You are on page 1of 133

BUKET UZUNER Romanc, hikayeci ve gezi yazar Buket Uzuner (1955, Ankara) Hacettepe niversitesi, (Norve) Bergen niversitesi,

(ABD) Michigan niversitesi'nde biyoloji ve evrebilim eitimi ald. (Finlandiya) Tampere Teknik niversitesi ve O.D.T.'de aratrmac olarak alt, ders anlatt. Drt dile evrilen drt roman, alt hikye ve gezi kitab yazan Buket Uzuner'in kitaplar 1989'dan beri Trkiye'nin en ok okunanlar listesinde yer almaktadr. 2002 ylnda yazarlnn 25. Gm Yaz'n kutlayan Buket Uzuner, 1996 ylnda (ABD) Iovva niversitesi'nin (IWP) onur yesi olmutur. Kuzey Sahra Afrikas, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun tren seyahatleri yapan ve yaayan Buket Uzuner, imdi ls-tanbullu'dur. Buket Uzuner'in Trkiye'de yaymlanm kitaplar: Hikye: Benim Adm Mays (1986) Ayn En plak Gn (1988) Gne Yiyen ingene (1989) Karayel Hzn (1993) airler ehri (1994) Gezi: Bir Siyah Sal Kadnn Gezi Notlar (1989) ehir Romantiinin Gnl (1998) Neu York Seyir Defteri (2000) Roman: ki Yeil Susamm, Anneleri, Babalar, Sevgilileri ve Dierleri (1991) Balk zlerinin Sesi, (1992) (1993 Yunus Nadi Roman dl) Kumral Ada -Mavi Tuna (1997) (1998 .. letiim Fakltesi dl) Uzun Beyaz Bulut-Gelibolu (2001) Mediterranean Waltz (Kumral Ada - Mavi Tuna) Sound of Fishsteps (Balk zlerinin Sesi) Otobiyografi: Gm Yaz, Gm Kz (2002) Uluslararas Yaymlar: talya: Kumral Ada-Maui Tuna (Sellerio) Yunanistan: Kumral Ada-Mavi Tuna (Psichogios) srail: Kumral Ada-Mavi Tuna (Cartaben) ngiltere: A Cup of Turkish Coffee (Milet) I

BUKET UZUNER BALIK ZLERNN SES Trke Edebiyat 33 Balk izlerin Sesi Buket Uzuner Bu romandan daha nce yaam birok sanat, bilim adam, yazar ve Birlemi Milletler rgt'ne yaplan gndermeler hayal rn olup, kitap tamamen bir kurgu almasdr. Romain Gary'e ait dnce ve anlarn bir ksm, yazarn kendi adyla ve Emile Ajar imzasyla yazd kitaplarnn Trke (Can Yaynlar) ve Franszca (Gallirnard-Folio) basklarndan alnmtr. Ayrca Domini-que Bona'nn kapsaml biyografik aratrmas 'Romain Gary' adl kitaptan da yararlanlmtr. (Mercure De France, 1987, Paris, 406p.) Dr. Yank Yazgan'n avdar Mantarlar konusundaki makalesi (Cumhuriyet Bilim Teknik24.8.1991) kendi izniyle kullanlmtr. Cyrano de Bergerac'a ait iirlerden yalnzca ilki zgndr (E. Rostand, MEB Yaynlar, ev: Sabri Esat Siyavugil). "Sra d, byk insanlar, daima sradan zeklarn iddetli muhalefetiyle karlarlar." Albert Einstein BALANGI "Balang diye bir ey yok. Herkes gibi, sram gelince ben de dodum. O zamandan beri de bir ait olutur gidiyor." Emile Ajar Beni setiklerinde yirmi bir yandaydm. lkemi temsil etmek iin milyonlarca gen arasndan seilmek, kukusuz onur vericiydi. Biletimde gnderilmek zere seildiim kuzey lkesi bakentinin ad yazlyd. Valizime de irice bir etiket yaptrmlard: 'zel Burslu Seilmi renci' Bylesi gen yata, byle onurlu bir nedenle seilmi olmama pek de sevinmemi grnen annemle babamn, uaa ilerleyiim srasnda ensemde hop hop hopurdayan at kuyruumu kaygl baklarla izleyilerini 'evlat hastal'na balyordum. Oysa gururlanmalar, sevinten ilerinin ilerine sma-yp, tamas falan gerekmiyor muydu? Anne ve babalar!... Uak havalandnda, yanmda oturan orta yal kadnn yaam yksnn tmn ve zel sorunlarnn ounu renmitim bile. Sorulmadan zel yaamlarn anlatanlardan hi holanmam. Bu bende, birileri kirli i amarlarn gstermi gibi bir zevksizlik duygusu yaratr. Kald ki, bylesi ksa ve dolambasz bir yaam, ancak normalliin renksiz ve

kokusuz izlerini tayabilir. Sorulduu zaman zel yaamlarn anlatanlarysa bilmiyorum. Hi sormam. Benim sorularm farkldr. Yol arkadamn n koltuun altna zorla tktrd yorgun ve iri el antasnn zerinde seilmi olduuna dair hibir notu yoktu elbette. Uak yolculuklarn severim. Hatta bu benim ilk uak yolculuum ve ekonomi snfnda olmasna karn, onu da sevmitim. Aslnda zm denizdir. ocukluumdan beri denizlere sevdalym ben. Uzun deniz yolculuklar yaptm, bir sredir de deniz ehliyetim var. Beni havaalannda ilk orta yalarnda ho bir adam karlad. akaklarndan tepesine doru azalan, hafif krmzya alan sar dalgal salar ensesinde neeli, kk buklelerle sonlanyordu. Gzleri, bylesi Kuzey Avrupal bir yzde, o ekik Asyal biimlerinin yaratt aykrl rtbas etmek iin masmavi bir telala parlyordu. Genken adamakll yakkl olduu, imdi tad albeni izlerinden yakalanyordu. Bakml, atletik bedeni, kendine gsterdii zen ve saygnn anl bir abidesi gibi, uzun bacaklarnn zerinde dikiliyordu. kln spor rahatln semiti. Tepesinde kaybolan salar da olmasa, d grn iin neredeyse kusursuz denebilirdi. Adm Gnnar, dedi. Elimi smsk kavrad ve dosta skt. Elleri kuru ve yumuakt. Btn bu bulgular, onun gvenilebilir biri olduunu gsteriyordu, bu yzden onu gvenmemeye karar verdim. Nedendir bilmem, bu ho ve net adamn yznn arkasnda, sinsi ve hain bir inlinin bana nanik yapt duygusu uyand iimde. O gne dek sinsi ve hain bir inli tanmamtm oysa. Gnnar bir sosyoloji profesryd ve davetlisi olduumuz uluslararas enstitde Birlemi Milletler'in sembolik olarak bulundurduu pilot program komitesinin bakanyd. Konumalar, tavrlar ll, zarif ve espriliydi. Valizime yle nazik davranyordu ki, bir ara iinde benim henz bilmediim ok deerli bir eyler var sansna kapldm. Bulunduumuz havaalannn d hatlar binas olduka kkt. Yolculuk ve havalar zerine vakit ldrten bir konumayla bekleyip, Paris uandan inen bir baka seilmi renciyi karladk. Paris'ten gelen seilmi br renci, renci olmak iin biraz gekinceydi. Mavi gzjeri, kartal baklar, geriye taranm aslan yelesini andran, usul usul krlam salar, fakat en nemlisi son derece soylu bir havas vard. O, safariye gm yemek takmlaryla kanlardand besbelli. ki para k valizi, valizlerinin zerinde seilmi etiketi, sa yananda glmesini beklemeyen aceleci bir gamzesi vard. ok k bir adamd. Ayakkablar, valizleri ve spor yol giysileri ngiliz'di. Bana ilgisiz bir bak att nce. Sonra birden irkildi. Bir eyler ararm gibi bakt gzlerime. Camille? dedi belli belirsiz.

Belki de ben yle sandm. nk hemen sonra, pek umurunda deilmiim gibi ban geriye att. Dedim ya, benden adamakll yalyd. Kacew, dedi Gnnar Mazda arabasn altrrken. Msy Romain Kacew, Paris'ten. Souk ve ilgisiz bir glmsemeyle karlk vermek istedim. Madam Afife Pir, stanbul'dan. br eildi, k bir selam verdi, yeniden dorulmadan, bir punduna getirip, kulama fsldad: Dorusu, Romain Gary olacak! Sesinde alayc bir baharat kokusu vard, ama yzndeki ciddiyet hi bozulmamt. Ben ne yapacam bilemez ba-knrken, ekledi: Boa burcundan! ASIL BALANGI "Gentim, hem de o gne dek sandmdan da gentim. Yal olan ve kolay kolay faka basmayansa, ak yrekliliim-di. Ve bu sonsuza dek srecekti." Romain Gary Odalarmz tek kiilikti. Bir renci odasndan ok, yldzl bir Avrupa oteli konforunda ve yirmi metrekare b-yklndeydi. Btn mobilyalar ahapt ve skandinav tarzndayd: yaln, pratik ve zgn. Damarl beyaz am aacndan yaplm, cilasz kanepe ve koltuklar, krmz kaln pamuklu kumala kaplanan deiik boyutlu, ok amal tasarlanm minderlerle denmiti. nce, uzun bir peyke olan alma masas, istenirse alp geniliyor, koltuklarn altlar ekmece olarak kullanlabiliyordu. Yerler gece mavisi hal kaplyd, perdeler fildii goblendi. Belki am yerine kestane, kaplama hal yerine ran ve Trk hals kullanabilirlerdi, ama bunlar son kertede yarattklar konfor ve pratiklii hi etkilemeyecekti. Sonuta her ey ince ince dnlm ve uygulanmt. Evlilere ve/ya birlikte yaayanlara sit verildii syleniyordu, ama bildiim kadaryla herkes tek yaamay semiti. Dedim ya, bizler deiik lkelerden seilmi rencilerdik. Odalarmzda elektronik santrale bal birer telefon, kapal devre drt kanal mzik yayn yapan mobilyal bir radyo vard. Her odann iinde kk bir banyo, du, tuvalet mevcuttu. Banyolarmzda kvet yoktu. Temizlik yaplmas iin braklm bir kova paspasa ramen, her hafta ba odalarmz temizleyen niversiteli rencilerin altn renecektik sonralar. Havlu ve araflarmz beyazd. Bembeyaz! Tmnn sol kelerine kabartma bir F harfi ilenmiti. Kaldmz konukevinin ad Fantolt'tu.

Havlu ve araflarmz haftada bir temizleriyle deitiri-' yorduk. Bunun iin bodrum katnda, zerinde bakm ve onarm odalar yazl onlarca kapnn yan yana dizildii, ama evresinde hibir hayat belirtisi grlmeyen lo koridordaki krmz elik kapl odaya gidiyorduk. Elimizde bize verilen iri torbalara doldurduumuz kirli araf ve havlularmz oluyordu. Krmz elik kapnn zerinde TRUE LAUNDRY* yazyordu. Oysa Fantolt'taki btn br kaplar ahapt. Buras byk bir oda deildi. eride beyaz nlkl, gzlkl, son derece steril bakl bir yerli kadn oturuyordu. Buradaki yerliler, bembeyaz tenlerinde pembe ve uuk eflatunlarn oynat, mavi gzl, sarn, uzun boylu insanlard. Beyaz nlnn yakasnda elektronik bir yazcdan km kimlik kart asl olan temiz araf memuresinin ad Vig-dis'ti. Onun yle ciddi, yle nemli bir ifadesi vard ki, kirli araf torbasyla nne dikilen biz seilmi renciler, se: True Laundry: Gerek amarhane (Y..) 10 kin olmaktan ok, birer sulu, birer zrl hissediyorduk kendimizi karsnda. Vigdis, varlyla sekin olmann yklendii btn olumlu deerleri bir anda olumsuzluyor, sekinliin soylu, farkl ve zel yalnzln, ezilmi bir aznlk duygusuna dntryordu. Bu ikisi arasnda ne fark olduu sorusunu sormak da Vigdis'in ii deildi. Aslnda bunun bir sinyal olduunu anlayanmz yoktu o sralar. Naslsa Vigdis, iini, yaamn ve kendini sevmeyen birisiydi, yani normaldi ve bu yzden bizi hi ilgilendirmiyordu. Yemeklerimizi, her katta ortak kullanmak zere tasarlanm geni, i ac, modern mutfaklarda hazrlyor, veya bulunduumuz bloun solundaki M Blok'taki iletilen lokantada self-servis olarak yiyebiliyorduk. Bize sunulanlar hafif, taze, salkl kuzey yemekleri ve yz ak deniz rn sandvileriydi. lk nceleri garipsediim, ama zamanla tatlarna alp, hatta sevdiklerim bile olmutu. rnein, balk ezmesini stle kartrarak hazrlanan balk kftesi, zamanla hi de o kadar kt gelmemeye balamt. Fantolt binadan oluan bir tesisti. Sekin rencilerin konuk edildii orta blok on katlyd ve ad ksaca J idi. dareci ve Birlemi Milletler grevlilerinin kald be katl A Blok sada, eitim, spor, salk, dinlenme ve elence birimleriyle amar ykama ve kurutma makinelerinin bulunduu yedi katl M Blok solda yer alyordu. Uzun boylu orta blokta, her katta dokuz oda ve bir byk mutfak uslu uslu yan yana dizilmilerdi. Keskin bir aydnlatma, koridorda hibir noktaya gizlenme ans brakmyordu. Fantolt Sekin renciler Merkezi kentin krk bir kilometre dnda, nefis bir ormann Kuzey yeili amlar iinde, dalarn eteklerine, anayoldan adamakll ieriye ustaca gizlenecek biimde ina edilmiti. Son derece dinlendirici, huzur verici, yaltlm, sessiz, sakin... Tam Kuzey ii.

11 Aklamak istediim bir baka nokta, kimlik kartlarmzd. Kredi kartlarn andran, elektronik baskl, metal kartlard bunlar. Eflatun zerine beyaz kabartma elektronik yazyla, anadilimiz ve ngilizce olmak zere iki dilde, adlarmz ve Birlemi MiUetler'in burslu, seilmi zel rencisi olduumuz yazlmt. Kartn sol alt kesinde kimlik numaramz, sol kede de 'ait olduumuz' lkenin kod harfleri yer alyordu. AFFE PR Chosen Distinct Student w/U. N. scholarship BM. Burslu-Seilmi zel renci No= 7099-682 TR.

Bu kart sayesinde kk kentin merkezine giden otobslere, merkezdeki tramvaya ve dalara trmanan teleferie cretsiz biniyorduk: Gratis! Ayrca ktphanelerde, sinema, tiyatro ve konser salonlarnda da kartlarmz geerliydi. Kimlik kartlarmzn tam ortasnda, ancak ok dikkatle baklnca grlen pembe bir nokta vard. Dorusu bunun ne anlama geldii zerine pek kafa yormamtm. J Bloun altnc katnda, 682 numaral odada kalyordum. Yanmdaki 688 numaral oda Romain Kacew ya da kendi deyiiyle Romain Gary'e verilmiti. Komuluk, yapay, hatta zorlama bir ilikidir. Sabahlar, le ve akamlar, baz gece yarlar, ok zel ruh durumu 12 ve sa biimlerinde komunuza rastlayabilirsiniz. Glmsersiniz, selam verir, anlalmayacak szler gevelersiniz. Ya da suratnz asp, onu grmezden gelirsiniz. Komunuz size, siz komunuza tuhaf, aykr ve hatta zevksiz geliyor olabilirsiniz, ama komu evin sahibi siz olmadka, komunuzu seemezsiniz. Bu yzden biz seilmi zel rencilerin komuluk ilikileri, normal insanlara oranla ok zayftr. Adlar konusunda, en ok sahiplerinin sz hakk olduuna inancm nedeniyle komuma, Romain Gary diye hitap ediyordum. Komum Romain Gary, olduka giriken, diplomat ruhlu, neeli, bir bakta saygdeer etki yaratabilen, sihirbaz yetenekli bir adamd. ok nazikti, yine de bu nezaketi hi rahatsz etmiyor, yapay kamyordu. Elinde daima yanan ve yanmay bekleyen ince purolar oluyordu. O sralar komumla ilgili tek sorunum, onun ne zaman ciddi, ne zaman akac, hatta dalgac olduunu kartama-mamd. yle kelli felli, oturakl bir beyefendi grn, yle grm geirmi, yattrc ve inandrc bir ses tonu vard ki, deil dalga gemek, onun akalarnn bile az ekerli olduunu dnyordu insan. Oysa gremediim, yalnzca sezinlediim bir hnzr ocuun ayak izleri, lgn bir rzgrn serseri uultusu vard zerinde. Komuluk sezgisi olmal benimkisi! Romain'in bir st katndaki odada, sve asll bir Finli kadn kalyordu. Gnnar'n tantrd

adyla Tuula, ama 13 Gnnar gider gitmez bizlere fsldad kendi setii adla Jeanne'n seilmi, ok zel bir kadn olduu hemen anlalyordu. Jeanne, pek oumuz gibi birka dili kullanmna alm, ama anadili olan svee ve Fince dahil tmn koyu bir Fransz aksanyla konuuyordu. Banda daima mavi Gaulo-ise dumanlar ttyor, Fransz araplaryla olan yakn dostluu her yemekte dikkati ekiyordu. Uzun sre Fransa'da yaam, bu sre kendini ifade ettii btn dillere yansyacak denli etkili olmutu. Belki de bunun baka bir aklamas vardr, olacaktr ya da olmutur. Onu gzelliinden ok, albenisiyle tanmlamak en dorusu olur. nk gzellik gzleri doyurur. Albeni gzler kadar, ruhu da okar, btn tene yaylr, ardndan dokulara ve ok glyse kana bile giriverir... sonra... sonra srada kalp vardr. ekici bir insan yalandnda da etkileyicidir, nk albeninin reetesinde mistik oranlarda akl, zarafet, saduyu ve eytan ty vardr. Jeanne ok ekici bir kadnd. yle ki, onu sevmeyen, ondaki 'zerliin deerini kavrayamayan birinin ansna ancak kskanlk ve/ya rahatszlk gibi olumsuz ve bahtsz duygular kalyor. Bal rengi salarnn bir yan ksack kesilmi, br yan kulann iki parmak altna kadar uzatlmt. Sol yandan baknca, alabros olan ocuu suratl, modern bir kadnla, sadan baknca, klasik anlamda dii bir baka kadnla karlayordunuz. Acaba sa ve sol gzlerine farkl anlamlar nasl yklyordu Jeanne? Onunla ilk karlaan normal insanlar aknlklarn, yzlerine vck vck srlm bir krem gibi datmadan brakyorlard. Oysa Jeanne'n br insanlardan farkl olarak yapt tek ey, yalnzca iki yzl olduunu gizlemeyiiydi. Ufak tefek, her dem taze grnen, ya bir trl tahmin edilemez insanlardand. ok kumrald. Dnyaya dudakla14 ryla meydan okuyordu. Bu sonuncusunu asla gzleriyle yapmyordu. Gzleri daima meguld; ya hogr, sevgi, veya merak, ilgi, itenlik ya da muzr dii prltlar... Bu yzden onun kafa tutuu dudak kvrmlarnda, alayc, inanmaz, 'galiba acd iin glmyor' izgilerinde gizliydi. Bu salar ve az ayn yzde bir araya gelince, hep bir bildii var da, bunu her eyin en sonunda aklayacak gibi bakyordu. Ne yaplsa, ne bilinse ve sylense durum deimiyor, Jeanne daima herkesten daha yksekte oturuyordu. Kibir deil, doal bir asaletti msebbibi!.. Yorumlar da yleydi; iyi piirilmi kahve gibi. Ne fazla kaynam, ne de i! Aslna bakarsanz, ou kez yorum yapmadan oturup dinliyor, karsndakileri 'konusun', 'bir eyler sylesin' diye yalvartacak hale getiriyordu. stelik bunun iin zellikle bir ey yapmas da gerekmiyordu. Tu-ula, pardon, Jeanne zaten byleydi.

Yine de bu durum ona bir zafer kazandrmyor, onu g-nendirip, gklere ykseltmiyordu. nk Jeanne varoluuyla oktan bir zafer kazanmt! Komum Romain Gary'nin, nceleri kiiliine damgasn vuran 'kadnlara mutlaka nazik ve anlayl olmak gerekir;' mutant geni, daha sonra da Franszca'ya duyduu derin sevgi nedeniyle Jeanne'a kar ilgili davrandn sanmakla ne kadar yanldm abucak kavradm. nk baklarm15 da dolaan ltl heyecan, yalnzca mutant gen ve Franszca tutkusuyla aklamak ancak ak tanmam olmak anlamna geliyordu. Halbuki ak tanyordum. Hayr, sz konusu ak, normal bir erkekle, bir kadn arasnda balasayd beni bu denli ilgilendirmez, heyecanlarnn bir sre sonra zlecek olduunu ve aynada grdkleri nedeniyle birbirlerini krp, sulayacaklarn bilerek, hafife glmserdim. Oysa bizler seilmi rencilerdik ve bizim gibilerin birbirine duyaca ilgi ve/ya akn altnda mutlaka ok zel nedenler yatard. Belki de o sralar hi ayrmnda olmadm, ancak sonralar fark edeceim baz baka etkenler de sz konusuydu. Kimbilir? Dorusu Romain'e hak vermemek de olanakszd. Bylesi zel bir kadna rastlamak, sekin de olsa bir erkee kolay kolay nasip olmayacak bir nimetti. Ve bir kadnla bir erkek arasnda yaananlar, btn ayrntlar binlerce kez anlatlsa bile aslnda tamamen o ikisi arasnda gizlidir. Ben Jeanne'a hayrandm. Erkek olsaydm, albenisinin renkli rzgrna mutlaka taklr, uzak bir uuruma dne dek uardm onunla. Bir kadn olarak, varoluunun o ok zel prltsn hayranlkla izliyordum. Akas onu beeniyor, bir anlamda kendime yakn buluyordum. Romain Gary'e kar duygularmsa, bu denli net deildi. Ho bir adam olduu kesindi kesin olmasna, ama biraz karmak ve tuhaf ynleri vard, belki de bu yzden bende yaratt duygular pek zemiyordum. Yannda rahat ediyor, ona fazlasyla gveniyordum. Oysa gvenimi kazanacak herhangi bir ey yapmamt. Bir de elenceliydi. Szlerinin ve davranlarnn altndan sessizce akan matrak bir nehir vard sanki. Bu nehrin kurumamasna yalnzca kendi keyfi iin zen gsteriyordu: yalnzca kendisi iin! Ksacas, komum Romain Gary'den hi sklmyordum. 16 Fantolt restoranda genellikle Romain'le beraber yemek yiyor, artk btn uluslararas sekin rencilerin gelii tamamlandndan, birbirimize yeni tantklarmz anlatyor, ilgin bulduklarmz da tantryorduk. Kimi zamanlar da birlikte mzelere, resim galerilerine gidiyor, bu bir yl iinde yaayacamz kenti tanmaya alyorduk. Dorusu Romain'in bilgi ve grgsyle bylendiim kadar, bu kck Kuzey kentine bunca mze, konser ve sinema salonunun nasl sdna da aryordum. nk benim lkemde byk olmann en nemli lei nfustur! Sekin olmann getirdii pek ok ortak zellie karn, yabanc bir lkede yalnz yaamaya balaynca, ksa da olsa, bir sre boluk duygusu solukluyor insan. Byle zamanlarda insann ilk karsna kan kiiyle ok iyi anlatn ve ona mthi balandn sanmas gibi, daha ok gen yalarda ba gsteren bir rahatszlk ekmesi sz konusu oluyor. Komum Romain'e

kar byle tatl bir rahatszlk duyuyordum o sralar. Ama ok srmedi! Yanl anmsamyorsam, Fantolt'taki ikinci haftamzd. Akam yemei iin J Blok'taki restorana inmitim. Salata barn nnde heyecanla yanma yaklaan Romain'i grdm. Anlamsndr, dedi sevin dolu bir sesle. Byle zamanlarda ille de anlamam olurdum. Ve tabii yine yle oldu. 17 En yakn masaya oturduk. yle heyecanlyd ki, besbelli nemli bir ey olmutu. Yava yava almaya baladm 'fiske boller' balkl stl balk kftelerimi nce tabamda evirip evirerek, onlar biraz sonra yiyeceim fikrine kendimi hazrlyordum. Dirseiyle hafife drtt beni. Brak u balk bonbonlarn Allah akna, dedi sabrszca fsldayarak. Peki, seni dinliyorum, dedim balk kftelerime alma dnemimi erteleyip, O, aslnda Jeanne d'Arc'n soyundan geliyor! Tuula, yeni Jeanne m? H-h, diye ban sallad. O anda, balk kfteleri dondurulmu balk eti olarak saklanmaya braklmadan aylar nce varolduklar biimde belirdi tabamda. Yani bir balina yatyordu nmde. Olacak ey mi, gzlerimi ovuturdum. Demek balina yiyor burann yerlileri, dedim. Efendim? Yok bir ey. Hemen anladm, dedi gururla. Eski karm, Jeanne d'Arc' beyaz perdede canlandrmt, diye ekledi hznle gururun bulutuu tuhaf bir sesle. lk kez kendisinden, gemiinden sz ediyordu. Eski karn aktrist miydi? Jean Seberg, dedi ksack. Kfteleri unuttum. svee'de see: deniz, berg: orman anlamna gelir. O da sve asllyd, dedi. Acaba salatam m yesem diye kararsz, daha ok itahsz baktm tepsimdeki parlak yeillerle boyanm salatama. yi ama itahm karacak ne oldu ki imdi? Orleansl bakire!

18 Neyse ki sekin renciler arasndaydk da, komum Ro-main Gary'nin neredeyse avaz avaz bard bu son szckler kimsenin ilgisini ekmemiti. Normaller arasnda yaamann ne riskli olduunu en ok bizler biliriz... Soyundan geldii o cesur kadna yle derlerdi. ok kr ki, kk torununda bu yan gdk kalm, hah hah ha!... Jeanne'la olan ilikisini bu kadar ksa zamanda, bunca zel bilgi birikimi oluturacak kadar ilerletmiti demek... Ah bu Fransz Erkekleri! Salatamdan da caydm. Moskova'da dodum ben. Bakma sen, Vilnus'ta doduumu syleyenlere, onlar nfus memurlarnn kayt defterlerine gre dnenlerdir... Vilnus, Litvanya'da deil mi? Sormadm. Annem beni hep bir Fransz olmak zere yetitirdi. Onunsa, annesi tarafndan Jeanne d'Arc'a uzanyor kkleri. oktan ince purolarndan birini yakmt. Acele evreme baktm. Sigara iilir blgedeymiiz. Ben yetitirilerek Fransz oldum, onunsa ruhu bir Fransz'a ait! Syleyecek bir eyler aradm, bulamadm. Syleyecek hibir ey yoktu. Jeanne'da yle zel bir albeni, yle olaand bir hava vard ki, cesareti, zgveni ve kararlln byte aklamak, pek de yanl grnmedi bana. Dorusu imdiye dek bunu anlayamam olmaktan utanmalym, dedim. Sen henz ok gensin Afife, en gencimizsin, dedi Romain bir eliyle enemi okayarak. Elindeki efkat scakl olduu gibi tenime yayld. Sesinde daha ok bir ocua sunulacak kvamda sevgi tad vard. 19 zninle, sonra grrz, dedi ve servis tezghndan bir fincan ac kahve alp, Jeanne'n masasna gitti. Arkasndan bakakaldm. Canm, sade bir Trk kahvesi ekti, oysa yemek yememitim henz. Onlara baktm, birbirine doru uzanm, siyah Havana'yla, mavi Gauloise'n dumanlarn birbirine dolamlard. Tanmlanmas g bir hzn kt iime. Oysa mutlan-mam gerekmez miydi? Kalkp, herhangi bir masaya gidebilir, sohbete katlabilirdim. Tantklarma ya da tanmak istediklerime 'merhaba' diyebilirim. Trk kahvesi yoktu. Restorandan ktm. Asansrde tesadfen Gnnar'a rastladm.

Ah Madam Pir, yalnzsnz! Msy Kacew yok mu? Kacew? Ah, tabii ya... Olmas m gerekiyor? diye grledim. Ellerini kaldrd, asansrn iindeki havaya teslim oldu. O ho yznn ardndan bana bakan inliyi yeniden grr gibi oldum. Yine de zr dilemem gerekiyordu. Durup dururken azarlayvermitim adamcaz. Restoranmzda Trk kahvesi olmamas ne ansszlk! dedi dosta. Belki Greek coffee* diye arasaydnz, bulurdunuz. Teekkr ederim Msy Gnnar, biraz keyifsizim bu akam. Biliyorum. Ilk bir du denesenize, her derde devadr. Altnc kata gelmitik. yi akamlar dileyip, ayrldm. Du yaparken aniden aklma dt, Gnnar o erken akams-tnde, yalnzca sekin rencilerin kald J Blok asansrnde ne aryordu ve benim Trk kahvesi istediimi nereden biliyordu? Greek coffee: Yunan kahvesi (Y..) 20 oumuzun bir ya da birka niversite bitirmi olduumuz ve btn br seilmi rencilerin yalarnn benden daha byk olduu gz nne alnrsa, bir/ka meslekte i grme sertifikasna ve mesleki deneyime sahip oluumuz kendiliinden aklanacaktr. Yerli sekinlerle birlikte toplam seksen sekiz kii olan bizler arasnda, dnyann btn kuzey ve gney ktalarnda deiik konularda aratrma yapm, dersler, konferanslar vermi olanlar fazlacayd. Kitap yazanlar, beste, resim yapanlar, bilimsel ve teknolojik bulular olanlar ve bu gibi... Bu durumda bizleri bir yllk bir program iin kk bir kuzey lkesine toplayabilmelerinin salam ve inandrc bir nedeni olmalyd: Vard da! lkyaz balarnda dnya gezegenine dalm seksen sekiz insana postalanan davetiyelerde, uzun aratrma ve zenli incelemeler sonunda, oy okluuyla saptanan her anlamda sekin seksen sekiz dnya vatandann Birlemi Milletler'in bir pilot projesinde bir araya getirilecei yazlyd. Kendilerine ya, ulus, renk, cinsiyet ve alma konular gz nnde tutulmadan, ksaca; 'zel burslu seilmi renci' denilmesi kararlatrlan bu insanlar, bir yl sreli pilot program boyunca ayrksz tm dnya uluslarnn ve m21 metlerinin her anlamda destekledikleri bu projenin sahibi Birlemi Milletler'in konuu olacaklard. Sz konusu programn, Birlemi Milletler uzmanlarna salayaca yararlarn uzun uzun anlatld davetiye mektuplar, buraya kadar hibirimize zel ve ilgin gelmemiti. Asl vurucu nokta, tmmz ikna eden kavram, kukusuz normallikti!..

"Kendi lkelerinin konum, kltr ve alkanlklarna balantl anlay ve yntemlerle normal standartlara yneltilen 'zel burslu seilmi renciler'e, yukarda ad geen programa katlmay kabul ettikleri takdirde, program sresince normal kabul ettikleri hibir kavram, biim ve ilevle karlamayacaklar bir alma ortam garanti edilecektir." Evet, ite buydu! Hepimizi buraya getiren byl sz buydu: Normallik! Bu pilot programa katlmay kabul etmek, bir yl sreyle normal insanlarn dnyalarndan yaltlmak, onlarn deer yarglarndan, yaam tarz ve kalitesinden uzaklamak zgrln balayacakt! Dahas, daima bir aznlk olarak kalaca su gtrmeyen bizim gibiler zerinde yarattklar iddet, bask ve her eit ikence bir yllna bizlere ulaamayacakt. Bundan daha muhteem ne olabilirdi? u olurdu: "Birlemi Milletler'in 'zel burslu seilmi renci' projesi baarya ulat takdirde, bu program kapsamnda alan zel merkezlerden her ktaya birer adet kurulmas ve ana merkezin New York'taki Birlemi Milletler'e balanmas ngrlmektedir." Hepimiz valizlerimizi hazrladk. 22 alma programmz kendimiz hazrladk. Gnde saat srecek konferanslardan ve semeli tartma blmlerinden oluan takvimimizi tamamlamamz yalnzca iki gn srd. Bizler, normallerin brokrasi, rgtlenme ve ynetsel kayglar konusundaki inceliklerine olduka yabanc saylrz. Gnnar'n hazrlad formlardan posta kutularmza braklan birer kopyay doldurduk. Yklenen verilere dayanarak oluan sonu, ertesi gn merkez bilgisayarda hazrd. Birka tarih akmasnn dzeltilmesi dnda hibir deiiklik yaplmadan, alma programmz onayladk ve Fan-tolt'ta toplanmzn onuncu gn, nefis bir sonyaz sabah, almaya baladk. Herkes en iyi bildii ve en nemli sayd konu zerine konumay semiti. almalarmz, normal (belki de klasik demek kutaa daha ho gelecektir) eitim disiplininden ayran en belirgin zellik, daha ok hibir dilde, hibir kitaba girmemi, belki de hibir zaman girmeyecek olaylar, olgular, savlar, antisavlar, bulu ve icatlar zerine bilinen anlamda sistematik bir kayg gtmeden yapyor oluumuzdu. Her eye ve herkese bir ad takmak, etiket yaptrmak ve ille de genellemede bulunmak gibi bir zorunluluu olan normal insanlar, bizim almalarmza, 'nsan Kayna' gibi bir balk verebilirler. Kabul etmek gerekir ki, her ne kadar bi23 zim gibi sekin insanlarla alsalar da, Birlemi Milletler uzmanlar da normaldiler. Hibir not, hibir derece, unvan, an, hret kaygs olmadan, insanlarn birbirine bilgi ve deneyimlerini aktardklar bu eitim biimine, ilerde btn eitim kurumlarnn da yneleceinden hi kukum yok. nk eitim ve renimde en etkili tek yntemin bu olduunu, sonunda normal insanlar da kefedecekler.

Konferanslarmzn bazlarndan balklar vererek, bu 'nsan Kayna' kavramna yaklammz netletirebilirim. Bylelikle hangi sularda yzdmz de anlalabilir. Aslnda anlalmak kaygs tayan o normal insanlara zg gen, biz 'seilmi zel renciler'de bir mutasyon sonucu kaybolmutur. Normal insanlarn tad baka zelliklerin de bizde eksik olduunu, ancak bunlarn neler olduunu yeri geldike belirtmek istediimi hemen buraya ekleyeyim. te alma programmzdan rasgele setiim birka konu bal: nsan fkesi, ntihar Anatomisi, Var Olmak Olasl, Akta Suikast, Diktatrlerin Mzik Tutkusu, Gszlerin G htiras, Kansz Cinayet Sezgisi, Normal Beynin kence Haritalar, Ahlakn Su Egemenlii, Ait Olmak Sendromu, Su Eyleminde Adalet lt, Sahip Olmann Patolojisi, Vertigo, Sekizinci Boyuttan Sahnmlar, Ynetmek Fobisi ve bu gibi... Anlalaca gibi, daha ok bir aznlk olarak aralarnda yaadmz normal insanlarn davran ritimlerini zmeye ynelik almalard bunlar. 24 Konferanslar, baka bir deyile dersler baladktan sonra, ikisine de farkl kelerden balandm Romain ve Je-anne'la, eitkenar bir genin alar gibi birlikte yaar olmutum. Konferans salonunda yan yana oturuyor, yemekleri beraber yiyor, bazen sinema ve konserlere beraber gidiyorduk. Bana kimi zaman kzlarymm, kimi zaman da 'olaylarn dnda kalmas gvenlii iin yararl olur' mesafesinde yaklayorlar, ama beni hi ihmal etmiyorlard. Kendi aralarndaysa, uyumlu, sevecen bir ilikinin yumuak renkleriyle boyadklar bir resmi yayorlard. lk balarda nedense bana itahm kartan, sevgili 'fiske boller' deneyimlerimi engelleyen o 'arpmann patlay etkileri' kaybolmutu sanki. Nereye savrulmu, nasl olmutu bilmiyorum ama, mthi bir dinginlik kokusu geliyordu burnuma artk. Belki de bunlar, olmasn istediim iin byle olmuasna alglyordum. Sonuta hemen her eyi gzlerimizin merceklerine gre ayarlayan kendimiz deil miyiz? Beri yandan da bu dinginliin duru gzelliinde, Jean-ne'n parmak izlerini gryor, komum Romain'in bunlar izlemek durumunda kaldn seziyordum. Yalnzca sezgiydi benimkisi... 25 Romain Gary'nin uzman olduu konu, 'MI GB'ydi. Je-anne ise, 'Var Olmak zgrl' balkl bir konferans verecekti. Ben, 'Dost Seimi Defolar'nda sz sahibiydim. Anlalaca gibi, Romain'in seimi biraz yaramazcayd. Bizim birbirimizden gizleyecek pek bir eyimiz yoktu, ama gzlemci olarak aramzda bulunan Birlemi Milletler uzmanlar normaldiler. Bizler naslsa temelde birbirimize ben-ziyorduk ve dnce patikalarmz, davran mantklarmz, ama en ok dlerimiz ve beklentilerimiz akraba olduu iin seilmitik. Sorun birbirimize aklayacaklarmz deildi, sorun bizim dmzdakiler, kendilerine benzemediimiz iin bize fkelenen, farkllmz nedeniyle sinirlendirdiimiz, rahatsz edip rkttmz, hatta karamsarla srklediimiz normallerdi. Olabildiince glgede kalmamz, ne kmadan yaamamz gerekirken, en nemli srlarmzdan birini gn na

kartmak, ilk elden tehlikeyi kucaklamak anlamna geliyordu. Romain'in umurunda deildi. Pervaszlk, tehlike, hnzrlk, matraklk onun hamurunda vard. Ayrca hibirimizin brnn uzmanlk alanna ve konu seimine karma hakkmz yoktu. Bu, kendiliinden olumu doal bir sekinlik kuraldr. Artk herkes rendi, saklamann bir lemi yok; en nemli korunma yntemimiz ortaya kt, bamza geleceklerin msebbibi komum Romain Gary'dir! 26 Bizim gibilerin, normal insanlarn dnyasnda ok fazla rahatsz edilmeden ve sipsivri gibi batmadan yaayabilmesi iin, normallerin her gn oynad MI GB oyununu ok iyi kavramas bir zorunluluktur. MutluyMU GB yapmak, AdilM GB davranmak, D-rstM GB konumak, SeviyorMU GB bakmak, ten-M GB grnmek, HabersizM GB yadsmak, GrmeM GB kamak, Zevk alyorMU GB sevimek, lgileniyorMU GB dinlemek, SorumluyMU GB gstermek, GerekM GB duygulanmak, TimsahMI GB alamak ve bu gibi... Romain'in konferans ilgiyle izlendi. Bazen iyi bir filmi yeniden seyretmek ok ilgin olabilir. Konferans bitiminde, aramzdan bazlar MI GB oyununu reddettikleri iin balarna gelenleri anlatmak zere zel bir 'Hyde Park' blm istediler. Oy okluuyla kabul edilen 'serbest at-deneyimler blm' olduka hareketli geti. Konunun ev sahibi olarak;" ilk sz Romain'indi. Romain'in ans oksijenle ilgiliydi. Yllar nce bir sabah uyandnda hi deilse oksijeni kesebileceini dnp, mthi sevinmiti. Hemen giyinip, sokaa frlam, o sralar yaad kentin, en ilek caddesine gidip, bir kenara dikilmiti. O youn trafiin ve aceleci insan selini ortasnda bile yapt tehlikeli i abucak fark edilmi, yaka paa yakalanmt. nk soluk almadan, nefesini tutarak dikilmiti gpegndz yolun kenarna. Aman Tanrm, ne cesaret!... Aslnda, soluk alp vererek, yayorMU GB oyunu oynayan milyarlarca insan hakaret ettiini hemen ayrmsa-mlard tabii. nce hastaneye yollam, tp oksijenle solumaya ikna etmek istemilerdi. lm tehlikesi giderilince, bu kez MI GB oyununun renmesi iin zel bir kurumda, baz tuhaf yntemlerle eitmilerdi. Baaramadklar ortaya knca, 'deli' demilerdi ona. 'Zr' cinsinden olan... Soluk almak da ciddi bir sorun. Sabahtan akama, gnde bin kez soluumu tutmam hakaretti, insanla kar 27 ilenmi bir sutu. Pascal, sa ve Soljenitsin'e kar hakaretti. nem srasna dizelim: Soljenitsin, sa ve Pascal'e kar. nsanln suratna tkrmek gibiydi, yani yazna yaplabilecek en ar hakaretti. 0 sralar komnisttim, ama onlar tehlikeye atmamak iin kaydm sildim; nk ben bir bozguncuyum. Romain'i alkladk hep beraber. Mthi bir deneyimdi bu anlatt, hayran olmutum, evet ok etkilenmitim! Madridli seilmi zel renci Carmen de Cervantes sz ald daha sonra. Simsiyah uzun

salar prl prl yanan, uzun kirpikli, olaanst iri gzleri dokunduu yeri, asit dklm gibi eriten, ince, alml, ok dili bir kadnd Carmen. Azn atnda dklen kelimelerin sesi, salonda bak keskinliinde bir sessizlik yaratt. Daha nce byle alto, cildimi byle hrtl gdklayan, iimde hi kullanlmam pervaneleri son hzla altran bir baka ses duymamtm. ok seksiydi! Herkes benzer bir etkilenmeye girmi olmal ki, sessizlik uzun srd. O, buna alknd besbelli, kendimizi toparlamamz bekledi sabrla. Miguel de Cervantes'in torunuydu ne de olsa. Carmen'in ans biraz daha groteskti. O, zel diktirdii Nazi niformas ve Hitler makyajyla Madrid caddelerinde dolam ve Nazi selam vermiti. Kendisini apar topar tu-tuklayan polislere ve talayan insanlara, amacnn onlar, 'UnutMU GB' oyunu oynamann tehlikeleriyle yzletirmek olduunu asla anlatamam, tutukevinden sonra, bir salk merkezine kapatlmt. 'Hasta' demiler ona. spanyolca 'hasta' szc ne anlama geliyordu sahi? Carmen'i cokuyla alkladk. Solgun, ince yzl, k siyah apkasnn altna gizledii uzun salar ve dolgun gsleri olmasa, tamamen erkek giysileri iinde, olduka efemine bir erkek grnts veren, iri kemikli bir kadn sz ald nc olarak. Kararl, donuk 28 bir sesi vard. Ancak zeksnn kvrakl ve kotardklar anlalnca dikkati ekecek insanlardand. Ad Aurore Sand'd. Byk babaannesinin mezar banda yaplan bir anma trenine ok renkli giysiler iinde, iri iekli dev bir apkayla ve bol makyajl olarak gittii gn anlatt Aurore. Byk babaannesinin en sevdii arab kadeh kadeh datm nce. Chopin'in onun iin yazd preldleri kaydettii bir kaseti, btn mezarlkta duyulacak gl hoparlrlerle dalga dalga yaymt tm canl ve l kulaklara daha sonra. Dans etmi, ark sylemi, byk babaannesinin cinsel anlarn anlatmt son olarak da. ou akraba olan, 'lm anma treni'nin saygdeer katlmclar, Aurore'u bir gzel kovmulard mezarlktan. Oysa sevgili byk babaannesinin ruhunu tadn ve onca yldan sonra hl karalar giyip, ya tutuyorMU GB oynamaya kar olduunu anlatamamt kimselere. 'Dengesiz' demiler, aralarna almamlard onu bir daha. Biraz nekrofilik saylsa da, alklarla karland Aurore Sand. Ben de sz aldm ve bir dostluk ans aktardm. 'Dostluk Seim Defolar' zaten benim uzmanlk alanmd. Birlikte bydmz, yeil gzl, bir kz arkadamdan sz ettim. Onu ne ok sevdiimi, birlikte ocukluun ve ilk genliin o doyumsuz safl ve ihaneti tanmamln pr inancyla paylatmz sevinleri anlattm. Sanrm ok duygulanmtm. Sesim titriyor, gzlerime az sonra yaacak yamur bulutlar kmeleniyordu. Byle hallerde, kendimi toparlamak iin gsterdiim abann eit kuvvetinde bir duygu depremiyle sarslrm daima, deien bir ey yoktu; yine yle oldu. nandmz ve paylatmz dncelere pek yakn saylmayacak bir yolun, daha rahat, ksa

ve kolay gidiini setii iin kalbimi herkesten fazla kran, beni herkesten fazla 29 d krklna uratan, hatta kuramsal inanlarna inanmam salayarak biraz da aptal yerine koyan yeil gzl arkadama dostumMU GB davranmay reddediimi anlattm. nandklarna veya inandn sand ilkelere aykr dmeye herkesin hakk vard elbette, ama bu arada beni kullanmaya kimsenin hakk yoktu... 0 ok sevgili eski dostum bile... ok sevgili... Ah ne ok... Bu reddediin duygusal bedelinden sz etmeyi hi dnmyordum ama dal gibi sallanyordum. Sapsar kesilmi yznde krmz kan anana dnen gzlerim kararyordu. Yeil gzl ocukluk arkadam hl ok sevdiimi itiraf ettiimdi, konferans salonunda t kmad. Kimse alklamad beni. Onun yerine bir i geirme, burun ekme tela belirdi, tuhaf bir elektrik kokusu, yank tad duyuldu. Yanl bir rnek setiimi dnyordum ki, omzumda bir el hissettim. El, sevgiyle srtm svazlad, salarm okad. Ah ne iyi' geldi, ne mutlandm! Bam, elin sahibi bedenin omzuna dayadm, ok ho bir tra losyonu kokusu duydum, kendimi toparlamam kolayd artk. nk, sevginin en gzeli, en gereksinildiinde verilenidir. Elin sahibi komum Romain Gary'di. Durumu kurtarmak iin kapan yine kendi deneyimlerinden bazlarn aktararak yapt. Cezayirli bir tandm var. Krk yldr kpr rol oynuyor, dedi. Bir bakas, metroda bilet zmbalama grevlisi olarak, gnde bin kez ayn hareketi yapyor. Rol yapmazsanz, topluma uyamadnz sylenir. Rol yapma alkanlnn yllar boyu byle kararl ve srekli biimde benimsenmesi, 'MI GB' oyununun ne denli ciddi ve nemli olduunu gstermez mi? Herkes tamamen kulak kesilmi, dinliyordu. Bazen Cafe de la Gare'da arkadalarla toplanrdk. Biri musluku, biri muhasebeci, biri de memurdu. Aslnda ne 30 musluku, ne muhasebeci, ne de memurdular elbette. Bstn farklydlar. Ama kimse farknda deildi, rol yaparlar, gnde sekiz saat 'MI GB' oyunu oynarlar, bylece kimse dokunamazd onlara. lerine kapanp, orada gizli bir yaam srer, ancak geceleri, dlerinde ve karabasanlarnda ortaya karlar... Arkalarda oturan ince yzl, tel ereve gzlkl, solgun bakl bir adam, kendini tutmad ve alklad. Adam, sahafta grdm bir fotoraftaki Hermann Hesse'ye benzettim. Sanrm buraya yalnzca 'MI GB' oyununu reddeden 'seilmi zel insanlar' davet ettiler, aksi halde saymzn yzn stne kacandan hi kukum yok! Hogeldi-niz, hepiniz hogeldinizL lgnca alkland Romain yeniden. Sanki benim baarszlm unutulMU GBydi... O gece kapm bir ksa, bir uzun ve bir ksa tklatld. Gelen Romain'di. Zaman zaman ene

almak iin bana urad oluyordu ama, gece yarsna yakn bir saatte ve allak bullak bir suratla ilk kez gryordum onu. Dorusu tedirgin, rahatsz, sanki zgven duvarlar alalm bir Romain Gary'le karlamak artmt beni. eri girer girmez, fsldayarak sordu; 31 Bugn derste anlattn o yeil gzl kzn ad neydi? Esin, dedim. Valentine olmasn, dedi kaygl. Bildiim kadaryla Valentine diye bir gbek ad yoktu, dedim. Polonya asll myd? Belki de yleydi de sen bilmiyordun, dedi dalgn dalgn ban sallayarak. lk k olduum kz oydu. Onun iin her eyi yapardm. Bunu biliyordu ve bana ayakkabm yedirtti. Ayakkabn m? ok ho bir ey anmsam gibi keyifli bir glmseme yayld yzne. Byk aklar yaayabilmek iin, ok ac ekilmesi gerektii sylenmiti bana, dedi ayn dalgnlkla. Beni grd, nerede olduunu anmsad. Ne yapt, nasl seni byle actt? diye sordu. Burnum akmad halde, burnumu ektim. Eylemler, tpk balklar gibidir, dedim. Hibir eyi aklamazlar! Sesimdeki ac ton dilime bulat, azmn ii acd. Reddettii toplumla her anlamda btnleti, deil mi? Uzlat! ok abuk teslim oldu, dedim kederli. Pastasnn iinden gvercinler kan bir dn treni dlermi meerse... Byleleri normal olarak domulardr,ama kendilerinin normal olduklarn bilmezler, dedi ayn acy ok fazla tanm, bu yzden yasslm bir sesle. Ancak gerek bir sekine rastladklarnda gerei grr ve her ikisinden de kaarlar... Hepsi byledir... Sustuk, hi konumadk. Yalnz, diye mrldand,

Yalnz, onlarn da bu yzden ac ektiklerini bilmelisin. Birini yitirmekten ok, hi kimseye itiraf edemeyecekleri bu gerekle yan yana yaamann ar ykdr actan. 32 Yeniden sustuk. Ben Esin'i dndm, o da Valentine'i. Adnn Valentine olmadna emin misin? diye yineledi, sesi iyice dmt, tedirgindi. Adlar, diye dndm, insan adlar ne zaman nemlidir? nemli midir aslnda? Bir trl kestiremedim. Baktm, o oktan derin bir bolua dalm dnyordu. Beni unutmutu. Adlarn nemli olduu ksack zaman dilimleri vardr, dedi kendi kendine. Bu anlar ok dikkatli kullanlmaldr. nk adlar, ou kez gereksiz, anlamsz ve yetersizdir. O srada beni grd, hatrlad yeniden. zin isteyip, bir puro yakt. Puronun yakt ender insanlardand. Beni zaman gemi bir yazar olarak kaldrp, raflar arasna sakladklarnda, yalnzca adm deitirdim. Sonu berbat derecede mkemmeldi. Sonucun kimin iin berbat, kimin iin mkemmel olduunu pek anlamadm. Sonucun kimin iin berbat, kimin iin mkemmel olduunu pek anlamadm. Yazar olduunu tahmin etmeliydim, dedim. Aslnda beni bir jonglrm. Yazarlk ikinci isimdir. Alt topu bir kerede havaya atar ve tutabilirim. Yedinci topu henz baaramadm. Kimbilir, bir gn o sonuncu topu da... Normal insanlarn tersine, bizlerin artmaya, ok yaratmaya ve beklenmedikle, bilinmediin o metal renkli heyecanna tutkun olduumuz gz nnde tutulursa, Roma-in'in ne yapmak istedii apak anlalacaktr. Koca Rastelli'yi izledim yllar nce. Bir ayayla, dikine duran bir ienin stne basyor, yukar doru kvrd teki ayayla da iki tane halka eviriyordu. Burnunda bir sopa vard, sopann ucunda bir balon, balonun stnde de bir su barda. Btn bunla yetmezmi gibi, tam yedi tane topu havaya savuruyordu. 33 Konuurken, tedirginliini rtecek bir ritme ulayor, belki de ritmi kaybetmemek iin, daha nce hi tank olmadm kadar ok konuuyordu. Rastelli'nin vard bu noktada son derece mutlu olduunu sanyordum. Birka ay gemeden, o byk usta lp gitti. ldnde, sekizinci, o 'sonuncu top'u bir trl yakalayamad iin umudunu yitirmi, sahnelerden ekilmiti. Onun da eksii sonuncusu, o sekizinci toptu. Durdu, yzn buruturdu.

'Sonuncu top' diye bir ey yoktur! diye kestirip, att. ecek bir eyler ikram edip, onu yattrmak istedim. Yine de u 'sonuncu top' konusunun, beni de tedirgin ettiini itiraf etmeliyim. Huzursuzlandm. Kuzeyde alkoll ikiler ancak devletin kontrol ettii tekel dkknlarnda satldndan ve bu dkknlarn da erkenden kapatldn bildiimden, ne yapacam ardm. Neyse ki, yanmda, 'her ihtimale kar' Trkiye'den getirdiim byk rak vard ve 'ihtimal' olumutu. Bir srrm var Afife, dedi raksn yudumlarken. Bu ikinci bardayd ve rak pek de hafif bir iki saylmaz. Sr m? Bir srr m var? Bir sr! Giz. Gizler... Ne albenili kelimedir bu sr! Ne dayanlmaz ve sihirli bir ekim gc vardr, herkesi kucaklayveren... Srlar yani gizler, kendi uydurduumuz gizemlerdir aslnda. Tek tek zerinde dnldnde, gizlilii dnda pek nemi, hatta anlam da olmayan gerekler yumadr onlar. Ama adn 'SIR'layp, saklamak zere bamzn tavan arasna gizlediimizde, artk gizemin albenisi, kendine gvenli glmsemesiyle, hain-hnzr parlamaya ve btn gcn ken34 dinde olduunun bilinciyle ellerini ovuturmaya balamtr bile: kovala beni, sakla beni, kork benden! Anlatmak, sergilemek, ak etmek iin atla, patla ve heyecanlan! Srlarda hepimize ait bir heyecan, korku, merak ve gizliliin batan kartc tad vardr. Dorusu, normal olmasak da, bizlerin de 'srlar ilk duyan' olmann ayrcal konusunda zayflklarmz olduunu yadsyamam. Nina, dedi dalgn dalgn raksn yudumlayarak. Ad Nina. Eski bir dram sanats. Demek srr bir kadnla ilgiliydi! Kadnlar, srlarn en sk rastlanan, en karmak olan, bu nedenle de en hoa gideni, en heyecanlsdr. Beni yle ok seviyor ki, beni onun kadar ok sevecek bir baka kadna rastlamama engel oluyor. Sevginin fazlasndan yaknmak, ancak seilmi rencilere zg bir lkstr. Bizim gibiler iin

her ey tartlabilir, sevilebilir, yerilebilir ve her eye-'glnebilir. Ama en nemlisi, her ey DLENEBLR! Beni sevmeye baladnda ok kktm. Bylesine kkken, bu kadar sevilmek, hi iyi bir ey deil. nsanda kt alkanlklara yol ayor. Her eyi yaadn sanyorsun. Her eyi bildiini sanyor ve olanlar sana sradanm gibi geliyor. Gzn daha yukarlara dikiyor, doyumsuz oluyorsun. Gzlyor, umut ediyor, bekliyorsun. Bunu ancak krklarma varnca anladm. Demek krk yann stndeydi ve ak deneyimi ok erken balamt. Yirmili yalarn bandayken otuz, hele krk ya nasl berbat grnr, bilmem bilir ya da anmsar msnz? Soyunma odasnn kapsnda ad yazard. Nina Bori-sovskaya. nl aktr Ivan Mosjukin bile beenirdi onu. imdi bambaka bir lemde yayordu ve ben bu ahane szl gsterinin tek konuu olmann ayrcalkl tadna varyordum. 35 Yahudi bir saatinin kz olarak dodu Nina. On altsnda evden kat. Evlenip, boand, sonra yine evlenip, yine boand. Sonunda bana, yalnzca bana kald... Bu evlenip-boanma faslnda ayaa kalkt, biraz sinirli admlarla yrmeye balad odamda. Bir aa, bir yukar. Yeil gzl, ok alml, inat, gururlu, gl bir kadn... Nina! Elinde daima bir mavi Gauloise tter... Onun da m? Peki Jeanne, o biliyor mu, br kadnn varln? Hemen anlad. Kadnlar bilirsin, onlar ok duyarldr! Gzmn iine bakarak, beni 'kadnlar'n kysnda brak, bir yaknlk iareti miydi acaba? Alnmamaya altm, ama burnumun ucu haprk nceki bir karncalanmayla szlad. Adamakll alnmtm. Hapramadm da... Yine de yardm etmek istei kabard iinde. Romain'e ve Jeanne'a olan sevgimden, ilikilerini kurtarmak igdsnden ok, bendeki sreen 'izcilik ruhu'ndan kaynaklanyordu bu. Yapacak hibir ey yok! dedi ellerini havada aarak. O anda baklarmda gezinen iyileemez 'izcilik ruhu'nu yakalad, glmsedi. nan ki yapacak bir ey yok Afife. Nina benim annemdir! Sabaha dek uyumadk. Daha ok o konutu, ben dinlemek sanatn 'icra' ettim. 36

Zordur dinlemek eylemi. zellikle bizler gibi, yrekleri en ok kendi beenisi ve akyla yanan 'seilmi renciler' iin fazladan zor bir sanattr. Byle bir anne sevgisiyle donannca, hayat insana daha ocukluunun afanda, baz eyler stne yemin ettiriyor ve bu yemini tutamyorsun. Sonunda hibir eyi umursamayan, hibir eyden tat alamayan bir adam durumuna geliyorsun. O susunca, doal olarak kendi annemi dndm. Sevgisiyle ve ona her ters dmde ykledii yksek dozlu 'sululuk duygusu'yla, annemi dndm. Kendisine verdiim o bir tek sz bir trl yerine getiremediim iin, yaamm imdiden sululuk lne dntren sevgili, canm annemi. Benim annem, yaadm her ann deerini vermem, mutluluk anlarnn tadn kartmam konusunda sz istedi benden, diye mrldandm. Duymad beni. Kendi annemi brakp -yoksa zlem denilen o zayf drc youn bulutlarn hcumuna urayacaktm-, Romain'in annesini dndm. Bir erkek ocukla annesinin ilikisi, benim annemle olan ilikimden farkl manzaralar tayabilirdi. En azndan yetikinlik dneminde... Bir baka kadn seni kollarna alacak olsa, elin kolun balanyor. te yandan byk bir vicdan azabna kaplyorsun. Tam dndm gibi. Romain, Jeanne' her kucaklaynda, vicdan azabnn ateiyle, akn alevleri arasnda yanp, kavruluyordu demek ki... Aman Tanrm, ne korkun bir ikilem olmal bu! Beri yandan ne tuhaf bir duygu leni... Hafiften bir ensest tat olmasn iinde? B; a klamaynca, kabullenilip, sonra da benimsenen... Oysa anneler ve kzlar daha ok sakl bir rekabet, gizli bir kskanlk ve ancak kadnlara zg ince, duyarl, tiz ses37 li, dnceli ve alngan bir akn sulad o ok dalgal okyanusta yzerler. Anneler ve oullar'n sularysa ok farkl.. Btn bunlar, allmn dnda bir anne-baba terrnden gerek anlamda ilk kez sz eden esmer, kara kuru ekingen bir ek yazar anmsatt bana. Daha afakla birlikte, ok sk bir ak eitiminden gemisin ve yle ki, onun izlerini hl gvdende tayorsun. Nereye gitsen, kimi grsen, o kahrolas karlatrmay yapyorsun ister istemez. Btn zamann beklemekle geiri-yorsun. Oysa, sen beklediin eyleri, daha ok kkken yaamsn... Anlattka daha ok yoruluyor, yalanyordu sanki. Bir yandan da tuhaf bir biimde gzelleiyordu. 'Byle bir anne-oul ilikisi yaamak nasl olur?' sorusunu ister istemez dndrten, zehirli bir tlsm vard anlattklarnda. Yine de btn bunlarn skntl bir baka yan ve Romain iin artk 'vazgeilmez' zel bir yz olmalyd.

Vazgeilmezlik? Vazgeilmez olan... Vaz-ge! Ah u vazgeilmezlik! Onun uruna nelere katlanr, nelerden yoksun klar, nasl da bunaltrz kendimizi. Tutsaklmzn addr vazgeilmezlik ou kez. Doumdan lme dek srecek ve asla kazanlamayacak birinci vazgeilmezliin ad: zamana kar verilen sava olarak kar karmza. Kendimize kar atmz savalar yan sra treler, dinler ve kan bayla ilgili olanlar ve btn bunlarn yaratt oklar, aclar, yalnzlklar... en fenas keder... nk vazgeilmezin nlenemez yol arkada 'zorunluluk', hibir mutlu duygunun yan banda varolmasna ans tanmaz. 'Mecburiyet', btn zgrlklerin ve aklarn sonudur. 38 Vazgeilmez olan nedir? Tutsaklk m, yaamak m? Yoksa ak adndaki insan m? Sorumluluk duygusunu vazgeilmez klan kim aslnda? Peki sorumluluk nedir? Vazgeilmez olan m, yoksa kendisi mi? Aalar iin vazgeilmez olan yaamak da, insan iin vazgeilmezin asl kendisi mi? Ve aslnda hibir ey vazgeilmez deildir! Saatler ilerledi, gz kapaklarm uyku, beynimi alkol kontrolne ald. Romain benim yatama yar uzanm halde, sehpadaki elmalardan birkan havaya atp tutuyor, tuhaf bir ezgi mrldanyordu. Tandk, sanki yank bir ezgiydi bu. Beni alp, ocukluumun scak, gvenli, sevecen sokaklarna davet ediyordu. Daveti reddedemedim. Kalkp, kitaplk rafna zenle yerletirdiim iriyar bir dosyaya uzandm. Dosyadaki su geirmez zarflardan birini atm. inden, ocukluumdan beri handiyse ezbere tandm o haritalardan biri grnd. Uzmanlarca onarlm bir aheserin aslyd bu. Okarcasna dokundum, parmaklarm gezdirdim yzyllarn zerinde. Artk alt topu bile rahatlkla atp tutamyorum! diye haykra benzer bir kahkaha att Romain. Ben ve haritam, onun grnmezinde kalmtk. u sonuncu top var ya Afife, hah hah ha!... Odada ikimizden baka kimse olmadna ve glen erkek sesi de Romain'e ait olduuna gre, n n ten kadn kahkahas benim olmalyd. Hi beklemezken, ben de glmtm demek ki... Ben de glnce, odada nedeni belirsiz kahkahalara zg bir renk belirdi. O da grd m bilmem, elmalar brakp, eliyle boluu gsterdi. Hah hah ha!... imizde en by Malraux'dur. Elindeki toplar havaya atp tutarken grrm onu bazen. Bu ii ondan daha iyi yapan yoktur.

Malraux'un jonglrlnden haberim yoktu, ilgimi ekti. Haritam usulca masann zerine braktm. 39 Onca prltl baarnn ortasnda tasal bir yz, dedi elmalar pantolonda parlatarak. Sonuncu top hep kapnn dndadr ve Malraux'un tm yaptlar bu ac gerekle dokunmutur. Yaman adam, diye dndm. u Romain pek yaman adam. Benim odamn tam altnda, beinci katta kalan Carmen de Cervantes'in odasndan grltler duyduk o srada. Ardndan tuhaf, daha ok isterik diye adlandrlabilecek kahkahalar geldi. Tuhaf olan, bu kahkahalarn Carmen'in o i gdklayan seksi sesine hi benzemeyiiydi. rkildik. Gz gze geldiimizde, meraktan uzak bir kayg hatt kuruldu aramzda. Biz sekin renciler, btn normal insanlarda bulunan, 'bakalarnn zel hayatyla ilgilenmek' genini tamayz. Bu eksikliimiz bir sakatlk olarak sk sk yzmze vurulsa da, bizler meraklarmz konusundaki farkllmz, doann bize verdii bir armaan olarak bilmekte daima kararl olmuuzdur. Bizim meraklarmz daha ok varoluun kendisi ve dlerle ilgilidir. nk bizim gibiler, yaananlarn be aa, be yukar birbirinin ikizi olduunu bilirler. Ama btn dler birbirinden farkldr. Kimsenin ryas, bir bakasnnki-ne uymaz, ayrntlarda ok derin bakalklar vardr ki, asl bunlar nemlidir. nk dler, ayrntlardan oluur. Tpk insan yzleri gibi... Carmen'in odasndan gelen seslerle ilgileniimiz, tamamen onun adna duyduumuz endienin bir sonucuydu. Baz aceleci ayak sesleri ardndan, alt kat yine sessizlie gmlnce, kulaklarmz kapattk. u elindeki harita, olduka eski olmal, dedi Romain. Gururla bam salladm. Demek gr alanna girmitik artk. Drt yz yetmi yldan fazla, dedim. 40 Neredeyse Kolomb'unki kadar, dedi hayretle. On be yl farkla, dedim bilgi bilgi. Yalnzca on be mi? Yerinden frlad, hayranlk sesleri kartarak haritay ald, dokunmaya kyamaz parmaklarla tutarak seyretti onu. Orijinal tabii... Muhteem bir ey bu Afife! Zevkten baygnlk geiriyordu. Evet, dedim. Muhittin Pir'nin izdii btn haritalar, gnmz deniz bilgilerine ok yakndr.

Elbette elbette... Bir mzede zde basmlarn grdm ben bu haritalarn... Yoksa dlerimde miydi? Durdu, bir eyler anlam gibi yzme bakt. Hnzrca gld. Ad ne demitin, sen bu dhi denizcinin ba'kiim? Muhittin Pir, Pir Reis olarak bilinir. Pir Reis demek... Amcas Kemal Reis'in Kolomb'u esir ald srada, Pir Reis'in Kolomb'un haritalarna el koyduunu syler kimleri, dedim sitemli bir sesle. Yani? yle bile olsa, Kolomb'un da Pir'den etkilenerek alt sylenebilir... Sylentiler ve dedikodular normal insanlarn uzmanlk alan, biz bu ilerin iinden kamayz Afife. Muhteem olan, Pir Reis'le Kolomb'un tanm olmalar bence... Bulmacay zm yaramaz ocuk gibi bakt yzme, gzlerini kst, hayran bir glmsemeyle, Ve zat-i liyeniz Madam Pir oluyorsunuz demek? Dedi. Evet, dedim gururla. Pir Reis'in yaayan en yakn akrabas benim. Babamn kkleri, Pir Reis'in amcas Kemal Reis'e uzanr. Sende denizci, servenci bir ruh olduunu ilk tantmzda anlamtm, dedi sevinle. 41 armam grnmeye altm, ama beceremedim, yzme gzme bulatrdm. Kzardm. Ortaparmandan hi kartmadn o garip tal yzk anlatmt yky. Mthi gzel, fakl bir ta, ahane iilik, esiz bir renk... Aile yadigrdr! diye haykrdm sevinle. imdiye dek kimse beenmemiti yzm. Eh olacak o kadar... diye glmsedi. Ben de glmsedim. Glmseyilerimiz havada bulutu, nedense biraz utanga asl kaldlar bir sre. Tuhaf bir titreim olutu onlarn asl kald yerde. Yayld, bana ulatnda, iim rperdi. stediim, setiim biri tarafndan anlalmann, doru deerlendirilmenin ve beenilmenin lezzeti yayld kanma. 'Doru'nun tek leinin znel olduunu bile bile, sevindim. Peki, bana hep o sevgili 'ocuk-kadn', o dhi heykeltra anmsatan gzlerin? O, hznle, umudun olanakszlnda buluan baklarndan taan isyankr ocuk heyecann?

Anne tarafndan Afife Jale'yle akrabaym, diye akladm gururla. Cesur ve nc bir sahne sanats, ok hassas... incecik... krlgan bir kadnm bykannem. yle olmal, mutlaka yledir! dedi dalgn dalgn. Camille'in baklar da yleydi... Bana doru eildi, gz doktorundaymm gibi rahatsz hissettim kendimi. Bu tpk, Claudel'le, Kolomb'un torunu olmak gibi bir ey... Hi kimse bir bakasna benzemez! diye hrnlatm. Afife Pir dedi hayranlkla. Afife Pir, diye yineledim. Denizlerin servenci ruhuyla, sahne, sklarnn asi ve cesur kznn torunu... Anlayamadm... oktan anlamalydm... 42 Gz gze geldik, baklarmz kenetlendi, btn bedenim atelenmeye balad... Bana onlar daha iyi anlat, bildiklerini aktar, aktar ki, seni daha iyi bileyim Afife. Afife Pir... Bylenmi gibi kilitlenmiti baklarm. Azm atm, ama o srada kap alnd. Gece yarsn geceli yllar olmutu, endieli baktk. lk toparlanan Romain'di. Beni drtt. Kim o? Ah, ok zgnm Madam Pir, benim Dr. Gnnar. Kapy aar msnz ltfen? Gnnar'n sosyolojide profesrlk derecesi vard ama, kendini ilk kez doktor olarak tantyordu, hem de sabaha kar bir zamanda... Msy Kacevv'i odasnda bulamadm, acaba sizinle mi diye merak etmitim de... Endienin yerini aknlk aidi. Ben buradaym Dr. Gnnar, hi meraklanmaynz! diye neeli bir sesle seslendi Romain. Kapy atmda, ilkin Gnnar'n panie alan telal gzleriyle, sonra mavisi eski otuz bete sabitlemi, tek boyutlu bakyla Vigdis'le karlatm. Elinde bir tepsi, tepside de bir bardak su ve bir tabak vard. Tabakta iki tane pembe hap.

43 Hayrola Dr. Gnnar, barsak enfeksiyonu geirdiimi nasl da rendiniz? diye pis pis srtt Romain. Sonra bana dnd, Hep annemin suu, taze salatalk ve meyve yemem konusunda yle iyi yetitirdi ki beni, imdi taze meyvesiz ve barsak sorunsuz yaayamaz oldum. Hah hah hah!... Gnnar'n yz, hi beklemedii bir anda, scak, vck vck bir eye eli dokunmu, ama bunu belli etmemeye alr gibi arpld. ok akacsnz Msy Kacew, ben yalnzca uykunuzun katn dnp, uyku ilac getirmitim size, dedi yapmack bir sesle. Uykum, ah evet benim uykum... Doru ya baka kimin olabilir ki? Anlyorum, ne incelik... ok hosunuz Dr. Gnnar. Girsenize, bu saatte, byle incelik gsterip, gelmisiniz de, neden ieri buyurmuyorsunuz? Buyrun buyrun. Vigdis'in o btn normal insanlara zg, iini, yaam ve kendini sevmeyen, buna karlk deiime, farklla ve ncle en ufak kredi vermeyen baklarna uyku tlleri ekerek odama girii, gerekten yrekler ayd. Hep olduu gibi, 'o yalnzca grevini yapyor'du elbette. Elinde tuttuu tepsiyi Romain'e uzatt. Yoksa bir andro-id miydi bu kadn? Bir an kararsz kalan Romain, hemen toparlanp, hayran olduum o alayc edasyla pembe haplardan birini ald, havaya frlatt, azn ap, uan bir leblebiyi avlamak oyunundaki gibi tam altnda bekledi. Pembe hap havada utu, sonra gelip avcnn azna kondu. Hi zahmet etmeyin, suya gerek yok, dedi neeyle yutkunurken. Gnnar muzaffer bir gln yzne yaylmasna izin verdi. Sonra ban bana evirdi. Ne yani, ikinci pembe hap benim mi? 44 Dnyada olmaz, benim uykum falan kamad ki... Hem sonra, uyku ilac imeye nasl zorlarsnz insan, buras insan haklan konusunda dnyann jandarmas saylan Kuzey Avrupa deil mi? Ben yalnzca Romain Gary ile, ey yani Msy Kacew'le sohbet ediyordum... Ltfen Madam Pir, sizin iyiliiniz iin! Sesinde her eyi bilen ve sonunda naslsa kendi isteinin kabul greceine inanan bir kesinlik vard. Haydi dostum, uykunun katn yadsmak niye? Dr. Gnnar'n bilgi alanna girmek, buz pistinde patensiz kaymaya benzer, iin u ilac canm... Hayretle Romain'e baktm. Bu onun sesiydi. Delirdi mi acaba? Mavi gzlerinde tandk btn klar snmt, kr bir duvara arptm. Kimse kendi isteimle uzanp, o sama pembe hap almaya ikna edemezdi beni, ancak Romain'in yabanclaan baklar ve sesindeki ikiyzllk ok inciticiydi. En fenas incinmektir; ok acrtr, katlr kalrsnz. ncindim. Zehir imek istercesine, fkeyle yuttum uursuz pembeyi.

Gnnar o eski, bildik, uygar, yumuak, dost baklarn giyiniverdi abucak. Kendi dediini kabul ettirerek doyan-lar tutkulu ateiyle parlyordu gzleri. Yzndeki kuzeyli maskenin altna saklanm o korkutucu inliyi grr gibi oldum yeniden. 'Seilmi zel renci' olarak bu kuzey lkesine geldiimden beri unuttuum o tiksinme duygusunun zevksiz tad ve rm organik kokusu geri geldi yeniden. Daha berbat, bunlarn bende yaratt fkeydi. Gz gze gelmemek iin gzlerime kesin emir verdiimden habersiz, srarla bana bakan Romain, odamdan kmak konusunda biraz kararsz kalan Gnnar ve Vigdis'i yumuak hareketlerle ama kesinlikle srkleyerek dar kartrken, keyifli keyifli esniyordu. 45 u sizin nl besteciniz, byk Grieg beni ok etkilemitir Dr. Gnnar. Yaad ev, buraya ok yaknm ve bir mzeye dntrlm yanlmyorsam? Oraya toplu bir gezi yapsak diyorum, aaaauuuff, ah pardon, nasl da uyku bastrd birden... Olabilir, niin olmasn Msy Kacew. Hemen organize edilebilir... yi geceler Madam Pir, dleri bol bir uyku dilerim... yi ki gittiler de, kafasna bir eyler atmadan yalnz kalabildim, diye dndm. hanetin, hem de yaknmdan, sevdiimden gelen ihanetin yakc ba derimi yzyordu. Aaah! Samalyorum ben, ihanet zaten insann yaknndan, gvendiinden gelir yalnzca. Hem neden o adam benim yaknm, sevdiim falan oluyormu bakalm? Yalnzca komum o benim. Hem zaten tutkun olduu, baskn karakterli bir annesi ve ok ho bir kz arkada var onun! Sabaha kadar uyuyamadm. Onlar giderken sabah oluyordu. lk iim Jeanne'n odasna gitmek oldu. Telala kapsn aldm. Kapy atnda, sann daha uzun olduu sa yzn gsterdi bana. Uykusuz ve keyifsizdi, yine de almlyd. ok hotu. Dn gece, dorusu biraz nce tuhaf bir ey oldu Jean-ne. Romain'le ben... 46 Msy Kacew'in uykusu kam ve sizin odanza gelmi sanrm, diye szm kesti Jeanne. Sesinde kiiliinin izlerinden eser yoktu. Bo, bombo bir sesti. Hoppala!... Ne oluyor bunlara byle? Toptan ldrdlar galiba... Biz de imdi bu konuyu tartyorduk Madam Tu-ula'yla. Gnnar ve Vigdis, sabahn krnde Tuula'nn, yani Jeanne'n odasna reklenmilerdi. eri girdim. Vigdis'in elinde bu kez A4 boyutunda beyaz bir bloknot vard. Spiral, kareli ve birinci hamur kttan. Geldiim ilk gnden beri bu lkenin ktlarna hayran olmaktan kendimi alamyordum. Ben onulmaz bir krtasiye hastasrymdr.

Defterde, henz tam olarak skemediim ama Almanca ve ngilizce'ye akrabalklar nedeniyle ok da yabanclk ekmediim kendi anadillerinde baz notlar alnmt: 1) Gir mer oppgave, 2) Ta mer tid! Daha ok 'oppgave' ver ve daha ok zaman al, demek isteniyordu, ama 'oppgave'nin anlamn bilmiyordum. nc satr okumama frsat kalmadan, defteri ters evirerek saklayan Vigdis'in souk baklarna arptm. Biliyorsunuz sevgili madamlar, dedi Gnnar. Sesini yumuatmaya ve tatlandrmaya zel aba gstererek. Normal insanlar'n dnyasnda, 'normal erkekler', kadnlar ve ocuklarla konuurken seslerini ya byle yumuatp tatlandrrlar ya da ac katarak sertletirirler. nk, 'normal erkekler'in, kadnlar ve ocuklarla kendi doal sesleriyle konuma alkanl ve eitimi yoktur. Bunlar hi yabancm deildi ve beni artmyordu. Ama 'sekin zel renciler' iin zellikle tasarlanm bylesi umut verici bir projenin bana, ortasna veya sonuna getirilen bir sosyoloji profesrnn bu kadar normal oluu ok rahatsz ediciydi dorusu. 47 Biliyorsunuz madamlar, Msy Romain Kacew, ciddi bir depresyon geirmekte ve kendini nl yazar Romain Gary sanmaktadr. Getiimiz haftalar boyunca sevimli bir aka, k bir espri olarak baktmz bu durum, son gnlerde ciddi bir sorun boyutuna ulam bulunuyor, ne yazk ki... Hatta sevgili madamlar, szn ettiim bu sorun, yaatmak iin kesinlikle hibir fedakrlktan kanmayacamz zel programmz tehdit eder grnmeye balamtr. Bu bir karabasan olmalyd. Bunca brokratik, bunca normal bir konumann, byle sekin bir ortamda var olabilmesinin baka ne aklamas olabilirdi ki? Bu nedenle siz Madam Tuula ve Madam Pir, onun en yakn iliki iinde bulunduu iki 'zel renci' olarak, bize yardm etmek nezaketi gstereceksiniz... ok uykum vard, artk dayanacak gcm de tkenmiti. Baylrcasna szdm. GELME "Yallkta renilenler aslnda daha nce unutulanlardr." Romain Gary 48 49 Kendime geldiimde revirdeydim. Temizlik beyaz araflarda sere serpe yatyordum. Beyaz renkten sonra ilk algladm, akaklarmda gezinen karncalarla, beynimde davul alan zombilerdi. "

Yanmdaki yatakta mavi-siyah prl prl salar ksack kesilmi, iri siyah gzleri zehir gibi parlayan gen bir kadn yatyordu. Teni insan rahatsz edecek cinsten effaf beyazd. ri dudaklar yeni boyanmasna kan krmzsyd. nsan, deil kk bir hastanede, evindeki yatanda bile makyajl yatamaz, diye bilirdim ben. Tuhaf, tehlikeli, rpertici bir mknatsa yakalanm gibi, yapp kalmt gzlerim revirdeki komuma. O da beni seyrediyordu ilgiyle. Yaln, hep sylendii gibi dikkati eke51 cek denli masum ifadem ve isyann hznle bulutuu sylenen gzlerimle, onun tamamen tersi bir grntm olmalyd. Evet, o benim, ben onun tam kartydk ve bu nedenle biraz akn, ama merakl bakyorduk. Adm Brooks, Los Angeleslym, diye fsldad. Sesi buz gibiydi ama itici deildi. Carmen de Cervan-tes'in o scak, kaln, seksi sesinin souk renklerle boyanm bir resmiydi bu. nk Los Angelesl Brooks'un yabanl, souk ve tehlikeli havas, ayn zamanda seksi saylabilirdi de. Babam Arjantinlidir. ili'de mzisyen olarak alrken, Pinochet'ye piyano dersleri vermi... Pinochet piyano alabilir mi? hayretle bardm ve yattm yerden doruldum. 0 zaman bamn iddetli arsn fark ettim, inleyerek, yeniden yattm. it, yava konu! Sustum. Btn diktatrler mzikle dost olmaya alrlar ama, mzik onlar reddeder, diye fsldad buz gibi. Zaten, Pinochet de suu abama ykleyip, kovmu onu. Diktatrler, asla yanl yapmaz ve eletiri kabul etmezler! Ah Madam Brooks, hl ilacnz imemisiniz, hani bize yardmc olacaktnz? Vigdis'e ayn yumurta ikizi denli benzeyen bir hemire ciddi ve anlamsz yzyle tepemizde bitmiti. Yepyeni ve hi kullanlmam beyazlndaki nlnn cebinde, bilgisayar yazcsnn harfleriyle ad yazlyd: Astrid. Benim annem Kaliforniyal nemfoman bir ressamd Hemire Astrid. Sizce doyumsuzluk bir su mudur? Brakn sorgulamay Madam Brooks, haydi ilacnz iin! Dindar bir imisiniz Hemire Astrid? lacnz Madam Brooks! O halde, doyumsuzluun gnah olup olmadn yantlayn... 52

Uslu uslu ilacnz imezseniz!... Ben seilmi zel bir renciyim ve bu nedenle herhangi bir eylemi uslu uslu yapmay reddediyorum! Sekinlerin de bunalmlar vardr Madam Brooks. in ilacnz ve rahatlayn. Rahatlamak m? Beni rahatlatacak tek ey tepemden ekilmeniz, o fazla normal varlnz ortadan kaldrmanz-dr! imdi, derhal, hemen! Peki, tamam. Bu kadar fkelenmeniz doru deil. lacnz ierseniz, varlmla sizi rahatsz etmeyeceime sz vereceim. abucak iti pembe hap Amerikal. Astrid geldii gibi, ansz kayboldu. Yalnz kaldmzda gururla fsldadm: Benirrf ila falan imeye hi niyetim yok Brooks... Yzme bakt, kpkrmz dudaklarn 'vah vah' edasyla bzd, Zavall masum ocuk, grntn kadar da safsn demek... Seninkisi zaten kolunda! Gzlerime inanamadm. Koluma, ba aa aslm, tombul bir ieye bal, incecik bir hortum taklyd ve iedeki pembe sv lkr lkr damarma boalyordu. Yeniden bayldm. Btn faistlerin etobur olduunu sylerdi babam. Sahi sen hi vejetaryen bir faist grdn m? 53 Brooks'la krk sekiz saattir ayn oday paylatm hesaplamtm. ok konukan, kendi deyiiyle; "normal insanlar gibi korkak ve ikiyzl varolamayaca iin gizlemeden yaayan mutlu bir tehirci"ydi. Hem bu nedenle, hem de anlattklarndan tr, onun gerekten bir 'seilmi zel renci' mi, yoksa bir ajan m olduuna karar verememitim henz. Dehayla delilik arasndaki incecik izgiyi grenler bilirler... Yahudiydi babam. Ad Pablo. Snnet olmak istemeyen tek Yahudi olduunu sylerdi. Yarm kalma korkusu diye bir ey olmal... Hibir Yom Kippur'da oru tutmazd. Anlatrken, yatann iinde bada kuruyor, elleriyle sk sk ayaklarn okuyordu. Ufak tefek bedeninin sonralarna; ellerine ve ayaklarna baknca, yzn grdmdeki-ne benzer bir rperti geirdim. Bembeyaz, kck el ve ayaklarnn trnaklar ok uzundu ve i bayltan bir kan krmzs tonda boyanmt. Annem, babamn tersine da dnk, saldrgan ve vahiydi. Ad Alison. Onun genliinde nc resmin sapknlk saylan hareketlerine, 'happening'lere katlrm. Byk, bo yer alt meknlarnda, tuhaf akustik ve Art Deco araba lastikler arasnda, gen bir yzme havuzu, koleksiyoncular, cafe-sosyetesi tipler, mzisyenler, renciler, sanatlar... Erkekleri ok severmi. ok sk sevgili deitirirmi, onun uruna ge bir air intihar etmi. Ne 'femme fatale' ama hmmm... Hah ha, ne ho! ... Eyvah, ok bardm. Ast-rid frtnas kopmasn?

Sklmyordum da. Pablo ok yoksulmu, Alison ok varsl. Banal ve kitsch geliyor kulaa. Alison'n serveti annesinden, yani anneannemden kaynaklanyor. Mthimi anneannem. Onu hi grmedim. Tanmak isterdim. Acaba anneannesi onu tanmak ister miydi? 54 Alison'n dleri ok nemliydi. Dleri onu ynetirdi. Ben bebekken bile dlerini anlatrd. Ate ve deniz frtnalaryd egemen konu. Atein iinde eriyen iradeyle, frtnay durdurmaya alan insan elleri, ayaklar... Hep bunlar resmederdi, ama kimse figrleri gremezdi. nk annem figratif deildi. Ona gerekstc demek de yeterli saylmaz. Bence, grotesk sanat yaratclarndand. Grotesk Art!... Sana onun iki resmini gsteririm daha sonra. Konuurken hi yorulmamas beni etkiliyordu. Bir keresinde dnde ince, uzun, esmer bir adam grm. Simsiyah bir atn zerinde, rlplak, drtnala gidiyormu. Cinsel organ inanlmayacak denli iriymi. Alison her eyi anlam o anda. Evlenecei erkek buymu. Adam eilip, onu da atna alm, birlikte koturmular siyah at... Uzun uzun sevimiler at srtnda. Yangnlardan gemiler ve bir lde durmular. l, kum yerine erkeklerden olu-mumu. Btn erkekler plakm ve Alison' aryor-mu. lk kez tek erkekle yetinebileceini duyumsam Alison ve ii szlayarak at drtm. Dolu dizgin srdrmler yolculuklarn. Bir gkkuann altna gelmiler daha sonra. Gkkua bklp bacak arasna girmi Alison'n, karn arm, kasklar zonklam uzun uzun. Bir kz olacan anlam. Aniden atlaryla birlikte ahane bir transatlantie binmiler. Herkes ok k giysiler iinde, mutlu yudumlarla ampanya iiyormu, ama bizimkiler rlplak ve srekti seviiyorlarm. ampanyann kp pembe, rengi krmz, tad acym. Yine de btn br insanlar honutmu. Birden frtna patlam, gemi batm, herkes boulmu. Kara at, Alison'la esmer adam kurtarmak istemi, ok debelenmi, ama denizdeki dev dalgalara kar koyamam. lrlerken, gkyznde gkkua varm. Alison, bir deniz kazasnda leceklerini ve kzlarnn yalnz kalacan anlam... Anlatt btn dler byle yorucuydu. 55 ok nemli bir sergi al varm o gnlerde, New York'taki Galeri Apollon'da. Hi umursamam, her eyi brakp ili'ye gitmi; ryasndaki esmer erkei aramaya. Onu bulduunda, sokaktaki keman alyormu Pablo. Hemen konuya girmi, 'sen dmdeki adamsn' diyerek, erkeklik organn yoklam. Gerekten de tpatp uyuyormu lleri. aknlk ve yoksulluk iindeki sokak kemancsn alp, Amerika'ya getirmi. Ertesi yl ben domuum. Tanyan herkesi hayretler iinde brakarak sekiz yl tekeli yaam annem. Onlar bir deniz kazasnda ldklerinde, ben yedi, annem krk be, babam otuz sekiz yandayd... Bir iki kez ksrd, boazn temizledi. Yeniden, ok severek defalarca izledii bir ilmi anlatyormu ifadesini taknd. Pablo, Alison'a kt. Ona tapard. Alison ise, bu ilikinin dlerin yce Tanrs tarafndan

emredildii ve kutsal olduuna inanyor, boyun eiyordu. Tek inanc, ryalar Tanrasyd onun... Sesi ancak duyulur halde, ekledi, Babam, anneme kt... Annemse yalnzca dlere ve kendine... Anlatt hibir ey sradan deildi ve artk iyi biliyordum ki, tersi onun lm olurdu. Buz renkli sesine dnd abucak, Anneannemin babas da Hispanik kan tayormu ve mzisyenmi. Fransz, Viking ve spanyol melezliim iinde en baskn, Latin yanmdr, anlamsndr herhalde. Ama pek ok Kaliforniya zellii de tarm... O da m ressamd? lk kez soru sorduumu grnce, ilk kez glmsedi. rpertici bir glt bu. Ksack, simsiyah salarnn rlplak brakt kk yznde, bembeyaz tenine siyah ulu bir bakla kaznm ok iri gzlerinin altnda, kpkrmz bir yark ald sanki. Etkileyiciydi. 56 Anneannem bir yazard, ben onun soyadn tayorum. , Soyadn ne Brooks? Nin, diye fsldad. Sakn Hemire Astrid'e syleme bunu, ok kzyor ve pembe haplardan veriyor! Ertesi gn 'iyi'letiime karar verilip, alt yz seksen iki numaral odama dnmeme kimse kar kmadnda, revir arkadam Brooks Nin'e veda ettim. Artk onun ajan ve/ya normal olduu kukusu yreimden silinmi, iim ferahlamt. nk grevi gerei olsa bile, Brooks'un anlattklarn dlemeye herhangi normal birinin gc yetmezdi. Odamda in alfabesiyle yazlm bir not buldum. Svahi-lice, Fince, Trke, ngilizce, Franszca ve Almanca okuyabilirdim ama, ince'ye pek merak sarmamtm henz. Nedense Romain'in ince'yi, de bildiine dair bir duygu belirdi iimde. Aslnda gn nce yaptklarn affetmi deildim, ama bir yandan da onu grmek iin dayanlmaz bir istek duyuyordum tam midemin stnde. Hemen odasna kotum. Yoktu. aldm ikinci kap Jeanne'nkiydi. Bonjour Jeanne, a va? Oh a va bien Afife, gemi olsun. 57

Ayn anda ellerini havada 'hoa kal' diye sallayarak, saatini gsteriyor, parmaklaryla 'be' yapyordu. Be dakika sonra, kuzey kna hazrlk yapan sonyaz ayaznda, Fantolt'un arka bahesinde bulutuk. Elimdeki ince notu gsterdim nce. Bu Romain'in ince el yazs, dedi Jeanne. Kuzey souunda titrerken bile zarafetini koruyor, ahane serinkan-llyla beni mutlu ediyordu. Sakin olman ve meraklanmaman istiyor... Sevgiyle glmsedi, Herkesin ince bildiini sanr o, dedi birini ok iyi tanyanlara zg bir tavrla. Nerede imdi? Onu gzetim altnda tutuyorlar! Efendim? Ne dedin? Onu gtrdler. Tokat yemi gibi sallandm. Kan basncm dt. lk fark eden Romain'di. Neyt? Neler oluyor burada Jeanne? Odalarmza dinlime cihaz koymular, her eyi kontrol ediyorlar... Aman Tanrm! Dediim souktan titreyerek. Vigdis'in araf deitirme odas, ilkin oradan kukulanm. Romain mi? Baka kim olabilirdi? Samaladm ite. Dolaplardan kukulanm nce, gizlice girip, dolap-lardaki araf kayt defterlerini kartrm. Ne zaman yapm btn bunlar? Geliimizin ilk haftasnda. Peki, ne bulmu? Korkun eyler... Bir kere bize anlatlanlarn tm gerekd. Tek gerek, bunun bir uluslararas proje oluu. Yani? ... 58

te anlamsndr... yani... Anlamyordum ite! eytan arpsn ki, tek bir ey anla-mryordum! Ah Sevgili Afife, nasl syleyeyim sana bilmem ki? eyyy, buras bir klinik ve bizi deli sanyorlar. Deli mi? Olamaz, artk bu kadar da sa olamazlar! ok fkelenmitim. Kan beynime srad. Buradan bir an nce kurtulmamz art Afife. Dnmemiz, zerine younlamamz gereken tek ey bu. Sakn fkeye harcama enerjini. Durum, sadmzdan da ciddi: bizi normalletirmeye alyorlar! Normallemek mi?.. stelik bu kez ii iyice ciddiye almlar, tm uluslar rgtlenerek ortak alyorlar... Ama neden? Neden, neden?... Ah sevgili Afife, diye yumuack glmsedi Jeanne. Sendeki bu saflk, her ne kadar ok sevimli ve zenilir olsa da, dozuyla bazen bizi artyor. Aklkla ifade edebilirim ki, aramzda seni bu nedenle seven ve sonsuz hogr gsteren tek kii Romain'dir. Saflk, bizi seilmi zel renciler arasnda bile her zaman bir vg anlam yklenmez. Senin iimizdeki en gen, deneyimsiz ve idealist sep/7-mi renci oluun, gsterdiin saflk konusunda Romain'i yattran en nemli etken oldu. Derin bir kran duygusu dolu iime, btn olumsuz anlar uup gitti. Nerede tutuyorlar onu? Gnnar, kendininkine bitiik odada kontrol ediyor onu. Dr. Gnnar bu denli ileri gitti mi? Yine ok akn bakm olmalym ki, glmsedi Jeanne. Benim ruhunu tadm kadn yarglayan piskopos Cauchon'la, engizisyon grevlisi Lemitre nasl insanlarsa 59 ve benim ruhumu diri diri yakan atein alevi ne denli kalle-se, Dr. Gnnar ve brleri de yleler... Tek fark, bu kez uluslararasi bir rgt gcndeler ve hep birlikte ellerine dtk! ... Sesi ok yal, yorgun geldi kulama.

Soykrm gibi mi yani? Aynen yle, dedi. nsann kendi bana asla gelmeyecek sand felaketlere, uzaktan zlmenin zararsz ve gvenli yollar arasnda yrrken burun buruna geldii ba belas bir durum, ilkin gerekd bir etki yaratyor. "Yok camm, bana olmaz byle eyler... baka insanlar varken... bunu hak edecek ne yaptm ki... kt bir rya olmal..." Oysa yalnzca ok tansiyonunu drmek iin insan beyninin armaan bir 'hazrlk dnemi' olmal bu. Bizden nefret ediyorlar, diye geveledim, okun etkisiyle. Ne yaptk biz onlara? Zaten says ok az t hlikesiz ve zararsz insanlarz. Savaa, ayrmcla, diktatrle, faizme, tembellie karyz. Elimiz silah tutmaz, yreimiz yufkadr, disipline gelemeyiz, kan grmeye dayanamaz, en nemlisi, aka ve dostlua inanr, iir okuruz... Sesim alamakl bir renge boyanmt, susarsam boyalar akacakt, susamadm. Ve bu yzden, onlar gibi gvenceli bir yaamn dzenli parmaklklarna tutunarak, akrep ve yelkovann devinimlerini zntyle kovalayarak ya da katalog, rehber ve bror indeksleri arasnda uup gidiini izlemiyoruz zamann... Konutuka durumumuzun ciddiyetini kavryor ve panie kaplyordum. Beri yandan da konumak cesaret veriyor, duygularmdan kamam salyordu. Hangimizin emeklilik maa, yaam sigortas ya da izgili pijamas oldu, syler misin? imizde hangimiz by60 dnde asker, polis, bankac olmak zere ulusal marlar ve oyuncak tfeklerle eitilen nurtopu evlatlar yetitirdi? Hangimizin anlatacak askerlik, yatl okul, zifaf gecesi ans olmutur? Hangimiz mutluluunu gizler, mutsuzluktan, sonyaz mevsiminden korkar? Dahas hangimiz intihara c gibi bakyor? Uzanp, uzun, siyah salarm okad Jeanne. O zaman hem ne kadar dm, hem de kendimi ne kadar aresiz hissettiimi ayrmsadm. Jeanne'n eli yzyllarn acsn tanyan bir efkat datt salarmdan bedenime. Sahi, onun ruhunu tad kadn yarglayan engizisyon mahkemesi, heretiklikle mi sulamt onlar? Savata pasif, zgrlk, nclk ve zgnlkte aktifiz. Yaama ve lme sayg duyuyoruz. te sevgili ocuum, bu nedenlerle biz ok tehlikeliyiz!.. Sesinde ermilere zg bir bilgelik ve yattrclk vard. O gne dek hi ermi sesi duymamtm.

Normallerilmekten kurtulursam, yaayacam ilk Otuz Mays Ermi Jeanne d'Arc Yortusu'nda kulama bir krmz karanfil takacama sz verdim kendime. Acaba o vakte, bahara kabilecek miydim? Yoksa baharda herkes gibi normal biri, normal bir Afife Pir mi olacaktm? Ah Tanrm, Tanm sen esirge beni... bizleri... 61 ASIL GELME "Mnih hayvanat bahesinden bir kurt kam ve yal bir kadn tarafndan bulunmutu. Polisler geldiinde yal bayan, kurdun ban okamakta, kurt da onun elini yalamaktaym. Hibir eyden emin olamyorum, ama belki de kurtlar iyiye doru evrimlemekteler. Yal bayanlar da yle. Belki de yal bayan kakt. Bir eyler bulanlar genellikle kaklardr." Emile Ajar 63 Ahap gzeldir. Doal, kaba, ilenmemi haliyle, kocaman, kaba saba, yar hayvan bir yaratn zavall, beceriksiz, iyi niyetli are-sizliindeki ktklerin, boynu bkk yaklmay beklerken, yontulup, usta ve zevkli ellerin kulland makinelerde ilenerek, rafine, k ve soylu biimlerde ahap malzemeye dnme serveni, olduka duygusaldr. nk, ilenmemi ham gz ellik eksiktir ve acma duygusu yaratabilir. Oda kaplarmz ahapt. Hatta topuz kap kollar bile ahapt. Damarl beyaz am aac, skandinav titizliiyle ilenmi, koyu renk effaf cilayla parlatlmt. Kaplarmz yle gzeldi ki, dokunmak ve ahabn o doaya yakn tenini ok65 amadan gemek kanlmaz oluyordu benim iin. Odama her giri kta uzun uzun kapm okuyor, ahabn gneten, topraktan ve sudan toplad enerjiyi bedenime aktarmak istercesine sarlp, kucaklyordum onu. Ahap sevmeyen birinin Kuzey'de, mutsuz bir plastik nostaljii olma tehlikesiyle kar karya olduunu ancak buraya geldikten sonra anladm. Neyse ki ben... ben ahap severim. Topuz kap kollarna bir ey sktrmak, hemen hemen olanakszdr. Ama son zamanlarda biri olanaksz zorluyor ve her sabah bulmam iin, kapnn ahap koluna ktlar sktryordu. Bunlar, nefis soan kdna, dalmaz siyah mrekkeple yazlm iirlerdi. El yazsn tanmyordum, zaten buna el yazsndan ok, usta bir hattatn kaligrafisi demek daha doru olacakt. Rilke ve Baudelaire iirleri. Dorusu bu gizli iir dknlnde bir espri, bir hnzrlk aramak bounayd. nk, ciddi ve dzenli bir ura iinde olduunu hissettiim sabah iirleri ulam, ok sistematik alyordu ve asla iz brakmyordu. lk aklma gelen ad, Gnnar'd. Onun tedavi (!) yollarndan, beyin ykama yntemlerinden biri olmal diye dndm. yi ama neden Rilke ve Baudelaire?

Neeli, canl ve her bunalmdan sonra her eye yeniden balayacak denli ac-hafzas henz gelimemi birisiydim. Gen olmann bir armaan veya bir felaketiydi bu. Daha nce neden Rilke ve Baudelaire iirine ilgi gstermediimi dndrtecek kadar gzel iirlerdi bunlar. Okuduka yeniden okumak gereksinmesi yaratan, aldka iinden kacaklar merak ettirecek katmanl dizelerdi. Fakat yreimde brakt lezzet acyd. Bam aryor, yreim skyor, iim daha nce tanmadm keder duygusuy66 la doluyordu. Hznn ve incinmenin ritmini daha gzel yakalamak artk olanaksz grnyordu. Bu ikisi kimseye bu konuda pek ans brakmamlard. Bir insana dzenli iir yollamak, zel bir anlatm biimidir. Kendi iirlerini ya da bakasnnkileri zene bezene yazp, sabahn krnde kimseye yakalanmadan, bir kadnn kahvaltsna yetitirmekse, artk ok zel amal bir mesajdr. yi ama, neden 'Les Fleurs du Mal' ve 'Die Sonette an Orpheus' seilmiti? Dorusu sabahn erken vaktinde taze bir iek, scak bir rek, neeli bir ark notas beni bu kederli iirlerden daha ok yreklendirebilirdi. iirin saati sabah deildir! Bu iirlerin tam saatiyse alacakaranlkt. st ste be sabah pusuya yatp, gizli iir ulam yakalamak istedim; beceremedim. Kimse kimdi ama, iini ok iyi biliyordu. Sonunda iirlerin kaynan merak etmekten cayp, iirleri merak etmeye koyuldum. Neeli, hayat dolu insanlarn pek ou gibi, hzne ve korkuya gizlice sevdal olduumu ayrmsamaya baladm. iirleri iki dosyada biriktirirken, nedenini hi bilmediim gizemli bir bencillikle susmay semitim. "iirin tek tutkusu gzeldir ve amac kendisidir." "Ruhun paralanp, zlnn bir tasviri..." "En yetkin erkek gzellik tipi, eytann tipidir." Bu iirleri kapma bir kadn m brakyordu yoksa?.. 67 Banyolarmzda kvet yoktu, ama Brooks gnl on sekiz krona kiralyordu. Setii kvet, aslan ayakl, krem renkli, baucu sabun vesaire iin dz, ayakucu yuvarlak kesimli, ellilerden kalma bir modeldi. Sulandrlm domates salasn zenle vcuduna sryor, o gzel, bembeyaz gslerini, dolgun kalalarn kan krmzsna boyuyordu. Kvet genellikle botu, onu yalnzca dekoratif olarak kullanyordu. Otomatik Asahi-Pentax'y-la 'self-nude'larn ekiyordu. Kendi tanmlamasyla, dudaklarn fotoraflyordu. Bu fotoraflar odasnn kapsnda sergiliyordu. Sekiz yz on numaral odann kapsna, o katta yaamad halde haftada iki kez uramay alkanlk edinenlerin says giderek arttka, Brooks'un plaklk dozu ve yeni fotoraf sergileme skl da artyordu. Bana srrn amt;

Kodak filmi, salay gerek kan etkisiyle sonulandrr! Brooks'un fotoraflarndaki pornografik temann ana objesi dudaklard. Daha ok vajinal dudaklar. Saplantlar btn insanlar iin benzer tutkusal anlamlar yklense de, bizim gibi 'seilmi zel renciler'le normal insanlar, saplantlarn zorlanacak snrlar konusunda ayrlrlar. Bizim snrlarmz yoktur! 68 Yemek yerken elden getirilen bir not, Brooks'un o akam beni odasnda beklediini sylyordu: Afife Pir, Bu akam, 8:10'da odamda bekliyorum. nemlidir. B.Nin. Daha nce el yazsn grmediim iin, zaten kukulanma ansm yoktu. Belirtilen saatte, sekiz yz on numaral odann nnde dikildi. Kapya aslm yeni fotoraflar seyrettim bir sre. Kanlar iinde bo bir kvet iinde yatan, kk, bembeyaz, rlplak kadnn gzlerindeki tutkuyu hemen grdm ve ister istemez glmsedim. erden usul usul konuma sesleri geldiini duydum o sra. Sakn Gnnar, Vigdis ve pembe haplar... Ge kalmtm, kap ald, kpkrmz boyanm iri dudaklaryla, yrtk yrtk glmseyen Brooks belirdi karmda. Fotoraflarmdaki grotesk slup, annemden bulam bir aile gelenei, dedi. Beni kolumdan tutup, odasna srklerken fsldad: Grotesk sanat en iyi protesto biimidir. renlii, iddeti, sefillii olduu gibi yanstr; fazlasyla, btn iddetiyle! Dilini kartp, bir ylan gibi titretti zevkle. Hi bu kadar uzun bir dil grmemitim, ardm. 69 Buradakilerin tmn tandn sanyorum. Carmen de Cervantes, Aurore Sand ve daha nce grdm, ama tanmadm bir Hintli, krmz seramik kadehlerde bir eyler yudumluyorlard. Parveen, benim ok sevdiim bir dostumdur. Kendisi Ziya-l Hak'n katilidir ve ok iyi sebzeli cury piirir, diyerek gururla tantt Brooks. Esmer teni prl prl yanan gen adam zpkn gibi ayaa frlad, seramik kadehini sehpaya brakt, elimi hi tanmadm tarzda bir zarafetle tutup, kutsarcasna skt. Kapkara gzleri, sonsuz enerji kaynakl dev fenerleri gibi, gzlerime dedi, gzbebeklerimi deldi, gnl

gzme kadar girdi. Parveen Nehru, dedi youn Hintli aksanyla. Dorusu, adnn anadilindeki telaffuzuna alk deildi kulaklarm. Ben Afife Pir, dedim gururla. Tpk anlattklar gibisiniz Madam. Yeni bir filiz kadar taze ve diri, grkemli bir aa kadar marur ve dik. Parvven bir vejetaryendir, diye ekledi sinsi sinsi glerek Brooks. O bir uak kazas deil miydi? diye merakla sordum. Herkes gld. Mahcup oldum. Parveen Nehru eliyle iaret edip, onlar susturdu. Ziya-l Hak ldkten sonra gnlerce kafamn iinde ayn soruyla kvrandm. 'Onu ben mi ldrdm?' diye kendimi yedim durdum. Acaba o ld srada ben neredeydim ve ne yapyordum?... Dald gitti. Dimdik srt, trans halde baklaryla beni rktmyor deildi ama, yine de bir katilden ok, lmcl dleri ve dnceleriyle her gn yeniden intihar eden birisi izlenimi veriyordu. Ondan kurtulmay o kadar ok istiyordum, onsuz bir dnyay yle iddetle istiyordum ki, bu ii benden bakasnn yapma olasln oktan ortadan kaldrmtm bylelik70 le... Beynim gnll olarak o tarih ve saatte nerede olduumu, ne yaptm perdeliyor imdi... Ellerini dua eder gibi kaldrd, ok aratrdm, sordum, soruturdum, ama yant kimse veremedi. Yaantmda koskoca bir yirmi drt saat kayp, bulamyorum... zel dedektif tuttum, aratrttm... Yok, yok, yok... Brooks ve Carmen her eyi anlam gibi oturuyorlar, zaman zaman balarn sallyorlard. Aurore, sanki hi dinlemiyor, yumuak hareketlerle elindeki kadehi okuyordu. Benimse dilim tutulmutu. Elime tututurduklar porselen kadehteki ampanyam unutmutum bile. Sizce Afife, sizce insan ok istedii eyleri ille de bilinli olarak, uyank ve aykken, sonra fiziki... Ellerini uzatt, Elleriyle mi gerekletirir?... Ellerime baktm, tertemizdi. Her eyi anladm. Hi dnemeyeceim kadar ok cinayet ilemitim ben... Dehetle byyen gzlerim, kendimi daima Raskolnikov'a neden ok yakn hissettiimi grmeme yarad. Odadaki brleri, anlayl ve dost baklarla bana bakyor, 'almam' bekliyorlard. Sanrm, bu beklenenden uzun srecekti. nsan normal olmasa da, dnd kadar masum, iten ve drst olmadn rendiinde, bunu kabullenmesi ve hazmetmesi ok zaman alyor!

Katil, iimizde uyu, dedi Carmen. Ve bizler, onu uyandrmaya baylrz, diye ekledi Brooks eytanca baklar alev alev yanarak. Sen kimleri ldrdn Afife? Sesinde, 'sen kime ksn?' sorusunun tatl, baygn kokular buharlanyordu Par-veen'in. Cinayet! Cinayetten sz ediyorsunuz! diye bardm. Glmsediler. Anlayl, sevecen ve tandk glmsediler. Saldrgan olmaya, aalayc ve yarglayc yetersizlik71 ten uzak, kalben temiz duygularla glmsediler. Ah sekin olmann yce ayrcal!.. Onlarn cinayetlerinde kan akar. Bizim cinayetlerimiz kanszdr. Onlar, kesici, yakc, patlayc aletlerle ldrrler. Biz ldrc aletlere el srmeyiz, dedi zevkle Parveen. Biz yalnz dnceler ve dlerle... Sonuta biz de cinayet iliyoruz ama!., diye isyan ettim. Yine glmsediler. Katil iimizde uyur, diye yineledi Carmen. Galiba armay brakmann zaman gelmiti. ok iyi olur, dedi Carmen. Bylece senin bir ajan olmadna inanmamz daha kolay olur. Ajan m? Ben mi? Gleyim bari, hah haa! ... Onlar glmediler. Sen Romain'e kret, dedi Brooks. O seni srekli savunmasayd, oktan dlanmtn aramzdan, diye ilk kez sze kart Aurore Sand. Btn kantlar karndayd, yanndaysa bir tek Romain Gary. Dnsene bir, dedi Brooks imizde gerek adn kabul ettiren tek 'seilmi zel renci' sensin. Doruydu bu. dareci ve Birlemi Milletler grevlilerinden hibiri onlarn gerek kimliklerini kabul etmiyordu. Je-anne d'Arc'a, Tuula diyorlard. Nin, Sand, Nehru, de Cer-vantes ve Gary soyadlar tamamen yadsnyordu. Ve benim tanmadm daha seksen seilmi renci vard Fan-

tolt'ta... Senden baka hibirimiz gerekten tad sekin adyla arlmyor burada! En gen, deneyimsiz, saf olannz ben olabilirim ama, kesinlikle ajan deilim!., diye inledim. 72 Bunu biliyoruz artk, dedi Parveen Nehru. Kk apl bir aratrma yapt Romain. Benim hakkmda aratrma m yaptnz? Yalnzca Romain Gary'nin kiisel sempatisi ve garantisi yetmedi, dedi Brooks bilgi bilgi. Sonu olumlu kt. Trkiye'de Afife Jale adnda bir kadnn yaadn, sahneye kan ilk Mslman kadn olduunu rendik. Geri, bir Kadriye Hanm meselesi ve onun ilk olduu sylentisi var ama... Afife Jale'nin fotoraflarndaki gzler, gzlerdeki baklar... O baklar hepimize tandk geldi... dedi Aurore Sand. Pir Reis'e gelince, diye tld Carmen de Cervantes, Senin byk deden, Svey'te Osmanl Donanma Kaptan olduu yl, benim byk dedem Alcala da Hena-res'de dodu. Bu ya farkna karlk, Miguel'in Cezayir'de uzun sre Osmanllar'n elinde tutsak olduunu, hatta gemiyle stanbul'a getirilirken, yolda salverildiini biliyoruz. Byk dedelerimizin karlatn da rendik. Bunu bilmiyordum, sevinli bir lk attm. Cervantes'le Pir Reis mi? 'Evet' anlamna ban sallad. Yalnzca bunlar aratrmadk. Daha neler neler rendik, bir bilsen, diye gld Brooks Nin. Pinochet'nin ikence srasnda insanlarn azna canl fareler artmasn Ziya-l Hak'tan rendiini de biliyoruz. Ne ok ey biliyorlard Tanrm. Yoksa o artk normal olmaymn sekin prltsn yitiriyor muydum? Tpk normal insanlar gibi duyduklarma arr hale gelmitim. Hakkndaki belgeleri, bilgileri toplamak da yetmedi, dedi Aurore. Anlattklarn doruydu da, btn bunlar niin iimizde bir tek senin gerek adnn kabul grdn hl aklamyordu. Bekledim. Bilen ben deildim. 73

Bunu zen Parveen'di, dedi Brooks. Elinde, nereden bulmusa, prl prl yanan bir ustura, gzleri zevkten kamam, usturann sivri ucunu okuyordu. Nasl? Benim iin ok basitti, dedi Parveen acms bir glmsemeyle, Ben bir Hintliyim. Yani? Beyaz Hristiyanlar, kendi modern ve uygar dnyalarnn bilim ve sanat bahesine 'nc Dnya'l dehalar kabul etmezler. Daha da ilginci, onlar grmezden gelme alkanl genetik bir olgu haline dnmtr artk. Yani, kendilerinden olmayan tanmaz ve bilmezler. Ksacas, onlar ne Afife Jale'yi, ne de Muhiddin Pir'yi tanyorlar. Adlarn bile duymamlar. Bu yzden de... Gcme gitti, alndm. Ama Nehru'yu tanyorlar, diye isyan ettim. Simsiyah gzleri sevgiyle ldad Parveen'in. Bu apayr bir konu Afife. Kendi tarihleri ve karlar sz konusu olunca durum deiir. Adn Atatrk olsayd... Ama benim adm Afife Pir! dedim. Sularn yn deitiinden beri ilk kez grecektik. zel kontrolden km, odasna dnmt. Hemen gidip, onu bulmak, onu grmek, onunla konumak istei iimi yakp kavurdu saatlerce, ama gururum baskn geldi. 74 Jeanne gelip, onun beni odasnda beklediini haber verince, yreim yerinden frlad ve avucuma kondu. Ciddi olmaya altm. Suratm astm. Halbuki ok sevinmitim. Seni grmek istiyor Afife. Biraz zayflam, yorgun, ama ille seni istiyor. Kapsn bir ksa, iki uzun, bir ksa tklattmda yle heyecanlydm ki, kendi halimden utandm. Afife! Sevgili ocuum, gelsene... Solgundu, biraz yalanmt sanki, ama keyifliydi. Onu yeniden grmenin beni byle ok sevindirip, heyecanlandrmas biraz garip gelse de, sorgulayacak vaktim yoktu. Sustum ve yaadm. Otursana. Rahat konuabiliriz, dinleme aygtn megul edecek bir forml buldum, onlar bizi duyamazlar. Romain, kurtulacak myz? Oysa bambaka eyler sylemek istiyordum. Nerden bulmutumbu normal kadnlara zg

korunma kokulu, zavall ses tonunu? Elbette kurtulacaz, ama nemli olan normallemeden kurtulmamz... Yine de sakn endielenme. Senin zlmeni istemiyorum, sakn Afife... Bizi mutlaka kendilerine benzetmek istiyorlar, deil mi? diye injedim aresiz. Bizden kurtulmalarnn en uygar yolu bu nk. Dnsene, baka areleri var m? Neden bizi olduumuz gibi kabul etmiyorlar sanki? Korkuyorlar Afife, bizden korkuyorlar. Kap alnd; bir ksa, bir uzun. Gz gze geldik. Bu bir dost, diye fsldad Romain. Dorusu canm skld. Ben onu bir dostla bile paylamak istemiyordum. Gnlerdir grmyorduk, onu zlemitim. Hem... Sarn, uzun boylu, salkl, gencecik bedeni dimdik salnan, zarif bir adam belirdi kapda. ok yakklyd. Evet, 75 ok yakklyd. Cildi, zerinde pembelerin oynat effaf berraklnda, bebek teninin saf albenisiyle, zenle tra olmu erkek yanann ertesi gn bozulacak przszlnn etkileyiciliindeydi. Kaln, dz ve gr kalarnn altnda lacivert gzleri inanlmaz bir yumuaklkla bakyor, sanki bu denli yakkl olduu iin btn dnyadan zr diliyordu. Sarnn ekinen uuk tonlaryla balayan yumuak dalgal, uzun salar, ensesinde at kuyruu yaparak toplad ularna doru, bu ekingenliinden syrlp, bal rengine doru tatl tatl koyulayordu. ri ene kemikleri bunca yumuak hat arasnda gz rahatsz etmiyordu bile. Kaln, enli dudaklar seksi bir ykseklikle yukarya doru alyor ve ak vine tonunda bir lezzet duygusu yaratyordu. Uzun, ok dzgn kesimli, nefis bir burun bu gzel yzn son izgisini de kusursuzca tamamlyordu. Bakmaya doyamadm, bylenmi gibi kaldm yznde ama fazla direnemedim; gzlerim bu gzellikten kamat! yi akamlar, dedi yumuack. Sesinde youn bir yerli aksan vard. Anders bizim yerli dostumuzdur, dedi Romain. Uzanp Anders'in omzunu hafife pat patlad. Demek Romain'in yerli dostlar da vard. Bu gzel, gen hanm, Afife Pir. Sizden yle ok sz ediyorlar ki Madam, tanmaya can atyordum. nce, uzun parmaklan arasna ald elimi smsk skt. Parmaklar inanlmaz uzunlukta, trnaklar, kalemle izilmi kusursuz iri ve dar dikdrtgenlerin o ince parmaklarn ucuna yerletirilmesiyle oluan tablonun mkemmel ekicili-indeydi. Gzel ve bakml trnakl erkekler beni ok etkiler!

Anders mzisyendir Afife. Mthi bir kompozitr. Frsat bulup, dinlemelisin eserlerini. Beyaz, bol kesimli, keten gmleinin iinde alev alev yanan gen ve salkl bedeninden odaya yaylan albeni ve 76 cinsellik kokusu burnumu szlatt, iim titredi, rperdim. Uzun bacaklarn smsk saran blue jean pantolon, sert kasl kalalarn olanca erkeksiliiyle gzler nne seriyordu. Yakklln, estetiin ve albeninin bir arada uyutuu bir baka erkek tanmamtm daha nce. 0 bir Grieg'dir, diye gururla ekledi Romain. Edvard Grieg gibi mi?., diye haykrdm. Bende insanlarn adlarn ve soyadlarn bir arada renmek ve kullanmak merak vardr. Bunu bir hobi olduu kadar, adlarn simgeledii kiilere duyulan sayg olarak da grmek olas tabii. Kimse Madam Curie'nin adnn Marie olduunu nemsemez. Puccini'nin, Giacomo; Magellan'n, Fernand; Goethe'nin, Johann Wolfgang; Robespierre'in, Ma-ximillien; Tagore'un, Rabindranat; Nedim'in, Ahmet; Gre-co'nun, Domenikos Theotokopulus; Pascal'n, Blaise; Dada-lolu'nun, Veli; Rimski-Korsakov'un, Nikolai; Descartes'n, Rene; Seyrani'nin, Mehmet; Levi-Strauss'un, Claude; Neh-ru'nun, ri Javvaharlal; Nijinski'nin, Vaslav; Nesimi'nin, madettin; Fitnat Hanm'n, Zbeyde; Rilke'nin, Rainer Maria; Gutenberg'in, Johannes; Baudelaire'in, Charles Pierre; eyh Glip'in, Mehmet Esat; Debussy'inn, Claude Achille; Kaygu-suz Abdal'n, Gaybi; Frei'n, Gnter; Bertan'n, Gnsu ve Grieg'inkinin Edvard olduunu... Ama ben nemserim! Yalnzca, adlar konusundaki zenimi ne kartmak istemitim, Romain bunu anlamad. Herkesin bildii bir gerei ne demeye sevinle haykrdma akl erdiremeyen bir bak frlatt. Baklar pek ok szden daha nemlidir. Her bakn bir anlam, anlamlarn szden derin, eylemden geni etkileri vardr. Baz baklar yle gnendirir, yle mutlandrr ki, her eyin eskidii ve unutulduu bir sayfada yalnzca o bakn sevinci anmsanr. Kimi baklarsa ok sivri kelidir, batar, incitir, kanatr, yaras iyilese de acs unutulmaz. 77 Romain'in bak beni incitti, btn kaplarm kapattm, iime dndm. ki hafta nce ortaya attm gezi projesi onayland, yarn toplu olarak Grieg'in mzeevine gidiyoruz arkadalar. Bu hepimiz iin nemli bir gezi olacak. Harika! oktandr bykbabamn evini ziyaret etmemitim, dedi Anders. Byle kritik bir dnemde, toplu turistik gezi yapmann nemini hi anlamamtm. Sormadm. Sizleri zellikle tantrmak isteyiimin nedeni, yarnki gezide gznz ak tutmanz ve olabilecek herhangi bir ters durumda, asla sert tepki vermemenizi sylemek iindi. zellikle

ikinizin, iimizdeki en gen erkekle, en gen kadn oluunuzu gz nne alarak... Sesinde daha nce annesini anlatrken yakaladm huzursuz eden eski bir burukluu saklama panii vard, yoksa ben mi yle olsun istedim? Beri yandan da, Romain'in odasnda onunla yalnz kalmam engelledii iin Anders'e artk pek bozulmadm sezinliyordum. Biraz iim szlad. 'Bir kadnn mutlaka iki sevgilisi olmal' tezine delilik diye bakanlar geldi aklma o anda. Mantkl, sevecen, gvenilir bir erkein sakin, huzurlu, dost scaklndaki sularnda dinlenen kadn beyninin keyifli doyumunu dledim. Duygulu, cokulu, sorumsuz ve lgn bir baka erkein, serseri, heyecanl, srpriz dolu dalgal denizinde ter iinde boumann serven lezzetiyle lp lp dirilen dii ruhun doyumunu dledim sonra da. Bu ikisi ayn erkekte asla yaanamaz! Ve bu ikisine de gereksinen kadn dndm keyifle. Salarm okadm usul usul... Yzmde beliren yumuak glmsemenin aydnlatt prlt iki erkein baklarn mknats gibi zerime ekmi olmal. Hayranlkla bana baktlar. 78 'Bir kadnn sevgilisi olmas' bir gereksinimdir, demek iin azm atm, ama henz konumama frsat kalmadan, daha sonralar pek ok kez duyacamz o korkun grltyle yerimizden frladk. Kesinlikle syleyebilirim ki, korkun bir sesti. Tandk hibir sese benzemiyordu. Ses hafzam yoklaynca, ar bir eyin, ok yksekten beton zemine dmesinin yarataca tok ve sert bir ses etkisine benzediini syleyebilirim. Korkumuzu belli eden baklarmz birbirimize evirdik. En abuk toparlanan Romain'di. ler iyice karyor, diye yorgun fsldad. ki ate arasnda kalmtm. Anders'in gen gzelliinin, alev alev yanan erkek albenisine kaplmamak olanakszd. Ne o gne kadar, ne de o gnden sonra kadnlar zerinde ilk grte bylesi bir ok yaratan, bunca yakkl bir erkee hi rastlamadm. Anders Grieg muhteem bir gen adamd ve onu grdkten sonra insann ('kadn insann' demek belki daha doru olacak?) dengelerinde kk ya da byk bir sarsnt kanlmaz grnyordu. Beri yandan da, Romain'in gl kiiliinin, parlak zeksnn ve 'beni alglayabiliyor'unun tlsml sansna kaplmtm. Romain esrarengizdi ve gizeminin anahtarn asla kimselere vermeyecek insanlardand. Romain'e olan ilgim, 79 bir eit tutsaklk duygusu yaratyordu bende. Bir mecburiyet! Evet, sekin renciler arasnda bile bylesi bir erkee rastlamak hi de sk yaanan bir ans deildi ve bu nedenle onun albenisine kaplmak bir eit mecburiyetti. Peki ya Anders? O ne olacakt?

Bahaneler kendilerini hazrlarlar. Bir kere, Romain benimle bir kadn olduum iin hi ilgilenmemi, beni daha ok kk bir kz ocuu ya da cinsiyetsiz bir arkada olarak grmt. Ayrca onun Jeanne'la ktn dnyordum. Btn bunlarn stnde, Romain Gary yalnzca ve yalnzca Nina Borisovskaya'ya aitti! Aitti? Aitti mi dedim? Yani ait olmak, sahip olmak benim kavram hazineme girdi mi? Ne zaman oldu bu? Yoksa bunlar, burada, yzyllardr engizisyonun, atein, armhn, kann, barutun baaramadn baarp, bizi normalletirdiler mi? Oldu mu bu? Oldum mu ben? Oldum mu Normalletim mi? Normal miyim artk? Artk? Artk normal miyim? Tanrm benim aklm koru! ... Normallerden... O kadar da deil, dedi koluma dokunarak. Nefesi nane kokuyordu. Gzel bir pipo ttn sinmiti sakallarna. Ttnn adn kartamadm. ki katl, konforlu otobsn iinde filanca sayda 'deli' -ok zr dilerim, dilim srt, artk 'Seilmi zel renci' derken, kafamda ciddi bir kavram sorunu olutuunu ayrmsyorumEdvard Grieg'in mze-evini ziyarete gidiyorduk. 80 Anders nde Aurore'la, Brooks Parveen'le, Romain Jeanne'la, Carmen tanmadm siyah, salkm saak sal gen bir adamla oturuyordu. Benim yanma da sakall, orta yan son snrlarnda, nefesi nane, giysileri ho bir pipo ttn kokan, dramatik baklar hi eskimemi bir adam dmt. lk izlenim olarak, artk pek rastlanmayan eski model bir 'beyefendi' olduu sylenebilirdi. Adamn ad resmen Edmond'tu, ama gerekte o bir Cyrano'ydu. Artk bilinen nedenlerle, onun Rostand ve Ber-gerac soyundan olduuna bizden baka inanan yoktu. Ne burnu anlatld gibi hametliydi, ne de belinde uyurken bile kartmad sylenen klc vard. Ama bilenler, yzn grr grmez, sesini duyar duymaz onun bir Cyrano olduunu hemen anlyorlard. Kibar ve gnl alc bir akclkla konuuyor, heyecanl ve ateli prltlarla insann tam gzbebeini yakalyordu. Moliere'in bir dhi olduunu sananlar, Cyrano'nun derinliklerine inemeyecek kadar tembel

olanlardr. Promosyon, gsteri, kulis, marka, atafat, aklabanlk ve kolayclk... Dnyann merkezindeki gerek atei sndrmek ve yerine aptal bir ate resmi koymak isteyenler ite bunlardr. Konuurken burnumun dibine giriyor, ama yine de bana soluk alacak alan brakmaya zen gsteriyordu. Bizi de kendilerine benzetmeye alrlar, daima, hep istemilerdir bunu. Fakat ok deerli Matmazel, asla baaramayacaklar! leri gideceklerdir, ok ileri... Ama o kadar da deil! Eliyle ban iaret ediyordu. nk sevgili Matmazel, hayal gleri ok kstldr onlarn. Dlerin bile 'aya yere basan'n ararlar, hah hah hah!... Sesinde incecik bir krgnlk, yzyllk dargnlk ve her trl neme ak bir alnganlk vard. 81 Deha! Dehayla daima ilgilenmiimdir, dedim. Aslnda bu geziye katlmak iin ok gnll olduum sylenemezdi. Belki de hem Anders'i, hem de Romain'i bir arada grebilmek drtyd beni o otobse bindiren, belki de bir eit gerilim filmine dnen yaantmzn farkl bir ortamda yumuayaca beklentisi... Deha!.. PhL Yoksa siz, yaratlarn altna atlan btn imzalarn yaratclarna ait olduunu sanan saflardan msnz Matmazel? Tarihiler, eletirmenler, politikaclar, krallar ve saray sanatlar... Bu adamlar nerede nesnel olabilmilerdir ki, u Allann cezasn yadrd, hakszlk suyuyla sulad dnyada yaratclk skntsndan sz edenler bulunabiliyor? Bilmem anlatabildim mi sevgili hanmefendiciim? Bir ey anlamamtm ama etkilenmitim. Sesi grlemi, younlam, bir tokat gibi arpmt yzme; hani u uyarc, insan kendine getirmek iin atlan 'tbb tokat'lardan... Ben bir dhi saylmam Matmazel. Bylesini sylemek abartlm olurdu. Ah hayr, sandnz gibi alakgnlllk de deil szlerimi ynlendiren rzgrn ad. Yetenekli, sabrl, yrekli, grm geirmi ve iyi bir eitim alm biriyim, ama bir dhi deilim. Sesinden, sylediklerini kabullenmenin kararl tonunu bir para dren bir keder alnd kulama. Fakat dehann kokusunu mutlaka alrm. Bu yzden sahtekr, ksr, kaz kafal, kabz, keten helva suratl heriflere mthi bozulurum. Ve onlara hi acmam!.. Kfrbaz denemezdi. fkesini ifade ederken setii szckler baharatl bir koku brakyordu havada. Acs bol... Dhi olmad iin zlen Salieri, aptal ve yeteneksiz de deildi. Size bir sr vereyim mi mahzun bakl Matmazel; her yetenekli, yaratc, her zeki ve hrsl insann iinde mutlaka bir Salieri yaamaktadr!

82 Msy de Bergerac bu son szlerinde yle heyecanlanm, yle umutu ki, ben de onun cokusuna katlmaktan kurtulamamtm. Hem kurtulmak isteyen kim? Uzanp, elimi tuttu, zarif bir hareketle dudaklarna gtrd. O zaman anladm ki, bir beyefendinin has, elinizi pnden anlalr. Bir de kadnlar var sevgili Matmazel! Kadnlar... Onlar Tanrnn kendisini affettirmek iin yaratt, dehasnn en nemli kant, en byk aheseridir. Kzmaktan caydm. Bir beyefendiye kzlmaz, onunla olsa olsa ayn fikri paylamayabilirsiniz. ok hata ilemitir, ok yanl yapmtr. Ama en ok, erkein yreine eksik tartt incelik ve anlayn aybdr onu rahatsz eden. te kk hanmefendiciim, ite bu aybn rtmek iin o ahane canly yaratmtr... Glerek baktm ona. Alnd. Sizi temin ederim, sylediklerim dorudur Matmazel! Ona inanmamak olas myd? Burada, bu nitelikli, olaanst 'seilmi zel renciler' arasnda beni en ok etkileyen bir dhi var. Artk ok yal, ama beyni canl birisi... Bilmem tantnz m? Konuyu deitirmek isteyecek denli alnmt demek... Beni etkileyen insanlarla tantm syleyebilirim Msy de Bergerac, ama onlarn birer dhi olup olmadklarn hi dnmediimi de itiraf etmeliyim. Altn madeninde, sahte altn aramak insann aklna gelmez ki... Onun ad, dedi fsldayarak, Ad Msy G.G. Hayr ad ve soyad G harfiyle balayan biriyle tanmamtm. Ah-ha!, o halde bu eref benim olacak Matmazel. Sizi Msy G.G. ile tantracam. Dnp, kuzeyin parlak yeilini dev beyaz bir rt gibi rten kar sevincinin otobsn camndan akarak serinlettii doaya dikti gzlerini. 83 Konumann bittiini anladm, ben de gzel manzaraya doladm baklarm. Az sonra otobs durdu. ndik. Per Gynt onun en tannm yaptdr, bu doru ama siz asl onun on paradan oluan lirik demetini dinlemelisiniz. Edvard Grieg'in mze-evinin ahane bahesine dalm, soua aldrmadan kk gruplar halinde dolarken, nasl olduunu anlayamadan ensemde bitiveren Gnnar'd konuan. Oysa tam o srada, Romain koluma girmi ve umut verici bir eyler fsldamt kulama.

Bize yakan bir kurtulu yolu bulacaz Afife. Sakn endie etme. Nasl, ne zaman, nerede? Konumamz engellemesi yetmiyormu gibi, bota kalan br koluma girmek cretini de gstermiti Gnnar. Onda o kadar rahatsz oluyordum ki, koluma zevksiz bir ey bulam gibi tiksinme duygusuna kapldm. Dr. Gnnar, sizce Grieg lkesinin dnda da yaamam olsayd, besteleri ayn zengin renklerle bezenecek miydi? diye sordu Romain pattadanak. Sesi, tavrlar, baklar her zamankinden farkl deildi. Hatta dosta ve iten olduu bile dnlebilirdi. Yorumlu bir sluptan sz etmek gt. Belki de bu nedenle Gnnar' daha ok tahrik ediyordu. 84 Sakin olmak, taknlk yapmamak ve ldrmamak zere ok iyi bir eitimden getiine artk hepimizin inand Gnnar, sinirlerine hkim olmay yine baard. Edvard Grieg fiyortlara bakan ve ad Troldhaugen olan bu evde ld. Kendi vasiyeti zerine, u grdnz sarp kaya oyularak, iine gmld. nk doduu, bereketini ald kendi lkesinin gzel fiyortlarn seyrederek son istirahatini yapmak istedi. Romain'le birlikte Gnnar'n iaret ettii kayaya baktk. Demek Grieg'in ruhu buradan denizi seyrediyordu. ller, yaayanlar anlamnda rahatsz olmazlar! dedim. Sesim tiz, sinirli ve ineliydi. Ben bile ardm. Koluma giren iki erkek irkilmi, t kartmadan beni dinliyorlard. nsan yaarken erileri ve eksikleriyle rahatsz olduu, beslenemedii 'doduu topraklara gerektii zaman veda edemezse, banaz bir ulusalcln yakasna yapma tehlikesi belirir. Renk yelpazesi ve bak as daralabilir! Vaktinde, henz alma kapasitesi yksekken grlecek dnya, yetenekli ve yaratc ruhun en besleyici gdasdr. Zaman getikten sonra, nyarg ve koullanma illeti gzlerin, ellerin ve yrein en ince kvrmlarn nasrlatrr ve artk yurtdnda yalnzca bir turist olma ansszl kalmtr ortada. Kendimi frenlemek iin hi uramadm ayrmsadm. Kukusuz Edvard Grieg yalnzca kendi lkesinde yaasayd da iyi bir besteci olacakt. Ama onun bykln yaratan, yeteneini besleyen damar, doru zamanda verdii doru kararla lkesi snrlarn amak, baka kltrlerle bulumak pnarndan domutur! Kendi heyecanmla kendimden getim bir an. Kendime geri dndmde, Romain'in koluma girdii taraftaki elim okanyordu. Gnnar'n sinirlendiini soluklarnn ritminden anladm. 85

Dik bal, problemli, asi ruhlu diye bilinenlerden ok, sakin, saf ve sessiz diye tannanlarn dikelmesi irkilticidir. Siz Madam Pir, siz Fantolt'a dnte odanza gidip be yz sayfa yaz yazmalsnz! Efendim? Yarn sabah sekizde masamn zerine brakrsnz. nann, bu size ok iyi gelecektir! Yaz yazmak, bize verilen bir ceza myd yoksa? lk anda yle ok fkelendim ki, bam dnd, kulaklarm uuldad, midem armaya balad. Gnnar'a dnp, onun bir dzenbaz, diktatr ruhlu normal bir insan olduunu haykrmak istedim. Ama ayn anda, Romain'in elimi okaylarndaki elektriin voltaj artm, rengi deimiti. Bu dokunularn yalnzca dosta olmadnn ayrmna vardm. im ezildi, gdklanm gibi ho bir rperti geirdim, yumuadm, gevedim, tm kmad. Ey ak, gcn tartlamaz bile!.. Yazmak eyleminin ceza olduu bir klinikte normalletiril-meye allmann bir ayrcalk olduunu kabul etmemek insafszlk olurdu. Normal koullarda, yazd iin cezalandrlr insanlar. Demek ki, ok normal bir klinikte ya da akl hastanesinde olduumuz sylenemezdi ve burada A-nor-mallik kesinlikle bir eit sekinlie yol ayordu. 86 Cezam Trke olarak yazmaya karar verdiimde, biraz tedirgindim. Birka dilde dnp, d grebildiim halde, insann en gzel sesleri asl ana dilinde kullanabileceine inanyorum ben. Bir insann birden fazla ana dili olabilir. Annesinin, babasnn, okul eitiminin ayr dilleri arasnda doup byyen bir ocuun, btn b dillere tamamen hkim olsa da, asl ana dilini belirleyecek tek bir koul vardr: 0 da ninnilerinin dilidir!.. Ama ninnilerle bymemise... Onu bilemem. Ninnisiz byyenlerin apayr bir kltr vardr. Trke yazmann yaratt tedirginlik, tamamen benden baka Trke bilen olmaynn yalnzlndan kaynaklanyordu. Oysa yazdklarm kendi seilmi zel dostlarmla da paylamak istiyordum. Bu konuda pek ansl saylmasam da, denemek istedim. Fantolt'a dnnce hemen oturup bir eyler yazdm ve onlara okudum. Korktuum bama geldi. Okuttuklarmdan kimse bir ey anlamad. Aslnda Trke diye zgn bir dilin varlndan haberdar olduklar konusunda bile baz kukularm olutu. Arap harfleri, Franszca, Urduca ile ilgili soru soranlar oldu. Ayrca fonetik yapsnn eke ve Leheyle yaknln merak edenler kt. Fince ve Macarcayla akrabalna inanan-sa pek yoktu. En olgun davranan Gnnar'd. Sayglyd. Trke adl dilin zgnl ve soy aac konusunda hi konumad. Yazmaya balaym takdirle karlad ve be yz sayfay mutlaka sabaha dek bitirmemi istedi. Zaten o cmleyi yineleyip duruyorsun sen! Yazdklarma bir gz attktan sonra, neeli bir sesle konutu Romain.

Doruydu. Aklm en ok kartran o soruyu yazyordum st ste. Cezamn ierii hakknda bir ey sylenmemiti bana; istediimi, istediim kadar yazabilirdim naslsa... 87 Sar, talyan Pigna defterlerime, yeil mrekkeple tklm tklm harfler dokuyordum. Aklm kartran ne ok soru varm meerse... Ben niin varm? Var olmay neden istiyorum? Var olmay srdrm bir igd m? Ben niin varm? Var olmay neden istiyorum? Var olmay srdrm bir igd m? Ben niin varm? Var olmay neden istiyorum? Varolmay srdrm bir igd m? Ben niin varm? Var olmay neden istiyorum? Var olmay srdrm bir igd m? Yazdklarm sabah beklemeden Gnnar'n odasna gtrmem, onu sandm gibi mutlu etmedi. Yine de uykulu gzlerine dolan fkeyi diline tamad. Yalnz, yazdklarmn be yz sayfadan fazla olan ksmn bana iade etmekte srarl davrand. Artk gidip uyuyan Madam Pir, sabaha daha ok vakit var, dedi esneyerek. Yarn akam krk altnc doum gnm iin bir parti veriyorum, gelirseniz sevinirim, diye ekledi. Yantm beklemeden kapsn rtt. Onun daha gen olduunu sanyordum, aklm kart. Belki de asl gen olan derisinin altnda saklanan inliydi. En gzel yeil mini eteimin zerine, bej ipek bluzumu giyerken, aynada beeni dolu gzlerimle arptm. Ak ncesi heyecann doal parlaklyla yle gzellemitim ki, hibir kozmetik bir kadn byle albenili klamaz! Parlak siyah salarm omuzlarmn zerine iri bukleler yaparak dkm, bamn arkasna eteimle ayn renk kadifeden kk bir fiyonk ilitirmitim. Anneannemden kalan, minik yeim tal kpeleri de takfim. Yanaklarma allk srmeme gerek kalmamt, dudaklarma yalnzca parlatc srdm.

Sra parfm semeye geldi. Parfm konusunu ciddiye almay ocukluumdan beri evremde yaayan ve sayg duyduum btn kadnlardan yle ok duymutum ki, giyimim ve gizli makyajmdan ok, parfm semek iin zaman harcadm itiraf etmeliyim. Aslnda ciddiye alnan parfmn gizemli adndan ok, kokunun kiiliidir. nk kokularn pek ok durumda grsellikten daha nemli olan dokunma ve hayal gc duyularyla dorudan ilikisi olduu retilmiti bana. Hem anne, hem de baba tarafmda, d gcn bir duyu olarak kabul eden akrabalarm vardr. Latince anlam 'tamamen uucu' olan 'per-femum'dan kaynaklandndan tutun da, kutsal kitaplarn birinde gzel koku veren bileiklerin adlarna rastlandna kadar, parfmle ilgili pek ok konuda bilgili kadn akrabalarm arasnda anneannemin yeri ok zeldir. Onun parfmlere 89 kar ar duyarll ve lgn bir tutkusu olduunu anlatmtr annem daima. Anneannemin yzlerce parfm iesinden oluan koleksiyonunu gz gibi koruyan annem, ancak on be yamdan sonra bu ielere dokunmama izin vermiti. Kedi, ku, elma, palyao, balerin, iek figrlerinde birbirinden zarif cam ve porselen ieler, smsk kapal kapaklarnn, effaf endamlarnn inadna byleyici, gizemli kokular fkrtarak bekleirlerdi cam kapakl komodinde. Dostlar, sevgilileri, tandklar, bazen bir arkadann arkada, hemen herkes iin bkmadan, usanmadan, yllar boyu anneanneme bo veya dolu parfm ieleri tamlard. O da baygn, tutkulu gzlerinden sevin damlayarak kabul etmiti hepsini, hepsini... Hi doymamt gzel kokunun gizemli albenisine. Yalnzca gzel kokunun mu? Anneannem gzele doyamazd. Doyamamt... Hibir zaman... sa'nn doumundan bin yl nce Msr'da bulunan bir parfm iesinden deerli bir mcevher gibi sz eden anneannemin, Suriyeli ustalarnn gelitirdii cam fleme tekniiyle yaplan ilk parfm ielerinin, Eski Romallar tarafndan kullanldn da kendi zel ans gibi anlattn aktarrlar. Hristiyanln yaylmasyla parfm kullanm azalm, anneannemin koleksiyonu o dneme ait ciddi kayplar vermiti. Bir kokunun yarataca armlarla, o srada yaanan ruh durumunun uyumas gereini retmiti annem bana. Parfm seme sanatnn en nemli koulu buydu. Parfmleri gerekten anlayan kiinin kendini ok iyi tanmas, deien ruh durumlarna uyum salayacak birka kokuyu -her olasla kar- yannda bulundurmas gerekiyordu. Bir de kokularn gndermelerini iyi duyumsamak, bu yetiyi gelitirmek artt. te parfm kullanma sanatnn btn gizi buydu! 90 O gece iin kendime Chaex adl bir parfm setim. Bu; karmaa ve coku gibi birbirine ters iki durumun bir arada yaanndaki baharatl, tehlikeli bir kokuya karan heyecan verici bir iek znn tatl baygnlyd. Korku ve sevin birbirine ok uzak duygular saylmayacana gre, Chaex tam o sradaki ruh durumum iin biilmi kaftand. Kaos ve heyecan, yok edilme korkusu ve ak sevinci, iki erkein bysne ayn anda kaplmann karmaas ve yrein pr pr atyla dirim kazanan bedenin cokusu... Parfmm de giyindikten sonra geceye katlmaya hazrdm. Odamn danklna

aldrmadan ve masamn zerine sere serpe yaylm defter sayfalarn toplamadan kapy ekip ktm. Naslsa odama kimse gelmeyecekti ve kimse Trke okuyamyordu. Dank olabilmek, yalnz yaamann ayrcalklarndan biridir. Hemen btn dostlarm doum gn partisine davet edilmiti. Herkes gnlk giysilerinin dnda, gnlk renklerinin tesinde bir canllk tayordu. Bu da bir eit kendini ifade etme gereksinimi herhalde... Kapdan girince ilkin Jeanne'a rastladm. Her zamanki rahat, yaln ve zgvenli glmsemesiyle yanma geldi. Siyah, bol, ipekli bir pantolon, stne Dou el ilemeleriyle bezenmi bir yelek giymiti. i plakt, ne sutyen, ne bluz. 91 Bu Kuzeyliler byle salkldr, ne r, ne de kolay kolay hastalanrlar. Jeanne bu haliyle yine ok ho ve almlyd, sonsuza dek... Sann daha uzun olduu sol kulana taze bir karanfil takmt: krmz... Krmz karanfilin normal insanlar arasnda kskanlk anlamna geldii sylenir, ama bizler iin zel bir anlam tamaz. Carmen, n planda dalgalanan diiliinin altn izerek, omuzlar tamamen ak krmz tuvaletine uygun bir bantla, uzun simsiyah salarn ensesinde toplamt. Dekoltesinden taan gsleri yle dolgundu ki, gznz tesadfen oraya kayarsa, mhlanm gibi kalyordunuz. Brooks, darack, simsiyah taytnn iinde hemen dikkati ekiyordu. Vcudunun incecik gerginlii, her an bir bakaldrya hazr olduu izlenimi veriyordu. Uzun, sivri trnaklarn bordoya, iri dudaklarn patlcan moruna boyamt. Kulaklarna Munch'n 'lk' tablosundaki az antran devasa gm kpeler takmt. Sa bileine, canl bir ylana benzerlii rktc imgeler yaratan, siyah, parlak bir bilezik dolamt. Ayaklarnda sivri burunlu, incecik topuklu kpkrmz rugan pabular vard. Cyrano, ince fitilli, nefti kadifeden bir takm giymiti. Boynunda hardal rengin bordoyla kaynat ipekli bir fular balyd. ri cssesi, kk saylamayacak gbei ve iine sra dalar, okyanuslar, yldzlar san baklaryla ok soylu grnyordu. Gznn tuttuu birinin bozulan sinirlerini hemen ve kolaylkla akort etmeye sz veren, gvenilir, dost elleri, yeleinin ceplerine aslyd. Doum Gn Partisinin en parlak, en arpc erkei kukusuz Anders'ti. Gzellik, estetik, salk fkran fiziiyle bulunduu noktay gl bir spot tutulmu gibi aydnlatyor, evresindeki erkeklere hibir ans brakmyordu. Mavi-be-yaz ince izgili gmleine mavi kravat takm, k lacivert 92 blazerinin altna uuk mavi bir jean pantolon giymiti. Sar ipek salar, ipince bir rmak gibi omuzlarna akyordu. Yznn kesimine, burnuna, dudaklarna, btn gzelliine, hi ayrmnda olmadan yapp, seyretmeye balyordu insan. Gzler, 'ayp oluyor, bakma artk' emrine, ricasna, hatta yalvarna bir trl itaat etmiyor, asla kmldamyor ve gzler, beynin patronu oluyordu. Kulaklar, insan yznde ancak ok iri veya tuhaf biim-deyse dikkat eken organlardr.

Anders'in kulaklar bile ok gzeldi ve bu nedenle benim ilgimi eken ilk kulaklard. Uzun bacaklarn, bakml gen bedeniyle birletiren kala kaslar, dar pantolonunun altnda bile yle tahrik edici, lgn dlere srkleyiciydi ki, geceye katlan kadnlarn birou imdiden Anders'in evresinde zevkli bir esaret yaamaya balamlard bile. O ise, gsterilen ilgiyi hak edecek hibir ey yapmam oluunun skntsnda boulan baklarla bir can simidi aryordu. Baklarnda youn ve derin anlamlardan ok saf, zlemli ve arayan benekler uuuyordu. Bestelerini dinleyenler, gerek bir Grieg olduunu syleseler de, henz onun yetenekli ve duyarl yanna yaknlamam olan ben, bu bo ve 'bir eyleri pek anlamam' baklarn grmemeyi yeliyordum. Bir albeni frtnas olarak ortalarda gezinmek istemediini hissediimdeki olumluluk duygusuyla, baklarndaki yoksulluu rtbas ediyordum ve akas, doann isterse 'Venedik'te lm' nasl da yeniden yaratabileceini hayranlkla izlemeyi tercih ediyordum. Gecenin en renkli giysileriyle gz kamatran erkeiyse, Parveen'di. Koyu teninde aykr bir parlaklkla yanan turuncu saten bol bir gmlekle, alvar kesimi krmz bir pantolon giymiti. Sa kulanda safir tal bir kpe vard. Kendisi 'cem' diyordu deerli tana. Parmaklarnda deerli talarla sslenmi pek ok yzk vard. 93 Parveen'in kalarn aldn ve hafif makyaj yaptn o gece ayrmsadm. Baklarna ekledii baygnlk, apayr bir hava yaratmt. Ba dndrc parfm kokular arasnda erkek giysileri iinde salnarak dolaan kadn Aurore'du. Kravat, kol dmeleri, ayakkablar, cep mendili, oraplar hepsi erkek kesimindeydi ve bunlar Aurore'un zerinde deiik, etkileyici bir hava yaratmt. Aurore'un kendinden honutluu yle su yzndeydi ki, kadn giysileri giyse bu hava aniden bozulabilir kukusu uyandryordu. Ve tabii Romain... Gecenin en ciddi giysisi iinde bir diplomat, bir devlet bakan arlnda, karizmatik bir lider parlaklnda ve eytan ekiciliindeydi. Yeniden dnp baknca, bu kez bir sihirbaz cinliinde, bir orkestra efinin enerjisinde ve bir aktr kvamnda grnd gzme. Buna ramen rahat durmuyor, taknd btn yzleri arasndan bazen gerek yzn uzatp, dalga geiyordu herkesle, her eyle, belki de kendisinin ve bizim bilmediimiz birisiyle... Sfr kilometrede bir frak giymiti Romain. Onun baa klmaz zeks ve her eyle alay edebilen cesaretli yrei, ask yzl fra bile glmsetiyordu. Sonunda Trke bilen birini buldum Afife, diyerek koluma girdi. imizde, Trkiye'de domu, ocukluk yllarn stanbul'da geirmi Yahudi bir 'seilmi zel renci' var. Artk yazdklarnn anlamn renebilirim. Merak ettiini bilmiyordum. Aniden, yazdm o cmleyi herkesten saklamak gds, cimrilik belas gibi sard iimi. Kim bu evirmen? Sabrl ol gzelim, onu birazdan tantracam sana? Gzelim?

94 Yreimden bir yldz kayd, iim hoplad. Yanaklarm alev alev yanmaya balad. Dnp, ona sarlmak, dokunmak istedim... bir kez cesaret edebilsem... ama o anda zerime younlam bir ift gzn rahatsz eden basksyla karlatm. Ah Madam Pir, geldiiniz iin ne ok sevindim bilemezsiniz! ... k, kibar, tarafsz ve iyi eitim grm tavrlar, tasasz, nyargsz baklaryla Gnnar tepemize dikilmi, glms-yordu. Bir insann nasl olup da byle inandrc sahte bir yz ve sesi tayabileceini anlamaya almaktan yorgun dmtm. Bu benim iin zel bir gece. Ne demeye alyordu kim bilir? Neyse ki, 'yi ki dodun Gnnar' arks imdadmza yetiti, klar snd. Az dolusu bararak, arkya katldk: Mutlu yllar sanaaaa!!!... Iklar yandnda, tek mum ve krk alt adet kk kt bayrakla sslenmi, dev bir pasta grdk. Bayraklarn tm de davetlisi olarak yaadmz lkeye aitti. Dorusu o gne dek, ya saysnda lkesinin bayrayla doum gn pastasn ssleyen bir yetikin grmemitim. Kald ki, seilmi zel insanlarn soykrm projesini tek bir ulusa mal etmek hakszlk olurdu. Byle ovenist olduuna bakma, rendiime gre Gnnar, ilk genliinde keskin bir Maocu imi. Sokaklarda 'Klassekampen' gazetsi bile satm, diye fsldad Romain. Gnnar m? 'Ne olmu yani?' bakyla bana glmserken, ayn anda pastasn kesen Gnnar' alklyordu. Ayn anda bu iki ii birden nasl baardn aklm almadan, hayranlkla baktm Romain'e. Hayranlk! Evet, hayranlk olmal. 95 Akn asl tanm, hayranlktr. Ve birbirinden farkl yzlerce hayranlk eidi vardr. Ak, hayranlk boyunca varolan, hayranlk kadar sren... Hepsi o kadarck ve o kadar ok. Bir yandan da An-ders'in inanlmaz erkek kalalar... Dorusu Romain'in kalalarna hakszlk etmek istemiyorum. Belki onun da kaslar gl, bedeni bakmlyd ama alc gzyle bakmamtm ki hi. Olumlu ilgiyi, gzel, farkl ve albenili olan eker. Romain'in kiilii, akl, yetenekleri, deneyimleri olaandyd ve ben bunlarn yansmalarn hayranlkla seyrediyordum. Bu sylediklerimde Anders'in aklsz, yeteneksiz olduu antrmasn aramak yanl olur. yle deil! Fakat onun yakkll, cinsel ekicilii o kadar n plandayd ki, br zelliklerine sra gelmiyordu... Doa m, yoksa ben mi hakszlk yapyoruz?.. Sonuta ben de doann doal bir rn olarak... Nefis pastalarmz itahla yerken, sert kahvelerimizi de yudumluyorduk. Kuzeyde pastalar ahanedir. Kremalarnn hafiflii ve hasl, kullanlan kakao ve meyvelerin kalitesi, skandinav Pastalar'n rakipsiz klar: hmmmmm!..

te bak orada! Elimden tutup, srkleyerek Anders ve Jeanne'la sohbet eden ksa boylu, siyah al salar bann evresine salkm saak dalm, tuhaf, gen bir adama doru iteledi beni Ro-main. Onu daha nce de grmtm. Roni, ite sana szn ettiim stanbullu Afife Pir bu! Haydi tann bakalm! Ortada yle kalakaldm. ok ho bir durumda olduumu kimse iddia edemezdi tabii. Eh, herkesin bir kusuru, bir defosu oluyor ite. Demek Romain'inki de buydu! Merhaba Afife, naslsn? dedi Roni. Bunlar Trke, stelik aksansz, tertemiz bir Trke'yle sylemesi beni artt. Artk Trkiye'de bile bylesi has Trke sesler tkenmekteyken, armak konusunda abartl olduum dnlmez, sanyorum. 96 Byk dedem bir Rus Yahudisiydi, tpk Romain'inki gibi, diye aklad Roni. yle mi? Hi bilmiyordum. Babam Trk Yahudisiydi, soyunda spanyolluk var. Annem Amerika'ya yerleen Rus dedemin torunudur. Ben stanbul'da dodum, Trke'yi orada rendim. Mkemmel konuuyorsunuz, dedim kvanla. ana dilim vard, ama en ok babaannemin Trke ninnileriyle uyurmuum. Annem, ben bebekken bizi brakp Amerika'ya dnm. Annemi hi tanmadm... Ben Amerika'ya yerletiimde, artk annem orada da deildi... Anneler, anneler, anneler... Ve tabii oullar... Trke konutuumuz iin merakla bizi izleyenler vard. Roni, Chagall'n torunudur, diye kestirmeden sze dald Romain. Anlamad bir dilin onu daha fazla dlamasna engel olmak isteyen bir ton vard sesinde. Resimlerini mutlaka grmelisin, dedi Jeanne hayranlkla. Chagall'n resimlerini kim bilmez, ou ba aa, naif figrler... kocaman buketler, melankolik palyaolar, dsel hayvanlar, uuan sevgililer ve cvl cvl vitraylar... Roni'nin resimlerini, diye yardm etti Romain. Roni Chagall'n. Mzik sesini o zaman ayrmsadm ve nicedir dans etmediimi dndm. Anneannemin

genleriyle bana tanan ritmin en ileiyle donanm bedenim kmldanmaya balamt bile. Sevindim. Dans edelim mi? Elime yumuack dokunan eli tuttum, o gece dans pisti olarak kullanlan restorann gbeine doru yrdm. Ro-main'le dans etmek dncesi... 97 Anders'ti. Benimle dans etmek isteyen ve piste getirdiim erkek Anders'ti. Zarif hareketlerle belime doland, yumuak, ama kararl tuttu beni. Boyunun uzun olmas bir sumu gibi zr dileyen baklarla bakt. Kokusunu duydum o srada, tanmadm, hafif, taze, yksek dalardaki yanl yeillikleri artran, gen bir koku. Heyecanlandm. Kollarndan, nce elime, sonra tm bedenime akan elektriin okuyla gevedim. Byle yakkl, byle ekici bir erkekle dans etmenin tadyla, keyiften atlayarak dans etmeye baladm. Keyiften atlayarak... Beatles, 'Let it be' arksn sylyordu teypte. Ne ho, aman ne ho... Dudaklarmda apal bir glmsemeyle An-ders'in kollarnda dndm. O beni beeniyor muydu? Ayn heyecan paylayor muydu? Hi sorgulamadm. ok zel bir and ve bunun bir parasn bile karmak istemiyordum. Ama kat! Koluma iddetle arpan bir baka kol canm actt. Ro-main'in Jeanne'la dans ederken, yanllkla bana arpan koluydu bu. Ah ok pardon, zr dilerim! Gz gze gelince, d krklnn resmini grdm. Mavi, marur baklarnn keder ebatm rengindeydi. O kadar basit deildi tabii! Konuyu 'iki erkek arasnda kalan kadn' olarak ilemek, Anders ve Romain'e olduu kadar, kendime de yaplm bir hakszlk olurdu. nk sorun, kavramlar, deerler ve gereksinmeler dzeyindeydi. Genlik, gzellik, cinsellik ve zarafet bir yanda Anders ad altnda; zek, cesaret, kltr, hu-mor ve efkat br yanda Romain ad altnda belirmiti. Problem, hangi erkein seilecei deildi. nemli olan, Afife Pir gibi bir kadnn bu deerlerden hangisine daha yatkn olduuydu. 98 Peki neden ikisi bir arada olmasn? Ah hayr, bir okelilik preldne hazrlk deil amacm, bir kadnn gereksinmelerine tarafsz bir bakla anlalacak gerekleri sorgulamaya... Belki yeri ve zaman deil ama... Peki ne zaman?... Sonraki dans Romain'le yapamadm. Cici damnz sonraki dans iin dn alabilir miyim Msy Noreg? Birincisi, 'cici' sfatnn yklendii yapmack sevimliliin ii bo gelir bana. kincisi, yetikin

bir kadnla dans etmek iin bakasnn iznini istemek can skcdr. ncs, An-ders'e hitap edilen bu soyadn ilk kez duyuyordum. Gnnar'la dans etmeye baladmda neeli bir polka mzii duyulmaya balamt. Yeiller size ok yakm Madam Pir. Ah-ha! Demek Gnnar da kompliman yaparm. stelik polkayla canlanan ne de evik bir bedeni varm byle. Sizinle bir trl ba baa kalp, konuamadk Madam. Eyvahh! ... Sizin brlerinden daha farkl ve uyumlu olduunuzu biliyoruz. Ka kiiler, kimler? Ve... nasl nasl, ben mi uyumluyum? Hayr, hayr kalbimi krmasna izin vermeyeceim. Biliyorum, size byk bir hakszlk edilmi. Siz ne onlar gibi bir bakas olduunuzu iddia ediyorsunuz, ne de 99 Birlemi Milletler Orgt'ne kar gizli gizli yrtlen sabotaj almalarna katlyorsunuz. Hayr, asl bu hakszlk! Hibir yere 'ait olamay' zelliim, burada bile n plana km, 'seilmi zel renci' dostlarmdan farkl olduum dnlyordu. Bunun bir baka anlam sakn normallie yakn olmak falan... lk nceleri, isyanc lider Romain Kacew'i yumuatmak yeterli olur sanmtk. Ama onun gcn kmsemekle hata yaptmz anlam bulunuyoruz. kinci polkay da Gnnar'la yapmak durumundaydm. Anlattklarndan yeni bir eyler renmek umudu belki de... Msy Kacew yle zeki, yle usta ve etkili bir adam ki, sandmzdan abuk davranarak, ok geni bir kitle zerinde egemenlik salad. Egemenlik mi? Ah bu normaller! Neden her eylemin iinde ille bir g ya da cinsellik unsuru olabilecei saplantsy-la dnyalarn iyice daraltrlar? Biliyorsunuz Madam Pir, o kendini yazar Romain Gary sanyor. Dahas, kinci Dnya Sava srasnda eker hastalndan len annesinden hl mektuplar aldna inanyor. Oysa dzenli olarak postadan kan ve svire'den postalanan mektuplar aslnda kendisinin yazdrtp, postalattn rendik biz. Annesi lm m gerekten? Hayr, hayr, Gnnar'a inanmamalym!.. Days ile annesinin ensest ilikisi olabileceini antran yazlar yazyor, nce Lesley Blanche, sonra Jean Se-berg'le evlendiini, hatta sve Kral II. Gstav'n nnde tenis oynadn iddia ediyor. Annesinin ld doruysa, bu Romain iin byk bir ykm olur.

Kadnlar zerindeyse apayr bir etkisi olduunun herhalde farkndasnz Madam? ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES 100 te bu doru! Kadnlar ok iyi tanyan ve son derece deneyimli, apkn bir erkek o! Kendini Jeanne d'Arc sanan Tuula'yla ilikisi srerken, onu pahal Fransz araplarnda yzdryor, Donna Quijote olduunu sanan Carmen'e her sabah taze, krmz bir gl gnderiyor. Anais Nin'in ruhunu tadn sanan Brooks'a kutu kutu domates salas ve Kodak filmi yollatyor. Erkek giysileriyle dolaarak, kendine George Sand havas verdiini sanan Aurore'a, Chopin CD'leri, albmleri yadryor ve tabii size de Madam... Nefesimi tutup bekledim, bunca 'seilmi zel kadn'a bylesi zel ilgi salamasyla iyice gzme giren Romain, acaba bana ne yollatyordu? Normal erkekler, normal kadnlarn bile gnln almay beceremezken, Romain... imdi de sizi zorluyor Madam. En zayf ynnz kullanarak, sizi elde etmeye alyor, nk siz en gen ve deneyimsiz... Bana ne yolluyor, Dr. Gnnar? akn baklaryla yzm arayan Gnnar, bir ara benden kukuland, sonra artk uluslararas ne kavuan masum baklarma teslim oldu. Baudelaire ve Rilke iirleri tabii ki... Sustu. Eer Pukin'inkileri sevmi olsaydnz Madam... Demek onlar yollayan Romain'di. Fakat Romain daha renkli, daha neeli ve heyecanl iire yakndr, dedim. Sesimde kesinlikle Romain'in korumaya hazr tnlar vard. Sonunda beni yakalamaktan honut ekledi Gnnar: Yanlyorsunuz. te ok gen ve deneyimsiz olmanz... Artk beni bezdiren genliimden de, toyluumdan da... Aksine yle karamsar, umutsuz ve yalnz ki... Msy Romain Kacew ya da kendini zdeletirdii adla Romain 101 Gary, zeks, yetenekleri, uzak grll ve zengin deneyimleri yadsnmayacak bir insan. Ama bu zelliklerinin bedeli olarak yitirdii safln, inancn ve heyecann eksikliini, aslnda o keskin espri gc, hayran olunacak zeks ve zgveniyle rtmekte, smsk gizlemektedir. Onu kskanyor, ama hayranln da gizleyemiyor, diye geti aklmdan. Moliere ve de Bergerac, Mozart ve Salieri zerine yaplan konumay anmsadm. Bir an iin Gn-nar'n da ok kt biri olmayabileceini dndrten, acmaya alan bir duygu doldu iime.

Madam Pir, sizden bizimle ibirlii yapmanz isteyecektim. Efendim? Msy Kacew size gveniyor, ayrca, biliyorsunuz size delice tutkun. Romain bana delice tutkun mu? Kt bir eyler olmadan, tehlikeli oyunlar cannz yakmadan, acele etmelisiniz Madam! Bu sesteki tehdit tonunu ayrt edebilmek iin yal ve deneyimli olmaya hi gerek yoktu. Onun da iyiliini dneceinizden hi kukum yok zaten... Artk Gnnar'dan kurtulmak ve sonsuza dek onu bir daha grmemek istiyordum. Bir Strauss valsi almaya balad; hangisiydi, baba m oul mu, bilmiyorum ama bir Strauss olduu kesindi. Bu gece Madam Pir ile dans ansn yakalayamadm. Acaba srada benden bakas var m? nmde k bir reveransla eilip, beni Gnnar'dan kurtaran beyefendi, Romain'di. Ve ister Kacew, ister Gary, hi umurumda deildi. Birbirimizin kollarnda umaya baladk, hibir ey umurumda deildi, mutluydum! Hi konumadan dans ettik. Sevginin aka ykseldii yerde, szckler albenisini yitirir bazen. O 'bazen'i yayor102 duk. Kimsenin, hatta bir keye mevzilenip, bizi gz hapsine alan Gnnar'n bile bu mutlu dans bozmasna izin vermeyecektim. Anders'le dans ederken eriyen bedenime eklenen beynimin yaratt derin coku, yanaklarm pembeye, gzlerimi aka boyamt. Uuyordum... O korkun sesi o zaman yeniden duyduk. ok yksekten den ar bir eyin, beton zemin zerinde yaratt derin, rktc, tok ses! Bu sesi ilk duyduumuzdaki gibi, donduk kaldk. Ltfen sakin olunuz Madamlar ve Msyler! diye ortaya frlad bir BM grevlisi. Madam Vigdis'in amar dolu torbalarndan birisi onunca kattan aaya dt, korkulacak bir ey yok. Korkulacak hibir ey... Brooks. Brooks yok! Diye fsldad Romain. evreme bakndm, tandklarm ve tanmadklarmla geceye katlan herkesi taradm,Brooks'u gremedim. Oysa birka dakika nce, onu Parveen'le birlikte tuhaf bir dansn dolambal figrne taklm, dnerken grmtm. Mzik kesildi, biraz fsldama oldu derken, sessiz bir sinyal verilmi gibi herkes usulca

Gnnar' kutlayp, odasna ekildi. Her ey on dakikada oldu bitti. On dakika bazen mthi uzun bir zaman birimidir. Romain de sessizce ortadan kaybolmutu. Tpk Brooks gibi. imi tuhaf bir yalnzlk duygusu kaplad. Sonsuz ve souk. im rperdi. ok souk ve eki bir meyve di etlerime demi gibi, iim ekildi. Kapma braklan iirler dt aklma. "Ruhun paralanp, zlnn bir tasviri" iniydi btn bunlar? Geceyi Anders'le geirdim. 103 Dlerimiz... Arzularmz... Tutkularmz... Ne kadarn gerekletirebiliyoruz isteklerimizin? Planladklarmz gerekletiinde ne kadar aslna benziyorlar? Kararlarmzn banda ve sonunda rastlantlar, zayflklar ve pimanlklar nereye kadar kontrol elinde tutuyor? Anders Grieg, bandan beri ilgimi eken, mthi yakkl bir erkekti. Fakat bylesi kiiyezel bir durum iin seeceim erkein Anders olmasna da karar vermi saylmazdm. Kararszdm. Daha vakit vard, acelem yoktu. Akn girizghndaki keyifli oyunlar atlamadan, yaamak merakyd belki... Evet, kararszdm. Beendiim iki erkek arasnda kararszdm ve akn saatinden habersiz olacak kadar da toydum. Kararszlk annda yaanan karklk srasnda kontrol benden kt ve artk beni yneten i-glerin elindeydi. Karkl yaratan da d-glerdi. -gleri kmsemek, kimsenin yaantsn daha kolay yaanr ve kontroll bir hale getirmiyor. Azck kararszlk, azck yorgunluk, zayflk ve/ya mutsuzluk annda insan ele geiriveren, bilerek beslenmemi bir fke, daha nce tanlmam bir kskanlk, akla hayale smaz bir tutku, gemiin perde arkasndan szm bir korku, mitsizlik eder... Normal insanlarn dedii gibi, "Bizi yneten bilinaltmz-dr" demeyeceim, ama i-gdleri asla kmsemiyorum. nk o gece, Gnnar'n doum gn partisinde duyulan o korkun sesten sonra, yanmda Romain olmasn isterken, 104 Anders'le odama km baka trl aklayamyorum. (lle aklamak gerekirse...) O gecenin ayrntlarn pek anmsayamyorum. Aklmda kalan, mthi bir gz doyumu, tenin sevinci ve bedenin cokuyla katld ok kvrml bir yolculuun glgeleriydi... yi bir yemekten tka basa doyarak kalkan ama hl gz doymam birinin tersine, sanki benim gzlerim doymutu da, hl atm! Gen ve yakkl bir erkein cinsellii coku yaratr. An-ders'in yaratt cokuyu bastran benim kararszlmd. Bir erkein yatakta zarif ve yumuak olmasyla, erkeksi-liinin azalaca grnde deilim. Hoyrat ve buyurgan bir yatak-ei yerine, yumuak, efkatli bir paylamc olanlar tercih eden kadnlar da vardr. nk byle kadnlar iin bedene giden yol, akln ve duygularn fethiyle gerekleir. Akl ve duygularsa, yataa girmeden ok nce soyunur ve seviirler; kalabalkta; sokakta, alverite, okulda, ite, mzede, uakta...

Allah kahretsin! Benim aklm ve duygularm oktan fetheden baka bir erkek vard ve insann akl fikri bir baka-sndayken karsnda dnya yakkls bir Grieg de olsa, yemekten a kalkyor ve olsa olsa adna biyo-cinsellik denecek bir eyler yayor! Neyse ki, bizler normal insanlarn MI GB oyunlarn oynayamadmzdan, 'sululuk' duygusuna da yabancyzdr. Kadnlar benimle deil, oluumuna en ufak bir emek harcamadm fiziimle ilgilenirler, dedi Anders yatakta plak uzanrken. Sesi keyifsizdi, youn bir yalnzlk yk tayordu. Yalnzca ikiniz beni, yani kiiliimi merak ettiiniz, bu gzelliin ardnda yatan grmek istediiniz iin ilgilendiniz benimle. Bir bakma doru bile saylabilirdi bu. kinci kadn kimdi peki? 105 Erkek tara toplar, dedi Anders, kusursuz, bembeyaz dileri sere serpe bir glmseyile ldarken. Kuzeyli erkekler aykken o denli utangatrlar ki, arka ceplerinde tadklar taraklar yere dtnde, eilip almaya utanrlar. Bu nedenle Kuzey lkeleri'nde sokaklar renkli erkek taraklaryla doludur. Erkek tara koleksiyonu yapan birini tanyorum, dedim. Glmsedi Anders. 0 glnce, serin ve yattrc bir rzgr esti odada. Tpk, taze naneli ikletin azda yaratt ferahlk gibi... Onun kusursuz plak bedenine, bir rmak gibi usul usul akan lale sars salarna baktm, okamak yerine iyice baktm, gzlerimin dokunma duyusunu doyurdum. Brooks Nin! diye ayn anda bardk ve gldk. Demek Brooks, Anders'in sevgilisiydi. Dorusu 'femme fatale'la, 'Apollon'un beraberlii tuhaf cinsel armlar yaratt bende. Dncelerimi bu konudan uzaklatrmak iin ar aba harcadm itiraf etmeliyim. Ben Brooks'u Parveen'le beraber sanyordum, diye geveledim. Parveen'in tercihleri farkldr! diye kesip att Anders. Onun, ilikiler hakknda benden daha bilgili olduunu anlamtm. Gizlice aklm kartran o soruyu sormak iin delirdiimi hissettiimde, nasl edip de sorsam sknts balad. Bana sorarsan, burada gerekten birbirine denk den tek ift var, dedi yataktan kalkarken. Carmen ve Cyrano. Peki Romain ve Jeanne? sesim titremi, rengim umutu. Anlamad, belki de anlamam gibi davrand.

Onlarnki yalnzca platonik bir ak. Jeanne'nn frijit olduunu sanyorum. 106 Anders'in bilgi ve ilgi alan beni ok artmt. Hayretler iinde kaldm. Fakat en artcs Jeanne'n soukluuydu, doruysa tabii... rendiklerimi hazmetmek iin zamana gereksindiimi hissettim. Brooks'un tarak koleksiyonunda seninki de var m Anders? diye sordum. Halbuki bunu sormay planlamyordum. Gld Anders. Hayr. O, sahibini hi tanmad erkeklerin taraklarn tercih eder. Dua girmek iin odadan kt. Sevgilisinin yataktaki scakl soumadan odada yalnz kalan kadnlar, banyodan gelen su sesinin eliinde ne dnr, neler hissederler? Nasl grnrler? Ben akndm. Giyindim. Dank odamda dolandm bir sre. Masamn zerine geliigzel braktm defterlerim, defterlere Trke yazdm sayfalarca soru gzme arpt. Ve o zaman grdm. Defterlerin zerinde deiik el yazsyla Franszca yazlm bir not vard. "Demek sorularn bunlard gzelim! G sorular. Beni arttn. Belki de ben bam evirdiimde bydn sen... Yaamak gzel, ama var olmak zor. O halde bylesi bir iin mutlaka bir nedeni olmal. Yoksa deer mi onca sfkn-t, ac ve hzne? Bence var olmann hakl nedenleri vardr. 1- Azck sevgi (eer), 2- Bir avu sevin (krnts), 3- Bir imdik kahkaha (sesi), 4- Bir beygir gcnde heyecan (titreimi), 5- Binlerde birlik anlay (sans) 6- Hi biriminde vefa (umudu), 7- aka niyetine dostluk (bir nisan) 107 Hem sonra, "Aa vardr/nsansa var olur".

Var olmak kendini yeniden yaratmaktr."* Ve... Ve aslnda her ey yalnzca bir akadr Afife! Hepsi bu. Sevgi ve efkatle, Senin E.A." E.A. m? Emile Ajar, dedi dutan yeni km yakkl Anders Grieg. Romain'in 'pseudonym'lerinden en tannm olan. Baka takma adlar da m var? Byle bir adamn mutlaka baka adlar da vardr. Vardr da ben bilmiyorum... "Bir ara lmden kamaya alrken, kendime yirmi tane sahte kimlik kart kartmtm." demiti Romain. Yakr! dedim glmseyerek. Onu ok seviyorsun! armam grndm. Demek ki, herkese belli ediyordum artk... Bykdedem sko asll bir diplomatt. Burada grevliyken, soylu ve ok gzel bir kza k oldu. Kzn ad Ni-na Hagerup'tu. Sizlerin yerli saydnz kuzeylilerden. Nina Hagerup benim bykannemdi. Sesinde ve baklarnda dolaan hayranlk, rengrenk balonlar olarak odaya dald, bamzn zerinde uutu. Bir erkein, bir kadna duyduu hayranlktan ok, bir erkek ocuun, yetikin bir kadna erken uyanm heyecannn gen kokusuyla odaya yaylan. Bykdedem, Nina'yla evlenip buraya yerlemi, sonraki kuaklar da tamamen bural olmu. Bende hi sko bir yan grebiliyor musun Afife? * Albert Camus 108 Baktm, gremedim. nk, dedi, gzel lacivert gzlerinde anneannesinin zeri sonradan renklendirilmi, asl siyah-beyaz hayalleri uuurken, nk, ak btn zamanlarn en gl vatandr! Demek o erkek gzeli, doal kadn tuza, hemcinslerinin kskanlk oda Anders Grieg buydu ve k olaca aslna uygun bir Nina Hagerup aryordu. Sahi neden benim beendiim

erkeklerin zerine glgesi dm bir Nina bulunuyordu hep? Kadnlar beni k olmak iin ok fazla yakkl buluyorlar Afife. Olumlu bir zellik bile ok fazla olduunda dert yaratyor... Sessizce giyindi, slak salarn savurarak ayakkablarn balad. Biraz mzik alacam. Seni yalnz brakrsam, kabalk etmi olmam, umarm? Onu yalnz brakan bendim; biraz utandm. Eilip, yanamdan pt. yi geceler Afife. Sklrsan gel, yazdklarm dinlersin. Gitmeyeceimi biliyordu. yi geceler Anders. Sessizce, btn varl gibi yumuack kt, gitti. Yatamn zerine oturdum. Heyecanlydm, ferahlam-tm, iin cvl cvld. Soluumu tuttum bir sre. Kalbimin gmbrts dnyann btn kentlerinden duyuluyordu. Nefesim tutulamayacak kadar byynce, yaman bir kahkahayla frlattm iimdeki kullanlm havay. k olmutum! 109 Agnostik ya da ateist olsanz bile, sonunda baz zel anlarda, 'acaba beni koruyan bir g m var?' gibi klie cmlelerin banzn iinden gemesine -hayretle de olsa- baka-kaldnz oluyordur. Ya da mucizeler... Yan banzda gerekleen, yaamnz deitiren mucizeler. Dostluk ve ak birer mucizedir! Gece yarsn filanca gee bir saatte, dokuzuncu kattaki odamn camna sarktlan bir taa sarl olarak yollanan davetiyeye uyarak, dokuz yz on numaral odaya gidiim srasnda byle dnyordum. Tehlikeli bir ataklkt benimkisi. Normal insanlar tarafndan bir araya toplanp, bilinli ve sistematik bir normalletirme operasyonu iin bir enstitde hapsedildiimiz anlalmt. Trmz ciddi bir yok olma tehlikesiyle kar karyayd. "Madam Pir, Sizi 913 numarada bekliyoruz. Ltfen acele ediniz. Dostlarnz." Sanrm benimkisi merak ve/ya saflktan ok, akt! Ak bam yle dndryordu ki, btn duygu hatlarm felce uram, zaten bizim gibi seilmi zel insanlarda ok az bulunan savunma, saknma ve gizlenme gdlerim yok olmu, yerini oluk oluk akan heyecan ve sevin almt. 110 Oysa bir tuzak olabilirdi bu. Bizler iin lm tehlikesinden daha fazla yok edici olan normalletirilme ileminin nemli bir paras olabilirdi. Ama ktm ve hi dnmeden frladm. Dokuz yz on numaral odann kapsn aldmda saat sabahn yd.

Kim o? Mthi seksi alto sesiyle kim olduumu soran Car-men'di. Biraz rahatladm. Benim, Afife Pir. Bir takm tkrtlar, belli belirsiz kouturmalar oldu. Beni upuzun ve ssz koridorun bir ucunda, gecenin en koyu vaktinde tek bama ve yalnz hissettirecek 'bir sre' beklemek zorunda kaldm. imden bir ses, aslnda Romain'i grebilmek umudunun beni buraya getirdiini fsldad utangaa... Biraz srtm ard. Kap aldnda, krmz ipek sabahlna sarlm, yorgun ama dank gzellii iinde bambaka bir prlt saan Carmen belirdi karmda. Bu, onun odas deildi. Bana kukuyla bakt. O srada bamn iinden geen 'beni koruyan birisi mi var?' cmlesini grmedi. Benim; Afife Pir, demek zorunda kaldm. 'Evet' anlamna ban sallad. Pek inanmam baklarla, kapy ancak yan yana geerek, ieri szlebileceim kadar at. Ben girdikten sora, telala koridoru kolaan etti. k, ipek robdambr iinde, fkeye alan bir dalgnlkla sigara ien Cyrano'yu grdm ieride. yi geceler Msy de Bergerac, sigara itiinizi bilmiyordum, dedim. Yeni baladm, dedi dalgn dalgn. Piponun keyfi kat son gnlerde... Sonra beni fark etti, ayaa kalkp elimi tuttu, Ah Matmazel Pir, iyi sabaha dorular! Yalnz mydnz? Mesaj aldnzda yalnz mydnz, baka bilen var m? 111 Kesinlikle, dedim. Oturun, dedi Cyrano odamdaki koltuun tpksn gsterirken. Elinde kahve perklatryle dolaan Carmen kendilerinin bilmem kanc kahvesini tazelerken, bana da mis kokulu kahve servisi yapt. Dnyann en gzel kokusundan biri, kesinlikle taze pimi kahve kokusudur. Yok oluyorlar. Tek tek ortadan kayboluyorlar. Bizi birer birer yok edecekler! Trmz kurutacaklar ve dnyann dengesi tamamen bozulacak! Bizi dinlemiyorlar m? diye panie kapldm. Msy de Bergerac zerinde oturduu kanepenin altndaki ekmecelerden birini ekti. Sklp atlm tuhaf bir cihazn paralarn gsterdi. Canlar cehenneme! diye grledi. Bu akam, o tatsz tuzsuz partide Brooks kayboldu. Gz gre gre kardlar onu.

Kalbim yrtlacak gibi gerildi, acd. Ya Romain? diye inledim. Birbirlerine baktlar, sessizlik upuzun uzad. Sizi armamz o istedi, sabrl olun! Tanrm sana bin kr! O yayor ve onu bir daha grme ansm var! Dnya d gc ve yaratc kaynaklar asndan hi bu kadar byk bir tehlikeyle karlamad imdiye dek! dedi Carmen ilk kez azn ap. Artk dnyann hibir yerinde bizi istemiyorlar. Soykrmnn byle uluslararas rgtleniindeki ustalk, ancak teknolojinin ilerlemesiyle aklanabilir. Onlarn uygarlk sayd teknoloji... Ph... Dz tabanlk, ta sktrlm kartopu dzenbazl yalnzca... Cyra-no'nun sesi ok fkeliydi ve gkgrltsn artryordu bana. ocukluumdan beri rktr beni gn atrdamas. Bu onlarn sorunu deil ki... dedi Carmen. 112 Sonuta ounlukta olan onlar. Dzenin, disiplinin, aktrenin ve tekdzeliin gvencesini tehdit ettiimiz iin bizi yok etmek isteyen de onlar. Eer ounluk, 'hak'kn tek ltyse... reme gdlerinin ilkel kalmas, onlara ounluk olma stnln (!) salasa bile, kendilerine benzemeyenlere katlanmay renmek zorundalar. Kald ki, ounluk olmak bir ayrcal deil, kalabaln adszln ve yabancl temsil eder. Tabii imgelemi olanlar iin... kisinin de ok kzgn olduunu anlamam, durumun ciddiyetini kavramam, yeryznn en istenmeyen canllar olduumuzu alglamam hzlandryordu. Islak ve souk bir gecede, gidecek hibir, ama hibir yeri olmayan birinin rknts doldu iime. Artk o farkl ve anlalmaz oluun mazohistlie alan buruk tad kaybolmaya balamt. Korkuya azck frsat verilmeye grsn, hemen akln ve fikrin zerine akar, rter, smsk kapatr. Kap bir ksa, bir uzun, bir ksa vuruldu. Gelen oydu. Uan bir trenin k hzna ulat srada, kapy atm ve kendimi bolua frlattm. Hogeldiniz Msy Gary, sizi bekliyorduk. Afife canm, iyi misin? Ellerimi tuttu, alev alev yanyordum. Kurtulacaz buradan, mutlaka bir yolunu bulacaz! Umurumda deildi. Mutluluktan sar, dilsiz ve krdm: ktm! Onu bulabildiniz mi Msy Gary? Ne yazk ki hayr. Ne ls, ne dirisi var ortada. Dahas Msy de Bergerac, sanrm bu

geceki kayp saymz ikiye ykseldi. Bir bakas? Korkarm Jeanne... Onu bulamadm... Madam d'Arc m? Aman Tanrm! diye haykrd Cyrano. 113 Demek Romain, Jeanne' aramt. Yreim incecik 'czz' etti. nce onun Msy G.G.'nin odasnda olacan sandm. Biliyorsunuz onlar 'ate' zerine ateli, uzun konumalar yapmaya baylyorlar. Ama yoktu. George'un odasna baktnz m? diye merakla sordu Carmen. Oraya da gittim, yoktu, dedi Romain zntyle. Aurore onu partiden sonra hi grmemi. Hibir zaman onu rakibem olarak hissetmemitim. nk ona olan hayranlm ve saygm yle youndu ki, yannda baka bir duygunun yaamasna yer brakmyordu. Jean-ne'n kayboluu beni sevindirmedi. Bir gn mutlaka olacan biliyorduk. Hepimiz, en bandan beri... Fakat 'normal' insanlarn dnyann sonunun elbet bir gn, ok ileride, filanca kuakta geleceine inandklar gibi sagrsz, gevek, sessiz, hazrlksz bekledik. Su tamamen bizimdir! dedi Romain. El ele, diz dize oturuyorduk. zerinde hl fraknn pantolonu ve gmlei vard. Gmleinin yakasndan iki dme alm, dmelerden de biri kopmutu. Yz yorgun, kederliydi. Ellerimi tutan parmaklar gergindi. Ltfen devam edin Romain, dedi Carmen. Beni yattryorsunuz. Szckleriniz ve tarznz ok etkileyici... 114 Cyrano ile ksack gz gze geldik, ne yapacan bilemez baktk ve sonra Carmen'i balamaya karar verdik. Teekkrler Madam de Cervantes. Ama korkarm, artk kendimi yattramyorum. nann bana en kts de budur. Bana bakt, sa kolunu dolad boynuma, neredeyse kucak kucaaydk. Sarldm ona. Ne gzel kokuyordu ak! Bizden imdi, burada ve tamamen kurtulmak istiyorlar. Dnya hibir zaman iinde olmad byk bir kmaza girdi. Siyasetin maskesi dt. Savalarn mimarlarn ocuklar

bile rendi. Sanat ad altnda dolaanlarn pek ounun, yeteneksiz, dalkavuk palyaolar olduu anlald. Irklarn din adamlyla grevlendirildiini de basnda izliyoruz. Bu durumda bizlerden kurtulmalar art, anlyor musunuz? Sustu. Derin bir soluk ald. Ellerimi skt. Eskiden bizleri tedavi (!) edip, savunma sistemlerimizi kertiyorlard. Bunun anlam iyilemek, normallemekti. Sonra yeniden piyasaya srlyorduk. Ama bu kez durum farkl. Bizim kadar, onlar iin de bir lm-kalm sorunu artk bu! Beni duygulandrdnz Msy Gary! dedi Cyrano. Aklma, soyumun yz ak olan o esiz adamn szleri geldi. zin verirseniz, hepinizin bildiine inandm szlerini yineleyeceim. Ayaa kalkt, bir elini kk saylmayacak, ama kendine pek iyi 'giden' gbeinin zerine koydu. abucak ve tamamen baka bir boyuta gei yapt. "Ya ne yapmak lazmm? (...) an olsun diye, mehur bir kitapya giderek, veresiye iir dergisi mi bastrmal? stemem eksik olsun! Acaba bulup bir alay sersem Meyhane kesinde dhi olmak m hner? 115 stemem eksik olsun! Bir tek iirle yer yer Dolap da herkesten alk m dinlenmeli? stemem eksik olsun! Yoksa bir sr keli Srma sal diyerek ge mi kartmal? Yoksa dm m kopsun bir Allann aptal Gazeteye bir eletiri yazacak diye her gn? stemem eksik olsun! (...) Ve ta son nefesinde Bile ekinmek, korkmak, benzi sararmak, bitmek iir yazacak yerde, ziyaretlere gitmek, Karsnda zoraki srtmak her abusun. Eksik olsun istemem, istemem eksik olsun! Fakat ark sylemek, glmek, dalmak hlyaya, Yapayalnz ama zgr yolculuk etmek aya. Gren gz, nlayan sesi olmak ve can steyince apkay ters giymek, karan Olmamak. Bir hi iin ya klcna veya Kalemine sarlmak ve ancak duya duya Yazmak, sonra da (...) Varsn boyun olmasn st kadar, Bulutlar kmazsa yapraklar ne zarar? Kavaklar sra sra dikilse de karna Boy ver, dayanmakszn, yalnz ve tek bana!"* Mthiti! Etkileyici, zeki, cokulu ve k! O derece kendisi, o denli aslyd ki, insanlarn asla deimeyecei, olsa olsa deien zamana ayak uyduracaklar gereini bir kez daha kantlyordu bana. Msy de Bergerac, klcn, tyl Gaskonya apkasn ve ona ok yakan izmelerini brakmt. Dneminin tiyat-ral, aaal slubunu terk etmiti, ama o yine ayn insand. ok cokulu, ok duygulu ve ok zel. ' Cyrano de Bergerac; Edmond Rostand (ev: Sabri Esat Siyavugil) 116 Belki de bizi yok etmeye alanlar, gerek kimliklerimize inanmayanlar u sahneyi grebilselerdi... Amaan canm ben de ok hayal kuruyorum... Aktan olmal.

Cyrano aynyd da, Donna Quijota ok mu deimiti sanki? O seksi, gl ve klyutmaz zrhnn iinde ocuktan daha saf bir ruhun, soylu valyelerden daha cokulu bir yrein ve JuUiet'le Leyla'dan daha duygusal bir kadnn yaadn hepimiz biliyorduk. Kimse onu ne Gaskonyal Roxane'la, ne de Tobosolu Dulcinea'yla karlatrabilirdi. O Madridli Carmen'di! Yerinden kalkt, grnmeyen bir tac banda drmemeye soylu bir aba harcayarak, elini Cyrano'ya uzatt. Havada son derece zarif biimde asl kalan incecik bilei, duygusallkla cinselliin kesitii o ahane noktada kavrayan Msy de Bergerac, tenin dudaklarla bulumasn salad. Onlarn ak bambaka bir tlsm tayordu. nk, hibir ak bir bakasna benzemez. Bunu bilmenin yaratt bilinli bir zenle o anan byl prltsn yaadk, belleklerimize tadk. lk toparlanan Romain oldu; Deerli Madamlar ve sevgili Msy, yapacak iki ey var. Bir: bizim trmze zg o deimez tavr korur, normal insanlarn saldrgan, agzl, apsz dnyalarnda kk karncalar gibi devinip, kvranmalarn izler, eleniriz. Bu bizim pasif, barl, kimsenin iine burnunu sokmayan, ancak kendi kendisiyle yaran, yzleen zel evrenimizin yapsna tamamen uygun der. Sylediklerinin kesinlikle doru olduunu kabullenmi baklar pay ettik aramzda. Bu durumda elenerek, kahkahalarla yok oluruz ki, bence hi sakncas yok! Yok olmay bu kadar kolay kabullenecek miydik?.. Bir de ikinci seenek var tabii... 117 Normal insanlarn lider araynda takndklar zavall baklarna benzer solgun klar gezindi gzlerimizde sanki: iim burkuldu. Kendi trmze zg yetenekleri kullanarak, bir oyun hazrlarz. Bu durumda onlar ok kzdrp, gazaplarn artrmak gibi bir tehlikeyle yz yze kalabiliriz. Ama... Devam edin Msy Gary, ltfen... Ama bir kurtulma ansndan sz edebiliriz. stelik sonsuza dek normallerin yzn grmemek ikramiyesiyle... Bu harikulade olur Msy Gary! Kulaa ne de ho geliyor! ok heyecanlandk. kinci seenei onaylamamz halinde, kaybetme ekincesinin bykln hatrlatmak durumundaym. Ayrca durumun onlar asndan nemini dnrsek, kaybetmenin yarataca prestij kaybyla oluacak morla kntsn yine bizim hesaplamamz gerekecek. Bilirsiniz, normal insanlar iin gsteri ve saygnlk, iin aslndan daima daha nemli olmutur. Yani, kurtulmaya almak seeneinde, hi alkn olmadmz, eskisinden de kt baz

durumlara gs germe riskinin bykln vurguluyorsunuz, Msy Gary. Tamamen! dedi Romain. inde bulunduumuz durumun ciddiyetini iitiyor, gryor ama alglayamyordum. Ak yanl zamanda fel etmiti btn duyularm ve ak bitene dek uyumu olarak kalacaktm. Akn saatini ayarlamak, en ok bizler iin olanakszdr! aresiz glmsedim. ok gzel olduumu hissederek, ok gzel glmsedim. Ak ok gzelletirir! Sonra dayanamadm ve bu halimle normal insanlara benzediimi dnp, kendime ierledim. "nsan en ok reddettii eye yakndr." derler. Acaba en ok reddettiim, korktuum normal olmak konusunda... 118 Kapda bir uzun, bir ksa, bir uzun, bir ksa; drt tkrt duyduk. rkildik. Roni, dedi Romain. Gerekten de gelen Roni Chagall'd. ok endieliydi. Msy G. G., dedi heyecanla. Msy G.G. yok! Kayboldu! ... Benim dmda herkes kaygl bir 'Oooooo!" ekti. Kimdi Msy G.G.? Daha fazla dayanamadm. Kim bu Msy G.G.? efkatle salarm okad Romain. Sevgili km, sana sz edecek vaktim olmad ki... imizdeki en yal 'seilmi zel insan' Msy G.G.'ir. O nedenle aramza pek katlamad. Aslnda odasndan hi k-maynn baka nedenleri de var tabii... Kim o? diye inledim. Artk her eyin dnda olmak canma tak etmiti. Tabii ki Galilei! diye birazck bkkn bir sesle fsldad Carmen de Cervantes. Galilei mi? O da burada m? Hepimizi buraya topladklarn sylemitim gzelim, dedi Romain gzlerinde her kusurumu oktan balam, beni olduum gibi sevmek andn imi bir sevecenlikle. Bunu ok gen olduum iin yapyorsa eer... Ben naslsa daima ondan ok gen olmayacak mym?... Ama artk yok! dedi Roni. Etti ! Diye iini ekti Cyrano. Neden odasndan kmyordu? diye mzk bir tizlik-le sordum.

Matematikiler, 'yeni dinsizler' ilan edileli beri, evinden hi kmad. Burada da srekli odasnda kalmay yeledi. Aristocular onu hibir zaman sevmediler, dedi Carmen. Tpk Jeanne gibi, dedi Romain. 119 Msy G.G., tpk Jeanne gibi kilisenin hmna uramtr! Yoksa? ... diye rkerek sordu Roni, Yoksa, nce kiliseyi fkelendirenleri mi yok ediyorlar burada? Ben bir Yahudiyim! diye haykrd ve korkulu gzlerle oday arand, benim zerimde kald gzleri. Sen Afife, sen de Yahudi misin? Trke konumutu. Trkesinin ne kadar gzel olduunu dndm yeniden. O srada umutsuzca benden vazgeti. Ama sen Yahudisin ! Ah evet! diye yorgun glmsedi Romain. Annem bir Yahudiydi, ama kilisede de dua ederdi. Bense gerek bir dindar saylmam. Bu konuda tpk Rilke gibi dnyorum. "Tanr benim iin bir gnl meselesidir!" Rilke mi? te kendini ele verdi, diye geti aklmdan. Rilke seviyorsun! dedim bilmi bir sesle. ne batm gibi irkildi herkes. Ne yapsaydm yani? Ro-main'le asla ba baa kalamyordum ve bu karklk arasnda her an deerlendirmek istiyordum. Baylrm, dedi sevgiyle gzlerimin iine dalarak. imdi ne yapacaz? diye haykrd Roni Chagal. nce Yahudileri, sonra hepimizi... Teker teker yok edilmeyi mi bekleyeceiz? Sessizlii seyrettik. Hayr! Asla!... diye grledi Cyrano de Bergerac. Tutup ikinci yolu, aacaz nmz, Kendimize zg yetenek ve Yaratlarla kurtaracaz kendi trmz Ah ile, vah ile yitirilmemeli zaman Normallere asla verilmemeli aman! u tehlikeye gelince, dillere dehet salan, Glerim kahkahayla, yzme kanl gl alan,

120 Yalnzca biridir bedellerinden, Farkl oluun normal dierlerinden. Yzyllardr ter bezlerimize tehlike, Alknz yaamaya birlikte. Demez dnmeye uzun uzun, Dnyamz ok farkl, yolumuz upuzun Son olarak, tabii ki ONUR! Bamzdaki grnmez tacn ad odur. Addr lmcl hastaln yokluu, Acmaz, kertir tm bakl! Eiliyorum nnzde, dnyann en sekinleri, Hanmefendileri, Beyefendileri, Davet ediyorum sizleri, Tehlikeye; kalem ve klca imdi, Koruyun yaratlar, farkllklar ve dleri, Yeryznn insanca zenginlikleri... Cyrano yalnzdr, tektir, Tm dilei farklln srdrmektir! Btn sessizliklerden daha derin bir sessizlik oldu. Hi konumadan, ayn-karar onaylamtk. 121 SON'a DORU "Btn yavru kediler, bydkleri iin lrler." Emile Ajar 123 ster sekin, ister onlarn deyiiyle 'deli', ne olursak olalm, kendi tarihimizde ilk kez oluacak bir toplu eylem sz konusuyken, ounluun onayn almak zorundayz.

Oybirlii! Dorusu bunun, bizim trmzde zel mutasyona urayarak, hibir Homo sapiens'te gelimedii kadar gelien bireysellik genine kar ilenecek genetik bir su olduunu dnmyor deilim. Ayrca, kiisel olarak anonimlikten ve ounluktan hi holanmadmn bilinmesini de isterim... Ama madem ki, biyolojik bir igd olarak da adlandrlabilecek bir duyguyla trmz korumaya karar verdik o halde bir kereye zg olmak zere br seilmilerin de onayn almak, oybirlii salamak durumundayz! 125 Bir diplomattan ok, evreci bir politikac gibi konutunuz!., diye kaln bir kahkaha att Carmen. O bir diplomat m? Bilmiyor musunuz Afife? lahi size yani... Brooks'la tant Kuzey Amerika yllarnda Msy Gary, Fransa'nn Los Angeles konsolosuydu. Demek Brooks Nin'le ok nceden tanyorlard... Ah yani, demek Romain ayn zamanda diplomatm da... Ben aslnda yalnzca bir jonglrm, diye dzeltti Romain. Yanma geldi, artk ok sevdiinden emin olduum uzun salarm okamaya balad. Dier btn uralarm, hepsi... annemi honut etmek iindir. Sessizlik davet edildi odaya. Sanrm hepimiz kendi ebeveynimizi, tamamen honut etmeyi asla baaramadmz anne ve babalarmz dnyorduk. Ve tabii aklmz Kaf-ka'nnkine kayyordu ister istemez. Onun devlet ve Tanr disiplininden, brokrasi tutsaklndan ok daha korkun olduunu byk bir yreklilikle ortaya koyduu ve mutlaka bir biimde yaantmzda beliren/belirecek anne-baba terrn anmsyorduk. Msy Kafka'nn Fantolt'ta ka numaral odada kaldn merak ettim aniden. Ona bugne dek rastlamamtm, ama sosyal birisi olmadn da biliyordum... Annemden bouna sz etmedim, diye sessizlii bld Romain. Onun anlatt ve u anda bize yarar dokunacana inandm, pek az bilinen bir olay size aktaracam. 'Bir olum olsayd, nasl bir anne olurdum?' sorusu bir korku filmi alt yazs gibi geti gzlerimin nnden. Annem bir Rus'tur, ama beni tam bir Fransz gibi yetitirmek iin, Fransz annelerden ok daha fazla emek harcamtr. Fransz htilali de onun gerek bir Fransz'dan ok daha iyi bildii konulardan biridir. 126 Baarm myd peki? Bana kalrsa, Romain bizler gibi ulusu, kltr ve kimlii evrensel bir insand. Fransz ol-maksa, yalnzca Nina Borisovskaya'y mutlu etmek anlamyla yklyd ve bu nedenle ok nemliydi.

Devrimci bir bakla, miskin saylabilecek Fransz kyllerini ayaklandran etkenin yoksulluk, bask ve eitsizlikten ok, avdar ekmei olduuna inanr annem. avdar ekmei? avdar ekmei, diye glmseyerek yineledi Romain. Bilmem, biraz biyokimya ve mikrobiyolojiyle cannz skar mym? Hepimiz ilgiyle onu dinliyorduk. Devrim ncesi moda olan, 'ekmek bulamyorlarsa, pasta yesinler!' biyolojik bir ifre olmasnd sakn? avdar mahmuzu deyimine ne kadar ainasnz bilmiyorum? Bir mantarn normal yaam evrelerinden biridir bu. Fakat bu evrede kalan mantar ok tehlikelidir, avdar ununda yzde bir dahi bulunsa zehirlidir. Peki bunun Fransz Devrimi'yle ilikisi neydi? 1788 knn ok souk getiini, ardndan da yap yap bir bahar geldiini syler annem. Byle bilgileri nereden edinir, nasl renir, asla anlayamammdr. Nina'nn srlarndan biri ite!.. Boazn temizlemek iin perklatrde yeni pimi kahve koydu fincanna, kocaman bir yudum doldurdu azna. Bekliyorduk. Yaz geldiinde, szn ettiim avdar mahmuzlar sarmt tarlalar. Yani o yln rn avdar unu zehirliydi! Fakat toplu lmlerden hi sz etmez normal tarih kitaplar? dedi Carmen. Ah hayr, daha ilgin bir olaya neden oldu zehirli avdar unu. nk, azdan alndnda beyinde etkili olan ve grsel-iitsel halsinasyonlara yol aan avdar mahmuzu, 1788 rnyle beslenen Fransz kylleri zerinde saldr127 ganlk etkisi yaratt. Ksacas, avdar mahmuzunun Fransz Devrimi'ni ciddi olarak etkilediine inanr annem! C'est a! diyerek gr bir kahkaha att Msy de Ber-gerac. Ayaa kalkt, odada gezinerek yksek sesle dnmeye balad. Fransz kylleri zerinde bir eit cinnet etkisi yaratan avdar ekmei, zamann ve konumun uygunluu gz nne alnrsa, isyankrl arttrarak, pekl tarihsel bir rol oynam olabilir! Neden olmasn yahu?.. Hah hah ha!.. Odadaki gergin hava yumuad, kaslarmz gevedi. Fakat bu yar-kurgu ykden alnacak 'hisse'ye bakarak, saldrganlmz artracak bir eyler imek asla ie yaramayacaktr, dedi Roni. Birincisi bizim saldrganlmz soyuttur, ikincisi Fransz kylleri, br btn kyller gibi

normaldir. Yani, ok ve abuk rerler ve ounluk olutururlar, diye ekledi. Kalemi klca dntrecek bazlarmz yabana atmaynz Msy Chagall! diye grledi Cyrano. Ah-haL Beyler, beyler, diyerek onlarn konumasn kesti Romain. ykm farkl yorumluyorsunuz. Biz, yalnzca onlar ok korkutan ve asla baa kamadklar iin bizlerden tamamen kurtulmaya altklar hazinemizi kullanacaz. Anlamtk. Hibir kalba, sansre, treye uymayan, smayan d gcmz, hayal yetimizi kullanacaz biz, dedi. Ayaa kalkt ve Cyrano'dan dn bir reverans yapt, Sevgili hanmefendiler ve beyefendiler. Bir oyun oynayacaz! 'Oyun' sz beni gldrd. Srlsklam k bir gen kadn glnce, kikir kikir bir ses kar, yle oldu; kikirdedim. Sakn M1 GB oyunu olmasn Msy Gary? diye sordu Carmen de Cervantes. 128 Unutmayn ki, ben deirmen gibi son derece somut nesneleri bile grmeM GB oynayamayan bir soydan geliyorum! Kald ki, soyut 'ey'lerle oynamak normaller iin daha trajik sonular yaratacaktr. Elbette, dedi Cyrano, Yalnz, sizin szn ettiiniz de herhangi bir deirmen deildi Carmen, onlar yel deirmenleriydi... Peki ya bizim oyunumuz? Bizimkinin bir eit halsinasyon oyunu olacan seziyorum, dedi Roni. Yanlsamalar ve sanrlar... Elenceli olmal, dedim neeli, cvl cvl bir sesle. Berbat bir ey sylemiim gibi baktlar bana. Bu bir lm-kalm oyunu Madam, dedi, Cyrano. Halbuki ben oyunun mizah yannn daha ar basacan sanyordum. Elbette yle olacak, ded Romain glerek.

Ama oyun oyunluunu bilmeli ve bizim de anmza yakmal! Bende bunu demek istemitim ya... Ad: Ben ok elendim: Hoakaln. Teekkrler!' Oyunun ad bu mu? Evet, dedi Romain, Je me suis bien amuse. Au revoir et merci. Desenize ok gleryzl bir ayrlk olacak bizimkisi, dedi merakla Roni. "Neeli bir lm de denebilir", diye glmsedi Romain. Jean Cocteau'nun bu! diye sevinle atldm. Romain'le gz gze geldik. Bir daha k olacam hibir erkekle byle gz gze gelemeyeceimi anladm. Bylenmi gibi, ylece kaldk... Ne kadar, bilmiyorum... Anmsayamyorum. Bilmek de istemiyorum. 129 Oyunun ayrntlar ve rollerimiz konusunda konumak iin daha kapsaml bir toplant yapmamz gerekecek, dedi Cyrano. rgtlenmekten sz ediyorsunuz, diye sevindi Roni Chagall. Organize olmak, bir gelimilik belirtisidir. Ah tabii, dedi Romain. Gelimi ve anonim bir eylem, diye ekledi kmseyen bir sesle. Sonra bana dnd, o kk odada oturduum koltuun nne diz kt, eski zaman klarnn yapt gibi, bir elimi avular arasnda yumuack skt ve kalbine bastrd. Afife sevgilim, sana 'Afife Pir nasl biridir?' diye soracak vaktim olmad. Ama insan sevdiini, en ok onun kendi azndan, gznden bilmek ister. Dorusu, bir oda dolusu bakalarnn nnde byle apak ilan- ak edilmesi pek houma gittiyse de, biraz mahcup olduumu yadsyamam. En azndan, 'imdi sras m?' diye dnecekleri sknts doldu iime. Akn sras olmaz Afife, geldi mi, artk vardr! Biz kalm, dedi Carmen usulca. Evet evet, hemen kalm, dedi Cyrano. Sesinde youn Gaskon aksan vard o srada. Fakat, henz her eyi konumadk, diye mzkland Roni.

Onlarn arasnda da zeki olanlar var, u Dr. Gnnar' sakn atmayn yabana! Canm gryorsunuz ki, klar ba baa kalmak istiyorlar. Bundan daha ivedi ve nemli bir ey olabilir mi? Ak Msy Chagall, ak!., diye heyecanla haykrd Cyrano. Hzn alamad, ayaa frlad; Kukusuz ak, ak kukusuz! Odur saran yrei coku Her bakta yaratlan o yaman duygu. 130 Ruhun syrlp karanlktan Sevgilinin gklerine ykselii Yasemin dallarndan kayarak yrein en gen saatlerinde titreyii Ve lmden zerre kadar saknmay! Ak, kukusuz aktr o! Soluklanarak d gcnn doruklarnda ilen yaam suyu lmszln zehirli fsltlarnda Ve sevgilinin pt aslnda Kukusuz ak, aktr kukusuz Ancak yrei plrse, plrse yrei duyulur sesi Ruhun gizli sularnda Sessizce uyuyan derinde Ak, kukusuz aktr o! plak bir iltifatn en latif Kvrmlarnda Harikulade, saf ve zarif Bana soracak olursanz tuhaf ve naif En olmazn oluru, kyametin neesi Ak, aktr o, tanrsnz eninde sonunda...

Cyrano de Bergerac'n heyecan, tarz ve itenlii yle gerekti ki, hemen bulayordu. Carmen de Cervantes, ayaklarnn ucunda ykselerek, Cyrano'nun kulana bir eyler fsldad, Cyrano titremeye benzer grltl bir lk att. Cyrano'yu dinlerken bir an bile gzlerini benden ekmeyen Romain, hi kmldamadan konutu; En derin iltifatlarm kabul ediniz Msy de Bergerac. Oyunumuza gelince, hi meraklanmayn, oyuna baladk bile... Sessizce ktlar. 131 ASIL SON "Grkemli senfonilerin ortasnda bir yerde beliriveren, yumuack bir flt sesini beklemek gibi bir eilimim vardr." Romain Gary 133 lk kez ptk. Gerek anlamda ilk kez dokunduk birbirimize. Bu dokunu, daha nce btn bildiklerimden farklyd. Anders Gri-eg'e dokunuumun tutkulu tenselliiyle ilgisi yoktu. Biz birbirimizin yreklerini ptk. "Ancak yrei plrse, plrse yrei duyulur sesi Ruhun gizli sularnda Sessizce uyuyan derinde..." O zaman apak anladm ki, ilk kez k oluyordum. Bencilim ben! LK'lerin gzelliine asla doyamayan, bu yzden sk sk bir LK servenine atlmaya hazr, gz kara bir bencil... 135 nk ili'lerin lezzeti pek zeldir, zgndr ve albenileri oktur. lk'ler zordur, yorucudur ama heyecanl, en nemlisi, glgesizdir. Hayaletlerden, glgelerden holanmayan, netlie nem veren birinin ilk'lere dknln aklamaya almak neden?.. Belki biraz normal insanlar gibi konutum ama bu kadar benzemenin de sekinliime zarar vereceini sanmyorum. Uzun ve derin pmeler arasnda, bir l susuzluuyla itiimiz, bedenlerimiz deildi. Biz sanki konumaya susam, birbirimizi tanyabilmek iin lgnca szsel bir sevimenin iine yuvarlanmtk. Bu da bir sevimedir; szcklerin dudaklardan aknn mziiyle yakalanan bir cinsellik... Bunun tad, bunun kokusu bakadr. Tercih edenler bilir.

Kimsin sen Afife? Nasl birisin? Neden btn yitirdiklerimi, hatta hibir zaman sahip olamadklarm byle capcanl, yrekli ve prl prl tayorsun gzlerinin derin sularnda? Ve hi tketmeyecek, asla yitirmeyecek gibi gvenli ve gvenilir... Onun yitirip, benim hi yitirmeyeceklerim mi? Kimdir sana adn armaan eden o kadn, o Afife Jale? Ve nasl biriydi o servenci korsan kaptan? Afife Jale, bykannem. Pir Reis, byk bykde-dem... Bilmek, her eyi duymak istiyorum. Onlarn btn pnarlarndan sana akan gzellikleri, yabanllklar, her eyi renmenin heyecanyla tutuuyorum. Anlat, her eyi anlat Afife... Anneannem hakknda her eyi bilmiyorum. Bildiim, cesur, asi, atlgan bir kadn olduudur. Bir sahne sanatsyd... duyarl ve ok krlgan... Duyarl ve krlgan? Hh... Nasl bir sonu var? 136 Hznl, yalnz ve mutsuz... Duyarl ve krlgan... Evet, duyarl ve krlgan... Sonunda? Ksa yaam, krk yandayken, uyuturucu ve akl hastanesi... Akl hastanesi mi dedin? Baktk ve ayn eyi grdk. inde bulunduumuz Cyrano'nun odasn at dncelerimizin titreimleri ve btn Fantolt'u kaplad. Akl hastanesi demek!.. Dudaklarmz smsk kapatp, yanaklarmz iiren kahkahay azmza hapsettik. Ks ks ks... Ama glm bir hzn duvarna arpt abucak. Yoksa?... Ama buras bizim sonumuz olmayacak Afife, dedi beni kucaklarken Romain ve sordu: Peki bilmediin ne? Onun devrimci, bilinli bir nc m, yoksa yalnzca tepkisel, serseri ruhlu bir kadn m olduu?..

Ah Afife, diye hibir eyi anlamam birine bakar gibi glmsedi, hogryle salarm okad. Krlgan ve duyarl ha?., diye mrldand. Evet, kesinlikle yleymi! Hi aynaya bakmadn m sen? Afife Jale'nin gerekte nasl birisi olduunu orada greceksin, aynada... Belki de haklyd, aynadaki suretimde kendiminkinden baka izler aramadm ilk kez hayretle ayrmsadm. Ne dncesizlik! Seni ilk grdmden beri bir baka krlgan ve duyarl kadn artran, o Camille Claudel baklarnn nedeni Afife Jale deilse, kim peki? Parmaklarn uzatp gzkapaklarma dokundu. Bir an iin gzkapaklarmn eriyip, onun parmaklarnn gzbebek137 lerime dokunduu hissine kapldm. LK kez birisi gzbe-beklerime dek ulaabilmiti. Ya br? Tam ad Muhiddin Pir, nl Gelibolu'da domu. Orada doan ocuklarn sudaki balklar gibi bydkleri, beiklerinin sandallar, ninnilerinin dalgalar, topraklarnn da denizler olduu sylenir. Ninnileri dalgalar, beikleri sandallar, topraklar denizler... Evet, yle. On yandan sonrasn tamamen denizlerde geirdi. Topraklar denizler... Baarl ve cesur bir kaptand. Sonunda donanma komutanlna ykseldi. Romain'in kucana oturmu, bam omzuna yaslam-tm. Yar yarya kanepe yataa uzanmtk. Henz o en gizemli, bilinmeyenlerin ve merak edilenlerin vaktindeydi ak ve bu yzden "ruhun karanlklardan gklere ykseli cokusu" tayordu. Anlatsana Afife, onun sonu nasld? hanetin soysuz zehrini iti! Pir Reis mi? Ta kendisi! Bir ihanet sonucu ldrld. Sessizlik. Kahire'de idam edildi. Sessizlik. Msr, diye fsldad Romain.

Orada Nil'e k oldum ben. Beyaz, ince bir dnce bulutu gelip aramza girdi. Ben, onun Nil'i dndn sandm, o da benim Basra Bey'i Kubad Paa'y dndm... 'Donanmay Basra'da terk etti' iftirasyla tek fermanla Pir Reis'i idam ettiren Kubad Paa'y... Oysa ikimiz de birbirimizi dnyorduk. 138 Hi Florida'ya gitmemi byk bykdedem, ama oray da haritasnda resmetmi, dedim dalgn dalgn. Benimse, Tatar, Rus ve Musevi atalarm var. Geleneklere ballk ve krlk gibi erdemleri (!) onlardan edinmi olmalym. Halbuki biraz Rus, biraz Yahudi, biraz da de Gaulle'c olarak tanmlyorlar seni, dedim. C'est tres comic! dedi. Komik! Ben bir Franszm! Sesinde kendine benzemeyen telal bir tizlik vard. Konuan o deildi de, yalnzca araclk yapyordu sanki. lk kez sesinde bir Rus aksan tnlad. Gerekten mi? diyerek stne gittim. Gerek? Oh-la-laL Gerek, realite, reality!.. Ah u gerekilik tutkusu... Dnp yzme bakt, yaramaz, hnzr bir glmseme belirdi gzlerinde. Gerekten nereli olduumu bilmek mi istiyorsun Afife? Evet, dedim pattadanak. Ama hemen ardndan caydm. Baklarnda parlayan ad konmam o ktan rktm. Bir insan ne kadar ok sevsem, ne kadar yakn olsam da, onun kendi alanna girmemem gerektiini unutmutum. Hayr, hayr istemiyorum, diye dzelttim acele. Ama ge kalmtm. Onu d krklna urattm dnp, iim szlad. Gerekten nereli olduumu bilen tek insan Nina Bori-sovskaya'dr. O da benim bir Fransz olmak iin doduumu syler. Bense... Ben, servenin, cesaretin, ruh anarisinin ve kahramanln lkesinde dodum. Oralym. ok mutlu grnyordu. Hi dokunmadm. Hatta ellerimi birbirine kenetleyerek, ii garantiye aldm. Yine de bir yanmla ona dokunduumu hissediyordum. Dikkatle baktm, gremedim. 139 Kukuya dtm olmuyor deil tabii... dedi,

Annemi ilk kez eker hastalnn halsizlii iinde grdm o gn anmsyorum. Gzleri kapal, yz bembeyaz, ba bir yana kayklm ve eli gsnn zerinde grnce; 'yaam, sanld kadar, annemin ileri srd kadar onurlu bir ura myd gerekten?' diye sordum kendime. Yant umduumdan abuk geldi, belki de kafamn derinliklerinde bir yerde hazr bekliyordu. Ve hemen kda kaleme sarldm. Bir yk yazdm, ad: 'Promete Olay ve Gerek'ti. nan bana, Promete olaynn ardndaki gerek o gn de oydu, bugn de ayndr. Promete olayna nasl atladmz merak bile etmedim, bizim sevimemizin cinsel gc szcklerin ehvetinde saklyd nk... Promete'nin serveniyle ilgili olarak bize anlatlanlarn tm, bugne dek anlatlanlarn tm yanltr Afife. Kuku gtrmeyecek kadar yanl! Ya da yle demek belki daha doru olur: yknn sonunu bizden sakladlar!.. . k olduu kadnla ilk kez ba baa kaldnda, Promete kadar ateli bir konu semek ancak Romain'in zeks iin olasyd. Ona ola hayranlm iyice byd. Atei Tanrlardan almak istedii iin, bir kayaya zincirlendii ve bir akbabann gelip onun karacierini yemeye balad kesinlikle doruydu. Ama gerein tm bu deildi... Gerek, ahh gerek!.. Tanrlar bir sre sonra aada ne olup bittiini anlamak iin yeryzne bir gz attklarnda, Promete'nin yalnzca zincirlerinden deil, o saldrgan akbabalardan da kurtulduunu grmlerdi. Yeniden g kazanmak ve gkyzne ulaabilmek iin... Masallarn sonunda bir prens pcyle dirilen gzel prenseslere sevinen kz ocuklar gibi, el rparak, 'Yaasn!' diye barmak geldi iimden. "Yaasn Promete'yi l140 dremediler!' Hi saknmadm ve ellerimi rptm. O da saknmad, beni kanepede brakarak ayaa kalkt, o k reveranslarndan birini yaparak, nmde eildi, Karacierim biraz rahatszdr Madam, dedi glerek. Bana byk ac veren bu rahatszlmn nedenini hemen aklamalym efendim! Belki on bin akbaba t bama, stelik midem de eskisi kadar salam deil artk. Ona bir ey olmasn kaygsyla hznlendim. zlmeyin sevgili Madam, yine de kendimi ok iyi hissediyorum. Beni kayalardan aaya yuvarlayacak o son gaga darbesini yiyeceim gn gelip attnda, gkbilimcileri arp, Zodyak'taki yeni yldz gstereceim;- kutsal akbabaya dilerini geirmi, kpek bal insana benzeyen yldz. Onu yanma ektim. Aslan bana benzeyen ban, gsme bastrdm ve sevdiimi fsldadm. Yeniden ptk. Benim ok kt bir huyum var Afife, diye fsldayarak itiraf etti, Birine balandm m, ondan ayrlmak beni perian ediyor. Byle olunca da okyanusa balanmak ok iime geliyor. Hi deilse o kolay kolay lmyor...

Annen mi? diye sordum sevecenlikle. Nina, dedi tutkuyla... Mektuplar gelir hl ara sra... Sustum. Annemin ldn sana da sylemilerdir, deil mi? Ph... Nina Borisovskaya lmm!.. Hah ha! Birlikte sustuk. Gzlerini kard benden. Mavisi gzlerinin suluboyayd o srada. Onunla ilgili olarak ok satatlar bana Afife. Anneme k olduumu, ecinsel olduumu, deli, kak, hasta olduumu falan... Bover bunlar... Eliyle kesip att. Ecinsellere dman olduum gibi bir izlenime kaplman istemem. Onlara kar deilim, ama onlardan yana da 141 deilim. Baz nl ibneler, her karlatmzda bana, gidip bir psikanaliste grnmememi salk verirler. Ya da iktidarsz olup olmadm konusunda bir uzmana danmam nerirler. nce purolarndan birini kartt, yakmadan bekledi. Kadnlara souk davranmamn nedeni, ocukluumda bamdan geen baz olaylarsa, bunun ksa sreli oklarla giderilebileceini sylyorlar. zin istedi ve purosunu yakt. Bu gm akman daha nce grmemitim. zerine 'Ivan M.'den...' yazs ilenmiti. Aslnda biraz hastalkl ve mahzun bir yapm var, bunu kabul ediyorum. Toplama kamplaryla, tutsakln bin bir biimiyle, hidrojen ve nkleer bombayla kar karya kalan amzda, karlamad hemen hemen hibir musibet kalmayan insanolunun, tutup kendini 'dzdrmemesi' iin de bir neden yok geliyor, bana, h? N'est pas Afife? Romain kafam kartrm, fakat beni yanltmamt. Yine bana yle geliyor ki, amzn insanlar, her eye karn yreklerinde temiz kalm bir ke bulundurabil-meyi baaryorlar. leride gerekebilir ve karlarna boyun emek zorunda kalacaklar bir eyler kabilir diye... Purosunu kl tablasna brakt, beni kendine ekti ve bedenimi okamaya koyuldu. Bu, son derece heyecan vericiydi. im rperdi. Ama mektuplar geliyor deil mi? diye sordum. Yine dilimi tutamamtm. ri bir kahkahayla gld Romain. lm, Afife; lm, sevgili km, ok ciddi bir itir. akaya gelmez! te bu yzden annemin lmediini sylyorum ben. Kimsenin kendisine inanmad koskoca bir dnyada yapayalnz kalm bir ocuk gibi

mahzun, garip, hakszla uram aklarla bakt bana sonra. Ona doru eilip, geriye 142 tarad salarn okadm. Bir 'Boa' olduunu sylemese, oktan bir 'Aslan' olduunu hissederek ellerimi geni alnnda gezdirdim. Annemin yaadn ok iyi biliyorum Afife! Sylediinin tamamen bilincinde gzlerini dikti yzme. Savata pilottum ben. Fransa yenilmiti. Her ey umutsuz, kark ve berbatt. Yaralanmtm, soluk almakta glk ekiyordum, burnumdan kan boanyordu. Tek bir isteim vard; otlarn zerine uzanp, orada saatlerce kmldamadan yatmak. Ama bunu yapamadm. Sanki annem yreime oturmu, beni ileri itip duruyordu. Aslnda bu doruydu da; o uaktan bu uaa koturup duran ben deildim. Grilere brnm, elinde bastonu, aznda Gauloise', yal bir kadnd btn bunlar beceren. Savamaya devam etmeye karar veren de oydu. Annemdi! Hangi savatan sz ettiini sormadm ama pilotluun da annesini mutlu etmek iin yapt ilerden biri olduunu anladm. Aslnda umaktan da, yazmaktan da ok holand besbelliydi. Artk annesinin arzular, dleri ve kiilii tamamen kendininkine karm, kimi zaman atp, kimi zaman btnleiyorlard. Kimin kim olduunu anlamak iin, asl Romain'i hissedebilmek artt. Karmda ateten gzleri akmak akmak olmuasna hasta grnen bu esiz adama baktm ve iinin ne denli g olduunu dndm. Birden onu korumak arzusu doldu iime. Ama onu annesinden nasl korurdum? Annemin yaad dorudur, dedi sayklar gibi. nk aslnda ben, annemim! Bu kesinlikle doruydu ve ben bunu bandan beri hissediyordum. Yine de rperdim. Ben, dedim kendimi bile artan, yumuack bir sesle, Ben en ok, sendeki seni seviyorum. Bendeki annem, dedi nekahat yorgunluunda bir sesle. 143 Ona, benim sevgim yeter, sesinde yine o Rus aksan vard. O srada iyileti, bana bakt ve ben grd, bana glmsedi. Sen Afife, sen, yllar nce yitirirken ok ac ektiim, ok zldm, ama daha fazla avularmda tutamadm gzellikleri artryorsun bana. Yanmdayken, yllardr hi umut etmediim bir avu imgelem salyorsun sen gklerime... Dahas... Dahas? Dahas, bunlar bana sunuyorsun!

Sesinde sevgi, dostluk, kran, mutluluk... Heyecanlandm. Ayrca gururlandm. Ama ona artrp, sunduum gzelliklerin ne olduunu bilmeden. Gz gze geldik. Yaarken, tam iindeyken tad duyum-sanan ve yllarca lezzeti korunacak bir mutluluk annn iinde olmann bilinciyle, doya doya tketmeye zen gstererek gzlerimizi birbirimize verdik. Telefon ald. Nedense hep byle anlarda telefon alar. Oysa dinlenme tehlikesi belirdiinden beri odalarmzdaki telefonlar kullanmyorduk. Onlar da birer telefon biblo olarak asl duruyorlard raflarmzda. Telefonu duymazdan geldik nce, ama srarla barp duruyordu o. Hi mi adalet yok, hibir yerde ve zamanda? Diye isyan ettim. Adalet mi? diye gld Romain. Ayaa kalkt, telefona uzand. Alooo? Ah siz misiniz Msy Nehru? Henz yeni balamtk ve ilk kez ba baa kalmtk, ama ksack srmt... Peki, bekliyorum, A bientt Msy Nehru. Telefonu kapatt. nemli bir ey sylemeye hazrland ve benim buna hazr olup olmadm lmek iin szd beni. 144 Evet? dedim sabrszlkla, Anders Grieg sana bir mektup brakm Afife. Ne olmu ona? Son kaybmz mzisyen Grieg, dedi Romain. Sesinde kedere benzetilmi ama bunun yeterince rtemedii bir baka tn vard; ne olduunu kartamadm. stemedim de. Bizi teker teker yok edecekler Romain! diye inledim. Yanma geldi, oturdu. Ellerimi tuttu. Ah ne kadar az yalnz kalabiliyorduk, ne byk bir karmaa iindeydik ve ne ok konuacak eyimiz vard. Anders'e ne yaptlar acaba? Titreyen bir sesle sormutum. Dilim, beynimin emrinde olmad zamanlarndayd. Uzaklara evirdi gzlerini, orada grdklerini anlatacakt besbelli. Lise bitirme snavlarna hazrlanyordum. Evrenin yaps zerine sama sapan bir eyler ezberliyordum. "Anne," diye sze daldm. Dinliyordu annem. " yl yksek renim, iki yl da askerlik..."

"Sen subay olacaksn!" diye szm kesti annem. "Tamam, ama yine de be yl var ve sen ok hastasn." Birden telaland. Beni rahatlatacak bir eyler sylemek istedi. "renimini tamamlayacaksn. Hibir eyin eksik olmayacak, merak etme..." "Ama ne demek istediimi anlamyorsun anne, sylemek istediim bu deil ki... Oraya ulaamamaktan korkuyorum. Yani zamannda ulaamamaktan, ge kalmaktan..." te o zaman sustu, dncelere dald. Uzun uzun ve telalanmadan. Sonra grltyle solukland, ellerini dizlerine dayad ve yle dedi: "Bu yeryznde, adalet diye bir ey var!" Annemin evrenin yaps konusundaki tanm, fizik kitabnda yazlanlardan ok daha mantkl, gvenilir ve ok daha yararlyd. 145 Sustu. Sustum. Sustuk. Nina Borisovskaya'dan korkmadan baktm ilk kez, onu grdm. Glmsedim. O bana deil, oluna bakyordu. Rahatladm. Kap bir uzun, bir ksa alnd. Yerinden kalkarken bana dnd, artk annesini grdm bilen baklarla bakt. Aramzdaki krk birinci kapy ardna dek amt. Antoine de pilottu, dedi. Onu tanyor musun? dedim heyecanla. Havada tantk, bilirsin o kk soylu bir uzaylnn peindedir hep. Bilmez miyim... Burada imdi, dedi gz krparak. F Drst ve iten olmann birbiriyle ilikisi hi de sanld kadar yakn deildir. Her drst davrann iten olduunu, her itenliin de drstln savunmak nereye kadar inandrcdr?

Birlemi Milletler'in kendi tarihinde ilk kez tam ounlukla uzlaarak hazrlad dnyann en seilmi zel insanlarn normalletirme ilemi baladndan beri gelien olaylar, belleimde ve notlarmda kaldnca yazyorum. Bu s146 rada itenlik ve drstlkten amamaya zen gsterdiimi zellikle belirtmeliyim. Fakat batan itiraf etmek drstlk ve itenliini gsterdiim gibi, ikisinin birbiriyle yaknl tartma gtrr bir konudur. unu itenlikle sylemeliyim ki, yazdklarmn arasna kendi drstlmden kukuyla kaplacak tek bir nokta bile koymadm. imdi, u anda bu satrlarn idkmnde bir kez daha anladm ki, yaananlarn bir bakasna aktarlmas srasnda yitenler, yaananlarn zdr ve aktarlanlarsa olaylarn kupkuru bir iskeletidir ancak... Aktarma biimi ve yntemi ne olursa olsun, bir olay yaamam birisine aktarma arzusu, en iyimser st noktasnda bile yalnzca bir fantazya olarak kalr. Bir nanik... Kald ki, ayn olay birlikte yaadklarmzla bile... Romain'le bir sevgili olarak ilk kez ba baa kaldm o gece, Parveen Nehru'nun telala odaya gelip, bana ilettii mektup, Anderes'in el yazsyla yazlm, bir eit veda notuydu. Acele yazld, fakat harflere bulaan hareketlerden, zerinde dolaan parmaklarn bir panikten ok heyecanla alt anlalan beyaz zarf korkuyla atm. "Sevgili Afife, Beni yalnzca doadan tadm gzelliklerden tr beenmediine inanyorum. Bu inanc yarattn iin sana minnettarm. Seni tanmann sevincine, abucak yitirmenin hzn karyor. Sonra yeniden buluacamz bilmek beni tekrar sevindiriyor derken, o zaman da birlikte olamayacamzn bilinciyle tekrar hznleniyorum. Yine de tercihin nedeniyle seni kutluyorum Afife. Setiin erkee ancak sayg ve hayranlk besliyorum. Bir bakas olsayd... Veya ben de kadn olsaydm... Fakat bunlarn hi nemi yok artk! Sevgiyle ve bylece kal Afife... Senin, Anders Grieg." 147 Duygulandm ve bunu gizleyemedim. Rengimin solduunu gren Romain, gzlerini benden karp, kar duvara tad. Kendimi sulu hissetmedim ama, insan eski sevgilisinden ald bir mektubu okurken (hznl, duyarl ve sevecen) yalnz kalmal, diye dndm. Tek bana! Kesinlikle... Baz mektuplar hi kimseyle paylalamaz! Aklma taklan bir soru da, Anders'in 'yeniden buluacaz' derken nasl bu kadar kendinden emin olduu konusuy-du.Yani, ben de mi yaknda yok edilecektim? ldrlecek miydim? Belki de yeniden yaam, bir reenkarnasyon ya da lmden sonra baka bir gezegen mi?.. Kararszlktan ok, kararszln arlyla bunaldm gren Romain, yzme bakmadan konutu;

Kayglanma Afife, artk biz de harekete geiyoruz. imdiye kadar annesine verdii birbiriyle tamamen elien btn szleri tutmay baarm bir adama gvenmek ne kelime, ona tamamen inanrsnz... Ve birine tamamen inanmak ok tehlikelidir! Ama benimkisi yalnzca akt; ak! Ak, en tehlikeli inantr. Ak ok cesur olmay gerektirir ve cesareti daima snar, hep zorlar! Bu yzden herkes k olamaz ve tehlikeye duyulan ilgi, genlik yllarnda daha youndur. Kimileri her zaman tehlike iinde yaamay seer ve kimileri hep gen kalr. imdi yanna en ok gereksindiin birka para eya al ve beni odanda bekle, olur mu Afife? vedilikle toparlanp, odadan kt. Acele admlarla koridorun sonunda, ancak elektrik arzas ve tehlike durumlarnda kullanlan merdivenlerin sakland kapya doru ilerledi. oktan merdivenlerden inmeye balayan Parveen'e yetimeye alrken, eliyle havada bana bir pcn resmini yollad. Ayaklarnn ucuna basarak, gzden kayboldu. Penceresiz, uzun, upuzun koridoru hep ayn renkte parlatan klarn altnda yapayalnz kalakaldm. Sabah olmutu herhalde... Ama koskoca J Blok'ta t yoktu. Bir gerilim 148 filminin frtna ncesi sahnesindeydim sanki. Birazdan Jack Nicholson elinde baltasyla belirecek, stelik arkasnda ona 'dur' diyecek bir Stanley Kubrick olmadan, azndan kpkler saarak zerime doru yryecekti. Bir yandan da duvarda beliren dev bir kanl gz beni izleyecekti... Bylesi zel bir geceden sonra, beni byle apar topar yalnz brakt iin Romain'e azck ierlediimi ayrms-yor, bu duygumun da normal kadnlara yaknlndan tr sklyordum. Yoksa u normalletirme operasyonu?.. O srada, beton zemine hzla derek arpan ar bir nesnenin yaratt o korkun, tok sesle zpladm. imdiye kadar duyduklarmn en iddetlisiydi bu. im titredi... Soluum hzland. Bu kez kimdi acaba? Kendimi yokladm; hl ssz koridorun ortasnda donmu gibi dikiliyordum. Ya Romain? Koarak odama yneldim. vediyle merdivenleri inerken, ilk kez asansre binme"diimi ayrmsadm. Bilinsizce onlar taklit etmitim. Peki Parveen'le Romain, onlar neden asansre binmemilerdi? Basnda nl normallerle yaplan syleilerde; 'Bir ssz adaya derseniz yannza ne(ler) alrsnz?' sorusu sk sk yer alr. Baucu kitaplarm, bir ie viski ve sevgilim, Walkmen'im ve kasetlerim yalnzca, 149 Tek bir iir kitab,

Kahve fincanm ve bilgisayarm, Mcevherlerim, parfmlerim ve minik kpeim, Eski fotoraf ve anlarm, Gnce defterim, kedim ve annemden asla ayrlamam, Dlerimi... Dlerimi alrdm yanma. Bunlarn ssz bir adaya gidecekleri falan yoktur tabii. Gitselerdi bile, 'ssz bir ada' imgesinde bile oktan belirlenmi baz zellikler vard ki, o anda iinde bulunduum koullarda beni imrendiriyordu. Her ay yle belirsiz, karanlk ve umut krcyd... Ve henz akn en erken saatinde, en tutkulu ve btn brlerinden en farkls olduu sansn-dayken... Bitmez, aydnlanmaz bir Kuzey sabah karanlnda, sonunun ne olacana dein hibir dnce ve imgemin olmad bir yolculua kmadan nce yanma ne(ler) alacaktm? Pasaport, kimlik(ler), kredi kartlar, fotoraflar, para, deniz ve kara ehliyetleri, temiz amar, defterler ve kalemler, Dostoyevski'nin hi yanmdan ayrmadm kara kalem byk boy portresi, Modigliani rprodksiyonlar, Mozart'n klarnet konertosu... Dndm ve karar verdim. Yanma hibir ey almayacaktm. Karar verince glendim ve zerimdeki o panikli korku kap, gitti. Olduum gibi; zerimdeki kazak, yn fzo pantolon ve ksa set izmelerim, parmamda denizci byk bykde-demin yz, yzmde anneannemin gzleriyle... gemiim, anlarm, kklerimden tadm genlerim, bilincim, bi-linaltm, korku, heyecan ve imgelerimle... ylece bekledim. Normallemeyi daima reddetmitim ve sonuna dek reddedecektim. Normal bir dnyada, kurallarn bendenizden) farkl birilerinin koyduu MI GB ve dier oyunlarda ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES 150 yer almayacaktm. Hatta bu bir barol olsa bile... nk bizim Seilmi zel dnyamzda her yaam zaten bir baroldr! Kararlla varan inan ve zgvenin yaratt dinginlik ve salk duygusuyla dirim kazanan bedenim iyileti. Odamda, kapal kapnn arkasna dikildim ve bekledim. Kendimi yle gl ve rahatlam duyumsuyordum ki. akn doal olarak altst edip, bulandrd i dengelerim ve gr alanm ald, netleti, dzeldi. Apak grebiliyordum nmdeki belirsizlii, ama bundan korkmuyordum artk. Aktan nceki kendime dnmtm. Akcierlerim ve midem normal ritminde almaya balad. Bir uzun, bir ksa, bir uzun, bir ksa tklatld kapm. Bunun kimin imzas olduunu bilmiyordum. Mors bilgimi yitirmitim o srada. Kapy atm. Carmen de Cervantes'in ba

dndren tatl baharatl parfmyle arptm ilkin. Hazr msnz Afife? diye fsldad nce, sonra odam gzleriyle sk bir kolaan etti. Elinde ufak, zeri ilemeli deriden, k bir anta vard. Msy de Bergerac biraz nce kayboldu, dedi. Yznde keder resmi yoktu, gzleri parlak, elleri hznszd. Salarnda panikten eser yoktu. Daha fazla aramadm. 'Demek son dme sesi o yzden ok iddetliydi' diye dndm, ama Carmen'in bu kadar gl oluuna ardm da kendimden saklamadm. Carmen'in arkasndan koridora ktm ve orada Roma-in'i grdm. Romain'i grdm. Onu orada grdm. Roma-in'i... Gz gze geldik, birbirimizin baklarnda eridik. Ak ne gzeldi ve byle srlsklam k olmaya deecek bir sevgiliye rastlamak ne sekin bir anst! ... organlarmn ritmi hzland, gr alanm, buland, darald. Hi ikyet etmedim. Yannza bir ey almadnz m? diye fsldad Carmen. 151 v.: / .:. ";

Gzlerimin simsiyah n Romain'in gzlerindeki mavi prltdan ayrmadan, hnzrca glerek bam iki yana salladm. Gururlu bir sevgiyle glmsedi Romain. Haydi acele edelim! diye telala fsldad Carmen. Hi soru sormadan izledim onlar. Alt kat merdivenlerden inerek tketmek olduka uzun srd. Sonunda zemin kata vardk. k kapsna doru yneldiimde, Romain kolumdan tuttu ve beni koridor ynne evirdi. ardm sezince, kolumu brakmadan, yanmda yrd. araf ve havlu deitirme odasnn krmz elik kaps nnde durduk. Bir an iin tereddt ettiimi duyumsadm. Doru yerde, doru zamanda ve doru insanlarla m beraberdim, yoksa?.. Kukunun dumanl karamsarlryla skldm, daraldm, helezon bir sanc mideme oturdu. Kendi geleceimden ok, Romain'den kukulanm olmamn sancsyd bu. Cebinden bir elektronik kart anahtar kartan Romain, daha nce pek ok kez yaptn duyumsatacak bir rahatlkla kapy at. Beni ve Carmen'i srklemeye benzer devinimlerle odaya soktu. Romain'in el feneriyle aydnlatt ve iinde Vigdis olmadan yalnzca temiz araf ve havlularn dizildii masum geni bir mekn olarak grnen odann duvarlarnda oluan glgelere baktm. Glgeler beni grmediler, ben karanlktaydm. Temiz havlu ve araf odasnn arkaya alan depo kapsn da -ayn rahatlkla- aan Romain, yerde hi iz brakmadan yatan bir kapa kaldrd ve bizi zemin katn altlarna doru kapkara bir ylan gibi dnerek uzanan darack bir merdivene doru iteledi. ok karanlkt. Dokunma duyumu bile krletirecek kadar karanlk! Merdiveni el yordamyla bulmaya abalarken, ellerimi

tutan Romain, Kurtulacaz Afife. Oraya, sana geleceim. Sana... diye fsldad. 152 O karanlkta dudaklarm buldu ve beni pt. Nefesinde veda plerinin nergis kokusu vard. Yzmde slak bir rperti belirdi, dondum kaldm. Gelmiyordu! Carmen de Cervantes'in beni ayak bileimden aaya ekiine iddetle direnen bedenim, yukarya trmanmak, onun yanna kmak iin sert bir devinimle ahlannca, Romain beni itti, kapa zerime kapatt, kaln bir kilit sesi duyuldu ardndan. Git, git Afife. Acele et! Ltfen!., diye inledi yukarda. Alyordu. Alyordu Romain. Romain! Alamak, terlemek, haprmak ve/ya glmek gibi d etkilere kar bedenin verdii bir tepkidir yalnzca. brleri gibi, alamak da oluan koullarn yaratt yeni duruma uyum salamaya, bedeni fiziksel ve duygusal olarak rahatlatmaya yarar. Terlemeyi, haprmay, hatta horlamay ve glmeyi olumsuzlamayan normal insan kltrleri, alamay bir zayflk ve zavalllk, alamaya direnmeyi gllk olarak grmlerdir. Ve normal erkekler, zayf ve zavall yanlarn gstermekten ok korkarlar. Halbuki normal erkeklerin hep gl grnmek zorunluluu gibi ok zayf bir yanlar vardr ve normal kadnlar iin de erkein normali makbuldr. Romain alyordu. imde milyonlarca incecik tel kopmu gibi bir sarsnt hissettim; iim szlad. Ben de alamaya baladm. Aladm! Aaya doru kr bir uua getim; yuvarlanarak, kollarm, bacaklarm asma merdivenin kenarlarna arpa arpa,berelenerek, srklenerek, alayarak... alayarak... alayarak... Sanki saatlerce indim, dndm, aladm. Arzn merkezine kadar aladm, oraya dek indim, dndm, aladm, indim, dndm, aladm, indim, aladm, aladm, aladm, ok dndm, indim... 153 Yere bastmda hastalanmtm. Ak ayrlnn acsn yaayanlar, bilirler. ldrmez ama mthi zer, bitap drr ve nbetler halinde vurur. Tek tedavisi 'vuslat'tr. 'Vus-lat'n baka hibir dilde tam karl yoktur. 'Vuslat', en byk ve en gzel kavumadr! 'Zaman'n bu hastal iyiletireceini syleyenler, ak ve ak ayrln hi tanmamlardr. nk tedavi edilmemi bir 'ak ayrl hastas'nn zamanla iyilemesi olanakszdr. 'Zaman'n olsa olsa sakat yaamaya altrmak, bunu kabullendirmek gibi bir ilevi olabilir. Merdivenden inip, yere ayak bastmda etraf alacakaranlk loluundayd. Gzlerim altka, burann dev bir otopark olabileceini dnmeye baladm. Ciplerin, helikopterlerin, yar arabalarnn, tankerlerin ve daha nce hi grmediim ince uzun, yuvarlak yass, tekerleksiz tuhaf aralarn park ettii yamyass, dmdz, gz alabildiine bir

alan. O srada Carmen'in fsldayarak birisiyle konutuunu duydum. Arayp bulunca, tekerlekli bir sandalyede oturan bin yandan biraz daha gen, ak sakall bir adamla fslda-tn grdm. Buyrun Madam, gzlerinizi siliniz. Alayan bir kadn kadar yreimi yaralayan ok az ey kald. Grnnn tersine evik bir hareketle, tekerlekli sandalyesiyle yanma gelen yal adam, bembeyaz, ilemeli bir mendil uzatt bana. Mendil kolalyd ve zerine iri bir ift G harfi ilenmiti. Msy G.G., ite Afife Pir bu! diye fsldad Carmen. Demek, Msy Gary'nin dilinden dmeyen o gen hanm sizsiniz, dedi sevgi dolu bir sesle Msy G.G. Siz Galilei misiniz yoksa? diye haykrdm sevinle burnumu ekerek. it! Henz kurtulmadk! diye azarlad Carmen. Azck bozulur gibi oldum. 154 Tpk anlatld gibisiniz, dedi hogrl ve sevecen bir sesle Galilei. Yitirdiimiz pek ok eye henz sahipsiniz gen bayan. Msy Gary'e tamamen hak veriyorum. Elinizi verin bana. Ellerimi, krlmasndan korkuyormuasna zenle tuttu, parmaklarm tek tek koklad. Normal insanlarn Uzak Dou dedikleri Asya kltrlerinin masajlarndan birini uygulu-yormu gibiydi sanki. Gzlerinin ok iyi gremediini o zaman ayrmsadm. Gzelsiniz, alngan, duyarl ve gururlu... dedi keyifle iini ekerek. ini ekiinde sevdii bir iei koklamlk imgesi vard. Gzellik beni daima etkiler ve eller asla yalan sylemez! Ellerimi dudaklarna gtrd, hibir iz brakmadan pt ve iade etti. Cyrano'yu dndm... Gidelim, diye serte fsldad Carmen. Galilei'nin tekerlekli sandalyesini srd, onlar izledim. O dev otopark benzeri alan geiimiz uzun srd. Geni bir asansre bindik, k hzna yakn bir hzla yukarya utuk. Asansr durduunda bam dnyor, midem bulan-yordu. Asansr tutmasn ilk kez yayordum. Bizi gm lame bir uu tulumu giymi, ba kaskl, gzlerinde pilot gzlkleri olan bir kadn karlad. Bu gzlklerin tasarmnda daha ok bir maskeli balo esprisi vard. Kk gsleri ve darack kalalarna ramen, smsk tulumu iinde yine de seksi grnlyd. Hi konumadan Msy G.G.'nin tekerlekli sandalyesini asansrden kartt. Carmen'le birlikte onu izledik. Nereye?

Sonunda, helikopteri andran, yass ve tamamen effaf bir uu aracna bindik. Galiei bu tuhaf araca tekerlekli sandalyesi, kk, otomatik bir vinle tanarak bindirildi. Ke155 merlerimizi baladk ve bizi karlamaya gelen lame tulumlu kadn pilotumuz kk ua havalandrd. Karanlk bir Kuzey k sabahnda, Galilei, Carmen de Cervantes ve kim olduunu bilmediim pilotla birlikte uuyordum. Bir yerden bir yere doru... Uzun, upuzun, saatler sren bir uula... Bu kk ve tuhaf uan ne eit bir yaktla altn meraktan atlatacak kadar uzun, upuzun utuk, utuk, utuk... Her yer alacakaranlkt, yava yava aydnlanmaya balad ve sonunda prl prl d. tik bakta bana Karayipler gibi gelmiti. Grdklerim parlak, renkli, scak bir Kalipsoydu. Okyanus iklimi olmal, diye dndm. Plajdan bozma, derme atma bir piste konduk. nmeden nce grdm iri palet izlerinden, daha nce baka uan aralarn da buray kullandn anladm. Uuumuz ok baarlyd, hibir teknik sorunumuz olmam, lezzetli yiyeceklerden oluan kumanyalar ve mikro kabin tuvaletle her trl gereksinmemiz karlanmt. Tm uu srasnda kendi aramzda ancak gerekli birka tmce konumu, daha ok dnm, bolca da uyumutuk. Gizemli pilotumuz-sa, hi azn amamt. Ve onu grdm. Burnu krmzyd. Yanlar yeil, k doal ahap renginde, krekleri bembeyazd. inde ultrama-rine rengin o ahane mavi mor prltlarnda yanan metre156 lerce balk a vard. Beyaz oturak tahtasnn bir yannda, krmz ve mavi boncuklar bek bek sarkyordu. Yalyd ve olaanst albeniliydi. Karaya; parlak mavi ve yeilin oynat denizin, bambu rengi kumlarla birletii ahane plaja ayak basar basmaz grdm ilk ey, bu sandald. Kumlarn zerinde bir bana dinleniyordu ama akl fikri denizdeydi besbelli. ime derin bir dinginlik, katmanl bir nee ve ok gen bir serven duygusu yayld. Glmsedim kocaman. Nerede olduumuzu merak etmedim. Kuzeyin gzel beyazlna karn, yldran karanlk souundan be,belki alt saat uzakta byle aydnl bir yere gelmenin sevinciyle cotum. imi iekleyen, neeyle lklayan, umut renklerine boyayan bu mutluluun bysn bozmamaya karar verdim. Gzlerim de glmsyordu. Burada herkes iin ayr bir gnbatm olmal, dedi Carmen. O kaln, seksi sesini yeniden bulmu, glmsyordu. yle bir yerdeydik ki, yznde az olmayan birisi bile glmsemek zorunda kalrd... lerde yan yana dizilmi beyaz tepecikler vard. Tuz tepeleri, dedi pilotumuz. O becerikli, kk vinle Msy G.G.'nin tekerlekli sandalyesini uaktan indirirken, ilk kez konumutu. Mekanik, tekdze bir ses tonu vard. Eer bir android deilse, tandm birinin sesiydi bu... Tandm, daha nce kesinlikle duyduum... Ama kimin?

Sahilde bekleyen, ok zel, hatta tuhaf diye de tanmlanabilecek, kre tekerlekli bir sandalyeye hep birlikte Gali-lei'yi bindirdik. Yeni sandalyesini az gren gzlerini krptrarak ve elleriyle yoklayarak tanmaya alan Galilei, neeli, gen bir kahkaha att. Bu, kesinlikle Onun tasarm! Bir bakas bunu yapamaz... hah hah ha! ... Kesinlikle Onun ii bu! ... 157 Uzaktan flamingo srleri grnd. Szlerek, tuz tepelerinin nndeki plaja indiler. Pembe planktonla beslenirler, dedi kadn pilotumuz. Sakn bu sesi?.. Fakat olacak ey mi?.. Balk kokuyor buras, dedi itahl bir sesle Galilei. Gerekten de taze yemek iin acktm duyumsadm aniden. Arkamzda at arabalarnn zgn tekerlek ve at nal sesleri duyuldu o srada. Bir de ngrak vard. n, n, n... tkdk, tkdk... gcr, gcr... Dnp baknca, plajn bittii, iri aalarn balad toprak yolda doludizgin bize yaklaan k bir fayton grdk. Az sonra da faytonun srcs Msy de Bergerac'la bunun buruna geliverdik. Ah, ne sevindim..., ah, ok sevindim!... Geni, bembeyaz bir kahkahay, kvrak bir kement gibi bize att Cyrano; kahkaha hepimizi yakalad. Hogeldiniz dostlar, hogeldiniz! diye bararak yaklat, arabadan atlad, koarak yanmza geldi. ok salkl, keyifli ve cokulu grnyordu. nce Carmen de Cervantes'e yaklat. Dans edercesine uzanp, elini ald, dudaklarna gtrd. Eli uzun uzun pt. Sizi zlemle bekledim sevgilim, dedi. Sonra hararetle Msy G.G.'nin ellerini tuttu, skt. Deerli Msy Galilei En derin sayglarm Ltfen kabul ediniz. Pirmsiniz Daima ve sonsuza dek Doruculukta Bunu hep bildiniz! Bana dnd, elimi tutup, ksack pt. 0, bu ii iyi biliyordu. 158 Demek sonunda Msy G.G. ile tantnz sevgili Matmazel! Gerek dehann kokusunu almak da nemli bir erdemdir, sakn unutmaynz hanmefendiciim!.. dedi. Pilotumuz sert ve kesin bir hareketle dnd ve uaa doru yrd. Vedadan ok, teekkr edemediim iin rahatsz oldum. Oysa benden baka kimse rahatsz olmam grnyordu. Belki de o gerekten de bir androiddi. Belki de, beynini dnmek mutluluundan yoksun brakan 'emir kullar'ndan biriydi... yi ama onlar yalnz normal insanlarn arasndan kmaz

m? Faytona nce Galilei bindirildi. Cyrano, tuhaf sandalyenin arkasn katlam, kre tekerlekleri uaklarnki gibi gvdenin iine saklam, bylece sandalye klm, faytonun koltuuna abucak uyarlanvermiti. Biz de Galilei'nin karsna yerletikten sonra, neeli bir slkla iri ve salkl iki kr at harekete geiren Msy de Bergerac, ritmik bir Gas-kon trks sylemeye koyulmutu. Yola ktktan az sonra, bfzi getiren uan havalandn duyduk. O sonsuz mavi gkyznde grnd ve abucak gzden yitti gitti. Yeni dostlar getirecek, diye sevinle mrldandm. Evet, son partiyi, dedi Cyrano. Demek herkesi buraya getirmeyi baarmlard. O halde, Romain'i sandmdan da yaknda grecektim. Sevindiimi sylemedim; szck savurganln nlemek gerekir... Nerede olduumu bilmeden ve sorgulamadan, bulunduum yeri ve hali sevdiimi ayrmsadm. nk kendim gibi insanlarla beraberdim ve sevgilime yaknda kavuacaktm. Sandalyeniz Msy G.G., dedi Cyrano, Sizin iin zel olarak tasarland. Normal bilim adamlarnn ancak gelecek yzyl ortalarnda -bundan da kukuluyum ya- gelitirebilecekleri pek ok nitelii var. Farkndaym, farkndaym! diye gld Galilei. Leonardo, deil mi? diye ocuksu bir bir hnzrlkla sordu. 159 Elbette ya! Bilirsiniz kendisi daima ok meguldr, ama bizim 'Balkla Yzle' eylemine katlmak onu ok keyiflendirdi. Buraya gelir gelmez evinin atlyesine girdi ve size yetitirmek zere bu armaan sandalyeyi hazrlad. Greceksiniz, ok ilevli ve aerodinamik bir tekerlekli uak alt-nzdaki! lk gelenlerdendi demek ki... Ah, daima ok dnceli davranmtr 0... Leonardo Usta'nn aramzda oluuna heyecanlanmak yerine, 'Balkla Yzle' eylemi meraklandrd beni. Artk HEPMZN bu adada toplandnn ayrmndaydm. Bu yzden yeni adlar beni artmyor, yalnzca gvenimi ve sevincimi pekitiriyordu. Tam olarak anlam nedir bu eylemin? diye sordum ortaya. Romain'in parlak bulularndan birisi, diye apkn apkn gld Carmen. Ho adam, ok ho, ok ok zeki... Ama ne yazk ki... Sevgili Carmen! Ltfen braknz bu bo szleri!.. Sert ve fkeli bir sesle ilk kez azarlad onu Cyrano. Ne yazk ki ne? Ne olmu Romain'e?..

Sustular. Sanki birlik olmu ya da gizli bir iaret alm gibi aniden ve birlikte. Ne yazk ki ne!., diye bardm. Msy Gary mthi bir insandr Matmazel Pir, hepimiz onu takdir ediyoruz. Bugn bir cennet parasnda nor-malletirilmeden varoluumuzu en ok ona borluyuz, dedi Cyrano. Sesindeki kederli bir ton... Arabamz o ahane doal plajn hemen yanndaki toprak yolda ilerliyordu. Sol tarafta beyaza boyanm iki katl ahap evler grdk. Elverin kap ve pencereleri mavi, sar, krmz renklerle enlendirilmiti. Her keden saks saks iekler, rengrenk bitkiler fkryordu. Evlerin baheleri yeil imendi ve ok bakmlyd. 160 Buras bir ada olmal! diye sze girdim. Ve biz dnyann en sekin ve zel insanlar, 'Balkla Yzle' operasyonuyla normallerin dnyasndan kap, bir soykrmndan kurtulmu olduk. Ayrca, diye ekleri Carmen, Ayrca onlar artk tamamen kendi olanaklar ve beyin gleriyle ba baa brakyoruz. ok yalnzlk ekecekler, ook... hah hah hah!., diye gld Galilei. Fakat gl uzun ve dertli bir ksrk krizine dnt. Boulacak gibi ksryordu. Atlar kaln bir 'Haaaa!' sesiyle durduran Cyrano, evik bir srayla arabann arkasna zplad. Galilei'nin sandalyesinin sol kolunu rten gizli kapa kaldrd. Kapan ii onlarca dme ve ince hortumlarla donanmt. Di doktorlarnn su hortumlarn artran ince, uzun tp Gali-lei'ye veren Cyrano, zerinde 'aqua' yazan dmeye bast. Su iince, ksrk krizi hafifleyen Galilei, br kolun altndaki dmeleri de merak etti. Sa taraf daha teknik gereksinmeler iin hazrlanmt; notluklar, kalemler, boyalar, pusula, drbn, aralar, gereler... Her ey ayrca Braille alfabesiyle de yazl, dedi Cyrano gururla. Benim solak olduumu unutmam! diye sevinle haykrd Galilei. Leonardo dalgndr ama, dikkatsiz deil! Ayn gururlu ses konutu Cyrano ve iki dolgun kr ata 'dehhh!.. dahhh!..' diye seslendi yerine otururken. Atlar onu seviyorlard, hemen yola koyulduk. Bulunduumuz saat dilimine ve corafyaya gre sabah snmakta, leye dnmekteydi. zerimizdeki kazaklar, gmlekleri soyunduk. Gne, Kuzeyden geldiimizi hemen anlad ve utanga, solgun tenimizi okamaya koyuldu. Kimse konumak istemiyordu, soru sorsam da yant alamayacaktm besbelli... Sustum ve zlemle evreyi izleyen brlerine katldm. 161 Doa yle gzel, canl ve renkliydi ki, turizm cinayet rgtlerinin nasl olup da bu aday

unuttuklar sorusu, bir baka yantsz ve lmcl soru olarak beynime saplanp kalmaktayd. Kk bir apelin nnden geiyorduk. n bahesinde ince uzun beton kntlar grdm. Mezarla benziyordu. Acaba normal insanlar? ... apelin gen ats zerinde kck bir minare ykseliyor, en tepesinde bir de horoz figr dikilmi, ince ince dnyordu. Kk horozcuun dn, ipince bir metal g-crtsyla sevecen bir ninni mrldanyordu. Uykumun geldiini duyumsadm. apelin kaps olduunu dndm ok iri lale biiminde siyah boyal ksm, turuncu n cepheyle yaratt ztlk yznden derin ve gizemli grnyordu. lk frsatta bu apeli ziyaret etmeyi diledim. ok eski bir mezarlk, diye aklad Cyrano. lk gelenler spanyollard tabii... diye sinirli bir kahkaha att Carmen. Portekizliler, sevgili Madam de Cervantes Saavedra! diye dzeltti Cyrano. Sesi ciddi ve ard. Dorusu Latinle-rin soyad geleneine bir trl alamammdr. Ama hemen ardndan spanyollar, Franszlar, Hollandallar akn etmiler buraya. Yaasn uygarlk! DehhhL 162 Ve adann gerek insanlar da Hristiyan klelere dntrlm abucak, dedim. Eh, haliyle!., akac bir koronun, dalga geen sesiyle yantlad beni, atalar spanyol, Fransz ve talyan olan dostlarm. Tuz yataklarndan ok, o srada henz ne olduunu anlayamadklar baz madenler itahlarn kabartm, gzlerini kr etmiti. Ah ihtiras, ah dnyevi tutku! Ah maddiyatla iirilen ho gurur! Ah normal olmann iyiletirilemez s-radanl!.. Ah ve de ahh!.. Tiyatral bir zntyle derin derin iini ekti Cyrano. te bu yzden bizim uygar atalarmz birbirlerini ve adann barl gerek insanlarn yzyllarca krp geirmiler. Peki ama imdi neredeler? Hah haaa!.. diye ok keyifli, gevrek bir kahkaha frlatt gklere Cyrano de Bergerac. yle bir kamlar ki, dnp arkalarna bakacak vakitleri bile olmam, hah hah ha!.. Krlarn ortasnda, nefis ot ve iek kokusuna karan mis gibi taze toprak kokusunun eliinde yol alyorduk. O zaman elektrik direklerini grdm. Eski saylacak, normal insanlarn ulam anlayyla 'nc dnya' dedikleri lkelerde bulunabilecek denli modas gemi, ahap elektrik direkleriydi bunlar. Adada imdiye dek grdm renklere ve kokulara ok yaramlard. Yolun ilerisinde krmz kiremit atl, tek katl beyaz ahap ev grnd. Evler birbirine benziyordu, ama her birinin at ve n cepheleri farkl yaplmt. Arkalarnda yemyeil ykselen iri tepelerin eteine sere serpe yaylm z evlerin yeil ereveli pencerelerinden bazlarnda kahverengi panjurlar rtlyd. Buras rahatlkla bir skandinav ky olabilirdi...

163 Evlerden birinin nnde beyaz bir itle evrilmi kk bir mezarlk vard. Arabamz o evin nnde durdu. Hatta Vikingler bile, gemilerine binip, bu gzel aday ele geirmek zere yollara dmler, dedi Cyrano salkl kr atlar okayarak. Ermi Nina Seebergson, yoldan km Latin Katolikleri Protestan yapabilmek iin buraya yerleen dini btn Kuzeyli bir misyonermi! Mezarlktaki en yksek beyaz taa baktm. zerindeki minik beyaz melek heykeli umak zere kanatlanmt bile. Mezar tanda Ermi Nina'nn ad yazlyd. Tam azm ap, yaantma doluan Nina'lar ve ruhlar zerine konuacaktm ki, beyaz evin kapsnda, beyaz bermuda pantolonu, eflatun pamuklu tirtyle o en yakkl Anders Grieg belirdi. Anders! diye sevinle haykrdm. Koarak, ama Kuzeylilere zg sakin kou admlaryla koarak bana geldi. Afife, sevgili Afife! dedi, ellerimi tutarken. Faytondan eilip, yanandan ptm. Belime sarlp, incitmemeye zen gstererek yere indirdi beni. Sonra Msy G.G.'yi tekerlekli sandalyesiyle arabadan indirdi. Atlar zp, evin arkasna gtren Cyrano'yu beklemeden eve girdik. Anders'in kolunda yryor, buram buram yaylan albenisini kokluyor, kendimi daha gvencede ama bir o kadar da Romain'i zler hissediyordum. Evin ii, beklediimden ok daha geni grnd gzme. Yerler kahverengi cilal plak ahapt, duvarlar ampanya kp renginde badanalanm, bir resim galerisinden daha youn bir resim koleksiyonuyla zenginletirilmiti. Resimlerin ou orijinalleri kadar gz doldurucuydu. stelik imzalar da asllarna ok benziyordu. Acaba?.. Yoksa?.. Ama ya yleyse?... Gzlerimi yumdum. Bir gnde bu 164 kadar ok mucize beynimi zorlar diye gzlerimi smsk rttm. Oysa en dayankl beyin, seilmi zel insan beynidir. Evet, hepsi zgndr, diye fsldad Anders kulama eilip. Fakat bu Gaugen'ler, Van Gogh'lar, Modigliani'ler, Munch'ler ve Picasso'larla, Chagall'lar asllarysa, mzelerde sergilenenler? ... A bir kurt gibiyim ve bir fili yutabilirim!., diye grle-yen Cyrano de Bergerac yanmza geldiinde, hepimiz ackmtk. Mantar sufle, salata, scak sebzeli brek ve souk beyaz araptan oluan ahane yemeimizi yemek iin, masann bana oturduk. Masa oval biimli, kahverengi cilal maundu ve ok eskiydi. Masadan ok, masa rts ilgimi

ekmiti. Bildiimiz beyaz ketenden yaplmt rt. Fakat zeri bir milimetre karesi bo kalmamacasna ilenmiti. Beyaz masa rtsne aplike olarak ilenen onlarca, yirmilerce desen, yine beyaz renkteydi. Desenler birbiriyle simetri ve/ya btnlk telana kaplmak yle dursun, bunu hi dnmemilerdi bile. Onlar, beyazn stnde yalnzca kendilerinin grebilecei beyaz bir dansn motifleriyle ilgiliydiler. Beyazn rtt beyaz danslarn iyice gremiyordum ama, devinimlerin enerjisiyle porselen tabaklarmzn havalandn seziyordum. Bu enerji kesinlikle seziliyordu. Byle gzel bir baka masa rts daha grmemitim. Evin kk saylabilecek pencerelerindeki bezemeli yarm perdeler de beyazd. Beyaz stne beyaz ilemeli. Yemekten sonra meyve yedik. Bildiimiz meyvelerdi bunlar. Muz, ananas, eftali, zm. Fakat bildiimiz meyvelerden ok daha lezzetliydiler. O derece lezzetliydiler ki, normal meyve yerken hi kartmadm lezzet doyumu sesler kartmaya balamtm. Burada her ey doal ve zgndr Afife, diyerek sevgili bir bak yollad Anders. 165 Aslnda balk yemeyi dlemitim, dedi keyifle eftalisini soyan Galilei. Bunu unutunuz deerli Msy G.G., diye yantlad onu Cyrano. Burada etyemez bir yaam srdrmek hepimizin ilkelerine daha uygun olacaktr. Elbette kimse kimseyi zorlayamaz ok sevgili Msycm. Eer ok isterseniz kendinize kk bir hayvan iftlii kurabilirsiniz. Ama balk... evet balk sz konusu olunca... siz en iyisi balklar tamamen unutunuz! Ama ben zaten vejetaryen eilimli birisiyim ve yalnzca beyaz et yerim. O halde kk tavuk iftliinizi severek kurarm Msy Galilei. Fakat balk konusu farkl... Anders elinde taze kahve dolu kocaman bir kahvedanl- dnyann en gzel kokusundan biriyle birlikte masaya tad. te kahveleriniz, st ve ekeri de hemen getireceim. Ben ay iiyorum yalnzca, diye biraz sitemli konutu Galilei. Elbette efendim, hemen aynz hazrlarm, dedi Anders. Koarak mutfaa dnd. u balk konusu pek karanlk kald belleimde Msy de Bergerac? Sizi aydnlatmadan, izin verirseniz mzik konusuna eileceim, dedi Cyrano. Yeni CD'ler geldi mi Msy Grieg? Ah tabii ya, az daha unutuyordum, diye yantlad onu Anders. Elindeki yaprak desenli bir porselen fincan dolusu ay, Galilei'ye ikram etti ve gidip, geni salonun br ucunda duran antika bir dolabn kapan at. Dolabn iinde son derece modern bir mzik dolab gizliydi. Bu, aslnda zorunlu bir gizlilikti, nk mzik setinin keskin izgileri odann yumuak bezemine tamamen aykryd.

166 Birka dakika sonra bir Mozart yayld salona ve yeilliklerle glgelenmi verandaya. Yemek zerine ken o ahane gevekliin eliinde, kimimiz verandadaki hamaklara, salnacak koltua, kimimiz salondaki rahat kanepeye ekilip, 'siesta' ncesi keyfi yayorduk. Kahve ok lezzetliydi, kokusu muhteemdi. ncecik porselen fincanlarmzla Mozart'mz itik. Hi bu kadar byk, olgun ve grkemli bir aa grmemitim. Ne Fenerbahe'deki yz yetmi yllk sakz aac, ne Uluda'daki yedi yz yllk nar aac, ne Sierra Nevada'da-ki bin yllk Nemrut Aalar ve ne de Kk Prens'in Ba-obab Aac. Bu, hibirine benzemiyordu! Gvde, otuz metreden fazla iriliine karn, sanki hl nazl bir endamla ykseliyor, uzuyor, sonsuzluk duygusuyla ge kavuuyordu. Bana, iyi kalpli, alngan, duygusal, iri yar, hantal bir erkek aynn krlganlyla bakyordu. Oysa aalarn dii olduunu dnrdm. Yzlerce kolundaki btn ellerinin trnaklar, yeilin ok koyu tonlaryla boyanmt. Uzun, dalgal salar omuzlarna dklen dolgun, marur, alml, dev bir kadn ban imgeliyordu. Dedim ya, sonunda aalarn cinsiyeti hep diidir diye... Gvdesinin dallara uzanarak bittii yerde 'nasl?' sorusunu sormak iin ellerini iki yana am bir insan ifadesi ta167 yordu. Ama sorusunun karln alamadan dallar yukarya uzanm, oktan gklere varmt. Onurlu, kocaman, yal bir aat ve deniz kenarnda tek bana, dimdik dikiliyordu. Yalnzd, kimbilir ka yldr, ka yzyldr... Altn Aa, diye fsldad birisi. Ya da ben yle sandm. Aacn hemen yannda, koyun kk bir 'U' dnyle sonland yerde, plajn narin kumlaryla buluan bir tepe ykseliyordu. Ban elleri arasna alp, melmi iri yar bir adam figrne benzeyen bir kaya, dalgn bir heykeltra tarafndan tepenin zerinde unutulmu gibi durup duruyordu orada. Altn Kaya, diye fsldad nceki ses. Dinamik, neeli, buna ramen mesafeliydi. Altn Koy, adann en gzel yresidir... evreme bakndm, grnrde kimse yoktu. Gnein az nce batt yerde gm bir k yangn balam, deniz, gk ve toprak gme boyanmt. Prl prl, cam effaflnda, iinde elik morlarnn oynat bir gm beyaz. Ik yangnnn ucunda, ufukta bir yelkenli grdm. Altn Aa, dnyann en grm geirmi aacdr. yle yaldr ki, lmek istese bile lemez artk. Zaten aalar intihar edemeyen canllardandr! Benimle byle fsl fsl konuan kimdi? Bu kez iyice bakndm, arandm, yine bulamadm. nmde uzanan manzara yle albenili, yle esizdi ki, sesin sahibini o srada nemsediimi

sylemek geree pek uygun dmez. Onun yerine, aaca trmanmak arzusu yayld iime; yksee, en yksee, aacn en tepesine... Hi dnmeden zpladm aacn gvdesine, ama olmad. Dtm yerden kalktm, bir kez daha denedim, ancak beincisinde iri gvdenin zerine tutunmay baardm. Tuhaf bir ykseklik hrs sarmt iimi. Trmandm, trman168 dm, trmandm... Soluk solua, kollarm bacaklarm bereler iinde, ellerime dikenler batm olarak trmandm. Yksee, yksee, daha yksee... Dorusu bu denli evik oluum beni artyordu. ocukken aalara trmanmaya baylrdm ama o zaman bile bylesi evik olamamtm. Sonunda dev Altn Aa'n tepesine kmay baarm, oradan aday kubak seyrediyordum. O kadar da kk deildi. Malta'dan byk olduu sylenebilirdi. Kuzeyi yemyeil kk dalarda kumlu plajlara kavuuyor, tuz tepelerinin olduu kuzeybat yresiyse plak uzanyordu, sere serpe. Benim bulunduum bat blgesine doru doa yeniden canlanyor, yeiller parlyordu. Adann ortas daha ok evlerin youn olduu blgeydi. Dou yakasnda greni abucak byleyen bir yel deirmeni vard. Kanatlar beyaz, gvdesi krmz, insanda oyuncak duygusu uyandran, yeni parlatlm, gzalc bir deirmen. Hemen solumda eski bir deniz feneri ykseliyordu. Onu daha nce nasl olup da gzden kardma ardm. Artk kullanlmad besbelli, bo, sessiz ve yalnzd. Yal, ama bakml beyaz silindir gvdesinin banda, sar yaldzl bir balkonu vard. Balkonun mavi ereveli kaps akt. Deniz feneri, beyaz kaftan-l, sar yaldz trbanl bir Hintliyi andryordu. Bir ara balkonda bir hareket oldu, miyop eilimli gzlerimi ksarak, dikkatle baktm, ierde dans eden birini grdm. ncecik, simsiyah bir kadnd bu. ok narin, ufak tefek, 't' edip krlverecek bir bedeni vard. Mzii duyamyor-dum ama, dans eden kadnn btn dokularyla mzii alglad belli oluyordu. Dans kadn bir ara ierden kt ve mthi dansn balkonda srdrd. Kvrmlarnda derin, isel bir alakgnlllk vard, bir eit dini tren gizemi, tapnma teslimiyetindeydi dalgalanmalar. 'Deniz Feneri Dans" bu olmal, diye glmsedim. 169 Kadn da bana glmsedi. O zaman, simsiyah yznn stne kpkrmz boyad kocaman azndan inci diler sald. Sonra el sallad bana. Bunlar da dansn figrleri miydi, yoksa aacn tepesinde tnediimi grm myd gerekten? En nemlisi nereden tandkt bu kadn bana? Josephine mi? Sakn O olmasn? Yoksa O da?.. El sallamak iin kmldannca, zerinde oturduum dal atrdad. Can havliyle yandaki dala ttndm. Yarn gn batnmda gel, diye fsldad ayn ses.

Yalnz gel, Altn Aa'n altnda bekle! Bulunduum yerden adann hemen her yann grebiliyordum, ama bu yce aacn zengin dallar ve yapraklar tam altmda benimle konuan grmeme engel oluyordu. Artk iyice meraklanmtm ve bu kez mutlaka sesin sahibini bulacaktm. Eilip baktm; olmad, acele aaya inmeye baladm. O srada krmz, ok sert bir k gzlerimi kamatrd. Ellerimi siper ederek, bakmaya altm. Deniz fenerinin karsnda, zel k efektiyle aydnlatlmasna yapay bir rktcl olan bir ev seebildim. Rahatsz edici krmz-turuncu fosforlu prltlar iindeki iki katl ahap ev, sanki alev alev yanyordu, ama henz ate almamt. Adada daha nce grdm btn evlerde mutlaka beyaz renk kullanlmt, ama bu rkn olan tamamen krmznn tonlarna brnmt. Oymal gen atsnn dantelal bir rt gibi rtt n cephesinde, panjurlar smsk kapal iki pencere vard. Panjurlar turuncuydu. Krmz tahta itin evreledii bahe de tuhaft. Dikenli iri bitkiler ve sprge sal otlarla dolu, itici, dehetengiz... yi bir bir korku filmi iin gereken gerilim bezemi ustaca hazrlanm, hatta evin evresi konuya uygun mor bulutlarla donanmt. rperdim. 170 Sakn unutma, yarn gn batnmda, burada. Tamam, iniyorum. Artk u fsltnn gizemini zme vaktidir! vediyle daldan dala atlayarak, ellerimi kanatan dikenlere aldrmadan aaya inmeye, dorusu, kaymaya baladm. Birden yle hzlandm, yle acele ettim ki, iimde bir hafifleme, bir nane soukluu, hop eden boluk heyecan belirdi. Deceimi anladmda, denetimimi yitirmitim bile. Yreimde sert bir korku rzgr esti. Byle yksekten, bu kadar hzl dersem, kurtulmam olanakszd. Kurtulamazdm... Byle dersem, asla... Kurtulamayacam bildiim bir 'dme'nin iine yuvarlandm. Yuvarlandm, yuvarlandm, yuvarlandm. Sonsuz kadar ve sonsuzca dtm. Dtm, dtm. Dtm! Anlamtm; lecektim! lmekten ok, Romain'i birjdaha gremeyeceime zldm ayrmsadm, iim ezildi. Bolukta dne dne, iim ezile ezile dmeye baladm. Dtm, dtm, uzun uzun dtm. Yere derken grdm son ey, kumlarn zerindeki izlerdi. Altn Aa'a trmanmadan nce bu izleri grmediimden emindim. Gzlerimi drt ap, baktm; lmeden nce greceim son eydi bunlar. Grdklerim garip, ok yabansyd. Kumdaki izler, yerde dolaan balklarn izleriydi. Tombul, yirmi-otuz santimetre boyunda balklar yan yata yata yrmlerdi ve arkalarnda ayak izlerini brakmlard... Balk ayak izleri? Balk ayaklar?.. Balk izleri... zler... Beton zemine hzla derek arpan ar bir nesnenin yaratt o tok sesle topraa dtm. Zpladm, yeniden dtm ve ldm. ldm. 171

yi misin Afife? Baucumda dikilen Anders, aknlkla bana bakyordu. armakta haklyd. Bam yerde, ayaklarm, kanepede hafife amuda kalkm bir pozisyonda uyuyordum, yani uyanyordum. Dm olmalsn, korkun bir grlt duyduk aada... Dtm. Beni kaldrd, yeniden kanepeye yatmama yardm etti. Kt myd? D m, dm m sorduunu anlamadm. Berbatt, dedim bam ovuturarak. Kanepenin ucuna iliip elimi tuttu. Her ey daha iyi olacak Afife. Burada, BS Adas'nda, en azndan normalM GB davranmak zorunda braklmadan, kendimiz olarak yaama zgrlne kavutuk. Dnsene, dnyada bundan daha byk mutluluk olabilir mi? 'Bu olas m?' baklarm diktim gzlerine yattm yerden. nsana, 'kendi olma zgrl' bir bakas tarafndan verilebilir mi? Bu denli byk bir mutluluk ans var mdr? Hayr hayr, bu bir d, bir yanlsamadr olsa olsa... Ya da insann ancak kendisinin yarataca olanaksz baarmak kvancna bir zlem. 172 Bu kez baardk. Yzyllk tutsaklk bitti Afife. Aktre-sel, dini, ekonomik bask ve ikence son buldu. Sansr ve zdenetim yok! Burada biz bizeyiz ve bunun anlam; aramzda teek biiir normalin bulunmaddr! Btn bunlar gerek mi Anders, sakn kendimizi kandryor olmayalm?.. Yreim skacak gibi oluyordu. Ne olur syledikleri doru olsundu, ne olur, ltfen, ltfen... Geve artk Afife. Ve haydi artk inan bana! Burada her ey istediimiz gibi, bak greceksin... Beni yattrmak iin salarm okamak istedi, elini uzatt, ama daha eli havadayken, yanm gibi, acyla geri ekti elini. Yutkundu, boazn temizledi, az nceki sesini arad. 'Balkla Yzle' eylemi dnyann en nemli kltrel olayn yaratacak Afife, dedi dnceli bir ifadeyle. Kendini toparlamt. Sonular bir bomba gibi patlayacak bu kltrel depremin ayrmna vardklarnda, ok ge kalm olacaklar. nk o zaman aralarnda normal olmayan tek kii bile kalmadn anlayp (m?), ellerinde kalan tek eye; kitsch'e tapacaklar!.. Soracak yle ok sorum vard ki, hibirine ncelik veremeden tkanp kalmtm. Smrgeciler bu gzelim aday neden terk etmiti? Bizi burada normallerin bulamayacandan nasl bunca emin olabiliyorduk? Gvenliimizi kim salyordu? BS'in kkeni ve gizemi neydi? Adadaki enerji kaynaklar nelerdi? Eer aramzda hi normal

yaamyorsa, altyap ve rutin ileri kim yapacakt? Ve en nemlisi, bunca zgn sanat eseri bu adaya nasl, ne zaman tanmt? Bu kadar ok bilinmezin arasnda ezilmi, sklm, bunalmtm. Bilmek, gizemin kr ettii baz gzlerimi amak gereksinmesi duyuyordum. ok duyuyordum. 173 O gzel yemekten sonra st kata km, biraz yalnz kalmak istemitim. Bizim gibilerin hava ve su kadar gereksindiimiz nemli bir eydir 'mahremiyyet'! Aslnda her insann, hatta normal bile olsa her kiinin muhta olduu, soyut grnd denli dirimsel ve bir o denli de nemli bir niteliktir bu. nk kendine ait bir i dnyas, irek bir dinginlii, zbenliine ayracak zaman ve sevgisi olmayan kii, ancak toplu halde yaayan ve toplu halde hisseden anonim bir canl olarak srklenecektir yaam selinde. Kendi bana karar veremeyen, zgr olamaz! Oysa kendi kararlarn alp, uygulayabilen, 'birey' adndaki insanlarn mutlaka 'mahremiyyet'i vardr. Onlar, koarken soluklanmay, yorgunken dinlenmeyi, kalabalktan ayrlp kendi ynlerine gidebilmeyi ve sszlkla oalabil-meyi bilenlerdir. Yalnzln yaratc gcn tanmayanlar, kendileriyle hibir zaman tanamazlar. 'Mahremiyyet' kavramnn baz dillerde tam karl bulunmadnn ayrmna varm, o baz toplumlarn bu kavrama pek de yle gereksinmedii gereini zlerek retmiti bana. zlmtm, nk bu dillerden biri de kendi anadilimdi. st kattaki odalardan birine girmi, biraz yalnz kalp, kendi i seslerimi dinlemek, dncelerimin akn izlemek ve kendimle yzleerek dinginlemek, olup biteni daha iyi kavramak istemitim. 174 Girdiim oda bir ktphaneydi ve duvarlar koyu renk cilal maun bir kitaplkla evrelenmiti. Caml kapaklarn koruduu kitaplardan ok, zenle onarldklar anlalan eski defterler ilgimi ekmiti. Dikkatle baknca, bunlarn el yazmalar olduunu grdm. Daha fazla dayanamayp, defterleri elime aldmda aknlm daha da artt. Bu defterlerde ou klasik saylan birok romann ilk metinleri, el yazmalar vard, gzlerime inanamadm (yine); bir ok dehann parmak izi, aln teri bu sayfalardayd... bsen, Bjrn-son, La Fontaine, Goethe, Carrol, Merimee, Verne, Hayyam, Swift, Defoe... Tanrm, bu eserlerin hepse zgnd!.. Kitap halinde olanlardan, kaln bir tanesini ekip, heyecandan titreyen parmaklarla ilk sayfasn atmda, artk rengi iyice solmu bir mrekkeple yazlm u satrlar okudum: Nina'ya en derin sevgilerimle... Hans C. Andersen" Bu kadar heyecana dayanamadm, koyu renkli minderlerle denmi geni kanepeye attm kendimi. Uykuya dmm... Anders beni amuda kalm biimde uyurken bulduunda, oktan akam olmak zereydi. Beni yattrmaya alrken, kanepenin zerinde duran ilk bask Andersen Masallarn grnce glmsedi. Anlalan 'Balkla Yzle' eylemini konumaya biraz ara vermek istiyordu, onu zorlamadm.

Ucuna ilitii kanepeden kalkt, iri csseli alma masasnn ekmecesinden bir dosya kard, getirip bana uzatt. Dosyay amama frsat vermeden, Yandaki yatak odasnda banyo var Afife. Orada gereksindiin her eyi bulacaksn. Yarm saat iinde hazr ol... Haydi gidiyoruz!., dedi. 175 Sesi neeli, canlyd. Bana da bulat. O da odadan karken neeyle yerimden doruldum ama, o srada kucamda-ki dosya yere dt. Eilip, yere dalan ktlar toplarken grdm; nota ktlarnda el yazmalar vard. Dikkatle baktm, imzay aradm. Yoktu. Aceleyle ilk sayfay buldum. Orada Per Gynt yazyordu! Gnein kpkrmz son demleri aday kuattnda, gz kamatran bir k demetinin iinde at arabasyla usul usul ilerliyorduk. Arabay Anders kullanyordu, tek yolcusu ben onun yanna oturmu, daha ok mzikten sz ederek 'bir yer'e doru gidiyorduk. Yol boyunca Anders, yeni yazd senfonik iiri anlatt. Akn doumu ve lm zerine younlat almasnda, sevin ve acnn birbiriyle nasl kolayca yer deitirdiini anlatyordu. Eseri tamamlaynca, BS Mzikhol'nde verecei bir konserle bizlere tantacan mutulad. Adada bir mzikhol m var? Bir deil, mzikhol, sinema, bir ktphane, iki de spor salonu var. Yaa.. Herkesin kendi evinde bir ktphanesi ve arivi olduundan, ortak ktphane oluturma pratii bir rakamnda dondu. Kald ki, birbirimizin ktphanelerinden yararlanabiliyoruz... 176 Korkuyordum. Duyduum her yeni ey yle inanlmaz, yle gzeldi ki, btn bunlarn yalnzca bir d olacanda korkuyordum. ok! u tepeye, oraya gidiyoruz, diye eliyle ilerde ykselen kibirli bir tepeyi iaret etti. Gnein kpkzl son klaryla boulan tepeye baktmda, yreim azma geldi. Tepede tek bana dikilen ev, dmde grdm o kapsz, gizemli, rkn kzllar giyinmi evin ta kendisiydi! Bahesindeki dikenli, korkun bitkilerden, kapal panjurlu pencerelerine, gen atsndan, evresine yayd gizemli albeniye kadar... Anders'i takip edip, bahedeki dikenlere taklmadan, atlayp, zplayarak evin arka tarafna getim. Orada, iri kakts aacnn altnda saklanan bir kapa kaldran Anders, iki basama inmeme yardm ederken, Evin tek girii bu, bilirsin onun hep byle tuhaf ekicilikleri, artc zgnlkleri vardr, dedi. Sesinde keyifli bir ton, hogrl bir glmseme vard. Kim? diye sorarken, kim olduunu anlamtm bile.

Afifee!.. Sonunda geldin ite... Brooks, merhaba! Seni grdme sevindim. Sarldk, ptk. Sert parfm soluumu kesti. Bulunduumuz yer bir arap mahzeniydi ve evin tek girii burasyd. Elbette ya, benden baka kimin byle bir evi olabilir!.. Glerek zemin kata ktmzda, evin iinde tek bir i duvar bulunmadn ayrmsadm. Ortada kocaman bir kanepe vard; bembeyaz ve kvet biiminde! Piyano eklinde simsiyah bir yemek masas ve deiik hayvan formlarnda onlarca sandalye; tm siyah renkte ama farkl boylarda. Zrafa, uzun bacakl, kaplumbaa yere yakn bir sandalye... Duvarlarda, Roy Lichtenstein'in izgi roman tipi resimleri, Andy Warhol'n orba kutusu serigraflar, Tom Wessel-man'n yzsz seks imgeleri, nl Amerikan plaklar, 01177 denburg'un dev daktilolar, John Salt'un hurda otomobil fo-to-resimleri... Kolonlarn yannda George Segal'in gerek insan boyutunda al figrleri... Bir kitaplktan ok, dev bir kl tablasn artran anak eklindeki iri raf, tek sra halinde duvarlar dolarken, doal siyah bir tatan yapldn sandm bu ar malzemeyi tayan kaideyi bir trl gremedim. Bol tuzlu, sert Bloody Mary'lerimizi yudumlarken, Wag-ner dinliyorduk. Akam yemei iin bir baka eve davetli olduumuzu o srada, konumalardan anladm. Bana srpriz yapmak keyfine yle dmlerdi ki, onlarn bu oyun neesini bozmay canm ekmedi. Hem belki, adaya gelen her yeni 'seilmi zel'e ayn yntem uygulanyordu?.. Ayr bir yatak odas olmadndan, evin bir kesinde akam yemei iin giysilerini deitiren Brooks, bana kitaplktaki el yazmas defterlerden birini iaret etti. Zrafa sandalyeye karak, elime aldm defter, anneannesinin el yazsyla kaleme alnmt. Gncelerinin ikinci cildiydi!.. Krmz bir mini ort, siyah k bir bstiyer giymi ve du-daklarndaki yrtc krmz ruju tazelemi olarak yanmza dnen Brooks, ksack, mavi-siyah salaryla prl prl yanyordu. Onunkisi daima yakan, actan bir albeniydi zaten... Bu kez Brooks'un arabasyla yola koyulduk. Bir at arabas deildi bu. nce, uzun bir cam tpe benzer bir arat ve tekerleksizdi! Rengi, elbette krmz... Nasl, arabam beendin mi? lgin, dedim yutkunarak. Tam ona gre, diye imdadma yetiti Anders. Thomas Alva'nn bir armaan bu bana. Ad Tarumi-la. Neyle alyor? Negatif yerekimi reterek...

Hmmm?.. 178 Direksiyon olarak neyi kullandn bir trl anlayamadm, ama oturduu koltuun nndeki kl panelden gzlerini ayrmayan Brooks isyan etti. Canm siz ikiniz de ne tuhafsnz byle!.. Biraz dnsenize... Yerekimine kar bir eit manyetik alan yaratarak, boyutlu bir arac yrtebilirsiniz. Bu durumda ne tekerlee, ne de direksiyona gereksinim duyacaksnz. Sustuk ve dndk. ok akll ve keyifli bir model! Gerekten de yle, dedim akn ama neeli. Gzler, yani beyin direksiyon grevi gryor. Uzanp Anders'in kulana fsldadm Thomas'n soyad ne? Bilmiyor musun? gibilerden yzme bakt, o zaman anladm. Artk tam zamanyd, hemen sordum, Peki teki enerji kaynaklar? Gzlerini iyice amalsn Afife, dedi Brooks. Atm. 0 zaman, evlerin bir yanna taklm enerji bobinlerini greceksin. Gne panelleriyle toplanan enerji, bobinlerin iinde hzlandrlarak depolanyor. Yani, dar kmas nleniyor, diye ekledi Anders. Dorusu Anders'in byle teknik bir konuda bilgili olmas beni artt. Ah-haa! dedim, Thomas'n bir buluu olmal, diye bbrlenerek konutum. Glmsediler. Artk sokak lambalar yanmt. Bu benim adadaki ilk ge-cemdi; lk, ipil ipil bir geceydi, zlem ve umut kokuyordu. nsann iinden uzun, tiril tiril etekler giyip, elinde souk bir ikiyle deniz kenarnda dolamak arzusu fkryordu. te geldik! 179 zene bezene sslenerek yaratlm bir iek cennetinin nnde durduk. Canl, renkli, zgn bir evin bahesindey-di. Ev ahapt ama, yle ok penceresi vard ki, asl malzemesi camm gibi geliyordu ilk bakta. Camlarn ocuunda vitray ileme vard ve evin zel aydnlatma dzenei, vitraylar iyice gze sunuyordu. Baz vitray desenlerini daha nce grdm mze ve sanat kataloglarmdakilere benzettim.

Kapy btn albenisi ve soylu inceliiyle Jeanne at. Ah sevgili Jeanne, seni nasl da zlemiim!.. Koup boynuna sarldm, sevgiyle kucaklad beni. Hi sululuk duymadan, smsk... Ho geldin Afife, dedi Jeanne, bir ermi sevecenliiy-le salarm okarken. Tuhaf arabamz, kokusuz, egzossuz, tertemiz park ettik. Evin ii de tpk Jeanne gibiydi. Rahatsrz etmeyen bir dzen, kark saylmayan bir geveklik. Porselen, cam ve seramik koleksiyonlarnn ar bast i ac, rahat i meknlar, ferah koridorlar... Kitaplkta el yazmas kutsal kitaplar... Servetten de te olmal... Dahas... Orijinaldir! Dedi yrtk bir glmsemeyle Brooks, yi ama asl Louvre'da deil mi? Mona Lisa'nn zgn olan budur, dedi yumuack bir sesle Jeanne. Btn mzelerdeki asllar, el yazmalar ve izmeleri, tm... Hepsi iyi birer yknmedir yalnzca! Hepsi, hepsi mi? Sustular. Bu kadar da ok ar deil mi? diye itiraz ettim. Onlar bunu oktan hak ettiler! Brooks isyan etmiti. Yzyllardr yeni, denenmemi ve farkl her dnceyi, her buluu ve yaraty hor grdler, deerini anlamak yle dursun, ezip, yok etmek iin rgtlendiler ve yok etmeye altlar! 180 Yaktlar! diye inledi Jeanne. Daha korkuncu, kendilerine benzetmek, normalletirmek istediler bizi! Ama baaramadlar! dedi Brooks srtarak. imdi milyarlarca normal, kendi deer yarglaryla yapayalnz kald ite. Artk dertlenecek bir ey bulamazlar herhalde... Peki, ellerindeki sanat eserlerinin birer taklit olduunu anladklarnda? Ne o ok gvendikleri bilgisayarlar, ne de teknolojileri bunu alglayacak duyarlla sahip deil. Gzlerine gelince... 'At gzl' deyimi normal insanlarn buluudur. Kimse yok mu? Vallahi ok acktm! 'Vallahi ok acktm!' Trkeydi. Sevinle dnp baktm, gelen Roni ChagalI'd.

Ho geldin, sefalar getirdin Afife! diyerek, beni kucaklad. Yine Trke konumutu. Sevindim. Son parti geldi mi? diye sordu Jeanne'a. Evet, dedi Jeanne Biraz nce gelmiler. Romain? diye haykrdm. Romain geldi mi? O yarn gelecek. u nl 'ibirliki'yle birlikte, diye ineli bir kahkaha att Brooks. Bu arada... diyerek, cebinden bir zarf kartt Jeanne, Bu arada, itahn kesmemek iin yemekten sonra vermeyi dndm bu mektubu daha fazla cebimde tamamn bir anlam kalmad. Bana uzatt zarf heyecanla aldm. Zarfn zerinde O'nun el yazs vard. Bu kez de yannda Anders vard ite. Gidip ierlerde bir yerlerde saklanarak, tek bama okumak istedim mektubu, ama dayanamadm ve orada atm zarf. "Sevgilim, hep sevgilim, 181 Yarn gn batnmda Altn Koy'da, Altn Aa'n altnda bekle beni. Yarn gel, yalnz gel, orada bekle. Sana geliyorum. Son kez. Sevgiyle, akla, hep byle... Daima senin, Romain Gary." Demek O'ydu. Dmde benimle konuan, arkasnda balk izleri brakan O'ydu. Yarn. Yarn... Ne abuk ve uzak... Sonunda kavuacak, sonunda birlikte olacaktk... ime yle byk bir sevin doldu ki, sevinten patlayp, leceim sandm. Sknt insann iini daraltr, havaszlktan patlatr adam. Ama sevin, derin, temiz hava gibi doldurur, bu yzden iip, patlama tehlikesi yaratabilir. Yzme renkli bir fra demi gibi rengrenk oldum. Anders arkasn dnm, Mona Lisa'nn zgnn seyrediyordu. Sevincimi onunla paylaamayacam anladm. Birden canm skld, aklma bir ey taklmt: yi ama neden 'son kez' diye yazmt Romain?

Yemek masasna oturduk. te ben de bunu setim, dedi Roni. Kumlar zerinde azck yan yatm, eski model, dev bir ticaret gemisiydi bu. Onarlm, prl prl beyaza boyanm 182 gvdesi, gururlu yelken direkleri, sar ve bordo bordrle neelenmi iri, dikdrtgen pencereleri, yana yatn nlemek zere yandan destek dikilen siyah kaln kolonlarla ok grkemli grnyordu. Yaldzl saryla zerine Anno Domi-ni yazlmt. Roma rakamlaryla baz saylar gze arpyordu. Adn Kmls olarak deitireceim, dedi Roni neeyle. Kmebulutlar! diye yksek sesle Trke dndm. Hollandallardan kalm bir gemi bu. inde baz deiiklikler yaptm, hl yapmam gerekenler var tabii... Geminin on bir byk kamaras, dev bir salonu vard. Gvertenin st, birbirini hi tutmayan renklerin karmakark akt, su geirmez, alp kapana kocaman bir tenteyle kaplanm, ahane bir terasa dntrlmt. Geceyi Jeanne'n evindeki konuk yatak odasnda, rahat ve derin bir uykuyla geirmi, iekli cennet bahesinde sabah kahvesi imitim. Daha sonra Jeanne'n kendi fayto-nuyla Roni'nin gemi-evine gelmitik. Dostlarn lekahval-tsna davet eden Roni'nin gvertesinde, ak bfeden tabaklarmza doldurduumuz yiyecekleri yiyor, sohbet ediyorduk. salonu tamamen bir stdyo olarak kullanyorum, diye aklad Roni. Gururlu olduu, yzne yaylan n tonlarnda apak grnyordu. Herkes istedii evi seebiliyor mu? diye merakla sordum. Hl bo kalanlar var, onlardan birini seebilirsin. Benim tercihim bu gemi oldu. Adada hepimize yetecek konut var yani? Elbette, unun urasnda ka kiiyiz zaten? imdilik... diye aka yaptm yaramaz bir bakla. lahi Afife, ok hosun! diye bir kahkaha att Brooks. 183 Bizler hopur hopur tepinsek bile bilinen anlamda bir 'nfus patlamas' yaratamayz. Hi oldu mu? Bak, bu aklma u geni akrabalarmz getirdi, diye sze kart Roni. Akrabalarmzn ou, normal bulmadklar iin uzak dururlar bizden. Onlar iin tuhaf, ne

i yapt, neye yarad anlalmaz, utanlacak insanlarzdr. Ya bir kavram, bir ses, ya bir renk, bir figr ya da bir forml, bir harf zerine titizlenen, bunlar dert eden, soyut, belirsiz, anlalmaz ya-ratklarzdr... Yani, bildikleri 'i'lere uymayan, bu yzden yabanclatklar ve 'i'e yaramaz bulduklar... Ancak nlenip, yaratlarmz para pul getirdiinde ortaya karlar... Akrabalarmz yalnzca bu durumda ve bu nedenle belirdiinde, zaten biz oktan olmuuzdur! dedi Brooks. Sabahn leye yaklat bir saatte krmz saten mayosuyla gnelenen Brooks, domates suyu iiyordu. Bizler iin bir tehlike yok ama, ok ender de olsa aramza katlan 'sonradan seilmi'ler konusu farkl olabilir... 'Yeni Sekin'ler... 'Sonradan seilmi'ler mi? Kim bunlar? Normal doduklar halde, normaller arasnda varola-mayan ve bizim dnyamza katlmak iin gerekten aba harcayan insanlar. Bunlar ne tam normaldir, ne de tam sekin. Bizlerle, normaller arasnda bir kpr rol oynarlar ki, bunun bazen dirimsel bir nemi vardr. rnein 'Balkla Yzle' eyleminin gereklemesinde bize ok nemli katklar olan bir normal, imdi BS Ada-s'nda bizimle yaamaya hak kazanm bir 'Yeni Sekin'dir. Kim acaba? Kimliini biz de bilmiyoruz, dedi Roni. Romain bunu bir sr olarak saklamak istedi. Bir sr? Romain'in srlarndan biri... 184 Romain'den sz ettiinizi anladm, diyerek yanmza gelen Jeanne, frndan yeni km, iri bir Paskalya reinin taze hamur kokusuna karan rekotu aromasn mis gibi yayd zerimize. Roni'yle ben hemen frlayp, rekten paralar koparttk. Hmmm, nefis olmu!... Asl Musevidir, Btn Ortadoulular baylr buna, dedi Roni. Paskalya reiyle az tkabasa dolu, lezzet mrltlar kartarak. Romain'in bu ad neden bir sr olarak sakladn da aklamanz gerekir, yoksa Ona hakszlk etmi olursunuz... dedi Jeanne. Sesinden Romain'i savunduu apak anlalyordu. Evet, dedi Brooks, 'Balkla Yzle' eylemi ncesi ve srasnda, bizlere yardm eden bu kiiye, kimliini saklama sz vermi Romain. Bu akam reneceiz naslsa... dedi Roni, ilgisiz bir neeyle.

Evet!., diye iini ekti Jeanne. Sesinde yarm kalm aklarn ardndaki sevgi ve zlemin tketilmemi lezzeti vard. O anda aklma ve yreime 'belki de bu akn bilinli olarak yarm brakld' dncesi ate gibi dt. Romain ve Jeanne'nki bilerek tketilmemi bir akt... Dncelerimi durdurdum ve merak etmekten caydm; ok ktm! Bu akam!., dedi Brooks, Bu akam... Gel sana stdyomu gstereyim Afife! Elimde scack paskalya reiyle Roni'nin peinden ge-mi-evin iine girdim. Gzlerim lo ortama alnca, o lgn stdyoyu grdm. eriyi anlatacak tek yol; bir Miro resminin iine girmi gibi oluumdur! 185 Bak kimler var burada! Duvarlarda Osman Hamdi Bey, eker Ahmet Paa, Fikret Mualla, Zeki Faik zer, Bedri Rahmi Eybolu, brahim all, tabii zgnleri... u keyi tamamen Manessier ve Stael'e ayrdm, dedi cokuyla. Piaubert'in 'Bilinmeyen Dnyalarn Sabrszl'n sever misin? diyerek 'peinture' iaret etti ardndan. Sevinci dalga dalga yaylarak oalyor, hzn artryordu. Hangisine bakacam arm, sevinli telana ben de katlmtm. Kamaralardan birini ktphane olarak ayrdm, seni ilgilendirecek el yazmalar var. Heyecanla peinden giderken, yalnz kaldmzda Trke konutuumuzu ayrmsadm. Bak, bu Farsa el yazmasnn ad, Acaikl Letif. Gya-suddin Nakkas'n Timur'un oluyla katld in seferinde kaleme ald ilk seyahatname. Elime bulasn diye, deftere dokundum. mer Seyfettin'in Rznmeleri, emseddin Sami'nin Taauk- Tal'at ve Ftnat', Fitnat Hanm'n Divan' ve Neyzen Tevfik'in Azab- Mukaddes'i... Ben de evimi semek istiyorum Roni, dedim. Evindeki eserlere ve dank dzene ok zenmi, bir an nce yerleip, okumak, yazmak ve dans etmek istiyordum. Seninki ok zel. Nasl yani?

Bildiim kadaryla sen Romain'le ayn evi paylaacak-msn... nce her eyi, hatta kendimle ilgili konular bile bakalarndan sonra reniyor olmama fkelendim. Sonra Romain'le ayn evde yaamak dncesiyle neelendim. Ardndan, O'nu ne ok seviyor olsam da, kendime ait bir evim olmasn tercih edeceimden, yeniden fkelendim. fke ve 186 nee birbirini hzla kovalad. Bu kovalamaca nbetleri sk yaanr ve bizim gibiler iin doaldr... Bana sorarsan, adann en grkemli evi. Biraz fazla byk, fazla gsterili, nasl demeli bilmem ki?.. Geleneksel belki... Ben de geldim itee... diyerek Brooks belirdi yanmzda. Serin ve lo yerleri daima tercih etmiimdir. Afife'nin evini konuuyorduk, diye dalgn dalgn konutu Roni. Elindeki kitaba taklmt gz. Adann en eski evlerinden, diye aklad Brooks. Adann spanyol yneticisi kendisi iin yaptrm bu evi. Daha sonra Hollandal Vali'nin konutu olmu. Derken aday ele geiren Franszlarn komutan yerlemi eve. Fransz Albay'n bu evde intihar ettii syleniyor. En son olarak bir Viking Prensi evin sahibi olmu. Prens, adann yerlilerinden bir kza k orduu iin, soylu ailesi tarafndan reddedilmi. Buna ramen kzla evlenmi ve ilk ocuklar o evde domu. Sonra? 'Bilmiyor musun?' dercesine yzme bakt Brooks. Gelenei olan bir konak, kendi tarihiyle yalanm bir kk olarak tanmlanabilir, diye araya girdi Roni. Duvarlarna heyecan, ak, korku ve acnn sindii, bir saray yavrusu. Roni konuurken, anlattklarn resmedenlerdendi. O anlattnda, Romain'le birlikte yaayacam evin yalboya resmini grmtm bile. Eh Romain'in bir diplomat olduunu unutmamak gerekir! dedi Brooks. O zaman, bu evi seenin aslnda Romain'in annesi olduunu anladm. Annesini honut etmek iin... Hi kzmadm; ok ktm. Evi grebilir miyim? 187 Neden akam Romain geldiinde onunla grmyorsun evi?

Evet, olabilir... Neden olmasn?.. Hemen sonra, unun urasnda akama ne kald ki? Tabii ya... dedim kendimi artan bir dinginlikle. Sanki btn kaslarm geveten bir kimyasal sv yaylmt damarlarma, sanki beynim tatile km, vurdum duymaz, rahat ve erinli bir nbeti brakmt yerine... Kendimi o rahatna dkn, geni yrekli nbeti beynin ellerine teslim ettim; sorgulamadan, zmeden, gemiten ve gelecekten sorumlu olmadan, hrpalamadan, didiklemeden... Braktm kendimi gn yaamaya ve o akam dlemeye. nk, bir sevgiliye kavumaktan daha gzel olan tek ey, sevgiliye kavumay dlemektir! Dledim, dledim, dledim... Dle! D-le. D. Zor olmad. Altn Koy'u ve Altn Aa' bulmam hi de zor olmad. Ortalk kararmadan Roni'nin gemisinden ayrlp, yola koyuldum. yle uzun sredir heyecanlydm ki, duygularm uyumutu. Sarholukla, uyuma arasnda bir yerde uarak yryordum. Toprak yolda, hemen nmde, tpk dm188 dekine benzeyen izler vard. Kk saylabilecek, belki de olgunlatnda irileecek, henz erginlememi, gen, tombulca, yass balk izleri uzayp gidiyordu. En fazla otuz santim boyunda, yan yata yata, toprakta izler brakarak gezinen bir baln izleri... Bunun bir aka olduuna inanmak, elenceli izleri srerek sevgilimle bulumak fikri hi de yabana atlr gibi deildi; atmadm! Buluma yerine vardmda, her ey tamamen gme boyanmt. Btn sesler, kokular ve renkler gmt. Gnein suya dedii anda her akam ksack yaanan, o yz binlerce yllk akn utanga ve tutkulu rengi rtmt doay. Btn br renkler soluklarn tutmu, bu akamki renk krlnn bitiini bekliyorlard. Altn aa tpk dmdeki gibi grkemli, ilahi ve ahaneydi. Tam altna geldiinde, balk izlerinin kaybolduunu ayrmsadm. Bir an iin aaca trmanm olabilecei dncesi geti aklmdan... Sonra utanarak bu dnceyi kovdum oradan. Afife! Arkam dndm. Onu grdm. ok grdm. Grdm. Bam dnd. ok dnd. oktu. aklp kaldm yerimde. Kulaklarm uuldamaya, gzlerim kararmaya balad. Romain! diye bardm, sesim fsltyla, inilti aras bir yere skt. Yzyllarn zlemiyle kavuan btn klarn tutkusuyla ve kendi bedenlerimizle kucaklatk. Kucaklatk!

189 ok kucaklatk. Btn kucaklatk. Bsbtn. Hibir ey sormadm. Anlatmad. Orada, Altn Koy'da gm kumlar zerinde birbirimize sarldk ve ptk. Bir insan sevmek, bir insana k olmaya dntnde oluan mucizeyi yayorduk. Mucizelere baylan, inanmak iin can atan yreklerimizi doyurup, bu mucizenin tadna vardk. Hi acele etmeden, telalanmadan... O gece orada olanlar; bir kadnla, bir erkein birbirlerine ok k ve zlemliyken, gm rengi bir kumsalda bulutuklarnda neler yaadklarn anlatmayacam. nk anlatacaklarm d gcnn yadsnmasyla eanlaml olduu gibi, Afife Pir ile Romain Gary'nin bunca 'mahremiye-ti'ne girmenin, bu kitab, bu sayfaya dek getiren okuruna da saygszlk olacaktr. Mucizeler, ancak onlara inananlarca yaanr ve ak bir mucizedir! Sevinten ldracak, zlemden ldracak ve heyecandan ldracak bir ak tanmam olanlar, mucizelere de inanmazlar. Oysa ak mucizesini yaayanlar, akn doruk noktasnda yaanan cinsellii betimlemeye almann bir cinayet olduunu bilirler. O ancak yaanr! Ve yaandktan sonra, cinselliin btn br halleri artk renksiz, tatsz ve yoksul kalacaktr. nk, asln gren gz, en iyi yknmeden bile incinir. Asln tandktan sonra, ancak onunla heyecanlanr, mutlanr, onunla do-yumlanr. Ancak! Gkyznn gece rengine, incecik bir bak gibi saplanan hilal ay hepsini gren, her eyi bilen gzlerini hi krpmad. Ay o gece hi uyumad. Sabahn ilk gn klarnda uzun uzun yryerek vardmz yere, ancak mucize anlarnda yrnebileceini, daha sonralar ayrmsayacaktm. At arabasyla birka saatte alnacak bir uzakl, sanki uarak katetmitik biz. 190 Yemyeil, bitmez tkenmez, ahane bir korunun grkemli kaps nnde durduk. Kap metre kadar ykselen, st ilemeli mermer stunlar ve ar demirlerden yaplm, daha ok bir sarayn korumal girii gibiydi. rktc, fazla gsteriliydi. Ama dev kapnn iinde, normal insan boyunda bir baka kap olduunu bilen Romain, kolayca onu ap, ieri girmemizi salad. Eskiden kilitler, zincirler ve demirlerle smsk koru-nurmu bu kap, dedi glerek. BS Adas'nn hibir kilit kullanlmyor artk. Gnein yeni klaryla pastel bir yeil cmbne dnen koruyu yirmi dakika, belki yarm saat yryerek ortaladmzda, katl, krmz bir evle karlatk. Ev demek yanl olur, bylesi binalar iin kk, palas, konak gibi szckler kullanma sunulmutur. Gecenin keyfiyle geveyen bedenime, heyecann gerili-miyle yorgun den sinir "sistemim elik edince, hemen yatp uyumak gereksinmesi uyanyordu iimde. Oysa nnde dikilip

durduumuz evin, aslnda ne anlam tadn sezinliyor oluum btn dikkatimi alarma geiriyordu. Evin en nemli zellii altgen oluuydu. Saysn asla renemeyeceim pencerelerin pervazlar, kap erevesi, balkonlar ve veranday evreleyen ince oymal siperlik beyazd. Krmz ve beyazn gl patlamasn dengeleyen lacivert bir izgi evin bedenini zarife kucaklyordu. nc katn stnde, evin bana giydirilmi bir bere gibi oturan altgen at kat< evin ciddi ve geleneksel ifadesini rkeke katlan tek ada ve neeli ksmd... Evimiz, Afife! Evimiz! Dnp Romain'in yzne baktm. Konuann, gerekte jonglr olmak isteyen kendisi mi, yoksa diplomat, asker, sanat ve kadnlar hi incitmeyen, duyarl erkek olmak iin annesine sz veren ocuk mu olduunu alglamaya altm. 191 Ka kilosun Afife? Bu ses kesinlikle onundu. Nina, byle bir soruyu bir kadna, hele hele k olduu kadna sormasn hi uygun bulmazd. Krk dokuz, dedim, eyyy, elli kilo da olabilirim, diye itiraf ettim, biraz sklarak. Bu ok iyi, dedi ve beni kucaklad gibi, on bir mermer basama kartt. Kapy ayayla itti, dev bir salona girdik. Evimiz sevgilim! Dedi gururla. 'Evimiz'e ayak basar basmaz grdklerim inanlmazd. Yksek tavanlardan salnan altn kaplama dev kristal avizeler, prl prl yanan klasik mobilyalar, yuvarlak, gmme raflarda zgn olduklarn artk bildiim, ahane heykeller, duvarlarda Cezanne, Degas, Renoir, Matisse, Monet, Greco, Raphael, Rubens..., yerlerde el dokumas olaanst Acem ve Trk Hallar... Hepsi, her ey birer sanat eseri, bu ev de ahane bir mzeydi! Derin bir d krkl gelip oturdu mideme. Keyfim kat, ok kat. Bu salon bir mze, belki resmi bir kuruluun kabul salonu olabilirdi, ama iinde yaanmas, hele benim gibi birbirinin burada soluklanmas dncesi bile ac vericiydi. Burnumun ucu szlad, parmaklarmn ucu meye balad. Gel benim endieli sevgilim, gel!.. Salonun iki yanndan geni kavislerle ykselen merdivenlerden birini trmanmaya koyulduk. Daha dorusu aniden atei ykselen beni, kolumdan srkleyerek ikinci kata kartt. Romain. kinci kat, bir altgenin yumuak yuvarlaklna dizilmi, ssl ahap kaplarla dikiliyordu karmda. Tedirginliim artt. Alamak zere olduumu ayrmsadmda, dilerimi smsk skp, alamayacam dncesini esinlemeye ko192

yuldum kendime. Mutlulukla mutsuzluk birbirine ne kadar yakn yayorlar... Sevdiim erkek, srlsklam k olduum adam, btn itenliiyle bana dnyann hazinelerini sunuyordu ve ben zntden alamak zereydim. Yoksa O'nu sevdiim iin glmsemeli miydim? Byle bir sarayda yaamann beni nice mutsuz edeceini gizlemeli miydim? Ya da, beni hi tanyamam birine tutulduum iin hngr hngr alamal mydm? stelik, normal insanlarn bile, bir kadnla bir erkein birlikte ayn evde yaamay baaramadklarn ARTIK anladklar bir dnemde, niin biz, koskoca BS Adas'nda bir tek biz, ayn evi paylaacaktk? Herkesin kendine ait bir odas, bir evi olmal! Afife, gzelim, henz bitmedi ki... En ste, o altgen at katna ktk. Buras senin, senin iin ben dedim! Baktm. Buras benimdi. Yzmde gller at. Rengrenk, canl, modern bir daireydi bu. ki kk yatak odas ve kocaman bir salonu vard. ok sevindim, mutlandm yeniden. Camille Claudel'in en sevdiim heykeli bu! diye kk bir kadn ban iaret etti Romain. Daha ok bir ocukla, yeni ergen bir gen kzn saflnda bakan ta gzlere ilenen keder, ta canlandrmt. La Petite Chtelaine, dedi fsldayarak. Sesinde gizem dolu bir hayranln rpertisi vard. Oturma ve alma birimleri olarak ikiye ayrlm salonun alma masasnn hemen stnde byk bykdede-min bir haritas aslyd. Bende bu yoktu, dedim heyecanla. Biliyorum, dedi gururla. unlara ne dersin peki? 193 Hoca Ali Rza, Osman Hamdi Bey, evket Da, Hikmet Onat'n resimlerini ve baz minyatrleri gsteriyordu. En g bulunanlar, senin lkene ait sanat eserleri oldu Afife,dedi sitemli bir glmseyile. Aada byk bir ktphane olduu iin buraya ancak baucu iin gerekli zel birka kitap braktm. Baktm, kk bir kitaplkta, Nigar Hanm'n 'ryan Kalb' takma adyla yaymlad iirler Arap harfleriyle ve kendi parmak izleriyle nmde duruyordu. Yahya Kemal'in, Salh Birsel'in, Sait Faik'in ilk yazm eserleri... zde-mir Asaf, Edip Cansever, Attil lhan, Nzm Hikmet, smet zel iirleri...

Anlayabildiklerim iinde en ok bunlar sevdim, diyerek iki kitap uzatt. Yunus Emre ve Mevln adlarn Franszca evirilerin zerinde okudum. Bunlar bilge insanlar! diye ekledi bilgi bilgi. Birden aklma geldi, Btn bu evi, seninkini ve benimkini kim temizliyor, gnlk angaryalarla kim urayor? Bunu sana aklayacam Afife. Adada bizden baka kimse olmadna ve bizim gibilerin de gndelik ilerle didimek yerine daha baka uralar ok nceden semi olduumuz dnlrse? ... Kle ve hizmeti de olmayacana gre? Bunlarn tmn sana aklayacam Afife, ltfen acele etme! Yoksa robotlar, androidler mi? Leonardo bir ara robotlar nermiti ama, bu neriye pek rabet edilmedi. Adann ve burada kurduumuz yaamn felsefesine, dokusuna ters derdi bu... Glmseyerek bana bakyordu. Onu anmsadm. Bir erkei aniden anmsamak, ona olan akn alevlenmesidir bazen! 194 Dnsene Afife, dedi kolunu apkn bir daire yapp, belimi iine hapsederken, Byle doal, byle yumuak ve zel bir yaamn ortasnda gezinen mekanik kleler ne ters olurdu, hm? Her ey yle doal ki, bir tane normal bile yok!.. Dnnce gldm. Ben glnce O da gld. Glnce, ptk. Smsk sarldk birbirimize ve yeni evimin iekli yeni araflarna ak bulatrdk... Bu akam bir davet veriyoruz Afife, dedi yatakta uzanm, beni seyrederken. Neden beraber yapacamz eylerden en son benim haberim oluyor Romain! diye fkeli bir lk attm. Attm sonunda. En sonunda! Ellerini kaldrp, teslim oldu. Bu son, sz veriyorum bu son sevgilim! Homurdanmaya baladm grnce, doruldu, yanma oturdu. Ak ve efkatin bulutuu olaanst bir duygu ykyle salarm okad: Mest oldum! Tam anlamyla esrik! Ak ve efkat ayn erkekte ancak bir istisna olarak bir arada bulunur. Romain, kurald, aykr bir insandr; O bir istisnadr! Bu akamki son habersizliin olacak, inan bana sevgilim.

Ona inandm. Bugne dek byle davranmaya zorunluydum. 'Balkla Yzle' eyleminin baars iin baz nlemler almalydm. ok ey biliyordum ve ktm... Anlamtm. Ben de olsam, akm yitirmektense, bir sre az sk davranmay yelerdim. Bir 'ho geldin' partisi mi? diye sordum. Gzleri donuklat aniden, mahzunlat ve sarard. Cann skacak ne syledim diye dnmeye baladm, bulamadm. Bir eit yeniden balama partisi de diyebiliriz, dedi. 195 Toparlanmak iin fiziksel bir aba gsterdiini, tuhaf tuhaf kaslan kaslarndan, dzensizleen soluundan anlyordum. Bekledim. Ar ekilmi bir film ak gibi, kendini toplay evlerini izledim. Bu akamki davetimizin zel bir konuu olacak, dedi. Daha iyi grnyordu imdi. Kim? diye sormam gerekiyordu, sordum. Cengiz Han! dedi glerek. Cengiz Han? 'Sonradan sekin' dedikleri ve bize bu gzel adaya kama srasnda yardmc olan asl normal kiinin gerek ad Cengiz Han. Glmeye baladm, aka yapyorsun! dedim kahkahalarmn arasndan bakarak. Hayr, son derece ciddiyim Afife. O da glyordu. Peki, normal ad ne bu Cengiz Han'n? Dr. Gnnar. Efendim?.. Parti beklediimden ok grkemliydi! BS Adas sakinlerinin tmnn katld, canl ve neeli bir kalabalk, 'bizim ev'in salonuna, verandasna ve korusuna yaylm, yiyor, iiyor, sohbet ediyordu. 196 Byle byk bir davetin dzenlenmesini kim yapm, lezzetli yemekleri ve iecekleri kim hazrlamt, hi anlamamtm. Romain btn gn benimle geirmiti, evde ayak sesi de duymamtm. Meraktan kvranyordum ama, btn dostlarmn ve sevdiim erkein bir

arada bulunduu byle keyifli bir akam rezil etmemeye kararlydm. Oda orkestrasn yneten Anders Grieg, her zamanki gibiydi; ok yakkl, ayn zamanda ok ekici! Orkestrann yayl drtlsnde daha nce tanmadm, ama gz tan olduum iki gen kadnla, orta yal iki erkek vard. Torun Vivaldi keman, torun Mendelssohn viyolonsel alyor, diye kulama fsldad Romain. brleri kim? Kime benziyorlar? Dorusu pek kartamadm. Ara verdiklerinde kendileriyle tanmay planladm. Herkesin byle keyifli okluu bu zel gecede, ben hi beceremeyeceim o ie girimedim bile. Ev sahibelii falan neyime gerek benim, konuklardan birisi gibi ortalarda salnp durdum. Zaten o gece diplomat suratyla dolaan Romain, ev sahiplii, ada sahiplii ve tasarnn sahiplii ilevlerini sevinli bir sorumlulukla yklenmi grnyordu. Sevgili Afife, sizi yeniden grmek ne gzel! Gnnar ilk kez bana admla sesleniyordu. Baktm, daha genlemi ve rahatlam grnd gzme. Dr. Gnnar, BS Adas'na hogeldiniz! Cengiz Han! diye dzeltti. Yalnzca Cengiz deyin bana. Bu durumun tuhafma gittiini saklayamadm. Pek aldrmad. Az nce gelseydiniz, Vigdis'e 'iyi yolculuklar' dileyebilirdiniz. Vigdis mi? O da m burada? Aklm bamdan gitti. 197 O yalnzca pilotluk grevi yapt. Yani yerimizi biliyor ve kendi dnyasna geri dnd, yle mi? Evet ama sevgili Afife, bu hi tehlikeli deil. Birincisi, bu adann ok nemli bir zelliinden tr, buraya normaller gelemez. kincisi, Vigdis yalnzca ve yalnzca 'emirleri yerine getiren' bir normal. Sanki kendisi deil! Bandan beri mi? diye sordum. Gevrek bir kahkaha att, Elbette ya, ta Baudelaire ve Rilke'den beri...

Demek sizdiniz? fkemi gizlememitim. Ne yapaym? diye gld yine. Rakibim ok glyd ve ben de onlarn iirlerine sndm. Sustum. Elimdeki arap kadehini kracak denli smsk tuttuumu hissettiimde, o hl anlatyordu, 'Cengiz Han'n Dans' adnda bir kitap yazmt, dedi ilerde Brooks ve Jeanne'la sohbet eden Romain'i gstererek. Romanda, bir Yahudi komedyenin hayaleti, kendini ldren Nazi'nin ruhunu ele geirmektedir. Bir baka deyile, Nazi ruhuyla, Yahudi komedyenin hayaleti dans ederler. Bilmiyordum, dedim. Bilmediinizi biliyordum, dedi glerek. Romain'le ilgili byle nemli bir bilgiyi bir bakasndan, hele Gnnar'dan, yani Cengiz Han'dan renmek arma gitmiti. Aslnda bu adamdan bandan beri holanmyordum. Prl prl siyah gzleri, dimdik srt ve rengrenk giysileriyle yan bamda beliren Parveen imdadma yetiti. Afife Pir, sevgili dostum, naslsn? diyerek kucaklad beni. 198 Yannda her zamanki sakin ve derin anlaml yzyle glmseyen Aurore Sand'la da selamlatk. Bu ikisi ok ho bir ift oluturmutu. Cinayet ille de ellerle ilenmez Afife, sylemitim size! Birden gecenin neesi, olaylarn keyifli heyecan silindi zerimden ve yerini ar bir yorgunlua terk etti. Yorgun duyumsadm kendimi, ok yorgun... Yalnz kalmak ve duvarlar seyretmek istei belirdi iimde. Benimle gelir misin Afife? dedi Romain elimi tutup, yumuack skarak. Merdivenleri el ele karken, Anders'in hznl baklarla beni izlediini grdm. kinci kattaki yatak odalarndan birine girdik. Klasik, k bir odayd. Yatan zerine oturan Romain'in yanna sokuldum. Konumasn bekledim. Durgundu. nemli bir kararn arifesinde duyulan uultular kulam trmalamaya balad, aniden iimde bir yldz kayd, bolua dm gibi rperdim... Gidecek! diye fsldad tandk bir ses. Camda ince bir trt oldu. Gidecek, diye yineledi ayn ses. Kalbim gm gm atmaya, korku btn tnellerimden akmaya balad.

Cengiz Han bir sekin mi? diye sorduumu duydum. Korkudan konuyu arptarak kurtulmaya alan, bamsz bir dil benimkisi. Cengiz Han'n sekinlii daima tartma konusudur Afife, dedi Romain. Endieli baklarn benden kararak, bir puro kartt ve yakt. akma balk eklindeydi, zerine BS yazs ilenmiti. Cengiz Han'n babas Yegsey, olu avucunda bir kan phtsyla doduu iin, Onun uurlu olduuna inanmtr. Oysa kan, uursuzluktur! 199 Sessizce purosunu iti. Zalimlik, Onun btn br zgn meziyetlerini glgelemitir. Yine sustu. Biliyorsun benim atalarmn bir ksm Tatard. Sustu. Cengiz Han, Tatarlarn kendi gemilerini anmsamamalar iin, boyu kz arabasnn dingilini geen tmn yok etti. Ancak dingile yetiemeyecek kadar kk ocuklar ldrtmedi... Bir tek onlar... ini ekti, yatan ar ilemeli rtsyle oynad, Kan davas gtmek, ancak normallerin uradr, dedi. Sustuk. Sustuk. Sustuk. O gidecek, diye fsldad tandk ses. Camda bir tkrt oldu yeniden. Sanki, minicik bir ta atlmt cama. Bu gece son gecemiz Afife! dedi Romain. Btn dnya sustu. u sonuncu top var ya Afife, dedi ikinci purosunu tttrrken. Paganini'nin gnn birinde kemann bir kenara frlatp atmas ve yllarca elini srmemesi beni artk artm0RHAN KEMAL L HALK KTPHANE** 200 yor. nk O da sonuncu top diye bir ey olmadn anlamt. Gidi nedeni bu olamazd. Ta gibi kaskat kesilmi, ssz bir ada gibi sessiz kalmtm. Kmldayamyordum. Seni ok seviyorum Afife. Benim oktan yitirdiim, sendeki o olaanst gzellie sevdalym ben!

Gzlerini benden saklyordu. Ben sessiz, ben ta gibi... Gzlerinde Afife, senin gzlerindeki hznn altnda benim hibir zaman sahip olamadm kadar byk bir yaama istei var. Umudun, yaamn, inancn, safln ve kahkahann olanca gzellii var sende. Yanldm nokta, dedi usulca, Yanldm nokta, kiisel zaferlere ar bel balam olmamd. Aradm bulmakta gsterdiim o stn baarszlkla domu olmalym ben. Elini tutmak istedim, kmldayamyordum Sanat, ii mr boyu kendini kandrmak olan adamdr Afife. i gc, neden varolduunun yantn aramak olan, ama bizzat kendisi ackl bir soru cmlesi olan adam... Ac iinde, daldan dala uarak konuuyor, sylemek istedii her eyi tek bir solua sdrmak istiyordu sanki... yi ama, neden beni terk ediyorsun? diye bardm, sesim kmad. nsann sesini yitirmesini ne byk bir felaket olduunu ilk kez dndm. Kendimi bir balk gibi hissettim; azn kocaman ap, soran gzlerle bakan ve yzyllardr sesi olmayan bir balk gibi... Balklar gibi... Faust olaynn ardndaki gerekten sz etmenin tam zaman imdi, dedi nc purosunu yakarken. tanesini st ste itiini daha nce grmemitim. Faust olay zerine herkes, stelik inanlmayacak kadar byk yalanlar uydurmutur. Ama hibiri bu konuda Goethe'nin eline su dkemez. Onun o stn zeks olmasayd, kat gerei saklamak olanakszlard. 201 Hangi gerei? diye sordum; sesim kt! Hangisi mi? dedi, yzme hi bakmadan, Aslnda bunu pek aa vurmak istemezdim. Hayatta en sevmediim ey, insanlarn umudunu krmaktr. Yine de sylemek gerekir ki, Faust trajedisini oluturan ey, aslnda onun ruhunu eytana satmas deildir. Trajedi, aslnda ruhumuzu satn alacak bir eytann varolmamasdr. Yani, satacan maln alcs yoktur! Faust gereini aklamak O'nu ok yormutu, rengi kl gibi oldu. Ortaya koyduun parann miktar ne olursa olsun, o sonuncu topu yakalaman iin hi kimse elini uzatmaz; hi kimse! Sesi inlemeye benzer bir hrltyla kyordu. Bir sr apal, kendilerine deiik havalar vererek, alc pozunda ortaya kabilir. Belki ufak tefek kazan karlnda onlarla anlaabilirsin de. Sana n ve para sunabilirler. Ama

btn bunlar, brak seni doyurmay, diinin kovuuna bile gitmez. nsann ad Mikelanj, Goya, Mozart, Tolstoy, Dostoyevski ya da Malraux olunca, bir bakkal bile olamamak lmden de ac gelir. Evin alt katndan ykselen neeli insan seslerine karan mziin, ruhu gnendiren oksesli uyumu gelip bizi buluyor, ama onunla ilgilenmediimiz iin fkelenerek baka kulaklara kayordu. Alayamayacak denli mutsuzdum. Bir keresinde Libya'daydk. Sava sryordu. Tifoya yakalanmtm ve kurtulma ansmn binde bir olduunu sylemilerdi. Saint-Joseph tarikatndan dini btn bir hemire, bamda dualar ediyor, astsubaylar bana selam vermiyorlard: ller listesine alnmtm! Senegalli bir hastabakc, tabutumu odaya kadar getirdi. lyordum, ama lme kar saygszca direndim. Ye202 nildiimi bir trl kabul etmek istemiyordum. Ama... ama ben-, kendime ait deildim ki... Verilmi szlerim vard. Purosunu yarm brakt, porselen kllkte ezdi. Elleri titriyordu. Yz kadar uak drdkten sonra, eve dnmek, 'Sava ve Bar' yazmak, Fransa Bykelisi olmak, ksacas annemin yeteneklerine ortaya kma frsat vermek gibi ykmllklerim vard... Gzlerini smsk kapatt, fsldad, nk, sanat ve gzellii, yani adaleti aryordum! Beni annen yznden mi terk ediyorsun? dedim, sesim kmad. Sesimi kontrol edemediimi, her istediimi syleyemediimi o zaman iyice anladm. Btn bunlardan, annelerin ocuklarn sevmelerine kar olduum anlalmamal. Demek istediim yalnrzca u, anneler, ocuklarndan bakalarn da sevebilmeliler. stenmesi gereken, iyi olan budur. Annemin bir sevgilisi olsayd, ben yaantm boyunca, oluk oluk akan emelerin yan banda susuzluktan lmezdim. Kederler iinde, yan bamda oturuyordu ve ona ulaa-mryordum. Artk kendimi tanyabiliyorum. Ama ne yazk ki, ok deerli eyleri yitirmi olmak pahasna... Sustu. Beni niin terk ediyorsun!!! diye avaz avaz bardm. Naslsa sesim kmyordu. yle olmad. Sesim ald ve lm bir feryada dnt. Tepemizden sarkan kristaller ngr ngr titredi, mobilyalar uyand, camlar panjurlara snd. Sesim odann duvarlarn zorlad, oraya smaynca, evi ve koruyu, sonra da aday sard. Btn br sesler durdu.

Aadan gelen sesler kesildi ve ada sustu! 203 ok sevdii iin, diye fsldad o ses rkeke, camda yumuak bir tkrt... Seni ok sevdiim iin, dedi Romain. Ne diyeceimi bilemeden, baktm. Romain Gary, ok sevdii iin Afife Pir'yi eskitmek istemiyor. Sesinden akan keder her yanma bulat. Anlar, dostluu, ballk denilen duyguyu bir eyiz gibi sandkta saklamak da gzeldir. Ama en ok ak korumak gerekir Afife. Korunmayan ak bozuluyor, ryor ve abucak yok oluyor. Ardnda kt kokular ve irkin grntler brakarak.. Sama! diye bardm. Hayr, sama deil, dedi, Btn aklarm bozuldu, bitti, yitti. Bir keresinde ok k olduum bir kadnla, sonradan dost olmay bile baardm. Onu ok sevmitim, akmz dnyann diline destand. Evlendik, olumuz Diego dodu... Sonra... Eski karmla dost olmak beni hep incitti, nk coup de foudre* dan sonra, smsk bir dostluk bile yetersiz kalyor, aksine bazen ok ac veriyor. Duyduu acy bedenimde hissettim. Ama benimkisi, kendi ak amd. En son ak, en gzelidir Afife. nsana en yakn olan, en son sevgilisidir ve anlar artk soluk alamazlar! Sesi birden kararl bir tona brnd. Bu kez, en gzel akmn yitip gitmesine izin vermeyeceim, bedeli ok, ok yksek de olsa, bu akn yok olmasn nleyeceim. Ellerimi tuttu, gzlerimin iine derin, kederli klar yayd. coup de foudre: yldrm ak (Y.C) 204 Seni hi incitmeyeceim, seni hi zmeyeceim... Bylece yeryznde birbirine k ve birbirini hi krmam ilk kadnla, erkek biz olacaz Afife. ok kararlyd, ok kederliydi. oktu. Bizlerin yeryz tarihindeki en byk baarmz saylacak, BS Adas'nda normallerden uzak yaamak zgrlk ve mutluluunu yitirmek pahasna da olsa... Evet, ne pahasna olursa olsun, bu ak koruyacam! Onu kimsenin durduramayacan hissettim. stersem belki ben, bir tek ben... Ama ya

haklysa? Ya haklysa? Tanrm ya haklysa! Ve haklysa? Hakl? Yaanan ak tketilir miydi gerekten? nce ince Onun hakl olduunu sezinlediimi ayrmsa-dm. Sessizce ve alttan alta Onun kararn desteklediimi hissettim ve kendime ierledim. 2 Aralk sabah, Paris'te intihar ettiim renilecek. Hayr! diye bardm. Salarm okad, imdi beni dikkatle dinle Afife, dedi. Sylediklerimi bir tek sen bileceksin, yalnzca sen! Her yanm uyumutu. Olup biteni izliyordum yalnzca. ntihar edecek olan ben deilim. lecek olan Emile Ajar. Fakat btn dnya benim intihar ettiimi sanacak. Sen nerede olacaksn? diye sordum mitle, Dnyann bir baka kesinde... Normallerin arasnda m? diye kayglandm. Byle bir ak korumann bedeli de bu kadar byk olacaktr! dedi. Gld. Yllardr ilk kez glyormu gibi kaslar gergindi. Ben de gldm. 205 Bir gn, dedi, parmaklaryla dudaklarm okayarak, bir gn, Paris'te, St. Michel Bulvar'ndaki kitabevlerinde Ro-main Gary ve Emile Ajar' hi tanmayan bir satc kza rastlarsan... Sakn burkma yreini sevgilim. im titredi. nk, o srada beni yeni admla tanyor ve okuyor olacaklar. Daima... Sonsuza dek... Ona inandm. nk, diye srdrd, nk, normal insanlar ancak yeni ve l yazarlara ilgi duyarlar!

Ona inandm. Ona ktm. Boyun emedim, ikna oldum. ptk. Bir kadnla, bir erkein ok k olduklar bir anda, son kez olduunu bildikleri pce ykledikleri sevgi, zlem ve kederle ptk. ok ptk. Zorla verdikleri ilalar yutmadan, aznda saklamasn renmelisin Afife! dedi aniden. Baktm, muzr bir glmsemeyle aydnlanmt yz. Evet, reneceim, dedim. Gnnar aramzdayd ne de olsa... Birbirimize sarlm olarak kapya doru yrdk. Kapy amadan durdu, beni kendisine evirdi, Bakalarn severken ve baka aklar bitirirken sakn umutsuzlua kaplma Afife! Bizimkisi daima sryor olacak, dedim kederli bir sevinle. Evet! dedi gururla. imdi bana bir sz vermeni istiyorum. Ne sz? 206 Hibir erkein, ok sevsen bile hibir erkein seni incitmesine, seni zmesine izin verme Afife! nk... nk? Senin yrein halis kristal Afife!.. ok ciddiydi. Benim akm yznden normal insanlarn arasna dnmeyi bile gze almt. Benim de bu ok zor tutulacak sz vermem gerekiyordu. Sz veriyorum Romain Gary! dedim. Bundan byle hibir erkek beni zemeyecek, incite-meyecek! Kucaklatk. Kederin asitli kokusunu duydum. Aaya indiimizde partinin durduunu ayrmsadk. Adaya yaylan ac dolu lmdan beri mzik ve sesler durmutu.

Merdivenlerden inerken, dostlarmzn kayglarn dile getirdikleri sessiz bir manzarayla karlatk. Cyrano de Bergerac aladn gizlemiyor, Brooks Nin krmz trnaklarn tr tr kryor, Jeanne d'Arc basamaklara km, ba ne eik, Latinceye benzer sesler kartarak, bir eyler mrldanyordu. Anders Grieg nota defterinin bana oturmu, harl harl yazyor, Roni Chagall, dev bir gz boncuunu parlatyordu. Parveen Nehru yere bada kurmu, kocaman at iki elinin parmaklarn evirip evirerek, sanki ilk kez gryormu gibi seyrediyordu. Aurore Sand, daima smsk toplad uzun salarn omuzlarna dkm, parmaklaryla taryordu. Carmen de Cervantes ancak kendisinin duyduu bir mzie kaplm, lmcl bir flamenko dans ediyordu. Galilei gitmiti, brleri sessiz bir sayg duruundaydlar. Cengiz Han bile zgn grnyordu. Merdivenleri indik. Romain'in neeli sesi grledi; Nedir bu haliniz Allah akna? Gren de yas tuttuunuzu sancak, bize bir ak arks alsanza! Dansa baladk. 207 Altn Kaya koyunda vedalatk. Onu buradan, 'seilmi zel renciler'in BS Adas'ndan, normal insanlarn arasna savunmasz, tek bana yollamak yreimi burkuyordu. Acmasz, gaddar, zalimceydi bu. Oysa Romain sakindi. Hznl bir dinginlikle salarm okad. Normal insanlarn 'tevekkl' dedikleri, her eyi Tanrya brakm, her eyi ondan bekler trden bir kabullenmilik rahatlyla gevemiti sanki... Sanki! Onlar duyabiliyorsun deil mi Afife? diye sordu. Fsltlar m? diye atldm. Sonunda bu sanrlar paylaan biri kmt. Mthi heyecanlandm. Balk zlerinin Sesi, dedi sempatiyle. Balk zlerinin Sesi?.. Ban sallad, keyifli bir glmsemenin teninden tenime akmas iin bana sarld, bedenimi smsk, kavrad, skt. Ben de glmsedim. Her eyi onlara borluyuz Afife, dedi ellerimi tutarak. Bu canm aday normallerin igalinden kurtaran kim? Onlarn bu aday ok yldzl otelleri, okuluslu bankalar, gsterili deniz atraksiyonu, sentetik cinsellik servisi ve seri retim gda satlaryla nasl olup da kirletemediklerini dndn m hi? 208 Dnmez olur muyum? Dndm ama, son zamanlarda her ey yle hzl ve youn yaanyor ki, hibir sorumu yksek sesle soracak zamanm olmad; aynada. Normal insanlarn bu aday uursuz bulup, eytan adas diye anmalar, peri ve cin gibi

batl bir aklama yaratarak apar topar terk etmelerinin tek nedeni, sevgili dostlarmz Balklarn zleri ve Balk zlerinin Sesidir: B..S! Sevgili Balk zlerinin Sesi! Evet, onlarn sesi... Koskoca yerkrede bize snacak, normallerin errinden kaacak bir kk ada salayan balklara kar derin kranla doldu yreim. Bu canllarn yzyllar nce, baka bir gezegenin 'seilmi zel renciler'i olduuna inanyorum ben, dedi. Sesinde inanl bir ton vard. Kendi gezegenlerindeki normallerden kaarak, yeryzne gelmi ve burada balk biiminde yaamaya balam olmallar. Kanmca, bir eit metamorfoz geirerek, kendi setikleri tre dnmler... Sustu, uzaklara tand bir sre. Geri dnerken, mrldand; Trlerimiz farkl da olsa, dokularmz ayn. Belki, dedim. Glmsedik. Gkte gururla parlayan hilal ay, bu gece azck bymt ama, yine de ok gzeldi. Bir sre hi konumadan Altn Aa'n altnda, kumlarn zerinde el ele oturup, hilal ay seyrettik. Hznl mutluluun insan hafifleten enerjisini duyumsadm bedenimde. Pozitif bir enerjiydi bu. Btn gnlk ileri, zaman yitirdiimiz tekdze zorunluluklar da onlar hallediyor olmallar? diye ekinerek sordum. Tabii ya! dedi Romain keyifle. Baka kim olabilirdi? 209 ok houma gitti, kkr kkr gldm; k kadnlarn gld gibi... u Cengiz Han, dedi kkrdaymdan g alarak, Ne olmu ona? Kendi normal trdelerine yle ok ilerlemi ki, hrsn alabilmek iin giderayak balarna rezalet bir orap rm, hah hah ha!... inde bulunduum koullara ramen meraklandm. Ne yapm, ne yapm? Tekdze, felaket zevksiz bir grlty, yepyeni bir mzik olay olarak piyasaya srm ve ciddi bir baar kazanm. Son gnlerde normallerin ou mzik diye bunu dinleme histerisine kapld.

nanmyorum, diye gldm. nan, inan ve bu mzii duymadn iin ne denli ansl olduunu unutma! Ad neymi bu mziin? Rap. Rap mi? Evet, rap. Rap rap rap... Kendileri doutan normal olup da, sonradan 'seilmi zel renciler'in arasna katlanlar byledir Afife. Onlar normal insanlara bizlerden daha fazla fkelenirler. nsan benzemeye en korktuuna benzemez mi aslnda? stelik bunun fkesi ok daha ar, nk adamn ad Cengiz Han. Yine gldk. Katla katla gldk bu kez. Glmekten, gzlerimizden ya geldi. Glmekten... Glmekten aladk srlsklam. Srlsklam. rl... 210 Gldk, srlsklam! Uzunca sustuk sonra. Balklar da sustu. Sonras yumuack yaand. Vedalamtk. Romain Gary normal insanlarn arasna, ben evime dndm. at katndaki hegzagonal daireme ktm, yatama uzanp, gzlerimi tavana dayadm. Dndm. Hi bitmeyecek bir aka sahip tek kadn oluumu dndm. Sevin ve hznn hzla yer deitirerek byyn izledim yreimde. Ertesi gn yazacaklarm, izeceklerimi, okuyacaklarm ve seveceklerimi dndm. Daha ertesi gn, ertesi gn ve ertesi gn... Uykuya dtmde, yzmde mutlu bir glmseme varm; bir ucu kederli... Glmsyor, diye fsldad balklar, k kadn glmsyor! Romain Gary ve Afife Pir'nin son geceleri iin verdikleri partiye katlan Balk zlerinin Sesi

Adas sakinleri elenmekle megulken, dnyann btn normal insanlar o esiz, somut anlamda tek normal geceyi yayorlard. Her ey ok normal ve olaand. Ayn gece okyanusun br ucunda, sahilde sarma dola oturmu, mrl mrl ak dokuyan gen bir ift gkteki hi211 lal ay' seyrediyordu. ok gen, ok k ve ok normal grnyorlard. Birden tuhaf bir sarsnt hissettiler. Birbirlerine daha sk sarldlar. Ayn anda bir angrt koptu. Korku iinde balarn kaldrnca, ay'n gkyznden kopmakta olduunu grdler. Sanki ay oraya smsk yapmt da, kopmas ok g ya da, can actc bir sklle oluyordu. Acyla can ekien birinin, yrek burkan grntsyd bu. Kan grmeye dayanamayan birinin kanlar iinde kalmas gibi... Ne olduunu anlamadan, ay gkten koptu ve grltyle denize dt. Dehet iinde oturduklar yerden frlayan gen klar, ne yapacaklarn bilemez bir aresizlik evrelerine baknd, yardm beklediler. Buna frsat bulamadan cam krlmasna benzer, tyler rpertici tuzla buz olma sesleri birbiri ardna gelen gk grlts gibi sard her yan. Gkteki btn yldzlar patr patr denize dklmeye baladlar. Her ey ok hzl olumasna karn, yldzlarn denize dklmesi sanki saatler srd. Ardndan gkyz zifiri karard, ama denizin st prl prl yanyordu. Olup bitenin akl almaz korkunluuna karn denize inen gkyznn inanlmaz albenisi yle gz alcyd ki, gen klar bylenip, kaldlar. Fakat hibir ey yerinde kalmyordu. nce ay, sonra yldzlar ar ektiler ve birer birer battlar. Tm yok oldu. geceyi aydnlatan tek bir doal k kalmad. Deniz ekilmeye balad. ekildi, ekildi, ekildi. Deniz bitti. Bitti deniz. Bitti. Deniz. 212 Okyanusun yerinde dev bir oyuk, akn bir krater kald. Bir yanarda aznn mutsuz yar! Susuz kalan balklar rpnmaya baladlar.

rpndlar, rpndlar, rpndlar. ok rpndlar. Ve ldrdlar! Tm, bunlarn tm birka dakikada olup bitmiti. Panik iindeki gen klar, tank olduklar olayn btn deheti gzlerine kaznm olarak komaya baladlar. Yanlarndan getikleri insanlara, eyalara arparak, herkesin akn baklar altnda kotular, kotular, kotular... lgnca kotular. Kotular. lgnca. Kotuka ldrdlar. Onlar da ldrdlar. Yorgunluktan bitap dtklerinde, bir parka sndklarn ayrmsadlar. Gkyz simsiyaht. Birka park lambas titrek titrek fsldayordu. Parktan gelip geenler, hibir ey olmam gibi konuup, glyorlard. Gen klar hi konumadlar. Orada, parkta, bir bankn zerinde birbirlerine sarlp, baygnla zde bir uykuya saklandlar. Ertesi sabah btn dnya dillerindeki btn gazete, radyo ve televizyonlarda ilk haber olarak, okyanusta binlerce, on binlerce baln l olarak bulunduu ve bu katliamn nedeninin anlalmad yer alyordu. l balklarn hibirinin kl yoktu. Sanki kllar erimi, yok olmu, yitmiti. Olayn bilimsel ve politik nedenlerini aratrmak iin Birlemi Milletler gzetiminde uluslararas bir komite kurulacak, bilimadamlar ve askeri uzmanlar konuyu inceleyecekti. 213 Balklar kaybolunca, deniz sustu. Sudaki btn sesler, izler ve yzler eridi, snd, yitti. Ve deniz sustu. Deniz sustu. Sustu deniz. Sustu. Deniz. Deniz aslnda sus-tu. Aslnda. Deniz. Sus. Yaz '88 Antalya - Sonyaz '91 stanbul STANBUL ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES DN VERME BLM

You might also like