You are on page 1of 73

SOSYOLOJ NOTLARI

Sosyoloji Notlar 3 Aylk Yaygn Sosyoloji Dergisi mtiyaz Sahibi sa Demir Sorumlu Yaz leri Mdr Cem K. Olgun Genel Yayn Ynetmeni Cihat zsz Bu sayya katkda bulunanlar: mer Osmanolu Ylmaz Yldrm mer F. Anl Cevdet Doan Zehra Yiit
Bu Sayda

NDEKLER

Kuram ve Kavram almalar


Marxta deoloji Kavram Cem K. Olgun Yabanclama zerine mer Osmanolu

13

Drk Farkl Teoriden ktidar ve alma Ahlak likisine Bakmak: Weber, Durkheim, Marx, Foucault. sa Demir 20 Modernleen Trkiyede Srekliliin Siyasal Temsili: Terakkiperver Cumhuriyet Frkas Ylmaz Yldrm Schiller ve Zihin Ynlendirenler Cem K. Olgun Gereklik ve Glgesi: Sanat ve Anlama mer F. Anl Kltrel Feminist Teori ve Feminist Teorilere Giri Cihat zsz

letiim
http://sosyolojinotlari.blogspot.com sosyolojinotlari@gmail.com

34

40

Ynetim Yeri Kzlrmak Sokak No: 14/10 Kzlay ANKARA


*Kaynak gstermeden alnt yaplamaz. *Yaynlanan yazlarn tm sorumluluu yazarlara aittir. *Derginin tm haklar sakldr.

45

51

Aratrma
Klasik Liberalizmden Neo-Liberalizme Devletin Rol Sorunsal Cevdet Doan 56 Yavuz Turgul Filmlerinde Deiim Olgusu Zehra Yiit

Bask deal Copy

Eyll-Ekim-Kasm 2008 2008 Ankara

67

2 Sosyoloji Notlar

Bu Sayda
Sosyoloji Notlar ekibi olarak yeniden raflarda olmann verdii mutlulukla tm okurlarmz selamlyoruz. Dergide aktif grev alan arkadalarmzn bireysel almalar ve yaz tatilinin araya soktuu mesafeler altnc saymzn gecikmesine sebep oldu. Bu sebeple 3 ayda bir kmas gereken dergimizin takviminde bu aydan itibaren ufak bir kayma sz konusu. Elinizdeki bu say Eyll, Ekim ve Kasm aylarn kapsayacak, yedinci saymz da Aralk, Ocak ve ubat aylar iin karmak durumunda kalacaz. Sre iinde yeni gecikmeler olmamas midiyle altnc saymz sizlere sunuyoruz. Bu sayda yine arlkl olarak kuram ve kavram almalar yer alyor. deoloji, yabanclama, iktidar ve alma ahlak ilikisi, modernleme, zihin ynlendirme, gereklik gibi kavramlar eitli dnrler ve teoriler erevesinden okumaya alan makaleler sayfalarmz arasnda yer ald. Bu blmn son makalesi ise feminist teorileri ksaca aktarmaya alan bir makale oldu. Aratrma bal altnda ise yine eitli teorilerden yola karak yaplmaya allan iki analiz yer ald. Bunlardan ilki klasik liberalizmden neo-liberazme gei srecinde devletin deien roln incelemekte, ikincisi ise Yavuz Turgul filmlerinin modernleme ekseninde deiimi nasl ele aldna deinmektedir. Bizler gibi renme abasna gnl vermi renci arkadalarmzn yan sra, eitli niversitelerden hocalarmz da dergiye dair yapc eletirilerini bizimle paylaarak dergi srecinin bizler iin daha anlaml olmasn saladlar. Raflardan Sosyoloji Notlarn edinen ve hem okuyarak, hem de yazarak bu anlaml sreci diri klan tm takipilerimize teekkr bir bor biliyoruz.

Sosyoloji Notlar

3 Sosyoloji Notlar MARXTA DEOLOJ KAVRAMI


Cem K. Olgun*

deoloji Kavram deoloji kavramnn imdiye kadar net bir tanm yaplamamtr. deolojinin ne olduuna ilikin eitli anlamlar retilmise de hibir tanm bu kavramn anlamn net olarak yanstamamtr. deoloji nedir? Sorusuna kesin bir cevap vermek ite bu noktada olanakszdr. deoloji kavramnn tanmlamalar kullanld yere gre farkl anlamlar ierdiinden kavramn anlamnn bu balamda nesnelliini sorgulamak manasz olacaktr. Eagleton almasnn banda bir ok ideoloji tanmndan bahsederek bu durumu ortaya koymaktadr. Eagletonun bahsettii tanmlardan ikisini ele alacak olursak kavramn tanmlanmasndaki ve anlamlandrlmasndaki zorluk grlecektir. deoloji, hem bir egemen siyasi iktidar merulatrmaya yarayan fikirler, hem de bir siyas iktidar merulatrmaya yarayan yanl fikirler olarak tanmlanmaktadr. Bu balamda eer fikirlerin yanllndan sz edeceksek o zaman ideolojinin tamamen kandrmaca zerine kurulu bir yaps olduundan bahsetmemiz gerekir. Merulatrma iin kullanlan yanl fikirler imdi egemen olan siyasi iktidar bu konumuna getirmek iin kullanlmsa eer, burada ideolojinin yapsna ilikin bir sorun ortaya kmaktadr. yle ki; ideoloji yalnzca yanl fikirlerden ibaretse, bu yalnzca egemen iktidarn sylemleri iin geerli olamaz. nk ideoloji yalnzca egemen iktidarn elinde olan ya da daha doru bir ifadeyle egemen iktidarn sahip olduu bir ey deildir. Muhalefet de bir ideolojiye sahiptir. Eer ideoloji terimi egemen siyasi dncenin biimleriyle snrl ise bu tr bir hareket hatal ve gereksiz ekilde kafa kartrc
*

Hacettepe niversitesi Sosyoloji Blm Yksek Lisans rencisi

olur.-Sosyalist ideolojiyi bir muhalif ideoloji olarak gz nne alrsak- ideoloji sadece hakim inan sistemleri anlamna gelseydi ya da ideoloji en azndan bir sosyalist iin kanlmaz olarak yanlsamaya, mistifikasyona ve yanl bilince gnderme yapan bir ey olsayd sosyalist ideolojiden bahsetmek anlaml olmazd. (Eagleton,2005:25) deoloji dil ile ilgili deil sylemle ilgili bir meseledir. Bu yzden her eyin ideolojik olduunu sylemenin bir yarar yoktur. Bu balamda ideoloji kimin kime hangi amalarla ne sylediine ilikin bir mesele olarak karmza kmaktadr. Bu anlamda bir rnek verecek olursak, Britanyada anayasal monari olduunu belirtmek siyasi bir nermedir; buna karlk, ancak baz inanlar iermeye baladnda rnein ve bu da iyi bir eydir gibisinden rtk bir ima tadnda- ideolojik bir nerme olur (Eagleton, 2005: 32). Eagleton (2005: 69) bu dnceler zerine yle bir deerlendirme yapar: Bir baka anlatmla, ideoloji yalnzca bu durum hakknda ne dndmz meselesi deildir; ideoloji bir biimde o durumun iine ilenmitir. Bir parkta zerinde Yalnzca Beyazlar! yazl bir bankta otururken, kendi kendime rkla kar olduumu anmsatmann faydas yoktur. Bu bankn stnde oturma edimimle rk ideolojiyi desteklemi ve yaatm oluyorum. deoloji, deyim yerindeyse, kafamda deil oturduum banktadr. deolojinin merulatrma ve rasyonalletirme unsurlar zellikle egemen snfn elinde (aslnda burada muhalif ideolojilerden de bahsetmek gerek) ve onlar tarafndan savunulurken daha bir gz nnde olmaktadr. nk, egemen snflar ne her zaman kendilerini aldatrlar, ne de her zaman yaptklar propagandaya tamamen inanrlar. Merulatrma

4 Sosyoloji Notlar
ve rasyonelletirme kavramlarnn ilgili olduu nemli bir unsurda kar kavramdr. kar ideolojilerin kendilerini evrenselletirmesine ve lmszletirmesine de dorudan hizmet eder. Egemen ideolojinin olduu kadar, ezilen grubunda bir kar sz konusudur. Bir anlamda boyun emenin mant olarak nitelendirilebilecek, durumu Eagleton yle aklar (2005: 87) Ezilen bir grubun kendi durumu hakknda, kendini kandrmas bir anlamda aka kendi karna deilse de, bir baka anlamda karnadr. nk bu tr bir kendini aldatma, mevcut koullar daha katlanabilir klabilir. Marx da Alman deolojisinde evrenselletirmeden bahseder. gerekten, kendisinden nce egemen olan snfn yerini alan her yeni snf, kendi amalarna ulamak iin de olsa, kendi karn, toplumun btn yelerinin ortak kar olarak gstermek zorundadr. (Marx ve Engels, 2004: 77) deolojinin kendini evrenselletirmesi ya da merulatrmasna dorudan hizmet eden bir baka sreten daha bahsetmek gerekirse bu bizi doallatrma retisine gtrr. Eagleton bizi son gnlerde moda olan bir inanca kar, znenin szlerine belli bir mesafeden bakmasnn kesinlikle ilerici bir hareket olduu karsnda uyank olmamz konusunda uyarmaktadr; Bir batl liberal olarak dndmn farkndaym, ama slamiyetin barbarlara zg bir inan olduuna btn kalbimle inanyorum (Akt: Eagleton, 2005: 93) Bir rnek de yle olabilir: Bir mao gibi dndmn farkndaym, ama yinede kadnlarn akam 7den sonra dar kmalarn doru bulmuyorum. zellikle gnmzde sylemler tamamen bu biimde sylenmekte ve bizden ideolojinin bu sylemine ilikin onay almay bekler gibi grnmektedir. nermenin banda syleyen herhangi bir ideolojiye (rnein batl liberallere) bal olmadn ama bu sylemlerinin de yanl olmadn belirtmektedir. kinci ksmda ise kendi grnn de bu ideoloji iinde varolduunu, birinci ksma dayanarak, ayn tarafta olmasalar da sylemlerinin ortak olduunu vurgulamaktadr. Bylelikle hem kendi grn hem de var olan ideolojiyi doallatrmaktadr. te yandan byle bir sylemde bulunan kiinin de o ideolojiyi ne kadar desteklemedii tartlr. Baarl ideolojilerin, ou kez, kendi inanlarn doal ve apak klmay, onlar hi kimsenin daha farkl olabileceklerini hibir zaman aklna bile getirmeyecei ekilde bir toplumun saduyusu ile zdeletirmeyi baard dnlr. Pierre Bourdieunun doxa adn verdii bu sre, ideolojinin kendi ile toplumsal gereklik arasnda mmkn olduunca sk bir rtme yaratmasn ve bylece eletiri manivelasnn yerletirilebilecei, yar kapatmasn ierir. Toplumsal gereklik, ideoloji tarafndan (ideolojiyi yaratann aslnda gerekliin kendisi olduu hakikatini rtecek bir ekilde) kendisi ile ayn alan kaplayan bir ey olarak yeniden tanmlanr (Eagleton, 2005: 94). deoloji zerine bunlar syledikten sonra artk Marxn ideoloji kuramna geebiliriz. Marxn deoloji Dncesi Marxn ideoloji grn anlamak iin onun dncelerini bir btn halinde ele almamz gerekir. ou kaynakta sklka rastlanan Marxn ideoloji tanm olarak yanl bilin kavramlatrmasnn bir nerme olarak btnyle yanl olduunu syleyemesek bile kelimenin en doru itibariyle bu gr anlamak iin eksik ve yetersizdir. Dahas bu ifade Marxa deil Engelse aittir. Marx yanl bilin kavramn hibir zaman kullanmamtr (Eagleton, 2005: 134). Alman ideolojisi eserinin bu ekilde okunmasndan dolay yanl bilin tezi Marxn ideoloji gr olarak bir ok kaynakta kendine yer bulmutur. Alman ideolojisi Marxn ideoloji grn anlamak iin tek bana bavurulacak bir kaynak deildir. 1844 El Yazmalar ve Kapital (cilt 1) gibi eserler Marxn ideoloji anlaynn farkl boyutlarn gzler nne sermektedir. Dolaysyla Marx btn olarak anlamak iin eserlerini btnyle deerlendirmek ve dncelerindeki farkllamalar buna gre dikkate almak gerekir. Gen Marx ve olgun Marx ayrmn yapmak bu noktada anlaml olacaktr. Fransz felsefeci Lois Althusserin Marx in adl yaptnda bahsettii ayrm daha detayl ve Marxist okuma yapmak iin yol gsterici niteliktedir. Althussere gre (2002: 44-45) Marxn genlik eserlerini 1844 El Yazmalar ve Kutsal Aileye kadar olan metinler oluturur. Bu eserlerden sonra Althusser bir kopu dneminden sz eder, nk artk Marxn yeni bir sorunsal sz konusudur ve bu dnemin eseri ise Alman deolojisidir (1845). Althusser 1845 ve 1857 aras dnemi ise olgunlama eserleri olarak adlandrr. Kapitalin ilk yazlma dnemine kadar olan eserler bu dneme iaret eder Komnist Manifesto, Felsefenin Sefaleti ve cret, Fiyat, Kar gibi eserler teorik olgunlama eserleridir. Son olarak 1857den sonraki tm eserleri olgunluk eserleri olarak tanmlar Althusser. Bu dnemin en nemli eseri ise hi kukusuz Kapitaldir.

5 Sosyoloji Notlar
Grld zere yaplan bu ayrm gen ve olgun Marx ayrmn daha da detaylandrarak Marxn grlerini bu perspektiften incelemeye olanak salamtr. Marxn deoloji Grnn Temelleri Marxn ideoloji anlay yukarda bahsedilen dnemlere gre farkllamaktadr. Biz onu btnyle anlamak iin Marxist kuramdaki bir ok kavramdan bahsedeceiz. zellikle yabanclama kuram Marxn ideoloji grnn nemli bir ksmn oluturmaktadr. Marx bu konudan Alman deolojisinden nce 1844 el yazmalarnda bahsetmitir. Dier yandan yabanclamann ele alnmas demek dolaysyla mlkiyet biimleri sorununun da tartlmasn gerektirecektir ki bu da kendine Alman deolijisi almasnda yer bulacaktr-. Marxn kapitalde bahsettii meta fetiizmi blm ise onun ideoloji anlaynn baka bir boyutunu ortaya koyacaktr. 1844 El Yazmalar Karl Marxn deoloji kuram, muhtemelen en uygun ekilde Ekonomi ve Felsefe Elyazmalar eserinde (1844) ve baka yerlerde gelitirdii daha genel yabanclama kuramnn bir paras olarak grlebilir (Eagleton, 2005: 110) Marxn 1844 elyazmalarnda bahsettii yabanclamann drt temel zellii vard: bunlar insann nce doadan sonra kendisinden daha sonra trsel varlndan ve son olarak da bakalarndan yabanclamasyd. Yabanclamaya daha detayl olarak bakarsak Marx a gre (2005:140) ii ne kadar ok zenginlik retir, retimi erk ve hacim bakmndan ne kadar artarsa, o kadar yoksul duruma gelir. Ne kadar ok meta retirse o kadar ucuz bir meta olur. insanlarn dnyasnn deersizlemesi, nesnelerin dnyasnn deer kazanmas ile orantl olarak artar. Emek sadece emtia retmekle kalmaz; genel olarak emtia rettii lde, kendi kendini ve iiyi de meta olarak retir. Marx yle devam eder (2005: 140) Bu olgu sadece unu dile getirir: emein rettii nesne, onun rn, yabana bir varlk olarak, reticiden bamsz bir erk olarak, ona kar koyar. Emek rn, bir nesne iinde saptanm, bir nesne iinde somutlam emektir, emein nesnelemesidir. Emein edimselletirilmesi, onun nesnelletirilmesidir. iktisat aamasnda, emein bu edimsellemesi, ii iin kendi gerekliinin yitirilmesi olarak, nesnelleme nesnenin yitirilmesi ya da nesneye klelik olarak, sahipleme yabanclama, yoksunlama olarak grlr. Burada bahsedilen, iinin rettike yoksul duruma gelmesiyle iinin ayn oranda kendine zg daha az eye sahip olmas sonucudur. Bylelikle iinin kendi rn iinde yabanclamas: yalnzca emeinin bir nesne, dsal bir varolu durumuna geldii anlamna deil ama emeinin kendi dnda ondan bamsz, ona yabanc ve onun karsnda zerk bir erk durumuna gelen bir varlk olarak varolduu ve nesneye geirdii yaamn,hasm ve yabanc bir yaam olarak ona kar kt anlamna da gelir (Marx, 2005: 141) . Peki emein yabanclamas ne anlama gelir? Marx (2005: 143) yle cevap verir; lkin, emein iinin dnda olmas, yani onun zne ilikin olmamas, demek ki, emeinde, iinin kendini olumlamayp yadsmas, mutlu deil mutsuz duymas, zgr bir fizik ve entelektel etkinlik gstermeyip bedenine ve tenine eziyet etmesi olgusuna. Sonu olarak, ii ancak almann dnda kendi kendisinin yannda olma duygusuna sahiptir, ve almada, kendini kendi dnda duyar. almad zaman kendi evinde gibidir, ve alt zaman da kendini kendi evinde duymaz. yleyse almas istemli deil, ama istemsizdir, zorlama almadr. yleyse bir gereksinmenin karlanmas deil, ama sadece alma dndaki gereksinmelerin bir karlama aracdr Bu durumda Marxa gre ii kendisini sadece yemek imek ve oalmak gibi hayvanal ihtiyalarnda kendisini zgr hissedebilir. Bylelikle yabanclam emek insan doaya, kendisine ve trsel varlna yabanclatrrken bir sonraki aama ise insann insana yabanclamasdr. Yabanclamann bu son aamasnda Marx (2005: 148-149) dikkatimizi yabanclam emek kavram iinde insann yabanclat tekiye eker. nsann yabanclamas, ve genel olarak insann kendi kendisi ile iinde bulunduu her iliki, ancak insann teki insanlarla bulunduu iliki iinde edimselleir, da vurulur.Demek ki, yabanclam emek ilikisi iinde, her insan tekini, kendi kendisi ile ii olarak iinde bulunduu ilikinin l ve niteliine gre deerlendirirEer emek rn bana yabanc ise, karma yabanc erk olarak kyorsa, o zaman bu rn kime ilikindir?Eer benim z etkinliim bana ilikin deilse, eer yabanc bir etkinlik, bir komuta arac ise, o zaman bu etkinlik kime ilikindir?Benden baka bir varla. Kimdir bu varlk? Bu varlk insann kendisinden bakas deildir. Marx bunu yle aklar; (2005:

6 Sosyoloji Notlar
149)Emein ve emek rnn kendisine ilikin olduu, emein kendi hizmetinde bulunduu ve emek rnnn kendi kullanmna yarad yabanc varlk, insann kendisinden bakas olamaz.Eer emek rn iiye ilikin deilse, eer bu rn ii karsnda yabanc bir erk ise, bu, ancak o rn isi dnda bir baka insana ilikin olduu iin olanakldr. Eer iinin etkinlii onun iin bir ikence ise, bir bakasnn zevki ve bir bakas iin yaama sevinci olmaldr. nsan zerindeki bu yabanc erk, ne tanrlar olabilir, ne de doa; ancak insann kendisidir bu. Anlalaca zere insan zerindeki bu yabanc erk kapitalistin ta kendisidir. Bu durum bizi mlkiyet zerine tartmaya gtrr. nk kapitalist zel mlkiyet sahibidir. zel mlkiyet varsa yabanclam emek de vardr. Demek ki, yabanc klnm, yabanclam emek araclyla, ii bu emek ile ona yabanc ve onun dnda bulunan bir insann ilikisini oluturur. inin emek karsndaki ilikisi, kapitalistin, kendisine verilen ad ne olursa olsun, emein efendisinin ilikisini oluturur. zel mlkiyet, demek ki yabanclam emein, iinin doa ve kendi kendisi ile dsal ilikisinin rn, sonucu zorunlu vargsdr. yleyse zel mlkiyet, zmleme gerei yabanclam emek, yani yabanclam insan, yabanc klnm emek, yabanc klnm yaam, yabanc klnm insan kavramndan doarcret, yabanclam emein dolaysz bir sonucu ve yabanclam emek de zel mlkiyetin dolaysz nedenidir. Bunun sonucu, terimlerden birinin yok olmas, brnn de yok olmas sonucunu verir (Marx, 2005: 150, 151) Marxn bu tezinden yola karak yabanclama kuramnn bizi ideoloji dncesine nasl gtrdn grebiliriz. yle ki; insann insana yabanclamas ve yabanclalann zel mlkiyet sahibi kapitalist olmas aklmza hemen egemen snf getirir. te burada da egemen snf ideolojisini Burjuva snfnn ideolojisi oluturur. Bu dncenin daha biimsellemi halini ise Alman ideolojisinde greceiz. Alman deolojisi Alman ideolojisi eserine gemeden nce Marx ve Engelsin Feurbach zerine olan tezlerine bakmak gerekir. imdiye kadarki btn materyalizmin (Feuerbach'inki dahil) balca kusuru, nesnenin, gerekliin, duyumluluun; duyumsal insan faaliyeti, pratik olarak deil, znel olarak deil; yalnzca nesne ya da sezgi biiminde kavramasdr. bunun iindir ki etkin yn, soyut olarak, materyalizmin tersine,gerek duyumsal faaliyeti bu biimiyle doal olarak tanmayanidealizm tarafndan gelitirilmitir. Feurbach, duyumsal nesneler -dnsel nesnelerden gerekten ayr nesneler- ister: ama insan faaliyetinin kendisini nesnel faaliyet olarak kavramaz. (Marx ve Engels, 2004: 21) Nesnel hakikatin insan dncesine atfedilip atfedilemeyecei sorunu bir teori sorunu deil, pratik bir sorundur. insan, hakikati, yani dncesinin gerekliini ve gcn, bu dnyaya aitliini pratikte kantlamaldr. pratikten yaltlm dncenin gereklii ya da gereksizlii konusundaki tartma, tamamyla skolastik bir sorundur. (Marx ve Engels, 2004: 22) Koullarn deitirilmesine ve eitime ilikin materyalist reti, koullarn insanlar tarafndan deitirildiini ve eiticinin kendisinin de eitilmesi gerektiini unutur. o nedenle, toplumu -biri dierinin stnde yer alacak biimde iki ksma ayrmak durumunda kalr. Koullarn deimesi ile insan faaliyetinin ya da insanin kendisinin deimesinin rtmesi, ancak devrimci pratik biiminde kavranrsa ussal olarak anlalabilir(Marx ve Engels, 2004: 22) Feuerbach, dinsel kendine yabanclama olgusundan, dnyann biri dinsel dnya, tekisi cismani dnya olmak zere ikilemesi olgusundan hareket eder. onun ura, dinsel dnyay, cismani temeline oturtmaktan ibarettir. ama cismani temelin kendi kendinden koparak zerk bir krallk gibi bulutlara yerlemesi, ancak bu cismani temelin isel ekimesi ve i elikisiyle aklanabilir. yleyse bu da, hem kendi iinde, hem i eliki olarak anlalarak, pratik iinde devrimciletirilmelidir. demek ki, rnein, dnyevi ailenin, kutsal ailenin gizi olduu bir kez kefedilince, bu kez de bu birincisinin teorik ve pratik olarak yok edilmesi gerekir. (Marx ve Engels, 2004: 22) Burada Feuerbach, dinsel z, insan zne indirgemesine karn, insan z Marx ve Engels iin toplumsal ilikiler btndr. Gerek zn eletirisine girmeyen Feuerbach, dolaysyla: (1) Tarihsel aktan koparak dinsel duyguyu kendi iinde sabitletirmek ve soyut -yaltlm- bir insan bireyini nclletirmek zorunda kalr. (2) O nedenle, bu z, olsa olsa, "tr" olarak, birok bireyi doal biimde birbirine balayan isel, dilsiz, genellik olarak kavranabilir. te bu nedenledir ki, Feuerbach "dinsel duygu"nun kendisinin bir toplumsal rn olduunu ve tahlil ettii soyut bireyin, belirli bir toplumsal biime ait olduunu grmez. Her toplumsal yasam znde pratiktir. Teoriyi gizemcilie gtren btn gizler, ussal zmlerini, insan pratiinde ve bu pratiin

7 Sosyoloji Notlar
kavranmasnda bulur. (Marx ve Engels, 2004: 23) Sezgisel materyalizmin, yani duyumluluu pratik faaliyet olarak kavramayan materyalizmin vard en st nokta, tek tek bireylerin ve "sivil toplum"un sezgisidir. Eski materyalizmin bak as, sivil toplumdur, yeni materyalizmin bak as ise insan toplumu ya da toplumsallam insanlktr. (Marx ve Engels, 2004: 23-24) Marx ve Engels burada nl 11. tezlerini ortaya atarlar. Filozoflar dnyay yalnzca deiik biimlerde yorumladlar, sorun onu deitirmektir. (Marx ve Engels, 2004: 24) Marx ve Engelse gre Alman eletirisi, felsefe alann terk etmemitir. Kendi genel felsefi ncllerini incelemek yle dursun, Alman eletirisinin ele ald istisnasz btn sorunlar, tersine, belirli bir felsefi sistemin toprandan, Hegel sisteminden fkrmtr. Yalnzca yantlarnda deil, kendi sorunlarnda bile bir aldatmaca (mystification) vard. Her ne kadar herbiri Hegel'i atna yemin ediyorsa da, bu modern eletirmenlerden bir tekinin bile, hegelci sistemin hi deilse toplu bir eletirisini yapmaya kalkmam olmasnn nedeni, Hegel'e olan bamllklardr. Onlarn Hegel'e ve birbirlerine kar yrttkleri polemik, undan ibarettir: herbiri Hegel sisteminin bir ynn ekip alr, ve onu, hem sisteminin btnne kar, hem de bakalar tarafndan ekip alnm ynlerine kar evirir. Tz gibi, z-bilin gibi, saf, bozulmam hegelci kategorileri semekle ie baland; daha sonra, Cins (Genre), Birtek (Unique), nsan (Homme) vb. gibi daha dnyevi terimlerle bu kategorilere saygszlk edildi. (Marx ve Engels, 2004: 36) Marx ve Engels Gen-hegelcileri Hegele baml olduklarndan dolay hibir eletiri yapmadklar iin eletirmektedir. tpk eskihegelcilerin onlar insan toplumunun gerek balar olarak grmeleri gibi, anlaylar, fikirleri, dnceleri, ksacas zerklik atfettikleri bilin rnlerini, insanlarn, gerek zincirleri olarak grdklerinden, gen-hegelciler, besbelli ki, yalnzca bilincin bu yanlsamalarna kar savamak durumundadrlar.Bu felsefi eletirinin tek sonucu, Hristiyanlk konusunda birtakm ve tmyle tek yanl din tarihine ilikin aydnlatmalar olabildi; btn teki iddialar, bu nemsiz aydnlatmalarla tarihsel neme sahip keiflerde bulunmu olma iddialarnn yeni biimlerle sslenip pslenmesinden baka bir ey deildir. Bu filozoflardan hibiri, Alman felsefesi ile Alman gerei arasndaki ban, kendi eletirileri ile kendi maddi ortamlar arasndaki ban ne olduunu kendi kendine sormay dnmedi. (Marx ve Engels, 2004: 36-38) Marx ve Engels mlkiyet biimleri hakknda ise unlar syler: (Marx ve Engels, 2004: 40-44) Mlkiyetin ilk biimi airet mlkiyetidir Bu mlkiyet biimi, bir halkn av ve balklkla, hayvan yetitirmeyle ya da, en yksek aamada, tarmla beslendii, retimin gelimesinin ilk evresine tekabl eder., Son durum, byk miktarda ilenmemi topra ngerektirir. Bu aamada, iblm, henz pek az gelimitir, ve aile iinde varolan doal iblmnn daha da genilemi biimden ibarettir. Toplumsal yap da, bu nedenle, ailenin genilemesiyle snrl kalr: ataerkil airetin reisleriyle, bunlarn altnda airet yeleri ve ensonu kleler. Aile iindeki gizil klelik, nfusun ve gereksinmelerin artmasyla ve d ilikilerin, savan genilemesiyle olduu kadar, trampann genilemesiyle de ancak yava yava geliir. Mlkiyetin ikinci biimi, zellikle birok airetin szleme yoluyla ya da fetih yoluyla bir tek kent halinde birlemesinden ileri gelen ve kleliin varln srdrd antik komnal mlkiyet ve devlet mlkiyetidir. Komnal mlkiyet yannda tanr ve daha sonra tanmaz zel mlkiyet, daha o sralar geliir, ama komnal mlkiyete baml olaan-d bir biim olarak. Yurttalar, sahip olduklar alan kleler zerindeki iktidarlarn ancak kolektif olarak yrtrler, bu da zaten onlar komnal mlkiyet biimine balar. Aktif yurttalar, kleler karsnda, bu doal ortaklk biimini muhafaza etmek zorunda brakan ey, bu komnal zel mlkiyettir. Bunun iindir ki, bu mlkiyet biimi zerine kurulmu olan btn toplumsal yap, onunla birlikte halk iktidar, bizzat tanmaz zel mlkiyetin gelitii oranda dalr. blm imdiden daha da gelikin bir hale gelmitir. Kent ile kr arasndaki kartl, ve daha sonralar kentlerin karlarn temsil eden devletler ile kylerin karlarn temsil eden devletler arasndaki ve kentlerin kendi ilerinde deniz ticareti ile sanayi arasndaki kartl daha o sralarda grmeye balarz. Yurttalar ile kleler arasndaki snf ilikileri eksiksiz gelimitir. zel mlkiyetin gelimesiyle birlikte, ilk kez, modern zel mlkiyette yeniden, ama daha geni bir lde karlaacamz ilikilerin: bir yandan, (Licinius'un tarm yasasnnda kantlad gibi) Roma'da ok erkenden balayan, ve i savalarla birlikte ve zellikle mparatorluk zamannda hzla gelien zel mlkiyetin belirli

8 Sosyoloji Notlar
ellerde toplanmas, te yandan, bu balamda, kk kyl pleblerin, mlk sahibi yurttalarla kleler arasnda ara konumu yznden bamsz bir gelime gsteremeyen bir proletarya haline dnmesi eklindeki ilikilerin ortaya kt grlr. nc mlkiyet biimi, feodal ya da zmre mlkiyetidir.Antika nasl, kentten ve kaplad kk toprak alanndan gelitiyse, ortaa da krdan geliti. k noktalarndaki bu farkll belirleyen ey, geni bir alana yaylm olan ve istilalar yznden pek art gsteremeyen nfusun azlyd. Yunan ve Roma'nn tersine, feodal gelime, demek ki, tarmda, Roma fetihleriyle ve ilk defa bu fetihlerin neden olduu yaylmayla hazrlanan ok daha geni bir alan zerinde balyor. Gerileme halindeki Roma mparatorluu'nun son yzyllar ve barbarlarn fetihleri, bir yn retici gc tahrip etti: tarm gerilemiti, sanayi, pazar yokluundan dolay gerilemiti, ticaret uykudayd ya da zor yoluyla kesintiye uramt, krsal ve kentsel nfus azalmt. Bu koullar ve fetihin bu koullarca belirlenen rgtleni tarz, Cermenlerin askeri rgtlenilerinin etkisi altnda, feodal mlkiyeti gelitirdi. Airet mlkiyeti ve komn mlkiyeti gibi, bu mlkiyet biimi de yine bir ortakla dayanr; ama, bu ortakln karsnda artk, antik sistemde olduu gibi, dorudan reticiler snfn meydana getiren kleler deil, serfletirilmi kk kyller vardr. Feodalizmin eksiksiz gelimesine kout olarak, ayrca, kentlerle bir kartlk ortaya kar. Toprak mlkiyetinin hiyerarik yaps ve bu yapya elik eden silahl ykmllkler, soylular, serfler zerinde egemen klmt. Bu feodal yap, tpk eski komnal mlkiyet gibi, hkmedilen retici snfa kar bir ortaklkt, u farkla ki, ortaklk biimi ve dorudan reticilerle olan ilikiler deiikti, nk retim koullar deiikti. Toprak mlkiyetinin bu feodal yapsna, kentlerde, lonca mlkiyeti, el zanaatlarnn feodal rgtlenmesi tekabl ediyordu. Burada, mlkiyet, esas olarak, her bireyin kendi emeine bal bulunuyordu. Birlemi soyguncu soylulara kar birlik zorunluluu, sanayicinin ayn zamanda tccarlk da yapt bir srada, kapal arlar ortaklaa yrtme gereksinimi, gnen iindeki kentlere ynlar halinde kap gelen serflerin yarattklar artan rekabet, btn lkenin feodal yaps, loncalar dourdu; tek tek zanaatlar tarafndan azar azar biriktirilen kk sermayeler ve durmadan artmakta olan nfus iinde bunlarn saylarnn deimezlii, kentlerde de, kydekine benzer bir hiyerari douran kalfalk ve raklk ilikilerini gelitirdi. Balca mlkiyet, feodal a boyunca, demek ki, bir yandan serflerin emeinin boyunduruk altna sokulduu toprak mlkiyetine, te yandan da kk bir sermaye yardmyla kalfalarn emeini yneten kiisel emee dayanyordu. Bu iki biimin de yaps snrl retim koullaryla ilkel ve kk tarmla ve el emeine dayal sanayi ile belirleniyordu. Feodalizmin doruunda bile, iblm pek az gelimiti. Kent-kr kartln her lke yayordu; zmreleme elbette ok belirgindi, ama krda prensler, soylular, din adamlar ve kyller biimindeki ve kentlerde de usta, kalfa, rak ve az sonra da gndelikinin pleb biimindeki ayrmas bir yana, nemli bir iblm olmad. Tarmda, kyllerin kendi el zanaatlarna ek olarak gelien kk paral iletmecilik, iblmn daha da gletirmiti; sanayide, her zanaat kolunun kendi iinde katiyen iblm yoktu ve birbirleri arasnda ise pek azd. Ticaret ile sanayiin ayrlmas, eski kentlerde daha nce de vard, ama yeni kentlerde, ancak daha sonralar, kentlerin birbirleriyle iliki kurmalaryla geliti. Byke lkelerin feodal krallklar halinde birlemeleri, toprak soylular iin olduu kadar, kentler iin de bir gereksinmeydi. Bu bakmdan, egemen snf, yani soylular, her yerde, balarnda bir monark (hkmdar) bulunmak zere rgtlendiler. Marx ve Engels balangtaki tarihsel ilikiler ve toplumsal faaliyetin esas ynleri hakknda insann ilk tarihsel eyleminden bahsederler ve eserin tamamndaki temel grleri olan bilinin en bandan beri toplumsal bir rn olduu ve insanlar mevcut olduklar srece byle kalacan belirtirler. lk tarihsel eylem, bu gereksinmeleri karlayacak aralarn retimi, maddi yaamn kendisinin retimidir, ve bu, binlerce yl nce olduu gibi, bugn de salt insanlar yaamlarn srdrebilsinler diye gnbegn, saat be saat yerine getirilmesi gereken tarihsel bir eylem, btn tarihin temel bir kouludur. kinci nokta udur ki, ilk gereksinmenin kendisi bir kez salandnda, salama eylemi ve bu salama iinden kazanlm olan alet, yeni gereksinmeler yaratr ve bu yeni gereksinmelerin yaratlmas ilk tarihsel eylemdir. Burada, tarihsel gelimenin iine daha batan dahil olan bir nc iliki de udur: her gn kendi yaamlarn yenileyen insanlar, baka insanlar yaratmaya, kendi kendilerini yeniden retmeye koyulurlar; bu, kadnla erkek arasndaki, ana babalarla ocuklar arasndaki ilikidir; bu

9 Sosyoloji Notlar
ailedir. Balangta tek toplumsal iliki olan bu aile, zamanla, artan gereksinmeler yeni toplumsal ilikiler dourduu ve nfusun artmas yeni gereksinmeler yaratt zaman (Almanya'dan baka her yerde) ast bir iliki haline gelir; bu bakmdan, bu aile konusunu, Almanya'da yaplmas adet olduu zere "aile kavram"na gre deil de, mevcut ampirik olaylara gre incelemeli ve gelitirmelidir. stelik, toplumsal faaliyetin bu ynn farkl aama olarak anlamamak, yalnzca toplumsal faaliyetin farkl yn olarak anlamak gerekir, ya da Almanlar iin daha ak bir dil kullanmak gerekirse, tarihin bandan beri ve ilk insanlardan bu yana bir arada birlikte mevcut olmu ve bugn de hl tarih iinde kendini gsteren "urak" ("Moment") olarak anlamak gerekir. (Marx ve Engels, 2004: 52-54) Bunun Sonucunda Marx ve Engelsin bilin kavramn nasl anladklarna bakacak olursak Fikirlerin, anlaylarn, ve bilincin retimi, her eyden nce dorudan doruya insanlarn maddi faaliyetine ve karlkl maddi ilikilerine , gerek yaamn diline baldr. nsanlarn anlaylar, dnceleri, karlkl zihinsel ilikileri, bu noktada onlarn maddi davranlarnn dolaysz rn olarak ortaya kar. Bir halkn siyasal dilinde, yasalarnn, ahlaknn, dininin, metafiziinin vb. dilinde ifadesini bulan zihinsel retim iin de ayn ey geerlidir. Sahip olduklar anlaylar, fikirleri, vb. retenler insanlarn kendileridir, ama bu insanlar, sahip olduklar retici glerin belirli dzeydeki gelimiliinin ve bu gelikinlik dzeyine tekabl eden ve alabilecekleri en geni biimlere varncaya kadar karlkl ilikilerinin koullandrd gerek, faal insanlardr. Bilin hibir zaman bilinli varlktan baka bir ey olamaz ve insanlarn varl, onlarn gerek yaam sreleridir. nsanlar ve sahip olduklar ilikiler tm ideolojilerinde sanki camera obscura'daym (karanlk oda) gibi ba aa evrilmi bir biimde grlyorsa, nesnelerin gzn, atabakas zerinde ters durmalarnn onlarn dolaysz fiziksel yaam srelerinin yansmas olmas gibi, bu olgu da, insanlarn tarihsel yaam srelerine ayn eyin olmasndan ileri gelmektedir. Gkten yeryzne inen Alman felsefesinin tam tersine, burada, yerden gkyzne klr. Baka deyile, etten ve kemikten insanlara varmak iin, ne insanlarn sylediklerinden, imgelerinden, kavradklarndan ve ne de anlatld, dnld, imgelendii ve kavrand biimiyle insandan yola klr; gerek faal insanlardan yola klr ve bu yaam srecinin ideolojik yans ve yanklarnn gelimesi de, insanlarn bu gerek yaam srelerinden hareketle ortaya konulabilir. Ve hatta insan beyninin olaanst hayalleri bile deneysel olarak saptanabilen ve maddi temellere dayanan, insanlarn yaam srelerinin zorunlu yceltmeleridir. Bu bakmdan ahlak, din, metafizik, ve ideolojinin tm geri kalan ksm ve bunlara tekabl eden bilin biimleri, artk o zerk grnmlerini yitirirler. Bunlarn tarihi yoktur, gelimeleri yoktur; tersine, maddi retimlerini ve karlkl maddi ilikilerini gelitiren insanlar, kendilerine zg olan bu gerek ile birlikte hem dncelerini, hem de dncelerinin rnlerini deitirirler. Yaam belirleyen bilin deil, tersine, bilinci belirleyen yaamdr. (Marx ve Engels, 2004: 44-45) bu nermeye yle devam eder Marx ve Engels: Bilin, demek ki, daha batan toplumsal bir rndr ve insanlar mevcut olduklar srece byle kalr. EIbette ki, bilin, her eyden nce, yalnzca en yakn duyumsal evrenin bilincidir, ve bilinlenmekte olan bireyin, kendisi dnda yer alan teki eyler ve teki kiiler ile olan snrl balantsnn bilincidir; bilin, ayn zamanda, insanlarn karsna nceleri batan aa yabanc, mutlak gl ve kar klamaz bir g olarak dikilen, insanlarn kendisine kar dpedz hayvanca bir davran iinde bulunduklar ve insanlar da hayvanlar rktt kadar rkten bir doa bilincidir; o halde salt hayvansal bir doa bilinci (doa dini) ve, te yandan, evresindeki bireylerle iliki kurmak zorunluluunun bilinci, toplum halinde yaamakta olduu bilincinin balangcdr. Bu balang, hayvansaldr; basit bir sr bilincidir, ve burada, insan, koyundan, yalnzca bilincin igdnn yerini almas olgusuyla ya da igdsnn bilinli bir igd olmas olgusuyla ayrt edilir. Bu srcl, ya da kabilesel bilin, retkenliin artmasyla, gereksinmelerin oalmasyla ve daha nceki iki unsurun temeli olan nfusun oalmasyla orantl olarak geliir ve yetkinleir. (Marx ve Engels, 2004: 55-56) Marx ve Engelsin bir komnist devrimin gerekliliine nasl ulatklarndan bahsetmek gerekir. Alman ideolojisinde yeeren bu fikirler Komnist Manifesto eserinin yazlmasna temel tekil etmitir.Marx ve Engels (2004: 61-66) yle der: Filozoflarn anlayabilecekleri bir terim kullanmak gerekirse, bu "yabanclama" doaldr ki, ancak iki pratik koulla ortadan kaldrlabilir. Yabanclamann "katlanlmaz" bir g, yani insann ona kar devrim yapt bir g haline gelmesi iin, onun insanln byk bir ounluunu tamamen "mlkiyetten yoksun" hale, ve ayn zamanda, gerekten mevcut olan bir zenginlik ve kltr dnyasyla elikili hale

10 Sosyoloji Notlar
getirmesi gereklidir, yle eyler ki, her ikisi de retici glerin byk lde artmasn, yani retici glerin geliiminin yksek bir evresini varsayarlar. te yandan retici glerin bu gelimesi (daha imdiden insanlarn gncel ampirik yaantsnn, yerel dzeyde deil de dnya apnda tarihsel olarak cereyan etmesini ieren gelimesi) kesinlikle vazgeilemez, nce yerine gelmesi gereken bir pratik kouldur, nk, bu koul olmadan, ktlk, genel bir durum alr, ve gereksinmeyle birlikte zorunlu olan iin savam yeniden balar ve gene kanlmaz olarak ayn eski irkefin iine dlr. Bu koul gene ayn ekilde, insan cinsinin evrensel ilikileri, ensonu, retici glerin bu evrensel gelimesi ile kurulabilecei iin ve bir yandan btn lkelerde, ayn zaman iinde, "mlkiyetten yoksun" yn olayn dourduu iin (evrensel rekabet), sonra bu lkelerden her birini teki lkelerdeki altst olulara baml kld iin ve ensonu ampirik olarak evrensel olan, dnya apnda tarihsel insanlar yerel bireylerin yerine koymu olduu iin de sine qua non (olmazsa olmaz), zorunlu bir pratik kouldur. Bu koul olmad takdirde: 1) komnizm ancak yerel bir olgu olarak varolabilir; 2) karlkl iliki gleri, evrensel, u halde, katlanlmaz olan gler olarak geliemezler, yerel batl inanlardan doan "koullar" olarak kalrlar: ve 3) karlkl iliki yaygnlatka yerel komnizm ortadan kalkar. (Komnizm, ampirik olarak, ancak egemen halklarn "hep birden" ve ezamanl hareketi olarak olanakldr, bu da retici gcn evrensel gelimesini ve buna bal olan dnya ilikilerini varsayar. Bize gre komnizm, ne yaratlmas gereken bir durum, ne de gerein ona uydurulmak zorunda olaca bir lkdr. Biz, bugnk duruma son verecek gerek harekete komnizm diyoruz. Bu hareketin koullar, u anda varolan ncllerden doarlar. Kald ki, tmyle mlkiyetsiz iiler yn sermayeden ya da snrl bile olsa her eit tatmin olma durumundan uzak muazzam igc- dnya pazarn varsayar; nasl ki, bu iin geici nitelikte olmayan kayb, gvenli geim kayna olarak kayb, rekabetten doan i kayb da dnya pazarn varsayarsa. Demek ki proletarya ancak dnya apnda tarihsel olarak mevcut olabilir, nasl ki proletaryann ii olan komnizm de, ancak, dnya apnda tarihsel olarak varolabilirse. Bireylerin dnya apnda tarihsel varl, baka deyile, bireylerin dorudan dnya tarihine bal varlklar iinde bulunduumuz aamadan nceki btn tarihsel aamalarda mevcut retici glerin koullandrd ve buna karlk kendisi de bu gleri koullandran karlkl iliki biimi sivil toplumdur, bundan nce sylediklerimizden de anlald gibi sivil toplumun ncl, ve esas temeli daha kesin tanmlamalar yukarda verilmi olan basit aile ve, klan da denilen, bileik ailedir. Demek ki, daha imdiden de aka anlalyor ki, bu sivil toplum, btn tarihin gerek oca, gerek sahnesidir ve bugne kadarki tarih anlaynn, nasl gerek ilikileri ihmal edip kendisini yalnzca grltl prens ve devlet ykleriyle snrlayan byk bir samalk olduu bylece grlyor. Devletin kkeni ve devletin sivil toplumla ilikisi. Son olarak Alman ideolojisinin ideoloji hakknda syledii Eagletonn deyiiyle nl beyanat her ne kadar eser kendi ierisinde tam bir btn olamasa da Alman ideolojisi deyince akla gelen en net ifadelerden biridir. (Marx ve Engels, 2004: 75) Egemen snfn dnceleri, btn alarda, egemen dncelerdir, baka bir deyile, toplumun egemen maddi gc olan snf, ayn zamanda egemen zihinsel gtr. Maddi retim aralarn elinde bulunduran snf, ayn zamanda, zihinsel retimin aralarn da emrinde bulundurur, bunlar o kadar birbirinin iine girmi durumdadrlar ki, kendilerine zihinsel retim aralar verilmeyenlerin dnceleri de ayn zamanda bu egemen snfa bamldr. Egemen dnceler, egemen maddi ilikilerin fikirsel ifadesinden baka bir ey deildir, egemen dnceler, fikirler biiminde kavranan maddi, egemen ilikilerdir, u halde bir snf egemen snf yapan ilikilerin ifadesidirler; baka bir deyile, bu dnceler, onun egemenliinin fikirleridirler. Egemen snf meydana getiren bireyler, baka eyler yannda, bir bilince de sahiptirler ve sonu olarak dnrler; bu bireyler, bir snf olarak egemen olduka ve tarihsel a btn geniliince belirledike, elbette ki, bu bireyler snflarnn btn geniliince egemendirler ve teki eyler bakmndan olduu kadar, dnrler, fikir reticileri olarak da egemendirler ve kendi alarnn dncelerinin retimi ve datmn dzenlerler; o halde onlarn dnceleri, alarnn egemen dnceleridir. rnein kraliyetin, aristokrasinin ve burjuvazinin iktidar iin ekitikleri ve dolaysyla iktidarn paylalm olduu bir devirdeki bir lkede, kuvvetlerin ayrm retisinin artk "ebedi yasa" olduu ne srlen egemen reti olduu grlr. Ekonomi Politiin Eletirisine Katkya nsz Marxn Ekonomi Politiin Eletirisine katk adl yaptnn nsz onun ideoloji anlaynn farkl bir tanmlanmasna iaret eder.

11 Sosyoloji Notlar
Marx bu yaptnda ideoloji kavramn tanmlarken alt yap- st yap metaforunu kullanr. nsanlar kendi hayatlarnn toplumsal retiminde, kendi iradelerinden bamsz ve zorunlu olan belirli ilikiler, kendi maddi retim glerinin belirli bir gelime dzeyine karlk gelen retim ilikileri iine girerler. Bu retim ilikilerinin genel toplam,zerinde bir yasal ve siyasi styapnn ykseldii ve kendisine belirli toplumsal bilin biimlerinin tekabl ettii gerek temel olan,toplumun iktisadi yapsn oluturur. Maddi yaamn retilme tarz toplumsal siyasal ve entelektel yaam srecinin genelini artlandrr. nsanlarn varln belirleyen bilinleri deil tam tersine onlarn ideolojik varldr (Akt: Eagleton, 2005: 123) Eagletona gre (2005: 124-125) st yapnn snf mcadelesinin dzenlenmesinde ilevsel olduunu dnen altyap-st yap retisinin bu tarihsel versiyonu ile Marxn bilin ve toplumsal varla ilikin dncesinin daha evrensel ierimleri arasndaki eliki asl meseledir. snrl topluma zg elikiler bir kez ortadan kaldrld m, ideoloji de styapnn geriye kalan dier ksmyla birlikte yok olup gidecektir. kinci modele gre ise, ideoloji bilincimizin tamamnn maddi etkenler tarafndan koullanma tarzna benzer bir ey olarak alnabilir ve bu, gerek komnizmin kurulmasyla muhtemelen deimeyecektir, nk yemek yeme ihtiyac kadar biyolojik yapmzn bir parasdr. Dolaysyla alntdaki bu ifte vurgunun srasyla,ideolojinin hali hazrda ele alm bulunduumuz dar ve geni anlamlarna iaret ettii sylenebilir; ama yine de aralarnda ki iliki tam olarak ak deildir. Kapital Marxn ideoloji grnn ekonomik boyutunu ise bayapt Kapitalde grebiliriz. Marx Kapitalin ilk cildinde meta fetiizmi ksmnda yabanclama kavramn daha da aar. Demek ki metan gizemi bir ey olmasnn basit nedeni, onun iinde insan emeinin toplumsal nitelii, insana, bu emein rnne nesnel bir nitelik damgalam olarak grnmesine dayanmaktadr; reticilerin kendi toplam emek rnleri ile ilikileri, onlarla kendi ararlnda bir iliki olarak deil de, emek rnleri arasnda kurulan toplumsal bir iliki olarak grnmesindedir. Emein rnlerinin metalar haline niteliklerinin duyularla hem kavranabilir hem de kavranamaz toplumsal eyler haline gelmesinin nedeni budureylerin qua (ki bu) metalarn varl, ve bunlara meta damgasn vuran emek rnleri arasndaki deer ilikisi ile bunlarn fiziksel zellikleri ve bu zelliklerinden doan maddi ilikiler arasnda mutlak olarak ba yoktur. Burada insanlar arasndaki toplumsal iliki, onlarn gznde, eyler arasnda dsel bir iliki biimine brnyor. Bu nedenle benzer bir rnek vermek iin , din aleminin sislerle kapl katlarn dolamamz gerekir. Bu alemde insan beyninin rnleri, bamsz canl varlklar gibi grnr, ve hem birbirleriyle, hem de insanolu ile iliki iine girerler. te metalar aleminde de, insan elinin yaratt rnler iin durum ayndr. Emek rnlerine, meta olarak retildikleri anda yapveren ve bu nedenle meta retiminden ayrlmas olanaksz olan eye ben fetiizm diyorum. (Marx, 2003: 77) Marxn meta fetiizmi kavramnn ideoloji ile ilgili olan boyutu hakknda Eagleton (2005:128-129) unlar syler: Daha nceki yabanclama temasnn burada ald grlr:Kadnlar ve erkekler bir eyler retir ve kendi rnleri olan bu eyler daha sonra kendi kontrollerinden karak onlarn varolu biimini belirlemeye balar. Borsada ki bir dalgalanma binlerce insann isiz kalmas demek olabilir. Gerek insani ilikiler., bu meta fetiizmi yznden eyler arasndaki gizemli ilikiler gibi grlr. Bu eitli ideolojik sonular dourur. Birincisi, toplumun gerek ileyi tarz bylece gizlenir. Emein toplumsal karakteri, artk toplumsal rnler olarak tannamayan metalarn dolamnn arkasnda gzlerden saklanr. kincisi toplum bu meta mant ile paralanr. Ortak toplumsal emein kolektif etkinliini cansz soyut eyler aras bir ilikiye dntren metann atomize edici ilemlerine maruz kalan toplumu bir btn olarak dlemek zorlar. Kapitalist dzen, bir btn olarak grnmeye son vererek, kendisini siyasi eletirilerle daha az ypratlabilir bir ey klar. Son olarak cansz yaratklar tarafndan tahakkm altna alnm olmas, toplumsal yaama bir doallk ve kanlmazlk havas verir. Toplum bundan byle insanlar tarafndan ina edilen bir ey olarak alglanamaz ve dolaysyla insanlar tarafndan deitirilemez bir ey olur. Deerlendirme Marxn ideoloji gr dnemlerine ve eserlerine bal olarak farkllk gsterir. Marx deoloji grn ortaya koyarken bir ok kavramdan da yararlanr. zellikle yabanclama temas bu dncenin temelinde ki en nemli kavramlardan birisidir. Yabanclama dncesinin son aamas bize iki snfl (burjuvaii) toplum yapsn gsterirken ii zerinde

12 Sosyoloji Notlar
tahakkmde bulunan egemen snf fikri bizi dorudan ideolojiye gtrr. (zel mlkiyet kavram da bu anlamda nemlidir) Yukarda da bahsettiimiz gibi Marxa gre ideoloji yanl bilin deildir. Bu Engelsin grdr. Alman ideolojisi eseri her ne kadar baz kaynaklarda bu gr erevesinde ele alnsa da, Alman ideolojisinin hem Althusserin deyimiyle bir kopu eseri (Althusser Marx tarafndan farelerin eletirel kemiriine brakldndan bahseder) ayrca tamamlanmam bir yapt olduu dnlrse olas yanl anlamalar doaldr. Ama her ne kadar eksi bir eser olarak bizim elimize gese bile Marxn kuramnda hem ncesi hem sonras bakmndan nemli bir eserdir. Gen Marxdan olgun Marxa gei srecinin yaptdr. 1844 elyazmalarnda bahsettii yabanclama kavramnn daha biimsellemi halini bu eserinde gsterdii gibi komnist manifestoya da bir hazrlk niteliindedir bu yapt. Kapitalde ise meta fetiizmi blmyle ekonomik adan ideoloji grnden bahseder. Burada gen Marx ve olgun Marxn dnce farkll da ortaya kar. Eagleton (2005: 129) bunu yle deerlendirir Aka grld gibi, Marxn ideoloji konusunda ki genlik dncelerinde rastladmz ters evirme imgesi buradan olgunluk dnemi almalarna gemekte. Ne var ki bu gei srasnda bir ok ey kesin bir biimde deiir. ncelikle artk insani zneler ile onlarn toplumsal varolu koullar arasndaki bu tuhaf ters evirmenin toplumsal gerekliin kendi doasnda olduu dnlmektedir. Mesele sadece, gerek dnyay bilinlerinde tersine eviren ve bylece metalarn kendi yaamlarn kontrol ettiini dnen insanlarn arptlm algs meselesi deildir. Marx metalarn, kapitalizm koullarnda toplumsal ilikileri zerinde despotik bir ynetim uyguluyormu gibi grndklerini iddia etmez bunu fiilen yaptklarn ne srer. deoloji artk zihinde tersine evrilen gereklikle ilgili bir meseleden ok , gerek bir ters evirmeyi yanstan zihinle ilgili bir meseledir, aslnda artk esas olarak bir bilin meselesi olmaktan kp kapitalist sistemin gndelik iktisadi ilemlerine demirledii grlr Eagletona (2005: 131) gre Alman deolojisi ve Kapitalde bahsedilen ideoloji arasndaki fark, ideolojinin Alman deolojisinde eyleri gerekte olduklar gibi grmeme meselesi iken, Kapitalde gerekliin kendisinin iki yzl ve aldatc olmas meselesidir. Son olarak rn (1997: 21-23) deerlendirmelerinden bahsedersek, Marxn toplumsal pratiin geliim srecinde kendi iinde tersine dnmesi ve bunun insan iradesinin dnda, zneler tarafndan denetlenemeyen bir nesnel devinim olduu tezi teleolojik bir tarih yorumlamasnn kaplarn ak tutmaktadrlk olarak Marxda ideoloji, bireylerin toplumsal pratikleri iinde oluan ve bu pratik iinde ki elikileri znelerin bilincinden saklayan dnceler olarak tanmlamakla birlikte ayn zamanda belli bir tarihsel konum asndan birey iradelerinden bamsz nesnel ve zorunlu dncelerdir de. deolojinin kendisi bir sonutur; maddi pratik iindeki zneler tarafndan ideolojik dncenin somut bir dncesi olarak nasl kurulduu aklanmazMarxn ideoloji kavramsallatrmasnn ikinci nemli kuramsal miras ideolojik dnceyi dier dncelerden ayrarak sadece egemen maddi ilikilerin devamn olanakl klan dnceye ideolojik nitelemesini yaktrmasdrMarxn en nemli kuramsal miras, ideoloji zmlemeleri ile iktidar zmlemelerinin ayn anda yaplmas gereine dikkati ekmesidir.
Referanslar ALTHUSSER, Lois (2002) Marx in ev. I.Ergden thaki yay.,stanbul EAGLETON, Terry (2005) deoloji ev. M.zcan, Ayrnt yay., stanbul MARX, Karl (2003) Kapital Birinci Cilt, ev.A.Bilgi, Eri Yay. MARX, Karl (2005) 1844 El Yazmalar Ekonomi Politik ve Felsefe ev.K.Somer, Sol yay. Ankara MARX, Karl ve ENGELS Friedrich (2004) Alman deolojisi ev. S.Belli, Sol yay. Ankara. R, Serpil Sancar (1997) deolojinin Serveni mge yay, Ankara.

13 Sosyoloji Notlar YABANCILAMA ZERNE


mer Osmanolu*

Sanayi devrimi ile balayan ekonomik gelimelerin neticesinde batl toplumlar maddi adan daha rahat bir hayata kavumutur. Ancak bu maddi refahn, insann birok ihtiyacn karlamakta yetersiz kaldn, bundan da te, insann znde ve insani deerlerde derin yaralar atn syleyebiliriz. nsann toplumsal yaama mteallik olarak gelitirdii tm ruhsal ve insani deerlerin yitimi ile maddi refah art arasnda bir paralellik bulunduunu ileri sren dnrlere rastlamak mmkn. Kendi retimine ve tketimine, doal ve toplumsal evresine, evresindeki dier insanlara ve en nemlisi kendi zne yabanclam olan gnmz insannn, kendi yaratt glerin klesi haline geldiini ve bu glere bireysel kar salayan bir mekanizmann basit bir ark haline indirgendiini gryoruz. [1] Bat toplumunu, geldii nokta itibariyle eletiriye tutan dnrlerin says, modern zamanlarda giderek artmtr. Bu dnrlerin eletirileri, ncelikle, insann deer yarglarnn, inan ve umutlarnn ve en azndan topyalarnn giderek zapturapt altna alndna ve insani duygularn rselendiine iaret ediyor. Buradan hareketle, baz nemli dnrler, deerlerden ve ideallerden arndrlm olan insann, varolu asndan giderek anlamszlamaya, yabanclamaya ve zlmeye baladn ileri srmektedir.[2] Hatta bazlar, daha da ileri giderek, deer yarglarnn akl d etkenlerin basit bir sonucu olduu dncesine indirgenmesini, ada uygarln dnsel bir sapknl ve bir rme grngs olduunu iddia etmektedir.[3] Adorno, bat uygarlnn bilim, teknoloji ve ekonomik gelime anlayndan hareketle sz
*

Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Doktora rencisi

konusu gidiata ciddi eletiriler ynelten dnrlerin banda gelir. Ona gre, batl anlay, ahlaki ve insani snrlardan yoksundur. Bu sebeple, insan hayat tehdit altndadr. Zira deer ltleri ortadan kalkm ve deerler, pratik amalar ve teknolojik uygulamalar alanna hapsedilmitir. Modern bilim mutlaklatrlm ve ykc amalar iin kullanlr hale gelmitir. Teknolojiyle birlikte insan hayat bir makine gibi dakiklemi, kesinlemi ve tm bunlar insann hunharlamasna yol amtr. nsan hareketleri, incelikten, dnceli olmaktan ve edepten arndrlm ve insan hareketleri nesnelerin amansz ve tarih d taleplerine baml klnmtr.[4] Teknolojik gelimeyle birlikte, bunalm, yalnzlama, kiiliksizleme, kimlik yitimi ve nesneleme sz konusu olmutur. Bu srete insan derinlikten yoksun, ieriksiz ve anlamsz bir varlk haline gelmitir. Nesneleen insan ve onun deerlerden yoksun dnme gc, her eyi kavrayan ekonomik cihazn basit bir ayrnts haline gelmitir.[5] Modern dnemde geerli olan kapitalizm ve onun ina ettii toplumsal yap, pazar ekonomisinin etkisiyle ilikileri, sevgiyi ve dostluu eyletirmek suretiyle ruhsuz bir toplum ortaya kmasna neden olmutur. Yabanclama kavram, tam da bu srete, hararetle tartlan bir kavram olarak, gidiatn sosyolojik, psikolojik, siyasal ve felsefi yorumunun ortaya konmasnda yardmc olabilecek bir kavram haline gelmitir. Hatta yabanclama, baz dnrler tarafndan, insan varoluunun ontolojik kanlmazl olarak ele alnm ve insann kendi znden, rnnden, doal ve toplumsal evresinden koparak bizzat bunlarn egemenlii altna girmesi eklinde tanmlanmtr. Dahas, yabanclama kavram, insan makineletiren, metalatran ve sonunda kleletiren rasyonalist ve teknokratik bir uygarlk

14 Sosyoloji Notlar
biimine kar oluan bakaldrnn bir simgesi haline gelmitir.[6] "Yabanclama" Kavramnn Kkenleri Yabanclamann temelinde, batda son iki yz yldr yaanan ve akln belirli ynlerinin, ilkeselliin, drt ve duygularn bastrlmas ve btnsel, eletirel akln yerini teknik/arasal akln almas eklinde ifade edebileceimiz olgunun yattn sylemek mmkn. Bu srete, karc ve faydac bir akl yrtmenin nem kazandn gryoruz. Horkheimer, bu durumu, btn varlk alanlarnn bir aralar alanna dntrlmesi ve znenin yok oluu eklinde zetler.[7] Yabanclama, Latincede bakas, yabanc anlamna gelen alienus kknden tremi ve bat dillerine alienation eklinde gemitir. Kavram, aydnlamaya belirli ynlerden kar kan Rousseaunun kullandn ve fakat kavrama felsefi ve bilimsel ierik kazandran ilk filozofun Hegel olduunu gryoruz. Yabanclama kavramnn znde, dnyann insana yabanclam olduu dnce mevcuttur. Marxa gre yabanclama, insann emei tarafndan yaratlan eyin ayn insana, kendisini kleletiren yabanc bir z olarak geri dnme srecidir.[8] Toplumda normatif kurallarn gcn veya geerliliini yitirmesi olarak tanmlayabileceimiz anomi ve yabanclamann en son evresi olarak deerlendirilen eyleme ve fetiizm gibi kavramlarn da yabanclama kavramyla yakn ilikisi vardr. Bu iliki kurulmadan yabanclamann anlalmas gleir. eyleme" ya da "fetiizm, insann kendi maddi ve zihinsel yaamnn koullar zerinde hi bir denetim ve yetkiye sahip olamamas olarak tanmlanabilir.[9] Horkheimere gre eyleme, akln znellemesinin ve biimsellemesinin tipik bir sonucudur. Ona gre eyleme, insan faaliyetinin btn rnlerinin metaya dnt sanayi toplumunun douuyla birlikte baskn bir hale gelmitir. [10] Kapitalizme zg olan "meta fetiizmi" hz ve younluun artmas ile birlikte daha da artmtr. Zira kapitalizm, toplumsal ilikiler sistemi olarak fetiistik bir karaktere sahiptir. Kapitalist srete, rnlerin metaya dnmesi ile birlikte, insanlarn emekleri de deiim srecinde satlabilen bir metaya dnmektedir. Bylece emek, retim aralarndan koparlmakta ve retim ile tketim birbirinden ayrmaktadr.[11] Yabanclama Sorunu: Hegel ve Feuerbach Yabanclama kavramn dinsel balamdan kurtarp ona felsefi ve bilimsel bir anlam kazandran Hegeldir. Kavram, Hegel felsefesinin temel kavramdr ve Hegele gre insanlk tarihi ayn zamanda yabanclamann tarihidir.[12] Marx ise, Hegelin tm dncesinin kayna olan Tinin Grngbiliminin altnda yabanclama kavramnn yattn dnmektedir. Hegele gre, tm yabanclama tarihi ve bu yabanclamann tm onarm soyut, mutlak, kurgusal, mantksal dncenin retim tarihinden baka bir ey deildir.[13] Hegel felsefesi, mutlak ruhun yabanclamas zerine kurulmutur. Diyalektik sre iinde mutlak ruhun hareketi bir "yabanclama ve yabanclamadan kurtulma" hareketidir. Hegel asndan yabanclama, mutlak ruhun hareketi iinde kanlmaz bir oluumdur. Hegelci yabanclama anlaynda, yabanclama marazi deil, tabii bir olgudur. Doa, insan ve toplum var olduka, yabanclama da var olacaktr. Hegelci felsefeye eletirel bir tutum taknan Feuerbachla birlikte yabanclamann ierii deimitir. Feuerbacha gre, mutlak ruh, yani Tanr, Hegelin sylediinin aksine, insann yabanclamasnn bir ifadesi olarak ortaya kmaktadr. Feuerbacha gre Hegelin felsefesi ve Hegelyen yabanclama, teolojiktir ve gerein ters yz edilmi bir biimidir. Hegelin mutlak ruhu (Tanr), Feuerbach iin kendine yabanclam insandr. Tanr, insann "mutlaklam ve yabanclam z"dr. nsan kendisinin stnde bir varlk olan Tanry yaratarak ve onun karsnda bir "kle" durumuna derek yabanclar. nsann yabanclamadan kurtulmas, onun yabanclam bir resmi olan Tanrnn ortadan kaldrlmasyla mmkndr.[14] Baka bir ifadeyle, Feuerbache gre, insann gerek z, Tanrya aktarm bulunduu zdr. Tanr doast bir varlk deildir; Tanr, insan tarafndan kendi doasnn en iyi elerinin kendi dna atlmasndan baka bir ey deildir. nsan egemenlii altna alan Tanr gerekte insann yabanclamasdr.[15] Marxa gre, insanlk tarihi, insan varlnn giderek gelimesi, ama ayn zamanda giderek yabanclamas tarihidir.[16] Feuerbach'a gre insan, kendini gerekletirerek, yani zsel nitelikleri olan irade, akl ve sevgiyi kendisinde toplayarak yabanclamaktan ve Tanrnn klesi olma durumundan kurtulur.[17]

15 Sosyoloji Notlar
Marx: Yabanclam Emek Hegel insann kendi bilincine varmasndaki yabanclamadan; Feuerbach tarihi ve snf olmayan, soyut insan yabanclamasndan sz ederken Marx, iinin yabanclamasndan hareket eder. Marxn yabanclamaya bak as, iinin kapitalist iin zorla almas, iinin almasnn rnn kapitalistin kendisine mal etmesi ve kapitalistin mlkiyetinde bulunduu iin iinin karsna yabanc, kleletirici bir g olarak kan retim aralarndan iinin ayrlmas eklinde belirginletirilebileceimiz bir teorik ereve zerine oturur.[18] Marxa gre, insan, makinenin bir paras haline indirgenmitir. Ve buradan hareketle, yabanclama da, insan emei sonucunda yaratlan eyin ayn insana, kendisini kleletiren yabanc bir z olarak geri dnme sreci olarak karmza kmaktadr.[19] nsan etkinliinin znde yabanclatrc bir etkinlik olmadn belirten[20] ve yabanclama kavramn toplumsal bir temele oturtan Marx, yabanclamann her zaman her yerde sonsuz geerli bir kavram olmadn, tarihsel bir olgu olduunu vurgular. Dolaysyla, Marksizm, Hegelci bak asnn aksine, yabanclamay insanln kanlmaz ve ifasz bir felaketi olarak deil, aksine insann bilinsiz faaliyetinin ortaya kard ve yine insann, bilinli toplu eylemiyle deitirilebilecek belirli tarihsel koullarn rn olarak ele alr.[21] Marx, yabanclamay zel mlkiyet, emek ve i blm asndan da ele alr. Marxa gre zel mlkiyet, yabanclamadan baka bir ey deildir.[22] zel mlkiyet, hem yabanclam emein rn, yani zorunlu bir sonucu hem de emein kendine yabanclamasnn nedeni ve kaynadr.[23] Dier yandan, iblmn zorunlu sonucu olarak ortaya kan uzmanlama ve insanlarn i blmn kendilerini kleletiren ve kendisine boyun eilmesi gereken bir g olarak alglamalar da yabanclamaya neden olmaktadr.[24] Marxa gre, yabanclama, kapitalizme zg bir olgu deildir fakat kapitalizm, insann yabanclamas olgusunu en st dzeye karan nesnel koullar ieren bir sistemdir.[25] Kapitalizm, bir yandan yeni gereksinmeler araclyla yeni bamllklar yaratrken[26], dier yandan insann kendi yabanclamasnn farkna varmasn nleyecek ya da geciktirecek tuzaklar da iermektedir.[27] Marxa gre, kapitalist toplumlarda emekinin elde ettii para, emekiye sahte bir zgrlk verir ve aslnda onun efendisi haline gelir. Para, insanln yabanclam gcdr Marxa gre. Bireyler, insan olarak yapamadklarn para araclyla yapabilirler. Para, btn insan niteliklerini tersine eviren, onlar kendi kartlar durumuna sokan dsal evrensel bir gtr.[28] Emein yabanclamasndan sz eden Marx, emein, kendi yabanclamasn, kendi kartn rettiini ileri srer. Emei yaratma eylemi insan zgrletireceine, her admda ona hkmeden gc daha da devletirmeye yaramaktadr. Her rettii kendisinin biraz daha eksilmesine, her eylemi biraz daha pasiflemesine ve gcn her kullan biraz daha gszlemesine yol amaktadr.[29] Marxta yabanclam emek konusu nemlidir nk mesele, insan znn ve doasnn yabanclamasndan ayr dnlemez. Marxa gre, insann kendi emeinin rnne, hayat etkinliine, trsel varlna yabanclamas, ayn zamanda dolaysz bir biimde, insann insana yabanclamas sorunununu dourmaktadr.[30] Marx, emek ve parann yabanclamaya etkisinin yan sra bizzat iin kendisini de yabanclama bakmndan sz konusu eder. , iinin kendisinden uzaklamasna yol amaktadr. ada retim srecinde emein yabanclamas, retimin arlkla elle gerekletirildii geleneksel imalathanelere oranla ok daha yksek bir dzeydedir. El emeine dayanan zanaatlerde ii bir aletten yararlanrken; fabrikada ise, makine iiden yararlanmaktadr. Birincisinde i aletleri kullann ii, ikincisinde makinelerin hareketini izlemek zorundadr. El emeine dayanan ilerde iiler canl bir dzenein paralardrlar. Fabrikada ise, iiden bamsz, cansz bir dzenek vardr ve ii yalnzca bu dzenein canl bir eki, bir uzants durumundadr.[31] Marxa gre yabanclamann ortadan kaldrlmas, kapitalizmin ve tm snfl toplumlarn, zel mlkiyetin, iblmnn ve dinin ortadan kaldrlmas ve retim biiminin deimesiyle mmkndr. Bu da ancak komnist toplum evresine ulamakla gerekleecektir.[32] Komnist toplumun yaratlmasyla yabanclama sona erecek ve insan kendi seimleri dorultusunda istedii retken faaliyetleri ortaya koyabilecektir. Komnist toplumda herkes houna giden faaliyet dalnda kendisini gelitirme imkanna kavuacaktr.[33] Lukcs ve Yabanclamann Tahlili Yabanclama fenomeni ile alakal olarak, Budapete Okulu dnrleri ve Lukcsn ileri srd tahliller kavrama farkl almlar

16 Sosyoloji Notlar
salamtr. Mesela, doann emek dolaymyla insanlatrlmas sreci, ontolojik derinlii olan bir bak asn ierir. Lukcsn yabanclama tahlili, Marksist gelenekten tevars edilmitir. Marxtan hareketle ve birok noktada Marksizme eletiriler de getiren (mesela Marksist yntemin ekonomik adan belirlenimci olmas) bu tahlil, insann zne yaplan vurgularla ne kar. Lukcs'a gre, kapitalizm, yani genellemi meta retimi, hem nesnel hem znel ynleri olan ve toplumun "btn dsal ve isel yaamn" bir eylemeye dar klan bir sretir. eylemenin nesnel ynn hukuk, brokrasi, devlet dzeni ve piyasada hkm sren yasalar oluturur. eylemenin znel taraf ise insan faaliyetlerinin kendisine yabanclamasyla ilgilidir. nsan faaliyetleri, sz konusu yabanclama srecinde giderek bir metaya dnmekte ve insan ile rn arasndaki organik birlikin paralanmasyla insan dncesi de paralanmaktadr. Zira uzmanlama, bir nevi bu paralanmln gstergelerinden birisidir. Lukcsn, genlik dnemlerinde, yabanclama ve nesnelleme kavramlarn birbirlerine zde olarak kulland dikkati eker. Dolaysyla ona gre, yabanclamann almas nesnellemenin de almas anlamna gelir. Yabanclama, insanln indirgenemez bir boyutu olan nesnellemenin belli toplumsal koullar altnda brnd biimdir. Lukcs'a gre, eylemeden kurtulmann yolu, teori-pratii btnln salayan snf bilincine ulamaktr. Dolaysyla bilinteki dnm, mevcut durumun tesine geilmesini mmkn klmaktadr. Marx ile Lukcs arasndaki en nemli fark udur: Marx, emei meta olarak grrken, Lukcs iiyi meta olarak grmektedir. Marx iin ii salt bir nesne deil, yabanclam da olsa bir znedir. Yani, Marxa gre yabanclama ile nesnelleme, Lukcsta olduu gibi, zde deildir. Marx, eylemeyi de mutlak olarak tanmlamaz. Zira, iinin zne olarak harcad emekte bir zgrleme potansiyeli her zaman vardr. Zamanla, Hegelyen znelci diyalektikten uzaklaan Lukcs'n, Marx'a daha ok yaklatn grrz. zdelik fikrinden vazgeen Lukcs, doann ve retimin belirleyici konumda olduu btncl bir anlay savunmaya balamtr. nsan emeiyle dolaymlanan ve trde olmayan bu anlay, znenin (ii snf) kurtuluunu, "yabanclam znenin yabanclamlnn bilincine varmas"nda grmtr. Buradan hareketle zgrleme meselesine de deinen Lukcs, zgrlemenin, znenin kendini nesnel dnyann yasalarna tbi klarak onlar dntrmesi olarak ortaya koyar. Fromm: Objeleen nsan Yabanclama sorunu Marxn yan sra Frommun da ilgilendii temel meselelerin banda gelir. Fromm, yabanclaan insann tasvirini kusursuz bir biimde ortaya koyan dnrlerin banda gelir. nsann yabanclamasn kapitalist toplumun ekonomik yapsyla ilikilendiren Fromm, modern endstri toplumunda insann, kr ekonomik glerin objesi haline geldiini ileri srer. Yabanclam insan, kendisini dnyann merkezi, fillerinin yaratcs olarak grmemektedir.[34] Aksine, modern endstri toplumunda fiiller ve bu fiillerin sonular insana hkmetmektedir. Yabanclam insan, hem dier kiilerden hem de kendisinden kopmutur. Kendisini kendi yaantsnn merkezi olarak alglamayan yabanclam birey, ayn zamanda benlik duygusunu da yitirmitir.[35] Her eyi bir tketim rn haline getirmi olan yabanclam insan iin hayat anlamszlamtr. Yabanclaan insan pasif, bo, korkak ve izole edilmi bir hale gelmitir.[36] Modern insann mutluluunun ls, arzu edilen her eyi alnabilmesine indirgenmitir. Tketim al eken modern insan iin tketim, hem zgrlnn hem de mutluluunun kayna haline gelmitir.[37] Yaama kr getirmesi gereken bir giriim olarak bakan yabanclam insan, Fromma gre, yaamn yaanmaya deer olup olmad gibi ciddi bir soruya cevap vermek durumuna gelmi bulunmaktadr.[38] Dahas, toplumla uyum iinde yaayan, iini benimsemi ve "mutlu bir robot" haline gelmi yabanclaan insan, bilinmeyen ve grnmeyen bir otoriteye itaat etmekte ve denetleyemedii yasalarn ynetimi altnda yaam srmektedir. Bu, tamamen, insann denetiminden km ve yabanclam bir yaamdr.[39] Fromm yabanclama sorununu ele alrken zgrlk konusuna da deinir. Fromma gre, modern insan yapay bir zgrle sahiptir ve yapay bir kiilie brnm durumdadr. nsann yapt seim de yapay bir seimdir aslnda. nsana kendi dndaki gler tarafndan nerilen rnler arasnda bir seim yapmas uygun grlmekte ve insan da, trajik bir biimde, seimini bilinli olarak kendisinin yaptna inanmaktadr.[40]

17 Sosyoloji Notlar
Fromm, insann, kendini bir putperest haline getiren yabanclamadan insani bir ierie sahip olan sevgi araclyla kurtulacan ileri srer.[41] Marcuse: ncelmi Kleler ve Tek Boyutlu Toplum Yabanclama arpc bir biimde ele alan bir dier isim de Marcusedir. leri endstri toplumu, Marcuseye gre, btn iinde akl ddr. leri sanayi toplumunun en sinir bozucu yanlarndan birisi de bu akl dln akli zelliidir.[42] Marcuseye gre, ileri bir aamaya gelen teknoloji, bireysel zgrl kstlamaktadr. Teknolojik gelime, bir yandan retim gereleri ve toplumsal kontrol mekanizmalar karsnda insana belirli dzeyde bir zgrlk kazandrrken dier yandan insan varl grlmemi bir biimde yaygn ve derin bir bask altna girmi bulunmaktadr. Kitle iletiim aralarnn da etkisiyle insan, d dnyayla ilikilerinin bilincine varamayan ama toplumu ynetenlerin istedii eyleri, istedii lde, istedii yer ve zamanda tketen bir robot haline gelmitir.[43] Marcuse, bireylerin kendilerini, kendilerine benimsetilen yaayla zdeletirdikleri zaman yabanclamann bir zorunluluk haline geldiini belirtir.[44] Hzla gelien otomasyon nedeniyle el emeinin azalmas byk lde artan denetimi gerektirmi ve bu da giderek insanlarn klelemesine yol amtr.[45] Standartlama ve tekdzelik, retici meslekle retici olmayan meslekleri benzer klm[46], teknoloji rts eitsizlii ve klelii gizlemi, teknik ilerlemeye ramen insan, retici dzenin boyunduruu altna girmitir. Marcuseye gre, ileri sanayi toplumunun kleleri, ara olmak ve nesneye indirgenmek bakmndan incelmi klelerdir.[47] Yabanclamann almasnn ancak ii snfnn iinde bulunduu durumun farkna varmak suretiyle zm yolunu grmesi ve bilinlenmesi ile mmkn gren Marx ve Lukcsn aksine Marcuse, ii snfnn yabanclamay sona erdirebilecek g olmaktan uzaklam olduunu dnr. Zira, ii snf kar kma gcn yitirmi ve silahsz kalm bu toplum tek boyutlu toplum haline gelmitir. Bu durumda, Marcuseye gre, yabanclamann ve genel olarak ileri derecede sanayilemi kapitalist toplumun sorunlarnn almasnda, ii snfndan ok renciler, etnik aznlklar ve toplum d kesimlerden oluan marjinal kesimler nem kazanmtr.[48] Baudrillard: Yabanclama ve Tketim a Baudrillard, yabanclama meselesini, ada bat toplumlarn eya tketimi erevesinde ele alarak zmleme gayreti iine girmitir. Eya tketiminin sembolik anlam zerinde duran ve deerlerden yola karak eya zerine kurulu sylemlerdeki ideolojik temellere dikkat eken Baudrillard, kltrel sistemin tketim zerinde temellendirilmi sistematik bir etkinlik biimi olduunu savunur. stelik tketim, sadece eyalarla deil, ayn zamanda toplum ve dnya ile kurulan ilikilerin de etkin bir biimidir. Bu noktay biraz daha amak gerekir. Baudrillarda gre, eyann birincil konumu, eyann kullanm deerleriyle deil, sembolik deiim deeriyle ilgilidir. Dolaysyla, gerek bir tketim ve eya kuram, ihtiyalar, gdler ve bunlarn tatmininden yola klarak deil, toplumsal farkllama mantna dayandrlmaldr. Zira halihazrdaki durumda, eyayla ilgili gnlk pratik, toplumun hiyerarik dzeniyle btnlemeyi salamakta ve deerler sisteminin temelindeki saygnlk ve ayrcalk mekanizmalarn yanstmaktadr.[49] Baudrillard: "Ortaa toplumu, Tanr ve eytan zerinde dengelenirken, bizimki tketim ve onun knanmas stnde dengesini bulmaktadr" diyerek ada yabanclamay bir tr "eytanla anlama" olarak niteler.[50] Yabanclama sreci, Baudrillarda gre, bireysel ve toplumsal yaamn, meta mant tarafndan ynetilmesi srecidir. Bu mantk, tketim ann temel mantdr. Tketim a, teknik uygarln ve verimlilik yarnn tarihsel bir sonucu olarak, ayn zamanda radikal bir yabanclama adr. Tketim anda meta mant, sanayi rnleri ve i srelerinden tamak suretiyle genellemi ve kltre, cinsellie, insan ilikilerine, bireysel itepi ve fantazmalara kadar yaylmtr. Tketim anda her ey, Frommun da vurgu yapt zere, kr ve tketim erevesinde ele alnmaktadr. Tketimle birlikte kendi zerine dnmeyen bir toplum otaya km; zevk, egemen ilke haline gelmi; aknlk, ereklilik ve ama yok olmutur.[51] Baudrillarda gre tketim, bir "mitos"tur, ada toplumun kendine dair rettii bir szdr, toplumun kendisini konuma biimidir. Gndelik sylem tarafndan srekli yinelenen tketimi, Baudrillard, "saduyu gcne ulam olan yansmal sylemsel bir bileim" olarak tanmlamakta ve bu durum, ifadesini reklamlarda bulmaktadr. Baudrillard, kitle iletiim aralar ve reklamlar sayesinde bu sylemin yceltildiine ve hatta kar sylemlerin de gelitirilerek bir eit

18 Sosyoloji Notlar
denge salandna iaret eder. Yani, aslnda tketim toplumu, tketim ve tketimin knanmas zerinde dengede durmaktadr. ("simlasyon" ve "hiper-gereklik") [52] Ksacas Baudrillard, teden beri varolan snfsal ayrmlarn, yerini, byk irketler tarafndan tevik edilen bastrlamaz arzulara braktn ve bu durumun da yeni bir toplumsal hiyerariye yol atn savunur. Snflar ya da aralarndaki ayrmdan ziyade, aslolan tketmektir. Tketim ile birlikte kendisine gittike yabanclaan, birbirlerine ayna olacak yerde vitrin olan modern toplumun bireyleri, tketim ile birlikte daha az emek sarf eden ve fakat suni ihtiyalarn karlamak ve refahn salamak iin retmek zorunda olan ve bu haliyle srekli kendisini yenileyen bir insan haline dnmtr: Modern insan, tketimci potansiyelliklerinin ve kapasitelerinin tamamn seferber edecek ekilde kendisini hazrlamak zorundadr. Eer bunu unutursa kendisine mutlu olmama hakkna sahip olmad kibarca ve srarla hatrlatlr. Dolaysyla modern insann edilgin olduu doru deildir: Modern insann sergiledii ve sergilemek zorunda olduu srekli bir etkinliktir. Aksi halde modern insan sahip olduuyla yetinmek ve toplumd olmak tehlikesine doru hzla yol alacaktr.[53] sre." Levinastan aktaran Turul lter, Modernizm, Postmodernizm, Postkolonyalizm: Ben-teki likileri ve Etnosantrizm, Kresel letiim Dergisi, say 1, Bahar-2006, s. 4; E. Levinas, Totality, 1969, s. 43. [6] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 3. [7] Walter A. WEISSKOPF, a.g.e., s. 33; Max HORKHEIMER, Akl Tutulmas, (ev. Orhan KOAK), Metis yay., stanbul, 1986, s. 120. Konuyla ilgili tartmalarda Tillich ve Horkheimern akl ile ilgili yaptklar tahliller belirgin bir alm salar. Tillich, varolusal akl ve teknik akl ayrmnn yola karak, bunun tarihsel bir gelimenin sonucu olduunu ileri srer. Ona gre, klasik dnce geleneinde varolusal akl, zihnin gerei kavramasn ve dntrmesini salarken teknik akl, akl sadece bir akl yrtme arac olarak grr. Sanayi toplumunda teknik akl (akl yrtme) varolusal akldan kopartlmtr. Tillichin varolusal akl ile teknik akl ayrm yerine Horkheimer nesnel akl ve zel akl ayrmn kullanr. Burada nesnel akl varolusal aklla, znel akl ise teknik aklla ayn anlamdadr. Horkheimere gre, nesnel akl, sadece bir biimden ibaret deildir; bir z, bir ierii vardr. znel akl ise, tamamen biimseldir ve bir zden, bir ierikten yoksundur. Dolaysyla; nesnel-znel akl ayrm zsel ve biimsel akl ayrm ile rtr. Bkz. Walter A. WEISSKOPF, a.g.e., s. 34-35; Max HORKHEIMER, a.g.e., s. 55-56, 65-67. [8] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 179. [9] Barlas TOLAN, Sosyoloji, Ankara, 1993, Adm yay., s. 247 vd. [10] Max HORKHEIMER, a.g.e., s. 81. [11] Fuat Ercan, Tarihsel ve Toplumsal Bir Sre Olarak Kapitalizm ve Esneklik, 95-96 Petrol- Yll, Trkiye Petrol Kimya Lastik Sanayi ileri Sendikas, stanbul, 1997, s. 661-693. [12] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 145. [13] Karl MARX, 1844 El Yazmalar, (ev. Kenan SOMER), Sol yay., Ankara, 1976, s. 68, 244. [14] Barlas TOLAN, Sosyoloji, s. 285-286. [15] Karl MARX, 1844 El Yazmalar, s. 23. [16] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 142. [17] Barlas TOLAN, Sosyoloji, s. 286. [18] Karl MARX, 1844 Felsefe Yazlar, (ev. Murat BELGE), V yay., Ankara, 1986, s. 9-10. [19] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 179.

Kaynaka [1] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, A.. T..A. yay., Ankara, 1981, s 233 vd. [2] Walter A. WEISSKOPF, Yabanclama ve ktisat, (ev. aatay KO), Anahtar Kitaplar, stanbul, 1996, Anahtar Kitaplar, s. 158. [3] Walter A. WEISSKOPF, a.g.e., s. 39-40. [4] Theodor W. ADORNO, Minima Moralia, (ev. Orhan KOAK - Ahmet DOUKAN), Metis yay., stanbul, 1998, s. 41. [5] Pars ESN, Blm, Yabanclama ve Sosyal Politika, A..S.B.F. yay., Ankara, 1982, s. 113. Bu noktada benin kimlii, birlii ve btnl gibi meselelere dikkat eken Levinasa kulak vermek gerekir. Modernist anlatya gre benin yabanclamas, kendinden farkllamas, blnmez bir birlik ve btnlk iinde yanstlan kimliinin sorunlu klnmas anlamna gelmiyor. Tersine, kimliinin birlik ve btunlk iinde kurgulanmasnn bir arac oluyor. Diyalektik geliim srecinde benin kimlii yabanclama, tekileme ertesinde birlii ve btnl daha da glenmi, daha da st bir dzeye ulam olarak kurgulanyor. Bu sre tekinin aynya indirgenerek anlald, ben ve teki ilikisinin bir aynlk ekonomisi iinde dzenlendii bir

19 Sosyoloji Notlar
[20] Karl MARX, 1844 El Yazmalar, s. 71. [21] E. MANDEL, G. NOVACK, Marksist Yabanclama Kuram, (ev. Olay GMEN), Ycel yay. stanbul, 1975, s. 11. [22] Karl MARX, 1844 Felsefe Yazlar, s. 88. [23] E. MANDEL, G. NOVACK, Marksist Yabanclama Kuram, s. 85; Karl MARX, 1844 El Yazmalar, s. 221. [24] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 181. [25] Dou ERGL, Yabanclama ve Siyasal Katlma, Olga Matbaas, Ankara, 1980, s. 36. [26] Erich FROMM, Yeni Bir nsan Yeni Bir Toplum, (ev. Necla ARAT), Say Kitap, stanbul, 1981, s.63. [27] Dou ERGL, Yabanclama ve Siyasal Katlma, s. 39. [28] Karl MARX, 1844 El Yazmalar, s. 232-233. [29] Karl MARX, 1844 El Yazmalar, s. 96. [30] Karl MARX, 1844 Felsefe Yazlar, s. 81. [31] Karl MARX, Kapital I, (ev. Alaattin BLG), Sol yay., stanbul, 1986, s. 434. [32] Phil SLATER, Frankfurt Okulu, (ev. Ahmet ZDEN), Kabalc yay., stanbul, 1998, s. 79; Karl MARX, 1844 El Yazmalar, s. 66-67, 191. [33] K. MARX ve F. ENGELS, Alman deolojisi (Feuerbach), (ev. Sevim BELL), Sol yay., Ankara, 1987, s. 62. [34] Erich FROMM, Yeni Bir nsan Yeni Bir Toplum, (ev. Necla ARAT), Say Kitap, stanbul, 1981, s. 74. [35] Erich FROMM, Salkl Toplum, (ev. Yurdanur SALMAN, Zeynep TANRISEVER), Payel yay., stanbul, 1982, s. 135 vd. [36] Erich FROMM, ada Toplumlarn Gelecei, (ev. Glnur KAYA, Kaan H. KTEN), Artan yay., stanbul, 1996, s. 82 vd. [37] Erich FROMM, ada Toplumlarn Gelecei, s. 90. [38] Erich FROMM, Salkl Toplum, s. 165. [39] Erich FROMM, Salkl Toplum, s. 153. [40] Erich FROMM, ada Toplumlarn Gelecei, s. 89. Horkheimere gre, gnmz insan, atalarna gre daha geni bir seme zgrlne sahipmi gibi grnmektedir fakat bu zgrlk art, zgrln niteliinde bir deiiklie yol amtr. Bkz. Max Horkheimer, Akl Tutulmas, s. 123. [41] Erich FROMM, ada Toplumlarn Gelecei, s. 22 vd. [42] Herbert MARCUSE, Tek Boyutlu nsan, (ev. Avar TMUN, Teoman TUNDOAN), Mey yay., stanbul, 1975, s. 6-23. [43] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 161. [44] Herbert MARCUSE, Tek Boyutlu nsan, s. 26. [45] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 160. [46] Herbert MARCUSE, Tek Boyutlu nsan, s. 42. [47] Herbert MARCUSE, Tek Boyutlu nsan, s. 49 vd. [48] Barlas TOLAN, ada Toplumun Bunalm, s. 159-161. [49] Nuri Bilgin, Baudrillard ve Yabanclama, Yazko Felsefe Yazlar, say: 1, 1982, s. 57. [50] Nuri Bilgin, Baudrillard ve Yabanclama, s. 58. [51] Nuri Bilgin, Baudrillard ve Yabanclama, s. 61. Tketim toplumunda ayna yok, vitrin var; bireyin kendi kendini dnemedii, ancak gsterge eyalarn seyrine dald, gstergelerin mantksal hesabn yapt geometrik bir tketim yeri var. Tketimin znesi, gstergeler dzenidir. [52] Nuri Bilgin, Baudrillard ve Yabanclama, s. 61-62; Seda Uyank, "Metalatrlan Kltr", Milli Folklor Dergisi, 2006, say 71, s. 81. [53] Jean Baudrillard, Tketim Toplumu, (ev. Ferda Keskin, Hazal Deliceayl), Ayrnt yay., stanbul, 1997.

20 Sosyoloji Notlar DRT FARKLI TEORDEN KTDAR VE ALIMA AHLAKI LKSNE BAKMAK: WEBER, DURKHEM, MARX, FOUCAULT.
sa Demir*

Bu alma, drt ayr iktidar teorisinin zetini ve her bir teorinin alma ahlak ile balantsnn gsterilmesini iermektedir. lk olarak Weberin ussal kapitalizme atfettii nem gzler nne serilmi ve bu toplumda almann ve rasyonalitenin yeri tartlmtr. Weberin ardndan Durkheimn, iblmnn en youn gzlemlendii toplum dedii, kapitalist retim toplumuna ynelik gzlemleri zetlenmi, bu toplumdaki iktidarn Durkheima gre toplumun tamamna yaylmas gerektii vurgulanm ve bu srete en byk grevin alma ahlakyla donanm meslek rgtlerine dt vurgusu yaplmtr. nc olarak Marxn snf temelli iktidar teorisi ele alnm ve alma ahlaknn iileri (emekileri veya proleterleri) kontrol altnda tutmak iin sermaye sahibi snf tarafndan uydurulmu bir ahlaki deerler btn olduu ifade edilmitir. Son olarak Foucaultun iktidar teorisine deinilmi ve bu blmde zellikle, iktidarn beden siyaseti vastasyla kapitalist retim toplumu iin nasl ie koulacak bedenler yaratt zerinde durulmutur. 1.ktidar Kavram Sosyoloji literatrne ait tm kavramlarda olduu gibi iktidar kavramna ilikin olarak da nihai bir tanm gelimemitir. Her dnrn iktidar kavramn kendi dnya grne gre tanmladn rahatlkla syleyebiliriz. Nitekim Lukes de ktidar ve Otorite adl makalesinde farkl ve birbirine rakip kuramlarn bu her iki kavram ve aralarndaki ilikiyi farkl biimlerde kavradn ve akladn savunur (1997: 627). Bu almada ele alnan iktidar grleri de birbirinden olduka farkldr; bu farklla ramen
*

her bir kuram alma ahlaknn oluumuna ynelik nemli ipular vermekte ve bu olgunun aklanmasna dair kavramlar barndrmaktadr. Max Weberin iktidar teorisi brokratizasyon ve rasyonalizasyon kavramlar vastasyla, Durkheim dayanma gryle, Foucault denetim ve bilgi yaplar ile ve Marx toplumdaki snf mcadelelerine yapt vurguyla hem alma ahlaknn temellerinin anlalmasnda hem de alma ahlak ile iktidar arasndaki balantnn grlmesinde kuramlar ile yol gstermektedir. 2. Weber in ktidarn Anlam ve ktidaralma Ahlak likisi Kapitalizmin Bat uygarlndaki geliimine ynelik nemli zmlemeleriyle ne kan Alman dnce adam Weber iin iktidar, bir ya da birden fazla kiinin bir toplumsal eylem iinde, o eyleme katlan bakalarnn direniine karn da olsa kendi iradesini gerekletirme ansdr (1993: 176). Weber iktidar hibir zaman ekonomik gce dayal bir olgu olarak tanmlamamtr. Ona gre iktidar bir toplumda snflar, stat gruplar ve partiler arasnda dalmtr. Kapitalist toplumda her ne kadar sosyal dzen arlkl olarak ekonomik dzene bal olarak biim kazansa da sz konusu ekonomik dzen her zaman iin sosyal dzenin etkisi altnda bulunur (Weber, 1993: 177). Weber snf kavramn tamamen ekonomik elerle ilikili kullanr. Bireylerin snfsal konumlar onlarn yaam olanaklaryla, mlkiyet sahibi olmalaryla ve meta ve igc piyasasndaki konumlaryla ilikilidir. Verili bir ekonomik dzen iinde bireyler gelir salamak iin beceri ya da mal harcama asndan deiik potansiyellere ve ortak noktalara sahiptirler. Bu potansiyeller ve ortaklklar sz konusu insanlarn belirli bir snf ierisinde yer almalarna neden olur. zetle

Mersin niversitesi Sosyoloji Blm Yksek Lisans Mezunu

21 Sosyoloji Notlar
sylemek gerekirse mlkiyet ve mlkszlk snf konumlarnn yegne kategorisidir (1993: 177 178). Snflar yaratan etmenin dorudan doruya ekonomik olduunu savunan Webere gre snfsal konum ve buradan doduuna inanlan snfsal kar, beraberinde yekvcut bir snf mcadelesine evrilmez. Snf konumunun neticede snfsal eyleme dnememesinin temel sebebi, sosyal dzen ierisindeki bir dier iktidar oda olan stat gruplardr (1993: 181). Bir kiinin toplumsal stats ile snfsal konumu arasnda paralellik olmas gerekmez; hem mlk sahipleri hem de mlkszler ayn stat grubuna mensup olabilirler. (1993: 183). Bunlar dile getirmesine ramen Weber, ekonomik ve teknolojik gelimelerin snf tabakalamasn n plana tadn da vurgular (1993: 189); buna gre bir lkede ekonomik tabakalama azald lde stat tabakalamas n plana geer. Buradan kartabileceimiz sonu kapitalist toplumlarda snf tabakalamasnn yukarda belirttiimiz gibi daha fazla nem kazanddr. Weberin altn izdii nc iktidar esi partilerdir. Webere gre, partilerin eylemleri sosyal g ve iktidar kazanmaya yneliktir; baka bir deyile, ierii ne olursa olsun bir toplumsal eylemi etkilemeye alrlar. (1993: 189). Snf konumunca veya stat konumunca belirlenen karlar temsil edebilecek olan partiler buna ramen salt snf ya da salt stat partisi olarak nitelenemezler (1993: 190). Bu dnce Weberin iktidar, ekonomik g temelinde anlamadn gsterir; bundan da te, Webere gre iktidar, getirdii ekonomik g deil, toplumsal onur nedeniyle de deer kazanabilir; dolaysyla Weber iin tek bir iktidar kaynann olmad rahatlkla sylenebilir (akt: Swingewood, 1998: 225). Lukes, Weberin iktidar, asimetrik bir iliki olarak grdn dile getirirken, temelde, kt kaynaklarn elde edilmesinde pek ok etkenin ve kapasitenin birbiriyle attn savunmaktadr. Lukesa kulak verecek olursak, Weber iin iktidar paylaan snflar, stat gruplar ve partiler, bir topluluk iindeki iktidar blmnn grngleridir (1997: 632). zetle ifadelendirmek gerekirse, Weberin toplumsal tabakalama analizi, onun iktidara ilikin grlerini zetleyen bir ierik tar. Toplumsal tabakalamay belirleyen snf, stat ve parti kavramlar, ayn zamanda toplumdaki gcn de blnmln simgeler. Ama bundan daha da nemlisi Weberin kapitalist toplumun iktidar yapsn zetledii ksmda yer alr. Webere gre kapitalist topluma zg politik iktidar tm otoritesini brokratik rgtlenmesine borludur. Daha nce hibir toplumda gzlemlenmeyen rasyonel kurallarla rl brokratik rgtlenme sadece partileri deil, kapitalist topluma zg tm yaplar ve kurumlar kapsayarak, rasyonel bir toplum meydana getirmitir. Politik partiler, devlet kurumlar, iletmeler, dernekler, kurulular ve devamnda yaamn tm alanlar (zel ya da kamusal olmas nemli deil) keyfiyete ve rasgelelie asla yer vermeyen bir makinenin paralarna dnmektedir. Modern toplum bu anlamda merkezinde brokrasinin yer ald rasyonel, yasal bir tahakkm yapsyla ayrt edilir. Tek bana hibir ekonomik snfn, stat grubunun ve partinin ele geiremedii ancak bu elerden her birinin belli miktarda paylat g, modern toplumda brokratiklemenin eline gemi ve tm demokratik yaplar kat bir kuralcla doru evrilmitir. Para ekonomisine dayal modern iktidarn brokratik otoritesi, Weberin gsterdii gibi, hem tm i ynetimini giderek artan lde dzenlilie ve ilem hzna ulatrr hem de mlkiyet sahibi snf ekonomik anlamda mutlu ettii gibi alanlar da gvenceli parasal aylk ile bir stat grubu olarak saygnla kavuturur (1993: 203, 205). Brokratik yaplarn bu zellii, grevli kiiyi (bu bir memur olabildii gibi fabrikada alan bir ii de olabilir) kiisellikten tmyle uzaklatrr; zel yaamla alma yaamn ilke olarak birbirinden ayrr ve bu kiiyi disipline dayal sabit bir mekanizmann parasna dntrr. Bu sayede Webere gre alan grevli bu mekanizmann ilevsel koullaryla btnlemi olur (1993: 204). ster devletin ynetim kademelerinde, ister resmi bir kuruluta, ister bir fabrika da isterse de bir dernekte olsun ynetimin brokratizasyonunun tamamland yerlerde neredeyse hi sarslmayacak bir iktidar ilikisi kurulmu olur. Weberin belirttii gibi kitlelerin maddi gelecei giderek zel kapitalizmin daha da brokratikleen organizasyonunun doru ve istikrarl ileyiine bal hale gelmektedir. (1993: 207). Bu anlamda iin ya da kapitalist iletmelere zg almann oluumu grld gibi rasyonel kurallarla rl iletme anlayyla gelimitir. Teknik rasyonalite, yani belli kurallarla rl ve snrlar izilmi alma anlay, alma ahlaknn olumasnda barol oynar. Weberin de belirttii gibi btn egemenlik trlerinin brokratiklemesi, aklc gerekiliin ve profesyonel uzmann kiilik tipinin gelimesini ok gl bir biimde etkiler. (1993: 212). Kitlelerin maddi geleceinin giderek zel kapitalizmin daha da brokratikleen organizasyonunun doru ve istikrarl ileyiine

22 Sosyoloji Notlar
baml hale geldiini savunan Weber, ynetimin brokratizasyonunun bu ekilde tamamland her yerde neredeyse hi sarslmayacak bir iktidar ilikisinin gelitiine iaret eder (1993: 207). Bu alma asndan Weberin iktidar grnn en manidar taraf brokratik otoritenin rasyonel biimde rgtleniinin alma yaamna ynelik etkisidir. Kapitalist ekonomik rgtlenmenin ihtiya duyduu doruluk, hz, kesinlik, sreklilik, dzenlilik ve dk maliyet gibi zelliklerin tamam yeni iletme anlaynda bulunur. Bunun yannda keyfiyet ve kiisellik gibi retim iin tehlikeli eler de retim hattndan uzaklatrlmtr. alanlarn teknik bir zorunluluk tarafndan sarlmas almay zaman ierisinde iselletirmeleriyle neticelenmitir. 3. Rasyonalizasyon Kavram Rasyonalizasyon kavram Marshall tarafndan herhangi bir ama iin en uygun aracn seilmesi biiminde tanmlanmtr (1999: 13). Ancak Marshall bu kavramn Weberin sosyolojisine baklmakszn anlalamayacan belirtmitir. Marshalla gre Weber aklclama ya da ussallama kavramn toplumsal aktrlerin kiisel olmayan ilikiler gelitirmesi veya baka bir deyile dnya zerindeki denetimi artrmak iin bilgiye dayal ilikisellikler gelitirmesi anlamnda kullanr (Marshall, 1999: 11). Modern toplumda aklclatrmann en st safhada yaand brokratik rgtlenmeler, kurallara ciddi biimde ball ve kiiselliin ve keyfiliin ortadan kalkmasn simgeler. Bu anlamda rasyonalizasyon (aklclatrma) herhangi bir iin gerekletirilmesi iin aklsal kurallarn takip edilmesini, kurallar vastasyla oluturulmu bir disiplini ve keyfiliin bulunmamasn ifade eder. Weber tarafndan ele alnd biimiyle rasyonalizasyon kavram kapitalist Bat toplumlarnn temel ve ayrt edici zelliklerinden birisidir. Kapitalizmin Batda gelimesine sebep olan rasyonalizasyonun temelinde ev ile i meknnn birbirinden ayrlmas ve ussal defter tutma alkanlnn gelimesi vardr (Weber, 1997: 21). Bat kapitalizminin kazand bu zellikler ilerleyen srete kapitalist i rgtlerinin temel belirleyeni ve ynlendiricisi olmutur. Kapitalizm ile rasyonalizasyonu kopmaz balarla birbirine balayan temel faktr rasyonalizasyonun temelde teknik olarak karar verme durumunda olan elerin hesaplanabilirliini salamasdr; yani rasyonalizasyon, Weberin belirttii zere Bat biliminin zelliklerine, zellikle de matematik, deneysel ve ussal temeller zerine kurulan doa bilimlerine baldr ve pratik ekonomik uygulamalarda kapitalist karlar tarafndan ynlendirilir ve bu karlara en uygun aralar salar (1997: 2324). Rasyonalizasyonun ortaya knda kapitalizmin hesaplanabilir teknik i aralarna ve hesaplanabilir bir hukuk ile biimsel kurallarla ileyen bir devlet dzenine ihtiyac vardr. Dolaysyla rasyonalizasyon retim srecinde gzlemlenebilecei gibi devlet ilerinin yrtlmesinde de grlebilecek bir olgudur. Rasyonalizasyon zetle belli bir iin herkes iin geerli hesaplanabilir kurallar vastasyla yrtlmesidir. Bu tanm ayn zamanda brokratik rgtlenmenin de tanmdr. Nitekim kapitalist toplumlarda rasyonalizasyon en mkemmel biimine brokratik rgtlenmelerde ular. Brokratik yaplar kurallara, ynetmeliklere ve yasalara dayanan, ast-st ilikisini bnyesinde barndran, yazl belgeler vastasyla i gren, belli bir uzmanlk gerektiren, ev ile i yerinin bir birinden ayrld ve renilebilir genel kurallara sahip bulunan rgtlenmelerdir (Weber, 1993: 192). retimin ve toplumun brokratizasyonu Webere gre (1993: 204) resmi grevlilerin kiisellikten tamamen uzaklamasn, memurun zel yaamyla resmi yaaman ilke olarak ayrmasn ve bunun neticesinde grevlinin disipline dayal sabit bir mekanizmann ilevsel koullaryla btnlemesini dourur; sonu olarak da retimin ve toplumun rasyonel kurallar vastasyla ilevsel hale gelmesi durumu gereklemi olur. Rasyonalizasyon sonucunda tm i sreci giderek artan bir biimde keyfiyetten arnr ve muazzam bir disipline kavuur. Bu sayede Bat toplumlar i ynetiminde daha nce grlmemi bir tarza sahip olur ve muazzam bir meta birikimine kavuur. Tm teki ynetim biimleriyle karlatrldnda rasyonel brokratik rgtlenme dier rgtlenmelerden stn zellikler barndrr (Weber, 1993: 204 205). Kapitalizmin verimlilik ve kar amacn maksimum dzeyde kendisine salayacak ara

Bunun sonucunda i yeri anlay gelimi ve i yerinin kendine zg rgtlenmesi gereklemitir Ussal defter tutma alkanlnn gelimesi i mal varl ile kiisel mal varln birbirinden ayrm; bunun neticesinde iki varlk elemannn hukuksal olarak birbirinden ayrlmasn dourmutur

Webere gre bu zellikler baka hibir lkede ve uygarlkta bulunmaz ki bu sayede Bat, ussal kapitalizmin gelitii yegne medeniyet olmutur (1997: 2021).

23 Sosyoloji Notlar
brokratik rasyonalizasyondan bakas deildir. Mouzelisin de belirttii gibi (2001: 33) brokratik rasyonalizasyon titiz ve hassas hesaplama yntemiyle pratik bir sonuca sistematik olarak ulamay salar; neticesinde en az maliyet ve riski ierir. Rasyonalizasyonun kapitalist sistem iin parmak hesabn ve sezgileri ortadan kaldrp yerine tam bir dzeni, disiplini, kesinlii ve bilimsellii getirmesi onun nemini gsterir. Rasyonalizasyon sunduu teknik stnlkler ve iin yrtlmesinde salad istikrar ve dzenlilik asndan olumlu karlanrken pek ok dnr tarafndan eletirilmitir.** Webere gre brokratik bireylerin, paras haline geldikleri aygt iinde hareket esneklikleri pek kalmaz ynetimde bulunan profesyonel brokrat iine tm maddi ve manevi varlyla zincirlenmitir. Birok durumda kendisine temelde deimez bir rota izmi olan ve srekli devinim iinde bulunan bir mekanizmann iinde basit bir diliden ibarettir. (1997: 207). Bunun neticesinde bireylerin yaam gitgide zel kapitalizmin daha da brokratikleen organizasyonunun doru ve istikrarl ileyiine bal hale gelmektedir (Weber, 1997: 207). Weberin grlerine paralel dnen Millse gre (2000: 276) de genel eitim, bilgili ve bamsz dnme yetenei kazandrmas gerekirken, tekniklemi grnml bir eblehletirmeden ve uluslar erevesinde ise bir dar kafallktan baka bir ey kazandrmamaktadr Brokratik rasyonelliin ve teknolojinin yksek bir dzeye karlmas, bireysel ya da toplumsal dn yeteneinin dzeyinde de bir ykselme salayamamaktadr. Bu alma modern topluma zg brokratik rasyonalizasyonun olumsuz taraflarna odaklanmaktan ziyade onun kapitalizmle ve alma ahlakyla balantsn gstermeye gayret etmektedir. Rasyonalizasyonun i yaamnda salad fayda onun alanlar belli bir disipline, dzene, hesaplla ve kontrole sokmasdr. Bunun yannda rasyonalizasyon sayesinde herhangi bir i, bireylerin keyfi iradelerine deil nceden belirlenmi veya oluturulmu kurallara gre gerekletirilir; bu sayede iin gerekletirilmesi riske atlmam olur ve i belli bir istikrarla yrtlr. Rasyonalizasyon bu ekilde bireyleri belli bir alma dzenine ve ritmine sokarken onlarda belli bir alma ahlaknn gelimesini de salar. 4. Durkheim in ktidarn Anlam ve ktidaralma Ahlak likisi Durkheim hibir ekilde bir iktidar teorisyeni olarak nitelendirilemez. O daha ok toplumsal btnlemenin trl biimlerini kendisine konu edinmi bir dnrdr. Esas amac ise sosyoloji bilimi vastasyla Fransa toplumunun yaad kapitalist dnmn ahlaki ynn tamamlamaktr. Durkheim iin iktidar ne bir snfn elinde bulunan ne de toplumdaki eitli stat gruplarnn ve partilerin deiik oranlarda sahip olduu gtr. Durkheimn dnce yapsndan kartlabilecek sonu, onun iktidar, her toplumun kendi iinde paylat kolektif tasarmlar biiminde algladdr. Farkl toplum biimleri farkl btnleme tasarmlarna sahiptir. Daha farkl biimde ifade etmek gerekirse iktidar, her toplum biiminde farkl ekillerde tezahr eden ortak bilintir. Durkheim ortak bilinci u ekilde tanmlar: Bir toplumu oluturan yelerin ortalamasnda yaayan inan ve duygularn tm, kendine zg yaam olan belli bir dizge oluturur; buna ortak bilin denilebilir. (2006b: 109). Bunun yannda bu kavramn zellikleri onun Durkheim sosyolojisinde iktidar ile birlikte kullanlmasn anlaml klar. Durkheima gre ortak bilin, bireylerin iinde bulunduklar zel koullardan bamszdr; bireyler geici, o ise kalcdr. O kuzeyde de, gneyde de, byk kentlerde de, kklerinde de, deiik mesleklerde de hep ayndr. Bunun gibi kuaktan kuaa da deimez, tersine kuaklar birbirine balar.(2006b: 110). Dolaysyla Durkheim iin iktidar, toplumun kolektif inanlarnn ve ahlaki deerlerinin toplamdr. Bu inanlar ve deerler bireylerin tek tek toplanmas ile elde edilmez; toplumsal btn denilen ey bireylerin toplamndan hem daha fazladr hem de kendi otoritesini her ekilde kabul ettirebilir niteliktedir. Toplumsal var oluun ahlaki anlamda bir var olutan baka bir ey olmadn savunan Durkheim, bireyin ahlaki kstlamalardan azat edildii anda toplumsal kstlamalardan da azat edildiini syler (2006a: 51). Dolaysyla toplumsal bir varlk olabilmek ahlaki normlarla evrelenmi olmakla ayn eydir. Her toplumsal formasyonun kendine zg bir ahlak dnyas olduunu savunan Durkheim kapitalist iblmnn gzlemlendii toplumlarda insanlar birbirine balayacak ahlaki dsturun almaya dayal bir ahlak olduunu savunur. Olgunluu, olgun bir insan olmaya deil, retmeye alan, belli bir i edinip kendini ona adayan, zerine den grevi yapan kiide buluyoruz. Bay Secretann dedii

**

Bu dnrlerin banda kavrama anlamn kazandran Weber gelmektedir.

24 Sosyoloji Notlar
gibi, Yetkinlemek, grevini bilmek, iini yapma yeteneini elde etmektirYetkinliimizin ls, artk kendimizi beenmemizde, ynlarn alklarnda ya da bir zentilinin onaylayc glmsemesinde deil, yaptmz ve yapacamz ilerin toplamnda bulunmaktadrBtn ocuklarmza, sanki hepsi ayn yaam yaayacaklarm gibi tekdze bir eitimi vermekten uzak durmamz, onlar yerine getirmeleri istenecek olan deiik ilevlere gre yetitirmemiz gerektiini daha ok anlyoruz. zetle, bu ynlerinden birinin gerei olarak, ahlaki vicdann kesin buyruu, u biimi alma yolundadr: Kendini, belli bir ii yararl biimde yapacak duruma getir. Tm deerlerini ve inan dnyasn toplumdan alan insan Durkheima gre kapitalist iblmnn hakim olduu toplumda meslek ahlakn baat ahlaki gereklik olarak grmekte ve kapitalist toplumun iktidar dzenine bu ekilde adapte olmaktadr. Toplumun bir rn olan ve bireye dardan dayatlan ahlak, iblmne dayal kapitalist toplumda mesleki bilinci esas almtr (2006b: 126). Arona gre de Durkheimn ana dncesi toplumlarn, ancak ortak inanlar vastasyla ayakta kalabildiiydi. Yaad dnem itibariyle Durkheim, Fransa toplumunun iine dt bunalm ve dnm noktasna ilikin cevaplar retme abasndayd. Neticede konsenss kavramna ulat. Toplumsal yap veya btnn ortak bir inan ile topluluun yelerini bir araya getirmesi olarak tanmlanabilecek olan konsenss kavram, Durkheim sosyolojisinin temel kavramlarndan birisidir (Aron, 2000: 248249). Bu kavram Durkheim sosyolojisinde iktidar ile ayn anlamda kullanlmaktadr denildiinde abartl bir ey sylenmi olmaz. Konsenssn sadece ortak inanlarla kurulabileceine kani olmu olan Durkheim iin meslek ahlak etrafnda rgtlenmi olan modern toplum, iine dt ahlaki bunalmdan ya da kuralszlktan (anomi) kurtulacaktr. Durkheim alma ahlakna ya da kendi deyimiyle meslek ahlakna, toplumun btnlemesi ve belli deerler etrafnda konsenss (uzlama) salamas, toplumsal dayanmay garanti altna almas, toplumu oluturan bireyleri birbirine balamas ve ahlaki anlamda kuralszlk durumunu ortadan kaldrmas dolaysyla byk nem atfeder. Arona gre O, dinsel ve ahlaki inanlarn homojenize edilmesine kendisini adam bir sosyologdur. Bunlar olmadan toplum istikrar iinde yaayamaz (2000: 255). Bu anlamda alma ahlak dediimiz olgu Durkheima gre, modern kapitalist toplumlarn kendi iktidarlarn srdrmek iin ve daha da nemlisi kendilerini var klabilmek iin vazgeemeyecei bir gerekliktir. Durkheim alma ahlaknn olumasnda temel aktrn korporasyonlar, meslek kmesi ya da meslek rgtleri olduunu dile getirir (2006b: 26): Bir meslein etkinlikleri, ancak onun ileyiini iyi tanyacak, btn gereksinimlerini anlayacak ve btn deiimlerini izleyecek lde ona yakn olan bir kme tarafndan dzen altna alnabilir. Bu koullar yerine getirebilecek tek kme, ayn meslei yerine getirenlerin bir vcut haline gelecek biimde birleerek oluturacaklar kmedir. Buna meslek kmesi ya da korporasyon denilmektedir. Durkheimn korporasyonlar zerine sylediklerine odaklanacak olursak, onun meslek rgtlerine ok ciddi grevler yklediini grrz. Toplumsal blm adl eserinde meslek kmelerine ykledii misyonlar u ekilde sralar (3031): Bizim onlar vazgeilmez saymz, salayabilecekleri ekonomik yararlardan dolay deil, yapabilecekleri ahlaki etkiden dolaydr. Biz, meslek grubunda her eyden nce bireylerin bencilliklerini snrlayabilecek, alanlarn yreklerine daha gl bir topluluk dayanmas duygusu koyabilecek, sanayi ve ticaret ilikilerinde glnn hakll yasasnn bunca kaba biimde uygulanmasn engelleyebilecek ahlaki bir itki gc gryoruz. Ekonomik kar duygusunun ahlaki denetimle kontrol altna alnmas grld gibi Durkheim sosyolojisinin ve ahlak anlaynn odak noktasn oluturur. Bu anlayn gelimesi ise meslek rgtlerinin kendi iinde oluturduklar ahlaki kurallar btn ile salanmaldr veya salanacaktr. Kapitalist piyasa ilikilerinin gzlemlendii toplumsal bir ortamda oluacak olan hastalklarn gerek ilac, ekonomik dnyadaki mesleki gruplara sahip olmadklar btnl ve istikrar kazandrmaktr. Korporasyon bugn aralarnda kalc balar bulunmayan bireylerin bir araya toplanmasdr (Durkheim, 2006a: 58). Buradan hareketle korporasyonlarn nihai amacn snai ve ticari hayatn aktrlerini sarp sarmalayarak alma

25 Sosyoloji Notlar
ahlakn kalc bir biimde ayakta tutmaya almak biiminde ifade edebiliriz (Durkheim, 2006a: 76). Bu ahlakn zetini Durkheim, Sosyoloji Derslerinde sorduu u sorularla gzler nne serer (77): Niye sanayi ve ticarete zg ilikiler de ahlaki bir etkiye ihtiya duymasn? Toplumsal hayatn bylesine nemli bu blgesinde vazife fikrine bu denli az rastlanrsa, kamusal ahlak ne hale gelir? Rahibin, askerin, avukatn, yargcn, vb. bir meslek ahlak vardr. Niye ticaret ve sanayi iin de bir ahlak olmasn? Niye iinin iverene, iverenin iiye kar vazifeleri, iverenlerin birbirine kar, aralarndaki rekabeti yumuatacak ve bir dzene sokacak, rekabetin bugn olduu gibi gerek savalar aratmayacak gaddarlkta bir sava halinde srmesini engelleyecek vazifeleri, sorumluluklar olmasn? Tm bu sorulara Durkheimn erdemlerini ycelttii meslek rgtleri erevesinden verilecek olan cevaplar, meslek rgtlerinin ahlaki ilevini gzler nne sermeye yarayacak ve alma ahlaknn toplumsal konsensse hizmet ettii fikrine yol aacaktr. Bu alma asndan dnldnde de meslek rgtleri, Durkheimn belirttii gibi toplumsal btnn karlarn yanstan deerler etrafnda birlemekte ve farkl karlara sahip toplumsal kategorileri ortak bir ama etrafnda birletirmektedir. 5. Marx in ktidarn Anlam ve ktidaralma Ahlak likisi Marxn temel eseri Kapitalin giri cmlesi u ekildedir: Kapitalist retim tarznn egemen olduu toplumlarn zenginlii, muazzam bir meta birikimi olarak kendisini gsterir. (1997: 47). Bu birikim retim aralarn elinde bulunduran bir kii ile emek gcn satan zgr emekilerin pazarda kar karya gelmelerini gerektirmektedir; sz konusu karlama doa tarafndan oluturulmam somut, tarihsel ve ekonomik srelerin bir sonucu olarak domutur (1997: 172). Emekinin emek gcn kendi z metas gibi satabilecek durumda olmas ve elinde yaamn devam ettirecek baka bir metasnn bulunmamas, kapitalist retim biiminin hem en nemli var olu koulu, hem zenginliinin kayna hem de iktidar ilikilerinin oluum biiminin nedenidir (1997: 172173). Dolaysyla Marx iin kapitalist toplumun, emekiler ile onlarn emeini satn alan burjuvalar ya da kapitalistler arasndaki kartln bir grnm olduu rahatlkla sylenebilir. Zaten Marxn toplum teorisi tarihin neredeyse her dneminde snf kartlklarnn olduu fikrini savunmaktadr: imdiye kadar ki toplumlarn tarihi snf savamlar tarihidir. (1976b: 22, 42). te bu karlama ya da uzlamaz kartlk (1997: 141), ayn zamanda toplumdaki iktidarn paylamnn da kaynanda yer alr. 1844 El Yazmalar adl eserinde Marx bu durumu u ekilde ifade etmektedir (1993: 105): sermaye, emei ve onun rnlerini ynetme gcdr. Kapitalist, kendi kiisel ya da insansal nitelikleri nedeniyle deil ama sermaye sahibi olduu lde, bu gce sahiptir. Onun gc, hibir eyin direnemeyecei sermayesinin satn alma gcdr. Tarihin her dneminde, iktidar, maddi gc, retim aralarn veya daha doru bir deyile retim aralarnn mlkiyetini elinde bulunduran snfn kontrolnde olmutur. Kapitalist toplumda iktidarn somutlat kurum devlettir. Marxn ifade ettii zere devlet egemen bir snfn bireylerinin onun araclyla kendi ortak karlarn stn kldklar bir biim[dir]. (1976a: 82). nemli Marxist teorisyenlerden olan Althussere gre de devlet ynetici snflarn (yani kapitalistlerin) ii snf zerindeki egemenliklerini devam ettirmelerini ve gven altna almalarn salayan bir bask makinesidir (2000: 27; 2002: 135). Gerek liberal kuramclarn gerekse de Marxist kuramclarn kabul ettii zere, zel mlkiyetin korunmas iin var olan (Marx, 1976a: 86; Griz, 1995: 8594) devletle ilgili olarak, belli bir snfn karlarnn savunucusu olduu ynnde bir yargya varmak yanl olmayacaktr; ya da retim aralarnn sahibi snflarn, tarihin her dneminde ayn zamanda devlet aygtnn da sahibi olduu rahatlklar sylenebilir. Marxa gre iktidar sahiplii esasnda snfsal bir atma sz konusuysa kanlmaz olarak gerekleecektir; nk ii kazandka kapitalist, kapitalist kazandka ii kaybetmektedir; kapitalist retim biiminin temel dinamii bu elikidedir (1993: 90). Dolaysyla kapitalist iin kazancn devamllnn salanmas, iilerin kapitalist iin almaya devam ettirilmesine baldr. Bu durumu daimi klacak ey ise devlet aygtn elde tutmaktr. Devlet aygtnn elde tutulmas ilk olarak bir takm bask aralarnn kullanmnn tekelini elde bulundurmak demektir. Bu bask aralar polis, ordu, mahkemeler, hapishaneler, zel birlikler ve bu gibi somut g kullanmn ierirler. Althusser bu tipteki kontrol mekanizmasn devlet aygt olarak niteler (2000: 28): Proleteryaya kar burjuvazi ve

26 Sosyoloji Notlar
yandalarnn yrtt snf mcadelesinde, ynetici snflarn hizmetinde bask araclyla mdahale ve yrtme gc olarak devlet demek olan devlet aygt, gerekten btnyle devleti ve gerekten btnyle temel ilevini tanmlar. Devletin burjuva karlarn korumak iin kulland bu bask aralarnn yannda bir de Althusserin belirttii Devletin deolojik Aygtlar vardr (2000: 32). DAlar dini, eitimsel, hukuki, ailevi, siyasal, sendikal, vb. alanlarda i grrler. deoloji kullanarak, yani bireylerin bilinlerine ynelik maniplasyonlar uygulayarak hareket eden DAlar, esasnda Marxn Alman deolojisindeki u satrlar araclyla anlam kazanrlar (1976a): Egemen snfn dnceleri btn alarda, egemen dncelerdir, baka bir deyile, toplumun egemen maddi gc olan snf, ayn zamanda egemen zihinsel gtr. Maddi retimin aralarn elinde bulunduran snf, ayn zamanda, zihinsel retimin aralarn da elinde bulundurur, bunlar o kadar birbirinin iine girmi durumdadrlar ki, kendilerine zihinsel retim aralar verilmeyenlerin dnceleri de ayn zamanda bu egemen snfa bamldr. Egemen dnceler, egemen maddi ilikilerin fikirsel ifadesinden baka bir ey deildir, egemen dnceler, fikirler biiminde kavranan maddi, egemen ilikilerdir, u halde bir snf egemen snf yapan ilikilerin ifadesidirler; baka bir deyile, bu dnceler onun egemenliinin fikirleridir (5051)Egemen snflar, fikir reticileri olarak da egemendirler ve kendi alarnn dncelerinin retimini ve datmn dzenlerler; o halde onlarn dnceleri, alarnn egemen dnceleridir (51). Devletin ideolojik aygtlarnn ana amac Althusserin eserinde gsterdii zere kapitalist topluma zg, eitsizlii esas alan retim ilikilerinin yeniden retimidir (2000: 38). Bunun yannda yine Alman deolojisine dnecek olursak her iki stratejiyle (devlet aygtnn basks ve DAlarn maniplasyonu) burjuva iktidar, kendi karlarn herkesin karym gibi gstermeye gayret eder: kendisinden nce egemen olan snfn yerini alan her yeni snf, kendi amalarna ulamak iin de olsa, kendi karn, toplumun btn yelerinin ortak kar olarak gstermek zorundadr, ya da eyleri fikir plannda aklamak istersek; bu snf kendi dncelerine evrensellik biimi vermek, ve onlar, tek mantkl, evrensel olarak geerli dnceler olarak gstermek zorundadr (52)egemen olmak isteyen her snfkendi karn herkesin karym gibi gsterebilmek iin siyasal iktidar ele geirmek zorundadr. (36) Bu alma asndan devlete, devlet aygtna veya DAlara bakldnda odaklanlmas gereken eyin, yeniden-retim kavram ve dnemin hakim deerlerinin toplumun tm tarafndan kabul edilen deerler olarak ina edilmesi olduu grlr. Yeniden retim olgusu Marx tarafndan Kapitalin ikinci cildinde ekonomik gstergelerle uzun uzadya ele alnmaktadr. retim aralarnn ve tketim mallarnn daimiletirilmesi eklinde kategorize edilen yeniden retim (1979: 348), kapitalizmin varln devam ettirmesi iin ya da sz konusu toplumsal formasyonun retimde bulunurken ayn zamanda retim koullarn da yeniden retmesi gerektii anlamn tar (Althusser, 2000: 17). Ancak yeniden retim illaki iletme dzeyinde gereklemek zorunda deildir ve hatta yeniden retimin gerekletii yer retici glerin kucadr; toplumsal alann, bilinlerin veyahut dncelerin merkezidir (Althusser, 2000: 1920). Althussere gre emek gcnn yeniden retimi, cretle ve emek gcnn kalifiye hale getirilmesiyle salanr; bunun yannda ilerleyen kapitalizm koullarnda artk eitli kurumlar ve sreler devreye girmilerdir. Bu kurumlardan en nemlisi okuldur. Eitim, din, hukuk, aile, iletiim vb. alanlarda kapitalist toplumun temel deerlerine sayg, ahlak kurallarna riayet, teknik iblmnn gerekliliinin kabul gibi pek ok durum retilmektedir. Burada asl olan emek gcn oluturan kitlelerin ynetici ideolojiye boyun emeyi renmeleri salanmaktadr (2000: 23). Daha farkl bir ekilde ifade etmek gerekirse; emek-gcnn vasflarnn yeniden-retimi, ideolojik boyun eme biimlerinin altnda ve iinde salan[maktadr]. (Althusser, 2000: 24). nemli Marxist teorisyenlerden olan Mills de Toplumbilimsel Dn adl eserinde Birleik Devletleri rnek gstererek aydnlarn, sanatlarn, rahiplerin, bilginlerin ve bilim adamlarnn, hep birlikte devlet grevlilerinin grlerini tekrarlayp durduklarn belirtir; gnmzde, toplumun entelektel anlamda nde gelen kesimlerinin, alternatif politikalar gelitirmek yerine devlet politikalarna teslimiyet ieren sylemleri takip ettiklerini savunur (2000: 301). Bunun neticesinde de yukarda belirtildii

27 Sosyoloji Notlar
gibi ynetici ideolojiye boyun eici bir dnce dnyas olumaktadr. Amerikan toplumu ve iktidar yaps zerine yapt almalarla yank uyandran Millse gre, Amerikada haber ve bilgi edinme ile iktidar ve g olanaklar gitgide daha az ellerde toplamakta ve bu gruplar topluma tepeden bakan bir konuma gelmektedir. Bu kimseler alacaklar kararlarla sradan insanlarn gnlk yaam dnyalarn kolaylkla etkileyebilecek durumdadrlar; bunlar Millsin belirttii zere binlerce insana i verecek ya da onlar isiz brakacak gce sahiptirler (1974: 7). Kapitalist sistemin yrngesinde ileyen ve dnyadaki iki yz ile yz irketin gdmnde ilerleyen dnya sistemi, Millse gre iktidar sahipleri ile onlarn iktidarna boyun een ynlar biiminde kategorize olmutur. ktidar sahibi kii kendi iradesiyle her istediini yapabilirken; bakalarnn gsterecei direnmeden de etkilenmeyen bir gce sahiptir; iktidar sahibi kiinin bu nitelii her eyden nce bu gc ona salayan kurumsal ara ve olanaklarn banda olmasndan kaynaklanr. Devasa gce sahip iktidar sekinlerini oluturanlar, byk irketlerin sahipleri, devlet kurumunda grevli siyasetiler ve asker snfnn yeleridir. Bu faktr bir araya gelerek Amerikan toplumuna ve dnyaya ekil verirler. ktidar Sekinleri ile birlikte hareket eden nller, danmanlar, ahlak eletirmenleri ve iktidarn teknisyenleri olarak tm dier aktrler topluma belli duyarllklar alarlar (1974: 89). Bu almada ele alnan konu itibariyle, alma ahlaknn iselletirilmesi ya da ideolojik bir ynlendirme ile emek gc tarafndan kabullenilmesi, ayn srecin bir grnm olarak karmza kmaktadr. Althusserci yenidenretim kavram perspektifinden alma ahlak olgusuna yaklatmzda onun, retici glerin yeniden retiminin bir esi olduunu grrz. Egemen snfn kendi karn bakalarnn da karym gibi gsterme gayreti nihayetinde almaya ve retmeye dayal kapitalist toplumun alma ahlakn tretmesini beraberinde getirmitir. Marxn sylemletirdii biimiyle (1976a: 25) ayet bilin yaam zerinde deil de yaam bilin zerinde etkiliyse, yaam koullarnn ve gerekliliklerinin bilin, inan ve deerler dnyas zerinde etkili olaca rahatlkla sylenebilir. Bu bask yoluyla gerekleebilecei gibi ikna sreleri ile de gerekleebilir. Nitekim yukarda gsterildii gibi yeniden retim mekanizmas devlet aygtnn zorlayclyla veya ideolojik ynlendirmesi ile de gereklemektedir. Zor yoluyla gerekletirilmesine kant olarak Marxn u ifadeleri gsterilebilir (1976b: 29): Modern sanayi ataerkil ustann kk atlyesini sanayi kapitalistinin byk fabrikas haline getirmitir. Fabrikaya dolumu emeki ynlar, askerler gibi rgtlenmilerdir. Sanayi ordusunun erleri olarak mkemmel bir subaylar ve avular hiyerarisinin komutas altna sokulmulardr. Yalnzca burjuva snfnn ve burjuva devletinin klesi olmakla kalmyorlar, makine tarafndan, denetleyici tarafndan ve hepsinden ok tek tek burjuva imalatlarnn kendileri tarafndan gn be gn, saat be saat kleletiriliyorlar. zetle ifade etmek gerekirse kapitalist topluma zg snf temelli iktidar yaps, iileri kontrol altna almakta ve bu sayede sermaye sahibi snfn karlarn kollamaktadr. Sz konusu kontrol altna al iiyi daha aktif tutarak ilerlemekte ve mevcut sistemin deerlerini tabi snflarn iselletirmesini salayarak kendisini gerekletirmektedir. Yukarda da gsterildii gibi ii ve iveren mcadelesi ya da yneten ve ynetilen mcadelesi illaki ekonomik planda somutlamaz. Pasifletirme, asimilasyon ve izole etme sreleri seimlerde, propagandada, halkla ilikilerde, kamuoyu oluturmada, hegemonik ilikilerde ve ahlaki doktrinlerde gzlemlenir. Bu iselletirme, asimile etme ve pasifletirme srelerinde kullanlan deerlerden birisi de alma ahlakdr. 6. Michel Foucault in ktidarn Anlam ve ktidar-alma Ahlak likisi ktidar grlerine yer verdiimiz drt dnr arasnda iktidar teorisi en etrefil olan belki de Foucaulttur. Foucault iktidar belli bir toplumsal snfa dayandrmaz, bu anlamda iktidar mlkiyet ilikileriyle birlikte dnlemez. ktidar Foucaultya gre kolektif tasavvurun bir yansmas olamayaca gibi, toplumun hiyerarik blmlenmesinin ya da statye dayal tabakalamann bir yansmas da deildir. Dolaysyla iktidar Foucault tarafndan bir toplumsal kategorinin bir dieri zerindeki tahakkm ya da basks olarak ele alnmamtr. Foucault iktidarn istedii dzeni, bask ve yasaklama yoluyla deil, ama veya syleme kkrtma yoluyla gerekletirdiini savunur (1993: 40). Herhangi bir alann ya da olgunun syleme kkrtlmas o eyden sz etmenin belli bir biim verilerek dzenlenmesidir (Foucault, 1993: 41). Baka bir ekilde ifade etmek gerekirse iktidar ilevini ya da kendisini gerekletirme

28 Sosyoloji Notlar
biimini, bastrma yoluyla deil, pozitif etkiler ya da bilmeyi artracak alanlar yaratarak ortaya koyar (2003: 42); bu alan yaratma abas ise toplumun belirli bir dzen adna disipline edilmesidir. Buradan hareketle Foucaultu perspektiften yola karak konuacak olursak; modern toplum sylemler yoluyla disipline edilen bir toplumdur. Sz konusu disiplinin salan ya da disipline edici sylemlerin inas, Foucaultnun iktidar teorisinin can damarn oluturur. Disipline edici sylemler modern kapitalist topluma zg bir takm kurumlar vastasyla salanr. Bu kurumlar hastane, hapishane, okul, slah evleri, tmarhaneler gibi Foucaultnun kapatma kurumlar dedii yerlerdir. Bunlara atlyeler ve i yerleri de dahil edilebilir. Tm bu kurumlar bireyi ilk nce bedensel anlamda dntrerek yeni toplumun iktidar organnca evrelerler. Marxist sylemin zddna Foucault, siyasi iktidarn kiinin bilinci zerinde ideolojik bir etkide bulunmadan nce bedeni zerinde bir denetim kurduunu savunur (2000a: 146) Bu yzden Foucaultnun iktidar kavramnn ana izlei bedenin dntrlmesi veya yeniden tanmlanmasdr. Beden ile ilgili gelitirilen modern sylemi cinsellik zerinden ve cezalandrma usulleri zerinden aklayabiliriz. Foucaultnun Cinselliin Tarihinde gsterdii gibi 17. yy ile birlikte cinselliin syleme geirilmesine tank oluyoruz (1993: 19); onun grnmleri eskisi gibi gizlenen, grmezden gelinen, konuulmas yasaklanan durumlar olmaktan karak bantlar ve etkileri izlenebilir hale gelmitir; ihtiyatl olunmak kaydyla cinsellik ile ilgili her eyin artk konuulmas zorunlu olmutur (1993: 25). Bu konumay, deifre etmeyi ve yeni toplumun yaps itibariyle sylemletirmeyi zorunlu klan ise kamu dzenidir (1993: 29). Bu durumu Foucault yle amaktadr (1993: 3031): Cinsellikten yalnzca sulanacak ya da hogrlecek deil, ynetilecek, yararllk sistemleri iine sokulacak, herkesin azami iyilii iin dzenlenecek, en yksek verim amacyla iletilecek bir ey olarak sz etmek gerekmektedir. Cinsellik yalnzca yarglanmaz, ynetilir de. Kamu gcnn yetkisi dahilinde yer alr; iletme yntemleri gerektirir; analitik sylemlerce stlenilmesi gerekir. Cinsellik 18. yzylda bir polis iine dnrCinsellik polisi, yani bir yasaklamann katl deil, cinsellii yararl ve genel (kamusal) sylemler yoluyla dzenlemenin gereklilii. Cinselliin kamusal bir mesele haline gelii ekonomik ve siyasal bir sorun olarak nfus probleminin ba gstermesiyle ayn dneme denk gelir. Liberal alma toplumunda nfus eitli ayrmlara tabidir: Zenginlik nfusu, igc nfusu ya da alma kapasitesi, kendi z artyla, kullanabildii kaynaklar arasnda dengede olan nfus. Hkmetler yalnzca uyruklarla, hatta halkla deil, zgl fenomenleri ve zel deikenleriyle (doum, lm, yaam sresi, dourganlk, salk durumu, hastalklarn skl, beslenme ve konut biimi) bir nfusla kar karya olduklarnn farkna varrlar. (1993: 31). Fazla ayrntlandrmadan u sylenebilir ki Foucaultya gre ekonomik ve siyasal gibi grnen bu nfus probleminin merkezinde cinsellik yer alr. Doum orann, evlenme yan, meru ve gayri meru doumlar, cinsel ilikilerin balama yan ve skln, bu ilikileri dourgan ya da ksr klmann yolunu, bekrln ya da konulan yasaklarn etkisini, gebelii nleyici uygulamalar zmlemek gerekmektedir (1993: 32). Yani 18. yzyl itibariyle bu dzenlemeleri gerekletirecek olan toplumlar cinselliklerini kullanma yntemlerini deitirmek durumundadrlar. Neticede der Foucault (1993: 33), devletle kii arasnda, cinsellik, bir hedefe, hem de kamuyu ilgilendiren bir hedefe dnt; sylemler, bilmeler, zmlemeler ve buyruklardan oluan koca bir dzen cinsellii kuatt. Cinselliin denetimi ve kontrol onun syleme geirilmesi ile gerekleir. Syleme geirme, saklamak ya da yasaklamak eklinde deil, amak, deifre etmek ve snflandrmak vastasyla salanr. Syleme geirme srasnda gerekleen snflandrma bilim insanlar tarafndan gerekletirilir. Foucaultu iktidar anlaynn bir dier nemli noktas ite bu bilimbilgi-iktidar balantsdr. Modern aa zg tm yaplarda gzlemlendii gibi cinselliin toplumsal formasyona uygun bir ekilde denetim altna alnmasnda bilimler kilit bir rol oynamtr. Cinsellie ilikin sylemlerin kkrtlmas 19. yzylda gelien bilimlerle varlk kazanmtr. Cinsellie ilikin oluturulan syleme katks bulunan bilimleri ve bilimlerin disipline edici etkilerini Cinselliin Tarihinde u ekilde gsterir Foucault (1993: 36): lk nce sinir hastalklar araclyla tp; ardndan, akl hastalklarnn nedenlerini, nce arlkta, daha sonra mastrbasyon alkanlnda ve doyumsuzlukta, giderek remeye ilikin sonularda aramaya, hele kendi zalanndaymasna cinsel sapmalarn tmn kendine balamaya balayan

29 Sosyoloji Notlar
psikiyatri; uzun sre, byk ve doaya kar sular araclyla cinsellikle uramak zorunda kalan, ancak 19. yzyln ortalarnda kk saldrlarn, ikinci derecede namus dmanlklarnn ve nemsiz sapknlklarn kstl yarglamasna doru ynelen adalet; geen yzyln sonunda gelierek, iftlerin, anababalarn ve ocuklarn, tehlikeli ve tehlikeye maruz genlerin cinselliinin iine szan, korumaya, ayrmaya, nlemeye abalayan, her yerde tehlike olduunu belirten, uyarlarda bulunan, saptamalara bavuran, raporlar toplayan, tedaviler dzenleyen tm toplumsal denetimler; ite tm bu odaklar, cinsellik evresinde hi bitmeyen ve kendi adna da cinsellikten sz etmeye kkrtan bir tehlikenin bilincini arttrma yoluyla, sylemler oluturur ve yayarlar. Bu yolla cinsellik artk bir yarg eylemine, tbbi bir mdahaleye, titiz bir klinik muayene ve kuramsal bir almaya konu olmaya balamtr. Yani modern ada cinsellik, buyruksal bir dzenleme ile deil ierisinde iktisat, pedagoji, tp, psikiyatri ve yarg gibi pek ok bilimin bulunduu disipliner bir tarzda rgtlenmitir. Nitekim 18. yzyl ncesinde daha ok kilise tarafndan yarglanan ve cezalandrlan cinsel sular artk hukukun veya dinsel otoritenin deil ruhsal patolojinin parasna dnmtr (1993: 44). Bu tarz cinsel sularn ya da sapknlklarn cezalandrlmayp bilimin snflandrlma nesnelerine dntrlmesi yeni olumakta olan toplumun beden teknolojisinin bir yansmasdr (Foucault, 1993: 51). Bedenin burjuva, kapitalist ya da snai toplumun istedii ynde dntrlmesi srecinde itiraf mekanizmas etkin bir biimde kullanlmtr. Mahremiyetin itiraf yoluyla almas doru sylemin retilmesinin genel kalbn oluturmutur; nk itirafn elde edilii ve sonular, tedaviye ilikin ilemler biiminde yeniden kodlanmaktadr (Foucault, 1993: 69, 73). Bunun sonucunda cinsellik artk hastalkl taraflar da bulunan, tanmlanmas gereken ve yksek derecede patolojik bir naziklie sahip olan bir alan olarak ortaya kar (1993: 73). Beden zerindeki bu almay tetikleyen etkeni Foucault bedenin reten ve tketen bir bedene dntrlmesi olarak aklar (1993: 112). 19. yzylla birlikte gelien kadn cinselliinin kontrol, ocuklarn cinselliinin ve bedeninin pedagojik bir malzemeye dntrlmesi, retkenlie ilikin davranlarn toplumsallatrlmas adna bedenlerin ie vuruk hale getirilmesi ve sapkn olarak nitelendirilen bir takm hazlarn psikiyatrikletirilmesi toplumsal bnyenin ayakta tutulmas adna gerekletirilmitir. Modern toplumlara zg iktidarn bedeni bu kadar nemsemesinin sebebi ona ynelik ihtiyacnda belirir. Bu iktidar etkisini yaam zerine ve yaam srdke kurar. Yaam zerine temellenen modern iktidar iki biimde kendisini retir: Birincisi bedenin terbiyesidir; bu bedenin iktisadi denetim sistemleriyle etkileime gemesi sonucunda geliir; sonuta bedenin yetenekleri artrlr, yararll azami seviyeye kartlr. kincisi nfusun denetimidir. Eskinin lm kullanarak elde ettii g artk bedenlerin titiz denetimi ve hesaba dnk iletilmesiyle elde edilir. Bu, bedenlerin okullar, kolejler klalar ve atlyelerde rgtlendii ve denetim altna alnd biyo-iktidar dnemidir (Foucault, 1993: 141143). Yeni iktidar dneminin yaatmay merkeze alm iktidar yaps doal olarak normalletirme srelerini devreye sokma zaruretini de hemen hissedecektir. Normalletirme ile ilgili olarak Foucault unlar syler (1993: 148): Yaam sorumluluunu yklenme grevini stlenmi bir iktidar, srekli dzene sokucu ve dzeltici mekanizmalara gereksinecektir. Artk sz konusu olan, egemenlik alannda, lm ne srmek deil, deer ve yararllk alannda yaam datmaktr. Bylesi bir iktidara, niteleme, lme, deerlendirme, hiyerariye sokma grevleri der, ldrc canllyla ortaya kmak deilnormalletirici toplum, yaam merkez alan bir iktidar teknolojisinin tarihsel sonucudur. te, cinsellii, iktidarn siyasal amalaryla birletiren ba bu normalletirme, dzenleme, snflandrma, standardize etme ve bu gibi tm modern toplumun yapsal sreleri ile ilgilidir. Cinsellik Foucaultya gre yaamn btn siyasal teknolojisinin gelitii iki eksenin birleme noktasnda yer alr. Cinsellik bir yandan beden disiplinlerine baldr, yani talim-terbiye, glerin oaltlmas, enerjinin dzenlemesi ya da tasarrufu yntemlere. te yandan, doruluu tm btnsel sonularla nfus dzenlemesine baldr (1993: 149). zetle ifade etmek gerekirse cinselliin dzenlenmesi ve kontrol bedenin kontrol anlamna gelmektedir. Beden zerindeki hkimiyet ise siyasi ve iktisadi dzenlemeleri olanakl klar. Cinsellik zerine gelitirilen modern sylemin bir dier boyutu cezalandrma usulleriyle ilgili olandr. Bu sylem biimini

30 Sosyoloji Notlar
Foucault Hapishanenin Douu (2000b) ve Byk Kapatlma (2000a) adl eserlerinde tarihsel bir ayrntlandrma ile gsterir. 18. yzyl ncesinde bir azap ektirme ve aclar oyunu iine sktrlm olan beden, bu dnemden sonra daha incelmi cezalandrma srelerinin nesnesine dnmtr (2000b: 39). Artk ceza fiziksel yap zerinde etkili olmay brakm ve mahkmun ruhuna odaklanmtr (2000b: 53). Cezann mahkmun daha ok ruhuna ynelmesi Foucault tarafndan askya alnan haklar ekonomisi olarak nitelenir; bu yeni tutumun etkisiyle, anatomi zerinde oynayarak azap ektiren celldn yerini koskoca bir teknisyenler ordusu almtr: gzetmenler, hekimler, papazlar, psikiyatrlar, psikologlar, eitmenler; bunlar yalnzca mahkmun yanndaki varlklaryla, adaletin ihtiya duyduu methsenay ona yapm olmaktadrlar. (2000b: 44). Bu yzylla birlikte ceza usul hukuki olmayan sistemlere srekli olarak bavurmakta ve bu sistemlerin katlmyla ilemekte ve meruluk kazanmaktadr. Bu yeniden yaplanmann merkezine bilgi yoluyla balanlmtr. Cinselliin iktidar tarafndan yeniden nitelenmesinde olduu gibi hukuki dzenlemeler de bilgi kullanm yoluyla bireylerin bedenlerini yeni bir sylem etrafnda disipline etmektedir. 18. yzyl sonras ceza anlay, Foucaultya gre, cezalandrma iktidarnn, hkmdarn intikamndan kp, toplumun savunulmasna kaymak eklinde zetlenebilir (2000b: 148); artk su toplumsal bnyeye zarar vermekte, toplumsal dzeni tehdit etmekte, rezaletlere yol amaktadr; cezalandrlmamas tekrarlanmasna ynelik bir tevik anlamn tayacaktr. Cezalandrma ise suun yol aabilecei dzensizlikleri hedef almaldr (2000b: 151152). Artk cezalandrmaya tabi mahkmun bedeni bir kamu mal olarak grlmekte ve yararl sahiplenmenin nesnesine dnmektedir. Dolaysyla ceza, hukuk platformundan syrlp, slah edici kurumlarn ortamna kaymtr. Foucault bu durumu u cmlelerle aklar (2000a: 223): Bireylerin denetimi, bireylerin potansiyel gleri dzeyinde bu tr cezalandrc cezai denetim, adaletin kendisi tarafndan deil; polis ve tm bir gzetleyici ve slah edici kurumlar a gibi adaletin dndaki bir dizi yatay iktidar tarafndan gerekletirilir: Gzetleme iin polis, slah etme iin psikolojik, psikiyatrik, kriminolojik, tbbi, pedagojik kurumlar. Bylece on dokuzuncu yzylda, hukuk kurumu etrafnda ve bireylerin tehlikelilikleri dzeyinde denetlemesi ilevini stlenmesini salamak iin, bireyleri yaamlar boyunca kuatacak olan bir dizi dev kurum geliir: okul gibi pedagojik kurumlar; hastane, tmarhane, polis gibi psikolojik ya da psikiyatrik kurumlarHukuksal olmayan tm bu kurumlar a, adaletin bu dnemde stlendii ilevlerden birini yerine getirmek zorundadr: Bireylerin yasa ihlallerini cezalandrma deil, potansiyellerini slah etme ilevi. Yukardaki ifadelere gre yeni slah etme adaleti, yani Foucaultun deyimiyle toplumsal ortopedi yaratma dzeni, kendince psikolojik ve ahlaki bir reformu hedef edinmekteydi. Burada asl olan Foucaultya gre (2003: 77) hukuki yasalarn yerini bilimsel bilgiler araclyla oluturulmu normlarn almasyd. Bu hedefe ulamann yolu panoptik tarzda bir gzetleme ve denetleme dzenini harekete geirmekti. Panoptizm srekli bir gzetlemeyi, kontrol ve denetimi ieren iktidar biimidir. Bu sayede gzlem nesnesinin istenildii gibi davranp davranmad tespit edilebilir. Panoptik rgtlenme sayesinde bireyler zerinde yepyeni bir ey meydana gelmektedir: Soruturmann ve cezalandrmann yerini gzetleme ve inceleme almtr; bir kimse panoptikon tarz iktidar biimi sayesinde aralksz olarak ve tmyle gzetlenebilir. Foucault bunu u ekilde ifade eder (2000a: 225): Bireyler zerinde bir iktidar uygulayan ve iktidar uyguladka hem gzetleme hem de gzetledikleri zerinde, onlar hakknda bir bilgi imkanna sahip olan biri mdr, atlye efi, doktor, psikiyatr, hapishane mdr- tarafndan bireylerin srekli gzetimi. Artk temel zellii bir eyin olup olmadn belirlemek deil; bireyin gerektii gibi davranp davranmadn, kurala uygun olup olmadn, gelime gsterip gstermediini belirlemek olan bir bilgi. Bu yeni bilgi, Bu oldu mu? Kim yapt? gibi sorular etrafnda dzenlenmez artk; mevcudiyet ya da namevcudiyet, varlk ya da yokluk terimleriyle dzenlenmez. Norm etrafnda, normal olanla olmayan, doru olanla olmayan, yaplmas gerekenle gerekmeyen terimleriyle dzenlenir. Cinsellikle ilgili alanda grlen normalletirmenin hukuki alanda da ortaya kt Foucaultun bu ifadelerinden rahatlklar karsanabilir. Yeni cezalandrma usul neticesinde gelien disiplin anlay esasnda toplumun

31 Sosyoloji Notlar
kendisini devasa bir hapishaneye dntrmektedir. Birey eitli kurumlar tarafndan muazzam bir normalletirme aygtna balanmaktadr. Fabrika veya iyeri bireyi bir retim aygtna ve bu retim dzeninin gerektirdii yaam normlarna; okul belli bir hakikat rejimini yanstan bilgi aktarm aygtna; tmarhaneler ve hapishaneler gibi kurumlar slah aygtna balamaktadr (Foucault, 2000a: 245). Bireyleri belli normlar btn etrafnda toplayan bu slah etme veya tabi klma kurumlar tm bu hkimiyetini bireylerin zamanlar ve bedenleri zerindeki kontrolne borludur. zellikle de bedenleri zerindeki kontrole. Foucault bu konuya ilikin olarak unlar dile getirir (2000a: 249): Bedenin toplumsal denetiminin tarihi yazlsayd, on sekizinci yzyl dahil, bu zamana kadar geen srede bireylerin bedeninin esas olarak eziyet ve cezalarn kaydolduu yzey olarak gsterilebilirdi: beden eziyet edilmek ve cezalandrlmak iin yaplmtr. On dokuzuncu yzyldan itibaren ortaya kan kontrol mercilerinde beden tamamen farkl bir anlam edinir; artk eziyet edilmesi gereken bir ey deil, oluturulmas, slah edilmesi, dzeltilmesi gereken eydir, yetenek kazanmas, baz nitelikler edinmesi, alabilir beden olma niteliini kazanmas gereken eydir. 19. yy ile birlikte gelien sanayi toplumunun -buna kapitalist toplum (2000a: 126), endstriyel tipten bir ekonomi (2000b: 101) veya liberal toplum (2000b) da der Foucault- disipline edici kurumlar hapishaneler, tmarhaneler, okullar, atlyeler, hastaneler, fabrikalar, eitim evleri, ksler yurdu, yallar yurdu ve bu gibi pek ok kapatma kurumlardr. Bu kurumlar vastasyla salkl ile salksz, deli ile akll, alan ile aylak, sulu ile uyumlu gibi pek ok ayrm yaplarak toplumsal alann normal zneleri ina edilmitir. Foucaultnun iktidar kuramndan kartlabilecek nemli sonulardan birisi zne kategorisinin modern toplumlarda sylemler araclyla oluturulduudur. Buna gre zne sylemler araclyla yaratlan hakikatlerin uygulaycsdr. Tekeliolunun (1999: 54) gsterdii gibi zneletirme, yeni endstriyel sisteme katlamayacak olan deliler, sulular, aylaklar, hastalar vb. ayklandka oluur; zne kategorisi tm bu dlanm kategorileri toplumsal alann dnda brakan bilimsel sylemin ina ettii normal yaam dzeneinin aktrlerine seslenir. Bu anlamda zne normalletirilmi alann sakinidir. Doktor, yarg, psikiyatr, atlye efi, ahlak vaizi vb. yeni kurumlarn znelerini tanmlamak iin, alkonulanlarn toplumsal sisteme ynelik tehditlerini ya da toplumsal sisteme kar olas tehlikelerini gstermeliydi. Burada oluturulmak istenen ey bir toplumsal hijyendi (Tekeliolu, 1999: 55). Yeni sylemsel dzenin alma ve alma ahlak asndan tad nemden veya modern iktidar dzeni ile alma ahlak arasndaki ilikiden bahsetmek gerekirse, Foucaultnun bu iki olguyu ilikili bulduu sylenebilir. Hapishanenin Douunda Foucault yeni hapsetme rejiminin aylakln kkn kazma amacyla oluturulduunu belirtir; su ileyenler ekseriyetle isizler veya aylaklar olarak tanmlanmaktadr: Alost yarg blgesindeki mahkumlar zerinde 1749da yaplan bir anket herhalde ilklerden biri-, su ileyenlerin zanaatkar veya ifti olmadklarn gstermektedir (iiler yalnzca kendilerini besleyen ilerini dnmektedirler); su ileyenler ankete gre, kendilerini dilencilie adam tembellerdir. Buradan hareketle, almaya yan gzle bakanlar iin bir cins alma evrensel pedagojisi saplayacak olan bir kurum fikri ortaya kmtr. (2000b: 190191) almann artk pedagojik bir e durumuna gelmesi, ayn zamanda, yeni sylemsel dzen tarafndan tembel znede alma zevkinin uyandrlmasna ynelik bir stratejiyi harekete geirir. Yeni ekonomik dzende almayan, aylaklk ve serserilik yapan, bunun uzantsnda da yasa d ilere bulaarak hapishaneye giren kii iin, hatta ondan daha nce alarak yaamn devam ettiren zneler iin almann tembellikten daha avantajl olduu fikri almay bir zorunluluk haline getirir. Yaamak isteyenin almak zorunda olduu yeni kapitalist ekonomik dzende, geim olanaklarnn mutlak anlamda almayla salanmas slah ve saaltm anlaynn da buna gre dizayn edilmesini dourmutur; mahkumlar artk zorunlu almaya tabi tutulmaktadr; artk toplum, mahkum ettii bireyleriyle birlikte almaya zorlanmaktadr( Foucault, 2000b: 191). almak istemeyen bireyler ya psikiyatrik ya da adli bir vakaya dntrlmektedir, bu sayede toplumsal alan artk rnlerinden ilevsel bir hamleyle kurtarlmaktadr: alanlara ve sistemin kurallarna uyanlara almadklarnda decekleri durumu gstererek. almann eitbilimsel ya da slah edici yn mahkmlarn kendilerini dzeltmeleri ve alma dzenine ayak uydurmalar iin

32 Sosyoloji Notlar
dnlmtr. Bundan da te hapishane araclyla iide bulunmas gereken ahlakn tam ztt yaratlm ve kapitalist toplumun ihtiyac olan emein karakteristik zellikleri izilmitir. Yaam alan ile mahkm etme alannn bu ekilde tanmlanmas beraberinde almann yce bir deer olarak nitelenmesini dourmutur. Foucaultnun eserinde belirttii gibi dnemin kapitalistleri tarafndan alma olmazsa olmaz deerlerden birisi olarak gsterilmektedir (2000b: 352353): alma modern halklara tanrnn ltfudur; onlarda ahlakn yerini tutmakta, inanszlklardan doan boluu doldurmakta ve her trl iyiliin ilkesi haline gelmektedir. alma hapishanelerin dini olmak zorundadr. Bir makinetopluma tamamen mekanik slahat aralar gerekmekteydi. Makine-bireylerin, ama ayn zamanda proleterlerin imal edilmesi; nitekim btn servet olarak kollarna sahip olunursa, ancak emeinin rn, bir meslein yaplmas veya hrszlk meslei sayesinde, bakalarnn almalarnn rn ile yaanabilir; oysa eer hapishane, sulular almaya zorlamazsa, bizatihi kendi kurumunun iinde ve vergi kurumu araclyla, bazlarnn dierlerinin almalarndan geinmelerini yeniden ortaya kartm olacaktr: aylaklk sorunu toplumun iindekinin ayndr; tutuklular eer kendi almalarnn rn olmazsa, bakalarnnkinden geineceklerdir. Mahkmlarn bu ekilde almak zorunda braklmas Foucaultya gre esasnda bir kazan deildir; hatta yararl bir becerinin kazandrlmas bile deildir; bunun yarar bir iktidar ilikisinin, bo bir ekonomik biimin, bireysel bir tabiyet ile onu bir retim aygtna uygulanmasnn emasnn oluturulmasdr (2000b: 354). Bu tabiyet ilikisinin gelimesi direkt olarak burjuvazinin gelimesiyle balantldr; burjuvaziyi baat snf konumuna getiren sre bu konumun yasal hkmlerce kuvvetlendirilmesine ve ardndan da disiplinsel tekniklerin devreye sokulmasna yol amtr. Disiplinlerin geliimi yukarda da belirttiimiz gibi glerin, enerjilerin ve bedenlerin tabi klnmas yoluyla gerekletirilmitir (2000b: 324); yoksa Marxistlerin belirttii gibi ideolojik bir maniplasyonla deil. Panoptik tarzda yaygnlaan bask altna alma rejimi burjuva dzenini dier disiplin aygtlaryla e deer bir biimde ileyerek ayn zamanda alma toplumuna da dntrmtr. Burada sylenilmek istenilen ey yeni burjuva toplumunun almay kullanarak bir disiplin ina ettii deildir. alma, toplumu disipliner tarzda ina etmenin nemli elerinden birisidir; sylemek istenilen tam olarak budur. Tekeliolunun da belirttii gibi zne kategorisi liberal toplumlarn ihtiyac olan bir kategoridir ve bu zne yaam pratikleriyle, almasyla ve benliiyle modern yaam dzeyini oluturan bir toplumsal faktrdr (1999: 16). Foucaultu yorumlarken Tekeliolu, deliliin, Foucault tarafndan emein rya ehrini bozan bir faktr olarak ele alndn belirtir**; bu dnceden hareketle yasal sylemin ve polis tekilatnn alamayan bireyleri hapsettiini ve bunun neticesinde emein bir erdem olarak n plana kartldn savunur (Tekeliolu, 1999: 45). Dolaysyla yeni kamu ahlak ekonomik olarak tanmlanm ve neticede toplumsal refah ile toplumsal dzenin salanmas iin retken anlamda tanmlanmaya balanan insan emei yceltilmitir (1999: 53).
Kaynaka WEBER, Max (1993). Sosyoloji Yazlar (eviren: Taha Parla), Hrriyet Vakf Yaynlar, stanbul. WEBER, Max (1997). Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu (eviren: Zeynep Aruoba), Hil Yaynlar, stanbul. LUKES, Steven (1997). ktidar ve Otorite, Sosyolojik zmlemenin Tarihi (eviren: Sabri Tekay), Ayra Yaynlar, Ankara. 327370. SWNGEWOOD, Alan (1998). Sosyolojik Dncenin Ksa Tarihi (eviren: Osman Aknhay), Bilim ve Sanat Yaynevi, Ankara. MARSHALL, Gordon (1999). Sosyoloji Szl (eviren: Osman Aknhay), Derya Kmrc, Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara. MOUZELS, N.P.(2001). rgt ve Brokrasi: Modern Teorilerin Analizi (eviren: H. Bahadr Akn), izgi Kitabevi Yaynlar, Konya. MLLS, C. Wright (1974). ktidar Sekinleri (eviren: nsal Oskay), Bilgi Yaynevi, stanbul. MLLS, C. Wright (2000). Toplumbilimsel Dn (eviren: nsal Oskay), Bilgi Yaynevi, stanbul. DURKHEM, Emile (1994). Sosyolojik Metodun Kurallar (eviren: Enver Aytekin), Sosyal Yaynlar, stanbul. DURKHEM, Emile (2006a). Sosyoloji Dersleri, eviren: Ali Berktay, letiim Yaynlar, stanbul. DURKHEM, Emile(2006b). Toplumsal blm (eviren: zer Ozankaya), Cem Yaynevi, stanbul. ARON, Raymond (2000). Sosyolojik Dncenin Evreleri, (eviren: Korkmaz Alemdar), Bilgi Yaynevi, stanbul. MARX, Karl (1993). 1844 El Yazmalar (eviren: Kenan Somer), Sol Yaynlar, Ankara. MARX, Karl (1997a). Kapital(1.Cilt) (eviren: Alaattin Bilgi), Sol Yaynlar, Ankara.

**

Tekeliolu deliliin tanmlanmasnda alma kapasitesi olduunu dile getirir.

ltn

33 Sosyoloji Notlar
MARX, Karl (1997b). Kapital(2.Cilt) (eviren: Alaattin Bilgi), Sol Yaynlar, Ankara. MARX, Karl, ENGELS Friedrich (1976a). Alman deolojisi (Feuerbach): Materyalist ve dealist Anlaylarn Kartl (eviren: Alaattin Bilgi), Sol Yaynlar Ankara. MARX, Karl (1976b). Komnist Parti Manifestosu (eviren: Alaattin Bilgi), Sol Yaynlar, Ankara. GRZ, Adnan (1995). Kapitalist deoloji zerinde Bir Deneme, Siyasal Kitabevi Yaynlar, Ankara. ALTHUSSER, Louise (2000). deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar (eviren: Yusuf Alp, Mahmut zk), letiim Yaynlar, stanbul. ALTHUSSER, Louise (2002). Marx in (eviren: Ik Ergden), thaki Yaynlar, stanbul. FOUCAULT, Michel (1993). Cinselliin Tarihi (1.Cilt) (eviren: Hlya Tufan), Afa Yaynlar, stanbul. FOUCAULT, Michel (2000a). Byk Kapatlma (eviren: Ik Ergden, Ferda Keskin), Ayrnt Yaynlar, stanbul FOUCAULT, Michel (2000b). Hapishanenin Douu (eviren: Mehmet Ali Klbay), mge kitabevi Yaynlar, Ankara. FOUCAULT, Michel (2003). ktidarn Gz, (eviren: Ik Ergden), Ayrnt Yaynlar, stanbul. TEKELOLU, Orhan (1999). Michel Foucault ve Sosyolojisi (eviren: brahim Sirkeci), Balam Yaynlar, stanbul.

34 Sosyoloji Notlar MODERNLEEN TRKYEDE SREKLLN SYASAL TEMSL: TERAKKPERVER CUMHURYET FIRKASI
Ylmaz YILDIRIM

Osmanlda ynetici kesimi ve tebaay balayan bir ortak iyi ideolojisi olarak bahsedilen din kurumunun salad bir kltrel erevenin balaycl, Mardinin sreklilik adn verdii, brokratlarla halkn rten operayonel kodlar anlamna gelmektedir. Burada alt izilmesi gereken, slamn hem kurumlarnn hem de syleminin devaml olarak din-devlet pratiinde karmza kdr. Bu durumda Osmanl dindar ve sekler sekinlerinin ifade edilmeyen ama paylalan ayn kltrel arka plan anlaylarndan geliyor olmalar anlamnda bir sreklilik, Osmanl modernlemesinde izlenmesi gereken bir konudur. Mardin, sreklilik kavramn daha ok Osmanl brokratlarnn praksisi anlamnda kullanmay tercih etmektedir. Bunu da patrimonyalizmden balayp bir eit pozitivizm grntsne giden ynetim anlay olarak gstermeye almaktadr. Srekliliin sadece devlet katnda ve devletle ilikili olarak kullanm, Mardinde olduu gibi Carter V. Findleyin Osmanl devlet anlayn aklamakta kulland sreklilik kavramnda da ayn ekildedir. (Findley,2004:51) Ancak burada sreklilik kavramn Mardinden farkl kullandmz belirtmek gerekir. Bize gre sreklilik anlamna gelen ve krlma olgusunun kendisi zerinde gerekletii kod, sz edilen praksisin dinsiyaset syleminde 20. yzyla kadar devam ede gelen ve Osmanl yneticileriyle beraber tebay da ieren iliki ve pratikleri olarak grlmelidir. Bylelikle devlet alannda patrimonyal siyasetin sreklilii gibi, sosyal hayatta, evre kltrnn lehesinin siyasallaarak siyasi partilere
Yrd. Do. Dr. , Afyon Kocatepe niversitesi Sosyoloji Blm erif Mardin, lehe kavramn Nur cemaatinin kurucusu Said Nursinin, ok geni kitleleri etkileme ve bir yne

szabiliyor oluu da bir sreklilik temas olarak okunmaldr. Ancak bu ekilde, muhalefet olgusuna sempatisi olmayan bir toplumun neden TCF gibi partilere kitlesel destek salad anlalr olabilecektir. yleki; Siyasal kutuplamann Trkiyede baskn biimi, kltrel blmlenmenin taraflar arasndaki karlamalar eklinde gerekletiinden, evrenin siyasete girii, lehenin (cemaatin) siyasallamas eklinde gereklemitir. Bu gelime, reformcularn kendi sylemlerinin slami leheninkinden ayrmas ve sonunda leheyi deitirmeye almalar ile balamtr. Bu anlamda Mardinin Said Nursinin baarsn geleneksel leheyi canlandrmas lsnde yeniden demokratiklemeye dayandrmas, leheye siyasal bir anlam katmaktadr. Bu anlamda lehe, hem cemaatin iktidarn denetiminden kaarken kulland korunakl bir yaam biimi, hem de modernleme srecinde bu yaam biimlerinin siyasal temsillerinin meruiyet erevesi olabilmektedir. Lehenin bu siyasi muhtevas siyasi evrime yeni bir ierik kazandrm ve bir bakma yaplaarak 1920lerin siyasi muhalefetinin argmantasyon prosedrlerini ekillendirmitir. Bir dier sreklilik ve yeniden ina konusu olan patrimonyal anlayn Osmanldan Cumhuriyete sirayet edii, Mardinin anlatmyla u ekildedir. Devlet ve ulus kimlii
ekebilme zelliini aratrd almasnda kullanmtr. Leheyi hem bir denetleyici strateji hem de harekete geirici pratik bilin olarak grmek mmkndr. Lehe, hem kiisel davranlara rehber olup, ideal bir toplumun grnmn veren harita olarak, hem de kltr antasnda yer alp bireyin sosyal kurallara ve konumlara ilikin alglamasyla birlikte, grntleri, sesleri ve renkleri anlamlandran aralar bir birleriyle kaynatran balklar olarak ilev grmektedir erif MARDN, Bedizzaman Said Nursi Olay, Modern Trkiye'de Din ve Toplumsal Deiim ev. Metin ulhaolu, 12

35 Sosyoloji Notlar
dorultusunda mobilize edilen siyasal kltr eleri, Osmanl'daki elerin kalc birer devam olmay daha da gl bir biimde srdrmtr. Osmanl'dan tevars eden "cemaat" kkenli siyasal kltr, "ulus" sylemiyle daha st dzeye tanarak bireysellikten tamamen soyutland. Bireysel inisiyatifin ulus kimliine halel getirdii ynndeki n kabul bu kollektif kltr anlayn daha da pekitirdi. Bununla beraber Osmanl'daki evre-merkez ekseninde gelien siyasal kltr ayrma snrnn daha da derinletiini grmek mmkndr. (Mardin,1969:11-13) Merkezi bir siyasal kltre dayanan Cumhuriyet ideolojisi, bata yerel slam olmak zere tm tara deerlerini dntrmeye alrken bu kltrel unsurlarn salam direnciyle karlat. Merkez kltre ksa zamanda uyum gsteremeyen evre kltr, siyasal iktidar nezdindeki meruiyetini de kaybedince kendi etrafnda duvar rme ve kapanma srecine girerek merkezden koptu. Aslnda Osmanl siyasal sistemi de bylesi bir kltr ayrmasna dayanmasna ramen, slam faktr, evreyle merkez kltrlerini bir noktada buluturabiliyordu. Oysa bu faktr Cumhuriyetin ilk yllarnda bu ynyle ortadan kaldrlnca merkezle evre kltrleri arasnda belirgin bir kopu sreci balad. Bu kopu, tara deerlerinin bir muhalefet rnts eklinde kendi temsillerini oluturmakta gecikmedi. Zaten daha II. Merutiyetin canl tartma ortam siyasal hayata yeni kavramlar sokmu ve bunlar evreye has deerler de dahil birer siyasal konu haline getirmiti. Cumhuriyet arifesine geldiimizde btn bu gruplarn farkl talepleri, deerleri, politikalar ve sylemleri ile karlayoruz. Cumhuriyete kadar hazr bulunan bu siyasal farkllama, siyasal katlm imknlarn da arttrm ve Cumhuriyetten nce Osmanl iki tane ok partili seim yaamtr. Bu bakmdan Trkiye'de demokrasi ve zgrlk dncenin yannda, Cumhuriyet idealini de yanstan bylesi bir arka plann varl belirtilmelidir. (aha,2000:193) te bylesi bir birikimin rn ve Trkiye Cumhuriyetinde ilk rgtl muhalefet hareketi olan Terakkiperver Cumhuriyet Frkas, ayn zamanda adnda Cumhuriyet kelimesi bulunan ve dahas, iktidar partisinden farkl olarak bir program bulunan ilk partidir***. Ancak bu bilgiler partinin zgn ve dikkate alnmas gereken ynlerini iaret etmekle beraber, kimlii, ideolojisi ve sahip olduu siyasi temsil yeteneini anlatmakta yetersizdir. TCF haknda yaplan almalar, ounlukla tarihsel bilgiyi ansiklopedik uslupla tantan ve birbirini tekrar eden anlatmlardan ibarettir. Bu anlatmlarda TCF, ya kuruluu bakmndan Cumhuriyetin siyasal oulculuunun gstereni, ya da kapatl bakmndan bu oulculuu henz kaldracak siyasi kltre sahip olmamann kant olan baarsz bir demokrasi denemesi olarak deerlendirilmektedir. Bu haliyle TCF, srekli olarak devrim-kar devrim ksr dngsnde ele alndndan, zmleyici sosyolojik ilginin uzanda kalan konulardan biridir. Mardin bu baskn yaklam, sorumlu av sendromu olarak adlandrr. Bu sendromun ayrntlarna girdiimiz zaman zelliinin ayr fakat
ktidarda bulunan CHFnn henz dokuz umde olarak bilinen soyut ilkeleri mevcuttur. Bkz. E.J. ZRCHER, Terakkiperver Cumhuriyet Frkas ve Siyasal Muhafazakrlk, Modern Trkiyede Siyasi Dnce C. 5, 50 *** Program, tm hakimiyetin nasl ilkesel olarak millette bulunduunu, ancak bu hakimiyetin kullanmnn pratik nedenlerden tr temsilci organlara devredilmesi gerektiini izah eden uzun bir paragrafla balar. Klasik trias politica uyarnca gler ayrlna taraf olur ve daha sonra ok partili sistemi savunmaya giriir. Bu alardan, klasik, liberal bir siyasal tezdir. Trkiyenin siyasal gereklerine de atflar vardr. Yazarlar, milletin kendi kaderini eline alacak zaruri erginlii sergilediini ifade ederler; bu yzden, memleketin siyasal mcadele iin olgun olmad fikrini yalanlarlar. TCFnn aklnda olan, memleketi sarsntlara maruz brakmaktan ziyade, tedrici deiikliktir. (Sosyal ihtiya olarak tarif edilen) kiisel hrriyet ilkesine ve kiinin keyfi idareden korunmasna vurgu yaplr. TCF program bu yzden hem Dokuz Umdeden, hem de Kemalist ounluun uygulamalarndan nemli ekillerde farklyd: merkeziyetilie, gler birliine ve devletin glendirilmesi ile siyasallatrlmasna kar ademi merkeziyetilik ve gler ayrl, kiisel hrriyetler ve daha kk, depolitize edilmi bir devlet arzusu. Ayn zamanda, frkann felsefi temeli, aka, muhafazakrlktan ok liberalizmde yatyordu ve saltanatln ya da dini gericiliin hibir yerde emaresi yoktu. Bkz. A.g.k. , 53 ubat 1925'te ba gsteren eyh Sait isyan dolaysyla Terakkiperver Cumhuriyet Frkas iktidar tarafndan eletirilere maruz kalmtr. Dnemin babakan Fethi Okyar istifa etmi ve gvenoyu alarak babakan olan smet Paa Takrir-i Skun kanununu yrrle koyarak basna ciddi cezalar kesilmesinin yolunu amtr. Bu arada TCF'nin kapatlmas sreci hzlanr ve frka 5 haziran 1925'te kapatlr. Haziran 1926'da zmir Suikasti sonrasnda baz paalar tutuklanr ve idam hkmyle yarglanr. Fakat Kazm Karabekir'in de iinde bulunduu bu paalar smet nn'nn mdahalesi ile idamdan kurtulmutur.

TCFnin kuruluu srasnda Cumhuriyet Halk Frkasnn ad henz Halk Frkasdr. TCFnin kuruluu duyulduunda Halk Frkas acil bir kararla toplanr ve Cumhuriyet Halk Frkas adn alr. Bkz. Cemil KOAK, Siyasal Tarih 1923-1950, Trkiye Tarihi Cilt 4, 139

36 Sosyoloji Notlar
birbiriyle bantl eden olutuunu anlarz. Bunlardan birincisi toplum bilimlerimizde ayrntl yaplar zerinde durulmaydr. Ikincisi toplumsal olaylar zerk bir i dinamie sahip mekanizmalar olarak dnmemektir. nc, bu zelliin yani yeni toplumsal yap retici olabileceini hatrlamamaktadr. (Mardin,1991:245) Bununla ilgili bir dier neden, Mardin'in Tanzimat dnemi iin baskn bir tavr olarak gsterdii Bihruz alaytar tutumun Cumhuriyette de devam ediyor olmasdr. Bunu da deiiklik kavramna olan baktaki, kendi iinde yenilik karc mekanizmalara olan gvensizlik olarak tanmlayabiliriz. TCF, tad zgn ve nemli zellikleri nedeniyle kendisiyle ilikilendireceimiz srekliliin yeniden inas temasyla ilikili olarak, nasl yeni bir siyasal balam kurucu ve yenilik karc pratik olarak grlebileceinin ipularn vermektedir. Bir yllk mr boyunca stanbul basnnn arln oluturan Vatan, Tevhidi Efkr, Son Telgraf, stiklal gibi gazetelerce desteklenen, tara tekilat yoluyla poplaritesi hzla artan ve iktidar partisinde bir ynetim deiikliine sebep olan bir partiye gcn veren tlsm dikkate deerdir. Mecliste ikinci bir siyasi partinin kurulmas almalar, Terakkiperver Cumhuriyet Frkasnn abalar dnda da, meclisin ilk ald gnlerden itibaren var olmu ve zaman zaman da etkili olmutur. zellikle Mecliste kinci Grup muhalefetinin varl ve Halk Frkasnn kurulmasndan sonraki muhalefetin varl Terakkiperver Cumhuriyet Frkasnn olumasna zemin hazrlamtr. Cumhuriyet dneminin bu ilk muhalefet partisini kuran kadrolarn tamam Birinci Meclis dneminde Mustafa Kemal Paann yakn alma arkadalaryd ve hemen hemen tamam, o dnemde Birinci Grup ierisinde etkin rol oynamlard. Yeni parti halktan geni bir destek grd gibi, yelerinin byk bir ksm 1923 seimleriyle meclis dnda kalan kinci Grupun da desteini kazanmt. kinci Grupun meclis dnda kalm olan btn nde gelen isimleri Terakkiperver Cumhuriyet Frkasna girmilerdir. TCF'de yer alanlar milli mcadelede silah arkada olan komutanlar, eski ttihatlar ve II. Grup yeleridir. Kurucu mebuslar CHF'den kopan muhalif kiilerdir. Bu isimler arasnda partinin Genel bakan Kazm Karabekir, yardmclar Rauf Orbay, Adnan Advar ve Genel sekreter Ali Fuat Cebesoy bulunmaktadr. Bu isimler Kurtulu Sava ve Cumhuriyet yllarnn en nemli isimlerinden bazlardr. TCF kurulu tarihinden itibaren halk tarafndan ilgi grm, mevcut siyasetle aras bozuk olan her kesimden insann desteini almtr. TCFn ideolojisinin ve 1920lerin siyasi yaplamasna getirmek istedii programn ieriinin belirlenmesi bakmndan zerinde durulan iki ideoloji mevcuttur. TCFyle ilikilendirilen bu kaynak ideolojiler, bamszlk sonras muhafazakarl (Zrcher,2003b:42)ve 19. yzyl sonu Osmanl liberalizmidir. Bu ideolojilerin TCF kurucularna hangi kanaldan ve ne dzeyde getiini ve parti programlarn ne ekilde belirlediine gemeden nce, bu akmlarn tad siyasi ve felsefi ierie bakmak gerekir. Bylelikle neden muhafazakarlk yerine bamszlk sonras muhafazakarlk kavramnn kullanld da aa km olacaktr. Bir doktrin olarak muhafazakrln tanmlanmas, ksmen taraftarlar aka siyasetin temeli olan doktrinleri reddettikleri iin gtr. Bununla beraber siyasal muhafazakrln felsefi temellerini ina etmeye alanlarn, muhafazakrln esas niteliklerini tanmlamada kayda deer bir tutarllk sergilediklerini sylemek muhtemelen makul olacaktr. Bir ideoloji olarak muhafazakrln babas olan Burke, Reflectionsda, muhafazakr dncenin vasflar olarak aynen kalm alt tema gelitirmitir: 1. Dinin nemi, 2. Reform adna kiilere hakszlk yaplmas tehlikesi, 3. Rtbe ve grev ayrmlarnn gereklii ve arzu edilirlii, 4. zel mlkiyetin dokunulmazl, 5. Toplumun bir mekanizmadan ziyade bir organizma olduu gr ve nihayet, 6. Gemile kurulan srekliliin deeri. (Zrcher,2003b:43) Bunun yannda, meru ynetimin, veklete ya da yneticilerle ynetilenler arasnda herhangi bir tr szlemeye dayal ilikiden ziyade, yerlemi usullere dayand kans, muhafazakrlk kavram iin esastr. Kta Avrupas muhafazakrlnn sekin temsilcisi Karl Mannheim, yar bilinli gelenekselcilikten bilinli siyasal muhafazakrla geii, snf temelli kapitalist toplumun ortaya knn bir sonucu olarak grr. Bu dinamik hareketin davurumlar zamana ve mekana gre deiiklik gsterir, fakat belirleyici dnya gr bir dizi son derece istikrarl tutuma dayanr. Bunlar, bireysel, somut, niteliksel, tarihsel ve organik olana kuvvetli bir ballk ve kolektif, soyut, niceliksel, programatik, mekanik ve evrensel olann reddini ierir. (Mannheim, 1996:124) Bamszlk sonras muhafazakarl ise dogmakta olan birok ulusun milliyeti

37 Sosyoloji Notlar
hareketlerinin varl iin, bamszlk sonras farkllklarn eritilmesi aamas olarak adlandrabileceimiz bylesi aamalarda daha kullanldr. Bylesi dnemlerde neredeyse evrensel bir kural iler: radikalizmin zaferi. Trkiye'de TCF'nin ksa ve mutsuz yaam, radikal dnmn bu aamasnda ortaya kmtr. Bununla birlikte iktidarla TCF arasnda paylalan muhafazakarlklar arasnda deien ey, gelenek ve kar gelenek arasndaki kutuplamadr. Zrchere gre, TCF, Kemalist hegemonyaya kar gerekten tehlikeli olan son geleneksel tehditti. (Zrcher, 2003a:151) Ancak TCFyi, gelenekiliinin dnda, Burken ve Mannheimn tanmlad ekliyle muhafazakr klacak zelliklerinin de olduu belirtilmelidir. TCF, beyannamesi ve program bakmndan Burkein tanmnn nemli bir ksmna (1,2,5,6) sahiptir. Mannheimn tanmndaki yar bilinli gelenekselcilikten bilinli siyasal muhafazakrla gei vasf yoktur. Ancak, bireysel, somut, niteliksel, tarihsel ve organik olana kuvvetli bir ballk ve kolektif, soyut, niceliksel, programatik, mekanik ve evrensel olann reddi vasflarn siyasi bir program yerine bir vaziyet al olarak dnrsek, bunlar TCFin gze arpan nitelikleridir. Bu belirlenimlerden ayr olarak, kurum ve semboller zelinde yerel balar ok gl bir sreklilie ihtiya hissettirmesi (Bora ve Onaran, 2003:234) ve kendisini yerel kltrn referanslar ve sembolleriyle (yeniden) retmesi bakmndan muhafazakrdr. Ancak muhafazakarln bu dnemde siyasal bir ierie kavumas ve TCF programnda kendini gstermesi, 19. yzyl sonu Osmanl liberalizminden kalan bakiye ile gerekleebildi. yleki, "Osmanl liberalizmi" ile Milli Mcadele iinde gndeme gelen ve halkn kendilerini adeta Allah tarafndan iktidara getirilmi gibi mutlak g sahipleri olarak gren memur tabakasnn tahakkmnden kurtarlarak, kendi mukadderatn bizzat ve bilfiil eline alarak, tecrbeyle demokrasiye iselletirmesi imknna kavuturulmas gerektiini ileri sren akmn birok ortak noktas bulunuyordu. Bunlardan belki en nemlisi, zellikle Milli Mcadele iinde kesin bir dille vurgulanan biimiyle, "halk" szcnn kapsam tespit edilirken mracaat edilen "emei ile geinme kstasnn yan sra "Mslmanlk" nitelemesiydi. (Kker,2003)Anlalaca zere
nk Karl Mannheim, yar bilinli gelenekselcilikten bilinli siyasal muhafazakrla geii, snf temelli kapitalist toplumun ortaya knn bir sonucu olarak grr.

liberalizm ile muhafazakarl balayan ey, patrimonyal brokrasinin himayesinde hkm sren bir memurlar oligarisinin liberal eletirisi ile halk iradesine dayal ve devrimci olmayan (evrimci) bir reform srecinin btnletirilmesi dncesidir. Nitekim, TCFnin program ve Beyannamesinde; kuvvetler ayrm, halk egemenlii, devlet etkisinin snrlanmas, ademi merkeziyet ve serbest ticaret ile radikal yenileme yerine tedrici gelimenin vurguland klasik liberalizmin ifadelerini buluyoruz. (Zrcher,2003a:152-153) TCFnin metinlerinde arlkl yer tutan liberalizmin bu yorumunun kaynan, Jn Trklerin Prens Sabahattin kanadndan gelen etkiye balayabiliriz. Ayrca, Prens Sabahattin etkisini sadece fikirlerinin TCFye uygunluuyla aklamann dnda, TCF kurucularnn tamamnn Jn Trk hareketi iinden gelmeleri gibi somut bir devamlln da belirtilmesi gerkir. yleki, TCF ve HF arasndaki kopma, esasen, 1902 kongresiyle beraber ttihat ve Terakki iinde, devleti-sekinci ile Prens Sabahattinin yer ald geleneki-liberal cephe eklinde bir ayrmn belirmesiyle balayan bir srecin devam olarak grlebilir. Jn Trklerin bir ksm arasnda- merkeziyetilik / adem-i merkeziyetilik- kopan frtnann en mhim yn, erif Mardin'e gre, sosyal ve ekonomik bir meseleydi. te bu sosyal ve ekonomik gr farkllklar nedeniyledir ki, 1908'de kinci Merutiyet getirilir ama, ttihat ve Terakki ile Teebbs-i ahs ve Adem-i Merkeziyet cemiyetleri arasndaki uyumazlk da iyice artar. (Mardin,2005:288-290) Bu uyumazlk, gelien siyasal olaylara da paralel olarak daha da kalnlaan izgiler halinde gen Cumhuriyet tarafndan da tevars edilecektir. Bu iki temel izgiden birincisini, Prens Sabahattin'in kurduu Teebbs- ahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyetinden sonra, Cemiyet-i nklabiye, Osmanl Ahrar Frkas, Nesli Cedit Kulb, Milli Ahrar Frkas ve Hrriyet ve htilaf Frkas gibi Prens Sabahattin'in grlerini tayan partiler izlemitir. kincisini ise, hem siyaseten hem de
Beyannamede, toplumu zayf dmekten ve yozlamaktan, bireyi de keyfilikten koruyacak bir "hazme-ictimaiye" olarak betimlenen bireysel zgrlk ilkesinin de srarla alt izilmektedir. Beyanname ve parti programnn her ikisinde de, parti kendisini liberal olarak tantmaktadr. Bu, partinin on dokuzuncu yzyln liberal karakterine uymasnn yan sra, 1923-1924'le muhaliflerine kar nadiren sayg gsteren iktidar partisine ynelik rtl bir eletiri olarak da anlalabilir. Ayn ey, mebuslarn halktan aldklar vekalete olan kesin ballklarnn vurgulanmasnda da grlmektedir. Bu da tam bir liberal ilkedir. ,E.J. Zrcher, A.g.k. ,153

38 Sosyoloji Notlar
son tahlilde askeri olarak gl bir konuma gelen ve o dnemde ttihat Terakki ile temsil edilen devleti-sekinci grup oluturmaktadr. Prens Sabahattin'in fikirleri erevesinde meydana gelen polarizasyon bir yandan kendi toplum tabularmzn zerine k saarken, dier yandan onun fikirlerini yakndan incelememi olanlar arasnda Prens Sabahattin aleyhtarlnn veya taraftarlnn siyasi bir vaziyet ala tekabl etmekteydi. (Mardin,2005:211)Bu zelliiyle Sabahattin, takipileri iin zellikle memurun Osmanldaki deimeyen yeri ve buna dayal statkonun yaratt katla kar sunduu siyasi analiz bakmndan nemliydi. Sabahattinin liberal fikirleri, kendileri iin siyasi hrriyet ans bulamayan geleneki muhafazakrlar ve dayandklar sosyal gruplar iin bir ak kap sunmas bakmndan etkileyiciydi. Zaten Prens Sabahattin, Avrupada kendisini liberal olarak takdim etmi olmasna ramen, hakiki herhangi bir liberalden daha ziyade Fransada Frederic Le Play evresindeki kar devrimci, aristokratik ve Katolik muhafazakarlarn fikirlerine borlu olduundan, onlar gibi, Osmanl mparatorluunun slahnda, tara ileri gelenleri ya da ayan ile eletirdii, yeniden canlandrlm aristokrasi iin merkezi bir rol grd. (Zrcher, 2003b:41) Ancak, Bat'dan alnan fikirlerin Osmanl mparatorlugu'nda zaten mevcut bir "mmeti" yapya uygun gelecek ekilde dnlm olmas durumu, Gkalp sosyolojisinde olduu gibi Prens Sabahattinin de kaderiydi. Gkalp korporatizminin pozitivist milliyetilie kayarak siyaseten ilevsizlemesi gibi, Sabahattinin liberalizminden esinlenen gruplar da, siyasi bir programatii olan liberal muhafazakrlk yerine, kuru bir gelenekilie yneldiler.**** Burada zerinde durmaya deer bir nokta Prens Sabahattin'in bizzat "memurlua kar cephe almasyla o zamana kadar hibir Jn Trkn yapamad derinlikte bir eletiriye kalkmasyd. Prens Sabahattin'e kar ynelen en ac hcumlar kukusuz, kolayca elde edilmi mevkilerini kendilerine salayan toplum dzeninin, halk kesin olarak bir "ynetenler" ve "ynetilenler" zmresine ayran sistemin yerine Anglo-sakson memleketlerinde egemen olan hayat mcadelesiyle rahatlarn kaybedeceklerini sezen kimselerden gelmiti. (Mardin,2005:311)
****

Ancak ilgintir ki TCFnin baarsz kald programn 1950lerde Demokrat Parti tarafndan baarlm olmas gibi, Prens Sabahattin de yine 1950lerden sonra hatrlanmaya balamtr.

Bu durum, Sabahattin aleytarlnn ayn zamanda TCFye tahammlszlkle akt anlamna gelmez. nk TCFyi kapanma yoluna sokan sre, bir snf mcadelesi olmaktan ok muhalefet olgsuna bakla ilgili bir Osmanl rntsnn tekrar olarak grlmelidir. Trk siyasetinin tarihi, incelenen muhalefet hareketlerinin tamamnn ayn ithamla sulandklarn gsterir: Blclk. Genel olarak, gcnn zirvesinde bulunduu devirde Osmanl mparatorluunun siyasi sistemi, Wittfogel'in "Dou Despotizmi"ne uygun bir ekilde tanmlanabilir. Ortodoksiden en kk bir sapmay ho grmeyen bir devletin yrtt slam, sadece tek bir hakikatin bulunduu fikrini pekitirmiti. (Mardin:1993:183) Bunun dna klmaya allan her durum iin icat edilen ikinci bir kavram, fitnedir. Fitne ihtimaline kar srekli bir kuku Osmanl devlet adamlnn tipik vasflarndandr. Fitnenin, her frsatta, muhalefeti tasfiye amacyla, insanlara gvensizliin kulpu olarak ileri srlm bir gereke olduu sylenebilir; fakat ayn kanallar ileten ve ayn sulamalar defalarca kullanan bir kinizm, zellikle icat edilmitir. (Mardin,1993:183) Komitac bir cemiyet olarak harekete geen Jn Trklerin diktatoryal eilimleri bu rntden fazlasyla besleniyor gzkmektedir. Osmanlnn son dnemindeki muhalif partiye (Fedakaran- Millet Frkas) olan tepkileri tam da byleydi. Muhalif frka, devlete ihanetle sulanmt. Bu grnt, dier muhalefet partilerine kar da tekrarlanmt. rnein, yaplan ilk ok partili seim skynetim ilanyla ve seim sonularn reddetmekle sonulanmt. Cumhuriyet devrinde, TCF vatana ihanete giden eylemlerin hamisi olmakla sulandnda, iddialar benzer ierikte hazrlanmt. Atatrk'n isteiyle kurulan Serbest Frkann akbeti de ayn oldu. Bu noktada belitmek gerekirki, "muhalefet" pratii sadece elitlerin deil kitlelerin gznde de bir meruiyete sahip olamamt. Ancak bu durumda Trk tarihinde muhalefet partileri ortaya kt zaman, nasl olup da kendilerine taraftar ektikleri sorulabilir. Mardine gre bunun cevab, TCF gibi partilerin muhalefet partileri olmad; bu partilerin asrlardr krsal alanlarn ryalarn tekil eden, brokrasinin ve "byk gelenek"in temsilcilerine kar verilen mcadelenin motor gcn oluturacak ideal bir ynetimin canl bir rnei olmalarndan ileri geliyor gibidir. (Mardin,1993:190) Resmi evreye kar bir vaziyet al olarak devam eden ve kaynan Osmanl zmni szleme ve adalet

39 Sosyoloji Notlar
kavramlaryla harmanlanm bir sreklilik rntsnden alan bu siyasi tavr, sonrasnda kendisini TCF gibi partilerde yeniden ina etmitir. Sonu olarak TCF, kendisi hakknda ihtiya duyduumuz sosyolojik almalarn olmay koullarnda yapmaya altmz -ve tabi ki doyurucu olmayan- bu anlatma ramen, yine de 20. yzyl ba Trk siyasetindeki alternatif sivil toplumsal araylarn politik ieriinin belli ynleri hakknda baz karmlarda bulunmamz mmkn klmaktadr. Bunlar: a) TCF, 19. yzyl sonundaki hukuki ve siyasi kltrdeki krlmayla beraber, evre aktrlerinin ekilsiz inan ve bilisel sistemlerinin (Mannheimc anlamda sosyal yapy devam ettirici, yumuak ideolojilerin) yaplaarak bir kitle partisi eklinde siyaset alanna geliinin gstergesidir. b)Bunu TCFnin kolektif tekilatlanmadaki baars sayesinde sivil toplumun politik topluma katlm ve politik toplumu dntrc vasf bakmndan nemli ilklerden biri olarak grebiliriz. c) Trkiyede snf tabanna dayanmayan siyasi partilerin, hangi sosyal tabakalarn temsili organlar olabileceklerine dair siyasi erevenin olumasna ve anlalmasna katkda bulunmutur. d) TCF deneyimi gstermektedir ki, bu dnemde modernleme, srekliliin ve yeniliin uyumu esasna dayandrlmak istenmi ve bu esas 1950 sonrasyla birlikte muhafazakrln kazanmaya balad siyasi ierie temel olmutur. e) Bir ulusun, radikal bir modernleme srecinde karlaaca tehditlere kendi referanslarna dayanarak bir cevap retmeye almas bakmndan, modernleme yolunda seeneksizlii (radikal kopuu) smrgeleme olarak gren A. Touraine gibi yazarlara kar argman (seenek) olarak gsterilebilecek anlaml bir rnek oluturmutur. f) TCF, liberalizmin Trkiyede siyasallama kaynan gstermesi ve Trkiyedeki geleneki muhafazakr partilerin neden siyasi liberalizme sndklarna (takiyye)dair bir fikir vermesi bakmndan nemlidir. g) Sahip olduu muhafazakrlnn zayf da olsa programatik yn, sonrasndaki benzer partilerin
Tourainee gre modernleme, kopmay olduu kadar sreklilii de gerektirir. Eer tam bir sreksizlik mevcutsa, bu durumda, modemleme tmyle dardan, fetih yoluyla gelmi demektir; bu durumda da, modernlikten ok smrgeletirmeden ya da bamllktan sz etmek gerekir. Alain TOURANE, Modernliin Eletirisi, 349

(rnein Serbest Cumhuriyet Frkas), onun ideolojisiyle eklemlenebilmesine ve ortaya kan kendi pratiklerinde bir referans stou olarak ondan yararlanabilmelerine olanak tanmtr. h) TCF, Osmanl toplumsal gruplaryla zdeleen kltr ve sembollerin, Cumhuriyetin siyasi rekabetine katlma giriimini stlenmekle, bu dnemdeki olas ok partili bir demokrasinin nasl bir siyasi yelpaze sunabileceini gstermesi bakmndan nemlidir. Ancak TCFnin en nemli etkisi, baarszlyla ilikilidir. Genelde Cumhuriyetin ilk yllarndaki siyasi muhalefet, zelde TCF deneyimi, sreklilikten beslenen partilerin yaatlmaynn getirdii kapanma srecini balatm ve bu kapanma, evre aktrlerinin yeniden geleneksel lehesine dnmesine ve sivil toplumun (en azndan evrenin/kk kltrn) btn tecrbelerini dondurup yeniden korunakl rahmine (cemaate) kendini kapatmasna neden olmutur.
Kaynaka BORA, T.- ONARAN, B.,(2003), Nostalji ve Muhafazakarlk, Modern Trkiyede Siyasi Dnce C. III., letiim Yaynlar, stanbul AHA, mer(200), Akn Devletten Sivil Topluma, Genda Kltr Yay. stanbul FNDLEY, Carter V. (1994), Osmanl Devletinde Brokratik Reform, ev. L. Boyac- . Akyol, z Yaynlar, stanbul KOAK, Cemil,(2000) Siyasal Tarih 1923-1950, Trkiye Tarihi, Cilt 4, Cem Yaynlar, stanbul KKER, Levent,(2003) Liberal Muhafazakarlk ve Trkiye, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, cilt 3, letiim Yay. stanbul MANNHEM, Karl, deoloji ve topya, ev. Mehmet Okyayus, Epos Yaynlar, stanbul MARDN, erif (1969), Power, Civil Society and Culture in the Ottoman Empire", Comparative Studies in Society and History. Vol. 11 MARDN, erif (1990), Bedizzaman Said Nursi Olay: Modern Trkiyede Din ve Toplumsal Deiim, letiim Yaynlar, stanbul MARDN, erif(1991), Trk Modernlemesi- Makaleler 4, letiim Yaynlar, stanbul MARDN, erif(2005), Jn Trklerin Siyasi Fkirleri 18951908, letiim Yaynlar, stanbul MARDN, erif, (1991), Trk Dncesinde Bat Sorunu, der. M. Trkne-T. Birkan, Trk Modernlemesi Makaleler 4, letiim Yaynlar, stanbul TOURANE, Alain (2004), Modernliin Eletirisi, ev. Hlya Tufan, Yap Kredi Yay. ZRCHER Erk Jan(2003 a), Cumhuriyetin lk Yllarnda Siyasal Muhalefet Terakkiperver Cumhuriyet Frkas, ev. Gl aal Gven, letiim Yay. stanbul ZRCHER, Erk Jan (2003 b), Terakkiperver Cumhuriyet Frkas ve Siyasal Muhafazakrlk, Der. A. idem, Modern Trkiyede Siyasi Dnce C. 5, letiim Yaynlar, stanbul

40 Sosyoloji Notlar SCHILLER ve ZHN YNLENDRENLER


Cem K. Olgun*

Giri Amerikann geride kalan yirminci yzyldaki en etkili medya analisti olarak kabul edilen Herbert Schiller Zihin Ynlendirenler eserinde medya menajerleri araclyla kitlelerin nasl maniple edildiini ve onlar kontrol altnda tutarak bir nevi nasl uyutulduklarn gzler nne sermektedir. Ona gre maniplasyon zellikle Amerikada bir sosyal kontrol arac olarak ilev grmektedir. Fakat bu sadece Amerika ile snrl deildir. Amerikann politikalar bu maniplasyonu tm dnyada zellikle az gelimi lkeler ile olan ilikilerinde kullanmaya almakta ve baarlda olmaktadr. Schiller daha sonra yazaca Communication and Cultural Domination adl eserinde Batnn az gelimi lkeler ile olan bu ilikisini kltrel emperyalizm olarak adlandracaktr. Bundan ileride bahsedeceiz. nce Maniplasyon terimimin ne anlama geldiinden bahsedecek olursak, Schillerin Freireden aktardna gre (2005:9-10) insan zihninin maniplasyonu bir eit feti aracdr. Toplumun hakimiyetini elinde bulunduran sekinlerin , kitleleri kendi amalar dorultusunda biimlendirmesinin vastalarndan biridir. Mevcudiyetin hakim koullarn aklayan, meruiyet kazandran, hatta zaman zaman methiyeler dktren mitleri kullanmak suretiyle maniplatrler, ounluun karlar dorultusunda oluturulmam bir dzenin devamn temin iin ounluun desteini kazanrlar. Maniplasyonun baarl olmas, alternatif sosyal dzenlemelerin gndem dna itilmesini salar. Maniplasyon, topluma hakim sekinlerin cari durumu srdrebilmek iin kullandklar ilk aralardan biri deildir. Maniplasyona bavurmak, insanlarn gznn almaya balamas bask yntemleriyle istenilen neticelerin alnmasnn artk mmkn olmamas
*

halinde gereklidir. Yok eer insanlar yeni domu kedi yavrular gibiyseler, gzleri almamsa, alaca da yoksa; ya da sopayla idare edilmeleri imkan dahilinde ise maniplasyona gerek yoktur. Schillere gre(2005:13-14) Maniplasyonun bir ok yolu vardr. Haber akn kontrol altnda tutmak, beyinleri amaca uygun ideallerle doldurmak bu yollardan en etkin olanlar arasndadr. Pazar ekonomisin prensipleri bu sahada pek ie yarar. Yazl ve szl basna hakim olmak para ile mmkndr. Sahibi bulunduumuz gazete veya televizyon istasyonu sizin istekleriniz dorultusunda almak mecburiyetindedir. Televizyon istasyonlar, gazeteler, radyo istasyonlar, yaynevleri ve daha niceleri ait olduklar holdinglere bal olarak alrlar. Maniplasyon srecinde aktif ve dominant bir rol oynamak iin gerekli ara elde hazr vaziyettedir. Schillerin amac doalm izlenimi veren btn bu sosyal kontrol arac vazifesi gren aralar ortaya karmaktr. Schillerin bu anlamda inceledii toplum amerikan toplumudur. Amerikann zellikle kinci Dnya Sava sonras elde ettii ilerlemeler onun maniplasyon srecinin banda yer almasna olanak salamtr. Schillere gre bu Maniplasyonun gereklemesini salayan temel unsur ise enformasyondur. Devlet enformasyon retir. Bu yzden Amerikann btesinde savunmadan sonra en fazla pay aratrma gelitirme harcamalar almaktadr. Bu analizlere gemeden nce Schillerin maniplasyonu oluturan be temel mitinden bahsetmek gerekir. Maniplasyonu Oluturan Be Temel Mit Schilleree gre bu mitlerin ilk srasnda bireysellik ve kiisel tercih miti yer almaktadr. Ona gre (2005:19); Maniplasyonun en belirgin haliyle Birleik Devletlerde gzlenen en byk

Hacettepe niversitesi Sosyoloji Blm Yksek Lisans rencisi

41 Sosyoloji Notlar
zaferi, batnn geliiminde, katks olan zel tarihi koullalrn sunduu, avantaj kullanarak zgrlk tanmnda bireysellik boyutunun sahip olduu nemi arr derecede abartmas ve bunu tartma gtrmez bir gerek olarak takdim etmesidir. Bu, zgrlk kavramnn iki farkl amaca hizmet etmesini mmkn klar. Bir yandan retim aralarnn, zel mlkiyette bulunmas savunulurken, te yandan bu hak kiinin varlnn vazgeilmez bir esi olarak savunulmaktadr. Kiinin mlk edinme hakk olmadan kiiliini korumasnn mmkn olamayaca yolunda ki bir inancn pekitirilmesine allmaktadr. Schillere gre(2005:23) ikinci mit ise yanszlk mitidir. Yanszlk miti, vatandalarn lkenin karlarnn btnlne, hkmetin, adalet mekanizmasnn, devlet bakannn, ve kongrenin partizanca davranlarnn tamamyla dnda kaldna inanmasn bekler. Yolsuzluk, sahtekarlk gibi olumsuzluklar, zaman zaman gzkse de bunlar beer zaafn birere rndrler, kurular btnyle bu kusurlardan mnezzehtirler (uzaktrlar y.n). Sistem, btn kavrayan enstrmanlarla donatlm ve sarslmaz bir btnlk kazanmtr. Bu mitolojiye gre bakanlk, rnein, zel karlarn akla gelmeyecei, gelemeyecei bir makamdr. nc mit ise deimeyen insan tabiat mitidir. nsanlarn beklentileri, sosyal deiimin yolunu aan bir faktrdr. nsanlarn beklentileri az iken toplumda pasiflik hakimdir. Herhangi bir kimsenin zihninde siyasi, itimai iktisadi ve kiisel realitelerle ilgili muhtelif imajlarn mevcut olmas tabiidir. Bu imajlarn tamamnn ortak paydas, halkn beer tabiatna sahip bulunduu yolundaki grtr. Beer tabiatnn arz ettii grnt sonuta insanlarn davranlarn etkiler, insanlar hareket etmeleri gereken ekilde deil, kendilerinden beklenildiine inandklar tarzda hareket ederler(Schiller,2005:25-26). Drdnc mit sosyal atmann mevcut olmad mitidir. Schillere gre zihin menajerleri bu mit ile sosyal atmann varln reddetmektedirler. Ulusal mesaj retim merkezleri hemen her atmay gerek tezahr, ve gerekse orijini itibariyle, bireysel bir mesele olarak takdim etmektedir. Kltr- enformasyon menajerleri iin atmann sosyal kkleri diye bir ey mevcut deildir. Tpk kovboy filmlerinde olduu gibi iyi ocuklar vardr, kaka ocuklar vardr. byle bir snflandrma doru olsa bile, iyiliin ve ktln ait bulunduklar sosyal kategorilerle olan balarnn yok saylmas, rol dalmnn gereklerden uzaklamas iin yeterli bir sebep olacaktr(Schiller,2005:31). Bylece sosyal meseleler kurcalanmamakta, ve sosyal atmalarla ilgisi olmayan film ya da programlar yaynlanarak bu mitin ilevi gerekletirilmektedir. Beinci mit ise Medya pluralizmi mitidir. Kltr- enformasyon eitliliinin hakim olduu bir ortamda, kiisel tercihlerin vcut bulmakta olduklar yolundaki imaj, sanki Amerikada yaanlan gerein ta kendisiymi gibi tm dnyaya yansmaktadr. Bu grntnn Amerikallarn byk bir ounluunun inan yapsnda da geliip boy atmas iin byk abalar harcanmakta, bylece Maniplasyonun tuzana dmeleri daha bir kolaylatrlmaktadr. Bu, zihin yneticiliinin zerine ina edilmi bulunduu temel mitlerden birini oluturmaktadr. Seim ve eitlilik her ne kadar farkl kavramlar ise de ayr dnlmeleri de mmkn deildir. Semek ancak eitliliin varolduu yerde mmkndr. eitlilik yoksa seme fiili gerekletirilemez. Gerek seenekler yoksa, semek ya manasz, ya da maniplatif olur. eitliliin olmad bir ortamda semenin bir mana ifade ettii yolunda bir yanlg kastl olarak ina olunmaktaysa bunun anlam seme iinin maniplatif olduudur(Schiller,2005:33-34). Schillere gre Amerikada enformasyon kontrolrleri medyada ki eitlilikten bahsedip dururlar. Fakat byle bir ey sz konusu deildir. Schillere gre yerel ve yabanc haberlerde olmas gereken fikir eitliliine medyada rastlamak neredeyse imkanszdr. Bunun nedeni ise medya patronlarnn kar ve ideolojilerinin akmasdr. te yandan bu eitlilii elence programlarnda da gremeyiz. Enformasyon-elence sektrndeki programlar, ayn kategoriden programlarn farkl versiyonlar eklinde ortaya kmaktadr. Schillerin dedii gibi bir kanal izleyen kimse ayn zamanda dier kanallar da izlemi olmaktadr(Schiller,2005:35). Anlalaca gibi btn bunlarn tek bir amac vardr, o da statkoyu glendirmektir. Grld zere mitler insanlara hkmetmek iin kullanlmaktadr. Schillere gre eer mitler insann bilincine ustaca yerletirilirse maniple edildiklerinin farkna varmalar olanakszdr. Bu balamda Schiller Kuzey Amerikada haber aknda kullanlan bir formattan sz eder. Blnmlk veya odaklama. Bu formatta radyo veya televizyonda birbirleriyle ilgisi olmayan ynla haber makineli tfek hzyla okunmaktadr. Gazeteler haberlerini rasgele araya serpitirmektedir. Magazin haberleri bir ok sayfaya blnmekte, bylece okuyucunun ara

42 Sosyoloji Notlar
sayfalardaki reklamlar grmeleri salanmaktadr. Radyo ve tv programlarnn sk sk reklamla kesilmesi de sz konusudur ki bu durum 90larn banda zel kanallarn ortaya kmasyla lkemizde de sklkla grlen bir durum olmutur. imdi de farkl stratejilerle bu reklam bombardman devam etmektedir. Haberlerin byle reklamlarla kesilmesi kiilerin alglamasn gletirmekte, dolaysyla haberin gizlenmesini de kolaylatrmaktadr. Ayrca ocuk programlar aralarnda da sk sk reklam kuann gsterilmesi sz konusudur. Schiller bu balamda susam sokann da bykler iin hazrlanm ticari amal filmlerden fark olmadn savunur. Schiller zaman zaman ekran aykr kiilerin getirilip tarttrlmasnn da aykrl sradanlatrdn savunur. Fakat bu programlar iletiim sisteminin zgrce olduunun bir delilidir medya kontrolrlerine gre. Reklam tketim stratejisinin en nemli unsurlarndan biridir. Kiiler nereye baksa, ne dinlese bir reklamla karlamaktadr. Bir reklam irketinin lkemizde metro istasyonlarnda panolara reklam almak iin verdii buraya bakarlar slogan bu duruma ynelik olarak yazlmtr. Ve kitlelerin ne kadar maniple olmaya ak olduklarn hi utanmadan ortaya koymaktadr. Schiller enformasyonun gncelliinden de bahseder. Gncellik olgusu blnmle hz kazandrmaktadr. Olup bitenlerden annda haberdar klma arzusu enformasyon sisteminin maniplsayon gcn arttrmaktadr. Haberlerin gnlk olmas, mrnn uzun olmamas meselelerin kavranmasn gletiren bir baka faktrdr. Amerikan gazeteciliinin zeliklerinden biri, haberleri vcut bulduklar andan itibaren en ksa zamanda okuyucusuna/ izleyicisine verme ilkesini n planda tutmasdr. Annda verilmeyi gerektirecek cinsten haber retmeyen sosyal sitemler, umutsuzluk derecesinde geri kalp etkinliini yitirmi, itimai adan ktrm kalm toplumlar olarak aalanmaktadr. Haber iletimindeki srat kendinden menkul bir olgudur. Haber geimini bu iten temin edenler iin bir ticari emtiadr. mr ksadr. Temin edecei fayda neredeyse anlktr. lk ulap, ilk yayna sokan fayda temin etmektedir (Schiller,2005:44-45). Anlalaca gibi zihin menajerlerinin hedefi pasifliktir. Bireyi pasifsiletirmek ve eyleme gemelerini engellemek isterler. nk pasiflik statkonun daim klnmasn garanti eder. Televizyon da bireysel pasiflii tevik eden en etkili aratr. Schillere gre (2005:49) Ticareti esas alm bulunan toplumlarda televizyonun, radyonun ve sinemann hedefi, sosyla ve ekonomik meselelere bireyin dikkatini ekmek deildir, tam aksine bireyin dikkatini kreltmektir. Bilgi Endstrisi Schillere gre hkmetler, enformasyon yapmcsdrlar ve bu amala bilgi retirler. Devlet enformasyon retmek iin kendi kurumlarn kullanr. Ve bunlar basn yoluyla iletilmesi gereken yerlere iletir. Bu farkl lkelere de olabilmektedir. Nihayet devlet taraf olduu nemli toplumsal olaylara, ilikin tezlerini olumsuz etkileyecek mantk d nermeler ortaya atarak prestijini azaltmak yerine, kendi bilgi haznesinden bulunan terimlerden hangilerinin, ne tarzda , ne kadar sre ierisinde ve hangi dozajlarda halka sunulacana da kara verir ve bunu uygular (Schiller,2005:58) Schillere gre enformasyonel amal hkmet harcamalarnn en bariz zellii, kamusal alann zararna zel irketleri desteklemektir. Byle olunca da, enformasyon retimi konusunda, hkmetin stlendii roln ikinci nemli zellii ortaya kmaktadr. Psikolojik ve maddi tm bask, zorlama ve ikna yntemlerinin merulatrlmas iin gizli ak tm destekleri vermek. (Schiller,2005:61) Hkmetin enformasyonu yaygnlatrmas hkmetin seviyesinde gerekleen alanda grlebilir, bunlar; hkmetin uluslar aras alanda propagandaclk roln stlenmesi, yurt iinde halkla ilikiler birimi olarak almas ve son ve en nemli madde olarak byk miktardaki enformasyon arznn denetleyicisi ve ynlendiricisi olarak ilev grmesi. (Schiller,2005:69). Birinci alana rnek olarak Amerikann sesi radyosu verilebilir. Bununla birlikte, slogan Amerika cebinizde olan Readers Diggest dergisi de ayn amaca hizmet edebilir. Schillerin dedii gibi (Schiller,2005:73) Dnyann neresinde bir toplumsal deiim yaanyorsa, ya da byle bir ihtimal belirdiyse, amerikan verici istasyonlar, yeni toplumsal yap hakknda derin kukular uyandrmak ve kar ve tketime dayal kapitalist sistemi ululamak iin bir yayn bombardman yaparlar. Hkmetin halkla ilikileri birimi olarak almas, kendi faaliyetleri hakknda halka kendisinin bilgi vermesi anlamna gelir. Bunun da maniple etme amac ortadadr.Schillere gre zellikle sava srasnda savunma bakanlnn iletiim dairesi halkn maddi manevi desteini

43 Sosyoloji Notlar
alabilmek uruna onlar ikna etmek iin hibir harcamadan kanmamtr. Yine Vietnam savan meru klmak iin ordu bir ok film yaplmas iin televizyoncularla ibirlii yapmtr. Yinede kongre propaganda ile halkla ilikiler kavramlarn bir arada kullanarak, bu durumu merulatrmaya almtr. Hkmet birimlerinin halk kendi faaliyetleri konusunda bilgilendirme gereksinimlerinin propaganda faaliyetlerini dourmas kadar doal bir ey olamaz. Halkn bilgilendirilmesi, halka ulama ve halkla ilikiler ve propaganda kelimeleri arasnda ki hat, gerekte ok incedir ve gzellik kavram nasl kiiden kiiye deiiyorsa bu hattn kalnlk ve incelii de kiiden kiiye farkllk gsterir (akt:Schiller,2005:45). Schillere gre hkmetin enformasyon menajeri olarak ilevinin en belirgin zellii, halka serbest denilen belgilerin dnda hibir bilginin darya szmamasdr. Yani bilgiler sadece yetkili olan kiilere aktr. Ya da eski st dzey yetkililere. Gnmzde ok sk grlen an kitaplarn yazan eski st dzey grevliler bu bilgilere sahip olan kimselerdir. Ama Schillerin dedii gibi eer sade bir vatandasanz baz bilgilere ulamanz imkanszdr. Schillerin bahsettii gibi (2005:87) o dnemde ki Enformasyon zgrl yasasnn gze fazla batmayan yasaklar resmi gizlilik ve sava gelirleri konusunda aratrma yapmay neredeyse imkansz klmaktadr. Schiller 2.Dnya Savandan sonra enformasyon hizmetinde ki i gcnn mal hizmetindeki igcndeki arttan daha fazla olduuna dikkati ekmektedir. Ordu da eitim enformasyon hizmetleri ile ilgilenmeye balamtr. Bu balamda Schiller yllardr bir ok gencin Pentagon tarafndan eitildiinden bahseder. Eitim sektr ok kilit bir sektrdr. Bteden savunmadan sonra en fazla pay almaktadr. Schillere gre elence sektr de statkonun korunmasna hizmet eder. Bu balamda Tv Guide, National Geographic, ve Walt Disneyi incelyen Schillere gre, Tv guide zararsz biimde, sadece tv yayn akn gstermekle kalmaz, onun kendine has bir yayn politikas vardr. Tv guiden iki temel fonksiyonu olduundan bahseden Schilleree gre bunlardan birincisi, bizzat bir iletiim arac olmak sfatyla reticinin reklamlarn tketiciye iletmek, ikincisi ise fareli kyn kavalcsnn yaptn yapmak, okuyucularn kandrp, seyredecekleri programlar, dolaysyla reklam kuaklarn tayin etmektir (Schiller,2005:127). Tv guide az para denerek alndndan hi de dikkat ekmemektedir. Suya sabuna dokunmaz gibi gzken bu derginin zaman zaman sert klar yaparak duruunu ortaya koyduundan da bahseder Schiller. Tv Guideda iletilmek istenen mesaj, balklarda reklamlarda fotoraflarda ve renk seiminde kendini gstermektedir. Schillere gre (2005:131) Tv Guide ve benzeri tv dergileri, satn alndklar andan pe gidene kadar, holdingler ekonomisinin zihin ynetimi iinde ustalkla kulland blnmlk ve tketim lgnlna kaplmlk olgularnn pekimesine hizmet etmekte kusur etmez. Okuyucularnizleyicilerin maruz kald ve mevcut cihazlarmzn maalesef lmekten aciz olduklar tahribat ise korkuntur. Schiller National Geographic dergisinin de maniple edici bir ilevi olduundan bahseder. Bir kere bak alar kesinlikle snrldr. Ele aldklar konular tarafl olarak yanstrlar. atmadan uzak durarak konularn ilemeye alrlar. Bu balamda Schiller Vietnam rneini verir. Savan ilk yllarnda ordunun da isteiyle Vietnamla ilgili makaleler yaynlayan dergi mu yazlarda Vietkonglularn amerikan filmlerini izlediklerinden bahsetmekte iken, savan sonularnn istenen dzeye gelmemesi yznden ileriki yllarda yaynlanan yazlar hem azalm, hem de Vietnamla ilgili makale yaynlasa dahi bu yaznn sanki sava yokmu gibi konuyu iledii grlmtr. Ksacas dergi skntdan uzak durmaktadr. Schillerin aktard gibi; (2005:140) Bir blgede iler karnca, azlarn tad kanca, o blge Geographicin ilgi alan dna kar. Schiller Walt Disneyin de amacnn ticari olduundan bahseder. Disneyin rnlerinde de toplumsal atma yoktur. Ktler bireysel dzeydedir. Dnya mutlu bir yaamn srdrlebilecei bir yerdir. Orta snfa mensup halinden memnun Amerikal portresi izilmektedir. Btn bunlarn amac bireylerin toplumsal atmalarda varolmasn, daha doru bir deyile bu atmalarda taraf olmasn engellemektir.yukarda da belirttiimiz gibi bireyi eylemsizletirerek pasifize klmaktr. Elence sektr de bu ileve hizmet etmektedir. Schiller Kamu oyu aratrmalarnn da tarafsz olamayacandan sz eder. Ona gre aratrmay yaptran kimse onun istedii sonular kmaktadr. Bu balamda kamu oyu aratrmalar halk yanltc, yapann karna olan ve ancak paranz varsa yapabileceiniz trden eylerdir. Sorulan sorular akla kt bir eyin getirilmesine izin verilmeyecek ekilde tasarlanmtr.

44 Sosyoloji Notlar
Dolaysyla alnmas istenen sonu alnacaktr. Bu aratrmalarn sonularnn objektif olma ihtimalleri de neredeyse imkanszdr. nk aratrmann hem maddi destee ihtiyac vardr, hem de kacak sonularn ilgi uyandrp uyandrmamas merak konusudur. Bu yzden bu artlarda tarafsz aratrma yapmak zordur. Deerlendirme Grld gibi, maniplasyon sreci ncelikle mitlere ve bu mitlerin insan zihnine ustaca yerletirilmesine baldr. Zihin menajerleri bu yolla kitleleri ynetmektedirler. Amerika bu tr bir ynetimi hem kendi vatandalarna hem de tm dnya halkna uygulamaktadr. Enformasyon yoluyla her yeri daha fazla amerikanlatrarak tm dnyay maniple eden bir sper g haline gelerek kendi politikalarn yaymaktadr. Eitime ve enformasyona bu yzden ok nem vermektedir. Elence sektrn tm dnyaya yaym ve bu ekilde statkoyu gl klmakla kalmam ayn zamanda amerikanlatrma hedefine de ulamtr. Gnmzde baktmzda, bu tr etkileri 1970lerde gren Schillerin yanlmadn sylemek hi de yanl olmaz. Neredeyse gnmzn birebir anlatm gibidir. Geerliliini hala yitirmemi olan Schillerin bu dncelerine eletiriler de sz konusudur. Stevensona gre (2008:308)Schillerin medya emperyalizmi savunusunda ki sorun, gerek kapitalist ekonomide ki en son gelimeleri gerekse siyasal faillerin mzakereci ufuklarn kapsayamamasdr.

Referanslar SCHILLER, Herbert (2005) Zihin Ynlendirenler ev.C.Cerit, Pnar yay, stanbul. STEVENSON, Nick (2008) Medya Kltrleri ev.G.Orhon, B. Aksoy, topya yay. Ankara.

45 Sosyoloji Notlar GEREKLK VE GLGES: SANAT VE ANLAMA


mer F. ANLI
*

Sanat, ifade eder. Sanat syler: bir ressam, hatta bir mzisyen olsa bile. Sze dklemeyeni anlatr o. Sanat eseri gndelik algy srdrmekle birlikte, onun tesine geer. (Levinas, 2003: 58) Levinasn bu ifadeleri, sanatn ilevine ve bu ileve dayal olan doasna yneliktir. O halde sorulmas gereken soru udur: Sanat neyi ifade eder? Sanat neyi, nasl syler? Bu deneme, bu sorularn yantlarn Levinasn Gereklik ve Glgesi adl metnine dayal olarak irdelemek amacndadr. Levinas, bu metninde sanat ve eletiriyi irdelerken, ontolojik temelleri de konu edinmekte ve bu zemin zerinde sanata yaklamaktadr. Metafizik sezgiyle akan sanat eseri, genel algnn sradanlatrd ya da gzden kard eyi indirgenemez znde kavrar. (Levinas, 2003: 58) Genel alg, gnlk yaamda srekli olarak etkin olan, gerisinde bulunan alkanlklara ve kodlamalara dayal olan alglama biimidir. Bu alglama, gerisindeki arka planndaki- kavramsallatrmalarn dorudan etkisi altndadr. yle ki, bu etki ile grdmz her ey, bir kavramsal kategori altnda anlamn bulur. Bylelikle de algladmz nesne alg nesnesi- kavram ile anlam kazanan, kavray zemininde, yinelemelere dayal bir rtmenin sonucu olarak nesneleen ey olarak grnr. Bu nesneleme, bilincin sreklilik gsteren teyakkuz hli ile deil, bilincin kavraynn oluturduu zemin zerinde oluturulmu duraan kavramlarla gerekliin alldk hle getirilmesinin sonucu olarak aa kmaktadr. Bir baka deyile, gnlk yaamn aknda, alg, kavramsal akla dayal olarak, onun oluturduu duraan kavramlarn verdii srekli tandklk durumu ile iler. Alglanan nesneler, tandk nesnelerdir. Oysa, Levinasn ifadelerine gre,
*

Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Felsefe Blm Yksek Lisans rencisi

sanat eseri, sradanlatrlm nesneyi ya da bu sradanlatrma yznden gzden karlan eyleri indirgenemez znde kavramaktadr. Bu nedenle de, alkanla ve yinelemelere dayal olan gndelik dilin syleyemediini sanat eseri sylemektedir. Yineleme, tandk olmay beraberinde getirir. Her bir yineleme, tandk olan daha da tandk ve alldk kld iin bilin teyakkuz hlini yitirir; kendini geri eker. Ancak bu geri ekili, yerini duraan kavramlara brakan bir geri ekilmedir. Zemin, hlen kavramsal akldr. Sanat, bu zemini kullanmaz; hatta bu zemini paralar ve kendi zeminini VARn aknda kurmaya alr. Bu zemin, imgesel zemindir. Eletiri ise sanatn sylemesi karsnda kavramsal akln, anlamak adna yapt mdahaledir. Eletiri, sanatn insanlk dln ve tersine evirmesini, insan hayatnn ve zihninin bir paras klacak olan anlamann zorunlu mdahalesini temsil edecektir. (Levinas, 2003: 59) Levinasa gre, eletiri ile, kavramsal akln eriemeyecei bir gereklik derinlii, onun av haline gelir. Eletiri, sanatn sylemesinin aklamas ya da aklama denemesidir. Bu aklama, kendisini sanatn yerine koyar. Eletiri, sanatn sylemesinin kavramsal akla, kavramsal akln zeminini oluturduu gndelik yaam sradan yaam- diline tercmesidir. Sanat burada unu anlatmaktadr gibi bir ifade, sanatn sylemesini gndelik dile evirme abasndan baka bir ey deildir. Hele ki bu eviri, sanat eserinin deerlendirilmesinde ltler sunuyorsa, artk evirinin kendisi sanat eserinin yerine konulmaktadr; nk bu eviri sanat eserinin anlamn ifade etme iddiasndadr. Sanat eserinin syledii ey onun anlamdr. Bunun eletiri yoluyla kavramsallatrlmas, sanat eserinin anlamnn kavramsallatrlmas ise, sanat eserinin gizledii anlam aa karlm ve

46 Sosyoloji Notlar
anlalabilir bir biime brndrlm olmaktadr. Bu kavramsal biim, sanat eserinin anlam ile rtme iddiasnda ise, eletiri ile sanat eserinin kendisi arasnda da ayrm kalmamaktadr. O halde, eletiri, sanat eserinin yerine koyulmaktadr. Eletiri, sanat eserinin kapal bir biimde sylediini, ak bir biimde ifade etmekte ve bu balamda anlam aa karlmaktadr. Eletirinin aa kard anlam, sanat eserindeki rtk anlam ile ayndr. Bu nedenle eletiri ile sanat eseri arasndaki fark, birinin ak dierinin ise kapal olmasdr. Eletiri, sanat eserini amakta, onu tandk hle sokmaktadr. Eletirmen, sanatn sylemesi zerine syleyen kiidir. Eletirmenin sylemesi, sanat eserinde kapal, rtl olann aa karlmasn ve bunlarn zerine konuulabilirlikin salanmasn amalar. Bylelikle de eletirmenin kavramsal aklamas, sanat eserinin kapal sylemesinin yerini alr; onun ak hli olarak alglanr. Estetik hazzn iine ekilmi olmakla yetinmeyen kamu, kar konulmaz bir konuma ihtiyac duyar. Sanat eserin kendisinden baka bir ey sylemeyi reddederken, kamu tarafnda sylenecek bir eyin olabilmesi, eseri sessizce temaa etmekle yetinilememesi, eletirmeni hakllatrr. Bu kii, sylenecek her ey sylenmiken hl syleyecek bir eyi olan; eser hakknda, eserin sylediinden baka bir ey syleyebilen kii olarak tanmlanabilir. (Levinas, 2003: 59) Levinas, tam da bu noktada, eer sanatn kkeninde ne bir dil ne de bilgi olduunu ve bylelikle de hakikatle rten bir dnyada olmann dnda konumlandn dnecek olursak, eletirinin ne olduunun yeniden ele alnmas gerektiini ne srmektedir. Eserin tamamlanmas ile, son fra darbesiyle ya da metne eklenecek veya karlacak tek bir kelimenin kalmamas ile sanat eseri kapanmaktadr. Bu kapallk onu dnyann dna yerletirmektedir. Eser kendisini bir diyalogun balangc olarak sunmaz. (Levinas, 2003: 60) O, kavramsal kategoriler altnda anlalmay ya da almay bekleyen bir yapt deildir. Levinasa gre bu sav, sanat iin sanat yaklamn hakllatran ya da olumlayan bir dnce deildir. Bu savn altn izdii dnce, sanat eserini sanat eseri yapan eyin eserin biimsel tamamlanmaya sahip olmas olduudur. Bu tamamlanmlk anlay, eksik olan sanat eserinin eletiri ile alarak ve bu yolla anlalr klnarak kendi dnda tamamlanmaya ihtiya duymadn ifade etmektedir. Sanat eseri, dnya dndaki konumu ile zgrleir. Ancak bu zgrleme, dnyayla balarn koparmak, her zaman teye, Platonun idealar alanna ve dnyaya tahakkm eden ebediyete gitmek anlamna gelmemektedir. Sanatn ilevi anlamamaktan oluur. Kapallk, sanata sanatn kendi gesini sunar. Sanatn kapall ve bu kapallk ile dnyadan kopukluu, onun hakikatten kopukluu anlamn m tamaktadr? Varlk ile iliki balamnda hakikat sorunu zlmedike ya da bu soruna yaklam biimi ortaya konulmadka, sanatn hakikatten kopukluu sorunu da irdelenemezdir. Bu nedenle Levinas, bu sorunu ele alrken temelde varlk ile iliki balamnda hakikat sorununu amaktadr. Hakikatsizlik, varolma ile ile ilikide anlamadan arta kalan mdr? Yoksa bu ilikinin bir gesi midir? Hakikat Hakikatsizlik [mgesel, Duyumsal, Mzikal] Sanatn en temel yntemi, nesnenin yerine onun imgesini koymaktr kavramn deil, yalnz imgesini koymaktr. Bir kavram kavranm nesne, anlalr nesnedir. Zaten eylem yoluyla, gerek bir nesne ile, yaayan bir ilikiye sahibizdir; onu kavrarz, onu anlarz. Fakat imge, bu gerek ilikiyi, eylemin bu ilksel kavrayn ntrletirir. u an geerli olan estetik zmlemenin bittii nokta sanatsal bakn o mehur kar gzetmezlii- her eyden nce kavramlara kar bir krle iaret eder. (Levinas, 2003: 61) mge, bilimsel bir bilgi ya da gndelik kavray gibi bir kategorizasyonu ifade etmez. O, byle bir yap meydana getirmez. mge, varolan karsndaki edilgenliimiz sonucu aa kan etkilenmiliktir. O, varolan ile ilk ilikimizdir. Kavrayn hakikatinde olduu gibi etkin bir kuatma sz konusu deildir. mge ile birlikte edilgen bir grme durumu ortaya kar. Bu, ak olan gze arpan grntler okluu gibidir. Grntler okluu belirli bir nesneye dntrlmeden nce ey ile gz arasnda kurulan ilksel ilikinin sonucu olarak aa kmtr. Burada gz edilgendir; varolann varoluunun tandr. Olan kategorize etmesi ve belirli bir olan haline dntrmesi kavramsallatrma ile olanak kazanr. Bu sre, srekli yinelemeler ile kavramsallatrlm eyin nesneletirilmesi ve tandklatrlmas ile devam eder. eyi tandklatran onunla eylem yoluyla kurduumuz ilikidir. Hergn kullandmz ya da kullanmmza hazr olan

47 Sosyoloji Notlar
nesneler, bir kavram altnda anlamn bulmu ve nesnelemi olan eylerdir ve bu halleri ile deer kazanmlardr. Oysa imge, bu kavrayn getirdii deeri ntrletirir. mge, deerden nceki ilksel ilikinin sonucudur. O, varoluun varolana yansmasna tanklk eden gze arpan glgedir. mge, bizim insiyatifimizden ok, temel bir edilgenlie, bize el koyan bir etkiye iaret eder. Ele geirilmi, esinlenmi biri olarak sanatnn ilham perisine kulak verdii sylenir. (Levinas, 2003: 61) Sanatnn ilham perisi Varoluun kendisidir. O, kendini gsteren ve geri eken varoluun tandr. Onun tank olduu ey, bu geri ekilme srasnda varoluun ardnda brakt glge, yani imgedir. Sanat eseri de bu imgeden baka bir ey deildir. Levinas, bu edilgenlii ritim kavram ile amlamaktadr. Ritim, iirsel dzenin bizi etkileme biimidir. Ritim, bir katlmdr. Birbirini aran geler, bizi de kendi ilerine ekmektedirler. Mzie uygun bir yryn ya da bir dansn kendine zg otomatiklii, hibir eyin bilinsiz olmad, ancak bilincin, kendi zgrl iinde fel olduu, oynad ve kendini oyuna kaptrd bir olma kipidir. (Levinas, 2003: 62) Bilin, kendisini varoluun ritmine kaptrmaktadr. Bu durumda bilinsizlik deil, bilincin edilgen olarak tankl sz konusudur. Bu kkensel durumun amlanmas iin kullanlan ritim kavramnn alnd mzik alanna yaplacak bir baka gnderme, kavramn bu yeni kullanln daha da ak klacaktr : Ritim ayrcalkl konumuna, kukusuz, mzik iinde sahiptir; nk mzisyenin gesi [ses], gerekliin saflkta kavram d bir hale getirilmesini gerekletirir. Ses, nesneden en ayrk olan niteliktir. Sesin, kendisinden kt tz ile ilikisi, sesin kendi nitelii iinde tanmaz. Ses, kiisel olmayan bir ekilde nlar. Tns, nesneye ait oluunun izi bile, onun kendi nitelii iine gmlmtr ve iliki yapsn korumaz. Bu yzden dinlemede bir eyi kavramayz, kavramszzdr: [] Her imgenin mziksellii zerine srar etmek, imgede onun nesneden kopuunu grmektir. (Levinas, 2003: 62) Mzikte ses, ait olduu enstrmandan ayrlr. Sesin ierisinde enstrmann nitelii tanmaz; tanan, enstrmann izidir. Mzik dinlerken, iz takip edilerek enstrmana ulalabilir; ancak asl dinlenen ritimdir. Benzer bir biimde imgenin mziksellii de, onun eyden kopuundadr. mge, eyin izini tar; hatta o izin kendisidir. Bu kendini gsteren ve geri eken varln izidir. Bir baka deyile de varoluun aknn varolandaki yansmasna tanklktr. Bu yansma varoluun kendisi deildir; ancak onun izidir. O halde, varolu ile bu ilksel ilikiyi, sanatn imgeyi varln yerine koymas ile tekrar yaayabilir miyiz? Bu sanatsal yaantdaki estetik ge duyumsamadr. Bugn dnyada-olma denen ey, kavramlarla varolutur. Duyarlk, farkl bir ontolojik olay olarak kendisini ortaya koyar, fakat yalnzca imgelem ile gerekleir. (Levinas, 2003: 63) Saf bir duyumsama imgeler ile gerekleir. Byle bir saf duyumsama, dorudan varolua tank olma, tm kavramlar ve kavramsallatrmay aradan ekmek olanakl mdr? Eer bu tr bir deneyimi snr deneyimi olarak tanmlayacak olursak, buna ulaabilecek olann sanat olduunu sylemek doru olacaktr. Sanatta temsil edilen nesne varolanimge haline geldii iin nesne-olmayana eyednr. mge tarafndan gerein kendi vcudundan syrlmas basit bir seviye alalmas ile bir tutulamaz. Bu syrlma, yakalanacak olan bir gereklik ile bizim aramzda uzanan ontolojik bir boyuttan deil, gereklikle al-veriin ritim olduu bir boyuttan kaynaklanr. (Levinas, 2003: 63, 64) Benzerlik ve mge mgenin fenomenolojisi, imgenin effafl stnde srar eder. Bir imgeyi seyreden kiinin ynelimi, bir cam geer gibi dorudan imgeyi geecek ve imgenin temsil ettii dnyaya ulaacak, bir nesneyi hedefleyecektir. Ancak hibir ey onun temsil ettii dnya ifadesinden daha esrarengiz deildir; nk temsil etme tam da imgenin hl belirlenmeyi bekleyen ilevini ifade eder. (Levinas, 2003: 64) Bir imge olarak sanat eserini seyreden izleyici, dorudan doruya imgenin dnyas ile mi kar karyadr? mge, kendisini bir iz olarak geride brakan varolua / dnyaya alan, onu gsteren effaf bir cam mdr? Bu soru daha kkensel bir ynelimle forme edilirse, varolua tanklmzn ilksel ilikisi olan imgeler ile kurduumuz iliki, ardndaki varoluu dorudan gstermekte midir? mgesel dnya, kendisini gerekolmayan olarak sunuyorsa, bu balamdaki gereklik gnlk yaamn gerekliidir. Kavramsal olmayan, onu nceleyen dnya imgesel dnyakavramsallatrlarak durdurulmu olan gnlk-gerek-dnya karsnda gerek-olmayan olarak konumlandrlmaktadr. Sanat eseri ise bu gerek dnyada, ncel olan gerek-olmayan yanstmaktadr. Sanat eseri ile gerek-dnya

48 Sosyoloji Notlar
imgelemde sanki paranteze alnm ya da trnak iindeymi gibi grnmektedir.* Levinas, u soruyu sorar: Bir imge ne adan bir simgeden, bir iaretten ya da bir kelimeden farkldr? Cevap udur : Nesnesiyle iliki kurma tarz bakmndan: yani benzerlii bakmndan. Gsterge, saf effaflktr. Bir simge, bir iaret daima simgesi olduu ya da iareti olduu eyi gsterir. Simge, simgesi olduu eyin nnde effaftr. Oysa imge, orijinal olana benzeyen, bamsz bir gereklik olarak ortadadr. Ancak tam da bu noktada nemli bir ayrma dikkat ekilmektedir. Benzerlik, imge ile asl olan arasnda bir karlatrmann sonucu olarak ortaya koyulmamaktadr. Benzerlik, imgeyi meydana getiren hareketin ta kendisidir. Gereklik sadece ne ise o olmayacaktr, rtsnn hakikat iinde alndan ibaret olmayacaktr, o, ayn zamanda da kendisinin ifti, glgesi ve imgesi olacaktr. (Levinas, 2003: 64) Levinasa gre, varlk yalnzca kendisi deildir, kendisinden kaar. Bu nedenle de varlkta bir ikilik vardr. O neyse odur ve kendine yabancdr. Varlk, kendisinden ekilmitir; ancak gerisinde brakt iz ile arasnda bir iliki vardr. Bu ak hlidir. ey, kendisi ve imgesidir; ve eyin imgesi ile kendisi arasndaki iliki benzerliktir. Bu yaklamda Heideggerci anlamda Varln Daseinda almas dncesinin izlerini grmek mmkndr. yle ki Varlk, kendisini gstermekte ve geri ekilmektedir. Ancak, Levinasn btnsel dncesi ierisinde Varlk farkl bir anlam kazanmaktadr. O, Heidegerin ontolojik ayrmn kullanarak olan ile olmak arasnda bir ayrm yapmakta; fakat kkensel durumun bu ayrm ncesi varolansz varolu olarak IL YA olduunu dnmektedir. IL YA, anonim varolutur ve srekli bir ak, bir VAR durumudur. Bilin, varolan olarak varolmasn stlendiinde bu ak dorudan ilikisini de yitirmitir. Artk olanlarda olmann izini grebilir durumdadr. te bu grn kkensel durumu imge dir. Sanat, bu ayrmann ncesine doru olan, IL YAya doru olan bir izlemedir. mge
Gnlk yaam biimlendiren, bu balamdaki gerek-dnya, sreleen ve gelenek ile aktarlan ve tanan bir gereklik algsdr. Byle bir dnyann imgelem ile askya alnmas, gelenein ve zihni forme eden tm kodlamalarn bir imge karsnda, onun aracl ile askya alnmas olanakl mdr? Bir baka deyile, dnya karsnda ilksel, kkensel durumumuza dnebilmek olanakl mdr? Bu sorunun yant bu almann sahip olduundan daha geni bir perspektif gerektirmektedir. Bu nedenle, bu sorunun imdilik askya alnmas daha uygun olacaktr.
*

olarak sanat eseri, tam olarak olandaki olmak karsndaki ilk grnt, ilk snr izgisidir. Bu snra kadar dnebilen kii imge ile kar karya kalmaktadr. Levinas, benzerlike ilikin amlamasn desteklemek iin fabl rneini kullanmaktadr. Bir fablda insanlar hayvanlar aracl ile deil, hayvanlar olarak grlrler; nk hayvanlar dnceyi durdurur ve doldururlar. Ona gre, fabldaki alegori gereklikle yaplan mulak bir al veritir; burada gereklik kendisine deil, kendisinin yansmasna, glgesine gnderme yapar. Bylelikle alegori, nesnenin ierisinde onu ikiletiren eyi temsil eder. mgenin varln bir alegorisi olduunu syleyebiliriz. (Levinas, 2003: 65) Varlk ne ise odur, kendi hakikati iinde kendini aa karandr ve ayn zamanda varlk kendisine benzer ve kendi imgesidir. Orijinal olan, sanki kendisine belirli bir mesafedeymi gibi, sanki kendisini geri ekiyormu, sanki varln iinde bir ey varlktan geri kalyormu gibi kendini sunar. (Levinas, 2003: 65) Bir sanat eseri olarak resim, temsil ettii nesnenin simgesi ya da iareti deildir. O, temsil edilen nesnenin grlmesinde, kendisi bir grlendir. Onun kendisi bakn nesnesidir. Alglanan geler nesne deildir; onlar nesnenin geride brakt iz, Levinasn ifadesi ile nesnenin geride brakt eski giysileridir. Bunlar birer simge gibi nesnenin yokluunda onun mevcudiyetini dayatmazlar; nesnenin yokluunu vurgularlar. Bylelikle de resim, izleyiciyi verili gerekliin tesine deil, onun gerisine tar. Varlk ile onun yansmas arasnda bir ezamanllk vardr. Varn kendisi hakikat ise, yansmas hakikat-olmayan olacaktr. Yansma hakikat ise, varn kendisi hakikat-olmayandr. Hele ki, gnlk yaamn kavramsal dnyas hakikat olarak dnlecek olursa, imgenin kendisi ve izini tad dnya hakikatolmayan olarak konumlanacaktr. Bu durumda da sanatn ayr bir dnyas olduu, bu dnyann gereklikten kopuk olduu savlanacak, hatta bu dnyann sanatnn patalojik i dnyasn yanstmaktan teye gemedii dnlebilecektir. Oysa, sanat eserinin ontolojik konumlandrl Levinas bir yorumla irdelendiinde, snr deneyimler ve imge dnceleri ile karlalmaktadr. Hakikat-olmayan, varln karanlk bir kalnts deil, onun duyumsanr karakterinin ta kendisidir. Varln bu karakteri sayesinde dnyada imge ve benzerlik vardr (Levinas, 2003: 66) Sanat ve doa arasndaki taklit kavramna dayal bir ncelik sonralk

49 Sosyoloji Notlar
tartmas, imge ve hakikatin ezamanlln fark etmede baarszdr. Duyumsanr olan, kendine benzedii lde varlktr; glgesi, varln o muzaffer eserinin dna dt lde, o kapal ve elden kaan z hakikat ierisinde aa karlan z ile ayn olduu tehis edilemeyen (identifier) o hayalet z- dar kard lde varlktr. (Levinas, 2003: 67) mge, varln kendisini gstermesi ile geri ekilmesi arasndaki ilikinin kendisidir; bu iliki benzerliktir. Bir baka deyile, glge ile varlk arasndaki bir karlatrma deil, bu ikisi arasndaki ilikinin addr benzerlik. Bilincin elinde olan budur; bunun gerisindeki statik varl aramak, hayalet bir z aramaktr. Bu zn izlerini gsteren imgedir; imge glge- her eyin gerisinde yatan deimeyenin deil, akn, varln kendini gstermesinin ve geri ekilmesinin, izidir. Ara Zaman Klasik sanat, ideal biimlerin sanat, varln izini dzeltir; onu ideal olana, varln kendisine geri gtrmeye alr. Bu anlayta sanatta mkemmel biimler formlar- amalanr. Bu yaklamn sanat eserinde varla yaklamak, onun imgesi olmak ya da onun izini tamak deil, varln kendisine ulamak amalanyorsa, ulalan ya da yaklalan nedir? Bu dnsel bir fantezi midir? Levinasa gre, bir heykel, bir gelecei olmakszn sren bir nn paradoksunu gerekletirir. Heykelin sanat eserininyaamnda n sonsuzca srer. Laocoon ebediyete kadar ylanlarla sarlp sarmalanm olarak kalacak, Mona Lisa ebediyete kadar glmseyecektir. Ebediyete kadar askya alnm bir gelecek, gelmesi sonsuza dek beklenecek bir gelecek gibi, bir heykelin donmu duruu etrafnda yzer. (Levinas, 2003: 69) Sanat eserinde imdinin geiciliinden yoksun bir srekli imdiye skma sz konusudur. Bu nedenle de imdi hibir eyi stlenemez. Sanat eserinin yaam, nn snrndan teye geemez. O halde, mkemmel biim aray aslnda zamandan, zamansallamaktan arnma abasdr. Varln kendisini gstermesi ve geri ekilmesi sreleen bir ak durumudur. Sanat eseri, snr durumda, bu akn bir ann belirler ve onu kendinde dondurur. Bu nedenle, kendi imdisinin snrlarnn dna kamaz. Benzer bir durum romanlarda da grlmektedir Mzik, edebiyat, tiyatro, sinema gibi plastik olmayan sanatlarn, imgelere dahil eder gzktkleri zamann, imgelerin sabitliini paralamadn anlarz. Roman karakteri zamansallamaz; kendi zaman ierisinde hapsedilmitir. Bu zaman, romann ilk sayfas ile son sayfas arasndaki olay rntsnde sonsuz bir gidi gelitir. Bir romann kiilikleri kapatlm varlklar, tutsaklardr. Onlarn tarihi hibir zaman bitmemitir; hl srer ama ilerlemez. (Levinas, 2003: 70) Benzer bir durumun insan yaam iin de geerli olduu dnlebilir. nsan yaam da lm ile snrlanm deil midir? Mkemmelin aray, lmn alma istei olarak grlemez mi? lm, zamansal olmann altn izmektedir. Zamansalln almas, lmn de almas olacaktr. Bu, sonsuzluu hi bitmeyen imdide aramaktr. Levinasa gre lm belirli bir snr olarak konumlandrlamaz. lm zamann iine yerletirmek olanakl deildir.* Levinas, lmn dierinin lm olduunu savunur; lme zamannn kendisi yaanamaz. lmede gelecein ufku verilmitir. lm, gelecein ufuk izgisidir ve deneyimlenemezdir. Kii, srekli olarak bir ara zamandadr. lmn zaman srekli olarak ufuktadr. lm, belirsizlii ve kuatlamazl ile zamann sonsuzluunda daima ufuktadr. O halde, sanat eseri de kendi ara zamanndadr. Onun bir gelecek ufku yoktur. O kendi imdisinin sonsuz olarak kendi zerine kapann yaamaktadr. O, imdi ile kendi zerine kapanan imdisinin ara zamanndadr. Ancak bu bir kavramn duraanl deildir. inde bir heykelin hareketsizletii araln ebedi sremi, bir kavramn ebediyetinden radikal bir ekilde farkldr; o, hl srmekte olan, hi bitmemi arazamandr, insani olmayan, canavarca bir eydir. (Levinas, 2003: 72) Bu arazamandal ile sanat avn elinden karr. Onun deeri ve biriciklii ise bu arazamandaki tamamlanmldr. Almas imkanszdr ve daha iyiye doru gidemez. Yaayan an, olu iinde son bulabilir ve kendisini geride brakabilir; oluta selamete kavumas mmkndr; sanat, yaayan nn bu niteliine sahip deildir. O, varln kendini gsterdii bir ann imgesi ve o imgenin kendi zamanndaki srekliliidir. Onda grlecek olan, bir imgedir. mge, varln glgesi olarak varlktr. Eletiri ise yorum ile bu imgeyi bir imge olmaktan kartarak anlamann zorunlu mdahalesi ile onu kavramsal dnyaya eker. Bu, varlk zerine sylemenin zerine konuma abasdr ki sanatn gnlk yaamn anlalrlna katlmas iin bir
lm m zaman belirler, zaman m lm belirler? Bu soru temel bir ontolojik soru olarak karmzdadr. Ancak, Levinasn bu metni zerinden bu soruyu ele almak olduka snrl kalacak bir abadr.
*

50 Sosyoloji Notlar
zorunluluktur. Byle bir anlalrla gerekten ihtiya var mdr? Sanata ilikin bu ve benzer almalarn ontolojik inceleme ve konumlandrma denemelerinin de gnlk anlama ya da onun eletirisi zerinden yola kt dnlecek olursa, gnlk anlama boyutunun bir balang noktas oluturmas nedeniyle deerli olduu grlecektir.! Kaynaka LEVINAS, Emmanuel (2003), Gereklik ve Glgesi, Sonsuza Tanklk, (ed. Zeynep Direk, Erdem Gkyaran), ev. Gaye ankaya, Metis Yay., stanbul

Bu deneme, Levinasn Gereklik ve Glgesi adl metni zerinden sanata ilikin yaplan bir anlama abasdr. Bir baka deyile, Levinasn metnini amlama kaygs tamamaktadr. Yaplan ya da yaplmaya allan- Levinasn metni ile bir yolculua kma denemesidir. Bu nedenle de mmkn olduunca metnin balamndan kmamaya zen gsterilmi olsa da yeni bir okuma olduu gzden karlmamaldr.

51 Sosyoloji Notlar KLTREL FEMNST TEOR ve FEMNST TEORLERE GR


Cihat zsz*

Giri Feminizm, 18. yzylda ngilterede cinsiyet ayrmclna kar karak, cinsler arasndaki siyasal toplumsal ekonomik eitlii, kadn haklarnn geniletilmesiyle salamaya alan bir toplumsal harekettir. Feminizm 1789 Fransz devriminin gereklemesi ve devrimin devam eden sreci ierisinde kadn zgrlnn, kadnlarn seme-seilme, mlkiyet haklarnn savunulmas biiminde kendini gsterdi. Feminizm kavram 1890larda zellikle kadnlara oy hakk verilmesi, kadnlarn eitim ve alma haklarna sahip olmalar iin kampanya yrten kadnlar ve erkekler iin kullanlyordu. Feminist teori iinde bu dnemden 1968 sonrasna kadar olan dnem birinci dalga 1968 sonras dnem ise ikinci dalga olarak adlandrlmaktadr. zellikle ikinci dalga feminizm geni bir tabana yaylm ve sosyoloji yi de nemli ekilde etkilemitir. Bu srete kadnlarn yaamlarna eilen aratrmalar art gstermi, toplumsal cinsiyet, ataerkillik ve cinsiyet rolleri gibi kavramlardan yararlanlarak cinsiyetlerin eitsizlii hakknda kuramlar gelitirilmitir (Olgun, 2003: 4). Kltrel Feminizme gemeden nce, karlatrmal bir deerlendirme yaplabilmesi iin dier feminizm trlerini ksaca zetlemek faydal olacaktr. Aydnlanmac Liberal Feminizm Mary Wollstonecraft, Frances Wright ve Sarah Grimk gibi feminist dnrlerin eserleriyle adn duyuran Aydnlanmac Liberal gelenein problem olarak grd ey siyasal sistemlerdir. Locke, Kant, Mills ve Rawls gibi isimler tarafndan aklanan siyasal felsefe,
*

Hacettepe niversitesi Sosyoloji Blm Yksek Lisans rencisi

kadnlarn urad siyasal ve ekonomik hakszlklarn bir uygulamas olarak kabul edilmektedir (Steeves, 1999: 137). Aydnlanmac Liberal Feministlerin temel ortak dnceleri u ekilde zetlenebilir; 1- Akla inan. Wollstonecraft gibi baz dnrlere gre Akl ve Tanr neredeyse eanlamldr. Birey, akl iinde Tanrsal bir kvlcm barndrr, bu kiinin vicdandr. Frances Wright ve Sarah Grimk gibi feministler, gerein en gvenilir kaynann herhangi bir yerleik kurum ve gelenek deil, bireysel vicdan olduunun gz nnde tutulmas gerektiini belirtirler. 2- Kadnn ve erkein ruhlar ile aklc yeteneklerinin ayn olduu inanc. Baka bir deyile kadnlarn ve erkeklerin ontolojik olarak benzer olduklar inanc. 3- Toplumsal deime ve toplumun dnmne etki etmenin en iyi yolunun eitim zellikle eletirel dnebilmek iin eitilmek- olduuna inan. 4- Bireyin dier bireylerden ayr olarak gerei arayan, aklc ve bamsz bir aktr olarak hareket eden ve haysiyeti bamszlna bal olan yalnz bir varlk olduu gr. 5- Sonu olarak aydnlanma kuramclar, doal haklar doktrinine bal kalmlardr. nemli birok kuramc kendilerini siyasi haklarla ilgili taleplerle snrlandrmamakla birlikte, 19. yzyl kadn hareketi esas olarak bu talepler zellikle de oy verme hakk zerinde durmutur (Donovan, 2005: 27-28). Aydnlanmac Liberal gelenek, siyasal ve sosyal dzendeki ataerkil kabullerin kadnlar ok

52 Sosyoloji Notlar
zel bir alana hapsedip onlar ilevsiz hale getirdiini, yasal dzenlemeler ve eitim yoluyla kadnlarn, ontolojik olarak eit olduklar erkeklerle ayn haklara sahip hale getirilmesi gerektiini sylemektedir. Kadnlar eitim hakkn elde ederek ilk olarak kendi konumlarna eletirel bakabilme yeteneklerini gelitirmeli ve seme-seilme hakkn da kazanp hem kendi zgrlemelerini hem de sistemin ataerkil eilimlerinin yklmasn salamaldrlar. kincil konumdan kurtulma yolundaki bu fikirler tm Aydnlanmac Liberal Feministlerin bulutuu noktadr (Demir, 2003: 8). Bu gelenek toplumsal cinsiyet farkllklarnn psikolojik kkenlerine eilmemekte, rasyonel argmanlar yoluyla zlebilecek bir irrasyonel nyarg meselesinin varolduuna inanmaktadrlar (Steeves, 1999: 137). Aydnlanmac Liberal Feminizmin bu tavr zmn incelenen her birimi eitmi gibi kabul eden geleneksel toplumbilimi aratrma metotlarn kabul etmelerine yol aar. Radikal feministler ise bu metotlarn da eril nyarglarla ekillendii eletirisini getirmektedirler (Steeves, 1999: 138). Radikal Feminizm Radikal Feminizm, Liberal gelenein ontolojik eitlik kabulne taban tabana zt bir iddiayla konuya yaklar. Bu gelenee gre kadn ve erkek doutan farkldr. Erkek her zaman kadn boyunduruu altna almaya alr. Bu durum karsnda kadnlarn yapmas gereken ey erkee ihtiya duyulmayan bir dnya iin her anlamda birbirlerine ynelmeleridir. Kadnlarn her alanda ikinci konuma itildiini syleyen Radikal Feministler, zel olarak pornografi konusuna nem vermilerdir. Pornografinin kadnn ikincil konumda tutulmas iin nemli bir ara olduunu iddia etmektedirler. Bu gelenek erkek egemenliinin, kapitalizmin dourduu bir problem olmadn, yukarda da belirttiimiz gibi erkein doutan itibaren kadn kendine hizmet etmeye zorlamas sonucu ortaya ktn (yani her zaman varolduunu) belirtmektedir. zm olarak kadn kadna ilikiler, erkeksiz reme yollarnn aratrlmas ve erkeklerin hormonlarna yaplacak bir mdahaleyle ocuk emzirebilecek hale gelmeleri gibi argmanlar sunan Radikal gelenek, kadn erkek eitliini salamaya alan btn toplumbilimsel metotlarn eril nyarglar ierdiini dnr. Yani bu uzlama salayc gibi grnen btn metotlar temelde erkein karn daha fazla gzetmektedir (Olgun, 2003: 5). Tm bu eitsizliklerden dolay kadnlar kendilerini bastrlm bir snf ya da kast olarak grmeli ve erkeklere kar, kadnlarn tarznda bir toplum oluturmak iin, birlikte savamaldr (Donovan, 2005: 268-269). Dorothy Smith zelde sosyal bilimler, genelde yaamn tm alanlarnda varolan ataerkil eilime zm olarak kadnlarn sosyolojisini (womens sociology) nermektedir. Radikal eletirinin trlerinden olan bu yaklam temel ama ierir; 1- Varolan metodolojik kabulleri ve pratikleri, yerlerine feminist metodolojiyi koyacak ekilde eletirmek. 2- Pozitivist bilimin, epistemolojik varsaymlarn sorgulamak. 3- Ataerkil ve pozitivist yaklamlardan soyutlanm zgr bir feminist bak as (standpoint) ina etmek. Bu amalar dorultusunda yaplmas gereken ey bilginin retimindeki epistemolojik balantlar ayklamak, pozitivist yaklamn inkar ettii gndelik deneyimleri ve siyasal uygulamalar hesaba katmaktr (Turner, 2003: 255-259). Radikal Feminizmin medya almalar balamndaki gr ise evrensel erkek tahakkmn varsaymas ve bir zm olarak ayrlkl amalamasyla doru orantl olarak ayr ilemcilere, kanallara ve izleyicilere sahip feminist bir basna ihtiya olduudur (Steeves, 1999: 135). Marksist Feminizm Marksist Feminizm, kadnlarn ezilmesiyle ilgili olarak maddi bir temel saptamaya, retim tarzlar ya da kapitalizm ile kadnlarn stats arasnda bir iliki bulmaya almaktadr. Bir baka deyile retim alanlar ile yeniden retim alan Marksist dncede sadece biyolojik retmeyi deil, esas olarak kadnlar tarafndan yaplan ilerle, iilerin ilevsel kalmalarn salayan tm iler arasnda balar belirlemeye alr (Donovan, 2005: 147-148). Sorunun kaynan snfsal baskda gren bu gelenek ynetici snfn dayatt hakim ideolojiye vurgu yapar. Aydnlanmac Liberal ve (Sosyalist gelenekten farkl olarak) Radikal gelenee muhalefet niteliinde belirlemeler ierir (Steeves, 1999: 149). zellikle Engelsin Ailenin, zel Mlkiyetin ve Devletin Kkeni eserinde, Marxn grleri erevesinde ekillendirdii aile olgusu, bu gelenein nemli

53 Sosyoloji Notlar
argmanlarndandr. Tek elilik, nemli servetlerin bir elde bir erkek elindetoplanmasndan ve bu servetlerin baka hi kimseye deil, bu adamn ocuklarna kalmas isteinden dodu diyen Engels, iktisadi stnl elinde bulunduran erkein, kadna kar da stn konuma geldiini belirtir (Akt: Demir, 2003: 9). Marksist Feminizm bu noktada (Sosyalist feminizmle birlikte) snfsz toplumun, kadnn zgrlemesi iin vazgeilmez olduunu savunur ve praxis olarak da bilin ykseltme nosyonuna (yani devrimci bilince ulamaya) vurgu yapar. Sosyalist Feminizm Marksist teoriyle ayn kaynaktan beslenen bu gelenek, Radikal Feminizmin toplumsal cinsiyet eitsizlii vurgusunu paylar. deoloji noktasnda Marksist Feminizmden farkl olarak kitle kltrndeki ideolojik davurumlarn grece zerkliini varsayar (Steeves, 1999: 149). Snfsal basknn nemini yineleyen bu gelenek ataerkilliin de en az snfsal bask kadar nemli olduunu vurgular. Marksist yaklamn kadn hem evde hem de iyerinde bask altna alan ataerkillii ve cret karl olmayan kadn emeini aklamada yetersiz olduunu savunur. Ayrca Aydnlanmac Liberal gelenei kendini gerekletirme kisvesi altndaki bireyselcilikten dolay eletirir ve kolektif yararlara ynelir. Sosyalist Feminizm kadnlarn zgrleme yolunda (sosyalist sol gruplar gibi) desteki siyasal gruplara ihtiyac olduunu, bu anlamda ayrlk olmamak gerektiini savunur. Toplumsal cinsiyete dayal eitsizliklerin zm iin de psikanalitik teorinin yeniden formle edilmesi gereklilii Sosyalist gelenein nemli argmanlarndandr (Steeves, 1999: 150-151). Varoluu Feminizm Hegel ve Sartredan beslenen Varoluu Feminizm ilk olarak Simon de Beauvoirin belirlemeleriyle dikkat ekmitir. Ataerkil dzenin erkei zne ve mutlak, kadn da teki konumuna iten tavr de Beauvoir tarafndan eletirilmektedir. Bu anlamda dnr, ataerkil toplumda kadnn yegane alan olan evi ve ev ilerini eletirir. Ona gre kadn bu (szde) sorumluluklar yerine getirerek teki kimliini yeniden retir. Kendi snrl alanndaki davranlaryla zne olduklarn dnen kadnlar, kendilerini erkeklerin onlar teki konumunu benimsemeye zorlad bir dnyada yaar bulurlar (Donovan, 2005: 233). Kathryn Allen Rabuzzi ise bu snrl alan sregelen diil kltrn alan olarak grmek gerektiini ve bu alandaki davranlaryla kadnn farkllatn syler. Bu anlamda kadn ne aalk, ne de stndr, yalnzca farkldr (Donovan, 2005: 239). Mary Daly ise kadnlarn ilk olarak iselletirdikleri tekilik ideolojisinden kurtulmalar gerektiine vurgu yapar. Bu uurda grme ve olma cesareti gsteremeyip, hi olma riskini gze almayp, kt kaderi kabullenen kadnlarn zaten varolamadklarn, evdeki role saplanarak, yaratcla giden geide ulaamadklarn belirtmektedir (Donovan, 2005: 244). Freudcu Feminizm Freudun toplumsal olarak belirlenmi yetikinlik rolne doru geliim sreciyle ilgili belirlemeleri ve aile iinde kadn ve erkek rollerini irdeledii aykr almalar feminist almalar iin nemli bir kaynak olmutur. Ancak bu gelenek kadn erkek iin varolan bir nesne konumuna getiren Freuda ciddi eletiriler getirmitir. Freudun anatomi kaderdir anlayna saplanan biyolojik determinizmi en ok eletiri alan noktadr. Buradan yola karak Freud kadn boyun emesi gereken olarak tanmlamtr. Freuda getirilen eletirilerin dayand temel nokta, Radikal feministlerin de iaret ettii, eril nyarglara dayal bilimsel yntem eletirisidir. Freudun belirlemelerini biyolojik gerekelere deil de toplumsal bask ve ynlendirme mekanizmalarna dayandrdmzda daha salkl sonulara ularz. Kate Millet, Freudun tam da bu noktada tkandn iddia etmektedir (Donovan, 2005: 198). Kltrel Feminizm Kadn farkl olarak tanmlayan teorilerden olan Kltrel Feminizm, kadna kiisel g, gurur ve kamusal yenilenme kayna olarak bakar. Siyasal deiimden ziyade kltrel dnme odaklanan bu gelenek, dnmn anaerkil bir yapya doru gereklemesi gerektiini savunur, yani; diil etki ve deerler araclyla ynlendirilen kadn toplumu gr (Donovan, 2005; 70). Margaret Fullerin 1845te yazd 19. Yzylda Kadn eseriyle ekillenen Kltrel Feminizm, aydnlanmann mekanik baknn yerine duygusal, sezgisel bilgiye vurgu yapar (Donovan, 2005: 71). Kadn bu bilgiye ulamada doal yetenei olan bir varlk olarak tanmlayan Fuller, kadnln gelimesinin, toplumu da radikal olarak deitireceini iddia etmektedir.

54 Sosyoloji Notlar
Kadnlarn sezgileri daha hzl ve dorudur. Genellikle normal kadnlarn tm bunlar amaz bir muhakeme ile kavrayp tasvir ettiklerini grrsnz. ok akll erkeklerin ortamdaki deiiklikler karsnda tamamen aptallatklarn ve evrelerindeki hayat tarzlarn birbirine balayan grnmez balar fark edemediklerini grrsnz. (Akt: Kayhan, 1999: 38)

tavrlarn despotizm olarak tanmlayan Gilman unlar sylemektedir;


Erkek ailenin reisi saylr, ev ona aittir, onu korur ve geri kalan dnya, eskiden olduu gibi dier erkeklerle rekabet edecei geni av ve sava alandr(Akt: Donovan, 2005: 97).

Kadn ve erkei iki kutup olarak kabul eden bu gelenek, bu iki kutbun uyumlu bir i ie gei yaamalar halinde, kadnln doal olarak kltrleri kadnlatracan iddia eder. Bu, bitki benzeri letafetin uyumlu, huzurlu kuralnn geerli olmas, alkol ve uyuturucu kullanarak ze kar uygulanan iddet ile yiyecek iin hayvanlar katletmek de dahil olmak zere her alanda uygulanan iddete son vermek anlamna gelmektedir (Donovan, 2005: 77). Grld gibi Fuller (ve dolaysyla Kltrel Feminizm) dnyadaki iyilemeyle kadnn zgrlemesi arasnda dorusal bir iliki olduunu sylemektedir. Kltrel Feminizmin en nemli k, Hristiyanln ataerkilliine sert eletiriler getiren Matilda Joslyn Gagein Kadn, Kilise ve Devlet eseri ile Stantonn Kadnn ncili ve Anaerkillik eserleridir. Stanton bu eserlerinde dinin eril olmadn, kutsal kitaplarda Tanrnn iki cinsiyetli olduunu iddia etmektedir. Stanton ayrca antropolojik verilere dayanarak gemite dnyada anaerkil bir yaam srldn, u an ataerkil evrenin yaandn ve varlacak yerin amfiarki (iki cinsiyetli), yani eitliki bir ynetim biimi olduunu belirtir. Matilda Joslyn Gage de, Fuller gibi, kadnlarn kendilerine has sezgisel bir yetenei olduuna inanmaktadr (Donovan, 2005: 81-89). Darwinin evrim teorisinden yola karak Kltrel Feminizmi devam ettiren Charlotte Perkins Gilman bu teorinin eril ynlerine eletiriler getirerek kadnn baml klnmasna (yani ayrmcla) kar kmtr. Bu anlamda, rnein; kadn akl diye bir eyin olmadn, beynin cinsel bir organ olmadn vurgular. Dier feministlerin, kltrn ataerkil bir yapy yanstt fikrini paylaan Gilman, srecin anaerkil bir yapya doru evirildiini iddia eder (Donovan, 2005: 90-95). Gilman ayrca ailenin ekonomik bir birim olarak kabul edilmesini eletirmi ve kadnlarn bu kabuller dorultusunda zel alandan yoksun brakldn belirtmitir. Erkein evdeki

Gilmann Yuva (The Home) eserinde derinlemesine ele ald ve eletirdii bu aile anlaynn zellikleri u ekilde sralanabilir; Kadnlar hane iinde erkein maldr, ilk ve tek amalar erkee haz vermektir (yani nesneden daha az deerlidirler). Aile ilikilerine ilikin her kanun ve gelenek eril bak asndan dzenlenir. Ayn bak asndan kadnlarn erkeklere hizmet etmesi gerektii fikri doar. Kadn bir mal gibi sahiplenen ve vahice kskanan erkek onu bin trl kuralla kuatr. Erkek her trl sosyal iliki ve hayata sahipken, kadn o kadar saknlmtr ki bu onun insanca gelimesini engellemitir. Gilman tm bu sorunlarn zlmesi iin ev hayatnda radikal bir deiimin gereklemesi gerektiini belirtmektedir. Bu deiim ev ii ilerin meslekletirilmesiyle mmkndr (Donovan, 2005: 98-102). Gilman Herland isimli romannda ocuk yetitirmek de dahil her iin meslee dnt, tm atklarn geri dnt ve anaerkilliin hakim olduu bir topya kurarak bu teorisini bir nevi pratie dkmtr. Bunlarn yan sra Gilman, erkeklerin yaratt lm ve teki dnya temelli din anlaynn karsna, kadnlarn yaratt olumlayc din anlayn koyar. Ona gre; dourma zelliine sahip olan kadnlar, daha olumlu ve farkl bir dnya grne olanak salarlar. 1918de Zrihte dzenlenen Uluslararas Kadn Konferans, Kltrel Feminizmin sesinin iyiden iyiye duyulduu ve srekli savaan eril yapya kar ortak kadn karlar ve deerleri altnda birleen kadnlarn gvde gsterisi yapt yer olmutur. Bundan sonra Kltrel Feministler siyasal alandaki kararlarla ilgili mcadelelere de girimilerdir (Donovan, 2005: 121-122). Bu dorultuda kadnlarn eitim seviyelerini ykseltmeleri, kamusal alana dahil olmalar ve bylece mcadele glerini arttrmalar gerekmektedir (Yksel, 2003: 97).

55 Sosyoloji Notlar
Ancak Kltrel Feministler, Liberal Feministlerle nemli bir noktada ayrlrlar. Liberaller askerlik hizmetini, kadnlarn kamusal hayata eit olarak ortak olmalar balamnda, kadnlar iin de uygun grmektedirler. Ancak savaan ataerkil yapya tepki koyan Kltrel Feministler bu fikre kar kar. Onlara gre feminizm kadnlarn deerler sisteminin barsever karakterinden kklenir (Donovan, 2005: 127). Cinsel zgrlk kavram, Kltrel Feministlerin ele ald bir dier nemli kavramdr. Kltrel gelenee gre; ataerkil dnyada cinsel bir meta olarak grlen kadnn kendi vcudu zerinde tamamen tasarrufta bulunabilme hakk olmal ve doum kontrol, krtaj gibi uygulamalarn kullanm tamamen kadnlarn isteine balanmaldr. Ecinselliin doal bir olgu olarak kabul edilmesi ve serbest braklmas gerektiini savunan ilk gelenek Kltrel Feminizmdir (Yksel, 2003: 93). ada Kltrel Feministler ise anaerkil yapnn, otomatik olarak iyileme getirecei fikrine katlmazlar. Seleflerinden farkl olarak kadnlar arasndaki bar yanls ve reformcu yapnn sistemletirilip retilmesi gerektiini sylerler (Donovan, 2005: 126). Bugn, 19. yzyldan daha karmak bir biime ve politik bilince sahip olmasna ramen Kltrel Feminizm kuram olarak en nemli geleneklerden birisidir (Kayhan, 1999: 39).

Kaynaka DEMR, sa (2003) Liberal, Marksist ve Radikal Feminist Sylemler, Sosyologos, Say 2, Sayfa 7-10, Konya DONOVAN, Josephine (2005) Feminist Teoriler, ev. Aksu Bora-Meltem Aduk Gevrek-Fevziye Saylan, letiim Yaynlar, stanbul KAYHAN, Fatma (1999) Feminizm, ZMler Dizisi, BDS Yaynlar, stanbul OLGUN, Cem Koray (2003) Feminist Teoriler, Sosyologos, Say 2, Sayfa 4-6, Konya STEEVES, Leslie (1999) Feminist Teoriler ve Medya almalar, Medya ktidar deoloji, Der. ve ev. Mehmet Kk, Ark Yaynlar, Ankara TURNER, Jonathan H. (2003) The Structure of Sociological Theory, Thomson-Wadsworth, Belmont/California YKSEL, Murat (2003) Feminist Hukuk Kuram ve Feminist Dnce Teorileri, Beta Basm Yaym Datm, stanbul

56 Sosyoloji Notlar KLASK LBERALZMDEN NEOLBERALZME DEVLETN ROL SORUNSALI


Cevdet Doan*

Bir Kavram erevesi


ada sosyal teoriler ierisinde liberalizm, zerine derinlemesine analizlerin yapld, farkl yaklamlarn sergilendii bir kavram olarak zengin bir literatre sahiptir. Bu durum, beraberinde her teorisyenin kavrama ykledii anlama ve kavramn sre ierisindeki pratik gstergelerine bal bir bulanklk ve de bir esneklik yaratmtr. Her sosyal teori gibi liberalizmin de, hayatn birok ynn (siyasi, iktisadi vs.) kuatan kurallar ve kurumlar btnn oluturmas asndan bylesi bir bulanklk ve esneklik yaratmas sra d deildir. Bu noktada, liberalizme ilikin kavramsal erevenin oluturulabilmesi iin liberalizmin, eitli sosyal teorilerden paralarn alnmasyla meydana getirilmi bir teori olarak okunmamas gerektii ifade edilir. Liberal paradigma, her paras dierini gerekli klan paralanmaz bir btndr. Dolaysyla liberalizmi irdelerken, bu btnl gz ard etmemek gereklidir (Yayla, 2002: 211). Fakat uras da bir gerek ki; liberalizm, kapitalizmin yaylma ve iktisadi kriz srecinde, muhafazakrlk ve sosyalizm ile kartlk, eklemlenme ilikileri balamnda bir dnm ierisindedir. Dnem itibar ile 17. yzyldan 19. yzyln sonlarna kadar devam eden Klasik Liberalizm, politik alanda; gler ayrl, kanun stnl, snrl hkmet, dinsel hogr gibi deerleri savunurken, ekonomik alanda; braknz
*

Mersin niversitesi Sosyoloji Blm Yksek Lisans Mezunu

yapsnlarc piyasa mantn savunmutur. 1870lerde yaanan byk ekonomik kriz, 1. ve 2. Dnya Savalar, faizmin ykselii ve gelien toplumsal hareketler, liberalizmin zgrlk savlarn sorgulamaya yol aar. Ayn zamanda Sovyet Devrimi ile sosyalizmin baars liberalizmi, kapitalizmin Keynesci refah ekonomisi anlayna sarlmaya iter. Bylelikle pozitif ayrmcl da ieren eitliki bir liberalizm biimi yani Sosyal Liberalizm sylemi gelitirilir. Bu da uzun srmez, 1970lerde daha ok sanayilemi lkelerde meydana gelen dnya petrol krizi, yksek enflasyon, ekonomik durgunluk gibi gelimeler liberalizmdeki piyasadevlet ilikisinin yeniden dzenlenmesini gerektirir. Buna gre sosyal liberalizmin kamu harcamalarna ve planl ekonomisine tepki ise Neo-Liberalizm ya da Yeni Liberalizm olarak bilinen ve bugn varlk alan hzla genileyen liberalizm biimini aa karmaktadr. Dnm ierisinde liberalizmin yeni almlarnn politik ve ideolojik dzlemde geerlilii, merulatrma yeteneklerine ve de serbest piyasa sisteminin baar durumuna baldr. Her eye ramen dnm srecinde, liberalizmin temel ilkeleri bireycilik, piyasa sistemi, snrl hkmet, zel mlkiyet- asndan bir sreklilik sz konusudur. Farkllk, piyasa-devlet ilikisinde her defasnda yenilenen dzenlemelerdir (Sallan Gl, 2004: 23). Bu ynyle liberalizmin, dier sosyal teorilerden alntlarla kendini var etmeye alan bir teori olduu savnn dikkate alnmas gerekmektedir. Liberal dnceye yneltilen eletiriler, onun iktisadi boyutundaki varsaymlar, dayand

57 Sosyoloji Notlar
ilkeler ve nerdii zm yollar zerine younlamaktadr. Bu nedenle; kapitalist sistemin rettii, besledii snfsal farkllklarla gelen atmalarn sistemin ileyiini sekteye uratmas sorunu ile liberalizm ilikisi zerinde durulmaktadr. Bu balamda soruna zm iddias tayan liberalizm, yeni toplum ve devlet tanmyla egemen snfn meruiyetini salayan, yeni g odaklarna olanak tanyan, yeni atma alanlar yaratan bir reti olarak okunmaktadr. Bunun iin de liberalizmin toplum ve devlet yapsna ilikin almlarnn teori ile uygulamadaki farkllklar gsterge zeminini meydana getirmektedir. Kapitalist retim, tketim, blm srelerine ilevsellik, dolaysyla meruiyet salayan liberalizm, toplumsal alanda, bir pratiin ya da toplumsal bir kurumun ilevleri bakmndan deiiklie urad halde mahiyet bakmndan bir deiiklie uramad durumlar (Durkheim, 2004: 194) perspektifinden kaynakl, kopularla birlikte kendi iinde sreklilikler de tayan bir olgu olarak irdelenmelidir. Temelde birey ile devlet arasndaki ilikinin snrn izmeye ynelik bir reti olan liberalizm, felsefi dayanan 18. yzyl aydnlanma dnrlerinin (J.Locke, A. Smith, T. Hobbes vd.) doal haklar anlayndan almaktadr. Klasik liberal anlay temsil eden bu dnrler, siyasal yaamn doal ve deerli olduunu, bunun iin topluluk ya da devlet dayatmalarna kar zel yaamn stn klnmasn savunmutur. nsan aklnn doal olarak en iyi yaam biimini ayrt edebilecei dnlmtr (Miller ve dierleri, 1995: 55). Buna gre birey, doutan getirilen, devredilemeyen (eitlik, mlkiyet, baskya direnme) birtakm hak ve zgrlklere sahiptir ve devletin bu haklara ynelik kstlamalar ortadan kaldrlmaldr. nk birey, gerek siyasi gerek ekonomik haklaryla serbest hareket edebilirse, yani herkes kendi karn serbeste kollarsa, ortak faydaya da katkda bulunulacaktr. Bu anlamda liberaller, Gorzun ifadeleriyle unu dile getirirler: toplumu ekonomiye katacak politikalar gelitirmeye almak ekonomiyi topluma dhil etmekten daha aklc ve daha pratiktir. Bu dnce, toplumun iktisadi rasyonalizmin isteklerine gre harekete geirilmesi ve buna uygun olmayan hedeflerin reddedilmesi anlamna gelir (Gorz, 2007: 163). Max Weberin kapitalizmin ruhu terimi ile de iktisadi rasyonalizm, kltrel sre ierisinde tanmlanmakta olan tarihi birey zerinden yanstlmaktadr. Weberde, kapitalizmin ak ve mutlak temel ilkesi kazanmak, insann yaamnn amacdr, yoksa maddi yaam gereksinimlerini karlayacak ara deildir ifadesiyle anlatmn bulmaktadr. Ona gre kapitalist ekonomik dzende birey, ie devlendirilmi olma davrann hisseden, kr ve daha fazlasn hesaplayan gl bir ekonomiyle, rasyonel bir z denetimle ve retme yeteneini ykselten lllkle var olmaktadr. Dzen iinde para kazanma -meru zeminde srdrld srece- kiinin mesleindeki yeteneinin sonucu ve ifadesi olarak grlmektedir. Modern dnyada kukuya dlmeyecek bir yaam biimi yceltilmektedir. O da temel ama olarak bildirilen sermaye birikimi, Weberin deyimiyle servet toplayc yaam biimidir. Bu ekonomik yaam biiminin doal ileyi kurallar sz konusudur. Dolaysyla bu kurallara devlet ve de dier otorite biimlerinin mdahalesi hakl grlemez. Buna gre kapitalist baarnn koullarna uyum salamayan ya yok olur gider ya da hi ykselmez. (Weber, 1997: 48-65). Liberalizm, bireyi bylesine bir serbestlik durumuyla tanmlarken; toplumu ise bireyin doasna uygun ilgilerin gerekletirilecei nitelikleri barndran bir yap olarak tanmlamaktadr. Bu toplumun en temel nitelii, bireysel hak kavram etrafnda rgtlenmesidir. te yandan bu siyasal projede devlet, bireyin kendi varoluu iin tehdit oluturan atma durumundan kurtularak, kendi ilgilerini zgrce gerekletirecei bir duruma geebilmesinin arac olarak grlr. Bylelikle devlet, bireyler aras ilikinin doasn zgr bir rekabet ortamyla, atmac olmayan bir tarzda koruyacak gc zerinde tamaktadr. Buna gre liberal bireyin var olaca toplumsallkta dzen, bireysel ilgiler mekaniinin belirledii bir dzendir ve bu dzenin taycs olarak devlet, dzenleyici ve denetleyici g olarak, kayna bireyler aras uzlam olan bir egemenliin taycsdr (Toker, 2005: 105). Bylesi bir zgr rekabet ortamnda, Avrupa snfl toplum yaps dnldnde bireyler aras uzlamn ne dzeyde salanabilecei kaygs gz ard edilemez. Diyebiliriz ki; bu kaygy tayan liberaller, byk bir g olarak devleti olas atmay denetleyecek ilevsellikte tanmlamaktadr. Nitekim 19. yzyln sonu ve 20. yzyln balar liberal savlarn yeniden gzden geirilmesini zorunlu klan gelimeleri aa karmtr. nce ngiltere, ardndan kuzey bat Avrupann dier blgeleri (Fransa, Belika), seri retim yapabilen fabrikalarn yaylmasyla

58 Sosyoloji Notlar
dnm geirir. Bu fabrikalarda alan cretli iilerle iverenleri arasndaki atma yeni bir boyut kazanarak, 1830lu yllarn sonlarnda ii snfna dayanan ilk kitlesel politik hareket olan artizm ile birlikte, ngilterenin retim alanlarnda istikrarszlklar aa karr. Bu gelimeler muhafazakrlarn, Adam Smith ve takipisi liberallerin ticari toplumun geliimine ynelik iyimser tutumlarn sorgulamalarna yol amtr (Callinicos, 2004: 97). Bunun yan sra Fransada, kapitalist retim ilikilerinin ii, burjuvazi ve aristokrasi snflar arasndaki atmalar sava boyutuna tad sylenebilir. 1832, 1834, 1839 yllarnda alma koullarna ve cret artrmna ilikin talepler Fransada iilerin ayaklanmasna neden olmutur. Bunu izleyen 1845-46 patates kran ve kt hasatlar halk arasnda huzursuzluu arttrm; sonuta 1847 ktl Fransada olduu gibi Kta Avrupasnda da kanl atmalara yol amtr. atmalarn yaanmasnda genel honutsuzlukla birlikte, finans aristokrasisinin pespaye sefahat lemlerine karlk halkn zorunlu ihtiya maddeleri iin mcadelesi! Buzancaisde, alktan ba kaldranlarn idam; ngilteredeki genel ticaret ve sanayi buhran nn etkili olduu belirtilmektedir (Marx, 1976: 42-43). Liberallerin temel savunular sermaye birikimi, serbest rekabet ve ticaret; sanayi devrimi paralelinde 19. yzyln sonlarndan itibaren demiryollar ve buharl gemilerin yaygnlamasyla, birbirine bal ya da baml bir dnya ekonomisi ortaya karr. Bu yzden bir lkede yaanacak krizin, dnya ekonomisinin dier lkelerini de etkileyecei dile getirilir. 1873 1896 buhran, kapitalizmin arz talep dengesizliine dayanan ilk dnya apnda krizi kabul edilmektedir. Bu anlamda krizin aa kt dnemde, satlamayan tarmsal rn fazlalarnn gelirlerin dmesine neden olduu, buna bal olarak sanayide de retim fazlas sorununun yaand anlatlmaktadr. Beraberinde gelen retimin kslmas ise isizliin yaygnlamas sorununu gndeme getirir. Krizin, sanayilemi lkelerde gmrk duvarlarnn ykselmesi, korumac politikalarla devletin piyasaya mdahalesi ve sanayi sektrne parasal destek salamas gibi uygulamalar da aa kartt grlmektedir. Ayrca kk irketlerin dev tekel ve oligopollerce yutulmas hz kazanmaktadr (Kymen, 2007: 35). Bir zamanlar liberalizmin nde gelen savunucular arasnda kabul edilen John Graya gre demokratik katlm hakk geniledike, devletin ekonomiye mdahalesi artmaktadr. 1870lerden Birinci Dnya Savana kadar, toplumsal birliin (kimi zamanda ekonomik etkinliin) salanmas iin ngilterede piyasa zgrlklerini snrlayan Eitim Yasas, Fabrika Yasas, Yoksulluk Yasas gibi reformlara gidildii bilinmektedir. Ancak bu reformlar, kapsaml tasarlarn uygulamas anlamnda kabul edilmemektedir. Serbest piyasa, bir ideoloji olarak ilevselliinin sona ermesinden 1929 Dnya Bunalmna dein direnerek, varln srdrr. 1929 Dnya Bunalm ile birlikte, laissez-faire dn, yerini, devletin glerini pazar glerinin etkilerini hafifletmek, yoksulluu azaltmak ve toplumsal refah arttrmak iin kullanmaya hazr olan Hobhouse, Hobson, Bosanquet, Green ve Keynes gibi Yeni Liberal dnrlere brakr (Gray, 1999: 25-26). Bu srete, ngilterede J. M. Keynesin yeni siyasal iktisat retisi, ABDde J. Deweyde anlatmn bulan ilerici reformculuk, devlet mdahalesini liberal yaklam ierisinde gerekli bulmaktadr. Keynes, kriz arz talep dengesizliinden kaynakland iin refah devleti sylemi ile talebin yapay olarak ykseltilmesi noktasnda bir zm salk vermektedir. Bu dorultuda neo-liberallerin, 19. yzyl liberallerinin ar bireyciliini eletirerek, bireysel zgrlkle, yoksullarn maddi ve eitim koullarndan bireylerin deil, toplum ve devletlerin sorumlu olduu noktasnda uzlamaya altklar grlmektedir. Yine Avrupa liberal dncesinde de benzer gelimeler yaanr (Miller ve dierleri, 1995: 57). Dolaysyla 20. yzyln balarnda, Adam Smithin grnmez eli nin dzenleyiciliinin bir noktaya kadar sz konusu olduunun gstergeleri ile kar karya kalnd sylenebilir. Burada bilinmesi gereken, liberal retileri bata savunan egemen anlayn sermaye sahiplerinin beklentileri dorultusunda bireyler aras atmalar azalmam, aksine snfsal smrnn derinlemesine bal olarak artmtr. Sanayi Devriminin ortaya kard sorunlar (salksz alma koullar, dk cret, isizlik, ii ayaklanmalar vb.) liberal evreleri, sorumluluu devlet rgtlenmesine yklemeye ve devleti iktidarnn arac haline getirmeye itmitir. Liberalizm ve Snrl Devlet Dngs Liberalizm, insanln siyasal, sosyal ve ekonomik geliimine nclk etmi bir ideoloji olmasna ramen, toplumsal-siyasal pratikte kar karya kald eliki alanlar nedeniyle youn eletirilere uramtr. Yaplan eletirilere karlk liberaller, tarihin hibir dneminde liberal ilkelerin saf bir biimde uygulamaya

59 Sosyoloji Notlar
aktarlamadna ynelik savunma ierikli deerlendirmelerde bulunmaktadr. Marksist yaklamda bir iktisat ideolojisi olarak grlen liberalizme yneltilen eletirilerin, daha ok liberalizmin ekonomik almlarna getirildii grlmektedir. Bu anlamda eletirilerin hareket noktasn, sz konusu almlardan bamsz dnlemeyecek olan liberalizmin dnya gerekliine uymayan felsefi temelleri ve devletle ilgili grlerinin devlet rgtn kavramada yaratt belirsizlik oluturmaktadr. Devlet rgtlenmesine ilikin yaplan tartmalarn, devletin kapsama veya etkinlik alann belirleyecek snrlar zerinden yrtld grlmektedir. Aydnlanma dneminden gnmze younlaan ya da dallanp budaklanan tartmalarda, eitli dnsel akmlar ve dnrler tarafndan ileri srlm pek ok sav yer edinmektedir. ne srlen bu savlar, genel olarak -devletin denetleyici ya da dzenleyici gcne endeksli- siyasal ve de ekonomik temelli yrtlen toplum ile devlet ilikisi tartmalar etrafnda deerlendirmek mmkndr. Siyasal bir kurum olarak devletin kapsama alan, dzenlemelerin veya denetimin var olduu insan yaamnn herhangi bir ynn iermekle birlikte, tarihsel koullara bal bir biimde nemli deiiklikler gsterebilmektedir. Bu adan devletin etkinlik alanna ynelik iki kuramsal yol zerinde durulmaktadr. Bunlardan ilkinde; siyasal eylemin yapsnda var olan kesinlikleri karlayan, topluluk iinde yasa ve dzenin salanmas, ayrca toplulua ait snrlarn dardan gelebilecek tehditlere kar korunmas gibi durumlar sz konusudur. Ancak bununla da snrlanmamaktadr. Siyasal iktidarn meru snrlar, toplumsal yaamla ve bireylerin doal haklaryla ilgili belirlenen hak ve yetkilere sayg gsterme, bunlar gvence altna alma ilkesine dayandrlmaktadr. Yan sra, ayn kuramsal erevenin uzants kabul edilebilecek baka bir deerlendirmede ise devletin etkinlik alan iktisadi boyutta ele alnmaktadr. Buna gre devlet kolektif mallarn teminiyle bilhassa ilgilenmeli, dier tm retim ve datmn piyasaya brakmaldr. nk piyasa, doal olarak toplum kaynaklarnn en etkili bir biimde kullanmn topluluun da refahn artrarak- salayacak yapdadr. Burada sralanan siyasal iktidarn etkinlik amalarnn dna kldnda ise ikinci yolun, devletin kapsama alann g ve meruiyet zemininde ele alan deerlendirmelere yneldii grlmektedir. Devletin kendine zg arac olarak zor kullanmnn meruiyet dzeyi kapsama alann belirlemektedir. Bunun iin zor kullanmnda mmkn olduu kadar genel kurallar izlenmeli, kim tarafndan, hangi koullarda ve derecede kullanlaca iyi saptanmaldr. Bylelikle kuvvetin etkisi snrlandrlarak kiisel tercih ve karlar ynndeki ar kuvvet kullanma eilimi engellenirken, toplumun byk ksmnn benimsedii bir kuvvet kullanm varlk bulacaktr. Dolaysyla devletin g kullanmnda meru bir zemini tamas, olaan siyasal ileyi ile plak kuvvetin birbirinden ayr tutulmasn gerektirmektedir (Poggi, 2007: 20-21). Gerek dzenleyici bir unsur olarak hukuki, idari ve iktisadi etkinlikleri gerekse denetleyici bir g olarak zor kullanma meruiyeti asndan olsun, devlet olgusu, toplumun eitli kesimleri arasndaki olas elikiler karsnda alaca tavrla etkinlik alann belirlemektedir. Bu bakmdan devletin etkinlik snrlaryla ilgili yaplan tanmlamalarda, sivil toplum alan tartmalar temel referans haline gelmektedir. Gnmzde devlet rgtlenmesi alannn karsnda ve dnda tanmlanma eiliminin yaygn olduu sivil toplum alan tartmalar, eski Avrupa geleneini karlayan Antikiteye kadar gtrlebilmektedir. Eski Avrupa geleneinde sivil toplum ve devletin birbirlerinin yerine kullanlan terimler olduu bildirilmektedir. Bir sivil toplumun yesi olmann, bir yurtta -devletin bir yesi- olmay ve onun yasalarna uygun davranma ykmll altnda bulunmay ifade ettii bilinmektedir. Bu geleneksel anlay on sekizinci yzyln ortalarndan itibaren yerini, sivil toplum ve devlet ayrmna dayanan anlaya brakmaktadr. Bu balamda anlayn sre ierisinde corafi ve ulusal farkllklara kout olarak karmaklklar arz etmesi, devlet-sivil toplum ayrmnn kkeni, geliimi ve blgesel anlam hakknda genellemelerde bulunmay zorlatrmaktadr. Ancak gelinen srete, dzenleyici devlet iktidarnn yeni biimlerinin sivil toplumu yava yava boaca kanaatinin yaygnlat grlmektedir. Bu nedenle de oulcu, kendi kendini rgtleyen, devletten bamsz bir sivil toplumu korumann ve yenilemenin nemi vurgulanmaktadr (Keane, 1993: 53). Geleneksel anlayn terk edilmesiyle, gerekleen devlet ve sivil toplum ayrmnn ngiltere, Fransa ve Almanyadaki geliimi asndan ald biimleri deerlendiren Keane, gnmze doru balanan drt aama zerinde durmu olmaktadr. Sz konusu aamalarn zmlemelerini de liberal anlayn dnm sreleri balamnda kavramak, aratrmann

60 Sosyoloji Notlar
probleminin tartlabilmesi bakmndan nem arz etmektedir. lk aama, geleneksel sivil toplum kavramnn krlma noktasn iermektedir. kinci aama, sivil toplum iindeki kesimlerin kendilerini devlet mdahalesine kar korumalarnn meruiyet kazand anlayn yaygnlamasn ifade etmektedir. nc aamada bu ayrm korunmakla birlikte, zgr bamsz sivil topluma olan gven, yerini egemen devlet etkinliine brakmtr. Keynesi politikalar ifade eden bu aamada, sivil toplumun ngrd zgrlk, atmalarn kayna grlm ve atmalar sona erdirecek en st rgtlenme olarak devletin mdahalesi yaygnlamtr. Son aama ise Keynesi uygulamalarn dourduu refah devleti anlaynn eletirisi zerinden nc aamaya tepki biiminde, devlet mdahalesinin sivil toplumu boaca dncesiyle bugne uzanmaktadr (1993). Bu noktada son aamayla kapsaml bir ba kurabilme adna, devlet mdahalesini ngren anlayn hangi talepler zerine ina edildii sorusu nemli bulunmaktadr. Bu soruya u ifadelerle cevap vermek mmkndr: Refah devleti bir kesime noktasnda ortaya kt: Zayf den, kendi kurtuluunun koullarn kendi bana ve siyasal yardm olmakszn yaratmaktan aciz kapitalist ekonominin basklar; kendini ekonomik dalgalanmalar karsnda tek bana ve siyasal yardm olmakszn korumaktan aciz, rgtlenmi emein basklar; en insafsz ve en az katlanlabilir belirtilerini dindirerek sosyal eitsizlik ilkesini tekrar yerletirmeye ve korumaya dair iddetli gd; bu ilkenin yeniden retimine katlmay baaramayanlar marjinalletirerek eitsizliin kabuln tevik etme arzusu ve siyasal denetimden yoksun bir ekonominin kemirici tesirlerini geitirmede devletin yelerine yardm etmesine duyulan acil ihtiya (Bauman, 1999: 69). Dolaysyla sz konusu sreler dikkate alndnda, sivil toplum-devlet ilikisinin ilkesel ve siyasal yanlar arasnda organik bir ban olutuu sylenebilir. Bu anlamda sivil toplum devletten bamsz gerekli bir varlk olarak iyi; ancak atmalarn kayna olarak grldnde ise gereksiz bir varlk olarak kt alglanmaktadr. Bu nedenle sivil toplum kavramnn analitik olarak kullanmnn pratik sonular, ncelikle kavramn ilkesel ve siyasal boyutlar arasndaki diyalektie balanmaktadr. te yandan sivil toplum dncesinin geliimi de, sko Aydnlanmasnn toplum iindeki kartlklar arasnda bir senteze ulama abasna balanr. Bu abann zerinde yrtld kartlklar; toplum birey, kamu zel, zgecilik bencillik, duygu akl olarak bildirilmektedir (Sarbay, 1994: 96). Nihayetinde sivil toplum ve devlet arasnda demokrasi elerini ieren ilikinin bu kartlklar ekseninde ina edildii sylenebilir. Analitik erevede sivil toplum ve devlet ayrmnn en youn gndeme tand dnem, refah devleti uygulamalarnn sonular itibar ile kapitalist sistem ierisinde tartld 1970 dnya ekonomik krizi sonrasna denk dmektedir. Keynesi politikalarla devletin hzla bymesinin mali yk arttrd, kamu finansman aklarna yol at ve belirli politika alanlarnda -salk, eitim, evrenin korunmas gibi- seici ve keyfi ksntlara gidilmesi ynnde basklar dourduu zerinde durulmaktadr. Bununla birlikte refah devleti uygulamalarnn, belirlenen amalar gerekletirme noktasnda eitli brokratik yaplar genilettii ve beraberinde bu yaplar arasnda atmalar olas kld grlmektedir. Byle olunca, hkmetler, kimi politikalar (rnein savunma) kayrarak ve stratejik bakmdan daha az nem tad dnlen kimilerini de geri plana atarak politikalarn rasyonelletirmeleri ynnde i bask ile karlamaktadr. Bu durum ise eitli devlet organlarnn, sivil toplumun en iyi rgtlenmi karlar arasndaki etkileimde dolayl rol stlenmesinin, ayrca bunlarn toplumsal iktidar gruplarndan zel kar hkmetlerine dnmesinin yolunu amaktadr. Dolaysyla en ayrcalkl toplumsal gruplarn (finans ve bankaclk evreleri, sna irketler, meslek kurulular ve baz sendikalar) devlet olanaklarndan daha kolay yararlanabildikleri bir korporatist (ilevsel) temsil biimini var eden bu durum, toplumsal ve siyasal istikrar getirmemektedir. Hem devletin hem de devlet dndaki taraflarn etkin rzasna bal olan korporatist pazarlk, tersine, devleti gl toplumsal gruplarn veto haklarna ve direnilerine kar ok daha baml ve korunmasz brakmaktadr (Keane, 1994: 25). te devletin etkinlik alannn daraltlmasna ilikin sylemin, meruiyet kazanmasna imkn salayan genel tablo bylelikle izilmektedir. Kapitalist piyasa koullarnn, ister devlet mdahalesinin arttrld isterse geriletildii dnemlerde olsun, nihayetinde toplumun eitli kesimleri arasndaki orantsz g ilikilerini her

61 Sosyoloji Notlar
dzlemde koruduu ve yaplandrd grlebilir. Bu nedenle problemi, salt devlet eyleminin snrlar -demokrasi vurgusu altnda zgr sivil topluma balanan- ekseninde okumak yanltc bulunmaktadr. nk 19. yzyl ortalar ile 20. yzyl sonlarndaki kapitalist dnya siyaseti, devlet mdahalesini, bireyin piyasa karsnda korunmasz klnd, emeinin kontrol altna alnd, olas talihsizliklerden rasyonel davran dzeyi ile kendisinin sorumlu bulunduu hukuki, siyasi ve de ahlaki dzenlemeler dorultusunda deerlendirmektedir. Nitekim 19. yzyl ngilteresinin Viktorya Dnemi politikalarnda, kamusal topraklar zel mlkiyete dntrmek iin laissez-faire ekonomisinin kanlmaz nkoulu olarak grlen son derece kapsaml devlet mdahalesine tank olunmaktadr. Buna gre krsal piyasa ekonomisinde mlkiyetin arlnn kk iftilerden alnp, byk toprak sahiplerine kaydrlmasn anlatan Toprak evirme Hareketi devlet basks ile salanmaktadr. 1834 tarihli Yoksullar Yasas ile de piyasa tarafndan belirlenen en dk cretten daha dk olan geim dzeyi saptanmakta; gvenlikten yoksun ve olumsuzluklara kar korunmada birey bir bana braklmakta; insanlar piyasann belirledii koullarda cret ne olursa olsun almaya zorlanmaktadr. Ayrca 1846da korumac Tahl Kanunu parlamento kararyla kaldrlarak da serbest piyasa koullarnn rol arttrlmaktadr. Bunlarla bireylerin, sorumluluu topluluklarla paylamak yerine, yalnzca kendi refahlarndan sorumlu olduklar bir laissez-faire rejimi yaplandrlmaktadr (Gray, 1999: 18). ngilterede olduu zere, gelinen srete dier kapitalist Avrupa lkelerinde ve uluslar aras mali kurumlar tarafndan yapsal dzenlemelere zorlanan Arjantin, Meksika, Trkiye gibi lkelerde de devlet eliyle serbest piyasa koullu politikalar hkim klnmaktadr. Dolaysyla sivil toplum ve devlet ilikisini bu ynelimlerden bamsz dnmek yerinde bir aklamay gletirebilir. Genel ereveyle sivil toplum ile devlet ilikisi zerine yaplan tahlillerin; zgr, oulcu, katlmc bir toplumun ancak etki alan snrlandrlm bir devletle salanaca kanaatinde younlatklar grlmektedir. Bununla birlikte sz konusu kanaatin, belirli alardan sorgulanmay gerektirecek sylemsel ve eylemsel zemini iermesi, snrl devlet olgusunu tartmaya amaktadr. zellikle sivil toplum sylemiyle zel yaam alan iinde, piyasa merkezli tanmlanm olan giriimci ve fayda ynelimli (rasyonel) bireyler arasndaki maddi etkileimin -kapitalist yapdaki meta retiminin ve mbadelesinin- devletin kapsama alanyla ilgili yasal dzenlemeleri belirlemesi tartmann temelini oluturmaktadr. Bylelikle devlet ve sivil toplum arasndaki iliki, toplum kesimlerinin egemen iktidar olma mcadelesi zerinden okunabilmektedir. Liberal ideoloji iin son derece nemli olan sivil toplum sylemi dorultusunda devlet, belirli noktalarda hesaba katlrken; bamsz ve zgrlk toplum gereklerinin, hangi almlar ekseninde deerlendirileceine ilikin girift ve deiken bir tablo sergilenmektedir. Bilindii zere liberalizm, devlet kurumunu, serbest piyasa kurallarnn hkm srecei bir toplumsal dzende; ilevlerini gvenlik ve adalet gibi belirli alanlarda srdrmesi gereken bir g olarak tanmlamaktadr. Buna gre devlet, ekonomik etkinlikler asndan toplumsal yapnn kendiliinden bir dzene kavuturulaca zgr piyasa ilkelerine mdahale etmemelidir. Ancak bylelikle, bask unsuru olabilecek devlet kurumunun karsnda zgr, katlmc ve oulcu bir toplumun hayat bulaca iddia edilmektedir. Fakat tarihsel ereveden bakldnda, bu liberal anlayla ileyen kapitalist sistemin tm toplumun yararna bir kendiliinden dzenin kurulmasna imkn vermedii, bununla birlikte devleti belirli noktalarda egemenliinin arac haline getirdii grlmektedir. Nitekim liberal politikalarn, devletin toplum zerindeki mdahalesini azaltaca ynndeki retilerinin geerlilii sorgulanmaktadr. Gnmzde en liberal toplumlarda dahi devletin siyasi ve ekonomik alanlardaki etkinlii artm, piyasa ekonomisinin, varln devam ettirmek iin devletin mdahalesine gereksinimi de bunu kantlamtr. Bunda, liberal yap ierisinde iktisadi statlerin ortaya kard farkllklarn gvenlikli bir iliki iin d kuruma ihtiya duymalarnn etkili olduu dile getirilmektedir (Canikliolu, 1996: 47). Bu durumun en arpc ifadelerini, faydac felsefenin temel toplumsal dayanaklarn salad kabul edilen dnrlerden Benthamn deerlendirmelerinde bulmak mmkndr. Bu anlamda Benthamn gryle devlet, tek bana deerlendirildiinde eytanla e anlaml bir konuma sahiptir. Ancak, baka eytanlarla baa kabilmek iin toplumun bu eytana gereksinimi olduu belirtilmektedir. Yani toplumda kaosa eilimli gler bulunduu srece, devlet ve de onun dzenleyici, zorlayc kanunlar son derece gereklidir. Bu adan devletin ilevi toplumsal

62 Sosyoloji Notlar
alanla snrlandrlrken; Bentham da piyasann kendi kendini dzenleyeceine olan itibarla devletin ekonomik yaama mdahaleciliini kukuyla karlar (akt. Sallan Gl, 2004: 16). Dolaysyla liberalizmin, ekonomik bakmdan farkllam g ilikilerini aa karan gvensiz bir zemine sahip olduu sylenebilir. Bu durum, bireyin ekonomik alandaki konumuna ilikin doal hale dayal aklamalarda da kendini gstermektedir. Liberalizmde birey, doa yasalarnn toplumsal yasalara yanstlmasyla, ekonomik alanda geni hareket etme olanan bulur. Bu da gl bireylerin, gsz olanlar karsnda, snrl olan iktisadi mal ve deerleri kendi karlar veya istekleri ynnde maksimize etmesinin nn amaktadr. Bu noktada Hobbesun Tabii Hal ile ilgili dncelerine yer verilebilir. Hobbesa gre Tabii Halde birey var olamaz, nk herkesin her istediini elde etmeye ynelik abas, hibir bireysel hakkn tanmlanmasna imkn vermez. Yalnzca Pozitif Yasalarn olduu yerde, bireysel haklar var olabilir. Bireysel haklar ancak, insann tabii g ve yeteneklerinden vazgeip, Pozitif Yasalarn belirleyiciliini kabul etmesiyle salanabilir. Tabii Halde malik olunamaz, nk gle elde edilen ey, bir kar gle elden kabilir. (akt. B. Akal, 1995: 113). Hobbes bu yaklamyla, bireysel haklarn var olaca bir toplumsal dzen iin siyasi otoriteye yani devlete atfta bulunmaktadr. Devlet eyleminin snrlarna ilikin pek ok yaklamn, genel anlamda, devlet eksenli ve toplum eksenli olmak zere iki noktada younlatklar sonucuna ulalmaktadr. Bununla birlikte her iki eilimin de birbirini tamamlar nitelikte aklamalar tad kabul edilmektedir. Buradan hareketle gerek ya da kurgusal bir zne olarak deil de kurumsal bir btnlk olarak grlen devletin, kendi iinde ve dndaki farkl gler ve onlarn farkl siyasal amalarna eit olmayan frsatlar sunan merkezlerin oluturduu bir kapsam ifade ettii dncelerine yer verilebilir. Bunu, Poulantzasn yaklamna referansla devlet sisteminin stratejik seicilii ifadesiyle kavramsallatran Jessop, devletin kendine has kaynaklar ve gleri olsa da, belirli ykmllkleri olmas asndan kendi dnda retilen kaynaklara ihtiya duyduuna, dolaysyla devletin glerinin koullara bal ve ilikisel olduuna vurgu yapmaktadr (2005: 96). Bir orta yol oluturan bu yaklamla, devletin bir toplumsal iliki (yani devlet iktidarnn deien gler dengesinin kurumsal olarak dolaymlanm tezahr) olduunun; bylelikle devlet biiminin toplumsal - siyasal rgtlenmeler zerinde ayrcalkl etkiye sahip bir ey olarak ele alndnn alt izilmektedir. Sz konusu etkinin sonular, verili toplumsal formasyon iindeki genel g dengesinden bamsz dnlemeyen devletin stratejik seiciliine ve zgn kapasitesine balanmaktadr. Toplumsal g dengesi iinde, farkl ekonomik-korporatif karlar bakmndan devletin ya da siyasetin srtndan geinen yneticiler ile toplumdaki belirli snf veya kesimlerin karlar arasndaki balantlara ve bunlarn deien g dengeleri yoluyla dolaymlanmalarna dikkat ekilmektedir. Bylesi bir dolaymlanmada, devletin kapasitelerini ve zaaflarn kullanmaya alan devletin iinde ya da devlete belirli bir mesafedesiyasal glerin deiken niteliinin nasl koulland hakknda (ki bu kapasiteler ve zaaflar da devlet glerini kullanmak zere ortaya kan atmalarn sonucunda ve devletin kendisinin dnm tarafndan birbiriyle etkileirler ve dnrler) detayl veri sunacak almalar olmakszn yaklamlarn gelitirilemeyecei bildirilmektedir (Jessop, 2005: 98-99). Bunun da, toplumsal yaplar ve devlet biimleri arasndaki karlkl etkilerin aa kard zgn durumlarn hesaba katlmasn gerektiren bir perspektifle salanaca dncesini pekitirdii sylenebilir. Buna bal pek ok eilim eitli tarzlarda birlemekle birlikte, liberaller gece bekisidevletten yana olarak; tarihsel giriimin sivil topluma ve bunun iinde oluan eitli glere braklmasn, devletin de oyunda doruluu ve oyun kurallarn korumasn isterler. Aydnlar liberal hatta mdahaleci olsun- nemli ayrmlarla, ekonomi alannda liberal, kltr alannda ise mdahaleci vb. olabilirler. Katoliklerin ise tam anlamyla kendi ellerinde olan mdahaleci bir devletten yana iken; aznlkta olduklar vakit, devletin, kendi muhaliflerini desteklememesini istedikleri belirtilir. Hali hazrda gece bekisi devlet kavram, sivil toplum ile devlet alanlar ayrmnn tesinde, korporatif-ekonomik evrelere tekabl etmektedir. Nitekim devletle hkmetin zdeletirilmesi eiliminin de aslnda korporatif-ekonomik kuruluun tasarm olduu, dolaysyla sivil toplumla siyasal toplumun birbirine kart zerinde durulur. Bununla da devletin genel tanm iinden siyasal toplum + sivil toplum, yani zorlayc bir gce brnm hegemonya karmna gidilmektedir (Gramsci, 2007: 329). Modern kapitalizmdeki yeni devlet biiminin ifadesi kabul edilebilecek bu karm,

63 Sosyoloji Notlar
gncel eilimlerin siyasal sonular zerinden okunabilmektedir. Liberalizm deiik formlar alan bir reti olmakla birlikte, temelinde bireyin, ahlaki deerlerin merkezine oturtulduu bir dnceyi yanstmaktadr. Bireyin merkezde grld bu toplumsallkta devlet etkinliinin, ou liberal tarafndan karmak olarak algland bildirilmektedir. Bunda, kapitalist sistemin dinamik yapsnn birey ve devlet arasndaki ilikiye bitii snrlarn deikenlii temel etken olarak grlebilir. Bu balamda Adam Smithin, ekonomik bymenin koruyucu en iyi kabuu olarak grd minimalist beki devlet tartmalarn odanda yer alr. Minimalist beki devlet, ihtiya duyulan tek tr olarak belirtilir. nk bir devleti en aalk barbarlktan en yksek dereceye tamak, bar korumak, kolay denir vergilerle adaleti etkili ynetmek iin bundan fazla bir eye ihtiya duyulmamakta ve gerisi olaylarn kendi akyla kendiliinden olumaktadr. Dier bir liberal bak asyla da, Herbert Spencerin devletin varlnn sona erecei aklamalar zerinden benzer sonulara ulalmaktadr. Burada kapitalizm ile liberalizm birbirine eitlenerek ilki dierinin belirtisi olmaktan karlr. Buna gre tamamen olgunlam bireyler, herhangi bir kr gzetme veya snrlama olmakszn bir araya geldiklerinde, ahlaki nitelikleri ve pazar ilkeleri gelieceinden devletin varlna ihtiya duyulmayacaktr (Hall ve Ikenberry, 2000: 15). Klasik liberal retide anlatmn bulan bu savunuyla, serbest piyasa koullarnn yarataca erdemli ve ahlkl bireyler arasnda gayet uyumlu maddi ilikiler geliecektir. Bu ynyle neo-liberal dnemde tesis edilmekte olan piyasa ilkelerinin nndeki en nemli engeli, -Keynesi politikalarla bir zaman iin krizin zm haline getirilen- devletin pek ok alanda mdahaleci rolnn oluturduu ifade edilmektedir. Fakat devletin etkinlik alanyla ilgili olarak bu neo-liberal savununun; kapitalist sistemde -esasnda yapsal anlamda verili olanamazlarn sebebi grlen devleti, sivil toplum sylemi ierisinde oulculuk, katlmclk ve zgrlk ilkelerine referansla son derece eklektik ve de korporatif ilikiler zerinden yeniden tanmlamasnn tesine gemedii grlmektedir. Buraya kadar yaplan irdelemelerin sonu olarak ortak bileenlerini, devletin toplumun stnde ihtiya duyulan bir g olduu ve bu gcn kullanmnn toplumun farkl kesimleri arasndaki ilikilere paralel ekilde deiken boyutlar kazand dncelerinin oluturduu grlmektedir. te bu erevede de ayrmalarn, devlet eyleminin -toplumun g dengelerine odakl- snrlarnn izilmesi hususunda kendini gsterdii fark edilebilir. Bunun iindir ki Gorz, Keynesi politikalar, piyasann kendi kendini dzenleme yeteneinin yetersizliini kapatmak iin devlet teknokrasisi tarafndan giriilen d dzenleme eylemleri eklinde deerlendirmektedir. Bu eylemler genel anlamda kapitalist ekonominin karna uygun; ancak tek tek kapitalistlerin, zellikle de tek tek firmalarn karna -ek vergiler ve vergi kesintilerinin kr birikimlerini drmesi nedeniyle- ters bulunmaktadr. Bylelikle her zel firmann devlet mdahalesi olmadnda krlarn ykselecei kanaatinde birletii; oysa ki devleti dzenlemelerin yokluunda, talebin yetersizlii ve verimli yatrm imknlarnn bulunmamas gibi etkenlerin krlarda hzl bir de yol aaca zerinde durulmaktadr. Dolaysyla devlet, meta retiminin geliimi asndan ortaya kacak dnm ve paralanmalar topluma kabul ettirme adna, kapitalist gelimenin toplumsal maliyeti olarak alt yap, kamu rgtleri ebekesi, kamu hizmetleri alanlarnda giriimi ve finansman yklenmektedir (Gorz, 1985: 21-30). Bununla birlikte neo-liberal dnemde, kapitalist gelimenin koulu olarak byme snrlar, sosyal devlet harcamalarnn artmas lsnde daraldndan, toplumsal maliyetin, devletin ilevlerinin yeniden tanmland sivil toplum almlarna kout korporatif ilikileri ieren bir zeminle karlanmasna gidildii sylenebilir. Bu bakmdan bymeyi snrlayan toplumsal maliyetin, sosyal devlet rgtlenmesinin tesinde ok daha geni ve eklektik bir sivil toplum alan iine hapsedilmesiyle kapitalist gelimenin nn at, dolaysyla zmn paras haline getirildii grlebilir. yle ki sivil toplum, devletin -evrensel karn temsilcisi sfatyla- kendi dzenine yabanc pek ok tikel kar hkmranl altnda toplad mekn olarak tarif edilmektedir. Bu manada sivil toplum biimsel katlm mekn olarak devletin kendi hkmne yabanc toplumsal antagonizmalar (kartlk) uzlatrd ve de disipline ettii bir dzlemi karlamaktadr. Bunun en nemli gstergesi ise 20. yzyln ilk yars boyunca kurumsal ii sendikalarnn, emek sermaye amazlarn, devlet ve toplum arasnda asli uzlatrma rolyle stlenmesidir. Kurumsal ii sendikalar ve yakn iliki kurduklar partiler, ii karlar lehine devleti etkileyecek bir kanal salamak, ayn zamanda devlet ve sermayenin disiplin ve kontroln tm i gc arasnda

64 Sosyoloji Notlar
yaymak gibi ikili bir amaca hizmet etmektedir. Ancak neo-liberal dnemde, devlet ve kurumsal emek arasndaki diyalektik ile toplu pazarlk mekanizmalarnn azar azar budanmas sonucunda sermayenin emekle uramasna veya taahhtlemesine ok gerek duyulmamaktadr (Hardt ve Negri, 2007: 370). Bylece sivil toplum yeni bir anlam kazanmaktadr. Artk devletin, toplumsal antagonizmalar uzlatrd ve normalletirdii ya da iktidarn merulatrd bir alan olarak sivil toplumdan bahsedilememektedir. Eer bir sivil toplum alanndan bahsedilecekse, bu alan, kendi kendini yaratan bir devlet sisteminin dngsellii iinde sadece sisteme uygun unsurlarn katld sanal bir tasarm olarak tarif edilmektedir. Dolaysyla devlet artk esas olarak disipliner dzenlemelerle deil, eitli kontrol ebekeleri araclyla hkmetmektedir. Sivil toplumun dokusal hatlarndaki geitlerde kurulan direnilerin, aktr ki, bu yeni hkm modelinin kaygan yzeylerinde tutunacak bir yer bulma ans yoktur (Hardt ve Negri, 2007: 372). Gelinen srete neo-liberalizm, yeni muhafazakrlk gibi nitelendirmelerle anlan eilimlerin, devletin yeni biimi olarak otoriter devletiliki ortaya kard ne srlmektedir. Bu yeni devlet biimindeki eilimi Jessop, Poulantzasn deerlendirmeleriyle; siyasal demokrasi kurumlarnn kkl bir biimde zayflamas ve formel zgrlklerin ok ynl bir biimde zalimce idi edilmesi paralelinde ve devlet kontrolnn sosyo-ekonomik hayatn her alan zerinde younlatrlmas temelinde tartmaktadr. Bylelikle Jessop, otoriter-devlet biiminin kendine zg dokuz nitelii zerinde durmaktadr: 1) iktidar, yasamadan yrtmeye devredilir ve yrtme iinde -kiisel ynetimin ortaya kyla babakann veya cumhurbakannn elinde- younlar; 2) devletin yasama, yrtme ve yarg aygtlar arasnda btnleme eilimi artar ve tekil-ahsiletirilmi dzenlemelerin lehine hukuk devleti zayflar; 3) iktidar blou ve halk kitleleriyle balar zayfladka siyasi partiler, ynetimin temel iletiim birimi ve hegemonyann rgtlenmesine yn veren gler olma ilevlerini kaybederler; 4) bylece, siyasal partiler geleneksel ilevleri dna karak, yerini yrtmeye dair kararlar iin aktarm kua olarak hizmet grmek gibi daha kstl bir role brakr; 5) ideolojik devlet aygtlar alanndaki hkimiyet, okul, niversite ve yaynclktan kitle iletiime geer. Artk medya siyasal meruiyet salamak konusunda kilit bir rol oynamaya balar ve hatta gndemini ve sembolizmini hkmetten devirerek kontrol gcn bytr, eitli biimlerle oaltr; 6) btn bu dnmlere bal olarak, yeni teknokratik ve/veya neo-liberal meruiyet biimlerinin yan sra, yeni plebisiter ve de poplist rza tekniklerinin de glendii grlr; 7) devletin biimsel rgtlenmesini boydan boya kesen, birbirine paralel iktidar ebekeleri de bymeye balar devlet faaliyetlerinde nemli pay tekil eden bu ebekeler, hakim kitle partisi ile nemli kamu grevlileri arasnda byyen maddi ve ideolojik kar ortaklklarnn oluumunu tevik eder ve popler glerin aleyhine devlet aygt dndaki egemen karlarla devlet iindeki gleri belirli siyasalar etrafnda birletirir; 8) devletin temel aygtlarna paralel olarak kitlesel mcadeleleri ve burjuva hegemonyasna ynelik dier tehditleri denetlemeye yarayan yedek, devlet benzeri bir bask aygt da byr ve 9) 1960lardan kalan kimi liberal - zgrlk temalarn ierilmesi ve demokrasi gibi kavramlarn, arasal aklclk ve teknokratik bir mantk lehine anlam kaymalarna uratlmas yoluyla egemen ideoloji yeniden yaplandrlr (Jessop, 2005: 101). Bu erevede liberal reti, konjonktrel olarak pozitif haklara yer vermekle birlikte; nihai olarak, negatif haklar temel alan bir yapnn ilevselliini ngren eilimleri tamaktadr. Refah devleti syleminin, 1970ler dnya ekonomik bunalmna paralel bir biimde eletiri saanana tutulmas ve ardndan neo-liberal uygulamalarla pozitif haklarn budanarak, bireylerin acmasz piyasa koullarna terk edildii negatif haklarn tesisi bu perspektiften ele alnabilir. Toparlanacak olursa; sosyal devlet anlaynn eletirisi zerinden biimlenen neoliberalizmin -dier deyimle yeni muhafazakrln- temel derdinin, devlet ile sivil toplum arasndaki snrlarn yeniden izilme gereine balanmas anlaml grlmektedir. Birbirine fazlasyla baml toplumsal ve siyasal yaam alanlarnn yeniden farkllatrlmas ve sivil topluma zg erdemlerin arpk bir yorumunun -z kar, sk alma, esneklik, zgven, seme zgrl, zel mlkiyet, ataerkil aile ve devlet brokrasisine gvensizlik gibipoplerletirilmesi amalanmaktadr. Bu szde zgrlk ideoloji, devlet kurulularnn zelletirilmesi, emein esnetilmesi ve halk hissedarl, zel konut mlkiyeti ve emekli ayl izelgelerinin yaygnlatrlmas araynda kendini gstermektedir. Burada neo-liberalizmin siyasal stratejisini, sivil toplum zerindeki

65 Sosyoloji Notlar
genelletirilmi devlet denetimine kar duyulan ve aka dile getirilen- tiksinti belirlemektedir. Ancak bu strateji, ayn zamanda devletin iktidar ve otoritesinin artrlmas gerektii gibi kendi kendisiyle elien bir eilimin zerine ina edilmektedir (Keane, 1994: 26-27). Dolaysyla bir yanda, devletin arasal boyutlar (sivil topluma mal ve hizmet sunma rol) -ki muhtalk incelemesi sonucuna ve yetkililerin takdirine bal (vesikayla datlan, saatlerce kuyrukta beklemeyi gerektiren) minimalist yardmlarn uygulamaya geirildii disipliner devlet politikalarn karlarkltlrken; dier yanda ise i hukuk ve dzeni, toplumsal istikrar, esnek ve rekabeti ekonomiyi gvence altna alma ve de ulusun -d dmanlara kar- gl, saygn ve daimi bekisi olma rolleri geniletilerek, devlet politikalarnn etkililii artrlmaya abalanmaktadr (Keane, 1994: 29). Bylelikle toplumdaki g dengeleri gz nne alndnda, devlet politikalarnn etkililiinin hangi ynelimlere cevap verdii konusu problem haline gelmektedir. Bununla ilgili siyasal ve hukuksal rgt olarak devletin snrlar zerinden srdrlen tartmalarda; jandarma devlet ve polis devleti szlerinden daha alayc bir havasyla Lassalleye ait olduu bildirilen gece bekisi-devlet deyiminin, ilevleri kamu dzenini korumak ve yasalara saygy salamak olan devleti karlad grlmektedir. Fakat Gramsci, yalnz kt stnde yaadn ne srd bu rejim biiminde, tarihsel gelimeye yn verme iinin zel glere, sivil topluma dtne, bu toplumun da bir anlamda Devlet, hatta Devlet in ta kendisi olduuna dikkat ekmektedir. Bu noktada aklayc olmas bakmndan, gece bekisi devlet anlay karsnda yer edinen, ahlk devlet ve mdahaleci devlet kavramsallatrmalar arasnda bir ayrma gidilmektedir. Buna gre ahlk devlet dzeninin kkeni felsefede (Hegel atfl) bulunmakta ve esasen gece bekisi devlet deyimine balanmaktadr. nk bu, Ortaan art olan kozmopolitlie ve kilisenin devlet ilerine karmasna kar olan laik devletin zerk, eitici ve ahlksal etkinlii ile ilikilendirilmektedir. Dier taraftan mdahaleci devlet kavramnn kkeni ise daha ok ekonomide yansmasn bulmaktadr. Bu da, bir yandan mdahaleci ya da ekonomik ulusuluk akmlarna, te yandan krsal ve feodal kkenli belirli bir devlet personeline, kapitalizmin arlklarna kar, emeki snflarn koruyuculuunu verme ynndeki eilimlerle aklanmaktadr (Gramsci, 2007: 329). Sosyal yaplanma ierisinde devletin bulunaca konumun sorgulanmasna kout ortaya kan devlet tipleri, ynlendiren, dengeleyen ve de uyarlanan eklinde sralanabilecek ilevsellikleriyle kavranabilir. yle ki devletin snrlar, sosyal yaplanmay etkileyecek olan bu ilevsellie odakl bir biimde belirlenmektedir. Devletin ilevini daraltmaya ilikin deerlendirmelerde Gorz, devletin tayaca boyutu, insan topluluunun maddi kuruluunun oluturduu bamllk alanna tabi grmektedir. Bu anlamda teknolojiler ne denli ar ve de retim, teknik ve ekonomik adan younlamsa, toplumun ileyii de o denli byk bir makinenin byk bir fabrikann ileyiine yaklar ki; bylesine kapsaml bir sosyal ve ekonomik alann, ancak devleti - brokratik askeri bir ileyi tarz ile dzenlenebilecei ileri srlmektedir. Dolaysyla devletin ilevini daraltma imkn, teknik ve ekonomik birimlerin kltlmesine ve demi - merkeziletirilmesine balanmaktadr. Devletin gcnn azaltlaca bu kltme, sivil toplumun ve halkn kar ile ilikilendirilirken; devletin ortadan kaldrlmasnn snrna vurgu yaplmaktadr. Bu snr da, hem maddi hem de hukuksal adan devleti gerektiren, zorla daraltlamayacak olan alan karlamaktadr (Gorz, 1985: 112). Burada Gorzun sonu olarak vard nokta, retim ve blm ilikilerinin son derece karmaklam byk bir aa dnmesinin, ister sosyalist ister kapitalist rejimlerde, dzenleyici st bir mekanizmaya yani devlete gereksinimi zorunlu klmasdr. Bunun iin devlet mdahalesine ilikin tartmalarda, retim ve blm yaplarnn insaniletirme ynnde gzden geirilmesi dncesine salk verilmektedir. Bu balamda zmn temelde hangi devlet anlaynn ne gibi ilevlerle var olaca sorunu zerine ina edilmeye alld grlmektedir. Nihayetinde toplumun en st rgtlenme kurumu olarak devletin etkinlik alanna ynelik aklamalarda eitli yaklamlarla karlalmaktadr. Farkl bak alarn oluturan bu yaklamlarn, kken itibar ile Marksist ve liberal retilerden beslenerek yapland sylenebilir. Esas itibar ile yaklamlar, modern siyasi deiimin getirdii kamusal alan ve zel alan almlar etrafndaki devlet mdahalesi bileenlerine ynelik tutumlar belirlemektedir. Bu erevede srdrlen tartmalarda temel sorun, devletin siyasi, iktisadi ve sosyal alanlardaki rolnn snrlar zerinden okunabilmektedir. Bunun neticesinde, demokrasi balaml devlet ve sivil toplum arasndaki iliki temel deiken olarak sunulmaktadr. Bylelikle

66 Sosyoloji Notlar
devlet ve sivil toplum ayr alanlar biiminde tanmlanmakta ve bu alanlarla ilgili belirli alardan saptanm snrlarn ihlal edilmesi ise demokrasi ve zgrlk sorunu olarak alglanmaktadr. Ancak liberallerin devletin kltlmesi sylemine kout gidilen devlet ve sivil toplum (siyasal ve toplumsal alan) ayrmnn eliik yansmalar tad sonucuna ulalmaktadr. nk bu syleme ramen liberal politikalarla yaplanan pek ok lkede, devletin sivil toplum zerindeki dzenleme ve kontrolnn artrld; sivil toplumun, kendi kararlarn almaktan uzak -zerk bir alan olmaktan karlarak- zel sermayenin ve siyasal glerin egemenlik ilikilerine tabi klnd; sivil toplumu oluturan farkl taraflar ve tikel karlar arasndaki kanlmaz atmalarn, eitsizlikleri srdrecek biimde kontrol altnda tutulduu bir tabloyla karlalmaktadr. Btn bu eilimlerle devlet iktidar, aksine glendirilmekte, te yandan sivil toplum ise apolitik bir pazara dntrlerek tamamen atomize edilmektedir. Dolaysyla karlkl iliki ve dayanma temelli kamusal alan oluumlar, yerini bencillik ve gvensizlik temelli serbest piyasa oluumlarna brakmaktadr.
Kaynaka AKAL, C. B. (1995). Sivil toplumun tanrs. stanbul: Engin Yaynclk. BAUMAN, Z. (1999). alma, tketicilik ve yeni yoksullar. (ev. mit ktem) stanbul: Sarmal Yaynlar. CALLNCOS, A. (2004). Toplum kuram. (ev. Yasemin Tezgiden) stanbul: letiim Yaynlar. CANKLOLU, M. (1996). Liberalizm (zmler Dizisi). stanbul: BDS Yaynlar. DURKHEIM, E. (2004). Sosyolojik yntemin kurallar. (ev. Cenk Saraolu) stanbul: Bordo Siyah Yaynlar. GORZ, A. (1985). Cennetin yollar yaanan ekonomik buhran zerine tezler. (ev. Turhan Ilgaz) stanbul: Afa Yaynlar. GORZ, A. (2007). ktisadi akln eletirisi. (ev. Ik Ergden) stanbul: Ayrnt Yaynlar. GRAMSC, A. (2007). Hapishane defterleri. (ev. Adnan Cemgil) stanbul: Belge Yaynlar. GRAY, J. (1999). Sahte afak. (ev. Gl aal Gven) stanbul: Om Yaynevi. HALL, A. J. ve IKENBERRY, G. J. (2000). Devlet. (ev. Yeeren Olgu Alibeygil, Murat ipal) Ankara: Doruk Yaymclk. HARDT, M. ve NEGR, A. (2003). mparatorluk. (ev. Abdullah Ylmaz) stanbul: Ayrnt Yaynlar. JESSOP, B. (2005). Hegemonya post-fordizm ve kreselleme ekseninde kapitalist devlet. (Der. Betl Yarar, Alev zkazan) stanbul: letiim Yaynlar. KYMEN, O. (2007). Sermaye birikirken osmanl, trkiye, dnya. stanbul: Yordam Kitap. MARX, K. (1976). Fransada snf mcadeleleri 1848-1850. (ev. Tekta Aaolu) stanbul: May Yaynlar. MILLER, D. ve di., (1995). Blackwellin siyasal dnce ansiklopedisi 2 (K-Z). (ev. Blent Peker, Nevzat Kra) Ankara: mit Yaynclk. POGG, G. (1991). ada devletin geliimi. (ev. Binnaz Toprak, ule Kut) stanbul: Hrriyet Vakf Yay SALLAN Gl, S. (2004). Sosyal devlet bitti, yaasn piyasa!. stanbul: Etik Yaynlar. TOKER, N. (2005). Trkiyede liberalizm ve birey. Modern Trkiyede siyasi dnce - liberalizm (Cilt 7, ss. 103-107). stanbul: letiim Yaynlar. Keane, J. (1994). Demokrasi ve sivil toplum. (ev. Necmi Erdoan) stanbul: Ayrnt Yaynlar. WEBER, M. (1997). Protestan ahlak ve kapitalizmin ruhu. (ev. Zeynep Grata) Ankara: Ayra Yaynevi. YAYLA, A. (2002). Liberalizm. Ankara: Liberte Yaynlar.

67 Sosyoloji Notlar YAVUZ TURGUL FLMLERNDE DEM OLGUSU


Zehra Yiit

Giri Modernleme, modern olan lkelerin tarihsel izgileri ierisinde olan bir sreci ifade etmekte, ayrca Batl lkelerin kltrel, tarihi, ekonomik geliimlerinin ierisinde yer almaktadr. Modernleme, kendisini kentleme, nfus, aile yapsndaki deiimlerle gsterse de ayn zamanda zihniyet anlamnda bir dnm de ifade etmektedir. Bat-d lkeler iin modernleme ise, modern lkelerin seviyelerine ulamak, onlar gibi olmann yollarn renmek anlamna gelmektedir. Bu durum Bat-d lkeler tarafndan bir yandan istenilen bir durum olmakla beraber dier yandan bu lkelere modern olan lkeler tarafndan dayatlan bir deiim sreci olduu da grlmektedir. Modernleme konusunda nemli bir unsurun da gelenekler olduu saptanmaktadr. Modernleme eskiden vazgeilerek yeni olana kaplarn almas anlamna geldii iin, bu durumda ounlukla geleneklerin rafa kaldrld grlmekte, gelenek modernlemeye engel tekil ediyor gibi alglanmaktadr. Gelimekte olan bir lke olarak Trkiyede modernleme srecinin sancl olduu, Trkiyelilerin eitli deiimler ile yzlemek durumunda kald grlmektedir. Bunun en nemli nedeninin Osmanl mparatorluundan gnmze modernleme abalarnn, Batl lkeleri ideal lke olarak sunmas ve deiimin odak noktasna Batl lkeleri yerletirmi olmas olarak saptanmaktadr. Bu yzden Trkiyeliler iin modern olmak, ounlukla Batl lkeler gibi olma anlamna geldii iin, bu lkelere benzenmeye alld, kopya, taklit ve uyarlama

yoluyla pek ok deiimin ekilsel olarak alnd grlmektedir. almada, yaklak 200 yldr modernlemeye alan bir lke olan Trkiyedeki deiimlerin, Trk sinemasna ne ekilde ve nasl yansd ortaya konulmaya allmaktadr. Aratrma kapsamnda Yavuz Turgulun filmleri; Muhsin Bey, Glge Oyunu, Ekya, Gnl Yaras, Kabaday filmleri incelenmektedir. Bu filmler araclyla bir yandan bir auteur incelemesi yaplacak dier yandan geleneksellik ve modernlik arasnda kalan toplumun ynetmenin filmlerinde ne ekilde yansd sosyolojik zmlemeyle ortaya konulmaya allacaktr. 1. Modernleme Kavram ve Trkiyede Modernleme Modern kelime anlam olarak eskiden yeniye geii, dne ait olmayan ve artk yeni kavramlarla ele alnmas gereken bir dnyay ifade etmektedir. Gnlk dilde zamana uygun olan, dne ait olmayan anlamna gelen modern kelimesinin kkenini Kumar yle ifade etmektedir; Mododan (son zamanlar, tam imdi) gelen modernus, hodiernus (hodieden, bugn) modelinden hareketle Latincede yaratlm bir szcktr. lk olarak sadan sonra beinci yzyln sonunda antiquusun kart anlamls olarak kullanld. Daha sonralar, bilhassa onuncu yzyldan sonra modernitas (modern zamanlar) ve moderni (bugnn insanlar) terimleri de yaygnlk kazand (Kumar, 1995; 88). Modernleme ise modern lkelere ait zelliklerin modernleememi lkeler tarafndan alnmas ve uygulanmas olarak tanmlanmaktadr. Bylece bu lkeler modern lkelerde refah seviyesine ulam olacaklardr. Bu yzden modernliin frsat yn toplum bilimciler tarafndan vurgulanmaktadr.

Ar. Gr., Afyon Kocatepe niversitesi, Gzel Sanatlar Fak. Sinema TV Blm, zehrayigit@aku.edu.tr

68 Sosyoloji Notlar
Bu grlere alternatif yaklamlar arasnda, yaam biimlendiren modernliin yaam biimlendirmeyi zorunlu klan bir hegomonyadan farkl durumda bulunmad ynndeki dnceler bulunmaktadr. Altunun belirttii gibi eskinin dlanmas, yeninin kutsanmasdr. Modernlik ve esas itibariyle on dokuzuncu yzyl ile birlikte gndelik hayatlar tanzim etmeye girien buyurgan bir sistem halini almtr (2002: 22). Bu deiim ise var olan dzeni deitirecek boyutta bir dnmdr ve bylece toplumun, devletin, insanlarn yeni dzene ait kurallar renmeleri ve yeniden rgtlenmelerini, yeni ilikilerin olumasn ve bunlara uyum salanmasn da iinde barndran bir dnmdr. Klasik kuramclar modernlemeyi gelenekselden (zellikle kr ile temellenmi) moderne (zellikle kent ile temellenmi) gei srecini dz bir izgide tanmlama yolunu semektedirler. Onlara gre modernleme, aamal bir sretir ve btn toplumlar bu sreci yaayacaklardr. Dier bir deyile Bat Avrupann modernleme sreci olan kapitalistleme, endstrileme ve ulus devletlerin kurulu tarihi, merkez Bat lkelerinin dndaki lkelerini ve modernleme sreci iin bu yllarda kalknmann tek bir yolu ve rnek model olarak sunul[maktadr] (nr, 2001, 14 s.). Bu yzden modernleme ilerlemeci, geriye evrilemeyecek bir sreci ifade etmekte, uzun vadede ise kanlmaz ve hatta arzulanan bir sre olarak grlmektedir. Ancak bu aamal bir sretir. Ayrca farkl toplumlar, modernleme ile birbirine benzeyecekleri bir toplumsal yap oluturacaklardr (Kker, 2000: 49). Ancak bu oluum modern lkeleri yceltmekte, modernlemekte olan lkeler iin bu lkeleri ideal toplum dzeni olarak sunmaktadrlar. Bu durumda gelimi modern lkelerin karsna tekiletirilerek gelimemi olan modernlemekte olan lkeler konulmaktadr. Dier yandan bu kuramclar eletiren pek ok kuramc modernlemenin dz bir evrimsel izgi oluunu benimsememekte bu lkeleri geleneksel ve modern olarak blnmesinin yanllna deinmektedirler. Modernleme srecinin iktisadi boyutu olan kapitalist retim tarz, servetin dolaysyla gcn de belirli ellerde ylmasn salamaktadr. Bylece emperyalist sre, kreselleme sylemi ile tm dnya zerine yaylmaktadr. Gelenei reddeden modernlik, zel hayata mdahalenin de kapsn aarak, zel hayatn zarar grmesine neden olmaktadr. Modernite, toplumdaki bireyleri zel hayatkamusal hayat gibi suni bir ayrma uymaya zorlayarak, bata psikolojik olmak zere eitli sorunlara yol amaktadr. Modern dnemin yapsal ve kltrel temelinin deitii, etkin insan anlaynn yerine kiiliini ve zgrln yitiren bir insan tipinin ortaya kt belirtilmekte ve modernden postmoderne veya sanayi toplumundan sanayi sonras topluma gei srecinden bahsedilmektedir (Ate, 2004, 76-77 s.). Oluan kimlik krizleri, toplumsal krizlere de dnmektedir. Bu dnm iselletirerek belli tarihi sreler ierisinde yaayan Bat toplumlarndan ve yaadklar sorunlardan farkl olarak Bat-d toplumlarn modernlii yaaylar ve alglaylarnn da farkllat grlmektedir. Batl toplumlar, modernlemenin tarihsel kkenini Yunanistan ve Helenistik kltre dayandrmaktadrlar. 12. yzyl ngilteresindeki Magna Carta Libertium, Corafi Keifler, Rnesans, Reform, Sanayi Devrimi, Amerikann kefi gibi unsurlar da modernlemenin oluumundaki nemli unsurlardandr. Ancak Batd toplumlar bu sreleri yaamadklar gibi ounlukla yaadklar tepeden inme modernleme abalar hastalkl ve sorunlu hallere brnmektedir. Trkiye gibi lkelerde modernleme abalar taklit, zenti ve uyarlamaya dnrken lkenin her yerinde modernlemenin ayn ekilde alglanmad ya da modern unsurlarn ayn ekilde yaylmad grlmektedir. Bu yzden gelenek ile modernlik i ie bir arada yaamak durumunda kalmaktadr. Bu durumda farkl alar yaayan bireylerin varlna neden olmaktadr. Modernlemenin evrensel yasalara bal, birbirini izleyen, bir sonrakinin bir ncekinden daha iyi olduu bir evrim niteliini tad fikri, modern olma kavramnn ilerlemeyle birlikte stnlk kavramn da iermesine neden olmaktadr. Osmanl mparatorluunun yenileme abalarna girmesi ite bu noktada balamaktadr. st ste gelen sava yenilgileri sonunda, ncelikle fark edilen teknolojik eksiklik Osmanlya, Bat devletlerini ve stnln tanmaktan baka are brakmamaktadr. Bylece modernleme abalar iinde yer alan Tanzimat ve Islahat Fermanlar lkedeki eksikleri gidermek amacyla yaplan almalar da iermektedir. Bu dnemde yaplan almalarda lkede zellikle Fransz etkisinin bariz bir ekilde ortaya kt, lkenin ekonomik, sosyal, kltrel yaamnn her alanna bu etkilerin yansd grlmektedir. Bylece modernleme abalar, Fransann ve/veya dier Avrupal lkelerin taklit edilmesi,

69 Sosyoloji Notlar
kopyalanmas ya da onlara ait zelliklerin uyarlanmas ile lkede kendisine yer bulmaktadr. Ancak deimeyen zihniyet, deien biimle rtmemekte, lkede alaturka/alafranga kartl dourmaktadr. Eski/yeni kartl ilerleyen dnemlerde de varln hissettirmektedir. Atatrkn Cumhuriyeti kurmas ile balayan Trk modernlemesi, Trkiyeyi dnn, bugnn ve yarnn kapsayan toplumsal siyasal dntrme projesine gtrmekte, en byk atlmlar bu dnemde yaplmaktadr. Kemalizmin, modernleme kuramna uygun bir biimde ve 1945 sonras ok- partili siyasal yaama geiin pekitirdii bir yargla, vesayet ideolojisi olarak deerlendirilmesi, Trkiyede Bat modeline uygun bir demokrasi kurulma abalarn aklama amacnn rn olarak ortaya kmtr (Kker, 2000: 235). Bu noktada Tarih, dil, mitoloji, ideoloji, din, kltr, hukuk, ekonomi, eitim vb. unsurlar modernletirici devletin elinde modernleme aralar olarak kullanlm[aktadr] (etin, 2003, 25 s.). Ayrca modernleen Batnn sahip olduu unsurlar da Trk modernlemesinde klavuz nitelii tamaktadr. Trkiyede modernlemenin ve grnmlerinin arpk, hastalkl ve sorunlu hale dnmesindeki en nemli unsurun, Batllamann zihniyet yapsn deitirmeyi baaramamas, Trkiyelilerin deiimi ounlukla biimsel dzeyde alglamalarndan kaynakland grlmektedir. Modernleme yolunda deimenin isel sreci ile modernlemi ileri toplumlarca simgelenen modeller srecindeki rol oynayan unsurlar (ama-ara) arasndaki ayrm hayati nem tamaktadr(etin, 2003: 34). Bu ayrmda zihniyet deiimi nemli rol oynamaktadr. Bouthoulun (1975; 8) da ifade ettii gibi Zihniyetimiz, () toplumsal hayatn iselletirdii bir zmsemedir, dardan deitirilemedii gibi iten de sarslmas zordur. Bu yzden biimdeki deiimlere ramen Trkiyede ieriin ya ayn kalmas ya da ok ar bir evrilme srecinden geerek gnmze kadar tanmas ise zihniyetin aktarlma, farkllama, etkileim sreleri ile aklanmaktadr. Trkiyede modernletirici nderlerle kabul edilen modeller, modernlemeyi ilk nce baaran toplumlardan alnmtr. Oysa karlatklar sorunlar iseldir ve ok nemli konularda kendine zgdr (etin, 2003: 34). Modernleme, yalnzca modern olan unsurlarn alnmas olarak deil modern zihniyetin alnmas ile mmkn olabilmektedir. Bu da geleneklerin nda yeni olann yeniden yorumunu gerekli klmaktadr. Trkiyede 1980 sonras deiimlerin, 1980 sonras politikalarla uyum ierisinde olduu, siyasi yaamdaki depolizasyon sreciyle beraber insanlarn siyasetten uzaklatrldklar grlmektedir. Dier yandan dnemde ideal lke olarak Amerikann gsterildii dikkatleri ekmektedir. kinci Dnya Sava sonras dnyann iki kutba ayrlmas ve S.S.C.B ile Amerika arasnda gelien Souk Savan, S.S.C.B.nin yklmas ile sonulanmas dnyay tek kutuplu dnyaya dntrmtr. Amerika ve onun kreselleme sylemleri ile dnya zerinde kurduu bask ve emperyalist amalardan Trkiyede nasibini almakta dier yandan Trkiyelilerin hayatna Amerikan kltr ve yaamna ait eler hzl bir ekilde girmektedir. Gnmzde ise modern olma abalar Avrupa Birliine girme sreci ile srdrld dnlmektedir. Trkiyedeki toplumsal yapdaki deiimler; nfus, kentleme ve aile yaplarnda grlmektedir. Nfus ierisinde ise tarma bamllk, sanayileme sreci iinde snflama, meslek yaps, yetersiz kaynaklar ve nfusun gereksinmelerinin deitii grlmektedir. Kentleme ise kentlere yaplan g ve yapsal deime ile somutlanmakta, aile yaps, deien toplum ierisinde ilevleri ile deimektedir (Kongar, 1995: 377-438). Deiim konusunda nemli bir unsur da Trkiyede deiimin, lkenin her yerinde ayn ekilde alglanmaddr. Bottomore, toplumsal deiimin baz dnemlerde, ya da baz alanlarda hzl bazlarnda ise yava, hatta hissedilmeyecek kadar ar olduunu ifade etmektedir (1977: 343). Bu yzden de Trkiyede eski/yeni, geleneksel/modern gibi kartlklar oluturmakta, bu ikili yaplar gnmzde de kendisine yer bulmaktadr. Bu kartlklar filmlerinde en iyi ekilde barndran isimlerden birisi de Yavuz Turguldur. Onun tm filmlerinde bir eski/yeni, geleneksel/modern, Dou/Bat gibi kartlklar yaratlmakta ve modernlemenin sonular filmlere yansmaktadr. 2. Aratrma Yntemi ve rneklem Film analizinde ynetmenin filmlerinden; ynetmenliini yapt; Muhsin Bey (1985),
Muhsin Bey: Film anlats, organizatr Muhsin Beyin evresinde gelien olaylar anlatmaktadr. Giderek dnemi kapanan gazinolarla beraber eski bir organizatr olan Muhsin Beyin de ileri kt gitmeye balar. Muhsin, yardmcsnn dediini sand alt aylk kira parasn at yarna yatrdn rendiinde alt yerden atlmtr. Sonrasnda ilerini bir arkadann kahvehanesinden yrtmeye balar. Ali Nazik adl anl Urfal karakter trkc olmak iin Muhsin Beyi

70 Sosyoloji Notlar
Glge Oyunu, Ekya***** (1996), Gnl Yaras ve senaryosunu yazd Kabaday adl filmi seilmitir. Bir filmin sahibi onun yaratcs durumundaki kii olan ynetmenidir. Ynetmen kendi i dnyasn, yaamn, hayata kar duruunu filmlerine yanstmaktadr. Ynetmenin varlnn nemi bir yana, Kabaday filmi, senaryo yazarnn da filme imzasn atmas anlamnda etkili olduunu gstermektedir. Bu yzden Turgulun ynetmenliini yapt filmlerin yanna Kabaday adl senaryosunu yazd filmin eklenmesi de uygun grlmektedir. Filmin incelenmesinde yntem olarak kartlklar ortaya karmak anlamnda sosyolojik bak as tercih edilmektedir. Bu noktada filmsel anlatnn zmlenmesinde bu yapya ait unsurlar karakterler, zaman, mekan, deiim erevesinde incelenmektedir. 3. Yavuz Turgul Filmlerinde Toplumsal Deiim 3. 1. Turgul Filmlerinde, Filmsel Anlatlarda Zaman Turgul filmleri, deiimin en youn olarak yaand 80 sonras dnemi kapsamaktadr. Bu hzl deiim sreci toplumsal atmalar da beraberinde getirmektedir. Birey bu srece uyum salama da zorlanmakta, stelik birbirlerine olduu kadar dzene ve hatta kendilerine, deerlerine de yabanclamakta, anomi yaamaktadrlar. Liberalizmin egemen olduu bir dnemde g alan byk kentlerin bu deiimden etkilendii, ehir yaplarnda gecekondulama, isizlik, nfus okluu gibi sorunlar yaand bilinmektedir. Trkiyede youn olarak g alan kentlerin banda stanbul ehri gelmektedir. Bu deiim Turgulun hemen hemen btn filmlerine yansmaktadr. Ak Filmlerinin Unutulmaz Ynetmeninde Hamet Asilkan devrini tamamlam olduu, kendisi gibi ak filmi eken ynetmenlerin olmadnn farkndadr. Muhsin Bey, eski bir organizatrdr. Artk i yapmamakta, kahvelere kadar dmektedir. Glge Oyununda Mahmut ve Abidin kendileri gibi komedi oyuncularnn kalmadnn farkndadrlar. Ekya filmine yansyan ise, Dounun dalarda gezen ekyalar ile Batnn mafyas deiimin rnleri olarak grlmektedir. Gnl Yarasnda trk syleyen Dnya, artk pavyonlarda mterileri elendirmek durumunda kalmaktadr. Kabaday filminde ise, yine eskinin kabadaylar ile yeninin mafyas, eski/yeni kartlklarn oluturmaktadr. 3.2. Turgul Filmlerinde, Filmsel Anlatlarn Karakterleri Turgul filmleri, Fahriye Abla hari, daha ok erkek karakterlere dayal bir yap arz etmektedir. Fahriye Abla, kadnlarn toplumsal yaama katlmalar ve zne olarak var olu sava vermeleri srasnda, kent yaamnda giderek belirginleen ve glenen birey kimlikleri dolaysyla, yaplm bir film olarak grlmektedir. Turgulun dier filmlerin tamamnda erkek karakterlerinin ba roll oynadklar, olaylarn bu karakterler etrafnda dnd grlmektedir. Belki bu durumun nedeni, deien toplum yapsyla beraber, deiimden erkeklerin youn olarak etkilenmi olmalardr. Yaps itibariyle ataerkil bir toplum olan Trkiyede geleneksel deerlerde sapmalar yaand grlmektedir. Modernleme abalar, erkein g kaybna neden olmaktayken, deien

bulur. kilinin yollarnn keimesi, ikisinin de hayatlarnn k yolunu aramasna dayanr. Ali Nazike kaset yapma sevdas sonunda Muhsin Bey, insanlar dolandrr, hapis yatar ancak deerlerinden vazgememeye alr. Ancak piyasa Ali Naziki yutar. Pavyonda arabesk arklar sylemeyi tercih eder. Glge Oyunu: Birbirinden ok farkl iki karakter olan Abidin ve Mahmutun hayatlar Kumru adl gzel bir kadnla keisir. Kumru pavyona konsomatris olarak satlr ancak sar ve dilsiz olduu renilince kap nne konulur. Kumruya kyamayan ikili onu evlerine alr gtrrler. e kapank, duygusal Mahmut ile apkn, uar bir adam olan Abidin ve duymasa da her eyi anlayan ince ruhlu Kumrunun ilikileri bylece balar. ***** Ekya: Baran 35 yl hapishanede yattktan sonra kar. Ancak 35 ylda dnya deimitir. Kyne dndnde ise kynn sular altnda kaldn grr. Eski bir ekya olan Baran, sevdii kadnn ve ona ihanet eden arkadann stanbulda olduunu renir ve onlar aramaya bu kente gider. Yolculuk srasnda yollar Cumali adndaki gen bir delikanlyla birleir. Cumali, mafyaya karm, onlar iin eitli iler yapmaktadr. Baran, sevdii kadn bulur ancak Cumali uruna lm alarak, onu korumaya ve savunmaya alr. Bu arada sevdii kadn da bu uurda brakr. Gnl Yaras: Anadoluda retmenlik yapan Nazmn, emekli olduktan sonra stanbula dn ile filmsel anlat balamaktadr. Burada emekli paras kana kadar taksi ofrl yapmaya balayan Nazmn yolu, Dnya ile keisir. Trkc Dnya, kz ile einden kam, geimini salamaya almaktadr. Nazmla aralarnda yaknlama balayan Dnyann ei, onun izini bulur be peinden stanbula gelir. Kabaday: Eski kabadaylardan biri olan Ali Osman yllar sonra sevdii kadnn izini bulur. lmek zere olan sevdii kadn Afetten, bir olu olduunu renen Ali Osman, olu Murat bulur. Daha sonra kendisinden yardm isteyen olunu, bandaki beladan kurtarmak iin lm gze alr. Bu arada babaoul arasnda ge de olsa bir sevgi balar. Filmsel anlatda dier yanda Murat, onun ak olduu Karaca ve kadna tutkun olan mafya Devran yer alr. Tm karakterlerin yollarnn bir arada kesimesi filmin yksn oluturur.

71 Sosyoloji Notlar
toplum yaps da ilikileri, deerleri, ahlak anlayn, ekonomik ve kltrel yapy yozlatrmakta, bireyin yabanclamasna neden olmaktadr. Muhsin Bey, Ak Filmlerinin Unutulmaz Ynetmeni, Ekya, Gnl Yaras ve Kabaday filmlerinde bu durum dile getirilmektedir. Film Turgul filmlerinde grlen iki erkek dostluu /baba-oul ilikisine de gnderme yapmaktadr. Ekyada Baran ve Cumali, Muhsin Beyde Muhsin Bey ve Ali Nazik, Glge Oyununda Abidin ve Mahmut, Gnl Yarasnda Ali Osman ve Takoz, Kabadayda Ali Osman ve olu Murat akllara getirmektedir. Baran, Cumali iin lm gze almakta, sevdii kadndan vazgemekte, her eyini ortaya koymaktadr. Muhsin Bey, Ali Nazik iin deerlerinden vazgemekte, insanlar dolandrmakta, sevdii kadn brakmakta ve hapse dmektedir. Kabaday filminde de Ali Osman, olu Murat iin her eyinden vazgemekte, lmne onu korumaktadr. Turgulun erkek karakterleri sevdikleri iin her eyi gze alan, canlar dahi olsa gz krpmadan canlarn fena edecek bireyler olarak sunulmaktadr. Gnmzdeki bireysellemenin tam tersi olarak kendi dndakiler iin kendinden vazgemek, ortak karlar ve mutluluklar geleneksel toplumun dayanma dzenine denk dmektedir. Turgulun karakterleri bir tr adanmlk duygusu ile sevdikleri iin her eylerini ortaya koymaktadrlar. Turgulun erkek karakterlerinin baarsz olduklar en nemli konu ak ilikileri olarak sunulmaktadr. Sonsuz ve sessiz bir akla sevdiklerine bal olan Turgulun erkek karakterlerinden. Muhsin, Sevda Hanma alamamakta, onu olu bildii Ali Nazike sunmaktadr. Hamet Asilkan baarsz evliliklerinden sonra Jeyan tarafndan terk edilmekte, Baran, kendisine bedenini sunan Sevili reddetmekte ancak Kejeye de kavuamamaktadr. Kabadaynn Ali Osman eini kaybetmekte ve sevdii kadn Afetin de lmn izlemekte, onu kavuamamaktadr. Dou geleneinde ak genel olarak ac ekmek zerine kurulmaktadr. Ac ekmek, sevene deer katmakta, seven aclar ile ykselmekte, sevdiine bylece daha da yaknlamaktadr. Bu durum Trk tasavvuf kltrndeki sevenin ektii ac lsnde Allaha ulamas ile denk dmektedir. Bylece karakterler ektii ac lsnde sonsuz aka ulaabilmektedir. Tasavvuftaki bu anlay ve alglay, ac ektirenin kt olarak alglanmasna da engel tekil etmekte, dier yandan seven zaten bu acdan haz almaktadr. Kabaday filminde Devrann kt bir aile iinde domu olduu, kt bir ocukluk geirdii, ikence grd ve sonunda muhbirlik yapmak zorunda kald grlmektedir. Yaam Devran bu ekilde davranmaya zorlamaktadr. Ruh hali ok da iyi olmad anlalan Devran iin yaamn zor olduu grlmektedir. Devran yaadklarndan sonra Karacaya snmakta, ak iin lm gze almaktadr. Karaca uruna her eyden vazgemektedir. Bar taramas, barn sahibini ldrmesi, Muratn peine taklmas, eitli riskleri almas hep Karacaya olan ak yzndendir. Devran Ekyadaki karakterlerini akla getirmektedir. Ekyada da her eyin nedeni ak, sevda temelinden aklanmaktadr. Barann 35 yllk hapishane gemiiyle sevdii kadn aramaya gelmesi, btn zorluklar gslemesi, nn sunulan bir hayat kadnn reddetmesi; Cumalinin bir paket eroini alarak kendi hayatn tehlikeye atmas Emele duyduu ak yznden; Emelin Cumaliyi aldatmas, yalanlar sylemesi ve onu lme atmasnn sebebi de ak; Berfonun can dostunu aldatmas, onu lme terk etmesi ve stn stlk parasn alarak onun parasyla sevdii kadn satn almasnn nedeni de ak olarak sunulmaktadr. Bu yzden filmdeki hi kimse haksz durumda bulunmamakta, herkesin yaptklarnn sebebi ak olarak gsterilmektedir. Berfonun da ifade ettii gibi; Yaptm, nk aktm. imdi bana ne diyebilirsin? Gnl Yarasnda da Halil, Dnyaya lgnca aktr. O akn filminde yle aklamaktadr; Abi benim bu Dnya'ya olan akm, uyuturucudan beter. Ben kendimde deilim. Beni bu hale Dnya'nn ak getirdi. Ben bu kadnn sesine vuruldum. ok ili, ok byl bir sesi vard, ona ak oldum, kandm. Ben ne yaptm bilmiyorum, bana yardm et abi, bir babalk yap, ben Dnya'sz yaayamam. Kabaday filminde Devrann hayatndaki belki de en gzel ve en temiz ey Karacaya hissettii aktr. Karacasz bir hayat Devran iin mmkn grlmemekte ve lrken bile Karacaya bakmakta, ona pck yollamaktadr. Film, daha nceki tm Turgul filmlerinde olduu gibi karakterlerini ak ile hakl karmaya almakta, insanlarn ne denli kt olurlarsa olsunlar, ilerinde iyi yanlarnn da olduunu ifade etmektedirler. Devran hakl karan da, onun gemii ve Karacaya olan ak olarak sunulmaktadr. Filmde Ali Osman da tertemiz deildir. ok gnah iledim. Ellerimde hala kanlar kurumad. Bu bedel detilecek diyerek yaptklarnn cezasn ekeceine inanmaktadr.

72 Sosyoloji Notlar
Turgul filmlerinde kadn karakterler ataerkillik erevesinde; Douya has geleneksel bir yap ierisinde ele alnmaktadr; Bu filmlerde kadn tek bana genellikle var olamamaktadr. Muhsin beyde Sevda Hanm, Muhsin Beyin hapse girmesiyle yeni birini bulmakta, Gnl Yarasnda Dnya, Nazma snmakta, Ekyada Keje sevdii adam beklese de yannda ei bulunmaktadr. Bu filmde de Karaca, Devran ve Murat arasnda gidip gelmekte, Murat sevdiini sylese de daha nce Devran ile olduu anlalmaktadr. Turgulun karakterlerinden eskiyi temsil edene ounlukla olumlu zellikler atfetmektedir. Muhsin Bey, deiime direnen kat bir adam olsa da, o iyilikten, drstlkten, sevgiden yanadr. Ali Nazik ise dzenin yozlatrd biri olarak zamanla deerlerini kaybeden bir karakteri temsil etmektedir. Benzer ayrm Ekyada Baran ve Cumal arasnda da gemektedir. Baran, geleneksel topluma ait unsurlar bnyesinde barndran bir karakterdir. Kabaday filminde ise bu kartl Ali Osman ve Devran oluturmaktadr. Ali Osman, deerleri olan, drst, yardmsever, insafl biri olarak sunulmaktadr. Yalnzca kabadaylk iini yapmakta olan Ali Osman, tek bana almakta arkasnda baka kiilere gvenerek iini yrtmemektedir. Devran ise yeni dzenin temsilcisi durumunda bulunmaktadr. Mafyann temsilcisi olan Devran, yaadklar yznden deerlerini kaybetmi biridir. Yalanc, bencil, acmasz; hasta ruhlu birisidir. Devrann yapt iler arasnda eroinden silah satmaya kadar her trl i bulunmaktadr. Kabadayln tad olumlu anlara kart olarak mafya olumsuz anlamlar yklenmektedir. Filmde mafya, derin devlet ve polis arasndaki ilikiler de yine dikkat ekici grlmektedir. Trkiye modernleme ile deiim srecine girmi ancak Trkiye modernliin alglan ounlukla biimsel dzeyde kald iin zihniyet yapsn deitiremeyen Trkiyeli iin modernleme eski ve yeni kartlnn bir arada yaand bir alan haline dnmtr. Trkiyedeki deiimin olumsuz birok durumu da ortaya kard grlmektedir. Turgul filmlerinde gemie ait deerler olumlanrken, yeni deerler olumsuzlanmakta ve dier yandan dzene ayak uyduramayan insanlar silinmeye yok olmaya mahkm olmaktadrlar. Ali Osman gemie ait deerlere ok gvenmektedir. rnein arkadalarna gvenmekte ancak ihbar edilmektedir. Sevdii kadna gvenmekte ancak olu yaklak 25 yl boyunca kendisinden saklanmaktadr. Gemie ait kabadaylk ise onu lme gtrmektedir. Dier yandan tm Turgul filmleri gibi filmlerinde yeni deerlerin de insanlar bir tr kmaz ierisine sokmas filme yansmaktadr. Ekyann Cumalisi ile Gnl Yarasnn Dnyas lmekte, Ak Filmlerinin Unutulmaz Ynetmeni Hamet Asilkan intihara srklemekte, Muhsin Beyin Ali Naziki trkc olup kendisini harcamakta, Kabadaynn Devrannn da yeni deerler sonu olmaktadr. 3.3. Turgul Filmlerinde Filmsel Anlatlarn Mekanlar 1980 sonras deiimlerden en ok etkilenen mekanlarn byk ehirler olduu grlmektedir. Byk ehirler aldklar glerle beraber, youn olarak deiimi yaamakta, byk ehirlerin yapsnda deiimler gecekondulama ile kendisini gstermekte iken ayrca bireylerin yapsnda da bu deiim, varln gstermektedir. Turgul filmlerinde ana mekann stanbul olarak seildii grlmektedir. Filmlerde pavyonlar, oteller, arka sokaklar vb. meknlar ve bu meknlardaki deiik tarzlardaki insanlar stanbuldaki deiimin rahata gzlenebilmesi iin bilinli olarak seiliyor grlmektedir. 50lerden beri en ok g alan ehirlerin banda yer alan stanbul, kr/kent, Dou/Bat, geleneksel/modern, eski/yeni gibi kartlklarn bir araya geldikleri ve modernlemeye dair sorunlarn en net biimde hissedildii mekan durumuna gelmektedir. Muhsin Bey, stanbulda Beyolunun arka sokaklarnda, Ak Filmlerinin Unutulmaz Ynetmeni stanbulda, Glge Oyunu, stanbul/Beyolunda, Ekya, stanbulda, Gnl Yaras stanbulda ve Kabaday filmi stanbuldaki pek ok mekanda gemektedir. Mekanlar, Turgul filmlerindeki cemaatten kopmu, cemiyet hayatna uyum salamaya alan bireylerin varl ile uyum ierisinde olarak, filmin eski ile zdelemi karakterlerine bu dzeni yaayabilecekleri alanlar yaratmaktadr. Bylece karakterler yz yze ilikilerini ve cemaat yaamn buralarda srdrebilmektedirler. Muhsin Beyde apartman/kahve, Ekyada otel, Gnl Yarasnda mahalle/kahve, Kabaday filminde arkadalarn evleri, iftlik, hamam gibi mekanlar bu ilikilerin yaanabilecei alanlar olarak yansmaktadr. Bu yerler bir yandan da stanbulun kozmopolit yaamnn sergilenmesi anlamnda nemli bir yere sahip durumda bulunmaktadr. Muhsin Beyin yaad apartmanda oyuncu, ark syleyen bir kadn, Rum ev sahibi gibi karakterler bulunmakta iken Ekyada da otelde Rum artist, Beyaz Rus

73 Sosyoloji Notlar
Andrey Mikin, hayat kadn ve olu, satclar ve daha farkl pek ok kii bulunmaktadr. Kabaday da bu anlamda farkl yzleri bir arada toplamakta, bar, sokaklar, evler farkll gstermektedir. Turgul filmlerinde bu mekanlarn karsnda yozlam kltr temsil eden mekanlar yer almaktadr. Karakterlerdeki eski/yeni ayrm mekanlara da yansmakta mekanlarda da eski/yeni alanlar yaratlmaktadr. Yeni deerleri sahiplenmi karakterlere yklenen olumsuzluklar bu mekanlara da yklenmektedir. Muhsin Beyde eski gazinolarn yerlerini pavyonlar almakta, bu mekanlarda sese nem verilmeden daha ok bedeni sergilemeye ynelik mteri ekme tercih edilmektedir. Ekya filminde mafyann iinde bulunduu mekanlar yine Kabadaydaki mekanlarla zdetir. Bu mekanlar, dier utaki bireylerin yaam alanlar olarak sunulmaktadr. Gnl Yaras adl filmde de, Dnyann alt mekanlar bu deiimi yanstmaktadr. Gazino patronu bu ilerde para kalmadn, mekan satma dncesinden bahsetmektedir. Sonu Trkiyedeki deiimin toplumun tamamna ayn ekilde ulamad, genel olarak biimsel anlamda deien Trkiyelinin zihniyet anlamnda bir dnm tam anlamyla yaayamadklar dnlmektedir. Trkiyede sinemann toplumla karlkl etkileiminin olduu, sinemann bir yandan toplumunu etkiledii, dier yandan ondan etkilendii ve toplumunu yanstt bilinmektedir. Bu noktada ekilen filmlerin de belli bak ereveleri ile olsa da toplumunu yanstt ifade edilebilmektedir. Turgul filmlerinin anlat yapsnda olay rgs, (giri, gelime, sonu, atma ve dm), karakterler, mekan ve zaman elerinin benzetii grlmekte, bir auteur olarak ynetmenin bir slubunun olduu saptanmaktadr. Bu noktada filmlerinde, Trkiyedeki deiime kar tutum ve bak asnn benzetii grlmektedir. Turgul filmlerine deiim, daha ok olumsuzluklar ile yansmakta, kurulan eski/yeni, geleneksel/modern, kr/kent, Dou/Bat gibi kartlklarla, eskiye ait deerler yceltilmekte, yeninin insanlar bir tr kmaz ierisine soktuu fikri filmlerin anlat yapsna yansmaktadr. Bu noktada ynetmen eskiye ait karakterler ile yeninin deitirdii karakterler, eskiye ait mekanlar ile yeninin yozlatrd mekanlar, eski zamanlar ve yeni zamanlar gibi kartlklar anlat yapsnda kurmakta, bylece taraf olduu eskinin deerlerini mekan, karakter ve olay rgs balamnda yceltmektedir. Eskiye bal olmak ya da eskide yaamak karakterleri bir tr kmaz ierisine soksa da yeni deerlerin de karakterlere mutluluk getirmedii grlmektedir. Trkiyedeki modernlemenin Trkiyede pek ok ynetmen tarafndan doru alglanmad, bireyleri etkileme, ynlendirme ve harekete geirme gcne sahip sinemann, Trkiyeye ait sorunlar tam olarak yanstmad, gelimekte olan bir lkenin sinemasnn, bireylere yol gstermesi gerektii dncesinden hareketle, Trkiye sinemasnn izleyicisinin nnde gitmedii grlmektedir. Trkiyede bir anlam karmaasnn, modernleme ile ilgili kafa karklnn olduu grlmekte, ancak Adanrn da (2006: 33) ifade ettii gibi; Trk sinemasysa btn bu ztlklar aklayabilmek, da vurabilmek ve yeni neriler getirme konusunda son derece yetersiz kal[d grlmektedir].
Kaynaklar ADANIR, O.,(2006) . Kltr Politika ve Sinema, PMP Yaynclk, stanbul. ALTUN, F., (2002) . Modernleme Kuram: Eletirel Bir Giri, Yneli Yaynlar, stanbul. ATE, H., (2004) . Modernlik ve Postmodernlik Arasnda Kamu Ynetimi, Modernlik ve Modernleme Srecinde Trkiye, Editr: G. Erdumlu, Babil Yaynclk, Ankara, ss.72-73. BOTTOMORE, T. B., (1977) . Toplumbilim, ev: nsal Oskay, Doan Yaynevi, Ankara. BOUTHOUL, G., (1975) . Zihniyetler Kii ve Toplum Asndan Zihin Yapsna Dair Psikososyal Bir nceleme, ev: Selmin Evrim, Edebiyat Fakltesi Basmevi, stanbul. ETN, H., (2003) . Gelenek ve Trk Modernlemesi, Dou Bat (Modernliin Glgesinde Gelenek), Say:25, Dou Bat Yaynlar, Ankara, ss.1141. KONGAR, E., (1995) . mparatorluktan Gnmze Trkiyenin Toplumsal Yaps Cilt 1-2, Remzi Kitabevi (9. Basm), stanbul. KKER, L., (2000) . Modernleme Kemalizm ve Demokrasi, letiim Yaynlar (6 Basm), stanbul. KUMAR, K., (1995) . Sanayi Sonras Toplumdan Postmodern Topluma-ada Dnyann Yeni Kuramlar, ev. M. Kk, Dost Kitapevi, Ankara. NR, N. (2001) . Medya ve Eitim, Bar Yaynlar, zmir.

You might also like