantksal yaps iin aadakilerden hangisi dorudur? a. Saln bozulmaya balamas, uzun sre kt beslenmenin gerek kouludur. b. Saln bozulmaya balamas, uzun sre kt beslenmenin yeter kouludur. c. Saln bozulmaya balamas ve uzun sre kt beslenme birbirlerinin gerek kouludur. d. Saln bozulmaya balamas ve uzun sre kt beslenme birbirlerinin yeter kouludur. e. Saln bozulmaya balamas ve uzun sre kt beslenme birbirlerinin gerek ve yeter kouludur. 5. Gettierin nl makalesinde izledii genel felsefi strateji tam olarak aadakilerden hangisidir? a. Belli bir zaman diliminde kabul edilen ancak evrensel olduu varsaylmayan bir tanm kar rnekler araclyla yanllamak b. Belli bir zaman diliminde kabul edilen ancak evrensel olduu varsaylmayan bir tanm felsefi argmanlar araclyla desteklemek c. Belli bir zaman diliminde kabul edilen ancak evrensel olduu varsaylmayan bir tanmn mantksal tutarlln test etmek d. Genel olarak kabul edilen ve evrensel olduu varsaylan bir tanmn mantksal tutarlln test etmek e. Genel olarak kabul edilen ve evrensel olduu varsaylan bir tanm kar rnekler araclyla yanllamak 6. Epistemolojik adan bakldnda, Gettierin sunduu senaryolarn ortak noktas nedir? a. Bir znenin inanc yeterli dzeyde gerekeli olsa da, sezgilerimiz onun doru inan olmadn sylemektedir. b. Bir znenin inanc tesadfen bilgi stats kazansa da, sezgilerimiz onun gerekeli doru inan olmadn sylemektedir. c. Bir znenin inanc tesadfen gerekeli doru inan stats kazansa da, sezgilerimiz onun bilgi olmadn sylemektedir. d. Bir znenin inanc yeterli dzeyde gerekeli olsa da, sezgilerimiz bu gerekenin tesadfen olutuunu sylemektedir. e. Bir znenin inanc gerekeli ve doru olsa da, sezgilerimiz onun doruluunun tesadfi olduunu sylemektedir.
191
7. Gettierin yaratt sorunlu durumu zmeye ynelik olarak nerilebilecek zmlerden birisi, inanlan nermenin gerekelendirme srecinde yanl bir nermeden kaynaklanmamasn art komaktr. Bu zme getirilebilecek bir eletiri aadakilerden hangisi olabilir? a. nanlan nerme yanl nermelere dayanmasa bile Gettierin iaret ettii sorunlar oluabilir. b. nanlan nermenin yanl nermelere dayanma olasl normalde son derece dktr. c. nanlan nermenin gerekelendirilememe olasl normalde son derece dktr. d. nanlan nermenin yanl nermelere dayanmas ancak gerekelendirilmenin yetersiz olmas durumunda olanakldr. e. nanlan nermenin yanl nermelere dayanmas ancak algsal olmayan inanlar sz konusu olduunda olanakldr. 8. Gettierin sergiledii sorunun giderilmesine ynelik olarak Goldmann nerdii nedensel iliki artn aadakilerden hangisi en iyi ifade eder? a. Bir znenin bir nermeyi bilmesinin gerek koulu, sz konusu znenin o nermeyle nedensel bir ilikisinin olduu inancnn gerekeli olmasdr. b. Bir znenin bir nermeyi bilmesinin yeter koulu, sz konusu znenin o nermeyle nedensel bir ilikisinin olduu inancnn doru olmasdr. c. Bir nermenin bir zne ile nedensel ilikisinin olmas, sz konusu nermenin o zne tarafndan bilinmesinin gerek ve yeter koullar arasndadr. d. Bir nermenin bir zne tarafndan bilinebilmesi iin, o znenin sz konusu nermeyle nedensel bir ilikisinin olmas gerekir. e. Bir nermenin bir zne tarafndan bilinebilmesi iin, o znenin sz konusu nermeyle nedensel bir ilikisinin olduuna inanmas gerekir.
9. Gettierin sergiledii sorunun giderilmesine ynelik olarak nerilen zmlerden birisi drdnc bir gerek koulu ekleyerek, gerekelendirmeyi etkisizletiren hi bir nermenin bulunmadn garanti etmek olarak ifade edilebilir. Bu zmn karlaabilecei olas bir sorun aadakilerden hangisi olabilir? a. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, gerekelendirmeyi ok kolayca gerekletirilebilir bir hle getirdii iin bilginin normatif gcn azaltabilir. b. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, inan koulunun ilevini zayflatmas nedeniyle bilginin normatif gcn azaltabilir. c. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, ok kapsaml, kontrol edilemez ve bu yzden insanlarn bilgisel eriimini aan bir koul yaratabilir. d. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, gerekelendirme koulunun ifade ettii art tekrarlamaktan teye gemez. e. Etkisizletiricilerin olmamas gerektiini art komak, inan koulunun ifade ettii art tekrarlamaktan teye gemez.
192
Epistemoloji
Okuma Paras
10. Gettierin sunduu kar rnekler, bilginin geleneksel zmlemesinin nemli bir sorun ierdiini gsterme amac tar. Diyelim ki, bir dnr Gettierin ynteminin ve yaklamnn sorunlu olduunu ya da istenilen etkiyi yaratmayacan iddia etmek istiyor. Aadakilerden hangisi Gettiere ynelik sunabilecei hakl ve gl bir eletiri olabilir? a. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Eer bir nermeden mantksal olarak baka bir nerme tretirsek ve bunlardan birincisi gerekeliyse, ikincisi de gerekeli olur dncesi, gerekelendirmenin mantksal operasyonlar yoluyla bir nermeden dierine aktarlabileceini varsaymas asndan sorunludur. b. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Eer bir nermeden mantksal olarak baka bir nerme tretirsek ve bunlardan birincisi gerekeliyse, ikincisi de gerekeli olur dncesi, mantksal bir yapya sahip olmad iin sorunludur. c. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Eer bir nermeden mantksal olarak baka bir nerme tretirsek ve bunlardan birincisi gerekeliyse, ikincisi de gerekeli olur dncesi, gerekelendirmeyi doru kavramyla ilikilendirmedii iin sorunludur. d. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Gerekelendirme ve doruluk farkl kavramlardr; bir nerme yanl olmasna ramen iyi gerekelere sahip olabilir dncesi, gerekelendirmeyi btnyle znenin kiisel tercihlerine balad iin sorunludur. e. Gettierin varsaymlarndan birisi olan Gerekelendirme ve doruluk farkl kavramlardr; bir nerme yanl olmasna ramen iyi gerekelere sahip olabilir dncesi, mantksal olarak eliik olduu iin sorunludur. Gerekelendirilmi Doru nan Bilgi midir? (...) ki noktaya iaret ederek balayacam. Birincisi, P gibi bir nerme iin, Snin Pye inanmasnn gerekelendirilmilii Snin Pyi bilmesinin gerekli kouludur anlamndaki bir gerekelendirmede, bir kiinin gerekte yanl olan bir nermeye inanmasnn gerekelendirilmi olmas mmkndr. kincisi, P gibi bir nerme iin, eer Snin Pye inanmas gerekelendirilmise ve P, Qyu ierirse ve S, Qyu Pden karrsa ve bu karmn sonucu olarak Qyu kabul ederse, buna gre S, Qya inancn gerekelendirmi demektir. Bu iki noktay aklda tutalm. imdi ortaya koyacam iki durumda (a)da ifade edilen koullarn baz nermeler iin yerine getirilmesine karn sz konusu kiinin bu nermeyi bildii sylenemez. DURUM I Varsayn ki Smith ve Jones belli bir i iin bavuruda bulundular. Ve varsayn ki Smithin aadaki tmelevetlemeli nerme iin gl bir kant var: (d) e alnacak olan kii Jonesdur ve Jonesun cebinde on adet madeni para var. Smithin (d) iin kant, irket mdrnn sonuta Jonesun seilecei konusunda kendisini temin etmesi ve Smithin kendisinin on dakika nce Jonesun cebindeki paralar saym olmas olabilir. (d) nermesi unu ierir: (e) e alnacak olan kiinin cebinde on adet madeni para var. Varsayalm ki Smith (d)den (e)ye olan gerektirmeyi grr ve hakknda gl bir kanta sahip olduu (d)ye dayanarak (e)yi kabul eder. Bu durumda, Smith (e)nin doru olduuna ilikin inanc iin ak bir gerekelendirme yapmtr. Fakat, buna ek olarak, gerekte Jonesun deil Smithin ie alnacan, ama Smithin bunu bilmediini dnn. Dahas, Smith bilmese de kendi cebinde on adet madeni para vardr. Buna gre, Smithin (e)yi kard (d) nermesi yanl olmasna karn, (e) nermesi dorudur. Bu durumda, rneimizde aadakilerin hepsi dorudur: (1) (e) dorudur, (2) Smith (e)nin doru olduuna inanyor ve (3) Smithin (e)nin doru olduuna inanmas gerekelendirilmitir. Halbuki Smithin (e)nin doru olduunu bilmedii aktr: Smith kendi cebinde ka adet madeni para olduunu bilmezken (e)nin doruluu Smithin cebindeki paralarn saysn-
193
2. d
3. e
4. a
5. e
6. c
7. a
8. d
9. c
10. a
194
Epistemoloji
195
Goldman, A. (1976). Discrimination and Perceptual Knowledge, The Journal of Philosophy, vol.73, 771-791. Hospers, J. (1997). An Introduction to Philosophical Analysis. 4th edition, London: Routledge. Kirkham, R. L. (1992). Theories of Truth: A Critical Introduction. Cambridge: The MIT Press. Lehrer, K. and Paxson, T. (1996). Knowledge: Undefeated Justified True Belief, On Knowing and the Known iinde, editr: K.G.Lucey, New York: Prometheus Books. Platon (1945). Theaitetos. ev. Macit Gkberk, stanbul: Mill Eitim Bakanl Yaynlar. Pojman, L. P. (1999). The Theory of Knowledge: Classical and Contemporary Readings. 2nd ed., London: Wadsworth Publishing. Pollock, J. L. (1986). Contemporary Theories of Knowledge. Lanham: Rowman & Littlefield, Inc. Shope, R. K. (1983). The Analysis of Knowing. New Jersey: Princeton University Press.
10
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Geriye gitme veya gerekenin gerekesi kavramlarn aklayabilecek, nde gelen gerekelendirme kuramlarndan birisi olan temelcilik grn aklayabilecek, Gerekelendirme kuramlar arasnda nemli bir yer tutan badamclk grn aklayabilecek, Temelcilik ve badamclk grlerinin kuramsal olarak gl ve zayf ynlerini tartabileceksiniz
Anahtar Kavramlar
Gerekelendirme Geriye gitme Gerekenin gerekesi Temelcilik Dsalclk Fiziksel olgular Alg verileri Badamclk
erik Haritas
GR GERYE GTME VEYA GEREKENN GEREKES TEMELCLK BADAIMCILIK K GEREKELENDRME KURAMININ DEERLENDRMES
Epistemoloji
Bilgisel Gerekelendirme
Bilgisel Gerekelendirme
Yaamdan rnekler Dnyaya ilikin inanlarmzn nasl gerekeli veya hakl konuma geldii konusunu biraz dnrsek, daha nce aklmza gelmeyen ilgin baz noktalar fark edebiliriz. Beyaz bir tavana bakarken zihnimizde uyanan u an beyaz bir tavana bakyorum gibi bir nermenin gerekesi nereden gelir? Bu sorunun yant tahminen Beyaz bir tavan veya Dnya zerinde beyaz bir tavann alglanmas gibi bir ifade olmaldr. Ancak nsan insann kurdudur nermesi, deneyimlediimiz dnyaya ilikin olmasna karn, beyaz tavan rneinden olduka farkldr. nsan insann kurdudur nermesi basit bir ekilde grsel alglar nedeniyle gerekeli konuma gelemez. O yzden, gerekesi dorudan algdan veya nesnel dnyadan ziyade, bir kiinin ait olduu toplumsal sistemden kaynaklanan, gerekesini ondan alan inanlarn var olduu dnlebilir. Daha ilgin bir soru ise udur: Basit algsal inanlarmzn hibir inan, deer veya kavram sistemine ait olmadan, yaltlm olarak gerekelendirilmesi olanakl mdr?
GR
nceki nitede bilginin zmlemesi konusunu ve onunla ilgili sorunlar irdeledik. Edmund Gettierin kar rneklerinin doal bir sonucu olarak, felsefeciler bilginin klasik zmlemesi konusunda yeni fikirler retmeye ve bilginin daha savunulabilir bir tanmn vermeye ynelmilerdir. Bu konuyla ilgilenen dnrlerin farkna vard nemli bir nokta, bilginin geleneksel tanmnda yer alan gereke kavramnn derinlemesine incelenip akla kavuturulmamas durumunda nermesel bilginin tanmnn veya zmlemesinin ciddi sorunlar barndraca gerei olmutur. Elbette gerekelendirme konusunda Gettierden nce de epistemoloji literatrnde kayda deer almalar yaplmtr. Ancak Gettierin makalesinin yaymlanmasndan sonra felsefeciler arasnda egemen olan genel fikir, bilginin tanmndaki K kiisinin ye inanmas iin gereke vardr ifadesinin yzeysel ve belirsizlikler ieren bir nerme olduu ve bu cmledeki gereke kavramnn iinin ok farkl ekillerde doldurulabilecei ynnde olmutur. Bu farkndaln en nemli sonucu, gerekelendirme konusunda farkl tartma eksenlerinde birbirine rakip bir dizi kuramn ortaya kmasdr. Bu nitede gerekelendirme kuramlarnn en nde gelenlerini inceleyip deerlendirmeye alacaz.
198
Epistemoloji
Bilgi erevesinde gndeme getirilen gerekelendirme, dier gerekelendirme trlerinden ayr tutulmaldr.
rdelemelerimize kavramsal bir aklama ile balayalm. Epistemoloji alannda kullanlan gereke kavram, dier alanlar ilgilendiren gereke kavramlarndan ayr tutulmaldr. Bir inanca sahip olmann etik, politik veya pratik gerekeleri olabilir. Ancak bunlarn genelde bilgisel gerekelerden farkl olduu grlr. Bunu rnekler kullanarak aklamakta yarar var. Diyelim ki bir bilim insan belli baz vitamin komplekslerinin youn kullanmnn kanser tedavisinde byk yarar saladna inanyor. Ancak, yllar boyunca yapt almalar, kulland vitamin komplekslerinin tedavi balamnda herhangi bir yarar olduunu gstermiyor. Bu durumda, sz konusu aratrmacnn inancna sahip kmaya devam etmesinin bilimsel almalarnn devam iin bir motivasyon salamas anlamnda gerekesi olabilir. Fakat bilgisel gerekesinin veya dayanann olumad kesindir. Baka bir rnek dnelim. Diyelim dnya zerinde belli bir corafyada yaayan insanlar, yaptklar bilimsel testler sonucunda, kendi toplumlarnda doan kz ocuklarn tam anlalamayan nedenlerden dolay erkek ocuklardan ok daha zeki olarak doduuna ilikin gl kantlar buluyorlar. Ancak o kltrde o ana kadar Kadn ve erkek her adan eittir gibi bir inann da yaygn olarak yerlemi olduunu dnelim. Elbette kadnlarn erkeklerden ok daha stn zihinsel kapasitelerle doduunun bilimsel olarak saptand ve herkes tarafndan bilindii bir toplumda, rnein nitelikli iler iin kadn alanlarn iverenler tarafndan arlkl olarak tercih edilmeye balanacan ve erkeklerin zihinsel dezavantajlar nedeniyle i bulma konusunda zorluklar yaayacan tahmin edebiliriz. Sz konusu toplumda, eldeki bilimsel veriler nda, Kadnlarla erkeklerin kapasiteleri zihinsel olarak eit deildir nermesi bilgisel anlamda iyi gerekelendirilmi bir inan olarak grlebilir. Buna karn, o corafyadaki insanlar eitsizliin toplumsal sakncalarn gz nne alarak ve her tr ayrmcla kar ktklar iin, iki cinsiyete de eitlermi gibi davranmay tercih edebilirler. Byle bir toplumda Kadnlarla erkeklerin kapasiteleri zihinsel olarak eit deildir nermesi bilgisel anlamda gerekeli bir inan iken, Kadnlar ve erkekler her adan eittir nermesi politik veya pratik nedenlerden dolay gerekeli bir inan konumunda bulunabilir. Bu durum, gereke kavramnn epistemolojik boyutunun dier boyutlardan ayrlmas gerektiini gstermektedir. Gereke kavramnn epistemolojideki yerine ve nemine ilikin iki farkl yaklam olduunu en bata belirtmemiz gerekiyor. J. L. Pollock gibi baz bilgi kuramclar, epistemolojinin merkezinde yatan esas konunun bilgisel gerekelendirme olduunda srar etmilerdir. te yandan, A. Goldman ve P. Kitcher gibi baz felsefeciler bilginin asl hedefinin nermesel doru olduunu savlamlardr. Bu iki yaklamn birbirinden olduka farkl epistemolojik programlara iaret ettii aktr. Birinci gruptaki dnrler, gerekelerin ve gerekelendirme srelerinin yapsna ilikin yaplacak almalar epistemolojinin temeline yerletirirken, ikinci grup felsefeciler nermesel doruya ulama (veya ksaca doruyu bilme) konusunu asl ama olarak belirlemilerdir. Ancak bu ikinci gruptaki felsefeciler de insanlarn doruya eriimi sz konusu olduunda, elimizdeki esas epistemolojik aracn gereke ve kant olduunu yadsmamaktadrlar. Bu noktay vurgulamakta yarar gryoruz: Eer bilginin hedefi gereklii zihnimizde doru temsil etmek, dnyay veya evreni doru bilmekse, bu yolda elimizde temel gere olan gereke kavramn ve gerekelendirmenin kavramsal inceliklerini irdelememiz yerinde olacaktr. Baka bir deyile, gerekenin ve kantn felsefi olarak anlalmas, bilginin tam olarak ne olduunun anlalmasna yardmc olacaktr. Bu dnceler bilgisel gerekelendirme konusunun epistemolojide ne kadar byk ve hassas bir yer
199
tuttuunu gstermektedir. Aadaki blmlerde bu konuda felsefecilerin hangi temel kuramlar rettiklerini aklayp bu kuramlar felsefi adan inceleyeceiz.
Deneyimsel bir inan iin ne sunulabilecek bir gerekenin kendisinin nasl gerekelendirilecei bir sorun olarak ortaya konabilir. Bu durum, epistemolojide geriye gitme veya gerekenin gerekesi olarak bilinen soruna neden olur.
200
Epistemoloji
Geriye gitme sorunu (GGS) iin, bilgi kuramclar tarafndan drt temel zm nerilmitir.
lamak, yani doruluuna neden inanmamz gerektiini sormak olas ve aklc olacaktr. P(2) nermesini belli bir P(3) ile gerekelendirdiimizi varsayalm. rnein P(3): Londrada yaayan arkadam u an pencereye arpan damlalarn sesini duyduunu syledi; ayrca arkadam gvenilir bir insandr; ayrca pencereye arpan damlalarn sesini duymak genelde yamurun yamakta olduunun bir gstergesidir gibi bileik bir nerme olsun. Beklenebilecei gibi, yukarda anlatlan durum P(3), onu gerekelendirecek P(4) ve onu izleyecek P(5) gibi nermeler iin de ortaya kacaktr. O hlde, P(1) gibi sradan bir deneyimsel nermenin gerekelendirmesi srekli olarak bir sonraki karmsal nermeye aktarlmaktadr. Elbette bu tablo kritik bir sorunun ortaya kmasna neden olur. Verdiimiz rnekte, P(1)in en nihayetinde nasl gerekelendirilecei ve gerekelendirilmi inan niteliini nasl hakedecei net bir ekilde grlmemektedir. Geriye gitme son bulmadka gerekelendirmenin var olmas da olanaksz olacaktr. Eer P(1) nermesinin gerekelendirmesi ancak P(2)nin gerekelendirmesi ile olanaklysa, eer P(2) nermesinin gerekelendirmesi ancak P(3)nin gerekelendirmesi ile olanaklysa, ve eer bu gerekelendirmenin srekli ertelenmesi durumu devam ederse, o zaman ilk bata ele aldmz ve sradan bir deneyimsel nerme olan P(1)in gerekelendirilmi konuma gelmesi sorunlu bir hle gelir. O hlde, geriye gitme nasl son bulacaktr? Buna bal olarak, sradan bir deneyimsel nerme gerekelendirmesini veya haklln nereden alacaktr? Bilgi kuramclar GGS iin ilkesel olarak drt olas zm yolu olabileceini dnmlerdir. Bu zm seeneklerinden zellikle ncs ve drdncs youn bir ekilde irdelenmi ve ok sayda felsefeci tarafndan savunulmutur: (a) Gerekelerin sonsuza gitmesi: Olas bir zm, P(1)i gerekelendien zincirde yer alan nermelerin sonsuz sayda olacan sylemektir. Bu gre gre, P(1)i gerekelendirmekte kullanlacak her nerme iin baka nermelerin kullanlmasndan dolay, P(1)in gerekelendirmesi snrsz sayda nerme iermelidir. Her ne kadar Ernest Sosa gibi felsefeciler bu olasln ciddiye alnmas gerektiini dnm olsalar da, sonsuza gitme seenei epistemoloji literatrnde pek rabet grmemitir. Bunun en temel nedeni, sradan insanlarn bilisel snrlarnn sonsuz sayda inan sahibi olmay pratikte olanaksz klmasdr. Oysa saduyumuzun bize syledii ey, inanlarmzn nemli bir ksmnn salam gerekelere dayanyor olduudur. Yani gerekelendirme veya kantlarla destekleme insanlar iin bir ekilde olanakl olmak durumundadr. Eer bir kuram bunun olanakllk koulunu sonsuz sayda inan sahibi olmaya balarsa, biz doal olarak gerekelendirmenin olanakl oluundan deil o kuramn doruluundan phe ederiz. Bu akl yrtme, sonsuza gitme seeneinin nemli zorluklar barndrdn gstermektedir. (b) Geriye gitmesinin gerekesi olmayan inanlarda son bulmas: Bir dier olas zm, P(1)in gerekelendirmesinin geriye gitmenin en sonunda, diyelim P(274) gibi zel bir inanta son bulmasdr. P(274)i zel klan nitelik, onun baka bir nermeyi gerekelendirmeyi baarrken, kendisinin herhangi bir gerekesinin bulunmamas ve gerekesiz inan olarak sistemde yer almasdr. Tabii P(274) gibi, deneyimsel olan ve bu anlamda kesinlik tamas beklenemeyecek olan bir nermenin neden gerekelendirme veya hakllatrma ileminden muaf tutulmas gerektiini aklamak son derece zor grnmektedir. Bu zm nerisi de felsefeciler tarafndan ok fazla rabet grmemitir.
201
(c) Gerekelerin kendi aralarnda badamsal bir sistem veya a oluturmas: Bu seenee gre, P(1) gibi bir inanc veya nermeyi gerekelendiren neden, P(1)in bir nermeler kmesine ait olmas ve bu kmenin elemanlar arasnda bir karlkl gerekelendirme ve destek bantsnn bulunmasdr. Bu gr gerekelendirmenin yapsn sonlu sayda elemanlarn bir tr halka oluturmas olarak betimler. Daha karmak ekillerinde ise, gerekelendirme ilikisi yalnzca ardk elemanlar arasnda ve dorusal olarak deil, btnlkc bir tarzda gerekleir. Bu ikinci olasl basitletirilmi bir benzetmeyle aklarsak, yerde atlm tfeklerin birbirine destek vererek dik durmalarn gzmzde canlandrabiliriz. Genel olarak bakldnda, (c)nin dier seeneklere gre belli kuramsal avantajlar bulunmaktadr. te yandan, bu modelin ilk bakta dngsel bir durum yarataca ve yeni sorunlara yol aaca da dnlebilir. Gerekelendirme konusunda badamclk yaklamn benimseyen bilgi kuramclar (c)nin doru bir yaklam sunduuna inanrlar. lerleyen blmlerde bu grn bir aklamasn ve kuramsal inceliklerini sunacaz. (d) Gerekelerin geriye gitmesinin temel inanlarda son bulmas: Buna gre, P(1) gibi bir inancn veya nermenin gerekelendirmesinin olanakll, temel nitelii tayan zel birtakm bilgisel unsurlarn varlna baldr. Biz Londrada u an yamur yayor nermesini gerekelendirirken kanlmaz olarak baka bir dizi deneyimsel nermelere bavurmaktayz. Ancak bu srecin sonunda yle bir noktaya geliriz ki, ele aldmz nermenin ait olduu karmsal aktarm zincirinin epistemolojik adan durmas gerekir. Gerekelendirmenin bu son duranda bulunan inancn gerekelendirmesi nasl olacaktr? ncelemekte olduumuz (d) grne gre sorunun yant udur: Gerekelendirme zincirinin son noktasnda gerekelendirilmi bir inan bulunur; ancak bu nihai inancn gerekesi dier inanlara balanmasndan deil algsal deneyimin kendisinden kaynaklanr. Gerekelerin geriye gitmesini engellemenin tek yolu budur. Bu zm pek ok felsefeciye ekici gelse de, temel nermelerin bylesi bir gerekelendirme statsn tam olarak nasl edindikleri tartma konusudur. Gerekelendirme alannda temelcilik kuramna scak bakan felsefeciler zellikle bu konuya aklk getirmeye ve (d)yi savunmaya almlardr. Bu grn ayrntlarna da aada tekrar dneceiz. Geleneksel epistemoloji kuramlar incelendiinde, iki byk tartmann bu alana egemen olduunu grrz. Bu tartmalar, temelcilik-badamclk ve iselcilik-dsalclk akmlar arasnda gelimitir. Temelcilik ve badamclk grleri yukarda akladmz GGS erevesinde ortaya kmtr. Yukarda da ksaca belirttiimiz gibi, badamclar (c)yi desteklerken, temelciler (d)nin doru zm olduunu savlarlar. Bu tartmaya ek olarak, iselcilik ve dsalclk grleri de epistemolojide nemli bir yer tutar. ncelikle, iselcilik ve dsalclk arasndaki tartmann GGS ile ilgili olmadn vurgulayalm. Dsalcln ana fikri u ekilde ifade edilebilir: Bir zne belli bir gerekeli inanca sahipse, o inanc veya nermeyi gerekelendiren olgulara bilgisel eriiminin olmas art deildir. nemli olan, znenin inancn gerekelendiren bir olgunun gerekten var olmasdr. Gereke znenin zihinsellii veya bilgisi dnda olabilir. Bu gre dsalclk denmesinin nedeni budur. selciler ise, bir inancn veya nermenin bir zne iin gerekeli olabilmesi iin, gerekenin zne tarafndan bilinmesi, znenin zihinsel dnyasnn (veya, bazlarna gre, bilincinin) kapsam iinde olmas gerektiini ne srerler. Bu gre iselcilik denmesinin nedeni de budur. Temelcilik-ba-
GGSye ynelik zm reten baz dnrler, sorunun zmnn badam sergileyen sistemlerde yattn savlamlardr.
GGSye ynelik sunulan kayda deer bir zm, gerekelendirme zincirinin temel inanlarda son bulmas eklinde ifade edilir.
202
Epistemoloji
damclk ve iselcilik-dsalclk tartmalar farkl sorunlara iaret etseler de, aralarnda belli ilikiler ve geiimler de bulunur. rnein badamclarn nemli bir blm ayn zamanda iselci gr benimser; ayrca, ok sayda temelci dnrn dsalcl da kabul ettii grlr. Bu tartmalarn ayrntlarna ve farkl grler arasndaki ilikilerin inceliklerine aada deineceiz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
SIRA SZDE Geriye gitme sorununun epistemoloji alan iinde neden ok kritik bir sorun oluturduunu kendi kelimelerinizle aklamaya aln. Bu altrma sizi temel gerekelendirme kuramlarn anlama ynnde de hazrlayacaktr.
DNELM
TEMELCLK
DKKAT S O R U Tarihsel olarak bakldnda, temelciliin en belirgin savunucusu Descartes olmutur. Descartesn temel epistemolojik amac, anmsanaca gibi, dnya bilgimizin kesin, phe gtrmezK ve deneyimsel bilgilerimizin tmne dayanak oluturan bir temeli DK AT olup olmadn bulmaktr. Descartes bu temeli dnce hlindeyken zorunlu olarak var olmas gereken zihninde, yani kendi zihinsel varlnda bulur. Bir sonraki SIRA SZDE admda ise, zihnin zorunlu varlndan balayarak ve tmdengelimsel bir kesinlikle ilerleyerek, fiziksel dnyaya ilikin gvenilir bilginin olanakl olduunu gstermeyi hedefler. Her ne kadar Descartesn irdelemeleri felsefe tarihinde ok nemli bir yer AMALARIMIZ tutsa da, biz tartmann inceliklerini gsterebilmek iin ada zmleyici felsefeye dneceiz ve temelci dnceyi nermesel bilgi balamnda ileyen dnrlerin bu konu zerinde T A tr bir argman sunduunu anlamaya alacaz. K ne P Gerekelendirme zincirinde bir nermenin en sonunda varaca nokta veya dayanak ne olabilir? Temelci felsefecilere gre, gerekelendirilmesi gereken inan veya nerme EneZkadar uzun ve kark bir hakllatrma zinciri gerektirirse gerekTEL V YON tirsin, en nihayetinde algsal inanlara gelindiinde gerekelendirme sreci sonlanmak zorundadr. rnein Gelecek yl enflasyon oran %10u aacak gibi dorudan gzlemsel olmayan bir nermeyi gerekelendirme srecinde tahminen belli karmak N T E R N E T verileri gndeme getirmek gerekecektir. Ancak o verilerin ekonomik de gerekelendirilmesi gerektiinde, en nihayetinde varlacak nokta nk Ay gryorum, nk Byi duyuyorum gibi algsal temel nermeler olmak zorundadr. Bu adan bakldnda, temelcilii savunan felsefeciler insan bilgisinin kavramsal olarak iki farkl yapda nermelerin veya inanlarn bileiminden olutuunu dnrler. Birinci olarak, gerekelendirmesini baka nermelerle olan karmsal bantlar sayesinde kazanan nermeler vardr. Eer bir kii stanbuldayken Londrada u an yamur yayor gibi bir nermeye inanyorsa, bu inancn temel bir inan olduu sylenemez. stanbuldaki bir insann Londrada u an yamur yayor inanc karmsal gerekelendirmesi olan bir inantr veya ksaca, karmsal inan snfna girmektedir. Bu nermenin hakllatrlmas veya gerekelendirmesi ancak bir baka inanca (rnein Gvenilir bir arkadam Londrada u an yamur yadn bildirdi) veya inalar dizisine gnderme yaplarak olanakldr. Ancak bu tr inanlara ek olarak, ikinci bir inan trnden de sz etmemiz aklc grnmektedir. Londrada yaayan arkadamz eer pencereden dar bakp da yamurun yadn grr ve u an darda yamur yadn gryorum derse, o zaman bu ifadesini veya yargsn hakllatrmakta hangi inanca bavurmakta olduunu sormayz. u an darda yamur yadn gryorum szlerini dile getiren kiinin sz konusu inanc temel inan snfna girer. Bu temel inan baka inanlar nedeniyle deil, tam da o deneyimi yaamaktan dolay kazanlmtr. Pencereden bakarak darda yamur yadn syleyen bir insana
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
NTERNET
203
Bu inancnn nedeni nedir? sorusunu sormamz tuhaf olur. O kii, byk olaslkla, nk yamurun yadn gryorum demenin tesinde bir aklama sunamayacaktr. Sonu olarak, insann inan/bilgi sisteminin karmsal inanlardan ve temel inanlardan olutuunu syleyebiliriz. Temelcilii savunan dnrlere gre, her karmsal inan nnde sonunda daha dorusu, gerekelendirme zinciri sonuna kadar izlendiinde gerekesini temel inanlara dayanarak almaktadr. karmsal inanlarn nasl gerekelendirildiini anlamak zor deildir. Ancak epistemolojide tartmaya neden olan asl konu, temel inanlarn olup olmad ve eer varsa bu inanlarn gerekeli olma niteliini tam olarak nasl kazanddr. Temelci felsefecilerin bu soruya verdikleri yantlar iinde en bilinen ve ska savunulanlardan ikisini aada inceleyeceiz.
Temelciliin bir trne gre, gerekelendirmenin temelini oluturan unsurlar dorudan dnyadaki olgularn kendileridir.
204
Epistemoloji
rlmam verilerdir. Diyelim ki bir zne pencereden dar bakyor ve yamuru alglyor. Bu sre iinde, duyu organlar deiik trlerde veri toplar. Dardaki grnt belli renkler, belli hareketler ierir; kulaklar belli sesleri duyar. Bu ham veriler znede ilk bata kavramlatrlmam ve anlamlandrlmam bir farkndalk yaratrlar. Ne zaman ki bu duyu verileri temel bir inancn domasna neden olurlar (rnein Pencerenin dnda yamur yayor), o zaman temel bir inan olumu ve gerekelendirilmi demektir. Algsal temel bir inancn gerekeli olmasnn nedeni, zihinsellik iinde oluan duyu verilerinin varldr. Bu iki temelci gr imdi ksaca karlatralm. Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik grne gre, fiziksel dnyann olgular znelerde temel inanlarn olumasna neden olur. Bu nedensel iliki, temel inanlarn gerekelendirilmi olmasnn da nedenidir. Alg Verilerine Dayanan Temelcilik grne gre ise, fiziksel dnyann olgular znelerde nce duyu verilerinin oluumuna neden olur. Bu aamada, bilgisel gerekelendirme ilikisinin varlndan henz sz edemeyiz. Bilgisel gerekelendirme, duyu verilerinin temel inanlarn olumasna neden olmasyla birlikte ortaya kar. Bu durumda da, nedensel bir iliki gerekelendirmenin de nedeni olmutur. Fakat bu sefer gerekelendirmenin nedeni fiziksel dnya deil, zihnimizde istemimiz dnda oluan alg verileridir. Her iki gre gre, temel inanlar iyi gerekelendirilmitir; ancak gerekeyi salayan unsur baka bir inan deildir. Aka grlecei gibi, bu durum Geriye Gitme Sorununa da bir zm getirmektedir. Ancak bu zmn (ve genel olarak temelciliin) kuramsal dzeyde yeterli olup olmadn deerlendirmeden nce, kar gr olan badamcl incelememiz gerekiyor.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Temelcilik grnn kuramsal anlamda gl ve ekici ynlerini aklayn. Temelcilii SIRA SZDE bilgi kuramclar arasnda popler bir gr konumuna getiren nedenler sizce nelerdir? Bu soruyu temelciliin bu nitede ilediimiz trlerinden sizin setiiniz bir tanesi zeDN rinden yantlayn. E L M
BADAIMCILIK S O R U
Temelcilii kuramsal olarak ekici klan nedenlerden biri, temel inan kavramnn saduyuya uygun bir ynnn olmasdr. Pek ok bilgi kuramcs, Geriye GitDKKAT me Sorununun gerek zmnn temelcilikte yattn dnrler. Bu noktada, badamclk grne dnebiliriz. Badamcl felsefi olarak incelememiz, teSIRA SZDE melcilik grn daha iyi anlamamz da salayacaktr. Ancak badamclkla ilgilenmemizin bu noktann tesinde bir nemi ve deeri bulunmaktadr. Badamclk, epistemoloji kavramlar ve akmlar arasnda en kritik ve tartmal olanAMALARIMIZ lardan biridir. 8. nitede badamclk kuramndan nermesel doru balamnda sz etmitik. Oradaki dncelere paralel olarak bu blmde badamc gerekeK T A tartacaz. lendirme kuramn P lk olarak, 8. nitede deindiimiz nemli bir noktay anmsatalm. Tutarl olan bir inan sisteminin elemanlar birbirleriyle elimezler. Badam olan bir TELEV YON inan sistemininZelemanlar ise ieriksel olarak birbirlerini destekler ve birbirlerinin doru olma olasln ykseltirler. Badamclk, kavramsal olarak, mantksal tutarllktan daha fazlasn ierir. Bu saptamay yaptktan sonra, badamc hakllatrma kuramn T N T E R N E aka tanmlayabiliriz. Belli bir znenin sahip olduu inan sistemine S adn verelim. Snin kapsam iinde bulunan inanlardan biri N olsun. Nyi hakllatran durum ya da olgu, N inancnn S sisteminde yer alan dier inan-
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Gerekelendirme kuramlar arasnda nemli bir yer tutan V Z Y O N T E L Ebadamclk gr, temelciliin en byk rakibidir. Badamcla gre, bir inancn gerekelendirilmesi ancak onun badam zellii olan NTERNET bir sistemin paras olmasyla mmkndr.
205
larla badam ilikisi iinde olmasdr. O hlde, badamclar Geriye Gitme Sorununu znelerin inan sistemleri erevesinde kalarak zerler diyebiliriz.
Badamclara gre, Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik gr znenin gerekelendirme iindeki sorumluluunu tamamen ortadan kaldrd iin sorunludur.
206
Epistemoloji
Badamclara gre, Alg Verilerine Dayanan Temelcilik gr bir ikileme yol aar. Eer alg verileri bilisel ise, gerekelendirmeye gereksinimleri vardr; eer bilisel deillerse deneyimsel inanlar gerekelendiremezler.
zihninin iindeki unsurlara gnderme yaparak aklanmaktadr. Eer Alg Verilerine Dayanan Temelcilik gr doruysa, dardaki olgular alg srasnda zihnin iinde alg verileri olumasna neden olmakta ve alg verileri de temel inanlarn zihinde olumasna neden olmaktadr. Bunun da tesinde, alg verileri temel inanlara neden olurken ayn zamanda onlar gerekeli inan konumuna da getirmektedir. Temel inanlar gerekeli konuma gelirler nk alg verileri inanlara neden olurlar. Bu son iddia zerinde biraz dnelim. Temelcilie gre alg verileri inanlara (ister karmsal olsun, ister temel) benzeyen eyler deillerdir. Ancak alg verilerinin temel inanlarn gerekesi olduu iddia edilmektedir. Badamc bir dnr buna kar kacak ve yle bir soru yneltecektir: Alg verileri, yani henz anlamlandrlmam ham maddeler, bilisel veya nermesel ierie sahip midir, deil midir? Daha ak bir ekilde sorarsak, alg verileri dediimiz unsurlarn anlalabilecek ve bir nerme olarak ifade edilebilecek bir ierii var mdr, yok mudur? Bu soruya yant vermeye alan temelciler ciddi bir ikilemle karlar: YANIT 1. Anlamlandrlmam algsal ham maddeler bilisel ierikten yoksundur: Yukarda sorduumuz soruya hayr yant vermenin temelciler iin bir avantaj vardr. Eer anlamlandrlmam veriler bilisel ierikten yoksun ise, bu durumda alg verilerinin inanlar (ki bunlarn bilisel ierii olduunu biliyoruz) tarafndan temellendirilmesinin ve gerekelendirilmesinin sz konusu olmayaca aktr. Daha doru bir deyile, alg verilerinin inanlar tarafndan gerekelendirmeye gereksinimi yoktur. Bu durumda Geriye Gitme Sorunu zlmektedir diyebiliriz. Ancak alg verilerinin gerekelendirmeye gereksinimi olmad gibi, inanlar gerekelendiremeyecekleri de sylenebilir. Eer anlamlandrlmam ham verilerin bilisel ierikleri olmad iin gerekelendirmelerinin gerekmedii iddia ediliyorsa, benzer bir akl yrtmeyle, bu ham verilerin yine bilisel ierikleri olmad iin bilisel birimler olan inanlar zerinde gerekelendirme de yapamayacaklar eklenmelidir. Bu durumda, alg verilerinin temel (algsal) inanlar gerekelendirmesi olanaksz olacaktr. YANIT 2. Anlamlandrlmam algsal ham maddeler bilisel ierie sahiptir: imdi de temelcinin yukarda sorduumuz soruya evet yant verdiini varsayalm. Bu yantn avantaj udur: Eer algsal veriler bir ekilde bilisel ierik tayorsa, o zaman bu veriler temel algsal inanlarla ayn dzlemde olaca iin o inanlar gerekelendirebilir. Ancak bu durumda da, bu verilerin gerekelendirmesi konusu gndeme gelecektir nk, ne de olsa bu veriler bilisel ierii olan, bir ekilde anlamlandrlm unsur niteliinde olacaklardr. Eer anlamlandrlmam ham verilerin bilisel ierikleri olduu iin gerekelendirme yapabilecekleri iddia ediliyorsa, benzer bir akl yrtmeyle, bu ham verilerin yine bilisel ierikleri olduu iin gerekelendirmeye gereksinimleri de olacaktr diyebiliriz. Bu durumda da alg verilerinin temel (algsal) inanlar nihai olarak gerekelendirmesi olanaksz olacaktr nk o noktada Geriye Gitme Sorunu tekrar balayacaktr. Yukarda sunduumuz ikilem temelcilik asndan nemli bir sorun yaratmaktadr. Eer Alg Verilerine Dayanan Temelcilik gr temel inanlarn gerekelendirmesini anlamlandrlmam, kavramlatrlmam veriler yoluyla yapmay dnyorsa, bu durumda inan gibi kavramlatrlm (logos ieren) bir unsurla alg verisi gibi duyulara ait, yani kavramlatrlmam bir unsurun (logos iermeyen) nasl bir bant iine girebilecei belirsizdir. nanlar ve alg verileri farkl tr-
207
den zihinsel durumlardr. O adan, bir badamc Berkeleyin mehur dncesini tekrarlayacaktr: Bir inan yalnzca bir inanca benzeyebilir; bir inanc yalnzca bir inan hakllatrabilir. Bu dnce yolunu izlersek badamcln esas tezine ulaabiliriz: Bir inancn gerekelendirmesi ancak inanlarn a iinde gerekleebilir. Gerekelendirme sz konusu olduunda, dnyann nesnelerinin veya kavramlatrlmam duyusal unsurlarnn yalnzca var olmalar sayesinde inanlar hakl veya gerekeli klmalar olanakszdr. O hlde; badamcln, temelciliin her iki trne kar getirdii itirazn ortak bir noktas olduu sylenebilir. Nihayetinde, temelciliin bu iki nde gelen tr de dsalc bir tavr sergilemektedir. Gerek dnyann nesneleri gerekse kavramlatrlmam duyusal unsurlar znelerin inan veya bilgi dnyalarnn dnda i grmesi beklenen unsurlar veya olgulardr. Temelcilere gre, dnya veya alg verileri temel inanlarn yalnzca nedeni olmakla kalmazlar; ayn zamanda, bu nedensel iliki nedeniyle temel inanlarn gerekelendirmesini de yaparlar. Badamcla gre ise, temel inanlarn nedeni olan unsurlar, bu algsal inanlarn gerekeleri olamazlar. Nedenlerin, gerekelerin ilevlerini yerine getirmesi olanakszdr. Bu dnceleri biraz somutlatrmak iin gnlk yaamdan bir rnek zerinde dnelim. Bir znenin bir kaplumbaay grmesi durumunu ele alalm. u an nmde bir kaplumbaa var nermesi bu zne iin nasl gerekeli bir temel inan hline gelir? Yukarda incelediimiz grn bu soruya yant yledir: (a) Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik grne gre, yerde bir kaplumbaann grlmesi, bu durumu gren kiinin u an nmde bir kaplumbaa var nermesine inanmasna neden olur. Bu, yerde yuvarlanan bir tan baka bir taa arpp onun hareket etmesine neden olmas gibi fiziksel bir sretir ve znenin bilinci veya bilgisi olmadan gerekleebilir. Sz konusu inancn gerekeli hle gelmesinin nedeni de, fiziksel dnyada gerekleen nesnel bir olgudur. nancn fiziksel nedeni, onun doru olduuna inanmann gerekesidir. Gerekeli temel inanlar bylece olanakl klnr. (b) Alg Verilerine Dayanan Temelcilik grne gre, bir kaplumbaann yerde durmas, bu grntye bakan bir kiinin baz duyum paralar (rnein, belli renkler, hareketler, vb.) almasna neden olur. Bu alg verileri henz anlamlandrlmam ve nermesel hle gelmemi unsurlardr. Alg verilerinin olumas fiziksel ve fizyolojik srelerdir. Ardndan, anlamlandrlmam alg verileri, alglayan kiinin u an nmde bir kaplumbaa var nermesine inanmasna neden olur. Bu fizyolojik sre de znenin bilinci veya bilgisi olmadan gerekleebilir. Ve sz konusu inanc gerekeli hle getiren, znenin zihninde beliren ama bilincinde veya farknda olmad alg verileridir. nancn nedeni olan alg verileri, ayn zamanda znenin u an nmde bir kaplumbaa var nermesinin doruluuna inanmasnn gerekesidir. Gerekeli temel inanlar bylece olanakl klnr. (c) Badamcla gre, bir kaplumbaann yerde durmas (yani olgu) ile bu manzaray gren bir kiinin u an nmde bir kaplumbaa var nermesine inanmas (yani zihin) arasnda nedensel bir ba olduu dorudur. Sorun yaratan konu, temelciliin nedensellikten hzlca gerekelendirmeye gemesidir. Oysa, nedensellik dnyada olsa da, fiziksel dnya kendi bana inanlar gerekeli hle getiremez. Gereke, yalnzca insan ve onun bilgisi kapsamnda ortaya kabilir. O yzden, u an nmde bir kaplumbaa var gibi basit bir algsal nermenin gerekelendirmesi bile, znenin sahip olduu baka inanlarla uyum veya badam iinde olmasyla olanakldr.
208
Epistemoloji
Yukarda, temelciliin belli bir saduyusal ekicilii olduunu belirtmitik. Ancak eer badamcln tezleri doruysa, temelciliin kritik bir sorun barndrd da ne srlebilir. Bu anlamda, badamcln sav u ekilde de dile getirilebilir: Eer iki temel kuramsal seenekten biri olan temelcilik byk bir sorun barndryorsa, dier seenek olan badamclk kanlmaz olarak doru gr olarak n plana kar. Ancak badamcln da kayda deer baz sorunlar olduu aktr.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Badamclk grn temelcilik karsnda cazip konuma getiren noktalarn ne olduuSIRA SZDE nu kendi kelimelerinizle ifade edin. Temelcilik, epistemolojik bir kuram olarak uzun zamandr savunulmu ve akla olduka uygun grnen bir grtr. Temelcilie rakip olarak D pek M ortaya kan ve N E Lok bilgi kuramcs tarafndan savunulan badamcln neden gl bir kuramsal perspektif oluturduunu aklamaya aln.
Badamcln Sorunlar
Badamc gre kar iki esas itiraz getirilmitir: DKKAT (1) Badam hakllatrma iin yeterli deildir: Alternatif sistemler itiraz olarak da bilinen bu akl yrtmeye gre, bir znenin sahip olduu inanlar arasnda SIRA SZDE oluan badam gerekelendirme iin yeterli deildir nk badam zellii tayan ok sayda inan sistemi oluturmak olanakldr. nsanlarn hayal gcnn rettii bir inan sistemi son derece tutarl ve hatta badaml olabilir. Byle bir AMALARIMIZ hayal sistem iinde, rnein, perilere ve hayaletlere ilikin nermeler kolayca gerekeli konuma gelebilir. Ancak bu durumda saduyuya aykr bir yn var gibi grnmektedir. Bir Pinancn gerekelendirmesinin kstas herhangi bir inan sistemi K T A iinde dier inanlarla iyi badam iinde olmas olamaz. (2) Badam hakllatrma iin gerekli deildir: Bu itiraza genel olarak d dnyadanTkopuklukNitiraz ad da verilebilir. Yukarda verdiimiz (1) numaral itiELEVZYO raz, badamn oluma durumunda bile gerekelendirmenin olmayabileceini ifade eder. D dnyadan kopukluk itiraz ise, gerekelendirme iin badamn gerekli bile olmadn ne srer. Gerekelendirme kavram deneyimsel bir inanNT RNET cn doruluuEile ilgilidir. Bir nermenin veya inancn doruluu ise gereklik iinde ne olduuyla ilgilidir, inanlarn oluturduu bir sistemle deil. Oysa, badamcln kuramsal tanm iinde, gerekelendirme srelerini dnyada olup bitenlerle ilikilendirmeye ynelik herhangi bir ifade bulunmamaktadr. Aktr ki, bizim gerekelendirme iin bavurduumuz yer ounlukla dier inanlar deil olgularn kendisidir. Elimde tuttuum domates krmz renklidir gibi bir inanc desteklemek (veya dorulamak) iin yaplmas gereken, zihnin iindeki dier inanlarn bu nermeyle ne kadar uyutuunu kontrol etmek deil, sadece elde duran domatese bakmaktr. Bu anlamda, inanlar-aras badamn gerekelendirme iin gerekli olmad durumlar bulunmaktadr.
S O R U
HerD K K A Ttemelcilik ne kadar gr badamclar tarafndan yeterince eletirilmi olsa da, SIRA SZDE badamcln gerekelendirmeyi bir sistem iinde tanmlamaya almas, bu grn AMALARIMIZ nesnel dnyayla balant konusunda sorunlar yaayabileceini dndrmtr. K T A P
TELEVZYON
NTERNET
209
dnelim. Sz konusu nesnenin rengine ilikin bir yargda bulunurken evremizdeki aydnlatmann bizi yanltmayacak durumda olduunu varsayarz. Aydnlatmann yetersizliinin farkndaysak, o koullarda oluan algsal inanlarn tam olarak gerekelendirilemeyeceini kabul ederiz. Dahas, eer koma hlinde iken Elimde tuttuum domates krmz renklidir inancna sahip olmusak, o inancn doruluu konusunda ok srarc olmayz. Baka bir deyile, yaln gzlemsel bir inancn gerekelendirmesini bile sadece o inan zerinde younlaarak yapamayz. Gerekelendirmenin olmas iin, benim grsel alg asndan gvenilir ve kendi bilisel yeterliliimin bilincinde olmam gerekmektedir. Bu saptamalar elbette badamcln karlat byk sorunlar zmek asndan yeterli olmayabilir. Ancak, temel bir inancn gerekelendirmesinin yalnzca o inanc balayan bir durum olduunu dnmenin yanl olabileceini gstermektedir. imdi yukarda anlan iki itiraza dnelim. Badamcl savunan dnrlerin ou bu sorunlarn farknda olup, zmler retmeye ynelik giriimlerde bulunmulardr. Badam hakllatrma iin yeterli deildir veya Badamclk, uuk ve uyduruk sistemlerin gerekelendirmesinin yolunu aar itirazna yant olarak, badamc felsefeciler arasnda gereki bir ontolojiyi savunanlar, iinde yaadmz dnyada insanlarn sahip olduu badam sistemlerinin kolay kolay rastgele inan sistemlerini gerekelendirmeyeceini ne srmlerdir. Bunun nedeni, badamclara gre, varlk alannn veya gerekliin bizim zerimizde baz snrlar uygulamasdr. Yani, badamc bir gr savunmak, gerekelendirmeyi keyfletirmek anlamna gelmez. Nihayetinde, badamc sistemler iinde algsal inanlar da vardr ve bunlarn gerekelendirmesi znel sreler deillerdir. rnein, bir inan sistemi iinde eer nsanlar hi nefes almadan hafta yaayabilirler gibi tuhaf bir inan ortaya karsa, varlk alannn bu inancn aksini gsterecei sylenebilir. O yzden badamclk grnden insanlarn uydurabilecei her sistem gerekeli konuma gelir gibi bir sonu karamayz. kinci itiraz olan Badam gerekelendirme iin gerekli deildir dncesi de benzer bir noktadan hareket etmektedir ve bu itiraza da badamclar nceki paragrafta belirttiimiz trden bir yant verebilirler. Lawrence BonJour gibi badamclar, algsal inanlarmzn gerekelendirme srelerinde dardan baz verilerin geldiini reddetmemektedirler. Badam olan sistemler dnyaya kapal yaplar deillerdir. BonJoura gre, gerekelendirme sz konusu olduunda, bir inan sisteminin u kurala uymas gerekir: Sistem, bilen znenin evresi ile etkileimi sonucu oluacak gzlemsel inanlara kapal olmamaldr. BonJour bu ek koula gzlem art adn verir. Her ne kadar gzlem art badamcln en kritik sorunlarndan birine zm getiriyor gibi grnse de, bu zmn ne yazk ki felsefi bir bedeli bulunmaktadr. Gzlem art, grnd kadaryla, belli birtakm inanlara ayrcalkl veya zel epistemolojik stat tanyarak temelciliin en merkezcil tezine katlr grnmektedir. Bu nemli itiraza bir badamc nasl yant verebilir? Olas bir yant, gerekelendirmeyi dngsel (yani, tek boyutlu) olarak deil, btncl bir tarzda tasarlamak olabilir. Daha nce de belirttiimiz gibi, badamc gerekelendirme bir halka olarak deil atlm tfeklerin birbirlerine destek vermesi gibi daha karmak bir yapda dnlebilir. Badamclar gzlem art gibi bir koulu kullansalar da, bu onlarn algsal inanlarn gerekelendirmesini sistem dnda halletmeyi kabul ettikleri anlamna gelmez. Bylece, gzlemsel veya algsal inanlarn gerekelendirmesi balamnda gzlem art gibi bir koulu benimsemek temelcilie teslim olmak anlamna gelmeyecektir. Bu yantn veya savunmann ne kadar kabul edilir olduu elbette tartmaya aktr.
210
Epistemoloji
Bu nitede, gerekelendirme konusunda retilen en nemli tartmann derinliklerini anlamaya ve deerlendirmeye altk. Gerekelendirme konusunda epistemolojide yakn zamanda ortaya kan gelimelere ise son nitede deineceiz.
211
zet
A M A
Geriye gitme veya gerekenin gerekesi kavramlarn aklayabilmek. Bilginin kavramsal unsurlarndan birisi olan gereke konusunda farkl kuramlar ne srlmtr. Bu kuramlarn en nde gelenlerinin ortak bir noktas, geriye gitme veya gerekenin gerekesi sorununa ynelik bir zm getirmeye almalardr. Epistemoloji literatrnde ok tartlan bu sorunu ksaca aklayalm. Belli bir deneyimsel inancn veya nermenin gerekeli konuma gelmesi kendiliinden gerekleemez. O nermenin baka nermelerce gerekelendirilmesi veya desteklenmesi gerekir. rnein yllk enflasyon konusunda sahip olduumuz bir inan, eer gerekeli bir inan olacaksa, gerekesini baka bilgisel unsurlardan almak zorundadr. Ancak, bir inanc gerekelendiren baka bir inancn veya nermenin kendisinin de gerekeli olmas gerekir (Aksi hlde, ilk bataki inancn gerekeli olduunu sylemek olanaksz hle gelir). Ve bu sorun her yeni gereke iin tekrar dile getirilebilir. Bunun sonucunda, nereye gittii belli olmayan bir gerekelendirme zinciri oluur. Ortaya kan bu soruna epistemolojide geriye gitme veya gerekenin gerekesi sorunu ad verilir. Geriye gitme sorununun zm iin temel olarak drt yol nerilmitir. Bu neriler u ekilde ifade edilebilir: (1) Gerekelerin geriye gitmesi gerekelendirilmemi inanlarda son bulabilir. (2) Gerekelendirme zinciri sonsuza dek uzanr. (3) Gerekelerin geriye gitmesi temel inanlarda son bulur. (4) Gerekeler kendi aralarnda bir a veya sistem oluturur. Bu seenekler arasnda zellikle (3) ve (4) derinlemesine incelenmi ve tartlmtr. nde gelen gerekelendirme kuramlarndan birisi olan temelcilik grn aklayabilmek. Temelcilik gr, geriye gitme sorununa verilen en nemli yantlardan birisidir. zlmesi gereken sorun udur: Gerekelendirme zincirindeki inanlarn nihai dayana nedir? Temelci felsefeciler bu sorunun yantn temel inanlarda bulurlar. nanlarmzn ou baka inanlar tarafndan gerekelendirilir. Ancak baz inanlar hem gerekelendirme zincirinin son noktasnda
yer alrlar hem de kendilerinin gerekelendirilmeleri iin baka inanlara gereksinim duymazlar. Bu temel inanlar, algsal sreler kapsamnda oluan inanlardr. Peki, temel inanlarn gerekeleri nereden kaynaklanr? Bu soruya genellikle iki tr yant verilmitir. Birinci olarak, dnya iindeki fiziksel olgularn temel inanlar gerekelendirdii dnlebilir. Byle bir durumda, inanca sahip znenin gerekelendirme srelerine veya bunlarn gvenilir olduuna dair bir fikrinin olmasna gerek yoktur. Gerekelendiren unsur, znenin dndadr. O yzden, bu gr olduka dsalc bir grnm arz eder. kinci olarak da, kavramlatrlmam alg verilerinin gerekelendirmeye neden olduu sylenebilir. Zihinde beliren alg verileri gerekelendirmeyi olanakl klar ancak bunlar inan gibi bilisel bir unsur olmadklar iin kendilerinin gerekelendirilmesi gerekli (veya mmkn) deildir. Her iki durumda da, gerekelendirme zincirinin sona erdirildii ve bilgisel gerekelendirmenin aklc bir ekilde akland iddia edilebilir. Gerekelendirme kuramlar arasnda nemli bir yer tutan badamclk grn aklayabilmek. Badamclk gr de, geriye gitme sorununa verilen nemli bir yant olarak anlalmaldr. Ancak bu grn bir dier nemli yn, geleneksel bir felsefi perspektif olan temelcilie ciddi bir itiraz sunmasdr. Bu gr u ekilde tanmlayabiliriz: Belli bir znenin sahip olduu inan sistemi kapsamndaki inanlardan biri A inanc olsun. Badamcla gre, Ay hakllatran durum ya da olgu, A inancnn o znenin inan sisteminde yer alan dier inanlarla badam ilikisi iinde olmasdr. Bu anlamda, badamclar geriye gitme sorununu insanlarn inan sistemi veya bilinci dnda kalan nesnel unsurlara gnderme yaparak deil, nermesel unsurlarn oluturduu sistem iinde aklamaya alrlar. Badamclara gre, temelciliin yukarda akladmz iki tr de hataldr. Birincisi, olgulara dayanan temelcilik, znelerin epistemolojik sorumluluklarn tamamen yok ederek gerekelendirme ilevini mekanik bir oluuma d-
A M A
A M A
212
Epistemoloji
ntrme eilimindedirler. kincisi, alg verilerine dayanan temelcilik, bu verilerin tam olarak ne yapda olduuna ilikin bir ikileme yol aar. Eer temel inanlar gerekelendiren alg verileri anlamlandrlmam, nermesel olmayan basit yaplarsa, bunlarn nermesel yapda olan temel inanlar nasl gerekelendirdii belli deildir. Eer inanlar gerekelendiren alg verileri anlamlandrlm, nermesel unsurlarsa, bunlar da gerekelendirmeye ihtiya duyaca iin gerekelendirme zinciri tekrar harekete geecektir. ki durumda da, temelciliin bir sorun yaayaca kesindir. Temelcilik ve badamclk grlerinin kuramsal olarak gl ve zayf ynlerini tartabilmek. Badamc grn temelciliin kuramsal sorunlarn baaryla gsterdii dnlebilir. Ancak bu durum, badamcln sorunsuz olduunu gstermez. Badamcln en ok itiraza neden olan taraf, gerekelendirmenin nesnel dnya ile ilgisinin olmas gerektii ynndeki sezgilere ters dyor grnmesidir. Badamcla gre, gerekelendirmeyi salayan ey nermesel (veya, basite dersek, dilsel) unsurlardan arnm varlk ya da zihin paralar olamaz. Ancak bu durumda, gerekelendirmeye temel oluturan sistemin rastgele olma veya oluma riski olduu sylenemez mi? Diyelim ki, bir insann inan sistemi iyi dzeyde badam sergilemesine ramen, olduka uuk bir ierie sahip durumdadr. Bu kiinin inanlarnn gerekelendirilmi olduunu neden dnelim? Bir inan sisteminin badamsal olmas, o sistemin bilgisel anlamda dnyaya salam balarla bal olduunu veya dnyay temsil ettiini neden gstersin? Bu nemli kar k karsnda badamc felsefeciler kuramlarn glendirmeye ve badamcln aslnda neden rastgele sistemlere yol amayacan aklamaya almlardr. Kesin olan durum, hem temelciliin hem de badamcln gl olduu kadar sorunlu veya tartmaya ak ynler de barndrddr.
A M A
213
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi bilgisel bir gereke deildir? a. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk belli bir K kant Rnin doru olma olasln artrmaktadr. b. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk nn yaad toplumda R bilimsel olarak desteklenmektedir. c. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk R nermesine inanmann nn yaam kalitesini artrma olasl yksektir. d. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk nn Rye inanmamas iin bilgisel bir neden bulunmamaktadr. e. znesinin R nermesine inanmas gerekelidir nk R nermesi nn inand deneyimsel nermelerle tutarllk iindedir. 2. Aadakilerden hangisi Geriye Gitme Sorununu en doru ekilde ifade eder? a. Bir A nermesini gerekelendiren B nermesinin kendisi de gerekelendirilmi olmaldr; bu durum gerekelendirme zincirinin ilk olarak nasl balad sorununu gndeme getirir. b. Bir A nermesini gerekelendiren B nermesinin kendisi de gerekelendirilmi olmaldr; bu durum balam olan bir gerekelendirme zincirinin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. c. Bir zne belli bir A nermesine inanyorsa, bu nermeye inandna da inanmaldr; bu durum bilgisel zincirinin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. d. Bir znenin inand A nermesi doruysa, znenin Aya inanmakta olduu nermesi de doru olmaldr; bu durum bilgisel zincirin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. e. Bir A nermesi B tarafndan gerekelendiriliyorsa, B de A tarafndan gerekelendirilmelidir; bu durum balam olan bir gerekelendirme zincirinin nasl sona erecei sorununu gndeme getirir. 3. Aadakilerden hangisi temelcilik gr iin doru deildir? a. Temelcilik, nde gelen bir gerekelendirme kuramdr. b. Temelcilik, geriye gitme zincirinin nihayetinde durmas gerektiini savlar. c. Temelcilik grn savunanlar gerekelendirme kuramlarn badam kavram zerine kurmazlar. d. Temelcilik grn savunanlar, gerekelendirmenin nihayetinde temel baz unsurlara dayanmas gerektiini dnrler. e. Temelci dnrlere gre gerekelendirme zinciri gerekelendirilmemi inanlarda durmak zorundadr. 4. Aadakilerden hangisi badam kavramna en yakn olan kavramdr? a. Bileim b. Aklclk c. Karlk d. Tutarllk e. Pratik 5. Aadakilerden hangisi Geriye Gitme Sorununun zmlerinden birisi deildir? a. Gerekelerin kendi aralarnda bir a oluturmas b. Gerekelerin geriye gitmesinin temel inanlarda son bulmas c. Gerekelerin geriye gitmesinin gerekelendirilmemi inanlarda son bulmas d. Gerekelerin geriye gitmesinin mantksal nermelerde son bulmas e. Gerekelendirme zincirinin sonlanmadan devam etmesi 6. Epistemolojide dsalclk gr aadaki nermelerden hangisini savunur? a. Gerekelendirme znenin bilgisi veya bilinci dnda gerekleebilir. b. Gereke ve doru birbirini dlayan kavramlardr. c. Gereke ve kant birbirini dlayan kavramlardr. d. Gerekelendirme fiziksel olgular kapsamnda gerekleemez. e. Gerekelendirme insann alg sistemi dnda gerekleemez.
214
Epistemoloji
7. Temelcilie gre, gerekelendirmenin iki olas temeli aadakilerden hangisidir? a. Gerekesiz inanlar ve alg verileri b. Gerekesiz inanlar ve badamsal bir sistem c. Fiziksel olgular ve doru nermeler d. Fiziksel olgular ve alg verileri e. Gerekesiz inanlar ve doru nermeler 8. Badamcln Fiziksel Olgulara Dayanan Temelcilik grne ynelttii temel bir eletiri nedir? a. Bu gr, gerekelendirme balamnda, znelerin bilgisel durumlar yerine fiziksel olgulara dayandndan dolay, znenin sre iindeki roln tamamen ortadan kaldrr. b. Bu gr, gerekelendirme balamnda, fiziksel olgularn nesnellik statsnn hakkn vermekten uzaktr. c. Bu gr, gerekelendirmenin zne tarafna daha ok arlk vermesinden dolay, yanltc bir epistemolojik tablo sunmaktadr. d. Bu gr, gerekelendirmenin badam ynne daha ok arlk vermesinden dolay, yanltc bir epistemolojik tablo sunmaktadr. e. Bu gr, gerekelendirme balamnda, nesnel unsurlar yerine znelerin bilgisel durumlarna dayandndan dolay, olgularn sre iindeki roln tamamen ortadan kaldrr.
9. Badamcln Alg Verilerine Dayanan Temelcilik grne ynelttii temel bir eletiri nedir? a. Temel oluturacak alg verileri eer bilisel ierie sahipse uygun bir gerekelendirme salayamazlar; eer bilisel ierikten yoksunlarsa, o zaman kendilerinin de gerekelendirilmeleri gerekir. b. Temel oluturacak alg verileri eer bilisel ierie sahipse kendilerinin de gerekelendirilmeleri gerekir; eer bilisel ierikten yoksunlarsa, o zaman inanlar iin gerekelendirme salayamazlar. c. Temel oluturacak alg verileri eer bilisel ierie sahip deilse, kendilerinin de gerekelendirilmeleri gerekir; eer bilisel ierie sahiplerse, o zaman inanlar iin gerekelendirme salayamazlar. d. Temel oluturacak alg verileri bilisel ierie sahip olmadklar iin, bu gr sonunda badamcla yakn hle gelir. e. Temel oluturacak alg verileri bilisel ierie sahip olduklar iin, bu gr sonunda gerekelendirilmi nermelerin ayn zamanda doru olmalar gerektiini savlama noktasna gelir. 10. Badamcln yzletii en byk kuramsal sorunlardan birisi nedir? a. Badam sergileyen bir inan sistemi nihayetinde bilgisel bir temele sahip olmak zorunda olduundan dolay, badamclk epistemolojik anlamda rakibi olan temelciliin iddialarn benimsemek durumunda kalr. b. Badam sergileyen bir inan sistemi nihayetinde doru deneyimsel nermeler iereceinden dolay, badamclk epistemolojik anlamda rakibi olan temelciliin iddialarn benimsemek durumunda kalr. c. Gerekelendirme iin badam yeterli deildir; badam salayan bir inan sistemi dier badaml bilgi sistemleriyle olan ban yitirebilir. d. Gerekelendirme iin badam yeterli deildir; badam salayan bir inan sistemi nesnel dnyayla olan bilgisel ban yitirebilir. e. Gerekelendirme iin badam yeterli deildir; badam salayan bir inan sistemi gerekelendirilmemi inanlarla olan bilgisel ban yitirebilir.
215
Okuma Paras
Temelci Bilgi Kuramnn Eletirisi Descartesla balayan Spinoza, Locke, Berkeley, Hume ve Kantla devam eden temelci bilgi anlayna ilk ciddi eletiri Hegel tarafndan yaplr. Hegel, bilginin duraan ve tarafsz bir temele sahip olmadn, bilginin de tinin almnda ortaya kan kullanmda olan bir sreci kapsadn ne srmektedir. Bilgi temelcilerin dedii gibi, karmza alp her eyden soyutladmz bir varlk alan deildir. Bilginin kaynan ve kapsamn bir temel inanla snrlandramayz. Bilgi, edilgen bir nesne gibi ele alnamaz. Hegele gre, bilgi, insan etkinliinde ele alnp incelenmesi gereken bir srete ortaya kar. nk temelci bilgi kuramclar yapay bir ayrmla bilgi ve bilgi nesnesini ayrmlardr. Bilen ve bilinen ayrm, zne ve nesne ayrmna dayanmaktadr. Bylece temelci anlay zneyi etkin bir varlk olmaktan kartarak, her eyden soyutlanm bir nesne durumuna sokmutur. Bu ise zneyi edilgen varlk haline getirir. Temelci olmayan bir gr savunan Hegele gre, znenin bilgisi, etkinliinden ayr olarak ortaya konulamaz. rnein, yzmeyi, suya girmeden renmek gibi. Temelci bilgi kuramclar iin, bilgi iin yine bilgiyi temele almak zorunludur. Bir eyi bilmeden nce bilme yapsn bilmek temelci bir anlaytr. Bir eyi kullanmadan nce onun ne olduunu bilmeye almak, elikidir. Hegele gre, bilgi ancak kullanm srasnda aklanabilecek bir durumdur. Temelci kuramn ilkelerini eletirmek de olanakldr. Her eyin temeline konulan inancn kendi kendine kant olmas, kendini hakllandran, rtlemeyen ve bamsz olduu inanc birbiriyle ayn olmayan ltler zerinde temellenmektedir. Kendi kendine kant olanla rtlemeyen ayn eyler deildir. rtlemeyen, henz yanlnn kantlanmas yaplamayan ya da yeterince kant bulunamayan demektir. Kendi-kendine kant olmakszn da bin inan kendini hakllandran bir inan olabilir. Kendini hakllandran veya hakllandrmayan inanlar, genelde pheden veya yanltan yola karak gsterilmektedir. Fakat bunlar zaten problem olan durumlardr. Temel inanc, btn bilgi yapmz oluturan olarak dnmek yanltr. Baka durumlarda ayn eyi ne srebilir. rnein, znel alglarn yanllanmas olanakl deildir. Bu nedenle bir znel yargnn kantlanmaya veya temellendirmeye ihtiyac yoktur. Temelci kuram, znel inanlar merulatrma arac olabilir. Temelci kuramn tanmlad kendi kendine kant ve kendini hakllandrma ltleri matematik ve mantktan alnmaktadr. x=x ve 2+2=4 gibi nermelerden kalkarak temelci kuramn temele koyduu olanakl inanlara ok az yardm olabilir. Matematik ve mantn tmden gelimsel akl yrtmeleri rnek alarak, bilginin temelindeki ak, seik, kendi kendine kant inanlar bulmak o kadar da kolay deildir. Dier bir glk de, temel inantan temel inanlardan kartlan baml inanlara geitir. nk temelci bilgi kuramclar, temeldeki en ak ve seik bilgi bulunduktan sonra, bu bilgi zerine dier bilgilerimizi koyabiliriz iddiasn tamaktadrlar. Bu karn nasl olaca tam belirgin deildir. Acaba bu kar tmden gelimsel midir? rnein, u anda bir sandalye zerinde oturuyorum. iddias belki kantlanmaya gerek kalmadan kabul edilebilir gzkse de, ar kukucularn bu durumun niin bir ryann paras olmad iddiasn da cevaplayamaz. Eer karm eklimiz tmden gelimsel deilse, tmevarmsal ya da pheci olabilir. Bu durum ise, rtlemezlik ltn ortadan kaldrr. nk her iki akl yrtmede ek kantlara ve rneklere gereksinme duyar. Kaynak: A. Kadir en. (2001). Bilgi Felsefesi. Bursa: Asa Kitabevi, s. 94-96.
216
Epistemoloji
2. b
3. e
4. d
5. d
6. a
7. d
8. a
9. b
10. d
217
11
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Etik ilkelerin bilinmesi konusundaki temel tartmalar ve sorunlar kavrayacak, Estetik yarglarn ve sanatn bilgiyle olan ilgisi konusundaki farkl grleri renecek, Tanrnn varlnn bilinmesi konusunda retilen fikirleri anlayacaksnz.
Anahtar Kavramlar
Bilisel deer Grecelik Etik ve bilgi Sanat ve bilgi Tanr ve bilgi Tanrnn varlnn ispatlar
indekiler
GR ETK LKELER BLGNN NESNES MDR? ESTETK YARGILARIN VE SANATIN BLGYLE BR LGS VAR MIDIR? TANRI KONUSUNDA BLGLENME SORUNSALI
Epistemoloji
GR
Bilginin kaynaklar konusunu ilerken temel bir soruyu gndeme getirmitik: nsann sahip olduu bilginin tek kayna be duyu mudur? Pek ok dnrn kabul ettii gibi, be duyu (veya algsal mekanizmalarmz) dnya bilgimizin en temel kaynan oluturur. nite 6da incelediimiz usuluk grn savunan felsefeciler ise, bundan farkl olarak, a priori bilginin nemini ve yapc gcn n plana karmlar, deneyimcilerin algy esas alan epistemolojik yaklamlarn sert bir ekilde eletirmilerdir. Genel olarak dersek, deneyimcilerle usular felsefe tarihi boyunca kar karya getiren konunun aslnda belli bir tr bilgi olduunu sylemek yanl olmaz. Bu bilgi tr, ounlukla, iinde bulunduumuz fiziksel dnyaya ilikin olaan bilgidir. Daha ak bir deyile, epistemoloji alannda alan uzmanlar genellikle nesnel gerekliin bilgisinin veya algladmz dnyann bilinmesinin felsefi gizemini zmeye almlardr. Bu durumu, rnein, phecilik ve bilginin zmlemesi konular erevesinde kolayca gzlemleyebiliriz. pheci dnrlerin ou alglar yoluyla kazanlan deneyimsel bilginin gvenilirliini sorgulamtr. Bilginin zmlemesi konusunda alan felsefeciler de arlkl olarak deneyimsel bilginin kavramsal bileenlerini ortaya karmaya almtr. Her ne kadar sradan deneyimsel bilginin nemi tartlmayacak kadar bykse de, bilgi kavramnn ilintilendirilebilecei tek trn algsal bilgi veya nesnel
220
Epistemoloji
dnyann bilgisi olmad aktr. Bu nitede, dorudan algladmz dnyaya ilikin bilgiden daha karmak yapda olan ve yantlar pek ok insanda merak uyandran bilgi tipinden sz edeceiz. Bunlar etik, estetik ve dinsel bilgi trleridir. Bu yolla, hem epistemolojinin dier nemli felsefe alanlarndan bazlaryla olan ilikisini irdeleyeceiz, hem de bu kitapta imdiye dek sradan bilgiye ilikin sunduumuz zmleme ve akl yrtmelerin grece olarak biraz arka planda kalan nemli bilme eidine nasl uygulanabileceini sergileyeceiz.
Pek ok kii, sradan algnn ve doal bilimlerin bize nesnel bilgi saladn dnr. Yuvarlak bir taa bakarak tan eklinin yuvarlak olduu fikrine ulaan bir znenin durumunu dnelim. pheci senaryolar saymazsak, bu kiinin bir bilgi sahibi olduu son derece aktr. Bunun temel bir nedeni, znenin zihninde oluan fikrin veya inancn materyal dnyada bir karlnn olmasdr. u an baktm tan ekli yuvarlaktr gibi bir inancn kayna olan yuvarlak tan, tm gzlemcilerden bamsz olarak fiziksel evrende nesnel varln srdren ve gzlemciler yok olsa bile varln srdrecek olan bir nesne olduu dnlr. Denebilir ki, ele aldmz bu rnekte gerek anlamda bilgi sahibi olunduunu iddia etmemizin esas nedeni bu ontolojik durumdur. te yandan, bu fikri 9. nitede grdmz deyimlerle ifade edersek yle diyebiliriz: Eer u an baktm tan ekli yuvarlaktr inanc doru ve gerekeli ise (ve, zmlemenin yapsna gre, gerekli dier epistemolojik artlar da salanyorsa), bu inan bilgidir. Elbette, deneyimsel bilgiye ek olarak, aritmetiin ve geometrinin salad bilginin de nesnel ve gvenilir olduunu dnrz. Peki, etik nermeler konusunda da benzer bir durumu dile getirebilir miyiz? Canllara gereksiz yere ac ektirmek yanltr gibi bir etik ilkeyi dnelim. ncelikle varlk sorunsal asndan bakarsak, bu ilkenin ontolojik stats nedir? (nsanlar var olmasa da nesnel etik ilkeler geerli olur muydu? Etik ilkeler bizim icat ettiimiz eyler midir, yoksa kefettiimiz normlar mdr?) Ve epistemolojik adan dnrsek, bu evrensel ilkeyi biz nasl bilebiliriz? (Etik doru gibi soyut bir eyin nesnel bilgisi nasl olanakldr?) Etik-bilgi ilikisine dair bu kritik ve ilgin sorularn derinliklerine girmeden nce, etik kavramndan ne anladmz ak hale getirelim.
221
1. Moralite veya ahlak, belli bir toplumdaki bireyler tarafndan ho grlen, uygun bulunan ve kabul edilen eylem kalplarna ve bu tr balamlarda insanlarn yapt iyi-kt nitelemelerine ilikindir. (rnek: Ailesinin geimine zarar verecek dzeyde kumarbaz olan bir adamn mahallesinde ahlaksz olarak nitelenmesi gibi.) 2. Etik kavram, deerler balamnda dorulara ve ilkelere ilikin kullanlr. (rnek: Hipokrat yeminine uymayarak, baka bir milletten olduu iin yaral bir hastay tedavi etmeyen bir doktorun etik olarak yetersiz ve kusurlu olmas gibi.) Pek ok felsefeci, rnein, etik kavramn bireylerin ve toplumlarn sahip olduu ahlak (moralite) zerine dnme veya irdeleme olarak tanmlar. Etik iin zaman zaman ahlak felsefesi deyiminin kullanlmasnn nedeni budur. Bunu biraz amak iin yle bir rnek verebiliriz: inde bulunduu toplumun standartlarna gre ahlak sahibi kabul edilebilecek bir insan, yaamna yn veren ahlak ilkelerini hi sorgulamyorsa, onun kafasndan etik sorularn gemedii sylenebilir. Genel olarak ve zetleyerek dersek, ahlakn kiilere veya toplumlara (yani znellie veya zneler-aras alana) ait bir konu olduu, etiin ise grece olarak daha genel (ve hatta nesnel) bir boyut ierdii felsefeciler tarafndan dnlmtr. Elbette burada aktardmz tanmlarn genellemeler olduunu, bu konularda tam bir dilsel veya kavramsal uzlama olmadn tekrar belirtmeliyiz. Bu blmde biz epistemoloji-etik ilikisi balamnda bir tartma sunacaz.
222
Epistemoloji
unu sylemesi veya adaletsizliin yanl olduunu hissetmemiz bu fikre rnek verilebilir. Felsefe tarihinde baz dnrler tarafndan savunulan bu grn ayrntlarna burada girmeyeceiz. Bu gre getirilebilecek bir eletiri; evrensel bir boyut tad dnlen ve bilisel nitelie sahip olduu varsaylan etik ilkelerin, bilisellii tartmaya ak olan hisler yoluyla nasl bulunabileceinin ilk bakta ak olmamasdr. Daha nemlisi, sezgilerin ve benzeri i duyumlarn her zaman en gvenilir bilgi kayna olmad ve zaman zaman bizi ciddi biimde yanltabildii de not edilebilecek bir noktadr. b. Etik ilkelerin bilgisini din araclyla ediniriz: Baz dnrler etik ilkelerinin asl kaynann din olduunu savlamlardr. Eer bu doruysa, dinin retilerini bilmek veya yalnzca dindar olmak etik anlamda bilgilenmenin yolunu amaktadr. Dnce zinciri (semvi dinler iin) u ekildedir: Dinin kayna, her eyi yaratm olan ve bilgisi snrsz olan Tanrdr. Dindar insanlar inanlar nedeniyle Tanrnn buyruklarna uygun bir yaam srerler. Bylece, dindar insanlarn evrensel boyutta geerli olan etik dorularn bilgisine mutlak bir kesinlikle erimeleri olanakl hale gelir. Burada tartlabilecek bir konu, dinin ya da dinsel unsurlarn olmad bir durumda etiin olup olamayacadr. Dindar olmayan bir toplum veya dindar olmayan bir kii; merhamet, adalet, sorumluluk, gibi nemli konularda insanln genelde benimsedii belli etik ilkeleri bilinli bir ekilde seerek ve gerekeli olarak inanarak (ve belki de bilerek), etik temeli olan bir yaam kurabilir mi? Eer bunun yant hayr ise, etik ilkelerin tek kaynann din olduu savunulabilir. Aksi takdirde, etiin kaynann veya en azndan tek kaynann din olmad dnlebilir. Felsefe tarihinde pek ok dnr etik dorular ile dini ok yakn bir ekilde ilikilendirmi ve bunlardan birincisini ikinciden karmlardr. Immanuel Kant gibi felsefeciler ise, kendileri btnyle dindar olmalarna karn, etik dorulara din araclyla ulald dncesini reddetmilerdir. Kantn etik konusundaki fikirlerini aada aklayacaz. c. Etik ilkelerin bilgisini alglar araclyla ediniriz: Yuvarlak bir taa bakarak u an baktm tan ekli yuvarlaktr inancn dile getiren bir gzlemcinin bilgi sahibi olduu aktr. Fiziksel dnyay alglayarak doru ve nesnel bilgi ediniriz. Peki, alg (daha dorusu, yalnzca alg) araclyla, kendileri normatif nermeler olan etik ilkeleri bilmek olanakl mdr? nsanlara merhamet gstermek dorudur veya Ac ektirmek yanltr gibi normatif nermeleri dnelim. lk bakta, sradan algnn ya da algsal deneyimin bize bu ilkelerin bilgisini verebileceini dnebiliriz. rnein, beden zerinde gerekletirilen baz ilemler insanlarn ac ekmesine neden olur ve ac insanlarn arzu etmedii bir eydir. Bu noktalarn fazlaca tartmaya ak bir taraf yoktur. Peki, bu deneyimsel bilgilerden hareketle, ac ektirmenin veya acya izin vermenin etik olarak yanl olduunu karabilir miyiz? Tahmin edilebilecei gibi, burada ortaya kacak en temel sorun, gzlemsel nermelerle etik ilkeler arasnda kavramsal veya karmsal bir kopukluk olmasdr. Alglarmz veya algsal deneyimlerimiz bize u bilgileri verebilir: A kiisi B kiisine Y eylemini yapmaktadr. B kiisi Yden dolay ac ekiyor gibi grnmektedir. nsanlarn ounluu gibi, B de ac ekmeyi arzu etmemektedir. Bunlarn hepsi fiziksel dnyaya ilikin alg yoluyla bilinebilecek unsurlardr. Ancak normatif nitelikteki genel etik yarglar bu tr nermelerden karmak olduka zor grnmektedir. Biraz basitletirerek zetlersek, nesnelere ve olgulara ilikin gzlem yapabiliriz, fakat bu olgularla bantl olan etik ilkelerin doru veya yanll g-
223
rebileceimiz veya gzlemleyebileceimiz eyler deillerdir. Eer bu doruysa, ilk bata dnebileceimizin tersine, sradan algsal deneyimin tek bana bize bu ilkelerin bilgisini verebileceini veya bu ilkelerin bilgisinin sradan algsal deneyimden kabileceini sylememiz yanl olur. d. Etik ilkelerin bilgisini akl araclyla ediniriz: Ele aldmz konuyla ilgilenen pek ok dnr etik ilkelerin bilgisine akl yoluyla eriebileceimizi dnmtr. zellikle Aydnlanma a dnrleri ve felsefi olarak onlar izleyenlerde egemen olan bir kan, akln evrensel bir yeti olduudur. nsanlara merhamet gstermek dorudur, Ac ektirmek yanltr veya nsan gcn kt niyetlerle kullanmamal gibi temel ilkeler akl olan her yetikin insann bulabilecei normlardr. Bu grn tarihteki nl felsefeciler arasnda yaygn kabul grdn ve en gzde yaklamlardan biri olduunu rahatlkla syleyebiliriz. Etik ilkelerin bilgisini akl araclyla edindiimiz iddias felsefede ok yaygn olarak karmza kt iin, bunu izleyen blmde Kantn bu yndeki nl etik grn zetleyeceiz. Ardndan, evrensel etik normlarnn bilinmesi konusundaki eletirel grleri inceleyeceiz.
Usu bir dnr olan Kant, etik bilginin kazanlmasn akln kullanmyla ilintilendirmitir.
224
Epistemoloji
duu bir ekmei hi tanmad (yani kan ba olmayan) bir baka a insanla paylamay zgr iradesini kullanarak tercih etme kapasitesine sahiptir. Bu rnekte, sz konusu kii doal gereksinimlerinin ve isteklerinin ynnde hareket etmektense, bilinli ve zgr bir ekilde arzularn snrlandrma karar vermektedir. Byle bir irade, elbette, yalnzca akl olan bir varlkta bulunabilecek bir yeti ya da niteliktir. Dahas, Kant asndan, insanlar balayan ve akla seslenen en yksek etik ilkeler zamana ve duruma bal deil, evrensel ve zorunlu normlardr. Kant bu ilkelere zorunlu buyruk veya koulsuz buyruk (ngilizcesiyle categorical imperative) adn verir. Koulsuz buyruklar, yaammzda geerli olan dier tr buyruklardan veya normlardan farkldrlar. rnein, eer bir insan Franszca renmek istiyorsa, kurslar ve dersler yoluyla o dil zerine almaldr. Bu koullu bir buyruktur nk belli bir sonuca veya hedefe ynelik olarak ifade edilmitir. Koulsuz bir buyruk ise en yksek etik normu ifade eder ve evrensel olarak herkesi ve her eylem durumunu kapsar. Kantn dile getirdii en mehur koulsuz buyruk ana fikri itibaryla u ekildedir: Yalnzca evrensel bir kanun olmasn isteyebilecein etik kurallara uygun eylemlerde bulun. rnein, yalan syleyerek bir insan zor bir durumdan karabileceimizi, hatta hayatn kurtarabileceimizi dnelim. Byle bir durumda doru eylem tarz nedir? Kant kendimize u soruyu sormamz ister: Yalan sylemenin evrensel bir norm olmasn arzu eder miydik? Bunun yant elbette hayrdr. O halde, sonucu ne olursa olsun, yalan sylememiz etik olarak yanltr. zetlersek, Kant evrensel etik ilkelerin bilgisinin olanakl olduunu ve her insann akl araclyla bu normlar kavrayabileceini savunmaktadr. Kantn kuramnn en arpc ynleri; etik seimlerimiz ve eylemlerimiz sz konusu olduunda Kantn yarar, kar, avantaj gibi kavramlar tamamen konuyla ilgisiz bulmas, en genel etik yasalarn tikel durumlardan ve insanlarn eylemlerinin sonularndan bamsz olarak ilediine inanmas ve insann etik seimlerinde evrensel bir sorumluluk veya dev duygusuyla hareket etmesi gerektiini dnmesidir. Bu anlamda, Kantn etik kuram, etik anlamda iyi ve ktnn belirlenmesinde akln evrensel ileyiinin deil sonu ve yarar kavramnn belirleyici olduunu savunan yararc dnrlerin gryle taban tabanna zt bir konumda bulunmaktadr.
Yukarda incelediimiz Kant rneinden sonra, imdi insan akln ve evrensel normlar n plana karan ve felsefe tarihinde nemli bir yeri olan bu ve benzeri yaklamlara getirilebilecek eletirilerden ksaca bahsedelim. Evrensel geerlilii olan etik bilginin olanakll konusunda genel olarak iki nemli itiraz dile getirilmitir. 1. Grecelik itiraz: nsan aklnn en genel etik ilkeleri kavrayabilecei dncesinin karlaabilecei ok nemli bir zorluk, sz konusu ilkelerin varsaylan evrensellii ve, buna karn, onlar kavrayacak akln aslnda kltrel olarak snrl olduu gereiyle ilgilidir. Grecelik itirazna temel oluturan akl yrtme, olduka sradan bir gzlem ile balar: nsan topluluklarnn kabul ettii ve doru olarak ald ilkeler zamana ve mekna bal olarak byk deiimler gsterebilmektedir. Bir rnek vermek gerekirse, u anda dnyada neredeyse evrensel olarak benimsenen Klelik etik olarak yanltr nermesi eski alarda geerli deildi. Buna paralel bir durum, bizim u anda sahip olduumuz etik ilkeler iin
225
de geerli olabilir. Belki gelecekte insanlar amzn etik normlarndan bazlarn son derece ilkel ve kabul edilemez bulacaklardr. Doal olarak, bu durum evrensel anlamda doru olan etik bilgiye eriimin olana konusunda ciddi bir soru iareti yaratr. Baka bir rnek verirsek, pek ok ada dnre gre Batl insann Modern zamanlarda doayla olan ilikisi (yani doann esas olarak faydal bir hammadde deposu olarak alglanmas) ile Amerikann ya da Avustralyann yerli halklarnn doayla olan ruhsal ba arasndaki byk yapsal veya ontolojik farktan dolay, evre konusunda birbiriyle olduka uyumsuz iki etik perspektif ortaya kmtr. Bu tezi destekleyen ve greceliin neden aklc olduunu ortaya koyan rnekleri oaltmak olanakldr. Durum byle iken, insan aklnn saf bir kuramsallkta alarak evrensel etik ilkeleri bulabileceini nasl iddia edebiliriz? Belli bir etik ilkeler kmesinin bize doru ve evrensel geldii phesizdir. Ama bundan hareketle o ilkelerin evrensel doruluunu savlamak ve o tarzda dnmeyenlerin yanldn ilan etmek hakllatrlmas zor bir iddia gibi grnmektedir. 2. Bilisel olmama itiraz: kinci olarak, zellikle 20. yzyln ilk yarsnda bilimsel bir dnya grn ve mantksal atomcu bir metafizii (baka bir deyile olguculuu) savunan dnrler tarafndan ak bir ekilde dile getirilmi bir itiraz inceleyeceiz. Pozitivist olarak da nitelenen bu felsefecilere gre, etik ierikli ifadeler bilisel ierie sahip deildir. Etik yarg ieren bir cmle o cmleyi dile getiren kiinin duygularn, eilimlerini ve tercihlerini aktarr; ancak etik yarglar bilisel veya bilgisel ierikten yoksundur. O yzden de etik ierii olan cmleleri bilmek sz konusu olamaz. Bu gr, aka grlecei gibi, yukarda aktardmz grecelik itirazndan daha radikal bir fikir ortaya koymaktadr. Grecelii savunan dnrler, etik nermelerin ve etik dorularn olduunu ancak bunlarn yere ve zamana grece olduunu, evrensel bir etik ilkeler kmesi olmadn ne srerler. Bilisellik konusunu gndeme getirenler ise, etik cmlelerin doru veya yanl olamayacan ve etiin bilginin nesnesi olmadn savunurlar. Bu itiraz yapan dnrlerin belli bir ontolojik-epistemolojik yaklam benimsediklerini burada vurgulamalyz. Kitabn 8. nitesinde doruluk kuramlarn sergilerken, dorunun karlk kuramn tartmtk. Bu kurama gre, dorunun ortaya kabilmesi iin zihin veya inan gibi znel unsurlarla nesne veya gereklik gibi nesnel unsurlarn birbirine uymas ya da karlk gelmesi gerekir. Pozitivistler genellikle bu nesnel unsurlarn olgular olduunu ileri srmlerdir. rnein, gzlemledii bir tan eklinin yuvarlak olduunu syleyen bir znenin inancn bilgi klan neden, dnyada yle bir olgunun olmasdr. Ancak, pozitivistlere gre, etik olgularn varlndan bahsedilemez. Fiziksel olgular, doadaki nesneleri ve nesnel nitelikleri kapsarlar. Ancak Yalan sylemek yanltr gibi bir ilke nesnelerle veya nesnelerin nitelikleriyle ilgili olamaz. Daha akas, ahlaka veya etie ilikin ifadelerin karlk gelecei olgular yoktur. Bu anlamda, etik cmleler doru veya yanl deildir ve bilginin konusu olduklar savunulamaz. Bu gre gre, Yalan sylemek yanltr gibi normatif bir ifadeyi aslnda u ekilde dile getirebilirdik: X bir yalandr ve bu benim onayladm bir ey deildir. Pozitivistlerin bu balamda neyi iddia ettiini iyi anlamamz gerekiyor. Onlarn sylemeye alt, etik veya estetik nitelikteki yarglarn nemsiz veya ilevsiz olduu deildir. Bu dnrler yalnzca bu tr ifadelerin znel tercihleri yansttn ve nesnel dnyaya dair bilgi tamadn sylemektedirler. A. J. Ayer gibi pozitivistler ahlaki normlarn ve etik yarglarn bazlarnn dierlerinden daha kabul edilebilir olduunu kabul etmilerdir. Ancak, burada sz konusu olan hakllatrma-
226
Epistemoloji
nn epistemolojik deil, ancak psikolojik veya sosyolojik bir boyutta gerekleebileceini dnmlerdir. 20. yzyln ilk yarsnda zmleyici felsefede olduka popler bir akm olarak kabul gren Pozitivizm, daha sonralar zamanla ekiciliini byk oranda yitirmitir. Etik ilkelerin nesnel statsnn tam olarak ne olduu ve grecelik sorununun nasl zlebilecei gnmzde halen youn olarak tartlan felsefi sorunlardan birini oluturmaktadr. Bir sonraki blmde, yukarda sergilediimiz tartmalarla belli paralellikler tayan estetik bilgi konusundan sz edeceiz.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
Grecelik, felsefenin farkl alanlarnda karmza kabilen ok nemli ve ilgin bir grSIRA SZDE tr. Bu grn karlaabilecei olas bir kuramsal zorluu etik balamnda dile getirmeye aln.
DNELM
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
227
ve son olarak da nesnelerin taklitleri ve tasvirleri) felsefe tarihinde iyi bilinen ve ok da tartlm bir olgudur. Platona gre, rnein, bir aacn resminin yaplmas o aacn ideas veya z ile hibir ekilde ilgilenilmeden gerekletirilebilir. Oysa, anmsanaca gibi, Platon iin bilgi (episteme) temel olarak somut veya soyut kavramlarn ne olduklarnn bilgisidir. Elbette, bu tr bir bilgi yalnzca felsefi olarak alan akl tarafndan bulunabilir. Platonun metafiziine gre, idealar var olmalar iin deiken dnyann nesnelerine bal deillerdir. te yandan, doadaki nesneler ontolojik olarak idealara baldr, fakat kendilerini tasvir eden sanat eserlerine (rnek: bir nesnenin karakalem izimi) bal deillerdir. Ontolojik olarak son srada yer alan sanatsal rnler ise, varlklar iin fiziksel nesnelere baldrlar. O halde, sanatsal rnler (yani taklitler) hem ontolojik olarak varlk alannn en alt dzeyini igal ederler hem de epistemolojik adan en zayf anlamda ve dk dzeyde bilgi ierirler. Basite dersek, sanatsal rnlerin temel olarak bilgisel bir deeri yoktur. Platonun sanatsal rnlere yaklamnn, zsel olarak, ada dnrlerden bazlar tarafndan da paylaldn syleyebiliriz. Sanat konusunda ortaya kan bu felsefi tabloyu ksaca irdelememizde yarar var. Biz, rnein, nitelikli bir roman okuduumuzda bilgilenir miyiz? Geleneksel epistemoloji asndan bakldnda bunun yantnn hayr olmas gerekir nk romanlar imgelerin ve tasarmn bir sonucudur; dnyada olup bitenleri yanstmazlar. Eer bilgi ok temel bir anlamda nermesel doru kavramna balysa, bir romann bir tarih kitabndan, gerek anlarn aktarld bir yapttan ya da yaanm olaylara sadk kalan bir belgeselden farkl olarak bilgilendirici olmas beklenemez. Pozitivistlerin deyimini kullanrsak, romanlarn bilisel deeri yoktur; yalnzca duygusal, kiisel, toplumsal, politik ve benzeri alardan deerli olduklar sylenebilir. Daha genel bir iddia u ekilde dile getirilebilir: X irkindir veya Y Zden daha gzeldir trnden estetik ierikli yarglar, ayn etik ierikli cmlelerde olduu gibi, olgulara karlk gelmezler, bilisel ierik tamazlar.
Geleneksel grler, estetik ierikli nermelerin bilgi tayabilecei dncesine genelde scak bakmamlardr.
228
Epistemoloji
Turgut ile Selim de gerekten yaamadklar iin romann nesnel, deneyimsel dnyaya ilikin doru bilgi tamad aktr. Fakat bu yaklamn, aslnda romann tamakta olabilecei baka bilgi trlerini glgeledii de sylenebilir. rnein, Tutunamayanlar kitabndaki yky zmseyen bir insann, bu eser sayesinde yaamn trajik ve hznl ynlerine ilikin ok arpc bir deneyim edindii, bu deneyimin ardndan iinde barnd dnyaya ve kendisine dair aslnda derin bir ekilde bilgilendii, hatta yaama ynelik yorum zemininin farkllat ve belki de zenginletii sylenebilir. Sonu olarak, sz konusu kitabn okuyucusunun aslnda yalnzca kurgusal bir eseri okuyup bir kenara koymad; bunun tesinde, poetik (iirsel) ve etik anlamlarda bireysel varln nemli lde etkileyecek bir zihinsel dnm yaad da belirtilebilir. Bu rnekte, okurun zihinsel veya bilisel bir kazanmnn olduunu sylemek son derece yerindedir. Ayn akl yrtmeyi srdrrsek, bu kazanmn veya bilgilenmenin olduka byk bir nem tadn, fakat bu zihinsel veya yaamsal kazanmn (bilgilenmenin) geleneksel epistemolojinin betimledii deneyimsel bilgiden farkl yapda olduunu ve bu eitliliin olaan karlanmas gerektiini savlamak da olas grnmektedir. Aristotelesin kuramlarndan ve fikirlerinden esinlenen bir gelenek, tragedyalarda sergilenen ve insann iine ileyen durumlarn aslnda ok nemli bir amaca hizmet ettii dncesini vurgular. Bu ama, insanlarn (rnein tiyatroda) trajik durumlar izlerken yaadklar duygusal cokunluk ve nihayetindeki isel boalma hallerinin onlar etik olarak dntrmesi ve doru etik ilkeleri kavrama ve benimseme konusunda yardmc olmasdr. Eer bu doruysa, tiyatro ve roman gibi sanatsal eserlerin ve ilevlerin insanlarn duygusal ynlerine seslendii saptamas, olduka yetersiz ve eksik bir tanmlama olarak karmza kmaktadr. Daha doru bir betimleme, imgelemin ve duygulanmn gcnn belli bir renmeyi ve bilgilenmeyi beraberinde getirdii eklinde olacaktr. Epistemolojinin zellikle deneyimci kanadnda alan felsefeciler insann imgelem (hayl) gcn fazlaca irdelememiler ve insan zihnini edilgen bir ortam olarak varsaymlardr. Usu felsefeciler ise, bilgi kuramlarn aklarken zihnin etken ve oluturucu yapsna vurgu yapmlar ve deneyimcilerin grn bu noktada eksik bulmulardr. Bununla birlikte, epistemolojinin hem deneyimci hem de usu kanadnda kuram reten dnrlerin ortaklatklar temel sorunsal, genel olarak bakldnda, verili (ve zihinsel dnyas iine kapanm) olan bir zne ile znenin dnda var olan nesneler dnyasnn arasndaki kprnn kurulmasyla ilgilidir. Daha ak dersek, Kartezyen gelenekten etkilenen bilgi kuramclar ounlukla varl sbit olan zne ile varl sbit olan nesnenin bilgisel ilikisi zerine younlamlardr. Buna karn, tarihsel olarak bakarsak, zellikle Romantizm akmnn edebi ve felsefi erevesinin iinde yer alan yazarlarn vurgulad bir nokta, hem insana hem de onun dnyasna farkl alardan yaklalabilecei ve imgelemin devingen gcnn insan ve dnyay nemli bir biimde dntrebilecei olmutur. Bu balamda zellikle belirtilen bir konu, dinamik ve yaratc bir yeti olarak imgelemin itici gcnn nasl ufuk ac olduu ve yeni anlama trlerini nasl olanakl klddr. Geleneksel epistemolojiye egemen olan nesne-zne ilikisinin kurgulanmas ynnde ortaya konan abalarn felsefi alternatifinin ne olduu bu noktada merak edilebilir. Bu sorunun bir yant, felsefede 19. yzyldan itibaren n plana kan yorumsama (hermeneutic) geleneinde bulunmaktadr. ok ksaca belirtmek gerekirse, zellikle Alman felsefe geleneinde gelitirildii hliyle, yorumsamac dnrler kuramsal abalarnn temeline zne-nesne ikilemini ve bilgi sorunsaln
229
deil, anlamann gerekletii dnyasal zemini veya ufku almlardr. Epistemoloji ve metafizik alanlarnda gerekletirilen almalar nesnenin kendisini veya zihnin iini irdelemeye alrken, yorumsamac felsefeciler en genel anlamyla insan deneyimi ve yaam dnyamz zerine younlamlardr. Bu dnrler asndan genel anlamyla insan deneyimi kavram tahmin edilebilecei gibi insan yaamnn yalnzca bilgisel (algsal ve ussal) ynn deil, etik, estetik, poetik, dinsel, ve politik boyutlarn da anlama ilevinin iine sokmaktadr. Bilgi kuramclar normalde toplumsallk ve tarihsellik gibi balamsal unsurlar bir kenara ayrp, kuramsal veya saf akl yoluyla bilginin zmlemesini yapmaya alrken; yorumsama gelenei kapsamnda yazan dnrler insann her zaman verili olan bir tarihsel/balamsal zeminden yola karak dnebildiini vurgulamlar ve anlamann asla bolukta ya da saf bir kuramsal zeminde gerekleemeyeceinin altn izmilerdir. zetlersek, epistemolojik adan geleneksel bir baka sahip olan bir bilgi kuramcs asndan insann estetik boyutunun veya sanatsal ilevlerin bir bilgi tamas olanakl grnmezken, deneyim kavramna daha farkl zeminlerden bakan dnrler bu boyutun anlama, bilgilenme ve bireysel dnm asndan neminin yadsnamayacan savlamlardr. Bu blmde dile getirdiimiz baz itirazlar ve geleneksel epistemolojiye kar gelitirilen perspektiflerin ardnda yatan baz gerekeleri son nitede daha ayrntl olarak tartacaz. Bu blmde epistemolojik tartmalarda ok sk gndeme gelmeyen bir konuyu, bilgi-anSIRA SZDE lama ilikisini gndeme getirdik. Genel bir felsefi perspektiften bakarak bu konuda kendi fikirlerinizi retmeye aln.
DNELM
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
230
Epistemoloji
nn u an bakmakta olduu ta yuvarlaktr nermesi, doruluu deneysel olarak kolayca snanabilecek bir nermedir. imdi yukardaki (A) ve (B) nermelerini (C) ve (D) ile karlatralm: (C) znesi, Tanrnn var olduuna inanmaktadr. (D) znesi, Tanrnn var olduunu bilmektedir. (C) trnden cmleler toplumda ska ifade edilen ve kiinin inancn dile getiren nermelerdir. (D) nermesinin ise (C)den olduka farkl bir iddia ierii bulunmaktadr. (D) nermesi, bir iddia olarak ortaya konulabilmesi iin, Tanr vardr nermesinin gerekten doru olmasn gerektirmektedir. Burada ortaya kan temel epistemolojik sorun da tam olarak bunun bilinebilmesi ile ilgilidir. Bir nceki paragraftaki rneimize dnersek, (B) nermesi ile (D) nermesi arasnda nemli bir farkn bulunduu grlecektir. (B)nin doruluu (yani, nn u an bakmakta olduu tan yuvarlak olmas durumu) alglar normal alan her insann deneyimsel bilgisine ilkece aktr. (D) nermesinin ise byle bir yaps olmad bellidir. Baka bir adan ifade edersek, her ne kadar (C) tamamen anlalr ve sorunsuz bir iddia tasa da, bilisel olarak snrlanm varlklarn (C)den (D)ye bilgisel geii nasl yapabilecei son derece belirsizdir. Bu durum, Tanr vardr gibi nermeler asndan epistemolojik bir sorun yaratr. Bu kar ka verilebilecek en nemli felsefi yant, Tanr vardr nermesinin doruluunun basite deneyimsel veya algsal olarak deil, aklsal olarak ve mantksal dnce zincirlerini izleyerek gsterilebilecei ynndedir. Felsefe tarihinde, tanrnn varln mantksal yntemlerle gstermeye alan ve kesinlik iddiasyla gelen iki nemli ispat bulunmaktadr. Epistemolojik adan da byk nem tayan ve tartmalara neden olan bu iki kant veya akl yrtmeyi aada ksaca zetleyeceiz.
1. Aziz Anselmin Ontolojik Kant: Bu ispat bir tanmlama ile balar: Tanr tanm gerei sfatlar veya nitelikleri eksiksiz olandr. Eer bir kii Tanrya ilikin belli sfatlardan yoksundur gibi bir iddiada bulunursa, normalde o kiinin semvi dinlerde inanlan Tanrdan bahsetmediini dnrz. imdi yle bir dnce deneyi yapalm. Zihnimizde Tanr kavramn veya dncesini oluturalm. Bu noktada herhangi byk bir iddiada bulunmuyor, yalnzca zihnimizin iinde bir fikir veya kavram uyandryoruz. Bu kavramn nemli bir paras, elbette, eksiksiz veya tm sfatlara ve niteliklere sahip olmaktr. Peki, Tanrnn var olmak gibi bir sfata sahip olmamas mmkn mdr? Eer zihnimizde oluturduumuz Tanr kavramnn her nitelii olsayd ancak var olma nitelii olmasayd (ki bu eksik Tanrya X diyelim), o zaman kafamzda daha stn bir Tanrnn (bu Tanrya da X+1 diyelim) kavramn oluturabilirdik. Kurgulayabildiimiz bu daha stn Tanr veya varlk ayn X gibi olup, ondan fazla olarak varlk sfatn da tard. Ama bunu dediimiz anda ilk bataki admmzla elimi oluruz. Biz, en bata, zihnimizde Tanr kavramn oluturduumuzu iddia etmitik ve bu kavramn her sfata sahip olmay ierdiini tanm gerei kabul etmitik. Eer, kafamzda oluan Tanr dncesi varlk sfatn iermezse (yani, X olursa), o durumda, her zaman ondan daha stn olan bir X+1i dnmek olanakl olurdu. Elbette bu da Tanrnn kabul edilen tanm (sfatlar eksiksiz olan) asndan eliik bir durum yaratr. O halde, eer elikiye dmek istemiyorsak, Tanr dncesi veya kavram zihnimizde olutuunda bu dncenin bir unsurunun da var olma olduunu kabul etmemiz gerekir. Yani, Tanr yalnzca dnce veya kavram iinde deil, gerekte de var olmak zorundadr. Sonu olarak, Tanr vardr.
231
Bu ispata getirilen en nemli itiraz udur: Eer bu geerli bir ispat ise, bu yntemi kullanarak gerek olamayacak pek ok eyin varln ispatlamak olanakl hle gelir. Diyelim ben zihnimde mkemmel (yani, sfatlar eksiksiz) bir ada dncesi oluturuyorum. Eer bu zihinsel ilevi baaryla gerekletirebilmisem, o zihnimde canlandrdm adann gerekten bir yerlerde var olmas gerekir; aksi halde, bataki eksiksiz ada varsaymmla eliirim. O halde, eksiksiz ada gerekten vardr. Ancak bu akl yrtmenin sonucunun kabul edilir olmad ve bizi garip bir noktaya gtrd aktr. Bu itiraza yant veren ve Anselmin ispatn savunan dnrler ise, orijinal ispatn ada ispat ve benzerlerinden farkl bir yaps olduunu savunmulardr. 2. Aziz Aquinasn Kozmolojik Kant: Her ne kadar Aquinas birden fazla ispat sunmu olsa da, biz burada felsefeci olmayanlar arasnda da iyi bilinen tek bir argman inceleyeceiz. Bu kant nedensellik konusunda sradan bir gzleme dayanr ve karmsal bir yaps vardr: (i) Baz eyler hareket eder; (ii) Bir eyin hareketinin nedeni her zaman kendisi dnda bir eydir; (iii) Hareket konusunda nedensellik zinciri sonsuza dek uzanamaz; (iv) SONU: Baka bir eyin hareket ettirmedii bir ilk hareket ettirici var olmak zorundadr. Birinci ncl olan (i) evrendeki cisimlerin hareket halinde olduu saptamasn yapar. Bir sonraki ncl bize, eer fiziksel bir cisim hareket ediyorsa hareket nedeninin kendisi dnda bir ey olduunu syler. (iii) numaral ncl bu zincirin sonsuza kadar gitmesinin akla uygun olmadn kaydeder. Bunlardan kan sonu, tm hareketin kkeninde bir ilk hareket ettiricinin (Tanrnn) olmasnn gerektiidir. Aquinasn akl yrtmesi u ekilde daha iyi anlalabilir. Diyelim ki, A fiziksel nesnesi hareket ediyor. Ann harekete balama nedeni Ann kendisi olamayacana gre, hareketin aklamas ancak Ann hareketine neden olan B gibi baka bir nesne ile yaplabilir. Ancak ayn soru Bnin hareketi iin de geerli olaca iin, onun hareketini de C gibi baka bir nesneye gnderme yaparak aklayabiliriz. Bu zincirin bir yerde durmas gerekir, aksi halde incelemekte olduumuz nesnenin (Ann) hareketini aklayamadan brakm oluruz. Zinciri durduran unsur ise, hareketi kendi balatan ve dier tm hareketlere neden olan bir ey olmak zorundadr; aksi halde nedensel geriye gitme tekrar balayacaktr. Ancak bu ilk hareket ettiricinin doadaki herhangi bir nesne olamayaca aktr. O halde, bu ilk neden Tanrdr. Bu ispata getirilebilecek ilk eletiri, (ii) numaral ncln doruluunun a priori bir ekilde ortaya konulamayacak olmasdr. rnein, atom-alt evrende bulunan baz paracklarn ortaya kma ekli fiziksel varlk alanna ilikin eski bilimsel varsaymlarn (zellikle de nedenselliin egemen olduu mekanik evren grnn) sorgulanmasna neden olmutur. Ve eer ispattaki ncllerden birinin sorunlu olduu saptanrsa, doal olarak, ispatn tm sorgulanmaya ak hale gelecektir. spata yneltilebilecek ikinci bir eletiri ise u olabilir: Yukarda A, B, C gibi simgelerle akladmz nedensellik zinciri doa iinde gereklemektedir (rnein, bir tan baka bir taa arparak hareket ettirmesi). Ancak bu geriye giden zincirin durak noktas olan ilk hareket ettirici (Tanr) doa iinde bir varlk deildir. Doann tamamen iinde gerekleen bir nedensellik zincirinin doann tamamen
Aquinasn kant, nedensellik zincirinin en banda neyin olduu konusunu gndeme getirir.
232
Epistemoloji
dnda olan Tanr tarafndan balatlmas aklanmas gereken bir durum yaratmaktadr. Bu konuda da felsefeciler arasnda tartmalar devam etmektedir. Tanrnn varln gsterme hedefine ynelen her argman mantksal ispat niteliinde olmak zorunda deildir. rnein, evrenin karmak yapsnn tasarmc bir Tanrnn varln gerektirdiini savlayan argmanlar saduyuya seslenmeyi hedefler. Benzer ekilde, nl matematiki Blaise Pascaln Tanrnn varlna inanmann inanmamaktan daha kazanl ve faydal olaca ynndeki argman pragmatik eler tar.
DNELM S O R U
SIRA SZDE Aziz Aquinasn Kozmolojik kant ok tartlm bir akl yrtme ierir. Tanrnn varln kantlamaya ynelik olarak ne srlen bu ilgin dnce zincirine ilikin kendi felsefi deerlendirmenizi oluturmaya aln.
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
233
zet
A M A
Etik ilkelerin bilinmesi konusundaki temel tartmalar ve sorunlar kavrayabilmek. Alglarn ve doal bilimlerin bize nesnel bilgi verdiini dnrz. Bu son derece aklc bir dncedir nk algsal ve bilimsel bilginin yneldii nesnelerin ya da olgularn bulunduu yer, pek ok felsefecinin zerinde uzlat gibi, zihinden bamsz gerekliktir. Oysa, etik nermelerin ieriklerinin doru veya yanl olma nedeni fiziksel olgular olamaz. Bu durum, etik nermelerin bilgi ierip iermedikleri ya da bilgiyi nasl ierdikleri konusunda bir soru iareti dourur. Eer etik nermeler bilgi ieriyorsa, bu bilginin kaynann, rnein, alglardan ziyade akl olmas beklenebilir. Her ne kadar tarihte ok sayda felsefeci bu gr savunmu olsa da, insan aklnn evrensel ilkeleri gerekten bilebilecei tezi kkten bir ekilde sorgulanmtr. Pozitivistler, etik ierikli cmlelerin bilisel niteliklerinin olmadn ne srmlerdir. Grecelii savunan dnrler ise, insan aklnn evrensel ilkelere ulaabilecei ynndeki ussalc tezin baz nemli sorunlarn gndeme getirmilerdir. Estetik yarglarn ve sanatn bilgiyle olan ilgisi konusundaki farkl grleri renebilmek. Etik bilginin olana tartmalarna paralel bir ekilde, estetik ierikli cmlelerin (veya sanatsal eserlerin) bilgisel ieriklerinin olup olmad konusu da felsefecileri olduka dndrm bir konudur. Platondan balayarak pek ok felsefeci, sanatn ya da sanatsal rnlerin bilgi ieriklerinin olamayacan savlamtr. rnein 20. yzyln pozitivist dnrleri, estetik ierikli yarglarn belli bir deer ve nem tadn ancak bu deerin bilisel olmadn iddia etmilerdir. Bu geleneksel gre getirilebilecek bir eletiri, sz konusu yaklamn bilgi kavramn olduka dar ve kstl bir anlamda alddr. Nesne-zne arasndaki bilisel badan ziyade anlama kavramyla ilgilenen felsefi yaklamlar ise, estetik yarglarn ve sanatsal almalarn insanlarn yaamsal ufuklarn dntrme gcne dikkat ekmilerdir. Bu yaklam tarzn benimseyen dnrlerin zerinde durduu bir konu, sanatn ve sanatsal rnlerin insanda neden olduu dnmlerin bilgilenme ve renme kavramlar erevesinde kritik bir rol stlenebileceidir.
A M A
Tanrnn varlnn bilinmesi konusunda retilen fikirleri anlayabilmek. Felsefe tarihinin nemli baz dnrleri Tanrnn varlnn aklc yntemlerle gsterilebileceini iddia etmilerdir. Eer bu doruysa, insanlar iin yalnzca Tanrnn varlna inanmak deil, Onun varln bilmek de olanakldr. Bu amala sunulan kantlardan zellikle Aziz Anselmin ontolojik kant ve Aziz Aquinasn kozmolojik kant kuramsal adan her zaman ilgin bulunmu ve derinlemesine tartlmtr. Ontolojik kantn dayand temel fikir, Tanr kavramndan varlk kavramnn atlmas durumunda eliik bir noktaya varlacadr. Aquinasn kozmolojik kant ise fiziksel evrende devinimin (hareketin) olabilmesi iin tm hareketi balatan bir ilk balatcnn olmas gerektii dncesini esas alr. Pratik yaamn olgularna ve deneyimlerine vurgu yapan akl yrtmelerden farkl olarak, bu iki kant mantksal bir dnce zinciri izleyerek Tanrnn gerekten olmas gerektiini gstermeye alr.
AM A
234
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi etik balamnda oluturulmu bir cmledir? a. Sigara imenin tm kapal alanlarda yasaklanmas gerekir. b. Yal adam olunun ahlaksz bir yaama srklendiini dnyordu. c. Bir kiinin kadn olduu iin i bavurusunun reddedilmesini yanl buluyorum. d. Gnlk yaamn stresi iinde bazen moral bozukluu hissetmemiz normaldir. e. Yazar son kitabnda esas olarak moral deerlerin k konusunu ilemektedir. 2. Etik ilkeler konusundaki tartmalarn zellikle epistemoloji alann ilgilendiren yn aadakilerden hangisidir? a. Etik ilkelerin bir toplumda ortaya kma srelerinin saptanmas sorunu b. Etik ilkelerin metafizik alt yapsnn bilinmesi sorunu c. Etik ilkelerin farkl kltrlerde ald biimlerin aratrlmas d. Benimsediimiz etik ilkelerin evrensel dzeyde doru olduunun bilinmesi sorunu e. Benimsediimiz etik ilkelerin, ahlaki deerleri nasl etkilediinin bilinmesi sorunu 3. Etik ilkelerin bilgisinin alg yoluyla edinildiini savunan grn karlat nemli bir kuramsal zorluk aadakilerden hangisidir? a. Alg yoluyla bilinebilecek nermelerden etik nermeleri tretmek zor grnmektedir. b. Alg yoluyla bilinebilecek nermelerin fiziksel olgularla olan ilikisini aklamak zor grnmektedir. c. Etik nermelerin hangilerinin a priori bilgi ierdiini saptamak zor grnmektedir. d. Algsal anlamda kesinlik ieren nermeleri etik nermelerden tretmek zor grnmektedir. e. Etik nermelerin sezgisel bilgi ierip iermediini saptamak zor grnmektedir. 4. Kanta gre, a ocuunu beslemek iin ekmek alan bir babann eyleminin etik deerlendirmesi bize hangi sonucu verir? a. Akln kullanm yoluyla, bir babann ocuunu a brakmamakla ykml olduu kavranabilir; o yzden babann eylemi etik olarak dorudur. b. Akln kullanm yoluyla, yaama hakknn evrensel olduu kavranabilir; o yzden babann eylemi etik olarak dorudur. c. Babann eylemi temel bir etik adan doru olsa da, pratik nedenlerden dolay yanltr. d. Aklc varlklar olarak, babann eyleminin olumsuz toplumsal sonular douracan kavranabiliriz; o yzden babann eylemi etik olarak yanltr. e. Aklc varlklar olarak, almann evrensel bir norm olmasn istemezdik; o yzden babann eylemi etik olarak yanltr. 5. Evrensel etik normlar akl yoluyla bilebileceimiz iddiasna getirilebilecek temel bir itiraz aadakilerden hangisidir? a. Bu gr, etik ilkelerin duyular araclyla gelen fizyolojik uyarmlarla olan ilikisini gz ard etmektedir. b. Bu gr, insan aklnn evresel ve tarihsel koullarca belirlendii gereini gz ard etmektedir. c. Bu gr, insan aklnn balamsal ynlerini gereinden fazla vurgulamaktadr. d. Bu gr, insan aklnn mantksal yapsn gz ard etmektedir. e. Bu gr, etik ilkelerin bilisel ierie sahip olduu gereini gz ard etmektedir. 6. Estetik yarglar ve estetik alannn kuramsal ilevi konularnda aadakilerden hangisi yanltr? a. Estetik yarglarn gzel ve ycelmi kavramlarn ilgilendiren bir yn vardr. b. Estetik yarglarn duygular ve zevkleri ilgilendiren bir yn vardr. c. Epistemolojiyi ilgilendiren bir soru, estetik yarglarn bize bilgi verip vermediidir. d. Estetik alan esas olarak gzel kavramyla ilgili yarglarn duyu verilerinden nasl tretildiini inceler. e. Estetik alannda sunulan irdelemeler alglarmzn yapsnn zmlemesini iermez.
235
7. Pozitivist bir bak asnn estetik yarglara ilikin getirebilecei en temel eletirilerden biri aadakilerden hangisidir? a. Pozitivist bak farkl bilgilenme ve anlama kiplerini gz ard etmektedir. b. Pozitivist bak bilisel deer kavramn gz ard etmektedir. c. Pozitivist bak estetik yarglarn oluumunda deneyimin oynad rol gz ard etmektedir. d. Pozitivist bak duygularn gerek olduu dncesini reddetmektedir. e. Pozitivist bak bilgilenme kapsamnda algnn nemini gz ard etmektedir. 8. Aadakilerden hangisi Tanrnn varl konusunda temel bir epistemolojik sorunu dile getirir? a. Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu bilgisinden hareketle, insann snrl algsal bilgisinin olanakl olduunun gsterilmesi b. Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu inancndan hareketle, insann snrsz bilgi edinmesinin olanakl olduunun gsterilmesi c. Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu inancndan hareketle, insann snrl algsal bilgisinin olanakl olduunun gsterilmesi d. Tanrnn var olduu inancndan Tanrnn sonsuz bilgiye sahip olduu bilgisine gei yaplmas e. Tanrnn var olduu inancndan Tanrnn var olduu bilgisine gei yaplmas 9. Aziz Anselmin ontolojik kant iin aadakilerden hangisi geerli deildir? a. Mantksal yaps itibaryla Anselmin kant, ncller kabul edilince sonucun zorunlu olarak doru kabul edilmesi gerektii dncesine dayanr. b. Anselmin kantna gre, Tanr var olmasa bile mkemmel ve eksiksizdir. c. Anselmin kant, Tanrnn var olduunu varsayarak deil, zihnin iinde Tanr kavramn canlandrarak balar. d. Anselmin kantna gre, gerekten var olmayan bir Tanr bizim Tanr tanmmzla eliir. e. Anselmin kantna gre, ortaya kan elikili durumun zm, Tanrnn yalnzca insann dncesinde var olduu nermesinin reddedilmesinden geer.
10. Robert Audinin dile getirdii Tanrnn varlnn bilinmesinde lt sorununu aadakilerden hangisi en iyi ekilde ifade etmektedir? a. Tanrnn varl mantksal olarak ispatlansa bile, hangi ispatn daha temel olduunu gsterecek bir ltmz yoktur. b. Tanrnn varl gerekten bilinse bile, bu bilginin gerekesinin statsn saptayabileceimiz bir ltmz yoktur. c. Tanrnn varln gerekten deneyimlesek bile, bu deneyimin gerei yansttn belirleyecek bir ltmz yoktur. d. Tanrnn varln gerekten deneyimlesek bile, bu deneyimin etik sonularn gsterecek bir ltmz yoktur. e. Tanrnn varl gerekten bilinse bile, bu deneyimin toplumsal sonularn gsterecek bir ltmz yoktur.
236
Epistemoloji
Okuma Paras
yi ve ktnn deerlerle ilgili olduu syleniyor; fakat acaba deer nedir? Tm insanlar iin geerli, ayn anlama gelmek zere, evrensel olan deerler var mdr? Yoksa deerler kiiden kiiye, gruptan gruba, toplumdan topluma, kltrden kltre deien, ayn anlama gelmek zere, hep greli kalan znel ltlerden mi ibarettir? Daha da oaltlabilecek olan bu sorular zerinde dnmeye balayan kii, artk ahlak zerine dnmeye balam demektir. O kii, artk adna etik veya ayn anlama gelmek zere ahlak felsefesi denene bir felsefe alanna admn atmtr. Bu noktada hemen, ivedilikle saptanmas gereken husus, etik ile ahlak arasndaki ayrmdr. Ahlak, bir kiinin, bir grubun, bir halkn, bir toplumsal snfn, bir ulusun, bir kltr evresinin vb. belli bir tarihsel dnemde yaamna giren ve eylemlerini ynlendiren inan, deer, norm, buyruk, yasak ve tasarmlar topluluu ve a olarak karmza kar. Bu bakmdan ahlak (moral), her yanda yaammzn iindedir; o tarihsel olarak kiisel ve grupsal / toplumsal dzeyde yaanan bir eydir; ona her tarihsel dnemde, her insan topluluunda mutlaka rastlarz. Bir Hristiyan ahlakndan, bir slam ahlakndan, bir Yahudi ahlakndan, bir Konfys ahlaktan, bir Budist ahlakndan sz edildiini biliriz. Bunun gibi, bir hmanist ahlak, bir hogr ahlak, bir dev ahlak olduu sylenir. Yine bunun gibi, bir aristokrat ahlak, bir burjuva ahlak, bir kle ahlak olduunu syleyenler vardr. Ayrca i ahlak, meslek ahlak (tp ahlak, ticaret ahlak, bankaclk ahlak vb.) ve bilim ahlak da, yukarda saylanlara eklenebilir. yle ki, ahlak zerine dnmeye, ahlak zerine felsefe yapmaya balayan kiinin, yani etik iine admn atm olan bir insann gzlemsel dzeyde ilk saptad ey, bir ahlaklar okluudur. Etie admn atar atmaz bir ahlaklar okluu ile karlaan kiinin yapaca ilk saptamalardan biri, tm bu ok eitli ahlaklarn dayandklar deer, norm, inan ve dncelerin greli kaldklar, ksacas ahlak ilkelerinin grelilii olabilir. O kii, sadece yaad dnemle snrl kalmayacak ekilde, tarihte de ahlak ilkelerinin hep greli kald saptamasnda bulunabilir. Hemen ardndan o kii, tm insanlar birletirici nitelikte, temel ve evrensel ahlak ilkelerinin tarihte ve halihazrda mevcut olmad ve bu greliliin alamayaca yargsna ulaabilir. O kii, bu gzlem ve yargsyla yetinip kendi znel eilimleri ve inanlar dorultusunda kendine gre bir ahlaksal yaam srdrmeye karar verebilir. Veya ayn kii, bu temel ve evrensel ahlak ilkeleri konumlamaya ve bylece kaotik nitelikteki mevcut eitlilii amaya ynelebilir. Aslnda onun karlat bu durum, felsefe tarihine bakldnda, etikle ilgilenen filozoflarn balangta karlatklar durumdur. Gerekten de, bu ilk gzlemlerden hareketle bir grecilie (relativizm) varmak veya tam tersine tek, kuatc ve balayc bir ahlak, bir evrensel ahlak gelitirmeyi denemek, evrenselcilie (niversalizm) bavurmak, daha lkadan beri rastlanan ve gnmzde de srp giden iki temel etik ii ynelim, iki ana dorultu olmutur. Kaynak: Doan zlem. (2010). Etik: Ahlak Felsefesi. stanbul: Say Yaynlar, s. 23-24.
237
2. d
3. a
4. e
5. b
6. d
7. a
8. e
9. b
10. c
238
Epistemoloji
12
EPSTEMOLOJ
Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Bilgisel gerekelendirme konusunda yeni yaklamlar aklayabilecek, Wittgensteinn felsefenin her alannda iz brakan grlerinin phecilik konusunda hangi sonular verdiini aklayabilecek, Epistemolojide doalcln ne olduunu aklayabilecek, Toplumsal epistemoloji ve feminist epistemoloji alanlarnda yaplan almalar aklayabilecek, Richard Rortynin pragmac eletirisini ve bu grn hem gnmz epistemolojisi hem de ada felsefe asndan nemini tartabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
Balamclk Ana dil renme Tek kiilik dil Doalclk Toplumsal epistemoloji Feminist epistemoloji Pragmac fayda kavram roni Olumsallk
erik Haritas
GR GEREKELENDRME KONUSUNDA YEN YAKLAIMLAR PHECLE ADA BR YANIT: KONUUYORUZ, O HLDE PHECLK YANLI OLMALI EPSTEMOLOJDE DOALCILIK TOPLUMSAL EPSTEMOLOJ VE FEMNST EPSTEMOLOJ RICHARD RORTYNN PRAGMACI TEPKS
Epistemoloji
GR
nceki nitelerde epistemolojinin geleneksel sorunlarndan nde gelen bazlarn tantmaya ve tartmaya altk. Bu nitede ise bilgi konusundaki ada gelimelere ve eletirel grlere deineceiz. Aadaki blmlerde zaman zaman bilgi sorunsalnn snrlarnn dna karak ada felsefe konusunda btncl bir perspektif ve genel bir anlay oluturmaya alacaz.
242
Epistemoloji
Balamclk grne gre, bir nermenin bilinmesi ya da gerekeli bir ekilde inanlmas balama veya koullara bal bir olgudur.
243
den geirmeye kalkarsak, yaam sremiz olduka ksalabilir. pheciler, phelenme ilevini mutlak ve genel bir ekilde uygulamak isterler. Oysa pheci perspektifin tm sylem alann kapsama abas saduyumuza ok uymayan bir epistemolojik tablo yaratr. Balamclk bu sezgileri ve saduyusal dnceleri n plana kararak geleneksel yaklama bir seenek oluturmaya alr.
Ludwig Wittgensteinn dil ve anlam konularnda geleneksel felsefeye ynelttii eletiriler pek ok felsefeciyi derinden etkilemitir.
Bilgi, anlam, ve zihin gibi konularda fikir reten geleneksel felsefeciler genellikle insanlarn renme sreleri konusunda derinlemesine dnmemilerdir. Bir ocuun ana dilini renmesi bir yetikinin yabanc dil renmesinden farkldr. Wittgensteina gre, bu durumun anlam ve bilgi konularnda ilgin sonular bulunmaktadr.
244
Epistemoloji
etse bile, sorun zlm saylmaz. Muz kelimesi nesnenin rengi ile mi ilgilidir? Yoksa nesnenin ekline mi gnderme yapmaktadr? Anlamsal karklk bunlarla da snrl deildir. Tm muzlarn ad muz iken insanlardan bahsederken Ebru, Kerem gibi farkl hitap kelimeleri kullanlmaktadr. Bu rnekleri oaltmak mmkndr. Aka grlecei gibi, bir bebein ana dilini renmesi son derece zor bir eylemdir ve byk bir anlamsal ve bilgisel baar ierir. Eer Wittgensteinn yukarda zetlediimiz akl yrtmeleri doruysa, insanlarn bebeklik dnemlerinde kelime adlarn parmakla iaret yntemiyle kolayca rendikleri fikri biraz basit ve yetersiz bir aklama gibi grnmektedir. imdi Wittgensteinn geleneksel dil ve anlam grne ynelttii eletirileri biraz daha anlamaya alalm. Onun gndeme getirdii nemli noktalardan birisi, kelimelerin nesnelerle ilikilendirdiimiz duraan simgeler olmasndan ok, toplumsal/szel eylem kapsamnda kullandmz aralara benzediidir. Szlerin dnyay bir ayna gibi yansttn sylemek yanltcdr. Biz szckleri bir toplum iinde szel dolama sokarz ve szckleri uygun davran kalplar ile koutluk iinde kullanarak anlamlandrrz. Muz kelimesi dnyadaki baz nesenelerle ilgilidir ancak u kelimeler iin ayn eyleri syleyemeyiz; fakat, imdat, yaasn. Kelimeler bazen nesneleri yanstrken, bazen de emir verme veya sz verme gibi ilevlere yararlar. Ayrca, bir insann muza iaret ederek muz demesi betimleme ilevini yerine getirirken, elinde eitli meyveler tutan ve bunlardan birini bize ikram etmek isteyen bir arkadamza muz dememiz bir istein veya seimin ifadesi olarak anlalabilir. Baka bir rnek verirsek, sz veriyorum kelimelerini syleyen bir insann yapt ey kesinlikle pasif bir ekilde dnyay betimlemek deildir. Sz vermek, o kelimeleri syleyeni balayan, kelimelerle bir eyi yapmay ieren aktif bir eylemdir. O yzden, kelimelerin nesnelere karlk gelme gibi tek ve basit bir ilevi yoktur. Kelimeler ok farkl iler iin kullanlabilir. Bir kelimenin anlamn belirleyen onun toplumsal alanda nasl kullanlddr. Simgelerle nesneler arasnda kurulmu gizemli veya evrensel bir anlamsal ba yoktur.
Wittgensteina gre, anlamn olumas ve iletilmesinin anlalmas iin zihnin iine deil toplumsal alana bakmak gerekir.
245
Bu dnceyi kavrayabilmek iin bir sreliine Wittgensteinc bir tarzda dnelim: ba ars veya manevi tatmin gibi zihinsel durumlarn (ve deyimlerin) ne anlama geldiini ve bylesi soyut kelimelerin hangi durumlara uygun dtn, nerelerde kullanlmas gerektiini nasl rendik? lk bata elimizde kelimeleri insanlarn davranlaryla ilikilendirmenin dnda bir gere var myd? Bu anlamda, hzn kelimesinin bir ocuk iin anlam kazanmas srecinde, evredeki insanlarn kafalarnn iinde olup bitenin ana dilini renen ocuk iin nasl bir yarar olabilir? Bu dncelerden hareketle u noktaya varrz: Szel eylemler bir insanda yalnzca toplumsal davran koullandrmalaryla ortaya ktklarndan dolay (rnek: anne bardak derken masann stndeki barda gsterir ve ocuk da bu eylemi izler), bu eylemlere ilikin anlamlandrmalar bireysel olarak yani tek bir bireyin keyf olarak ald kararlarla ve bu kararlara uygun davranlarda bulunmaya almasyla- gerekletirilemez. Bir insan kendi kendisini szel/davransal anlamda koullandramaz. O yzden, etrafta konuan baka insanlarn olmad bir ortamda, kedi veya ta gibi en basit ve somut ierikli kelimeler bile anlamsal karlklarn bulamaz. Ksacas, bir kii tek bana bir dil yaratamaz. Bu akl yrtme Wittgensteinn tek kiiye zg bir dilin olanakszl argman olarak bilinir ve pek ok yorumcunun da zerinde uzlat gibi bu argman gnlk dilsel eylemlerimizde toplumsalln ya da toplumsal boyutun nasl bir rol oynad konusunda kritik bir neme sahiptir. Wittgenstein, hem anlamn oluumu hem de kelimelerin doru/yanl kullanmlarnn testinin yaplabilmesi iin bir toplumun varlnn gerektiini ne srer. rnein bir insan tek bana belli bir hissine ite o his veya o duyum gibi bir ad vererek kiisel bir dil oluturamaz. Elbette herkes yalnzca kendi hislerini ve zihinsel durumlarn deneyimleyebilir; bir kiinin zihinsel durumlarnn ieriklerini bir bakas deneyimleyemez. Bununla birlikte, renilecek veya bilinecek ey, yani anlamlar, ieride deil dardadr. phesiz bu bizim baars gibi deneyimleri yaamadmz gstermez. Gsterdii gerek, dili yeni renmekte olan bir insann ar, hzn, can sknts dediimiz eyleri iine bakarak (veya iini dinleyerek) deil, evresindeki yetikinlerin bu kelimelerle hangi davranlar eletirdiini grerek dier oluumlardan veya durumlardan ayrd ve belli bir ey olarak anlamlandrp rendiidir.
Wittgensteinn tek kiiye zg bir dilin olanakszl argmanna gre, bir kii tek bana hislerine veya alg ieriklerine isim verme yoluyla bir dil oluturamaz. Dilin olumas iin toplumsal koullandrma srelerine gereksinim vardr.
Wittgenstein ve phecilik
Wittgensteinn dncelerini doru anlamamz ve deerlendirmemiz gerekiyor. Yukarda akladmz gibi, Wittgenstein anlamn bireylere has eyler olduklar fikrine kar kmaktadr. Yani bir insann iinde hissettiklerinin yanlzca ona ait zihinsel nesnelermi gibi alglanmasnn temel bir yanllk olduunu sylemektedir. Dahas, Wittgenstein anlamn olmadn deil, zihinlerde yer tutan anlam gibi bir eyin var olmadn savlamaktadr. Basitletirerek sylersek, anlam zorunlu olarak zneler aras alandadr. Bu dnceler bizi phecilik konusunda ok ilgin bir noktaya gtrr. Doal bir dili konuabilen bir znenin, gerekliin varlndan veya dier insanlarn var olduundan phe etmesi olduka anlamszdr. nsann doal bir dil konumas, zerinde konuulabilecek bir dnyann ve o dnyann iinde yer alan toplumsal bir rgtlenmenin varln gerektirir. Bu dilsel, toplumsal ve davransal anlam kuram, Descartes gibi bilgi kavramna temsil epistemolojisi erevesinde yaklaan dnrlerin yaklamlarna hi benzememektedir. Ayrca dilsel yaplar, kavramsal ereveleri ve pragmac unsurlar n plana almasyla 20. yzyl Bat Felsefesinin kayda deer bir boyutunu sergilemesi asndan da nemlidir. Wittgenste-
Eer Wittgensteinn dil ve anlam konularndaki gr doruysa, phecilie ilgin bir yant verilmi demektir.
246
Epistemoloji
inc yaklamn felsefeciler arasnda evrensel kabul grdn sylemek elbette olanakl deildir. Ancak pek ok yn hl tartlmakta ve eletirilmekte olsa da, Wittgensteinn grlerinin 20. yzyl felsefesini kkten bir ekilde deitirdii ve yanlzca anlam konusunda deil, varlk tasarmlar ve bilgi sorunsal erevesinde de sylem alann belirledii bir gerektir.
SIRA SZDE
DNELM S O R U
arpc fikirleriyle 20. yzyl felsefesine damgasn vurmu bir dnr olan Ludwig WittSIRA SZDE gensteinn ne srd grlerin geleneksel felsefenin kuramlar ve yaklamlar ile hangi ynlerden elitiini aklamaya aln.
DNELM
EPSTEMOLOJDE DOALCILIK
20. yzylda S O R U felsefi grler ve yaklamlar iinde en arpc olanlardan biretilen ri kukusuz doalclk olmutur. Ontolojik anlamda doalcln tezi udur: Evrende her ne varsa doann bir parasdr ve evrende doal unsurlar dnda bir DKKAT ey yoktur. Epistemolojide ise doalclk bilginin elde edilme yntemleriyle ve bilginin doasyla ilgili bir gr olarak anlalr. Doalc bilgi kuramclar, bilinebileSIRA SZDE cek tm dorularn doaya ait olduunu, bizim iin doann dnda bilgi nesneleri olmadn dnrler. Tahmin edilebilecei gibi, epistemolojik doalclk bilgiye ulama konusunda usulardan ziyade deneyimcilere yakn bir felsefi duru serAMALARIMIZ giler. Dahas 20. yzyln en nde gelen doalclar bilime ok zel bir deer atfetmiler, epistemoloji ile fiziksel bilim arasnda nemli bir iliki olduunu veya olmas gerektiini ne srmlerdir. K T A P Baz yorumcular felsefede doalcln kklerinin Thales, Anaximender, Heraklitus, Demokritus gibi Sokrates ncesi dnrlere kadar gittiine inanmaktadrlar. Doalcln L E V temsilcisinin Aristoteles olduunu dnenler de vardr. Daha yayT E ilk Z Y O N gn olarak kabul edilen gr, David Humeun epistemolojik anlamda ilk doalc olduudur. 20. yzyl doalclna damgasn vuran felsefeci ise Amerikal dnr Willard Van Orman Quinedr (1908-2000). Quinen radikal deneyimcilii felNTERN T sefede ok bykEbir etki yaratm ve uzun tartmalara neden olmutur. Quinen kar kt epistemoloji esas olarak, Platon ile balayp Descartesn bilgi kuramnda yeni bir ekil alan ve 19. yzylda baz felsefecilerin psikolojik unsurlar mantksal ve bilimsel almalardan uzak tutma abasn da iine alan usu yaklamdr. Quinen nerdii doalc yaklam, felsefede yer etmi olan zihnini kullanarak nesnel bilgiye ulaan zne veya anlamsal bir i dnyas olan zne kavramlarn bir kenara atarak onun yerine, fiziksel ortamnda ba edip ayakta kalabilen gelimi organizma ve dilsel unsurlar gzlemlenen olgu ve davranlarla badatrabilen ve bunu dilsel davranlarla iletebilen canl gibi kavramlar getirmeyi hedefler. Quinea gre, insanlarn bilme sreleri aldklar snrl miktarda algsal veriyle balar ve soyut kuramlarla biter. nsan denilen varlk, etkilere tepki verebilen fizyolojik bir yapdr. Bizim son derece etkileyici zihinsel yetilerimizin olmas, aslnda bilginin ardnda tmyle fizyolojik ve deneyimsel yap talarnn olduu gereini deitirmez. Epistemolojinin ana konusu soyut gerekelendirme, anlam veya doruluk kuramlar deildir ve bu konuda geleneksel felsefeciler nemli bir hata yapmlardr. Epistemoloji, deneyimsel yntemlere bavurarak, kantlarla kuramlar arasnda nasl bir ba olduunu inceler. Quinen ok eden szleriyle, epistemoloji deneysel psikolojinin bir alt nitesi olmak durumundadr. Quinen ne srd fikirler ok sayda bilgi kuramcsn etkilemi olsa da, bu felsefeciler genellikle Quinen deneyimcilikte biraz arya katn belirtmilerdir. Bu lml doalclarn Quinedan aldklar en temel dnce, epistemolojinin saf
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
Quine E R N E T okunur) 20. N T (Kuayn yzylda doalcl savunmu ve fikirleriyle pek ok dnr etkilemitir.
Quine gibi doalc felsefeciler insan bilgisi balamnda zihinsel veya i dnya kavramnn fazlaca abartlmamas gerektiini vurgulam, insanlarn doann bir paras olduunun altn izmitir.
247
a priori bir disiplin olamayacadr. rnein Hilary Kornblith (1994), doalc epistemolojinin temel iddiasn u ekilde ifade eder: Belli bir inanca veya yargya nasl varmamz gerektii sorusu, insanlarn aslnda o trden yarglara genelde nasl varyor olduklar sorusundan bamsz olarak irdelenip yantlanamaz. O yzden, epistemoloji ile fen bilimleri zellikle de deneysel psikoloji- arasnda byk oranda bir alveri olmas gerekir. Quine ile lml doalclar ayrtran kritik bir nokta norm ve normatiflik konusudur. Pek ok yorumcuya gre, Quine epistemolojiyi normatif gten yoksun brakma abasna girmitir. rnein Jaegwon Kime gre kant kavram kat bir doalcln kavramsal gereleriyle tam olarak anlalamayabilir. Bir olgunun veya nermenin baka bir nermeye kant oluturmas, onun aklclnn veya kabul edilebilirliinin artmasyla ilgilidir. Fakat bu kavramlarn basite deneyimsel deil normatif kavramlar olduklar aktr. Bu adan bakldnda, kant kavram kesinlikle normatif arlk iermek durumundadr. Dahas, inan kavramnn bile normatif olmak zorunda olduu sylenebilir. Bu fikri yle aklayabiliriz. Eer bir insan deneyimsel inanlara sahipse, bunun gereklemesinin ok temel bir n koulu o kiinin rasyonalite (aklclk) sahibi olmas ve inanlarnn sistemsel bir yapda olmasdr. Ancak aktr ki, aklclk ve sistem kavramlar, var olabilmeleri iin, normlara veya ilkelere dayanmak zorundadrlar. zetle, inan ve kant kavramlar geleneksel anlamlaryla normatif kimlikte olmak zorundadr.
248
Epistemoloji
Feminist felsefeciler, geleneksel epistemolojinin temel konusu olan bilen znenin soyut ve balamdan kopuk bir varlk gibi ele alnmasna kar kmlardr.
temolojik konuya girmeden nce, biraz geni bir perspektiften yaklamak ve feminizmin temel felsefi fikirlerinden birini ksaca aklamak yararl olacaktr. nsan zihninin yaratc ve yapc gcnn dnyay ekillendirdii dnlr. Ancak daha farkl (ve kkten) bir irdeleme, ters ynde bir banty veya nedensellii de gsterecektir: inde bulunduumuz dnyann toplumsal dzeni ve tarihsel alt yaps, bireylerin znel yaklamlarn, tek tek insanlarn zihinlerini, ideolojilerini, beklentilerini, seimlerini ve fikirlerini ekillendirir. Eer bu doruysa zne soyut, otonom (yani orjinal Yunanca anlamyla, kendi kurallarn koyan) ve bolukta fikir reten bir varlk olamaz. Bizim kavramsal erevelerimiz ve yaant biimlerimiz, znde, bireysel yollar veya bireysel tercihler deildir. Dncenin normlarn arlkl olarak tarihsel ve toplumsal yap belirler. Feminizmin esas tezine gre bu normlar genel olarak erkek-egemen bir toplumsal rgnn ve tarihselliin sonucudur. Hem kadnlarn hem erkeklerin bilincinde olsunlar ya da olmasnlar- bireysellikleri ve znellikleri bylesi bir altyap iinde olumutur. Felsefenin nl dnrleri (zellikle usular) epistemolojik kuramlarnda dnen/bilen zneyi yaltlm, arlatrlm ve evresel etkileri am soyut bir zihin olarak tasarlamlar veya varsaymlardr. Bu tasarmn veya yaklamn sonularn fesefe tarihinde bolca gzlemleyebiliriz. Platonun, Descartesn, Kantn kuramlar ve bilginin l zmlemesi buna rnek olarak verilebilir. Tahmin edilebilecei gibi, bilginin klasik zmlemesi zerine alan felsefeciler herhangi bir ekilde znenin alt yapsn ve toplumsal kimliini dikkate almamlardr. Vrinda Dalmiya ve Linda Alcoff gibi feminist bilgi kuramclar ise zellikle bu temel noktann zerinde durmulardr. Dahas, Dalmiya ve Alcoffa gre, ada literatrde epistemolojik ilginin genelde hep nermesel veya tmcesel bilgi zerinde younlamasnda yanltc bir yn bulunmaktadr. znenin iinde bulunduu durumlar ve alt yapsn gz ard eden zmleyici yaklamlar, bilginin tek ciddiye alnacak ve felsefi olarak irdelenecek trnn nermesel bilgi olduu varsaymna yaslanmlardr. Bu yaklam srekli olarak ideal bir zne varsaymakta ve kadnlar gibi marjinalletirilmi kesimlerin deneyimlerinde ortaya kan belli bilgi tiplerini dlamaktadr. rnein modern tp eitimi alm olan doktorlarn nermesel ve sistematik bilgilerinin aksine, geleneksel ebelerin bebek dnyaya getirme konusunda sahip olduklar pratik bilginin nermesel bilginin kalplarna tam olarak smad aktr. Bilginin farkl trleri olabilecei gibi, bilen znelerin de farkl alt yaplar ve balamsal zellikleri olabilir. Geleneksel epistemolojik yaklamlar ise bu farkllklar tamamen gz ard etmi ve hayal bir evrensel zne tasarlamlardr. Ve bu evrensel zne, elbette, erkeklerin niteliklerini tayacak ekilde modellenmitir. Sorun yaratan konu, tam olarak da budur. Feminist bir bilgi kuramcs olan Lorraine Codea gre de, bilginin klasik zmlemesinde ad geen zne, soyutlatrlm, evrenselletirilmi ve ii neredeyse boaltlm bir varlktr. Bylesi bir znenin ve onun bilme ilevinin ardnda yatan aklclk, bilinen felsefi iddialarn veya varsaymlarn tersine, evrensel veya doru deil, erkeklerin egemen olduu bir toplumun standartlarnn dorudan yansd, tarafl bir aklclktr. znellik kanlmaz olarak zaten hep bilgi edinme srelerinin iindedir. O yzden feminist bilgi kuramclarna gre, znellik bilgi kuramlarnda hesaba katlmas gereken bir unsurdur. Ancak bu yaplrken toplumun tarihsel bilincinde derin bir yeri olan hegemonyac dengesizlik gz nne alnmal, kadnlarn ve evrensel aklclk adna entelektel merkezden uzaklatrlan dier kesimlerin perspektifleri felsefi zeminine tanabilmelidir.
249
Hem lml doalclarn hem de feminist dnrlerin ortak bir noktas, Quinedan ok farkl olarak, normatif ilevi epistemolojik irdelemelerde ciddiye almalardr. Bu dnrler epistemolojinin usu alkanlklarn terkederek deneyimsel ve balamsal boyutlarla ilgilenmeyi renmesi gerektii konusunda uzlamaktadr. Ancak, bu grlere gre, normatif yn elinden alnan bir epistemolojinin hem aklama dzeyinde hem de toplumsal-politik alanlarda baarszla urayaca ve yanltc bir felsefi tablo sunaca kesindir. Feminizm genellikle kadn haklarnn savunulmas ve kadnlarn toplumSZDE SIRA iindeki durumlarnn iyiletirilmesi ynnde ortaya konulan kapsaml bir kuramsal ve eylemsel giriim olarak tanmlanr. Feminizmin epistemoloji kapsamnda nasl bir ilev ierdiini anlamak DNELM ilk bakta zor gelebilir. Feminist epistemolojinin, bilgi felsefesi konusuna nasl bir katkda bulunduunu kendi kelimelerinizle aklamaya aln.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
Amerikal dnr Richard AMALARIMIZ Rorty 20. yzylda pragmacln en nde gelen savunucusu olmutur.
K T A P
Rortynin karsna ald temel bir gr, Quineda olduu gibi, Kartezyen felsefe ve onun en temel zelliklerinden biri olan temsil epistemolojisidir. Rortyye gre, Modern a dnrlerinin ounlukla insan zihnini bir ayna ve bilgiyi de d N T E R olduka yanldnyann zihinde brakt yansmalar eklinde kavramlatrmalar N E T tc bir felsefi gelenee yol amtr. Bilgi kuramna eletirel yaklamnda Rortyyi derinden etkileyen dnrler arasnda zellikle Friedrich Nietzsche, William James, John Dewey, Ludwig Wittgenstein ve Willard Van Orman Quine saylabilir. Bu dnrlerden bazlarnn eletirlerilerinin hedefinde yalnzca belli epistemolojik yaklamlarn olmadn, felsefeye genel yaklamlar itibaryla da olduka kkten bir duru sergilediklerini belirtmeliyiz. Nietzsche, bizim ruhdan ziyade bedene sahip olan ve bu dnyaya ait varlklar olduumuzu vurgular; Wittgenstein anlam kavramnn srrnn zihinlerin iinde deil toplumsallk ve eylemin alannda olduuna inanr; James ile Dewey ise doru ve gereklik konularnda ok arpc bir pragmac tavr sergilerler. Bu dnrleri ortaklatran nemli bir nokta, deneyimsel bilginin eylemsel ve balamsal bir olgu olduudur. Dahas, insan deneyimi tmyle sylemseldir. Yani, deneyim ve bilgi doal dillerin dinamikleri tarafndan belirlenir. Bu bak as, sylemin gcn fazlaca hesaba katmam olan geleneksel felsefi (metafizik ve epistemolojik) yaklamlardan son derece farkldr. Nietzsche, James, Wittgenstein ve Quine aralarndaki byk dnsel farklara ramen, dilin ve yorumun belirleyici gc konusunda ortak bir noktada buluurlar. Gnmzn eletirel grleri veya akmlar asndan, bu drt dnrn fikirlerinin byk bir nemi vardr.
TELEVZYON
TELEVZYON
Rortyyi en derinden etkileyen dnrler Nietzsche, James, Dewey, Wittgenstein ve Quine olmutur.
NTERNET
250
Epistemoloji
Rortynin pragmac yaklamna gre, hem znenin zihinsel hlleri zerinde odaklaan znelci gr hem de znelerin eylemlerini gz ard eden nesnelci yaklamlar hataldr.
Yukarda zetlediimiz genel felsefi grnt gz nne alndnda, Rortynin gereklik ve doru gibi kavramlara ilikin ne syleyeceini tahmin etmek zor deildir. Rortyye gre esas olan, eylem, yorumsal eitlilik ve insanln kendini gelitirmesidir saf hakikatin bulunmas deil. Geleneksel nesnelci ve zihinci yaklamlarn her ikisi de yanltcdr ve hataldr. Metafiziksel nesnelcilik, insanlarn zihinlerinden, dillerinden ve kltrlerinden etkilenmemi bir varlk tasarm yapmaya almtr. znelci eilimi olan dnrler, zihnin ierii ve temsil sorunsal zerinde younlamlardr. Pragmaclk ise ok farkl bir gr sunar. Rortyye gre, dnya ve insan srekli olarak karlkl etkileim ve deiim iindedir. nsanlar iin esas olan, eylemsel baar, hayatta kalma ve geliimdir. Soyut veya kuramsal dnme daha ncelikli ve daha temel deildir. O yzden, bilgi ve fayda kavramlar birbiriyle sk skya ilikili olmak zorundadr.
roni ve Olumsallk
Rortynin pragmac yaklamnn epistemoloji alannndaki etkisini tam olarak deerlendirebilmek iin, onun felsefesinin genel hatlarn iyi anlamamz gerekiyor. Bu yolla, ada felsefenin nemli bir kesitine veya boyutuna ilikin de fikir sahibi olacaz. Rortynin yaklam, esas olarak, felsefenin kutsallarna kar kkten
251
bir kar k temsil eder. Rorty, insanlar asndan hibir eyin mutlak veya deimez olmadn dnr. Bir dnr olarak Rortyyi en iyi betimleyen deyim ironidir. roni kelimesi Trkeye genellikle tersinleme veya alayslama olarak evrilir. Dilsel kullanm asndan bakarsak, ironi genelde tuhaf veya gln ynleri olan ztlklar barndran durumlar iin kullanlr. (rnein Yalnzlktan Holananlar Dernei yelerinin otobslerle Kapadokyaya geziye gitmeleri ironik bir durumdur.) Rortynin kulland hliyle ise, ironi deyimi farkl bir ierik kazanr. ronik birey byk sorulara nihai yantlar bulma merakn hafife alan kiidir. roni yapmak felsefede Sokratesin uygulad sorgulayc ynteme geri dnmektir. Bu anlamda, ironi kavram ile yakn iliki iinde olan bir dier kavram da olumsallktr. Olumsallk, felsefi olarak, zorunluluk veya mutlaklk kavramnn tersini ifade eder. ronik ve olumsalc insanlar dnsel adan yolda olmay ve dnsel maceralarna devam ederek yaamay tercih ederler. Bu yaklam benimseyen kiiler, kendi inan sistemlerinin doruya veya hakikate karlk geldiini deil, farkl bak alarndan dnyaya bakabilmenin dnsel bir meziyet olduunu dnrler. ronik kiiler, metafiziksel hedeflerden uzaklaarak balamsal durumlar dikkate alrlar. Ksaca sylemek gerekirse, dnsel ironi, felsefenin geleneksel sorularndan ve evrensel meraklarndan uzaklamak anlamna gelir.
Rortyye gre, bir dnrn ironik olmas ve olumsalla deer vermesi nemli niteliklerdir. ronik birey kendi dnsel zeminini sorgulama yeteneine sahiptir. Olumsal dncenin temelinde ise, hibir grn veya kuramn nihai, mutlak veya gerekli olamayaca fikri yatar.
252
Epistemoloji
Rortynin dile getirdii pragmac fikirler olduka byk destek bulduu gibi, zaman zaman da ciddi biimde eletirilmitir. zellikle, Rortynin nesnel doru kavramna ynelik eletirileri byk felsefi tartmalara yol amtr.
ve yardmsever bir insan, sonsuz bilgi gcne sahip olmad iin merhametli ve yardmsever olmann ahlaki olarak belki yanl olabileceini dnmeye balarsa, bu tavrn olduka tuhaf ve anlamsz buluruz.) Pek ok felsefeci dorunun kanttan ve gerekelendirmeden bamsz olmas gerektiini dnmtr. Ancak, Rortyye gre, kanttan kavramsal olarak bamsz olan nermesel doruluk tamamen yararsz bir fikirdir. Felsefecilerin doru kavram entelektel bir zihinsel altrmann konusu olabilir; ama gerek yaamda fazlaca bir yeri yoktur. Gerek yaamdaki doru ise dinamik, deiken, tarihsellik ve toplumsallk iinde srekli olarak retilen, yalnzca kantlarn ve gerekelerin zemininde yaam bulabilen bir kavramdr. Geleneksel felsefi yaklamlar eletirirken, Rorty zaman zaman pragmac ve liberal fikirleri bir araya getirmektedir. Baka bir deyile, Rortynin eletirisi ontolojik-epistemolojik zeminle snrl deildir. Kuramlardan ziyade pratik toplumsal sorunlarla ilgilenen Rorty, felsefenin eitli alanlarndaki eletirilerini toplumsal-siyasal alana tamtr. Bunun arpc bir rnei doru konusunda gzlemlenebilir. Rortynin pragmac grne gre, felsefecilerin dorusunun toplumsal-politik boyutta da nemli bir sakncas bulunmaktadr. Tarihteki baskc ynetimler dorunun kendi tekellerinde olduunu savlam, farkl olan her zaman sindirmeye almtr. Oysa, insann dnsel ilevi sonsuza kadar srecek olan somut bir maceradr. Nesnel doru kavram ise, bu maceray bir noktada durdurma amacn tar. Felsefeciler tarafndan yceltilen ve abartlan doru kavramn terk etmek, hem epistemolojk hem de siyasal adan daha yararl olacaktr. Bu yaklamn yalnzca pragmac deil ayn zamanda liberal ynlerinin olduu da aka grlebilir. Rortynin epistemolojiye ve geleneksel felsefeye at sava yalnzca bilgi kuram ile uraanlar etkilemekle kalmam genel anlamda, Batnn entelektel yaamnn son 40 ylnda nemli bir iz brakmtr. Ancak Rortyye yneltilen eletirilerin ve verilen yantlarn da dikkatle incelenmesi gerekiyor. Rortynin doruyu gerekelendirme veya kant boyutuna indirgeme abasna yalnzca geleneksel (nesnelci) felsefecilerden deil, onu genelde destekleyen ada pragmaclardan bile tepki gelmitir. Doru kavramn epistemolojik olarak indirgemek istemeyen bu dnrlere gre; Rortynin eletirdii doru entelektel yollardan uydurulmu bir fikir deil, gndelik dilde de yeri olan nemli bir kavramdr. Bir insan imenler yeil renklidir nermesinin doru olduunu iddia ettiinde, normal olarak dile getirmek istedii dnce yanlzca imenlerin rengi konusunda en iyi ekilde gerekelendirilmi inancn, imenlerin yeil renkte olduudur trnden bir ey deildir. O kii kantlardan deil, dnyann gerekten (yani eldeki gerekelerin tesinde) nasl olduundan bahsetmektedir. Elbette, bu fikir bir pragmacnn kolayca kabul edebilecei bir dnce deildir. Doru kavramnn toplumsal ve siyasal alana etkisi konusunda Rortyyi eletiren felsefeciler onu politik alan neredeyse etkisiz hle getirmekle sulamlardr. Bu dnrlerin ynelttikleri nemli bir eletiri, Rortynin bir araya getirdii liberal ve pragmac perspektiflerin ortaya kard tablonun aslnda ok ekici olmaddr. Eletirmenlere gre, eer biz Rortynin nerdii gibi doru yarg kavramn irdeleme ve tartmalarn sonucunda kabul edilen, inandrcln koruyabilen ve faydal olduu dnlen yarg ile deitirirsek bu durum, Rortynin iddiasnn tam tersine, politik gce sahip olanlarn ve toplumsal iletiim kanallarn denetleyenlerin doruyu belirledii rktc senaryolarn yolunu aacaktr. zneler aras fikirsel alveri alan kendi bana ne ontolojik ne de siyasal sorularmz yantlama anlamnda yeterlidir. Rortynin mutlak felsefi yaklamlara duyduu
253
tepki anlalabilir bir tavrdr. Ancak pek ok yorumcuya gre, Rorty sunduu eletiriden ar bir sonu karmaktadr. Bu yorumcular, Rortynin liberal/pragmac tavrnn ve uzlam-merkezli anlaynn nesnelliin veya dncenin normatif boyutunun hakkn tam veremeyeceini dnmektedir. ada zmleyici felsefe erevesinde fikir reten ve bu noktalar gz nne alan baz dnrler, hem Rorty gibi pragmaclarn itirazlarn ciddiye alan hem de gerekiliin temel sezgilerinden vazgemeyen kuramlar sunmaya ynelmilerdir. 21. yzyln balarnda olduumuz bu yllarda, bilgi felsefesi, varlk kuramlar ve tmcesel doruluk konularnda felsefi aratrmalar hlen devam etmektedir. Rortyye gre gerekelendirmeden ve insanlarn eylemlerinden bamsz nesnel doru SIRA SZDE kavram totaliter sistemler tarafndan kullanlabilecek zararl bir kavramdr. Rortyye itiraz eden dnrler ise bunun tam tersini savlamlardr. Bu ilgin tartmay aklamaya DNELM ve deerlendirmeye aln.
S O R U
SIRA SZDE
DNELM S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
254
Epistemoloji
zet
A M A
Bilgisel gerekelendirme konusunda yeni yaklamlar aklayabilmek. Temelcilik ve badamclk gibi geleneksel gerekelendirme kuramlar iddialarn olduka soyut ve genel bir zeminde dile getirmilerdir. Daha ak dersek, bu kuramlar bilginin gerekleme srelerinde, farkl koullarn farkl bilgisel sonular verebileceini fazlaca gz nne almamlardr. Eer p nermesi iyi gerekelendirilmi bir nerme ise, p nermesinin gerekeli olmas koullara veya durumlara bal olamaz. Ancak, yakn zamanlarda retilen gerekelendirme kuramlarnn olduka farkl bir yaklam sergilediini syleyebiliriz. Balamclk ad verilen gre gre, bir p nermesinin gerekeli hle gelmesi, belli bir oranda, o nermeye inanan znenin iinde bulunduu koullara baldr. Tek bir nerme, belli bir durumda gerekeli bir nermeyken, ayn nerme baka bir durumda gerekesi zayf bir nerme olabilir. O hlde, bu yeni yaklama gre, gerekelendirme bir nerme ile dnya arasnda gerekleen soyut bir bant deildir. Badamclara gre, bilgisel gerekelendirme, zneler, nermeler ve gerek durumlar ieren karmak bir bantdr. Wittgensteinn felsefenin her alannda iz brakan grlerinin phecilik konusunda hangi sonular verdiini aklayabilmek. L. Wittgenstein 20. yzyln en nemli felsefecilerinden birisidir. Onun anlam ve zihin konusunda sunduu eletiriler felsefenin yerlemi baz kavram ve kuramlarnn derinden sorgulanmaya balamasn salamtr. Wittgensteina gre anlamlarn zihinsel ve kiisel eyler olarak alglanmasnda son derece yanltc bir yn bulunmaktadr. Bunun daha iyi kavranmas iin, bir ocuun ana dilini nasl rendiine yakndan baklmas gerekir. Bir bebek dil renmeye baladnda evresindeki yetikinlerin zihinlerinde ne olduunun bebee hibir yarar olamaz. ocuklar yetikinleri gzlemleyip, hangi kelimelerle hangi davranlar bir araya getirdiklerini renirler. Wittgensteina gre, kelimeler yalnzca nesneleri adlandrmakta kullanlmaz; dilin ok farkl ilevleri vardr. Doal diller, bir benzetme yaparsak, stanbul gibi ehirlere benzerler. ehrin merkez(ler)i, kenar mahalleleri, tarihsel yaplar, modern binala-
r ve net olmayan ehir snrlar vardr. Doal diller ve anlam adn verdiimiz ey de byle bir yapdadr. nsanlar doal dillerini zihin okuyarak deil, son derece karmak olan toplumsal alanda simgeleri kullanma konusunda koullanarak renirler. Eer bu doruysa, bir dili konumak hibir zaman bireysel ya da kiisel bir erevede aklanamaz. Wittgensteinn gr phecilik konusunda ok ilgin bir sonu vermektedir. Eer biz bir dili konuabiliyorsak, bu durum dnyann ve baka insanlarn (daha dorusu, toplumsal bir yapnn) varln gerektirir. Wittgensteinn gr hem epistemolojik bir soruna bilgi felsefesi alan dndan verilmi bir yanta karlk gelir, hem de 20. yzyl felsefesinin genel havasn yanstmas asndan nemlidir. Epistemolojide doalcln ne olduunu aklayabilmek. Ksaca ifade edersek, epistemolojide doalclk, insan bilgisinin irdelenmesinde bilimsel aratrmalarn ve daha da genel olarak, deneyimsel boyutun belirleyici olduunu savlar. Geleneksel epistemolojik yaklam, bilgi kavram zerinde yaplan almalarn esas olarak zihinsel veya zmlemesel olduu varsaymna dayanr. Oysa Quine gibi 20. yzyl doalclar, zihin ve zihinsellik kavramlarnn abartldn dnmlerdir. Quinen grne gre, insan doann iinde yer alan bir varlktr. Son derece karmak yeteneklerimiz ve kapasitelerimiz olsa da, bizim bilgisel servenimizi anlamann en doru yolu fizyoloji ve deneysel psikoloji gibi bilimlere bavurmaktan gemektedir. Quinen bu yaklam olduka ilgi grm olsa da, beraberinde nemli sorular ve tartmalar da getirmitir. Eer Quinen tanmlad ekliyle kkten bir doalclk benimsenirse, bu durum epistemolojinin normatif ynn ortadan kaldrmaz m? Bilim insanlar bilgisel srelerin nasl olutuunu aklayabilirler. Ancak bilginin hangi durumlarda yeterli veya uygun olduunu deneyimsel boyutta bulabilir miyiz? Bu sorularn yant iin felsefecilerin zmlemelerine gereksinim duyacamz ak deil midir? Bu ve benzeri sorular, doalclar ve doalcl eletirenler arasnda scak tartmalarn yaanmasna neden olmutur.
AM A
A M A
255
AM A
Toplumsal epistemoloji ve feminist epistemoloji alanlarnda yaplan almalar aklayabilmek. 20. yzylda epistemolojide gerekleen en nemli gelimelerden biri toplumsal ve feminist epistemolojilerin ortaya kmasdr. Toplumsal epistemoloji alannda alan dnrler, bilen znenin yalnzca bireysel bir varlk olarak tasarlanmasna kar kmlardr. Bu dnrler, rnein, bireylere ek olarak, topluluklarn da belli inanlara sahip olabileceini, birey kavram zerine ar bir vurgu yaplmamas gerektiini dnmlerdir. Buna ek olarak, feminist felsefeciler, epistemoloji tarihinde sunulan zmlemelerin varsaymsal bir evrensellik temeli zerinde oluturulduunu savlamlardr. Feministlere gre, bilgisel zmlemelerde ad geen zne, tm evrensel grnmne karn, aslnda erkek-egemen bir zihniyetin rettii bir kavramdr. Bilgi kuramclar almalarnda nermesel doru zerinde fazlaca durmular, farkl kesimlerin deiik deneyimlerinde ortaya kan bilgi trlerini dlamlardr. Bunun bir nedeni, dier bilgi tiplerinin sistematize edilip zmleme konusu yaplmaya ok uygun grlmemesi olmutur. Feminist bilgi kuramclar bu noktaya zellikle dikkat ekmeye almlar ve rnein, kadnlarn kendilerine zg deneyimlerinde ortaya kan bilgi trlerini gndeme getirerek geleneksel bak asnn kstlayc ve yetersiz ynlerini sergilemilerdir. Richard Rortynin pragmac eletirisini ve bu grn hem gnmz epistemolojisi hem de ada felsefe asndan nemini tartabilmek. Pragmac grn yakn zamandaki en nemli temsilcisi Richard Rortydir. Rortynin ok etkili olmasnn bir nedeni, onun genel olarak felsefenin yapl biimine ar eletiriler getirmesi ve felsefenin kendisini dier dnsel alanlarn stnde bir yerlere yerletirme abasnn sakncalarna dikkat ekmesi olmutur. William Jamese benzer ekilde, Rorty doru kavramnn metafizik bir bant olmadn, doru ve fayda kavramlarnn birbiriyle sk skya ilikili olduunu savlamtr. Rortynin felsefi yaklamn en iyi ifade eden iki terim ironi ve olumsallktr. ronik bireyler, kendi inan sistemlerinin kesin ve deimez doru olduuna deil, farkl bak alarndan dnyaya bakabilmenin nemli bir mezi-
yet olduuna inanrlar. roni kavram ile ilikili baka bir kavram olumsallktr. Olumsallk, zorunluluk ve mutlaklk kavramnn tersine karlk gelir. ronik ve olumsalc bireyler nihai felsefi sonular deil, dnsel servenlerinin devam etmesini deerli bulurlar. ronik bireyler, felsefenin geleneksel sorularn ve evrensel ilgilerini hafife almaya eilimlidirler. Rortyye gre, geleneksel epistemoloji bilginin gerekelendirilmesi konusunda neredeyse takntl bir tavr sergilemitir. Bunu yaparken de gerek insanlarn gerek eylemlerini, snrlarn ve ilgilerini gzard ederek i grmtr. Buna ek olarak, Rorty kant ve gerekelendirme boyutunun tesinde yer alan bir doru kavramna da kar kmtr. Ona gre, doruluk ve kant kavramlar birbirinden btnyle kopuk olamaz. Kantlardan ve gerekelerden bamsz olan nermesel doruluk faydasz bir felsefi dncedir. Yaam iindeki doru ise deiken, tarihsel ve toplumsal bir olgudur. Rortynin gr ve eletirilerinin epistemolojik olduu kadar toplumsal sonular da bulunmaktadr ve bu sonular felsefeciler arasnda gnmzde hlen tartlmaya devam etmektedir.
A M A
256
Epistemoloji
Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi felsefecilerin kulland gerekelendirme kavramnn tarihi konusunda doru bir saptamadr? a. Gerekelendirme konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, balam kavramn ancak yakn zamanlarda dikkate almaya balamlardr. b. Bilgi konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, gereke veya logos kavramn yakn zamanlarda kefetmilerdir. c. Bilgi konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, doru kavramn ancak yakn zamanlarda kefetmilerdir. d. Gerekelendirme konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, her zaman balam kavramyla yakndan ilgilenmilerdir. e. Gerekelendirme konusunda Eski Yunandan bu yana fikir reten felsefeciler, her zaman balam kavramn doru kavramyla ilintilendirmeye almlardr. 2. Aadakilerden hangisi Wittgensteinn geleneksel dil ve anlam kuramlarna ynelttii temel bir eletiridir? a. Geleneksel kuramlar anlamn oluma srelerinde nermesel dorunun nemini dikkate almamlardr. b. Geleneksel anlam kuramlar doal dillerin renilme sreleri konusunu fazlaca dnmemilerdir. c. Geleneksel anlam kuramlar gerekelendirmenin nemi zerinde fazlaca dnmemilerdir. d. Geleneksel kuramlar anlamn oluma srelerinde inancn nemini dikkate almamlardr. e. Geleneksel kuramlar anlamn oluma srelerinde dikkatlerini zihin yerine toplumsal alana evirmilerdir. 3. phecilik konusunda Wittgensteinn grlerinden karlabilecek esas sonu nedir? a. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak bilisel kapasiteleri snrl varlklar tarafndan gerekletirilebilecei iin, phecilik ilgin bir tez olarak geerliliini korur. b. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak badamsal inan sistemleri kapsamnda gerekleebilecei iin, phecilik ilgin bir tez olarak geerliliini korur. c. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak nesneleri zihinsel olarak temsil edebilen varlklar tarafndan gerekleebilecei iin, phecilik felsefi bir tez olarak nemini yitirir. d. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak dnya iinde toplumsal bir koullanma ortam kapsamnda gerekleebilecei iin, phecilik felsefi bir tez olarak nemini yitirir. e. Doal bir dilin renilmesi ve konuulmas ancak badamsal inan sistemleri kapsamnda gerekleebilecei iin, phecilik felsefi bir tez olarak nemini yitirir. 4. Aadakilerden hangisi Quinen epistemolojik veya bilgisel yaklamn doru yanstmayan bir ifadedir? a. Quinea gre bilgi kavramna doalc bir ekilde yaklamak gerekir. b. Quinea gre deneyimcilik usuluktan daha tercih edilebilir bir gr sunmutur. c. Quinea gre temsilci epistemolojinin yaklam kuramsal adan yararl sonular vermitir. d. Quinea gre insanlarn zihinsel dnyalar ve zihinsel nitelikleri fazlaca abartlmamaldr. e. Quinea gre epistemoloji felsefi deil bilimsel bir zeminde yaplmaldr.
257
5. Aadaki nermelerden hangisi Quinen doalc yaklamna ynelik bir eletiri olarak ifade edilmitir? a. Quinen doalcl epistemolojinin normatif ynnn hakkn verememektedir. b. Quinen doalcl epistemolojinin bilimlerle olan ban koparmaktadr. c. Quinen doalcl gerekelendirme kuramlarnda badamcl fazlasyla n plana karmaktadr. d. Quinen doalcl dorunun karlk kuramn fazlasyla n plana karmaktadr. e. Quinen doalcl epistemolojinin toplumsal bilimlerle olan ban fazlasyla n plana karmaktadr. 6. Aadakilerden hangisi feministlerin bilgi konusundaki bak asn yanstr? a. Feministler, geleneksel bilgi kuramclarnn byk ounluunun kadn olmasnn yararl olacan savlamlardr. b. Feministler, tm geleneksel gerekelendirme kuramlar arasnda badamcln kadn haklarnn savunulmasnda daha yararl olacan dnmlerdir. c. Feministler, tm geleneksel gerekelendirme kuramlar arasnda temelciliin kadn haklarnn savunulmasnda daha yararl olacan dnmlerdir. d. Feministler, geleneksel bilgi kuramclarnn, doruyu gerekelendirmeye bal bir kavram olarak niteleme abalarna kar kmlardr. e. Feministler, geleneksel bilgi kuramclarnn bilen zneyi evrensel bir aklcla sahip varlk varsaymyla kimliklendirmelerine kar kmlardr. 7. Aagdaki felsefecilerden hangisinin Rortynin pragmac grleri iin bir esin kayna oluturmas beklenemez? a. Nietzsche b. Descartes c. James d. Quine e. Wittgenstein
8. Aadakilerden hangisi pragmac yaklama uygun bir ifadedir? a. Doru deeri tayan nermeler ancak ontolojik bir aratrma sonucunda bilinebilir. b. Doru deeri tayan nermeler ancak bireysel abalar sonucunda bilinebilir. c. Doru deeri tayan nermeler ile insanlarn kiisel tercihleri arasnda yakn bir iliki vardr. d. Doru deeri tayan nermeler ile insanlarn anlk zihinsel durumlar arasnda yakn bir iliki vardr. e. Doru deeri tayan nermeler ile insanlara yararl olan eyler arasnda yakn bir iliki vardr. 9. Rortynin ironik bir tavrnn olmas ne anlama gelmektedir? a. Rorty tarihteki tm felsefi abalar deneyimci bir perspektiften eletirmektedir. b. Rorty epistemolojinin deneysel psikoloji ile yer deitirmesi gerektiini dnmektedir. c. Rorty felsefecinin kefedebilecei nihai ve mutlak dorular olduu fikrine kar kmaktadr. d. Rorty felsefede mutlak zmlerin yalnzca epistemoloji alannda bulunduuna inanmaktadr. e. Rorty felsefenin Platoncu bir anlayla yaplmas gerektiini dnmektedir. 10. Aadakilerden hangisi Rortynin grne yneltilebilecek bir eletiri olamaz? a. Rortynin grlerinin bir sonucu, bilgi ve doru arasndaki ilikinin kopmasdr. b. Rortynin liberal ve pragmac eilimleri, onun dorunun nesnel ynlerini kavramasna engel olmaktadr. c. Rortynin pragmac doru anlay, totaliter senaryolara yol aabilecek bir tablo sunmaktadr. d. Rorty doru kavramnn nemini vurgulasa da, bilginin toplumsal boyutuna yeterince nem vermemektedir. e. Rorty doru kavramn gerekelendirme kavramna indirgemektedir.
258
Epistemoloji
Okuma Paras
Dnyann orada, darda olduu iddiasyla hakikatin orada, darda olduu iddias arasnda bir ayrm yapmaya ihtiyacmz var. Dnyann orada, darda olduunu, bizim yaratmmz olmadn sylemek, saduyuya yaslanarak mekan ve zamandaki eylerin ounun insani zihinsel durumlar iermeyen nedenlerin sonular olduunu sylemektir. Hakikatin orada, darda olmadn sylemek, basite, tmcelerin olmad yerde hakikatin de olmadn, tmcelerin insan dillerinin geleri olduunu ve insan dillerinin insan yaratmlar olduunu sylemektir. Hakikat orada, darda olamaz -insan zihninden bamsz varolamaz- nk tmceler bu ekilde varolamaz ya da orada, darda olamaz. Dnya orada, dardadr, ama dnyaya dair betimler orada, darda deildir. Yalnzca dnyann betimleri doru ya da yanl olabilir. Kendi bana dnya insanlarnn betimleme faaliyetlerinden yardm almayan dnya doru ya da yanl olamaz. Dnyann yan sra hakikatin de orada, darda olduu nermesi, dnyann kendine ait bir dile sahip bir varln yaratm olarak grld bir an mirasdr. Byle bir insani olmayan dil dncesine anlam verme giriimine son verecek olursak, dnyann bizim bir tmcenin doru olduuna inanmamzn hakllatrlmasna neden olabilecei yolundaki yavan sz, dnyann kendi inisiyatifiyle kendisini olgular denilen ve tmce biimi tayan kleler halinde bld iddiasyla kartrma ayartsndan etkilenmeyiz. Ama eer bir kimse kendi kendine varolan [self-subsistent] olgular nosyonuna yapp kalrsa, o vakit hakikat szcn byk harfle yazmaya ve hakikati ya Tanryla ya da Tanrnn projesi olarak dnyayla zde bir ey olarak ele almaya balamak kolaydr. O zaman da birisi, szgelimi Hakikatin yce olduunu ve bir gn egemen olacan syleyecektir. (...) Dnya konumaz. Yalnzca biz konuuruz. Dnya, kendimizi bir kez bir dile programladktan sonra, belli inanlara sahip olmamza neden olabilir. Ama dnya, bize konuacamz bir dil neremez. Bunu yalnzca baka insanlar yapabilir. Gelgelelim, dnyann bize hangi dil oyunlarn oynayacamz nermediinin anlalmas, hangi oyunun oynanaca kararnn keyfi olduunu ya da bu kararn iimizdeki derinlikte yer alan bir eylerin davurumu olduunu sylememize yol amamal. Bu kssadan karlacak hisse, szck daar seimindeki nesnel ltlerin yerine znel ltlerin, akln yerine iradenin ya da duygunun konulmas deildir. Buradaki hisse, iin bir dil oyunundan brne doru gerekleen deimelere varmasndan sonra, ltler ve seim nosyonlarnn (keyfi seim dahil olmak zere) artk anlamszlamasdr. Avrupa, Romantik iirin ya da sosyalist politikann ya da Galileici mekaniin slubunu kabul etmeye karar vermedi. Bu trden deiiklikler ne lde tartma sonucuysalar o lde de bir irade ediminin sonucudurlar. Tersine, Avrupa belli szckleri kullanma alkanln tedricen yitirdi ve baka szckler kullanma alkanln da yine tedricen edindi. Kaynak: Richard Rorty. (1995) Olumsallik, roni ve Dayanma. ev. Mehmet Kk ve Alev Trker. stanbul: Ayrnt Yaynlar, s. 26-28.
259
2. b
3. d
4. c
5. a
6. e
7. b
8. e
9. c
10. d
260
Epistemoloji
Sra Sizde 3 Bu kitapta gerekelendirmeden ve insandan bamsz nesnel doru kavramnn epistemolojik boyutunda gelien tartmalar sergiledik. Geleneksel bilgi zmlemesine gre, gerekelendirme ve doruluk kavramsal olarak farkl ierie sahiptir. Bir nerme ok iyi gerekelere sahip olsa da, o nermenin sonunda yanl olduu ortaya kabilir. Peki, bu durumda doru kavram tam olarak nasl bir felsefi ve toplumsal ilev stlenmektedir? Richard Rortyye gre, kantlarn tesinde doru kavram, politik adan kt ynde kullanlabilecek, tehlikeli bir kavramdr. Tarihte, kapal sistemlerin ou doru ve hakikat kavramlarn kullanarak insanlar bask altnda tutmular, farkl yaam biimlerini sindirmilerdir. O yzden, doru kavram yerine toplum iinde ie yarayan inan kavramn yelemek, insanln geliimi ve ilerlemesi asndan daha uygundur. Ancak, bu tabloyu bir de tersinden dnmemizde yarar var. Eer, kantlarn veya toplumsalln dinamik zemini dnda nesnel dorular yoksa, bu durumun totaliter senaryolarn yolunu ama anlamnda daha tehlikeli olduu sylenemez mi? Eer nermesel doru nesnel dnya tarafndan deil btnyle toplumsal alanda belirleniyorsa, toplumsal gcn ne tarafa kaydna bal olarak dorunun da deitirilmesi ve arptlmas riski ortaya kmaz m? Bu ilgin ikilem, Rorty ve onu eletirenler arasnda nemli bir tartmann ekillenmesine neden olmutur.
Dalmiya, V. ve Alcoff, L. (1993). Are Old Wives Tales Justified, Feminist Epistemologies iinde, editrler: L. Alcoff ve E. Potter, New York: Routledge. DeRose, K. (2009). The Case For Contextualism: Knowlege, Skepticism and Context, vol.1. Oxford: Oxford University Press. Dewey, J. (1981). The Practical Character of Reality, The Philosophy of John Dewey iinde, editr: J. Dermott, Chicago: University of Chicago Press. James, W. (1907). Pragmatism: A New Way for Some Old Ways of Thinking. New York: Longman Green and Co. Kim, J. (1994). What is Naturalized Epistemology?, Naturalizing Epistemology iinde, editr: H. Kornblith, Cambridge: The MIT Press. Kornblith, H. (1994). What is Naturalistic Epistemology?, Naturalizing Epistemology iinde, editr: H. Kornblith, Cambridge: The MIT Press. Lynch, M. P. editor (2001). The Nature of Truth: Classic and Contemporary Perspectives. Cambridge: MIT Press. Nietzsche, F. (1968). The Will to Power. evirenler: W. Kaufmann ve R. J. Hollingdale, New York: Vintage Books. Orwell, G. (2008). Nineteen Eighty-Four. London: Penguin Books. Quine, W. V. (1961). Two Dogmas of Empiricism, From a Logical Point of View iinde, New York: Harper Torchbooks. Quine, W. V. (1990). Pursuit of Truth. Cambridge: Harvard University Press. Quine, W. V. (1994). Epistemology Naturalized, Naturalizing Epistemology iinde, editr: H. Kornblith, Cambridge: The MIT Press. Rorty, R. (1979). Philosophy and the Mirror of Nature. New Jersey: Princeton University Press. Rorty, R. (1982). Consequences of Pragmatism. Minneapolis: University of Minnesota Press. Rorty, R. (1995). Olumsallk, roni ve Dayanma. evirenler: Mehmet Kk ve Alev Trker, stanbul: Ayrnt Yaynlar. Schmitt, F. F. (1994). The Justification of Group Beliefs, Socializing Epistemology iinde, editr: F. F. Schmitt, London: Rowman & Littlefield Publ. Inc. Wittgenstein, L. (2006). Felsefi Soruturmalar. eviren: Deniz Kant, stanbul: Totem Yaynclk. Wittgenstein, L. (2008). Tractatus Logico-Philosophicus. eviren: Oru Aruoba, stanbul: Metis Yaynlar.
Szlk
261
Szlk A
A posteriori: Deneyim sonucu kazanlan, evrensel ve zorunlu olmayan bilgi tr. A priori: Tikel deneyim yoluyla kazanlmayan, evrensel ve zorunlu bir ekilde doru olan bilgi tr. Analitik cmle: Ykleminin kapsad bilgi cmlenin znesinde zaten ierilen, bu yzden yeni deneyimsel bilgi tamayan cmle. Argman (karm): Mantkta, bir nermenin belli ncllerin mantksal sonucu olduu iddiasn ifade eden nermeler dizisi. Dogmatizm: Bir inanc ya da inan sistemini sorgulamadan, irdelemeden, doruluundan phelenmeden kabul etme yaklam. Doalclk: Ontolojik olarak, var olan her eyin doaya ait olduunu savlayan gr. Epistemolojik olarak, bilinebilecek eylerin yalnzca doann unsurlar olduunu ne sren akm. Doalc dnrler, epistemolojik almalarda ve zellikle bilgisel normlarn oluturulmasnda deneyimsel ve bilimsel bilgilerin konuyla dorudan ilgisi olduunu iddia ederler. Doksa: nan veya kan kavramna karlk gelen Yunanca kelime.
B
Badam: nan, yarg, iddia gibi nermesel unsurlarn birlikte tutarllk ve uyum iinde olma, birbirine dayanak tekil etme ve bir btn oluturma zellii. Badamclk: Bir nermenin gerekeli veya doru olmas iin o nermenin dier nermelerle badam iinde olmas gerektiini savlayan epistemolojik gr. Badamclk, kavramlatrlmam deneyim paralarnn veya gerekliin kendisinin tek bana gerekelendirmenin ya da dorunun ortaya kmasn salayamayacan ne srer. Temelciliin en nde gelen felsefi rakibi. Balam: Bir olguyu veya konuyu anlalr klan dier olgularn, ilikilerin ve evresel koullarn oluturduu durumsal ereve. Balamclk: Bir nermenin gerekelendirilmi olma zellii kazanmasnn o nermeye inanan znelerin iinde bulunduu balamsal durumlara bal olduunu savlayan epistemolojik gr. Bilisel: Zihnin be duyudan daha st veya karmak dzeydeki ilevlerine atfen kullanlan sfat.
E
Enformasyon: Toplumsal olarak dolamda bulunan ve bireyler arasnda aktarlabilen bilgisel unsurlar. Bu kavram, insan bilgisinin oluumsal hammaddeleri iin de kullanlr. Episteme: Bilgi kavramna karlk gelen Yunanca kelime. Platonun felsefesinde, fiziksel dnyann bilgisinden ziyade varln veya zlerin bilgisi iin kullanlmtr. Etimoloji: Doal dillerdeki kelimelerin kkenlerini inceleyen bilim dal.
G
Gerekilik (Realizm): Nesnelerin, olgularn veya gerekliin znelere ve znel unsurlara bal olmadn, nesnelerin veya gerekliin kendi balarna var olduklarn ne sren gr. Alg felsefesi kapsamnda dorudan gerekilik adyla anlan ve zihinsel durumlarmz deil dorudan nesneleri algladmz savlayan akm. Gereklik (Realite): Gerekten var olan varlk alan. Gereklik kavramnn ontolojik ve epistemolojik anlamlarda tersi grnt, grnen veya grngdr. Gerek koul: Bir olgunun meydana gelmesi iin gerekli olan dier olgu veya olgular. Eer B olgusu A olgusunun gerek koulu ise, Ann gereklemesi iin Bden baka koullara gerek olabilir. Bir koulun gerekli olmas onun yeterli olduunu gstermez; yalnzca B gereklemeden Ann gerekleemeyeceini gsterir. Gerekelendirme: Bir nermeyi kantlarla destekleme ve bylece doruluk olasln ykseltme ya da inandrcln artrma ilevi. Gereksizlik kuram (Fazlalk kuram, Tarlk kuram): Doru nitelemesinin bir nermenin anlamna herhangi bir katks olmadn savlayan gr.
zmleme (Analiz): Bir kavramn kavramsal bileenlerini veya kavramsal alt unsurlarn felsefi yntemlerle gsterme ilevi.
D
Deneyimcilik: Bilginin tek kaynann duyu verileri ve alglar olduunu savlayan epistemolojik gr. Usuluun tersi. Dsalclk: Bir znenin inand belli bir nermenin gerekeli konuma gelmesi veya bilgi nitelii kazanmas iin, nermeyi gerekelendiren olgulara o znenin bilgisel eriiminin olmasnn gerekmediini savlayan epistemolojik gr. Bu gre gre, nermeleri gerekelendiren olgular znenin zihinsellii veya bilgi kapsam dnda olabilir. selciliin tersi.
262
Epistemoloji
Grng (Fenomen): Deneyimlenen varlk alanna veya dnyadaki olgulara verilen genel isim. Geleneksel metafiziin tasarlad gerekliin kendisinden farkl olarak, sonlu varlklara grnen dnyann olgusal unsurlar. Grngclk (Fenomenalizm): Epistemolojik ve ontolojik balamlarda grngler dnyas zerinde younlaan ve onun nemini n plana karan gr. Alg felsefesi kapsamnda, dorudan nesneleri deil yalnzca zihinsel durumlarmz veya zihnin ieriklerini algladmz savlayan akm.
K
Karlk kuram (rtme kuram, Uygunluk kuram): Bir nermenin doru olmasnn, o nerme ile dnya veya gereklik arasnda bir karlk, rtme ya da uygunluk olmas yoluyla olanakl olduunu savlayan felsefi gr. Kartezyen: Descartesn grlerine ilikin. Kategori: Bir ykleme karlk gelen eylerin toplamn ifade eden gruplatrma deyimi. Varlk veya var olanlar zerine deyi biimleri. En genel varlk trlerinin her biri. Kip: Felsefede, bir eyin olma veya ifade edilme biimi. Kozmos: Evren kavramna karlk gelen Yunanca kelime. Dzen iinde var olan eylerin btn.
H
Hakikat: Sonlu varln ve varlklarn tesinde neyin yattnn nihai yant. Bu deyim bazen gerekten var olan varlk alannn betimlemesi iin ontolojik bir anlamda kullanlr. Bazen de, lml bir yaamn anlam ve gizemi, lmden sonra bizi neyin bekledii, en derin yaamsal sorularmzn nihai yant anlamlarnda kullanlr.
L
Logos: Aklama, gereke, sebep, mantk, bilim, kelm kavramlarna karlk gelen Yunanca kelime. Genel olarak, akla ve aklcla ait olan.
selcilik: Bir znenin inand belli bir nermenin gerekeli konuma gelmesi iin, nermeyi gerekelendiren olgulara o znenin bilgisel eriiminin olmasnn gerektiini savlayan epistemolojik gr. Dsalcln tersi. dea: Platonun felsefesinde, grnen dnyadaki nesnelerin varlnn ve bilgisinin olanaklln salayan,ideal model oluturan, zihin yoluyla kavranabilen soyut nesneler. Modern a dnrlerinin temsilci felsefesinde, zihinde beliren ve bilgi ierii olan alg veya dnce paralar. deaclk: Metafizikte, nesnelerin var olmasnda veya oluumunda idealarn, zihinsel unsurlarn veya dncenin bir rol olduunu savlayan felsefi gr. Maddeciliin tersi. kicilik (Dualizm): Metafizikte, varlk alannda iki tzn olduunu savlayan gr. Descartesn felsefesi zelinde, madde ve zihnin bamsz tzler olarak ayrlmas. mgelem: Genel bir terim olarak, hayal gc. Epistemolojide, zihinsel eleri, zihinsel ierikleri veya zihindeki temsilleri badatrma ve ilintilendirme yetisi. roni (Tersinleme): Tuhaf veya gln ztlklar barndran durum. Richard Rorty gibi pragmaclarn kulland haliyle, byk felsefi sorulara nihai yantlar bulma abasn hafife alma tavr.
M
Maddecilik (Materyalizm): Metafizikte, nesnelerin var olmasnda veya oluumunda idealarn, zihinsel unsurlarn veya dncenin bir rol olmadn, maddenin zihinden bamsz bir tz olduunu savlayan felsefi gr. deacln tersi. Metafizik: Gerekliin yapsnn aklc yntemlerle ortaya konulmas, varlk kavramnn aydnlatlmas ve varlk alannda egemen olan temel ilkelerin aa karlmas hedeflerini tayan felsefe alan. Modern: Kelime anlam olarak, zamana uygun, imdiye ait olan. Felsefede, genel olarak, Descartestan 19. yzyla kadar uzanan a iin kullanlan deyim. Modern dncenin en temel zellii, akln ve dncenin gcne ve evrenselliine duyulan gven olarak ifade edilir.
N
Nesnel: zneden ziyade nesneye ait olan. Normatif: Norma, kurala, standarda, modele veya snrlara ait olan. Felsefede, normatif zaman zaman betimleyici kavramnn tersi olarak alnmtr. Betimleme veya betimsel bir eyin nasl olduu ile ilgiliyken, normatif bir eyin nasl olmas gerektii ile ilgilidir.
O-
Olguculuk: Metafizikte, olgular gerekliin temel yap ta alan gr. Doruluk kuramlar asndan, bir nermenin doru olabilmesi iin zihinden bamsz olgulara karlk gelmesi gerektiini savlayan akm.
Szlk Olumsallk: Metafizikte, zorunlu olma hlinin tersi. Ontoloji (Varlkbilim, Varlk kuram): Metafiziin zellikle varlk konusuyla ilgilenen dal. ncl: Mantksal bir karmda, hareket noktas olarak alnan veya kabul edilen nerme. nerme: ddia tayan bir cmlenin veya inancn ieriinde barnan dnce veya fikir. z: Metafizikte, bir eyi tanmlayan, ona nesnel kimliini kazandran temel ontolojik nitelik veya unsur. znel: Nesneden ziyade zneye ve znenin durumlarna ait olan.
263
Temelcilik: karmsal bir nermenin gerekeli veya doru olmas iin o nermenin nihayetinde temel baz nermelere dayanmas gerektiini ve temel nermelerin gerekelendirmelerini dorudan deneyimden aldn savlayan epistemolojik gr. Badamcln en nde gelen felsefi rakibi. Temsil: Felsefede, znel veya simgesel bir unsurun nesnel gerekliin bir parasna veya unsuruna soyut bir ekilde karlk gelmesi, onunla benzemesi, rtmesi veya onu ifade etmesi. Temsilcilik: Epistemolojik ve ontolojik balamlarda, temsil olgusu zerinde younlaan ve temsilin nemini n plana karan gr. Alg felsefesi zelinde, dorudan nesneleri deil zihinsel durumlarmz deneyimlediimizi ve zihinsel durumlarmzn gereklii temsil ettiini savlayan akm. Tikel: Genel kavramlara deil tek tek nesnelere ait olan. Tz (Cevher): Varl baka bir eye bal olmayan, bamsz var olabilen ontolojik birim veya unsur. Tutarllk: Mantkta, nermelerin birbirleri ile eliki gstermemesi durumu. Tmdengelim: Mantkta, ncllerden sonucun kesin bir ekilde kmasn amalayan argman tr. Tmel: Tek tek nesnelere deil genellie veya, dar bir anlamda, kavramlara ait olan. Tmevarm: Mantkta, ncllerden sonucun kesin bir ekilde kmad, ncllerin sonucun olasln belli bir oranda ykseltmesinin amaland argman tr.
P
Paradigma: normatif aklama getiren, aratrmaya k tutan veya rnek oluturan sistematik yap ya da model. Post-modern: Modern an ardndan zellikle son 150 ylda n plana km olan, modern dncenin aklclk ve evrensellikle ilgili varsaymlarna kar bir duru sergileyen ada entelektel yaklam. Pragmaclk (Eylemcilik): Felsefi sorunlarla urarken insanlarn faydalarnn ve ilgilerinin gz nnde bulundurulmas gerektiini savlayan A.B.D. kkenli dnsel akm.
S-
Sentetik cmle: Ykleminin tad bilgi cmlenin znesinde ierilmeyen ve bu yzden yeni deneyimsel bilgi veren cmle. Sorunsal (Problematik): zm belli olmayan kritik sorun veya aratrma konusu. Sylem: Konuma veya syleme eylemi. Sylenenlerin alan. Substratum: Locken felsefesinde, bilinebilecek nitelikleri barndran ancak kendisi bilgi konusu olmad iin varl ancak varsaylabilecek ontolojik temel veya tz. phecilik: nsan bilgisinin olanakllndan veya gvenilirliinden phe duyma yaklamnda bulunan epistemolojik gr.
U
Usuluk: Bilginin tek kaynann duyu verileri ve alglar olmadn, insann sahip olduu zihinsel kapasitelerin veya doutan gelen bilgilerin de bir kaynak oluturduunu savlayan epistemolojik gr. Deneyimciliin tersi.
Y
Yeter koul: Bir olgunun meydana gelmesi iin yeterli olan olgu veya olgular. Eer B olgusu A olgusunun yeter koulu ise, tek bana Bnin gereklemesi Ann gereklemesini salar. Ancak Ann gereklemesinin C gibi baka yeter koullar da olabilir. Bir koulun yeterli olmas onun gerekli olduunu gstermez.
T
Tabula rasa: Latince bo levha. Locken deneyimci felsefesi kapsamnda, insan zihninin doutan beyaz bir kat gibi bo olduunu ifade etmek iin kullanlr. Teleolojik: Amaca, hedefe ynelik. Telos: Ama, hedef, erek kavramlarna karlk gelen Yunanca kelime.