You are on page 1of 67

FELSEFE

FELSEFEYE GR DERS

Prof. Dr. Cengiz AKMAK

1. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 1: Metafizik Kavram I

z: Metafizik kavramnn ne anlama geldii tartlacaktr. Kavramn Aristoteles felsefesinde ne anlama geldii incelenecek ve Hume felsefesinde bunun nasl deitii sorgulanacaktr.

Abstract: In this course, the meaning of metaphysics will be discussed. The concepts significance in Aristotles philosophy will be examined and its transformation in Humes philosophy will be questioned.

Felsefe tarihi boyunca, zerinde en youn olarak dnlen, tartlan konulardan birisi metafizik olmutur. Zaman zaman felsefenin z ve omurgas olarak nitelenen, zaman zaman da dmanca saldrlara maruz kalarak btn ile yok edilme giriimleri ile kar karya kalan metafizik; nasl ele alnrsa alnsn gncelliini hi yitirmemitir. Metafiziin her zaman gndemde olan bir konu olmasnn nedenleri arasnda, bir yandan zerine eildii problemlerin nemini hi yitirmemi olmas; dier yandan da hem kapsamnn hem de tanmnn felsefe tarihinin her dneminde bir kez daha tartlm olmas gsterilebilir. Metafizik, en genel anlam ile, evrene ilikin bilgi edinme abasnn bir sonucudur. Burada, zellemi doa bilimlerinin de evrene ilikin bilgi edinme gayretinde olduklar; bu yzden de metafiziin alan ve urasna ilikin bu tanmn, metafiziin doa bilimlerinden net bir biimde ayrt edilmesini salamad sylenebilir. Doa bilimleri de dnyadaki olgulara ilikin bilgi edinme gayretindedirler. Ne var ki tek tek doa bilimleri, olgular hakknda bilgi edinme ve bunu da bilimsel bak as ile gerekletirme gayretinde olmalar bakmndan benzer olsalar da inceledikleri konular bakmndan birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Her biri dnyadaki olgularn kendilerine konu ettikleri ksmn incelerken, bunu, inceledii konunun gerektirdii zel bir bak as ile yaparlar. Szgelimi, doa bilimleri arasnda sayabileceimiz fizik, kimya, zooloji ve botaniin hem inceledikleri olgu hem de bu olgulara yaklam biimleri birbirlerinden farkldr. Bu yzden her biri belli bir olgular beini, belli bir adan ve belli ynleri ile ele alrken; pek ok ynn de darda brakrlar. Metafiziin doa bilimlerinden ayrld temel noktalardan biri genele ilikin, kuatc bilgi edinme abas ile ilgili tavrdr. O, belli bir olgu veya olgu beinin u veya bu ynne deil; bir btn olarak evrene ynelir. Hibir yann eksik brakmakszn evreni btn olarak ele alma amacn gder. Bu durumda metafizik, genellii ile doa bilimlerinden ayrlmaktadr. Metafizik, u veya bu olguya deil, bir btn olarak evrene ilikin en genel, en kuatc ilkeleri soruturma etkinlii olarak anlalabilir. Eer bunlar en genel ilkeler olacaksa, hem evrendeki her ey, hem de bir btn olarak evrenin kendisi bu ilkelere tabi olmaldr. En kuatc ve genel ilkelerin ortaya karlmaya allmas da evrenin btnlkl bilgisine sahip olma, onu btn olarak kavrama abas ile ilikilidir. Bylelikle metafizii, evreni btn ile bilme abas olarak da tanmlayabiliriz. Bu en genel, en kuatc ilkeler ayn zamanda ze ilikin olduklarndan, soruturulmalar zaman zaman varln zn ortaya koyma abas olarak da anlalmtr. Varln zn aratran metafizik, bunu varln ilk ilkelerini veya varla ilikin nihai, rtlemez hakikatleri ortaya karma yolu ile gerekletirme gayretinde olmutur. Varln zn bilme uras olarak alndnda metafizik, fizik tesini tanma abas olarak da anlalabilir. nk grnr olan varln znden bahsettiimizde, fizik dnyann tesinde olan bir eye ynelmi oluruz. Ama grnr varln tesindeki, nihai gereklie ulamaktr; yntem ise grnrde olann eletirel bir incelemeye tabi tutulmas yolu ile onun tesinin bilgisine ulamaktr. Fizik dnyann tesinde, grnr gerekliin ardnda olan zn, tanrsal bir ey olduu metafizikilerce kabul edile gelmitir. Bundan dolay da varln zne ilikin olan ey ou zaman tanrsal bir ey olarak anlalmtr. Varln znn kavranmas ile, eylerin ilk ilkeleri kavranacak bylelikle de var olanlar hakknda nihai, tanrsal bilgiye ulalacaktr. eylerin kendilerine zg kkenlerine inmek, o eyin kendi bana deil, btn iindeki konumuyla

soruturulmasn gerektirir. Bir eyin tam olarak kkten bilinebilmesi, tmyle evrenin ya da varln znn btnlkl olarak kavranmasna baldr. Bylelikle, metafiziin uras kimi zaman evrenin tmn kuatacak, onu btnlkl olarak kavrayacak ilkelerin bilinmesi, kimi zaman varln zne ilikin olan eyin kavranmas; kimi zamansa fizik tesindeki tanrsal gereklie ulalmas abas olarak anlalmtr. Metafiziin sorduu sorular, farkl metafizik sistemlerinin gerek terminolojileri, gerekse yaplar bakmndan farkllklar gstermektedir. Burada bu sorularda ortak bulunan benzer karakteristik zellikleri anmaya alacaz. Metafiziin, evreni kuatan ilkelere ynelen tavr, sorularnda da kendini gsterir. Bunlar, hibir eyi darda brakmayacak, kktenci bir soruturmaya ynelik sorulardr. Metafiziin klasik sorular, Evren tmyle nasl kurulmutur?, Varln ne gibi bir z vardr?, Fizik tesinin yaps nasldr?, Bir ey (her ey) derinlemesine nasldr? gibi sorulardr. Bu tip sorulara verilmi olan yantlar ve ortaya kan yeni sorular, felsefe tarihi boyunca metafizii eitlendirmi ve zenginletirmitir. Ne var ki bu eitlilik iindeki metafizik sistemlerden bazlarnn yaklam, birbirlerini destekleyecek ve tamamlayacak biimde yan yana dururken; bazlar da btn ile birbirini deilleyecek, hie sayacak biimde kar karya gelmilerdir. Kart olan rtrken, kendi savn glendiren uzun kantlama zincirleri birbirini izlemi ve konu, iinden klamaz bir hal almtr. eitlilik bir yerden sonra, Kantn da belirttii zere, felsefeyi bir yazboz tahtas haline getirmitir. Bir metafizik sisteminde doru olarak kabul edilen bir eyin, tam tersi bir baka metafizik sisteminde doru olarak kabul edilmitir. Metafiziin soruturmas, grnrdeki fizik gerekliin tesine uzandndan dolay bu soruturmann sonular ou zaman o metafizik sisteminin iinde deerlendirilmitir. Ne var ki bu metafizik sistemlerinin kendi n kabulleri bir kez onaylandktan sonra, biri ortaya koyduu sav, dieri de bu savn zddn, ayn titizlik ve dakiklik ile kantlayabildiinden, gerekte bu sonulardan hangisinin doru olduunu syleme olana da olmamtr. Bir yandan felsefe tarihi bylesi bir metafizik eitliliini barndrrken, dier yandan da hemen her metafiziki, evreni btn ile bilme amacn gerekletirenin kendi metafizik sistemi olduunu iddia etmitir. Gerekten de, evreni ister birbirleri ile atan, ister uzlaan bir grle kavrasnlar, hemen hemen tm metafizik sistemlerde ortak bir zellik vardr: hibiri, verdikleri yantlarn evrenin tm hakkndaki kkten, doru bilgiyi verdiinden kukuya dmemitir. Genellikle metafizik sistemlerin merkezinde evrenin btnne ilikin bir sav bulunur. Sistemin tamam bu sav ile uyumlu olacak biimde kurulur. Bundan dolay da bu sav dile getiren ifadelerin znesi, varlk, evren, her ey vb. gibi genele iaret eden bir kavram olmaldr. Eer metafizik bir sistem byle bir sav sunmaktan geri kalyorsa, evrenin btnlkl kavranna ilikin bir yant olmadn da kabul etmi oluyor demektir. Nasl? sorusu bir olgu hakknda sorulduunda onun grnr zelliklerinin tasvirine yneliktir. Doa bilimleri ou zaman bu trden sorular cevaplama gayretindedirler. Nedir? sorusu hakknda sorulduu eyin olgusal niteliklerine deil de, dorudan varlna ynelik kkten bir soru olduundan dolay Nasl? sorusundan nce gelmektedir. Metafizik, nedirli sorularn cevaplanmasna ynelik ifadeler ortaya koymaktadr. Bu ifadeler kabaca, hakknda olduklar eyin, ne olduunu ortaya koyma amacndadr. Bir eyin ne olduu, onun varlnn z ile, tabi olduu en temel ilkeler ile ilikilidir. Nasl sorusu grnrdeki gerekliin tasvirine ynelik iken, nedir sorusu bu grnr gerekliin tesine uzanmaktadr. Bu soruya verilen yantlar ou zaman hakknda olduklar eyin baka trl olabileceini kabul etmeyen, kktenci yantlardr. Metafizik ile doa bilimi arasndaki kkl ayrln temelinde bulunan eylerden birisi de, doa bilimi nermelerinin olgusal olarak denetlenebilmeleri ile ilikilidir. Doa bilimlerinin ne srmekte olduu nermenin doruluunu net olarak ortaya koyma imkn vardr; onlar doru ya da yanl olabilirler. Metafiziin bir bilgi olup olmad, metafizik hakknda en youn tartmalarn yapld konulardan birisidir. Bir ifadenin, ya da bir savn diyelim, bilgi olmak bakmndan bir deerinin olmas iin dorulanmak ya da yanllanmak anlamnda denetlenebiliyor olmas gereklidir. Bu koul, metafiziin sunduu savlar iin de geerlidir. Eer metafiziin bir bilgi tr olduunu sylenecekse, nce onun doruluk deeri bakmndan denetlenebilir olduunun sylenebilmesi gerekir. Ne var ki, metafizik sistemlerin sunduu ana savlarn doru ya da yanl olduunu syleme ansmz yoktur. Bundan dolay, felsefe tarihi boyunca, metafizik ifadelerin

denetlenme yolu ile ilgili bir uzlama varlamam; kimi zaman sistemin ifadeleri arasndaki tutarllk, kimi zaman belli bir anlaya uygunluk, kimi zaman da belli bir zmre tarafndan benimsenmi olmak, denetlemek iin seilen kstaslar olmutur. Felsefe tarihi boyunca bir yanda metafizik savlarn kendileri, dier yanda da bu savlarn nasl denetlenecei tartla gelmitir. Pek ok metafizik, kurduu sistem ile birlikte bir denetleyici mekanizma da sunmutur. Her bir sistem, kendi savlarn salama alacak mekanizmay da beraberinde getirdiinden, birbirinden ok farkl savlar ne srseler de hangisinin gerekten en dorusu olduu sorusu, gncelliini hi yitirmemitir.

Metafizik terimi ilk olarak Aristotelesin eserlerini derleyen Rodoslu Andronikus tarafndan M.. 1. yy.da anlmtr. Andronikus, Aristotelesin eserlerini sraya koyarken, Fizik adl eserinin sonrasna koyduu yazlara iaret etmek iin ta meta ta physika terimini kullanmtr. Gerekte Aristoteles, bugn bizim Metafizik ismiyle bildiimiz eserin ieriindeki konular ilk felsefe diye adlandrmtr. Aristoteles, insann edindii bilgileri edinili biimlerine gre deerlendirerek snflamaktadr. Buna gre insan iin ilk olarak ve dorudan edindii bilgi duyularndan gelen bilgidir.1 Aristoteles bu trden bilmeyi, alt trden bilme olarak grmektedir. Bununla birlikte insan, duyulardan edindiklerinin tesinde, daha ileri aamalarda bilme yetisine sahiptir. Bunlardan ilki hafzann kullanmn gerektiren deney aamasdr. Deney ile edinilen bilgi, bireysellerin bilgisidir ve bu bir konuya ilikin nedenleri bilmeksizin, o konu ile ilgili pratik kuraln edinilmesini salamaktadr. Deney bilgisinin stnde sanat bilgisi bulunur. Sanat, tek tek eylerin kavrannn deil, genele ilikin olan bilgiyi salamaktadr. Sanat bilgisi genel ilkelere dayanmaktadr ve o pratik kurallarn bilgisidir. Bylelikle sanat bilgisi, deney bilgisine stndr. Fakat bunlarn her ikisi de gerekli olan bilgilerdir. Btn bu bilgilerin zerinde, nedenlerin saf bilgisi olan bilim bulunmaktadr. Bilim, sanat gibi pratik amalara deil de, yalnzca bilmek iin bilmeye ynelir; bylelikle o, en yksek trden bilmedir ve salad bilgi de en yksek bilgidir. Biz bir eyi nedenleri ile, ilk ilkeleri ile bildiimizde tam anlam ile bilebiliriz; bize bu trden bilgiyi salayan da bilgeliktir.2 Greklerin episteme3 dedii bilim; ispata dayal bilgi trdr. Fakat ilk ilkelere ilikin nihai bilgi fizik dnyadaki olaylar ile temellendirilebilir trden bir bilgi deildir.4 Onlar, temellendirilemiyor olduklarndan dolay ilke olarak anlrlar. Bunlar, dnyadaki her trden olup bitmenin tesinde bulunan bilgiler olduklarndan, onlara erimek bir tr sezgi gc ile mmkn olabilir.5 lk ilkelerin bilgisi bu yzden epistemeye ile deil nousa6 dayandrlmaktadr. Bunlar, episteme ile birlikte en kapsayc, bilinmesi en g eylerin bilgisi olan, bilgelii olutururlar. Bilgelik, yalnzca eylerin nedenlerinin bilgisi ya da bilimi deil, ayn zamanda ilk ve en evrensel ilkelerin de bilgisidir.7 Bu bilginin nesneleri duyulardan en uzak olanlardr; nk bu nesneler en genel eylerdir. Nesneleri en soyut ve en az karmak eyler olduklarndan bu, en kesin bilgidir.8
Bkz.: David Ross, Aristoteles, ev. Ahmet Arslan, v.d., stanbul, Kabalc Yaynevi, 2002, s. 182. Bkz.: A.e. Episteme: 1 - doksaya kart olarak hakiki ve bilimsel bilgi; 2- organize edilmi bilgi klliyat, bilim; 3- (prakikeye ve poietikeye kart olarak) teorik bilgi (Bkz.: Francis E. Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, ev. Hakk Hnler, stanbul, Paradigma Yaynclk, 2004, s. 107). 4 Bkz.: Teoman Dural, Aristoteleste Bilim ve Canllar Sorunu, stanbul, antay Kitabevi, 1995, s. 62. 5 Bkz.: A.e. 6 Nous: tin, zeka, akl, manevi kudret, deruni kavray (Bkz. Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s. 245). 7 Bkz.: Ross, Aristoteles, s. 182. 8 Bkz.: A.e. 9 Poiesis: yapma, biimlendirme, oluturma, iir sanat (Bkz.: Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s. 307.) Grekedeki poiesis szc retim, imal gibi anlamlara gelmektedir. Bu aktivitenin karakteristik zellii, sonunda ulalacak olan gayenin, kendisinden farkl bir ey olmasdr. (Bkz.: Julian Marias, History of Philosophy, New York, Dover Publications, 1967, s. 65.) 10 Praksis: eylem, eylemlilik, yapma, yapp etme, uygulama (Bkz.: Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s. 312.) Greklerin praksis dedii pratik eylemin gayesi, eylemin dnda olan bir ey deildir, kendi iinde bulunur. (Bkz.: Marias, History of Philosophy, s. 65.) 11 Theoria: bak(n)ma, seyretme, temaa, temaa hayat, gzleyi, gzeti (Bkz.: Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s.374.) Theoria hem praksisin bir tr, hem de pratik bilimdir. Pratik bilimlerde, szgelimi devlet adam, kendinden baka eye, szgelimi kente de ihtiya duyuyorken; teorik bilimlerle uraan bilim adam, kendi zihninden baka bir eye ihtiya duymayacaktr. Theoria, hem amacn hem de nesnesini kendinde tamaktadr. (Bkz.: Marias, History of Philosophy, s. 65.)

Aristoteles bilimleri, poetik9, pratik10 ve teorik11 bilimler olmak zere temel snfta deerlendirir. Aris-

1 2 3

toteles, poetik bilimleri poetika ve retorik; pratik bilimleri ise etik, politika ve ekonomi olarak belirlemektedir. Teorik bilimler ise matematik, fizik ve nihayetinde ilk ilkelerin bilgisi olan metafiziktir. lk felsefe olarak metafizik, evrenin en yksek, ilk ve en genel ilkelerini aratrmaktadr. Evrene ilikin bilgi verme gayretinde olan btn dier bilimler, en yksek prensipleri aratran bu ilk felsefenin altnda yer almaktadrlar.12 Metafizik, tek tek bilimlerin yapt gibi varln belli bir alann konu edinmek yerine; varln kendisine ilikin prensipleri aratrmakta, varl ne ise o olarak ele almaktadr. Aristoteles asndan metafizik, fizik olan hakknda ortaya konulacak teorinin ncesinde yer alp, onun temellerini oluturacak bilginin elde edilmesine ynelik bir soruturmadr. Bu durumda olgulara ynelik fizik aratrmas bir yerden sonra metafizik soruturmaya doru ynelmektedir. nk metafizik kefedilmeksizin ortaya konan bir fizik havada kalm, eksik bir ura olacaktr.13 Aristotelesin soruturmas fizik olandan balamaktadr. Fakat fizik olan hakknda kkl bir bilgi edinme, bizi onun doasna ilikin metafizik bir soruturmaya ynlendirmektedir. Metafiziin deneyimlediimiz gerekliin tesinde olan eye ilikin savlar o metafizik sistemin iinde deerlendirilir. nk daha nce de belirttiimiz gibi, her metafizik sistemi kendi iinde tutarldr. Bu durumda kimi zaman birbiri ile elien metafiziklerin savlarndan gerekte hangisinin doru olduunu sylemek mmkn olmamaktadr. Kanttaki biimi ile eletirel anlay metafiziklere kendi sistemleri iinden deil, metafizik d bir yapdan, insann bilmesinin meru alann belirleme almasndan yaklamaktadr. nsann meru bilme alan bir kez belirlendiinde, metafiziin olanakl olup olmad, eer olanakl ise kapsamnn ne olduu aka ortaya konabilecektir. Hume, meru bilgimizin snrlarn ortaya koyma abas sonucunda iki bilgi alan belirlemitir. Bunlardan ilki, bilimlerin soruturma yetkisine giren olgu sorunlar ve matematiin alan olan ide bantlardr. de bantlarn dile getiren nermeler, olgular hakknda hibir ey sylemezler. Onlar sadece, konu edindikleri kavramda rtk olarak bulunan eyi ifade ederler. Dier yandan hibir olumsalla yer vermeyecek biimde kesindirler. nk onlar elimezlik ilkesinin bir tezahrdrler ve kartlarnn dnlmesi elimeye yol aar. Kantn, daha sonra analitik nermeler olarak nitelendirecei bu tr ifadelerin, bilgi verici ifadeler olduklar sylenemez. nk onlar kavramda zaten ayrt edilmi bulunan bir eyin nermede tekrar edilmesi anlamnda totolojiktirler. Olgu sorunlarn dile getiren ifadeler ise duyu deneyimlerine dayanan, gereklie ilikin, olumsal nermelerdir. Bunlar konu edinilmi kavramda nceden ayrt edilmi olmayan bir eyi ifade eden nermelerdir. Bu tr ifadelerin bilgi bakmndan deeri, onlarn deneyimden elde edilmi olmalar ile ilikilidir. Onlar olgulara ilikin ifadeler olduklarndan, dorulanma olanaklar da olgular ile karlatrlarak salanr. eliii olan ifadeler de kendileri kadar doru olabildiinden dolay bunlar, zorunlu bir doruluu dile getirmezler. Olgu sorunlarn dile getiren nermeler, kesin deil fakat olas bir doruluk tarlar. Hume matematiin, ide bantlarn; empirik bilimlerin, olgu sorunlarn dile getiren nermelerinin bilgi bakmndan meru ya da anlaml olduunu, bunlarn dnda kalan nermelerin ise anlamsz olduunu ne srmektedir. Metafiziin ifadeleri ise ne ide bantlar ne de olgu sorunlar dile getirmemektedir. Bu durumda metafizik ifadelerin ne bilgi bakmndan meruluu sz konusudur ne de bir anlam iermektedirler. Szgelimi, metafizikilerin kendilerine sklkla bavurduklar tz, madde, gereklik gibi kavramlar Humeun ortaya koymu olduu bu empirik lt asndan anlamszdrlar. nk bunlar ne duyu deneyimlerine ilikin ifadelerdir; ne de matematiksel kavramlardr. Metafiziin temel konularndan birisi olan, fizik dnyann tesinde olduu varsaylan nihai gereklik, bizim meru bilmemizin snrn amaktadr. Dolaysyla bu alana ilikin olarak ne srlen savlarn ne doru, ne de yanl olduunu syleme olanamz bulunmaktadr. Metafiziin kavramlarnn deneyimimize konu olmak bakmndan hibir anlam yoktur.
12 13
Bkz.: W. T. Stace, A Critical History of Greek Philosophy, London, Macmillan St Martins Press, 1969, s. 261. Bkz.: Dural, Aristoteleste Bilim ve Canllar Sorunu, s. 62.

nsan bilgisinin tek meru kayna izlenimlerdir. Bu durumda bir terimin anlaml olup olmadnn soruturulmas, o terimin hangi izlenimden tretildii sorusu dhilinde yrtlmelidir. Eer kullanlan terime karlk gelecek bir izlenim verilemiyorsa, terim anlam tamyor demektir. Metafizik problemlere yaplacak bu trden kkl bir analiz, bunlarn anlamdan yoksun ve dolaysyla zmsz olduklarn gsterecektir. SORULAR
1. 2. 3.

Metafizik ile doa bilimleri arasndaki ayrm aklaynz? Aristotelesin metafizie ilikin grlerini anlatnz? Aristoteleste bilginin snflandrlmas ne ekilde ortaya kar? Aklaynz.

2. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 2: Metafizik Kavram II

z: Metafizik kavramnn Kant felsefesi asndan yeri anlatlacaktr. Mantk pozitivist felsefenin metafizik kavramna ynelttii eletiriler deerlendirilecektir.

Abstract: In this curse the concept of metaphysics in Kants philosophy will be explained. the critics of metaphysics in Logical Positivist Philosophy will be reviewed

Geleneksel felsefede ou zaman metafiziklerin temel n dayanaklar, o metafizik sistem iinde temellendirilmitir. Buna karlk Kant, metafiziin temellerini metafiziin dnda bir yerde, saf akln genel yasalarnda aryor olmas yolu ile dier dnrlerden ayrlmaktadr. Kantn saf akla ynelttii eletiri ile olgusal bilginin snrlar belirlenecek ve olgusal deneyimin a priori koullar ortaya karlacaktr. Metafiziin olanann ve kaynann ortaya konmas, kapsamnn belirlenmesi ve snrlarnn izilmesi grevinde dayanak, olgular deil, saf akln kendisi olmutur.1 Kant asndan metafizik, iki anlamdadr. Bunlardan ilki doa bilimlerini de mmkn klan, olgusal deneyimin zorunlu nkoullarna iaret eden sentetik a priori ilkeler btnldr. Bu anlam ile metafizik bizim meru bilgimizin snrn izmeye ynelik n dayanaklar ortaya koyar. Bu anlam ile eletireldir. kinci trden metafizik ise meru bilgi alanmz belirlendiinde, bunun dnda kalan alan hakknda, akln adeta kanlmazcasna ortaya koyduu kanlar btnl olarak mutlak metafiziktir. Kantn soruturmas sonucunda olanakl olup olmadn belirlemek istedii de bu mutlak metafiziktir. Bu trden metafizik savlar felsefeyi adeta bir sava alanna evirmitir ve imdi ona kar bir reform nerilmektedir. Felsefe btn olas deneyimin tesine gemeye ve deneyimin dndaki alana ilikin savlar ortaya koymaya almaktadr. Fakat bu amac gerekletirebilmek iin gidilebilecek mmkn bilmemizin dnda bir yer yoktur; bu yzden felsefenin ilk grevi insan dncesine ilikin sistematik bir eletiridir. Mmkn meru bilginin biimine ve snrlarna ynelik eletirel soruturma, olas bir metafizik sistem iin de meru temelin ne olabileceini gsterecektir. Bu eletiri, pek ok metafizik speklasyonun meru olmayan temellere dayandn ortaya koyacaktr. Soruturma sonucunda ortaya kan manzara ise pek ok byk metafizik sisteminin hibir ey ile temellendirilmemi olduudur. Kantn eletirisi metafizik bilgi yetimize, yani saf akla, bizzat akln kendisi tarafndan uygulanacak bir snamadr. Bu, ayn zamanda metafizik bilginin olanakllnn ve neyin metafizik bilginin olana dhilinde olduunun snanmasdr.2 Byle bir metafizik, eer olanakl ise, inceleme nesnelerini olanakl deneyimin snrlar iinde tutmak zorunda kalacaktr.3 Metafiziin a priori bir bilgi olarak, neyi baarp neyi baaramayacann ortaya konmas iin, btn a priori bilginin olabilirlii, ilkeleri ve snrlar belirlenmelidir. Bylelikle, metafiziin hem kaynaklar, hem snrlar hem de kapsam ortaya konabilecektir. Kant insann bilme yetisini, duyarlk, anlama yetisi ve akl olarak belirlemi; duyarln formlar olarak uzay ve zaman; saf anlama yetisinin kavramlar olarak kategorileri; saf akln kavramlar olarak da ideleri ortaya koymutur. Mutlak metafiziin konusu, hibir deneyim ile ilikili olmayan saf akln kavramlar, idelerdir. Grler ve kategoriler, deneyim ile olan balantlar nedeni ile btn meru bilgiyi retirken, ideler bu koulu salayamadklar iin, bilgi olarak deer tamayan metafizik anlatmlara yol amaktadrlar.
Bkz.: Manfred Baum, Kant ve Saf Akln Eletirisi, ev. Nafer Ermi, Cogito: Sonsuzluun Snrnda: Immanuel Kant, Say 41 42, Yap Kredi Yaynlar: K 2005, s. 45. 2 Bkz.: Baum, Kant ve Saf Akln Eletirisi, s. 41. 3 Bkz.: A.e., s. 47.

Kanta gre, insan akl doal bir yanlsama iindedir. Mutlak metafiziksel sorular da bu doal yanlsama-

nn zorunlu sonucu olarak ortaya kmaktadr. Bunlar insann bilme etkinliinin bir trnden zorunlulukla tremektedirler. Bu yanlsamann rn olan akln idelerine karlk gelen hibir deneyim nesnesi yoktur. Deneyimin koullarn aan, deneyimde kendisine kar gelecek hibir ey bulunmayan kavramlar ile bilgi retilemez. Dolays ile bu alandaki bilgi uras akln olgusal adan bilgi deeri olmayan metafizikler retmesi ile sonulanr. Bu bakmdan ideler, mutlak metafiziin kurucu eleri olarak konumlanrlar. Duyusal alglama alannda bulunan ve bu bakmdan bilgiye konu olan nesne fenomen alannda ve bu fenomene kaynaklk ettii varsaylan kendinde ey ise noumen alannda bulunurlar. Bir kullanmnda noumenon ierii bo fakat snrlandrc bir kavram olarak karmza kmaktadr. Fakat bir dier kullanmnda, bu kavramn metafizik bir ierii vardr. Bu metafizik ierik, anlama yetisinin duyarl snrlandrmak iin koyduu snr amasndan, yani dncelerin genel formlar olan kategorilerin kendinde eylere uygulanmas olanandan doar. Kant, kendinde eylerin kuramsal bilgisinin olanakszln temel tez olarak ortaya koymakla birlikte, ayn zamanda bu tr sorularn insan aklndaki zorunlu temelini de gstermitir. Noumenann bilinemez, fakat elimeye dmeksizin dnlebilir olduunu gstermekle Kant, metafiziin bir bilim olarak deil, fakat genel olarak olabilirliinin insann bilme yetisinde ierildiini belirtmitir. Kant, kategorilerin, kendinde eylere uygulanacak biimde geniletilmeleri durumunda, onlarn bilgi vermeleri bakmndan bo olduklarn ileri srerken; te yandan da onlarn bu biimde geniletilmesine pratik akl balamnda bir temel bulmaya almtr. Ona gre tanr, zgrlk ve lmszlkle ilgili dncelere sahip olmak olanakl, hatta gereklidir. Fakat bu dnceler her ne kadar iyi temellendirilmi olurlarsa olsunlar, hibir anlamda bilgi meydana getirmez, asla bilgiye edeer olamazlar. Fakat tam da bu bakmdan metafizik nermeler anlamdan yoksun deil, tersine belli bir biimde sylendiklerinde btn ile anlamldrlar. Metafizik sistemler bir i tutarlla sahiptirler. Onlarn nermelerini doru ya da yanl sayacak biimde ele alma yollar da vardr. Her metafizik sistem nce kavramlarna ilikin belli tanmlar ortaya koymak ve sonra da bu tanmlamalardan mantksal sonular karmakla oluur. Bu bakmdan balangta kimi zaman aksiyom olarak verilen tanmlar kabul edildiinde, bunlardan kan sonularn da kabul edilmesi zorunludur. Mantk Pozitivizm olarak bilinen akm yzylmzda sadece felsefede deil, dier alanlarda da etkili olmu olan dnce biimidir. Yzylmzn balarnda Viyanada Moritz Schlick nderliinde bir araya gelmi bilim adam ve dnrler temelde felsefeyi metafizik olan her eyden arndrma gayesinde olmulardr. Felsefe ve bilimin yarglarnn metafizikten arndrlmasnn, anlam problemine ynelik bir alma aracl ile birlikte yrtleceini dnmlerdir. Onlara gre felsefe bir btn olarak evrenin ne olduunu ortaya koymaya alan ya da varln znn nasl olduuna ilikin teoriler reten bir ura deildir. Mantk Pozitivist anlay felsefeyi metafiziklerin sorduu trden sorulara cevap verme abasnda olan deil, bu sorularn bir anlam tamadn gsteren bir ura olarak almlardr. Onlara gre felsefenin dier bir grevi de, doa bilimlerinin kavramlarn anlamca aydnlatmak ve onlarn ifadelerinde de ortaya kmas olas olabilecek karklk ve kaypaklklara eletirel bir yaklam ile aklk kazandrmaktr. Mantk Pozitivizm ile birlikte, felsefe artk dnyann yapsn, dnceleri, ideleri dorudan incelemek yerine, bunlar dildeki yansmalar bakmndan deerlendirmekte ve dile mantksal bir zmleme aracl ile yaklamaktadr. Amalanan sonu metafiziksiz felsefedir. Onlara gre metafizik olan bir ey, bir anlam tamamaktadr.4 nk onun dorulanma ya da yanllanma ans yoktur. Metafiziklerin ortaya koymu olduu bir yargy kantlanmak iin sunulan argmanlar, bu yargnn aksi bir gr kantlamak iin sunulanlardan daha doru olmamaktadr. Bu durum metafiziin ifadelerinin doru ya da yanl olmamas sonucunu dourmaktadr. Metafizik yarglar, doru ya da yanl olmadklarndan dolay anlaml olduklar da sylenemez. Viyana evresi dnrlerine gre metafizik, bir cevab olmayan sorulardan ve doruluu bu sorulara ynelik sunulmu, ama doruluu kantlanamayan yantlardan kurulmu bir yapdr. Metafiziin hem sorduu sorularn hem de bu sorulara verdii yantlarn anlaml olmadklar dnl4
Bkz.: afak Ural, Pozitivist Felsefe, stanbul, Say Yaynlar, 2006, s. 12.

mektedir. Bu gr uyarnca metafiin ifadeleri dorulanabilir, anlaml bir sav ne srmediklerinden dolay bir bilgi deeri tamamakta ve bu yzden de doru ya da yanl olarak deerlendirilememektedir. 5 Mantk Pozitivizmin, felsefeyi metafizik yarglardan arndrma amacnda olduunu sylemitik. evre dnrleri, bunun yolunun dorulama kavramna ynelik bir alma ile mmkn olacan iddia etmektedirler. nk onlara gre, felsefenin ifadeleri doa bilimlerinde olduu gibi gereklik ile karlatrlarak doru ya da yanl olabilecek ifadeler deillerdir. Bu noktada da dorulama kavram devreye girmektedir. Eer felsefenin ifadelerinin dorulanma koullar net bir biimde ortaya konursa, bu yolla bu ifadelerden hangilerinin anlaml olduu ve hangilerinin bir anlam tamad da belirlenecektir. Ayn zamanda dorulama kavram, anlaml olann belirlenmesini salayacandan dolay bilimselliin lt olarak da grlmtr. Felsefenin ifadeleri deney ve gzlem ile dorulanamadndan, bu amacn dil analizi zerinden gerekletirme eilimindedir. Felsefe bir tr dil analizi olarak grlmektedir. Dile yneltilen soruturmann neyin anlaml olduu ve neyin anlam tamad konusuna bir aklk getirecei dnlmektedir. Mantk Pozitivist felsefe asndan metafizik, Kantta olduu gibi, insann bilmesine ynelik bir sorun olarak deil, dilin mantna ilikin bir sorun olarak grlmektedir. Dilin mantksal zmlenmesi ile ifadelerdeki karklklarn, yanl kullanmlarn aydnlatlmas ve bylelikle de bilimsel ifadelerin dzgn kurulmas amac gdlmektedir. Dil analizi, mantksal bir analiz olmak durumundadr. nk mantk, her trden anlaml ifademizin zerinde ykseldii bir yap olarak grlmektedir. Dile yneltilen mantksal analiz ile metafizik yarglardan, yani bir anlam tamayan ifadelerden arndrlm bir yapnn olanakl hale gelecei dnlmektedir.

Sorular
1. 2. 3. 4.

Kantn eletirel felsefesi ncelikle neyin eletirisine ynelmitir? Kant n metafizie yaklam neden bir tr reform olarak grlmektedir? Mantk pozitivist dnrler neden metafizie kar kmlardr? Mantk pozitivistlere gre felsefenin ura alan ne olmaldr?

Bkz.: A.e., s. 13.

3. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 3: de Kavram I

z: dea kavram Platon felsefesi asndan ele alncaktr.

Abstract: The concept of idea in Platos philosophy will be discussed.

Farkl bir tarih dnemlerinde, farkl paradigmalarn sonucu olarak farkl anlamlar kazanm olsa da, ide kavramnn analizini Platon ve Aristotelesten balatmak yaygn bir alkanlktr. zellikle Platon sz konusu olduunda dea kavram, sz gelimi Locketa kazand her trden zihin ierii olma anlamndan ok, bilgiye kaynaklk eden bir yap olarak karmza kmaktadr. Dier yandan antik a filozoflarnn btn bir bat felsefesinin atas konumunda olduu gz nnde bulundurulursa, yenia dnrlerinin tad dnsel mirasn Platon ve Aristotelese geri gtrlebileceini sylemenin ok da yanl olmayaca kanaatindeyiz. Nitekim ide kavram sz konusu olduunda antika ve yeniada kazand anlamlar arasndaki farkllk birbirinden btnyle farkl iki eyin ayn isimle adlandrlm olmas durumundan ok, bu kavramn tarih ierisinde geirdii dnm olarak yorumlamak uygun olacaktr. Platon felsefesinin temel direklerinden biri deneyimimize konu olan dnya ile akl araclyla kavradmz dnya arasndaki ayrmdr. Bu ayrm uyarnca deneyimimize konu olan dnya yanlsamalarn dnyasdr. nk duyularmz ile algladmz her ey, srekli olarak deien, dnen bir yapdadr. Dolaysyla duyulanabilir olanlarn srekliliinden ya da sabitliinden bahsedemeyiz. Duyulamakta olduumuz dnya, grnlerin yanltc dnyasdr. Bu dnyadan edinebileceimiz, gerek olann ne olduuna ilikin bir takm ipularndan teye geemez. Platona gre gerek srekli, kalc ve deimez olmaldr. Byle bir kalclk ve deimezliin olduu dnya, fizik dnyann tesinde yer alan, ancak bu fizik dnya ile arasnda metheksis yznden bir ba bulunan ancak mekn ve zaman ile bir ilikisi bulunmayan bir baka dnyadr. Platon, bu dnyay ideai (dealar) dnyas olarak isimlendirir.1 Platona gre gerek, tek bir ey deil, pek ok eyden meydana gelir, bunlar da dealarn kendileridir. Deimez ve kalc olan da madde deil, formdur. Duyulara konu olan fizik dnyada, her eyin her an bir deime iindedir; eer bir ey srekli bir deime iinde ise o eyin herhangi bir anda tam da olduu ey olduunu nasl syleyebiliyoruz? Duyulanan eyler sreksizdirler, deiim iindedirler. Fakat bu duyulanan eylerin akl edilir dealar srekli ve duraandrlar. Onlar hibir deiime tabi deildirler. Deneyimimize konu olan dnyaya srekli bir deiim hkimken, akl edilir dealar dnyasnda bunun tam tersi bir durum sz konusudur: dealar dnyasnda her ey, her an, her ne ise odur. bizim formlar dnyasn bilmemizi mmkn klan ey, tam da o dnyann Parmenidesi bir dnya olmas yani ncesiz- sonrasz ve deimez bir ekilde kendisi olmas olgusudur.2 Szgelimi deneyimimizin konusu olan bireysel atlar srekli bir deiim halindeyken, atn kendisi ve at deas deimezdir. Bireysel atlarn her biri birbirinden farklyken; at teriminin anlam srekli olarak ayn kalr. Bu durumda esas gereklie sahip olann dealar olduu aktr. Eer duyu deneyi araclyla eylerin gerekliine ait bir fikir elde edilebiliyorsa, bunun temelinde ite bu gerek nesnelerin varl yatmaktadr. Duyulanabilir eylerin dnyasna ait olmayan dealar zaman ve mekn balamnda bilinmezler; bunlar, dncenin nesneleridirler. Dnmekte olduumuz her zaman, hakknda dnmekte olduumuz eyler formlardr.3 Platon, (serap grmekten, hayal etmekten ya da alglamaktan farkl olarak) dnmekte olduumuz her zaman, hakknda dnmekte olduumuz eyin betimlenen anlamda bir form olduuna inanyordu.4
1 2 3 4
Bkz.: W.T. Jones, Klasik Dnce, Bat Felsefesi Tarihi, Birinci Cilt, ev. Hakk Hnler, stanbul, Paradigma Yaynlar, 2006, s.: 185. Jones, A.g.e., s.: 189. Jones, A.g.e., s.: 186. Jones, A.g.e., s.: 187.

Platon, doruluk, adalet, gzellik gibi eylerin, u an iinde bulunduumuz empirik dnyadan nce de var olmalar gerektiini dnr. Bu kavramlar, rnein adil eylemlerden ya da gzel olan kiilerden daha nce ve onlarn varlndan bamsz olarak vardrlar. Kendinde gzel olann, gzel kavramnn ne olduunun soruturulmas tek tek gzel olan insanlarn ya da eylerin dnlmesi deildir. Ayn eyi rnein iyi kavram iin de sylemek mmkndr. yi kavram bir bilgi objesi olarak dnldnde, tek tek bireylerin iyi olmas hakknda deil de deimez olan, kendinde iyi olan dnlmektedir. Bu, sadece iyi ve gzel kavramlar iin deil, bilgimizin konusu olan her kavram iin geerlidir. Bu, iyi iin olduu kadar, bir bilgi objesi olmas gereken her ey iin dorudur.5 Bilginin kendisi olmakszn dnlemeyecei, kalc, srekli, deimez, duyu algsnn dnyasndan ayr bir baka dnyann; dnlr dnyann varl Platona gre, zorunludur.6 Duyularn aksine, dnce tek tek eyler zerinde deil, bu tek tek eylerin her birinde ortak olan, genel olan zerine younlar. Esas ve sreklilii olan eyler bireysel olanlar deil, ayn trden eylerin ortak olarak sahip olduklardr. Aristotelesten bu yana kavram olarak adlandrdmz bu mterek nitelie Platon idea adn verir.7 Mmkn olan her eyin ideas vardr. Sadece eylerin deil, fakat niteliklerin ilikilerin ve etkinliklerin de; sadece doal eylerin deil, fakat sanat eserlerinin de; sadece deerli eylerin deil, kt ve deersiz eylerin de.8 Duyulanabilir eylerin dnyas bu dealar herhangi bir ekilde etkileyemez, onlar deitiremez. Bu durumda onlar kendilerine ait ayr bir dnyada var olmaldrlar. dealar, bizim duyu deneyi yoluyla deil, fakat dnce ve kavray yoluyla bildiimiz kendi dnyalarnda var olurlar. Gerekten anladmz zaman yapmakta olduumuz ey bir form ya da ideay kavramaktr. dealar ezeli, ebedi, deimez bir dnyada yer alrlar. Bu dnya ancak dnce ile kavranabilecek bir dnyadr. Ruh bu dealar bir bedende dnyaya gelmeden nce grm ve bilgilerine sahip olmutur. Dolaysyla her trden bilgi ruhun nceden grm olduu dealar hatrlamasndan kaynaklanmaktadr. Duyulanabilir dnyada yer alan her ey, dealar dnyasnn ok belirgin olmayan, glgeli suretlerinden ibarettir.9 Kavramla doru kan birbirinden farkl iki ey ise, o halde formlarn mutlak bir varl vardr, onlar duyularmzla alglayamadmz, ancak zihnimizle dnebileceimiz ekillerdir(...) imdi kkence ayr ve doaca benzemez olduklarndan bunlarn iki farkl ey olduunu olumlamak zorundayz: nk birincisi, yani kavram bize retimle, teki, yani kan ise ikna ile meydana gelir; birincisi kendisinin hakiki bir aklamasn daima verebilir, teki hibir aklama veremez; birincisi ikna ile sarslmaz, oysaki teki iknaya yenik der; kabul etmek zorundayz ki, doru kan tm insanlarca paylalr, ama kavram yalnzca tanrlara ve pek az insan nasip olan bir eydir.10 dealar, ezeli- ebedi ve koulsuzca bir varoluu olan, duraan ve anlalabilir varlklardr. Aralarndaki bu ortak zellikleri aklamak, her birinin kayna olduu dnlen yi deas ile mmkndr. Tabana ne kadar yaknsak, bilgimiz de o kadar koulludur. Yukarya doru ne kadar ykselirsek, kendimizi koullardan o kadar kurtarrz, ta ki sonunda baka her eyin kendisine baml olduu ve kendisi baka hibir eye baml olmayan tek bir noktaya varncaya dek Platonun gr bu olmu gibi grnr(...) Btnyle kendinde bilinebilir olan bu en yksek ey, baka bireyin bilgisine ulamamz sayesinde daha anlaml klnamazd. Koulsuz olduu iin, onun hakknda bilinecek olan her eyi bilirdik; onun hakkndaki bilgimi, nihayi, deimez, eksiksiz, tam olurdu. Bilgi piramidinin bu en yksek noktasn Platon yi Formu diye adlandrd.11 Platon, kendisi bilindiinde baka herhangi bir eyi kavranlr klan eyin daha yksek olduunu dnr; kavranlan ey ise bu durumda daha aadadr. Bu durumda tikel, aydnlatlmas gereken olduundan, fizik nesneler daha aada olmak durumundadr. Bylelikle dealar, soyut ve genel olmalar
5 6 7 8 9 10 11
Eduard Zeller, Grek Felsefesi Tarihi, ev.: Ahmet Aydoan, stanbul, z Yaynclk, 2001, s.: 177. Bkz.: Zeller, A.y. Zeller, A.y. Zeller, A.y. Bkz.: Zeller, A.g.e., s.: 178. Akt, Zeller, A.y. Jones, A.g.e., s.: 198.

nedeniyle, tikel nesneleri aydnlatmakla daha yksektirler.12 Bilim ve gerek ne kadar gzel olurlarsa olsunlar, una inan ki, iyi ideas onlardan ayr, onlarn ok stndedir. Grnen dnyada n ve gzn gnele yaknl olduunu dnmek doru, ama onlar gne saymak yanl olduu gibi, kavranan dnyada da bilim ve gerei yakn saymak doru, ama onlar iyinin ta kendisi saymak yanltr. yinin yeri elbette ikisinin de stnde, ok ykseklerdedir.13 Platon bu zor anlalr kavram aklarken, onu bir benzetme yoluyla anlatmaya almtr. Platon yi deasn, her eyi aydnlatan bir gnee benzetir. Burada Platon iin nokta nemlidir: ncelikle gnein fizik nesneleri grnr klmas gibi, yi deas da insan bilgisi iin bir aydnlatc durumundadr. yi deas, ayn gne gibi btn dier dealar anlaml klar. kinci olarak, nasl ki gne canllar besliyorsa, yi deas da bilgi sz konusu olduunda, benzer bir gce sahiptir. Son olarak da gzlerimiz ile gne arasnda bir yaknlk vardr. Ayn ekilde yi deas ile akl arasnda da bir yaknlk vardr. Bylelikle yi deas bizim iin anlam kazanr.14

(...) iyinin dourduunu sylediim varlk gnetir. yi, onu kendine e olarak yaratmtr. Grnen dnyada, gz ve grnen nesneler iin gne neyse, kavranan dnyada da iyi, dnce ve dnlen eyler iin odur. (...) ruh iin de yle dn: Ruh, baklarn gerein ve varln aydnlatt bir nesneye evirdii zaman onu kavrar, bilir ve tam bir anlaya varr. Ama, karanlkla kark doan ve len geici eylere evrildi mi, yarm yamalak, bulank grr onlar. (...) ite nesnelere gerekliini, kafaya da bilen gcn veren iyi ideasdr. Bilinen eyler iin de yledir. Bilinme zelliini iyiden alrlar.15

Platon Devlette, gerekliin iki ynn dile getirir. Bunlar duyularn, eylerin dnyas ve aklsal olann, dealarn dnyas olarak isimlendirilir. Platon bu iki dnyay bir izgi ile birbirlerinden ayrlm olarak tasvir eder. izginin iki yannda kalan bu dnyalar da kendi aralarnda iki blme ayrlmlardr. Her bir dnya iin iki bilgi seviyesinden bahsedilir. Bunlar doxa ve epistemedir. imdi iki ayr uzunlukta, ortasndan kesilmi bir izgi dn. Bu iki paradan biri grlen dnya, teki de kavranan dnya olsun. Paralardan her irini ayn orantyla yeniden ikiye bl. Nesnelerin aydnlk ve karanlk derecelerine gre grlen dnyada bir para elde edeceksin: Yanslar paras. Yans dediim ey, nce glgeler, sonra suda, ya da parlak yzeylerde grlen ekiller ve onlara benzer btn daha baka grntlerdir, anlyor musun? Evet, anlyorum. imdi bir tarafna yans dediim izginin br yarsn al. Orada canl varlklar, bitkiler ve insann yapt btn nesneler bulunsun. Peki. una da bir diyecein var m? Grnen dnya sahte ve gerek diye ikiye ayrlr. Bir eyin yanss, kopyas ondan ne kadar ayrysa, sanyla bilgi de birbirinden o kadar ayrdr, deil mi? Evet. imdi kavranan dnyann izgisini nasl keseceiz, onu dn. Nasl?
12 13 14 15
Bkz.: Jones, A.g.e., s.: 194. Platon, Devlet, ev.: S. Eybolu, M. Ali Cimcoz, stanbul, Remzi Yaynevi, 1985. 590a. Jones, Klasik Dnce, Bat Felsefesi Tarihi, Birinci Cilt, s.: 202. Platon, Devlet, 508c.

yle: Bldmz izginin ilk parasnda ruh, deminki paraya asllarn koyduumuz nesneleri birer yans olarak ele ald iin, aratrmalarna varsaymlardan gitmek zorunda kalr; ilkeye deil, sonuca gtren bir yola girer. kinci parada ruh, yanslara ba vurmadan varsaymdan ilkeye gider; aratrmalarn yalnz kavramlarla yapar.16 Daha sonra izginin ikinci blmnde yeralan kavramlar ele alnr. imdi kavramlar izgisinin ikinci blmne gidelim. Burada akln kendiliinden dialektika gcyle kavrad eyler vardr. Burada akl, varsaymlar birer ilke diye deil, sadece varsaym olarak, birer basamak, dayanak olarak alr. Btn varsaymlarn stndeki btnn ilkesine ykselir. Bir ilkeye ykselince, onsan kan btn sonulara dayanarak varaca son yere varr. Bu arada grlen, duyulan hibir eye ba vurmaz. Kavramdan kavrama geerek, sonunda gene bir kavrama varr.17 Buradan hareketle her bir blme daha nce dile getirilen dn biimlerinden hangilerinin uygun decei belirlenir. imdi bizim izgi zerinde yaptmz drt blme, drt trl dn yolunu uygula. En yksek blme kavray diyelim, ikincisine kar, ncsne inan, drdncsne de san. Sonra bunlar aydnlk derecesine gre sralayalm. Bunu yaparken de, bir eyin geree ne kadar yakn olursa o kadar aydnlk olacan unutmayalm. Anlyorum, dedi, koyduun sray da uygun buluyorum.18 eyler dealardan pay alrlar (metheksein) ya da onlara katlrlar. Dnyann gerek ve kalc olarak kabul edilen ynleri de dealardan pay alma durumuna balanr. Ancak, dealar ile eyler arasndaki bu pay almaya dayanan iliki ne trden bir ilikidir? Pay alma denildiinde eylerin dealardan kendilerine ait olan dilimi almalar gibi bir durum akla gelmemelidir. nk byle bir paylama sz konusu olsayd, tek tek her bir var olan ayr bir deadan pay almak durumunda kalrd, bu da sonsuz sayda deann varln gerektirmi olurdu. Oysa buradaki durum, gne ile gnein sayesinde grnr olan nesneler arasndaki iliki gibidir. eyler sahip olduklar gereklik derecesini idealardan alrlar. eyler idealardan pay alp onlara katlrken; dealar bundan hi bir ekilde etkilenmez ve eylerden ayr var olmaya devam ederler. Her bir dea tektir, ondan pay alan eylerin says ise belirsizdir. Bir deann balangc ve sonu yoktur; bundan dolay sabit ve deimezdir. Duyulanan eyler ise geicidir, nk srekli olarak bir deiim iindedirler. Duyulanabilir nesneler ile dealarn varolua birbirlerinden bu denli farkl olup, yine de birbiriyle bir iliki iinde olmas Platon yorumcular iin olduka nemli bir zorluktur.19 Platona gre, insan her iki dnyann yesidir. nsan, iinde yerald bedeniyle fizik dnyaya aittir; cisimsel olmayan aklyla da dealar dnyasnn bilgisine ulaabilmeye yatkndr. Duyular araclyla yalnzca fizik nesnelere ulalabilirken; akl nesnesi dea olan bilgiye elde edebilir. Bu da epistemedir. Platon iin bilim o halde, hakikate ilikin bilgiyi iermelidir. Her bilimin nesnesi dea olmak durumundadr. ncesiz sonrasz ve deimez dealar dnda herhangi bir nesne mutlak bilime konu olamaz; dealar dnda herhangi bir ey bilimsel bilginin nesnesi olma niteliine sahip olamaz.20 Duyular araclyla edinilen empirik bir bilim yararl olabilir. Ancak bu bir bilgi deildir; sadece gerek nesnelerin glgelerine ait olmak durumundadr. Baka deyile, byle bir bilimin nesneleri hakikatten iki kere uzaktr, tpk maaradaki glgeleri douran atein, yeri geldiinde gerek dnyann gerek nesnelerini aydnlatan daha byk gnein yalnzca taklidi olmas gibi.21 Ancak Platon fizik nesneleri btnyle darda brakmaz. Bu nesneler, rnein bir at deasn dnrken kullanlan yardmclardr. Bu durum bir matematikinin gen hakknda dnrken izili bir geni
16 17 18 19 20 21
Platon, Devlet, 510a. Platon, Devlet, 511b. Platon, Devlet, 511e. Bkz.: Zeller, Grek Felsefesi Tarihi, s.: 192. Bkz.: Jones, Klasik Dnce, Bat Felsefesi Tarihi, Birinci Cilt, s.: 187. Jones, A.g.e., s.: 206.

kullanmasna benzetilebilir. Bu yolla Platon bilim ile ilgilenen bir kiinin algy kullanabilmesinin nn aar. Ancak bu ekilde bilgisine ulalan nesneler, alglad nesneler deildir. Baka bir deyile, fizik nesneleri btnyle gz ard etmek sz konusu deildir, ancak gerek olann bilgisine bu yolla ulalamaz. Platon, bilgisine akl araclyla ulatmz bir dnyann ancak gerek olabileceini, duyu tecrbemize konu olan dnyann ise yanlsamalarn dnyas olduunu ne srmt. Aristoteles, fizik dnyadan ayr byle bir dnyay kabul etmez. Ona gre gerek dnya, duyu tecrbemize konu olan dnyadr.

Sorular

1. Platona gre deann anlam nedir? dealar Dnyas ile anlatlmak istenen nedir?
2. 3.

dea ile bilgi arasndaki iliki ne ekilde ortaya koyulabilir? Platonnun yi deas ne anlama gelmektedir?

4. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 4: de Kavram II

z: dea kavram Aristoteles felsefesi asndan ele alnacaktr.

Abstract: The concept of idea in Aristotles philosophy will be examined.

Platon iin idealar, fizik dnyada yer alan eylerin kendilerinden pay aldklar varlklardr. Aristotelese gre ise bunlar, ayr bir dnyada deillerdir; fizik dnyann iinde yer alrlar.1 Aristoteles iin form, nesnenin iindedir. rnein at kavramn dndmzde, o duyulamamza konu olan tikel attan ayr bir yerde deildir. Benzer biimde, her tr duyulanabilir eyden bamsz bir beyaz ideasn da dnmek mmkn deildir. Aristoteles imdi bu ekilde konumann yalnzca hibir aklama gc olmayan, yararsz deil fakat ayn zamanda bo ve anlamsz bir konuma olduunu syler. Beyaz deneyimimizde beyaz bir cismin rengi olduu iin, hibir eye balanmam saf beyazla atfta bulunamayz. Aristotelesin bu noktada Platonla yollar ayrlr. Onlarn bizim konumamzla hibir ilgisi yoktur, der.2 Aristotelesin gerek olarak belirledii, duyulamamza konu olan dnya, ancak oluturucu unsurlarnn ve bu unsurlar arasndaki ilikilerin; bu unsurlarn nasl i grdklerinin aklanmas yoluyla anlalabilir. Btn fizik nesneler, deimektedirler. Ne var ki felsefi bilgi sz konusu olduunda bu nesneleri, deiiyor olmalar gerekesiyle, btnyle darda brakmak mmkn deildir. Ancak Aristotelese gre, tikellerin bilgisi ya da tikeller arasndaki ilikinin bilgisi yoktur. Ona gre, duyulara konu olan nesnelerin deiiminden hareketle, neyin deimeden kaldn ortaya karmann mmkndr ve bu nedenle de esas olarak bu deiim nesnesine bakmak gerekir. Bu deiime bakldnda, her trden nesnenin deiimi sz konusu olduunda geerli saylabilecek drt nedenin varl ortaya kar. Bu drt neden deien ey ile ilgili olarak sorulabilecek sorulara verilen cevaplara karlk gelir. Bu sorular u ekilde biimlenir: Deien nedir? (maddi neden) Deien nesne neye doru deiir? (formal neden) Ondaki bu deiime yol aan nedir? (fail neden) O hangi nedenden dolay, neye doru deiir? (ereksel neden) Balangta her nesneye ait, ondaki deiimi mmkn klacak bir potansiyel vardr. Deime de bu durumda, nesnede varolan potansiyelin aktel hale gemesi anlamna gelecektir. Balangta her nesne deiime urama potansiyeline sahiptir. Madde belli bir forma sahipken, deiim ile bir baka forma sahip olur. rnein bir mee palamudu, mee aac haline geldiinde bir deime sz konusu olurken, form kalc ve srekli olacaktr. Ne madde ne de form varla gelmemilerdir. Bunlarla yakn maddeyi ve yakn formu kastediyorum. nk deien her ey, bir ey tarafndan bir ey olmaya doru deien bir eydir. Deimenin kendisi tarafndan meydana getirildii ey, yakn hareket ettiricidir. Deien ey, maddedir. Maddenin, kendisi olmaya doru deitii ey, formdur.3 Her yerde rastlanabilecek bu tr deimede herhangi bir dsal mdahale zorunlu deildir. Nesne kendiliinden doal olarak deiir ve yeni bir forma sahip olur. Deimekte olan ey, iaret edilebildii lde gzlemlenebilirdir. Oluun hedefine madde formunu kazandnda ulalm olunduundan, bir eyin formu onun gerekliidir ve genelde form gereklik ya da gerek olandr. te yandan bu niteliiyle madde daha sonra olaca fakat bunu olma gcne sahip olmas gereken henz olmayan olmas hasebiyle kuvve halindelik ya da kuvve halinde olandr. ayet maddeyi formsuz dnrsek, belirsiz olduundan snrlanmam her trl cevherin mterek dayana denilen ilk maddeyi elde ederiz ki, salt kuvve halinde kaldka kendi bana asla varolmaz ve hibir zaman varolmamtr.4 Nitelikler ancak kendilerine yklendikleri eyler ile birlikte
1 2
Bkz.: Jones, A.g.e., s.: 324.

Magee, Bryan, Byk Filozoflar, ev. Ahmet Cevizci, stanbul, Paradigma Yaynlar, 2000. s.: 30. 3 Aristoteles, Metafizik, ev.: Ahmet Arslan, stanbul, Sosyal Yaynlar, 1996, 1069b- 35. 4 Zeller, Grek Felsefesi Tarihi, s.: 218.

varolabilirler. Dier bir deyi ile genel olan tzsel bir nitelie sahip deildir. Bylece cevher (ousia) olarak kabul edilebilecek eyler, tikellerdir.5 Doal nesneler kendilerine ait potansiyel dahilinde, kendi trne zg olan formu kazanma eilimindedir. Doadaki deiimler, her bir nesnenin kendi trne ait olana, potansiyel olandan aktel olana geileri olarak dnlebilir. Deime potansiyel olan varolduu ve baka bir forma dnme olasl olduu srece devam eder. Baka bir forma dnmenin mmkn olmad anda deime de sona erer. u halde, nesnelerin amacnn bir deimezlik ve hareketsizlik haline ulamak olduu dnlebilir. Her trl deiim bir deimez olan, her olu olu halinde olmayan bir eyi n gerektirir. Daha kesin sylemek gerekirse, doas iki yanldr: bir ey olan ve zerinde deiim meydana geldii dayanak ve dayanaa iletimi bu deiimin temelini tekil eden nitelikler.6 Aristoteles Metafizik VII. Kitapta ide ile tz arasndaki iliki zerinde durur. Eer idealar varsa ve eer kendinde Hayvan, kendinde nsan ve kendinde At da mevcutsa, ya hayvan saysal olarak tek ve ayn eydir veya o her trden farkl bir eydir. (...) Ayrca [ Platoncularla birlikte] insan trn meydana getiren btn elerin dealar olduu kabul edilirse, dealar bir eye, tz baka bir eye ait olmayacaktr; nk [sistemin iinde] bu ayrlma imkanszdr. Dolaysyla trlerin her birinde bulunan hayvan, kendinde Hayvan olacaktr.7 Herhangi bir renk soyutlanm olarak, yani baka niteliklerden ayr olarak dnlebilir. Bu durum o rengin kendi bana mutlak bir varla sahip olduu yanlgsnn ortaya kmasna yol aar.8 deler, fizik dnyadan sadece dncede ayrlabilirler; olguda ayrlamazlar. Aristoteles iin, tmel kavramlarn anlam onlarn cevherlerin tikel niteliklerine karlk gelmelerinde yatmaktadr. Bylelikle ideler, tikel eylere ait ortak nitelikler anlamna gelirler. Onlar nesnelerden bamsz bir biimde varlklarn srdren kavramlar deildirler.9 Aristotelese gre, bireyin ve dolaysyla da idenin tanmlanmas mmkn deildir. Tanmn imkannn incelenmesinde Aristoteles bundan u ekilde bahseder: Bireysel duyusal tzlerin ne tanm, ne de kantlamas vardr. nk bu tzlerin, maddesi vardr; maddenin doas ise olmak veya olmamak imkandr ve bundan dolay duyusal tzler iinde bireysel olanlarn tm, yokolua tabidir. O halde eer kantlamann konusu zorunlu olan ise ve eer tanm sadece bilime aitse; te yandan nasl ki bazen bilgi, bazen bilgisizlik olan bir bilim olmad gibi (nk bu eretilik, oturmamlk durumu, sadece sannn zelliidir), ayn ekilde olduundan baka trl olabilen eyin kantlamas ve tanm olmas da mmkn deilse (nk olumsal olan ele alan, sadece sandr), bireysel duyusal tzlerin ne tanmlar, ne de kantlamalar olamayaca aktr. (...) herhangi bir ideay tanmlamak da imkanszdr; nk idea varln savunanlarn syledikleri gibi, bireyler snfna girer ve bamsz bir varla sahiptir.10 Aristotelesin, Platon iin yalnzca glgelerden ibaret olan grnlerin dnyasn soruturmasnn esas konusu olarak almtr. Bu soruturma dnyann insan nasl etkiledii sorusuna doru geniler. Bu yalnzca duyulamamzn konusu olan nesnelere ait fikirlerimizi deil, fakat ayn zamanda inan ve deerlerimizi de kapsayan bir soruturmadr. Aristoteles bylelikle, bir yandan duyu deneyimine, bir yandan da insana ilikin inan ve deerlere belli bir felsefi gvenilirlik yklemektedir.

5 6 7 8 9 10

Bkz.: Zeller, A.g.e., s.: 217. Zeller, Grek Felsefesi Tarihi, s.: 218. Aristoteles, Metafizik, 1039b-10. Bkz.: Jones, Klasik Dnce Bat Felsefesi Tarihi, Birinci Cilt, s.: 324. Bkz.: Zeller, Grek Felsefesi Tarihi, s.: 218. Aristoteles, Metafizik, 1040a-10.

Sorular
1. 2. 3. 4.

Platon ile Aristotelesin idea tanmlar arasndaki temel farklar nelerdir? Aristotelesin drt nedeni nelerdir, bu nedenleri birbirleri ile ilikileri zerinden aklaynz. Aristotelese gre idea ile tz arasnda nasl bir iliki vardr? Aristoteleste potansiyel ve aktel kavramlar ne anlama gelmektedir? rneklerle aklaynz.

5. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 5: de Kavram III

z: de kavram Descartes felsefesi asndan ele alnacaktr.

Abstract: The concept of idea in Descartes philosophy will be discussed.

Descartes, yalnzca fiziki dnyann zelliklerini deil, ayn zamanda bu dnyann, gerekliin dier eleriyle arasndaki ilikiyi de aklamay hedeflemitir. Hedefi dorultusunda Descartes, btn gerekliin iki ayr tzden meydana geldiini ortaya koyar. Birbirine indirgenemeyen bu iki tz, zihin ve maddedir. Var olan her ey bu iki tzn farkl biimlerde bir araya gelmeleri sonucunda oluur. Buradaki anlam ile tz, var olmak iin kendisinden baka hibir eye ihtiya duymayan eydir. Maddi tz evrende belli yasalara tabidir. Bu yasalar vastas ile btn fiziki srelerin aklanmas mmkn olur. Evrenin her yerine yaylm olan maddenin kendisine tabi olduu yasalar, temelde basit mekanik yasalardr. Bu modelde dnya, belli bir yer igal eden byk bir makine olarak dnlr. Bu makinenin her bir parasn aklayabilecek sistem geometridir. Bu makine belli unsurlardan bir araya geldiine gre, bu unsurlarn hareketleri de kendilerinden ayr, etkin bir g ile balantldr. Makinenin btn, Tanrnn koymu olduu yasalara gre hareket eder. Fiziki dnyadaki her bir hareketin nedeni, Tanrdr. Yer kaplayan her ey bir dzen halinde ve mekanik bir yapdadr. Dolaysyla yalnzca cansz nesnelerin deil, canl varlklarn da hareketleri bu yolla aklanabilir. Ancak bu mekanik dnyann dnda kalan bir baka tz daha vardr. Mekanik yasalara tabi olmayan bu tz, dnen, irade gsteren zihindir. Yaratlm her tz, onu her ne ise o yapan zsel nitelie sahiptir. Maddenin zellii yer igal etme iken, zihnin zellii bilinli olma ya da dnmedir. Descartesa gre zihinsel tz ile, maddi tz arasnda mutlak bir ayrm bulunmaktadr. Maddi tzn farkl biimleri grnr olsa, btn olarak dnldnde birdir. Zihinsel tzn ise en yksek rnei Tanrdr ve bireysel zihinler olarak da kendini gstermektedir. nsann iki temel yetisi vardr. Bunlar anlama yetisi ve iradedir. Anlama yetisi, insann bir eyleri idrak etmesini salarken; irade eylerin varolduklarn ve onlara ait olduu dnlen nitelikleri tasdik ya da inkar eder. Her iki yeti de insana Tanr tarafndan verilmitir. Anlama yetisi, insan mmkn olan her eyin idesine sahip olamayaca iin sonludur. Ancak irade iin byle bir snrn varl sz konusu olamaz. Descartesa gre bilginin gvenilirlii onun ak ve seik olma zelliklerine sahip olup olmad ile ilikilidir. Aklk zihine dolaymsz olarak sunulan ve zihnin kolaylkla bilincine varabildii bir nitelie iaret eder. Descartesa gre insana yeterince gl bir biimde etki eden eyler aktr. Aklk ile ilgili olarak, di ars gibi canl duyu deneyiminden veya dnme gibi zihinsel faaliyetlerden hareketle rnekler verilir. nsan btn bu rneklerde, ister duyu deneyimlerinde ya da ister zihinde olsun, bir eyin ortaya ktn, orada olduunu fark eder, daha dorusu farketmeden yapamaz.1 Seiklik ise tam ve dakik olan; baka her eyden farkl ve yalnzca kendisinde aka varolan bir eye iaret eder. Bir ey seik olmakszn yalnzca ak olabilirken; ak olmakszn seik olamaz. 2 Bir duyu deneyimi ya da bir dnce kendisinin tam olarak bilincinde olduumuz zaman aktr. Doasnn ne olduuna emin olunmad durumlarda ise seik deildir. Descartesn verdii di ars rneinde insan, diinin ardndan emindir. Bu onun iin aktr. Ancak di arsnn kaynann rnein, beyin mi yoksa diin kendisi mi olduunu; yoksa bu arnn her ikisinden de mi kaynaklandn bilemez. Bu durumda di arsnn varl kesin olduundan aktr; fakat baka bir eyle kartrlma olasl olduundan ve baka her eyden ayrlacak biimde tanmlanamadndan seik deildir.3
1 2 3
Cevizci, Ahmet On Yedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, Bursa, Asa Kitabevi, 2007. s.: 131. Bkz: Descartes, Felsefenin lkeleri, ev. Mehmet Karasan, stanbul, Milli Eitim Basmevi, 1967, s.: 56. Bkz.: Cevizci, A.g.e., s.: 132.

nsan herhangi bir ey hakknda ak ve seik bir bilgiye sahip olduunda, bu ey hakknda yanlgya dmediinden emin olabilir. Ak ve seik olduuna emin olmad durumlarda ise yargsn askya alabilir. Ak ve seik olmayan konularda verilen yarglarn yanl olmas muhtemeldir. Bu durumda yanlln sorumluluu, insanlar yanltmayan ve ak ve seik olan doru olarak kabul etmeye zorlayan Tanrda deil, fakat insann kendisindedir. Ak ve seik olann snrlar dhilinde kalndnda yanlla dlmez, ancak ak ve seik olmayan doru kabul edildiinde yanlla dlebilir. 4 Descartesa gre fizik nesneler sz konusu olduunda, onlarn ak ve seik bilinebilecek ynleri, matematiksel zelliklerinden hareketle ulalabilecek olan dncelerdir. Herhangi bir cisme ilikin, ak ve seik olan dnce, o cismin belli bir ekle ve hacme sahip olmasndan kaynaklanr. D dnyaya ait eylerin yalnzca matematiksel zellikleri ile ilgili dncelere sahip olabiliriz; ancak bu bilgi eylerin gerekten varolup olmadklarna ilikin bir fikri bize salamaz. Descartesta gre Uslamlamalarla ortaya kabilecek kimi baka apak dorularn, algdan kaynaklanmadklar halde anlmzda bulunmalarn doutan dnceler (bilgiler)olarak niteliyor. Her anlk ortak olan bu doutan dnceleri tar. Bilgi, bunlardan, tpk matematikte yapld gibi, tmdengelimsel karmlarla retilir: Doutan dnceler ilk bata (ocuklukta) anlkta belirgin deildir. ocuk evresini algladka bunlar belirginleir; bilinli duruma dnrler.5 O halde Descartesa gre insan, bir takm doutan idelerle dnyaya gelir. Alg bu idelerin ortaya knda tek bana yeterli olamaz. Akl bu ideleri kullanmada zaman iinde geliir, deneyim kazanr. Ancak usun, doutan bilgiler yoluyla yourduu alg bilgiye gtrebilir. Bu da ancak tikel nesnelerin bilgisidir. Kalc, genel bilgi, anlkta doutan bilgilerden karsanr.6 D dnya ile ilgili olarak insann sahip olduu ideleri, onlar var olmasalar bile Tanrnn yaratm olmas ihtimali de mantkl grnmemektedir. nk Descartesa gre Tanrnn, insanlar aldatma ihtimali yoktur. u halde geriye yalnzca cisimlerin, duyulara konu olduklar biimde var olduklar ihtimali kalmaktadr. nsan zihnindeki d dnyann ve cisimler ile ilgili olan idelerin nedeni, bizzat bu dnyann kendisidir.7 Descartesn, eylerin neliine ilikin dncelerinin nemli bir ayan, eylere nitelikleri zerinde yapm olduu, birincil ve ikincil nitelikler ayrm oluturmaktadr. Ona gre, eylerde bulunduu dnlen baz nitelikler, aslnda o eylerin kendisinde bulunmamaktadr. Ses, tat, koku, renk vs. gibi zellikler nesnelerin ikincil nitelikleridir. kincil nitelikler, duyularn durumuna bal olarak deimekte olan, znel niteliklerdir. Bu nitelikler yalnzca zihne ait duyumlardr ve onlarn, eylerin kendilerine ait olduklarn sylemek mmkn deildir. Bu nitelikler duyularmzla ilikilidir ve duyularla birlikte onlarn da deitikleri kolaylkla gzlenebilir. znel olan bu niteliklerden hareketle ak seik bir bilgiye ulalamayaca aktr. Dolaysyla bu duyusal niteliklerin bilimsel aratrmalara konu olmalar mmkn deildir. Duyularn deimeden kald bir durumu dnecek olursak, nesnede yine de deime meydana geliyorsa, bu nesnenin kendisine ait bir durumdur. Ancak Descartesa gre, nesnede nasl bir deiimin meydana geldiini bilmek mmkn deildir. Bu deiim nesnenin gerek nitelikleri olarak adlandrabileceimiz bir baka nitelik trne ait olmak durumundadr. Birincil nitelikler olarak adlandrlan bu nitelikler, duyulara bal olmayp, onlardaki herhangi bir deiimden etkilenmemektedirler. Birincil nitelikler bir nesneye ait olup, ondan ayr dnlemeyen niteliklerken; ikincil nitelikler bu nesnenin duyular zerinde yaratt etkiden ibarettir. Maddi nesnelere ait bu duyumlar, birincil niteliklerin, duyular zerinde yarattklar etki sonucunda oluurlar. Descartesn ortaya koyduu birincil nitelikler tanm Locke gibi dnrlerin birincil ve ikincil nitelikler tanmlaryla neredeyse ayndr. Birincil nitelikler bir maddi nesneyi, maddi olarak tanmlamak iin gereken niteliklerdir. Yalnzca duyulara ait olan zellikler olarak kabul edilen renk, ses, koku gibi ikincil nitelikler, rnein yer kaplamann bir biimi ya da tarz deildirler. Bu nedenle birincil nitelikler ile ikincil nitelikler arasnda temel bir ayrm vardr.8
4 5 6 7 8
Bkz: Descartes, Metafizik Dnceler, ev. Mehmet Karasan, stanbul, Milli Eitim Basmevi, 1998, s.: 172. Arda Denkel, Bilginin Temelleri, stanbul, Doruk Yaynevi, 2003, s.: 20. Denkel, A.y. Bkz.: Cevizci, A.g.e., s.: 135. Bkz.: Cevizci, A.g.e., s.: 137.

Descartes, fizik dnyann insan bilgisine konu olan ynnn yalnzca cisimlerin matematiksel zellikleri veya ekil, hareket vs. gibi birincil nitelikleri olduunu dile getirir. Bu durumda duyulara konu olan ses, renk, tat vs. gibi zelliklerin doruluundan emin olmak mmkn deildir. nk bu nitelikler insan iin ak ve seik olan bir bilgi salamaz. D dnyaya ilikin bilimsel bilgi, hareket, yer kaplama, hareket vb. nitelikleri ele alan matematiksel fizik zerinden edinilebilir.9

1. 2. 3.

Descartesa gre gvenilir bilginin zellikleri nelerdir? Descartesa gre tz nedir? Ka eit tz vardr? Aklaynz. Descartes birincil ve ikincil nitelikler arasnda ne tr bir ayrm ortaya koyar, bu ayrmn bilgi zerindeki etkisi ne ekilde gerekleir?

Bkz.: Cevizci, A.y.

6. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 6: de Kavram IV

z: de kavram Locke felsefesi asndan ele alnacaktr.

Abstract: The concept of idea in Lockes philosophy will be examined.

Locke felsefesinin merkezinde olan kayg, Descartesta olduu gibi yalnzca btn bilgimizi kendisi zerine ina edebileceimiz bir temel bulmak deil, fakat bundan baka bilginin snrlarn ve edinili biimini ve dolaysyla da insan aklnn neliini ortaya koyma uradr. Locke, tm insanlarn zerinde uzlama vardklar sylenen ve dolaysyla doutan sahip olduu dnlen bir ide kavramna kar kar. Descartes, felsefesini temellendirirken iki nokta zerinde durur. ncelikle apak olan dorularn tecrbeden deil, deneyden geldiini savunur. Doal olarak Locke, usuluu ve zellikle doutan bilgiler retisini yadsr, ancak Descartesn alg ve anlk kuramn hemen hemen olduu gibi benimser. Alg konusunda karlat en byk sorun Descartes bir alg kuramnn usuluk dnda, kukuculua kar nasl savunulabileceidir. Locke bunu kukucu uslamlamay snrlayarak yapar. (...) ortaya koymaya alt, Descartestan 18. yya sarkan d dnya zdekciliinin deneycilikle elitiidir.1 Lockeun, Descartesn ide anlayna ilikin getirmi olduu eletiriler, kendisinin ide kavramna ilikin yaklamn ekillendirir ve doutan ideler retisinin reddi felsefesinde geni yer tutar. Empirisist felsefenin en nemli temsilcilerinden biri olan John Locke, her tr bilginin kaynann deneysel tecrbe olduu grndedir. Felsefesinin merkezinde bulunan ide kavramn da empirisist anlay ile uyumlu olacak ekilde, dnlen ya da alglanan her trden zihin ierii anlamnda kullanr. Zihnin kendisinde alglad ya da algnn, dncenin ya da anln dolaysz nesnesi olan her eye ide diyorum; zihnimizde herhangi bir ide retme gcn de, gcn bulunduu nesnenin nitelii diyorum.2 de, dnme faaliyeti srasnda, zihnin konusu veya nesnesi olan her eydir. Bu balamda yalnzca duyulara konu olan eyler deil, her trden duygu durumu vs. de ide olarak anlr. Dier bir deyi ile Locke, zihinde mevcut olan her eyi, ide kavram altnda toplamtr.3 Lockea gre ideler, doutan gelmezler. bellekte doutan ideler yoktur.4 Ruh doduunda zerinde hibir ey yazl olmayan, btnyle bo bir levha gibidir (tamquam tabula rasa). Doutan getirmi olduu hi bir ey yoktur. Bilginin tm malzemesi tecrbe ile birlikte gelir. Bilginin temelinde bulunan idelerin kayna tecrbedir. Tecrbe aracl ile edinilen idelerin, iki anlam vardr: bunlardan ilki, duyular araclyla edinilen dsal alg ya da duyu; dieri ise fizik durumlarn isel algsna iaret eden refleksiyondur.5 Locke, fizik alan aan, grnn ardndakine ilikin metafizik bir bilginin mmkn olmadn dnr. Ona gre byle bir bilgi gerekli de deildir. Lockeun programnn sadece felsefeye, felsefi dnceye ampirik bilgiye zg yntem ve ltleri uygulamakla kalmayp, deneyime dayal bilginin insan varlklar iin mmkn olan yegane bilgi tr olduunu gstermekten olutuu sylenebilir.6 nsan bilgisi fenomenlerle snrldr. nsann fenomenleri bilmesinde, sahip olduu snrl yeti akldr. Locke iin akl, doutan pratik ya da teorik ilkelere sahip deildir. Bu akl, evrenin aklsallna katlan, deerleri kefeden, deer yaratan, amalar tartan, en azndan birtakm pratik ilkelerle tehiz olunmu bir akl olamaz. 7 O, yalnzca insana Tanr tarafndan verilen bilme
1 2 3 4 5 6 7
Arda Denkel, Bilginin Temelleri, s.: 22. John Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, ev.: Vehbi Hackadirolu, stanbul, Kabalc Yaynevi, 1996, 2. Kitap, 8. Blm, 8. Madde. Bkz.: Magee, Byk Filozoflar, Platondan Wittgensteina Bat Felsefesi, s.: 121. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 1. Kitap, 4. Blm, 21. Madde. Julian Marias, History of Philosophy, New York, Dover Publications, Inc., 1966, s.: 255. Cevizci, A.g.e., s.: 274. Cevizci, A.g.e., s.: 265.

yetisidir. nsan iin doutan idelerin olmamasnn birtakm sonular ortaya kar. Szgelimi doutan olduklar iin ilahi bir kkene sahip olduklar dnlen ideler, bu durumda, felsefi sorgulama iin zorunlu grlen bir incelemeye tabi tutulmakszn kabul gremezler. Benzer ekilde Locke, doutan idelerin, kutsal ynlerinden tr metafizik iin aksiyomatik bir zellik tadn savunan Skolastiklerin grlerinin de eletirilmeleri gerektiini dnr. Lockeun, deneyimin bir kenara braklp yalnzca doutan idelerle aklanabilecei dnlen metafizik sistemlerin karsnda olduu sylenebilir.8 Lockea gre, doutan olduu dnlen ideler ya da ilkeler, speklatif ve pratik olmak zere ikiye ayrlr. nsan ruhlarnn ilk varlklarnda edindikleri ve kendi doalarna bal bir yeti iin olduu gibi zorunlu ve gerek olarak kendileriyle birlikte dnyaya getirdikleri deimez izlenimlerin bulunmas gerektii dnlr. 9 Speklatif ilkeler, mantn temel aksiyomlar olarak kabul edilen, bir ey ne ise odur, bir eyin ayn anda hem varolmas hem de olmamas mmkn olamaz, trnden nermelerdir. Pratik ilkeler ise, insanlarn adil davranmalar gibi, ahlaki trden ilkelerdir. Locke bu ilkelerin hi birinin doutan olamayacan savunur. Locke, bu ilkelerin doutan geldiini savunanlarn argmanlarn eletirerek, onlarn hakszlklarn ortaya koymaya alr. Ahlak kurallar bir kant gerektirir, demek ki doutan deiller. Beni doutan klgsal ilkelerden pheye dren sebeplerden bir bakas da, bir kimsenin hakl olarak sebebini sormayaca bir ahlak kuralnn nerilemeyeceini dnmemdir; oysa bu ilkeler, her doutan ilkenin olmas gerektii gibi, doruluunu belirtecek bir kant ya da kabul edilmek iin bir sebep gerektirmeyecek biimde apak olsalard, byle bir sebep sorma gln ve sama olurdu.10 rnein, speklatif ilkelerin doutan olduunu gsterdii dnlen ilk argman olan, evrensel ittifak kant zerinde durur. Bu kanta gre bir ilke zerinde herkes tarafndan varlan bir uzlama sz konusu ise, bu ilke doutan olmak durumundadr. Lockea gre bu kant iin iki ynl bir itiraz dile getirilebilir. ncelikle, bir eyin herkes tarafndan doru kabul edilmesi, onun gerekten de doru olduunu mantksal olarak kantlayamaz. lkece herkesin yanlyor olmas mmkndr. Herkesin bir eye inanyor oluu, o eyin bilindiini gstermek iin yeterli deildir. Ve eer doru olarak bilindii kabul edilemiyorsa, bu bilginin doutan geldiini sylemek imknszdr. Locke, Bir eyin herkes tarafndan tasdik edilmesi veya bilinmesi durumunda bile, buradan sz konusu evrensel bilginin doutan olduu sonucunun mantksal olarak hibir ekilde kmayacan syler. Ve en sonunda da, doutanclarn argmannn kendisine dayand ncln, herkes tarafndan tasdik edilen ilkeler bulunduu nclnn yanl olduunu ne srer.11 Locke, bir kimsenin sahip olduu inan ya da dncenin bilinli olmak durumunda olduunu savunur. Bilinsiz inan, ayn zamanda eliik olacaktr. Bu durumda bilin sz konusu olmadan sahip olunan ide ya da ilkelerden, baka bir deyile doutan sahip olunan idelerden bahsetmek mmkn deildir. Lockeun kar kt bir baka gr ise, bir takm idelere doutan sahip olunduunu savunan anlaya benzemekte, fakat bir ynyle bu anlaytan ayrlmaktadr. Bu anlaya gre doutan gelen idelerin bilgisi ya da ilkelerin kendileri deil; fakat bu idelere, ilkelere sahip olmay salayan ya da bunu kolaylatran bir yetenek ya da kapasitenin varolduu anlaydr. Buna gre, bu idelere ulatran ey doutan gelen bir yetenek, eilim ya da kapasitedir. Locke bu gre de renme ile doutan olma arasndaki farktan hareketle itiraz eder. Ona gre bu anlay renme ile doutan olma arasndaki ayrm ortadan kaldrmaktadr. Bu durumda insana ait tm bilgiler doutan olmak durumundadr ki, byle bir eyi kabul etmek mmkn olamaz.12 Locke, sonrasnda ok daha youn bir biimde ahlaki ilkelerin doutan geldiini savunan gr eletirir. nsan zihninde doutan ahlaki ilkelerin bulunduunu savunanlar, bu grlerini yine evrensel ittifak argmanyla kantlama eilimindedirler. Ancak Lockea gre, ahlaki ilkeler zerinde byle bir ittifakn varolmas ihtimali, teorik ilkelerden bile daha azdr.
8 9 10 11 12
Bkz.: Cevizci, A.g.e., s.: 277. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 1.. Kitap, 2. Blm, 2. Madde. Locke, A.g.e., 1. Kitap, 3. Blm, 4. ve 6. Maddeler. Cevizci, On Yedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, s.: 278. Bkz. Cevizci, A.g.e., s.: 279.

Lockea gre, ahlaki ilkelerin herkes tarafndan onaylanmadnn, bu ilkelere btn insanlarn balanmadnn ve tek bir ahlak kuralnn bile herkes tarafndan kabul edilmi olmadnn son derece ak olduu ortadadr. Locke, insanlarn zellikle ahlaka ilikin ilkeler zerinde, fikir birlii iinde olmak bir yana, srekli bir tartma yaadklarn dnr. Hi bir ahlak kural yoktur ki, bir insana emredildiinde, o kii hakl olarak bir neden soramasn. Eer ahlak kurallar doutan olsayd ve doutan olan her prensip gibi kendiliinden apak olup, gerekliin anlalmas iin bir kanta ihtiya duymasayd, bu sorunun sorulmas gln ve anlamsz olurdu.13 Ahlaki ilkelerin doutan olmalar durumunda, insanlarn her bir ilkeyi kabul etmeleri ve onlara btnyle bal kalmalar gerekirdi. Locke idelerin doutan gelmediini kantladktan sonra, idelerin kayna ve nelii zerinde durur. Lockea gre ide, zihnin dnme faaliyeti srasnda kulland malzeme, varlklarn iaretleri ya da temsilleridir. Bu durumda, zihin bir ey hakknda dndnde ya da bir eyi algladnda; alglanan ya da dnlen ey fizik nesne deil, fakat onun zihindeki temsili olan idedir. delerin varlklar bir ispata ihtiya duymayacak kadar aktr. deler her trden bilginin temel malzemesini ve kaynan olutururlar. Ancak duyular bize bilgi verse de, onlarn verdii bilgi snrldr. Ve dnya hakkndaki tm dncelerimiz duyu yoluyla kazanm olduumuz kavramlarla snrlanm olduu iin, dnya zerine olan speklasyonlarmz da snrlanmtr.14 Hi bir ekilde insan yaratmasnn konusu olmayan ideler, farkl ekillerde bir araya gelerek, zihnin entellektel malzemesini olutururlar. D dnya ile ilgili her trden bilgiye ideler araclyla ulald tezi, Lockeun bilgi teorisi iin temeldir. deler dncenin nesneleridir. Herkes dndnn ve dnd srada zihninin urat eyin ideler olduunun bilincinde olduuna gre, insanlarn zihinlerinde aklk, dnme, devim, adam, fil, ordu, karanlk szckleriyle baka szcklerin anlatt trden idelerin bulunduu kukusuzdur.15 Dnme ise, idenin zihinsel bir deneyim anlamn tadn gsterir.16 Bu durumda Locke felsefesi balamnda idenin, ne trden olursa olsun, zihinsel ierik anlamna geldii sylenebilir. Bilgiye konu olan idelerin kayna deneyimdir. deler, d dnyaya ait fizik nesnelerin duyular yoluyla bir ekilde alglanmasndan sonra, zihnin gerekletirdii faaliyetlerin idraki sonucunda edinilir. Duyularmz nce duyulur tikel nesnelere ynelirler ve bu nesnelerin, kendilerini etkilemesinin deiik yollarna gre, zihne onlarn birok seik alglarn iletirler. Bylece bizdeki sar, ak, scak, souk, sert, ac, tatl ideleriyle, duyulur nitelikler dediimiz btn teki niteliklerin idelerini ediniriz... 17 Locke, deneyimi duyum, d duyum ve dnm; refleksiyon veya i duyum olarak ikiye ayrr. Duyu, be duyudan herhangi biri ya da birden fazlasnn kullanm yoluyla gerekleen algdr. D dnyaya ait her trden nesne, idelere duyular araclyla neden olurlar. Duyular, duyulanabilir niteliklere sahip nesnelerden eitli biimlerde aldklar etkileri zihne aktarr. Bu ekilde, duyusal nesnelerin idelerine sahip olmak mmkn olur. Bu idelere zihin bir kez sahip olduktan sonra, onlar zerinden i grmeye, bu ideleri bilinli olarak ele almaya balar. Zihnin bu etkinlii, dnm ya da i duyum olarak adlandrlr. btn idelerimiz bu iki kaynaktan birinden gelir.18 Dnme, duyum olmakszn gerekleemez. Duyulanabilir eylerden hareketle, zihnin bir etkinlii sonucu ulalan dnm ideleri, duyum ile ulalmas mmkn olmayacak yeni bir ide tr salarlar. Fizik nesnelerin, duyum idelerine neden olamamalar gibi, bu idelerin de dnme idelerine neden olmalar mmkn deildir. Locke iki tr idenin varlndan bahseder, bunlar basit ve bileik idelerdir. Basit ideler btnyle dorudan tek bir duyu ya da birden ok duyu ile edinilen ya da yalnzca refleksiyon sonucunda sahip olunan veya hem duyu hem de refleksiyonla elde edilen idelerdir. Bileik ideler ise, zihnin bir etkinlii sonucu edinilen, basit
13 14 15 16 17 18
Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 1. Kitap, 2. Blm, 4. Madde Bkz.: Magee, Byk Filozoflar, Platondan Wittgensteina Bat Felsefesi, s.: 121. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 2. Kitap, 1. Blm, 1. Madde. Bkz.: Locke, A.g.e., 2. Kitap, 1. Blm, 4. Madde. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 2. Kitap, 1. Blm, 3. Madde. Locke, A.g.e., 2. Kitap, 1. Blm, 5. Madde.

idelerin ayrlmas ya da birletirilmesiyle oluan idelerdir.19 Basit ideler, tm dier ideler gibi duyum ya da dnme yoluyla kazanlrlar. Ancak onlarn en temel zellii baka idelerden meydana gelmemeleridir; bu ideler baka idelere ayrtrlamazlar.20 Bu ideler yalnzca zihin tarafndan meydana getirilemez ya da yokedilemezler. Bu nedenle insan rnein, daha nce tatmam olduu bir tadn idesine sahip olamaz. Lockea gre, bu idelerle daha nce tanlmamas durumunda, onlarla ilgili bir bilgiye sahip olmak da mmkn deildir. Bu nedenle basit ideler epistemolojik anlamda primitiftirler.21 Basit ideler bilginin temel malzemesini olutururlar ve drt balk altnda incelenebilirler. Bunlardan kimileri zihnimize ancak tek duyumla gelir. 22 (renkle, sesle, aydnlk, karanlkla vs. ilgili ideler); Zihne birden ok duyum yoluyla girenler de vardr.23 (yer kaplama, ekil, hareket vs. ideleri); bunlarn dnda tek bir dnme ya da i duyumla kazanlan ideler de bulunur. Alg idesini ve istek idesini dnmden ediniriz. Zihnin, en sk incelenen ve isteyen herkesin kendinde bulabilecei kadar sk ortaya kan iki byk ve nemli eylemi unlardr: Alglama ya da Dnme ve sten ya da steme.24 (alg, dnme, yani anlama yetisi ve isteme, yani irade yoluyla kazanlan ideler) Ve son olarak da hem duyum hem de dnme yoluyla edinilen ideler vardr. Duyum ve dnmn btn yollaryla zihne ulaan haz ya da holanma, ya da ac ve sknt, g, varolu, birlik gibi baka yaln ideler de vardr.25 Bileik idelere sahip olma, ancak basit idelerin edinilmi olmas ile mmkndr. Bileik idelere, zihnin ileyii sonucunda ve basit idelerin salad malzeme araclyla ulalr. Bu durumda basit idelerin elde edilmesi sz konusu olduunda btnyle edilgin olan zihin, bileik ideler sz konusu olduunda etkin rol oynamaktadr. Bileik ideler edinilirken ortaya kan bu etkin olma durumu, zihnin ayr faaliyetiyle kendini gsterir. Bu faaliyetlerden biri, zihnin ayn trden ideleri birletirmesi sonucunda bileik idelere ulamasdr.26 Karlatrmada zihin, iki ideyi yanyana dnr ve onlar zaman, mekn, derece gibi farkl zellikleri gz nnde bulundurarak kyaslar. Zihnin nc ilevi ise soyutlamadr. Soyutlama, zihnin bir ideyi birlikte varolduu ve gerekte ayrlmalarnn mmkn olmad dier idelerden ayrarak ve baka varlklara ait benzer ideleri de gz nnde bulundurarak genel bir ideye ulamasdr. Lockeun soyutlama ve soyut ideler hakkndaki grleri, Berkeleynin yine bu kavramlar hakkndaki eletirilerini anlamak asndan nem tamaktadr. Locke soyutlamay neredeyse Berkeleyyi nceleyen bir biimde aklar. Szcklerin kullanm bizim isel idelerimizin da dnk imlerinin yerini tuttuuna ve bu ideler de tikel eylerden alndna gre, eer edindiimiz her tikel idenin ayr bir ad olsayd, adlarn sonsuz sayda olmas gerekirdi. Bunu nlemek iin zihin tikel nesnelerden ald tikel ideleri genel yapmaya giriir; bu ilem, tikel idelerin, btn teki varolulardan ve zaman, yer ya da birlikte ortaya kan baka ideler biimindeki gerek varolu durumlarndan ayrlm olan, zihindeki grntler olarak ele alnmasyla yaplr. Buna SOYUTLAMA denir.27 Soyut ideleri ise Locke, cinslerin ve trlerin zleri olarak tanmlar. Herhangi bir eyin bir ada sahip oluu da yine soyut idelerle ilikilidir. Soyut ideler cinslerin ve trlerin zleridir. Demek genel szckler eylerin bir trn imlerler ve her biri bu imlemi zihindeki bir soyut idenin imi olarak kazanr; varolan eylerin bu ideye uygun olduklar grldke, bunlarn hepsi birden o ad, ya da ayn ey olan o tr, altnda toplanr. Bundan, trlerin zlerinin soyut idelerden baka bir ey olmad grlr. Bir trn zn tamak, bir eyi o trden yaptna gre ve adn baland ideye uygun olarak da bu ada bu ideyi belirleme hakk verdiine gre, z tamakla bu uygunluu tamak ayn eydir; nk bir trden olmakla bu trn adn tamaya hakk olmak ayn eydir.28 Zihinde belirlenen zler de yine bu soyut idelere iaret eder. z olarak kabul edilen eyler bu soyut idelerdir. Gerekten, genel adlarn tikel varlklarla bir balants olduu zaman, bu soyut ideler onlar
19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
Bkz.: Marias, History of Philodophy, s.: 255. Bkz.: Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 2. Kitap, 3. Blm, 1. Madde. Bkz.: Locke, A.g.e., 2. Kitap, 3. Blm, 2. Madde. Locke, A.g.e., 2. Kitap, 3. Blm, 1. Madde. Locke, A.y. Locke, A.g.e., 2. Kitap, 6. Blm, 2. Madde. Locke, A.g.e., 2. Kitap, 7. Blm, 1. Madde. Bkz.: Locke, A.g.e., 2. Kitap, 7. Blm, 1. Madde. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 2. Kitap, 11. Blm, 9. Madde. Locke, A.g.e., 3. Kitap, 3. Blm, 2. Madde.

birletiren araclar gibidir; yle ki, bizim ayrt edip belirlediimiz biimiyle trlerin zleri, zihinlerimizdeki bu kesin snrl soyut idelerden baka bir ey deildir ve olamaz.29 Trlere ait olduu dnlen ve adna z denilen eyler, birer soyut ide olma zelliini tarlar. Bunlar ayn zamanda eylere verilen adlar ve dolaysyla da eylerin snrlarn belirleyen zellikleridir. Her trn z soyut idedir. Bir tikel trn, kendisinden yapld ve bylece bakasndan ayrt edildii her cinsin ya da trn ls ve snr, onun z dediimiz eydir; ve z de, adn, bu idenin ierdii her ey bu tr iin zsel olacak biimde baland soyut ideden baka bir ey deildir.30 Locke, insan bilgisinin sahip olunan idelerle snrl olduunu dile getirir. Bilgimiz delerimizi aamaz.31 Sahip olunan ter tr bilginin ierii de ancak idelerle olan ilikisi dhilinde deerlendirilebilir. Bilgi iki ide arasndaki uyumann ya da uyumamann alglanmasdr. Bylece, benim grme gre; bilgi, iki idemiz arasndaki balant ve uyumann ya da uyumama ve kartln alglanmasdr.32 Dolaysyla maddeye ya da maddi tze ilikin getirilecek aklamalar da yine bu ideler ve idelerin snrlar ile birlikte dnldnde mmkn olacaktr. Demek bilgimiz, idelerimizden daha dardr. (...) Bizde zdek ve dnme ideleri vardr, fakat yalnzca zdeksel olan bir varln dnebilip dnemeyeceini belki de hi bilemeyeceiz; nk anmn yardm olmadan, yalnzca kendi idelerimizin gzlemiyle, Tanrnn, uygun yapdaki kimi zdek dizgelerine alglama ve dnme gc verip vermediini ya da yine uygun yapdaki bir maddeye dnen bir zdek-d tz katp katmadn bilmek, bizim iin olanakszdr.33 Sorular:
1. 2. 3. 4.

Lockea gre ide ne anlama gelmektedir? Lockea gre ka tr ide vardr? Bunlarn zellikleri nelerdir? Soyutlama ne demektir? Soyut ide ne demektir? Locketa ide ile bilgi arasnda ne tr bir iliki vardr, aklaynz.

29 30 31 32 33

Locke, A.g.e., 3. Kitap, 3. Blm, 13. Madde. Locke, A.g.e., 3. Kitap, 6. Blm, 2. Madde. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 4. Kitap, 3. Blm, 1. Madde. Locke, A.g.e., 4. Kitap, 1. Blm, 2. Madde. Locke, A.g.e., 4. Kitap, 3. Blm, 6. Madde.

7. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 7: de Kavram V

z: de kavram Lockeun birincil ve ikincil nitelikler ayrm balamnda ele alnacaktr.

Abstract: The concept of idea will be discussed by the context of Lockes distinction of primary and secondary qualities.

Locke tz, zihindeki idelere neden ve fizik dnyada, duyular araclyla alglanan niteliklerin dayana olduunu dnr ve tz ne olduunu bilmediimiz bir ey olarak tanmlar. Lockea gre tzn neliine ilikin sylenebilecek eyler snrldr. En azndan tzn kesin olarak tanmlanmas mmkn deildir. Ancak onun ne olduuna ilikin sahip olunan fikirler, dier eyler zerinden yaplan akl yrtmelerle mmkn olabilir. Orada, bizi duyular araclyla eitli ekillerde etkileyen bir ey diye farkna vardmz birlikli bir ey vardr. O etrafndaki dier nesneleri de alglanabilir tarzlarda etkiler- yani, onun mevcudiyeti, kendileri de daha sonra gzlemcilere etki yapar, etrafndaki nesnelerde srekli olarak deiimlere yol aar. O nihayet, evresindeki baka nesnelerin etkilerinin yol at deimelere maruz kalr. Biz, ite bunun bir sonucu olarak, baka eyler zerindeki etkileri veya baka eylerin kendisi zerindeki etkileri sayesinde, bizi duyular araclyla dolayml veya dolaymsz bir tarzda etkileme glerine sahip bulunan bir ey kavramna veya bir ey tr fikrine ularz. te bu, Lockeun geleneksel tz kavramyla ilgili yorumudur. Bir tz sadece ok eitli etkileri yoluyla bilinen bir eydir. Biz belirli bir tz yalnzca onun duyusal niteliklerinin ve glerinin listesi araclyla dnebiliriz, ama o kendisinde, bu nitelik ve glerden, onlarn birlikte varoluunu aklayan, baka bir eydir.1

u halde, madde ve cisim kavramlarnn Locke iin ne anlama geldii sorusu zerinde durulmaldr. Lockea gre, madde ve cisim arasndaki iliki ve bu ilikinin neden olduu eliki, felsefe tarihi boyunca ortaya kan temel sorunlardan biridir. Madde ve cisim szcklerinin birbirinden seik idelerin yerini tuttuklar apak olduu iin, doada cisimden seik olarak bir de madde varm gibi, madde zerine ne kadar iinden klmaz tartmalara girilmitir. Bu iki terimin yerini tuttuu ideler kesinlikle ayn olsalard, bunlar her yerde, eit biimde, birbirinin yerine konabilirlerdi. Oysa btn cisimlerin bir maddesi vardr demenin uygun olmasna karn, btn maddelerin bir cismi vardr demek uygun olmuyor; bir cismin tekinden byk olduunu her zaman syleriz; buna kar bir maddenin tekinden byk olduunu sylemek aykr der (bunun hi sylenmediini sanyorum). (...) maddeden sz ettiimizde, o bir tek eymi gibi sz ederiz; nk gerekte o, her yerde ayn ve her yerde ebiimli olan bir kat tz idesinden baka bir ey iermez. Bizim madde idemiz byle olduuna gre, artk dnyadaki deiik katlklardan sz etmediimiz gibi deiik maddelerden de sz etmeyiz; oysa deiik cisimleri hem kavrar hem de onlarn szn ederiz, nk yer kaplama ve katlk deiebilir eylerdir.2 u halde Locke iin madde, ne olduu tam olarak dile getirilemeyen, ancak kendisine gene de ihtiya duyulan bir varla iaret etmektedir. Locke bir nesneye ait znel ve nesnel niteliklerin birbirlerinden ayrlmas gerektiini dnr. Nesnel nitelikler, birincil nitelikler olup bunlar say, ekil, uzam, hareket, vb. olarak saylabilirler.3 znel nitelikler ise
1 2 3
Magee, Byk Filozoflar, Platondan Wittgensteina Bat Felsefesi, s.: 125. Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 3. Kitap, 10. Blm, 15. Madde. Bkz.: Locke, A.g.e., 2. Kitap, 8. Blm, 9. Madde.

ikincil niteliklerdir. Bu ikincil nitelikler alglayana bal olarak deiebilen nitelikler olup, nesnenin kendisine deil, fakat alglayana aittirler. kincil nitelikler bu durumda, renk, tat, scaklk, vb. gibi zellikler olmaldrlar.4 Birincil nitelikler dnldnde, rnein nesnenin, alglanyor olsun ya da olmasn, belli bir ekle sahip olmak ya da hareket halinde veya duraan olmak durumunda olduu aktr. Ayn ekilde fiziki nesnelerden bahsedebilmek iin onlarn belli bir sayda olduklarn dile getirmek gerekmektedir. Bu durumda birincil niteliklerin bir nesne iin nesnel nitelikler olduklar aktr. Lockea gre birincil nitelikler nesneden ayrlamaz olan temel niteliklerdir. Bu yalnzca bir nesnenin birincil niteliklerinin o nesneye ait olan idelere benzedii anlamna gelmez. Birincil nitelikler ayn zamanda fiziki bir nesne olmann, cisimsel bir ey olmann gerek ve yeter kouluna iaret eder. Bu durumda birincil nitelikler, nesneye ait zsel niteliklerdir. Cismin ya da nesnenin, maddi tzn, zn olutururlar. Birincil nitelikler herhangi bir surette isimlerden tamamen ayrt edilebilen eyler deildir. Birincil niteliklerin yle bir tabiat vardr ki, duyularmz onlar, alglanan maddenin her ksmnda yakalar. Birincil nitelikler, cisimlerin kalc, ortadan kaldrlamaz, ilk ve kurucu nitelikleridir.5 Nesnenin kendisi ya da ona ait birincil nitelikler deiebilirler, ancak bir nesnenin, bu niteliklerden yoksun olmas dnlemez. Locke, buradan hareketle idelerin fizik nesneleri temsil ettiklerini, fizik nesnelerin de idelere neden olduklarn dile getirir. delerle, eyler arasnda iki ynl bir ilikiden sz edilebilir. Bu iliki bir ynyle temsili bir ilikiyken; dier ynyle de nedenseldir.6 Lockea gre, fizik nesneler, birincil niteliklerin zihinde ideleri yaratmalar yoluyla idelere neden olurlar. Birincil niteliklerle ilgili olan ideler, fizik nesnelerden kan ve alglanabilir olmayan fiziki paracklarn eylemleri sonucunda oluurlar. Bu fiziki paracklar, duyu organlarna temas ederek ve hareket yoluyla etkide bulunurlar. Birincil nitelikler dnldnde, bir nesnenin rnein sesi, o nesne ile ilgili olarak bizde olumu olan bir ideye iaret eder. Bu idenin olumas nesnenin birincil nitelikleri ile kurulan bir iliki sonucunda gerekleir. Ancak ikincil nitelikler, birincil niteliklerin tersine nesnel zellikler olmayp, alglayan kiiye gre deien yani znel olan zelliklerdir. Bu niteliklerin nesneye ait olan ynleri yalnzca, nesnenin birincil niteliklerinin alglayan kiide eitli duyumlara yol ama gleri olarak dnldnde ortaya kar. Buradaki ana dnce, yeryznde duyular ve beyinleriyle varolan hibir yaratn olmamas durumunda, ieklerin koku vermeyecekleri, ama ayn byklk, ekil ve konuma yine sahip olmaya devam edecekleri dncesidir. Bir birincil nitelii birincil klann ne olduu biraz daha aratrlrsa, onu birincil klann matematiksel yaps olduu ortaya kar. Birincil nitelikler, zel bir anlam iinde nesnel olan, matematiksel olarak lmlenebilir niteliklerdir.7 kincil nitelikler, nesnenin kendisinden ayrlamaz olan birincil nitelikleri araclyla duyular etkileme gleri ve biimleridir. Dolaysyla ikincil nitelikler, hem birincil niteliklere hem de alglayana baldrlar. kincil nitelikler alglayanda ideleri meydana getirme kapasitesi olarak anlalabilirler. Ancak bu kapasitenin varl yine nesnenin birincil niteliklerine baldr. Bu nedenle ikincil niteliklerle ilgili idelerin varlndan birincil nitelikler olmakszn bahsedilemez.8 kincil nitelikler ise cari olarak, cisimlerde bulunan birincil nitelikler, yani byklk, ekil, doku ve duyulur olmayan ksmlarnn hareketi araclyla bizde renkler, sesler, tatlar, vb. deiik duyumlar yaratma kudretinden/gcnden ibarettir. kincil nitelikler, cisimlerde reel olarak bulunmaz; cisimlerde sadece, bizde ikincil niteliklerin algsna yol ama kudreti vardr(...) kincil nitelikler alglanmadklarnda herhangi bir yerde varolan eyler deildir. (...) ayn su, iki kiinin elinde farkl duyumlar retebilir. Ayn ekil ise, asla iki farkl duyum retmez.9
4 5 6 7 8 9
Bkz.: Marias, History of Philosophy, s.: 255. Jean Didier, John Locke, ev.: Atakan Altnrs, stanbul, Paradigma Yaynlar, 2009, s.: 11. Bkz.: Cevizci, On Yedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, s.: 295. Magee, Byk Filozoflar, Platondan Wittgensteina Bat Felsefesi, s.: 129. Bkz.: Cevizci, On Yedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, s.: 295. Didier, John Locke, s.: 12.

Birincil nitelikler bir nesnede, nesne deise dahi, srekli olarak bulunurlar, dolaysyla nesneldirler; ancak ayn durum ikincil nitelikler iin sz konusu deildir Cisimlerin imdiki ikincil nitelikleri, eer onlarn paracklarnn birincil niteliklerini aa karabilseydik, yok olurlard. Duyularm, cisimlerin kk paracklarn ve duyulur niteliklerini douran gerek yapy seecek kadar keskin olsalard, kukusuz bizde tmyle baka ideler retirlerdi(...)10 kincil nitelikler, kendilerini duyumlayan duyu organlar iin vardrlar. Dolaysyla duyumun ortadan kalkt anda onlarn da varolularnn son bulduu sylenebilir.

Sorular 1. Lockea gre tz ne anlama gelmektedir? Aklaynz. 2. Lockea gre madde ve cisim kavramlar ne anlama gelmektedir? 3. Locketa birincil ikincil nitelikler ayrmn aklaynz.

10

Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, 2. Kitap, 23. Blm, 11. Madde.

8. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 8: Bilgi

z: Bilgi, bilginin doas, doru bilginin koullar konular Ksenophanes felsefeleri asndan ele alnacaktr.

Abstract: Knowledge, nature of knowledge and the condition of knowledge will be studied according to Ksenophanes.

Nerede bilginin kesin doruluundan ve kesinliin ltlerinden (kriterion) sz edilecek olsa, orada kesin bilgilerden ve ltlerden phe etmek; gvenilirliklerini soruturmak allm bir tutum olmutur. Bilgilerimizin kesinlii ve gvenilirliinden phe eden ve geerliliklerini aratranlar; ya ltlerin btnyle geersiz olduunu ve kesin dorulukta bilgiler bulunmadn ya da ortaya konan ltlerin yetersiz olduklarn, bilgi olma koulunu yerine getirmek iin baka ltlerin bulunmas ve aranmas gerektiini ileri srmlerdir. Birinci anlay her trl bilgi olanan inkar eden ar pheciliktir. kinci tutum ise bilginin olanan btnyle yadsmaz, sadece belirli alanlarda kesin bilgilere ulaamayacamz ileri srer. kinci trden pheciliin en belirgin yam her trl dogmatizmi, her trl snrsz bilgi edinme tutumunu soruturucu, aratrc ye bilgi-olma imkanlarn tesbit edici oluudur. Zaten, pheciliin Bat dillerindeki teknik karl skeptizm kken olarak eski Yunancada aratryorum, aryorum anlamlarn tayan skeptomai teriminden tretilmitir. phe eden kii bildiklerinin doruluunu soruturan, bilginin gvenilirliini aratran (skeptos) kiidir. Felsefenin Ionia topraklarndaki gn skmne, alaca karanlkta hakikati ve varl kefe kan ilk filozoflar snrsz bir bilgi istei ve tutkusuyla yorulmulard. Onlarn gznde dncenin kavrayamayaca, anlayamayaca hakikatler yoktu. zellikle Miletos kenti filozoflar insan bilgisinin olanaklar ve snrlarn aratrmakszn doay ve evreni kesin olarak kavradklarn dnmlerdi. Onlarn ve kendi sylediklerinin kesin dorulukta olup olmadn aratran; phe eden ve bilginin eletirisini yapan ilk filozof Kolophonlu Ksenophanes olmutur. Onun bilgi anlayn, zellikle 34. fragmanda ortaya koyduu grlerinin M.. drdnc yzyl skeptikleri bilginin elde edilemeyecei tarznda an bir phecilik olarak yorumlamlard (1). Biz bu noktada Ksenophanesin pheci olduunu batan kabul etmekle birlikte, onun her trl bilgi olanan inkr eden Pyrronik bir pheci mi, yoksa belirli alanlarda bilginin imknsz olduunu gsteren Lockecu bir pheci mi olduunu anlamak istiyoruz (2). Ancak, bu amac gerekletirirken esas hareket noktamz, onun bilgi anlay ile bilgi eletirisini kavramak belirleyecektir. Ksaca syleyecek olursak yazmzn temel amac: (a) Onun farkl trden bilgileri ayrt edip etmediini, (b) insan bilgisinin zellikleri ile snrlarn belirleyip belirlemediini; (c) son olarak pheci tutumunun niteliini anlamak olacaktr. nsan nasl bilir? sorusunu k noktas aldmzda hem gelenek asndan hem de Ksenophanes asndan muhtemel cevapla karlayoruz: (a) Dorudan tecrbe ederek; (b) Tanrnn bildirdiklerinden; (c) Bakalarnn naklettiklerinden. Bakalarnn naklettikleri bilgileri de sonuta dorudan tanma ile Tanrnn bildirdiklerine indirgeyebileceimize gre, insan bilgisinin kaynan iki noktada toplayabiliriz: (1) Douradan tanma ve (2) Vahiy yahut Tanrnn bildirdikleri. Ksenophanes her iki kayna da bilgimizin temeline derken, gelenekten nemli bir kopuu da gerekletirir. Artk insan sadece Tanrnn bildirmi olduklar ile yetinen ve dnyas hakknda melankolik bir bilgisizlik iinde yaayan insan deildir. Kendi abas ve dorudan tanmas araclyla bilgisini ilerletebilir ve dnya hakknda belirli bir bilgiye sahip olabilir (21B18). Bilginin ilerlemesi konusu ile vahiy bilgisine daha sonra deineceimizden, imdi insan bilgisinde tecrbe ile dorudan tanmann nemini aa karmaya alalm. Eski Yunanllarn gznde daha ok ey gren, daha ok ey bilir. Bu noktada Solon ile Hekataeosun daha ok grmek ve tecrbe etmek, dolaysyla Theoriaya, daha kuatc bilgiye ulamak amacyla seyahatlere ktm hatrlamakta yarar gryoruz. Eski Yunan dncesi bilgi olayn aklarken, bilgi nesnesinin dorudan tannm ve grnm olmasn temel bir kabul olarak benimsemitir. Tanr bilgisinde dorudan tanmann ve btn grmenin deneyi nasl kanlmaz ise, ayn ekilde insan bilgisinde de dorudan tanmann ve bilgi objesini dorudan grmenin nemi kanlmazdr. Ksenophanesin nazarnda deney (peria), nesnelerin dorudan duyulara konu edilmesi bilginin temelidir. nsan, nesneleri, d dnyay duyu

deneyi araclyla tanr. Bilginin konusunu duyu deneyine, zellikle grme duyusuna konu olan nesneler belirler. nsan bilgisini grnenlerle dorudan tecrbe edilen nesnelerle snrlandrlmtr. Ksenophanes iin bir nesneyi dorudan tanmak, duyu algsna sahip olmak ile bilgisine sahip olmak ayn eydir. nsan da nesneleri Tanr gibi dorudan tanyarak bilir. nsan bilgisinde deneyin, duyu deneyinin rol kanlmaz olduuna gre, bu durumda Tanrnn dorudan tanmas ile insann dorudan tanmas arasndaki farklar ak klmak durumundayz. Daha nce belirtmi olduumuz gibi (III.kesim), Tanr baka bir kavray gcne ve farkl bir yapya sahip bulunduundan, hem nesneleri farkl ekilde gryor hem de gerein kendisini bilgisine ak ve seik olarak konu klabiliyordu (21B23,24,25). Ancak insann dorudan tanmas ya da grmesi bedeniyle, algsnn fizik kapasitesi ile snrlanm olduundan gerein kendisini ak ve seik olarak kavrayamaz: Yukardaki fragmanda geen iden (grmek) ile eidos (dorudan tanma) terimlerini uygun ekilde evirebildiimiz ve metni dier fragmanlarn yardm ile anlayabildiimiz kadaryla, Tanrnn dorudan doruya grd btn (oulos horai) yahut kesin hakikat (to saphes), insann dorudan tanmas ve grmesine kapaldr. nsan, duyu deneyinin araclyla hakikatin kendisini bilemez. Tanrnn dorudan tanmas, btn yahut hakikati kavrayabilecek durumdayken, insannki bu donanmdan yoksundur. u halde, madem insann bilgisi byk lde dorudan tanmann ya da tecrbe etmenin bilgisi zerinde temelleniyor, bu durumda dorudan tanma ya da tecrbe etmenin neyin tannmas olduunu sormann kanlmaz olduunu sanyoruz. nsan neyi biliyor? Dorudan tanmann, duyu deneyinin konularn oluturan nesneler, gerein kendisi deilse nedir? Ortada insana ait olduu sylenebilecek bir bilgi olduuna gre, bu bilginin karlk geldii bir tr gereklik de vardr. Bu noktada eski Yunan felsefesinde hangi dzeyde olursa olsun d dnyann varlnn tartma konusu yaplmadn belirtelim. Onlarn gznde bilgilerimizin doruluundan; bilgi olup olmadklarndan phe edilebilir, ancak dnyann varlndan asla phe edilemez. nsann duyu deneyine konu olan nesneler ne trden bir varolua sahiptir? Felsefi dncenin, mmkn deneyin uurlarm aarak gerei, btn Tanr gibi ak ve seik olarak kavramaya alt bu aamada felsefi grlerini ortaya koyan Ksenophanes, insan bilgisinin grnle, duyu deneyinin bildirdikleri ile snrl olduunu sylerken, belki de eski Yunan dncesini (Miletos okulunu) dogmatik uykusundan uyandryordu. Onun gznde insan grnnn tesinde yer alan eyler hakknda kesin dorulukta bilgi sahibi olamaz; ancak duyu deneyinde ortaya kan grnle yetinmek zorundadr: Bizim kanaatimizce Ksenophanes, grn ile gerek arasndaki ayrm felsefe gndemine dolayl olarak sokmasna, duyumlarmzla kavrayamadmz hakikatin ve gerein bilgisini Tanrya atfetmesine ramen, grnlere bal olan duyu bilgisini kkten ve topyekn gvensiz ve sallantl olarak deerlendirmitir. Kendisinden sonra gelen Parmenides, gerein dorudan tannmasnn bilgisini, yani Tanr bilgisini kendisine bildiren vahiy bilgisiyle zde klarken, Ksenophanes vahiy bilgisini kabul etmekle birlikte, daha mtevaz bir yol tutarak bilginin uzun aratrmalar ve abalar sonucu elde edilebileceini dnmtr. Ksenophanese gre, hakknda ak olarak konuulamayacak ve kesin dorulukta bilgilere ulalamayacak konular, Tanrlar ve kendisinin syledii eylerle snrlandrlmtr (amphi theon kai peri pantonassa lego), Tanr hakknda dile getirilen bilgileri theolojinin kapsam iinde dnebiliriz. Onun syledii eyleri de kozmolojisini gz nnde tutarsak, speklatif doa felsefesi ya da speklatif metafiziin konular iinde deerlendirebiliriz. Ksenophanesin kavraynda, theoloji ve speklatif metafiziin konular arasnda yer alan; Tanrnn z ve biimi nedir? Evrenin temel maddesi nedir? Gerein srlar (tetelasmana) nedir? Varln z nedir? sorularna cevap veremeyiz ve bu alanda kesin bilgiye ulaamayz. Bu sebeple o, mmkn deneyin {insann dorudan tanmasnn) alan dnda yer alan bu konular hakknda dile getirilen grlerin kesinlikten ok uzak olduunu dnmtr. Bu alanlarda ileri srlen her fikir, ham tahmin ve denetlenemeyen kurgulara dayal, doruluu gsterilemeyen kanaatlerden (dokos) baka bir ey deildir. Dokoslar dorudan tanmadmz eyler hakknda ileri srdmz fikirlerdir; oide ise, dorudan grerek elde ettiimiz bilgilerdir. Dokoslar duyu deneyinin snrlar dnda, grlerin tesinde kavrayamadmz eyler hakknda ileri srdmz grlerdir. Ksenophanesin temellendirmesinde dokoslann bilgi deerini u ekilde gsterebiliriz: IV- A) Kesin bilginin lt gerein dorudan tannmasdr.

Dokoslar, gerein dorudan tannmasnn bilgisi deildir. C) O halde dokoslar gerein kesin bilgisi deildir. Yukardaki akl yrtmede Ksenophanes, dokoslann bilgi olmadn deil, gerein kesin bilgisi olmadn ileri srer. Eer insan bilgisi dokoslardan meydana geliyorsa bu bilginin gerein, hakikatin kesin bilgisi olmadn belirtmek durumundayz. Bilginin birinci koulu olarak dorudan tanmay kabul ettiimizde, dile getirdiimiz her grn dorulanmasnn ileri srdmz eylerin gsterilmesine bal olduu sonucunu kartmak zorundayz. Ksenophanesin bilgi anlaynda oide ile dokos dnda baka baka bir bilme derecesi yoksa ve oide (kesin bilgi) de Tanmn gerei dorudan tanmasnn bilgisi ise, insanlann grnleri dorudan tanmasyla ortaya kan bilgiyi oide saymayacak ve dokos olarak kabul edeceiz. Bu durumda grnlerin dorudan tannmasyla ortaya kan dokoslar ile grnleri aan dokoslar arasndaki fark belirtmek zorunda kalacaz. Ama eer dorudan tanmay oidenin temel lt sayacak olursak, Tanrnn oidesi ile insann oidesi arasndaki ayrm belirlemeliyiz. nsan bilgisi, ister kesinlii, doruluu ispat edilemeyen kanaatlerden, isterse grnleri dorudan tanmann bilgisi ile akn kanaatlerden olusun, bu noktada yaplmas gereken ilk i dokoslarn nitelikleri ile aralarndaki derece farklarm aklamak olacaktr. Ksenophanes, insann, grnler tesinde yer alan eyler hakknda dile getirdii dnceleri kesinlikten ve doruluk deerinden yoksun kanaatler olarak deerlendirirken, uzun aratrmalar ve abalar sonucunda elde edilen grn dnyasnn bilgisi de kesin ve mutlak bilgi olarak deerlendirilmez. Duyular araclyla elde edilen bilgilerin belirli lde pheli ve sallantl olduunu teslim eder. Ancak buradaki pheci tutum grnlerin bilgisini tmyle imknsz klacak dzeyde deildir. Aksine bu phecilik deney bilgisinin bulank ve sallantl ynlerinin giderilmesinde ve akla ulamada yardmc olur. Deney bilgisine tam bir gven duymu olsaydk ve mkemmel kabul etseydik, asla daha dzgn ve kapsaml grlere ulaamazdk. Deney bilgisi kesinlie, mutlak hakikate ulaamayp tahmin dzeyinde kalsa da, zamanla daha yetkin bir dereceye ulaarak grnlerin yaps ve ileyileri hakknda btnsel bir model oluturabilir. Bu model sayesinde hem hakikatin kendisi hakknda iyi bir tahmin yaplabilir hem de Tp Gelenein deyiiyle hastalklarn (grnlerin) bilinmeyen nedenlerine ilikin tehislerde (diagnosis) bulunabiliriz. Grnmeyen ve bilinmeyen eyler hakkndaki tahminlerimizin yanlma pay yksek olsa da, zamanla hatalarmz dzelterek daha isabetli tahminlerde ve nerilerde bulunabiliriz. Ksenophanese gre en byk erdem, en byk ama hakikati aramak ve ak bir kavraya ulamaya almaktr. Gerein, Tanr bilgisinin peinde koan insan, bu bilgiye ulaamayacan bilmesine ramen, srekli bir aba iindedir. Filozof bilgiyi ve bilgece yaamann verdii onuru baka eylerin salad her trl onurun stnde tutar (21B2). Bu bakmdan, filozofun bilgisi, grnleri kavrayndaki aklk ve genilikten dolay sradan lmllerin bilgisinin stnde yer alr. Tanrlar gibi bir kavraya ve theoriaya ulamak isteyen filozof, srekli bir aratrma ve kendini derinletirme abas iindedir. Elde ettii bilgilerin kesin bilgiler olmadn bilmesine ramen, araym srdrr. Ksenophanesin kavraynda filozof, hakikat yolunda uzun ve zahmetli yolculuklara katlanan bir Odysseustur, ama varaca bir thakas yoktur. Ksenophanes ile birlikte insan dncesi ilk kez snrlarnn farkna varm, bilgi olan ile bilgi olmayan arasndaki fark izmeye almtr. Onun yaklam sonucunda felsefi dnce kendisini sradan bilgi tulumlarndan aratrc ve eletirici olmakla ayrt etmitir.
B)

Sorular
1. 2. 3.

Ksenophanese gre bilginin kayna nedir? nsan neyi ne ekilde bilebilir? Ksenophanesin bilgi anlay ne trden bir phecilii beraberinde getirmektedir? Aklaynz. Kesnophanese gre insan iin en byk erdem nedir? Neden?

9. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 9: Nesne ve Gereklik

z: Gereklik ve nesne kavramlar, nesne trleri ve bunlarn ayrmlar modern felsefenin yaklam biimleri nda deerlendirilecektir.

Abstract: The concepts of reality and object, the category of objects and the distinction between them will be examined by the guidance of contemporary philosophy.

Renaissance dncesi, bir yandan Eski Yunan kaynaklarna ynelerek Ortaan yitirdii kozmik doa anlayna dnmek, te yandan doaya egemen olmak ve onu denetimi altna sokmak istiyordu. Renaissance, Ortaan geri plana ittii yahut hemen hemen unuttuu noetik kavray yeniden canlandrmak ve Nous ile Kosmos arasnda dorudan bir balant kurmak amacndayd. Bir yandan doa eski saygn yerine konulmaya allyor, dier yandan byclk ve teknik araclyla doaya hkmetmek isteniyordu. Eski Yunan kosmik dncesinde Kosmos-Nous ilikisinde doa merkezde yer alrken, Renaissance dncesinde insana merkezde yer verilmiti. stelik kozmik dncede doaya uygun davranmak nemliyken, Renaissanceda doay, teknik yakut byclk yoluyla insana uygun hale getirmek nemlidir. Renaissance, doayla kurulan bir diyalog olan ve doay insann istekleri dorultusunda etkilemeye alan byclk tutmaynca teknie ynelir. Bu aamada Renaissance, Bat dncesinin kaynaklarnda batan beri mevcut olan insana uygun olmayan doa, lanetlenmi doa anlayndan hareketle, doay insana uygun hale getirecek, yetkinletirecek; teknik dnceyi uygulamaya geirecektir. Gerek Eski Yunan dncesinde gerek Yahudi-Hristiyan geleneinde bu grler bulunmasna ramen uygulamaya konulmamtr. Eski Yunanda, Phusis kltr, Bat Ortaanda ise bu dnyaya srtn eviren ve ahireti dnen zihniyet, tekniin, Renaissance anlamnda kullanlmasna engel olmutu. Oysa imdi kendisini evrenin merkezine koyan yeni insan, yzn bu dnyaya evirerek btn doaya ve evrene hkim olmak, yeryz kralln kurmak istiyordu. Artk tekniin yeni kullanmn engelleyebilecek ne Phusis kavray vard ne de insan gemleyebilecek dinsel dogmalar eskisi kadar glyd. te bu noktada insanlk tarihinde ilk kez dnyay kkten dntrmeye, insann nefsani ihtiyalarna gre dzenlemeye yol aacak bir teknik dncesi ortaya kyordu. Renaissance, Bat asndan sadece dnyann kefedildii bir dnemin balangc deil, ayn zamanda doann fethedildii bir dnemin de balangcyd. Doann fethinin tam anlamyla gerekletirilebilmesi iin birka mevzuat dzenlenmesi yapmak, modern Bat dncesinin kurucular olan Francis Bacon, Rene Descartes ve Aydnlanma ann kimi felsefecilerine nasp olacaktr. Francis Bacon, ilk i olarak, insan akln doa hakkndaki batl inanlarndan, Phusis kkenli anlaylardan temizler. nsann grevinin, natura naturataya egemen olmak ve onu kendi amalar dorultusunda dntrmek olduunu belirtir. Francis Bacon, Phusisden natura naturataya geii gerekletirmi, ama natura naturatann ileyiini tam olarak belirleyememitir.

Natura naturatadan her trl kutsall, amac, mistik derinlii ve ruhu (psukhe) skp atma grevi Descartesa dmtr. Doa artk somunlardan, pistonlardan, arklardan meydana gelmi bir makine haline dntrlmtr. Doa cansz, amasz, sradan, yer kaplayan bir varlk, bir ktledir: nsann dnda doadaki hibir varln ister hayvan ister bitki olsun ruhu ve can yoktur. Hayvanlar candan yoksun birer makinedir; ac ve haz duyusundan yoksundur. Hayvanlarn ac ektiini sanmak duyusal bir yanlsamadr. Descartese gre, can ekien bir hayvan, olsa olsa ritmi bozulmu bir makinenin dzensiz titreimlerinden baka bir ey deildir. Res Ekstensa dncesi, insann doay istedii ekilde kullanabilmesine ve biimlendirmesine olanak salamtr. Bundan byle yaplmas gereken i Res Ekstensay, hantal makineyi, insana gre ayarlamak, hatta yeni bir makine yaratmak olacaktr.

Descartes, her trl zsel deerden yoksun Res Ekstensann karsna, etkin ve biimlendirici g olarak Res Cogitans, dnen beni koyar. Artk her eyin ls dnen bendir ve her ey benin kullanm iin yaratlmtr. Descartese gre, insann grevi, doann hkimi ve efendisi olmaktr. Modern teknoloji dncesinin en nemli yn ortaya kmtr: Res Ekstensa y insana gre dzenleyen ve yeniden yaratan bir teknolojik etkinlik. Bylesi bir teknoloji anlay, hem Phusis hem de natura naturans hesaba katan natura naturata kavraylarnn tekniklerinden farkl olacaktr. Bundan byle doay hesaba katan teknik gzden dm, yerine doay yeni batan insana gre tepeden trnaa dzenleyen bir teknik anlay gemitir. Simgesel bir anlatla, rzgar hesaba katan yel deirmeninden, dnen ben in iradesine gre doay dzenleyen buharl makineye geilmitir.

Descartesdan bir adm sonra Natura Naturansn hem benden hem de doadan sklp atlmasyla birlikte meydan, btnyle, belirli bir yaam tarzna uygun olarak dzenlemek isteyen insana kalmtr. Bu dzenlemede her eyin lt modern yaama tarz olmutur. Bylece teknik, kapitalist yaama tarznn yaratt ve, krkledii pseudo ihtiyalar karlayan bir etkinlik haline gelmitir. Bu yeni yaama tarz ierisinde, doa, hatta insann kendisi btn zsel ahlak deerlerden soyulmu, ilevsel, kullanmsal bir tketim metas (kheremdas) dzeyine indirgenmitir. imdi tketim, eya ile ayn dzlemde yorumlanan insann ls olmutur.

Modem dnya grnn her trl fronik dnceyi (ferset), sophiay ve noetik kavray bir kenara atarak, modem bilimsel bilgiyi ve ilevsel akl tek deer olarak grmesi evre sorunlarnn derinlemesinde nemli bir etken olmutur. Sophiasz bilginin ve fronik tavrdan yoksun tekniin, kendi bana deer ve lt olarak grlmesi, modern praksisde onulmaz yaralar amtr. levsel akim ve ilevsel bilimsel bilginin tek deer olarak kutsand bir dnyada, braknz doann zsel deer tamasn, insann bile zsel deere sahip olduu kukuludur. Bu noktada Aydnlanma felsefesinin doay, dolaysyla cansz varlklar, bitkileri ve hayvanlar zsel deere sahip zneler olarak deerlendirmemesini eletirmek yeterli deildir. Artk insanln bu aamasnda sorun, ahlak praksisin ve ahlak sorumluluk ilikilerinin, sadece, akll varlklar arasnda karlkl sorumluluk ve dev erevesi ierisinde gerekleiyor olmas deildir. Elbette akldan yoksun cansz varlklarn, bitkilerin ve hayvanlarn bir ahlak zne olarak grlmesi ve onlara kar ahlak ykmllk ve devlerimizin belirlenmesi iin yaplan giriimler, nemli abalardr. Ahlak praksisin btn varlklarn hak ve sorumluluklarn kapsayacak ekilde, yemden tanmlanmaya allmas takdire ayandr. Ancak transendent deerlerin yok sayld, kosmosun tinsel znn boaltld, manev bir yn olan noetik kavrayn saf d edildii modern dnya grnde, btn varlklar kapsayacak bir evre etii nasl kurulabilecektir? Derinlikten ve gizemden yoksun, kutsallndan soyulmu bir doa anlay ile Herakleitos anlamnda manev ve doast bir gnl kavrayndan mahrum ilevsel ve s bir aklla nereye kadar doann sanatsal temaas gerekletirilebilir?

evre sorunlar, modern dnya grnn tanr, doa, insan, din, ahlak, bilgi ve bilim anlaynn sonucunda ortaya kmtr. Bu balamda modern Bat dncesinin ortaya koyduu dnya gr, sadece evre sorunlarna deil insanla ve toplumsal yaamla da ilgili kkl sorunlara yol amtr. Bu noktada sorunlarn zmnn modern dnya grnn paradigmas ierisinde bulunabileceini dnmyorum. Ayrca sorunlarmzn ilksel yaama ve dnme tarzlarna ve Tek Tanrc dinlerin yitirilmi cennetin^dnlerek de zlebileceine inanmyorum. nsan bir kez bilgelik aacnn meyvesini yemi, iyi ile ktnn bilgesine sahip olarak cennetten, sorunlarn bulunduu Yeryzne gnderilmitir. Artk alamann ve ktmser duygular ierisinde gnah kartmann bir yarar yoktur. nancma gre, insan, bilgece bir praksisle, hem Akln btn gereklerini yerine getirebilen, hem de manev ynn tatmin edebilen yeni bir paradigma ve kozmologia var edebilir. Elbette bu yeni paradigma ve kozmologia, Bat dnce gelenei ierisindeki ve darsndaki bilge-

liklerden ve kazanmlardan beslenerek ina edilecektir. Bylece, Tanr-Doa-nsan arasnda kurulacak dil iliki zerinde bina edilen hak- dev denklemiyle, fronik bir teknik meydana getirilebilecektir.

Sorular
1. 2.

Renaissance dncesinin temelinde yeralan dnce yapsn ksaca aklaynz? Descartesa gre doa ne tr bir yapya sahiptir? Doann bu yaps dahilinde insann yeri ne olacaktr? Descartesn res cogitans res ekstensa ayrm hangi sonular beraberinde getirmi? Modern dnya grnn hangi paradigmalar zerine ve ne ekilde olumasnda etkili olmutur? Aklaynz.

3.

10. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 10: Anlam

z: Anlam kavram ele alnacaktr.

Abstract: the concept of meaning will be studied. Anlam nedir? Chomskynin1 ve Quinein2 belirtmi olduklar gibi, dilbilimcilerin ve dil filozoflarnn ska kullanarak her eye uyguladklar bir terim olmasna karn, anlam hakknda ok az ey biliriz. Anlam, dil felsefesinin en bulank ve zerinde belirli bir uzlama varlamayan terimlerinden bir tanesidir3. rnein, C.K. Ogden ve I.A. Richards, anlamn 23 ayr tanmn tespit etmilerdir4. stelik Ogdenle Richardsdan bu yana ileri srlen onlarca anlam tanm, terimi daha da bulank hale getirmitir. Anlam nedir? sorusuna verilen cevaplan genel olarak balk altnda toplayabiliriz5: Anlam, szcn iaret ettii nesnedir (Platon, Russel, I.Dnem Wittgenstein). Anlam, zihindeki tasavvurlara (dealara) karlk gelir (Sofistlerin bir ksm, Aristoteles, Locke). Anlam kullanmdr, dilsel davranta ortaya kar (ILDnem Wittgensten ve Dilbilimci filozoflar). Birinci bekte yer alan filozoflarn grlerini, Dorudan Anlam retisi olarak adlandrabiliriz. Bu retiye gre, bir szcn anlam ile szcn iaret ettii nesne zdetir. Bu bakmdan, Platonda adlar ile nesneler arasndaki ilikiyi adlar ile anlamlar arasndaki iliki olarak deerlendireceiz. te yandan, Platonda anlamn iaret edilen nesne olarak yorumlandn gstermeye alrken anlamn ayn zamanda iaret edilen nesnenin kavran ve bilgisi de olduunu gzden karmamaya da dikkat edeceiz. Dier ynden, Platonun dil retisinde anlam, dnce, ve kavram terimleri, arasnda ayrm gzetilmeksizin ayn anlama gelebilecek biimde kullanldndan biz de sz konusu terimi aralarnda bir ayrm yapmakszn kullanacaz. Platon anlam terimine karlk olarak semainon teriminin yan sra bir dizi baka terimi de kullanmtr. Ona gre her adn bir grevi ve gc (dynamis) vardr. Her genel ad, sahip olduu g (dynamis) sayesinde belirli nesnelere uygulanabilir (Kratylos 394B) ve bir adn gc (dynamis) tad anlamdr. Her ad, tad anlam, yani belirlenmi bir bilgi sayesinde bir nesneye veya nesne beine uygulanr. rnein aslan ad, tad anlam nedeniyle, kaplan zelliini tayan nesnelere uygulanamaz. Adlar ayn zamanda, dileklerimizi ve niyetlerimizi bildirmek amacyla da kullandmz aralardr. Her ad belirli bir niyeti (boulesis), yani anlam dile getirir (Kratylos 421B). Platon, kastetmek, niyet etmek demek olan boulesis terimini anlam kavramna karlk olarak kullanr.(nsan, belirli bir dili kullanarak bakalarna dncelerini, zihninde olup biteni aktarmak ister (Kratylos 434E- 435A). Dil, Platona gre nesneler hakkndaki dncelerimizi (dianoiai) kendisiyle birbirimize aktardmz bir alettir ve szcklerin tad dnceler ile anlamlar ayn eylerdir. Platonda anlam nedir? sorusuna cevap olarak, anlam, szcn iaret ettii nesnedir aklamasn getirmek yeterli olmayacaktr. nk Platon, belirgin bir biimde zel adlar, yani kii ve yer adlar ile genel adlar (ortak adlar) arasnda bir ayrm yapmam olmasna ramen Kratylos (397A-B) da kiilere ve kahramanlara verilen adlar ile cinslere ve niteliklere verilen adlar arasnda bir farkllk olduuna deinmitir. Bu bakmdan, Platonda adlar iki deiik nesne beine aret eder.Theaitetos ad, belirli bir kiiye iaret eder ve Theaitetos adnn anlam, sz konusu ad tayan (bearer) nesnedir. Peki, belirli cinslere ve niteliklere iaret eden, adalet, aslan, beyazlk gibi genel terimlerin taycs olan belirli nesneler veya nesne bekleri var mdr? Platonun cevab aktr; adlarn anlam, temsil ettikleri dealardr. Genel adlar dealara iaret eder. Cornforda gre6 Platonun anlam gr basittir:Daire adnn anlam, Daire deasdr. D-a-irr-e sesi, Daire deasn temsil etmek iin uzlama bal olarak seilmi bir ses beidir. Ayn ad (tauton onoma) verdiimiz belirli nesneler beine tek bir dea vermeye altk. (Devlet 596A). Baz hallerde, deann adn tamay hak eden yalnzca ideann kendisi deildir. Ayn zamanda, kendisi dea olmayan fakat varolduu
1 CHOMSKY N., Syntactic Structures, pp. 103-104 in The Underlying Reality of Language and Its Philosophical Import by J.J. Katz, Harper Torchbooks, 1971, say. 84. I 2 QUNE W.V.D., From a Logical Point of View, Harvard University Press, 1961, Say. 47. 3 IJLMANN Stephen, Semantics, Oxford Basil Blackwell, 1962 Say. 11. 4 OGDEN C.K-RCHARDS LA., The Meaning of Meaning, London 1936, Say. 186. 5 ALSTON W.P., Philosophy of Language, Prentice-Hall, Inc, 1964, Say. 11. 6 CORNFORD F.M., Platos Theory of Knowledge, Roudledge andKegan Paul, 1979, Say. 259.

srece deann formuna sahip olan baka bir nesne de deann adn tamaya hak kazanr(Phaidon 103E). Yukarda deinildii zere, genel adlar hesaba katarsak, anlam deadr. Belirli bir deann temsili olan genel ad, sz konusu deann zelliklerini tayan btn nesnelere uygulanabilir. Platonda anlam, ister zel bir adn, isterse genel bir adn anlam olsun, dil d bir nesnedir. Adn taycs olan bir nesne yoksa, adn anlam da yoktur. Platon, Gorgiasn ne srd gibi dnerek, sadece dncede varolan tasavvurlar ve hayalleri anlam olarak kabul etmez. Platonda dncede yer alan her nesnenin zihin dnda bir varoluu da sz konusudur. Bu bakmdan Platonda dil araclyla bakalarna bildirilen dncelerin ve anlamn dayana dardan verilmitir. Genel adlarn anlamnn Platonda iaret edilen dealar olduu sylenirken, zihnin dealar hakkndaki bilgisini ve kavrayn gzden uzak tutmamak gerekir. Platonda dili anlaml olarak kullanan ve nesneleri doalarna uygun olarak snflayan, zihindir. Zihin, nesneleri sahip olduu dea bilgisiyle snflar. Zihnin sahip olduu bu dea bilgisi olmadan dnya nesnelerine anlam vermek ve dnya nesneleri hakknda anlaml konumak imknszdr. u halde Platonda anlam, iaret edilen nesne olduu kadar, iaret edilen nesnenin zihnimizdeki kavranl ve bilgisidir de. Platon, adn hem bir nesneyi iaret ettiini ve onun temsili olduunu hem de bir kavram ve dnceyi ifade ettiini kavramtr. Peki, Platona gre bir ad, iaret ettii nesnenin dncesini nasl dile getirir? Adn taycs olan nesne ile nesnenin dncesi veya kavram arasnda nasl bir iliki vardr? Herhangi bir ses kmesi bir dnceyi, bir anlam nasl dile getirir? Platonun anlam grnde hibir ses bei kendiliinden bir anlama sahip deildir. Szckler, dili kullanan bireyler tarafndan kendilerine belirli grevler yklenmi ve nesnelere iaret etmek zere, uzlama bal olarak seilmi iaretlerdir. Her ad, belirli bir bilgi parasn, iaret ettii nesnenin doasna ait kavray dile getirir. Ayn zamanda her ad, sahip olduu bu kavray, yani tad anlam yoluyla belirli nesnelere uygulanr: bu sayede ad syleyen ve iiten ayn nesneye ynelir. Sz konusu kavraylar veya anlamlar adlara nasl verilir? Bu nesne kavraylar veya anlam nedir? Platonun felsefesinde benzer zelliklere sahip nesnelerin ayn deadan pay aldklarna ve bu nesneleri temsil eden adn anlamnn sz konusu idea olduuna daha nce deinmitik. rnein, aslan adn verdiimiz nesneler Aslan deasnn zelliini veya formunu tar. Ayn zamanda Aslan adn verdiimiz her bir nesneye doal olarak ait olan zel bir idea (to prosekhon eidos) vardr. Arslan adnn anlam da, ite bu sz konusu deadr. Fakat sz konusu ideann bilgisi ve kavrayc zihinde ve dilde nasl temsil edilir? Bu soru ok nemlidir nk Platona gre deann kendisi ne zihinde, ne dilde, ne de fizik nesneler dnyasnda bulunur. Platonda her zel deann kendisine doal olarak ait bir kavray ve bilgisi vardr. Platon, dealarn zihindeki temsillerini veya bilgilerini her nesne iin doal olarak uygun ad (to ekasto physei kephukos onoma) terimiyle karlar. Her nesne iin doal olarak uygun ad (doal uygun ad),fizik bir ses veya bir szck deil, szcn tad anlam ya da dncedir. Platonda fizik seslerin, sesli iaretlerin (semion tes, phones), yani szcklerin her nesne iin doal olarak uygun ad ile ilikisi nasl kurulur? Platonda fizik sesler ile fizik seslerin ifade ettii anlamlar arasnda doal, zorunlu bir iliki yoktur. Aslan deasnn bilgisi veya dncesi olan Aslan iin- uygun- adn (to ekosto physei kephukos onoma) kendisine doal olarak ait olan bir ses bei yoktur. Sz gelii, Aslan deasnn doal kavram olan Aslan-iin-uygun- ad,lion sesiyle ifade edilebilecei gibi l.e.o.n sesiyle de ifade edilebilir (Kratylos 389D-391A). Platona gre adlar ile tadklar anlamlar veya kavramlar arasndaki iliki, uzlama bal olarak kurulur. Ad ile adn tad anlam veya kavram arasndaki ilikinin uzlama bal olarak kurulmasna ramen, anlam veya kavram ile idea arasndaki iliki, doal ve zorunlu olan bir ilikidir. Zihin, sahip olduu bu kavramlar veya anlamlar sayesinde gereklik dnyasn anlaml olarak kurar ve gereklik dnyas hakknda anlaml olarak konuabilir. Demek ki, Platonun anlam retisinde adlar, sadece iaret edilen nesnelerin yerine kullanlan iaretler olmakla kalmayp, ayn zamanda iaret edilen nesnenin kavramn veya anlamn da temsil ederler. Adn, temsil ettii ve herkes tarafndan ayn biimde kavranan bir anlam olmad srece, nesnel bir bildiriim imkn da bulunmaz. Platona gre anlam, ses veya heceler yoluyla szckler tarafndan taklit edilerek ifade edilmez. Fizik seslerin, szcklerin, anlamn resim olduunu ileri sren Kratylosun aksine, Platonda adlar anlam temsil eden aralardr. Ancak O, adlar ile tadklar anlamlar arasnda uzlama ve istee bal bir iliki olduunu ileri srerken, Sofstlerin yapt gibi adlar ile nesneler arasndaki ilikinin tamamyla bireysel istek ve keyfi tutumlar zerine ina edildiini de dnmez. Adlar ile anlamlar arasndaki iliki, dili kullananlarn alkanlklarna ve dil geleneine baldr (Kratylos 388D). Eer ayn dili konuan kiiler szckleri farkl anlamlarda kullanrlarsa bildiriimin ve anlamann nesnel temeli yklm olur (Kratylos 385A-387E). Bu

bakmdan Platon, adlarn belirli bir anlamda kullanlmas ve bildiriimin nesnel bir temele oturtulmas iin, devreye dili dzenleyen ad koyucu (onomathetes) ile diyalektikiyi sokmutur. Ad koyucu ile diyalektiki, szcklerin dzgn ve belirgin bir biimde kullanlmasn salamak amacyla belli kurallar ile yntemler ortaya koyarlar. Platona gre, dili kullanan bireyler, yasaya (nomos) ve kurallara uygun olarak, kullandklar szcklere belirli anlamlar ve grevler yklerler. Birbirimizi anlayabilmemizin temeli, szcklere ayn anlam ile grevi vermemize baldr. Anlamn kendisi (idea veya deann Uygun Ad) uzlama ve deiime konu olmamakla birlikte, szcklerin kullanm uzlam ile deiime baldr (Kratylos 414C, 418E, 421D). Grmze gre Platonda dilin deimesine yol aan etken, szcklerin kullanmndan kaynaklanr. Bu bakmdan, Ona gre yrrlkteki dilde szckler farkl anlamlarda kullanlabilecei gibi, gnlk dilde kullanlan kimi terimlerin anlam da salt kullanma bal olabilir. Fakat Platonun anlam retisinde, felsefe ile bilimin ifadelerinde yer alan genel terimlerin, belirgin bir anlam ve temsil ettii bir ideas vardr. Platona gre, sadece felsefe ile bilim nermeleri, gereklii dzgn ve anlaml bir biimde yani dealara uygun olarak dile getirebilir. Sorular
1.

Anlamn ne olduuna ilikin ortaya koyulan yorumlar ne ekilde snflandrlabilir? rneklerle aklaynz. Platonun anlama ilikin grlerini, dealar teorisi balamn deerlendiriniz. Platon szckler ile anlamlar arasnda ne trden bir iliki kurmaktadr? Aklaynz.

2. 3.

11. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 11: Anlam II

z: Anlam kavram, anlaml, anlamsz ve anlam d ifadeler balamnda ele alnacaktr.

Abstract: the concept of meaning will be discussed by the guidance of the concepts like significant, sensless, nonsense.

Dnya nasl olgularn toplam ise, anlaml dil de nermelerin toplamdr. nermeler yaln nermelerin doruluk fonksiyonlar; terimler de dilin temel oluturucu unsurlardr. Bu yapya karlk gelecek biimde, dnya olgularn toplamndan olumaktadr. Olgular, olgu durumlarnn var olmalardr. Olgu durumlar da nesnelerden oluur. Dil zmlendiinde her bir basama, dnyay oluturan her bir basamana karlk gelir.1 Dilin temel bileenleri olan terimler, dnyann temel bileenleri olan nesneleri; nesnelerin ilikilerinden oluan olgu durumlar, isimlerin dizilii ile oluan yaln nermeleri; olgular, nermeleri ve nihayetinde de dnya, anlaml dili karlar.2 Dil ve dnya arasndaki karlkl olma ilikisi, dnyann yapsnn dilin yapsnda yansyor olmas imknn dourur.3 Her ikisinde de mantk, yaplarn belirleyici bir konumdadr. Her olgunun belli bir yaps vardr. Olgunun analizi, kendisine karlk gelen nermenin analizi ile ayn eydir. nermenin zmlenmesi, oluturucu eleri olan terimlerin karlkl konumlanma biimlerini verir. Buna paralel olarak da zmlenen nermenin yaps, resmettii olgunun oluturucu eleri olan nesnelerin karlkl konumlanmalarn, yani olgunun yapsn bize verecektir. nermede ifade edilen olgu durumunun eleri, nerme iaretinin oluturucu elerine karlk gelir.4 nerme iaretini oluturan yaln elere Wittgenstein, yaln iaretler5 ya da terimler6 demektedir. Bir adn ynletimi, nesnedir. Ad, nermenin iinde nesneyi temsil eder.7 Terimler nesnelere iaret ederler.8 Onlar, cmle iinde, olgu durumlarnn oluturucu eleri olan nesnelere karlk gelecek, nesneleri temsil edecek biimde konumlanmlardr.9 Nesneler gibi terimler de, basit ve zmlenemezdirler; bundan dolay terimler temel iaretlerdir. Terim, hibir tanmla daha fazla zmlenemez: o, bir ilk-iarettir.10 Bir olgu durumunun resmi olarak nermenin olanan salayan temel unsurlardan biri, terimlerin olgu durumunu oluturan nesneleri temsil etmeleridir.11 Ad ile adlandrd ey arasndaki balant istee baldr. nermeyi oluturan eler, insan tarafndan gerekliin eleri ile ilikilendirilirler; bir nesne iin onu temsil edecek herhangi bir iaret seilebilir.12 aretlerin seimi istee bal olduundan, onlarn sralannn bir anlam ifade etmedii durumlarda bunun nedeni iaretlerin seimindeki bir yanllk deil; onunla gereklik arasndaki ilikinin dzgn kurulmam olmasdr. Dier bir deyi ile iaret, dzgn bir ekilde, sembol haline getirilememitir. Wittgensteina gre mmkn her nerme kuralna gre kurulmutur. Frege der ki: Kuralna gre kurulmu her nermenin bir anlam olmaldr; ben de diyorum ki: Ola1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Bkz. Grayling, Wittgenstein, s. 29. Bkz. A.e. Bkz. A.e., s. 31. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.2. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.201. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.202. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.203 Bkz. Wittgenstein, TLP 3.203. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.22. Wittgenstein, TLP 3.26. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.0312. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.322.

nakl her nerme, kuralna gre kurulmutur; bir anlam da yoksa, bu, bizim onun oluturucu elerinden bazlarna ynletim vermemi olmamzdan dolaydr. (Bunu yapm olduumuzu sansak da.)13 Bylelikle daha nce de deindiimiz gibi Sokrates zdetir nermesinin anlam-d olmasnn nedeni zde olmak diye bir zelliin olmamasdr. Bu nerme, bizim isteme bal bir belirlemeyi yapmam olmamzdan dolay anlam - ddr: yoksa, semboln kendi iinde ve kendi bana geersiz olmasndan dolay deil.14 Bu yzden bir nermenin anlamnn olmamas, o nermenin kuralna gre kurulmam olmasndan deil, onun oluturucu elerinden bazlarnn ynletiminin olmamasndan dolaydr. Terimler zincirleme biiminde birleerek, yaln nermeyi olutururlar.15 Btn nermeler ierdikleri yaln nermelerine zmlenebilirler. Fakat yaln nermelerin kendileri, daha basit oluturucu nermelere ayrlmazlar.16 Yaln nermeler olgu durumlarn, dier bir deyi ile nesnelerin belli bir biimde dzenleniini resmederler. Onlar bir olgu durumunun varoluunu ne srer.17 Yaln nermede terimler, nesnelerin mmkn bir diziliine karlk gelecek biimde dizilirler. Terimlerin balanmas olan yaln nermeler, olgu durumlarnn var olmalarn belirlerler. Yaln nermelerin doru olmalar, resmettikleri olgu durumunun var olduu anlamna gelir. Olgu durumu yok ise yaln nerme de yanl olacaktr.18 Her bir yaln nerme, kendi doruluk deerine bir bakasndan bamsz olarak sahip olur.19 Onlar, mantksal olarak birbirlerinden bamszdrlar. Birbirlerini ne zorunlu olarak gerektirirler, ne de dta brakrlar. nk eer p, qyu gerektiriyor ise anlam qnunkini ieriyordur. Oysaki Bir yaln nermeden bir bakas kartlamaz.20 Benzer biimde eer p, q ile eliiyorsa yine -qyu zorunlu olarak gerektiriyor, dolays ile onu ieriyordur. Oysaki Yaln nermenin bir gstergesi hibir yaln nermenin onunla bir elime iinde bulunmamasdr.21 Yani her iki durumda da p, yaln deil karmak bir nerme olacaktr. Birbirlerinden bamsz olmalarndan dolay, gerekliin tam hesabn verebilmemiz iin, yaln nermelerin hangisinin doru ve hangisinin yanl olduunu syleyebilmemiz gerekir. Gereklik, var olan ve var olmayan; mantksal olarak mmkn btn olgu durumlarn ierir. Gereklikte eylerin aktel olarak nasl olduklar, neyin olgu olup ve neyin olmad ile ilgilidir. Bu yzden hangi yaln nermenin doru, hangisinin yanl olduunu bilmemiz gerekir. Ancak bundan sonra eylerin gereklikte nasl olduklarn tespit edebiliriz. Wittgenstein felsefesi asndan nermenin, gerekliin bir resmi olduu sylenebilir. nerme bir olgu durumunu tasvir eder. Fakat nermenin tasvir ettii olgu durumu, aktel olarak bulunan bir olgu durumu olmak zorunda deildir; nerme mmkn bir olgu durumunun tasviridir. Bylelikle o, ya nermenin kendisinin ya da deillemesinin iaret ettii aktel bir olgu durumudur. Olgulara ilikin bir dnce anlaml bir nermeye iaret eder.22 Dnceler, nermede duyular ile alglanabilir olarak ifade edilirler.23 Wittgenstein phesiz ilk bakta nermenin bir resim gibi grnmediini kabul eder. lk bakta nerme -sz gelimi kat zerinde basl ekliyle-, sz konusu ettii gerekliin resmi deilmi gibi durur. Ama, nota yazm da ilk bakta mziin tasarm deilmi gibi durur, ses yazmmz (harf yazmmz) da sesli dilimizin tasarm deilmi gibi. nermenin eleri temsil ettii durumun elerine benzemez ve szckler ve gerekliin eleri
13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 Wittgenstein, TLP 5.4733. Wittgenstein, TLP 5.473. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.22. Bkz. Glock, A Wittgenstein Dictionary, s. 102. Wittgenstein, TLP 4.21. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.25. Bkz. Glock, A Wittgenstein Dictionary, s. 103. Wittgenstein, TLP 5.134. Wittgenstein, TLP 4.211. Bkz. Wittgenstein, TLP 4. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.1.

arasnda birebir bir balant yoktur.24 Ama daha nce anm olduumuz mantksal formun ortakl, onu bir olgu durumunun resmi klar. Gramofon pla, mziksel dnce, nota yazm, ses dalgalar, hepsi, dil ile dnya arasnda bulunan tasarm kurucu i iliki iinde dururlar. Hepsine, mantksal yap ortaktr.25 Her resim belli bir olgu durumunu temsil ettiine gre, bir resim sz konusu olduunda gz nnde bulundurulmas gereken iki husus vardr. Bunlardan ilki resmin neyi temsil ettiidir. Bu soru, o nermenin ne anlama geldii ile ilgilidir.26 Dier husus ise, resmin temsil ettii eyi doru ya da yanl temsil ettii, yani olguya uygun olup olmaddr. Bu da nermenin doruluk deeri ile ilgilidir.27 nermenin ses ile ya da yazl olarak ifade edilmesi durumuna nerme iareti denir. nerme iareti dnceyi dile getirmemize yarar.28 Bunlar mmkn bir ey durumunu yanstan aralardr. Yanstma dnmenin, yani nermenin anlam olan, mmkn ey durumunun mantksal temsilinin ortaya konmasdr.29 nerme iaretini nermeye eviren, yani iareti, sembole eviren ey dncedir.30 Terimlerin birleik olmas durumu, onlarn sembol olmalar asndan zsel deildir.31 nk Pnin kendisi de pekl en az Platon kadar ad olabilir. Dier yandan nerme, karmak bir yapdadr. Adlardan farkl olarak, nermenin blmleri olmaldr. Bununla birlikte sadece terimlerden olumu bir btn, bir anlam ifade edemez. Nasl ki geliigzel notalarn art arda dizilmesinden bir mzik temas ortaya kmyorsa; szcklerin de bu ekilde dizilmesi bir nerme oluturmayacaktr.32 nerme sadece bir szck ynndan ibaret deildir. O, eklemli bir yapdr.33 Wittgensteina gre nerme iaretini oluturan ey, onun elerinin belli bir biimde bir araya getirilmeleridir. nerme-iaretini oluturan elerinin, szcklerin, onun iinde birbirleriyle belirli bir tarzda balantl olmalardr. nerme-iareti bir olgudur.34 Bir nerme sadece terimlerin bir kmesi deildir. Terimleri nesneler ile bantl klabilmek iin, nermedeki terimlerin birbirleri ile olan ilikileri ile olgu durumundaki nesnelerin birbirleri ile olan ilikisi arasnda bir karlkllk olmaldr. Bir ad bir ey yerine geer, bir bakas da bir baka ey yerine, aralarnda da balantldrlar, bylece -canl bir resim gibi- ey durumunu kurup ortaya koyarlar.35 Mantksal bant, phesiz, terimlerin kendilerinin temsili olduu eyler arasnda mmkndr ve bu her zaman, eer terimler gerekten eylerin temsilcisi iseler byledir.36 nermeler, yaln nermelerle ve doruluk ilevsel bantlarla biimlendirilmilerdir. Yaln nerme, kendi kendisinin doruluk ileviyken; nerme, ierdii yaln nermelerin doruluk ilevidir.37 nk nermelerin doruluk deeri, kendisini oluturan yaln nermelerin doruluk deeri ile ilikilidir. Bir nerme, gereklik
24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Wittgenstein, TLP 4.011. Wittgenstein, TLP 4.01. Bkz. Kenny, Wittgenstein, s. 44. Bkz. A.e. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.12. Bkz. Kenny, Wittgenstein, s. 48. Bkz. A.e. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.3411. Wittgenstein, TLP 3.141. Bkz. Wittgenstein, TLP 3.141. Wittgenstein, TLP 3.14. Wittgenstein, TLP 4.0311. Bkz. Kenny, Wittgenstein, s. 52. Bkz. Wittgenstein, TLP 5.

ile uyuup uyuamamasna gre doru ya da yanl olur. Bu yzden onun iinde kalarak onun nermenin doru ya da yanl olduunu sylememiz mmkn deildir.38 nerme ancak gereklik ile karlatrlarak doruluk deeri alabilir.39 nerme, doruluk deeri ile belirleyicidir. Wittgensteinn belirledii biimi ile her nermenin doru ya da yanl olmak zere iki kutbu vardr. Temsil ettii olgunun gerekte varolup verolmamas yolu ile doru ya da yanl olur. Bu iki kutup, nermenin gereklik ile ilikisini oluturur. Bu ilikide bulank olan herhangi bir ey yoktur. Evet ya da hayr ile yani, olgu vardr ya da yoktur ile nermenin doruluu belirlenir. Her nerme mmkn bir olgu durumunu tasvir eder. Fakat bu, her nermenin aktel bir olgu durumunu tasvir ettii anlamna gelmez. Herhangi bir olgu durumu verildiinde biz ya onun ya da deillemesinin aktel bir olgu durumunu tasvir ettiini biliriz. nermenin bir anlamnn olmas, onun doru ya da yanl olmasdr.40 nermenin anlam, o doru ya da yanl olduunda neyin olgu olduudur.41 nermenin dorulanmas iin gereklik ile karlatrlmas gerektiini sylerken42 Wittgensteinn gz nnde bulundurduu, resim teorisinin dilidir.43 Eer nerme bir resim olmasayd, onu dorulamak iin dnyada nereye bakmamz gerektiini bilemezdik.44 nermenin doru ya da yanl olmasn salayan ey, onun gerekliin bir tasarm olmasdr.45 Wittgenstein asndan, bir ad anlamak onun ynletimini anlamaktr. Bir adn ynletiminin anlalmas iin iaretlerin nceden aklanm olmas, hangi szcn hangi nesneye iaret ettiinin belirlenmi olmas gereklidir. nermenin anlamnn anlalmas iin, byle bir durum sz konusu deildir. nermeyi anladmzda, anladmz ey, onun ynletimi deil fakat anlamdr.46 Her yeni ad iin zel bir aklama gerekirken, daha nce duyulmam olan bir nermenin kendiliinden anlalmas terimler ve nermeler arasndaki temel bir farkllk ile ilikilidir. Wittgensteina gre terimler noktalara; nermeler de oklara benzemektedir. Terimler nesnelerin zerine sabitlenmilerdir, nokta gibidirler. nermelerin ise anlam vardr: ok olarak nerme bir olgu durumuna iaret etmektedir. nermelerin iaret ettii olgu durumlar adlandrlamamakta, sadece nerme tarafndan tasvir edilebilmektedir. Olgu durumlar betimlenebilir, adlandrlamaz. (Terimler noktalara benzer, nermeler ise oklara, onlarn anlam vardr.)47 nerme kendiliinden anlalr.48 Terimler nesnelere ynletimde bulunmaktadrlar. Fakat onlarn nesne ile ilikisi zorunlu deil, olumsal bir balant ile belirlenmitir. Ayn durum terimler arasndaki ilikinin, nesneler arasndaki ilikiyi temsil ediyor olmas iin de geerlidir. Fakat bu kurallar bir kez konduktan sonra, bu ilikideki bu terimlerin, o ilikideki o nesnelerin anlamna geldiini sylemek iin daha baka bir kurala ihtiya yoktur. Bu durum, her yeni ad iin zel bir aklama gerekirken, daha nce duyulmam olan bir nermenin kendiliinden anlalmasnn nasl mmkn olduunu aklar. Bir terim ya bir eyi adlandryordur, ya da anlaml bir sembol deildir. nermelerin, terimlerden farkl bir yn vardr. nermelerin anlalmas onlarn oluturucu elerinin, szcklerin anlalmas ile ilikilidir.49 Doru ya da yanl olmak, nermenin gereklik ile ilikisini oluturur. Onun anlaml olmas, doru ya da yanl olabilmesidir.50 Bu durumda nermenin anlalmas iin, doru olup olmadnn bilinmesine gerek yoktur. nerme, terimlerden farkl olarak, doru olmadnda da anlaml olmay srdrr.51
38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 Bkz. Wittgenstein, TLP 6.113. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.05. Bkz. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 112. Bkz. A.e., s. 94. Wittgenstein, TLP 4.05. Wittgenstein, TLP 2.223. Bkz. Kenny, Wittgenstein, s. 54. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.06. Bkz. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 94. Wittgenstein, TLP 3.144. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.026. Bkz. Wittgenstein, TLP 4.024. Bkz. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 112. Bkz. Kenny, Wittgenstein, s. 49.

Wittgenstein asndan anlaml olan ifadeler bu sahici nermelerdir. Bir olgunun resmi olan sahici nermeler, doru ya da yanl olarak olgunun yle ya da baka trl olduunu sylerler. Dolays ile btn sahici nermeler empirik ve olumsaldrlar. Bir nermenin a priori doru olmas demek, onun doruluk deerinin, gereklik ile karlatrlmakszn sadece kendisinden karlmas demektir.52 Ne var ki bir nermenin anlaml, dolays ile de doru olabilmesi iin ayn zamanda yanl da olabilme olanan tamas gereklidir.53 Dier bir deyi ile btn anlaml nermeler doruluk deerlerini gereklik vastas ile almal, yani olumsal olmaldr. Bu durumda, hi bir nerme a priori olarak doru deildir. Sorular
1. 2. 3.

Olgu durumlar ile nesneler arasnda ne trden bir iliki vardr? Wittgensteina gre nerme, ynletim, olgu durumu kavramlarn aklaynz? Wittgensteinda anlaml, anlamsz ve anlam-d kavramlarn birer rnek ile aklaynz?

52 53

Bkz. Wittgenstein, TLP 3.05. Bkz. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 55.

12. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 12: Eletiri ve Felsefe I

z: Eletiri kavram ve bunun felsefe asndan nemi tarihsellii iinde ele alnacaktr.

Abstarct: The concept of Criticism and the its meaning in history of philosophy will be studied.

Felsefe nedir? sorusu dnce tarihinin en etin sorularndan bir tanesidir. Felsefenin ilevini ve bilim, din, sanat gibi etkinliklerle ilikisini belirlemeye almak felsefeyle uraan kiilerin en nemli sorunlarndan birisi olmutur. zellikle 18. yydan itibaren dnya olaylar hakknda bilgi verdiini ve aklamalarda bulunduunu ileri sren geleneksel felsefe veya metafizik bu grevini belirli bir gelime iinde bulunan doa bilimlerine devretmek zorunda kalmtr. Dier yandan doa bilimlerinin aratrma konusu dnda kalan dnyann aslna ilikin nihai hakikatin deney bilgisinin tesinde yer ald dnlen transendent bir dnya hakknda bilgi verme ayrcal da Locke ve Hume tarafndan yrtlen bilgi ve anlama eletirisi erevesince felsefenin elinden kayp gitmeye balamtr. Felsefe; hem kzlar tarafndan (doa bilimleri) aalanm Kral Lear olarak atosundan srlm, hem de yllardan beri en byk gc ve temeli olarak grnen metafizik yapma imknlar elinden alnarak sokaa braklmtr. Bu noktada felsefenin yardmna, felsefe yapmann temeline bilgi retisini yerletiren Kantn eletirel felsefesi yetimitir. Eletirel felsefe, insann anlama gcnn imknlar ile snrlarn kendisine aratrma konusu olarak belirlemitir. Bu dzlemde felsefe artk ne dorudan doa olaylarn kendisine konu edinecektir ne de anlama gcnn ve bilginin snrlarn aan konular hakknda aklc ve kurgusal grler ileri srebilecektir. Sadece bilginin oluumunu ve imknlarn, deneyi ekillendiren kavram ile yarglarn nasl meydana getirildiklerini aratracak, bylece de bilgi ile inanma arasndaki snrlar belirleyecektir. Bu yeni felsefe tarz bilgi retisi temelinde yerini ve konusunu hem doa bilimleri hem de dier dnce alanlar zerinde eletirici, deerlendirici ve lt koyucu bir etkinlik olarak snrlandracaktr. Ancak Kant paradigma deneyin tesine taan her trl aklc ve bilgi verme iddiasndaki kurgusal metafizikleri kap dar ederken, ahlak, deerler ve hayat ynlendirmenin temel kurallar gibi praksis ile inanma konularnda felsefenin kapsn ardna kadar aacaktr. 19. yy sonlarnda doa bilimlerinde ve mantkta ortaya kan bunalmlar, akla kar duyulan gvenin sarslmas, bilgi retisinde ba gsteren psikoloji kkenli yapsal sorunlar eletirel felsefeyi ilevsiz klmtr. Ksaca Bat dnyasnda dnce ve yaama tarznda kendini gsteren bunalm her trl aklsal, kurgusal dnceye tepki duyulmasna neden olmutur. Vita theorikadan yorgun dn akl Vita aktivaya ynelmitir. Bu noktada yeniden canlanan metafizik kurgular ideolojiler, yaama felsefeleri ve akld retiler biimine dnerek Kantn yaama felsefeleri ve akld retiler biime dnerek Kantn ak brakt kapdan ieri girmiler ve felsefeyi bir panayr yerine evirmilerdir. 20.yy balarnda felsefe hem her ey hem de hibir ey anlamna geliyordu. Yzyl bandaki toz duman ierisinde felsefe evrelerinin en temel sorunu felsefeyi yeni batan tanmlamaya almak olmutur. Felsefi dnce, felsefenin kendisini sorun olarak grmeye balamtr. Bu yneli ierisindeki Bertrand Russelln Felsefenin z Olarak Mantk (1914) ve Edmund Husserlin Salam Bir Bilim Olarak Felsefe (1910) adlarn tayan almalar felsefeyi yeni batan tanmlamaya ve konumunu belirlemeye almlardr. zellikle mantk bilimindeki yeni almalarnn etkisiyle felsefe yaama tabann mantk zerine ina ediyor ve konusunu da nermeler ile kavramlarn doasn aratrmak biiminde belirliyordu. Bylece yeni felsefe anlay hem Hume ile Kant izgisinde olduu gibi kurgusal metafizikleri dlyor hem de bilgi retisini felsefe yapmann merkezinden kararak onun yerine mant yerletiriyordu. Ayrca bu yeni felsefe anlay ahlaki deerler, hayatn anlam gibi her zaman felsefenin nemli alanlar olarak kabul edilmi praksis ve yaama bilgeliine ilikin konular felsefi dncenin dna itiyordu. Yukarda ksa hatlaryla izmeye altmz tarihsel balam erevesinden hareketle Wittgensteinin Tractatus dnemi felsefe anlayn felsefe nedir? Felsefenin amac ve ilevi nedir? sorular asnda incelemek istiyoruz. Bu almada Wittgenstein in ilk dnem felsefe kavrayn

a) b) c)

Mantksal aratrma Dil eletirisi Susma alarndan ele almay ve deerlendirmeyi amalyoruz.

Wittgensteinn mantkla olan ilikisi iki adan deerlendirme konusu yaplabilir. Bunlardan birincisi, Frege ile Russelln aratrmalar etkisinde mantk bilimine yapt teknik katklar asndan, ikinci olarak da, mant felsefe yapmann olmazsa olmaz koulu ve organonu grmesi asndan deerlendirilebilir Bu almada Wittgensteinn ne mantkla ilgili teknik almalarna ne de mantk felsefesi asndan ortaya koyduu baarlara dorudan deinilecektir. Burada daha ok mantk, felsefe yapmann bir yntemi ve temeli olarak deerlendirme konusu yaplacaktr. Bu balamda Wittgenstein mant, iki temel noktada felsefe yapmann zsel koulu olarak deerlendirir:
(1) Ontoloji yapmann temel koulu olarak ve (2) Dil eletrisini gerekletirmenin esas arac olarak mantk.

Wittgenstein, mant biryandan dnyann, te yandan dilin yapsnn nasl olduklarn belirlemek amacyla bir n aratrma ve hazrlk olarak grr. Mantk her mmkn durumla [dnlebilir olan her eyle] ilgilidir, mmkn olan her ey mantn olgulardr (TLP. 2. 0121). Wittgensteina gre biimsel ve teknik adan bakldnda mantk, deneysel ierii olmayan, dnya olgular hakknda hibir eyi dile getirmeyen nermeler ve kurallardan olumutur. Mantn nermeleri [olgulara ilikin] hibir ey sylemezler (TLP. 5.43). Bu bakmdan mantn nermelerini ierikli olarak gsteren retiler her zaman yanltr. Ancak mantk, ontoloji yapmann temel koulu olarak dnyann nasl olduunu kendi yapsnda gsterir. Mantk aratrmas btn eylerin doasn aa karr ( PI. 89). Wittgenstein asndan mantk, her trl1 mmkn dnya tasavvurunun imknlarn aratrr. Benim almam mantn temellerinden dnyann doasna doru uzanr (NB. 5. 79). Bu adan bakldnda mantk, ontoloji yapmann temel kouludur ve her trl mmkn ontolojinin temelinde yer alr. Wittgenstein asndan mantn temellerinden hareketle ina edilen mantksal ontoloji ne dnyann aktel durumunun bir aklamasn ne de dnyadaki olgularn bir tasvirini sunar. Dnyann aktel durumunu aklayan modelleri meydana getirmek bilim kuramlarnn, olgularn tasvirini vermek de deneysel ierikli nermelerin grevidir. Wittgenstein asndan mantn temellerinden hareketle ina edilen ontoloji dnyann ne olduunu deil, yapsnn nasl olduunu ortaya koyar. Mantk her deneyden ncedir - bir eyin yle olmasndan. O [mantk] Nasl? sorundan ncedir, Ne? sorusundan nce deil (TLP. 5. 552). Mantk fizik dnyann ne olduun ve dnyadaki olgularn zelliklerinin tasvirini ortaya koymaz. Bu sebeple mantkta unu syleyemeyiz:1 Dnyada unlar var, unlar yok. ( TLP. 5. 61). Mantk nesnelerin ve olgularn varolularna ve niteliklerine ilikin bir tasviri dile getirmez. Mantk, dnyann mantn (Die Logik der Welt) ve yapsn ortaya koyar (TLP. 6. 124, 6. 13). Bu noktada Wittgensteinn temel kabuln u ekilde zetleyebiliriz: Dnyann yaps ile mantn yaps ortaktr. Mantn yapsndan hareketle dnyann yapsnn nasl olduunu ortaya koyabiliriz. Mantk bir reti deil, dnyann bir aynadaki zahiridir (TLP. 6. 13). Mantk bir dzeni ortaya koyar, gerekte dnyann dzenini, yani mmkn olan eylerin dzenini ki bu dzen hem dnyayla hem de dnceyle ortaktr (PI. 97). Bu sebeple Wittgensteina gre, mantn yapsnn ve temellerinin aratrlmas dnyann yaps ile temellerinin de aratrlmas anlamna gelir. Dnyann yapsn ve imknlarn anlamaya ynelik her trl ontoloji, mantn yaps ile temellerinden hareketle ortaya konulabilecektir. Mant ontolojinin, daha dorusu dnyann yapsn anlamaya ynelik abann temeline yerletiren Wittgenstein, bu balamda felsefenin temelinin mantk olduunu dnr. Felsefe mantk ile metafizikten olumutur, birincisi [mantk] onun [felsefenin] temelidir (NB. S. 93). Wittgenstein felsefenin temeli olarak mant, bir ontoloji veya mantksal bir ontoloji olarak yorumlar. Bu mantksal ontoloji ne klasik metafiziklerin yapt gibi dnyann znn, aslnn ne olduunu dile getirmeye alr ne de bilimlerin yerine getirdii aktel durumlarn bir aklamasn ve tasvirini sunabilir. Felsefenin temeli olan bu mantksal ontoloji, dnyann yaln nesnelerden ve nesnelerin meydana getirdii karmak (komplex) durumlardan olutuunu; her bir nesne dzenleniinin (die Konfguration) bamsz olduunu, yani herhangi birinin varoluundan bir bakasnn varoluunun karlamayacan ve olgular arasnda nedensel bir ilikinin bulunmadn ileri srer. Bu ontolojiye gre, olgular dnyasnda hibir deer bulunmaz ve

olgularn hibiri bir dierinden yce deildir (TLP. 6. 41). Deer alan olgular dnyasnn dndadr. Olgular dnyasnda her ey naslsa yledir. Hibir iyi, gzel, nemli olgu yoktur. Ksaca belirtilecek olursa Mantn nermeleri dnyann yap-iskelesini tasvir ederler, ya da daha dorusu onu serimlerler. Adlarn ynletim [bir nesneye karlk gelme] sahibi olduklarn varsayarlar. Bu da onlarn dnya ile balantsdr (TLP. 6. 124). Sorular
1. 2. 3.

Wittgensteinn ilk dnem felsefesinde ne kan kavramlar nelerdir? Wittgenstein iin mantn felsefedeki yeri nedir? Bu yer manta ne trden bir nem kazandrmaktadr? Mantk neden felsefe yapmann zsel koulu olarak deerlendirilir? Aklaynz.

13. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 13: Eletiri ve Felsefe II

z: Yirminci yzyl eletirel dil felsefesinin temel kavramlar ve felsefeye yaklam biimi deerlendirilecektir.

Abstract: The basic fundamental of the 20. Century Critical Philosophy of Language ve its approaches to philosophy will be examined. Burada ncelikli olarak felsefenin hem amalar ve yntemleri, hem de yaps bakmndan bilimlerden ayrt edilmesi abas grlmektedir. lk elden felsefenin yapsna ilikin olarak ne srlen sav, onu geometri gibi aksiyomatik disiplinlerden ayrmaktadr: Felsefede tmdengelimler yoktur; o, salt tanmlaycdr.1 Felsefede ne temelde duran bir nermeden tmdengelim ile karlm olan nermeler zincirine; ne de bunlarn kendisinden tretildii temel nermeye izin verilmektedir. Felsefede hi bir ifade dierinden daha yukarda ya da aada deildir; onun tm ifadeleri ayn dzlemdedir. O ne bir aksiyom, ne bir dogma, ne de bir hipotez ierir. Wittgensteina gre felsefede, dierlerine gre mantksal ya da epistemolojik ncelii olan hibir ifade yoktur.2 Bilimin aksiyomlar doru ve yanl olan, ahlakn nclleri iyi ve kty, estetiin kabulleri gzel ve irkini ortaya koyar. Felsefe ise sadece tanmlayc bir etkinlik olarak bunlarn hibirini yapmaz. Felsefenin grevi ne d dnyann, ne tanrnn ve ne de lmsz ruhun varln kantlamaktr. Wittgensteinda felsefe sadece ortada olann ak klnmas anlamnda tanmlayc bir etkinliktir. Felsefe doa bilimleri iin ya da doa bilimleri felsefe iin bir yardmc unsur olabilir; felsefe bilimlerin kraliesi ya da hizmetkr olabilir.3 Fakat bunlar asla ayn dzlemde olan etkinlikler deildir. Felsefe, doa bilimlerinden hibiri deildir. Felsefe szc, doa bilimlerinin yannda olmayp, ama stnde veya altnda yer alan bir ey demek olmaldr.4 Wittgensteinn ilk genlik yllarnn entelektel atmosferinde, arlkl olarak tartlan konulardan biri fiziin, zellikle mekanik fiziin doas olmutur. Wittgensteinn fikri geliiminde kendisi zerinde Boltzmann ile birlikte etkili olan fizikidnr Hertzin gsterdii biimi ile5 doa bilimleri gereklii modellemekte ya da resmetmektedirler. Ne var ki felsefenin grevi gerekliin modelini sunmak ya da tasarlamak deildir. Felsefe gerekliin resimlerini vermez ve bilimsel incelemeleri ne onaylayabilir, ne de rtebi-

lir.6

Felsefenin ne bir bilimsellik iddiasnda olmas, ne de gereklie ilikin, bilimin nermelerine alternatif nermeler sunmas sz konusudur. Felsefe, doa bilimleri gibi modelleyici olmadndan dolay, gerekliin hibir resmini sunmaz. Felsefe, tmdengelim iermediinden dolay, doa bilimlerine zerlerinde ykselecekleri aksiyomatik temelleri de salamaz. Alan doa bilimlerinin alanndan net bir biimde ayrlm olan
1 Ludwig Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, Oxford, Basil Blackwell, 1999, s. 93. 2 Bkz. P. M. S. Hacker, Insight and Illusion: Themes in the Philosophy of Wittgenstein, England, Thoemmes Press, 1997, s. 12. 3 Bkz. A.e. 4 Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus, 4.111 (Buradan itibaren TLP olacak anlacaktr.) ve Kr. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 93. 5 Bkz. P.M.S. Hacker & G. P. Baker, Understanding And Meaning, Oxford, Basil Blackwell, 1980, s. 463. 6 Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 93.

felsefe, doa bilimlerinin sunduu resimleri ya da modelleri ierikleri bakmndan doru ya da yanl klacak bir merci deildir. Doa bilimlerinin amac gereklie ilikin bilgi salamaktr. Doa bilimlerinin kendisi ile megul olduu, zerine eildii alan, olgulardr. Felsefe ise olgular hakknda bilgi veren bir disiplin olarak grlmemektedir. Fakat o, bilgi veren nermeler zerine eilmektedir: Notes on Logic asndan felsefenin grevi, doa bilimi nermelerinin mantksal formlarn salamaktr. zerine eildii alan olgulara ilikin bilgimizi ifade eden nermelerdir. Felsefe, doa bilimlerinin olgulara ilikin, bilgi verici nermelerinin mantksal formlarna ilikindir. Felsefe, bilimsel nermelerin (yalnzca ilksel nermelerin deil) mantksal formlarnn doktrinidir.7 Bilimsel ya da ampirik nermelerin formlar, felsefeye inceleme nesnesini salamaktadrlar. Wittgenstein felsefeyi, bilimin ifadelerini mantksal yaplar bakmndan deerlendiren bir ura olarak karmza karmaktadr. Felsefe doa bilimlerinin ifadelerindeki bulanklklar ve zaman zaman ortaya kan tutarszlklar, onlarn mantksal formlarna ynelik bir deerlendirme ile giderme abasndadr. Burada arlk manta verilmektedir; nk mantk, bilim nermelerinin zerinde ykselebilecei salam zemin olarak grlmektedir. Eer onlarn salam zemini mantk ise felsefenin yapaca da, mantksal doktrine ynelik bir alma olmak durumundadr. Hacker, Tractatusta mantksal formun sylenemeyen bir ey olarak grlmesinden dolay, Wittgesteinn, felsefenin bilimsel nermelerin mantksal formunun doktrini olduu dncesini terk etmi olduunu sylemektedir.8 Bizim kanaatimiz ise Wittgensteinn bu fikri Tractatusta yeniden ele alm olmasna karn, asla btn ile terk etmedii ynndedir. nk birincisi mantksal form, anlaml olarak aka sylenemiyor olsa da anlaml nermelerin yaplarnda bulunur. kincisi ise Tractatusta mantksal formun anlaml olarak sylenemez olduunu belirtmi olmak ile birlikte Wittgenstein, Notes on Logicte felsefenin yapsna ilikin olarak u ifadeyi de eklemektedir: O, (Felsefe) mantk ve metafizikten oluur, mantk onun temelidir.9 Dolays ile Wittgenstein felsefede zaten metafizik bir yn olduunu vurgulamtr. Bu durumda mantksal formun sylenemez olmas artk felsefenin grevinin, bilimin ifadelerinin mantksal formlar ile ilgili olamayaca anlamna gelmemektedir. Mantk ve metafizikten mteekkil olan felsefede, mantk temel olarak grlmektedir.10 Hackera gre daha nce dierlerine gre ncelii olan hibir nermenin bulunmad, herbirinin ayn dzlemde bulunduu sylenmi olan felsefede, imdi de mantn temel olduunun sylenmesi, ilk bakta uyumaz gibi grnen bir durum yaratmaktadr.11 Ne var ki Wittgensteinn felsefenin dz olmas ile kastettii ey, daha nce de ele aldmz gibi felsefede hem temel bir nermeden tmdengelim ile tretilmi nermelerin, hem de bunlarn kendisinden tretildii aksiyomatik nermenin olmad ynndedir. Olgular hakknda bilgi de vermeyen felsefe, sadece amlayc bir ura olarak anlalmaktadr. Bu nedenle, sz konusu etkinlikte mantn bir ncelii yoktur; mantk olgular hakknda bilgi vermeyecektir. Bu yzden ondan, dnyadaki olgulara ilikin bir bilgi tretilemeyecektir. Dier yandan mantk, gerek olgulara ilikin betimlemeler sunan doa bilimi nermeleri iin, gerekse metafiziin ifadeleri iin bir temel durumundadr. Bu yzden mantn aratrlmas, dnya olgular hakknda bilgi veren nermelerin deerlendirilmesini ncelemektedir. Mantn aratrlmas, dnyaya ilikin olarak sylenebilecek mmkn eylerin aratrlmasdr:
7 8 9 10 11 A.e. Bkz. Hacker, Insight and Illusion: Themes in the Philosophy of Wittgenstein, s. 14. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 93. Bkz. A.e. Bkz. Hacker & Baker, Understanding And Meaning, s. 463.

Benim almam mantn temellerinden dnyann doasna doru uzanr.12 Wittgensteina gre dnyann yaps ile mantn yaps ortaktr. Bu yzden de dnyann yapsn ortaya koyma gayretinde olan her trden aba, bu urasn mantn zerine oturtmak durumundadr.13 Mantk bir reti deil, fakat dnyann bir yanssdr.14 Hackera gre, Wittgensteinn mantn metafizii de ieren felsefe iin temel olduunu sylerken15 dnd ey, metafizik gereklerin mantksal soruturma vastas ile aa karlabileceidir.16 Yaplarndaki ortaklktan dolay olgulara ilikin her tr soruturma, mantksal formun aratrlmas ile mmkn olacaktr. Nitekim Wittgensteinda Philosophical Investigationsda bunu olumlar bir ifadeye yer vermektedir: Mantk aratrmas btn eylerin doasn aa karr.17 Bundan dolay olgular hakknda bilgi verme iddiasnda olan nermelerin yaps da, ncelikle mantksal yapya uygun olmaldr. Mantk, bilgi veren tm nermelerin yapsnda ortak olarak bulunmaktadr. Mantk nermelerinin doru bir aklamas, onlara, tm dier nermelere kar biricik bir konum vermelidir.18 Mantn nermeleri, dzgn kurulmu ifadelerin kendisi zerine ina edildikleri yapy gsterirler. Felsefenin de zerine kurulmas gereken, onun iin temel durumunda olan ey, mantk olmaldr. Bu yzden de felsefe, doa bilimi nermeleri zerine eilirken, aksiyomatik ve bilgi verici bir disiplin olmamas nedeniyle, onlara kout nermeler sunmaz; onlar ierikleri bakmndan deerlendirmez. Felsefenin doa bilimi nermeleri zerine eilmesi, mantksal formlar zerinden olacaktr. Ancak bylelikle doa bilimlerinin dnya hakkndaki nermelerinin doru bir deerlendirmesi mmkn olacaktr. nk nermelerin mantksal formlar, dnyann temel mantksal yapsna ilikin bir eyleri de iermektedir. Szgelimi nc blmde detayl olarak incelemeye alacamz anlay uyarnca, nermelerin olgulara ait resimlerin; olgulara ait resimlerin de olgularn temsili olmasn salayan ey bunlar arasnda ortak olarak bulunan mantksal yapdr. Bu yzden doa bilimlerinin olgulara ilikin nermelerinin incelenmesi, bunlarn olgular ile ortaklaa sahip olduklar mantksal form bakmndan olacaktr. Her iki bakmdan da mantk, felsefe iin nceliklidir. Wittgenstein asndan, bilgi verici ifadelerin doa bilimi nermeleri olduunu ifade etmitik. Bunlar bir olgunun tasvirini veren, dzgn kurulduklarnda doru ya da yanl olabilen ifadelerdir.19 Ne var ki felsefenin ifadeleri, doa bilimi nermelerinin tad bu zellikleri barndrmamaktadrlar. Hackera gre, Wittgensteinn felsefe ve doa bilimleri arasnda yapmaya alt bu ayrm, dorudan Russelln felsefe anlay ile ilikilidir. Russelln gr uyarnca felsefe, doa bilimlerinin bir tr tamamlaycs durumundadr.20 nceledii konularn genellii ile doa bilimleri iin bir tr meta disiplindir ve gerek yntemleri, gerekse ifade biimleri ile felsefe, doa bilimlerine yknmelidir.21 Bylelikle felsefenin rn olarak, doa bilimi nermelerini tamamlayan felsefe ifadeleri ortaya konacaktr. Biz, eer dorudan ilikisi var ise bile konumuzun btnl asndan Wittgensteinn felsefeye ilikin
12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 79. Bkz. Cengiz akmak, Tractatusun Temel zellikleri, Felsefe Logos (knye eksik!!) Wittgenstein, TLP., 6.13. Bkz. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 93. Bkz. Hacker, Insight and Illusion: Themes in the Philosophy of Wittgenstein, s. 14. Ludwig Wittgenstein, Philosophical Investigations, United Kingdom, Blackwell Publishing, 2001, s. 36. TLP. 6.112 (Kr. Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 93. ). Bkz. akmak, Tractatusun Temel zellikleri, sayfa?? Bkz. Hacker & Baker, Understanding And Meaning, s. 465. Bkz. A.e.

grlerini, Russelln felsefesi ile karlatrmann deil; kendi iinde deerlendirmenin uygun olduunu dnyoruz. Felsefenin doa bilimlerinden ayrt edilmesi hususunun zerinde bu kadar durulmasnn, onun kognitif bir disiplin olarak deil de eletirel bir etkinlik olarak ortaya konma abas ile ilikili olduu kanaatindeyiz. Dnyaya ilikin bilgi verme grevi fizie; insan zihninin almasna ilikin soruturma grevi ise psikolojiye ayrlmtr. Wittgensteinn felsefe iin belirledii grev, evrenin doasna ilikin metafizik hakikatleri ortaya koymak veya sentetik a priori nermeler sunmak deildir.22 Felsefe olgular hakknda konumaz. Felsefe ifadeleri, olgular hakknda hibir tasviri dile getirmeyen, bu konuda susan ifadelerdir. Bu yzden felsefede nerme olamaz. Felsefe bilgi verme iddiasndaki bir disiplin deil, ifadelerimizi ak klma gayretinde olan eletirel bir etkinliktir. Felsefenin biriciklii sunduu nermelerde deil, etkinlik olarak icra edilmesindedir. Felsefenin sonucu felsefi nermeler deil, fakat nermelerin ak klnmasdr.23 Felsefe ne bir tasvir, ne bir teori, ne de bir bilgi verme gayretindedir. O, empirik nermelerin ifade edililerinden kaynaklanan felsefi problemleri zen, bulanklklar netletiren, yanl anlalmalar gideren; ak klc, bir etkinliktir. Felsefe bir reti deil, ama bir etkenliktir. Felsefi bir yapt, esasnda, aydnlatmalardan meydana gelir.24 Bu etkinlik, dil zerinden gerekletirilen, eletirel bir faaliyettir. Tm felsefe dil eletirisidir.25 Bu trden bir dil eletirisinden beklenen, dilin bozulmas sonucunda dmlenen dnceyi ak klmasdr. Felsefenin amac dncelerin mantksal aklamasdr. Felsefe, aksi halde donuk ve bulank olan dnceleri aydnlk klp keskince snrlamaldr.26 Aklk mantksal bakmdan salanacaktr; nk dncenin dmlenmesi ou zaman kartrma ya da kastl olarak mantksal sentaksn ihlal edilmesi sonucunda ortaya kmaktadr. Wittgenstein asndan felsefe, kkl karklklar ile doludur.27 Tractatusun nsznde Wittgenstein, kitabnn felsefe problemlerinin tamamen zmyle ilgili olduunu belirtmektedir.28 Wittgenstein iin meru felsefe, dile ynelik eletirel bir etkinliktir. imdi Tractatus bu karklklara bir aklk getirme ve felsefenin alann net bir biimde belirleme gayretindedir. Kitabn amacnn belirtildii yer, felsefedeki problemlerin zm iin nerilen yntemin de habercisidir: Kitap bylece, dnmeye bir snr izmek istiyor, ya da daha ok dnmeye deil, dncelerin dile getiriliine.29
22 23 24 25 26 27 28 29 Wittgenstein bu trden nermelerin olamayacan dnmektedir. Wittgenstein, TLP., 4.112. A.e. Wittgenstein, TLP. 4.0031. Wittgenstein, TLP. 4.112. Bkz. Wittgenstein, TLP. 3.324. Bkz. Wittgenstein, TLP. nsz. Bkz. A.e.

Bylece Tractatusun gayesini iki ana balk altnda toplayabiliriz. Bunlardan ilki felsefede ortaya kan problemleri ak klarak zmek; ikincisi ise buna paralel olarak sylenebilenler ile sylenemeyenleri birbirinden net bir ekilde ayrarak dile snr ekmektir. 30 Sorular
1. 2.

Wittgensteina gre felsefenin stlenmesi gereken grev nedir? Aklaynz. Felsefe hangi ynleri ile bilimlerden ya da din ve ahlakn nermelerinden ayrlmaktadr? Aklaynz.

30

Bkz. akmak, Tractatusun Temel zellikleri,

14. Hafta e- Ders Kitap Blm

Ders 14: Sonu

z: Dersin btnne ilikin genel deerlendirme yaplacaktr.

Abstract: A comprehensive consideration of whole course. Wittgenstein, felsefedeki problemlerin dier bir nedeni olarak, dilin mantksal sentaksnn bozulma pahasna, aka sylenemeyen, fakat sadece gsterilebilir olan eylerin sylenmeye allmasn grmektedir. Bu yzden Tractatusun bir gayesi de aka sylenebilen eyler ile sylenemeyip sadece gsterilebilir olan eyleri birbirlerinden ayracak bir snr izgisi ekmektir. Wittgensteina gre felsefenin ncelikli uras bu olmaldr.1 Nitekim Wittgenstein, Russella yazd bir mektupta, eserinin temel probleminin neyin aka (nermeler ile) sylenebileceini ve neyin nermeler ile sylenemeyip sadece gsterilebileceini ortaya koymak olduunu bildirmektedir.2 Wittgenstein asndan sylenebilenler, olgularn tasvirini veren doa bilimi nermeleridir. Doa bilimlerinin dili, olgularn tasvirini doru ya da yanl; ama dzgn olarak vermektedir. Bu dilin ifadeleri dzgn bir gramatik yap ile kurulmu, terimlerinin ynletimleri ve ilevleri belirlenmi ve bununla beraber mantksal sentaks ile hibir uyumazlk iermeyen nermelerdir. Snrlar belirleme giriimi olmas bakmndan Wittgensteinn teebbs Kant felsefesine yaklamaktadr. Nitekim Kant asndan felsefe, insan dncesine, akln meru kullanmlarn belirleyecek olan bir snr izgisi ekmelidir. Bu yzden felsefe, gereklii deneyimlememizin nkoullarna eilmelidir. Bu yn ile o, eylerin kendilerinden ok, bizim onlara ilikin bilgimizin ortaya kma koullar hakknda olmaldr. nsan dncesinin snrn belirleyecek daha st bir yap olmadndan, bu bir tr zeletiridir.3 Byle bir soruturmaya girimi olan felsefeden beklenen, deneyimin zorunlu nkoullarn ifade eden doru sentetik a priori nermeler sunmasdr. Pearsa gre Wittgenstein felsefesi, genel karakteri asndan Kant anlamda eletireldir.4 nk Kantn soruturmas dncenin snr izgilerini belirlemeye ynelikken; buna paralel olarak Wittgenstein, dncenin ifade edilme biimine ynelik bir soruturma nermitir.5 Kantn eletirel felsefesinde olduu gibi Tractatus da, anlamn snrlarn belirleme teebbsndedir. Kantn eletirisi, akln kendi bana, geleneksel anlamnda metafizik bilgiye sahip olamayacan gstermitir. Benzer ekilde Tractatus da, bu snrlar almaya alldnda ortaya kan metafizik kartrmalarn kkenlerini belirlemeye almaktadr. Kant olgusal bilginin, Wittgenstein ise olgusal sylemin iinde bulunduu snrlar belirlemitir.6 Kant, demi olduu snrlarn iinde, dncenin zorunlu olarak durduunu dnrken; Wittgenstein da izdii snrlarda dilin zorunlu olarak durduunu dnmtr.7 Fakat Kanttan farkl olarak Wittgenstein, eletirisini dil zerinden gerekletirmektedir. Wittgensteinn snr izgilerini belirlemek istedii yer dnme deil fakat dncelerin dile getirilii8dir. nk ona gre dnmeye ekilebilecek bir snr iin dnlemeyeni de dnmemiz, yani snrn her iki tarafn da grebilmemiz gerekirdi.9 Bu yzden bu snr sadece ieriden ekilebilecektir.10 Sorular:
1.

Wittgensteina gre felsefenin ncelikli ura ne olmaldr? Neden?


Bkz. Hans Johann Glock, A Wittgenstein Dictionary, yayn yeri? Blackwell Publishing, 2005, s. 330. Bkz. A.e. Bkz. Pears, Wittgenstein, s. 25. Bkz. A.e. s. 46 Bkz. A.e. Bkz. A.e., s. 48. Bkz. A.e., s. 47. Bkz. Wittgenstein, TLP. nsz. Bkz. A.e. Bkz. A.e.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

2.

Wittgenstein nermeler ile aka nelerin sylenebileceini dnmtr? Aklaynz.

Bibliyografya: Aristoteles, Metafizik, ev.: Ahmet Arslan, stanbul, Sosyal Yaynlar, 1996

Baum, Manfred; Kant ve Saf Akln Eletirisi, ev. Nafer Ermi, Cogito: Sonsuzluun Snrnda: Immanuel Kant, Say 41 42, Yap Kredi Yaynlar: K 2005

Cevizci, Ahmet On Yedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, Bursa, Asa Kitabevi, 2007.

Denkel, Arda Bilginin Temelleri, stanbul, Doruk Yaynevi, 2003

Descartes, Felsefenin lkeleri, ev. Mehmet Karasan, stanbul, Milli Eitim Basmevi, 1967

Descartes, Metafizik Dnceler, ev. Mehmet Karasan, stanbul, Milli Eitim Basmevi, 1998

Didier, Jean; John Locke, ev.: Atakan Altnrs, stanbul, Paradigma Yaynlar, 2009

Dural, Teoman; Aristoteleste Bilim ve Canllar Sorunu, stanbul, antay Kitabevi, 1995

Jones, W.T.; Klasik Dnce, Bat Felsefesi Tarihi, Birinci Cilt, ev. Hakk Hnler, stanbul, Paradigma Yaynlar, 2006 Locke, John; nsan Anl zerine Bir Deneme, ev.: Vehbi Hackadirolu, stanbul, Kabalc Yaynevi, 1996,

Magee, Bryan Byk Filozoflar, ev. Ahmet Cevizci, stanbul, Paradigma Yaynlar, 2000.

Marias, Julian; History of Philosophy, New York, Dover Publications, Inc., 1966,

Peters, Francis E.; Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, ev. Hakk Hnler, stanbul, Paradigma Yaynclk, 2004

Platon, Devlet, ev.: S. Eybolu, M. Ali Cimcoz, stanbul, Remzi Yaynevi, 1985

Ross, David, Aristoteles, ev. Ahmet Arslan, v.d., stanbul, Kabalc Yaynevi, 2002

Stace, W. T.; A Critical History of Greek Philosophy, London, Macmillan St Martins Press Ural, afak; Pozitivist Felsefe, stanbul, Say Yaynlar, 2006

Zeller, Eduard; Grek Felsefesi Tarihi, ev.: Ahmet Aydoan, stanbul, z Yaynclk, 2001

You might also like