You are on page 1of 291

Do.Dr.Ycel BULUT SOSYOLOJYE GR Sosyoloji Nedir? ZET Toplumsal olaylara dnk ilgi insanlk tarihi kadar eskidir.

Ancak, toplumu dorudan bir inceleme nesnesi sayarak inceleme yapmann yaygnlamasna 19. yzylda rastlyoruz. Bu ada, toplumu kendisine inceleme nesnesi olarak alan ve bilimsellik iddiasnda bulunan bir bilimin ad ilk kez telaffuz edilmektedir: Sosyoloji. Terimi ilk kullanan kii Auguste Comtedur. Comteun almalarnda sosyoloji, doa yasalar hakkndaki bilgilerimizle edeerde bir toplumsal dnya yasalar bilgisi reterek, bilimin en stn baars haline gelecekti. Toplumsal hayatn ekonomik, bilisel, kltrel vs. boyutlar olmasyla da alakal olarak, ister istemez bir btn olarak toplumsal hayat bilimsel inceleme nesnesi yapma iddiasndaki sosyolojinin gerek ekonomi, psikoloji, siyaset bilimi, hukuk, ahlak vb. akademik disiplinlerden hangi noktalarda farkllatnn belirginletirilmesi gerekir. Ayn ekilde, bilimsel bir aratrma disiplini olarak sosyolojinin gndelik bilgi, Baumann ifadesiyle saduyu arasndaki fark da sosyolojiyle ilk kez karlaan, bu disiplinle yeni tananlar asndan netletirilmesi gerekiyor. C. Wright Millsin ifadesiyle sosyolojik tahayyl/toplumbilimsel dn (sociological imagination), bu hususu aklayc bir kavram olarak ne kmaktadr. Aada, toplumsal olaylarla ilgilenmenin tarihi insanlk tarihi kadar eski olmasna karn ancak 19. yzylda ortaya kabilme ve kurumlaabilme imkan bulan sosyolojinin ne olduu, dier bilimlerden hangi noktalarda ayrt ve neden farkl olduu, gndelik hayatmz yrtmek iin ihtiya duyduumuz bilgilerimizden farkl olarak toplumsal olaylara nasl bakt gibi hususlar zerinde durulmaktadr. Bir tanma gre sosyoloji toplumun ya da toplumsal ilikilerin bilimsel olarak incele[n]mesidir.1 Bir baka tanma gre ise sosyoloji, toplumla ve toplum olaylar ile ilgili bilgilerimiz sistemidir.2 Baka sosyologlarn eserlerinde de sosyolojinin farkl kelimelerle, fakat benzer nitelikte tanmland grlmektedir. Mesela Max Weberin insann sosyal davranlarnn anlalr ilmidir eklinde tanmlad sosyoloji iin Hans Freyer Sosyoloji olmas gerekenin deil, olann ilmidir demitir. Yine benzer ekilde, Durkheime gre sosyoloji sosyal mnasebetler ilmidir.3 Anthony Giddens ise yle tanmlamaktadr: Sosyoloji, insann toplum yaamnn, insan gruplar ile toplumlarnn bilimsel incelemesidir.4 Bir baka sosyologa gre ise sosyoloji insan ilikileri zerinde zellikle duran ve inceleyen bir disiplindir.5 Sosyoloji, sosyal varlklar olarak bizim davranmz ele aldndan, ba dndrc ve zorlayc bir giriimdir. Sosyolojik incelemenin kapsam son derece, sokakta bireyler arasnda gerekleen karlamalardan slami kktendincilik gibi kresel toplumsal srelere yaylacak denli genitir. oumuz dnyay, kendi yaammzn bildik zellikleri bakmndan grrz. Sosyoloji, bizim neden olduumuz gibi olduumuz ve neden davranyor olduumuz gibi davrandmz hakknda, ok daha geni bir bak asn benimsememiz gerektiini ortaya koymaktadr. Bize, doal, kanlmaz, iyi ya da doru diye grdklerimizin byle olmayabileceklerini ve yaammzn verilerinin tarihsel ve toplumsal gler tarafndan byk lde belirlendiklerini retir. Bireysel yaamlarmzn, toplumsal yaantlarmzn balamlarn yanstt o ince, ancak karmak ve esasl yollar anlamak, sosyolojik bak as iin temeldir. Sosyolojik olarak dnmeyi renmek, baka deyile daha geni grnme bakmak imgelemin ilenmesidir. Sosyolojiyle uramak, yalnzca sradan bir bilgi edinme sreci olamaz. Bir sosyolog, kiisel koullarn dolayszlndan kurtulabilen ve eyleri daha geni bir balam ierisine yerletirebilen birisidir. Sosyolojik inceleme, her eyden nce C. Wright Millsin ifadesiyle sosyolojik tahayyl/toplumbilimsel dne bamldr. Mills, bir disiplin olarak sosyolojiye giri ve onun arkasnda yatan hmanist drtnn aklamasn yapmaya alt kitabnda, sosyolojik tahayyl sosyolojik bir vizyon olarak anlar ve tartr. Sosyolojik tahayyl, bireyin grnte zel olan problemleri ile nemli toplumsal meseleler arasndaki balantlar yakalamaya uraan bir yaklamdr. Meydana gelen bireysel ya da toplumsal olaylar en geni biimde anlamay, gemi, bugn ve gelecek perspektif ierisinde ve baka toplumsal olaylar ve srelerle ilikili olarak deerlendirmeyi salk verir. Toplumbilimsel imgelem bizden, her eyden nce, kendimizi gndelik yaamlarmzn bildik sradanlndan, yeni bir bakla uzaklatrarak dnmeyi gerektirir. Anthony Giddensin mehur kahve metaforunun da gsterdii gibi, hakknda fazlaca bir ey sylenemeyecek sanlan sradan herhangi bir ey hakknda, as- lnda, sosyolojik olarak sylenebilecek o denli ok ey vardr ki.6 Toplumbilimsel imgelem, yalnzca bireyi ilgilendirir grnen pek ok olayn gerekte daha geni sorunlar yansttn grebilmemizi salar. Boanma, rnein, ilk balangta bireysel/kiisel bir sorun/durum olarak grlebilir. Ancak, btn evliliklerin te birinden fazlasnn ilk 10 yl iinde bozulduu herhangi bir lkede, boanma ayn zamanda bir toplumsal sorundur da. Sosyolojiyle uramaya yeni balayan pek ok kiinin, karlarna kan yaklamlarn eitliliinden kafalar karr. Ancak, sosyolojinin hi bir zaman herkesin geerli olarak kabul ettii dnceler btnne sahip bir disiplin olmadnn bilinmesi elzemdir. Sosyologlar ou zaman kendi aralarnda, insan davrannn, toplumsal ilikilerinin, toplumsal eylemin ve zetle toplumun nasl incelenmesi gerektii konusunda tarttlar, tartmaya da devam etmektedirler. Bu kafa kartrc gibi duran ve kimilerince kesinlikten uzak olmas iti bariyle bir zayflk olarak grlebilecek ve hatta bilim olarak adlandrlmayan sosyolojinin bu zellii, onun inceleme nesnesinin zelliklerinden kaynaklanmaktadr. Sosyoloji bizim kendi hayatmz ve davranmz hakkndadr, kendimizle uramak da yapabileceimiz en karmak ve zor ilerden bir tanesidir. Olgusal aratrmalar eylerin nasl ortaya ktklarn gsterir, ancak sosyoloji, ne kadar nemli ve ilgin olurlarsa olsunlar, yalnzca olgular toplamaktan ibaret deildir. Ayn zamanda

eylerin niin/neden ortaya ktklarn da bilmek isteriz; bunu yapmak iin de aklayc kuramlar oluturmay renmek zorundayz. rnein, sanayilemenin modern toplumlarn ortaya klarnda nemli bir etkiye sahip olduklarn biliyoruz; ancak sanayilemenin kkenleri ve nkoullar nelerdir? Neden toplumlar arasnda sanayileme sreleri bakmndan farkllklara rastlyoruz? Sanayileme neden, sularn cezalandrlma biimlerinde ya da ailede ve evlilik sistemlerindeki deimelerle el ele gitmektedir? Bu trden sorulara cevap verebilmek iin kuramsal dncenin geliimi elzemdir. Kuramlar, ok eitlilik gsteren deneysel durumlar aklamakta kullanlabilecek olan soyut yorumlarn oluturulmasn iermektedir. Bir sanayileme kuram, rnein, sanayinin gelime srelerinin paylat ana zelliklerin belirlenmesi ile ilgilenir ve bu zelliklerden hangilerinin bu tr gelimelerin aklanmasnda en fazla nem tadn gstermeye alr. Kukusuz, olgusal aratrma ve kuramlar tam olarak birbirinden ayrlamaz. Geerli kuramsal yaklamlar, eer onlar ancak olgusal aratrma yoluyla snayabiliyorsak gelitirebiliriz. Olgular anlaml klmaya yardmc olduklar iin kuramlara gereksinim duyarz. Yaygn olarak iddia edilenin aksine, olgular kendi adlarna konuamazlar. Bauman, sosyolojinin dier akademik disiplinlerle ilikisini, benzerliklerini ve farkllklarn ktphane metaforuyla anlatr. Devamnda da u sorular sorar: Bir eyi dierlerinden farkl olarak sosyolojik yapan ey nedir? Bir eyi teki bilgi ynlarndan ve teki bilgi kullanma/retme pratiklerinden farkl klan nedir? 7 Bilgi kmeleri arasndaki blnme, inceledikleri dnyadaki blnml yanstmaldr. Onlar birbirinden farkllatran insan eylemleri ya da insan eylemlerinin zellikleridir ve bilgi kmeleri arasndaki blnme bu olgunun bilincine varlmasndan baka bir ey deildir. Bundan dolay deriz ki, sosyoloji halihazrda sregelen ya da zamanla deimeyen genel nitelikli eylemler zerinde younlarken, tarih, gemite gereklemi ve bugn artk olmayan eylemlerle ilgilidir; sosyoloji dikkatini bizim toplumumuzda gerekleen eylemlere ya da bir toplumdan tekine deimeyen eylem trlerine verirken, antropoloji, bizimkinden uzak ve farkl toplumlardaki insan eylemlerini anlatr. Sosyolojinin teki yakn akrabalarna gelince kesin yant vermek biraz zor olacaktr ancak yine de unlar syleyebiliriz: siyasal bilimler, arlkl olarak iktidar ve ynetimle ilgili eylemleri tartr; ekonomi, mal ve hizmetlerin retilmesi ve datlmas kadar kaynaklarn kullanlmas ile ilgili eylemleri ele alr; hukuk, insan davrann dzenleyen normlar ve bu normlarn/kurallarn nasl ifade edildii, ykmllkler getirdii ve uyguland ile ilgilidir... Yukardaki soruya bu ekilde son derece kesin yantlar verebiliriz; ancak verilen bu cevaplara daha yakndan baktmzda meselenin o kadar da halledilmi olmadn ve cevaplarn da kesinlikten uzak olduunu grrz. ncelikle sylenmesi gereken husus; insan eylemlerinin belli sayda farkl tipe blnmesi, hayatn ve insan doasnn bu ekilde blnm olmasndan deil, eylemlerin bu ekilde snflandrlmasndan ve belli tr eylemler zerinde aratrma yapmaya, etrafl grler sunmaya, yol gstermeye ya da tavsiyelerde bulunmaya tek kendilerinin hakk olduu iddiasnda bulunan bilgili ve gvenilir bir grup uzmann varlndan kaynaklanr. Hi kukusuz, kimse imdi siyaset, sonra ekonomi dnyasnda yaamaz; kimse herhangi bir modern toplumdan Polinezya adalarna gittiinde sosyolojiden antropolojiye, etnografya gemez ya da Kahireden Londraya gittiinde oryantalizmden sosyolojiye gemez. Baumann ifade ettii gibi, Eer yaarken bylesi alanlar ayrabiliyorsak, eer bu eylemin burada ve imdi politikaya ait olduunu, dierinin de ekonomik karakter tad ayrmn yapabiliyorsak, bunun tek nedeni bize her eyden nce bu tr ayrmlar yapmann retilmi olmasdr. Dolaysyla gerekten dnyann kendisini deil, dnyayla ilikimizi biliriz; bir bakma, dnya imgemizi, dilden ve eitimden kazandmz yap talarndan skca rlm bir modeli pratie geiririz. Demek ki, akademik disiplinler arasndaki farkllklardan yansyan biimiyle insan dnyasnda doal bir blnmenin olmadn syleyebiliriz. Tersine, insan dnyasnn zihnimizde tadmz ve sonra yaptmz ilere uyguladmz zihinsel haritasnda grnenler, insan eylemleriyle uraan akademisyenler arasndaki iblmnn sonucudur; bu, her bir alann uzmanlarnn ayrlmasyla ve her bir grubun hkmettikleri alana neyin ait olup neyin olmadna karar verme hakkyla desteklenip pekitirilen bir iblmdr. inde yaadmz dnyaya yapsn kazandran da bu iblmdr. Bundan dolay, farkllk yaratan farklln sakland yeri bulmak istiyorsak, balangta drst bir biimde dnyann doal yapsn bize gsteriyor gibi grnen, kerametleri kendinden menkul disiplinlerin pratiklerine baksak iyi olur. Artk aradaki fark douran eyin ilk bata bu pratiklerin kendisi olduunu kestirebiliriz; eer bir yanstma varsa, bu bizim varsaydmzn tam ynnde gereklemektedir. eitli alma alanlarnn pratikleri birbirlerinden nasl ayrrlar? lk bakta bunlar, alma konular olarak setikleri eylere kar tutumlar bakmndan ok az farkllk gsterir ya da hi farkllk gstermezler. Hepsi kendi konularyla ilgilenirken benzer kurallara uyarlar. Hepsi bulgularn sorumlu bir biimde (yani, doruya gtreceine inanlan bir biimde) elde etmeye ve sunmaya alrlar. Ksacas, akademik alma yntemlerinde ok da bir farkllk bulamayacaz demektir. Akademik uzmanlk iddiasnda bulunan ve iddias kabul gren herkes olgular toplayp ilerken benzer yollar izlerler. Farkllk yaratan farkllk araymzda son umudumuz, her inceleme dal iin tipik sorularda, farkl disiplinlerden dnrlerin insan eylemlerine bakarken, onlar inceler ve aklarken gr alarn belirleyen sorularda ve bu gibi sorularn rettii bilgiyi dzene sokup insan hayatnn verili bir blmnn modeline ya da boyutuna katmak iin kullanlan ilkelerde yatmaktadr. rnein, ekonomi, birincil olarak insan eylemlerinin maliyetleri ile sonular arasndaki ilikiye

bakacaktr. Siyasal bilimler ise, en azndan baka faillerin fiili ya da tahmini tutumlarn deitiren ya da onlar tarafnda deitirilen zellikte insan eylemleri ile ilgilenecektir. Bu akademik disiplinlerin ya da ktphane raflarnda sosyoloji kitaplarnn yaknlarna dizilen dier beeri bilimlerin ilgileri, sosyolojiye ok da yabanc eyler deildir. Ancak sosyolojinin de, bu erevede, dier sosyal aratrma dallar gibi, kendi yorumlama ilkeleri kadar kendi bilisel perspektifi, insan eylemlerini soruturmak zere kendi soru kalplar vardr. Sosyolojiyi farkl klan ey, ilk zet olmas asndan ifade edecek olursak, insan eylemlerini geni apl oluumlarn eleri olarak grme alkanldr, bu oluumlar ise karlkl bir bamllk (eyleme giriilme ihtimalinin ve eylemin baar ansnn teki faillerin kimler olduu ya da ne yapabileceklerine bal olarak deitii bir durum anlamnda bamllk) ana taklm faillerin rastlantsal olmayan birliktelii biiminde dnlebilir. Sosyolojinin merkezi sorusu udur: Ne yaparlarsa yapsnlar ya da yapabilir olurlarsa olsunlar, insanlarn baka insanlara baml olmalar ne anlamda nemlidir; insanlarn her zaman ve kanlmaz olarak baka insanlarla ortaklk, iletiim, mcadele, rekabet, elbirlii halinde yaamalar ne anlamda nemlidir? te sosyolojik tartmann zel alann oluturan ve sosyolojiyi beeri ve sosyal bilimlerin grecek zerk bir dal olarak tanmlayan bu soru trdr; yani, aratrma amacyla seilmi insanlarn farkl bir trde oluturulmu bir koleksiyon olmas ya da dier aratrma alanlarnn ihmal ettii trden belli insan eylemleri dizisini incelemesi deildir. Sonu olarak denebilir ki, sosyoloji en bata insan dnyas hakknda bir dnme biimidir; ilke olarak ayn dnya hakknda baka yollarla da dnebiliriz. Sosyolojik dnce tarzndan ayrlan teki yollar arasnda saduyu zel bir yer tutar. Belki dier akademik dallardan daha ok sosyoloji, kendi yeri ve pratii iin nemi tartlmaz sorunlarla dolu olan saduyuyla (hayatmzdaki gnlk ilerimizi yrtmek iin faydalandmz zengin ancak dank, sistematik olmayan, genelde balantlar belirsiz ve sze dklemeyen bilgi ile) ilgilidir. ou bilim dal kendileri gibi saygn ve sistematik bir aratrma izgisi izleyen dier bilim dallaryla onu birletiren kprlere ya da onlardan ayran snrlara gre kendini tanmlama peindedir. Saduyuyla, izilen snrlar ya da yap talarn yerinden oynatacak lde ortak bir zemini paylatn dnmez. Kabul etmek gerekir ki, onlarn bu ilgisizlikleri yersiz de deildir. Saduyunun rnein fiziin, kimyann, astronominin ya da jeolojinin ilgilendii konular hakknda syleyecek hemen hemen hibir eyi yoktur. Fiziin ya da astronominin ilgilendii konular sradan insanlarn gr ufkuna, yani senin benim gnlk deneyimimiz erevesine pek girmez. Ve bu yzden bilim insanlarnn yardm, hatta verdikleri eitim olmakszn bir kanya varamayz. Bu ve benzeri bilimlerin aratrd konular yalnzca sradan insanlarn akl sr erdiremedii ok zel koullarda, teleskopun merceinde ya da bin feet derinliinde bir kuyunun dibinde ortaya karlar. Ancak bilimciler onlar grebilir ve onlar zerinde deney yapabilir; bu konular ve olaylar verili bilim dalnn, hatta onun seilmi uygulaymclarnn tekelindeki bir mlktr; hem de meslekten olmayan kimsenin ortak olamad bir mlk. almalarnn hammaddesini salayan deneyimin biricik sahibi olan bilimcilerin o materyalin ilenme, zmlenme ve yorumlanma biimleri zerinde tam bir denetimleri vardr. Onlar kamuoyuyla, saduyuyla ya da uzman olmayan grlerin herhangi bir baka biimiyle yarmak zorunda kalmazlar; bunun tek nedeni, zerinde altklar ve laf ettikleri konularda kamuoyu ya da saduyuya zg bir gr bulunmamasdr. Sosyolojiye gelince iler farkldr. Sosyolojinin alma alannda dev hzlandrclara ya da radyoteleskoplara benzer bir ey yoktur. Sosyolojik bulgu iin hammadde salayan btn deneyimler, sosyolojik bilgiyi oluturan hemen her ey sradan insanlarn normal gnlk hayatlarnda yaadklar eylerdir; deneyim, bazen pratikte mmkn olmasa da, ilke olarak herkese aktr; ve deneyim bir sosyoloun byteci altna girmeden nce zaten herkes tarafndan, sosyolog olmayan, sosyolojik dili kullanma ve olaylar sosyolojik gr asndan grme eitimi almam bir kii tarafndan yaanmtr. Nihayetinde hepimiz baka insanlarla birlikte yaarz ve birbirimizi etkileriz. Hepimiz elde ettiklerimizin baka insanlarn yaptklarna bal olduunu ok iyi biliriz. Hepimiz birok kere arkadalarla ya da yabanclarla iletiim kopukluunun acsn ekmiizdir. Sosyolojinin bahsettii her ey zaten hayatmzda olmu eylerdir. Zaten yle olmas da gerekir, aksi halde hayatmz yrtemezdik. Bakalaryla birlikte yaamak iin bir sr bilgiye ihtiya duyarz ve saduyu bu bilginin addr. Gnlk rutinlerin iine iyice daldmzda, olup bitenlerin anlam zerinde pek dnmeyiz; hatta zel deneyimimizi bakalarnn bana gelenlerle karlatrmaya, bireysel olandaki sosyal olan, tikel olandaki genel olan grmeye frsatmz hi olmaz; sosyologlarn bizim yerimize yaptklar tam da budur. Biz onlardan kiisel hayat hikayemizin baka insanlarla paylatmz tarih ile nasl rldn bize gstermelerini bekleriz. Ne var ki, sosyologlar bu kadar derine insinler ya da inmesinler, yola kmak iin seninle ve benimle paylatklar gndelik hayat deneyiminden, her birimizin gnlk hayatna girmi ham bilgiden baka bir hareket noktalar yoktur. Yalnzca bu nedenden dolay sosyologlar, fizikilerin ve almalarnn konusuna ne kadar uzak dururlarsa dursunlar kavramaya altklar deneyimin i bilgisinden tamamen kopamazlar. Ne kadar abalarlarsa abalasnlar, sosyologlar yorumlamaya altklar deneyimin iki yannda da ayn zamanda hem i hem de d yznde de kalmaya mecburdurlar. Modern fizikilerin ya da astronomlarn gzlemleyip zerine teori rettii feonemenler, bozulmam bir biimde, ilenmemi, etiketlerden, hazr tanmlardan ve n yorumlardan zgr bir ekilde bulunurlar. Sosyologlarn aratrd trden insan eylemleri ve etkileimleri, ne kadar dalm, blk prk olursa olsun, hepsi faillerin kendileri tarafndan

isimlendirilmi ve kuramsallatrlmtr. Sosyolog onlar irdelemeye balamadan evvel, saduyusal bilginin nesnesi olmulardr. Aileler, rgtler, akrabalk ilikileri, komuluk ilikileri, ehirler ve kyler, milletler ve kilise cemaatleri ve dzenli insan etkileimiyle bir arada tutulan baka gruplamalar zaten faillerce anlamlandrlm ve nemleri belirlenmitir. Failler, eylemleri esnasnda bu anlamlarn tayclar olduklarn bilirler ve ona gre davranrlar. Sradan failler ve meslekten sosyologlar onlardan bahsederken ayn isimleri, ayn dili kullanmak zorunda kalacaklardr. Sosyologlarn kullanabilecekleri her terim benim gibi sradan insanlarn saduyusal bilgisi tarafndan verilmi anlamlar ile olduka ykl olacaklardr. Sosyolojik sylem herkese aktr; herkese katlmas iin yaplm daimi bir davet deildir ama aka belirlenmi ya da almaz snrlar da koymamtr. Gvenlii nceden garantiye alnmam belli belirsiz snrlaryla (sradan deneyimle eriilemeyecek konular ileyen bilimlerin tersine), sosyolojinin bilgi zerindeki egemenlii, konusu zerinde yetkin hkmler verme hakk her zaman itiraza aktr. te bu yzden, uygun sosyolojik bilgiyle her zaman sosyolojik fikirlerle dolu olan saduyu arasn snr ekmek, tutarl bir bilgi kmesi olarak sosyolojinin kimlii asndan ok nemli bir konudur. Bauman, sosyolojik bilgi ile saduyusal bilgi arasnda, yukarda dile getirilen btn bu yaklamlara ramen, drt temel farkllk olduunu vurgulamaktadr: (1) Saduyudan arkl olarak (baka, daha ok gevek ve daha az ihtiyatl bir biimde zdenetimli olduu sylenen bilgi biimlerinden ayr olan) sosyoloji, bilimin bir vasf olduu kabul edilen sorumlu konumann kat kurallarna kendini uydurmaya gayret eder. (2) kinci farkllk, yarg oluturmak iin materyalin karld alann bykl ile ilikilidir. Sosyologlarn bireysel hayat dnyasnn sunduundan daha geni bir bak as araylar byk bir farkllk yaratr; yalnzca daha ok veri, tek tek rnek olaylar yerine daha ok olgu ve istatistik veri vb. gibinicel bir farkllk deil, nitelik ve bilginin kullanm bakmndan da bir farkllk yaratr. (3) sosyoloji ile saduyu arasndaki nc farkllk tek tek her kiinin insan gerekliine anlam verme biimleriyle; kiilerin meraklarn gidermek iin, neden bu deil de unun olduunu ya da durumun neden byle olduunu nasl aklamaya kalktklar ile ilgilidir. Hepimiz eylemlerimizi belli bir ama, bir arzumuzu gerekletirmek iin yaparz. Sosyoloji, kiiselletirilmi dnya grlerine kar kar. Sosyoloji gzlemlerine bireysel failler ve tekil eylemler yerine oluumlardan yola karken, tamamen kiisel ve zel olan kendi dncelerimiz ve zel olan kendi dncelerimiz ve ilerimiz de dahil, insan dnyasn anlamann anahtar olarak bildiimiz o gdlenmi birey metaforunun yerinde olmadn gsterir. (4) Yeteri kadar sklkla tekrarlandnda alkanlk haline gelen, sorgulanmaya ihtiya duyulmayan ve kendilerini aklayan eyler olarak alkanlklarn ve karlkl olarak birbirlerini pekitiren inanlarn hkm altndaki bu bildik dnya (gndelik hayat) ile karlatnda sosyoloji; kimsenin brakn yantlanmasn sorulduunu bile hatrlamad sorular sorarak rahat ve sessiz hayat tarzn bozar, sorunsallatrr. Sosyoloji, sorduu sorularla hepimiz iin bildik olan eyleri bulmacalara dntrr; bildik olan bilmedikletirir. Anszn hayatn gnlk ak masaya yatrlr. Artk o yalnzca olas tarzlardan biri, tek ve esiz olmayan, doal olmayan bir hayat tarz olarak grnmeye balar. Sosyolojik dnme (toplumsal imgelem); etrafmzdakilere kar bizi daha duyarl hale getirir, duygularmz keskinletirir, olan bitenin daha fazla farkna varmamz salayabilir, gndelik hayatmzda mevcut ancak belki de bakmay bilemediimiz iin- bize grnmez olan insanlk durumlarn kefetmemize hizmet edebilir. Hayatlarmzn doal, deitirilemez, kanlmaz zelliklerinin, aslnda insan gcnn ve insan kaynaklarnn kullanlmaya ortaya ktn bir kere anladktan sonra, artk onlarn kendi eylemlerimiz de dahil insan eyleminden bamsz olduklarn ve insan eylemine geit vermediklerini kabul etmek zor olacaktr. Bu anlamda toplumsal imgelem, kendi bana bir g, sabitleme kart bir gtr. Mevcut haliyle o gne kadar baskc olan dnyay yeniden esnek bir hale getirir, dnyann imdi olduundan farkl bir dnya olabileceini gsterir ve her birimizin zgrlk alann geniletir. Bylelikle, belki karmzdaki, evremizdeki insanlar biraz daha iyi anlar; kendimiz iin istediimiz zgrlkleri onlar iin de isteyebiliriz. Sosyolojinin, gszn gc olduu sylenir. Ne var ki bu her zaman doru deildir. Sosyolojik anlay benimsemi bir kiinin, hayatn ac gereklerinin karsna kard engelleri kaldrabileceinin ve aabileceinin garantisi yoktur; anlayn gc uysal ve teslimiyeti saduyu ile ittifak yapm bask gleri ile boy lemez. Ne var ki bu anlay yoksa, kiinin hayatn baaryla ynlendirme ve ortak hayat koullarn kolektif biimde ynetme ans ok zayflayacaktr.9 Sosyolojinin ne olduu, ne ie yarad, dier bilimlerden ve yaklamlardan nerede farkllat vb. gibi hususlarda kuatc, felsef bir derinlik ve ufuk kazandran u iki alma nemlidir: Zygmunt Bauman, Sosyolojik Dnme (knyesi dipnotlarda verildi); C. Wright Mills, Toplumbilimsel Dn, ev. nsal Oskay, stanbul: Der Yay., 2000. Sosyolojiyi, ortaya kt tarihsel ve toplumsal koullar balamna oturtan, zengin, derinlikli ve eletirel bir analiz iin, Baykan Sezerin Sosyolojinin Ana Balklar (stanbul: Kitabevi Yay., 2011 alma Sorular 1. Son dnemde medyada sklkla karlatmz okullarda yaanan iddetin art, uyuturucu kullanmnn yaygnlamas ve cinsel saldrlar vb. gibi haberleri, sosyolojik tahayyl yaklamn gz nnde bulundurarak deerlendiriniz. Toplumda yaanan herhangi bir olay saduyu bilgisi ve sosyolojik bilgi ayrmn dikkate alarak rnekleyiniz. 2.Hafta e-Ders Kitap Blm 2. Ders Sosyolojinin Bir Bilim Olarak Kuruluu ZET Sosyoloji, 19. yzylda Avrupada sanayi toplumunun yaratt sorunlar Aydnlanma felsefesinde billurlaan belli ilkeler nda zmek amacyla ortaya kt ve o dorultuda geliti. Ortaya kt

dnemin ve toplumun sorunlarna, zelliklerine ve dnce erevesine bal olarak da belli zellikler kazand. Bir balang cmlesi olarak sosyolojinin modern sanayi toplumunun oluum srecinin bir sonucu olduunu ve ayn zamanda da bu sreci baarya eritirmek gibi bir misyonla kendisini donattn syleyebiliriz. Sosyolojinin o dnemde ve gnmzde, birey ve toplumla ilgili bir disiplin olmasna karn, doa bilimleri modelini kendine rnek alan pozitif bir bilim olarak tanmlanmas da, gerek 19. yzylda akademik kurumsallamasn gerekletiren iktisat, hukuk, siyaset vb. gibi bilimlerden zenle ayrtrlmas da ve gerekse de yazsz/ tarihsiz toplumlar inceleyen etnografya, antropoloji gibi bilimlerden farkl olarak modern/endstriyel/kapitalist Avrupa toplumunu inceleyen biricik, bilimlerin kraliesi olarak gsterilmesi sosyolojinin ortaya kt Avrupa toplumunun o dnemde yaad zel toplumsal ve dnsel koullardr. Sosyoloji, ayn zamanda kendisini douran bu sreci baaryla neticelendirmek gibi bir misyonla donanmtr. Baka bir deyile, sosyoloji modernleme srecinin bir sonucudur ve modernleme srecinin baaryla tamamlanmas iin ie koyulmutur. Aada sosyolojiyi ortaya karan toplumsal ve tarihsel koullar tasvir edilmekte ve dnemin dnsel ihtiyalarna uygun olarak kazand temel zellikler deerlendirilmektedir. nsanolu, var olduu andan itibaren gerek insan topluluklar ve gerekse de doa zerindeki merakn gidermeye, ihtiyalarn karlamaya dnk araylar ierisinde olmutur. Bu, yazl tarih kadar eskiye dayanr. Sosyal bilimler diye adlandrlan ey de bu ihtiyacn modern ada karlanmasn salayan aralar ya da sistemdir, z itibariyle. ncelikle tespit edilmesi gereken husus, sosyal bilimlerin modern dnyaya ait bir ey olduudur. zelliklerini, amalarn ve aralarn, temelde belirleyen, ite bu modern dnya dediimiz eydir. Sosyal bilimler, hem bu dnyann bir sonucu/rndr, hem de bu dnyann olumasnda pay sahibidir. Sosyal bilimler, gereklik hakknda, bir biimde ampirik olarak dorulanan sistemli, dnyevi bilgi retme abasdr ya da bu abaya dayanr. Bu aba, balangta sadece bilgi anlamndaki scientia ile adlandrlyordu. Birka yzyldr hakim olan, klasik bilgi sistemi temelde iki varsaym zerine kuruludur: (1) Newton modeli: Bu model bize, Tanr gibi bizim de kesin bilgiye ulaabileceimizi syler. Bu model, gemi ile gelecek arasnda bir simetri ngrmekteydi. (2) kinci varsaym, doa ile insanlar, madde ile akl, fiziksel dnya ile sosyal/ manevi dnya arasnda kkl ayrmlar bulunduunu varsayan Kartezyen dualizmidir. Modern ada, pek ok alanda yaanan gelimelerle birlikte gkyz alabildiine almt; ayn ekilde insan hrslar da snr tanmaz biimde geniledi. lerleme bu dnemin, yeni snrszlk duygusuyla kanatlanan ve teknolojinin maddi baarlarndan g alan kilit szc haline geldi. lerleme fikrinin nemini belki, nceki dnemin dnya/evren fikri ile karlatrldnda daha iyi anlama imkanna sahibiz. Orta alarn Avrupas ilerlemekten ya da bymekten ok eldekini korumay kendisine hedef semi bir durumdayd. Tm dnyas bu temel zerine ina edilmiti. retim sreleri, dini anlaylar hep birlii korumak zerine kuruluydu. Colombun keif seferlerine itibar edilmeyiinin arkasnda yatan bu psikolojinin etkisini gz ard etmemek gerekir: Zaten elde kt imkanlar bulunmaktayd ve bu imkanlar, sonu belirsiz bir macerada heba etmeye kimsenin niyeti yoktur. Fakat Allahn ii, abalar Colombun karsna hi dnmedii ve hayal dahi edemedii imkanlar kard. Onlar Hindistana ulamak iin yol ararken, yeni bir kta kefettiler. Ve her ey o andan itibaren yava yava, nceleri hi fark edilmeksizin deimeye balad. Deiikliklerin ya da imkanlarn farknda olmayanlar, yaygn ekilde sylenegeldii gibi, yalnzca Bat-d toplumlar deildi, bizzat Avrupallar da bu yeni kefin kendilerine neler getirdiinin ya da ne tr sonular douracann farknda deillerdi. Onlarn amalar sadece siyasi ve ticari stnlkler elde etmelerine imkan tanyacak bir urat. Nitekim bir mddet, tm atma bu mihverde gitti. Bu gelimelerin sosyal yapy, kltr, doa ve toplum anlaylarnn deiimine etkisi ancak 200-300 yl sonra fark edilebilmi ya da pratie dklebilmitir. nce Reform ile karlayoruz. Kilisenin otoritesini sarsmaya balyor. Ardndan Rnesans geliyor. Ve ardndan da Aydnlanma ve Endstri devrimi... Bu hareketler, Batl insann zihnini deitiriyor, hem de kkl bir biimde deiiklie uratyordu. Genelde sosyal bilimlerin, zelde ise sosyolojinin temel zellikleri ite bu srete olutu. Ve bilfiil, iktidar tarafndan biimlendirilmitir. Fakat bu sre, ayn zamanda bir kaos ortamn da dourmaktayd. Zaten sosyal bilimler ve sosyoloji, bu toplumsal kaosu zmlemek, bozulan dengeleri yeni ilkeler erevesinde yeniden tesis etmek greviyle ortaya kacaklard. nce, felsefe/filozoflar teolojiyi mahkum ettiler. Fakat daha sonra sra kendilerine gelecek ve metafizik olarak nitelenip toplumsal meselelerde geri plana atlacaklard. Bilim alannda, ilk elde karmza kan doa bilimleri ile felsefenin ayrmasdr. Felsefe, gereklik hakknda ampirik aratrmalara dayanmayan a priori bilgi nermekle suland; daha nce kendisinin kiliseye/dine yapt kendisine yaptnn benzeri ona yapld ve devre d braklan teoloji/ilahiyatn konumuna oturtuldu. Ve zamanla, ayr ama eit iki ayr bilgi dal statsnden, doa biliminin tepede yerini ald ve felsefenin alt statde bulunduu bir bilgi hiyerarisine ulald. Ve nihayet 19. yzylda bilim, dilde de bu stnln tescil ettirdi. Sadece bilgi anlamndaki kavram, bu yzylda, gereklik hakknda bilgi veren aralarn en stn olarak doa bilimi anlamna kavutu. Doa biliminin alternatifinin zerinde ise, bir hemfikirlilik yoktur. smi konusunda bile bir mutabakata varlm deildir. Fakat ak olan bir ey vard: nsanlarn dnyas ile ilgili bilgiyi kimin denetleyecei konusunda sz sahibi olacak bilim, doal bilimlerin domasna sebep olan artlarn zelliklerine uygun nitelikler tayacakt, tamak zorundayd. Aksi takdirde tutunabilmesi mmkn deildi.

Buna bal ve hatta bu hususun doal sonucu olan ikinci bir gerek ise, doa bilimlerinin rnekliini kabullenmek durumunda kalacaktr. Bu ynde, 18. yzyldan itibaren bir ksm bilgi kategorileri gelitirilmeye allyordu. Ancak henz istenen kesinlie ulalabilmi deildi. Bir ksm sosyal filozoflar, bu amaca hizmet edecek bir bilgi disiplini olarak sosyal fizik ismini ortaya atmlard. Bu tabir tam da, yukarda bahsedilen zelliklere ve araylara iaret etmektedir. Bu gelimeler olurken, Avrupann tant yeni kltrlerin, yeni insan topluluklarnn tanmlanmas da nemli bir sorun olarak ortaya kmaktadr. eitlilikler nasl adlandrlacak ve nasl bir dzene kavuturulacaktr? Bu abalar, ayn zamanda, dzeni kendisine gre, kendisini merkeze oturtarak salamay uygun gren Avrupann dnyann dier kltrleri ve toplumlar zerindeki egemenliinin, stnlnn merulatrlmasna da hizmet etmeliydi. Bu yeni bilginin retilecei mekanlar olarak niversiteler, yeniden canland ve gelimeye balad. 19. yzyln entelektel tarihine her eyden nce, bilginin disiplinlere ayrlmas ve mesleklemesi, yani yeni bilgi retmek ve bilgi retenleri yeniden retmek zere devamllk gsteren kurumsal yaplarn oluturulmas sreci damgasn vurmutur.1 Fransz devrimi ile birlikte gndeme gelen kltrel alt-st olu, sosyal bilimlere duyulan ilgiyi canlandrmtr. Zira, artk mesele sosyal hayatn [szm ona] doal dzeni trnden teorilerle halledilemiyordu. Tersine pek ok kii zmn, halk egemenliinin hzla norm haline geldii bir dnyada, nlenemez grnen sosyal deimeyi, kukusuz apn snrl tutma umuduyla, rgtlemek ve rasyonelletirmekten getiini savunuyordu. Ama eer sosyal deiim rgtlenecek ve rasyonelletirilecek idiyse, daha nce onu incelemek ve deimeye yn veren kurallar anlamak gerekiyordu. Sonradan sosyal bilimler adn verdiimiz almalarn niversitede yeri olmas bir yana, bunlara ciddi bir sosyal ihtiya vard. stelik, yeni bir sosyal dzenin istikrarl biimde kurulmasna allacaksa, sz konusu bilimin olabildiince kesin (ya da pozitif) olmasnda yarar vard. Bu amala 19. yzyln ilk yarsnda modern sosyal bilimin temellerini atmaya girienler, zellikle Byk Britanya ve Fransada, taklit edilecek model olarak gzlerini Newton fiziine evirdiler.2 Sosyal paralanma srecini yaam devletlerde, sosyal birliin yeniden nasl salanabilecei ile ilikili olarak, yeni ya da potansiyel egemenliklerini ortaya koyabilmek iin ulusal tarihlerin nasl gelitiine bakmaya baladlar. Bu ulusal tarihler artk prenslerden ok halklar zerinden ilenmekteydi. Tarih, arivlere dayal ampirik bir aratrmaya yneldi ve krallar hakl klan vakanvislikten uzaklamaya balad. Bu yeni anlaya sahip tarihilik, felsefeden baka bir ey deil diyerek, speklasyon ve tmdengelim uygulamalarn reddeden sosyal bilime ve doal bilimlere katlmaktayd. Fakat, ampirik aratrmalara dayal olsa da, her biri farkl bir zellik arz eden toplumlar hakknda genelleme yapmak isteyen sosyal bilimcilere, yani toplumun evrensel yasalarn bulma arzusundaki kuruculara pheyle baklmaktayd. Bilimin, zihnin dna kmaya izin veren bir yntem kullanarak nesnel gerekliin kefini salad, buna karlk felsefecilerin yalnzca dndkleri ve dndkleri zerine yazdklar ileri srld. Bilim ve felsefe ile ilgili bu gr, 19. yzyln ilk yarsnda sosyal dnyaya ilikin zmlemeleri ynetecek kurallar belirlemeye koyulan Comte ve Mill tarafndan ak bir biimde savunuldu. Sosyal fizik terimini canlandrrken Comte siyasal endielerini aka ortaya koymutur. Yapmak istedii, Baty, Fransz Devriminden sonra gndeme gelen entelektel anari yznden zorunlu bir ynetim biimi haline gelen sistematik yolsuzluktan kurtarmakt. Deiim partisi, Protestanlktan tretilen salt olumsuz ve ykc tezlere yaslanrken, dzen partisi de modas gemi olarak deerlendirilen katolik ve feodal- doktrinlere dayanmaktayd. Comtea gre sosyal fizik, pozitivist felsefenin ve dncenin bir sonucu ve gerei olarak, sosyal sorunlarn zmn uygun eitimi alm snrl sayda sekin zekaya devrederek dzen ve ilerlemenin badatrlmasn salayacakt. Bu yoldan, yeni bir manevi g oluturularak Devrim sonlandrlacakt. Sosyal bilimlerin deiik disiplinleri, 19. yzylda gereklik hakknda ampirik bulgulara (speklasyondan farkl olarak) dayal nesnel bilgi elde edilmesini salamak iin harcanan genel abalarn bir paras olarak yaratld. Niyet edilen, doruyu icat etmek ya da sezgi yoluyla bulmak deil, renmek idi. Saptanacak ilk husus, bu kurumlamann belli bal be merkezde gerekletirilmi olduudur: Byk Britanya, Fransa, Almanya, talya ve ABD. Saptanacak ikinci husus, 19. Yzyl boyunca ok sayda ve ok eitli konu ya da disiplin adnn nerilmi olduudur. Ancak birinci sava ncesinde adlar zerinde belli lde uzlama salanm birka disiplin vard: Tarih, iktisat, sosyoloji, siyaset bilimi ve antropoloji. Buna, ayn dzeyde olmamakla birlikte, bir de oryantalizm eklenebilir. Modern bilim, kapitalizmin evladdr ve ona baml olmutur. Bilimciler toplumsal onay ve destek gryorlard nk gerek dnyada somut ilerlemeler retkenlii artracak ve zamanla mekann dayatt snrlamalar azaltp herkes iin daha byk bir rahatlk yaratacak harika makineler- yaratma imkan sunuyorlard. Bilim ie yaryordu. Bilimsel faaliyeti kuatacak tam bir dnya gr yaratlmt. Bilimcilerin tarafsz olduklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Bilimcilerin ampirik olduklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Bilimcilerin evrensel dorular aradklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Bilimcilerin basit olan kefettikleri syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Onlardan karmak gerekleri zmleyerek bunlar ynlendiren basit, en basit temel kurallar saptamalar talep ediliyordu. Son olarak belki de hepsinin en nemlisi, bilimcilerin nihai nedenleri deil, etkili nedenleri aa karttklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. stelik, btn bu betimleme ve isteklerin bir paket oluturduklar syleniyordu; hepsi bir arada ele alnmalyd.3 Fransz ihtilalinin iki nemli sonucu oldu:

(1) Siyasi deiim srekli ve normal bir eydir; (2) Egemenlik halka ait bir eydir. Bu iki nerme, sadece iktidar ya da otorite sahipleri tarafndan kullanlmyordu, herkes tarafndan kullanlabiliyordu. Bu da iin iktidarlarca can skc yan olarak deerlendirilmekteydi. Ortada tehlikeli snflar olarak adlandrlan bir grup olumutu. Serseri mayn misali, kimin elinde nasl sonular douraca tahmin edilemeden patlamaya hazr tehlike karsnda iktidarn elinde ara vard: (1) Toplumsal ideolojiler, (2) sosyal bilimler, ve (3) toplumsal hareketler. Eer siyasi deiim norm olarak grlyor ve eer genellikle egemenliin halkta olduuna inanlyorsa, soru ateten gmlein nasl giyilecei, daha akademik bir biimde ifade edecek olursak, kargaay, ykcl ve aslnda deiimin kendisini asgariye indirmek iin toplumsal basklarn nasl idare edilecei sorusu haline gelir. deolojiler ite burada devreye girer. deolojiler deiimi idare etme programlardr. On dokuzuncu ve yirminci yzyllarn balca ideolojisi, deiimi asgariye indirecek ekilde idare etmenin olas yolunu temsil ederler: Deiim mmkn olduunca yavalatlabilir, tam olarak doru hz aranabilir, ya da hzlandrlabilir. Bu program iin eitli adlar icat ettik. Bunlardan biri sa, merkez ve soldur. Biraz daha aklayc olan ikincisi ise muhafazakarlk, liberalizm ve radikalizm/sosyalizmdir.4 Bunlar arasnda dierlerine galebe alan liberalizm olmutur: Genel oy hakk, refah devleti ve (da ynelik rklkla birlemi) bir ulusal kimliin yaratlmasndan oluan katl siyasi programlaryla Avrupada tehlikeli snflar musibetini etkili bir biimde sona erdirdiler. Siyasi bir ideoloji olarak liberalizmin stratejisi, deiimi idare etmekti ki bu da deiimin doru insanlar tarafndan doru ekilde gerekletirilmesini gerektiriyordu. Nitekim liberallerin ilk olarak, bu idarenin ehliyet sahibi insanlarn elinde olduunu garantiye almalar gerekiyordu. Ehliyetin de ne miras yoluyla seim (muhafazakar nyarg) ne de poplerlik yoluyla seimle (radikal nyarg) garanti altna alnamayacana inandklar iin, geride kalan tek olasla, liyakat yoluyla seime dndler ki bu da kukusuz entelektel snfa ya da en azndan bu snfn pratik meseleler zerinde younlamaya hazr kesimlerine dnmek anlamna geliyordu. kinci art, bu ehliyet sahibi insanlarn edinilmi nyarglardan deil, nerilen reformlarn olas sonular konusunda nceden sahip olunan bilgiden hareket etmeleriydi. Byle hareket etmek iin de toplumsal dzenin gerekte nasl ilediine dair bilgiye ihtiyalar vard ve bu aratrmaya ve aratrmaclara ihtiyalar olduu anlamna geliyordu. Sosyal bilim liberal giriim iin kesinlikle can alc bir nem tayordu. Liberal ideoloji ile sosyal bilim giriimi arasnda sadece varolusal deil zsel bir ba da vard. Sadece sosyal bilimcilerin ounun liberal reformizmin savunucular olduklarn sylemiyorum. Bu dorudur, ama ok nemli deildir. Benim sylediim, liberalizm ile sosyal bilimin ayn ncl toplumsal ilikileri, tabii ki bilimsel (yani, rasyonel) bir biimde manipule etme yetenei sayesinde insann kusursuzlua ulamasnn kesin olduu ncl- zerine kurulmu olduklar. Mesele sadece bu ncl paylayor olmalar deil, ayn zamanda ikisinin de bu ncl olmakszn varolamayacak olmalar ve ikisinin de bunu kurumsal yaplarnn bir paras haline getirmi olmalardr.5 Sosyoloji. smi icat eden Comtea gre sosyoloji, bilimlerin kraliesi, kendi iinde btnlemi ve birleik bir sosyal bilim ve yine Comtegil bir neolojizmle sylenirse, pozitivist olacakt. Bununla birlikte uygulamada sosyoloji bir disiplin olarak daha ok, ondokuzuncu yzyln ikinci yarsnda says ok artm olan kentli ii snflarn yol atklar honutsuzluk ve dzensizliklerle ba etmeyi amalayan, sosyal reform derneklerinin almalarnn niversitede meydana getirdii deiiklik ve kurumsallamayla geliti. Bu sosyal reformcular almalarn niversite ortamna tamakla, yasa deiikliklerine ynelik aktif lobicilik rollerinden vazgetiler... Sosyologlar ksmen balangta sosyal reform rgtleriyle olan yakn balarn koparmak istedikleri, ksmen de bugn el almaya arlk verdikleri iin pozitivizme yneldiler, bu da onlar nomotetik kampa itti.6 Sosyal bilimin Avrupada kurumsallama sreci, Avrupann sonunda dnyann geri kalan zerinde egemenliini kesin olarak kurduu tarihlerde gerekleiyordu. Bu durum sorulmas kanlmaz soruyu gndeme getirdi: Neden tm rakiplerini alt ederek Amerikalar, Afrika ve Asya zerinde iradesini dayatan, dnyann bu kk paras olmutu? Bu ok kapsaml bir soruydu ve verilebilecek yantlar egemen devletler dzeyinde deil, karlatrmal uygarlklar dzeyinde aranyordu. Avrupann dnyaya egemen olacak hale nasl geldii sorusu, entelektel alanda Darwinci dnmle akt. Aydnlanmann hazrlad bilginin dnyevilemesi sreci evrim teorisiyle dorulanm olduundan, Darwinci teoriler, biyolojik kkenlerinden ok te alanlara tand. Sosyal bilim metodolojisine, rnek alnan Newton fizii egemen olsa da, hayatta kalmaya en uygun olann yaad kavramn ne karan, grne gre kar konulmaz bir ekicilii olan evrim meta-kavram, sosyal teoriler zerinde ok etkili oldu.7 Evrim teorisi biraz esnek ekilde yorumlandnda, ilerlemenin, ada Avrupa toplumunun gzle grlr stnlyle rtt yollu varsayma bilimsel gereke salamada pekala kullanlabilirdi. Nitekim kullanld: Son aamas sanayi devrimi olan, sosyal gelimenin aamalaryla ilgili teoriler, tarihin liberal yorumlar, iklimin belirleyicilii tezi, Spencer sosyolojisi vb. bunun rnekleri arasnda saylabilir.8 Sosyolojinin lk Dnemi tibariyle Gsterdii zellikler Sosyoloji, tekrarlayacak olursak, 19. yzylda Avrupada sanayi toplumunun yaratt sorunlar Aydnlanma felsefesinde billurlaan belli ilkeler nda zmek amacyla ortaya kt ve o dorultuda geliti. Ortaya kt dnemin ve toplumun sorunlarna, zelliklerine ve dnce erevesine bal olarak da belli zellikler kazand. Bir balang cmlesi olarak sosyolojinin modern sanayi toplumunun oluum srecinin bir sonucu olduunu ve ayn zamanda da bu sreci baarya eritirmek gibi

bir misyonla kendisini donattn syleyebiliriz. Sosyolojinin o dnemde ve gnmzde, birey ve toplumla ilgili bir disiplin olmasna karn, doa bilimleri modelini kendine rnek alan pozitif bir bilim olarak tanmlanmas da, gerek 19. yzylda akademik kurumsallamasn gerekletiren iktisat, hukuk, siyaset vb. gibi bilimlerden zenle ayrtrlmas da ve gerekse de yazsz/tarihsiz toplumlar inceleyen etnografya, antropoloji gibi bilimlerden farkl olarak modern/ endstriyel/kapitalist Avrupa toplumunu inceleyen biricik, bilimlerin kraliesi olarak gsterilmesi sosyolojinin ortaya kt Avrupa toplumunun o dnemde yaad zel toplumsal ve dnsel koullardr. Bu erevede, sosyolojiyi modern sanayi toplumunu inceleyen bir aratrma disiplini olarak tanmlayabiliriz. Buna bal olarak da, zmeye alt pratik sorunlara bal olarak kuramsal yaklamlar, temelde modern toplumu meydana getiren 4 temel srecin ya da devrimin oluturduu birikimlerin izlerini tar: (1) Doa bilimlerindeki gelimeler (bilimsel devrim);9 (2) felsefe ve sanat alannda yaanan gelimeler (reform, 9 14. yzyldan itibaren Doa bilimlerinde yaanan gelimeler, dnyann anlalmas ve insan hayatn kolaylatracak ekilde tabiat zerinde egemenlik kurma, ayn zamanda bireyin ve toplumun kendi kaderlerine hkmedebilme imkann getirmitir. Bunun yan sra, doa bilimlerindeki gelimeler, ortaa Avrupa toplumundaki egemen kilise hiyerarisini ypratacak felsef ve teolojik bir tartmay da tetikleyen bir ilev grmtr. Bilimlerde yaanan gelimeler ve dnsel ve toplumsal sonular iin bkz. Steven Shapin, Bilimsel Devrim, ev. Ayegl Yurdaal, stanbul: zdm Yay., 2000; Peter Whitfield, Bat Biliminde Dnm Noktalar, ev. Serdar Uslu, stanbul: Kre Yay., Rnesans ve aydnlanma felsefesi);10 (3) sanayi devrimi;11 ve (4) siyas devrimler (Fransz htilali ve devamndaki pek ok iikyl ayaklanmas). Tom Bottomore, sosyolojinin ilk dnemde gsterdii zellikleri zl bir biimde belirtiyor: Toplumbilimin benim izmeye altm snrlar iindeki tarih-ncesi kabaca, 1750-1850 dnemindeki yzyllk bir sreyi iermektedir. Bu dnem, bir baka deyile, Montesquieunun De lesprit des lois [Kanunlarn Ruhu] adl eserini yaynlamas ile, Comte, Spencer ve Marxn ilk yazlarn yaynladklar tarihler arasndadr. Ayr bir bilim olarak toplumbilimin olutuu dnem ise ondokuzuncu yzyln ikinci yars ile yirminci yzyln ilk blmdr. Bu ksa zetlemeden, ilk dnem toplumbilimin baz zeliklerini grmek mmkndr. Hereyden nce, ilk dnem toplumbilimi ansiklopediktir; insan toplumunun tarihinin ve toplumsal hayatn tmn birden kapsamak istemektedir. kinci olarak, tarih felsefesinin etkisi ve daha sonralar evrim konusundaki biyolojik teorinin bu etkiyi pekitirmesiyle toplumsal evriminin temel aamalarn ve ileyiini aklamaya alt iin evrimcidir. nc olarak, karakter ynnden doal bilimlere benzer biimde, genellikle bir pozitif bilim saylmaktadr. Onsekizinci yzylda toplumsal bilimler (sosyal bilimler) byk lde fizik bilimini model almlardr. Toplumbilim, ondokuzuncu yzylda, toplumu bir organizma olarak tasarlayan eitli dncelerden ve toplumsal evrime ilikin genel yasalar karma abalarndan anlalaca gibi, biyolojiyi model almtr. Drdnc olarak, genel kapsal bir bilim olma iddiasna ramen, toplumbilim zellikle onsekizinci yzyldaki siyasal ve ekonomik devrilerin yarat toplumsal sorunlarla ilgilenmi; hereyin stnde de, yeni sanayi toplumunun bilimi olmutur. Son olarak, bilimsel olduu kadar ideolojik bir karaktere de sahiptir; oluumunda tutucu ve radikal dnceler birlikte yer alm, biribiriyle elikin teorilere yol am, gnmze dek sren tartmalara neden olmutur.12 Sosyolojinin bir bilim olduunu savunanlara gre; (1) evrende ya da toplumda bilinebilir bir dzen mevcuttur, (2) toplumun tekbiimlilii ya da toplumun dzeni gzlenebilir, ve (3) fizik biliminin gzlem ve dier yntemleri sayesinde sosyal davrann kanunlar teyit edilebilir ve kodlanabilir. Bunun karsnda sosyolojinin bilim olmadn dnenler ise u gerekeleri ne srmektedirler: (1) insan kendi kendisinin denei/kobay olmaldr, (fakat) henz o, kendi deneyini kontrol edebilir durumda deildir, (2) Sosyal bilimde neden(sellik) doa bilimlerindeki gibi asla tek ve basit deildir, fakat daima birden ok ve karmaktr, (3) onun bilimsel yarglarn bozabilecek aratrmaya ait herhangi bir ey nyarglardr; bu sosyal bilimlerde ok yaygndr, ve (4) bilim, doa bilimleri rneinde olduu gibi, ahlaki olarak ntr ve tarafsz olmaldr. Sosyal bilimler bu ahlakn etik temellerini, tutku motivasyonunu nasl ele alabilir?13 Sosyolojinin ortaya kt andan itibaren ilgisi ana konu zerinde olmutur. Geri kalan sosyoloji konular ya da alanlar bu ana konunun almlarndan ibaret olmutur. Sosyolojinin balangcndan itibaren zerinde durduu iki konuyu Comteun tasnifi zetlemektedir: Sosyal statik ve sosyal dinamik. Biz buna bir de, toplumlararas ilikiler ve toplumlarn evrim izgisinin belirlenmesi, baka bir deyile Avrupa toplumlarnn dnyann dier toplumlarndan stn olduklarnn bilimsel olarak ispatlanmas urasn ekleyebiliriz. Sosyal statik ve dinamik, temelde Bat toplumunun i meselelerini (toplumsal yapnn ya da istikrarn nasl salanaca, toplum kurumlarnn neler olduu, toplum ileyiinin nasl gerekletii, ilikilerin ne tr zel [18. yzylda gerekleen sanayi devrimi, hikayesi ksaca aada anlatlacak olan pek ok toplumsal gelimeyi ve sorunu tetikledi. ehirler ve fabrikalar olutu. Yeni bir birey ve yeni snflar teekkl etti. Bunlarn yan sra, teknolojinin ve sanayi retiminin gndelik hayat kolaylatrc etkisi, Marx, Durkheim vb. gibi 19. yzyln nde gelen pek ok dnrnn dncelerinde karmza kan ikircikli bir hal yaratt. Bir taraftan ilerlemeye duyulan inan ve gelecee ynelik iyimserlik, te yandan yaanan hzl deiimle birlikte toplumsal dayanmay salayan mevcut deerler manzumesinin hzla anmasyla birlikte toplumun sonunun geldiine ilikin endie ve ktmserlik hali. zellikle Fransz htilali ve sonrasndaki pek ok toplumsal ayaklanma, durumu daha da

hassas hale getirdi. Dnemin bu halet-i ruhiyesi, Comteun mehur dzen ve ilerleme mottosunda hayat bulur. lerleme ve muhafazakarlk kavramlarnn zellikle ilk dnem- sosyoloji kuramnda izlerini bulmak hi de zor deildir. Bu iki kavram iin bkz. Kenneth Bock, lerleme, Gelime ve Evrim Kuramlar, ev. Aydn ] likler gsterdii, toplumdaki hareketliliklerin, atmalarn nerelerden kaynaklandn tespit etmeye urar ve nasl engellenebileceine ya da atmalarn mevcut dzen/sistem sahiplerinin istedii yne nasl evirilebilecei vb. konular) ele alrken, sosyolojinin balang evresinde dnya yzeyindeki tm toplumlar tasnif etme abas ierisinde de olunmutur. Comteun hal kanunu, Durkheimin organik-mekanik dayanma teorisi, Tnniesin cemaat-cemiyet ayrm, Weberin rasyonellemeyi, brokrasi mekanizmasn temel alan yaklamlar, Marxn ekonomik temelli ilkel toplumlardan feodal, kapitalist ve sosyalist toplumlara doru evirilen toplumsal evrim izgisi/emas ve daha birok sosyoloun znde pek deimeyen yarglar dile getiren eitli tarihsel toplum evrim emalar ortaya koyma abalar bu duruma rnek olarak zikredilebilir. Dikkati eken nemli bir zellik de, sosyal statik ve dinamik konularndaki farkl yaklamlara, tartmalara ve atmalara ramen, toplumlarn tarihsel geliim izgilerini ortaya koyma iddiasndaki ve znde ideolojik nitelikler barndran snflama abalarnn tm Batl sosyologlarca benimsenmesidir. Toplumlarn farkl zellikleri ne karlarak farkl kavramlatrmalara gidilmesine ve buna bal olarak da farkl evrim emalar izilmesine ramen, znde, toplumsal gelimenin zirvesindeki yeri her zaman tescil edilmi bir Bat ve bir de Batnn ulat zirve noktaya ulaan izginin eitli yerlerinde, kimileri henz balangcnda, kimileri biraz yaklam noktalarda bir Bat-d toplumlar diyebileceimiz kesim bulunmaktadr. Bu ikili ayrm, dediimiz gibi, hibir dneminde reddedilmi deildir. Bu erevede toplumbilimin temel anlay, ya da ynetici ideas, bu bakmdan toplumsal yapdr: Belirli bir toplumdaki eylem ya da davran formlar arasndaki sistematik karlkl-ilikilerdir.14 Sosyolojinin bir bilim olarak ortaya kt ilk dnemde, sosyologlarn ok sayda genel, evrensel kurallar koyduklarna ahit oluruz, insan toplumlarnn doasna ve evrimine ilikin. Ancak zaman getike, yeni toplumlarla tanmak, toplumsal hayatn ald biimler gz nne alndnda toplum hayatna ilikin genel geer kanunlar vaz etmekten vazgeilmitir. Bu konuda daha ihtiyatl olunmutur. Toplumlarn evrimine ilikin kanunlar koymaktan ekinilmesinde, Marxn sunduu toplumlarn evrimi hakkndaki teorisinin Bat burjuvazisi tarafndan kabul edilemez oluunun da nemli bir pay bulunmaktadr. Zira bu teoriye gre, hatrlanacak olursa, Bat toplumlar kapitalist aamadan sonra proletarya snfnn topluma egemen olaca sosyalist toplum aamasna varlacaktr. Bu da, Bat kapitalist, burjuva snflarnn iktidarlarn kaybedecekleri anlamna gelmektedir. O nedenle, sosyologlarn bu trden evrensel kanunlar kefetmeleri ya da sunmalar pek bilimsel bir davran olarak deerlendirilmez. deolojik bir yaklam olarak grlr ve mahkum edilir. Ancak meselenin bir dier yan daha bulunmaktadr ve gzden karlmamas gerekir. Marxn snf atmas temelinde ykselen teorisi reddedilirken, Bat toplumlarnn dnyann dier toplumlarna kyasla toplumsal evrimin en st aamas olarak kabul edilmesi ve toplumsal geliimin nihai bir halkas olarak Bat d toplumlara rnek gsterilmesi abasndan da vazgeilmemitir. Modernleme, kreselleme, gelimilik-azgelimilik, bamllk vs. kuramlarnn temelinde yatan n kabuln baka bir anlam bulunmamaktadr. Sorular 1. Sosyoloji, zellikle 18. yzyldaki siyasal ve ekonomik devrimlerin yaratt toplumsal sorunlarla ilgilenmi; her eyin stnde de, .......................................................... toplumunun bilimi olmutur. 2. 18. Yzylda sosyal bilimler ve sosyoloji byk lde .......................................................... bilimini model almlard. 3. .............................................. toplumu ya da toplumsal ilikileri bilimsel olarak inceler. 4. Toplumlar Cemiyet ve Cemaat eklinde ikili bir tasnife tabi tutan sosyolog aadakilerden hangisidir? a) E. Durkheim b) F. Tnnies c) G. Simmel d) H. Freyer Cevaplar: 1. modern sanayi toplumunun 2. doa bilimlerini/biyolojiyi 3. Sosyoloji 4. (b) 3.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Sosyolojinin Kurucu 3. simleri ZET 18. yzyln son eyreinden itibaren, meydana gelen hzl ve kkl dnmlerin yaratt toplumsal krizleri anlamaya ve deerlendirmeye alan pek ok isim oldu: Adam Ferguson gibi sko Aydnlanma gelenei ierisinde deerlendirilen isimler, Herbert Spencer, Georg Simmel, Ferdinand Tnnies, Saint-Simon vd. Hatta daha eskilere giderek Montesquieu, Vico, Paretoyu da bu isimlere dahil edebiliriz. Nitekim, sosyoloji tarihleri yukarda sz edilen isimleri ve elbette daha baka pek ok ismi- sosyolojinin akademik bir disiplin olarak kurumlamasnn n-tarihi ierisinde deerlendirir. Kimi almalarda bu isimlere bn Haldun da dahil edilir. Sz konusu isimlerin her birisi, yaanan hzl toplumsal dnmleri ve yaratt sorunlar deerlendirmeye ynelik sosyolojik deerlendirmeler yaptlar. Ancak belli dnsel ve siyasal nedenlerle, toplumu aratracak mstakil yeni bir disiplininin kurumlamasn salayanlar; gerek bu disiplinin isim babaln yapmalar ve gerekse de hem dier bilimlerin yetersiz kald noktalarn almasna izin verilecek yeni yntemler nermeleri, disiplinin erevesini net ve kesin hatlarla izmeleri, bu yeni disiplinin inceleme nesnesini ok daha ak bir biimde izebilmeleri ve belki de en nemlisi- kapitalizmin yaad ilerleme ve gelimeyi bir dzen ierisinde kontroll bir biimde devam etmesini salayacak yaklamlar ve aklamalar getirmeleri nedeniyle Auguste Comte, Emile Durkheim, Max Weber olarak kabul edilirler. Eserlerini ilk verdii dnemlerde sosyolojiyi burjuva snfnn bilimi olarak grp ideoloji olarak deerlendiren ve dolaysyla da dlayan, buna karlk olarak da kendisi ideolojik

bulunduu iin dlanan Karl Marx da, zellikle 1945 sonrasnda bu kurucu isimler arasna dahil edilmitir. Sosyoloji tarihleri, elbette, bugnden geriye doru baklarak ve bugnn ihtiyalar dikkate alnarak yazlmtr. Bu anlamda sosyolojinin tarihinin yazm eletirel bir biimde okunmaldr. Kald ki, klasik sosyal teorinin gnmz sanayi toplumlarn ele almada yetersiz kald noktalarn almas abasnda, gemite sosyoloji tarihinin kurucular olarak kabul grmeyen isimler yeniden hatrlanm ve geriye dnk bir okumayla Georg Simmel, Gabriel Tarde vb. gibi isimlerden daha fazla yararlanmann yollar aranmaya balanmtr. Bu da, sosyolojinin kuruluunda katks bulunan isimlerin ve dncelerin saysn hayli artrmaktadr. Ancak aada, ksaca, disiplinin kuruluunda ve gelimesinde belli zellikleri nedeniyle daha fazla tannan belli isimler ve dnceleri ksaca tantlmaya allmtr. Auguste Comte (1798-1857) Toplumu bilimsel olarak incelemesi iin ihtiya duyulan bilime sosyoloji [sociologie] ismini ilk neren ve kullanan kii olmakla maruftur. Bir dnem katipliini de yapt hocas Saint-Simondan mlhem olarak, toplumu bilimsel inceleyecek bilim dal iin sosyal fizik terimini de kullanmt. Comte, tpk doa bilimlerinin fiziksel dnyann ileyiini aklamasna benzer biimde toplumsal dnyann yasalarn aklayabilecek bir toplum bilimi yaratmaya almt. Her bir bilim disiplininin kendine zg bir inceleme nesnesi ve yntemi olduunun farknda olmakla birlikte, btn disiplinlerin ortak bir mantk ile evrensel yasalar ortaya karmaya alan bilimsel yntemi paylatklarna inanmaktayd. Bu erevede de, tpk doal dnyann yasalarnn kefinin bize evremizdeki olaylar ngrme ve denetleme olana vermesi gibi, insan toplumunu yneten yasalarn ortaya dklmesinin de bize kendi kaderimizi biimlendirme ve insanln refahn artrma imkan vereceini dnyordu. Comte, sosyolojinin pozitif bir bilim olmas gerektiine inanyordu. Bu dorultuda, sosyolojinin toplumu incelerken fizik ya da kimyann fiziksel dnyann incelenmesinde kulland ayn kesin bilimsel yntemleri kullanmas gerektiine inanyordu. Pozitivizm bilimin yalnzca dorudan deney yoluyla bilinebilen, gzlemlenebilir byklklerle ilgilenmesi gerektiini ileri sren bir yaklamdr. Comteun hal kanunu, insann dnyay anlamaya ynelik abasnn teolojik, metafizik ve pozitif aamalardan getiini ileri srmektedir. Bu yasa nerisi ile Comte; hem bir insann zihinsel geliim srecini, hem de btn bir insanlk tarihinin geliim aamalarn evrimsel bir izgi dorultusunda aklama iddiasn tamaktadr. Teolojik aamada, dnceler dinsel anlaylar ile toplumun Tanrnn iradesinin bir dile gelii olduu inanc tarafndan ynlendirilmektedir. Yaklak olarak Rnesans dneminde ne kan metafizik aamada toplum, doast deil doal bir bak asndan anlalr. Copernicus, Galileo ve Newtonun keif ve baarlaryla ortaya kan pozitif aama, bilimsel tekniklerin dnyaya uygulanmasn tevik etmitir. Comte, bu aamada artk dnyann ve toplumun, bilimin salad imkanlarla anlalabileceine ve dzenlenebileceine inanmaktadr. Bu erevede o, sosyolojiyi, btn bilimlerin en karmak, en stn olan, bilimlerin kraliesi olarak adlandrr. Bu aamada, toplumun pozitif bir bilim olan sosyoloji araclyla dzenlenebileceine inanan Comte; inan ile dogmay terk ederek onlarn yerine bilimsel bir temeli merkeze geirecek olan bir nsanlk Dini nermekteydi. Sosyoloji de bu yeni dinin merkezinde yer alyordu. Comteun iinde yaad toplumun sorunlaryla yakndan alakal olduu, dalan bir toplumun yeniden, yeni ilkeler ve yeni aralarla yeniden kurulabilecei inancn tayordu. Sosyoloji de, baka bir deyile, onun sanayilemenin yaratt yeni sorunlar zebilecek, yeni toplumu kurabilecek bir dayanmay yaratabilme hedefini gerekletirecek bir imkan sunduu grndeydi. Onun yeni toplumu kurma d, bir tr sekler bir din ina nerisi eklinde karmza kt. Her ne kadar kendisinin dncesinin bu metafiziksel zellikleri bulunmaktaysa da, toplumu bilimsel bir erevede aratrma noktasnda, sonraki kuaklar iin yol ac olmutur. Emile Durkheim (1858-1917) Sosyolojinin isim babas Comtetur; ancak sosyolojinin gerek anlamda bir bilim olarak kurulmas Durkheimle mmkn olabilmitir. Comteun yazlarnn kimi ynlerine dayanmakla birlikte Durkheim, selefinin birok grnn ok speklatif ve mulak olduunu, ayrca Comteun kendi programn sosyolojinin bilimsel bir temele oturtmada baarl olamadn dnyordu. Durkheim, sosyolojiyi, geleneksel felsefe sorunlarn, ampirik bir yntemle ele alarak akla kavuturmada kullanlabilecek bir yeni bilim olarak gryordu. Comte gibi, Durkheim da, toplum yaamn doal dnyay inceleyen alimlerin sahip olduu ayn nesnellikle incelemek gerektiine inanyordu. Sosyolojik Yntemin Kurallarnda dile getirdii ilk ilke, toplumsal olgularn eyler olarak incelenmesi gereidir. Edward Tiryakian, Durkheimin sosyolojik analizini aamal yaam tasarmnn bir paras olarak deer lendirir: (1) Sosyolojiyi ciddi ve titiz bir bilimsel disiplin olarak kurmak; (2) sosyal bilimlerin birletirilmesini ve birliini salayc temeli tesis etmek; ve (3) modern toplumlarn uygar/toplumsal dinlerinin ampirik, rasyonel ve sistematik temellerini oluturmak.1 Toplumsal blm, Sosyolojik Yntemin Kurallar ve ntihar balkl almalaryla Durkheimin birinci hedefine ulat sylenebilir. Bu eserlerle sosyolojinin manifestosunu yazm kabul edilebilir. Sosyoloji, onun bu almalarna kadar henz entelektel evrelerde phe ile karlanmaktayd. Zira 19. yzyln bireyciliine kar kmaktayd. Durkheim, 40. ya gnn yaynlad Anne Sociologique ile kutlamaktayd. Yllk, arkasnda ciddi bir kurumsallamann ve birlikte almann bir rnyd. 1913te ise kendisine sosyoloji krssnn verilmesi sosyolojinin meruiyetinin salandn gstermekteydi. Durkheim, toplumsal dnyaya ilikin bilginin deney ve gzlem araclyla bilineceine inanyordu. Durkheima gre, toplumsal dnya ahlak bir varlk idi ve bu dnyann yaps, rgtlenmesi aklc

dnceyle kavranabilirdi. Bu tr bir baarya ulaabilmek iin modern bilimlerin bir ibirlii ierisinde olmalar gerektii kansna varmt. kard yllk, bu ibirlii iin bir zemin oluturmaktayd. Ona gre sosyal bilimler, insan toplumlarnn normatif st yapsnn bilimsel olarak incelenmesi demektir. Ekonomi, tarih, hukuk ve din insanlk evinin bilinen baz odalaryd ve sosyoloji de bu odalar birbirine balayan bir bad. Toplumsal gerek doa bilimlerinde olduu gibi deney ve gzlem yoluyla elde edilebilirdi, fakat doa bilimleri yntemi insan hayat iin geerli deildi. Onun iin olmas gereken, toplumsal olgularn sistematik, rgtl bir biimde karlatrmal zmlemesinin yaplmasyd. Bu da, ancak tarihsel bir dzlemde gerekletirilebilirdi. Denildii gibi, Yllk, profesyonel olarak sosyolog olmayan insanlar bnyesinde toplayan bir yaynd. Yani tam anlamyla bir raklk platformu ve farkl disiplinlerin ibirlii iin bir zemindi. Saint-Simon ile balayp Comte, Le Play ve Durkheim ile devam eden Fransz sosyoloji geleneinin ortak paydas politik karklktan, g elde etmek iin yaplan grup mcadelesinden ve i ekimelerden nefret editir; bu gelenek (Marxist sosyoloji ile kartlk ierisinde olan) sosyolojiyi koullar dzeltici ve istikrara kavuturucu bir bilim haline getirmek amacn tar. Bu bilim toplumsal oydamay geri getirebilmek ve toplumsal btnlemeyi salayabilmek iin gerekli olan temeli bulacaktr. Bu gelenek toplumsal bar ve adaletin temel ta olarak ahlakn ne kadar nemli olduunu vurgulamaktadr.2 Bu abalarn nemli bir rnei ve gstergesi olarak, modern toplumun skntlarn zecek bir ahlak iin neriler getiren Saint-Simonun Yeni Hristiyanlk adl kitab yaynlamas ya da Comteun laik karakterli bir insanlk dini gelitirme dnceleri aklaycdr. Toplumsal dzenin ekonomik hayat tamamlayabilmesi iin btnletirici bir ahlaka ihtiyac olduu dncesi, daha sonradan gelen Le Play, Proudhon ve Comteun yazlarnda farkl siyasal eilimlerine karntekrar ortaya kar. Bu, 19. yzyl Fransz toplumsal dncesinin en nemli yndr, zellikle de liberal solun.3 Durkheim; toplumu bir arada tutacak bir ara olarak ahlak meselesine verdii nem nedeniyle muhafazakar olarak grlmesine karn, liberal derneklere bal kalm bir kiiydi. Durkheim bilimsel temellere oturtulmu bir ahlak gelitirmeye alyordu; bu ahlak geleneksel Hristiyan ahlaknn ve Katolik kilisesinin III. Cumhuriyetin meruluuna itiraz eden tm sa-kanat politik hareketlerinin k noktas olan otoritesinin yerine geecek olan ahlaktr. Sonu olarak Durkheimin bilimsel yaamnn en son amac, modern toplumun prototipi olarak, Fransaya eylerin doasna en uygun olan uygar/toplumsal bir din salamaktr.4 Durkheim, kendisini 1789 ihtilalinin lklerinin gerekletirilmesine ve tamamlanmasna adam gibiydi. ncelikle o ihtilali muhafazakarlar gibi bir felaket ya da radikaller gibi bo bir hayal olarak grmyordu. Onun iin htilal, tamamlanmam byk bir vaad idi. htilal, sekler ve ibadetlerle ile tamamlanm bir din kurmutu. Durkheimin sosyolojinin gerek anlamda kurucusu olarak adlandrlmay hak ediinin arkasndaki fikir de budur zaten: Gelecein Fransas iin yaanabilir, aydnlanmann birikimi ve fikirleri zerine ina edilmi sekler modern bir toplum modeli nermi olmak. Devrimin yan sra, Durkheimin varisi olduu ikinci miras Comteun pozitivizmi idi. Comteun pozitivizminin bir amac, yeni bir dnya dzeninin, rasyonel, bilimsel temellere oturtulmu, bir evrim emas ve Byk Varlk tapn ile tamamlanm (ki bu Byk Varlk byk harflerle yazlan nsanlk veya nsan Toplumudur) insanln dininin formle edilmesiydi. Bylece Fransz Devrimi ve Comte, Durkheimin sosyolojiye nihai pragmatik aklama salama konusundaki tasarmnn gerisinde yatan esin kaynaklaryd: Sosyoloji laik fakat ahlak toplumsal dzen iin gerekli olan en uygun birletirici gcn ortaya kmasn salayacakt. Durkheimin ve yanndakilerin din olgular dikkatlice incelemek iin neden bu kadar enerji ve zaman harcadna bir anlam vermek istiyorsak, sivil bir din araynn temel bir etken olduunu aklda tutmalyz. Durkheimin Bordeaux niversitesinde greve balamas, Dreyfus olaynn meydana geldii yllarda gereklemiti. htiya, diploma almak iin akademik krediye muhta lise retmenlerine ynelik bir program gerekletiren Espinasn yerine bu ileri yapabilecek bir kii aramasyla balad. Bu greve seilen Durkheim, o dnemde, Alman kltr bilimlerindeki en son akmlar zerine dikkat ekici makaleler yazan gen bir lise retmeniydi. Durkheimi bu greve seen Kamusal Eitim Bakanlnda yksek eitimden sorumlu Louis Liard idi. Liardn onu semesinin nedeni, 1870de Fransay yenen Almanyann bu zaferinin ardnda, Alman kurumlarnn Fransannkilere oranla ok daha hzl modernlemi olmas yatmaktayd. Bir modernlemeci olan Liard, bu Alman mucizesinin temelinde de Alman yksek eitiminin yattna inanyordu. Durkheim toplumsal dayanma konusuna zel bir nem verir, malum sebepler nedeniyle. Ona gre, sosyolojiyi evreleyen ilk sorun, toplumsal dayanma meselesi, insanlar birletiren balarn neler olduunu, yani toplumsal btnln oluumunu nelerin belirlediini bilmektir.5 Durkheim, toplumlar snflandrarak bu sorunun cevabn vermeye alr. Ona gre en genelde iki tr toplum tipi vardr. Birincisi siyasal rgtlenmeden yoksun biimsiz toplumlardr; ikincisi ise somut olarak devlet eklinde rgtlenmi toplumlardr. Bu iki toplum tipi ayn zamanda iki farkl dayanma tipine denk gelir. Birincisinde zihinlerin benzerliine dayal mekanik dayanma, ikincisinde ise farkllama temelli iblmne dayal organik dayanma vardr. Durkheimin vard sonu udur: Toplumsal dayanmann dnmlerinin ve tm tarihin ardnda yatan temel faktr, o halde, toplumlarn hacim ve younluklarnn ayn anda bymesidir. Mekanik ve organik dayanma ayrmnn ortaya knda Ferdinand Tnniesin Gemeinschaft ve Gesellschaft ikili ayrmnn katks dikkate deer. Modern toplumun

doasna ilikin gerekletirilen tartmalar balamnda Tnnies, anlald kadaryla, modern toplumu birliin bozulmas, bireyciliin n plana gemesi anlamnda ktlemektedir. Durkheim ise, ilerlemenin olumlu yanlarn zellikle vurgulamakta ve modern toplumda da bir dayanma olduunu belirtmektedir. Durkheim, modern toplumun (gesellschaftn) Tnniesin sunduu kadar kapitalist olmadn da dnmektedir. Aslnda onun bu yaklamn, liberalizmin ve kapitalizmin ar yorumlarnn toplumsal dayanmay olumsuz etkileyecei, toplumu dataca endiesiyle, kapitalizmin arlklarnn trplenmesini nerdii eklinde almak daha doru olacaktr. Onun bu daha dengeci, liberalmuhafazakar karm korporatist devlet ve toplum anlayn gelitirmesinde; egemen toplumsal dzen iin ciddi tehdit tekil eden Marxist taleplerin de etkisi bulunmaktadr. Bu balamda Durkheimin toplum modelinin; bir ynyle liberalizmin ar yorumlarna, dier ynyle de Marxist tehditlere cevap amac tad sylenebilir. Durkheim, umutlarn, modern toplumda hayatn rgtlenmesi konusunda devlete balam olanlarn, devletin, toplumsal rgtlenmenin duygusal boyutunu kanunlatramaz olduunu fark edemediklerini hissetmitir. Bu duygusal boyut toplumun yelerini dayanma ierisinde birlikler oluturacak ekilde birbirine balayan zneler-aras duygudur... Tnniesin karanlk bir ekilde tanmlanm Gesellschaftla salad modern toplum yorumundan farkl bir yorum getirme abas uzun seneler boyunca Durkheimn sosyolojik dncesinde gizli bir uyaran olarak var olacaktr. Din Hayatn lkel Biimleri adl almas, birok zengin fikir arasnda, toplumun kendi kendini yeniden dourduu, dnemsel toplumsal kaynamalarn, youn toplum- sal etkileim esnasnda kutsal-olan kendiliinden yeniden yaratt ve bylece toplumsal rgtlenmeyi yeniden ina ettii grn de ierir. Buradaki balamdan yola karak unu iddia edebiliriz: Eer Durkheim, teorisinin geliebilmesi iin kaynak materyal olarak devletsiz veya basz toplumlara (Avustralya yerlileri) ait olanlar setiyse, bu onun esinlenmek iin Hegele geri dnen Alman geleneinin tersine, devlette dini veya mistik bir ey grmeyi reddediinin bir iareti olabilir.6 Durkheim zerinde etkili olmu bir dier kii de, Saint-Simondur (Henri de Simon, 1760-1825). Saint-Simonun ilgilendii konularn bir ksmnn, bu arada bunalm konusunun, Durkheimin de ilgilendii konular olmas dikkat ekicidir. Saint-Simonun etkilendii kiilerden olan iki muhafazakar dnr Louis de Bonald (1754-1840) ve Joseph de Maistre (1753-1821), yapsal-ilevsel zmlemenin ncleri olarak sivrilmektedirler. Toplumsal olgular ve kurumlar arasndaki balara dikkat ekmeleri nemlidir. Bu nedenle, bu iki kiinin Durkheim zerinde dolayl etkilerinden de bahsedilebilir. Bir anlamda, Durkheimin liberal dncelerinin sz konusu muhafazakar dnrlerin baz dncelerini de ierdii sylenebilir. Saint-Simonun herkesten yeteneine gre, herkese ihtiyacna gre, baka bir deyile, herkes hakknda btne yapt katkya gre deer verilecei, yapsal-ilevsel bir anlay gibi durmaktadr. Durkheim, SaintSimonun modern toplumun endstriyel temelli bir dzen ierisinde rgtlenme araylarn deerlendirmektedir. Onun sosyalist grlerini incelemektedir. Dinden hibir zaman ayr kalmadnn altn izmektedir. Pozitif ve bilimsel felsefeyi dinden hibir zaman ayrt etmediine inanmaktadr. Saint-Simona gre bu yeni dinin temel zellii endstriyel toplumun rgtlenmesinde birletirici nitelii n planda olacak olan ahlaki yan olmutur. Simon tanr ile doay zdeletirerek bu temeli salamaya almaktadr. Ayrca da din ile bilim arasndaki kartl ortadan kaldrmaya almaktadr. Tiryakiann belirttii gibi, Durkheim byk bir sentezci olarak karmza kyor. Bir anlamda, Durkheim sanki ann her dncesinden bir paray her birinin bireimdeki oran ok dikkatli bir biimde hesaplanm bir biimde- bnyesinde tayan bir mze gibidir, 19. yzyl sonu Fransa toplumunun bir aynas. Hatta btn bir endstriyel Avrupa toplumlarnn ayns. Kendisinde Saint-Simonu, muhafazakarlar, Comteu ve pozitivizmi, liberalizmi, Yahudilii, kant felsefesini vs. bulmak mmkndr. Ayn ekilde Alman sosyologlarnn etkisinden,7 ngiliz antropologlarnn almalarndan, zellikle de ilkel dinler zerine olan almalarnn etkilerinden sz etmek gerekir. Durkheimc sosyolojide toplumsal dzen, Marxizmin tersine, gerek fakat smr ilikilerinden kurulu ve bundan tr de temelde nefret verici deildir; toplumsal dzen daha ok toplumsal bir gvde niteliindedir. Geleneksel deyile, salkl bir toplumda salkl bir zihin. Bireyler fiziksel ve biyolojik doann zorlamalarndan gerek anlamda zgr klnabilmesi ve bylece tam anlamyla grevlerini yerine getiren bireyler olabilmeleri iin kendilerini iyi rgtlenmi bir toplum ierisinde bulmalar gerekmektedir. Durkheim ahlakn doal olduu grndedir. Aslnda ahlak toplumla birlikte geniler niteliktedir. Toplumsal yaam ve toplumsal rgtlenme mmkn klnmtr ve normatif dzenlemeleri yanstmaktadr. Toplumsal kurumlar hem ne yaplmas gerektiini, hem de ne yaplmamas gerektiini gsteren ve toplumsal katmanlar aprazlamasna kesen bu normatif dzenlemelerin toplamdr. Kuramsal dzenlemeleri ne ekilde olursa olsun ve hangi gelime aamasnda olursa olsun, toplumsal dzen gerek bir ahlaki olgudur. Durkheim, merkezden evreye doru tabakalam bir toplumsal dzen tasarlamaktadr. En merkezde en youn duygular yer alr. Bu kolektif duygular, ayn zamanda evreyi de etkisi altnda bulundurur ve bireyin evreden bilisel yollarla dnyay tasarlamasn etkiler. Toplumsal yaamn birbirine zt iki eylem biiminin olduunu ne srmektedir: Ekonomik yaam ve dini yaam. Ekonomik yaam durgun ve canszdr. Dini Durkheim 1902 ylnda yazarken Almanlara ok ey borlu olduundan sz ediyordu. Fakat 5 yl sonra bu konuda kendisini savunmak durumunda kalmt: Kayzerin izledii siyaset Fransz kamuoyunun Rhinein teki tarafndan gelen hemen hemen her eye kar olmasna neden olmutu.

Monsignor Deploige Durkheim Sorbonneda sosyoloji ad altnda Alman propagandas yapanlardan biri olarak sulamt. te bu sulamaya kar Durkheim kendisini savunmutu. Durkheimn aklamalar iin bkz.: Textes I, s. 400407. I. Dnya Sava srasnda bir Fransz senatr Alman casusluu zerine bir tartma vesilesiyle Durkheimn Alman Kriegsministerium (Sava Bakanl) unun Sorbonnedaki temsilcisi olduunu iddia etti; Paris niversitesi Rektr Yardmcs olan Louis Liard harekete geti ve sonunda bu iftira kamuoyu nnde dzeltildi. Bu olaydan sz etmemin nedeni Durkheim zerindeki Alman etkisinin hem politik, hem dnsel dallanlarnn bulunmasdr. (Tiryakian, a.g.m., s. 246, not: 105). yaam ise bir cokunluk dnemidir. Durkheim, cokunluk dnemlerine byk nem verir. Ayn zamanda bir festival dnemi olarak da adlandrd bu dnemlerin temelde toplumsal yaamn bunalm ierisinde bulunduu anlarda zm iin bireylerin katkda bulunmak iin rpndklar, kendilerini zme kattklar bir dnem olduu grndedir. Bu olaylarn yalnzca kutsal olmas gerekmemektedir. Ayn zamanda laik karakterli olaylar da bu trden cokunluklarn kayna olabilir. Sz konusu cokunluk kaynaklarn srekli hatrlamak iin de bu gnlerin festivaller eklinde srekli olarak hatrlanmas gerekir. Bunlar ayn zamanda, bireylere kendilerinin katksnn bulunduu zmn birer paras olduklarn srekli olarak onlara hatrlatan bir ileve sahiptir. Kararnda suu dahi toplumlarn iyilii asndan deerlendiren Durkheim, bunalm da toplumsal yenilik ve yeniden yaratmak iin gerekli olan tedavi edici bir ey olarak deerlendirmektedir. Bylece Biimlerde bunalm daha ok bir catharsis, toplumsal yenilik ve yeniden yaratmak iin gerekli olan tedavi edici bir ey haline gelmitir. Avustralya yerlilerinin dini yaamn younluunu yaayabilmek zere bir araya gelmelerini salayan ritellere ve cokuya ihtiyalar vardr ve bu ekilde hem toplumsal cemaatn kimliini hem de her gnk yaam ynlendiren normatif yapnn geerliliini yeniden tasdik ederler. Biimlerin ilk okunuundan karlacak basit ders budur. Fakat Durkheimn srdrmeye alt ikinci bir dnce daha vardr: Modern toplumlar da nemli anlarn yeniden yaratlmas srecine tabidirler. Onlarn da nadir fakat hayati vesileler aracl ile hakikat anlarn yaamaya ihtiyac vardr ve yaadklar da olmutur.8 Tiryakiann Durkheima ilikin deerlendirmeleri onu ok gzel ifade etmektedir: Durkheim, dnn toplumunun katklarn takdir ederek ve bugnn toplumunun ihtiyalarna duyarllk gstererek kendisini ya- rnn toplumsal dzenini eklemlemek gibi olumlu bir greve adamtr. Vosges-Hahambann olu Emile Durkheim modern sosyolojinin ba haham duruma gelmitir. Karl Marx (1818-1883) Marx, fabrikalarn ve sanayi retiminin ve bunun yaratt eitsizliklerin artna tanklk etmitir. Yazlarnn byk blmnn ekonomik sorunlar zerine olmasna karn, her zaman ekonomik sorunlar toplumsal kurumlara balamaya altndan, Marxn almalar sosyolojik grler bakmndan olduka zengindi; bu zelliini gnmzde de srdrmektedir. Marx, sanayi toplumunun ve zellikle de kapitalist toplumun ileyiinin son derece baarl bir analizini yapmakla maruftur. Tarihin farkl dnemleri hakknda yazm olmakla birlikte, gemie dnk bu aklama abalar, mevcut durumu belli bir tarihsel gelime zeminine oturtma ve mevcut duruma ilikin eletiri ve nerilerini bilimsel bir kesinlikle ifade etme abasna nesnel bir temel kazandrma abasyla ilikilidir. Ona gre, insanlk tarihi boyunca yaanan en nemli gelimeler ve deimeler, kapitalizmin geliimiyle balantldr. Kapitalizm, tarihteki dier ekonomik sistemlerden kkl bir biimde ayrlan, geni bir tketici kitlesine satlan mal ve hizmetlerin retiminin sz konusu olduu bir dzendir. Marx, kapitalist giriimler ierisindeki iki ana bileeni belirleyici olarak, baka bir deyile, ada tarihin zneleri olarak belirlemektedir. Bunlardan birisi sermayedir; para, makineler ya da hatta fabrikalar gibi, gelecekteki varlklar ortaya karmakta kullanlabilen ya da bunun iin yatrlabilen her trden varlk. Sermaye birikimi, ikinci bileen ile, yani cretli emek ile elele gitmektedir. cretli emek, kendi yaamlarn srdrmek iin gerekli aralara sahip olmayan, sermaye sahiplerinin sunduu ileri bulmak ve yapmak zorunda olan iilerin toplamna iaret etmektedir (proletarya snf). Marx, sermayeye sahip olanlarn ya da kapitalistlerin, egemen bir snf oluturduklarn; bunun karsnda ise, nfusun byk blmnn cretli iiler snfn ya da bir ii snfn oluturduunu iddia etmektedir. Sanayileme yaygnlatka, eskiden kendilerini toprakta alarak geindiren ok sayda kyl byyen kentlere g etmi ve kentsel temele dayanan bir sanayi iileri snfnn olumasna yardmc olmutu. Marxa gre kapitalizm; znde snf ilikilerinin atma ile nitelendii bir snf dzenidir. Sermaye sahipleri ile iiler karlkl olarak birbirlerine baml olsalar da kapitalist emee, iiler de crete ihtiya duymaktadrlar- bu bamllk olduka dengesiz niteliktedir. Snflar arasndaki iliki, iilerin kendi emekleri zerinde Tiryakian, a.g.m., s. 232-233. Laik cumhuriyetin belli gnleri Ulusal Bayram olarak belirlemesinin temelinde, Durkheimin festivallere ilikin bu deerlendirmelerinin yatt dnlebilir. Ayrca, bunalm anlarna ilikin deerlendirmelerinin de etkisini blm hocalarnn dncelerinde grmek mmkndr. pek az kontrol olmas ya da hi olmamas ve iverenlerin karlarnn iilerin emekleriyle ortaya kardklar rnlere el koyarak arttrabilmeleri yznden, bir smr ilikisidir. Marxn, kuramnn yaad dnemde tepki alan ksm, bu smr ilikisine dayal snf atmasnn zamanla daha da artaca ve iddetlenecei ve bu atmalarn sonucunda da, yabanclamay sona erdirecek proleterya hakiminiyetinin gerekleeceidir. Max Weber (1864-1920) Weberin yazlarnn byk ksm ekonomi, hukuk, felsefe, karlatrmal tarih ve sosyoloji konularn iermektedir. almalarnn byk blm de, mdern kapitalizmin gelimesiyle ve modern

toplumun daha nceki toplumsal rgtlenme biimlerinden hangi bakmlardan farkl olduu ile ilgilidir. Bir dizi ampirik almayla Weber, modern sanayi toplumlarnn temel niteliklerinden bir blmn ortaya koymu ve bugnn sosyologlar iin de merkezi olmay srdren temel sosyolojik tartmalar belirleme baarsn gstermitir. Dneminin dier dnrleri gibi Weber de toplumsal deimenin doasn ve nedenlerini anlamaya almtr. Marxtan etkilenmiti, ancak ayn zamanda Marxn kimi nemli grlerine de gl biimde kar kmaktayd. Tarihin materyalist yorumunu reddetmi ve snf savan, Marxn nemsedii denli nemsememiti. Webere gre ekonomik etkenler nemliydi ancak dnce ve inanlar da toplumsal deime zerinde ayn dzeyde/derecede belirleyici etkide bulunabilmekteydi. Onun Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu kitabndaki amac da, dnce ve inanlarn kapitalizmin geliimi zerindeki etkisini gstermekti. Weberin bir dier farkll, ilk dnem sosyologlarnn yap/snf gibi bireye dsal unsurlarn belirleyiciliine ilikin yaklamlarnn aksine, -Alman tarihi okulunun izlerini yanstan bir ekilde- bireylerin toplumsal eylemleri zerine younlalmas gereinin altn izmesidir. Toplumsal deimenin ardndaki itici g olarak, insan gdlerinin ve dncelerinin nemli bir paya sahip olduunu gstermek istemitir. Webere gre bireyler, zgrce eyleme ve gelecei biimlendirme gcne sahipti. Durkheim ve Marxn inandklar gibi ya- plarn bireylere dsal ya da onlardan bamsz olduklarna inanmyordu. Bunun yerine, toplumdaki yaplar eylemlerin karmak bir etkileimi tarafndan oluturulmaktayd ve Webere gre, sosyolojinin grevi de bu eylemlerin gerisindeki anlamlar yorumlayarak ortaya karmakt. Weberin en etkin baz yazlar, onun Bat toplumunun dier nemli uygarlklarla mukayese edildiindeki kendine zgln zmlerken, toplumsal eyleme olan ilgisini yanstmaktadr. Batnn biricikliini gsterebilmek amacyla in, Hindistan ve Yakndou dinlerini incelemek suretiyle din sosyolojisi almalarna nemli katklarda bulunmutur. in ve Hindistandaki nde gelen din sistemleri ile Batdaki Hristiyan inanlarnn belirli ynlerinin mukayesesini yapmak suretiyle kapitalizmin neden Batda ortaya ktn ispatlamaya almtr. Bylelikle, bir yandan 19. Yzyldaki gelimi sanayi Avrupasnn stnln dnyann dier medeniyet, kltr ve inan sistemlerine kar bilimsel olarak ispatlama ve dier yandan da, Marxn insanlk tarihini ve zelde de kapitalist toplumun nasl ortaya ktna ve nereye doru evrileceine ilikin belli lde deterministik bir zellik de gsteren ekonomik aklamalarn, kltrel dnceler ve deerlerin hem toplumun, hem de bireylerin eylemlerinin zerindeki belirleyici etkisini gstermek suretiyle rtme iddiasnda olmutur. Weberin sosyolojik yaklamnn ve sosyolojik ynteminin nemli bir paras, onun ideal tip dncesidir. Toplumsal olgularn aratrlmasnda bir yntem olarak Weber, gerek dnyada birebir var olmayan ve toplumsal gerekliin belli zelliklerini bnyesinde barndran belli lde sanal nitelikli ideal tiplerin yaratlmas suretiyle ele alnmas gerektiini nerir. Ona gre, toplumsal olgularn belirli boyutlarn ieren bu ideal tipler, gerek dnyann deerlendirilmesinde kendisiyle kyaslanabilecek bir lt olma zelliine sahiptirler ve bu anlamda da toplumsal gerekliin ortaya karlmasnda son derece yararl aralardr. Bu anlamda ideal tipler sabit referans noktalar olarak hizmet grrler. Webere gre modern toplumun ortaya k, toplumsal eylem kalplarndaki nemli deiikliklerle elele gitmekteydi. Weber, insanlarn hurafe, din, tre ve uzun sredir var olan alkanlklara dayanan geleneksel inanlardan uzaklatklarna; bunun yerine, bireylerin etkinlik ve gelecekteki sonular dikkate alan aklc, ara hesaplamalar iine girdiklerini iddia etmekteydi. Sanaya toplumunda, duygulara ve ileri yalnzca ku aklar boyunca yaplyor olmalarna bakarak yapmaya devam etmeye pek az yer vard. Bilimin, modern teknolojinin ve brokrasinin geliimi Weber tarafndan, btnlkl bir ekilde, toplumsal ve ekonomik yaamn etkinlik ilkelerine gre ve teknik bilgiye dayanarak dzenlenmesi anlamnda ussallama/rasyonalizasyon olarak adlandrlmaktayd (kr. Durkheimin mekanik dayanma ve organik dayanma veya F. Tnniesin cemaat ve cemiyet ayrmlar). Webere gre Sanayi devrimi ile kapitalizmin gelimesi, rasyonalizasyon ynndeki genel eiliminin kantlaryd. Kapitalizme egemen olan ey, Webere gre, snf savam deil bilim ve brokrasinin gelimesiydi. Batnn dier kltrler karsndaki ayrt edici zelliinin bilimsellii olduunu ifade eder. Ancak ilerlemeye ilikin bu olumlu yaklamlarna karn, Weber, dnemin bir ok dnrnde grebileceimiz modernlemeye ynelik ikircikli ir yaklama sahipti, baka bir deyile, ilerlemenin, baarnn getirdii olumsuzluklarn da farkndayd. Sz konusu brokratikleme ve rasyonalizasyon ayn zamanda dnyann bysnn bozulmasn ve demir bir kafesi beraberinde de getiriyordu. Bu ynyle de, modern sanayi toplumun rasyonalizasyonu ve brokratiklemesinin, insan ruhunu yok edecek bir sistem haline gelmesi anlamnda ada topluma ilikin pheleri de mevcuttu. Okuma nerileri Sosyolojiyi somut toplumsal koullar iine yerletirerek kavramaya alan bir abann rn olarak Tom Bottomore ve Robert Nisbete ait Sosyolojik zmlemenin Tarihi (knyesi dipnotlarda verilmiti) balkl alma sosyoloji tarihi ve sosyolojinin kurucu isimlerinin dnceleri iin son derece nemli ve faydal bir kaynaktr. Burada ksaca bahsedilmi ilk dnem sosyologlarnn her biri iin Trkede yaynlanm telif ve tercme pek ok makale ve kitap mevcuttur. (Burada yalnzca genel olarak bavurulabilecek genel sosyoloji tarihlerinden sz etmekle yetinilmektedir.) B Elbette burada deerlendirilen isimlerin her birisinin en azndan- belli eserlerinin okunmas faydal olacaktr. Bu meyanda Comteun Pozitivizm lmihali Sorular 1. Hal Kanunu, aadaki sosyologlardan hangisine aittir? a) F. Tnnies b) E. Durkheim c) Georges Gurvitch d) A. Comte

2. Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu adl eser, aadaki isimlerden hangisine aittir? a) Alfred Weber b) Karl Marx c) Max Weber d) Martin Luther 3. Dayanma trlerini organik dayanma ve mekanik dayanma olmak zere iki ksma ayran sosyolog aa dakilerden hangisidir? a) E. Durkheim b) C. H. Cooley c) F. Le Play d) A. Comte 4. Auguste Comte, sosyolojinin pozitif bir bilim olma niteliini vurgulamtr. ( ) Doru ( ) Yanl Cevaplar: 1. (d) Auguste Comte 2. (c) Max Weber 3. (a) Emile Durkheim 4. Doru 4.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Trkiyede Sosyolojinin 4. Geliimi ZET Sosyoloji, Avrupada ortaya kt ve kurumlamaya balad ilk andan itibaren Jn Trk aydnlarnn ilgisini ekti. Sosyolojinin Osmanl aydnlarnn ilgisini ekmesinde, sosyolojinin modern sanayi toplumunun bilimi olarak tanmlanmasnn ve tannmasnn nemli bir pay olsa gerektir. Bu anlamda Avrupada sosyoloji nasl modernleme srecinin bir sonucu ve bu sreci baaryla tamamlama greviyle stlenmi bir disiplin olarak ortaya km ise, Osmanl ve sonrasnda da Trkiyede sosyoloji, batllama abalarmzn bir rn olarak ilgi grd ve bu amaca ulamann en kestirme yolunu gstermesi gereken bir disiplin olarak tanmland. Osmanl Devletinin kalknma ve yeni koullarda varln nasl devam ettirecei konularnda youn bir ura veren Osmanl aydnlarmz arasnda ilgi grmesi de bu zelliiyle ilgilidir. Bu erevede Osmanl Devletinin bekas sorunuyla ilgilenen Osmanl aydnlarnn hemen her birisinin bir Batl sosyoloa balanmalar, onun dncelerinin temsilcisi olarak tannm olmas manidardr. Ahmet uaypin Herbert Spencerin dncelerini tantmas, Ahmet Rzann Auguste Comteun dncelerine balanmas ve takipilerinin kurmu olduklar dernee ye olmas, Sabahattin Beyin Frederic LePlayin ve takipilerinin kavram emasyla i grmeye almas ve Ziya Gkalpin Emile Durkheimin sosyolojik zmlemelerinden hareketle ve hatta onlar telif- tercme etmek suretiyle gelecein Osmanl Devletine bir kimlik ve zm nerme abalar bu meyanda hatrlanabilir. Aada, sosyolojinin Trkiyeye hangi gerekelerle girdii, belli deimelere uram olmakla birlikte gnmzde de etkisini srdren bu ilk dneminde kazand belli zelliklerinin neler olduu ve Trkiyede sosyoloji alannda ne trden almalar yapld gibi hususlar ksaca deerlendirilmeye allmaktadr. XIX. yzyl, dnyann bildiimiz dnya haline geldii, siyasal, toplumsal yaplar asndan olduu kadar akademik disiplinler asndan da bir kurumlama yzyl olarak grmek sanrz yanl olmaz. Pek ok disiplin gibi sosyoloji de, bu yzylda akademik meruiyetini elde etti ve kurumlat. Avrupa d toplumlar, Avrupadaki ekonomik ve bilimsel ilerlemenin boyutlaryla ilk kez bu denli sert bir ekilde yzlemek durumunda kald. Hilmi Ziya lkenin ifade ettii gibi, yaadklar onca farkl tecrbeden ve aldklar pek ok tedbirin ada gelimelere cevap veremedii ortaya ktktan sonra, Avrupa d toplumlar iin tek bir seenek kald: Batllamak. Baka bir deyile, Batnn gelime model ve gzerghlarn takip etmek. Bu fikir, Osmanl Devleti yneticileri iin de zaman iinde kesin bir kanaat halini ald. Osmanl Devleti, daha XVII. yzyldan itibaren belli alanlarda yenilikler yapmaktayd. Fakat yaplan bu yenilikler/ reformlar, yalnzca ordu kurumunun belli alanlaryla snrlyd. Bu yenilikler, ne baka reformlarla destekleniyordu, ne de henz btn elitler tarafndan benimsenen bir devlet siyasetine dnebilmiti. O nedenle reformlarn mrleri de, etkileri de snrl kalmtr. Topuluk ocann, hendesehanenin, Osmanlca eser basan matbaann vb. birok giriimin baarszlkla sonulanmasnn ardnda yatan reformlarn btncl olmayan bu karakteriydi. XIX. yzyln ikinci eyreinden itibaren ise, Avrupa siyasetinde gerekleen dnmlerle de ilikili olarak (Matternich ve Viyana Kongresi sonras dzen) Osmanl Devletinin reform hareketlerinde anlaml bir farkllama ortaya kmtr. Bir nceki dnemden en nemli farkllk, reformlarn artk gruplar st nitelik kazanarak bir devlet siyaseti halini almasdr. Padiahn ya da sadrazamn vs. deimesi, boyutlarnda ve hznda baz farkllamalar getirse de reformlarn ana dorultusunda kkl bir deiiklie sebebiyet vermiyordu. Tersine batllama siyaseti zamanla daha fazla kurumsal bir nitelik kazanyordu. Artk her bir reform hareketi, baka alanlarda da reformlar yaplmasn zorunlu klyordu. Bu dnemde reformlar entegre biimde yrtlyordu; baka bir deyile, artk reformlar btncl bir bak asyla gerekletiriliyordu. II. Mahmutun saltanatnn zellikle 1826 sonrasna denk gelen bu srete hukuk alanndan balayarak, eitim, ynetim, brokrasi ve hatta iletiim aralar vb. alanlarda, etkileri ve sonular ancak yzyln ikinci yarsnda ortaya kan, kapsaml reformlar silsilesi gerekletirildi. Reformlar, yeni bilgi ve dncelerle yetimi yeni bir brokrat-aydn snf yaratt.1 Yava yava eski bilginin ve eski ynetici kadrolarn yerini alan bu yeni bilgi ve yeni brokrat-aydnlar, yeni iletiim aralarnn hkimiyetini de kalclatrdlar. Yeni edeb trler gelitirdiler. Mevcut trleri dntrmeye baladlar. Yeni bir dil ina ettiler. Burada ayrntlarna giremeyeceimiz denli zengin bir arka plana sahip olan bu batllama srecinde alan okullardan yetien yeni aydn kua iin pozitivizm ile e anlaml kullandklar bilim her eyin belirleyicisi olmaya balad. Terakki szcnn azlardan dmedii, Terakkiyt- Cedide szcnn efsunlu bir etkiye sahip olduu bu dnemin aydnlar nezdinde Osmanlnn gerileyiinin, Batnn stnlnn temelinde ulm ve fnun bulunmaktayd. Hem iktidar, hem de muhalefet pozitif felsefeye gre rgtlenmi bir toplum ve devlet tesis etmek arzusu tayorlard.2 Sarayn nclnde balayan Batllama politikalarnn pek ok paradoksal sonucu oldu. Bunlardan birisi de, devletin Tanzimatla hzlanan merkeziyeti politikalarn ve merkeziyeti siyasetini tesis etmek amacyla balatlan reform hareketleri, ynetici sekinler arasnda fikir ayrmalar ve atmalarna yol at. Bu eilim 1 Bu yeni entelektel snfn

dnsel beslenme kaynaklarna, okuduklar Batl filozof ve bilim adamlarna, ellerinden drmedikleri kitaplara vb. ilikin Niyazi Berkesin, Murteza Korlaelinin, erif Mardinin eserlerinde pek ok anlat vardr. M. kr Haniolu da, bu yeni brokrat-aydnlarn beslenme kaynaklarna ilikin ilgiye deer bir bilgi veriyor: Bir dergi okuyucularndan, kendi ktphanesini oluturmak iin kitap ba talebinde bulunduunda ve st dzey yneticilerinden toplam yz yirmi alt cilt tutan kitaplarn baladklarnda; Bacon, Shakespeare, Montesquieu, Helvetius klliyatlarndan Adam Smith, La Fontaine gibi yazarlarn eserlerine kadar pek ok yabanc kitab ieren bu koleksiyonda bn-i Haldunun Mukaddimesi ile bir cilt Kavaid-i Osmaniye dnda tek bir yerli veya Dou klsiine rastlanmad grlmtr. Bir sre sonra ise Osmanl aydnlarnn ktphaneleri Schopenhauer, Isnard, Bchner eviri veya orijinallerinin doldurduu meknlar haline gelmeye balayacaktr. () Hemen arkasndan John Draper evirileri piyasaya kt. Draperin ana fikri toplumda atan temel unsurlarn din ile bilim olduu ve bunun ayn zamanda tarih bir karakter tad idi. ler XIX. yzyln ikinci yars itibariyle, Osmanl toplumunun unsurlar arasnda ortaya kan youn siyasal ve toplumsal mcadeleleri dourdu. Reformu balatan sekinler, reformlardan murad edilen sonular almak iin reformlarn denetimini elden brakmamay tercih ettiler. Bunun iin de, temel tercihleri reformlar dorultusunda olsa dahi, kendilerinden baka glerin bu konularda mdahil olmalarn snrlandrmaya altlar. Ancak artk reformlar yeni kuaklar halinde meyvelerini vermeye balamt ve geri dn olamayan bir yola girilmiti. Bu da yeni entelektel snflar ortaya kard. nce Yeni Osmanllar3 ve sonrasnda da Jn Trkler olarak bilinen aydn hareketleri, devletin kurtuluuna ve reformlara ilikin grler ne srmeye ve aktan devlet politikalarn, zellikle de d politikay eletirmeye ve etkilemeye baladlar.4 Osmanlda sosyoloji de, ncelikle Jn Trkler olarak bilinen bu entelektel kesimler arasnda tannmaya ve tantlmaya balad. Osmanl aydnlarnn gndemine ilk kez girdii bu dnemde sosyolojinin, Osmanl Devletinin sorunlarndan, zm araylarndan ve dnsel geleneklerinden etkilenmemesi dnlemezdi. Nitekim de yle oldu. Osmanl aydnlarnn bu dnemdeki devletin bekasna ilikin problematikleri, araylar, siyaset yapma tarzlar sosyolojinin de belli zellikler kazanmasn belirledi. Sosyoloji XIX. yzylda Avrupada ve zellikle de Fransada, olumakta olan sanayi toplumunun sorunlarn zmek amacyla ortaya kmt. Tom Bottomore, bu dnemde icra edilen sosyolojinin ansiklopedik, evrimci ve pozitif bilim olma iddiasndan sz ettikten sonra, genel kapsaml bir bilim olma iddiasna ramen, toplumbilim zellikle onsekizinci yzyldaki siyasal ve ekonomik devrimlerin yaratt toplumsal sorunlarla ilgilenmi; her eyin stnde de, yeni sanayi toplumunun bilimi olmutur der.5 Bu anlamda sosyolojinin, XVIII ve XIX. Yzylda yaanan iki sanayi devriminin yaratt toplumsal ve siyasal koullarn aklanmas iin ortaya kan bir bilim olduunu rahatlkla syleyebiliriz. Burada Saint Simon ve Comte ilgin figrler olarak ortaya karlar. Bu anlamyla Batda da ilk zamanlar reformcu ve dzenleyici bir bilgi alan olarak dnlyordu. Sosyolojinin zellikle de ilk dnemi itibariyle- Trkiyedeki durumu da bundan farkl deildir. Trkiyede de sosyoloji Batllama politikalarnn bir rn olarak ortaya kmtr. Ayn zamanda sosyoloji, Osmanl literatisi iin, nasl batllalacann, iktisadi kalknmann nasl salanacann ve modern topluma nasl geileceinin yollarn reten, bir baka deyile, devlete ve toplumsal glere kurtulu reeteleri sunacak bir bilim olarak grlmtr. Jn Trkler, byle bir dnsel ortam ve arayn iine dodular. Bu aray ve tartmalar, zamanla toplumsal gleri ilerleme taraftarlar ve kartlar eklinde ikiye bld. Jn Trkler Avrupann stnlnn temel sebebi olarak grdkleri bilime ve pozitif felsefeye duyduklar inanla kendilerini inklplar hzlandracak bir zmre olarak gryorlard. Bu ar zgven, kendilerini bir toplum mhendisi ve hatta itima tabip6 gibi grmeye doru itti. kr Haniolu, Bilimile bir milletin kurtuluunun nasl mmkn olabilecei gibi bir sorunsaln, Jn Trkler tarafndan iki ekilde ilendiini belirtir: () birincisi, kukusuz kendilerine ok uygun den bir fikir sistemi ile toplumun aklanmaya allmasdr. Bu da kendilerine istekleri dorultusunda bir ereve izen Sosyal Darwinismden baka bir dnce deildir.7 Haniolu, Jn Trklerin terakki fikirlerinden, bireyin toplum ierisindeki roln nemsemeyen pozitivizm gibi kurumlara verdikleri nemden fakat bir yandan da bireyin toplumdaki gelimeye daha ok mdahale etmesi gerektii yolundaki fikirlere gsterdikleri artan ilgiden bahsettikten sonra yle der: Bilim ile milletin kurtuluunun ilenmesi srasnda Jn Trklerin zerinde durduklar ikinci nokta, her alana nfuz etme yeteneinin olduu varsaylan bilimin, ynetim konusunda da devreye girmesi gerektii yolunda idi.8 lk sorunsal iin Sosyal Darwinizmin onlarn isteklerine elverili 3 Konu iin bkz. erif Mardin, Yeni Osmanl Dncesinin Douu, ev. M. Trkne vd., stanbul: letiim Yaynlar, 1996. 4 Pek ok nemli tarih almasnda bu konuyla ilgili farkl tezler ileri srlmtr. mparatorluun zlme srecini ykselen burjuva snflarn konumlaryla birlikte ele alan bir almada dikkat deer tartmalar mevcuttur. Bkz. Fatma Mge Gek, Burjuvazinin Ykselii mparatorluun k: Osmanl Batllamas ve Toplumsal Deime, bir ereve izdiini belirtir.9 Bu tespitler, ayn zamanda Jn Trklerin, ortaya kndan itibaren sosyolojiye neden ilgi duyduklarna da k tutuyor. Jn Trklk iinden kan iki temel siyasal hareketin (Teebbs-i ahs ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti ve TC), ayn zamanda iki farkl sosyoloji geleneiyle de (Sabahattin Bey [ilm-i itima] ve Ziya Gkalp [itimaiyat]) dorudan alakal olmalar bu durumun bir ifadesi olarak deerlendirilebilir. Bu nokta, ayn zamanda,

Trkiyede sosyolojinin, zellikle de ilk dnemi itibariyle belirgin bir ekilde, siyaset kurumuyla makro-sosyolojik ilgiler etrafnda gerekletirdii youn ilikiye de iaret etmektedir.10 Tanzimat, Islahat ve Kanun- Esas gibi kritik eiklerden geen devlet soylular ve entelektellerin temel kayglar devleti kurtarmak, hem de acilen kurtarmakt. Bu kayg, onlarn eski ve yeni ile olan ilikilerini dzenleme biimini de etkiledi. XIX. yzyl sonu itibariyle, Osmanl brokrataydnlarnn dncelerinde karmza kan eklektisizmin, ikiliklerin, elikilerin ve yzeyselliklerin arkasnda ite bu temel kayg yatmaktayd.11 Mardin bu kuaklardan zellikle aciliyet duygusunun basks altnda olan Jn Trklerin tarihsiz ve felsefesiz bir dnme formunu kurumlatrdn iddia eder. Osmanl toplumunda sosyoloji almalaryla ilk iliki kuranlarn, sosyolojiyi ilk kez gndeme getirenlerin devleti acilen kurtarma kaygsyla hareket eden Jn Trkler arasndan kmas, ayn zamanda, sosyolojinin ncelikli ilgilerinin bir devlet reformu fikrine sk bir biimde balanmasna yol at. Sosyolojinin Osmanldaki bu ilk yllarnda sosyologlarn toplumsal dnyayla ilikisi, teorik ve ampirik ilgileri de byk lde bu balam iinde ekillendi. Devletin kurtuluu iin retilmi reeteler balamnda toplumun da dntrlmesi hedefleniyordu. Bylece toplumsal mhendislik ve itimai tabip alkanlklar kurumsallatrlm ve sosyolojik bilgi arasallatrlmtr. Cumhuriyet dneminde de devam eden bu alkanlkla, devlet reformu ihtiyalarndan bamsz olarak toplumun nitelii, zellikleri, pratikleri, deneyimleri uzun bir dnem boyunca nemsenmemitir. Doktor-hasta ilikisi balamnda da sosyal bilim, gerek devlet ve gerekse de toplumsal gler ve yaplar onlar hasta brakan zelliklerinden kurtarlma abasyla icra edilmitir. Osmanl Devletinin kurtuluunu Batllama politikalarnda gren, pozitivist felsefe ve sosyoloji araclyla Bat toplumlarnn seviyesine ulalabileceini iddia eden Osmanl entelektelleri sanayi toplumlar iin nerilen ilerleme ve dzen reetelerini Osmanlcaya aktarma yoluna gittiler. Osmanl entelektelleri, zellikle de belli bir siyaset nerisinde bulunanlar, kendi dnsel geleneklerine uyumlu fakat daha ok da siyasal hedeflerini bilimin salad meruiyet erevesinde savunmalarna imkn tanyacak tarzda, Batl dnrlerin eser ve fikirlerini Osmanl dnyasna tanttlar. Onlarn kavram ve kuramlarn Osmanl lkesinin koullarn dikkate alacak ekilde serbest bir tercmesini yaptlar. Baka bir deyile, Batl sosyal bilimcilerin teorilerini Osmanl Devletinin koullarna uyarladlar. Bu da, ilk dnemlerde sosyolojinin bir dier niteliinin ekillenmesine yol amtr: Aktarmacln bilinli bir biimde icras. Gkalpin gerek Osmanlda ve gerekse de Trkiye Cumhuriyetindeki yaygn ve kalc etkisini de, onun siyasal iktidarda bulunan grubun ierisinde yer almasnda deil de, bu adaptasyon srecine yapt mdahalede aramak daha aklayc olacaktr.12 Sosyolojinin Osmanldaki akademi ncesi tarihi Ahmet uayp, Ahmet Rza, Suphi Ethem, Mustafa Suphi, Bedii Nuri, Sat el-Husri gibi isimlerin Ulum-u ktisadiye ve timaiye Mecmuas ve Servet-i Fnun gibi dergilerde kaleme aldklar makaleler, telif veya tercme kitaplar ile balar. Le Play ve takipilerinin dncelerini benimseyen Sabahattin Bey, Trkiyede sosyolojiyle ilgilenme biimini ve farkllamasn salamtr. Sosyo 9 Konunun ayrntl tartmas iin bkz. Attila Doan, Osmanl Aydnlar ve Sosyal Darwinizm, stanbul: Bilgi niversitesi Yaynlar, 2006. 10 Bilim ile siyaseti birbirinden ayrtrd ve siyasetten ziyade bilimsel almalara kendisini hasrettii vglerine mazhar klnan Sabahattin Beyin siyasetle uramad dnemlerde sosyolojiyle de uramam olmas, balanmay tercih ettii LePlayin sosyolojik d nce geleneinin ona ayn zamanda temel siyasal tercihlerini bilimsel bir zeminde savunabilme ve dolaysyla da meruiyetini salaya bilme imkn vermesi ve Trkiyede siyasal zmn bir anlamda tesis edildii Cumhuriyetin kuruluu sonrasnda ise sosyolojik herhan gi bir alma ierisinde olmay bu noktada aklayc bir rnek olarak nmzde durmaktadr. Ayn ekilde, Gkalpin Cumhuriyetin kuruluu sonrasnda mehur hars-medeniyet kuramn, tehzib eklinde adlandrd yeni bir kavramla yeni koullara uyarlama abas da manidardr. Gkalpin Durkheim sosyoloji geleneiyle kurduu ilikiyi siyasal dnceler balamnda deerlendiren deerli bir alma iin bkz. Taha Parla, Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiyede Korporatizm, Fsun stel ve Sabir Ycesoy (yay. haz.), 5. bs., stanbul: letiim Yay., 2006. 11 Bu acilciliin ve siyasetle ilikili olmann aydnlarmzn dnceleri zerindeki etkisine bir rnek olarak erif Mardinin Sabahattin Beyle ilgili yapt u tespit olduka aklaycdr: Ksaca Sabahattin Beyin trajedisi sosyoloji tekniklerini bir siyasi program olarak gs termek zorunda braklm olmasdr. Bkz. erif Mardin, Jn Trklerin Siyasi Fikirleri, s. 217. 12 Taha Parla, Gkalpin bu etkisini korporatizm balamnda yetkin bir ekilde deerlendirmektedir. Bkz. Taha Parla, Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiyede Koporatizm. lojinin Trkiyedeki akademik meruiyeti ve kurumlamas ise, 1910lardan itibaren sosyolojiyle ilgilenmeye balayan ve Durkheim sosyoloji anlayn kendisine rehber edinen Ziya Gkalpin 1914 ylnda sosyolojiyi Darlfnun ders programlarna dhil etmesiyle balar. Gkalpin Durkheim okumasnn sorunlar bu yaznn kapsam dndadr. Gkalpin etkisi, ksa zamanda yalnzca timaiyat Krssnde deil, Darlfnunun baka birok disiplininde de kendisini gstermitir. Yeni Trkiye iin formle ettii toplumsal rgtlenme, ncelik ve ihtiyalar erevesinde edebiyat tarihinden ilahiyata, iktisattan pedagojiye pek ok disiplinin ibirlii iinde gelimesini salamaya alr. Buradaki temel etken Gkalpin ulus-devlet milliyetiliine olan koyu balldr. 1915te timaiyat Darl-Mesaisini kurar, 1917de timaiyat Mecmuasn karr. I. Dnya Savann bitiminde stanbulun igal edilmesi ve Gkalpin, dier pek ok ttihat gibi Maltaya srgne gnderilmesiyle birlikte Darulfnundaki

sosyoloji eitimi de sekteye urar. Cumhuriyetin kurulmas sonrasnda ise gerek Mehmet zzetin gen yata vefat nedeniyle ksa sren faaliyetleri, gerekse Necmeddin Sadakn almalar sosyolojiyi Gkalp dnemindeki etkisine ve yaygnlna kavuturmak iin yeterli olmamtr. 1928de kurulan Trk Felsefe Cemiyeti bnyesinde de sosyoloji almalar yaplmtr (cemiyet, Felsefe ve timaiyat Mecmuas isimli bir de yayn organna sahipti). Ltfi Erii; 1933den itibaren Hukuk Fakltesi birinci snf mfredatna dhil edilen sosyoloji dersini veren 1933 niversite Reformu erevesinde Hukuk Fakltesi bnyesinde kurulan ve sonrasnda ktisat Fakltesinin de ekirdeini tekil eden ktisat ve timaiyat Enstits retim yelerinden- Alman akademisyen Gerhard Kesslerin ve yaynlad Muasr Avrupa timaiyat (1933) isimli almasnda Amerikan sosyolojisini benimsediini belirten Ankara Gazi Terbiye Enstits muallimlerinden M. Saffetin dncelerini Trkiyedeki Durkheimci sosyoloji geleneinin dnda yeni temayller olarak niteliyor.13 Bu srete stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi (EF) Sosyoloji Krss, Gkalp sonrasnda, Hilmi Ziya lkenin nclnde 1940larla birlikte ikinci kuruluunu yayordu. Hilmi Ziya lken derin entelektel kiilii ve zengin akademik ilgisiyle sosyoloji blmnn kurumsallatrlmasnda nc bir rol stlendi. lken sosyolojinin yannda mesleki olarak mantk, felsefe, ahlk, sanat gibi alanlarda da birok kymetli eser retti. Bat dnyasndaki dnsel gelimeleri ok yakndan takip ediyordu ve Trk akademi evrelerini yeni dnsel gelimeler konusunda hzl bir ekilde bilgilendiriyordu. Kurucusu ve yneticisi olduu stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Dergisinde bu trden pek ok aratrma metni, makale vs. yer almaktayd. lken aktif bir sosyolog olarak uluslararas sosyoloji topluluklaryla da etkin balar kurdu. Onun nclnde stanbul niversitesi ve Trkiye uluslararas sosyoloji kongrelerine ve farkl alanlardan birok toplantya ev sahiplii yapt. Onun bakanlk yapt yllarda stanbula birok nemli sosyolog gelerek dersler, konferanslar ve seminerler verdiler. Trkiyede sosyolojik dncenin farkllama ve eitlenme ihtimali douran bir dier kritik dnem, Ankara niversitesi Dil-Tarih Corafya Fakltesinde bakanln Fransz akademisyen Olivier Lacombeun yapt Felsefe Enstits bnyesinde, 1939da Do. Behice Borann bakanlnda kurulan ve Niyazi Berkes, Pertev Naili Boratav ve Mediha Berkes gibi farkl disiplinlerden akademisyenlerin grev aldklar sosyoloji krss ile yaanr.14 Bu krsyle birlikte, Trkiyede daha nceki tarihlerde clz da olsa varlyla karlatmzsosyolojik aratrmalarn ampirik olarak delillendirilmesi temel bir yaklam olarak kurumsallama eilimine girdi. II. Dnya Sava sonrasnda dnyada meydana gelen siyasal gelimeler (San Francisco dzeni ve Souk Sava), bu gelimelere ayak uydurmak isteyen Trkiye Cumhuriyetinin dnmleri ve zellikle de dnemin iktidar partisi CHP ierisindeki krlmalar neticesinde, Boran bata olmak zere krsnn kurucu akademik kadrosunun 1948 Tasfiye hareketiyle birlikte dramatik ve utan verici bir ekilde niversiteden kopartlmalar Trkiye sosyal bilimleri asndan nemli sonular dourmutur.15 13 Ltfi Erii, Trkiyede Sosyolojinin Tarihesi ve Bibliyografyas [1], Sosyoloji Dergisi: Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Semineri Tetkik ve Aratrmalar, 1941-1942, c. I, sy. 1, s. 164-165. Trkiyede sosyoloji eitiminin, fakat zellikle de belli bir tarihe kadar Trkiyedeki sosyo loji eitimiyle zdelemi gibi duran stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi sosyoloji krssnn hocalarnn, mfredatnn ve al malarnn tarihi iin ayrca bkz. Yaadklar ypratc tasfiye srecine ramen Muzaffer erif ABDde, Berkes Kanadada ve Pertev Naili Fransada yapm olduklar almalar ile gerek Trkiye ve gerekse de uluslararas sosyal bilim alannda etkinliklerini artrarak srdrdler. 1960 sonrasnda hem akademik kurum ve akademisyen saylarndaki art hem de Trkiyenin sanayileme ve planl ekonomi dnemine geii ile birlikte deiik alanlarda sosyolojik zmlemelere sosyal siyaset balamnda olan ihtiya artmaya balad. Bu tarihten itibaren sosyal yap tartmalarnn hzl biimde artt grlmektedir. Ayn srete tarihle yeniden yzleme olarak da nitelendirilebilecek tarih tezleri tartmalar da alevlenmi ve bu tartmalar birbiriyle balantl zellikler gstermeye balamtr. Hilmi Ziya 27 Mays sonrasnda EF Sosyoloji Blmndeki grevinden alnmasyla, daha sonra geri dnne izin verilmesine karn, akademik faaliyetlerini daha nce yar-zamanl olarak ders verdii- Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi bnyesinde srdrmeyi tercih etti. Bu dnemden sonra EF Sosyoloji Blm, almalarn Nureddin azi Ksemihal bakanlnda srdrd. Ayn yllarda Ziyaeddin Fahri Fndkolu da almalarn ktisat Fakltesinde ve ktisat ve timaiyat Enstits bnyesinde yrtyordu. 1950lerin son yllarndan itibaren ABDli uzmanlarn nclnde ve byk lde de onlarn finansmanyla kurulan Trkiye ve Orta Dou Amme daresi Enstits, Devlet Planlama Tekilat gibi aratrma kurulular ve brokratik kurumlar farkl bir sosyal bilim anlayn Trkiyede canlandrmaya baladlar. Mbeccel Kraya DPT tarafndan yaptrlan Ereli aratrmas nemli bir dnm noktasdr.16 Bu almalar Birlemi Milletler bnyesinde grevli olarak bir neri rapor yazan Charles Abramsn teklifiyle 1956da kurulan Orta Dou Teknik niversitesi ile farkl bir sosyal bilim anlaynn kurumlamaya balad grlr. Bu yllarda, zellikle ADTCF sosyoloji krssnn ksa sren mr esnasnda rencilik yapm Muzaffer erif, Boran ve Berkesin rencisi olmu- Mbeccel Belik Kray ise yeni kurulan Orta Dou Teknik niversitesinin sosyal bilimler programn kurmaya balamt.17 Ankara niversitesine bal baz salk kurumlarnn ekirdeini oluturduu ve 1967de kurulan Hacettepe niversitesinde ise sosyoloji eitimi niversitenin kuruluu ncesi 1964de

balam ve 1980 sonrasnda eser veren birok sosyolog bu okuldan mezun olmutur. Bu okula daha sonra Boazii, Ege ve Mimar Sinan gibi niversiteler katlm ve sosyoloji eitiminin eitlenmesi artarak srmtr. 1980 sonras YK kanunu ile birlikte bamsz sosyoloji blmleri kurulmaya balanm ve yeni kurulan niversitelerle birlikte 30u akn sosyoloji blm ortaya kmtr. Bugn bu blmlerde, birok okulda kendi alma alanlarnda mnhasran nitelikli almalar yapan ok sayda sosyolog akademik faaliyette bulunmaktadr. Fakat yine de, btn bu almalarn henz ampirik ve kuramsal olarak tatmin edici bir aamaya ulatn sylemek zordur. Bat-dndaki birok lkeye kyasla sosyolojik bilginin kurumsallamasnda Trkiyenin nemli bir aama kaydettii sylenebilir. Ama zellikle 1990 sonras post-modern epistemolojilerle pozitivist ve tarihselci yaklamlar arasnda yaanan, baz alardan verimli olmakla birlikte geneli itibariyle verimsiz olan tartmann Trkiyenin sosyal bilimler alannda yaratt etkilerin incelenmesi gerekmektedir. Bu sahte tartmalar yoluyla kurum olarak bilime dnk sorgulayc bir sylem g kazanmtr. Olumlu olan Trkiyenin pozitivist gemiinin bu vesile ile tartmaya alm olmasdr. Pek ok eletirmen bilim kurumunu pozitivist dnce ile eitlemi, fakat asl dikkat edilmesi gereken son dnemlerde bilimin epistemolojik ve tarihsel aratrmalarda kat ettii etkileyici geliime ise ayn oranda dikkat gstermemilerdir. Bu nedenle 1980li ve 1990l yllar boyunca eletirel bir sylem inasndan teye gitmeyen ve yaayan toplum hakknda delillendirilmi ve gerekelendirilmi hibir ey sylemeyen bir yaklam da gittike arlk kazanmaya balamtr. zellikle baz dergiler etrafnda gelien bu tutum, pozitivist olmayan bir ampirik ve etnografik almay dahi yaynlamaya deer grmemektedir. Bugn Trkiyede grgl, kuramsal ve tarihsel aratrmalar, byk lde yapsal-ilevselci, post-yapsalc, olmasna ramen, sz konusu tasfiyeye ilikin de doyurucu deerlendirmelerde bulunan bir yaz iin bkz. Marxist, tarihselci yaklamlar etrafnda kmelenmitir. Byk lde II. Dnya Sava sonrasnda oluan yaklamlar etrafnda gelien bu i blm Trkiyenin sosyolojik dinamiklerini ileri dzeyde aklayacak yetkinlikten ve birikimden mahrumdur. Bunun temel nedeni olarak birok tez ileri srlebilir. Fakat zellikle yaayan, deien, dnen kanl-canl toplumun nasl ilediini, tarihsel srelerin iinden sregelen yaplar, iliki alarn, kltrel deiimlerin yrngelerini, demografik yapdaki farkllama ve deiimleri, devletin oluum sreci ve niteliini, kentsel bymenin formunu ve ieriini, krsal alanlarn hangi deiim srelerinden getiini, kamu salnn sosyolojik boyutlarn, karmak g hareketliliklerinin ne tr toplumsal deiimleri tetiklediini ve ne trden yaplamalar rettiini, i ve alma hayatnn yapsn ve daha bunun gibi birok konuyu aklayacak birikimin snrl dzeyde kalm olmas sosyologlarn Trkiyenin dnmleri hakknda ileri kavramlatrma ve temsil sistemleri oluturmalarn engellemektedir. Elbette ki hakk teslim edilmesi gereken birok sosyologun kendi aratrma alanlarnda ok deerli almalar mevcuttur. Fakat sosyal bilimlerin gnmzde ulat seviye ile kyaslandnda durumun pek i ac olduu sylenemez. Trkiyenin son iki yzyldr yaad muazzam sosyolojik dnmleri anlaml bir i blm iinde modelleyebilmi ve ampirik olarak (niteliksel ve niceliksel modeller araclyla) delillendirilmi bir ileri aratrma etkinliinden bahsetmek zordur. Bu konuyu biraz daha rneklendirmek mevcut durumdaki eksikliklerin giderilip yeni aratrma programlar ina etmek iin sosyologlarn nndeki frsatlara da iaret etmektedir. rnein, siyaset sosyolojisi aratrmalar, realist, eletirel ve dnmsel (reflexive) ampirik kanta ve kavramsal aratrmaya yeterince nem vermemitir. Siyaset sosyolojisi alanndaki almalar daha ok, 1980 sonras sivil toplumcu sylem balamnda ve ounlukla kamuoyu kavram etrafnda rgtlenen piyasa aratrmalar mant iinde konumlanmaktadr. 18 Kamuoyu aratrmalarnn sosyolojik metodoloji asndan yeterlilii ve geerlilii tartmal bir durum iken, birok sosyolog bu aratrmalara referansla tartmalar ina etmeye almaktadr. Krsal sosyoloji almalar, Trkiyede krsal farkllama ve dnm aklayabilmek iin, en fazla, baz kuramsal tartmalarla cevap verebilmektedir. Bu alanda yeterli etnografik ve ampirik birikimin olduunu sylemek zordur. Kuramsal birikimin mevcut farkllamalar ne dzeyde aklayabildii ise belirgin deildir. Kent sosyolojisinde bir kentin byme ve dnm eklinin tam bir eseri (monografik dzeyde bile) yazlamamtr. Baz deerli monografiler ise ounlukla zellemi problematiklerle yazlmtr ve btncl bir sosyalekoloji tartmas ihtiva etmez. stanbul gibi ortalama bir bat metropol veya ortalama bir Bat-d metropol olarak snflandrlamayacak ve srekli allmas gereken, dnyann nemli metropollerinden olan bir ehrin nereden nereye geldii hakknda az sayda istisnai nitelikli alma olsa da- elimizdeki sosyolojik temsillerin says ok fazla deildir.19 Bu durum dier byk kentler iin de farkl deildir. Din sosyolojisi dinsel sosyal hareketleri, laiklik-seklerizm sorunlarnn dnyadaki dier rnekleriyle benzerliini ya da zgnln/ tekilliini ve Mslman toplumlardaki deiimleri kavramlatrabilecek bir yetkinlikten uzaktr. Salkl bir sosyal politikann olmazsa olmazlarndan olan kamu sal (hfz shha) sorunlarn ayrntlaryla ve derinlemesine ekilde ele alabilmi incelemelerin says fazla deildir.20 Demografi aratrmalar nfusun karmak hareket dinamiklerini, niteliini, deiimini, farkllamasn aklayacak bir birikimin henz balarndadr. -alma sosyolojisi hl emekleme aamasndadr. Bilim sosyolojisi alannda dank baz yazlar dnda sistematik bir tartma mevcut deildir. Ekonomi-politik alannda sosyologlar tarafndan yaplan ve kuramsal ve grgl temelleri salam kurulmu almalar ok azdr. Neredeyse her alanda yapsal farkllamalarn dinamik resimlerini

verebilecek bir birikim yoktur denilebilir. ok karamsar bir tablo olarak grlecek olsa bile, yaplmas gerekenin sosyal bilimlere ileri dzeylere ulam bilimselliini Trkiye leinde de yeniden kazandracak zahmetli bir yola girilmesi gereine olan inancmzdr. Yaanan temsil krizinin zamann basks altnda alaca mukadderdir. Mesele bu srecin ne kadar uzayacadr. Bu konuda zellikle son yllarda farkl alanlarn ehresini ve yapsn dntren umut verici almalarn yapld grlmektedir. Trkiyede sosyal bilimcilerin iinde yaadmz, sessizce 18 nemli bir istisna iin bkz. erif Mardin, Religion, Society and Modernity in Turkey, Syracuse University Press, 2006. 19 Kent sosyolojisi alannda ilikisel perspektiften yeniletirici bir aratrma ina eden Murat Gvenin eserleri umut verici bir keifsel aratrma programdr. Elinizdeki sayda bu konuda bir yaz mevcuttur. ki nemli yaz iin bkz. Murat Gven, Be Bykehirde Stat-Gelir Temelinde Meknsal Farkllama: likisel zmlemeler, etrafmzda vuku bulan deiimleri anlamak ve aklamak konusunda gittike artmakta olan ilgilerinin zamanla daha verimli biimler kazanacan ve sosyoloji dncesinin daha ileri bir dzeye ulaacan, pek ok sosyologun emekleriyle ina ettii eserlerden grebiliyoruz. Umudumuz bu tr emek ve zahmet mahsul almalarn zamanla rnek tekil etmesi ve bu tr aratrmalarn saysnn artmasdr. Okuma nerileri Sosyolojinin Trkiyeye hangi koullarda girdii ve Trk sosyolojisindeki temel tartma konular hakknda son derece faydal, derinlikli ve nemli deerlendirmeler ieren Baykan Sezere ait Trk Sosyolojisinin Ana Sorunlar (stanbul: Kzlelma Yay., 2006) isimli almas Trk sosyoloji tarihi incelemeleri asndan temel nemde bir metindir. Ayrca Trkiye Aratrmalar Literatr Dergisinin Trk Sosyoloji Tarihi balkl zel says (2011, sy. 11); Emre Kongarn derlemi olduu iki ciltlik Trk Toplumbilimcileri (stanbul: Remzi Kitabevi, 1988) ve aatay zdemirin derlemi olduu Trkiyede Sosyoloji: simler-Eserler (2 cilt, Ankara: Phoenix, 2008) isimli eserler Trk sosyologlarn eserlerine ve dncelerine ilikin zengin bilgiler ieren almalardr. Sosyolojinin Trkiyeye giriinde Osmanl Devletinin batllama siyasetinin etkisinden ve Osmanl aydnlarnn bu erevedeki siyasi almalarndan yukarda sz edilmiti. Meselenin bu ynyle ilgili olarak, ayn zamanda Trk sosyolojisinin tarihini kavramak isteyenler iin Hilmi Ziya lkenin Trkiyede ada Dnce Tarihi Sorular 1. Friedrich LePlayin sosyolojik dnceleri, Osmanl lkesinin problemlerinin tanm ve zm iin ilk kez .............................................. tarafndan kullanlmtr. 2. lkemizde sosyolojiye ilgi duyan ilk isimlerden biri olan Ahmet Rza, hangi Batl sosyologun dncelerini Trkiyede tantmaya almtr? a) G. Simmel b) H. Spencer c) F. Le Play d) A. Comte 3. Ahmet uayipin, dncelerine ilgi duyduu ve Trkiyede tantt Batl sosyal bilimci aadakilerden hangisidir? a) E. Durkheim b) F. Tnnies c) H. Spencer d) H. Freyer 4. Sabahattin Bey, Teebbs-i ahsi ve Adem-i Merkeziyeti Cemiyetinin kurucusudur. ( ) Doru ( ) Yanl 5. Niyazi Berkes, Osmanlnn adalama/modernleme tarihini, .............................................. tarihi olarak anlamaktadr. 6. Mbeccel B. Kray, bir deime analizi olarak deerlendirdii Ereli almasnda .................................... ..... kavramyla toplumsal deimenin ok nemli bir ynn, toplumlarn bir gnden br gne ne tr deiimler geirdiini incelemitir. 7. Trklemek, Muasrlamak, slamlamak balkl eser, aadaki dnrlerimizden hangisine aittir? a) Hseyinzade Ali b) Yusuf Akura c) Ziya Gkalp d) Ahmet Agayef 8. Toplumsal Yap Aratrmalar balkl alma aadaki sosyologlarmzdan hangisine aittir? a) Behice Boran b) Mbeccel B. Kray c) Mehmet Ali evki d) Emre Kongar 9. M. Weberin sosyolojisi, Trkiyede Prens Sabahattin tarafndan tantlm ve temsil edilmitir. ( ) Doru ( ) Yanl Cevaplar Sabahattin Bey/Prens Sabahattin 2. (d) Auguste Comte 3. (c) Herbert 1. Spencer 4. Doru 5. Laiklemenin/Seklerlemenin 6. Tampon kurum 7. (c) Ziya Gkalp 8. (b) Mbeccel B. Kray 9. Yanl 5.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Trkiyede Sosyolojinin ki Kurucu smi ZET Trkiyede sosyolojinin 5. kuruluunda zellikle iki isim nemlidir: Sabahattin Bey (Prens Sabahattin) ve Ziya Gkalp. Bu iki isim, Trk sosyoloji tarihinde belirleyici, tanmlayc ve tasnif edici etkide bulunmu iki geleneinin de kurucusudur. Gnmzde bu etkinin izlerini, farkllam da olsalar, bulmak mmkndr. Trk sosyolojisinin bu iki kurucu ismi, ayn zamanda siyasal dnce tarihimiz asndan da nemini srdren kutuplamalarn merkezinde olmulardr. Sabahattin Bey, bir Fransz dnr olan Frederic Le Playin ve takipilerinin dncelerinin etkisinde kalm ve onlarn gelitirdikleri sosyolojik kavram ve yntemi Osmanl toplumunun sorunlarna uyarlamaya, zm yollar gstermeye almtr. Ziya Gkalp de, yine bir Fransz dnr olan Emile Durkheimin sosyolojik yaklamlarn Osmanl toplumunun sorunlarna uyarlamaya almtr. Her iki dnrmz de, kaynaklar Fransz olmasna ramen, belki de kaynak dnrlerinin Fransz toplumu iin farkl zm nerilerinde bulunmalarndan kaynaklanan bir ekilde Osmanl Devletinin sorunlarna farkl yaklam ve farkl zm nerilerinde bulunmulardr. Sosyolojik nerilerinin arka plannda elbette lkenin sorunlarna farkl siyasal perspektiflerden bakmalarnn belirleyici etkilerini grmek mmkndr. Bu blmde, sz konusu iki dnrmzn sosyolojik yaklamlar eserlerini verdikleri dnemin siyasal ve toplumsal gelimeleri balamnda deerlendirilmektedir. 1. Sabahattin Bey (Prens Sabahattin) Sultanzade Sabahaddin Bey .Osmanl geleneklerine aykr olarak mehur edilmi ismiyle Prens Sabahaddin. [1878, stanbul.1948, svire]; gerek Jn Trk hareketi ierisindeki konumu ve gerekse de Trk sosyolojisinin iki ana geleneinden birinin ncs olmas nedeniyle, II. Merutiyete giden srete ve sonrasnda

adndan oka sz ettirdi. Trkiyede Le Play sosyoloji akmnn mmessili olmas, ngiliz yanls bir siyaseti savunmas, .kendisinin ve taraftarlarnn srarla reddetmelerine karn. dnemin siyas olaylarnn tam da merkezinde yer almas vs. ile, tipik bir Trk aydndr. Prens Sabahaddinin Trk siyas ve dnce hayat zerindeki etkisinin balangc, babas Mahmut Celaleddin Paann, II. Abdlhamit ile yaad skntlar sonrasnda, kendisini ve kardei de Ltfullah da yanna alarak menfa.y ihtiyar olarak Parise gittii yllara rastlar. Anlamazlk ve blnmeyle neticelenen I. Jn Trk Kongresine katld [1902, Paris]. Anlamazln sebebi, II. Abdlhamit iktidarna kar giriilecek mcadelede takip edilecek ynteme ilikin gr farkllklaryd. Ahmet Rzann ban ektii .daha sonralar merkeziyeti olarak tanmlanacak. grup, II. Abdlhamit kart ihtilal giriiminde yabanc devletlerin mdahalesini reddetmekteydi. Sabahaddin Beyin nderliindeki .daha sonralar adem.i merkeziyeti olarak nitelenecek olan. dier grup ise, aznlk temsilcileriyle birlikte, bu giriime yabanc devletlerin mdahil olmalar gereini savunmaktayd. Sabahaddin Bey, bu dncelerini gerekletirmek iin eitli giriimlerde bulunmusa da baarl olamamtr. Bu uralarnda, ngilizlerin madd ve manevi desteini de grmtr. 31 Mart olaylarndaki rol ise hl tartlmaktadr. Merutiyet ve Cumhuriyet dnemlerinde, Sabahaddin Beye duyulan gvensizliin arkasnda; bu dnemde dillendirdii dncelerinin, eylemlerinin ve ilikilerinin nemlice bir etkisi olduu muhakkaktr.1 Sabahaddin Bey, Trkiyede Frederick Le Playin gelitirdii sosyoloji anlaynn szcs olarak tannr. Le Play sosyolojisiyle; siyasal giriimlerinde urad baarszlklar nedeniyle moralsiz ve yorgun geen gnlerin ardndan, bir sabah, Pariste yry yaparken bir kitap vitrininde grd Edmond Demolinsin A quoi tient la superiorite des Anglo-Saxon (1897) [Anglo-Saksonlarn Esbab- Faikiyeti Nedir? adyla Trkeye de tercme edilmitir] balkl kitabn alp okumak suretiyle tanmtr. Daha sonra, Le Science Social adl bir dergi de karan bu evreyle yakn ilikilere girmi, grubun Pariste kurmu olduu Societe pour le developpement de linitiative privee et la vulgarisation de la science sociale adl dernee ye olmu ve Pariste, dernein Teebbs. ahsi ve Adem.i Merkeziyet Cemiyeti [TAMC] ad ile bilinen Trkiye ubesini amtr. Cemiyetin yayn organ olarak da Terakki isimli bir dergi karmtr [1906]. Sabahaddin Bey, bu evre ile birlikte, savunduu siyas fikirlere sosyolojik bir anlatm imkan bulmutur. Siyas mcadelesini srdrd mddet sresince de, bror hacminde birka eser kaleme almtr. Bu eserlerde, onun Trkiyenin sorunlarna yaklam tarz, kavramlatrmalar ve lkenin, bu sorunlardan nasl kurtulabileceine ilikin zm nerileri bulunmaktadr. Osmanl toplumunun ve lkesinin sorunlarn, toplumsal yap balamnda ele alan ilk dnrmz olan Sabahaddin Beyin dncelerinin en derli toplu hali, Trkiye Nasl Kurtarlabilir? balkl eserinde bulunabilir. Cenk Reyhann Modern Trkiyede Siyasi Dnce ansiklopedisinin ilk cildinde yer alan Prens Sabahaddin balkl yazsnda belirttii gibi, Prens Sabahaddinin yararland Science Sociale program esasen Le Play Okulunun, Fransz toplumunun bunalmlarn zmek amac ile gelitirdii, felsefi temelleri olan bir yntemdi. Bu sosyoloji okulunun, savalar, zenginleme ve fakirleme, dinin olumas ve cemaat btnlnn bozulmas, nfusun artmas, azalmas ve sosyal dmanlklar gibi konulardaki sosyolojik irdelemelerine deinmeyen Prens Sabahaddin, Osmanl toplumunun o an iinde bulunduu durum ile Le Playn Fransas arasnda paralellikler kurmakta ve zgl bir toplum bozukluunu dzeltmek amacyla gelitirilmi sosyal teknikleri siyasal program yerine koymakta, ilm-i itimaiyeye Osmanlnn idari hayatndan, askeri yapsna kadar her alandaki problemlerini zebilecek bir sihirli denek rol bimekteydi.2 1 Sabahaddin Beyin siyas kimliine ilikin dikkate deer bir analiz iin bkz. Baykan Sezer, Trk Sosyologlar ve Eserleri-I, Sosyoloji Dergisi, 1989, 3. Dizi-1. Say, s. 1-99. 2 Cenk Reyhan, Prens Sabahaddin, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, Cilt: I, Cumhuriyete Devreden Dnce Miras: Tanzimat ve Merutiyetin Birikimi, stanbul: letiim Yay., 2. Bask, 2001. Sabahaddin Beyin dnce sisteminin temeli, Le Playin fikirlerini takip eden science sociale evresidir. Le Playin fikirleri, daha sonralar, Edmond Demolins, Henri de Tourville ve Paul Descamps tarafndan gelitirilmitir. Sabahaddin Beyin az saydaki eserinde, bu ekoln isimleri dnda bakalarna atflarla karlalmaz. Le Playin aile snflamas temelinde Demolins tarafndan gelitirilen, kamucu/itirak ya da tecemm toplumlar ile bireyci/infirad toplumlar ayrm, science sociale [ilm.i itima olarak Trkeletirilmitir] akmnn temel tezidir. Toplumlarn gelimilik derecelerini, coraf durumlarna bal olarak aklayan ve yukardaki ikili ayrm dahilinde tanmlayan bir yaklama sahiptirler. Science Social evresi, Fransz htilalinin getirdii toplumsal ve siyasal yapya, ihtilal ncesindeki mevcut toplumsal yap adna, eletiriler ynelten, Katoliklie bal muhafazakar bir evredir. Baarl bir emperyal g olarak kabul ettikleri ngiltereyi; toplumsal kurumlarn ve geleneklerini koruyarak geliebildii ve bir dnya gc haline gelmeyi baarabildii iin, Fransaya rnek gstermektedirler. Aykut Kansu, Demolins ve La Science Sociale evresinin adem-i merkeziyet ile kastettikleri[nin], esasen 1789 Devrimi ncesi Fransada varolduu iddia edilen siyasal ve sosyal dzen [olduunu ve] onlar asndan, olmas gereken adem-i merkeziyetilii[n], yceltilmi bir feodal dzen[i] temsil e[ttiini] ve topraklar zerinde hemen hemen her trl tasarruf yetkisine sahip olan aristokrasi[nin], geleneksel devletin kontrol mekanizmas dnda yer aldn vurgulamaktadr.3 Ekol, kamucu-bireyci toplum ayrmna benzer olarak, dnya tarihini de sahte ve gerek zirveler olarak ikiye ayrmtr. Ekole gre, tarihteki btn kt devirler, merkez devletlerin olduu dnemler ve devletlerle tarif

edilmitir; iyi ve parlak devirler ise gerek zgrln olduu devirlerdir. Emperyalist bir devlet olarak zirveye km olan ngiltereye duyulan hayranlk, tarma dayal bir ekonomiden kapitalist bir ekonomiye baaryla gemi olmas nedeniyle deildi. Tersine, bu evre, kapitalizmden tiksinti duymaktadr. ngiltereye duyulan hayranlk, bu devletin Fransz devrimiyle ortaya kan modern ve merkez klasik devlet modelinin dnda yer almasndan ve eski dzeni tamamyla ortadan kaldrmadan modernleebilmeyi baarabilmi olmasndan kaynaklanmaktayd. ngilterenin bir dier zellii de, bu evreye gre, bireyci aile [kk aile] tipine sahip oluudur. Bu aile tipi; hem ailenin mal varlnn, ailenin anavatanda kalan bir ocuu araclyla devamn salamakta, hem de dnyann drt bir tarafna yaylan dier aile fertleriyle lkenin yeni smrgeler kazanmasna katkda bulunmaktayd. laveten, dnyann drt bir tarafna yaylan bu fertlere okullarda verilen pratik eitim de bu ileyiin srmesini salamaktayd. Kolaylkla anlalaca zere, ngiliz aile yaps ve eitim sistemi, bu ekole gre, ngiliz stnln dourmaktadr. Bu evrenin eletirdii Fransz eitim sistemi ise, genlere teorik bilgiler yklemekte ve merkez devlete baml brokratlar yetitirmekteydi. Bu sistem ierisinde yetien genlerin, aile ya da devlet ilikileri dnda ayakta kalabilmeleri mmkn grlmemekteydi. Ekol, bu nedenle, eitim konusu zerinde nemle durmutur. Demolins, Fransada bireyci insan yetitirmek amacyla Parisin batsnda Ecole des Roches adyla bir zel okul kurmutu. Demolinsin amac, bu zel okulda aristokrasinin ocuklarna ie yarar bir eitim vermekti. Bu; ngiltere ile Fransa arasnda gerekleen emperyalist yara Fransz genlerini hazrlayacak, onlar smrgelerde yerlemeye tevik edecek bir eitim anlamna gelmektedir. Grld zere, Science Sociale ekolnn ska kulland ferd giriim ve adem-i merkeziyetilik kavramlarnn smrgecilikle alakal bir boyutu bulunmaktadr. Toplumsal sorunlarmza ilikin tahlil denemesinde, Le Playin ve takipilerinin gelitirdii kavramlar kullanan Sabahaddin Bey, TAMCnin programndan anlaldna gre, adem-i merkeziyeti bir ynetim temelinde, sorumluluklarn mmkn olduunca datld bir yap tasarlamtr. Osmanl toplumunun idar ve siyas yapsnn topyekun deiimini hedefleyen iki temel ilke zerinde durulmaktadr: (1) dar bakmdan: Siyas iktidarn toplum zerindeki tahakkmn, belli hukuk kaidesi dhilinde kstlamak ynndeki adem-i merkeziyet, tefrik-i vezaif, tevsi-i mezuniyet prensiplerine dayal idar anlay; (2) Ekonomik bakmdan: Muhafazakar karakterli memurlarn oluturduu duraan yap yerine, ferd giriimcilikle nitelenen bir snfn temel alnd aktif bir iktisad yapnn kurulmasn ngren teebbs. ahsiye dayal ekonomi prensibi. Adem.i merkeziyet kavram; ttihat ve Terakki Cemiyetinin Sabahaddin Beyi, aznlklarla yakn ilikiler ierisine girmekle ve aznlklarn isteklerinin gereklemesi iin lkenin paralanmasna almakla sulama- Aykut Kansu, Prens Sabahaddinin Dnsel Kaynaklar ve Ar-Muhafazakar Dncenin thali, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, Cilt: I, Cumhuriyete Devreden Dnce Miras: Tanzimat ve Merutiyetin Birikimi, stanbul: letiim Yay., 2. Bask, 2001, s. 157. sna sebebiyet vermitir. Sabahaddin Beyin .kendisinin ve taraftarlarnn srarla reddetmelerine karn, pek ok kaynakta zikredilen. siyas faaliyetlerinin, bu tr sulamalar iin elverili bir zemin tekil ettii anlalmaktadr. Sabahaddin Bey, bu sulamalara cevap olarak kaleme ald zhlarnda; adem.i merkeziyeti, tevsi.i mezuniyet anlamnda adem.i merkeziyyet.i idar ve zerklik anlamnda adem.i merkeziyyet. i siyas ikiye ayrmakta ve kendisinin kavram birinci anlamnda kullandn belirtmektedir. Bu idare biiminde, ilerin, iin niteliine uygun olarak kurulacak selahiyetli ve sorumlu ynetim meclisleri araclyla yrtleceini ifade etmektedir. nzibat ilerin, kuva.y mahalliye tarafndan yerine getirilmesini nermektedir. Yine, adl ilerin de, hukkun masniyetini en emn srette tekeffl eden tekilt. hussiyede kazanm olduklar mevki.i mmtz ile metn bir istikll.i vicdniye temellk ederek hem.civrlarna skn ve emniyyet baheden erkn. mahalliyyeye istinad etmesi gereinden bahisle, merkez devletin memuru olarak grevlendirilecek hakimlere pheyle yaklamaktadr. Adem.i merkeziyet anlayna gre, Hkmt. mahalliyyeye verilecek selahiyetlere tekbl etmek zere her vilyetin mevzi bir bdceye malik olmas gereklidir. Sabahaddin Beye gre, Osmanl devletinin sorunlar, hkmdar deiiklikleriyle zlemez. nk, hastal reten ve zayfln kayna iktidar deildir. Tersine, mevcut mstebid idare, toplumsal yapdaki rmln bir sonucudur. Dolaysyla, deitirilmesi gereken toplumsal yapnn bizzat kendisidir. Problemlerimiz, kamucu/itirak toplum oluumuzdan kaynaklanmaktadr. Kurtuluumuz ise, bireyci toplum yapsna gemektedir. [Teekkl.i Tecemmden Teekkl.i nfirdye Gemek!] Ancak, toplumlarn kamucu ya da bireyci toplum yapsna sahip olmalarnn nedeni toplumsal koullardr. En bata da coraf koullar. Fakat, eitim yolu ile bu dnm gerekletirilebilir. [Teekkl.i infirdye gemek essen bir terbiye meselesidir.] Baka bir deyile, Sabahaddin Beye gre, eitim araclyla, memur zihniyetli ailesine ya da devletine baml genler yetitirmek yerine, ferd giriimcilie sahip genler yetitirmek suretiyle bu dnm salamak mmkndr. zetle, Osmanl.Trk toplumunun sorunlarn Le Play ve takipilerinin kavramlaryla analiz eden Sabahaddin Beye gre, toplumsal yapmzn bireyci toplum tipine dntrlmesi, kamu hayatmzn adem.i merkeziyet ve kiisel hayatmzn da teebbs.i ahs prensiplerine uygun olarak ekillendirilmesi kurtuluumuzu getirecektir. Toplumsal yap kavramn dikkate alarak toplumsal sorunlarmz analiz eden ilk dnrmz olmasna, sosyolojik yntem olarak ky monografilerini nermesine ve Trkiyede liberalizmin ncs olarak gsterilmesine karn;

Sabahaddin Beyin ve dncelerinin uzunca bir sre Trk sosyolojisinde .pek ok sosyal bilimcimizin belirttii zere. ihmal edildii sylenebilir. Ancak doru ve aklanmaya muhta bir dier tespit de, Sabahaddin Beyin, mtareke yllarnda kaleme ald Trkiye Nasl Kurtarlabilir? balkl eserinden sonra, lmne kadar bir daha Trk toplumunun sorunlaryla ilgilendiini gsterir herhangi bir izin olmaydr. Sosyoloji ile ilgilenmeye balamasndan bugne yzyla yakn bir zaman gemesine karn, Sabahaddin Bey ve dnceleri zerinde hl aklanmay ve aratrlmay bekleyen pek ok gizem mevcuttur! 2. Ziya Gkalp Ziya Gkalp, yirminci yzyl egemen Trk siyasal dncesinin, hatta Trk kamu felsefesinin belirleyici figrlerinden bir tanesidir. Belki de en balcasdr. Onun korporatist dnceleri, balangcndan bugne ok eitli ideolojik ve siyasi programlarda nemli bir yer tutar. Her iki alt-tr de anti-Marksist ve antisosyalist olan ve kapitalizme anti-liberal bir teorik-moral rasyonel alan korporatizm, tanm gerei, sa bir ideolojidir. Korporatist dnce, toplumu birbirlerini uyum iinde tamamlayan, birbirlerinin lazm ve melzumu olan organlardan olumu bir organizma olarak grr. Hem liberalizmin bireyciliini, hem de sosyal snflarn varln, snf atmasn, emek-sermaye elikisini reddeder. Deien derecelerde otoriter ve devleti ara-biimler teoride ve pratikte eitlilik gsterir. Korporatizm, rekabeti bireyci liberal kapitalizme Marksizmin ynelttii retim anarisi ve snfsal smr eletirisindeki isabet payn grp, kapitalizmin snf atmas riskini gidermeye ynelik korporatist kapitalist bir kuram gelitirmitir... Trkiyedeki egemen korporatist dncenin ilk ve hala en yetkin sistematik dnr ise Ziya Gkalptir. Trkiyedeki ar ve lml sa akmlar, partiler, silahl kuvvetler, klasik Kemalistler, Kemalist sol ve sosyal demokratlar (SHP ve DSP), hatta belli lde baz sol gruplar, ayrntlardaki farkllklarn tesinde, son tahlilde sahip olduklar temel dnsel kategoriler bakmndan, bu korporatist emsiyenin altndadrlar ya da korporatist dnceden nasiplerini deien derecelerde almlardr.4 Ziya Gkalpin bu denli yaygn etkisi, onun, aslnda Trkiye Cumhuriyetini kuran dnce zerindeki, baka bir deyile, Trkiyenin kurucu dncesinin en nemli retici kiisi olmas anlamna gelmektedir. Mustafa Kemalin hissiyatmn babas Namk Kemal, Fikriyatmn babas Ziya Gkalp demesi de bu geree iaret ediyor gibidir. Trkiyenin ilerici olduu iddiasndaki siyasi partilerinin ve hareketlerinin hala o yllarda retilmi dncelerle i grmeleri, Gkalpin dncelerinin ne denli kuatc, sistematik ve Trkiyenin temel problemlerini son derece gereki bir ekilde tespit ettiinin de bir gstergesi olarak alnmaldr. Ziya Gkalp, yirminci yzylda Trkiyenin yetitirdii en nemli sistematik dnrdr. ok sayda etnik oluumu iinde barndran Osmanl mparatorluundan (1299-1922) bir ulus-devlet olan Trkiye Cumhuriyetine (1920/1923) gei srecine egemen olmu derin bir bunalm ve deiim dneminde yaayp yazmtr. Siyasi karklklar, ekonomik iflas, dnya sava ve yeni kltrel deerler edinmeye ynelik umutsuz araylarn oluturduu koullarda, Trkiyenin ulusal canlann ve kimliini salamay amalayan bir almayla, Trk, slam ve Bat deerleriyle kavramlarnn bir bireimini yaratmay denemitir.5 Dolaysyla, onun bu kapsaml deneyi, Trkiye ynetici ve aydnna kuatc bir paradigmatik dnya gr salamtr. Ziya Gkalp (25 Mart 1876 25 Ekim 1924)i, Trkiyede sosyolojinin kurumlamasn salayan isim olarak adlandrmak mmkn. Gerek yntemi ve gerekse de ele ald konulardaki dnceleri, ok uzun sreler Trk sosyolojisindeki ncelikli ve belirleyicilikteki yerini korumutur. Gnmzde dahi, Ziya Gkalpin Trkiyenin sorunlarn ele alma yntemi ve vard sonularn etkisinin srdn sylemek kimi zaman abart olmaz. Bu anlamda, eer Trkiyenin batllama, zellikle de Tanzimat sonras dnemde Osmanl lkesinin yaad sorunlar formlletiren ve bu sorunlara nasl yaklalaca ve zmn nasl formlletirilebilecei konularnda Namk Kemalin felsefi bir etkisinden bahsetmek yanl olmayacaksa, Namk Kemalden son- raki dnemde meydana gelen sreleri, tartmalar nihai erevesine kavuturan kii olarak Ziya Gkalpi gsterebiliriz. Ziya Gkalpin, bu anlamda, ifade edebileceimiz dnsel ve kavramsal kuatcl sonraki dnemlerde de etkisini ve belirleyiciliini srdrmesinde, hem Osmanl Devleti, hem de Cumhuriyet dnemindeki en temel sosyoloji okulu olarak dncelerinin varln srdrmesinin sebebi olmutur. Ziya Gkalp, Diyarbakrda dodu. Dedesi Mustafa Stk bir mftnn oluydu ve Van ve Nusaybinde devlet memuru olarak grev yapt. Gkalpin babas Tevfik Efendi ise, Diyarbakrda vilayette grev alm, ariv ve matbaa mdr olarak almt. Daha sonra vilayetin resmi gazetesinin yaymclna getirilmi ve bir Diyarbakr Salnamesi yaynlamtr. Babasnn Gkalp zerindeki nemli bir etkisi, Gkalpin hem Bat deerlerini, hem de yerli/doulu deerleri birlikte kavramasna vesile olmasdr. lk mektepten sonra Askeri Rdiyeye devam etmitir. Diyarbakr Gazetesinde bayazarlk yapmtr. Mlkiye dadisinde okumu. Bu yllardan itibaren, Padiaha ynelik eletirilerde bulunduu biliniyor. [Abdullah Cevdet, araclyla ttihat ve Terakki Cemiyetini tanmtr.] Felsefi problemlerinden tr, intihar giriiminde bulunduu, bu giriimden kalma bir kurun ekirdeini kafatasnda lnceye kadar tad ve kimi zaman bu kurunun fiziksel olarak Gkalp zerinde etkilerde bulunduu biliniyor.6 Daha sonra, stanbulda Baytar Mektebinde parasz-yatl olarak okudu. Bu arada, Ayasofya Camiinde bildiri datrken yakalanm, 1900de tutuklanm ve daha sonra da Diyarbakra srlmtr. Vilayette katiplik grevinde bulunmu. 1908den sonra Diyarbakrda ttihat ve Terakki ubesini kurmutu. Bu dnemde Peyam gazetesini karmt. 31 Mart olaylar srasnda gazete kapatlmt. T

ubelerinden istenilen raporlar esnasnda, Gkalpin gnderdii rapor dikkat ekmi, Diyarbakrdaki posta merkezini igal etmi olmas da gz nnde bulundurularak, Merkez Ynetim Kuruluna ye seilmitir. 4 Taha Parla, Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiyede Korporatizm, Fsun stel ve Sabir Ycesoy (yay. haz.), 2. bask, stanbul: letiim 6 Gkalpin intihar giriimi sonrasnda ilk mdahaleyi yapan doktor Abdullah Cevdetmi. Cevdetin, Gkalpin felsefe ve pozitivist bilim gibi konulardaki birikimi zerinde etkili olduu syleniyor bizzat doktorun kendisi tarafndan. Ancak Trklk konusundaki dncelerine iddetle kar kmakta ve Keke kurtulmasayd da, memlekete Trklk gibi geri fikirleri yaymasayd dedii rivayet edilmektedir. Selanike gelen Gkalp, burada youn bir siyasal alma atmosferine dahil olmutur. Burada eitli kltrel etkinlikler dzenlemi, ktphane kurmu, konferanslar vermi, T Okulunda ilk kez Sosyoloji [timaiyyat] derslerini vermitir (1910-11). Bunlarn yannda Gen Kalemler ve Yeni Felsefe Mecmuas gibi dergilerde yazlar yaynlar. Balangta yazlarn mstear isimlerle yazm, Ziya Gkalp ismini 1910 sonrasnda kullanmaya balamtr. stanbula geldikten sonra, Darulfnunu yeniden dzenlemeye uram, burada Sosyoloji ilk kez niversite mfredatna, bamsz bir krs olarak (1915) dahil edilmitir. Daha sonra, 1915te timaiyyat Darul-Mesaisi ad altnda ilk sosyoloji enstitsn kurdu. 1917den 1924e kadar yayn hayatna devam eden ilk sosyoloji dergisi timaiyyat dergisini yaynlad. Gkalp, 1919 ylnda, ngilizlerin stanbulu igal etmeleri sonrasnda esir edilerek Maltaya srlmtr. 1921de Trkiyeye dnebildi. Bir sre Ankarada kaldktan sonra Diyarbakra dnd. Burada Kk Mecmuay kard. Ankarada Telif ve Tercme Encmenine bakan olarak atanmas sonrasnda derginin yayn faaliyetleri durdu. Sonraki dnemde Trk Tresi ve Trkln Esaslarn yaynlad. 1923 ylnda Diyarbakr milletvekili olarak seildi. Bu arada Trk Medeniyeti Tarihi zerinde almaktayd. Doru Yol adl broryle Halk Partisinin ilkelerini desteklemekteydi. 25 Ekim 1924 ylnda vefat etti. Ziya Gkalpin Trkiyedeki etkisi, onun iktidar partisiyle ilikisi vesilesiyle aklanmak istenmitir. Bunun, elbette belli bir doruluk pay olmasna karn, tek aklayc deildir. Yukarda bahsedildii zere, Namk Kemaldan II. Merutiyet dnemine kadar sren problemleri derleyen, bunlar bir senteze kavuturan ve o dneme kadar dile getirilen dnceleri belli bir ahenk ierisinde bir araya getiren ve bir tez halinde sunan kii olmas Gkalpi kalc yapmtr. Bir dier nemli yan da, belki de, Gkalpin nerilerinin Osmanl Devletinin acil ihtiyalarna ve ynetim geleneklerine ok daha yakn oluudur. Gkalpi nemli klan bir dier zellii de, bir sistem kurabilme baars gsterebilmi olmasdr. Sistem kurabilmesi; hem dncelerinin btncl ve sistemsel bir zellik gstermesi, hem de yetitirdii bir akademik evreyi oluturabilmesi anlamndadr. Gkalpin metodu ve bilim anlay, rencileri ve alma arkadalar tarafndan, sosyoloji dnda Trk tarihi, Trk edebiyat, Trk iktisad, tasavvuf tarihi vs. aratrmalarda da yaygn bir ekilde kullanlmtr. Necmeddin Sadak, Mehmet zzet, Mehmet Servet, Halim Sabit, Tekin Alp, Fuat Kprl, Halil Nimetullah ztrk, . Hakk Baltacolu Gkalpin yakn alma arkadalar olarak akademik faaliyetlerini srdrmlerdir. Ziya Gkalpin ele ald konularn Trk toplumunun temel meseleleri olmas dolaysyla olsa gerek, sonraki dnemin pek ok sosyal bilimcisi, almalarnn balang dnemlerinde sanki bir zorunlulukmu gibi Ziya Gkalpin dnceleri zerinde almalar yapmlardr: Bu meyanda Z. Fahri Fndkolu, Hilmi Ziya lken, Niyazi Berkes vb. gibi pek ok isim saylabilir. Bu almalar bir eit Gkalp ile hesaplama, onu ve onun zerinden retilen dnceleri ama denemesi zellii tar. Fakat yine de Gkalpin dnceleri ve retimleri etkisini srdrmeye devam etmitir. Bu durum, onun etkisini yalnzca iktidar partisi ierisinde yer almasyla snrlanamayacak denli nemli ve aklanmaya muhta bir konudur. Aynur lyasolunun belirttii zere Merkeze tekabl eden Ziya Gkalp sosyolojisi, en z bir ifadeyle, ulus bilincini, modern ulusal kltr kurma yolunda kolektif temsil yoluyla ulusal idealizmi canlandrmaya ynelik bir sosyoloji anlay olarak tanmlanabilir.7 Bu tanmlama ve gerekse de Ziya Gkalpin eserlerini verdii dnemin koullar, Gkalpin, balangta farkl Batl felsefeci ve sosyolou takip etmesine karn, neden Durkheimda karar kldn ve onun dncelerini Trkiye koullarna uyarlamaya/tercme etmeye altn anlalr klmaktadr. Evet, Ziya Gkalp, Trkiyede Durkheimin dncelerini tantan kii ve onun sadk bir izleyicisi olarak bilinir. Ancak, balangta Gkalp zerinde Bergsonun dncelerinin etkisi olmutur. Bunalm dneminden kmasna vesile olduu belirtilir. Daha sonraki dnemde, Abdullah Cevdetin etkisiyle, Avrupa organizmac sosyolojisi (H. Spencer) ve materyalist felsefenin belli bir izgisiyle (Ludwig Buechner) ilgilendii biliniyor. 1910larda ise, Fransz idealist ve dayanmac felsefecisi Alfred Fouilleenin etkisi altndadr. Bu tarihlerde, arkada Tekin Alpin (Moiz Kohenin) tantmas sayesinde Durkheimin dncelerine ilgi duymaya balam ve ondan sonra da, Durkheimin sadk bir takipisi olmay srdrmtr. Ziya Gkalpin gerek dncelerine ve gerekse de alma hayatna baklacak olursa, Durkheimin etkisinin yalnzca belli sosyolojik dncele- Aynur lyasolu, Trkiyede Sosyolojinin Gelimesi ve Sosyoloji Aratrmalar, Cumhuriyetten Gnmze Trkiye Ansiklopedisi, rinin takip edilmesi noktasyla snrl kalmad ve gerek interdisipliner almalara ynelmesi ve bu dnceye uygun dergi karmas ve gerekse de ok farkl alanlardan akademisyenleri ayn hedef dorultusunda almak zere bir araya getirmesi gibi- akademi iin uygulamalarda da grlebilir. Durkheim, modern sanayi toplumunun problemleriyle uramaktayd. Bir ynyle sanayilemenin/modern toplumun ihtiyacn duyduu

birletirici ilkeleri oluturmak zerinde kafa yormutur. Kaotik ortam dinginletirecek, fakat te yandan gelimeci/ilerlemeci talepleri de karlayabilecek bir anlaya ihtiya duyulmaktayd. Modernliin zc etkilerini deerlendirecek, fakat ayn zamanda, -dnemin muhafazakar dnrlerinin sylemlerinde karmza kan trden- bir karamsarla izin vermeyecek ya da karamsar bir duruma engel olacak aralarn, kurumlarn ortaya kmasna izin verecek mekanizmalarn oluturulmasyla ilgilenmiti. Durkheim sosyolojisi, esas itibariyle bir styaplar sosyolojisidir. Bu sosyolojinin erevesi iinde odak noktas olarak snflar aras savan yerini solidarite (tesand-dayanma) almaktadr. Burada pozitivist gelenekten aktarlarak varln srdren toplumsal ahenk fikri, daha somut olarak dayanma ve dayanmay mmkn klan koullarn incelenmesi biimini almaktadr. Ziya Gkalp, sosyolojinin grevinin toplumsal gruplar arasndaki hiyerariyi anlamak ve bu doal olmayan atma durumunu bir bar durumuna dntrmek olduu inancndadr.8 Gkalp, daha nce de belirtildii zere, Durkheim sosyolojisinin bu temel zelliklerini almakla birlikte, Trkiye koullarna uyarlayabilme baarsn gstermitir. Durkheimde karmza kan dzen ve ahlak kavramlar, Gkalpte ulus ve terakki ile karlanmt. Durkheimdaki kolektif bilin kavram, Gkalpte millet uuru haline gelmitir. Gkalp iin, ideal kolektif bilincin ulusuluk kavram ekseninde younlamasdr.9 Gkalpin,zellikle de toplumsal dzeni salayc ahlak ve dayanmay tesis edecek kltrel deerler gibi- baz noktalarda Durkheimdan daha avantajl bir durumda olduu bile sylenebilir. Zira toplumsal dzende ve devlet yapsnda slam hala birletirici bir e olma zelliini hala korumaktayd. Gkalpin dncesinde slam, belirleyici ve ynetici bir referans noktas deildir. Asl deildir; ancak, milli duygunun, milli dncenin ve millet uurunun ana bileenlerinden bir tanesidir. Son olarak bir alnt: Z. Gkalpin Durkheimci ereve iinde benimsedii korporatist model, onun terimleriyle itimai mefkurecilik yeni toplumsal idealizm olmaktadr. Bu model, trdeleri iinde, en demokratik olandr, denilebilir. Zira, Z. Gkalpin sistemi iinde rnein ulus, devletten nce gelir. T. Parlaya gre, Z. Gkalpin korporatist dncesi Trkiyede etkin olmu resmi ideolojilerin ve kamu felsefelerinin [ittihatlk (1908-1918), Kemalizm (1923-1950/), ada Kemalizmler] zeminindeki paradigmatik dnya grn oluturmutur. Ancak Gkalpin modeli dier programatik ve ideolojik eitlemeler iinde en demokratik olandr. T. Parlann ifadesiyle, Gkalp sistemi, Avrupa korporatizmi ile ulusal siyasi zihniyetin belirli elerinin kaynamasndan oluan, zamann hakim fikirlerinin bir kodifikasyonu olarak deerlendirilebilir. Dier bir deyile, Gkalpin sosyal ve siyasi fikirlerinden oluan zihinsel ereve, Trkiyede uzun bir sre etkinliini korumu olan ana siyasi sylemin ve pratiin etrafnda ekillendii ana eksenleri belirlemi olmaktadr.10 Ziya Gkalpin kaygs, lkenin pratik problemlerine kuramsal zmler retebilmekti. O nedenle, tm bilimsel ve felsefi aralar bu ynde kullanr. Bu durum da, ayn zamanda, onun dncelerinin kapsamn ve sistemliliini artrr. Gkalpin toplumsal ve siyasal retileri sadece analitik nitelikte deildi; toplum, siyaset ve ahlak felsefesine dayanan gl normatif eleri de barndran bir kuram oluturuyordu.11 Gkalp, pratik gerekleri incelemek, fakat yalnzca bunlarla snrl kalmayp kuramsal bir ereve ierisinde deerlendirmeyi dnmt. Bir tr idealizmle pozitivizmi birletirmeyi denemekteydi. Kuramnn erevesini mehur sz Trk milletindenim, slam mmetindenim ve Garp medeniyetindenim aslnda son derece net bir ekilde ifade etmektedir. Gkalpin sisteminde, din ikincil planda kalmaktadr. Onun bu lemesini bu ekilde anlamak gerekir. Gkalpe gre Trk milliyetilii, kltrel bir ideali ve toplumsal dayanma ve birliin temelini oluturacak bir yaam felsefesini temsil ediyordu. Onun milliyetilii, rk temelli bir milliyetilik deildi. Dinden aldklar da, ortodoks karakterli eyler deildi; daha ok, btn urann belirleyici temel konusu olan toplumun dayanmas iin yararl olabilecek dinin tasavvufi yorumundan kaynaklanan siyasal deil ahlaki unsurlard. Bu ynyle, Durkkheimin de temel ura alanlarndan biri olan, ayn zamanda zellikle Aydnlanma a sonrasnda Avrupal sosyal bilimcilerinin ihtiya duyduklar ve karlamak iin youn bir aba ierisinde bulunduklar toplumsal dayanmann, toplumsal birliin ve btnln salanabilmesi iin gerekli olan dnyevi/ laik dzen araynn ve bu dzenin temel kurucu esi olarak laik karakterli ahlak araylarnn etkisini grebilmekteyiz. Belki de, Gkalp, ve dolaysyla da Trkiye, zel koullar nedeniyle Batl sosyal bilimcilerden ve Avrupa lkelerinden yalnzca bu konuda daha avantajl bir konumda idiler. Zira, Trk aydnnn slamdan ve zellikle de onun tasavvufi yorumundan bir ok noktada yararlanabilme imkanlar bulunmaktayd. Osmanl toplumsal ve kltrel gelenekleri, yararlanmak isteyenler iin bylesi bir imkan sunmaktaydlar. Taha Parlann dedii gibi, Gkalpin toplum modelinde Trklk kltrel normu, slam da ahlaksal normu oluturmaktayd. Kulland batllama/adalama kavramlar ise, Avrupa kapitalizminin bilimsel, teknolojik ve snai baarlaryla e anlamlyd ve ulusal canlanma programnn temelini oluturmaktayd. Marksizm ve Liberalizme kart olarak ortaya kan korporatist kapitalizmin bir alt tr olarak dayanmac korporatist dnceleri ise, Gkalpin bir tr idealistpozitivist toplum modelinin karlyd. Gkalp, bu modele, itimai mefkurecilik adn vermiti. Gkalpin Bat toplum modelini deerlendirirken yapt bir ayrm da ciddiye alnmaldr. Gkalp, Bat toplumunu ele alrken onun kltrel yanlaryla, teknolojik baarlarn birbirinden ayrmtr. Bu ikisinin birbirinden ayr olarak deerlendirilebileceini dnmtr. Tekrarlayalm: Gkalpin kayglarnn temelinde k ve paralanma sreci yaayan Osmanl toplumunun,

bu cendereden ancak kalknmak/sanayilemek baka bir deyile batllamak-adalamak suretiyle kurtulabilecei inanc yatmaktadr. Dolaysyla nnde duran ve zmesi gereken sorunlar; (1) kendisinden olduka uzun bir zaman nce devletin Osmanl lkesini sokmaya karar verdii ve soktuu batllama srecinin geleneksel deerlerle bir uzlasn yapmak, (2) bunu yaparken, hem adalama hedefinden vaz gememeyi, hem de kltrel-geleneksel deerlerden vaz gememeyi salamak, (3) lkenin yaad siyasi gelimeler neticesinde, geleneksel siyasal deerlerin anmas ve lkenin daha homojen bir nfusa ulamas neticesinde, sz konusu hedefleri gerekletirirken toplumun dalmasn nlemeye ve hatta, toplumu bu yeni siyaset dorultusunda grev almaya yneltecek yeni bir siyasi-ideolojik ve kltrel kimlik retmektir. Gkalp, bu ihtiyalara cevap verebilmek iin, sosyal bilimlere dayanr. Sosyal bilimlerin, pozitivist karakteri nedeniyle, bir klavuz olarak grev yapacana inanmaktadr. Dolaysyla onun rettii model: itimai mefkurecilik olarak adlandrlan yeni bir toplum modelidir; bu modelde, hars-medeniyet ayrm modeli adalamaya olan inanc salar, slamn tasavvufi yorumlarndan kaynaklanan ahlak ve zellikle de vazife ahlak, bu srete karlalabilecek dalmay, bireysellemeyi engeller ve hatta bireylerin adalama amac dorultusunda zerlerine deni ellerinden gelenin en iyisi sergilemek suretiyle gerekletirmelerine izin verir, Trk milliyetilii de, bu toplumun bir ve btn olduunu, bireyleri birbirine balayan manevi ba olarak kullanlr. O zamana kadar yaygn olarak kullanlan, zellikle Yusuf Akurann analiz ettii ekliyle, Osmanl toplumunun zaman iinde bir kurtulu olarak gelitirdii ve uygulad, biri baladnda dierinin bitmi olduu dolaysyla da birbirine zt/kart olarak deerlendirilen Trklk, Osmanlclk ve slamclk eklindeki lemesini [ Tarz- Siyaset], Trk milliyetilii, slam tasavvufu ve Avrupa korporatizmini kastedecek ekilde Trklemek-slamlamak-Muasrlamak haline sokar. Bu lemeyi de, kltr ve medeniyet kavramlar erevesinde aklar. Gkalp, kltr ve medeniyeti yle tarif ediyor: Bir kavmin vicdannda yaayan kymet hkmlerinin mecmuuna o kavmin hars-culture denilir. Terbiye, bu hars, o kavmin fertlerinde ruhi melekeler haline getirmektir. Bir kavmin zihninde yaayan eniyet hkmlerinin mecmuuna o kavmin fenniyat-technologie denilir. Talim, bu bilgileri o kavmin ruhi itiyatlar haline getirmektir. (Ziya Gkalp, Milli Terbiye, s. 1). Gkalp, bir toplumun kolektif vicdanna [maeri vicdana] ve dolaysyla ulusal kltre uygun den deer yarglarn ve kurumlar canl gelenekler olarak adlandrr. Tersine ise toplumsal fosiller adn verir. Kolaylkla tespit edilecei zere, burada, Gkalp konuyu bir anlamda seici evrimci yaklamla ele almaktadr. Baka bir deyile, bugn toplumda yaayan gelenekler, canllklarn srdrebilmeyi baarm ve bu ynyle de toplum iin faydal olmu geleneklerdir. Yani, fonksiyoneldirler. l olanlarn ayklanmas gerekir. Ancak Trkiyede bu ayklama gerekletirilmemitir. O nedenle de bir ikilik ortaya kmtr. Arap-Fars slam medeniyeti ile Avrupa medeniyeti. Son dnemlerde buna bir de, eski Trk uygarl dahil edilmeye allmtr. Gkalp bunlara kar kar. Hatta bu dncelerine bal olarak, ulusal kltr noktasnda kesinti yarataca endiesiyle Arap alfabesinden Latin alfabesine geie de scak bakmaz; ayn ekilde dilin ar bir ekilde sadeletirilmesine de kar kar. Aslolan toplumun varln ve btnln srdrebilmesidir. Tarihsel srecin akna deer verir. Eitim ilkelerinin de, Avrupadan aktarlmasna kar kar ve ulusal kltrn ncelenmesi gerektii zerinde durur. Gkalp, hars ve medeniyet ayrmna denk gelecek ekilde, iki tr toplumsal grup ve bunlara denk den yarg zmresi olduundan bahseder: Ahlak zorunluluklar, hukuk kurallar, estetik grler, idealler vs. zneldir, dolaysyla her bir kltrel grup iin zgndr. Bilimsel dorular, ekonomi, mhendislik, matematiksel kavramlar ve benzerleri nesneldir, mutlaktr ve uygarlk gruplarna aittir. Gkalpe gre, ulusal kltr toplumsal dayanmaya dayanan bir toplum temeli salayabilmelidir. Kltr, birlik ve dayanmay glendirirken; uygarlk, eer bu duygu dzeyiyle bilisel dzey kartrlacak olursa, solidariteyi tehlikeye drebilir. Kltr, bir toplumdaki halkla sekinler arasnda balayc bir e iken; uygarlk, paylalmad takdirde, blc ve yozlatrc bir e oluturur. Gkalp, kltr ve medeniyet ayrm tezine ilikin iddialarn desteklemek iin, Osmanl devletinin knn Trk kltrnn tersine Osmanl idarecileri dzeyinde Arap-Fars kurum ve deerlerine bal kalnmasn gstermektedir. Gkalpin gzlemlerine gre, Tanzimat dneminde, halk arasnda yaygn bulunan Trk kltryle, saraya egemen olan Osmanl (Arap-Fars) uygarl arasndaki atmaya yeni gerilimler eklenmitir: Sekinler arasnda Arap-Fars uygarlna (ulema) kar, Avrupa-Fransz uygarlnn (Batllama yanls brokratlar) karlmasyla oluan gerilim; ve halkla sekinler arasnda, Trk kltrnn bunlarn her ikisine de kar durmasyla oluan gerilim.12 Gkalp, Osmanllarn Trkleri etrak- b-idrak13 eklinde tanmladklarn ve aaladklarn vurgulamak suretiyle, Cumhuriyetin ilk yllarnda gelitirilmeye alanlara, sekler temelli Trk ulusuluunun merulatrlmasnda kullanmalar iin olduka ilevsel bir malzeme vermitir. Gkalp, kltr-uygarlk kuramnda birincinin lehine dnr. Avrupa uygarlndan seici bir ekilde birtakm unsurlarn alnabileceini, ancak uygarln kltrn yerini almasna kesinlikle scak bakmad ve tersine, kltre uyarlandnda, kltre uygun hale getirildiinde ancak uygarln rnlerinin alnabileceini dnr. Dardan alnmas gerekenlerin deerler deil, kavramlar ve teknikler olduunu savunur. Bunlar seme iini de, sekinlere deil halka verir. Dolaysyla halka mal olmak bu noktadaki belirleyici kstastr. Gkalp, halktan kopuk sekinlerin uygarlk nam altnda teknik konulardan ziyade, ahlaki ve edebi deerleri aldklarndan ikayet etmektedir.

Btn bu dncelerinde, onun deerlendirmelerinde belirleyici olan nokta da, toplumdaki birlik ve btnlk duygusudur. Halkyla sekini arasnda kopukluk olan, bu kopukluk kltr- uygarlk, baka bir deyile halkn tercihleriyle sekinlerinin deerleri arasndaki kopukluk ve atma, ortaya iki ayr ulusu karaca iddiasndadr. Gkalp, uygarln yararc, bencil, bireyci ve karc oluu ile kltrn yararc olmamas, zverili, kamucu ve idealist oluu arasndaki soyut kartl olutururken, bunu somut toplum modellerine dayandrmaktadr; liberal (ve Batl) toplum modeline kar solidarist model (Trk ve slam toplumlar ile belli baz Bat toplumlar). 14 Devamla da, kltrlerin kmesiyle emperyalist devletlerin yaygnlamas arasnda bir balant kurar. Emperyalizmi, byk lde liberal kapitalizmle alakalandrr. Gkalp iin adalama, Batllama ve Avrupa uygarl, kapitalizmin snai ve teknolojik baarlar ile bunu mmkn kldna inand pozitif bilimlerinden ibaretti. Gkalp, Trkln Esaslar [1923]nda, kltr ve uygarlk, milliyetilik ve enternasyonalizm arasndaki ilikiler konusunda eski grlerinin bazlarn yinelemitir. Ancak, milliyetilik mefkuresinin gereklemesini ve 1923te Cumhuriyetin kurulmas sonrasnda kaleme alnm olan bu yaptnda, enternasyonalizm ve uygarlk karsnda kltr ve milliyetilie daha nce tanm olduu arlkl vurguyu artrmad, tersine 13 Kelime karl Anlaysz Trkler olan bu ibareyi, ehirli Trkler kyl, gebe Trkleri yermek iin kaba saba, oturmasn kalkmasn bilmeyen, adab- muaeret kurallarndan habersiz anlamnda kullanyorlard. Bunun karlnda gebe Trkler de, ehirli Trkleri yozlam olarak niteliyorlard. Dolaysyla bu ibareden Osmanl yneticilerinin Trk halkn dladklar ve aaladklar gibi bir anlam karmak, ar bir zorlamann ve Trk milliyetilii ideolojisi retebilmek ve merulatrabilmek iin bir kart yaratmaya dnk kara propagandac bir abann rndr. hafiflettii gzlenmektedir. nceki dnemde yapt, ulusal kltr ile uluslar aras olan uygarlk arasndaki ayrm belirlemekti. Yeni dnemde ise, bu ikisi arasndaki fark azaltmaya gayret etmektedir. Gkalpe gre, bu yeni eserinde, bir ulusun toplumsal yaamlar, dinsel, ahlaki, dilsel, siyasi-hukuki, ekonomik, dnsel ve bilimsel yaamlardan olumaktayd. Aslnda bunlardan son ikisi, Gkalpin nceki dnemine ait eserlerinde, uygarla ait olarak deerlendirilen kategorilerdi ve ancak, halkn kltrne uyum saladklarnda, halk tarafndan kabul edildiklerinde ve o lde ulusal kltrn bir paras haline gelebilirlerdi. Kltr bir ulusun toplumsal yaamlarnn uyumlu bir btnln, uygarlksa ayn uygarlk grubuna (medeniyet dairesine) dahil olan eitli uluslarn toplam yaamlarn temsil ediyordu. Akl ve bilim ise, birleme noktalaryd. Bunlar bireysel iradeler tarafndan, yntem yoluyla yaratlyor; kltr rnleri ise ulusal vicdann esin kaynandan doal olarak tryorlard.15 1923 tarihli, Trkln Esaslarnda yer alan Hars ve Tehzib balkl makalesinde Gkalp, kltr ve uygarlk arasndaki mesafeyi daha da ksaltmaya almaktadr. Ona gre, hars halk kltrdr, demokratiktir, gelenekler, alkanlklar, adetler szl ve yazl edebiyat, dil, mzik, din ve ahlak deerleri ile halkn estetik ve ekonomik rnlerinden oluur. Buna karlk tehzib, yksek kltre denk dmektedir. Aristokratiktir, yksek tahsil grm aydnlara zgdr. Ancak, halk kltr de yksek kltr de ayn ulusal kltrden kaynaklandklar iin, sz konusu olan farkllk niteliksel bir farkllk deildir; gelimilik derecesidir. Hal byle olunca, yksek kltre sahip olan aydnlar, kozmopolit deil, halka ait ulusal sekinler olarak kalrlar. Gkalpin dncesindeki bu deiiklik, ayn zamanda, lkenin geirdii deiimi de yanstmaktadr. Geirilen sava ve kurulan yeni devletin belli zellikleri, kurucu kadrolara ilikin duyulan gven ya da karizma, Gkalpin dncelerinde de kendisini gstermektedir. Gkalp, bu yeni durumun da aklamasn yapmaktadr. Olgun milliyetilik anlay, Ziya Gkalpin, kesinlikle ve aka dil ve kltr milliyetiliine dayanmaktadr. Dier uluslarn milliyetiliiyle bar ve karlkl sayg iinde birlikte var olmas istenmekteydi. Trk milliyetiliinin rk ve irredantist bir biimi olan siyasi Turanclk, Gkalpin bu dneminde yaynlanm makale ve denemelerinde gze arpmaz. Gkalpin milliyetilik konusundaki grlerini sistematik bir biimde toplayan eser Trkln Esaslar [1923]dr. Kitap, Trkln sistemi ve program zerinde younlamtr. Gkalpin milliyetilik konusundaki dncelerinin tarihi, onun eitli dnemlerde yazd makalelerin derlenmesiyle oluan Trklemek, slamlamak, Muasrlamaktaki yaklamlarna kadar uzanr. Konuyla dorudan ilgili makaleler, Trkln Bana Gelenler, Trk Milleti ve Turan ve Milliyet Mefkuresidir. Bu yazlar ayn zamanda, Gkalpin milliyetilie ya da millet idealine atfettii toplumsal ilevi de ortaya koymaktadr. Trkln Esaslarnda ise, sz konusu ideal ayn aklkla vurgulanm deildir, nk Gkalp, milliyetilik idealinin artk hedeflerini gerekletirmi olduunu dnmektedir. Gkalp Trklerin bir ulusal ykmllk, ulusal vicdan ve ulusal ideal duygusuna sahip olmayan, tamamyla farkl ve dank bireyler olduklarn, geri kalmlklarnn da kendini tanmamak ve milli mesuliyetini bilmemek durumundan ileri geldiini yazarken, toplumsal dayanma salayan belli bal normatif sistemlerden biri olarak milliyetiliin toplumsal ilevine iaret etmek istemiti. Gkalp iin nemli olan toplumsal dayanmadr. Milliyetilik de, bu dayanmann nemli bir gerekesidir. Bylece Gkalp iin, toplumsal dayanmay ve dolaysyla bir toplumun yaama gcn gvence altna alan normlarn ya da normatif sistemlerin bir hiyerarisi olduu grlmektedir. Milliyetilik ideali ise bu hiyerarinin en stnde yer almaktadr. Gkalpin siyasal-toplumsal kuram ampirik deil normatiftir, ama sosyolojik terimlerle ifade edilmitir.16 Gkalp iin, Trk toplumunun toplumsal dayanmas iin gerekli olan bir dier unsur da, ahlak tasavvuf biiminde dindir, yani slamdr. Milliyetilik ile birlikte

toplumdaki dayanmay salamaktadrlar. Gkalpi ilgilendiren ey, slamiyetin ilahiyat ya da siyasi kullanm deildir; toplumsal ilevi zerinde durmaktadr. Dolaysyla, bireyci olmayan bir ahlak felsefesine dayanan analitik bir dayanmac toplum modeli oluturmaya alt sentezinde, Durkheimin sosyolojisini, zellikle ahlak bilimini sisteminin temel direinden biri olarak uyarlam olmas, rastlant deildir. te tam burada, tasavvufun, akn bir tanrya eriip katlma ilkesi; Gkalpin solidarist korporatist modelindeki toplumun bireye stnl ilkesine uygun dyor, des tek salyordu. Gkalp iin Trk milliyetiliinin kltrel-normatif bir sistem oluu gibi slam dini de, ahlaki-normatif bir sistemdi; her ikisi de toplumdaki dayanmann temellerini oluturuyordu. Mardinin doru bir gzlemle belirtmi olduu gibi, Gkalpi ilgilendiren slamiyetin teolojisi deil, toplumsal ileviydi. Dolaysyla, bireyci olmayan bir ahlak felsefesine dayanan analitik bir dayanmac toplum modeli oluturmaya alt sentezinde, Durkheimin sosyolojisini, zellikle ahlak bilimini sisteminin temel direinden biri olarak uyarlam olmas rastlant deildir. te tam burada, tasavvufun, akn bir tanrya eriip katlma ilkesi; Gkalpin solidarist korporatist modelindeki toplumun bireye stnl ilkesine uygun dyor, destek salyordu. Ziya Gkalp, slam siyasal, hukuki ve teolojik ynlerinden nemsemez; toplumsal hayat ierisinde zellikle de siyaset dzeyinde belirleyici olmasn da istemez. Gkalp, siyaset alannn teokrasinin tm kalntlarndan temizlenmesi gerektiini ve yasama yetkisinin tmyle devletin elinde bulunmas gerektiini nermektedir. O daha ok, Osmanl-Trk toplumunun dayanmasn salayacak nemli bir unsur olmas ynyle slamla ilgilenir. Dinin modernletirilmesine ilikin dncelerinde de, amac, slam hukuki ve siyasal kurallarndan arndrmak ve tamamyla bir ahlak sistemi olarak i grr hale getirmekti. Nass ve rf kavramlar etrafnda gelitirdii dnceleri de bunu gsterir niteliktedir. Ayrca bu dnceleri, Durkheimin kuramna denk decek ekilde Tanr ile Toplumu zdeletirir nitelikler tamaktadr. Gkalp, nassn uygulanmasnda rfe zel bir nem verir; hatta yer yer rfn belirleyicilii daha yukardadr. Uriel Heyde gre, Gkalp, Tanr ile kul arasndaki tm ykmllklerin toplumsal vicdan tarafndan temellendirildiini dnmektedir. Byle bir yaklam ise, zaten ahlaki boyutu zerinde daha youn vurgularn yapld dinin zamanla daha da seklarize edilmesini dourur; aslnda bu yaklam da, daha nce deinildii zere, Durkheimc kuramda var olan Tanr ile Toplumun zdeliini getirmektedir. Gkalp iin, slam denince nemli olan tasavvuftur. Tasavvufi liderleri, Avrupadaki idealist felsefenin temsilcisi filozoflara benzetir. Oluturmaya alt pozitivist-idealist korporatist sisteme uygun olacak ekilde, sistemin idealist yanlarn tasavvufi ahlak anlayndan alr. Zira bu anlay, liberalizmin ykc olduu dnlen bencil bireycilik ynn trplediine inanmaktadr. Asl denedii, laik bir ahlak felsefesinin ve bilimsel bir toplum kuramnn, temelde tasavvuf felsefesi ve ahlakyla yaknln ve uzlaabilirliini gstermeye almak olmutur. Bu anlamda slamiyet, Gkalpin genel ahlak sisteminin sadece bir parasn oluturuyor, kltrel Trkln ve moral solidarizmini destekliyordu.18 Gkalp iin Bat kapitalizmi, baz ynlerini almamak kouluyla alnmas gerekli olan bir modeldir. O nedenle, Avrupann liberal siyaset ve dncelerine, liberal toplum modeline scak bakmaz; ayn oranda, toplumsal btnl paralayc bir dnce ve aklama biimi rettii iin, sosyalist ya da komnist modele de ya- kn deildir. Onun benimsedii yaklam, toplumsal dayanmay ve btnl koruyacak, ayn zamanda toplumsal gelimeyi ve kalknmay salayacak bir modeldir. Bu modeli de, Durkheimin gelitirdii korporatist solidarist yaklamda bulur. Zira; Korporatizm, zel mlkiyet ve giriimin ncelii ilkesine dayanan kapitalist retim tarznn egemen olduu bir toplumu varsayan bir dnce sistemi ve bir dizi kuruma iaret eder. Korporatizm, tanm gerei, anti-sosyalist ve antiMarksisttir. Ayn zamanda, felsefesi, siyaset ve iktisat anlay bakmndan anti-liberaldir; ancak, anti-kapitalist deildir.19 Korporatizmin iki biimi sz konusu edilebilir: Dayanmac korporatizm ve faist korporatizm. Solidarizm, siyasal ve kltrel liberalizmin baz ilkelerini belli idealler halinde iinde hala barndryor olmakla birlikte, btnsel bir ekonomik, toplumsal ve siyasal rgtlenme modeli olarak liberalizmi reddeder. Liberal paradigmann tersine, korporatist modelde toplum, bireylerin toplamndan ibaret deildir; kamu yarar da piyasa mekanizmann grnmez bir el ileyiiyle salad dzen sayesinde, bireylerin olabildiince bilgili ve bilinli bir ekilde kendi zkarlarnn peinden komalaryla gerekleemez. Bu modelde toplum, bireylerin saysal toplamndan daha byk bir btn olarak grlr; bireyler karsnda kendi gereklii vardr, ncelik ve ayrcalklara sahiptir. Bireylerin kendi karlar iin almalar, zel mlkiyet ve giriimleri, toplumsal dayanmaya hizmet ettii ve kendi bana bir stn deer olan kamu yararna zarar vermedii lde meru saylr. Solidarist korporatizmde mesleki gruplar ve bunlarn korporasyonlar, Bireyle devlet arasnda bir tampon ilevi grr. Mesleki gruplar ve korporasyonlar, aslnda bencil olan Bireylere kamu kar ruhunu aladklar gibi, sivil Toplumun moleklleri olan korporasyonlarn zerk yetki alanlarna Devletin el atmasn da engellerler. Gkalp, uygun bir toplumsal felsefeyle desteklendikleri takdirde, slamn ve milliyetiliin Bat dncesinin belli bir akmyla uzlamaz olmad grndedir. Gkalpe ve Durkheima gre, toplumsal olaylarn incelenmesinde temel zmleme birimi, en nemli toplumsal olgular olarak ele alnmas gereken kolektif temsillerdir; bunlarn da en nde geleni bir toplumun yelerince paylalan fikirleri, kltr ve deer yarglarn ieren maeri vicdandr (conscience collective). Durkheimin, btnn paralarn toplamndan daha byk olduu ve kendi gereklii bulunduu ilkesine uygun olarak ortak vicdan ya

da kamu vicdan, bireysel vicdanlardan olumakla birlikte, onlardan ibaret deildir, bamsz bir gereklie sahiptir. Okuma nerileri Dipnotlarda knyeleri verilen eserler ve her bir dnrmzn yazda bahsedilen- belli eserleri haricinde Sabahattin Beyle ilgili olarak ayn zamanda onun sadk bir takipisi olduunu da unutmadan- Nezahat Nurettin Egenin Prens Sabahattin: Hayat, Eserleri ve lmi Mdafaalar (stanbul: Gne Neriyat, 1977)ye baklabilir. Sabahattin Beyin yazd her metin, Mehmet . Alkan tarafndan Gnll Srgnden Zorunlu Srgne (Btn Eserleri) balkl eserde derlenmitir (stanbul: Yap Kredi Yay., 2007). Adem-i merkeziyetilik tartmalar ile ilgili olarak ayrca bkz. Cenk Reyhan, Osmanlda ki Tarz- dare: Merkeziyetilik Adem-i Merkeziyetilik, Ankara: mge Kitabevi Yay., 2007; Cenk Reyhan, Osmanlda Liberalizmin Kkenleri: Prens Sabahattin (1877-1948), Ankara: mge Kitabevi Yay., 2008. Ziya Gkalp hakknda ok zengin bir literatr mevcuttur. Dipnotlarda zikredilenlere ek olarak bkz. Mehmet Karaka, Trk Ulusuluunun nas, Ankara: Vadi Yay., 2000; Uriel Heyd, Trk Milliyetiliinin Kkleri, ev. Adem Yaln, stanbul: Pnar Yay., 2001; Andrew Davison, Trkiyede Seklarizm ve Modernlik, ev. Tuncay Birkan, stanbul: letiim Yay., 2002; Hilmi Ziya lken, Ziya Gkalp, stanbul: Bankas Kltr Yay., 2007; smail Cokun ve Korkut Tuna (eds.), Ziya Gkalp, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yay., 2011. 1. Friedrich LePlayin sosyolojik dnceleri, Osmanl lkesinin problemlerinin tanm ve zm iin ilk kez .............................................. tarafndan kullanlmtr. 2. ......................................... , Trkiyenin bir ynetim sorunu deil, yap sorunu ile kar karya olduunu belirtmitir. 3. Bir siyasi parti program nitelii de tayan Trkiye Nasl Kurtarlabilir? balkl eser, sosyologlarmzdan ..........................................................e aittir. 4. II. Merutiyetten sonra sosyoloji alannda ilk yaplan tercmelerden biri olan Anglo-Saksonlarn Esbab- Faikiyeti Nedir? balkl almann yazar Fransz sosyal bilimci aadakilerden hangisidir? a) Edmond Demolins b) Henri Tourville c) F. Le Play d) A. Comte 5. Toplumlar kamucu ve bireyci toplumlar olmak zere ikiye ayran sosyologumuz aadakilerden hangisidir? a) Ziya Gkalp b) Sabahattin Beyc) Ahmet uayip d) Ahmet Rza 6. Emile Durkheimin sosyolojik dncelerini Trkiye koullarna uyarlayan sosyologumuz aadakilerden hangisidir? a ) Ahmet Rza b) Sabahattin Bey c) Sait Halim Paa d) Ziya Gkalp 7. Sabahattin Bey, ttihat ve Terakki Partisinin kurucularndandr. ( ) Doru ( ) Yanl 8. Emile Durkheimin sosyolojik dncesinin nemli kavramlarndan biri olan kolektif bilinin Ziya Gkalp dncesindeki karl millet uuru olmutur. ( ) Doru ( ) Yanl Cevaplar: 1. Sabahattin Bey / Prens Sabahattin 2. Sabahattin Bey / Prens Sabahattin 3. Sabahattin Bey / Prens Sabahattin 4. (a) Edmond Demolins 5. (b) Sabahattin Bey 6. (d) Ziya Gkalp 7. Yanl 8. Doru 9. 6.Hafta e-Ders Kitap Blm 6. Ders ADA SOSYOLOJ TEORLER I ZET Sosyolojik inceleme yapan birisi, sosyolog, aratrma konularna zihinleri btnyle bo olarak yaklamazlar. Konular ne olursa olsun, incelemekte olduklar olayn belli ynleri zerine younlamakta, younlaabilmektedirler. Aratrma konularna belli kabuller ile yaklarlar, baz aratrma yntemlerine arlk verirler ve cevap aradklar belli sorular bulunmaktadr. Bunun anlam, aratrmalarnn, sosyolojik teorilerin gelitirdii ekilde olaylara bak tarzlarna dayanmaktadr. Teoriler bunlar aklayc ve sistemli olarak ortaya koyar. Sosyal teorisyenler, varsaymlarn sistematik olarak gelitirirler ve teorilerinin toplumsal hayat ne lde aklad kapsaml olarak anlatmaya alrlar. Bundan daha da nemlisi, davran ve toplumlarn ileyi biimleri ve sreleri ile ilgili yeni genel anlaylar gelitirirler. Bu blmde, zellikle II. Dnya Sava esnasnda ve sonrasnda gelitirilen ve sosyolojik aratrmalarda yay- gn bir ekilde kullanlan belli bal sosyolojik teorilerin genel bir deerlendirilmesi yaplacaktr. Toplumsal dnyada insanlar karlkl iliki halinde bulunurlar, baka bir deyile, toplumsal etkileim halindedirler. Sosyolojik teori, toplumsal dnyay aklamak iin bir model nerir. Son derece soyut bir eydir sosyolojik teori. Zira toplumsal etkileim hakknda konumak, aile ve okul gibi ilevsel olarak birbirlerinden farkl toplumsal sistemlerden bahsetmek demektir. Bunlarn ounluu da, toplumsal gereklii bir btn olarak kavrama ve aklama iddiasnda bulunan, ancak yalnzca uzmanlar tarafndan anlalabilen zel dillerdir. Sosyolojik teoriler, yalnzca gereklii resmeden birer model ya da gerekliin yeniden ina edilmesinden ibaret bir ey deildir; onlar ayn zamanda [toplumsal gereklie ait] paralarn nasl bir araya getirilebileceini anlatan birer kullanma klavuzudurlar.1 nsanlarn davranlarnn gzlemlenmesi ve bu gzlemler sonucu ortaya konan davran kurallarnn yeniden yaplandrlmas sonucu ortaya ktklar, dolaysyla da insana bir tr yaam klavuzluu teklif eden felsefe, ideolojiler ya da dinler gibi sistemlerden farkl olarak- bilimsel olduklar iddiasn tarlar. Fakat bu ayrtrmann ne lde geerli olduunun youn bir ekilde tartld hatrda tutulmaldr. Teorilerin toplumsal gereklii ve gndelik hayatn ileyiini paralara ayrarak, paralar arasndaki ilikileri soyutlayarak ele alma abas, teorilerin gereklikle ilikisinin baz zamanlar ortadan kalkmas gibi riskleri de iinde barndrr. Soyut ve uzmanlara hitap eden dili nedeniyle teori, ou insan iin skc da olabilir. Ancak gndelik sohbetlerde, gazete kelerinde ya da televizyon talk-ov programlarnda konuulan tre cinayetleri, okullardaki cinsel taciz ya da iddet, evlilik yann ykselmesi ya da boanma oranlarnn artmas, nfusun yalanmas vs. gibi pek ok konu aslnda skc bulunan bu kuramlar eliinde ya da glgesinde konuulur. phesiz sosyolojik teorilerin skclna ve soyutluuna karn, gerek hayat ok daha renkli ve canldr. Sosyolojik teorilere ihtiyacmzn olup olmad elbette

tartlabilir; ancak Bizim bu konuda ne dndmzn bir nemi yok; gndelik hayat kuram olmakszn ifade edemeyeceimiz apak ortada duruyor. Zira kuram, bahsedilen gereklik hakknda varsaymlar yrtmek ve bunlarn vuku bulmasn ummaktr.2 Gnlk rutin ilerimizden daha kapsaml ve uzun vadeli toplumsal olgulara ne olduklarna, nasl meydana geldiklerine, nasl ilediklerine, nereye varacaklarna, nasl davranmamz gerektiine, neden belli bir biimde davranmamz gerektiine vs. varncaya dek- hemen her ey hakknda bir teorimiz vardr. Her gn hayata yeniden sfrdan balamamak iin, irili ufakl pek ok saydaki bu teorilere ihtiya duyarz. Gerekte, toplumsal hayatta ileyen bu trden pek ok teorinin varln gnlk rutin ilerimizde hissetmeyiz bile. Alkanlk haline gelmitir bizim iin; o alkanlarmza gvenerek gnlk hayatmz sorunsuzca yrtrz. Bir aksama olduunda, varln fark edemediimiz yaplarn, sistemlerin ve teorilerin zerine dnmeye balarz. Comte, Marx, Durkheim, Weber, Simmel gibi klasik sosyal teorinin kurucu isimleri, iinde bulunduklar toplumlarn yaad hzl deiimin toplumsal doasn ve sonularn kavramaya ve yorumlamaya altlar. Bu aba; bir yandan yaanlan deiimin doasn anlamaya dnkt, dier yandan da sz konusu deiime yn vermeye. Bu urata her bir dnrn toplumsal hayat anlamak iin belirleyici nclleri dierlerinden farkl idi. rnein Durkheim ve Marx bireye dsal glerin gc zerine younlarken, Weber bireylerin d dnyadaki yaratc eylemde bulunabilme yeteneklerini merkeze alyordu. Marx ekonomik sorunlarn nceliine iaret ederken, Weber daha geni etkenler dizisine vurgu yapmaktayd. nsanlk tarihi boyunca yaanan deiimi bilimsel olarak aklama iddiasn tamakla birlikte, her birisinin bu tarihin temel dinamiinin ne olduuna ilikin nerisi farklyd. Bilimsellik iddias ve dnsel rakiplerinden daha bilimsel olduunun veya ilgili alanda yegane bilimsel gr olduunun kabul edilmesi, o teorinin, bugnn ve gelecein toplumuna yn verme hakkn dnemin dnyevi ve metafizik dnyaya ilikin her tr dzenlemenin yegane meru kayna olarak akln ve bilimin grlmesi nedeniyle- bilimsel olarak elde etmek asndan nemliydi, hala da yledir. Klasik sosyal teori ierisinde ne km yukardaki isimlerin dnceleri etrafnda gerekletirilen tartmalar sosyoloji tarihi boyunca karmza kar. Toplumsal hayat ve gereklii aklama aba- Rudolf Richter, Sosyolojik Paradigmalar, ev. Necmettin Doan, stanbul: Kre Yay., 2012, s. 10. Rudolf Richter, a.g.e., s. 14. lar, sonraki yllarda yukarda isimleri zikredilen dnrlerle belli etkileimleri bulunan- farkl kuramlar tarafndan srdrlmtr. Burada, sz konusu bu nisbeten daha yeni tarihli baz kuramlar ele alnacaktr: Yapsal-ilevselcilik, atma teorisi, sembolik etkileimcilik, fenomenolojik sosyoloji, postmodern sosyal teoriler, feminist teori. 1. levselcilik, Yapsal-levselcilik ve Yeni-levselcilik levselcilik; toplumu, bir istikrar ve dayanma ortaya karmak zere- farkl paralar birlikte ileyen bir sistem olarak grmektedir. Bir sistem ilevsel terimlerle kavramlatrlrken, bu sistemin ve unsurlarnn nasl altna ilikin bir dizi varsaym oluturulur. Bunlar arasnda ne kan tanesi vardr: (1) Bir sistemin eleri ilevsel olarak karlkl iliki iindedir; (2) Bir sistemin oluturucular bu sistemin sregiden ileyiine genellikle olumlu katklarda bulunurlar; (3) Pek ok sistem dier sistemler zerinde etkide bulunur. Bunlar ayn zamanda tm bir organizmann alt sistemleri olarak grlebilirler.3 Bu teoriye gre, sosyoloji, toplumun paralarnn birbirleriyle ve bir btn olarak toplumla ilikilerini incelemelidir. levselcilik; bir toplumsal pratik ya da kurumun ileyiinin aratrlmasn, o pratik ya da kurumun toplumun varlnn devamna yapt katknn zmlenmesi olarak grr. Charles Darwin, Herbert Spencer, Auguste Comte ve Emile Durkheim de dahil olmak zere ilevselciler, toplumun ileyiini canl bir organizmann ileyiiyle mukayeseli bir biimde ele alrlar. levselci yazarlarn toplumun ileyi biimini aklamakta kullandklar genel benzetme, srekli deien bir evrede varln srdrebilmek iin koullara adapte olmaya ve evrimlemeye, dengesini korumaya ve kendi bedeninin her parasnn dzgn ekilde ilerliini salamaya alan bir organizma benzetmesidir. levselciler toplumun paralarnn tpk insan bedeninin deiik organlarnda olduu gibi, toplumun btn iin yararl olacak biimde birlikte altklarn ileri srmektedirler. nsan bedeninde her bir organn nasl bir ilevi varsa, toplumda da her bir olgunun, her bir kurumun toplumun btnl ve sreklilii iin grd bir ilev vardr. Dahas, paralar/kurumlar ilevlerini yerine getirdikleri mddete vardrlar. Dolaysyla bir toplumsal bileenin ilevinin tahlil edilmesi de, onun toplumun varlnn srmesinde yklendii ilevi/grevi anlamak anlamna gelir. levselcilere gre, toplumun normal hali dzen ve denge iinde olmasdr. Bu dzen ve denge ise, toplumun yeleri arasndaki ahlak mutabakata/konsensusa baldr. Toplumsal uyuma ve dzene verdii ar nem nedeniyle ilevselcilik, ampirik deime srelerine aklk getirmede yetersiz kalan bir yaklamdr: (...) aka belirtirsek, ilevselcilik toplumsal deimeyi aklama yeteneine sahip olmayan bir toplum grdr.4 Kayna Talcott Parsons (1902-1979)n yazlar olan yapsal-ilevselciliin toplum modeli II. Dnya Savandan sonra uzun bir sre, zellikle de 1930-1970 arasnda ABD ve Avrupadaki sosyolojik dnceye egemen oldu. Kresel bir toplum kuram gelitirmek amacyla klasik sosyologlarn, zellikle de Durkheim ve Max Weberin grlerinden bolca yararlanan Parsonsn yapt ey ilevselcilie yapy getirmesi, toplumun kendi yelerinin stnde ve tesinde kendine ait bir hayata ve yapya sahip canl bir varlk olduu dncesini teorik ve bilimsel bir nerme haline getirmesidir.5 Parsons, ilevselcilerin hayatta kalmak iin srekli dengesini korumaya alan (deien dnyaya adapte olmaya alan) bir canl organizma olarak toplum benzetmelerinin yan sra, toplumu

aklamak iin sistemler yaklam kullanr. Ona gre toplumlar, birbirinden olduka farkl alt-sistemlerden oluan, hepsi birbiriyle karlkl iliki ve bamllk iinde bulunan, bamsz ve kendine-yeten sistemlerdir. rnein ekonomik sistem nitelikli ii iin eitim sistemine, okullar gelecekteki rencileri iin aileye bamldr. Bu alt-sistemlerin her biri, bir toplumun varln srdrebilmek iin yerine getirmesi zorunlu olan 4 temel ihtiyacn karlanmasn salarlar: (1) Adaptasyon (Adaptation-A); (2) Amaca ulama (Goal Attainment-G); (3) Btnleme (Integration-I); ve (4) Varln srdrme (Latency-L). Bunlar, literatrdengilizce kelimele3 Mark Abrahamson, levselcilik, ev. Nilgn elebi, Konya, 1990, s. 3-5. 4 Anthony D. Smith, Toplumsal Deime Anlay: levselci Toplumsal Deime Kuramnn Bir Eletirisi, ev. lgen Oskay, zmir: Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 1988, s. 2. 5 Martin Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, mit Tatlcan ve Glhan Demiriz (yay. haz.), Bursa: Sentez Yay., 2007, s. 375. ba harflerinin bir rin araya getirilmesi suretiyle- ksaca A.G.I.L. olarak bilinir. Durkheimden gl bir biimde etkilenen Parsons, temel deerler sistemini istikrarl ve etkili bir sosyal sistemin kalbi ve damarlarndaki kan olarak grr. Bu temel deerler sistemi, uygun ekilde kurulduunda, sadece tm farkl alt sistemlerin mkemmel ezamanlln salamakla kalmayp, bireyin entegrasyonunu temin eden deerler kodu ve normlar setinden oluur. Temel deerler sistemi sayesinde, herkes ve her ey mkemmel uyum iindedir ve sistem dzgn olarak iler. Her biri kendine has bir kiilie, tutku ve arzulara sahip olan bireyler; sosyalleme, toplumsal kontrol ve rollerin gerei gibi oynanmasyla toplumsal btnlemeye dahil edilirler. Her birey, toplumsal hayat ierisinde birbirinden farkl pek ok rol yerine getirmek zorundadrlar; her ne kadar dsal baz zorlamalar sz konusuysa da, bireyin kendisinden beklenen rolleri yerine getirmesinin kayna insanlarn sosyal sisteme olan ballklardr. Bu isel motivasyonun kayna, etkin bir sosyallemedir. Bu noktada Parsons da, Durkheim gibi, temel deer sisteminde ahlaklln nemine vurgu yapar. nsan eylemini otomatik, dsal zorlamaya dayal ya da bencil tepkiler eklinde aklayan davran yaklamlar reddeden Parsons, yine Durkheim ve Weberin grlerinden yararlanarak, sistematik toplumsal sistem analizini bir toplumsal eylem teorisiyle birletiren tutarl ve iradeci bir toplumsal sistemler teorisi gelitirmek amacndadr. Bylece btn bir bireysel ve grupsal etkinlikler kaosundan bir toplumsal dzenin nasl ortaya ktn, varln nasl srdrdn ve bireyi toplumla nasl btnletirdiini aklamaya alr. Btn bu abasna ramen, Parsonsn insan doas anlay, ar determinist olduu, insanlar kiilik ve zgr iradeden yoksun kuklalar gibi grd gerekesiyle eletiriye uramtr. Onun teorisi, toplumsal konsensse ve dzene ar vurguda bulunan, iktidarn etkisini gz ard eden, hzl, zellikle de devrimci deimeleri aklama yeteneinden yoksun, muhafazakar bir yaklam olarak deerlendirilmitir. Ayrca fazlasyla ABDye zg bir yaklam olarak grlm, soyut ve etrefil dili nedeniyle de eletirilmitir. Parsonsn ak ilevler ve rtk ilevler ayrmyla mehur Robert K. Merton ve btnletirici bir g olarak atma fikrinin sahibi Lewis Coser gibi iki rencisinin youn uralar, yapsalc-ilevselci teorinin zayflamasn yalnzca geici olarak durdurmutur. 1970lerden itibaren Karl Marx ve Max Weberin daha radikal ve atmay merkeze alan yaklamlar Avrupada ve ABDde daha etkin bir konuma geldiler. levselcilik youn akademik eletiriler alsa da, onun miras olduka nemlidir. (...) Parsonsn fikirlerinin ou 1980lerde yeni-ilevselcilik tarafndan, zellikle Jeffrey Alexander4n almasyla ve hatta bu yaklam ve kavramlardan yararlanan [Jrgen] Habermas ve [Niklas] Luhman gibi yazarlarn sistem yaklamlaryla yeniden canlandrlm ve yenilenmitir. Gnmzn atmalarla dolu ve blnm dnyasnda, yapsal-ilevselcilik, olduka muhafazakar, hatta arkaik ve sosyolojik aklamayla daha az ilintili olarak grnse bile, sosyolojinin bamsz bilimsel bir disiplin olarak kurulmasnda temel bir adm oluturmutur. O sava-sonras Bat dnyasn hakimiyeti altna ald ve halen toplumsal dzen ve btnlemenin aklanmasnda byk bir deere sahiptir.6 Jeffrey Alexander; ilevselciliin genel bir okul olarak anlalabilecei, zira Parsonsn almalarnda sistemli bir kuramdan ziyade ayn yaklamn birok farkl biimine rastland grndedir. Alexander, ilevselcilii bir kuram olarak grmez. Ona gre ilevselcilik, toplumsal kurumlar ile onlarn ortamlar arasndaki sembiyotik ilikilere odaklanm bir betimlemedir ve bu haliyle, istikrar (dengeyi) analiz yapmann referans noktalarndan birisi saymakta, yapsal farkllamay ise toplumsal deiimin nemli bir biimidir. Eylem ve sistem, Parsonsta olduu gibi, Jeffrey Alexanderda da merkez kavramlardr. Bu kavramlar makro-mikro kartlklar temelinde deerlendirmektedir. Alexander, bir talihsizlik olarak grd bu iki alan birbirine kart olarak ele almak istemez; en azndan aralarnda keskin bir izgi ekmek istemez. Bu durum, olsa olsa, bulgusal anlamda bir fayda salar ve kurumsal anlamda da olgular tasnif etmede i grrd. Makro-mikro, yap-eylem, yap-zne, toplum-birey gibi klasik sosyal teoride kartlklar olan ele alnan dzeyler, gerekte, srekli olarak birbirleriyle etkileim halindedirler. Makro mikroyu etkiler, bunun Martin Slattery, a.g.e., s. 381. de geerlidir. nsan etkileim, eylemleri etkileyen yaplar retir. tersi Alexander sistemi makro analiz dzeyinde, toplumsal eylemi de mikro dzeyde deerlendirir. Her ikisinin ilikisinden sistemi reten toplumsal eylem ve toplumsal eylemle sonulanan sistem ortaya kar. Toplumsal eylem, eylemin oluumunda ayn anda etkili olan yorum ve strateji belirleme eklinde iki dzeyden oluur. Bu toplumsal eylem sistemi retir. Sistem, Parsonsta olduu gibi, bir eylem sistemidir; fakat Alexander sistemi kltr, toplum ve kiilik olmak

zere alt sisteme ayrr. Bu sistemin her birisi ayn anda vardrlar ve birbirlerini bir dizi biiminde tetiklemezler Yapsal-ilevselcilie dayanan fakat ayn zamanda, fenomenolojik sosyoloji gibi, zneye ve eyleme younlaan mikro kuramlar yeniden ina eden karmak bir toplum modeli gelitirmeye alan Jeffrey Alexander, dnceleriyle, sistem kuramnn o determinist yaklamndan ciddi lde uzaklar. 2. atma Teorisi atma teorisyenleri, toplumlar ve toplumsal kurumlar bir arada ileyerek denge yaratan, birbirlerine dayanan ksmladan oluan sistemler olarak gren ilevselciliin aksine, toplumu bireylerin, gruplarn g elde etmek iin birbirleriyle mcadele ettikleri ve atmann denetim altna alnmasn bir grubun geici bir sre iin rakiplerini bastrd bir arena olarak deerlendirirler. atma teorisi, temel olarak iki farkl gelenekten beslenir. Bunun da tesinde, atma teorisi ierisinde deerlendirilen sosyologlar arasnda farkllklar bulunmaktadr. Fakat yine de, bu homojenlii gevek olan bu teori kapsamnda deerlendirilen isimlerin ortaklatklar temel nokta mevcuttur: (1) nsanlarn hepsi baz temel karlara sahiptir. (2) Tm atma yaklamnn merkezinde, toplumsal ilikilerin ekirdei olarak g (power) bulunur. (3) Deerler ve dnceler, btn toplumun kimliini ve hedeflerini belirleyen aralar olmaktan ziyade, farkl gruplarn kendi amalarn gerekletirmek zere kullandklar silahlardr. atma teorisi, temel olarak, birbirinden farkl iki gelenekten beslenir: (1) Karl Marx (C. Wright Mills, Frankfurt Okulu [Eletirel Teori], Pierre Bourdieu); (2) Max Weber (Ralf Dahrendorf, Lewis Coser, Randall Collins). Bu iki temel gelenein yan sra, bir de farkl bir yaklam sergileyen Georg Simmel ve Chicago Okulundan da etkilenen atma teorisini kullanan sosyologlar bulunmaktadr. Eletirel Teorinin kkeni, Frankfurt niversitesinde 1923te kurulan Frankfurt Sosyal Teori Okulunda birlikte alan bir grup Marxist ve Yahudi akademisyenin almalardr. Merkezin ilk mdr Theo Grnbergdi, fakat okulun motor gcn Theodor Adorno ve Max Horkheimerin almalar oluturuyordu. Walter Benjamin, Erich Fromm, Herbert Marcuse ve daha pek ok dnr merkezle ilikili olmulard. II. Dnya Sava koullarnda almalarnn bir blmn ABDde gerekletirmek zorunda kalan Frankfurt Okulunun yaayan son yesi Jrgen Habermastr. Eletirel Teori, asla tek bir dnce olmamasna ve ye yaps srekli deikenlik gsteren bir okul olsa da, bu isim altnda deerlendirilen isimleri birletiren noktalar; ortodoks Marxist dncenin ada olaylar nda yeniden deerlendirilmesi ve zelde totalitarizmden nefret, Nazi Almanyas ve Sovyet komnizminin otoriter rejimlerinin bireysel zgrlklere ve insanla kar yarattklar tehditler ve kapitalizmin baskc ideolojisidir. Eletirel Teoriyi tek ve birleik bir sosyolojik dnceler topluluu olarak tasnif etmek zordur. Okul; Marxizmi Freudcu kavramlarla, felsefeyi psikanalizle, ekonomik aratrmay aileden kitle iletiim aralarna, ekonomi ve devlete kadar birok sosyolojik alanla ilikili- tarihsel ve kltrel analizlerle birletirmeye alan disiplinlereras bir yaklam temsil etmektedir. Okulun almalarn younlatrdklar alanlar olarak karmza u drt temel konu kyor: (1) Modern bilimsel analizin temeli olarak, bir bilgi teorisi olarak ve modern sosyolojinin temeli olarak ciddi bir pozitivizm ve amprisizm eletirisi. (2) Gelimi toplumlardaki yeni egemenlik biimlerinin analizi. (3) Kltr endstrisi analizi. (4) Modern toplumda bireyin greli zerkliinin bile neredeyse ortadan kalkma eilimi sergiledii, rasyonallemi, otomatlam, tamamen idare edilen bir dnya haline gelme eilimindeki bir ada, bireyselliin varln srdrebilecei konusundaki karamsarlk. Wright Mills (1916-1962), ABDdeki sosyal bilimler kurumuna kar gelen C. bir asi olarak deerlendirilmektedir. Akademisyenliinin yan sra aktivist yanyla da tannan Mills, pek ok sosyoloun dnemin temel problemleriyle yzlemekten kandn, oysa sosyolojinin grevinin bu problemlerle yzlemek ve onlar eletirel bir perspektiften analiz etmek olduuna inanr. Amac toplumu aklamak kadar sosyal reformlar da yapmak, Amerikan toplumuna sosyolojiyi tantmak ve sosyolojik tahayyl gelitirilebilmekti. Amerikan liberalizminin kritik eii atna ve bu yzden bir rehavet dnemine girdiine inanan Mills, Weberin ve giderek Marxn atma teorisine ynelir. Souk Savan iki tarafnda da yaanan amzn ahlaki rahatszlndan, kitlelerin siyasal ve toplumsal sekinlerin kontrol altna girmeye balad bir dnemde ada aydnlarn manevi liderliklerini srdremediklerinden ve modern sosyal bilimlerin teorik ve yntemsel yetersizliklerinden ikayet eder. Trkeye de evrilen Toplumbilimsel Dn, ktidar Sekinleri, Dinle Yankee! gibi eserlerinde de bu dnceleri dorultusunda toplumsal hayatta olan biteni en ak bir dille analiz etmeye gayret gstermitir. Pierre Bourdieu (1930-2002), toplumun, snflar ve snfa dayal karlar ve ideolojiler balamnda zmlenebileceine ilikin Marxist gre kar kar. almalarnn byk bir ksm, eitimin ve kltrel faktrlerin bamsz rol ile ilgilidir ve modern toplumlarda okul ii eitim kurumlarnn nemini vurgular. Toplumlar snflar esasna zmleme yerine, bir alan kavram kullanr; yani, tpk bir oyunda olduu gibi, insanlarn manevra yaptklar, stratejiler gelitirdikleri ve arzu edilen kaynaklar iin mcadele ettikleri toplumsal bir alan: Bourdieu akademik alan, dinsel alan, ekonomik alan ve g alanndan sz eder. Ona gre bir alan, onun iinden g ilikileriyle yaplandrlm bir toplumsal statler sistemidir. Farkl alanlarn olduka zerk olabileceini ve daha karmak toplumlarda birbirinden olduka farkl pek ok alann olabileceini vurgular. rnein modern toplumlarda politika profesyonelletirilmi ve zerklik kazandrlmtr, kendine zg kurallar vardr ve politikann ileyi tarz ve salad g, ekonomik srelerin bir ilevi olarak grlemez. Nihai noktada, farkl alanlardaki g ok hayat olan farkl sermaye ekillerine baldr. Bourdieu,

temel sermaye tipi olduunu iddia eder: (1) Ekonomik sermaye, (2) Toplumsal sermaye; ve (3) Kltrel sermaye. Bunlardan birincisi, ekonomik kaynaklara egemendir; ikincisi ise ilikilere. zerinde en fazla durduu sermaye tipi ise, ebeveynlerin ocuklarna verdii kltrel sermayedir. Farkl snflar arasndaki zevklerin nasl farkllat zerinde durmutur, fakat en byk ilgisi kltrel sermayenin bireylerin eitim srelerini, baarl ya da baarsz olma durumlarn vs. nasl etkilediine ynelikti. . Bourdieunun teorisi; bir ekonomik snfn kendi kendisini yeniden nasl rettii ve ayrcalklarn bir son- raki kuaa nasl aktard ile ilgilidir. Bu noktada kltrel sermaye olduka aklaycdr. Kltrel sermaye ile tahlillerini gelitirirken Bourdieu, kilit nemdeki habitus kavramn gelitirmitir. Habitus, nesnel artlar altnda oluturulan ancak bu artlarn deimesinden sonra bile devam etme eiliminde olan, kazanlm ve sreklilii olan bir alglama, dnce ve eylem emalar sistemidir. Bu allmlk, Bourdieuya gre, snfsal yeniden retimin anahtardr. (Oscar Lewisin gelitirdii mehur Yoksulluk Kltr kavram burada hatrlanmaldr.) Modern atma teorisinin Weberin etkisinde gelien ikinci yaklamnn- nde gelen isimlerinden biri Ralf Dahrendorf (1929-2009)tur. Dahrendorf, Marx gibi, sanayi toplumlarnda toplumsal deimenin temel dinamii olarak tanmlar. Ancak Marxtan farkl olarak analizini, retim aralarnn mlkiyetine sahip olmak veya olmamak zerinden deil, iktidar (g) ve zelde otorite konumlarna katlma ve dlanma zerinden yapar. Yaklamlar, Talcott Parsonsn ve dahil olduu yapsal-ilevselci akmn yaklamlarna alternatif olarak gsterilen Dahrendorfa gre, sosyolojik analiz toplumsal dayanma ve deerler uzlasna deil, deime ve atmaya younlamaldr. Dahrendorfa gre otorite bireylerde deil meru g konumlarnda bulunur; otorite konumlar bu konumlarn sahiplerine g salar ve tabi olanlardan onlara itaat etmeleri beklenir. Otorite, tabi konumdakileri zorlayacak ve onlar kontrol edecek bir yaptrm gcne ihtiya duyar. Fakat otorite konumlar sabit deildir ve kii belirli bir konumda egemen iken, baka bir konum veya ilikide tabi konumda olabilir. Gecekondu blgelerinde yaayanlar arasndaki hemerilik ya da himaye sistemindeki ilikiler buna rnek verilebilir. Blgenin nde gelen kiisi, kendilerine toprak, gecekondu veya i temin ettii hemerileri karsnda egemen konumda olabilir; ancak mahalli ya da merkezi idareler ve siyaset karsnda tabi konumda bulunabilir. Otorite dalmnn yaratt egemen ve tabi konumlar dncesi Dahrendorfu kar gruplar ve kar ilikileri kavramlarn gelitirmeye yneltir. Her iliki ve organizasyonda otorite konumundakiler statkolarn srdrmeye, tabii konumdakiler de deitirmeye alrlar. Dolaysyla bu iki kesimin ilikisini srekli olarak bir kar atmas oluturur. Bu kar atmas, baz durumlarda ilikileri zayflatr; baz durumlarda gizli olabilir, bazen ak savaa dnebilir. Dahrendorf toplumda grup ayrr: (1) Yar gruplar; (2) kar gruplar; ve (3) atma gruplar. Bu tipleri ayrca (1) gevek ilikiler, (2) kar gruplar, ve (3) toplumsal dzene fiilen meydan okuyan gruplar eklinde yeniden snflandrr. Marxn aksine, lmpen proleteryann nihayetinde ve kanlmaz olarak bir atma grubuna veya devrimci bir snfa dneceine inanmaz. Bunun iin koullarn uygun olmas gereklidir. Snf dayanmas da, snf atmas da farkl durumlarda farkl ekillerde yaanabilir. Bir dnem snf ii dayanmann artmas gzlenebilirken refahn artt dnemlerde snf iin geveme sz konusu olabilir. Marx, sanayilemenin artmasyla birlikte kapitalist toplumlarda snf dayanmasnn ve dolaysyla snf atmasnn da artacana iddia ediyordu. Ancak Dahrendorfa gre, teknolojinin artmasyla birlikte bunun tersi bir durum sz konusu olacaktr; zira bu srete ii snf farkllaacak ve kendi iinde blnecektir. Artan uzmanlamayla birlikte, ii snf cret, stat ve becerilerdeki farkllamalar yznden birlemekten ok byk bir farkllama ve blnmeye urayacaktr. Dahrendorfa gre, srekli atma sadece normal ve kanlmaz olmakla, sadece kademeli olarak ve ara sra gerekleen radikal toplumsal deiimlerin kayna olmakla kalmayp, toplumsal dzen ve btnlemenin de temelidir, kaos ve dzen arasnda sonsuz bir gerilim mevcuttur. Bu anlamyla Dahrendorf, atma ve uzla/ denge teorileri arasnda bir kpr kurmaya uraan bir dnrdr. 7 Lewis Coser (1913-2003), genlik yllarnda Marxist hareket iinde bulunmutu; ABDdeki yllarnda ise Marxist olmamakla birlikte sosyalist dncelere sahip olmay srdrmtr. Yukarda da belirtildii zere, Parsonsn rencisi de olmutur. Yazlar her zaman iin siyaset ve toplumun yaps arasndaki iliki zerine olan ilgisini yanstmaktadr. Coser, atma teorisi ierisinde deerlendirilen dnrler arasnda Marx ve Weberin yan sraGeorge Simmelin zmlemelerinden en fazla beslenen isim olarak gzkyor. En ok da, atma a ya da toplumu hem bir arada tutan, hem de mcadele reten kesien sadakatler ile ilgilenmitir. Bu erevede onun en nemli almas olan The Functions of Social Conflict [Toplumsal atmann levleri] (New York: The Free Press, 1956), Simmelin dank ve blk prk grlerinin aklanmas ve gelitirilmesi olarak deerlendirilmektedir. Coserin atma teorisine olan katklar iki noktada ne kmaktadr: (1) Toplumsal atmay grup karlarna kar olan faktrlerden daha baka faktrlerin sonucu olarak ele almas; (2) atmann toplumsal kkleri ile ilgili olarak fazla bir ey sylemez, ancak daha byk bir toplumsal dengelilik ve deiim dahil- atmann farkl muhtemel sonular arasnda ayrm yapmas. Coser, atmann kkenlerini tartrken, insan psikolojisi ve duygularnn oynad roller zerinde oka durmutur. nsanlarda saldrgan veya dmanca gdler bulunduu hususunda Simmel ile ayn fikirdedir ve yakn ve sk ilikilerde hem sevgi hem de nefretin bir arada bulunduunu vurgular. Ona gre, yakn olmak, gcenme duygularnn gelimesine bol frsat

salayacak demektir ve bylece atma ve anlamazlk, mutlaka dengesizlik durumu veya bozuma iaretleri olmayp, insan ilikilerinin bir parasdr. Dmanlk ve atmann alaca ekiller, ilgili toplumsal yaplarn farkllklarna gre deikenlik gsterir. rnein, ocuklarn ebeveynleri ile yaadklar atma; iddet bakmndan devletler arasnda yaanan atmalardan farkldr, ancak ayn zamanda ocuklarn ekonomik bamszlklarn elde etmi olup olmadklarna, ocuklarn yetikin rollerine ulama yollarnn ak olarak belirlenmi olup olmadna, ekirdek aile dndaki Dahrendorf un grleri iin bkz. Martin Slattery, a.g.e., s. 181-187; Alev Erkilet, Toplumsal Yap ve Deime Kuramlar, Ankara: Hece Yay., 2007; Ruth A. Wallace ve Alison Wlof, ada Sosyoloji Kuramlar: Klasik Gelenein Gelitirilmesi, ev. Leyla Elburuz ve M. Rami Ayas, zmir: Punto Yay., 2004, s. 139-149; Margaret M. Poloma, ada Sosyoloji Kuramlar, ev. Hayriye Erba, Ankara: Gndoan Yay., 1993, s. 115-127. aile fertlerinin pratik ve duygusal dier destek salayp salamadklarna vs. bal olarak farkl yaplarda ve farkl durumlarda farkl sonular douracaktr. Coser, bu noktada, bylesi yapsal faktrlerin insanlarn duygular ile olan etkileimleri zerine younlar. Cosere gre toplumsal atma toplumsal deiime yol aar. Fakat daha fazla ilgilendii husus, atmann toplumsal ya da grupsal i btnl, i dayanmay ve kimlii koruyup gelitirmedeki roldr. Bu ynyle, yani grup birliinin salanmas ve korunmas hususu daha ziyade ilevselcilikle ilikili bir konu olarak karmza kar. Coser de, ilgi dzeyinde ilevselcilere yaklar. Bir grubun/cemaatin devam etmesi ve birlik halinde kalmasnn mutlaka istenen bir ey olduu ya da atmann grup/cemaat iin bir ileve hizmet etmek amac ile ortaya kt eklindeki ilevselci yaklamlar benimsemez. Birlik, Cosere gre, atmann mmkn sonularndan sadece bir tanesidir. Coser, grup/cemaat ii atmalar ile grubun/cemaatin dnda olan atmalar arasnda ayrm yapar. D atmann, grubun kimliinin tespit edilmesi asndan gerekli olduunu dnr. Baka bir deyile, d atmann grup bilincini ve bir toplumsal sistem iindeki dier gruplar ile kendisi arasndaki farkllklar ayrtrarak ve kuvvetlendirerek, grup kimliini yerletirdii grndedir. atma konusunda Durkheim, George H. Mead ve Marx takip eden Coser, sapkn olarak nitelenenlere kar mcadele etme rneinde olduu gibi, i atmann doru davran belirleyen normlar iermesi nedeniyle, bir grubun/cemaatin kimliini tanmlamakta nemli olduunun altn izer. Coser, bir grubu/cemaati tanmlama veya btnln koruma konusunda i atmann roln tartrken, bu roln, i atmann grubun temel deer ve ilkeleri hakknda olmamas artyla geerli olduunu da ayrca belirtir. Bu erevede, dmanca iddialarn ifadesine izin vermeyen kat bir toplumda i atmann, temel prensiplere doru yneleceini ve dolaysyla da toplumsal adan blc, datc bir hal alacan vurgular. Randall Collins (d. 1941) Weberin dncelerini ve ynteminin youn etkisindedir, fakat belli noktalarda zerinde Durkheimin etkisi de gzlenmektedir. Dier atma teorisyenlerinden farkl olarak, genellikle sembolik etkileim ve fenomenoloji gibi mikrososyolojik yaklamlarla ilgili bilinen Mead, Alfred Schutz ve Erving Goffman gibi dnrlerin almalarndan da yararlanmtr. Bu zengin yararlanma kaynaklar onun, toplumsal btnleme ile toplumsal atmay zgn bir biimde birletirme abasnn bir sonucu olsa gerektir. Collins; insanlarn btn toplumlarda peinden koacaklar servet, g ve saygnlk gibi baz metalar olduu ve hi kimsenin emir almay sevmedii ve bundan kanmak iin elinden gelen her eyi yapaca gibi belli temel kabullerden hareket eder. Collinse gre g ve saygnlk az bulunan metalar olduundan ve zenginlik de genellikle bunlarla bir arada bulunduundan, insanlarn kk bir ksmnn bu metalardan eit payn daha fazlasna sahip olma hrs, dier insanlarn tabi olmak ve itibarszlktan kanmak iin kar bir mcadeleye girimelerini gerekli klyor. Birok farkl ekil alabilecek bu toplumsal atmann merkezinde bask vardr, Collinse gre. Weberi izleyen Collins; hayatta insanlarn daha az ya da daha ok kaynak elde ettikleri, az ok egemen olduklar ya da egemenlik altna girdikleri balca alan vardr. Bunlar hep birlikte toplumsal tabakalama rneklerini oluturur: (1) nsanlarn farkl snflar halinde tasnif edilebilmelerini salayan uralar; (2) ya, cinsiyet, etnik ve eitim gruplarn ieren farkl stat gruplar halinde yaadklar cemaatler/topluluklar; ve (3) farkl partilerin politik g peinde kotuklar siyasal arena. Collins, srekli olarak nihayetinde bireysel insanlar zerine altn hatrlatr. Bu erevede, Mead ve Goffman gibi fenomenolojik sosyoloji geleneinden gelen dnrlerin, bireysel deneyimler zerine odaklandklar ve bunlar sabit ve deimez eyler olarak grmedikleri iin, toplumsal etkileim konularnda yararlanabilecek pek ok ey rettiklerini dnr. Gerek Collins ve gerekse dier atma teorisyenlerinin, belki de en fazla eletiri alan zellikleri toplumsal etkileime ve btn bir toplumsal hayata sfr sonulu bir alan olarak bakmalardr. Baka bir deyile, onlar, bir insann kazancnn bir bakasnn buna eit kaybndan olutuunu dnmektedirler. Bu durumun, her zaman byle olmas gerekmediine ilikin pek ok rnek bulunabilir. kinci bir eletiri konusu, atma teorisyenlerinin dnceleri yalnzca glnn karlarnn bir yansmas olarak ele almalaryla ilgilidir. Pek durumda, bu anlamdaki dar karcln olaylarn ok anlalmas ve aklanmasnda yetersiz kald aikardr. nc bir eletiri de; atma teorisinin bir deiim mekanizmas sunmasna karn btnyle tatmin edici olmaktan uzak oluuyla ilgilidir. Zira atma teorisi, bir grubun gc daha nce nasl elde etmi olduundan ziyade, nasl muhafaza ettiini daha baarl bir ekilde aklayabilmektedir. 3. Sembolik Etkileimcilik (Simgesel Etkileimcilik) Sembolik etkileimcilik, ilevselcilik ve atma teorilerinin aksine, toplumun mikro

boyutlarna, gndelik yaantlarmza, iinde yaadmz gndelik dnyaya ve insanlarn sembolik iletiim araclyla gndelik yaantlarnda nasl etkiletiklerine, dzen ve anlam nasl yarattklarna odaklanr. Toplumu ieriden analiz eder ve belirli bir durum veya yaam biimiyle ilgili, insanlar gdleyen temel faktrleri grmeye alr. Sembolik etkileimciliin ortaya kt Amerikan sosyolojisi, toplumsal yap ve toplumsal snflara odaklanan Avrupa sosyolojisinin aksine, daha ziyade bireyle ve onun kendi zgrln ifade etme yetenei ve yeni snrlar, yeni mcadeleler yaratma ve kontrol kapasitesiyle ilgilenir. Avrupa, ynetici snflar tarafndan ynetilen bir toplum olarak deerlendirilir; ABD ise her zaman bireysel hareketlerin serbest olduu snfsz bir toplum olarak grlr. Sembolik etkileimcilikin nclleri, byk lde, Georg Simmel, Robert Park, William Isaac Thomas, Charles Horton Cooley, John Deweyin dncelerinde bulunur. Ancak bu yaklamn temellerini insan zihninin ileyii hakkndaki yorumlaryla atan George Herbert Mead (1863-1931); (i) davranlarn mevcut duruma veya oluturduu hedeflere gre bilinli bir ekilde planlamak ve uygulamak, (ii) en nemlisi dil olan olduka farkl semboller araclyla bakalaryla iletiim kurmak ve bu sembollerde ifade edilen eylerin ardndaki anlam yorumlamak veya gerekli tepkileri gstermek; ve (iii) kendinin bilincinde olmak, bir benlie ve benlik imgesine sahip olmak gibi zelliklere sahip olmasnn insan hayvandan farkl kldn ifade eder. Bu zellikler, insanlarn evreleri ve davranlar zerinde kontrol kurmalarn salar. Meada gre, insanlar bir tr toplumsal dzen yaratacak biimde dnen, bilinli, birok farkl amacn peinden koabilen ve birbirimizle iletiim kurabilme yeteneine sahip varlklar olarak, yalnzca anlam aktarma yeteneine sahip olmakla snrl deiliz ayn zamanda bakalarnn szlerini ve eylemlerini yorumlama yeteneine de sahibiz. Bu anlamlar, deimez ya da mutlak deildirler. Anlamlar duruma, balamna gre deiir. Ayn szck, farkl balamlarda farkl anlamlar kazanabilir. Hatta farkl vurgularda sylendiinde farkl anlamlar kazanabilir. Meade gre, toplumsal dzen sadece dorudan etkileimle, birbirleriyle konumakta olan insanlar araclyla deil, ayn zamanda ortak beklentilerin olumasyla da ortaya kar. Nasl davranmamz gerektiini sosyalleerek ve rol oyunuyla reniriz. Bu rollerin hi biri, Meadin analizinde, hi bir zaman sabit deildir. Onlar, bireylerin kendi imgeleri, gdleri ve yeteneklerine gre o anda gelitirdikleri genel taslaklar olarak grr. Mead, ferdi ben ve sosyal ben (I ve me) ayrm yapar, yani kiinin gerek i benliini kamu nndeki benlikten, insanlarn dierlerinin yanndayken sergiledikleri toplumsal imajdan ayrtrr. Her bireyin kendisi iin zel arzular ve ihtiyalar vardr, ancak bakalarnn bizim hakkmzda neler dndn tasavvur edebildiimiz iin btnyle bencilce de davranmayz. Bu yzden i ben ile d ben arasnda srekli bir mcadele vardr. Bu mcadele, Meade gre, zdenetim olarak adlandrdmz eyin, yani kendini snrlama gereklilii ortadan kalkt durumlarda bile, zihnimizdeki, bedenimizi ynlendirme ve duygularmz kontrol altnda tutma aracnn temelini oluturur. Srekli karlatmz, fakat zellikle de tanmadmz kiilerin btn beklentilerini bilemeyeceimiz iin, belli genellemeler yaparz. Genelletirilmi tekinin, rnein bir cenaze merasiminde glmeye kalktmz bir durumda, hakkmzda neler dnebileceklerine ilikin bir imge gelitiririz. Genelletirilmi tekinin beklentilerine her zaman ve mutlaka uyduumuz gibi bir durum da yoktur aslnda. Ancak, genelletirilmi dieri arasndan, zellikle bizim iin nemli olan kiilerin, yani nemli dierlerinin basksna boyun eeriz. Mead, insan sosyal bir varlk olarak grr. Toplum da, ona gre, insann kendi etrafnda yaratt srekli bir ak, srekli bir yaratma ve yeniden-yaratma, yorumlama, mzakere ve tanmlama sreci ieren bir dnyadr. Bizler hem bireyler, hem de sosyal varlklarz. Hem toplumu biimlendirmekte, hem de onun tarafndan biimlendirilmekteyiz. Hepimiz birok farkl minyatr dnya iinde evden ie, okuldan kafe vb. elence mekanlarna vs. geerek- yaarz. Gn ierisinde pek ok farkl statlerden geer, pek ok farkl rol oynarz. Ancak bu minyatr dnyalar, ayn zamanda, paylalan ortak ve genel bir kltrn parasdrlar. Bu dnyalarn her biri temel bir yapya sahiptir, ancak belli durumlarda onlar da deiirler. Meadin analizinde snf mcadelesi veya iblm deil, birey ve onun zihni, iletiim kurma ve yorumlama yetenei yer alr. Sembolik etkileimcilik gerek bir toplum tasavvurundan byk lde yoksundur; aksine, daha ok bir grup etkileimi ve psikolojisine, genel toplumsal eilimlerden ziyade insan toplumsal davrann i dinamikleriyle ilgili bir yoruma sahiptir. Meade gre, insan dncesi, deneyimleri ve eylemleri znde toplumsaldr, yani dier insanlar gerekli klar ve her toplumsal etkileimin temeli, anlamlarn semboller zellikle de dil- araclyla paylalmas anlamnda sembolik etkileimdir. Hibir nesne rnein sandalye, ev, sevgili veya tutku- iletiim iindeki insanlarn ona ykledii anlam dnda hibir anlama sahip deildir. Paylalan anlamlar, semboller olmadan ne bir insan etkileimi, ne de bir insan toplumu var olabilir. Toplumsal hayat ve iletiim, Meade gre, ancak sembollerin anlamlar toplumun yeleri tarafndan Meadin rol alma adn verdii ey ve zel bir semboln yorumu sayesinde byk lde paylaldnda mmkn olabilir. Bireyler ancak bu rol alma sreci araclyla hem ferdi ben hem de sosyal ben olma yetenei, bilinli olma ve bir benlik algsna sahip olma yetenei gelitirebilirler. Bireyin iinde yer ald toplum veya grup, kendi yelerinin davranlar zerinde bir kontrol kurarken, bireyler de dierlerinin beklentilerini anlamaya ve yorumlamaya alrlar. Aslnda kltr, roller ve toplumsal kontroln varlna ramen, Meade gre, insanlar kontrol altndaki robotlar deildirler ve nasl davranacaklar konusunda seimler yaparlar. Meadin talebeleri, rnein Herbert Blumer, onun bu

analizlerini daha da genilettiler ve gelitirdiler. Onun ilgisi, insanlarn niin belirli biimlerde davrandklarn anlamakt. Bunun iin, yzeysel laboratuvar deneylerine veya basitletirici neden-sonu analizlerine bavurarak, toplumun dardan deil, daha ziyade ieriden, katlmcnn bak asndan, doal durumlar iinde aratrlmas gerektiini savundular ve bu ynde bir metodoloji gelitirmeye giritiler. Mead, hastal nedeniyle ayrld Chicago niversitesindeki hocalnn son dnemlerinde, kendi dncelerine ilikin yorumlarna byk gven duyduu bir kii olarak Herbert Blumer (1900-1987)i iaret etmi ve hatta leri Toplumsal Psikoloji adl dersini onun srdrmesini istemiti. Blumer, Mead geleneini Chicago niversitesinde yirmibe yl srdrm ve emekliliine kadar ders verdii Berkeleydeki California niversitesinde bir yirmibe yl daha srdrmt. Blumerin sembolik etkileimcilie balca katklar; yo- rum zerindeki almalar, sembolik etkileimin temel nermesi olan yap, sre ve metodoloji konularnda olmutur. Blumerin yorum ile ilgili tartmas, Meadin Watsoncu davranlk ya da herhangi bir mekanik uyar-yant yaklamna ilikin grlerinin daha geniletilmi eklidir. Mead gibi Blumer de, -mantksal olarak, sembolik etkileimin eyay aktrn/znenin asndan anlamaya verdii nemin bir sonucu olarak deerlendirilebilecek olan- insan etkileimin bilimsel aklamalarnda, gzlemlenebilir davran ile znel deneyim ya da gizli davrann da dikkate alnmas gerektiini savunur. Blumer iin yap, bir deli gmleidir. Mead gibi o da, insanlar her zaman etkin, her zaman abalayan ve uyum salayabilen varlklar olarak kabul eder ve Meadin totplum ile ilgili anlay ile, toplumu bir yap olarak kabul eden yaygn sosyolojik gr arasnda bir fark olduunun altn izer. Fakat Meadin, toplumda yapnn varln reddetmediini de vurgular. Toplumsal roller, statler, mertebeler, brokratik rgtler, kurumlar aras ilikiler, farkl ayrmsal otorite ilikileri gibi toplumsal yaplar kabul etmekle birlikte, insan davrann yalnzca bunlarn belirlemediini ifade eder. Blumerin sembolik etkileimcilie yapt balca katklardan bir tanesi, bu yaklamn metodolojisini gelitirmi olmasdr. Metodolojik sorularla ilgili tartmalar; saha almalar, etnografya ve niteliksel sosyo lojinin kullanm ve yaygnlamas gibi etkilerde bulunmutur. Bu erevede toplumsal dnyay dorudan incelemek ve daha yakndan tanmak iin kefetmek ve yakndan incelemek adn verdii iki sorgulama yntemi nerir. Sembolik etkileimcilik ierisinde deerlendirilen bir dier sosyolog, almalaryla Peter Blau gibi bir rasyonel seim teorisyenini, Randall Collins gibi atma teorisyenini ve etnometodologlara ilham vermi, etkilemi bir kii olan Erving Goffman (1922-1982)dr. Goffman da, Blumer gibi, Meadden etkilenmitir. Bu etki, onun Gndelik Yaamda Benliin Sunumlar ([The Presentation of Self in Everyday Life, 1959], ev. zde Duygu Grkan, stanbul: Metis Yay., 2009) isimli ilk eserinden itibaren grlr. O da, sk bir Mead takipisi olarak, insanlar etkin ve zeki varlklar olarak kabul eder. Stigma ([Damga] 1963) isimli almasnda, her ey kendilerine kar olduunda dahi bir ben duygusunu muhafaza etmeyi baarabilen yaratc, aykr ya da bir ekilde lekelenmi kiileri ele alr (bu almasndaki grleri damga teorisi olarak adlandrlr). Asylums ([Akl Hastaneleri] 1961)da akl hastalarnn bulunduu bir kurumda yapm olduu gzlemler onu ayn durumda olan bireylerin olduka nemli bir zaman sreci iinde, geni toplumdan tecrit edilmi olarak kapal ve baz yntemlere gre ynetilen hayat srdkleri bir yer olan btncl kurum kavramn icat etmesine gtrmtr. Goffman, almalarnda sembolik etkileimcilerin kullanm olduklar bir ok yntemi bir araya getirir: Vaka almalarnda elde edilen verilerle tamamlanan katlmc gzlemler, otobiyografiler, mektuplar, gazete makaleleri ve gazete ilanlar. Asylumsdaki yaklamn benliin kaderini ele alan sembolik etkileim erevesi olarak tanmlar. Durkheimin yazlar ve zellikle de Dini Hayatn lk Biimleri isimli almasndan byk lde etkilenmitir. Bu etkiye bal olarak Interaction Ritual ([Etkileim Ayini] 1967) isimmli bir eser yazmakla yetinmemi, ayin temas pek ok almasnda yer bulmutur. rnein gsterileri, spor olaylarn ve dans gibi trensel uygulamalar tartrken sklkla Durkheimin yaklamlarna gndermelerde bulunur. Ona gre, tehlikeli bir ekilde hastalarla grevliler olarak blnm bir toplum, bu trenler araclyla kendini bir arada tutabilir. Durkheimin etkisi, zellikle ilk almalarnda bulunmakla birlikte, srekli ve ok kapsaml olmamtr. Zira Durkheimin yapnn belirleyiciliine verdii nem Goffmann yaklamlarna uygun deildir. Sonrasnda daha ziyade, Simmelin saysz kk sentezleri ve toplumun atomlar olarak adlandrd bireylerin balayc ilikileri zerine odaklanr. Son almalarnda ise Goffman, yapsalcln farkl bir ekline doru yola km gzkr. Goffmann sembolik etkileimci yaklama yapt balca katklardan biri, insan davranlarn bir tiyatro oyunu zerinden ifade ettii dramaturjik fikirleridir. Bireylerin kendilerini ve etkinliklerini gnlk hayatlarnda nasl gsterdikleriyle ilgilenen Goffman, Gndelik Hayatta Benliin Sunumlarnda, sosyolojik bir kavram olan rol kavramn alm ve insan davranlarn tiyatro sahnesi zerinde zmlemek suretiyle tekrar aa karmaya almtr. Ona gre toplumsal hayat ya da gndelik hayat, kadn ve erkek oyuncularn sahne zerinde, sahne arkasnda (arka blgede) zerinde alm olduklar rolleri n blgede, yani sahnede oynadklar bir tiyatro oyunu gibidir. Asl hazrlk arka blgede gerekleir, n blgede olup bitenler yani, sahnede oynanan oyun- seyirciyi ustalkla idare etme abasdr. Sahne arkasnda aktr, kostmlerin ayarlanmasndan suflr verilmesine, oyuncunun rahatlamasna varncaya dek pek ok yardm alr. Sahne nnde de bu hazrlk sonucunda icraat sz konusudur. Sahne ne ve arkas faaliyetler iyi dzenlenmediinde, aktr roln iyi oynayamaz ve gsteri farkl

llerde daha az baarl olur. Burada Goffman, dikkatimizi sahne arkasna ekerek, kiinin kendisini kamuya baarl bir ekilde takdim etmesi iin gerekli gizli ilemleri anlamamza yardmc olmaktadr. Bize gndelik hayat oyununda, aktrlerin/ znelerin kendilerini evde, okulda, iyerinde, komuluklarda ve dier mikro faaliyet alanlarnda nasl iyi grntlediklerini anlatmaktadr. Goffmann bir dier katks, etkileim dzeni hakkndaki grdr. lmnden nceki The Interaction Order ([Etkileim Dzeni], American Sociological Review, 48 (ubat 1983):1-17) balkl son yazs, Goffmann btn meslek hayat boyunca uralarnn odandaki konu hakkndayd: ki ya da daha fazla bireyin huzurunda yz yze etkileim alan. Btn hayatnn alma konusunu zetleyen konuma olarak dnlm- bu yazsnda Goffman, etkileim dzenini kendi bana bamsz bir alan olarak ele alma giriiminde bulunur. Yazda, etkileim dzeninin en knden en byne kadar temel birimlerini ve tekrar eden yap ve srelerini zetler: (1) Kiiler (tek, ift, sralar, olaylar ya da kuyruklar halinde); (2) Temaslar (fiziksel olarak ayn yerde bulunmak, telefon konumas ya da mektuplama); (3) karlamalar (bilinli olarak bir arada bulunan katlmclar); (4) platform gsterileri (konferans, resmi bir toplant, bir tiyatro ya da mzik gsterisi); ve (5) kutlama ile ilgili toplumsal gereklilikler. Wallace ve Wolfa gre Goffmann toplumbilimine brakt miras, bakanlk konumasnn sonunda, etkileim dzeni zerinde yaplacak olan aratrmaya yeni bir yn gstermi olmasdr. Meslek hayatnn nemli bir ksmn, itaat etme durumunda olan insanlar, ayrcal olmayan gruplar zerinde odaklanarak, hakszla uram kimseleri incelemekle geirmi olan Goffman farkl bir ey tavsiye etmektedir. Toplumbilimcilerin, kurumsal yetkilere sahip olan polis, general, hkmet yeleri, ebeveynler, erkekler, beyazlar, ulusular, medyaclar ve gerekliin yorumlarna resm bir karakter verebilecek mevkilerde olanlarn faydalanmakta olduklar toplumsal dzenlemelerin destek beklemeden zmlemelerini yapmalarn istemektedir. Burada Goffman, toplumsal dzende ve toplumsal gerekliin ynetiminde g alemine hitap eder. taat etme durumunda olanlar ile emretme durumunda olan bireyler arasnda tekrarlanan etkileim rntlerini anlamak iin toplumbilimcilerin dikkatlerini bu ikincisinin dnyasna evirmelerini ister. Bu tavsiyesinde, toplumumuzda iktidar mevkilerinde bulunan kimselerin incelenmesi abasnda, mikrososyolojik aratrmaclar, atma kuramclar iin bir anahtar kavram olan g ilikileri ile ilgilenmeye zorlamaktadr. Son zmlemede bu, toplumbilimi zmlemesinin mikro ve makro dzeyleri arasnda kpr kurmaya doru bir aba olabilir.8 Netice olarak, sembolik etkileimcilik, esas itibariyle, Simmelin ifadesiyle toplumun atomlar arasndaki etkileim zerine odaklanan bir toplumsal psikolojik bak as olarak tanmlanabilir. Bunun sonucu olarak insan davranlarnn dondurulmu bir fotoraf yerine hareketli bir resmi, tepeden bak yerine yakn ekim bir resmi olarak grlebilir. Sembolik etkileimcilik, sosyolojinin ana alannda olan bir yaklam olarak kabul edilmez; fakat son yirmi otuz ylda marjinallikten daha fazla kurtulmaya, pek ok ekirdek kavram kabul grmeye balamtr. ABDde kurulan baz dernek ve yaynlanan dergilerle birlikte sembolik etkileimcilik yeniden canlanmaya balam grnyor. znel anlama ve yapya karlk, srece birinci derecede nem veren bir yaklam, bakasnn gznden grlen bakasnn dnyasn yakalamaya alan bir metodoloji ile bir arada, baka trl cevaplanmas zor nemli sosyolojik sorular sormakta ve bu ynyle de ilgi grmektedir. Wallace ve Wolf, a.g.e., s. 279. Okuma nerileri Sosyal teoride yaanan gelimeler ve tartmalar hakknda kapsaml bir tartma, Derek Layderin Sosyal Teoriye Giri (ev. mit Tatlcan, stanbul: Kre Yay., 2006)da bulunabilir. Stephen S. Turnerin derledii Sosyoloji ve Sosyal Teori: Klasikler ve tesi (stanbul: Kre Yay., 2008), gnmz sosyologlarnn klasik sosyal teoriyle ilikilerinin nasl olmas gerektiine ilikin, klasik sosyal teorisinin tenkidini ve ada baz sosyal teori rneklerinin derinlikli irdelemelerini ieren birok nemli yaz iermektedir. Ruth A. Wallace ve Alison Wolfun birlikte kaleme aldklar ada Sosyoloji Kuramlar: Klasik Gelenein Gelitirilmesi (knyesi dipnotta verilmitir), derli toplu ve faydal bir ada sosyoloji teorileri tarihidir. Martin Slatterynin Sosyolojide Temel Fikirler (onun da knyesi metin ierisinde dipnotlarda verilmiti) klasik ve ada pek ok sosyal teori ve sosyolog hakknda faydal ve zet deerlendirmeler ierir. Klasik sosyal teori ierisinde yer almakla birlikte bu blmde adndan daha oka sz ettiimiz Georg Simmelin dnceleri iin; kendisine ait Modern Kltrde atma (ev. Elin Gen, Nazile Kalayc ve Tanl Bora, stanbul: letiim Yay., 2003), Tarih Felsefesinin Problemleri (ev. Grsel Ayta, Ankara: Dou-Bat Yay., 2008) ve Bireysellik ve Kltr (ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis Yay., 2009) balkl almalar ve Werner Jungun Simmel zerine kaleme ald-Georg Simmel: Yaama, Sosyolojisi, Felsefesi (ev. Doan zlem, stanbul: Anahtar Kitaplar, 2001) balkl eseri nemlidir. Pierre Bourdieu, son zamanlarda eserleri dilimize kazandrlan dnrlerden bir tanesidir. Hakknda ya- zlan yazlardan oluan Ocak ve Zanaat (Pierre Bourdieu Derlemesi) (Alim Arl ve ark. (eds.), stanbul: letiim Yay., 2007) onun hakknda yeterince malumat vermektedir. alma Sorular 1. Sosyologlar toplumsal deime ve toplumsal atmay nasl aklarlar? 2. Meadin benliin doas ve geliimi konusunda sosyolojik anlaya yapt katklar deerlendiriniz. 3. Etkileimci yaklamn temel yetersizlii toplumsal yapy ihmal etmesidir. iddiasn tartnz. 4. Sosyolojik teoride temel problem, toplumsal yap ve eylem arasndaki karlkl ilikilerin aklanmasdr. szn deerlendiriniz. 5. Gerekte iki sosyoloji olduu ne srlmtr: Bir sosyal sistem sosyolojisi ve bir sosyal eylem sosyolojisi. Bir sosyoloji anlay eylemin

kaynan sistem olarak grrken, dier sosyal sistem anlaylar toplumsal etkileimler olarak grr. Bildiiniz bir sosyoloji alanndan rnekler vererek bu cmleden ne anladnz aklaynz. Size gre bu iki yaklam birbiriyle eliir mi yoksa birbirini tamamlar m? Tartnz. 6. levselci aile aklamalar aile hayatndaki gerilimler ve smrnn derecesini gz ard ederler. Tar- tnz. 7. Sosyolojinin temel bir grevi toplumun ileyiini aklamak ve paralar ve btn arasndaki ve bizzat paralar arasndaki ilikileri aratrmaktr. Tartp aklaynz. 7.Hafta e-Ders Kitap Blm 7. Ders ADA SOSYOLOJ TEORLER 2 ZET Sosyolojik inceleme yapan birisi, sosyolog, aratrma konularna zihinleri btnyle bo olarak yaklamazlar. Konular ne olursa olsun, incelemekte olduklar olayn belli ynleri zerine younlamakta, younlaabilmektedirler. Aratrma konularna belli kabuller ile yaklarlar, baz aratrma yntemlerine arlk verirler ve cevap aradklar belli sorular bulunmaktadr. Bunun anlam, aratrmalarnn, sosyolojik teorilerin gelitirdii ekilde olaylara bak tarzlarna dayanmaktadr. Teoriler bunlar aklayc ve sistemli olarak ortaya koyar. Sosyal teorisyenler, varsaymlarn sistematik olarak gelitirirler ve teorilerinin toplumsal hayat ne lde aklad kapsaml olarak anlatmaya alrlar. Bundan daha da nemlisi, davran ve toplumlarn ileyi biimleri ve sreleri ile ilgili yeni genel anlaylar gelitirirler. Bu derste, bir nceki derste yapmaya baladmz, zellikle II. Dnya Sava esnasnda ve sonrasnda gelitirilen ve sosyolojik aratrmalarda yaygn bir ekilde kullanlan belli bal sosyolojik teorilerin tantmna devam edilecektir. Fenomenolojik Sosyoloji Fenomenolojik sosyoloji bir ok farkl sosyolojik analiz tipini kapsayan 4. bir adlandrmadr. Fenomenolojik sosyolojinin k noktas, filozof Edmund Husserl (1859-1938) tarafndan gelitirilen felsef teoridir. 1960larn sonu ve 1970lerde Alfred Schutz (1889-1959), onun grlerini Meadin grleriyle birletirmek suretiyle fenomenolojik sosyoloji olarak adlandrlan ve ksa zamanda sosyoloji teorileri arasnda ilgi gren yaklam gelitirdi. Fakat Schutzn fenomenolojik sosyolojinin kurucu temelini oluturan almalar 1932de yaynlanan Weberin yazlar zerine olan dncelerini ieren almasna kadar gtrlebilir. Schutz, bu almasnda klasik sosyolojinin yeni bir yorumunu yapmay deniyordu. Weberin, nemini vurgulam olsa da, verstehen (anlama) veya pozitivist sosyal bilimlerin kulland aklama kavramna kar yorumlayc sosyolojinin tercih ettii anlama kavramn yeterince aklamad kanaatindedir. Verstehen bazen saduyusal bilgiyi, baz durumlarda sosyal bilimlere zg bir yntemi anlatr. Schutzun temel fikri ve katks, verstehenin ilk anlamn gelitirmesi ve gndelik hayatmzda kendimizin ve dier insanlarn eylemlerini anlamakta kullandmz yorumlama srelerini aratrmay nermesidir. Fenomenoloji; birey ve onun bilinli deneyimleri ile balayan ve daha nceden var olan kabuller, n yarglar ve felsefi dogmalardan kanmaya alan bir yntemdir. Olaylar toplumsal aktr tarafndan dorudan doruya algland ekliyle inceler. Fenomen szcnn temelde iki anlam vardr: (1) Bir alg nesnesi, grdmz, duyularmzla hissettiimiz ve algladmz bir eydir. (2) Sra d bir ey, henz aklayamadmz veya anlayamadmz normal d bir ey. lk tanm, d dnyann gzlerimizle alglanabilen kendine ait bir gereklie sahip olduu varsaymna dayanan bilimsel ve gndelik bir tanmdr. kincisi ise yorumlayc bir tanmdr; yani kendine has bamsz bir gereklie sahip olmayan fizik dnyay duyularmz araclyla anlar ve onu kendi yorumlarmza gre yeniden yaratrz. Fenomenolojiye gre, rnein gerekte sandalye veya masa diye bir ey yoktur; bunlar sadece belirli ilevler yklediimiz ahap formlardr. O nedenle, fenomenoloji fizik dnyann asla deimeyen ve btn insanlar iin ayn olan gerek bir dnya olmadn savunur. Daha ziyade o, varoluu iin insanlarn yorumlarna veya ona ykledii anlamlara bal greli bir dnyadr. Fenomenologlar sosyal dnyaya fizik dnyaya gre- ok daha greli kavramlarla bakarlar. Fizik dnyadaki nesneler (rnein, aalar, dalar vs.) insanlarn nitelendirmelerine bakmakszn fiziksel olarak var olmalarna karn, sosyal dnyadaki ak, su vb. kavramlar tamamen insanlarn yarattklar eylerdir. Var olular btnyle insanlarn alglarna, yorumlarna ve ykledikleri anlamlara baldr. Benzer ekilde, pozitivist yaklamda tasvir edilenin aksine toplum, kendine ait bir var olua sahip orada bir ey deil, aksine gndelik yaantlarmz srasnda rutinlerimiz, etkileimlerimiz ve dierleriyle paylatmz ortak kabullerimiz araclyla yarattmz ve yeniden-yarattmz bir eydir. Bu yorumlama ve iletiimin anahtar dildir ve kendi toplumumuzun genel kabullerini/saduyusal bilgilerini sosyalleme araclyla reniriz. Sosyal dnya dierleriyle birlikte yaanlan deneyimler araclyla renilen bir dnyadr. Bu anlamda, fenomenoloji, insan bilincinin ve insanlarn iinde yaadklar dnyay yorumlama biimlerinin aratrlmasdr. Schutz; insann Yaant-Dnyasnn temellerine inmek ve onun zn ortaya karmak abasnda olan Husserlin yaklamlarn toplumun aratrlmasna uyarlamaya ve bu kadar greli ve deiken olan toplumsal dnyamzn bizleri gndelik temelde nasl bir arada tuttuunu tahlil etmeye alr. Eer tamamen yoruma balysa, tamamen zihinlerdeyse, o halde toplum devamlln nasl salar? Bu noktada Schutz, gndelik toplumsal dzende anahtar e belirler: (1) Saduyu bilgisi; (2) tipletirmeler; ve (3) Karlkllk. zneler-araslkla ilgili bu unsur, birlikte, gndelik hayatn grnr dzenini yaratr. Bu genel kabulleri sosyallemeyle renir, onlara uyum salar ve gerektiinde onlara ilikin alglarmz deitiririz. Fenomenologlara gre toplumsal dzen, o nedenle, mzakere edilmi bi dzen, ou insann gndelik yaantlarn ve ilerini srdrmeye alrken iinde yer ald yaant-dnyasnn temelini oluturan pratik bir erevedir. Hepimizin zel bir gemii, ilgili ve istekleri, kendisi ve dnya hakknda bir gr

vardr; ancak biz bunla ancak birlikte alrken, ortak anlamlar ve kabullere bavururken hayata geirebiliriz. Bu ortak r kabuller ilemez hale geldiinde, temel uzlama ktnde toplumsal bir kargaa ve dzensizlik ortaya kar. Bu durum, farkl dzeylerde ve iddetlerde karmza kabilir. Bu anlamda Schutzun toplumsal dnya anlay, toplumsal dzenin genel kabuller ve yorumlara dayal mzakere edilmi bir gereklik olduunu savunan, byk lde yorumcu bir yaklamdr. Ona gre sosyoloun rol, bu dnyann zn anlamaktr. Bunu yapabilmesi iin hibir eye mutlak gzyle bakmadan, aksine dnyay veya zel bir toplumsal durumu o olay ya da dnya iinde bulunanlar gibi- grmeye alarak, tutumlarn askya veya paranteze almas gerekir. Zira bu dnyay yaratan, onlar ve onlarn yorumlardr. Bu dnyay anlamak iin ona yabanc biri gibi yaklamal, fakat ayn zamanda dier insanlarn dnyay nasl grdklerini anlamak iin kendi bilincini, anlayn ve hatta sezgilerini kullanmaldr. Bunun yan sra, sadece insanlarn nasl davrandklarn deil, niin yle davrandklarn anlamak iin de insanlarn gerek davran ve eylemleriyle olduu kadar, gdleri, duygular ve dnceleriyle, tm duyusal-alg biimleriyle de ilgilenmelidir. Bu erevede Schutz, gndelik hayatn temelini oluturan ana kabulleri, insanlarn kendi hayat tarzlarn, rutinleri dzenlemekte ve dierleriyle iletiim kurmann ve birlikte yaayabilmenin temeli olarak saduyusal bilgileri ina etmekte kullandklar tipletirmeleri ortaya karmaya ve anlamaya alr. nsanlar etraflarndaki dnya iinde ortak bir dnya varsaym altnda hareket ederler ve dnyay bu varsaym temelinde anlarlar. Onlar dierlerinin gndelik dnyay kendileri gibi grdklerini varsayarlar ve bu yzden bir perspektiflerin karlkll, sosyal dzen ve zneler-arasln temelini oluturan ve bir arada tutan bir doal tutum sz konusudur. Aratrmacnn rol, Schutza gre, bizzat hayattan uzak soyut kavramlar ve bilimsel teoriler gelitirerek hayat nesnel ve dardan aratrmak deil, aksine onun iine grmek ve onu yelerinin gzyle grmektir. Toplumsal dnya, yaayan aktif yeleri tarafndan her gn yaratlan ve yeniden-yaratlan ve ortak anlaylar ve ilikiler temelinde yaantlar biimlendiren srekli deiik halindeki canl bir sosyal deneyimdir. O bir Yaant-Dnyas, gndelik deneyimler ve kltr dnyasdr. Hayatn anlam, yelerinin onu yaarken her zaman bilinli ve aktif olarak ykledikleri anlamdr. Etnometodoloji Balangc 5. Harold Garfinkel (1917-2011)in 1945te mahkeme jri yelerinin mzakerelerine ait bant kaytlarn zmlemesine kadar geri gtrlebilen etnometodoloji,1 insanlarn etraflarndaki dnyay anlamak iin kullandklar metotlar ifade eden bir terimdir. Parsonsn rencisi, Schutzn fenomenolojik dncelerinden byk lde etkilenmi biri olan Harold Garfinkelin kurucusu olduu etnometodoloji, onun 1967de yaynlanan kitab Studies in Ethnomethodology ile birlikte bamsz ve bilinli bir aratrma giriimi olarak gelimeye balad. Genellikle yorumlayc/anlamac sosyoloji geleneinin bir paras olarak deerlendirilen etnometodoloji; gndelik hayatn, insanlarn gndelik ilerini srdrmekte kullandklar rutinler ve kurallarn dostlar veya aile, i arkadalar veya mteriler, yabanclar veya tandklar olarak dier insanlarla alverileri ve ilikilerinde kullandklar normlarn ve deerlerin aratrlmasdr. Tamlamann etno ksm, bir grubun yeleri ya da halk veya insanlar olarak tercme edilecek olursa, terim, yelerin kendi toplumsal dnyalarn anlama yntemleri olarak ifade edilebilir. Etnometodoloji, insanlarn gnlk etkinliklerine verdikleri anlam (bu etkinlikleri nasl anladklar) ile ilgilidir. Bir baka deyile, etnometodoloji, birou olduu gibi kabul edilen, alkanlk haline gelen ve sorgulanmadan yaplan yaam dnyasna bir problematik olarak yaklar. Etnometodologlar, aratrmalarnn merkezine gndelik gereklii yerletirirler. Onlara gre toplumsal dzeni oluturan ey; gndelik hayatn rutinleri ve saduyusal anlaylarnn ardndan yatan ortak fikirler, karlkl beklentiler ve paylalan anlamlardr. Garfinkelin aratrmasnn temel bir zellii, toplumsal dzenin olduka krlgan doasn aydnlatmak iin doal deneyler yapmakt. rnein, o gndelik rutinlerin nemini aydnlatmak iin, rencilerinden kalabalk bir otobste yksek sesle ark sylemek veya yal bayanlar ve hamile kadnlar yerlerini kendilerine vermeye zorlamak vb. gibi- bu rutinleri bilinli olarak ihlal etmelerini istemiti. Bu trden deneylerden hareketle Garfinkel, toplumun sradan yelerinin gereklii yorumlama abalarnn yan sra, bu gereklii her gn yaratma (ve yeniden-yaratma) kapasitesine sahip olduklarn aklamak iin temel kavram gelitirdi: (1) Dkmanter yorum metodu, (2) refleksivite, ve (3) balama gnderimlilik. Dkmanter yorum ile her gn grdmz ve yaadmz olaand eitlilikteki olgunun belirli temel kalplarn belirleme biimimizi ifade eder. Bu genel kalplar yaadmz zel olaylar anlamakta kullanrz. Toplumsal hayat bu nedenle refleksiftir; yani her zel para daha genel bir temann bir yansmasdr/ kantdr ve ayn zamanda her yansma veya kant da genel temann bir parasdr. Her biri bir dierini ay- dnlatmakla kalmaz, kendini dorulayan bir kehanet geliir. Genel gereklik anlaymz bireysel kantlar nceden belirlenmi ve toplumsal hayata ilikin orijinal resmimizi dorulayacak- biimde zel kantlar semeye ve yorumlamaya yneltir. Hi bir kelime ya da eylem, ilgili konuma veya durumun yer ald balam dnda bir anlama sahip deildir. Her bir ifade, balama-gnderimlilik kavram nda deerlendirecek olursak, ifade edildii balama, ifade edi biimine, ses tonuna, mimiklere bal olarak farkl anlamlar kazanabilir ve farkl ekillerde yorumlanabilir. Nitekim Garfinkel ve pek ok etnometodolog iin, dil ve bir etkinlik olarak konuma sadece dnyay anlamakta deil, ayn zamanda onu yaratmakta da kullandmz bir aratr. Szckler yalnzca olan eyi ifade eden semboller deil, eyleri yaratmann, toplumun ileyiinin temel aralardr. Bu kavram, etnometodologlar arasnda o kadar nemsenir ki, Harvey

Sacks gibileri konuma analizini mstakil bir alt-disiplin ha- line getirmeye almlardr. Garfinkel, zellikle, geleneksel sosyolojinin toplumsal dzenin sokaktan insanlar grleri ve aklamalarnn tesinde ve zerinde kendine ait bamsz bir gereklie sahip olduuna ilikin yaklamlarn rt- Terim, Garfinkelin Yaledeki kltrel aras dosyalar incelerken etnobotani, etnofizyoloji, etnofizik balkl blmlerle karlamas sonucu ortaya kmtr. Garfinkel, jri yelerinden beklenen ve jri yelerinin jrilik yapmalarn salayan, bavurduklar ve bilimsel olann kart olarak- saduyuya dayal bilgiyi yakalamaya alt jri yelerinin mzakereleri projesinde metodoloji yapmakta olan jri yeleri ile kar karya olduunu dnm ve bu fikri ifade etmek iin de etnometodoloji balnn uygun olacana karar vermi. Zira bu tamlamadaki etno; bir yenin, toplumu veya herhangi bir konu hakknda sahip olduu saduyusal bilgiyi ifade etmektedir. meye alr. Sradan insanlar, sadece toplumun talimatlarna uyan kltrel aptallar deildirler. Ona gre, sosyologlarn toplumu anlama metotlar znde sokaktaki insanlarnkinden stn deildir. Sokaktaki insan da bir anlamda sosyologtur. Sosyologlarn rol, sadece insanlarn iinde yaadklar dnyay her gn nasl yarattklar ve yenidenyarattklarn betimlemek ve aklamaktr. Toplumsal kurallar, Garfinkele gre, yapya ve topluma hakim ve belirleyici bir konum veren yaklamlarn tasvir ettiklerinin aksine, toplumsal sistemdeki ve ortak kltrdeki zorunluluklarn bir sonucu deildirler. nsanlar toplum tarafndan kontrol edilen ve koullandrlan pasif aptallar deildirler; daha ziyade onlar, gndelik yaratma ve yeniden-yaratma srelerinin aktif katlmclardr. 6. Gr As Teorisi (Standpoint Theory) Fenomenolojik sosyolojinin, allagelmi kabulleri sorgulayan, kltrel olarak renilmi fikirlere meydan okuyan ve gndelik hayat anlayabilmek iin allagelmi olanlar problematik hale getiren tutumunun bir rneini Dorothy E. Smithin gerekletirdii kadnlk tartmas oluturur. Ona gre, kadnln feminist adan aratrlmas, toplumsallama yoluyla retilen ve kadnlarn bir ekilde boyun edikleri bir normatif dzenden farkl bir yerden bakmaktr. Dorothy Smithin gr as kuram, ikincil olarak grlen bireylerin gndz/gece hayatlarn aratrmaktadr. Smithin kuram, kadn bak as zerine odaklanmsa da, gr as kuram, Patricia Hill Collinsin siyah kadnlarn durumunu analiz etmesi gibi, ikincil durumda olan baka bireylerin bak alarn da kapsar: Yoksul beyaz kadn ve erkekler, homoseksel kadn ve erkekler, Avrupada ve ABDdeki gmenler ve aznlklar, dinsel gruplar vs... Smithin feminist gr as kuram, hem toplumsal-yapsal, hem de toplumsal-psikolojik eler ierir. almalar mikrososyolojik ve makrososyolojik zmleme dzeyleri arasnda kpr kurmaya alr. Kadnlarn gndelik deneyimlerinde yaanan erkek egemen yaplar ve kadnlarn bu deneyimler hakkndaki dnceleri zerine younlaan Smith, kendi yaklamn, Marx ve Engels tarafndan gelitirilen tarihsel materyalist yaklam ile Garfinkelin etnometodolojisinin bir sentezi olarak deerlendirmektedir. 7. Postmodernizm/Postmodernite Postmodern szcnn kayda geen ilk kullanm 1870lere kadar uzanr. Sonraki yllarda bazen olumlu, bazen olumsuz anlamlarda kullanlsa da, kesin anlamn 20. Yzyln ikinci yarsnda kazanmaya balar. 1870lerde ngiliz ressam John Watkins Chapman, dnemin devrimci yeni sanat slubu empresyonizmin tesine geen sanatn postmodern resim olarak tanmlanabileceini ne srmt. 1917ye kadar postmodern, savan tahrip ettii Avrupada gelien yeni militarist ve anti-hmanist kltr tarzn tanmlamak iin yazar Rudolf Pannwitz tarafndan kullanlmaktayd. 1920ler ve 1930larda ABDli teolog Bernard I. Bell, dnyevi olan reddeden ve din inanc seen bir kii olarak postmodernistten olumlu anlamda sz ediyordu. Tarihi Arnold Toynbee, mehur eseri A Study of Historyde [(1934-1961) orijinali 12 cilt olan eserin 2 ciltlik hlasas Tarih Bilinci olarak Trkeye evrildi (1. Bask, stanbul: Bate Yay., 1978)], Avrupa tarihinin 1870lerden sonraki dnemi iin Bat tarihinin post-Modern a olarak, iki dnya savann kantlad zere kltrel kn belirledii bir a olarak sz ettiinde terimin ktmser/olumsuz anlam geri dnd. Postmodern bir dnya, yerine getii modern dnyadan (1475-1875) yaamak iin hem daha az gvenli, hem de daha az cazip bir yerdi. Nihayet kavram II. Dnya Sava sonrasnda ina edilen prefabrik evleri iaret etmek zere kullanan mimarlk teorisyeni Joseph Hudnutla birlikte, terim ultra-modern anlamn kazanmaya balad. Hudnutun postmodern insan duygusuzdu ve kendi yaamnn niteliini artrmak iin bilime mit balyordu. Postmodernizmin, kavram olarak mimarlk alannda kk sald aktr. Bu erevede, mimarlk teorisyeni Charles Jenks, postmodernizmi teorik bir kavram olarak popler hale getirmek iin ok youn ura vermi bir kiidir. Postmodernizm teriminin teorik bir btn ifade ettii konusunda bir mutabakat bulunuyor. Bu btn, Jean- Franois Lyotard ve Jean Baudrillard gibi yazarlarn metinlerinden oluan bir seki ile bu sekinin, -bir ksm, postmodernist olarak adlandrlmay kabul etmeseler dahi- Jacques Lacan, Roland Barthes, Michel Foucault ve Jacques Derrida gibi post-yapsalclar tarafndan kaleme alnm baka bir metinler kmesince belli bir tarzda okunmas sonucunda gelitirilmesini kapsyor. Lyotard, terimi icat eden kii olmamasna karn, postmodernizmi sosyolojinin ilgilendii bir konu haline getiren metin (La Condition Postmoderne: rapport sur le savoir, Paris: Minuit, 1979) [Postmodern Durum, ev. Ahmet idem, Ankara: Vadi Yay., 2000]) ona aittir. Lyotard, bu eserinde, ileri kapitalist toplumlarda yaayan insanlarn, en azndan 1960larn bandan itibaren postmodern bir dnyada yaadklarn ilan etmiti. Lyotardn yeni olarak yapt; postmodernizmin yalnzca yeni bir yaratc teori tarz ya da btn olmad, ayn zamanda gemi iki yzyldaki bilimsel faaliyetlerin sosyal bilimsel

faaliyetler dahil- merulatrd iki byk mit ya da st-anlatya duyulan inancn artk geni lde geerliliini yitirdiinin ge de olsa farkna varld genel bir toplumsal durum olduunu ilan etmekti: Bir yandan, 20. Yzyln byk sularnda tm bilimlerin su ortakl yapm olmas nedeniyle zgrleme mitine duyulan inan yitirilmi; te yandan doruluk mitine duyulan inan, -Paul Feyerabend, Thomas Kuhn vb. gibi- bilim tarihileri ve felsefecilerinin pheci dnceleri sonucunda silinip yok olmutu. Lyotarda gre, genellemi bir eilim olan st-anlatlara inanmamann en ak sonucu, ileri kapitalist toplumlarn sakinlerinin artk, ne eylemlerinin deerinin ne de nermelerinin doruluunun bir garantisi olduu, yalnzca dil oyunlarnn gzlenip kltrel alanda hi bir ekonomik kstlamann olmad bir dnyada yayor olmalardr. Postmodernistler geleneksel sosyolojiyi btnyle reddederler. Hatta onlar toplumun btnn, gemii, bugn ve geleceini analiz edebilecek etrafl ve tam kapsaml bir sosyolojik teori ihtimalini de reddederler. Onlar toplumlarn evrim sreci sonucunda veya devrimlerle daha iyi bir gelecee doru, daha insani, daha uygar ve rasyonal gelime evresine doru ilerledii dncesini reddederler. Bilimsel yntemi reddeder ve akl ve nesnelliin toplumun hakikatini ve temel tarihsel gelime yasalarn ortaya karma potansiyelini de kabul etmezler. znde onlar, modern sosyolojiyi mevcut haliyle gncelletirmeye kar karlar. Postmodernlik hangi kla brnrse brnsn, modernist sembolik dzenlerin zlmesini beraberinde getirmektedir. Tm evrensellerin varln, modernliin sylemlerinin ve gnderme yapt kategorilerin (zne, topluluk, devlet, kullanm deeri, toplumsal snf vs..) rgtszlemi kapitalizmi artk aklayama dklar gerekesiyle ikar eder ve onun yerine yeni bir paraloji kltrn geirir. Yaam dnyalarnn oullamasyla tanmlanan postmodernizmin en fazla gze arpan zellikleri, Baumann ifade ettii, eitlilik, olumsallk ve mulaklk, kltrlerin, komnal geleneklerin, ideolojilerin, yaam biimlerinin ya da dil oyunlarnn srekli ve indirgenemez oulluudur. Postmodern toplum biimlerinin karakteristik zelliklerini, postmodernist teorisyenlerden bamsz olarak, toparlayacak olursak karmza yle bir tablo kyor: Modernizmin temel zelliklerinden bir tanesi farkllatrma, ayrtrma ise eer, postmodernizmi de bunun tersiyle, yani farkllatrmama, ayrtrmama ile tanmlamak mmkndr. Modernizmde ilevsel olarak farkllaan, birbirlerinden ayrlan ve ayrtrlan ne varsa (rnein bilim ve ahlak, bilim ve sanat) postmodernizmde tekrar bir araya getirilir. Fakat bu sre sistemsiz bir zlme ve paralanma eklinde olmaz. Aksine bu, sanatlarn kolaj yapmalar gibi bilinli bir inadr. Forma ilikin ilkelerin ve estetik ltler posmodernizmde galip gelir. Retorik nem kazanr. Bir ifadenin etkisi, doruluundan daha merkezi bir konuma sahip hale gelir. Zarf mazruftan daha nemlidir. Sunu biimi, ierikten daha nemlidir. Figrler, ironi ve metinleraraslktr. Bu durum, metinler gereklie deil- dier metinlere dayanmasna sehep olur. Mekansal olarak merkez ve evre ayrm daha mulak hale gelir. Merkeziletirme yerine merkezsizleme gndeme gelir. Bunu artk tek bir merkezden ziyade bir ok evreye sahip olan, eski merkezleri gcn yitirmi metropollerde gzlemek mmkndr. Merkez ve evre birbirine karmaktadr. Bu durum sosyolojik teoride u ekilde ifadesini bulur: zne artk merkezde deildir; Foucaultnun ifade ettii gibi, modern insan resmi kumdaki bir suret gibi kaybolabilir. Tek bir merkez yerine, yan yana pek ok merkezin bulunmas; farkllklarn yan yana yaamasn ngren bir hogrnn geliimine katk salayabilir. Postmodernizmin bir baka grngs kltre kar yeni uyanan ilgiyi temsil eden kltrlemedir. Gnmzde siyaset ve kltr, ekonomi ve kltr iie gemilerdir. Kltr ticariletirildi. Reklamlar birer sanat nesnesi haline geldi. Postmodernizmde entelekteller yeni bir rol stlenirler. Onlar artk yol gsteren merulatrclar deil, anlam ilikilerini gsteren evirmenler haline gelir. Grevleri gereklik modelleri gelitirmek deil, anlam balantlarn dierleri iin tercme etmektir. Sonu ada sosyoloji teorileri ya da ada sosyal teoriler, ksaca deerlendirmeye altmz bu iki derste ele alnanlardan ibaret deildir elbette. Daha pek ok yaklam ve kiiyi bu balk altnda deerlendirmek mmkndr: Anthony Giddensn yaplama teorisi, Niklas Luhmannn sistem teorisi, Peter Blau ve rasyonel tercih teorisi, Peter Bergerin toplumsal gerekliin inas yaklam, Ulrich Beckin risk toplumu yaklam vb. gibi... Belirtilmesi gereken ikinci bir husus, burada yaptmz tasniflerin de mutlak olmad ve deikenlik gsterebileceidir. rnein, fenomenolojik sosyoloji, sembolik etkileimcilik ve etnometodoloji gibi yaklamlarn ya da teorilerin hepsini tek bir balk altnda, yorumlayc/anlayc sosyoloji gelenei ierisinde deerlendirmek de mmkndr. Zira hepsi, toplumu, Simmelin deyiiyle toplumun atomlarnn gzyle anlamaya almaktadrlar. Dolaysyla, burada deerlendirilen geleneklere ya da yaklamlara yenilerini eklemek pekala mmkndr ve olmas da gerekir zaten. nc bir husus, belli balklar altnda deerlendirilen sosyologlarn ayn anda teorisinin belli bir boyutu nedeniyle bir baka balk altnda da deerlendirilebileceidir. rnein Lewis Coser, bir ynyle Parsonsn talabesidir ve yapsal-ilevselcilik ierisinde deerlendirilir, dier bir ynyle de atmac kuram ierisinde deerlendirilir. Bu durum, sz konusu dnrlerin teorilerini gelitirirken dier yaklamlara kendilerini kapatmay tercih etmemelerinden kaynaklanan ve znde belki de bir eksiklik, belirsizlik ya da kafa karklndan ziyade, toplumsal gereklii btnyle kavramaya alan bir zihnin aray olarak olumlu olarak grlmelidir. Meselenin dier bir boyutu, ada sosyal teoride ifadesini bulan teorilerin tamam, gerekte, toplumun analizinde klasik sosyal teorinin bize brakt miras olan belli dalizmleri amak, aarak ada toplumun tam ve kapsaml

bir aklamasn yapmak urann sonulardr. Sz konusu dalizm, yap-eylem ikilemi olarak ifade edilebilir. Bu dalizmi farkl kavramlarla ya da ikililerle de ifade edebiliriz: Toplum-birey, cemaat-birey, makro-mikro, yap-zne gibi. Mevcut teoriler, bu gerilimi mutlak anlamda zebilmi gzkmyorlar. Toplumsaln doas ve sreklilii gerei byle bir zm peinde komann ne kadar makul bir ura olduu ise bal bana ayr bir tartma konusudur. ada sosyal teorilerin temel problemi, toplum denen varl ve toplum iinde bireyin durumunun, konumunun ve rolnn yap-eylem, yap-zne dengesini kuracak ekilde kapsaml ve tutarl bir aklamasn yapmaktr. Birey ve toplum, zne ve yap, eylem ve yap arasndaki dengenin kurulmas, klasik sosyal teorideki eyleme/zneye ya da sisteme/yapya arlk veren iki yaklam tutarl ve aklayc bir biimde bir noktada birletirme, biraraya getirme abas ada sosyal teorilerin temel problemi olarak karmza kyor. Belki bu noktada, en yararl tavsiyeyi Pierre Bourdieu neriyor: Aratrmann ve aratrma nesnesinin niteliine bal olarak, esnek bir yaklam ve yntem, gerekiyorsa birok yntem ve yaklam birlikte kullanmay dnmek. Okuma nerileri Trkede fenomenolojik sosyoloji gelenei ve bu gelenein geliiminde sz sahibi olmu kiiler hakknda monografik almalar pek yok. Ancak Necmettin Doann yaknlarda km olan Alman Sosyoloji Gelenei (stanbul: Kitabevi Yay., 2012) balkl almas gerek yorumlayc sosyoloji gelenei ve gerekse de bu yaklamn alt balklar olarak deerlendirilen sosyoloji yaklamlar hakknda doyurucu malumatlar vermektedir. Ayrca bir nceki ders notlarnn Okuma nerileri ksmnda ve dipnotlarda knyeleri verilen Wallace ve Wolfun, Slatterynin, Turnern ve Richterin eserlerine baklabilir. Alain Coulonun Etnometodoloji (ev. mit Tatlcan, stanbul: Kre Yay., 2010) isimli almas, Trkedeki bu konuyla ilgili tek monografik almadr. Etnometodoloji yaklamnn, tarihesi, yntemi ve temel kavramlar itibariyle zl bir anlatmn ihtiva eder. ada sosyal teorinin klasik sosyal teoriyle eletirel ilikisi ve tartma konularna ilikin younluklu ve derinlikli bir tartma ve hatta sosyal teorinin sistematik bir yeniden ina denemesi Anthony Giddensn Sosyal Teorinin Temel Problemleri balkl almasnda bulunabilir (ev. mit Tatlcan, stanbul: Paradigma Yay., 2005). Postmodernist teori ierisinde deerlendirilen Lyotard, Faucault, Rorty vb. gibi- birok ismin eserleri Trkeye evrilmi durumdadr. Her biri iin kitap nerisinde bulunduumuzda uzunca bir listenin ortaya kaca muhakkaktr. O nedenle byle bir ie girimiyoruz. Stuart Simin derlemi olduu Postmodern Dncenin Eletirel Szl (ev. Mukadder Erkan ve Ali Utku, Ankara: Ebabil, 2006) postmodernizmin felsefe, mimar, sanat, politika, edebiyat vb. pek ok alandaki etkilerini kapsaml bir biimde anlatan rehber nitelikli bir derlemedir. Sorular (Arkadalarnzla bir grup oluturunuz ve aadaki sorular birlikte tartnz.) 1. Bizler insanz ve insan toplumunu iinden deneyimleriz. Bu durum, sosyolojiyi, ierden bakn mmkn olmad doa bilimlerinden daha inandrc klar m? 2. Yorumlayc/anlamac sosyoloji geleneindeki sosyologlar insann yaratcl ve aktifliini, pozitivist/ natralist sosyoloji geleneindeki sosyologlar ise pasifliini vurgularlar. cmlesini, rnekleyerek tar- tnz. 3. Her bilgi grecelidir, zira sosyal olarak ina edilmitir. grn tartnz. 4. Bir intihar olarak tanmlanan ey, lm aratran grevlinin ne dndnden ziyade len kiinin neye niyetlendiini meselesidir. yargsn deerlendiriniz. 5. Sanayi toplumlarnda aslnda snf deil, en nemli toplumsal blnme toplumsal cinsiyettir. grn deerlendiriniz. 6. Etrafmzdaki eyalar ya da aile resimleri gibi farkl toplumsal nesnelerin temsilinin farkl zaman dilimlerinde ya da ayn anda o ortamda bulunan farkl kiiler (mesela bir aile toplantsndaki aile fertleri, bir resim sergisine gelmi sanatseverler veya snftaki renciler) arasnda ne tr farkllklar gsterdiklerini mukayese ediniz. Deiik zamanlarda ya da farkl kiilerde ayn nesnelere ilikin ne tr farkl anlamlar gzlenmektedir? 7. Ders yapld esnada bir snfa gittiinizi ve snfta dans salonundaym gibi davrandnz dnn (ya da bu dnceyi uygulayn). evrenizden ne tr tepkiler alrsnz? 8. Bir amfiye gidiniz. Byk bir dans salonundaym ya da oturma odasndaym gibi davrann. Duygularnz ve hareketlerinizi gzlemleyin. Burada kendi oturma odanzdaki rahatl hissediyor musunuz? Neden? 9. Aile yapmzda ya da toplumsal yapmzda hangi postmodern ya da modern zellikler gze arpmaktadr? 10. Postmodern bak asyla dnyann fakir ve zengin toplumlar arasndaki uurumlar nasl aklanabilir? 8.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel 8. Bulut Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 8. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Birey ile Toplum, birbirinden ayr dnlemeyen ancak hangisinin belirleyici olduu hususu hala tartmal olan sosyolojinin iki temel kavramdr. Her insann biyolojik bir varlk olduu kadar toplumsal bir varlk, bir kltr taycs, iinde yaad toplumun bir rn olduu aktr. Toplum da, kltr de bireylerin davranlaryla var olurlar, daha doru, bireyin davranlarnda kendilerini ak ederler. Fakat ak olan bir ey daha vardr: Toplum, bireyden nce vardr ve onu aar. Ancak bu nceden var olmak, toplumun bireyden daha akn ve varln hi bir ekilde bireye borlu olmayan bir ey olduu anlamna gelir mi? Klasik sosyal teori, byk lde, bu tartmada toplumun bireyden bamsz bir varlk, bireye dsal bir varlk ve g olarak tanmlama eiliminde olmutur. zellikle ada sosyoloji teorilerinde, daha nceki derslerde grld zere, bireyi toplum karsnda edilgen bir konumda gren bu yaklam ama ve toplum ile bireyin etkinliklerini bir noktada buluturma ve dengeleme abasna giriilmiti. Her insan bir grup iinde doar. Toplumsal niteliklerini de bu grup iinde kazanr. Bir toplumun yaam tarzlaryla o toplumda yaamak iin gereken bilgilerle deerler,

gruplar araclyla bireye aktarlr. Ancak bu sre, tek bir toplum ierisinde dahi tek biimde bir ekilde gereklemez. Bu srecin uyumlu olma ihtimali gibi uyumsuz, olma ihtimali de mevcuttur. Toplumsal hayatta her an karlatmz eitlilik, toplum- birey ilikisinin yalnzca tek bir biimde olmadn bize ifade ediyor. Bu derste, toplum ve birey ilikisinin pek ok boyutundan biri olan, hayat boyu devam eden bir sre olarak toplumsallama/sosyalleme zerinde durulacaktr. toplumsallama nsan; biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel varl ile belli bir zaman ve belli bir mekanda var olur. nsann belirlenmesinde bir temel olarak biyolojik yapnn tad nem son derece somuttur. Ancak insan, ayn zamanda, belki de her eyden nce toplumsal bir varlktr. Onu dier canllardan ayran bir zellii de, toplumsal bir varlk oluudur. Her bir insan, yukarda da ifade edildii zere, bir grup iine doar. Bir taraftan biyolojik byme srecini tamamlarken, te yandan iine doduu grubun/toplumun normlar ile de tanr. Bu toplumsal normlar ve deerler, bir anlamda, insann gndelik hayatn srdrmesini kolaylatran klavuzlardr; fakat te yandan, insan/bireyi snrlandran yanlar da vardr. Gerek bireyin hazr bulduu bu normlarn kolaylatrc veya snrlayc etkileri, gerekse de insann gelimesinde tabiatn ve terbiyenin (kaltmn ya da toplumsal evrenin) greceli nemleri, sosyolojide sonu gelmez tartmalarn konusudur. Bu tartma, Freudun toplumsallamann doal eilim ve drtlerin aleyhine ileyen bir sre olduunu ngren psikolojik perspektifini, toplumsallamaya toplumun entegrasyonunda temel bir rol atfeden ilevselci perspektifle kar karya getirmitir. (...) Toplumsallama artk sadece ocukluu (balca unsurlar aile ve okuldur) kapsayan bir olgu olarak grlmemektedir. Toplumsallamann tm yaam boyunca devam ettii; ayrca, bireylerin topluma uyum salamay renecekleri tek bir sre olmad, insanlarn da kendi toplumsal rol ve ykmllklerini ynl yeniden belirleyebilecekleri artk genel kabul gren bir dncedir.1 Sosyal terimi Latince socius szcnden tretilmitir. Sociusun anlam birliktelik, birlikte olutur. Birisi gibi nasl davranlacan renmek ve bir socius olmak igds insan bireyinde doutan var olan bir hususiyettir. Kukusuz 30 gnlk bir bebek ile 30 yandaki bir yetikin arasnda byk farkllklar vardr. Zaman iinde gsterilecek fizik, ahlaki ve entelektel deiiklikten baka, yetikin olan kii sosyolojik olarak da farkldr. Kapasitesini sosyal bir kii olarak deitirmitir. O; gruplar ve toplum ierisindeki yerini, konumunu, dier bireylerle nasl iliki kurabileceini, onlara kar nasl davranacan renir. Kimi sosyologlara gre, doula getirdiimiz zelliklerimizin bir hammadde olduu grndedirler. Ancak bu kaltmsal ya da biyolojik zelliklerimizin, bize nasl bir katkda bulunduklar speklatif deerlendirmeler konu olur. Bu konuda kesin bir ey sylenememesinin elbette en nemli sebebi, hi kimsenin toplumsal etkenlerden etkilenmemi doal bir insan/birey olarak llemiyor oluudur. Bu anlamyla, belki de, doru olan yaklam udur: Bireyin sosyalizasyonunda doann m yoksa yetitirilmenin [terbiye] mi daha nemli olduu tartmas gereksizdir. (...) En gvenilir bilimsel sonulara gre, bireysel kiinin sosyalizasyonunda hem doa, hem de yetitirilme katkda bulunmaktadr.2 Doa m yoksa terbiye mi tartmasyla ilgili olarak, Anthony Giddens, ocuklar acaba bir biimde, yetikin insanlarn etkisi olmadan yetitirilselerdi ne olurdu? diye sorar ve Hi bir insann, bir deney olarak, ocuunu insan etkisi olmadan bytemeyecei ortadadr. Yine de, ilk yllarn olaan insan ilikilerinden uzak geiren ocuklarn sz konusu olduu, oka tartlm rnekler de vardr.3 diyerek Aveyron Yabani ocuu rneini zikreder. Nedir bu rnek? Giddensten okuyalm: Ocak 1800de, gney Fransadaki Saint-Serin kynn yaknlarndaki ormanda garip bir yaratk grld. Ksa zamanda, dik yrmesine karn insandan ok hayvana benzeyen bu yaratn on bir-on iki yalarndaki bir erkek ocuu olduu belirlendi. ocuk, tiz ve garip lklarla konumaktayd. ocuun bir temizlik duygusundan yoksun olduu, istedii yer ve zamanda kendini rahatlatt grlyordu. ocuk yerel polise teslim edilerek yakndaki bir yetimler yurduna kondu. lk zamanlarda, srekli kamaya alyor ve kolayca yeniden yakalanyordu. Elbise giymeyi reddediyor, giydirildii zaman da bunlar yrtyordu. Onun kendi ocuklar olduunu dnen kimse de kmad. ocuk, herhangi bir olaandlk sonucu vermeyen titiz bir tbbi muayeneden geirildi. Bir ayna gsterildiinde, aynadaki imgeyi farketmi grnse de kendisini tanyamamt. Bir keresinde, aynada grd bir patatesi almak iin ellerini aynaya doru uzatmt (patates gerekte bann arkasnda tutulmaktayd). Bir ka denemeden sonra, kafasn eriye evirmeden, elini omuzunun arkasna uzatarak patatesi ald. (...) ocuk daha sonra Parise gtrld ve onu hayvandan insana evirmek iin sistematik bir aba gsterildi. Bu aba yalnzca ksmen baarl olmutu. Tuvalet eitimini rendi, elbiselerini giymeyi kabul etmeye balad ve kendi kendine giyinmeyi rendi. Yine de, oyuncaklar ya da oyunlarla ilgilenmiyordu ve bir ka szckten fazlasnda da ustalk elde edemedi. Davranlarnn ve tepkilerinin ayrntl betimlemelerine dayanarak, bunun nedeninin zeka gerilii olmadn syleyebiliriz. nsanca konumada tam ustalk kazanmakla ya ilgilenmiyor ya da bunu beceremiyordu. ok az bir ilerleme gsterdi ve 1828de krk yalarndayken ld.4 Buna benzer baka rneklerin olduunu da belirtelim. Yabani ocuklarla ilgili belki de bilinen en popler hikaye, 1920de J. A. L. Singh tarafndan bir kurt ininde uyurken bulunan, kurtlar tarafndan bytlm Amala (1,5 yanda) ve Kamala (8 yanda) ad verilen iki kz ocuuna ait olandr. Singh tarafndan yakalandktan sonra, bir yetimhaneye braklan bu ocuklarn davranlar ve grnmleri kurt gibidir. Drt ayak zerinde hareket ediyor ve dizleriyle avu ileri nasr balam durumdadr. i ete baylmakta ve frsatn bulduklarnda

almaktadrlar. Suyu dilleriyle imekte ve yiyeceklerini melmi vaziyette yemek 1 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 760. 2 Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, ev. Nilgn elebi, 2. Bask, Ankara: Attila Kitapevi, 1994, s. 21. 3 Anthony Giddens, Sosyoloji, Hseyin zel ve Cemal Gzel (yay. haz.), Ankara: Ayra Yaynevi, 2000, s. 25. Anthony Giddens, a.g.e., s. 26. tedirler. Dilleri kaln ve krmz dudaklarndan dar sarkm ve kurt gibi solumaktadrlar. Gece yars asla uyumamakta, sinsi sinsi av arar gibi dolamakta ve ulumaktadrlar. Bir sincap gibi ok hzl hareket etmektedirler ve onlara yetiip yakalamak ok gtr. nsandan tmyle uzak durmakta ve eer yaklalrsa dilerini gstermektedirler. itme duyular ok duyarl ve bir etin kokusunu ok uzaklardan duyabilecek kadar koklama hisleri gelimitir. Gndzleri ok iyi gremezken geceleri daha iyi grebilmektedirler. 1921in Eyllnde ikisi birden hastalanr ve Amala lr. Sing Kamalay elinden geldiince eitmitir. ki ylda ona yrmeyi ve tuvalet eitimini vermitir. Yine de heyecanlandnda ya da korktuunda drt ayak zerine gelmitir. yl kadar sonra Kamala yaklak bir dzine kelime renebilmiti. lerleyen yllarda kelime daarc krka kadar ulamt. Bununla birlikte kelimeleri telaffuzunda yatlarna gre ok geriydi. Genellikle kelimelerin yarsn sylemekteydi. rnein Hinte kedi (biral) demek iin bil, tabak (thala) demek iin tha demekteydi. O da 17 yanda ld. Bir rnek de lkemizden: Adanada iki avc bir dii ayy ldrr ve aniden uzun sal bir yaratk tarafndan saldrya urarlar. Yarat zorlukla zapt eder ve balarlar. Kendilerine saldran bu yaratn kk bir kz olduunu anlarlar. Adanada ormanda bulunan aylar tarafndan bytlm bir kz ocuudur. Yaplan aratrmalar sonucunda ocuunun, bulunduu tarihten 8 yl evvel, ormanda al rp toplarken ocuunu kaybeden annesi de bulunmu ve ocuk, Bakrky Ruh ve Sinir Hastalklar Hastanesine gtrlm. ocuun akbeti hakknda daha fazlaca bir malumat yok. Toplumsallama [Trke literatrde sosyalleme veya sosyalizasyon olarak da kullanlmaktadr], bireyin evresindekilerle etkileim srecidir. Bu, sosyal davran rntlerinin kabul ile sonulanan bir sretir. Fakat bu sonulanma, kiinin birey olarak bittii, durduu anlamna gelmez. Birey, hayatnn ilk anlarndan itibaren toplumsal bir kiidir ve hayat boyu sren bir uyarlama ve deiime maruz kalr. Bu gelime, sadece bireyin ocukluu, ergenlii, yetikinlii ya da yall gibi biyolojik ve ayn zamanda toplumsal/ kltrel- hayatnn farkl aamalarnda grlmez; bir kltrden bir baka kltre, bir sosyal statden bir baka sosyal statye, bir meslekten bir baka meslee geen kiilerde de grlebilir. Toplumsallama, insann baka insanlarla karlkl etkileim sonunda belli bir toplumun yapma, duyma ve dnme biimlerini renmesi ve iselletirmesi srecidir.5 Toplumsal hayat iin gerekli olan bireysel beceriler, disiplinli davranlar, amalar ve nihayet bireysel davran bakalarnn davranlaryla btnletirmeyi salayan uyum toplumsallama srecinin kapsamna girer. Toplumsallama iki adan tanmlanabilir: Nesnel olarak, birey zerinde eylemde bulunan toplum asndan ve znel olarak, topluma tepkide bulunan birey asndan. Nesnel olarak sosyalizasyon, toplumun kltrn bir kuaktan dierine geirildii ve bireyin, rgtlenmi sosyal yaamn kabul edilmi ve onaylanm yollarna uyarland bir sretir. Nesnel sosyalizasyonun ilevi belirli bir toplumun sahip olduu yaama desenini, deerleri ve hedefleri bireylerin yava yava benimsemesi iin, zellikle de bireylerin toplumda yerine getirmek zorunda olduklar sosyal rolleri renmeleri iin, bireylerin gereksindii hner ve kurallar gelitirmektir. (...) znel olarak sosyalizasyon, bireyin evresindeki kiilere uyarlanmas srasnda bireyde cereyan eden bir renme srecidir. Kii iinde yaad toplumun alkanlklarn alr. ocukluktan balayarak adm adm toplumca krlm bir hale gelir. Kii bir gmen ise, yeni toplumuna sosyolojik anlamda doallatrlr. Sosyalizasyon yaam boyu sren bir sretir. Bilinalt uyumluluun bir eididir ve her yer, her kltr, her zaman ve her toplum iin sz konusudur. Kiinin geliigzel bir dnya vatanda veya insan toplumunun genel bir yesi olmas diye bir ey olamaz. Sosyalizasyon srecinin ileyii ile kii bir Amerikal, Meksikal, Fransz vs. olur.6 Toplumsallamann iki taraf vardr ve bu iki taraf iin de toplumsallama farkl fonksiyonlar icra eder. Bu taraflardan biri olan birey asndan toplumsallamann sonucu, kiiliin geliimi ve gereklemesi, biyolojik organizmann insanlamas, benlik ve kimlik edinmesidir. Toplumsallamann dier taraf olan toplum asndan ise, kltrn kuaklar arasnda aktarlmas, topluma yeni katlan insanlarn yaam dzenine uydurulmas ve bylelikle de toplumun devamn salama ilevini grr. E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 35. Joseph Fichter, a.g.e., s. 23. Sosyal bilimler, insan ve toplum hayatn kendi ilgi alanlar, baka bir deyile inceleme konular kapsamnda/ erevesinde aklama eilimindedirler. rnein, bir iktisat iin her eyin temelinde iktisadi gdler ve olaylar vardr. Psikolog her eyin temelini bireyin i dnyas ile, bireyin zellikleri ile aklamaya alr. Buna benzer olarak sosyolojinin egemen yaklamlar da, dnyay toplumu nceleyerek aklar. Bu aklama biiminde birey, toplumsal yap ve kurumlar tarafndan belirlenmektedir. Bir anlamda bireyin zgrlk alan yok gibidir. Psikolojide toplumsal olaylarn oluumunda bireyin abartl rolnden bahsedilmesi gibi, sosyolojide de abartl bir biimde- bireyin toplum tarafndan belirlenmesi sz konusu edilmektedir. Ancak belki toplumsal olaylara pek ok etmenin birlikte ibirlii ierisinde bulunduklar bir sre olarak bakmakta daha fazla yarar vardr. Toplumsal hayatn kurumlamas, gelimesi ve deimesi iktisadi, bireysel, biyolojik ve kltrel pek ok faktr tarafndan etkilenerek oluur.

Her ne kadar insan belli bir toplum ierisine doar ve o ortam tarafndan ekillendirilirse de, toplumla bireyin ilikisi tek tarafl bir iliki deildir. Birey, geliiminin herhangi bir evresinde toplumun kendisine nerdii kltr ve toplumsal davran kalplarn ret edebilir. Ya da, deitirebilir, yerine yenisini nerebilir. Bylelikle de toplumsal yapda baz deiimler gerekletirilebilir. Fakat daha da nemlisi, birey hayatnn her annda, iine doduu toplumda hazr bulduu, gndelik hayatn ve toplumsal ilikilerini kurma ve srdrme imkan salad kurallar ileyerek yorumlamakta, yenidenretmekte ve yeniden-tedavle sokmaktadr. Birer toplumsal kiilik olan bireyler arasnda yaanan etkileim sonucunda, baka bir deyile, bireylerin kimi zaman hissedilemeyecek dzeyde yava ilerleyen bir srete, mevcut kurallarn, normlarn ieriini deitirdii, yeni anlamlar ykledikleri, toplumsal dzen ierisindeki deerlerini, anlamlarn ve nemlerini etkiledikleri sylenmelidir. Dolaysyla toplumsallamayla ilgili her anlay, bu srecin toplumsal deiimle ilintisini dikkate almak zorundadr.7 Toplum ve birey arasndaki iliki doal, normal ve mutlak bir iliki deildir. nsan/birey, stne kltrn ya da toplumsal dzenin, toplumsal normlarn yazld bo bir levha deildir. Onun biyolojik ya da psikolojik zellikleri, toplumsallama srecinden dlanabilir bir nitelik arz etmez. Toplumsallatrclar, bireyin bu zelliklerini dikkate almak zorundadrlar. Birey de, ayrca, deerleri sngerin suyu ekmesi gibi almaz. Hayatn belli bir evresinde deerleri olduu gibi kabul de edebilir, ret de edebilir ya da uyumsal bir srete deiiklikler de yapabilir. Ksacas, toplumla bireyin ilikisi, kuklacyla kuklalarn ilikisi gibi deildir. Sapkn ve uyumsuz davranlarn da gsterdii gibi, aklanmas gereken pek ok karmak, sorunsallarla dolu ve karlkl bir etkileim nitelii tamaktadr. Kolaylkla anlalaca gibi, toplumsallama eitli ortam ve gruplarda, baka insanlarla etkileim ierisinde ve sonucunda gerekleir. Toplumsallamann aracs ad verilebilecek olan bu gruplar; bireyi, hem kendisine gre, hem de kendisinin de iinde bulunduu toplumsal ereveye uyacak ekilde toplumsallatrr. lk ve en etkili toplumsallama aracs aile ya da akrabalk grubudur. Bireyin, daha bebekliinden itibaren, ihtiyalarn karlayan ana-baba, kardeler, byk anne-bykbaba ve bazen de baka akrabalar, bireyin gelecekteki geliiminde nemli etkilerde bulunan ilk ve en yakn ilikileri kurarlar. Aile; bir zamanlar sahip olduu ilevlerin pek ounu okul, hastane, devlet gibi kurumlara kaptrmasna ramen yine de en etkili toplumsallama aracsdr. Baz toplumlarda ailenin yerini almaya alan baka baz kurumlarla da karlamaktayz. sraildeki Kibbutz uygulamalar gibi. kinci toplumsallama aracs arkada gruplardr. Genellikle otoriteye dayanan ve geleneksel deerleri vurgulayan ailenin aksine, arkada grubu, daha eitliki bir yaanty salama grnmndedir. (Arkada gruplarnn da zaman zaman baskc ve ar istemci olduu unutulmamaldr.) Bu yzden, yetikinlerle ilikilerde yasaklanan davranlar gerekletirerek bamsz bir kimlik edinme olasln sunan nemli bir toplumsallama aracs niteliindedir.8 Bu erevede, akran gruplar ve arkada gruplar arasnda oynanan oyunlarn, ocuu toplumsal yaantya hazrlama ve bu anlamda da toplumsallatrma balamndaki etkisi dikkat ekicidir: Belli kurallar dahilinde bir rekabet/yarma duygusu, paylama, atma, biz ve teki algs vs... nc bir dier nemli toplumsallama aracs okuldur. Okul, tm tarih boyunca nemini korumu bir toplumsal kurumdur. Fakat okulun ilevi, amalar ve kapsam zamanla ve toplumdan topluma deiiklik- Gordon Marshall, a.g.e., s. 760-761. E. Mine Tan, a.g.e., s. 38-39. ler gstermitir. Smerdeki okulla gnmzn okulu arasnda fonksiyon, amalar ve kapsam alarndan elbette pek ok farkllk vardr. Ancak temelde bireyin belli toplumsal hizmetleri/grevleri yerine getirmesi iin hazrlanmas ve dolaysyla da toplumsallama aracs olma ilevini srdrmektedir. Kre ve ana okulu gibi uygulamalarla okulda geen zamann erkene alnmas ve yksek retimle de uzatlmasnn sonucu olarak, okulun bireyin toplumsallamas srecindeki etkisi ve nemi gnmzde daha da artmtr. Bu erevede, eitim ve okul hakknda pek ok farkl yaklam ve teorinin bulunduu hatrlanmaldr. (lerleyen haftalarda, Toplum ve Eitim balkl dersimizde bu konu zerinde ayrca ve ayrntl bir ekilde durulacaktr.) ada toplumlarda gndeme gelen bir dier nemli toplumsallama aracs da kitle iletiim aralar olmutur. Belli olaylar karsnda nasl davranlmas gerektiine ilikin belli rollerin sunulmas, alglama, kavrama ve yorumlama noktalarnda ynlendirici olmas, deer yarglarnn oluumunda nemli bir rol stlenmitir. Haber programlarnn, TV dizilerinin, izgi film ya da izgi roman gibi kltr-sanat rnlerinin bireyler zerindeki etkilerinden bu balamda sz edebiliriz. Kitle iletiim aralarnn kullanm modern toplumlarda pek ok incelemeye konu edilmitir. zellikle kltr rnlerinin retilme ve datm sreleri, kltr endstrisi ad verilen devasa bir sektr ortaya karmtr. Kltr sosyolojisi ve kltrel incelemeler, 20. yzyln ortalarndan itibaren sosyolojinin nemli inceleme alanlarndan birisi olarak sivrilmitir. (Bu erevede, Eletirel Teorinin [Frankfurt Okulu kuramclarnn], Birmingham Kltrel ncelemeler Merkezinin balattklar ve gelitirdikleri kltr ve kltr endstrisi incelemeleri, iletiim sosyolojisi almalar hatrlanmaldr. Bu almalar ve yaklamlar, ilerleyen haftalarda deerlendirmeye alacamz Toplum ve Kltr balkl derslerimizin konusunu oluturacaktr.) Bu toplumsallama araclarnn verimli olabilmeleri, ancak aralarndaki uyum ve ibirlii ile mmkn olabilmektedir. Ancak normal hayatta bu uyumlu ibirliini her zaman grmek pek mmkn olmamaktadr. Aile ile kitle iletiim aralar ya da aile ve okulda verilen eitimle arkadalk gruplarnda edinilen deerlerin, bilgilerin ya da kanaatlerin arasnda nemli farkllklar ve dolaysyla da nemli atmalar ortaya kabilmektedir. Bu

durum toplumda mutlak anlamda bir uyumun, ahengin olmadn ya da olamayabilecei anlamna gelmektedir. Sz konusu atmal ortam da, ya toplumsal hayatta ya da bireylerin i dnyalarnda nemli krlmalar, psikolojik ya da toplumsal skntlar dourabilmektedir. Toplumsallama srecinin en nemli gelerinden biri dolaysz retim ya da uyardr. Bu unu yap, unu yapma gibi dorudan komutlar eklinde olabilir. Ya da belli davranlarn ya da becerilerin iselletirilmesini salamayla dnk eitli yaptrm ve dllendirmeler ile pekitirilir. Toplumsallama srecinin nemli bir kesimi de dolayl, toplumsal ortamlarda gizli anlamlar erevesinde oluur. Daha ok, kimlik ve kimliin oluumu problemi etrafnda oluan bir tartmadr bu. Bireyin kimliinin oluumunda etkili olan bir unsur da, ayn zamanda, kendisine rnek ald kiilerdir. Btn bu anlatlanlar dorultusunda toplumsallamay bireyin yaparak, deneyerek-yanlarak, karmak etkileimler ve duygusal ilikiler iinde gerekletirdii bir sre olarak tanmlamak mmkndr. Benlik ve Toplumsal Benlik Toplumsallama srecinde benlik ya da bireyin kendi kiisel ve toplumsal kimlii hakkndaki duygu ve anlaylar nemli yer tutar. Bireyler, toplum ierisinde eitli rol beklentileri ve kltrleri hakknda bilgilerini ve deneyimlerini eitlendirirken, ayn zamanda kendilerini de tanma imkan bulurlar. Bu anlamda, bireyler, benliklerini toplumsallama sreci gibi- yava yava olutururlar. Benlik veya kendilik insann kim ve nasl olduu hakkndaki alglamalarnn bir organizasyonudur.9 Benlik birtakm yaantlar sonunda kazanlan bir yap, bir oluumdur. ocuk, byme srecinde giderek kendini dier insanlardan ve nesnelerden ayrmay renir. Bylece z ya da benlik kavram oluur. (...) bu farknda olu, bu idrak onun z benliini oluturur. Demek ki z-benlik insan kendisi yapan ve dier kiilerden ayran duygular, fikirler, niyetler ve deerlendirmelerin bir yndr. Kiiye dn ve bugn, ok muhtemel olarak yarn, ayn kii olduunu ve olacan bildiren eydir.10 George Herbert Mead (1863-1931), toplumsal deneyimin bir bireyin kiiliini nasl gelitirdiini aklama abas ierisinde oldu. Meadin de temel kavram benliktir. Fakat onu farkl klan husus, benlii toplumsal deneyimin bir rn olarak grmesidir. Meadde benlik ya da kendilik bir toplumsal yapdr ve toplumsal tecrbeleri sonucunda ortaya kar. Meade gre: (1) Benlik doutan gelmez, zamanla geliir. (2) Benlik, bireyler dier bireylerle iletiime girdike, yani toplumsal deneyim ile geliir. (3) Toplumsal deneyim, sembollerin deiimi ile gerekleir. Sadece insanlar anlam yaratmak iin kelime kullanr, jestlerde bulunur. (4) Anlam karma abas ierisinde olmak, dier bireylerin niyetini anlamaya sebebiyet verir. (5) Bir niyeti anlamak, bir durumu bakalar asndan deerlendirebilmeyi gerekli klar. Semboller kullanarak, kendimizi dier bireylerin yerine koyar, o kiinin bizi grd gibi kendimizi grebiliriz. O nedenle de, harekete gemeden bile dier bireylerin bizim hakkmzda ne dndn tahmin edebilir ve ona uygun davranabiliriz. Dier insanlar, bu anlamda, kendimizi grebileceimiz bir aynadr. Bu konu, Charles Horton Cooley (1864-1929) tarafndan da vurgulanan bir husustur. O, bu durumu, ayna benlik kavramyla aklar. Ona gre ayna benlik ya da aynada akseden ben, insanlarn bizi nasl grdn dnmemize dayanan benlik imajdr. 11 (6) Dier bir kiinin roln alarak kendimizin farkna varrz. Baka bir deyile, dier insanlarn roln stlenmekle kendi benliimizi gelitirmemiz mmkn olur. ocuklar ise, snrl toplumsal tecrbeleri nedeniyle, bunu taklit etme yolu ile yaparlar. Meade gre, benlik iki blmden oluur: I/Ferd Ben ve Me/ Sosyal Ben. I/Ben olarak bir eyi yapmaya karar veririz ve daha sonra hareketimizi dier bireyleri dikkate alarak ekillendiririz. Dierleri (1) genelletirilmi tekiler ve (2) anlaml tekiler olarak ikiye ayrlr Meadde. Hareketlerimizi daha ok da, bu anlaml tekileri dikkate alarak dnr ve yaparz. Benliin oluumu ve sosyal benliin geliimine ilikin yaklamlar elbette Meadin dnceleriyle snrl deildir. Sigmund Freudun kiilik modelleri ve kiiliin geliimine ilikin yaklamlar, Charles H. Cooleyin ayna benlik ve birincil gruplarikincil gruplar ayrm, Jean Piagetin Bilisel Geliim Kuram, Lawrence Kohlbergin Ahlaksal Geliim Kuram, Carol Gilligann Cinsiyet ve Ahlak Geliim Kuram gibi yaklamlar da, netice itibariyle, tm hayat boyu devam eden karmak bir sre olarak toplumsallamann nasl gerekletiine ilikin ne kan farkl aklama biimleridir.12 Benliin kazanlmas, toplumun dsal bir gereklik olmayp isel bir olgu da olduunu bize kantlar. Bireyin dndaki dzen, benlik yoluyla, bireyin iindeki kiisel dzene balanr. Bu balantnn kurulmas toplumsallama srecinin temel bir parasn oluturmaktadr. Benliin ortaya k insann kendini, bakalarnn onu grd gibi grmesiyle olur ve toplumsal etkileimlerle yaantlar srasnda gerekleir. Bireyin benlik kavram; toplumsal beklentilerin bireyin deer, tutum ve duygularyla balanmas srecine temel olan boyut tar: Bireyin, toplumsal ilikiler iindeki yerini anlay biimi olan kimlik. Bireyin z yetenekleri, becerileri ve nitelikleri konusundaki anlayn oluturan benlik simgesi. Ve bireyin olumlu ya da olumsuz z-deeri konusundaki benlik saygs. nsanlar kendi davranlar ve zellikleri hakknda olumlu dn 9 Enver zkalp, Sosyolojiye Giri, 6. Bask, Eskiehir: Anadolu niversitesi, 1993, s. 92. 10 Zeki Aslantrk ve Tayfun Amman, Sosyoloji: Kavramlar, Kurumlar, Sreler, Teoriler, stanbul: Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf Yay., 1999, s. 147-148. 11 Zikreden: John J. Macionis, Sosyoloji, Vildan Akan (ev. ed.), Ankara: Nobel Akademik Yay., 2012, s. 119. 12 Benlik, sosyal benlik, ayna benlik gibi kavramlar ve bu konular aklama abas ierisindeki kuramlar hakknda daha geni bilgi iin bkz. John Macionis, a.g.e., s. 115-121; Anthony Giddens, a.g.e., s. ?????. isterler. Ama bu mek yarglar bakalarnn yarglarna sk skya baldr.13 ocukluk dneminde yaanan toplumsallama, bireylere, gndelik

hayatlarn srdrmelerini salayacak bilgi, beceri ve benlik kavramlarn salar; ancak bu toplumsallamann tamamland anlamna gelmez. nsan hayatnn ergenlik, annelik veya babalk, askerlik, meslek hayat, yallk vb. gibi her bir safhasnda yeni toplumsal ilikilere, dolaysyla yeni becerilere, bilgilere ve benlik/kimlik alglarna sahip olur. Deien yerel ya da kresel teknolojik, ekonomik, kltrel vs. deiimler her bir insan bireyi zerinde farkl etkiler yapar. Yetikinlerin toplumsallamas byk lde gnlk yaantlar erevesinde ve biimsellememi yollarla olur. Ancak ayn ilevin halk eitim merkezleri, okur-yazarlk seferberlii vb. gibi biimsel kurumlar eliyle de gereklemesi sz konusu olabilir. Bunun dnda Macionisin tabiriyle insanlarn toplumun dier kesiminden izole edildii ve idari grevliler tarafndan ynlendirildii btncl kurumlar14 eliyle de, bireylerdeki z-benlik kavram, deerler, davranlar temelden deitirilmek amalanabilmektedir. Akl hastaneleri, hapishaneler, slahevleri vb. gibi kurumlarla birey toplumsal evresinden soyutlanarak yeniden-toplumsallama ilemine maruz braklabilmektedir. Sonu Bu derste, doumdan lme kadar hayatmzn her bir safhasnda maruz kaldmz toplumsallama konusu zerinde durmaya altk. Toplumsallamann tanm, toplumsallama araclar, toplumsallama sreleri, benliin oluumu ve yeniden-toplumsallama konular zerinde durduk. Toplumsallama konusunun gndeme getirdii nemli ve anlaml tartmalardan bir tanesi, bireyler olarak bu toplumsal ileyi ierisinde zgr olup olmadmz ya da ne kadar zgr olduumuzdur. Sosyologlarn bu konudaki cevaplar elbette, birey ve toplum anlaylarna, siyasal grlerine, inanlarna vb. bal olarak deiiklikler gsterir: Politik liberal gr, bireylerin toplumda zgr olmadn syler. Aslnda sosyal yaratklar olarak da hi bir zaman zgr olamayz. zerimizdeki bir gle yaamak zorundaysak, snf farkllklarn ortadan kaldrp, aznlklarn iine kadn da dahil edip engelleri azaltarak, dnyamz yaamaya uygun hale getirebilmek nemli bir eydir. Muhafazakar kesim, toplumun hayatmz ekillendirdii hakknda hemfikirdir, ama zgr olduumuzu, nk toplumun hayallerimize sz geiremeyeceini belirtir.15 Bu tartmann daha da tesine giderek, toplumun bu ileyiini daha radikal deerlendiren yaklamlar da mevcuttur. Bu erevede Louis Althusserin deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar (ev. Yusuf Alp ve Mahmut zk, 3. Bask, stanbul: letiim Yay., 1991) adl eserinde sergiledii yaklam ya da Michel Foucaultnun iktidar ve sylem analizleri, toplumsallama ve toplum ierisinde bireyin ne kadar zgr olduu meselelerine btnyle farkl bir cepheden de baklabileceini ve aklanabileceini bize gsterir. Okuma nerileri Toplumsallama, kimlik, benlik ve grup ilikileri balamnda sosyal psikoloji almalarna baklabilir. Bu erevede, metin ierisinde dipnotlarda verilen almalarn dnda u almalara baklabilir: D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Cemiyet inde Fert, 2 cilt, ev. Mmtaz Turhan, stanbul: MEB Yay., 19701971; D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Sosyal Psikoloji, ev. Erol Gngr, stanbul: tken Neriyat, 2007; G. C. Homans, nsan Grubu, ev. O. Onaran, B. Oran ve . Oskay, Ankara: TODAE Yay., 1971. 13 E. Mine Tan, a.g.e., s. 41. 14 John J. Maiconis, a.g.e., s. 130. John J. Maiconis, a.g.e., s. 131. alma Sorular 1. Toplumsallama hakknda bilgi sahibi olmak, zgrlk hissini artrr m yoksa azaltr m? Neden? 2. Bireylerin kendi hayatlar zerinde kontrolnn olup olmad konusunu tartnz. 3. Kadn ya da erkek oluumuz, toplumsallama srecinde nasl bir etkide bulunur? 4. Cinsiyetiniz, kiiliinizin geliimini nasl etkiledi? Cinsiyetinizin hayatnzda ekillendirdii eyi belirtin. 5. Yaam seyri ierisinde kendinizi nasl tanmlarsnz? Ergen mi, yetikin mi yoksa yal m? Neden? 6. Bir kiinin ergen ya da yetikin olarak tanmlanmas neye baldr? 7. Toplumsallama, alama ya da beyin ykamadan hangi bakmlardan farkllklar gsterir? 8. Benlik, z-benlik kimlii ile toplumsal kimliimiz arasnda nasl bir iliki vardr? Tartnz. 9. Karmak ve hzl deien toplumlarda, birincil toplumsallama ne kadar nemlidir? 9.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel Bulut Ak ve Uzaktan 9. Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 9. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Toplum ierisinde bireyler, eitli gruplara ye olarak, eitli gruplarn bir paras olarak yaamlarn srdrrler. ster gelimi, ister gelimemi olsun hemen her toplumda, insanlar bir aile, bir arkadalk grubu, bir meslek grubu, bir dernek ya da bir siyasi parti grubu ierisinde yer alrlar. Hepimiz, daha en bata, dnyaya geldiimiz anda bir aile ierisine doarz. (Elbette -ok ok az olmakla birlikte- istisnalar vardr ve bu istisnalklar nedeniyle, farkl ynleriyle sosyoloji ya da baka disiplinler tarafndan inceleme konusu edilen durumlar sz konusudur.) Bu grup ierisinde grubun grup ile toplum arasnda herhangi bir eliki ya da atma yok ise- ve toplumun kltr elerini ediniyoruz. Zaman ierisinde okula balyor, ok farkl evrelerden akranlarmzla tanyor, gnmzn nemli bir ksmn onlarla geirmeye balarz. Okulda toplumun farkl ynlerini tanyoruz. Okul, gndelik hayatmz srdrmemize yardmc olacak ve toplumun ihtiyalarn karlayacak belli bilgi ve becerileri kazandrr; ayn zamanda bizi terbiye eder. Ayrca, brokrasiyi ilk kez okulda tecrbe ederiz. lerleyen zamanda, i hayatna atlyor ve eitli kurumlarda mesleimizle ilgili yeni ilikilere giriyor, yeni grevler ve sorumluluklar stleniyoruz. Bu safhada da yine hayatmz, eitli gruplar ierisinde geer; iin ve grubun zelliklerine gre biz de yeni zellikler kazanr, benlik algmz farkllar, yeni zellikler kazanrz. Daha da nemlisi, her gn bir ok farkl grup ierisine girip kyoruz. Dolaysyla ayn anda pek ok farkl grubun birer yesi, her bir grupta ayr statlere ve rollere sahip bir insan olarak hayatmz srdryoruz. Toplumsallama sreler ve dahas, kendi benliimiz toplumsal gruplar araclyla ortaya

kar. Bizim bir yere ya da bir eylere ait olma ihtiyacmz da, yine toplumsal gruplar araclyla karlanr. Yukarda da ifade edildii gibi, doumdan lme kadar farkl dnemlerde veya ayn dnemlerde birok farkl grup ierisinde bulunuruz. Bizden farkl olan gruplarla karlarz. Bu anlamda toplum; kimi zaman hiyerarik ekilde sralanm, kimi zaman yan yana olan ve uyumlu alan, kimi zaman birbiriyle atan pek ok farkl grubu ierisinde barndran bir yapdr. Bu derste, gndelik hayatta etkileim ierisine girdiimiz insan kmeleri olan toplumsal gruplar incelenecektir. ncelikle toplumsal grubun tanm yaplmaya allacak, toplumsal gruplarn zellikleri anlalmaya ve anlatlmaya zen gsterilecek, ardndan bu zelliklerine bal olarak toplumda karmza kan toplumsal gruplar gerek nitelik, gerek muhteva ve gerekse de boyutlar dikkate alnarak- tasnif edilmeye allacaktr. Ayrca, toplumsal grup zellii gstermemekle birlikte, gndelik hayatta sk sk iinde bulunduumuz dier insanlarla bir arada olduumuz insan birliktelikleri deerlendirilmeye allacaktr. Toplumsal Grup Veysel Bozkurt, Srekli etkileim iinde olduunuz gruplarn ve rgtlerin bir anda yok olduunu hayal edin. rnein aileniz, arkada evreniz, futbol kulbnz, salk, eitim, gvenlik ve beslenme gibi alanlarda size her trl hizmeti salayan kamusal ve zel rgtler bir anda hayatnzdan ekiliyor. Alt mil yardan fazla insann yaad u yerkrede tek banasnz. Ait olduunuz hi bir grup yok. inde yaad nz toplum kendi aralarnda hibir ibirlii olmayan tek tek bireylerden oluuyor. Acaba gruplarn ve r gtlerin olmad bir dnyada nasl bir hayatnz olurdu?1 diye soruyor. Gerekten de nemli ve zerinde dnlmesi gereken bir soru. yle bir dnyada nasl bir hayatmz olurdu? Doduumuz andan itibaren, hayatta kalabilmek iin bakalarna ihtiya duyarz. Kendimizi tanyabil mek iin dahi bakasna ihtiya duyarz. Bu da bakalaryla, dierleriyle etkileimi gerekli klar. Zygmunt Baumandan alntlanan aadaki paragraf, gndelik hayatta karlatmz, iletiime ve etkileime girdi imiz sosyolojide toplumsal grup, toplumsal yn ya da kategoriler olarak adlandrlan, bizim de bu ders boyunca ksaca tanmlamaya alacamzinsan topluluklarn zetler niteliktedir: Dnyorum da, insan soyunun (gemi, imdiki ya da gelecekteki) yelerinin bana farkl kapasiteleri varm gibi geliyor. Bazlarna ok sk rastlyorum ve bu yzden de hemen tanyorum onlar; onlardan ne bekleyebileceimi ve neleri bekleyemeyeceimi, beklediim ve istediim eyleri aldmdan nasl emin olacam, eylemlerime benim onlardan istediim biimde tepki gsterdiklerinden nasl emin olacam bildiime inanyorum. Bu insanlarla etkileime girerim, iletiim kurarm; birbirimizle konuuruz, bilgilerimizi paylarz ve bir uzlamaya varma umuduyla ilgi alanmza giren eyleri tartrz. Dierleriyle ancak zaman zaman karlarz; karlamalarmz ya ben ya da teki kiiler zel, gayet zgn hizmetleri almak ya da mbadele etmek istedii zamanlarda, tamamen zel koullarda gerekleir; retmenimle dersler ve seminerler dnda pek karlamam bir bakkal rayla ancak bir eyler satn alrken karlarm, ansma diimi ok nadir olarak, ancak diimin yaplmas gerektiinde grrm. Bu gibi insanlarla ilikilerime ilevsel ilikiler denebilir. Bu insanlar hayatmda bir ilevi yerine getirirler; ilikimiz bana (ve varsayyorum ki onlara da) ait karlar ve eylemlerle ilgili zellikler tar. ou durumda teki kiinin, o kiinin yerine getirmesini beklediim ilevle ilikili olmayan zellikleriyle ilgilenmem. Dolaysyla bakkal rann aile hayatn, diinin hobilerini, siyasal bilgiler hocamn sanatsal zevklerini aratrmam. Buna karlk, onlardan da benzer bir yaklam beklerim. Onlarla ilikimde, zel alanm olarak grdm alan soruturmalarn haksz mdahale olarak deerlendiririm. Byle bir mdahale geldiinde, buna direnirim; bunu nihayetinde belli bir hizmetin mbadelesinden te olmayan ilikimizin yazl olmayan koullarn ktye kullanma ya da ineme durumu olarak alrm. Nihayet, dierleriyle neredeyse hi karlamam. Onlarn hakknda bilgilerim vardr; onlar vardrlar, bilirim ancak grnd kadaryla benim gnlk ilerimle dorudan ilgili olmadklarndan, onlarla dorudan iletiime girme ihtimalini ciddi olarak dnmem. Aslnda onlara ancak gelip geici bir dnce kadar ilgi duyarm. Sosyolojide fenomenolojik okul ad verilen okulun kurucusu Alman asll Amerikal sosyolog Alfred Schutza gre, her bireysel bak asndan insan soyunun btn teki yelerinin yerleri, hayali bir izgi zerinde belirtilebilir ve bu izgide sosyal iliki hacim ve younluk olarak azaldka artacak sosyal me- safe ile llen bir sreklilik tespit edilebilir. Byle bir izgi zerinde kenimi (egomu) balang noktas alarak bana en yakn noktalarn dostlarm olduunu syleyebilirim; onlar gerek anlamda dorudan, yz yze ilikiye girdiim insanlardr. Dostlarm, adalarmn, benimle ayn zaman diliminde yaayan ve en azndan potansiyel olarak yz yze ilikilere girebildiim insanlarn oluturduu geni bi alanda ancak kk bir blgeyi igal ederler. Bu gibi adalarma ilikin pratik deneyimim, elbette kiisel olarak edinilen bilgiden, insanlar bir kategorinin rneklerinden aka bir ey olmayan (yallar, siyahlar, Yahudiler, Gney Amerikallar, zenginler, futbol fanatikleri, askerler, brokratlar vb.) tiplere ayrma yetimle snrl bir bilgiye kadar eitlilik gsterir. Bir insann, sreklilik izgisi zerindeki verili noktas benden ne kadar uzaksa, benim o insana tepkim (karlamasak da zihinsel yaklamm ya da, eer olursa, kiisel ilikim) kadar onun hakkndaki dncelerim de o kadar genel ve tipik olacaktr. (...) Listede yer alan Veysel Bozkurt, Deien Dnyada Sosyoloji:Temeller, Kavramlar, Kurumlar, 7. Bask, Bursa: Ekin Basn Yayn Datm, 2011, s. 152. kategorilerin hibirinin sonsuza dek sabitlenmediini aklmzdan karmayalm. Bunlarn geirgen s nrlar vardr; tek tek insanlar bir kategoriden dierine geerek, sreklilik izgisinde benim dorultum ynnde ya da baka ynde yol alarak (...) yerlerini

deitirebilir, deitirirler de.2 Gordon Marshalln Sosyoloji Szl, toplumsal grubu Resmi ya da gayri resmi yelik ltleriyle tanmlanan, grece istikrarl bir karlkl ilikiler modeliyle birlik olma duygusunu paylaan ya da kendilerini birbirlerine bal hisseden ok saydaki kiinin oluturduu bir kme.3 olarak tanmlyor. Joseph Fichter de, toplumsal grubu, -aada zerinde durmaya alacamz- kimi niteliklerden/gerekliliklerden hareketle yle tanmlyor: Grup, ortak sosyal hedefleri izleyen, sosyal normlar, ilgiler ve deerlere gre karlkl roller oynayan sosyal kiilerin tanmlanabilir, yaplam, srekli birlikteliidir.4 Aile, akraba veya arkada gruplar yesi olduumuz pek ok ve eitli gruplardan yalnzca bir ksmdr. Bunlarn yan sra, dinsel, sportif, toplumsal, eitsel, siyasal etkinliklerin ya da mesleki ve ekonomik amalarn gerekletirilmesi iin oluturulmu pek ok grup mevcuttur. Toplumsal hayatta, mason locas, mafya rgtlenmesi, eteler, hayr cemiyetleri, su rgtleri vs. pek ok farkl zellikte grupla karlarz. Btn bu oluumlarn birbirlerinden farkl olmasna karn, hepsini grup ortak adlandrmas altnda toplayabilmemize izin veren baz zellikleri vardr. Bu zellikleri, ayn zamanda, bir toplumsal birliktelii toplumsal grup olarak adlandrmamz temin edecek ama, nitelik, kapsam vb. gibi hususlarla ilgili- gereklilikler olarak da adlandrabiliriz. Her eyden nce gruplar, birbirleriyle gerek karlkl ilikiler iinde bulunan, davranlarnda birbirinin davrann hesaba katan insanlardan oluur.5 Aralarnda bu trden ilikilerin bulunmad topluluklar, fizik alardan birbirine olduka yakn insanlardan olusalar dahi bir otobs duranda otobs bekleyen, trende seyahat eden insanlar, bir futbol manda stadyumda bulunan insanlar rneklerinde olduu gibi- bir grup oluturmazlar. nk grubun varl ayn zamanda bir baka eye daha, bu etkileim erevesinde baz ortak deerlerin, kurallarn hatta belli bir duygusal ortamn oluumun[a]6 ihtiya duyar. Ortak deerlerin ve kurallarn varl, grup ierisindeki farkllklar ya da atmalar yadsyan bir zellik deildir. En samimi ve yakn insan grubu olan ailede dahi, zaman zaman aile ii srtmeler (kar-koca anlamazlklar, kardeler aras ekimeler, ocuklar ile ebeveynler arasnda yaanan gerilimler vb. gibi- atmalar sz konusu olabilir. Ancak, bu atmalar ne zaman ki ortak olmas gereken deerleri andrc, ypratc ve paralayc boyutlara ulatnda sz konusu gruplar da dalr. Ailelerin dalmas gibi. Grup iin ekimelerin kayna yalnzca yine grup ii ilikiler deildir elbette. Dardan gelen etkiler de bu grup ii dayanmay olumlu ya da olumsuz ynde etkileyebilir. Kimi grup yaplarnda, dsal basklar grup ii dayanmay olumlu ynde etkiler ve artrrken, kimi zamanda gruplarn yapsna, kapsamna, dardan gelen basknn/etkinin niteliine ve iddetine bal olarak olumsuz ynde sonular da ortaya karabilir. (Bu erevede, ada Sosyoloji Teorileri I balkl 6. derste zerinde ksaca da olsa durduumuz Lewis Coserin atma a balamnda dile getirdii grleri hatrlatalm.) Toplumsal gruplar, yapsallam, rgtlenmi, ksacas yelerinin yerlerinin ak-seik belirlenmi olmasyla da belirlenirler.7 Dolaysyla, bir pazar yerindeki ya da otobs durandaki insan kalabal, aralarnda herhangi bir yapsallam, rgtlenmi ilikinin olmamas, insan ortak tanmnn dnda zel bir kimlikle ilikilerin kuruluyor olmamas gibi nedenlerle grup tanm ierisinde deerlendirilmez. Grup ierisindeki insanlar/bireyler, birbirlerine kyasla belli bir hiyerarik sralanma ierisindedirler. Aile ierisinde baba, anne ve ocuklarn veya bir mason locas, ete, dernek, siyasi parti vs. gibi yaplarda yelerin belli bir statye gre sralanmas rneklerinde olduu gibi. Toplumsal gruplar ierisinde, kimi daha belirgin ve daha kat, kimi daha gevek ve belirsiz olmak zere olduka ok eitlilik gsterebilir. Ancak gevek ya da kat, nihayetinde grup yeleri arasnda hiyerarik bir stat sralamas mevcuttur. Bu durum, gruplarda bir liderlik ve lider altnda yelerin sralanmasn, yeler arasnda grubun ve yaplan iin niteliine bal olarak ayr bir 2 Zygmunt Bauman, Sosyolojik Dnmek, ev. Abdullah Ylmaz, stanbul: Ayrnt Yay., 1998, s. 48-50. 3 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 285. 4 Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, ev. Nilgn elebi, 2. Bask, Ankara: Attila Kitapevi, 1994, s. 54. 5 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 44. 6 Ayn yerde. E. Mine Tan, a.g.e., s. 45. ast-st ilikisi sz konusudur. Grup yeleri ierisindeki bu sralanmaya bal olarak, yelerin rollerinin sralanmas, baka bir deyile, belli bir iblm mevcuttur. Grup ierisinde liderin, igal ettii statye bal olarak, yerine getirmesi gereken belli grevleri/rolleri vardr. Kendisinden bu grevleri/rolleri baaryla yerine getirmesi beklenir. Benzer ekilde, grup iindeki dier bireylerin de, igal ettikleri statlere ya da iblm sonucunda kendi paylarna den ie- gre yerine getirmeleri gereken belli roller vardr. Grup yeleri arasndaki bu stat farkllamasnn, hiyerarinin ve rollerin garanti altna alnabilmesi iin, ayn zamanda belli bir davran kurallar btn belirlenir. Bu bir denetim ve bask mekanizmasn da dourabilir elbette. Bu kurallar; gruplarn yaplarna, niteliklerine ve kapsamlarna bal olarak yazya geirilmemi szl kurallar da olabilir, bir parti tz gibi yazl kurallar btn de olabilir. Bu szl ya da yazl kurallar, btn yeler tarafndan bilinir, en azndan bilindii varsaylr. Yeni durumlar, daha nce dile getirilmeyen fakat varsaylan baz hususlar/kurallar aa karabilir; ancak bu srecin sancsz olmama ihtimalinin de bulunduu hatrlanmaldr. (Grup yeleri tarafndan bilindii var saylan ve uymalar istenen kurallarn bu zellikleri, ayn zamanda, grubun niteliini de deitirici zelliktedir. Bir meslek rgtne dahil olan birisi, dernein amacn, kapsamn ve bir anlamda uyulmas gereken kurallar, uyulmad takdirde muhatap olunacak ceza yaptrmlar da

ieren- tzn okur, inceler. Bir siyas partiye ye olmak kii de benzer bir durumla karlar. 3-5 kiilik gruplarla binlerce, yzbinlerce yesi olan sendikalar, dernekler, meslek odalar, siyasi parti vb. yaplanmalar arasnda yz yze ilikilerden gayri-ahsi ilikilere varncaya dek pek ok noktada farkl iliki biimleri ortaya kabilir. Nitekim gruplar, bu ynleriyle de ayrca tasniflere tabi tutulmaktadr. Bu konu zerinde, ilerleyen sayfalarda tekrar durulacaktr.) Yukarda bahsedilen hiyerari, stat ve rol dalmlar, iblm ve kurallar, pei sra, yelerin stlenmi olduklar rollerin gereini yerine getirmediklerinde ya da ortak kurallara uymadklar takdirde belli bir ceza yaptrmlar da beraberinde getirmektedir. yeler, elbette, bu yaptrmlarn da farkndadrlar. Grubun beklentilerine uygun davranmadklarnda, baz yaptrmlarla karlaacaklarn, knanabilecekleri, cezalandrlacaklarn ve hatta gruptan atlabileceklerini de bilirler. Bu ayn zamanda, grubun dier yelerinin benzer hatalarna kar belli bir tepkide bulunma hakkn ona verir. Sz konusu yaptrmlar, doal olarak, grubun byklne, niteliine ve yenin yapt hatann zelliine bal olarak deiebilir. Toplumsal grubu tanmlayan zelliklerden bir bakas da, greli de olsa bir sreklilik arz etmesidir. Baka bir deyile, toplumsal grup, zamansal olarak llebilir bir sreklilik ierisinde olmaldr. Bir futbol man stadyumda izleyen ya da bir konser dinleyen seyirciler, etkinlik bittiinde dalp gittikleri iin bir grup oluturmazlar. Geici bir beraberliktir sz konusu olan. Oysa bir ete, bir mafya rgtlenmesi ya da siyasi parti ok daha uzun sreli bir ilikidir. Gruplar, bir kuak boyunca ya da birok kuak boyunca var olabilirler. Gruplar, kazandklar yeni yelerle kalclklarn, srekliliklerini artrabilirler. Bu katlmlarn, ok da bilinli, rasyonel tercihler sonucu olumu olmas gerekmez. Toplumsal grubun bir dier zellii de, zdeimdir. zdeim ise kiinin kendi varln ve zelliklerini yesi olduu gruba ve grubun zelliklerine baml olarak alglamasdr. Bireyin en fazla zdetii gruplar genellikle referans gruplar olarak adlandrlr.8 Deerlendirmelerimizi yaparken veya karar verirken bu kararmz ya da deerlendirmemizi nasl karlayacan dikkate aldmz, bize referans noktas olarak hizmet eden gruplardr bunlar. Atf grubu olarak da adlandrlr. Bir kii, evlenmeyi dnd kadn ya da erkek hakknda ailesinin ne dneceini dert ediyorsa, ailesini referans grup olarak kullanyor demektir. Toplumsal grubun bir zellii de; hem yeleri tarafndan, hem de dardaki gzlemciler tarafndan tannabilir olmasdr. Bu, grubun yeleri ve dardakiler tarafndan kabul edilen, tanmlanabilen bir ortak varla sahip olmas anlamna gelir. Baka bir deyile, grup yelerinin bir biz bilincine sahip olmasdr. Biz bilinci, ayn zamanda dierleri, tekiler, yabanclar gibi deerlendirmeleri de beraberinde getirir. Biz ve onlar, karlkl olarak birbirini etkileyen tanmlamalardr. Toplumsal Gruplarn Tasnifi Toplumsal gruplar, bu tanmlama ve zelliklerinin belirlenmesi abalarna karn, son derece karmak E. Mine Tan, a.g.e., s. 46. eitli zellikler gsterir. lev, kapsam, geveklik ya da katlk, ye says vb. gibi pek ok ve nitelie ve bu niteliklerin sreklilik arz edip etmediine baklarak tasnif edilebilirler. Ancak bu tasniflerin tek olmayacan, farkl tasniflerin sz konusu olabilecei belirtilmelidir. rnein yapya gre snflandrmada gruplar, en kat yaplamadan en gevek olana doru giden bir izgi zerine yerletirilirler. Toplumsal rollere gre yaplacak bir tasnif, grup yelerinden ok ey bekleyenlerden daha az ey bekleyenlere gre bir tasnif yaplabilir. Grup yeleri arasndaki iletiimin younluuna bal olarak bir tasnif de gelitirilebilir. Grup yelerinin paylatklar deerlere ya da grubun yelerini ynelttii toplumsal amalarn trlerine gre tasnifler yaplabilir. Yukarda szn ettiimiz, referans grubu da bir baka adan yaplan bir grup tasnifi, grup tiplemesidir. Dier bir tasnif i-grup (in-group) ve d-grup (out-group) aras farka gre yaplabilir. -grup, yelerin birbirlerine kar sayg ve sadakat hisleri besledii toplumsal gruptur. D-grup ise, bir i-gruba ait kiinin, rekabet ve kartlk hissettii kendi dndaki, dier, yabanc grup ya da gruplardr. -grup, d-gruba gre var olur. Gruplar arasndaki gerilimler, gruplar arasnda keskin ayrmlara yol aar ve grup yeleri iin daha saf toplumsal kimlikler temin eder. ve d gruplar ayrm, kolaylkla anlalaca gibi, biz ve onlar ayrmna dayanr ve gereklii tartlr bir biimde, btn olumlu zellikleri ve deeri bize atfederken, olumsuzluklar, ktlkleri ve deersizlikleri onlara, tekine atfeder.9 Belki dierlerinden daha kuatc ve doyurucu gelebilecek bir dier grup tasnifi, gruplarn insan hayatnda yerine getirdikleri temel ilevlere dayal olarak yaplacak bir temel gruplar tasniftir. Bu tasnif; insanlarn her zaman ve her yerde aile, eitim, ekonomi, siyaset, din ve bo zaman deerlendirme etkinliklerinde iaret edilen toplumsal ihtiyalarn giderilmesi iin yle ya da byle bir ekilde ilikiye girmek zorunda olduu fikrinden hareket eder. Elbette bu ihtiyalar, her toplumda ayn statye, ayn deere sahip deildir. Bu yak- lama gre temel gruplar; aile grubu, eitim gruplar, ekonomik gruplar, siyasal gruplar, din gruplar ve bo zaman deerlendirme ve dinlenme gruplar eklinde tasnif edilirler. Bu tasnifin, toplumda var olduu ifade edilen temel kurumlar ile ok fazla paralellikler tad aktr. En fazla bilinen toplumsal grup tasniflerinden biri, Charles Horton Cooleye (1864-1929) atfedilen birincil gruplar ikincil gruplar ayrmdr. Cooleye gre birincil gruplar, yelerinin kiisel ve kalc ilikileri paylat kk gruptur. Kiisel ve sk bir ekilde btnlemi gruplardr. Cemaatsel, yerleik, mekanik, kapal, dayanmac, ailesel, folk ve geleneksel olarak da nitelendirilebilirler. Birincil gruplarn yeleri pek ok ynden birbirine yardmc olur. Grubu, amalarna ulamak iin bir ara deil, ama olarak grrler. kincil gruplar10 ise, yelerinin belirli bir hedef veya faaliyet iin bir araya geldii byk ve gayri-ahsi ilikiler zerine kurulu gruplardr. Kiiler arasnda duygusal balar zayftr, yeler birbirleri hakknda fazlaca

bir bilgiye sahip deildir, kiisel ynelim sergileyen birincil gruplarn aksine hedef ynelimlidirler. Birincil grup yeleri birbirlerini aile balar ve kiisel nitelikler iinde kim olduklarna gre tanmlarken; ikincil grup yeleri bir 9 Biz ve onlar yalnzca iki ayr insan grubunu deil, tmyle farkl iki tutum arasndaki, duygusal balanma ve antipati, gven ve kuku, gvenlik ve korku, ibirlii ve ekime arasndaki arm temsil eder. Biz ait olduumuz grup anlamna gelir. Bu grup iinde olanlar gayet iyi anlarm ve anladm iin nasl srdreceimi bilirim, kendimi gvenli ve evimde hissederim. Bu grup adeta benim doal ortamm, iinde olmaktan holandm ve huzur iinde dndm yerdir. Onlar ise tersine ne ait olmay isteyebileceim ne de istediim grubu anlatr. Dolaysyla o grupta neler olup bittiine ilikin gzmde canlanan eyler, belli belirsiz ve kopuk kopuktur; o grubun ileyiine ilikin pek bilgim yoktur ve bu yzden o grubun yapt her ne ise benim iin genelde kestirilemez ve ayn ekilde korkutucu eylerdir. Ben onlarn temkinli tutumumu ve endielerimi ayn geer akeyle geri dediklerinden, kukularma karlk kuku duyduklarndan ve benim onlar onaylamadm gibi onlarn da bana hn beslediklerinden kukulanrm. Bundan dolay, onlardan beklediim karlarma kar hareket etmeleri, bana zarar vermeyi ve bama bir orap rmeyi istemeleri ve felaketimden mutluluk duymalardr. Biz ve onlar ayrm bazen sosyolojide i grup ve d grup ayrm olarak verilir. Bu zt tutumlar ifti birbirinden ayrlmaz; d grup olmakszn i grup duygusu olamaz, ve tabii tersi de geerlidir. Bu kavramsal-davransal ztln iki yesi birbirini tamamlar ve koullandrr; onlar btn anlamlarn ztlarndan alrlar. Onlarn olan bizim olmaz ve onlar biz deildir; biz ve onlar ancak birlikte, karlkl atma iinde anlalabilir. Ben kendi i grubumu ancak belli bir teki grubu onlar olarak grdm iin biz olarak grrm... Bkz. Zygmunt Bauman, a.g.e., s. 51-52. 10 Cooley, hibir zaman ikincil grup szn kullanmamakla beraber bu [birincil] grubun kart zelliklerine sahip gruplar iin ikincil kavramn kullanmay doal karlamaktadr. kincil gruplar, birincil grubun dnda kalan her trl gruplardr. Bu gruplar byk apl, nemli ve resmi gruplardr. Bu gruplarn rneklerini zellikle sanayilemi kentlemi toplumlarda grmekteyiz. Bu gruplar karlkl karlara gre rgtlenmi resmi rgtlerdir. (...) rnein, irketler, bankalar, sendikalar, birlikler bu tr gruplardr. Burada nemli olan bireylerin veya yelerinin yaamla ilgili sorunlar deil, yelerinin stlendii birtakm toplumsal grevlerini yerine getirmeleridir. yeler arasnda karlkl ykmllk ve haklar belirleyen eyler yazl yasa, tzk ve ynetmelik kurallardr. Bkz. Enver zkalp, Sosyolojiye Giri, 6. Bask, Eskiehir: Anadolu niversitesi, 1993, s. 234-235. birlerine ne olduklarna, birbirleri iin ne yapabileceklerine gre bakarlar. kincil gruplarn bir dier zellii de, grup yelerinin dier yelerle ilikilerinin karlkl al verie dayal oluudur; ne verilecei ve karlnda ne alnaca zihniyeti nceliklidir. Bu hedef ynelimi, grup yelerinin birbirlerine kar resm ve kibar davranmalarn beraberinde getirir. Bu tr bir ilikide, naslsnz? eklindeki bir soru, nezaketen sorulmu bir soru olarak kalr; gerek cevab pek merak edilmez.11 (Birincil ve ikincil grup ayrm, cemaat-cemiyet [topluluk- toplum] ayrmnda olduu gibi, Ferdinand Tnniesin toplum tasnifiyle de byk benzerlikler gstermektedir. Cemaat/topluluk, birincil grup ilikilerinin egemen olduu bir toplum tipi olarak gzkyor; cemiyet/toplum da ikincil grup ilikilerinin karakterize ettii toplumlar olarak da tanmlanmaktadr.) Joseph Fichter, birincil ve ikincil gruplar ayrmyla ilgili u deerlendirmeyi yapyor: (...) birincil ve ikincil gruplarn tannmasnda birtakm glklerle karlalabilir. nk bu gruplarn zellikleri gerek yaamda birbirleriyle karmtr. Gerek birincil gerek ikincil gruplar, gruplarn iki u tipini temsil ederler. Bu nedenle birer [Weberci anlamda ideal] tiptirler. Bir toplumdaki tm gruplarn bir sreklilik izgisi zerine yerletirilmesi halinde baz gruplarn gei aamasnda bulunduu gzlenebilecektir. Gei aamasndaki gruplar her iki tip grubun zelliklerini sergilerler.12 Toplumsal Grup Tanm Dnda Kalan Topluluklar Gndelik hayatta sadece toplumsal gruplar ierisinde bulunmazlar. Daha baka pek ok insan topluluu ierisinde yer alrlar. Gndelik dilden farkl olarak, sosyoloji, bu tr birliktelikleri toplumsal grup olarak nitelemez. Sz konusu insan topluluklar, fiziksel ya da meknsal bir yaknla sahip olup olmamaya bal olarak farkl isimlerle adlandrlmaktadr. Toplumsal ynlar; fiziksel yaknlklarna, komu hatta bitiik bulunmalarna karn aralarnda karlkl ilikiler, ksacas birletirici, btnletirici balar bulunmayan ya da yzeysel ve geici olarak balanan insan birikimleridir.13 Ynlarda insanlar birbirlerini tanmazlar, dolaysyla rol ve stat ayrmlarna gitmezler. ou kez bir rastlant sonucu bir araya gelirler (otobs duranda bekleyenler gibi), abucak dalrlar (trafik nda bekleyenler gibi). Toplumsal ynlar ierisindeki bireyler, etkileimde bulunmasalar bile, ynn nitelii bireyde yzeysel de olsa- belli bir davran deiikliine sebebiyet verebilir (kitlesel eylemlerde bireylerde gzlenen deiimler gibi). Kii tek bana iken yapmay dnmedii pek ok eyi, ynlar ierisinde iken yapabilir. Btn bu gibi durumlar, ynlar ierisinde bulunmann kiiyi kolektif davranlara itmesi ya da bakalar tarafndan tannmamas nedeniyle sorumluluk duygusunun azalmas ile aklanmaktadr. Toplumsal ynlar, kimi zellikleri nedeniyle ayrtrlabilir: rnein izleyici ve dinleyici topluluklar, belirli bir sre iin ayn yerde toplanan ve hepsi ayn uyarcya dnk bulunan insanlardan oluurlar. Belli bir saatte belli bir televizyon dizisini seyretmek iin yurdun her tarafnda televizyon karsna oturanlar, aralarnda fiziksel ya da meknsal bir iliki olmad iin yn saylmazlar; fakat belli bir tarihte ve belli bir mekanda bir konferans dinleyenler yn saylrlar. Bir konserin ya da sinema filminin bitiminde dalmakta olan kiilerin oluturduu topluluk ise,

yn 11 nsanlar arasndaki ilikilerde grlen bu farkllama, sadece ada dneme ya da sanayilemeye zg deildir. Norbert Elias, benzer bir hikayeyi kltr-uygarlk kavram iftinin kartlnn geliimi balamnda 18. yzyln ilk yarsnda Almanyada yaynlanan bir Genel Kltr Ansiklopedisinin (John H. Zedler, Groes vollstndiges Universal-Lexikon aller Wissenschaften und Knste, Leipzig ve Halle, 1735) Saray, Nezaket, Sarayl maddesinden alntlar yaparak anlatr: Nezaket szc, phesiz sarayl olmak, sarayda yaamak kavramndan kaynaklanr. Byk saraylar herkesin frsat peinde kotuu yerlerdir. Ve frsat ancak sarayda derebeyin ve st dzeydekilerin beenisini kazanmakla elde edilir. Herkes kendini sevdirmek iin elinden geleni yapar. Karlat her frsatta, onlarn tamamen hizmetinde olduunu gstermeye alr. Ama her istenenin her zaman yaplmas mmkn deildir ve insan bazen de kendisinden bekleneni yapmak istemez. Bu gibi durumlarda nezaket devreye girer. Dsal davranlarla dierine onun hizmetinde bulunulduu gsterilmeye allr. Bu tr davranlar kardakinin gvenini kazanmaya yneliktir, ki bu gven daha sonra sevgiye dnr, bu da bizim iin iyi eyler yaplmas demektir. Bunlar nezaket sayesinde kazanld iin, nazik kiiler srekli kazanl kar. Aslnda insana sayg kazandran eyler yetenek ve erdem olmaldr. Ama bu ikisini deerlendirebilecek kiilerin says ylesine azdr ki! Bunlara deer veren kiiler daha da azdr. Dsal olarak adlandrlan eyler, dsal olana dkn kiileri daha ok etkiler; hele bir de bu gibilerin iradelerini zellikle etkileyecek durumlar ortaya kmsa, nazik olann ekmeine ya srlr. Nakleden: Norbert Elias, Uygarlk Sreci, ev. Ender Atemen, stanbul: letiim Yay., 2000, c. I, s. 81-82. 12 Joseph Fichter, a.g.e., s. 60. E. Mine Tan, a.g.e., s. 47. gndelik yaamda en sk larn karlalan tr olan kalabalklara bir rnektir. Kalabalklarda, belki dier insanlardan yalnzca fiziksel yaknlklar kadar haberdar olabiliriz; dinleyici ya da izleyici topluluklar kadar bile biarada bulunmayz. Bir amac gerekletirme, kendisini ifade etme, bir uygulamay protesto etmek gibi nedenlerle biraraya gelen ve belli lde rgtlenmeye de ihtiya duyulan topluluklarla da karlarz. Bunlar genel olarak gsteri topluluklar olarak adlandrlr. ada yaam, zellikle de kentlerde, modern insan komuluk ilikilerinin byk anlam ve nem tad geleneksel toplumlarn aksine, yn nitelii gsteren yerleim alanlarnda yaamaktadrlar. Birbirine fiziksel adan yakn olmalarna karn, birbirine yabanc birey ve ailelerin yaadklar apartmanlar, gvenlikli siteler, rezidanslar, oda oda kiralanan binalar ve mahalleler vs. gibi. Toplumsal Kategoriler Toplumsal kategori; toplumsal yndan ya da toplumsal gruptan farkl olarak, aslnda zihinsel bir ina olarak, gzlemcinin yarglarnda bir araya gelmi kiilere iaret eden bir kavramdr. Toplumsal kategorilerin tanmlanmasnda en nemli husus, kiilerin birtakm ortak zellikleri paylamakta olduklarnn saptanmasdr. Belli bir toplumsal kategori ierisinde deerlendirilen kiiler, byle bir kategorinin varlndan ya da bakalaryla birlikte bir kategori oluturduklarnn farknda bile olmayabilirler. Okul ncesi ocuklar, evli kadnlar, tarm iileri, sosyal konutlarda ikamet eden aileler, okuryazar olmayanlar, ya, meslek, eitim durumu vb. gibi belli ynlerden benzeen kiiler toplumsal gruplardan farkl olarak birbirleriyle gerek ilikiler iinde bulunmazlar, hatta birbirlerini tanmazlar bile. Kategorilerin ayrmna temel zellik ancak toplumsal adan belli, anlaml sonulara veya deerlendirmelere yol aacak nitelikte ise toplumsal kategorilerden sz etmek mmkn hale gelir. rnein toplumdaki kvrck ve dz sallar ayrmn bir toplumsal kategori olarak deerlendiremeyiz; ancak kyl-kentli, sivil- asker, yerli-gmen, ifti-ii vb. gibi ayrmlar sosyolojik aratrmalar asndan nemli, anlaml sonulara yol aabilecek toplumsal zellikler olarak deerlendirilir. Toplumsal kategorilerin istatistik zellikler tad aktr. Sadece istatistik bir ortalamaya tekabl ediyor olmas, kategorileri dikkate almamay gerektirmez. Zira sosyoloun aratrma amalarna bal olarak, bu trden istatistik kategoriler nemli olabilir: rnein, siyasal davran analiz eden bir sosyal bilimci verilerini oy veren veya vermeyen, radikal ve muhafazakar, kadn ve erkek semenler veya ya, eitim, meslek, gelir ltlerine gre kategorilere ayrp dzenleyebilir. Eitimle ilgili ya da yoksullukla ilgili aratrma ya- pan bir sosyal bilimci, farkl kategorileri kendisine baz alabilir. statistik kategoriler, genellikle incelenen evreni bize verir. Evren, aratrma yaptmz alanla ilgili verilerin toplam saysdr. rnein, stanbulda 2011 ylnda 1000 bebek dodu eklindeki bir ifade tek bana ifade etmez; bu ifade, ancak stanbulun genel nfusu bilindiinde ya da dikkate alndnda bir anlam ifade eder. Bu mukayese sonucunda, sz konusu doum saysnn nfus art asndan yksek ya da dk olduuna ilikin bir deerlendirme yapabiliriz. Benzer durumlar, evlilik, boanma vs. rakamlaryla ilgili de sylenebilir. Toplumsal kategoriler hakknda bu trden bilgilere sahip olmak, toplumsal durumlar ve gelimeler hakknda bilgi sahibi olmak ya da toplumsal dzenlemeler ve hazrlklar yapmak asndan nemli olabilir. rnein, 2011 ylnda doan ocuklarn saysna ilikin bir bilgi, yaklak 6-7 yl sonra ka rencinin okula balayacan tahmin etmek asndan ve ihtiyalarn tespiti asndan faydal olacaktr. ada toplumda rastlanan pek ok ve eitli kategori mevcuttur. Fakat bunlar arasnda zellikle ikisinden sz etmek gerekebilir: Bunlardan bir tanesi olan kitle, ayn uyarcdan etkilenmekle beraber fizik yaknl bulunmayan kimselerin oluturduu bir toplumsal kategoridir. Belli bir kitleyi oluturan kiiler birbirleriyle etkileim iinde bulunmazlar, ancak ilgi ve beenileriyle bakalarndan ayrrlar. Ayn gazeteyi okuyanlar, ayn mzik sanatsn dinleyenler, ayn aktrn filmlerini izleyenler arasnda karlkl anlaml ilikiler mevcut olmad, aralarnda hiyerarik bir iblm vs. olmad iin bir toplumsal grup olarak deerlendirilmezler. Ayn ekilde

aralarnda fizik bir iliki olmad, ayn yerde bulunmadklar iin yn olarak da kabul grmezler. Ortak paydalar uyarann ayn olmasdr. Gnmzde, bu trden kitle aratr malar; moda, kitle iletiim aralar, pazarlama vs. gibi alanlarda nemli hale gelmitir. Bir dier nemli toplumsal kategori rnei aznlklardr. Aznlklar, toplumun egemen yelerinden belirgin farkllklar nedeniyle ayrmcla tabi tutulan kiilerden oluan kategorilerdir. Aznlk yelerinin tanmlanmasnda konutuklar dil, inan, derilerinin rengi vb. gibi eitli zellikler belirleyici olabilir. Bir toplumda aznlklarn ortaya k; ekonomik veya siyasal nedenlerle gerekletirilen gnll ya da zorunlu gler, toprak ilhaklar, smrgecilik vs. gibi eitli yollarla olabilir. Ayrca, toplumsal aznlk kavramn, saysal aznlk ile de kartrmamak gerekir. rnein apartheid rejiminin hkm srd dnemde Gney Afrikada Bantu yerlileri buradaki Avrupallardan sayca ok fazla idiler, fakat Avrupallar egemen, Bantular ise aznlk statsnde Avrupal ynetici snflar tarafndan toplumsal yaamdan dlanm ve eitli basklara maruz braklmlard. nsanlar belli kstaslara ve zelliklere gre trlere ayrma olarak tanmlanan kategoriletirmenin zel bir tr de kalpyarglardr. nsanlarda gerekten var olan bir zellie dayal olarak gelitirilen kategorilerden farkl olarak kalpyarglar, var olduu sanlan, varsaylan bir zellie dayanrlar. Dolaysyla bilimsel kantlara dayanmazlar. Kulaktan dolma bilgilerle retilirler. Genelletirme ve zellitirme eilimlerinin bir sonucu olarak gelitirilen yarglardr. rnein Trkiyenin herhangi bir ehrinden tandmz 3-5 kiiden hareketle o ehrin tamamna ilikin bir genellemeye varmak gibi. Bunun tersi de sz konusu olabilir: rnein herhangi bir ehirden ya da lkeden olanlara ilikin genellemeci yargmz, o ehir ya da lkeden daha nce hi tanmadmz birisine uygulamamz gibi... Sonu Bireyin toplumla ilikisi ve toplumun genel ileyii, bir anlamda, bu derste tanmlamaya ve tantmaya altmz gruplar, ynlar, kitleler vs. ierisinde ve araclyla gerekleir. Hatrlanmas gereken bir husus; toplumsal hayatn duraan bir hayat olmaddr. Tam tersine toplumsal hayatmz son derece deikenlikler ierir ve dinamiktir. Bireyler olarak bizler, gndelik hayatmzda btn bu farkl birliktelikler ierisinde oluyoruz. Sabahleyin uyanp yataktan kmakla balayan ve akam eve dnp uyuyana kadar geen sre ierisinde, toplumsal gruptan toplumsal ynlara varncaya dek birok farkl topluluk ierisinde bulunuyor, iinde bulunduumuz yapya uygun davranlar sergiliyor, sergilemediimizde belki ayplanyor ya da sergilemeyenleri ayplyoruz; kategorilerden, kitlelerden, kalpyarglardan vs. sz ediyoruz. Dahas bazen kat zerinde duraan, birbirinden ayr ve kopuk grnen bu farkl topluluk tiplerini ayn anda yaamak durumunda kalabiliyoruz. Toplumsal grup, toplumsal yn, toplumsal kategori gibi kavramlarn incelenmesi, sistematik zmlemenin ilk admdr. Bu tanmlamalar, aratrma sorularn ortaya karr. rnein, toplumsal grubun tanm, grup iinde aratrlmas gereken etkileimler, deerler, dayanma vb. gibi deikenleri ortaya karr. Bir grubun yelerinin grupla zdeimi bir baka gruba gre daha gl ya da daha zayf olabilir. Bir grubun yelerinin birleriyle ilikileri bir dier gruba gre daha youn ya da gevek olabilir. Okuma nerileri Toplumsal grup, grup kimlii, grup etkileimleri vs. iin metnin dipnotlarnda verilen eserler haricinde- 8. dersin okuma nerileri ksmnda da zikrettiimiz u almalara baklabilir: D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Cemiyet inde Fert, 2 cilt, ev. Mmtaz Turhan, stanbul: MEB Yay., 1970-1971; D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Sosyal Psikoloji, ev. Erol Gngr, stanbul: tken Neriyat, 2007; G. C. Ho- mans, nsan Grubu, ev. O. Onaran, B. Oran ve . Oskay, Ankara: TODAE Yay., 1971. alma Sorular 1. Birincil gruplar ikincil gruplardan nasl ayrt edersiniz? Kendi yaantnzdan rnekler vererek tartnz. 2. Birincil grup-ikincil grup (Cooley), cemaat-cemiyet (Tnnies) ve mekanik dayanmaorganik dayanma (Durkheim) eklindeki tasnifleri karlatrnz ve bu tasnifler arasndaki benzer ve farkl ynleri tartnz. 3. ehirlere g gelimi veya gelimekte olan lkelerde cemaat balarnda kopmaya yol aar. grn birincil gruplar/i grup/cemaat tanmlarn dikkate alarak tartnz. 4. Cemaat duygusu modern toplumlarda kaybolmutur. Lehte ya da aleyhte delillerle birlikte, bu tezi tartnz. 10.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. 10. Ycel Bulut Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 10. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Gruplarn ya da toplumlarn belirleyici zellii, bir btn oluturmalardr. Btnleme ise, yani paralarn her birinin dierleriyle birlikte var oluu yaplamayla birlikte salanr. O nedenle, yap kavram, sosyolojinin nemli, belki de en nemli, fakat zerinde bir gr birliinin salanamad ya da en az salanabildii kavramlardan bir tanesidir. Toplumsal yap kavramn ilk kullananlardan biri Herbert Spencerdir.1 Spencer, bu kavramla neyi kastettiini aklamak iin biyolojik benzetmelerin (organik yap ve evrimle kurduu analojiler vb. gibi) oka etkisinde kalmtr. Sonraki dnemde pek ok sosyolog ve antropolog toplumsal yap kavramna bir aklk salama abas ierisinde olmularsa da, yaptklar tanmlar birbirlerinden epeyce farkl olmutur. Yap kavramn kiileraras ilikilerin yapsal biimi (Radcliffe-Brown); toplumdaki kalc, srekli, rgtlenmi ilikilerin oluturduu temel grup ve kurumlarn btn (M. Ginsberg); toplumsal rollerin bilekesi (S. F. Nadel, H. Gerth ve C. W. Mills) olarak belirleyen grler vardr.2 Btn bu yaklamlar; ne kardklar hususlarn ya da vurgularn farkllamasna karn, toplumun belli bal elerini belirlemeyi amaladklar, bu elerin birbirleriyle nasl ilikili olduklarn ve bu ilikilerin/balantlarn nasl olup da paralarn tmn aan zelliklere sahip srekli bir btn ortaya kardn aratrmay amalarlar. Yap kavram genellikle bir dzen, dzenlilik, rgtlenme

zelliklerini akla getirir. Nitekim paralar arasnda dzenli, uyumlu ilikiler bulunmayan oluumlar bir sistem olarak grlmezler. Bu erevede, ya- pnn duraan bir zellik ierisinde olduu sylenebilir. nceleme kolayl asndan, sosyologlar da, toplumun duraan/statik yan ile dinamik yann birbirinden ayrtrmay tercih etmilerdir (Comteun sosyoloji iin nerdii toplumsal statik ve toplumsal dinamik ayrmna benzer olarak). levselci ve yapsal-ilevselci yaklamn bir uzants olarak da deerlendirebileceimiz tarzda, toplumun nasl dzenlendiinin anlalmasnda benimsenen yaklamlardan bir tanesi, toplumsal davran kiilerden ayrtrarak statlere balayarak ie balamaktr. Bunun bir devam olarak da, her bir toplumda bu statlere bal olarak belli ayrtrmalarn, sralamalarn meydana geldii, sonrasnda da bu sralamalardan hareketle de tabakalamalar aratrlmaya, deerlendirilmeye allr. Bu derste, toplumsal statler zerinde durulmaya allacaktr. 1 Tom Bottomore, Toplumbilim: Sorunlarna ve Yaznna likin Bir Klavuz, ev. nsal Oskay, 2. Bask, stanbul: Beta Basm Yayn Da., 1984, s. 112. 2 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 62. Toplumsal Stat Stat szc, durum anlamndaki Latince statustan tremitir. Szck Bat dillerinde 18. yzyldan itibaren, hukukta bir durumu veya konumu ifade etmek iin (rnein, meden durum, zencilerin yasal statleri, gndeliki-iilerin statleri vb. gibi) kullanld ve bu anlamyla gnmze dek ulat. Williams, aaya alntladmz paragrafta, stat kavramnn kkenini, tarihsel sre iinde kazand yeni anlam ve ada sosyolojideki konumunu ksaca zetliyor: Sk sk daha kesin ve llebilir bir terim olarak classa (snf) tercihen nerildii modern sosyolojide, yeni bir genel anlamda kullanlmasyla birlikte, szck zorlar. Classn grup, mertebe ve oluum eklindeki balca anlamna gnderme yapmadan, bunu akla kavuturmak olanaksz. Belli ki statusn ne grup ne de oluum anlamnda ak bir anlam yok, asl nemi mertebeyi anlatan yeni ve modernletirici bir terim olmasnda (mertebe [rank] teriminin devralnmaya ve resmiyete ilikin armlarn tamaz). Dolaysyla yalnzca bu anlamyla class szcnn yerine geirilebilir. (...) Szcn kullanm ou zaman Max Webere ve onun Marxa ait snf kavramn eletirmesine kadar gtrlr. (...) Marxtaki balca anlamyla classn salt ekonomik etkenlerinden baka motivasyonlar olan bir toplumsal grubu kapsayacak biimde geniletilebilir bu anlam: gruba veya ayr bir toplumsal duruma uygun sosyal inanlar ve idealler gibi motivasyonlar. Daha yakn zamanlarn sosyolojisinde, bu nemli toplumsal gzlem, genelletirilen bir mertebe dzeni eklinde soyut bir anlama aktarld: toplumsal stat... bir kii, aile ya da akrabalk grubunun toplumsal sistemde dierlerine gre tuttuu konum... Toplumsal statnn birka kiinin dorua yerletii hiyerarik bir dalm vardr... (A Dictionary of Sociology, G. D. Mitchell, 1968). Bu, rekabeti ve hiyerarik toplum modeline olaand bir teknik derinlik getirmitir. Status sreklilii olan bir deikendir, ama gzlemlenebilir bekleriyle birlikte mertebe anlamyla snfa kar, belirli grup ya da oluum imalar olan bir lm terimi olarak bunlar avantajlardr. Ayn zamanda dezavantajlardr, nk terim (geleneksel armlarndan) grnte nesnel stat belirleme srecini kartrmas kanlmaz olan sayg ve zsayg elerini miras olarak alr. Mertebenin nvanlar ve kuaklar varken, statnn simgeleri vardr. Fakat bunlarn yalnzca sergilenebilmesi deil, edinilmesi de karakteristiktir; nesnel ya da sahte-nesnel gstergeler, bu durumda znel ya da srf gsterie dnk vurgularla kartrlr. Bu zellemi, ama artk yaygn anlamyla statnn dilinin zellikle indirgenmi bir anlamda (mertebe) snfn dili halini almas ok anlamldr. Oluum, hatta daha geni grup anlamnda snfn stn iziyormu gibi grnme ve de hiyerarik ve bireysel olarak rekabeti olmakla kalmayan, z bakmndan tketim ve gsterile tanmlanan bir toplum modeli sunma avantajlarna sahiptir bu. Dolaysyla sreklilii olan bir toplumsal stat skalas, evin oturma odasna yansyan yaam biimi stne temellendirilmitir (...). Birimler stat gruplar, hatta stat sistemi olacak biimde gruplandrlrken, llmekte olan yaama biimi, ister mallar ve hizmetler olsun ister kamuoyu olsun, piyasa aratrmasyla tanmlanr. nceden yasal durum ya da genel durumu anlatan (...) terim de bu durumda uzlal modern kullanmyla, btn toplumsal sorunlarn devingen bir tketici topluma indirgenmesinin emrine amade bir terimdir.3 Stat, zellikle Max Weber sosyolojisi balamnda nem kazanan ve ada toplumlarn tabakalama sistemlerinin analizinde youn biimde kullanlan bir kavramdr. Balarken kavramn, bir giri metninde sunulandan ok daha zengin ve karmak bir ierie sahip olduu konusunda bir uyarda bulunmak gerekiyor. Konunun bu boyutunun ve tartmann taraflarnn daha ak ifade bir ifadesi Turnerin u ifadelerinde yer alr: (...) tartma, ksaca Karl Marxn (1818-1883) almalarndaki toplumsal snfn politik ekonomisi ile Max Weberin sosyolojisi arasndaki kartlk olarak ifade edilebilir. Marxa gre, toplumdaki asli blnmeler ve sonuta oluan toplumsal tabakalamann tm biimlerinin temelleri ekonomik niteliklidir, yani zel mlkiyete sahiplikle ilgilidir. Marksist sosyolojiye gre toplumlardaki eitsizlik, blnme, hiyerari ve ayrmlarn nedeni, asl olarak ekonomik ilikilerde bulunabilir. Ayrca, bu ekonomik ilikiler, ancak tarihsel zmlemeyle anlalabilir. Bu nedenle Marksist sosyoloji, ou zaman tarihsel materyalizm olarak tanmlanr. Oysa, Weberin almalarn izlediimizde, toplumsal tabakalamann bir ok boyu- Raymond Williams, Anahtar Szckler: Kltr ve Toplumun Szvarl, ev. Sava Kl, 3. Bask, stanbul: letiim Yay., 2007, s. 364-365. tunun (rnein g/iktidar, ekonomik ve kltrel farkllklar) olduunu grrz. (...) Stat kavramn evreleyen tartma, sosyolojideki kuramsal yaklam

farkllklaryla ilintilidir. Bu tartma, toplumdaki eitsizlik boyutlar ve boyutlar arasndaki ilikiyle balantldr. Bu konu nemsiz gibi grnse de, bak as farkll, gerekte tarihe baktaki farkllklar ierir. Ksaca, Weberci ve Marksist sosyolojiler arasndaki gerilimler, ekonomik snf ya da stat gruplarndan hangisinin toplumsal tabakalamann en nemli gesi olduu ve bundan dolay da modern toplumlardaki politik atmann nitelii etrafnda odaklanmaktadr. Klasik Marksizm, sosyalizmde zel mlkiyetin ortadan kaldrlmasyla toplumsal snflarn yok olacan ngrmken, Weber, hem kapitalizm hem de sosyalizmde stat farkllklar ve stat-grup atmalarnn sreceini iddia etmitir.4 Toplumsal ilikilerin daha ok uzlamayla m yoksa atmayla m tanmlanmas gerektii konusu, sosyolojideki temel tartmalardan bir tanesidir. Toplumsal uzlama kuramlar, bu erevede, toplumsal dzenin varln nasl srdrdn aklamaya alr. atma sosyologlar ise, anlama ve uzlama alanlarndan ziyade, atma, gerilim ve dzensizliin yaygnlna vurgu yaparlar. Gnmzde, bu konu her iki boyutun da belli bir nemi ve etkisi olduunu belirten yaklamlarn gelimesiyle birlikte bu tartma bir ynyle alm grnyor. Stat konusunun ele alnmasnda, Turnere gre, ABD ve Avrupa sosyolojileri arasndaki farkllklar da nemli olmaktadr: Birleik Devletlerdeki stat tabakalamasnn tarihsel geliiminin Avrupadaki snf sistemlerinin geliiminden baz bakmlardan farkl olduunu grebiliriz. Birleik Devletler, feodal bir soyluluk geleneini miras almamtr. G, hem lkenin deer sistemi ierisinde temel bir bileen olarak bir bireysel baar duygusu hem de ayr ve rakip etnik topluluklar biiminde rgtlenmi olan bir toplumsal sistem oluturmada kritik bir rol oynamtr. Bu tarihsel farkllklar, Amerikan ve Avrupa sosyolojilerindeki toplumsal tabakalamaya olduka farkl olan yaklamlar bir dereceye kadar aklamaktadr. Avrupa kkenli sosyal kuramlar, endstriyel toplumlardaki ekonomik snflarn rolyle ilgilenirken, Amerikan sosyologlar ise bireylerin toplumsal hareketlilii almalar, mesleki yap zmlemesi (...) ve saygnla ilikin znel duygularla (...) daha ok ilgilenmilerdir.5 Ayn yerde, Turner, Amerika balamnda Warner Sosyoloji Okulunun6 almalaryla Weberin stat kavramna ilikin atma perspektifinin dntrldn, asl erevesinden saptrldn, stat ve snf kavramlarnn birletirildiini ve atmann bilinci biimlendirmedeki neminin gz ard edildii tespitini yapmaktadr: Toplumsal tabakalama, saygnlk mertebelendirilmesiyle eitlenen daimi bir konumlar derecesi olarak grlmtr. Bireylerin, kendi kiisel abalarnn sonucunda bu derecelendirilmi konumlar iinde hareket ettikleri dnlmtr. Kaynaklar tekelletirmek iin sosyal kapanma uygulayan stat gruplar dncesi, toplumsal hareketlilik frsatlarnn hayli fazla olduu snfsz bir toplum olarak Amerikan imgesi lehine terkedilmitir. Hem Marxn hem de Weberin sosyolojilerinde grdmz toplumlarn tarihsel dnmlerinin dinamik srecindeki temel geler olarak snf atmas ve stat rekabetine odaklamann yerini, Warner Okulunun topluluk almalar ile K. Davis ve W. E. Mooreun yapsal ilevselci tabakalama kuramnda uzlamaya yaplan vurgu almtr.7 Stat kavramnn farkl yorumlarna ilikin Turnerin altn izdii bu durum, Gordon Marshall tarafndan da farkl bir biimde dile getirilmektedir: Sosyolojide stat konusunda iki yaklam vardr. Daha zayf olan anlam erevesinde stat, bir kiinin toplumsal yapda igal ettii konum (retmen vb. olarak) anlamna gelir ve genellikle, stat-rol dncesini akla getirmek iin toplumsal rol nosyonuyla birletirilir. Daha gl anlamyla ise, stat gruplar ya da katmanlarnn hukuksal, siyasal ve kltrel ltlerle derecelendirilip dzenlendii bir toplumsal 4 Bryan S. Turner, Stat, ev. Kemal nal, Ankara: Doruk Yay., 2000, s. 12-13. 5 Bryan S. Turner, a.g.e., s. 22. 6 1930 ve 1940larda isminden oka sz edilen Amerikal sosyolog William Lloyd Warnerin (1898-1970) almalar ve dnceleri etrafnda ekillenen yaklamlar ifade ediyor. Warnerin temel almas, literatrde Yankee ehri Aratrmalar olarak bilinen, New Englandn 1930larn balarndaki yaamyla ilgili, snf, cemaat, fabrika yaam, etnik gruplamalar, din ve sembolizm zerinde du- ran, arpc ve etkili cemaat aratrmasdr. 5 cilt olarak yaynlanan eserin Social Life of a Modern Community (Modern Bir Topluluun/Cemaatin Toplumsal Hayat, 1941) baln tayan ilk cildi, onun sosyolojisinin temelini oluturmaktadr. Bu ciltte Warner, tarihsel olmayan ilevselcilii ayrntl bir ekilde ortaya koyuyordu. Bu konudaki yorumlar nedeniyle ciddi eletirilere de urad. Her ne kadar benimsedii snf gr, analitik bakmdan ayr kavram olan snf, stat ve partiyi, snfn dikey bir boyutunun iine dahil etmi olsa ve snftan ok (aslnda) bir prestij lt tasa da, onun bir akademik tabuyu ykp, ABDde tabakalamann tartlmasnn yolunu at da kabul edilmelidir. Bkz. Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 791. Bryan S. Turner, a.g.e., s. 22-23. tabakalama biimini anlatr. Stat konusundaki bu yaklamn birok versiyonu vardr. rnein hukuk kuramcs Sir Henry Maine, Bat toplumunun tarihini, statden szlemeye gei; yani, hiyerarik ba kmdan dzenlenmi katmanlara dayal feodal rgtlenmeden, birbirlerine szlemeler araclyla bal bireyler arasndaki piyasa ilikilerine gei ekseninde kavramsallatrabileceimiz grndeydi. Max Weber de, snf, stat ile partiyi birbirinden ayrarak kategoriletirdii nl iktidar kuramnda, snflar, stat gruplar ile siyasal partiler arasndaki ilikileri buna benzer bir tarihsel bakla ele almt.8 Kavramn ok boyutluluuna ve karmaklna ilikin bu balang ve genel bilgilendirmeden belki de genel bir hatrlatma yaptktansonra, gerek snf kavramn ve gerekse tabakalama konusunu ilerleyen haftalarda ayrntl bir ekilde ele alacamz da

belirterek, stat ve onunla ilgili belli kavramlarn ksaca tantmna ve deerlendirmesine geebiliriz. Stat, toplumsal yapnn [ayn zamanda toplumsal tabakalamann] en kk birimleri olarak deerlendirilir ve ksaca bireyin toplum yaps iindeki yeri, konumu, mevkii9 olarak tanmlanr. Stat, onu igal eden kiilerin zelliklerinden, ahslarndan bamsz olarak nitelendirilip deerlendirilmitir. Birer soyutlamadrlar. Toplumsal grup iinde belli bir yerin, dier yerlere gre belirlenmesidir. Bu ynyle, stat kavramnn tm tanmlarnda somut belli kartlklar ya da karlatrmalar gizlidir. rnein kadnn statsnden sz ediyorsak eer, bu her zaman erkein statsne gre yaplan bir deerlendirmedir. Elitler kavram, elit olmayanlarn olduunu da ifade etmektedir. Trklerden sz etmek, Trk olmayan birilerinin bulunduunu da ifade ediyoruz demektir. Belli bir statnn iyi, nemli, g, sradan ya da kt olarak nitelenmesi onun saygnln (prestijini) oluturur. Herhangi bir statnn saygnl, o staty igal eden kiinin rol davrannn deerlendirilmesinden farkl bir husustur. Statye ilikin toplumsal deerlendirme statsel saygnlk olarak adlandrlrken, o staty igal eden kiinin kendisinden beklenen rolleri ne lde baarl bir ekilde yerine getirdii kiisel saygnlk olarak adlandrlr. Statsel saygnlk, kiisel saygnln bir garantisi deildir. Toplumda yksek bir statye sahip bir meslei (doktorluk, avukatlk, yneticilik, siyaset vb. gibi) icra eden herhangi bir kii, sergiledii toplum tarafndan ho karlanmayan- kimi gayr ahlak davranlar nedeniyle mesleinin statsne e deerde bir kiisel saygnla sahip olmayabilir. Toplumsal statler, genellikle iki yolla kazanlr: (1) Doumla edinme [verilmi stat] Biyolojik faktrler: Ya, cinsiyet, rk ve baka fizik zellikler gibi biyolojik faktrler, baz statlerle yakndan ilgilidir. Hemen hemen tm toplumlarda yala ilgili olarak baz stat ayrmlar kabul edilir: Semenlik, meden haklardan yararlanma, askerlik, memuriyete giri, evlilik vb. gibi baz statler belirli yalarla balantldr. Ya deiiklikleri fizyolojiden ziyade kltrel kalplarla ilikilendirilebilmektedir. ocukluk stats ilkel ve meden toplumlara olduu kadar, zamana ve koullara bal olarak da deiebilmektedir. rnein Spartada hastalkl ve sakat ocuklar genellikle dalarda lme terk edilirken, ada toplumlarda bundan tamamen farkl bir gr saygnlk kazanmtr. ada toplumlarda eitim sresinin uzatlmas, evlenme yann ykseltilmesi, ocuk yata almann yasaklanmas vb. gibi uygulamalarla ocukluktan yetikinlie gei sreci uzatlmaktadr. Yallk stats, zellikle sanayileme ncesi toplumlarda byk bir saygnlk ve g belirtisi olarak grld de hatrlanmaldr. Deimez ve kolaylkla grlebilen fiziksel bir zellik olmas nedeniyle cinsiyet de, stat ayrmna elverili bir zemin tekil etmektedir. Meslek, dnsel uralar, siyasal sorumluluklar ve teki pek ok faaliyet eitleri her toplumda kadn ve erkek asndan deiik ltlere dayandrlmaktadr. Gnmzde boyutlar eitli disiplinlerin rettii bilgiler nda tartlr olmakla birlikte- her toplumda kadn ve erkek ayrmna dayal bir iblmnn retildii gzlemlenmektedir. Kadn ve erkek statleri ayrmn biyolojik temele indirgemek, antropolojik verilerin erkein stn gc ve yapsna dayanan merulatrma abalarn da epeyce zorlamaya balamtr. Yalnzca erkeklerin fizyolojik zellikleri, gc vs. gibi nedenlerle grebilecei ilerin, dolaysyla da sahip olaca statlerin farkl kltrler arasnda deikenlik arz ettii grlmektedir. Baz toplumlarda kadnn erkekten daha gl ve daha stn statlere sahip olduu da grlmektedir. Gordon Marshall, a.g.e., s. 697. E. Mine Tan, a.g.e., s. 64. Doumla sahip olunan staty belirleyen biyolojik zelliklerden bir dieri de rktr. Belli toplumlarda ve belli zamanlarda, bir rkn dierine gre daha yce ya da daha aa statlerde tanmlanmas gibi... Bu kategorilendirmeler ve ayrtrmalar, belli ilerin, mesleklerin ve statlerin yalnzca belli rklara zg klnmas gibi sonular douracaktr. Bireyin yesi bulunduu ailenin toplumsal stats, o kiiye kendinden bamsz olarak belli statlerin yklenmesinin sebebi olabilir. Bunun yan sra, ailenin toplumsal stats ve imkanlar, kiinin kendi uralar sonucunda elde edebilecei dier statlere eriimde bir balang noktas oluturacaktr. Servet, eitim, meslek, din ve mezhep gibi stat belirleyici zellikler pek ok zaman kiinin soy ve aile ilikilerine bal olarak statsnn sonularyla da ilikilidir. Bu anlamda aile; toplumsal stats nedeniyle, baz statleri ocua dorudan temin ettii gibi, toplumsallatrma srecindeki nemli konumu nedeniyle ocuun stat ynelimlerini de belirleyebilmektedir. (2) Bireysel nitelik ve uralarla kazanma [kazanlm stat]. Doumla edinilen statlere ilaveten, bireyler toplumsal hayatlarnda yeteneklerine ve uralarna bal olarak farkl statlere de sahip olabilmekte, ada toplumlar da onlara bu isteklerini gerekletirme frsatlar sunabilmektedir. Bu erevede, bireylerin daha farkl statler elde etmelerinin bir arac eitimdir. Eitim biimi, sresi ve derecesi stat kazanlmasnda nemli bir faktrdr. Eitim grm olmak, eitimli olmak bal bana bir stat kayna olabilmektedir. Fakat eitimin yaygnlamas nedeniyle, eitimin tek bana bir stat gstergesi olmaktan kmas durumlarnda bile, eitim grlen alan (rnein mhendislik, tp, hukuk, siyaset bilimi vb. gibi) yksek statlere giri imkanlar sunmaktadr. Meslekler ve mesleklerin toplumsal yapdaki ilevi, toplumsal ileyiteki nemleri de bireylerin toplum ierisindeki konumlarn belirlemede kullanlan bir lt olarak grlmektedir. Uzmanlamann ve iblmnn artmasyla birlikte, meslekler ve grlen iler giderek birbirinden ayrr ve her birine farkl deer verilir. Bu anlamda bir tp doktorunun stats ile bir teknisyenin stats ve doal olarak da bu statlerin bireye kazandrdklar ayn dzeyde olmaz. Bu farkllatrma ve sralama her toplumda karmza kan bir durum olmasna karn, meslek hiyerarilerindeki sralamalar toplumdan topluma farkllklar gsterecei aktr. (Bu benzerlik ve

deikenlik durumu, doumla elde edilen statler iin de ayn ekilde sylenebilir. Baz toplumlarda yallk olumlu bir zellik iken, baz toplumlarda bunun tersi bir durum sz konusu olabilir. Irk ve inan iin de benzer bir durum sz konusudur.) Toplumsal tabakalama ve toplumsal hareketlilik konusuyla da yakndan ilikili olan bir husus da udur: Eitimle, meslekle ya da servet biriktirmekle elde edilen yeni ve daha st statlere ulaan bireylerin, o staty igal eden bireyler ya da gruplar tarafndan hemen ilk bata kolaylkla benimsenmedii de hatrlanmaldr. Belli statlere giren yeni bireylerin, belki bu statleri elde etme biimlerine ve ilgili statnn gerektirdii varsaylan rolleri icra edip etmemelerine bal olarak, belli bir sre iin sonradan grme muamelesi grdkleri ve sonraki kuaklarda bu dlanma durumunun ortadan kaybolduu gzlenmektedir (rnein, feodalite dneminde para ile soyluluk unvanlarnn satn almak suretiyle aristokrasi snfna dahil olmak gibi). Toplumsal sistem iinde herkesin birden fazla statye sahip olduu aktr. nk herkes birden fazla gruba yedir ve her bir grup ierisindeki yeri ve konumu ayr bir deerlendirmeye konu edilir. Ayn anda birilerinin ebeveyni, birilerinin ocuu, birilerinin kardei, birilerinin arkada, baz ikincil gruplarn yesi, bir renci ve ayn zamanda da belli bir meslek mensubu olabiliriz. Btn bu farkl grup ve stat ierisinden, kendimizi daha fazla ait hissettiimiz, kendimizi zdeletirdiimiz ve toplumda o statyle anlmay tercih ettiklerimiz vardr. Ayn ekilde, toplum da bizi bu farkl statler ierisinden belli bir tanesiyle anmay tercih edebilir. rnein, kendimizi karmzdaki kiiye/kiilere mesleimizi merkeze alarak tantmay tercih edebiliriz. Komumuz Ahmet Beyi, Fatma Hanm cinsiyetinin, hangi ehirli olduunun, hangi dnce yapsna sahip olduunu dikkate almakszn yapm olduu ile tanmlayabilir, ilikimizi o stat zerinden kurup gelitirebiliriz: Doktor, mhendis, avukat vb. gibi. Toplumda belirleyici nemde grlen bir gruptaki stat, bireyin kilit stats [anahtar stat] olarak adlandrlr. Dier statler ikincil bir konumda kalabilir. Ancak, bireyin pek ok gruba ye olmas, buna bal olarak pek ok staty igal etmesi ve pek ok rol icra ediyor olmas aslnda btn bu stat ve rollerin bireyin yaam tarz, dzeni zerinde belli etkilerde bulunacaktr. O nedenle, bireyin her eyini yalnzca kilit statsnn belirlediini dnmek eksik olacaktr. Hatta, bireyin statlerinin dier aile fertlerine de etkide bulunaca, ayn zamanda kendisinin statsnn de dier aile fertlerinin statlerinden etkilenebilecei de dnldnde mesele toplumsal aratrmalarda bireyin evre faktrlerine de dikkat etmeyi gerektirecek karmak, karlkl etkileimlerin bolca olduu bir hal alr. Sonu Hemen her toplumda, bireyler arasnda belli zelliklerine ve yapp ettikleri ilere bal olarak belli farkllklarn, ayrmalarn ve eitsizliklerin olduu grlyor. Her toplumda, dolaysyla, belli statlere dierlerinden farkl saygnlk, gelir, prestij, otorite vb. gibi- dller atfedilmitir. Her toplum, o toplumsal iblm ierisinde karlanan belli grevlerin karln farkl cret ve deerlendirme sistemi ile deyebilir. Bireyler, toplum iinde igal ettikleri ve toplumsal hiyerarideki yeri/saygnl kendilerinden bamsz olarak toplumdaki iblmne bal ve dier ilere ve statlere greli olarak belirlenen belli statler ierisinde, bu statlerin gerektirdii belli rolleri yerine getirirler. Bu derste, sonraki derslerde ayrntl bir ekilde deerlendirmeyi hedeflediimiz toplumsal tabakalama asndan stat ve stat gruplarnn nemine ve bu kavram etrafndaki tartmalarn eitliliine pek fazla girmeden, stat kavramnn ieriini ksaca deerlendirmeye altk. Bir sonraki dersimizde, stat kavramyla dorudan ilintili ve birlikte dnlmesi gereken toplumsal rol kavramn ele almaya alacaz. Okuma nerileri Toplumsal stat konusunda, dipnotlarda verilen kaynaklara bakmak yeterli olacaktr. Toplumsal tabakalama konusunu ilerken daha ayrntl bir deerlendirmesini yapmay dndmz Max Weberin stat konusundaki yaklamlar iin bkz. Max Weber, Snf, Stat, Parti, Max Weber, Sosyoloji Yazlar, H. H. Gerth ve C. W. Mills (yay. haz.), ev. Taha Parla, 2. Bask, stanbul: Hrriyet Vakf Yay., 1987, s. 176-191. alma Sorular 1. Toplumsal stat kavramnn ieriini dikkate alarak, igal ettiiniz statleri deerlendiriniz. 2. En alt dzeydekinden en st dzeyde olana kadar bir toplumda yaayan bireyler ve aldklar roller birbirleriyle balantl olarak (rgtl biimde) dnldnde toplumsal yap ortaya kar. Bu paragraftan hareketle aadaki genellemelerin hangisine ulalabilir? a) Her birey stat ve rol bakmndan dierlerinden farkldr. b) Toplumsal yapnn bir ynndeki aksama dier ynleri de etkiler. c) Toplumsal yapnn oluumunda teknolojik faktrler nemli bir rol oynar. d) Toplumsal yap, stat ve rollerin rgtlenmi halidir. e) Toplumsal yapda yer alan bireyler tabakalara ayrlr. 3. Aadakilerden hangisi verilmi statye bir rnek deildir? a) Gen b) Erkek c) Kadn d) Teyze e) Hekim 4) Aadaki statlerden hangisi dierlerinden farkldr? a) Dershane retmeni b) Dershane erkek rencisi c) Dershane rencisi d) Dershane mdr e) Dershane bilgisayarcs 5) Aadakilerden hangisi verilmi statye rnek tekil etmez? a) Mdr ya da retmen olmak b) Bir kiinin amca olmas c) Zenci ya da beyaz olmak d) Bir kadnn teyze olmas e) Bireyin kz ya da erkek olmas cevap anahtar: 2) d; 3) e; 4) b; 5) a 11.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel Bulut Ak ve 11. Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 11. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bir nceki derste toplumsal stat zerine durmutuk. Hatrlanaca zere, toplumsal stat bireyin toplumsal yap ierisinde konumunu gstermekteydi. Toplumsal statnn, toplumdaki geerli toplumsal deer ltlerinin kullanlmasyla ulalan bir kurgu, bir soyutlama olduunu belirtmitik. Stat, bakalaryla mukayese edildiinde bireyin toplum ierisindeki yerini, konumunu, mevkiini gstermekteydi. Bu derste ise, toplumsal statyle dorudan alakal, sosyolojik teoride anahtar bir kavram olan

toplumsal rol konusu zerinde durulacaktr. Toplumsal Rol Bir sinema filmini, tiyatro oyununu ya da televizyon dizisini dnelim. Aktrler, filmlerde kurgusal ya da tarihsel bir karakterin kiilik ve davranlarn stlenirler. Baka bir deyile, geici bir sre iin, bir film/ oyun sresince canlandrd kiiymicesine oyundaki roln sergiler. Toplumsal rol kavram da, aslnda, bu role benzer. Tek bir farkla: Toplumsal rolde birey kendini oynamaktadr. Toplumsal rol, bu anlamda, geici ya da kurgusal bir ey deildir. Toplumsallama srecinde bireyler tarafndan renilir ve iselletirilir. Bireyin dahil olmu olduu gruplar ierisinde oynanmaktadr. Rol kavram, belirli bir stat ya da toplumsal konumlara atfedilen toplumsal beklentileri ortaya koyar. Onun zerinden, bu tr beklentilerin gerekleip gereklememe sreci analiz edilir. Toplumsal rol kavram ve teorisi, zellikle yirminci yzyln ortalarnda yaygnlk kazanmt; ancak gelen youn eletirilerle birlikte bu etkisini yitirmeye ve daha az kullanlmaya balanmsa da, hala sosyolojik analizde temel bir kavram olarak kullanlmaya devam etmektedir. Gordon Marshalla gre rol kuram ierisinde birbirinden olduka farkl iki yaklam bulunmaktadr: Bu yaklamlardan birincisi, Ralph Lintonun sosyal antropolojisinin geliiminde rol oynam ve toplumsal sistem iinde yer alan rollerin yapsal bir deerlendirmesini sunmutur. Burada roller, kurumsallam normatif hak ve ykmllkler kmesi haline gelmitir: Talcott Parsonsn nl hasta rol deerlendirmesi buna gzel bir rnek niteliindedir. kinci yaklam ise, genel anlamda daha toplumsal- psikolojik niteliklidir ve rol yapma, rol stlenme ve rol oynama gibi aktif srelere odaklanr: Bu yaklam, sembolik etkileimcilik ve dramaturji geleneklerinin bir parasdr. Dramaturji, toplumsal yaam drama ve tiyatro metaforlaryla analiz etmektedir.1 Role ilikin yapsal bak, tpk bir retmenin rol gibi, toplumun iine bir stat yerletirir ve daha sonra bu statnn ideal tipine elik eden bir dizi standart hak ve devler ynn tanmlamaya alr. Rol, bu yaklama gre, toplumsal temeli olan bu beklentiler oluturmaktadr. Her rol, hepsinin de kendi beklenti kmeleri olan birtakm farkl ortaklklar beraberinde getirir: rnein bir retmen; her birinin olduka farkl beklentileri olan renciler, meslektalar, idarecileri, ebeveynler gibi rol ortaklar olabilir. Btn bunlar rol kmesini oluturmaktadr. Talcott Parsonsn toplum kuram temelinde yorumlanan bu rol anlayn karsnda, daha ziyade, rollerin ileyiindeki dinamik boyutlar zerine younlaan sosyal psikolojik yaklam bulunmaktadr. Bu yaklam; bireylerin oynadklar rollerin toplumsal yap ierisindeki yerini aklamaktan ziyade, bu rollerin yerine getirilmesi srecindeki etkileimler zerine younlar. Sosyal psikolojik yaklam; bireylerin dierlerinin rollerini stlenmesi, kendi rollerini ina etmeleri, kendilerine ait rollere kar dierlerinin tepkilerini tahmin etmesi vb. gibi hususlara odaklanr. Toplumsal rol, daha ziyade duraan bir olgu grnm veren statlerin dinamik ynn oluturmaktadr. Toplumsal roln farkl tanmlaryla karlalmaktadr: eitli almalarda rol kavramnn belli bir toplumsal statye ilikin olarak beklenen davranlar, belli bir toplumsal statde kiiden beklenen ilemlele onun gerek edimlerinin toplam, belli bir toplumsal statye ilikin gerek davran kalplar ya da beklenen davran kalplar olarak tanmland grlmektedir.2 Btn bu ve benzer tanmlar, roln rencilik, askerlik, memurluk, annelik, babalk, komuluk vb. gibi- belli bir toplumsal statye ilikin davran kalplarna karlk geldiini iaret etmektedir. rnein cinsel rol, kiinin kadn ya da erkek olmas dolaysyla kendisinden beklenen ve/veya kendisinin gerekletirdii davranlardr. Belli bir statyle alakal haklar, grevler ve o staty igal eden bireyin yapmas gereken davranlara rol beklentileri (ideal rol) ad verilmektedir. Belli bir statdeki bireyin, o statyle ilikili davranlar ise rol edimini (gerek rol) oluturmaktadr. Herhangi bir statdeki bireyin davranlaryla bu statnn bir gerei olarak kendisinden beklenen davranlar arasnda belli bir uyum bulunmaktadr. Ancak bu uyumun her zaman tam olarak gerekleme 1 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 624-625. 2 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 71. yebilir ya da sreklilik arz etmeyebilir. Bu durum, btnyle bireyin kiilik zellikleri, evre koullar gibi faktrlerin etkisiyle oluabilir. Herhangi bir staty igal eden kii, o statden beklenen rollere kendi kiiliinden baz zellikler katar ve dolaysyla, ayn statde bulunan dier bireylerden gerek rol davranlar asndan farkllar. Rol beklentileri herhangi bir staty igal eden kiiden bamsz soyutlamalardr, o staty igal eden kiinin deimesi ve yerine bir bakasnn gelmesi staty deitirmedii gibi, rol beklentilerini de deitirmez. Kalknma, batllama, kentleme, sanayileme, nfus art, i veya d gler gibi tm toplumu etkileme zelliine sahip byk apl toplumsal dnmlerin, rol beklentileri ile rol edimleri arasnda bir farkllama douraca aktr. rnein, sanayileme, kentleme, g vs. nedenlerle kadn nfusun alma hayatna daha aktif bir biimde katlmasnn kadnlarn cinsel rol edimleri ile geleneksel cinsel rol beklentileri arasnda bir farkllama yaratacaktr. Benzer ekilde anne ve babann i hayatna girmelerinin aileye, ebeveynlere ve daha genelde aile ii rol dalmna ilikin geleneksel rol beklentilerinden farkllamalara sebebiyet verecektir. Toplumsal roller, basit gibi grnmekle birlikte, olduka karmaktrlar. Rollerin yerine getirilmesi, ancak rol kmesini oluturan dier bireylerle, dier ortaklarla birlikte mmkn olur. Toplum tarafndan aka belirtilmekle birlikte, bireyler, toplumsal rolleri toplumsal hayat ierisinde zamanla renirler. rnein retmenden beklenen belli roller aka belirtilmi olmasna karn, aka belirtilmemi olan fakat retmenin yapp ettii belli davranlar nedeniyle aa kan, baka bir deyile, rtk/gizli baz roller de sz konusu olabilir: Aka belirtilen belli

bilgi ve becerilerin belirlenmi belli yntemler araclyla rencilere retmelerinin yan sra, aka belirtilmeyen ancak okul kurumu iinde ya da dnda davranlarna, giyim kuamna vs. hassasiyet gstermesi ve dolaysyla bu ynleriyle de retme ve eitme grevini srdrmesinin beklenmesi gibi. Bu, ayn zamanda, belli statleri igal eden kiilerin rollerinin yalnzca yaptklar i ya da icra ettikleri ii gerekletirdikleri mekann dnda da srd gereine bizi gtrmektedir. Herhangi bir kiinin toplumsal stats sadece baka kiilerin toplumsal statleri ile ilikili olduunda ya da onunla karlatrldklarnda sosyolojik olarak anlaml olabilirler. Ayn deerlendirmeyi toplumsal roller iin de yapabiliriz. Toplumsal roller, tek balarna var olmazlar, ancak baka roller araclyla tanmlanabilirler. Bireyin oynad eitli sosyal roller, kiilii iindeki dier rollerle ilgilidir. Bu roller tek tek veya btn olarak dier kiilerin rollerine de baldr. Bu ise rollerin tamamlayc olduunu gsterir.3 Statlerin baka statlere greli olarak deerlendirilmesi, anlamlandrlmas gibi... ocuksuz anne-babadan, rencisiz retmenden, iisiz iverenden, memursuz amirden vb. sz edilemeyecei gibi. Bu anlamyla roller, belli hak ve grev dizilerinden oluur ve bireyler arasndaki belli karlkl ilikileri temsil eder. Bir staty igal eden kiinin rol, daima, baka bir kiinin rol ile, baka bir deyile, bir kiinin hak ve sorumluluklar daima baka bir kiinin hak ve sorumluluklar ile dzenlenir ve snrlanr. Bu anlamda, (...) sosyal rollerin sosyal ilikilerin birer dzenleyici mekanizmas olduunu grrz. Kiiler sosyal rolleri sayesinde ve iinde, birbirleriyle eylemlerde bulunurlar. Anne-kz deneyimi srekli bir kiisel ilikidir, fakat bu iliki annelik ve kz evlatlk rolleriyle tanr. Hem anne hem kz bir dierince bilinen, beklenen ve yantlanan rntlemi tarzlarda birbirlerine kar eylemde bulunurlar.4 Hkmetler ile halk, milletvekilleri ile semenler, okul mdr ile retmenler, retmenler ile renciler vb. hep karlkl olarak belli hak ve sorumluluklara sahiptirler. Belli grevleri yaparlar. Karlkl olarak belli rolleri yerine getirirler. Bu ynyle roller, yalnzca davranlar ve ilikileri dzenlemezler; ayn zamanda belli bir durumdaki bireylere bakalarnn davranlarn tahmin etme ve bu tahmine bal olarak da kendi davranlarn belirleme, karsndaki muhtemel davranlara gre kendi davranlarn ayarlayabilme imkan salar. Rol olarak tanmladmz belli statleri igal eden bireylerin sorumluluklar, neyi nasl yapacaklarnn belirlenmesi yalnzca sayg, itaat, nezaket vb. gibi genel davran kalplarn belirleyen- deerlerle tanmlanmaz; ayn zamanda ilgili kurumlar tarafndan belirlenen kurumsal dzenlemelerle de belirlenmitir: retmenin, hakimin, polisin... mesleini ya da grevini icra ederken nasl davranaca belli kurallarla, hem de yazl olarak dzenlenmitir. En genelde kamu grevi grecek bireylerin, greve balarken grevlerinin gerei olan rolleri nasl yerine getireceklerine Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, ev. Nilgn elebi, 2. Bask, Ankara: Attila Kitapevi, 1994, s. 96. Joseph Fichter, a.g.e., s. 97. ilikin bir ant itikleri de hatrlanmaldr. Toplumsal stat konusunu ele aldmz bir nceki derste Toplumsal sistem iinde herkesin birden fazla statye sahip olduu aktr. nk herkes birden fazla gruba yedir ve her bir grup ierisindeki yeri ve konumu ayr bir deerlendirmeye konu edilir. Ayn anda birilerinin ebeveyni, birilerinin ocuu, birilerinin kardei, birilerinin arkada, baz ikincil gruplarn yesi, bir renci ve ayn zamanda da belli bir meslek mensubu olabiliriz. demitik. Buna benzer ekilde, her bir birey igal ettii pek ok statye bal olarak yerine getirmesi gereken pek ok rol, sorumluluu olan bir kiidir. Toplum karmaklatka etkileme durumlar artmakta ve birbirinden farkl etkileme durumlarnda farkllk gsteren statler igal eden birey de buna paralel olarak ok sayda rol oynamak zorunda kalmaktadr.5 Birey bu pek ok saydaki roln gerei davranlar icra ederken, kimi zaman bu rollerin birbiriyle atmasndan kaynaklanan bir gerilim ve bask ierisinde olabilmektedir. Belli roller, baz durumlarda bizim rol kmesi ierisinde yer alan dier ortaklarmza kar tarafsz kalmamz gerektirebilir, ancak ayn rnekte rol kmesi ierisinde deerlendirebileceimiz ortamza ya da ortaklarmza kar daha yakn davranmak gibi bir eilim ierisinde de olabiliriz. Rollerin icras esnasnda yaanan toplumsal uzaklk ile toplumsal yaknlk arasndaki bu gerilim, sosyolojik terminolojiyle ifade edecek olursak, rol atmas olarak adlandrlr. retmen olan bir anne ya da baba- nn, kendi rencileri arasnda olan kendi ocuu ile olan ilikisi, hakim ya da savc olan bir bireyin birincil grup niteliinde bir iliki ierisinde bulunduu herhangi bir yaknnn davasna bakmas vb. gibi durumlar bu rol atmasna verilebilecek rneklerdir. Kurumlar, ilerinin sistemli, verimli ve disiplinli bir ekilde yrtlebilmesi iin zellikle ikincil grup niteliinde deerlendirebileceimiz bir dizi kural koyarak bir toplumsal uzaklk duygusu yaratabilirler. Bunu baz rollerin, bu trden sorunlar zmeye dnk biimde aka belirlenmesi olarak da adlandrabiliriz. rnein, emir verme konumunda bulunan kiilerle astlar arasndaki yaknlamay engellemeye dnk kimi dzenlemelerin yaplmas gibi. Ordu ierisinde subaylar ile erler arasnda yaratlan toplumsal uzaklk duygusu gibi. Ancak kimi durumlarda, baarl bir nderlik ve yneticilik astst ilikisindeki toplumsal uzaklk duygusunun azaltlmas ve karlkl ilikilerin, kiisel balarn daha da artrlmasyla da salanabilmektedir. Rol atmalarnn bir baka biimi de kiinin yesi olduu bir gruptaki roln bir baka gruptaki rol ile badatrlmas olanann bulunmad hallerde ve lde ortaya kar. Kiinin adam ldrme konusundaki etik deerleri asker olarak savaa katlmas halinde sz konusu olan grevleri ile atabilir. Aile ya da meslek hayatndaki roller bazan bunlardan birinin ya da tekinin gerektirdii ideal davranlardan sapmaya neden olacak atmalara girebilir.6 Buna benzer rnekleri ve deerlendirmeleri oaltmak mmkn. Yaanan toplumsal deime ile birlikte, her

birimizin stlendii roller de deiiklik gsterebiliyor. Baz toplumlar, bu trden atmalar statler, dolaysyla statlerin gerektirdii roller arasnda baz ayrmlar yapmak ve bu roller arasnda bazlarn dierlerine tercih etmek suretiyle amak yoluna gitmilerdir. Fakat bu durumun sorunlar btnyle zdn dnmemiz gerekmiyor. rnein, mevcut deer ve kurallarn kadnn temel roln e ve anne olarak belirlemesi, kadnn da doal olarak bu rol benimseyecei anlamna gelmez. Dolaysyla da, toplumun kadndan bu yndeki beklentileri ile i hayatna katlan kadnn kendisiyle ilgili tercihleri ve beklentileri arasnda bir gerilimin domas mmkndr. Farkl statlere ilikin roller arasndaki ilikinin her zaman bir atmaya neden olmas da bir zorunluluk deildir. Kimi zaman farkl statler ve roller arasnda birbirini destekleyici, glendirici, pekitirici durumlar da sz konusu olabilir. Bir avukatn, -savunma, araclk, i takibi, topluluk nnde konuma, mnazara yetenei vb. gibi- mesleinin gerektirdii roller sayesinde kolaylkla siyasal hayata atlabildii, siyasal hayatn gerektirdii rollere uyum salayabildii grlebilmektedir. Toplumdaki herkesin bir kilit/anahtar stats olduundan bir nceki derste sz etmitik. Kiinin anahtar stats gibi anahtar rol; bireyin zaman, ilgi ve enerjisinin ounu emen ve ayn zamanda kendisini en fazla zdeletirdii rol olacaktr. Toplumsal yap ierisinde hiyerarinin en st seviyesindeki kurum ekonomi ise anahtar roln ekonomik, baka bir kurum ise o kurumla ilgili icra edilen bir roln olmas dnlebilir. Birey, toplumsal hayat ierisinde bulunduu grup ve birlikler ierisinde pek ok eitli rol ve alt-roller Altan Eserpek, Sosyoloji, Ankara: A DTCF Yay., 1981, s. 154. E. Mine Tan, a.g.e., s. 73. oynar. Btn bunlara ramen, o toplumsal bir aktr olarak yine de tek bir kiidir. Sosyal kiilik, birey olarak tek tek pek ok ilevi yerine getiren, eylem iindeki bir yapdr. Bu bak asndan kii, oynad tm rollerin bileimi olan, bir toplam genellemi role sahiptir. (...) Genel rol, anahtar veya temel rolden farkldr. Kiinin yaamdaki duruu nasl tm sosyal statlerinin toplam ise, genel rol de tm rollerinin toplamdr. Genel rol, kiinin toplumdaki tm ilevlerini yanstan bir kavramdr. Genel rol kavram kiinin topluma katklar ile toplumun kiiden beklemeye altklarnn bir bileimidir.7 Sonu Bu derste, bir nceki derste ele aldmz stat kavramyla ilikilendirilen rol kavram ele alnmaya alld. Okuma nerileri Toplumsal rol konusunda, dipnotlarda verilen kaynaklara bakmak yeterli olacaktr. Joseph Fichter, a.g.e., s. 104. alma Sorular 1. Toplumsal rol, bireyler arasndaki belli, karlkl ilikileri temsil eder. ocuksuz ana baba, iisiz iverenden sz edilemez. Yukardaki paragrafta toplumsal rollerle ilgili aadakilerden hangisi vurgulanmaktadr? a) Bir roln baka bir role gre tanmlanmas b) Bireylerin ayn anda birden fazla rol yklenmesi c) Baz rollerin tm toplumlarda grlebilmesi d) Rollerin toplumsal yapca belirlenmesi e) Kimi rollerin birbirini pekitirmesi 2. Kendi ocuunun davasnda hakim olarak grevlendirilen bir baba, baba gibi davranrsa hakimlik grevini, hakim gibi davranrsa babalk grevini aksatacaktr. Bu kiinin iinde bulunduu durum aadaki kavramlardan hangisine rnektir? a) Rol pekimesi b) Stat deimesi c) Rol atmas d) Prestij e) Yabanclama cevap anahtar: 1) a; 2) c 12.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel Bulut 12. Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 12. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Toplumun bir prestij ve iktidar hiyerarisi oluturan snflara ya da tabakalara ayrlmas tm tarih boyunca toplum zerine dnen insanlarn, toplumsal kuramclarn ilgilendikleri toplumsal yapya ilikin temel bir zelliktir. Toplumsal yapnn evrensel bir zellii olarak deerlendirilen toplumsal tabakalama konusu, sosyolojinin ortaya kmasyla birlikte eletirel almalara konu olmutur. Sosyologlar toplumsal tabakalamay belli tipler zerinden ele almaktadrlar: Klelik, zmre, kast, toplumsal snf ve stat. Bu derste ncelikle, bu toplumsal tabakalama tiplerini ele almaya alacaz. Ardndan toplumsal tabakalama konusuyla ilgili baz genel kuramlar deerlendirmeye gayret edeceiz. Toplumsal Tabakalama Sosyolojiye jeolojiden geen bir kavram olan tabakalama (toplumsal tabakalama), toplumun katmanlar ya da tabakalar halinde blnmlne iaret eden sosyolojik bir kavramdr. Toplumsal tabakalamadan sz ettiimizde, toplumda bireylerin icra ettikleri belli meslekler arasnda bir eitsizliin bulunduunu ifade ediyoruzdur. Eitsizlik btn insan toplumlarda karlalan bir durumdur. Servet ve g arasndaki farkllklarn neredeyse hi olmad en yaln kltrlerde, toplumlarda bile erkekler ile kadnlar, yallar ile genler arasnda bir eitsizlik, toplumsal deer ve prestij asndan belli bir derecelendirme/mertebelendirme grlebilir: Avclkta dierlerinden daha yetenekli, daha baarl, daha becerili olmak ya da atalarn ruhlarna eriimde dierlerinden daha zel bir zellie sahip olmak gibi... Toplumdaki baz bireylerin ya da gruplarn dierlerinden daha fazla g ve servete sahip olmalarnn sebebi nedir? Gnmz toplumlarnda bu eitsizliin boyutlar nedir? Zenginlik ve g skalasnda daha alt basamaklarda yer alan birisinin daha st basamaklara trmanma olasl var mdr? Gnmzn refah toplumlarnda yoksulluk neden bu kadar yaygn ve kalc bir zellik gstermektedir? Sosyoloji ite btn bu eitsizlikleri tasvir etmek iin toplumsal tabakalama kavramn kullanr. Toplumsal tabakalamadan sz edildiinde, balangta, farkl insan gruplamalar arasndaki yaplam eitsizliklerin kast edildiini ifade etmek gerekir. Toplumdaki statlerin dzenlenii; bir ynyle aralarnda ciddi farklarn bulunduu statlerin birbirinden ayrmasn, dier bir ynyle de benzer ya da birbirine yakn prestije ve saygnla sahip statlerin birletirilerek, bir araya toplanarak sralanmas gereini iermektedir. Statlere belirgin toplumsal roller hak ve sorumluluk dizileri- balayarak onlar birbirinden ayrma srecine toplumsal ayrma ad verilmektedir. Statler

birbirlerinden ayrlnca karlatrlabilmekte ve bu karlatrmada sklkla sralama yoluna gidilmektedir. (...) Ayrm ve sralanm olan statlerden benzer olanlar bir araya toplayarak bir dzeyler hiyerarisi iinde dzenleme srecine toplumsal katlama (tabakalama) denir. Toplumsal sralama ve katlama toplumsal deerlerle yakndan ilgilidir. nk benzerlik ve ayrlklar ok kez statlerin toplumsal deerlendirilmesine, nitelenmesine gre saptanr.1 Toplumsal tabakalama konusuna ilikin genel bir teori kurmaya alan balca iki giriimden sz edilebilir: Marx ve ilevselciler (fonksiyonalistler). Marxn teorisi, gerek kendi dneminde ve gerekse de gnmzde toplumsal ve siyasal elikileri analiz etmek noktasnda byk nem tamaktadr. Marx, snflarn geliimi ile ve toplumsal snflarn toplumsal ve siyasal deiikliklerin oluumundaki rolleri zerine younlamtr. Burjuvazinin oluumu, kapitalizmin ortaya k, proleteryann kapitalist toplum iinde bir snf olarak formasyonu ve gelimesi ile ilgili sorunlar zerine yazmtr. Marxist teorinin ana izgileri teorinin bu ksm Marx ya da sonraki dnemin Marxist dnrleri tarafndan sistematik bir biimde formle edilmemise de2- bellidir ve herkese de bilinmektedir. ada sanayi toplumlarnda fabrikalar, brolar, makineler ve bunlar satn almak iin gereken servet ya da sermaye daha nemli bir hal alr. Burada iki ana snf ortaya kar: Yeni retim aralarna sahip olan sanayiciler ya da kapitalistler ve yaamlarn onlara emek glerini satarak kazanan ii snf ya da proleterya. Marxa gre, bu iki snf arasndaki ilikiler smrye dayanan bir ilikidir. Feodal toplumlarda smr, ounlukla, art rnn kyllerden (serflerden) aristokrasiye doru aktarlmas biiminde oluyordu. ada kapitalist toplumlarda ise smrnn kayna ve biimi daha kapal bir grnme sahiptir. Kapitalistlerin kendi kullanmlar iin el koyduklar art rn karn kayna olarak ortaya kar. Sanayinin geliimi, fabrika retiminin art vs. ile kapitalizm ncesi toplumlarla mukayese edildiinde muazzam bir zenginlik olumutur. Ancak iiler, bu zenginliin ok azna eriebilmektedir. 1 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 7475. 2 Anthony Giddens, Marxn almalarnn byk blmnn tabakalama ve ncelikle de toplumsal snf hakknda olmakla birlikte, Marx[n], artc biimde snf kavramnn sistematik bir zmlemesini sunmakta baarsz kald grndedir. Giddens, deerlendirmelerine yle devam ediyor: Marxn lmeden hemen nce zerinde alt elyazmas (daha sonra en nemli almas Kapitalin bir blm olarak baslmtr), tam da Bir snf oluturan nedir? sorusunu ynelttiinde yarda kalmt. Dolaysyla, Marxn snf kavram, kendi yazlarnn btnnden, yeniden kurulmak zorundadr. Marxn snf irdeledii pasajlar her zaman tutarl deildir... Bkz. Anthony Giddens, Sosyoloji, Hseyin zel ve Cemal Gzel (yay. haz.), Ankara: Ayra Yay., 2000, s. 260. Toplumsal farkllamann iki temel snf olarak burjuvazi ve proleteryann yan sra birbiriyle eliik karlara sahip baka bir ok grup kimi zaman bunlar, geici snflar olarak da adlandrmaktayd- oluturduunun farkndayd. Fransada Snf Mcadelesi ve Louis Bonaparten 18. Brumairei gibi almalarnda, siyasal mcadelelerde yer alan balca toplum tabakalarn analiz ederken 10 civarnda farkl gruptan bunlarn nemli bir ksm, ynetici snf ierisinde deerlendirilen fakat farkl sektrlerde faaliyet gsteren ve kendi aralarnda kimi zaman kar atmas yaayan gruplard- sz etmektedir. Yine Kapitalin nc bitmeyen son blmnde, snfl iki farkl model gelitirmeye almt: Biri Marxn kapitalistler, toprak sahipleri ve emekiler eklinde byk snfa dayanan modelidir. Dieri ise; retim aralarn elinde tutan ve emeki istihdam eden kapitalistler, baz mlkiyet aralarn elinde tutan fakat ayn zamanda kendi emeklerini de retime katan orta snf (ya da kk burjuvazi) ve son olarak cretlilerden oluan modeldir. Dolaysyla, Marxn toplumdaki tabakalarn ve snflarn saysnn birbirine kart ekilde konumlanm iki snftan olumadnn farknda olduu sylenebilir. Temel kuram asndan ok da nemli olmadn dnd iin olsa gerek, dier tabakalar/snflar zerinde fazlaca durmad.3 Marxn analizinin temeline oturttuu snf kavram, toplumdaki nesnel olarak yaplam ekonomik eitsizliklere iaret etmektedir. Marxn yapmak, gstermek istedii ey, belirli toplumsal eylemlerin, zellikle belirli siyasal eylemlerin olasln kestirmekte bireylerin mlkiyetle ilikileri asndan iinde bulunduklar toplumsal konumlarna bakmak gerektiidir.4 Marx tarafndan gelitirilen snf analizine dayanmakla birlikte Weber, onun yaklamlarna eletirel deerlendirmelerde bulunmutur. Webere gre bir snfn topluluk olma derecesi, snf yelerini biraraya getiren ya da blen faktrler, ana toplumun genel zellikleri ve sz konusu snfn dier toplumsal grup ve snflar ile olan ilikileri tarafndan etkilenmektedir. Fakat Marxn snf anlayna ynelik olarak dile getirilen Weberin eletirilerinden daha geni kapsaml bir eletiri; Marxn teorisinin belirli bir dnemdeki kapitalist toplumlardaki toplumsal ve siyasal atmalarn tahlilinde olduka geerli ve yararl bir teori olduunu, fakat bu erevenin dna kldnda sz konusu teorinin o denli geerli ve kesin olmadn ifade edenlerin yaklamdr. Bu geersizliin bir rnei olarak, Hindistandaki kast sisteminin aklanmasnda Marxist teorinin glkler yaamas gsterilmektedir. Fonksiyonalistler (ilevselciler)in toplumsal tabakalama teorilerinin temelinde, ilevselciliin genel varsaymlar yatmaktadr. Bu noktada, ilevselci tabakalama kuram asndan en aklayc teori, Kingsley Davis ve Wilbert E. Moore tarafndan ortaklaa kaleme alnan bir makalede dile getirilmitir. Some Principles of Stratafication ([Tabakalamann Baz lkeleri], American Sociological Review, Nisan 1945) balkl yazda, yazarlar, tabakalamay toplumsal yaam iin kanlmaz, ilevsel ve evrensel bir olgu olarak deerlendirmektedirler. Zira onlara gre, her

toplumun fertlerini toplumsal yap ierisinde konumlandrmak ve motive etmek zorunluluu ierisindedir. Davis ve Mooree gre; toplumsal eitsizlik, bu bakmdan, toplumun en nemli konumlara gerekten en nitelikli kimseleri getirebilmek iin, bilincinde bile olmakszn, bavurduu bir ara olmaktadr. blmnde sistemin korunmas iin en ok zorunlu olan statler yeter derecede dl elde etmelidir ki, daha az zorunlu olan statler, bunlar dolduracak kiiler ynnden, zorunlu olanlarla baarl bir biimde rekabet edemesin ve ayn zamanda yetime ve yetenek asndan en stn niteliklere sahip kiiler zorunlu olan statleri doldurmak ve bunlarn grevlerini gereince yerine getirmek ynnden zendirilmi olsunlar.5 Bu teori, bir yandan toplumsal deerlerin ilevleri nemli-nemsiz, iyi-kt eklinde ayrtrmas, te yandan da dllendirmede kullanlan ekonomik, siyasal, manev gibi- varlklarn sistemli bir biimde datlmasndaki zorunluluk statler arasnda bir sralanmann yaplmasn ve benzer statlerin birletirilerek bir tabakalanmann meydana geldiini aklar. Davis ve Mooreun dillendirdikleri bu tabakalama teorisi; Hereyden nce, tabakalanmann evrensel olduunu, bu nedenle de her toplumda belirli bir merte 3 Tom Bottomore, onun bu tercihinin eitli alardan yorumlanabileceini ifade eder ve hepsinin etkili olduunu fakat etkinlikte en nemlisinin birincisi olduunu belirttii noktaya dikkat eker: Birincisi, bireyin mlkiyet konusu eylerle balantsn, toplumsal eylem asndan en nemli belirleyici etmen saymaktayd ve kendi zamannn toplumsal ve siyasal almalar bu gr hakllatrc nitelikteydi. kincisi, gelime konusunda Hegelden gelme felsefi bir anlay tayor; gelimenin zt iki olgunun arasndaki eliki ve antagonismin sonucu olduunu dnyordu. Sonuncusu ise, zamanndaki snf sistemini analiz ederken, snfsz bir toplum idealine ballnn etkisinde kalyordu. Bkz. Tom Bottomore, Toplumbilim: Sorunlarna ve Yaznna likin Bir Klavuz, ev. nsal Oskay, 2. Bask, stanbul: Beta Basm Yay., 1984, s. 213. 4 Ayn yerde. E. Mine Tan, a.g.e., s. 76. belendirme sistemi bulunduunu ileri srmektedir ki, bu gereklere uymamaktadr. Ayrca, teori en nemli konumlarn ve en nitelikli kiilerin kolayca tanmlanabileceini; btn toplumlarda, kar gruplarnn etkisi olmakszn bunlarn saptanabileceini varsaymaktadr. Sonra, aka grlyor ki, fonksiyonalistler toplumsal tabakalanma teorilerini bireylerin toplumdaki sosyal gruplarn; stat gruplarnn, sekinlerin, snflarn varln da aklamak durumunda olduklarn unutmulardr. stelik, bu teori deiik toplumsal tabakalanma tipleri olabileceini, bir tipten dierine geite eitli deiim sreci tipleri bulunabileceini kabul ettii halde, bu durumun nasl aklanabileceini dnmemitir. En son bir nokta da, toplumsal tabakalanmann oluumunda ve srdrlmesinde gcn roln tamamen bir yana brakm; bu nedenle de, toplumsal tabakalanma ile siyasal atma arasndaki ilikiye hi deinmemitir. 6 eklinde ciddi eletirilere maruz kalmtr. Social Stratification: The Forms and Functions of Inequality ([Toplumsal Tabakalama: Eitsizliin Biimleri ve levleri], N.J.: Prentice-Hall, 1967) isimli eserinde toplumsal tabakalama, mertebelendirme, dllendirme ve deerlendirme sorunlarn inceleyen M. Melvin Tumin de; eitsizliin bir toplumun devam iin zorunlu olmadn, dllerin farkl olarak datmnn mutlaka gerekli olup olmadn, belli statler iin gerekli yeteneklerin toplumda ancak pek az kiide bulunduu iddiasnn ne lde doru olduu, zellikle eitim imkanlarnn anne-babann servetine bal olduu ve servetin eit olarak datlmad bir toplumda nfusun pek ok kesiminin kendi yeteneklerini anlama ve gsterme ans bulamayacaklarn ne srerek fonksiyonalist tabakalama teorisine eletiriler yneltmektedir. Fonksiyonalist tabakalama teorisine yukardaki eletirileri ynelten Tom Bottomore, iki kuram arasndaki farklln nedeni ile ilgili olarak da u deerlendirmeyi yapmaktadr: Grlyor ki, Marxist teori yanlgsz bir biimde ondokuzuncu yzyl Avrupasndaki toplumsal ve siyasal atmalarn karakterini yanstmaktayken, fonksiyonalist teori de, ayn aklkla, hibir zaman bir emeki snf ideolojisi gelitirmemi; toplumsal hiyerarinin, byk lde, gevek bir doku iinde ilintiletirilmi ve yelikleri kiisel yetenee bal saylan rgtl stat gruplarndan olutuuna inanlan A.B.D.deki toplumsal durumu yanstmaktadr. Marxist teori byk ve oturmu gl birlik duygusuna sahip gruplar arasndaki atmaya vurguda bulunmaktadr. Fonksiyonalist teori ise, kiisel yetenek ve becerilere, kiisel baar ve yarar uruna yaplan kiisel abalara dayanan bir toplumsal tabakalanmann btnletirici ilerde bulunduunu vurgulamaktadr. Fonksiyonalistlerin teorileri Durkheimin iblm teorisine birok bakmlardan benzemekte; fakat Durkheimin ele ald sorunun, toplumdaki salksz bir iblm durumu olduunu gzden karmaktadr.7 Toplumsal Tabakalama Tipleri Sosyologlar, toplumsal tabakalama konusunu ele alrken drt temel tabakalama tipi belirlerler: Klelik, zmre/feodalite, kast, toplumsal snf ve stat gruplar. Bu tiplerin deerlendirilmesine gemeden evvel, sz konusu tiplerin birer teorik soyutlama olduklarn, somut tabakalama sistemlerinde bu tiplerin birebir aynen bulunamayabileceini, buradaki ideal teorik tanmlardan farkllaabileceklerini, bu tiplerden birine veya dierine daha yakn olabileceklerini ya da bunlarn bir karm olabileceklerini belirtmek gerekiyor. Klelik Klelik, eitsizliin en ar ucunu oluturan bir durum. eitli biimlerde insanlarn zgrlklerinin ellerinden alnd, belli bir gruptan olanlarn tamamen ya da tamama yakn bir derecede tm haklarndan yoksun braklma durumunu ifade ediyor. Kleliin yasal durumu eitli rneklerde farkllk gstermektedir. Kimi zaman kleler, yasayla btn haklarndan yoksun braklm iken kimi rneklerde de konumlar bir hizmetininkine yakn olabilmektedir. Klelik deiik corafyalarda ve deiik zamanlarda grlm bir olgu olmakla

birlikte, en tipik iki rneini zellikle Yunan ve Roma toplumlar olmak zere- ancient dnyann toplumlarnda ve 18. ve 19. yzyllarda ABDnin gney eyaletlerinde yaanan uygulamalar oluturmaktadr. Tom Bottomore, a.g.e., s. 215. Tom Bottomore, a.g.e., s. 215-216. Klelik, ekonomik bir temele dayanan alma ve altrma sistemi (endstriyel bir sistem) olarak tanmlanr. lk dnem kapitalizmde tanr klelik, 15. yzyl ile 19. yzyl arasndaki plantasyon iletmecileri ve Kuzey ve Gney Amerikann kle sahiplerince kullanlan, kle ticareti araclyla salanan emek arzyla birlikte ucuz bir igc salama sistemiydi.8 (Bu igcyle ilgili bir fikir verebilmesi iin aadaki tabloya baknz.) Plantasyon klelik sistemini yalnzca hukuk sistemi ve onu destekleyen, glendiren mekanizmalar ayakta tutuyordu. Bu trden modern kle sistemleri ayrca madencilik irketlerinde ve endstriyel retimde de grlmekteydi. 1820ler CVARINDA AMERKAYA G EDEN TOPLAM NFUS (x1000) Afrikal Avrupal Toplam Afrikal (%) United States 550 651 1,201 46 spanya Amerikas 1,072 750 1,822 59 Brezilya ve Bat Hint Adalar 6,777 964 7,741 88 Toplam 8,399 2,365 10,764 78 1650 CVARINDA TOPLAM NFUS (x1000) Yerli Amerikallar Avrupallar Siyahlar Toplam ve Mestizolar ve Melezler Kuzey Amerika 860 (86%) 120 (12%) 22 (2%) 1,002 (100%) spanyol Amerikas (Peru hari) 8,773 (90%) 575 (6%) 437 (4%) 9,785 (100%) Brezilya, Bat Hint Adalar ve Guyanalar 843 (51%) 154 (9%) 667 (40%) 1,664 (100%) Toplam 10,476 (84%) 849 (7%) 1,126 (9%) 12,451 (100%) 1825 CVARINDA TOPLAM NFUS (x1000) Yerli Amerikallar Avrupallar Siyahlar Toplam ve Mestizolar ve Melezler Kuzey Amerika 423 (4%) 9,126 (80%) 1,920 (17%) 11,469 (100%) spanyol Amerikas (Peru hari) 12,660 (79%) 2,937 (18%) 387 (2%) 15,984 (100%) Brezilya, Bat Hint Adalar ve Guyanalar 381 (5%) 1,412 (20%) 5,247 (75%) 7,040 (100%) Toplam 13,464 (39%) 13,475 (39%) 7,554 (22%) 34,493 (100%) Kaynak: David R. James ve Sara Heiliger, Slavery and Involuntary Servitude, Encyclopedia of Sociology, F. Borgatta ve Rhonda J. V. Montgomery (eds.), 2. Bask, New York: Macmillan Reference USA, 2000, c. Rinchona gre, Yeni dnyaya getirilen toplam zenci kle says 14 milyondur; bu rakam, Moreau de Jonnesin 1842de bulduu 12 milyondan ok, nfusbilimci Carl Saundersin herhalde abartl olan 20 milyonundan azdr. Rinchonun hesab, 1500-1850 arasndaki 3,5 yzyllk sre iin ylda ortalama 60 bin kle vermektedir. Bkz. Fernand Braudel, Uygarlklarn Grameri, ev. Mehmet Ali Klbay, Ankara: mge Kitabevi, 1996, s. 150. Gerek tabloda, gerekse de burada verilen rakamlar elbette tetkik edilmelidirler. Ayrca bu rakamlar, Afrikadan Amerikaya gtrlen klelerin nemli bir miktarnn da ar seyahat koullar sonucunda yollarda ld gereini nda mukayese etmek gerekir. s. 2599 [s. 2596-2610]. Bu sistemde her klenin itaat edecei bir IV, efendisi vardr. Hr bir kiinin yine hr olan bir kii zerinde kuraca otoriteden farkl olarak, efendinin kle zerindeki iktidar ilke olarak snrsz biimde tanmlanr; zel bir yasayla snrlandrlmadka, efendinin kle zerindeki iktidarn snrszca kullanma isteinin snrlanmas ilikinin doasn ihlal etmek olarak alglanr. Kleler, pek ok adan dier insanlara gre ok daha kt koullarda yayorlard. Klelerin siyasal haklar yoktur, semen olamaz, kamu organlarna ya da meclise katlamaz. Toplumsal adan yok hkmndedir. Klelik denilince akla gelen eylerden biri de angaryadr. (phesiz angarya iler yalnzca kleler tarafndan yaplmyordu.) Kle almak zorundayd, zgr insan gibi her tr maliyetini gze alarak- almama gibi bir seenei yoktu. Ekonomik bir temele dayal olarak kavranan ve aklanan kleliin ortadan kalkmas da yine ekonomik adan verimsizlemesine balanmaktadr. Bir dier nemli etki de, kleyi bir eya/mal olarak gren zihniyetin karsnda onu belli haklara sahip bir insan olarak gren yaklamn kleliin olduu ilk alardan itibaren var olmasdr. Klelie ilikin bu iki kart yaklam, her dnem var olmutu. Ayrca Greklerde de, Romallarda da yabanc kleler ile toplumun bor vs. gibi nedenlerle- kleletirilmi eski yeleri arasnda bir ayrm yapld grlmektedir. Grek ve Romallarda borlu-kleliin ortaya k, klelik kurumu zerinde baz yumuatc deiikliklerin olmasna sebebiyet verdi. Klelik yava yava efendinin cezalandrc yetkilerinin kstlanmasyla yumuatlm, evlenme, mlkiyet ve miras gibi kimi ahsi haklara kavuturulmu ve klelerin azad edilmesi gibi olanaklar salanmt. Zmre Zmreler [estates], Avrupa feodalizminin bir parasdr; ancak pek ok farkl uygarlkta ve gelenekte de onlara rastlanabilir. (Kimi eserlerde zmre yerine dorudan feodalite veya mlkler tabiri kullanlmaktadr.) Zmreler, gemite doutan gelen soylulua dayanan bir geleneksel aristokrasinin bulunduu blgelerde ortaya kmtr. 3 nemli zellii bulunur: lk olarak, hukuken tannmlard. Her zmrenin, haklar, grevler, imtiyazlardan oluan hukuk bir kompleks olarak belirli bir stats bulunmaktayd. kinci olarak, zmreler geni bir iblmn temsil etmekteydiler. nc olarak, feodal zmreler siyasal gruplar konumundayd. Klasik feodalizmde sadece iki zmre tannmtr: Soylular ve kilise grevlileri. Tom Bottomore, 12. Yzyldan itibaren feodalitenin gerilemesiyle birlikte, burgher ad verilen ehir zenginlerinden oluan nc bir zmrenin gelitiini ve hukuksal bir varlk kazandn ifade eder.9 Anthony Giddens ise (zmreye karlk olarak mlk tabirini kullanmay tercih ediyor) nc mlkn serfler, zgr kyller, tccarlar ve zanaatkarlardan oluan bir grup olarak kabul eder.10 Ortaa Avrupa toplumu feodalitenin bir rnei olarak ele alnr. Avrupadaki feodaliteye benzerlikleri dikkate alnarak 12. yzyldan itibaren Japonya, in ya da Osmanl Devletinin de feodal bir sistem ierisinde olduu dnlmtr. Ancak birincisinde bir yerel malikane sistemiyle yakn ilikilerin varl,

iktidarn paral yaps, merkez otoritenin zayfl vb. durumlara karlk ikincilerde varln devam ettiren gl merkezi geleneksel devletlerin varl nemli bir fark yaratr. Yine Hindistann feodal bir yapya sahip olduuna ilikin iddialar bulunmaktadr. Ancak Hindistann kimi dnemlerde ya da kimi blgelerinde feodalite zellii gsteren yaplar olmakla birlikte, genel olarak kast ilikileriyle yryen ayr bir yapsnn olduu da bir gerektir. Kast Hindistanla zdelemi olarak literatrde yerini alan kast, sklkla, doutan getirilen niteliklere dayal kat bir tabakalama sistemiyle rgtlenmi byk lekli akraba gruplarna iaret etmek iin kullanlmaktadr. Hindistanda Hindular arasnda kurulmu bulunan kast sisteminin, baka tabakalama sistemleriyle mukayese edilemeyecei ya da baka hi corafyada asla bulunmad, bulunamayaca anlamna gelmez elbette. Kast sistemi, belli kriterlere bal olarak ar kapal, kat bir hiyerarik toplumsal tabakalama tipi- Tom Bottomore, a.g.e., s. 198. Anthony Giddens, a.g.e., s. 258. ideal tipini oluturmak nin isteyenlerin basitletirdikleri, fakat bize sunulandan ok daha karmak bir sistemdir. Kastn herhalde en ak tanm, onu ievlilik, kaltsal yelik ve zgl bir yaam tarzyla (bu bazen gelenek uyarnca belli bir meslein srdrlmesini de kapsar ve genellikle, arlk ve kirlilik kavramlarna dayal olarak, hiyerarik bir sistemdeki az ya da ok belirgin bir ayin statsyle birlikte anlr) ayrt edilen insanlarn meydana getirdii kk ve adlandrlm bir grup olarak niteleyen Andre Beteillein nerdii tanmdr. 11 Erken Hindu literatrne ait klasikler, toplumu 4 varnaya12 (kasta) blnm olarak tasvir eder: Brahmanlar (rahipler), Kshatriya (savalar ve soylular/ynetici snf), Viashya (retici ve tccar snf) ve Shudralar (emekiler). Varnalar, farkl ruhsal ve maddi ayrcalklara sahip olmakla nitelenen kategoriler olarak sralanmlardr. Bu drt temel kasta ek olarak, bir de, dokunulmazlar olarak adlandrlan ve yaptklar iler nedeniyle pis olarak grlen kast d bir grup daha mevcuttur. Varna toplumsal tabakalama modeli, Hint alt ktasnda binlerce yllk bir srete pekimitir. Kastlar arasndaki ve iindeki balca ayrm izgisi kirlenme kurallar erevesinde ifade edilir. Bu kurallar yiyecek hazrlama ve paylama, evlilik ve toplumsal ilikinin her biimini etkiler. Yksek ritel statlere sahip olanlar ayn zamanda ekonomik ve siyasal gce de sahiptir. Kirlilikle ilgili inanlar, kastlar arasndaki btn ilikileri dzenler. yeler kastlar dndan evlenemezler, yiyecek ve iecekler hakknda sk kurallar mevcuttur, dier kast yelerini ziyaret ve karlamalarla ilgili de ayrntl kurallar mevcuttur. Bu kurallarn ihlal edilmesi arnmay ve hatta kasttan dlanmay da gerektirebiliyor. Varna emas, toplumun geni kategorilerine iaret eder ve bir deerler sistemi temin eder; gerekte toplumun toplumsal organizasyonun birliini jati ad verilen endogaminin hakim olduu kk gruplar ya da alt-kastlar gerekletirir. Her bir dil blgesinde 2 binden fazla alt-kast bulunmaktadr. Alt-kastlarn stats, kltrel gelenekleri ve saysal gc bir blgeden dierine, ou zaman kyden kye deiiklik gsterir. Kast sistemi zerine yaplan almalar, kast sisteminin sanldndan daha dinamik bir sistem olduunu gsteriyor. Varnalar, Senartn klasik bir incelemede belirttii gibi, balangta, baz bakmlardan feodal zmreleri andran bir grnm tamlardr. Karakter ynnden benzerlik tadklar gibi, asl nemlisi, toplumsal gruplar mertebelendirmede (papazlar, savalar ve soylular, tacirler ve serfler) gsterdikleri benzerliin yan sra, gerekte btnyle kapal gruplar olmaylar bakmndan da baz benzer noktalar olmutur. (...) Daha sonralar gelien jatiler toplumda iblm, kabileler aras ibirlii, ve daha nemsiz de olsa, dindeki yenilemeler gibi etmenler nem kazandka sayca art gstermiler ve geleneksel kast sisteminin temel birimlerini meydana getirmilerdir. (...) Jati, endogam bir gruptur ve bireyin temel izafet grubudur. Her grup zeldir ve dier jatilerinkinden farkllatrlm bir yaam biimini iermekte; bugn iin greneksel meyyideler alannda, daha nceki dnemlerde ise hukuksal meyyideler alannda zel kurallara ballkla varln srdrm ve srdrmektedir. Jati grubunun ekonomik yan aktr; byk oranda birer meslek ve i gruplardr.13 Jatiler daha st varnann pratiklerini benimseyerek kast hiyerarisi iinde ykselmeye alabilirler; bu, varnalar arasnda deil, kendi varnalar iinde ykselmeyle sonulanabilir. Varnalar arasndaki mobilitenin ancak yeniden-doumla salanabileceine inanlr: Kast kanunlarnn ya da dhrahmann baarl bir ekilde yerine getirilmesi bireye arttrlm bir karma kazandracaktr; bylelikle birey yeniden doumla birlikte daha st bir statye kavuacaktr. Bu yukarya doru hareketlilik, sanskritizasyon olarak adlandrlmaktadr. Bu hiyerarik toplumun ileyii, samsara (reenkarnasyon) ve karma hakkndaki geleneksel Hindu din inalar araclyla merulatrlr. Bir kiinin bu hayattaki konumu, onun nceki hayatndaki eylemleriyle belirlenir. Shudra veya Dokunulmaz olarak doan birisi, nceki hayatnda iledii gnahlarn karl olarak cezalandrlmtr.14 ngiliz smrge ynetimi, Hint toplumsal dzenini kkl bir biimde etkilemitir. Bat kltrne ait fikirler, ngiliz eitim kurumlarnn al, kanun nnde eitlik prensibini getiren yasal sistem, yeni ekonomik faaliyetler ve i trleri vb. gibi pek ok yeni avantajlar, yeni imkanlar sunan gelimelerin daha byk bir 11 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 391-392. 12 Varna, Sanskritede renk anlamna gelen bir szcktr. 13 Tom Bottomore, a.g.e., s. 200. Rita Jalali, Caste and Inherited Status, Encyclopedia of Sociology, c. I, s. 251 [s. 249-255] hareketlilii dourduuna ve daha alt snflarn nnde yeni ufuklar atna ilikin yaygn bir deerlendirme vardr. Fakat hala bu konularda tm Hindistan kapsayc net bir deerlendirme yapmak mmkn olmuyor. ehirde ya da krsalda kast sisteminin farkl konulardaki etkilerinin dzeyinde farkllamalar

gzkmektedir; yerel ya da ulusal dzeyde de yine kast sisteminin etkisinin boyutlar farkllaabilmektedir. (Kast sisteminin ada dnyadaki durumuna ilikin deerlendirmeler, yorumlar ve bu konuda yaplan almalar hakknda daha ayrntl bilgi iin bkz. Rita Jalali, a.g.m.; ve Tom Bottomore, a.g.e.) Toplumsal Snf ve Toplumsal Stat 18. yzyldan itibaren geliip ortaya kan endstriyel toplumlarnn karakteristik gruplar olarak toplumsal snflar; dier tabaka trlerinin aksine, yasal ya da dinsel dzenlemelerle kurulmazlar. Kapal deil, grece ak gruplardr. Snflar arasndaki snrlar, ak seik deildir. Farkl snflara ye insanlar arasnda evliliklere getirilmi herhangi bir yasal ya da dinsel snrlama sz konusu deildir. Herhangi bir bireyin snf, dier tabaka trlerinde olduu gibi, doutan verili deildir. Elbette her birey, belli bir toplumsal ortama doar, ancak mevcut toplumsal durumunu, snfn deitirebilme ihtimali her zaman iin sz konusudur. Bu anlamda, en azndan, ksmen elde edilmi bir zellii bulunmaktadr. Snflar arasnda aa ya da yukar ynde gerekleebilecek bir toplumsal hareketlilik (sosyal mobilite/toplumsal akkanlk) ihtimalinin nnde, dier tabakalama trlerinde olduu gibi bir engel yoktur. Tartmasz bir biimde ekonomik temelli bir gruplardr. Snflar; ekonomik olmayan faktrlerin ok daha nemli olduu dier tabakalama trlerinden farkl olarak, madd kaynaklarn sahiplii ve denetimindeki eitsizlikler temellidir. Snf sistemleri, esas olarak, kiisel olmayan daha byk lekli ilikiler zerinden iler: Snf farkllamalar iin nemli bir temel, cret ve alma koullar arasndaki eitsizliklerde yatmaktadr ve bir btn olarak ekonomide geerli olan koullarn bir sonucu olarak ekillenir ve belirli meslek kategorilerinde alan herkes sz konusu durumdan etkilenirler. Sanayi toplumlarndaki toplumsal tabakalama, toplumsal snflarn yan sra stat gruplarnn da varlyla daha karmak bir hal alm durumdadr. Bu ikisi arasndaki fark ilk gren, inceleyen ve dile getiren kii Max Weber oldu. Weberin grleri, bir anlamda, kapitalist toplumu analizinde snf kavramna dayanan Marxa cevap verme abasnn rn olarak da deerlendirilebilir. Marxn snf konusundaki yaklamlarn daha nce ele almtk. Burada Weberin stat gruplar zerinden yapm olduu analizler ksaca deerlendirmeye allacaktr. Webere gre snflar sosyal topluluklar deildir; yalnzca toplumsal eylemin mmkn ve muhtemel temellerini temsil eder. (...) Snf konumu, kiilerin mal, yaam koullar ve kiisel yaantlar iin sahip olduklar tipik olanaklar demektir. Bu olanaklar ise, verili bir ekonomik dzen iinde gelir salamak zere mal ya da beceri harcama gcnn derecesi ve tr ya da bu gcn yokluu tarafndan belirleniyor olmaldr. Snf terimi, ayn snf konumunda bulunan insanlar grubu anlamna gelir.15 Snflarn tersine, stat gruplar genellikle sosyal topluluklardr. Ancak ou zaman, pek biimlenmemi dank topluluklardr. Tmyle ekonomi tarafndan belirlenen snf konumuna kar tanmlamak istediimiz stat konumundan negatif toplumsal onur ls tarafndan belirlenen tm tipik elerdir.16 Webere gre de, toplumsal tabakalama toplumdaki g eitsizliinin rgtlenmi halidir. Baka bir deyile, Weber ada sanayi toplumundaki tabakalamay iktidar/g kavram zerinden irdelemeyi tercih eder. Ona gre kurumsallam iktidar, temel etkinlik alanna ayrlmaktadr: Ekonomik, toplumsal ve siyasal. Bu alanlarn her birinde de iktidar snf, stat ve parti temeline gre biimlenir. Ekonomik alanda iktidar, Webere gre, snf sistemine gre tabakalar. Benzer ekonomik karlara ve benzer ekonomik gce sahip olanlar ayn snfa dahil olurlar. Weberde, Marxtan farkl olarak, ekonomik snflar sadece iki tane deildir ve snflar arasndaki kartlklar ykc nitelikte deildirler. Toplumsal alanda iktidar, stat boyutuna gre tabakalanr. Ayn toplumsal saygnlk dzeyinde bulunan ve benzer yaam ltlerine sahip olan kiiler stat gruplarn olutururlar. Bunlar birbirlerini toplumsal Max Weber, Snf, Stat, Parti, Max Weber, Sosyoloji Yazlar, H. H. Gerth ve C. W. Mills (yay. haz.), ev. Taha Parla, 2. Bask, stanbul: Hrriyet Vakf Yay., 1987, s. 177, [s. 176-191]. Max Weber, a.g.m., s. 181. eitleri olarak grr, ocuklarnn ayn grup iinde evlenmelerini salayacak nlemler alr, ayn toplumsal etkinlikleri, beenileri ve zel davran kalplarn paylarlar. Stat gruplarnda, kiinin toplumsal alandaki gc bakalarndan grd sayg/prestij derecesine gre belirlenir. Snfn nesnel ve ekonomik bir konum olmasna karlk stat kiisel deerlendirmelere tabiidir ve topluluk iinde kabul edilmi ltlerle belirlenmektedir. Eitim dzeyi, akrabalklar, meslek vs. kiinin topluluk iindeki statsn belirlemeye yardm ederler. Kurumlam iktidar alanlar ierisinde zerinde en az durduu alan, siyasal iktidar alandr. Webere gre siyasal alandaki iktidar, bireyin herhangi bir toplumsal eylemi etkilemekte kullanabildii gcn lsnden anlalr. Genellikle siyasal iktidar rgtlenmi bir siyasal parti araclyla kullanlr. Siyasal iktidar, ekonomik ve toplumsal alandaki iktidar yanstabilir. Partiler snf ya da stat gruplarnca belirlenen karlar temsil edebilir, yelerini de bunlarn birinden ya da dierinden devirebilir, bazen snf bazen de stat partisi nitelii tayabilir, bazen bu kategorilerin hi birine dahil olmayabilir. Toplumsal tabakalama ve toplumsal hareketlilik konularnda son dnemde yaplan aratrmalar, meslek farkllklar asndan, mesleklerin prestij derecelerine gre yapldlar. Amerikan sosyolojisinin yaygnlamas ile birlikte, Amerikan toplumunun tarihsel ve bugne zg niteliklerini merkeze alan sosyolojik yaklamlarn, kavramsallatrmalarnn yaygnlamasyla birlikte stat gruplar, stat onuru, saygnlk, prestij gibi konular da genel bir yaygnlk durumu yaratmaktadr. Ancak Batl sanayi toplumlarnda yaanan deiimlerin, toplumdaki snf farklarn ve snf elikilerini olduka yumuatt da bir gerektir. Saygnlk temelli bir tabakalama, iki byk ve u snf arasndaki boluu stat gruplar araclyla doldurmakta ve farkl bir tabakalama tanm getirmektedir. Bu yaklamda toplumsal

tabakalama; az ok belirlenmi stat konumlarnn srekli dizilerinden meydana gelen bir olgu ve sadece mlkiyet ile olan ilikilerle deil, birden ok faktr tarafndan belirlenen ve kitle toplumu snflarn ve snf tanmlarn kabul etmeyen bir gereklik olarak tanmlanmaktadr: Bylece, deiik dzeylerdeki stat gruplar arasnda ilikiler, eliki nitelii tamayan, rekabet ve ekememezlik niteliindedir. Orta snflarn saysal bir art gstermesi, orta snflarn genel nfus iinde gitgide byk bir orana varmas, toplumsal hiyerariyi, keskin bir ayrm; yani belli bal toplumsal gruplar arasnda keskin elikiler olmakszn, sadece bir prestij mertebeleri dizisi (ya da statler dizisi) sayan grn toplumsal dnce zerinde etkinlik kazanmasna yol am; bu grn yaylmas ise, snf bilincinin artmasn bir lde nlemeye yaramtr.17 Tom Bottomore, a.g.e., s. 209. Okuma nerileri Toplumsal tabakalama konusunda, dipnotlarda verilen kaynaklar yeterli olacaktr. alma Sorular 1. 1600den fazla insann hayatn kaybettii Titanic kazasnda lenlerin %80i erkekti. Birinci snf bilet tayanlarn % 60ndan ou kurtarlmt. nk onlar uyarlarn ilk duyulduu ve filikalara ulalabilir olduu st gvertedeydiler. kinci snf yolcularn sadece % 36s sa kalabildi. Daha alt gvertede yer alan nc snf bilet sahibi yolcularn sadece % 24 kurtulmutu. Yukardaki paragraf toplumsal tabakalama asndan deerlendiriniz. 2. Gney Afrikada 1980lere kadar hakim olan rk ayrmna dayal apartheid rejimini kast sistemiyle karlatrnz. 3. Dnyann farkl blgelerinde kast sistemine benzer tabakalamalarn grlp grlmediini aratrnz. 4. Karl Marx, snf yaps tekrarlar szyle ne demek istemitir? Tartnz. 5. ok alarak herkesin baarya ulaabilecei dncesi sizce ne kadar dorudur? 6. Nobel dll iktisat Simon Kuznets tarafndan gelitirilen Kuznet Erisine gre daha byk eitsizlikler tarm toplumlarnda sz konusudur. Sanayi toplumlarnda daha az eitsiz bir sistem mevcuttur bu yaklama gre. Tabakalama trlerini gz nnde bulundurarak Kuznets Erisinin sonularn deerlendiriniz. 7. Dnyada hala klelik mevcut mudur? Aratrnz. 13.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. 13. Ycel Bulut Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 13. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bu derste, toplumsal tabakalama konusunun nemli bir paras olan toplumsal hareketlilik ve eitleri deerlendirilmeye allacaktr. Toplumsal Hareketlilik (Sosyal Mobilite) Toplumsal tabakalama srecini ele alrken, sklkla bir hareketlilik kavramndan sz edildii hatrlanacaktr. zellikle de tabakalama trlerinin/sistemlerinin deerlendirilmesinde ve ayrtrlmasnda kullanlan ltlerden bir tanesi belki de balcas- tabakalar arasndaki geilere izin verilip verilmediiydi, baka bir deyile, ak ya da kapal olularyd. Hareketlilik, kiilerin fizik mekanda veya sosyal yapdaki her tr hareketine veya gne iaret eder. Fiziksel ve sosyal hareketlilik arasnda elbette bir farkllk vardr. Fiziksel hareketlilii genellikle g olarak adlandrrz ve bu anlamda coraf bir alanda bir baka coraf alana g ada dnyada hzla artan bir olgu durumundadr. Toplumsal hareketlilik ise, bir kii ya da grubun statsnn deiimine iaret eder. Herhangi bir toplumdaki toplumsal tabakalama sistemi iinde genellikle bireylerin, ama bazen gruplarn tamamnnfarkl konumlar arasndaki hareketine iaret eden bir kavramdr. Baka bir deyile, toplumsal hareketlilik bireylerin ve gruplarn statler arasndaki giri klarna verilen isimdir. Toplumsal hareketlilik, bireylerin statlerindeki deimenin yn asndan aa ve yukar ya da benzer statler arasnda sz konusu olabilir. Dolaysyla da dikey (snfsal) ve yatay (meslek, coraf) hareketlilik tipleri ortaya kmaktadr. Dikey hareketlilik, yapay hareketlilikten daha nemsenen ve daha fazla tartlan bir hareketlilik tipidir. Kiilerin bir statden bir dierine, bir snftan bir dierine geiini ifade eder. Dikey hareketlilii etkileyen etmenler ve koullar, yatay hareketlilii etkileyenlerden ok daha fazla sayda ve ok daha fazla karmaktr. Aa veya yukar ynde gerekleebilir ve bu iki stat ya da snf arasndaki fark da birey asndan son derece nemlidir. Dikey hareketlilikte yukarya doru olan geilere snf atlama, aaya doru olanlarna da snf dme diyebiliriz. Yatay hareketlilik ise, ayn toplumsal dzeydeki farkl grup, durum veya birimlere, rnein meslek ya da ailelere geii ifade etmektedir. Teorik olarak, ayn toplumsal snf ierisindeki kiiler kabaca ayn stat ltlerini ayn derecelerde paylatklar iin bir dierine doru ilerlerler. Yatay hareketlilik, kiiler iin nemlidir; nk ilikide bulunduu kiiler deimektedir. Ancak toplumsal benliin (sosyal kiiliin) yeni kiilere veya ilikilere uyarlanmas eer gerekten de ayn snftan iseler- ok da g olmamaktadr. Aileleri birbirlerini tanmasalar da, ayn toplumsal snftan olan kiilerin evlilikleri bu duruma bir rnektir. Ayn tabaka ierisindeki farkl alt-snflar arasnda birtakm farkllklarn olabilmesi mmkn olduu iin, bu tr bir durumdaki evliliklerin, dikey hareketlilik olarak deerlendirilebilmesi de mmkndr elbette. Toplumsal hareketlilik karmak bir sretir. Bu sre, dikey ya da yatay ynlerdeki ileyiinin yan sra, dikkate alnmas gereken baka baz boyutlara daha sahiptir: Bu boyutlardan bir tanesi zamandr. Yani hareketlilik kuaklar arasnda ya da kuak iinde incelenebilir. kincisi, kiilerin ne kadar bir sre ierisinde stat deitirebildiklerini gsteren hareketliliin hzdr. Hareketliliin hangi kurum ya da toplumsal evre ierisinde gerekletiini gsteren hareketliliin balam nc boyutu oluturur. Drdnc bir boyut; bireylerin tabakalama sistemindeki statlere geilerini ykleme, erime, olgunlama, yasallama vb. gibi kavramlar araclyla tasvirini salayan hareketlilii dzenleyici mekanizmalarla alakaldr. Beincisi, hareketliliin birimleridir. Hareketlilik bireyler, gruplar, tabakalar ve hatta tm toplumu kapsayc olabilir. Toplumun tamamn kuatan bir hareketlilik, artk toplumsal deime kavramyla aklanr boyutlara gelmi

demektir. Son boyut, hareketlilie ilikin znel-nesnel deerlendirmelerdir. Bireyin stat deiimleri, bu srece tabi olan kii tarafndan snf atlama veya snf dme (sra ama veya sra dme) gibi deerlendirilebilir; ancak bu deerlendirmeler bakalar tarafndan ayn ekilde deerlendirilmeyebilir. Hareketlilie ilikin bu farkl boyutlar, hareketliliin lmn ve eitli toplumlar arasnda mukayeseli hareketlilik incelemelerinin yaplmasn salar. Baz aratrmalara gre kol iiliinden kafa iiliine gemek, mavi yakal ilerden beyaz yakal ilere gemek, krdan kente g etmek, tarm iiliinden fabrika iiliine gemek vs. yukar doru hareketliliin rnekleri olarak saylmakta ve dolaysyla da, toplumlarnn aklklarnn bir gstergesi olarak grlmekte iken; baka bir grup aratrmac ise, sz konusu hareketliliin stat deiimi yaayan bireyler tarafndan nasl anlald, deerlendirildii bilinmeden hareketliin aa ya da yukar olduunu ifade etmenin anlamsz olacan iddia etmektedirler. Toplumsal hareketlilik, toplumsal bir sre olarak zaman iinde oluur ve toplumun eitli paralarnn birbirleriyle yakn ilikiler iinde olduu iin genellikle eitli toplumsal koullarn ve faktrlerin birlikte ileyiinde etkilenirler. Bunlardan bir tanesi, eitlik ve eitsizlik konusundaki genel inanlar, yaygn toplumsal dn kalplardr. Eitliin ya da eitsizliin yaratln bir gerei ve hakl bir ey olup olmad, adaletsizlik anlamna gelip gelmedii gibi inanlar, bireylerin statler arasnda giri klarn kolaylatrc ya da zorlatrc bir faktrdr. Bu dnme biimleri rekabeti tevik edici, frsat eitliini yaratc dzenlemelerin sebebi de olabilir, tamamen kart ynde, belli zelliklere sahip olanlarn (rnein, farkl rktan birilerinin, kadnlarn, sakatlarn vs. gibi) belli statlere alnmasn btnyle engelleyen, kotalar koyan snrlayc dzenlemelerin getirilmesini de salayabilir. kinci bir etken, nfustur. st snflardaki insan saysnn az ve dourganlk oranlarnn alt snflara kyasla daha dk olduundan hareket eden kimi aratrmaclar; bu durumun st snflarn varlklarn srdrebilmek iin alt snflardan insan devirmek zorunda kaldklarn ifade ederler. Bu durum ayn zamanda, hareketlilikle ilgili bir baka sonuca daha yol aabilir: Eer st snflarn nfus says grece fazla ise, bu aadan yukarya doru bir hareketliliin hzn yavalatacaktr; tersi bir durum ise bu hz artracaktr. Nfus hareketleriyle ilgili bir dier faktr glerdir. Baka bir topluma, toplulua, lkeye g etme siyasetinin yukarya doru dikey hareketlilik imkanlarn etkiledii dnlmektedir. Genel kabul, ok sayda olan ve genellikle de yabanc bir lkeden ya da krsal alanlardan kentlere gelen gmen iilerin byk lde iine dahil olduklar yeni toplumsal yapnn en alt basamaklarnda yer alacadr. Bu durumun ise, yerli iilerin daha st statlere doru hareketliliini artrc bir etkide bulunacaktr. Bireyin rekabet srecine kendini hazrlayabilmesini salayan frsatlarn elde edilebilirlii yukarya doru hareketlilik iin bir faktr olarak deerlendirilmektedir. Bu erevede eitim, yukarya doru hareketlilik iin kestirme bir yol olarak grlmektedir. Servet ve gelir, dolaysz yoldan yukarya doru toplumsal hareketlilii etkileyen bir faktrdr. Bu trden ekonomik faktrler; gerek soyluluk unvanlarnn parayla satn alnmas gibi dorudan ve gerekse de daha st statlere eriime imkan salayan eitim olanaklarn ve evre koullarn salayarak dolayl yollardan yukarya doru toplumsal hareketlilii salarlar. Teknolojik deiimler de, gerek servet hareketlerini hzlandrarak para temelli faktrlerin etkisini pekitirir ve gerekse de iblmnde yaratt deimelerle toplumsal hareketlilii artrabilir. rnein, 20. Yzyl bandaki kapitalist toplumlarda hastabakm, ocuk bakm, amar t, diki, konservecilik gibi evde ya- plan ilerin hizmet ve endstri sektrne geii, byk irketlerin oalmasyla birlikte muhasebe defteri tutma, daktilo ve sekreterlik alannda igc talebinin art ok sayda kadnn cretli igcne geiini salamtr. Fakat btn bu rneklerin olumlu ya da olumsuz anlamlarda farkl deerlendirmeler konu olduunu belirtmek gerekir. Bu gelimeler, kadnlarn ekonomik statsnn ykselmesi olarak grlm ve olumlanmtr. Fakat teknolojik deiimlerle birlikte ortaya kan yeni ve daha st dzeydeki nitelikli ilere geen erkeklerden boalan vasfsz ilere alnmalar nedeniyle kadnlarn aslnda byk bir hareketlilik yaamadklar ifade edilmitir. Bir baka gre gre de; hzl makineleme ve otomasyon, makinelemi igcnn verimini artrarak kitleleri ekonomik etkinlikten yoksun klm, bunun sonucunda da, sz konusu kitleleri bro, sat ve hizmet alanlarnn dk cretli ilerini grmeye elverili bir artk-nfus haline getirmitir. Kadnlar da bu yeni kitle mesleklerinin ideal igc kaynadr. Btn bu deerlendirmeler, teknolojik deiimlerin yukarya doru hareketliliin tek bir nedeni olarak alnamayacan gstermektedir belki de. Aile de, yapsal zelliklerine bal olarak toplumsal hareketlilii kolaylatrabilir de, engelleyebilir de. rnein, servet genellikle aileden kaynaklanan bir hareketlilik faktrdr. Bu balamda 1980lerde ngiliz milyonerlerinin gemileri zerine bir aratrma yapm olan William D. Rubinsteinin Wealth and Inequality in Bratian ([Britanyada Zenginlik ve Eitsizlik], Londra: Faber and Faber, 1986) isimli almasnda elde ettii sonular aktarmak belki faydal olacaktr. Rubinstein almasn, 1984 ve 1985te len ve arkalarnda en az bir milyon pound brakan insanlara dayandrmtr. (Yaayan milyonerler hakknda gvenilir bilgilere ulamak neredeyse imkanszdr.) Rubinstein, babalar varlkl iadamlar ya da toprak sahileri olanlarn bugn de, milyoner saflarnn % 42sini oluturduunu bulmutur. Ailelerinden maddi bir destek alan (st dzeylerdeki profesyoneller olarak alan anne babalar olan) kiiler bir % 29 daha tutmaktadr. Milyonerlerin % 43, adam bana 100.000 pound kalt edinmi, bir % 32de 10.000 ile 100.000 pound arasndaki bir miktar kalt edinmitir. ngilterede zengin olmann en emin yolu hala, zengin olarak domu olmaktr.1 te yandan aile, toplumsallamadaki rol nedeniyle bireyin beklentilerini, yeteneklerini,

toplumsal hareketlilik konusundaki tutumlarn belirlemekte byk nem tar. Sonu Toplumsal hareketlilik incelemeleri, K. Marx ve John S. Millin 19. yzyl ortalarndaki yazlarna ve elitlerin dolam kuramyla tannan V. Pareto ve P. A. Sorokinin 20. yzyl balarndaki almalarna kadar uzanan uzun bir sosyolojik gemie sahiptir. Toplumsal hareketlilik zerine gnmzdeki zengin sosyolojik literatr eitim, toplumsal cinsiyet, kltr, iktidar vb. gibi daha geni bir tartma ile i ie girmi durumdadr. Toplumsal hareketlilikle ilgili modern literatr, 1945ten beri bu konudaki tartma iki farkl aratrma program arasndaki ekimeyle gelimektedir: Bir tarafta toplumsal hareketlilii, iinde bireylerin gelir, eitim baars ya da sosyo-ekonomik prestije gre sralanabildii toplumsal hiyerari balamnda ele alan aratrmaclar; dier tarafta, emek piyasalar ve retim birimleri iinde hkm sren ilikilerle tanmlanm toplumsal mevkileri kapsayan, bunlar snf yaps balam iine oturtan aratrmalar bulunmaktadr. 1950ler ve 1960larda hiyerarik perspektif egemendi ve bu perspektif zirvesine ABDde ortaya kan stat kazanma geleneiyle ulamt. Ancak 1970ler ve 1980ler sresince snfsal zmleme yaklamn benimseyen Avrupal sosyal bilimciler bu gelenei daha fazla eletirmeye baladlar.2 1 Anthony Giddens, Sosyoloji, Hseyin zel ve Cemal Gzel (yay. haz.), Ankara: Ayra Yay., 2000, s. 285. 2 Toplumsal hareketlilik konusundaki farkl yaklamlar ve hareketliliin aratrlmasnda kullanlan farkl aratrma tekniklerine ilikin ayrntl bir sunum iin bkz. Gordon Marshall, Toplumsal Mobilite, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 750-755. Okuma nerileri Daha nceki derslerde knyelerini vermi olduumuz E. Mine Tann, Joseph Fichterin, Anthony Giddensn ve John J. Macionisin kitaplarnn toplumsal hareketlilik ile ilgili blmlerine baklabilir. alma Sorular 1. Anthony Heath, yapm olduu toplumsal hareketlilik aratrmasnda, profesyonellerle yneticilerin kzlarnn yarsndan fazlas, rutin bro ilerinde almaktayd; bunlarn % 8den fazla olmayan bir blm, babalarnn konumuna benzer bir dzeydeki konumlara eriebiliyorlard. Mavi yakal evlerden gelen kadnlarn yalnzca % 1,5ine bu tr ilerde rastlanmaktayd (% 48i rutin bro ilerinde allyor olsalar da). Heathin aratrmasndan elde ettii sonularn bir ksmn anlatan bu paragraftan hareketle profesyonel ve yneticilik ilerinde kadnlar iin bir frsat aklndan m yoksa kapallndan m sz edilebilir? Tartnz. 2. ok alarak herkesin baarya ulaabilecei dncesi sizce ne kadar dorudur? Tartnz. 3. Snf farkllklarnn bu yzyln byk bir sorunu olduunu dnyor musunuz? Sebeplerini tartnz. 4. Sizce Trkiyedeki genler gelecekteki yaamlarna ilikin neler dnyordur? yimser midirler, ktmser midirler? Tartnz. Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel 14. 14. Bulut Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 14. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Dersimizin iki dnemlik bir ders olmas itibariyle, bu dnemin 14. ve son dersinde, belli konularn eksik kald duygusunun olumamas ve iki dnemlik bir program erevesinde dersin planlandnn renciye ifade edilebilmesi amacyla, gelecek dnemde bu ders kapsamnda nelerin ileneceinin anlatlmas tercih edildi. Bu derste, Sosyolojiye Giri I dersinde ele aldmz konular hakknda genel bir deerlendirme yaplacak ve Bahar yarylnda mevcut dersin devam olarak dnlen Sosyolojiye Giri II dersinde ilenecek konular hakknda bilgiler verilecektir. nsanlar, tarih boyu, iinde yaadklar gruplar ve toplumlar zerinde gzlemde bulunmu, dnceler ileri srmlerdir. lk derslerimizde ifade ettiimiz zere, mstakil bir inceleme nesnesi olarak toplumu merkeze alan bir disiplin olarak sosyolojinin ortaya k ise ancak 19. yzylda mmkn olabilmitir. Sosyolojinin hangi koullar altnda ortaya kt, hangi toplumsal problemleri hangi deerler dorultusunda zmek iin ura verdii, bu hedef dorultusunda zaman iinde ne tr zellikler kazand ilk derslerimizde zerinde durmaya altmz konulard. Yine bu srete, sz konusu hedefle dorudan alakal olarak gerek mevcut toplumsal krizlerin kkenini ve sebeplerini aramaya dnk bugne ve gemie dnk uralar ve meruiyetini bugne ve gemie dnk aratrmalarn bilimsel olduu ve dolaysyla ulalan sonularn evrensel geerlilie sahip bilimsel yasalar olarak grlmesinden alan- gerekse de toplumun mevcut krizlerini zm olarak gelecekte nasl bir ekil alabilecei ve hatta almas gerektii- erevesinde pek ok sosyal teori ortaya kmt. Bu teorilerin bir ksmn ortaklklar ya da benzerlikleri nedeniyle ayn tarafta toplayabiliriz; ancak gemite ve gnmzde gelitirilen sosyal teorilerin bir ksm da birbirine kart, birbiriyle atr, eliir deerlendirmelere ve ieriklere sahiptir. Bu durum, her eyden nce bize, bir bilim anlay erevesinde hareket ediyor, belli yntemsel kurallara riayet etmek zorunda olsak bile, ayn inceleme nesnesiyle ilgili olarak ayn sonulara varmak zorunda olmadmz gsteriyor. Baka bir deyile, yalnzca tek bir sosyoloji yapma tarz yok. Bu durum, toplumsal ilikilere, toplumsal olgulara ve sorunlara farkl biimlerde yaklama konusunda bize byk bir zgrlk alan salar. Sosyolojinin gemiinde siyaset felsefesi, tarih felsefesi, evrim konusundaki biyolojik teoriler ve toplumsal koullar hakknda inceleme ve aratrma yapmay gerektiren toplumsal ve siyasal reform hareketlerinin etkisini bulmak mmkndr. Bunlar arasndan zellikle iki tanesi, tarih felsefesi ve toplumsal aratrmalar sosyoloji iin zel bir neme sahiptir. nsanln geliimini aamalar halinde tasnifleme ve mevcut duruma hangi safhalardan geilerek gelindiine ilikin bir merak ve bilgilenme istei Batl dnrler iin zellikle nemli oldu. Bu abann, ayn zamanda, Batl dnrler iin mevcut durumlarn aklamada kullanacaklar belli bilgileri de beraberinde getirecei aktr. Saint-Simon ve zellikle de Hegelin bu alandaki katklar dikkat ekicidir. Tarih felsefesinin sosyolojiye

felsefi dzlemdeki katks gelime ve ilerleme nosyonlaryla, bilimsel alandaki katks ise tarihsel dnemler ve toplumsal tipler tasnifleri vb. kavramlar balamnda oldu. Toplumu, siyasal bir topluluk ya da devletten ayr bir kavram haline getirenler de tarih felsefecileri olmutur. Sosyolojide ikinci nemli unsuru, iki farkl kaynaktan gelen toplumsal aratrma salamtr. Birincisi, doa bilimlerinin yntemlerinin beer alanlarn incelenmesinde uygulanabileceine ve uygulanmak gerektiine, beer olgularn snflandrlabileceine ve llebileceine olan inancn glenmesidir. kincisi ise, toplumsal sorunlara duyulan ilgidir. Doa bilimlerinin yksek prestiji ve toplumsal reform hareketleri sayesinde toplumsal aratrma ve incelemeler, toplumu konu edinen bu yeni bilim dal ierisinde de nemli bir konum kazand. lk derslerimizde Tom Bottomoredan alntladmz bir paragraftan hareketle, ilk dnem sosyolojisinin belli bal zelliklerine dikkat ekmeye almtk. Bu dnemin en nemli zelliklerinden bir tanesi, sosyoloji alannda fikir ileri sren dnrlerin ok kapsaml tezler ileri srm olmalardr. Sosyolojinin kurumlama dnemlerinde bu yaklam, zellikle de iktisatlar, tarihiler, siyaset bilimciler vb. gibi- belli konularda uzmanlam akademisyenler tarafndan eletirilmektedir. Ancak gnmzde bile sosyolojinin, ilk dnem sosyolojisinin bu zelliinden btnyle vazgetiini sylemek zor grnyor. lk dnemde sosyolojiye yneltilen eletiri ve itirazlar, sosyolojinin dier sosyal bilimlere yardmc olmaktan ziyade, onlarn sonularndan kendi istei dorultusunda serbeste yararlanmak, onlar absorbe etmek ve belki de smrmek gibi bir ama gtt eklindeki nyargdan kaynaklanyordu byk lde. Sonraki dnemin sosyologlar, byle bir ihtiras sahibi olmadklarn aka ifade ettiler. rnein Durkheim, sosyolojinin bamszln zellikle vurgulamaya zen gstermesine ve ilgilenecei olgular belirlemeye zel bir nem vermesine karn, sosyolojinin ansiklopedik bir bilim olmamas gerektiini dnr; ayn ekilde, dier bilimlerden btnyle izole olmas gerektii dncesinde de deildir. Raymond Aron, de German Sociology (Londra, 1957) adl eserinde, ansiklopedik niteliinden dolay sosyolojinin Almanyada balangta kabul grmediini ifade eder. Bu lkede, baka lkelerdeki gibi sosyolojinin inceleme alannn tanmlanmas abasyla ie balanm ve bu dorultuda Simmelin etkisiyle toplumsal yaam biimleri diye soyut bir bilim kurulmaya allmtr. Bu yndeki abalara kar, Marx ve Marxizmin etkisiyle, tarihsel yorumlamaya ve kltr sosyolojisine ynelik ilgi var olmaya devam etmitir. Bu durumun izleri Weberin yazlarnda bulunabilir. Klasik sosyologlarn yeni bilim dalnn alann ve yntemlerini oluturmaya, ana toplumsal olgular aratrp aklayarak, bu bilimin deerli ve nemli olduunu gstermeye ve bu yeni bilim daln dier disiplinlerle ilikilendirmeye altklarn syleyebiliriz. Ancak ada sosyolojinin baz alardan bu yaklamlar bir kenara braktklarn ve farkl alanlara yneldiklerini de ifade etmek gerekir. Talcott Parsons ve takipilerinin eserlerinde ve almalarnda karmza kan baz kavramsal emalar gelitirilmeye allm, bir taraftan da anlamsz ve bouna yaplm almalar olarak deerlendirilebilecek kadar kk ve dar ereveli sorunlar etrafnda almalara, toplumsal aratrma tekniklerinin kullanmna abartl bir ehemmiyet atfedilmitir. Bununla paralel olarak, sosyologlar dier bilimlerin ilgi gstermedikleri ve bu nedenle de sosyolojinin -dar anlamda- konusu saylan belli konulara ilgi gsterilmitir. 1953-1954te Amerikan sosyolojisinde yaplan incelemeler zerine yaplan bir inceleme, almalarn saysal olarak iki alanda younlatn gstermektedir: Kent ve kentsel topluluklar zerine aratrmalar ve aile ve evlilik kurumu zerine yaplanlar. Bu eilimler, bir dereceye kadar, sosyolojiye bamszlk kazandrmak, profesyonel bir nitelie eritirmek ve akademik bir disiplin olarak bilimsel bir karakter salamak arzusundan da g almtr. Pratikte ise, toplumsal hareketlilik konusundaki almalarda olduu gibi baz gerek gelimelere ramen, baka bir ynde bir sonu dourdu: Sosyolojinin gerek toplumsal dnceye veya gerekse pratikteki toplumsal sorunlarn zmlenmesine yapt katklarn deeri hakknda kuku duyulmaya balanmtr. Hatta 1960larn sonlar itibariyle sosyolojinin bitip bitmedii sorgulanmaya balanmtr. Ancak gerek ABDde ve gerekse de Avrupada gelien sosyal bilim aratrmalar, farkl bir ynde sosyolojinin gelimesini salamtr. Sosyologlar bir kez daha toplumsal yapnn temel grnmleri ve yap deiimleri sorunlar zerinde durmaya, endstriyel toplumun temel zelliklerini incelemeye, bilim ve teknik alanlarndaki hzl gelimelerin toplumsal sonularn aratrmaya, toplumsal hareketlerin ve devrimlerin kkenlerini ve yaratabilecekleri sonular dnmeye, endstrileme ve ekonomik gelime srecini irdelemeye balamlardr. Bu yeni tutum sayesinde, toplumsal olgulara kar daha sorgulayc, daha muhalif bir yaklam benimsemiler, ilk sosyologlarn sosyoloji anlaylarna yaklamlar, yaadklar toplumun tek dze yorumlanmas ya da toplumsal olgu ve olaylar sadece iinde bulunduklar an itibariyle snflandrmakla yetinen sosyoloji anlayn yetersiz bulmaya baladlar. Bu yeni anlayn belirtilerinden biri toplumlarn tarihsel geliimi konusuna kar yeniden ilgi gsterilmesi olmutur. Dieri, birincisiyle de yakndan ilgili olan, topluma ilikin bir genel teori olarak yepyeni bir biimde glenmesi ve yaylmasdr. Sosyoloji, sosyal antropoloji ile birlikte, toplumun belli bir tek yann deil de, toplumsal hayat bir btn olarak ele almak isteyen, toplumu oluturan toplumsal gruplar ve kurumlar arasndaki dokusal ilikileri incelemeye kalkan ilk bilim daldr. Sosyolojinin temel anlay ya da ynetici ideas, bu adan, toplumsal yapdr: Belirli bir toplumdaki eylem ya da davran formlar arasndaki sistematik karlkl-ilikilerdir. Sosyoloun daha nceleri ampirik aratrmalardan ok, felsef tasarmlarla kavranmaya allan toplumsal hayatn nemli yanlaryla ilgilenmesi de bu noktaya balanmaktadr: Aile ve akrabalk

ilikileri, din ve ahlak, toplumsal tabakalama, ehir hayat. Yaygnlamaya balayan yeni antropolojik aratrma yntemlerinin de etkisiyle, toplumlarn tarihsel gelimeleri nemsenmeye, belirli tek bir toplumun toplumsal hayatn tam olarak tasvir edebilmek iin karlatrmal almalara girimek istemediler. te yandan, sosyologlar zaten kurulularn tamamlam ekonomi, siyaset bilim, hukuk, dinler tarihi vb. gibi- bilim dallaryla birlikte almak zorunda kalmlar; toplumsal hayatn belirli kurumlar ya da alanlar ile toplumsal yapnn dier eleri (rnein dinsel ve ekonomik hayat, mlkiyet, snflar ve siyaset) arasnda ilintileri gstererek ve eitli tarihsel dnemlerde ya da eitli toplum tiplerinde bu ilintilerin devamlln ya da deikenliini aklamak iin mukayeseli aratrmalar yapmann tad nemi gstermekle bala bana nemli bir katkda bulunmulard. Son dnemde ise sosyoloji ile sosyal antropoloji arasndaki mesafe gittike azalmaya balamtr. Bunun nemli sebeplerinden biri, smrgelerden yeni yeni uluslarn olumas ve ekonomik ynden gelimemi bu lkelerin hzla gelimek istemeleridir. Bu durum yeni sorunlar yaratmtr. Bu sorunlarn anlalmas, kavranmas, zmlenebilmesi iin hem geleneksel toplum biimleri hakknda bilgiye, hem de endstrilemenin toplumsal sreci hakknda tarihsel ve mukayeseli bir gre sahip olmak gerekmektedir. Sonu Sosyolojinin ortaya k, ortaya kt dnemin toplumsal sorunlar, bu toplumsal sorunlar zmlemek iin gelitirilen yntemler, kavramlar ve teoriler zerinde ilk derslerimizde durmaya almtk. Sosyolojinin ilk dnemine ilikin genel bir tarihsel ve toplumsal deerlendirme, klasik sosyologlar olarak adlandrdmz Comte, Marx, Durkheim ve Weberden ksaca bahsettik. Dncelerini, kayglarn ve toplum tasarlar zerinde ksaca durmaya altk. 19. yzylda devletin kurtuluu iin bir zm olarak batllamaya karar veren Osmanl Devletinde, kabul edilen bu devlet siyasetinin bir sonucu olarak modern sanayi toplumunun bilimi olarak deerlendirilen sosyoloji bilimi de, devleti kurtarma hedefiyle yola kan Osmanl aydnlarnn gndeme geldi. Hem bu ilgilenmenin tarihsel sreci ve bu srete Trk sosyolojisinin kazand genel zellikleri tespit etmeye ve deerlendirmeye altk. Yine bu erevede, Trk sosyolojisinin kuruluunda belirleyici katklar olan iki dnrmz, Sabahattin Bey ve Ziya Gkalp zerinde ayrntl bir ekilde durduk. Bu iki isim kadar ayrntl olmasa da, Niyazi Berkes, Hilmi Ziya lken, Mbeccel B. Kray, erif Mardin vb. gibi Trk sosyolojisinin geliiminde nemli hizmetleri olmu sosyologlarmz deerlendirmeye altk. Klasik sosyal teorinin ada toplumlar aklamada belli yaklamlar, ynleri itibariyle yetersiz kaldna ilikin deerlendirme klasik sosyal teorinin belli noktalarda eletirilmesine ihtiya dourdu. Bu erevede, farkl bir dnemin toplumsal koullarnn rn ve belki de gerei olarak farkl konular zerine younlama ve bu younlamaya bal olarak da yeni yaklamlar, bak alar, yntemler, kavramsallatrmalar ortaya kt. Btn bunlarn bir sonucu olarak sembolik etkileimcilikten etnometodolojiye, fenomenolojik sosyolojiden atmac kurama, yapsal-ilevselcilikten yeni-ilevselcilie pek ok yeni sosyolojik yaklam ortaya kt. Derslerimizde bu yaklamlara ilikin olarak, balang dzeyinde bir deerlendirmede yapmaya ve sizlere farkl sosyoloji yapma tarzlarnn olabileceini gstermeye altk. Sosyolojiyi, sosyolojinin tarihini ve Trkiyedeki servenini ksaca tantmaya dnk bu genel deerlendirmelerden sonra, sosyolojinin kavramlarn, inceleme konularn tantmaya giritik. Bu erevede, ncelikle, toplumsallama konusunu ele aldk. Ardndan toplumsal grup ve toplumsal ynlar, toplumsal stat ve toplumsal rol konularn ele aldk. Sonrasnda da toplumsal tabakalama ve toplumsal hareketlilik konularyla birlikte, bu dnemin konularn incelemeyi sonlandrdk. Bahar yarylnda, Sosyolojiye Giri Iin devam niteliindeki Sosyolojiye Giri II ile sosyolojinin inceleme konularn, ieriini deerlendirmeye devam edeceiz. Bu erevede, toplumsal deime konusuna yer vereceiz. Toplumsal norm ve toplumsal sapma konular yine ikinci yarylda ele alacamz konular arasnda. Kltr, kltr-toplum ilikisi, toplumsal kurumlar, aile, din, siyaset, ekonomi ve eitim gibi temel toplumsal kurumlar, brokrasi, rgt sosyolojisi, toplumsal cinsiyet, kreselleme Bahar yarylnda devam edeceimiz Sosyolojiye Giri II dersimizin belli bal konularn oluturacaktr. Okuma nerileri Dersimizin iki dnemlik bir ders olmas itibariyle, bu dnemin 14. ve son dersinde, belli konularn eksik kald duygusunun olumamas ve iki dnemlik bir program erevesinde dersin planlandnn renciye ifade edilebilmesi amacyla, gelecek dnemde bu ders kapsamnda nelerin ileneceinin anlatlmas tercih edildi. O nedenle, ek bir okuma nerisinde bulunulmamtr. alma Sorular Dersimizin iki dnemlik bir ders olmas itibariyle, bu dnemin 14. ve son dersinde, belli konularn eksik kald duygusunun olumamas ve iki dnemlik bir program erevesinde dersin planlandnn renciye ifade edilebilmesi amacyla, gelecek dnemde bu ders kapsamnda nelerin ileneceinin anlatlmas tercih edildi. O nedenle, bu haftayla ilgili olarak herhangi bir alma sorusu dzenlenmemitir. Do.Dr.Ycel BULUT SOSYOLOJYE GR SOSYOLOJ Do.Dr.Ycel BULUT SOSYOLOJYE GR SOSYOLOJ 1.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Sosyoloji Nedir? ZET Toplumsal 1. olaylara dnk ilgi insanlk tarihi kadar eskidir. Ancak, toplumu dorudan bir inceleme nesnesi sayarak inceleme yapmann yaygnlamasna 19. yzylda rastlyoruz. Bu ada, toplumu kendisine inceleme nesnesi olarak alan ve bilimsellik iddiasnda bulunan bir bilimin ad ilk kez telaffuz edilmektedir: Sosyoloji. Terimi ilk kullanan kii Auguste Comtedur. Comteun almalarnda sosyoloji, doa yasalar hakkndaki bilgilerimizle edeerde bir toplumsal dnya yasalar bilgisi reterek, bilimin en stn baars haline gelecekti. Toplumsal hayatn ekonomik, bilisel, kltrel vs.

boyutlar olmasyla da alakal olarak, ister istemez bir btn olarak toplumsal hayat bilimsel inceleme nesnesi yapma iddiasndaki sosyolojinin gerek ekonomi, psikoloji, siyaset bilimi, hukuk, ahlak vb. akademik disiplinlerden hangi noktalarda farkllatnn belirginletirilmesi gerekir. Ayn ekilde, bilimsel bir aratrma disiplini olarak sosyolojinin gndelik bilgi, Baumann ifadesiyle saduyu arasndaki fark da sosyolojiyle ilk kez karlaan, bu disiplinle yeni tananlar asndan netletirilmesi gerekiyor. C. Wright Millsin ifadesiyle sosyolojik tahayyl/toplumbilimsel dn (sociological imagination), bu hususu aklayc bir kavram olarak ne kmaktadr. Aada, toplumsal olaylarla ilgilenmenin tarihi insanlk tarihi kadar eski olmasna karn ancak 19. yzylda ortaya kabilme ve kurumlaabilme imkan bulan sosyolojinin ne olduu, dier bilimlerden hangi noktalarda ayrt ve neden farkl olduu, gndelik hayatmz yrtmek iin ihtiya duyduumuz bilgilerimizden farkl olarak toplumsal olaylara nasl bakt gibi hususlar zerinde durulmaktadr. tanma gre sosyoloji toplumun ya da toplumsal ilikilerin bilimsel olarak incele[n]mesidir.1 Bir Bir baka tanma gre ise sosyoloji, toplumla ve toplum olaylar ile ilgili bilgilerimiz sistemidir.2 Baka sosyologlarn eserlerinde de sosyolojinin farkl kelimelerle, fakat benzer nitelikte tanmland grlmektedir. Mesela Max Weberin insann sosyal davranlarnn anlalr ilmidir eklinde tanmlad sosyoloji iin Hans Freyer Sosyoloji olmas gerekenin deil, olann ilmidir demitir. Yine benzer ekilde, Durkheime gre sosyoloji sosyal mnasebetler ilmidir.3 Anthony Giddens ise yle tanmlamaktadr: Sosyoloji, insann toplum yaamnn, insan gruplar ile toplumlarnn bilimsel incelemesidir.4 Bir baka sosyologa gre ise sosyoloji insan ilikileri zerinde zellikle duran ve inceleyen bir disiplindir.5 Sosyoloji, sosyal varlklar olarak bizim davranmz ele aldndan, ba dndrc ve zorlayc bir giriimdir. Sosyolojik incelemenin kapsam son derece, sokakta bireyler arasnda gerekleen karlamalardan sla- mi kktendincilik gibi kresel toplumsal srelere yaylacak denli genitir. oumuz dnyay, kendi yaammzn bildik zellikleri bakmndan grrz. Sosyoloji, bizim neden olduumuz gibi olduumuz ve neden davranyor olduumuz gibi davrandmz hakknda, ok daha geni bir bak asn benimsememiz gerektiini ortaya koymaktadr. Bize, doal, kanlmaz, iyi ya da doru diye grdklerimizin byle olmayabileceklerini ve yaammzn verilerinin tarihsel ve toplumsal gler tarafndan byk lde belirlendiklerini retir. Bireysel yaamlarmzn, toplumsal yaantlarmzn balamlarn yanstt o ince, ancak karmak ve esasl yollar anlamak, sosyolojik bak as iin temeldir. Sosyolojik olarak dnmeyi renmek, baka deyile daha geni grnme bakmak imgelemin ilenmesidir. Sosyolojiyle uramak, yalnzca sradan bir bilgi edinme sreci olamaz. Bir sosyolog, kiisel koullarn dolayszlndan kurtulabilen ve eyleri daha geni bir balam ierisine yerletirebilen birisidir. Sosyolojik inceleme, her eyden nce C. Wright Millsin ifadesiyle sosyolojik tahayyl/toplumbilimsel dne bamldr. Mills, bir disiplin olarak sosyolojiye giri ve onun arkasnda yatan hmanist drtnn aklamasn yapmaya alt kitabnda, sosyolojik tahayyl sosyolojik bir vizyon olarak anlar ve tartr. Sosyolojik tahayyl, bireyin grnte zel olan problemleri ile nemli toplumsal meseleler arasndaki balantlar yakalamaya uraan bir yaklamdr. Meydana gelen bireysel ya da toplumsal olaylar en geni biimde anlamay, gemi, bugn ve gelecek perspektif ierisinde ve baka toplumsal olaylar ve srelerle ilikili olarak deerlendirmeyi salk verir. Toplumbilimsel imgelem bizden, her eyden nce, kendimizi gndelik yaamlarmzn bildik sradanlndan, yeni bir bakla uzaklatrarak dnmeyi gerektirir. Anthony Giddensin mehur kahve metaforunun da gsterdii gibi, hakknda fazlaca bir ey sylenemeyecek sanlan sradan herhangi bir ey hakknda, as- lnda, sosyolojik olarak sylenebilecek o denli ok ey vardr ki.6 Toplumbilimsel imgelem, yalnzca bireyi ilgilendirir grnen pek ok olayn gerekte daha geni sorunlar yansttn grebilmemizi salar. Boanma, rnein, ilk balangta bireysel/kiisel bir sorun/durum olarak grlebilir. Ancak, btn evliliklerin te birinden fazlasnn ilk 10 yl iinde bozulduu herhangi bir lkede, boanma ayn zamanda bir toplumsal sorundur da. Sosyolojiyle uramaya yeni balayan pek ok kiinin, karlarna kan yaklamlarn eitliliinden kafalar karr. Ancak, sosyolojinin hi bir zaman herkesin geerli olarak kabul ettii dnceler btnne sahip bir disiplin olmadnn bilinmesi elzemdir. Sosyologlar ou zaman kendi aralarnda, insan davrannn, toplumsal ilikilerinin, toplumsal eylemin ve zetle toplumun nasl incelenmesi gerektii konusunda tarttlar, tartmaya da devam etmektedirler. Bu kafa kartrc gibi duran ve kimilerince kesinlikten uzak olmas iti 1 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A. . Eitim Fak. Yay., No. 97, Sevin Matbaas, 1981, s. 1. 2 Baykan Sezer, Sosyolojinin Ana Balklar, stanbul: . . Edebiyat Fak. Yay., 1985, s. 13. 3 Aktaran: Zeki Arslantrk Do. Dr., ve M. Tayfun Amman, Dr., Sosyoloji: Kavramlar, Kurumlar, Sreler, Teoriler, stanbul: Marmara niversitesi lahiyat Fak. Vakf Yay., 1999, s. 21-22. 4 Anthony Giddens, Sosyoloji, ev. Hseyin zel vd., Cemal Gzel (yay. haz.), stanbul: Krmz Yay., 2008, s. 38. 5 Enver zkalp, Prof. Dr., Sosyolojiye Giri, (Eskiehir: Anadolu niversitesi, Eitim, Salk ve Bilimsel Aratrma almalar Vakf Yay., 6. Bask, 1993), s. 1. Anthony Giddens, Sosyoloji, s. 40-42. bariyle bir zayflk olarak grlebilecek ve hatta bilim olarak adlandrlmayan sosyolojinin bu zellii, onun inceleme nesnesinin zelliklerinden kaynaklanmaktadr. Sosyoloji bizim kendi hayatmz ve davranmz hakkndadr, kendimizle uramak da yapabileceimiz en karmak ve zor ilerden bir tanesidir. Olgusal aratrmalar eylerin nasl ortaya ktklarn gsterir,

ancak sosyoloji, ne kadar nemli ve ilgin olurlarsa olsunlar, yalnzca olgular toplamaktan ibaret deildir. Ayn zamanda eylerin niin/neden ortaya ktklarn da bilmek isteriz; bunu yapmak iin de aklayc kuramlar oluturmay renmek zorundayz. rnein, sanayilemenin modern toplumlarn ortaya klarnda nemli bir etkiye sahip olduklarn biliyoruz; ancak sanayilemenin kkenleri ve nkoullar nelerdir? Neden toplumlar arasnda sanayileme sreleri bakmndan farkllklara rastlyoruz? Sanayileme neden, sularn cezalandrlma biimlerinde ya da ailede ve evlilik sistemlerindeki deimelerle el ele gitmektedir? Bu trden sorulara cevap verebilmek iin kuramsal dncenin geliimi elzemdir. Kuramlar, ok eitlilik gsteren deneysel durumlar aklamakta kullanlabilecek olan soyut yorumlarn oluturulmasn iermektedir. Bir sanayileme kuram, rnein, sanayinin gelime srelerinin paylat ana zelliklerin belirlenmesi ile ilgilenir ve bu zelliklerden hangilerinin bu tr gelimelerin aklanmasnda en fazla nem tadn gstermeye alr. Kukusuz, olgusal aratrma ve kuramlar tam olarak birbirinden ayrlamaz. Geerli kuramsal yaklamlar, eer onlar ancak olgusal aratrma yoluyla snayabiliyorsak gelitirebiliriz. Olgular anlaml klmaya yardmc olduklar iin kuramlara gereksinim duyarz. Yaygn olarak iddia edilenin aksine, olgular kendi adlarna konuamazlar. Bauman, sosyolojinin dier akademik disiplinlerle ilikisini, benzerliklerini ve farkllklarn ktphane metaforuyla anlatr. Devamnda da u sorular sorar: Bir eyi dierlerinden farkl olarak sosyolojik yapan ey nedir? Bir eyi teki bilgi ynlarndan ve teki bilgi kullanma/retme pratiklerinden farkl klan nedir? 7 Bilgi kmeleri arasndaki blnme, inceledikleri dnyadaki blnml yanstmaldr. Onlar birbirinden farkllatran insan eylemleri ya da insan eylemlerinin zellikleridir ve bilgi kmeleri arasndaki blnme bu olgunun bilincine varlmasndan baka bir ey deildir. Bundan dolay deriz ki, sosyoloji halihazrda sregelen ya da zamanla deimeyen genel nitelikli eylemler zerinde younlarken, tarih, gemite gereklemi ve bugn artk olmayan eylemlerle ilgilidir; sosyoloji dikkatini bizim toplumumuzda gerekleen eylemlere ya da bir toplumdan tekine deimeyen eylem trlerine verirken, antropoloji, bizimkinden uzak ve farkl toplumlardaki insan eylemlerini anlatr. Sosyolojinin teki yakn akrabalarna gelince kesin yant vermek biraz zor olacaktr ancak yine de unlar syleyebiliriz: siyasal bilimler, arlkl olarak iktidar ve ynetimle ilgili eylemleri tartr; ekonomi, mal ve hizmetlerin retilmesi ve datlmas kadar kaynaklarn kullanlmas ile ilgili eylemleri ele alr; hukuk, insan davrann dzenleyen normlar ve bu normlarn/kurallarn nasl ifade edildii, ykmllkler getirdii ve uyguland ile ilgilidir... Yukardaki soruya bu ekilde son derece kesin yantlar verebiliriz; ancak verilen bu cevaplara daha yakndan baktmzda meselenin o kadar da halledilmi olmadn ve cevaplarn da kesinlikten uzak olduunu grrz. ncelikle sylenmesi gereken husus; insan eylemlerinin belli sayda farkl tipe blnmesi, hayatn ve insan doasnn bu ekilde blnm olmasndan deil, eylemlerin bu ekilde snflandrlmasndan ve belli tr eylemler zerinde aratrma yapmaya, etrafl grler sunmaya, yol gstermeye ya da tavsiyelerde bulunmaya tek kendilerinin hakk olduu iddiasnda bulunan bilgili ve gvenilir bir grup uzmann varlndan kaynaklanr. Hi kukusuz, kimse imdi siyaset, sonra ekonomi dnyasnda yaamaz; kimse herhangi bir modern toplumdan Polinezya adalarna gittiinde sosyolojiden antropolojiye, etnografya gemez ya da Kahireden Londraya gittiinde oryantalizmden sosyolojiye gemez. Baumann ifade ettii gibi, Eer yaarken bylesi alanlar ayrabiliyorsak, eer bu eylemin burada ve imdi politikaya ait olduunu, dierinin de ekonomik karakter tad ayrmn yapabiliyorsak, bunun tek nedeni bize her eyden nce bu tr ayrmlar yapmann retilmi olmasdr. Dolaysyla gerekten dnyann kendisini deil, dnyayla ilikimizi biliriz; Zygmunt Bauman, Sosyolojik Dnmek, ev. Abdullah Ylmaz, stanbul: Ayrnt Yay., 1998, s. 11. bakma, dnya imgemizi, dilden ve eitimden kazandmz yap bir talarndan skca rlm bir modeli pratie geiririz.8 Demek ki, akademik disiplinler arasndaki farkllklardan yansyan biimiyle insan dnyasnda doal bir blnmenin olmadn syleyebiliriz. Tersine, insan dnyasnn zihnimizde tadmz ve sonra yaptmz ilere uyguladmz zihinsel haritasnda grnenler, insan eylemleriyle uraan akademisyenler arasndaki iblmnn sonucudur; bu, her bir alann uzmanlarnn ayrlmasyla ve her bir grubun hkmettikleri alana neyin ait olup neyin olmadna karar verme hakkyla desteklenip pekitirilen bir iblmdr. inde yaadmz dnyaya yapsn kazandran da bu iblmdr. Bundan dolay, farkllk yaratan farklln sakland yeri bulmak istiyorsak, balangta drst bir biimde dnyann doal yapsn bize gsteriyor gibi grnen, kerametleri kendinden menkul disiplinlerin pratiklerine baksak iyi olur. Artk aradaki fark douran eyin ilk bata bu pratiklerin kendisi olduunu kestirebiliriz; eer bir yanstma varsa, bu bizim varsaydmzn tam ynnde gereklemektedir. eitli alma alanlarnn pratikleri birbirlerinden nasl ayrrlar? lk bakta bunlar, alma konular olarak setikleri eylere kar tutumlar bakmndan ok az farkllk gsterir ya da hi farkllk gstermezler. Hepsi kendi konularyla ilgilenirken benzer kurallara uyarlar. Hepsi bulgularn sorumlu bir biimde (yani, doruya gtreceine inanlan bir biimde) elde etmeye ve sunmaya alrlar. Ksacas, akademik alma yntemlerinde ok da bir farkllk bulamayacaz demektir. Akademik uzmanlk iddiasnda bulunan ve iddias kabul gren herkes olgular toplayp ilerken benzer yollar izlerler. Farkllk yaratan farkllk araymzda son umudumuz, her inceleme dal iin tipik sorularda, farkl disiplinlerden dnrlerin insan eylemlerine bakarken, onlar inceler ve aklarken gr alarn belirleyen sorularda ve bu gibi sorularn rettii bilgiyi dzene sokup

insan hayatnn verili bir blmnn modeline ya da boyutuna katmak iin kullanlan ilkelerde yatmaktadr. rnein, ekonomi, birincil olarak insan eylemlerinin maliyetleri ile sonular arasndaki ilikiye bakacaktr. Siyasal bilimler ise, en azndan baka faillerin fiili ya da tahmini tutumlarn deitiren ya da onlar tarafnda deitirilen zellikte insan eylemleri ile ilgilenecektir. Bu akademik disiplinlerin ya da ktphane raflarnda sosyoloji kitaplarnn yaknlarna dizilen dier beeri bilimlerin ilgileri, sosyolojiye ok da yabanc eyler deildir. Ancak sosyolojinin de, bu erevede, dier sosyal aratrma dallar gibi, kendi yorumlama ilkeleri kadar kendi bilisel perspektifi, insan eylemlerini soruturmak zere kendi soru kalplar vardr. Sosyolojiyi farkl klan ey, ilk zet olmas asndan ifade edecek olursak, insan eylemlerini geni apl oluumlarn eleri olarak grme alkanldr, bu oluumlar ise karlkl bir bamllk (eyleme giriilme ihtimalinin ve eylemin baar ansnn teki faillerin kimler olduu ya da ne yapabileceklerine bal olarak deitii bir durum anlamnda bamllk) ana taklm faillerin rastlantsal olmayan birliktelii biiminde dnlebilir. Sosyolojinin merkezi sorusu udur: Ne yaparlarsa yapsnlar ya da yapabilir olurlarsa olsunlar, insanlarn baka insanlara baml olmalar ne anlamda nemlidir; insanlarn her zaman ve kanlmaz olarak baka insanlarla ortaklk, iletiim, mcadele, rekabet, elbirlii halinde yaamalar ne anlamda nemlidir? te sosyolojik tartmann zel alann oluturan ve sosyolojiyi beeri ve sosyal bilimlerin grecek zerk bir dal olarak tanmlayan bu soru trdr; yani, aratrma amacyla seilmi insanlarn farkl bir trde oluturulmu bir koleksiyon olmas ya da dier aratrma alanlarnn ihmal ettii trden belli insan eylemleri dizisini incelemesi deildir. Sonu olarak denebilir ki, sosyoloji en bata insan dnyas hakknda bir dnme biimidir; ilke olarak ayn dnya hakknda baka yollarla da dnebiliriz. Sosyolojik dnce tarzndan ayrlan teki yollar arasnda saduyu zel bir yer tutar. Belki dier akademik dallardan daha ok sosyoloji, kendi yeri ve pratii iin nemi tartlmaz sorunlarla dolu olan saduyuyla (hayatmzdaki gnlk ilerimizi yrtmek iin faydalandmz zengin ancak dank, sistematik olmayan, genelde balantlar belirsiz ve sze dklemeyen bilgi ile) ilgilidir. ou bilim dal kendileri gibi saygn ve sistematik bir aratrma izgisi izleyen dier bilim dallaryla onu birletiren kprlere ya da onlardan ayran snrlara gre kendini tanmlama peindedir. Saduyuyla, izilen snrlar ya da yap talarn yerinden oynatacak lde ortak bir zemini paylatn dnmez. Kabul Bauman, a.g.e., s. 13. etmek gerekir ki, onlarn bu ilgisizlikleri yersiz de deildir. Saduyunun rnein fiziin, kimyann, astronominin ya da jeolojinin ilgilendii konular hakknda syleyecek hemen hemen hibir eyi yoktur. Fiziin ya da astronominin ilgilendii konular sradan insanlarn gr ufkuna, yani senin benim gnlk deneyimimiz erevesine pek girmez. Ve bu yzden bilim insanlarnn yardm, hatta verdikleri eitim olmakszn bir kanya varamayz. Bu ve benzeri bilimlerin aratrd konular yalnzca sradan insanlarn akl sr erdiremedii ok zel koullarda, teleskopun merceinde ya da bin feet derinliinde bir kuyunun dibinde ortaya karlar. Ancak bilimciler onlar grebilir ve onlar zerinde deney yapabilir; bu konular ve olaylar verili bilim dalnn, hatta onun seilmi uygulaymclarnn tekelindeki bir mlktr; hem de meslekten olmayan kimsenin ortak olamad bir mlk. almalarnn hammaddesini salayan deneyimin biricik sahibi olan bilimcilerin o materyalin ilenme, zmlenme ve yorumlanma biimleri zerinde tam bir denetimleri vardr. Onlar kamuoyuyla, saduyuyla ya da uzman olmayan grlerin herhangi bir baka biimiyle yarmak zorunda kalmazlar; bunun tek nedeni, zerinde altklar ve laf ettikleri konularda kamuoyu ya da saduyuya zg bir gr bulunmamasdr. Sosyolojiye gelince iler farkldr. Sosyolojinin alma alannda dev hzlandrclara ya da radyoteleskoplara benzer bir ey yoktur. Sosyolojik bulgu iin hammadde salayan btn deneyimler, sosyolojik bilgiyi oluturan hemen her ey sradan insanlarn normal gnlk hayatlarnda yaadklar eylerdir; deneyim, bazen pratikte mmkn olmasa da, ilke olarak herkese aktr; ve deneyim bir sosyoloun byteci altna girmeden nce zaten herkes tarafndan, sosyolog olmayan, sosyolojik dili kullanma ve olaylar sosyolojik gr asndan grme eitimi almam bir kii tarafndan yaanmtr. Nihayetinde hepimiz baka insanlarla birlikte yaarz ve birbirimizi etkileriz. Hepimiz elde ettiklerimizin baka insanlarn yaptklarna bal olduunu ok iyi biliriz. Hepimiz birok kere arkadalarla ya da yabanclarla iletiim kopukluunun acsn ekmiizdir. Sosyolojinin bahsettii her ey zaten hayatmzda olmu eylerdir. Zaten yle olmas da gerekir, aksi halde hayatmz yrtemezdik. Bakalaryla birlikte yaamak iin bir sr bilgiye ihtiya duyarz ve saduyu bu bilginin addr. Gnlk rutinlerin iine iyice daldmzda, olup bitenlerin anlam zerinde pek dnmeyiz; hatta zel deneyimimizi bakalarnn bana gelenlerle karlatrmaya, bireysel olandaki sosyal olan, tikel olandaki genel olan grmeye frsatmz hi olmaz; sosyologlarn bizim yerimize yaptklar tam da budur. Biz onlardan kiisel hayat hikayemizin baka insanlarla paylatmz tarih ile nasl rldn bize gstermelerini bekleriz. Ne var ki, sosyologlar bu kadar derine insinler ya da inmesinler, yola kmak iin seninle ve benimle paylatklar gndelik hayat deneyiminden, her birimizin gnlk hayatna girmi ham bilgiden baka bir hareket noktalar yoktur. Yalnzca bu nedenden dolay sosyologlar, fizikilerin ve almalarnn konusuna ne kadar uzak dururlarsa dursunlar kavramaya altklar deneyimin i bilgisinden tamamen kopamazlar. Ne kadar abalarlarsa abalasnlar, sosyologlar yorumlamaya altklar deneyimin iki yannda da ayn zamanda hem i hem de d yznde de kalmaya mecburdurlar. Modern fizikilerin ya da astronomlarn gzlemleyip zerine teori rettii feonemenler, bozulmam bir biimde, ilenmemi, etiketlerden, hazr

tanmlardan ve n yorumlardan zgr bir ekilde bulunurlar. Sosyologlarn aratrd trden insan eylemleri ve etkileimleri, ne kadar dalm, blk prk olursa olsun, hepsi faillerin kendileri tarafndan isimlendirilmi ve kuramsallatrlmtr. Sosyolog onlar irdelemeye balamadan evvel, saduyusal bilginin nesnesi olmulardr. Aileler, rgtler, akrabalk ilikileri, komuluk ilikileri, ehirler ve kyler, milletler ve kilise cemaatleri ve dzenli insan etkileimiyle bir arada tutulan baka gruplamalar zaten faillerce anlamlandrlm ve nemleri belirlenmitir. Failler, eylemleri esnasnda bu anlamlarn tayclar olduklarn bilirler ve ona gre davranrlar. Sradan failler ve meslekten sosyologlar onlardan bahsederken ayn isimleri, ayn dili kullanmak zorunda kalacaklardr. Sosyologlarn kullanabilecekleri her terim benim gibi sradan insanlarn saduyusal bilgisi tarafndan verilmi anlamlar ile olduka ykl olacaklardr. Sosyolojik sylem herkese aktr; herkese katlmas iin yaplm daimi bir davet deildir ama aka belirlenmi ya da almaz snrlar da koymamtr. Gvenlii nceden garantiye alnmam belli belirsiz snrlaryla (sradan deneyimle eriilemeyecek konular ileyen bilimlerin tersine), sosyolojinin bilgi zerindeki egemenlii, konusu zerinde yetkin hkmler verme hakk her zaman itiraza aktr. te bu yzden, uygun sosyolojik bilgiyle her zaman sosyolojik fikirlerle dolu olan saduyu arasn snr ekmek, tutarl bir bilgi kmesi olarak sosyolojinin kimlii asndan ok nemli bir konudur. Bauman, sosyolojik bilgi ile saduyusal bilgi arasnda, yukarda dile getirilen btn bu yaklamlara ramen, drt temel farkllk olduunu vurgulamaktadr: (1) Saduyudan arkl olarak (baka, daha ok gevek ve daha az ihtiyatl bir biimde zdenetimli olduu sylenen bilgi biimlerinden ayr olan) sosyoloji, bilimin bir vasf olduu kabul edilen sorumlu konumann kat kurallarna kendini uydurmaya gayret eder. (2) kinci farkllk, yarg oluturmak iin materyalin karld alann bykl ile ilikilidir. Sosyologlarn bireysel hayat dnyasnn sunduundan daha geni bir bak as araylar byk bir farkllk yaratr; yalnzca daha ok veri, tek tek rnek olaylar yerine daha ok olgu ve istatistik veri vb. gibi- nicel bir farkllk deil, nitelik ve bilginin kullanm bakmndan da bir farkllk yaratr. (3) sosyoloji ile saduyu arasndaki nc farkllk tek tek her kiinin insan gerekliine anlam verme biimleriyle; kiilerin meraklarn gidermek iin, neden bu deil de unun olduunu ya da durumun neden byle olduunu nasl aklamaya kalktklar ile ilgilidir. Hepimiz eylemlerimizi belli bir ama, bir arzumuzu gerekletirmek iin yaparz. Sosyoloji, kiiselletirilmi dnya grlerine kar kar. Sosyoloji gzlemlerine bireysel failler ve tekil eylemler yerine oluumlardan yola karken, tamamen kiisel ve zel olan kendi dncelerimiz ve zel olan kendi dncelerimiz ve ilerimiz de dahil, insan dnyasn anlamann anahtar olarak bildiimiz o gdlenmi birey metaforunun yerinde olmadn gsterir. (4) Yeteri kadar sklkla tekrarlandnda alkanlk haline gelen, sorgulanmaya ihtiya duyulmayan ve kendilerini aklayan eyler olarak alkanlklarn ve karlkl olarak birbirlerini pekitiren inanlarn hkm altndaki bu bildik dnya (gndelik hayat) ile karlatnda sosyoloji; kimsenin brakn yantlanmasn sorulduunu bile hatrlamad sorular sorarak rahat ve sessiz hayat tarzn bozar, sorunsallatrr. Sosyoloji, sorduu sorularla hepimiz iin bildik olan eyleri bulmacalara dntrr; bildik olan bilmedikletirir. Anszn hayatn gnlk ak masaya yatrlr. Artk o yalnzca olas tarzlardan biri, tek ve esiz olmayan, doal olmayan bir hayat tarz olarak grnmeye balar. Sosyolojik dnme (toplumsal imgelem); etrafmzdakilere kar bizi daha duyarl hale getirir, duygularmz keskinletirir, olan bitenin daha fazla farkna varmamz salayabilir, gndelik hayatmzda mevcut ancak belki de bakmay bilemediimiz iin- bize grnmez olan insanlk durumlarn kefetmemize hizmet edebilir. Hayatlarmzn doal, deitirilemez, kanlmaz zelliklerinin, aslnda insan gcnn ve insan kaynaklarnn kullanlmaya ortaya ktn bir kere anladktan sonra, artk onlarn kendi eylemlerimiz de dahil insan eyleminden bamsz olduklarn ve insan eylemine geit vermediklerini kabul etmek zor olacaktr. Bu anlamda toplumsal imgelem, kendi bana bir g, sabitleme kart bir gtr. Mevcut haliyle o gne kadar baskc olan dnyay yeniden esnek bir hale getirir, dnyann imdi olduundan farkl bir dnya olabileceini gsterir ve her birimizin zgrlk alann geniletir. Bylelikle, belki karmzdaki, evremizdeki insanlar biraz daha iyi anlar; kendimiz iin istediimiz zgrlkleri onlar iin de isteyebiliriz. Sosyolojinin, gszn gc olduu sylenir. Ne var ki bu her zaman doru deildir. Sosyolojik anlay benimsemi bir kiinin, hayatn ac gereklerinin karsna kard engelleri kaldrabileceinin ve aabileceinin garantisi yoktur; anlayn gc uysal ve teslimiyeti saduyu ile ittifak yapm bask gleri ile boy lemez. Ne var ki bu anlay yoksa, kiinin hayatn baaryla ynlendirme ve ortak hayat koullarn kolektif biimde ynetme ans ok zayflayacaktr.9 Okuma nerileri Sosyolojinin ne olduu, ne ie yarad, dier bilimlerden ve yaklamlardan nerede farkllat vb. gibi hususlarda kuatc, felsef bir derinlik ve ufuk kazandran u iki alma nemlidir: Zygmunt Bauman, Sosyolojik Dnme (knyesi dipnotlarda verildi); C. Wright Mills, Toplumbilimsel Dn, ev. nsal Oskay, stanbul: Der Yay., 2000. Sosyolojiyi, ortaya kt tarihsel ve toplumsal koullar balamna oturtan, zengin, derinlikli ve eletirel bir analiz iin, Baykan Sezerin Sosyolojinin Ana Balklar (stanbul: Kitabevi Yay., 2011 [1. Bask: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 1985]) almas vazgeilmez nemdedir. Anthony Giddense ait Sosyoloji: Eletirel Bir Yaklam (ev. Ruhi Esengn ve smail retir, Erzurum: htar Yay., 1993), Bauman, a.g.e., s. 26-27. klasik sosyal teorinin ve sosyoloji kuramlarnn ada toplumlarn incelenmesinde yaad skntlar eletirel bir perspektifle dile getirir. Joseph Fichterin yapsal-

ilevselci bir yaklamla kaleme ald Sosyoloji Nedir? (ev. Nilgn elebi, 2. Bask, Ankara: Attila Kitapevi, 1994) isimli almas, sosyolojiye yeni balayanlar iin derli toplu bir giri kitab niteliindedir. alma Sorular 1. Son dnemde medyada sklkla karlatmz okullarda yaanan iddetin art, uyuturucu kullanmnn yaygnlamas ve cinsel saldrlar vb. gibi haberleri, sosyolojik tahayyl yaklamn gz nnde bulundurarak deerlendiriniz. 2. Toplumda yaanan herhangi bir olay saduyu bilgisi ve sosyolojik bilgi ayrmn dikkate alarak rnekleyiniz. 2.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Sosyolojinin Bir Bilim Olarak Kuruluu ZET Sosyoloji, 19. yzylda Avrupada sanayi toplumunun 2. yaratt sorunlar Aydnlanma felsefesinde billurlaan belli ilkeler nda zmek amacyla ortaya kt ve o dorultuda geliti. Ortaya kt dnemin ve toplumun sorunlarna, zelliklerine ve dnce erevesine bal olarak da belli zellikler kazand. Bir balang cmlesi olarak sosyolojinin modern sanayi toplumunun oluum srecinin bir sonucu olduunu ve ayn zamanda da bu sreci baarya eritirmek gibi bir misyonla kendisini donattn syleyebiliriz. Sosyolojinin o dnemde ve gnmzde, birey ve toplumla ilgili bir disiplin olmasna karn, doa bilimleri modelini kendine rnek alan pozitif bir bilim olarak tanmlanmas da, gerek 19. yzylda akademik kurumsallamasn gerekletiren iktisat, hukuk, siyaset vb. gibi bilimlerden zenle ayrtrlmas da ve gerekse de yazsz/ tarihsiz toplumlar inceleyen etnografya, antropoloji gibi bilimlerden farkl olarak modern/endstriyel/kapitalist Avrupa toplumunu inceleyen biricik, bilimlerin kraliesi olarak gsterilmesi sosyolojinin ortaya kt Avrupa toplumunun o dnemde yaad zel toplumsal ve dnsel koullardr. Sosyoloji, ayn zamanda kendisini douran bu sreci baaryla neticelendirmek gibi bir misyonla donanmtr. Baka bir deyile, sosyoloji modernleme srecinin bir sonucudur ve modernleme srecinin baaryla tamamlanmas iin ie koyulmutur. Aada sosyolojiyi ortaya karan toplumsal ve tarihsel koullar tasvir edilmekte ve dnemin dnsel ihtiyalarna uygun olarak kazand temel zellikler deerlendirilmektedir. nsanolu, var olduu andan itibaren gerek insan topluluklar ve gerekse de doa zerindeki merakn gidermeye, ihtiyalarn karlamaya dnk araylar ierisinde olmutur. Bu, yazl tarih kadar eskiye dayanr. Sosyal bilimler diye adlandrlan ey de bu ihtiyacn modern ada karlanmasn salayan aralar ya da sistemdir, z itibariyle. ncelikle tespit edilmesi gereken husus, sosyal bilimlerin modern dnyaya ait bir ey olduudur. zelliklerini, amalarn ve aralarn, temelde belirleyen, ite bu modern dnya dediimiz eydir. Sosyal bilimler, hem bu dnyann bir sonucu/rndr, hem de bu dnyann olumasnda pay sahibidir. Sosyal bilimler, gereklik hakknda, bir biimde ampirik olarak dorulanan sistemli, dnyevi bilgi retme abasdr ya da bu abaya dayanr. Bu aba, balangta sadece bilgi anlamndaki scientia ile adlandrlyordu. Birka yzyldr hakim olan, klasik bilgi sistemi temelde iki varsaym zerine kuruludur: (1) Newton modeli: Bu model bize, Tanr gibi bizim de kesin bilgiye ulaabileceimizi syler. Bu model, gemi ile gelecek arasnda bir simetri ngrmekteydi. (2) kinci varsaym, doa ile insanlar, madde ile akl, fiziksel dnya ile sosyal/ manevi dnya arasnda kkl ayrmlar bulunduunu varsayan Kartezyen dualizmidir. Modern ada, pek ok alanda yaanan gelimelerle birlikte gkyz alabildiine almt; ayn ekilde insan hrslar da snr tanmaz biimde geniledi. lerleme bu dnemin, yeni snrszlk duygusuyla kanatlanan ve teknolojinin maddi baarlarndan g alan kilit szc haline geldi. lerleme fikrinin nemini belki, nceki dnemin dnya/evren fikri ile karlatrldnda daha iyi anlama imkanna sahibiz. Orta alarn Avrupas ilerlemekten ya da bymekten ok eldekini korumay kendisine hedef semi bir durumdayd. Tm dnyas bu temel zerine ina edilmiti. retim sreleri, dini anlaylar hep birlii korumak zerine kuruluydu. Colombun keif seferlerine itibar edilmeyiinin arkasnda yatan bu psikolojinin etkisini gz ard etmemek gerekir: Zaten elde kt imkanlar bulunmaktayd ve bu imkanlar, sonu belirsiz bir macerada heba etmeye kimsenin niyeti yoktur. Fakat Allahn ii, abalar Colombun karsna hi dnmedii ve hayal dahi edemedii imkanlar kard. Onlar Hindistana ulamak iin yol ararken, yeni bir kta kefettiler. Ve her ey o andan itibaren yava yava, nceleri hi fark edilmeksizin deimeye balad. Deiikliklerin ya da imkanlarn farknda olmayanlar, yaygn ekilde sylenegeldii gibi, yalnzca Bat-d toplumlar deildi, bizzat Avrupallar da bu yeni kefin kendilerine neler getirdiinin ya da ne tr sonular douracann farknda deillerdi. Onlarn amalar sadece siyasi ve ticari stnlkler elde etmelerine imkan tanyacak bir urat. Nitekim bir mddet, tm atma bu mihverde gitti. Bu gelimelerin sosyal yapy, kltr, doa ve toplum anlaylarnn deiimine etkisi ancak 200-300 yl sonra fark edilebilmi ya da pratie dklebilmitir. nce Reform ile karlayoruz. Kilisenin otoritesini sarsmaya balyor. Ardndan Rnesans geliyor. Ve ardndan da Aydnlanma ve Endstri devrimi... Bu hareketler, Batl insann zihnini deitiriyor, hem de kkl bir biimde deiiklie uratyordu. Genelde sosyal bilimlerin, zelde ise sosyolojinin temel zellikleri ite bu srete olutu. Ve bilfiil, iktidar tarafndan biimlendirilmitir. Fakat bu sre, ayn zamanda bir kaos ortamn da dourmaktayd. Zaten sosyal bilimler ve sosyoloji, bu toplumsal kaosu zmlemek, bozulan dengeleri yeni ilkeler erevesinde yeniden tesis etmek greviyle ortaya kacaklard. nce, felsefe/filozoflar teolojiyi mahkum ettiler. Fakat daha sonra sra kendilerine gelecek ve metafizik olarak nitelenip toplumsal meselelerde geri plana atlacaklard. Bilim alannda, ilk elde karmza kan doa bilimleri ile felsefenin ayrmasdr. Felsefe, gereklik hakknda ampirik aratrmalara dayanmayan a priori bilgi nermekle suland; daha nce kendisinin

kiliseye/dine yapt kendisine yaptnn benzeri ona yapld ve devre d braklan teoloji/ilahiyatn konumuna oturtuldu. Ve zamanla, ayr ama eit iki ayr bilgi dal statsnden, doa biliminin tepede yerini ald ve felsefenin alt statde bulunduu bir bilgi hiyerarisine ulald. Ve nihayet 19. yzylda bilim, dilde de bu stnln tescil ettirdi. Sadece bilgi anlamndaki kavram, bu yzylda, gereklik hakknda bilgi veren aralarn en stn olarak doa bilimi anlamna kavutu. Doa biliminin alternatifinin zerinde ise, bir hemfikirlilik yoktur. smi konusunda bile bir mutabakata varlm deildir. Fakat ak olan bir ey vard: nsanlarn dnyas ile ilgili bilgiyi kimin denetleyecei konusunda sz sahibi olacak bilim, doal bilimlerin domasna sebep olan artlarn zelliklerine uygun nitelikler tayacakt, tamak zorundayd. Aksi takdirde tutunabilmesi mmkn deildi. Buna bal ve hatta bu hususun doal sonucu olan ikinci bir gerek ise, doa bilimlerinin rnekliini kabullenmek durumunda kalacaktr. Bu ynde, 18. yzyldan itibaren bir ksm bilgi kategorileri gelitirilmeye allyordu. Ancak henz istenen kesinlie ulalabilmi deildi. Bir ksm sosyal filozoflar, bu amaca hizmet edecek bir bilgi disiplini olarak sosyal fizik ismini ortaya atmlard. Bu tabir tam da, yukarda bahsedilen zelliklere ve araylara iaret etmektedir. Bu gelimeler olurken, Avrupann tant yeni kltrlerin, yeni insan topluluklarnn tanmlanmas da nemli bir sorun olarak ortaya kmaktadr. eitlilikler nasl adlandrlacak ve nasl bir dzene kavuturulacaktr? Bu abalar, ayn zamanda, dzeni kendisine gre, kendisini merkeze oturtarak salamay uygun gren Avrupann dnyann dier kltrleri ve toplumlar zerindeki egemenliinin, stnlnn merulatrlmasna da hizmet etmeliydi. Bu yeni bilginin retilecei mekanlar olarak niversiteler, yeniden canland ve gelimeye balad. 19. yzyln entelektel tarihine her eyden nce, bilginin disiplinlere ayrlmas ve mesleklemesi, yani yeni bilgi retmek ve bilgi retenleri yeniden retmek zere devamllk gsteren kurumsal yaplarn oluturulmas sreci damgasn vurmutur.1 Fransz devrimi ile birlikte gndeme gelen kltrel alt-st olu, sosyal bilimlere duyulan ilgiyi canlandrmtr. Zira, artk mesele sosyal hayatn [szm ona] doal dzeni trnden teorilerle halledilemiyordu. Tersine pek ok kii zmn, halk egemenliinin hzla norm haline geldii bir dnyada, nlenemez grnen sosyal deimeyi, kukusuz apn snrl tutma umuduyla, rgtlemek ve rasyonelletirmekten getiini savunuyordu. Ama eer sosyal deiim rgtlenecek ve rasyonelletirilecek idiyse, daha nce onu incelemek ve deimeye yn veren kurallar anlamak gerekiyordu. Sonradan sosyal bilimler adn verdiimiz almalarn niversitede yeri olmas bir yana, bunlara ciddi bir sosyal ihtiya vard. stelik, yeni bir sosyal dzenin istikrarl biimde kurulmasna allacaksa, sz konusu bilimin olabildiince kesin (ya da pozitif) olmasnda yarar vard. Bu amala 19. yzyln ilk yarsnda modern sosyal bilimin temellerini atmaya girienler, zellikle Byk Britanya ve Fransada, taklit edilecek model olarak gzlerini Newton fiziine evirdiler.2 Sosyal paralanma srecini yaam devletlerde, sosyal birliin yeniden nasl salanabilecei ile ilikili olarak, yeni ya da potansiyel egemenliklerini ortaya koyabilmek iin ulusal tarihlerin nasl gelitiine bakmaya baladlar. Bu ulusal tarihler artk prenslerden ok halklar zerinden ilenmekteydi. Tarih, arivlere dayal ampirik bir aratrmaya yneldi ve krallar hakl klan vakanvislikten uzaklamaya balad. Bu yeni anlaya sahip tarihilik, felsefeden baka bir ey deil diyerek, speklasyon ve tmdengelim uygulamalarn reddeden sosyal bilime ve doal bilimlere katlmaktayd. Fakat, ampirik aratrmalara dayal olsa da, her biri farkl bir zellik arz eden toplumlar hakknda genelleme yapmak isteyen sosyal bilimcilere, yani toplumun evrensel yasalarn bulma arzusundaki kuruculara pheyle baklmaktayd. Bilimin, zihnin dna kmaya izin veren bir yntem kullanarak nesnel gerekliin kefini salad, buna karlk felsefecilerin yalnzca dndkleri ve dndkleri zerine yazdklar ileri srld. Bilim ve felsefe ile ilgili bu gr, 19. yzyln ilk yarsnda sosyal dnyaya ilikin zmlemeleri ynetecek kurallar belirlemeye koyulan Comte ve Mill tarafndan ak bir biimde savunuldu. Sosyal fizik terimini canlandrrken Comte siyasal endielerini aka ortaya koymutur. Yapmak istedii, Baty, Fransz Devriminden sonra gndeme gelen entelektel anari yznden zorunlu bir ynetim biimi haline gelen sistematik yolsuzluktan kurtarmakt. Deiim partisi, Protestanlktan tretilen salt olumsuz ve ykc tezlere yaslanrken, dzen partisi de modas gemi olarak deerlendirilen katolik ve feodal- doktrinlere dayanmaktayd. Comtea gre sosyal fizik, pozitivist felsefenin ve dncenin bir sonucu ve gerei olarak, sosyal sorunlarn zmn uygun eitimi alm snrl sayda sekin zekaya devrederek dzen ve ilerlemenin badatrlmasn salayacakt. Bu yoldan, yeni bir manevi g oluturularak Devrim sonlandrlacakt. Sosyal bilimlerin deiik disiplinleri, 19. yzylda gereklik hakknda ampirik bulgulara (speklasyondan farkl olarak) dayal nesnel bilgi elde edilmesini salamak iin harcanan genel abalarn bir paras olarak yaratld. Niyet edilen, doruyu icat etmek ya da sezgi yoluyla bulmak deil, renmek idi. Saptanacak ilk husus, bu kurumlamann belli bal be merkezde gerekletirilmi olduudur: Byk Britanya, Fransa, Almanya, talya ve ABD. Gulbenkian Komisyonu, Sosyal Bilimleri An: Sosyal Bilimlerin Yeniden Yaplanmas zerine Rapor, ev. irin Tekeli, stanbul: Metis yay., 1996, s. 16. Gulbenkian komisyonu, s. 17. Saptanacak ikinci husus, 19. Yzyl boyunca ok sayda ve ok eitli konu ya da disiplin adnn nerilmi olduudur. Ancak birinci sava ncesinde adlar zerinde belli lde uzlama salanm birka disiplin vard: Tarih, iktisat, sosyoloji, siyaset bilimi ve antropoloji. Buna, ayn dzeyde olmamakla birlikte, bir de oryantalizm eklenebilir. Modern bilim, kapitalizmin evladdr

ve ona baml olmutur. Bilimciler toplumsal onay ve destek gryorlard nk gerek dnyada somut ilerlemeler retkenlii artracak ve zamanla mekann dayatt snrlamalar azaltp herkes iin daha byk bir rahatlk yaratacak harika makineler- yaratma imkan sunuyorlard. Bilim ie yaryordu. Bilimsel faaliyeti kuatacak tam bir dnya gr yaratlmt. Bilimcilerin tarafsz olduklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Bilimcilerin ampirik olduklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Bilimcilerin evrensel dorular aradklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Bilimcilerin basit olan kefettikleri syleniyor, byle olmalar isteniyordu. Onlardan karmak gerekleri zmleyerek bunlar ynlendiren basit, en basit temel kurallar saptamalar talep ediliyordu. Son olarak belki de hepsinin en nemlisi, bilimcilerin nihai nedenleri deil, etkili nedenleri aa karttklar syleniyor, byle olmalar isteniyordu. stelik, btn bu betimleme ve isteklerin bir paket oluturduklar syleniyordu; hepsi bir arada ele alnmalyd.3 Fransz ihtilalinin iki nemli sonucu oldu: (1) Siyasi deiim srekli ve normal bir eydir; (2) Egemenlik halka ait bir eydir. Bu iki nerme, sadece iktidar ya da otorite sahipleri tarafndan kullanlmyordu, herkes tarafndan kullanlabiliyordu. Bu da iin iktidarlarca can skc yan olarak deerlendirilmekteydi. Ortada tehlikeli snflar olarak adlandrlan bir grup olumutu. Serseri mayn misali, kimin elinde nasl sonular douraca tahmin edilemeden patlamaya hazr tehlike karsnda iktidarn elinde ara vard: (1) Toplumsal ideolojiler, (2) sosyal bilimler, ve (3) toplumsal hareketler. Eer siyasi deiim norm olarak grlyor ve eer genellikle egemenliin halkta olduuna inanlyorsa, soru ateten gmlein nasl giyilecei, daha akademik bir biimde ifade edecek olursak, kargaay, ykcl ve aslnda deiimin kendisini asgariye indirmek iin toplumsal basklarn nasl idare edilecei sorusu haline gelir. deolojiler ite burada devreye girer. deolojiler deiimi idare etme programlardr. On dokuzuncu ve yirminci yzyllarn balca ideolojisi, deiimi asgariye indirecek ekilde idare etmenin olas yolunu temsil ederler: Deiim mmkn olduunca yavalatlabilir, tam olarak doru hz aranabilir, ya da hzlandrlabilir. Bu program iin eitli adlar icat ettik. Bunlardan biri sa, merkez ve soldur. Biraz daha aklayc olan ikincisi ise muhafazakarlk, liberalizm ve radikalizm/sosyalizmdir.4 Bunlar arasnda dierlerine galebe alan liberalizm olmutur: Genel oy hakk, refah devleti ve (da ynelik rklkla birlemi) bir ulusal kimliin yaratlmasndan oluan katl siyasi programlaryla Avrupada tehlikeli snflar musibetini etkili bir biimde sona erdirdiler. Siyasi bir ideoloji olarak liberalizmin stratejisi, deiimi idare etmekti ki bu da deiimin doru insanlar tarafndan doru ekilde gerekletirilmesini gerektiriyordu. Nitekim liberallerin ilk olarak, bu idarenin ehliyet sahibi insanlarn elinde olduunu garantiye almalar gerekiyordu. Ehliyetin de ne miras yoluyla seim (muhafazakar nyarg) ne de poplerlik yoluyla seimle (radikal nyarg) garanti altna alnamayacana inandklar iin, geride kalan tek olasla, liyakat yoluyla seime dndler ki bu da kukusuz entelektel snfa ya da en azndan bu snfn pratik meseleler zerinde younlamaya hazr kesimlerine dnmek anlamna geliyordu. kinci art, bu ehliyet sahibi insanlarn edinilmi nyarglardan deil, nerilen reformlarn olas sonular konusunda nceden sahip olunan bilgiden hareket etmeleriydi. Byle hareket etmek iin de toplumsal dzenin gerekte nasl ilediine dair bilgiye ihtiyalar vard ve bu aratrmaya ve aratrmaclara ihtiyalar olduu anlamna geliyordu. Sosyal bilim liberal giriim iin kesinlikle can alc bir nem tayordu. Liberal ideoloji ile sosyal bilim giriimi arasnda sadece varolusal deil zsel bir ba da vard. Sadece sosyal bilimcilerin ounun liberal reformizmin savunucular olduklarn sylemiyorum. Bu dorudur, ama ok nemli deildir. Benim sylediim, liberalizm ile sosyal bilimin ayn ncl toplumsal ilikileri, tabii ki bilimsel (yani, rasyonel) bir biimde manipule etme yetenei sayesinde insann kusursuzlua ulamasnn kesin olduu ncl- zerine kurulmu olduklar. Mesele sadece bu ncl paylayor olmalar deil, ayn zamanda ikisinin de bu Immanuel Wallerstein, Bildiimiz Dnyann Sonu: Yirmibirinci Yzyln Sosyal Bilimi, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis Yay., 2000, s. 156. Immanuel Wallerstein, Bildiimiz Dnyann Sonu, s. 162. ncl olmakszn varolamayacak olmalar ve ikisinin de bunu kurumsal yaplarnn bir paras haline getirmi olmalardr.5 Sosyoloji. smi icat eden Comtea gre sosyoloji, bilimlerin kraliesi, kendi iinde btnlemi ve birleik bir sosyal bilim ve yine Comtegil bir neolojizmle sylenirse, pozitivist olacakt. Bununla birlikte uygulamada sosyoloji bir disiplin olarak daha ok, ondokuzuncu yzyln ikinci yarsnda says ok artm olan kentli ii snflarn yol atklar honutsuzluk ve dzensizliklerle ba etmeyi amalayan, sosyal reform derneklerinin almalarnn niversitede meydana getirdii deiiklik ve kurumsallamayla geliti. Bu sosyal reformcular almalarn niversite ortamna tamakla, yasa deiikliklerine ynelik aktif lobicilik rollerinden vazgetiler... Sosyologlar ksmen balangta sosyal reform rgtleriyle olan yakn balarn koparmak istedikleri, ksmen de bugn el almaya arlk verdikleri iin pozitivizme yneldiler, bu da onlar nomotetik kampa itti.6 Sosyal bilimin Avrupada kurumsallama sreci, Avrupann sonunda dnyann geri kalan zerinde egemenliini kesin olarak kurduu tarihlerde gerekleiyordu. Bu durum sorulmas kanlmaz soruyu gndeme getirdi: Neden tm rakiplerini alt ederek Amerikalar, Afrika ve Asya zerinde iradesini dayatan, dnyann bu kk paras olmutu? Bu ok kapsaml bir soruydu ve verilebilecek yantlar egemen devletler dzeyinde deil, karlatrmal uygarlklar dzeyinde aranyordu. Avrupann dnyaya egemen olacak hale nasl geldii sorusu, entelektel alanda Darwinci dnmle akt. Aydnlanmann hazrlad bilginin dnyevilemesi sreci evrim teorisiyle dorulanm

olduundan, Darwinci teoriler, biyolojik kkenlerinden ok te alanlara tand. Sosyal bilim metodolojisine, rnek alnan Newton fizii egemen olsa da, hayatta kalmaya en uygun olann yaad kavramn ne karan, grne gre kar konulmaz bir ekicilii olan evrim meta-kavram, sosyal teoriler zerinde ok etkili oldu.7 Evrim teorisi biraz esnek ekilde yorumlandnda, ilerlemenin, ada Avrupa toplumunun gzle grlr stnlyle rtt yollu varsayma bilimsel gereke salamada pekala kullanlabilirdi. Nitekim kullanld: Son aamas sanayi devrimi olan, sosyal gelimenin aamalaryla ilgili teoriler, tarihin liberal yorumlar, iklimin belirleyicilii tezi, Spencer sosyolojisi vb. bunun rnekleri arasnda saylabilir.8 Sosyolojinin lk Dnemi tibariyle Gsterdii zellikler Sosyoloji, tekrarlayacak olursak, 19. yzylda Avrupada sanayi toplumunun yaratt sorunlar Aydnlanma felsefesinde billurlaan belli ilkeler nda zmek amacyla ortaya kt ve o dorultuda geliti. Ortaya kt dnemin ve toplumun sorunlarna, zelliklerine ve dnce erevesine bal olarak da belli zellikler kazand. Bir balang cmlesi olarak sosyolojinin modern sanayi toplumunun oluum srecinin bir sonucu olduunu ve ayn zamanda da bu sreci baarya eritirmek gibi bir misyonla kendisini donattn syleyebiliriz. Sosyolojinin o dnemde ve gnmzde, birey ve toplumla ilgili bir disiplin olmasna karn, doa bilimleri modelini kendine rnek alan pozitif bir bilim olarak tanmlanmas da, gerek 19. yzylda akademik kurumsallamasn gerekletiren iktisat, hukuk, siyaset vb. gibi bilimlerden zenle ayrtrlmas da ve gerekse de yazsz/tarihsiz toplumlar inceleyen etnografya, antropoloji gibi bilimlerden farkl olarak modern/ endstriyel/kapitalist Avrupa toplumunu inceleyen biricik, bilimlerin kraliesi olarak gsterilmesi sosyolojinin ortaya kt Avrupa toplumunun o dnemde yaad zel toplumsal ve dnsel koullardr. Bu erevede, sosyolojiyi modern sanayi toplumunu inceleyen bir aratrma disiplini olarak tanmlayabiliriz. Buna bal olarak da, zmeye alt pratik sorunlara bal olarak kuramsal yaklamlar, temelde modern toplumu meydana getiren 4 temel srecin ya da devrimin oluturduu birikimlerin izlerini tar: (1) Doa bilimlerindeki gelimeler (bilimsel devrim);9 (2) felsefe ve sanat alannda yaanan gelimeler (reform, 5 Immanuel Wallerstein, Bildiimiz Dnyann Sonu, s. 163-164. 6 Gulbenkian Komisyonu, s. 26. 7 Sosyal Darwinizm olarak adlandrlan bu yaklamn ortaya k, kapsam ve daha zelde de Osmanl aydnlar arasndaki etkisi iin bkz. Atila Doan, Osmanl Aydnlar ve Sosyal Darwinizm, stanbul: Kre Yay., 2012. 8 Gulbenkian Komisyonu, s. 33-34. 9 14. yzyldan itibaren Doa bilimlerinde yaanan gelimeler, dnyann anlalmas ve insan hayatn kolaylatracak ekilde tabiat zerinde egemenlik kurma, ayn zamanda bireyin ve toplumun kendi kaderlerine hkmedebilme imkann getirmitir. Bunun yan sra, doa bilimlerindeki gelimeler, ortaa Avrupa toplumundaki egemen kilise hiyerarisini ypratacak felsef ve teolojik bir tartmay da tetikleyen bir ilev grmtr. Bilimlerde yaanan gelimeler ve dnsel ve toplumsal sonular iin bkz. Steven Shapin, Bilimsel Devrim, ev. Ayegl Yurdaal, stanbul: zdm Yay., 2000; Peter Whitfield, Bat Biliminde Dnm Noktalar, ev. Serdar Uslu, stanbul: Kre Yay., 2008. Rnesans ve aydnlanma felsefesi);10 (3) sanayi devrimi;11 ve (4) siyas devrimler (Fransz htilali ve devamndaki pek ok ii-kyl ayaklanmas). Tom Bottomore, sosyolojinin ilk dnemde gsterdii zellikleri zl bir biimde belirtiyor: Toplumbilimin benim izmeye altm snrlar iindeki tarih-ncesi kabaca, 1750-1850 dnemindeki yzyllk bir sreyi iermektedir. Bu dnem, bir baka deyile, Montesquieunun De lesprit des lois [Kanunlarn Ruhu] adl eserini yaynlamas ile, Comte, Spencer ve Marxn ilk yazlarn yaynladklar tarihler arasndadr. Ayr bir bilim olarak toplumbilimin olutuu dnem ise ondokuzuncu yzyln ikinci yars ile yirminci yzyln ilk blmdr. Bu ksa zetlemeden, ilk dnem toplumbilimin baz zeliklerini grmek mmkndr. Hereyden nce, ilk dnem toplumbilimi ansiklopediktir; insan toplumunun tarihinin ve toplumsal hayatn tmn birden kapsamak istemektedir. kinci olarak, tarih felsefesinin etkisi ve daha sonralar evrim konusundaki biyolojik teorinin bu etkiyi pekitirmesiyle toplumsal evriminin temel aamalarn ve ileyiini aklamaya alt iin evrimcidir. nc olarak, karakter ynnden doal bilimlere benzer biimde, genellikle bir pozitif bilim saylmaktadr. Onsekizinci yzylda toplumsal bilimler (sosyal bilimler) byk lde fizik bilimini model almlardr. Toplumbilim, ondokuzuncu yzylda, toplumu bir organizma olarak tasarlayan eitli dncelerden ve toplumsal evrime ilikin genel yasalar karma abalarndan anlalaca gibi, biyolojiyi model almtr. Drdnc olarak, genel kapsal bir bilim olma iddiasna ramen, toplumbilim zellikle onsekizinci yzyldaki siyasal ve ekonomik devrilerin yarat toplumsal sorunlarla ilgilenmi; hereyin stnde de, yeni sanayi toplumunun bilimi olmutur. Son olarak, bilimsel olduu kadar ideolojik bir karaktere de sahiptir; oluumunda tutucu ve radikal dnceler birlikte yer alm, biribiriyle elikin teorilere yol am, gnmze dek sren tartmalara neden olmutur.12 Sosyolojinin bir bilim olduunu savunanlara gre; (1) evrende ya da toplumda bilinebilir bir dzen mevcuttur, (2) toplumun tekbiimlilii ya da toplumun dzeni gzlenebilir, ve (3) fizik biliminin gzlem ve dier yntemleri sayesinde sosyal davrann kanunlar teyit edilebilir ve kodlanabilir. Bunun karsnda sosyolojinin bilim olmadn dnenler ise u gerekeleri ne srmektedirler: (1) insan kendi kendisinin denei/kobay olmaldr, (fakat) henz o, kendi deneyini kontrol edebilir durumda deildir, (2) Sosyal bilimde neden(sellik) doa bilimlerindeki gibi asla tek ve basit deildir, fakat daima birden ok ve karmaktr, (3) onun bilimsel yarglarn bozabilecek aratrmaya ait herhangi bir ey nyarglardr; bu sosyal bilimlerde ok yaygndr, ve

(4) bilim, doa bilimleri rneinde olduu gibi, ahlaki olarak ntr ve tarafsz olmaldr. Sosyal bilimler bu ahlakn etik temellerini, tutku motivasyonunu nasl ele alabilir?13 Sosyolojinin ortaya kt andan itibaren ilgisi ana konu zerinde olmutur. Geri kalan sosyoloji konular ya da alanlar bu ana konunun almlarndan ibaret olmutur. Sosyolojinin balangcndan itibaren zerinde durduu iki konuyu Comteun tasnifi zetlemektedir: Sosyal statik ve sosyal dinamik. Biz buna bir de, toplumlararas ilikiler ve toplumlarn evrim izgisinin belirlenmesi, baka bir deyile Avrupa toplumlarnn dnyann dier toplumlarndan stn olduklarnn bilimsel olarak ispatlanmas urasn ekleyebiliriz. Sosyal statik ve dinamik, temelde Bat toplumunun i meselelerini (toplumsal yapnn ya da istikrarn nasl salanaca, toplum kurumlarnn neler olduu, toplum ileyiinin nasl gerekletii, ilikilerin ne tr zel 10 Aydnlanma felsefesi iin bkz. Ahmet idem, Aydnlanma Dncesi, stanbul: letiim Yay. 2009; Norman Hampson, Aydnlanma a, ev. Jale Parla, stanbul: Hrriyet Vakf Yay., 1991. 11 18. yzylda gerekleen sanayi devrimi, hikayesi ksaca aada anlatlacak olan pek ok toplumsal gelimeyi ve sorunu tetikledi. ehirler ve fabrikalar olutu. Yeni bir birey ve yeni snflar teekkl etti. Bunlarn yan sra, teknolojinin ve sanayi retiminin gndelik hayat kolaylatrc etkisi, Marx, Durkheim vb. gibi 19. yzyln nde gelen pek ok dnrnn dncelerinde karmza kan ikircikli bir hal yaratt. Bir taraftan ilerlemeye duyulan inan ve gelecee ynelik iyimserlik, te yandan yaanan hzl deiimle birlikte toplumsal dayanmay salayan mevcut deerler manzumesinin hzla anmasyla birlikte toplumun sonunun geldiine ilikin endie ve ktmserlik hali. zellikle Fransz htilali ve sonrasndaki pek ok toplumsal ayaklanma, durumu daha da hassas hale getirdi. Dnemin bu halet-i ruhiyesi, Comteun mehur dzen ve ilerleme mottosunda hayat bulur. lerleme ve muhafazakarlk kavramlarnn zellikle ilk dnem- sosyoloji kuramnda izlerini bulmak hi de zor deildir. Bu iki kavram iin bkz. Kenneth Bock, lerleme, Gelime ve Evrim Kuramlar, ev. Aydn Uur, Tom Bottomore ve Robert Nisbet (eds.), Sosyolojik zmlemenin Tarihi, ev. Mete Tunay, Aydn Uur vd., 1. bs., Ankara: Verso Yay., 1990, s. 53-96; Reinhart Koselleck, lerleme, ev. Mustafa zdemir, Ankara: Dost Kitabevi, 2007; Robert Nisbet, Muhafazakarlk, ev. Erol Mutlu, Tom Bottomore ve Robert Nisbet (eds.), Sosyolojik zmlemenin Tarihi, ev. Mete Tunay, Aydn Uur vd., 1. bs., Ankara: Verso Yay., 1990, s. 97-133. 12 T. B. Bottomore, Toplumbilim: Sorunlarna ve Yaznna likin Bir Klavuz, ev. nsal Oskay, stanbul: Beta Basm Yaym Datm A.., 2. Bask, 1984, s. 6-7. 13 R. Serge Denisoff, Two: Scope and Method of Sociology: Knowledge? Objectivity? Or Opinion?, Sociology: Theories in Conflict, Wadsworth Publication Co., 1971, s. 7-8. likler gsterdii, toplumdaki hareketliliklerin, atmalarn nerelerden kaynaklandn tespit etmeye urar ve nasl engellenebileceine ya da atmalarn mevcut dzen/sistem sahiplerinin istedii yne nasl evirilebilecei vb. konular) ele alrken, sosyolojinin balang evresinde dnya yzeyindeki tm toplumlar tasnif etme abas ierisinde de olunmutur. Comteun hal kanunu, Durkheimin organik-mekanik dayanma teorisi, Tnniesin cemaat-cemiyet ayrm, Weberin rasyonellemeyi, brokrasi mekanizmasn temel alan yaklamlar, Marxn ekonomik temelli ilkel toplumlardan feodal, kapitalist ve sosyalist toplumlara doru evirilen toplumsal evrim izgisi/emas ve daha birok sosyoloun znde pek deimeyen yarglar dile getiren eitli tarihsel toplum evrim emalar ortaya koyma abalar bu duruma rnek olarak zikredilebilir. Dikkati eken nemli bir zellik de, sosyal statik ve dinamik konularndaki farkl yaklamlara, tartmalara ve atmalara ramen, toplumlarn tarihsel geliim izgilerini ortaya koyma iddiasndaki ve znde ideolojik nitelikler barndran snflama abalarnn tm Batl sosyologlarca benimsenmesidir. Toplumlarn farkl zellikleri ne karlarak farkl kavramlatrmalara gidilmesine ve buna bal olarak da farkl evrim emalar izilmesine ramen, znde, toplumsal gelimenin zirvesindeki yeri her zaman tescil edilmi bir Bat ve bir de Batnn ulat zirve noktaya ulaan izginin eitli yerlerinde, kimileri henz balangcnda, kimileri biraz yaklam noktalarda bir Bat-d toplumlar diyebileceimiz kesim bulunmaktadr. Bu ikili ayrm, dediimiz gibi, hibir dneminde reddedilmi deildir. Bu erevede toplumbilimin temel anlay, ya da ynetici ideas, bu bakmdan toplumsal yapdr: Belirli bir toplumdaki eylem ya da davran formlar arasndaki sistematik karlkl-ilikilerdir.14 Sosyolojinin bir bilim olarak ortaya kt ilk dnemde, sosyologlarn ok sayda genel, evrensel kurallar koyduklarna ahit oluruz, insan toplumlarnn doasna ve evrimine ilikin. Ancak zaman getike, yeni toplumlarla tanmak, toplumsal hayatn ald biimler gz nne alndnda toplum hayatna ilikin genel geer kanunlar vaz etmekten vazgeilmitir. Bu konuda daha ihtiyatl olunmutur. Toplumlarn evrimine ilikin kanunlar koymaktan ekinilmesinde, Marxn sunduu toplumlarn evrimi hakkndaki teorisinin Bat burjuvazisi tarafndan kabul edilemez oluunun da nemli bir pay bulunmaktadr. Zira bu teoriye gre, hatrlanacak olursa, Bat toplumlar kapitalist aamadan sonra proletarya snfnn topluma egemen olaca sosyalist toplum aamasna varlacaktr. Bu da, Bat kapitalist, burjuva snflarnn iktidarlarn kaybedecekleri anlamna gelmektedir. O nedenle, sosyologlarn bu trden evrensel kanunlar kefetmeleri ya da sunmalar pek bilimsel bir davran olarak deerlendirilmez. deolojik bir yaklam olarak grlr ve mahkum edilir. Ancak meselenin bir dier yan daha bulunmaktadr ve gzden karlmamas gerekir. Marxn snf atmas temelinde ykselen teorisi reddedilirken, Bat toplumlarnn dnyann dier toplumlarna kyasla toplumsal evrimin en st aamas olarak kabul edilmesi ve toplumsal geliimin nihai bir halkas olarak Bat d toplumlara

rnek gsterilmesi abasndan da vazgeilmemitir. Modernleme, kreselleme, gelimilik-azgelimilik, bamllk vs. kuramlarnn temelinde yatan n kabuln baka bir anlam bulunmamaktadr. Bottomore, a.g.e., s. 13. Okuma nerileri Sosyolojinin ortaya kt tarihsel ve toplumsal koullarn son derece baarl ve eletirel bir tahlili, Baykan Sezere ait Sosyolojinin Ana Balklar (stanbul: Kitabevi, 2011 [ilk bask: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 1985]) isimli almada bulunabilir. Ayrca bu blmn dipnotlarnda knyeleri zikredilen eserler, sosyolojinin somut tarihsel zeminini anlamak asndan son derece faydal olacaktr. Sorular 1. Sosyoloji, zellikle 18. yzyldaki siyasal ve ekonomik devrimlerin yaratt toplumsal sorunlarla ilgilenmi; her eyin stnde de, .......................................................... toplumunun bilimi olmutur. 2. 18. Yzylda sosyal bilimler ve sosyoloji byk lde .......................................................... bilimini model almlard. 3. .............................................. toplumu ya da toplumsal ilikileri bilimsel olarak inceler. 4. Toplumlar Cemiyet ve Cemaat eklinde ikili bir tasnife tabi tutan sosyolog aadakilerden hangisidir? a) E. Durkheim b) F. Tnnies c) G. Simmel d) H. Freyer Cevaplar: 1. modern sanayi toplumunun 2. doa bilimlerini/biyolojiyi 3. Sosyoloji 4. (b) 3.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Sosyolojinin Kurucu 3. simleri ZET 18. yzyln son eyreinden itibaren, meydana gelen hzl ve kkl dnmlerin yaratt toplumsal krizleri anlamaya ve deerlendirmeye alan pek ok isim oldu: Adam Ferguson gibi sko Aydnlanma gelenei ierisinde deerlendirilen isimler, Herbert Spencer, Georg Simmel, Ferdinand Tnnies, Saint-Simon vd. Hatta daha eskilere giderek Montesquieu, Vico, Paretoyu da bu isimlere dahil edebiliriz. Nitekim, sosyoloji tarihleri yukarda sz edilen isimleri ve elbette daha baka pek ok ismi- sosyolojinin akademik bir disiplin olarak kurumlamasnn n-tarihi ierisinde deerlendirir. Kimi almalarda bu isimlere bn Haldun da dahil edilir. Sz konusu isimlerin her birisi, yaanan hzl toplumsal dnmleri ve yaratt sorunlar deerlendirmeye ynelik sosyolojik deerlendirmeler yaptlar. Ancak belli dnsel ve siyasal nedenlerle, toplumu aratracak mstakil yeni bir disiplininin kurumlamasn salayanlar; gerek bu disiplinin isim babaln yapmalar ve gerekse de hem dier bilimlerin yetersiz kald noktalarn almasna izin verilecek yeni yntemler nermeleri, disiplinin erevesini net ve kesin hatlarla izmeleri, bu yeni disiplinin inceleme nesnesini ok daha ak bir biimde izebilmeleri ve belki de en nemlisi- kapitalizmin yaad ilerleme ve gelimeyi bir dzen ierisinde kontroll bir biimde devam etmesini salayacak yaklamlar ve aklamalar getirmeleri nedeniyle Auguste Comte, Emile Durkheim, Max Weber olarak kabul edilirler. Eserlerini ilk verdii dnemlerde sosyolojiyi burjuva snfnn bilimi olarak grp ideoloji olarak deerlendiren ve dolaysyla da dlayan, buna karlk olarak da kendisi ideolojik bulunduu iin dlanan Karl Marx da, zellikle 1945 sonrasnda bu kurucu isimler arasna dahil edilmitir. Sosyoloji tarihleri, elbette, bugnden geriye doru baklarak ve bugnn ihtiyalar dikkate alnarak yazlmtr. Bu anlamda sosyolojinin tarihinin yazm eletirel bir biimde okunmaldr. Kald ki, klasik sosyal teorinin gnmz sanayi toplumlarn ele almada yetersiz kald noktalarn almas abasnda, gemite sosyoloji tarihinin kurucular olarak kabul grmeyen isimler yeniden hatrlanm ve geriye dnk bir okumayla Georg Simmel, Gabriel Tarde vb. gibi isimlerden daha fazla yararlanmann yollar aranmaya balanmtr. Bu da, sosyolojinin kuruluunda katks bulunan isimlerin ve dncelerin saysn hayli artrmaktadr. Ancak aada, ksaca, disiplinin kuruluunda ve gelimesinde belli zellikleri nedeniyle daha fazla tannan belli isimler ve dnceleri ksaca tantlmaya allmtr. Auguste Comte (1798-1857) Toplumu bilimsel olarak incelemesi iin ihtiya duyulan bilime sosyoloji [sociologie] ismini ilk neren ve kullanan kii olmakla maruftur. Bir dnem katipliini de yapt hocas Saint-Simondan mlhem olarak, toplumu bilimsel inceleyecek bilim dal iin sosyal fizik terimini de kullanmt. Comte, tpk doa bilimlerinin fiziksel dnyann ileyiini aklamasna benzer biimde toplumsal dnyann yasalarn aklayabilecek bir toplum bilimi yaratmaya almt. Her bir bilim disiplininin kendine zg bir inceleme nesnesi ve yntemi olduunun farknda olmakla birlikte, btn disiplinlerin ortak bir mantk ile evrensel yasalar ortaya karmaya alan bilimsel yntemi paylatklarna inanmaktayd. Bu erevede de, tpk doal dnyann yasalarnn kefinin bize evremizdeki olaylar ngrme ve denetleme olana vermesi gibi, insan toplumunu yneten yasalarn ortaya dklmesinin de bize kendi kaderimizi biimlendirme ve insanln refahn artrma imkan vereceini dnyordu. Comte, sosyolojinin pozitif bir bilim olmas gerektiine inanyordu. Bu dorultuda, sosyolojinin toplumu incelerken fizik ya da kimyann fiziksel dnyann incelenmesinde kulland ayn kesin bilimsel yntemleri kullanmas gerektiine inanyordu. Pozitivizm bilimin yalnzca dorudan deney yoluyla bilinebilen, gzlemlenebilir byklklerle ilgilenmesi gerektiini ileri sren bir yaklamdr. Comteun hal kanunu, insann dnyay anlamaya ynelik abasnn teolojik, metafizik ve pozitif aamalardan getiini ileri srmektedir. Bu yasa nerisi ile Comte; hem bir insann zihinsel geliim srecini, hem de btn bir insanlk tarihinin geliim aamalarn evrimsel bir izgi dorultusunda aklama iddiasn tamaktadr. Teolojik aamada, dnceler dinsel anlaylar ile toplumun Tanrnn iradesinin bir dile gelii olduu inanc tarafndan ynlendirilmektedir. Yaklak olarak Rnesans dneminde ne kan metafizik aamada toplum, doast deil doal bir bak asndan anlalr. Copernicus, Galileo ve Newtonun keif ve baarlaryla ortaya kan pozitif aama, bilimsel tekniklerin dnyaya uygulanmasn tevik etmitir. Comte, bu aamada artk dnyann ve toplumun, bilimin

salad imkanlarla anlalabileceine ve dzenlenebileceine inanmaktadr. Bu erevede o, sosyolojiyi, btn bilimlerin en karmak, en stn olan, bilimlerin kraliesi olarak adlandrr. Bu aamada, toplumun pozitif bir bilim olan sosyoloji araclyla dzenlenebileceine inanan Comte; inan ile dogmay terk ederek onlarn yerine bilimsel bir temeli merkeze geirecek olan bir nsanlk Dini nermekteydi. Sosyoloji de bu yeni dinin merkezinde yer alyordu. Comteun iinde yaad toplumun sorunlaryla yakndan alakal olduu, dalan bir toplumun yeniden, yeni ilkeler ve yeni aralarla yeniden kurulabilecei inancn tayordu. Sosyoloji de, baka bir deyile, onun sanayilemenin yaratt yeni sorunlar zebilecek, yeni toplumu kurabilecek bir dayanmay yaratabilme hedefini gerekletirecek bir imkan sunduu grndeydi. Onun yeni toplumu kurma d, bir tr sekler bir din ina nerisi eklinde karmza kt. Her ne kadar kendisinin dncesinin bu metafiziksel zellikleri bulunmaktaysa da, toplumu bilimsel bir erevede aratrma noktasnda, sonraki kuaklar iin yol ac olmutur. Emile Durkheim (1858-1917) Sosyolojinin isim babas Comtetur; ancak sosyolojinin gerek anlamda bir bilim olarak kurulmas Durkheimle mmkn olabilmitir. Comteun yazlarnn kimi ynlerine dayanmakla birlikte Durkheim, selefinin birok grnn ok speklatif ve mulak olduunu, ayrca Comteun kendi programn sosyolojinin bilimsel bir temele oturtmada baarl olamadn dnyordu. Durkheim, sosyolojiyi, geleneksel felsefe sorunlarn, ampirik bir yntemle ele alarak akla kavuturmada kullanlabilecek bir yeni bilim olarak gryordu. Comte gibi, Durkheim da, toplum yaamn doal dnyay inceleyen alimlerin sahip olduu ayn nesnellikle incelemek gerektiine inanyordu. Sosyolojik Yntemin Kurallarnda dile getirdii ilk ilke, toplumsal olgularn eyler olarak incelenmesi gereidir. Edward Tiryakian, Durkheimin sosyolojik analizini aamal yaam tasarmnn bir paras olarak deer lendirir: (1) Sosyolojiyi ciddi ve titiz bir bilimsel disiplin olarak kurmak; (2) sosyal bilimlerin birletirilmesini ve birliini salayc temeli tesis etmek; ve (3) modern toplumlarn uygar/toplumsal dinlerinin ampirik, rasyonel ve sistematik temellerini oluturmak.1 Toplumsal blm, Sosyolojik Yntemin Kurallar ve ntihar balkl almalaryla Durkheimin birinci hedefine ulat sylenebilir. Bu eserlerle sosyolojinin manifestosunu yazm kabul edilebilir. Sosyoloji, onun bu almalarna kadar henz entelektel evrelerde phe ile karlanmaktayd. Zira 19. yzyln bireyciliine kar kmaktayd. Durkheim, 40. ya gnn yaynlad Anne Sociologique ile kutlamaktayd. Yllk, arkasnda ciddi bir kurumsallamann ve birlikte almann bir rnyd. 1913te ise kendisine sosyoloji krssnn verilmesi sosyolojinin meruiyetinin salandn gstermekteydi. Durkheim, toplumsal dnyaya ilikin bilginin deney ve gzlem araclyla bilineceine inanyordu. Durkheima gre, toplumsal dnya ahlak bir varlk idi ve bu dnyann yaps, rgtlenmesi aklc dnceyle kavranabilirdi. Bu tr bir baarya ulaabilmek iin modern bilimlerin bir ibirlii ierisinde olmalar gerektii kansna varmt. kard yllk, bu ibirlii iin bir zemin oluturmaktayd. Ona gre sosyal bilimler, insan toplumlarnn normatif st yapsnn bilimsel olarak incelenmesi demektir. Ekonomi, tarih, hukuk ve din insanlk evinin bilinen baz odalaryd ve sosyoloji de bu odalar birbirine balayan bir bad. Toplumsal gerek doa bilimlerinde olduu gibi deney ve gzlem yoluyla elde edilebilirdi, fakat doa bilimleri yntemi insan hayat iin geerli deildi. Onun iin olmas gereken, toplumsal olgularn sistematik, rgtl bir biimde karlatrmal zmlemesinin yaplmasyd. Bu da, ancak tarihsel bir dzlemde gerekletirilebilirdi. Denildii gibi, Yllk, profesyonel olarak sosyolog olmayan insanlar bnyesinde toplayan bir yaynd. Yani tam anlamyla bir raklk platformu ve farkl disiplinlerin ibirlii iin bir zemindi. Saint-Simon ile balayp Comte, Le Play ve Durkheim ile devam eden Fransz sosyoloji geleneinin ortak paydas politik karklktan, g elde etmek iin yaplan grup mcadelesinden ve i ekimelerden nefret editir; bu gelenek (Marxist sosyoloji ile kartlk ierisinde olan) sosyolojiyi koullar dzeltici ve istikrara kavuturucu bir bilim haline getirmek amacn tar. Bu bilim toplumsal oydamay geri getirebilmek ve toplumsal btnlemeyi salayabilmek iin gerekli olan temeli bulacaktr. Bu gelenek toplumsal bar ve adaletin temel ta olarak ahlakn ne kadar nemli olduunu vurgulamaktadr.2 Bu abalarn nemli bir rnei ve gstergesi olarak, modern toplumun skntlarn zecek bir ahlak iin neriler getiren Saint-Simonun Yeni Hristiyanlk adl kitab yaynlamas ya da Comteun laik karakterli bir insanlk dini gelitirme dnceleri aklaycdr. Toplumsal dzenin ekonomik hayat tamamlayabilmesi iin btnletirici bir ahlaka ihtiyac olduu dncesi, daha sonradan gelen Le Play, Proudhon ve Comteun yazlarnda farkl siyasal eilimlerine karntekrar ortaya kar. Bu, 19. yzyl Fransz toplumsal dncesinin en nemli yndr, zellikle de liberal solun.3 Durkheim; toplumu bir arada tutacak bir ara olarak ahlak meselesine verdii nem nedeniyle muhafazakar olarak grlmesine karn, liberal derneklere bal kalm bir kiiydi. Durkheim bilimsel temellere oturtulmu bir ahlak gelitirmeye alyordu; bu ahlak geleneksel Hristiyan ahlaknn ve Katolik kilisesinin III. Cumhuriyetin meruluuna itiraz eden tm sa-kanat politik hareketlerinin k noktas olan otoritesinin yerine geecek olan ahlaktr. Sonu olarak Durkheimin bilimsel yaamnn en son amac, modern toplumun prototipi olarak, Fransaya eylerin doasna en uygun olan uygar/toplumsal bir din salamaktr.4 Durkheim, kendisini 1789 ihtilalinin lklerinin gerekletirilmesine ve tamamlanmasna adam gibiydi. ncelikle o ihtilali muhafazakarlar gibi bir felaket ya da radikaller gibi bo bir hayal olarak grmyordu. Onun iin htilal, tamamlanmam byk bir vaad idi. htilal, sekler ve ibadetlerle ile tamamlanm bir

din kurmutu. Durkheimin sosyolojinin gerek anlamda kurucusu olarak adlandrlmay hak ediinin arkasndaki fikir de budur zaten: Gelecein Fransas iin yaanabilir, aydnlanmann birikimi ve fikirleri zerine ina 1 Edward A. Tiryakian, Emile Durkheim, ev. Ceylan Tokluolu, Tom Bottomore ve Robert Nisbet (eds.), Sosyolojik zmlemenin Tarihi, ev. Mete Tunay, Aydn Uur vd., 1. bs., Ankara: Verso Yay., 1990, s. 200. 2 Tiryakian, a.g.m., s. 201. 3 Ayn yerde. Tiryakian, a.g.m., s. 202. edilmi sekler modern bir toplum modeli nermi olmak. Devrimin yan sra, Durkheimin varisi olduu ikinci miras Comteun pozitivizmi idi. Comteun pozitivizminin bir amac, yeni bir dnya dzeninin, rasyonel, bilimsel temellere oturtulmu, bir evrim emas ve Byk Varlk tapn ile tamamlanm (ki bu Byk Varlk byk harflerle yazlan nsanlk veya nsan Toplumudur) insanln dininin formle edilmesiydi. Bylece Fransz Devrimi ve Comte, Durkheimin sosyolojiye nihai pragmatik aklama salama konusundaki tasarmnn gerisinde yatan esin kaynaklaryd: Sosyoloji laik fakat ahlak toplumsal dzen iin gerekli olan en uygun birletirici gcn ortaya kmasn salayacakt. Durkheimin ve yanndakilerin din olgular dikkatlice incelemek iin neden bu kadar enerji ve zaman harcadna bir anlam vermek istiyorsak, sivil bir din araynn temel bir etken olduunu aklda tutmalyz. Durkheimin Bordeaux niversitesinde greve balamas, Dreyfus olaynn meydana geldii yllarda gereklemiti. htiya, diploma almak iin akademik krediye muhta lise retmenlerine ynelik bir program gerekletiren Espinasn yerine bu ileri yapabilecek bir kii aramasyla balad. Bu greve seilen Durkheim, o dnemde, Alman kltr bilimlerindeki en son akmlar zerine dikkat ekici makaleler yazan gen bir lise retmeniydi. Durkheimi bu greve seen Kamusal Eitim Bakanlnda yksek eitimden sorumlu Louis Liard idi. Liardn onu semesinin nedeni, 1870de Fransay yenen Almanyann bu zaferinin ardnda, Alman kurumlarnn Fransannkilere oranla ok daha hzl modernlemi olmas yatmaktayd. Bir modernlemeci olan Liard, bu Alman mucizesinin temelinde de Alman yksek eitiminin yattna inanyordu. Durkheim toplumsal dayanma konusuna zel bir nem verir, malum sebepler nedeniyle. Ona gre, sosyolojiyi evreleyen ilk sorun, toplumsal dayanma meselesi, insanlar birletiren balarn neler olduunu, yani toplumsal btnln oluumunu nelerin belirlediini bilmektir.5 Durkheim, toplumlar snflandrarak bu sorunun cevabn vermeye alr. Ona gre en genelde iki tr toplum tipi vardr. Birincisi siyasal rgtlenmeden yoksun biimsiz toplumlardr; ikincisi ise somut olarak devlet eklinde rgtlenmi toplumlardr. Bu iki toplum tipi ayn zamanda iki farkl dayanma tipine denk gelir. Birincisinde zihinlerin benzerliine dayal mekanik dayanma, ikincisinde ise farkllama temelli iblmne dayal organik dayanma vardr. Durkheimin vard sonu udur: Toplumsal dayanmann dnmlerinin ve tm tarihin ardnda yatan temel faktr, o halde, toplumlarn hacim ve younluklarnn ayn anda bymesidir. Mekanik ve organik dayanma ayrmnn ortaya knda Ferdinand Tnniesin Gemeinschaft ve Gesellschaft ikili ayrmnn katks dikkate deer. Modern toplumun doasna ilikin gerekletirilen tartmalar balamnda Tnnies, anlald kadaryla, modern toplumu birliin bozulmas, bireyciliin n plana gemesi anlamnda ktlemektedir. Durkheim ise, ilerlemenin olumlu yanlarn zellikle vurgulamakta ve modern toplumda da bir dayanma olduunu belirtmektedir. Durkheim, modern toplumun (gesellschaftn) Tnniesin sunduu kadar kapitalist olmadn da dnmektedir. Aslnda onun bu yaklamn, liberalizmin ve kapitalizmin ar yorumlarnn toplumsal dayanmay olumsuz etkileyecei, toplumu dataca endiesiyle, kapitalizmin arlklarnn trplenmesini nerdii eklinde almak daha doru olacaktr. Onun bu daha dengeci, liberal-muhafazakar karm korporatist devlet ve toplum anlayn gelitirmesinde; egemen toplumsal dzen iin ciddi tehdit tekil eden Marxist taleplerin de etkisi bulunmaktadr. Bu balamda Durkheimin toplum modelinin; bir ynyle liberalizmin ar yorumlarna, dier ynyle de Marxist tehditlere cevap amac tad sylenebilir. Durkheim, umutlarn, modern toplumda hayatn rgtlenmesi konusunda devlete balam olanlarn, devletin, toplumsal rgtlenmenin duygusal boyutunu kanunlatramaz olduunu fark edemediklerini hissetmitir. Bu duygusal boyut toplumun yelerini dayanma ierisinde birlikler oluturacak ekilde birbirine balayan zneler-aras duygudur... Tnniesin karanlk bir ekilde tanmlanm Gesellschaftla salad modern toplum yorumundan farkl bir yorum getirme abas uzun seneler boyunca Durkheimn sosyolojik dncesinde gizli bir uyaran olarak var olacaktr. Din Hayatn lkel Biimleri adl almas, birok zengin fikir arasnda, toplumun kendi kendini yeniden dourduu, dnemsel toplumsal kaynamalarn, youn toplum- Tiryakian, a.g.m., s. 208. etkileim esnasnda kutsalsal olan kendiliinden yeniden yaratt ve bylece toplumsal rgtlenmeyi yeniden ina ettii grn de ierir. Buradaki balamdan yola karak unu iddia edebiliriz: Eer Durkheim, teorisinin geliebilmesi iin kaynak materyal olarak devletsiz veya basz toplumlara (Avustralya yerlileri) ait olanlar setiyse, bu onun esinlenmek iin Hegele geri dnen Alman geleneinin tersine, devlette dini veya mistik bir ey grmeyi reddediinin bir iareti olabilir.6 Durkheim zerinde etkili olmu bir dier kii de, Saint-Simondur (Henri de Simon, 1760-1825). Saint-Simonun ilgilendii konularn bir ksmnn, bu arada bunalm konusunun, Durkheimin de ilgilendii konular olmas dikkat ekicidir. Saint-Simonun etkilendii kiilerden olan iki muhafazakar dnr Louis de Bonald (1754-1840) ve Joseph de Maistre (1753-1821), yapsalilevsel zmlemenin ncleri olarak sivrilmektedirler. Toplumsal olgular ve kurumlar arasndaki balara dikkat

ekmeleri nemlidir. Bu nedenle, bu iki kiinin Durkheim zerinde dolayl etkilerinden de bahsedilebilir. Bir anlamda, Durkheimin liberal dncelerinin sz konusu muhafazakar dnrlerin baz dncelerini de ierdii sylenebilir. SaintSimonun herkesten yeteneine gre, herkese ihtiyacna gre, baka bir deyile, herkes hakknda btne yapt katkya gre deer verilecei, yapsal-ilevsel bir anlay gibi durmaktadr. Durkheim, Saint-Simonun modern toplumun endstriyel temelli bir dzen ierisinde rgtlenme araylarn deerlendirmektedir. Onun sosyalist grlerini incelemektedir. Dinden hibir zaman ayr kalmadnn altn izmektedir. Pozitif ve bilimsel felsefeyi dinden hibir zaman ayrt etmediine inanmaktadr. Saint-Simona gre bu yeni dinin temel zellii endstriyel toplumun rgtlenmesinde birletirici nitelii n planda olacak olan ahlaki yan olmutur. Simon tanr ile doay zdeletirerek bu temeli salamaya almaktadr. Ayrca da din ile bilim arasndaki kartl ortadan kaldrmaya almaktadr. Tiryakiann belirttii gibi, Durkheim byk bir sentezci olarak karmza kyor. Bir anlamda, Durkheim sanki ann her dncesinden bir paray her birinin bireimdeki oran ok dikkatli bir biimde hesaplanm bir biimde- bnyesinde tayan bir mze gibidir, 19. yzyl sonu Fransa toplumunun bir aynas. Hatta btn bir endstriyel Avrupa toplumlarnn ayns. Kendisinde Saint-Simonu, muhafazakarlar, Comteu ve pozitivizmi, liberalizmi, Yahudilii, kant felsefesini vs. bulmak mmkndr. Ayn ekilde Alman sosyologlarnn etkisinden,7 ngiliz antropologlarnn almalarndan, zellikle de ilkel dinler zerine olan almalarnn etkilerinden sz etmek gerekir. Durkheimc sosyolojide toplumsal dzen, Marxizmin tersine, gerek fakat smr ilikilerinden kurulu ve bundan tr de temelde nefret verici deildir; toplumsal dzen daha ok toplumsal bir gvde niteliindedir. Geleneksel deyile, salkl bir toplumda salkl bir zihin. Bireyler fiziksel ve biyolojik doann zorlamalarndan gerek anlamda zgr klnabilmesi ve bylece tam anlamyla grevlerini yerine getiren bireyler olabilmeleri iin kendilerini iyi rgtlenmi bir toplum ierisinde bulmalar gerekmektedir. Durkheim ahlakn doal olduu grndedir. Aslnda ahlak toplumla birlikte geniler niteliktedir. Toplumsal yaam ve toplumsal rgtlenme mmkn klnmtr ve normatif dzenlemeleri yanstmaktadr. Toplumsal kurumlar hem ne yaplmas gerektiini, hem de ne yaplmamas gerektiini gsteren ve toplumsal katmanlar aprazlamasna kesen bu normatif dzenlemelerin toplamdr. Kuramsal dzenlemeleri ne ekilde olursa olsun ve hangi gelime aamasnda olursa olsun, toplumsal dzen gerek bir ahlaki olgudur. Durkheim, merkezden evreye doru tabakalam bir toplumsal dzen tasarlamaktadr. En merkezde en youn duygular yer alr. Bu kolektif duygular, ayn zamanda evreyi de etkisi altnda bulundurur ve bireyin evreden bilisel yollarla dnyay tasarlamasn etkiler. Toplumsal yaamn birbirine zt iki eylem biiminin olduunu ne srmektedir: Ekonomik yaam ve dini yaam. Ekonomik yaam durgun ve canszdr. Dini 6 Tiryakian, a.g.m., s. 210. 7 Durkheim 1902 ylnda yazarken Almanlara ok ey borlu olduundan sz ediyordu. Fakat 5 yl sonra bu konuda kendisini savunmak durumunda kalmt: Kayzerin izledii siyaset Fransz kamuoyunun Rhinein teki tarafndan gelen hemen hemen her eye kar olmasna neden olmutu. Monsignor Deploige Durkheim Sorbonneda sosyoloji ad altnda Alman propagandas yapanlardan biri olarak sulamt. te bu sulamaya kar Durkheim kendisini savunmutu. Durkheimn aklamalar iin bkz.: Textes I, s. 400-407. I. Dnya Sava srasnda bir Fransz senatr Alman casusluu zerine bir tartma vesilesiyle Durkheimn Alman Kriegsministerium (Sava Bakanl) unun Sorbonnedaki temsilcisi olduunu iddia etti; Paris niversitesi Rektr Yardmcs olan Louis Liard harekete geti ve sonunda bu iftira kamuoyu nnde dzeltildi. Bu olaydan sz etmemin nedeni Durkheim zerindeki Alman etkisinin hem politik, hem dnsel dallanlarnn bulunmasdr. (Tiryakian, a.g.m., s. 246, not: 105). yaam ise bir cokunluk dnemidir. Durkheim, cokunluk dnemlerine byk nem verir. Ayn zamanda bir festival dnemi olarak da adlandrd bu dnemlerin temelde toplumsal yaamn bunalm ierisinde bulunduu anlarda zm iin bireylerin katkda bulunmak iin rpndklar, kendilerini zme kattklar bir dnem olduu grndedir. Bu olaylarn yalnzca kutsal olmas gerekmemektedir. Ayn zamanda laik karakterli olaylar da bu trden cokunluklarn kayna olabilir. Sz konusu cokunluk kaynaklarn srekli hatrlamak iin de bu gnlerin festivaller eklinde srekli olarak hatrlanmas gerekir. Bunlar ayn zamanda, bireylere kendilerinin katksnn bulunduu zmn birer paras olduklarn srekli olarak onlara hatrlatan bir ileve sahiptir. Kararnda suu dahi toplumlarn iyilii asndan deerlendiren Durkheim, bunalm da toplumsal yenilik ve yeniden yaratmak iin gerekli olan tedavi edici bir ey olarak deerlendirmektedir. Bylece Biimlerde bunalm daha ok bir catharsis, toplumsal yenilik ve yeniden yaratmak iin gerekli olan tedavi edici bir ey haline gelmitir. Avustralya yerlilerinin dini yaamn younluunu yaayabilmek zere bir araya gelmelerini salayan ritellere ve cokuya ihtiyalar vardr ve bu ekilde hem toplumsal cemaatn kimliini hem de her gnk yaam ynlendiren normatif yapnn geerliliini yeniden tasdik ederler. Biimlerin ilk okunuundan karlacak basit ders budur. Fakat Durkheimn srdrmeye alt ikinci bir dnce daha vardr: Modern toplumlar da nemli anlarn yeniden yaratlmas srecine tabidirler. Onlarn da nadir fakat hayati vesileler aracl ile hakikat anlarn yaamaya ihtiyac vardr ve yaadklar da olmutur.8 Tiryakiann Durkheima ilikin deerlendirmeleri onu ok gzel ifade etmektedir: Durkheim, dnn toplumunun katklarn takdir ederek ve bugnn toplumunun ihtiyalarna duyarllk gstererek kendisini ya- rnn toplumsal dzenini eklemlemek gibi

olumlu bir greve adamtr. Vosges-Hahambann olu Emile Durkheim modern sosyolojinin ba haham duruma gelmitir.9 Karl Marx (1818-1883) Marx, fabrikalarn ve sanayi retiminin ve bunun yaratt eitsizliklerin artna tanklk etmitir. Yazlarnn byk blmnn ekonomik sorunlar zerine olmasna karn, her zaman ekonomik sorunlar toplumsal kurumlara balamaya altndan, Marxn almalar sosyolojik grler bakmndan olduka zengindi; bu zelliini gnmzde de srdrmektedir. Marx, sanayi toplumunun ve zellikle de kapitalist toplumun ileyiinin son derece baarl bir analizini yapmakla maruftur. Tarihin farkl dnemleri hakknda yazm olmakla birlikte, gemie dnk bu aklama abalar, mevcut durumu belli bir tarihsel gelime zeminine oturtma ve mevcut duruma ilikin eletiri ve nerilerini bilimsel bir kesinlikle ifade etme abasna nesnel bir temel kazandrma abasyla ilikilidir. Ona gre, insanlk tarihi boyunca yaanan en nemli gelimeler ve deimeler, kapitalizmin geliimiyle balantldr. Kapitalizm, tarihteki dier ekonomik sistemlerden kkl bir biimde ayrlan, geni bir tketici kitlesine satlan mal ve hizmetlerin retiminin sz konusu olduu bir dzendir. Marx, kapitalist giriimler ierisindeki iki ana bileeni belirleyici olarak, baka bir deyile, ada tarihin zneleri olarak belirlemektedir. Bunlardan birisi sermayedir; para, makineler ya da hatta fabrikalar gibi, gelecekteki varlklar ortaya karmakta kullanlabilen ya da bunun iin yatrlabilen her trden varlk. Sermaye birikimi, ikinci bileen ile, yani cretli emek ile elele gitmektedir. cretli emek, kendi yaamlarn srdrmek iin gerekli aralara sahip olmayan, sermaye sahiplerinin sunduu ileri bulmak ve yapmak zorunda olan iilerin toplamna iaret etmektedir (proletarya snf). Marx, sermayeye sahip olanlarn ya da kapitalistlerin, egemen bir snf oluturduklarn; bunun karsnda ise, nfusun byk blmnn cretli iiler snfn ya da bir ii snfn oluturduunu iddia etmektedir. Sanayileme yaygnlatka, eskiden kendilerini toprakta alarak geindiren ok sayda kyl byyen kentlere g etmi ve kentsel temele dayanan bir sanayi iileri snfnn olumasna yardmc olmutu. Marxa gre kapitalizm; znde snf ilikilerinin atma ile nitelendii bir snf dzenidir. Sermaye sahipleri ile iiler karlkl olarak birbirlerine baml olsalar da kapitalist emee, iiler de crete ihtiya duymaktadrlar- bu bamllk olduka dengesiz niteliktedir. Snflar arasndaki iliki, iilerin kendi emekleri zerinde Tiryakian, a.g.m., s. 232-233. Laik cumhuriyetin belli gnleri Ulusal Bayram olarak belirlemesinin temelinde, Durkheimin festivallere ilikin bu deerlendirmelerinin yatt dnlebilir. Ayrca, bunalm anlarna ilikin deerlendirmelerinin de etkisini blm hocalarnn dncelerinde grmek mmkndr. Tiryakian, a.g.m., s. 234. az kontrol olmas ya da hi olmamas ve iverenlerin karlarnn iilerin emekleriyle ortaya pek kardklar rnlere el koyarak arttrabilmeleri yznden, bir smr ilikisidir. Marxn, kuramnn yaad dnemde tepki alan ksm, bu smr ilikisine dayal snf atmasnn zamanla daha da artaca ve iddetlenecei ve bu atmalarn sonucunda da, yabanclamay sona erdirecek proleterya hakiminiyetinin gerekleeceidir. Max Weber (1864-1920) Weberin yazlarnn byk ksm ekonomi, hukuk, felsefe, karlatrmal tarih ve sosyoloji konularn iermektedir. almalarnn byk blm de, mdern kapitalizmin gelimesiyle ve modern toplumun daha nceki toplumsal rgtlenme biimlerinden hangi bakmlardan farkl olduu ile ilgilidir. Bir dizi ampirik almayla Weber, modern sanayi toplumlarnn temel niteliklerinden bir blmn ortaya koymu ve bugnn sosyologlar iin de merkezi olmay srdren temel sosyolojik tartmalar belirleme baarsn gstermitir. Dneminin dier dnrleri gibi Weber de toplumsal deimenin doasn ve nedenlerini anlamaya almtr. Marxtan etkilenmiti, ancak ayn zamanda Marxn kimi nemli grlerine de gl biimde kar kmaktayd. Tarihin materyalist yorumunu reddetmi ve snf savan, Marxn nemsedii denli nemsememiti. Webere gre ekonomik etkenler nemliydi ancak dnce ve inanlar da toplumsal deime zerinde ayn dzeyde/derecede belirleyici etkide bulunabilmekteydi. Onun Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu kitabndaki amac da, dnce ve inanlarn kapitalizmin geliimi zerindeki etkisini gstermekti. Weberin bir dier farkll, ilk dnem sosyologlarnn yap/snf gibi bireye dsal unsurlarn belirleyiciliine ilikin yaklamlarnn aksine, -Alman tarihi okulunun izlerini yanstan bir ekilde- bireylerin toplumsal eylemleri zerine younlalmas gereinin altn izmesidir. Toplumsal deimenin ardndaki itici g olarak, insan gdlerinin ve dncelerinin nemli bir paya sahip olduunu gstermek istemitir. Webere gre bireyler, zgrce eyleme ve gelecei biimlendirme gcne sahipti. Durkheim ve Marxn inandklar gibi ya- plarn bireylere dsal ya da onlardan bamsz olduklarna inanmyordu. Bunun yerine, toplumdaki yaplar eylemlerin karmak bir etkileimi tarafndan oluturulmaktayd ve Webere gre, sosyolojinin grevi de bu eylemlerin gerisindeki anlamlar yorumlayarak ortaya karmakt. Weberin en etkin baz yazlar, onun Bat toplumunun dier nemli uygarlklarla mukayese edildiindeki kendine zgln zmlerken, toplumsal eyleme olan ilgisini yanstmaktadr. Batnn biricikliini gsterebilmek amacyla in, Hindistan ve Yakndou dinlerini incelemek suretiyle din sosyolojisi almalarna nemli katklarda bulunmutur. in ve Hindistandaki nde gelen din sistemleri ile Batdaki Hristiyan inanlarnn belirli ynlerinin mukayesesini yapmak suretiyle kapitalizmin neden Batda ortaya ktn ispatlamaya almtr. Bylelikle, bir yandan 19. Yzyldaki gelimi sanayi Avrupasnn stnln dnyann dier medeniyet, kltr ve inan sistemlerine kar bilimsel olarak ispatlama ve dier yandan da, Marxn insanlk tarihini ve zelde de kapitalist toplumun nasl ortaya ktna ve nereye doru evrileceine ilikin belli

lde deterministik bir zellik de gsteren ekonomik aklamalarn, kltrel dnceler ve deerlerin hem toplumun, hem de bireylerin eylemlerinin zerindeki belirleyici etkisini gstermek suretiyle rtme iddiasnda olmutur. Weberin sosyolojik yaklamnn ve sosyolojik ynteminin nemli bir paras, onun ideal tip dncesidir. Toplumsal olgularn aratrlmasnda bir yntem olarak Weber, gerek dnyada birebir var olmayan ve toplumsal gerekliin belli zelliklerini bnyesinde barndran belli lde sanal nitelikli ideal tiplerin yaratlmas suretiyle ele alnmas gerektiini nerir. Ona gre, toplumsal olgularn belirli boyutlarn ieren bu ideal tipler, gerek dnyann deerlendirilmesinde kendisiyle kyaslanabilecek bir lt olma zelliine sahiptirler ve bu anlamda da toplumsal gerekliin ortaya karlmasnda son derece yararl aralardr. Bu anlamda ideal tipler sabit referans noktalar olarak hizmet grrler. Webere gre modern toplumun ortaya k, toplumsal eylem kalplarndaki nemli deiikliklerle elele gitmekteydi. Weber, insanlarn hurafe, din, tre ve uzun sredir var olan alkanlklara dayanan geleneksel inanlardan uzaklatklarna; bunun yerine, bireylerin etkinlik ve gelecekteki sonular dikkate alan aklc, ara hesaplamalar iine girdiklerini iddia etmekteydi. Sanaya toplumunda, duygulara ve ileri yalnzca ku aklar boyunca yaplyor olmalarna bakarak yapmaya devam etmeye pek az yer vard. Bilimin, modern teknolojinin ve brokrasinin geliimi Weber tarafndan, btnlkl bir ekilde, toplumsal ve ekonomik yaamn etkinlik ilkelerine gre ve teknik bilgiye dayanarak dzenlenmesi anlamnda ussallama/rasyonalizasyon olarak adlandrlmaktayd (kr. Durkheimin mekanik dayanma ve organik dayanma veya F. Tnniesin cemaat ve cemiyet ayrmlar). Webere gre Sanayi devrimi ile kapitalizmin gelimesi, rasyonalizasyon ynndeki genel eiliminin kantlaryd. Kapitalizme egemen olan ey, Webere gre, snf savam deil bilim ve brokrasinin gelimesiydi. Batnn dier kltrler karsndaki ayrt edici zelliinin bilimsellii olduunu ifade eder. Ancak ilerlemeye ilikin bu olumlu yaklamlarna karn, Weber, dnemin bir ok dnrnde grebileceimiz modernlemeye ynelik ikircikli ir yaklama sahipti, baka bir deyile, ilerlemenin, baarnn getirdii olumsuzluklarn da farkndayd. Sz konusu brokratikleme ve rasyonalizasyon ayn zamanda dnyann bysnn bozulmasn ve demir bir kafesi beraberinde de getiriyordu. Bu ynyle de, modern sanayi toplumun rasyonalizasyonu ve brokratiklemesinin, insan ruhunu yok edecek bir sistem haline gelmesi anlamnda ada topluma ilikin pheleri de mevcuttu. Okuma nerileri Sosyolojiyi somut toplumsal koullar iine yerletirerek kavramaya alan bir abann rn olarak Tom Bottomore ve Robert Nisbete ait Sosyolojik zmlemenin Tarihi (knyesi dipnotlarda verilmiti) balkl alma sosyoloji tarihi ve sosyolojinin kurucu isimlerinin dnceleri iin son derece nemli ve faydal bir kaynaktr. Burada ksaca bahsedilmi ilk dnem sosyologlarnn her biri iin Trkede yaynlanm telif ve tercme pek ok makale ve kitap mevcuttur. (Burada yalnzca genel olarak bavurulabilecek genel sosyoloji tarihlerinden sz etmekle yetinilmektedir.) Bu erevede ayrca bkz. Baykan Sezer, Sosyolojinin Ana Balklar, stanbul: Kitabevi Yay.; Alan Swingewood, Sosyolojik Dncenin Ksa Tarihi, ev. Osman Aknhay, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1998; Raymond Aron, Sosyolojik Dncenin Evreleri, ev. Korkmaz Alemdar, 8. Bask, stanbul: Krmz Yay., 2010; Hans Freyer, Sosyoloji Kuramlar Tarihi, ev. Tahir aatay, M. Rami Ayas (haz.), Ankara: Dou-Bat Yay., 2012. Elbette burada deerlendirilen isimlerin her birisinin en azndan- belli eserlerinin okunmas faydal olacaktr. Bu meyanda Comteun Pozitivizm lmihali (ev. Peyami Erman, stanbul: Milli Eitim Bakanl Yay., 1952); Durkheimin Sosyolojik Yntemin Kurallar (ev. Cemal Bali Akal, Ankara: Dost Kitabevi Yay., 2012), ntihar: Toplumbilimsel nceleme (ev. zer Ozankaya, Ankara: (UNESCO Trkiye Milli Komisyonu) TTK Basmevi, 1986), Dinsel Yaamn lk Biimleri (ev. zer Ozankaya, stanbul: Cem Yay., 2010), Toplumsal blm (ev. zer Ozankaya, stanbul: Cem Yay., 2006); Karl Marxn Ekonomi Politiin Eletirisine Katk (ev. Sevim Belli, Ankara: Sol Yay., 1993), Louis Bonaparten 18 Brumairei (ev. Sevim Belli, Ankara: Sol Yay., 1990), Hegelin Hukuk Felsefesinin Eletirisi (ev. Kenan Somer, Ankara: Sol Yay., 1997), Komnist Partisi Manifestosu (stanbul: Dnm Yay., 1994) ve Alman deolojisi (Feuerbach) (ev. Ahmet Kardam ve Sevim Belli, Ankara: Sol Yay., 1992); Max Weberin Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu (ev. Milay Kktrk, Ankara: BilgeSu Yay., 2011), Sosyal Bilimlerin Metodolojisi (ev. Vefa Saygn tle, stanbul: Kre Yay., 2012), Sosyoloji Yazlar (H. H. Gerth ve C. Wright Mills [ngilizce basksn haz.], ev. Taha Parla, 2. Bask, stanbul: Hrriyet Vakf Yay., 1987) bu erevede sosyoloji rencisinin zaman ierisinde muhakkak okumas gereken metinlerdir. Sorular 1. Hal Kanunu, aadaki sosyologlardan hangisine aittir? a) F. Tnnies b) E. Durkheim c) Georges Gurvitch d) A. Comte 2. Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu adl eser, aadaki isimlerden hangisine aittir? a) Alfred Weber b) Karl Marx c) Max Weber d) Martin Luther 3. Dayanma trlerini organik dayanma ve mekanik dayanma olmak zere iki ksma ayran sosyolog aa dakilerden hangisidir? a) E. Durkheim b) C. H. Cooley c) F. Le Play d) A. Comte 4. Auguste Comte, sosyolojinin pozitif bir bilim olma niteliini vurgulamtr. ( ) Doru ( ) Yanl Cevaplar: 1. (d) Auguste Comte 2. (c) Max Weber 3. (a) Emile Durkheim 4. Doru 4.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Trkiyede Sosyolojinin Geliimi ZET Sosyoloji, 4. Avrupada ortaya kt ve kurumlamaya balad ilk andan itibaren Jn Trk aydnlarnn ilgisini ekti. Sosyolojinin Osmanl aydnlarnn ilgisini ekmesinde, sosyolojinin modern sanayi toplumunun bilimi olarak tanmlanmasnn ve

tannmasnn nemli bir pay olsa gerektir. Bu anlamda Avrupada sosyoloji nasl modernleme srecinin bir sonucu ve bu sreci baaryla tamamlama greviyle stlenmi bir disiplin olarak ortaya km ise, Osmanl ve sonrasnda da Trkiyede sosyoloji, batllama abalarmzn bir rn olarak ilgi grd ve bu amaca ulamann en kestirme yolunu gstermesi gereken bir disiplin olarak tanmland. Osmanl Devletinin kalknma ve yeni koullarda varln nasl devam ettirecei konularnda youn bir ura veren Osmanl aydnlarmz arasnda ilgi grmesi de bu zelliiyle ilgilidir. Bu erevede Osmanl Devletinin bekas sorunuyla ilgilenen Osmanl aydnlarnn hemen her birisinin bir Batl sosyoloa balanmalar, onun dncelerinin temsilcisi olarak tannm olmas manidardr. Ahmet uaypin Herbert Spencerin dncelerini tantmas, Ahmet Rzann Auguste Comteun dncelerine balanmas ve takipilerinin kurmu olduklar dernee ye olmas, Sabahattin Beyin Frederic LePlayin ve takipilerinin kavram emasyla i grmeye almas ve Ziya Gkalpin Emile Durkheimin sosyolojik zmlemelerinden hareketle ve hatta onlar telif- tercme etmek suretiyle gelecein Osmanl Devletine bir kimlik ve zm nerme abalar bu meyanda hatrlanabilir. Aada, sosyolojinin Trkiyeye hangi gerekelerle girdii, belli deimelere uram olmakla birlikte gnmzde de etkisini srdren bu ilk dneminde kazand belli zelliklerinin neler olduu ve Trkiyede sosyoloji alannda ne trden almalar yapld gibi hususlar ksaca deerlendirilmeye allmaktadr. yzyl, dnyann bildiimiz dnya haline geldii, siyasal, toplumsal yaplar XIX. asndan olduu kadar akademik disiplinler asndan da bir kurumlama yzyl olarak grmek sanrz yanl olmaz. Pek ok disiplin gibi sosyoloji de, bu yzylda akademik meruiyetini elde etti ve kurumlat. Avrupa d toplumlar, Avrupadaki ekonomik ve bilimsel ilerlemenin boyutlaryla ilk kez bu denli sert bir ekilde yzlemek durumunda kald. Hilmi Ziya lkenin ifade ettii gibi, yaadklar onca farkl tecrbeden ve aldklar pek ok tedbirin ada gelimelere cevap veremedii ortaya ktktan sonra, Avrupa d toplumlar iin tek bir seenek kald: Batllamak. Baka bir deyile, Batnn gelime model ve gzerghlarn takip etmek. Bu fikir, Osmanl Devleti yneticileri iin de zaman iinde kesin bir kanaat halini ald. Osmanl Devleti, daha XVII. yzyldan itibaren belli alanlarda yenilikler yapmaktayd. Fakat yaplan bu yenilikler/ reformlar, yalnzca ordu kurumunun belli alanlaryla snrlyd. Bu yenilikler, ne baka reformlarla destekleniyordu, ne de henz btn elitler tarafndan benimsenen bir devlet siyasetine dnebilmiti. O nedenle reformlarn mrleri de, etkileri de snrl kalmtr. Topuluk ocann, hendesehanenin, Osmanlca eser basan matbaann vb. birok giriimin baarszlkla sonulanmasnn ardnda yatan reformlarn btncl olmayan bu karakteriydi. XIX. yzyln ikinci eyreinden itibaren ise, Avrupa siyasetinde gerekleen dnmlerle de ilikili olarak (Matternich ve Viyana Kongresi sonras dzen) Osmanl Devletinin reform hareketlerinde anlaml bir farkllama ortaya kmtr. Bir nceki dnemden en nemli farkllk, reformlarn artk gruplar st nitelik kazanarak bir devlet siyaseti halini almasdr. Padiahn ya da sadrazamn vs. deimesi, boyutlarnda ve hznda baz farkllamalar getirse de reformlarn ana dorultusunda kkl bir deiiklie sebebiyet vermiyordu. Tersine batllama siyaseti zamanla daha fazla kurumsal bir nitelik kazanyordu. Artk her bir reform hareketi, baka alanlarda da reformlar yaplmasn zorunlu klyordu. Bu dnemde reformlar entegre biimde yrtlyordu; baka bir deyile, artk reformlar btncl bir bak asyla gerekletiriliyordu. II. Mahmutun saltanatnn zellikle 1826 sonrasna denk gelen bu srete hukuk alanndan balayarak, eitim, ynetim, brokrasi ve hatta iletiim aralar vb. alanlarda, etkileri ve sonular ancak yzyln ikinci yarsnda ortaya kan, kapsaml reformlar silsilesi gerekletirildi. Reformlar, yeni bilgi ve dncelerle yetimi yeni bir brokrat-aydn snf yaratt.1 Yava yava eski bilginin ve eski ynetici kadrolarn yerini alan bu yeni bilgi ve yeni brokrat-aydnlar, yeni iletiim aralarnn hkimiyetini de kalclatrdlar. Yeni edeb trler gelitirdiler. Mevcut trleri dntrmeye baladlar. Yeni bir dil ina ettiler. Burada ayrntlarna giremeyeceimiz denli zengin bir arka plana sahip olan bu batllama srecinde alan okullardan yetien yeni aydn kua iin pozitivizm ile e anlaml kullandklar bilim her eyin belirleyicisi olmaya balad. Terakki szcnn azlardan dmedii, Terakkiyt- Cedide szcnn efsunlu bir etkiye sahip olduu bu dnemin aydnlar nezdinde Osmanlnn gerileyiinin, Batnn stnlnn temelinde ulm ve fnun bulunmaktayd. Hem iktidar, hem de muhalefet pozitif felsefeye gre rgtlenmi bir toplum ve devlet tesis etmek arzusu tayorlard.2 Sarayn nclnde balayan Batllama politikalarnn pek ok paradoksal sonucu oldu. Bunlardan birisi de, devletin Tanzimatla hzlanan merkeziyeti politikalarn ve merkeziyeti siyasetini tesis etmek amacyla balatlan reform hareketleri, ynetici sekinler arasnda fikir ayrmalar ve atmalarna yol at. Bu eilim 1 Bu yeni entelektel snfn dnsel beslenme kaynaklarna, okuduklar Batl filozof ve bilim adamlarna, ellerinden drmedikleri kitaplara vb. ilikin Niyazi Berkesin, Murteza Korlaelinin, erif Mardinin eserlerinde pek ok anlat vardr. M. kr Haniolu da, bu yeni brokrat-aydnlarn beslenme kaynaklarna ilikin ilgiye deer bir bilgi veriyor: Bir dergi okuyucularndan, kendi ktphanesini oluturmak iin kitap ba talebinde bulunduunda ve st dzey yneticilerinden toplam yz yirmi alt cilt tutan kitaplarn baladklarnda; Bacon, Shakespeare, Montesquieu, Helvetius klliyatlarndan Adam Smith, La Fontaine gibi yazarlarn eserlerine kadar pek ok yabanc kitab ieren bu koleksiyonda bn-i Haldunun Mukaddimesi ile bir cilt Kavaid-i Osmaniye dnda tek bir yerli veya Dou klsiine rastlanmad grlmtr. Bir sre sonra ise

Osmanl aydnlarnn ktphaneleri Schopenhauer, Isnard, Bchner eviri veya orijinallerinin doldurduu meknlar haline gelmeye balayacaktr. () Hemen arkasndan John Draper evirileri piyasaya kt. Draperin ana fikri toplumda atan temel unsurlarn din ile bilim olduu ve bunun ayn zamanda tarih bir karakter tad idi. Bkz. M. kr Haniolu, Bir Siyasal rgt Olarak ttihat ve Terakki Cemiyeti ve Jn Trklk, Cilt I: 1889-1902, stanbul: letiim Yay., 1985 [?], s. 33. 2 Konunun din ve bilim tartmas erevesinde nemli bir kritii iin bkz. Cemil Aydn, Trk Bilim Tarihi Yazmnda Zihniyet, Din ve Bilim likisi: Osmanl rnei, Trkiye Aratrmalar Literatr Dergisi, 2004, c. II, sy. 4, s. 29-44. XIX. yzyln ikinci yars itibariyle, Osmanl toplumunun unsurlar arasnda ortaya kan youn siyasal ve ler toplumsal mcadeleleri dourdu. Reformu balatan sekinler, reformlardan murad edilen sonular almak iin reformlarn denetimini elden brakmamay tercih ettiler. Bunun iin de, temel tercihleri reformlar dorultusunda olsa dahi, kendilerinden baka glerin bu konularda mdahil olmalarn snrlandrmaya altlar. Ancak artk reformlar yeni kuaklar halinde meyvelerini vermeye balamt ve geri dn olamayan bir yola girilmiti. Bu da yeni entelektel snflar ortaya kard. nce Yeni Osmanllar3 ve sonrasnda da Jn Trkler olarak bilinen aydn hareketleri, devletin kurtuluuna ve reformlara ilikin grler ne srmeye ve aktan devlet politikalarn, zellikle de d politikay eletirmeye ve etkilemeye baladlar.4 Osmanlda sosyoloji de, ncelikle Jn Trkler olarak bilinen bu entelektel kesimler arasnda tannmaya ve tantlmaya balad. Osmanl aydnlarnn gndemine ilk kez girdii bu dnemde sosyolojinin, Osmanl Devletinin sorunlarndan, zm araylarndan ve dnsel geleneklerinden etkilenmemesi dnlemezdi. Nitekim de yle oldu. Osmanl aydnlarnn bu dnemdeki devletin bekasna ilikin problematikleri, araylar, siyaset yapma tarzlar sosyolojinin de belli zellikler kazanmasn belirledi. Sosyoloji XIX. yzylda Avrupada ve zellikle de Fransada, olumakta olan sanayi toplumunun sorunlarn zmek amacyla ortaya kmt. Tom Bottomore, bu dnemde icra edilen sosyolojinin ansiklopedik, evrimci ve pozitif bilim olma iddiasndan sz ettikten sonra, genel kapsaml bir bilim olma iddiasna ramen, toplumbilim zellikle onsekizinci yzyldaki siyasal ve ekonomik devrimlerin yaratt toplumsal sorunlarla ilgilenmi; her eyin stnde de, yeni sanayi toplumunun bilimi olmutur der.5 Bu anlamda sosyolojinin, XVIII ve XIX. Yzylda yaanan iki sanayi devriminin yaratt toplumsal ve siyasal koullarn aklanmas iin ortaya kan bir bilim olduunu rahatlkla syleyebiliriz. Burada Saint Simon ve Comte ilgin figrler olarak ortaya karlar. Bu anlamyla Batda da ilk zamanlar reformcu ve dzenleyici bir bilgi alan olarak dnlyordu. Sosyolojinin zellikle de ilk dnemi itibariyle- Trkiyedeki durumu da bundan farkl deildir. Trkiyede de sosyoloji Batllama politikalarnn bir rn olarak ortaya kmtr. Ayn zamanda sosyoloji, Osmanl literatisi iin, nasl batllalacann, iktisadi kalknmann nasl salanacann ve modern topluma nasl geileceinin yollarn reten, bir baka deyile, devlete ve toplumsal glere kurtulu reeteleri sunacak bir bilim olarak grlmtr. Jn Trkler, byle bir dnsel ortam ve arayn iine dodular. Bu aray ve tartmalar, zamanla toplumsal gleri ilerleme taraftarlar ve kartlar eklinde ikiye bld. Jn Trkler Avrupann stnlnn temel sebebi olarak grdkleri bilime ve pozitif felsefeye duyduklar inanla kendilerini inklplar hzlandracak bir zmre olarak gryorlard. Bu ar zgven, kendilerini bir toplum mhendisi ve hatta itima tabip6 gibi grmeye doru itti. kr Haniolu, Bilimile bir milletin kurtuluunun nasl mmkn olabilecei gibi bir sorunsaln, Jn Trkler tarafndan iki ekilde ilendiini belirtir: () birincisi, kukusuz kendilerine ok uygun den bir fikir sistemi ile toplumun aklanmaya allmasdr. Bu da kendilerine istekleri dorultusunda bir ereve izen Sosyal Darwinismden baka bir dnce deildir.7 Haniolu, Jn Trklerin terakki fikirlerinden, bireyin toplum ierisindeki roln nemsemeyen pozitivizm gibi kurumlara verdikleri nemden fakat bir yandan da bireyin toplumdaki gelimeye daha ok mdahale etmesi gerektii yolundaki fikirlere gsterdikleri artan ilgiden bahsettikten sonra yle der: Bilim ile milletin kurtuluunun ilenmesi srasnda Jn Trklerin zerinde durduklar ikinci nokta, her alana nfuz etme yeteneinin olduu varsaylan bilimin, ynetim konusunda da devreye girmesi gerektii yolunda idi.8 lk sorunsal iin Sosyal Darwinizmin onlarn isteklerine elverili 3 Konu iin bkz. erif Mardin, Yeni Osmanl Dncesinin Douu, ev. M. Trkne vd., stanbul: letiim Yaynlar, 1996. 4 Pek ok nemli tarih almasnda bu konuyla ilgili farkl tezler ileri srlmtr. mparatorluun zlme srecini ykselen burjuva snflarn konumlaryla birlikte ele alan bir almada dikkat deer tartmalar mevcuttur. Bkz. Fatma Mge Gek, Burjuvazinin Ykselii mparatorluun k: Osmanl Batllamas ve Toplumsal Deime, ev. . Yldz, Ankara: Ayra Yaynlar, 1999. 5 Tom B. Bottomore, Toplumbilim: Sorunlarna ve Yaznna likin Bir Klavuz, ev. nsal Oskay, 2. bs., stanbul: Beta Basm Yayn Datm A.., 1984, s. 7 (vurgular yazara aittir). 6 tima tabip yaklam ve Jn Trk aydnlarnn toplumla fakat zellikle ve ncelikle de devletle ilikilerini bir tr doktor-hasta ilikisi balamnda deerlendirmelerine ilikin deerlendirmeler iin ayrca bkz. erif Mardin, Jn Trklerin Siyasi Fikirleri (1895-1908), stanbul: letiim Yay., 1983. 7 M. kr Haniolu, Bir Siyasal rgt Olarak ttihat ve Terakki Cemiyeti ve Jn Trklk, s. 51. 8 M. kr Haniolu, Bir Siyasal rgt Olarak ttihat ve Terakki Cemiyeti ve Jn Trklk, s. 51-55. ereve izdiini belirtir.9 Bu tespitler, ayn zamanda Jn Trklerin, bir ortaya kndan itibaren sosyolojiye neden ilgi duyduklarna da k tutuyor. Jn Trklk iinden kan iki temel siyasal

hareketin (Teebbs-i ahs ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti ve TC), ayn zamanda iki farkl sosyoloji geleneiyle de (Sabahattin Bey [ilm-i itima] ve Ziya Gkalp [itimaiyat]) dorudan alakal olmalar bu durumun bir ifadesi olarak deerlendirilebilir. Bu nokta, ayn zamanda, Trkiyede sosyolojinin, zellikle de ilk dnemi itibariyle belirgin bir ekilde, siyaset kurumuyla makro-sosyolojik ilgiler etrafnda gerekletirdii youn ilikiye de iaret etmektedir.10 Tanzimat, Islahat ve Kanun- Esas gibi kritik eiklerden geen devlet soylular ve entelektellerin temel kayglar devleti kurtarmak, hem de acilen kurtarmakt. Bu kayg, onlarn eski ve yeni ile olan ilikilerini dzenleme biimini de etkiledi. XIX. yzyl sonu itibariyle, Osmanl brokrat-aydnlarnn dncelerinde karmza kan eklektisizmin, ikiliklerin, elikilerin ve yzeyselliklerin arkasnda ite bu temel kayg yatmaktayd.11 Mardin bu kuaklardan zellikle aciliyet duygusunun basks altnda olan Jn Trklerin tarihsiz ve felsefesiz bir dnme formunu kurumlatrdn iddia eder. Osmanl toplumunda sosyoloji almalaryla ilk iliki kuranlarn, sosyolojiyi ilk kez gndeme getirenlerin devleti acilen kurtarma kaygsyla hareket eden Jn Trkler arasndan kmas, ayn zamanda, sosyolojinin ncelikli ilgilerinin bir devlet reformu fikrine sk bir biimde balanmasna yol at. Sosyolojinin Osmanldaki bu ilk yllarnda sosyologlarn toplumsal dnyayla ilikisi, teorik ve ampirik ilgileri de byk lde bu balam iinde ekillendi. Devletin kurtuluu iin retilmi reeteler balamnda toplumun da dntrlmesi hedefleniyordu. Bylece toplumsal mhendislik ve itimai tabip alkanlklar kurumsallatrlm ve sosyolojik bilgi arasallatrlmtr. Cumhuriyet dneminde de devam eden bu alkanlkla, devlet reformu ihtiyalarndan bamsz olarak toplumun nitelii, zellikleri, pratikleri, deneyimleri uzun bir dnem boyunca nemsenmemitir. Doktor-hasta ilikisi balamnda da sosyal bilim, gerek devlet ve gerekse de toplumsal gler ve yaplar onlar hasta brakan zelliklerinden kurtarlma abasyla icra edilmitir. Osmanl Devletinin kurtuluunu Batllama politikalarnda gren, pozitivist felsefe ve sosyoloji araclyla Bat toplumlarnn seviyesine ulalabileceini iddia eden Osmanl entelektelleri sanayi toplumlar iin nerilen ilerleme ve dzen reetelerini Osmanlcaya aktarma yoluna gittiler. Osmanl entelektelleri, zellikle de belli bir siyaset nerisinde bulunanlar, kendi dnsel geleneklerine uyumlu fakat daha ok da siyasal hedeflerini bilimin salad meruiyet erevesinde savunmalarna imkn tanyacak tarzda, Batl dnrlerin eser ve fikirlerini Osmanl dnyasna tanttlar. Onlarn kavram ve kuramlarn Osmanl lkesinin koullarn dikkate alacak ekilde serbest bir tercmesini yaptlar. Baka bir deyile, Batl sosyal bilimcilerin teorilerini Osmanl Devletinin koullarna uyarladlar. Bu da, ilk dnemlerde sosyolojinin bir dier niteliinin ekillenmesine yol amtr: Aktarmacln bilinli bir biimde icras. Gkalpin gerek Osmanlda ve gerekse de Trkiye Cumhuriyetindeki yaygn ve kalc etkisini de, onun siyasal iktidarda bulunan grubun ierisinde yer almasnda deil de, bu adaptasyon srecine yapt mdahalede aramak daha aklayc olacaktr.12 Sosyolojinin Osmanldaki akademi ncesi tarihi Ahmet uayp, Ahmet Rza, Suphi Ethem, Mustafa Suphi, Bedii Nuri, Sat el-Husri gibi isimlerin Ulum-u ktisadiye ve timaiye Mecmuas ve Servet-i Fnun gibi dergilerde kaleme aldklar makaleler, telif veya tercme kitaplar ile balar. Le Play ve takipilerinin dncelerini benimseyen Sabahattin Bey, Trkiyede sosyolojiyle ilgilenme biimini ve farkllamasn salamtr. Sosyo 9 Konunun ayrntl tartmas iin bkz. Attila Doan, Osmanl Aydnlar ve Sosyal Darwinizm, stanbul: Bilgi niversitesi Yaynlar, 2006. 10 Bilim ile siyaseti birbirinden ayrtrd ve siyasetten ziyade bilimsel almalara kendisini hasrettii vglerine mazhar klnan Sabahattin Beyin siyasetle uramad dnemlerde sosyolojiyle de uramam olmas, balanmay tercih ettii LePlayin sosyolojik d nce geleneinin ona ayn zamanda temel siyasal tercihlerini bilimsel bir zeminde savunabilme ve dolaysyla da meruiyetini salaya bilme imkn vermesi ve Trkiyede siyasal zmn bir anlamda tesis edildii Cumhuriyetin kuruluu sonrasnda ise sosyolojik herhan gi bir alma ierisinde olmay bu noktada aklayc bir rnek olarak nmzde durmaktadr. Ayn ekilde, Gkalpin Cumhuriyetin kuruluu sonrasnda mehur hars-medeniyet kuramn, tehzib eklinde adlandrd yeni bir kavramla yeni koullara uyarlama abas da manidardr. Gkalpin Durkheim sosyoloji geleneiyle kurduu ilikiyi siyasal dnceler balamnda deerlendiren deerli bir alma iin bkz. Taha Parla, Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiyede Korporatizm, Fsun stel ve Sabir Ycesoy (yay. haz.), 5. bs., stanbul: letiim Yay., 2006. 11 Bu acilciliin ve siyasetle ilikili olmann aydnlarmzn dnceleri zerindeki etkisine bir rnek olarak erif Mardinin Sabahattin Beyle ilgili yapt u tespit olduka aklaycdr: Ksaca Sabahattin Beyin trajedisi sosyoloji tekniklerini bir siyasi program olarak gs termek zorunda braklm olmasdr. Bkz. erif Mardin, Jn Trklerin Siyasi Fikirleri, s. 217. 12 Taha Parla, Gkalpin bu etkisini korporatizm balamnda yetkin bir ekilde deerlendirmektedir. Bkz. Taha Parla, Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiyede Koporatizm. lojinin Trkiyedeki akademik meruiyeti ve kurumlamas ise, 1910lardan itibaren sosyolojiyle ilgilenmeye balayan ve Durkheim sosyoloji anlayn kendisine rehber edinen Ziya Gkalpin 1914 ylnda sosyolojiyi Darlfnun ders programlarna dhil etmesiyle balar. Gkalpin Durkheim okumasnn sorunlar bu yaznn kapsam dndadr. Gkalpin etkisi, ksa zamanda yalnzca timaiyat Krssnde deil, Darlfnunun baka birok disiplininde de kendisini gstermitir. Yeni Trkiye iin formle ettii toplumsal rgtlenme, ncelik ve ihtiyalar erevesinde edebiyat tarihinden ilahiyata, iktisattan pedagojiye pek ok disiplinin ibirlii iinde gelimesini salamaya alr. Buradaki

temel etken Gkalpin ulus-devlet milliyetiliine olan koyu balldr. 1915te timaiyat Darl-Mesaisini kurar, 1917de timaiyat Mecmuasn karr. I. Dnya Savann bitiminde stanbulun igal edilmesi ve Gkalpin, dier pek ok ttihat gibi Maltaya srgne gnderilmesiyle birlikte Darulfnundaki sosyoloji eitimi de sekteye urar. Cumhuriyetin kurulmas sonrasnda ise gerek Mehmet zzetin gen yata vefat nedeniyle ksa sren faaliyetleri, gerekse Necmeddin Sadakn almalar sosyolojiyi Gkalp dnemindeki etkisine ve yaygnlna kavuturmak iin yeterli olmamtr. 1928de kurulan Trk Felsefe Cemiyeti bnyesinde de sosyoloji almalar yaplmtr (cemiyet, Felsefe ve timaiyat Mecmuas isimli bir de yayn organna sahipti). Ltfi Erii; 1933den itibaren Hukuk Fakltesi birinci snf mfredatna dhil edilen sosyoloji dersini veren 1933 niversite Reformu erevesinde Hukuk Fakltesi bnyesinde kurulan ve sonrasnda ktisat Fakltesinin de ekirdeini tekil eden ktisat ve timaiyat Enstits retim yelerinden- Alman akademisyen Gerhard Kesslerin ve yaynlad Muasr Avrupa timaiyat (1933) isimli almasnda Amerikan sosyolojisini benimsediini belirten Ankara Gazi Terbiye Enstits muallimlerinden M. Saffetin dncelerini Trkiyedeki Durkheimci sosyoloji geleneinin dnda yeni temayller olarak niteliyor.13 Bu srete stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi (EF) Sosyoloji Krss, Gkalp sonrasnda, Hilmi Ziya lkenin nclnde 1940larla birlikte ikinci kuruluunu yayordu. Hilmi Ziya lken derin entelektel kiilii ve zengin akademik ilgisiyle sosyoloji blmnn kurumsallatrlmasnda nc bir rol stlendi. lken sosyolojinin yannda mesleki olarak mantk, felsefe, ahlk, sanat gibi alanlarda da birok kymetli eser retti. Bat dnyasndaki dnsel gelimeleri ok yakndan takip ediyordu ve Trk akademi evrelerini yeni dnsel gelimeler konusunda hzl bir ekilde bilgilendiriyordu. Kurucusu ve yneticisi olduu stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Dergisinde bu trden pek ok aratrma metni, makale vs. yer almaktayd. lken aktif bir sosyolog olarak uluslararas sosyoloji topluluklaryla da etkin balar kurdu. Onun nclnde stanbul niversitesi ve Trkiye uluslararas sosyoloji kongrelerine ve farkl alanlardan birok toplantya ev sahiplii yapt. Onun bakanlk yapt yllarda stanbula birok nemli sosyolog gelerek dersler, konferanslar ve seminerler verdiler. Trkiyede sosyolojik dncenin farkllama ve eitlenme ihtimali douran bir dier kritik dnem, Ankara niversitesi Dil-Tarih Corafya Fakltesinde bakanln Fransz akademisyen Olivier Lacombeun yapt Felsefe Enstits bnyesinde, 1939da Do. Behice Borann bakanlnda kurulan ve Niyazi Berkes, Pertev Naili Boratav ve Mediha Berkes gibi farkl disiplinlerden akademisyenlerin grev aldklar sosyoloji krss ile yaanr.14 Bu krsyle birlikte, Trkiyede daha nceki tarihlerde clz da olsa varlyla karlatmzsosyolojik aratrmalarn ampirik olarak delillendirilmesi temel bir yaklam olarak kurumsallama eilimine girdi. II. Dnya Sava sonrasnda dnyada meydana gelen siyasal gelimeler (San Francisco dzeni ve Souk Sava), bu gelimelere ayak uydurmak isteyen Trkiye Cumhuriyetinin dnmleri ve zellikle de dnemin iktidar partisi CHP ierisindeki krlmalar neticesinde, Boran bata olmak zere krsnn kurucu akademik kadrosunun 1948 Tasfiye hareketiyle birlikte dramatik ve utan verici bir ekilde niversiteden kopartlmalar Trkiye sosyal bilimleri asndan nemli sonular dourmutur.15 13 Ltfi Erii, Trkiyede Sosyolojinin Tarihesi ve Bibliyografyas [1], Sosyoloji Dergisi: Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Semineri Tetkik ve Aratrmalar, 1941-1942, c. I, sy. 1, s. 164-165. Trkiyede sosyoloji eitiminin, fakat zellikle de belli bir tarihe kadar Trkiyedeki sosyo loji eitimiyle zdelemi gibi duran stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi sosyoloji krssnn hocalarnn, mfredatnn ve al malarnn tarihi iin ayrca bkz. Mehmet Yalva, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesinde Sosyoloji Eitiminin Tarihesi (1912-1982) I-II, Kubbealt Akademi Mecmuas, I: Ocak 1985, Yl: 14, sy. 1, s. 59-72; II: Nisan 1985, Yl: 14, sy. 2, s. 59-72; smail Cokun, Sosyoloji Blmnn Tarihine Dair, 75. Ylnda Trkiyede Sosyoloji, smail Cokun (yay. haz.), stanbul: Balam Yay., 1991, s. 13 23. 14 Niyazi Berkes, Unutulan Yllar, 3. bs., stanbul: letiim Yaynlar, 2005. 15 1948 tasfiyesi iin zellikle bkz. Mete etik (haz.), niversitede Cad Kazan: 1948 DTCF Tasfiyesi ve Pertev Naili Boratavn Mdafas, stanbul: Tarih Vakf Yay., 1998. Niyazi Berkes zelinde kaleme alanm bir inceleme Yaadklar ypratc tasfiye srecine ramen Muzaffer erif ABDde, Berkes Kanadada ve Pertev Naili Fransada yapm olduklar almalar ile gerek Trkiye ve gerekse de uluslararas sosyal bilim alannda etkinliklerini artrarak srdrdler. 1960 sonrasnda hem akademik kurum ve akademisyen saylarndaki art hem de Trkiyenin sanayileme ve planl ekonomi dnemine geii ile birlikte deiik alanlarda sosyolojik zmlemelere sosyal siyaset balamnda olan ihtiya artmaya balad. Bu tarihten itibaren sosyal yap tartmalarnn hzl biimde artt grlmektedir. Ayn srete tarihle yeniden yzleme olarak da nitelendirilebilecek tarih tezleri tartmalar da alevlenmi ve bu tartmalar birbiriyle balantl zellikler gstermeye balamtr. Hilmi Ziya 27 Mays sonrasnda EF Sosyoloji Blmndeki grevinden alnmasyla, daha sonra geri dnne izin verilmesine karn, akademik faaliyetlerini daha nce yar-zamanl olarak ders verdii- Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi bnyesinde srdrmeyi tercih etti. Bu dnemden sonra EF Sosyoloji Blm, almalarn Nureddin azi Ksemihal bakanlnda srdrd. Ayn yllarda Ziyaeddin Fahri Fndkolu da almalarn ktisat Fakltesinde ve ktisat ve timaiyat Enstits bnyesinde yrtyordu. 1950lerin son yllarndan itibaren ABDli uzmanlarn nclnde ve byk lde de

onlarn finansmanyla kurulan Trkiye ve Orta Dou Amme daresi Enstits, Devlet Planlama Tekilat gibi aratrma kurulular ve brokratik kurumlar farkl bir sosyal bilim anlayn Trkiyede canlandrmaya baladlar. Mbeccel Kraya DPT tarafndan yaptrlan Ereli aratrmas nemli bir dnm noktasdr.16 Bu almalar Birlemi Milletler bnyesinde grevli olarak bir neri rapor yazan Charles Abramsn teklifiyle 1956da kurulan Orta Dou Teknik niversitesi ile farkl bir sosyal bilim anlaynn kurumlamaya balad grlr. Bu yllarda, zellikle ADTCF sosyoloji krssnn ksa sren mr esnasnda rencilik yapm Muzaffer erif, Boran ve Berkesin rencisi olmu- Mbeccel Belik Kray ise yeni kurulan Orta Dou Teknik niversitesinin sosyal bilimler programn kurmaya balamt.17 Ankara niversitesine bal baz salk kurumlarnn ekirdeini oluturduu ve 1967de kurulan Hacettepe niversitesinde ise sosyoloji eitimi niversitenin kuruluu ncesi 1964de balam ve 1980 sonrasnda eser veren birok sosyolog bu okuldan mezun olmutur. Bu okula daha sonra Boazii, Ege ve Mimar Sinan gibi niversiteler katlm ve sosyoloji eitiminin eitlenmesi artarak srmtr. 1980 sonras YK kanunu ile birlikte bamsz sosyoloji blmleri kurulmaya balanm ve yeni kurulan niversitelerle birlikte 30u akn sosyoloji blm ortaya kmtr. Bugn bu blmlerde, birok okulda kendi alma alanlarnda mnhasran nitelikli almalar yapan ok sayda sosyolog akademik faaliyette bulunmaktadr. Fakat yine de, btn bu almalarn henz ampirik ve kuramsal olarak tatmin edici bir aamaya ulatn sylemek zordur. Batdndaki birok lkeye kyasla sosyolojik bilginin kurumsallamasnda Trkiyenin nemli bir aama kaydettii sylenebilir. Ama zellikle 1990 sonras post-modern epistemolojilerle pozitivist ve tarihselci yaklamlar arasnda yaanan, baz alardan verimli olmakla birlikte geneli itibariyle verimsiz olan tartmann Trkiyenin sosyal bilimler alannda yaratt etkilerin incelenmesi gerekmektedir. Bu sahte tartmalar yoluyla kurum olarak bilime dnk sorgulayc bir sylem g kazanmtr. Olumlu olan Trkiyenin pozitivist gemiinin bu vesile ile tartmaya alm olmasdr. Pek ok eletirmen bilim kurumunu pozitivist dnce ile eitlemi, fakat asl dikkat edilmesi gereken son dnemlerde bilimin epistemolojik ve tarihsel aratrmalarda kat ettii etkileyici geliime ise ayn oranda dikkat gstermemilerdir. Bu nedenle 1980li ve 1990l yllar boyunca eletirel bir sylem inasndan teye gitmeyen ve yaayan toplum hakknda delillendirilmi ve gerekelendirilmi hibir ey sylemeyen bir yaklam da gittike arlk kazanmaya balamtr. zellikle baz dergiler etrafnda gelien bu tutum, pozitivist olmayan bir ampirik ve etnografik almay dahi yaynlamaya deer grmemektedir. Bugn Trkiyede grgl, kuramsal ve tarihsel aratrmalar, byk lde yapsalilevselci, post-yapsalc, olmasna ramen, sz konusu tasfiyeye ilikin de doyurucu deerlendirmelerde bulunan bir yaz iin bkz. Fahrettin Altun, Niyazi Berkes ve Eserleri Hakknda, Trkiye Aratrmalar ve Literatr Dergisi, (Trk Siyaset Tarihi: Tanzimattan Gnmze), Bahar 2004, c. II, sy. 1, s. 439-474. 16 Mbeccel Belik Kray, Ereli; Ar Sanayiden nce Bir Sahil Kasabas, Ankara: DPT Yaynlar, 1964. 17 Mbeccel Belik Kray, Hayatmda Hi Arkaya Bakmadm: Mbeccel Belik Krayla Sylei, stanbul: Balam Yaynlar, 2001. Marxist, tarihselci yaklamlar etrafnda kmelenmitir. Byk lde II. Dnya Sava sonrasnda oluan yaklamlar etrafnda gelien bu i blm Trkiyenin sosyolojik dinamiklerini ileri dzeyde aklayacak yetkinlikten ve birikimden mahrumdur. Bunun temel nedeni olarak birok tez ileri srlebilir. Fakat zellikle yaayan, deien, dnen kanl-canl toplumun nasl ilediini, tarihsel srelerin iinden sregelen yaplar, iliki alarn, kltrel deiimlerin yrngelerini, demografik yapdaki farkllama ve deiimleri, devletin oluum sreci ve niteliini, kentsel bymenin formunu ve ieriini, krsal alanlarn hangi deiim srelerinden getiini, kamu salnn sosyolojik boyutlarn, karmak g hareketliliklerinin ne tr toplumsal deiimleri tetiklediini ve ne trden yaplamalar rettiini, i ve alma hayatnn yapsn ve daha bunun gibi birok konuyu aklayacak birikimin snrl dzeyde kalm olmas sosyologlarn Trkiyenin dnmleri hakknda ileri kavramlatrma ve temsil sistemleri oluturmalarn engellemektedir. Elbette ki hakk teslim edilmesi gereken birok sosyologun kendi aratrma alanlarnda ok deerli almalar mevcuttur. Fakat sosyal bilimlerin gnmzde ulat seviye ile kyaslandnda durumun pek i ac olduu sylenemez. Trkiyenin son iki yzyldr yaad muazzam sosyolojik dnmleri anlaml bir i blm iinde modelleyebilmi ve ampirik olarak (niteliksel ve niceliksel modeller araclyla) delillendirilmi bir ileri aratrma etkinliinden bahsetmek zordur. Bu konuyu biraz daha rneklendirmek mevcut durumdaki eksikliklerin giderilip yeni aratrma programlar ina etmek iin sosyologlarn nndeki frsatlara da iaret etmektedir. rnein, siyaset sosyolojisi aratrmalar, realist, eletirel ve dnmsel (reflexive) ampirik kanta ve kavramsal aratrmaya yeterince nem vermemitir. Siyaset sosyolojisi alanndaki almalar daha ok, 1980 sonras sivil toplumcu sylem balamnda ve ounlukla kamuoyu kavram etrafnda rgtlenen piyasa aratrmalar mant iinde konumlanmaktadr. 18 Kamuoyu aratrmalarnn sosyolojik metodoloji asndan yeterlilii ve geerlilii tartmal bir durum iken, birok sosyolog bu aratrmalara referansla tartmalar ina etmeye almaktadr. Krsal sosyoloji almalar, Trkiyede krsal farkllama ve dnm aklayabilmek iin, en fazla, baz kuramsal tartmalarla cevap verebilmektedir. Bu alanda yeterli etnografik ve ampirik birikimin olduunu sylemek zordur. Kuramsal birikimin mevcut farkllamalar ne dzeyde aklayabildii ise belirgin deildir. Kent sosyolojisinde bir kentin byme ve dnm eklinin tam bir eseri (monografik dzeyde bile)

yazlamamtr. Baz deerli monografiler ise ounlukla zellemi problematiklerle yazlmtr ve btncl bir sosyalekoloji tartmas ihtiva etmez. stanbul gibi ortalama bir bat metropol veya ortalama bir Bat-d metropol olarak snflandrlamayacak ve srekli allmas gereken, dnyann nemli metropollerinden olan bir ehrin nereden nereye geldii hakknda az sayda istisnai nitelikli alma olsa da- elimizdeki sosyolojik temsillerin says ok fazla deildir.19 Bu durum dier byk kentler iin de farkl deildir. Din sosyolojisi dinsel sosyal hareketleri, laiklik-seklerizm sorunlarnn dnyadaki dier rnekleriyle benzerliini ya da zgnln/ tekilliini ve Mslman toplumlardaki deiimleri kavramlatrabilecek bir yetkinlikten uzaktr. Salkl bir sosyal politikann olmazsa olmazlarndan olan kamu sal (hfz shha) sorunlarn ayrntlaryla ve derinlemesine ekilde ele alabilmi incelemelerin says fazla deildir.20 Demografi aratrmalar nfusun karmak hareket dinamiklerini, niteliini, deiimini, farkllamasn aklayacak bir birikimin henz balarndadr. -alma sosyolojisi hl emekleme aamasndadr. Bilim sosyolojisi alannda dank baz yazlar dnda sistematik bir tartma mevcut deildir. Ekonomi-politik alannda sosyologlar tarafndan yaplan ve kuramsal ve grgl temelleri salam kurulmu almalar ok azdr. Neredeyse her alanda yapsal farkllamalarn dinamik resimlerini verebilecek bir birikim yoktur denilebilir. ok karamsar bir tablo olarak grlecek olsa bile, yaplmas gerekenin sosyal bilimlere ileri dzeylere ulam bilimselliini Trkiye leinde de yeniden kazandracak zahmetli bir yola girilmesi gereine olan inancmzdr. Yaanan temsil krizinin zamann basks altnda alaca mukadderdir. Mesele bu srecin ne kadar uzayacadr. Bu konuda zellikle son yllarda farkl alanlarn ehresini ve yapsn dntren umut verici almalarn yapld grlmektedir. Trkiyede sosyal bilimcilerin iinde yaadmz, sessizce 18 nemli bir istisna iin bkz. erif Mardin, Religion, Society and Modernity in Turkey, Syracuse University Press, 2006. 19 Kent sosyolojisi alannda ilikisel perspektiften yeniletirici bir aratrma ina eden Murat Gvenin eserleri umut verici bir keifsel aratrma programdr. Elinizdeki sayda bu konuda bir yaz mevcuttur. ki nemli yaz iin bkz. Murat Gven, Be Bykehirde Stat-Gelir Temelinde Meknsal Farkllama: likisel zmlemeler, 75 Ylda Deien Kent ve Mimarlk, stanbul: Tarih Vakf Yurt Yaynlar, 1998; Murat Gven, stanbulda kinci Sanayi Devrimi: Yeni Bir Kentsel Aratrma Programna Doru, Asu Aksoy (der.), Silahtaraa Elektrik Santral: 1910-2004, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, 2007. 20 Bahattin Akit ve Belma Akit, Community Participation in Primary Health Care: An Anthropological Action Research in a Squatter- Housing District of Antalya, A UNICEF Turkey publication RS-6U, Ankara, Mart 1994. etrafmzda vuku bulan deiimleri anlamak ve aklamak konusunda gittike artmakta olan ilgilerinin zamanla daha verimli biimler kazanacan ve sosyoloji dncesinin daha ileri bir dzeye ulaacan, pek ok sosyologun emekleriyle ina ettii eserlerden grebiliyoruz. Umudumuz bu tr emek ve zahmet mahsul almalarn zamanla rnek tekil etmesi ve bu tr aratrmalarn saysnn artmasdr. Okuma nerileri Sosyolojinin Trkiyeye hangi koullarda girdii ve Trk sosyolojisindeki temel tartma konular hakknda son derece faydal, derinlikli ve nemli deerlendirmeler ieren Baykan Sezere ait Trk Sosyolojisinin Ana Sorunlar (stanbul: Kzlelma Yay., 2006) isimli almas Trk sosyoloji tarihi incelemeleri asndan temel nemde bir metindir. Ayrca Trkiye Aratrmalar Literatr Dergisinin Trk Sosyoloji Tarihi balkl zel says (2011, sy. 11); Emre Kongarn derlemi olduu iki ciltlik Trk Toplumbilimcileri (stanbul: Remzi Kitabevi, 1988) ve aatay zdemirin derlemi olduu Trkiyede Sosyoloji: simlerEserler (2 cilt, Ankara: Phoenix, 2008) isimli eserler Trk sosyologlarn eserlerine ve dncelerine ilikin zengin bilgiler ieren almalardr. Sosyolojinin Trkiyeye giriinde Osmanl Devletinin batllama siyasetinin etkisinden ve Osmanl aydnlarnn bu erevedeki siyasi almalarndan yukarda sz edilmiti. Meselenin bu ynyle ilgili olarak, ayn zamanda Trk sosyolojisinin tarihini kavramak isteyenler iin Hilmi Ziya lkenin Trkiyede ada Dnce Tarihi (stanbul: lken Yay., 1979) ve erif Mardinin Jn Trklerin Siyasi Fikirleri (1895-1908) (stanbul: letiim Yay., 2003) isimli almalar faydal olacaktr. Sorular 1. Friedrich LePlayin sosyolojik dnceleri, Osmanl lkesinin problemlerinin tanm ve zm iin ilk kez .............................................. tarafndan kullanlmtr. 2. lkemizde sosyolojiye ilgi duyan ilk isimlerden biri olan Ahmet Rza, hangi Batl sosyologun dncelerini Trkiyede tantmaya almtr? a) G. Simmel b) H. Spencer c) F. Le Play d) A. Comte 3. Ahmet uayipin, dncelerine ilgi duyduu ve Trkiyede tantt Batl sosyal bilimci aadakilerden hangisidir? a) E. Durkheim b) F. Tnnies c) H. Spencer d) H. Freyer 4. Sabahattin Bey, Teebbs-i ahsi ve Adem-i Merkeziyeti Cemiyetinin kurucusudur. ( ) Doru ( ) Yanl 5. Niyazi Berkes, Osmanlnn adalama/modernleme tarihini, .............................................. tarihi olarak anlamaktadr. 6. Mbeccel B. Kray, bir deime analizi olarak deerlendirdii Ereli almasnda .................................... ..... kavramyla toplumsal deimenin ok nemli bir ynn, toplumlarn bir gnden br gne ne tr deiimler geirdiini incelemitir. 7. Trklemek, Muasrlamak, slamlamak balkl eser, aadaki dnrlerimizden hangisine aittir? a) Hseyinzade Ali b) Yusuf Akura c) Ziya Gkalp d) Ahmet Agayef 8. Toplumsal Yap Aratrmalar balkl alma aadaki sosyologlarmzdan hangisine aittir? a) Behice Boran b) Mbeccel B. Kray c) Mehmet Ali evki d) Emre Kongar 9. M. Weberin sosyolojisi, Trkiyede Prens Sabahattin tarafndan tantlm ve temsil edilmitir. ( ) Doru ( ) Yanl Cevaplar 1.

Sabahattin Bey/Prens Sabahattin 2. (d) Auguste Comte 3. (c) Herbert Spencer 4. Doru 5. Laiklemenin/Seklerlemenin 6. Tampon kurum 7. (c) Ziya Gkalp 8. (b) Mbeccel B. Kray 9. Yanl 5.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Trkiyede Sosyolojinin ki Kurucu smi ZET Trkiyede sosyolojinin kuruluunda zellikle iki 5. isim nemlidir: Sabahattin Bey (Prens Sabahattin) ve Ziya Gkalp. Bu iki isim, Trk sosyoloji tarihinde belirleyici, tanmlayc ve tasnif edici etkide bulunmu iki geleneinin de kurucusudur. Gnmzde bu etkinin izlerini, farkllam da olsalar, bulmak mmkndr. Trk sosyolojisinin bu iki kurucu ismi, ayn zamanda siyasal dnce tarihimiz asndan da nemini srdren kutuplamalarn merkezinde olmulardr. Sabahattin Bey, bir Fransz dnr olan Frederic Le Playin ve takipilerinin dncelerinin etkisinde kalm ve onlarn gelitirdikleri sosyolojik kavram ve yntemi Osmanl toplumunun sorunlarna uyarlamaya, zm yollar gstermeye almtr. Ziya Gkalp de, yine bir Fransz dnr olan Emile Durkheimin sosyolojik yaklamlarn Osmanl toplumunun sorunlarna uyarlamaya almtr. Her iki dnrmz de, kaynaklar Fransz olmasna ramen, belki de kaynak dnrlerinin Fransz toplumu iin farkl zm nerilerinde bulunmalarndan kaynaklanan bir ekilde Osmanl Devletinin sorunlarna farkl yaklam ve farkl zm nerilerinde bulunmulardr. Sosyolojik nerilerinin arka plannda elbette lkenin sorunlarna farkl siyasal perspektiflerden bakmalarnn belirleyici etkilerini grmek mmkndr. Bu blmde, sz konusu iki dnrmzn sosyolojik yaklamlar eserlerini verdikleri dnemin siyasal ve toplumsal gelimeleri balamnda deerlendirilmektedir. Sabahattin Bey (Prens 1. Sabahattin) Sultanzade Sabahaddin Bey .Osmanl geleneklerine aykr olarak mehur edilmi ismiyle Prens Sabahaddin. [1878, stanbul.1948, svire]; gerek Jn Trk hareketi ierisindeki konumu ve gerekse de Trk sosyolojisinin iki ana geleneinden birinin ncs olmas nedeniyle, II. Merutiyete giden srete ve sonrasnda adndan oka sz ettirdi. Trkiyede Le Play sosyoloji akmnn mmessili olmas, ngiliz yanls bir siyaseti savunmas, .kendisinin ve taraftarlarnn srarla reddetmelerine karn. dnemin siyas olaylarnn tam da merkezinde yer almas vs. ile, tipik bir Trk aydndr. Prens Sabahaddinin Trk siyas ve dnce hayat zerindeki etkisinin balangc, babas Mahmut Celaleddin Paann, II. Abdlhamit ile yaad skntlar sonrasnda, kendisini ve kardei de Ltfullah da yanna alarak menfa.y ihtiyar olarak Parise gittii yllara rastlar. Anlamazlk ve blnmeyle neticelenen I. Jn Trk Kongresine katld [1902, Paris]. Anlamazln sebebi, II. Abdlhamit iktidarna kar giriilecek mcadelede takip edilecek ynteme ilikin gr farkllklaryd. Ahmet Rzann ban ektii .daha sonralar merkeziyeti olarak tanmlanacak. grup, II. Abdlhamit kart ihtilal giriiminde yabanc devletlerin mdahalesini reddetmekteydi. Sabahaddin Beyin nderliindeki .daha sonralar adem.i merkeziyeti olarak nitelenecek olan. dier grup ise, aznlk temsilcileriyle birlikte, bu giriime yabanc devletlerin mdahil olmalar gereini savunmaktayd. Sabahaddin Bey, bu dncelerini gerekletirmek iin eitli giriimlerde bulunmusa da baarl olamamtr. Bu uralarnda, ngilizlerin madd ve manevi desteini de grmtr. 31 Mart olaylarndaki rol ise hl tartlmaktadr. Merutiyet ve Cumhuriyet dnemlerinde, Sabahaddin Beye duyulan gvensizliin arkasnda; bu dnemde dillendirdii dncelerinin, eylemlerinin ve ilikilerinin nemlice bir etkisi olduu muhakkaktr.1 Sabahaddin Bey, Trkiyede Frederick Le Playin gelitirdii sosyoloji anlaynn szcs olarak tannr. Le Play sosyolojisiyle; siyasal giriimlerinde urad baarszlklar nedeniyle moralsiz ve yorgun geen gnlerin ardndan, bir sabah, Pariste yry yaparken bir kitap vitrininde grd Edmond Demolinsin A quoi tient la superiorite des Anglo-Saxon (1897) [Anglo-Saksonlarn Esbab- Faikiyeti Nedir? adyla Trkeye de tercme edilmitir] balkl kitabn alp okumak suretiyle tanmtr. Daha sonra, Le Science Social adl bir dergi de karan bu evreyle yakn ilikilere girmi, grubun Pariste kurmu olduu Societe pour le developpement de linitiative privee et la vulgarisation de la science sociale adl dernee ye olmu ve Pariste, dernein Teebbs. ahsi ve Adem.i Merkeziyet Cemiyeti [TAMC] ad ile bilinen Trkiye ubesini amtr. Cemiyetin yayn organ olarak da Terakki isimli bir dergi karmtr [1906]. Sabahaddin Bey, bu evre ile birlikte, savunduu siyas fikirlere sosyolojik bir anlatm imkan bulmutur. Siyas mcadelesini srdrd mddet sresince de, bror hacminde birka eser kaleme almtr. Bu eserlerde, onun Trkiyenin sorunlarna yaklam tarz, kavramlatrmalar ve lkenin, bu sorunlardan nasl kurtulabileceine ilikin zm nerileri bulunmaktadr. Osmanl toplumunun ve lkesinin sorunlarn, toplumsal yap balamnda ele alan ilk dnrmz olan Sabahaddin Beyin dncelerinin en derli toplu hali, Trkiye Nasl Kurtarlabilir? balkl eserinde bulunabilir. Cenk Reyhann Modern Trkiyede Siyasi Dnce ansiklopedisinin ilk cildinde yer alan Prens Sabahaddin balkl yazsnda belirttii gibi, Prens Sabahaddinin yararland Science Sociale program esasen Le Play Okulunun, Fransz toplumunun bunalmlarn zmek amac ile gelitirdii, felsefi temelleri olan bir yntemdi. Bu sosyoloji okulunun, savalar, zenginleme ve fakirleme, dinin olumas ve cemaat btnlnn bozulmas, nfusun artmas, azalmas ve sosyal dmanlklar gibi konulardaki sosyolojik irdelemelerine deinmeyen Prens Sabahaddin, Osmanl toplumunun o an iinde bulunduu durum ile Le Playn Fransas arasnda paralellikler kurmakta ve zgl bir toplum bozukluunu dzeltmek amacyla gelitirilmi sosyal teknikleri siyasal program yerine koymakta, ilm-i itimaiyeye Osmanlnn idari hayatndan, askeri yapsna kadar her alandaki problemlerini zebilecek bir sihirli denek rol bimekteydi.2 1 Sabahaddin Beyin

siyas kimliine ilikin dikkate deer bir analiz iin bkz. Baykan Sezer, Trk Sosyologlar ve Eserleri-I, Sosyoloji Dergisi, 1989, 3. Dizi-1. Say, s. 1-99. 2 Cenk Reyhan, Prens Sabahaddin, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, Cilt: I, Cumhuriyete Devreden Dnce Miras: Tanzimat ve Merutiyetin Birikimi, stanbul: letiim Yay., 2. Bask, 2001. Sabahaddin Beyin dnce sisteminin temeli, Le Playin fikirlerini takip eden science sociale evresidir. Le Playin fikirleri, daha sonralar, Edmond Demolins, Henri de Tourville ve Paul Descamps tarafndan gelitirilmitir. Sabahaddin Beyin az saydaki eserinde, bu ekoln isimleri dnda bakalarna atflarla karlalmaz. Le Playin aile snflamas temelinde Demolins tarafndan gelitirilen, kamucu/itirak ya da tecemm toplumlar ile bireyci/infirad toplumlar ayrm, science sociale [ilm.i itima olarak Trkeletirilmitir] akmnn temel tezidir. Toplumlarn gelimilik derecelerini, coraf durumlarna bal olarak aklayan ve yukardaki ikili ayrm dahilinde tanmlayan bir yaklama sahiptirler. Science Social evresi, Fransz htilalinin getirdii toplumsal ve siyasal yapya, ihtilal ncesindeki mevcut toplumsal yap adna, eletiriler ynelten, Katoliklie bal muhafazakar bir evredir. Baarl bir emperyal g olarak kabul ettikleri ngiltereyi; toplumsal kurumlarn ve geleneklerini koruyarak geliebildii ve bir dnya gc haline gelmeyi baarabildii iin, Fransaya rnek gstermektedirler. Aykut Kansu, Demolins ve La Science Sociale evresinin adem-i merkeziyet ile kastettikleri[nin], esasen 1789 Devrimi ncesi Fransada varolduu iddia edilen siyasal ve sosyal dzen [olduunu ve] onlar asndan, olmas gereken adem-i merkeziyetilii[n], yceltilmi bir feodal dzen[i] temsil e[ttiini] ve topraklar zerinde hemen hemen her trl tasarruf yetkisine sahip olan aristokrasi[nin], geleneksel devletin kontrol mekanizmas dnda yer aldn vurgulamaktadr.3 Ekol, kamucu-bireyci toplum ayrmna benzer olarak, dnya tarihini de sahte ve gerek zirveler olarak ikiye ayrmtr. Ekole gre, tarihteki btn kt devirler, merkez devletlerin olduu dnemler ve devletlerle tarif edilmitir; iyi ve parlak devirler ise gerek zgrln olduu devirlerdir. Emperyalist bir devlet olarak zirveye km olan ngiltereye duyulan hayranlk, tarma dayal bir ekonomiden kapitalist bir ekonomiye baaryla gemi olmas nedeniyle deildi. Tersine, bu evre, kapitalizmden tiksinti duymaktadr. ngiltereye duyulan hayranlk, bu devletin Fransz devrimiyle ortaya kan modern ve merkez klasik devlet modelinin dnda yer almasndan ve eski dzeni tamamyla ortadan kaldrmadan modernleebilmeyi baarabilmi olmasndan kaynaklanmaktayd. ngilterenin bir dier zellii de, bu evreye gre, bireyci aile [kk aile] tipine sahip oluudur. Bu aile tipi; hem ailenin mal varlnn, ailenin anavatanda kalan bir ocuu araclyla devamn salamakta, hem de dnyann drt bir tarafna yaylan dier aile fertleriyle lkenin yeni smrgeler kazanmasna katkda bulunmaktayd. laveten, dnyann drt bir tarafna yaylan bu fertlere okullarda verilen pratik eitim de bu ileyiin srmesini salamaktayd. Kolaylkla anlalaca zere, ngiliz aile yaps ve eitim sistemi, bu ekole gre, ngiliz stnln dourmaktadr. Bu evrenin eletirdii Fransz eitim sistemi ise, genlere teorik bilgiler yklemekte ve merkez devlete baml brokratlar yetitirmekteydi. Bu sistem ierisinde yetien genlerin, aile ya da devlet ilikileri dnda ayakta kalabilmeleri mmkn grlmemekteydi. Ekol, bu nedenle, eitim konusu zerinde nemle durmutur. Demolins, Fransada bireyci insan yetitirmek amacyla Parisin batsnda Ecole des Roches adyla bir zel okul kurmutu. Demolinsin amac, bu zel okulda aristokrasinin ocuklarna ie yarar bir eitim vermekti. Bu; ngiltere ile Fransa arasnda gerekleen emperyalist yara Fransz genlerini hazrlayacak, onlar smrgelerde yerlemeye tevik edecek bir eitim anlamna gelmektedir. Grld zere, Science Sociale ekolnn ska kulland ferd giriim ve adem-i merkeziyetilik kavramlarnn smrgecilikle alakal bir boyutu bulunmaktadr. Toplumsal sorunlarmza ilikin tahlil denemesinde, Le Playin ve takipilerinin gelitirdii kavramlar kullanan Sabahaddin Bey, TAMCnin programndan anlaldna gre, adem-i merkeziyeti bir ynetim temelinde, sorumluluklarn mmkn olduunca datld bir yap tasarlamtr. Osmanl toplumunun idar ve siyas yapsnn topyekun deiimini hedefleyen iki temel ilke zerinde durulmaktadr: (1) dar bakmdan: Siyas iktidarn toplum zerindeki tahakkmn, belli hukuk kaidesi dhilinde kstlamak ynndeki adem-i merkeziyet, tefrik-i vezaif, tevsi-i mezuniyet prensiplerine dayal idar anlay; (2) Ekonomik bakmdan: Muhafazakar karakterli memurlarn oluturduu duraan yap yerine, ferd giriimcilikle nitelenen bir snfn temel alnd aktif bir iktisad yapnn kurulmasn ngren teebbs. ahsiye dayal ekonomi prensibi. Adem.i merkeziyet kavram; ttihat ve Terakki Cemiyetinin Sabahaddin Beyi, aznlklarla yakn ilikiler ierisine girmekle ve aznlklarn isteklerinin gereklemesi iin lkenin paralanmasna almakla sulama- Aykut Kansu, Prens Sabahaddinin Dnsel Kaynaklar ve Ar-Muhafazakar Dncenin thali, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, Cilt: I, Cumhuriyete Devreden Dnce Miras: Tanzimat ve Merutiyetin Birikimi, stanbul: letiim Yay., 2. Bask, 2001, s. 157. sebebiyet vermitir. Sabahaddin Beyin .kendisinin ve taraftarlarnn srarla reddetmelerine karn, pek ok sna kaynakta zikredilen. siyas faaliyetlerinin, bu tr sulamalar iin elverili bir zemin tekil ettii anlalmaktadr. Sabahaddin Bey, bu sulamalara cevap olarak kaleme ald zhlarnda; adem.i merkeziyeti, tevsi.i mezuniyet anlamnda adem.i merkeziyyet.i idar ve zerklik anlamnda adem.i merkeziyyet. i siyas ikiye ayrmakta ve kendisinin kavram birinci anlamnda kullandn belirtmektedir. Bu idare biiminde, ilerin, iin niteliine uygun olarak kurulacak selahiyetli ve sorumlu ynetim meclisleri araclyla yrtleceini ifade etmektedir. nzibat ilerin, kuva.y mahalliye tarafndan

yerine getirilmesini nermektedir. Yine, adl ilerin de, hukkun masniyetini en emn srette tekeffl eden tekilt. hussiyede kazanm olduklar mevki.i mmtz ile metn bir istikll.i vicdniye temellk ederek hem.civrlarna skn ve emniyyet baheden erkn. mahalliyyeye istinad etmesi gereinden bahisle, merkez devletin memuru olarak grevlendirilecek hakimlere pheyle yaklamaktadr. Adem.i merkeziyet anlayna gre, Hkmt. mahalliyyeye verilecek selahiyetlere tekbl etmek zere her vilyetin mevzi bir bdceye malik olmas gereklidir. Sabahaddin Beye gre, Osmanl devletinin sorunlar, hkmdar deiiklikleriyle zlemez. nk, hastal reten ve zayfln kayna iktidar deildir. Tersine, mevcut mstebid idare, toplumsal yapdaki rmln bir sonucudur. Dolaysyla, deitirilmesi gereken toplumsal yapnn bizzat kendisidir. Problemlerimiz, kamucu/itirak toplum oluumuzdan kaynaklanmaktadr. Kurtuluumuz ise, bireyci toplum yapsna gemektedir. [Teekkl.i Tecemmden Teekkl.i nfirdye Gemek!] Ancak, toplumlarn kamucu ya da bireyci toplum yapsna sahip olmalarnn nedeni toplumsal koullardr. En bata da coraf koullar. Fakat, eitim yolu ile bu dnm gerekletirilebilir. [Teekkl.i infirdye gemek essen bir terbiye meselesidir.] Baka bir deyile, Sabahaddin Beye gre, eitim araclyla, memur zihniyetli ailesine ya da devletine baml genler yetitirmek yerine, ferd giriimcilie sahip genler yetitirmek suretiyle bu dnm salamak mmkndr. zetle, Osmanl.Trk toplumunun sorunlarn Le Play ve takipilerinin kavramlaryla analiz eden Sabahaddin Beye gre, toplumsal yapmzn bireyci toplum tipine dntrlmesi, kamu hayatmzn adem.i merkeziyet ve kiisel hayatmzn da teebbs.i ahs prensiplerine uygun olarak ekillendirilmesi kurtuluumuzu getirecektir. Toplumsal yap kavramn dikkate alarak toplumsal sorunlarmz analiz eden ilk dnrmz olmasna, sosyolojik yntem olarak ky monografilerini nermesine ve Trkiyede liberalizmin ncs olarak gsterilmesine karn; Sabahaddin Beyin ve dncelerinin uzunca bir sre Trk sosyolojisinde .pek ok sosyal bilimcimizin belirttii zere. ihmal edildii sylenebilir. Ancak doru ve aklanmaya muhta bir dier tespit de, Sabahaddin Beyin, mtareke yllarnda kaleme ald Trkiye Nasl Kurtarlabilir? balkl eserinden sonra, lmne kadar bir daha Trk toplumunun sorunlaryla ilgilendiini gsterir herhangi bir izin olmaydr. Sosyoloji ile ilgilenmeye balamasndan bugne yzyla yakn bir zaman gemesine karn, Sabahaddin Bey ve dnceleri zerinde hl aklanmay ve aratrlmay bekleyen pek ok gizem mevcuttur! 2. Ziya Gkalp Ziya Gkalp, yirminci yzyl egemen Trk siyasal dncesinin, hatta Trk kamu felsefesinin belirleyici figrlerinden bir tanesidir. Belki de en balcasdr. Onun korporatist dnceleri, balangcndan bugne ok eitli ideolojik ve siyasi programlarda nemli bir yer tutar. Her iki alt-tr de anti-Marksist ve antisosyalist olan ve kapitalizme anti-liberal bir teorik-moral rasyonel alan korporatizm, tanm gerei, sa bir ideolojidir. Korporatist dnce, toplumu birbirlerini uyum iinde tamamlayan, birbirlerinin lazm ve melzumu olan organlardan olumu bir organizma olarak grr. Hem liberalizmin bireyciliini, hem de sosyal snflarn varln, snf atmasn, emek-sermaye elikisini reddeder. Deien derecelerde otoriter ve devleti ara-biimler teoride ve pratikte eitlilik gsterir. Korporatizm, rekabeti bireyci liberal kapitalizme Marksizmin ynelttii retim anarisi ve snfsal smr eletirisindeki isabet payn grp, kapitalizmin snf atmas riskini gidermeye ynelik korporatist kapitalist bir kuram gelitirmitir... Trkiyedeki egemen korporatist dncenin ilk ve hala en yetkin sistematik dnr ise Ziya Gkalptir. Trkiyedeki ar ve lml sa akmlar, partiler, silahl kuvvetler, klasik Kemalistler, Kemalist sol ve sosyal demokratlar (SHP DSP), hatta belli lde baz sol gruplar, ayrntlardaki farkllklarn tesinde, son tahlilde sahip ve olduklar temel dnsel kategoriler bakmndan, bu korporatist emsiyenin altndadrlar ya da korporatist dnceden nasiplerini deien derecelerde almlardr.4 Ziya Gkalpin bu denli yaygn etkisi, onun, aslnda Trkiye Cumhuriyetini kuran dnce zerindeki, baka bir deyile, Trkiyenin kurucu dncesinin en nemli retici kiisi olmas anlamna gelmektedir. Mustafa Kemalin hissiyatmn babas Namk Kemal, Fikriyatmn babas Ziya Gkalp demesi de bu geree iaret ediyor gibidir. Trkiyenin ilerici olduu iddiasndaki siyasi partilerinin ve hareketlerinin hala o yllarda retilmi dncelerle i grmeleri, Gkalpin dncelerinin ne denli kuatc, sistematik ve Trkiyenin temel problemlerini son derece gereki bir ekilde tespit ettiinin de bir gstergesi olarak alnmaldr. Ziya Gkalp, yirminci yzylda Trkiyenin yetitirdii en nemli sistematik dnrdr. ok sayda etnik oluumu iinde barndran Osmanl mparatorluundan (1299-1922) bir ulus-devlet olan Trkiye Cumhuriyetine (1920/1923) gei srecine egemen olmu derin bir bunalm ve deiim dneminde yaayp yazmtr. Siyasi karklklar, ekonomik iflas, dnya sava ve yeni kltrel deerler edinmeye ynelik umutsuz araylarn oluturduu koullarda, Trkiyenin ulusal canlann ve kimliini salamay amalayan bir almayla, Trk, slam ve Bat deerleriyle kavramlarnn bir bireimini yaratmay denemitir.5 Dolaysyla, onun bu kapsaml deneyi, Trkiye ynetici ve aydnna kuatc bir paradigmatik dnya gr salamtr. Ziya Gkalp (25 Mart 1876 25 Ekim 1924)i, Trkiyede sosyolojinin kurumlamasn salayan isim olarak adlandrmak mmkn. Gerek yntemi ve gerekse de ele ald konulardaki dnceleri, ok uzun sreler Trk sosyolojisindeki ncelikli ve belirleyicilikteki yerini korumutur. Gnmzde dahi, Ziya Gkalpin Trkiyenin sorunlarn ele alma yntemi ve vard sonularn etkisinin srdn sylemek kimi zaman abart olmaz. Bu anlamda, eer

Trkiyenin batllama, zellikle de Tanzimat sonras dnemde Osmanl lkesinin yaad sorunlar formlletiren ve bu sorunlara nasl yaklalaca ve zmn nasl formlletirilebilecei konularnda Namk Kemalin felsefi bir etkisinden bahsetmek yanl olmayacaksa, Namk Kemalden son- raki dnemde meydana gelen sreleri, tartmalar nihai erevesine kavuturan kii olarak Ziya Gkalpi gsterebiliriz. Ziya Gkalpin, bu anlamda, ifade edebileceimiz dnsel ve kavramsal kuatcl sonraki dnemlerde de etkisini ve belirleyiciliini srdrmesinde, hem Osmanl Devleti, hem de Cumhuriyet dnemindeki en temel sosyoloji okulu olarak dncelerinin varln srdrmesinin sebebi olmutur. Ziya Gkalp, Diyarbakrda dodu. Dedesi Mustafa Stk bir mftnn oluydu ve Van ve Nusaybinde devlet memuru olarak grev yapt. Gkalpin babas Tevfik Efendi ise, Diyarbakrda vilayette grev alm, ariv ve matbaa mdr olarak almt. Daha sonra vilayetin resmi gazetesinin yaymclna getirilmi ve bir Diyarbakr Salnamesi yaynlamtr. Babasnn Gkalp zerindeki nemli bir etkisi, Gkalpin hem Bat deerlerini, hem de yerli/doulu deerleri birlikte kavramasna vesile olmasdr. lk mektepten sonra Askeri Rdiyeye devam etmitir. Diyarbakr Gazetesinde bayazarlk yapmtr. Mlkiye dadisinde okumu. Bu yllardan itibaren, Padiaha ynelik eletirilerde bulunduu biliniyor. [Abdullah Cevdet, araclyla ttihat ve Terakki Cemiyetini tanmtr.] Felsefi problemlerinden tr, intihar giriiminde bulunduu, bu giriimden kalma bir kurun ekirdeini kafatasnda lnceye kadar tad ve kimi zaman bu kurunun fiziksel olarak Gkalp zerinde etkilerde bulunduu biliniyor.6 Daha sonra, stanbulda Baytar Mektebinde parasz-yatl olarak okudu. Bu arada, Ayasofya Camiinde bildiri datrken yakalanm, 1900de tutuklanm ve daha sonra da Diyarbakra srlmtr. Vilayette katiplik grevinde bulunmu. 1908den sonra Diyarbakrda ttihat ve Terakki ubesini kurmutu. Bu dnemde Peyam gazetesini karmt. 31 Mart olaylar srasnda gazete kapatlmt. T ubelerinden istenilen raporlar esnasnda, Gkalpin gnderdii rapor dikkat ekmi, Diyarbakrdaki posta merkezini igal etmi olmas da gz nnde bulundurularak, Merkez Ynetim Kuruluna ye seilmitir. 4 Taha Parla, Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiyede Korporatizm, Fsun stel ve Sabir Ycesoy (yay. haz.), 2. bask, stanbul: letiim Yay., 1993, s. 8. 5 Taha Parla, a.g.e., s. 17. 6 Gkalpin intihar giriimi sonrasnda ilk mdahaleyi yapan doktor Abdullah Cevdetmi. Cevdetin, Gkalpin felsefe ve pozitivist bilim gibi konulardaki birikimi zerinde etkili olduu syleniyor bizzat doktorun kendisi tarafndan. Ancak Trklk konusundaki dncelerine iddetle kar kmakta ve Keke kurtulmasayd da, memlekete Trklk gibi geri fikirleri yaymasayd dedii rivayet edilmektedir. Bkz.: Mehmet Eriirgil, Ziya Gkalp: Bir Fikir Adamnn Roman, (stanbul: Remzi Kitabevi, 2. Bask, 1984), s. 38.39. Selanike gelen Gkalp, burada youn bir siyasal alma atmosferine dahil olmutur. Burada eitli kltrel etkinlikler dzenlemi, ktphane kurmu, konferanslar vermi, T Okulunda ilk kez Sosyoloji [timaiyyat] derslerini vermitir (1910-11). Bunlarn yannda Gen Kalemler ve Yeni Felsefe Mecmuas gibi dergilerde yazlar yaynlar. Balangta yazlarn mstear isimlerle yazm, Ziya Gkalp ismini 1910 sonrasnda kullanmaya balamtr. stanbula geldikten sonra, Darulfnunu yeniden dzenlemeye uram, burada Sosyoloji ilk kez niversite mfredatna, bamsz bir krs olarak (1915) dahil edilmitir. Daha sonra, 1915te timaiyyat Darul-Mesaisi ad altnda ilk sosyoloji enstitsn kurdu. 1917den 1924e kadar yayn hayatna devam eden ilk sosyoloji dergisi timaiyyat dergisini yaynlad. Gkalp, 1919 ylnda, ngilizlerin stanbulu igal etmeleri sonrasnda esir edilerek Maltaya srlmtr. 1921de Trkiyeye dnebildi. Bir sre Ankarada kaldktan sonra Diyarbakra dnd. Burada Kk Mecmuay kard. Ankarada Telif ve Tercme Encmenine bakan olarak atanmas sonrasnda derginin yayn faaliyetleri durdu. Sonraki dnemde Trk Tresi ve Trkln Esaslarn yaynlad. 1923 ylnda Diyarbakr milletvekili olarak seildi. Bu arada Trk Medeniyeti Tarihi zerinde almaktayd. Doru Yol adl broryle Halk Partisinin ilkelerini desteklemekteydi. 25 Ekim 1924 ylnda vefat etti. Ziya Gkalpin Trkiyedeki etkisi, onun iktidar partisiyle ilikisi vesilesiyle aklanmak istenmitir. Bunun, elbette belli bir doruluk pay olmasna karn, tek aklayc deildir. Yukarda bahsedildii zere, Namk Kemaldan II. Merutiyet dnemine kadar sren problemleri derleyen, bunlar bir senteze kavuturan ve o dneme kadar dile getirilen dnceleri belli bir ahenk ierisinde bir araya getiren ve bir tez halinde sunan kii olmas Gkalpi kalc yapmtr. Bir dier nemli yan da, belki de, Gkalpin nerilerinin Osmanl Devletinin acil ihtiyalarna ve ynetim geleneklerine ok daha yakn oluudur. Gkalpi nemli klan bir dier zellii de, bir sistem kurabilme baars gsterebilmi olmasdr. Sistem kurabilmesi; hem dncelerinin btncl ve sistemsel bir zellik gstermesi, hem de yetitirdii bir akademik evreyi oluturabilmesi anlamndadr. Gkalpin metodu ve bilim anlay, rencileri ve alma arkadalar tarafndan, sosyoloji dnda Trk tarihi, Trk edebiyat, Trk iktisad, tasavvuf tarihi vs. aratrmalarda da yaygn bir ekilde kullanlmtr. Necmeddin Sadak, Mehmet zzet, Mehmet Servet, Halim Sabit, Tekin Alp, Fuat Kprl, Halil Nimetullah ztrk, . Hakk Baltacolu Gkalpin yakn alma arkadalar olarak akademik faaliyetlerini srdrmlerdir. Ziya Gkalpin ele ald konularn Trk toplumunun temel meseleleri olmas dolaysyla olsa gerek, sonraki dnemin pek ok sosyal bilimcisi, almalarnn balang dnemlerinde sanki bir zorunlulukmu gibi Ziya Gkalpin dnceleri zerinde almalar yapmlardr: Bu meyanda Z. Fahri Fndkolu, Hilmi Ziya lken, Niyazi Berkes vb. gibi pek ok isim saylabilir. Bu

almalar bir eit Gkalp ile hesaplama, onu ve onun zerinden retilen dnceleri ama denemesi zellii tar. Fakat yine de Gkalpin dnceleri ve retimleri etkisini srdrmeye devam etmitir. Bu durum, onun etkisini yalnzca iktidar partisi ierisinde yer almasyla snrlanamayacak denli nemli ve aklanmaya muhta bir konudur. Aynur lyasolunun belirttii zere Merkeze tekabl eden Ziya Gkalp sosyolojisi, en z bir ifadeyle, ulus bilincini, modern ulusal kltr kurma yolunda kolektif temsil yoluyla ulusal idealizmi canlandrmaya ynelik bir sosyoloji anlay olarak tanmlanabilir.7 Bu tanmlama ve gerekse de Ziya Gkalpin eserlerini verdii dnemin koullar, Gkalpin, balangta farkl Batl felsefeci ve sosyolou takip etmesine karn, neden Durkheimda karar kldn ve onun dncelerini Trkiye koullarna uyarlamaya/tercme etmeye altn anlalr klmaktadr. Evet, Ziya Gkalp, Trkiyede Durkheimin dncelerini tantan kii ve onun sadk bir izleyicisi olarak bilinir. Ancak, balangta Gkalp zerinde Bergsonun dncelerinin etkisi olmutur. Bunalm dneminden kmasna vesile olduu belirtilir. Daha sonraki dnemde, Abdullah Cevdetin etkisiyle, Avrupa organizmac sosyolojisi (H. Spencer) ve materyalist felsefenin belli bir izgisiyle (Ludwig Buechner) ilgilendii biliniyor. 1910larda ise, Fransz idealist ve dayanmac felsefecisi Alfred Fouilleenin etkisi altndadr. Bu tarihlerde, arkada Tekin Alpin (Moiz Kohenin) tantmas sayesinde Durkheimin dncelerine ilgi duymaya balam ve ondan sonra da, Durkheimin sadk bir takipisi olmay srdrmtr. Ziya Gkalpin gerek dncelerine ve gerekse de alma hayatna baklacak olursa, Durkheimin etkisinin yalnzca belli sosyolojik dncele- Aynur lyasolu, Trkiyede Sosyolojinin Gelimesi ve Sosyoloji Aratrmalar, Cumhuriyetten Gnmze Trkiye Ansiklopedisi, stanbul: letiim Yay.,s. 2169. takip edilmesi noktasyla snrl kalmad ve gerek interdisipliner almalara ynelmesi ve bu rinin dnceye uygun dergi karmas ve gerekse de ok farkl alanlardan akademisyenleri ayn hedef dorultusunda almak zere bir araya getirmesi gibi- akademi iin uygulamalarda da grlebilir. Durkheim, modern sanayi toplumunun problemleriyle uramaktayd. Bir ynyle sanayilemenin/modern toplumun ihtiyacn duyduu birletirici ilkeleri oluturmak zerinde kafa yormutur. Kaotik ortam dinginletirecek, fakat te yandan gelimeci/ilerlemeci talepleri de karlayabilecek bir anlaya ihtiya duyulmaktayd. Modernliin zc etkilerini deerlendirecek, fakat ayn zamanda, dnemin muhafazakar dnrlerinin sylemlerinde karmza kan trden- bir karamsarla izin vermeyecek ya da karamsar bir duruma engel olacak aralarn, kurumlarn ortaya kmasna izin verecek mekanizmalarn oluturulmasyla ilgilenmiti. Durkheim sosyolojisi, esas itibariyle bir styaplar sosyolojisidir. Bu sosyolojinin erevesi iinde odak noktas olarak snflar aras savan yerini solidarite (tesand-dayanma) almaktadr. Burada pozitivist gelenekten aktarlarak varln srdren toplumsal ahenk fikri, daha somut olarak dayanma ve dayanmay mmkn klan koullarn incelenmesi biimini almaktadr. Ziya Gkalp, sosyolojinin grevinin toplumsal gruplar arasndaki hiyerariyi anlamak ve bu doal olmayan atma durumunu bir bar durumuna dntrmek olduu inancndadr.8 Gkalp, daha nce de belirtildii zere, Durkheim sosyolojisinin bu temel zelliklerini almakla birlikte, Trkiye koullarna uyarlayabilme baarsn gstermitir. Durkheimde karmza kan dzen ve ahlak kavramlar, Gkalpte ulus ve terakki ile karlanmt. Durkheimdaki kolektif bilin kavram, Gkalpte millet uuru haline gelmitir. Gkalp iin, ideal kolektif bilincin ulusuluk kavram ekseninde younlamasdr.9 Gkalpin,zellikle de toplumsal dzeni salayc ahlak ve dayanmay tesis edecek kltrel deerler gibi- baz noktalarda Durkheimdan daha avantajl bir durumda olduu bile sylenebilir. Zira toplumsal dzende ve devlet yapsnda slam hala birletirici bir e olma zelliini hala korumaktayd. Gkalpin dncesinde slam, belirleyici ve ynetici bir referans noktas deildir. Asl deildir; ancak, milli duygunun, milli dncenin ve millet uurunun ana bileenlerinden bir tanesidir. Son olarak bir alnt: Z. Gkalpin Durkheimci ereve iinde benimsedii korporatist model, onun terimleriyle itimai mefkurecilik yeni toplumsal idealizm olmaktadr. Bu model, trdeleri iinde, en demokratik olandr, denilebilir. Zira, Z. Gkalpin sistemi iinde rnein ulus, devletten nce gelir. T. Parlaya gre, Z. Gkalpin korporatist dncesi Trkiyede etkin olmu resmi ideolojilerin ve kamu felsefelerinin [ittihatlk (1908-1918), Kemalizm (1923-1950/), ada Kemalizmler] zeminindeki paradigmatik dnya grn oluturmutur. Ancak Gkalpin modeli dier programatik ve ideolojik eitlemeler iinde en demokratik olandr. T. Parlann ifadesiyle, Gkalp sistemi, Avrupa korporatizmi ile ulusal siyasi zihniyetin belirli elerinin kaynamasndan oluan, zamann hakim fikirlerinin bir kodifikasyonu olarak deerlendirilebilir. Dier bir deyile, Gkalpin sosyal ve siyasi fikirlerinden oluan zihinsel ereve, Trkiyede uzun bir sre etkinliini korumu olan ana siyasi sylemin ve pratiin etrafnda ekillendii ana eksenleri belirlemi olmaktadr.10 Ziya Gkalpin kaygs, lkenin pratik problemlerine kuramsal zmler retebilmekti. O nedenle, tm bilimsel ve felsefi aralar bu ynde kullanr. Bu durum da, ayn zamanda, onun dncelerinin kapsamn ve sistemliliini artrr. Gkalpin toplumsal ve siyasal retileri sadece analitik nitelikte deildi; toplum, siyaset ve ahlak felsefesine dayanan gl normatif eleri de barndran bir kuram oluturuyordu.11 Gkalp, pratik gerekleri incelemek, fakat yalnzca bunlarla snrl kalmayp kuramsal bir ereve ierisinde deerlendirmeyi dnmt. Bir tr idealizmle pozitivizmi birletirmeyi denemekteydi. Kuramnn erevesini mehur sz Trk milletindenim, slam mmetindenim ve Garp medeniyetindenim aslnda son derece net bir ekilde

ifade etmektedir. Gkalpin sisteminde, din ikincil planda kalmaktadr. Onun bu lemesini bu ekilde anlamak gerekir. Gkalpe gre Trk milliyetilii, kltrel bir ideali ve toplumsal dayanma ve birliin temelini oluturacak bir yaam felsefesini temsil ediyordu. Onun milliyetilii, rk temelli bir milliyetilik deildi. Dinden aldklar da, ortodoks karakterli eyler deildi; daha ok, btn urann belirleyici temel konusu olan toplumun dayanmas iin yararl olabilecek dinin tasavvufi yorumundan kaynaklanan siyasal deil ahlaki unsurlard. Bu 8 Aynur lyasolu, a.g.m., s. 2170. 9 Ayn yerde. 10 Aynur lyasolu, a.g.m., s. 2170-2171. 11 Taha Parla, a.g.e., s. 55. ynyle, Durkkheimin de temel ura alanlarndan biri olan, ayn zamanda zellikle Aydnlanma a sonrasnda Avrupal sosyal bilimcilerinin ihtiya duyduklar ve karlamak iin youn bir aba ierisinde bulunduklar toplumsal dayanmann, toplumsal birliin ve btnln salanabilmesi iin gerekli olan dnyevi/ laik dzen araynn ve bu dzenin temel kurucu esi olarak laik karakterli ahlak araylarnn etkisini grebilmekteyiz. Belki de, Gkalp, ve dolaysyla da Trkiye, zel koullar nedeniyle Batl sosyal bilimcilerden ve Avrupa lkelerinden yalnzca bu konuda daha avantajl bir konumda idiler. Zira, Trk aydnnn slamdan ve zellikle de onun tasavvufi yorumundan bir ok noktada yararlanabilme imkanlar bulunmaktayd. Osmanl toplumsal ve kltrel gelenekleri, yararlanmak isteyenler iin bylesi bir imkan sunmaktaydlar. Taha Parlann dedii gibi, Gkalpin toplum modelinde Trklk kltrel normu, slam da ahlaksal normu oluturmaktayd. Kulland batllama/adalama kavramlar ise, Avrupa kapitalizminin bilimsel, teknolojik ve snai baarlaryla e anlamlyd ve ulusal canlanma programnn temelini oluturmaktayd. Marksizm ve Liberalizme kart olarak ortaya kan korporatist kapitalizmin bir alt tr olarak dayanmac korporatist dnceleri ise, Gkalpin bir tr idealist-pozitivist toplum modelinin karlyd. Gkalp, bu modele, itimai mefkurecilik adn vermiti. Gkalpin Bat toplum modelini deerlendirirken yapt bir ayrm da ciddiye alnmaldr. Gkalp, Bat toplumunu ele alrken onun kltrel yanlaryla, teknolojik baarlarn birbirinden ayrmtr. Bu ikisinin birbirinden ayr olarak deerlendirilebileceini dnmtr. Tekrarlayalm: Gkalpin kayglarnn temelinde k ve paralanma sreci yaayan Osmanl toplumunun, bu cendereden ancak kalknmak/sanayilemek baka bir deyile batllamak-adalamak suretiyle kurtulabilecei inanc yatmaktadr. Dolaysyla nnde duran ve zmesi gereken sorunlar; (1) kendisinden olduka uzun bir zaman nce devletin Osmanl lkesini sokmaya karar verdii ve soktuu batllama srecinin geleneksel deerlerle bir uzlasn yapmak, (2) bunu yaparken, hem adalama hedefinden vaz gememeyi, hem de kltrel-geleneksel deerlerden vaz gememeyi salamak, (3) lkenin yaad siyasi gelimeler neticesinde, geleneksel siyasal deerlerin anmas ve lkenin daha homojen bir nfusa ulamas neticesinde, sz konusu hedefleri gerekletirirken toplumun dalmasn nlemeye ve hatta, toplumu bu yeni siyaset dorultusunda grev almaya yneltecek yeni bir siyasi-ideolojik ve kltrel kimlik retmektir. Gkalp, bu ihtiyalara cevap verebilmek iin, sosyal bilimlere dayanr. Sosyal bilimlerin, pozitivist karakteri nedeniyle, bir klavuz olarak grev yapacana inanmaktadr. Dolaysyla onun rettii model: itimai mefkurecilik olarak adlandrlan yeni bir toplum modelidir; bu modelde, hars-medeniyet ayrm modeli adalamaya olan inanc salar, slamn tasavvufi yorumlarndan kaynaklanan ahlak ve zellikle de vazife ahlak, bu srete karlalabilecek dalmay, bireysellemeyi engeller ve hatta bireylerin adalama amac dorultusunda zerlerine deni ellerinden gelenin en iyisi sergilemek suretiyle gerekletirmelerine izin verir, Trk milliyetilii de, bu toplumun bir ve btn olduunu, bireyleri birbirine balayan manevi ba olarak kullanlr. O zamana kadar yaygn olarak kullanlan, zellikle Yusuf Akurann analiz ettii ekliyle, Osmanl toplumunun zaman iinde bir kurtulu olarak gelitirdii ve uygulad, biri baladnda dierinin bitmi olduu dolaysyla da birbirine zt/kart olarak deerlendirilen Trklk, Osmanlclk ve slamclk eklindeki lemesini [ Tarz- Siyaset], Trk milliyetilii, slam tasavvufu ve Avrupa korporatizmini kastedecek ekilde Trklemekslamlamak-Muasrlamak haline sokar. Bu lemeyi de, kltr ve medeniyet kavramlar erevesinde aklar. Gkalp, kltr ve medeniyeti yle tarif ediyor: Bir kavmin vicdannda yaayan kymet hkmlerinin mecmuuna o kavmin harsculture denilir. Terbiye, bu hars, o kavmin fertlerinde ruhi melekeler haline getirmektir. Bir kavmin zihninde yaayan eniyet hkmlerinin mecmuuna o kavmin fenniyat-technologie denilir. Talim, bu bilgileri o kavmin ruhi itiyatlar haline getirmektir. (Ziya Gkalp, Milli Terbiye, s. 1). Gkalp, bir toplumun kolektif vicdanna [maeri vicdana] ve dolaysyla ulusal kltre uygun den deer yarglarn ve kurumlar canl gelenekler olarak adlandrr. Tersine ise toplumsal fosiller adn verir. Kolaylkla tespit edilecei zere, burada, Gkalp konuyu bir anlamda seici evrimci yaklamla ele almaktadr. Baka bir deyile, bugn toplumda yaayan gelenekler, canllklarn srdrebilmeyi baarm ve bu ynyle de toplum iin faydal olmu geleneklerdir. Yani, fonksiyoneldirler. l olanlarn ayklanmas gerekir. Ancak Trkiyede bu ayklama gerekletirilmemitir. O nedenle de bir ikilik ortaya kmtr. Arap-Fars slam medeniyeti ile Avrupa medeniyeti. Son dnemlerde buna bir de, eski Trk uygarl dahil edilmeye allmtr. Gkalp bunlara kar kar. Hatta bu dncelerine bal olarak, ulusal kltr noktasnda kesinti yarataca endiesiyle Arap alfabesinden Latin alfabesine geie de scak bakmaz; ayn ekilde dilin ar bir ekilde sadeletirilmesine de kar kar. Aslolan toplumun varln ve btnln srdrebilmesidir. Tarihsel srecin akna deer verir. Eitim ilkelerinin de, Avrupadan aktarlmasna kar

kar ve ulusal kltrn ncelenmesi gerektii zerinde durur. Gkalp, hars ve medeniyet ayrmna denk gelecek ekilde, iki tr toplumsal grup ve bunlara denk den yarg zmresi olduundan bahseder: Ahlak zorunluluklar, hukuk kurallar, estetik grler, idealler vs. zneldir, dolaysyla her bir kltrel grup iin zgndr. Bilimsel dorular, ekonomi, mhendislik, matematiksel kavramlar ve benzerleri nesneldir, mutlaktr ve uygarlk gruplarna aittir. Gkalpe gre, ulusal kltr toplumsal dayanmaya dayanan bir toplum temeli salayabilmelidir. Kltr, birlik ve dayanmay glendirirken; uygarlk, eer bu duygu dzeyiyle bilisel dzey kartrlacak olursa, solidariteyi tehlikeye drebilir. Kltr, bir toplumdaki halkla sekinler arasnda balayc bir e iken; uygarlk, paylalmad takdirde, blc ve yozlatrc bir e oluturur. Gkalp, kltr ve medeniyet ayrm tezine ilikin iddialarn desteklemek iin, Osmanl devletinin knn Trk kltrnn tersine Osmanl idarecileri dzeyinde Arap-Fars kurum ve deerlerine bal kalnmasn gstermektedir. Gkalpin gzlemlerine gre, Tanzimat dneminde, halk arasnda yaygn bulunan Trk kltryle, saraya egemen olan Osmanl (Arap-Fars) uygarl arasndaki atmaya yeni gerilimler eklenmitir: Sekinler arasnda Arap-Fars uygarlna (ulema) kar, Avrupa-Fransz uygarlnn (Batllama yanls brokratlar) karlmasyla oluan gerilim; ve halkla sekinler arasnda, Trk kltrnn bunlarn her ikisine de kar durmasyla oluan gerilim.12 Gkalp, Osmanllarn Trkleri etrak- b-idrak13 eklinde tanmladklarn ve aaladklarn vurgulamak suretiyle, Cumhuriyetin ilk yllarnda gelitirilmeye alanlara, sekler temelli Trk ulusuluunun merulatrlmasnda kullanmalar iin olduka ilevsel bir malzeme vermitir. Gkalp, kltr-uygarlk kuramnda birincinin lehine dnr. Avrupa uygarlndan seici bir ekilde birtakm unsurlarn alnabileceini, ancak uygarln kltrn yerini almasna kesinlikle scak bakmad ve tersine, kltre uyarlandnda, kltre uygun hale getirildiinde ancak uygarln rnlerinin alnabileceini dnr. Dardan alnmas gerekenlerin deerler deil, kavramlar ve teknikler olduunu savunur. Bunlar seme iini de, sekinlere deil halka verir. Dolaysyla halka mal olmak bu noktadaki belirleyici kstastr. Gkalp, halktan kopuk sekinlerin uygarlk nam altnda teknik konulardan ziyade, ahlaki ve edebi deerleri aldklarndan ikayet etmektedir. Btn bu dncelerinde, onun deerlendirmelerinde belirleyici olan nokta da, toplumdaki birlik ve btnlk duygusudur. Halkyla sekini arasnda kopukluk olan, bu kopukluk kltr- uygarlk, baka bir deyile halkn tercihleriyle sekinlerinin deerleri arasndaki kopukluk ve atma, ortaya iki ayr ulusu karaca iddiasndadr. Gkalp, uygarln yararc, bencil, bireyci ve karc oluu ile kltrn yararc olmamas, zverili, kamucu ve idealist oluu arasndaki soyut kartl olutururken, bunu somut toplum modellerine dayandrmaktadr; liberal (ve Batl) toplum modeline kar solidarist model (Trk ve slam toplumlar ile belli baz Bat toplumlar). 14 Devamla da, kltrlerin kmesiyle emperyalist devletlerin yaygnlamas arasnda bir balant kurar. Emperyalizmi, byk lde liberal kapitalizmle alakalandrr. Gkalp iin adalama, Batllama ve Avrupa uygarl, kapitalizmin snai ve teknolojik baarlar ile bunu mmkn kldna inand pozitif bilimlerinden ibaretti. Gkalp, Trkln Esaslar [1923]nda, kltr ve uygarlk, milliyetilik ve enternasyonalizm arasndaki ilikiler konusunda eski grlerinin bazlarn yinelemitir. Ancak, milliyetilik mefkuresinin gereklemesini ve 1923te Cumhuriyetin kurulmas sonrasnda kaleme alnm olan bu yaptnda, enternasyonalizm ve uygarlk karsnda kltr ve milliyetilie daha nce tanm olduu arlkl vurguyu artrmad, tersine 12 Taha Parla, a.g.e., s. 64. 13 Kelime karl Anlaysz Trkler olan bu ibareyi, ehirli Trkler kyl, gebe Trkleri yermek iin kaba saba, oturmasn kalkmasn bilmeyen, adab- muaeret kurallarndan habersiz anlamnda kullanyorlard. Bunun karlnda gebe Trkler de, ehirli Trkleri yozlam olarak niteliyorlard. Dolaysyla bu ibareden Osmanl yneticilerinin Trk halkn dladklar ve aaladklar gibi bir anlam karmak, ar bir zorlamann ve Trk milliyetilii ideolojisi retebilmek ve merulatrabilmek iin bir kart yaratmaya dnk kara propagandac bir abann rndr. 14 Taha Parla, a.g.e., s. 67. hafiflettii gzlenmektedir. nceki dnemde yapt, ulusal kltr ile uluslar aras olan uygarlk arasndaki ayrm belirlemekti. Yeni dnemde ise, bu ikisi arasndaki fark azaltmaya gayret etmektedir. Gkalpe gre, bu yeni eserinde, bir ulusun toplumsal yaamlar, dinsel, ahlaki, dilsel, siyasi-hukuki, ekonomik, dnsel ve bilimsel yaamlardan olumaktayd. Aslnda bunlardan son ikisi, Gkalpin nceki dnemine ait eserlerinde, uygarla ait olarak deerlendirilen kategorilerdi ve ancak, halkn kltrne uyum saladklarnda, halk tarafndan kabul edildiklerinde ve o lde ulusal kltrn bir paras haline gelebilirlerdi. Kltr bir ulusun toplumsal yaamlarnn uyumlu bir btnln, uygarlksa ayn uygarlk grubuna (medeniyet dairesine) dahil olan eitli uluslarn toplam yaamlarn temsil ediyordu. Akl ve bilim ise, birleme noktalaryd. Bunlar bireysel iradeler tarafndan, yntem yoluyla yaratlyor; kltr rnleri ise ulusal vicdann esin kaynandan doal olarak tryorlard.15 1923 tarihli, Trkln Esaslarnda yer alan Hars ve Tehzib balkl makalesinde Gkalp, kltr ve uygarlk arasndaki mesafeyi daha da ksaltmaya almaktadr. Ona gre, hars halk kltrdr, demokratiktir, gelenekler, alkanlklar, adetler szl ve yazl edebiyat, dil, mzik, din ve ahlak deerleri ile halkn estetik ve ekonomik rnlerinden oluur. Buna karlk tehzib, yksek kltre denk dmektedir. Aristokratiktir, yksek tahsil grm aydnlara zgdr. Ancak, halk kltr de yksek kltr de ayn ulusal kltrden kaynaklandklar iin, sz konusu olan farkllk niteliksel bir farkllk deildir; gelimilik derecesidir. Hal byle olunca, yksek kltre sahip

olan aydnlar, kozmopolit deil, halka ait ulusal sekinler olarak kalrlar. Gkalpin dncesindeki bu deiiklik, ayn zamanda, lkenin geirdii deiimi de yanstmaktadr. Geirilen sava ve kurulan yeni devletin belli zellikleri, kurucu kadrolara ilikin duyulan gven ya da karizma, Gkalpin dncelerinde de kendisini gstermektedir. Gkalp, bu yeni durumun da aklamasn yapmaktadr. Olgun milliyetilik anlay, Ziya Gkalpin, kesinlikle ve aka dil ve kltr milliyetiliine dayanmaktadr. Dier uluslarn milliyetiliiyle bar ve karlkl sayg iinde birlikte var olmas istenmekteydi. Trk milliyetiliinin rk ve irredantist bir biimi olan siyasi Turanclk, Gkalpin bu dneminde yaynlanm makale ve denemelerinde gze arpmaz. Gkalpin milliyetilik konusundaki grlerini sistematik bir biimde toplayan eser Trkln Esaslar [1923]dr. Kitap, Trkln sistemi ve program zerinde younlamtr. Gkalpin milliyetilik konusundaki dncelerinin tarihi, onun eitli dnemlerde yazd makalelerin derlenmesiyle oluan Trklemek, slamlamak, Muasrlamaktaki yaklamlarna kadar uzanr. Konuyla dorudan ilgili makaleler, Trkln Bana Gelenler, Trk Milleti ve Turan ve Milliyet Mefkuresidir. Bu yazlar ayn zamanda, Gkalpin milliyetilie ya da millet idealine atfettii toplumsal ilevi de ortaya koymaktadr. Trkln Esaslarnda ise, sz konusu ideal ayn aklkla vurgulanm deildir, nk Gkalp, milliyetilik idealinin artk hedeflerini gerekletirmi olduunu dnmektedir. Gkalp Trklerin bir ulusal ykmllk, ulusal vicdan ve ulusal ideal duygusuna sahip olmayan, tamamyla farkl ve dank bireyler olduklarn, geri kalmlklarnn da kendini tanmamak ve milli mesuliyetini bilmemek durumundan ileri geldiini yazarken, toplumsal dayanma salayan belli bal normatif sistemlerden biri olarak milliyetiliin toplumsal ilevine iaret etmek istemiti. Gkalp iin nemli olan toplumsal dayanmadr. Milliyetilik de, bu dayanmann nemli bir gerekesidir. Bylece Gkalp iin, toplumsal dayanmay ve dolaysyla bir toplumun yaama gcn gvence altna alan normlarn ya da normatif sistemlerin bir hiyerarisi olduu grlmektedir. Milliyetilik ideali ise bu hiyerarinin en stnde yer almaktadr. Gkalpin siyasal-toplumsal kuram ampirik deil normatiftir, ama sosyolojik terimlerle ifade edilmitir.16 Gkalp iin, Trk toplumunun toplumsal dayanmas iin gerekli olan bir dier unsur da, ahlak tasavvuf biiminde dindir, yani slamdr. Milliyetilik ile birlikte toplumdaki dayanmay salamaktadrlar. Gkalpi ilgilendiren ey, slamiyetin ilahiyat ya da siyasi kullanm deildir; toplumsal ilevi zerinde durmaktadr. Dolaysyla, bireyci olmayan bir ahlak felsefesine dayanan analitik bir dayanmac toplum modeli oluturmaya alt sentezinde, Durkheimin sosyolojisini, zellikle ahlak bilimini sisteminin temel direinden biri olarak uyarlam olmas, rastlant deildir. te tam burada, tasavvufun, akn bir tanrya eriip katlma ilkesi; Gkalpin solidarist korporatist modelindeki toplumun bireye stnl ilkesine uygun dyor, des 15 Taha Parla, a.g.e., 69. 16 Taha Parla, a.g.e., s. 78. salyordu. Gkalp iin Trk milliyetiliinin kltrel-normatif bir sistem oluu gibi slam dini de, ahlaki-normatif tek bir sistemdi; her ikisi de toplumdaki dayanmann temellerini oluturuyordu. Mardinin doru bir gzlemle belirtmi olduu gibi, Gkalpi ilgilendiren slamiyetin teolojisi deil, toplumsal ileviydi. Dolaysyla, bireyci olmayan bir ahlak felsefesine dayanan analitik bir dayanmac toplum modeli oluturmaya alt sentezinde, Durkheimin sosyolojisini, zellikle ahlak bilimini sisteminin temel direinden biri olarak uyarlam olmas rastlant deildir. te tam burada, tasavvufun, akn bir tanrya eriip katlma ilkesi; Gkalpin solidarist korporatist modelindeki toplumun bireye stnl ilkesine uygun dyor, destek salyordu. 17 Ziya Gkalp, slam siyasal, hukuki ve teolojik ynlerinden nemsemez; toplumsal hayat ierisinde zellikle de siyaset dzeyinde belirleyici olmasn da istemez. Gkalp, siyaset alannn teokrasinin tm kalntlarndan temizlenmesi gerektiini ve yasama yetkisinin tmyle devletin elinde bulunmas gerektiini nermektedir. O daha ok, Osmanl-Trk toplumunun dayanmasn salayacak nemli bir unsur olmas ynyle slamla ilgilenir. Dinin modernletirilmesine ilikin dncelerinde de, amac, slam hukuki ve siyasal kurallarndan arndrmak ve tamamyla bir ahlak sistemi olarak i grr hale getirmekti. Nass ve rf kavramlar etrafnda gelitirdii dnceleri de bunu gsterir niteliktedir. Ayrca bu dnceleri, Durkheimin kuramna denk decek ekilde Tanr ile Toplumu zdeletirir nitelikler tamaktadr. Gkalp, nassn uygulanmasnda rfe zel bir nem verir; hatta yer yer rfn belirleyicilii daha yukardadr. Uriel Heyde gre, Gkalp, Tanr ile kul arasndaki tm ykmllklerin toplumsal vicdan tarafndan temellendirildiini dnmektedir. Byle bir yaklam ise, zaten ahlaki boyutu zerinde daha youn vurgularn yapld dinin zamanla daha da seklarize edilmesini dourur; aslnda bu yaklam da, daha nce deinildii zere, Durkheimc kuramda var olan Tanr ile Toplumun zdeliini getirmektedir. Gkalp iin, slam denince nemli olan tasavvuftur. Tasavvufi liderleri, Avrupadaki idealist felsefenin temsilcisi filozoflara benzetir. Oluturmaya alt pozitivist-idealist korporatist sisteme uygun olacak ekilde, sistemin idealist yanlarn tasavvufi ahlak anlayndan alr. Zira bu anlay, liberalizmin ykc olduu dnlen bencil bireycilik ynn trplediine inanmaktadr. Asl denedii, laik bir ahlak felsefesinin ve bilimsel bir toplum kuramnn, temelde tasavvuf felsefesi ve ahlakyla yaknln ve uzlaabilirliini gstermeye almak olmutur. Bu anlamda slamiyet, Gkalpin genel ahlak sisteminin sadece bir parasn oluturuyor, kltrel Trkln ve moral solidarizmini destekliyordu.18 Gkalp iin Bat kapitalizmi, baz ynlerini almamak kouluyla alnmas gerekli olan bir modeldir. O nedenle, Avrupann liberal siyaset ve dncelerine, liberal toplum modeline scak bakmaz; ayn oranda,

toplumsal btnl paralayc bir dnce ve aklama biimi rettii iin, sosyalist ya da komnist modele de ya- kn deildir. Onun benimsedii yaklam, toplumsal dayanmay ve btnl koruyacak, ayn zamanda toplumsal gelimeyi ve kalknmay salayacak bir modeldir. Bu modeli de, Durkheimin gelitirdii korporatist solidarist yaklamda bulur. Zira; Korporatizm, zel mlkiyet ve giriimin ncelii ilkesine dayanan kapitalist retim tarznn egemen olduu bir toplumu varsayan bir dnce sistemi ve bir dizi kuruma iaret eder. Korporatizm, tanm gerei, anti-sosyalist ve antiMarksisttir. Ayn zamanda, felsefesi, siyaset ve iktisat anlay bakmndan anti-liberaldir; ancak, anti-kapitalist deildir.19 Korporatizmin iki biimi sz konusu edilebilir: Dayanmac korporatizm ve faist korporatizm. Solidarizm, siyasal ve kltrel liberalizmin baz ilkelerini belli idealler halinde iinde hala barndryor olmakla birlikte, btnsel bir ekonomik, toplumsal ve siyasal rgtlenme modeli olarak liberalizmi reddeder. Liberal paradigmann tersine, korporatist modelde toplum, bireylerin toplamndan ibaret deildir; kamu yarar da piyasa mekanizmann grnmez bir el ileyiiyle salad dzen sayesinde, bireylerin olabildiince bilgili ve bilinli bir ekilde kendi zkarlarnn peinden komalaryla gerekleemez. Bu modelde toplum, bireylerin saysal toplamndan daha byk bir btn olarak grlr; bireyler karsnda kendi gereklii vardr, ncelik ve ayrcalklara sahiptir. Bireylerin kendi karlar iin almalar, zel mlkiyet ve giriimleri, 17 Taha Parla, a.g.e., s. 79. 18 Taha Parla, a.g.e., s. 85. 19 Taha Parla, a.g.e., s. 90. toplumsal dayanmaya hizmet ettii ve kendi bana bir stn deer olan kamu yararna zarar vermedii lde meru saylr. Solidarist korporatizmde mesleki gruplar ve bunlarn korporasyonlar, Bireyle devlet arasnda bir tampon ilevi grr. Mesleki gruplar ve korporasyonlar, aslnda bencil olan Bireylere kamu kar ruhunu aladklar gibi, sivil Toplumun moleklleri olan korporasyonlarn zerk yetki alanlarna Devletin el atmasn da engellerler. Gkalp, uygun bir toplumsal felsefeyle desteklendikleri takdirde, slamn ve milliyetiliin Bat dncesinin belli bir akmyla uzlamaz olmad grndedir. Gkalpe ve Durkheima gre, toplumsal olaylarn incelenmesinde temel zmleme birimi, en nemli toplumsal olgular olarak ele alnmas gereken kolektif temsillerdir; bunlarn da en nde geleni bir toplumun yelerince paylalan fikirleri, kltr ve deer yarglarn ieren maeri vicdandr (conscience collective). Durkheimin, btnn paralarn toplamndan daha byk olduu ve kendi gereklii bulunduu ilkesine uygun olarak ortak vicdan ya da kamu vicdan, bireysel vicdanlardan olumakla birlikte, onlardan ibaret deildir, bamsz bir gereklie sahiptir. Okuma nerileri Dipnotlarda knyeleri verilen eserler ve her bir dnrmzn yazda bahsedilen- belli eserleri haricinde Sabahattin Beyle ilgili olarak ayn zamanda onun sadk bir takipisi olduunu da unutmadan- Nezahat Nurettin Egenin Prens Sabahattin: Hayat, Eserleri ve lmi Mdafaalar (stanbul: Gne Neriyat, 1977)ye baklabilir. Sabahattin Beyin yazd her metin, Mehmet . Alkan tarafndan Gnll Srgnden Zorunlu Srgne (Btn Eserleri) balkl eserde derlenmitir (stanbul: Yap Kredi Yay., 2007). Adem-i merkeziyetilik tartmalar ile ilgili olarak ayrca bkz. Cenk Reyhan, Osmanlda ki Tarz- dare: Merkeziyetilik Adem-i Merkeziyetilik, Ankara: mge Kitabevi Yay., 2007; Cenk Reyhan, Osmanlda Liberalizmin Kkenleri: Prens Sabahattin (1877-1948), Ankara: mge Kitabevi Yay., 2008. Ziya Gkalp hakknda ok zengin bir literatr mevcuttur. Dipnotlarda zikredilenlere ek olarak bkz. Mehmet Karaka, Trk Ulusuluunun nas, Ankara: Vadi Yay., 2000; Uriel Heyd, Trk Milliyetiliinin Kkleri, ev. Adem Yaln, stanbul: Pnar Yay., 2001; Andrew Davison, Trkiyede Seklarizm ve Modernlik, ev. Tuncay Birkan, stanbul: letiim Yay., 2002; Hilmi Ziya lken, Ziya Gkalp, stanbul: Bankas Kltr Yay., 2007; smail Cokun ve Korkut Tuna (eds.), Ziya Gkalp, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yay., 2011. Friedrich LePlayin sosyolojik dnceleri, 1. Osmanl lkesinin problemlerinin tanm ve zm iin ilk kez .............................................. tarafndan kullanlmtr. 2. ......................................... , Trkiyenin bir ynetim sorunu deil, yap sorunu ile kar karya olduunu belirtmitir. 3. Bir siyasi parti program nitelii de tayan Trkiye Nasl Kurtarlabilir? balkl eser, sosyologlarmzdan ..........................................................e aittir. 4. II. Merutiyetten sonra sosyoloji alannda ilk yaplan tercmelerden biri olan Anglo-Saksonlarn Esbab- Faikiyeti Nedir? balkl almann yazar Fransz sosyal bilimci aadakilerden hangisidir? a) Edmond Demolins b) Henri Tourville c) F. Le Play d) A. Comte 5. Toplumlar kamucu ve bireyci toplumlar olmak zere ikiye ayran sosyologumuz aadakilerden hangisidir? a) Ziya Gkalp b) Sabahattin Beyc) Ahmet uayip d) Ahmet Rza 6. Emile Durkheimin sosyolojik dncelerini Trkiye koullarna uyarlayan sosyologumuz aadakilerden hangisidir? a ) Ahmet Rza b) Sabahattin Bey c) Sait Halim Paa d) Ziya Gkalp 7. Sabahattin Bey, ttihat ve Terakki Partisinin kurucularndandr. ( ) Doru ( ) Yanl 8. Emile Durkheimin sosyolojik dncesinin nemli kavramlarndan biri olan kolektif bilinin Ziya Gkalp dncesindeki karl millet uuru olmutur. ( ) Doru ( ) Yanl Cevaplar: 1. Sabahattin Bey / Prens Sabahattin 2. Sabahattin Bey / Prens Sabahattin 3. Sabahattin Bey / Prens Sabahattin 4. (a) Edmond Demolins 5. (b) Sabahattin Bey 6. (d) Ziya Gkalp 7. Yanl 8. Doru 9. 6.Hafta e-Ders Kitap Blm 6. Ders ADA SOSYOLOJ TEORLER I ZET Sosyolojik inceleme yapan birisi, sosyolog, aratrma konularna zihinleri btnyle bo olarak yaklamazlar. Konular ne olursa olsun, incelemekte olduklar olayn belli ynleri zerine younlamakta, younlaabilmektedirler. Aratrma konularna belli kabuller ile yaklarlar, baz aratrma yntemlerine

arlk verirler ve cevap aradklar belli sorular bulunmaktadr. Bunun anlam, aratrmalarnn, sosyolojik teorilerin gelitirdii ekilde olaylara bak tarzlarna dayanmaktadr. Teoriler bunlar aklayc ve sistemli olarak ortaya koyar. Sosyal teorisyenler, varsaymlarn sistematik olarak gelitirirler ve teorilerinin toplumsal hayat ne lde aklad kapsaml olarak anlatmaya alrlar. Bundan daha da nemlisi, davran ve toplumlarn ileyi biimleri ve sreleri ile ilgili yeni genel anlaylar gelitirirler. Bu blmde, zellikle II. Dnya Sava esnasnda ve sonrasnda gelitirilen ve sosyolojik aratrmalarda yay- gn bir ekilde kullanlan belli bal sosyolojik teorilerin genel bir deerlendirilmesi yaplacaktr. Toplumsal dnyada insanlar karlkl iliki halinde bulunurlar, baka bir deyile, toplumsal etkileim halindedirler. Sosyolojik teori, toplumsal dnyay aklamak iin bir model nerir. Son derece soyut bir eydir sosyolojik teori. Zira toplumsal etkileim hakknda konumak, aile ve okul gibi ilevsel olarak birbirlerinden farkl toplumsal sistemlerden bahsetmek demektir. Bunlarn ounluu da, toplumsal gereklii bir btn olarak kavrama ve aklama iddiasnda bulunan, ancak yalnzca uzmanlar tarafndan anlalabilen zel dillerdir. Sosyolojik teoriler, yalnzca gereklii resmeden birer model ya da gerekliin yeniden ina edilmesinden ibaret bir ey deildir; onlar ayn zamanda [toplumsal gereklie ait] paralarn nasl bir araya getirilebileceini anlatan birer kullanma klavuzudurlar.1 nsanlarn davranlarnn gzlemlenmesi ve bu gzlemler sonucu ortaya konan davran kurallarnn yeniden yaplandrlmas sonucu ortaya ktklar, dolaysyla da insana bir tr yaam klavuzluu teklif eden felsefe, ideolojiler ya da dinler gibi sistemlerden farkl olarak- bilimsel olduklar iddiasn tarlar. Fakat bu ayrtrmann ne lde geerli olduunun youn bir ekilde tartld hatrda tutulmaldr. Teorilerin toplumsal gereklii ve gndelik hayatn ileyiini paralara ayrarak, paralar arasndaki ilikileri soyutlayarak ele alma abas, teorilerin gereklikle ilikisinin baz zamanlar ortadan kalkmas gibi riskleri de iinde barndrr. Soyut ve uzmanlara hitap eden dili nedeniyle teori, ou insan iin skc da olabilir. Ancak gndelik sohbetlerde, gazete kelerinde ya da televizyon talk-ov programlarnda konuulan tre cinayetleri, okullardaki cinsel taciz ya da iddet, evlilik yann ykselmesi ya da boanma oranlarnn artmas, nfusun yalanmas vs. gibi pek ok konu aslnda skc bulunan bu kuramlar eliinde ya da glgesinde konuulur. phesiz sosyolojik teorilerin skclna ve soyutluuna karn, gerek hayat ok daha renkli ve canldr. Sosyolojik teorilere ihtiyacmzn olup olmad elbette tartlabilir; ancak Bizim bu konuda ne dndmzn bir nemi yok; gndelik hayat kuram olmakszn ifade edemeyeceimiz apak ortada duruyor. Zira kuram, bahsedilen gereklik hakknda varsaymlar yrtmek ve bunlarn vuku bulmasn ummaktr.2 Gnlk rutin ilerimizden daha kapsaml ve uzun vadeli toplumsal olgulara ne olduklarna, nasl meydana geldiklerine, nasl ilediklerine, nereye varacaklarna, nasl davranmamz gerektiine, neden belli bir biimde davranmamz gerektiine vs. varncaya dek- hemen her ey hakknda bir teorimiz vardr. Her gn hayata yeniden sfrdan balamamak iin, irili ufakl pek ok saydaki bu teorilere ihtiya duyarz. Gerekte, toplumsal hayatta ileyen bu trden pek ok teorinin varln gnlk rutin ilerimizde hissetmeyiz bile. Alkanlk haline gelmitir bizim iin; o alkanlarmza gvenerek gnlk hayatmz sorunsuzca yrtrz. Bir aksama olduunda, varln fark edemediimiz yaplarn, sistemlerin ve teorilerin zerine dnmeye balarz. Comte, Marx, Durkheim, Weber, Simmel gibi klasik sosyal teorinin kurucu isimleri, iinde bulunduklar toplumlarn yaad hzl deiimin toplumsal doasn ve sonularn kavramaya ve yorumlamaya altlar. Bu aba; bir yandan yaanlan deiimin doasn anlamaya dnkt, dier yandan da sz konusu deiime yn vermeye. Bu urata her bir dnrn toplumsal hayat anlamak iin belirleyici nclleri dierlerinden farkl idi. rnein Durkheim ve Marx bireye dsal glerin gc zerine younlarken, Weber bireylerin d dnyadaki yaratc eylemde bulunabilme yeteneklerini merkeze alyordu. Marx ekonomik sorunlarn nceliine iaret ederken, Weber daha geni etkenler dizisine vurgu yapmaktayd. nsanlk tarihi boyunca yaanan deiimi bilimsel olarak aklama iddiasn tamakla birlikte, her birisinin bu tarihin temel dinamiinin ne olduuna ilikin nerisi farklyd. Bilimsellik iddias ve dnsel rakiplerinden daha bilimsel olduunun veya ilgili alanda yegane bilimsel gr olduunun kabul edilmesi, o teorinin, bugnn ve gelecein toplumuna yn verme hakkn dnemin dnyevi ve metafizik dnyaya ilikin her tr dzenlemenin yegane meru kayna olarak akln ve bilimin grlmesi nedeniyle- bilimsel olarak elde etmek asndan nemliydi, hala da yledir. Klasik sosyal teori ierisinde ne km yukardaki isimlerin dnceleri etrafnda gerekletirilen tartmalar sosyoloji tarihi boyunca karmza kar. Toplumsal hayat ve gereklii aklama aba- Rudolf Richter, Sosyolojik Paradigmalar, ev. Necmettin Doan, stanbul: Kre Yay., 2012, s. 10. Rudolf Richter, a.g.e., s. 14. lar, sonraki yllarda yukarda isimleri zikredilen dnrlerle belli etkileimleri bulunan- farkl kuramlar tarafndan srdrlmtr. Burada, sz konusu bu nisbeten daha yeni tarihli baz kuramlar ele alnacaktr: Yapsal-ilevselcilik, atma teorisi, sembolik etkileimcilik, fenomenolojik sosyoloji, postmodern sosyal teoriler, feminist teori. 1. levselcilik, Yapsal-levselcilik ve Yeni-levselcilik levselcilik; toplumu, bir istikrar ve dayanma ortaya karmak zere- farkl paralar birlikte ileyen bir sistem olarak grmektedir. Bir sistem ilevsel terimlerle kavramlatrlrken, bu sistemin ve unsurlarnn nasl altna ilikin bir dizi varsaym oluturulur. Bunlar arasnda ne kan tanesi vardr: (1) Bir sistemin eleri ilevsel olarak karlkl iliki iindedir; (2) Bir sistemin oluturucular bu sistemin sregiden ileyiine genellikle

olumlu katklarda bulunurlar; (3) Pek ok sistem dier sistemler zerinde etkide bulunur. Bunlar ayn zamanda tm bir organizmann alt sistemleri olarak grlebilirler.3 Bu teoriye gre, sosyoloji, toplumun paralarnn birbirleriyle ve bir btn olarak toplumla ilikilerini incelemelidir. levselcilik; bir toplumsal pratik ya da kurumun ileyiinin aratrlmasn, o pratik ya da kurumun toplumun varlnn devamna yapt katknn zmlenmesi olarak grr. Charles Darwin, Herbert Spencer, Auguste Comte ve Emile Durkheim de dahil olmak zere ilevselciler, toplumun ileyiini canl bir organizmann ileyiiyle mukayeseli bir biimde ele alrlar. levselci yazarlarn toplumun ileyi biimini aklamakta kullandklar genel benzetme, srekli deien bir evrede varln srdrebilmek iin koullara adapte olmaya ve evrimlemeye, dengesini korumaya ve kendi bedeninin her parasnn dzgn ekilde ilerliini salamaya alan bir organizma benzetmesidir. levselciler toplumun paralarnn tpk insan bedeninin deiik organlarnda olduu gibi, toplumun btn iin yararl olacak biimde birlikte altklarn ileri srmektedirler. nsan bedeninde her bir organn nasl bir ilevi varsa, toplumda da her bir olgunun, her bir kurumun toplumun btnl ve sreklilii iin grd bir ilev vardr. Dahas, paralar/kurumlar ilevlerini yerine getirdikleri mddete vardrlar. Dolaysyla bir toplumsal bileenin ilevinin tahlil edilmesi de, onun toplumun varlnn srmesinde yklendii ilevi/grevi anlamak anlamna gelir. levselcilere gre, toplumun normal hali dzen ve denge iinde olmasdr. Bu dzen ve denge ise, toplumun yeleri arasndaki ahlak mutabakata/konsensusa baldr. Toplumsal uyuma ve dzene verdii ar nem nedeniyle ilevselcilik, ampirik deime srelerine aklk getirmede yetersiz kalan bir yaklamdr: (...) aka belirtirsek, ilevselcilik toplumsal deimeyi aklama yeteneine sahip olmayan bir toplum grdr.4 Kayna Talcott Parsons (1902-1979)n yazlar olan yapsal-ilevselciliin toplum modeli II. Dnya Savandan sonra uzun bir sre, zellikle de 1930-1970 arasnda ABD ve Avrupadaki sosyolojik dnceye egemen oldu. Kresel bir toplum kuram gelitirmek amacyla klasik sosyologlarn, zellikle de Durkheim ve Max Weberin grlerinden bolca yararlanan Parsonsn yapt ey ilevselcilie yapy getirmesi, toplumun kendi yelerinin stnde ve tesinde kendine ait bir hayata ve yapya sahip canl bir varlk olduu dncesini teorik ve bilimsel bir nerme haline getirmesidir.5 Parsons, ilevselcilerin hayatta kalmak iin srekli dengesini korumaya alan (deien dnyaya adapte olmaya alan) bir canl organizma olarak toplum benzetmelerinin yan sra, toplumu aklamak iin sistemler yaklam kullanr. Ona gre toplumlar, birbirinden olduka farkl alt-sistemlerden oluan, hepsi birbiriyle karlkl iliki ve bamllk iinde bulunan, bamsz ve kendine-yeten sistemlerdir. rnein ekonomik sistem nitelikli ii iin eitim sistemine, okullar gelecekteki rencileri iin aileye bamldr. Bu alt-sistemlerin her biri, bir toplumun varln srdrebilmek iin yerine getirmesi zorunlu olan 4 temel ihtiyacn karlanmasn salarlar: (1) Adaptasyon (Adaptation-A); (2) Amaca ulama (Goal Attainment-G); (3) Btnleme (Integration-I); ve (4) Varln srdrme (Latency-L). Bunlar, literatrdengilizce kelimele3 Mark Abrahamson, levselcilik, ev. Nilgn elebi, Konya, 1990, s. 3-5. 4 Anthony D. Smith, Toplumsal Deime Anlay: levselci Toplumsal Deime Kuramnn Bir Eletirisi, ev. lgen Oskay, zmir: Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 1988, s. 2. 5 Martin Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, mit Tatlcan ve Glhan Demiriz (yay. haz.), Bursa: Sentez Yay., 2007, s. 375. ba harflerinin bir rin araya getirilmesi suretiyle- ksaca A.G.I.L. olarak bilinir. Durkheimden gl bir biimde etkilenen Parsons, temel deerler sistemini istikrarl ve etkili bir sosyal sistemin kalbi ve damarlarndaki kan olarak grr. Bu temel deerler sistemi, uygun ekilde kurulduunda, sadece tm farkl alt sistemlerin mkemmel ezamanlln salamakla kalmayp, bireyin entegrasyonunu temin eden deerler kodu ve normlar setinden oluur. Temel deerler sistemi sayesinde, herkes ve her ey mkemmel uyum iindedir ve sistem dzgn olarak iler. Her biri kendine has bir kiilie, tutku ve arzulara sahip olan bireyler; sosyalleme, toplumsal kontrol ve rollerin gerei gibi oynanmasyla toplumsal btnlemeye dahil edilirler. Her birey, toplumsal hayat ierisinde birbirinden farkl pek ok rol yerine getirmek zorundadrlar; her ne kadar dsal baz zorlamalar sz konusuysa da, bireyin kendisinden beklenen rolleri yerine getirmesinin kayna insanlarn sosyal sisteme olan ballklardr. Bu isel motivasyonun kayna, etkin bir sosyallemedir. Bu noktada Parsons da, Durkheim gibi, temel deer sisteminde ahlaklln nemine vurgu yapar. nsan eylemini otomatik, dsal zorlamaya dayal ya da bencil tepkiler eklinde aklayan davran yaklamlar reddeden Parsons, yine Durkheim ve Weberin grlerinden yararlanarak, sistematik toplumsal sistem analizini bir toplumsal eylem teorisiyle birletiren tutarl ve iradeci bir toplumsal sistemler teorisi gelitirmek amacndadr. Bylece btn bir bireysel ve grupsal etkinlikler kaosundan bir toplumsal dzenin nasl ortaya ktn, varln nasl srdrdn ve bireyi toplumla nasl btnletirdiini aklamaya alr. Btn bu abasna ramen, Parsonsn insan doas anlay, ar determinist olduu, insanlar kiilik ve zgr iradeden yoksun kuklalar gibi grd gerekesiyle eletiriye uramtr. Onun teorisi, toplumsal konsensse ve dzene ar vurguda bulunan, iktidarn etkisini gz ard eden, hzl, zellikle de devrimci deimeleri aklama yeteneinden yoksun, muhafazakar bir yaklam olarak deerlendirilmitir. Ayrca fazlasyla ABDye zg bir yaklam olarak grlm, soyut ve etrefil dili nedeniyle de eletirilmitir. Parsonsn ak ilevler ve rtk ilevler ayrmyla mehur Robert K. Merton ve btnletirici bir g olarak atma fikrinin sahibi Lewis Coser gibi iki rencisinin youn uralar, yapsalc-ilevselci

teorinin zayflamasn yalnzca geici olarak durdurmutur. 1970lerden itibaren Karl Marx ve Max Weberin daha radikal ve atmay merkeze alan yaklamlar Avrupada ve ABDde daha etkin bir konuma geldiler. levselcilik youn akademik eletiriler alsa da, onun miras olduka nemlidir. (...) Parsonsn fikirlerinin ou 1980lerde yeni-ilevselcilik tarafndan, zellikle Jeffrey Alexander4n almasyla ve hatta bu yaklam ve kavramlardan yararlanan [Jrgen] Habermas ve [Niklas] Luhman gibi yazarlarn sistem yaklamlaryla yeniden canlandrlm ve yenilenmitir. Gnmzn atmalarla dolu ve blnm dnyasnda, yapsal-ilevselcilik, olduka muhafazakar, hatta arkaik ve sosyolojik aklamayla daha az ilintili olarak grnse bile, sosyolojinin bamsz bilimsel bir disiplin olarak kurulmasnda temel bir adm oluturmutur. O sava-sonras Bat dnyasn hakimiyeti altna ald ve halen toplumsal dzen ve btnlemenin aklanmasnda byk bir deere sahiptir.6 Jeffrey Alexander; ilevselciliin genel bir okul olarak anlalabilecei, zira Parsonsn almalarnda sistemli bir kuramdan ziyade ayn yaklamn birok farkl biimine rastland grndedir. Alexander, ilevselcilii bir kuram olarak grmez. Ona gre ilevselcilik, toplumsal kurumlar ile onlarn ortamlar arasndaki sembiyotik ilikilere odaklanm bir betimlemedir ve bu haliyle, istikrar (dengeyi) analiz yapmann referans noktalarndan birisi saymakta, yapsal farkllamay ise toplumsal deiimin nemli bir biimidir. Eylem ve sistem, Parsonsta olduu gibi, Jeffrey Alexanderda da merkez kavramlardr. Bu kavramlar makro-mikro kartlklar temelinde deerlendirmektedir. Alexander, bir talihsizlik olarak grd bu iki alan birbirine kart olarak ele almak istemez; en azndan aralarnda keskin bir izgi ekmek istemez. Bu durum, olsa olsa, bulgusal anlamda bir fayda salar ve kurumsal anlamda da olgular tasnif etmede i grrd. Makro-mikro, yap-eylem, yap-zne, toplum-birey gibi klasik sosyal teoride kartlklar olan ele alnan dzeyler, gerekte, srekli olarak birbirleriyle etkileim halindedirler. Makro mikroyu etkiler, bunun Martin Slattery, a.g.e., s. 381. de geerlidir. nsan etkileim, eylemleri etkileyen yaplar retir. tersi Alexander sistemi makro analiz dzeyinde, toplumsal eylemi de mikro dzeyde deerlendirir. Her ikisinin ilikisinden sistemi reten toplumsal eylem ve toplumsal eylemle sonulanan sistem ortaya kar. Toplumsal eylem, eylemin oluumunda ayn anda etkili olan yorum ve strateji belirleme eklinde iki dzeyden oluur. Bu toplumsal eylem sistemi retir. Sistem, Parsonsta olduu gibi, bir eylem sistemidir; fakat Alexander sistemi kltr, toplum ve kiilik olmak zere alt sisteme ayrr. Bu sistemin her birisi ayn anda vardrlar ve birbirlerini bir dizi biiminde tetiklemezler Yapsal-ilevselcilie dayanan fakat ayn zamanda, fenomenolojik sosyoloji gibi, zneye ve eyleme younlaan mikro kuramlar yeniden ina eden karmak bir toplum modeli gelitirmeye alan Jeffrey Alexander, dnceleriyle, sistem kuramnn o determinist yaklamndan ciddi lde uzaklar. 2. atma Teorisi atma teorisyenleri, toplumlar ve toplumsal kurumlar bir arada ileyerek denge yaratan, birbirlerine dayanan ksmladan oluan sistemler olarak gren ilevselciliin aksine, toplumu bireylerin, gruplarn g elde etmek iin birbirleriyle mcadele ettikleri ve atmann denetim altna alnmasn bir grubun geici bir sre iin rakiplerini bastrd bir arena olarak deerlendirirler. atma teorisi, temel olarak iki farkl gelenekten beslenir. Bunun da tesinde, atma teorisi ierisinde deerlendirilen sosyologlar arasnda farkllklar bulunmaktadr. Fakat yine de, bu homojenlii gevek olan bu teori kapsamnda deerlendirilen isimlerin ortaklatklar temel nokta mevcuttur: (1) nsanlarn hepsi baz temel karlara sahiptir. (2) Tm atma yaklamnn merkezinde, toplumsal ilikilerin ekirdei olarak g (power) bulunur. (3) Deerler ve dnceler, btn toplumun kimliini ve hedeflerini belirleyen aralar olmaktan ziyade, farkl gruplarn kendi amalarn gerekletirmek zere kullandklar silahlardr. atma teorisi, temel olarak, birbirinden farkl iki gelenekten beslenir: (1) Karl Marx (C. Wright Mills, Frankfurt Okulu [Eletirel Teori], Pierre Bourdieu); (2) Max Weber (Ralf Dahrendorf, Lewis Coser, Randall Collins). Bu iki temel gelenein yan sra, bir de farkl bir yaklam sergileyen Georg Simmel ve Chicago Okulundan da etkilenen atma teorisini kullanan sosyologlar bulunmaktadr. Eletirel Teorinin kkeni, Frankfurt niversitesinde 1923te kurulan Frankfurt Sosyal Teori Okulunda birlikte alan bir grup Marxist ve Yahudi akademisyenin almalardr. Merkezin ilk mdr Theo Grnbergdi, fakat okulun motor gcn Theodor Adorno ve Max Horkheimerin almalar oluturuyordu. Walter Benjamin, Erich Fromm, Herbert Marcuse ve daha pek ok dnr merkezle ilikili olmulard. II. Dnya Sava koullarnda almalarnn bir blmn ABDde gerekletirmek zorunda kalan Frankfurt Okulunun yaayan son yesi Jrgen Habermastr. Eletirel Teori, asla tek bir dnce olmamasna ve ye yaps srekli deikenlik gsteren bir okul olsa da, bu isim altnda deerlendirilen isimleri birletiren noktalar; ortodoks Marxist dncenin ada olaylar nda yeniden deerlendirilmesi ve zelde totalitarizmden nefret, Nazi Almanyas ve Sovyet komnizminin otoriter rejimlerinin bireysel zgrlklere ve insanla kar yarattklar tehditler ve kapitalizmin baskc ideolojisidir. Eletirel Teoriyi tek ve birleik bir sosyolojik dnceler topluluu olarak tasnif etmek zordur. Okul; Marxizmi Freudcu kavramlarla, felsefeyi psikanalizle, ekonomik aratrmay aileden kitle iletiim aralarna, ekonomi ve devlete kadar birok sosyolojik alanla ilikili- tarihsel ve kltrel analizlerle birletirmeye alan disiplinlereras bir yaklam temsil etmektedir. Okulun almalarn younlatrdklar alanlar olarak karmza u drt temel konu kyor: (1) Modern bilimsel analizin temeli olarak, bir bilgi teorisi olarak ve modern sosyolojinin temeli olarak

ciddi bir pozitivizm ve amprisizm eletirisi. (2) Gelimi toplumlardaki yeni egemenlik biimlerinin analizi. (3) Kltr endstrisi analizi. (4) Modern toplumda bireyin greli zerkliinin bile neredeyse ortadan kalkma eilimi sergiledii, rasyonallemi, otomatlam, tamamen idare edilen bir dnya haline gelme eilimindeki bir ada, bireyselliin varln srdrebilecei konusundaki karamsarlk. Wright Mills (1916-1962), ABDdeki sosyal bilimler kurumuna kar gelen C. bir asi olarak deerlendirilmektedir. Akademisyenliinin yan sra aktivist yanyla da tannan Mills, pek ok sosyoloun dnemin temel problemleriyle yzlemekten kandn, oysa sosyolojinin grevinin bu problemlerle yzlemek ve onlar eletirel bir perspektiften analiz etmek olduuna inanr. Amac toplumu aklamak kadar sosyal reformlar da yapmak, Amerikan toplumuna sosyolojiyi tantmak ve sosyolojik tahayyl gelitirilebilmekti. Amerikan liberalizminin kritik eii atna ve bu yzden bir rehavet dnemine girdiine inanan Mills, Weberin ve giderek Marxn atma teorisine ynelir. Souk Savan iki tarafnda da yaanan amzn ahlaki rahatszlndan, kitlelerin siyasal ve toplumsal sekinlerin kontrol altna girmeye balad bir dnemde ada aydnlarn manevi liderliklerini srdremediklerinden ve modern sosyal bilimlerin teorik ve yntemsel yetersizliklerinden ikayet eder. Trkeye de evrilen Toplumbilimsel Dn, ktidar Sekinleri, Dinle Yankee! gibi eserlerinde de bu dnceleri dorultusunda toplumsal hayatta olan biteni en ak bir dille analiz etmeye gayret gstermitir. Pierre Bourdieu (1930-2002), toplumun, snflar ve snfa dayal karlar ve ideolojiler balamnda zmlenebileceine ilikin Marxist gre kar kar. almalarnn byk bir ksm, eitimin ve kltrel faktrlerin bamsz rol ile ilgilidir ve modern toplumlarda okul ii eitim kurumlarnn nemini vurgular. Toplumlar snflar esasna zmleme yerine, bir alan kavram kullanr; yani, tpk bir oyunda olduu gibi, insanlarn manevra yaptklar, stratejiler gelitirdikleri ve arzu edilen kaynaklar iin mcadele ettikleri toplumsal bir alan: Bourdieu akademik alan, dinsel alan, ekonomik alan ve g alanndan sz eder. Ona gre bir alan, onun iinden g ilikileriyle yaplandrlm bir toplumsal statler sistemidir. Farkl alanlarn olduka zerk olabileceini ve daha karmak toplumlarda birbirinden olduka farkl pek ok alann olabileceini vurgular. rnein modern toplumlarda politika profesyonelletirilmi ve zerklik kazandrlmtr, kendine zg kurallar vardr ve politikann ileyi tarz ve salad g, ekonomik srelerin bir ilevi olarak grlemez. Nihai noktada, farkl alanlardaki g ok hayat olan farkl sermaye ekillerine baldr. Bourdieu, temel sermaye tipi olduunu iddia eder: (1) Ekonomik sermaye, (2) Toplumsal sermaye; ve (3) Kltrel sermaye. Bunlardan birincisi, ekonomik kaynaklara egemendir; ikincisi ise ilikilere. zerinde en fazla durduu sermaye tipi ise, ebeveynlerin ocuklarna verdii kltrel sermayedir. Farkl snflar arasndaki zevklerin nasl farkllat zerinde durmutur, fakat en byk ilgisi kltrel sermayenin bireylerin eitim srelerini, baarl ya da baarsz olma durumlarn vs. nasl etkilediine ynelikti. . Bourdieunun teorisi; bir ekonomik snfn kendi kendisini yeniden nasl rettii ve ayrcalklarn bir son- raki kuaa nasl aktard ile ilgilidir. Bu noktada kltrel sermaye olduka aklaycdr. Kltrel sermaye ile tahlillerini gelitirirken Bourdieu, kilit nemdeki habitus kavramn gelitirmitir. Habitus, nesnel artlar altnda oluturulan ancak bu artlarn deimesinden sonra bile devam etme eiliminde olan, kazanlm ve sreklilii olan bir alglama, dnce ve eylem emalar sistemidir. Bu allmlk, Bourdieuya gre, snfsal yeniden retimin anahtardr. (Oscar Lewisin gelitirdii mehur Yoksulluk Kltr kavram burada hatrlanmaldr.) Modern atma teorisinin Weberin etkisinde gelien ikinci yaklamnn- nde gelen isimlerinden biri Ralf Dahrendorf (1929-2009)tur. Dahrendorf, Marx gibi, sanayi toplumlarnda toplumsal deimenin temel dinamii olarak tanmlar. Ancak Marxtan farkl olarak analizini, retim aralarnn mlkiyetine sahip olmak veya olmamak zerinden deil, iktidar (g) ve zelde otorite konumlarna katlma ve dlanma zerinden yapar. Yaklamlar, Talcott Parsonsn ve dahil olduu yapsal-ilevselci akmn yaklamlarna alternatif olarak gsterilen Dahrendorfa gre, sosyolojik analiz toplumsal dayanma ve deerler uzlasna deil, deime ve atmaya younlamaldr. Dahrendorfa gre otorite bireylerde deil meru g konumlarnda bulunur; otorite konumlar bu konumlarn sahiplerine g salar ve tabi olanlardan onlara itaat etmeleri beklenir. Otorite, tabi konumdakileri zorlayacak ve onlar kontrol edecek bir yaptrm gcne ihtiya duyar. Fakat otorite konumlar sabit deildir ve kii belirli bir konumda egemen iken, baka bir konum veya ilikide tabi konumda olabilir. Gecekondu blgelerinde yaayanlar arasndaki hemerilik ya da himaye sistemindeki ilikiler buna rnek verilebilir. Blgenin nde gelen kiisi, kendilerine toprak, gecekondu veya i temin ettii hemerileri karsnda egemen konumda olabilir; ancak mahalli ya da merkezi idareler ve siyaset karsnda tabi konumda bulunabilir. Otorite dalmnn yaratt egemen ve tabi konumlar dncesi Dahrendorfu kar gruplar ve kar ilikileri kavramlarn gelitirmeye yneltir. Her iliki ve organizasyonda otorite konumundakiler statkolarn srdrmeye, tabii konumdakiler de deitirmeye alrlar. Dolaysyla bu iki kesimin ilikisini srekli olarak bir kar atmas oluturur. Bu kar atmas, baz durumlarda ilikileri zayflatr; baz durumlarda gizli olabilir, bazen ak savaa dnebilir. Dahrendorf toplumda grup ayrr: (1) Yar gruplar; (2) kar gruplar; ve (3) atma gruplar. Bu tipleri ayrca (1) gevek ilikiler, (2) kar gruplar, ve (3) toplumsal dzene fiilen meydan okuyan gruplar eklinde yeniden snflandrr. Marxn aksine, lmpen proleteryann nihayetinde ve kanlmaz olarak bir atma grubuna veya devrimci bir snfa dneceine inanmaz. Bunun iin koullarn uygun olmas

gereklidir. Snf dayanmas da, snf atmas da farkl durumlarda farkl ekillerde yaanabilir. Bir dnem snf ii dayanmann artmas gzlenebilirken refahn artt dnemlerde snf iin geveme sz konusu olabilir. Marx, sanayilemenin artmasyla birlikte kapitalist toplumlarda snf dayanmasnn ve dolaysyla snf atmasnn da artacana iddia ediyordu. Ancak Dahrendorfa gre, teknolojinin artmasyla birlikte bunun tersi bir durum sz konusu olacaktr; zira bu srete ii snf farkllaacak ve kendi iinde blnecektir. Artan uzmanlamayla birlikte, ii snf cret, stat ve becerilerdeki farkllamalar yznden birlemekten ok byk bir farkllama ve blnmeye urayacaktr. Dahrendorfa gre, srekli atma sadece normal ve kanlmaz olmakla, sadece kademeli olarak ve ara sra gerekleen radikal toplumsal deiimlerin kayna olmakla kalmayp, toplumsal dzen ve btnlemenin de temelidir, kaos ve dzen arasnda sonsuz bir gerilim mevcuttur. Bu anlamyla Dahrendorf, atma ve uzla/ denge teorileri arasnda bir kpr kurmaya uraan bir dnrdr. 7 Lewis Coser (1913-2003), genlik yllarnda Marxist hareket iinde bulunmutu; ABDdeki yllarnda ise Marxist olmamakla birlikte sosyalist dncelere sahip olmay srdrmtr. Yukarda da belirtildii zere, Parsonsn rencisi de olmutur. Yazlar her zaman iin siyaset ve toplumun yaps arasndaki iliki zerine olan ilgisini yanstmaktadr. Coser, atma teorisi ierisinde deerlendirilen dnrler arasnda Marx ve Weberin yan sraGeorge Simmelin zmlemelerinden en fazla beslenen isim olarak gzkyor. En ok da, atma a ya da toplumu hem bir arada tutan, hem de mcadele reten kesien sadakatler ile ilgilenmitir. Bu erevede onun en nemli almas olan The Functions of Social Conflict [Toplumsal atmann levleri] (New York: The Free Press, 1956), Simmelin dank ve blk prk grlerinin aklanmas ve gelitirilmesi olarak deerlendirilmektedir. Coserin atma teorisine olan katklar iki noktada ne kmaktadr: (1) Toplumsal atmay grup karlarna kar olan faktrlerden daha baka faktrlerin sonucu olarak ele almas; (2) atmann toplumsal kkleri ile ilgili olarak fazla bir ey sylemez, ancak daha byk bir toplumsal dengelilik ve deiim dahil- atmann farkl muhtemel sonular arasnda ayrm yapmas. Coser, atmann kkenlerini tartrken, insan psikolojisi ve duygularnn oynad roller zerinde oka durmutur. nsanlarda saldrgan veya dmanca gdler bulunduu hususunda Simmel ile ayn fikirdedir ve yakn ve sk ilikilerde hem sevgi hem de nefretin bir arada bulunduunu vurgular. Ona gre, yakn olmak, gcenme duygularnn gelimesine bol frsat salayacak demektir ve bylece atma ve anlamazlk, mutlaka dengesizlik durumu veya bozuma iaretleri olmayp, insan ilikilerinin bir parasdr. Dmanlk ve atmann alaca ekiller, ilgili toplumsal yaplarn farkllklarna gre deikenlik gsterir. rnein, ocuklarn ebeveynleri ile yaadklar atma; iddet bakmndan devletler arasnda yaanan atmalardan farkldr, ancak ayn zamanda ocuklarn ekonomik bamszlklarn elde etmi olup olmadklarna, ocuklarn yetikin rollerine ulama yollarnn ak olarak belirlenmi olup olmadna, ekirdek aile dndaki Dahrendorf un grleri iin bkz. Martin Slattery, a.g.e., s. 181-187; Alev Erkilet, Toplumsal Yap ve Deime Kuramlar, Ankara: Hece Yay., 2007; Ruth A. Wallace ve Alison Wlof, ada Sosyoloji Kuramlar: Klasik Gelenein Gelitirilmesi, ev. Leyla Elburuz ve M. Rami Ayas, zmir: Punto Yay., 2004, s. 139-149; Margaret M. Poloma, ada Sosyoloji Kuramlar, ev. Hayriye Erba, Ankara: Gndoan Yay., 1993, s. 115-127. aile fertlerinin pratik ve duygusal dier destek salayp salamadklarna vs. bal olarak farkl yaplarda ve farkl durumlarda farkl sonular douracaktr. Coser, bu noktada, bylesi yapsal faktrlerin insanlarn duygular ile olan etkileimleri zerine younlar. Cosere gre toplumsal atma toplumsal deiime yol aar. Fakat daha fazla ilgilendii husus, atmann toplumsal ya da grupsal i btnl, i dayanmay ve kimlii koruyup gelitirmedeki roldr. Bu ynyle, yani grup birliinin salanmas ve korunmas hususu daha ziyade ilevselcilikle ilikili bir konu olarak karmza kar. Coser de, ilgi dzeyinde ilevselcilere yaklar. Bir grubun/cemaatin devam etmesi ve birlik halinde kalmasnn mutlaka istenen bir ey olduu ya da atmann grup/cemaat iin bir ileve hizmet etmek amac ile ortaya kt eklindeki ilevselci yaklamlar benimsemez. Birlik, Cosere gre, atmann mmkn sonularndan sadece bir tanesidir. Coser, grup/cemaat ii atmalar ile grubun/cemaatin dnda olan atmalar arasnda ayrm yapar. D atmann, grubun kimliinin tespit edilmesi asndan gerekli olduunu dnr. Baka bir deyile, d atmann grup bilincini ve bir toplumsal sistem iindeki dier gruplar ile kendisi arasndaki farkllklar ayrtrarak ve kuvvetlendirerek, grup kimliini yerletirdii grndedir. atma konusunda Durkheim, George H. Mead ve Marx takip eden Coser, sapkn olarak nitelenenlere kar mcadele etme rneinde olduu gibi, i atmann doru davran belirleyen normlar iermesi nedeniyle, bir grubun/cemaatin kimliini tanmlamakta nemli olduunun altn izer. Coser, bir grubu/cemaati tanmlama veya btnln koruma konusunda i atmann roln tartrken, bu roln, i atmann grubun temel deer ve ilkeleri hakknda olmamas artyla geerli olduunu da ayrca belirtir. Bu erevede, dmanca iddialarn ifadesine izin vermeyen kat bir toplumda i atmann, temel prensiplere doru yneleceini ve dolaysyla da toplumsal adan blc, datc bir hal alacan vurgular. Randall Collins (d. 1941) Weberin dncelerini ve ynteminin youn etkisindedir, fakat belli noktalarda zerinde Durkheimin etkisi de gzlenmektedir. Dier atma teorisyenlerinden farkl olarak, genellikle sembolik etkileim ve fenomenoloji gibi mikrososyolojik yaklamlarla ilgili bilinen Mead, Alfred Schutz ve Erving Goffman gibi dnrlerin almalarndan da

yararlanmtr. Bu zengin yararlanma kaynaklar onun, toplumsal btnleme ile toplumsal atmay zgn bir biimde birletirme abasnn bir sonucu olsa gerektir. Collins; insanlarn btn toplumlarda peinden koacaklar servet, g ve saygnlk gibi baz metalar olduu ve hi kimsenin emir almay sevmedii ve bundan kanmak iin elinden gelen her eyi yapaca gibi belli temel kabullerden hareket eder. Collinse gre g ve saygnlk az bulunan metalar olduundan ve zenginlik de genellikle bunlarla bir arada bulunduundan, insanlarn kk bir ksmnn bu metalardan eit payn daha fazlasna sahip olma hrs, dier insanlarn tabi olmak ve itibarszlktan kanmak iin kar bir mcadeleye girimelerini gerekli klyor. Birok farkl ekil alabilecek bu toplumsal atmann merkezinde bask vardr, Collinse gre. Weberi izleyen Collins; hayatta insanlarn daha az ya da daha ok kaynak elde ettikleri, az ok egemen olduklar ya da egemenlik altna girdikleri balca alan vardr. Bunlar hep birlikte toplumsal tabakalama rneklerini oluturur: (1) nsanlarn farkl snflar halinde tasnif edilebilmelerini salayan uralar; (2) ya, cinsiyet, etnik ve eitim gruplarn ieren farkl stat gruplar halinde yaadklar cemaatler/topluluklar; ve (3) farkl partilerin politik g peinde kotuklar siyasal arena. Collins, srekli olarak nihayetinde bireysel insanlar zerine altn hatrlatr. Bu erevede, Mead ve Goffman gibi fenomenolojik sosyoloji geleneinden gelen dnrlerin, bireysel deneyimler zerine odaklandklar ve bunlar sabit ve deimez eyler olarak grmedikleri iin, toplumsal etkileim konularnda yararlanabilecek pek ok ey rettiklerini dnr. Gerek Collins ve gerekse dier atma teorisyenlerinin, belki de en fazla eletiri alan zellikleri toplumsal etkileime ve btn bir toplumsal hayata sfr sonulu bir alan olarak bakmalardr. Baka bir deyile, onlar, bir insann kazancnn bir bakasnn buna eit kaybndan olutuunu dnmektedirler. Bu durumun, her zaman byle olmas gerekmediine ilikin pek ok rnek bulunabilir. kinci bir eletiri konusu, atma teorisyenlerinin dnceleri yalnzca glnn karlarnn bir yansmas olarak ele almalaryla ilgilidir. Pek durumda, bu anlamdaki dar karcln olaylarn ok anlalmas ve aklanmasnda yetersiz kald aikardr. nc bir eletiri de; atma teorisinin bir deiim mekanizmas sunmasna karn btnyle tatmin edici olmaktan uzak oluuyla ilgilidir. Zira atma teorisi, bir grubun gc daha nce nasl elde etmi olduundan ziyade, nasl muhafaza ettiini daha baarl bir ekilde aklayabilmektedir. 3. Sembolik Etkileimcilik (Simgesel Etkileimcilik) Sembolik etkileimcilik, ilevselcilik ve atma teorilerinin aksine, toplumun mikro boyutlarna, gndelik yaantlarmza, iinde yaadmz gndelik dnyaya ve insanlarn sembolik iletiim araclyla gndelik yaantlarnda nasl etkiletiklerine, dzen ve anlam nasl yarattklarna odaklanr. Toplumu ieriden analiz eder ve belirli bir durum veya yaam biimiyle ilgili, insanlar gdleyen temel faktrleri grmeye alr. Sembolik etkileimciliin ortaya kt Amerikan sosyolojisi, toplumsal yap ve toplumsal snflara odaklanan Avrupa sosyolojisinin aksine, daha ziyade bireyle ve onun kendi zgrln ifade etme yetenei ve yeni snrlar, yeni mcadeleler yaratma ve kontrol kapasitesiyle ilgilenir. Avrupa, ynetici snflar tarafndan ynetilen bir toplum olarak deerlendirilir; ABD ise her zaman bireysel hareketlerin serbest olduu snfsz bir toplum olarak grlr. Sembolik etkileimcilikin nclleri, byk lde, Georg Simmel, Robert Park, William Isaac Thomas, Charles Horton Cooley, John Deweyin dncelerinde bulunur. Ancak bu yaklamn temellerini insan zihninin ileyii hakkndaki yorumlaryla atan George Herbert Mead (1863-1931); (i) davranlarn mevcut duruma veya oluturduu hedeflere gre bilinli bir ekilde planlamak ve uygulamak, (ii) en nemlisi dil olan olduka farkl semboller araclyla bakalaryla iletiim kurmak ve bu sembollerde ifade edilen eylerin ardndaki anlam yorumlamak veya gerekli tepkileri gstermek; ve (iii) kendinin bilincinde olmak, bir benlie ve benlik imgesine sahip olmak gibi zelliklere sahip olmasnn insan hayvandan farkl kldn ifade eder. Bu zellikler, insanlarn evreleri ve davranlar zerinde kontrol kurmalarn salar. Meada gre, insanlar bir tr toplumsal dzen yaratacak biimde dnen, bilinli, birok farkl amacn peinden koabilen ve birbirimizle iletiim kurabilme yeteneine sahip varlklar olarak, yalnzca anlam aktarma yeteneine sahip olmakla snrl deiliz ayn zamanda bakalarnn szlerini ve eylemlerini yorumlama yeteneine de sahibiz. Bu anlamlar, deimez ya da mutlak deildirler. Anlamlar duruma, balamna gre deiir. Ayn szck, farkl balamlarda farkl anlamlar kazanabilir. Hatta farkl vurgularda sylendiinde farkl anlamlar kazanabilir. Meade gre, toplumsal dzen sadece dorudan etkileimle, birbirleriyle konumakta olan insanlar araclyla deil, ayn zamanda ortak beklentilerin olumasyla da ortaya kar. Nasl davranmamz gerektiini sosyalleerek ve rol oyunuyla reniriz. Bu rollerin hi biri, Meadin analizinde, hi bir zaman sabit deildir. Onlar, bireylerin kendi imgeleri, gdleri ve yeteneklerine gre o anda gelitirdikleri genel taslaklar olarak grr. Mead, ferdi ben ve sosyal ben (I ve me) ayrm yapar, yani kiinin gerek i benliini kamu nndeki benlikten, insanlarn dierlerinin yanndayken sergiledikleri toplumsal imajdan ayrtrr. Her bireyin kendisi iin zel arzular ve ihtiyalar vardr, ancak bakalarnn bizim hakkmzda neler dndn tasavvur edebildiimiz iin btnyle bencilce de davranmayz. Bu yzden i ben ile d ben arasnda srekli bir mcadele vardr. Bu mcadele, Meade gre, zdenetim olarak adlandrdmz eyin, yani kendini snrlama gereklilii ortadan kalkt durumlarda bile, zihnimizdeki, bedenimizi ynlendirme ve duygularmz kontrol altnda tutma aracnn temelini oluturur. Srekli karlatmz, fakat zellikle de tanmadmz kiilerin btn beklentilerini bilemeyeceimiz iin, belli genellemeler yaparz. Genelletirilmi

tekinin, rnein bir cenaze merasiminde glmeye kalktmz bir durumda, hakkmzda neler dnebileceklerine ilikin bir imge gelitiririz. Genelletirilmi tekinin beklentilerine her zaman ve mutlaka uyduumuz gibi bir durum da yoktur aslnda. Ancak, genelletirilmi dieri arasndan, zellikle bizim iin nemli olan kiilerin, yani nemli dierlerinin basksna boyun eeriz. Mead, insan sosyal bir varlk olarak grr. Toplum da, ona gre, insann kendi etrafnda yaratt srekli bir ak, srekli bir yaratma ve yeniden-yaratma, yorumlama, mzakere ve tanmlama sreci ieren bir dnyadr. Bizler hem bireyler, hem de sosyal varlklarz. Hem toplumu biimlendirmekte, hem de onun tarafndan biimlendirilmekteyiz. Hepimiz birok farkl minyatr dnya iinde evden ie, okuldan kafe vb. elence mekanlarna vs. geerek- yaarz. Gn ierisinde pek ok farkl statlerden geer, pek ok farkl rol oynarz. Ancak bu minyatr dnyalar, ayn zamanda, paylalan ortak ve genel bir kltrn parasdrlar. Bu dnyalarn her biri temel bir yapya sahiptir, ancak belli durumlarda onlar da deiirler. Meadin analizinde snf mcadelesi veya iblm deil, birey ve onun zihni, iletiim kurma ve yorumlama yetenei yer alr. Sembolik etkileimcilik gerek bir toplum tasavvurundan byk lde yoksundur; aksine, daha ok bir grup etkileimi ve psikolojisine, genel toplumsal eilimlerden ziyade insan toplumsal davrann i dinamikleriyle ilgili bir yoruma sahiptir. Meade gre, insan dncesi, deneyimleri ve eylemleri znde toplumsaldr, yani dier insanlar gerekli klar ve her toplumsal etkileimin temeli, anlamlarn semboller zellikle de dil- araclyla paylalmas anlamnda sembolik etkileimdir. Hibir nesne rnein sandalye, ev, sevgili veya tutku- iletiim iindeki insanlarn ona ykledii anlam dnda hibir anlama sahip deildir. Paylalan anlamlar, semboller olmadan ne bir insan etkileimi, ne de bir insan toplumu var olabilir. Toplumsal hayat ve iletiim, Meade gre, ancak sembollerin anlamlar toplumun yeleri tarafndan Meadin rol alma adn verdii ey ve zel bir semboln yorumu sayesinde byk lde paylaldnda mmkn olabilir. Bireyler ancak bu rol alma sreci araclyla hem ferdi ben hem de sosyal ben olma yetenei, bilinli olma ve bir benlik algsna sahip olma yetenei gelitirebilirler. Bireyin iinde yer ald toplum veya grup, kendi yelerinin davranlar zerinde bir kontrol kurarken, bireyler de dierlerinin beklentilerini anlamaya ve yorumlamaya alrlar. Aslnda kltr, roller ve toplumsal kontroln varlna ramen, Meade gre, insanlar kontrol altndaki robotlar deildirler ve nasl davranacaklar konusunda seimler yaparlar. Meadin talebeleri, rnein Herbert Blumer, onun bu analizlerini daha da genilettiler ve gelitirdiler. Onun ilgisi, insanlarn niin belirli biimlerde davrandklarn anlamakt. Bunun iin, yzeysel laboratuvar deneylerine veya basitletirici neden-sonu analizlerine bavurarak, toplumun dardan deil, daha ziyade ieriden, katlmcnn bak asndan, doal durumlar iinde aratrlmas gerektiini savundular ve bu ynde bir metodoloji gelitirmeye giritiler. Mead, hastal nedeniyle ayrld Chicago niversitesindeki hocalnn son dnemlerinde, kendi dncelerine ilikin yorumlarna byk gven duyduu bir kii olarak Herbert Blumer (1900-1987)i iaret etmi ve hatta leri Toplumsal Psikoloji adl dersini onun srdrmesini istemiti. Blumer, Mead geleneini Chicago niversitesinde yirmibe yl srdrm ve emekliliine kadar ders verdii Berkeleydeki California niversitesinde bir yirmibe yl daha srdrmt. Blumerin sembolik etkileimcilie balca katklar; yo- rum zerindeki almalar, sembolik etkileimin temel nermesi olan yap, sre ve metodoloji konularnda olmutur. Blumerin yorum ile ilgili tartmas, Meadin Watsoncu davranlk ya da herhangi bir mekanik uyar-yant yaklamna ilikin grlerinin daha geniletilmi eklidir. Mead gibi Blumer de, -mantksal olarak, sembolik etkileimin eyay aktrn/znenin asndan anlamaya verdii nemin bir sonucu olarak deerlendirilebilecek olan- insan etkileimin bilimsel aklamalarnda, gzlemlenebilir davran ile znel deneyim ya da gizli davrann da dikkate alnmas gerektiini savunur. Blumer iin yap, bir deli gmleidir. Mead gibi o da, insanlar her zaman etkin, her zaman abalayan ve uyum salayabilen varlklar olarak kabul eder ve Meadin totplum ile ilgili anlay ile, toplumu bir yap olarak kabul eden yaygn sosyolojik gr arasnda bir fark olduunun altn izer. Fakat Meadin, toplumda yapnn varln reddetmediini de vurgular. Toplumsal roller, statler, mertebeler, brokratik rgtler, kurumlar aras ilikiler, farkl ayrmsal otorite ilikileri gibi toplumsal yaplar kabul etmekle birlikte, insan davrann yalnzca bunlarn belirlemediini ifade eder. Blumerin sembolik etkileimcilie yapt balca katklardan bir tanesi, bu yaklamn metodolojisini gelitirmi olmasdr. Metodolojik sorularla ilgili tartmalar; saha almalar, etnografya ve niteliksel sosyo lojinin kullanm ve yaygnlamas gibi etkilerde bulunmutur. Bu erevede toplumsal dnyay dorudan incelemek ve daha yakndan tanmak iin kefetmek ve yakndan incelemek adn verdii iki sorgulama yntemi nerir. Sembolik etkileimcilik ierisinde deerlendirilen bir dier sosyolog, almalaryla Peter Blau gibi bir rasyonel seim teorisyenini, Randall Collins gibi atma teorisyenini ve etnometodologlara ilham vermi, etkilemi bir kii olan Erving Goffman (1922-1982)dr. Goffman da, Blumer gibi, Meadden etkilenmitir. Bu etki, onun Gndelik Yaamda Benliin Sunumlar ([The Presentation of Self in Everyday Life, 1959], ev. zde Duygu Grkan, stanbul: Metis Yay., 2009) isimli ilk eserinden itibaren grlr. O da, sk bir Mead takipisi olarak, insanlar etkin ve zeki varlklar olarak kabul eder. Stigma ([Damga] 1963) isimli almasnda, her ey kendilerine kar olduunda dahi bir ben duygusunu muhafaza etmeyi baarabilen yaratc, aykr ya da bir ekilde lekelenmi kiileri ele alr (bu almasndaki grleri damga teorisi olarak adlandrlr). Asylums ([Akl

Hastaneleri] 1961)da akl hastalarnn bulunduu bir kurumda yapm olduu gzlemler onu ayn durumda olan bireylerin olduka nemli bir zaman sreci iinde, geni toplumdan tecrit edilmi olarak kapal ve baz yntemlere gre ynetilen hayat srdkleri bir yer olan btncl kurum kavramn icat etmesine gtrmtr. Goffman, almalarnda sembolik etkileimcilerin kullanm olduklar bir ok yntemi bir araya getirir: Vaka almalarnda elde edilen verilerle tamamlanan katlmc gzlemler, otobiyografiler, mektuplar, gazete makaleleri ve gazete ilanlar. Asylumsdaki yaklamn benliin kaderini ele alan sembolik etkileim erevesi olarak tanmlar. Durkheimin yazlar ve zellikle de Dini Hayatn lk Biimleri isimli almasndan byk lde etkilenmitir. Bu etkiye bal olarak Interaction Ritual ([Etkileim Ayini] 1967) isimmli bir eser yazmakla yetinmemi, ayin temas pek ok almasnda yer bulmutur. rnein gsterileri, spor olaylarn ve dans gibi trensel uygulamalar tartrken sklkla Durkheimin yaklamlarna gndermelerde bulunur. Ona gre, tehlikeli bir ekilde hastalarla grevliler olarak blnm bir toplum, bu trenler araclyla kendini bir arada tutabilir. Durkheimin etkisi, zellikle ilk almalarnda bulunmakla birlikte, srekli ve ok kapsaml olmamtr. Zira Durkheimin yapnn belirleyiciliine verdii nem Goffmann yaklamlarna uygun deildir. Sonrasnda daha ziyade, Simmelin saysz kk sentezleri ve toplumun atomlar olarak adlandrd bireylerin balayc ilikileri zerine odaklanr. Son almalarnda ise Goffman, yapsalcln farkl bir ekline doru yola km gzkr. Goffmann sembolik etkileimci yaklama yapt balca katklardan biri, insan davranlarn bir tiyatro oyunu zerinden ifade ettii dramaturjik fikirleridir. Bireylerin kendilerini ve etkinliklerini gnlk hayatlarnda nasl gsterdikleriyle ilgilenen Goffman, Gndelik Hayatta Benliin Sunumlarnda, sosyolojik bir kavram olan rol kavramn alm ve insan davranlarn tiyatro sahnesi zerinde zmlemek suretiyle tekrar aa karmaya almtr. Ona gre toplumsal hayat ya da gndelik hayat, kadn ve erkek oyuncularn sahne zerinde, sahne arkasnda (arka blgede) zerinde alm olduklar rolleri n blgede, yani sahnede oynadklar bir tiyatro oyunu gibidir. Asl hazrlk arka blgede gerekleir, n blgede olup bitenler yani, sahnede oynanan oyun- seyirciyi ustalkla idare etme abasdr. Sahne arkasnda aktr, kostmlerin ayarlanmasndan suflr verilmesine, oyuncunun rahatlamasna varncaya dek pek ok yardm alr. Sahne nnde de bu hazrlk sonucunda icraat sz konusudur. Sahne ne ve arkas faaliyetler iyi dzenlenmediinde, aktr roln iyi oynayamaz ve gsteri farkl llerde daha az baarl olur. Burada Goffman, dikkatimizi sahne arkasna ekerek, kiinin kendisini kamuya baarl bir ekilde takdim etmesi iin gerekli gizli ilemleri anlamamza yardmc olmaktadr. Bize gndelik hayat oyununda, aktrlerin/ znelerin kendilerini evde, okulda, iyerinde, komuluklarda ve dier mikro faaliyet alanlarnda nasl iyi grntlediklerini anlatmaktadr. Goffmann bir dier katks, etkileim dzeni hakkndaki grdr. lmnden nceki The Interaction Order ([Etkileim Dzeni], American Sociological Review, 48 (ubat 1983):1-17) balkl son yazs, Goffmann btn meslek hayat boyunca uralarnn odandaki konu hakkndayd: ki ya da daha fazla bireyin huzurunda yz yze etkileim alan. Btn hayatnn alma konusunu zetleyen konuma olarak dnlm- bu yazsnda Goffman, etkileim dzenini kendi bana bamsz bir alan olarak ele alma giriiminde bulunur. Yazda, etkileim dzeninin en knden en byne kadar temel birimlerini ve tekrar eden yap ve srelerini zetler: (1) Kiiler (tek, ift, sralar, olaylar ya da kuyruklar halinde); (2) Temaslar (fiziksel olarak ayn yerde bulunmak, telefon konumas ya da mektuplama); (3) karlamalar (bilinli olarak bir arada bulunan katlmclar); (4) platform gsterileri (konferans, resmi bir toplant, bir tiyatro ya da mzik gsterisi); ve (5) kutlama ile ilgili toplumsal gereklilikler. Wallace ve Wolfa gre Goffmann toplumbilimine brakt miras, bakanlk konumasnn sonunda, etkileim dzeni zerinde yaplacak olan aratrmaya yeni bir yn gstermi olmasdr. Meslek hayatnn nemli bir ksmn, itaat etme durumunda olan insanlar, ayrcal olmayan gruplar zerinde odaklanarak, hakszla uram kimseleri incelemekle geirmi olan Goffman farkl bir ey tavsiye etmektedir. Toplumbilimcilerin, kurumsal yetkilere sahip olan polis, general, hkmet yeleri, ebeveynler, erkekler, beyazlar, ulusular, medyaclar ve gerekliin yorumlarna resm bir karakter verebilecek mevkilerde olanlarn faydalanmakta olduklar toplumsal dzenlemelerin destek beklemeden zmlemelerini yapmalarn istemektedir. Burada Goffman, toplumsal dzende ve toplumsal gerekliin ynetiminde g alemine hitap eder. taat etme durumunda olanlar ile emretme durumunda olan bireyler arasnda tekrarlanan etkileim rntlerini anlamak iin toplumbilimcilerin dikkatlerini bu ikincisinin dnyasna evirmelerini ister. Bu tavsiyesinde, toplumumuzda iktidar mevkilerinde bulunan kimselerin incelenmesi abasnda, mikrososyolojik aratrmaclar, atma kuramclar iin bir anahtar kavram olan g ilikileri ile ilgilenmeye zorlamaktadr. Son zmlemede bu, toplumbilimi zmlemesinin mikro ve makro dzeyleri arasnda kpr kurmaya doru bir aba olabilir.8 Netice olarak, sembolik etkileimcilik, esas itibariyle, Simmelin ifadesiyle toplumun atomlar arasndaki etkileim zerine odaklanan bir toplumsal psikolojik bak as olarak tanmlanabilir. Bunun sonucu olarak insan davranlarnn dondurulmu bir fotoraf yerine hareketli bir resmi, tepeden bak yerine yakn ekim bir resmi olarak grlebilir. Sembolik etkileimcilik, sosyolojinin ana alannda olan bir yaklam olarak kabul edilmez; fakat son yirmi otuz ylda marjinallikten daha fazla kurtulmaya, pek ok ekirdek kavram kabul grmeye balamtr. ABDde kurulan baz dernek ve yaynlanan dergilerle birlikte sembolik etkileimcilik yeniden canlanmaya balam grnyor.

znel anlama ve yapya karlk, srece birinci derecede nem veren bir yaklam, bakasnn gznden grlen bakasnn dnyasn yakalamaya alan bir metodoloji ile bir arada, baka trl cevaplanmas zor nemli sosyolojik sorular sormakta ve bu ynyle de ilgi grmektedir. Wallace ve Wolf, a.g.e., s. 279. Okuma nerileri Sosyal teoride yaanan gelimeler ve tartmalar hakknda kapsaml bir tartma, Derek Layderin Sosyal Teoriye Giri (ev. mit Tatlcan, stanbul: Kre Yay., 2006)da bulunabilir. Stephen S. Turnerin derledii Sosyoloji ve Sosyal Teori: Klasikler ve tesi (stanbul: Kre Yay., 2008), gnmz sosyologlarnn klasik sosyal teoriyle ilikilerinin nasl olmas gerektiine ilikin, klasik sosyal teorisinin tenkidini ve ada baz sosyal teori rneklerinin derinlikli irdelemelerini ieren birok nemli yaz iermektedir. Ruth A. Wallace ve Alison Wolfun birlikte kaleme aldklar ada Sosyoloji Kuramlar: Klasik Gelenein Gelitirilmesi (knyesi dipnotta verilmitir), derli toplu ve faydal bir ada sosyoloji teorileri tarihidir. Martin Slatterynin Sosyolojide Temel Fikirler (onun da knyesi metin ierisinde dipnotlarda verilmiti) klasik ve ada pek ok sosyal teori ve sosyolog hakknda faydal ve zet deerlendirmeler ierir. Klasik sosyal teori ierisinde yer almakla birlikte bu blmde adndan daha oka sz ettiimiz Georg Simmelin dnceleri iin; kendisine ait Modern Kltrde atma (ev. Elin Gen, Nazile Kalayc ve Tanl Bora, stanbul: letiim Yay., 2003), Tarih Felsefesinin Problemleri (ev. Grsel Ayta, Ankara: Dou-Bat Yay., 2008) ve Bireysellik ve Kltr (ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis Yay., 2009) balkl almalar ve Werner Jungun Simmel zerine kaleme ald-Georg Simmel: Yaama, Sosyolojisi, Felsefesi (ev. Doan zlem, stanbul: Anahtar Kitaplar, 2001) balkl eseri nemlidir. Pierre Bourdieu, son zamanlarda eserleri dilimize kazandrlan dnrlerden bir tanesidir. Hakknda ya- zlan yazlardan oluan Ocak ve Zanaat (Pierre Bourdieu Derlemesi) (Alim Arl ve ark. (eds.), stanbul: letiim Yay., 2007) onun hakknda yeterince malumat vermektedir. alma Sorular 1. Sosyologlar toplumsal deime ve toplumsal atmay nasl aklarlar? 2. Meadin benliin doas ve geliimi konusunda sosyolojik anlaya yapt katklar deerlendiriniz. 3. Etkileimci yaklamn temel yetersizlii toplumsal yapy ihmal etmesidir. iddiasn tartnz. 4. Sosyolojik teoride temel problem, toplumsal yap ve eylem arasndaki karlkl ilikilerin aklanmasdr. szn deerlendiriniz. 5. Gerekte iki sosyoloji olduu ne srlmtr: Bir sosyal sistem sosyolojisi ve bir sosyal eylem sosyolojisi. Bir sosyoloji anlay eylemin kaynan sistem olarak grrken, dier sosyal sistem anlaylar toplumsal etkileimler olarak grr. Bildiiniz bir sosyoloji alanndan rnekler vererek bu cmleden ne anladnz aklaynz. Size gre bu iki yaklam birbiriyle eliir mi yoksa birbirini tamamlar m? Tartnz. 6. levselci aile aklamalar aile hayatndaki gerilimler ve smrnn derecesini gz ard ederler. Tar- tnz. 7. Sosyolojinin temel bir grevi toplumun ileyiini aklamak ve paralar ve btn arasndaki ve bizzat paralar arasndaki ilikileri aratrmaktr. Tartp aklaynz. 7.Hafta e-Ders Kitap Blm 7. Ders ADA SOSYOLOJ TEORLER 2 ZET Sosyolojik inceleme yapan birisi, sosyolog, aratrma konularna zihinleri btnyle bo olarak yaklamazlar. Konular ne olursa olsun, incelemekte olduklar olayn belli ynleri zerine younlamakta, younlaabilmektedirler. Aratrma konularna belli kabuller ile yaklarlar, baz aratrma yntemlerine arlk verirler ve cevap aradklar belli sorular bulunmaktadr. Bunun anlam, aratrmalarnn, sosyolojik teorilerin gelitirdii ekilde olaylara bak tarzlarna dayanmaktadr. Teoriler bunlar aklayc ve sistemli olarak ortaya koyar. Sosyal teorisyenler, varsaymlarn sistematik olarak gelitirirler ve teorilerinin toplumsal hayat ne lde aklad kapsaml olarak anlatmaya alrlar. Bundan daha da nemlisi, davran ve toplumlarn ileyi biimleri ve sreleri ile ilgili yeni genel anlaylar gelitirirler. Bu derste, bir nceki derste yapmaya baladmz, zellikle II. Dnya Sava esnasnda ve sonrasnda gelitirilen ve sosyolojik aratrmalarda yaygn bir ekilde kullanlan belli bal sosyolojik teorilerin tantmna devam edilecektir. Fenomenolojik Sosyoloji Fenomenolojik sosyoloji bir ok farkl sosyolojik analiz tipini kapsayan 4. bir adlandrmadr. Fenomenolojik sosyolojinin k noktas, filozof Edmund Husserl (1859-1938) tarafndan gelitirilen felsef teoridir. 1960larn sonu ve 1970lerde Alfred Schutz (1889-1959), onun grlerini Meadin grleriyle birletirmek suretiyle fenomenolojik sosyoloji olarak adlandrlan ve ksa zamanda sosyoloji teorileri arasnda ilgi gren yaklam gelitirdi. Fakat Schutzn fenomenolojik sosyolojinin kurucu temelini oluturan almalar 1932de yaynlanan Weberin yazlar zerine olan dncelerini ieren almasna kadar gtrlebilir. Schutz, bu almasnda klasik sosyolojinin yeni bir yorumunu yapmay deniyordu. Weberin, nemini vurgulam olsa da, verstehen (anlama) veya pozitivist sosyal bilimlerin kulland aklama kavramna kar yorumlayc sosyolojinin tercih ettii anlama kavramn yeterince aklamad kanaatindedir. Verstehen bazen saduyusal bilgiyi, baz durumlarda sosyal bilimlere zg bir yntemi anlatr. Schutzun temel fikri ve katks, verstehenin ilk anlamn gelitirmesi ve gndelik hayatmzda kendimizin ve dier insanlarn eylemlerini anlamakta kullandmz yorumlama srelerini aratrmay nermesidir. Fenomenoloji; birey ve onun bilinli deneyimleri ile balayan ve daha nceden var olan kabuller, n yarglar ve felsefi dogmalardan kanmaya alan bir yntemdir. Olaylar toplumsal aktr tarafndan dorudan doruya algland ekliyle inceler. Fenomen szcnn temelde iki anlam vardr: (1) Bir alg nesnesi, grdmz, duyularmzla hissettiimiz ve algladmz bir eydir. (2) Sra d bir ey, henz aklayamadmz veya anlayamadmz normal d bir ey. lk tanm, d dnyann

gzlerimizle alglanabilen kendine ait bir gereklie sahip olduu varsaymna dayanan bilimsel ve gndelik bir tanmdr. kincisi ise yorumlayc bir tanmdr; yani kendine has bamsz bir gereklie sahip olmayan fizik dnyay duyularmz araclyla anlar ve onu kendi yorumlarmza gre yeniden yaratrz. Fenomenolojiye gre, rnein gerekte sandalye veya masa diye bir ey yoktur; bunlar sadece belirli ilevler yklediimiz ahap formlardr. O nedenle, fenomenoloji fizik dnyann asla deimeyen ve btn insanlar iin ayn olan gerek bir dnya olmadn savunur. Daha ziyade o, varoluu iin insanlarn yorumlarna veya ona ykledii anlamlara bal greli bir dnyadr. Fenomenologlar sosyal dnyaya fizik dnyaya gre- ok daha greli kavramlarla bakarlar. Fizik dnyadaki nesneler (rnein, aalar, dalar vs.) insanlarn nitelendirmelerine bakmakszn fiziksel olarak var olmalarna karn, sosyal dnyadaki ak, su vb. kavramlar tamamen insanlarn yarattklar eylerdir. Var olular btnyle insanlarn alglarna, yorumlarna ve ykledikleri anlamlara baldr. Benzer ekilde, pozitivist yaklamda tasvir edilenin aksine toplum, kendine ait bir var olua sahip orada bir ey deil, aksine gndelik yaantlarmz srasnda rutinlerimiz, etkileimlerimiz ve dierleriyle paylatmz ortak kabullerimiz araclyla yarattmz ve yeniden-yarattmz bir eydir. Bu yorumlama ve iletiimin anahtar dildir ve kendi toplumumuzun genel kabullerini/saduyusal bilgilerini sosyalleme araclyla reniriz. Sosyal dnya dierleriyle birlikte yaanlan deneyimler araclyla renilen bir dnyadr. Bu anlamda, fenomenoloji, insan bilincinin ve insanlarn iinde yaadklar dnyay yorumlama biimlerinin aratrlmasdr. Schutz; insann Yaant-Dnyasnn temellerine inmek ve onun zn ortaya karmak abasnda olan Husserlin yaklamlarn toplumun aratrlmasna uyarlamaya ve bu kadar greli ve deiken olan toplumsal dnyamzn bizleri gndelik temelde nasl bir arada tuttuunu tahlil etmeye alr. Eer tamamen yoruma balysa, tamamen zihinlerdeyse, o halde toplum devamlln nasl salar? Bu noktada Schutz, gndelik toplumsal dzende anahtar e belirler: (1) Saduyu bilgisi; (2) tipletirmeler; ve (3) Karlkllk. zneler-araslkla ilgili bu unsur, birlikte, gndelik hayatn grnr dzenini yaratr. Bu genel kabulleri sosyallemeyle renir, onlara uyum salar ve gerektiinde onlara ilikin alglarmz deitiririz. Fenomenologlara gre toplumsal dzen, o nedenle, mzakere edilmi bi dzen, ou insann gndelik yaantlarn ve ilerini srdrmeye alrken iinde yer ald yaant-dnyasnn temelini oluturan pratik bir erevedir. Hepimizin zel bir gemii, ilgili ve istekleri, kendisi ve dnya hakknda bir gr vardr; ancak biz bunla ancak birlikte alrken, ortak anlamlar ve kabullere bavururken hayata geirebiliriz. Bu ortak r kabuller ilemez hale geldiinde, temel uzlama ktnde toplumsal bir kargaa ve dzensizlik ortaya kar. Bu durum, farkl dzeylerde ve iddetlerde karmza kabilir. Bu anlamda Schutzun toplumsal dnya anlay, toplumsal dzenin genel kabuller ve yorumlara dayal mzakere edilmi bir gereklik olduunu savunan, byk lde yorumcu bir yaklamdr. Ona gre sosyoloun rol, bu dnyann zn anlamaktr. Bunu yapabilmesi iin hibir eye mutlak gzyle bakmadan, aksine dnyay veya zel bir toplumsal durumu o olay ya da dnya iinde bulunanlar gibi- grmeye alarak, tutumlarn askya veya paranteze almas gerekir. Zira bu dnyay yaratan, onlar ve onlarn yorumlardr. Bu dnyay anlamak iin ona yabanc biri gibi yaklamal, fakat ayn zamanda dier insanlarn dnyay nasl grdklerini anlamak iin kendi bilincini, anlayn ve hatta sezgilerini kullanmaldr. Bunun yan sra, sadece insanlarn nasl davrandklarn deil, niin yle davrandklarn anlamak iin de insanlarn gerek davran ve eylemleriyle olduu kadar, gdleri, duygular ve dnceleriyle, tm duyusal-alg biimleriyle de ilgilenmelidir. Bu erevede Schutz, gndelik hayatn temelini oluturan ana kabulleri, insanlarn kendi hayat tarzlarn, rutinleri dzenlemekte ve dierleriyle iletiim kurmann ve birlikte yaayabilmenin temeli olarak saduyusal bilgileri ina etmekte kullandklar tipletirmeleri ortaya karmaya ve anlamaya alr. nsanlar etraflarndaki dnya iinde ortak bir dnya varsaym altnda hareket ederler ve dnyay bu varsaym temelinde anlarlar. Onlar dierlerinin gndelik dnyay kendileri gibi grdklerini varsayarlar ve bu yzden bir perspektiflerin karlkll, sosyal dzen ve zneler-arasln temelini oluturan ve bir arada tutan bir doal tutum sz konusudur. Aratrmacnn rol, Schutza gre, bizzat hayattan uzak soyut kavramlar ve bilimsel teoriler gelitirerek hayat nesnel ve dardan aratrmak deil, aksine onun iine grmek ve onu yelerinin gzyle grmektir. Toplumsal dnya, yaayan aktif yeleri tarafndan her gn yaratlan ve yeniden-yaratlan ve ortak anlaylar ve ilikiler temelinde yaantlar biimlendiren srekli deiik halindeki canl bir sosyal deneyimdir. O bir Yaant-Dnyas, gndelik deneyimler ve kltr dnyasdr. Hayatn anlam, yelerinin onu yaarken her zaman bilinli ve aktif olarak ykledikleri anlamdr. Etnometodoloji Balangc 5. Harold Garfinkel (1917-2011)in 1945te mahkeme jri yelerinin mzakerelerine ait bant kaytlarn zmlemesine kadar geri gtrlebilen etnometodoloji,1 insanlarn etraflarndaki dnyay anlamak iin kullandklar metotlar ifade eden bir terimdir. Parsonsn rencisi, Schutzn fenomenolojik dncelerinden byk lde etkilenmi biri olan Harold Garfinkelin kurucusu olduu etnometodoloji, onun 1967de yaynlanan kitab Studies in Ethnomethodology ile birlikte bamsz ve bilinli bir aratrma giriimi olarak gelimeye balad. Genellikle yorumlayc/anlamac sosyoloji geleneinin bir paras olarak deerlendirilen etnometodoloji; gndelik hayatn, insanlarn gndelik ilerini srdrmekte kullandklar rutinler ve kurallarn dostlar veya aile, i arkadalar veya mteriler, yabanclar veya tandklar olarak dier insanlarla alverileri ve ilikilerinde kullandklar normlarn ve deerlerin aratrlmasdr. Tamlamann etno ksm, bir grubun yeleri

ya da halk veya insanlar olarak tercme edilecek olursa, terim, yelerin kendi toplumsal dnyalarn anlama yntemleri olarak ifade edilebilir. Etnometodoloji, insanlarn gnlk etkinliklerine verdikleri anlam (bu etkinlikleri nasl anladklar) ile ilgilidir. Bir baka deyile, etnometodoloji, birou olduu gibi kabul edilen, alkanlk haline gelen ve sorgulanmadan yaplan yaam dnyasna bir problematik olarak yaklar. Etnometodologlar, aratrmalarnn merkezine gndelik gereklii yerletirirler. Onlara gre toplumsal dzeni oluturan ey; gndelik hayatn rutinleri ve saduyusal anlaylarnn ardndan yatan ortak fikirler, karlkl beklentiler ve paylalan anlamlardr. Garfinkelin aratrmasnn temel bir zellii, toplumsal dzenin olduka krlgan doasn aydnlatmak iin doal deneyler yapmakt. rnein, o gndelik rutinlerin nemini aydnlatmak iin, rencilerinden kalabalk bir otobste yksek sesle ark sylemek veya yal bayanlar ve hamile kadnlar yerlerini kendilerine vermeye zorlamak vb. gibi- bu rutinleri bilinli olarak ihlal etmelerini istemiti. Bu trden deneylerden hareketle Garfinkel, toplumun sradan yelerinin gereklii yorumlama abalarnn yan sra, bu gereklii her gn yaratma (ve yeniden-yaratma) kapasitesine sahip olduklarn aklamak iin temel kavram gelitirdi: (1) Dkmanter yorum metodu, (2) refleksivite, ve (3) balama gnderimlilik. Dkmanter yorum ile her gn grdmz ve yaadmz olaand eitlilikteki olgunun belirli temel kalplarn belirleme biimimizi ifade eder. Bu genel kalplar yaadmz zel olaylar anlamakta kullanrz. Toplumsal hayat bu nedenle refleksiftir; yani her zel para daha genel bir temann bir yansmasdr/ kantdr ve ayn zamanda her yansma veya kant da genel temann bir parasdr. Her biri bir dierini ay- dnlatmakla kalmaz, kendini dorulayan bir kehanet geliir. Genel gereklik anlaymz bireysel kantlar nceden belirlenmi ve toplumsal hayata ilikin orijinal resmimizi dorulayacak- biimde zel kantlar semeye ve yorumlamaya yneltir. Hi bir kelime ya da eylem, ilgili konuma veya durumun yer ald balam dnda bir anlama sahip deildir. Her bir ifade, balama-gnderimlilik kavram nda deerlendirecek olursak, ifade edildii balama, ifade edi biimine, ses tonuna, mimiklere bal olarak farkl anlamlar kazanabilir ve farkl ekillerde yorumlanabilir. Nitekim Garfinkel ve pek ok etnometodolog iin, dil ve bir etkinlik olarak konuma sadece dnyay anlamakta deil, ayn zamanda onu yaratmakta da kullandmz bir aratr. Szckler yalnzca olan eyi ifade eden semboller deil, eyleri yaratmann, toplumun ileyiinin temel aralardr. Bu kavram, etnometodologlar arasnda o kadar nemsenir ki, Harvey Sacks gibileri konuma analizini mstakil bir alt-disiplin ha- line getirmeye almlardr. Garfinkel, zellikle, geleneksel sosyolojinin toplumsal dzenin sokaktan insanlar grleri ve aklamalarnn tesinde ve zerinde kendine ait bamsz bir gereklie sahip olduuna ilikin yaklamlarn rt- Terim, Garfinkelin Yaledeki kltrel aras dosyalar incelerken etnobotani, etnofizyoloji, etnofizik balkl blmlerle karlamas sonucu ortaya kmtr. Garfinkel, jri yelerinden beklenen ve jri yelerinin jrilik yapmalarn salayan, bavurduklar ve bilimsel olann kart olarak- saduyuya dayal bilgiyi yakalamaya alt jri yelerinin mzakereleri projesinde metodoloji yapmakta olan jri yeleri ile kar karya olduunu dnm ve bu fikri ifade etmek iin de etnometodoloji balnn uygun olacana karar vermi. Zira bu tamlamadaki etno; bir yenin, toplumu veya herhangi bir konu hakknda sahip olduu saduyusal bilgiyi ifade etmektedir. meye alr. Sradan insanlar, sadece toplumun talimatlarna uyan kltrel aptallar deildirler. Ona gre, sosyologlarn toplumu anlama metotlar znde sokaktaki insanlarnkinden stn deildir. Sokaktaki insan da bir anlamda sosyologtur. Sosyologlarn rol, sadece insanlarn iinde yaadklar dnyay her gn nasl yarattklar ve yenidenyarattklarn betimlemek ve aklamaktr. Toplumsal kurallar, Garfinkele gre, yapya ve topluma hakim ve belirleyici bir konum veren yaklamlarn tasvir ettiklerinin aksine, toplumsal sistemdeki ve ortak kltrdeki zorunluluklarn bir sonucu deildirler. nsanlar toplum tarafndan kontrol edilen ve koullandrlan pasif aptallar deildirler; daha ziyade onlar, gndelik yaratma ve yeniden-yaratma srelerinin aktif katlmclardr. 6. Gr As Teorisi (Standpoint Theory) Fenomenolojik sosyolojinin, allagelmi kabulleri sorgulayan, kltrel olarak renilmi fikirlere meydan okuyan ve gndelik hayat anlayabilmek iin allagelmi olanlar problematik hale getiren tutumunun bir rneini Dorothy E. Smithin gerekletirdii kadnlk tartmas oluturur. Ona gre, kadnln feminist adan aratrlmas, toplumsallama yoluyla retilen ve kadnlarn bir ekilde boyun edikleri bir normatif dzenden farkl bir yerden bakmaktr. Dorothy Smithin gr as kuram, ikincil olarak grlen bireylerin gndz/gece hayatlarn aratrmaktadr. Smithin kuram, kadn bak as zerine odaklanmsa da, gr as kuram, Patricia Hill Collinsin siyah kadnlarn durumunu analiz etmesi gibi, ikincil durumda olan baka bireylerin bak alarn da kapsar: Yoksul beyaz kadn ve erkekler, homoseksel kadn ve erkekler, Avrupada ve ABDdeki gmenler ve aznlklar, dinsel gruplar vs... Smithin feminist gr as kuram, hem toplumsal-yapsal, hem de toplumsal-psikolojik eler ierir. almalar mikrososyolojik ve makrososyolojik zmleme dzeyleri arasnda kpr kurmaya alr. Kadnlarn gndelik deneyimlerinde yaanan erkek egemen yaplar ve kadnlarn bu deneyimler hakkndaki dnceleri zerine younlaan Smith, kendi yaklamn, Marx ve Engels tarafndan gelitirilen tarihsel materyalist yaklam ile Garfinkelin etnometodolojisinin bir sentezi olarak deerlendirmektedir. 7. Postmodernizm/Postmodernite Postmodern szcnn kayda geen ilk kullanm 1870lere kadar uzanr. Sonraki yllarda bazen olumlu, bazen olumsuz anlamlarda kullanlsa da, kesin anlamn 20. Yzyln ikinci yarsnda kazanmaya

balar. 1870lerde ngiliz ressam John Watkins Chapman, dnemin devrimci yeni sanat slubu empresyonizmin tesine geen sanatn postmodern resim olarak tanmlanabileceini ne srmt. 1917ye kadar postmodern, savan tahrip ettii Avrupada gelien yeni militarist ve anti-hmanist kltr tarzn tanmlamak iin yazar Rudolf Pannwitz tarafndan kullanlmaktayd. 1920ler ve 1930larda ABDli teolog Bernard I. Bell, dnyevi olan reddeden ve din inanc seen bir kii olarak postmodernistten olumlu anlamda sz ediyordu. Tarihi Arnold Toynbee, mehur eseri A Study of Historyde [(1934-1961) orijinali 12 cilt olan eserin 2 ciltlik hlasas Tarih Bilinci olarak Trkeye evrildi (1. Bask, stanbul: Bate Yay., 1978)], Avrupa tarihinin 1870lerden sonraki dnemi iin Bat tarihinin post-Modern a olarak, iki dnya savann kantlad zere kltrel kn belirledii bir a olarak sz ettiinde terimin ktmser/olumsuz anlam geri dnd. Postmodern bir dnya, yerine getii modern dnyadan (1475-1875) yaamak iin hem daha az gvenli, hem de daha az cazip bir yerdi. Nihayet kavram II. Dnya Sava sonrasnda ina edilen prefabrik evleri iaret etmek zere kullanan mimarlk teorisyeni Joseph Hudnutla birlikte, terim ultra-modern anlamn kazanmaya balad. Hudnutun postmodern insan duygusuzdu ve kendi yaamnn niteliini artrmak iin bilime mit balyordu. Postmodernizmin, kavram olarak mimarlk alannda kk sald aktr. Bu erevede, mimarlk teorisyeni Charles Jenks, postmodernizmi teorik bir kavram olarak popler hale getirmek iin ok youn ura vermi bir kiidir. Postmodernizm teriminin teorik bir btn ifade ettii konusunda bir mutabakat bulunuyor. Bu btn, Jean- Franois Lyotard ve Jean Baudrillard gibi yazarlarn metinlerinden oluan bir seki ile bu sekinin, -bir ksm, postmodernist olarak adlandrlmay kabul etmeseler dahi- Jacques Lacan, Roland Barthes, Michel Foucault ve Jacques Derrida gibi post-yapsalclar tarafndan kaleme alnm baka bir metinler kmesince belli bir tarzda okunmas sonucunda gelitirilmesini kapsyor. Lyotard, terimi icat eden kii olmamasna karn, postmodernizmi sosyolojinin ilgilendii bir konu haline getiren metin (La Condition Postmoderne: rapport sur le savoir, Paris: Minuit, 1979) [Postmodern Durum, ev. Ahmet idem, Ankara: Vadi Yay., 2000]) ona aittir. Lyotard, bu eserinde, ileri kapitalist toplumlarda yaayan insanlarn, en azndan 1960larn bandan itibaren postmodern bir dnyada yaadklarn ilan etmiti. Lyotardn yeni olarak yapt; postmodernizmin yalnzca yeni bir yaratc teori tarz ya da btn olmad, ayn zamanda gemi iki yzyldaki bilimsel faaliyetlerin sosyal bilimsel faaliyetler dahil- merulatrd iki byk mit ya da st-anlatya duyulan inancn artk geni lde geerliliini yitirdiinin ge de olsa farkna varld genel bir toplumsal durum olduunu ilan etmekti: Bir yandan, 20. Yzyln byk sularnda tm bilimlerin su ortakl yapm olmas nedeniyle zgrleme mitine duyulan inan yitirilmi; te yandan doruluk mitine duyulan inan, -Paul Feyerabend, Thomas Kuhn vb. gibi- bilim tarihileri ve felsefecilerinin pheci dnceleri sonucunda silinip yok olmutu. Lyotarda gre, genellemi bir eilim olan st-anlatlara inanmamann en ak sonucu, ileri kapitalist toplumlarn sakinlerinin artk, ne eylemlerinin deerinin ne de nermelerinin doruluunun bir garantisi olduu, yalnzca dil oyunlarnn gzlenip kltrel alanda hi bir ekonomik kstlamann olmad bir dnyada yayor olmalardr. Postmodernistler geleneksel sosyolojiyi btnyle reddederler. Hatta onlar toplumun btnn, gemii, bugn ve geleceini analiz edebilecek etrafl ve tam kapsaml bir sosyolojik teori ihtimalini de reddederler. Onlar toplumlarn evrim sreci sonucunda veya devrimlerle daha iyi bir gelecee doru, daha insani, daha uygar ve rasyonal gelime evresine doru ilerledii dncesini reddederler. Bilimsel yntemi reddeder ve akl ve nesnelliin toplumun hakikatini ve temel tarihsel gelime yasalarn ortaya karma potansiyelini de kabul etmezler. znde onlar, modern sosyolojiyi mevcut haliyle gncelletirmeye kar karlar. Postmodernlik hangi kla brnrse brnsn, modernist sembolik dzenlerin zlmesini beraberinde getirmektedir. Tm evrensellerin varln, modernliin sylemlerinin ve gnderme yapt kategorilerin (zne, topluluk, devlet, kullanm deeri, toplumsal snf vs..) rgtszlemi kapitalizmi artk aklayama dklar gerekesiyle ikar eder ve onun yerine yeni bir paraloji kltrn geirir. Yaam dnyalarnn oullamasyla tanmlanan postmodernizmin en fazla gze arpan zellikleri, Baumann ifade ettii, eitlilik, olumsallk ve mulaklk, kltrlerin, komnal geleneklerin, ideolojilerin, yaam biimlerinin ya da dil oyunlarnn srekli ve indirgenemez oulluudur. Postmodern toplum biimlerinin karakteristik zelliklerini, postmodernist teorisyenlerden bamsz olarak, toparlayacak olursak karmza yle bir tablo kyor: Modernizmin temel zelliklerinden bir tanesi farkllatrma, ayrtrma ise eer, postmodernizmi de bunun tersiyle, yani farkllatrmama, ayrtrmama ile tanmlamak mmkndr. Modernizmde ilevsel olarak farkllaan, birbirlerinden ayrlan ve ayrtrlan ne varsa (rnein bilim ve ahlak, bilim ve sanat) postmodernizmde tekrar bir araya getirilir. Fakat bu sre sistemsiz bir zlme ve paralanma eklinde olmaz. Aksine bu, sanatlarn kolaj yapmalar gibi bilinli bir inadr. Forma ilikin ilkelerin ve estetik ltler posmodernizmde galip gelir. Retorik nem kazanr. Bir ifadenin etkisi, doruluundan daha merkezi bir konuma sahip hale gelir. Zarf mazruftan daha nemlidir. Sunu biimi, ierikten daha nemlidir. Figrler, ironi ve metinleraraslktr. Bu durum, metinler gereklie deil- dier metinlere dayanmasna sehep olur. Mekansal olarak merkez ve evre ayrm daha mulak hale gelir. Merkeziletirme yerine merkezsizleme gndeme gelir. Bunu artk tek bir merkezden ziyade bir ok evreye sahip olan, eski merkezleri gcn yitirmi metropollerde gzlemek mmkndr. Merkez ve evre birbirine

karmaktadr. Bu durum sosyolojik teoride u ekilde ifadesini bulur: zne artk merkezde deildir; Foucaultnun ifade ettii gibi, modern insan resmi kumdaki bir suret gibi kaybolabilir. Tek bir merkez yerine, yan yana pek ok merkezin bulunmas; farkllklarn yan yana yaamasn ngren bir hogrnn geliimine katk salayabilir. Postmodernizmin bir baka grngs kltre kar yeni uyanan ilgiyi temsil eden kltrlemedir. Gnmzde siyaset ve kltr, ekonomi ve kltr iie gemilerdir. Kltr ticariletirildi. Reklamlar birer sanat nesnesi haline geldi. Postmodernizmde entelekteller yeni bir rol stlenirler. Onlar artk yol gsteren merulatrclar deil, anlam ilikilerini gsteren evirmenler haline gelir. Grevleri gereklik modelleri gelitirmek deil, anlam balantlarn dierleri iin tercme etmektir. Sonu ada sosyoloji teorileri ya da ada sosyal teoriler, ksaca deerlendirmeye altmz bu iki derste ele alnanlardan ibaret deildir elbette. Daha pek ok yaklam ve kiiyi bu balk altnda deerlendirmek mmkndr: Anthony Giddensn yaplama teorisi, Niklas Luhmannn sistem teorisi, Peter Blau ve rasyonel tercih teorisi, Peter Bergerin toplumsal gerekliin inas yaklam, Ulrich Beckin risk toplumu yaklam vb. gibi... Belirtilmesi gereken ikinci bir husus, burada yaptmz tasniflerin de mutlak olmad ve deikenlik gsterebileceidir. rnein, fenomenolojik sosyoloji, sembolik etkileimcilik ve etnometodoloji gibi yaklamlarn ya da teorilerin hepsini tek bir balk altnda, yorumlayc/anlayc sosyoloji gelenei ierisinde deerlendirmek de mmkndr. Zira hepsi, toplumu, Simmelin deyiiyle toplumun atomlarnn gzyle anlamaya almaktadrlar. Dolaysyla, burada deerlendirilen geleneklere ya da yaklamlara yenilerini eklemek pekala mmkndr ve olmas da gerekir zaten. nc bir husus, belli balklar altnda deerlendirilen sosyologlarn ayn anda teorisinin belli bir boyutu nedeniyle bir baka balk altnda da deerlendirilebileceidir. rnein Lewis Coser, bir ynyle Parsonsn talabesidir ve yapsal-ilevselcilik ierisinde deerlendirilir, dier bir ynyle de atmac kuram ierisinde deerlendirilir. Bu durum, sz konusu dnrlerin teorilerini gelitirirken dier yaklamlara kendilerini kapatmay tercih etmemelerinden kaynaklanan ve znde belki de bir eksiklik, belirsizlik ya da kafa karklndan ziyade, toplumsal gereklii btnyle kavramaya alan bir zihnin aray olarak olumlu olarak grlmelidir. Meselenin dier bir boyutu, ada sosyal teoride ifadesini bulan teorilerin tamam, gerekte, toplumun analizinde klasik sosyal teorinin bize brakt miras olan belli dalizmleri amak, aarak ada toplumun tam ve kapsaml bir aklamasn yapmak urann sonulardr. Sz konusu dalizm, yap-eylem ikilemi olarak ifade edilebilir. Bu dalizmi farkl kavramlarla ya da ikililerle de ifade edebiliriz: Toplum-birey, cemaat-birey, makro-mikro, yap-zne gibi. Mevcut teoriler, bu gerilimi mutlak anlamda zebilmi gzkmyorlar. Toplumsaln doas ve sreklilii gerei byle bir zm peinde komann ne kadar makul bir ura olduu ise bal bana ayr bir tartma konusudur. ada sosyal teorilerin temel problemi, toplum denen varl ve toplum iinde bireyin durumunun, konumunun ve rolnn yap-eylem, yap-zne dengesini kuracak ekilde kapsaml ve tutarl bir aklamasn yapmaktr. Birey ve toplum, zne ve yap, eylem ve yap arasndaki dengenin kurulmas, klasik sosyal teorideki eyleme/zneye ya da sisteme/yapya arlk veren iki yaklam tutarl ve aklayc bir biimde bir noktada birletirme, biraraya getirme abas ada sosyal teorilerin temel problemi olarak karmza kyor. Belki bu noktada, en yararl tavsiyeyi Pierre Bourdieu neriyor: Aratrmann ve aratrma nesnesinin niteliine bal olarak, esnek bir yaklam ve yntem, gerekiyorsa birok yntem ve yaklam birlikte kullanmay dnmek. Okuma nerileri Trkede fenomenolojik sosyoloji gelenei ve bu gelenein geliiminde sz sahibi olmu kiiler hakknda monografik almalar pek yok. Ancak Necmettin Doann yaknlarda km olan Alman Sosyoloji Gelenei (stanbul: Kitabevi Yay., 2012) balkl almas gerek yorumlayc sosyoloji gelenei ve gerekse de bu yaklamn alt balklar olarak deerlendirilen sosyoloji yaklamlar hakknda doyurucu malumatlar vermektedir. Ayrca bir nceki ders notlarnn Okuma nerileri ksmnda ve dipnotlarda knyeleri verilen Wallace ve Wolfun, Slatterynin, Turnern ve Richterin eserlerine baklabilir. Alain Coulonun Etnometodoloji (ev. mit Tatlcan, stanbul: Kre Yay., 2010) isimli almas, Trkedeki bu konuyla ilgili tek monografik almadr. Etnometodoloji yaklamnn, tarihesi, yntemi ve temel kavramlar itibariyle zl bir anlatmn ihtiva eder. ada sosyal teorinin klasik sosyal teoriyle eletirel ilikisi ve tartma konularna ilikin younluklu ve derinlikli bir tartma ve hatta sosyal teorinin sistematik bir yeniden ina denemesi Anthony Giddensn Sosyal Teorinin Temel Problemleri balkl almasnda bulunabilir (ev. mit Tatlcan, stanbul: Paradigma Yay., 2005). Postmodernist teori ierisinde deerlendirilen Lyotard, Faucault, Rorty vb. gibi- birok ismin eserleri Trkeye evrilmi durumdadr. Her biri iin kitap nerisinde bulunduumuzda uzunca bir listenin ortaya kaca muhakkaktr. O nedenle byle bir ie girimiyoruz. Stuart Simin derlemi olduu Postmodern Dncenin Eletirel Szl (ev. Mukadder Erkan ve Ali Utku, Ankara: Ebabil, 2006) postmodernizmin felsefe, mimar, sanat, politika, edebiyat vb. pek ok alandaki etkilerini kapsaml bir biimde anlatan rehber nitelikli bir derlemedir. Sorular (Arkadalarnzla bir grup oluturunuz ve aadaki sorular birlikte tartnz.) 1. Bizler insanz ve insan toplumunu iinden deneyimleriz. Bu durum, sosyolojiyi, ierden bakn mmkn olmad doa bilimlerinden daha inandrc klar m? 2. Yorumlayc/anlamac sosyoloji geleneindeki sosyologlar insann yaratcl ve aktifliini, pozitivist/ natralist sosyoloji geleneindeki sosyologlar ise pasifliini vurgularlar. cmlesini, rnekleyerek tar- tnz. 3. Her bilgi

grecelidir, zira sosyal olarak ina edilmitir. grn tartnz. 4. Bir intihar olarak tanmlanan ey, lm aratran grevlinin ne dndnden ziyade len kiinin neye niyetlendiini meselesidir. yargsn deerlendiriniz. 5. Sanayi toplumlarnda aslnda snf deil, en nemli toplumsal blnme toplumsal cinsiyettir. grn deerlendiriniz. 6. Etrafmzdaki eyalar ya da aile resimleri gibi farkl toplumsal nesnelerin temsilinin farkl zaman dilimlerinde ya da ayn anda o ortamda bulunan farkl kiiler (mesela bir aile toplantsndaki aile fertleri, bir resim sergisine gelmi sanatseverler veya snftaki renciler) arasnda ne tr farkllklar gsterdiklerini mukayese ediniz. Deiik zamanlarda ya da farkl kiilerde ayn nesnelere ilikin ne tr farkl anlamlar gzlenmektedir? 7. Ders yapld esnada bir snfa gittiinizi ve snfta dans salonundaym gibi davrandnz dnn (ya da bu dnceyi uygulayn). evrenizden ne tr tepkiler alrsnz? 8. Bir amfiye gidiniz. Byk bir dans salonundaym ya da oturma odasndaym gibi davrann. Duygularnz ve hareketlerinizi gzlemleyin. Burada kendi oturma odanzdaki rahatl hissediyor musunuz? Neden? 9. Aile yapmzda ya da toplumsal yapmzda hangi postmodern ya da modern zellikler gze arpmaktadr? 10. Postmodern bak asyla dnyann fakir ve zengin toplumlar arasndaki uurumlar nasl aklanabilir? 8.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel 8. Bulut Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 8. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Birey ile Toplum, birbirinden ayr dnlemeyen ancak hangisinin belirleyici olduu hususu hala tartmal olan sosyolojinin iki temel kavramdr. Her insann biyolojik bir varlk olduu kadar toplumsal bir varlk, bir kltr taycs, iinde yaad toplumun bir rn olduu aktr. Toplum da, kltr de bireylerin davranlaryla var olurlar, daha doru, bireyin davranlarnda kendilerini ak ederler. Fakat ak olan bir ey daha vardr: Toplum, bireyden nce vardr ve onu aar. Ancak bu nceden var olmak, toplumun bireyden daha akn ve varln hi bir ekilde bireye borlu olmayan bir ey olduu anlamna gelir mi? Klasik sosyal teori, byk lde, bu tartmada toplumun bireyden bamsz bir varlk, bireye dsal bir varlk ve g olarak tanmlama eiliminde olmutur. zellikle ada sosyoloji teorilerinde, daha nceki derslerde grld zere, bireyi toplum karsnda edilgen bir konumda gren bu yaklam ama ve toplum ile bireyin etkinliklerini bir noktada buluturma ve dengeleme abasna giriilmiti. Her insan bir grup iinde doar. Toplumsal niteliklerini de bu grup iinde kazanr. Bir toplumun yaam tarzlaryla o toplumda yaamak iin gereken bilgilerle deerler, gruplar araclyla bireye aktarlr. Ancak bu sre, tek bir toplum ierisinde dahi tek biimde bir ekilde gereklemez. Bu srecin uyumlu olma ihtimali gibi uyumsuz, olma ihtimali de mevcuttur. Toplumsal hayatta her an karlatmz eitlilik, toplum- birey ilikisinin yalnzca tek bir biimde olmadn bize ifade ediyor. Bu derste, toplum ve birey ilikisinin pek ok boyutundan biri olan, hayat boyu devam eden bir sre olarak toplumsallama/sosyalleme zerinde durulacaktr. toplumsallama nsan; biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel varl ile belli bir zaman ve belli bir mekanda var olur. nsann belirlenmesinde bir temel olarak biyolojik yapnn tad nem son derece somuttur. Ancak insan, ayn zamanda, belki de her eyden nce toplumsal bir varlktr. Onu dier canllardan ayran bir zellii de, toplumsal bir varlk oluudur. Her bir insan, yukarda da ifade edildii zere, bir grup iine doar. Bir taraftan biyolojik byme srecini tamamlarken, te yandan iine doduu grubun/toplumun normlar ile de tanr. Bu toplumsal normlar ve deerler, bir anlamda, insann gndelik hayatn srdrmesini kolaylatran klavuzlardr; fakat te yandan, insan/bireyi snrlandran yanlar da vardr. Gerek bireyin hazr bulduu bu normlarn kolaylatrc veya snrlayc etkileri, gerekse de insann gelimesinde tabiatn ve terbiyenin (kaltmn ya da toplumsal evrenin) greceli nemleri, sosyolojide sonu gelmez tartmalarn konusudur. Bu tartma, Freudun toplumsallamann doal eilim ve drtlerin aleyhine ileyen bir sre olduunu ngren psikolojik perspektifini, toplumsallamaya toplumun entegrasyonunda temel bir rol atfeden ilevselci perspektifle kar karya getirmitir. (...) Toplumsallama artk sadece ocukluu (balca unsurlar aile ve okuldur) kapsayan bir olgu olarak grlmemektedir. Toplumsallamann tm yaam boyunca devam ettii; ayrca, bireylerin topluma uyum salamay renecekleri tek bir sre olmad, insanlarn da kendi toplumsal rol ve ykmllklerini ynl yeniden belirleyebilecekleri artk genel kabul gren bir dncedir.1 Sosyal terimi Latince socius szcnden tretilmitir. Sociusun anlam birliktelik, birlikte olutur. Birisi gibi nasl davranlacan renmek ve bir socius olmak igds insan bireyinde doutan var olan bir hususiyettir. Kukusuz 30 gnlk bir bebek ile 30 yandaki bir yetikin arasnda byk farkllklar vardr. Zaman iinde gsterilecek fizik, ahlaki ve entelektel deiiklikten baka, yetikin olan kii sosyolojik olarak da farkldr. Kapasitesini sosyal bir kii olarak deitirmitir. O; gruplar ve toplum ierisindeki yerini, konumunu, dier bireylerle nasl iliki kurabileceini, onlara kar nasl davranacan renir. Kimi sosyologlara gre, doula getirdiimiz zelliklerimizin bir hammadde olduu grndedirler. Ancak bu kaltmsal ya da biyolojik zelliklerimizin, bize nasl bir katkda bulunduklar speklatif deerlendirmeler konu olur. Bu konuda kesin bir ey sylenememesinin elbette en nemli sebebi, hi kimsenin toplumsal etkenlerden etkilenmemi doal bir insan/birey olarak llemiyor oluudur. Bu anlamyla, belki de, doru olan yaklam udur: Bireyin sosyalizasyonunda doann m yoksa yetitirilmenin [terbiye] mi daha nemli olduu tartmas gereksizdir. (...) En gvenilir bilimsel sonulara gre, bireysel kiinin sosyalizasyonunda hem doa, hem de yetitirilme katkda bulunmaktadr.2 Doa m yoksa terbiye mi

tartmasyla ilgili olarak, Anthony Giddens, ocuklar acaba bir biimde, yetikin insanlarn etkisi olmadan yetitirilselerdi ne olurdu? diye sorar ve Hi bir insann, bir deney olarak, ocuunu insan etkisi olmadan bytemeyecei ortadadr. Yine de, ilk yllarn olaan insan ilikilerinden uzak geiren ocuklarn sz konusu olduu, oka tartlm rnekler de vardr.3 diyerek Aveyron Yabani ocuu rneini zikreder. Nedir bu rnek? Giddensten okuyalm: Ocak 1800de, gney Fransadaki Saint-Serin kynn yaknlarndaki ormanda garip bir yaratk grld. Ksa zamanda, dik yrmesine karn insandan ok hayvana benzeyen bu yaratn on bir-on iki yalarndaki bir erkek ocuu olduu belirlendi. ocuk, tiz ve garip lklarla konumaktayd. ocuun bir temizlik duygusundan yoksun olduu, istedii yer ve zamanda kendini rahatlatt grlyordu. ocuk yerel polise teslim edilerek yakndaki bir yetimler yurduna kondu. lk zamanlarda, srekli kamaya alyor ve kolayca yeniden yakalanyordu. Elbise giymeyi reddediyor, giydirildii zaman da bunlar yrtyordu. Onun kendi ocuklar olduunu dnen kimse de kmad. ocuk, herhangi bir olaandlk sonucu vermeyen titiz bir tbbi muayeneden geirildi. Bir ayna gsterildiinde, aynadaki imgeyi farketmi grnse de kendisini tanyamamt. Bir keresinde, aynada grd bir patatesi almak iin ellerini aynaya doru uzatmt (patates gerekte bann arkasnda tutulmaktayd). Bir ka denemeden sonra, kafasn eriye evirmeden, elini omuzunun arkasna uzatarak patatesi ald. (...) ocuk daha sonra Parise gtrld ve onu hayvandan insana evirmek iin sistematik bir aba gsterildi. Bu aba yalnzca ksmen baarl olmutu. Tuvalet eitimini rendi, elbiselerini giymeyi kabul etmeye balad ve kendi kendine giyinmeyi rendi. Yine de, oyuncaklar ya da oyunlarla ilgilenmiyordu ve bir ka szckten fazlasnda da ustalk elde edemedi. Davranlarnn ve tepkilerinin ayrntl betimlemelerine dayanarak, bunun nedeninin zeka gerilii olmadn syleyebiliriz. nsanca konumada tam ustalk kazanmakla ya ilgilenmiyor ya da bunu beceremiyordu. ok az bir ilerleme gsterdi ve 1828de krk yalarndayken ld.4 Buna benzer baka rneklerin olduunu da belirtelim. Yabani ocuklarla ilgili belki de bilinen en popler hikaye, 1920de J. A. L. Singh tarafndan bir kurt ininde uyurken bulunan, kurtlar tarafndan bytlm Amala (1,5 yanda) ve Kamala (8 yanda) ad verilen iki kz ocuuna ait olandr. Singh tarafndan yakalandktan sonra, bir yetimhaneye braklan bu ocuklarn davranlar ve grnmleri kurt gibidir. Drt ayak zerinde hareket ediyor ve dizleriyle avu ileri nasr balam durumdadr. i ete baylmakta ve frsatn bulduklarnda almaktadrlar. Suyu dilleriyle imekte ve yiyeceklerini melmi vaziyette yemek 1 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 760. 2 Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, ev. Nilgn elebi, 2. Bask, Ankara: Attila Kitapevi, 1994, s. 21. 3 Anthony Giddens, Sosyoloji, Hseyin zel ve Cemal Gzel (yay. haz.), Ankara: Ayra Yaynevi, 2000, s. 25. Anthony Giddens, a.g.e., s. 26. tedirler. Dilleri kaln ve krmz dudaklarndan dar sarkm ve kurt gibi solumaktadrlar. Gece yars asla uyumamakta, sinsi sinsi av arar gibi dolamakta ve ulumaktadrlar. Bir sincap gibi ok hzl hareket etmektedirler ve onlara yetiip yakalamak ok gtr. nsandan tmyle uzak durmakta ve eer yaklalrsa dilerini gstermektedirler. itme duyular ok duyarl ve bir etin kokusunu ok uzaklardan duyabilecek kadar koklama hisleri gelimitir. Gndzleri ok iyi gremezken geceleri daha iyi grebilmektedirler. 1921in Eyllnde ikisi birden hastalanr ve Amala lr. Sing Kamalay elinden geldiince eitmitir. ki ylda ona yrmeyi ve tuvalet eitimini vermitir. Yine de heyecanlandnda ya da korktuunda drt ayak zerine gelmitir. yl kadar sonra Kamala yaklak bir dzine kelime renebilmiti. lerleyen yllarda kelime daarc krka kadar ulamt. Bununla birlikte kelimeleri telaffuzunda yatlarna gre ok geriydi. Genellikle kelimelerin yarsn sylemekteydi. rnein Hinte kedi (biral) demek iin bil, tabak (thala) demek iin tha demekteydi. O da 17 yanda ld. Bir rnek de lkemizden: Adanada iki avc bir dii ayy ldrr ve aniden uzun sal bir yaratk tarafndan saldrya urarlar. Yarat zorlukla zapt eder ve balarlar. Kendilerine saldran bu yaratn kk bir kz olduunu anlarlar. Adanada ormanda bulunan aylar tarafndan bytlm bir kz ocuudur. Yaplan aratrmalar sonucunda ocuunun, bulunduu tarihten 8 yl evvel, ormanda al rp toplarken ocuunu kaybeden annesi de bulunmu ve ocuk, Bakrky Ruh ve Sinir Hastalklar Hastanesine gtrlm. ocuun akbeti hakknda daha fazlaca bir malumat yok. Toplumsallama [Trke literatrde sosyalleme veya sosyalizasyon olarak da kullanlmaktadr], bireyin evresindekilerle etkileim srecidir. Bu, sosyal davran rntlerinin kabul ile sonulanan bir sretir. Fakat bu sonulanma, kiinin birey olarak bittii, durduu anlamna gelmez. Birey, hayatnn ilk anlarndan itibaren toplumsal bir kiidir ve hayat boyu sren bir uyarlama ve deiime maruz kalr. Bu gelime, sadece bireyin ocukluu, ergenlii, yetikinlii ya da yall gibi biyolojik ve ayn zamanda toplumsal/ kltrel- hayatnn farkl aamalarnda grlmez; bir kltrden bir baka kltre, bir sosyal statden bir baka sosyal statye, bir meslekten bir baka meslee geen kiilerde de grlebilir. Toplumsallama, insann baka insanlarla karlkl etkileim sonunda belli bir toplumun yapma, duyma ve dnme biimlerini renmesi ve iselletirmesi srecidir.5 Toplumsal hayat iin gerekli olan bireysel beceriler, disiplinli davranlar, amalar ve nihayet bireysel davran bakalarnn davranlaryla btnletirmeyi salayan uyum toplumsallama srecinin kapsamna girer. Toplumsallama iki adan tanmlanabilir: Nesnel olarak, birey zerinde eylemde bulunan toplum asndan ve znel olarak, topluma tepkide bulunan birey asndan. Nesnel olarak

sosyalizasyon, toplumun kltrn bir kuaktan dierine geirildii ve bireyin, rgtlenmi sosyal yaamn kabul edilmi ve onaylanm yollarna uyarland bir sretir. Nesnel sosyalizasyonun ilevi belirli bir toplumun sahip olduu yaama desenini, deerleri ve hedefleri bireylerin yava yava benimsemesi iin, zellikle de bireylerin toplumda yerine getirmek zorunda olduklar sosyal rolleri renmeleri iin, bireylerin gereksindii hner ve kurallar gelitirmektir. (...) znel olarak sosyalizasyon, bireyin evresindeki kiilere uyarlanmas srasnda bireyde cereyan eden bir renme srecidir. Kii iinde yaad toplumun alkanlklarn alr. ocukluktan balayarak adm adm toplumca krlm bir hale gelir. Kii bir gmen ise, yeni toplumuna sosyolojik anlamda doallatrlr. Sosyalizasyon yaam boyu sren bir sretir. Bilinalt uyumluluun bir eididir ve her yer, her kltr, her zaman ve her toplum iin sz konusudur. Kiinin geliigzel bir dnya vatanda veya insan toplumunun genel bir yesi olmas diye bir ey olamaz. Sosyalizasyon srecinin ileyii ile kii bir Amerikal, Meksikal, Fransz vs. olur.6 Toplumsallamann iki taraf vardr ve bu iki taraf iin de toplumsallama farkl fonksiyonlar icra eder. Bu taraflardan biri olan birey asndan toplumsallamann sonucu, kiiliin geliimi ve gereklemesi, biyolojik organizmann insanlamas, benlik ve kimlik edinmesidir. Toplumsallamann dier taraf olan toplum asndan ise, kltrn kuaklar arasnda aktarlmas, topluma yeni katlan insanlarn yaam dzenine uydurulmas ve bylelikle de toplumun devamn salama ilevini grr. E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 35. Joseph Fichter, a.g.e., s. 23. Sosyal bilimler, insan ve toplum hayatn kendi ilgi alanlar, baka bir deyile inceleme konular kapsamnda/ erevesinde aklama eilimindedirler. rnein, bir iktisat iin her eyin temelinde iktisadi gdler ve olaylar vardr. Psikolog her eyin temelini bireyin i dnyas ile, bireyin zellikleri ile aklamaya alr. Buna benzer olarak sosyolojinin egemen yaklamlar da, dnyay toplumu nceleyerek aklar. Bu aklama biiminde birey, toplumsal yap ve kurumlar tarafndan belirlenmektedir. Bir anlamda bireyin zgrlk alan yok gibidir. Psikolojide toplumsal olaylarn oluumunda bireyin abartl rolnden bahsedilmesi gibi, sosyolojide de abartl bir biimde- bireyin toplum tarafndan belirlenmesi sz konusu edilmektedir. Ancak belki toplumsal olaylara pek ok etmenin birlikte ibirlii ierisinde bulunduklar bir sre olarak bakmakta daha fazla yarar vardr. Toplumsal hayatn kurumlamas, gelimesi ve deimesi iktisadi, bireysel, biyolojik ve kltrel pek ok faktr tarafndan etkilenerek oluur. Her ne kadar insan belli bir toplum ierisine doar ve o ortam tarafndan ekillendirilirse de, toplumla bireyin ilikisi tek tarafl bir iliki deildir. Birey, geliiminin herhangi bir evresinde toplumun kendisine nerdii kltr ve toplumsal davran kalplarn ret edebilir. Ya da, deitirebilir, yerine yenisini nerebilir. Bylelikle de toplumsal yapda baz deiimler gerekletirilebilir. Fakat daha da nemlisi, birey hayatnn her annda, iine doduu toplumda hazr bulduu, gndelik hayatn ve toplumsal ilikilerini kurma ve srdrme imkan salad kurallar ileyerek yorumlamakta, yenidenretmekte ve yeniden-tedavle sokmaktadr. Birer toplumsal kiilik olan bireyler arasnda yaanan etkileim sonucunda, baka bir deyile, bireylerin kimi zaman hissedilemeyecek dzeyde yava ilerleyen bir srete, mevcut kurallarn, normlarn ieriini deitirdii, yeni anlamlar ykledikleri, toplumsal dzen ierisindeki deerlerini, anlamlarn ve nemlerini etkiledikleri sylenmelidir. Dolaysyla toplumsallamayla ilgili her anlay, bu srecin toplumsal deiimle ilintisini dikkate almak zorundadr.7 Toplum ve birey arasndaki iliki doal, normal ve mutlak bir iliki deildir. nsan/birey, stne kltrn ya da toplumsal dzenin, toplumsal normlarn yazld bo bir levha deildir. Onun biyolojik ya da psikolojik zellikleri, toplumsallama srecinden dlanabilir bir nitelik arz etmez. Toplumsallatrclar, bireyin bu zelliklerini dikkate almak zorundadrlar. Birey de, ayrca, deerleri sngerin suyu ekmesi gibi almaz. Hayatn belli bir evresinde deerleri olduu gibi kabul de edebilir, ret de edebilir ya da uyumsal bir srete deiiklikler de yapabilir. Ksacas, toplumla bireyin ilikisi, kuklacyla kuklalarn ilikisi gibi deildir. Sapkn ve uyumsuz davranlarn da gsterdii gibi, aklanmas gereken pek ok karmak, sorunsallarla dolu ve karlkl bir etkileim nitelii tamaktadr. Kolaylkla anlalaca gibi, toplumsallama eitli ortam ve gruplarda, baka insanlarla etkileim ierisinde ve sonucunda gerekleir. Toplumsallamann aracs ad verilebilecek olan bu gruplar; bireyi, hem kendisine gre, hem de kendisinin de iinde bulunduu toplumsal ereveye uyacak ekilde toplumsallatrr. lk ve en etkili toplumsallama aracs aile ya da akrabalk grubudur. Bireyin, daha bebekliinden itibaren, ihtiyalarn karlayan ana-baba, kardeler, byk anne-bykbaba ve bazen de baka akrabalar, bireyin gelecekteki geliiminde nemli etkilerde bulunan ilk ve en yakn ilikileri kurarlar. Aile; bir zamanlar sahip olduu ilevlerin pek ounu okul, hastane, devlet gibi kurumlara kaptrmasna ramen yine de en etkili toplumsallama aracsdr. Baz toplumlarda ailenin yerini almaya alan baka baz kurumlarla da karlamaktayz. sraildeki Kibbutz uygulamalar gibi. kinci toplumsallama aracs arkada gruplardr. Genellikle otoriteye dayanan ve geleneksel deerleri vurgulayan ailenin aksine, arkada grubu, daha eitliki bir yaanty salama grnmndedir. (Arkada gruplarnn da zaman zaman baskc ve ar istemci olduu unutulmamaldr.) Bu yzden, yetikinlerle ilikilerde yasaklanan davranlar gerekletirerek bamsz bir kimlik edinme olasln sunan nemli bir toplumsallama aracs niteliindedir.8 Bu erevede, akran gruplar ve arkada gruplar arasnda oynanan oyunlarn, ocuu toplumsal yaantya hazrlama ve bu anlamda da toplumsallatrma balamndaki etkisi dikkat ekicidir: Belli kurallar dahilinde bir

rekabet/yarma duygusu, paylama, atma, biz ve teki algs vs... nc bir dier nemli toplumsallama aracs okuldur. Okul, tm tarih boyunca nemini korumu bir toplumsal kurumdur. Fakat okulun ilevi, amalar ve kapsam zamanla ve toplumdan topluma deiiklik- Gordon Marshall, a.g.e., s. 760-761. E. Mine Tan, a.g.e., s. 38-39. ler gstermitir. Smerdeki okulla gnmzn okulu arasnda fonksiyon, amalar ve kapsam alarndan elbette pek ok farkllk vardr. Ancak temelde bireyin belli toplumsal hizmetleri/grevleri yerine getirmesi iin hazrlanmas ve dolaysyla da toplumsallama aracs olma ilevini srdrmektedir. Kre ve ana okulu gibi uygulamalarla okulda geen zamann erkene alnmas ve yksek retimle de uzatlmasnn sonucu olarak, okulun bireyin toplumsallamas srecindeki etkisi ve nemi gnmzde daha da artmtr. Bu erevede, eitim ve okul hakknda pek ok farkl yaklam ve teorinin bulunduu hatrlanmaldr. (lerleyen haftalarda, Toplum ve Eitim balkl dersimizde bu konu zerinde ayrca ve ayrntl bir ekilde durulacaktr.) ada toplumlarda gndeme gelen bir dier nemli toplumsallama aracs da kitle iletiim aralar olmutur. Belli olaylar karsnda nasl davranlmas gerektiine ilikin belli rollerin sunulmas, alglama, kavrama ve yorumlama noktalarnda ynlendirici olmas, deer yarglarnn oluumunda nemli bir rol stlenmitir. Haber programlarnn, TV dizilerinin, izgi film ya da izgi roman gibi kltr-sanat rnlerinin bireyler zerindeki etkilerinden bu balamda sz edebiliriz. Kitle iletiim aralarnn kullanm modern toplumlarda pek ok incelemeye konu edilmitir. zellikle kltr rnlerinin retilme ve datm sreleri, kltr endstrisi ad verilen devasa bir sektr ortaya karmtr. Kltr sosyolojisi ve kltrel incelemeler, 20. yzyln ortalarndan itibaren sosyolojinin nemli inceleme alanlarndan birisi olarak sivrilmitir. (Bu erevede, Eletirel Teorinin [Frankfurt Okulu kuramclarnn], Birmingham Kltrel ncelemeler Merkezinin balattklar ve gelitirdikleri kltr ve kltr endstrisi incelemeleri, iletiim sosyolojisi almalar hatrlanmaldr. Bu almalar ve yaklamlar, ilerleyen haftalarda deerlendirmeye alacamz Toplum ve Kltr balkl derslerimizin konusunu oluturacaktr.) Bu toplumsallama araclarnn verimli olabilmeleri, ancak aralarndaki uyum ve ibirlii ile mmkn olabilmektedir. Ancak normal hayatta bu uyumlu ibirliini her zaman grmek pek mmkn olmamaktadr. Aile ile kitle iletiim aralar ya da aile ve okulda verilen eitimle arkadalk gruplarnda edinilen deerlerin, bilgilerin ya da kanaatlerin arasnda nemli farkllklar ve dolaysyla da nemli atmalar ortaya kabilmektedir. Bu durum toplumda mutlak anlamda bir uyumun, ahengin olmadn ya da olamayabilecei anlamna gelmektedir. Sz konusu atmal ortam da, ya toplumsal hayatta ya da bireylerin i dnyalarnda nemli krlmalar, psikolojik ya da toplumsal skntlar dourabilmektedir. Toplumsallama srecinin en nemli gelerinden biri dolaysz retim ya da uyardr. Bu unu yap, unu yapma gibi dorudan komutlar eklinde olabilir. Ya da belli davranlarn ya da becerilerin iselletirilmesini salamayla dnk eitli yaptrm ve dllendirmeler ile pekitirilir. Toplumsallama srecinin nemli bir kesimi de dolayl, toplumsal ortamlarda gizli anlamlar erevesinde oluur. Daha ok, kimlik ve kimliin oluumu problemi etrafnda oluan bir tartmadr bu. Bireyin kimliinin oluumunda etkili olan bir unsur da, ayn zamanda, kendisine rnek ald kiilerdir. Btn bu anlatlanlar dorultusunda toplumsallamay bireyin yaparak, deneyerek-yanlarak, karmak etkileimler ve duygusal ilikiler iinde gerekletirdii bir sre olarak tanmlamak mmkndr. Benlik ve Toplumsal Benlik Toplumsallama srecinde benlik ya da bireyin kendi kiisel ve toplumsal kimlii hakkndaki duygu ve anlaylar nemli yer tutar. Bireyler, toplum ierisinde eitli rol beklentileri ve kltrleri hakknda bilgilerini ve deneyimlerini eitlendirirken, ayn zamanda kendilerini de tanma imkan bulurlar. Bu anlamda, bireyler, benliklerini toplumsallama sreci gibi- yava yava olutururlar. Benlik veya kendilik insann kim ve nasl olduu hakkndaki alglamalarnn bir organizasyonudur.9 Benlik birtakm yaantlar sonunda kazanlan bir yap, bir oluumdur. ocuk, byme srecinde giderek kendini dier insanlardan ve nesnelerden ayrmay renir. Bylece z ya da benlik kavram oluur. (...) bu farknda olu, bu idrak onun z benliini oluturur. Demek ki z-benlik insan kendisi yapan ve dier kiilerden ayran duygular, fikirler, niyetler ve deerlendirmelerin bir yndr. Kiiye dn ve bugn, ok muhtemel olarak yarn, ayn kii olduunu ve olacan bildiren eydir.10 George Herbert Mead (1863-1931), toplumsal deneyimin bir bireyin kiiliini nasl gelitirdiini aklama abas ierisinde oldu. Meadin de temel kavram benliktir. Fakat onu farkl klan husus, benlii toplumsal deneyimin bir rn olarak grmesidir. Meadde benlik ya da kendilik bir toplumsal yapdr ve toplumsal tecrbeleri sonucunda ortaya kar. Meade gre: (1) Benlik doutan gelmez, zamanla geliir. (2) Benlik, bireyler dier bireylerle iletiime girdike, yani toplumsal deneyim ile geliir. (3) Toplumsal deneyim, sembollerin deiimi ile gerekleir. Sadece insanlar anlam yaratmak iin kelime kullanr, jestlerde bulunur. (4) Anlam karma abas ierisinde olmak, dier bireylerin niyetini anlamaya sebebiyet verir. (5) Bir niyeti anlamak, bir durumu bakalar asndan deerlendirebilmeyi gerekli klar. Semboller kullanarak, kendimizi dier bireylerin yerine koyar, o kiinin bizi grd gibi kendimizi grebiliriz. O nedenle de, harekete gemeden bile dier bireylerin bizim hakkmzda ne dndn tahmin edebilir ve ona uygun davranabiliriz. Dier insanlar, bu anlamda, kendimizi grebileceimiz bir aynadr. Bu konu, Charles Horton Cooley (1864-1929) tarafndan da vurgulanan bir husustur. O, bu durumu, ayna benlik kavramyla aklar. Ona gre ayna benlik ya da aynada akseden ben, insanlarn bizi nasl grdn dnmemize dayanan benlik imajdr. 11 (6) Dier bir kiinin

roln alarak kendimizin farkna varrz. Baka bir deyile, dier insanlarn roln stlenmekle kendi benliimizi gelitirmemiz mmkn olur. ocuklar ise, snrl toplumsal tecrbeleri nedeniyle, bunu taklit etme yolu ile yaparlar. Meade gre, benlik iki blmden oluur: I/Ferd Ben ve Me/ Sosyal Ben. I/Ben olarak bir eyi yapmaya karar veririz ve daha sonra hareketimizi dier bireyleri dikkate alarak ekillendiririz. Dierleri (1) genelletirilmi tekiler ve (2) anlaml tekiler olarak ikiye ayrlr Meadde. Hareketlerimizi daha ok da, bu anlaml tekileri dikkate alarak dnr ve yaparz. Benliin oluumu ve sosyal benliin geliimine ilikin yaklamlar elbette Meadin dnceleriyle snrl deildir. Sigmund Freudun kiilik modelleri ve kiiliin geliimine ilikin yaklamlar, Charles H. Cooleyin ayna benlik ve birincil gruplarikincil gruplar ayrm, Jean Piagetin Bilisel Geliim Kuram, Lawrence Kohlbergin Ahlaksal Geliim Kuram, Carol Gilligann Cinsiyet ve Ahlak Geliim Kuram gibi yaklamlar da, netice itibariyle, tm hayat boyu devam eden karmak bir sre olarak toplumsallamann nasl gerekletiine ilikin ne kan farkl aklama biimleridir.12 Benliin kazanlmas, toplumun dsal bir gereklik olmayp isel bir olgu da olduunu bize kantlar. Bireyin dndaki dzen, benlik yoluyla, bireyin iindeki kiisel dzene balanr. Bu balantnn kurulmas toplumsallama srecinin temel bir parasn oluturmaktadr. Benliin ortaya k insann kendini, bakalarnn onu grd gibi grmesiyle olur ve toplumsal etkileimlerle yaantlar srasnda gerekleir. Bireyin benlik kavram; toplumsal beklentilerin bireyin deer, tutum ve duygularyla balanmas srecine temel olan boyut tar: Bireyin, toplumsal ilikiler iindeki yerini anlay biimi olan kimlik. Bireyin z yetenekleri, becerileri ve nitelikleri konusundaki anlayn oluturan benlik simgesi. Ve bireyin olumlu ya da olumsuz z-deeri konusundaki benlik saygs. nsanlar kendi davranlar ve zellikleri hakknda olumlu dn 9 Enver zkalp, Sosyolojiye Giri, 6. Bask, Eskiehir: Anadolu niversitesi, 1993, s. 92. 10 Zeki Aslantrk ve Tayfun Amman, Sosyoloji: Kavramlar, Kurumlar, Sreler, Teoriler, stanbul: Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf Yay., 1999, s. 147-148. 11 Zikreden: John J. Macionis, Sosyoloji, Vildan Akan (ev. ed.), Ankara: Nobel Akademik Yay., 2012, s. 119. 12 Benlik, sosyal benlik, ayna benlik gibi kavramlar ve bu konular aklama abas ierisindeki kuramlar hakknda daha geni bilgi iin bkz. John Macionis, a.g.e., s. 115-121; Anthony Giddens, a.g.e., s. ?????. isterler. Ama bu mek yarglar bakalarnn yarglarna sk skya baldr.13 ocukluk dneminde yaanan toplumsallama, bireylere, gndelik hayatlarn srdrmelerini salayacak bilgi, beceri ve benlik kavramlarn salar; ancak bu toplumsallamann tamamland anlamna gelmez. nsan hayatnn ergenlik, annelik veya babalk, askerlik, meslek hayat, yallk vb. gibi her bir safhasnda yeni toplumsal ilikilere, dolaysyla yeni becerilere, bilgilere ve benlik/kimlik alglarna sahip olur. Deien yerel ya da kresel teknolojik, ekonomik, kltrel vs. deiimler her bir insan bireyi zerinde farkl etkiler yapar. Yetikinlerin toplumsallamas byk lde gnlk yaantlar erevesinde ve biimsellememi yollarla olur. Ancak ayn ilevin halk eitim merkezleri, okur-yazarlk seferberlii vb. gibi biimsel kurumlar eliyle de gereklemesi sz konusu olabilir. Bunun dnda Macionisin tabiriyle insanlarn toplumun dier kesiminden izole edildii ve idari grevliler tarafndan ynlendirildii btncl kurumlar14 eliyle de, bireylerdeki z-benlik kavram, deerler, davranlar temelden deitirilmek amalanabilmektedir. Akl hastaneleri, hapishaneler, slahevleri vb. gibi kurumlarla birey toplumsal evresinden soyutlanarak yeniden-toplumsallama ilemine maruz braklabilmektedir. Sonu Bu derste, doumdan lme kadar hayatmzn her bir safhasnda maruz kaldmz toplumsallama konusu zerinde durmaya altk. Toplumsallamann tanm, toplumsallama araclar, toplumsallama sreleri, benliin oluumu ve yeniden-toplumsallama konular zerinde durduk. Toplumsallama konusunun gndeme getirdii nemli ve anlaml tartmalardan bir tanesi, bireyler olarak bu toplumsal ileyi ierisinde zgr olup olmadmz ya da ne kadar zgr olduumuzdur. Sosyologlarn bu konudaki cevaplar elbette, birey ve toplum anlaylarna, siyasal grlerine, inanlarna vb. bal olarak deiiklikler gsterir: Politik liberal gr, bireylerin toplumda zgr olmadn syler. Aslnda sosyal yaratklar olarak da hi bir zaman zgr olamayz. zerimizdeki bir gle yaamak zorundaysak, snf farkllklarn ortadan kaldrp, aznlklarn iine kadn da dahil edip engelleri azaltarak, dnyamz yaamaya uygun hale getirebilmek nemli bir eydir. Muhafazakar kesim, toplumun hayatmz ekillendirdii hakknda hemfikirdir, ama zgr olduumuzu, nk toplumun hayallerimize sz geiremeyeceini belirtir.15 Bu tartmann daha da tesine giderek, toplumun bu ileyiini daha radikal deerlendiren yaklamlar da mevcuttur. Bu erevede Louis Althusserin deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar (ev. Yusuf Alp ve Mahmut zk, 3. Bask, stanbul: letiim Yay., 1991) adl eserinde sergiledii yaklam ya da Michel Foucaultnun iktidar ve sylem analizleri, toplumsallama ve toplum ierisinde bireyin ne kadar zgr olduu meselelerine btnyle farkl bir cepheden de baklabileceini ve aklanabileceini bize gsterir. Okuma nerileri Toplumsallama, kimlik, benlik ve grup ilikileri balamnda sosyal psikoloji almalarna baklabilir. Bu erevede, metin ierisinde dipnotlarda verilen almalarn dnda u almalara baklabilir: D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Cemiyet inde Fert, 2 cilt, ev. Mmtaz Turhan, stanbul: MEB Yay., 19701971; D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Sosyal Psikoloji, ev. Erol Gngr, stanbul: tken Neriyat, 2007; G. C. Homans, nsan Grubu, ev. O. Onaran, B. Oran ve . Oskay, Ankara: TODAE Yay., 1971. 13 E. Mine Tan, a.g.e., s. 41. 14 John J. Maiconis, a.g.e., s. 130. John J. Maiconis,

a.g.e., s. 131. alma Sorular 1. Toplumsallama hakknda bilgi sahibi olmak, zgrlk hissini artrr m yoksa azaltr m? Neden? 2. Bireylerin kendi hayatlar zerinde kontrolnn olup olmad konusunu tartnz. 3. Kadn ya da erkek oluumuz, toplumsallama srecinde nasl bir etkide bulunur? 4. Cinsiyetiniz, kiiliinizin geliimini nasl etkiledi? Cinsiyetinizin hayatnzda ekillendirdii eyi belirtin. 5. Yaam seyri ierisinde kendinizi nasl tanmlarsnz? Ergen mi, yetikin mi yoksa yal m? Neden? 6. Bir kiinin ergen ya da yetikin olarak tanmlanmas neye baldr? 7. Toplumsallama, alama ya da beyin ykamadan hangi bakmlardan farkllklar gsterir? 8. Benlik, z-benlik kimlii ile toplumsal kimliimiz arasnda nasl bir iliki vardr? Tartnz. 9. Karmak ve hzl deien toplumlarda, birincil toplumsallama ne kadar nemlidir? 9.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. Ycel Bulut Ak ve Uzaktan 9. Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 9. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Toplum ierisinde bireyler, eitli gruplara ye olarak, eitli gruplarn bir paras olarak yaamlarn srdrrler. ster gelimi, ister gelimemi olsun hemen her toplumda, insanlar bir aile, bir arkadalk grubu, bir meslek grubu, bir dernek ya da bir siyasi parti grubu ierisinde yer alrlar. Hepimiz, daha en bata, dnyaya geldiimiz anda bir aile ierisine doarz. (Elbette -ok ok az olmakla birlikte- istisnalar vardr ve bu istisnalklar nedeniyle, farkl ynleriyle sosyoloji ya da baka disiplinler tarafndan inceleme konusu edilen durumlar sz konusudur.) Bu grup ierisinde grubun grup ile toplum arasnda herhangi bir eliki ya da atma yok ise- ve toplumun kltr elerini ediniyoruz. Zaman ierisinde okula balyor, ok farkl evrelerden akranlarmzla tanyor, gnmzn nemli bir ksmn onlarla geirmeye balarz. Okulda toplumun farkl ynlerini tanyoruz. Okul, gndelik hayatmz srdrmemize yardmc olacak ve toplumun ihtiyalarn karlayacak belli bilgi ve becerileri kazandrr; ayn zamanda bizi terbiye eder. Ayrca, brokrasiyi ilk kez okulda tecrbe ederiz. lerleyen zamanda, i hayatna atlyor ve eitli kurumlarda mesleimizle ilgili yeni ilikilere giriyor, yeni grevler ve sorumluluklar stleniyoruz. Bu safhada da yine hayatmz, eitli gruplar ierisinde geer; iin ve grubun zelliklerine gre biz de yeni zellikler kazanr, benlik algmz farkllar, yeni zellikler kazanrz. Daha da nemlisi, her gn bir ok farkl grup ierisine girip kyoruz. Dolaysyla ayn anda pek ok farkl grubun birer yesi, her bir grupta ayr statlere ve rollere sahip bir insan olarak hayatmz srdryoruz. Toplumsallama sreler ve dahas, kendi benliimiz toplumsal gruplar araclyla ortaya kar. Bizim bir yere ya da bir eylere ait olma ihtiyacmz da, yine toplumsal gruplar araclyla karlanr. Yukarda da ifade edildii gibi, doumdan lme kadar farkl dnemlerde veya ayn dnemlerde birok farkl grup ierisinde bulunuruz. Bizden farkl olan gruplarla karlarz. Bu anlamda toplum; kimi zaman hiyerarik ekilde sralanm, kimi zaman yan yana olan ve uyumlu alan, kimi zaman birbiriyle atan pek ok farkl grubu ierisinde barndran bir yapdr. Bu derste, gndelik hayatta etkileim ierisine girdiimiz insan kmeleri olan toplumsal gruplar incelenecektir. ncelikle toplumsal grubun tanm yaplmaya allacak, toplumsal gruplarn zellikleri anlalmaya ve anlatlmaya zen gsterilecek, ardndan bu zelliklerine bal olarak toplumda karmza kan toplumsal gruplar gerek nitelik, gerek muhteva ve gerekse de boyutlar dikkate alnarak- tasnif edilmeye allacaktr. Ayrca, toplumsal grup zellii gstermemekle birlikte, gndelik hayatta sk sk iinde bulunduumuz dier insanlarla bir arada olduumuz insan birliktelikleri deerlendirilmeye allacaktr. Toplumsal Grup Veysel Bozkurt, Srekli etkileim iinde olduunuz gruplarn ve rgtlerin bir anda yok olduunu hayal edin. rnein aileniz, arkada evreniz, futbol kulbnz, salk, eitim, gvenlik ve beslenme gibi alanlarda size her trl hizmeti salayan kamusal ve zel rgtler bir anda hayatnzdan ekiliyor. Alt mil yardan fazla insann yaad u yerkrede tek banasnz. Ait olduunuz hi bir grup yok. inde yaad nz toplum kendi aralarnda hibir ibirlii olmayan tek tek bireylerden oluuyor. Acaba gruplarn ve r gtlerin olmad bir dnyada nasl bir hayatnz olurdu?1 diye soruyor. Gerekten de nemli ve zerinde dnlmesi gereken bir soru. yle bir dnyada nasl bir hayatmz olurdu? Doduumuz andan itibaren, hayatta kalabilmek iin bakalarna ihtiya duyarz. Kendimizi tanyabil mek iin dahi bakasna ihtiya duyarz. Bu da bakalaryla, dierleriyle etkileimi gerekli klar. Zygmunt Baumandan alntlanan aadaki paragraf, gndelik hayatta karlatmz, iletiime ve etkileime girdi imiz sosyolojide toplumsal grup, toplumsal yn ya da kategoriler olarak adlandrlan, bizim de bu ders boyunca ksaca tanmlamaya alacamzinsan topluluklarn zetler niteliktedir: Dnyorum da, insan soyunun (gemi, imdiki ya da gelecekteki) yelerinin bana farkl kapasiteleri varm gibi geliyor. Bazlarna ok sk rastlyorum ve bu yzden de hemen tanyorum onlar; onlardan ne bekleyebileceimi ve neleri bekleyemeyeceimi, beklediim ve istediim eyleri aldmdan nasl emin olacam, eylemlerime benim onlardan istediim biimde tepki gsterdiklerinden nasl emin olacam bildiime inanyorum. Bu insanlarla etkileime girerim, iletiim kurarm; birbirimizle konuuruz, bilgilerimizi paylarz ve bir uzlamaya varma umuduyla ilgi alanmza giren eyleri tartrz. Dierleriyle ancak zaman zaman karlarz; karlamalarmz ya ben ya da teki kiiler zel, gayet zgn hizmetleri almak ya da mbadele etmek istedii zamanlarda, tamamen zel koullarda gerekleir; retmenimle dersler ve seminerler dnda pek karlamam bir bakkal rayla ancak bir eyler satn alrken karlarm, ansma diimi ok nadir olarak, ancak diimin yaplmas gerektiinde grrm. Bu gibi insanlarla ilikilerime ilevsel ilikiler denebilir. Bu insanlar hayatmda bir ilevi yerine getirirler; ilikimiz bana (ve

varsayyorum ki onlara da) ait karlar ve eylemlerle ilgili zellikler tar. ou durumda teki kiinin, o kiinin yerine getirmesini beklediim ilevle ilikili olmayan zellikleriyle ilgilenmem. Dolaysyla bakkal rann aile hayatn, diinin hobilerini, siyasal bilgiler hocamn sanatsal zevklerini aratrmam. Buna karlk, onlardan da benzer bir yaklam beklerim. Onlarla ilikimde, zel alanm olarak grdm alan soruturmalarn haksz mdahale olarak deerlendiririm. Byle bir mdahale geldiinde, buna direnirim; bunu nihayetinde belli bir hizmetin mbadelesinden te olmayan ilikimizin yazl olmayan koullarn ktye kullanma ya da ineme durumu olarak alrm. Nihayet, dierleriyle neredeyse hi karlamam. Onlarn hakknda bilgilerim vardr; onlar vardrlar, bilirim ancak grnd kadaryla benim gnlk ilerimle dorudan ilgili olmadklarndan, onlarla dorudan iletiime girme ihtimalini ciddi olarak dnmem. Aslnda onlara ancak gelip geici bir dnce kadar ilgi duyarm. Sosyolojide fenomenolojik okul ad verilen okulun kurucusu Alman asll Amerikal sosyolog Alfred Schutza gre, her bireysel bak asndan insan soyunun btn teki yelerinin yerleri, hayali bir izgi zerinde belirtilebilir ve bu izgide sosyal iliki hacim ve younluk olarak azaldka artacak sosyal me- safe ile llen bir sreklilik tespit edilebilir. Byle bir izgi zerinde kenimi (egomu) balang noktas alarak bana en yakn noktalarn dostlarm olduunu syleyebilirim; onlar gerek anlamda dorudan, yz yze ilikiye girdiim insanlardr. Dostlarm, adalarmn, benimle ayn zaman diliminde yaayan ve en azndan potansiyel olarak yz yze ilikilere girebildiim insanlarn oluturduu geni bi alanda ancak kk bir blgeyi igal ederler. Bu gibi adalarma ilikin pratik deneyimim, elbette kiisel olarak edinilen bilgiden, insanlar bir kategorinin rneklerinden aka bir ey olmayan (yallar, siyahlar, Yahudiler, Gney Amerikallar, zenginler, futbol fanatikleri, askerler, brokratlar vb.) tiplere ayrma yetimle snrl bir bilgiye kadar eitlilik gsterir. Bir insann, sreklilik izgisi zerindeki verili noktas benden ne kadar uzaksa, benim o insana tepkim (karlamasak da zihinsel yaklamm ya da, eer olursa, kiisel ilikim) kadar onun hakkndaki dncelerim de o kadar genel ve tipik olacaktr. (...) Listede yer alan Veysel Bozkurt, Deien Dnyada Sosyoloji:Temeller, Kavramlar, Kurumlar, 7. Bask, Bursa: Ekin Basn Yayn Datm, 2011, s. 152. kategorilerin hibirinin sonsuza dek sabitlenmediini aklmzdan karmayalm. Bunlarn geirgen s nrlar vardr; tek tek insanlar bir kategoriden dierine geerek, sreklilik izgisinde benim dorultum ynnde ya da baka ynde yol alarak (...) yerlerini deitirebilir, deitirirler de.2 Gordon Marshalln Sosyoloji Szl, toplumsal grubu Resmi ya da gayri resmi yelik ltleriyle tanmlanan, grece istikrarl bir karlkl ilikiler modeliyle birlik olma duygusunu paylaan ya da kendilerini birbirlerine bal hisseden ok saydaki kiinin oluturduu bir kme.3 olarak tanmlyor. Joseph Fichter de, toplumsal grubu, -aada zerinde durmaya alacamz- kimi niteliklerden/gerekliliklerden hareketle yle tanmlyor: Grup, ortak sosyal hedefleri izleyen, sosyal normlar, ilgiler ve deerlere gre karlkl roller oynayan sosyal kiilerin tanmlanabilir, yaplam, srekli birlikteliidir.4 Aile, akraba veya arkada gruplar yesi olduumuz pek ok ve eitli gruplardan yalnzca bir ksmdr. Bunlarn yan sra, dinsel, sportif, toplumsal, eitsel, siyasal etkinliklerin ya da mesleki ve ekonomik amalarn gerekletirilmesi iin oluturulmu pek ok grup mevcuttur. Toplumsal hayatta, mason locas, mafya rgtlenmesi, eteler, hayr cemiyetleri, su rgtleri vs. pek ok farkl zellikte grupla karlarz. Btn bu oluumlarn birbirlerinden farkl olmasna karn, hepsini grup ortak adlandrmas altnda toplayabilmemize izin veren baz zellikleri vardr. Bu zellikleri, ayn zamanda, bir toplumsal birliktelii toplumsal grup olarak adlandrmamz temin edecek ama, nitelik, kapsam vb. gibi hususlarla ilgili- gereklilikler olarak da adlandrabiliriz. Her eyden nce gruplar, birbirleriyle gerek karlkl ilikiler iinde bulunan, davranlarnda birbirinin davrann hesaba katan insanlardan oluur.5 Aralarnda bu trden ilikilerin bulunmad topluluklar, fizik alardan birbirine olduka yakn insanlardan olusalar dahi bir otobs duranda otobs bekleyen, trende seyahat eden insanlar, bir futbol manda stadyumda bulunan insanlar rneklerinde olduu gibi- bir grup oluturmazlar. nk grubun varl ayn zamanda bir baka eye daha, bu etkileim erevesinde baz ortak deerlerin, kurallarn hatta belli bir duygusal ortamn oluumun[a]6 ihtiya duyar. Ortak deerlerin ve kurallarn varl, grup ierisindeki farkllklar ya da atmalar yadsyan bir zellik deildir. En samimi ve yakn insan grubu olan ailede dahi, zaman zaman aile ii srtmeler (kar-koca anlamazlklar, kardeler aras ekimeler, ocuklar ile ebeveynler arasnda yaanan gerilimler vb. gibi- atmalar sz konusu olabilir. Ancak, bu atmalar ne zaman ki ortak olmas gereken deerleri andrc, ypratc ve paralayc boyutlara ulatnda sz konusu gruplar da dalr. Ailelerin dalmas gibi. Grup iin ekimelerin kayna yalnzca yine grup ii ilikiler deildir elbette. Dardan gelen etkiler de bu grup ii dayanmay olumlu ya da olumsuz ynde etkileyebilir. Kimi grup yaplarnda, dsal basklar grup ii dayanmay olumlu ynde etkiler ve artrrken, kimi zamanda gruplarn yapsna, kapsamna, dardan gelen basknn/etkinin niteliine ve iddetine bal olarak olumsuz ynde sonular da ortaya karabilir. (Bu erevede, ada Sosyoloji Teorileri I balkl 6. derste zerinde ksaca da olsa durduumuz Lewis Coserin atma a balamnda dile getirdii grleri hatrlatalm.) Toplumsal gruplar, yapsallam, rgtlenmi, ksacas yelerinin yerlerinin ak-seik belirlenmi olmasyla da belirlenirler.7 Dolaysyla, bir pazar yerindeki ya da otobs durandaki insan kalabal, aralarnda herhangi bir yapsallam, rgtlenmi ilikinin olmamas, insan ortak tanmnn dnda zel

bir kimlikle ilikilerin kuruluyor olmamas gibi nedenlerle grup tanm ierisinde deerlendirilmez. Grup ierisindeki insanlar/bireyler, birbirlerine kyasla belli bir hiyerarik sralanma ierisindedirler. Aile ierisinde baba, anne ve ocuklarn veya bir mason locas, ete, dernek, siyasi parti vs. gibi yaplarda yelerin belli bir statye gre sralanmas rneklerinde olduu gibi. Toplumsal gruplar ierisinde, kimi daha belirgin ve daha kat, kimi daha gevek ve belirsiz olmak zere olduka ok eitlilik gsterebilir. Ancak gevek ya da kat, nihayetinde grup yeleri arasnda hiyerarik bir stat sralamas mevcuttur. Bu durum, gruplarda bir liderlik ve lider altnda yelerin sralanmasn, yeler arasnda grubun ve yaplan iin niteliine bal olarak ayr bir 2 Zygmunt Bauman, Sosyolojik Dnmek, ev. Abdullah Ylmaz, stanbul: Ayrnt Yay., 1998, s. 48-50. 3 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 285. 4 Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, ev. Nilgn elebi, 2. Bask, Ankara: Attila Kitapevi, 1994, s. 54. 5 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 44. 6 Ayn yerde. E. Mine Tan, a.g.e., s. 45. ast-st ilikisi sz konusudur. Grup yeleri ierisindeki bu sralanmaya bal olarak, yelerin rollerinin sralanmas, baka bir deyile, belli bir iblm mevcuttur. Grup ierisinde liderin, igal ettii statye bal olarak, yerine getirmesi gereken belli grevleri/rolleri vardr. Kendisinden bu grevleri/rolleri baaryla yerine getirmesi beklenir. Benzer ekilde, grup iindeki dier bireylerin de, igal ettikleri statlere ya da iblm sonucunda kendi paylarna den ie- gre yerine getirmeleri gereken belli roller vardr. Grup yeleri arasndaki bu stat farkllamasnn, hiyerarinin ve rollerin garanti altna alnabilmesi iin, ayn zamanda belli bir davran kurallar btn belirlenir. Bu bir denetim ve bask mekanizmasn da dourabilir elbette. Bu kurallar; gruplarn yaplarna, niteliklerine ve kapsamlarna bal olarak yazya geirilmemi szl kurallar da olabilir, bir parti tz gibi yazl kurallar btn de olabilir. Bu szl ya da yazl kurallar, btn yeler tarafndan bilinir, en azndan bilindii varsaylr. Yeni durumlar, daha nce dile getirilmeyen fakat varsaylan baz hususlar/kurallar aa karabilir; ancak bu srecin sancsz olmama ihtimalinin de bulunduu hatrlanmaldr. (Grup yeleri tarafndan bilindii var saylan ve uymalar istenen kurallarn bu zellikleri, ayn zamanda, grubun niteliini de deitirici zelliktedir. Bir meslek rgtne dahil olan birisi, dernein amacn, kapsamn ve bir anlamda uyulmas gereken kurallar, uyulmad takdirde muhatap olunacak ceza yaptrmlar da ieren- tzn okur, inceler. Bir siyas partiye ye olmak kii de benzer bir durumla karlar. 3-5 kiilik gruplarla binlerce, yzbinlerce yesi olan sendikalar, dernekler, meslek odalar, siyasi parti vb. yaplanmalar arasnda yz yze ilikilerden gayri-ahsi ilikilere varncaya dek pek ok noktada farkl iliki biimleri ortaya kabilir. Nitekim gruplar, bu ynleriyle de ayrca tasniflere tabi tutulmaktadr. Bu konu zerinde, ilerleyen sayfalarda tekrar durulacaktr.) Yukarda bahsedilen hiyerari, stat ve rol dalmlar, iblm ve kurallar, pei sra, yelerin stlenmi olduklar rollerin gereini yerine getirmediklerinde ya da ortak kurallara uymadklar takdirde belli bir ceza yaptrmlar da beraberinde getirmektedir. yeler, elbette, bu yaptrmlarn da farkndadrlar. Grubun beklentilerine uygun davranmadklarnda, baz yaptrmlarla karlaacaklarn, knanabilecekleri, cezalandrlacaklarn ve hatta gruptan atlabileceklerini de bilirler. Bu ayn zamanda, grubun dier yelerinin benzer hatalarna kar belli bir tepkide bulunma hakkn ona verir. Sz konusu yaptrmlar, doal olarak, grubun byklne, niteliine ve yenin yapt hatann zelliine bal olarak deiebilir. Toplumsal grubu tanmlayan zelliklerden bir bakas da, greli de olsa bir sreklilik arz etmesidir. Baka bir deyile, toplumsal grup, zamansal olarak llebilir bir sreklilik ierisinde olmaldr. Bir futbol man stadyumda izleyen ya da bir konser dinleyen seyirciler, etkinlik bittiinde dalp gittikleri iin bir grup oluturmazlar. Geici bir beraberliktir sz konusu olan. Oysa bir ete, bir mafya rgtlenmesi ya da siyasi parti ok daha uzun sreli bir ilikidir. Gruplar, bir kuak boyunca ya da birok kuak boyunca var olabilirler. Gruplar, kazandklar yeni yelerle kalclklarn, srekliliklerini artrabilirler. Bu katlmlarn, ok da bilinli, rasyonel tercihler sonucu olumu olmas gerekmez. Toplumsal grubun bir dier zellii de, zdeimdir. zdeim ise kiinin kendi varln ve zelliklerini yesi olduu gruba ve grubun zelliklerine baml olarak alglamasdr. Bireyin en fazla zdetii gruplar genellikle referans gruplar olarak adlandrlr.8 Deerlendirmelerimizi yaparken veya karar verirken bu kararmz ya da deerlendirmemizi nasl karlayacan dikkate aldmz, bize referans noktas olarak hizmet eden gruplardr bunlar. Atf grubu olarak da adlandrlr. Bir kii, evlenmeyi dnd kadn ya da erkek hakknda ailesinin ne dneceini dert ediyorsa, ailesini referans grup olarak kullanyor demektir. Toplumsal grubun bir zellii de; hem yeleri tarafndan, hem de dardaki gzlemciler tarafndan tannabilir olmasdr. Bu, grubun yeleri ve dardakiler tarafndan kabul edilen, tanmlanabilen bir ortak varla sahip olmas anlamna gelir. Baka bir deyile, grup yelerinin bir biz bilincine sahip olmasdr. Biz bilinci, ayn zamanda dierleri, tekiler, yabanclar gibi deerlendirmeleri de beraberinde getirir. Biz ve onlar, karlkl olarak birbirini etkileyen tanmlamalardr. Toplumsal Gruplarn Tasnifi Toplumsal gruplar, bu tanmlama ve zelliklerinin belirlenmesi abalarna karn, son derece karmak E. Mine Tan, a.g.e., s. 46. eitli zellikler gsterir. lev, kapsam, geveklik ya da katlk, ye says vb. gibi pek ok ve nitelie ve bu niteliklerin sreklilik arz edip etmediine baklarak tasnif edilebilirler. Ancak bu tasniflerin tek olmayacan, farkl tasniflerin sz konusu olabilecei belirtilmelidir. rnein yapya gre snflandrmada gruplar, en kat yaplamadan

en gevek olana doru giden bir izgi zerine yerletirilirler. Toplumsal rollere gre yaplacak bir tasnif, grup yelerinden ok ey bekleyenlerden daha az ey bekleyenlere gre bir tasnif yaplabilir. Grup yeleri arasndaki iletiimin younluuna bal olarak bir tasnif de gelitirilebilir. Grup yelerinin paylatklar deerlere ya da grubun yelerini ynelttii toplumsal amalarn trlerine gre tasnifler yaplabilir. Yukarda szn ettiimiz, referans grubu da bir baka adan yaplan bir grup tasnifi, grup tiplemesidir. Dier bir tasnif i-grup (in-group) ve d-grup (out-group) aras farka gre yaplabilir. -grup, yelerin birbirlerine kar sayg ve sadakat hisleri besledii toplumsal gruptur. D-grup ise, bir i-gruba ait kiinin, rekabet ve kartlk hissettii kendi dndaki, dier, yabanc grup ya da gruplardr. -grup, d-gruba gre var olur. Gruplar arasndaki gerilimler, gruplar arasnda keskin ayrmlara yol aar ve grup yeleri iin daha saf toplumsal kimlikler temin eder. ve d gruplar ayrm, kolaylkla anlalaca gibi, biz ve onlar ayrmna dayanr ve gereklii tartlr bir biimde, btn olumlu zellikleri ve deeri bize atfederken, olumsuzluklar, ktlkleri ve deersizlikleri onlara, tekine atfeder.9 Belki dierlerinden daha kuatc ve doyurucu gelebilecek bir dier grup tasnifi, gruplarn insan hayatnda yerine getirdikleri temel ilevlere dayal olarak yaplacak bir temel gruplar tasniftir. Bu tasnif; insanlarn her zaman ve her yerde aile, eitim, ekonomi, siyaset, din ve bo zaman deerlendirme etkinliklerinde iaret edilen toplumsal ihtiyalarn giderilmesi iin yle ya da byle bir ekilde ilikiye girmek zorunda olduu fikrinden hareket eder. Elbette bu ihtiyalar, her toplumda ayn statye, ayn deere sahip deildir. Bu yak- lama gre temel gruplar; aile grubu, eitim gruplar, ekonomik gruplar, siyasal gruplar, din gruplar ve bo zaman deerlendirme ve dinlenme gruplar eklinde tasnif edilirler. Bu tasnifin, toplumda var olduu ifade edilen temel kurumlar ile ok fazla paralellikler tad aktr. En fazla bilinen toplumsal grup tasniflerinden biri, Charles Horton Cooleye (1864-1929) atfedilen birincil gruplar ikincil gruplar ayrmdr. Cooleye gre birincil gruplar, yelerinin kiisel ve kalc ilikileri paylat kk gruptur. Kiisel ve sk bir ekilde btnlemi gruplardr. Cemaatsel, yerleik, mekanik, kapal, dayanmac, ailesel, folk ve geleneksel olarak da nitelendirilebilirler. Birincil gruplarn yeleri pek ok ynden birbirine yardmc olur. Grubu, amalarna ulamak iin bir ara deil, ama olarak grrler. kincil gruplar10 ise, yelerinin belirli bir hedef veya faaliyet iin bir araya geldii byk ve gayri-ahsi ilikiler zerine kurulu gruplardr. Kiiler arasnda duygusal balar zayftr, yeler birbirleri hakknda fazlaca bir bilgiye sahip deildir, kiisel ynelim sergileyen birincil gruplarn aksine hedef ynelimlidirler. Birincil grup yeleri birbirlerini aile balar ve kiisel nitelikler iinde kim olduklarna gre tanmlarken; ikincil grup yeleri bir 9 Biz ve onlar yalnzca iki ayr insan grubunu deil, tmyle farkl iki tutum arasndaki, duygusal balanma ve antipati, gven ve kuku, gvenlik ve korku, ibirlii ve ekime arasndaki arm temsil eder. Biz ait olduumuz grup anlamna gelir. Bu grup iinde olanlar gayet iyi anlarm ve anladm iin nasl srdreceimi bilirim, kendimi gvenli ve evimde hissederim. Bu grup adeta benim doal ortamm, iinde olmaktan holandm ve huzur iinde dndm yerdir. Onlar ise tersine ne ait olmay isteyebileceim ne de istediim grubu anlatr. Dolaysyla o grupta neler olup bittiine ilikin gzmde canlanan eyler, belli belirsiz ve kopuk kopuktur; o grubun ileyiine ilikin pek bilgim yoktur ve bu yzden o grubun yapt her ne ise benim iin genelde kestirilemez ve ayn ekilde korkutucu eylerdir. Ben onlarn temkinli tutumumu ve endielerimi ayn geer akeyle geri dediklerinden, kukularma karlk kuku duyduklarndan ve benim onlar onaylamadm gibi onlarn da bana hn beslediklerinden kukulanrm. Bundan dolay, onlardan beklediim karlarma kar hareket etmeleri, bana zarar vermeyi ve bama bir orap rmeyi istemeleri ve felaketimden mutluluk duymalardr. Biz ve onlar ayrm bazen sosyolojide i grup ve d grup ayrm olarak verilir. Bu zt tutumlar ifti birbirinden ayrlmaz; d grup olmakszn i grup duygusu olamaz, ve tabii tersi de geerlidir. Bu kavramsal-davransal ztln iki yesi birbirini tamamlar ve koullandrr; onlar btn anlamlarn ztlarndan alrlar. Onlarn olan bizim olmaz ve onlar biz deildir; biz ve onlar ancak birlikte, karlkl atma iinde anlalabilir. Ben kendi i grubumu ancak belli bir teki grubu onlar olarak grdm iin biz olarak grrm... Bkz. Zygmunt Bauman, a.g.e., s. 51-52. 10 Cooley, hibir zaman ikincil grup szn kullanmamakla beraber bu [birincil] grubun kart zelliklerine sahip gruplar iin ikincil kavramn kullanmay doal karlamaktadr. kincil gruplar, birincil grubun dnda kalan her trl gruplardr. Bu gruplar byk apl, nemli ve resmi gruplardr. Bu gruplarn rneklerini zellikle sanayilemi kentlemi toplumlarda grmekteyiz. Bu gruplar karlkl karlara gre rgtlenmi resmi rgtlerdir. (...) rnein, irketler, bankalar, sendikalar, birlikler bu tr gruplardr. Burada nemli olan bireylerin veya yelerinin yaamla ilgili sorunlar deil, yelerinin stlendii birtakm toplumsal grevlerini yerine getirmeleridir. yeler arasnda karlkl ykmllk ve haklar belirleyen eyler yazl yasa, tzk ve ynetmelik kurallardr. Bkz. Enver zkalp, Sosyolojiye Giri, 6. Bask, Eskiehir: Anadolu niversitesi, 1993, s. 234-235. birlerine ne olduklarna, birbirleri iin ne yapabileceklerine gre bakarlar. kincil gruplarn bir dier zellii de, grup yelerinin dier yelerle ilikilerinin karlkl al verie dayal oluudur; ne verilecei ve karlnda ne alnaca zihniyeti nceliklidir. Bu hedef ynelimi, grup yelerinin birbirlerine kar resm ve kibar davranmalarn beraberinde getirir. Bu tr bir ilikide, naslsnz? eklindeki bir soru, nezaketen sorulmu bir soru olarak kalr; gerek cevab pek merak edilmez.11 (Birincil ve ikincil grup ayrm, cemaat-cemiyet [topluluk- toplum] ayrmnda olduu gibi, Ferdinand Tnniesin

toplum tasnifiyle de byk benzerlikler gstermektedir. Cemaat/topluluk, birincil grup ilikilerinin egemen olduu bir toplum tipi olarak gzkyor; cemiyet/toplum da ikincil grup ilikilerinin karakterize ettii toplumlar olarak da tanmlanmaktadr.) Joseph Fichter, birincil ve ikincil gruplar ayrmyla ilgili u deerlendirmeyi yapyor: (...) birincil ve ikincil gruplarn tannmasnda birtakm glklerle karlalabilir. nk bu gruplarn zellikleri gerek yaamda birbirleriyle karmtr. Gerek birincil gerek ikincil gruplar, gruplarn iki u tipini temsil ederler. Bu nedenle birer [Weberci anlamda ideal] tiptirler. Bir toplumdaki tm gruplarn bir sreklilik izgisi zerine yerletirilmesi halinde baz gruplarn gei aamasnda bulunduu gzlenebilecektir. Gei aamasndaki gruplar her iki tip grubun zelliklerini sergilerler.12 Toplumsal Grup Tanm Dnda Kalan Topluluklar Gndelik hayatta sadece toplumsal gruplar ierisinde bulunmazlar. Daha baka pek ok insan topluluu ierisinde yer alrlar. Gndelik dilden farkl olarak, sosyoloji, bu tr birliktelikleri toplumsal grup olarak nitelemez. Sz konusu insan topluluklar, fiziksel ya da meknsal bir yaknla sahip olup olmamaya bal olarak farkl isimlerle adlandrlmaktadr. Toplumsal ynlar; fiziksel yaknlklarna, komu hatta bitiik bulunmalarna karn aralarnda karlkl ilikiler, ksacas birletirici, btnletirici balar bulunmayan ya da yzeysel ve geici olarak balanan insan birikimleridir.13 Ynlarda insanlar birbirlerini tanmazlar, dolaysyla rol ve stat ayrmlarna gitmezler. ou kez bir rastlant sonucu bir araya gelirler (otobs duranda bekleyenler gibi), abucak dalrlar (trafik nda bekleyenler gibi). Toplumsal ynlar ierisindeki bireyler, etkileimde bulunmasalar bile, ynn nitelii bireyde yzeysel de olsa- belli bir davran deiikliine sebebiyet verebilir (kitlesel eylemlerde bireylerde gzlenen deiimler gibi). Kii tek bana iken yapmay dnmedii pek ok eyi, ynlar ierisinde iken yapabilir. Btn bu gibi durumlar, ynlar ierisinde bulunmann kiiyi kolektif davranlara itmesi ya da bakalar tarafndan tannmamas nedeniyle sorumluluk duygusunun azalmas ile aklanmaktadr. Toplumsal ynlar, kimi zellikleri nedeniyle ayrtrlabilir: rnein izleyici ve dinleyici topluluklar, belirli bir sre iin ayn yerde toplanan ve hepsi ayn uyarcya dnk bulunan insanlardan oluurlar. Belli bir saatte belli bir televizyon dizisini seyretmek iin yurdun her tarafnda televizyon karsna oturanlar, aralarnda fiziksel ya da meknsal bir iliki olmad iin yn saylmazlar; fakat belli bir tarihte ve belli bir mekanda bir konferans dinleyenler yn saylrlar. Bir konserin ya da sinema filminin bitiminde dalmakta olan kiilerin oluturduu topluluk ise, yn 11 nsanlar arasndaki ilikilerde grlen bu farkllama, sadece ada dneme ya da sanayilemeye zg deildir. Norbert Elias, benzer bir hikayeyi kltr-uygarlk kavram iftinin kartlnn geliimi balamnda 18. yzyln ilk yarsnda Almanyada yaynlanan bir Genel Kltr Ansiklopedisinin (John H. Zedler, Groes vollstndiges Universal-Lexikon aller Wissenschaften und Knste, Leipzig ve Halle, 1735) Saray, Nezaket, Sarayl maddesinden alntlar yaparak anlatr: Nezaket szc, phesiz sarayl olmak, sarayda yaamak kavramndan kaynaklanr. Byk saraylar herkesin frsat peinde kotuu yerlerdir. Ve frsat ancak sarayda derebeyin ve st dzeydekilerin beenisini kazanmakla elde edilir. Herkes kendini sevdirmek iin elinden geleni yapar. Karlat her frsatta, onlarn tamamen hizmetinde olduunu gstermeye alr. Ama her istenenin her zaman yaplmas mmkn deildir ve insan bazen de kendisinden bekleneni yapmak istemez. Bu gibi durumlarda nezaket devreye girer. Dsal davranlarla dierine onun hizmetinde bulunulduu gsterilmeye allr. Bu tr davranlar kardakinin gvenini kazanmaya yneliktir, ki bu gven daha sonra sevgiye dnr, bu da bizim iin iyi eyler yaplmas demektir. Bunlar nezaket sayesinde kazanld iin, nazik kiiler srekli kazanl kar. Aslnda insana sayg kazandran eyler yetenek ve erdem olmaldr. Ama bu ikisini deerlendirebilecek kiilerin says ylesine azdr ki! Bunlara deer veren kiiler daha da azdr. Dsal olarak adlandrlan eyler, dsal olana dkn kiileri daha ok etkiler; hele bir de bu gibilerin iradelerini zellikle etkileyecek durumlar ortaya kmsa, nazik olann ekmeine ya srlr. Nakleden: Norbert Elias, Uygarlk Sreci, ev. Ender Atemen, stanbul: letiim Yay., 2000, c. I, s. 81-82. 12 Joseph Fichter, a.g.e., s. 60. E. Mine Tan, a.g.e., s. 47. gndelik yaamda en sk larn karlalan tr olan kalabalklara bir rnektir. Kalabalklarda, belki dier insanlardan yalnzca fiziksel yaknlklar kadar haberdar olabiliriz; dinleyici ya da izleyici topluluklar kadar bile biarada bulunmayz. Bir amac gerekletirme, kendisini ifade etme, bir uygulamay protesto etmek gibi nedenlerle biraraya gelen ve belli lde rgtlenmeye de ihtiya duyulan topluluklarla da karlarz. Bunlar genel olarak gsteri topluluklar olarak adlandrlr. ada yaam, zellikle de kentlerde, modern insan komuluk ilikilerinin byk anlam ve nem tad geleneksel toplumlarn aksine, yn nitelii gsteren yerleim alanlarnda yaamaktadrlar. Birbirine fiziksel adan yakn olmalarna karn, birbirine yabanc birey ve ailelerin yaadklar apartmanlar, gvenlikli siteler, rezidanslar, oda oda kiralanan binalar ve mahalleler vs. gibi. Toplumsal Kategoriler Toplumsal kategori; toplumsal yndan ya da toplumsal gruptan farkl olarak, aslnda zihinsel bir ina olarak, gzlemcinin yarglarnda bir araya gelmi kiilere iaret eden bir kavramdr. Toplumsal kategorilerin tanmlanmasnda en nemli husus, kiilerin birtakm ortak zellikleri paylamakta olduklarnn saptanmasdr. Belli bir toplumsal kategori ierisinde deerlendirilen kiiler, byle bir kategorinin varlndan ya da bakalaryla birlikte bir kategori oluturduklarnn farknda bile olmayabilirler. Okul ncesi ocuklar, evli kadnlar, tarm iileri, sosyal konutlarda ikamet eden aileler, okuryazar olmayanlar, ya, meslek, eitim durumu vb. gibi belli ynlerden benzeen kiiler toplumsal gruplardan farkl olarak

birbirleriyle gerek ilikiler iinde bulunmazlar, hatta birbirlerini tanmazlar bile. Kategorilerin ayrmna temel zellik ancak toplumsal adan belli, anlaml sonulara veya deerlendirmelere yol aacak nitelikte ise toplumsal kategorilerden sz etmek mmkn hale gelir. rnein toplumdaki kvrck ve dz sallar ayrmn bir toplumsal kategori olarak deerlendiremeyiz; ancak kyl-kentli, sivil- asker, yerli-gmen, ifti-ii vb. gibi ayrmlar sosyolojik aratrmalar asndan nemli, anlaml sonulara yol aabilecek toplumsal zellikler olarak deerlendirilir. Toplumsal kategorilerin istatistik zellikler tad aktr. Sadece istatistik bir ortalamaya tekabl ediyor olmas, kategorileri dikkate almamay gerektirmez. Zira sosyoloun aratrma amalarna bal olarak, bu trden istatistik kategoriler nemli olabilir: rnein, siyasal davran analiz eden bir sosyal bilimci verilerini oy veren veya vermeyen, radikal ve muhafazakar, kadn ve erkek semenler veya ya, eitim, meslek, gelir ltlerine gre kategorilere ayrp dzenleyebilir. Eitimle ilgili ya da yoksullukla ilgili aratrma ya- pan bir sosyal bilimci, farkl kategorileri kendisine baz alabilir. statistik kategoriler, genellikle incelenen evreni bize verir. Evren, aratrma yaptmz alanla ilgili verilerin toplam saysdr. rnein, stanbulda 2011 ylnda 1000 bebek dodu eklindeki bir ifade tek bana ifade etmez; bu ifade, ancak stanbulun genel nfusu bilindiinde ya da dikkate alndnda bir anlam ifade eder. Bu mukayese sonucunda, sz konusu doum saysnn nfus art asndan yksek ya da dk olduuna ilikin bir deerlendirme yapabiliriz. Benzer durumlar, evlilik, boanma vs. rakamlaryla ilgili de sylenebilir. Toplumsal kategoriler hakknda bu trden bilgilere sahip olmak, toplumsal durumlar ve gelimeler hakknda bilgi sahibi olmak ya da toplumsal dzenlemeler ve hazrlklar yapmak asndan nemli olabilir. rnein, 2011 ylnda doan ocuklarn saysna ilikin bir bilgi, yaklak 6-7 yl sonra ka rencinin okula balayacan tahmin etmek asndan ve ihtiyalarn tespiti asndan faydal olacaktr. ada toplumda rastlanan pek ok ve eitli kategori mevcuttur. Fakat bunlar arasnda zellikle ikisinden sz etmek gerekebilir: Bunlardan bir tanesi olan kitle, ayn uyarcdan etkilenmekle beraber fizik yaknl bulunmayan kimselerin oluturduu bir toplumsal kategoridir. Belli bir kitleyi oluturan kiiler birbirleriyle etkileim iinde bulunmazlar, ancak ilgi ve beenileriyle bakalarndan ayrrlar. Ayn gazeteyi okuyanlar, ayn mzik sanatsn dinleyenler, ayn aktrn filmlerini izleyenler arasnda karlkl anlaml ilikiler mevcut olmad, aralarnda hiyerarik bir iblm vs. olmad iin bir toplumsal grup olarak deerlendirilmezler. Ayn ekilde aralarnda fizik bir iliki olmad, ayn yerde bulunmadklar iin yn olarak da kabul grmezler. Ortak paydalar uyarann ayn olmasdr. Gnmzde, bu trden kitle aratr malar; moda, kitle iletiim aralar, pazarlama vs. gibi alanlarda nemli hale gelmitir. Bir dier nemli toplumsal kategori rnei aznlklardr. Aznlklar, toplumun egemen yelerinden belirgin farkllklar nedeniyle ayrmcla tabi tutulan kiilerden oluan kategorilerdir. Aznlk yelerinin tanmlanmasnda konutuklar dil, inan, derilerinin rengi vb. gibi eitli zellikler belirleyici olabilir. Bir toplumda aznlklarn ortaya k; ekonomik veya siyasal nedenlerle gerekletirilen gnll ya da zorunlu gler, toprak ilhaklar, smrgecilik vs. gibi eitli yollarla olabilir. Ayrca, toplumsal aznlk kavramn, saysal aznlk ile de kartrmamak gerekir. rnein apartheid rejiminin hkm srd dnemde Gney Afrikada Bantu yerlileri buradaki Avrupallardan sayca ok fazla idiler, fakat Avrupallar egemen, Bantular ise aznlk statsnde Avrupal ynetici snflar tarafndan toplumsal yaamdan dlanm ve eitli basklara maruz braklmlard. nsanlar belli kstaslara ve zelliklere gre trlere ayrma olarak tanmlanan kategoriletirmenin zel bir tr de kalpyarglardr. nsanlarda gerekten var olan bir zellie dayal olarak gelitirilen kategorilerden farkl olarak kalpyarglar, var olduu sanlan, varsaylan bir zellie dayanrlar. Dolaysyla bilimsel kantlara dayanmazlar. Kulaktan dolma bilgilerle retilirler. Genelletirme ve zellitirme eilimlerinin bir sonucu olarak gelitirilen yarglardr. rnein Trkiyenin herhangi bir ehrinden tandmz 3-5 kiiden hareketle o ehrin tamamna ilikin bir genellemeye varmak gibi. Bunun tersi de sz konusu olabilir: rnein herhangi bir ehirden ya da lkeden olanlara ilikin genellemeci yargmz, o ehir ya da lkeden daha nce hi tanmadmz birisine uygulamamz gibi... Sonu Bireyin toplumla ilikisi ve toplumun genel ileyii, bir anlamda, bu derste tanmlamaya ve tantmaya altmz gruplar, ynlar, kitleler vs. ierisinde ve araclyla gerekleir. Hatrlanmas gereken bir husus; toplumsal hayatn duraan bir hayat olmaddr. Tam tersine toplumsal hayatmz son derece deikenlikler ierir ve dinamiktir. Bireyler olarak bizler, gndelik hayatmzda btn bu farkl birliktelikler ierisinde oluyoruz. Sabahleyin uyanp yataktan kmakla balayan ve akam eve dnp uyuyana kadar geen sre ierisinde, toplumsal gruptan toplumsal ynlara varncaya dek birok farkl topluluk ierisinde bulunuyor, iinde bulunduumuz yapya uygun davranlar sergiliyor, sergilemediimizde belki ayplanyor ya da sergilemeyenleri ayplyoruz; kategorilerden, kitlelerden, kalpyarglardan vs. sz ediyoruz. Dahas bazen kat zerinde duraan, birbirinden ayr ve kopuk grnen bu farkl topluluk tiplerini ayn anda yaamak durumunda kalabiliyoruz. Toplumsal grup, toplumsal yn, toplumsal kategori gibi kavramlarn incelenmesi, sistematik zmlemenin ilk admdr. Bu tanmlamalar, aratrma sorularn ortaya karr. rnein, toplumsal grubun tanm, grup iinde aratrlmas gereken etkileimler, deerler, dayanma vb. gibi deikenleri ortaya karr. Bir grubun yelerinin grupla zdeimi bir baka gruba gre daha gl ya da daha zayf olabilir. Bir grubun yelerinin birleriyle ilikileri bir dier gruba gre daha youn ya da gevek olabilir. Okuma nerileri Toplumsal grup, grup kimlii, grup

etkileimleri vs. iin metnin dipnotlarnda verilen eserler haricinde- 8. dersin okuma nerileri ksmnda da zikrettiimiz u almalara baklabilir: D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Cemiyet inde Fert, 2 cilt, ev. Mmtaz Turhan, stanbul: MEB Yay., 1970-1971; D. Krech, R. S. Crutcfield ve E. L. Ballachey, Sosyal Psikoloji, ev. Erol Gngr, stanbul: tken Neriyat, 2007; G. C. Ho- mans, nsan Grubu, ev. O. Onaran, B. Oran ve . Oskay, Ankara: TODAE Yay., 1971. alma Sorular 1. Birincil gruplar ikincil gruplardan nasl ayrt edersiniz? Kendi yaantnzdan rnekler vererek tartnz. 2. Birincil grup-ikincil grup (Cooley), cemaat-cemiyet (Tnnies) ve mekanik dayanmaorganik dayanma (Durkheim) eklindeki tasnifleri karlatrnz ve bu tasnifler arasndaki benzer ve farkl ynleri tartnz. 3. ehirlere g gelimi veya gelimekte olan lkelerde cemaat balarnda kopmaya yol aar. grn birincil gruplar/i grup/cemaat tanmlarn dikkate alarak tartnz. 4. Cemaat duygusu modern toplumlarda kaybolmutur. Lehte ya da aleyhte delillerle birlikte, bu tezi tartnz. 10.Hafta e-Ders Kitap Blm Ders Do. Dr. 10. Ycel Bulut Ak ve Uzaktan Eitim Fakltesi Sosyoloji Blm Sosyolojiye Giri I 10. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Gruplarn ya da toplumlarn belirleyici zellii, bir btn oluturmalardr. Btnleme ise, yani paralarn her birinin dierleriyle birlikte var oluu yaplamayla birlikte salanr. O nedenle, yap kavram, sosyolojinin nemli, belki de en nemli, fakat zerinde bir gr birliinin salanamad ya da en az salanabildii kavramlardan bir tanesidir. Toplumsal yap kavramn ilk kullananlardan biri Herbert Spencerdir.1 Spencer, bu kavramla neyi kastettiini aklamak iin biyolojik benzetmelerin (organik yap ve evrimle kurduu analojiler vb. gibi) oka etkisinde kalmtr. Sonraki dnemde pek ok sosyolog ve antropolog toplumsal yap kavramna bir aklk salama abas ierisinde olmularsa da, yaptklar tanmlar birbirlerinden epeyce farkl olmutur. Yap kavramn kiileraras ilikilerin yapsal biimi (Radcliffe-Brown); toplumdaki kalc, srekli, rgtlenmi ilikilerin oluturduu temel grup ve kurumlarn btn (M. Ginsberg); toplumsal rollerin bilekesi (S. F. Nadel, H. Gerth ve C. W. Mills) olarak belirleyen grler vardr.2 Btn bu yaklamlar; ne kardklar hususlarn ya da vurgularn farkllamasna karn, toplumun belli bal elerini belirlemeyi amaladklar, bu elerin birbirleriyle nasl ilikili olduklarn ve bu ilikilerin/balantlarn nasl olup da paralarn tmn aan zelliklere sahip srekli bir btn ortaya kardn aratrmay amalarlar. Yap kavram genellikle bir dzen, dzenlilik, rgtlenme zelliklerini akla getirir. Nitekim paralar arasnda dzenli, uyumlu ilikiler bulunmayan oluumlar bir sistem olarak grlmezler. Bu erevede, ya- pnn duraan bir zellik ierisinde olduu sylenebilir. nceleme kolayl asndan, sosyologlar da, toplumun duraan/statik yan ile dinamik yann birbirinden ayrtrmay tercih etmilerdir (Comteun sosyoloji iin nerdii toplumsal statik ve toplumsal dinamik ayrmna benzer olarak). levselci ve yapsal-ilevselci yaklamn bir uzants olarak da deerlendirebileceimiz tarzda, toplumun nasl dzenlendiinin anlalmasnda benimsenen yaklamlardan bir tanesi, toplumsal davran kiilerden ayrtrarak statlere balayarak ie balamaktr. Bunun bir devam olarak da, her bir toplumda bu statlere bal olarak belli ayrtrmalarn, sralamalarn meydana geldii, sonrasnda da bu sralamalardan hareketle de tabakalamalar aratrlmaya, deerlendirilmeye allr. Bu derste, toplumsal statler zerinde durulmaya allacaktr. 1 Tom Bottomore, Toplumbilim: Sorunlarna ve Yaznna likin Bir Klavuz, ev. nsal Oskay, 2. Bask, stanbul: Beta Basm Yayn Da., 1984, s. 112. 2 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 62. Toplumsal Stat Stat szc, durum anlamndaki Latince statustan tremitir. Szck Bat dillerinde 18. yzyldan itibaren, hukukta bir durumu veya konumu ifade etmek iin (rnein, meden durum, zencilerin yasal statleri, gndeliki-iilerin statleri vb. gibi) kullanld ve bu anlamyla gnmze dek ulat. Williams, aaya alntladmz paragrafta, stat kavramnn kkenini, tarihsel sre iinde kazand yeni anlam ve ada sosyolojideki konumunu ksaca zetliyor: Sk sk daha kesin ve llebilir bir terim olarak classa (snf) tercihen nerildii modern sosyolojide, yeni bir genel anlamda kullanlmasyla birlikte, szck zorlar. Classn grup, mertebe ve oluum eklindeki balca anlamna gnderme yapmadan, bunu akla kavuturmak olanaksz. Belli ki statusn ne grup ne de oluum anlamnda ak bir anlam yok, asl nemi mertebeyi anlatan yeni ve modernletirici bir terim olmasnda (mertebe [rank] teriminin devralnmaya ve resmiyete ilikin armlarn tamaz). Dolaysyla yalnzca bu anlamyla class szcnn yerine geirilebilir. (...) Szcn kullanm ou zaman Max Webere ve onun Marxa ait snf kavramn eletirmesine kadar gtrlr. (...) Marxtaki balca anlamyla classn salt ekonomik etkenlerinden baka motivasyonlar olan bir toplumsal grubu kapsayacak biimde geniletilebilir bu anlam: gruba veya ayr bir toplumsal duruma uygun sosyal inanlar ve idealler gibi motivasyonlar. Daha yakn zamanlarn sosyolojisinde, bu nemli toplumsal gzlem, genelletirilen bir mertebe dzeni eklinde soyut bir anlama aktarld: toplumsal stat... bir kii, aile ya da akrabalk grubunun toplumsal sistemde dierlerine gre tuttuu konum... Toplumsal statnn birka kiinin dorua yerletii hiyerarik bir dalm vardr... (A Dictionary of Sociology, G. D. Mitchell, 1968). Bu, rekabeti ve hiyerarik toplum modeline olaand bir teknik derinlik getirmitir. Status sreklilii olan bir deikendir, ama gzlemlenebilir bekleriyle birlikte mertebe anlamyla snfa kar, belirli grup ya da oluum imalar olan bir lm terimi olarak bunlar avantajlardr. Ayn zamanda dezavantajlardr, nk terim (geleneksel armlarndan) grnte nesnel stat belirleme

srecini kartrmas kanlmaz olan sayg ve zsayg elerini miras olarak alr. Mertebenin nvanlar ve kuaklar varken, statnn simgeleri vardr. Fakat bunlarn yalnzca sergilenebilmesi deil, edinilmesi de karakteristiktir; nesnel ya da sahte-nesnel gstergeler, bu durumda znel ya da srf gsterie dnk vurgularla kartrlr. Bu zellemi, ama artk yaygn anlamyla statnn dilinin zellikle indirgenmi bir anlamda (mertebe) snfn dili halini almas ok anlamldr. Oluum, hatta daha geni grup anlamnda snfn stn iziyormu gibi grnme ve de hiyerarik ve bireysel olarak rekabeti olmakla kalmayan, z bakmndan tketim ve gsterile tanmlanan bir toplum modeli sunma avantajlarna sahiptir bu. Dolaysyla sreklilii olan bir toplumsal stat skalas, evin oturma odasna yansyan yaam biimi stne temellendirilmitir (...). Birimler stat gruplar, hatta stat sistemi olacak biimde gruplandrlrken, llmekte olan yaama biimi, ister mallar ve hizmetler olsun ister kamuoyu olsun, piyasa aratrmasyla tanmlanr. nceden yasal durum ya da genel durumu anlatan (...) terim de bu durumda uzlal modern kullanmyla, btn toplumsal sorunlarn devingen bir tketici topluma indirgenmesinin emrine amade bir terimdir.3 Stat, zellikle Max Weber sosyolojisi balamnda nem kazanan ve ada toplumlarn tabakalama sistemlerinin analizinde youn biimde kullanlan bir kavramdr. Balarken kavramn, bir giri metninde sunulandan ok daha zengin ve karmak bir ierie sahip olduu konusunda bir uyarda bulunmak gerekiyor. Konunun bu boyutunun ve tartmann taraflarnn daha ak ifade bir ifadesi Turnerin u ifadelerinde yer alr: (...) tartma, ksaca Karl Marxn (1818-1883) almalarndaki toplumsal snfn politik ekonomisi ile Max Weberin sosyolojisi arasndaki kartlk olarak ifade edilebilir. Marxa gre, toplumdaki asli blnmeler ve sonuta oluan toplumsal tabakalamann tm biimlerinin temelleri ekonomik niteliklidir, yani zel mlkiyete sahiplikle ilgilidir. Marksist sosyolojiye gre toplumlardaki eitsizlik, blnme, hiyerari ve ayrmlarn nedeni, asl olarak ekonomik ilikilerde bulunabilir. Ayrca, bu ekonomik ilikiler, ancak tarihsel zmlemeyle anlalabilir. Bu nedenle Marksist sosyoloji, ou zaman tarihsel materyalizm olarak tanmlanr. Oysa, Weberin almalarn izlediimizde, toplumsal tabakalamann bir ok boyu- Raymond Williams, Anahtar Szckler: Kltr ve Toplumun Szvarl, ev. Sava Kl, 3. Bask, stanbul: letiim Yay., 2007, s. 364-365. tunun (rnein g/iktidar, ekonomik ve kltrel farkllklar) olduunu grrz. (...) Stat kavramn evreleyen tartma, sosyolojideki kuramsal yaklam farkllklaryla ilintilidir. Bu tartma, toplumdaki eitsizlik boyutlar ve boyutlar arasndaki ilikiyle balantldr. Bu konu nemsiz gibi grnse de, bak as farkll, gerekte tarihe baktaki farkllklar ierir. Ksaca, Weberci ve Marksist sosyolojiler arasndaki gerilimler, ekonomik snf ya da stat gruplarndan hangisinin toplumsal tabakalamann en nemli gesi olduu ve bundan dolay da modern toplumlardaki politik atmann nitelii etrafnda odaklanmaktadr. Klasik Marksizm, sosyalizmde zel mlkiyetin ortadan kaldrlmasyla toplumsal snflarn yok olacan ngrmken, Weber, hem kapitalizm hem de sosyalizmde stat farkllklar ve stat-grup atmalarnn sreceini iddia etmitir.4 Toplumsal ilikilerin daha ok uzlamayla m yoksa atmayla m tanmlanmas gerektii konusu, sosyolojideki temel tartmalardan bir tanesidir. Toplumsal uzlama kuramlar, bu erevede, toplumsal dzenin varln nasl srdrdn aklamaya alr. atma sosyologlar ise, anlama ve uzlama alanlarndan ziyade, atma, gerilim ve dzensizliin yaygnlna vurgu yaparlar. Gnmzde, bu konu her iki boyutun da belli bir nemi ve etkisi olduunu belirten yaklamlarn gelimesiyle birlikte bu tartma bir ynyle alm grnyor. Stat konusunun ele alnmasnda, Turnere gre, ABD ve Avrupa sosyolojileri arasndaki farkllklar da nemli olmaktadr: Birleik Devletlerdeki stat tabakalamasnn tarihsel geliiminin Avrupadaki snf sistemlerinin geliiminden baz bakmlardan farkl olduunu grebiliriz. Birleik Devletler, feodal bir soyluluk geleneini miras almamtr. G, hem lkenin deer sistemi ierisinde temel bir bileen olarak bir bireysel baar duygusu hem de ayr ve rakip etnik topluluklar biiminde rgtlenmi olan bir toplumsal sistem oluturmada kritik bir rol oynamtr. Bu tarihsel farkllklar, Amerikan ve Avrupa sosyolojilerindeki toplumsal tabakalamaya olduka farkl olan yaklamlar bir dereceye kadar aklamaktadr. Avrupa kkenli sosyal kuramlar, endstriyel toplumlardaki ekonomik snflarn rolyle ilgilenirken, Amerikan sosyologlar ise bireylerin toplumsal hareketlilii almalar, mesleki yap zmlemesi (...) ve saygnla ilikin znel duygularla (...) daha ok ilgilenmilerdir.5 Ayn yerde, Turner, Amerika balamnda Warner Sosyoloji Okulunun6 almalaryla Weberin stat kavramna ilikin atma perspektifinin dntrldn, asl erevesinden saptrldn, stat ve snf kavramlarnn birletirildiini ve atmann bilinci biimlendirmedeki neminin gz ard edildii tespitini yapmaktadr: Toplumsal tabakalama, saygnlk mertebelendirilmesiyle eitlenen daimi bir konumlar derecesi olarak grlmtr. Bireylerin, kendi kiisel abalarnn sonucunda bu derecelendirilmi konumlar iinde hareket ettikleri dnlmtr. Kaynaklar tekelletirmek iin sosyal kapanma uygulayan stat gruplar dncesi, toplumsal hareketlilik frsatlarnn hayli fazla olduu snfsz bir toplum olarak Amerikan imgesi lehine terkedilmitir. Hem Marxn hem de Weberin sosyolojilerinde grdmz toplumlarn tarihsel dnmlerinin dinamik srecindeki temel geler olarak snf atmas ve stat rekabetine odaklamann yerini, Warner Okulunun topluluk almalar ile K. Davis ve W. E. Mooreun yapsal ilevselci tabakalama kuramnda uzlamaya yaplan vurgu almtr.7 Stat kavramnn farkl yorumlarna ilikin Turnerin altn izdii bu durum, Gordon Marshall

tarafndan da farkl bir biimde dile getirilmektedir: Sosyolojide stat konusunda iki yaklam vardr. Daha zayf olan anlam erevesinde stat, bir kiinin toplumsal yapda igal ettii konum (retmen vb. olarak) anlamna gelir ve genellikle, stat-rol dncesini akla getirmek iin toplumsal rol nosyonuyla birletirilir. Daha gl anlamyla ise, stat gruplar ya da katmanlarnn hukuksal, siyasal ve kltrel ltlerle derecelendirilip dzenlendii bir toplumsal 4 Bryan S. Turner, Stat, ev. Kemal nal, Ankara: Doruk Yay., 2000, s. 12-13. 5 Bryan S. Turner, a.g.e., s. 22. 6 1930 ve 1940larda isminden oka sz edilen Amerikal sosyolog William Lloyd Warnerin (1898-1970) almalar ve dnceleri etrafnda ekillenen yaklamlar ifade ediyor. Warnerin temel almas, literatrde Yankee ehri Aratrmalar olarak bilinen, New Englandn 1930larn balarndaki yaamyla ilgili, snf, cemaat, fabrika yaam, etnik gruplamalar, din ve sembolizm zerinde du- ran, arpc ve etkili cemaat aratrmasdr. 5 cilt olarak yaynlanan eserin Social Life of a Modern Community (Modern Bir Topluluun/Cemaatin Toplumsal Hayat, 1941) baln tayan ilk cildi, onun sosyolojisinin temelini oluturmaktadr. Bu ciltte Warner, tarihsel olmayan ilevselcilii ayrntl bir ekilde ortaya koyuyordu. Bu konudaki yorumlar nedeniyle ciddi eletirilere de urad. Her ne kadar benimsedii snf gr, analitik bakmdan ayr kavram olan snf, stat ve partiyi, snfn dikey bir boyutunun iine dahil etmi olsa ve snftan ok (aslnda) bir prestij lt tasa da, onun bir akademik tabuyu ykp, ABDde tabakalamann tartlmasnn yolunu at da kabul edilmelidir. Bkz. Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 791. Bryan S. Turner, a.g.e., s. 22-23. tabakalama biimini anlatr. Stat konusundaki bu yaklamn birok versiyonu vardr. rnein hukuk kuramcs Sir Henry Maine, Bat toplumunun tarihini, statden szlemeye gei; yani, hiyerarik ba kmdan dzenlenmi katmanlara dayal feodal rgtlenmeden, birbirlerine szlemeler araclyla bal bireyler arasndaki piyasa ilikilerine gei ekseninde kavramsallatrabileceimiz grndeydi. Max Weber de, snf, stat ile partiyi birbirinden ayrarak kategoriletirdii nl iktidar kuramnda, snflar, stat gruplar ile siyasal partiler arasndaki ilikileri buna benzer bir tarihsel bakla ele almt.8 Kavramn ok boyutluluuna ve karmaklna ilikin bu balang ve genel bilgilendirmeden belki de genel bir hatrlatma yaptktansonra, gerek snf kavramn ve gerekse tabakalama konusunu ilerleyen haftalarda ayrntl bir ekilde ele alacamz da belirterek, stat ve onunla ilgili belli kavramlarn ksaca tantmna ve deerlendirmesine geebiliriz. Stat, toplumsal yapnn [ayn zamanda toplumsal tabakalamann] en kk birimleri olarak deerlendirilir ve ksaca bireyin toplum yaps iindeki yeri, konumu, mevkii9 olarak tanmlanr. Stat, onu igal eden kiilerin zelliklerinden, ahslarndan bamsz olarak nitelendirilip deerlendirilmitir. Birer soyutlamadrlar. Toplumsal grup iinde belli bir yerin, dier yerlere gre belirlenmesidir. Bu ynyle, stat kavramnn tm tanmlarnda somut belli kartlklar ya da karlatrmalar gizlidir. rnein kadnn statsnden sz ediyorsak eer, bu her zaman erkein statsne gre yaplan bir deerlendirmedir. Elitler kavram, elit olmayanlarn olduunu da ifade etmektedir. Trklerden sz etmek, Trk olmayan birilerinin bulunduunu da ifade ediyoruz demektir. Belli bir statnn iyi, nemli, g, sradan ya da kt olarak nitelenmesi onun saygnln (prestijini) oluturur. Herhangi bir statnn saygnl, o staty igal eden kiinin rol davrannn deerlendirilmesinden farkl bir husustur. Statye ilikin toplumsal deerlendirme statsel saygnlk olarak adlandrlrken, o staty igal eden kiinin kendisinden beklenen rolleri ne lde baarl bir ekilde yerine getirdii kiisel saygnlk olarak adlandrlr. Statsel saygnlk, kiisel saygnln bir garantisi deildir. Toplumda yksek bir statye sahip bir meslei (doktorluk, avukatlk, yneticilik, siyaset vb. gibi) icra eden herhangi bir kii, sergiledii toplum tarafndan ho karlanmayan- kimi gayr ahlak davranlar nedeniyle mesleinin statsne e deerde bir kiisel saygnla sahip olmayabilir. Toplumsal statler, genellikle iki yolla kazanlr: (1) Doumla edinme [verilmi stat] Biyolojik faktrler: Ya, cinsiyet, rk ve baka fizik zellikler gibi biyolojik faktrler, baz statlerle yakndan ilgilidir. Hemen hemen tm toplumlarda yala ilgili olarak baz stat ayrmlar kabul edilir: Semenlik, meden haklardan yararlanma, askerlik, memuriyete giri, evlilik vb. gibi baz statler belirli yalarla balantldr. Ya deiiklikleri fizyolojiden ziyade kltrel kalplarla ilikilendirilebilmektedir. ocukluk stats ilkel ve meden toplumlara olduu kadar, zamana ve koullara bal olarak da deiebilmektedir. rnein Spartada hastalkl ve sakat ocuklar genellikle dalarda lme terk edilirken, ada toplumlarda bundan tamamen farkl bir gr saygnlk kazanmtr. ada toplumlarda eitim sresinin uzatlmas, evlenme yann ykseltilmesi, ocuk yata almann yasaklanmas vb. gibi uygulamalarla ocukluktan yetikinlie gei sreci uzatlmaktadr. Yallk stats, zellikle sanayileme ncesi toplumlarda byk bir saygnlk ve g belirtisi olarak grld de hatrlanmaldr. Deimez ve kolaylkla grlebilen fiziksel bir zellik olmas nedeniyle cinsiyet de, stat ayrmna elverili bir zemin tekil etmektedir. Meslek, dnsel uralar, siyasal sorumluluklar ve teki pek ok faaliyet eitleri her toplumda kadn ve erkek asndan deiik ltlere dayandrlmaktadr. Gnmzde boyutlar eitli disiplinlerin rettii bilgiler nda tartlr olmakla birlikte- her toplumda kadn ve erkek ayrmna dayal bir iblmnn retildii gzlemlenmektedir. Kadn ve erkek statleri ayrmn biyolojik temele indirgemek, antropolojik verilerin erkein stn gc ve yapsna dayanan merulatrma abalarn da epeyce zorlamaya balamtr. Yalnzca erkeklerin fizyolojik

zellikleri, gc vs. gibi nedenlerle grebilecei ilerin, dolaysyla da sahip olaca statlerin farkl kltrler arasnda deikenlik arz ettii grlmektedir. Baz toplumlarda kadnn erkekten daha gl ve daha stn statlere sahip olduu da grlmektedir. Gordon Marshall, a.g.e., s. 697. E. Mine Tan, a.g.e., s. 64. Doumla sahip olunan staty belirleyen biyolojik zelliklerden bir dieri de rktr. Belli toplumlarda ve belli zamanlarda, bir rkn dierine gre daha yce ya da daha aa statlerde tanmlanmas gibi... Bu kategorilendirmeler ve ayrtrmalar, belli ilerin, mesleklerin ve statlerin yalnzca belli rklara zg klnmas gibi sonular douracaktr. Bireyin yesi bulunduu ailenin toplumsal stats, o kiiye kendinden bamsz olarak belli statlerin yklenmesinin sebebi olabilir. Bunun yan sra, ailenin toplumsal stats ve imkanlar, kiinin kendi uralar sonucunda elde edebilecei dier statlere eriimde bir balang noktas oluturacaktr. Servet, eitim, meslek, din ve mezhep gibi stat belirleyici zellikler pek ok zaman kiinin soy ve aile ilikilerine bal olarak statsnn sonularyla da ilikilidir. Bu anlamda aile; toplumsal stats nedeniyle, baz statleri ocua dorudan temin ettii gibi, toplumsallatrma srecindeki nemli konumu nedeniyle ocuun stat ynelimlerini de belirleyebilmektedir. (2) Bireysel nitelik ve uralarla kazanma [kazanlm stat]. Doumla edinilen statlere ilaveten, bireyler toplumsal hayatlarnda yeteneklerine ve uralarna bal olarak farkl statlere de sahip olabilmekte, ada toplumlar da onlara bu isteklerini gerekletirme frsatlar sunabilmektedir. Bu erevede, bireylerin daha farkl statler elde etmelerinin bir arac eitimdir. Eitim biimi, sresi ve derecesi stat kazanlmasnda nemli bir faktrdr. Eitim grm olmak, eitimli olmak bal bana bir stat kayna olabilmektedir. Fakat eitimin yaygnlamas nedeniyle, eitimin tek bana bir stat gstergesi olmaktan kmas durumlarnda bile, eitim grlen alan (rnein mhendislik, tp, hukuk, siyaset bilimi vb. gibi) yksek statlere giri imkanlar sunmaktadr. Meslekler ve mesleklerin toplumsal yapdaki ilevi, toplumsal ileyiteki nemleri de bireylerin toplum ierisindeki konumlarn belirlemede kullanlan bir lt olarak grlmektedir. Uzmanlamann ve iblmnn artmasyla birlikte, meslekler ve grlen iler giderek birbirinden ayrr ve her birine farkl deer verilir. Bu anlamda bir tp doktorunun stats ile bir teknisyenin stats ve doal olarak da bu statlerin bireye kazandrdklar ayn dzeyde olmaz. Bu farkllatrma ve sralama her toplumda karmza kan bir durum olmasna karn, meslek hiyerarilerindeki sralamalar toplumdan topluma farkllklar gsterecei aktr. (Bu benzerlik ve deikenlik durumu, doumla elde edilen statler iin de ayn ekilde sylenebilir. Baz toplumlarda yallk olumlu bir zellik iken, baz toplumlarda bunun tersi bir durum sz konusu olabilir. Irk ve inan iin de benzer bir durum sz konusudur.) Toplumsal tabakalama ve toplumsal hareketlilik konusuyla da yakndan ilikili olan bir husus da udur: Eitimle, meslekle ya da servet biriktirmekle elde edilen yeni ve daha st statlere ulaan bireylerin, o staty igal eden bireyler ya da gruplar tarafndan hemen ilk bata kolaylkla benimsenmedii de hatrlanmaldr. Belli statlere giren yeni bireylerin, belki bu statleri elde etme biimlerine ve ilgili statnn gerektirdii varsaylan rolleri icra edip etmemelerine bal olarak, belli bir sre iin sonradan grme muamelesi grdkleri ve sonraki kuaklarda bu dlanma durumunun ortadan kaybolduu gzlenmektedir (rnein, feodalite dneminde para ile soyluluk unvanlarnn satn almak suretiyle aristokrasi snfna dahil olmak gibi). Toplumsal sistem iinde herkesin birden fazla statye sahip olduu aktr. nk herkes birden fazla gruba yedir ve her bir grup ierisindeki yeri ve konumu ayr bir deerlendirmeye konu edilir. Ayn anda birilerinin ebeveyni, birilerinin ocuu, birilerinin kardei, birilerinin arkada, baz ikincil gruplarn yesi, bir renci ve ayn zamanda da belli bir meslek mensubu olabiliriz. Btn bu farkl grup ve stat ierisinden, kendimizi daha fazla ait hissettiimiz, kendimizi zdeletirdiimiz ve toplumda o statyle anlmay tercih ettiklerimiz vardr. Ayn ekilde, toplum da bizi bu farkl statler ierisinden belli bir tanesiyle anmay tercih edebilir. rnein, kendimizi karmzdaki kiiye/kiilere mesleimizi merkeze alarak tantmay tercih edebiliriz. Komumuz Ahmet Beyi, Fatma Hanm cinsiyetinin, hangi ehirli olduunun, hangi dnce yapsna sahip olduunu dikkate almakszn yapm olduu ile tanmlayabilir, ilikimizi o stat zerinden kurup gelitirebiliriz: Doktor, mhendis, avukat vb. gibi. Toplumda belirleyici nemde grlen bir gruptaki stat, bireyin kilit stats [anahtar stat] olarak adlandrlr. Dier statler ikincil bir konumda kalabilir. Ancak, bireyin pek ok gruba ye olmas, buna bal olarak pek ok staty igal etmesi ve pek ok rol icra ediyor olmas aslnda btn bu stat ve rollerin bireyin yaam tarz, dzeni zerinde belli etkilerde bulunacaktr. O nedenle, bireyin her eyini yalnzca kilit statsnn belirlediini dnmek eksik olacaktr. Hatta, bireyin statlerinin dier aile fertlerine de etkide bulunaca, ayn zamanda kendisinin statsnn de dier aile fertlerinin statlerinden etkilenebilecei de dnldnde mesele toplumsal aratrmalarda bireyin evre faktrlerine de dikkat etmeyi gerektirecek karmak, karlkl etkileimlerin bolca olduu bir hal alr. Sonu Hemen her toplumda, bireyler arasnda belli zelliklerine ve yapp ettikleri ilere bal olarak belli farkllklarn, ayrmalarn ve eitsizliklerin olduu grlyor. Her toplumda, dolaysyla, belli statlere dierlerinden farkl saygnlk, gelir, prestij, otorite vb. gibi- dller atfedilmitir. Her toplum, o toplumsal iblm ierisinde karlanan belli grevlerin karln farkl cret ve deerlendirme sistemi ile deyebilir. Bireyler, toplum iinde igal ettikleri ve toplumsal hiyerarideki yeri/saygnl kendilerinden bamsz olarak toplumdaki iblmne bal ve dier ilere ve statlere greli olarak belirlenen belli statler ierisinde, bu statlerin gerektirdii belli rolleri yerine getirirler. Bu derste, sonraki derslerde

ayrntl bir ekilde deerlendirmeyi hedeflediimiz toplumsal tabakalama asndan stat ve stat gruplarnn nemine ve bu kavram etrafndaki tartmalarn eitliliine pek fazla girmeden, stat kavramnn ieriini ksaca deerlendirmeye altk. Bir sonraki dersimizde, stat kavramyla dorudan ilintili ve birlikte dnlmesi gereken toplumsal rol kavramn ele almaya alacaz. Okuma nerileri Toplumsal stat konusunda, dipnotlarda verilen kaynaklara bakmak yeterli olacaktr. Toplumsal tabakalama konusunu ilerken daha ayrntl bir deerlendirmesini yapmay dndmz Max Weberin stat konusundaki yaklamlar iin bkz. Max Weber, Snf, Stat, Parti, Max Weber, Sosyoloji Yazlar, H. H. Gerth ve C. W. Mills (yay. haz.), ev. Taha Parla, 2. Bask, stanbul: Hrriyet Vakf Yay., 1987, s. 176-191. alma Sorular 1. Toplumsal stat kavramnn ieriini dikkate alarak, igal ettiiniz statleri deerlendiriniz. 2. En alt dzeydekinden en st dzeyde olana kadar bir toplumda yaayan bireyler ve aldklar roller birbirleriyle balantl olarak (rgtl biimde) dnldnde toplumsal yap ortaya kar. Bu paragraftan hareketle aadaki genellemelerin hangisine ulalabilir? a) Her birey stat ve rol bakmndan dierlerinden farkldr. b) Toplumsal yapnn bir ynndeki aksama dier ynleri de etkiler. c) Toplumsal yapnn oluumunda teknolojik faktrler nemli bir rol oynar. d) Toplumsal yap, stat ve rollerin rgtlenmi halidir. e) Toplumsal yapda yer alan bireyler tabakalara ayrlr. 3. Aadakilerden hangisi verilmi statye bir rnek deildir? a) Gen b) Erkek c) Kadn d) Teyze e) Hekim 4) Aadaki statlerden hangisi dierlerinden farkldr? a) Dershane retmeni b) Dershane erkek rencisi c) Dershane rencisi d) Dershane mdr e) Dershane bilgisayarcs 5) Aadakilerden hangisi verilmi statye rnek tekil etmez? a) Mdr ya da retmen olmak b) Bir kiinin amca olmas c) Zenci ya da beyaz olmak d) Bir kadnn teyze olmas e) Bireyin kz ya da erkek olmas cevap anahtar: 2) d; 3) e; 4) b; 5) a 11. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bir nceki derste toplumsal stat zerine durmutuk. Hatrlanaca zere, toplumsal stat bireyin toplumsal yap ierisinde konumunu gstermekteydi. Toplumsal statnn, toplumdaki geerli toplumsal deer ltlerinin kullanlmasyla ulalan bir kurgu, bir soyutlama olduunu belirtmitik. Stat, bakalaryla mukayese edildiinde bireyin toplum ierisindeki yerini, konumunu, mevkiini gstermekteydi. Bu derste ise, toplumsal statyle dorudan alakal, sosyolojik teoride anahtar bir kavram olan toplumsal rol konusu zerinde durulacaktr. Toplumsal Rol Bir sinema filmini, tiyatro oyununu ya da televizyon dizisini dnelim. Aktrler, filmlerde kurgusal ya da tarihsel bir karakterin kiilik ve davranlarn stlenirler. Baka bir deyile, geici bir sre iin, bir film/ oyun sresince canlandrd kiiymicesine oyundaki roln sergiler. Toplumsal rol kavram da, aslnda, bu role benzer. Tek bir farkla: Toplumsal rolde birey kendini oynamaktadr. Toplumsal rol, bu anlamda, geici ya da kurgusal bir ey deildir. Toplumsallama srecinde bireyler tarafndan renilir ve iselletirilir. Bireyin dahil olmu olduu gruplar ierisinde oynanmaktadr. Rol kavram, belirli bir stat ya da toplumsal konumlara atfedilen toplumsal beklentileri ortaya koyar. Onun zerinden, bu tr beklentilerin gerekleip gereklememe sreci analiz edilir. Toplumsal rol kavram ve teorisi, zellikle yirminci yzyln ortalarnda yaygnlk kazanmt; ancak gelen youn eletirilerle birlikte bu etkisini yitirmeye ve daha az kullanlmaya balanmsa da, hala sosyolojik analizde temel bir kavram olarak kullanlmaya devam etmektedir. Gordon Marshalla gre rol kuram ierisinde birbirinden olduka farkl iki yaklam bulunmaktadr: Bu yaklamlardan birincisi, Ralph Lintonun sosyal antropolojisinin geliiminde rol oynam ve toplumsal sistem iinde yer alan rollerin yapsal bir deerlendirmesini sunmutur. Burada roller, kurumsallam normatif hak ve ykmllkler kmesi haline gelmitir: Talcott Parsonsn nl hasta rol deerlendirmesi buna gzel bir rnek niteliindedir. kinci yaklam ise, genel anlamda daha toplumsal- psikolojik niteliklidir ve rol yapma, rol stlenme ve rol oynama gibi aktif srelere odaklanr: Bu yaklam, sembolik etkileimcilik ve dramaturji geleneklerinin bir parasdr. Dramaturji, toplumsal yaam drama ve tiyatro metaforlaryla analiz etmektedir.1 Role ilikin yapsal bak, tpk bir retmenin rol gibi, toplumun iine bir stat yerletirir ve daha sonra bu statnn ideal tipine elik eden bir dizi standart hak ve devler ynn tanmlamaya alr. Rol, bu yaklama gre, toplumsal temeli olan bu beklentiler oluturmaktadr. Her rol, hepsinin de kendi beklenti kmeleri olan birtakm farkl ortaklklar beraberinde getirir: rnein bir retmen; her birinin olduka farkl beklentileri olan renciler, meslektalar, idarecileri, ebeveynler gibi rol ortaklar olabilir. Btn bunlar rol kmesini oluturmaktadr. Talcott Parsonsn toplum kuram temelinde yorumlanan bu rol anlayn karsnda, daha ziyade, rollerin ileyiindeki dinamik boyutlar zerine younlaan sosyal psikolojik yaklam bulunmaktadr. Bu yaklam; bireylerin oynadklar rollerin toplumsal yap ierisindeki yerini aklamaktan ziyade, bu rollerin yerine getirilmesi srecindeki etkileimler zerine younlar. Sosyal psikolojik yaklam; bireylerin dierlerinin rollerini stlenmesi, kendi rollerini ina etmeleri, kendilerine ait rollere kar dierlerinin tepkilerini tahmin etmesi vb. gibi hususlara odaklanr. Toplumsal rol, daha ziyade duraan bir olgu grnm veren statlerin dinamik ynn oluturmaktadr. Toplumsal roln farkl tanmlaryla karlalmaktadr: eitli almalarda rol kavramnn belli bir toplumsal statye ilikin olarak beklenen davranlar, belli bir toplumsal statde kiiden beklenen ilemlele onun gerek edimlerinin toplam, belli bir toplumsal statye ilikin gerek davran kalplar ya da beklenen davran kalplar olarak tanmland grlmektedir.2 Btn bu ve benzer tanmlar, roln rencilik, askerlik, memurluk, annelik, babalk, komuluk vb. gibi- belli bir toplumsal statye ilikin davran kalplarna

karlk geldiini iaret etmektedir. rnein cinsel rol, kiinin kadn ya da erkek olmas dolaysyla kendisinden beklenen ve/veya kendisinin gerekletirdii davranlardr. Belli bir statyle alakal haklar, grevler ve o staty igal eden bireyin yapmas gereken davranlara rol beklentileri (ideal rol) ad verilmektedir. Belli bir statdeki bireyin, o statyle ilikili davranlar ise rol edimini (gerek rol) oluturmaktadr. Herhangi bir statdeki bireyin davranlaryla bu statnn bir gerei olarak kendisinden beklenen davranlar arasnda belli bir uyum bulunmaktadr. Ancak bu uyumun her zaman tam olarak gerekleme 1 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 624-625. 2 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 71. yebilir ya da sreklilik arz etmeyebilir. Bu durum, btnyle bireyin kiilik zellikleri, evre koullar gibi faktrlerin etkisiyle oluabilir. Herhangi bir staty igal eden kii, o statden beklenen rollere kendi kiiliinden baz zellikler katar ve dolaysyla, ayn statde bulunan dier bireylerden gerek rol davranlar asndan farkllar. Rol beklentileri herhangi bir staty igal eden kiiden bamsz soyutlamalardr, o staty igal eden kiinin deimesi ve yerine bir bakasnn gelmesi staty deitirmedii gibi, rol beklentilerini de deitirmez. Kalknma, batllama, kentleme, sanayileme, nfus art, i veya d gler gibi tm toplumu etkileme zelliine sahip byk apl toplumsal dnmlerin, rol beklentileri ile rol edimleri arasnda bir farkllama douraca aktr. rnein, sanayileme, kentleme, g vs. nedenlerle kadn nfusun alma hayatna daha aktif bir biimde katlmasnn kadnlarn cinsel rol edimleri ile geleneksel cinsel rol beklentileri arasnda bir farkllama yaratacaktr. Benzer ekilde anne ve babann i hayatna girmelerinin aileye, ebeveynlere ve daha genelde aile ii rol dalmna ilikin geleneksel rol beklentilerinden farkllamalara sebebiyet verecektir. Toplumsal roller, basit gibi grnmekle birlikte, olduka karmaktrlar. Rollerin yerine getirilmesi, ancak rol kmesini oluturan dier bireylerle, dier ortaklarla birlikte mmkn olur. Toplum tarafndan aka belirtilmekle birlikte, bireyler, toplumsal rolleri toplumsal hayat ierisinde zamanla renirler. rnein retmenden beklenen belli roller aka belirtilmi olmasna karn, aka belirtilmemi olan fakat retmenin yapp ettii belli davranlar nedeniyle aa kan, baka bir deyile, rtk/gizli baz roller de sz konusu olabilir: Aka belirtilen belli bilgi ve becerilerin belirlenmi belli yntemler araclyla rencilere retmelerinin yan sra, aka belirtilmeyen ancak okul kurumu iinde ya da dnda davranlarna, giyim kuamna vs. hassasiyet gstermesi ve dolaysyla bu ynleriyle de retme ve eitme grevini srdrmesinin beklenmesi gibi. Bu, ayn zamanda, belli statleri igal eden kiilerin rollerinin yalnzca yaptklar i ya da icra ettikleri ii gerekletirdikleri mekann dnda da srd gereine bizi gtrmektedir. Herhangi bir kiinin toplumsal stats sadece baka kiilerin toplumsal statleri ile ilikili olduunda ya da onunla karlatrldklarnda sosyolojik olarak anlaml olabilirler. Ayn deerlendirmeyi toplumsal roller iin de yapabiliriz. Toplumsal roller, tek balarna var olmazlar, ancak baka roller araclyla tanmlanabilirler. Bireyin oynad eitli sosyal roller, kiilii iindeki dier rollerle ilgilidir. Bu roller tek tek veya btn olarak dier kiilerin rollerine de baldr. Bu ise rollerin tamamlayc olduunu gsterir.3 Statlerin baka statlere greli olarak deerlendirilmesi, anlamlandrlmas gibi... ocuksuz anne-babadan, rencisiz retmenden, iisiz iverenden, memursuz amirden vb. sz edilemeyecei gibi. Bu anlamyla roller, belli hak ve grev dizilerinden oluur ve bireyler arasndaki belli karlkl ilikileri temsil eder. Bir staty igal eden kiinin rol, daima, baka bir kiinin rol ile, baka bir deyile, bir kiinin hak ve sorumluluklar daima baka bir kiinin hak ve sorumluluklar ile dzenlenir ve snrlanr. Bu anlamda, (...) sosyal rollerin sosyal ilikilerin birer dzenleyici mekanizmas olduunu grrz. Kiiler sosyal rolleri sayesinde ve iinde, birbirleriyle eylemlerde bulunurlar. Anne-kz deneyimi srekli bir kiisel ilikidir, fakat bu iliki annelik ve kz evlatlk rolleriyle tanr. Hem anne hem kz bir dierince bilinen, beklenen ve yantlanan rntlemi tarzlarda birbirlerine kar eylemde bulunurlar.4 Hkmetler ile halk, milletvekilleri ile semenler, okul mdr ile retmenler, retmenler ile renciler vb. hep karlkl olarak belli hak ve sorumluluklara sahiptirler. Belli grevleri yaparlar. Karlkl olarak belli rolleri yerine getirirler. Bu ynyle roller, yalnzca davranlar ve ilikileri dzenlemezler; ayn zamanda belli bir durumdaki bireylere bakalarnn davranlarn tahmin etme ve bu tahmine bal olarak da kendi davranlarn belirleme, karsndaki muhtemel davranlara gre kendi davranlarn ayarlayabilme imkan salar. Rol olarak tanmladmz belli statleri igal eden bireylerin sorumluluklar, neyi nasl yapacaklarnn belirlenmesi yalnzca sayg, itaat, nezaket vb. gibi genel davran kalplarn belirleyen- deerlerle tanmlanmaz; ayn zamanda ilgili kurumlar tarafndan belirlenen kurumsal dzenlemelerle de belirlenmitir: retmenin, hakimin, polisin... mesleini ya da grevini icra ederken nasl davranaca belli kurallarla, hem de yazl olarak dzenlenmitir. En genelde kamu grevi grecek bireylerin, greve balarken grevlerinin gerei olan rolleri nasl yerine getireceklerine ilikin bir ant itikleri de hatrlanmaldr. Toplumsal stat konusunu ele aldmz bir nceki derste Toplumsal sistem iinde herkesin birden fazla statye sahip olduu aktr. nk herkes birden fazla gruba yedir ve her bir grup ierisindeki yeri ve konumu ayr bir deerlendirmeye konu edilir. Ayn anda birilerinin ebeveyni, birilerinin ocuu, birilerinin kardei, birilerinin arkada, baz ikincil gruplarn yesi, bir renci ve ayn zamanda da belli bir meslek mensubu olabiliriz. demitik. Buna benzer ekilde, her bir birey igal ettii pek ok statye bal olarak yerine getirmesi gereken

pek ok rol, sorumluluu olan bir kiidir. Toplum karmaklatka etkileme durumlar artmakta ve birbirinden farkl etkileme durumlarnda farkllk gsteren statler igal eden birey de buna paralel olarak ok sayda rol oynamak zorunda kalmaktadr.5 Birey bu pek ok saydaki roln gerei davranlar icra ederken, kimi zaman bu rollerin birbiriyle atmasndan kaynaklanan bir gerilim ve bask ierisinde olabilmektedir. Belli roller, baz durumlarda bizim rol kmesi ierisinde yer alan dier ortaklarmza kar tarafsz kalmamz gerektirebilir, ancak ayn rnekte rol kmesi ierisinde deerlendirebileceimiz ortamza ya da ortaklarmza kar daha yakn davranmak gibi bir eilim ierisinde de olabiliriz. Rollerin icras esnasnda yaanan toplumsal uzaklk ile toplumsal yaknlk arasndaki bu gerilim, sosyolojik terminolojiyle ifade edecek olursak, rol atmas olarak adlandrlr. retmen olan bir anne ya da baba- nn, kendi rencileri arasnda olan kendi ocuu ile olan ilikisi, hakim ya da savc olan bir bireyin birincil grup niteliinde bir iliki ierisinde bulunduu herhangi bir yaknnn davasna bakmas vb. gibi durumlar bu rol atmasna verilebilecek rneklerdir. Kurumlar, ilerinin sistemli, verimli ve disiplinli bir ekilde yrtlebilmesi iin zellikle ikincil grup niteliinde deerlendirebileceimiz bir dizi kural koyarak bir toplumsal uzaklk duygusu yaratabilirler. Bunu baz rollerin, bu trden sorunlar zmeye dnk biimde aka belirlenmesi olarak da adlandrabiliriz. rnein, emir verme konumunda bulunan kiilerle astlar arasndaki yaknlamay engellemeye dnk kimi dzenlemelerin yaplmas gibi. Ordu ierisinde subaylar ile erler arasnda yaratlan toplumsal uzaklk duygusu gibi. Ancak kimi durumlarda, baarl bir nderlik ve yneticilik astst ilikisindeki toplumsal uzaklk duygusunun azaltlmas ve karlkl ilikilerin, kiisel balarn daha da artrlmasyla da salanabilmektedir. Rol atmalarnn bir baka biimi de kiinin yesi olduu bir gruptaki roln bir baka gruptaki rol ile badatrlmas olanann bulunmad hallerde ve lde ortaya kar. Kiinin adam ldrme konusundaki etik deerleri asker olarak savaa katlmas halinde sz konusu olan grevleri ile atabilir. Aile ya da meslek hayatndaki roller bazan bunlardan birinin ya da tekinin gerektirdii ideal davranlardan sapmaya neden olacak atmalara girebilir.6 Buna benzer rnekleri ve deerlendirmeleri oaltmak mmkn. Yaanan toplumsal deime ile birlikte, her birimizin stlendii roller de deiiklik gsterebiliyor. Baz toplumlar, bu trden atmalar statler, dolaysyla statlerin gerektirdii roller arasnda baz ayrmlar yapmak ve bu roller arasnda bazlarn dierlerine tercih etmek suretiyle amak yoluna gitmilerdir. Fakat bu durumun sorunlar btnyle zdn dnmemiz gerekmiyor. rnein, mevcut deer ve kurallarn kadnn temel roln e ve anne olarak belirlemesi, kadnn da doal olarak bu rol benimseyecei anlamna gelmez. Dolaysyla da, toplumun kadndan bu yndeki beklentileri ile i hayatna katlan kadnn kendisiyle ilgili tercihleri ve beklentileri arasnda bir gerilimin domas mmkndr. Farkl statlere ilikin roller arasndaki ilikinin her zaman bir atmaya neden olmas da bir zorunluluk deildir. Kimi zaman farkl statler ve roller arasnda birbirini destekleyici, glendirici, pekitirici durumlar da sz konusu olabilir. Bir avukatn, -savunma, araclk, i takibi, topluluk nnde konuma, mnazara yetenei vb. gibi- mesleinin gerektirdii roller sayesinde kolaylkla siyasal hayata atlabildii, siyasal hayatn gerektirdii rollere uyum salayabildii grlebilmektedir. Toplumdaki herkesin bir kilit/anahtar stats olduundan bir nceki derste sz etmitik. Kiinin anahtar stats gibi anahtar rol; bireyin zaman, ilgi ve enerjisinin ounu emen ve ayn zamanda kendisini en fazla zdeletirdii rol olacaktr. Toplumsal yap ierisinde hiyerarinin en st seviyesindeki kurum ekonomi ise anahtar roln ekonomik, baka bir kurum ise o kurumla ilgili icra edilen bir roln olmas dnlebilir. Birey, toplumsal hayat ierisinde bulunduu grup ve birlikler ierisinde pek ok eitli rol ve alt-roller oynar. Btn bunlara ramen, o toplumsal bir aktr olarak yine de tek bir kiidir. Sosyal kiilik, birey olarak tek tek pek ok ilevi yerine getiren, eylem iindeki bir yapdr. Bu bak asndan kii, oynad tm rollerin bileimi olan, bir toplam genellemi role sahiptir. (...) Genel rol, anahtar veya temel rolden farkldr. Kiinin yaamdaki duruu nasl tm sosyal statlerinin toplam ise, genel rol de tm rollerinin toplamdr. Genel rol, kiinin toplumdaki tm ilevlerini yanstan bir kavramdr. Genel rol kavram kiinin topluma katklar ile toplumun kiiden beklemeye altklarnn bir bileimidir.7 Sonu Bu derste, bir nceki derste ele aldmz stat kavramyla ilikilendirilen rol kavram ele alnmaya alld. alma Sorular 1. Toplumsal rol, bireyler arasndaki belli, karlkl ilikileri temsil eder. ocuksuz ana baba, iisiz iverenden sz edilemez. Yukardaki paragrafta toplumsal rollerle ilgili aadakilerden hangisi vurgulanmaktadr? a) Bir roln baka bir role gre tanmlanmas b) Bireylerin ayn anda birden fazla rol yklenmesi c) Baz rollerin tm toplumlarda grlebilmesi d) Rollerin toplumsal yapca belirlenmesi e) Kimi rollerin birbirini pekitirmesi 2. Kendi ocuunun davasnda hakim olarak grevlendirilen bir baba, baba gibi davranrsa hakimlik grevini, hakim gibi davranrsa babalk grevini aksatacaktr. Bu kiinin iinde bulunduu durum aadaki kavramlardan hangisine rnektir? a) Rol pekimesi b) Stat deimesi c) Rol atmas d) Prestij e) Yabanclama cevap anahtar: 1) a; 2) c 12.Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Toplumun bir prestij ve iktidar hiyerarisi oluturan snflara ya da tabakalara ayrlmas tm tarih boyunca toplum zerine dnen insanlarn, toplumsal kuramclarn ilgilendikleri toplumsal yapya ilikin temel bir zelliktir. Toplumsal yapnn evrensel bir zellii olarak deerlendirilen toplumsal tabakalama konusu, sosyolojinin ortaya kmasyla birlikte eletirel almalara konu olmutur. Sosyologlar toplumsal tabakalamay belli tipler zerinden ele

almaktadrlar: Klelik, zmre, kast, toplumsal snf ve stat. Bu derste ncelikle, bu toplumsal tabakalama tiplerini ele almaya alacaz. Ardndan toplumsal tabakalama konusuyla ilgili baz genel kuramlar deerlendirmeye gayret edeceiz. Toplumsal Tabakalama Sosyolojiye jeolojiden geen bir kavram olan tabakalama (toplumsal tabakalama), toplumun katmanlar ya da tabakalar halinde blnmlne iaret eden sosyolojik bir kavramdr. Toplumsal tabakalamadan sz ettiimizde, toplumda bireylerin icra ettikleri belli meslekler arasnda bir eitsizliin bulunduunu ifade ediyoruzdur. Eitsizlik btn insan toplumlarda karlalan bir durumdur. Servet ve g arasndaki farkllklarn neredeyse hi olmad en yaln kltrlerde, toplumlarda bile erkekler ile kadnlar, yallar ile genler arasnda bir eitsizlik, toplumsal deer ve prestij asndan belli bir derecelendirme/mertebelendirme grlebilir: Avclkta dierlerinden daha yetenekli, daha baarl, daha becerili olmak ya da atalarn ruhlarna eriimde dierlerinden daha zel bir zellie sahip olmak gibi... Toplumdaki baz bireylerin ya da gruplarn dierlerinden daha fazla g ve servete sahip olmalarnn sebebi nedir? Gnmz toplumlarnda bu eitsizliin boyutlar nedir? Zenginlik ve g skalasnda daha alt basamaklarda yer alan birisinin daha st basamaklara trmanma olasl var mdr? Gnmzn refah toplumlarnda yoksulluk neden bu kadar yaygn ve kalc bir zellik gstermektedir? Sosyoloji ite btn bu eitsizlikleri tasvir etmek iin toplumsal tabakalama kavramn kullanr. Toplumsal tabakalamadan sz edildiinde, balangta, farkl insan gruplamalar arasndaki yaplam eitsizliklerin kast edildiini ifade etmek gerekir. Toplumdaki statlerin dzenlenii; bir ynyle aralarnda ciddi farklarn bulunduu statlerin birbirinden ayrmasn, dier bir ynyle de benzer ya da birbirine yakn prestije ve saygnla sahip statlerin birletirilerek, bir araya toplanarak sralanmas gereini iermektedir. Statlere belirgin toplumsal roller hak ve sorumluluk dizileri- balayarak onlar birbirinden ayrma srecine toplumsal ayrma ad verilmektedir. Statler birbirlerinden ayrlnca karlatrlabilmekte ve bu karlatrmada sklkla sralama yoluna gidilmektedir. (...) Ayrm ve sralanm olan statlerden benzer olanlar bir araya toplayarak bir dzeyler hiyerarisi iinde dzenleme srecine toplumsal katlama (tabakalama) denir. Toplumsal sralama ve katlama toplumsal deerlerle yakndan ilgilidir. nk benzerlik ve ayrlklar ok kez statlerin toplumsal deerlendirilmesine, nitelenmesine gre saptanr.1 Toplumsal tabakalama konusuna ilikin genel bir teori kurmaya alan balca iki giriimden sz edilebilir: Marx ve ilevselciler (fonksiyonalistler). Marxn teorisi, gerek kendi dneminde ve gerekse de gnmzde toplumsal ve siyasal elikileri analiz etmek noktasnda byk nem tamaktadr. Marx, snflarn geliimi ile ve toplumsal snflarn toplumsal ve siyasal deiikliklerin oluumundaki rolleri zerine younlamtr. Burjuvazinin oluumu, kapitalizmin ortaya k, proleteryann kapitalist toplum iinde bir snf olarak formasyonu ve gelimesi ile ilgili sorunlar zerine yazmtr. Marxist teorinin ana izgileri teorinin bu ksm Marx ya da sonraki dnemin Marxist dnrleri tarafndan sistematik bir biimde formle edilmemise de2- bellidir ve herkese de bilinmektedir. ada sanayi toplumlarnda fabrikalar, brolar, makineler ve bunlar satn almak iin gereken servet ya da sermaye daha nemli bir hal alr. Burada iki ana snf ortaya kar: Yeni retim aralarna sahip olan sanayiciler ya da kapitalistler ve yaamlarn onlara emek glerini satarak kazanan ii snf ya da proleterya. Marxa gre, bu iki snf arasndaki ilikiler smrye dayanan bir ilikidir. Feodal toplumlarda smr, ounlukla, art rnn kyllerden (serflerden) aristokrasiye doru aktarlmas biiminde oluyordu. ada kapitalist toplumlarda ise smrnn kayna ve biimi daha kapal bir grnme sahiptir. Kapitalistlerin kendi kullanmlar iin el koyduklar art rn karn kayna olarak ortaya kar. Sanayinin geliimi, fabrika retiminin art vs. ile kapitalizm ncesi toplumlarla mukayese edildiinde muazzam bir zenginlik olumutur. Ancak iiler, bu zenginliin ok azna eriebilmektedir. 1 E. Mine Tan, Toplumbilime Giri: Temel Kavramlar, Ankara: A Eitim Fakltesi Yay., 1981, s. 7475. 2 Anthony Giddens, Marxn almalarnn byk blmnn tabakalama ve ncelikle de toplumsal snf hakknda olmakla birlikte, Marx[n], artc biimde snf kavramnn sistematik bir zmlemesini sunmakta baarsz kald grndedir. Giddens, deerlendirmelerine yle devam ediyor: Marxn lmeden hemen nce zerinde alt elyazmas (daha sonra en nemli almas Kapitalin bir blm olarak baslmtr), tam da Bir snf oluturan nedir? sorusunu ynelttiinde yarda kalmt. Dolaysyla, Marxn snf kavram, kendi yazlarnn btnnden, yeniden kurulmak zorundadr. Marxn snf irdeledii pasajlar her zaman tutarl deildir... Bkz. Anthony Giddens, Sosyoloji, Hseyin zel ve Cemal Gzel (yay. haz.), Ankara: Ayra Yay., 2000, s. 260. Toplumsal farkllamann iki temel snf olarak burjuvazi ve proleteryann yan sra birbiriyle eliik karlara sahip baka bir ok grup kimi zaman bunlar, geici snflar olarak da adlandrmaktayd- oluturduunun farkndayd. Fransada Snf Mcadelesi ve Louis Bonaparten 18. Brumairei gibi almalarnda, siyasal mcadelelerde yer alan balca toplum tabakalarn analiz ederken 10 civarnda farkl gruptan bunlarn nemli bir ksm, ynetici snf ierisinde deerlendirilen fakat farkl sektrlerde faaliyet gsteren ve kendi aralarnda kimi zaman kar atmas yaayan gruplard- sz etmektedir. Yine Kapitalin nc bitmeyen son blmnde, snfl iki farkl model gelitirmeye almt: Biri Marxn kapitalistler, toprak sahipleri ve emekiler eklinde byk snfa dayanan modelidir. Dieri ise; retim aralarn elinde tutan ve emeki istihdam eden kapitalistler, baz mlkiyet aralarn elinde tutan fakat ayn zamanda kendi emeklerini de retime katan orta snf (ya da kk

burjuvazi) ve son olarak cretlilerden oluan modeldir. Dolaysyla, Marxn toplumdaki tabakalarn ve snflarn saysnn birbirine kart ekilde konumlanm iki snftan olumadnn farknda olduu sylenebilir. Temel kuram asndan ok da nemli olmadn dnd iin olsa gerek, dier tabakalar/snflar zerinde fazlaca durmad.3 Marxn analizinin temeline oturttuu snf kavram, toplumdaki nesnel olarak yaplam ekonomik eitsizliklere iaret etmektedir. Marxn yapmak, gstermek istedii ey, belirli toplumsal eylemlerin, zellikle belirli siyasal eylemlerin olasln kestirmekte bireylerin mlkiyetle ilikileri asndan iinde bulunduklar toplumsal konumlarna bakmak gerektiidir.4 Marx tarafndan gelitirilen snf analizine dayanmakla birlikte Weber, onun yaklamlarna eletirel deerlendirmelerde bulunmutur. Webere gre bir snfn topluluk olma derecesi, snf yelerini biraraya getiren ya da blen faktrler, ana toplumun genel zellikleri ve sz konusu snfn dier toplumsal grup ve snflar ile olan ilikileri tarafndan etkilenmektedir. Fakat Marxn snf anlayna ynelik olarak dile getirilen Weberin eletirilerinden daha geni kapsaml bir eletiri; Marxn teorisinin belirli bir dnemdeki kapitalist toplumlardaki toplumsal ve siyasal atmalarn tahlilinde olduka geerli ve yararl bir teori olduunu, fakat bu erevenin dna kldnda sz konusu teorinin o denli geerli ve kesin olmadn ifade edenlerin yaklamdr. Bu geersizliin bir rnei olarak, Hindistandaki kast sisteminin aklanmasnda Marxist teorinin glkler yaamas gsterilmektedir. Fonksiyonalistler (ilevselciler)in toplumsal tabakalama teorilerinin temelinde, ilevselciliin genel varsaymlar yatmaktadr. Bu noktada, ilevselci tabakalama kuram asndan en aklayc teori, Kingsley Davis ve Wilbert E. Moore tarafndan ortaklaa kaleme alnan bir makalede dile getirilmitir. Some Principles of Stratafication ([Tabakalamann Baz lkeleri], American Sociological Review, Nisan 1945) balkl yazda, yazarlar, tabakalamay toplumsal yaam iin kanlmaz, ilevsel ve evrensel bir olgu olarak deerlendirmektedirler. Zira onlara gre, her toplumun fertlerini toplumsal yap ierisinde konumlandrmak ve motive etmek zorunluluu ierisindedir. Davis ve Mooree gre; toplumsal eitsizlik, bu bakmdan, toplumun en nemli konumlara gerekten en nitelikli kimseleri getirebilmek iin, bilincinde bile olmakszn, bavurduu bir ara olmaktadr. blmnde sistemin korunmas iin en ok zorunlu olan statler yeter derecede dl elde etmelidir ki, daha az zorunlu olan statler, bunlar dolduracak kiiler ynnden, zorunlu olanlarla baarl bir biimde rekabet edemesin ve ayn zamanda yetime ve yetenek asndan en stn niteliklere sahip kiiler zorunlu olan statleri doldurmak ve bunlarn grevlerini gereince yerine getirmek ynnden zendirilmi olsunlar.5 Bu teori, bir yandan toplumsal deerlerin ilevleri nemli-nemsiz, iyi-kt eklinde ayrtrmas, te yandan da dllendirmede kullanlan ekonomik, siyasal, manev gibi- varlklarn sistemli bir biimde datlmasndaki zorunluluk statler arasnda bir sralanmann yaplmasn ve benzer statlerin birletirilerek bir tabakalanmann meydana geldiini aklar. Davis ve Mooreun dillendirdikleri bu tabakalama teorisi; Hereyden nce, tabakalanmann evrensel olduunu, bu nedenle de her toplumda belirli bir merte 3 Tom Bottomore, onun bu tercihinin eitli alardan yorumlanabileceini ifade eder ve hepsinin etkili olduunu fakat etkinlikte en nemlisinin birincisi olduunu belirttii noktaya dikkat eker: Birincisi, bireyin mlkiyet konusu eylerle balantsn, toplumsal eylem asndan en nemli belirleyici etmen saymaktayd ve kendi zamannn toplumsal ve siyasal almalar bu gr hakllatrc nitelikteydi. kincisi, gelime konusunda Hegelden gelme felsefi bir anlay tayor; gelimenin zt iki olgunun arasndaki eliki ve antagonismin sonucu olduunu dnyordu. Sonuncusu ise, zamanndaki snf sistemini analiz ederken, snfsz bir toplum idealine ballnn etkisinde kalyordu. belendirme sistemi bulunduunu ileri srmektedir ki, bu gereklere uymamaktadr. Ayrca, teori en nemli konumlarn ve en nitelikli kiilerin kolayca tanmlanabileceini; btn toplumlarda, kar gruplarnn etkisi olmakszn bunlarn saptanabileceini varsaymaktadr. Sonra, aka grlyor ki, fonksiyonalistler toplumsal tabakalanma teorilerini bireylerin toplumdaki sosyal gruplarn; stat gruplarnn, sekinlerin, snflarn varln da aklamak durumunda olduklarn unutmulardr. stelik, bu teori deiik toplumsal tabakalanma tipleri olabileceini, bir tipten dierine geite eitli deiim sreci tipleri bulunabileceini kabul ettii halde, bu durumun nasl aklanabileceini dnmemitir. En son bir nokta da, toplumsal tabakalanmann oluumunda ve srdrlmesinde gcn roln tamamen bir yana brakm; bu nedenle de, toplumsal tabakalanma ile siyasal atma arasndaki ilikiye hi deinmemitir. eklinde ciddi eletirilere maruz kalmtr. Social Stratification: The Forms and Functions of Inequality ([Toplumsal Tabakalama: Eitsizliin Biimleri ve levleri], N.J.: Prentice-Hall, 1967) isimli eserinde toplumsal tabakalama, mertebelendirme, dllendirme ve deerlendirme sorunlarn inceleyen M. Melvin Tumin de; eitsizliin bir toplumun devam iin zorunlu olmadn, dllerin farkl olarak datmnn mutlaka gerekli olup olmadn, belli statler iin gerekli yeteneklerin toplumda ancak pek az kiide bulunduu iddiasnn ne lde doru olduu, zellikle eitim imkanlarnn anne-babann servetine bal olduu ve servetin eit olarak datlmad bir toplumda nfusun pek ok kesiminin kendi yeteneklerini anlama ve gsterme ans bulamayacaklarn ne srerek fonksiyonalist tabakalama teorisine eletiriler yneltmektedir. Fonksiyonalist tabakalama teorisine yukardaki eletirileri ynelten Tom Bottomore, iki kuram arasndaki farklln nedeni ile ilgili olarak da u deerlendirmeyi yapmaktadr: Grlyor ki, Marxist teori yanlgsz bir biimde ondokuzuncu yzyl Avrupasndaki toplumsal ve siyasal atmalarn karakterini yanstmaktayken,

fonksiyonalist teori de, ayn aklkla, hibir zaman bir emeki snf ideolojisi gelitirmemi; toplumsal hiyerarinin, byk lde, gevek bir doku iinde ilintiletirilmi ve yelikleri kiisel yetenee bal saylan rgtl stat gruplarndan olutuuna inanlan A.B.D.deki toplumsal durumu yanstmaktadr. Marxist teori byk ve oturmu gl birlik duygusuna sahip gruplar arasndaki atmaya vurguda bulunmaktadr. Fonksiyonalist teori ise, kiisel yetenek ve becerilere, kiisel baar ve yarar uruna yaplan kiisel abalara dayanan bir toplumsal tabakalanmann btnletirici ilerde bulunduunu vurgulamaktadr. Fonksiyonalistlerin teorileri Durkheimin iblm teorisine birok bakmlardan benzemekte; fakat Durkheimin ele ald sorunun, toplumdaki salksz bir iblm durumu olduunu gzden karmaktadr.7 Toplumsal Tabakalama Tipleri Sosyologlar, toplumsal tabakalama konusunu ele alrken drt temel tabakalama tipi belirlerler: Klelik, zmre/feodalite, kast, toplumsal snf ve stat gruplar. Bu tiplerin deerlendirilmesine gemeden evvel, sz konusu tiplerin birer teorik soyutlama olduklarn, somut tabakalama sistemlerinde bu tiplerin birebir aynen bulunamayabileceini, buradaki ideal teorik tanmlardan farkllaabileceklerini, bu tiplerden birine veya dierine daha yakn olabileceklerini ya da bunlarn bir karm olabileceklerini belirtmek gerekiyor. Klelik Klelik, eitsizliin en ar ucunu oluturan bir durum. eitli biimlerde insanlarn zgrlklerinin ellerinden alnd, belli bir gruptan olanlarn tamamen ya da tamama yakn bir derecede tm haklarndan yoksun braklma durumunu ifade ediyor. Kleliin yasal durumu eitli rneklerde farkllk gstermektedir. Kimi zaman kleler, yasayla btn haklarndan yoksun braklm iken kimi rneklerde de konumlar bir hizmetininkine yakn olabilmektedir. Klelik deiik corafyalarda ve deiik zamanlarda grlm bir olgu olmakla birlikte, en tipik iki rneini zellikle Yunan ve Roma toplumlar olmak zere- ancient dnyann toplumlarnda ve 18. ve 19. yzyllarda ABDnin gney eyaletlerinde yaanan uygulamalar oluturmaktadr. Klelik, ekonomik bir temele dayanan alma ve altrma sistemi (endstriyel bir sistem) olarak tanmlanr. lk dnem kapitalizmde tanr klelik, 15. yzyl ile 19. yzyl arasndaki plantasyon iletmecileri ve Kuzey ve Gney Amerikann kle sahiplerince kullanlan, kle ticareti araclyla salanan emek arzyla birlikte ucuz bir igc salama sistemiydi.8 (Bu igcyle ilgili bir fikir verebilmesi iin aadaki tabloya baknz.) Plantasyon klelik sistemini yalnzca hukuk sistemi ve onu destekleyen, glendiren mekanizmalar ayakta tutuyordu. Bu trden modern kle sistemleri ayrca madencilik irketlerinde ve endstriyel retimde de grlmekteydi. 1820ler CVARINDA AMERKAYA G EDEN TOPLAM NFUS (x1000) Afrikal Avrupal Toplam Afrikal (%) United States 550 651 1,201 46 spanya Amerikas 1,072 750 1,822 59 Brezilya ve Bat Hint Adalar 6,777 964 7,741 88 Toplam 8,399 2,365 10,764 78 1650 CVARINDA TOPLAM NFUS (x1000) Yerli Amerikallar Avrupallar Siyahlar Toplam ve Mestizolar ve Melezler Kuzey Amerika 860 (86%) 120 (12%) 22 (2%) 1,002 (100%) spanyol Amerikas (Peru hari) 8,773 (90%) 575 (6%) 437 (4%) 9,785 (100%) Brezilya, Bat Hint Adalar ve Guyanalar 843 (51%) 154 (9%) 667 (40%) 1,664 (100%) Toplam 10,476 (84%) 849 (7%) 1,126 (9%) 12,451 (100%) 1825 CVARINDA TOPLAM NFUS (x1000) Yerli Amerikallar Avrupallar Siyahlar Toplam ve Mestizolar ve Melezler Kuzey Amerika 423 (4%) 9,126 (80%) 1,920 (17%) 11,469 (100%) spanyol Amerikas (Peru hari) 12,660 (79%) 2,937 (18%) 387 (2%) 15,984 (100%) Brezilya, Bat Hint Adalar ve Guyanalar 381 (5%) 1,412 (20%) 5,247 (75%) 7,040 (100%) Toplam 13,464 (39%) 13,475 (39%) 7,554 (22%) 34,493 (100%) Rinchona gre, Yeni dnyaya getirilen toplam zenci kle says 14 milyondur; bu rakam, Moreau de Jonnesin 1842de bulduu 12 milyondan ok, nfusbilimci Carl Saundersin herhalde abartl olan 20 milyonundan azdr. Rinchonun hesab, 1500-1850 arasndaki 3,5 yzyllk sre iin ylda ortalama 60 bin kle vermektedir. Bkz. Fernand Braudel, Uygarlklarn Grameri, ev. Mehmet Ali Klbay, Ankara: mge Kitabevi, 1996, s. 150. Gerek tabloda, gerekse de burada verilen rakamlar elbette tetkik edilmelidirler. Ayrca bu rakamlar, Afrikadan Amerikaya gtrlen klelerin nemli bir miktarnn da ar seyahat koullar sonucunda yollarda ld gereini nda mukayese etmek gerekir. s. 2599 [s. 2596-2610]. Bu sistemde her klenin itaat edecei bir efendisi vardr. Hr bir IV, kiinin yine hr olan bir kii zerinde kuraca otoriteden farkl olarak, efendinin kle zerindeki iktidar ilke olarak snrsz biimde tanmlanr; zel bir yasayla snrlandrlmadka, efendinin kle zerindeki iktidarn snrszca kullanma isteinin snrlanmas ilikinin doasn ihlal etmek olarak alglanr. Kleler, pek ok adan dier insanlara gre ok daha kt koullarda yayorlard. Klelerin siyasal haklar yoktur, semen olamaz, kamu organlarna ya da meclise katlamaz. Toplumsal adan yok hkmndedir. Klelik denilince akla gelen eylerden biri de angaryadr. (phesiz angarya iler yalnzca kleler tarafndan yaplmyordu.) Kle almak zorundayd, zgr insan gibi her tr maliyetini gze alarakalmama gibi bir seenei yoktu. Ekonomik bir temele dayal olarak kavranan ve aklanan kleliin ortadan kalkmas da yine ekonomik adan verimsizlemesine balanmaktadr. Bir dier nemli etki de, kleyi bir eya/mal olarak gren zihniyetin karsnda onu belli haklara sahip bir insan olarak gren yaklamn kleliin olduu ilk alardan itibaren var olmasdr. Klelie ilikin bu iki kart yaklam, her dnem var olmutu. Ayrca Greklerde de, Romallarda da yabanc kleler ile toplumun bor vs. gibi nedenlerle- kleletirilmi eski yeleri arasnda bir ayrm yapld grlmektedir. Grek ve Romallarda borlu-kleliin ortaya k, klelik kurumu zerinde baz yumuatc deiikliklerin olmasna sebebiyet

verdi. Klelik yava yava efendinin cezalandrc yetkilerinin kstlanmasyla yumuatlm, evlenme, mlkiyet ve miras gibi kimi ahsi haklara kavuturulmu ve klelerin azad edilmesi gibi olanaklar salanmt. Zmre Zmreler [estates], Avrupa feodalizminin bir parasdr; ancak pek ok farkl uygarlkta ve gelenekte de onlara rastlanabilir. (Kimi eserlerde zmre yerine dorudan feodalite veya mlkler tabiri kullanlmaktadr.) Zmreler, gemite doutan gelen soylulua dayanan bir geleneksel aristokrasinin bulunduu blgelerde ortaya kmtr. 3 nemli zellii bulunur: lk olarak, hukuken tannmlard. Her zmrenin, haklar, grevler, imtiyazlardan oluan hukuk bir kompleks olarak belirli bir stats bulunmaktayd. kinci olarak, zmreler geni bir iblmn temsil etmekteydiler. nc olarak, feodal zmreler siyasal gruplar konumundayd. Klasik feodalizmde sadece iki zmre tannmtr: Soylular ve kilise grevlileri. Tom Bottomore, 12. Yzyldan itibaren feodalitenin gerilemesiyle birlikte, burgher ad verilen ehir zenginlerinden oluan nc bir zmrenin gelitiini ve hukuksal bir varlk kazandn ifade eder.9 Anthony Giddens ise (zmreye karlk olarak mlk tabirini kullanmay tercih ediyor) nc mlkn serfler, zgr kyller, tccarlar ve zanaatkarlardan oluan bir grup olarak kabul eder.10 Ortaa Avrupa toplumu feodalitenin bir rnei olarak ele alnr. Avrupadaki feodaliteye benzerlikleri dikkate alnarak 12. yzyldan itibaren Japonya, in ya da Osmanl Devletinin de feodal bir sistem ierisinde olduu dnlmtr. Ancak birincisinde bir yerel malikane sistemiyle yakn ilikilerin varl, iktidarn paral yaps, merkez otoritenin zayfl vb. durumlara karlk ikincilerde varln devam ettiren gl merkezi geleneksel devletlerin varl nemli bir fark yaratr. Yine Hindistann feodal bir yapya sahip olduuna ilikin iddialar bulunmaktadr. Ancak Hindistann kimi dnemlerde ya da kimi blgelerinde feodalite zellii gsteren yaplar olmakla birlikte, genel olarak kast ilikileriyle yryen ayr bir yapsnn olduu da bir gerektir. Kast Hindistanla zdelemi olarak literatrde yerini alan kast, sklkla, doutan getirilen niteliklere dayal kat bir tabakalama sistemiyle rgtlenmi byk lekli akraba gruplarna iaret etmek iin kullanlmaktadr. Hindistanda Hindular arasnda kurulmu bulunan kast sisteminin, baka tabakalama sistemleriyle mukayese edilemeyecei ya da baka hi corafyada asla bulunmad, bulunamayaca anlamna gelmez elbette. Kast sistemi, belli kriterlere bal olarak ar kapal, kat bir hiyerarik toplumsal tabakalama tipi- nin ideal tipini oluturmak isteyenlerin basitletirdikleri, fakat bize sunulandan ok daha karmak bir sistemdir. Kastn herhalde en ak tanm, onu ievlilik, kaltsal yelik ve zgl bir yaam tarzyla (bu bazen gelenek uyarnca belli bir meslein srdrlmesini de kapsar ve genellikle, arlk ve kirlilik kavramlarna dayal olarak, hiyerarik bir sistemdeki az ya da ok belirgin bir ayin statsyle birlikte anlr) ayrt edilen insanlarn meydana getirdii kk ve adlandrlm bir grup olarak niteleyen Andre Beteillein nerdii tanmdr. 11 Erken Hindu literatrne ait klasikler, toplumu 4 varnaya12 (kasta) blnm olarak tasvir eder: Brahmanlar (rahipler), Kshatriya (savalar ve soylular/ynetici snf), Viashya (retici ve tccar snf) ve Shudralar (emekiler). Varnalar, farkl ruhsal ve maddi ayrcalklara sahip olmakla nitelenen kategoriler olarak sralanmlardr. Bu drt temel kasta ek olarak, bir de, dokunulmazlar olarak adlandrlan ve yaptklar iler nedeniyle pis olarak grlen kast d bir grup daha mevcuttur. Varna toplumsal tabakalama modeli, Hint alt ktasnda binlerce yllk bir srete pekimitir. Kastlar arasndaki ve iindeki balca ayrm izgisi kirlenme kurallar erevesinde ifade edilir. Bu kurallar yiyecek hazrlama ve paylama, evlilik ve toplumsal ilikinin her biimini etkiler. Yksek ritel statlere sahip olanlar ayn zamanda ekonomik ve siyasal gce de sahiptir. Kirlilikle ilgili inanlar, kastlar arasndaki btn ilikileri dzenler. yeler kastlar dndan evlenemezler, yiyecek ve iecekler hakknda sk kurallar mevcuttur, dier kast yelerini ziyaret ve karlamalarla ilgili de ayrntl kurallar mevcuttur. Bu kurallarn ihlal edilmesi arnmay ve hatta kasttan dlanmay da gerektirebiliyor. Varna emas, toplumun geni kategorilerine iaret eder ve bir deerler sistemi temin eder; gerekte toplumun toplumsal organizasyonun birliini jati ad verilen endogaminin hakim olduu kk gruplar ya da alt-kastlar gerekletirir. Her bir dil blgesinde 2 binden fazla alt-kast bulunmaktadr. Altkastlarn stats, kltrel gelenekleri ve saysal gc bir blgeden dierine, ou zaman kyden kye deiiklik gsterir. Kast sistemi zerine yaplan almalar, kast sisteminin sanldndan daha dinamik bir sistem olduunu gsteriyor. Varnalar, Senartn klasik bir incelemede belirttii gibi, balangta, baz bakmlardan feodal zmreleri andran bir grnm tamlardr. Karakter ynnden benzerlik tadklar gibi, asl nemlisi, toplumsal gruplar mertebelendirmede (papazlar, savalar ve soylular, tacirler ve serfler) gsterdikleri benzerliin yan sra, gerekte btnyle kapal gruplar olmaylar bakmndan da baz benzer noktalar olmutur. (...) Daha sonralar gelien jatiler toplumda iblm, kabileler aras ibirlii, ve daha nemsiz de olsa, dindeki yenilemeler gibi etmenler nem kazandka sayca art gstermiler ve geleneksel kast sisteminin temel birimlerini meydana getirmilerdir. (...) Jati, endogam bir gruptur ve bireyin temel izafet grubudur. Her grup zeldir ve dier jatilerinkinden farkllatrlm bir yaam biimini iermekte; bugn iin greneksel meyyideler alannda, daha nceki dnemlerde ise hukuksal meyyideler alannda zel kurallara ballkla varln srdrm ve srdrmektedir. Jati grubunun ekonomik yan aktr; byk oranda birer meslek ve i gruplardr.13 Jatiler daha st varnann pratiklerini benimseyerek kast hiyerarisi iinde ykselmeye alabilirler; bu, varnalar arasnda deil, kendi varnalar iinde ykselmeyle sonulanabilir. Varnalar arasndaki mobilitenin ancak yeniden-doumla

salanabileceine inanlr: Kast kanunlarnn ya da dhrahmann baarl bir ekilde yerine getirilmesi bireye arttrlm bir karma kazandracaktr; bylelikle birey yeniden doumla birlikte daha st bir statye kavuacaktr. Bu yukarya doru hareketlilik, sanskritizasyon olarak adlandrlmaktadr. Bu hiyerarik toplumun ileyii, samsara (reenkarnasyon) ve karma hakkndaki geleneksel Hindu din inalar araclyla merulatrlr. Bir kiinin bu hayattaki konumu, onun nceki hayatndaki eylemleriyle belirlenir. Shudra veya Dokunulmaz olarak doan birisi, nceki hayatnda iledii gnahlarn karl olarak cezalandrlmtr.14 ngiliz smrge ynetimi, Hint toplumsal dzenini kkl bir biimde etkilemitir. Bat kltrne ait fikirler, ngiliz eitim kurumlarnn al, kanun nnde eitlik prensibini getiren yasal sistem, yeni ekonomik faaliyetler ve i trleri vb. gibi pek ok yeni avantajlar, yeni imkanlar sunan gelimelerin daha byk bir 11 Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yay., 1999, s. 391-392. 12 Varna, Sanskritede renk anlamna gelen bir szcktr. hareketlilii dourduuna ve daha alt snflarn nnde yeni ufuklar atna ilikin yaygn bir deerlendirme vardr. Fakat hala bu konularda tm Hindistan kapsayc net bir deerlendirme yapmak mmkn olmuyor. ehirde ya da krsalda kast sisteminin farkl konulardaki etkilerinin dzeyinde farkllamalar gzkmektedir; yerel ya da ulusal dzeyde de yine kast sisteminin etkisinin boyutlar farkllaabilmektedir. (Kast sisteminin ada dnyadaki durumuna ilikin deerlendirmeler, yorumlar ve bu konuda yaplan almalar hakknda daha ayrntl bilgi iin bkz. Rita Jalali, a.g.m.; ve Tom Bottomore, a.g.e.) Toplumsal Snf ve Toplumsal Stat 18. yzyldan itibaren geliip ortaya kan endstriyel toplumlarnn karakteristik gruplar olarak toplumsal snflar; dier tabaka trlerinin aksine, yasal ya da dinsel dzenlemelerle kurulmazlar. Kapal deil, grece ak gruplardr. Snflar arasndaki snrlar, ak seik deildir. Farkl snflara ye insanlar arasnda evliliklere getirilmi herhangi bir yasal ya da dinsel snrlama sz konusu deildir. Herhangi bir bireyin snf, dier tabaka trlerinde olduu gibi, doutan verili deildir. Elbette her birey, belli bir toplumsal ortama doar, ancak mevcut toplumsal durumunu, snfn deitirebilme ihtimali her zaman iin sz konusudur. Bu anlamda, en azndan, ksmen elde edilmi bir zellii bulunmaktadr. Snflar arasnda aa ya da yukar ynde gerekleebilecek bir toplumsal hareketlilik (sosyal mobilite/toplumsal akkanlk) ihtimalinin nnde, dier tabakalama trlerinde olduu gibi bir engel yoktur. Tartmasz bir biimde ekonomik temelli bir gruplardr. Snflar; ekonomik olmayan faktrlerin ok daha nemli olduu dier tabakalama trlerinden farkl olarak, madd kaynaklarn sahiplii ve denetimindeki eitsizlikler temellidir. Snf sistemleri, esas olarak, kiisel olmayan daha byk lekli ilikiler zerinden iler: Snf farkllamalar iin nemli bir temel, cret ve alma koullar arasndaki eitsizliklerde yatmaktadr ve bir btn olarak ekonomide geerli olan koullarn bir sonucu olarak ekillenir ve belirli meslek kategorilerinde alan herkes sz konusu durumdan etkilenirler. Sanayi toplumlarndaki toplumsal tabakalama, toplumsal snflarn yan sra stat gruplarnn da varlyla daha karmak bir hal alm durumdadr. Bu ikisi arasndaki fark ilk gren, inceleyen ve dile getiren kii Max Weber oldu. Weberin grleri, bir anlamda, kapitalist toplumu analizinde snf kavramna dayanan Marxa cevap verme abasnn rn olarak da deerlendirilebilir. Marxn snf konusundaki yaklamlarn daha nce ele almtk. Burada Weberin stat gruplar zerinden yapm olduu analizler ksaca deerlendirmeye allacaktr. Webere gre snflar sosyal topluluklar deildir; yalnzca toplumsal eylemin mmkn ve muhtemel temellerini temsil eder. (...) Snf konumu, kiilerin mal, yaam koullar ve kiisel yaantlar iin sahip olduklar tipik olanaklar demektir. Bu olanaklar ise, verili bir ekonomik dzen iinde gelir salamak zere mal ya da beceri harcama gcnn derecesi ve tr ya da bu gcn yokluu tarafndan belirleniyor olmaldr. Snf terimi, ayn snf konumunda bulunan insanlar grubu anlamna gelir.15 Snflarn tersine, stat gruplar genellikle sosyal topluluklardr. Ancak ou zaman, pek biimlenmemi dank topluluklardr. Tmyle ekonomi tarafndan belirlenen snf konumuna kar tanmlamak istediimiz stat konumundan negatif toplumsal onur ls tarafndan belirlenen tm tipik elerdir.16 Webere gre de, toplumsal tabakalama toplumdaki g eitsizliinin rgtlenmi halidir. Baka bir deyile, Weber ada sanayi toplumundaki tabakalamay iktidar/g kavram zerinden irdelemeyi tercih eder. Ona gre kurumsallam iktidar, temel etkinlik alanna ayrlmaktadr: Ekonomik, toplumsal ve siyasal. Bu alanlarn her birinde de iktidar snf, stat ve parti temeline gre biimlenir. Ekonomik alanda iktidar, Webere gre, snf sistemine gre tabakalar. Benzer ekonomik karlara ve benzer ekonomik gce sahip olanlar ayn snfa dahil olurlar. Weberde, Marxtan farkl olarak, ekonomik snflar sadece iki tane deildir ve snflar arasndaki kartlklar ykc nitelikte deildirler. Toplumsal alanda iktidar, stat boyutuna gre tabakalanr. Ayn toplumsal saygnlk dzeyinde bulunan ve benzer yaam ltlerine sahip olan kiiler stat gruplarn olutururlar. Bunlar birbirlerini toplumsal Max Weber, Snf, Stat, Parti, Max Weber, Sosyoloji Yazlar, H. H. Gerth ve C. W. Mills (yay. haz.), ev. Taha Parla, 2. Bask, eitleri olarak grr, ocuklarnn ayn grup iinde evlenmelerini salayacak nlemler alr, ayn toplumsal etkinlikleri, beenileri ve zel davran kalplarn paylarlar. Stat gruplarnda, kiinin toplumsal alandaki gc bakalarndan grd sayg/prestij derecesine gre belirlenir. Snfn nesnel ve ekonomik bir konum olmasna karlk stat kiisel deerlendirmelere tabiidir ve topluluk iinde kabul edilmi ltlerle belirlenmektedir. Eitim dzeyi, akrabalklar, meslek vs. kiinin topluluk iindeki statsn belirlemeye yardm ederler.

Kurumlam iktidar alanlar ierisinde zerinde en az durduu alan, siyasal iktidar alandr. Webere gre siyasal alandaki iktidar, bireyin herhangi bir toplumsal eylemi etkilemekte kullanabildii gcn lsnden anlalr. Genellikle siyasal iktidar rgtlenmi bir siyasal parti araclyla kullanlr. Siyasal iktidar, ekonomik ve toplumsal alandaki iktidar yanstabilir. Partiler snf ya da stat gruplarnca belirlenen karlar temsil edebilir, yelerini de bunlarn birinden ya da dierinden devirebilir, bazen snf bazen de stat partisi nitelii tayabilir, bazen bu kategorilerin hi birine dahil olmayabilir. Toplumsal tabakalama ve toplumsal hareketlilik konularnda son dnemde yaplan aratrmalar, meslek farkllklar asndan, mesleklerin prestij derecelerine gre yapldlar. Amerikan sosyolojisinin yaygnlamas ile birlikte, Amerikan toplumunun tarihsel ve bugne zg niteliklerini merkeze alan sosyolojik yaklamlarn, kavramsallatrmalarnn yaygnlamasyla birlikte stat gruplar, stat onuru, saygnlk, prestij gibi konular da genel bir yaygnlk durumu yaratmaktadr. Ancak Batl sanayi toplumlarnda yaanan deiimlerin, toplumdaki snf farklarn ve snf elikilerini olduka yumuatt da bir gerektir. Saygnlk temelli bir tabakalama, iki byk ve u snf arasndaki boluu stat gruplar araclyla doldurmakta ve farkl bir tabakalama tanm getirmektedir. Bu yaklamda toplumsal tabakalama; az ok belirlenmi stat konumlarnn srekli dizilerinden meydana gelen bir olgu ve sadece mlkiyet ile olan ilikilerle deil, birden ok faktr tarafndan belirlenen ve kitle toplumu snflarn ve snf tanmlarn kabul etmeyen bir gereklik olarak tanmlanmaktadr: Bylece, deiik dzeylerdeki stat gruplar arasnda ilikiler, eliki nitelii tamayan, rekabet ve ekememezlik niteliindedir. Orta snflarn saysal bir art gstermesi, orta snflarn genel nfus iinde gitgide byk bir orana varmas, toplumsal hiyerariyi, keskin bir ayrm; yani belli bal toplumsal gruplar arasnda keskin elikiler olmakszn, sadece bir prestij mertebeleri dizisi (ya da statler dizisi) sayan grn toplumsal dnce zerinde etkinlik kazanmasna yol am; bu grn yaylmas ise, snf bilincinin artmasn bir lde nlemeye yaramtr.17 Okuma nerileri Toplumsal tabakalama konusunda, dipnotlarda verilen kaynaklar yeterli olacaktr. alma Sorular 1. 1600den fazla insann hayatn kaybettii Titanic kazasnda lenlerin %80i erkekti. Birinci snf bilet tayanlarn % 60ndan ou kurtarlmt. nk onlar uyarlarn ilk duyulduu ve filikalara ulalabilir olduu st gvertedeydiler. kinci snf yolcularn sadece % 36s sa kalabildi. Daha alt gvertede yer alan nc snf bilet sahibi yolcularn sadece % 24 kurtulmutu. Yukardaki paragraf toplumsal tabakalama asndan deerlendiriniz. 2. Gney Afrikada 1980lere kadar hakim olan rk ayrmna dayal apartheid rejimini kast sistemiyle karlatrnz. 3. Dnyann farkl blgelerinde kast sistemine benzer tabakalamalarn grlp grlmediini aratrnz. 4. Karl Marx, snf yaps tekrarlar szyle ne demek istemitir? Tartnz. 5. ok alarak herkesin baarya ulaabilecei dncesi sizce ne kadar dorudur? 6. Nobel dll iktisat Simon Kuznets tarafndan gelitirilen Kuznet Erisine gre daha byk eitsizlikler tarm toplumlarnda sz konusudur. Sanayi toplumlarnda daha az eitsiz bir sistem mevcuttur bu yaklama gre. Tabakalama trlerini gz nnde bulundurarak Kuznets Erisinin sonularn deerlendiriniz. 7. Dnyada hala klelik mevcut mudur? Aratrnz. 13. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bu derste, toplumsal tabakalama konusunun nemli bir paras olan toplumsal hareketlilik ve eitleri deerlendirilmeye allacaktr. Toplumsal Hareketlilik (Sosyal Mobilite) Toplumsal tabakalama srecini ele alrken, sklkla bir hareketlilik kavramndan sz edildii hatrlanacaktr. zellikle de tabakalama trlerinin/sistemlerinin deerlendirilmesinde ve ayrtrlmasnda kullanlan ltlerden bir tanesi belki de balcastabakalar arasndaki geilere izin verilip verilmediiydi, baka bir deyile, ak ya da kapal olularyd. Hareketlilik, kiilerin fizik mekanda veya sosyal yapdaki her tr hareketine veya gne iaret eder. Fiziksel ve sosyal hareketlilik arasnda elbette bir farkllk vardr. Fiziksel hareketlilii genellikle g olarak adlandrrz ve bu anlamda coraf bir alanda bir baka coraf alana g ada dnyada hzla artan bir olgu durumundadr. Toplumsal hareketlilik ise, bir kii ya da grubun statsnn deiimine iaret eder. Herhangi bir toplumdaki toplumsal tabakalama sistemi iinde genellikle bireylerin, ama bazen gruplarn tamamnn- farkl konumlar arasndaki hareketine iaret eden bir kavramdr. Baka bir deyile, toplumsal hareketlilik bireylerin ve gruplarn statler arasndaki giri klarna verilen isimdir. Toplumsal hareketlilik, bireylerin statlerindeki deimenin yn asndan aa ve yukar ya da benzer statler arasnda sz konusu olabilir. Dolaysyla da dikey (snfsal) ve yatay (meslek, coraf) hareketlilik tipleri ortaya kmaktadr. Dikey hareketlilik, yapay hareketlilikten daha nemsenen ve daha fazla tartlan bir hareketlilik tipidir. Kiilerin bir statden bir dierine, bir snftan bir dierine geiini ifade eder. Dikey hareketlilii etkileyen etmenler ve koullar, yatay hareketlilii etkileyenlerden ok daha fazla sayda ve ok daha fazla karmaktr. Aa veya yukar ynde gerekleebilir ve bu iki stat ya da snf arasndaki fark da birey asndan son derece nemlidir. Dikey hareketlilikte yukarya doru olan geilere snf atlama, aaya doru olanlarna da snf dme diyebiliriz. Yatay hareketlilik ise, ayn toplumsal dzeydeki farkl grup, durum veya birimlere, rnein meslek ya da ailelere geii ifade etmektedir. Teorik olarak, ayn toplumsal snf ierisindeki kiiler kabaca ayn stat ltlerini ayn derecelerde paylatklar iin bir dierine doru ilerlerler. Yatay hareketlilik, kiiler iin nemlidir; nk ilikide bulunduu kiiler deimektedir. Ancak toplumsal benliin (sosyal kiiliin) yeni kiilere veya ilikilere uyarlanmas eer gerekten de ayn snftan iseler- ok da g olmamaktadr. Aileleri birbirlerini tanmasalar da,

ayn toplumsal snftan olan kiilerin evlilikleri bu duruma bir rnektir. Ayn tabaka ierisindeki farkl alt-snflar arasnda birtakm farkllklarn olabilmesi mmkn olduu iin, bu tr bir durumdaki evliliklerin, dikey hareketlilik olarak deerlendirilebilmesi de mmkndr elbette. Toplumsal hareketlilik karmak bir sretir. Bu sre, dikey ya da yatay ynlerdeki ileyiinin yan sra, dikkate alnmas gereken baka baz boyutlara daha sahiptir: Bu boyutlardan bir tanesi zamandr. Yani hareketlilik kuaklar arasnda ya da kuak iinde incelenebilir. kincisi, kiilerin ne kadar bir sre ierisinde stat deitirebildiklerini gsteren hareketliliin hzdr. Hareketliliin hangi kurum ya da toplumsal evre ierisinde gerekletiini gsteren hareketliliin balam nc boyutu oluturur. Drdnc bir boyut; bireylerin tabakalama sistemindeki statlere geilerini ykleme, erime, olgunlama, yasallama vb. gibi kavramlar araclyla tasvirini salayan hareketlilii dzenleyici mekanizmalarla alakaldr. Beincisi, hareketliliin birimleridir. Hareketlilik bireyler, gruplar, tabakalar ve hatta tm toplumu kapsayc olabilir. Toplumun tamamn kuatan bir hareketlilik, artk toplumsal deime kavramyla aklanr boyutlara gelmi demektir. Son boyut, hareketlilie ilikin znel-nesnel deerlendirmelerdir. Bireyin stat deiimleri, bu srece tabi olan kii tarafndan snf atlama veya snf dme (sra ama veya sra dme) gibi deerlendirilebilir; ancak bu deerlendirmeler bakalar tarafndan ayn ekilde deerlendirilmeyebilir. Hareketlilie ilikin bu farkl boyutlar, hareketliliin lmn ve eitli toplumlar arasnda mukayeseli hareketlilik incelemelerinin yaplmasn salar. Baz aratrmalara gre kol iiliinden kafa iiliine gemek, mavi yakal ilerden beyaz yakal ilere gemek, krdan kente g etmek, tarm iiliinden fabrika iiliine gemek vs. yukar doru hareketliliin rnekleri olarak saylmakta ve dolaysyla da, toplumlarnn aklklarnn bir gstergesi olarak grlmekte iken; baka bir grup aratrmac ise, sz konusu hareketliliin stat deiimi yaayan bireyler tarafndan nasl anlald, deerlendirildii bilinmeden hareketliin aa ya da yukar olduunu ifade etmenin anlamsz olacan iddia etmektedirler. Toplumsal hareketlilik, toplumsal bir sre olarak zaman iinde oluur ve toplumun eitli paralarnn birbirleriyle yakn ilikiler iinde olduu iin genellikle eitli toplumsal koullarn ve faktrlerin birlikte ileyiinde etkilenirler. Bunlardan bir tanesi, eitlik ve eitsizlik konusundaki genel inanlar, yaygn toplumsal dn kalplardr. Eitliin ya da eitsizliin yaratln bir gerei ve hakl bir ey olup olmad, adaletsizlik anlamna gelip gelmedii gibi inanlar, bireylerin statler arasnda giri klarn kolaylatrc ya da zorlatrc bir faktrdr. Bu dnme biimleri rekabeti tevik edici, frsat eitliini yaratc dzenlemelerin sebebi de olabilir, tamamen kart ynde, belli zelliklere sahip olanlarn (rnein, farkl rktan birilerinin, kadnlarn, sakatlarn vs. gibi) belli statlere alnmasn btnyle engelleyen, kotalar koyan snrlayc dzenlemelerin getirilmesini de salayabilir. kinci bir etken, nfustur. st snflardaki insan saysnn az ve dourganlk oranlarnn alt snflara kyasla daha dk olduundan hareket eden kimi aratrmaclar; bu durumun st snflarn varlklarn srdrebilmek iin alt snflardan insan devirmek zorunda kaldklarn ifade ederler. Bu durum ayn zamanda, hareketlilikle ilgili bir baka sonuca daha yol aabilir: Eer st snflarn nfus says grece fazla ise, bu aadan yukarya doru bir hareketliliin hzn yavalatacaktr; tersi bir durum ise bu hz artracaktr. Nfus hareketleriyle ilgili bir dier faktr glerdir. Baka bir topluma, toplulua, lkeye g etme siyasetinin yukarya doru dikey hareketlilik imkanlarn etkiledii dnlmektedir. Genel kabul, ok sayda olan ve genellikle de yabanc bir lkeden ya da krsal alanlardan kentlere gelen gmen iilerin byk lde iine dahil olduklar yeni toplumsal yapnn en alt basamaklarnda yer alacadr. Bu durumun ise, yerli iilerin daha st statlere doru hareketliliini artrc bir etkide bulunacaktr. Bireyin rekabet srecine kendini hazrlayabilmesini salayan frsatlarn elde edilebilirlii yukarya doru hareketlilik iin bir faktr olarak deerlendirilmektedir. Bu erevede eitim, yukarya doru hareketlilik iin kestirme bir yol olarak grlmektedir. Servet ve gelir, dolaysz yoldan yukarya doru toplumsal hareketlilii etkileyen bir faktrdr. Bu trden ekonomik faktrler; gerek soyluluk unvanlarnn parayla satn alnmas gibi dorudan ve gerekse de daha st statlere eriime imkan salayan eitim olanaklarn ve evre koullarn salayarak dolayl yollardan yukarya doru toplumsal hareketlilii salarlar. Teknolojik deiimler de, gerek servet hareketlerini hzlandrarak para temelli faktrlerin etkisini pekitirir ve gerekse de iblmnde yaratt deimelerle toplumsal hareketlilii artrabilir. rnein, 20. Yzyl bandaki kapitalist toplumlarda hastabakm, ocuk bakm, amar t, diki, konservecilik gibi evde ya- plan ilerin hizmet ve endstri sektrne geii, byk irketlerin oalmasyla birlikte muhasebe defteri tutma, daktilo ve sekreterlik alannda igc talebinin art ok sayda kadnn cretli igcne geiini salamtr. Fakat btn bu rneklerin olumlu ya da olumsuz anlamlarda farkl deerlendirmeler konu olduunu belirtmek gerekir. Bu gelimeler, kadnlarn ekonomik statsnn ykselmesi olarak grlm ve olumlanmtr. Fakat teknolojik deiimlerle birlikte ortaya kan yeni ve daha st dzeydeki nitelikli ilere geen erkeklerden boalan vasfsz ilere alnmalar nedeniyle kadnlarn aslnda byk bir hareketlilik yaamadklar ifade edilmitir. Bir baka gre gre de; hzl makineleme ve otomasyon, makinelemi igcnn verimini artrarak kitleleri ekonomik etkinlikten yoksun klm, bunun sonucunda da, sz konusu kitleleri bro, sat ve hizmet alanlarnn dk cretli ilerini grmeye elverili bir artk-nfus haline getirmitir. Kadnlar da bu yeni kitle mesleklerinin ideal igc kaynadr. Btn bu deerlendirmeler, teknolojik deiimlerin yukarya doru hareketliliin tek

bir nedeni olarak alnamayacan gstermektedir belki de. Aile de, yapsal zelliklerine bal olarak toplumsal hareketlilii kolaylatrabilir de, engelleyebilir de. rnein, servet genellikle aileden kaynaklanan bir hareketlilik faktrdr. Bu balamda 1980lerde ngiliz milyonerlerinin gemileri zerine bir aratrma yapm olan William D. Rubinsteinin Wealth and Inequality in Bratian ([Britanyada Zenginlik ve Eitsizlik], Londra: Faber and Faber, 1986) isimli almasnda elde ettii sonular aktarmak belki faydal olacaktr. Rubinstein almasn, 1984 ve 1985te len ve arkalarnda en az bir milyon pound brakan insanlara dayandrmtr. (Yaayan milyonerler hakknda gvenilir bilgilere ulamak neredeyse imkanszdr.) Rubinstein, babalar varlkl iadamlar ya da toprak sahileri olanlarn bugn de, milyoner saflarnn % 42sini oluturduunu bulmutur. Ailelerinden maddi bir destek alan (st dzeylerdeki profesyoneller olarak alan anne babalar olan) kiiler bir % 29 daha tutmaktadr. Milyonerlerin % 43, adam bana 100.000 pound kalt edinmi, bir % 32de 10.000 ile 100.000 pound arasndaki bir miktar kalt edinmitir. ngilterede zengin olmann en emin yolu hala, zengin olarak domu olmaktr.1 te yandan aile, toplumsallamadaki rol nedeniyle bireyin beklentilerini, yeteneklerini, toplumsal hareketlilik konusundaki tutumlarn belirlemekte byk nem tar. Sonu Toplumsal hareketlilik incelemeleri, K. Marx ve John S. Millin 19. yzyl ortalarndaki yazlarna ve elitlerin dolam kuramyla tannan V. Pareto ve P. A. Sorokinin 20. yzyl balarndaki almalarna kadar uzanan uzun bir sosyolojik gemie sahiptir. Toplumsal hareketlilik zerine gnmzdeki zengin sosyolojik literatr eitim, toplumsal cinsiyet, kltr, iktidar vb. gibi daha geni bir tartma ile i ie girmi durumdadr. Toplumsal hareketlilikle ilgili modern literatr, 1945ten beri bu konudaki tartma iki farkl aratrma program arasndaki ekimeyle gelimektedir: Bir tarafta toplumsal hareketlilii, iinde bireylerin gelir, eitim baars ya da sosyo-ekonomik prestije gre sralanabildii toplumsal hiyerari balamnda ele alan aratrmaclar; dier tarafta, emek piyasalar ve retim birimleri iinde hkm sren ilikilerle tanmlanm toplumsal mevkileri kapsayan, bunlar snf yaps balam iine oturtan aratrmalar bulunmaktadr. 1950ler ve 1960larda hiyerarik perspektif egemendi ve bu perspektif zirvesine ABDde ortaya kan stat kazanma geleneiyle ulamt. Ancak 1970ler ve 1980ler sresince snfsal zmleme yaklamn benimseyen Avrupal sosyal bilimciler bu gelenei daha fazla eletirmeye baladlar.2 Okuma nerileri Daha nceki derslerde knyelerini vermi olduumuz E. Mine Tann, Joseph Fichterin, Anthony Giddensn ve John J. Macionisin kitaplarnn toplumsal hareketlilik ile ilgili blmlerine baklabilir. alma Sorular 1. Anthony Heath, yapm olduu toplumsal hareketlilik aratrmasnda, profesyonellerle yneticilerin kzlarnn yarsndan fazlas, rutin bro ilerinde almaktayd; bunlarn % 8den fazla olmayan bir blm, babalarnn konumuna benzer bir dzeydeki konumlara eriebiliyorlard. Mavi yakal evlerden gelen kadnlarn yalnzca % 1,5ine bu tr ilerde rastlanmaktayd (% 48i rutin bro ilerinde allyor olsalar da). Heathin aratrmasndan elde ettii sonularn bir ksmn anlatan bu paragraftan hareketle profesyonel ve yneticilik ilerinde kadnlar iin bir frsat aklndan m yoksa kapallndan m sz edilebilir? Tartnz. 2. ok alarak herkesin baarya ulaabilecei dncesi sizce ne kadar dorudur? Tartnz. 3. Snf farkllklarnn bu yzyln byk bir sorunu olduunu dnyor musunuz? Sebeplerini tartnz. 4. Sizce Trkiyedeki genler gelecekteki yaamlarna ilikin neler dnyordur? yimser midirler, ktmser midirler? Tartnz. 14. Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Dersimizin iki dnemlik bir ders olmas itibariyle, bu dnemin 14. ve son dersinde, belli konularn eksik kald duygusunun olumamas ve iki dnemlik bir program erevesinde dersin planlandnn renciye ifade edilebilmesi amacyla, gelecek dnemde bu ders kapsamnda nelerin ileneceinin anlatlmas tercih edildi. Bu derste, Sosyolojiye Giri I dersinde ele aldmz konular hakknda genel bir deerlendirme yaplacak ve Bahar yarylnda mevcut dersin devam olarak dnlen Sosyolojiye Giri II dersinde ilenecek konular hakknda bilgiler verilecektir. nsanlar, tarih boyu, iinde yaadklar gruplar ve toplumlar zerinde gzlemde bulunmu, dnceler ileri srmlerdir. lk derslerimizde ifade ettiimiz zere, mstakil bir inceleme nesnesi olarak toplumu merkeze alan bir disiplin olarak sosyolojinin ortaya k ise ancak 19. yzylda mmkn olabilmitir. Sosyolojinin hangi koullar altnda ortaya kt, hangi toplumsal problemleri hangi deerler dorultusunda zmek iin ura verdii, bu hedef dorultusunda zaman iinde ne tr zellikler kazand ilk derslerimizde zerinde durmaya altmz konulard. Yine bu srete, sz konusu hedefle dorudan alakal olarak gerek mevcut toplumsal krizlerin kkenini ve sebeplerini aramaya dnk bugne ve gemie dnk uralar ve meruiyetini bugne ve gemie dnk aratrmalarn bilimsel olduu ve dolaysyla ulalan sonularn evrensel geerlilie sahip bilimsel yasalar olarak grlmesinden alan- gerekse de toplumun mevcut krizlerini zm olarak gelecekte nasl bir ekil alabilecei ve hatta almas gerektii- erevesinde pek ok sosyal teori ortaya kmt. Bu teorilerin bir ksmn ortaklklar ya da benzerlikleri nedeniyle ayn tarafta toplayabiliriz; ancak gemite ve gnmzde gelitirilen sosyal teorilerin bir ksm da birbirine kart, birbiriyle atr, eliir deerlendirmelere ve ieriklere sahiptir. Bu durum, her eyden nce bize, bir bilim anlay erevesinde hareket ediyor, belli yntemsel kurallara riayet etmek zorunda olsak bile, ayn inceleme nesnesiyle ilgili olarak ayn sonulara varmak zorunda olmadmz gsteriyor. Baka bir deyile, yalnzca tek bir sosyoloji yapma tarz yok. Bu durum, toplumsal ilikilere, toplumsal olgulara ve sorunlara farkl biimlerde yaklama konusunda bize byk bir zgrlk alan salar.

Sosyolojinin gemiinde siyaset felsefesi, tarih felsefesi, evrim konusundaki biyolojik teoriler ve toplumsal koullar hakknda inceleme ve aratrma yapmay gerektiren toplumsal ve siyasal reform hareketlerinin etkisini bulmak mmkndr. Bunlar arasndan zellikle iki tanesi, tarih felsefesi ve toplumsal aratrmalar sosyoloji iin zel bir neme sahiptir. nsanln geliimini aamalar halinde tasnifleme ve mevcut duruma hangi safhalardan geilerek gelindiine ilikin bir merak ve bilgilenme istei Batl dnrler iin zellikle nemli oldu. Bu abann, ayn zamanda, Batl dnrler iin mevcut durumlarn aklamada kullanacaklar belli bilgileri de beraberinde getirecei aktr. Saint-Simon ve zellikle de Hegelin bu alandaki katklar dikkat ekicidir. Tarih felsefesinin sosyolojiye felsefi dzlemdeki katks gelime ve ilerleme nosyonlaryla, bilimsel alandaki katks ise tarihsel dnemler ve toplumsal tipler tasnifleri vb. kavramlar balamnda oldu. Toplumu, siyasal bir topluluk ya da devletten ayr bir kavram haline getirenler de tarih felsefecileri olmutur. Sosyolojide ikinci nemli unsuru, iki farkl kaynaktan gelen toplumsal aratrma salamtr. Birincisi, doa bilimlerinin yntemlerinin beer alanlarn incelenmesinde uygulanabileceine ve uygulanmak gerektiine, beer olgularn snflandrlabileceine ve llebileceine olan inancn glenmesidir. kincisi ise, toplumsal sorunlara duyulan ilgidir. Doa bilimlerinin yksek prestiji ve toplumsal reform hareketleri sayesinde toplumsal aratrma ve incelemeler, toplumu konu edinen bu yeni bilim dal ierisinde de nemli bir konum kazand. lk derslerimizde Tom Bottomoredan alntladmz bir paragraftan hareketle, ilk dnem sosyolojisinin belli bal zelliklerine dikkat ekmeye almtk. Bu dnemin en nemli zelliklerinden bir tanesi, sosyoloji alannda fikir ileri sren dnrlerin ok kapsaml tezler ileri srm olmalardr. Sosyolojinin kurumlama dnemlerinde bu yaklam, zellikle de iktisatlar, tarihiler, siyaset bilimciler vb. gibi- belli konularda uzmanlam akademisyenler tarafndan eletirilmektedir. Ancak gnmzde bile sosyolojinin, ilk dnem sosyolojisinin bu zelliinden btnyle vazgetiini sylemek zor grnyor. lk dnemde sosyolojiye yneltilen eletiri ve itirazlar, sosyolojinin dier sosyal bilimlere yardmc olmaktan ziyade, onlarn sonularndan kendi istei dorultusunda serbeste yararlanmak, onlar absorbe etmek ve belki de smrmek gibi bir ama gtt eklindeki nyargdan kaynaklanyordu byk lde. Sonraki dnemin sosyologlar, byle bir ihtiras sahibi olmadklarn aka ifade ettiler. rnein Durkheim, sosyolojinin bamszln zellikle vurgulamaya zen gstermesine ve ilgilenecei olgular belirlemeye zel bir nem vermesine karn, sosyolojinin ansiklopedik bir bilim olmamas gerektiini de dnr; ayn ekilde, dier bilimlerden btnyle izole olmas gerektii dncesinde de deildir. Raymond Aron, German Sociology (Londra, 1957) adl eserinde, ansiklopedik niteliinden dolay sosyolojinin Almanyada balangta kabul grmediini ifade eder. Bu lkede, baka lkelerdeki gibi sosyolojinin inceleme alannn tanmlanmas abasyla ie balanm ve bu dorultuda Simmelin etkisiyle toplumsal yaam biimleri diye soyut bir bilim kurulmaya allmtr. Bu yndeki abalara kar, Marx ve Marxizmin etkisiyle, tarihsel yorumlamaya ve kltr sosyolojisine ynelik ilgi var olmaya devam etmitir. Bu durumun izleri Weberin yazlarnda bulunabilir. Klasik sosyologlarn yeni bilim dalnn alann ve yntemlerini oluturmaya, ana toplumsal olgular aratrp aklayarak, bu bilimin deerli ve nemli olduunu gstermeye ve bu yeni bilim daln dier disiplinlerle ilikilendirmeye altklarn syleyebiliriz. Ancak ada sosyolojinin baz alardan bu yaklamlar bir kenara braktklarn ve farkl alanlara yneldiklerini de ifade etmek gerekir. Talcott Parsons ve takipilerinin eserlerinde ve almalarnda karmza kan baz kavramsal emalar gelitirilmeye allm, bir taraftan da anlamsz ve bouna yaplm almalar olarak deerlendirilebilecek kadar kk ve dar ereveli sorunlar etrafnda almalara, toplumsal aratrma tekniklerinin kullanmna abartl bir ehemmiyet atfedilmitir. Bununla paralel olarak, sosyologlar dier bilimlerin ilgi gstermedikleri ve bu nedenle de sosyolojinin -dar anlamda- konusu saylan belli konulara ilgi gsterilmitir. 19531954te Amerikan sosyolojisinde yaplan incelemeler zerine yaplan bir inceleme, almalarn saysal olarak iki alanda younlatn gstermektedir: Kent ve kentsel topluluklar zerine aratrmalar ve aile ve evlilik kurumu zerine yaplanlar. Bu eilimler, bir dereceye kadar, sosyolojiye bamszlk kazandrmak, profesyonel bir nitelie eritirmek ve akademik bir disiplin olarak bilimsel bir karakter salamak arzusundan da g almtr. Pratikte ise, toplumsal hareketlilik konusundaki almalarda olduu gibi baz gerek gelimelere ramen, baka bir ynde bir sonu dourdu: Sosyolojinin gerek toplumsal dnceye veya gerekse pratikteki toplumsal sorunlarn zmlenmesine yapt katklarn deeri hakknda kuku duyulmaya balanmtr. Hatta 1960larn sonlar itibariyle sosyolojinin bitip bitmedii sorgulanmaya balanmtr. Ancak gerek ABDde ve gerekse de Avrupada gelien sosyal bilim aratrmalar, farkl bir ynde sosyolojinin gelimesini salamtr. Sosyologlar bir kez daha toplumsal yapnn temel grnmleri ve yap deiimleri sorunlar zerinde durmaya, endstriyel toplumun temel zelliklerini incelemeye, bilim ve teknik alanlarndaki hzl gelimelerin toplumsal sonularn aratrmaya, toplumsal hareketlerin ve devrimlerin kkenlerini ve yaratabilecekleri sonular dnmeye, endstrileme ve ekonomik gelime srecini irdelemeye balamlardr. Bu yeni tutum sayesinde, toplumsal olgulara kar daha sorgulayc, daha muhalif bir yaklam benimsemiler, ilk sosyologlarn sosyoloji anlaylarna yaklamlar, yaadklar toplumun tek dze yorumlanmas ya da toplumsal olgu ve olaylar sadece iinde bulunduklar an itibariyle snflandrmakla yetinen sosyoloji anlayn yetersiz bulmaya baladlar. Bu yeni anlayn belirtilerinden biri toplumlarn tarihsel geliimi konusuna

kar yeniden ilgi gsterilmesi olmutur. Dieri, birincisiyle de yakndan ilgili olan, topluma ilikin bir genel teori olarak yepyeni bir biimde glenmesi ve yaylmasdr. Sosyoloji, sosyal antropoloji ile birlikte, toplumun belli bir tek yann deil de, toplumsal hayat bir btn olarak ele almak isteyen, toplumu oluturan toplumsal gruplar ve kurumlar arasndaki dokusal ilikileri incelemeye kalkan ilk bilim daldr. Sosyolojinin temel anlay ya da ynetici ideas, bu adan, toplumsal yapdr: Belirli bir toplumdaki eylem ya da davran formlar arasndaki sistematik karlkl-ilikilerdir. Sosyoloun daha nceleri ampirik aratrmalardan ok, felsef tasarmlarla kavranmaya allan toplumsal hayatn nemli yanlaryla ilgilenmesi de bu noktaya balanmaktadr: Aile ve akrabalk ilikileri, din ve ahlak, toplumsal tabakalama, ehir hayat. Yaygnlamaya balayan yeni antropolojik aratrma yntemlerinin de etkisiyle, toplumlarn tarihsel gelimeleri nemsenmeye, belirli tek bir toplumun toplumsal hayatn tam olarak tasvir edebilmek iin karlatrmal almalara girimek istemediler. te yandan, sosyologlar zaten kurulularn tamamlam ekonomi, siyaset bilim, hukuk, dinler tarihi vb. gibi- bilim dallaryla birlikte almak zorunda kalmlar; toplumsal hayatn belirli kurumlar ya da alanlar ile toplumsal yapnn dier eleri (rnein dinsel ve ekonomik hayat, mlkiyet, snflar ve siyaset) arasnda ilintileri gstererek ve eitli tarihsel dnemlerde ya da eitli toplum tiplerinde bu ilintilerin devamlln ya da deikenliini aklamak iin mukayeseli aratrmalar yapmann tad nemi gstermekle bala bana nemli bir katkda bulunmulard. Son dnemde ise sosyoloji ile sosyal antropoloji arasndaki mesafe gittike azalmaya balamtr. Bunun nemli sebeplerinden biri, smrgelerden yeni yeni uluslarn olumas ve ekonomik ynden gelimemi bu lkelerin hzla gelimek istemeleridir. Bu durum yeni sorunlar yaratmtr. Bu sorunlarn anlalmas, kavranmas, zmlenebilmesi iin hem geleneksel toplum biimleri hakknda bilgiye, hem de endstrilemenin toplumsal sreci hakknda tarihsel ve mukayeseli bir gre sahip olmak gerekmektedir. Sonu Sosyolojinin ortaya k, ortaya kt dnemin toplumsal sorunlar, bu toplumsal sorunlar zmlemek iin gelitirilen yntemler, kavramlar ve teoriler zerinde ilk derslerimizde durmaya almtk. Sosyolojinin ilk dnemine ilikin genel bir tarihsel ve toplumsal deerlendirme, klasik sosyologlar olarak adlandrdmz Comte, Marx, Durkheim ve Weberden ksaca bahsettik. Dncelerini, kayglarn ve toplum tasarlar zerinde ksaca durmaya altk. 19. yzylda devletin kurtuluu iin bir zm olarak batllamaya karar veren Osmanl Devletinde, kabul edilen bu devlet siyasetinin bir sonucu olarak modern sanayi toplumunun bilimi olarak deerlendirilen sosyoloji bilimi de, devleti kurtarma hedefiyle yola kan Osmanl aydnlarnn gndeme geldi. Hem bu ilgilenmenin tarihsel sreci ve bu srete Trk sosyolojisinin kazand genel zellikleri tespit etmeye ve deerlendirmeye altk. Yine bu erevede, Trk sosyolojisinin kuruluunda belirleyici katklar olan iki dnrmz, Sabahattin Bey ve Ziya Gkalp zerinde ayrntl bir ekilde durduk. Bu iki isim kadar ayrntl olmasa da, Niyazi Berkes, Hilmi Ziya lken, Mbeccel B. Kray, erif Mardin vb. gibi Trk sosyolojisinin geliiminde nemli hizmetleri olmu sosyologlarmz deerlendirmeye altk. Klasik sosyal teorinin ada toplumlar aklamada belli yaklamlar, ynleri itibariyle yetersiz kaldna ilikin deerlendirme klasik sosyal teorinin belli noktalarda eletirilmesine ihtiya dourdu. Bu erevede, farkl bir dnemin toplumsal koullarnn rn ve belki de gerei olarak farkl konular zerine younlama ve bu younlamaya bal olarak da yeni yaklamlar, bak alar, yntemler, kavramsallatrmalar ortaya kt. Btn bunlarn bir sonucu olarak sembolik etkileimcilikten etnometodolojiye, fenomenolojik sosyolojiden atmac kurama, yapsal-ilevselcilikten yeni-ilevselcilie pek ok yeni sosyolojik yaklam ortaya kt. Derslerimizde bu yaklamlara ilikin olarak, balang dzeyinde bir deerlendirmede yapmaya ve sizlere farkl sosyoloji yapma tarzlarnn olabileceini gstermeye altk. Sosyolojiyi, sosyolojinin tarihini ve Trkiyedeki servenini ksaca tantmaya dnk bu genel deerlendirmelerden sonra, sosyolojinin kavramlarn, inceleme konularn tantmaya giritik. Bu erevede, ncelikle, toplumsallama konusunu ele aldk. Ardndan toplumsal grup ve toplumsal ynlar, toplumsal stat ve toplumsal rol konularn ele aldk. Sonrasnda da toplumsal tabakalama ve toplumsal hareketlilik konularyla birlikte, bu dnemin konularn incelemeyi sonlandrdk. Bahar yarylnda, Sosyolojiye Giri Iin devam niteliindeki Sosyolojiye Giri II ile sosyolojinin inceleme konularn, ieriini deerlendirmeye devam edeceiz. Bu erevede, toplumsal deime konusuna yer vereceiz. Toplumsal norm ve toplumsal sapma konular yine ikinci yarylda ele alacamz konular arasnda. Kltr, kltr-toplum ilikisi, toplumsal kurumlar, aile, din, siyaset, ekonomi ve eitim gibi temel toplumsal kurumlar, brokrasi, rgt sosyolojisi, toplumsal cinsiyet, kreselleme Bahar yarylnda devam edeceimiz Sosyolojiye Giri II dersimizin belli bal konularn oluturacaktr. Okuma nerileri Dersimizin iki dnemlik bir ders olmas itibariyle, bu dnemin 14. ve son dersinde, belli konularn eksik kald duygusunun olumamas ve iki dnemlik bir program erevesinde dersin planlandnn renciye ifade edilebilmesi amacyla, gelecek dnemde bu ders kapsamnda nelerin ileneceinin anlatlmas tercih edildi. O nedenle, ek bir okuma nerisinde bulunulmamtr. alma Sorular Dersimizin iki dnemlik bir ders olmas itibariyle, bu dnemin 14. ve son dersinde, belli konularn eksik kald duygusunun olumamas ve iki dnemlik bir program erevesinde dersin planlandnn renciye ifade edilebilmesi amacyla, gelecek dnemde bu ders kapsamnda nelerin ileneceinin anlatlmas tercih edildi. O nedenle, bu haftayla ilgili olarak herhangi bir alma sorusu dzenlenmemitir. Toplumsal

Hareketlilik .Hareketlilik, kiilerin fizik mekanda veya sosyal yapdaki her tr hareketine veya gne iaret eder. .Fiziksel hareketlilii genellikle g olarak adlandrrz ve bu anlamda coraf bir alanda bir baka coraf alana g ada dnyada hzla artan bir olgu durumundadr. ise, bir kii ya da grubun statsnn deiimine iaret eder. Baka bir deyile, toplumsal hareketlilik bireylerin ve gruplarn statler arasndaki giri klarna verilen isimdir. .Toplumsal hareketlilik, bireylerin statlerindeki deimenin yn asndan aa ve yukar ya da benzer statler arasnda sz konusu olabilir. Dolaysyla da dikey (snfsal) ve yatay (meslek, coraf) hareketlilik tipleri ortaya kmaktadr. .Dikey hareketlilik, kiilerin bir statden bir dierine, bir snftan bir dierine geiini ifade eder. .Yatay hareketlilik ise, ayn toplumsal dzeydeki farkl grup, durum veya birimlere, rnein meslek ya da ailelere geii ifade etmektedir. Teorik olarak, ayn toplumsal snf ierisindeki kiiler kabaca ayn stat ltlerini ayn derecelerde paylatklar iin bir dierine doru ilerlerler. .Toplumsal hareketlilik karmak bir sretir. Bu sre, dikey ya da yatay ynlerdeki ileyiinin yan sra, dikkate alnmas gereken baka baz boyutlara daha sahiptir: Bu boyutlardan bir tanesi zaman dr. kincisi, kiilerin ne kadar bir sre ierisinde stat deitirebildiklerini gsteren hareketliliin hz dr. Hareketliliin hangi kurum ya da toplumsal evre ierisinde gerekletiini gsteren hareketliliin balam nc boyutu oluturur. Drdnc bir boyut; bireylerin tabakalama sistemindeki statlere geilerini ykleme, erime, olgunlama, yasallama vb. gibi kavramlar araclyla tasvirini salayan hareketlilii dzenleyici mekanizmalarla alakaldr. Beincisi, hareketliliin birim leridir. .Son boyut, hareketlilie ilikin znel - nesnel deerlendirmelerdir. Bireyin stat deiimleri, bu srece tabi olan kii tarafndan snf atlama veya snf dme (sra ama veya sra dme) gibi deerlendirilebilir; ancak bu deerlendirmeler bakalar tarafndan ayn ekilde deerlendirilmeyebilir. .Toplumsal hareketlilik, toplumsal bir sre olarak zaman iinde oluur ve toplumun eitli paralarnn birbirleriyle yakn ilikiler iinde olduu iin genellikle eitli toplumsal koullarn ve faktrlerin birlikte ileyiinde etkilenirler. Bunlardan bir tanesi, eitlik ve eitsizlik konusundaki genel inanlar, yaygn toplumsal dn kalplardr . kinci bir etken, nfus tur. Nfus hareketleriyle ilgili bir dier faktr gler dir. Bireyin rekabet srecine kendini hazrlayabilmesini salayan frsatlarn elde edilebilirlii yukarya doru hareketlilik iin bir faktr olarak deerlendirilmektedir. Bu erevede eitim, yukarya doru hareketlilik iin kestirme bir yol olarak grlmektedir. Servet ve gelir, dolaysz yoldan yukarya doru toplumsal hareketlilii etkileyen bir faktrdr. Teknolojik deiimler de, gerek servet hareketlerini hzlandrarak para temelli faktrlerin etkisini pekitirir ve gerekse de iblmnde yaratt deimelerle toplumsal hareketlilii artrabilir. Aile de, yapsal zelliklerine bal olarak toplumsal hareketlilii kolaylatrabilir de, engelleyebilir de. .Toplumsal Tabakalama Toplumsal Ayrma Toplumsal Sralama .Statlere belirgin toplumsal roller hak ve sorumluluk dizileri - balayarak onlar birbirinden ayrma srecine toplumsal ayrma ad verilmektedir. Statler birbirlerinden ayrlnca karlatrlabilmekte ve bu karlatrmada sklkla sralama yoluna gidilmektedir. (...) Ayrm ve sralanm olan statlerden benzer olanlar bir araya toplayarak bir dzeyler hiyerarisi iinde dzenleme srecine toplumsal katlama (tabakalama) denir. .Toplumsal Tabakalama Teorileri Marxist Teori levselci Teori .Toplumsal Tabakalama Tipleri Klelik Kast Zmre / Feodalite / Mlkler Toplumsal Snf ve Stat Gruplar .Klelik Klelik deiik corafyalarda ve deiik zamanlarda grlm bir olgu olmakla birlikte, en tipik iki rneini zellikle Yunan ve Roma toplumlar olmak zere - ancient dnyann toplumlarnda ve 18. ve 19. yzyllarda ABD nin gney eyaletlerinde yaanan uygulamalar oluturmaktadr. .Zmre / Feodalite / Mkler lk olarak , hukuken tannmlard. Her zmrenin, haklar, grevler, imtiyazlardan oluan hukuk bir kompleks olarak belirli bir stats bulunmaktayd. kinci olarak, zmreler geni bir iblmn temsil etmekteydiler. nc olarak , feodal zmreler siyasal gruplar konumundayd. .Kast .Erken Hindu literatrne ait klasikler, toplumu 4 varna ya (kasta) blnm olarak tasvir eder: Brahmanlar (rahipler) Kshatriya (savalar ve soylular/ynetici snf) Viashya (retici ve tccar snf) Shudralar (emekiler). Bu drt temel kasta ek olarak, bir de, dokunulmazlar olarak adlandrlan ve yaptklar iler nedeniyle pis olarak grlen kast d bir grup daha mevcuttur. .Varna emas, toplumun geni kategorilerine iaret eder ve bir deerler sistemi temin eder; gerekte toplumun toplumsal organizasyonun birliini jati ad verilen endogaminin hakim olduu kk gruplar ya da alt - kastlar gerekletirir. .Jatiler daha st varna nn pratiklerini benimseyerek kast hiyerarisi iinde ykselmeye alabilirler; bu, varna lar arasnda deil, kendi varna lar iinde ykselmeyle sonulanabilir. Varnalar arasndaki mobilitenin ancak yeniden - doumla salanabileceine inanlr: Kast kanunlarnn ya da dhrahma nn baarl bir ekilde yerine getirilmesi bireye arttrlm bir karma kazandracaktr; bylelikle birey yeniden doumla birlikte daha st bir statye kavuacaktr. Bu yukarya doru hareketlilik, sanskritizasyon olarak adlandrlmaktadr. .Toplumsal Snf ve Stat Gruplar .18. yzyldan itibaren geliip ortaya kan endstriyel toplumlarnn karakteristik gruplar olarak toplumsal snflar; dier tabaka trlerinin aksine, yasal ya da dinsel dzenlemelerle kurulmazlar. Kapal deil, grece ak gruplardr. Snflar arasndaki snrlar, ak seik deildir. Farkl snflara ye insanlar arasnda evliliklere getirilmi herhangi bir yasal ya da dinsel snrlama sz konusu deildir. Herhangi bir bireyin snf, dier tabaka trlerinde olduu gibi, doutan verili deildir. .Weber e gre snflar sosyal topluluklar deildir; yalnzca toplumsal eylemin mmkn ve

muhtemel temellerini temsil eder. .Snflarn tersine, stat gruplar genellikle sosyal topluluklardr. Ancak ou zaman, pek biimlenmemi dank topluluklardr. Tmyle ekonomi tarafndan belirlenen snf konumu na kar tanmlamak istediimiz stat konumu ndan negatif toplumsal onur ls tarafndan belirlenen tm tipik elerdir. Weber e gre kurumsallam iktidar, temel etkinlik alanna ayrlmaktadr: Ekonomik, toplumsal ve siyasal. Bu alanlarn her birinde de iktidar snf, stat ve parti temeline gre biimlenir. Ekonomik alanda iktidar, Weber e gre, snf sistemine gre tabakalar. Benzer ekonomik karlara ve benzer ekonomik gce sahip olanlar ayn snfa dahil olurlar. Weber de, Marx tan farkl olarak, ekonomik snflar sadece iki tane deildir ve snflar arasndaki kartlklar ykc nitelikte deildirler. Toplumsal alanda iktidar, stat boyutuna gre tabakalanr. Ayn toplumsal saygnlk dzeyinde bulunan ve benzer yaam ltlerine sahip olan kiiler stat gruplarn olutururlar. Bunlar birbirlerini toplumsal eitleri olarak grr, ocuklarnn ayn grup iinde evlenmelerini salayacak nlemler alr, ayn toplumsal etkinlikleri, beenileri ve zel davran kalplarn paylarlar. Weber e gre siyasal alandaki iktidar, bireyin herhangi bir toplumsal eylemi etkilemekte kullanabildii gcn lsnden anlalr. Genellikle siyasal iktidar rgtlenmi bir siyasal parti araclyla kullanlr. Siyasal iktidar, ekonomik ve toplumsal alandaki iktidar yanstabilir. Partiler snf ya da stat gruplarnca belirlenen karlar temsil edebilir, yelerini de bunlarn birinden ya da dierinden devirebilir, bazen snf bazen de stat partisi nitelii tayabilir, bazen bu kategorilerin hi birine dahil olmayabilir. Toplumsal Rol .Toplumsal roln farkl tanmlaryla karlalmaktadr: eitli almalarda rol kavramnn belli bir toplumsal statye ilikin olarak beklenen davranlar , . belli bir toplumsal statde kiiden beklenen ilemlele onun gerek edimlerinin toplam , . belli bir toplumsal statye ilikin gerek davran kalplar ya da beklenen davran kalplar olarak tanmland grlmektedir. Toplumsal Rol .Belli bir statyle alakal haklar, grevler ve o staty igal eden bireyin yapmas gereken davranlara rol beklentileri ( ideal rol ) ad verilmektedir. .Belli bir statdeki bireyin, o statyle ilikili davranlar ise rol edimi ni ( gerek rol ) oluturmaktadr. .Rol beklentileri herhangi bir staty igal eden kiiden bamsz soyutlamalardr , o staty igal eden kiinin deimesi ve yerine bir bakasnn gelmesi staty deitirmedii gibi, rol beklentilerini de deitirmez. .Toplumsal roller, basit gibi grnmekle birlikte, olduka karmaktrlar. Rollerin yerine getirilmesi, ancak rol kmesi ni oluturan dier bireylerle, dier ortaklarla birlikte mmkn olur. .Herhangi bir kiinin toplumsal stats sadece baka kiilerin toplumsal statleri ile ilikili olduunda ya da onunla karlatrldklarnda sosyolojik olarak anlaml olabilirler. .Rollerin icras esnasnda yaanan toplumsal uzaklk ile toplumsal yaknlk arasndaki bu gerilim, sosyolojik terminolojiyle ifade edecek olursak, rol atmas olarak adlandrlr. Toplumsal Stat .Stat, toplumsal yapnn [ayn zamanda toplumsal tabakalama nn] en kk birimleri olarak deerlendirilir ve ksaca bireyin toplum yaps iindeki yeri, konumu, mevkii olarak tanmlanr. .Stat, onu igal eden kiilerin zelliklerinden, ahslarndan bamsz olarak nitelendirilip deerlendirilmitir. .Birer soyutlamadrlar. .Toplumsal grup iinde belli bir yerin, dier yerlere gre belirlenmesidir. Bu ynyle, stat kavramnn tm tanmlarnda somut belli kartlklar ya da karlatrmalar gizlidir. .Belli bir statnn iyi, nemli, g, sradan ya da kt olarak nitelenmesi onun saygnln (prestijini) oluturur. .Herhangi bir statnn saygnl, o staty igal eden kiinin rol davrannn deerlendirilmesinden farkl bir husustur. .Statye ilikin toplumsal deerlendirme statsel saygnlk olarak adlandrlrken, o staty igal eden kiinin kendisinden beklenen rolleri ne lde baarl bir ekilde yerine getirdii kiisel saygnlk olarak adlandrlr. .Statsel saygnlk, kiisel saygnln bir garantisi deildir. .Toplumsal statler, genellikle iki yolla kazanlr: .(1) Doumla edinme [verilmi stat] .(2) Bireysel nitelik ve uralarla kazanma [kazanlm stat]. Toplumda belirleyici nemde grlen bir gruptaki stat, bireyin kilit stats [ anahtar stat ] olarak adlandrlr. Toplumsal Grup .Toplumsal grup tanmlar: Resmi ya da gayri resmi yelik ltleriyle tanmlanan, grece istikrarl bir karlkl ilikiler modeliyle birlik olma duygusunu paylaan ya da kendilerini birbirlerine bal hisseden ok saydaki kiinin oluturduu bir kme Grup, ortak sosyal hedefleri izleyen, sosyal normlar, ilgiler ve deerlere gre karlkl roller oynayan sosyal kiilerin tanmlanabilir, yaplam, srekli birlikteliidir Her eyden nce gruplar, birbirleriyle gerek karlkl ilikiler iinde bulunan, davranlarnda birbirinin davrann hesaba katan insanlardan oluur. 2. Bu etkileim erevesinde baz ortak deerlerin, kurallarn hatta belli bir duygusal ortamn oluumuna ihtiya duyarlar. 3. Yapsallam, rgtlenmi, ksacas yelerinin yerlerinin ak - seik belirlenmi olmasyla da belirlenirler. 4. Ancak gevek ya da kat, nihayetinde grup yeleri arasnda hiyerarik bir stat sralamas mevcuttur. 5. Bu sralanmaya bal olarak, yelerin rollerinin sralanmas, baka bir deyile, belli bir iblm mevcuttur. 6. Gruptaki hiyerarinin, statnn ve rol dalmlarnn gerei yerine getirilmediinde ya da ortak kurallara uyulmad takdirde belli bir ceza yaptrm da sz konusudur. 7. Greli de olsa bir sreklilik arz eder. 8. yenin grupla zdelemesidir. .Toplumsal gruplarn tasnifi: I - grup D grup Birincil Gruplar kincil Gruplar (Charles H. Cooley) .Toplumsal Yn: Fiziksel yaknlklarna, komu hatta bitiik bulunmalarna karn aralarnda karlkl ilikiler, ksacas birletirici, btnletirici balar bulunmayan ya da yzeysel ve geici olarak balanan insan birikimleridir . .Toplumsal ynlarn tasnifi: zleyici ve dinleyici topluluklar Gsteri topluluklar Kalabalklar .Toplumsal Kategoriler: Toplumsal yndan ya da toplumsal gruptan farkl olarak, aslnda

zihinsel bir ina olarak, gzlemcinin yarglarnda bir araya gelmi kiilere iaret eden bir kavramdr. Toplumsal kategorilerin istatistik zellikler tad aktr. Toplumsal kategori trleri: Kitle , ayn uyarcdan etkilenmekle beraber fizik yaknl bulunmayan kimselerin oluturduu bir toplumsal kategoridir. Bir dier nemli toplumsal kategori rnei aznlklar dr. nsanlar belli kstaslara ve zelliklere gre trlere ayrma olarak tanmlanan kategoriletirmenin zel bir tr de kalpyarglar dr. - Toplumsallama .Toplumsallama [Trke literatrde sosyalleme veya sosyalizasyon olarak da kullanlmaktadr], bireyin evresindekilerle etkileim srecidir . . Toplumsallama , insann baka insanlarla karlkl etkileim sonunda belli bir toplumun yapma , duyma ve dnme biimlerini renmesi ve iselletirmesi srecidir . 8 - Toplumsallama .Toplumsallama iki adan tanmlanabilir: (1) Nesnel olarak, birey zerinde eylemde bulunan toplum asndan (2) znel olarak, topluma tepkide bulunan birey asndan. .Toplumsallamann araclar .1. Aile ya da akrabalk grubu .2. Arkada gruplar .3. Okul .4. Kitle letiim Aralar .Benlik ve Toplumsal Benlik .Benlik veya kendilik insann kim ve nasl olduu hakkndaki alglamalarnn bir organizasyonudur. .Yetikinlerin toplumsallamas Ders 7: ada Sosyoloji Teorileri II .Fenomenolojik sosyoloji bir ok farkl sosyolojik analiz tipini kapsayan bir adlandrmadr. .Fenomenolojik sosyolojinin k noktas, filozof Edmund Husserl (1859 - 1938) tarafndan gelitirilen felsef teoridir. .1960 larn sonu ve 1970 lerde Alfred Schutz (1889 - 1959), onun grlerini Mead in grleriyle birletirmek suretiyle fenomenolojik sosyoloji olarak adlandrlan ve ksa zamanda sosyoloji teorileri arasnda ilgi gren yaklam gelitirdi. .Fakat Schutz n fenomenolojik sosyolojinin kurucu temelini oluturan almalar 1932 de yaynlanan Weber in yazlar zerine olan dncelerini ieren almasna kadar gtrlebilir. .Schutz un temel fikri ve katks, verstehen in ilk anlamn gelitirmesi ve gndelik hayatmzda kendimizin ve dier insanlarn eylemlerini anlamakta kullandmz yorumlama srelerini aratrmay nermesidir. .Fenomenoloji; birey ve onun bilinli deneyimleri ile balayan ve daha nceden var olan kabuller, n yarglar ve felsefi dogmalardan kanmaya alan bir yntemdir. Olaylar toplumsal aktr tarafndan dorudan doruya algland ekliyle inceler. .Fenomenologlar sosyal dnyaya fizik dnyaya gre ok daha greli kavramlarla bakarlar. .Bu anlamda, fenomenoloji, insan bilincinin ve insanlarn iinde yaadklar dnyay yorumlama biimlerinin aratrlmasdr. Ders 7: ada Sosyoloji Teorileri II .Balangc Harold Garfinkel (1917 - 2011) in 1945 te mahkeme jri yelerinin mzakerelerine ait bant kaytlarn zmlemesine kadar geri gtrlebilen etnometodoloji , insanlarn etraflarndaki dnyay anlamak iin kullandklar metotlar ifade eden bir terimdir. .Terim, Garfinkel in Yale deki kltrel aras dosyalar incelerken etnobotani, etnofizyoloji, etnofizik balkl blmlerle karlamas sonucu ortaya kmtr. Garfinkel, jri yelerinden beklenen ve jri yelerinin jrilik yapmalarn salayan, bavurduklar ve bilimsel olann kart olarak - saduyuya dayal bilgiyi yakalamaya alt jri yelerinin mzakereleri projesi nde metodoloji yapmakta olan jri yeleri ile kar karya olduunu dnm ve bu fikri ifade etmek iin de etnometodoloji balnn uygun olacana karar vermi. Zira bu tamlamadaki etno ; bir yenin, toplumu veya herhangi bir konu hakknda sahip olduu saduyusal bilgiyi ifade etmektedir. Ders 7: ada Sosyoloji Teorileri II .Fenomenolojik sosyolojinin, allagelmi kabulleri sorgulayan, kltrel olarak renilmi fikirlere meydan okuyan ve gndelik hayat anlayabilmek iin allagelmi olanlar problematik hale getiren tutumunun bir rneini Dorothy E. Smith in gerekletirdii kadnlk tartmas oluturur. Ona gre, kadnln feminist adan aratrlmas, toplumsallama yoluyla retilen ve kadnlarn bir ekilde boyun edikleri bir normatif dzenden farkl bir yerden bakmaktr. .Dorothy Smith in gr as kuram, ikincil olarak grlen bireylerin gndz/gece hayatlarn aratrmaktadr. Smith in kuram, kadn bak as zerine odaklanmsa da, gr as kuram, Patricia Hill Collins in siyah kadnlarn durumunu analiz etmesi gibi, ikincil durumda olan baka bireylerin bak alarn da kapsar: Yoksul beyaz kadn ve erkekler, homoseksel kadn ve erkekler, Avrupa da ve ABD deki gmenler ve aznlklar, dinsel gruplar vs... Postmodern szcnn kayda geen ilk kullanm 1870 lere kadar uzanr. Sonraki yllarda bazen olumlu, bazen olumsuz anlamlarda kullanlsa da, kesin anlamn 20. Yzyln ikinci yarsnda kazanmaya balar. .Lyotard, Postmodern Durum da, ileri kapitalist toplumlarda yaayan insanlarn, en azndan 1960 larn bandan itibaren postmodern bir dnyada yaadklarn ilan etmiti. .Lyotard n yeni olarak yapt; postmodernizmin yalnzca yeni bir yaratc teori tarz ya da btn olmad, ayn zamanda gemi iki yzyldaki bilimsel faaliyetlerin sosyal bilimsel faaliyetler dahil - merulatrd iki byk mit ya da st - anlat ya duyulan inancn artk geni lde geerliliini yitirdiinin ge de olsa farkna varld genel bir toplumsal durum olduunu ilan etmekti: Bir yandan, 20. Yzyln byk sularnda tm bilimlerin su ortakl yapm olmas nedeniyle zgrleme miti ne duyulan inan yitirilmi; te yandan doruluk miti ne duyulan inan, - Paul Feyerabend, Thomas Kuhn vb. gibi - bilim tarihileri ve felsefecilerinin pheci dnceleri sonucunda silinip yok olmutu. .Lyotard a gre, genellemi bir eilim olan st - anlatlara inanmama nn en ak sonucu, ileri kapitalist toplumlarn sakinlerinin artk, ne eylemlerinin deerinin ne de nermelerinin doruluunun bir garantisi olduu, yalnzca dil oyunlar nn gzlenip kltrel alanda hi bir ekonomik kstlamann olmad bir dnyada yayor olmalardr. .Postmodernistler geleneksel sosyolojiyi btnyle reddederler. Hatta onlar toplumun btnn, gemii, bugn ve geleceini analiz edebilecek etrafl ve tam kapsaml bir

sosyolojik teori ihtimalini de reddederler. Onlar toplumlarn evrim sreci sonucunda veya devrimlerle daha iyi bir gelecee doru, daha insani, daha uygar ve rasyonal gelime evresine doru ilerledii dncesini reddederler. Bilimsel yntemi reddeder ve akl ve nesnelliin toplumun hakikatini ve temel tarihsel gelime yasalarn ortaya karma potansiyelini de kabul etmezler. .Mekansal olarak merkez ve evre ayrm daha mulak hale gelir. Merkeziletirme yerine merkezsizleme gndeme gelir. Bunu artk tek bir merkezden ziyade bir ok evreye sahip olan, eski merkezleri gcn yitirmi metropollerde gzlemek mmkndr. Merkez ve evre birbirine karmaktadr. .Bu durum sosyolojik teoride u ekilde ifadesini bulur: zne artk merkezde deildir; Foucault nun ifade ettii gibi, modern insan resmi kumdaki bir suret gibi kaybolabilir. .Tek bir merkez yerine, yan yana pek ok merkezin bulunmas; farkllklarn yan yana yaamasn ngren bir hogrnn geliimine katk salayabilir. .Bu derste ilenecek temel konu ve kavramlar .Sosyolojik teori/sosyal teori .levselcilik, yapsal - ilevselcilik ve Yeni - ilevselcilik: Talcott Parsons, Robert K. Merton, Jeffry Alexander .atma Teorisi: Ralf Dahrendorf, Randall Collins, Pierre Bourdieu, C. Wright Mills .Sembolik Etkileimcilik: Herbert G. Mead, Erving Goffman .Sosyolojik teoriler, yalnzca gereklii resmeden birer model ya da gerekliin yeniden ina edilmesinden ibaret bir ey deildir; onlar ayn zamanda [toplumsal gereklie ait] paralarn nasl bir araya getirilebileceini anlatan birer kullanma klavuzudurlar. (Rudolf Richter). nsanlarn davranlarnn gzlemlenmesi ve bu gzlemler sonucu ortaya konan davran kurallarnn yeniden yaplandrlmas sonucu ortaya ktklar, dolaysyla da insana bir tr yaam klavuzluu teklif eden felsefe, ideolojiler ya da dinler gibi sistemlerden farkl olarak - bilimsel olduklar iddiasn tarlar. Fakat bu ayrtrmann ne lde geerli olduunun youn bir ekilde tartld hatrda tutulmaldr. .levselcilik ; toplumu, bir istikrar ve dayanma ortaya karmak zere - farkl paralar birlikte ileyen bir sistem olarak grmektedir. .Bir sistem ilevsel terimlerle kavramlatrlrken, bu sistemin ve unsurlarnn nasl altna ilikin bir dizi varsaym oluturulur. Bunlar arasnda ne kan tanesi vardr: (1) Bir sistemin eleri ilevsel olarak karlkl iliki iindedir; (2) Bir sistemin oluturucular bu sistemin sregiden ileyiine genellikle olumlu katklarda bulunurlar; (3) Pek ok sistem dier sistemler zerinde etkide bulunur. Bunlar ayn zamanda tm bir organizmann alt sistemleri olarak grlebilirler. Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad .levselcilik; bir toplumsal pratik ya da kurumun ileyiinin aratrlmasn, o pratik ya da kurumun toplumun varlnn devamna yapt katknn zmlenmesi olarak grr. Charles Darwin, Herbert Spencer, Auguste Comte ve Emile Durkheim de dahil olmak zere ilevselciler, toplumun ileyiini canl bir organizmann ileyiiyle mukayeseli bir biimde ele alrlar. .levselcilere gre, toplumun normal hali dzen ve denge iinde olmasdr. .Toplumsal uyuma ve dzene verdii ar nem nedeniyle ilevselcilik, ampirik deime srelerine aklk getirmede yetersiz kalan bir yaklamdr: (...) aka belirtirsek, ilevselcilik toplumsal deimeyi aklama yeteneine sahip olmayan bir toplum grdr. .Kayna Talcott Parsons (1902 - 1979) n yazlar olan yapsal - ilevselciliin toplum modeli II. Dnya Sava ndan sonra uzun bir sre, zellikle de 1930 - 1970 arasnda ABD ve Avrupa daki sosyolojik dnceye egemen oldu. Kresel bir toplum kuram gelitirmek amacyla klasik sosyologlarn, zellikle de Durkheim ve Max Weber in grlerinden bolca yararlanan Parsons n yapt ey ilevselcilie yap y getirmesi, toplumun kendi yelerinin stnde ve tesinde kendine ait bir hayata ve yapya sahip canl bir varlk olduu dncesini teorik ve bilimsel bir nerme haline getirmesidir. .Parsons n ak ilevler ve rtk ilevler ayrmyla mehur Robert K. Merton ve btnletirici bir g olarak atma fikrinin sahibi Lewis Coser gibi iki rencisinin youn uralar, yapsalc ilevselci teorinin zayflamasn yalnzca geici olarak durdurmutur. 1970 lerden itibaren Karl Marx ve Max Weber in daha radikal ve atmay merkeze alan yaklamlar Avrupa da ve ABD de daha etkin bir konuma geldiler. .atma teorisyenleri , toplumlar ve toplumsal kurumlar bir arada ileyerek denge yaratan, birbirlerine dayanan ksmladan oluan sistemler olarak gren ilevselciliin aksine, toplumu bireylerin, gruplarn g elde etmek iin birbirleriyle mcadele ettikleri ve atmann denetim altna alnmasn bir grubun geici bir sre iin rakiplerini bastrd bir arena olarak deerlendirirler. .atma teorisi, temel olarak iki farkl gelenekten beslenir. Bunun da tesinde, atma teorisi ierisinde deerlendirilen sosyologlar arasnda farkllklar bulunmaktadr. Fakat yine de, bu homojenlii gevek olan bu teori kapsamnda deerlendirilen isimlerin ortaklatklar temel nokta mevcuttur: (1) nsanlarn hepsi baz temel karlar a sahiptir. (2) Tm atma yaklamnn merkezinde, toplumsal ilikilerin ekirdei olarak g (power) bulunur. (3) Deerler ve dnceler, btn toplumun kimliini ve hedeflerini belirleyen aralar olmaktan ziyade, farkl gruplarn kendi amalarn gerekletirmek zere kullandklar silahlardr. .atma teorisi, temel olarak, birbirinden farkl iki gelenekten beslenir: (1) Karl Marx (C. Wright Mills, Frankfurt Okulu [Eletirel Teori], Pierre Bourdieu); (2) Max Weber (Ralf Dahrendorf, Lewis Coser (ayn zamanda yapsal - ilevselci teori ierisinde de kabul edilmektedir), Randall Collins). Bu iki temel gelenein yan sra, bir de farkl bir yaklam sergileyen Georg Simmel ve Chicago Okulu ndan da etkilenen atma teorisini kullanan sosyologlar bulunmaktadr. .Sembolik etkileimcilik , ilevselcilik ve atma teorilerinin aksine, toplumun mikro boyutlarna, gndelik yaantlarmza, iinde yaadmz gndelik dnyaya ve insanlarn sembolik iletiim araclyla gndelik yaantlarnda nasl etkiletiklerine, dzen ve anlam nasl yarattklarna odaklanr. Toplumu ieriden

analiz eder ve belirli bir durum veya yaam biimiyle ilgili, insanlar gdleyen temel faktrleri grmeye alr. .Sembolik etkileimciliin ortaya kt Amerikan sosyolojisi, toplumsal yap ve toplumsal snflara odaklanan Avrupa sosyolojisinin aksine, daha ziyade bireyle ve onun kendi zgrln ifade etme yetenei ve yeni snrlar, yeni mcadeleler yaratma ve kontrol kapasitesiyle ilgilenir. .Sembolik etkileimciliin nclleri, byk lde, Georg Simmel, Robert Park, William Isaac Thomas, Charles Horton Cooley, John Dewey in dncelerinde bulunur. .Ancak bu yaklamn temellerini insan zihninin ileyii hakkndaki yorumlaryla atan George Herbert Mead (1863-1931); (i) davranlarn mevcut duruma veya oluturduu hedeflere gre bilinli bir ekilde planlamak ve uygulamak, (ii) en nemlisi dil olan olduka farkl semboller araclyla bakalaryla iletiim kurmak ve bu sembollerde ifade edilen eylerin ardndaki anlam yorumlamak veya gerekli tepkileri gstermek; ve (iii) kendinin bilincinde olmak, bir benlie ve benlik imgesi ne sahip olmak gibi zelliklere sahip olmasnn insan hayvandan farkl kldn ifade eder. Bu zellikler, insanlarn evreleri ve davranlar zerinde kontrol kurmalarn salar. 5: Trk Sosyolojisinin ki Kurucu smi .1. Sabahattin Bey (Prens Sabahattin, 1878 - 1948) .II. Abdlhamit in kzkardeinin olu olan Sabahattin Bey, babas Damat Mahmut Celalettin Paa ile birlikte gnll srgn gittii Avrupa da, babasnn vefat sonrasnda Jn Trk hareketi ierisinde ne kar. .Jn Trkler arasnda ayrmann ortaya k: I. Jn Trk kongresi. .Sabahattin Bey, siyaset ile bilimi birbirinden zenle ve dikkatle ayran bir kii olarak bilinmesine karn, sosyalbilimci kiiliinden nce siyasi kiiliiyle tebarz etmi bir dnrmzdr. Sosyolojiyle ilikiye gemeden evvel, II. Abdlhamit i tahttan indirmek ve devlet ynetiminde sz sahibi olabilmek iin pek ok siyasi giriimde bulunmutur. 5: Trk Sosyolojisinin ki Kurucu smi .Okuduu Edmond Demolins e ait daha sonraki yllarda Trke ye de evirilecektir - Anglo - Saksonlarn Esbab - Faikiyeti Nedir? isimli eserle birlikte siyasal grlerini sosyolojinin bilimsel diliyle ifade etme imkan bulur. .La Science Social (lm - i tim) dergisi evresiyle tanr. .Fransz sosyalbilimci Frederick LePlay in dncelerini halka yaymak gibi bir misyona sahip bu evrenin kurduu dernee ye olur. .Dernein Trkiye ubesi olarak da Teebbs - i ahsi ve Adem - i Merkeziyet Cemiyeti ni kurar. .Sabahattin Bey in tek kitab, aslnda bir siyasi parti program olan Trkiye Nasl Kurtarlabilir? isimli eserdir. 5: Trk Sosyolojisinin ki Kurucu smi .Trkiye Nasl Kurtarlabilir? de Sabahattin Bey, LePlay evresinin dnceleri nda Osmanl toplumunun bir analizini yapar ve zm yollar nerir. Ona gre: .Sabahattin Bey e gre Osmanl Devleti nin problemi siyasi deil, yapsal dr. Toplumsal yapsnn bozuk oluu, siyasal problemlerinin de sebebidir. .Dnya zerindeki toplumlar ikiye ayrlr: kamucu/cemaati toplumlar ve bireyci toplumlar. .Dnyann ileri toplummlar bireyci toplumlardr; geri kalm toplumlar ise kamucu toplum yapsna sahip olan toplumlardr. .Bu farkllk, LePlay ve takipilerine gre, toplumlarn corafi koullarndan kaynaklanr. 5: Trk Sosyolojisinin ki Kurucu smi .Kalknabilmek iin kamucu toplum tipinden bireyci toplum tipine gemek gerekir. .Toplumlarn corafi durumlarn deitiremeyeceimize gre, bu gei ancak eitim ile mmkn olabilir. .Sabahattin Bey, eitim modeli olarak, LePlay in takipilerinin kurmu olduklar Ecole d Roche isimli okulun eitim programlarndan ayrntyla bahseder. .Eitim araclyla kendi ayaklar zerinde durabilen bireylerin (zinde glerin) yetitirilmesini nerir. .Aadan yukarya doru, toplumsal yapnn deiimini hedefleyen reformlarla bir dnm savunan Sabahattin Bey, paradoksal olarak, devletin tepesini ele geirmeye dnk pek ok siyasi giriim bulunur, ancak baaramaz. 5: Trk Sosyolojisinin ki Kurucu smi .2. Ziya Gkalp .Ziya Gkalp, yirminci yzylda Trkiye nin yetitirdii en nemli sistematik dnrdr. ok sayda etnik oluumu iinde barndran Osmanl mparatorluu ndan (1299 - 1922) bir ulus - devlet olan Trkiye Cumhuriyeti ne (1920/1923) gei srecine egemen olmu derin bir bunalm ve deiim dneminde yaayp yazmtr. Siyasi karklklar, ekonomik iflas, dnya sava ve yeni kltrel deerler edinmeye ynelik umutsuz araylarn oluturduu koullarda, Trkiye nin ulusal canlann ve kimliini salamay amalayan bir almayla, Trk, slam ve Bat deerleriyle kavramlarnn bir bireimini yaratmay denemitir. ( Taha Parla ) .Gkalp in hayatndaki baz nemli tarihler: .d. 25 Mart 1876 l. 25 Ekim 1924 .1910 - 1911: Selanik te ttihat ve Terakki okulunda sosyoloji dersleri. .1914: Darlfnunda Sosyolojiyi mfredata dahil etme. .1915: timaiyyat Daru l - Mesaisi (Sosyoloji Aratrma Enstits) .1917: timaiyyat Mecmuas (toplam 6 say). .1919: Malta ya srgn edilmesi. .1921: Telif ve Tercme Encmeni bakanlna atand. .1923: Diyarbakr milletvekili olarak meclise girdi. Gkalp in Sosyoloji ile ilikisi ve dnceleri . Merkez e tekabl eden Ziya Gkalp sosyolojisi, en z bir ifadeyle, ulus bilincini, modern ulusal kltr kurma yolunda kolektif temsil yoluyla ulusal idealizmi canlandrmaya ynelik bir sosyoloji anlay olarak tanmlanabilir. ( Aynur lyasolu ) .Gkalp, Durkheim in sadk bir takipisi olarak bilinmesine karn, entelektel hayatnn ilk dnemlerinde Henri Bergson, Alfred Fouillee, Ludwig Buechner in dnceleri etkisinde kalmt. .Durkheim sosyolojisi, esas itibariyle bir styaplar sosyolojisi dir. Bu sosyolojinin erevesi iinde odak noktas olarak snflar aras savan yerini solidarite (tesand - dayanma) almaktadr. Burada pozitivist gelenekten aktarlarak olarak varln srdren toplumsal ahenk fikri, daha somut dayanma ve dayanmay mmkn klan koullarn incelenmesi biimini almaktadr. Ziya Gkalp, sosyolojinin grevinin toplumsal gruplar arasndaki hiyerariyi anlamak ve bu doal olmayan atma durumu nu bir bar durumu na dntrmek olduu

inancndadr. ( Aynur lyasolu ) .Gkalp, daha nce de belirtildii zere, Durkheim sosyolojisinin bu temel zelliklerini almakla birlikte, Trkiye koullarna uyarlayabilme baarsn gstermitir. Durkheim de karmza kan dzen ve ahlak kavramlar, Gkalp te ulus ve terakki ile karlanmt. Durkheim daki kolektif bilin kavram, Gkalp te millet uuru haline gelmitir. Gkalp iin, ideal kolektif bilincin ulusuluk kavram ekseninde younlamasdr. .Z. Gkalp in Durkheimci ereve iinde benimsedii korporatist model, onun terimleriyle itimai mefkurecilik yeni toplumsal idealizm olmaktadr. Bu model, trdeleri iinde, en demokratik olandr, denilebilir. Zira, Z. Gkalp in sistemi iinde rnein ulus, devletten nce gelir. T. Parla ya gre, Z. Gkalp in korporatist dncesi Trkiye de etkin olmu resmi ideolojilerin ve kamu felsefelerinin [ittihatlk (1908 - 1918), Kemalizm (1923 - 1950/), ada Kemalizmler] zeminindeki paradigmatik dnya gr n oluturmutur. Ancak Gkalp in modeli dier programatik ve ideolojik eitlemeler iinde en demokratik olandr. T. Parla nn ifadesiyle, Gkalp sistemi, Avrupa korporatizmi ile ulusal siyasi zihniyetin belirli elerinin kaynamasndan oluan, zamann hakim fikirlerinin bir kodifikasyonu olarak deerlendirilebilir. Dier bir deyile, Gkalp in sosyal ve siyasi fikirlerinden oluan zihinsel ereve, Trkiye de uzun bir sre etkinliini korumu olan ana siyasi sylemin ve pratiin etrafnda ekillendii ana eksenleri belirlemi olmaktadr. 5: Trk Sosyolojisinin ki Kurucu smi .Ziya Gkalp in kaygs, lkenin pratik problemlerine kuramsal zmler retebilmekti. O nedenle, tm bilimsel ve felsefi aralar bu ynde kullanr. Bu durum da, ayn zamanda, onun dncelerinin kapsamn ve sistemliliini artrr. Gkalp in toplumsal ve siyasal retileri sadece analitik nitelikte deildi; toplum, siyaset ve ahlak felsefesine dayanan gl normatif eleri de barndran bir kuram oluturuyordu. Gkalp, pratik gerekleri incelemek, fakat yalnzca bunlarla snrl kalmayp kuramsal bir ereve ierisinde deerlendirmeyi dnmt. Bir tr idealizmle pozitivizmi birletirmeyi denemekteydi. Kuramnn erevesini mehur sz Trk milletindenim, slam mmetindenim ve Garp medeniyetindenim aslnda son derece net bir ekilde ifade etmektedir. Gkalp in toplum modelinde Trklk kltrel normu, slam da ahlaksal normu oluturmaktayd. Kulland batllama/adalama kavramlar ise, Avrupa kapitalizminin bilimsel, teknolojik ve snai baarlaryla e anlamlyd ve ulusal canlanma programnn temelini oluturmaktayd. Marksizm ve Liberalizme kart olarak ortaya kan korporatist kapitalizmin bir alt tr olarak dayanmac korporatist dnceleri ise, Gkalp in bir tr idealist - pozitivist toplum modelinin karlyd. Gkalp, bu modele, itimai mefkurecilik adn vermiti. .Gkalp, Trk olarak kalp batllamann ya da baka bir deyile, batllarken Trk olarak kalmann da mmkn olduu eklinde zetleyebileceimiz tezinin temel iki kavram olan kltr ve medeniyet i yle tarif ediyor: .Bir kavmin vicdannda yaayan kymet hkmlerinin mecmuuna o kavmin hars - culture denilir. Terbiye, bu hars, o kavmin fertlerinde ruhi melekeler haline getirmektir. Bir kavmin zihninde yaayan e niyet hkmleri nin mecmuuna o kavmin fenniyat - technologie denilir. Talim, bu bilgileri o kavmin ruhi itiyatlar haline getirmektir. (Ziya Gkalp, Milli Terbiye , s. 1). .Gkalp, hars ve medeniyet ayrmna denk gelecek ekilde, iki tr toplumsal grup ve bunlara denk den yarg zmresi olduundan bahseder: Ahlak zorunluluklar, hukuk kurallar, estetik grler, idealler vs. zneldir, dolaysyla her bir kltrel grup iin zgndr. Bilimsel dorular, ekonomi, mhendislik, matematiksel kavramlar ve benzerleri nesneldir, mutlaktr ve uygarlk gruplarna aittir. .Gkalp e gre, ulusal kltr toplumsal dayanmaya dayanan bir toplum temeli salayabilmelidir. Kltr, birlik ve dayanmay glendirirken; uygarlk, eer bu duygu dzeyiyle bilisel dzey kartrlacak olursa, solidariteyi tehlikeye drebilir. Kltr, bir toplumdaki halkla sekinler arasnda balayc bir e iken; uygarlk, paylalmad takdirde, blc ve yozlatrc bir e oluturur. Trkln Esaslar [1923] nda, kltr ve uygarlk, milliyetilik ve enternasyonalizm arasndaki ilikiler konusunda eski grlerinin bazlarn yinelemitir. Ancak, milliyetilik mefkuresinin gereklemesini ve 1923 te Cumhuriyetin kurulmas sonrasnda kaleme alnm olan bu yaptnda, enternasyonalizm ve uygarlk karsnda kltr ve milliyetilie daha nce tanm olduu arlkl vurguyu artrmad, tersine hafiflettii gzlenmektedir. .1923 tarihli, Trkln Esaslar nda yer alan Hars ve Tehzib balkl makalesinde Gkalp, kltr ve uygarlk arasndaki mesafeyi daha da ksaltmaya almaktadr. Ona gre, hars halk kltrdr, demokratiktir, gelenekler, alkanlklar, adetler szl ve yazl edebiyat, dil, mzik, din ve ahlak deerleri ile halkn estetik ve ekonomik rnlerinden oluur. Buna karlk tehzib , yksek kltre denk dmektedir. Aristokratiktir, yksek tahsil grm aydnlara zgdr. Ancak, halk kltr de yksek kltr de ayn ulusal kltrden kaynaklandklar iin, sz konusu olan farkllk niteliksel bir farkllk deildir; gelimilik derece sidir. Hal byle olunca, yksek kltre sahip olan aydnlar, kozmopolit deil, halka ait ulusal sekinler olarak kalrlar. .Osmanl Devleti nde sosyolojiye duyulan ilginin sebepleri .lk dnem Trk sosyolojisinin kazand genel zellikler Batllama siyasetinin bir rn olarak Trkiye de sosyoloji Devletin bekas problemi etrafnda siyasetle yakn iliki Aktarmac, tercmeye dayal bir Trk sosyolojisi .Sosyolojiyle ilgilenen ilk aydnlar Ahmet uayp Herbert Spencer Ahmet Rza Auguste Comte Sabahattin Bey F. LePlay Ziya Gkalp E. Durkheim .Cumhuriyet dneminde Trkiye de sosyolojinin geliimi .Batllama siyaseti dorultusunda giriilen reformlar, yeni bilgi ve dncelerle yetimi yeni bir brokrat - aydn snf yaratt. . Terakki szcnn azlardan dmedii,

Terakkiyt - Cedide szcnn efsunlu bir etkiye sahip olduu bu dnemin aydnlar nezdinde Osmanl nn gerileyiinin, Bat nn stnlnn temelinde ulm ve fnun bulunmaktayd. Hem iktidar, hem de muhalefet pozitif felsefeye gre rgtlenmi bir toplum ve devlet tesis etmek arzusu tayorlard. .Osmanl da sosyoloji de, ncelikle Jn Trkler olarak bilinen bu entelektel kesimler arasnda tannmaya ve tantlmaya balad. 4: TRKYE DE SOSYOLOJNN GELM .Trkiye, ilk dnemi itibariyle sosyolojimizin kazand belli bal zellikler: .(1) Trkiye de sosyoloji batllama politikalarnn bir sonucu olarak ortaya kmtr ve bu projeyi baarya erdirmek gibi bir misyon stlenmitir. .(2) Devletin beka kaygs etrafnda siyaset le yakn iliki halinde olmutur. .(3) Batl sosyal bilimcilerin kavramlarn ve aklamalarn Osmanl devlet ve toplumunun sorunlarn anlama, aklama kaygsyla serbest tarzda bir aktarmaclk. (Osmanl toplum ve devlet geleneini dikkate alan bir adaptasyon sreci.) .Trkiye de sosyolojinin tarihini iki blm halinde ele almak mmkndr: (1) niversitede kurumlamadan nceki tarihi. (2) niversitede kurumlama ve sonras. .Trkiye de sosyolojinin akademi ncesi tarihinde iki dergi dikkat eker: Ulum - u ktisadiye ve timaiye Mecmuas ve Servet - i Fnun. .Bu dnemde ne kan isimlerden bir tanesi, organizmac sosyolojinin nde gelen ismi Herbert Spencer in etkisinde yazlar yazan Ahmet uayp tir. .Bir dier isim, pozitivist sosyolojinin kurucu ismi Auguste Comte un takipisi Ahmet Rza dr. - 4: TRKYE DE SOSYOLOJNN GELM .Trkiye de sosyolojinin geliiminde, Osmanl toplumunun sorunlarn sosyoloji araclyla tanmlama ve zm yollar nerme abas ierisine giren Sabahattin Bey (Prens Sabahattin) nemli bir yere sahiptir. .Sosyolojinin Trkiye de kurumlamasn salayan isim ise Ziya Gkalp tir. .( Not : Her iki sosyoloumuz, bir sonraki derste ayrntl bir ekilde ele alnacaktr.) .Trkiye de sosyoloji cumhuriyetin kurulmas sonrasnda grece bir sessizlik dnemine girmitir. .1930 larn sonu itibariyle Dil Tarih Corafya Fakltesi bnyesinde Behice Boran, Niyazi Berkes gibi retim yelerinin akademik faaliyet yrttkleri bir sosyoloji krss kurulmusa da, II. Dnya Sava sonrasnn koullarnda retim yelerinin grevden uzaklatrlmalaryla birlikte ciddi bir zayflama yaamtr. .1940 larn balangc ile birlikte dnemin Maarif Vekili Hasan Ali - Ycel in tevikleri ve nde Felsefe blmnde retim yelii yapan Prof. Dr. Hilmi Ziya lken in olaanst gayretleriyle EF Sosyoloji Blm yeniden canlanma imkan bulmutur. .1950 lerin ikinci yarsyla birlikte Trkiye de niversitenin yaplanmas ve bilim retim srelerinde farkllklar yaanmtr. .Bu erevede Trkiye de sosyal bilimlerin geliimine katkda bulunan Trkiye ve Orta Dou Amme daresi Enstits , Devlet Planlama Tekilat gibi kamu kurumlarnn yan sra Orta Dou Teknik niversitesi gibi yeni yksek eitim kurumlar kurulmutur. .Mbeccel Belik Kray, bu dnemin nemli bir sosyal bilimcisi olarak belirir. .almalaryla dikkat deer bir dier isim, erif Mardin dir. .1940 larda Trkiye de yalnzca iki sosyoloji krss varken - 2011 verilerine gre - 48 devlet niversitesinde, 10 vakf niversitesinde lisans dzeyinde sosyoloji eitimi verilmektedir. .Devlet niversitelerinin 34 nde yksek lisans, 21 inde doktora dzeyinde sosyoloji eitimi veriliyor. .Saylar 20 civarnda olan sosyal bilimler lisesi mevcut. .Bu tablo, Trkiye de sosyolojiyle uraanlarn, ilgilerini zenginletirmek ve derinletirmek ve Batl felsefe ve sosyal bilim gelenekleriyle ilikilerini, dolaysyla dnsel kkenlerini eitlendirmek gibi bir srece de zorluyor. .Yeni imkanlar, Trkiye de sosyolojiyle uraanlarn nne yeni imtihan alanlar da am oluyor bylelikle. Bu Blmn Temel Konular .Auguste Comte .Emile Durkheim .Karl Marx .Max Weber I. Auguste Comte (1798 - 1857) .Toplumu bilimsel olarak incelemek iin ihtiya duyulan bilime sosyoloji [sociologie] ismini ilk neren ve kullanan kii olmakla maruftur. .Toplumu inceleyen bilim iin ilk nerdii isim sosyal fizik idi. .Sosyolojinin pozitif bir bilim olmas gerektiine inanyordu. .Comte, sosyolojiyi - fizik bilimine benzer ekilde - sosyal statik ve sosyal dinamik eklinde ikiye ayrmt. .Sosyal statii, belirli toplumlardaki dzeni inceleyecei iin bir dzen teorisi ; toplumlardaki ilerlemeyi inceleyecei iin sosyal dinamii de ilerleme teorisi olarak deerlendirir. .Sosyal statikte hem belirli bir andaki toplumun yaps, anatomisi, hem de sosyal yapy oluturan okul, aile, din, ekonomi vs. gibi - eler incelenir. .Sosyal dinamikte ise, insanln srekli geliimi ve dzeni incelenir. .Sosyal dinamik, sosyal statie baldr. .T oplumlarn gelimesini harekete geiren insan dncesidir ve dncenin geliimi de belli yasalara uyumlu gerekleir. .Bu yasalar, Comte, Hal Kanunu olarak aklar: (1) Teolojik aama (2) Metafizik aama (3) Pozitif aama II. Emile Durkheim (1858 - 1917) .Durkheim; toplumu bir arada tutan faktrler nelerdir? , insanlar birbirleriyle neden iliki kurmak ve devam ettirmek isterler? vb. sorulara verdii cevaplarla sosyolojinin ilk kurallarn getirmi kiidir. .Sosyolojik teorisinin temelinde bireysel davran deil, toplumsal olgular bulunur. .Toplumsal olgu, tek tek bireylere dardan bask uygulayabilme yeteneine sahip bir tr davran eididir, Durkheim e gre. .Ona gre; toplumsal, bireysel olandan yola klarak aklanamaz, toplumsal olan yine toplumsal olandan hareketle aklanmaldr. T oplumsal olan, mstakil ey ler olarak ele alnmaldr. II. Emile Durkheim (1858 - 1917) .Durkheim, Toplumsal blm nde sanayi toplumunun yaratt sorunlar, zm yollarn ve sanayi toplumunun kazanmakta olduu zellikleri irdeler. .Dayanma ilkesine gre dzenlendiini iddia ettii toplumdaki iblmn ikiye ayrr: mekanik dayanma ve organik dayanma. .M ekanik dayanma, ilevlerin ok fazla farkllamad toplumlarda grlen, esas olarak benzerlie dayal bir iblmdr. .Organik dayanma ise, iblmnn,

uzmanlamann ve ilevlerin ar karmaklat modern sanayi toplumlarnda karmza kar ve farklla dayal gerekleen bir iblmdr. .Durkheim in sosyolojik ynteminin somut uygulamas, onun ntihar adl almasnda grlebilir. .Durkheim, bu almasnda, bireysel bir eylem olarak deerlendirilebilecek bir olayn toplumsal kkenlerini gsterir. .Temel olarak intihar tipi tespit eder: (1) Bencil intiharlar (2) Altruist (diergamc) intiharlar (3) Anomik intiharlar. .Durkheim, toplumsal bunalm dnemlerinde zellikle art gsterdiini tespit ettii bu intihar tipi zerine younlar. III. Karl Marx (1818 - 1883) .Marx, dneminin teorik yaklamndan ciddi lde etkilenmitir: (1) Fransz sosyalizmi (Saint - Simon, Proudhon); (2) Hegel felsefesi; ve (3) Klasik politik iktisatlar (Adam Smith, Ricardo). .Marx a gre, toplumun ekonomik temeli, retim gleri ve retim ilikileri tarafndan belirlenir. B u ikisi arasndaki dinamik iliki tarihin akn da belirler. .Tarihsel deiimin ardndaki g, ekonomik glerdir; toplumsal hayat ve insann geliimini belirleyen siyasal st yap deil, toplumun ekonomik ve maddi temelidir. .Marx, sanayi toplumunun ve zellikle de kapitalist toplumun ileyii zerine isabetli tahlilleriyle bilinir. .Kapitalizm, ona gre, tarihteki dier ekonomik sistemlerden retim ve tketim dzeni asndan, kkl bir biimde farkllam bir dzendir. .almalarnn byk blm de, modern kapitalizmin gelimesiyle ve modern toplumun daha nceki toplumsal rgtlenme biimlerinden hangi bakmlardan farkl olduu ile ilgilidir. .Dneminin dier dnrleri gibi Weber de toplumsal deimenin doasn ve nedenlerini anlamaya almtr. .Marx tan etkilenmiti, ancak ayn zamanda Marx n kimi nemli grlerine de gl biimde kar kmaktayd. Tarihin materyalist yorumunu reddetmi ve snf savan, Marx n nemsedii denli nemsememiti. .Weber e gre ekonomik etkenler nemliydi ancak dnce ve inanlar da toplumsal deime zerinde ayn dzeyde/derecede belirleyici etkide bulunabilmekteydi. Onun Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu kitabndaki amac da, dnce ve inanlarn kapitalizmin geliimi zerindeki etkisini gstermekti. .Weber in bir dier farkll, ilk dnem sosyologlarnn yap/snf gibi bireye dsal unsurlarn belirleyiciliine ilikin yaklamlarnn aksine, - Alman tarihi okulunun izlerini yanstan bir ekilde - bireylerin toplumsal eylemleri zerine younlalmas gereinin altn izmesidir. .Weber e gre bireyler, zgrce eyleme ve gelecei biimlendirme gcne sahipti. Durkheim ve Marx n inandklar gibi yaplarn bireylere dsal ya da onlardan bamsz olduklarna inanmyordu. Bunun yerine, toplumdaki yaplar eylemlerin karmak bir etkileimi tarafndan oluturulmaktayd ve Weber e gre, sosyolojinin grevi de bu eylemlerin gerisindeki anlamlar yorumlayarak ortaya karmakt. .Weber in sosyolojik yaklamnn ve sosyolojik ynteminin nemli bir paras, onun ideal tip dncesidir. .Weber, insanlarn hurafe, din, tre ve uzun sredir var olan alkanlklara dayanan geleneksel inanlardan uzaklatklarna; bunun yerine, bireylerin etkinlik ve gelecekteki sonular dikkate alan aklc, ara hesaplamalar iine girdiklerini iddia etmekteydi. Sanayi toplumunda, duygulara ve ileri yalnzca kuaklar boyunca yaplyor olmalarna bakarak yapmaya devam etmeye pek az yer vard. Bilimin, modern teknolojinin ve brokrasinin geliimi Weber tarafndan, btnlkl bir ekilde, toplumsal ve ekonomik yaamn etkinlik ilkelerine gre ve teknik bilgiye dayanarak dzenlenmesi anlamnda ussallama / rasyonalizasyon olarak adlandrlmaktayd (kr. Durkheim in mekanik dayanma ve organik dayanma veya F. Tnnies in cemaat ve cemiyet ayrmlar). SOSYOLOJNN BR BLM OLARAK KURULUU BU BLMN TEMEL KAVRAMLARI/KONULARI .Sosyolojinin ortaya kt tarihsel, toplumsal, ekonomik ve siyasal koullar .Sosyolojinin ortaya kt dnemin dnsel ihtiyalar ve tartmalar .lk dnem sosyolojisinin kazand temel zellikler .Moderniteyi oluturan sreler/devrimler .Modern sanayi toplumunun bilimi olarak sosyoloji .Pozitivist bir bilim olarak sosyoloji .Evrimcilik ve sosyal - darwinizmin sosyolojiye etkisi .Ordre et Progress (ilerleme ve dzen) fikri ncelikle tespit edilmesi gereken husus, sosyal bilimlerin modern dnyaya ait bir ey olduudur. zelliklerini, amalarn ve aralarn, temelde belirleyen, ite bu modern dnya dediimiz eydir. Sosyal bilimler, hem bu dnyann bir sonucu/rndr, hem de bu dnyann olumasnda pay sahibidir. Sosyal bilimler, gereklik hakknda, bir biimde ampirik olarak dorulanan sistemli, dnyevi bilgi retme abasdr ya da bu abaya dayanr. .Birka yzyldr hakim olan, klasik bilgi sistemi temelde iki varsaym zerine kuruludur: (1) Newton modeli: Bu model bize, Tanr gibi bizim de kesin bilgiye ulaabileceimizi syler. Bu model, gemi ile gelecek arasnda bir simetri ngrmekteydi. (2) kinci varsaym, doa ile insanlar, madde ile akl, fiziksel dnya ile sosyal/manevi dnya arasnda kkl ayrmlar bulunduunu varsayan Kartezyen dualizmidir. .lerleme fikrinin nemini belki, nceki dnemin dnya/evren fikri ile karlatrldnda daha iyi anlama imkanna sahibiz. Orta alarn Avrupa s ilerlemek ten ya da bymekten ok eldekini korumay kendisine hedef semi bir durumdayd. Tm dnyas bu temel zerine ina edilmiti. retim sreleri, dini anlaylar vs. hep birlii korumak zerine kuruluydu. .Sosyoloji modern sanayi toplumunu inceleyen bir aratrma disiplini olarak tanmlanabilir. Buna bal olarak da, zmeye alt pratik sorunlara bal olarak kuramsal yaklamlar, temelde modern toplumu meydana getiren 4 temel srecin ya da devrimin oluturduu birikimlerin izlerini tar: .(1) Doa bilimlerindeki gelimeler (bilimsel devrim); .(2) felsefe ve sanat alannda yaanan gelimeler (reform, Rnesans ve aydnlanma felsefesi); .(3) sanayi devrimi; ve .(4) siyas devrimler (Fransz htilali ve devamndaki pek ok ii - kyl ayaklanmas). Tom Bottomore, sosyolojinin ilk dnemde gsterdii zellikleri zl bir biimde belirtiyor: . Toplumbilimin

benim izmeye altm snrlar iindeki tarih - ncesi kabaca, 1750 - 1850 dnemindeki yzyllk bir sreyi iermektedir. Bu dnem, bir baka deyile, Montesquieu nun De l esprit des lois [ Kanunlarn Ruhu ] adl eserini yaynlamas ile, Comte, Spencer ve Marx n ilk yazlarn yaynladklar tarihler arasndadr. Ayr bir bilim olarak toplumbilimin olutuu dnem ise ondokuzuncu yzyln ikinci yars ile yirminci yzyln ilk blmdr. Bu ksa zetlemeden, ilk dnem toplumbilimin baz zeliklerini grmek mmkndr. Hereyden nce, ilk dnem toplumbilimi ansiklopedik tir; insan toplumunun tarihinin ve toplumsal hayatn tmn birden kapsamak istemektedir. kinci olarak, tarih felsefesinin etkisi ve daha sonralar evrim konusundaki biyolojik teorinin bu etkiyi pekitirmesiyle toplumsal evriminin temel aamalarn ve ileyiini aklamaya alt iin evrimcidir . nc olarak, karakter ynnden doal bilimlere benzer biimde, genellikle bir pozitif bilim saylmaktadr. Onsekizinci yzylda toplumsal bilimler (sosyal bilimler) byk lde fizik bilimini model almlardr. Toplumbilim, ondokuzuncu yzylda, toplumu bir organizma olarak tasarlayan eitli dncelerden ve toplumsal evrime ilikin genel yasalar karma abalarndan anlalaca gibi, biyolojiyi model almtr. Drdnc olarak, genel kapsal bir bilim olma iddiasna ramen, toplumbilim zellikle onsekizinci yzyldaki siyasal ve ekonomik devrilerin yarat toplumsal sorunlarla ilgilenmi; hereyin stnde de, yeni sanayi toplumunun bilimi olmutur. Son olarak, bilimsel olduu kadar ideolojik bir karaktere de sahiptir; oluumunda tutucu ve radikal dnceler birlikte yer alm, biribiriyle elikin teorilere yol am, gnmze dek sren tartmalara neden olmutur. .Sosyolojinin, ilk andan itibaren aklama abas ierisinde olduu 3 ana balk tespit etmek mmkndr: .(1) Dzen problemi ( Toplumsal Statik) .(2) lerleme ( Toplumsal dinamik ) .(3) Dnya zerindeki toplumlarn tasnifi ve Avrupa nn/Bat nn dier toplumlardan farklln, stnln ve gelimiliinin meru bir aklamas. (Bu aklamalar, Batl zihinde, sonraki yllarda Avrupa toplumlarnn giriecei smrgeci faaliyetleri merulatrc, hatta insanla kar yklenilen aydnlatma misyonu nun meru bir aklamas gibi ilevler de stlenecektir.) Bu derste ilenecek temel kavramlar .Sosyoloji .Sosyolojik Tahayyl / Toplumbilimsel imgelem (C. Wright Mills) .Gndelik Hayatn Bilgisi / Saduyusal Bilgi (Zygmunt Bauman) .Sosyolojinin dier bilim dallaryla ilikisi ve farkllklar Sosyoloji nedir? .Sosyoloji toplumun ya da toplumsal ilikilerin bilimsel olarak incele[n]mesi dir (E. Mine Tan) .Sosyoloji, toplumla ve toplum olaylar ile ilgili bilgilerimiz sistemidir. (Baykan Sezer) . nsann sosyal davranlarnn anlalr ilmidir (Max Weber) .Sosyoloji olmas gerekenin deil, olann ilmidir. (Hans Freyer) . Sosyoloji, insann toplum yaamnn, insan gruplar ile toplumlarnn bilimsel incelemesidir. (Anthony Giddens) .zetle; .Sosyoloji; toplumsal hayatn, toplumsal deimenin ve insan davrannn toplumsal nedenlerinin ve sonularnn sistematik olarak incelenmesidir. Sosyoloji, insanlar arasndaki ilikileri ve siyasetten teknolojiye, ekonomiden ehir hayatna, kltr ve medyadan dine varncaya dek insan faaliyetlerini geni bir dzlemde inceler. Sosyolojik Tahayyl (Toplumbilimsel mgelem) .Sosyolojik tahayyl, bireyin grnte zel olan problemleri ile nemli toplumsal meseleler arasndaki balantlar yakalamaya uraan bir yaklamdr. Meydana gelen bireysel ya da toplumsal olaylar en geni biimde anlamay, gemi, bugn ve gelecek perspektif ierisinde ve baka toplumsal olaylar ve srelerle ilikili olarak deerlendirmeyi salk verir. .Sosyolojik tahayyl; bizden, her eyden nce, kendimizi gndelik yaamlarmzn bildik sradanlndan, yeni bir bakla uzaklatrarak dnmeyi gerektirir. Sosyoloji ve Saduyu .Sosyolojik dnce tarzndan ayrlan teki yollar arasnda saduyu zel bir yer tutar. Belki dier akademik dallardan daha ok sosyoloji, kendi yeri ve pratii iin nemi tartlmaz sorunlarla dolu olan saduyuyla (hayatmzdaki gnlk ilerimizi yrtmek iin faydalandmz zengin ancak dank, sistematik olmayan, genelde balantlar belirsiz ve sze dklemeyen bilgi ile) ilgilidir. Gnlk rutinlerin iine iyice daldmzda, olup bitenlerin anlam zerinde pek dnmeyiz; hatta zel deneyimimizi bakalarnn bana gelenlerle karlatrmaya, bireysel olandaki sosyal olan, tikel olandaki genel olan grmeye frsatmz hi olmaz; sosyologlarn bizim yerimize yaptklar tam da budur. Biz onlardan kiisel hayat hikayemizin baka insanlarla paylatmz tarih ile nasl rldn bize gstermelerini bekleriz. .Bauman, sosyolojik bilgi ile saduyusal bilgi arasnda, drt temel farkllk olduunu vurgulamaktadr: .(1) Saduyudan arkl olarak sosyoloji, bilimin bir vasf olduu kabul edilen sorumlu konuma nn kat kurallarna kendini uydurmaya gayret eder. .(2) kinci farkllk, yarg oluturmak iin materyalin karld alann bykl ile ilikilidir. .(3) sosyoloji ile saduyu arasndaki nc farkllk tek tek her kiinin insan gerekliine anlam verme biimleriyle; kiilerin meraklarn gidermek iin, neden bu deil de unun olduunu ya da durumun neden byle olduunu nasl aklamaya kalktklar ile ilgilidir. .(4) Sosyoloji, sorduu sorularla hepimiz iin bildik olan eyleri bulmacalara dntrr; bildik olan bilinmeyen haline getirir, sorunlatrr. ZET Antik a, eski Yunan filozofu Sokratesin felsefeyi gklerden yeryzne indirmesiyle, bir dier ifadeyle, metafizik konulardan insana ve onun toplumsal hayatna ilikin meselelere ynlendirmesiyle balayp yaklak olarak M.S. V. yzylda Roma mparatorluunun yklmasna dein geen dnemdir. Bu dneme damgasn vuran iki medeniyet Yunan ve Roma medeniyetleridir. Bu dnemde siyasi teorilerini inceleyeceimiz dnrler arasnda materyalist ve idealist felsefe okulu mensuplar, Sofistler, Platon ve Aristo yer almaktadr. Ancak bu nemli dnrlere gelmeden nce polis dzeni hakknda temel baz bilgiler vermek yerinde olacaktr. Bu ilk derste, Yunan polis dzeninde site, klelik, vatandalk, demokrasi ve

zgrlk gibi kurum ve kavramlar genel hatlaryla incelenecektir. Giri Siyasal dnceler tarihinin konusu, siyasi iktidarn kayna ve kullanl ile ilgili olarak tarih boyunca ileri srlen grleri kronolojik bir sra iinde vermektir. Siyasal dnceler tarihini, toplumsal ve siyasal sorunlara sistematik cevaplar aranmaya balanmasndan gnmze geen dnem iinde, kabaca drt farkl dnem iinde incelemek mmkndr. Sosyo-ekonomik, siyasal ve kurumsal zellikleriyle birbirinden farkllaan bu dnemler: 1- Antik dnyann polis (site-devleti) dzeni; 2- Orta an feodal yaps; 3- Yeni ada milli devlet ve monari tartmalar 4- Yakn ada ulus-devlet ve milliyetiliin douu olarak belirlenebilir. LK A Yunan ehir Devletlerinde Siyasi Dnce Antik a dncesine yn veren Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi dnrlerin iinde yaadklar sosyo-ekonomik evre polis (site-devleti) dzenidir. Nfuslar milyonlar bulan gnmz ulus-devletlerinden farkl olarak polisler nfuslar birka binden birka yz bine deien grece kk siyasal topluluklard. Ken- di kendine yeterlie byk nem veren polisler kleci ekonomik dzene sahiptiler. Bu topluluklarda siyasal kararlarn alnmasna katlm, yani vatandalk, erkeklerle snrlanmt. Toplumun yarsn oluturan kadnlar vatandalk haklarndan yoksundular. Yunan dncesinin anlalabilmesi iin ncelikle Yunan siyasi ortamnn aydnla kavuturulmas gerekmektedir. Yunan ehir devletleri, dier bir ifadeyle Yunan siteleri, gnmzde iinde yaadmz siyasi topluluklardan ok nemli baz farkllklar arz etmekteydi. Bu nedenle, eski Yunan siyasi dncesini anlayabilmek iin, ncelikle bu dncenin maddi temellerini ve hareket noktasn meydana getiren kurum ve kavramlara ksaca bir gz atmak gerekir. Yunan siyasi yaamn kavrayabilmemiz iin ncelikle bilmemiz gereken balca kurumlar site ve kleliktir. Site: Eski Yunanda siyasi hayat, polis (ehir/site devleti) dzenine dayanmaktayd. Site, gnmzde modern devletin birok ilevini yerine getirmekle birlikte birok noktada modern yani ulus-devletten farkllamaktayd. Yunanlar siteyi, tpk buday gibi, Tanrnn kendilerine bahettii ltuflardan biri olarak grmekteydiler. Her polis siyasal adan bamszd ve kendi kendini ynetirdi. Yunanlar siteye sahip olmalar nedeniyle, barbar kavimlerden ayr ve onlardan stn olduklarna inanyorlard. Site, sadece tek bir ehirden olumamaktayd; bir ya da birok ehirle bunlarn etrafnda yer alan krsal kesim (kyler) de sitenin kapsamna girmekte ve hep birlikte bir siyasi birlik oluturmaktaydlar. Yunanlar siteye balayan hukuki balarn yan sra dini balar da sz konusudur. Her sitenin kendine zg tanrlar vardr. Bu alamda, site siyasi olduu kadar dini bir birliktir. Dini bayramlar ayn zamanda milli bayramlardr. Yunan siteleri arasnda en nemlisi Atinadr. Farkl tanrlara sahip olmalar nedeniyle kendi aralarnda farkllaan sitelerin en temel zellii ise hepsinin kendini Yunan medeniyetine ait hissetmeleri ve hepsinin Yunan hukukuna tabi olmalardr. Klelik: Klelik, ilk a uygarlklarnda nemli bir kurumdur. Yunan demokrasisi, yani Yunan sitelerinde uygulanan demokrasi kleci bir ekonomik dzene dayanmaktayd. Yunan site vatanda yaamlarn klelerin rettikleriyle srdryor, zamanlarn sitenin ynetimine ayryorlard. Sitelerde az saydaki vatandan katlmyla uygulanan dorudan demokrasi kleler sayesinde mmkn olabiliyordu. Eski Yunanda klelik kamuoyu tarafndan neredeyse hi sorgulanmam, dnrlerin geneli tarafndan (bas istisnalar hari) da tartma gtrmez konu olarak grlmtr. Yunan dnrlerin geneli iin klelik doal bir kurumdur. zetle sylemek gerekirse, Yunan demokrasisi az sayda vatandaa zg ve kleci bir sosyoekonomik sisteme dayal bir ynetim biimidir. Polis dzeninde demokrasi Asl Yunanca olan demokrasi kavram, halkn ynetimi anlamna gelmektedir. Yunan siteleri demokrasinin beii olarak bilinir. Ancak bata Atina Sitesi olmak zere bu ehir devletlerinde sadece demokrasinin uygulandn iddia etmek yanltr. Dnemin Yunan dnrleri ynetim ekli ve onlarn bozulmu biimlerinden sz ederler: Monari zamanla tiraniye dnmeye, oligari kendi iinde yozlamaya, demokrasi ise ar bir biimde uygulanrsa anari halini almaya mahkmdur. Yunanda farkl ynetim ekilleri tartlmakta ve uygulanmaktayd. Kimisi halkn kendi kendini ynetmesi anlamna gelen demokrasiyi, kimisi belirli sayda kiinin ynetimi olan oligariyi, bazlar da tek kiinin ynetimi olan monariyi savunur. Tep Sitesinde monarinin, Ispartada ise oligarinin uzun zaman uygulanm olduu bilinmektedir. Peki, Atinada M.. V. yzylda uygulanan demokrasiden tam olarak neyi anlamak gerekir? Her eyden nce, Yunan siteleri kalabalk bir kle nfusuna sahip olsalar da demokrasi sadece vatandalar iindir. O dnemin anlayna gre baz insanlar emretmek, kimileri de emir almak zere doarlar. Klelik doutan sahip olunan veya sava neticesinde dlen bir durumdur. Yunan demokrasisi mutlak ve dorudan bir demokrasidir; yani her bir vatanda ynetime temsilcileri vastasyla deil dorudan katlr, yaslarn hazrlanmasnda ve siyasi kararlarda sz sahibidir. Bu durum vatandalarn mutlak eitliini de beraberinde getirir. Sitelerin yzlm ve nfusunun bugnn ulusal devletlerinden ok daha kk olmalar dorudan demokrasiyi (yani vatandalarn tmnn ynetime ve kanunlarn yaplmasna katlmasn) mmkn klmaktayd. Yunan demokrasisinde zgr olanlar sadece vatandalardr ve site ynetimine ve kamu hizmetlerine katlanlar sadece onlardr. Kleler ve yabanclar (metekler) bu haklardan mahrumdur. Ksaca zetlemek gerekirse, Yunan sitelerinde zgr olmak demek, ynetime katlmak anlamna gelmektedir. SONU Yunan dncesinin anlalabilmesi iin ncelikle Yunan siyasi ortamnn aydnla kavuturulmas gerekmektedir. Bu ilk derste, Yunan site-devletlerinin genel baz zellikleri incelenmi; bu erevede site, klelik, demokrasi gibi baz temel kavramlar zerinde durulmutur. Yunan siyasi hayat, polis (ehir/ site devleti) dzenine dayanmaktayd. Her polis siyasal

adan bamszd ve kendi kendini ynetirdi. Site, Yunanlar arasnda siyasi ve hukuki olduu kadar dini bir birliktelii de ifade etmekteydi. Polis dzeni, kleci bir ekonomik dzene dayanmaktayd. Yunan ehir devletlerinde demokrasinin yan sra farkl dnemlerde monarik ve oligarik ynetimler de uygulanmtr. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. Eski Yunan dnrlerine gre monari ile tirani arasndaki iliki aadaki kavram iftlerinden hangisinde mevcuttur? a) Demokrasi - Oligari b) Demokrasi - Anari c) Cumhuriyet - Vatandalk d) Demokrasi - Cumhuriyet e) Hepsi 2. lk a hangi olayla sona ermitir? a) Yunan site devletlerinin k b) Hristiyanln douu c) Roma mparatorluunun kurulmas d) Roma mparatorluunun ykl e) stanbulun fethi 3. Yunan demokrasisiyle ilgili aadaki deerlendirmelerden hangisi yanltr? a) Demokrasi sadece vatandalar iindir b) Yunan demokrasisi dorudan bir demokrasidir c) Kadnlar da erkeklerle ayn siyasi haklara sahiptir d) Yabanclar sitenin ynetimine katlamazlar e) Vatandalar arasnda mutlak bir eitlik vardr Yantlar: 1-b; 2-d; 3-c 2.Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bu derste, Eski Yunan dnrlerinin demokrasi hakkndaki gr ve eletirileri ele alnacak, zellikle Ksenofon ve Herakleitosun dnceleri incelenecektir. Ayrca Sofistlerin toplum ve siyaset, zellikle de devlet konusundaki fikirleri zerinde durulacaktr. Eski Yunan Dnrleri ve Demokrasi Eletirileri Siyasi dnce ile toplumsal ve ekonomik hayat arasnda dorudan bir iliki vardr. Farkl eletirel siyasi dncelerin ortaya kmas toplumsal ve iktisadi deiimlerle eanldr. M.. V. yzyln sonlarndan itibaren demokrasinin eletirilmeye balanmas, demokrasi kart dncelerin belirmesi Yunan sitelerinde ortaya kan toplumsal ve ekonomik gelimelerle paralellik arz etmektedir. Dnemin dnrlerinden Ksenofon, demokrasinin blnmelere ve disiplinsizlie yol atn, yneticilerin genellikle yeteneksiz kiiler olduklarn ileri srm, Ispartadaki otoriter rejimi yceltmitir. Eflatun ise ounluun kararlarnn her zaman adil olmadn savunmutur. Ne olmutur da Yunan demokrasisi giderek anariye dnm ve eletirilere maruz kalmtr? Ksenofon (M.. 430355)un Atina Sitesindeki gelimelere dair analizi bu soruya cevap niteliindedir. Tarihi, filozof ve ayn zamanda asker olan Ksenofona gre Atina, varln ve gcn denizciler ve gemi yapmclarna borlu bir siteydi. Denizciler, giderek artan toplumsal ve ekonomik arlklarna paralel olarak ynetimde daha fazla sz sahibi olmak istemilerdir. Bu ama dorultusunda eski toprak aristokrasine kar mcadele veren denizciler site vatandalarnn da nemli bir ksmn yanlarna ekmeyi baarmlardr. Denizciler zmresi ile site vatandalarnn toprak aristokrasisine kar yrttkleri ortak mcadele, ilerleyen derslerimizde greceimiz baka bir durumu hatra getirmektedir: Feodaliteye kar savaan burjuvazi ve bunlarn yannda yer alan ezilen kyl snf ile manifaktr1 iilerinin ortak mcadelesi. Ticaret yapan denizcilerin iktidara ortak olmalar demokrasinin ortaya kna vesile olmutur. Ancak zamanla, iktidara gelen tccarlarn karlaryla ounluun karlar arasnda elikilerin belirmesi, te yandan toprak aristokrasisinin honutsuzluu demokrasinin eletiri oklarna hedef olmas sonucunu dourmutur. Bu eletirilerden bir ksm demokrasiyi toptan reddetme eilimindeyken, bazlar da demokrasinin arlklarnn giderilmesi iin reformlar tavsiye etmitir. O dnemde demokrasiye eletiri ynelten en nemli dnrlerden biri phesiz Eflatundur. Eflatunun demokrasi karsndaki tavr, yukarda bahsettiimiz ikinci tr eletirilere gzel bir rnek tekil eder: Eflatun, bir dizi reform ile demokrasinin olumsuz yanlarnn ve arlklarnn giderilebilecei dncesini savunur. Eflatunun grlerine gelmeden nce, Yunan dncesinin farkl boyutlarn ve gnmze olan yansmalarn grmemizi salayacak Herakleitos ve Sofistlerin grlerine temas etmekte fayda ver. Herakleitos: Bir nehirde iki kez ykanlmaz M.. 540-480 yllar arasnda yaam olan Efesli Herakleitos eitlie ve dolaysyla demokrasiye inanmayan bir dnrdr. Ona gre halk anlaysz ve her eyin d grnne aldanan bir yndan ibarettir. Bu dnceleri ile Herakleitosu sekinci (elitist) bir dnr olarak nitelendirmek yanl olmaz. Yani ynetim, eit kabul edilen vatandalara braklmamas gereken bir itir. Bu nemli grev sekin (elit) bir aznln hakk olmaldr. Zanaat retiminin, bir sermayedarn rgtledii i yerinde belli bir iblm iinde yapld retim eklidir. retim el emeiyle alan iiler tarafndan, herkesin bamsz bir blmn rettii veya btn retim srecini yklendii iki ayr biimde de yrtlr. Zanaatkrlktan sanayilemeye gei evresini oluturan manifaktr retiminde makine nemli bir yer tutmaz. Herakleitosun bizim iin asl nemi, yakn dnem siyasi dncesine yapt etkiyle ilgilidir. 19. yzylda, nce Hegelin ortaya koyduu, ardndan Marksn gelitirdii diyalektik (eytiim) ynteminin kkleri Herakleitos dncesinde bulunmaktadr. Herakleitosa gre evren srekli bir olu, bir sretir. Bu srete ztlklar srekli olarak atr, birbirini izlerler. Evrende duran ve kalan bir ey yoktur: scak souk olur, souk ise scak; ya kuru olur, kuru da ya. Efesli dnrn nl deyimiyle: Ayn nehirde iki kez ykanlmaz. nk sular deiir, akp gider. Bugnk nehir artk dnk nehir deildir, sadece grnte dnkne benzer. Sofizm Nedir? Sofistler Nasl Bir Devlet Savunurlar? Sofizm, Atinann siyasi ve kltrel olarak gelitii, demokratik bir dzenin kurulduu dnemde ortaya kan bir dnce akmdr. Sofistler, demokratik dzenin gerekleri nasl yerine getirilir sorusuna cevap aramlardr. Sofistlerin en belirgin zellii hitabet, yani etkili sz syleme sanatna verdikleri nemdir. Onlara gre, vatandalarn dnml olarak yneticilik yapt, yasalarn hazrlanma srecine katld dorudan demokrasi dzeninde insanlar her eyden nce gzel ve etkili sz syleme yeteneine sahip olmaldrlar. Bu, insann karsndakini inandrabilmesi iin gereklidir. Sofistlerin bu

inanc onlarn pheci ve rlativist (greci) olma zellikleriyle uyumluydu. Onlara gre, herkes iin geerli olan objektif (nesnel) bir gerek sz konusu olmaz. Sofistlerin en mehur ve kurucu filozoflarndan Protagorasa gre insan her eyin, var olan eylerin var olduklarnn ve var olmayan eylerin var olmadklarnn, lsdr. Dier bir ifadeyle, doru olan ey, u anda alglanan, duyulan, istenen ve zlenen eydir. Bir eyin doru olmas demek, o eyin her hangi bir kimseye doru grnmesi demek. Sofistler, herkes iin geerli olacak genel ve kesin bir bilginin olanakszln gstermeye almlardr. Bu anlamda, Sofistler Tanr inanc ve evrenin kkenleri konusunda da insandan insana deien farkl gereklerin olabileceini savunurlar. Onlara gre Tanrnn (veya Tanrlarn) varl veya yokluu konusunda kesin bir hakikat yoktur. Nitekim Protagoras, Tanrlarn, ne var olduklar ne de olmadklar biliyorum diyerek dini alanda da pheci bir tavr ortaya koymutur. Sofistler, agnostisizm (bilinmezcilik) ad verilen, teolojik anlamda bir yaratcnn veya bilimsel anlamda evrenin nereden trediinin bilinmedii veya bilinemeyeceini ileri sren felsefi akmn nclerindendir. Sofizmin yukarda ksaca bahsettiimiz zellikleri, 18. yzylda ortaya kacak olan Aydnlanma dncesini hatrlatmaktadr. Her iki dnce de kendilerinden nceki geleneksel dncelere kar sava am, insan (daha ak bir ifadeyle insan akln) merkeze almtr. Her iki dnce de toplum, ahlak ve siyasetle ilgili tm kurumlarn insanlarn bir rn olduunu ileri srer. Bu yaklam, doal olarak, insanlar tarafndan meydana getirilen btn bu kurumlarn yine insanlar tarafndan deitirilebilecei dncesini de kapsar. Devlet, bu kurumlardandr. Devlet nedir? sorusuna Sofistler iki farkl yant verirler. Bu yantlar, devletin neden ve nasl ortaya kt sorusundan hareketle verilen cevaplardr. Sofistlerin bu sorulara verdikleri cevap ada devlet kuramlarnn temellerini tekil eder. Bunlar, szleme ve kuvvet kuramlardr. Szleme kuramn savunan Protagoras ve Antiphon gibi Sofist dnrlere gre, insanlar dier canllar arasnda topluluk hayatna en fazla gereksinim duyanlardr. Doadaki dier canllara gre ok daha korunaksz ve aciz bir durumda olan insanlar yaamlarn ve trlerini idame ettirebilmek iin topluluk halinde yaamak ve karlkl yardmlamak zorundadrlar. Bu gerein, yani toplu yaama zorunluluunun farkna insanlar, iblmne dayanan bir szlemenin gerekli olduunu kavramlardr. Devlet bu gereklilikten domutur. Asrlar sonra, 17. ve 18. yzyllarn dnrlerinin nemli bir ksm da devletin kkeni konusunda ayn eyi syleyeceklerdir. Sofistlere gre insanlar, karlarna uygun den bir szlemeyle, birlikte yaama ykmll altna giriyorlar. Szlemeyi yapanlar, yani devleti kuranlar, eit haklara sahip olmal ve toplum halinde yaamann nimetlerinden eit lde yararlanmallar. Sofistlere gre insanlar arasndaki tek ayrlk topluluu devam ettirebilmek iin her ferdin ayr bir i grmesi, her birinin ayr bir grevi yerine getirmesidir. Bu noktada, Sofistlerin o dnem iin son derece ilgin bir yn karmza kmaktadr. Sofistler, lk a filozoflarnn doal kabul edip zerinde hi durmadklar veya sorgulamaya cesaret edemedikleri bir kurumu eletirirler. Bu kurum kleliktir. Sofist filozoflara gre, ayn toplum iinde yaayan insanlarn eitsiz bir durumda olmalar toplumun temel yasasna yani szlemeye aykrdr. Tartlmaz kabul edilen kurumlarndan biri olan klelii eletirmeleri dolaysyla Sofistler, dnemin geleneki evreleri tarafndan dlanmlardr. Sofistlerin devlet hakknda savunduklar ikinci dnce, asrlar sonra gelitirilecek ada devlet teorilerinden birinin temelini tekil eden kuvvet kavramn esas almaktadr. Kallikles ve Thrasymachos gibi Sofistlere gre devletin ortaya knda szleme deil kuvvet rol oynamtr. Thrasymachosa gre, insann genel eilimi ve temel igds kendi iradesini bakalarna kabul ettirmektir. nsanlar, gller ve zayflar olmak zere ikiye ayrlr; yasalar gllerin zayflara kendi iradelerini zorla kabul ettirmelerine hizmet eder. Kalliklese gre ise adalet ve ahlak gibi kavramlar, acizlerin uydurduu eylerdir. Ama, gllerin kuvvetlerini kullanmalarn engellemek veya snrlamaktr. Fakat gl insanlar bu hileye aldanmayacak kadar zekidirler ve kuvvetlerini kullanmaktan geri durmazlar. Kallikles ve Thrasymachos gibi Sofistlerin devlete dair savunduu bu ikinci gr, szlemeyi deil tersine mcadeleyi nceler. Devletin ortaya kndaki asl neden insanlar arasndaki mcadeledir. Bir toplumda herkesin ayn haklardan faydalanmas sz konusu olamaz, toplumdaki nimetlerden gller faydalanr, zayf olanlar ise bundan yoksun olarak yaarlar. SONU M.. V. yzyln sonlarndan itibaren Yunan sitelerinde meydana gelen toplumsal ve ekonomik gelimelere paralel olarak demokrasi kart dnceler belirmeye balamtr. Bir ksm dnr demokrasiyi toptan reddetme eilimi gsterirken, bazlar da demokrasinin arlklarnn giderilmesi iin reformlar tavsiye etmitir. Eflatun, bir dizi reform ile demokrasinin olumsuz yanlarnn giderilebilecei dncesini savunmutur. Eitlie ve dolaysyla demokrasiye inanmayan Herakleitos ise ynetimin, vatandalara braklamayacak kadar nemli bir i olduunu belirterek bu grevin sekinlere ait olmas gerektiini ileri srmtr. Sofistler ise demokratik dzenin gereklerinin nasl yerine getirilebilecei zerine dnceler ortaya atmlardr. Tm insanlar balayabilecek genel ve objektif (nesnel) bir hakikatin olmadna inanan Sofistler dorudan demokrasi dzeninde insanlarn her eyden nce gzel ve etkili sz syleme gcne sahip olmalar gerektiine iaret etmilerdir. Sofistler ayrca devlet nedir? sorusuna cevap aramlar ve bu soruya szleme ve kuvvet kavramlarn merkeze alan iki farkl yant vermilerdir. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. Ksenofona gre Atinann gc hangi mesleki-toplumsal snfa dayanmaktayd? a) Yneticiler ve filozoflar Denizciler b) ve gemi yapmclar c) iftiler d) Zanaatkrlar e) Madenciler 2. 19. yzylda Hegel ve Marxn gelitirdii diyalektik

(eytiim) ynteminin temelleri hangi dnr tarafndan atlmtr? a) Aristo b) Eflatun c) Herakleitos d) Ksenofon e) Kallikles 3. Devletin ortaya kn szleme ve kuvvet kavramlaryla aklayan ve ada devlet kuramlarna kaynak tekil eden felsefi akm hangisidir? a) Stoaclk b) Sinizm c) Epikrclk d) Platonizm e) Sofizm Yantlar: 1-b; 2-c; 3-e 3.Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bu blmde, Eski Yunan dncesinin nemli iki ismi olan Eflatun ve onun rencisi Aristonun savunduu fikirler (idealizm) ele alnacaktr. Bu iki dnrn devlet, ynetim biimleri ve bireytoplum ilikisi hakkndaki dnceleri ayr ay incelenecek, ayrca grleri arasndaki temel farkllklar tartlacaktr. Eflatun (Platon) ve dealizm Dncesi M.. 428-348 yllar arasnda yaam Atinal bir dnr olan Platon, Arap-slam dnyasnda (Arapada p harfi olmad iin) Eflatun adyla bilinir. Soylu bir aileye mensuptur. Ailesinin birok ferdi gibi o da yneticilik yapmak istemi ancak grleri dnemin siyaset anlayyla elitii iin bunu baaramamtr. Kendi ifadeleriyle, Atina demokrasisinin neden olduu cehalet, bireycilik ve karclkla mcadele etmitir. Atinada, Akademia adn verdii bir okul kurmu, orada krk yl retmenlik yapm, diyaloglardan oluan eserler vermitir. Bu eserlerinde idealizm felsefesini savunmutur. dealizm, her trl varl dncenin kendisi saymakta, maddi gereklere oranla maddi olmayan ilkelerin daha salam ve asli bir varl olduunu ileri srmekte ve maddi gereklerin bu ideal varlklardan trediini ileri srmektedir. Bu anlamyla idealizm, materyalizmin (zdekilik) kartdr. Eflatuna gre iki ayr evren vardr: dealar evreni ve grntler evreni. dealar evreni ncesi ve sonras olmayan, deimeyen ideal varlklarn evrenidir. Grnler evreni ise srekli deien ve sonlu varlklarn evrenidir. Asl olan, deien dolaysyla mkemmel olmayan eylerin (yani nesnelerin, grnlerin) arkasnda yer alan mkemmel ve srekli olan idealardr. Bizim duyularmzla algladmz eyler, idealarn yansmalar veya glgeleridir. Eflatun bu iki ayr evreni, maara alegorisiyle aklar: Grntler evreninde yaayan insanlar, bir maarann iinde arkalar maarann kapsna dnk vaziyette zincirlenmi varlklara benzerler. Bu varlklar, gneli bir havada maarann duvarlarnda, kapnn nnden gelip geenlerin ancak glgelerini grrler. Bu mehur maara benzetmesinde Eflatun, insanlarn tpk maarada yaayan varlkla gibi gerekleri deil, yalnzca bu dnyaya yansyan glgeleri grebileceklerini anlatmak ister. Eflatuna gre deal Devlet ve Ynetim Biimleri Eflatun devleti, yukarda akladmz idealar dncesinden hareketle kurmak ister. Eflatunun yeryznde kurmak istedii devlet, henz eine rastlanmam; ancak idea olarak mevcut olan bir devlettir. Ona gre insan hayatnn temel amac erdem olmaldr; bunun topluma yansmas ise adalettir. Eflatunun hayalini kurduu toplumda eitim, yasalarn yerini alacaktr; toplumsal dzen yasalara gerek kalmadan eitimle salanacaktr. Eflatunun siyasetle ilgili nemli diyalogu vardr: Devlet, Devlet Adam ve Yasalar. Devlet adndaki eserde politika ve felsefe arasndaki iliki aka grlr. Eflatuna gre zel ve kamu yaamn dzene koyacak olan felsefedir. Bu temel dncesiyle Eflatun, Sofistlerin pheciliine, kaba gerekiliine ve igdlerine gre yaama felsefesine kar kar. Ona gre devlet, insanlarn bir araya gelerek kendi iradeleriyle kurduklar bir kurum deil, bunun ok tesinde bir eydir: Devlet, bir btn, bir organizmadr. Yani devlet byk lekli bir insandr veya tersinden ifade etmek gerekirse insan kk lekli bir devlettir. Yunan dnrlerinin genel olarak savunduu Sitenin bireye ncelii fikri Eflatunun siyaset felsefesinin de temelini tekil etmektedir. Ona gre Sitenin kamunun karlar bireyin karlarna gre daha nemlidir. Bu gr, organizmac yaklamla da uyum iindedir: Organizmac gre gre her birey organizmann (btnn) bir hcresi (paras) olmaktan ibarettir. Birey, tpk bir hcre gibi kendine den grevi yerine getirmekle ykmldr. Eflatuna gre iyi bir dzen tesis edebilmek iin ie Sitenin yneticilerinden ve askerlerden balanmal. Bunlarn zihnen, ruhen ve bedenen (matematik, mzik ve jimnastikle) ok iyi bir ekilde eitilmeleri salanmal. Ancak eitim de yeterli deil; dzen ve adaletin salanabilmesi iin ayrca iki kurumun ortadan kaldrlmas art: aile ve zel mlkiyet. Sitenin muhafzlar (askerler) toprak ve ev (aile) sahibi olmamal; bunlarn geimleri dier alan snflar tarafndan salanmal. Eflatun bu dnceleri ortaya atarak, muhafzlarn aile ve mlk gibi tutkulardan arndrlmalar ve bylece kendilerini tamamen Siteye adamalarnn salanmasn amalyordu. Grld gibi Eflatun, eitli snflarn var olduu hiyerarik bir toplum dzeni neriyor. En stte, en baarl muhafzlar arasndan seilmi ve bata felsefe olmak zere eitli konularda sk eitimden geirilmi filozof-krallar yer almakta. Onlar muhafzlar izliyor. nc srada ise iftiler, zanaatkrlar ve tccarlar geliyor. Bu sonuncular Sitenin yksek menfaatleri ile dorudan ilgili olmadklar iin mlk edinme ve aile kurma hakkna sahipler. Sitede dzen ve adaletin temini iin bu farkl snflarn korunmas, yani hiyerarik toplum yapsnn srdrlmesi gerekmekte. Eflatunun ve genel olarak Antik Yunan dnrlerinin savunduu hiyerarik toplum, ayn dnemde baz eletirilere maruz kalmtr. Site-devlete ve onun ngrd hiyerarik toplum dzenine kar kan felsefi akmlarn banda sinizm (kinizm) gelmektedir. Kpek anlamna gelen Yunanca kyon kelimesinden treyen sinizmin (kinizm) kurucusu Anthisthenes (M.. 444-365)e gre mutlulua ancak erdemle ulalr ve erdem sahibi olmak da ancak dnyevi hazlar yadsmakla mmkn olabilir. Sinik dnrler, zenginlii, aileyi, evlilii, vatandal ve n nemsemezler. Bunlarn insan daha deerli kldna inanmazlar. Toplumsal ayrcalklara kar nefret hisleri besleyen sinikler eski a anaristleri olarak kabul edilebilir. Bu nefret, onlarn toplumsal eitsizliklere arkalarn dnemeye bu ayrcalklarn nemini yitirdii

ruhsal bir evrene snmalarna yol amtr. mparator skenderin bir dilei olup olmad sorusuna Glge etme baka ihsan istemem karln veren ve bir fnn iinde yaayan Sinoplu Diyojen (M. 413-327) sinik dncesin en yetkili temsilcilerindendir. Sinizmle ilgili bu ksa aklamadan sonra tekrar Eflatuna dnelim. Ona gre, eitimin ihmal edilmesi veya mlkiyet zlemi ynetimin yozlamasna yol aar ve neticede timokrasi denilen rejim ortaya kar. Savalarn diktatrl anlamna gelen timokrasi, zamanla zenginlerin diktatrlne yani oligariye dnr. Buna tepki olarak ortaya kan demokrasinin yozlamas sonucu ise tek kiinin diktas olan tirani doar. Bu sonuncusu, Eflatuna gre en kt ynetim biimidir. Eflatuna gre bir ynetimi iyi veya kt klan lt, o ynetimin kendi koyduu kurallara uyup uymamasdr. Monari (bir kiinin iktidar) keyfilie dnrse tirani olur, aristokrasinin (yani birka kiinin iktidarnn) keyfilii oligariyi dourur, demokrasi (ounluun iktidar) ise anariye dnr. deal bir sitenin, yasalara gerek olmadan eitim yoluyla ve filozoflar tarafndan ynetilmesinden yana olduunu belirttiimiz Eflatun, hayatnn son yllarnda bu fikrini gzden geirme ihtiyac duyar. Son eserine Yasalar adn vermesi dikkat ekicidir. Yal Eflatun bu eserinde nceki grlerini bir kenara brakr ve yasalarn gerekliliinden ve erdeminden bahseder. Ayrca zel mlkiyet ve aile konusundaki grlerini yumuatr. Ynetim konusunda ise karma bir sistem nerir: bilgelii ve akl temsil eden monari ile zgrl temsil eden demokrasinin karmas. Aristonun Siyasi Dnceleri M.. 384-322 yllar arasnda yaayan Aristo (tam adyla Aristoteles), Eflatunun Akademiadaki dersleri takip eden rencilerindendir. Hocasnn lmnn ni ardndan Lise adn verdii kendi okulunu kurmutur. stad Eflatun gibi Aristo da idealist bir dnrdr. Ancak hocasnn, soyut ve genel nitelikteki idealar bamsz bir gereklik gibi tanmasn ve sadece onlar gerek olarak kabul etmesini eletirir. Aristoya gre bu genel nitelikler ancak somut eylerin sfat olduklar lde gereklik tarlar. dealar, varlklarn iinde yer alan zlerdir. Ksaca Aristo, Eflatuna gre daha somut bir dnce gelitirmeye gayret eder. Gzlem yntemine nem verdii iin siyaset biliminin babas saylr. Aristo da ideal devlet nedir? sorusuna cevap aramtr. Fakat o, bu soruya somut bir hareket noktasndan kalkarak cevap aramtr: anayasalar. Aristo Yunan sitelerinin anayasalarn incelemi ve ideal devletin nasl olmas gerektiine bu metinlerden hareket ederek cevap aramtr. Bu tavr, onun gzlemci yntemi benimsemi olduunun en arpc kantdr. Aristoya gre devletin amac her eyden nce birlii salamaktr. Devletin amac konusunda Eflatunla hemfikir olsa da ondan ayrld noktalar da mevcuttur: Aristo, devletin birliini salayabilmek iin ynetici snfa zel mlkiyet ve aile kurma yasa getirilmesine gerek olmadna inanr. Aristo u noktada da hocasyla hemfikirdir: Toplumda farkl kesimler arasnda nemli servet farklarnn olmas devletin birlik ve btnl iin bir tehlikedir. Fakat Aristo bu tehlikenin bertaraf edilmesi iin zel mlkiyetin kaldrlmasn nermez. Ona gre dengeyi salayacak olan orta snftr. Toplumun iyi ynetilmesi ancak orta snfn gl olmasyla mmkndr. Politika adl eserinde Aristo siyaset bilimi iin son derece merkezi bir nem tayan u soruyu sora ve yantlamaya alr: stnlk veya dier bir deyile egemenlik hangi ilkeyle tesis edilmelidir? Bu ilkeleri srasyla tartr: ounluk, belli bir aileye mensup olmak (asalet), zenginlik, askeri cesaret, bilim, erdem, deha. Egemenlik ounlua m, her zaman aznlkta kalan ekin kiilere mi, eitli yetenekleri olan deha sahibi kimselere mi ait olmal? Bu soruya Aristo egemenliin ounlua ait olmas gerekliliini belirterek cevap verir ancak neticede adaletin bu ilkelerin hi biriyle tam manasyla salanamayacan da belirtir. Egemenlii ellerinde tutanlarn hibir zaman arla kamamalar iin tek yol yasalarn stnln salamaktr. Bunun iin de Aristo yazl olmayan hukuku (teaml hukukunu) yazl hukuktan daha gl ve nemli addeder. Aristoya gre insan siyasi bir hayvandr ve tabiat gerei toplum iinde yaamak durumundadr. yleyse ama toplum olarak iyi yaamann salanmasdr. Bunun salanabilmesi iinse iyi vatandalara ihtiya vardr. yi bir Site iin iyi vatandalar gereklidir. Son tahlilde nemli olan, ama olan Sitedir; birey (vatanda) ise iyi bir Site iin aratr. Bu dnce, btnn paradan stn olduu inancndan kaynaklanmaktadr. Peki, Aristoya gre vatanda kimdir? Vatanda, ynetime ve adaletin salanmasna katk salayan kimsedir. Bu fonksiyonel bir tanmdr ve Atinada uygulanan dorudan demokrasiye uygun dmektedir. Vatanda bir yandan ynetir, dier yandan emirlere boyun eer. Emirler, yazl ve yazl olmayan yasalardr. Aristoya gre eitlik ve zgrlk doal bir durum deildir. Doal olan insanlar arar eitsizliktir ve bu tartma konusu bile yaplamaz. Emir sahibi olan Yunal komutandr, Barbar ise itaat etmekle ykmldr. Kadnlarn iradesi kleler kadar olmasa da snrldr ve onlar da buyruk altndadrlar. Bu tr eitsizlikler, baba-ocuk ilikisinde sz konusu olan eitsizlik durumu gibidir: Babann ocuk zerinde haklar olduu gibi, bir grup insann dier bir grup zerinde de hakk vardr. Aristonun yukarda zetlediimiz grleri, onun toplum iindeki eitsizlikleri merulatran organizmac bir dnceyi savunduunu gsterir. Ayrca, ilk toplumun aile olduunu, bunu ky ve daha sonra da ehir toplumlarnn takip ettiini syleyerek insanln tekml ettiini, olgunlatn, gelitiini ileri srer. Bylece Aristo, 19. yzylla ilgili ileriki derslerimizde daha ayrntl olarak inceleyeceimiz ilerlemeci tarih anlaynn temellerini atar. Aristoya gre deal Devlet ve Ynetim Biimleri Aristo devletin ayr ilevi olduunu belirtir: yasama, yrtme ve yarg. O da tpk hocas Eflatun gibi, ideal devletin gerekleebilmesi iin maddi bir dizi artn yerine getirilmesini gerekli grr. Yzlm ve nfus konusunda baz snrlamalar olmas gerektiini ileri srer. Devlet, kendi

kendine yetebilmesi bakmndan ne ok kk ne de ok byk olmaldr. Fazla kk olursa ekonomi ve savunma asndan zorluklarla karlaabilir. Ar byk olursa da ynetilmesi gleir. Hatrlanaca gibi Eflatun iyi (monari, aristokrasi, demokrasi), kt (tirani, oligari, anari) olmak zere alt ynetim biimi saymaktayd. yi ynetim biimlerinin kt ynetimlere dnmesin nedeni, yneticilerin kendi koyduklar kurallara uymamas, keyifleri dorultusunda bir ynetim sergilemeleriydi. Aristo da ayn ayrm yapar fakat ona gre l kamu kardr, yani genelin kar. Yneticiler ancak genel karlara uygun hareket ederlerse o ynetim iyi bir ynetim olabilir. Aristoya gre iyi (meru) ynetim biimi monari, aristokrasi ve bir tr lml demokrasi olan polisidir. Monarinin yozlamasndan tirani doar. Tek bir kiinin g kullanarak ve kurnazlkla kendi karn salamaya almasdr. Aristokrasinin bozulmas neticesinde oligari doar. Varlkllarn kendi karlarn korumak amacyla sergiledikleri devlet ynetimidir. Polisi bozulduu takdirde demokrasi ortaya kar. Demokrasi, Aristoya gre, sayca ok olan yoksullarn devleti kendi karlarna uygun olarak ynetmesidir. Aristonun siyasi dncelerinin temel zelliinin lmllk/l olduunu sylemek yanl olmaz. Ona gre monari, aristokrasi ve polisi lml/ll bir ekilde uyguland takdirde iyi birer ynetim ekilleridir. Arya kaldnda ise bu ynetim biimi kt ynetimlere dnr. lllk, onun orta snfa verdii nemde de kendini gsterir. Nitekim polisi de orta snfn ynetimidir ve ancak demokrasi ile oligarinin sentezinden meydana gelecek bir karma anayasayla gerekleebilir. Orta snfn, yoksul ve varlkl snflardan daha gl olduu bir toplumda uygulanacak bu karma anayasa dahi Aristoya gre kusursuz deil, ktlerin en iyisidir. SONU Eflatunun savunduu idealizm felsefesine gre, btn varlklar aslnda dncenin kendisidir. Maddi gereklere (nesneler) oranla maddi olmayan ilkeler (idealar) daha salam ve asli bir varla sahiptirler. Maddi gerekler bu ideal varlklardan tremilerdir. Asl olan, deien dolaysyla mkemmel olmayan eylerin (yani nesnelerin, grnlerin) arkasnda yer alan mkemmel ve srekli olan idealardr. nsanlarn duyularyla alglad eyler, idealarn yansmalar veya glgeleridir. Eflatunun yeryznde kurmak istedii devlet, henz eine rastlanmam; ancak idea olarak mevcut olan bir devlettir. Ona gre insan hayatnn temel amac erdem; bunun topluma yansmas ise adalettir. Yasalarn yerini eitim almaldr ve toplumsal dzen yasalara gerek kalmadan eitimle salanmaldr. Eflatun ve Aristo iin asl nemli olan Sitedir; birey (vatanda) ise iyi bir Site iin aratr. Her ikisi de genel karlarn bireysel karlardan nce gelmesi gerektiini savunmulardr. Ancak Aristo, stad Eflatundan farkl olarak yasalar ok daha fazla nemser ve egemenlii ellerinde tutanlarn arla kamamalar iin yasalarn her eyin stnde olmas gerektiini savunur. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. Eflatunun savunduu idealist felsefe, aadaki dnce akmlarndan hangisinin kart saylr? a) Romantizm b) Hedonizm (Hazclk) c) Materyalizm (zdekilik) d) Sofizm e) Stoaclk 2. Aristoya gre bir ynetimi iyi veya kt klan en nemli lt hangisidir? a) Kamu (genelin) karn gzetmesi b) Eitliki olmas c) zgrlk olmas d) ktidar Tanrdan almas e) Klelie kar olmas 3. Aadaki szlerden hangisi Sinizm felsefesini savunan Sinoplu Diyojene aittir? a) nsan siyasi bir hayvandr b) Bir nehirde iki kez ykanlmaz c) Glge etme baka ihsan istemem d) Dnyorum yleyse varm e) Sezarn olan Sezara verin, Tanrnn olan da Tanrya. Yantlar: 1-c; 2-a; 3-c ZET Bu derste, sosyopolitik ve ekonomik gelimeler neticesinde sitenin boyutlarn aan yeni bir devlet modelinin (byk monariler) ortaya k ve polis dzenin k ele alnacaktr. k koullarnda gelien felsefi akmlar (Epikrclk ve Stoaclk) incelenecektir. Ayrca, Roma mparatorluunun kurulmasyla doan yeni hukuk sistemi ve Hristiyanlk dncesinin temel nitelii tartlacaktr. Site/Polis Dzeninin D ve k Eflatun ve Aristonun site ynetiminin aksayan taraflarn dzeltmeye alan dnrler olduklarn grdk. Ne var ki Eflatunun eitilmi vatandalarn egemenlii dncesi de, Aristonun savunduu lmllk ve orta snfn egemenlii nerisi de polisin kn engelleyememitir. Meydana gelen toplumsal-siyasal- ekonomik gelimeler sitenin boyutlarn aan yeni bir devlet modelinin ortaya kmasyla sonuland. Yeni dnemde Yunan sitelerini ieren monariler kuruldu. skenderin kurduu Makedonya Krall ve Roma mparatorluu bunlar arasndadr. Ekonomik ilikilerin gelimesi, kendi kendine yeterlik ilkesi (otari) ilkesi zerine kurulu site-devleti sarsan balca nedenlerdendir. Ayrca, toplumsal snflar arasnda giderek artan servet fark, varlkllar ile yoksullar arasndaki mesafenin artmas daha nce Eflatun ve Aristonun belirttii gibi site dzenini tehdit eden bir unsur haline gelmiti. Zenginlerin karlar, retimin ve ticari balarn artmasna imkn tanmayan site dzeninden deil, Makedonya gibi byk devletlerden, konfederasyon ve monarilerden yanayd. skender, zenginliklerin yeniden paylalmas iin ba gsterecek ayaklanmalar bastrma sz vermekteydi. Girilen bu yeni dnemle siteler tarih sahnesinden ekilmekte; bunlarn yerini, siteleri de bnyesinde toplayan byk monarik devletler almaktayd. Aristo sonrasnda, yani polis dzeninin d yllarnda, yeni felsefi akmlar da domutur. Helenistik dnem olarak adlandrlan bu evrede ortaya kan nemli isimlerinden bir M.. 341-270 yllar arasnda yaayan Epikrdr. Epikrn dnceleri yaad bunalm dneminin karakteristik zelliklerini sergilemektedir. Bireyin siyasi kararlara katlmnn artk mmkn olmad, yani vatandalk niteliini kaybettii bu dnemde, Epikr materyalist dncenin temellerini atyor. Ona gre insan, ksa hayatn mmkn olduu kadar mutlu bir ekilde yaamal ve bunu baarabilmek

iin de kader karsnda ilgisiz kalmal. lmle ilgili u mehur sz aslnda onun yaam felsefesini zetler: lmden korkmak anlamszdr, nk yaadmz srece lm yoktur, lm geldiinde ise artk biz yokuz. Vatandalk kavramnn deerini yitirdii, bireyin ynetimde artk sz sahibi olmad bu dnemde, Epikr insana ksaca u tavsiyede bulunur: Kendi irade ve isteinle deitiremeyecein eyler karsnda ilgisiz kal. Epikrn bu tavsiyesi, ynetimle ilgilenmemeyi, genel olarak siyasetten uzak durmay da kapsamaktadr. Yunandan Romaya Gei: Stoaclk Aristo sonras Helenistik dnemin en nemli dnce sistemidir. Eski Yunan dncesinden Romaya gei srecinde ortaya km ve Hristiyan felsefesini de etkilemitir. Kurucusu Kbrsl Zenon (334-262)dur. Stoaclar felsefe olarak, doaya uygun yaamay benimsemi ve dnya vatandaln savunmulardr. Epikr felsefesine idealist bir ierik kazandrmlardr. nsann, mutluluu darda, d koullarda deil kendi iinde aramas gerektiini savunmulardr. Evren dzenli ve stn bir dzenin yansmasdr. Byle stn bir dzen ancak belli bir plana gre hareket eden stn bir akln, yani Tanrnn eseri olabilir. nsan da tanrsal bir kaynaktan gelmektedir. Stoaclar, tm insanlarn evrene hkim olan logosun (Tanr) ocuklar olduuna inandklar iin tek bir dnya devletinin olmas gerektiini savunurlar. Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve deimez kurallar mevcuttur. Doal yasalar ya da doal hukuk ad verilen bu kurallar, devletin koyduu yasalardan stndr. Doal hukuk, zaman ve mekn stdr, her insan iin ayn ve geerlidir. nsan yaps olan devlet, mlkiyet, klelik vs. doal deil yapay kurumlardr ve doal yaama terstir. Stoacla ait tm bu dnceler daha sonraki dnemlerde Hristiyanlk tarafndan ksmen yeniden yorumlanarak benimsenecektir. ROMADA VE HIRISTYANLIKTA SYAS DNCE Roma: Hukuk ve Siyasi Kurumlar Eski Yunandaki siyasi dnce zenginliine Romada rastlamak mmkn deil. Hukukun vatan kabul edilen Roma, siyasi kuramlara, devlet doktrinlerine fazla nem vermemitir. Ynetim dorudan hukukla beslenmitir. ok fazla siyaseti, asker ve ynetici kmasna ramen Roma medeniyetinin siyasi dnceye nemli bir katksnn olduunu sylemek pek mmkn deildir. Roma dneminde siyasi dnceye katkda bulunan nadir dnrlerin banda ieron (M.. 106-43) gelmektedir. ieron, karma bir ynetim savunmaktadr. ktidar ancak kral, sekinler ve halk arasnda paylalrsa dengeli bir ynetim mmkn olabilir dncesini savunur. Monari, aristokrasi ve demokrasi tek balarna uygulanrlarsa yozlamalar kanlmazdr. Roma mparatorluunun dnya apnda bir hedefi vard: pax romana, yani bir dnya bar kurmak. Romallar kendi kurumlarna son derece gvendikleri iin ynetim biimleri ile ilgili herhangi bir tartmaya gerek duymamlardr. Eski Yunan siyasi dncesinin kendilerine at yoldan ilerlemekle yetinmilerdir. Roma dnemi, siyasi dnceler ile deil daha ok siyasi kurumlarla temayz etmekte, n plana kmaktadr. ayet konumuz siyasi dnceler deil de siyasi kurumlar tarihi olsayd lk a incelerken, Yunan medeniyetinden ok Roma medeniyeti zerinde durmamz gerekirdi. Bu dnemde Romada ortaya kan siyasi kurumlarn, sonraki alarn siyasi dncesine nemli yansmalar olmutur. Bu kurumlarn banda monari ve cumhuriyetin ardndan kurulan imparatorluk gelmektedir. Romann yaylma siyaseti zaman iinde daha gl, kutsallatrlm tek bir efi (imparator) gerekli klmtr. Bu duruma paralel olarak, imparatorun emirlerini yukardan aaya doru her yerde ve hemen yerine getirebilecek merkez bir ynetimin, idar mekanizmann ve gl bir brokrasinin kurulmas gerekmitir. Romada, maliyeti ok fazla olan bu devasa merkez ve brokratik devlet rgtn besleyecek, finanse edecek gl bir vergi sistemi de gelimitir. Yunan medeniyetinde ayr bir ura olarak grlmeyen hukukuluk, Romallar iin en temel ve vazgeilmez bir faaliyet haline gelmitir. Romada son derece kat bir zel hukuk gelimitir. Yaratlan kamu hukuku ise imperium (kamu gc) zerine temellendiriliyor. Kamu gc (kamu otoritesi), Roma halknn verdii vekletle imparatora devredilmitir. Bu devir, cumhuriyetin ardndan kurulan imparatorluun, nceki dnemden (cumhuriyet ynetiminden) ne kadar ok etkilendiinin bir gstergesidir. Son tahlilde emretme gc olarak niteleyebileceimiz egemenlik kuramsal olarak Roma halknda kalmakta, kullanm ise bir efe yani Sezara (Roma imparatorlarnn unvan) terk edilmekteydi. Bylece mutlak iktidar (Sezarlarn iktidar), kuramsal olarak demokratik bir temele oturtuluyordu. Halkn iktidar, halkn verdii veklet yoluyla bir imparatora devredilmi oluyordu. Hristiyanlk: Laiklik Fikrinin Douu Kesinlii tartmal olmakla birlikte, Markos ncilinde Hz. saya atfedilen mehur bir sz vardr: Sezarn olan Sezara verin, Tanrnn olan da Tanrya. Bu sz genellikle devlete ait olan devlete vermek gerektii eklinde yorumlanmaktadr. Bu szyle Hz. sann cismani g (devlet) ile ruhani g (Tanr) arasnda bir ayrm yapt ileri srlmektedir. Gerekten byle olup olmadn anlamak iin, Markosta zikredilen szn ncesi ve sonrasna bakmak ve metnin btnl ierisinde deerlendirmek gerekir: say kendi szyle tuzaa drmek amacyla, Ferisiler ile Herodesilerden bazlarn Onun ya- nna gnderdiler. Adamlar Ona gelip, Ey retmen! dediler, Senin gerek olduunu biliyoruz, hi kimseden ekindiin de yok. nk kayrclk yapan biri deilsin. Tersine, Tanr yolunu dorulukla retiyorsun. Sezara vergi demek yasal m, yoksa deil mi? deyelim mi, demeyelim mi? sa onlarn ikiyzlln bildiinden, Neden beni denemeye kalkyorsunuz? dedi, Bana bir dinar getirin de greyim. Getirdiler. sa sordu: Bu grdnz yz ve yaz kimindir? Onlar, Sezarn dediler. Bunun zerine sa, Sezarn hakkn Sezara, Tanrnn hakkn da Tanrya verin dedi. Onun bu yantna aakaldlar. Markosta zikredilen bu metin bir btn halinde

deerlendirildiinde, Hz. sann kendisini su ilemeye itmek iin snamak isteyenlere kar alayc ve bir o kadar anlaml bir cevap verdii anlalmaktadr. Hz. sa, zerinde resmi olduu iin kendisine ait olduu belli olan Sezarn parasn yine ona vermek gerektiini sylemektedir. Sezarn hakk olan ey sadece ve sadece bundan ibarettir. Onun, insan hayat ve lm zerinde hakk olmad gibi, insanlar savaa sokmaya ve lkeleri igal etmeye hakk yoktur. Bylece, onun dnda kalan eyleri ise, onlarn sahibi olan Tanrya vermek gerektiini belirtmektedir. Bylece, yegne itaat edilmeye ve yceltilmeye layk olann Tanr olduunu vurgulamaktadr. Hz. sann bu sz, genellikle laikliin tarihsel temel dayanaklarndan biri olarak deerlendirilmektedir. Ancak bu deerlendirme, yukardaki aklamalarmz nda bakldnda pek isabetli grlmemektedir. Hata pay yksek olmakla beraber, genel kabul grm ve Hristiyanln laiklik dncesine ak, hatta bu dnceyi hazrlayan bir inan sistemi olduu ynndeki bu iddiaya gz atmakta fayda var. Sz konusu iddiaya gre, Hz. sann bu sz, yasa ve teaml yoluyla konulmu vergilere, yarg yetkisine, yrrlkteki siyasi kurumlara, ksacas yerleik dzene sayg gstermenin gerekliliine iaret etmektedir. Nitekim Hristiyanln kurumsallam srdrcs olan Kilise, Hz. sann bu szne binaen, feodal dzenin de kapitalist dzenin de savunuculuunu yapmtr. Hristiyanlk ile birlikte lk an monist (teki) yaps yerini dalist (ikici) bir yapya brakmtr. nceki dnemde, site-devlet her eyi iermekteyken, din-devlet, dnyevi-uhrevi, ruhani-cismani ayrm sz konusu deilken, Hristiyanln yukarda belirttiimiz yanl yorumu neticesinde bu ayrmlar ortaya kmtr. Hristiyanlk ikici bir dnya grnn douuna neden olmutur. Bir Hristiyan iki ayr otoritenin buyruu altndadr: Sezarn ve Tanrnn. te bu ikici gr, din ileriyle dnya ilerini birbirinden ayrmak anlamna gelen laikliin ileriki dnemlerde Batda yerleip kk salmasn kolaylatrmtr. Hristiyanlk dncesinin bu ikici yaps Bat siyasi dncesinin belirleyici niteliklerinden birini tekil etmektedir. SONU Bireyin siyasi kararlara katlmnn artk mmkn olmad, vatandaln anlamn yitirdii k dneminde, Epikr materyalist dncenin temellerini atmtr. Stoaclar ise doaya uygun bir yaam srmek gerektiini savunmulardr. Onlara gre, Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve deimez kurallar mevcuttur. Doal hukuk ad verilen bu kurallar, devletin koyduu yasalardan stndr. Roma dnemi, siyasi dncelerle deil, son derece gelimi hukuk sistemi ve siyasi kurumlaryla temayz etmektedir. Eski Yunan siyasi dncesinin at yoldan ilerleyen Romallar, dnya apnda yeni bir dzen (pax romana), bir dnya bar kurmay ncelemilerdir. Romann yaylma siyaseti gl ve kutsallatrlm tek bir efi (imparator) gerekli klmtr. Buna paralel olarak, imparatorun emirlerini yukardan aaya doru yerine getirebilecek merkez bir ynetimin ve gl bir brokrasinin kurulmas gerekmitir. Hristiyanlk ile birlikte lk an monist (teki) yaps yerini dalist (ikici) bir yapya brakmtr. nceki dnemde, site-devlet her eyi iermekteyken yani din-devlet, dnyevi-uhrevi, ruhani-cismani gibi ayrmlar sz konusu deilken, Hristiyanln belli bir yorumu neticesinde bu ayrmlar ortaya kmtr. Bat siyasi dncesi, Hristiyanln bu ikici yapsndan beslenerek gelimitir. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. Aadakilerden hangisi Stoaclarn zelliklerinden deildir? a) nsanlar ynetime katlmalar iin tevik etmilerdir b) Aristo sonras Helenistik dnemin en nemli dnce sistemini gelitirmiler ve Hristiyan felsefe sini etkilemilerdir c) Doaya uygun yaamay benimsemilerdir d) nsanlarn evrene hkim olan logosun (Tanr) ocuklar olduuna inandklar iin tek bir dnya devletinin olmas gerektiini savunmulardr e) Epikr felsefesine idealist bir ierik kazandrmlardr 2. Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve deimez doal yasalarn bulunduunu savunan ve bunlarn devletin koyduu yasalardan stn olduunu ileri sren dnce akm hangisidir? a) Epikrclk b) Sofizm c) Sinizm d) Stoaclk e) Hristiyanlk 3. Sezarn olan Sezara verin, Tanrnn olan da Tanrya. Hz. saya atfedilen yukardaki sz, Bat siyasi dncesinde hangi ilkenin douuna kaynaklk etmitir? a) zgrlk b) Adalet c) Laiklik d) Eitlik e) Hepsi Yantlar: 1-a; 2-d; 3-c 5.Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bu blmde, Roma mparatorluunun knn ardndan Bat Avrupann kendine zg koullarnda doup gelien feodal toplum dzeni incelenecektir. Orta a Avrupasna rengini veren bu dzen, iktisadi, siyasi, hukuki ve toplumsal boyutlaryla ele alnacak, feodaliteyle ilgili kavramlar (serf, fief, vassal, vb.) aklanacaktr. Ayrca, dnemin temel ideolojisi olan Hristiyanlk (Kilise) ile devlet arasndaki atma zerinde durulacaktr. Bu erevede Hristiyan dnr Aquinolu Thomasnn fikirleri ve zelikle yasalar kuram incelenecektir. ORTA A Yeni bir Dzenin Ortaya k: Feodalite Bat Roma mparatorluunun kyle balayan Orta ada, zellikle Bat Avrupada hkim olan toplumsal, siyasal, hukuki ve iktisadi dzene feodalite (derebeylik) ad verilmektedir. Bu dzenin siyasi olarak en bariz zellii devlet birliinin olmamas yani devlet iktidarnn paralanm olmasyd. Bu siyasi durumun neticesi olarak halk, dorudan devlete deil topraklarn sahibi olan senyrlere tabi durumdayd. nceki ada klelie dayanan ekonomi (retim biimi), bu ada derebeylik zerine kurulmutur. retim tekniinde ortaya kan baz gelimeler (rnein kol deirmeninden yel deirmenine gei) kleci retim biiminden farkl bir ekonomik organizasyonu gerekli klmtr. Bylece yeni dnemin koullaryla uyumlu farkl bir ekonomik rgtlenme, yeni bir retim ekli ortaya kmtr. Feodalite veya derebeylik ite bu yeni siyasal, toplumsal, iktisadi, hukuki rgtlenme biiminin addr. Feodalitenin ortaya knda, Bat Avrupann kendi iinde yaad baz gelimelerin yan sra

dnyann baka blgelerindeki gelimeler de rol oynamtr. Bunlardan en nemlisi phesiz slamn ykselii ve Mslmanlarn Akdenizin dou ve bat kylarnda hkimiyet kurmalardr. Bylece Dou ile Bat arasnda kltrel ve ticari ilikilerde en nemli rol oynam olan Akdeniz yolu baz Avrupa lkelerine kapanm ve bu lkeler dnya ticaretinin dna atlmlardr. ktisat tarihisi mer Ltfi Barkan (1902-1979)a gre Dnya ticaretiyle ilikisi kesilip kendi iine kapanmaya ve bu yeni duruma gre yeniden tekilatlanmaya ve derlenip toplanmaya mecbur kalan Avrupada, ekonomi bakmndan en fazla kayda deer olan olay, malikneler sisteminin genilemesi ile para ekonomisi yerine tabii ve ayn diyebileceimiz bir ekonominin gemesi ve tam manasyla zirai bir medeniyetin ortala hkim bulunmas olmutur. Barkana gre, Avrupada ticaretin zayflamasnn meydana getirdii paraszlk yznden, genellikle ordu mensuplaryla memurlarn ancak malikne sahipleri arasndan seilebildii ya da malikne haline sokulduu bir dnemde, devlet reislerinin byk gelir kaynaklarn ve bunlara bal otorite ve egemenlik haklarn srdrmesi pek gt. Netice olarak derebeyliin, her biri bir para topran mlkiyetini, toprak zerindeki yetkilerle ele geirdii iin bamszlk ve nfuzlarn artran ve memuriyetlerine ait yetki ve grevleri de toprak zerindeki tasarruflarnn bir ksm gibi kendilerine mal ve mlk edinen eski memur ve mltezim toprak zenginleri elinde, devlet iktidarnn paralanmasyla meydana kt iddia edilebilir. Feodalitenin nitelii konusundaki grleri yle zetleyebiliriz: Feodalite, byk malikne sahiplerinin elindeki geni imtiyazlarn artmasyla meydana gelmitir. Senyrn (derebeyi) sahip olduu adaletin datlmas (yarg), askerlik hizmeti, vergi toplama gibi haklar doal olarak mlkiyet hakkndan doan haklar deildir. Bu haklar aslnda kraln iktidar ve yetkilerine giren haklardr. Ancak sz konusu haklar muafiyet ya da gasp yoluyla kendilerine itaati salayacak kadar gl olan kimseler (senyrler/derebeyleri) tarafndan kullanlmaktadr. Roma devlet rgtnn ortadan kalkmasyla onun yerini alan feodal dzende senyrn hem sahibi hem de hkimi olduu bir malikne sz konusudur. Feodalite, bir yandan devlet otoritesini dier yandan bireyin zgrln salayan egemenlik ve mlkiyet kavramlarn birbirine yaklatrm, hatta eanlaml klmtr: Egemenlik, bir mlkiyet hakkna dnmtr. Ksaca feodalite, egemenlik ve mlkiyetin zel bir rgtlenme biimidir. Klelikten (veya kle-efendi ilikisinden) farkl bir durum olan bir kiiye ballk (yani serf-senyr ilikisi) barbar istilasnn yaratt gvensizlik atmosferinde ok daha hzl yaylm ve genellemitir. Yeni koullar btn zgr insanlar kendilerine bir senyr semek zorunda brakmtr. Latince kle anlamn tayan servustan gelme bir kelime olan serf, derebeylerin arazilerinde alan ve onlarn mlk saylan kyllerdir. Serfler, ancak zerinde yaadklar, ileyip rn elde ettikleri toprakla birlikte alnp satlabilirlerdi. Siyasal haklara ve istedii zaman baka topraklara g etme hakkna sahip deildiler. Feodal bir beye (derebeyi) balydlar ve beylii terk etmeleri yasakt. zetlemek gerekirse, retim tekniinin gelimesi sonucunda geveyen klelik ba, dnya leinde ortaya kan baz gelimelerin (Akdenizin dou ve bat kylarnn Mslmanlarn kontrolne gemesi) de etkisiyle feodal rejimin domasna yol amtr. Bu rejimde topran serbeste kullanm sz konusu deildir. Senyrsz topraklar istisnadr. Topraklarn neredeyse tamam fief szlemesiyle hiyerarik bir dzene tabidir. Fief, Orta ada senyrn vassalna geimlik olarak verdii topraktr. Vassal, iledii bu topraktan kazandklar karsnda senyrne belirli bir miktar vergi verir ve askeri hizmet sunar. Ksacas, fief szlemesi iki hr kii arasnda yaplan bir anlamadr. Taraflardan biri senyr, dieri ise ona tabi olan vassaldr. Hr olmasna ramen hiyerarik olarak senyrn altnda bulunan vassal, ald topraklarn bir ksmn bakasna devredebilir, bylece kendisi de vassal olduu senyre balln srdrerek senyr olabilir. Feodal dzende kilisenin nemli bir yer igal ettiini belirtmek gerekir. Laik senyrlere ait topraklar (malikneler) olduu gibi rahip senyrlere yani kiliseye ait topraklar da vard. Rahip senyrlere ait malikneler iletme ve ynetim bakmndan dierlerinden pek farkl deillerdi. Feodal dzeni genel bir ema ile ifade etmek gerekirse, kraln en yksek senyr olduunu, feodal hiyerarinin en yksek katn igal ettiini syleyebiliriz. Dier bir deyile kral, senyrlerin senyr konumundayd. Ancak iktidarn paralanml ilkesi erevesinde kral, kendine tabi dier senyrlerin topraklarnda yaayan halk zerinde herhangi bir nfuza sahip deildi. Neticede feodal hukukun gerei olarak, kendisi de bizatihi feodal bir senyr olan kraln dorudan ynetimi (egemenlii) yalnzca kendi topraklaryla snrlyd. Grld gibi, Orta a feodal toplum yapsnda eitli snflar sz konuydu. Bunlar soylular (senyrler), din adamlar (rahipler), hr kyller ve serflerdir. Her bir snfn farkl hukuki statleri vardr. Ekonomik olduu kadar hukuki bir eitsizlik de sz konusudur. Feodal toplumu tekil eden snflar arasnda kesin snrlar vardr. Snflar aras geiler imknsz olmamakla beraber son derece gtr: Bir snftan baka bir snfa gei belli hukuki ilemler ve merasimler gerektirmektedir. Soylular ve din adamlar ayrcalkl snflardr ve topraklar bu iki snf arasnda paylalmtr. Bu dnemin sonlarna doru, korunakl idari ve dini merkezler olan kentler yeni bir gelimeye sahne olmutur. Buralarda meta (ticaret mal) retiminin artmas, zanaat ve ticaretin gelimesi sonucunda yeni bir snf ortaya kmtr: burjuva snf (burjuvazi). Burjuvalarn (kent soylular) varl topraa deil kentlerdeki meta retimine ve ticarete balyd. Sava sanatyla (askerlik) uramadklar gibi toprak sahibi de deillerdi. Bu nedenle soylularn sahip olduu imtiyazlardan (hukuki ayrcalklar) yoksundular. Burjuvazinin giderek daha glenecei ileriki dnemde bu durum ciddi bir elikiyi de beraberinde getirecektir. Ekonomik zenginlii elinde bulundurmasna ramen siyasi ve hukuki

haklardan mahrum olan burjuvazi, bu duruma itiraz edecek, gl bir toplumsal muhalefet rgtleyecek ve neticede burjuva devrimleri ortaya kacaktr. ada Devlet-Kilise atmas Feodal dzenin ideolojisi saylan Hristiyanln Orta iktidar konusundaki yaklam Orta a Avrupasnda tartma ve atmalara yol amtr. Roma mparatorluunun yklndan sonra Avrupada yaanan kargaa dneminin akabinde iki nemli kurum ortaya kmtr: Bunlardan biri feodal dzen zerine kurulmu olan Roma-Cermen mparatorluu, dieri ise Papalk (Kilise)tr. Bir sre beraber yol alan bu iki kurum arasnda daha sonra bir atma yaanmtr. Orta aa damgasn vuran bu atma iktidarn bu iki kurumdan hangisine ait olaca konusunda yaanmtr. Bir gre gre iktidar/ynetim, Hristiyanla bal Roma-Cermen mparatoruna ait olmalyd; dier gre gre ise iktidarn tek sahibi Papa olmalyd. mparator ve Papa, birbiriyle ilikili iki ayr iktidarn temsilcileriydiler. lki dnyevi iktidar, ikicisi ise ruhani iktidar temsil etmekteydi. Birbirinden ayr ve zerk kalmas ngrlen bu iki temsil, uygulamada karabiliyor ve bu durum, mparator ile Papa arasnda bir iktidar atmasna yol ayordu. nceleri mparator lehine olan bu g dengesi daha sonra Papa lehine deimitir. Kilisenin stnl ele geirmesi, zamanla mparatorluun teokratik bir nitelie kavumasna yani bir din devletine dnmesine neden olmutur. Ortaya kan bu yeni durumda mparator lkeyi ancak Kilisenin onay ve Papadan ald vekletle ynetebilmekteydi. Kilisenin bu tartlmaz stnl milli devletin kurulmasyla sona ermitir. 1285-1314 yllar arasnda Fransa kral olan Philippe Le Bel, kilise mensuplarndan da vergi almak istemi ve bu konuda papa VIII. Boniface ile girdii mcadeleyi kazanmtr. Philippe Le Bel zamannda Fransa feodal geleneklerden uzaklap merkezi ve modern bir devlet olma yoluna girmitir. Papalk, manevi etkisini srdrmekle beraber, artk ynetimde eskisi kadar sz sahibi olamayacaktr. Kral, bu yeni dnemde iktidarn papann aracl olmadan dorudan Tanrdan almaktadr. Kraln iradesi yasa deerindedir; iktidarnn kayna, Romada olduu gibi halk deil, Tanrdr. Milli devlet, daha nce grdmz sitedevletten byk, imparatorluktan kk bir siyasi rgt ifade eder. Bu siyasi oluumda birlii kral temsil etmektedir. Bu merkezi devlet tekilatnn ortaya kmasna paralel olarak, feodalite de eski gcn yitirmitir. Ancak bugnk anlamyla modern ulus-devletin kuruluu, feodalitenin tm kalntlarn ortadan kaldrmay hedefleyen Fransz htilli (1789) sonrasnda gerekleecektir. Aquinolu Thomasnn Yasalar Kuram ve ktidarn Snrlandrlmas Orta ada ortaya kan toplumsal-siyasal-hukuki yeni dzenle (feodalite) ilgili bu dersimize son vermeden nce, dnemin siyasi tartmalar hakknda genel bir fikir sahibi olmak iin Aquinolu Thomas (12251274) nn grlerine ksaca bakmak faydal olacaktr. Gney talyann Aquino kasabasnda domu Hristiyan bir dnr ve din adam olan Aquinolu Thomas, lk a felsefesinden ve zellikle de Aristodan etkilenmitir. Mslman dnrler araclyla Orta a Avrupasna intikal eden Aristo felsefesiyle Hristiyan dncesinin bir sentezini yapmay amalamtr. Bu aba ierisinde, dnyevi ve ruhani iktidar uzlatrmaya almtr. Aquinolu Tomas da tpk Aristo gibi insann toplumsal bir varlk olduuna, insann tek bana salayamayaca fayday ancak toplum iinde salayabileceine inanr. Toplumsal bir hayat iin iktidar arttr. ktidarn kayna Tanrdr. Tanrnn iktidarn yeryznde, toplumun yararn gzeterek kullanacak olan ise halktr. Aquinolu Tomasnn bu dncesi, Aristonun ve Roma hukukunun izlerini tamaktadr. te bu noktada, Aquinolu Thomasnn kurduu yasalar hiyerarisinden (aama sras) sz etmememiz gerekir. En tepede, Tanrnn stn aklnn rn olan lmsz bir yasa bulunur. Sorunlarn en mkemmel zm ancak bu stn yasaya uymakla mmkn olabilir. Tanrnn aklnn yansmas olan ve insann kalbinde yer alan bir yasa tr daha vardr ki Aquinolu Thomas buna doal yasa adn verir. nsanolu, bu yasay takip ederek lmsz yasann gsterdii yoldan gidebilir. Onun da altnda, insanlarn yapt yasalar bulunmaktadr. Bugn adna pozitif hukuk dediimiz, Aquinolu Thomasnn sralamasnda en altta yer alan bu yasalar Tanrnn aklnn ve doal yasann zel artlara uygulanmasndan ibarettir. Aquinolu Thomas, gelitirdii yasalar kuramyla, Tanr ile insan arasnda yukardan aaya bir iliki ve sreklilik salamtr. Aquinolu Thomasnn yasalar arasnda kurduu hiyerari, ayn zamanda iktidarn snrlandrlmasn da mmkn klmaktadr. Pozitif yasalarn (yani insanlarn koyduu yasalarn) Tanrsal/lmsz ve doal yasalarla uyumlu olma zarureti sz konusudur. Yeryznde iktidar elinde bulunduranlar, Aquinolu Thomasnn yasalar kuramna gre, keyfi bir ynetim sergileyemezler, yetkileri Tanrsal ve doal yasalarla snrlandrlmlardr. Aquinolu Thomasya gre iktidarn kullanlna Tanrnn dorudan bir mdahalesi veya etkisi sz konusu deildir. Tanr, yeryznde iktidar kullanmak zere herhangi bir kiiyi (kral) atamaz. Peki, yeryzndeki somut iktidar kullanacak olan kiiyi, kral veya imparatoru kim belirler? Aquinolu Thomasya gre iktidar kullanacak olan kiiyi (yneticiyi) belirleyecek olan halktr. Bu dncelerinden dolay Aquinolu Thomasnn demokrasi savunucusu olduu sonucunu karmak hatal olacaktr. Eski Yunandakine benzer bir demokrasi deildir onun nerisi. Ona gre, toplum ile ynetici arasnda sarih (ak, belirgin) veya zmni (kapal, gizli) bir kontratn (szleme) olmas gerekmektedir. Eer ynetici toplumla yapt sarih veya zmni szlemeyi inerse bu hareketinin yaptrmna (meyyide) katlanmak durumundadr. Aquinolu Thomas bylece mutlak iktidarn nlenebileceini dnmektedir. Aquinolu Thomas, yine Aristodan esinlenerek, monari, aristokrasi ve demokrasi karmas bir hkmeti savunmutur. Bu karma ynetim biiminde arl en az olan demokrasidir. Sradan insanlarn, yneticinin seilmesinde sz sahibi olmamas

gerektiini, bu hakkn sekin (elit) bir gruba mahsus olduunu ileri srer. Grld gibi Hristiyan bir Orta a dnr olan Aquinolu Thomas demokrasiyi savunmaz, ancak tiraniden yana da deildir. ktidarn snrlandrlmas gereklilii, onun siyasi dncesinin temel talarndan biridir. Savunduu bu fikirlerle Aziz Thomas, anayasaclk dncesinin tohumlarn atan dnrler arasnda yer alr. SONU Bu derste, feodal dzenin ortaya k ve geliimi zerinde durulmutur. nceki ada klelie dayanan ekonomi, Orta a ad verilen bu dnemde derebeylik zerine kurulmutu. retim tekniinde ortaya kan baz gelimeler kleci retim biiminden farkl bir ekonomik organizasyonu gerekli klmtr. Bylece yeni dnemin koullaryla uyumlu farkl bir ekonomik rgtlenme, yeni bir retim ekli ortaya kmtr. Feodalite veya derebeylik ite bu yeni siyasal, toplumsal, iktisadi, hukuki rgtlenme biiminin addr. Feodalite, siyasi merkeziyetin olmad, devlet iktidarnn paralanm durumda bulunduu bir dzendir. Feodalite, bir yandan devlet otoritesini dier yandan bireyin zgrln salayan egemenlik ve mlkiyet kavramlarn birbirine yaklatrmtr. Bu dzende egemenlik, bir mlkiyet hakkna dnmtr. Feodaliteye paralel olarak Orta aa damgasn vuran bir dier gelime Kilise ile devlet arasnda, iktidarn kime ait olaca konusunda sren atmadr. Kilisenin stnl ele geirdii ilk dnemde Roma-Cermen mparatorluu teokratik bir nitelik kazanmtr. mparator lkeyi ancak Kilisenin onayyla ve Papadan ald vekletle ynetebilmekteydi. Milli devletin kurulmas Kilisenin stnlne son vermitir. a Orta dnrleri, iktidarn snrlar konusunda deiik fikirler serdetmilerdir. Aquinolu Thomas, kurduu yasalar hiyerarisiyle dnyevi iktidarn snrlarn izmi ve anayasaclk dncesinin tarihteki nemli temsilcileri arasnda yer almtr. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. Aadakilerden hangisi feodalite iin geerli bir deerlendirmedir? a) Paralanm bir iktidar sz konusudur. b) Halk, dorudan devlete deil topraklarn sahibi olan senyrlere tabidir. c) Feodalite, egemenlik ve mlkiyet kavramlarn birbirine yaklatrmtr. d) Avrupada feodal dzenin ortaya kmasnda, Akdenizin dou ve bat kylarnn Mslmanlarn hakimiyeti altna girmesinin de pay vardr. e) Hepsi 2. Aadakilerden hangisi fiefin tanmdr? a) Derebeylerin arazilerinde alan ve onlarn mlk saylan kyller b) Orta ada bir topraa bal olmayan hr kyller c) Orta ada senyrn vassalna geimlik olarak verdii toprak d) Orta ada vassaln senyre dedii vergi e) Feodal dnemde, Kilise hiyerarisinin en altnda bulunan din adamlarna verilen ad. 3. Aada verilen tarihi olaylardan hangisi, Kilisenin Orta adaki stnlnn sona erdiinin gstergesidir? a) Roma-Cermen mparatorluunun kuruluu b) Bat Roma mparatorluunun ykl c) stanbulun Osmanllar tarafndan fethi d) Milli devletin douu e) Fransz htilali 4. Aquinolu Thomas iin aada yaplan deerlendirmelerden hangisi doru deildir? a) Yasalar hiyerarik bir sralamaya tabi tutmu, en stte insanlarn yapt yasalarn bulunduunu srmtr. b) Aristo ileri felsefesiyle Hristiyan dncesinin bir sentezini yapmay amalamtr. c) Gelitirdii yasa kuram ile, dnyevi iktidarn snrlarn izmeyi amalamtr. d) Monari, aristokrasi ve demokrasi karmas bir hkmeti savunmutur. e) Anayasaclk dncesinin tohumlarn atan dnrler arasndadr. Yantlar: 1-e; 2-c; 3-d; 4-a. 6.Hafta e-Ders Kitap Blm ZET Bu blmde, ilk dnem slam siyaset dncesinin nitelii, temel kaynaklar ve ksaca geliimi zerinde durulacaktr. Ayrca, Orta a slam dnrlerinden bn Haldunun toplum ve devlet ile ilgili analizlerine yer verilecek, modern tarihilik ve sosyoloji disiplini asndan ifade ettii anlam zerinde durulacaktr. SLAMDA TOPLUMSAL VE SYASAL DNCE lk Dnem slam Siyaset Dncesi slam dini, insann bireysel yaamnn yan sra toplumsal ve siyasal hayatla ilgili de belli normlar getirmitir. slamn temel metni ve birincil kayna olan Kuranda, bireyin yaam tarzna dair belli kurallar (emir ve yasaklar) olduu gibi toplum dzeni ve siyaset (ynetim, devlet) ile ilgili baz temel ilkeler de bulunmaktadr. Ksaca ifade etmek gerekirse, slam sadece ruhani, teki dnyaya (ahiret) dnk bir din deildir; bilakis bu dnya ile ilgili belli dzenlemeler de getirmitir. slam peygamberi Hz. Muhammed, insanlar bireysel kurtulua ulatrma hedefine paralel olarak toplumsal ve siyasal bir dzen kurmay da hedeflemitir. 622 ylnda, kendine inanlarla birlikte, basklara maruz kald Mekkeden Medineye g (Hicret) ettikten sonra burada bir devlet kurmas ve vefatna kadar devlet bakanl yapmas slamn bu dnya (toplum, siyaset, iktisat) ile ne kadar ilgili olduunun gstergesidir. Yukardaki aklamalardan hareketle slamda din-devlet veya ruhani-cismani iktidar ayrm olmadn tespit etmek yanl olmayacaktr. slamiyette, birey iin olduu gibi toplum ve devlet hayat iin de geerli olan belli kural ve ilkeler manzumesi vardr. Bu btncl sisteme eriat ad verilir. Dier peygamberler gibi Hz. Muhammedin de grevi, Allahtan ald vahyi (Kuran) pratie geirmek, Allah tarafndan birey, toplum, ynetim, iktisat vb. konularla ilgili konulan emir, yasak ve temel ilkeleri gndelik hayatta uygulamakt. Hz Muhammed, Mslmanlar topluluu (mmet) iin bir rneklik tekil etmekteydi. Onun Kurandan ald ilhamla ortaya koyduu uygulamalar (snnet), yaad devirde olduu gibi sonraki dnemlerde de Mslmanlar iin balayc bir nitelie sahiptir. Hz. Muhammed, toplum, devlet ve iktisadi yaamla ilgili ald karar ve uygulamalarnda Kurandaki temel ilkelere dayanmaktayd. Onun vefatndan sonra, Mslmanlarn kendi aralarnda gerekletirdii seimlerle ynetime gelen ilk drt halife (Hz. Ebubekir, Hz. mer, Hz. Osman ve Hz. Ali) ise devleti Kuran ve Peygamberin nceki uygulamalarn esas alarak ynetmilerdir. lk drt halifenin iktidara geliinde, bugnk anlamyla olmasa da bir seim mekanizmas iletilmitir. Peygamberin halifeleri ruhani-cismani veya

dini-dnyevi iktidar gibi ayrmlar sz konusu olmakszn Mslmanlarn (mmetin) her alandaki nderleri olmulardr. Bu noktada slam ile Hristiyanlk arasnda nemli bir fark dikkat ekmektedir. slamiyette, Hristiyanlktan farkl olarak, dini otoriteyi temsil eden Kilise benzeri bir kurum sz konusu deildir. Dolaysyla ruhani/manevi ve cismani/dnyevi liderlik ikilii bulunmamaktadr. Liderlik veya iktidar her boyutuyla tek elde toplanmtr. Kurandaki en temel ilkelerden biri phesiz, mutlak iktidarn yaratcya (Allaha) ait olmasdr. Halifelerin (devlet bakanlarnn) grevi, devleti Kuran ve snnetin ngrd biimde ynetmek ve yeryznde adaleti tesis etmektir. slami ynetimin nemli ilkelerinin banda meveret gelmektedir. Danma, fikir alveriinde bulunma anlamna gelen meveret, Kuranda Mslmanlara riayet etmeleri emredilen ilkelerden biridir. Mslman ilerini aralarnda ura ile yani istiare ederek, birbirlerine larn, danarak yapmalarn tlenmektedir (ura Suresi, 38. ayet). Bu emir, slami siyaset ve ynetim anlayn belirleyen en temel ilkelerdendir. Buraya kadar anlattklarmz Hlefa-i Raidin (Doru yolda olgun halifeler) denilen ilk drt halife dnemi iin geerlidir. Daha sonra, yani Hz. Aliden sonra ynetime gelen Muaviyenin kendi yerine, olu Yezidi halife ilan etmesiyle slam tarihinde saltanata gei sz konusudur. Bu yeni dnem tarihte, Emeviler dnemi olarak bilinmektedir. Bir Orta a slam Dnr: bn Haldun Orta a slam dnrlerinin en nemlilerinden biri bn Haldundur. 13321406 yllar arasnda yaayan bn Haldun Tunusta domutur. Gzleme dayanan ampirik (grgl) bir zemine oturttuu almalaryla, 19. yzylda doacak sosyolojinin habercileri arasnda saylr. Tannm sosyal antropolog Ernest Gellner, bn Haldunun fikirlerini aklarken onu sosyologlarn en tarafsz olarak tanmlar ve ekler: bn Haldun durumu olduu gibi anlatr, dzeltmek iin bir reete nermez. Yalnzca durumu inceler. En mehur eseri Mukaddimedir. Kuzey Afrikadaki ksa mrl kk devletlerin gelime ve k dnemlerine ahit olan bn Haldun, gzlemlerini Mukaddimesine aktarmtr. Mukaddime, 7 ciltlik dnya tarihi Kitab l-ber (bretler Kitab)in giri kitab olarak yazlmtr. bn Haldun bu eseriyle Ktip elebi ve Nam gibi birok Osmanl tarihisini etkilemitir. Osmanl mparatorluunun ykseli ve k dnemleri pek ok defa onun teorileriyle analiz edilmitir. 19. yzyldan itibaren ise Avrupal tarihiler tarafndan kefedilmi ve eserleri byk ilgi ekmitir. bn Halduna gre tarihin grnr yznde bir dizi olaylar yer alrken, tarihin asl manas gizli yzndedir. Mukaddimenin giriinde srf nakil ve sylentilere dayanan bir tarih bilimine gvenilemeyeceini, eitli milletlerin ve devletlerin geliimlerinin pe pee sralanmasnn tarihi anlamaya hi bir katk salamayacan belirtir. nemli olan bu gelimenin srrn kavramaktr. Nakledilen bilgilerin ve olaylarn bir mantk szgecinden geirilip, geree uygun olup olmadn anlamak gerekir. Bu grleriyle bn Haldun, modern historiografiye (bilimsel tarih yazm) ok yaklaan kuramsal-yntemsel bir tutum sergilemitir. Peki, toplumlarn geliip deimesiyle ilgili bu mantk szgeci nedir? Kuzey Afrikal dnre gre tarihin gerek bilgisine ulaabilmek iin sosyal olay ve olgularn objektif gzleminden ie balamak gerekir. Uygarlk ve topluluklarn eitleri, zaman iindeki deiimleri ve bu deiimlerin nedenleri incelenmelidir. te bunu yapacak bir bilime ihtiya vardr. bn Haldun, kendinden nceki dnrlerin eserlerini taram ve byle bir bilimin oluturulmam olduunu, oluturulmusa da kendisinin buna ulaamadn belirtmitir. bn Haldun, ilk kez kendisi tarafndan kurulduunu belirttii bu ilime mran lmi adn vermitir. Bylece bir taraftan bilimsel tarihiliin, dier taraftan da sosyolojinin temellerini atmtr. bn Haldun bu yeni bilimin aratraca konular yle zetler: Gemi alarda yaam kavimlerin durumlar ve yaaylarnda meydana gelen deiiklikler; bu kavimlerin idareyi ve lkeyi ellerine geirmelerinin sebepleri; insan topluluklarnn tabiatlar, yerleik veya gebe hayat, gler ve nfus hareketleri; devletlerin kuruluu, kuvvet kazanmalar ve kmeleri; retim ve tketim; bilim, sanat, ticaret; zamann ak ierisinde bu saylan durumlarn deimesi ve deimelerin sebeplerinin incelenmesi. bn Haldunun tarih yazcl asndan nemi, ilk kez somut tarihsel olaylar arasndaki nedensellikten bahsetmesidir. Bu Orta a slam dnr, nedensellii tarihe uygulayarak, dier bir deyile olaylar arasnda geriye dnk balantlar kurarak tarihe ve toplumlara ilikin yasalar bulmaya almtr. Ona gre, tarihsel olaylarn doruluklarn denetleyebilmek ancak bylelikle mmkn olabilmektedir. bn Haldun, dinamik bir toplum anlayna sahiptir. Toplumlarn srekli bir deiim ve atma iinde olduklarn ileri srer. Devleti de toplumsal bir olay deerlendirir ve inceler. Toplumun kkeni, insann toplumsal bir varlk olmasna dayanr. Bir arada yaama zorunluluu, dier bir ifadeyle toplum olma durumu, dayanma ihtiyacndan domutur. nsanlar, doal zorluklarla ba edebilmek iin bir arada (toplum olarak) yaamak zorundadrlar. Toplumlar arasndaki farklar ise corafi artlar ve iklim koullarndan kaynaklanmaktadr. bn Haldun toplumlar iki ayr tipe ayrmtr: gebe toplumlar ve yerleik toplumlar. Sosyal dinamik, dier bir deyile toplumsal deime, bu iki toplum tipi arasndaki diyalektik atmadan kaynaklanmaktadr. Yerleik toplumlar zamanla gever ve yozlar. Bu toplumlarda yaayan insanlar zevk ve rahata dkn hale gelirler. Gebeler ise daha savadrlar ve aralarndaki ba (asabiye) daha kuvvetlidir. Zamanla zenginleen ve g kazanan gebe toplumlar, yerleik uygarlklar kurarlar ya da yerleik uygarlklar ykarak yerlerine geerler. Gebe toplumlarda dzeni yaratan sosyal iliki/ba veya bn Haldunun ifadesiyle asabiye, ayn zmreye mensup olmann yaratt dayanmadan doar. Bu ba nce kabiledeki akrabalk ilikilerinden doar. Kabile gelitike, iine farkl soylar dhil olunca, asabiye dar anlamda bir akrabalk ba olmaktan kar geni anlamda bir

kavim ve kabile ba halini alr. Gebe toplumlarda dzenin kurulmasnda, asabiye bann yan sra eflerin otoritesinin pay da vardr. efle kabile yeleri arasndaki ba, kendiliinden doan ve rfi kurallarla desteklenen bir badr. Devlet rgtne sahip yerleik toplumlarn tersine, gebe toplumlarda efin emrinde askeri bir g bulunmaz. Toplumun yerleik bir dzene geiiyle birlikte devlet doar. Yerleik uygarlk srecine geile kabileler (soylar) birbiriyle kaynar/karr ve nfus artar. Ayrca toplumda servet birikimi ortaya kar. Bu yeni durumda, dzeni salamak iin asabiye artk yeterli deildir. Merkezi bir bask ve kontrol aracna ihtiya vardr. Bu ihtiyac karlamak zere siyasi iktidar (devlet) doar. bn Halduna gre devlet, birbirleriyle rekabet ve mcadele halindeki kabilelerden birin dierlerine stn gelmesi ve onlar zerine stnlk kurmasyla balar. Devlet toplumdan farkl bir kategoridir. Toplum, insanlarn birbirlerine yardm etmeleri zorunluluundan domutur. Devlet fikri ise, insan hemcinslerinin saldr ve zulmne kar koruma gereinin sonucu olarak ortaya kmtr. nsanlar dier hemcinslerinin tecavznden korunabilmek iin bir yasakya ihtiya duyar ve onun otoritesine boyun eerler. Devletin ortaya k sosyal bir olaydr ve tpk toplum gibi, bir zorunluluktan ileri gelmektedir. bn Halduna gre kabile dayanmasna dayanlarak kurulan hanedan devletinde hkmdar bir mddet sonra kendi kabilesinin (aile ve soyunun) mensuplarna gvenemez olur. Bunlarn yerine dardan derlenmi, kendine bal bir askeri g salar. Bu usule devirme denir. Bu sistem, uzun sre Osmanl Devleti tarafndan da uygulanmtr. Askeri ve sivil brokrasinin nemli bir blm, gayrimslim tebaadan ocuk yata devirilen kiilerden oluturulmutur. Osmanl mparatorluunda devirmeler, devletin ok yksek makamlarna (sadrazamla kadar) ykselebilmilerdir. bn Haldun, yerleik yaamn ortaya kard karmak sorunlar zebilmek, hkmdarn yetkilerini snrlandrp, belli kurallara uymasn salamak ve devleti kmekten kurtulabilmek iin devletin belli bir siyaset izlemesi gerektiini ileri srer. Yerleik toplumlarn ynetiminde eit siyasetin uygulandn gzlemlemitir: 1. Akl Siyaset: Devletin, insanlarn akl yoluyla bulup uyguladklar siyasetle ynetilmesidir. Bu siyasetin iki farkl tezahr sz konusu olabilir: Kamu karn n plana alan bir siyaset olabilecei gibi, hkmdarn karlarna hizmet eden bir siyaset de olabilir. 2. Medeni Siyaset: Filozoflarn szn ettii ideal siyasettir. Otoriteye gerek olmakszn, insanlarn bar ve huzur iinde yaamas eklinde tanmlanabilir. Eflatunun bahsettii ideal site veya slam dnr Farabi (872-950)nin szn ettii erdemli ehir buna bir rnektir. Bu tr bir siyasetin gerekleebilmesi iin insanlarn erdemli ve olgun olmalar gerekmektedir. Kendi kendilerini denetleyebilen faziletli insanlarn ynetimde olduu bu tr bir siyasetin pratikte gerekleebilmesi uzak bir ihtimaldir. bn Haldun, Farabinin Medinetl- Fazla (Erdemli ehir) adl eserinden bahsederken, toplumsal gerekliin byle bir devleti mmkn klamayacan belirterek medeni siyaset dncesini aka eletirir. Dini Siyaset: Devletin, Allahn elileri 3. vastasyla bildirdii yasalar erevesinde ynetilmesidir. Dini kurallar, sadece bireylerin deil, devletin izlemesi gereken yolu da gsterir. Peygamberden sonra halifeler tarafndan yrtlm olan bu siyaset, bn Halduna gre hem bu dnya hem de ahiret iin en doru siyaset biimidir. Medeni siyaseti tamamen hayali bir dnce olarak deerlendirip devre d brakan bn Haldun, akli ve dini siyaset trlerini karlatrr ve dini siyasetin akli siyasetten stn olduunu ifade eder. bn Haldunun bu tespitleri, onun gzlemci ynn ortaya koymaktadr. Devleti meydana getiren neden veya zorunluluklar, sosyal olaylarla aklama eiliminde olan bu slam dnr, Mukaddime adl eserinde devletlerin ve medeniyetlerin ArapMslman dnyasnda getikleri aamalar dngsel bir ekilde tasvir eder. bn Halduna gre bir hkmdarln getii be aama vardr: Birinci aama hkmdarn halk ile birlikte hareket ettii, zafer kazanlan ve devlet kurulan evredir; ikinci aamada olas rakipler ortadan kaldrlr ve iktidar salamlatrlr; nc aama feragat ve rahatlk adr, hem yneten hem de ynetilenler bolluk iindedir, hkmdarlar tek balarna kendi dnceleriyle i grr; drdnc evrede hkmdar seleflerinin yolundan giderek onlarn kazanmlarn korumaya alr ve bar korur; beinci ve son aama ise israf ve sap datma adr, hkmdar kendinden nceki kazanmlar kendi zevkleri uruna datr, hkmdarla katks olanlar grevden uzaklatrr, ordu tekilat bozulur ve nihayet devlet tedavisi mmkn olmayan hastala tutulur ve yklr. bn Haldunun kurulu, ilerleme, doruk noktas, k ve yok olma eklinde birbirini takip eden aamalarla tanmlad bir devletin hayat, insan hayat ile ok byk benzerlikler tamaktadr. Zaten kendisi de bir devletin doal mr ile herhangi bir insannki arasnda benzerlik kurar ve devlet mrnn ounlukla insan neslinin yaad sreyi, yani yaklak 120 yl gemeyeceini belirtir. Devleti kuran ilk nesildir; ikinci nesil bolluk ve refah iinde yaar ve yerleik hayata alr, ancak daha sonraki srete zaferler kesintiye urar; refah iinde yaamaya alan nc kuak ise devletlerini koruyamazlar ve devlet bu nesilde ihtiyarlk ve yklma ana gelir, nihayet herhangi bir kuvvet saldrd takdirde devleti koruyacak ve kar koyacak kuvvet bulunmayacak, devlet yklacaktr. Ancak, bn Haldun her ne kadar bir medeniyetin geliim sreci ile bir canlnn biyolojik dngs arasnda karlatrmaya gitse de hkmdarlk iin k, doal lm anlamna gelmemektedir. Sz konusu hkmdarlk, kendisini fetheden baka bir toplumun egemenliine gemektedir. Fethi gerekletiren yeni toplum ise yeni bir devletin temellerini atar ve yeni bir dng balar. bn Haldunun yaad dneme kadarki tarihsel sreci analiz ederek oluturduu yaklamn, Osmanl dnrleri arasnda da yank bulduunu yukarda belirtmitik. Nam rneinde olduu gibi Osmanl mparatorluunun iinde bulunduu durumu anlamlandrmada bu

yaklama bavurulmutur. Nam (16551716) bir devletin hayatnda be aama ngrr: Kurulu dnemini iktidarn salamlatrld dnem takip eder, nc aamada huzur ve rahatlk hkimdir, daha sonra bolluk ve arlklar dnemi gelir ve nihayet zlme dnemi ile hkmranlk yklr. Bu dnemlendirmeye gre 1683 ylndaki ikinci Viyana kuatmas ile Osmanl mparatorluu drdnc aamaya, yani arlklar dnemine girmitir. Namnn bu yaklamnda bn Haldunun izleri ak bir ekilde grlr, ancak, bu benzerlie ramen temel bir farkllk vardr. mparatorluun asker baarszlklar ve toprak kayplar yaad dnemden itibaren yaplan analizler her ne kadar bn Haldununkiler ile paralellikler sunsa da, Osmanl devlet adamlarnn yaklamlarn belirleyen siyasal sistemdeki dengeyi ve bu dengeden hareketle toplumsal uyumu koruma amalardr. Dier bir ifadeyle ama, sadece sorunlar tespit etmek deil, ayn zamanda iktisad, siyas ve toplumsal sorunlara zm nerileri getirmektir. bn Haldunun dngsel emasndan hareket eden, fakat bu emay Osmanl mparatorluuna uygulamaya alan devlet adamlar, devletin saln kaybetmemesi ya da yeniden kazanmas iin birtakm neriler sunmulardr. Oysa bn Haldun iin imparatorluklarn yklmas srecin doasnda vardr, yani yklma bir kaza deil kanlmaz bir sondur. Nitekim Fransz jeopolitika uzman Yves Lacoste, bn Haldundan hareketle u aklamalar yapmaktadr: Canl organizma, yaratlndan itibaren lmn mikroplarn iinde barndrr. Hayatn kanlmaz geliimi, lmn kanlmaz geliimine yol aar. mparatorluklar iin de ayn durum geerlidir. te, Osmanl devlet adamlarnn deitirmek istedikleri bu kanlmaz son fikridir. Bir anlamda hastal tehis edip buna bir are bulmak isterler, yani ama bn Haldunun ngrd son aamay yaamamaktr ve bu adan da bn Haldunun analizinden farkllarlar. SONU slam dini, insann bireysel yaam iin olduu gibi toplumsal ve siyasal hayatla ilgili de belli normlar getirmitir. slamiyetin birincil kayna olan Kuranda, bireyin yaam tarzna ilikin belli kurallarn (emir ve yasaklar) yan sra toplum dzeni ve siyasetle (ynetim, devlet) ilgili baz temel ilkeler de bulunmaktadr. Bu nedenle, slamda din-devlet, ruhani-cismani iktidar ayrm yoktur. Bu anlamda, slamda, Hristiyanlkta olduu gibi devlete kar konumlanm Kilise benzeri bir kurum da sz konusu deildir. slami ynetim anlaynn en nemli ilkelerinden biri danma, fikir alveriinde bulunma anlamna gelen meverettir. Orta a slam dncesinin en nemli temsilcilerinden biri bn Haldundur. Kuzey Afrikal bu dnr, gzleme dayanan, ampirik almalaryla, 19. yzylda doacak sosyolojinin habercileri arasnda saylr. Sosyologlarn en tarafsz olarak nitelendirilen bn Haldun, birok Osmanl ve Batl dnr etkilemitir. mran lmini kurarak bilimsel tarihiliin ve sosyolojinin temellerini atmtr. Nedensellik prensibini tarihe uygulayarak yani olaylar arasnda geriye dnk balantlar kurarak, tarihe ve toplumlara ilikin yasalar bulmaya almtr. bn Haldun toplumlar gebe toplumlar ve yerleik toplumlar olmak zere ikiye ayrm; yerleik toplumlarda tr siyasetin sz konusu olabileceini gzlemlemitir: Akli siyaset, medeni siyaset, dini siyaset. Ona gre, toplumun ortaya k gibi devletin douu da sosyal bir olaydr ve zorunluluktan ileri gelmektedir. Devletlerin kurulu, ilerleme, doruk noktas, k ve yok olma eklinde birbirini takip eden be aamadan gemek durumunda olduklarn ileri srerek dngsel bir tarih anlayn benimsemitir. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. slam siyaset dncesinin temel ilkelerinden biri olan meveret hangi anlama gelmektedir? a) Akl yrtme b) Dnya hayatn bireysel ve toplumsal bir imtihan olarak grme c) Dnyay bir sava ve mcadele alan olarak grmek d) Danma, fikir alveriinde bulunma e) Din ile dnya ilerini birbirinden ayrmama bn Halduna gre 2. yerleik uygarlklarda grlebilecek siyaset tipi aadaki klardan hangisinde bir arada verilmitir? a) Adil siyaset; Medeni siyaset; Dini siyaset b) Akli siyaset; Medeni siyaset; Dini siyaset c) Akli Siyaset; Ahlaki siyaset; Medeni siyaset d) Hukuki siyaset; Adil siyaset; Eitliki siyaset e) Adil siyaset; Eitliki siyaset; zgrlk siyaset 3. bn Haldunun tarih anlay gene olarak nasl tanmlanabilir? a) lerlemeci b) Materyalist c) Dz-izgisel d) Dngsel e) Hepsi 4. bn Haldunun gelitirdii asabiye kavram, aadakilerden hangisiyle karlanamaz? a) Toplumsal dayanma b) Toplumsal uyuma c) Toplumsal sapma d) Milliyetilik fikri e) Yaknlk ba Yantlar: 1-d; 2-b; 3-d; 4-c ZET Bu blmde ilk olarak, Avrupada milli devletlerin douu ve merkezi krallklarn glenmesi konu edilecektir. Bu erevede, Batda Hristiyanlk iinde yaanan nemli bir dnsel reforma, Protestanln ortaya kna da deinilecektir. kinci olarak, talyan birliinin salanmasna ynelik kaleme ald Prens adl eseriyle tannan Machiavellinin dncelerine yer verilecektir. Son olarak ise XVII. yzylda mutlak monarinin tartmaya almasna ve kraln yetkilerinin snrlandrlmasna kar kan ngiliz dnr Hobbesun Leviathan adl eseri ve toplum szlemesi kavram zerinde durulacaktr. YEN A: MLL DEVLET VE MUTLAK MONAR Yeni ada Siyasi ktidar ve Reform Orta a zerine olan dersimizde belirttiimiz gibi ticaretin gelimesiyle feodal dzenin gc azalm ve yeni bir toplumsal snf belirmeye balamtr. Ticaretle geinenler burg denilen kaleler iinde (kentlerde) yayor ve kendilerine burgensis ad veriliyordu. Geimini ticaret ve zanaatla salayan bu yeni snf (daha sonra burjuva denilecek) zamanla toplum iinde g kazanm ve karlar gerei feodal senyrlere kar merkezi iktidar (kral) desteklemitir. Ancak daha sonra mutlak monariyle de atmaya girmi ve tarihte burjuva devrimleri olarak bilinen radikal deiimleri gerekletirmitir. Bu konuya ilerleyen derslerimizde tekrar dneceiz. XVI. yzyln hemen ncesinde ortaya kan baz teknolojik gelimeler

de merkezi krallklarn glenmesine olanak vermitir. rnein gl toplarla feodal senyrlerin atolarn tehdit etmek ve onlara ba edirmek mmkn hale gelmitir. Neticede senyrler zamanla kraln evresinde toplanmay ve onun himayesinde yksek memuriyetlerde bulunmay karlarna daha uygun grmeye balamlardr. Bylece kurulan milli devletler Papann dnyevi iktidarna da kar kmaya balamlar ve neticede kraln snrsz iktidar giderek pekimi, mutlaklamtr. XVI. yzyldan itibaren Kilisenin iktidar, Hristiyanlk iinde de sorgulanmaya balamtr. Kilisenin kurduu hiyerarik dzene yneltilen eletiriler, Hristiyanlk iinde yeni bir akmn domasna yol amtr. Hristiyanln kaynana dnmeyi savunan ve Protestanlk ad verilen bu akmn en nemli ncleri arasnda Alman Martin Luther (1483-1546) ve Fransz Jean Calvin (1509-1564) saylabilir. Bu isimler Papaya ba kaldrmlar ve Hristiyanlk iinde bir reform yaplmas gereini savunmulardr. Dini alanda bireyin zgrln savunan Protestan dnr ve ilahiyatlar, toplumsal ve siyasal alanda ise herhangi bir zgrlk talebinde bulunmamlardr. Kilisenin (Papann) iktidarna vurulan bu darbe sonuta dnyevi iktidarn (krallarn) bsbtn rakipsiz kalmas sonucunu dourmutur. Dini alanda devrimci olan Luther, siyasi alanda son derece muhafazakrdr. Siyasi iktidara bakaldrmak - hkmdar zalim bile olsa ona gre yanltr. Luthere gre, hkmdara ba kaldrmak Tanrya bakaldrmakla ayn anlama gelir. Zira Tanr, bazlarna ynetici olma ayrcal vermitir. Tanrnn ynetme ayrcal bahettii kii adaletsiz, kt ve hatta zalim olabilir. Her durumda, Tanrnn verdii hkme raz olmak gerekir, nk o yanlm olamaz. Benzer bir yaklam Calvinin dncelerinde de karmza kar: Ona gre, tiranlk bile olsa siyasi iktidara itaat etmek, boyun emek gerekir. Protestanlk dncesi burjuvazinin/kapitalizmin geliiminde nemli bir etken olmutur. XIX. yzylda sosyolojinin kurucu babalarndan Max Weber, Protestanlk ile kapitalizmin geliimi arasndaki ilikiye iaret etmitir. Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu adl eserinde Weber, Protestanlk dncesinin temel niteliklerinin kapitalizmin dou ve geliimine imkn verdiini ileri srmtr. Protestanla gre insanlarn kurtuluu, bu dnyada Tanr adna ok almalaryla mmkndr. Protestanla gre insanlar yeryznde Tanrnn kralln kurmakla ykmldrler. Bunu salayabilmeleri iin Tanr insanlardan, ok almalarn, fazla retmelerini, tutumlu olmalarn, lks yaamdan kanmalarn beklemektedir. Webere gre ok alma/retme ve tutumlu olma/biriktirme, kapitalizmin Bat Avrupada geliip serpilmesi iin gerekli ortam hazrlamtr. Niccolo Machiavelli: Etik ve Siyaset Niccolo Machiavelli (1469-1527) Floransal bir dnrdr. 1498-1512 yllar arasnda Floransa Cumhuriyetinin hizmetinde almtr. 1512de Medecislerin iktidara gelmesiyle iine son verilince, Machiavelli kendini siyasi yazarla vermitir. Amac sadece dnsel eserler vermek deil ayrca yeni iktidarn beenisini kazanmaktr. Bu amala, Prens ve Titus Liviusun lk On Blm zerine Sylevler adl nl eserlerini yazmtr. Machiavellinin yaad dnemde Fransa, ngiltere ve spanyada merkezi krallklar kurulmutur. Roma mparatorluunun kmesiyle irili ufakl birok devletin ortaya kt talya ise hl siyasi birlikten yoksundur. talyan birlii (Risorgimento, yani yeniden dou, dirili) ancak XIX. yzylda gerekleebilmitir. O tarihe kadar talya sadece corafi bir blgeyi ifade etmekteydi, siyasi bir birlik anlamna gelmiyordu. Machiavellinin yaad XV. ve XVI. yzyllarda ve sonrasnda talyada Papann ynetimindeki topraklarn dnda ayrca kuzeyde Yunan site-devletlerini andran devletikler bulunmaktayd. Venedik, Milano ve Floransa bunlardan en nemlileridir. Machiavelliye gre talyann corafi bir terim olmaktan kp siyasi bir birlik anlam tamasnn zaman gelmitir. Bu birlii ancak bir hkmdar (prens) salayabilir. Bu yle bir prens olmal ki amaca varmak iin her trl arac meru saysn, onu hibir ahlaki kural durdurmasn. Machiavelli izdii prens figryle, hem lk a hem de Hristiyan Orta a dncesiyle hesaplamaya girmitir. Eflatun, Aristo, Stoaclar ve Hristiyan dnrler iin devletin amac etiktir, ahlakidir. Sz konusu lk a dnrlerine gre devlet insan iyiye, erdemli bir yaama yneltmelidir; Hristiyan filozoflara gre ise sonsuz kurtuluun eiine ulatrmaldr. Machiavelli ise devletle ilgili bu tr anlaylara kar kmtr. Sofistlerden sonra ilk kez o, siyaset (veya iktidarn kullanm) ile ahlakn birbirinden ayr eyler olduunu sylemitir. Bu ikisinin (siyaset-ahlak) birbirine kartrlmasnn bir fayda salamayacan ileri srmtr. Tarih boyunca yneticilerin szleriyle uygulamalarnn rtmemesi aslnda fiili olarak ska rastlanan bir durumdur. Machiavelli ite bu gerei yaln bir ekilde gzler nne sermeyi amalamtr. talyan dnr, siyasi konular, ahlaki, metafizik ve dini ilkelerden soyutlayarak, bunlardan bamsz bir ekilde ele almas nedeniyle siyasi dnce tarihine nemli bir yenilik getirmitir. Prens adl eserinde Machiavelli her toplumda iki farkl miza olduunu ileri srer: Biri halknki, dieri ise byk olanlarn mizac. Ne var ki halk byklerin emri ve basks altnda olmak istemezken, bykler ise halka komut vermek ve onu bask altnda tutmak ister. Savunduu bu dnceyle Machiavelli, toplumsal blnmln gerekte toplumlarn vazgeilmez ve nlenemez bir nitelii olduunu belirtmek istemitir. te bu tespit, Machiavelliyi modern anlamda siyaseti kavrayan ve anlayabilen bir dnr olarak karmza karyor. Siyasetin olumasna yol aan ite bu blnmlk, bu ikilik, dier bir ifadeyle ileriki derslerimizde greceimiz Marxn ifadesiyle snf mcadelesidir. Bu ikilik olmazsa toplum olmayacak, dolaysyla siyaset de olmayacaktr. Machiavelliye gre siyasal iktidarn grevi, bu ikilii gidermek veya zmek deildir. Siyasetin tek fonksiyonu, kendisiyle tmyle bark (atma olmayan) bir toplumun tesisi deildir. nk byle atmasz bir

toplum, siyasetin var olma nedenini ortadan kaldrmakla kalmaz ayn zamanda kendini de yok etmi O halde olur. siyasetin amac, toplumda nlenemez ve vazgeilmesi mmkn olmayan blnml ve atmay ynetmektir. Machiavelli bir Rnesans dnrdr. Dolaysyla Machiavelliyi anlamaya alrken, talyann iinde bulunduu siyasi durum (paralanmlk) kadar, yaad dnemde Avrupada ortaya kan kkl dnsel deiim de hesaba katlmaldr. Bu dnemde Orta a Hristiyan dncesi eski nemini yitirmeye balam, eletirel dnce boy atm, birey fikri gelimeye balamtr. Machiavelli Prens adl eserinde, talyan birliini kuracan hayal/mit ettii prense, devlet ynetimi konusunda tler verir. ktidar miras yoluyla deil kendi gcyle ele geiren bir prens, hkmdar aday nasl davranmaldr? Machiavelli bu varsaymdan hareket ederek hkmdara kuvvetli, yrtc, kurnaz ve hatta ikiyzl olmas tavsiyesinde bulunuyor. Machiavellinin siyasi ikiyzllk dedii tavr, gnmz modern siyaset jargonunda siyasi propaganda olarak anlalabilir. Machiavelli propaganday siyasi iktidarn temel unsurlarndan biri olarak deerlendirmektedir. Ona gre kuvvet kullanmadan iktidar yolunun almas mmkn olmadndan prens, sava sanatn da ok iyi bilmek durumundadr. Machiavelli insan tabiat konusunda karamsardr. nsan, tabiat gerei kt, bencil, korkak ve ikiyzldr. te bu nedenle devlet ynetiminde gerekirse baskc, acmasz hatta kan dkc de olunabilir. Fakat acmaszlk ile efkat arasnda iyi bir denge salanmaldr. Srekli acmasz ve kan dkc olmak prensin sonunu hazrlayabilir. Machiavelliye gre insan korktuuna, sevdiinden daha fazla hizmet eder. Prens hem sevilir hem korkulur olmaldr; ama korkulur olmas, sevilir olmasndan daha iyidir. Prens, savata olduu kadar barta da becerikli olmaldr. Devletleraras antlamalar hazrlar ve uygularken tilki gibi kurnaz olmak gerekir. Antlamalar bazen inenmek zere yaplr. Prens, ahlaki kurallarla kendini balamad gibi milletleraras hukukla da kendini snrlandrmamaldr. Bylece Machiavelli, milletleraras hukukun en nemli ilkelerinden olan Pacta sunt servanda (ahde vefa) ilkesini hie saymay nermektedir. Machiavelli tm bu fikirleri, talyan birliinin salanabilmesi iin ileri srmtr. Onun en temel amac, talyann sadece corafi bir blgeyi ifade eden bir adlandrma olmaktan kp siyasi bir birlik haline gelmesi, dier bir ifadeyle gecikmi talyan birliinin salanmasdr. Ne var ki Makyavelizm, siyasi dnce tarihine ve siyaset literatrne amaca ulamak iin her yol ve ara mbahtr, merudur yaklamn dile getiren genel bir kavram olarak gemitir. Thomas Hobbes: Toplum Szlemesi Kavramnn Douu ngiliz dnr Thomas Hobbes (1588-1679) burjuva devrimlerinin hazrlk/gelime anda karmza kan nemli isimlerden biridir. Hobbesun yaad dnemde Katolik spanya Kral II. Philippe, Kilisenin sapk ilan ettii bir mezhebin (Anglikanizm) takipisi olan Elizabethin hkm srd ngiltereyi igal etmeye hazrlanyordu. spanya amacna ulaamad ama lkesinin igale urama tehlikesi Hobbesun dncelerini derinden etkiledi. Hobbesu siyasi dnceler tarihinin nemli bir figr klan 1651de Londrada baslan Leviathan adl eseridir. Bu kitap, ismini ncilde bahsi geen bir ejderhadan almaktadr. Leviathan, yeryznde kimsenin g yetiremeyecei bir canavarn addr. Hobbesu byle bir kitap yazmaya iten neden, ngilterede byk bir siyasi karklk srerken (dolaysyla d tehditlere akken) ve Avrupa din savalaryla sarslrken kraln yetkilerinin snrlandrlmas tartmalarnn yaplyor olmasdr. Hobbes, lkesinin ve Avrupann yaad bu genel kargaa dneminde, karaln yetkilerin snrlandrlmasnn tehlikeli sonular douracana inanmaktayd. Burjuva devrimlerinin arifesinde, Hobbes burjuvazinin tarafnda yer almamtr. Bilakis, mutlak iktidar salam temellere oturtmaya gayret etmitir. Hobbesa gre mutlak iktidar, kraln Tanrdan ald yetkiye bireylerin karlarna dayanmaldr. Leviathan, deil dev ve yapay bir insandr. Bu yapay yaratk, devletin ta kendisidir. Hobbesun Leviathan adn verdii bu dev insan, yani devlet, insanlar korusun diye bizzat insanlar tarafndan kendi aralarnda yaptklar bir szleme ile yaratlmtr. Hobbesun, devletle ilgili dncelerinin hareket noktas doal yaamdr. Ona gre insanlarn doal yaam srdkleri devletin olmad dnem altn bir a olmaktan uzaktr. Tam tersine, devletin henz olmad bu dnemde insanlar cehennem hayat yaamaktaydlar. nsanlarn eit ve snrsz zgr olduklar doal yaam koullarnda nsan insann kurdudur (Homo homini lupus) sz hakllk kazanmaktadr. nsanlarn srekli bir ekilde birbirlerinden korktuklar byle bir durumda uygarln ilerlemesi beklenemez. Hobbesa gre, insanlarn birbirini ezdii bu cehennem hayatna son vermek iin bir szleme (kontrat) yapmak gerekmitir. Bu szlemeyle insanlar, nceden sahip olduklar snrsz zgrlklerine son vermiler; kendilerini temsil edecek ve ynetecek dev insan (devlet) yaratmlardr. nsanlarn yaratt bu yce egemen g (Leviathan yani devlet), insanlarn kendi aralarnda yaptklar szlemeyle hibir ekilde bal deildir. nk insanlar doal yaam halindeyken sahip olduklar tm haklar bara kavumak zere bu egemen gce yani devlete devretmilerdir. Egemen g, Hobbesa gre monarktr (kral) ve o, yaplan szlemenin taraflarndan biri deildir. Bu nedenlerdir ki son derece geni yetkilerle donanm olmasna ramen Leviathann topluma kar hibir ykmll yoktur. Hobbesun bu dncelerinden kan sonu udur: Hukukun tek bir kayna vardr ve o kaynak Leviathann yani devletin iradesidir. Dolaysyla, ngiliz dnre gre doru ile yanln ne olduuna karar verecek olan da monark ya da daha genel bir ifadeyle devlettir. Zira insanlar bu yetkiyi yaptklar szlemeyle Leviathana devretmilerdir. Hobbesa gre, mlkiyet de insanlarn ortak iradeleriyle yaratlan egemen gcn mutlak denetiminde olmaldr. Doal yaam

koullarnda herkesin her ey zerinde hak iddia etme durumu sz konuydu. Fakat neticede kuvvetli olan istediine sahip olabiliyordu. Devletin yaratlmasyla, mlkiyet gvenlik altna alnmtr. Devlet, gerekli grd veya diledii zaman mlkiyeti yeniden dzenleme hakkna sahiptir. Hobbesa gre devletsiz zel mlkiyetin bir anlam yoktur. Hobbes, ayn mantk zincirinin devam olarak din konusunda da devleti merkeze almtr. Ona gre insanlar iki efendiye birden hizmet edemezler. Bu noktada Hobbes, Katolikliin ortaya koyduu dalizmi (ikicilik) reddeder; ruhani (Papa) ve dnyevi (Kral) liderlik ayrmna kar kar. bar salayabilmek iin egemen gcn, ruhani (dini) ve cismani (dnyevi) iktidar tek elde toplamas gerektiine inanr. Hobbesun ynetim biimleri arasnda monariyi tercih ettii ak. Fakat onun savunduu monaride, monark (kral) gcn tanrdan deil toplumdan alr. Hobbesun mutlak monariyi savunmasndaki neden, bireyin gven ve mutluluunun salanmasdr. Hobbes her ne kadar monarinin ylmaz bir savunucusu olsa da, onun dncelerinin geliiminde yeni yeni gelien bir toplumsal snfn yani burjuvazinin dolayl da olsa etkilerini grmek mmkndr. Sonuta Hobbes ngrmese de toplum szlemesi ileriki dnemlerde burjuvazinin karlarna hizmet edecektir. SONU XVI. yzyldan itibaren merkezi krallklarn glenmesi ve bylece kurulan milli devletler, Kilisenin iktidarna ba kaldrmlardr. Bu durum zaman ierisinde kraln iktidarnn giderek snrsz ve mutlak bir nitelik kazanmasna yol amtr. Ayn dnemde Kilisenin iktidar, Hristiyanlk iinde de sorgulanmaya balamtr. Kilisenin kurduu hiyerarik dzene yneltilen eletiriler, Hristiyanlk iinde Protestanlk ad verilen yeni bir akmn domasyla sonulanmtr. Papann iktidarna vurulan darbelerle krallar (dnyevi iktidar) tamamen rakipsiz kalmtr. talyan birliinin salanmas iin aba sarf eden, Prensin yazar Floransal dnr Machiavelli siyaset ile ahlakn birbirinden ayr eyler olduunu syleyerek, bu ikisinin (siyaset ve ahlak) birbirine kartrlmasnn insanlara bir fayda salamayacan ileri srmtr. Machiavelli, siyasi konular, etik ve dini ilkelerden bamsz bir ekilde ele almas nedeniyle siyasi dnce tarihine nemli bir yenilik getirmitir. ngiliz dnr Hobbes ise, lkesinin ve Avrupann yaad genel kargaa dneminde, karaln yetkilerin snrlandrlmasnn yanl olduunu savunmu, mutlak iktidar salam temellere oturtmaya almtr. Hobbesa gre mutlak iktidar kaynan, Tanrdan deil bireylerin ortak karlarndan almaldr. Hobbes, ruhani ve dnyevi iktidar ayrmna kar km, i bar salayabilmek iin egemen gcn, dini ve dnyevi iktidar tek elde toplamas gerektiini savunmutur. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. Hristiyanln kaynana dnmeyi savunan, ncleri arasnda Martin Luther ve Jean Calvinin bulunduu Protestanlk hangi yzylda ortaya kmtr? a) 13. yzyl b) 14. yzyl c) 15. yzyl d) 16. yzyl e) 19. yzyl 2. Macchiavelli, Prens adl eseriyle neyi amalamtr? a) Protestanla kar Katoliklii savunmak b) Katolikliin temel ilkelerini eletirmek c) Genlere siyasi tler vermek d) talyan birliini salamak e) Hepsi Aadakilerden hangisi Thomas Hobbesun savunduu dnceler arasnda yer 3. almaz? a) nsanln altn a, insanlarn doal yaam srdkleri, devletin olmad dnemdir. b) Devlet iradesi hukukun tek kaynadr. c) Mlkiyet, insanlarn ortak iradeleriyle yaratlan egemen gcn mutlak denetiminde olmaldr. d) Dini ve dnyevi iktidar tek elde toplanmaldr. e) Hepsi Yantlar: 1-d; 2-d; 3-a ZET Bu derste, 1789 ncesi dnemde siyasi iktidar ele geirme abasnda olan burjuvazinin siyasi dnceleri ele alnacaktr. Bu erevede, burjuva ideallerinin ve liberalizmin szclne soyunmu iki dnrn, Locke ve Montesquieunn fikirleri incelenecektir. BURJUVAZNN GLENMES: LBERALZM ve DEMOKRASYE DORU 17. ve 18. Yzyllarda Siyasal Dnce: Burjuvazinin Etkisi nceki derslerimizde doumuna tank olduumuz burjuvazi, 17. ve 18. yzyllarda siyasal dnceler tarihine damgasn vurmutur. Sz konusu dnemde, feodal ilikilerin varln koruduu hukuki yapya, bunun savunucusu olan mutlak monariye ve Orta adan farkl bir biimde de olsa gcn srdren Kiliseye kar sava am dnrler ortaya kmtr. Bu dnrlerin savunuculuunu yapt fikirler genel olarak burjuva snfnn ideolojisini yanstmaktayd: John Locke gibi liberal, Montesquieu gibi aristokrat ve liberal, Jean-Jacques Rousseau gibi halk iktidarn savunan, Emmanuel-Joseph Sieys gibi milli egemenlik ad altnda burjuva egemenliini neren dnrler bunlardan en nemlileridir. Ticaretin gelitii ve endstriyel retim biiminin ortaya kt bu dnemde feodalite artk sorgulanmaya, hatta ortadan kalkmas gereken bir dzen olarak deerlendirilmeye balanmt. Giderek glenen yeni snf (burjuvazi) yeni bir sosyal-ekonomik dzen kurarken bunun bir gerei olarak kendi dnya grn de ortaya koymu, gelitirmi ve yaygnlatrmaya almtr. Bu dnemde burjuvazi, kurmay hedefledii yeni sosyoekonomik dzene uygun olacak bir siyasi iktidarn teorik temellerini atmaya koyulmutur. Burjuvazinin iktidar ele geirmesi farkl lkelerde deiik biimlerde olmutur: rnein ngilterede, Kta Avrupasndan ok daha nce ortaya kan burjuvazi kk toprak sahibi soylularla ibirlii yapm ve daha nce kurulmu olan parlamentoda iktidar tedricen ele geirmitir. Fransada ise aristokrasi burjuvaziyle ibirliine yanamam ve neticede halkn byk bir ksmnn (kyller ve manifaktr iileri) desteini alan burjuva snf 1789 Devrimini gerekletirmitir. Bu derste, 1789 ncesi dnemde siyasi iktidar ele geirme abasnda olan burjuvazinin siyasi dnceye etkisi ele alnacaktr. John Locke ve Liberalizm: ngiltere rnei Liberalizmin babas saylan ngiliz dnr John Locke (1632-1704) siyasal dnceler tarihinde mstesna bir yere sahiptir. Locke, siyasal dnceler tarihinde igal ettii yeri dncelerinin derinliinden ziyade ngilterede iktidara giderek yaklaan yeni snfn

szcln yapm olmasna borludur. ngilterede 1642de Parlamento Taraftarlar (Parliamentarians) ile Kralclar (Royalists) arasnda patlak veren i savala balayan burjuva devrimi, deiik evrelerden geerek 1689da Haklar Kanunu (Bill of Rights)nun kartlmasna kadar srm, mutlak monarinin malubiyeti ve burjuvazinin zaferiyle sonulanmtr. Sz konusu kanunla, mutlak kral istibdad knanyor ve ngiltere Krallnn bir merutiyet olduu kayt altna alnyordu. Lockeun siyasetle ilgili fikirlerinin yer ald Hkmet zerine ki Deneme adl eseri 1690 ylnda yaynlanmtr. Locke, kapitalist retim tarznn ileyebilmesi iin elzem olan ve burjuvazinin ihtiya duyduu kurumlarn dnsel temellerini atmaya almtr. Burjuva snf kendi karlar dorultusunda zgrlklerin ve mlkiyet hakknn garanti altna alnmasn, mutlak iktidarn snrlandrlmasn talep etmekteydi. ngiliz burjuvazisinin geliimini srdrebilmesi ve kapitalizmin ileyebilmesi iin en uygun ynetim ekli meruti (anayasal) monariydi. Locke, burjuvazinin talepleri dorultusunda snrl monariyi, dier bir deyie parlamenter / anayasal monariyi savunmutur. Locke tutarl bir siyaset kuram gelitirebilmek iin dncesinin merkezine toplum szlemesi kavramn yerletirmitir. ngiliz dnr, entelektel retiminin yan sra aktif politika iinde de yer almtr. Kraln yetkilerini geniletmeyi amalayan gruba (Toryler) kar, bu yetkilerin snrlandrlmasn savunan kesimin (Whigler) yannda yer almtr1. Siyasi gr ve eylemlerinden dolay bir sre Hollandaya g etmek zorunda kalmtr. Ksaca sylemek gerekirse Locke ngiliz burjuvazisinin ideallerini dile getirmitir. Hkmet zerine ki Deneme adl eserinde yer alan birinci deneme, Sir Robert Filmerin 1680 ylnda yazd ve kraln mutlak iktidarn savunduu Patriarcha adl kitabnn bir eletirisidir. kinci deneme ise ngiliz burjuva devriminin bir savunusundan ibarettir. Sir Robert Filmer, kraln gcn Tanrnn Ademe verdii babalk otoritesine (patriarkal g) dayandrmaktayd. Lockea gre de ilk toplumu meydana getiren ailedir. Fakat babann ocuu zerindeki otoritesi veya egemenlii, ocuk kendi haklarn elde edinceye kadar srebilir. Ayrca babann hkmetme (yasalar yapma, cezalandrma vs.) gc, baba-ocuk ilikisinin doal bir sonucu olarak grlemez. Babann, babalk gcne dayanarak hkmdar olabilmesi ancak ocuklarn rzasna baldr. Dolaysyla aile ile politik topluluk birbirinden ayr eylerdir. Peki, politik toplum nedir? Neden ve nasl ortaya kmtr? Nasl ynetilmelidir? Locke bu soruya tpk Hobbes gibi doal yaam durumu ve toplum szlemesinden hareketle cevap aramtr. Fakat nemli bir noktada Hobbestan ayrlmaktadr: Lockea gre doal yaama halinde insan insann kurdu deildir; toplumun ve devletin henz kurulmad bu dnem bir cehennem hayat olarak deerlendirilemez. Aksine bu dnem, doal zgrlk ve eitlik dnemidir. nsanlar bu haklara (zgrlk ve eitlik) sahip olarak doarlar. Bu durum, herkesin her istediini yapabilecei anlamna gelmez. Kt bir davranta bulunan (Tanrnn koyduu doal akl yasasn ineyen) cezalandrlr. Cezalandrma hakk ise herkese aittir. Ne var ki stn bir otoritenin olmad bu dnemde, sadece gl olanlar bu hakk kullanabilmektedir. Lockea gre mlkiyet hakk da doal yaama halinde sz konusu olan doal haklar arasnda yer alr. Her insann ncelikle kendi kiilii zerinde bir mlkiyet hakk vardr ve bu hak zerinde hi kimse hak iddia edemez. Ayrca insann kendi kiisel almasnn rn olan eylerin de kendine ait olmas gerekir. Yani insan, almasyla elde ettii eyler zerinde de mlkiyet hakkna sahiptir. Lockea gre mlkiyet hakk insann almasndan doar. Grld gibi Lockeun savunduu mlkiyet anlay, feodal mlkiyet anlayndan temelde ok farkldr ve burjuvazinin grn ifade eder. Locke ayrca insann alarak meydana getirdii eyler zerinde, kendinden sonra ocuklarnn da mlkiyet hakkna sahip olmalar gerektiini savunur. Sonraki yllarda ngilterede Toryler (Tories) muhafazakr partiyi, Whigler (Whigs) ise liberal partiyi meydana getireceklerdir. Netice olarak Locke tm doal haklarn korunmas gerektiini savunur. Ancak ona gre ideal bir toplum yaratabilmek iin gerekli olan unsur doal yaama halinde bulunmamaktadr. Bunlar: 1. Herkesin boyun eecei ve herkese eite uygulanacak yasalar, 2. Herkesin cezalandrma hakkn kullanmasn nleyecek tarafsz yarglar, 3. Yargcn kararn uygulayacak toplumsal bir g. Yukarda da belirttiimiz gibi Lockeun amac toplumda kapitalist bir ekonomik ileyii mmkn klacak ve oluan dzeni yasalar vastasyla gvence altna alacak bir devletin kurulmasn salamakt. Doal yaamdan toplum dzenine geerken insanlar sadece cezalandrma hakkn topluma brakyorlar ve bunun karlnda gvenliklerinin salanmasn istiyorlard. Bylece herhangi bir zorlama olmadan szlemeye katlyorlar ve doal haklarn da muhafaza ediyorlar. Lockeun nerdii modele gre insanlar sahip olduklar haklar muhafaza ederek devleti kendi iradeleriyle kurarlar ve sahip olduklar haklara devletin mdahale etmesine msaade etmezler. Lockea gre burjuvazinin geliimini srdrebilmesi iin iktidarn snrlandrlmas kanlmaz bir gereklilik hatta zorunluluktur. ktidarn snrlar ise insanlarn doutan sahip olduklar doal haklarla izilmelidir. Bu haklar, yukarda da belirttiimiz gibi hayat hakk, zgrlk ve mlkiyettir. Lockea gre eer bir ynetim, iktidar ktye kullanarak insanlarn bu haklarna tecavz ederse, insanlarn o ynetime ba kaldrma haklar vardr. Baka bir deyile, szlemeye riayet etmeyen tiranlk ynetimine isyan etmek de insanlarn haklar arasnda yer alr. Montesquieu ve Aristokratik Liberalizm: Fransa rnei Lockeun ngiltere iin gelitirdii liberal model Fransada farkl ekillerde yank bulmutur. ngiltereden Fransaya yansyan liberalizm Sieys (1748-1836) ve Voltaire (1694-1788) gibi dnr tarafndan bir burjuva liberalizmi olarak alglanmtr. Rousseau (1712-1778) ise burjuvazinin ykseli devrinde halkn

iktidarn savunmutur. Bu blmde dncelerini inceleyeceimiz Montesquieu (1689-1755) ise aristokratik bir liberalizmi savunmutur. Soylu bir aileye mensup olan Montesquieu 1716 ylnda Bordeaux parlamentosuna seilmitir. O dnemde Fransada karmza kan parlamentolar, bugnk gibi halkn setii vekillerden oluan ve yasama grevi yapan kurumlar deillerdi. Fransz Devriminden nce parlamentolarn yeleri kral tarafndan seilmekte ya da yelik babadan ola gemekteydi. Parlamentolarn balca grevleri yarglama, kraln emirlerinin kayt ve ilan etmekti. Ayrca krala baz uyar ve tavsiyelerde bulunma yetkisine sahiptiler. Montesquieunn siyasal dnceler tarihine en byk katks yasalarla ilgili gzlem ve incelemeleridir. Yasalarn neden her yerde ayn olmadn, neden farkl ortamlarda farkl yasalarn uygulandn aratrmtr. Bu farklla neden olan etkenleri tespit etmeye almtr. Montesquieuye gre yasalar en geni anlamda, eyann tabiatndan kaynaklanan zorunlu ilikilerdir. Dolaysyla ona gre yasa, yasa koyucunun diledii gibi yapaca bir ey deildir. Yasalarn Ruhu adl nemli eserinde bu durumu yle aklamtr: Yasalar kendileri iin yaplan milletlere o kadar uygundur ki bir milletin yasalarnn baka bir millete uygun dmesi pek byk bir rastlant eseri olabilir (). Yasalar, lkenin fiziki durumuna, souk, scak veya lman iklime sahip olmasna; topran niteliine, engebelerine, byklne; halkn yaama biimine, ifti, avc ya da oban oluuna; anayasannn dayanabilecei zgrlk derecesine; halkn dinine, eilimlerine, zenginlik dzeyine, saysna, ticaret hayatna, rf ve adetlerine uygun olmaldr. () te yasalar btn bu alardan incelemek gerekir. Benim bu kitabmda yapmak istediim budur. Ben btn bu ilikileri inceleyeceim. Bunlarn tm yasalarn ruhu denilen eyi meydana getirirler. Doal hukuk kuramclar, insan tabiatnn deimez esaslara dayand yani evrensel olduu n kabu lnden hareketle, buna uygun deimez ve evrensel bir hukuktan sz ederler. Doal hukuk kuramclarna gre insan tabiatnn ve tabiata uygun yasalarn ne olduunu da gene baka bir deimez olan insan akl bulup karacaktr. te Montesquieu bu dnceye kar karak farkl ortam ve toplumlarda farkl yasalarn sz konusu olduunu ileri srmtr. Yasalarn Ruhunda savunduu fikirlerle sosyoloji bilimine ve hukuk sosyolojisine nemli katklarda bulunmu, ayrca siyaset biliminin de kurucular arasnda yerini almtr. Yasalarn Ruhu adl eserinde Montesquieu birok kuram gelitirmitir. Bunlardan en nemlileri iklimler kuram, ynetim biimleri kuram ve kuvvetler ayrl kuramdr. ncelikle Montesquieunn iklimin ve corafi koullarn ynetim biimleri zerindeki etkilerine dair gelitirdii iklimler kuramna bakalm. Montesquieuye gre despotizmin daha ok Asyada ortaya kmas, insan haklarnn ise Avrupada savunulmas iklim farkllklarna baldr. Asyadaki sert iklim koullar, ar souktan ar scaa gei, kuzeydeki sert insanlarn gneydeki gevek insanlar zerinde egemenlik kurmalarna yol aar. Byk iklim farklarnn olmad Avrupada ise her rk ayn yapc ruhu tar ve zgrlk ancak bu lk iklimde geliebilir. Ayrca Avrupa, dalar ve nehirlerle blnm ufak blgelerden olumutur. Bu blgelerde birbirinden bamsz kk siyasi birimler yaar. Bunlardan her biri kendi kendilerini koruma imknna sahiptir. Bu yzden de bamszlk ve zgrlklerine dkndrler. Bu siyasi topluluklar hibir zaman kendilerini yutan byk despotik imparatorluklar iinde erimemilerdir. Oysa Asyada ok geni dzlkleri iine alan doal engellerden yoksun alanlarda birok kavmi kendi egemenlii altna alan devasa despotik imparatorluklar kurulmutur. Montesquieunn ynetim biimleri kuramna gre tr ynetim biimi vardr: cumhuriyet, monari ve despotizm. Fransz dnre gre cumhuriyet kraln olmad ynetim eklidir. Soylularn ynetimde olduu kraln olmad bir cumhuriyet de mmkn olabilir. Cumhuriyette egemenlik halkn tamamna veya bir blmne aittir. Montesquieu dorudan ve temsili olmak zere iki tr cumhuriyetten bahseder ve kendi tercihinin temsili cumhuriyet olduunu belirtir. Bu tercihini yle temellendirir: Halk, egemenliinin bir ksmn devretmek zere setii kiileri hayranlk uyandran bir isabetle seer (...) Ancak uygulama ve sonulandrma konusunda, zaman ve zemini semede yeteneksizdir. Ksaca sylemek gerekirse Montesquieuye gre halk kendi kendini ynetecek yeterlikte deildir. Montesquieuye gre her ynetim biiminin kendine zg bir temel ilkesi vardr. Rejimin yaamn devam ettirebilmesi insanlarn bu temel ilkeye uygun davranmalarna baldr. Cumhuriyetin ilkesi erdemdir. Her vatanda kamu yararn kendi karlarndan stn tuttuu, yani erdemli davrand srece cumhuriyet rejimi varln srdrebilir. Dier bir deyile, cumhuriyetin varln koruyabilmesi ancak vatandalarn erdemli olmalaryla mmkndr. Cumhuriyeti ayakta tutacak olan ey, kiilerin erdemli olmalardr. Bu ilke eitim yoluyla bireylere kazandrlmaldr. Ayrca bu ilkenin yaatlabilmesi iin uygun yasalarn hazrlanmas da gereklidir. Erdem ilkesinin gnmzdeki karl vatandalk bilinci veya yurtseverliktir. Montesquieunn yaad dnemde cumhuriyet, ilk alardan yani Yunan ve Romadan kalma bir nostaljiden ibarettir. Eski alarda uygulanm olan cumhuriyet ynetimi, Montesquieu iin artk gerekletirilmesi pek mmkn olmayan bir ynetim biimidir. te bu nedenledir ki Montesquieu iin asl zerinde durulmas ve dzeltilmesi gereken monaridir. Monariye yle bir form kazandrlmaldr ki lml ve dengeli bir ynetim biimi haline gelsin; ksaca sylemek gerekirse soylular ve burjuvalar ynetimde birlikte yer alsn. Monari, tek kiinin ynetimidir. Fakat Montesquieu monarinin nemli bir zelliine dikkat eker: Monark, yerlemi ve deimez yasalara riayet ederek ynetir. Bu ynetim eklinde ynetici kapris ve arzular dorultusunda bir ynetim sergileyemez, zira monarkn yetkilerini snrlayan belli kanunlar vardr. Ayrca monarkn bu yasalara uymasn salayacak,

denge salayc baz gler de sz konusudur: Aristokrasi, Kilise, burjuvazinin glenmesiyle meydana gelen Etats gnrauxlara seimle temsilci gnderen imtiyazl ehirler, kral adna yarg yetkisini kullanan ve krala her konuda uyar ve tavsiyelerde bulunabilen parlamentolar bu gler arasnda saylabilir. Kendisi de soylu olan Montesquieuye gre monarkn arlklarn frenleyebilecek en nemli g aristokrasidir. Soylular snf, aristokraside en st mertebeyi igal eden monarka (Kral) direnerek liberal zgrlklerin savunuculuunu yapabilirler. Bu nedenledir ki soylularn olmad bir monari, despotizme dnme tehlikesiyle kar karyadr. Ayn zamanda Kilise de halk ile monark arasnda durarak krala kar bir denge unsuru oluturma kapasitesine sahiptir. Ksaca, soylular ve rahipler snf, halk ile monarkn dorudan kar kaya kalmalarn engelleyerek halkn monark tarafndan ezilmesinin nne geebilirler. Monarinin temel ilkesi ise ereftir. Bu ilkeye gre her sosyal tabaka, her ayrcalkl snf ve kii kendi durumunu yani onurunu korumal ki monari yaabilsin. Bask kral dhil nereden gelirse gelsin her snf buna direnebilmeli, erefini koruyabilmelidir. Despotizmde ise hkmdarn isteklerinin snrlayabilecek, onun arzu ve kaprislerinin dizginleyebilecek gler yoktur. Sadece hkmdar ve halk vardr; bunlar arasnda arac kurumlar sz konusu deildir. Bu ynetim biiminde temel ilke korkudur. Ayrcalkl snflar olmad iin mutlak bir eitlik sz konusudur. Ancak buradaki eitlik, mutlak itaatte ve korkuda eikliktir. Montesquieuye gre Asyadaki lkelerin ou bu ekilde ynetilmektedir: Trkler, Japonlar, inliler vs. despotik bir ynetim altnda, korku zerine bina edilmi ve kiilerin hilikte mutlak eitliine dayanan bir ynetimle ynetilmektedirler. Montesquieunn Avusturyann dousuna gemedii hatrlandnda, bu anlattklarn politik bir egzotizm olarak deerlendirmek yanl olmaz. Fransz dnrn asl amacnn zelde XIV. Louisnin despotik ynetimine kar kmak, genel olarak ise mutlak monariyi dizginlemek olduunu da belirtmek gerekir. Douya hzl bir bak atan Montesquieu, Batda olduu gibi feodalite ve kilise gibi arac kurumlar gremeyince burada despotik ynetimlerin olduuna hkmetmitir. Dou despotizmine dair analizleri ampirik hibir veriye dayanmamaktadr. Dolaysyla bir yanlsama ve kuruntunun ifadeleri olarak deerlendirilmeyi hak etmektedir. Montesquieunn Locketan ve ngiliz anayasaclndan esinlenerek gelitirdii kuvvetler ayrl kuram burjuva zgrlk anlaynn en nemli belgelerinden olan 1789 Fransz nsan ve Yurtta Haklar Bildirisi iinde de yer almtr. Bildirinin 16. maddesinde Kuvvetlerin ayrlmad ve zgrlklerin teminat altna alnmad yerde anayasa yoktur ifadesine yer verilmektedir. Batdaki btn ada anayasalar kuvvetler ayrl ilkesini esas almaktadr. Montesquieu Yasalarn Ruhu adl eserinin 11. Kitabn zgrlkler konusuna ayrm ve zgrl, yasalar tarafndan yasak edilmeyeni yapabilmek diye tanmlamtr. Ayrca nlerinde kendilerini frenleyecek herhangi bir engel olmazsa yneticilerin zgrlkleri ineyebilecei ve yetkilerini aabileceini belirtmitir. Montesquieuye gre dnyada, asl amac zgrl temin etmek olan tek bir anayasa vardr, o da ngiliz Anayasasdr. zgrln salanabilmesi iin lml ve ll bir hkmet gereklidir. Anayasa, temel olarak yetkilerin almas ve ktye kullanlmasna engel olacak bir mekanizmaya sahip olmaldr. Montesquieunn ngiliz Anayasasnda gzlemledii ve Fransaya da nerdii bu mekanizmaya kuvvetler ayrl ad verilmektedir. ngilterede yazl bir anayasann olmadn, anayasa nitelii tayan kurallarn ounun rf ve adetlerden meydana geldiini hatrlatalm. ngiliz Anayasas, her gce kar bir kar g yaratmay ve neticede karma bir hkmet oluturmay hedeflemektedir. ngiliz Anayasasnda kuvvet, kuvveti durdurmaktadr. Montesquieunn Kuvvet kuvveti durdurmazsa zgrlk olmaz sz, ada Bat demokrasilerinin temelini tekil etmektedir. Bahsedilen kuvvetler, devletin ayr grevine tekabl etmektedir: yasalar yapmak (yasama), bunlar uygulamak (yrtme) ve sulular cezalandrmak (yarg). Montesquieuye gre bu grev, ayn kii veya kiilerin ellerinde olursa sistem yozlama tehlikesiyle kar karya kalr. Buna engel olabilmek iin bu grevler ayr ayr kiilere teslim edilmelidir. ngilterede yrtme grevi krala verilmitir. Yrtme faaliyeti, abukluk ve ani kararlar verebilme yetenei gerektirmektedir. Dolaysyla bu grev, tek bir kiiye ait olmaldr. Zira yrtmenin birden fazla kiiye verilmesi karar alma ve uygulamada gecikmelere ve karaszlklara yol aabilir. Yasama gc ise bir deil, iki meclise devredilmitir. Meclislerden biri (Avam Kamaras) halkn, dieri ise (Lortlar Kamaras) soylularn karlarn savunacak temsilcilerden olumaldr. Yarg gc ise beli bir gruba ait olmal fakat bu grubun inisiyatif alan son derece net izgilerle (yasalarla) snrlandrlmaldr. Daha ak bir deyile, yarglar kendi arzularna gre deil sadece yasalara gre karar verebilmelidir. Halk da yarglardan deil yasalardan ekinmelidir. Montesquieuye gre kuvvetler ayrl ilkesiyle kuvvet kuvveti durduracak, her kuvvetin karsnda baka bir kuvvet yer alacaktr. Sosyal ve siyasal gler arasndaki dengeyi salamann tek yolu budur. SONU 17. ve 18. yzyllarda ortaya kan siyasal dnceler burjuvazinin etkisinde gelimitir. Sz konusu dnemde feodal hukuki yapya, mutlak monariye ve Kiliseye kar sava am dnrler ortaya kmtr. John Locke gibi liberal, Montesquieu gibi aristokrat-liberal dnrlerin savunuculuunu yapt fikirler, genel olarak burjuva snfnn ideolojisini yanstmaktadr. Locke, siyasal dnceler tarihinde igal ettii mstesna yeri dncelerinin derinliinden ziyade ngilterede iktidara giderek yaklaan yeni snfn szcln yapm olmasna borludur. Hkmet zerine ki Deneme adl eserinde, kapitalist retim tarznn ileyebilmesi iin elzem olan ve burjuvazinin ihtiya duyduu kurumlarn dnsel temellerini zerinde durmutur.

Montesquieunn siyasal dnceler tarihindeki nemi ise yasalarla ilgili gzlem ve incelemelerinden kaynaklanmaktadr. Fransz dnr, yasalarn neden her yerde ayn olmadn, neden farkl ortamlarda farkl yasalarn uygulandn aratrm ve bu farklla neden olan etkenleri tespit etmeye almtr. Yasalarn Ruhu adl nemli eserinde iklimler, ynetim biimleri ve kuvvetler ayrl kuramlarn gelitirmitir. Ynetim biimlerini cumhuriyet, monari ve despotizm olarak snflandrm ve ngilterede uyguland ekliyle, yani kuvvetler ayrl ilkesini esas alan bir monariyi savunmutur. KONUYA LKN SORU RNEKLER 1. John Locke ve Thomas Hobbesun dnceleri arasnda ne tr benzerlikler ve farkllklar vardr? 2. Montesquieuye gre ngiliz monarisinin zgrlk oluunun nedenleri nelerdir? 3. 17. ve 18. yzyllarda ortay kan siyasi fikirlerle burjuva snf arasnda ne tr bir iliki vardr? Hafta e-Ders Kitap 9. Blm Siyasal Dnceler Tarihi Yrd. Do. Dr. Enes KABAKCI .. Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm 9. Hafta ZET Bu derste, XVIII. yzylda ortaya kan kk burjuva ideolojisinin nitelii ve geliimi ele alnacaktr. Byk burjuvazinin karlarna uygun den temsili rejime kar, kk burjuvazinin kuramcs olarak dorudan demokrasi ve halk egemenliini savunan Rousseaunun fikirleri incelenecek, toplum szlemesi ve egemenlik kuramlar ayrntl bir ekilde aklanarak ve tartlacaktr. FRANSIZ DEVRM ARFESNDE KK BURJUVA DEOLOJS VE JEAN-JACQUES ROUSSEAU Kk Burjuva deolojisi XVIII. yzyln ilk eyreinde ne kan dnrler, soylu aznln yerini paral aznln, dier bir deyile soy aristokrasinin yerini para aristokrasinin almas iin aba sarf ediyorlard. Bu iki toplumsal zmre (soylular ve byk burjuvazi) arasnda yer alan bir grup daha vard: kk burjuvazi. Eski rejime kar byk burjuvaziyle birlikte mcadele veren kk burjuvazi, kapitalizmin gelimesiyle yok olmaya mahkmdu. Hi phe yok ki Eski Rejim (Ancien rgime) yani feodalite, kk burjuvaziyi tatmin etmiyor, geliimine engel oluyordu. Ancak byk burjuvazinin hkim olaca yeni rejimin, kk burjuvaziye hayat hakk tanmayaca da akt. Kapitalizmin gelimesiyle, kk burjuvazinin kk mlkiyetinin yok olmas kanlmazd. Ne var ki tarihsel artlar, kk burjuvazi ile byk burjuvazinin ittifakn zorunlu klyordu. te bu durum, kk burjuvazinin demokratik dncelerin ve topik dlerin peinde komasna yol amt. Kk burjuvazi, btn yurttalarn kk mlk sahibi olaca bir sosyal eitlik dzeninin hayalini kurmaktayd. Jean-Jacques Rousseau: Egemenlik Kuramlar ve Toplum Szlemesi Cenevreli bir dnr olan Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) akln egemenliini kurmay amalayan XVIII. yzyl filozoflar arasnda zel bir yere sahiptir. Sz konusu dnemde akln egemenlii, burjuvazinin egemenlii ile e anlamldr. Rousseau, byk burjuvaziye gre daha devrimci olan fakat tutarl bir ekonomik gr olmayan, bu nedenle de topyalara snan kk burjuvazinin mttefikliine ve demokrasinin szclne soyunmu bir dnrd. Bu nedenle Rousseauyu, kk burjuvaziye ideoloji kazandrm bir dnr olarak deerlendirmek yanl olmaz. Nitekim Fransz Devrimi srecinde, radikal cumhuriyetilerin meydana getirdii mutlak demokrasi taraftar Jacobinler Rousseaudan esinlenmi, onun fikirlerini savunmulardr. Rousseau her alanda eitlii ve mutlak demokrasiyi savunmutur. Onun savunduu mutlak demokrasi, Fransz Devrimi ile kurulan temsili rejimden net izgilerle ayrlr. Rousseaunun, Fransada Eski Rejim dneminde ayrcalkl olmayanlarn, yani halkn meydana getirdii ve emekilerle birlikte burjuvaziyi de kapsayan Tiers tat iindeki snf farkllklarn grmediini veya nemsemediini belirtmek gerekir. Ona gre, hukuki olarak ayrcalkl snflarn dnda kalan herkes bir btn olarak halk oluturmaktadr. Ksacas Rousseauya gre halk, soyut bir kavramdr. Kk burjuvazinin kuramcs olarak Rousseau, zellikle egemenlik konusundaki grleriyle dikkat ekmektedir. Rousseau, temsili demokrasinin temeli saylan milli egemenlii deil, daha ziyade halk egemenliini savunmutur. Ancak bu iki tr egemenlik anlayn birbirinden net izgilerle ayrmak ok kolay deildir. Rousseauya gre egemenliin sahibi, kolektif ve soyut bir varlk olan millettir. Bu anlamda, egemenliin kayna bakmndan milli egemenlik prensibini, egemenliin kullanlmas ynnden ise halk egemenlii prensibini savunduu sylenebilir. Romandan pedagojiye, botanikten mzie ve siyasete kadar ok farkl alanlara ilgi duyan Rousseaunun bizi siyasal dnceler tarihi balamnda ilgilendiren en nemli eserleri 1755te yaymlanan nsanlar Arasndaki Eitsizliin Kayna ve Temelleri zerine Konuma ve 1762 tarihli Toplum Szlemesidir. Demokrasinin gereklemesini salayacak hibir belirtinin henz bulunmad bir dnemde demokrasiyi savunmas nedeniyle bugnden bakldnda bir topyac olarak deerlendirilebilir. Rousseauya gre halk, iktidar dorudan temsilceler olmadan kullanmaldr veya birer memur statsnde olan vekillerini istedii zaman azledebilmeli yani grevden alabilmelidir. Oysa burjuvazinin karlarna uygun den rejim, milletin btnn bamsz milletvekillerinin temsil ettii temsili rejimdir. Rousseau toplumun bir szlemeden doduunu savunur. Ancak ona gre doal yaama halinde insanlar eit ve zgrdr. Ancak daha fazla eye sahip olma hrs ve varlkl-yoksul ayrmnn ortaya kmas yznden mutlu yaam zamanla sona ermitir. Rousseauya gre toplum hayatnda da doal yaam durumunda olduu gibi zgr olunabilecek bir sistem kurmak gerekir. Rousseaunun hayal ettii sistemde, toplumu tekil eden bireylerin ortak iradeleriyle oluturacaklar kuvvet (devlet), bireylerin canlarn ve mallar korumal, ay- rca zgrlklerini de gvence altna almaldr. Bu sistemde, devlete itaat ve bireysel zgrlkler ayn anda sz konusudur. Bunun gerekleebilmesi iin birinci koul, bireylerin topluca tm haklarn topluma devretmeleridir. kinci koul ise herkesin

iktidara katlmasdr. Bu iki koul birbirinden ayrlmadan yerine getirildii takdirde, zgrlklerin korunarak can ve mal emniyetinin salanmas mmkn olabilir. zetle ifade etmek gerekirse, halk denilen birlii oluturan bireyler, egemen varln oluumuna katlmalar dolaysyla vatanda, devletin yasalarna boyun emeleri nedeniyle de uyruktur. Peki, halk egemenlii nedir? Egemen varlk yani devlet iktidar, Rousseauya gre kendini meydana getiren bireylerin toplamndan ibarettir. Toplum Szlemesi adl eserinde bu dncesini yle aklar: Var sayalm ki devlet on bin vatandatan meydana gelmi olsun. Egemen varlk, ancak kolektif bakmdan bir btn olarak dnlebilir, fakat her insan vatanda olarak bir birey saylr: Bu durumda egemen varln vatandaa nispeti on binin bire ilikisi gibidir; yani devletin yelerinden her birinin payna, tamamen devlete tabi olmakla birlikte, devlet iktidarnn ancak on binde biri der. Halk yz bin kiiden olusa da uyruklarn durumu yine deimez. Uyruklarn her biri yine kanunlarn btn gcn tar. Ama uyruklarn yz binde bire den oyu, kanunlarn konmasnda on kat daha az etki yapar. Uyruk hep tek kald iin, egemen varln ilikisi vatanda says lsnde artar ve sonunda devlet ne kadar byrse zgrlk de o kadar azalr. Bu alntdan da anlald gibi, her vatanda iktidarn bir hissesine sahiptir. Toplumu oluturan bireyler kendilerinde iktidarn bir parasn tarlar. Bu iktidar paralarnn bir araya gelmesinden yani kiilerin iradelerinin birlemesinden egemenlik yani en stn otorite ortaya kar. Rousseau, yukarda zetlediimiz grleriyle halk egemenliinin temellerini atarken milli egemenlik kuramna ve temsili rejim anlayna kar kmaktadr. Ancak herkesin kanunlarn yaplmasna katlmas zorunluluu ile kararlarn ancak oy okluuyla alnabilmesi noktasnda nemli bir eliki ortaya kmaktadr. Bu elikiyi Rousseau iki yoldan zmeye almaktadr: 1. Rousseauya gre nitelii bakmndan oybirliini gerektiren yalnzca toplum szlemesidir; 2. Rousseauya gre alnan bir karara muhalif olanlarn iradesi genel irade olarak deerlendirilemez; muhalif oy sahipleri genel iradenin ne olduu konusunda yanlmtr. Grld gibi Rousseau genel iradenin yanlmazl ilkesini savunurken, genel iradeyi birey iradelerinin toplamndan ayrmak zorunda kalmaktadr. Ancak bir yandan aznln ounlua tabi olmasn istemek, te yandan toplum szlemesine gre vatandalarn her birinin egemenliin bir hissesine sahip olduunu ileri srmek birbiriyle badamayan iddialardr. Rousseaunun, genel iradenin toplum iinde yaayan bireylerin iradelerinden ayr olduu iddiasyla halk egemenliinin sakatland fikri ileri srlm ve buradan hareketle genel irade vatandalarn iradelerinin toplam olmadna gre bireylerin iradelerinin dnda bir milli iradenin var olduu iddia edilmitir. Bu iddiann sahiplerine gre Rousseau, halk egemenlii kuramnn yan sra, milli egemenlik kuramnn da kurucusudur. Ancak dier baz yazarlar, Rousseaunun halk egemenlii kuramnn, milli egemenlik kuramndan ayr olduunu ileri srerler. Ayrca Rousseaunun demokrasi anlayyla milli egemenlik teorisinin mantki sonucu olan temsili rejimin kesinlikle birbirinden ayrldna iaret ederler. Bu grn savunucularna gre Rousseau, genel irade ile bireylerin iradelerinin toplamnn ayr eyler olduu fikrinden yola kan milli egemenlik kuramnn ve bu kuramn mantki sonucu olan temsili sistemin tam kart olan bir demokrasi anlaynn savunucusudur. Rousseau her birey dier herkesle birletii halde yine kendine itaat etsin, eskisi kadar da zgr kalsn derken yasa egemenlii ile kiisel zerkliin kesinlikle badatrlmas gerektiini ileri srmektedir. Oysa temsili rejimde, kiinin zerk kalmas mmkn deildir; zira kiiler yasalar bizzat kendileri yapmamakta, yasa yapma hakkn bakalarna devretmektedirler. Rousseau ise kii zerkliini korumak iin byk aba sarf etmektedir. Bylece mili egemenlii ve temsili rejimi savunanlardan ayrlmaktadr. Rousseau yasalar halkn yapmasn art komaz; yasalar halkn onaylamas halk egemenliinin gereklemesi iin yeterlidir. Ehil kiiler yasalar hazrlayacak, halk da onaylayacaktr. Buradan hareketle milli egemenlik kuramnda demokrasinin art olan zgrln gereklemesi ve kiisel zerkliin korunabilmesi iin iki temel ilkeden bahsetmek mmkndr: 1. Yasalar halk tarafndan referandum yoluyla onaylanmaldr, 2. Yasalar prensip olarak ounlukla deil oybirliiyle onaylanmaldr. Rousseauya gre yasalar onaylayacak halk meclislerinin yannda, yasalar hazrlayacak bir parlamento da gereklidir. Ancak parlamento, temsili rejimde olduu gibi iktidar halk adna kullanacak bir meclis olmamaldr. Halkn bir tr memurlar durumunda olan parlamento yelerinin grevi sadece yasalar hazrlamaktan ibarettir. Yasalarn yrrle girmesi ise halkoyuna baldr, yani referandum yoluyla mmkndr. Rousseauya gre Avam Kamarasna gidecek olan temsilcileri semekle yetinen ngiliz halk, kendini zgr sanmakla yanlmaktadr. Birey, iktidar zerindeki hakkn terk edemez. Bireyin zerk kalabilmesi ancak kendi yapt yasalara uymasyla mmkndr. nk siyasi iktidarn kayna olan genel irade temsil olunamaz. Dier bir deyile, halk egemenlii fikrini savunan Rousseauya gre, kanunlarn temsilciler tarafndan yaplmas, halkn kendisine efendiler semesi anlamna gelmektedir. Efendilerin olduu bir toplumda ise zgrlkten sz edilemez. Eitlik ve zgrlk ancak dorudan demokrasi iinde mmkn olabilir. var ki toplumu Ne meydana getiren vatandalarn tmnn bir araya gelip yasalar hazrlamas gereki deildir. Halk ancak yasalarn genel iradeye uygun olup olmadna karar verebilir. Rousseau, yasalarn bir takm kiiler (yasa koyucular) tarafndan hazrlanmas gerektiini ileri srer. Yasalarn belli kiiler yani yasa koyucular tarafndan hazrlanmas kanlmaz bir gerekliliktir ve halk egemenlii fikrine aykr deildir. Ancak bu kiiler milletin vekilleri veya temsilcileri deildirler. Bunlar milletin ancak memurlar olabilirler: Hibir konuda kesin karar veremezler; zira halkn kabul etmedii her yasa

hkmszdr. Grld gibi Rousseau, Toplum Szlemesi adl eserinde halk egemenlii kuramnn bir sonucu olarak dorudan demokrasiyi savunmutur. Yasama yetkisi halkn elindedir. Yasalar, yasa koyucular tarafndan hazrlansa bile bunlarn onaylanmas halk meclislerinin kararna baldr. Burjuvazinin baars iin alan dier dnrler gibi Rousseau da asiller, rahipler ve halk (Tiers tat) arasndaki eitsizlie kar kar. Ancak Rousseau dierlerinden farkl olarak, servetler arasnda da eitlik salamay amalar; halk arasnda herhangi bir farkllamaya yol aabilecek tm yollar tkamaya alr. Ne var ki Rousseaunun yaad dnemde monarka kar mcadelede birleen halk, kendi iinde sosyal snflara blnm durumdayd. Fransz Devriminin kaynann burjuvazi olduunu hatrda tutmak gerekir. Halk iinde belli bir grubu ifade eden burjuvazinin iktidar ele geirmesi, halk egemenlii fikrinin bir kenara atlmasna ve bu iktidara daha uygun bir siyasal rejimin (temsili rejim) aranmasna yol amtr. Son tahlilde, halk egemenlii ile milli egemenliin birbirinden fakl eyler olduunu ve fikirleri bir btn olarak deerlendirildiinde Rousseaunun halk egemenliini savunduunu belirtmek gerekir. SONU Kk burjuvazinin, eski rejimin (feodalite) koullarnda gelimesi mmkn olmad gibi, byk burjuvazinin hkim olaca yeni rejimde de yaama imkn yoktu. Giderek gelien kapitalist sistemde, kk burjuvazinin kk mlkiyetinin yok olmas kanlmazd. Tarihsel zorunluluklar nedeniyle byk burjuvaziyle bir sre ittifak yapmak zorunda kalan kk burjuvazi, demokratik dncelere en ak toplumsal snf oluturmaktayd. Kk burjuvazinin amac btn yurttalarn kk mlk sahibi olaca bir sosyal eitlik dzeninin kurulmasyd. Rousseau, topyalara snan kk burjuvazinin ve demokrasinin szcln yapm bir dnrdr. Byk burjuvazinin tercihi olan temsili demokrasiyi eletirir, egemenliin kayna bakmndan milli egemenlik prensibini, egemenliin kullanlmas ynnden ise halk egemenlii prensibini savunur. Rousseauya gre halk, iktidar temsilceler araclyla deil dorudan kullanmaldr. Vekiller (parlamenterler) halkn memurlardr ve halk tarafndan gerekli grldnde azledilebilirler. KONUYA LKN ALIMA SORULARI Halk egemenlii ve milli egemenlik prensipleri arasndaki farklar ve 1. ortak noktalar nelerdir? Rousseaunun grleri erevesinde deerlendiriniz. -A- B- Milli Egemenlik Halk Egemenlii Temsili Demokrasi Doudan Demokrasi Byk Burjuvazi Kk Burjuvazi Yukarda iki grup halinde verilen kavramlar arasnda ne tr ilikiler kurulabilir? ZET Bu blmde aydnlanma dncesinin temel ilkeleri, bu felsefenin nde gelen temsilcilerinden Voltairein dnceleri, Ansiklopedi hareketi ve fizyokrat okulun savunduu iktisadi ve siyasi fikirler incelenecektir. AYDINLANMA FELSEFES Bir ekonomik ve sosyal dzen olan feodalitenin ideolojik temelleri dine, daha ak ifadeyle Kiliseye dayanmaktayd. nceki derslerde, burjuvazinin feodal dzen iinde yava yava gelierek ekonomik ve sosyal alanda stnl ele geirdiini grmtk. Burjuvazinin maddi alanda glenerek iktidara doru yry beraberinde yeni bir dnya grn de beraberinde getirmiti. Burjuvazinin gelimesiyle orta kan ve burjuva iktidarnn felsefi temelini tekil eden yeni dnya grne aydnlanma felsefesi ad verilir. Tabii ki XVIII. yzylda tek bir felsefe ve siyaset kuramndan bahsetmek mmkn deildir. Ancak Batda bu asra damgasn vuran bir dnya grnden sz edilebilir ki bu da aydnlanma felsefesidir. Burjuvazi, iinde gelitii koullara gre farkl ekillerde tezahr etmi, farkl ortamlarda farkl grnmler alm, zamann ve meknn koullarna gre farkl iktisadi grler savunmutur. Bu anlamda, farkl burjuvazilerden bahsetmek mmkn olsa da bu snfn bir btn olarak aydnlanma felsefesinin temel ilkelerini benimsediklerini belirtmek gerekir. Aydnlanma felsefesin en temel zellii akln evrensel olduunu, dier bir deyile aklla varlan tm sonularn tm insanl kapsadn iddia etmesidir. rnein XVIII. yzyl Fransz burjuvazisine bakacak olursak, bu snfn akla ncelik tanyan bu dnya grne dayanarak Eski Rejimi sert bir biimde eletirdiini grrz. Fakat z itibariyle burjuva tarafndan kendi karlarna uygun olarak ekillendirilen bu felsefe, sadece Franszlara deil tm insanlara seslenen bir dnya gr olarak sunulmutur. Yani aydnlanma felsefesi denilen ve akl n plana karan bu dnya gr, kendisinin evrensel olduunu, evrensel deerleri ihtiva ettiini iddia etmektedir. Aydnlanmac filozoflar, savunduklar ilkelerin sadece burjuvazinin deil tm insanlarn menfaatlerine uygun olduunu ileri srmekte ve genel olarak insanlarn tamamna mutluluk getireceini vaat etmektedir. Bu ilkeler arasnda zgrlk, ilerleme ve insan haklar saylabilir. Aydnlanma felsefesine gre insan z itibariyle evrensel bir varlktr, zaman ve mekna gre deiiklik gstermez, dolaysyla onun mutluluu da evrensel ilkelere baldr. 1789 tarihli nsan ve Yurtta Haklar Bildirisi de bu anlamda evrensel olma iddiasndadr. zetle ifade etmek gerekirse, XVIII. yzyl aydnlanma dncesinin amac evrensel insann mutluluunu salamakt. Burjuvazinin iktisadi gc ele geirdii dnemde, kendi aklya kendi mutluluunu salayabilecek evrensel insan anlaynn nndeki balca engel, insanlarn yasalar karsnda eit olmamalaryd. Hukuki ayrcalklar fikri, aklc bir eletiriye dayanabilme gcnden yoksun olduu iin burjuvazi bu engeli akl olgusunu n plana kararak amaya almtr. Hukuki ayrcalklarn kalkmasndan byk lde yararlanacak olan burjuvazi bylece hukuki ayrcalklarn akla uygun olmad fikrini ortaya atmtr. nsanlarn evrensel akl gerei doutan zgr ve birtakm haklara doutan sahip olduklar dncesi bu dnemde burjuvazi tarafndan hararetli bir ekilde savunulmutur. Hukuki ayrcalklarn kaldrlmas ise ancak mutlak monarinin dayand feodal yapnn ortadan kalkmasyla mmkn olabilecekti. Burjuvazinin karlar, hukuki ayrcalklar ve farkllamalarn ortadan kalkmasn gerekli klyordu. Ekonomik olarak gl fakat hukuki

ayrcalklardan yoksun bir snf olarak burjuvazi, hukuki ayrcalklara kar sava am, ayrca mensubu olduu Tiers tatnn tmnn de bu savaa katlmasna uramt. nc snf veya nc tabaka anlamna gelen Tiers tat, toplumda aristokratlar ve din adamlar dnda kalan nc snf adlandrmak yani halk ifade etmek iin kullanlan bir kavramdr. Tiers tat iinde burjuvalar, iiler, esnaf ve zanaatkrlar bir arada bulunuyor, hepsi birden Tiers taty meydana getiriyorlard. Aydnlanma felsefesinin aklcl, ilerleme dncesini savunmas, insann mutlulua yeryznde kavuabileceini iddia etmesi sadece burjuvazi iin deil asiller ve rahipler snf hari halkn tamam iin olumlu armlara sahipti. Byle aklc bir dnya grnn getirdii zgrlk fikri ticaretin gelimesini, mutlulua yeryznde kavuma olana ise retimin artn salyordu. Sonuta zel mlkiyetin kutsal sayld bir ortamda ileri srlen bu fikirler, yeni retim aralarn ele geirmi bulunan burjuvazinin geliimini salayacak ve siyasi iktidarn merulatrlmasna yarayacakt. Ksaca sylemek gerekirse, aydnlanma felsefesi ad verilen XVIII. yzyl felsefesi bir burjuva felsefesidir. Aydnlanma felsefesinin dayand temel ilkeleri u balklar altnda zetleyebiliriz: A) Bilim ve Doa: Bu iki kavram aydnlanma felsefesi iinde nemli bir yere sahiptir. nceki iki asr boyunca gerekletirilen byk keiflerden sonra aydnlanma felsefesinin gelitii on sekizinci yzyl bir uygulama dnemi olmutur. Bu dnemde entelektel ilgi en fazla doa bilimleri zerine odaklanm, sadece dnrler deil devlet adamlar da doa bilimleriyle ilgilenmilerdir. Sz konusu dnemde bilim dallar arasnda snrlarn olmad gr hkim olduundan, dnrler bilimin birok dalyla ayn anda uramlardr: Voltaire bir filozof olarak tannmasna ramen matematikle de ilgilenmi, Newtonu basitletirerek anlatmaya almtr; Diderot felsefenin yan sra anatomi, fizyoloji ve kimya alanlarnda aratrmalar yapmtr; Montesquieu tp ve fizyolojiyle, Rousseau ise botanikle ilgilenmitir. Bu dnemin bir dier zellii doa bilimlerinin n plana kmasdr. B) Mutluluk: Aydnlanma felsefesiyle mutluluun sadece br dnyaya ait olduu gr terk edilmi, insanlarn bu dnyada mutlu olmalar gerektii savunulmaya balanmtr. Kastedilen sadece bireysel mutluluk deil ayn zamanda toplumsal mutluluktur. Aydnlanmac dnrlere gre ama, mmkn olduu kadar fazla insann mutluluunu salamaktr. Bu fikir, sonraki asrda Saint-Simon tarafndan gelitirilecek ve sosyalizmin temelleri atlacaktr. C) Erdem: Aydnlanma dncesi iinde erdem laik bir nitelik kazanmtr. Erdemli olmak dier insanlara, yani yurttalara faydal olmak anlamna gelmektedir. Aydnlanma dncesine gre genel olarak ahlak, dinden arndrlm bir alan olarak deerlendirilmekteydi. D) Akl: Aydnlanma felsefesine gre tm insanln ilerlemesi, mutlulua kavumas ancak akln reh berliinde mmkn olabilir. Burada kastedilen akl, deimez yani evrensel akldr. Akl ksaca mutluluk iin gerekli gerekleri bilmek anlamna gelmekteydi. Dnemin nde gelen dnrlerinden Diderotnun nclnde hazrlanan Ansiklopediye gre yasa, genel olarak yeryznn tm halklarn yneten insan akldr. Milletlerin siyasi ve medeni yasalar, bu insan aklnn uyguland deiik zel durumlardan baka bir ey deildir. E) Faydaclk: Bu kavram aydnlanma dncesinin nemli bir unsurudur. Faydaclk akmnn kurucusu kabul edilen ngiliz filozof Jeremy Bentham (1748-1832)a gre bireyin faydasna veya karlarna uygun olan eyler ancak onun rahatlna katkda bulunan ve haz almasn salayan eylerdir. Bu anlaya gre genel ahlaki deerlerin kiinin karlar karsnda pek nemi bulunmamaktadr. Yine bu dnceye gre iktisadi sorunlar, siyasetten stn tutulmaldr. Aydnlanmac bir Dnr: Voltaire Aydnlanma felsefesinin en nemli dnrlerinden olan Voltaire (1694-1778) Fransz Devrimi ncesinde feodal sisteme ve zellikle de Kiliseye kar kyla tannr. Ona gre Katolik inanc pein yarglar, bo inanlar ve banazlkla e anlama gelmekteydi. Ne var ki Voltaire genel anlamyla dinin ahlaki ve toplumsal olarak yararl bir kurum olduuna inanyordu. Din olmad takdirde bir ky bile idare etmenin mmkn olmayacan savunmu ve Tanr olmasayd, onu icat etmek gerekecekti diye yazmtr. Ayrca dine inanmal fakat papazlara asla! diyerek din ile Kilisenin birbirinden ayr olarak deerlendirilmesi gerektiini vurgulamtr. Voltaire feodal dzen eletirisini, hukuki eitsizliklerin akli olmad tezi zerine bina etmitir: Feodal sistemin doal ve deimez bir hukuk sistemi olduuna ancak soylular ayaklarnda mahmuzlarla, kyller de srtlarnda semerle doacak olurlarsa inanacan sylemitir. Ksaca sylemek gerekirse Voltaire XVIII. yzylda zgrlklerin ve mlkiyetin savunucusu olarak karmza kar. Ancak onun savunduu zgrlkler ve haklar, sadece medeni zgrlkler ve haklardr. Yani, siyasi zgrlklerin talep edilmesi konusunda son derece ekingendir. Bu anlamda temsil sistemine ve parlamentonun stnlne inanmaz. Halkn siyaset alannda sz sahibi olmas dncesine scak bakmaz ve aydn despotizmini savunur. Voltairee gre aydnlanm (yani aydnlanma felsefesinin temel ilkelerini benimsemi) bir hkmdar, milletin isteklerini sezebilir ve gerekli reformlar baaryla gerekletirebilir. Toplumsal konulardaki grleri ise burjuvazinin talepleriyle paralellik arz eder. Voltaire, burjuvazinin ilerleme anlayn yle formle eder: Ticaret, zenginlii; zenginlik ise zgrl dourur. Zenginlik, ticaretin gelimesini; ticaretin gelimesi ise devletin bymesini salar. Ayrca burjuva mlkiyet anlayna ok sk bir ekilde baldr. Bununla birlikte toplumsal snflar arasnda bir hiyerarinin olmas gerektiini savunur: Ona gre sadece kentlerde yaayan burjuvazi eitilmelidir; herkesin dnmeye ve fikir beyan etmeye balamas toplumsal ve siyasal hayat kmaza sokacaktr. Voltaire, dneminin birok dier dnr gibi soyut ve byk sentezler ieren dncelerden ziyade somut reformlar

nermitir: keyfi tutuklamalara son verilmesi, ikence ve lm cezasnn kaldrlmas, cezalarn sularla orantl olmas, i gmrklerin kaldrlmas, feodal haklara son verilmesi, vicdan ve dnce zgrl gibi... Bu anlamda Voltaire toplumsal ve siyasal alanda somut nerilerde bulunmu ve bunlarn gereklemesi iin mcadele etmitir. Bir Aydnlatma Giriimi: Ansiklopedi 1751-1772 yllar arasnda Denis Diderotnun nclnde ve dAlembert, Buffon, dHolbach, Quesnay, Voltaire, Rousseau gibi dnemin mehur dnrlerin katklaryla hazrlanan Ansiklopedi (Encyclopdie) XVIII. yzyl Fransz burjuvazisinin aynas kabul edilir. Bu dev eser 17 cilt metin ve 11 cilt illstrasyondan (resimleme) olumaktayd. XVIII. yzyldaki fikirlerin bir sentezi saylan Ansiklopedide yer alan 71818 madde, alannda uzman 160tan fazla yazar tarafndan hazrlanmt. Ansiklopediyi hazrlayanlar insanlarn eitim ve bilgilenme yoluyla deiebileceklerine inanmaktaydlar. Bu deiim olumlu bir ynce gerekleecek ve bilgilendike insanlarn mutlulua ulamalar da mmkn olacakt. Ansiklopedistler bu deiimi salamak iin almay bir grev olarak kabul ediyorlard. Bu entelektel gruba gre evren, bir zincirin halkalar gibi birbirine bal tek bir mekanizmadan ibaretti. Mutlulua ermek iin bu mekanizmay kavramak gerekirdi ve bu da ancak bilimsel bilgiyle mmkn olabilirdi. Ksacas Ansiklopedi aydnlanma dncesinin en somut tezahrlerinden biridir. Fizyokrat Ekol Doa ve ynetim/iktidar kavramlarnn bileiminden oluan fizyokrasi 1750lerde Fransada domu bir iktisadi ve siyasi dnce ekoldr. Tabiatn gcne ve tabii yasalarn nemine inanan fizyokratlar devletin de tabii kanunlarla ynetilmesi gerektiini savunmulardr. Bu anlamda fizyokratlarn dnceleri, doal hukuk retisinin bir devam niteliindendir. En nemli temsilcisi Franois Quesnay (1694-1774) olan fizyokrat ekol ekonomik haklara byk nem vermitir. Bu haklarn banda mlkiyet hakk gelmektedir. Onlara gre toplum dzeni mlkiyet hakk zerine kurulmutur. Doa yasalar gerei tm insanlar almalarnn rn olan zel mlkiyete sahiptir. Fizyokratlara gre zel olmayan bir mlkiyet sz konusu olamaz, dier bir ifadeyle zel olmayan bir mlkiyet hakkndan sz etmek mmkn deildir. Gerek mlkiyet toprak mlkiyetidir. Zenginliin tek yaratcs da topraktr. Bu nedenle devlet toprak sahipleri tarafndan ynetilmelidir. Buradan hareketle fizyokratlarn hayalinin bir tarm kapitalizmi gerekletirmek olduu sylenebilir. Fizyokratlar temelde mutlak monariye taraftardrlar. Siyaset anlaylarnda arac kurumlara (meclislere) ve siyasi eitlie yer yoktur. Ancak ynetim mutlaka tabiat yasalarna riayet etmelidir. Fizyokrasi, doal hukuka verdii nem ve iktisadi zgrlkleri savunmas dolaysyla Fransz Devrimini etkilemitir. SONU Aydnlanma felsefesi, XVIII. yzyla damgasn vuran ve burjuva iktidarnn felsefi temelini tekil eden dnya grne verilen addr. Bu grn temel unsurlar arasnda akl, bilim ve doa, dnyevi mutluluk, sekler erdem ve ahlak anlay ve faydaclk saylabilir. Bu dnce sisteminin en nde gelen isimlerinden olan Voltaire (1694-1778) Fransz Devrimi ncesinde feodal sisteme ve zellikle de Kiliseye kar kyla tannmaktadr. Bu Fransz dnre gre Katolik inanc pein yarglar, bo inanlar ve banazlkla e anlamldr. Katoliklie ok sert eletiriler yneltmekle birlikte Voltaire genel anlamyla dinin ahlaki ve toplumsal olarak yararl bir kurum olduuna inanr. Medeni zgrlkleri ve zel mlkiyeti savunmasna ramen temsil sistemine ve parlamentonun stnlne inanmaz. Bu dncenin doal bir devam olarak aydn despotizmini savunur. Ayrca toplumsal snflar arasnda bir hiyerarinin olmas gerektiini ileri srer. Voltaire toplumsal, siyasal ve iktisadi hayatla ilgili somut reformlar nermitir: ikence ve lm cezasnn kaldrlmas, i gmrklerin kaldrlmas, feodal haklara son verilmesi, vicdan ve dnce zgrl gibi... Aydnlanma ann en somut rnlerinden olan Ansiklopedi ayn zamanda Fransz burjuva snfnn da aynas niteliindedir. Ansiklopedistler insanlarn eitim ve bilgilenme yoluyla deiebileceklerine ve mutlulua erebileceklerine inanmaktaydlar. XVIII. yzyln en etkili entelektel evreleri arasnda saylan Ansiklopedistler, insanlar bilgilendirerek mutlulua ulatrmay bir grev addediyorlard. Fizyokrasi ise 1750lerde Fransada ortaya km iktisadi ve siyasi bir dnce ekoldr. Tabiatn gcne ve tabii yasalarn nemine inanan fizyokratlar devletin de tabii kanunlarla ynetilmesi gerektiini savunmulardr. Bu anlamda fizyokratlarn dnceleri, doal hukuk retisinin bir devam niteliindendir. Fizyokratlar bata mlkiyet hakk olmak zere ekonomik haklara byk nem vermilerdir. Ban Quesnayin ektii bu iktisat ekolne gre zenginliin tek yaratcs topraktr ve gerek mlkiyet de toprak mlkiyetidir. te bu nedenledir ki devlet toprak sahipleri tarafndan ynetilmelidir. Bir tarm kapitalizmi gerekletirmeyi amalayan fizyokratlar siyaset alannda ise mutlak monariyi savunmular fakat doal hukuka verdikleri nem ve iktisadi zgrlkleri savunmalar dolaysyla Fransz Devrimini derinden etkilemitir. KONUYA LKN ALIMA SORULARI 1. Aydnlanma felsefesinin temel ilkelerini gzden geirerek bu dnya grnn burjuvazi ile olan ilikisini tartnz. Bir aydnlanma a dnr olarak Voltairein 2. zelde Katolik inanc ve genel olarak din konundaki grleri nelerdir? 3. Ansiklopedistler hangi zellikleriyle aydnlanmac dnrler arasnda yer alrlar? 4. Fizyokratlar mutlak monari taraftar olmalarna ramen Fransz Devrimini nasl etkilemitir ZET Bu derste Fransz Devriminin tm dnyay etkileyen sonular belirtildikten sonra, Devrim srecinde oraya kan iki dnce ve siyasal eylem biimi incelenecektir: Devrim sonras Cumhuriyeti Fransa iin bir anayasa hazrlamak zere Sieys tarafndan gelitirilen milli egemenlik kuram ve Devrimi korumay amalayan Jakobenizm. BR DNEMN SONU: FRANSIZ HTLAL Byk Devrimin Evrensel Yanklar Fransada 1789da

cereyan eden devrim phesiz belli tarihsel koullarn sonucu olarak ortaya kmtr. nceki derslerimizde grdmz gibi bu tarihi olay hazrlayan zel bir felsefi arka plan ve toplumsal artlar sz konusudur. Bu anlamda, Byk Devrim (Osmanllarn ifadesiyle htilal-i Kebir) olarak da adlandrlan 1789 Fransz Devrimi zamansal ve meknsal olarak zel/tekil bir oyladr. Ne var ki sonular, etki ve yanklar evrensel olmutur. Kresel nitelii itibariyle Fransz Devrimi sadece gerekletii topraklarda yeni bir toplum (ulus) ve devlet (ulus-devlet) tipinin ortaya kna kaynaklk etmemi, ayn zamanda ok hzl ve geni bir yaylma gstermitir. Bata Avrupa olmak zere tm dnyada siyasi, kltrel ve hukuki sonular dourmutur: ulusuluk, ulus-devlet modeli, vatandalk, laiklik 1789 Fransz Devrimi genel olarak Avrupadaki tm mparatorluklar iin sonun balangc olmutur. Osmanl mparatorluu da bu gelimelerden payn almtr. Bata ulusuluk (milliyetilik) olmak zere 1789 Devrimiyle birlikte ortaya kan birok siyasi dnce, Osmanl mparatorluunda da yank bulmutur. mparatorluu tekil eden farkl milletler bu dncenin etkisiyle bamszlk taleplerinde bulunmaya balam ve bu sre mparatorluun paralanmas ve yklyla sonulanmtr. 1789 Fransz Devrimi, Osmanl mparatorluundaki ayrlk gruplar iin bir referans kayna olmu, bir model oluturmutur. 1789 Fransz Devrimi Srecinde Millet ve Egemenlik Tartmalar: Emmanuel-Joseph Sieys Fransz Devrimi srecinde siyasal dnceler tarihi asnda nemli tartmalara imza atan dnrlerden biri Emmanuel-Joseph Sieys (17481836)tir. Sieysin hararetlendirdii tartmalar ulus kavram ve temsil anlay olarak iki balk altnda toplayabiliriz. Sieys hibir zaman dorudan milli egemenlikten bahsetmemesine ramen millet/ulus (nation) kavram ve milli birlik konusundaki grleriyle dolayl olarak milli egemenlik kuramna katk salamtr. Sieys Rousseaunun dncelerinin tam karsnda yer almaktadr. nceki derslerimizde grdmz gibi Rousseau halk egemenliini savunmu, Sieys ise milli egemenlii n plana karmtr. Sieys her eyden nce bir anayasacdr; millet ve temsil kuramn gelitirirken zihninde srekli olarak bir anayasa hazrlama fikri bulunuyordu. Bu anlamda sadece 1789 burjuva devrimini gerekletiren sosyal snfn siyasi dnce alannda nde gelen temsilcilerinden biri deil, ayn zamanda anayasa hukukunun da nemli teorisyenlerindendir. Sieyse gre millet/ulus, Tiers tatdr. Fakat toplumun btn ilerini grmesine ramen bu kesim (Tiers tat), halkn srtndan geinen bir aznln basks altndadr. Ayrcalkl snflar ortadan kalkt zaman halk, hak ve zgrlklerine kavuacak, hukukun nnde eit bir btn meydana getirecektir. Sieysin ve genel olarak 1789un aktrlerinin benimsedikleri ve Kara Avrupas anayasa hukukuna da ilham kayna olan ulus anlay genel hatlaryla bu ekilde ifade edilebilir. Ksaca ifade etmek gerekirse Sieyse gre ulus, ortak bir dzene ve ortak yasalara uyan bireylerin meydana getirdii topluluun addr. Tm bireyci ve liberal yazarlar gibi Sieys iin de ulus birbirinden bamsz ve yasalar nnde eit olan bireylerden olumaktadr. Bireylerden oluan topluluk bir btndr; yani ulus, kendisini oluturan bireylerin bir toplam deil sentezidir. Kimyadan rnek vermek gerekirse, bir araya gelerek bileen birok madde nasl yeni bir madde ortaya karrsa Sieyse gre ulus da bireylerin toplamndan farkl, onu aan bir sentez yaratmaktadr. Ulusu tekil eden bireylerin tek balarna hibir gleri yoktur; iktidar btne aittir. Anayasa da btne yani ulusa dayanacak ve onun rgtlenmesini temin edecektir. lk bakta Sieys ayrcalkl snflar (aristokrasi ve Kilise) dnda hibir zmreyi ulusun dnda tutmuyor gibi grnse de temsil meselesi hakknda ileri srd dncelerle bunun aksini yapmaktadr. Aktif vatanda pasif vatanda ayrm yaparak yalnzca ekonomik olarak gl olanlarn seime katlmalarn temim etmeye almaktadr. Ayrca Sieys, devletin birliinin toplumda yaayan bireylerin birleerek halk meydana getirmeleriyle deil, ulus olgusuyla gerekletiini iddia etmektedir. Ksaca sylemek gerekirse devletin birlii halka (yani somut olarak belli bir dnemde, belli bir lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplam) deil ulusa baldr. Peki, Sieyse gre ulus nedir? Ulus, kendisini tekil eden, oluturan bireylerden farkl bir hukuki ahsiyettir. Sadece belli bir dnemde, lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplamndan meydana gelmez. Ulus yalnzca bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir varlktr. Yaayanlarn ya- nnda lm ve doacak olanlardan da meydana gelmektedir. Sieysin at yoldan gidenler ulusu, yaam ve yaayacak kuaklar da iine alan, uzak gemiten sonsuz gelecee doru srp giden ve kendisini meydana getiren kiilerden ve onlarn iradelerinden ayr, kendine zg bir kiilik ve iradeye sahip bir tzel kiilik olarak tanmlamlardr. Bu tanmn tabii bir soncu olarak milli/ulusal irade, milleti/ulusu meydana getiren kiilerin iradelerinden ayr ve onlarn iradelerine stn bir irade olarak tecelli etmektedir. Ulus kavramn nasl algladn daha berrak bir ekilde kavrayabilmek iin Sieysin temsil meselesine nasl baktna da deinmek gerekir. Fransz dnre gre siyasi iktidar gibi sosyal hayat da temsile dayanmaktadr. Temsili sistemi savunurken ve merulatrrken iki gereke sunar: Temsilin bir gereklilik olduuna dair sunduu birinci gereke iblmyle ilgilidir. Sieyse gre iktisadi alanda geerli olan kanunlar siyasal alanda da geerlidir. Dolaysyla Adam Smithin ekonomi alannda gelitirdii iblm fikri, siyasal alan iin de geerlidir. Ksacas iktisadi hayatta olduu gibi siyasi yaamda da iblm bir zorunluluktur. Ynetici olmak bir yetenek meselesidir, bu yetenee sahip olmayanlar siyaset dnda baka ilerle uramaldrlar. Bu varsaymdan hareketle Sieys ikinci gerekesini sunmaktadr: nsanlar arasnda doal bir eitsizlik konusu olduu iin herkes ynetici olamaz. Yneticilik ancak temsile dayanan sekinlerin stesinden sz

gelebilecei bir grevdir. Maddi ihtiyalarn srekli basks altnda bulunan ve eitimden yoksun halk tabakas bu grevi yerine getiremez. Bu dncenin doal bir sonucu olarak ynetenler ynetilenler ayrm ortaya kmaktadr. Sieyse gre temsile dayanmayan her anayasa yanl bir anayasadr. Temsilcilerin yetkilerini snrlayacak olan ise semenlerden aldklar veklet deil anayasadr. Bylece temsilciler, kendilerini seenlerin talimatlaryla deil, dorudan doruya anayasann hkmleriyle bal olacaklardr. Temsilcilerin sorumluluu, seim blgelerinde kendilerine veklet veren ayr snfa mensup semenlere kar deil, milletin btnne kardr. Ulus ise yukarda da belirtildii gibi sadece bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir varlktr. Ksacas Sieysin savunduu temsil anlayna gre iktidarn kullanlmas (yasama yetkisi), anayasaya bal olarak ulus adna ounlukla karar alan ve semenlerine emredici vekletle bal olmayan bamsz temsilcilere braklmalyd. Burada dikkat ekici olan nokta udur: Ulus adna yasama yetkisini kullanacak olan halkn ounluu deil, semenlerin ounluunun setii temsilcilerin ounluudur; yani Sieyse gre yasama yetkisi, ounluun ounluuna ait olmaldr. Sieys Temmuz 1789da Fransz Kurucu Millet Meclisinde yapt bir konumasnda insan haklarn doal ve medeni haklar ile siyasi haklar olmak zere ikiye ayrmaktayd. Doal ve medeni haklar pasif haklar, siyasi haklar ise aktif haklar olarak niteleyen Sieys yle demekteydi: Bir lkenin vatandalarnn tm pasif vatanda hukukundan yararlanmaldr. ahsnn, malnn, zgrlnn korunmas herkesin hakkdr. Ancak kamu gcnn kurulmasna ve ilemesine katlmak herkes iin hak deildir; herkes aktif vatanda deildir. Bugnk durumda ocuklar, yabanclar, kamu gcne ve rgtlenmesine hibir yardm dokunmayanlar, toplumun ynetiminde aktif rol oynayamazlar, onu ynetemezler. Tm toplumun yarattklarndan yararlanabilirler. Devlet denilen byk sosyal teebbsn gerek hissedarlar ancak kamu rgtne yardmc olanlardr. Ortakln gerek yeleri, gerek aktif vatandalardr. Sieys aktif vatandalarn kimler olduu konusunda bir aklama yapmaz. Fakat aktif vatanda pasif vatanda ayrmnn iktisadi bir temele dayandn ve Sieysin burjuva dzenine hukuki bir zemin hazrladn sylemek yanl olmaz. Nitekim devrimin nemli aktrleri, Sieysin bu ayrmna dayanarak aktif ve pasif vatanda ayrmnn denen vergi miktarna baklarak yaplmas gerektiini savunmulardr. Bu dnceye gre aktif vatandalar yani ynetime katlabilenler en fazla vergiyi verenler olmaldr. Sieysin millet, egemenlik ve temsil konularndaki grlerini u balklar altnda zetleyebiliriz: 1. ktidarn kayna, imtiyazl snflar dnda kalan Tiers tat, yani ulustur. 2. Ulus, iktidarn kendi bana deil ancak temsilcileri vastasyla kullanabilir. 3. Temsilcilerin seiminde, insanlar arasndaki iblm ve doal eitsizliin sonucu olan aktif vatanda pasif vatanda ayrm temel alnmaldr. 4. Temsilcilerin iradesi, dorudan doruya semenlerden alnan talimatla deil, anayasayla snrlandrlmaldr. 5. Anayasa, olaan temsilciler tarafndan deil, olaanst temsilciler tarafndan hazrlanacaktr. Olaanst temsilciler ise millet tarafndan seilecek ve emredici vekletle bal olmayacaklardr. 6. Siyasi iktidar, semenlerin ounluunun setii temsilcilerin ounluu tarafndan millet adna kullanabilecektir. Jakobenizm: Halka Ramen, Halk in Fransz Devrimi srecinde Jakoben tarikatndan kalma eski bir manastr binasnda toplanan devrimcilere Jakobenler ad verilmitir. Devrimin en radikal ve terr uygulayan ekibi olduklar iin de, Fransz Devrimi ile zdelemilerdir. En nemli temsilcisi Maximilen Robespierre (1758-1794)dir. Bir avukat ve siyaset adam olan Robespierre gl bir konumac olarak tannr. Jakobenizm, Fransz Devriminin lke iinde ve dnda tehlikelerle (kar devrim tehlikesi) kar karya olduu bir dnemde ortaya kmtr. Devrimci srecin bir kar devrimle sona erdirilecei ve vatann tehlikede olduu endiesi, Jakoben dncenin ortaya k ve geliiminde nemli rol oynamtr. Jakobenler ve zellikle Robespierre, Rousseaunun sadk bir takipisidir. Robespierre temsil sistemine inanmaz ve parlamenter rejime kar kar; nk ona gre Rousseaunun da belirttii gibi egemenlik hakk devredilemez. Jakobenlerin amalar, bir dnemlik dikta ynetimi sonras Aydnlanma a felsefecilerinin ngrdkleri doal dzene ulamaktr. Jakobenler mlkiyete kar deillerdir. Erdem sahibi, kk mlk sahibi vatandalarn olduu bir demokrasiden yandrlar. Bu anlamda Jakobenlerin grleri ne sosyalist eilimlere ne de ticaret burjuvazisinin grlerine uygun der. Bugn tepeden inmecilik olarak da adlandrlan Jakoben dncenin arkasnda derin bir siyaset ve bilim felsefesi vardr. Jakobenizmin en dikkat ekici zellikleri yle sralanabilir: 1. Meruiyetin birincil kayna hukuk deil, ideoloji ve ilkeleridir. Kart (yani kar devrimci) grler ise, yok edilmesi gereken ihanet ve sapmalardr. 2. Jakobenizm, g kullanarak kendi grlerini dayatmay meru grr. Devrimi gerekletirmek ve korumak iin iddet ve bask merudur. 3. Ama iin her vasta merudur. Devrim ve devlet iin hak ve hrriyetler, evrensel hukuk kurallar inenebilir. 4. Halk, doruyu ve karlarn bilmez. Bu nedenle gerekirse zorla aydanlatlmal ve sk bir merkeziyetilikle ynetilmelidir. Devrim srecinde tavizsiz bir siyaset izleyen Jakobenler, kuvvetler ayrl ilkesini de reddederler ve sivil topluma egemen bir ve blnmez kamu otoritesi ile soyut bir milli egemenlik kavramn benimserler. Jakobenlere gre devlet, topluma istedii ekli verebilir, hatta bu devletin bir grevidir. Bu anlamda Jakobenizmin bir tr toplum mhendislii abas olduunu sylemek yanl olmaz. Jakoben demokraside, genel irade, seimle belirlenen ounluk iradesine benzemez. Jakoben liderlerden Saint-Juste (17671794)e gre Genel irade, ounluun iradesi deil, milleti gerek arzular ve gerek mutluu hakknda aydnlatmakla

grevli temiz insanlarn iradesidir. Mutlak doruyu, yanlmaz akl, devrimi ve soyut bir milleti anlayn temsil ettii iindir ki Jakobenizme gre devlet hukukun stndedir ve yarg ve hukuk, devlet karlarna tabidir. SONU 1789 Fransz Devrimi, tarihin belirli bir dneminde, belirli bir lkede patlak verse de siyasi ve dnsel olarak tm dnyay etkilemitir: ulusuluk dncesi, ulus-devlet modeli ve laiklik anlay bata Avrupann dier lkeleri (mparatorluklar) olmak zere tm dnyaya ok hzl bir ekilde yaylmtr. 1789 Fransa iin toplumsal ve siyasal olarak Fransa iin ok sancl bir sre olmutur. Bu srete birok siyasi tartma alevlenmitir. Devrim sonras Cumhuriyeti Fransa iin hazrlanan anayasann oluumunda rol alan Sieysin milli egemenlik kuram bunlar arasndadr. Rousseaunun savunduu halk egemenliine kar millet egemenliini savunan Sieyse gre millet/ulus ortak bir dzene ve ortak yasalara uyan bireylerin meydana getirdii topluluun addr. Ulus, kendisini oluturan bireylerin bir toplam deil sentezidir. Ulusu tekil eden bireylerin tek balarna hibir gleri yoktur; iktidar btne aittir. Ulus, kendisini tekil eden, oluturan bireylerden farkl bir hukuki ahsiyettir. Sadece belli bir dnemde, lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplamndan meydana gelmez. Ulus yalnzca bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir varlktr; yaayanlarn yannda lm ve doacak olanlardan da meydana gelmektedir. Sieys, aktif vatanda pasif vatanda ayrm yaparak temsil sistemini, ekonomik bir temele oturtmu ve burjuva dzenine hukuki bir zemin hazrlamtr. Devrim srecinde ortaya kan bir dier dnce ve eylem hareketi, ban Robespierrein ektii Jakobenizmdir. Jakobenizm, Fransz Devrimini lke iinde ve dndaki tehlikelere kar korumay amalamtr. Devrimci srecin bir kar devrimle sonlandrlaca ve vatann tehlike altnda olduu endiesi, Jakoben dncenin ortaya knda nemli rol oynamtr. Robespierre, temsil sistemine inanmaz ve parlamenter rejime kar kar; nk ona gre egemenlik hakk devredilemez. Bugn tepeden inmecilik olarak adlandrlan Jakoben dnceye gre meruiyetin birincil kayna hukuk deil ideolojidir. Jakobenizm, g kullanarak kendi grlerini dayatmay meru grr. Devrimi gerekletirmek ve korumak iin iddet ve bask merudur. Jakobenlere gre halk, doruyu yanltan ayrt etme yeteneinden yoksundur ve karlarn bilmez. Halkn aydnlatlmas Cumhuriyeti sekinlere den bir vazifedir. KONUYA LKN ALIMA SORULARI 1. htilal-i Kebirin Osmanl mparatorluu iin ne gibi sonular olmutur? 2. Sieyse gre halk ve ulus arasnda nasl bir fark vardr? Ulusal egemenlik kuram erevesinde deerlendiriniz. 3. Bugn Jakobenizm yerine neden tepeden inmecilik ifadesi kullanlmaktadr? Jakobenler iin halk ne ifade etmekteydi? Hafta e-Ders Kitap Blm 12. Siyasal Dnceler Tarihi Yrd. Do. Dr. Enes KABAKCI .. Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm 12. Hafta ZET Bu derste, Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kan ve aydnlama dncesine, devrimin ideallerine, liberalizm ve demokrasiye eletirel yaklaan fikirler zerinde durulacaktr. Bu erevede Edmund Burke, Auguste Comte ve Alexis de Tocquevillein eserleri ve dnceleri ana hatlaryla incelenecektir. FRANSIZ DEVRM SONRASI ELETREL FKRLER AYDINLANMA FELSEFES, LBERALZM VE DEMOKRAS KARITI GRLER Edmund Burke ve Muhafazakr Dnce 1789un hemen akabinde, Devrimin arlklarn eletiren ve neden olduu sosyopolitik sorunlara dikkat eken birok dnr yetimitir. rlanda asll Edmund Burke (1729-1797) bu dnrler arasnda yer almaktadr. Burke genel olarak liberalizme kar deildir. ngiliz faydaclndan esinlenen liberal dnceyi benimser fakat baz ekinceler ne srer. Fakat Burke nitelemek iin en uygun ifade muhafazakrdr. 1790da yaynlad Fransz Devrimi zerine Dnceler adl eserinde Burke, geleneki ve muhafazakr dncelerini aka sergiler. Muhafazakrlk, genel hatlaryla, gemie zlem duyan, gerei gemite arayan ve mevcut durumu korumaya alan bir siyaset dncesi, bir ideoloji olarak tanmlanabilir. ngiliz parlamentosu yesi olan Burke, Amerikan bamszlk hareketini desteklemesine ramen Fransz Devrimine, 1789un devrim anlayna iddetle kar kmtr. Burke, ngiliz zgrlk anlayn, yani faydaclk felsefesinin bir rn olan somut zgrlk anlayn savunmutur. nsan ve Yurtta Haklar Bildirisinin evrensel, her yerde herkes iin geerli olan soyut zgrlk anlayna ise kar km, anlamsz bulduu bir zgrlk anlayn kyasya eletirmitir. 26 Austos 1789da Fransz Devriminin temel metni olarak yaynlanan 17 maddeden oluan bu metin, 1791da kabul edilen Fransz Anayasasna nsz olarak eklenmitir. Bildiri; insanlarn eit ve zgr doduu, egemenliin ulusa ait olduu ve mutlak egemenliin bir kii ya da grubun elinde bulunamayaca, devleti idare edenlerin esas olarak millete kar sorumlu olduu, hi kimsenin dini ve sosyal inanlar yznden knanamayaca, gler ayrl ve mlkiyetin dokunulmaz ve kutsal olduu ilkelerini ortaya koyuyordu. Burke bu ilkelerin, soyut bir insana (bir Fransz veya ngiliz vatandana deil de insana) hitap ettii iin hibir kymetinin olmadn ileri srmtr. Burke, kendisi iin asl nemli olann ngilizlerin haklar olduunu ifade eder. ngilizlerin, ynetime katlmak gibi bir talepleri olmadn, sadece iyi yasalar, etkin ve drst bir hkmet ve kraln askerlerinin ve donanmasnn koruduu bir mlkiyet hakk istediini belirtir. Burkee gre zamann ve insanlarn yaratt zel durumlar dikkate alnmadan yaplan soyut tartmalar hi bir olumlu sonu dourmaz. Tecrbeler, gemi, gelenekler ve zel koullar gz nnde bulundurulmadan soyut bir hukuktan bahsetmek de yersizdir. Anayasalar da soyut bir biimde, irticalen (doalama yoluyla) yoktan var edilemezler; btn insani yaptlar gibi srekli, yava ve doal bir geliimin rn olmaldrlar. Burada alt izilmesi gereken bir nokta, Burke iin doal olann,

tm insanlar iin geerli olan anlamna gelmediidir. Doal olan, uzun bir tarihi gelimenin sonucu olarak ortaya kandr. Ksacas doa tarihtir, ya da tarihi tecrbedir. Burke yukardaki grleri erevesinde baz Fransz dnrleri de eletirir. rnein Sieysin anayasa anlayna kar kar, gelitirdii egemenlik anlaynn son derece soyut olduunu ileri srer. Rousseaunun toplum szlemesi de Burkee gre anlamsz bir varsaymdr, somutlama ihtimali bulunmayan, uygulanmas mmkn olmayan bir kuramdr. Burke, genel olarak tm bu soyut kavram ve varsaymlar dzeni, otoriteyi ve gelenekleri yok ettikleri iin knar. Ayn ekilde, evrensellik iddiasndaki aydnlanma dncesini de soyut bulduu iin eletirir. Ksaca sylemek gerekirse Burke soyut bulduu Fransz aklclna (usuluk) kar, ngiliz ampirizmini (deneycilik, grgclk) savunur. Burken deerli bulduu tek Fransz dnr ise Montesquieudr. nk Montesquieu zgrl, dzeni ykmadan salamaya alm; tpk ngilterede olduu gibi snflar arasnda bir denge kurmaya nem vermitir. Auguste Comte ve Pozitivizm Fransz Devrimi sonras ortaya kan dnce sistemlerinden en nemlisi phesiz pozitivizmdir. Kurucusu, Fransz dnr Auguste Comte (1798-1857) ayn zamanda sosyolojinin de isim babasdr. Cumhuriyeti bir filozof olan Comte, Fransz Devrimini tarihte kanlmaz ve yaanmas gereken bir aama olarak grr; insanln ilerlemesi iin alnmas gereken bir virajdr 1789 Ancak Comteun Devrim sonrasnda zellikle Fransada sre giden sosyal ve politik kargaa konusunda endieleri vardr. Sosyolojinin kurucusu kabul edilen bu Fransz dnrn temel gayesi, Devrimin art sarsntlarna son vermek, ksacas devrimci sreci nihayete erdirmektir. Pozitif Felsefe Dersleri (6 cilt, 1830-1842) ve Pozitif Siyaset Sistemi (4 cilt, 1851-1854) adl hacimli iki temel eseri bulunan Comtea gre, Batnn iinde bulunduu toplumsal karmaadan kaynaklanan hastaln tamamen tedavi edilebilmesi ancak yeni bir inan ile mmkndr. nsanlk yeni bir maneviyata ihtiya duymaktadr; maddi dzlemdeki karklk maneviyat eksikliinin doal bir sonucudur. Bu durum, ahlaki bozulmann deil entelektel bulankln bir sonucudur. Batda sren anarik durum nsanln temel nitelii olan sreklilik prensibini altst ederek toplumsal yaam tehlikeye sokmakta ve bu yzden Avrupa, baya bir dayanmaya veya gerek zgrln alaltc bir eitlik altnda boulduu vahi bir komnizme doru kaymaktadr. zetle ifade etmek gerekirse Comtea gre, sosyal ve siyasal alandaki bunalm, dce alanndaki bunalmn sonucudur. Bu duruma son vermek iin, bilimin toplumsal alana da mdahale etmesi gereklidir. Gzlerimizin nnde cereyan eden olaylar, ne ruh (tin) ile ne de madde (zdek) ile aklanabilir. Ancak baka olaylara aklanabilir. Bilim, tarih boyunca gereksiz yere tartlan tinselcilie ve maddecilie (materyalizm) srt evirerek nc bir yoldan yrmelidir: Sadece gzle grlebilen, gzlemlenebilen olaylarla ilgilenmelidir; bilim gzleme dayanmaldr. Comteun Hal Kanunu adn verdii tarihi-toplumsal yasaya gre bilim ve nsanlk srasyla evreden gemitir: teolojik, metafizik ve pozitif (bilimsel). nsanlar ilk olarak en yaln bilim olan matematikte pozitif yani bilimsel dnmeye balamlardr. Bilimsel dnce daha sonra fizik, kimya, astronomi gibi nispeten daha karmak bilim dallarna da yaylmtr. Biyoloji, dier bilim dallarna gre daha karmak olduu iin, pozitif dnce bu dalda daha ge ortaya kmtr. Konusu toplum olan sosyoloji ise bilimlerin en karmadr ve pozitif dnce en ge bu bilimde ortaya kmtr. Comteun bilim tasnifinde, hiyerarik olarak en yukarda sosyoloji bulunur. Ne var ki doa ve fen bilimleri ile sosyal bilim (sosyoloji) arasnda yntem ve ama olarak bir fark bulunmamaktadr. nsanlk tarihi de ayn l aamadan olumaktadr: teolojik, metafizik ve pozitif. nsanlk, ocukluk dneminde, yani teolojik aamada, fenomenlere dini bir izah getirmi, etrafndaki olaylar bu ekilde aklamaya almtr. Genlik ana tekabl eden metafizik dnemde ise insanlar, soyut fikirlerin peinde komular, evreni soyut fikirler (tabiat, ideolojiler) nda aklamaya almlardr. Son evre olan pozitif aamada ise insanlar artk fenomenlerin nedenlerini/anlamlarn/kaynaklarn aramay brakm, bunlar yneten, idare eden yasalar kefetmeyi amalamlardr. lk iki evre, nsanlk tarihinin negatif yani ykc aamalardr. Sonunda varlacak olan nihai evre ise (bilimsel evre), tm toplumlarn istisnasz olarak ulamak durumunda olduklar pozitif, yani yapc evredir. Yce bir varla inanmann insan iin doal ve engellenemez bir ihtiya olduuna inanan Comte, 1789 sonrasnda ortaya kan modern toplumda Kiliseden boalan yerin baka dnyevi bir dinle doldurulmas gerektiini ileri srmtr. Bu nedenle, hayatnn sonlarna doru, bilimsel pozitivizmden dini pozitivizme doru ynelmitir. Bylece pozitif ve evrensel bir din olarak nsanlk Dinini kurmutur. Bu yapay dinde yce ve kutsanan varlk nsanlktr. Pozitivizmin siyasi boyutuyla ilgili olarak da unlar sylenebilir: Comtea gre Fransz Devrimi sonrasnda insanlar bir anlamda babo bir halde kalmlardr. Ortaya kan yeni toplum tipinde, eskiden bata din/Kilise gibi geleneksel kurumlarn doldurduu birok alan bo kalm, toplum ei grmemi bir bolua dm, toplumsal-siyasal byk bir kargaa ortam domutur. te bu duruma son vermek iin toplumun bilimsel olarak yeniden rgtlemek gerekmektedir. Bu grev yeni ve en gelimi bilim olan sosyolojiye dmektedir. Sosyoloji, modern toplumun rehberi olacak, toplumlarn dzen ierisinde ilerlemelerini salayacaktr. Nitekim Dzen ve lerleme, pozitivizmin temel ilkesi, balca slogandr. Comteun kurduu pozitivizm maddeci/materyalist bir dnce sistemi deildir. Comte, insan maddeden ibaret grmez; insan sadece ekmekle yaamaz. nsanlar asl harekete geiren fikirlerdir, dncedir. Comtea gre toplum ve devlet kar karya konumlanm, atan

iki varlk deildir. Bu ikisinin uyum iinde bulunmalar gerekir. Devletin vazifesi, toplumun maddi ve manevi birliini temin etmektedir. Devlet, planlayan, doru yolu gsterendir. Ksacas devlet her alana mdahale etme yetkisine sahip olmaldr. zel mlkiyet de bu alanlardan biridir. Comte ilkesel olarak zel mlkiyete kar olmamakla beraber, bu hakkn ktye kullanlmasndan endie duymaktadr. Bu nedenle, devlet zel mlkiyeti denetleme ve gerek duyduu zaman mdahale etme ve dzenleme yetkisini kullanmaldr. te yandan toplum da, bilimsel bir ynetim sergileyecek devlete itaat etmek, verilen grevleri yerine getirmekle ykmldr. Comte bilimsel-pozitif dnemde artk haklardan bahsetmeyi brakp, bireysel ve toplumsal vazifeleri n plana karmak gerektiini savunur. Alexis de Tocqueville: Eitlik zgrlk Dengesi Alexis de Tocqueville (1805-1859) liberal dncenin nemli referans kaynaklarndan biridir. Bir aristokrat olan Tocquevillein iki nemli eseri bulunmaktadr: Amerikada Demokrasi ve Eski Rejim ve Devrim. Bu iki eserine bakldnda, Tocquevillein bir filozof, tarihi ve hukuku olduu, baz tahlil ve yntemleri ile de sosyoloji ve siyaset bilimine ok yaklat grlr. Hukuk tahsili yapm olan Tocqueville XIX. yzyl dnrlerinin birounun yapt gibi otorite, eitlik zgrlk meseleleri zerinde durmutur. 1835 ve 1840da iki cilt olarak yaynlad Amerikada ve Demokrasi adl eseri, Fransz hkmeti adna cezaevlerini incelemek zere gittii Amerika Birleik Devletlerinde yapt gzlemlere dayanan ampirik bir aratrmadr. Bu eserinde Tocqueville, dncelerin toplumsal snflar tarafndan biimlendirildiini ileri srmekte, yakn bir gelecekte yeni bir sanayi aristokrasisinin doacan ve dnyada Amerika Birleik Devletleri ve Rusyann hakimiyet kuracan ngrmekteydi. Tocquevillein bu ngrlerinin gereklemi olmas, onun sosyolojik ve politik dehasna iaret eder. Tocquevillein Amerikada Demokraside asl zerinde durduu mesele ise zgrlk ve eitliin nasl badatrlaca sorunudur. Tocqueville ksaca u soruyu sorar: Eitliki bir ortamda zgrlkler nasl korunmaldr? Gzlemlerine dayanarak Amerikadaki demokratik rejimin eitlii salamada Avrupay oktan getiini belirtir. Tocquevillee gre bu durum, Amerikada ayrcalkl snflarn (aristokrasi) olmayndan ve kapitalizmin gelime dneminde frsat eitliinin bir sre salanabilmi olmasndan kaynaklanr. Toplumsal dengeyi salayabilmek iin en nemli koul olan orta snfn glendirilmesidir ve Tocquevillee gre, Amerika bunu baarmtr. Aristokratik bir aileden olmasna ramen Tocqueville, insanln 1789 sonras yeni dnemde geri dn olmayan yeni bir aa girdiini iddia eder: Bu a eitlik adr. Yeni dnemde insanlar aras eitlii ortaya karan faktrleri ise yle sralar: eitimin ve bilimin gelimesi, matbaann icad, ateli silahlarn gelimesi, savalarda piyadelerin neminin artmas, hiyerarik bir dzen kurmu olan Katolikliin yerini birok blgede Protestanln almas ve Amerikann kefi... Tocquevillee gre, eitlik salandka insan igdsel olarak daha fazlasn ister. Giderek artan eitlik talebi, ayrcalkllara kar nefreti dourur. Doutan ayrcalklarn ve zamanla ortaya kan iktisadi ayrcalklarn nlenmesi devletin grevidir. Devlet bu grevi yerine getirirken giderek merkezileir. Merkezi devlet eitlii benimser ve destekler. Fakat devletin merkezilemesi, buna paralel olarak giderek artan bir ekilde toplumsal ve ekonomik hayata mdahale etmesi demokrasileri yeni bir despotizm tryle kar karya getirir. Tocquevillee gre, yeni dnemde, yani eitlik anda ortaya kan eitliki toplumun fertleri bencildir; Tocquevillein ifadesiyle kiiseldir. Modern toplumun fertleri, kendi kabuuna ekilmeye ve sadece yakn evresiyle iliki kurmaya meyillidir. Toplumda ortaya kan bu tr bir bireyselleme, devletin daha da despotiklemesine imkan verir. nk birey, merkezi devlet karsnda tek banadr. Ancak tarihin geldii nokta itibariyle, eitliin salanmas yolunda ilerlemek dnda bir are bulunmamaktadr. Tocqueville, modern toplumu 1789 ncesine dndrmenin artk mmkn olmadn kabul eder. Bu nedenle, kendisi gibi aristokrat bir dnr olan Montesquieunn nerilerine itibar etmez. Tocqueville, Kanunlarn Ruhunda monariyi ve devlet ynetiminde soylulara ayr bir yer vermek gerektiini savunan Montesquieunn fikirlerini benimsemez. Ona gre eitlik modern dnyann kanlmaz bir gereidir; eitlik ve zgrlk badatrlabilir iki durumdur. Peki eitliki modern toplumlarda, devletin despotiklemesi nasl engellenebilir? Bir toplumda eitlik ve zgrlk ayn anda nasl mmkn olabilir? Tocquevillee gre bu iki koula baldr: Birinci koul siyasette adem-i merkeziyet (decentralisation) yani yerinden ynetim sistemini tesis etmektir. lke iindeki blgelere idari zerklik verilerek ynetimin tek elde ve tek merkezde toplamas nlenecek ve Tocquevillee gre bylece siyasi zgrlk salanacaktr. kinci koul ise siyasi, iktisadi, bilimsel, sanatsal vb. alanlarda insanlarn eitli birlikler (dernekler) kurmalarnn n almal, sivil toplum rgtleri tevik edilmelidir. Vatandalar bu tr birlikler (dernekler) bnyesinde rgtlendikleri oranda kiisellikten kurtulacaklar, kamu ileriyle ilgilenmeye balayacaklardr. Ksacas dernek (veya topluluk, cemiyet...) faaliyetlerinde bulunmak vatandalarn sorumluluk duygusunun artmasn salayacaktr. Ayrca bu rgtlenmeler insanlarn devlet karsnda tek balarna (birey olarak) savunamayacaklar karlarn topluca savunulmasna da imkan verecektir. Bylece eitliki despotizmin nne geilecektir. Tocqueville modern toplumda dinin de toplumsal bir kurum olarak nemli bir ilev greceinden bahseder: Din, insanlarn kiisellemelerini, birey olarak devlet karsnda tek balarna kalmalarn ve maddi karlar peinde komalarn engelleyen bir kurumdur. Bu nedenle de modern toplumun eitlik ve zgrle bir arada sahip olabilmesi iin din elzemdir, vazgeilmezdir. Bugnden bakldnda Tocqueville, toplumsal ve iktisadi alanda devlet mdahalesini

asgariye (mmkn olan en dk seviyeye) indirgemeye alan, eitlikilik dncesine odaklanan ve zgrlkleri de savunan liberal bir dnrdr. Tocquevillein dier nemli eseri olan Eski Rejim ve Devrim, 1856da yaynlanmtr. Bu kitap, zellikle Devrim ncesinde Fransz toplumunun durumunu inceler. Tocqueville, bu dneme (Ancien Rgime / Eski Rejim) yeni bak getirir ve Devrimin bir krlma, kopu olmadn, asrlardr devam eden ve devletin merkezilemesiyle sonulanan bir srecin neticesi olduu tezini ortaya atar. Bylece tarihte krlma ve kopularn deil srekliliin altn izmi olur. Tocquevillee gre Devrimin din kart olmas, zel politik nedenlerden kaynaklanmaktadr. Amerikada Demokrasi adl eserinde de belirttii gibi, din ve demokrasi uyumaz iki kurum deildir. Fransada 1789 srecinde ortaya kan Kilise kart hareket aslnda siyasal varla kardr. Yani rahiplere kar verilen mcadele, znde toprak sahiplerine, senyrlere ve yneticilere kar verilmi bir mcadeledir. Tocquevillee gre 1789 olmasayd, eski sosyal yap er ya da ge zaten kecekti. Belki bir anda yklmayacak ama para para decekti. Dolaysyla Devrim, tarihi bir tesadf deil nceki dnemin bir neticesidir. SONU 1789un hemen sonrasnda, Devrimin neden olduu sosyopolitik sorunlara dikkat eken dnrlerden biri muhafazakr dncenin ilk ve en yetkin temsilcilerinden olan Edmund Burketr. Muhafazakrlk ksaca, gemie zlem duyan, gerei gemite arayan ve mevcut durumu korumaya alan bir ideoloji olarak tanmlanabilir. Burke, Devrimin temel ilke ve ideallerinin soyut bir insana hitap ettiini, bu bakmdan kymet tamadn savunmutur. Ona gre, tecrbeler, gemi, gelenekler ve zel koullar gz nnde bulundurulmadan soyut bir hukuktan bahsetmek de anlaml deildir. Ayn ekilde, anayasalar da soyut bir biimde hi yoktan var edilemezler; btn insani yaptlar gibi srekli, yava ve doal bir geliimin rn olmaldrlar. Ksaca sylemek gerekirse Burke, soyut bulduu Fransz aydnlanma dncesinin aklclna kar ngiliz ampirizmini savunmutur. Fransz Devrimi sonras ortaya kan en nemli dnce sistemlerinden biri de phesiz pozitivizmdir. Pozitivizmin kurucusu olan Auguste Comte ayn zamanda sosyoloji adn verdii yeni bir bilim dalnn da isim babasdr. Comteun temel gayesi, Devrimin yaratt olumsuz sonular ortadan kaldrmak, dzeni tesis etmektir. Comtea gre, sosyal ve siyasal alandaki bunalm esas itibariyle dce alannda ortaya kan bunalmn bir sonucudur. Sosyal ve siyasal dzeni salayabilmek iin entelektel bir reforma ihtiya vardr. Comteun Hal Kanunu adn verdii tarihi-toplumsal yasaya gre bilim ve nsanlk srasyla evreden gemitir: teolojik, metafizik ve pozitif. Comtea gre, Devrim sonras ortaya kan toplumsal-siyasal kargaaya son verebilmek iin toplumun bilimsel olarak yeniden organize edilmesi gerekmektedir. Bu grev gen fakat en gelimi bilim olan sosyolojiye dmektedir. Comteun pozitif siyaset anlayna gre devletin vazifesi, toplumun maddi ve manevi birliini temin etmektedir. Devlet, planlayan, doru yolu gsterendir. Toplum da, bilimsel bir ynetim sergileyecek devlete itaat etmek, verilen grevleri yerine getirmekle ykmldr. Alexis de Tocqueville, liberal dncenin nemli referans kaynaklarndan biridir. Tocquevillein zellikle zerinde durduu mesele zgrlk ve eitliin nasl badatrlaca sorunudur. Tocqueville 1789 son yeni dnemde, yeni bir aa girdiini belirtir. Bu a ras eitlik adr. Yeni dnemde, yani eitlik anda ortaya kan eitliki toplumun fertleri bencildir veya dier bir ifadeyle kiiseldir. Modern birey, kendi kabuuna ekilmeye meyillidir. Toplumda ortaya kan bu bireyselleme/kiiselleme temayl, devletin tek bana kalan birey karsnda daha da despotiklemesine neden olabilir. Eitliki modern toplumlarda, devletin despotiklemesine engel olabilmek iin Tocqueville iki yol nerir: 1) siyasette adem-i merkeziyet sisteminin tesis edilmesi ve 2) insanlarn birlikler (dernekler) kurmalarnn, yani sivil toplum rgtlerinin tevik edilmesi. KONUYA LKN ALIMA SORULARI 1. Muhafazakr dnce, Fransz Devrimini nasl deerlendirmektedir? Burken Aydnlama dncesi ve Fransz aklcl hakkndaki grleri nelerdir? 2. Comte, dzen ve ilerleme ile ne kastetmektedir? Comtea gre 1789 sonrasnda toplumsal alanda ortaya kan boluk(lar) nasl doldurulmaldr? Pozitivizm ve nsanlk Dini hakkndaki aklamalar gzden geirerek tartnz. 3. Comtea gre modern toplumda sosyoloji ne tr bir ilev grecektir? 4. Tocquevillee gre zgrlk ve eitlik nasl badatrlabilir? Eitliki toplumlarda despotizm tehlikesi neden sz konusudur? Devletin despotiklemesinin nne nasl geilebilir? Tocquevillein zm nerileri nelerdir? ZET Bu derste, millet kavram, milliyetilik dncesi ve farkl milliyetilikler incelenecektir. Bu erevede, milliyetiliin Fransz Devrimine uzanan kkleri ve Napolonun Avrupada yrtt igal politikalarna bir tepki olarak gelien Alman milliyetilik dncesi zerinde durulacaktr. Ayrca, XIX. yzyln iki nemli Alman dnrnn (Fichte ve Hegel) devlet ve millet kavramlar zerine ileri srdkleri fikirler deerlendirilecektir. XIX. YZYILDA MLLYETLK DNCES Milliyetilik veya ulusuluk Fransz Devrimiyle eanl olarak ortaya kan ve sonrasnda hzla gelien modern bir dncedir. Her ne kadar Fransz Devrimi tm insanl ilgilendiren evrensel ideallerden sz etse de modern anlamyla ulus kavram ve ulusuluk dncesi 1789un bir rndr. Bu dnce ok ksa zamanda bata Avrupa olmak zere tm dnyaya yaylm ve farkl etnik-dini topluluklardan oluan imparatorluklarn sonunu hazrlamtr. rnein Osmanl mparatorluunu oluturan farkl rk ve dinlere mensup, farkl diller konuan gruplar, XIX. yzylda ulusuluk dncesinin etkisiyle ayrlk siyasi-kltrel taleplerde bulunmaya balam, merkezi ynetime bakaldrm ve bamszlklarn elde etmilerdir. Bu sre Osmanl mparatorluunun paralanp kmesiyle

sonulanmtr. Milliyetilik bir ideoloji olarak kuramsal yan zayf, ancak siyasal bir pratik olarak olduka etkili bir dncedir. Bu zelliiyle de kitleleri harekete geirme kabiliyeti son derece yksektir. Genel bir dnce veya mstakil bir ideoloji olarak deerlendirmek gerekirse milliyetiliin nl teorisyenleri yoktur. Her milliyetiliin kendine ait tarihileri, edebiyatlar, yani ksaca entelektel bir grubu vardr. Bunlar, milliyetilik ideolojisini kuran deil, eitli milliyetiliklere rengini veren yazarlardr. Son iki asrlk siyasal gelimelerin atsn milliyeti ilkelerin belirlediini sylemek yanl olmaz. Bu kadar belirleyici olmu bir ideolojinin genel olarak anlamnn belirsiz olmas ilgin grnebilir, ancak milliyetiliin kitlelere ulama gcnn arkasnda tam da bu mulklk yatar. Milliyetilik koullara gre ii doldurulabilen bir ideolojidir. Bu anlamda, sabit veya evrensel nitelikli evrensel milliyeti ilkelerden bahsetmek zordur. Milliyetilik liberalizm, muhafazakrlk, faizm ya da sosyalizme eklemlenmekte zorluk ekmemitir. Hangi ideolojiyle ittifak yaptna bal olarak milliyeti ilkeler de farkllamaktadr. Dolaysyla tek bir milliyetilik yoktur, milliyetilikler vardr. Ancak milliyetiliin farkl grnmleri altnda genel bir anlam ve zelliklerinin olduunu da belirtmek gerekir. Millet Kavram ve Milliyetilik Dncesi Millet ve milliyetilik kavramlarnn Bat dillerindeki karl, Latince natio szcnden tremi nation ve nationalism(e)dir. Romada yabanclar adlandrmak iin kullanlan natio, olumsuz ve kk drc bir anlama sahipti. Orta ada kullanlan nation szc ise bir anlam kaymasna urayarak niversitelere gelen renci gruplarn ifade etmek iin kullanlr. rnein Paris niversitesinde drt milletin varlndan sz edilir: erefli Fransa milleti, sadk Picardie milleti, saygdeer Normandiya milleti ve sabrl ve yiit Cermen milleti. Grld gibi millet kavram, bu dnemde olumsuz ve kk drc anlamndan syrlmtr. XIII. yzylda ise millet kavram yeni bir anlam kazanr: niversitelerde ayn gr paylaan renci topluluklarn ifade etmek iin kullanlr. Bylece nation kavram, dnselsiyasi bir ierik kazanm olur. XVI. yzylda ngilterede ise nation kavram, elitle birlikte lke nfusunu, yani halk da ifade etmek iin kullanlr. Halk, nceleri kmsenen aa snflar anlatmak iin kullanlan bir ifadeyken, milletin hakla zde kullanm, halkn sekin hale gelmesi ve aalanmaktan kurtulmasnn bir gstergesidir. Nation kavramnn geirdii dnmlerden de anlalaca gibi milletin siyasal bir zne olarak ortaya kmas grece yeni bir durumdur. Arapa bir kelime olan millet kavram da bugnk anlamna uzun bir sre sonunda, eitli dnmlere urayarak kavumutur. Arapada millet kavramnn iaret ettii topluluun dinsel bir anlam vardr. Nitekim Osmanl mparatorluundaki millet sistemi de dini inanlar lt alnarak oluturulmutur. Millet sisteminin, Balkanlarda ortaya kan milliyetilik hareketleriyle ilevini kaybetmesinden sonra, Trkede millet szc bugnk modern anlamna yakn bir ierie kavumutur. Cumhuriyetin ikinci on ylndan itibaren ise milletin tad dinsel armlardan kurtulmak amacyla ulus kavram tercih edilmitir. Grld gibi gerek nation gerekse millet kavramlar olduka eski kavramlar olmakla birlikte gnmzde sahip olduklar modern anlamlarna ancak yakn bir gemite kavumulardr. Siyasal bir hareket olarak milliyetiliin kkenlerinin Fransz Devriminde bulunduunu yukarda belirtmitik. Avrupa ktasnda yaygnlamas ise, Fransz Devriminin fikirlerini klla yayan Napolon Bonaparte (1769-1821) savalaryla olmutur. Daha nceki derslerimizde de grdmz gibi Fransz Devrimiyle birlikte feodal balar zlmeye balamtr. Bu yeni dnemde Rousseaunun fikirlerinin etkisi daha fazla hissedilir olmutur. Rousseau, ynetici-ynetilen ilikilerini genel irade kavram etrafnda yeniden kurgulamasyla milliyeti dncenin nemli kalemlerinden, hatta kurucu yazarlarndan biri olarak kabul edilir. Yine daha nce grdmz gibi Rousseau, milletin tek bir hkmdarn kiiliinde ya da ynetici snfta somutlanmasn reddetmi ve millet ile halk kavramlarn zdeletirmitir. Bu zdeletirme, Fransz Devriminin temel ilkesi olurken, milliyetilik dncesinin de geliimine nemli bir katk salamtr. Napolonun nderliinde milliyetilik militarizmle i ie gemitir. Milliyetilik, bir Fransz asker ve devlet adam olan Napolonun igal ettii blgelerde hzla yaylmtr. Avrupann Napolon tarafndan igal edilen topraklarnda, feodal kalntlar temizlenmi fakat buna paralel olarak Rusyadan spanyaya, tal- yadan Almanyaya kadar geni bir blgede sert tepkiler ortaya kmtr. Napolon, talya ve Almanyada paralanm topraklar birletirerek milletlemenin koullarn hazrlam, ayn zamanda sebep olduu fkeyle milliyetiliin ihtiya duyduu tekinin yaratlmasn da kolaylatrmtr. Alman Milliyetilik Dncesi: Fichte ve Hegel Almanyada da milliyetilik fikrinin geliiminde Fransz dncesinin etkisi byk olmutur. Alman mil liyetiliinin en nemli temsilcisi kabul edilen Johann Gottlieb Fichte (1762-1814), Franszlarn Devrim adna Almanyay ele geirilerini ve Alman ordusunun yenilgisini yaam bir dnrdr. Bu yenilgi Alman filozofu ok derinden etkilemitir. Fichte, verdii halka ak konferanslarda Almanlar saldrganlara kar direnmeye, silaha sarlmaya davet etmitir. Kendisi de Napolon ordularna kar savaa bizzat katlmtr. Almanlarn Franszlara kar elde ettii zaferden sonra ise Berlin niversitesinde profesrlk ve rektrlk yapmtr. Fichteye gre zgrlk, zgr dnce demektir. zgr dnceyi salayan ise bilimdir. zgrlk anari deildir, nk bilim denge ve tutarllktr, saduyu ve akldr. zgrl ise kurallara balayacak, i dengesini salayacak, tutarl hale getirecek olan hukuktur. Hukukun olmas iinse birok hukuk znesinin (toplumu oluturan bireyler) yan sra gl bir devletin varl gerekmektedir. Toplumun amacna ulaabilmesi iin zgrln hukuk yani devlet tarafndan dzenlenmesi gerekmektedir.

Gerek zgrlk dzenli zgrlktr; dzenlenmeyen zgrlk bilim ddr. Fichteye gre milli toplum, yani rgtlenmemi toplum (gesellschaft) devlete stndr. Devlet ancak mil- li toplumu kendi iinde toplayabildii an yetkinlie ulaabilir, tam ve kusursuz hale gelebilir. Milli toplumu evreleyen devlet iktisadi alan da dzenler. Fichte Alman Milletine Sylevler adl eserinin ilk blmnde, her eyi yitirdik, elimizde eitim kald, onu akllca kullanmalyz der. Fichte, Jean-Jacques Rousseaunun 1762de eitim zerine yaynlad Emile adl eserinden esinlenerek aktif bir eitim yntemi nermitir. nsan tmyle kavrayacak olan bu aktif eitim, karma ve yatl liselerde devlet tarafndan verilecek, ocuklar ailelerinden mmkn olduu kadar uzak kalacaklardr. Fichteye gre eitilmeye en elverili rk, Alman rkdr. Alman ulusunu oluturanlarn ortak noktas Almanca konumalardr. Alman milliyetiliinin en nemli unsuru dildir. Alman dili, Fichteye gre milli, yani halktan gelen bir dildir. Latinceden gelen diller, rnein Franszca, milli kaynandan kopuk, l dillerdir. Fichteye gre Alman milleti, dnyann en bilgin, en aratrmac milletidir, insanln gelimesinin ncsdr. Alman Romantikleri olarak adlandrlan entelektel grup da siyasi dnce alannda benzer fikirleri savunmaktadr. Bu dnrler organisist bir yaklam savunurlar: Devlet her eydir; devlet, vcudu/btn temsil eder, birey ise hcredir. Alman milliyetiliini iktisadi grleri ise Friedrich List (1789-1846) tarafndan dile getirilmitir. Alman milliyetilii ve siyaset dncesi hakknda grlerine yer vermemiz gereken bir dier dnr Georg Wilhelm Friedrich Hegel (17701831)dir. Hegel, Alman idealist dncesine son halini vermitir. Uygulad diyalektik yntem daha sonra Marx tarafndan da kullanlacaktr. Marx, o mehur deyimiyle, Hegelde elleri zerinde duran diyalektii ayaklar zerine oturtmu ve diyalektik materyalizmi savunmutur. Hegel, Eflatunun idealist dncesini yenilemitir. Ona gre madde, ruhun rndr. Hegel de tpk Fichte gibi gerein bilin alannda bulunduunu, bilinci zmleyecek olursak geree varabileceimizi savunmutur. Hegele gre varln z ztlklardr. Ztlklar olmasayd varlk da olmazd. Kartlklar, oluun ilkesidir. Evrim, tez ve antitez arasndaki atma sonunda ortaya kan sentezdir. Bu mantk erevesinde Hegele gre devlet, bireysel iradelerle genel iradenin karlat yerdir. Dier bir deyile, bireysel irade ve karlarla genel kar arasnda bir sentezdir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, devletin tek tek bireysel iradelerin bir ynndan ibaret olmaddr. Devlet, tanrsal bir irade, makul ve canl bir btndr. Hegele gre insan, gerekliini, nesnel anlamdaki ahlaki deerini ancak bir topluluun organ olmakla elde edebilir. Bu yzden her eyini devlete borludur. Bireyin tm deeri tm manevi gereklii yalnzca devlete baldr. zgrlk ancak ahlaki bir btn olan devletin varlyla gerekleebilir. Dolaysyla, doal yaama halinde zgrlk sz konusu deildir. Hegelee gre devlette her ey, genelle zelin birliine dayanr. Devletin ieriini milli ruh meydana getirir. Milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi zel alanlardan oluur. Bu alanlar iten bir bala birbirine baldr, tm birden milli ruhu tekil eder. Bir devlet ancak milli bir ruh tayorsa devlet saylabilir. Hegel de Fransz Devriminin soyutluundan doan ykmlar nlemek iin somut olan yani tarih olan ve var olan savunmutur. Diyalektik yntemi dnce alannda uygulayan, devleti mutlak ve yce bir deer olarak gren Hegel, bir yanyla milliyeti, dier yanyla tutucu bir dnrdr. SONU Kkleri Fransz Devrimine uzanan milliyetilik, amz derinden etkileyen modern bir siyasal dnce ve harekettir. Milliyetilik dncesinin Avrupada yaygnlamasnda, Fransz Devriminin fikirlerini klla yayan Napolon Bonaparten byk rol olmutur. Sz konusu dnemde, Rousseaunun fikirleri hi olmad kadar etkili olmaya balamtr. Rousseau, ynetici-ynetilen ilikilerini genel irade kavram etrafnda yeniden kurgulamasyla milliyeti dncenin kurucu yazarlarndan biri olarak kabul edilir. Rousseau, milletin tek bir hkmdarn kiiliinde ya da ynetici snfta yansd fikrini reddetmi, millet ile halk kavramlarn zdeletirmitir. Bu zdeletirme, Fransz Devriminin temel bir ilkesi olurken, milliyetilik dncesinin de geliimine nemli katk salamtr. Alman milliyetilik fikrinin geliiminde Fransann etkisi byk olmutur. Alman milliyetiliinin en nemli temsilcisi Johann Gottlieb Fichte (1762-1814)dir. Fichteye gre zgrlk, zgr dnce demektir ve zgr dnceyi salayan da bilimdir. zgrlk, anari anlamna gelmez, nk bilim denge, saduyu ve akl demektir. zgrl belli kurallara balayacak ve tutarl hale getirecek olan ise hukuktur. Hukuktan bahsedebilmek iin gl bir devletin varl gerekmektedir. Gerek zgrlk dzenli zgrlktr; dzenlenmeyen zgrlk bilim ddr. Alman milliyetilii ve siyaset dncesinin nde gelen bir dier temsilcisi, Alman idealist dncesine son halini veren Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831)dir. Hegele gre, devletin ieriini milli ruh meydana getirir. Milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi zel alanlardan oluur. Bu alanlar iten bir bala birbirine baldr ve birlikte milli ruhu tekil ederler. Ksacas devleti devlet yapan, sahip olduu milli ruhtur. Hegel, Fransz Devriminin soyut ilkelerinden kaynaklanan ykmlar nlemek iin somut, yani tarih olan ve var olan savunmutur. Diyalektik yntemi dnce alannda uygulayan Hegel, devleti mutlak ve yce bir deer olarak grr. KONUYA LKN ALIMA SORULARI 1. Nation, millet ve ulus kavramlar, dnyada ve Trkiyede tarihsel olarak nasl bir anlam deiimi yaamtr? 2. Fichteye gre zgrlk, hukuk ve devlet arasnda nasl bir iliki vardr? 3. Fichte, Alman rk iin nasl bir eitim tarz nermitir? 4. Hegele gre milli ruh hangi unsurlardan oluur? 5. Hegelin Fransz Devrimine ynelik en temel eletirisi nedir? ZET Bu derste, topik ve bilimsel sosyalizm ile anarizm konular ele alnacaktr. Bu

erevede srasyla, Saint-Simon, Karl Marx ve Pierre-Joseph Proudhonun grleri incelenecektir. SOSYALZM amzda zellikle XX. yzylda etkili olmu, bugn zerine hl ok eitli tartmalarn yrtld siyasi dnce akmlarndan biri de sosyalizmdir. Sosyalizm szc Fransa ve ngilterede, 1830-1840 tarihleri arasnda kullanlmaya balanmtr. Bilinen ilk kullanm, Fransz dnr ve siyaset adam Pierre Lerouxya aittir. Leroux, 1832de sosyalizm kavramn eitlik ve zgrln badatrld ideal bir toplum dzenini ifade etmek iin kullanmtr. Fransz dnre gre sosyalizm, mutlak bireyciliin kartdr. Sosyalist dnce kendisini genellikle ilk alardan beri sren bir mcadeleye, bir atmaya gre tanmlar: varlklya yoksulun, retim aralarna sahip olanla emeinden baka bir eyi olmayanlarn kavgas. Sosyalist dnceye gre, eitlik uruna verilen mcadele, Eski ada (kle-efendi), Orta ada (serf-senyr), Fransz Devrimi esnasnda (burjuva-aristokrat) ve sonraki dnemde (ii/proleter-iveren/kapitalist) hep var olmutur. Bu eitsizlikler, siyasi dnce alanna giderek daha belirgin bir ekilde yansmtr. Sosyalist dnrler, eitsizliklerin her daim var olduu toplumu ve dolaysyla tarihi farkl snflar arasndaki atmalar balamnda deerlendirmilerdir. Nitekim XIX. yzyln en nemli dnrlerinden ve sosyalist dncenin temel referans kayna olan Karl Marx (18181883) insanlk tarihinin, snf mcadeleleri tarihi olduunu savunmutur. Sosyalizmin modern anlamyla siyasi dnce tarihinde yerini alabilmesi birbirine bal iki tarihi olayn gereklemesiyle mmkn olmutur. Bu olaylardan ilki Sanayi Devrimi, ikincisi ise sanayileme sonucu ortaya kan ii snf, dier bir yaygn kullanmyla proleteryadr. Sanayi Devrimi, XVIII. yzylda ngilterede balam, ksa bir sre iinde Kta Avrupasnn geneline ya- ylmtr. rnein Fransada, Sanayi Devriminin tamamlanmas 1850lerden sonra, yani XIX. yzyln ikinci yarsnda gereklemitir. Sanayi devrimi sonrasnda iyice glenen kapitalizmin ortaya kartt sorunlar u genel balklar altn toplanabilir: da Serbest rekabet, bir denge ve koullarda eitlik yaratmam, servetlerin belirli ellerde toplanmasna yol amt, -Kapitalist dzenin ortaya kartt bu tekelleme, fazla retime ve bunalmlara yol amt, -Sanayileme, ii snfnn durumunu dzeltmemi, aksine daha da ktlemesine sebep olmutu. Sosyalistler genel olarak ite bu sorunlara areler aramaktayd. Nihai amalar eitsizlii tamamen ortadan kaldrmakt. Bunlar arasnda bir kesim tpk Aydnlanmac dnrler gibi insanlarn ektii strap ve sefaletin, uradklar hakszlklarn, nerecekleri arelerle son bulacan savunmaktayd. Bu dnrlere gre, o ana kadar bu hakszlklara bir are bulunamaynn nedeni, eitlii salayacak fikirlerin daha nceki dnemlerde bilinmemesinden kaynaklanmaktayd. Dnce ile madde arasndaki ilikinin yaratt temel elikiyi, dnceyi n plana kartarak zme eilimindeki bu dnrlere, siyasal dnceler tarihinde topyac sosyalistler ad verilmektedir. topyac Sosyalizm Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kan topik sosyalizmin en nemli temsilcilerinden biri Saint-Simon (1760-1825)dur. Pozitivizmin habercisi saylan bu aristokrat dnr her eyden nce bilime ve ilerlemeye inanr. Speklatif tartmalarn yerini pozitif fikirlerin, ilahi esaslara dayanan ahlak ve siyasetin yerini akla dayanan ahlakn ve endstriye dayanan politikann almas gerektiini savunur. Auguste Comteun en nemli ilham kaynaklarndan olan ve bir anlamda hocas saylan Saint-Simona gre, alan snf ana snftr. Toplumu besleyen, ayakta tutan kesim de bu snftr. Siyasetin bir retim bilimi olduunu savunan bu dnre gre devleti sadece ii snf deil, tm reticiler ynetmelidir. Franszcaya industriel yani sanayici szcn kazandran Saint-Simona gre, toplumun maddi gcn sanayiciler, manevi gcn ise bilim adamlar salayacaktr. Sanayici, toplumun genel olarak ihtiyalarn veya maddi zevklerini karlayacak bir veya birok maddi vastay retmeye ve retilen bu mallar fertlere ulatrmaya alan kiidir. Sanayilemekte olan bir toplumda (rnein XIX. yzyln balarnda Fransz toplumunda) temel eliki, SaintSimona gre, retime her ne ekilde olursa olsun katlanlarla, katlmayanlar arasndadr. Bu dncenin bir paras olarak, toplum iin hayati olan meslekler retime ynelik olanlardr. Bu nedenle bir toplum en iyi kimyagerlerini, mimarlarn veya ustalarn kaybederse, lkenin ihtiyalarn karlayan bu reticilerin yerini doldurmak ok zor olacandan en azndan bir kuan byk skntlar yaamas kanlmazdr. Buna karlk, saray efradnn, subaylarn, bankaclarn, din adamlarnn veya mlk sahiplerinin nde gelenlerinin yitirilmesi, toplumda byk zntlere yol asa da devletin gerek yapsnda bir deiiklie yol amayaca iin ikincil derecede nem arz etmektedir. Saint-Simon, iktisadi alt yapnn nemine vurgu yapm, iktisadi ve siyasi liberalizm ile demokrasiyi amanszca eletirmitir. Devletin, insanlarn ynetimiyle ilgilenmeyi brakmas ve sadece mallarn idaresiyle ilgilenmesi gerektiini ileri srmtr. Ona gre ynetimde sadece uzmanlar grev almaldr: mhendisler, mimarlar, teknisyenler, iktisatlar... Saint-Simonun nerdii bu ynetim tarzna bugn teknokrasi ad verilmektedir. Bu ynetim anlayna gre; sanayi, ekonomi ve devlet, politikaclar deil, uzmanlar, teknisyenler ve uygulaymclar tarafndan ynetilmelidir. Ksaca ifade etmek gerekirse, Saint-Simon eitlie inanmayan dnrler arasnda yer alr, hiyerariyi ve aydnlarn stnln savunur. Bilimsel Sosyalizm Bilimsel sosyalizm, materyalist felsefe ile diyalektik yntemi birletiren bir dnya grdr. Bilimsel sosyalizme gre bilim, ancak doadan hareket ettii zaman gerek bilimdir. Tarih ise, doa tarihinin insanla ilgili parasndan ibarettir. Dnyay deitirmek, dnyann ne ynde deimekte olduunu bilmekle ve bu bilgiyi kullanarak deiiklii hzlandrmakla mmkndr. Bilimsel sosyalizmin veya dier adyla Marksizmin kurucular, Komnist Manifesto (1848) adl eserin yazarlar olan Karl Marx

(1818-1883) ve Friedrich Engels (1820-1895)dir. Engels Marksist retiye nemli katklarda bulunsa da n plana kan, retiye adn veren ve bilimsel sosyalizm denilen sentezi ortaya karak dnr Marxtr. Sz konusu sentez yaklamdan beslenir: 1) Hegelin diyalektik tarih felsefesi, 2) Klasik ekonomi politikas olarak adlandrlan ngiliz iktisat retisi ve 3) Fransz sosyalizmi. Marksizmin her eyden nce, elleri zerinde yryen Hegelin diyalektiini ayaklar zerine oturttuu sylenir. Hegel, diyalektii idealist bir dnce iin kullanyordu. Onun salt idealizmi siyaset alannda tutucu sonulara varyordu. Oysa Herakleitostan esinlenen diyalektik yntem, z itibariyle hareket ve mcadele zerine kurulmu, elikilerin ve ztlklarn mcadelesine dayanmaktayd. Genliinde Hegelci olan Marx, diyalektii maddeye daha dorusu materyalizme uyarlamtr. Maddecilik nedir? Ksaca tekrarlamak gerekirse, ruh ile madde, dnce ile varlk arasnda belirli bir iliki vardr. Materyalistlere gre, ilk ve esas olan maddedir. Evreni ve maddeyi yaratan ruh deildir; tersine ruhu yaratan maddedir, yani evrendir, doadr. Ksacas ruh, maddenin yksek bir rnnden baka bir ey deildir. Maddenin var olma biimi harekettir, dier bir deyie devinmedir. Hibir yerde hibir zaman hareketsiz bir maddeye rastlamak mmkn deildir. Marksistlere gre, burada sz konusu olan mekanik bir hareket deil, diyalektik bir harekettir. Her deime kart glerin atmasndan doar. Eer bir ey deiiyorsa, bunun nedeni kendi kartn iinde barndryor olmasdr. Diyalektik ksaca, elikilerin bilimidir. Diyalektik dnceye gre, her deiim iki sre iinde gerekleir: nce nicel (kantitatif) bir deiim sz konusudur; bu daha sonra nitel (kalitatif) deiime dnr. Daha ak bir ifadeyle sylemek gerekirse, nicel deiim belli bir noktadan sonra nitel bir deiimle sonulanr. Marksizme gre, diyalektik yntemi maddeye uygulayarak doay ve toplumu yneten yasalar renilebilir ve bu yasalardan hareketle doa gibi toplum da deitirilebilir. Marksizme gre insanlk tarihi, bir yandan insann doayla te yandan insannn insanla mcadelesinden ibarettir. Daha doru bir deyile tarih, snf mcadelelerinin tarihidir. Bu aklamalardan hareketle Marksizmin hem determinist (gerekirci) hem de volontarist (iradeci) bir dnce olduunu syleyebiliriz. Marksizm gerekircilik dncesini ngiliz iktisat retisinden dn almtr. Adam Smith ve David Ricardo gibi ngiliz iktisatlara gre zenginliin retimi srasnda insanlar (ii, patron, kyl, zanaatkrlar vs.) arasnda kendi iradeleri dnda belirlenen ilikiler doar. Bunlar, insanlarn kendi iradeleriyle deitiremeyecekleri zorunlu ilikilerdir, yani retim ilikilerinin yaratt snflar aras ilikilerdir. Marksizmin temel kavramlarnda olan snf ve snf atmasnn kayna ise Fransz sosyalizmine dayanr. Felsefe, iktisat ve sosyoloji alanlarnn n de kapsayan Kapital (1867) adl ok nemli bir eser ortaya koyan Marx, gelitirdii art deer kuramyla iktisat bilimine nemli bir katkda bulunmutur. zetle art deer, iinin cret olarak aldndan daha fazla deer yaratmas ve aradaki farkn da iverene gitmesidir. Marxa gre proletarya ile burjuvazi arasndaki bu smr ilikisi, proletaryann mutlak fakirlemesine yol amaktadr. Anlalaca gibi, bilimsel sosyalizm ne sadece bir iktisat retisi, ne de yalnzca bir siyaset retisidir. Szcn en geni anlamyla bu felsefe, bir dnya grdr (Weltanschauung). Bu anlamda Marksist dnce, dnyay sadece aklamay deil deitirmeyi de amalayan bir felsefedir. Bilimsel sosyalizmin siyasete bakn aklamak iin ncelikle Marksist sosyolojiden ve tarihi maddecilikten bahsetmek gerekir. Tarihi maddecilik, maddeci diyalektik yntemin toplumlarn tarihine uygulan masndan ibarettir. Tarih, insanlarn eseridir ancak onlarn tarihi yapan bilinlerini belirleyen, dncelerine yn veren sosyal durumlardr, yani maddi koullardr. nsann bilincini ncelikle belirleyen ey, onun varln etkileyen ihtiyalarn karlayan retimdir. retimi belirleyen en nesnel e ise retim tekniidir. retim teknii, insann eseridir fakat insann denetleyemeyecei sonular dourmaktadr. retim teknii, retim biimini belirler. retim biimi ise sosyal yapy dourur. retim ilikilerinin btn, toplumun iktisadi yapsn yani alt yapy meydana getirir. Bilimsel sosyalizme gre hukuki ve siyasi kurumlar st yapy meydana getirir ve alt yap tarafndan belirlenir. Bu tek ynl bir belirlenme deildir; st yapnn da alt yapy etkiledii durumlar vardr, ancak son tahlilde belirleyici e alt yapdr. Marxa gre retim teknii gelitike, retim ilikileri ve st yap kurumlar da deimektedir. lkel snfsz toplum, kleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplumun her biri deiik retim ilikilerini yanstmaktadr. Ayn zamanda bu toplumlarn hepsi ayr st yap kurumlarna sahiptirler. Siteden imparatorlua, mutlak monariden temsili monariye gei, rastlantlarn veya insan dncesinin evriminin bir sonucu deildir. Bu siyasi deiimlerin temel nedeni kol deirmeninden yel deirmenine, oradan da buharl makineye geiin bir neticesidir. Yani tm bu deiimlerin temel etkeni, retim tekniindeki gelimelerdir. lkel snfsz toplumdan balayp srasyla kleci, feodal ve kapitalist toplumdan geerek sosyalizme varacak tarihsel srete, deiimin temel nedeni maddi alanda sre giden deiimlerdir. Marxa gre kapitalist toplumda retim aralar gittike tekelleecek, yani belirli ellerde toplanacaktr. Bu durumda elikiler ve sefalet giderek artacak ve sonuta kapitalizm, proletarya tarafndan ortadan kaldrlacaktr. lkel snfsz toplum, kleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplumdan sonra retim biim olarak sosyalizm gelecektir. Diyalektik bir sre neticesinde kapitalist toplum kendi kartna dnecek (kapitalist toplumdan sosyalist toplum doacak) ve bylece snfsz topluma geilecektir. Fakat bunun iin ncelikli olarak snfl toplumun st yap kurumlarnn ortadan kalkmas arttr. Bu gei, siyasi bir mcadeleyi de gerekli klmaktadr. Marksizme gre, siyasi mcadelenin odakland nokta ise devlettir. Bilimsel sosyalizme gre devlet,

toplumun tarihi geliimi iinde belirli bir dnemin rndr. Bu anlamda devlet, ne toplum d, ne de toplum st bir kurumdur. Devleti nemli klan ey ise toplumun snflara blnm olmasdr. Engelse gre eliik ekonomik karlar olan snflarn birbirini yememeleri ve ksr bir atma sonucu toplumun paralanmamas iin grnte bu atmalarn stnde olan, bu atmalar nleyecek bir gce ihtiya vardr. te toplumdan doan fakat ondan stn bir duruma geen ve gittike toplumdan uzaklaan bu g devlettir. Yukardaki alntda da grld gibi devlet, bilimsel sosyalizme gre sosyal mcadeleyi yavalatan, ona engel olan, iktidardaki snfn (yani ekonomik bakmdan stn durumda olan ve retim aralarna sahip olan snfn) bask aracdr. Marx devletin temelde bir bask arac olduunu belirtmekle beraber baz durumlarda snflar aras g dengesinin bulunduu dnemlerde devletin hakem durumuna geebileceini de kabul eder. Buna rnek olarak burjuvazinin ykseldii, aristokrasinin ise geriledii XVIII. yzyl mutlak monarilerini gsterir. Marxa gre burjuva demokrasisi tarihi bakmdan gerekli, mutlak monariye kyasla daha ileri bir aamadr. Burjuva demokrasisi sosyalizme geebilmek iin nemli bir uraktr. Anarizm Anarizm, topyac sosyalizmin bir tr olarak deerlendirilebilir. Bilimsel sosyalizmden de beslenen anarizme gre devlet, egemen snfn karlarn korumann dnda bir ilevi olmayan gereksiz bir kurumdur. zgrl ve eitlii salayabilmek iin ie, devleti ortadan kaldrmakla balanmaldr. Devletle birlikte baskc her trl kurum da ortadan kaldrlmaldr. Kendini anarist olarak niteleyen ilk kii Pierre-Joseph Proudhon (1809-1865)dur. Mlkiyet nedir? (1840) ve Sefaletin Felsefesi (1846) adl iki nemli eseri olan bu Fransz dnr, aslnda topyac bir sosyalisttir. zellikle, Mlkiyet hrszlktr! szyle tannr. Dnceleri, zgrlk, her zaman zgrlk, sadece zgrlk, hkmetilie hayr! szleriyle zetlenebilir. Proudhon, anarizm szcn etimolojik anlamyla kullanr. Bu anlamyla anari, hkmetsizlik demektir. Proudhon, ister kutsal hukuka dayal bir monari, ister jakoben bir diktatrlk olsun, otoritenin her trlsn reddeder. Ona gre, snflar aras atmann ba sorumlusu devlettir. Proudhon Fransada yaad kinci mparatorluk Dneminde (1851-1870) anarist fikirlerinin ounun gerekleemeyeceini grd iin federatif ilkeleri savunmaya nem vermitir. Mlkiyet hrszlktr diyen, devlet otoritesine kar kan Proudhona gre halk vesayetten kurtarmak, bar ve zgrl salamak, Avrupada devrim fikrini gelitirmek iin tek yol Fransay on iki blgeye ayrmak ve Parisi ortadan kaldrmaktr. Proudhona gre demokrasi, gizli bir aristokrasidir. nk tecrbeyle anlalmtr ki burjuvazi halk temsil etmez ve bu snfn karlar halkn genelinin karlarna terstir. Servetlerin eitsizlii ve egemenliin veklet yoluyla devri demokrasilerde de srmektedir. Fransz tarihi ve devlet adam Louis Adolphe Thiers (1797-1877)in mehur Kral hkm srer fakat ynetmez szn Proudhon, Halk hkm srer fakat ynetmez eklinde uyarlar ve demokrasiye sert eletiriler yneltir. Proudhona gre siyasi dzen, birbiriyle elien iki temel ilkeye dayanr: otorite ve zgrlk. Her toplum trnde geerli olan bu iki ilke, kendi aralarnda sava halindendirler. Ayrca bu iki ilkeden biri olmadan dierinin anlam yoktur. En otoriter toplumlarda bile az da olsa zgrlk; en zgr toplumlarda az da olsa otorite bulunur. Anayasalarn grevi, otoriteyle zgrlk arasnda dengeyi bulmaktr. Rejimler genel olarak ikiye ayrlabilir: 1) Otoriter rejimler, 2) zgrlk rejimler. Fakat Proudhona gre, birey-toplum ilikisi drt biimde kurulur ve her rejim iin ikier olmak zere drt ynetim eklinden sz edilebilir. Bu ayrma gre otoriter rejimler, iki tr ynetim biimine yol aar: 1. Herkesin, bir kii tarafndan ynetildii monari veya patriarka, 2. Herkesin, herkes tarafndan ynetildii panari veya komnizm. Bu iki ynetim biiminin ortak zellii iktidarn blnmez oluudur. nsanln gelimesi sonucu otoritenin gnden gne zayfladn ileri sren Proudhon, zgrlk rejimleri de ikiye ayrr: 1. Herkesin, her bir birey tarafndan ynetildii demokrasi, 2. Her bireyin, kendi kendini ynettii anari veya self-government. Bu son iki ynetim biiminin temel zellii ise iktidarn blnrldr. SONU Sosyalist dncenin merkezinde, insanlk tarihi boyunca hi eksik olmam bir atma bu lunmaktadr. Bu atma, Eski ada kle ile efendi, Orta ada serf ile senyr, Fransz Devrimi esnasnda burjuva ile aristokrat ve sonraki dnemde ii ile iveren arasndaki mcadeleden kaynaklanmaktadr. Sosyalizmin kendi kavramlaryla ifade etmek gerekirse, sz konusu atma, retim aralarna sahip olanlarla emeinden baka bir eyi olmayanlarn mcadelesine dayanmaktadr. Sosyalist dncenin nemli temsilcilerinden Karl Marxa gre insanlk tarihi, snf mcadeleleri tarihinden ibarettir. Sosyalizmin modern anlamyla siyasi dnce tarihinde yerini almas iki tarihi olayn gereklemesiyle mmkn olmutur: Sanayi Devrimi ve ii snfnn ortaya kmas. Eitsizlii tamamen ortadan kaldrmay amalayan sosyalistlerin bir kesimi, insanlarn ektii strap ve sefaletin nerecekleri arelerle son bulacan savunmaktayd. Dnce ile madde arasndaki ilikinin yaratt temel elikiyi, dnceyi n plana kartarak zme eilimindeki bu dnrlere, topyac sosyalistler ad verilmektedir. Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kan topik sosyalizmin en nemli temsilcilerinden biri Saint-Simon (1760-1825)dur. Pozitivizmin habercisi saylan bu aristokrat dnr her eyden nce bilime ve ilerlemeye inanr. Speklatif tartmalarn yerini pozitif fikirlerin, ilahi esaslara dayanan ahlak ve siyasetin yerini akla dayanan ahlakn ve endstriye dayanan politikann almas gerektiini savunur. Saint-Simona gre toplumu besleyen, ayakta tutan kesim alan snftr. Devleti sadece ii snf deil, tm reticiler ynetmelidir. Sanayilemekte olan bir toplumda temel eliki, retime her ne ekilde olursa olsun katlanlarla, katlmayanlar arasndadr.

Ynetimde sadece uzmanlar yani mhendisler, mimarlar, teknisyenler, iktisatlar grev almaldr. Bilimsel sosyalizm, materyalist felsefe ile diyalektik yntemi birletiren bir dnya grdr. Bilimsel sosyalizm veya dier adyla Marksizmin kurucular, Karl Marx ve Friedrich Engelsdir. Bilimsel sosyalizm unsurun sentezinden oluur: 1) Hegelin diyalektik tarih felsefesi, 2) Klasik ekonomi politikas olarak adlandrlan ngiliz iktisat retisi ve 3) Fransz sosyalizmi. Marx, diyalektii materyalizme uyarlamtr. Materyalistlere gre, ilk ve esas olan maddedir. Evreni ve maddeyi yaratan ruh deildir; tersine ruhu yaratan maddedir. Diyalektik dnceye gre, her deiim iki sre iinde gerekleir: nce nicel bir deiim sz konusudur; bu daha sonra nitel deiime dnr. Nicel deiim, belli bir noktadan sonra nitel bir deiimle sonulanr. Gelitirdii art deer kuramyla Marx, iktisat bilimine nemli bir katkda bulunmutur. Art deer, iinin cret olarak aldndan daha fazla deer yaratmas ve aradaki farkn da iverene gitmesidir. Bilimsel sosyalizm ne sadece bir iktisat retisi, ne de yalnzca bir siyaset retisidir. Szcn en geni anlamyla bu felsefe, bir dnya grdr. Bu anlamda Marksist dnce, dnyay sadece aklamay deil deitirmeyi de amalayan bir felsefedir. Marksizme gre insann bilincini ncelikle belirleyen ey retimdir. retimi belirleyen en nesnel e ise retim tekniidir. retim teknii, insann eseridir fakat insann denetleyemeyecei sonular dourmaktadr. retim teknii, retim biimini, retim biimi ise sosyal yapy belirler. retim ilikilerinin btn, toplumun iktisadi yapsn yani alt yapy meydana getirir. Bilimsel sosyalizme gre hukuki ve siyasi kurumlar (ideoloji, din, kltr, sanat vs.) ise st yapy meydana getirir ve alt yap tarafndan belirlenir. Bu tek ynl bir belirlenme deildir; st yapnn da alt yapy etkiledii durumlar vardr, ancak son tahlilde belirleyici e alt yapdr. Bilimsel sosyalizme gre devlet, toplumun tarihi geliimi iinde belirli bir dnemin rndr; sosyal mcadeleyi yavalatan, ona engel olan, iktidardaki snfn bask aracdr. Anarizm, topyac sosyalizmin bir tr olarak deerlendirilebilir. Anarizme gre devlet, egemen snfn karlarn korumann dnda bir ilevi olmayan bir kurumdur. zgrl ve eitlii salayabilmek iin ie, devleti ortadan kaldrmakla balanmaldr. Devletle birlikte baskc her trl kurum da ortadan kaldrlmaldr. Kendini anarist olarak niteleyen ilk kii Pierre-Joseph Proudhondur. Proudhon, anarist fikirlerinin ounun gerekleemeyeceini grd iin federatif ilkeleri savunmaya nem vermitir. Ona gre demokrasi, gizli bir aristokrasidir. nk burjuvazi, halk temsil etmez ve bu snfn karlar halkn genelinin karlarna terstir. Ayrca, servet eitsizlii ve egemenliin veklet yoluyla devri de demokrasilerde srmektedir. KONUYA LKN ALIMA SORULARI 1. Sosyalizm kendi iinde ne tr farkllklar gsterir? SaintSimon, Marx ve Proudhonun dncelerinden hareketle tartnz. 2. Diyalektik yntem nedir? Hegel ve Marxn dncelerini karlatrnz. 3. Marksizm ve Anarizme gre devlet nedir? Bu iki siyasi akmn, devlete yaklamnda tespit ettiiniz belirgin farklar nelerdir? Sosyalizm .atma dncesi Eski a (Kle-Efendi) Orta a (Serf-Senyr) Fransz Devrimi sreci (Burjuva-Aristokrat) Sanayi Devrimi sonras (i-veren) .Karl Marx: nsanlk tarihi, snf mcadeleleri tarihidir. .Modern Sosyalist Dncenin Douu Sanayi Devrimi i Snfnn ortaya k topyac Sosyalizm .Saint-Simon (1760-1825) Bir topik sosyalist ve pozitivizmin habercisi * Toplumu ayakta tutan kesim alan snftr. * Devleti sadece ii snf deil, tm reticiler ynetmelidir. Toplumun maddi gcn sanayiciler, manevi gcn ise bilim adamlar salayacaktr. Sanayici, toplumun genel olarak ihtiyalarn veya maddi zevklerini karlayacak bir veya birok maddi vastay retmeye ve retilen bu mallar fertlere ulatrmaya alan kiidir. Sanayilemekte olan bir toplumda temel eliki, retime katlanlarla, katlmayanlar arasndadr. Ynetimde sadece uzmanlar (mhendisler, mimarlar, teknisyenler, iktisatlar) grev almaldr. Teknokrasi : Sanayi, ekonomi ve devlet, politikaclar deil, uzmanlar, teknisyenler ve uygulaymclar tarafndan ynetilmelidir. Bilimsel Sosyalizm .Diyalektik yntemi, materyalist felsefe ile birletiren bir dnya grdr. .Kurucular Karl Marx (1818-1883) Friedrich Engels (1820-1895) .Bilimsel Sosyalizm bir sentezdir: 1. Hegelin diyalektik tarih felsefesi 2. ngiliz iktisat retisi (Klasik ekonomi politikas) 3. Fransz sosyalizmi Bilimsel Sosyalizm .Karl Marx (1818-1883) .Komnist Manifesto [Engels ile] (1848) .Kapital (1867) .Materyalizm .lk ve esas olan maddedir. .Evreni ve maddeyi yaratan ruh deildir; ruhu yaratan maddedir. .Diyalektik Materyalizm Maddenin var olma biimi harekettir. Her deime kart glerin atmasndan doar. Nicel deiim belli bir noktadan sonra nitel bir deiimle sonulanr. Bilimsel Sosyalizm / Marksizm .Art deer: inin cret olarak aldndan daha fazla deer yaratmas ve aradaki farkn iverene gitmesidir. .retim . retim teknii . retim biimi . sosyal yap nsan bilincini belirleyen retimdir. retimi belirleyen ise retim tekniidir. retim teknii, retim biimini belirler. retim biimi ise sosyal yapy dourur. Bilimsel Sosyalizm / Marksizm .Alt Yap: retim ilikilerinin btn, toplumun iktisadi yaps. .st Yap: Hukuki ve siyasi kurumlar (ideoloji, din, kltr, sanat, vs. ) .Son tahlilde belirleyici e alt yapdr. Alt yap, st yapy belirler. Devlet: Bilimsel sosyalizme gre, iktidardaki snfn bask aracdr; sosyal mcadeleyi yavalatr, ona engel olur. Anarizm .lk Anarist Pierre-Joseph Proudhon (1809-1865) Mlkiyet nedir? (1840) Sefaletin Felsefesi (1846) Mlkiyet hrszlktr! (P.-J. Proudhon) Anarizme gre . Devlet, egemen snfn karlarn korumaktan baka bir ilevi olmayan gereksiz bir kurumdur. . zgrl ve eitlii salayabilmek iin devleti ortadan kaldrmak gerekir. . Devletle birlikte baskc her trl kurum da ortadan kaldrlmaldr Anarizm .Anarist fikirler

Federatif ilkeler .Demokrasi, gizli bir aristokrasidir. Halk hkm srer fakat ynetmez! (P.-J. Proudhon) .1) Otoriter rejimler Herkesin, bir kii tarafndan ynetildii monari veya patriarka Herkesin, herkes tarafndan ynetildii panari veya komnizm . 2) zgrlk rejimler Herkesin, her bir birey tarafndan ynetildii demokrasi Her bireyin, kendi kendini ynettii anari veya self-government. Milliyetilik .Millet / ulus kavram ve milliyetilik / ulusuluk dncesi Fransz Devriminin bir rndr. .Kavram olarak millet / nation .Milliyetiliin Avrupada yaygnlamas: Fransz Devriminin fikirlerini klla yayan Napolon Bonaparte (1769-1821) savalar Johann Gottlieb Fichte (1762-1814) .Alman milliyetiliinin en nemli temsilcisi .zgr dnceyi salayan ise bilimdir. .zgrl kurallara balayacak ve tutarl hale getirecek olan hukuktur. . Hukukun olmas iinse gl bir devletin varl gerekmektedir. .Alman Milletine Sylevler .Aktif Eitim .Eitilmeye en elverili rk, Alman rkdr. .Alman ulusunu oluturanlarn ortak noktas Almancadr. Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831) .Alman idealist dnr .Diyalektik yntem Tez Antitez Sentez Devlet: Bireysel irade ile genel karn atmasndan doan bir sentez. Devlet, tanrsal bir irade, makul ve canl bir btndr. Milli Ruh: Din + hukuk + bilim + sanat + sanayi . Bir devlet ancak milli bir ruh tayorsa, devlet saylabilir. Fransz Devrimi Sonras .Muhafazakr Dnce Edmund Burke (1729-1797) Fransz Devrimi zerine Dnceler (1790) .nsan ve Yurtta Haklar Bildirisi (1789) nsanlar eit ve zgr doarlar Egemenlik ulusa aittir Hi kimsenin dini ve sosyal inanlar yznden knanamaz Gler ayrl Mlkiyet dokunulmaz ve kutsaldr .Soyut zgrlk Anlay Edmund Burke (1729-1797) .Doal olan, tm insanlar iin geerli olan anlamna gelmez. .Doal olan, uzun bir tarihi gelimenin sonucu olarak ortaya kandr. Doa tarihtir, tarihi tecrbedir. .Rousseaunun toplum szlemesi somutlama ihtimali bulunmayan, uygulanmas mmkn olmayan bir kuramdr. .Fransz aklclna kar, ngiliz ampirizmi Pozitivizm .Auguste Comte (1798-1857) Dzen ve lerleme Devrimi sonra erdirmek Eserleri: Pozitif Felsefe Dersleri (1830-1842) Pozitif Siyaset Sistemi (1851-1854) Hal Kanunu Teolojik Evre Metafizik Evre Pozitif Evre Alexis de Tocqueville (1805-1859) .Amerikada Demokrasi (2 cilt:1835, 1840) .Eski Rejim ve Devrim (1856) .Amerikada Demokrasi zgrlk ve eitlik nasl badatrlabilir? . Siyasette adem-i merkeziyet (yerinden ynetim) . Sivil toplum rgtleri Eski Rejim ve Devrim Devrim bir krlma deildir, asrlardr devam eden ve devletin merkezilemesiyle sonulanan bir srecin neticesidir. . Tarihsel Sreklilik .Byk Devrim = htilal-i Kebir .1789: Zamansal ve meknsal olarak zel/tekil; sonular, etki ve yanklar itibariyle evrenseldir. Milliyetilik dncesi: mparatorluklarn sonu FRANSIZ HTLAL Millet ve Egemenlik Tartmalar . Emmanuel-Joseph Sieys (17481836) Milli Egemenlik dncesinin teorisyenlerinden Sieyse gre ulus, ortak bir dzene ve ortak yasalara uyan bireylerin meydana getirdii topluluun addr. Ulus, kendisini oluturan bireylerin bir toplam deil sentezidir. Ulusu tekil eden bireylerin tek balarna hibir gleri yoktur; iktidar btne aittir. Halk: Somut olarak belli bir dnemde, belli bir lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplam. Emmanuel-Joseph Sieys (1748-1836) .Devletin birlii halka deil, ulusa baldr. .Ulus, kendisini oluturan bireylerden farkl bir hukuki ahsiyettir. .Ulus, sadece belli bir dnemde, belli bir lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplamndan meydana gelmez. .Ulus, yalnzca bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir varlktr. Yaayanlarn yannda lm ve doacak olanlardan da meydana gelmektedir. Emmanuel-Joseph Sieys (1748-1836) .Ulus, yaam ve yaayacak kuaklar da iine alan, uzak gemiten sonsuz gelecee doru srp giden ve kendisini meydana getiren kiilerden ve onlarn iradelerinden ayr, kendine zg bir kiilik ve iradeye sahip bir tzel kiiliktir. .Milli / ulusal irade, milleti /ulusu meydana getiren kiilerin iradelerinden ayr ve onlarn iradelerine stn bir irade olarak tecelli eder. Emmanuel-Joseph Sieys (1748-1836) .Temsil sistemini gerekli klan iki gereke: blm nsanlar arasndaki doal bir eitsizlik nsan Haklar Doal ve medeni haklar (Pasif Haklar) Siyasal haklar (Aktif Haklar) . Aktif vatanda . Pasif Vatanda .ktidarn kayna, imtiyazl snflar dnda kalan Tiers tat, yani ulustur. .Ulus, iktidarn kendi bana deil ancak temsilcileri vastasyla kullanabilir. . Temsilcilerin seiminde, insanlar arasndaki iblm ve doal eitsizliin sonucu olan aktif vatanda pasif vatanda ayrm temel alnmaldr. .Temsilcilerin iradesi, dorudan doruya semenlerden alnan talimatla deil, anayasayla snrlandrlmaldr. .Anayasa, olaan temsilciler tarafndan deil, olaanst temsilciler tarafndan hazrlanacaktr. Olaanst temsilciler ise millet tarafndan seilecek ve emredici vekletle bal olmayacaklardr. .Siyasi iktidar, semenlerin ounluunun setii temsilcilerin ounluu tarafndan millet adna kullanabilecektir. Jakobenizm .Jakobenizm: Halka Ramen, Halk in! Maximilen Robespierre (1758-1794): Rousseaunun takipisi Temsil sistemine inanmaz, parlamenter rejime kar kar; nk egemenlik hakk devredilemez. Kar Devrim Jakobenizm, Fransz Devriminin lke iinde ve dnda kar devrim tehlikesiyle kar karya olduu dncesinin bir rndr. Jakobenizm .Jakobenizmin dikkat ekici zellikleri: Meruiyetin birincil kayna hukuk deil, ideolojidir. Devrimi gerekletirmek ve korumak iin iddet ve bask merudur. Ama iin her vasta merudur. Devrim ve devlet iin hak ve hrriyetler, evrensel hukuk kurallar inenebilir. Halk, doruyu ve karlarn bilemez. Bu nedenle aydnlatlmal ve sk bir merkeziyetilikle ynetilmelidir. AYDINLANMA FELSEFES .Aydnlanma felsefesin temel zellii: 1. Akl evrenseldir 2. Aklla varlan sonular tm

insanl kapsar nsan ve Yurtta Haklar Bildirisi (1789) Evrensellik iddias Aydnlanma felsefesin temel amac: Evrensel insann mutluluu Tiers tat .Tiers tat (nc Tabaka): Toplumda aristokratlar ve din adamlar dnda kalan nc snf yani halk Tiers tat = burjuvalar + iiler + esnaf + zanaatkrlar Aydnlanma Felsefesi .Dayand temel ilkeler: Bilim ve Doa Mutluluk Erdem Akl Faydaclk Voltaire (1694-1778) Voltaire: Aydnlanma felsefesinin en nemli temsilcisi * Feodalite ve Kiliseye kar sert eletirileriyle tannr. Voltaire: Tanr olmasayd, onu icat etmek gerekecekti. Dine inanmal fakat papazlara asla! Voltaire (1694-1778) .Siyasi zgrlkleri deil sadece medeni zgrlk ve haklar savunur. Temsil sistemine ve parlamentonun stnlne inanmaz. Halkn siyaset alannda sz sahibi olmasna kar kar. .Aydn despotizmini savunur Aydnlanm bir hkmdar, milletin isteklerini sezebilir ve gerekli reformlar baaryla gerekletirebilir. Voltaire (1694-1778) .Burjuva mlkiyet anlayn benimser. .Toplumsal snflar arasnda bir hiyerarinin olmas gerektiini savunur Ansiklopedi .Ansiklopedi (Encyclopdie) XVIII. yzyl Fransz burjuvazisinin aynas Ansiklopedistler Diderot, DHolbach, Quesnay, Voltaire, Rousseau Ansiklopedistler, insanlar eitim ve bilgilenme yoluyla deitirebileceklerine inanrlar. Bilgilenme insanlar mutlu klacaktr. Mutlulua ermek iin evrenin ileyiini kavramak gerekir ve bu da ancak bilimsel bilgiyle mmkn olabilir. Fizyokrasi (1750ler) .Fizyokrasi: Doal Ynetim Franois Quesnay (1694-1774) Fizyokratlar: bata mlkiyet olmak zere ekonomik haklar savunurlar. Zenginliin tek yaratcs topraktr; gerek mlkiyet toprak mlkiyetidir. tarm kapitalizmi * Mutlak monariyi savunurlar. Arac kurumlara (meclislere) ve siyasi eitlie inanmazlar. * Ynetim, tabiat yasalarna riayet etmelidir. KK BURJUVA DEOLOJS .Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) Milli egemenlie kar halk egemenlii Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) .nsanlar Arasndaki Eitsizliin Kayna ve Temelleri zerine Konuma (1755) .Toplum Szlemesi (1762) Nitelii bakmndan oybirliini gerektiren yalnzca toplum szlemesidir. Alnan bir karara muhalif olanlarn iradesi genel irade olarak deerlendirilemez; muhalif oy sahipleri genel iradenin ne olduu konusunda yanlmtr. Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) .zgrln gereklemesi ve kiisel zerkliin korunabilmesi iin iki temel ilke: Yasalar halk tarafndan referandum yoluyla onaylanmaldr. Yasalar prensip olarak ounlukla deil oybirliiyle onaylanmaldr. Yasalarn belli kiiler (yasa koyucular) tarafndan hazrlanmas kanlmaz bir gerekliliktir ve halk egemenlii fikrine aykr deildir. .Rousseau, Toplum Szlemesi adl eserinde halk egemenlii kuramnn bir sonucu olarak dorudan demokrasiyi savunmutur. .Sonu: Halk egemenlii ile milli egemenlik birbirinden fakl eylerdir ve Rousseau halk egemenliini savunmutur. 17. ve 18. Yzyllarda Siyasal Dnce => => => Burjuva deolojisi Locke => Liberal Montesquieu => Aristokrat - Liberal Rousseau => Halk ktidar Sieys => Milli Egemenlik * ngiliz Burjuva Devrimi (1642-1689) 1689 Haklar Kanunu (Bill of Rights) => Meruti Kralln lan John Locke (1632-1704) . Hkmet zerine ki Deneme (1690) Politik toplum nedir? Neden ve nasl ortaya kmtr? Nasl ynetilmelidir John Locke (1632-1704) .Doal yaamda insan insann kurdu deildir. (. Hobbes) .Doal yaam, doal zgrlk ve eitlik dnemidir. .Mlkiyet hakk, doal haklar arasnda yer alr. .Doal yaamda bulunmayan fakat ideal bir toplum yaratabilmek iin gerekli olan unsur: Herkesin boyun eecei ve herkese eite uygulanacak yasalar, Herkesin cezalandrma hakkn kullanmasn nleyecek tarafsz yarglar, Yargcn kararn uygulayacak toplumsal bir g. .Burjuvazinin geliimi iin iktidarn snrlandrlmas .ktidarn snrlar insanlarn doutan sahip olduklar doal haklarla izilmelidir. . Doal haklar: hayat hakk, zgrlk, mlkiyet .nsanlarn szlemeye riayet etmeyen ynetimine isyan etme hakk vardr. .Montesquieu => Aristokratik Liberalizm Motesquieu (1689-1755) .Kanunlarn Ruhu Montesquieunn siyasal dnceler tarihine en byk katks, yasalarla ilgili gzlem ve incelemeleridir. Yasalara ruhunu veren faktrler: Corafya klim Halkn yaama biimi Din rf ve adetler Nfus .Yasalarn Ruhunda Montesquieunn gelitirdii kuramlar: klimler Kuram Ynetim Biimleri Kuram Kuvvetler Ayrl Kuram .klimler Kuram Toplumlarn despotik veya zgrlk rejimlerle ynetilmesi, iklime ve corafi koullara baldr. Despotizmin daha ok Asyada ortaya kmas, insan haklarnn ise Avrupada gelimesi iklim farkllklarna baldr. .Ynetim Biimleri Kuram tr ynetim biimi vardr: Cumhuriyet (Erdem) Monari (eref) Despotizm (Korku) .Kuvvetler Ayrl Kuram .Devletin grevi/Kuvveti: Yasama Yrtme Yarg .Montesquieu: Kuvvet kuvveti durdurmazsa zgrlk olmaz! Yeni a: Milli Devlet ve Mutlak Monari .Burjuvazinin douu .Merkezi krallklarn glenmesi Teknolojik gelimeler Protestanlk Akmnn Ortaya k * Martin Luther (1483-1546) * Jean Calvin (1509-1564) logo_1000_1000 Siyasal Dnceler Tarihi Istanbul_Universitesi_SBs Yrd. Do. Dr. Enes KABAKCI Niccolo Machiavelli (1469-1527) .Eserleri Prens Titus Liviusun lk On Blm zerine Sylevler .Geciken talyan Birlii Machiavelliye gre: talyann artk corafi bir terim olmaktan kp siyasi bir birlik anlam tamas gerekmektedir. Bu birlii ancak amaca varmak iin her trl arac meru sayan ve hibir ahlaki kuraln durduramad bir hkmdar (prens) salayabilir. Niccolo Machiavelli (1469-1527) .Machiavelli: Siyaset ile ahlak birbirinden ayrmak gerekir. Toplumsal blnmlk, toplumlarn vazgeilmez ve nlenemez bir niteliidir. Siyasetin fonksiyonu, atma olmayan bir toplum kurmak deil, toplumda nlenemez ve vazgeilmesi mmkn olmayan blnml ve atmay ynetmektir. Thomas Hobbes (1588-1679) .En nemli eseri:

Leviathan Hobbes, lkesinin ve Avrupann yaad genel kargaa dneminde, karaln yetkilerin snrlandrlmasnn tehlikeli sonular douracana inanr. Doal yaam: Devletin henz olmad bu dnemde, insanlar cehennem hayat yaamaktaydlar. Eit ve snrsz zgr olunan doal yaam koullarnda nsan insann kurdudur (Homo homini lupus). .Doal yaam koullarnda uygarlk ilerleyemez. .Doal yaama (cehennem hayat) son vermek iin insanlar kendi aralarnda yaptklar bir szlemeyle nceden sahip olduklar snrsz zgrlklerine son vermiler; .Bylece kendilerini temsil edecek ve ynetecek dev insan yani Leviathan (devlet) yaratmlardr. .Hobbesa gre: Hukukun tek kayna Leviathann yani devletin iradesidir. Mlkiyet de insanlarn ortak iradeleriyle yarattklar egemen gcn (Devlet) mutlak denetiminde olmaldr. Bar salayabilmek iin dini ve dnyevi iktidar tek elde yani Monarkta toplanmaldr. SLAMDA TOPLUMSAL VE SYASAL DNCE .slam Peygamberi Hz. Muhammed (571-632) .Hz. Muhammedin Peygamberlii (610-632) .Hicret (622) .lk Drt Halife (Hlefa-i Raidin): Hz. Ebubekir Hz. mer Hz. Osman Hz. Ali bn Haldun (1332-1406) .Sosyolojinin nclerinden kabul edilir. .Gzleme dayal eserler yazar. .En nemli eseri: Mukaddime .mran lmini kurmutur. .Dinamik bir toplum anlayna sahiptir. Toplumlar ikiye ayrr: Gebe toplumlar Yerleik Toplumlar .Asabiye: Ayn zmreye mensup olmann yaratt dayanma. .Yerleik toplumlarda uygulanan eit siyaset: Akl Siyaset Medeni Siyaset Dini Siyaset .Devletlerin ve medeniyetlerin getikleri be dngsel aama: 1. Hkmdarn halk ile birlikte hareket ettii, zafer kazanlan ve devletin kurulduu evre; 2. Rakiplerin ortadan kaldrld ve iktidarn salamlatrld dnem; 3. Rahatlk ve bolluk a; 4. Hkmdarn seleflerinin yolundan giderek onlarn kazanmlarn ve bar korumaya alt dnem; 5. sraf a; ordu tekilat bozulur ve nihayet devlet tedavisi mmkn olmayan hastala tutularak yklr. ORTA A .Feodalite: Orta ada, zellikle Bat Avrupada hkim olan toplumsal, siyasal, hukuki ve iktisadi dzen. Devlet birliinin olmamas, iktidarn paralanml Halkn, dorudan devlete deil toprak sahibi senyrlere tabi olmas Feodalite .Feodalite, byk malikne sahiplerinin elindeki geni imtiyazlarn artmasyla meydana gelmitir. .Feodalite, bir yandan devlet otoritesini dier yandan bireyin zgrln salayan egemenlik ve mlkiyet kavramlarn birbirine yaklatrmtr. .Serf: Derebeylerin arazilerinde alan ve onlarn mlk saylan kyller. .Fief: Orta ada senyrn vassalna geimlik olarak verdii toprak. .Fief szlemesi: ki hr kii arasnda yaplan bir anlamadr. Taraflardan biri senyr, dieri ise ona tabi olan vassaldr. Vassal , hr olmasna ramen hiyerarik olarak senyrn altnda bulunur. .Feodal toplumun snfsal yaps: Soylular (senyrler), Din adamlar (rahipler), Hr kyller, Serfler. Orta ada Devlet-Kilise atmas .Avrupada yaanan kargaa dnemi sonrasnda iki nemli kurumun ortaya k: Roma-Cermen mparatorluu Papalk (Kilise) Kilisenin stnl ele geirmesi ile mparatorluun teokratik bir nitelie kavumas Milli Devlet .Fransa kral Philippe Le Belin Papa VIII. Boniface ile mcadelesi (1285-1314) Philippe Le Bel Papa VIII. Boniface (1268-1314) (1235-1303) Aquinolu Thomas (1225-1274) .Yasalar Kuram 1. lmsz yasa 2. Doal yasa 3. Pozitif hukuk Polis Dzeninin D ve k .Yeni bir devlet modelinin douu: Monari ve mparatorluk *Ekonomik ilikilerin gelimesi *toplumsal snflar arasnda giderek artan servet fark Epikr (M.. 341-270 ) .Aristo sonras polis dzeninin k yllarnda ortaya kan bir dnce akm: Epikrclk nsan, ksa hayatn mmkn olduu kadar mutlu bir ekilde yaamal ve bunu baarabilmek iin kader karsnda ilgisiz kalmaldr. lmden korkmak anlamszdr, nk yaadmz srece lm yoktur, lm geldiinde ise artk biz yokuz. Stoaclk .Kurucusu: Kbrsl Zenon (M.. 334-262) .Aristo sonras Helenistik dnemin en nemli dnce sistemidir. Doaya uygun yaamak gerekir. Tek bir dnya devleti olmal (dnya vatandal fikri). Evren dzenli ve stn bir dzenin yansmasdr. nsan da tanrsal bir kaynaktan gelmektedir. Stoaclk .Doal Yasalar / Doal Hukuk: * Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve deimez kurallar. * Doal yasalar, devletin koyduu yasalardan stndr; zaman ve mekn stdr. Romada Siyasi Dnce .Roma: Hukukun Vatan . Siyasi Kurumlar .ieron (M.. 106-43) Karma bir ynetimi savunur. ktidar kral, sekinler ve halk arasnda paylamaldr. Romada Siyasi Dnce .Pax Romana: Romallarn kurmay hedefledikleri dnya dzeni. .Roma mparatorluk Sistemi: Tek ef => Merkezi Ynetim => Gl Brokrasi => Gl bir Vergi Sistemi Hristiyanlkta Siyasi Dnce .Laiklik Fikrinin Douu Sezarn olan Sezara verin, Tanrnn olan da Tanrya. * lk an monist (teki) yaps * Hristiyanln dalist (ikici) bir yapya dealizm dealar ve Grntler Evreni Eflatun (M.. 428-348) deal Devlet .Eserleri Devlet Devlet Adam Yasalar Devlet .Devlet bir organizmadr. .Site (Devlet) bireye gre nceliklidir. .Eitim (Matematik, Mzik, Jimnastik) .Aile ve zel mlkiyetin olmad bir dzen .Hiyerarik toplum dzeni Sinizm .Anthisthenes (M.. 444-365) Mutlulua ancak erdemle ulalr ve erdem sahibi olmak da ancak dnyevi hazlar yadsmakla mmkndr. .Sinoplu Diyojen (M. 413-327 Glge etme baka ihsan istemem Efatun .Timokrasi: Savalarn diktatrl .Bir ynetimi iyi veya kt klan lt, o ynetimin kendi koyduu kurallara uyup uymamasdr. Eflatun .Monari Tirani .Aristokrasi Oligari .Demokrasi Anari Aristo (M.. 348-322) .dealist bir dnr. .Lise .Politika .Egemenlik ounlua ait olmal. Aristo .Birey (vatanda) iyi bir Site iin aratr. .Vatanda, ynetime ve adaletin salanmasna katk salayan kimsedir. Aristo .deal devlet ve ynetim biimleri .Yasama, Yrtme, Yarg. LK A .Eski Yunan Dnrleri ve Demokrasi Eletirileri

Siyasal Sosyoekonomik Dnce hayat Ksenofon (M.. 430-355) Eflatun (M.. 428-348) Herakleitos (M.. 540480) .Bir nehirde iki kez ykanlmaz. .Eitlie inanmaz. .Sekincidir. Sofizm .Demokratik dzenin gerekleri nasl yerine getirilir? .Hitabet (gzel ve etkili sz syleme sanat) Sofizm = phecilik +Rlativizm Sofizm .Sofistlere gre devlet nedir? .Szleme Kuram Protagoras ve Antiphon .Kuvvet Kuram Kallikles ve Thrasymachos GR .Siyasal dnceler tarihinin konusu: Siyasi iktidarn kayna ve kullanl ile ilgili olarak tarih boyunca ileri srlen grleri kronolojik bir sra iinde vermektir. .Siyasal dnceler tarihin dnemleri: 1- Antik dnyann polis (site-devleti) dzeni; 2Orta an feodal yaps; 3- Yeni ada milli devlet ve monari tartmalar 4- Yakn ada ulus-devlet ve milliyetiliin douu LK A .Yunan ehir Devletlerinde Siyasi Dnce .Polis dzeni (site-devlet): Kk siyasal topluluklar Kendi kendine yeterlilik Kleci bir ekonomik dzen Erkeklere mahsus vatandalk Klelik Sorgulanmayan doal bir kurum. Yunan sitelerinde uygulanan demokrasi kleci bir sosyoekonomik dzene dayanmaktayd. Sitelerde az saydaki vatandan katlmyla uygulanan dorudan demokrasi kleler sayesinde mmkn olabiliyordu. Polis dzeninde demokrasi .Sitelerde Uygulanan Ynetim ekilleri Monari Tirani Oligari Yozlama Demokrasi Anari Yunan Demokrasisi .Atina M.. V. yzyl Sadece vatandalar iin demokrasi Mutlak ve dorudan demokrasi Vatandalarn mutlak eitlii Kleler ve yabanclar ynetim ve kamu hizmetlerine katlamazlar Istanbul_Universitesi_SBs sdt1 logo_1000_1000 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi BELLEK .Yeniden Yaplandrlm Bellek .Otobiyografik Bellek .Fla Bellek .Bellek Glendirme Teknikleri Yeniden Yaplandrlm Bellek .Bellek yeniden yaplandrlr .levsellik .Travmatik yaantlar .Tutarllk ve btnletirme .1930larda Bartlett (1886-1969) .Hayaletlerin Sava (The War of the Ghosts) .Barlette gre, temelde eit yeniden yaplandrma ilemi kullanlmtr: *karmaklk seviyesini dzenlenme (hikaye basitletirilmitir) **bileme (baz detaylar vurgulama ya da zerlerinde orijinalinden daha fazla durma) ***zmleme (kendi birikimine uygun ekilde deitirme) .Loftus (1983) .Grg tankl .arabalar arptklarnda vs. arabalar birbirlerine dediinde .Solso: Bellek dinamiktir Otobiyografik Bellek .Otobiyografik bellek, belirli yaam dnemlerimiz ve o dnemlerde meydana gelmi nemli yer tutan olaylara ilikin belleimizdir .Yalnzca bir kez ..88lik yksek korelasyon Otobiyografik Bellek .Bebeklik amnezisi (0-2 ya) .Bellek ve ya arasndaki ilikiler . Tekrar tekrar hatrlanan anlar gleniyor mu? Fla Bellek .Fla bellek, zerinden ok uzun bir zaman gemi olsa bile, belli bir olayn ve o olayla birlikte yer alan rastlantsal olaylarn canl bir ekilde hatrlanmas yaantsdr .Kennedy suikast, Lincolnun lm .zaln lmn, Sivas katliam .Neisser: Pearl Harbour baskn Fla Bellek .11 Eyll .1, 6 ve 32 hafta sonra hatrlama .Katlmclar, her iki olayda da neredeyse ayn oranda tutarl detaylar hatrlamlar ve tutarsz detaylar eklemilerdir .An, sradan bir kiisel an olmaktan km durumdadr! Bellek Glendirme Teknikleri .Antik Yunan filozoflar Taze biberiye bitkisi .Bellekle ilgili temel sreler: Kodlama, depolama ve geri getirme .Yeni gelen bilginin daha etkili kodlanmas zerinde allabilir, saklanmas iin daha etkin ve karmak stratejiler kullanlabilir ve/ya geri getirilmesinin kolaylatrlmas salanabilir Bellek Glendirme Teknikleri HOMES, CAM, FISTIKI AHAP .Klasik teknik: Tekrar yapmak .Ezberlemek? .Anlaml ilikiler hatrlamay kolaylatrr .Yapay anlamlar: Ritim/mzik akronim ve akrosti HOMES, CAM, FISTIKI AHAP .Srasyla, Dnya'nn en uzun nehirleri: Mississippi A Nil Sarrmak A .Srasyla, Trkiye'nin en uzun nehirleri: Kzlrmak A Frat E Sakarya .zmleyerek tekrar: Eski bilgilerle yeni bilgilerin ilikilendirilerek ya da benzetilerek tekrar yaplmas .DECAY: DKEY dikilen bitkiler her zaman rrler .Loci (yerletirme): Tamam veya sras (iaretileri) ezberlenecek malzemenin hayalen belirli bir mekana yerletirilerek kodlanmas .Ekmek, biskvi, yufka, st, peynir, yourt, ayran, yumurta, tavuk, meyve suyu, ikolata, muz: Buday tarlasnn yanndan ge, mandraya ura, kmese bir bak, ocuklar kolla .Yeni renilen anlaml materyallerde etkili renme stratejileri kullanlarak etkili bir saklama ve etkili geri getirme yapmak mmkndr Bellek Glendirme Teknikleri .Bir metni aldnzda nce tmne bir gz gezdirin, balklar alt balklar, ekilleri, resim altlarn okuyun. .Daha sonra metin iindeki alt balklar gzden karmadan, kendi cmleleriniz ve organizasyonunuza gre zetler karn. .alrken eski bilgilerinizle bu yeni bilgilerin birbiriyle ilikilendirin, benzer ve farkl ynlerini, tutarl - tutarsz ynlerini fark edin. .Metni anlamlandrmann bir yolu, metin iindeki kavramlar ya da bilgileri, bir ema eklinde kutucuklar iinde zetleyip birbirleriyle ilikilerini gstererek izmektir. .Bilgiyi grselletirme, hayal etme ve senaryolatrma: .Pavlovun nl deneyi BELLEK BU HAFTA .Bellek Sreleri .Ksa Sreli Bellek (KSB) .alma Bellei .Uzun Sreli Bellek (USB) .rtk ve Ak Bellek .Unutma .19. yy, Ebbinghaus .Anlamsz heceler .Unutma erisi 13Ebbinghaus Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad .1930lar Sir Frederick Bartlett .1960lar Bilisel Devrim Bellek Sreleri .3 temel bellek ilem tr bulunmaktadr: kodlama, depolama ve geri getirme .Kodlama, d dnyadaki bilginin zihinsel temsillerinin olumasn gerektiren bir sretir. .Depolama, kodlanm materyalin zaman iinde saklanmasdr. .Geri getirme ise depolanm bilginin ileriki bir zamanda geri arlmasdr. Ksa Sreli Bellek (KSB) .Ksa sreli bellek, snrl birim miktardaki bilgiyi ksa bir sreyle tutabilen bir bellek trdr. .5-9 birim: 8 1 5 0 2 7 3 6 .Kmeleme: 815 0 27 36

.Tekrarlama alma Bellei .alma Bellei, biz bir yandan bilisel grevleri srdrmekteyken bilgileri geici olarak tutan ve dzenleyen bir bellek mekanizmasdr. .Baddeley .Megul bir kavak .alma masas alma Bellei .Fonolojik dng bileeni, konuma gibi seslerden gelen bilgiyi tutan bir kle sistemdir. Szel bilginin kavranmas, isel konuma gibi ilemlerden ve onlar tekrarlamaktan sorumludur. .Grsel mekansal kopyalama bileeni, grsel, imgesel, mekansal bilgileri tutan ve onlar tekrarlamaktan sorumlu olan kle sistemdir. .Merkezi yrtc ise dikkati kontrol ettii gibi iki kle sistemin ne zaman ve nasl ilev greceini dzenler. Merkezi yneticinin ilevi tm srecin dzenlenmesini salamaktr. Uzun Sreli Bellek (USB) .Uzun sreli bellek, edinilmi her trl deneyim, olay, bilgi, duygu, beceri, szck, kural vb. gibi her eyin bir deposu, bireyin dnya ve benliine ilikin tm bilgileri ieren bir yer olarak kavramlatrlmaktadr. .USB = lemsel + Bildirimsel bellekler .Bildirimsel = Semantik + Episodik bellekler Uzun Sreli Bellek (USB) .lemsel bellek, yaz yazma, bisiklete binme gibi hareket becerilerini ve bunlarla ilgili ilem sralarn, bir dier ifadeyle hangi eylemin nasl ve hangi durumlarda yaplacan ieren bellek trdr. .Bir beceri bir kez edinildikten sonra yaplan tekrara bal olarak otomatikleme eilimi tar. Uzun Sreli Bellek (USB) .Bildirimsel (ifade edilebilir) bellek ise, dnya hakknda bildiimiz kavramlar, tanmlar gibi olgular ve olan olaylar hakknda hemen her trl bilgi eidini ierir. .Semantik bellek, szcklerin, kavramlarn, kurallarn ve soyut dncelerin belleidir ve dilin kullanm iin gereklidir. .Episodik bellek ise, kiisel olarak yaadmz anlarn saklanmas ile ilgilidir. Belirli bir deneyime ilikin anlar episodik bellek olaylarn oluturur ve otobiyografik bellek ile de balantldr. Kodlama ve Geri Getirme Sreleri .Geri getirme ipucu, belirli bilginin bellekten getirilmesine yardmc olan i veya d kaynakl uyaranlara verilen isimdir. .Kodlama ipular ile geri getirme ipular arasndaki uyum, hatrlama baarsn arttrr. .Uzun sreli bellekte bilgi iitsel, grsel ve anlama dayal olarak kodlanmaktadr. Kodlama ve Geri Getirme Sreleri .Hatrlama, daha nceden sahip olunan bir bilgiyi ya da uyaran yeniden retmeyi gerektiren bir geri getirme yoludur. .Tanma ise, daha nceden sahip olunan bir bilgiyi ya da uyaran belirlemeyi veya ayrt etmeyi gerektiren bir geri getirme yoludur. .Balam rtk ve Ak Bellek .Ak bellek, bilginin bilinli olarak kodland ve hatrland durumlar tanmlayan bellek trdr. .rtk bellek, nceden yaadmz baz deneyimlerle ilikili olan ve ancak performans deiiklii yoluyla mevcudiyeti grnr olan bir bellek trdr. .nceden sunulan baz uyaranlarn, aikr olsun ya da olmasnlar, daha sonraki hatrlamalar etkilemesi: Kolaylatrma etkisi Unutma .Ebbinghausun unutma erisi .Kodlama hatalar, geri getirme ipular veya izlerin kaybedilmesi gibi hatrlamay bozucu etkiler .Ket vurma: Eski renilenlerin yeni ve yeni renilenlerin eski bilgilerin hatrlanmasnda olumsuz etkileri Unutma .leriye doru ket vurma durumunda, eskiden rendiklerimiz yeni rendiklerimizi hatrlamamz bozmaktadr. .Geriye doru ket vurma ise, yeni renilenlerin eski hatrlamalar bozmasdr. NSAN NASIL RENR? BU HAFTA .Gzlem Yoluyla renme .Gizil renmeler ve Mekan renme .renmeden Bellee Geerken .Thorndike: Denemeyanlma .Khler: Kavrama yoluyla renme .Gestalt .Bugn: Problem zme .Premack ilkesi .orban bitirirsen, tatldan iki tane yiyebilirsin .Holanlan etkinlikler, ncelik srasna dizilerek sttekiler alttakiler iin pekitirme amal olarak kullanlabilmektedir Gzlem Yoluyla renme .3. kuak davranlardan A.Bandura, 1965 .Canl, bir bakasnn davranlarnn sonularn gzleyerek renmektedir .Dolayl pekitirme ve dolayl ceza Gzlem Yoluyla renme Gzlem Yoluyla renme 12bandura3 Gzlem Yoluyla renme .Bandura: sosyal renme teorisi .Davran + bilisel! .renme ve performans arasnda ayrm .Drt koul: 1. Dikkat 2. Hatrlama 3. Yeniden retme/Oluturma 4. Gdlenme/Motivasyon Gzlem Yoluyla renme .Dikkat .Gzlemci modelin davranlarna ve bunlarn sonularna dikkat etmelidir .Bu, model ile gzlemcinin zellikleri arasnda fark edilir benzerlikler olduu durumlarda daha olasdr .Ayn zamanda modelin dikkat ekici ya da deerli bir zellii var ise daha etkili olabilmektedir Gzlem Yoluyla renme .Hatrlama .Gzlemci, modelin davranlarn ya da tam olarak ne yaptn hatrlamaldr .Bir ekil/imge olarak ve/veya szel olarak .Bir modeli gzlerken prova yapmann sonradan becerinin hatrlanmasn olumlu ynde etkiledii gsterilmitir Gzlem Yoluyla renme .Yeniden retme/Oluturma .Gzlemci, gzlemi olduu davranlar eyleme ya da ak davrana dntrmelidir .Birok basit davran yalnzca gzlem yoluyla edinilir ve yeri geldiinde ak davrana dntrlr Gzlem Yoluyla renme .Gdlenme/Motivasyon .nsanlar sadece nemli grdkleri model davranlara dikkat ederler, o davranlar belleklerinde tutar ve onlar yeniden retirler .nsanlar gzlem yoluyla rendikleri her beceriyi sergilemezler. Bunun yerine, sonucunda dllendirileceklerini yapp, zarar greceklerinden kanrlar .Kimi durumlarda kendi deer sistemlerine gre de davranabilirler Gzlem Yoluyla renme .Sosyal-Bilisel Yaklam: kendini (z-)dzenleme .retme kast olmakszn renme .Farkna varmadan ya da rtk olarak renilmi davranlar .Yalnz insanlara mahsus deil.. Gizil renmeler ve Mekan renme .rendiini hatrlamadan/bilmeden renmi olduunu fark etme hali .E.C.Tolman .Tolman ve Honzik (1930) Gizil renmeler ve Mekan renme .renme, davranlara dorudan yansmas gerekmeyen, aikar olmayan zihinsel srelerdeki baz deiiklikleri de iermektedir .Menzel, 1973: empanzeler .Bilisel haritalar renmeden Bellee Geerken .Bilisel yaklam bellek, dnme, problem zme gibi ieride olup biten konular nemsemi ve yaplan almalar bu alanlara younlamtr .Domjan, davrann u anda var

olmayan ancak gemite meydana gelmi olaylar tarafndan kontrol edildiinin aratrmalarla gsterildiini, bunun ise ancak bellek mekanizmalar ile olabileceini belirtir renmeden Bellee Geerken .Domjan: renme ve bellek ayrlamaz .renme almalar, kodlama yani edinme evresine odaklanr .renme almalarnda edinmeyle ilgili deikenler zerinde allr ve saklama ile geri getirme sabit tutulur .Tersine, bellek almalarnda edinme sabit tutulmakta ve saklama ile geri getirme zerinde allmaktadr .renme Nedir? .Klasik Koullanma .Edimsel Koullanma .inde yaadmz dnyaya ilikin saysz bilgi, kavram, davran, beceri, tutum ve alkanlmz .Karmakln artmas .Belirli bir sinir sistemine sahip her canl renmektedir .Klasik ve edimsel (operant) koullanma, gzlem yoluyla renme, farkna varmadan renme, kavrayarak renme .Tre zg hazr bulunuluk renme Nedir? .Davranta ya da potansiyel davranta, yaantlar ya da tekrarlar yoluyla olumu ve nispeten kalc deiiklikler .Davran ve potansiyel davran ayrm .Davranlk vs. Bilisel Psikoloji Klasik Koullanma .lk bulunan koullanma tr .Pavlov (1849-1936) ve kpei (Rusya) .Ayak sesi-salya balants? .Psiik salya .Watson ve Raynerin nl Kk Albert deneyi (ABD) Klasik Koullanma .Doal uyaran-tepki ba (yiyecek-salya, yksek ani ses-korku) .Doal uyaran (yiyecek) ve yapay uyarann (ayak sesi) zaman ve mekanda yakn bir ekilde birok defa elemesi .Doal uyaran=Koulsuz uyaran (yemek) Yapay uyaran=Koullu uyaran (ayak sesi) Klasik Koullanma .Koulsuz uyaran+koullu uyaran- doal tepki elemesi .Birok tekrardan sonra: Koullu uyaranayn tepki Ayak sesiSalya gibi .Salya, ayak sesine verilen doal bir tepki olmad iin koullu uyaran olarak adlandrlr. .ki veya daha fazla dereceli artlamalar .Uyaran genellemesi: Koullanm tepki benzer uyaranlara genellenebilmektedir. .Yksek ses(Ksuz u) Korku (Ksuz t) Yksek sesTavanKorku (tekrar) Tavan(Klu u)Korku (Klu t) .Oyuncak ayKorku (uyaran genellemesi) .Uyaranlarn ayrt edilmesi: .Yksek ses var!Beyaz TavanKorku Yksek ses yok!Kara Tavan XX .Beyaz Tavan: Tehlike var Kara Tavan: Tehlike yok .Snme: Eer koulsuz uyaran (yiyecek, yksek ses gibi) yeterince tekrarda sunulmazsa, koullu uyarana (ayak sesi, tavan gibi) verilen koullu tepki (salya, korku) azalarak ortadan kalkar .Kendiliinden geri gelme: Tepki sndkten sonra, tekrar ayn bala yeniden karlalrsa? O zaman tepki, iddeti az da olsa geri gelir Klasik Koullanma .Stanley Kubrickin Otomatik Portakal .Her davran aklayamaz! Edimsel (Operant) Koullanma .E.L.Thorndike (1874-1949): Etki kanunu- belirli bir durumda, organizmay doyuma ulatran, ho etkileri olan tepkilerin tekrarlanma skl artar; organizmay tatmin etmeyen veya naho etki brakan tepkilerin tekrarlanma skl azalr .B.F.Skinner (1904-1990): davran sonular tarafndan ekillenir Edimsel (Operant) Koullanma .Fareler ve gvercinler .Skinner kutusu .Gvercin onlarca farkl davran iinden birinde ans eseri bir pedala basar ve yiyecek alr. Bu tepki belirli bir sklkla yiyecekle dllendirilmeye devam edilir. Gvercin bir zaman sonra ackt zaman pedala basmay renmi olur. Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Edimsel (Operant) Koullanma .Pekitirme: Herhangi bir davrann yaplma skln arttran uyarandr. .Olumlu pekitirme: Ortama organizma iin olumlu bir eyin eklenmesidir. .Olumsuz pekitirme: Ortamdan organizma iin olumsuz bir eyin karlmasdr. .Pekitirme terimi, daima organizma iin olumlu bir sonuca atf yapar. Edimsel (Operant) Koullanma .Ceza, daima davrann organizma iin ho olmayan bir sonucuna iaret eder. .Olumsuz pekitire bir ceza deildir. .Birinci tip ceza, ortama organizma iin olumsuz bir eyin eklenmesidir. .kinci tip ceza ise, ortamdan organizma iin olumlu bir eyin kartlmasdr. 11Schedule_of_reinforcement Edimsel (Operant) Koullanma .Biimlendirme ve pekitirme tarifeleri .Pekitirmeleri nasl dzenlemeliyiz? .Zaman ve davran says .Zaman: Sabit zaman aralkl ve deiken zaman aralkl tarifeler .Davran says: Sabit oranl ve deiken oranl tarifeler Edimsel (Operant) Koullanma .Sabit Zaman Aralkl Tarifeler: .Pekitirme, sabit bir zaman aralndan sonra dzenli olarak verilmektedir. .Pekitirilmi bir davrann icrasndan sonra, sabit bir sre gemekte ve pekitire tekrar verilmektedir. .Arada ne sklkta davrann tekrarlandnn bir nemi yoktur. .nce azalma, sonra ykselme eilimi Edimsel (Operant) Koullanma .Deiken Zaman Aralkl Tarifeler: .Pekitirme, dzensiz zaman aralklaryla ve yine tepki saysndan bamsz olarak verilmektedir. .Pekitirmeyi karmayacak kadar, ortalama bir hz ile ve dzenli olarak tepki retilmektedir. .Dzenli ama orta derece bir sklkta davran Edimsel (Operant) Koullanma .Sabit Oranl Tarifeler: .nceden belirlenmi (renilmi) belirli sayda davran yapldnda pekitirme alnmaktadr. .Zamandan bamsz olarak, ayn sklkta davran tamamlandnda, yeniden alnmaktadr. .nce ksa duraklama, sonra hzl ve dzenli bir davran Edimsel (Operant) Koullanma .Deiken Oranl Tarifeler: .Pekitirmenin ka davran yapldktan sonra gelecei belli deildir. .Milli piyango bileti .Ksa duraklama, sonra uzun sre tekrarlama .Snmeye diren ZHN VE BLN .Bilin Nasl Tanmlanabilir? .Bilincin levleri .Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .nsan insan yapan zellik .Psikoloji nce ruhunu kurban etmiti, sonra zihninden vazgeti imdi de pek erken gelen bir sonla kar karya kalarak btn uurunu kaybetmi olduu grlyor Bilin Nasl Tanmlanabilir? .Farkndalk .Bilin: Bir insann anlarnn, duygularnn ve bedensel duyumlarnn olduu kadar, d dnyada olup bitenlerin farknda olmasn salayan psikolojik sre . ve d evredeki uyaranlara ilikin ani bir farkndalk hali .bir kimsenin kendi zihinsel olaylarna ilikin dnceleri Bilin Nasl Tanmlanabilir? .Bilincin ierii belirli

bir zamanda bilinli olarak farknda olduumuz btn deneyimlerdir .Belirli bir anda bilin kapasitesi aslnda olduka snrldr .Tek bir eyin bilincinde olmaya eilim Bilin Nasl Tanmlanabilir? .Otonom sinir sistemi etkinliklerinin farknda olmayz .Otomatiklemi hareketleri gerektiren etkinliklerin farknda olmayz .Anlarmzn hepsinin bir anda farknda olmayz: Bilincimizin dnda ama zihnimizin iinde .Belirli bir anda bilincin dnda olan ama dnce ve davranlar etkileyen sreler: lk bulgular farkna varmadan renme ve rtk bellek aratrmalarndan gelmitir .Freud: Bilin d .Belirli bir bilinli bir durumda kullanlan srelerle, bunlar etkileyen bilinli olmayan sreleri birbirinden ayrmak mmkndr: rnein DL .Dikkat edilen uyaranlar: hatrlama; asl/ndeki olaylar; aikar ve yeni uyaranlar; aba gerektiren sreler; uyank olma; ak bellek; niyetli renmeler bilinli hallerle ilgili srelerdir .Dikkat edilmeyen uyaranlar: bilme; yan/arka planda kalan olaylar; karmsal ve alldk/rutin uyaranlar; otomatik sreler; derin uyku, koma, ilala yatma gibi durumlar; rtk bellek; farkna varmadan olan renmeler bilinli olmayan hallerle ilgili srelerdir Bilincin levleri .1. ADAPTASYON .Bilin, belirli bir anda iten gelen uyarc akn, fark edilen ve odaklanan eyleri snrlandrr .Bilin, sizin kiisel ncelik/tercih ve ihtiyalarnza gre deneyimleri snflandrmanza, yorumlamanza ve kayt edip etmememize yardmc olur .Planlama, hayal kurma, sonular tasarlama gibi ynlendirici bir ilev Bilincin levleri .2. ZNELLK .Bilinli deneyim znellik ve benlik iin bir kaynak oluturduu gibi, mevcut znellik hissi ve benlik tasavvurumuz bilincimiz iin bir zemin oluturur Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .Uyku ve Rya Grme .Yaamn 3te 1i: Gnde 6-10 saat .Fizyolojik ihtiya .Sirkadyen (gnlk) dng iinde gereklemekte .Vcuttaki ritmlerin tmne birden biyolojik saat denilmektedir Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .Uyku ve Rya Grme .Uyku laboratuvarlar: 5 EVRE .Uyku dngsnn 1. evresindeki beyin dalgalar, skk ve ok dk genlikteki dalgalardr. .Nabzda yavalama, kaslarda geveme ve gzlerden bir taraftan dierine kayma grlr. .Birinci evre genellikle bir ka dakika srer, kii kolayca uyandrlabilir ve uyandnda uyumu olduunun farknda olmayabilir. Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .Uyku ve Rya Grme .2. ve 3. evreler yava yava derinleen bir uykuyu tanmlarlar. .Beyin dalgalarnn genlii artar ve daha yava hale gelir. .Bu evrelerde kiinin uyandrlmas zordur. .Kalp at hz, kan basnc ve vcut ss dmeye devam eder. Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .Uyku ve Rya Grme .Uykunun 4. evresinde, beyin ok yava delta dalgalar yayar. .Kalp at hz, solunum hz, kan basnc ve vcut ss en dk seviyelerdedir. .15-20 dakikalk paralar halinde ortaya kar. .Delta uykusunun sresi yala birlikte azalr. Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .Uyku ve Rya Grme .Uykuya daldktan yaklak 1 saat sonra, kii uykunun 4. evresinden 1.ye doru srayla bir ykselie geer ve bu sre yaklak 40 dakika srer. .Birinci evrenin ve uyank-uyarlmlk durumunun zellii olan dk genlikli ve testere dii eklindeki beyin dalgalar tekrar ortaya kar. .Kii btn evrelerinden daha fazla gevemitir ve kiinin uyandrlmas gtr. .Gzler, kapal olan gz kapaklarnn altnda hzl bir ekilde hareket ederler (Rapid Eye Movement- REM): REM uykusu olarak isimlendirilir. .Uyku ve Rya Grme .REM uykusu gerekten ilgintir nk beyin faaliyeti, kalp at hz, kan basnc gibi fizyolojik lmler uyank bilinli haldekilere benzemektedir. .Bu evre ayn zamanda ryann grld evredir. .lk 1. evre-REM dnemi yaklak olarak 10 dakika srer ve bunun ardndan REM d uykunun 2, 3 ve 4. evreleri gelir. .Uyku evrelerinin bu serisi btn gece boyunca kendini tekrarlar. Bu sre ortalama 90 dakika kadardr. Normalde 1 gecelik uykuda byle 4 ya da 5 dng grlr. .Meditasyon .Meditasyon, kiinin sakinlemek, rahatlamak ve zihnini arndrmak gibi amalarla gerekletirdii, bir noktaya (rnein nefesine) veya dnce akna younlama gibi teknikler kullanlarak yaplabilen bir bilin durumu deiimidir. .Hipnoz .Hipnoz, hipnotize edilebilen kiinin telkinlere cevaben, alg, motivasyon ve kendini kontrol etmesinin deimesi yolu ile anlalabilen farkl bir bilin halidir .Psikoaktif Madde ve lalar .Psikoaktif maddeler: Bilin hallerini zerinde, kimyasal yolla deiim yaratan pek ok madde bulunmaktadr .Bamllk .Doal veya sentetik .Halsinojenler: Bilin durumunda hem isel ve hem de d dnyaya ait alglar byk lde deitiren maddelerdir (Esrar, LSD gibi). .Afyonlar: Afyonlar belirli fiziksel uyaranlara kar tepkileri basklarlar, arya/acya dayankll arttrrlar ve zevk hissi yaratrlar (Morfin, Eroin gibi). Bilin Hallerini Deitiren Durumlar .Depresanlar: Barbitratlar ve benzodiazepinler, vcudun zihinsel ve fiziksel etkinliklerini merkezi sinir sisteminden sinir iletimlerini azaltarak veya engelleyerek yavalatrlar (Uyku ilalar, Psikiyatrik ilalar gibi). .Uyarclar: Amfetaminler, metamfetaminler ve kokain gibi maddeler, beyinde norepinefrin, serotonin ve dopamin gibi nrotransmitter seviyelerini uyararak kullancy uyank, uyarlm ve youn bir duygu durumunda tutarlar. .Algsal rgtlenme .Algsal Deimezlikler .Derinlik ve Uzaklk Algs .Alg Yanlmalar .Dier Baz Etmenler .Aadan Yukarya ve Yukardan Aaya Sreler Alg .Duyusal malumatlarn oluturduu karmak ve ok boyutlu girdiyi anlaml rntler olarak yorumlamaya alglama diyoruz. Algsal rgtleme .Gestalt Ekol .Gestalt: btn, ekil, rnt .Bir btn, kendisini oluturan paralarn toplamndan farkldr .Gestalt ilkeleri Algsal rgtleme .Benzerlik: Benzer eyleri birlikte alglama eilimimiz vardr. Algsal rgtleme .Yaknlk: Zaman veya meknda yakn olan eyleri birlikte alglama eilimimiz vardr. .Sreklilik: Alglarken belirli bir dorultuyu izlemeye, paralarn bir sreklilik veya ak dorultusunda birletirmeye ynelik bir eilim vardr. Algsal rgtleme .Btnleme: Alglama srecinde paralar eksik olan ekilleri tamamlama,

boluklar doldurma eilimimiz vardr. Algsal rgtleme .Basitlik/yi ekil (Pragnanz): Bir ekli sunulan uyarc koullar altnda mmkn olduu kadar iyi grme eilimimiz vardr. .ekil/Zemin: Tm alglamalarda bir ekil ve zemin vardr. ekil, arka yzeyi oluturan zemin iinde anlam kazanr. ekil, zeminden daha byktr ve belirgindir. Algsal Deimezlikler .Dnyay genel olarak deimez, sabit ve dzenli bir ekilde grrz. .Bir insann boyu bize yaklatka uzuyor gibi grnmez, hlbuki retinaya den imge giderek bymektedir. Algsal Deimezlikler .ekil Deimezlii: Ne olduunu bildiimiz bir nesnenin ekli, ne taraftan bakarsak bakalm hep ayn kalr. .Byklk Deimezlii: Aina bir nesnenin retinal bykl ne olursa olsun, bildiimiz boyutta alglanmas byklk deimezliidir. .Parlaklk ve Renk Deimezlii: Nesnelerin parlakl iinde deimezlik sz konusu olmaktadr. zerlerine den k miktarna bal olarak parlaklklar deimi olsa bile, nesneler ayn beyazlk, grilik veya siyahlk derecesinde alglanrlar. .3 Boyutluluk, uzaklk ve drinlik .ift gze bal (binokler) ipular .Retinal fark: Kkse az derin, oksa daha derin alglarz. .Gz krelerinin kas hareketleri Derinlik ve Uzaklk Algs .Tek gze bal (monokler) ipular .rten nesnelerin ilki stte ve daha yakn, dieri arkada ve daha uzak alglanr .Dorusal perspektif .Doku deiimi (ayrntl miktar) Alg Yanlmalar .Alg yanlmalarnda, mevcut algnn bir yanlg olduu aka kantlanabilir ve hepimiz bunu bildiimiz halde o ekilde alglamaya devam ederiz Alg Yanlmalar Dier Baz Etmenler .htiyalarmz, kltrel zellikler, iinde bulunulan balam veya nceki koullarn oluturduu kurulum ya da beklenti alglarmzn belirli bir ynde olmasn salar. .Algda seicilik Dier Baz Etmenler .htiyalar ve Arzular: Belirli bir durumdaki isteklerimiz, arzularmz ya da ihtiyalarmz evremizden gelen duyusal malumat nasl alglayacamz etkiler. .Balam ve Kltrel zellikler: Belirli bir kltrel ortamda, duyumsadmz uyaranlar ya da ipularn o ortamn zelliklerine uygun olduunu dndmz ekilde yorumlayabiliriz. .Kurulum ya da Beklentiler: Bazen, belirli bir durumda belirli bir uyarcya belirli bir tepki vermeye hazr oluruz. Aadan Yukarya ve Yukardan Aaya Sreler .Aadan yukarya: Duyu organlarndan st beyinde alglama .Yukardan aaya: st beyinden duyu organlarna .Algsal esneklik .Alg m nce gelir, yoksa duyum mu? (Yumurta m tavuk mu??) .nsanlarda Duyumlar ve Duyusal Sistemler 8alglama logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad .Duyumlarmz ve alglarmzn btn deneyimlerimizi nasl ekillendirmekte olduu meselesi .Bu sre nasl ilemektedir? .evremizde bulunan yzlerce uyaran nasl bir sreten geerek dncelerimizin, duygularmzn ve eylemlerimizin biimlendiricisi ve ynlendiricisi olabilmektedir? Duyum ve Alg .Duyum, bir duyu alcsnn uyarlmasyla vcudun iinde veya dnda bulunan artlarla ilgili bir yaant veya farkndala yol aan nral bir ilemdir. .Alglama ise, gelen duyusal malumat tanma, dzenleme, balantlarn kurma, anlamlandrma ve yorumlama srecidir. Duyum .D dnyadan veya bedenin iinden gelen fiziksel bir enerji .Duyu organlarndan birindeki alc hcre .Alc hcrenin tepki verebilmesi iin gelen enerjinin yeterince gl olmas gerek .Eer enerji yeterli ise, alc hcre, bu uyaran dntrr ve uyarann zelliklerine gre deien elektrokimyasal bir sinyali beyine gndererek tepki verir Duyusal Eikler .Herhangi bir duyumun oluabilmesi iin bir eik dzey bulunmaktadr. Bir kiide herhangi bir duyum yaratmak iin gerekli minumum fiziksel enerji iddetine mutlak eik denilmektedir. .nsanlarn %50sinden fazlasnn duyum bildirdii seviyeler, o uyaran iin mutlak eik kabul edilmektedir. Duyusal Eikler .Tm duyularmz, otomatik olarak, ortamdaki uyaranlarn oluturduu ortalama bir uyarlma dzeyine uyum salar. .Buna duyu adaptasyonu veya duyusal uyum denir. Duyusal Eikler .Fark eii, iki uyarc arasnda fark olarak tanmlanabilen en kk fiziksel farktr. .Ernst Weber, 1830da fark eiini, belirli bir uyarcnn sabit bir kesri ya da oran olarak hesaplamtr. .Uyarc ne kadar bykse ya da iddetliyse, ancak farkedilebilir fark yaratmak iin gerekli deiiklik o kadar byktr. Bu, Weber Yasas olarak bilinir. Duyusal Sistemler .Grsel Sistem ve Grme .itsel Sistem ve itme .Koku Sistemi ve Koku Alma .Tat Sistemi ve Tat Alma .Deri Duyular ve Dokunma .Kinestetik Duyular ve Denge Grsel Sistem ve Grme .En baskn ve karmak duyumuz: Beynin byk ksm bu duyu zerinde uzmanlamtr .In gz kresindeki yolu: Kornea-Gz bebei- Gz mercei-RetinaFovea Grsel Sistem ve Grme .Ik alc (fotoreseptr): ubukuk (gece, lo kta) ve koni (gndz, renkli grme) hcreleri .ift kutuplu hcreler, oklu iletileri alarak btnletiren ve gangliyon hcrelere gnderen zel yapl sinir hcreleridir. .Gangliyon hcrelerinin aksonlar birleerek her bir gzden beyinin ilgili blgelerine ileti gnderen grme sinirini olutururlar. Grsel Sistem ve Grme .Grme sinirini oluturan lifler, her bir gzden ayrldktan sonra bir sure birlikte giderler, daha sonra optik kiazmada aprazlaarak ikiye blnrler ve her iki gzden gelen birer lif demeti birleerek giderler. 8kiazma01 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 8800pxEletromanyetik_dalga_tayf Grsel Sistem ve Grme .Renk grme: nsanlar k dalgalarnn ancak belirli bir uzunlukta [400-700] nanometre arasnda- olanlarna kar duyarldrlar. Belirli fiziksel dalga uzunluklarna sahip k huzmeleri, belirli renklerin deneyimlenmesine neden olur. .Btn renk deneyimleri, temel boyutta ele alnabilir; ton, doygunluk ve parlaklk. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad itsel Sistem ve itme .Ses, hava molekllerinin titremesinden kaynaklanan basn deiikliidir. .nsan kula, 20 ile 20.000 hertz arasndaki sesleri duyabilmektedir. .Ses dalgasnn kulaktaki yolculuu: D kulak-Kulak kanal-Orta kulak (eki, rs, zengi kemikleri)-

kulak (zar-oval pencere, salyangoz, basiler zar, corti organ) 8ear logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad itsel Sistem ve itme .Kulaklardan gelen sinir lifleri, arka beyindeki medullada aprazlar. Daha sonra beyinin yukar blmlerine dalr. .Sesin kaynan belirleme: Greli zamanlamann deerlendirilmesi ve her bir kulaa vuran seslerin greli iddetin deerlendirilmesi olmak zere iki mekanizma bulunmaktadr. .Greli zamanlama deerlendirmesi mekanizmas, nronlarn gelen sesin her bir kula ulama srelerini karlatrmasdr. .Greli iddet deerlendirmesi ise, yakn kulaktan gelen sesin iddetinin daha yksek olmasna dayaldr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Koku Sistemi ve Koku Alma .Bir insann bir kokuyu fark edebilmesi iin 7- 8 koku moleklnn olmas yeterlidir. Fakat kaynak belirleme yetisi ok zayftr ve adaptasyon ok yksektir. .Feromonlar .Frontal lobun altnda, burna yakn bir yerde bulunan koku yumrusu .Temporal lob .Amigdala ve hipokamps 8burun logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 8image002 Tat Sistemi ve Tat Alma .Lezzet: Koku+Tat .Tat tomurcuklar... (yalandka azalr) .Papilla: Dilimizin yzeyini kaplayan yumrular .Parietal lob ve limbik sistem logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Deri Duyular ve Dokunma .En geni alan kaplayan duyu organmz: 1.70 boyunda bir insann 6 m2 deri yzeyi vardr! .Basn .Farkl blgeler farkl duyarllkta .Hassas blgeler (yz ve parmak ular): 10.000/1 cm kadar bir deime duyarl .yi hissetme logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Deri Duyular ve Dokunma .Scak ile ilgili malumatlar ve soukla ilgili malumatlar farkl sinir hcreleri tarafndan alnmaktadr. .Beyin scak liflerle souk liflerden ayr ayr duyum almakta ve bunlar birletirerek ortam ssna uyum hakknda dzenlemeler yapmaktadr. 834324977oy3 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Deri Duyular ve Dokunma .Ac/ar duyumu ise bireylere gre ve hatta ayn bireyin eitli zamanlarnda bile farkllklaabilen olduka karmak bir yapya sahiptir. .Alclar: sya, kimyasallara, mekanik uyarclara veya bunlarn birleimden oluan uyarclara tepki vermektedirler .Vcudun her tarafnda yaylm bulunan bu sinir hcreleri, miyelin kapl sinir lifleriyle hzl ve miyelin kapl olmayan sinir lifleriyle yava bir ekilde ac/ar duyumunu omurilie iletmektedir. .Bu duyum omurilik zerinden talamus ve oradan da beyin kabuundaki ilgili blgelere gitmektedir. Bylece ac/arnn kayna, konumu, durumu deerlendirilir ve gerekli eylemler dzenlenebilir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Deri Duyular ve Dokunma .Kap Kontrol Kuram: Bu kurama gre, omurilikteki sinirsel kaplar ac/ar duyumunun beyine iletilmesini kontrol etmektedir. .Kap ak ise daha fazla; kapal ise daha az ar hissedilmektedir. .Kapnn kapal ya da ak olmas, iki farkl duyusal sinir lifi arasndaki yara baldr. Kaln lifler, uyarldklar zaman ac/ar akmnn beyine ulamasnn engellemek zere kapy kapatma eilimi gsterirler. nce lifler ise, uyarldklar zaman akmn beyine ulamas iin kapy ama eilimi gsterirler. Ayrca beyin sapndaki baz alanlar kapnn kapatlmas iin yukardan sinyaller gnderebilirler. Bu kurama gre, bireyler arasndaki farkllklarn kiinin sahip olduu kaln ince lif saysna bal aklanmas mmkn grnmektedir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Kinestetik Duyular ve Denge .Belirli bir anda, grmesek bile vcudumuzun nasl hareket etmekte olduu bilme .Denge duyusu (vestibler duyu) ise, uzaydaki oryantasyonumuz ve pozisyonumuz ile ilgili bilgi salar. .ki eit denge duyumu vardr; ilki beden rotasyonunun hz ve yn ile ilgilidir, dieri ise hareketler ve yer ekimi hakknda bize bilgi verir. . KULAK! 8kinestetik-zeka-nedir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA Duyumlar ve Alg psi8 Istanbul_Universitesi_SBs logo_1000_1000 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi 1. HAFTA STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad VII. HAFTA: BEYN VE SNR SSTEM logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad BU HAFTA .Beyin .Beyin Yar Krelerinde Uzmanlama (Hemisferik Yanallama) .Beyin Nasl nceleniyor? .Beyin Nasl Geliiyor? logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin .1-2 kg arlnda yal bir organdr .Ruhun nadide kuma, beynin sinir iplikikleriyle dokunmu olarak durmaktadr. .3 katmanl yaps: 1. Beyin sap 2. Limbik sistem 3. Serebrum 7human-brain_1001_600x450 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad .nsan beyninin yapsal organizasyonu 7brain-basic_and_limbic logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 7Resim13 Beyin Sap .Beynin alt ksmdr ve bedenin i durumunu toplu olarak dzenleyen yaplardan olumaktadr .Aaya doru omurilik (medulla spinalis) olarak uzar. st ksmda ise, omuriliin tepesinde bulunan medulla oblongata vardr . Medulla oblangata, nefes alma, kan basnc ve kalp atndan sorumlu olan merkezdir . Beyinden bedene, bedenden beyine giden sinir lifleri medulladan geer ve apraz olarak yn deitirirler 7medulla_oblongata2 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 7beyin2 Beyin Sap .Retikler formasyon, youn bir sinir hcresi a demetidir. Bu a, serebral korteksi

(beyin kabuu) uyarr ve uyku halinde bile beyini tetikte tutar ve beyin blgelerinin birbirinden haberdar olmasn salar .Retikler formasyondan talamusa giden uzun lif demetleri vardr. Talamus, koku dnda gelen tm duyusal bilgiyi, beyin kabuunun bu bilgiyi ileyen uygun alanna gnderen bir nakil istasyonudur .Beyincik ise, bedensel hareketleri koordine eder, insann duruunu dzenler ve dengeyi salar logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Limbik Sistem .Bu sistem temel duygular, gdleri ve hafza ilemlerini dzenler .Bunun dnda vcut scakl, kan basnc ve kan ekeri seviyelerinin ayarlanmasnda rol oynar .Limbik sistem ayr yapdan olumaktadr: Hipokamps, amigdala ve hipotalamus logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Limbik Sistem .Hipokamps, hafza ilevlerinin yrtlmesinde etkilidir .Amigdala, duygularn dzenlenmesinde ve kontrol edilmesinde, duygularla ilgili hatralarn oluturulmas ve hafzada saklanmasnda rol oynar .Hipotalamus, gndelik hayatmzdaki yemek yemek, su imek, cinsellik gibi drtsel kaynakl etkinlikleri uygun ekilde srdrmek iin gerekli fizyolojik ilemleri dzenler (homeostatis) 7F02_09 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 787532 Serebrum .Grevi daha yksek seviyeli bilisel ve duygusal ilevleri yrtmektir .Serebrumun zerinde beyin kabuu (serebral korteks) denilen nisbeten ince bir tabaka vardr .st dzey faaliyetlerin hemen hepsi beyin kabuu tarafndan yrtlmektedir .Serebrum, neredeyse simetrik bir ekilde sa ve sol yar kreler (hemisfer) olarak ikiye blnmtr .Bu iki yar krenin ortasnda, korpus kallosum bulunur: ki yar kreyi birbirine balar, iki yar krenin birbirinden haberdar olmasn ve egdml olarak almasn salar logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Serebrum .Beyin, ynlerine bal olarak drt loba ayrlmtr .n (frontal) lob, plan yapma, karar verme, hedef koyma gibi bilisel etkinlerde aktif olur .Yan (parietal) lob tm vcuttaki deri, kas ve eklemlerdeki duyusal alclardan bilgi alr ve bunlar kayt ederek gerekli dzenlemeleri yapar .Art kafa (oksipital) lobu, grsel bilgileri iler .Temporal lob ise, iitme ve duyma ilgili bilgileri iler 7brain_lobes logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Serebrum .Vcutta saylar 600 kadar olan hareket kaslar, hareket (motor) korteksi tarafndan kontrol edilmektedir .Motor korteksin en byk iki blm parmaklara, zellikle baparmaa ve konuma ile ilikili kaslara ayrlmtr .Bedensel-duyusal korteks, scaklk, dokunma, beden pozisyonu, denge, ac duyma gibi duyusal bilgileri ileyerek kontrol eder .itme korteksi her iki kulaktan bilgi alr, farkl alanlarda olan dil retme ve dili anlama ile ilgili ilevlerle ilgilenir .Grme korteksi ise, gzden gelen ok ayrntl duyusal bilgileri alarak iler ve gerekli ilevleri yrtr logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 7frontal_lobe Serebrum .Beyin kabuu, tm bilginin btnletirilmesi, yorumlanmas ve deerlendirilmesi ile ilgilenir .Ayn zamanda n lobun (frontal lob) karmak muhakeme grevlerinden sorumlu olduunu hatrlamak gerekir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Hemisferik Yanallama .Belirli blgeler belirli ilevler iin uzmanlamtr .Serebral korteks yar krelerindeki bu fonksiyon ihtisaslamasna yanallama denir .Korpus kallosum balantsnn ayrld bireylere ayrk beyinli hastalar denilmektedir .Normal insanlarda karmak dnme, beyin yar kreleri arasndaki etkileimin ve btnlemenin bir sonucudur logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl nceleniyor? .Beyinle lgili Klinik Sorunlarn ncelenmesi Beyin blgelerinin ilevlerini inceleyip anlamann eski ve temel bir yolu, eitli nedenlerle beyinleri hasar grm, nrolojik bir rahatszl veya beyninde lezyon olan insanlarn ve kimi durumlarda hayvanlarn incelenmesidir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl nceleniyor? .Beyin Etkinliklerini Kaydetme ve Grntleme *EEG (elektroensefolograf) *CT veya CAT (Bilgisayarl tomografi teknii) *PET (positron yayc tomografi) *MRI (manyetik rezonans grntleme) *fMRI (ilevsel manyetik rezonans grntleme) 7fmri_groot logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .nsan beyninin temel yaps, doum ncesi dnemde olumaktadr .Embriyonun beyin hcreleri, dllenmeyi izleyen 12. gnden sonra gelimeye balar .Dllenmeden 40 gn sonra, beynin temel yapsnn bir prototipi olan ikinlik oluur .Dllenmeden sonra yaklak 6. haftada nron g balamtr logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .16. haftada optik sinir oluur .Nral gn sonunda gliyal hcreler aksonlar sarararak miyelinizasyonu balatr .Miyelinizasyon, omurgada balar, beyin kabuu altndaki yaplara doru ilerler ve kortekste sonlanr. Ancak parietal ve frontal loblarda miyelinizasyon doum sonrasnda balamaktadr 7Gozici2 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .Omurgann tepe noktasndan gelimeye balayan cenin beyni, nce refleksleri ve temel motor koordinasyonu salayan beyin sap yaplarn oluturur .20. Haftadan itibaren fetus, a, sese, tat ve dokunma uyaranlarna tepki vermeye balar, ilerleyen haftalarda tepkileri giderek daha karmak hale gelir .24. haftada tm beyin yaplar yerlerini almtr .Doum ncesi dnemin yaklak 23. haftasnda nronlar aras balantlar olumaya balar 720 Haftalik - gozunu kasiyor logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 7bebeklerde-zeka-geliimi1 Beyin Nasl Geliiyor? .Son aylk dnemde fetsn doum ncesi yaantlarn kayt ettiine ilikin bulgular vardr .Kapsaml beyin bymesi

doumdan sonra, bebeklik ve izleyen dnemler boyunca devam eder .Birinci yata, beyinde sinir hcresi says azalrken, beynin arl yaklak iki kat kadar artar. Bunu salayan nronlar arasndaki balantlarn gelimesidir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .Sinaptik balantlar 7brain development through experiences logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .Sinaptik balantlar, ilgin bir ekilde gerektiinin iki kat kadar retilmektedir. Kullanlan balantlar glenir ve yaamay srdrr ama kullanlmayanlar yerlerini baka patikalara brakr veya yok olur (budanma) logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .Loblar, olgunlama sralarna gre yle dizilmitir: .Art kafa lobu (grme) .Yan kafa lobu (dokunma, mekansal alglama ve yer bulma, dikkat ve hareket kontrol) .akak lobu (duyma, iitme, dil ve ilgili hafza sreleri); .Aln loblar (istemli hareket, bedensel hareketlerin planlama ve koordinasyonu, amal davran) .n aln kabuu, geliimini en son tamamlayan blge, akl yrtme, bellek, zdenetim, dikkat, planlama ve yarglama 7beyin24 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .Erken ocuklukta beyin bymesi devam etse de buradaki byme, bebeklik dnemindeki kadar hzl deildir .6 yana geldiinde ise ocuun beyni yetikin beyni byklnn %95ine erimitir .3-15 ya aralndaki beynin btnnde dikkate deer bir byme olmamakta ancak beynin iindeki blgesel rntlerde hatr saylr bir deiim gereklemektedir. Baz blgelerde ar sinaptik balant art olmakta, bunu gereksinim duyulmayan baz hcrelerin temizlenmesiyle ortaya kan doku kayb ve beynin kendini yeniden dzenlemesi izlemektedir (zellikle frontal lobta) logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Beyin Nasl Geliiyor? .Prefrontal korteksteki deiim ve ilerlemeler ocuklarda dikkat, muhakeme ve bilisel kontroldeki artla ilikilidir .Sol ve sa beyni birbirine balayan korpus kollosum ergenlikte kalnlar; bu, ergenin bilgiyi daha iyi ilemesine yardmc olur .Budamalar sonunda ergenlikte bireyler ocukluktan daha az, daha seici, daha etkili sinirsel balantlara sahip olur logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA Duyumlar ve Alg Istanbul_Universitesi_SBs logo_1000_1000 psi7 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi 1. HAFTA STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad VI. HAFTA: BEYN VE SNR SSTEM logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad BU HAFTA .Sinir Sistemi .Sinir Sitemi Nasl alyor? logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 6Nervous_system_diagram Sinir Sistemi .Sinir sistemi, birlikte alan bir ka ksmdan oluan karmak asal bir yapdr .Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilii saran sinir dokularndan oluur .evresel sinir sistemi ise, somatik ve otonom sinir sisteminden oluur logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Merkezi Sinir Sistemi (MMS) .Merkezi sinir sisteminin grevi, tm bedensel fonksiyonlar birletirmek ve koordine etmek, gelen tm sinir iletilerini ilemek ve bedenin farkl ksmlarna komutlar gndermektir 6sinir-sistemi logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad evresel (Periferik) Sinir Sistemi .Duyu organlarndan gelen bilgiyi merkezi sinir sistemine ulatran ve beyinden gelen bilgileri de kaslara ve organlara ulatran evresel sinir sistemidir .Somatik ve otonom alt sistemler logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Somatik Sinir Sistemi .Somatik sinir sistemi, MSSye bilgi tayan tm getiren ya da duyusal nronlar ile MSSden iskelet kaslarna mesaj tayan tm gtren motor nronlardan oluur. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Otonom Sinir Sistemi .Otonom sinir sistemi ise, MSS ile vcuttaki btn i organlar ve bezler arasnda mesaj tayan tm nronlardan oluur .Otonom sinir sistemi ise, (korku, kayg, duygusal gerginlikler, stress gibi heyecan/duygu durumlarnda) sempatik sistem ve (ayn durumlarda ancak retilmi bu tepkileri durdurmak ve dzenlemek iin) parasempatik sistem olmak zere iki blm halinde ilev grr 6SS8 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 6noron1 Sinir Sistemi Nasl alyor? .Nron, vcut iindeki dier hcrelere bilgi aktaran, bu tr bilgiyi alp ilemekte uzmanlam hcreye verilen isimdir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 5-552965_395210020543339_307519470_n Nron (Sinir Hcresi) .Dendritler, hcre gvdesinden kan dallanm lifiklerdir. evreden gelen mesajlar alr ve onu hcre gvdesine tarlar .Akson ise, nronun hcre gvdesinden uzanan tek uzun liftir .Elektrik kablolarndaki paralel teller gibi, bir arada bulunan bir grup aksona sinir ad verilir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Nron (Sinir Hcresi) .Sinirsel uyaran .Dendritler .Hcre gvdesi .Akson .Lif kanal .U noktalar .Dier nronlar .Nronlar genel olarak bilgiyi tek ynl iletir: Dendritlerden gvdeye, aksona, u noktalara doru. .Bir nron, hem alc ucu (dendritler) hem de verici ucu (akson) ile yzlerce ya da binlerce nron ile iletiim kurabilir. 5fire logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Nron (Sinir Hcresi) .Duyu organlarndaki duyu alc hcrelerden mesaj alp, omurilik ve beyine ileten

nronlar duyusal nronlardr .Omurilik ya da beyinden mesaj alp kaslara, dokulara ve salg bezlerine ileten nronlar motor nronlardr .Bir nrondan dier nrona mesaj tayan nronlar ise balayc ya da arac nronlardr .Glial hcreler ise eitli ekillerde nronlar destekleyen hcrelerdir 6neuricon logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 6Action_potential_propagation_animation Nron i Sinir Akm Nasl Oluuyor? .Negatif ykl sodyum iyonlar .Pozitif ykl potasyum iyonlar .Atelenme: Hcrenin bir ucundan dierine doru aynen yanan bir fitil gibi akson boyunca ilerleyen sinir akm .Sinir akm her uyaranda olumaz. Bazen akmlarn birden fazla nrondan gelmesi veya atelenmenin birikmesi gerekebilir. Buna uyarlma eii denilmektedir .YA HEP YA H LKES! logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sinaptik leti .ki nron birbirine dorudan temas etmez, ancak bir sinaps iinde birleebilirler .Akson ucu ya da sinaptik kesecik .Sinaptik alan ya da sinaptik boluk .Bir nron aksonunun ucu, sinaptik boluk ve yandaki nronun dendrit ya da hcre gvdesinden oluan tm alana sinaps ad verilir 6synaptic-transmission-3777 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sinaptik leti .Sinapslarda nrotransmitter ad verilen biyokimyasal maddeler yaylr .Nrotransmitterler, sinaptik boluun iine yaylarak yandaki nronlarn kimyasal yollarla birbirlerini etkilemeleri iin mesaj tarlar .Ateleme ya da ketleme 6neurotransmitter logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Nrotransmitterler .Bir nceki hcreden gelen bilginin tanp tanmayacan veya ne hzda tanacan belirlerler .LA YAPIMI .ok eidi vardr. Her biri iin sinaptik boluun kar tarafnda reseptr (alc nokta) ad verilen kk engeller bulunur .Her nrotransmitter, kendisi iin uygun olan reseptre sanki bir anahtarn kilide oturmas gibi balanr logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Nrotransmitterler .Asetilkolin .Gaba (gama-aminobutrik asit) .Glutamat .Endorfin ... logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA Beyin ve Sinir Sistemi Istanbul_Universitesi_SBs logo_1000_1000 psi6 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi 1. HAFTA STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad V. HAFTA: NSANIN YAAM BOYU GELM logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad BU HAFTA .Bilisel Gelime .Sosyal Gelime logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bilisel Gelime .nsanlarn dnya ve zihin hakkndaki anlaylarnn nasl deiip gelitii bilisel geliimin inceleme alanna girmektedir. .Piaget ve Vygotsky 5Cognitive Development logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .Piaget, bilginin yaps, kkeni ve oluumu gibi epistemolojik sorulardan yola karak, kk ocuklarn dnyay nasl anladklar ve yaplandrdklarn aklayan kapsaml bir kuram ortaya koymutur. 5piaget logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .Epistemolojik yaklam .Evreci gr .Yaplandrma fikri .Uyum salama (Adaptation) .rgtleme (Organization) .Dengede durma / dengeleme eilimi 5piaget-adaptation logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 5KPfig2 Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .zmleme (Assimilation) Uyumsama (Accomodation) .Piagetye gre, zihinsel gelime, zihnin, srekli denge-dengesizlikyeniden denge kurmasyla mmkn olmaktadr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 5piaget-stages-of-cognitive-development-examples-i8 Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .Evreler atlanamazlar, hiyerariktirler ve kltrden bamszdrlar. .Piagetnin bilisel geliim evreleri, doumdan balar ve 13-14 yalarnda soyut dnmeye ulalmas ile sona erer. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .1- Duyu - Hareket Evresi (0-2 ya) .Temel bilgi edinme yolu duyular ve hareketlerdir. .Nesne sreklilii 5M8730069-Object_Permanence-SPL logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .2lem ncesi Evre ( 2-7 ya): .Temel bilgi edinme yolu kavram, temsil ve imgeler oluturma ve bunlar arasnda basit mantksal ilikilerin kurulmasdr. .Ben merkezci dnme logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 5piaget_conservation Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .3- Somut lemler Evresi ( 7-11 ya): .Temel bilgi edinme yolu somut nesne veya gsterimlerle basit muhakemenin yrtlmesidir. .Nesne korunumu logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram .4- Soyut lemler Evresi (12 ya ve sonras): .Temel bilgi edinme yolu soyut kavramlar zerinde muhakeme yrtlmesidir. .SON 5piagets-stages-cognitive-development-5 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Lev Semyonovi Vigotsky (1886-1934) .Yeniden ele alnmas .Bilisel geliimin kayna, bireysel zelliklerden nce, insan ile kltr arasndaki etkileimdir .Sosyal srelere vurgu 5vygotsky1 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Lev Semyonovi Vigotsky (1886-1934)

.Dil, sosyal bir iletiim arac olsa da, bu sosyal ara zihinler arasnda olan ocuun zihninin iine dntrr. .Dil dnceyi ynlendirir, dzenler, gereklik snflarn rgtler, gemii temsil eder ve gelecei planlar. .Dili anlamak ve retmek, dnce srecini etkilemekle kalmaz, ayn zamanda dntrr. 5vygotsky_thought_language logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Lev Semyonovi Vigotsky (1886-1934) .Yaknsak Geliim Alan .Bu yzden, bir ocuun geliiminin alt snr, tek bana iken yapabildikleri iken, st snr, bir baka yetikin ya da becerili bir akran ile birlikte yapabildikleridir .Evreci deil! 5zpd logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Lev Semyonovi Vigotsky (1886-1934) .Yap skelesi Kurma .Gndelik hayattaki etkileimlerde, daha becerili bir akran veya bir yetikinin, ocuun sahip olduu yetileri temel alarak u anda bulunduu noktadan biraz ileri yeterlik dzeyini destekleyen etkinlikler sunmas logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaam Boyu Bilisel levlerdeki Deiimler .Hafza Bilinli hafza Ksa sreli hafza .Dikkat younlatrma .Bu tr temel ilevlerde ocuklar okul yllarna kadar hzla ilerler ve ortalama bir kapasiteye ularlar. .Ancak bilisel stratejilerin kullanm okul yllar ile birlikte artmaktadr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaam Boyu Bilisel levlerdeki Deiimler .Ergenlik ve ilk yetikinlikte bilisel ilevlerin kullanmnda belirgin bir deiiklik yaanmaz. .Bedensel ve duyusal alanlarda yava yava balayan kayplarn etkileri, yetikinlikte, hz ve koordinasyon gerektiren grevlerde yavalama, ksa sreli bellek grevlerinde gerileme eklinde grlebilir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaam Boyu Bilisel levlerdeki Deiimler .Ancak hz ile nitelii birbirine kartrmamak gerekir. .Orta yetikinler, daha karmak ve ok boyutlu dnebilirler. Daha uzun vadeli planlama yapabilir ve olas sonular daha iyi deerlendirebilirler. 5String Quartet - LoRes logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sosyal Gelime .Sosyal gelime hem makro ve hem de mikro dzeyde iinde yaanlan toplumsal ve kltrel ortamdan etkilendii gibi bireysel zelliklerden de etkilenir. .Bu bak asnn bir rnei, Eriksonnun psiko-sosyal geliimi tanmlayan kuram 5erik-erikson logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad E. Erikson (1902-1994) ve Psikososyal Geliim Kuram .Erikson, insanlarn sosyalduygusal geliimlerini yaam boyu devam eden 8 evre halinde tanmlamtr .Aamallk ve evrensellik logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad E. Erikson (1902-1994) ve Psikososyal Geliim Kuram .Her bir evre, bir kartl ya da bir atmay ierir. Birey bu kartl ya da atmay olumlu ynde zmleyerek bir st evreye geer. .atma olumsuz ynl zlm veya tam zlememi olsa bile, toplumsal ve kltrel etmenler bireyin bir st evreye geiini gerekli klabilir. .Bu zlememi atma yukar doru tanr ve uygun olanaklar ortaya karsa sonraki evrelerde zmlenebilir. .Bu tanan zmlenmemi atma bir sonraki evrenin kazanmlarn olumsuz ynde de etkileyebilir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad E. Erikson (1902-1994) ve Psikososyal Geliim Kuram .EVRELER .1. Temel Gvene Kar Gvensizlik (0-2) .2. zerklie Kar Kuku ve Utan (2-3) .3. Giriimcilie Kar Sululuk (4-6) .4. alkanla Kar Aalk Duygusu (6/7 yatan erinlie kadar) .5. Kimlik Kazanmaya Kar Rol Karmaas (Ergenlik) .6. Yaknla ve Dayanmaya Kar Yaltlmlk (lk yetikinlik) .7. retkenlie Kar Durgunluk (Orta Yetikinlik) .8. Benlik Btnlne Kar Umutsuzluk (Yallk) logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sosyalleme Sreci .Sosyalleme, bireyin davranlarnn, deerlerinin, yeteneklerinin, tavrlarnn, ihtiyalarn giderme yollarnn iinde yaad topluma uygun veya o toplumda ilevsel olabilecek ekilde biimlendii yaam boyu devam eden bir sretir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sosyalleme Sreci .Sosyal geliimi etkileyen ilk kurum ailedir .J. Bowlbynin Balanma Kuram .Balanma, kiinin gvenlik duygusuyla ilikili olan bir eit duygusal badr .Gvenli s hipotezi 5bowlby_john1 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sosyalleme Sreci .sel alma modeli, ocuun balanma figrnn varlndan ve gvenirliinden emin olmas ya da olmamas ile ilgili eleri kapsar .Gvenli Balanma, ocuun anne babay gvenli s olarak kulland ve kolayca yattrl isel alma modeline denilmektedir .Gvensiz Balanma, ocuun anne babay rahata gvenli s olarak kullanamad, ayrlk ya da ayrldktan sonra birleildiinde kolayca yattrlamad bir modelidir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sosyalleme Sreci .Balanma artk eitli insanlarla yaam boyunca ballk kurma sreci olarak ele alnmaktadr logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sosyalleme Sreci .Akran gruplar, ocua ailenin dndaki dnya hakknda bir bilgi ve karlatrma kayna sunarlar .Akranlar tarafndan reddedilen, madur edilen veya yalnz braklan ocuklarda ve genlerde depresyon, saldrgan davranlar gsterme riski daha fazladr 5socialization-pic-2-t1hnqc logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA Beyin ve Sinir Sistemi psi5 Istanbul_Universitesi_SBs logo_1000_1000 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi 1. HAFTA STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES STANBUL NVERSTES AIK VE

UZAKTAN ETM FAKLTES logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad IV. HAFTA: NSANIN YAAM BOYU GELM logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad BU HAFTA .Geliim Srecinin ncelenmesi Nasl Mmkn Olmaktadr? .Yaamn ve Canlln Temelleri .Yaam Boyu Fiziksel Geliim 4dev_intro logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad nsann Yaam Boyu Geliimi .Her birey, kendi balangcndan lmne kadar uzanan bir yaam hattnda, kaltmla devrald eilimler ile evresel etmenlerin karlkl etkileimi yoluyla farkllaarak ilerlemektedir .Yan artmas hi bir eyin nedeni veya aklamas deildir! 4genc_ve_yasli_erkek logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad nsann Yaam Boyu Geliimi .Geliimsel sreler, evre-kaltm ve kayp- kazan etkileimine bal olarak veya onlara gre biim deitirebilen ya da plastik bir yapya sahiptir .Burada dikkat edilmesi gereken, bireylerin farkl kayp-kazanlara farkl ekillerde uyum salayabilmeleridir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad nsann Yaam Boyu Geliimi .Normatif ve yaa bal olan etkiler, ayn ya aralnda olan tm bireyleri etkileyen biyolojik ve evresel etmenler .Normatif ve tarihe bal etkiler, belirli bir tarihsel zaman aralnda yaamakta olan her yatan tm bireylerin geliimsel zelliklerini etkiler .Normatif olmayan yaam olaylar, bir bireyin yaamn etkileyen temel/asli olaylar ierir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 4lifespan Geliim Srecinin ncelenmesi Nasl Mmkn Olmaktadr? .nsan yaamnn ayrt edilebilir dnemleri vardr: doum ncesi, bebeklik ilk ocukluk, orta ocukluk, ergenlik, ilk yetikinlik, orta yetikinlik ve ileri yetikinlik (yallk) ve lm logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Geliim Srecinin ncelenmesi Nasl Mmkn Olmaktadr? .Geliim srecini ya dediimiz zaman hatt zerindeki deiimlerin incelenmesi olarak ele aldmza gre, deien bir eyin nasl deimekte olduunu anlamann yolu ne olabilir? .boylamsal desen .kesitsel desen .ardk desen logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaamn ve Canlln Temelleri .yumurta hcresi (ovum) .fallop kanallar .rahim .sperm .zigot 4fertilizasyon1a logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yolculuk Var Yarna .Doum ncesi gelime, safhada incelenmektedir: .1. Dllenmeden sonraki ilk 2 haftay kapsayan germinal safha .2. Embriyonik safhada (2-8. haftalar aras), organizmann anneyle alveriini salayan plasenta, gbek kordonu ve amniyon kesesi gibi yaplar olumaya balamtr .3. kinci aydan itibaren, rahimde yaayp geliebilmek iin tm yaplarn tamamlayan bu organizma fets adn alr ve 3. aydan douma kadar olan bu sreye fetal safha denilir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yolculuk Var Yarna .Gebelik: 266 gn veya 38 hafta .lk 3 ay: Fetsn boyu 7,5 cm ve arl 2,8 gr. Belli bal organlar ve organ sistemleri oluur .kinci 3 ay: Fetsn boyu yaklak 35.5 cm. ve arl 500 gr. Hzl byme ve olgunlama .Son 3 ay: 51-52 cm boy ve 3.400 gr. Tamamen insan grnmne kavumutur 4Hafta-Haftagebelik3 logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yeni Doan .Ortalama 50-52 cm boyunda, 3.100-3.400 gr arlnda, temel hayatta kalma becerilerine sahip bir canl .Refleksler, doutan getirilen, belli bir uyarana kar yaplandrlm basit tepkilerdir. Bir dier ifadeyle genetik olarak gelen hayatta kalma mekanizmalardr ve otomatik olarak, bebein kontrol dnda ortaya karlar. .Bebekler doduklarnda pek ok temel igdye ve bunlar gidermek iin temel reflekslere sahiptirler. 4yeni-dogan-bebek-ozellikleri logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yeni doann zellikleri Tm beden sistemleri tamdr. Byme ile bedenin ebad ve paralarnn oranlarnda deiim grlr. Yeni doann kalp at hzl ve solunum says yetikinlere oranla yksektir. Mide hacmi, yeni doanda 30-90cm3tr. ki yata 500 cm3 olur. Anne stnde bulunan besinleri sindirebilecek niteliktedir. Boaltm sistemi anne karnndan itibaren ilev grmektedir. skelet sistemi doumda tamdr. Ancak kemikler henz sertlememitir. Zamanla ebad byr, kemikler sertleir ve birbirine balanr. Yeni doan tm kas hcrelerine sahiptir ve kaslar bydke gleri artar. Yeni doann vcut hareketleri denetimsizdir. Tipik bir yeni doan, yaklak 18 saat (10-21)uyur. Ancak bebeklerin uyku zamanlar ve dzenleri farkllk gsterir. Yetikinler uykularnn 1/5ini rem uykusunda geirirler. Ancak bebekler aya kadar uykularnn yarsn rem uykusunda geirir ve uykular rem ile balar. Yetikinlerde rya rem uykusunda grlmektedir. Bebeklerde de uykuda Rem faz olmasna ramen rya grp grmediklerini bilebilmemiz mmkn deildir nsan yzne, sesine ve dokunuuna tepki verirler. Temel iletiim aralarn kullanabilirler, duygularn ifade edebilirler. Gzleriyle yetikini izleyebilirler. Yz ifadelerini taklit edebilirler. 5-20 cm yakn grebilirler. Doum ncesinden itibaren iitebilir Doduklarnda sesle verilen ynergeleri alglayabilirler. Ho ve naho olarak koku ve tatlar ayrt edebilirler; 1 gnlk bebekler tatl tatlar eki ve ac tatlara tercih etmektedirler. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaam Boyu Fiziksel Geliim .Fiziksel geliim denildiinde, bedensel byme, hareketler, duyum ve alg alanlarnda olan deiimler incelenmektedir. .Bu alanlar, yaamn ilk yllarnda en hzl ilerlemelerin grld alanlardr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 4human growth Yaam Boyu Fiziksel ve Bedensel Deimeler .Bedensel byme, doum ncesinden balayarak ergenliin sonuna kadar devam eden ve vcut paralar ve organlardaki ebat art ile tanmlanan

bir sretir. .Kk yalarda son derece hzl seyreden bu sre, orta ocuklukta grece olarak yavalar, ergenlik ile beraber yeniden hzlanr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaam Boyu Fiziksel ve Bedensel Deimeler .Byme hzndaki azalma eilimi, genel olarak bir nceki yldan az, bir sonraki yldan fazla olacak ekilde ergenlie kadar devam eder .Ellili yalardan itibaren fiziksel g kayplar hissedilmeye balanr, eker hastalklar, damar hastalklar gibi kronik rahatszlar balar logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 4motor_devel Yaam Boyu Fiziksel ve Bedensel Deimeler .Hareket (motor) geliimi, insanlarn dengeli ve koordineli hareketleri yapabilir hale gelmeleri ve zaman boyunca hareket becerilerindeki deiimleri kapsar .Hareketler kullanlan kas gruplarna dayal olarak snflanr: .Byk kas hareket becerileri, yrme, zplama, merdiven inip kma gibi uzun kaslarn kullanmn; kk kas hareket becerileri ise izme, hamurla oynama, kak kullanma, dme ilikleme gibi ksa kaslarn kullanmn ierir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Yaam Boyu Fiziksel ve Bedensel Deimeler .Pek ok hareketin geliimi byk kaslar dzeyinde balar ve zamanla kk kaslarn da kullanlabilir hale gelmesiyle incelir .Bir hareket becerisi her zaman kas ve sinirlerin kullanmyla ilgilidir ve her belirli ilev iin belirli bir fiziksel olgunlama dzeyi gereklidir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Duyular ve Algnn Geliimi .nsanlarda duyusal sistemler doumdan itibaren olduka iyi alyor durumdadr ve bebeklikte hzla yetikinlere yakn bir dzeye ular! logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Duyular ve Algnn Geliimi .Grme: .Grteki keskinlik bir yetikinden dktr. Gr keskinlii ksa bir sre iinde artar. .Bebekler insan yzne duyarldrlar ve dier nesnelerden daha fazla bakarlar. 12 saatlik bir bebek, annesinin yzn dier yzlere tercih eder. . aylk olmadan bebekler grme ile sesi birletirirler. .Bu aylarda bebekler derinlii de alglamaya balarlar. 4cocuk-gorme logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 4isitme Duyular ve Algnn Geliimi .itme: .Doum ncesinden itibaren vardr. Fets, hamileliin son iki aynda, annesinin sesi, mzik ve gibi sesleri iitebilir ve tepki verir. .Bebeklik dneminde sesin perdelerini birbirinden ayrma geliir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 4dokunma Duyular ve Algnn Geliimi .Dokunma: .Bebekler doduklarndan itibaren dokunmaya tepki verirler. .Yeni doanlar bile grme ile dokunma duyusundan gelen malumatlar birletirebilirler ve iki aylk bebekler bu iki duyuyu e gdml olarak kullanabilirler. .Yeni almalarda yeni doanlarn ar ve ac hissettikleri ortaya konulmutur. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Duyular ve Algnn Geliimi .Koklama: .Yeni doanlar kokular ayrabilirler. Vanilya ve iek kokularn, balk ve rk yumurta kokusuna tercih ettikleri ortaya konulmutur. .Birinci haftadan sonra annelerinin kokularn tanyabilirler. 4koku logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 4tat Duyular ve Algnn Geliimi .Tat Duyusu: .Doum ncesinden itibaren tat duyusunun olduu dorultusunda aratrma bulgular bulunmaktadr. .ki saatlik bebekler, ekerli, ac ve eki tatlarda farkl yz ifadeleri taknmaktadr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Duyular Aras Alglama ve Alg-Hareket Btnletirmesi .Karmak ve oklu duyusal yaantlarda duyulardan gelen malumatlar btnletirme ikinci alt ay iinde yaplabilmektedir. .Bu durum ayn zamanda, alg ile eylem/hareket arasndaki balantlarla da ilgilidir! logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Duyular Aras Alglama ve Alg-Hareket Btnletirmesi .ocuk, dengesini nasl koruyaca, etraftaki nesnelere nasl eriecei ve eitli yzey ya da alanlarda nasl yryeceini renmek iin algsal verilerle kendi hareketlerini srekli koordine eder. .Alg eylemi salar, eylem ise yeni alglama olanaklar salar. .Btn bunlar algsal geliimin evre ile etkileime dayal olarak, duyularn btnletirilmesi ve hareket becerilerinin ibirlii ile gelien ilevler olduunu gstermektedir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Duyular Aras Alglama ve Alg-Hareket Btnletirmesi .nsanlarda duyusal geliim ok erken yalarda tamamlanr. .Orta yetikinlie kadar duyusal ve algsal kapasitede bir deiim yaanmaz. .Orta yalardan itibaren, yava yava, duyularda kayplar grlmeye balanlr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA nsann Yaam Boyu Geliimi psi4 Istanbul_Universitesi_SBs logo_1000_1000 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi 1. HAFTA STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad III. HAFTA: NSANIN EVRMSEL VE BYOLOJK TEMELLER logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad BU HAFTA .Biyolojik-Fizyolojik Etmenler .Kaltmsal Etmenler logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Biyolojik-Fizyolojik Etmenler .Vcudumuz grme, iitme, dnme, hissetme ve hatrlamada nemli rol oynayan farkl sistemlerin birbirleriye e gdml olarak almasn nasl salamaktadr? .sinir sistemi .i salg sistemi logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 3endocrine_system Salg Sistemi (Endokrin Sistem) . salg sistemi,

kan dolamna hormon denilen kimyasal ileticiler reten ve salglayan bez adr. .Bu sistem ayn zamanda baklk sistemini etkileyerek organizmann yaamn korur; cinsel uyarlmay dzenleyerek, reme hcrelerinin ve anne stnn retimini balatarak canlln srdrlmesini salar. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Salg Sistemi (Endokrin Sistem) .Neden nemli? .1. nsan geliiminin belirli aamalarnda hormonlarn sinir sistemini ve vcut dokularn dzenlemeleri, o dnemde bulunan insanlarda ortak davran ve eilimlerin ortaya kmasn salamalar .2. Hormonlarn gndelik hayatta ok sayda davran balatmalar, srdrlmesini salamalar ve dzeyini belirlemeleri logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Salg Sistemi (Endokrin Sistem) .Hipotalamusun ilevlerinden biri, i salg bezi sistemi ile merkezi sinir sistemi arasnda bilgi aktarm yapmaktr. .Hipotalamustaki zellemi hcreler, dier beyin hcrelerinden aldklar hormon retimi ile ilgili mesajlar hipofiz bezine iletir ve hipofiz bezi kendisi veya dier gerekli bezlerin retim yapmasn salayacak mesajlar aktarr. 3hipotalamus logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Salg Sistemi (Endokrin Sistem) .Bu ok ynl iletiim sistemi, kan ekeri ve kalsiyum seviyesinin sabit tutulmas, karbonhidrat metabolizmas ve bedensel byme gibi yava ve srekli srelerin dzenlenmesini salar. .Ayn zamanda ani durumlarla ba etmemizde de ilev grr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Hipofiz Bezi .Beynin alt ksmnda yer alr ve hipotalamus ile balants bulunmakta ve sinir sistemi ile i salg sisteminin etkileerek almasn salamaktadr. .n hipofiz dier i salg bezlerinin faaliyetlerini tetikleyen ok sayda hormon retir. Ayn zamanda byme hormonu reterek vcudun byme miktarn ve zamanlamasn dzenler. .Arka hipofiz ise kan basnc ve su dengesinin dzenlenmesini ve cinsel zelliklerin kazanlmas ve srdrlmesi, annelik, st retimi gibi ilevlerin yrtlmesini salayan hormonlar retir. 3hypofyse logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Tiroid Bezi .Grtlan hemen altnda bulunan bu bez, vcut metabolizma orann dzenleyen tiroksin hormonunu retir. Metabolik dzey tketilen yiyecein gerekli enerjiye ne kadar hzl ya da yava dntn belirler. .Ar faaliyet gsteren tiroid bezi, dikkat younlatrmada zayflama, ar heyecan, uyku bozukluklar, yorgunluk gibi sonular dourur. 3tiroid logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Pineal Bez 3pineal-gland_humanityhealing-1 .Beyinde bulunan pineal bez, gn boyunca organizmann etkinlik dzeyini ayarlar. .Pineal bez k ile uyarldnda (isterseniz gne dounca diye dnebilirsiniz), bu bez melatonin hormonunun retimi azaltmakta, bylece vcut ss ykselmekte ve organizmann etkinlik dzeyi artmaktadr. .Ik azaldnda/gece olduunda ise, melatonin salgs arttrlmakta ve vcut ss derek organizmann etkinlii yavalamaktadr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Sinir Sistemi . salg sistemini incelerken de grlebilecei gibi sinir sistemi ve i salg sistemi karlkl etkileim iinde alr. .(Bu konuyu ayr bir blm olarak ele alacaz.) 3sinirsistemi logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Kaltmsal Etmenler .Her insan, belirli zihinsel ilevlere (hafza gibi), belirli davran eilimlerine (gruba uyma davran gibi) ve belirli psikolojik yaplara (kiilik gibi) sahiptir. .Beri yandan insanlar hem psikolojik ve hem de biyolojik yaplar bakmndan eitlilik gsterirler. .Kaltm * evre ?? logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Kaltm-evre Tartmas Neden nemlidir? 3soru .Selvi Boylum Al Yazmalm .Genetik belirlenmilik? Asil slaleler .Bo levha? Siyahi bakan .Yaklak son 30 yldr, doutan getirdiimiz baz sabit zellikler ve eilimlerimizin olduu ancak bunlarn iinde yaadmz evresel olanaklar ile ekillendii kabul edilmekte. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Kaltm: Genetik ve Epigenetik .Kaltm, ebeveynlerimiz aracl ile bize aktarlm olan fiziksel ve psikolojik zellikleri tanmlar. .Genetik, biyolojik varlklar arasnda bilgi akn salayan temel bir sistemdir. .GenlerDllenme-Yumurta/Sperm-Zigot- DNA-Kromozomlar logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Kaltm: Genetik ve Epigenetik .nsan Genomu Projesi .20.500 baz gen ve karmak etkileimler .Kanda dolaan hormonlar hcreye girerek genleri harekete geirebilir veya durdurabilirler. .Hormonlarn retimi ise, daha nce anlatld zere, k, gn uzunluu, beslenme gibi evresel koullardan etkilenir. 3genome_project_cartoon logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Kaltm: Genetik ve Epigenetik .Genler ibirlii yaparak ilev grmekte ve kiilerin zelliklerini bamsz bir ekilde deil de daha ok evresel etmenlerle etkileim iinde belirlemektedirler. 3epigenetics logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Epigenetik Kaltm .Yani bbrek hcreleri, kas hcreleri, beyin hcreleri birbirlerinden nasl farkllar? .Bu farklar, her hcre tipinin geliimi srasnda gerekleen olaylarn, faal hale gelen genleri ve bu genlerin rnlerini etkileme ve etkileim iine girme ekillerini belirlemesi sonucu ortaya kar. 3ar logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Epigenetik Kaltm .Bu hcresel dzeyde gerekleen ve genin evresiyle etkileimi yoluyla oluan bilginin aktarmnn epigenetik kaltm sistemleri yoluyla olduu kabul edilmektedir. .Epigenetik kaltm sistemleri, ayn zamanda, gen faaliyetinin dalmnn ve hcre durumlarnn srdrlmesinden ve aktarlmasndan sorumlu bir hcre sistemleridir. .D evreyle olan etkileimleri sonucu ortaya kan genetik ifade

deiimlerinin yeni kuaklara aktarlabilirlii olas. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Davransal Genetik .Davran genetii, kaltm ve evrenin insan zellikleri ve geliimindeki bireysel farkllklar zerindeki etkisinin aratrld alandr. .kizler ve evlat edinilmi ocuklar zerinde aratrmalar .kiz almalarnda, tek yumurta ikizlerinin davransal benzerlikleri ile, ift yumurta ikizlerinin davransal benzerlikleri karlatrlr. .Evlat edinme almalarnda, evlat edinilmi ocuklarn onlar yetitiren ebeveynlere benzerlikleri ile, biyolojik ebeveynleri ile olan benzerlikleri karlatrlr. 3behogenet logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Davransal Genetik .Ailelerin kendi genetik eilimleri nedeniyle ortaya kan tercihlerinin bir sonucu olarak ocuklarna bu tercihlerine uygun yetitirme koullar sunmalar .ocuun baz yapsal zelliklere sahip olmas nedeniyle, evreden gelen baz uyaran trlerine dierlerinden daha ok maruz kalmas .ocuun belirli baz eilimlere sahipse, bunlar destekleyecek evresel ortamlar aramas ve etkileime girmesi Bu zellik, kaltmsal etmenlerin evresel zelliklerle nasl etkiletiklerini ortaya koymaktadr. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Davransal Genetik .Paylalan evresel deneyimler, ebeveynlerin kiilikleri, ailenin sosyo- ekonomik ve sosyo kltrel dzeyi gibi her iki kardein ortak olarak etkilendikleridir. .Paylalmayan evresel deneyimler, rnein arkadalar, retmen ve ebeveynlerle kurulan bireysel ilikiler gibi, bir ocuun kardeiyle paylamad deneyimlerini ierir. . Paylalmayan evrenin nemi! logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Epigenetik Gr .Epigenetik gr ise, kaltm ve evre arasnda iki ynl ya da karlkl bir alveriin sregeldiini ifade eder. .Gerek geliim, miras aldmz genlerin karm kadar karmak bir baka unsuru, evreyi gerektirir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA nsann Yaam Boyu Geliimi Istanbul_Universitesi_SBs logo_1000_1000 psi3 PROGRAMI Prof.Dr. .. 4909v8uk2e9c2xi Dersi Dersi 1. HAFTA STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES STANBUL NVERSTES AIK VE UZAKTAN ETM FAKLTES logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad II. HAFTA: NSANI NASIL NCELEMELYZ? logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad BU HAFTA .Bilim, Bilimsel Yntem ve Bilimsel Bilgi Ne Demektir? .Bir Bilginin Bilimsel Olmas Ne Anlama Gelmektedir? .Bilimsel Bir Aratrma Nasl Tasarlanp Yrtlr? .Psikolojinin Kulland Aratrma Yntem ve Teknikleri Nelerdir? logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bilim, Bilimsel Yntem ve Bilimsel Bilgi Ne Demektir? .Bilimi, sistemli aratrma yntemlerinin kullanlmasyla biriktirilmi bilgi btnl olarak tanmlayabiliriz. .Bilim, doaya ilikin deneyimlerimizi anlalabilir klmak iin tutarl, gvenilir, aklc bir kavramsal sistem ve yntem oluturma abasyla gelimitir. 2bilim logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bilim, Bilimsel Yntem ve Bilimsel Bilgi Ne Demektir? .BLMSEL YNTEM! .Bilimsel yntemi dier yntemlerden farkllatrarak birinci zellik, gzlenebilen olaylar anlamak iin tek tek, sistemli ve objektif bir biimde alarak veri toplamaktr. .Bilimsel yntemi bilimsel yapan ikinci zellik ise bir dizi benzer olayn altnda yatan olguyu anlamak iin sistemli bir biimde aratrma yapmak ve saptanan olgunun genellenebilecei olaylar dizisinin snrlarn belirleyebilmektir. 2bilimyontem logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bilimsel Etkinliin Amalar Nelerdir? .Doa olaylarn doru olarak betimlemek (tarif ve tasvir etmek), bir dier ifadeyle tam olarak ne olduunu belirlemek .Doa olaylarn aklamak (izah etmek), bir dier ifadeyle neden ve nasl olduklarn aklamak .Bir grup olguyu aklayan kuramlar ya da modeller gibi tutarl bilgi yaplar oluturmak .Yaplan aklamalara ve kuram/modellere dayal olarak yeni olgular ngrmek ve bu ngrleri snamak . Bu ngrlere dayal olarak insanlk yararna dzenlemeler yapmak logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bir Bilginin Bilimsel Olmas Ne Anlama Gelmektedir? .Bilimsel bir bilgiyi dierlerinden ayrt eden zellik, o bilginin elde edili tarz ile ilgilidir. .Bilimsel bir bilgi, herkes tarafndan gzlenebilir (sadece duyu organlarn deil, mikroskop ya da test gibi aletleri de hesaba katmalsnz), llebilir, snanabilir, tekrarlanabilir ve iletilebilir bir bilgidir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bilimsel Bir Aratrma Nasl Tasarlanp Yrtlr? .Psikolojide de bir aratrma yrtlrken dikkatli ve sistemli gzlemlerle veri toplanr .bu verileri aklayabilmek iin kuramlar gelitirilir .bu kuramlara dayanarak yeni tahminlerde bulunulur .bu tahminlerin doru olup olmad yine verilere dayanarak sistemli bir ekilde snanr 2bilimyontemi logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Bir Aratrma Srecini Nasl Tasarlarz? .nce SORU .Sonra HPOTEZ .Daha sonra VER TOPLAMA .Bir sonraki adm ANALZ .Ve SONU .Ardndan TARTIMA .Son ve yeni bir balang olarak YAYIN logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru .Kahve imek ders alabilme sremi uzatyor mu? .Bu soruda birbirini etkiledii var saylan iki deiken vardr: kahve imek ve ders almak .Kahve imek: Kafein miktar .Ders almak: Dikkat sresi .5 mg kafein alm, dikkat sresini uzatyor mu?

2kayfeders logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru .Dikkati nasl leceiz? .AB Dikkat Testi .5 mg kafein alm, AB dikkat testinden alnan puanlar arttrmakta mdr? .Kafein almnn dikkat puanlarn arttrp arttrmadn nasl anlayabileceiz? .Bir yol: Bir gruba kafein vermek, dier gruba vermemek ve her iki grubun dikkat puanlarn karlatrmak 2kayfedeney 2bilimenjek logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru .Sonunda bilimsel bir soru: .5 mg. kafein verilen grup ile verilmeyen grubun AB dikkat testinden aldklar puanlar arasnda anlaml bir fark var mdr? .Olas cevap: Evet, uzatyor, ben daha iyi alyorum (!!!) .Hayr, hipotez (bilimsel ve geici cevap) u ekilde ifade edilmelidir: .5 mg. kafein verilen grupla kafein verilmeyen grubun AB dikkat testinden aldklar puanlar arasnda anlaml bir fark vardr 2deneygroup logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru .Bu soruya nasl bir aratrma kurgusuyla cevap aranmaldr? Yntem nasl olmaldr? .Kafein alan ve almayan gruplarn dikkat testinden elde ettikleri puanlar karlatracamza gre, iki grubumuz olmaldr, bu gruplardan birine kafein vermeli, dierine vermemeli ve belirli bir srenin sonunda her ikisine de dikkat testini uygulamalyz. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru .Eer bir gruptaki bireylerin dikkat sreleri zaten uzunsa, o zaman gruplar arasnda kabilecek fark nasl kafeine balanabilir? .Her iki gruptaki bireylerin dikkat srelerini kafein vermeden nce de lmemiz, sonra kafein uygulamasn yapmamz/yapmamamz ve sonra tekrar dikkat lm yapmamz gerekir. logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 2kontrol Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru .Alk/tokluk gibi hem dikkat dzeyini ve hem de kafeinin etki sresini etkileyebilecek etmenlerin nasl kontrol altna alnabilecei dnlmelidir .Veri toplamay tamamladktan sonra artk sra verilerin uygun istatistik tekniklerle analizine geldi logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Psikolojide Kullanlan Aratrma Yntem Trleri .Korelasyonel aratrmalar, olgular arasndaki balantlar ya da ilikileri inceleme amacn tar (NEDENSONU YOK) .Deneysel aratrmalar ise, olgularn nedenlerini aklamak, model ya da teorilerin ngrlerini snamak amacn tar (NEDEN-SONU VAR) logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Psikolojide Kullanlan Aratrma Yntem Trleri .Bir aratrma tasarlarken, ne tr bir yntem kullanacamza nasl karar vereceiz? .Sorumuzun ya da problemimizin mahiyeti .Alandaki birikmi bilginin dzeyi .Baz konularda etik nedenler yznden insanlar zerinde deneysel aratrmalar dzenlemek mmkn deildir. 2etik logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Psikolojide Kullanlan Veri Toplama Yollar .nsanlardan ve hayvanlardan veri toplayabiliriz .GZLEM: doal halde gzlem ve sistematik gzlem .Doal halde gzlemde aratrmac, hi bir mdahalede bulunmakszn, gzlem yaplmayan durumun aynen korunmasna zen gstererek gzlem yapar .Sistematik gzlem ise, nceden seilip belirlenmi belirli bir davran, ilev ya da durumlarn belirli bir plana ya da sisteme gre, izlenmesi ve kayt altna alnmas demektir 2Observation logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad 2interview Psikolojide Kullanlan Veri Toplama Yollar .GRME: yaplanm, yar yaplanm veya yaplanmam .Grme, aratrdmz probleme bal olarak hazrladmz sorular erevesinde, szel olarak ve yz yze yrttmz bir bilgi toplama yoludur logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Psikolojide Kullanlan Veri Toplama Yollar .ANKET/SORU LSTELER .Anket, bir aratrmann amacna uygun dzenlenmi bir soru listesidir. Anketlerde bireyler kendileri veya belirli bir konudaki grleri hakknda sorulan sorular yazl olarak cevaplarlar 2informational-interview logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Psikolojide Kullanlan Veri Toplama Yollar .LEKLER .Bir lek, belirli bir zellie ya da nitelie (depresyon eilimi, ecinsellere ynelik tutumlar gibi) sahip olma miktarn belirlemek iin kullandmz aralardr .Bireylerin beyanna baldr logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad Psikolojide Kullanlan Veri Toplama Yollar .TESTLER .Bir psikolojik test, belirli bir davrann ya da bir davran rnekleminin nesnel ve standart lmdr .Testler, leklerde olduu gibi bireylerin beyanna dayal deildir logo_1000_1000 Dersin Ad Istanbul_Universitesi_SBs retim yesinin Ad HAFTAYA nsann Evrimsel ve Biyolojik Temelleri psi2 Psikolojiye Giri Psikolojiye Giri Yrd. Do. Dr. Sema Karakelle stanbul niversitesi Psikoloji Blm Yrd. Do. Dr. Sema Karakelle stanbul niversitesi Psikoloji Blm stanbul niversitesi Uzaktan Eitim Fakltesi 2012 - 2013 stanbul niversitesi Uzaktan Eitim Fakltesi 2012-2013 HAFTA: PSKOLOJY RENMEYE BALARKEN I. Psikolojiye Giri 3 BU HAFTA Psikolojinin Tanm Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Psikoloji Biliminin Amalar Gemiten Gnmze Psikoloji Biliminin yks Psikoloji Bilimi Nereye Doru Gitmektedir? Psikolojiye Giri 4 Psikolojinin Tanm nsanlarn davranlarnn ve zihinsel srelerinin bilimsel yntemler kullanlarak incelenmesi Bu bilginin insann gndelik hayatn ve dier insanlar anlamasn kolaylatrmasnn yannda, varolusal aklamalara kaynaklk etmekte ve ahlaki, politik ve toplumsal uygulamalara yn verme potansiyeli vardr psi1 Psikolojiye Giri 5 Psikolojinin

Tanm Ama: Davranlar, zihinsel sreleri ve bunlar etkileyen/bunlardan etkilenen etmenleri tanmlamak, nasl olageldiini ortaya koymak ve nedenlerini aklamaktr. Psikologlar, bir insann dier insanlarla neden/nasl benzer ve neden/nasl farkl olduunu aklamaya alrlar. psychology Psikolojiye Giri 6 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Psikoloji bilimi, insan, insann farkl ynlerini kapsayan belirli alt alanlara blerek incelemektedir. Baz Sorular u anda okuduum bilgileri nasl daha iyi aklmda tutabilirim? Annemle/babamla neden gr ayrlklarmz oluyor? nsanlar gerekten giderek daha saldrganlayor mu? Neden kk ocuklarn yapamad eyleri byk ocuklar yapabiliyor? Kz/erkek arkadalarmla yaadm sorunlar nasl zebilirim? Gerekten reklamlardan bu kadar etkileniyor muyuz? Ben de yalannca babaannem/dedem gibi mi olacam? nsanlarn bir futbol takmna bu kadar yrekten bal olabilmelerinin nedenleri neler olabilir? Psikolojiye Giri 7 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Geliim psikolojisi, insanlarn yaamlar boyunca bilisel, duygusal ve sosyal olarak nasl deiim gsterdiklerini tanmlamak ve neden byle olduunu aklamak amacn tar. rnein: Neden kk ocuklarn yapamad eyleri byk ocuklar yapabiliyor? Ben de yalannca babaannem/dedem gibi mi olacam? devepsi Psikolojiye Giri 8 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Deneysel psikoloji, dil, hafza, renme, duyum ve alg gibi belirli sre ve ilevleri inceler ve insan zihninin temel zelliklerini tanmlama ve aklama amacn tar. rnein: u anda okuduum bilgileri nasl daha iyi aklmda tutabilirim? experipsi Psikolojiye Giri 9 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Sosyal psikoloji, insanlarn tavr ve davranlarn belirleyen sosyal etmenleri ve insanlarn kk gruplar ierisindeki davranlarn ve etkileimlerini tanmlamak ve aklamak amacn tar. rnein: nsanlar gerekten giderek daha saldrganlayor mu? nsanlarn bir futbol takmna bu kadar yrekten bal olabilmelerinin nedenleri neler olabilir? socialpsi Psikolojiye Giri 10 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Endstri ve rgt Psikolojisi, bireylerin alma ortamlar ierisindeki davranlar, bunlar etkileyen etmenler, daha salkl ve mutlu alabilmek iin yaplabilecek kurumsal dzenlemeler ile ilgilenmektedir. rnein: Bu i pozisyonu iin en uygun aday kim? organipsi Psikolojiye Giri 11 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Klinik Psikoloji, psikolojik kkenli sorunlar olan bireylerin bu sorunlarnn zmnde yardmc olmak amacn tar. rnein: Neden devaml mutsuz hissediyorum? klinikpsi Psikolojiye Giri 12 Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Bir alt alanda uzmanlamak ve bu unvan kullanmak, lisans eitimini tamamladktan sonra, bu alanda en az yksek lisans derecesi elde etmekle mmkndr. Psikiyatrist kimdir? Psikologlar normal insan davranlaryla ilgilenirler. (Edebiyat Fakltelerinde 4 senelik lisans eitimi aldktan sonra Sosyal Bilimler Enstitlerinde 2 senelik master derecesi yaparlar) Psikiyatristler ise organik kkenli normal d davranlarn tan ve tedavisinde uzmanlamlardr. (Tp Fakltelerinde -geni farmakoloji bilgisi de ieren- 6 senelik lisans eitimini tamamladktan sonra TUSu geip bir aratrma hastanesinde uygulamal eitim alarak psikiyatri uzman olurlar) Psikolojiye Giri 13 Psikoloji Biliminin Amalar Tanmlamak: Psikolojinin ilk amac, dikkatli ve sistemli gzlemler yaparak davran ya da srecin ne olduunu, ne ekilde ortaya ktn tanmlamak zere veri toplamaktr. Aklamak: Daha sonra, tanmlanan davran ve srelerin nedenlerini veya nelerden etkilenerek ortaya ktn aklama abasna girilecektir. Psikolojiye Giri 14 Psikoloji Biliminin Amalar Tahmin etmek: Psikoloji iin tahmin, davranlarn hangi artlarda ve biimlerde ne ekilde ortaya kacan tanmlayan bildirimlerdir. Dzenlemek: Bir davran ya da zihinsel sreci tanmlayp, aklayp, tahminlerimizi snadktan sonra, bu edindiimiz bilgileri onlar yeniden dzenlemek iin kullanmamz mmkndr. Psikolojiye Giri 15 tarihpsi Gemiten Gnmze Psikoloji Biliminin yks 1 8 7 9 W u n d t L e i p z i g LK P s i k o l o j i Laboratuvar wundtlab Psikolojiye Giri 16 Psikolojiinin kuruluu ve Wilhelm Wundt (1832-1920) Wundt, resmi akademik bir disiplin olarak psikoloji biliminin kurucusudur. lk dergi, ilk laboratuar Biyoloji ve fizik gibi doa bilimlerinde kullanlan yntem ve ara - gerelerin insan incelemek iin kullanlmaya balanmas Psikofizyoloji ve ie bak wundt Psikolojiye Giri 17 Herman Ebbinghaus (1850-1909) Ebbinghaus, renme ve hafza konularn deneysel olarak inceleyen ilk psikologdur. Wundta bir eletiri Bellek zerine ebbing Psikolojiye Giri 18 Yapsalclk ve Edward Titchener (1867-1927) Yapsalclk: Akl ve davrann yapsnn incelenmesi; insann btn zihinsel tecrbelerinin basit unsurlar veya olaylarn birleimi olarak alnabilecei fikri Doktorasn Wundtun labaratuvarnda yapmtr. Amerika Birleik Devletlerindeki Cornell niversitesi Ona gre psikolojinin asl grevi, basit bilinli deneyimlerin yapsn kefetmektir. titchner Psikolojiye Giri 19 levselcilik ve William James (1842-1910) Wunt ve Titcheneri eletirerek, ilikilerden arnm, saf duyumlardan oluan yaant atomlar kavramlatrmas ile zihnin anlalamayacan savunmutur. Farkndalk, zihnin sahip olduu evreyle srekli etkileim halinde olan bir sretir. Organizmann doal ve sosyal evresine uyumu! Amerikan psikolojisinin ana akmnn nemli bir paras Uygulamal psikolojinin domasna da neden olmutur. james Psikolojiye Giri 20 Davranlk ve John B. Watson (1878-1958) Bilin, ruh gibi kavramlardan uzaklap nesnel ve somut olarak incelenebilir zellikler zerinde almas gerektiini sylemitir. Watsona gre insan dnyaya yalnzca basit reflekslerle donanm olarak gelmekte ve tm zelliklerini yaad evre iinde, temel refleksleri zerine ina olan renilmi davranlar ile yani klasik koullanma ile edinmektedir. Yeni-davranlk: 1930-1960 yllar arasnda E.Tolman, E. Guthrie, C. Hull ve B.F. Skinner Sosyal

davranlk: 1960lardan itibaren A. Bandura ve J. Rotter watson Psikolojiye Giri 21 Gestalt Ekol 1900l yllarn banda, Almanyada Max Wertheimer (1880-1943), Kurt Koffka (1886- 1941) ve Wolfgang Khler (1887- 1967) Yaant elerine blnemez; yaanty incelerken elerin ilikileri ve etkileimleri dikkate alnmaldr. Btn paralarnn toplamndan fazla ve farkldr! Gestalt ekol, alg, renme, kiilik, sosyal psikoloji ve motivasyon gibi alanlarda yaptklar almalarla psikoloji zerinde silinmez bir iz brakmlardr. gestalt Psikolojiye Giri 22 Psikanaliz ve Sigmund Freud (1856 1939) Bir nrolog olan S.Freud, klinik almalar sonucunda psikanaliz ad verilen bir tedavi teknii gelitirmitir. O, insann farknda olmad ve aslnda davranlarn ynlendiren bir bilinaltnn olduunu syleyerek insann akl ve mantktan olumadnn altn izmitir. Bilinalt! freud Psikolojiye Giri 23 Hmanistik Psikoloji 1950li yllarda psikodinamik ve davran yaklamlara bir tepki olarak ortaya kmtr. A. Maslow (19081970) tarafndan ortaya atlan Kendini Gerekletirme Kuramnn ve C. Rogersn (1902-1987) almalar nsanlar, kendi varolularnn bilincinde olan, doal olarak iyiye ynelen ve seim yeteneine sahip varlklardr. Klinik alanlarda yararlanlan bir bak as olarak kalmtr. maslow Psikolojiye Giri 24 bilisselpsi Bilisel Yaklam 1970lerde davranln bir eletirisi olarak ortaya kmtr. nsann tm davranlarn renme sreleri ile aklanamayacak kadar karmak olduunu savunmulardr. Deneysel yntem ve Bilgisayar metaforu G. Miller (1920-2012) ve U. Neisser (1928-2012) Psikolojiye Giri 25 Evrimsel Psikoloji Baz davranlarn ve zihinsel srelerin kkenlerini aratrarak bunlarn evrim srecinde ne gibi uyumsal stnlkler salam olabileceini inceler. Tarihsel ve antropolojik verilerden ve evrimsel biyolojiden yararlanr. Yardm etme, iftleme, e seme, kskanlk, ebeveyn tutumlar gibi evopsi Psikolojiye Giri 26 Psikoloji Bilimi Nereye Doru Gitmektedir? Gnmzde ana akm: Bilisel Psikoloji Davranlarn kara kutusunun yerine, bo kafal bir ilemci mi koyuldu? nsan, kendi dncesi zerine dnebilir. Peki ya bilgisayarlar? nsann btn ynlerinin birlikte ve etkileimsel bir anlayla ele alnabilecei daha karmak modeller oluturarak insan anlamada bir srama yapmaya hazrlanyor muyuz? HAFTAYA nsan Nasl ncelemeliyiz? Yrd. Do. Dr. Sema Karakelle psikolojiye giri I SOSYOLOJ Yrd. Do. Dr. Sema Karakelle psikolojiye giri I SOSYOLOJ 1.Hafta e-Ders Kitap Blm I.HAFTA: PSKOLOJY RENMEYE BALARKEN 1.1. Psikolojinin Tanm nsan doasnn nitelii hakknda sorulan sorular insanlk tarihi kadar eskidir ve geen bin yllar boyunca birbirinden ok farkl alanlar tarafndan cevaplandrlmaya allmtr. nk bu tr bir bilgi insann gndelik hayatn ve dier insanlar anlamasn kolaylatrd gibi, varolusal aklamalara kaynaklk etmekte ve ahlaki, politik ve toplumsal uygulamalara yn verme potansiyeli tamaktadr. Psikoloji biliminin k sorusu da benzerdir. Dolaysyla psikoloji znde insann doasn tanmlamaya ve aklamaya dnk bir aba olarak karmza kar. Daha ileriki blmlerde, bu soruya cevap verirken kullanlan bilgi edinme yollar asndan psikolojinin dier alanlardan nasl farkllatn greceiz. Ayn zamanda psikoloji biliminin tarihsel geliiminin incelenmesi, bu temel soruya cevap verirken bilimsel yntemi kullanmann neden gerekli olduunu ortaya koyacaktr. Psikoloji bilimi, yaln bir ifadeyle, insanlarn davranlarnn ve zihinsel srelerinin bilimsel yntemler kullanlarak incelenmesi olarak tanmlanabilir. Bu incelemenin amac davranlar, zihinsel sreleri ve bunlar etkileyen/bunlardan etkilenen etmenleri tanmlamak, nasl olageldiini ortaya koymak ve nedenlerini aklamaktr. Ayn zamanda, psikoloji alannda yrtlen aratrmalar zihinsel sreleri ve davranlarn ortaya kmasn salayan ileyi hakknda srekli yeni bilgiler ortaya koymaktadr. Bu yeni bilgiler eski bilgilerin deiip dnmesini; yeni yaklam ve kuramlarn olumasn salamaktadr. Bilimsel aratrma etkinliinin zn oluturan bu srekli yenilenme insann aklamasnda daha geni ve ok boyutlu bir gr asna ulamamza neden olmaktadr. Bylece dier btn bilimlerde olduu gibi, daha karmak sorular ele alabilmek ve daha karmak cevaplar retebilmek mmkn olmaktadr. Psikolojinin temel varsaymlarndan biri her insann benzersiz (unique) olduudur. Fakat ayn zamanda insanlar birbirlerine pek ok adan fazlasyla benzerler. Dolaysyla psikologlar, bir insann dier insanlarla neden/nasl benzer ve neden/nasl farkl olduunu aklamaya alrlar. Psikojinin tanmn, insanlarn davran ve zihinsel srelerinin incelenmesi olarak sadeletirsek bile, insan davranlarnn ve zihinsel srelerinin eitlilii, ok boyutluluu ve etkileyen/etkilenen yaps insann incelenmesi gereken ynlerini arttrmakta ve karmaklatrmaktadr. Bu bakmdan psikoloji bilimi, insann farkl ynlerini kapsayan belirli alt alanlara blerek incelemektedir. 1.2. Psikoloji Biliminin Alt Alanlar Gndelik hayat iinde, insanlar hakknda sorduunuz/sorabileceiniz sorular dnnz. u anda okuduum bilgileri nasl daha iyi aklmda tutabilirim? Annemle/babamla neden gr ayrlklarmz oluyor? nsanlar gerekten giderek daha saldrganlayor mu? Neden kk ocuklarn yapamad eyleri byk ocuklar yapabiliyor? Kz/erkek arkadalarmla yaadm sorunlar nasl zebilirim? Gerekten reklamlardan bu kadar etkileniyor muyuz? Ben de yalannca babaannem/dedem gibi mi olacam? nsanlarn bir futbol takmna bu kadar yrekten bal olabilmelerinin nedenleri neler olabilir? Bunlara benzer sorular hepimiz sorabiliriz. Bu sorular bize ayn zamanda insan davranlarnn eitlilii, ok boyutluluu ve farkl alanlara yaygnl hakknda bir fikir vermektedir. te insan davranlarndaki bu eitlilik, insann ok eitli ynleri zerine uzmanlam alt alanlarn oluumu gerekli klmtr. Yukarda sizin iin yazlm bu sorularn hemen her biri psikolojinin bir

baka alt alan/alanlar tarafndan cevaplanmaya allmaktadr. phesiz yukardaki sorularla temsil edilmeyen alt alanlarda bulunmaktadr. imdi bu alt alanlara bir gz atalm. Geliim psikolojisi, insanlarn yaamlar boyunca bilisel, duygusal ve sosyal olarak nasl deiim gsterdiklerini tanmlamak ve neden byle olduunu aklamak amacn tar. rnein kk ocuklarn yapamad eyleri byk ocuklarn nasl yapabildiklerini aklamak veya babaannenizden/dedenizden nasl farkl veya benzer olabileceinizi aklayan ilkeleri ortaya koymak geliim psikolojisinin konu alanna girer. Deneysel psikoloji dil, hafza, renme, duyum ve alg gibi belirli sre ve ilevleri inceler ve insan zihninin temel zelliklerini tanmlama ve aklama amacn tar. rnein bir metni nasl daha iyi aklnzda tutabileceizle ilgili cevaplar bu alanda yrtlen aratrmalar vastasyla ortaya konulabilir. Sosyal psikoloji, insanlarn tavr ve davranlarn belirleyen sosyal etmenleri ve insanlarn kk gruplar ierisindeki davranlarn ve etkileimlerini tanmlamak ve aklamak amacn tar. Bir futbol takmna neden/nasl yrekten bal olunabildii, bu aidiyetin bireyin dier davranlar zerindeki etkileri, saldrgan ya da fedakarca davranlarn nedenleri ve etkileri sosyal psikolojinin alma alanna girmektedir. Endstri ve rgt Psikolojisi, bireylerin alma ortamlar ierisindeki davranlar, bunlar etkileyen etmenler, daha salkl ve mutlu alabilmek iin yaplabilecek kurumsal dzenlemeler ile ilgilenmektedir. Endstri psikologlar, i yerlerinde alan bireylerin streslerinin nasl azaltlabilecei, bir ie en uygun personelin nasl seilebilecei gibi konularda almalar yrtrler. Klinik Psikoloji, psikolojik kkenli sorunlar olan bireylerin bu sorunlarnn zmnde yardmc olmak amacn tar. Ayn zamanda bu davranlarn nedenleri, zmleri ve ne tr teknikler kullanlarak ele alnabilecei ile ilgili aratrmalar yrtr. Bu temel alt alanlarn dnda, bir ya da bir ka alannn kesiimlerinden ortaya kan ve insan davrannn eitli boyutlarn irdeleyen trafik psikolojisi, okul psikolojisi, spor psikolojisi, eitim psikolojisi, salk psikolojisi gibi alt alanlarda bulunmaktadr. Psikoloji farkl alt alanlarda uzmanlaarak almakta olsa bile, insan tm boyutlaryla kavrayabilmek iin en azndan bir ka alt alann bilgisinin birbirini desteklemesi gerektii aktr. rnein bilisel geliim zerine almak isteyen bir aratrmac, hem geliim ve hem de deneysel psikolojiden gelen bilgileri birlikte ele almak durumundadr. Bir alt alanda uzmanlamak ve bu nvan kullanmak lisans eitimini tamamladktan sonra, bu alanda en az yksek lisans derecesi elde etmekle mmkndr. Dolaysyla, pek ok lkede olduu gibi lkemizde de, psikolog olabilmek iin drt yllk psikoloji lisans eitimini tamamlamak; belirli bir alt alann uzman olabilmek iin ise ilgili alanda en az yksek lisans eitimi grmek gerekmektedir. Psikologlar normal insan davranlaryla ilgilenirler. Psikiyatristler ise organik kkenli normal d davranlarn tan ve tedavisinde uzmanlamlardr.. Psikiyatristlik lkemizde 6 yl olan tp eitimini tamamlayarak hekim olduktan sonra psikiyatri alannda uzmanlk eitimi alarak yrtlebilen bir meslek alandr. Psikiyatristler tp eitimi aldklar ve organik kkenli rahatszlklarla ilgilendikleri iin ilala tedavi yrtebilirler . Pek ok durumda, etkili bir tedavi sreci iin psikologla psikiyatristin ibirlii yaparak almas gerekir. 1.3. Psikoloji Biliminin Amalar Psikoloji insanlarn davranlar ve bu davranlar belirleyen grnmez zihinsel sreler zerinde almakla birlikte, bu tr sorulara cevap ararken bilimsel yntemi temele almaktadr. Psikoloji alannda bir aratrma yrtlrken, insanlarn davranlarn ve zihinsel srelerini tanmlamak, aklamak, tahmin etmek ve vardmz sonulardan yararlanarak insanlk yararna dzenlemeler yapmak isteriz. Tanmlamak: Psikolojinin ilk amac, dikkatli ve sistemli gzlemler yaparak davran ya da srecin ne olduunu, ne ekilde ortaya ktn tanmlamak zere veri toplamaktr. Bylece incelenecek davran ya da sre tarif edilmi, eitli boyutlaryla ortaya konulmu olur. Aklamak: Daha sonra, tanmlanan davran ve srelerin nedenlerini veya nelerden etkilenerek ortaya ktn aklama abasna girilecektir. Bu gzlemleri birbirine balayan, ortaya kmalarn salayan nedenler, ilkeler, yaplar kefetmek aklamak zere teoriler ve modeller ortaya konulmas amalanr. Tahmin etmek: Psikoloji iin tahmin, davranlarn hangi artlarda ve biimlerde ne ekilde ortaya kacan tanmlayan bildirimlerdir. Bir davrann nedenlerinin aklanmas ileride ortaya kabilecek bir baka davran hakknda tahminlerde bulunabilmemizi salayacaktr. Ancak bu tahminleri snayarak geerli olup olmadklar hakknda bir fikir edinebilir, farkl koullarn etkilerini karlatrabilir ve ilerideki durumlar iin tahminlerimizi kuvvetlendirebiliriz. Dzenlemek: Bir davran ya da zihinsel sreci tanmlayp, aklayp, tahminlerimizi snadktan sonra, bu edindiimiz bilgileri onlar yeniden dzenlemek iin kullanmamz mmkndr. Burada yeniden dzenlemek ile kast edilen, davran balatmak, srekliliini salmak, durdurmak, yapsn veya iddetini etkilemek, olu skln belirmektir. Aslnda psikoloji biliminin gndelik insan hayatna en nemli katks bu amaca ulalabilmesi ile mmkn olabilmektedir. 1.4. Gemiten Gnmze Psikoloji Biliminin yks Psikolojinin bir bilim olarak tarihi, 1879 ylnda, Wilhelm Wundt tarafndan Almanyann Leipzig ehrinde kurulan Psikoloji Laboratuvar ile balatlr. Bu tarihin ne kadar nemsenmekte olduu, tm dnyada psikoloji biliminin ortaya knn 100. Ylnn 1979 ylnda kutlanmasndan da anlalabilir. Psikoloji biliminin ilgilendiini meselelerin aslnda ne kadar eski olduu dnldnde, 1879 ylnda Wundtun kurduu laboratuvarn nemini anlamak zor grnebilir. Gerekten de bugn bile psikolojinin inceledii baz konularn Antik Yunandan bu yana felsefeciler tarafndan da ele alnp tartldn gryoruz. nsan doasnn nelii sorusu ve belli baz alanlardaki davran zelliklerinin nasl aklanabilecei Platondan bu yana eitli ekillerde cevaplanmaya

allmtr. Psikoloji biliminin doduu 19.yzyl sonlarna kadar, felsefeciler insan doasn kendi tasarlarna, sezgilerine, karmlarna ve kiisel tecrbelerine dayal ele alarak aklamaya almlardr. Psikolojinin farkll, bu sorulara cevap ararken kulland yntemden kaynaklanmaktadr. Psikoloji, bu sorulara olgulara dayal cevaplar bulmaya ynelmi; bu olgular belirleyebilmek iin test ve teknikler gelitirmi; insan sistematik olarak inceleyerek ve deneysel aratrmalarn sonularndan yararlanarak aklayabilme abas iine girmitir. Wundtun kurduu laboratuvarnn nemi, bu teebbsn ilk resmi mekan olmasndan kaynaklanmaktadr. 1.4.1. Psikolojiinin kuruluu ve Wilhelm Wundt (1832-1920) Wundt, resmi akademik bir disiplin olarak psikoloji biliminin kurucusudur. Daha sonra dnyann eitli yerlerinde benzerleri kurulacak ilk psikoloji laboratuvarn kurmu, ilk dergiyi ynetmi ve deneysel psikolojiyi bir bilim olarak balatmtr. Wundt tarafndan incelenen duyumlar, alg, dikkat, heyecanlar gibi konular hala psikoloji biliminin temel alma alanlarn oluturmaktadr. Wundtun Leipzigde kurduu bu laboratuvar, o yllarda dnyann her tarafndan psikoloji ile ilgilenen aratrmaclar iin bir ekim merkezi olmutur. O yllarda, dnyann eitli yerlerinde psikolojinin bir bilim olarak kuruluu, bu laboratuvarda yetimi aratrmac ve renciler tarafndan gerekletirilmitir. 19.yzyln ikinci yarsnda biyoloji ve fizik gibi doa bilimlerinde kullanlan yntem ve ara - gerelerin insan incelemek iin kullanlmaya balanmas ksa srede nemli yntem ve anlay deiiklikleri ortaya karmtr. Aratrmaclar zihinsel olgular aratrmak iin teknikler gelitirmi, aletler tasarlam; insan zihnini incelemek zere kontroll gzlem ve deneyi kullanmaya balamlardr. Bu aratrmalarn nemli bir ksm duyularn incelenmesi ile ilgiliydi. Wundtun almalarnn nemli bir ksm da bu konularla psikofizyoloji- ile ilgilidir. Ancak Wundt, psikofizyoloji ile ilgilendii kadar, insan bilincinin ie bak yntemiyle incelenmesi ile de ilgileniyordu. Amac bilin srelerinin en temel paralarn analiz etmek ve bu paralarn nasl dzenlendiklerini/sentezlendiklerini belirlemek ve bu dzenlemeleri yneten birleme yasalarn ortaya koymakt. Bu paralarn duyumlar olduunu kabul edildiinden onlar anlayabilmek iin psikofizyoloji bilgisinden yararlanmak gerekiyordu. Ayn zamanda psikolojiyi deneye dayanan bir bilim olarak ele ald iin almalarn bu anlaya dayal olarak yrtmtr. Wundtun lmnden hemen onceki yllarda, Almanyada psikoloji dergisi, bir ka ders kitab yaynlanm ve yeni aratrma laboratuvarlar kurulmutu. 1.4.2. Herman Ebbinghaus (1850-1909) Wundtun almalarn srd yllarda Almanyada gelimekte olan psikolojinin bir baka nemli isminden daha sz etmek gerekir. Ebbinghaus, renme ve hafza konularn deneysel olarak inceleyen ilk psikologdur. Onun almalar Wundtun fizyolojik temelli yaklamna ve yksek seviyeli zihinsel srelerin incelenemiyeceine ynelik anlayna bir eletiri ve kar k olmutur. Ebbinghaus ayn zamanda renme ve hafza gibi tipik psikoloji konularnn ilk kez deneysel yntemler kullanarak incelemitir. renme, aklda tutma ve armlar incelemek iin anlamsz heceler ile diziler oluturmu ve gelitirdii teknik bu alandaki almalarda bir devrim yaratmtr. Bu aratrmalarnn bir sonucu olarak 1885 ylnda yaynlanan Bellek zerine isimli kitab psikolojiye yeni bir alan ve yeni ufuklar amtr. 1.1.3. Yapsalclk ve Edward Titchener (1867-1927) Yapsalclk yaklam, akl ve davrann yapsnn incelenmesi; insann btn zihinsel tecrbelerinin basit unsurlar veya olaylarn birleimi olarak alnabilecei fikri ile zetlenebilir. Doktorasn Wundtun labaratuvarnda yapm olan Titchener, bu almasn tamamladktan sonra, lkesi ngiltereden ayrlarak Amerika Birleik Devletlerindeki Cornell niversitesine gitmi ve btn meslek hayatn orada geirmitir. Wundttan ok etkilenen Titchener, onun bilin zerine olan grlerini daha ok nemsemi ve Yapsalclk ismiyle bilinen bir yaklam ortaya koymutur. Ona gre psikolojinin asl grevi, basit bilinli deneyimlerin yapsn kefetmek veya bir dier ifadeyle, bilinci, kendini oluturan ayr paralara analiz ederek bilinci tanmlamak idi. Dolaysyla, dnmenin neden ya da nasl yerine ne olduu incelenmeliydi. Titchener meslek hayat boyunca yazd kitaplar ve danmanln yrtt doktora tezleri ile bu konu zerine almtr ancak onun lmnden sonra bu yaklamn takipileri olmamtr. Bu durum, davranlk yaklamnn domu olmas ile de yakndan ilgilidir. 1.1.4. levselcilik ve William James (1842-1910) William James, Wunt ve Titcheneri eletirerek, ilikilerden arnm, saf duyumlardan oluan yaant atomlar kavramlatrmas ile zihnin anlalamayacan savunmutur. Farkndalk nemlidir, ancak farkndalk, zihnin sahip olduu evreyle srekli etkileim halinde olan bir sretir. levselcilik daha ncekilerden farkl olarak, zihin ne yapar veya zihin nasl alr sorusunu incelemeyi nemli bulmutur. Adndan da anlalabilecei zere, bu yaklam, zihnin ilevleriyle veya organizmann iinde bulunduu evreye uyum salamasyla ilgilenmitir. levselciler zihni, bir sreler kmesi veya gerek dnyada pratik sonulara neden olan ilevleri asndan aratrmlardr. Bu yaklamn James tarafndan balatld kabul edilse bile, Dewey (1859-1952), Angell (1869-1949), Carr (1873-1954) gibi pek ok isim tarafndan gelitirilmi, bir ekol olma iddias tamam ancak bir dnce ve genel bak as olarak Amerikan psikolojisinin ana akmnn nemli bir parasn oluturmutur. Bu yaklam ilevsellie verdii nem ve teknik olarak testler gibi yollarnda kullanlabilmesine izin vererrek uygulamal psikolojinin domasna da neden olmutur. Uygulamal psikoloji, S.G.Hall (1844-1924), J. Cattell (1860 1944), W.D. Scott (1869-1955) gibi isimler tarafndan gelitirilmitir. Bu hareket, 1900lerin ortalarna doru Amerikadaki ekonomik ve kltrel havaya ok uygun dm, endstri ve rgt psikolojisi ve klinik psikoloji alanlar bu

hareketin iinden domutur. Uygulamal psikoloji almalar, gndelik hayatta kullanlan zihinsel ve duygusal ilevlerin testler ve gereler yoluyla incelenmesine nem verdiinden ayn yllarda doacak olan davranlk yaklamnn kabulleriyle uyumlu olmu ve her iki akm birbirini besleyici olmutur. 1.1.5. Davranlk ve John B. Watson (18781958) Yapsalclk ve levselcilik akmlar sregelirken, Watson tarafndan ortaya atlan Davranlk gr, psikolojinin yeni bir bilim dal olarak felsefeden miras kalan bilin, ruh gibi kavramlardan uzaklap nesnel ve somut olarak incelenebilir zellikler zerinde almas gerektiini sylemitir. Onlara gre incelenmesi gereken gzlenebilir ve llebilir davranlardr. Watsona gre insan dnyaya yalnzca basit reflekslerle donanm olarak gelmekte ve tm zelliklerini yaad evre iinde, temel refleksleri zerine insa olan renilmi davranlar ile yani klasik koullanma ile edinmektedir. 1920li yllarda Watson ile balayan davranclk yaklam, evrilip gelierek 1970lere kadar srm ve psikolojinin egemen gr olmutur. kinci kuak davranlk ya da yeni - davranlk 1930-1960 yllar arasnda E.Tolman, E.Guthrie, C.Hull ve B.F.Skinnerin almalaryla srmtr. Yeni davranlk, psikolojinin znn renme almalar olduunu; karmak grnen btn davranlarn ayn temel renme yasalaryla aklanabileceini; karmak grnen davranlarn operasyonel (ilemsel) tarifleri yaplarak zerinde allabilir davranlar halinde ele alnabileceini sylemekteydiler. Operant (edimsel) koullanma, pekitirme, amal davran, tek denemede renme gibi kavramlar ve ilkeler yeni davranlar tarafndan ortaya konulmutur. nc kuak davranlk ya da sosyal davranlk 1960lardan itibaren A.Bandura, J.Rotter gibi isimlerle srmtr. Bandura, gzlem yoluyla ve model alarak renme gibi yeni renme biimlerini ortaya koymu, davran yaklama sosyal bir boyut katmtr. Ancak 1980lerde kendini dzenleme gibi yeni kavramlar tanmlayarak sosyal- bilisel bir gre ulamtr. Davranlk, sonradan ok eletirilen bir yaklam olsa bile, klasik koullanma, edimsel (operant) koullanma, gzlem yoluyla renme gibi temel renme srelerini aklanmasn onlarn almalarna borluyuz. Bu konular ve yrtlen deneylere ilikin bilgiler kitabnzn renme blmnde aklanacaktr. Davranln gzlenebilir/llebilir insan zelliklerine ve sistematik olarak incelenmesine verdii nem bugn hala temel bir yaklam olarak sregelmektedir ve bugn onlar tarafndan yoksaylan zihin, bilin, farkndalk gibi kavramlar alrken de bu anlaytan yararlanlabilmektedir. Ayn zamanda davranln eletirisinin bilisel yaklama kaynaklk ettiini ve bylece insan hakknda giderek genileyen bir gr asna sahip olunabildiini de gzden karmamak gerekir. 1.1.6. Gestalt Ekol Gestalt psikolojisi, 1900l yllarn banda, Almanyada Max.Wertheimer (1880-1943), Kurt Koffka (1886-1941) ve Wolfgang Khler (1887-1967) tarafndan oluturulmutur. Gestalt szc, Almanca btn, biim gibi anlamlara gelmektedir. Ancak hi bir dilde tam olarak karlayan bir kelime bulunamadndan, gestalt szc aynen kullanlmaktadr. Gestaltiler, Wundtun, yapsalcln ve davranln zihni atomlara (paralara) ayrarak inceleme anlayna kar kmlardr. Onlara gre yaant gelerine blnemez blnemez; yaanty incelerken elerin ilikileri ve etkileimleri dikkate alnmaldr. Yaantlarmz rntler veya rgtlenmi yaplar oluturmaktadr, alann bir ksmndaki olaylar dier ksmndaki olaylardan etkilenir. rnein gri bir kat paras, siyah zemin zerinde ak renk, beyaz zemin zerinde koyu renktir. Dolaysyla nemli olan eler arasndaki ilikilerdir. Bu ekoln anlayn tanmlayan nemli bir ilke btn paralarnn toplamndan fazla ve farkldr ifadesidir. rnein, bir mzik paras dinlediimizde, tek tek notalar deil, btn bir melodiyi alglarz. Gestalt ekol, alg, renme, kiilik, sosyal psikoloji ve motivasyon gibi alanlarda yaptklar almalarla psikoloji zerinde silinmez bir iz brakmlardr. Alg alanndaki almalarnn sonular hala psikolojiye giri kitaplarnda yer alan temel bilgiler arasndadr. Bizde, duyumlar ve alg blmnde gestalt ekolnn aratrmalarn ve bulduklar ilkeleri inceleyeceiz. Ayrca ortaya attklar baz fikirler ile 20.yzyln ikinci yarsnda ortaya kan bilisel yaklam veya humanistik yaklam etkilediklerini de gzden karmamak gerekir. 1.1.7. Psikanaliz ve Sigmund Freud (1856 1939) Bir bilim olarak psikolojinin yeni kurulmaya balad yllarda, aslnda bir nrolog olan S.Freud, klinik almalar sonucunda psikanaliz ad verilen bir tedavi teknii gelitirmitir. Ancak Freudun insanlk dnce tarihine katklar bundan ibaret deildir. Freud btn dnyada bu alanlarla ilgilenlemeyen insanlar tarafndan da tannan, dnceleriyle pek bilim daln etkilemi az saydaki bilim insanlarndan bir tanesidir. O, insann farknda olmad ve aslnda davranlarn ynlendiren bir bilin altnn olduunu syleyerek insann akl ve mantktan olumadnn altn izmitir. Freudun insan ve ruhsal hastalklarn oluumu hakknda ayrntl kuram vardr ve bir tedavi teknii olan psikalanizin hala klinik alanlarda takipileri bulunmaktadr. Psikolojiye bir olan etkileri ok eitli alardan olmutur. rnein erken ocukluk deneyimlerinin yetikin insan davranlarn biimlediine ilikin grleri geliim psikolojisi aratrmalar iin bir ivme kayna olmutur. Bugn psikodinamik yaklam dediimiz, davrann gemi deneyimler ve drtsel kaynaklar erevesinde akland; eylemlerin igdler ile sosyal gereklilikler arasndaki atmalar zme abas ile olutuunu kabul eden yaklam Freudun grleri zerine dayanr. Psikanalitik yaklam temelinde gelitirilmi kiilik kuramlar bulunmaktadr. Freud, Psikanalitik yaklamn dayand kuram ve kavramlarnn bilimsellii tartmaya ak olsa bile, ortaya atlndan neredeyse 100 yl sonra hala kullanlmakta olan bir tedavi biimi ve zgn bir insan tasavvuru brakmtr. Ayrca, bugn yeniden ve deneysel yntemler kullanlarak

yrtlen bilin aratrmalarnn da Onun tarafndan ortaya atlan bilin alt kavramna ihtiya duyduunu kabul etmek gerekir. 1.1.8. Hmanistik Psikoloji Hmanistik psikoloji, 1950li yllarda psikodinamik ve davran yaklamlara bir tepki olarak ortaya kmtr. Bu yaklamn temelinde varoluu felsefe anlaynn etkilerini grmek mmkndr. Hmanistik yaklama gre, insanlar ne psikodinamikilerin dedii gibi i gdsel kaynaklara ne de davranlarn dedii gibi evresel kaynaklara dayanarak davranlarn belirlerler. nsanlar, kendi varolularnn bilincinde olan, doal olarak iyiye ynelen ve seim yeteneine sahip varlklardr. nsann hedefi kendi potansiyelini gerekletirmek olmal; bunu salamak iin ise insan doasnn btnlne inanarak zgr irade, spontanlk ve bireyin yaratc gcn gelitirmek zerine allmaldr. Bu yaklam geliiminde A.Maslow (1908 1970) tarafndan ortaya atlan Kendini Gerekletirme Kuramnn ve C.Rogersn (1902-1987) almalarnn rol byktr. Rogers ayn zamanda danan merkezli tedavi denilen psikoterapi yaklamn da ortaya atmtr. Bylece humanistik psikoloji, tm insan aklayan bir model olmaktan ok daha ok klinik alanlarda yararlanlan bir bak as olarak kalmtr. Bu yaklam biimi 1970lere kadar etkili olmutur ancak bilisel yaklamn douu ile yeni bir insan anlay ortaya konulmas yeni tedavi tekniklerine kaynaklk etmitir. 1.1.9. Bilisel Yaklam Bilisel psikoloji yaklam, 1970lerde davranln bir eletirisi olarak ortaya kmtr. Davran yaklamn dorudan gzlenemedii iin zihni bir kara kutu olarak ele alp inceleme d brakmas bu eletirilerin temel kayna olmutur. Biliselciler, dnme, hatrlama, anlama, problem zme, hafza gibi zihinsel srelerin incelenmesi gerektiini bir dier ifadeyle insann tm davranlarn renme sreleri ile aklanamayacak kadar karmak olduunu savunmulardr. Bu tr sreler dorudan gzlenememektedir ancak bu sreleri ortaya koyan problem zme, hatrlama gibi davranlar gzlenebilir ve bu gzlemlerden bu srelere ilikin karmlar yaplabilir. Ayn zamandan insan dncesi, davranlar zerinde etkili olan bir etmendir yani davranlar yalnzca evreden gelen uyaranlarn bir sonucu olarak aklanamaz. Biliselciler bu temel itiraz noktalarnn geerliliini deneysel aratrmalarla ortaya koymulardr. Bilisel yaklam, insan zihnini modelleme ihtiyac duymu ve 20 yzyl iin ok uygun olan bilgisayar metaforunu kullanmtr. Bilisel hareketin G.Miller (1920- ) ve U.Neisser (1928- ) tarafndan balatld kabul edilse bile nceki yaklamlardan biraz daha farkl olarak pek ok aratrmac tarafndan hep birlikte gelitirilip evrilmitir. Bu anlay psikolojinin hemen her alt alannda pek ok yeni aratrmaya ve gre kaynaklk etmitir. Bu anlayn bak asyla geliim, kiilik, anormal davranlar, sosyal davranlar, tedavi uygulamalar gibi pek ok alanda ok sayda aratrmalar yrtlm, kuramlar gelitirilmi ve hatr saylr bir bilgi birikimi oluturulmutur. Ancak adndan da anlalabilebilecei zere, bu yaklam bilisel srelerin incelenmesin ok fazla arlk vermektedir. Ayn zamanda insann zihninin bilgisayar metaforu ile modellenmesinin insan anlamakta getirdii snrlamalar giderek daha fazla ifade edilmeye balanmtr. Gnmzde hala egemen bir anlay olarak srmekte olan bilisel yaklam beri yandan eletirilere maruz kalmakta ve giderek daha fazla insan aklamada eksik kalan ynleri ortaya konulmaktadr. 1.1.10. Evrimsel Psikoloji Evrimsel psikoloji, baz davranlarn ve zihinsel srelerin kkenlerini aratrarak bunlarn evrim srecinde ne gibi uyumsal stnlkler salam olabileceini inceler. Bunu yaparken, tarihsel ve antropolojik verilerden ve evrimsel biyolojiden yararlanr. Aratrmaclar insan beyninin evrimletii evresel faktrlere odaklanarak, belirli bir tarihsel zamanda ne gibi adaptasyon gereklilikleri olduunu saptamaya alrlar. Bu adaptasyon gereklilikleri ya da o tarihsel zamana zg glkler belirlendikten sonra, evrimsel psikologlar bu tr konularn zm iin zihinsel mekanizmalarn ve psikolojik adaptasyonlarn nasl altn incelerler. Bu yaklam ile, yardm etme, iftleme, e seme, kskanlk, ebeveyn tutumlar gibi ok eitli davranlar incelenmi ve ilgin bak alar ve kuramlar ortaya konulmutur. 1.4. Psikoloji Bilimi Nereye Doru Gitmektedir ? Gnmzde psikolojinin ana akm olarak bilisel psikolojinin etkileri srmeye devam etmekte ise de, bu yaklam biiminin aklamakta yetersiz kald noktalar giderek daha fazla ortaya konulmaktadr. Bilisel yaklam insan zihnini znde bilisel/akli bir sistem olarak tasavvur etmitir. Ancak kimi aratrmaclar bu yaklamn davranlarn kara kutusunun yerine, bo kafal bir ilemci koyduunu ancak insan zihninin bundan ibaret olmadn sylemektedirler. nsan zihninin bilgisayar metaforu kullanlarak modellenmesi, insann kendi dnceleri zerinde dnebilen bir varlk olmasn gzden karmaktadr. Bir yandan, geliim psikolojisi aratrmalarndan gelen insanlarn bakalarnn niyet, arzu ve dncelerini yaamn ok erken yllarnda anlayarak bunlara uygun davranabildikleri dorultusundaki sonular insan kavraynn yalnzca bilisel unsurlardan ibaret olmadn gstererek yeni ufuklar amaktadr. Bu kavrayn dier insanlarla birlikte olarak ve ibirlii kurarak gelimekte olduuna dnk sonular insan zihninin ve davranlarnn kaynaklarna dnk bak amz yeniden dzenleyecek gibi grnmektedir. Bir dier yandan giderek gelien davransal/bilisel sinir bilim aratrmalar duyu, alg, dnme ve duygular ortaya karan beyin srelerini inceleyerek yeni anlaylar gelimesine temel oluturmaktadr. Ayn zamanda, farkndalk ve bilin ile ilgili aratrmalar giderek artmaktadr ve arpc sonular ortaya konulmaya balanmaktadr. Btn bu yeni aratrmalar daha ileriki blmlerde gzden geireceiz. Yakn gelecekte psikoloji bilimi, insann btn ynlerinin birlikte ve etkileimsel bir anlayla ele alnabilecei daha karmak modeller oluturarak insan anlamada bir srama yapmaya hazrlanyor gibi grnmektedir.

Ebbinghausun ifadesiyle gemii uzun ama tarihi ksa olan psikoloji bilimi, giderek daha karmak gzken insan zelliklerini mercek altna almakta ancak bunu yaparken kendini dier dallardan ayran kontroll ve sistematik olarak yrtlen gzlem ve deneyleri kullanmaya devam etmektedir. zet nsan doasnn nitelii hakknda sorulan sorular insanlk tarihi kadar eskidir ve geen bin yllar boyunca birbirinden ok farkl alanlar tarafndan cevaplandrlmaya allmtr. Daha ileriki blmlerde, bu soruya cevap verirken kullanlan bilgi edinme yollar asndan psikolojinin dier alanlardan nasl farkllatn greceiz. Psikoloji bilimi, yaln bir ifadeyle, insanlarn davranlarnn ve zihinsel srelerinin bilimsel yntemler kullanlarak incelenmesi olarak tanmlanabilir. Bu incelemenin amac davranlar, zihinsel sreleri ve bunlar etkileyen/bunlardan etkilenen etmenleri tanmlamak, nasl olageldiini ortaya koymak ve nedenlerini aklamaktr. nsan davranlarnn eitlilii, insann ok eitli ynleri zerine uzmanlam alt alanlarn oluumu gerekli klmtr. Geliim psikolojisi, deneysel psikoloji, sosyal psikoloji, klinik psikoloji gibi alt alanlar bulunmaktadr. Psikoloji insanlarn davranlar ve bu davranlar belirleyen grnmez zihinsel sreler zerinde almakla birlikte, bu tr sorulara cevap ararken bilimsel yntemi temele almaktadr. Psikoloji alannda bir aratrma yrtlrken, insanlarn davranlarn ve zihinsel srelerini tanmlamak, aklamak, tahmin etmek ve vardmz sonulardan yararlanarak insanlk yararna dzenlemeler yapmak isteriz. Psikolojinin bir bilim olarak tarihi, 1879 ylnda, Wilhelm Wundt tarafndan Almanyann Leipzig ehrinde kurulan Psikoloji Laboratuvar ile balatlr. Bu tarihten itibaren aslnda birbirini tamamlayan farkl bak alar ve anlaylar ile geliip glenerek hatr saylr bir bilgi birikimine ulald grlmektedir. Ebbinghausun ifadesiyle gemii uzun ama tarihi ksa olan psikoloji, giderek daha karmak gzken insan zelliklerini mercek altna almakta ancak bunu yaparken kendini dier dallardan ayran kontroll ve sistematik olarak yrtlen gzlem ve deneyleri kullanmaya devam etmektedir. alma Sorular 1-Psikolojinin temel konular ve ilgi alanlar nelerdir? 2-Psikolog ile psikiyarist arasnda ne fark vardr? 3-Wundtun psikoloji bilimine katks nedir? 4-Ebbinghausun psikoloji bilimine katks nedir? 5-Davran yaklamn daha nceki yaklamlara en nemli eletirisi ne olmutur ? 6-Bilisel yaklamn davran yaklama en nemli eletirisi ne olmutur ? 7-Psikanalalitik yaklamn en nemli miras sizce nedir? 8-Bilisel yaklam nasl eletirilmektedir? Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1-Morris, C.G.(2002), Psikolojiyi Anlamak, Trk Psikologlar Dernei Yaynlar, Ankara. 2-Schultz, D.P. ve Schultz, E.M. (2002). Modern Psikoloji Tarihi, Kakns Yaynlar, stanbul. 3-Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G.(2012). Psikoloji ve Yaam, Nobel Akademik Yaynclk, Ankara 2.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: NSANI NASIL NCELEMELYZ? lk blmde, Psikolojinin insann II. doas ve yaps ile sorular aydnlatmaya alan dier baz disiplinlerden farknn, kulland bilgi edinme yollarndan kaynaklandndan sz etmitik. Psikoloji, bir bilim dal olarak doduundan bu yana bilimsel yntemi kullanarak insan hakknda bilgi retmek amacn tamaktadr. Bu bakmdan psikolojinin insan nasl incelediini anlamak iin nce bilimin, bilimsel yntemin ve bilimsel bilginin ne olduunu kavramak gereklidir. 1.1. Bilim, Bilimsel Yntem ve Bilimsel Bilgi Ne Demektir? 1.1.1. Bilim ve Bilimsel Yntem nsanlar, var olduklar zamanlardan bu yana, yaadklar dnyada olup bitenler hakknda sorular sormu, onlar aklamak ve gelecekle ilgili tahminlerde bulunmak istemilerdir. nsanlk bu ihtiyacn gidermek zere ok eitli yollar retmitir. rnein astroloji (yldzlara bakarak olup biteni ve gelecei aklama) ve falclk bin yllardr mevcut olduu gibi gnmzde de yaygn olarak bavurulan yollardr. Ancak her ikisi de bilim deildir. Bu alt blmde bilimi bu tr etkinliklerden nelerin ayrdn greceiz. Bilimi, sistemli aratrma yntemlerinin kullanlmasyla biriktirilmi bilgi btnl olarak tanmlayabiliriz. Bilim, doaya ilikin deneyimlerimizi anlalabilir klmak iin tutarl, gvenilir, aklc bir kavramsal sistem ve yntem oluturma abasyla gelimitir. Gndelik hayatta bilim kelimesini kullandmzda, hem yeni bilgileri kazanmak iin kullanlabilir bir yntemi ve hem de bu yntemle toplanm ve yeni bulgular vastasyla deiebilir bilgi birikimini kastediyoruz. Bilimsel faaliyetlerin genel zellii, btn bilim dallarnn doaya ilikin sorularn cevaplamak iin, bilimsel yntemi kullanmalardr. Ancak anlama ve aklama abas iine giren her faaliyet kendine gre bir yntem yani bir bilgi edinme ve retme yolu kullanmaktadr. rnein kahve fal bakarken yar belirli ekilleri bir eylere benzetmek ve bunlarn uyandrd duygular ifade etmek gibi bir usulden yararlanlmaktadr. Bilimsel yntemi dier yntemlerden farkllatrarak bilimsel yapan birinci zellik, gzlenebilen olaylar anlamak iin tek tek, sistemli ve objektif bir biimde alarak veri toplamaktr. Ancak bu zellik tek bana yeterli olmamaktadr. Bilimsel yntemi bilimsel yapan ikinci zellik ise bir dizi benzer olayn altnda yatan olguyu anlamak iin sistemli bir biimde aratrma yapmak ve saptanan olgunun genellenebilecei olaylar dizisinin snrlarn belirleyebilmektir. 1.1.2. Bilimsel Etkinliin Amalar Nelerdir? Bir bilimsel etkinliin drt amac vardr, Doa olaylarn doru olarak betimlemek (tarif ve tasvir etmek), bir dier ifadeyle tam olarak ne olduunu belirlemek. Doa olaylarn aklamak (izah etmek), bir dier ifadeyle neden ve nasl olduklarn aklamak Bir grup olguyu aklayan kuramlar ya da modeller gibi tutarl bilgi yaplar oluturmak; Yaplan aklamalara ve kuram/modellere dayal olarak yeni olgular ngrmek ve bu ngrleri snamak Bu ngrlere dayal olarak insanlk yararna dzenlemeler yapmak. Bu saylan amalar arasnda aslnda bir aamallk vardr. Bir aratrmac, alt alanda birikmi bilginin dzeyine gre, farkl bir aamadan balayabilir. Eer o alanda

mevcut olgular daha nceki aratrmaclar tarafndan betimlenmi, eitli aklamalar yaplm ve kuramlar ortaya atlmsa, aratrmaclar mevcut kuramlarn yeni olgular aklayp aklamadn snamakla ilgilenebilirler. Eer yeterince bilgi birikimi yoksa, o zaman mevcut olgular betimlemek veya aklamakla ilgilenmek gerekir. Bazen ayn olgularn farkl izahlar veya ayn konuda farkl modeller mevcuttur. O zaman en uygun izahn hangisi olabilecei zerinde almak uygun olur. Aratrmaclar onlarca yl ayn konuyu aklamak iin veya mevcut bir modelin ngrlerini snamak iin alabilirler. Dolaysyla bilimsel etkinlik ounlukla tek kiinin bir rn olmaktan ok, ok sayda aratrmacnn yllar sren almalaryla yrtlen birikimli bir sretir. Bilimsel etkinliklerin amalarn gerekletirmesi ancak aratrmaclarn gemiten aldklar bilgi birikimini gelitirip yeni kuaklara aktarmas ile mmkn olabilmektedir. Bazen tek bir kii tarafndan yaplm grnen bir bulu, kendisinden nceki onlarca aratrmacnn abalaryla gelinen yer sayesinde mmkn olabilmektedir. Doru bilgi kazanmak, birbiri zerine eklenen, yeni bilgiler eklendike daha ncekilerin aksayan veya eksik ynlerinin grlmesine neden kesintisiz bir sreci gerektirir. 2. 2. Bir Bilginin Bilimsel Olmas Ne Anlama Gelmektedir? lkemizde hayatnda en azndan bir kez kahve fal baktrmam olan kii herhalde yok gibidir. Yine de hepimiz falcnn sylediklerinin bilimsel olmadn biliriz. Bazen falcnn syledikleri ya da astrologlarn yorumlar doru bile olabilir. Ancak o durumda bile sylenenlerin bilimsel bir bilgi olmadnn farkndayzdr. O halde bilimsel bir bilgiyi dierlerinden ayran zellikler neler olabilir? Bilimsel bilgi, kiinin kanaat ve inanlarnn bir rn olmayan; deney ve gzlem yoluyla toplanan ve nesnel olgulara dayanan bilgidir. Bir bilginin isabetli ya da doru olmas, onun bilimsel bir bilgi olmasnn bir kant deildir. Bilimsel bir bilgiyi dierlerinden ayrt eden zellik, o bilginin elde edili tarz ile ilgilidir. Bilimsel bir bilgi, herkes tarafndan gzlenebilir ( sadece duyu organlarn deil, mikroskop ya da test gibi aletleri de hesaba katmalsnz), llebilir, snanabilir, tekrarlanabilir ve iletilebilir bir bilgidir. Bazen tam olarak aklayamadmz, sezgilerimiz yoluyla yle olduunu dndmz kanaatlerimiz ya da fikirlerimiz olabilir. Bu bilim insanlar iin de geerlidir, hatta kimi zaman bulularn kayna sezgiler olabilir. Ancak burada bilim insan ile falcy ayran ey, bilim insanlarnn bu sezgilerinin geerli olup olmadn grmek iin sistematik olarak gzlemler ve deneyler yrterek almalar, bir dier ifadeyle bilimsel yntemi kullanarak aratrmalar yrtmeleridir, 2.3. Bilimsel Bir Aratrma Nasl Tasarlanp Yrtlr? Bilimsel aratrma doayla ilgili sorulara, bilimsel bir tutumla yaklama ve bilimsel yntemi kullanarak cevap arama srecidir. Daha nce, bilimsel yntemin birinci zelliinin gzlenebilen olaylar anlamak iin tek tek, sistemli ve objektif bir biimde alarak veri toplamak olduundan sz etmitik. kinci zelliin burada bizim iin nemli olan ksm, bir dizi benzer olayn altnda yatan olguyu anlamak iin sistemli bir biimde aratrma yapmaktr. Psikolojide de bir aratrma yrtlrken dikkatli ve sistemli gzlemlerle veri toplanr; bu gzlemleri aklayabilmek iin kuramlar gelitirilir; bu kuramlara dayanarak yeni tahminlerde bulunulur ve sonra bu tahminlerin doru olup olmadn yine verilere dayanarak, sistemli bir ekilde snanr. Dolaysyla sreci anlayabilmek iin iki temel konuyu incelemeyiz; ilki aratrma srecinin nasl balad, planland ve uyguland; ikincisi ise psikolojide ne tr veri toplama yollarnn kullanld. Konumuz psikoloji olduuna gre, bu blm insanlar zerinden rnekler kullanlarak ve insanlar incelemekle ilgili kimi glklere yer verilerek anlatlacaktr. 1.1.1. Bir Aratrma Srecini Nasl Tasarlarz? Bir aratrmann tasarlanmas basamak basamak ilerleyen bir sretir. Aratrma probleminin ortaya konulmasndan elde edilen verilen bilimsel kamuoyu ile paylalmasna kadar her basamak titiz ve zenli bir almay gerektirmektedir. Btn aratrmalar bir soru ile balar, bir dier ifade ile bir soruya cevap verme amacn tar. Ancak bilimsel bir aratrma, bilimsel yollarla incelenebilir bir soru (problem) ile balamaldr. nsanlarn sorduu pek ok soru vardr; lmden sonra nasl bir hayat bizi bekliyor, dnya dnda canl yaam mdr, dnya dnda yaayan zeki varlklarn fiziksel zellikleri bize benziyor mu, var gibi sorular u anda bilimsel olarak ele alnp incelenememektedir. nk mevcut bilgi birikimi dahilinde, bazlarnn olgusal olarak tanmlanmas ve bazlar iin ise gzlenebilir, llebilir, snanabilir bir aratrma tasarlanmas mmkn deildir. Ancak unu dnnz, Jules Verne 1865 ylnda Aya Seyahat romann yazdnda, Ayda yaam var mdr? sorusu bilimsel olarak ele alnamaz bir soruydu nk snanmas iin oraya gitmek, rnek alp incelemek gibi veri toplama olanaklar hayal bile edilemiyordu. Jules Verne, bu romanyla bir edebiyat olarak bir cevap ve bir hayal sunmutur. Aradan geen yaklak 100 yl ierisinde, bu hayalin peinden giden bilim insanlarnn biriken bilimsel aratrmalar yoluyla bu soruyu bilimsel olarak cevaplayabilmek iin gerekli bilgi ve donanm edinilmitir. Dolaysyla bugn aratrlamaz gzken sorular yarn aratrabilir olabilmektedir. Ancak yine de her bilimsel aratrmann mevcut durumda incelenebilir bir soru ya da problem ile balamas gerekir. Gndelik hayattaki gzlemlerimize ya da sezgilerimize dayanarak sorduumuz sorularn aratrlabilir hale dnebilmeleri iin zerlerinde biraz almak gerekir. Daha ileriki sayfalarda nasl dntrlebileceini aklayan bir rnek bulacaksnz. Daha sonra aratrmac, sorduu sorunun cevab hakknda bir tahminde, bir ngrde bulunmaldr. Buna aratrma srecinin ikinci basama olan hipotez diyoruz. Aratrmann problemi ve hipotezi ortaya konulduktan sonra, bunlara uygun olarak ve o konudaki mevcut bilgi birikiminin nda, almann kimler zerinde yrtlecei, hangi lme/deerlendirme yollarnn kullanaca, aratrmann tr/deseninin nasl

olaca, veri toplama srecinin nasl dzenlenecei, toplanan verilerin hangi istatistik tekniklere analiz edilecei basamaklarn tasarlamak gerekir. Btn basamaklarn nasl gerekletirileceini planladktan sonra, artk gidip veri toplama zaman gelmitir. Daha sonra elde edilen veriler analiz edilerek, bulgular incelenir. Bylece sorduumuz soruya verdiimiz cevabn geerli olup olmadn test etmi oluruz. Eer cevabmz dorulanmamsa ve aratrmann yntem dzenlemelerinde bir sorun yoksa, o zaman bu sorunun olas dier cevaplar zerinde almaya devam etmek gerekir. nk her hipotez, aratrma bulgularyla desteklenene kadar geici bir zm teklifidir. Aratrmac ister sonular bekledii gibi ksn, isterse kmasn, aratrmasnn sonularn bilimsel kamuoyu ile paylamaldr. Bunu yapmann yolu, alanla ilgili kongrelerde sunun yapmak ve bilimsel aratrma makalelerini basan akademik dergilerde yaynlamaktr. 2.3.2. Gndelik Bir Sorudan Bilimsel Bir Aratrmaya Doru Gndelik hayatta pek ok kiinin gzlemleyebilecei bir konu ya da dnebilecei bir soru ile balayarak bunun bilimsel bir aratrma srecine nasl dnebileceini grelim. Diyelim ki, ders alrken kahve itiinizde daha uzun srelerle alabildiinizi gzlediniz. Aklnza gelen soru kahve imek ders alabilme sremi uzatyor mu eklinde olabilir. imdi, bir psikolog sizin sorduunuz bu soruya bir cevap bulmak zere bir aratrma tasarlamak isterse neler yapmas gerekir? nce bu gndelik slupla sorulmu sorunun aratrlabilir bir hale dntrlmesi gerekir. Bunu yapmann en uygun yolu soruyu gzlenebilir, llebilir, snabilir ve tekrarlanabilir ekilde tanmlamak zere okumak ve dnmektir. imdi yeterince mevcut almalar okuyup incelediimizi ve cevaplanmaya deer bir soru olduunu varsayarak dnmeye balayalm. Aslnda, bu soruda birbirini etkiledii var saylan iki deiken vardr: kahve imek ve uzun sre ders almak. imdi her iki deikenin tam olarak ne olduu zerinde biraz dnmeliyiz. Uzun sre ders almak denildiinde, bir metni bandan kalkmadan, zihni dalmadan okuyabilmek kast edilmektedir, yani dikkatin dalmamas, yani dikkatin korunabildii sre. Dolaysyla deikenlerimizden birini dikkat sresi olarak tanmlamamz mmkndr. Dier deiken ise kahve imektir. Kahve imek belirli, herkes tarafndan ayn ekilde anlalabilecek bir ey gibi grnmektedir. Fakat bir aratrma tasarlamak iin hangi kahve, ne kadar kahve, nasl bir kahve gibi konular akla kavuturmak durumdayz. nk aratrma sonularnn baka aratrmaclar tarafndan tekrarlanabilirlii ancak buna baldr. Burada bir yol, gerekten kahve kullanmak ve kahvenin tr, kullanlan kahvenin miktar, younluu gibi faktrleri standardize etmektir. Ancak bir yol da, eer kahvenin etken maddesinin kimyasal olarak ne olduunu okumalarmzdan renmisek ve kahvede bulunan kafeinin etkili olabileceini dnrsek, o zaman kahve ime deikenini mg kafein alm olarak tanmlamaktr. Bu daha gvenli bir yoldur, nk aratrmay yrtrken insanlarn kahve sevip sevmemeleri, verilen kahveyi bitirip bitirmemeleri gibi olas bozucu etmenler ortadan kaldrlm olacaktr. Bu durumda kafeini mesela tablet olarak veya enjeksiyon yoluyla verebilmemiz mmkn olacaktr. Bu aamada soru artk u hale gelmitir: 5 mg kafein alm, dikkat sresini uzatyor mu? Deikenler tanmland iin, soru incelenebilir bir aratrma problemi haline dnmek zere gibi grnmektedir. imdi unu dnmeliyiz, dikkat sresinin uzam olduunu nereden anlayacaz? Bu konunun iki boyutu vardr; birincisi dikkat sresini nasl belirleyeceimizle ilgilidir. Bir psikolog olarak mevcut dikkat kapasitesini len testlerden birini kullanmamz mmkndr. Eer byle bir test yoksa ve dikkatin yapsn biliyorsak, o zaman byle bir test/grev gelitirmemiz de mmkndr. Biz mevcut bir testi kullandmz varsayalm. Bu durumda dikkat sresini AB testinden elde edilen puann ykseklii olarak tanmlam oluruz. Srenin uzayp uzamadn da puanlarn artp artmadna gre belirlemi oluruz. Dolaysyla sorumuz yle olmutur: 5 mg kafein alm, AB dikkat testinden alnan puanlar arttrmakta mdr? Bu konunun ikinci boyutu ise, kafein almnn dikkat puanlarn arttrp arttrmadn nasl anlayabileceimiz meselesidir. lk akla gelebilecek yol, bir gruba kafein vermek, dier gruba vermemek ve her iki grubun dikkat puanlarn karlatrmaktr. Bu durumda sorumuz u hale gelir: 5 mg. kafein verilen grup ile verilmeyen grubun AB dikkat testinden aldklar puanlar arasnda anlaml bir fark var mdr? Bu yapsyla sorumuz artk bilimsel olarak incelenebilir bir hale dnm, bir aratrma problemi halini almtr. kinci aama, sorduumuz sorunun olas cevabnn verilmesi yani hipotezin ifadesi olacaktr. Bu rnekte hipotezimizi gzlemlerimiz dorultusunda belirleyebiliriz. Gndelik ifadesiyle olas bir cevap; evet, uzatyor, ben daha iyi alyorum olabilir. Ama aratrlabilir bir dilde ifade ettiimiz sorunun cevab da ona uygun olmaldr. Bu durumda, hipotezimiz, 5 mg. kafein verilen grupla kafein verilmeyen grubun AB dikkat testinden aldklar puanlar arasnda anlaml bir fark vardr eklinde olacaktr. nc aama, bu sorunun nasl bir aratrma kurgusuyla cevaplanabilecei yani aratrmann yntem blmnn tasarlanmasdr. Kafein alan ve almayan gruplarn dikkat testinden elde ettikleri puanlar karlatracamza gre, iki grubumuz olmaldr, bu gruplardan birine kafein vermeli, dierine vermemeli ve belirli bir srenin sonunda her ikisine de dikkat testini uygulamalyz. Sre basite byledir. Ancak, yine dnlmesi gereken pek ok ey vardr. Eer bir gruptaki bireylerin dikkat sreleri zaten uzunsa, o zaman gruplar arasnda kabilecek fark nasl kafeine balanabilir? O zaman her iki gruptaki bireylerin dikkat srelerini kafein vermeden nce de lmemiz, sonra kafein uygulamasn yapmamz/yapmamamz ve sonra tekrar dikkat lm yapmamz gerekir. Yoksa asla aradaki farkn kafeinden kaynaklandndan emin olamayz. Bunun gibi pek ok ayrnt zerinde dnp kararlar vermeli ve deney dzenini

tasarlamalyz. rnein alk/tokluk gibi hem dikkat dzeyini ve hem de kafeinin etki sresini etkileyebilecek etmenlerin nasl kontrol altna alnabilecei (rnein sabah a karnna gelmesi salanan deneklere nce kahvalt verildikten sonra n test, arkasndan deney grubuna kafein uygulamas, kana karmasnn beklenmesi ve son test, dier gruba ayn srenin sonunda son test gibi) dnlmelidir. Bu bir rnek olduu iin deneklerin belirlenmesi, veri toplama srecinin tasarlanmas ve yrtlmesi aamalarnda bu deneyin sonularn etkileyebilecek ve bu yzden kontrol altnda tutulmas gereken dier etmenlerin neler olabilecei zerinde durmayacaz. Ama eer gerek bir aratrma yapyor olsaydk, mevcut bilgi birikimi ve kiisel tecrbelerimiz erevesinde ayrntl dnerek, aratrmann gvenirliini arttrmak zere bir dizi daha dzenleme daha yapmamz gerekecekti. Veri toplamay tamamladktan sonra artk sra verilerin uygun istatistik tekniklerle analizine gelmitir. Aratrma sorumuz iki grup arasndaki farklar inceleyecek ekilde ifade edildiine gre, buna uygun bir istatistik analiz yapp (bu rnekte t testi) aradaki farkn anlaml olup olmadn belirlememiz mmkndr. 2. 4. Psikolojinin Kulland Aratrma Yntem ve Teknikleri Nelerdir? 2.4.1. Psikolojide Kullanlan Aratrma Yntem Trleri Aratrmalarda temelde farkl yntemsel dzenleme ile farkl seviyelerde bilgi toplayabiliriz; Betimsel, korelasyonel ve deneysel yntemler. Betimsel aratrmalar, mevcut durumu olduu haliyle ortaya koyan, olgular ve belli bal zelliklerini tanmlayan, karlatran bir aratrma trdr. Dikkat edilirse bu aratrma tr, bilimsel etkinliin amalarnn birincisine karlk gelmektedir. Korelasyonel aratrmalar, olgular arasndaki balantlar ya da ilikileri inceleme amacn tar. Bu durumda yine mevcut durumu olduu gibi tanmladmz iin znde betimsel nitelikli bir aratrma yrtm oluruz. Ancak tanmlanm olgular arasndaki balantlar incelendiinden ve artk daha karmak istatistik analizlerle bu tr verilerden mevcut modelleri snayabilecek sonular elde edilebileceinden korelasyonel aratrmalar olarak ayr bir balk altnda ele alnabilmektedir. Korelasyonel aratrmalar neden sonu balantlar hakknda sonular karmamza izin vermez. Bu durumu yle bir rnekle aklayabiliriz. Bir aratrmac, dondurma satlaryla, denizde boulan insan says arasnda ok yksek bir iliki (korelasyon) tespit etmitir. Benzeri bir yksek iliki dondurma satlaryla plaj terlii satlar; boulma says ile mayo satlar arasnda da bulunabilir. Hepimiz muhakeme yoluyla karsayabiliriz ki, aralarnda yksek korelasyon bulunmasna ramen, bu deikenler arasnda bir neden-sonu balants olmas mmkn deildir. rnein insanlarn dondurma yedikleri iin denizde boulduklarn dnmeyiz. Btn bunlarn tamamn etkileyen, tamamna neden olan bir baka deiken bulunmaktadr ve hepsinin nedeni odur (ki bu havann ssnn yksekliidir). Dolaysyla deikenler arasndaki iliki, neden sonu balantlar kurmak iin eksik ve yetersiz bir bilgi dzeyidir. Deneysel aratrmalar ise, olgularn nedenlerini aklamak, model ya da teorilerin ngrlerini snamak amacn tar. Ancak deneysel aratrmalar yoluyla neden sonu balantlar hakknda bir fikir verecek sonulara ulaabiliriz. Deneysel aratrmalar olgularn nedenlerini aklamak, ngrleri, kuram ya da modelleri snamak gibi daha ileri seviyedeki aratrma amalarna ulamamz salar. Deneysel aratrmalarn edinilen bilginin gvenirlii asndan farkl dzeylerde (yar deneysel, deneysel gibi) tasarlanmas mmkndr. Ancak konunun bu ayrntlarna girmeyeceiz. Bir aratrma tasarlarken, ne tr bir yntem kullanacamza nasl karar vereceiz? Sorumuzun ya da problemimizin mahiyeti ne tr bir aratrma tasarlayacamzn en nemli belirleyicisidir. Bir dier belirleyici alandaki birikmi bilginin dzeyidir. Eer yeterince betimsel ve korelasyonel sonu birikmise, tutarl izahlara ulalabiliyorsa o zaman deneysel aratrmalar tercih edilmelidir. nk ancak o zaman davranlarn nedenleri hakknda sonular karmak veya tahminlerimizi snamak mmkn olmaktadr. Psikoloji alannda, insan davranlar deiip eitlendii iin betimsel aratrmalarn da ska kullanlmas gerekir. rnein yeni ortaya km bir alan olarak, sosyal medya ortamlarndaki insan davranlarnn aklanabilmesi iin nce bu davranlarn mahiyetini ve dier insan zellikleriyle balantlarn gsteren betimsel ve korelasyonel aratrmalara ihtiya vardr. Baz konularda etik nedenler yznden insanlar zerinde deneysel aratrmalar dzenlemek mmkn deildir. rnein, bebeklerin sevgi ve efkat eksikliine maruz kalmasnn zihinsel geliimleri zerindeki etkisini deneysel olarak inceleyemeyiz. nk bu durumda, iki grup yeni doan bebek almamz ve bir grubu sevgi/efkat eksikliinden mahrum brakarak bytmemiz gerekirdi ve eer byle bir etki varsa, zihinleri az gelimi insanlar yetitirerek insanla zarar vermi olurduk. Byle bir deney dzeninin vicdanen mmkn olamayaca aktr. Bu konuda ancak betimsel aratrmalar yoluyla, yani eitli nedenlerle, kendiliinden gelien koullarda bu tr ortamlarda bym ocuklar inceleyerek bir alma yrtebiliriz. 2.4.2. Psikolojide Kullanlan Veri Toplama Yollar Psikoloji alannda arlkl olarak insanlardan veri toplarz. eitli nedenlerle hayvanlarla yrtlen almalarda vardr. nsanlardan veri toplarken gzlem, grme, anket, lek, testler ve zel alet ve grevler kullanabiliriz. imdi bunlarn zelliklerini ksaca bir gz atalm. 2.4.2.1. Gzlem Gndelik hayatta hepimiz yaygn olarak kullandmz bir bilgi edinme yolu olan gzlem yapmak, psikologlarn kulland nemli veri toplama yollarndan biridir. Ancak veri toplamak amacyla yaplan gzlemi, hayat iinde kullandmz gzlemden ayran baz hususlar vardr. Gzlemlerin bir veri toplama yolu olabilmesi iin kayt edilmeleri ve incelenecek ilev asndan deerlendirilmeleri gerekir. Genel olarak iki ekilde gzlem yaplabilir; doal halde gzlem ve sistematik gzlem. Doal halde gzlemde aratrmac, hi bir mdahalede bulunmakszn, gzlem

yaplmayan durumun aynen korunmasna zen gstererek gzlem yapar. Her hangi bir ilevin, davrann ya da durumun doal ortamnda nasl oluageldiini btn ynleriyle grmemizi salar. Genellikle aratrmalar iin etkili bir balang noktasdr. Sistematik gzlem ise, nceden seilip belirlenmi belirli bir davran, ilev ya da durumlarn belirli bir plana ya da sisteme gre, izlenmesi ve kayt altna alnmas demektir. Gzlemler, iaretleme listeleri kullanlarak ilgili ilevin/davrann ya da durumun varl, skl, iddeti, nitelii gibi eitli zellikleri asndan puanlanarak deerlendirilmelidir. Kimi durumlarda gzlem gnlkleri tutmak da mmkndr. Gnmzde gzlemler iin genellikle grnt veya ses kaytlar alnmas tercih edilmektedir. Ancak bu tr kaytlarnda sonradan iaretleme listeleri ve taksonomiler kullanlarak ilgili ilev asndan puanlanmas veya deerlendirilmesi gerekmektedir. Gzlem teknii son derece etkili bir veri toplama yolu olmasna ramen, bu yolla elde edilen bilgilerin gvenirliine glge drebilecek ok sayda etmen vardr. Gzlemci yanll pek ok durumda en nemli zedeleyici olarak karmza kar. Bugn grnt kayd alarak gzlem yaplmas ve bu kaytlarn bamsz gzlemciler tarafndan deerlendirilerek daha sonra puanlayclar aras gvenirliin incelenmesi bu etmenlerin ortadan kaldrlmasna yardmc olmaktadr. Bunun dnda, gzlemleri deerlendirdiimiz aralarn uygun ve yeterli hazrlanm olmas da gvenirlii arttrr. Gzlemlerde dikkat edilmesi gereken nemli bir husus, gzlenilen ortamn ve gzlem zamannn ilgili ilevin ortaya k bakmndan temsil ediciliinin salanmasdr. 2.4.2.2. Grmeler Grme, aratrdmz probleme bal olarak hazrladmz sorular erevesinde, szel olarak ve yz yze yrttmz bir bilgi toplama yoludur. Grme teknii, belirli bir konuda daha derinlemesine bilgi edinme olana salamaktadr. Grmeler birey ile veya kk gruplar ile yrtlebilir. Sorulan sorularn zelliklerine gre, yaplanm, yar yaplanm veya yaplanmam olarak tasarlanabilirler. Yaplanm grmelerde, aratrmacnn soraca sorular tam olarak belirlenmitir, hatta seeneklerde belirli olduu durumlarda, aratrmac onlar iaretlemi olur. Yar yaplanm grmelerde, aratrmacnn soraca sorular belirlenmitir ancak aratrmac konuyu demek ya da gelitirmek amacyla yan sorular ekleyebilir. Yaplanmam grmelerde ana noktalar veya konular bellidir ancak grmenin seyri her katlmcda farkl geliebilir. 2.4.2.3. Anket/Soru Listeleri Anket, bir aratrmann amacna uygun dzenlenmi bir soru listesidir. Anketlerde bireyler kendileri veya belirli bir konudaki grleri hakknda sorulan sorular yazl olarak cevaplarlar. Anketler katlmclarn belirli konudaki grlerini veya mevcut durumu saptamak iin bir uygundurlar. Eer aratrmac, byk gruplarn belirli bir konudaki gr, dnce ya da davranlarn belirleme amacna sahipse anket kullanmas uygun olur. rnein, stanbul niversitesi rencilerinin kantin ve kafeteryalar hakkndaki grlerini, kullanma skl, ne amala kullandklar gibi davranlarn belirlemek istiyorsak anket kullanmamz uygun olur. 2.4.2.4. lekler Bir bireyde belirli bir zelliin mevcut olup olmadn ve ne kadar sahip olduunu deerlendirmek istiyorsak lek kullanrz. Dolaysyla bir lek, belirli bir zellie ya da nitelie (depresyon eilimi, ecinsellere ynelik tutumlar gibi) sahip olma miktarn belirlemek iin kullandmz aralardr. Katlmclar lekte belirtilen davranlar ne sklkla yaptklarn veya ne kadar sahip olduklarn kendi beyanlar ile bildirirler. leklerden ilgili zelliin dzeyini bildiren bir puan elde edilir. 2.4.2.5. Testler Bir psikolojik test, belirli bir davrann ya da bir davran rnekleminin nesnel ve standart lmdr. Testler, leklerde olduu gibi bireylerin beyanna dayal deildir. lgili nitelii ortaya kartmak zere hazrlanm grevlerdeki performansn deerlendirmeye dayaldrlar. Bir testin ierii, ekli, sras, sunuluu standart hale getirilmi olduundan uygulama koullar deimez. Ancak bylece cevap (puan) farkllklarnn llen nitelikteki (davrantaki) bireysel farkllklardan kaynakland sylenebilir. zet Bilimi, sistemli aratrma yntemlerinin kullanlmasyla biriktirilmi bilgi btnl olarak tanmlayabiliriz. Bilimsel faaliyetlerin genel zellii, btn bilim dallarnn doaya ilikin sorularn cevaplamak iin, bilimsel yntemi kullanmalardr. Bilimsel yntemi dier yntemlerden farkllatrarak bilimsel yapan birinci zellik, gzlenebilen olaylar anlamak iin tek tek, sistemli ve objektif bir biimde alarak veri toplamaktr. Bilimsel bir bilgiyi dierlerinden ayrt eden zellik, o bilginin elde edili tarz ile ilgilidir. Bilimsel bir bilgi, herkes tarafndan gzlenebilir ( sadece duyu organlarn deil, mikroskop ya da test gibi aletleri de hesaba katmalsnz), llebilir, snanabilir, tekrarlanabilir ve iletilebilir bir bilgidir. Psikolojide de bir aratrma yrtlrken dikkatli ve sistemli gzlemlerle veri toplanr; bu gzlemleri aklayabilmek iin kuramlar gelitirilir; bu kuramlara dayanarak yeni tahminlerde bulunulur ve sonra bu tahminlerin doru olup olmadn yine verilere dayanarak, sistemli bir ekilde snanr. Her bilimsel aratrmann mevcut durumda incelenebilir bir soru ya da problem ile balamas gerekir. Daha sonra aratrmac, sorduu sorunun cevab hakknda bir tahminde, bir ngrde bulunmaldr. Buna aratrma srecinin ikinci basama olan hipotez diyoruz. Aratrmann problemi ve hipotezi ortaya konulduktan sonra, bunlara uygun olarak ve o konudaki mevcut bilgi birikiminin nda, almann kimler zerinde yrtlecei, hangi lme/deerlendirme yollarnn kullanaca, aratrmann tr/deseninin nasl olaca, veri toplama srecinin nasl dzenlenecei, toplanan verilerin hangi istatistik tekniklere analiz edilecei basamaklarn tasarlamak gerekir. Btn basamaklarn nasl gerekletirileceini planladktan sonra, artk gidip veri toplama zaman gelmitir. Daha sonra elde edilen veriler analiz edilerek, bulgular incelenir. Bylece sorduumuz soruya verdiimiz cevabn geerli olup olmadn test etmi oluruz. Eer cevabmz

dorulanmamsa ve aratrmann yntem dzenlemelerinde bir sorun yoksa, o zaman bu sorunun olas dier cevaplar zerinde almaya devam etmek gerekir. nk her hipotez, aratrma bulgularyla desteklenene kadar geici bir zm teklifidir. Aratrmalarda temelde farkl yntemsel dzenleme ile farkl seviyelerde bilgi toplayabiliriz; Betimsel, korelasyonel ve deneysel yntemler. Psikoloji alannda arlkl olarak insanlardan veri toplarz. eitli nedenlerle hayvanlarla yrtlen almalarda vardr. nsanlardan veri toplarken gzlem, grme, anket, lek, testler ve zel alet ve grevler kullanabiliriz. alma Sorular 1-Bilimsel etkinliin amalarn sralaynz. 2-Bilimin birikimli bir sre olmas nasl aklanabilir? 3-Bilimsel bilginin zellikleri nelerdir? 4-Neden fal baktrma yoluyla elde edilen bilgiler bilimsel bilgi deildir? 5-Aratrma srecinin basamaklar nelerdir? 6-Verilen rnekte yrtlen aratrma hangi tr aratrmadr? 7Psikolojide kullanlan aratrmalarn trleri hangileridir? 8-Baz konularda betimsel aratrmalar yrtmek zorunda kaldmz aratrma konular neler olabilir ve neden byle olmaktadr? 9-.. retim yelerinin niversitenin otopark olanaklar hakkndaki grlerini renmek istiyorsak hangi veri toplama yolu/yollarn tercih ederiz? Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1-Ark, A. (1992). Bilimsel Aratrma Yntemleri. antay, stanbul 2-Bulduk, S. (2008). Psikolojide Deneysel Aratrma Yntemleri. antay, stanbul 3-Solso, R.L. ve Johnson, H.H. (2005). Psikolojide Deneysel Ynteme Giri (Ayiei, A. ev.Edt.). Kitabevi, stanbul 3.Hafta e-Ders Kitap Blm III. HAFTA: NSANIN EVRMSEL VE BYOLOJK TEMELLER Galaksinin uzak bir kesinde, evrende yaayan pek ok zeki trn yelerinin de bulunduu bir partiye katldnz varsayn. Her sosyal etkileimde olduu gibi, nce yeni tantnz varlklara kendinizi tantmanz gerekir. Ne dersiniz? Olas bir balang yle olabilir; Merhaba! Ben bir insanm. smim Asuman. Bu basit iki cmle, sizin mensup olduunuz trn zelliklerini tadnz belirttii gibi, ayn zamanda sizin Asuman adn tayan bamsz bir varlk olduunuzu, baz bakmlardan dier insanlardan farkl ve zgn bir birleim olduunuzu ifade eder. Gerekten de byledir, hepimiz btn insanlarla ayn zellikleri paylarz ama ayn zamanda her eyiyle bizim tpkmz olan bir baka canl da yoktur. lk hafta psikolojinin tanmn yaparken, psikolojinin bir insann dier insanlarla neden/nasl benzer ve neden/ nasl farkl olduunu aklamakla ilgilendiinden sz etmitik. Bu blmde insanlarn hem birbirine benzer ve hem de farkl olularnn arkasnda yatan biyolojik baz etmenlerden ve bunlarn trn yeni yelerine nasl aktarldklarndan sz edeceiz. 3.1. Biyolojik-Fizyolojik Etmenler Hemen herkes gnlk hayat ierisinde, vcudunda olup bitenler ile psikolojik durumunun birbirini nasl etkilediini deneyimlemitir. Ba ya da midesi ard zaman dikkatini younlatrmakta glk ekmek gibi veya zc olaylar olduunda mide skntlarnn/ba arlarnn balamas gibi. nsann bedeni, zihni ve davranlar birlikte ve etkileerek ilev grrler. Dolaysyla insanlarn biyolojik ve fizyolojik zelliklerini bilmek ve nasl ilev gsterdiklerini anlamak, psikolojik zelliklerini ve ilevlerini anlayabilmek iin gereklidir. Bedenimiz normal ilevlerini yerine getirdii zamanlarda, vcudumuzda srekli olan ve sabit bir ekilde devam eden karmak faaliyetlerin farknda bile olmayz. Hcreler ilevlerini yerine getirir ve kendilerini yenilerler; organlar ve bezler sindirim ve byme gibi faaliyetleri dzenlerler; duyu organlar evrede olup bitenleri aktarr; zihnimiz bunlar iler; bedenin iinden ve dndan gelen uyarmlar dzenler; bunlara gre yapar, eder, dnrz. Vcudumuz grme, iitme, dnme, hissetme ve hatrlamada nemli rol oynayan farkl sistemlerin birbirleriye e gdml olarak almasn nasl salamaktadr? Genel olarak insan vcudu, davranlar ve ilevleri dzenlemek ve btnletirmek iin iki temel sisteme sahiptir; mesajlar sinir akm eklinde ileten sinir sistemi ve kan dolam iine kimyasal mesajlar salglayan eitli bezlerden oluan i salg sistemi. 3.1.2. Salg Sistemi (Endokrin Sistem) salg sistemi, kan dolamna hormon denilen kimyasal ileticiler reten ve salglayan bez adr. Birounun ismini gndelik hayat iinde siz de duymusunuzdur: Tiroid bezi, hipofiz bezi, erbezleri (testisler) ya da yumurtalklar gibi. salg bezleri sistemi aada sz edilecek olan insanlar iin son derece hayati pek ok sreci dzenler. Bu sistem ayn zamanda baklk sistemini etkileyerek organizmann yaamn korur; cinsel uyarlmay dzenleyerek, reme hcrelerinin ve anne stnn retimini balatarak canlln srdrlmesini salar. salg bezleri ve hormonlar psikologlar iin iki temel nedenden tr zellikle dikkate deerdir. Bu nedenlerden birincisi insan geliiminin belirli aamalarnda hormonlarn sinir sistemini ve vcut dokularn dzenlemeleri, o dnemde bulunan insanlarda ortak davran ve eilimlerin ortaya kmasn salamalardr. Ergenlik dneminde ve menopozda olduu gibi. Ayrca hormonal etkinlikler bedensel bymeyi balatr ve durdururlar. kincisi ise, hormonlarn gndelik hayatta ok sayda davran balatmalar, srdrlmesini salamalar ve dzeyini belirlemeleridir. Farkndalk-uyarlma dzeyi, heyecanlar, cinsel davranlar ve eilimler, dikkat younlatrma, saldrganlk, stres tepkileri gibi. Ruh halindeki deiimlerin temelini olutururlar. Bedenin kendi enerjisini kullanma oran olan metabolizmay dengelerler. Kimi durumlarda baz hormonlardaki radikal deimeler rnein depresyon belirtilerinin ortaya kmasna neden olabilir. salg bezleri nasl ve ne zaman harekete geerler? Beyindeki en kk paralardan biri olan hipotalamusun bir ilevi de i salg bezi sistemi ile merkezi sinir sistemi arasnda bilgi aktarm yapmaktr. Hipotalamustaki zellemi hcreler, dier beyin hcrelerinden aldklar hormon retimi ile ilgili mesajlar hipofiz bezine iletir ve hipofiz bezi kendisi veya dier gerekli bezlerin retim yapmasn salayacak mesajlar aktarr. Bezler, kan

dolamndaki kimyasal madde seviyelerine de duyarldrlar. Hormonlar kana salglandktan sonra, belirli zellemi alclar olan uzaktaki hcrelere seyahat ederler. ok sayda ancak kendileri iin n tanml olan organlar ya da dokular etkilerler ve ok saydaki biyokimyasal sreci dzenlerler. Bu ok ynl iletiim sistemi, kan ekeri ve kalsiyum seviyesinin sabit tutulmas, karbonhidrat metabolizmas ve bedensel byme gibi yava ve srekli srelerin dzenlenmesini salar. Ayn zamanda ani durumlarla ba etmemizde de ilev grr, rnein tehlikeli ya da stresli durumlarda adrenalin salglanarak enerji art salanr ve kamakkorunmak mmkn olur. salg bezleri vcudun eitli yerlerine dalmtr. rnein hipofiz bezi beyinde bulunur, tiroid ve paratiroid bezleri grtlak blgesinde, bbrek st bezleri (adrenaller), bbreklerin st ksmndadr. Gndelik ilevlerin srdrlmesinde hayati nemi olan ve aslnda ruh durumumuzu dorudan ya da dolayl olarak etkileyen baz bezlere rettikleri hormonlara ve ilevlerine yakndan bakalm. Hipofiz Bezi: Pek ok sayda farkl hormon reten ve vcudun ileyii zerinde byk bir etkisi olan bir bezdir. Beynin alt ksmnda yer alr ve hipotalamus ile balants bulunmakta ve sinir sistemi ile i salg sisteminin etkileerek almasn salamaktadr. n hipofiz dier i salg bezlerinin faaliyetlerini tetikleyen ok sayda hormon retir. Ayn zamanda byme hormonu reterek vcudun byme miktarn ve zamanlamasn dzenler. Arka hipofiz ise kan basnc ve su dengesinin dzenlenmesini ve cinsel zelliklerin kazanlmas ve srdrlmesi, annelik, st retimi gibi ilevlerin yrtlmesini salayan hormonlar retir. Baz doum kontrol haplar, arka hipofizin ilgili hormonu retimini engelleyerek yumurta salnmn ortadan kaldrr. Tiroid Bezi: Grtlan hemen altnda bulunan bu bez, vcut metabolizma orann dzenleyen tiroksin hormonunu retir. Metabolik dzey tketilen yiyecein gerekli enerjiye ne kadar hzl ya da yava dntn belirler. Bylece, kiinin ne kadar canl/enerjik olduu, iman ya da zayf olma eilimi tad da etkilenmi olur. Ar faaliyet gsteren tiroid bezi, dikkat younlatrmada zayflama, ar heyecan, uyku bozukluklar, yorgunluk gibi sonular dourur. Ayrca, tiroid bezinin iine gmlm, paratiroid bezleri, kan ve doku svlarnda bulunan kalsiyum ve fosfat dzeylerini dzenlerler. Pineal Bez: Beyinde bulunan pineal bez, gn boyunca organizmann etkinlik dzeyini ayarlar. Pineal bez k ile uyarldnda (isterseniz gne dounca diye dnebilirsiniz), bu bez melatonin hormonunun retimi azaltmakta, bylece vcut ss ykselmekte ve organizmann etkinlik dzeyi artmaktadr. Ik azaldnda/gece olduunda ise, melatonin salgs arttrlmakta ve vcut ss derek organizmann etkinlii yavalamaktadr. Bu aklanan bezler dnda, pankreas, gonadlar (erkeklerde testisler ve kadnlarda yumurtalklar), bbrek st bezleri gibi insann etkinlik dzeyi, davranlar ve zihinsel etkinlikleri zerinde dorudan ve dolayl etkilerde bulunan baka bezler de bulunmaktadr. nsan davranlarnn biyolojik temellerini kavrayabilmek iin bir dier konu sinir sisteminin anlalmasdr. salg sistemini incelerken de grlebilecei gibi sinir sistemi ve i salg sistemi karlkl etkileim iinde alr. Ancak, gnmzde, beyin ve sinir sistemi ile ilgili almalar, teknolojinin ilerlemesi ve sinir bilim alannda yrtlen ok sayda aratrma yrtlmesi ile hatr saylr bir bilgi birikimi oluturduundan bu konuyu ayr bir blm olarak ele alacaz. Bu yzden bu alt blmde yalnzca i salg sistemi (endokrin sistem) zerinde durulmutur. Duygular, heyecanlar ve motivasyonla ilgili blmlere geldiimizde i salg sistemini hatrlamamz ve etkilerini yeniden gzden geirmemiz gerekecektir. 3.2. Kaltmsal Etmenler nsanlar biyolojik ve fizyolojik olarak birbirlerine fazlasyla benzerler. Her eyden nce bamsz bir tr sfatn etmek zere, bir dier tr hak ile kyaslandnda (kular ile mesela), ayn fizyonomik zellikleri tarlar, belirli bir beden yaps, belirli ilevlere zellemi organlar gibi. Psikolojik zellikler asndan bakarsak, her insan kii, belirli zihinsel ilevlere (hafza gibi), belirli davran eilimlerine (gruba uyma davran gibi) ve belirli psikolojik yaplara (kiilik gibi) sahiptir. Beri yandan insanlar hem psikolojik ve hem de biyolojik yaplar bakmndan eitlilik gsterirler. Farkl kiilik yaps kombinasyonlarna sahiptirler; zihinsel ilevlerini kullanma dzeyleri birbirilerinden farkldr; organ kapasiteleri, baz fizyolojik zellikleri farkldr. rnein herkesin kannda kolesterol bulunur ama baz insanlarnki ok daha fazla olur. Bu benzerlik ve farkllklar aklamann bir yolu, hangi zelliklerin kaltmsal olarak aktarld ve hangi zelliklerin ise evresel etmenler yoluyla edinildiinin incelenmesi olarak grlmtr. 3.2.1. Kaltm-evre Tartmas Neden nemlidir? nsan davranlarnn kkenlerinin aklanmas bakmndan ok nemli bulunan ve kaltm-evre; doa-bakm/ yetitirme adlaryla bilinen bu tartma, edebiyat eserlerinde yazarlar tarafndan ve felsefeciler tarafndan sk ele alnm bir konudur. rnein, lkemizde ayn isimli sevilen bir sinema uyarlamas yapld iin iyi bilinen Cengiz Aytmatovun Selvi Boylum Al Yazmalm isimli eseri bu tartmay bir ak hikayesi zerinden inceleyerek gndelik yaam iindeki baz sonularn ele almaktadr. Bu tartmaya verilen cevaplar insan zelliklerinin tamamnn kaltm yoluyla aktarlan ve bylece deimeyen/ sabit nitelikler olarak ele almak ile insann bo bir levha olarak dnyaya geldii ve her zelliinin iinde yaad evre yoluyla kazand, bylece deiebilir olduu ularndan oluan bir eksen zerinde gezinen bir sarka olarak hayal edilebilir. Hangi zelliklerimizi kaltmsal olarak aldmz ve hangi zelliklerimizi yaadmz evre iinde edindiimiz meselesinde, yrtlen bu tartmalar, sregeldii yzyllar boyunca (gerekten de bir ka yzyldr srmektedir) alarn ekonomik, sosyal, politik ve kltrel genel zelliklerine gre deikenlik gstermitir. Eer asil slaleler var olacaksa, o halde bu insanlarn daha stn nitelikli olmalarn salayan zellikleri, kaltmla aktarlm ve sabit/deimeyen zellikler olmaldr. nk eer her

insan uygun evre koullarna maruz kaldnda stn zellikler edinebiliyorsa, asil slalelerin bir deeri/ anlam olmaz. nsanlar iyi beslendikleri, iyi eitim grdkleri, sevgi ve ilgi ile yetitirildiklerinde aileleri hangi sosyal snfa mensup olursa olsun ayn kaderi paylamak zorunda olmadklarn kabul etmek hem farkl toplumsal yaplanmalardan kaynaklanr ve hem de farkl toplumsal dzenlemeleri dourur. Bir dier ifade ile, hizmetinin olundan kral/sultan olamazd ama gnmzde devlet bakan olabilmektedir. Bu ereveden bakldnda, rnein 19. yzylda ngiliz felsefecisi J.Lockeun grlerini veya 20.yzyln balarnda, Amerika kkenli bir psikoloji akm olan davranl daha doru konumlandrmak mmkndr. Gnmzde, gndelik hayatta pek ok zelliin ve davrann yalnzca evresel etmenler yoluyla edinildii gr popler bir eilim olsa da, artk psikoloji alanndaki aratrmalar hayatn bu kadar kolay olmad dorultusunda sonular vermektedir. Yaklak son 30 yldr, doutan getirdiimiz baz sabit zellikler ve eilimlerimizin olduu ancak bunlarn iinde yaadmz evresel olanaklar ile ekillendii kabul edilmekteydi. Bir dier ifadeyle, kaltm ve evrenin hangisinin nemli olduundan ok, hangi alanlarda, hangi geliim dnemlerinde, hangi ilevler iin birbirlerini nasl etkilediklerinin incelenmesinin daha nemli olduu vurgulanmaktayd. Hala kaltm-evre tartmasnn bu ekilde cevaplanmas baskn olan eilimi yanstmaktadr. Hatta en azndan psikoloji bilimi iin, bu tartmann ad kaltm-evre etkileimi sorununa dnmtr. Ancak nmzdeki 25 yl iinde yeni eilimler ortaya kacak gibi grnmektedir. Bunlar anlayabilmek iin kaltm denildiinde tam olarak neyin kast edildiini bilmemiz; genetik, epigenetik kaltma ve davransal genetik konularna bir gz atmamz gerekmektedir. 3.2.2. Kaltm: Genetik ve Epigenetik Kaltm, ebeveynlerimiz aracl ile bize aktarlm olan fiziksel ve psikolojik zellikleri tanmlar. Kaltmn ve evrimin en iyi bilinen boyutu genetik boyuttur. Genetik, biyolojik varlklar arasnda bilgi akn salayan temel bir sistemdir. Genetik olarak ortaya kan pek ok zelliin DNAmz iinde saklanan uzun bir evrimsel gemii vardr. Bu bizim ebeveynlerimiz vastasyla aldmz genetik bilgileri yalnzca onlardan deil, hem onlarn atalarndan ve hem de bir tr olarak bizden nce gelen trlerden aldmz anlamna gelir. Genetik bilgi, genler yoluyla tanr. Dllenme esnasnda, bir yumurta ve bir sperm birleerek zigot ad verilen tek bir hcre yaratlar. Bu hcre, her biri orijinal kodun bir kopyasn ieren trilyonlarca hcreden oluan bir insana dnecek ekilde bymeyi dzenleyen talimatlar barndrr. Her bir insan hcresinin ekirdei, deoksiribonkleik asitten (DNA) oluan ipliksi yaplar olan kromozomlar ierir. Genler bu bilgiyi tayan ve aslnda ksa DNA paralar olan nitelerdir. Bunlar hcreleri oalmaya ve proteinleri birletirmeye ynlendirir. 1990l yllarda balayan nsan Genomu Projesi, bu alandaki almalar etkileyen nemli sonular ortaya koymutur. Bu proje, insan genomunun yani insan organizmasnn oluumunu balatan proteinlerin yaratlmas iin eksiksiz geliimsel talimatlar setinin haritasn karma amacyla yrtlmtr. Ancak bu projenin en nemli sonularndan biri, insanlarn sanldndan ok daha az gen saysna (yaklak 20.500) sahip olduklarnn belirlenmesidir. Bunun anlam udur: insan vcudundaki proteinlerin miktar genlerin miktarndan ok ok daha fazladr. Dolaysyla daha nce sanld gibi, her bir gen otomatik olarak bir proteine dnmemekte, az sayda gen ok sayda proteini oluturmak iin ibirlii yapmaktadr. Dolaysyla genler bamsz olarak hareket ederek hcrenin yap ta olan proteini oluturan ve evrelerinden habersiz niteler deildirler, daha ok ibirliki davranan yaplardr. nsan genomu, bir bamsz genler grubundan ok, hem kendi arasnda ve hem de vcudun iinde ve dnda genetik olmayan etmenlerle de ibirlii yapan pek ok genden olumaktadr. Bir genin proteinleri bir araya getirmek iin harekete gemesi de aslnda bir ibirliidir. Genetik ifade (yani genlerin faaliyeti) evrelerinden etkilenmektedir. rnein kanda dolaan hormonlar hcreye girerek genleri harekete geirebilir veya durdurabilirler. Hormonlarn retimi ise, daha nce anlatld zere, k, gn uzunluu, beslenme gibi evresel koullardan etkilenir. ok sayda almada hcrenin dndaki harici olaylarn yan sra kiinin ve hcre iinde meydana gelenlerin gen ifadesi zerinde etkili olduunu gsterilmitir. Bir dier ifadeyle genler ibirlii yaparak ilev grmekte ve kiilerin zelliklerini bamsz bir ekilde deil de daha ok evresel etmenlerle etkileim iinde belirlemektedirler. Epigenetik Kaltm nsan bir hcredeki (zigot) genetik bilginin defalarca kopyalanarak bymesi ile oluuyorsa, yani her hcrenin genetik kodu aynysa farkl hcresel yaplar nasl ortaya kar? Yani bbrek hcreleri, kas hcreleri, beyin hcreleri birbirlerinden nasl farkllar? Bu farklar, her hcre tipinin geliimi srasnda gerekleen olaylarn, faal hale gelen genleri ve bu genlerin rnlerini etkileme ve etkileim iine girme ekillerini belirlemesi sonucu ortaya kar. zellemi birok hcre, kendine zg yapsn koruyabildii gibi bunu yavru hcrelere de aktarr. Yani organlar geliirken DNA dizileri sabit kalm olsa da, kendilerinden treyen hcrelere bu deiiklikleri aktarrlar. Bu hcresel dzeyde gerekleen ve genin evresiyle etkileimi yoluyla oluan bilginin aktarmnn epigenetik kaltm sistemleri yoluyla olduu kabul edilmektedir. Epigenetik kaltm sistemleri, ayn zamanda, gen faaliyetinin dalmnn ve hcre durumlarnn srdrlmesinden ve aktarlmasndan sorumlu bir hcre sistemleridir. Hcre metabolizmasnn insann hem i ve hem de d evresinden kaynaklanan etmenlere duyarl olduunu ve hatta hcrenin genetik ifadesini deitirdiini biliyoruz. imdiye kadar, bu genlerin biriktirdikleri bilginin yeni kuaklara aktarlmadan nce sfrland dncesi hakimdi, ancak son aratrmalar genlerin birbirleri ve d evreyle olan etkileimleri sonucu ortaya kan genetik ifade deiimlerinin yeni kuaklara aktarlabildiini gstermektedir.

Epigenetik kaltm sistemlerinin mevcut olmas, DNAdan baka kaltsal bir aktarm yolu daha bulunduunu, bu sistemin evreyle etkileim yoluyla ortaya kan genetik ifade deiikliklerini trn yeni yelerine aktarabildiini gstermesi bakmndan nemlidir. Psikoloji iin bu bulgular, kaltm dediimiz ve sabit olduunu varsaydmz aktarm sistemlerinin yalnzca DNA aktarmdan ibaret olmad iin aslnda i ve d etmenlerle etkileim iinde geliebildiini ve bu deiimlerin trn yeni yelerine aktarlabildiini gstermek bakmndan nemlidir. Epigenetik kaltmn insanlarn ve dier canllarn evrimindeki rol zerinde aratrmalar srmektedir. 3.2.3. Davransal Genetik Davran genetii, kaltm ve evrenin insan zellikleri ve geliimindeki bireysel farkllklar zerindeki etkisinin aratrld alandr. Bu alan, genetiin ya da evrenin bir kiinin zelliklerini ne kadar etkilediini belirlemez. Bunun yerine, insanlar arasndaki farkllklardan neyin sorumlu olduunu, bir dier ifadeyle, hangi kombinasyonlar nedeniyle ne lde farkllk gsterdiklerini bulmaya alr. Bu konudaki almalar arlkl olarak, ikizler ve evlat edinilmi ocuklar zerinden yrtlmektedir. kiz almalarnda, tek yumurta ikizlerinin (genetik olarak birbirinin ayn olan) davransal benzerlikleri ile, ift yumurta ikizlerinin (ayn rahmi paylamann dnda bir genetik aynl olmayan) davransal benzerlikleri karlatrlr. Evlat edinme almalarnda ise, evlat edinilmi ocuklarn onlar yetitiren ebeveynlere benzerlikleri ile, biyolojik ebeveynleri ile olan benzerlikleri karlatrlr. Bu tr aratrmalar kaltm-evre etkileimi tartmasna yeni boyutlar eklemitir. Bunlardan en nemlisi, ailelerin kendi genetik eilimleri nedeniyle ortaya kan tercihlerinin bir sonucu olarak ocuklarna bu tercihlerine uygun yetitirme koullar sunmalardr. Bir dieri, ocuun baz yapsal zelliklere sahip olmas nedeniyle, evreden gelen baz uyaran trlerine dierlerinden daha ok maruz kalmasdr. rnein huzursuz bebekler daha az olumlu sosyal etkileimle karlarlar. Bir ncs ise, ocuk belirli baz eilimlere sahipse, bunlar destekleyecek evresel ortamlar arar ve etkileime girer. rnein cana yakn ocuklar, utanga ocuklara oranla daha ok sosyal ortamlara girmeyi tercih ederler veya mzik yetenei olan bir ocuk, bu tr ortamlarda bulunmay tercih eder. Bu zellik, kaltmsal etmenlerin evresel zelliklerle nasl etkiletiklerini ortaya koymaktadr. Davransal genetik aratrmalarnn ortaya koyduu bir dier nemli boyut, zellikle ikizler ve kardeler zerinde yaplan almalarda, evresel etmenlerin paylalan ve paylalmayan evresel deneyimler olarak ayrlmasdr. Paylalan evresel deneyimler, ebeveynlerin kiilikleri, ailenin sosyo-ekonomik ve sosyo kltrel dzeyi gibi her iki kardein ortak olarak etkilendikleridir. Buna karn, paylalmayan sosyal deneyimler, rnein arkadalar, retmen ve ebeveynlerle kurulan bireysel ilikiler gibi, bir ocuun kardeiyle paylamad deneyimlerini ierir. Yakn zamanlarda pek ok aratrmac, bireysel farkllklar aklamada paylalmayan evresel etmenlerin nemine vurgu yapmaya balamtr. 3.2.4. Epigenetik Gr Epigenetik gr ise, epigenetik kaltm sistemleri hakknda biriktirilen bilgilerinden yola karak, kaltm ve evre arasnda iki ynl ya da karlkl bir alveriin sregeldiini ifade eder. Klasik kaltm evre etkileimi grnde, kaltm, evreden yararlanma olanaklarmz belirleyen tek ynl bir kaynak olarak ele alnmaktadr. Epigenetik gr ise, bu ilikinin bir etkileim olduunu, yani kaltm ve evrenin birbirlerini karlkl olarak etkilediklerini savunmaktadr. Bir zelliin ortaya knda kaltm ve evrenin greceli katklarn, u kadar evreden u kadar kaltmdan gibi toplanabilir olarak dnmemeliyiz. Ayrca, tam genetik ifadenin bir seferde, dllenme veya doum esnasnda meydana geldiini ve bundan sonraki genetik mirasmzn bizi ne kadar idare edeceini grmek iin dnyaya tadn sylemek doru deildir. Bu yeni gre gre, karmak davranlar insanlara belirli bir geliimsel yne eilim salayan baz genetik yklemeleri ierirler. Ancak gerek geliim, miras aldmz genlerin karm kadar karmak bir baka unsuru, evreyi gerektirir. evresel etkiler, ebeveynlik, aile dinamikleri, eitim gibi yetitirme olarak ele alnan etmenlerden; virsler, doum komplikasyonlar, hatta hcrelerdeki biyokimyasal olaylar gibi biyolojik etmenlere kadar uzanr. Btn bunlar kaltm evre etkileiminin imdiye kadar varsaylandan karmak, ikisinden birinin tek ynl etkisine dayanmaktan ok birlikte ve etkileerek gelien etmenler olduklarn ortaya koymaktadr. Ancak bu etkileim birinin etkisi-dierinin tepkisi zinciri iinde deil de, daha ok belirli zel bir koullarla tanmlanan her durumda, ibirlii yaparak ve birbirlerini dengeleyerek ilev grdkleri anlamna gelmektedir. Daha sonraki blmlerde anlatlacak olan gerek beyinin ve gerekse geliimsel srelerin plastik (biim deitirebilir) oluu, aslnda bu ibirliinin nasl oluabildiini de gstermektedir. zet nsanlarn biyolojik ve fizyolojik zelliklerini bilmek ve nasl ilev gsterdiklerini anlamak, psikolojik zelliklerini ve ilevlerini anlayabilmek iin gereklidir. Genel olarak insan vcudu, davranlar ve ilevleri dzenlemek ve btnletirmek iin iki temel sisteme sahiptir; mesajlar sinir akm eklinde ileten sinir sistemi ve kan dolam iine kimyasal mesajlar salglayan eitli bezlerden oluan i salg sistemi. salg sistemi, kan dolamna hormon denilen kimyasal ileticiler reten ve salglayan bez adr. salg bezleri ve hormonlar; insan geliiminin belirli aamalarnda hormonlarn sinir sistemini ve vcut dokularn dzenlemeleri, o dnemde bulunan insanlarda ortak davran ve eilimlerin ortaya kmasn salamakta ve gndelik hayatta ok sayda davran balatmalar, srdrlmesini salamalar ve dzeyini belirlemektedir. Kaltm, ebeveynlerimiz aracl ile bize aktarlm olan fiziksel ve psikolojik zellikleri tanmlar. Kaltmn ve evrimin en iyi bilinen boyutu genetik boyuttur. Genetik, biyolojik varlklar arasnda bilgi akn salayan temel bir sistemdir. Genetik bilgi, genler yoluyla tanr. Genler ibirlii yaparak ilev grmekte ve kiilerin zelliklerini bamsz bir

ekilde deil de daha ok evresel etmenlerle etkileim iinde belirlemektedirler. Hcresel dzeyde gerekleen ve genin evresiyle etkileimi yoluyla oluan bilginin aktarmnn epigenetik kaltm sistemleri yoluyla olduu kabul edilmektedir. Epigenetik kaltm sistemleri, ayn zamanda, gen faaliyetinin dalmnn ve hcre durumlarnn srdrlmesinden ve aktarlmasndan sorumlu bir hcre sistemleridir. Epigenetik kaltm sistemlerinin mevcut olmas, DNAdan baka kaltsal bir aktarm yolu daha bulunduunu, bu sistemin evreyle etkileim yoluyla ortaya kan genetik ifade deiikliklerini trn yeni yelerine aktarabildiini gstermesi bakmndan nemlidir. Davran genetii, kaltm ve evrenin insan zellikleri ve geliimindeki bireysel farkllklar zerindeki etkisinin aratrld alandr. alma Sorular 1- salg bezlerini genel anlamda tanmlayarak ksaca ilevlerinden sz ediniz. 2- salg bezleri psikologlar iin neden nemlidir? 3-Hipofiz bezinin yapsn tantarak ilevlerini ksaca aklaynz. 4-Pineal bezi ile k arasndaki iliki nedir? 5-nsanlarn biyolojik ve psikolojik alardan ortaklk ve farkllklarn tartnz. 6-Kaltm-evre tartmas balamnda bo levha grn deerlendiriniz. 7-Kaltm ve genetik kavramlarn tanmlayarak aralarndaki ilikiyi aklaynz. 8-Epigenetik kaltm nedir ve hangi bakmdan nemlidir? 9-Davransal genetik almalar, neden ikizler ve evlat edinilmi ocuklar zerinde srdrlmektedir? 10-Paylalan ve paylalmayan evre ne demektir? Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G. (2012) Psikoloji ve Yaam. Nobel Yaynlar 2- Jablonka, E. ve Lamb. M. (2011). Evrimin Drt Boyutu. Boazii niversitesi Yaynlar 3- Morris, C.G. (2007). Psikolojiyi Anlamak. TPD 4Santrock, P. ( 2011). Yaam Boyu Geliim. Nobel Yaynlar 4.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: NSANIN IV. YAAM BOYU GELM Drt kuan bir arada olduu bir aile fotoraf dnn. Dede/anneanne; anne/baba; onlarn gen ve yetikin ocuklar ve onlarn ergen veya kk ocuklar ya da bebekleri. Bu ho grnt, ayn zamanda, bize insanlarn yaamlar boyunca geirdikleri deiimleri ortaya koymaktadr. Bir yandan da bu fotoraf, bir insann zaman izgisi boyunca getii farkl dnemleri bir arada gstermektedir. nsanlar (ve hatta hayvanlar da) bedensel, zihinsel ve duygusal adan geliip deiirler. Bu deiimler bir zaman izgisi zerinde gerekleir. Her birey, kendi balangcndan lmne kadar uzanan bir yaam hattnda, kaltmla devrald eilimler ile evresel etmenlerin karlkl etkileimi yoluyla farkllaarak ilerlemektedir. nsanlarn yaamlar boyunca geirdii bu deiimler, insann geliim sreci dediimiz ak oluturur. Geen zaman, gndelik hayatta bize bu deiimlerin en nemli nedeni olarak gzkse de, aslnda yan artmas hibir eyin nedeni veya aklamas deildir. Geliim srecini incelerken, hem bireylerin zaman iinde geirdikleri bu deiimleri betimlemek ve hem de bunlarn neden ve nasl olduunu aklamak isteriz. Geliim, dllenmeden lme kadar tm yaam boyunca devam eden bir sre olarak tanmlanmaktadr. Bir bireyin geliim srecini anlamaya alrken, o yaamdaki kayp ve kazanlarn birbirleriyle olan etkileiminin dinamiini gzden karmamak gereklidir. Geliimsel sreler, evre-kaltm ve kayp-kazan etkileimine bal olarak veya onlara gre biim deitirebilen ya da plastik bir yapya sahiptir. Burada dikkat edilmesi gereken, bireylerin farkl kayp-kazanlara farkl ekillerde uyum salayabilmeleridir. nsanlar bireysel yaam koullarna bal olarak farkl yollardan geerek ilerleyebilirler. Ancak bu durum, onlarn, yaam hatlarnda benzer noktalarda olabilmesine engel olmaz. nsanlarn geliim srelerini etkileyen baz temel kaynaklar vardr. Normatif ve yaa bal olan etkiler, ayn ya aralnda olan tm bireyleri etkileyen biyolojik ve evresel etmenlerdir. rnein, menopoz veya ergenlikteki hormonal deiimler gibi biyolojik veya okula balama ya, emeklilik ya gibi sosyo-kltrel ve evresel etkiler. Ayn zamanda, normatif ve tarihe bal etkiler de vardr. Bu etkiler belirli bir tarihsel zaman aralnda yaamakta olan her yatan tm bireylerin geliimsel zelliklerini etkiler. Ekonomik deiim dnemleri, savalar, bilgisayar devrimi, byk politik deiimler, salgn hastalklar gibi. Bir dier nemli etki kayna, normatif olmayan yaam olaylardr. Bunlar, bir bireyin yaamn etkileyen temel/asli olaylar ierir. Kk yata ebeveyn kayb, ergenlikte hamilelik, bir kaza ya da felaket gibi veya piyango/yarma kazanma gibi. Ancak ister olumlu, isterse olumsuz olsun, bu gibi olaylarn etkileri her bireyde grlmeyebilecei gibi, her bireyi de ayn ekilde etkilemez. Normatif olmayan yaam olaylarnn roln anlamak, bireyin bunlara nasl uyum saladnn incelenmesi ile ilgilidir. Bu noktada geliimin bir kayp-kazan etkileimi olduunu ve biim deitirebilir olduunu yeniden hatrlamalyz. 4.1. Geliim Srecinin ncelenmesi Nasl Mmkn Olmaktadr? Az nceki byk aile fotorafn dnnz. Bu fotorafta, geliimsel srecin zaman hatt zerindeki farkl dnemlerini de grebiliyoruz demitik. Her ne kadar ya/zaman geliimi aklayabilecek bir neden olmasa bile, insan yaamnn ayrt edilebilir dnemleri vardr. Bu dnemleri, doum ncesi, bebeklik, ilk ocukluk, orta ocukluk, ergenlik, ilk yetikinlik, orta yetikinlik ve ileri yetikinlik (yallk ) ve lm olarak tanmlyoruz ve inceliyoruz. Bu dnemlerin bazlarnn olduka ak biyolojik karlklar vardr. rnein doum ncesi dnem, doum ile sona erer; ergenlik dnemi hormonal deiimlerin balamas ile grlr. Ancak bazlar kltrel/sosyal etmenlere de baldr, yetikinliin balamas ve dnemleri gibi. Ayrca geliimsel bir zellik ou zaman aniden ortaya km gibi grnse de, bu yava yava oluan baz kk deiimlerin bir sonucu da olabilir. Bu yzden, eer somut ya da ak bir biyolojik deiim yoksa her dnem iin esnek ve geni bir ya aral dnmek gereklidir. Geliim srecini ya dediimiz zaman hatt zerindeki deiimlerin incelenmesi olarak ele aldmza gre, deien bir eyin nasl deimekte

olduunu anlamann yolu ne olabilir? Bu sorun, geliim psikolojisinde kullanlan baz yntemsel dzenlemelerle zmlenmeye allmaktadr. konuyu bir rnekle aklayaym. ocuklar kalem tutabildikleri andan itibaren bir eyler Bu izebilirler. Bu izimler giderek karmaklar ve zaman iinde gerek nesneye benzeyen bir hal alr. Diyelim ki, ocuklarn insan resmi izimlerindeki bu deiimin yalar boyunca nasl olduunu, hangi yalarda ne tr deiimlerin ortaya ktn grmek istiyoruz. Bunun hemen aklmza gelecek bir yolu, bir ocuk grubunu, dzenli aralklarla (rnein ylda bir) insan izimleri yaptrarak 2 yatan 8 yana kadar izlemektedir. Yani grup 2, 3, 4..8 yalarna geldiinde ylda bir kez insan iziminin karmakln deerlendirecek bir grev verilecektir. Byle yaparak bir zelliin ya da ilevin deiimini gstermenin bir yolunu, geen zaman boyunca, belirli aralklarla tekrarladmz lmlerdeki performansn ne ekilde deitiini gstermek olarak tanmlam oluruz. Bu yol boylamsal desen adyla bilinmektedir. Ancak boylamsal desenlerde veri toplama sreci uzundur, daha masrafldr ve geen zaman boyunca katlmc kayplar olabilir. Bir dier yol, bu kadar beklemek yerine, ayn anda, 2 8 ya aras her ya dilimindeki ocuklardan birer grup oluturarak lm almaktr. Bylece, insan resimlerinde her yata grlen/eklenen farkl unsurlar tanmlam ve izimlerin ne kadar farkllatn gstermi oluruz. Bu yola ise kesitsel desen denilmektedir. Ancak kesitsel desenlerde her ya dilimindeki gruplarn izimleri etkileyebilecek dier zellikler asndan denkliini salamak kolay olmayabilir. Bir nc yol ise, bu iki temel desenin zelliklerini birletirir, kesit alarak balarz, daha sonra bu ocuk gruplarn zaman boyunca izlemeye devam ederiz. Bu yola ise ardk desen denilmektedir. Aratrmaclar, ilgilendikleri ilevin ve deerlendirme yolunun zelliklerine gre, hangi deseni izleyeceklerine karar verirler. 4.2. Yaamn ve Canlln Temelleri nsan bir canldr ve biyolojik adan btn dier canllar gibi, canlln srdrlmesi temel amacna bal olarak kendini oaltan bir varlk olarak kabul edilebilir. Memeli snfna giren bir tr olarak insanlar iin yaam, diilerdeki yumurta hcresi ile erkeklerdeki sperm hcresinin birlemesi demek olan dllenme ile balar. nsanlarda, yumurta retme olgunluuna erimi dii, 26-28 gnde bir yumurtalklarndan bir yumurta hcresi (ovum) salglar. Bu hcre fallop kanallarndan biri yoluyla rahme doru ilerler. Bu ilerleyii fallop kanallarnn yzeyindeki ince kirpiksi tyckler salar. Eer dllenmez ise yumurta birka saat iinde lr. Cinsel birleme ile diinin vajinasndan ieri giren sperm hcreleri, rahim boynundan rahme ve oradan da fallop kanallarna doru ilerler. Spermlerin ilerlemesini ince uzun kuyruklarnn hareketi salar. Yumurta hcresi spermler tarafndan sarlr. Fakat ancak bir tanesi yumurta hcresinin iine girebilir ve bylece dllenme gereklemi olur. Dllenme, fallop kanallarnda gerekleir. Dllenme sonucunda oluan organizmaya zigot ad verilir. Zigot adn verdiimiz bu oluum, hem kaltmsal ve hem de evresel etmenlere bal olarak geliip deiir. Bylece doum ncesi geliim sreci balam olur. 4.2.1. Yolculuk Var Yarna Doum ncesi gelime, safhada incelenmektedir. Her safhada gelien organizma yapsal ve niteliksel olarak birbirinden farkldr. Dllenmeden sonraki ilk 2 haftay kapsayan Germinal safhada zigot, fallop kanallar boyunca hcresel olarak blnerek ilerlemeye devam eder ve rahime inerek rahim duvarna tutunur. Zigot, rahim duvarna yerletikten sonra, hem hcre saysn arttrr ve hem de giderek zelleen hcre gruplar oluturarak geliimini srdrr. kinci hafta ile 8. Hafta arasnda yer alan bu safhann sonunda artk embriyon olmutur. Bu ikinci safhaya embriyonik safha denilir, organizmann anneyle alveriini salayan plasenta, gbek kordonu ve amniyon kesesi gibi yaplar olumaya balamtr. kinci aydan itibaren, rahimde yaayp geliebilmek iin tm yaplarn tamamlayan bu organizma fets adn alr ve 3. aydan douma kadar olan bu sreye fetal safha denilir. Bu safha ile beraber artk tm hcre gruplar zellemi, yerlemi ve yapsal bir deiiklik olmakszn gelimeye balamtr. Doum ncesi dnemdeki gelimeler aylk zaman birimleri halinde ele alnr. Birinci ayn son ayyla beraber gelien organizma fets halini aldndan orta ve son aylar fetal safhann iinde yer alr. nsanlarda gebelik sresi (bir dier ifadeyle dllenmi hcrenin d dnyada yaamaya hazr hale gelmesi iin geen sre) 266 gn veya 38 haftadr. Ancak dllenme zaman ou durumda net olarak bilinemedii iin, son adet tarihinden itibaren llr ve 280 gn ya da 40 hafta olarak hesaplanr. lk aylk dnemin sonunda, fetsn boyu 7,5 cm ve arl 2,8 gr. kadardr. Bu dnemin ayrt edici zellii temel anatomik yaplarn oluumudur. lk aylk dnemin sonunda, belli bal organlar ve organ sistemleri ve beden paralarnn temel yaps tamamlanm ve ilkel organlar ilev grmeye balamtr. kinci aylk dnemin sonunda ise, fetsn boyu yaklak 35.5 cm. ve arl 500 gramdan biraz fazladr. Bu dnemin ayrt edici zellii hzl byme ve olgunlamadr. Drdnc aydan itibaren kalp atlar dinlenebilir ve dnme, yuvarlanma gibi egdml hareketleri yapabilir. nc aylk dnemde yalanma artar, hatlar yuvarlaklar. Fets artk dardan gelen seslere tepkiler verir ve ok daha hareketlidir. Uyku ve uyanklk periyodlar grlr, hemen tamamen insan grnmne kavumutur. Yaklak 51-52 cm boy ve 3.400 gr. arlk ile doum beklenir. Doum sreci, anne ve bebein ibirlii ile gerekleen aamal bir sretir. Fets bir sre nce ba rahim azna gelecek ekilde ters dnmtr. Doumun balamasyla rahim kaslmalar giderek artacak ve bylece bebek annenin vcudundan dar kacaktr. Gnmzde doumlarn nemli bir ksmnn hastanelerde ve tbbi imkanlardan yararlanarak yaplmas, doum komplikasyonlarn ve l doumlar nemli lde azaltmtr. Anneler doumdan sonra yeni durumlarna uyum salamakla ilgili bir sre geirirler. Bu dneme, doum sonras dnem (post

partum) denilmektedir. lkemizde bu dnem, halk arasnda lohusalk dnemi olarak adlandrlr. Lohusalk, annenin bedeninin fiziksel olarak eski haline dnmesi ve psikolojik olarak ocuk bytmeye uyum salamas iin geen ve yaklak 6 hafta kadar srebilen bir dnemdir. Her eyden nce, rahim eski haline dner, st vermeyi de salayacak bir dizi hormonal deiim gerekleir, yumurta retimi yeniden balar. Ayn zamanda, hormonal deiimler, yorgunluk, yeni doann bakmyla ilgili gven eksiklii veya yeni doann youn bir bakm ve ilgiye ihtiya duymas gibi nedenlerle duygusal dzensizlikler grlr. Baz anneler ksa srede bu dnemi atlatabilirler ancak bazlar iin uzun srer ve stresle ba edememe, kayg ve depresyonla sonulanabilir. Doum sonras depresyonu, Amerikada annelerin %70inde grlmektedir. lkemizde yeni doum yapan kadnlarda bu tr belirtiler grlse bile, bu gibi durumlarda psikiyatrik destek talebi ok dk olduu iin mevcut verilerden bir sonu karmak uygun olmaz. nk gen anneler byle belirtileri olsa bile, nemsemiyor/ifade etmeye ekiniyor ve yardm istemiyor olabilirler. Ancak lkemizde lohusalk dneminin, geleneksel olarak gen annelerin ailelerinden sosyal ve duygusal destek grebilecekleri ekilde tanmlanmas ve gndelik uygulamalarn bu anlaya gre dzenlenmesi sayesinde, dnemin daha kolay geirilebildii de dnlebilir. 4.2.2. Yeni Doan nsanlarda yeni doan, ortalama 50-52 cm boyunda, 3.100-3.400 gr arlnda, dier canllarda olduu gibi, temel bir davran repertuarna ya da hayatta kalma becerilerine sahip bir canldr. nsanlarn doduklarnda var kalma becerileri olarak refleksler ve igdlere sahiptirler. Refleksler, doutan getirilen, belli bir uyarana kar yaplandrlm basit tepkilerdir. Bir dier ifadeyle genetik olarak gelen hayatta kalma mekanizmalardr ve otomatik olarak, bebein kontrol dnda ortaya karlar. Baz refleksler douta vardr ve sreklidir; bazlar ise potansiyel olarak vardr ve olgunlama neticesinde ortaya kar; bazlar ise douta vardr fakat zamanla ortadan kalkar. Bebekler doduklarnda pek ok temel igdye ve bunlar gidermek iin temel reflekslere sahiptirler. rnein, beslenme temel bir igddr. Bebekler kaynaa dnme (yanana bir ey dediinde bebekler o yne doru dner), emme ve yutma refleksleri ile bu ihtiyalarn giderebilirler. Yani emzirme esnasnda bebekler annelerinin memesi yanaklarna dediinde o tarafa dner, azlarnda hissettiklerinde ise emerler ve st yutabilirler. Yeni doann zellikleri: beden sistemleri Tm tamdr. Byme ile bedenin ebad ve paralarnn oranlarnda deiim grlr. Yeni doann kalp at hzl ve solunum says yetikinlere oranla yksektir. Mide hacmi, yeni doanda 30-90cm3tr. ki yata 500 cm3 olur. Anne stnde bulunan besinleri sindirebilecek niteliktedir. Boaltm sistemi anne karnndan itibaren ilev grmektedir. skelet sistemi doumda tamdr. Ancak kemikler henz sertlememitir. Zamanla ebad byr, kemikler sertleir ve birbirine balanr. Yeni doan tm kas hcrelerine sahiptir ve kaslar bydke gleri artar. Yeni doann vcut hareketleri denetimsizdir. Tipik bir yeni doan, yaklak 18 saat (10-21)uyur. Ancak bebeklerin uyku zamanlar ve dzenleri farkllk gsterir. Yetikinler uykularnn 1/5ini rem uykusunda geirirler. Ancak bebekler aya kadar uykularnn yarsn rem uykusunda geirir ve uykular rem ile balar. Yetikinlerde rya rem uykusunda grlmektedir. Bebeklerde de uykuda Rem faz olmasna ramen rya grp grmediklerini bilebilmemiz mmkn deildirnsan yzne, sesine ve dokunuuna tepki verirler. Temel iletiim aralarn kullanabilirler, duygularn ifade edebilirler. Gzleriyle yetikini izleyebilirler. Yz ifadelerini taklit edebilirler. 5-20 cm yakn grebilirler. Doum ncesinden itibaren iitebilir Doduklarnda sesle verilen ynergeleri alglayabilirler. Ho ve naho olarak koku ve tatlar ayrt edebilirler; 1 gnlk bebekler tatl tatlar eki ve ac tatlara tercih etmektedirler. 4.3. Yaam Boyu Fiziksel Geliim Fiziksel geliim denildiinde, bedensel byme, hareketler, duyum ve alg alanlarnda olan deiimler incelenmektedir. Bu alanlar, yaamn ilk yllarnda en hzl ilerlemelerin grld alanlardr. 4.3.1. Yaam Boyu Fiziksel ve Bedensel Deimeler Bedensel byme, doum ncesinden balayarak ergenliin sonuna kadar devam eden ve vcut paralar ve organlardaki ebat art ile tanmlanan bir sretir. Kk yalarda son derece hzl seyreden bu sre, orta ocuklukta grece olarak yavalar, ergenlik ile beraber yeniden hzlanr. rnein bebein vcut arl, ilk alt ayda ikiye katlanr; bir yana geldiinde yaklak katna kmtr. Byme hzndaki bu azalma eilimi, genel olarak bir nceki yldan az; bir sonraki yldan fazla olacak ekilde ergenlie kadar devam edecektir. Ancak ergenlik dneminde byme hormonlarnn kana karmasyla ergenler ok yksek bir hzla byyebilmektedirler. lk nce, eller ve ayaklar yetikin boyutlarna ular, daha sonra kol ve bacaklar byr, gvde en yava deien ksmdr. Bu dnemde ortaya kan sakarln en nemli nedeni, beden paralarnn bymeleri arasndaki bu uyumsuzluktur. Ergenler bu dnemde cinsel geliimlerini de tamamlar ve yeni bir canl retebilecek fiziksel yeterlilie ularlar. Ayn zamanda beyinde de baz deiiklikler olur. lk yetikinlikten itibaren potansiyel kaynakl bedensel byme ortadan kalkar. lk yetikinlikte beden fiziksel adan en salam ve en iyi alan bir dnemini yaamaktadr. Ancak, bedendeki deiimler geen zaman boyunca devam etmektedir. Orta yetikinlikte, yava yava tm alanlarda bir duraklama grlr. Ellili yalardan itibaren fiziksel g kayplar hissedilmeye balanr, eker hastalklar, damar hastalklar gibi kronik rahatszlar balar. Hormonal deiimler sonucu kadnlarda yumurta retimi durur, erkekler ise miktar ve kalitesi azalmakla birlikte yaamlarnn sonuna kadar sperm retebilirler. leri yallkta organlarn ilev kapasitelerinde azalma ortaya kar ve kimi bireylerde boy ksalmas grlebilir. Hareket (motor) geliimi, insanlarn dengeli ve koordineli hareketleri yapabilir hale

gelmeleri ve zaman boyunca hareket becerilerindeki deiimleri kapsar. Hareketler kullanlan kas gruplarna dayal olarak snflanr; byk kas hareket becerileri, yrme, zplama, merdiven inip kma gibi uzun kaslarn kullanmn; kk kas hareket becerileri ise izme, hamurla oynama, kak kullanma, dme ilikleme gibi ksa kaslarn kullanmn ierir. Baz hareketler ise her iki kas grubunun egdml kullanmn gerektirir, topla oynamak gibi. Pek ok hareketin geliimi byk kaslar dzeyinde balar ve zamanla kk kaslarn da kullanlabilir hale gelmesiyle incelir. Top ile oynayan bir ocuun 1.5 yandaki ve 15 yandaki halini gzmzde canlandrdmzda bu ak fark edebiliriz. 1.5 yanda kocaman ve hafif bir topu gvdesinden de g alarak iki koluyla atan ocuk, 15 yana geldiinde parmaklaryla topu kavrayp srebilir hale gelecektir. motor geliim evreleri Baz motor geliim evreleri Bu geliim nasl mmkn olmaktadr? Bir hareket Baz becerisi her zaman kas ve sinirlerin kullanmyla ilgilidir ve her belirli ilev iin belirli bir fiziksel olgunlama dzeyi gereklidir. nsanlarn yapabildikleri sabit baz hareketler varm gibi grnse de aslnda duruma uygun hareket ou zaman duruma zg zmler gerektirmektedir. Dinamik Sistemler Teorisine gre, bebekler bir hareket yapmak iin bir eyleri alglamal ve evreleri tarafndan eyleme gdlenmi olmaldr. Bebekler bir eyi yapmaya gdlendikleri zaman yeni bir hareket becerisi edinebilirler. Hem byk hem kk kaslar iin temel hareket becerilerinin kazanm orta ocukluun sonunda tamamlanm olmakla birlikte, ilgi alanlar ve uzmanlamaya bal olarak hareketlerin icrasndaki incelme ve yeni hareketler edinme yaam boyu devam edebilir. Orta yatan itibaren bedensel ve duyusal zelliklere bal olarak yavalama ve koordinasyonda zayflama grlebilmektedir. 4.3.2. Duyular ve Algnn Geliimi nsanlarda duyusal sistemler doumdan itibaren olduka iyi alyor durumdadr ve bebeklikte hzla yetikinlere yakn bir dzeye ular. Grme: Uzun yllar bebeklerin doduklarnda gremedikleri kabul edilirdi. Bugn grebildiklerini biliyoruz ancak grteki keskinlik bir yetikinden dktr. Gr keskinlii ksa bir sre iinde artar. Bebekler insan yzne duyarldrlar ve dier nesnelerden daha fazla bakarlar. 12 saatlik bir bebek, annesinin yzn dier yzlere tercih eder. aylk olmadan bebekler grme ile sesi birletirirler. Algsal deimezlik, insanlarn dnyay deimeyen nesnelerden olutuunu anlamasn salayan nemli bir ilevdir. Bu konuya duyumlar ve alg blmnde yeniden deineceiz. aylk bebeklerde, algsal deimezliin iki nemli yn olan boyut ve ekil sreklilii olduu ortaya konulmutur. Yine bu aylarda bebekler derinlii de alglamaya balarlar. itme: Doum ncesinden itibaren vardr. Fets, hamileliin son iki aynda, annesinin sesi, mzik ve gibi sesleri iitebilir ve tepki verir. Baz almalarda gebeliin son aylarnda dzenli olarak maruz kalnan ses rntlerinin doumdan sonra hatrlanabildiine ilikin bulgular elde edilmitir. Bebeklik dneminde sesin perdelerini birbirinden ayrma geliir. Dokunma: Bebekler doduklarndan itibaren dokunmaya tepki verirler, balangta istemsiz de olsa, kendileri de dokunurlar. Yeni doanlar bile grme ile dokunma duyusundan gelen malumatlar birletirebilirler ve iki aylk bebekler bu iki duyuyu e gdml olarak kullanabilirler. Uzun yllar yeni doanlarn ar hissedemedikleri sanlmaktayd. Ancak yeni almalarda yeni doanlarn ar ve ac hissettikleri ortaya konulmutur. Koklama: Yeni doanlar kokular ayrabilirler. Vanilya ve iek kokularn, balk ve rk yumurta kokusuna tercih ettikleri ortaya konulmutur. Birinci haftadan sonra annelerinin kokularn tanyabilirler. Duyusu: Doum ncesinden itibaren tat Tat duyusunun olduu dorultusunda aratrma bulgular bulunmaktadr. Dokuz aylk fets, amniyon svsna sakarin eklendiinde, daha sk az hareketleri yapmaktadr. ki saatlik bebekler, ekerli, ac ve eki tatlarda farkl yz ifadeleri taknmaktadr. 4.3.3. Duyular Aras Alglama ve Alg-Hareket Btnletirmesi Yeni doan bir bebek bile bir ses duyduunda o yne doru bakar. Bu, insanlarn yeni doduklar zamanlardan itibaren en az iki duyuyu egdml bir ekilde kullanabildiklerini gstermektedir. Ancak, karmak ve oklu durumlarda duyulardan gelen malumatlar btnletirme ikinci alt ay iinde yaplabilmektedir. Bu durum ayn zamanda, alg ile eylem/hareket arasndaki balantlarla da ilgilidir. Kardei renkli bir oyunca sallayan bir kk ocuu dnn, ocuk bunu algladnda ona ulamak iin harekete geecek ve bir dizi eylemde bulunacaktr. Bu aba, kk ocuun pek ok algsal verinin hareketlerle btnletirilmesini gerektiren bir yeni beceriler edinme frsatdr. ocuk, rnein dengesini nasl koruyaca, etraftaki nesnelere nasl eriecei ve eitli yzey ya da alanlarda nasl yryeceini renmek iin algsal verilerle kendi hareketlerini srekli koordine eder. Alg eylemi salar, eylem ise yeni alglama olanaklar salar. Btn bunlar algsal geliimin evre ile etkileime dayal olarak, duyularn btnletirilmesi ve hareket becerilerinin ibirlii ile gelien ilevler olduunu gstermektedir. nsanlarda duyusal geliim ok erken yalarda tamamlanr. Orta yetikinlie kadar duyusal ve algsal kapasitede bir deiim yaanmaz. Ancak orta yalardan itibaren, yava yava, duyularda kayplar grlmeye balanlr. Yal bireylerde (65 ya st) tipik bir ekilde yakn grme, iitme sorunlar, tat hissinde azalma grlr. Gndelik hayatta 50 ya ve sonras yetikinlerde grlen yksek sesle TV dinleme, yemeklerin/ meyvelerin tatsz tuzsuz olduundan yaknlmas gibi davranlar ounlukla bu kayplarla ilgilidir. nsan geliimi, belirli bir tarihi ve kltrel balam ierisinde bedensel, duyusal, algsal, bilisel, duygusal ve sosyal alanlardaki deiimlerin etkileimsel bir sonucudur. Bu blmde geliimsel sreleri anlayabilmek iin gerekli temel bilgileri gzden geirdik ve yaam boyunca olan bedensel, duyusal ve algsal deiimleri inceledik. Bir sonraki blmde ise insan yaamndaki bilisel, duygusal ve sosyal

deiimlerden sz edeceiz. Ancak her alandaki deiimlerin aslnda birbirini etkilemekte ve deitirmekte olduunu da unutmamamz gerekir. zet Geliim, dllenmeden lme kadar tm yaam boyunca devam eden bir sre olarak tanmlanmaktadr. Geliimsel sreler, evre-kaltm ve kayp-kazan etkileimine bal olarak veya onlara gre biim deitirebilen ya da plastik bir yapya sahiptir. Memeli snfna giren bir tr olarak insanlar iin yaam, diilerdeki yumurta hcresi ile erkeklerdeki sperm hcresinin birlemesi demek olan dllenme ile balar. Gebelik 38 hafta srer. nsanlarda yeni doan, ortalama 50-52 cm boyunda, 3.100-3.400 gr arlnda, dier canllarda olduu gibi, temel bir davran repertuarna ya da hayatta kalma becerilerine sahip bir canldr. Refleksler, doutan getirilen, belli bir uyarana kar yaplandrlm basit tepkilerdir. Bebekler doduklarnda pek ok temel igdye ve bunlar gidermek iin temel reflekslere sahiptirler. Fiziksel geliim altnda, bedensel byme, hareketler, duyum ve alg alanlarnda olan deiimler incelenmektedir. Bu alanlar, yaamn ilk yllarnda en hzl ilerlemelerin grld alanlardr. Bedensel byme, doum ncesinden balayarak ergenliin sonuna kadar devam eden ve vcut paralar ve organlardaki ebat art ile tanmlanan bir sretir. Hareket (motor) geliimi, insanlarn dengeli ve koordineli hareketleri yapabilir hale gelmeleri ve zaman boyunca hareket becerilerindeki deiimleri kapsar. Bir hareket becerisi her zaman kas ve sinirlerin kullanmyla ilgilidir ve her belirli ilev iin belirli bir fiziksel olgunlama dzeyi gereklidir. nsanlarda duyusal sistemler doumdan itibaren olduka iyi alyor durumdadr ve bebeklikte hzla yetikinlere yakn bir dzeye ular. nsanlar, yeni doduklar zamanlardan itibaren en az iki duyuyu egdml bir ekilde kullanabilirler. Ancak, karmak ve oklu durumlarda duyulardan gelen malumatlar btnletirme ikinci alt ay iinde yaplabilmektedir. Bu durum ayn zamanda, alg ile eylem/hareket arasndaki balantlarla da ilgilidir. alma Sorular Yaa bal normatif etkileri rnek vererek ksaca aklaynz. 2. nsan 1. yaamnn genel dnemleri nelerdir? 3. Boylamsal ve kesitsel aratrma desenleri arasndaki temel farkllk nedir? 4. Zigot ne demektir? 5. Doum ncesi geliim safhalarn ksaca aklaynz. 6. Refleks nedir? Yeni doan iin nemini tartnz. 7. Ergenlerin genellikle sakar olmalarn nasl aklarsnz? 8. Alg ve hareket arasndaki ilikiyi tartnz. Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G. (2012) Psikoloji ve Yaam. Nobel Yaynlar 2- Jablonka, E. ve Lamb. M. (2011). Evrimin Drt Boyutu. Boazii niversitesi Yaynlar 3- Morris, C.G. (2007). Psikolojiyi Anlamak. TPD 4- Santrock, P. ( 2011). Yaam Boyu Geliim. Nobel Yaynlar 5.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: NSANIN YAAM BOYU GELM Bu blmde insan geliiminin iki nemli alannda, bilisel V. ve sosyal duygusal geliim alanlarnda yaam boyu ortaya kan deiimleri inceleyeceiz. 5.1. Bilisel Gelime Yeni doan bir bebei dnn. Gelirken getirdii baz yeterlilikleri ve eilimleri olmakla birlikte, iinde yaad dnyay, kendinin ve dierlerinin zihinlerini anlamak, aklamak ve anlamlandrmak iin olduka uzun bir yolu vardr. nsanlar dnya hakkndaki kavram, fikir ve anlaylarn yaadklar sre boyunca edinir, gelitirir ve deitirirler. Yirminci yzyln ilk yarsnda, insanlarda zihinsel/bilisel geliimin ocukluk sresince olagelen ve yetikin olunduunda sona eren bir sre olduu dnlmekteyse de, bugn bu deiimin niceliksel ve niteliksel olarak yaamn sonuna kadar devam ettiini kabul ediyoruz artk. nsanlarn dnya ve zihin hakkndaki anlaylarnn nasl deiip gelitii bilisel geliimin inceleme alanna girmektedir. Bu alanda ele alnabilecek pekok konu bulunmaktadr. Ancak, biz zihinsel geliim srecini farkl alardan aklayan iki nemli kuramcdan ve yaam boyunca bilisel ilevlerde grlen baz deiimlerden sz edeceiz. 5.1.1. Jean Piaget (1896-1980) ve Bilisel Gelime Kuram Piaget, bilginin yaps, kkeni ve oluumu gibi epistemolojik sorulardan yola karak, kk ocuklarn dnyay nasl anladklar ve yaplandrdklarn aklayan kapsaml bir kuram ortaya koymutur. Bugn kuram pek ok ynden eletirilmekte ve farkl sonular elde edilmekle birlikte, Piaget hala bilisel geliim alannn en nemli ve etkili isimlerinden biridir. Bunun bir nedeni, kuramnn deneysel olarak aratrabilir hipotezlerin retilebilmesi iin son derece verimli olmas ve bylece yeni aratrmalara kaynaklk edebilmesidir. Piagetnin bilisel gelime kuram, hem bilginin nasl edinildiine, ocuk dncesinin ileyii ve bilgiyi nasl rettiine ilikin epistemolojik bir yaklam ve hem de bu deiimin bir evreler silsilesi halinde nasl karmaklatn aklayan geliimsel evreleri ierir. imdi Piagetnin bak asndan bakalm ve bir ocuun/insann dnya hakkndaki bilgiyi nasl edindii veya kendisinin tabiriyle yaplandrdn anlamaya alalm. Ancak, nce unu bilmemiz gerekir, Piagetye gre insan zihninin doutan getirdii iki yapsal eilimi vardr: Uyum salama (Adaptation) ve rgtleme (Organization). Nasl ki insan bir yiyecek yediinde onu iine alr, sindirir, bedenine mal eder ve ona uyum salam olur; ite tam da byle zihin de, bir bilgiyi alr, sindirir ve kendine mal eder ve bu yeni bilgiye uyum salar. Buradaki uyumun gndelik hayatta kullandmz gibi dier insanlar ya da ortamlara uyum salamaktan farkl kullanldna dikkat ediniz. Ayn zamanda zihin, d dnyadan ald bilgileri kark ynlar halinde biriktirmez, onlar eitli ekillerde btnletirir, dzenler, snflar, geneller yani bir dier ifade ile rgtler. Zihin btn bunlar yaparken dengede durma /dengeleme eilimi tamaktadr. Bir dier ifadeyle, hem yeni bilgilere uyum salamal, hem eskileri ve yenileri birletirerek snflanm ve genellenmi btnler halinde dzenlemeli ve bylece eskilerle yenilerin dengesini kurmaldr. Byle bir ey nasl yaplmaktadr? Piagetye gre zihin bu dengeyi salamak iin iki tr ilev kullanr: zmleme (Assimilation) ve Uyumsama (Accomodation). Kk bir ocuk ile

annesinin hayvanlarla ilgili resimli bir kitaba baktn hayal ediniz. Olas bir konuma yle olabilir: : Bu kedi, A: Evet, bu bir kedi, sar kedi. : Bu Kpek, A: Evet, bu da beyaz bir kpek, ne uzun kulaklar var deil mi? : Aa, bak bu da bir kedi.......kocaman kedi Hmm, Kediye benzeyen bir hayvan. : Hereyi ok byk, az, byklar, kuyruu.. A: Sar A: kediye bakalm m bir daha : Ama bu bakaym ok, rengi de baka ... A: Hem ensesinde uzun tyleri de yok : Evet, bu baka bir ey bence, A: Evet, sanrm bu bir aslan. Bu konumada ocuk, ilk sayfalarda nceden tand nesnelerle karlam ve bunlara ilikin bilisel yaplara sahip olduu iin onlar bilmi ve zmlemitir. nc sayfada ise bilmedii bir nesne grm, bunu daha nce bildikleriyle aklamaya (zmlemeye) alm ancak yapamamtr. O zaman bu yeni nesneye yeni bir yer amas, yeni bir bilisel yap oluturmas yani ona uyumsamas gerekli olmutur. Yeni bir nesneyle karlam; bunun eski bilgileriyle farkn ve benzerliklerini gzeterek bir denge salamak iin yeni bir yap kurmu veya mevcutlar yeniden yaplandrmtr. Her yeni bilgi parac (daha ncekilere uymayan), zihinde bir dengesizlik yaratr. Zihin, rgtl yapsn muhafaza etmek ve uyum salamak eilimlerinden tr, bir denge kurmaldr ve bunun iin zmleme ve uyumsamay kullanr. Bylece giderek daha fazla karmaklar. Piagetye gre, zihinsel gelime, zihnin, srekli denge-dengesizlik-yeniden denge kurmasyla mmkn olmaktadr. Piaget, ayn zamanda, ocuklarn d dnyadan gelen bilgileri yaplandrrken, her aamasnda farkl bilgi edinme yollarn ieren bir evreler dizisi geirdiini ngrr. Her evre, yaklak bir ya araln kapsar ancak balang ve bitileri esnek olarak tanmlanmtr. Evreler atlanamazlar, hiyerariktirler ve kltrden bamszdrlar. Yani dnyann her yerinde ocuk dncesi bu belirli sradan geerek deimektedir. Her evreyi niteleyen belirli bir bilgi edinme yolu vardr ve bu yollar giderek karmaklamaktadr. Piagetnin bilisel geliim evreleri, doumdan balar ve 13-14 yalarnda soyut dnmeye ulalmas ile sona erer. imdi bu drt evreye ve kazanmlarna bir gz atalm. 1- Duyu -Hareket Evresi (0-2 ya): Temel bilgi edinme yolu duyular ve hareketlerdir. Evrenin temel kazanmlar niyetli/amal davrann balamas ve nesne srekliliinin edinilmesidir. Nesne sreklilii yani nesnelerin/ eylerin gr alan dna ktklar zamanda var olduklarnn bilgisi, zihinsel geliim iin ok nemli bir kazanmdr. nk nesnelerin zihinde temsil edilebildiklerinin bir gstergesidir. 2- lem ncesi Evre ( 2-7 ya): Temel bilgi edinme yolu kavram, temsil ve imgeler oluturma ve bunlar arasnda basit mantksal ilikilerin kurulmasdr. Dnce ben merkezcidir ve ocuk bakalarnn kan ve izlenimlerinin kendisininkinden farkl olacan anlayamaz. Ayrca, animistik dnce, yani canszlara canllk nitelikleri atfetme grlr (yapraklar aa iter, onlar da der gibi). 3- Somut lemler Evresi ( 7-11 ya):Temel bilgi edinme yolu somut nesne veya gsterimlerle basit muhakemenin yrtlmesidir. Somut olarak zerinde altnda deimezlik, snflar aras ilikiler zerinde nesnelerin bir ka boyutu birden gz nne alnarak muhakeme yrtlebilir. Bu evrede nesne korunumu kazanlmtr. Nesne korunumu, nesnelerin bize grnen fiziksel zellikleri deise bile miktar, hacim, ktle gibi alarndan ayn kalabildiklerinin anlalmasdr. Ayn miktarda suyun ince uzun bir bardak ile yayvan bir kasedeki grnlerini gznzde canlandrn. Fiziksel ipular bize uzun bardaktaki suyun daha ok grndn sylemektedir nk mekanda daha fazla yer igal etmektedir. Piagetye gre, ilem ncesi dnemdeki ocuk, bu fiziksel grntye nem verir ve daha ok olduunu syler. Ancak somut ilemler dnemindeki ocuk, grnts deise bile suyun ayn kaldn anlayabilir. 4- Soyut lemler Evresi (12 ya ve sonras): Temel bilgi edinme yolu soyut kavramlar (bu dnyada fiziksel bir karl bulunmayan) zerinde muhakeme yrtlmesidir. Soyut nermeler, varsaymlar, koullu dnme (eer... olsayd, ... olabilirdi gibi) anlalabilir ve kullanlabilir. Piagetye gre insan dncesinin geliimi, soyut ilemlerle muhakeme yaplabilir hale gelindiinde tamamlanm olur. Bugn, geliim srecinin evrensel, hiyerarik, ardk ve niteliksel olarak birbirinden farkl evreler halinde ilerleyip ilerlemedii ok ciddi bir tartma konusudur ve ayn zamanda yeni aratrmalar ocuklarn Piagetinin ngrdnden ok daha erken zamanlarda pek ok ilevi icra edebildiklerini gstermektedir. Ayn zamanda gnmzde, gelien kk insann, Piagetnin tabiriyle dnyay kefe km yalnz bir bilim adam olmaktan ok, her zaman dier insanlarla iletiim ve etkileim iinde olan ve ibirlii yapan bir varlk olarak ele alnmaya balandn da gzden karmamak gerekir. Bu erevede, Piaget ile hemen hemen ayn zamanda yaam olmakla birlikte, farkl bir bak a ortaya koyan bir baka isimden, L.S. Vigotskyden sz etmemiz gerekecektir. 5.1.2. Lev Semyonovi Vigotsky (1886-1934): Gnmzde, yukarda sz edilen ekliyle, gelien insana bak ann deimekte olmas, Vigotskynin yeniden ele alnmasn ve onun grlerinden yola kan aratrmalarn yrtlmesini salamtr. Vigotskyye gre, bilisel geliimin kayna, bireysel zelliklerden nce, insan ile kltr arasndaki etkileimdir. ocuk, bir boluk iinde hareket eden sabit ve evrensel bir organizma deildir. Bir ocuk, dnme ve anlama yollarn ncelikle ocuk-ocuk veya yetikin-ocuk arasnda paylalan sosyal sreler yoluyla gelitirir. Bir dier ifade ile ocuklar evrelerindeki insanlar vastasyla renmektedirler. Bu durumun en ak rnei dildir. Dil, sosyal bir iletiim arac olsa da, bu sosyal ara zihinler arasnda olan (ocuk-ocuk; ocuk-yetikin), ocuun zihninin iine dntrr. Dil dnceyi ynlendirir, dzenler, gereklik snflarn rgtler, gemii temsil eder ve gelecei planlar. Dil ve dnce, dinamik olarak ilikilidir. Dili anlamak ve retmek, dnce srecini etkilemekle kalmaz, ayn zamanda dntrr. Sonu olarak, zihnin doas her zaman sosyaldir. Bu yzden, bir ocuun geliiminin alt snr,

tek bana iken yapabildikleri iken, st snr, bir baka yetikin ya da becerili bir akran ile birlikte yapabildikleridir. Vigotsky, bu arala ya da potansiyele Yaknsak Geliim Alan demitir. Zihinsel gelime, ocua salanan teviin ya da cesaretlendirmenin miktar ve bilginin ocua uygunluuna bal olarak, farkl bilisel alanlarda farkl oranlarda olabilir. Bylece zihinsel gelime, evreler ile ilerlemesi gerekmeyen srekli iselletirmelerle oluur. Gndelik hayattaki etkileimlerde, daha becerili bir akran veya bir yetikin, ocuun sahip olduu yetileri temel alarak u anda bulunduu noktadan biraz ileri yeterlik dzeyini destekleyen etkinlikler sunmaktadr. Bu destek, tpk inaat yaplrken kurulan geii bir iskelenin iileri desteklemesi gibi, ocuun ortaya kmakta olan becerilerini geici olarak destekler. Buna Yap skelesi Kurma denilebilir. Vigotskynin kuram, gerek Rusa yazlm olmas, gerek Piaget grlerinin egemenlii nedeniyle uzun yllar ihmal edilmitir. Gnmzn insan anlay eilimlerini aklamak iin son derece elverili bir model sunmakla birlikte, yaknsak geliim alan, yap iskelesi kurma ve kk grup etkileimlerin bilisel dzeyleri gibi kavramlar aratrlabilir ekilde almak kolay deildir. Ancak gnmzde bu konudaki almalar artarak srmektedir. 1.1.3. Yaam Boyu Bilisel levlerdeki Deiimler ok kk bebein annesinin yzn ya da bir oyuncan nasl hareket ettiini hatrlamasn bekler misiniz? Grsel tanma ile ilgili aratrmalar, bebeklerin 3 gnlkten itibaren, annelerini yabanclardan ayrabildiklerini gstermitir. Bir aratrmada gnlkten kk bebeklerin annelerinin yzlerini gsteren video kaytlarn izlerken, grsel olarak benzer yabanc yzlere oranla, anlaml olarak daha fazla emme tepkisi gsterdiklerini ortaya konulmutur. Yeni doanlar annelerinin sesini ve yzn hatrlamakta, 6 aylk bebekler hareketli oyuncaklar nasl hareket ettirdiklerini 2 hafta sonrasnda bile hatrlayabilmektedirler. 14-ay civarnda bebekler gsterildikten 3 hafta sonra hareketi nasl taklit ettiklerini hatrlayabilirler. Hafza, ocuklarn bilisel geliimleri iin temel bir sretir. Yetikinler ve ocuklar genellikle 3 yatan nceki olaylar ok az hatrlamalarna ramen, bilinli hafza 7 aylkken bile kullanlmaya balanr. Ksa sreli hafza, okul ncesi dnem boyunca artmaktadr. Ksa sreli hafza testlerinde 2-3 yalarndaki bir ocuun 2 birimi; 7 yalarnda ise 5-6 birimi tekrar etmesini bekleriz. 7-13 yalar arasnda hafza genilii 1-1,5 birim artar. Ortalama bir yetikinin ksa sreli bellek kapasitesi, 7 + -2 birim olarak kabul edildiine gre, ocuklar son ocuklukta beklenen kapasiteye ulaabilirler. Bilisel geliim iin bir dier nemli ilev olan dikkat younlatrma becerisi, okul ncesi yllarda nemli lde deikenlik gsterir. Kk ocuklar evrede gezinir, dikkatlerini bir etkinlikten dierine ynlendirir, nesne ve olaylar zerinde pek az zaman harcarlar. Ancak kk ocuklarda tanma becerisi olduka gelimitir. Bir aratrmada kk ocuklarn televizyona izleme davranlar doal ortamlarnda filme alnmtr. Sonulara gre okul ncesi dnem boyunca televizyona ynelik grsel dikkat hatr saylr lde artmaktadr. Bu tr temel ilevlerde ocuklar okul yllarna kadar hzla ilerler ve ortalama bir kapasiteye ularlar. Ancak bilisel stratejilerin kullanm okul yllar ile birlikte artmaktadr. rnein kk ocuklar bir eyi daha kolay hatrlamak iin yalnzca tekrar stratejisini kullanrlar. Fakat daha byk ocuklar birbirlerini artranlar (peynir-ekmek gibi) grupladklarnda daha kolay hatrlayabileceklerini dnebilirler. Bu tr bilisel stratejilerin kullanm okul yllar boyunca hzla artar ve karmaklar. Ergenlik ve ilk yetikinlikte bilisel ilevlerin kullanmnda belirgin bir deiiklik yaanmaz. Bununla beraber, orta yetikinlik dneminden itibaren bilisel ilevlerde pek ok deiim sz konusu olacaktr. Bedensel ve duyusal alanlarda yava yava balayan kayplarn etkileri, yetikinlikte, hz ve koordinasyon gerektiren grevlerde yavalama, ksa sreli bellek grevlerinde gerileme eklinde grlebilir. Genel olarak yetikinlikler hemen her alanda genlerden daha yavatrlar. 20 ya ile 60 ya arasnda tepki zamanlarnda ortalama %20lik bir yavalama sz konusudur. Karmak etkinliklerde bu yavalama daha fazladr. Ancak hz ile nitelii birbirine kartrmamak gerekir. Orta yetikinler, daha karmak ve ok boyutlu dnebilirler. Daha uzun vadeli planlama yapabilir ve olas sonular daha iyi deerlendirebilirler. rnein bilim insanlar ve yaratc bireylerin retimleri incelendiinde, ya ilerledikce retim dzenliliinde bir art olduu ve en iyi rnlerin/eserlerin orta ya dnemi yalarnda verildii rlmtr. Baz aratrmaclar, yetikinlerin, insan, dnce, duygu, nesne...lerin eliik ynlerin bir toplamndan olutuunu fark ettiklerini; iyi ve kt gibi zt kavramlarn birbirine ihtiyac olduunu veya birarada bulunabileceini kavradklarn belirtmektedir. Yetikin dncesi, eliik bir durumda seenei saf d etmek yerine hepsini daha geni bir erevede toplamay renmitir. Ergenlik dneminden orta yetikinlie kadar izlenen bireylerden elde edilen sonular, baz bireylerin zihinsel becerilerinin arttn, bazlarnn ise azaldn gstermektedir. Genellikle eitim dzeyi, kiilik zellikleri, yaam tarz, kronik hastalklarn says ve dzeyi bu deiimlerin mahiyetini etkilemektedir. Eer bireyler eitimli ise, fiziksel salklar kt deilse, ortalama veya iyi yaam koullarna sahiplerse ve duygusal adan ar ypranmamlarsa, ileri yalarda da (65 ve sonras) zihinsel performanslarn koruyabilmektedirler. Sonu olarak, salkl beslenen, mrleri boyunca zihinsel ynden aktif olan ve fiziksel olarak kendilerine bakan bireylerde yalar gerei tepki hzlarnda bir d grlmesine ramen, zihinsel yeterliliklerinde bir d grlmemektedir. 5.2. Sosyal Gelime nsanlar her zaman dier insanlarla birlikte yaarlar. Yetikin bir birey tek bana yayor olsa bile, daima onu evreleyen, imkanlarndan yararland ve iine girip kt bir ilikiler a bulunmaktadr. Bu a, ailesi ve yakn evresinden balayp iinde yaad toplum ve hatta

dnyay kapsar. Bireylerin sosyal etkileimleri ve bu etkileimdeki rolleri ve beklentileri yaam sreleri boyunca deiir. Bu sre onlarn sosyal geliimlerini oluturur. Sosyal gelime hem makro ve hem de mikro dzeyde iinde yaanlan toplumsal ve kltrel ortamdan etkilendii gibi bireysel zelliklerden de etkilenir. Bir dier ifadeyle, bu ikisinin karlkl etkileimi neticesinde ortaya kar. Bu bak asnn bir rneini, Eriksonnun psiko-sosyal geliimi tanmlayan kuramnda grebiliriz. 5.2.1. E. Erikson (1902-1994) ve Psikososyal Geliim Kuram Psikanalitik ynelimli bir kuramc olan Erikson, insanlarn sosyalduygusal geliimlerini yaam boyu devam eden 8 evre halinde tanmlamtr. Ortaya att evreler zellikle kk yalarda psikanalitik bak asnn kabulleri zerine oturtulmu olmakla birlikte, gnmzde kuramnn bu yn pek vurgulanmamaktadr Eriksonun psiko-sosyal evreleri, Piagetde olduu gibi aamallk ierirler, evrenseldirler ve yaklak ya karlklar bulunmaktadr. Her bir evre, bir kartl ya da bir atmay ierir. Birey bu kartl ya da atmay olumlu ynde zmleyerek bir st evreye geer. atma olumsuz ynl zlm veya tam zlememi olsa bile, toplumsal ve kltrel etmenler bireyin bir st evreye geiini gerekli klabilir. Bu durumda bu zlememi atma yukar doru tanr ve uygun olanaklar ortaya karsa sonraki evrelerde zmlenebilir. Ancak bu tanan zmlenmemi atma bir sonraki evrenin kazanmlarn olumsuz ynde de etkileyebilir. Evreleri ve aklamalarn okuduunuz zaman bunun nasl mmkn olabileceini daha iyi anlayacaksnz. imdi Eriksonun evreleri yoluyla psikososyal geliimin yaam boyu deiimini inceleyelim. 1. Temel Gvene Kar Gvensizlik (0-2): Burada kk bebein zmesi gereken atma, iinde yaad dnyaya gven duymak ya da duymamak meselesidir. Kk ocuk, bakm verenlerin temel ihtiyalarn zamannda, dzenli ve sistematik olarak gidermesi halinde, bu dnyann emniyetli ve endie duyulmasna gerek olmayan bir yer olduu kansn oluturacaktr. Burada temel ihtiyalar denildiinde, beslenme kadar, fiziksel bakm, ihtiyalara duyarl olma, ilgi, sevgi, dokunma vb.nin de kast edildiini unutmaynz. 2. zerklie Kar Kuku ve Utan (2-3): Bu evrede ocuun zmesi gereken atma, artk daha hareketli ve katlmc olduu dnyada, bamsz olarak balatt eylemlerin yeterli ve etkili sonular olup olmad meselesidir. rnein kak kullanarak tek bana yemek yediinde, baarl olup takdir grecek midir yoksa beceriksiz bulunarak kendi eylemlerinin sonularndan kuku ve hatta utan duymas m gerekecektir. 3. Giriimcilie Kar Sululuk (4-6): Bu evrede ocuun zmesi gereken atma, daha yetenekli ve zerk bir birey olarak, giritii daha karmak projelerde kendi eylemlerinin snrlarn grme ve rekabet edip edemedii meselesidir. steklerini snrsz gerekletirme arzusunun engellenmesi ve isteklerine kurallara uygun yollar bulma gereklilii, sosyal kurallar ve normlarn geliimini salayacak bylece uygun giriimcilik ve rekabet stratejileri edinilebilecektir. 4. alkanla Kar Aalk Duygusu (6/7 yatan erinlie kadar): Bu evrede ocuun zmesi gereken atma gerek dnyada, gerek ilerde (okul gibi) aba ve retkenlik gsterdiinde elde edecei sonularla ilgilidir. Gsterilen abalar renme ve baarya m dnecek yoksa baarszlk sonucu aalk duygusu mu gelitirecektir. 5. Kimlik Kazanmaya Kar Rol Karmaas (Ergenlik): Bu evrede gencin zmesi gereken atma, imdiye kadar edindikleri zerinden yeni ve kendine uygun kimlik gelitirmek veya gelitirmemek meselesidir. 6. Yaknla ve Dayanmaya Kar Yaltlmlk (lk yetikinlik): Bu evrede zlmesi gereken atma, btnlemi bir kimlik, sosyal ve mesleki roller edinmi gen yetikinin, dahil olmaya balad ilikiler anda yakn ilikiler gelitirmesi ya da gelitirmemesi meselesidir. E, yakn arkadalklar, bir yetikin olarak kendi ailesiyle/einin ailesi mesleki evrelerle yaknlk/uzaklk ekseninde uygun dengeyi kurmas gerekecektir. 7. retkenlie Kar Durgunluk (Orta Yetikinlik): Bu evrede orta yetikinin zmesi gereken atma, yarna neyi, ne kadar brakaca ile ilgilidir. Orta yetikin birey, yeni nesilin geliime katkda bulunmak zere ok eitli dzeylerde ve farkl alanlarda katkda bulunup bulunmayaca meselesindeki duruunu belirlemektedir. Yeni neslin geliimine katkda bulunmak, renci yetitirmek, bir kitap vb. bir eser vermek veya mze yaptrmaktan ocuk sahibi olmaya, torun bakmaya, gnll kurulularda almaya veya yetikin evlatlarna klk erzak hazrlamaya kadar uzanabilen ok geni bir yelpaze olarak dnlmelidir. 8. Benlik Btnlne Kar Umutsuzluk (Yallk): Bu son evrede yal bireyin zmesi gereken atma, yaad hayatn yaanmaya deer olup olmad meselesidir. Bu tm hayatnda yapp ettiklerinin olumlu ve olumsuz sonularyla barmak, gnahyla sevabyla kabullenmek ve hayatn kendi iinde sonlu olduunu kavramak veya pimanlk ve umutsuzlua dmek arasnda kurulacak bir dengedir. Eriksonun kuram, birey ile toplumun kesiimini aklayan bir ereve sunmaktadr. Ancak insanlarn sosyal geliimleri ok daha farkl alardan da incelenmektedir. Sosyalleme srecinin paralarn oluturan ebeveyn-ocuk ilikileri, arkadalk ilikileri, cinsiyet rollerinin edinilmesi gibi temel konular olduu gibi, sosyal iliki becerilerinin geliimi, dier insanlar anlama, kimlik ve aidiyet edinme gibi konularda incelenmitir. Biz burada yalnzca sosyallemenin baz ynleri zerinde duracaz. 5.2.2. Sosyalleme Sreci nsanlar ve aslnda pek ok memeli her zaman belirli bir trde grup ile birlikte yaarlar. Bir sosyal grup iinde yaayan canlnn hayatta kalmas, dierleriyle anlaml ve etkili ilikiler kurmasna baldr. Bu durum iinde yaanlan sosyal gruplarn belirli kurallarn ve uygun davranma yollarn renmeyi gerekli klar. Sosyalleme, bireyin davranlarnn, deerlerinin, yeteneklerinin, tavrlarnn, ihtiyalarn giderme yollarnn iinde yaad topluma uygun veya o toplumda ilevsel olabilecek ekilde biimlendii yaam boyu devam eden bir sretir. Sosyalleme sreci, zellikle kk yalarda

aile ve okul gibi toplumsal kurumlar eliyle gerekletirilir. Akran ve arkadalar, komular, meslek/ilgi alan gruplar gibi eitli gruplarda bu srecin bir parasdr. Ancak burada bireyi tek ynl bir alc ya da pasif bir ekilde biimlenen bir varlk olarak dnmeyiniz. Bireyler ayn zamanda kendi sosyal evrelerinin bir para ya da bir unsurudurlar ve onlar deitirip dntrmekte veya etkilemektedirler. Sosyal geliimi etkileyen ilk kurum ailedir. Bebekler doduklar zaman anne, baba ya da bakm verenle yakn duygusal ilikiler kurarlar. Bu alandaki davranlar aklayan en popular kuramlardan biri J. Bowlbynin Balanma Kuramdr. Ona gre, belirli kiilere kar duygusal balar kurma eilimi, insan doasnn bir parasdr ve yeni doanda zaten tohum halinde bulunur. Duygusal ba, yerine bir bakas konulamayan ve eiz bir birey olarak nemli olan partnerle kurulan grece uzun sreli ba olarak tanmlanabilir. Duygusal ba kurulduunda partnere olana yaknlk korunmak istenir. Bu tip bir iliki bebek ile bakm veren arasnda yaknlk yaratan ve bu yaknln devam etmesini salayan i ie gemi bir igdsel davranlar daarc tarafndan kurulur ve korunur. Balanma, kiinin gvenlik duygusuyla ilikili olan bir eit duygusal badr. Balandnzda, o kiinin varl size gvenlik ve rahatlk duygusu verir ve d dnyaya alrken o kiiyi gvenli bir s olarak kullanrsnz. Yedi sekiz aylktan itibaren bebekler anne, baba ya da bakm verene balanrlar, yani onlar yabanclara tercih ederler. Bebek bakmnn paylald kltrlerde, bebeklerin evrelerindeki yetikinleri ve byk ocuklar gvenli s olarak kullanmaktadrlar. Erken ocukluk dneminde bilisel alandaki gelimelerle balantl olarak, amaca gre dzeltilmi partnerlik ortaya kar. Gvenli s, dzenli olarak ulalabilir olmal veya temas kaybedilmemelidir. Ancak mutlaka fiziksel varlnn srmesi gerekmez. birliine dayal bir planla ele alnabilir. Orta ocukluk dneminde baz balanma davranlar giderek azalr. Ancak ocuk, ihtiya hissettiinde mesela kaygl durumlarla ba etmek iin gvenli bir sse ihtiya duyar. Ergenlik dneminde atmalar grlse bile, ebeveyne duygusal ba gldr. Ergen giderek daha zerk olsa da ebevyn hala gvenli bir str. Bowlbye gre, btn ocuklarda balanma olumaktadr ancak her birinin isel alma modeli birbirinden farkl olabilir. sel alma modeli, ocuun balanma figrnn varlndan ve gvenirliinden emin olmas ya da olmamas ile ilgili eleri kapsar. 5 yandaki bir ocuk, anneye dair belirgin bir Isel modele, bir benlik modeline ve bir iliki modeline sahiptir. Gvenli Balanma, ocuun anne babay gvenli s olarak kulland ve kolayca yattrl isel alma modeline denilmektedir. ocuk anneden ayrlmakta glk ekmez. Kayglandnda temas arar, kolayca yatr. Anne temas balattnda kanmaz, yeniden yanna geldiinde olumlu karlar. Anneyi bir yabancya tercih eder. Gvensiz Balanma, ocuun anne babay rahata gvenli s olarak kullanamad, ayrlk ya da ayrldktan sonra birleildiinde kolayca yattrlamad bir modelidir. Bu balanma modellerinin kalc olup olmad dnlebilir. Genel olarak bireyler aile evresi ve yaam koullar tutarl olarak devam ettiinde balanmadaki gven veya gvensizlik tutarl bir ekilde devam etmektedir. Balanma ilikileri, yaamn ilk dnemlerinde ok byk bir neme sahiptir. ocua gvenilir sosyal destek veren yetikinlere gvenle balanma ocuun bir dizi toplumsal beceriyi renmesi, risk alabilmesini, yeni koullara uyum salayabilmesini ve kiisel ilikilerde samimiyet aramasn ve kabullenmesini salar. Ancak sosyal duygusal geliim asndan bakldnda, ocukluk dnemindeki balanmann nitelii yetikinlikte nemli olup olmad da dnlmedilir. Genel olarak balanmann niteliinin daha sonraki insan ilikileri iin temel bir model olarak varln srdrd kabul edilmektedir. Balanma artk eitli insanlarla yaam boyunca ballk kurma sreci olarak ele alnmaktadr. Bu bak ana gre, yetikinlik boyunca kurulan romantik ve romantik olmayan btn ikili yakn ilikiler balanma biiminden etkilenmektedir. Boylamsal almalarda balanma statsnn etkilerinin yetikinlie kadar srebildiini gstermektedir. Baz almalarda balanma modeli etkilerinin kuak boyunca devam ettiine ilikin bulgular elde edilmitir. Kuaklar arasndaki benzerlik kaltsal olmaktan ok, annenin ocuklara ynelik davranlarnn benzerliinin bir sonucu olarak yorumlanmaldr. Sosyal geliimi etkileyen bir dier nemli etmen akran ilikileridir. Akran gruplar, ocua ailenin dndaki dnya hakknda bir bilgi ve karlatrma kayna sunarlar. ocuklar yeteneklerine dair geri bildirimleri akran gruplarndan alrlar. Akranlarla kurulan iyi ilikiler, salkl sosyal ve duygusal geliim iin olduka nemli grnmektedir. Akranlar tarafndan reddedilen, madur edilen veya yalnz braklan ocuklarda ve genlerde depresyon, saldrgan davranlar gsterme riski daha fazladr. ocuklar 6 aylktan itibaren, dier bebeklere ilgi duyarlar; dokunmak isterler, giysilerini ekitirirler, uzun sure bakarlar ve glmserler. Ancak belirgin arkada tercihleri 3-4 yalarnda ortaya kar. Yaplan aratrmalarda, okul ncesi dnemde ocuklarn yakn arkadalar olarak tanmladklar tutarl bir ismin olduu, yakn arkadaa yer tutmak, onun iin bir eya saklamak gibi davranlarn bulunduu grlmtr. Arkada tercihlerinde hemcinsine dnk bir yanllk vardr. Okul anda arkadalk ilikileri geliir. Yakn ve uzun sreli arkadalklar balar. Bir arkada grubu olma ya da edinme fikri gelimeye ve karmaklamaya balar. Bu dnemde arkadalk, daha ok fiziksel veya ilgisel benzerlik ile tanmlanmaktadr. Ancak ocuklarn akran gruplarna ayrdklar zaman arttm ve onlarla birlikte olmak nemli hale gelmitir. Bu ya dneminde de hemcinslerle arkada olma ve gruplama baskndr. Ergenlik dneminde ise arkada gruplar cinsiyet asndan karr. Tutum ve dnce benzerliine bal, uyuma dayal arkada gruplar ortaya kar. Yakn ve derin ikili ilikiler grlr. Ayn zamanda romantik ilikiler de kurulmaya balanr. lk

yetikinlik dneminde, yeni yakn arkadalklar kurulur. Genel olarak, ilgi, tutum, yaama biimi benzerliine bal arkadalklar kurma eilimi devam etmekte, yakn arkadalara ve arkada gruplarna zaman tahsis edilmektedir. Orta yetikinlik dneminde de benzer bir eilimler sregelir. Bu dnemlerde, ev dnda yeni sosyal balantlar kuruldukca, arkada evreleri de geniler. Yallkta ise, ocuklarn evden ayrlmalar ve e kayplar nedeniyle arkada ihtiyac artsa bile, yeni arkadalar edinmekten ok eski yakn arkadalarla grme eilimi grlmektedir. Yallkta arkadalk ilikilerini srdrenlerin fiziksel ve duygusal adan kendilerini daha iyi hissettikleri dorultusunda aratrma sonular bulunmaktadr. zet nsanlarn dnya ve zihin hakkndaki anlaylarnn nasl deiip gelitii bilisel geliimin inceleme alanna girmektedir. Bu alann kurucularndan Jean Piaget, bilginin yaps, kkeni ve oluumu gibi epistemolojik sorulardan yola karak, kk ocuklarn dnyay nasl anladklar ve yaplandrdklarn aklayan kapsaml bir kuram ortaya koymutur. Piagetye gre insan zihninin doutan getirdii iki yapsal eilimi vardr: Uyum salama ve rgtleme. Zihin btn bunlar yaparken dengede durma /dengeleme eilimi tamaktadr. Piagetye gre zihin bu dengeyi salamak iin iki tr ilev kullanr: zmleme ve Uyumsama. Piagetye gre, zihinsel gelime, zihnin, srekli denge-dengesizlik-yeniden denge kurmasyla mmkn olmaktadr. Piaget, ayn zamanda, ocuklarn d dnyadan gelen bilgileri yaplandrrken, her aamasnda farkl bilgi edinme yollarn ieren bir evreler dizisi geirdiini ngrr. Lev Vigotskye greyse bilisel geliimin kayna, bireysel zelliklerden nce, insan ile kltr arasndaki etkileimdir. Bu durumun en ak rnei dildir. Dil, sosyal bir iletiim arac olsa da, bu sosyal ara zihinler arasnda olan (ocuk-ocuk, ocuk-yetikin), ocuun zihninin iine dntrr. Bu yzden, bir ocuun geliiminin alt snr, tek bana iken yapabildikleri iken, st snr, bir baka yetikin ya da becerili bir akran ile birlikte yapabildikleridir. Hafza, dikkat gibi temel ilevlerde ocuklar okul yllarna kadar hzla ilerler ve ortalama bir kapasiteye ularlar. Ancak bilisel stratejilerin kullanm okul yllar ile birlikte artmaktadr. Ergenlik ve ilk yetikinlikte bilisel ilevlerin kullanmnda belirgin bir deiiklik yaanmaz. Bedensel ve duyusal alanlarda yava yava balayan kayplarn etkileri, yetikinlikte, hz ve koordinasyon gerektiren grevlerde yavalama, ksa sreli bellek grevlerinde gerileme eklinde grlebilir. Ancak hz ile nitelii birbirine kartrmamak gerekir. Orta yetikinler, daha karmak ve ok boyutlu dnebilirler. Daha uzun vadeli planlama yapabilir ve olas sonular daha iyi deerlendirebilirler. Psikososyal geliim kuramcs Erikson, insanlarn sosyalduygusal geliimlerini yaam boyu devam eden 8 evre halinde tanmlamtr. Sosyalleme, bireyin davranlarnn, deerlerinin, yeteneklerinin, tavrlarnn, ihtiyalarn giderme yollarnn iinde yaad topluma uygun veya o toplumda ilevsel olabilecek ekilde biimlendii yaam boyu devam eden bir sretir. nsann sosyallemesinde balanma ve akran ilikileri etkili srelerdir. alma Sorular 1. Piagetnin kuramnn neden etkili bir kuram olduunu aklaynz. 2. Piagetye gre uyum salama nedir? 3. Piagetde denge kavram niin nemlidir? 4. Vigotskye gre dil ile bilisel geliim arasndaki iliki nedir? 5. Yaknsak Geliim Alan ile Yap skelesi Kurma arasndaki ilikiyi nasl aklarsnz? 6. Eriksona gre bir psikososyal evrede beklenen geliim, bir nceki evrenin atmasnn zlmemesinden nasl etkilenir? 7. Bowlbyye gre balanmann insan geliimindeki ilevi nedir? Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Matlin, M. (2005). Cognition. John Wiley&Sons Inc. 2- Miller, P. (2009). Geliim Psikolojisi Kuramlar. mge Yaynlar 3- Onur, B. (1995). Geliim Psikolojisi: Yetikinlik, Yallk, lm. mge Yaynlar 4- Santrock, P. (2011). Yaam Boyu Geliim. Nobel Yaynlar 6.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: BEYN VE SNR SSTEM nsan, ancak bedeninin iinde ve d dnyada VI. olup bitenler hakknda gelen malumatlara gre duygu, dnce ve eylemlerini izleyip dzenleyerek yaamn srdrebilir. rnein bu metni okurken/yazarken a olduunuzu fark eder, bir yandan sklmaya baladnz dnr, okuma/yazma etkinliinize devam eder ancak bir yandan da ne zaman ara vermenizin uygun olabileceini planlarsnz. Bu arada gelen bir epostaya gznz taklabilir, komik bulup glersiniz, yanda km bir kk reklam ikonu size alnz yeniden hatrlatabilir ve aniden bir eyler yemek iin kalkarsnz. Elbette duyu organlarnz, dolam, solunum gibi sistemleriniz de ilevlerini yerine getirmektedir. Btn bunlar yapmak iin, insann zihni ve bedeni bir btn olarak almal, birbirinin durumundan haberdar olmal, biribirini dzenleyebilmeli, bu dzenlemenin sonularn da izleyerek yeniden dzenleyebilmelidir. Hepimiz iin olduka sradan olan bu akn aksamadan srebilmesi iin vcut sistemleri arasnda dzenli bir ibirlii gereklidir. nc blmde bahsedildii gibi, bu al verii salayan iki sistem vardr; kan dolam iine hormonlar yoluyla kimyasal mesajlar salglayan endokrin sistem ve sinir akmlar yoluyla elektrokimyasal mesajlar ileten sinir sistemi. Bu blmde sinir sistemini inceleyeceiz. 6.1. Sinir Sistemi Sinir sistemi, birlikte alan bir ka ksmdan oluan karmak asal bir yapdr. Bu sistem ncelikle iki blme ayrlmaldr; merkezi sinir sistemi ve evresel (periferik) sinir sistemi. Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilii saran sinir dokularndan oluur. evresel sinir sistemi ise, somatik ve otonom sinir sisteminden oluur. Her bir sistemin alt sistemleri vardr. imdilik, basite, merkezi sinir sisteminin, vcudun orta hattnda yer aldn ve evresel sinir sisteminin ise vcudun her yerini ince ince sarm bir a olduunu dnebiliriz. Bu a ve beyin sinir dokularndan, sinir dokular ise milyarlarca sayda yerlerine gre zellemi sinir hcrelerinden (nronlardan) olumutur. Aslnda bu blmn giriinde szn ettiimiz mesajlarn tanmas grevi nronlar ve sinir

dokularna aittir. Nronlarn bu ii nasl yaptklarn daha sonra inceleyeceiz. Merkezi (krmz) ve evresel (mavi) sinir sistemleri 6.1.1. Merkezi Sinir Sistemi Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilii saran sinir dokularndan oluur. Bu sistemin grevi, tm bedensel fonksiyonlar birletirmek ve koordine etmek, gelen tm sinir iletilerini ilemek ve bedenin farkl ksmlarna komutlar gndermektir. Merkezi sinir sistemi, beyini evresel sinir sistemine balayan omurilik yoluyla vcudun yer yerinden gelen sinir iletilerini alr ve ayn yolla bilgi iletir. Omurilik, beyni evresel sinir sistemine balayan nronlarn oluturduu ana hattr. Bu ana hat, bel kemii ad verilen omurgann ortasndaki bo ksmda yer almaktadr. Yani son derece yaamsal bir yap olan omurilik, eklemli bir kemik yap olan omurga tarafndan korunmaktadr. Omurilik sinirleri, omurilikten karak duyu alclarn bedendeki tm kaslara ve bezlere balar. Omurilik bedenin sa ve sol taraflarnn faaliyetlerini koordine eder ve beyinde yer almayan basit hareket reflekslerini dzenlemekten sorumludur (gz krpma gibi). Bu yzden rnein beyni zedelenmi bir insan, parmana ine batrldnda elini hzla geri ekme tepkisini verebilir. Omurilik sinirlerinin zarar grmesi, bacaklarn ya da gvdenin fel olmasna neden olur. Felcin derecesi zararn omurilikte hangi ykseklikte meydana geldiine baldr, ne kadar yksekte oluyorsa o kadar ciddi fel meydana gelir. 6.1.2. evresel (Periferik) Sinir Sistemi Merkezi sinir sistemi, dnya ile dorudan balantl deildir. Duyu organlarndan gelen bilgiyi merkezi sinir sistemine ulatran ve beyinden gelen bilgileri de kaslara ve organlara ulatran evresel sinir sistemidir. Bu sistem, mesajlarn merkezi sinir sistemine ve oradan da dier organlara iletilmesinde hayati bir rol oynar. evresel sinir sistemi, somatik sinir sistemi ve otonom sinir sisteminden olumaktadr. 6.1.2.1. Somatik Sinir Sistemi Bu sistem, MSSye bilgi tayan tm getiren ya da duyusal nronlar ile MSSden iskelet kaslarna mesaj tayan tm gtren motor nronlardan oluur. Ik, ses, koku, basn, s, denge gibi tm duyularn ve bunlara bal eylemlerin temelini bu sistem oluturur. Bu yzden gndelik hareketlerin icrasnda somatik sinir sistemi ok nemli bir rol oynar. rnein salata yaparken, domatesleri hangi byklkte dorayacanz dndkten sonra buna uygun hareketlerle dorarsnz, byk ya da kk olup olmadna gre kesme hareketlerinizi deitirir; yeterli miktarda olduunu grnce doramay brakrsnz. Btn bunlar yapabilmenizi salayan beyninizle somatik sinir sisteminizin ibirliidir. Duyusal sinirler durum hakkndaki bilgileri iletir, beyniniz ilem yapar, ilem sonucu motor sinirler tarafndan ilgili kaslara gnderilir. 6.1.2.2. Otonom Sinir Sistemi Bu sistem ise, MSS ile vcuttaki btn i organlar ve bezler arasnda mesaj tayan tm nronlardan oluur. Otonom sinir sistemi, nefes alp verme, uygun kan akn salama gibi temel hayati sreleri yrtr ve dzenler. nsan yaad srece, bilincli olarak kontrol etmeye gerek olmakszn (istemsiz olarak) bu sistemde alr veya bu sistem alt srece insan fiziksel olarak yaayabilir. Biz uyurken veya anestezi altndayken almasn srdrr. Otonom sinir sistemi, heyecanlar ve baz duyu deneyimlerini anlamak iin gerekli olduundan insan davranlaryla ilgilenenler iin de nemlidir. Otonom sinir sistemi, sempatik sistem ve parasempatik sistem olmak zere iki blm halinde ilev grr. Her iki blmde dorudan vcudumuzdaki i salg bezlerinin ve dz kaslarn faaliyetlerini kontrol eder ve dzenler. Sempatik blmn sinir lifleri korku, kayg, duygusal gerginlikler, stres gibi heyecan/duygu durumlarnda alr. Vcudun acil durumlarda ok hzl ve youn bir ekilde harekete gemesi ve uyank olmas iin gerekli hazrlklar yapar. Bylece kan basnc ve solunum hzlanr, gzbebekleri byr, duyusal keskinlik ve dikkat artar, fazla enerji iin eker ve ya salglanr. Bylece vcut mcadele etmek, kamak ya da korunmak istedii durum iin hazrlanm olur. Parasempatik blmn sinir lifleri ise, ayn durumlarda ancak retilmi bu tepkileri durdurmak ve dzenlemek iin ilev grr. Eer heyecan yaratan durum ortadan kalkm veya azalmsa, sistemin normal dengesini bulmas iin gerekli durdurucu veya dengeleyici dzenlemeleri yapmak parasempatik blmn iidir. Bu iki sistem birbiriyle uyumlu veya birbirlerini dengeleyecek bir ekilde alrlar. Yakn zamanlara kadar, bu iki sistemin yalnzca birbiriyle zt altklar dnlrd. Ancak artk, bazen kart ilev grdkleri, bazen bamsz ve bazen de ayn anda alabildikleri kabul edilmektedir. Sempatik ve parasempatik sistemlerin tm organlarla ba vardr ancak her acil durumda tm organlarn birden aktif hale geirilmesi gerekmez. Otonom sinir sistemi, adndan da anlalabilecei gibi, kendi kendine almaktadr. Ancak son zamanlarda baz almalarda bireylerin, biyolojik geri bildirimler zerinde alarak kalp at hzlarn drmek veya solunumlarn yavalatmak gibi baz mdahalelerde bulunabildikleri gsterilmitir. 1.2. Sinir Sistemi Nasl alyor? Daha nce de sylediimiz gibi, sinir sistemi aralarnda etkin bir iletiim olan ve bylece birlikte alabilen birka blmden olumaktadr. Sinir sisteminin nasl iletiim kurduunu anlayabilmek iin, bu sistemin etkinliklerinin temelini oluturan ve en kk birimi olan nronlardan sz etmeliyiz. 6.2.1. Nron (Sinir Hcresi) Nron, vcut iindeki dier hcrelere bilgi aktaran, bu tr bilgiyi alp ilemekte uzmanlam hcreye verilen isimdir. Vcuttaki btn nronlar ayn temel yapya sahip olmakla birlikte, ekil, byklk, kimyasal birleim ve ilev bakmndan eitlilik gsterebilirler. nsan beyninde 100 milyardan fazla nron bulunmaktadr. Ayrca, sinir sisteminin dier blmlerinde de milyarlarca nron vardr. Btn dier hcrelerde olduu gibi, her nronun, metabolik faaliyetlerinin yer ald ekirdei ieren bir hcre gvdesi (soma) vardr. Ancak dier hcrelerden farkl olarak, nronlarda hcre gvdesinden uzanan ince lifler bulunur. Bunlar bir nronun etrafndaki dier hcrelerden bilgi almasn ve bunu dier hcrelere iletmesini salar. Nron Dendritler, hcre gvdesinden

kan dallanm lifiklerdir. evreden gelen mesajlar alr ve onu hcre gvdesine tarlar. Akson ise, nronun hcre gvdesinden uzanan tek uzun liftir. Aksonlar ok incedir ve genellikle dendritlerden uzundur. Elektrik kablolarndaki paralel teller gibi, bir arada bulunan bir grup aksona sinir ad verilir. Tipik bir bilgi alverii durumunda nron yle alr: Nron dendritler aracl ile sinirsel uyarlar alglar. Hcre gvdesi, dendritlerden gelen bu bilgiyi birletirip, aksona gnderir. Akson lif kanal boyunca bilgiyi iletir. Aksonun dier ucunda u noktalar vardr. U noktalar etraftaki kaslar, dokular veya dier nronlara bu bilgiyi aktarr. Nronlar genel olarak bilgiyi tek ynl iletir: Dendritlerden gvdeye, aksona, u noktalara doru. Tek bir nronda yzlerce ya da binlerce dendrit olduu ve aksonda eitli ynlere doru dallara ayrld iin, bir nron, hem alc ucu (dendritler) hem de verici ucu (akson) ile yzlerce ya da binlerce nron ile iletiim kurabilir. Baz aksonlar, miyelin klf olarak adlandrlan beyaz ve yal bir tabakayla kaplanmtr. Bu beyaz klf nedeniyle, miyelinli aksonlardan oluan dokular beyaz madde olarak; miyelinsiz aksonlardan oluan dokular ise gri madde olarak adlandrlr. Miyelin klf, nron iin izolasyon salayarak daha etkili bir ekilde faaliyet gstermesini salar. Btn nronlar mesaj iletirler, ancak topladklar bilginin eidi ve tadklar yer asndan farklarlar. Duyu organlarndaki duyu alc hcrelerden mesaj alp, omurilik ve beyine ileten nronlar duyusal nronlardr. Duyu alc hcreler, a, sese ve vcut pozisyonlarna duyarl hcrelerdir. Omurilik ya da beyinden mesaj alp kaslara, dokulara ve salg bezlerine ileten nronlar motor nronlardr. Bir nrondan dier nrona mesaj tayan nronlar ise balayc ya da arac nronlardr. Arac nronlarn says dier nron tiplerine oranla ok daha fazladr. Sinir sisteminde ayrca ok sayda glial hcre bulunur. Glial hcreler eitli ekillerde nronlar destekleyen hcrelerdir. Bir ka nemli ilevini yle sralayabiliriz; nronlar zarar grdnde oalarak hcresel atklar temizleme, miyelin klf oluturma, nronlar aras boluklar doldurarak nrotransmitterleri toplama. Astrosit ad verilen bir gliyal hcre tipi, kan beyin bariyerini oluturarak zehirli ya da zararl maddelerin beynin i blgelerine ulamasn engellemektedir. Bu yzden glial hcreler sinir sistemi iin ok nemlidir. 6.2.2. Nron i Sinir Akm Nasl Oluuyor? Her nron bir hcredir ve sinir akmnn nasl gerekletiini anlamak iin hcrelerin yapsn hatrlamamz gerekir. Hcre zar, nronun iinde ve dnda bulunan yar sv eriyikler arasnda ksmi bir engel oluturur. Hcrenin her iki yanndaki sv elektrik ykl paracklar yani iyonlar ierir. Bu iyonlardan bazlar da sodyum ve potasyumdur. Sodyum iyonu daha ok hcre dnda, potasyum iyonu da ok daha ok hcre iinde bulunur. Yar geirgen bir yap olan hcre zarnn kk bir ksm, bir uyaran ile yeterince uyarld zaman, zar zerindeki gzenekler alr. Bylece dardaki negatif ykl sodyum iyonlar ieri girer. Yeterince sodyum iyonu ieri girince, hcre zar kapanr. Bir yandan pozitif ykl potasyum iyonlar da dar kmaktadr. Hcre ii ve d iyon ykleri bakmndan dengelendiinde sre durur. Bu ileyi hcrenin bir ucundan dierine doru aynen yanan bir fitil gibi akson boyunca ilerleyen bir sinir akm oluturur. Sinir akm olutuu zaman nronun atelendiini syleriz. Ancak sinir akm her uyaranda olumaz. Bazen akmlarn birden fazla nrondan gelmesi veya atelenmenin birikmesi gerekebilir. Buna uyarlma eii denilmektedir. rnein duyular ve alg blmnde bu eiklerin ne kadar kritik olabileceini greceiz. Sinir akmlar konusunda bilinmesi gereken nemli bir dier nokta da, gl bir sinyalin gl bir sinir akmna neden olmayacadr. Nronlar ya atelenir ya da atelenmezler ve, uyarann gc ne olursa olsun, belirli bir nronun atelenmesi hep ayn gte akma neden olur. Buna hep ya da hi ilkesi denilmektedir. Fakat nron gl bir sinyalle uyarld zaman atelenme skl artar. 6.2.3. Bir Nrondan Dier Nrona Bilgi Nasl Tanyor Ya da Sinaptik leti imdiye kadar nronlarn yapsn ve bir nronun iinde sinir akmnn nasl iletildiini gzden geirdik. Halbuki sinir sisteminde milyarlarca nron vcudun faaliyetlerini dzenlemek iin birlikte alr. Peki nronlar tadklar bilgileri birbirlerine nasl iletmektedirler? ki nron birbirine dorudan temas etmez, ancak bir sinaps iinde birleebilirler. Sinapsn ne olduunu tam olarak anlayabilmek iin, nronlarn birbirlerine bilgi tama yolu olan sinaptik iletinin nasl gerekletiine bakalm. ounlukla byle olmasa bile, biz bir nronun sadece tek bir nrondan mesaj alarak yalnzca tek bir nrona ileteceini varsayalm. Nronun dendritleri veya hcre gvdesi sinyali alr. Sinyal yeterince gl ise, nron atelenir ve akm akson boyunca ilerleyerek aksonun u dallarna ular. Her daln ucunda akson ucu ya da sinaptik kesecik denilen kk kese benzeri yaplar vardr. ounlukla dmecikler ile yandaki nron arasnda ok kk boluklar bulunur. Bu boluklara sinaptik alan ya da sinaptik boluk denilir. Bir nron aksonunun ucu, sinaptik boluk ve yandaki nronun dendrit ya da hcre gvdesinden oluan tm alana sinaps ad verilir. Sinir akmnn yandaki nrona aktarlmas iin bu boluu gemesi gerekir. Sinir akmnn zellikleri dnldnde, elektriksel olarak aktarlmas gerektii akla gelmektedir ama yle olmaz. (Siz de byle dndyseniz zlmeyin, nk nrologlar da uzun sure byle sanmlard.) Aslnda iletme ii kimyasal olarak yaplmaktadr. Akson ularnn ou, sinaptik kesecikler iermektedir. Sinir akm aksonun ucuna ulat zaman, bu keseciklerden nrotransmitter ad verilen biyokimyasal maddeler yaylr. Nrotransmitterler, sinaptik boluun iine yaylarak yandaki nronu etkilerler. Nrotransmitterlerin pek ok eidi vardr. Her biri iin sinaptik boluun kar tarafnda reseptr (alc nokta) ad verilen kk engeller bulunur. Her nrotransmitter, kendisi iin uygun olan reseptre sanki bir anahtarn kilide oturmas gibi balanr. Baz nrotransmitterler, yandaki nronu uyarr ve onu atelenmeye hazr

hale getirirler. Bazlar ise, ketler ve atelenme olasln azaltr. Bylece gelen ileti, bir dier nrona aktarlma sreci tamamlanm olur. Nronlarn uyarlp atelenmesinin yani getirdii bilgiyi iletmesinin her zaman iyi ve gerekli olduunu dnmemek gerekir. Bazen gelen uyarann ketlenmesi organizma iin daha uyumsaldr. rnein ar/ ac yaratan bir uyaran dnn. Endorfin ve enkefalin isimli nrotransmitterler ac/ar uyaranlarnn iletilmesinde ketleyici ilev grrler ve bylece acya/arya dayanabilmeyi salarlar. 6.2.4. Nrotransmitterler Nrotransmitterler sinir sistemi iin ok nemlidir. nk gelen bilginin tanp tanmayacan veya ne hzda tanacan belirlerler. Sinaptik iletinin bu ekilde olduu ortaya konulduktan sonra, nrotransmitterler ile ketleme ve uyarma mekanizmalar zerinde allarak pek ok yeni ila tedavisi gelitirilebilmitir. imdi iyi bilinen ve beynin gndelik ileyiinde etkin rol oynayan nrotransmitterlere ve ilevlerine bir gz atalm. Asetilkolin: Hem merkezi ve hem de evresel sinir sisteminde bulunur. Motor nronlar zerinde uyarc olarak etkilidir ve kaslarn kaslmasn salar. Asetilkolin eksikliinin Alzheimera yakalanm hastalarda hafza bozukluklarna neden olduu dnlmektedir. Gaba (gama-aminobutrik asit): Beynin ierisinde en ok bulunan engelleyici nrotransmitterlerden biridir. Gaba seviyesi dtnde kayg bozukluklar, depresyon gibi hastalklar ortaya kmaktadr ve baz psikiyatrik ilalar bu hastalklar gaba etkinliini arttrarak tedavi etmektedir. Glutamat: Beyinde en ok bulunan uyarc nrotransmitterlerden biridir. Glutamatlar bilginin tanmasn saladklar iin duygusal tepkiler, renme ve hafzann ileyiinde kritik bir rol stlenirler. Glutamat reseptrlerinde bir bozukluk olduunda renme daha yava gereklemektedir. Endorfin: Engelleyici ilevi vardr. Kayg, korku, gerginlik, ac ve arnn kontroln salar. Dolaysyla zevkac dengesini dzenlemi olur. zet Sinir sistemi, birlikte alan bir ka ksmdan oluan karmak asal bir yapdr. Bu sistem ncelikle iki blme ayrlmaldr; merkezi sinir sistemi ve evresel (periferik) sinir sistemi. Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilii saran sinir dokularndan oluur. Bu sistemin grevi, tm bedensel fonksiyonlar birletirmek ve koordine etmek, gelen tm sinir iletilerini ilemek ve bedenin farkl ksmlarna komutlar gndermektir. evresel sinir sistemi ise, somatik ve otonom sinir sisteminden oluur. Duyu organlarndan gelen bilgiyi merkezi sinir sistemine ulatran ve beyinden gelen bilgileri de kaslara ve organlara ulatran sinir sistemidir. evresel sinir sistemi, somatik sinir sistemi ve otonom sinir sisteminden olumaktadr. Otonom sinir sistemi ise, sempatik sistem ve parasempatik sistem olmak zere iki blm halinde ilev grr. Nron, vcut iindeki dier hcrelere bilgi aktaran, bu tr bilgiyi alp ilemekte uzmanlam hcreye verilen isimdir. Duyu organlarndaki duyu alc hcrelerden mesaj alp, omurilik ve beyine ileten nronlara duyusal nronlar; omurilik ya da beyinden mesaj alp kaslara, dokulara ve salg bezlerine ileten nronlara motor nronlar; bir nrondan dier nrona mesaj tayan nronlara ise balayc ya da arac nronlar denir. Glial hcreler ise eitli ekillerde nronlar destekleyen hcrelerdir. ki nron birbirine dorudan temas etmez, ancak bir sinaps iinde birleebilirler. Sinapslarda nrotransmitter ad verilen biyokimyasal maddeler yaylr. Nrotransmitterler, sinaptik boluun iine yaylarak yandaki nronlarn kimyasal yollarla birbirlerini etkilemeleri iin mesaj tarlar. alma Sorular 1. Merkezi ve evresel sinir sistemlerini ksaca tanmlaynz. 2. Somatik ve otonom sinir sistemlerini ksaca tanmlaynz. 3. Nron ii bilgi tanmas hangi yollardan (hcre yaplarndan) gemektedir? Duyusal ve motor nronlar arasndaki fark nedir? 5. Sinir 4. akmna neden olan elektrokimyasal mekanizmay aklaynz. 6. Nronlar aras bilgi aktarmnn nerede ve nasl olduunu aklaynz. Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 7.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: BEYN VII. VE SNR SSTEM Getiimiz blmde sinir sistemini incelemeye balamtk. Hatrlayabileceiniz gibi btn vcudu saran asal bir yap olan sinir sistemi, merkezi ve evresel sinir sistemi olarak ikiye ksma ayrlyordu ve merkezi sinir sisteminin asli nemi olan bir paras ise beyin ve omurilikti. nsan zihni ve davranlarnn aklanabilmesi iin, insani btn zelliklerin ortaya kmasn salayan beyinin yapsn, zelliklerini ve ilevini iyi anlamamz gereklidir. Son yllarda sinir bilim alanndaki gelimeler bu alanda hatr saylr lde bilginin birikmesini salamtr. Bu yzden beyini ayr bir blm olarak ele almann daha uygun olaca dnlmtr. 7.1. Beyin Beyin cerrah Vertosickin ifadesiyle, beyin, 1-2 kg arlnda yal bir organdr. Ancak bu yaln ifadenin, beyinin nemini azalttn sanmaynz. Vertosick yle devam etmektedir: Ruhun nadide kuma, beynin sinir iplikikleriyle dokunmu olarak durmaktadr. Gerektende gnmzde ok sk tekrarland gibi, insan beyni evrendeki maddenin en karmak rgtlenme biimlerinden biridir. Bu karmak sistemi anlayabilmek iin nce yapsn bilmemiz gereklidir. Bu yzden ok ksaca beyin anatomisinden sz edeceiz. Beyinin i yzeyini gsteren bir kesitine baktmzda, katmanl bir yap grrz. Omuriliin hemen tepesinden balayan beyin sap, limbik sistem ve serebrum. Beyin sapn merkezi bir ekirdek olarak dnnz, onlar limbik sistem yaplar evreler ve onun da zerindeki blgeyi, beyin deyince hemen aklmza gelen iki yar kreden oluan serebrum sarmalamtr. nsan beyninin yapsal organizasyonu 7.1.1. Beyin Sap Beynin alt ksmdr ve bedenin i durumunu toplu olarak dzenleyen yaplardan olumaktadr. Beyin sap btn omurgal canllarda bulunur. Aaya doru omurilik (medulla spinalis) olarak uzar. st ksmda ise, omuriliin tepesinde bulunan medulla oblongata vardr. Medulla oblangata, nefes alma, kan basnc ve kalp atndan sorumlu olan merkezdir. Beyinden bedene, bedenden beyine giden sinir lifleri medulladan geer ve apraz olarak yn deitirirler. Bu bedenin sa yannn sol yarkreye, sol yannn ise sa yarkreye

bal olmas demektir. Medulla oblangatann hemen zerinde pons bulunur. Pons, egdml hareketleri salar ve beyincie lifler gnderir. Retikler formasyon, youn bir sinir hcresi a demetidir. Bu a, serebral korteksi (beyin kabuu) uyarr ve uyku halinde bile beyini tetikte tutar ve beyin blgelerinin birbirinden haberdar olmasn salar. Retikler formasyondan talamusa giden uzun lif demetleri vardr. Talamus, koku dnda gelen tm duyusal bilgiyi, beyin kabuunun bu bilgiyi ileyen uygun alanna gnderen bir nakil istasyonudur. rnein gzden bilgiyi grmeyi salayacak kortikal gelen blgelere tar. Beyincik ise, bedensel hareketleri koordine eder, insann duruunu dzenler ve dengeyi salar. Eer beyincik zarar grrse, hareket etme ak bozulur, sarsak hareketler ortaya kar. Beyincik yeni bedensel hareketlerin renilmesi ve icra edilme yeteneinde nemli bir rol oynamaktadr. 7.1.2. Limbik Sistem Dier omurgal canllarla paylatmz bir dier beyin yaps limbik sistemdir. Bu sistem temel duygular, gdleri ve hafza ilemlerini dzenler. Bunun dnda vcut scakl, kan basnc ve kan ekeri seviyelerinin ayarlanmasnda rol oynar. Limbik sistem ayr yapdan olumaktadr: Hipokamps, amigdala ve hipotalamus. Bu yapnn en by olan hipokamps, hafza ilevlerinin yrtlmesinde etkilidir. Hipokamps zarar grdnde, eski bilgiler hatrlanabilmekte ancak yeni renilenler uzun sreli bellee aktarlamaktadr. Amigdala, duygularn dzenlenmesinde ve kontrol edilmesinde, duygularla ilgili hatralarn oluturulmas ve hafzada saklanmasnda rol oynar. Hipotalamus, beyindeki en kk yaplardan biridir. Gndelik hayatmzdaki yemek yemek, su imek, cinsellik gibi drtsel kaynakl etkinlikleri uygun ekilde srdrmek iin gerekli fizyolojik ilemleri dzenler. Homeostatisin yani bedenin metabolik adan denge halini korumasn ve baz hormonlarn retimini salar. 7.1.3. Serebrum Serebrum insanlarda beynin toplam ktlesinin te ikisini kapsamaktadr. Grevi daha yksek seviyeli bilisel ve duygusal ilevleri yrtmektedir. Gndelik hayatta beyin deyince insanlarn aklna ceviz ii gibi olan grntsyle serebrum gelmektedir. Serebrumun zerinde beyin kabuu (serebral korteks) denilen nisbeten ince bir tabaka vardr. Beyine kvrm kvrm grntsn veren bu tabakadr ve alt ince katmandan olumaktadr. st dzey faaliyetlerin hemen hepsi beyin kabuu tarafndan yrtlmektedir. Serebrum, neredeyse simetrik bir ekilde sa ve sol yar kreler (hemisfer) olarak ikiye blnmtr. Bu iki yar krenin ortasnda, korpus kallosum ad verilen kaln bir sinir lifi demeti bulunur. Korpus kallosum, iki yar kreyi birbirine balar, iki yar krenin birbirinden haberdar olmasn ve egdml olarak almasn salar. Beyin ynlerine bal olarak drt loba ya da blme ayrlmtr. Her lob her iki yar krede de vardr ve gerektiinde sa yan (parietal) lob, sol yan (parietal) lob gibi isimlendirilir. n (frontal) lob, plan yapma, karar verme, hedef koyma gibi bilisel etkinlerde aktif olur. Yan (parietal) lob tm vcuttaki deri, kas ve eklemlerdeki duyusal alclardan bilgi alr ve bunlar kayt ederek gerekli dzenlemeleri yapar. Ayrca harita izlemek, yol bulmak, tarif etmek gibi mekansal yetenekleri de dzenledii bilinmektedir. Art kafa (oksipital) lobu, grsel bilgileri iler, renk, ekil ve hareketi oksipital lob ile alglayp ilem yaparz. Temporal lob ise, iitme ve duyma ilgili bilgileri iler. Dili anlama ve kavrama ile balantlar olduu gsterilmitir. Her bir lobda belirli grevler iin uzmanlam baz alanlar tehis edilebilmektedir. Vcutta saylar 600 kadar olan hareket kaslar, hareket (motor) korteksi tarafndan kontrol edilmektedir. Motor korteksin en byk iki blm parmaklara, zellikle baparmaa ve konuma ile ilikili kaslara ayrlmtr. Beyinde daha byk alanlar olmas, insanlarn eya kullanma, ara gere yapma ve konuma etkinliklerine daha ok nem verdiklerini gstermektedir. Bedensel-duyusal korteks, scaklk, dokunma, beden pozisyonu, denge, ac duyma gibi duyusal bilgileri ileyerek kontrol eder. itme korteksi her iki kulaktan bilgi alr, farkl alanlarda olan dil retme ve dili anlama ile ilgili ilevlerle ilgilenir. Grme korteksi ise, gzden gelen ok ayrntl duyusal bilgileri alarak iler ve gerekli ilevleri yrtr. imdiye kadar anlatlanlardan beyin kabuunun (serebral korteks) tamamnn duyusal bilgiye ayrlm olduunu sanabilirsiniz. Ama yle deildir. Aslnda beyin kabuu, tm bilginin btnletirilmesi, yorumlanmas ve deerlendirilmesi ile ilgilenir. Eer yalnz duyusal bilgiyi alp ona gre dzenlemeler yaplsayd, insan ses ve grsel kayt alan ve onlara gre gerekli beden paralarn ynlendiren bir varlk olarak tasavvur etmek gerekirdi ki, insan byle bir varlk deildir. Onun yerine, btn duyulardan gelen bilgileri birletiren, badatran ve bu btnlemi bilgiye gre ortama uygun davranlar reten bir yapdr. Bu tr badatrma alanlarnn beyin kabuunun pek ok yerine dalm olduu dnlmektedir. Ayn zamanda n lobun (frontal lob) karmak muhakeme grevlerinden sorumlu olduunu hatrlamak gerekir. Her lobun ve hatta her yar krenin uzmanlat baz grevler var gibi grnyorsa da her birinin belirli bir ilevi kontrol ettiini sylemek yanltc olur. Beyin yaplar, grevlerini, ibirlii iinde ve hep birlikte alarak yerine getirmektedirler. 7.2. Beyin Yar Krelerinde Uzmanlama (Hemisferik Yanallama) Beyinin sa ve sol olmak zere iki yar kresi bulunmaktadr. Bu iki yar kre, eitli noktalardan birbirine balanmtr fakat bu iki yar krenin birlikte ve ibirlii iinde almasn salayan korpus kallosumdur. Daha nce beynin yapsn incelerken grdmz gibi, belirli blgeler belirli ilevler iin uzmanlam grnmektedir. Gelen bilgi, ilgili taraftaki yar kre tarafndan ilenmektedir. rnein insanlarn pek ounda, konuma ve dil bilgisi sol yar kredeki etkinlie; mizah ve metafor kullanm sa yar kredeki etkinlie baldr. Serebral korteks yar krelerindeki bu fonksiyon ihtisaslamasna yanallama denir. Bu konuda zellikle, rnein korpus kallosumu her hangi bir nedenle tahrip olmu veya tbbi nedenlerle ameliyatla ayrlm hastalar

zerinden ayrntl bilgiler edinilmitir. Korpus kallosum balantsnn ayrld bu tr bireylere ayrk beyinli hastalar denilmektedir. nsanlarn pek ounda, sa ve sol yar krelerden birinin baskn grnd alanlar dil ve konuma ile ilgili ilevler veya belirli duygu durum halleri olabilmektedir. rnein sa yar kresine anestezi yaplan hastalar genellikle glmekte ve olumlu duygular dile getirmekte, sol yar kresine yaplanlar ise alamaktadrlar. Fakat bir ok bilim adam, okumak veya mzik icra etmek gibi karmak fonksiyonlarn her iki yar kreyi de kapsadnda hem fikirdir. Mantksal dnen insanlar sol beyinli, yaratc dnen insanlar sa beyinli olarak adlandrmak beyin yar krelerinin alma ekliyle uyumamaktadr. Normal insanlarda karmak dnme, beyin yar kreleri arasndaki etkileimin ve btnlemenin bir sonucudur. 7.3. Beyin Nasl nceleniyor? Beyin ok eski zamanlardan beri ilgi eken ve incelenmek istenen beden paralarndan biri olmutur. Eski Msrda (M..4000-3000li yllar), beyin ameliyatlarnn yapldn, beynin yapsnn ve hasarlarnda grlen baz davran bozukluklarnn tanmlandn gnmze kalan papirslerden reniyoruz. Ancak ok uzun bir sre, beyin zerinde aratrma amal almak iin herhangi bir nedenle kafatas paralanm insanlar bulmak; hayvanlar incelemek; eer dini bir engel yoksa, lm bedenlerden yararlanmak veya daha yakn zamanlarda hastalk vb. nedenlerle beyin ameliyatlarnn yaplmasn beklemek gerekiyordu. Elektronik ve bilgisayar bilimleri alanlarndaki ilerlemeler sayesinde beyin grntleme tekniklerinin gelimesi, hasta veya yaralanm olmayan insanlarn, vcudun iine herhangi bir mdahalede bulunmakszn incelenmesine olanak vererek bu alanda inanlmaz bir sramann gereklemesini salamtr. imdi beyini incelemekte kullanlan bilgi edinme yollarna ve tekniklere bir gz atalm. 7.3.1. Beyinle lgili Klinik Sorunlarn ncelenmesi Beyin blgelerinin ilevlerini inceleyip anlamann eski ve temel bir yolu, eitli nedenlerle beyinleri hasar grm, nrolojik bir rahatszl veya beyninde lezyon olan insanlarn ve kimi durumlarda hayvanlarn incelenmesidir. Byle durumlarda nropsikolojik testler, beyin grntleme teknikleri ve nrolojik muayene ile ayrntl bilgiler edinmek mmkndr. Ayn zamanda, eitli tbbi nedenlerle beyine mdahale edilerek nce ve sonra yaplan test ve muayeneler ile de bilgi edinilebilmektedir. Hayvanlarla almak, zellikle insanlara yaplamayacak mdaheler bakmndan elverili olmaktadr. 7.3.2. Beyin Etkinliklerini Kaydetme ve Grntleme Her hangi bir klinik sorunu olmayan normal bireylerde vcuda bir zarar vermeksizin beyin almalar yaplabilmesi, bu alandaki almalara nemli katklar salamtr. Bunlardan bir tanesi, beynin elektriksel etkinliklerinin kayt edilmesidir. Beynin evresel bir uyarcya tepki verdii sradaki elektriksel etkinlikler elektrotlar kullanarak hcre dzeyinde veya beyin dzeyinde kayt edilebilmektedir. Hcre dzeyinde yapldnda, tek bir sinir hcresine mikro elektrotlar balanarak incelenmektedir. Ancak beyin dzeyinde yapldnda, kafatasnn eitli yerlerine elektrotlar balanarak uzun sreli kayt alnmaktadr. Bu teknik EEG (elektroensefolograf) diye bilinir. Bir EEG kayd, uzun bir zaman iinde beyin etkinliklerinin bir grafiini sunar. Eer, beynin boyutlu grntleri elde edilmek isteniyorsa, bilgisayarl tomografi teknii (CT veya CAT) kullanlmaktadr. Bu tr teknikler zellikle, beyin hasarnn veya beyin anomalilerinin yerinin ve derecesinin belirlenmesinde yararl olmaktadr. Eer belirli bir etkinlik yaplrken (problem zme, konuma ya da bir duyguya kaplma) beynin hangi blgelerinin aktif olduklar incelenmek isteniyorsa, bu durumda PET (positron yayc tomografi) kullanlmaktadr. Bylece belirli bir etkinlik esnasnda beynin hangi blgelerinin ldad bir beyin resmi zerinde gsterilebilmektedir. Eer beynin, i alanlar, kvrm ve yarklar gibi anatomik olarak ayrntl grntleri elde edilmek isteniyorsa, o zaman MRI (manyetik rezonans grntleme) teknii kullanlmaktadr. Yakn zamanlarda aratrmalarda sk kullanlmaya balanan fMRI (ilevsel manyetik rezonans grntleme) teknii ise, PET ve MRIin zelliklerini birletirmektedir. Yani belirli bir grev esnasnda beynin hangi yaplarnn aktif halde olduu belirlenebilmektedir. Giderek gelimekte olan teknikler beyinle ilgili nemli bir bilgi birikimi oluturmutur. Ancak, Ramachandran, beynin yaps ve zellikleri ile ilgili ayrntl bilgiler edinilmesinin beynin aslnda nasl altn aklamakta yetersiz kaldn vurgulamaktadr. Anlalan o ki, beynin ve zihnin tam olarak nasl ilev grdnn anlalmas, yalnzca sinir bilimcilere braklamayacak kadar nemli bir konudur ve ayn zamanda insanla ilgilenen dier bilim dallarnn katklarn da gerektirmektedir. 7.4. Beyin Nasl Geliiyor? 7.4.1. Doum ncesi ve Bebeklik Dneminde Beyin Geliimi nsan beyninin temel yaps, doum ncesi dnemde olumaktadr. Yaama tek bir hcre olarak balayan insan organizmasnn, doduu zaman yaklak olarak 100 milyar sinir hcresi barndran bir beyine sahip olduu tahmin edilmektedir. Embriyonun beyin hcreleri, dllenmeyi izleyen 12. gnden sonra gelimeye balar, Bu hcreler, dier tm hcrelerden daha hzl oalrlar. nsan embriyosu anne rahminde geliirken, ilkel bir sinir sistemi embriyonun arkasnda uzun bir kanal olarak ekillenmektedir. Armut biimindeki bu sinir kanal (nral tp) dllenmeden sonra yaklak 18-24 gnleri arasnda biimlenir. Dllenmeden 40 gn sonra, bu sinir kanalnda beynin temel yapsnn bir prototipi olan ikinlik oluur; n beyin, orta beyin, arka beyin. Bu arada nronlar besleyen ve onlar bir tr tutkal ilevi grerek bir arada tutan destek dokusu hcreleri (gliyal hcreler) de olumaya balamtr. Dllenmeden sonra yaklak 6. haftada nron g balamtr. Sinir kanalnn duvarndaki hcreler oalarak ve g ederek beyin kabuunun (korkteksin) alt tabakasn oluturur. 18. haftada hemen hemen tm kortikal nronlar yerleecekleri alanlara ularlar. Nron g, 26. haftaya kadar srebilir. Bu sre, nronlarn hcrelerin orijinal yerlerinden uygun yerleim

blgelerine doru hareketlerini ve bylece beynin farkl dzey yap ve blgelerinin oluumunu kapsamaktadr. Sinir g tamamlandktan sonra, beyindeki yarklar oluur. 16. haftada optik sinir oluur. Nral gn sonunda gliyal hcreler aksonlar sarararak miyelinizasyonu balatr. Miyelinizasyon, omurgada balar, beyin kabuu altndaki yaplara doru ilerler ve kortekste sonlanr. Ancak parietal ve frontal loblarda miyelinizasyon doum sonrasnda balamaktadr. Normal bir gebelikte, sinir kanal kapandktan sonra, yeni olgunlam nronlarn remesi (nrogenesis) doum ncesi dnemin yaklak 20. haftasnda balar ve doum ncesi dnem boyunca devam eder. Omurgann tepe noktasndan gelimeye balayan cenin beyni, nce refleksleri ve temel motor koordinasyonu salayan beyin sap yaplarn oluturur. 20. Haftadan itibaren fetus, a, sese, tat ve dokunma uyaranlarna tepki vermeye balar, ilerleyen haftalarda tepkileri giderek daha karmak hale gelir. EEG ile llebilen kortikal etkinlik, 19-20. haftalarda balar. 24. haftada tm beyin yaplar yerlerini almtr. Doum ncesi dnemin yaklak 23. haftasnda nronlar aras balantlar olumaya balar. Beyin ieriden darya ve arkadan ne doru olgunlarken giderek daha karmak ilevler stlenen bir balant sistemi olarak rgtlenir. Son aylk dnemde fetsn doum ncesi yaantlarn kayt ettiine ilikin bulgular vardr. Limbik sistem de dahil, dier btn beyin kabuu alt yaplar doum ncesinde olumutur ve doumdan sonrada gelimeyi srdrrler. Kapsaml beyin bymesi doumdan sonra, bebeklik ve izleyen dnemler boyunca devam eder. Bebein beyninin doumda arl, beynin yetikinliindeki arlnn yaklak olarak %25idir. kinci doum gnnde bu oran yaklak %75 olur. Fakat beynin blgeleri homojen bir ekilde olgunlamaz. Bu sray, beyin kabuundaki deiimleri incelerken greceiz. Birinci yata, beyinde sinir hcresi says azalrken, beynin arl yaklak iki kat kadar artar. Bunu salayan nronlar arasndaki balantlarn gelimesidir. Nronlar, hayatn ilk yllar boyunca, iki ok nemli yolla deiir. Birincisi aksonlar ya hcreleri ile kaplama sreci olan miyelinizasyon doumdan nce balar ve doumdan sonra de ve hatta ergenlie kadar devam eder. kincisi, nronlar arasndaki sinaptik balantlar artarak, yeni doal yollar oluur. Yeni dendritler byr, dendritler aras balantlar artar, aksonlar ve dendritler aras sinaptik balantlar oalr. Miyelinizasyon doal aktarm hzlandrd gibi, dendritik balantlarn genilemesi de bebein geliiminde sinirsel patikalarn yaylmasn kolaylatrr. Doum annda dendrit alar seyrek ve az gelimitir. Doumdan sonraki ilk alt ay boyunca duyusal mesajlar akn ettike, bu alar da geliir. Bu patikalarn bymesi evresel etkilere duyarldr. Doumdan sonra maruz kalnan grnt, ses, koku, dokunma, dil ve gz konta kurma gibi malumat aklar, beynin sinirsel balantlarnn ekillenmesine yardmc olmaktadr. Bir dier ifadeyle, balantlarn nasl ve ne kadar yaplaca konusunda, insan beyni deneyimlere dayanr. Sinaptik balantlar Sinaptik balantlar, ilgin bir ekilde gerektiinin iki kat kadar retilmektedir. Kullanlan balantlar glenir ve yaamay srdrr ama kullanlmayanlar yerlerini baka patikalara brakr veya yok olur. Sinirbilim diliyle sylersek, bu balantlar budanacaktr. rnein bebekler fiziksel hareketler yaptka ve dil yetilerini kullandka patikalar glenecek, kullanlmayanlar ise zaman geldiinde budanacaktr. Ancak doumdan sonra asl faaliyet beyin kabuunda gerekleir. Beyin kabuunun ban arka tarafndan aln blgesine doru kvrlan drt ana alan yani loblar, olgunlama sralarna gre yle dizilmitir: Art kafa lobu (grme); yan kafa lobu (dokunma, mekansal alglama ve yer bulma, dikkat ve hareket kontrol); akak lobu (duyma, iitme, dil ve ilgili hafza sreleri); aln loblar (istemli hareket, bedensel hareketlerin planlama ve koordinasyonu, amal davran), n aln kabuu, geliimini en son tamamlayan blge, akl yrtme, bellek, zdenetim, dikkat, planlama ve yarglama. Grme korteksinde sinaptik fazla retimin doruk noktas, doumdan sonraki drdnc aydr. Bu dnemi, okul ncesi yllarnn ortas ve sonu arasndaki devreye kadar greceli bir bzlme dnemi izler. Beynin duyma ve dil yetilerini ieren blgelerinde benzer, ama bir para daha ge bir sre saptanmtr. Fakat beynin daha yksek dzey dnme ve kendi kendini kontrolnn vuku bulduu aln korteksinde, fazla retimin doruk noktas yaklak olarak 1 yanda olur. Ge ergenlik dneminin ortasndan nce, sinapslar yetikinlikteki younluuna ulamaz. Hem kaltmn hem evrenin sinaptik fazla retimin ve onu izleyen bzlmesinin zaman ve seyrini etkiledii dnlmektedir. Genel olarak beynin baz blgeleri, mesela birincil motor blgeleri, dier blgelerden, mesela birincil duyusal blgelerden, daha nce geliir. nloblar, yeni doan bebekte olgunlamamtr. Fakat hayatn ilk ylnda, frontal lobdaki nronlar miyelin ile kaplandka ve birbiriyle balandka, bebekler uyku gibi fizyolojik ihtiyalarn dzenleyecek yetenei gelitirir ve reflekslerini daha fazla kontrol edebilirler. stemli dnme gerektiren bilisel yetiler, birinci yln sonlarndan nce ortaya kmaz. Aslnda frontal lobun n blgesi, beynin en uzun srede gelien blgesidir; yetikinlik balarken bile saptanabilir deiimler geirir. Bu arada, miyelinizasyon temposu, beynin farkl blgelerinde deiiktir. Grsel alanlar iin miyelinizasyon, doumda oluur ve ilk alt ayda tamamlanr. itsel miyelinizasyon 45 yalarna kadar tamamlanmaz. Drt yana kadar, beynin el-gz koordinasyonu ile ilgili ksmndaki miyelinleme henz tamamlanmamtr. 7.4.2. ocukluk ve Ergenlik Dnemi: Erken ocuklukta beyin bymesi devam etse de buradaki byme, bebeklik dnemindeki kadar hzl deildir. ocuk 3 yana geldii zaman beyni, bir yetikin beyninin drtte bykle ulamtr. 6 yana geldiinde ise ocuun beyni yetikin beyni byklnn %95ine erimitir fakat beyin geliimi ergenlie kadar devam etmektedir. Aslnda, ocuklarn beyinlerinde, 3 ve 15 ya arasnda

olduka arpc anatomik deiimler gereklemektedir. Yaplan bir almada, ayn ocuklarn beyinleri drt yl boyunca beyin taramas ile izlenmitir. Bu almaya gre, 3-15 ya aralndaki beynin btnnde dikkate deer bir byme olmamakta ancak beynin iindeki blgesel rntlerde hatr saylr bir deiim gereklemektedir. Baz blgelerde ar sinaptik balant art olmakta, bunu gereksinim duyulmayan baz hcrelerin temizlenmesiyle ortaya kan doku kayb ve beynin kendini yeniden dzenlemesi izlemektedir. Aratrmalar 3-6 ya arasndaki ocuklarn beynindeki en hzl deiimin, beynin planlama, yeni etkinlikler organize etme ve yaplanlara ilikin dikkati srdrmede grev alan frontal lob ksmnda gerekletiini ortaya karmtr. Orta ve ge ocuklukta toplam beyin ktlesi duraan hale gelmekle birlikte beynin pek ok yaps ve blmlerinde nemli deimeler ortaya kmaya devam etmektedir. Beyinde en st dzeyi temsil eden prefrontal korteks gibi beynin sinir yollar ve devreleri, orta ve ge ocuklukta da artmaya devam eder. Prefrontal korteksteki bu ilerlemeler ocuklarda dikkat, muhakeme ve bilisel kontroldeki artla ilikilidir. Orta ve ge ocukluk dneminde serebral korteks kalnlnda da deiiklik olmaktadr. 5 ila 10 yandaki ocuklarn korteks kalnlnn beyin grntleme tekniiyle incelendii tek bir aratrma bulunmaktadr. Yalnzca dil ile ilgili alanlarn iki yl sreyle izlendii bu aratrmada temporal ve frontal loblarn dilde ilev gren alanlarnda korteks kalnlamas olduu bulunmutur. Ergenlik dneminde, beyinde baz yapsal deiiklikler grlr. Sol ve sa beyni birbirine balayan korpus kollosum ergenlikte kalnlar, bu ergenin bilgiyi daha iyi ilemesine yardmc olur. En st dzeydeki lob akl yrtme, karar verme, kendini kontrol etmesiyle ilgilidir. Bununla birlikte n lobun geliimi 18-25 ya arasnda yetikinlie kadar devam etmektedir. Ayrca ergenlik dneminde beynin daha kk alanlarnda sinaptik budanmalar grlr. Bu budamalar sonunda ergenlikte bireyler ocukluktan daha az, daha seici, daha etkili sinirsel balantlara sahip olur. Bu alanlar, dikkatin kontrol, kafa kartrc dncelerin azaltlmas, motor eylemlerin ketlenmesi ve birbiriyle yaran seenekler arasnda gei yaparken daha esnek olmay iermektedir. zet nsan beyni evrendeki maddenin en karmak rgtlenme biimlerinden biridir. Limbik sistem temel duygular, gdleri ve hafza ilemlerini dzenler. Bunun dnda vcut scakl, kan basnc ve kan ekeri seviyelerinin ayarlanmasnda rol oynar. Limbik sistem ayr yapdan olumaktadr: Hipokamps, amigdala ve hipotalamus. Beynin te ikisini oluturan Serebrumun grevi daha yksek seviyeli bilisel ve duygusal ilevleri yrtmektedir. Serebrum, ynlerine bal olarak drt loba ya da blme ayrlmtr. Her lob her iki yar krede de simetrik olarak yer alr. Beyin kabuu, tm bilginin btnletirilmesi, yorumlanmas ve deerlendirilmesi ile ilgilenir. Ayn zamanda n lob (frontal lob) karmak muhakeme grevlerinden sorumludur. Serebral korteks yar krelerindeki fonksiyon ihtisaslamasna yanallama ad verilir. Beyin blgelerinin ilevlerini inceleyip anlamann eski ve temel bir yolu, eitli nedenlerle beyinleri hasar grm, nrolojik bir rahatszl veya beyninde lezyon olan insanlarn ve kimi durumlarda hayvanlarn incelenmesidir. Her hangi bir klinik sorunu olmayan normal bireylerde vcuda bir zarar vermeksizin beyin almalar yaplabilmesi, bu alandaki almalara nemli katklar salamtr. Bunlardan bir tanesi, beynin elektriksel etkinliklerinin kayt edilmesidir. nsan beyninin temel yaps, doum ncesi dnemde olumaktadr. Yaama tek bir hcre olarak balayan insan organizmasnn, doduu zaman yaklak olarak 100 milyar sinir hcresi barndran tamamen organize olmu bir beyine sahip olduu tahmin edilmektedir. Erken ocuklukta beyin bymesi devam etse de buradaki byme, bebeklik dnemindeki kadar hzl deildir. ocuk 3 yana geldii zaman beyni, bir yetikin beyninin drtte bykle ulamtr. 6 yana geldiinde ise ocuun beyni yetikin beyni byklnn %95ine erimitir fakat beyin geliimi ergenlie kadar devam etmektedir. Aratrmalar 3-6 ya arasndaki ocuklarn beynindeki en hzl deiimin, beynin planlama, yeni etkinlikler organize etme ve yaplanlara ilikin dikkati srdrmede grev alan frontal lob ksmnda gerekletiini ortaya karmtr. Frontal korteksteki bu ilerlemeler ocuklarda dikkat, muhakeme ve bilisel kontroldeki artla ilikilidir. alma Sorular 1. Limbik sistemin yaplarn ve ilevlerini tanmlaynz. 2. Yksek dzeydeki zihinsel ilevlerden sorumlu beyin yaps hangisidir ve organizasyonu nasldr? 3. Yanallama nedir? Korpus kallosumun yanallamadaki ilevi nedir? 4. EEG tekniini, MRI ve fMRI teknikleri arasndaki fark aklaynz 5. Doum ncesi beyin oluum ve geliimini aklaynz. 6. Nron hcrelerinin budanmas ne anlama gelir? 7. Orta ve ge ocuklukta grnen beyin geliimi nasldr? Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G. (2012). Psikoloji ve Yaam. Nobel Akademik Yaynclk 2- Heally, J. M. (1999). ocuunuzun Gelien Akl. Boyner Yaynlar 3- Morris, C.G. (2002). Psikolojiyi Anlamak. Trk Psikologlar Dernei Yaynlar 4- Ramachandran, V.S. (2011). Beyindeki Hayaletler. Boazii niversitesi Yaynlar 5- Vertosick, Jr. (2005). Beyne Birkez Hava Demeye Grsn. Tbitak Yaynlar 8.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: DUYUMLAR VE ALGI nsanlar ve hatta btn VIII. canllar, iinde yaadklar dnyadan gelen uyaranlarla evrilmilerdir. Kendimizi gndelik hayat aknn her hangi bir annda dondursak, etrafmz sarm olan yzlerce grnt, ses, k, koku, hareket, temas uyaranlarn belki bir an fark edebiliriz. zel bir koul olmad srece bu uyaranlarla iinde bulunduumuz duruma uygun hareketleri yapacak ve uygun ekilde davranacak ekilde birlikte var oluruz. Fakat bir de yle bir rnee bakalm: ou bakmdan grmesi normaldi; nesnelerin eklini tanmlayabiliyor, insanlar tanyabiliyor ve kitap okuyabiliyordu. Fakat giden bir arabaya veya koan bir

kiiye bakarsa, dzgn ve srekli bir hareket izlenimi yerine ardk olarak gelen statik fotoraf kareleri gibi yansmalar gryordu. Caddede kardan karya gemeye korkuyordu, nk kardan gelen bir aracn eklini, rengini ve hatta plakasn grebildii halde hzn kestiremiyordu. Biriyle karlkl konumann telefonda konumak gibi olduunu sylyordu nk konuma srasnda deien yz mimiklerini ve ifadeleri gremiyordu. Bir fincan kahve koymak bile byk skntyd, nk sv kanlmaz ekilde tap yere dklyordu. Ne zaman yavalamas gerektiini bilemiyor, kahve cezvesinin asn zamannda deitiremiyordu. nk svnn fincan iinde ne hzla ykseldiini tahmin edemiyordu. Tm bu beceriler size ve bana ok olaan ve doal gelir. Ama bir eyler yanl gittiinde Bu tanmlama, beyninde orta temporal olarak adlandrlan blgesi ift tarafl hasar grd iin hareket krl ikayeti olan bir hastay (Ingrid) anlatan Ramachandrandan alntlanmtr. Bu gibi vaka rnekleri zerinden beynin ve zihnin alma sistematiini daha ayrntl renmek isterseniz, kendisinin kaynakada bildirilen kitabn okuyabilirsiniz. Ingridin yaamak zorunda olduu bu ilgin durumdan ok eitli sonular karmak mmkndr; grme srecinin karmakl, beynin nasl da bir btn olarak ve egdml almakta olduu, bir beyin hasaryla yaamann glkleri Ama bizim dikkat ekmek istediimiz asl nokta, duyumlarmz ve alglarmzn aslnda gndelik, zihinsel ve ruhsal btn deneyimlerimizi nasl ekillendirmekte olduu meselesidir. Bu sre nasl ilemektedir? evremizde bulunan yzlerce uyaran nasl bir sreten geerek dncelerimizin, duygularmzn ve eylemlerimizin biimlendiricisi ve ynlendiricisi olabilmektedir? Sre yle grnr; uyaranlar, be duyumuz tarafndan alglanr, sonra bunlara gre dnr ve davranrz, basit. Elbette, hi bir ey grnd gibi deildir. Her eyden nce, duyularmz be taneden fazladr (hangisi olduunu renmek iin blmn sonuna kadar okumalsnz). Ayrca duyumlarla alglar birbirinden ayrmamz gereklidir. Beden duyularmz uyarldnda biz onlar duyumsarz. Duyum, bir duyu alcsnn uyarlmasyla vcudun iinde veya dnda bulunan artlarla ilgili bir yaant veya farkndala yol aan nral bir ilemdir. Alglama ise, gelen duyusal malumat tanma, dzenleme, balantlarn kurma, anlamlandrma ve yorumlama srecidir. nce insanlarn duyularnn yaplarn, kapasitelerini ve duyumlarnn genel zelliklerini gzden geireceiz, bir sonraki blmde ise alglamann nasl olduunu inceleyeceiz. 8.1. nsanlarda Duyumlar ve Duyusal Sistemler 8.1.1. Duyum Psikolojinin bir bilim olarak domaya balad 1800l yllarn sonlarnda, en ok incelenen konu duyumlar olmutur. O yllarda ortaya konulan temel baz kavramlatrmalar ve ilkeler hala geerlidir. Genel olarak incelendiinde, bir duyumu yaratan olaylar yle gelimektedir; d dnyadan veya bedenin iinden gelen fiziksel bir enerji, duyu organlarndan birindeki alc hcreyi uyarr. Her alc hcre, belirli bir tr fiziksel enerjiye tepki vermek zere dzenlenmitir. Grme iin k; iitme iin ses dalgalar gibi. Alc hcrenin tepki verebilmesi iin gelen enerjinin yeterince gl olmas gerekir. Eer enerji yeterli ise, alc hcre, bu uyaran dntrr ve uyarann zelliklerine gre deien elektrokimyasal bir sinyali beyine gndererek tepki verir. ok parlak bir k, bir dizi sinir hcresinin atelenmesi olarak kodlanr, mat bir k, daha yava atelenme zinciri oluturur. Nral sinyaller, sinir hcrelerinden merkezi sinir sistemine bir iletilirken, daha yksek seviyeli olarak kodlanr ve daha yksek seviyelerde ise btnletirilir. yle ki beyine ulat zaman ak ve ayrntldr. Bylece, yanp snen krmz bir ktan ulaan sinyal, soluk yeil ktan gelen iletinden de, yksek ses ya da rk yumurta kokusundan gelen iletiden de anlaml olarak farkldr. Bu bilgiler beyinde ilgili beyin kabuu (korteks) alanlarnda ilenir. Bu anlatlan srecin yalnzca duyumsama olduunu, uyaran henz alg haline dnmediini (yani tannp yorumlanmadn) aklmzda tutmamz gerekir. 8.1.2. Duyusal Eikler Ka kat zerinizde oturan komunun ayak sesini duyabilirsiniz? Ak ve karanlk bir gecede, yolunuzu kaybetmiseniz grebildiiniz ilk a erimek iin ka metre yol yrmelisiniz? nsan Nasl ncelemeliyiz? blmnde anlatld zere, bu gibi sorular aratrlabilir hale dntrmek istersek yle sormamz gereklidir: Bir duyumu ortaya karmak iin ne kadar duyusal uyarm gerekir? phesiz ilk akla gelen, hangi duyum iin sorusu olacaktr. nk bu durum duyusal uyarann trne gre deimektedir. Ancak her duyumun oluabilmesi iin bir eik dzey bulunmaktadr. Bir kiide herhangi bir duyum yaratmak iin gerekli minumum fiziksel enerji iddetine mutlak eik denilmektedir. Kiiler arasnda mutlak eik seviyeleri asndan farkllklar bulunmaktadr. Ancak, insanlarn %50sinden fazlasnn duyum bildirdii seviyeler, o uyaran iin mutlak eik kabul edilmektedir. rnein, 500 litrelik bir su iinde bir gram sofra tuzu; odal bir evde yaylm bir damla parfm; sessiz bir ortamda 6 metre uzaklktaki kol saatinin sesi; ak, karanlk bir gecede 50 km. uzaklktan bir mum alevinin temel be duyu iin mutlak eik olarak bulunmutur. Bu tr deerlerin belirlenmesinde, sessiz, karanlk, tatsz, kokusuz ntr durumlarda lm yaplmaktadr. Normal koullarda, mevcut duyusal uyarlmlk dzeyine bal olarak bu ller deiebilir. rnein cips yedikten sonra, tuza ilikin mutlak eiiniz ykselmi (eiiniz ykselir nk duyumsamanz iin daha fazla miktarda tuz gerekir) olacaktr. Tm duyularmz, otomatik olarak, ortamdaki uyaranlarn oluturduu ortalama bir uyarlma dzeyine uyum salar. rnein bulunduumuz ortamdaki bir kokuyu veya dzenli bir sesi bir sure sonra fark etmemeye balarz. Bu uyum sreci tm duyularmzn evresel koullara kolaylkla uyum salamasn ve ortamda bulunan ok saydaki ipucunu ar derecede yklenmeden almasn salar. Buna duyu adaptasyonu veya duyusal uyum denilir. Bu durumda akla yle bir soru gelebilir. Eer belirli bir ortamda bulunan

uyaranlarn dzeyine belirli bir sre sonra uyum salyorsak, o halde bu ortamda bir eylerin deitiini nasl anlayabiliyoruz? Gerekten de bunun olabilmesi iin uyaranlarn ancak fark edilebilir fark denilen belirli bir dzeyde farkllamalar gerekir. Fark eii, iki uyarc arasnda fark olarak tanmlanabilen en kk fiziksel farktr. Ernst Weber, 1830da fark eiini, belirli bir uyarcnn sabit bir kesri ya da oran olarak hesaplamtr. Fark eii, orijinal uyarcnn byklne ya da iddetine gre deiir. Uyarc ne kadar bykse ya da iddetliyse, ancak farkedilebilir fark yaratmak iin gerekli deiiklik o kadar byktr. Bu, Weber Yasas olarak bilinir. Bu oranlarn deeri, duyu trlerine gre farkllamaktadr. Tat duyusunda ancak fark edilebilir fark, %20 ya da 1/5tir. Ancak iitme duyusu ok daha hassastr, bir sesteki %0.3lk bir deiimi fark edebiliriz. Fark eikleri de kiiden kiiye deiebilir ve bildirilen oranlar insanlarn en az %50sinin ancak fark edebildii dzeyi gstermektedir. 8.1.3. Duyusal Sistemler Duyumun duyu organlarmzdan fiziksel enerji olarak gelen uyaranlarn sinirsel bir iletiye dnmesi ile ortaya kabildiinden sz etmitik. Bu dnm salayan duyu organlarnn yapsal zellikleridir. imdi duyu organlarmzn yapsn ve nasl ilev grdklerini ksaca inceleyelim. 8.1.3.1. Grsel Sistem ve Grme nsanlarda grme baskn bir duyudur; beyinde olduka geni alanlar grme yoluyla gelen malumatlar iler ve insanlar sklkla en fazla grme duyularna gvenirler. nsan gznn yaps nispeten basit saylabilir ancak gelen malumat birbirinden farkl alanlar (yaklak 30 alan olduu dnlmektedir) ve farkl biimlerde ilenip deerlendirildii iin grsel sistem aslnda olduka karmaktr. Gzler, ilerinde bir sv olan ve her biri farkl ileve sahip eitli yaplarla donanm, kas tabakalarndan oluan kreciklerdir. Gz k dalgalarn toplar, odaklar ve beyine doru yol alan bir sinir sinyaline dntrr. Ik gze, n ksmda bulunan saydam bir tabaka olan korneadan girer. Gzn renkli ksm olan irisin merkezindeki bir aklktan yani gz bebeinden geerek gz merceine ve oradan da retinaya ular. Retina, gz kresinin arka ksmn kaplayan a duyarl bir katmandr. Retinann zerinde ve gz merceinin tam arkasnda fovea ad verilen bir girinti noktack vardr. Grnt burada en net halindedir. Retina tabakas k dalgalarnn nral iletiye dnmesini salayan alc hcrelerle kapldr. ki eit k alc (fotoreseptr) hcre vardr; ubukuk (rod) ve koni hcreleri. Ayrca gelen uyarmlar ubukuk ve konilerin bulunduu blgelerle birletiren ok sayda hcre bulunmaktadr. ubukuk ve koni hcreleri, ok farkl say ve kombinasyonla ift kutuplu hcrelere balanrlar. ift kutuplu hcreler, bu oklu iletileri alarak btnletiren ve gangliyon hcrelere gnderen zel yapl sinir hcreleridir. Gangliyon hcrelerinin aksonlar birleerek her bir gzden beyinin ilgili blgelerine ileti gnderen grme sinirini olutururlar. Her bir gzn retinasnda, yaklak 120 milyon ubukuk ve 8 milyon koni bulunur. Bu hcrelerin duyarl olduu zellikler birbirinden farkldr. ubukuklar lo ya da karanlk gibi dk aydnlanm ortamlarda daha etkin alr ve gece grn salarlar. Koniler ise parlak kta etkin alr ve ayn zamanda renk grn salarlar. Hepimiz aydnlk bir ortamdan karanla girdiimize, nce grmz kaybettiimizi fakat bir sure sonra yeniden grmeye baladmz deneyimlemiizdir. Gelen n miktarna gre ubukuk ve konilerin duyarllnn deimesine karanla uyum denilir. Karanlkta uyum, karanlkta zaman geirdike, ubukuklarn, konilerden daha hassas hale gelmesi sayesinde gereklemektedir. Grme sinirini oluturan lifler, her bir gzden ayrldktan sonra bir sure birlikte giderler, daha sonra optik kiazmada aprazlaarak ikiye blnrler ve her iki gzden gelen birer lif demeti birleerek giderler. Son aratrmalar bu lif demetlerinin farkl patikalar oluturarak farkl blgelerle balant kurduklar ynnde sonular vermektedir. Renk grme, nesnelerden yansyan k huzmelerinin zelliklerine bal bir deneyimdir. nsanlar k dalgalarnn ancak belirli bir uzunlukta [400-700] nanometre arasnda- olanlarna kar duyarldrlar. Belirli fiziksel dalga uzunluklarna sahip k huzmeleri, belirli renklerin deneyimlenmesine neden olur. rnein renk tayfnda dk ular mor ve mavi, yksek ular krmz ve turuncu olarak tanmlarz. Bu nedenle k fiziksel olarak renk isimleriyle deil, dalga uzunluklaryla belirtilir. nk renkler, duyu sisteminin belirli dalga uzunluklarna ilikin tanmlamalardr. Btn renk deneyimleri, temel boyutta ele alnabilir; ton, doygunluk ve parlaklk. Renk tonu, krmz, mavi gibi, bir n rengini yakalayan ve dalga uzunluuna bal olan boyuttur. Renk doygunluu, bir tonun safl ya da canlldr. Youn renkler, en yksek doygunlua sahiptir; pastel/yumuak renkler dk doygunlua sahiptir; gri sfr doygunlua sahiptir. Parlaklk ise, bir renkteki n iddetini veren boyuttur. Beyaz en parlak, siyah ise en mat renktir. 8.1.3.2. itsel Sistem ve itme Ses, hava molekllerinin titremesinden kaynaklanan basn deiikliidir. Ses dalgalar halinde yaylr ve iitme sistemini uyarr. itme, ses dalgalar kulak zarna arparak titreim yaratt zaman balar. nsan kula, 20 ile 20.000 hertz arasndaki sesleri duyabilmektedir. Normal koullarda, ortamdaki ses dalgalar, kulak kanal yoluyla kulak zarna ular. Kulak zarndaki titreim, orta kulak denilen odacktaki eki, rs ve zengi isimli kk kemiklerin birbirine arparak bu titreimi i kulaa iletmesine neden olur. En sondaki kemik olan zengi, oval pencere ad verilen bir zara baldr (oval pencerenin tam altnda, yuvarlak pencere ad verilen bir zar daha bulunmaktadr, bu zarn ilevi, i kulakta gelen titreimin yarataca basnc dengelemektir). Oval penceredeki titreim, i kulaktaki salyangoza aktarlr. Salyangozun ii sv doludur, bylece havadan alnan ses dalgalar svya aktarlm olur. Salyangozun iinde, basiler zar ad verilen ince ve uzunlamasna yerlemi bir yap bulunur. Salyangoz iindeki sv titretii zaman, basiler zar da aa yukar itilerek hareket eder. Corti

organ, basiler zarn zerinde duran ve onunla birlikte hareket eden bir yapdr. Corti organnn iine gmlm binlerce ince kl eklinde alc hcre vardr. Her kl hcresinin zeri bir demet lif ile kapatlmtr. Bu lifler basiler zarn titreimi ile hareket ederler. Eer lifler bir metrenin yz trilyonda biri kadar bklrse, alc hcre, beyine iitme siniri ile bir sinyal gnderir. Bylece kl hcrelerindeki bu kvrlmalar, sinir hcrelerini uyarr ve imdiye kadar mekanik olan iletileri sinirsel iletiye dntrm olur. ki kulamz olduuna gre, iitsel uyaranlar her iki kulaktan ayr ayr gelmektedirler. Her kulak, her iki beyin yar kresine de ileti gnderir. Kulaklardan gelen sinir lifleri, beyin ile ilgili blmde sz edildii gibi, arka beyindeki medullada aprazlar. Daha sonra beyinin yukar blmlerine dalr. Ancak, rnein grmede olduu gibi, tek bir iitsel patika yoktur. itsel patikalar daha ok beyinin pek ok yerine malumat ileten bir a olarak tanmlayabiliriz. Baz mesajlar, denge hareketlerini dzenleyen merkezlere gider; bazlar uyarlma/ hazr olma halini dzenleyen retikler formasyona gider; bazlar ise her iki temporal yar krede bulunan birincil ve ikincil iitme kortekslerine gider. itme duyusundan gelen malumatlar aslnda insan iin nemli bir kaynak olutururlar. rnein gremediimiz uyaranlarla ilgili bilgi edinmemizi de salarlar. Yolda yrrken arkanzdan bir araba gelip gelmediini, ne hzda ve hangi ynden gelmekte olduunu yalnzca iitsel ipularyla kestirebilmeniz mmkndr. Buna sesin kaynan belirleme denilir. Sesin kaynann nasl belirlenebildii ile ilgili olarak, greli zamanlamann deerlendirilmesi ve her bir kulaa vuran seslerin greli iddetin deerlendirilmesi olmak zere iki mekanizma bulunmaktadr. Greli zamanlama deerlendirmesi mekanizmas, nronlarn gelen sesin her bir kula ulama srelerini karlatrmasdr. Sa taraftan gelen bir ses, sa kulaa soldakinden nce ulaacaktr. Nronlar, iki kulak arasndaki iitme zaman farkllamalarna gre ateleme yaparak beyine bu deerlendirmeyi yapabilecek malumat iletirler. Greli iddet deerlendirmesi ise, yakn kulaktan gelen sesin iddetinin daha yksek olmasna dayaldr. Bylece, her iki kulaa ulaan seslerdeki iddet farklar ilenerek bu konuda malumat edinilmi olur. Eer bir ses her iki kulaa eit mesafede ise veya eit iddette ulayorsa, o zaman sesin kayna belirlenemez. Bu durumda, ba uygun ekilde evirmek suretiyle, kulaklarn ynn deitirerek sesin kaynan bulmaya alrz. 8.1.3.3. Koku Sistemi ve Koku Alma Fareler, kpekler gibi dier baz trler kadar olmasa bile, insanlarda koku hassasiyeti olduka gelikindir. Koku duyumunun tat duyumuna oranla 10.000 kat daha duyarl olduu ynnde tahminler yrtlmektedir. Bir insann bir kokuyu fark edebilmesi iin 7- 8 koku moleklnn olmas yeterlidir. Bu duyarlla ramen, yani insanlar kokular hzlca tanyp ayrt etseler bile, kokunun kaynan bulmakta bu kadar baarl deildirler. Ayrca insanlarda koku duyumunun adaptasyonu da ok yksektir. Ksa bir sure iinde duyumsadmz bir kokuya kar uyum gelitirir ve fark etmez oluruz. Pek ok dier memelide olduu gibi insanlarda da koku duyumu, genel kokular fark etmemizi salayan sistem ve feromonlarn fark edilmesini salayan sistem olmak zere iki farkl duyusal sistem yoluyla ortaya kmaktadr. Koku duyumu kimyasal ipularyla ilev grmektedir. Genel kokularn farkna varrken, burnumuzda yer alan bir bez tarafndan retilen karmak bir proteinden yararlanrz. Pek ok madde koku moleklleri yaymaktadr. Belirli bir durumda bu molekllerle, burun tylerindeki membranlarda bulunan protein birbirine balanr. Alc hcreler, koku dokusu ad verilen ve her bir burun deliinde bulunan kk bir doku paras iinde yksek oranlarda milyonlarcabulunmaktadr. Bu sinir hcreleri bir ka haftada bir lmekte ve yenileri ile yer deitirmektedir. Bu milyonlarca sinir hcresinin aksonlar frontal lobun hemen altnda, buruna yakn bir yerde bulunan koku yumrusuna gider. Koku yumrusundan sonra bu mesajlar kokularn farknda olmamz salayan temporal loba ularlar. Ayn zamanda duygular ve bellekle ilgili ilevleri de olan amigdala ve hipokampse de giderler. Bu durum kokularn, duygularn hatrlanmasndaki etkin roln de aklamaktadr. Pek ok tr feromon ad verilen bir kimyasal salglar ve bunlar duyumsar. Karncalar, fareler, kpekler, arlar gibi pek canl yol bulmak, blge snrlarn belirlemek, cinsel hazrln bildirmek gibi amalarla feromon iletiimini kullanr. nsanlarda da feromonlarn cinsel davranlar etkilediine ilikin almalar bulunmaktadr. Ayrca birlikte yaayan kadnlarn adet dnglerinin e zamanllamasndan feromonlarn sorumlu olduuna ilikin aratrma sonular bulunmaktadr. Feromon moleklleri de dier koku moleklleri gibi ilem grmektedir. 8.1.3.4. Tat Sistemi ve Tat Alma Bir yemei lezzetli bulduumuz zaman yalnzca tat duyumuza dayandmz dnrz ama aslnda koku duyusu da iin iine karp lezzet hissini oluturmaktadr. Burnumuz tkal olduunda yemeklerin lezzetsiz gelmesi de, koku ile tat duyularnn lezzet hissini birlikte oluturduklarnn bir dier kantdr. Bir dier deyile, koku alma engellendiinde, yediklerimizin tadn ayrt edebiliriz ancak lezzetine ilikin bir deerlendirme yapamayz. Koku duyumunun engellendii durumlarda, insanlarn hangi besinleri yediklerini doru tanmlama baarlarnn dt bulunmutur. Bu durum besinin tadnn keskinliine de baldr, rnein limon tad daha kolay tannrken, kiraz tad daha g tannabilmitir. Tat duyumu pek ou dilin ucunda, yanlarnda ve arka ksmlarnda bulunan tat tomurcuklar iindeki alc hcreler yoluyla alnr. Bu tomurcuklarn says yalandka azalr. Yal insanlardan sk duyulabilen artk hi bir eyin tadnn kalmad yaknmas aslnda tat hcrelerinin azalmasyla ilgilidir. Dilimizin yzeyi dz grnse bile aslnda papilla denilen minik yumrularla kapldr. Tat tomurcuklar, tat hcreleri ve alc sinirler papillalarn iine gmldr. Yediimiz eylerdeki kimyasal maddeler salya ile zlr ve papillalarn iindeki boluklara girerek tomurcuklarda bulunan tat hcrelerine ularlar. Bu

kimyasal iletiim tat hcrelerinin ilgili sinirleri atelemesine neden olur. Oluan sinir akm parietal loba ve limbik sisteme gnderilir. nsanlar dillerine tatl ya da tuzlu bir besin paras konulduunda, saniyenin onda biri gibi bir srede ne konulduunu doru olarak syleyebilmektedir. Bu sinirler ayn zamanda ineme, yutma, yiyecein scakl ve temas gibi dier konular hakknda da malumat iletir. Yakn zamana kadar tatl, tuzlu, eki ve ac olmak zere 4 temel tat olduu kabul edilmekteyse de, umami ad verilen ve monosodyumgltamat tadn alan yeni bir alc hcre bulunmutur. Bu madde et, deniz rnleri, eski kaar, soya sosu gibi protein youn rnlerde bulunmaktadr. Dilin baz blgeleri baz tatlara daha duyarldr. rnein dilin ucu tatl ve tuzlu, arka ksm ac ve yanlar eki tatlara kar daha hassastr. Ancak her alan bu drt nitelii belirli bir seviyede ayrt edebilir. Tat hcrelerinin ilgin bir zellii 7-10 gn gibi bir aralkla lmeleri ve yenilenmeleridir. 8.1.3.5. Deri Duyular ve Dokunma Vcudumuzu kaplayan derinin bizi d etkenlerden koruduunu, vcut svlarn ieride tuttuunu hatta vcut smz dzenlenmesine katkda bulunduunu biliriz. Ama ayn zamanda derimiz en geni alan kaplayan bir duyu organmzdr (1.70 boyunda bir insann 6 m2 deri yzeyi vardr). Deri yzeyinde farkl blgelerde deiik oranlarda yaylm eitli alc nronlar bulunmaktadr. Bu alc nronlar basn, s, ac/ ar hislerini oluturan deriye ait duyumlar ortaya karrlar. Farkl vcut blgelerine gre deimekle birlikte deri aslnda son derece hassas bir duyu organdr. Deri zerinde 10.000/1 cm kadar bir deime, basn duyumuna neden olabilir. Bacaklar, ayaklar ve srt daha az duyarl iken, yz ve parmak ular ar ekilde duyarldr. Vcudun farkl blgelerindeki bu hassasiyet fark, ilgili blgedeki sinir hcrelerinin daha youn olmasna ve bu malumatn ilendii daha geni duyusal korteks alan olmas ile aklanabilir. Dokunma temelde basn duyusu zerinden ilev grmekle birlikte insan ve hayvanlarda byme veya endorfin gibi hormonlarn retimini arttrd aratrmalarla ortaya konulmutur. Henz etki mekanizmas tam aklanamamakla birlikte tm canllarda dokunulma kendini iyi hissetme hali salamakta ve bymeyi hzlandrmaktadr. Is duyumu biraz daha ilgin bir ekilde ilev grmektedir. Scak ile ilgili malumatlar ve soukla ilgili malumatlar farkl sinir hcreleri tarafndan alnmaktadr. Beyin scak liflerle souk liflerden ayr ayr duyum almakta ve bunlar birletirerek ortam ssna uyum hakknda dzenlemeler yapmaktadr. Eer her iki lif ayn faaliyete geerse, anda beyin bu bileik rnty ortaklatrarak okuyabilir. rnein, lk ve souk bir eylere ayn anda dokunduunuzda beyin bunu scak olarak tanmlar. Bu olgu paradoksal scak olarak bilinir. Ac/ar duyumu ise bireylere gre ve hatta ayn bireyin eitli zamanlarnda bile farkllklaabilen olduka karmak bir yapya sahiptir. nsanlarn ounlukla kanmak istedikleri bir duyum olsa bile, aslnda ac/ar hissi, kendini korumakla balantldr ve son derece yaamsal bir ilevi bulunmaktadr. Ancak bir yerimiz acdnda yaptmz bir hareketi durdurur veya deitiririz; ar hissettiimiz zaman hastalandmz ve tedavi grmemiz gerektiini dnrz. Yakn zamanlarda, ac/ar reten uyaranlara tepki veren alc sinir hcreleri tanmlanmaya balamtr. Baz alclar sya, baz alclar kimyasallara, bazlar mekanik uyarclara ve bazlar da bunlarn birleimden oluan uyarclara tepki vermektedir. Vcudun her tarafnda yaylm bulunan bu sinir hcreleri, miyelin kapl sinir lifleriyle hzl ve miyelin kapl olmayan sinir lifleriyle yava bir ekilde ac/ar duyumunu omurilie iletmektedir. Bu duyum omurilik zerinden talamus ve oradan da beyin kabuundaki ilgili blgelere gitmektedir. Bylece ac/arnn kayna, konumu, durumu deerlendirilir ve gerekli eylemler dzenlenebilir. Ac/ar duyarll arasndaki durumsal ve bireysel farklarn aklanmas olduka karmak bir meseledir. rnein kapy amaya giderken kolunuzu hzlca arptnzda nce aldrmaz, gidip kapy aar ve daha sonra ne kadar acdn fark edersiniz. Ayrca, insanlar arasnda ac/arya dayankllk bakmndan belirgin farklar olduu bilinmektedir. Bu nasl gereklemektedir? Byle durumlar Melzack tarafndan ortaya atlan Kap Kontrol Kuram ile aklamak mmkn grnmektedir. Bu kurama gre, omurilikteki sinirsel kaplar ac/ar duyumunun beyine iletilmesini kontrol etmektedir. Kap ak ise daha fazla; kapal ise daha az ar hissedilmektedir. Kapnn kapal ya da ak olmas, iki farkl duyusal sinir lifi arasndaki yara baldr. Kaln lifler, uyarldklar zaman ac/ar akmnn beyine ulamasnn engellemek zere kapy kapatma eilimi gsterirler. nce lifler ise, uyarldklar zaman akmn beyine ulamas iin kapy ama eilimi gsterirler. Ayrca beyin sapndaki baz alanlar kapnn kapatlmas iin yukardan sinyaller gnderebilirler. Dikkatin baka yne ynlendirilmesi gibi daha st beyin seviyelerinden gelen sinyallerin de kapy kapatmalar mmkn olabilmektir. Bu kurama gre, bireyler arasndaki farkllklarn kiinin sahip olduu kaln ince lif saysna bal aklanmas mmkn grnmektedir. Ayn zamanda, ary azaltc hipnoz veya konsantrasyon teknikleri vb. uygulamalarn omurilikteki bu kapnn kapanmasn salayarak ilev grdkleri dnlmektedir. Ancak akupunktur uygulamalarn bunlardan ayrmak gerekir, akupunktur endorfin salglanmasn uyararak acy azaltma ilevi grmektedir. 8.1.3.6. Kinestetik Duyular ve Denge Belirli bir anda, grmesek bile vcudumuzun nasl hareket etmekte olduu biliriz. Bu durum, uzayda hareketlerimizin hz ve yn hakknda bilgi salayan kinestetik duyu ile mmkn olmaktadr. Kinestetik duyular kaslarn durum ve hareketleri, pozisyon deimeleri, kas ve eklemlerdeki gerilim ile ilgili malumatlar, kaslarda ve kirilerde bulunan sinir hcreleri yoluyla nce omurilie ve sonunda dokunma ilgili ilev gren parietal loblara iletir ve hareket sinirleri yoluyla geri bildirim alr. Denge duyusu ya da vestibler duyu ise, uzaydaki oryantasyonumuz ve pozisyonumuz ile ilgili bilgi salar. ki eit denge duyumu vardr; ilki

beden rotasyonunun hz ve yn ile ilgilidir, dieri ise hareketler ve yer ekimi hakknda bize bilgi verir. itme gibi, denge duyular da i kulakta balar. kulaktaki kesecikler ve kanalda bulunan kirpiksi tyler vcut hareketleriyle birlikte hareket ederler ve iitme sinirlerini kullanarak malumat iletirler. Bu sinyallerin bir ksm, beyincie, bir ksm organlar dzenleyen alanlara, bir ksm ise analiz ve tepki retimi iin parietal loba ular. Denge duyusu ve kinestetik duyulardan gelen malumatlar olmakszn vcut hareketlerimizi e gdml olarak yapabilmemiz veya amaca uygun bir hareket gerekletirmemiz mmkn deildir. zet Duyum, bir duyu alcsnn uyarlmasyla vcudun iinde veya dnda bulunan artlarla ilgili bir yaant veya farkndala yol aan nral bir ilemdir. Alglama ise, gelen duyusal malumat tanma, dzenleme, balantlarn kurma, anlamlandrma ve yorumlama srecidir. Bir kiide herhangi bir duyum yaratmak iin gerekli minumum fiziksel enerji iddetine mutlak eik denilmektedir. Tm duyularmz, otomatik olarak, ortamdaki uyaranlarn oluturduu ortalama bir uyarlma dzeyine uyum salar. Buna duyu adaptasyonu veya duyusal uyum denilir. Fark eii ise, iki uyarc arasnda fark olarak tanmlanabilen en kk fiziksel farktr. Uyarc ne kadar bykse ya da iddetliyse, ancak fark edilebilir fark yaratmak iin gerekli deiiklik o kadar byktr. Bu, Weber Yasas olarak bilinir. nsanlarda grme en baskn duyudur; beyinde olduka geni alanlar grme yoluyla gelen malumatlar iler ve insanlar sklkla en fazla grme duyularna gvenirler. Ses, hava molekllerinin titremesinden kaynaklanan basn deiikliidir. Ses dalgalar halinde yaylr ve iitme sistemini uyarr. itme, ses dalgalar kulak zarna arparak titreim yaratt zaman balar. nsan kula, 20 ile 20.000 hertz arasndaki sesleri duyabilmektedir. Koku duyumunun tat duyumuna oranla 10.000 kat daha duyarl olduu ynnde tahminler yrtlmektedir. Bir insann bir kokuyu fark edebilmesi iin 7- 8 koku moleklnn olmas yeterlidir. Tat duyumu pek ou dilin ucunda, yanlarnda ve arka ksmlarnda bulunan tat tomurcuklar iindeki alc hcreler yoluyla alnr. Bu tomurcuklarn says yalandka azalr. Yal insanlardan sk duyulabilen artk hi bir eyin tadnn kalmad yaknmas aslnda tat hcrelerinin azalmasyla ilgilidir. Derimiz en geni alan kaplayan duyu organmzdr. Deri yzeyinde farkl blgelerde deiik oranlarda yaylm eitli alc nronlar bulunmaktadr. Bu alc nronlar basn, s, ac/ar hislerini oluturan deriye ait duyumlar ortaya karrlar. Son olarak, belirli bir anda, grmesek bile vcudumuzun nasl hareket etmekte olduu biliriz. Bu durum ise, uzayda hareketlerimizin hz ve yn hakknda bilgi salayan kinestetik duyu ile mmkn olmaktadr. alma Sorular 1. Duyum ve algy tanmlaynz. 2. Mutlak eik ne demektir ve nasl belirlenir? 3. Duyusal uyum ile eik arasndaki ilikiyi aklaynz. 4. Weber Yasasn tanmlaynz. 5. Kornea, iris, gz mercei, retina ve fovea nedir ve birbirleriyle nasl bir iliki iindedirler? 6. ubukuk ve koni hcreleri nerede bulunur ve ilevleri nelerdir? 7. Corti organnn iitme duyumundaki fiziksel ilevini alaynz. 8. Arkanzdan gelen bir aracn uzakl ve hzn sadece iiterek nasl kestirebilirsiniz? 9. Feromon nedir? 10. Lezzet hissi nasl oluur? 11. Kap Kontrol Kuram nedir? Aklaynz. Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G. (2012). Psikoloji ve Yaam. Nobel Akademik Yaynclk 2- Morris, C.G. (2002). Psikolojiyi Anlamak. Trk Psikologlar Dernei Yaynlar 3- Ramachandran, V.S. (2011). Beyindeki Hayaletler. Boazii niversitesi Yaynlar 4- Pinel, J.P.J. (2006). Biopsyhology. Pearson Education Inc. 9.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: DUYUMLAR VE ALGI Getiimiz blmde, duyumsama ve alglamann birbirinden farkl IX. sreler olduundan sz etmitik. imdi bu ayrm, bir rnek zerinden inceleyelim: Bir beyin nakli ameliyat geirme frsatnz olsa, hangi canl trnden hangi paralar seersiniz? yllardr rencilerim listelerinin en bana u n yerletirmilerdir; bir kpein koklama yumrusu, bir yarasann iitme korteksi ve bir kartaln grme duyusu devreleri. Bu zihin jimnastiinde ince bir tuzak kurulmutur. Her ne kadar teknoloji bu korteks blgelerinin eklenmesine izin verse de, gerek anlamda bir kpek gibi koklamak, bir yarasa gibi iitmek ve bir kartal gibi grmek iin baka bir eye gerek vardr. Bu baka bir ey (duyusal sistemin yan sra) yorumlayc bir sistemdir Eer bir kiinin koklama sistemini karrsak ve yerine bir kpeinkini hatta baka bir insannkini koyarsak, o kiinin algsn deil yalnzca duyumsama biimini deitirmi oluruz. Bu yeni devreyi alan kii hala kokuya kendi yorumunu ykler Yeni taklm bir kpek koklama sistemiyle bir insan yz metre ilerideki bir yangn musluuna bulam miligram dzeyindeki idrar saptayabilir ama kokuyu insann yapt ekilde yorumlayacaktr; younluundan dolay ar keskin ve korkun Hauser tarafndan verilen bu rnek, duyumsama ve alglama arasndaki fark aka ortaya koymaktadr. Bir insann, gelen bu malumattan blgenin hangi kpeklere ait olduuna ilikin bir bilgi edinmek yerine, rnein evrenin ne kadar da pis olduuna ilikin bir sonu karma eilimi tamas muhtemeldir. Duyusal malumatlarn oluturduu karmak ve ok boyutlu girdiyi anlaml rntler olarak yorumlamaya alglama diyoruz. Ramachandrann da belirttii gibi, algnn anlalmasndaki ilk adm, beyindeki grntler ya da sesler fikrinden kurtulup d dnyadaki nesne ve olaylarn zihinsel temsilleri hakknda dnmeye balamaktr. Alg, bir duyumun beyine kopyalanmasndan ok daha fazlasn ierir. Grme zerinden rnek verirsek, eer gr, bir sahnenin fotoraf karesine yakalanmas gibi bir ey olsayd, o zaman retinadaki grnt gibi algmzn da sabit olmas gerekirdi. Hlbuki byle deildir. Grnt sabit kaldnda bile algmz deiebilir. Aadaki ekilde gsterilen Necker kp bu durumun tipik bir rneidir. Ayn kp resmine bakarken, bazen yukar ve sola ve

bazen de aa ve saa doru bir kp grebilirsiniz. Baz durumlarda ise, retinadaki grnt deitii halde, algmz sabit kalabilir. Bu yarglara varrken beynimiz dnyann kaotik ve ekilsiz olduu deil, sabit fiziksel zellikleri olduu varsaymndan hareket eder. imdi, alglarmzn nasl olutuunu anlamak zere iin ncelikle tm insanlarda ortak olan temel alglama ilkelerini incelemeye balayalm. Necker kp 9.1. Algsal rgtleme Temel alglama ilkelerin nemli bir ksm, I. blmde deindiimiz Gestalt Ekol tarafndan ortaya konulmutur. Bu ekole ismini veren Gestalt kelimesi, Almanca btn, ekil, rnt gibi anlamlara gelmektedir ve hemen btn dillerde tam bir karl olmad iin aynen kullanlmaktadr. Gestalt Ekolnn alg alannda ortaya koyduklar temel ilke, gnmzde ok eitli alanlarda, eitli ekillerde karmza kabilen bir btn, kendisini oluturan paralarn toplamndan farkldr cmlesi ile zetlenebilir. Bu ilkenin basit ve kolayca anlalr olmas bakmndan hemen yerde karmza kan rnei ise, bir mzik paras dinlerken tek tek notalar deil, bu notalarn btnl olan melodiyi duyuyor olmamzdr. Gestaltilerin ortaya koyduklar algsal rgtlenme ilkeleri duyusal deneyimlerimizin nasl dzenlendii aklamak zere bir balang olarak ele alnmaldr. Bu ilkeler aada zetlenmi ve resimlerle rneklendirilmitir. Benzerlik: Benzer eyleri birlikte alglama eilimimiz vardr. rnein: Yaknlk: Zaman veya meknda yakn olan eyleri birlikte alglama eilimimiz vardr. rnein: Sreklilik: Alglarken belirli bir dorultuyu izlemeye, paralarn bir sreklilik veya ak dorultusunda birletirmeye ynelik bir eilim vardr. rnein: Btnleme: Alglama srecinde paralar eksik olan ekilleri tamamlama, boluklar doldurma eilimimiz vardr. rnein: Basitlik/yi ekil (Pragnanz): Bir ekli sunulan uyarc koullar altnda mmkn olduu kadar iyi grme eilimimiz vardr. yi ekil (pragnanz) simetrik, sade ve sabit olan ve daha basit ve sistemli bir hale getirilemeyendir. rnein: ekil/Zemin: Tm alglamalarda bir ekil ve zemin vardr. ekil, arka yzeyi oluturan zemin iinde anlam kazanr. ekil, zeminden daha byktr ve belirgindir. rnein aadaki ekil ve zemin yer deitirebilir ve iki figrden birisi hkim figr olabilir: Gestaltilere gre bu rgtleme ilkeleri yksek dzeyli zihinsel srelere veya gemi deneyimlere bal deildir. 9.2. Algsal Deimezlikler Dnyay genel olarak deimez, sabit ve dzenli bir ekilde grrz. Bir insann boyu bize yaklatka uzuyor gibi grnmez, hlbuki retinaya den imge giderek bymektedir. Tabak, bir adan bakldnda elipse, bir adan bakldnda embere benzemez, hlbuki retinaya den imgeler bunlardr. Bir dier ifadeyle duyusal veriler deise bile ayn algsal deneyime sahip olmaya devam ederiz. Algsal deimezlik, duyusal uyarmdaki deimelere ramen, greli olarak nesneleri sabit ve deimez olarak alglama eilimidir. Nesneleri deimez olarak alglamasaydk, dnya gerekten ok karmak ve ok fazla zihinsel aba gsterilmesi gereken bir yer olabilirdi. Bir kez bir nesnenin sabit bir algsn oluturduktan sonra, o nesneyi hemen hemen her pozisyonda, uzaklkta ve aydnlanma koulunda tanyabiliriz. Belli bal deimezlikler aada zetlenmitir. Deimezlii: Ne olduunu bildiimiz bir nesnenin ekli, ne taraftan ekil bakarsak bakalm hep ayn kalr. Bir dier ifadeyle deiik alardan baklan aina nesneler, ekilleri bakmndan deimez olarak alglanr. rnein pencere, karsnda durduunuzda tam bir dikdrtgendir, yanndan baktnzda bir trapezoid eklini alr. Ama hala ayn dikdrtgen penceredir. Burada nemli olan ainalktr veya nesnenin neye benzemesi gerektii konusundaki bilgimizdir. Herhangi bir nedenle nesneyi tanyamadmz durumda ekil deimezliini kaybedebiliriz. Byklk Deimezlii: Aina bir nesnenin retinal bykl ne olursa olsun, bildiimiz boyutta alglanmas byklk deimezliidir. rnein yzmze ok yakn uan bir sinei, retinal grnts byk olmasna ramen dev bir yaratk olarak alglamayz, yakndan uan bildiimiz boyutta bir sinek olarak alglarz. Bu deimezlikte iki etken nemlidir: lki, eklin/nesnenin aina olmas veya kiinin bu nesnenin nitelii hakknda daha bilgi/deneyim edinmi olunmas gerekliliidir; ikincisi ise, uzaklk ipularnn varldr. Uzaklk ipular olmad zaman, byklk deimezlii sadece nesne ile ilgili daha nceden ne renmisek ona bal olmak zorundadr. Uzaklk ipular yoksa daha fazla hata kacaktr, ancak bu retinal grntnn byklyle olan radikal farkllk kadar olmayacaktr. Parlaklk ve Renk Deimezlii: Nesnelerin parlakl iinde deimezlik sz konusu olmaktadr. zerlerine den k miktarna bal olarak parlaklklar deimi olsa bile, nesneler ayn beyazlk, grilik veya siyahlk derecesinde alglanrlar. nsanlar kmr ay nda da, gne nda da en koyu siyah olarak grrler. Parlaklk kararmz nesnelerin yanstt mutlak k miktarndan ok, evredeki nesneler veya zeminle karlatrldndaki greli yansma oranna gre deerlendiririz. Benzeri bir durum renkler iinde geerlidir. Aina nesnelerin renklerini, duyusal bilgiye bakmakszn bildiimiz renklerini koruyarak alglama eiliminde oluruz. Ancak nesneler yabancysa renk deimezlii bozulabilir. 9.3. Derinlik ve Uzaklk Algs Gndelik hayatta aslnda her zaman boyutlu bir dnyada yaarz. Bu durum bizim srekli olarak nesneler arasndaki uzakl ve nesnelerin meknn ne kadarn igal ettiklerini de deerlendirmemizi gerektirir. Meknn derinliini ve nesnelerin hem birbirine hem de kendimize uzakln belirlemek iin pek ok ipucu kullanrz. Bu ipularndan bazlar tek gze bal (monokler), bazlar ise ift gze bal (binokler) ipulardr. ift gze bal (binokler) ipular: nsanlarn da iinde bulunduu bir grup canlda gzler yz zerinde yatay olarak sralanm ekilde bulunmaktadr (rnein balk, ku, tavan gibi canllarda byle deildir). Bu durum iki gzn grsel alanlarnn belirli bir yere kadar rtmesine neden olur. Bylece ortaya kan streoskopik grme, uzaklk ve derinlik algsn daha doru yapabilmek zere iki retinal grntnn birlemesini salar. Ancak ayn zamanda

insan gzleri birbirinden yaklak 6 cm kadar uzaktr. Bu bakmdan aslnda dnyay bir miktar birbirinden farkl grrler. ki gzmzn yatay konumlar arasndaki bu grnt uyumazlna, retinal fark denilmektedir. Fark miktar, nesnelerin grece uzaklklarna bal olduundan bize derinlik hakknda ipucu salamaktadr. ki gz ak bir ekilde bakldnda, grlen nesnelerin ou iki retina zerinde farkl yerleri uyarrlar. Eer retinalardaki grnt arasndaki fark yeterince kkse, grsel alg sistemi bunlar derinliksiz olarak ele alr. Baka bir ifadeyle, grsel alg sistemi, grntler arasndaki yatay uyumazlklarn deerlendirerek boyutlu dnyann derinliine ilikin bir alg retir. Bir dier ift gze bal bilgi, gzlerin nesnenin yaknlk ya da uzaklna bal olarak odaklanmasndan kaynaklanan kas hareketlerinin duyumsanmasna dayanr. Bize yakn nesnelerde, gz kreleri odaklanmak iin ie doru dner, yaknlar, kavuurlar. Eer uzaksa byle bir ey olmaz, Bylece gz krelerinin kas hareketlerinin oluturduu sinirsel ileti derinlik ve uzakla ilikin malumat salam olur. Tek gze bal (monokler) ipular: Derinlik ve uzakla ilikin baz ipular tek gz gryle de salanabilmektedir. rtme ya da st ste binme, greli bir uzaklk ipucudur. lk nesne yakn olarak, ikincisi ya da arkada kalan uzak olarak alglanr. Bylece derinlie ilikin bir ipucu da elde edilmi olur. Bir dier uzaklk ve derinlik ipucu dorusal perspektiften gelir. rnein iki paralel izgi ufukta birleiyormu gibi grnr. Ayrca, ufuk perspektifi denilen uzaktaki nesnelerin puslu veya bulank grnleri olmas da uzaklk ve derinlikle ilgili bilgi verir. Bu yzden miyop gzlerde mesafe tayini bozulabilmektedir. Kullanlan bir dier ipucu, doku deiimlerine dayal ipulardr. Yakndaki nesnelerin dokular daha ayrntl, uzaktaki nesnelerin dokular daha dzdr. rnein ayanzn dibindeki akl talarn ayrntl ekilde grrken, uzaktakileri yaygn lekeler olarak grrz. Nesnenin dokusundaki bu grn farkll uzaklk ve derinlik hakknda bilgi vermektedir. Hareketlerin alglanmas ise farkl duyulardan gelen eitli bilgilerin btnletirilerek deerlendirilmesinden oluan karmak bir algsal yorumlamadr. Bu konu zerindeki aratrmalar giderek artmaktadr. 9.4. Alg Yanlmalar imdiye kadar anlatlan ortak alglama ilkeleri kimi durumlarda alglarmzn belirgin ekilde yanlmalarna da neden olur. rnein uzaklkla ilgili ipularnn deimesi perspektif hissi vermekte ve derinlik alglamamza neden olmaktadr. Bu ilkeden yararlanarak resim gibi iki boyutlu ortamlarda boyutlu grnt hissi elde etmek mmkndr. Hemen btn izgi romanlarda izerler derinlik, hareket vb. hisleri oluturmak iin bu tr algsal yanlmalardan yararlanmaktadrlar. Alg yanlmalarnda, mevcut algnn bir yanlg olduu aka kantlanabilir ve hepimiz bunu bildiimiz halde o ekilde alglamaya devam ederiz (rnein Mller-Lyer illzyonunda istersiniz izgi uzunluunu lebilirsiniz). Hem duyu sisteminin fizyolojisi, hem rgtleme ve deimezlik ilkeleri nedeniyle insanlarn ou ayn algsal durumlarda ortak yanlmalar yaarlar. Bu zellik, alg yanlmalar (illzyonlar) ile halsinasyonlar arasndaki fark aklar. nk halsinasyonlarda yanlma bireye zgdr ve kimse tarafndan paylalamaz. Mler-Lyer illzyonu Alg yanlmalar iin sklkla grsel rnekler kullanlmaktadr ama iitme, tat ve dokunma duyularnda da yanlmalar vardr. Hareketlerle ilgili bir alg yanlmas hepimizin deneyimlemi olmas muhtemel olan indklenen hareket yanlmasdr. Duran bir arata bulunduumuzda, yannzdaki bir dier ara hareket etmeye balarsa bizde kendimizi geriye doru hareket ediyormu gibi alglarz. Ancak zemin gibi sabit bir ipucunu kullanarak bu durumun farkna varabiliriz. Aslnda, mevcut olmayan bir eyin nasl alglanabilir olduu veya var olmayan bir eyi nasl grmeyi/ iitmeyi vb. baardmz olduka ilgin bir meseledir. Bu yzden aratrmaclar zellikle grsel algnn kimi zelliklerini aratrmak iin eitli yanlmalar retmilerdir. Yukardaki ekilde Mller-Lyer illzyonunu ve aada Ponzo yanlmas ve dier baz derinlik yanlmalarn grebilirsiniz. Ponzo illzyonu Ancak fiziksel baz yanlmalar, algsal yanlmalardan ayrmak gerekir. rnein ay kann bardan iinde krkm gibi grnmesi, gnein douyor ve batyor gibi gibi grnmesi gibi yanlmalar tm insanlar iin ortak olmakla birlikte fiziksel dnyann zelliklerine baldr. 9.5. Dier Baz Etmenler imdiye kadar anlatlan bu ilkeler, insanlarn algsal deneyimlerinin duyusal yaantlarnn tesine gittiini gsteren yapsal durumlar aklamaktadr. Ancak bir de bazen kiiden kiiye ve bazen de ayn kii iin durumdan duruma deiebilen ve alglamay etkileyen koullar vardr. rnein ihtiyalarmz, kltrel zellikler, iinde bulunulan balam veya nceki koullarn oluturduu kurulum ya da beklenti alglarmzn belirli bir ynde olmasn salar. Bir dier ifadeyle beklentilerimiz, balam, kltrel ipular gibi baz nedenlerle, gelen duyumlar bunlara uygun bir ekilde alglama eilimi tarz. Buna algda seicilik denilir. htiyalar ve Arzular: Belirli bir durumdaki isteklerimiz, arzularmz ya da ihtiyalarmz evremizden gelen duyusal malumat nasl alglayacamz etkiler. Bu durumun en belirgin bir rnei, hemen btn insanlarn a olduklar zamanlarda, yemek kokularna fark etmeye ve kokuyu ho alglamaya daha eilimli olmalardr. Balam ve Kltrel zellikler: Belirli bir kltrel ortamda, duyumsadmz uyaranlar ya da ipularn o ortamn zelliklerine uygun olduunu dndmz ekilde yorumlayabiliriz. Ayn ey dier balamsal koullar iinde geerlidir. rnein doktorunuzu, bir lokantada garsonluk yaparken grrseniz, fiziksel olarak tanmay baarsanz bile, ilk aklnza gelecek olan, garsonla doktorun ne kadar ok birbirine benzedikleri olacaktr. Nesnelerin tannd meknsal ve zamansal balamlar nemli bir bilgi kaynadr. Aslnda balamdan yola karak hangi nesneleri grmemizin mmkn olduuna ve hangilerinin mmkn olmadna dair beklentiler retiriz. Kurulum ya da Beklentiler: Bazen, belirli bir durumda belirli bir uyarcya belirli bir tepki vermeye hazr oluruz. Silah sesini

duyar duymaz kou yarna balamay bekleyen atletleri dnn. Bylesi bir kurulum iindedirler ve baka benzeri bir yksek ses duyarlarsa, bu sesi duymaya hazrlanm olduklar silah sesi olarak alglayarak komaya balama olaslklar yksektir. u aadaki iki kelime dizisinin eksik kelimesini tamamlamay deneyin. MEHMET, HAKAN, TEOMAN, ALPER, CAN E KRAZ, LEK, VNE, ARMUT, CAN E Birinci dizide, ilk akla gelenin bir erkek ismi olma olasl, ikinci dizide ise meyve ismi olma olasl daha yksektir. Bunun nedeni, dizideki kelimelerin bir kurulum etkisi, bir beklenti yaratm olmasdr. Dolaysyla son kelimeyi de bu hazrlmza gre alglama eilimimiz olur. zellikle belirsiz ya da yar belirli durumlarda veya ortamda birden fazla yoruma yol aabilecek unsurlar varsa saylan bu etmenler bizim duyumsadklarmz tanmamz ve yorumlamamz kolaylatrr. 9.6. Aadan Yukarya ve Yukardan Aaya Sreler Bir nesnenin ne olduunu hemen tandmzda onu mevcut bilgilerimizi kullanarak tanm oluruz. Ortamda bulunan duyu verilerini alp bunlar ilemek, deerlendirmek ve karmlarda bulunmak zere beyine gnderdiimizde aadan yukarya ileme yapm oluruz. nk balang noktas evremizden aldmz duyu verileridir. Aadan yukarya sreler, duyusal malumatlarn somut ve fiziksel zelliklerini soyut temsillere dntrrler. Fakat kimi durumlarda, zihnimizde daha nceden bulunan deneyimler, bilgiler hatta belirli bir kuruluma hazr olmak, balamn zellikleri gibi etmenler alglarmz belirler. Bu durumda balang noktas soyut temsiller ve karmlardr. Yksek seviyeli zihinsel ilemlerin dnyay nasl alglayacamz belirmesine ise yukardan aaya sreler denilmektedir. Alglamann temel hedeflerinden biri, iinde yaadmz dnyann doru bir okumasn yapmak olduuna ve hayatta kalmak evremizde bulunan nesne ve olaylarn uygun ekilde tannp yorumlanmasna bal olduuna gre her iki srecin de ilevi olabilecei aktr. Bu durumda muhtemel bir aklama, aadan yukarya alglama srelerinin bazen bize dnyadaki uyarcnn kimlii hakknda birden fazla seenek sunabilmesi veya hibir seenek retilemedii durumlarda yukardan aaya alglama sreleri, mevcut temsilleri, balamlar ve beklentileri kullanarak dnyada olup bitenleri alglamamz salamas olabilir. Ancak bu konu sanldndan daha derin ve karmak grnmektedir. Bir de yle dnnz, biz ilk olarak bir kpei tyleri, drt aya, kulaklar, gzleri gibi organlarn tandmz iin mi tehis ederiz, yoksa ilk olarak bir kpei tehis ettiimiz iin mi o kpein bu ksmlarn tanyabiliriz? Bu elbette zmleme elikisi barndran ve tuzakl bir sorudur. Ancak alglama srecinde rnt tanmann paradan btne mi (yani aadan yukar m) yoksa btn hakknda bir hipotezden paraya m (yani yukardan aaya m) olduuna dair bir tartmay barndrmaktadr. Beyinin bir btn olarak, etkileen ve ibirlii yapan bir a olarak ilev grdn dndmzde, alglama srelerinde de her iki ileme biiminin birlikte almas daha mantkl grnmektedir. nk ancak bu durumda, biyolojik ve sosyal bir varlk olarak ihtiyalarmz karlamak zere, darda olan fiziksel ve sosyal olaylar deneyimlemek, onlara uyum salamak ve onlar deitirmek mmkn grnmektedir. zet Duyusal malumatlarn oluturduu karmak ve ok boyutlu girdiyi anlaml rntler olarak yorumlamaya alglama diyoruz. Algsal rgtlenmeleri tanmlayan Gestalt ilkelerinden bazlar unlardr: Benzerlik, yaknlk, sreklilik, btnleme, basitlik ve ekil/zemin. Gestalt Ekolnn alg alannda ortaya koyduklar temel ilke, gnmzde ok eitli alanlarda, eitli ekillerde karmza kabilen bir btn, kendisini oluturan paralarn toplamndan farkldr cmlesi ile zetlenebilir. Dnyay genel olarak deimez, sabit ve dzenli bir ekilde grrz. Bir dier ifadeyle duyusal veriler deise bile ayn algsal deneyime sahip olmaya devam ederiz. Algsal deimezlik, duyusal uyarmdaki deimelere ramen, greli olarak nesneleri sabit ve deimez olarak alglama eilimidir. Meknn derinliini ve nesnelerin hem birbirine hem de kendimize uzakln belirlemek iin ise baz ipular kullanrz. Bu ipularndan bazlar tek gze bal, bazlar ise ift gze bal ipulardr. Alg yanlmalarnda ise mevcut algnn bir yanlg olduu aka kantlanabilir ve hepimiz bunu bildiimiz halde o ekilde alglamaya devam ederiz. Beklentilerimiz, balam, kltrel ipular gibi baz nedenlerle, gelen duyumlar bunlara uygun bir ekilde alglama eilimine algda seicilik denilir. Ortamda bulunan duyu verilerini alp bunlar ilemek, deerlendirmek ve karmlarda bulunmak zere beyine gnderdiimizde aadan yukarya ileme yapm oluruz. Yksek seviyeli zihinsel ilemlerin dnyay nasl alglayacamz belirmesine ise yukardan aaya sreler denilmektedir. alma Sorular 1. Alg kavramn tanmlaynz ve neden dinamik bir sre olduunu tartnz. 2. Gestalt lkelerinden n ksaca tanmlayarak rneklendiriniz. 3. Algsal deimezlik ne demektir? rnekler zerinden aklaynz. 4. Algsal deimezliklerden ikisini ksaca tanmlayarak rneklendiriniz. 5. Derinlik ve uzaklk algsn etkileyen ift gze bal ipularn 3 boyutlu sinema ve televizyon teknolojisi balamnda aklaynz. 6. Algda seicilie gnlk hayatnzdan bir rnek veriniz. Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G. (2012). Psikoloji ve Yaam. Nobel Akademik Yaynclk 2- Hauser, M. (2007). Deitoku Edilebilir Zihinler. inde J.Brockman (Ed.), Gelecek 50 Yl, NTV Yaynlar, stanbul. 3- Morgan, C.T. (2011). Psikolojiye Giri, Eitim Yaynlar 4- Morris, C.G. (2002). Psikolojiyi Anlamak. Trk Psikologlar Dernei Yaynlar 5- Ramachandran, V.S. (2011). Beyindeki Hayaletler. Boazii niversitesi Yaynlar 6- Solso, R. L., Maclin, K.M. ve Maclin, O.H. (2007). Bilisel Psikoloji, Kitabevi, stanbul. 10.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: ZHN VE BLN Gndelik hayatta bilin kelimesini hangi X. durumlarda kullanrz? Birden olaylarn bilincine vard ya da o anda tam olarak ne yapmakta olduunun bilincine vard

veya aniden ne dndnn bilincine vard ve ok utand. Byle kullanmlarda sanki bilin dnce, duygu ve hareketlerimizi kapsayan ve aniden ortaya kan bir farkndalk hali gibidir. Bazen kendine veya evrede olup bitenlere ilikin farkndaln yokluu halini tanmlamak iin kullanrz; bilinsizce yemeklere saldrd, yle laflar etti ki sanki bilinsizce konuuyordu. Baz durumlarda ise, beyin etkinliklerine ilikin belirgin bir fizyolojik durumu tanmlamak iin kullanrz. Kazadan hemen sonra bilinci yerindeydi, ancak ambulans geldiinde bilincini kaybetmiti, onbe gndr youn bakmda, henz bilinci yerine gelmedi. Bu kullanmlarn tamam gerekten de bilincin belirli ynlerine iaret etmekte ve bilin kelimesinin zihnimizde yaratt karmak ve gizemli etkiden syrlmamz salamaktadr. Ama ayn zamanda bilinli haller ile bilinli olmayan haller arasndaki sradan geigenlii farkettirerek bu konuda zlmesini gerekenlerin mahiyeti haknda ipular vermektedir. Bu blmde bilin, bilinli yaantlar ve gndelik hayatta yaadmz doal ve bazen de yapay bilin deiimlerinden sz edeceiz. Psikolojinin dou yllarnda, insan insan yapan zellik olarak ele alnarak hemen btn almalarn temel meselesi olan bilin konusu, davran yaklamn da etkisiyle tamamen gzden dmtr. Davran yaklamn ncs kabul ettiimiz J.B.Watsonn davran bak asn alana takdim eden manifesto niteliindeki makalesini yaynlamasndan sonra, Burtn psikoloji nce ruhunu kurban etmiti, sonra zihninden vazgeti. imdi de pek erken gelen bir sonla kar karya kalarak btn uurunu kaybetmi olduu grlyor eklinde yapt yorum, 1920li yllardaki durumu gzler nne sermektedir. Aradan geen yzyla yakn zaman boyunca, psikolojinin nce zihnini ve yakn zamanlarda da bilincini geri kazanm olduu grlmektedir. Ancak bu sre zarfnda, hem zihin ve hem de bilin alannda yrtlen aratrmalarn yaklamlar ve aratrlma yntemleri olduka deimitir. Bilin konusuna gsterilen ilgi ve yrtlen aratrmalarn says giderek artmaktadr ve grnen o ki nmzde bu konularn ok sk tartlaca yllar bulunmaktadr. 10.1. Bilin Nasl Tanmlanabilir? Bilincin en sade tanm, isel ve dsal durumlarn o andaki farkndaldr. Daha ayrntl bir tanm yapmak istersek; bilin, bir insann anlarnn, duygularnn ve bedensel duyumlarnn olduu kadar, d dnyada olup bitenlerin farknda olmasn salayan sretir. Bu durumda bilincin iki yn ortaya kmaktadr: ve d evredeki uyaranlara ilikin ani bir farkndalk hali (srtnza bir arnn girmesi, kpeklerin aniden havlamaya balamas, lokantada masa arkada bir tand farketmek..) ve bir kimsenin kendi zihinsel olaylarna ilikin dnceleri (benliine, anlarna, o anda ne hissettiine ilikin farkndalklar). Gndelik ya da sradan bir durumda, uyank olduumuz srelerde, bilincimiz belli bir anda, alglarmz, duygularmz, dncelerimizi, arzularmz... dier bir ifadeyle dikkatimizi odaklam olduumuz btn zihinsel etkinliklerimizi iermektedir. Ayn zamanda, yaptmz eyi, o an yapmakta olduumuzun da bilincindeyizdir. Baz zamanlarda dier insanlarn bizim yaptklarmz gzlediinin, deerlendirdiinin ve tepki verdiinin de bilincinde oluruz. Sanki daha ieriden bir yerden kendimizi izliyor gibiyizdir. Bu zihinsel etkinliklerin tamam bizim bilincimizin ieriini oluturur veya, dier bir ifadeyle, bilincin ierii belirli bir zamanda bilinli olarak farknda olduumuz btn deneyimlerdir. Btn bu tanmlamalar bilincin engin ve snrsz bir hal olduunu fikrini uyandrdysa, hemen dzeltmemiz gerekir. Belirli bir anda bilin kapasitesi aslnda olduka snrldr. Bilinli olduumuz her bir anda, aslnda bir sahne, bir niyet veya bir hayal gibi tek bir eyin bilincinde olmaya eilim gsteririz. Gndelik hayatta youn iki bilinli etkinlii ayn anda yerine getiremeyiz. Ancak, ilerden en az biri youn bilin katks gerektirmiyorsa, otomatiklemi bir beceri olarak icra edilebiliyorsa o zaman birden fazla ii yapmak mmkndr. Bu durumda, bilin birinden dierine gei yapmaktadr. yi bildiiniz bir gzergahta sakin bir trafikte araba kullanrken, bir yandan yannzdakiyle sk bir tartma yapmanz mmkndr ama yolda bir karklk ktnda btn dikkatinizi araba kullanmaya vererek, tartmay brakrsnz. Aslnda, tamamen uyank ve tetikte olduumuz zamanlarda bile, i ve d evremizde olanlarn olduka kk bir ksmnn bilincindeyizdir. D dnyadan yzlerce uyaran gelmektedir, bedenimizin iinde yzlerce etkinlik olagelmektedir, dnceler, armlar, istekler zihnin iinden akp gitmektedir. Ayn anda belirli bir ile bilinle de uramaya devam ederiz. Bazen, yaptmz ie kendimizi o kadar kaptrrz ki, baka hi bir eyin farknda olmayz. Bazen, armlar yoluyla aklmza gelivermi bir eye, bir anya, bir plan yapmaya, bir hayal kurmaya (yaz tatilinde olmu bir olay, toplantda ne demeniz gerektii, sevilen birinin gl...) ve bunlarla ilgili hislere kendimizi o kadar kaptrrz ki ne yapmakta olduumuzun farknda olmayz. Bu gndelik hal tanmlamas bize, bilincin anlk kapasitesinin olduka snrl ve seici olduunu gstermektedir. Ancak ayn zamanda bilincimizin odan deitirebildiimize gre, belirli bir anda bilincinde olmadmz srelerin srmekte olduu da gstermektedir. Bilincinde olmadmz srelerin bir ksm olduka aktr, rnein otonom sinir sistemi etkinliklerinin farknda olmayz, otomatiklemi hareketleri gerektiren etkinlikleri tam olarak ne yaptmzn hi farknda olmadan baaryla tamamlayabiliriz. Bazlar ise daha karktr. rnein bilinli bir anda anlarmzn ounun farknda deilizdir. Sorulduunda, dn akamki yemek zamanyla ilgili yaantlarnz hatrlayabilirsiniz ama sorulmadan nce hatrnzda deildir. Elbette bu anlar veya yemein tarifi vb. gibi bilgiler her iki durumda da zihinde temsil edilmektedir. Ama belirli bir anda zihnimizde olan tm her ey bilin alanmzn iinde bulunmaz. Onlar bilincimizin dnda ama zihnimizin iinde, Vertosickin deyimiyle sinir iplikikleri tarafndan dokunmu olarak bulunurlar. Ayn zamanda belirli bir anda bilin alanna

nelerin girebileceini, biz bilincinde olmasak bile etkileyebilirler. rnein bu akam ne yemek yiyeceinizi dnrken, tam olarak dn aklnza getirmeseniz bile baka bir yemek tercih edebilirsiniz, belki ancak sorulduunda bu tercihin nedeninin farkna varrsnz. Belirli bir anda bilincin dnda olan ama dnce ve davranlar etkileyen bu srelerin varln aka grebildiimiz ilk bulgular farkna varmadan renme ve rtk bellek konularndaki aratrmalardan gelmitir. Bu almalar renme ve bellek ile ilgili blmlerde inceleyeceiz. Bilindii zere, bilin d kavram ilk kez S.Freud tarafndan telaffuz edilmitir. Ancak Freud, bilin dn daha farkl bir ekilde ele alm ve kiilerin, kendileri iin rahatsz edici veya iyi olu halini tehdit eden baz deneyimlerine ilikin hatralar, fikirleri ve drtleri bastrdn ve bilincin dna ittiini sylemitir. Ancak bu fikir ve hatralarla ilgili gl duygular bilinli davran ve dnceler zerinde etkili olmaktadr. Bugn, bilin d terimi, bastrma gibi savunma mekanizmalaryla ortadan kaldrlmak istenenler olmak yerine ok daha zararsz bilgi ve sreler iin kullanlmaktadr. Belirli bir bilinli bir durumda kullanlan srelerle, bunlar etkileyen bilinli olmayan sreleri birbirinden ayrmak mmkn grnmektedir. Dil kullanm bu durumun iyi rneklerinden biridir: Sz dizimi kurallar, kelime bilgisi vb. gibi dil ile ilgili kaynaklarn hemen hi biri bilincimizde olmakszn, belirli bir durumda uygun ekilde kullanrz, konuur, doru olarak anlar ve doru olarak yorumlarz. Baz aratrmaclar, baz olaylar bilinle, bazlar ise bilinsizlikle balantldr dncesinden hareketle snflamalar yaplmasn nermektedirler. Bu tr snflamlardan sizler iin yle bir rnek seilmitir: Dikkat edilen uyaranlar; hatrlama; asl/ndeki olaylar; aikar ve yeni uyaranlar; aba gerektiren sreler; uyank olma; ak bellek; niyetli renmeler bilinli hallerle ilgili srelerdir. Dikkat edilmeyen uyaranlar; bilme; yan/arka planda kalan olaylar; karmsal ve alldk/rutin uyaranlar; otomatik sreler; derin uyku, koma, ilala yatma gibi durumlar; rtk bellek; farkna varmadan olan renmeler bilinli olmayan hallerle ilgili srelerdir. 10.2. Bilincin levleri Mevcut aratrmalar ve yaklamlar erevesinde, bilincin ilevlerini iki temel balk altnda toplamak mmkn grnmektedir. Bunlardan ilki, bilinli deneyimin iinde yaadmz evreye daha etkin uyum yapabilmemizi salayarak var kalmamza destek salamasdr. Burada var kalma ile kast edileni yalnzca bedensel srdrlebilirlik ve canlln/trn fiziksel varln devam ettirmesi olarak anlamak doru olmaz. Ama ncelikli olann bu olduunu da unutmamak gerekir. Bilin, belirli bir anda iten gelen uyarc akn, fark edilen ve odaklanan eyleri snrlandrarak drr. Dolaysyla amalara, ihtiyalara uygun bir zihin alan aar. Gzel bir gnde erken saatlerde deniz kysnda yrye ktnz dnn. Amacnza uygun olarak denizi, tekneleri, martlar izleyerek keyifli bir deneyim geirirsiniz. Ancak bu esnada kavga eden bir kpek srs grrseniz, bilinle kaynak nceliinizi bu duruma aktarr ve gerekli davransal dzenlemeleri yaparsnz. Bilin ayn zamanda, sizin kiisel ncelik/tercih ve ihtiyalarnza gre deneyimleri snflandrmanza, yorumlamanza ve kayt edip etmememize yardmc olur. Az nceki rnek zerinden gidersek, sabah erken saatte bu gzergahta ba bo kpeklerin bulunabileceini seip depolarsnz. Dolaysyla bilinciniz, kiisel ncelik ve ihtiyalarnza gre deneyimlerinizden zihninize aktarlanlarn seilmesini salar. Bilin, nc olarak yine kiisel ihtiyalar, ncelik ve tercihleriniz dorultusunda planlama, hayal kurma, sonular tasarlama gibi ynlendirici bir ilev grr. rnein, ertesi sabah ayn yrye ktnzda yannzda bir sopa/baston bulundurmann iyi olabileceini dnr ve annenize urayp dedenizden kalan almann planlarn yapabilir veya insanlarn bu tr gereleri imal gemilerini hayal eder, kendinize nasl bir tane yapabileceinizi tasarlarsnz. Aslnda bilin, bize geni bir zaman perspektifi iinde potansiyel eylemleri tasarlama, imdiki kararlarmz oluturmak iin gemi bilgilerimiz ve gelecekle ilgili beklentilerimizi birlikte ele alma ile ilgili bir alan aar. kinci temel balk, znellik hissinin ve benlik tasavvurumuzun olumasdr. Her insan kendisinin dierlerinden farkl, znel bir varlk olduu hissine sahiptir. Kendimize mahsus bilgilerimiz, deneyimlerimiz, anlarmz, deerler ve inanlarmz, gelecek beklentilerimiz ve planlarmz olduu bilgisiyle kiisel bir gereklik ina ederiz. Kiisel gereklik inamzn zaman iindeki tutarl seyri bizim benlik tasavvurumuzu oluturan bir kaynaktr. Bilinli deneyim znellik ve benlik iin bir kaynak oluturduu gibi, mevcut znellik hissi ve benlik tasavvurumuz bilincimiz iin bir zemin oluturur. 10.3. Bilin Hallerini Deitiren Durumlar 10.3.1. Uyku ve Rya Grme Yaamnn yaklak te birini bilinli hal ile bilinsiz hal arasndaki dngsel yolculuklarda geirdiini sylenen birine en iyi ihtimalle gler geeriz ama aslnda hepimiz ayn yolculuu yapyoruz. Buna uyku denilmektedir. Uyku, EEG kaytlar alnarak uyank bilinli hal ile bilinsiz haller arasndaki farkl beyin etkinliklerini tanmlayabildiimiz ve bilinli deneyim ile bilinsiz deneyimler arasndaki fark net bir ekilde grebildiimiz bir bilin deiimi durumudur. Uyku, fizyolojik bir ihtiyatr. nsanlar, her gn 6-10 saat arasnda deiebilen ortalama bir sre ile uyurlar. Uykuda ve uyank olarak geirilen sre, gnein dnya evresinde dn sresine bal ayarlanan bir dngdr ve bu sredeki mevsimsel farkllklara yani gnn uzayp ksalmasna bal olarak kk deiimler gsterir. Yani pek ok biyolojik ilev gibi uyku ve uyanklk da, belirli bir sirkadyen (gnlk) dng iinde gereklemektedir. Metabolizma hz, midedeki asit dzeyi, uyarlmlk, vcut ss, kan basnc, pek ok hormonun dzeyleri sirkadyen bir bir dng iindedir. Bu dngsel deiim, btn beden dngleri iin ayn olmayabilir ancak tm kestirilebilir bir dzen iindedir. Vcuttaki bu ritmlerin tmne birden biyolojik saat denilmektedir. Bedenin uyarlmasna neden olan epinefrin hormonu, sabahn ge saatlerinde en st seviyeye ular, gece yarsna doru en az seviyeye iner ve

sabaha kadar bu seviyede kalr. Melatonin hormonu ise, gn nn azalmas ile aktive olur, gece boyunca artar ve gn yla artyla azalmasn gn boyu srdrr. Kronik uykusuzluk hallerinde, melatonin haplar kullanlarak dngnn yeniden oturtulmas bir tedavi yolu olarak kullanlabilmektedir. Uyku hali ve uykuda yaanan rya gibi deneyimler, ok eski zamanlardan bu yana insanlarn bu konuya ilgi gstermesine ve nemsemesine neden olmutur. Uyku ve ryalar zerindeki almalar uyku laboratuvarlarnda yaplmaktadr. almalara katlan gnlllerin gz hareketleri, kas gerginlik seviyeleri, eitli fizyolojik ilev dzeyleri ve beyin dalgalar izlenmektedir. Bu almalarn birikmi sonular, insanlarn uykular sresince, her biri kendine zg beyin dalgalar, kas faaliyeti, kan basnc, vcut ss rntlerine sahip olan 5 evreden getiini gstermektedir. Bilindii zere pek canl uyumakta ve hepsinde benzeri evreler grlmektedir. Ancak rnein kedi, kpek gibi canllarda REM evresi grlmesine ramen, tpk bebeklerde olduu gibi, rya grp grmedikleri hakknda bir fikir ne srmek yntemsel adan mmkn deildir. Uykuya dalmak yar bilinli bir haldir. Bu aamada alnan EEG kaytlar, beyin dalgalarnn dzensiz ve dk voltajl alfa dalgalar eklinde olduunu gstermektedir. Vcut gevemitir. nsanlar bu aamada yanp snen klar, renkler, geometrik ekiller gibi grntler grdklerini sylemektedir. Uyku dngsnn 1. evresindeki beyin dalgalar, skk ve ok dk genlikteki dalgalardr. Ancak uyank bilinten farkl olarak, nabzda yavalama, kaslarda geveme ve gzlerden bir taraftan dierine kayma grlr. Birinci evre genellikle bir ka dakika srer, kii kolayca uyandrlabilir ve uyandnda uyumu olduunun farknda olmayabilir. 2. ve 3. evreler yava yava derinleen bir uykuyu tanmlarlar. Beyin dalgalarnn genlii artar ve daha yava hale gelir. Bu evrelerde kiinin uyandrlmas zordur, ses ya da k gibi uyaranlara tepki vermez. Kalp at hz, kan basnc ve vcut ss dmeye devam eder. Uykunun 4. evresinde, beyin ok yava delta dalgalar yayar. Kalp at hz, solunum hz, kan basnc ve vcut ss en dk seviyelerdedir. Gen yetikinlerde delta uykusu, ounlukla gecenin ilk yarsnda daha hafif uykunun arasna serpitirilmi olarak 15-20 dakikalk paralar halinde ortaya kar. Delta uykusunun sresi yala birlikte azalr. Belirli bir sre uykusuz kaldktan sonra, ilk dnlenen uyku evresidir. Uykuya daldktan yaklak 1 saat sonra, kii uykunun 4. evresinden 1.ye doru srayla bir ykselie geer ve bu sre yaklak 40 dakika srer. Birinci evrenin ve uyank-uyarlmlk durumunun zellii olan dk genlikli ve testere dii eklindeki beyin dalgalar tekrar ortaya kar. Kalp at hz, kan basnc artar fakat vcuttaki kaslar uyku dngsnn btn evrelerinden daha fazla gevemitir ve kiinin uyandrlmas gtr. Gzler, kapal olan gz kapaklarnn altnda hzl bir ekilde hareket ederler. Uykunun bu hzl gz hareketleri (Rapid Eye Movement-REM) evresi, dier btn evrelerden farkldr ve REM uykusu olarak isimlendirilir. Uyku evreleri REM uykusu gerekten ilgintir nk beyin faaliyeti, kalp at hz, kan basnc gibi fizyolojik lmler uyank bilinli haldekilere benzemektedir. Ancak vcudun istemli kaslar paralize olmutur ve hareket edemez. Bu evre ayn zamanda ryann grld evredir. Kedilerle yaplan bir almada, istemli hareketleri kontrol eden beyin sapnda bir lezyon oluturularak, kaslarn katlamas engellenmi ve bu haldeyken REM uykular incelenmitir. Kediler, REMe girdiklerinde hareket etmeye balamlar, kimileri ban kaldrm, kimileri hareket etmeye alm, kimileri ise av arama ve ava saldrma davranlar gstermitir. lk 1. evre-REM dnemi yaklak olarak 10 dakika srer ve bunun ardndan REM d uykunun 2, 3 ve 4. evreleri gelir. Uyku evrelerinin bu serisi btn gece boyunca kendini tekrarlar. Bu sre ortalama 90 dakika kadardr. Normalde 1 gecelik uykuda byle 4 ya da 5 dng grlr. Ancak gece ilerledike uyku rntlerinde deiiklikler olur. Ortalama bir koulda, gece boyunca uyuyan bir kiinin zamannn %4550si 2. evrede geerken REM uykusu, toplam uyku sresinin %25 kadarn oluturur. Uyku sreleri arasnda hem bireysel, hem yaa bal ve hem de cinsiyete bal deiimler vardr. 10.3.2. Meditasyon Meditasyon terimi, sempatik sinir sisteminin faaliyetlerini bastrmak amacyla, kullanlan eitli konsantrasyon, yanstma ya da dncelerin odaklamas yntemlerinin herhangi birisine atfta bulunmaktadr. Meditasyon, kiinin sakinlemek, rahatlamak ve zihnini arndrmak gibi amalarla gerekletirdii, bir noktaya (rnein nefesine) veya dnce akna younlama gibi teknikler kullanlarak yaplabilen bir bilin durumu deiimidir. Meditasyon sadece metabolizma hzn drmekle kalmaz, ayn zamanda kalp at ve solunum hzlarn da azaltr. Meditasyon srasnda, gevemi uyanklk srasnda gzlenen alfa beyin dalgalar belirgin bir ekilde artmaktadr. Dzenli meditasyon yapldnda kayg seviyesinin azaldna ilikin aratrma sonular bulunmaktadr. 10.3.3. Hipnoz Hipnoz, hipnotize edilebilen kiinin telkinlere cevaben, alg, motivasyon ve kendini kontrol etmesinin deimesi yolu ile anlalabilen farkl bir bilin halidir. Bireyler hipnoza yatknlk bakmndan farkl dzeylerde olabilmektedir ve bu nisbeten istikrarl bir niteliktir. Hipnoz altndayken bireyler, kimi motor becerilerle (rnein kollarn bklemez hale gelmesi) ve alg deneyimleri ile (sinek halsinasyonu grmek) ilgili telkinlere ak hale gelirler. Bu tr durumlarda alnan EEG verileri, hipnoza yatknl yksek olan katlmclarn ilgili beyin blgelerinde telkin sonras azalm beyin etkinlii olduunu ortaya koymutur. Hipnozun ac/ar hissi zerinde etkileri daha sk aratrlm ve destekleyici bulgular elde edilmitir. Hipnotik srete bilin alanna giren uyaranlar zerinde allarak ac/ar hissi ile ilgili bir kontrol salanabildii dnlmektedir. Hipnozun ktye kullanlmas ve ticarilemesi son derece mmkn ve kolay olduundan olumlu bulgular da ok temkinli bir ekilde ele almak gereklidir. Hereyden nce hipnoz, hipnotik yatknl olan bireyler

zerinde etkili olmaktadr. Bu almalarn hipnoza yatkn bireylerde yrtlyor olmas bilimsel aratrma mant asndan bir dizi snrll iinde barndrmaktadr. 10.3.4. Psikoaktif Madde ve lalar Bilin hallerini zerinde, kimyasal yolla deiim yaratan pek ok madde bulunmaktadr. Bunlara psikoaktif maddeler denilmektedir. Bu tr etkileri ortaya karan bitkiler ok eski zamanlardan beri insanlar tarafndan bilinmekte ve eitli amalarla yararlanlmaktadr. Bu tr maddelerin ounun keyif verici etkileri vardr ve bu tr bitkilerin hayvanlar tarafndan belirli durumlarda tketildii de bilinmektedir. Doal psikoaktif maddeler olduu kadar sentetik olarak retilmi olanlar da vardr. nsanlk tarihi boyunca yaygn olarak tedavi amal veya keyif verici olarak kullanlmakla birlikte psikoaktif ila ve maddelerin bir ksm bamllk yapt iin kullanmlarna son derece dikkatli yaklamak gerekmektedir. Genel olarak psikoaktif madde terimi, zihinsel sreleri, davran ve bilinli farkndal geici olarak deitirerek etkileyen doal ya da sentetik kimyasallar iin kullanlmaktadr. Belli bal psikoaktif madde ve ilalar yle gruplanabilir: Halsinojenler: Bilin durumunda hem isel ve hem de d dnyaya ait alglar byk lde deitiren maddelerdir. rnein esrar (marihuana) insanlar tarafndan ok eski zamanlardan beri bilinip tedavi amal kullanlan (bu esnada grlen hayallere dayal kehanetler yaplmas, dier alemlerle balant kurulmas gibi ilere de yaramtr) doal bir halsinojendir. Bunun dnda PCP ve LSD gibi sentetik olanlar da bulunmaktadr. Afyonlar: Afyonlar belirli fiziksel uyaranlara kar tepkileri basklarlar, arya/acya dayankll arttrrlar ve zevk hissi yaratrlar. Morfin ve eroin yaygn olarak bilinen afyon trevleridir. Morfin halen de ar kesici olarak tbbi amal kullanlmaktadr. Depresanlar: Barbitratlar ve benzodiazepinler, vcudun zihinsel ve fiziksel etkinliklerini merkezi sinir sisteminden sinir iletimlerini azaltarak veya engelleyerek yavalatrlar. Bu etken maddelere sahip eitli uyku ilalar ve yattrclar bulunmakta ve bazlar psikiyatrik tedavi amacyla kullanlmaktadrlar. Uyarclar: Amfetaminler, metamfetaminler ve kokain gibi maddeler, beyinde norepinefrin, serotonin ve dopamin gibi nrotransmitter seviyelerini uyararak kullancy uyank, uyarlm ve youn bir duygu durumunda tutarlar. Hem ar kesici ve hem de psikiyatrik tedavi amal kullanlabilmektedirler. zet Bilin, bir insann anlarnn, duygularnn ve bedensel duyumlarnn olduu kadar, d dnyada olup bitenlerin farknda olmasn salayan sretir. Aslnda, tamamen uyank ve tetikte olduumuz zamanlarda bile, i ve d evremizde olanlarn olduka kk bir ksmnn bilincindeyizdir. D dnyadan yzlerce uyaran gelmektedir, bedenimizin iinde yzlerce etkinlik olagelmektedir, dnceler, armlar, istekler zihnin iinden akp gitmektedir. Bilincin anlk kapasitesi olduka snrl ve seicidir. Bilincinde olmadmz srelerin bir ksm olduka aktr, rnein otonom sinir sistemi etkinliklerinin farknda olmayz, otomatiklemi hareketleri gerektiren etkinlikleri tam olarak ne yaptmzn hi farknda olmadan baaryla tamamlayabiliriz. Bazlar ise daha karktr. rnein bilinli bir anda anlarmzn ounun farknda deilizdir. Ama belirli bir anda zihnimizde olan tm her ey bilin alanmzn iinde bulunmaz. Belirli bir anda bilincin dnda olan ama dnce ve davranlar etkileyen bu srelerin varln aka grebildiimiz ilk bulgular farkna varmadan renme ve rtk bellek konularndaki aratrmalardan gelmitir. Bilincin iki temel ilevi vardr: evreye daha etkin uyum yapabilmemizi salayarak var kalmamza destek salama (kiisel ncelik ve ihtiyalarnza gre deneyimlerinizden zihninize aktarlanlar seme ve tercihleriniz dorultusunda planlama, hayal kurma, sonular tasarlama gibi ynlendirici ilevler) ve znellik hissinin ve benlik tasavvurumuzun olumas. Bilin, belirli bir anda iten gelen uyarc akn, fark edilen ve odaklanan eyleri snrlandrarak drr. Dolaysyla amalara, ihtiyalara uygun bir zihin alan aar. Uyku, EEG kaytlar alnarak uyank bilinli hal ile bilinsiz haller arasndaki farkl beyin etkinliklerini tanmlayabildiimiz ve bilinli deneyim ile bilinsiz deneyimler arasndaki fark net bir ekilde grebildiimiz bir bilin deiimi durumudur. Meditasyon, kiinin sakinlemek, rahatlamak ve zihnini arndrmak gibi amalarla gerekletirdii, bir noktaya (rnein nefesine) veya dnce akna younlama gibi teknikler kullanlarak yaplabilen bir bilin durumu deiimidir. Hipnoz, hipnotize edilebilen kiinin telkinlere cevaben, alg, motivasyon ve kendini kontrol etmesinin deimesi yolu ile anlalabilen farkl bir bilin halidir. alma Sorular 1. renme, bellek ve bilin arasnda nasl ilikiler sz konusu olabilir? 2. Bilincin ilevleri nelerdir? 3. Biyolojik saat ile bilin durumlarmz arasndaki iliki nedir? 4. Meditasyon ve hipnoz arasndaki fark nedir? 5. psikoaktif madde snfn tanmlayarak bunlara birer rnek veriniz. Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Ark, .A. (1991). renme Psikolojisine Giri. .. Edebiyat Fakltesi Basmevi 2- Gerrig, R.J. ve Zimbardo, P.G.(2012). Psikoloji ve Yaam. Nobel Akademik Yaynclk 3- Morris, C.G. (2002). Psikolojiyi Anlamak. Trk Psikologlar Dernei Yaynlar 4- Solso, R. L., Maclin, K.M. ve Maclin, O.H. (2007). Bilisel Psikoloji, Kitabevi 11.Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: NSAN NASIL RENR? nsan yaamnn balangcnda, oluan XI. canlnn fiziksel olarak bymesi bize ok inanlmaz grnr. Dllenmeden itibaren 33 ayn tamamlayarak 2 yan bitiren ocuk milimetrik ebattan metrelik ebada getii gibi, bedensel olarak tm ilevlerini yerine getirebilen ve bamsz olarak hareket edebilen bir varlk haline gelmitir. Ancak, belki de bu kadar somut gzkmedii iin tam farknda olamadmz ey, bu yeni canlnn ayn zamanda, iinde yaad dnyaya ilikin saysz bilgi, kavram, davran, beceri, tutum ve alkanlk edinmi olmasdr. Yedinci blmde, ilk iki yl iindeki sinaptik balant artn gsteren resmi hatrlaynz (isterseniz geri dnp bakabilirsiniz). Bu balant art, zihnin giderek karmaklamas anlamna gelir ve bu sre gittike

daha zelleerek mr boyu srecektir. Sinaptik balantlar, uyarana maruz kaldka yani d dnyayla etkileime girdike artmakta, kullanlmayanlar budanmakta, kullanlanlar yeni balantlar kurarak karmaklamay srdrmektedir. Dnya ile kurulan etkileimin, bir dier ifadeyle geirdiimiz deneyim ve yaantlarn nasl iselletii meselesi zerinde tartmalar olsa da bugn artk insanlarn zihinlerinin evreleriyle etkileerek karmaklatn biliyoruz. nk insanlar renmektedirler. Esasen belirli bir sinir sistemine sahip her canl renmektedir. Eski zamanlarda insana zg iler yapabilen marifetli hayvanlarn durumu doast glerle aklansa bile, bugn edindikleri becerilerle bir meslek edinmi hayvanlarla (polis kpekleri, gsteri yldz balina/yunuslar vb.) birlikte yayoruz. Bu, renme alannda yaplm almalarla mmkn olmutur. Elbette insanlarn rendikleri eyler ok daha karmaktr, bizler soyut kavramlar, sembol sistemlerini, fikirleri, karmak problemleri zmeyi ve hem de btn bunlar retmeyi reniriz. te bu iki blmde btn bunlarn nasl olabildiini veya renme srelerinin neler olduunu ve nasl ilev grdklerini inceleyeceiz. renmenin nasl gerekletii, eitim, ocuk yetitirme gibi meselelerde aikr etkilere sahip olduundan, zerinde ok allm ve nemsenmi bir konudur. Ayn zamanda bu renme biimlerinin ortaya konulu zamanlar psikolojinin insana bak ve ele alndaki deiimlere paralel bir seyir izlemektedir. Bugn, zerinde yeterince allarak ittifaka varlm birka temel renme biimi vardr; klasik ve edimsel (operant) koullanma, gzlem yoluyla renme, farkna varmadan renme, kavrayarak renme gibi. Bu renme biimlerinin nemli bir ksmn, nispeten karmak dier canllarla da paylatmz renince arabilirsiniz. Burada tre zg hazr bulunuluk eklinde tanmlanabilecek bir kavramdan da sz etmek gerekir. Bazen tre ait fiziksel zellikler, bedensel ya da yapsal zellikler gibi, kazanlabilecek davranlarn trn snrlandrmaktadr. Yani, eer uygun bir ses karm aygt yoksa pek ok karmak beceriyi renebilen bir canlnn insan gibi konumay asla renememesi mmkndr. nsan insan yapann gerekten ne olduu, zerinde daha ok dnmeyi hak eden bir mesele gibi grnmektedir. imdi, nce renmenin nasl tanmlandn ve daha sonra zaman ak iindeki seyrine paralel olarak, temel renme biimlerini, zelliklerini ve gndelik hayatta bu ilkelerden nasl yararlanabileceimizi gzden geirmeye balayalm. 11.1. renme Nedir? renme, davranta ya da potansiyel davranta, yaantlar ya da tekrarlar yoluyla olumu ve nispeten kalc deiiklikler olarak tanmlanabilir. Bu tanmdaki baz kavramlara ve kullanl biimine dikkat ediniz. Bir eyin renilmi olmas iin, yeni davrann, deneyimler yani yaantlar/tekrarlar yani evredeki uyaranlar veya uyaran kombinasyonlar yoluyla edinilmi olmas gereklidir. Ayrca potansiyel veya aka gzlenebilen davranlarda olduka kalc bir deiiklik olmu olmas gereklidir. Yani biz bir davrann renilmi olup olmadn srdrlebilen bir deiim olup olmamasndan anlayabiliyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, davran ve potansiyel davran ayrmdr. renme almalarnn tm psikolojiyi kaplad davranlk yllarnda, renmenin yalnzca gzlenebilen davran deiiklikleri olarak ele alnabilecei kabul ediliyordu. Bilisel yaklamn bak asyla yrtlen aratrmalar, edinilmi ancak aikr davran deiiklii eklinde olmas gerekmeyen dolayl olarak gzken renmelerin varln da ortaya koymutur. Davran yaklam, yntemsel bir duru ile psikolojinin bilimsel olarak var oluunun ancak dorudan gzlenemeyen zihin, bilin gibi kavramlar incelenmekten vazgeerek gzlenebilen uyaranlar ve tepkiler/ davranlar zerinde allmasna bal olduunu savunmutur. Davranln ilk yllarnda bugn iin son derece abartl ve kat eilimler ifade edilse bile (beyin bir kas kmesi gibidir gibi), davranlar birka temel renme biimini tanmlam ve insan incelemek zere daha sonraki yaklamlar tarafndan da kullanlmaya devam eden bir alma gelenei brakmlardr. Biliselciler ise, davranlar tarafndan ayrntl bir ekilde incelenen uyaranlar ve tepkiler arasnda nelerin olup bittiini, yani davranlarn kara kutu diyerek grmezden geldii insan zihnini, mercek altna almlar ve baz farkl renme biimleri tanmlayarak renme sreleri hakkndaki bilgilerimizi geniletmilerdir. Biz imdi srasyla bunlar incelemeye balayalm. 11.2. Klasik Koullanma Klasik koullanmaya niye klasik denilmektedir diye dnyorsanz, cevap sanldndan basittir. Yalnzca ilk bulunan koullanma tr olduu iin byle denilmektedir. Klasik koullanmann kefini, lkemizde ismi neredeyse hemen herkes tarafndan bilinen Pavlova (ve phesiz Pavlovun kpeine) borluyuz. van lyi Pavlov (1849-1936) aslnda bir fizyologdur, o zamanlar St.Petersburgda olan laboratuarnda sindirim fizyolojisi zerine almaktadr (ve phesiz burada birden fazla kpek vardr). Aza konulan yiyecek miktaryla retilen salya miktarnn balantlarn inceleyen Pavlov, almann ilerleyen aamalarnda, kpeklerin henz azlarna yiyecek konmadan, yiyecei, yiyecek getireni grdkleri ve hatta ayak sesini duyduklar zaman salya salgladklarn gzlemlemitir. Teknik olarak bu kendi aratrmasn bozan bir durum olmasna ramen, hipotez krlne dmeyen bir bilim insan olarak byle bir eyin nasl olup da ortaya kmakta olabileceine odaklanmtr. Durumu, kpeklerin ses, k, grnt gibi yiyecekle bir ilgisi olmayan uyaranlarn yiyecekle ilikisini kurmay renmesi ile aklam ve bu yeni salyaya psiik salya adn vermitir. Bulduu ey o dnemin anlay iin o kadar inanlmazdr ki, bulgularn bilim camiasyla paylamak iin bu konu zerinde pek ok koulu ve olas aklamay snayan kontroll ve sistematik deneyler yrterek 10 yl kadar daha almtr. Bu sonularn yaynlanmas ve Amerikada duyulmasndan sonra, bu kavramlatrmann o yllarda Watsonun balatt davranlk akmnn temel kabulleriyle uygunluu dolaysyla, konuya youn bir ilgi gsterilmitir.

Watson ve Raynerin nl Kk Albert deneyi ile klasik koullanmay insan zerinde de gstermeleriyle psikoloji alannda bir r almtr (aadaki paragrafta parantez iindeki uyaran-tepkilerin ilki, Pavlov, ikincisi Kk Albert deneyine aittir). Klasik koullanma basite yle gereklemektedir: Organizmann sahip olduu herhangi bir doal uyaran- tepki ba (yiyecek-salya; yksek ses-korku gibi) olmaldr. Eer bu doal (yani bir koula bal olmadan, refleksif olarak var olan) uyaran ile e zamanl (bitiik) olarak yapay (kendiliinden bu tepkiyi karmayan, koula bal) bir uyaran daha verilmeli (ngrak sesi; tavan) ve yeterince tekrar yaplmaldr. Yani, nce koullu uyaran (ngrak, tavan) hemen arkasndan koulsuz uyaran (yiyecek-yksek ses) verilmeli ve tepki (salya-korku) elde edilmelidir. Uyarana ve uyaran-tepki bann baz zelliklerine ve sunum aralna gre deiebilmek kaydyla belirli bir tekrar saysndan sonra, daha nce doal tepkiyi karmayan uyaran, bu tepkiyi ortaya karabilir hale gelmektedir. Yani kpekler bir sre sonra yalnzca zil sesini duyduklarnda, yiyecee gerek kalmakszn salya tepkisi vermekte, tavan gren Albert alamaya balamaktadr. Ancak bu tepkiyi orijinal tepkiden ayrmak zere ona koullu tepki denilmektedir. Koullu uyaran -koullu tepki ba bir kez yerletikten sonra, bana yeni bir uyaran daha eklenerek iki veya daha fazla dereceli artlamalar (krmz k-ngrak-yiyecek) oluturulabilir. Koullanm tepki benzer uyaranlara genellenebilmektedir. Yani bir kez ngrak-salya ba renildikten sonra, organizma, bir baka ses gibi benzer dier baz uyaranlarda da (zil, anahtar sesi vb.) ayn tepkiyi vermektedir. Buna uyaran genellemesi denilmektedir. rnein tavan ve fareye artlanm Kk Albert nihayetinde bu durumu beyaz tyl tm nesnelere genelleyerek Noel Babaya da korku tepkisi vermeye balamtr. Eer yalnzca bir tr uyarana ynelik koullanma yaplmak isteniyorsa o zaman, yle bir koullanma sreci tasarlanmaldr; krmz k-ngrak-yiyecek var koulu; yeil k-ngrak-yiyecek yok koulu. Bylece uyaranlarn ayrt edilmesi de retilebilmektedir. dikkat ettiyseniz her durumda, doal olarak tepkiyi Eer karan uyarann sunulmas gerekmektedir. Peki, koulsuz uyaran sunulmazsa ne olur? Her ne kadar uyarann zellikleri, koullanmann iddeti, sresi vb. ok eitli etmenler etkili ise de, ana fikir olarak, eer koulsuz uyaran yeterince tekrarda sunulmazsa ortaya kan koullu tepki azalarak ortadan kalkmaktadr. Buna snme denilir. Peki ya, tepki sndkten sonra, tekrar ayn bala yeniden karlalrsa? O zaman tepki, iddeti az da olsa geri gelmektedir. Buna kendiliinden geri gelme denilmektedir. Eer tekrarlanrsa snm olan koullu tepki, eskisinden ok daha ksa srede yeniden ortaya kmaktadr. Klasik koullanma almalar daha sonraki yllarda da, hem yeni tepkiler oluturmak ve hem de yerlemi tepkileri ortadan kaldrmak zere defalarca snanm, baarl sonular elde edilmi ve gelitirilmitir. rnein sistematik duyarszlatrma tedavisi, fobilerde, baz kayg bozukluklarnda yaygn olarak kullanlmaktadr. Buradaki mantk, koullanarak renilmi bir uyaran-tepki bann, bu ba oluturan uyarana yava yava ancak sistematik olarak maruz brakarak ve ancak tepkinin ortaya kmamasn salamak suretiyle sndrlebileceidir. Dikkat ederseniz bu olduka incelikli yrtlmesi gereken bir itir. Etkili bir klasik koullanma oluturmak veya bir koullanmay ortadan kaldrmak iin titiz ve dikkatli bir dzenleme yapmak gereklidir. Gndelik hayatta ilgisiz grdmz baz uyaranlarn baz tepkileri ortaya karmalarnn oktan unutmu olsak bile, kimi yaantlarmzdaki klasik koullanmalara bal olmas mmkndr. ocukken gittiiniz diinin binasndaki lahana yemei kokusu, siz bu yaanty hatrlamyor olsanz bile, lahanay ya da o tr apartmanlar hi sevmemenizle sonulanm olabilir. Veya tam tersine, anneannenizin mavi iekli yemek tabaklaryla elenmi doygunluk ve keyif hissiniz, ileride sizin de mavi iekli tabaklar tercih etmenize neden olabilir. Klasik koullanma olduka etkileyicidir. nsan davranlarn dzenleme, olumsuz bulduunuz davranlar ortadan kaldrma gibi hevesleriniz yksekse yaplabilecek pek ok ey var gibi grnmektedir. (Yine de nce Stanley Kubrickin Otomatik Portakal isimli filmini seyretseniz iyi olur). Ancak insan davranlarnn ok boyutluu dnldnde, aklayamad pek ok edinilmi davran vardr. Her eyden nce, klasik koullanmann oluabilmesi iin doal ya da refleksif bir uyarantepki ba olmas ve dier uyaran/uyaranlarn bu koulsuz uyaranla elenmesi gereklidir. stelik bunun tutarl bir ekilde tekrar etmesi de gereklidir. Bu durum, kanlmaz bir ekilde klasik koullamaya edinilebilecek davranlar snrlandrr. Ayrca, klasik koullanma durumunda canlnn herhangi hibir ey yapmasna, bir etkinlikte bulunmasna gerek yoktur. Sanki her ey onun dnda cereyan etmektedir. Hlbuki insanlar gndelik hayatlar ierisinde etkindirler, bir dizi davranta bulunurlar, pek ok davran kendileri, istemli bir ekilde balatrlar. Bu durumda bu tr davranlar nasl kazanlmaktadr? Bu sorunun cevab Skinner tarafndan edimsel ya da operant koullanma ortaya konularak verilmitir. 11.3. Edimsel (Operant) Koullanma Operant (edimsel) koullanma B.F.Skinner (1904-1990) tarafndan kavramlatrlm, zel dzenekleri oluturulmu, kendisinin uzun yllar sren ayrntl almalar ile gndelik uygulamalar gelitirilmi bir renme biimidir. Edimsel (operant) koullanma, ie/etkinlie/eyleme dayal koullanmalar anlamnda dnlmelidir (Trke karlk olarak kullanlan edimsel kelimesi ise, etmek fiil kknden tretilmi olup bir edime dayal anlamna gelir). Ancak operant koullanmaya gemeden hemen nce, bir hazrlayc olarak, hayvanlarla problem zme alan E.L.Thorndike (1874-1949) ve ortaya koyduu Etki Kanununu hatrlamak gerekir. Thorndike, kendisinin gelitirerek bulmaca kutusu adn verdii ve kapnn almas probleminin zlmesini gerektiren bir tahta kafes kullanarak

kedilerle almaktayd. almalarnn sonunda, deneme yanlma yoluyla problem zmenin temel ilkelerini ortaya koymu ve davranlarn renilmesi ile ilgili olarak Etki Kanunu diye bilinen bir prensip brakmtr. Buna gre belirli bir durumda, organizmay doyuma ulatran, ho etkileri olan tepkilerin tekrarlanma skl artar; organizmay tatmin etmeyen veya naho etki brakan tepkilerin tekrarlanma skl azalr. Etki kanunu, basit grnr ama nemlidir. zerinde biraz dnlrse, gndelik davranlarmz dzenlemek iin kullanlmas son derece kolaydr. Ayn zamanda operant koullanma iin bir zemin hazrladn da gzden karmamak gerekir. Edimsel (operant) koullamaya geri dnersek, temel mantk udur: belirli bir gdlenmilik dzeyindeki organizma, bu ihtiyacn gidermek zere, belirli bir ortamda/durumda kendiliinden veya tesadf bir ekilde bir dizi davranta (etkinlikte, edimde) bulunmaktadr. Bu davranlardan hangilerinin bir daha sefer ayn ortamda bulunulduunda tekrarlanma olasl daha yksek olacaktr? Bu olaslk icra edilen davranlarn sonularna baldr. Skinnerin ok sevilen ifadesiyle, davran sonular tarafndan ekillenir. nsanlarn yaad karmak ortamlarda kendilerinin balatt davranlar ve sonularn inceleyerek ayrntlarda kaybolmamak iin, bu koullanma biimini Skinner kutusu veya operant renme kutusu adyla bilinen dzenekte inceleyelim. Skinner arlkl olarak fareler ve gvercinlerle almtr. Bu dzenek, zemini zgara olan, yan tarafnda bir mekanizmaya bal bir pedaln ve yannda yiyecek geldiinde kapa alan bir deliin bulunduu kk bir kafesten olumaktadr. Belirli bir alk dzeyindeki fare, ilk kez kafese konulduunda, kafesin iinde hzlca hareket etmekte, saa sola arpmakta ve nihayetinde tesadf eseri pedala arparak mekanizmay harekete geirmekte ve yiyecek elde etmektedir. Pek ok tekrardan sonra fare kafese konulduunda, dorudan, tek bir seferde mekanizmay harekete geiren hareketi yaparak yiyecei elde etmeyi renmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken birka husus vardr. Fare hareketi kendisi balatmakta ve srdrmektedir ancak sonular hakknda henz bir yaant geirmemitir. Deneyimi arttka amaca ulatran davranlar seer. Her fare, ayn amaca ulamak iin, farkl bir davranta bulunabilir. Kimisi kuyruunu, kimisi ban kullanabilir. Hangisinin olduunun bir nemi yoktur, yalnzca o fare iin sonuca ulatrann yani yiyecek elde etmesi yoluyla pekitirilenin bir nemi vardr. Dolaysyla fare, kendi davran repertuar ierisinden herhangi bir davran daha sk yapmay sonucuna gre tercih etmi olur. Grlebilecei gibi, edimsel (operant) koullanma insan davranlarn da rahatlkla temsil edebilecek temel bir modeldir. ok sayda davranmz bu yolla ediniriz. Edimsel (operant) koullama veya davrann sonular tarafndan ekillenmekte olduu fikri, biraz etki kanununa benzeyen, pekitirme kavram zerine oturur. Pekitirme, herhangi bir davrann yaplma skln arttran uyarandr. Olumlu pekitirme, ortama organizma iin olumlu bir eyin bir dleklenmesidir. Yani, organizmann yapt davran ile olumlu bir sonuca ulamasdr. Olumsuz pekitirme ise, ortamdan organizma iin olumsuz bir eyin karlmasdr. Yani organizma iin sonu yine olumludur, onu rahatsz eden bir eyden kurtulmutur. Davran manta gre dnrsek, evimiz niye hotur? nk karnmz doyurur, dinlenir, sevdiklerimizle birlikte olur (olumlu pekitireler) ve ayn zamanda souktan/scaktan korunur, skan ayakkablarmzdan ya da rahatsz giysilerimizden, gergin ilikilerden kurtulur (olumsuz pekitireler) ve bylece evimizi sevmeye devam ederiz. Ksaca pekitirme terimi, daima organizma iin olumlu bir sonuca atf yapar. Ceza ise farkldr. Ceza, daima davrann organizma iin ho olmayan bir sonucuna iaret eder. Sklkla kartrlabilmektedir ama olumsuz pekitire bir ceza deildir. Ancak cezada iki tiptir. Birinci tip ceza, ortama organizma iin olumsuz bir eyin eklenmesidir. kinci tip ceza ise, ortamdan organizma iin olumlu bir eyin kartlmasdr. Klasik koullanmada aklanan iki veya daha fazla dereceli artlama, uyaran genellemesi, uyaranlarn ayrt edilmesi, snme ve kendiliinden geri gelme zellikleri edimsel koullanmalar iin de geerlidir. Edimsel renme almalar yoluyla incelenmi bir dier konu olumsuz bir durumdan kanmann renilmesidir. ki veya daha fazla dereceli artlamalarda, nceki uyaran dierinin geleceini bildiren bir iaret uyaran ilevi gstermektedir. Bylece organizma, daha sonra hangi uyarann geleceini anlayabilmektedir. Bu durumda, o iaret uyaran grdnde, o ortamdan kanmay veya korunmay renmesi mmkn olmaktadr. Bu konuda ilgin bir rnek, lkemizde ofrlerin eer ileride radar veya polis kontrol varsa, selektr yaparak birbirlerine haber vermeleridir. Normal bir seyir koulunda, selektr yapan (iaret uyaran) aralar gren arkadan gelenler, hz drerek veya yan yola saparak kanmak/korunmak iin gerekli dzenlemeleri yapmaktadrlar. Edimsel renmeleri aklayan prensipler, Skinner tarafndan biimlendirme ya da kademeli biimlendirme denilen bir davran ekillendirmesi uygulamasnn gelitirilmesini salamtr. Skinnerin ilgi eken ve gvercinlere pinpon oynamay nasl retiriz eklinde poplarize edilen bir biimlendirme almasndan sk sk bahsedilir. sterseniz bu deneylere ilikin ekimlere web ortamndan ulaabilirsiniz. Gvercinlerin pinpon oynamay renmesi, garip ve abartl grnebilir ama konuyu bir de yle dnnz. Operant renme kutusunda fare hibir ekilde pedala basmyorsa ne yaplmaldr? Bu durumda u yaplabilir, farenin pedala basmaya en yakn grnen bir davran belirlenip o pekitirilmelidir, bu oturduktan sonra, bir kademe yukar, bir kademe daha yukar Sonunda ilgili davrann icrasna kadar giden bir sre izlenmelidir. Biimlendirmede anahtar nokta, hem hedef davrann hem de organizmann ve icra ettii tepkilerin ayrntl ve titiz bir ekilde gzlenip kayt edilmi olmas ve srecin buna gre tasarlanmas gerekliliidir. Bu gzlemlere gre davran bir seferde baarlabilecek kadar kk, zaman

kaybettirmeyecek kadar byk aamalara blnmeli, pekitire dzeni uygun tayin edilmeli ve sre titizlikle uygulanmaldr. Eer bir aamada taklma olursa ve ilerlemezse birka basamak geriye dnlmeli ve gerekirse yeni bir dzenleme yaplarak devam edilmelidir. Olduka uzun, zahmetli ve titizlik isteyen biimlendirme ile pek ok karmak davrann kazandrlmas mmkndr. Aslnda meslek edinmi hayvanlarn eitimi bu tr ilkeler kullanlarak yaplmaktadr. Benzeri ekilde oyuncak ya da oda toplama davranlarn kazandrmak veya beslenme sorunlarn zmek iin rahatlkla yararlanlabilir. Ancak gndelik hayatta baarl uygulamalar iin titiz ve dikkatli gzleme, tutarlla ve sabra ihtiya vardr. Pekitirmenin operant renmeler iin anahtar bir kavram olduundan sz etmitik. Verilen rneklerde ilgili davrantan sonra her zaman pekitirme verildiine belki dikkat etmisinizdir. Ama gndelik hayatta her zaman byle olmaz. Ayn davrann, belirli bir ortamda, her bir icrasndan sonra srekli pekitirme almamas ve dzensiz olarak almas mmkndr. Pekitirmenin srekli olarak alnmad durumlarda davrann srdrlmesi mmkn mdr? Gzlemlerimiz bu dorultuda olduuna gre, nasl bir pekitirme dzeni var olduunda davran srdrlmektedir? Bu soru, Pekitirme Tarifeleri ortaya konularak cevaplanmaktadr. Pekitirme tarifeleri, ayn tren ya da uak tarifeleri gibi, belirli bir davrann kazanlmasn salamak iin pekitirmelerin ne zaman ve ne nasl yaplacan yani pekitirecin ne sklkta ve/veya ka davran yapldktan sonra verileceini dzenleyen sistemlere denilmektedir. Bir pekitirme tarifesi, pekitirmenin ieriini yani hangi pekitirecin kullanlacan (eker, para) dzenlemez. Belirli bir durumda belirli bir davrann yaplma skln arttrmak istediimizi varsayalm. rendiimiz zere yapacamz ey, ilgili davrantan sonra, uygun bir pekitire vermektir. Fakat her durumda srekli olarak pekitirme vermek mmkn olmayabilir veya en az pekitireci kullanarak en ok davran elde etmeyi daha ekonomik bulabiliriz. Bu durumda, ne yapmalyz? Pekitirmeleri nasl dzenlemeliyiz? Pekitirmenin verilmesi ile ilgili olarak iki boyut zerinde alabiliriz: zaman ve davran says. Yani pekitirecin verilme zamannn aralklar ve ka tane davran yapldktan sonra verilecei (oran). Bu iki boyut iki ekilde dzenlenebilir, sabit tutulabilir ve deiken olarak verilebilir. Dolaysyla ortaya yle bir snflama kmaktadr; Zaman zerinde dzenleme yapan tarifeler: Sabit zaman aralkl ve deiken zaman aralkl tarifeler; davran says zerinde dzenleme yapan tarifeler: Sabit oranl ve deiken oranl tarifeler. Bylece drt temel tarifeye ulam olduk. imdi bunlarn ayrntlarna bakalm. Sabit Zaman Aralkl Tarifeler: Bu tarifede pekitirme, sabit bir zaman aralndan sonra dzenli olarak verilmektedir. Pekitirilmi bir davrann icrasndan sonra, sabit bir sre gemekte ve pekitire tekrar verilmektedir. Arada ne sklkta davrann tekrarlandnn bir nemi yoktur. Byle bir dzen kullanldnda, davrann grlme skl yle bir seyir izlemektedir: her pekitirmenin hemen ardndan nce ani bir azalma ve bir sonraki pekitirme iin zaman yaklatka bir ykselme eilimi. rnein ara ve bitirme snavlar sabit aralklarla yapldnda renciler snavn hemen ncesinde alma younluklarn arttrmakta, snav bittikten sonra, alma davran yavalamakta, bir dahaki snav yaklamaya balaynca tekrar alma skln arttrmaktadrlar. Yllk szlemeli cret alarak alanlar iin de byle bir durum sz konusudur. Sabit zaman aralkl pekitirme tarifeleriyle, dzenli ancak ok yksek olmayan sklkta davran elde edilmektedir. Deiken Zaman Aralkl Tarifeler: Bu tarifede ise pekitirme, dzensiz zaman aralklaryla ve yine tepki saysndan bamsz olarak verilmektedir. Yani pekitirecin ne zaman verilecei belli deildir. Byle bir dzen kullanldnda, ancak pekitirmeyi karmayacak kadar, ortalama bir hz ile ve dzenli olarak tepki retilmektedir. rnein eer snavlar her an yaplabilir ise, bir dier ifadeyle aralklar kestirilemiyorsa, o zaman renciler, ancak ortalama bir hazrlk seviyesinde olacak ekilde ama srekli olarak almaktadrlar. Deiken zaman aralkl tarifelerle dzenli ama orta derece bir sklkta davran elde edilmektedir. Sabit Oranl Tarifeler: Bu tarifede nceden belirlenmi (renilmi) belirli sayda davran yapldnda pekitirme alnmaktadr. Zamandan bamsz olarak, ayn sklkta davran tamamlandnda, yeniden alnmaktadr. Para ba veya gtr ilerde almak bu tarifenin tipik bir rneidir. cretinizi belirli bir miktar i/ sat yaptnzda alrsnz. Byle bir dzen kullanldnda, davrann grlme skl yle bir seyir izlemektedir: Pekitirme sonrasnda ksa bir duraklama gzlenir, bu duraklamann ardndan, bir sonraki pekitirece kadar hzl ve dzenli bir davran ortaya konulur. Sabit oranl tarifelerle ok yksek sayda davran elde edilmektedir (canllar tm gleriyle alabilmektedir). Ancak hem hayvanlarda hem insanlarda, bu tarifeye maruz kaldktan belirli bir sre sonra, isteksizlik, tepki vermeme, brakma/vazgeme, olumsuz ruh hali gibi belirtiler ortaya kmaktadr. Deiken Oranl Tarifeler: Bu tarifede, pekitirmenin ka davran yapldktan sonra gelecei belli deildir. Bir dier ifadeyle ne sklkta (ka kez) davran yapldnda pekitire elde edilecei kestirilememektedir. Bir kez yapldnda da alnabilir, be kez veya on kez yapldnda da alnabilir. Milli piyango bileti alma davran bu duruma tipik bir rnektir. nk bir kere alndnda kmas mmkn olduu gibi, bu davran 50 kere tekrarlandnda dahi kmam olmas mmkndr. Ama yine de almay srdrrz (nk size de kabilir). Daima kazanma olasl olduundan bilet alma davrann srdrme eilimi yksek olmaktadr. Byle bir dzen kullanldnda, pekitirme sonrasnda ksa bir duraklama eilimi ortaya kmaktadr ve davran uzun sre tekrarlanmaya devam etmektedir. Snmeye en direnli tarife deiken oranl pekitirme tarifesidir. Temel tarifeler dnda kalan ancak birbirlerinin yan etkilerini gidermek zere dzenlenmi karma tarifelerden sz etmek

gerekir. Skinnerin ok sayda pekitirme tarifesi bulduu bilinmektedir, bunlar sz edilen temel tarifelerin eitli kombinasyonlarna dayanmaktadr. Bir karma tarife yle olabilir; en yksek tepki retimi salayan tarife, sabit oranl tarife olduuna gre, bunun yan etkisi olan bkknlk, isteksizlii ortadan kaldrmann bir yolu var mdr? Bu yol yle bulunmutur, sabit zaman aralkl tarife ile sabit oranl tarife birletirilerek bir karma tarife oluturulmas mmkndr. Bylece minimal tepkiyle pekitirme alma imkn olduundan, ar almann getirdii isteksizlik ve ii brakma arzusu kontrol altnda tutulabilmektedir. Bu karma tarifenin gndelik hayatta en sk karlalan rnei maa+prim uygulamalardr. Pekitirme tarifeleri, gndelik hayatta, hangi davranlar nasl kazanm olduumuzu anlamamza yardmc olduu gibi, yeni davranlar edinmek veya edinilmesini salamak iin verimli olarak kullanabilir ve kullanlmaktadr. Gndelik hayatmz hakknda biraz dndmzde (kampanya teklifleri gibi mesela) saysz rneini grebilmemiz mmkndr. Ancak burada hatrmzda tutmamz gereken nokta, ne tr tarife kullanlrsa kullanlsn, operant koullamada ilk harekete geenin daima canlnn kendisi olduudur. Eer dikkat ettiyseniz, gerek klasik ve gerekse edimsel koullanmada, organizmann/ canlnn/ bireyin bizzat kendisinin bir koullanma deneyimi yaamas gerekmektedir. Bu durumda kendimize unu sorabiliriz; bizzat kendi bamza gelmeyen davranlar edinemiyor muyuz? Bakalarnn bana gelenleri grerek veya bakalarnn davranlarn izleyerek de renmiyor muyuz? Veya daha derin sorular, rnein pekitirmenin canl/kii iin deerinin/anlamnn davrann edinilmesi zerinde hi etkisi yok mudur? Bu gibi sorular, farkl renme biimlerinin ortaya konmas ile ilgili olduu kadar, insan ele alrken kullanlan yaklam biimleriyle de ilgilidir. Bu tr sorularn nasl cevaplandn bundan sonraki blmde inceleyeceiz. zet renme, davranta ya da potansiyel davranta, yaantlar ya da tekrarlar yoluyla olumu ve nispeten kalc deiiklikler olarak tanmlanabilir. Bugn, zerinde yeterince allarak ittifaka varlm birka temel renme biimi vardr; klasik ve edimsel (operant) koullanma, gzlem yoluyla renme, farkna varmadan renme, kavrayarak renme gibi. Klasik koullanma basite yle gereklemektedir: Organizmann sahip olduu herhangi bir doal uyaran- tepki ba (yiyecek-salya; yksek ses-korku gibi) olmaldr. Eer bu doal (yani bir koula bal olmadan, refleksif olarak var olan) uyaran ile e zamanl (bitiik) olarak yapay (kendiliinden bu tepkiyi karmayan, koula bal) bir uyaran daha verilmeli (ngrak sesi; tavan) ve yeterince tekrar yaplmaldr. Yani, nce koullu uyaran (ngrak, tavan) hemen arkasndan koulsuz uyaran (yiyecek-yksek ses) verilmeli ve tepki (salya-korku) elde edilmelidir. Ancak bu tepkiyi orijinal tepkiden ayrmak zere ona koullu tepki denilmektedir. Edimsel (operant) koullamada ise temel mantk udur: Belirli bir gdlenmilik dzeyindeki organizma, bu ihtiyacn gidermek zere, belirli bir ortamda/ durumda kendiliinden veya tesadf bir ekilde bir dizi davranta (etkinlikte, edimde) bulunmaktadr. Bu davranlardan hangilerinin bir daha sefer ayn ortamda bulunulduunda tekrarlanma olasl daha yksek olacaktr? Bu olaslk icra edilen davranlarn sonularna baldr. Skinnerin ok sevilen ifadesiyle, davran sonular tarafndan ekillenir. Belirli bir durumda belirli bir davrann yaplma skln arttrmak istediimizi varsayalm. Yapmamz gereken ey, ilgili davrantan sonra uygun bir pekitire vermektir. Fakat her durumda srekli olarak pekitirme vermek mmkn olmayabilir veya en az pekitireci kullanarak en ok davran elde etmeyi daha ekonomik bulabiliriz. Bu durumda, pekitirmeleri nasl dzenlemeliyiz? Pekitirmenin verilmesi ile ilgili olarak iki boyut zerinde alabiliriz: Zaman ve davran says. Yani pekitirecin verilme zamannn aralklar ve ka tane davran yapldktan sonra verilecei (oran). Bu iki boyut iki ekilde dzenlenebilir, sabit tutulabilir ve deiken olarak verilebilir. Dolaysyla ortaya yle bir snflama kmaktadr; Zaman zerinde dzenleme yapan tarifeler: Sabit zaman aralkl ve deiken zaman aralkl tarifeler; davran says zerinde dzenleme yapan tarifeler: Sabit oranl ve deiken oranl tarifeler. alma Sorular 1. Tre zg hazr bulunmuluk renmeyi nasl etkilemektedir? 2. Potansiyel davran nedir? 3. Klasik koullanmay gndelik hayattan bir rnek seerek aklaynz. 4. Uyaran genellenmesi, uyaranlarn ayrt edilmesi, snme ve kendiliinden geri gelme nedir? 5. Edimsel koullama ile etki kanunu arasndaki iliki nedir? 6. Edimsel koullanmay gndelik hayattan bir rnek seerek aklaynz. 7. Olumsuz pekitirme ile ikinci tip ceza arasndaki fark nedir? 8. Drt pekitirme tarifesini snflayarak tanmlaynz. Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar 1- Ark, .A. (1991). renme Psikolojisine Giri. .. Edebiyat Fakltesi Basmevi 2- Morris, C.G. (2002). Psikolojiyi Anlamak. Trk Psikologlar Dernei Yaynlar 3Schultz, D.P. ve Schultz, E.M. (2002). Modern Psikoloji Tarihi. Kakns Yaynlar Hafta e-Ders Kitap Blm 12. XII. HAFTA: NSAN NASIL RENR? rendiimiz eylerin miktar ve eitlilii dnldnde renme konusu olduka karmak bulunabilir. Ancak pek ou insan ve dier pek ok canlda ortak baz temel ilkelerle aklanabilir gibi grnmektedir. Gndelik hayatta baz eyleri deneme-yanlma yoluyla rendiimizi dnrz. Deneme-yanlma yoluyla, nceki blmde ksaca sz edildii gibi Thorndike tarafndan da allmtr. Deneme yanlma sreci aslnda edimsel koullanma ile aklanabilmektedir nk bu durumda da davran sonular tarafndan ekillenmektedir. Fakat bir de yle durumlar dnnz; herhangi bir durumda, renme, tekrarlar sonucunda yava ve kademeli bir ekilde gelimek yerine, baarsz bir deneme yanlmadan sonra ani baarya srama olarak gerekleir. Bu srece kavrama yoluyla renme denilmitir. lk kez 20. yzyl balarnda, W.Khler, empanzelerle yapt almalarda kavrama yoluyla

renmeyi ortaya koymutur. Klasiklemi deneyinde Khler, bir empanzeyi kafese koymu ve kafesin hemen dnda ancak hayvann elinin ulaamayaca bir mesafeye muz brakmtr. Kafesin iinde nceden konulmu bir sopa da bulunmaktadr. Kafese konulan empanze, darda duran muzu grnce, kolu ile uzanmay deneyerek uram, ulaamaynca bir mddet barma, szlanma gibi engellenme tepkileri gstermitir. Daha sonra, kafesin iine bakmaya balam ve aniden yerdeki sopay alarak, dardaki muzu kendine doru ekmitir. Benzeri bir baka alma, grev olarak kutularn kullanld bir dzen ile yaplmtr. Kafesin tepesine asl muzlar ve kafesin iinde byke kutular bulunmaktadr. empanze, bir sre srayarak muza ulamaya alm, ulaamaynca engellenme tepkileri vermi ve sonra aniden kutular st ste koyarak muza ulamtr. Khler, bu temel dzenlere benzeyen ve benzeri sonular veren ok sayda alma yrtmtr. Khler bir Gestaltidir ve burada grlen davrann edinilmesini, srecin btn olarak kavranmasn gerektiren bir renme durumu olarak aklamtr. Ancak, Khlerin bu almalarnn dier aratrmaclar tarafndan tekrarlanabilirliinde sorunlar kmtr. Bugn kavrama ile ilgili almalar, bir renme biimi olarak deil, problem zme gibi biraz daha karmak davranlar dahilinde allmaktadr. Bu gibi bilisel sreleri daha sonraki blmlerde inceleyeceiz. Hatrlanabilecei gibi, edimsel koullanma, canlnn/organizmann belirli bir ihtiya seviyesinde olduunda, bir dizi etkinlik ya da davran yaptn kabul etmektedir. Bu kabulden yola kan ilgin bir gr, Premack ilkesi diye bilinir. Premack ilkesi, belirli bir durumda, birey, birden fazla davranta bulunma eilimi/ arzusu tayorsa ve bunlar bir ncelik srasna dizilebiliyorsa (daha ok yaplmak istenenlerden daha az yaplmak istenenlere doru) daha ok istenilenlerin daha az istenilenleri yaplmas iin pekitire olarak kullanlabileceini savunmaktadr. rnein, tatl yemei sevdii ama orbay daha az sevdii bilinen a bir ocua, orban bitirirsen, tatldan iki tane yiyebilirsin denilmesi gibi. Yetikinler iin daha uygun bir rnek, Premack ilkesinin uygulanmas iin, canlnn davranlarnn gzlenmesi ve yapmaktan holand etkinliklerin bulunmas gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken, tm etkinliklerin yaplmas istenen/ gerekli olan/ yaplmas mmkn zellikler tamasdr. Daha sonra bu holanlan etkinlikler, ncelik srasna dizilerek sttekiler alttakiler iin pekitirme amal olarak kullanlabilmektedir. imdi dier baz renme yollarn grelim. 12.1. Gzlem Yoluyla renme Klasik ve operant koullanmalar yeni davran, tutum ve dncelerinin kazanlmasn nemli lde aklama gcne sahiptir. Ancak, her ikisinde de renebilmek iin bizzat deneyim geirilmesi temel bir koul olarak karmza kmaktadr. yle dnn, bir retim yesi, derse ge giren rencileri iddetli bir ekilde azarlyor. Azarlanan rencilerin bir iki tekrardan sonra derse ge kaldklarnda ieri girmemeyi renmeleri edimsel olarak aklanabilir. Peki ya dier renciler? Onlarn da, derse ge girmemeye dikkat edecekleri aktr. Onlar bizzat ceza almadklar halde bu davran nasl kazanm olabilirler? Bu tr durumlarn renilmesi, gzlem yoluyla renme olarak aklanmaktadr ve bu renme yolu, nc kuak davranlardan olan A.Bandura tarafndan ortaya konulmutur. Gzlem yoluyla renme, kiinin, belirli bir ortamda davranlar pekitirilen (ya da cezalandran) bir baka kiiyi gzlediinde, ayn ortamda o davranlar tekrarlama (ya da tekrarlamama) olaslnn artmasdr. Bir dier ifadeyle canl, bir bakasnn davranlarnn sonularn gzleyerek renmektedir. Gzlem yoluyla renmede de pekitirme ve ceza vardr, ancak gzleyen kii dorudan maruz kalmadndan bunlara dolayl pekitirme ve dolayl ceza denilmektedir. Bandura, 1965 ylnda gzlem yoluyla renmeyi tanmlad artk klasiklemi bir deneysel alma yrtmtr. Bu aratrmada Bandura, anaokuluna devam eden 66 ocuu, her birinde 22 ocuk olmak zere gruba ayrmtr. Her ocuk, yetikin bir modelin yetikin ebadndaki plastik bir bebekle ekilmi filmini tek bana izlemitir. Filmde yetikin, bebee kenara ekilmesini emretmi ve bebek ona itaat etmediinde, insan model, bebei kenara itekleyerek, burnunu yumruklayarak, ona plastik bir ekile vurarak, tekmeleyerek ve lastik toplar atarak saldrganlk gstermitir. Ancak film her grup iin farkl bir ekilde sona ermitir. Modelin dllendirildii kouldaki ocuklar, bir baka yetikin tarafndan modele eker, aferin, iecek gibi dllerin verildiini izlemitir (dolayl pekitirme). Modelin cezalandrld kouldaki ocuklar, ikinci yetikinin modele parmak sallad, azarlad ve tokatladna tank olmulardr (dolayl ceza). Sonucun olmad kouldaki ocuklar, byle bir ilave sahne izlememilerdir. Film bittikten hemen sonra, ocuklar, bireysel olarak, iinde filmde kullanlan malzemelerin bulunduu bir aynal odaya alnmlar ve 10 dakika sresince tek balarna oynamlardr. Bu esnada aratrmaclar, her bir ocuun yukarda tanmladmz saldrgan davran tiplerini ne sklkta gsterdiini puanlamlardr. Sonular, her gruptaki ocuun da izledikleri modele benzer saldrgan davranlar gsterdiklerini ancak dllendirilen modeli izleyen ocuklarn daha yksek puanlar elde ettiini gstermitir. Bu almann sonular, ocuklarn kendileri bizzat pekitirme almadklar halde, baz davran rntlerini edinmi olduklarn ortaya koymaktadr. Ceza gren modelin davrann ortaya kn etkilememesi, aslnda verilen cezann bir baka saldrgan davran rnei olmasyla aklanabilir. Bandura, bu konuda almaya devam etmi ve ou zaman renen hi bir aktif tepki vermedii ve hi bir somut pekitire almad, yalnzca dier insanlarn izlenmesi yoluyla edinilen davranlar aklamak zere sosyal renme kavramn gelitirmitir. Bu yaklam, davran olutuu veya deitii sosyal ortamlarda inceledii iin bir sosyal renme teorisidir. Sosyal renme bak asna gre, renme ve performans arasnda ayrm

yaplmaldr, davranta gzlenebilir bir deiiklik olmakszn renilmi olmas ve uygun bir koul olduunda aa karmas mmkndr. Ancak her izlediimiz/gzlediimiz davran edinmediimize gre, sosyal olarak rendiimiz durumlarda, renebilmek iin hangi koullarn olmas gerekmektedir? Banduraya gre, bir modelin gzlenmi davrannn ne zaman etkili olacan belirleyen drt koul bulunmaktadr: v Dikkat: Gzlemci modelin davranlarna ve bunlarn sonularna dikkat etmelidir. Bu, model ile gzlemcinin zellikleri arasnda fark edilir benzerlikler olduu durumlarda daha olasdr. Ayn zamanda modelin dikkat ekici ya da deerli bir zellii var ise (nl biri, alannda uzman biri gibi) daha etkili olabilmektedir (Gndelik hayat dnldnde, arkada grubunun prestijli bir yesi, iyerindeki deneyimli ynetici, iini beendiimiz manikrc... gibi ok sayda rnein saylan sfatlarla tanmlanabileceini hatrlatmakta fayda var). v Hatrlama: Gzlemci, modelin davranlarn ya da tam olarak ne yaptn hatrlamaldr. Gzlemci bunu iki ekilde yapabilir; hareketlerde olduu gibi bir ekil/imge olarak veya szel olarak. Elbette ikisinin birlikte kullanld durumlar da sz konusudur. Bir modeli gzlerken prova yapmann sonradan becerinin hatrlanmasn olumlu ynde etkiledii gsterilmitir. v Yeniden retme/Oluturma: Gzlemci, gzlemi olduu davranlar eyleme ya da ak davrana dntrmelidir. Birok basit davran yalnzca gzlem yoluyla edinilir ve yeri geldiinde ak davrana dntrlr. v Gdlenme/Motivasyon: Gdlenme ya da motivasyon, gzlemle renmeyi etkiler, nk insanlar sadece nemli grdkleri model davranlara dikkat ederler, o davranlar belleklerinde tutar ve onlar yeniden retirler. nsanlar gzlem yoluyla rendikleri her beceriyi sergilemezler. Bunun yerine, sonucunda dllendirileceklerini yapp, zarar greceklerinden kanrlar. Kendilerince ya da modellerce yaanm tecrbelere dayanarak davranlarn olas sonularn nceden tahmin ederler. Kimi durumlarda kendi deer sistemlerine gre de davranabilirler. Sosyal renme yaklam, davran olmasnn yan sra bilisel zellikler de tamaktadr. Dnme srelerinin (inanlar, beklentiler gibi) pekitirme tarifleri gibi dtan gelen etkiler zerinde etkili olduu dnlyordu. Bandurann grne gre, davransal tepkiler, bir robot ya da makinede olduu gibi, otomatik olarak dsal bir uyaran tarafndan balatlmaktan ok uyarcya verilen tepkiler kendi kendini harekete geirmektedir. Birey neyin pekitirildiinin farkndadr ve ayn ekilde davranrsa ayn dln tekrar geleceini umduu iin, bir d uyarc davran deitirebilir. Bu bakmdan, aslnda o yllarda domakta bulunan bilisel yaklamn baz kabullerine dnm olana sunan bu grler, daha sonraki yllarda kendini (z)dzenleme gibi kavramlatrmalarla Sosyal-Bilisel Yaklam olarak anlmaya balanmtr. Bandura, model olmann nemine zellikle dikkat ekmitir. nk sosyal renme, kimi davranlarn retme kast olmakszn, yalnzca gzlenmesi suretiyle edinilebileceini veya pekiebileceini gstermektedir. rnein, bir ocua herhangi bir olumsuz davrann engellemek iin vurduunuzda, ona ayn zamanda, sorun zmenin bir yolu olarak saldrganl da retmi olursunuz. Bir dier ifadeyle, siz o amala yapmam olsanz bile, farkna varmakszn bir baka davran iin model olma olasl vardr. Her ne kadar Bandura tarafndan kullanlan bir kavramlatrma deilse de byle bir bak as bizi ayn zamanda farkna varmadan ya da rtk olarak renilmi davranlarn incelenmesine gtrr. Bu konuyu az sonra ele alacaz. Sonraki yllarda yrtlen aratrmalar, gzlem yoluyla renmenin yalnz insanlara mahsus olmadn gstermitir. Aslnda hayvanlarla yrtlen almalar, bir grup iinde, koullanmalarla gzlem yoluyla renmenin nasl birlikte ilev grdn incelemek bakmndan son derece verimlidir. rnein, dier farelerin yeni ve bilinmedik bir yiyecei denediklerini gzleyen farelerin, yeni yiyecei deneme eilimlerinde bir art grlmtr. Bir dier almada, bir grup fare, dier bir grup farenin nceden koullanm bir davrana ilikin snme yaantlarn izlemilerdir. Gzlemci farelerin davranlar, gzlemci olmayan farelerin davranlarndan daha abuk snmtr. Tavuklar, kuzgunlar, maymunlar ve kurbaa yavrularyla yrtlen almalarda da, bu canllarn trlerinin baka bir yesinin yaptklarn gzleyerek davranlarn deitirdikleri ortaya konulmutur. 12.2. Gizil (Farkna Varmadan) renmeler ve Mekan renme Kimi durumlarda nasl rendiimizi hi hatrlamasak bile kendimizi bir eyleri renmi olarak buluruz. rnein alveri merkezinde bir dkkann yerini veya byk bir markette kuruyemilerin yerini tarif etmek durumunda kaldnz dnn. oumuz daha nce alveri merkezinin veya marketin plann nceden almadmz halde ve hatta bazen o dkkana/reyona hi gitmediimiz halde, yerini bilme olaslmz yksektir. Bilin konusundaki tartmalar hatrlaynz. Bilin alanmzn dorudan iine girmeden yani niyet veya kast etmeden gerekleen renmeler farkna varmadan veya gizil/rtk renmeler olarak ele alnmaktadr. Byle bir durumda, ounlukla bilinli bir dikkat tahsis etmeksizin, gelip geerken renivermiizdir. Ancak bize bir soru sorulduunda, bu bilgileri zihnimizin iinden karp bilinli hale getiririz. Bu konudaki ilk almalar, ikinci kuak davranlardan olan E.C.Tolman (1886-1959) tarafndan yrtlmtr. Tolman labirent dzenekleri kullanarak farelerle alm ve farelerin pekitirilmesine gerek olmakszn baz davranlar kazanm olduunu fark etmitir. imdi bu deneylere bir gz atalm: Tolman ve Honzik tarafndan 1930 ylnda yrtlen nl bir deney ile Tolmann gizil renme adn verdii renme biimini ilk kez tanmlanmtr. Deneyde, iki grup a fare bir labirente konulmu ve bir balang kutusundan yola karak bir var kutusuna ulamalar salanmtr. Bu gruplardan ilki, var kutusunda dl (yiyecek) bulurken, ikinci grup var kutusunda hi bir ey bulamamtr. Edimsel koullanma

ilkelerine uygun olarak, davran pekitirildii iin birinci grubun labirenti ikinci gruptan daha iyi renmilerdir. Ama Tolman, daha nce pekitirilmemi gruptan baz fareleri alarak, onlara labirentin var kutusunda yiyecek verdiinde, bu fareler, ilk gruptaki fareler kadar baarl olmulardr. Tolman, bu bulgular, pekitirilmeyen farelerin de gerekte labirent hakknda birok ey renmi olduklar fakat bu renmelerin gizil olduu, bir ekilde isel olarak depoland ama dsal davrana yansmad eklinde yorumlamtr. Denekler, labirentte hzl komalarn gerektiren bir durum olduunda, edinmi olduklar bilgiden yararlanmlar, gizil olarak rendikleri bilgiyi kullanmlardr. Bir dier deneyde, nce fareler iinde aslnda farkl uzunlukta yol olan bir labirentte balang kutusundan var kutusuna gitmeye koullanmlardr. Daha sonra, bu yollarn bazlar belirli sistematik bir dzenle kapatlmtr. Labirentte daha nce deneyim edinmi fareler, edinmemi farelere oranla her durumda mevcut en ksa yolu tercih etmilerdir. Tolmana gre, fareler deneme-yanlma yoluyla kr krne bir keif yapmaktan ok, labirentin genel grnmne -isel bir haritaya- gre hareket ediyormu gibi davranmlardr. Tolman tarafndan yrtlen bu aratrmalar, koullanmalardan farkl baka renme biimlerinin de olabilecei ve bunlarn gizil olarak edinilip gerektiinde kullanlabileceini gstermesi bakmndan ok nemlidir. Daha sonra, bilisel yaklama ilham veren bir kaynak olarak bu deneyler, renmenin, farelerde bile, gzlenebilir bir davrantaki bir deiiklikten daha fazlasn kapsad gstermitir. renme, davranlara dorudan yansmas gerekmeyen, aikar olmayan zihinsel srelerdeki baz deiiklikleri de iermektedir. Bu fikir bilisel yaklamn temel k noktalarndan biri olmutur. Tolmann almalar ayn zamanda mekan renmesi konusunda hatr saylr bir bilginin birikmesine nclk etmitir. Menzel tarafndan 1973 ylnda empanzelerle yrtlen bir deneyde, empanze aratrmacnn kucanda gezintiye kmken bir dier aratrmacnn hayvanlarn yaadklar park alannn iinde belli blgelere yiyecek saklamas ve kucaktaki empanzenin bunu grmesi ile balar. Hayvan kafesi konulduktan bir sre sonra, tm empanzeler parkn iine braklr. Yiyecek saklanan yerleri grm olan empanzeler, dierlerine oranla ok daha yksek sayda yiyecei bulmulardr. Bu dzenin eitli versiyonlar yaplm, her seferinde daha nce gzlem yapm hayvanlar, Tolmann almasnda olduu gibi en ksa yol ilkesine uyarak, yiyecekleri toplamlardr. Mekanlarla ilgili oluturulan bilisel haritalar, tm canllar tarafndan evre zelliklerini tanma ve tanmlamada, evredeki nemli hedef nesneleri bulmada ve rota izmede kullanlmaktadr. Mekan renme ile ilgili almalar kular, arlar, fareler, insanlar ve dier hayvanlarda uzay-mekan hafzas konusunda arpc sonular elde etmilerdir. rnein, pek ok ku tr, mevsim uygun olduu zaman, yiyecekleri (tohumlar) saklamakta ve daha sonra, elverisiz mevsimlerde sakladklar yiyecekleri bularak yemektedirler. Svac kuu ile yaplan almalarda, bu kularn, tohumlar gmdkleri binlerce yere %84lk bir kesinlikle geri dndkleri bulunmutur. Svac kular ayn zamanda, hala tohum olan yerler ile tohumlarn boaltld yerleri de birbirinden ayrt edebilmektedirler. Gizleme davran, balangta pekitirilmemitir yani ku, belirli bir ama dorultusunda yalnzca tohumu gizlemi, bu bilgiyi ve haritay gerekli zamana kadar belleinde tutmu ve zaman geldiinde harekete gemitir. 12.3. renmeden Bellee Geerken imdiye kadar anlatlan renme biimleri, renme srelerinin snrlarn koullanmalardan ok daha farkl bir boyuta tam olduu grlmektedir. 1970lerin ikinci yarsnda ortaya kan bilisel yaklam, d dnyadan gelen uyaranlar ile tepkiler arasna zihinde olup bitenleri koyarak insana bak asn yeniden tanmlamtr. Eer bilisel yaklam iinde renmeden sz edeceksek bu ancak, bir insan ya da hayvann geirdii yaant sonucu bilgiyi ileme tarznda meydana gelen deiiklik olarak tanmlanmasyla mmkn olmaktadr. Bilisel yaklam doal olarak bellek, dnme, problem zme gibi ieride olup biten konular nemsemi ve yaplan almalar bu alanlara younlamtr. Bu yzden farkl renme biimleri ile ilgili almalar nispeten yavalam, mekn renme, kavrama gibi alanlara doru kaymtr. Aslnda, bellek almalar renme alan iin de nemlidir. Bir renme aratrmacs olan Domjan, davrann u anda var olmayan ancak gemite meydana gelmi olaylar tarafndan kontrol edildiinin aratrmalarla gsterildiini, bunun ise ancak bellek mekanizmalar ile olabileceini belirtmektedir. Domjana gre, renme bellek, biri olmadan dieri olmayacak ekilde i ie gemi olan birbiriyle ilikili srelerdir. Bu ve durumda, bellek almalaryla renme almalarn birbirinden neyin farkl kldn dnmek mmkndr. renme almalaryla bellek almalar kyaslandnda, bellek almalarnn bilginin ilenmesinin farkl evrelerine (kodlama, saklama ve geri getirme) odaklanmakta olduu grlebilir. Her evre, hem renme ve hem de bellek sreleri iin geerli olmasna ramen, Domjan, renme almalarnn kodlama yani edinme evresine odaklandn belirtir. Ona gre, renme almalarnda edinmeyle ilgili deikenler zerinde allr ve saklama ile geri getirme sabit tutulur. Tersine, bellek almalarnda edinme sabit tutulmakta ve saklama ile geri getirme zerinde allmaktadr. Domjann bunlar yazd 2000li yllarda bu gibi kaynatrma teebbsleri olmakla birlikte, 1970lerden sonra bilisel yaklamn vurgu noktasnn farkllat aktr. imdi nce bellek srelerini inceleyim. Daha sonra ise kavram edinme, dnme, problem zme gibi daha karmak sreleri incelemeye devam edeceiz. zet Herhangi bir durumda, renme, tekrarlar sonucunda yava ve kademeli bir ekilde gelimek yerine, baarsz bir deneme yanlmadan sonra ani baarya srama olarak gerekleir. Bu srece kavrama yoluyla renme denilmitir. Premack ilkesi, belirli bir durumda, birey, birden fazla

davranta bulunma eilimi/ arzusu tayorsa ve bunlar bir ncelik srasna dizilebiliyorsa (daha ok yaplmak istenenlerden daha az yaplmak istenenlere doru) daha ok istenilenlerin daha az istenilenleri yaplmas iin pekitire olarak kullanlabileceini savunmaktadr. Gzlem yoluyla renme, kiinin, belirli bir ortamda davranlar pekitirilen (ya da cezalandran) bir baka kiiyi gzlediinde, ayn ortamda o davranlar tekrarlama (ya da tekrarlamama) olaslnn artmasdr. Bandura, ou zaman renen hi bir aktif tepki vermedii ve hi bir somut pekitire almad, yalnzca dier insanlarn izlenmesi yoluyla edinilen davranlar aklamak zere sosyal renme kavramn gelitirmitir. Bu yaklam, davran olutuu veya deitii sosyal ortamlarda inceledii iin bir sosyal renme teorisidir. Banduraya gre, bir modelin gzlenmi davrannn ne zaman etkili olacan belirleyen drt koul bulunmaktadr: Dikkat, hatrlama, yeniden retme ve gdlenme. Grld zere, sosyal renme yaklam, davran olmasnn yan sra bilisel zellikler de tamaktadr. Bilin alanmzn dorudan iine girmeden yani niyet veya kast etmeden gerekleen renmeler farkna varmadan veya gizil/rtk renmeler olarak ele alnmaktadr. alma Sorular 1. Kavrama yoluyla renme nedir? 2. Premack ilkesini bir rnek zerinden aklaynz. 3. Gzlem yoluyla renme ve operant renme arasndaki fark nedir? 4. Sosyal renme teorisine gre renme ve davran arasndaki iliki nedir? 5. Banduraya gre gzleyerek renmeyi etkileyen drt temel koul nelerdir? Ksaca aklaynz. 6. Kendi hayatnzdan bir gizil/rtk renme deneyiminizi anlatnz ve bu deneyiminize neden gizil/ rtk bir renme dediinizi tartnz. 7. Bilisel harita nedir? Bu Blmn Hazrlanmasnda Yararlanlan Kaynaklar Hafta e-Ders Kitap Blm HAFTA: BELLEK Bellek konusundaki 13. XIII. aratrmalar, 19. yzyln sonlarnda balamtr. Birinci blmde anlatld zere, 1879 ylnda kurulan Wundtun laboratuarnda daha ok psikofizik zerine almalar yrtlmektedir ve bellek gibi st dzey bir zihinsel etkinliin incelenmesinin mmkn olmad kans hkimdir. Ancak H.Ebbinghaus bu gr paylamayarak insanlarda bellek srelerini kontroll deneysel aratrmalar yoluyla incelemitir. Ebbinghaus almalarn kendi zerinde yrtmekle birlikte, elde ettii sonular, sonraki yllarda defalarca snanarak dorulanmtr. Ebbinghausun unutma erisi Ebbinghaus, bellein anlama duyarl olduunu gzleyerek, hafza almalarnda anlamsz hecelerin kullanlmas gerektiini dnm ve byle bir hece dzeni hazrlamtr. Anlamsz hecelerin kullanlmas daha sonra bu alann klasik tekniklerinden biri haline dnmtr. Ebbinghausun artk klasiklemi unutma erisini ortaya koyduu alma, basite yle zetlenebilir; 13 tane anlamsz heceden (PIB, DOL gibi) oluan bir liste vardr. Ebbinghaus bu listeyi hatasz tekrarlayana kadar ezberlemitir. Daha sonra deiik zaman aralklaryla bu listeden hatrladklarn yazmtr. phesiz, geen zaman boyunca hatrlanan anlamsz hece miktar azalmaktadr. Ancak, bu azalma, sabit bir oranda ilerlememektedir. Hatrlama aralklar 20 dakika ile 31 gn arasnda deimekte ve en hzl unutma ilk bir ka saat iinde grlmektedir. Daha sonra unutma hz ok yava bir ekilde, derece derece azalmaktadr. Ebbinghausun bak as, renme, hatrlama ve unutma arasndaki doal balar birlikte ele alabilmesi bakmndan anlmaya deerdir. 20. yzyl balarnda, W.James, bellein kolayca kaybolanlar ve ebediyen kalanlar olmak zere ikili bir yaps olduuna dikkat ekmitir. Bylece ok genel ve sezgisel olarak depolu modeller kavramlatrmasn ortaya atm ve daha sonraki pek ok aratrmac bu yoldan ilerlemitir. 1930larda bellek alannda Sir Frederick Bartlett, bellein zaman iinde yeniden yaplandrldna ve orijinal halini muhafaza etmediine ilikin sonular veren almalarn yaynlam ancak ok ilgi grmemitir. Bu durum, davran yaklam ile renme almalarna arlk verilmesi kadar, o zamanki dnce ikliminde bu bulgularn karlk bulmamas ile de aklanabilir. Bellek almalar bilisel yaklamn ortaya kyla beraber ivmelenmitir. Bugn farkl tr bilgileri depolad varsaylan ok eitli bellek trleri tanmlanm, bellein nasl organize olduuna ilikin eitli modeller ortaya konulmutur. Alternatif modeller olsa da, yaygn bir ekilde, bilgi ileme modeline dayal depolu model anlay hakim grnmektedir. Bizde bu erevede, nce temel bellek ilemlerini gzden geireceiz ve daha sonra tanmlanan eitli bellek trlerini inceleyeceiz. 13.1. Bellek Sreleri ster rtk ister ak, ister uzun, ister ksa olsun tm bellek sreleri iin geerli zihinsel ilem tr bulunmaktadr: kodlama, depolama ve geri getirme. Kodlama, d dnyadaki bilginin zihinsel temsillerinin olumasn gerektiren bir sretir. Zihinsel temsiller, gemi deneyimlerin nemli zelliklerini, bu deneyimlerin yeniden temsilini salayacak ekilde tutarlar. Depolama, kodlanm materyalin zaman iinde saklanmasdr. Depolama beynin yapsnda hem ksa ve hem de uzun sreli deiiklikler gerektirmektedir. Geri getirme ise depolanm bilginin ileriki bir zamanda geri arlmasdr. ilemleri birbirinden ayr birer sre gibi tanmlamak, konuyu anlamak Bu bakmndan elverili olsa da, bu ilemler arasndaki etkileimler olduka karmaktr ve ou zaman i ie alrlar. rnein, yeni bir bilgisayar modeli grdnzde, kodlayabilmek iin, zihninizdeki bilgisayarlarla ilgili temsili geri getirmeniz gerekir. 13.2. Ksa Sreli Bellek (KSB) Ksa sreli bellek, isminden de anlalabilecei gibi, snrl birim miktardaki bilgiyi ksa bir sreyle tutabilen bir bellek trdr. Bu konudaki neredeyse klasiklemi olan rnei biz de verelim; ilk ve belki de son kez arayacanz bir telefon numarasna baktnz, aradnz ve sonra? Eer zel bir aba gstermezseniz, numaray bir daha hatrlamayacaksnz. Bu tr grevler tipik bir ksa sreli bellek etkinliidir. KSBnin tutabildii bilgi miktar 7+-2 birim aralnda olduu bulunmutur. Bir dier ifadeyle, ortalama bir yetikinin KSB genilii 5

ile 9 birim bilgidir ve bu bilgi yaklak 30 sn kadar tutulabilmektedir. Burada birim kelimesinin kullanldna dikkat ediniz. Bunun nedeni ksa sreli bellein daha etkin kapasiteyle kullanlmasn salayan kmeleme zelliidir. Kmeleme, birimleri benzerlik veya baz baka dzenleme ilkelerine dayanarak daha byk birimler halinde birletirip yeniden ekillendirmektir. rnein, arka arkaya dizilmi birbiriyle ilgisiz 8 harfi hatrlamak m daha kolaydr yoksa drder harfli iki kelimeyi hatrlamak m? phesiz kelimeler daha kolay geri getirilecektir. nk onlar aslnda kmelenmi olduklar iin 2 birim bilgi haline gelmilerdir. Ayn eyi, saylar ve tarihler iin de dnebilirsiniz. Bu zellikten yararlanarak kiisel stratejiler gelitirmek ve KSBye gelen bilgiyi daha uzun sreli tutmak mmkndr. Bu bellek, ayn zamanda tekrardan etkilenmektedir. Tekrar yapldnda ksa sreli bellekte tutulan bilginin miktar artmaktadr. Bir ilgin zellik, ksa sreli bellein aksatlmaya son derece duyarl olmasdr. rnein az evvelki telefon numarasn evirirken, dardan iddetli bir grlt geldiini ve dikkatinizin bir anlk kaydn dnn. Tekrar numara evirme iine dndnzde yanl evirme olaslnz artar. Ayn zamanda unutmu da olabilirsiniz. nk KSBden bir bilgi kaybolduunda artk sonsuza dek kaybolmutur. 13.3. alma Bellei Dikkat ettiyseniz, ksa sreli bellek belirli bir anda yeni karlatmz az miktardaki bilgi zerinde olduka snrl bir sre iinde yapabildiimiz ilemleri tarif etmektedir. Ancak, hayatta karlatmz durumlar ok daha farkl olabilir. rnein, yolda yrrken, yandaki kafede oturanlar arasnda bir anlna tandk bir yz grdnz, yryp yannzdakiyle konumaya devam ederken bir yandan nereden tandnz bulmaya altnz, bir sre sonra aniden hatrladnz ve hemen geri dnerek yllardr grmediiniz bu arkadanz bulduunuzu dnn. Btn bunlarn yalnzca KSBnin kapasitesi dhilinde yaplabilmesi mmkn deildir. nk hem KSB ilemleri yrtlmekte, hem uzun sreli bellek taranmakta ve hem de sohbet gibi dier baz etkinlikler srdrlebilmektedir. alma Bellei, biz bir yandan bilisel grevleri srdrmekteyken bilgileri geici olarak tutan ve dzenleyen bir bellek mekanizmasdr. A.Baddeley tarafndan tanmlanan bu bellek, yeni ve eski bilgilerin srekli olarak dntrld, birletirildii ve aktarld bir alma masas olarak kavramlatrlabilir. alma bellei, belirli bir durumda gelen bilgiler, bunlarn bir yandan zihinde tutulmas, bir yandan gerekli dier bellek blgelerinin taranmas, uygun bilgilerin geri getirilmesi, grevin icra edilmesi ya da srdrlmesi gibi ok sayda i ile ilgilenir. Bu yzden kimi yazarlar megul bir kavak benzetmesi yapmaktadrlar. Baddeleye gre, alma bellei, biri seslere ve dieri grsel mekansal bilgiye duyarl iki kle sistem ile, bir merkezi yrtc ve bir episodik destek bileeninden olumaktadr. *Fonolojik dng bileeni, konuma gibi seslerden gelen bilgiyi tutan bir kle sistemdir. Szel bilginin kavranmas, isel konuma gibi ilemlerden ve onlar tekrarlamaktan sorumludur. **Grsel mekansal kopyalama bileeni, grsel, imgesel, mekansal bilgileri tutan ve onlar tekrarlamaktan sorumlu olan kle sistemdir. ***Merkezi yrtc ise dikkati kontrol ettii gibi iki kle sistemin ne zaman ve nasl ilev greceini dzenler. ou durumda bir bilisel grev hem her iki kle sistemin de kullanlmasn gerektirir ve hem de episodik destek bileenin de ie katlmas gerekir. Merkezi yneticinin ilevi tm srecin dzenlenmesini salamaktr. Episodik destek bileeni ise, uzun sreli bellekten gerekli bilgilerin geri arlmas ve onun mevcut bilgiyle birletirilmesini salar. Gndelik hayattaki pek ok olay, grnt, ses gibi pek ok duyusal bilgiden oluan karmak rntlerdir. Episodik destek bileeni bu oklu algsal bilgiyle mevcut bilgi ve deneyimlerin birleip btnlemesi iin bir kaynak salamaktadr. alma bellei sayesinde, devam eden olaylardaki farkl blmleri birbirine balar ve bylece alglama iinde bir balam oluturabiliriz. Deien durumlarn temsillerini srdrebilmemizi ve devaml olarak gncelleyebilmemizi mmkn klar. Ayn zamanda belirli bir durumda bir etkinlie gemek iin gerekli etkinlikleri yrtlmesi iin bir kaynak salamaktadr. Baddeleye gre, ksa sreli bellein kapasitesi 7 birimlik bilgi ile snrl deildir. Belirli bir anda, bellein genilii, bilginin tekrarlanma hz tarafndan belirlenmektedir. rnein, szel bir malzemede, fonolojik dng bileeninin snr, sabit bir srede tekrar edebildiimiz bilgi kadardr. Yani sylenii uzun (ok heceli) szcklerin tutulmas, ksa szcklerin tutulmasndan daha zor olacaktr. PET, fMRI gibi beyin grntleme teknikleri kullanlarak alma belleini yoklayan grevlerde beyin etkinliklerini inceleyen eitli aratrmalar yrtlm ve modelin geerliliine ilikin ok sayda bulgu elde edilmitir. 13.4. Uzun Sreli Bellek (USB) Uzun sreli bellek, kayt edilmi olanlarn snrsz miktarda ve snrsz sreyle sakland kabul edilen bir alandr. Bu yzden edindiklerimizin uzun sreli bellei nasl depolandklarn aklama iddias tayan her model, onlara her zaman nasl eriilebilir/geri getirilebilir olduklarn da aklamak durumundadr. Uzun sreli bellek, edinilmi her trl deneyim, olay, bilgi, duygu, beceri, szck, kural vb. gibi her eyin bir deposu, bireyin dnya ve benliine ilikin tm bilgileri ieren bir yer olarak kavramlatrlmaktadr. Uzun sreli bellek, varsaymsal/ karmsal bir yapdr ve biz mevcudiyetini ancak sonularndan anlayabiliyoruz. Bu bakmdan aslnda tutulan bilginin miktarn ve tutma sresini tahmin etmek gtr. Uzun sreli bellekte saklanan bilgilerin trlerine gre alt sistemlere ayrlabilecei kabul edilmektedir. lk ayrm, lemsel Bellek ve Bildirimsel (ifade edilebilir) bellek arasnda; ikinci ayrm ise semantik (anlamsal) ve episodik bellek arasnda yaplmaktadr. lemsel bellek, yaz yazma, bisiklete binme gibi hareket becerilerini ve bunlarla ilgili ilem sralarn, bir dier ifadeyle hangi eylemin nasl ve hangi durumlarda yaplacan ieren bellek trdr. Bir beceri bir kez edinildikten sonra yaplan tekrara bal olarak otomatikleme eilimi tar. Arabay

kullanmaya yeni balam ofrlerle, deneyimli ofrlerin araba kullanmalar arasndaki fark tipik bir rnektir. Acemi kullanc, ilem sralarn bilinli olarak hatrlamak, hangi durumda ne yapmas gerektiine karar vermek vb. iin deneyimli kullancya oranla ok daha fazla zaman harcar ve bilinli aba gsterir. Bildirimsel (ifade edilebilir) bellek ise, dnya hakknda bildiimiz kavramlar, tanmlar gibi olgular ve olan olaylar hakknda hemen her trl bilgi eidini ierir. Bu bellek trnn de ikiye ayrld dnlmektedir: Semantik (anlamsal) bellek ve episodik bellek. Semantik bellek, szcklerin, kavramlarn, kurallarn ve soyut dncelerin belleidir ve dilin kullanm iin gereklidir. Bu modelin ortaya atan Tulvinge gre, semantik bellek, bir kiinin sahip olduu zihinsel kavramlar dizinidir. Bu kavramlar dzenlenmi bilgilerden oluur. Szckler ve dier semboller, onlarn anlam ve ima ettikleri, onlar arasndaki ilikiler ve kurallar, formller, algoritmalar hakkndadr. Kii sahip olduu bu kavram, sembol, kural ve ilikilerle onlar zerinde ilemler yapabilir. Anlamsal bellek, uyarmlarn alglanabilir zelliklerini kaydetmez, daha ziyade alnan sinyallerin bilisel karlklarn kaydeder. Episodik bellek ise, kiisel olarak yaadmz anlarn saklanmas ile ilgilidir. Belirli bir deneyime ilikin anlar (ilk kez kar grme, diploma treniniz, kardeinizin doumu gibi) episodik bellek olaylarn oluturur ve otobiyografik bellek ile de balantldr. Episodik bellek, deiime ve kayplara duyarldr ancak ayn zamanda gemii hatrlamann, insanlar tanmann temelini oluturur. Bu anlar zellikle semantik bellekte saklanan formel yapnn pek ok zelliini tamaz. 13.4.1. Kodlama ve Geri Getirme Sreleri sreli bellein genel yaps hakkndaki snflamalar akladktan sonra, bilgilerin bellee Uzun kodlanmas ve geri getirilmesi ile ilgilenmeye balayabiliriz. Bir anya ya da bir bilgiye nasl ularz? Bu soru yle de ifade edilebilir; belirli bir durumda hangi tr geri getirme ipularna dayanrz? Geri getirme ipucu, belirli bilginin bellekten getirilmesine yardmc olan i veya d kaynakl uyaranlara verilen isimdir. Bu sorunun cevab aslnda ne tr kodlama ipular kullanldysa, o tr geri getirme ipularyla hatrlanr eklinde verilebilir. Bir dier ifadeyle, kodlama ipular ile geri getirme ipular arasndaki uyum, hatrlama baarsn arttrr. Bu durumda, uzun sreli bellekte bilgilerin nasl kodland ile ilgilenmeliyiz. Uzun sreli bellekte bilgi iitsel, grsel ve anlama dayal olarak kodlanmaktadr. USBde bilginin ok boyutlu olarak kodland hakknda ok eitli aratrma sonular mevcuttur. Ayn zamanda, USBde bilgilerin rgtl bir btnlk oluturduunu da belirtmek gerekir. Bu rgtl btnlk, karmak bir a sistemi gibi tasavvur edilebilir. Solsoya gre, giderek genileyen bir literatr, bilgilerin iyi yaplanm ve olduka kullanl bir aa kaydedildiini dndrmektedir. Bu durumda belirli bir bilginin geri getirilmesi, ilikili dier bilgilere de erime kapasitesi olan bu aa giri yaplarak mmkn olmaktadr. Bu noktada, bellek tr ile kullanlan kodlama ve geri getirme ipularnn farkllaabileceini gzden karmamak gerekir. rnein episodik bellekteki yaantlar kodlamak veya geri getirmek iin olayn olduu anla veya balamla ilgili zellemi ipularna ihtiya duyulur. nk her yaantmzn kodlanmasna gerek yoktur. Bir dier ifadeyle, her gn iin bir tane di fralama ansn deil, di macunu yerine yanllkla ampuan sktmz gnn ansn kodlama eilimimiz vardr. Semantik bellek ise daha farkldr. Semantik bellein ieriini oluturan bilgi bekleriyle birok farkl an ve balamda karlalm olduundan deneyimlerin farkl zaman ve yerleri hesaba katlmadan geri arlmaya uygun olurlar. Trkiyenin bakentinin Ankara olduunu geri getirmek iin zel bir anya ihtiya kalmamtr. Kodlama ve geri getirme srelerini daha iyi anlayabilmek iin, bir etki kayna olarak, hatrlama ve tanma sreleri arasndaki farklar tanmlamalyz. Hatrlama, daha nceden sahip olunan bir bilgiyi ya da uyaran yeniden retmeyi gerektiren bir geri getirme yoludur. Tanma ise, daha nceden sahip olunan bir bilgiyi ya da uyaran belirlemeyi veya ayrt etmeyi gerektiren bir geri getirme yoludur. rnein, snavda bir kavram ya da kuram aklamanz istendiinde hatrlamanz gerekmektedir, ancak oktan semeli testlerde seenekler iinden doru cevab tanrsnz. ou durumda, tanma performans, hatrlama performansndan yksektir. nk tanma durumlarnda geri getirme ipular daha aikrdr. Hem kodlama ve hem geri getirme sreleri zerinde, bilginin kodland ve geri arld ortamn ve balamn etkili olduuna ilikin aratrma sonular bulunmaktadr. ki dilli kiilerle yaplan bir almada, katlmclardan turistik yerler, nl aktrler gibi konularda sorulan cevaplar vermeleri istenmitir. almann hipotezi, bilginin edinildii balam/ortamn hatrlamay etkileyecei, dolaysyla, katlmclarn sorulan soruya, sorulan dil ile renilmi bilgileri cevap olarak verecei dorultusundayd. Gerekten de katlmclar ince sorulan sorulara, bu lke ile ilgili cevaplar, ngilizce sorulan sorulara ise o lke ile ilgili cevaplar vermilerdir. nsanlar hem d ve hem de i koullarn oluturduu ortamsal veya balamsal ipularn da kodlamakta ve geri arma koullar bunlara benzer ise daha iyi bir bellek performans gstermektedirler. 13.5. rtk ve Ak Bellek Hatrladklarmzn nemli bir ksm, niyetli olarak hatrladmz eylerdir. Ak bellek, bilginin bilinli olarak kodland ve hatrland durumlar tanmlayan bellek trdr. Bir bilgiyi niyetli olarak kodladmzda ve geri getirmeye altmzda ak bellekten yararlanyoruz demektir. Bellekle ilgili bilgi ve almalarn ou ak bellek zerinden yaplmaktadr. Ancak baz bilgiler, kazanma niyeti olmakszn kazanlmakta ve benzeri ekilde hatrlanabilmektedirler. rtk bellek, nceden yaadmz baz deneyimlerle ilikili olan ve ancak performans deiiklii yoluyla mevcudiyeti grnr olan bir bellek trdr. rtk bellek, kiinin niyetli ve bilinli olarak edinmedii ve aslnda farkna varmadan hatrlad yaantlar tanmlar. Zihin ve Bilin balkl blmde sz edildii gibi, rtk bellek bilin tartmalaryla

dorudan ilgilidir. nk bu bellek trnn bilinli olmayan yaantlarn ieriini oluturduu dnlmektedir. rtk bellek ile ilgili baz almalar, bir grev esnasnda grevle ilgisiz bir duyusal ipucu kullanmnn daha sonraki hatrlamalar kolaylatrmas zerinden yaplmtr. rnein bir almada, katlmclarn ertesi gn hatrlamalar gerekecek olan bir sfat listesi zerinde almalar istenmitir. Katlmclardan bir grubu, bu grevle urarken, youn bir ikolata kokusu duymular, dier grup byle bir koku kouluna maruz kalmamlardr. Ertesi gn, her iki grup hatrlama testini yaparken ikolata kokusu aylm, bir n nce bu koku eliinde alanlarn hatrlama performanslar, dierlerinden anlaml ekilde yksek bulunmutur. Baz almalar ise, nceden sunulan baz uyaranlarn, aikr olsun ya da olmasnlar, daha sonraki hatrlamalar etkilediinin gsterilmesi yoluyla yaplmaktadr. Bu duruma kolaylatrma etkisi denilmektedir. Tipik bir kolaylatrma etkisi koulunda, katlmclardan nce belirli zellikleri olan bir kelime listesi almalar istenmekte, daha sonra bu listeyi alm ve almam gruplara bir dizi harf verilerek, bu harfleri tamamlayan kelimeler yazmalar istenmektedir. Daha nceden kelime listesi alan gruplarn tamamlarken kullandklar kelimeler, dier gruba oranla bu listenin ieriine daha yakn olduu bulunmutur. Kolaylatrma etkisi, resimlerin alglanmas gibi durumlarda da gsterilmitir. Hatta duyusal eiin altnda verilen uyaranlar iin de kolaylatrma etkisi olduu dorultusunda sonular elde edilmitir. Sonu olarak, belleimizde bulunan bilgileri kullanmak iin, bazen bilgiyi hatrlamak iin bir aba gsterir ve bylece ak belleimizi kullanrz. Kimi durumlarda, bilgi bilincinde olmakszn kullanlr haldedir ve rtk belleimizi kullanm oluruz. Ancak ak olarak kodladmz bilgiler rtk olarak da geri getirilebilmektedir. 13.6. Unutma Unutma, gndelik insan hayatnda ok sk yaknlan bir durumdur. oumuz pek ok eyi hatrlayamadmzdan sz ederiz. Bu yaknmalarn bir ksm, aslnda uyarann hi kodlanmam olmas ile ilgilidir. Eer kodlanm ise, o zaman bu durum geri getirmenin bozulmas ile ilgilidir. Unutma ile ilgili klasik alma, Ebbinhausun ortaya koyduu unutma erisidir. Blmn banda sz edildii gibi, Ebbinghaus hatrlanlanlarn geen zaman boyunca nce hzl ve sonra yava bir ekilde azaldn ve belirli bir hatrlama seviyesinde sabitlendiini bulmutur. Ancak bu alma unutmann nedenini aklamamaktadr. Neden unutulduu aslnda kolayca cevaplanamayacak bir soru gibi grnmektedir. Genellikle, eer bir kez bilgi uygun ekilde kodlanmsa, kodlama hatalar, geri getirme ipular veya izlerin kaybedilmesi gibi bozucu etkilerle aklanmas mmkndr. Ayn zamanda eski renilenlerin yeni ve yeni renilenlerin eski bilgilerin hatrlanmasnda olumsuz etkileri olabildii de bilinmektedir. Bu etkiler ket vurma olarak bilinir. Ket vurma, bir bilginin bir dierinin hatrlanmasn engellemesi veya bozmasdr. Aslnda gndelik hayatmzda bu tr pek ok rnekle karlarz, dolabnzn dzenini deitirdiinizi dnn, bir sre eyalar eski yerlerinde ararsnz. Ket vurma iki ynl olabilir: leriye doru ket vurma durumunda, eskiden rendiklerimiz yeni rendiklerimizi hatrlamamz bozmaktadr. Araba kullanmaya dz vitesli bir arata baladnz ve bir ka yl sonra otomatik vitesli bir arabaya getiinizi dnn. Bu durumdaki hemen herkesin syleyebilecei gibi, bir sre dz vitesli araba kullanyormu gibi bir dizi gereksiz hareket yapacaksnz. Daha nce araba kullanmak hakknda rendiiniz eyler, bu yeni durum iin geerli deildir ve performansnz bozmaktadr. Geriye doru ket vurma ise, yeni renilenlerin eski hatrlamalar bozmasdr. Otomatik vitesli araba kullanmaya iyice altktan sonra, dz vitesli bir arabay kullanmak durumunda kaldnz dnn. Eskiden kullanmakla ilgili bir sorun yaamadnz halde, otomatik vitesli ara kullanm deneyiminiz, dz vitesli araba kullanma performansnz olumsuz ynde etkileyecek, bir sre acemi gibi davranmanza neden olacaktr. Benzeri bir durum telefon numaras deiikliklerinde de karmza kar. Bu blmde, temel bellek sreleri zerinde durduk. Bundan sonraki blmde ise, baz zel bellek trleri ile belleimizi nasl gelitirebileceimizle ilgileneceiz. zet Bellek almalar bilisel yaklamn ortaya kyla beraber ivmelenmitir. Bugn farkl tr bilgileri depolad varsaylan ok eitli bellek trleri tanmlanm, bellein nasl organize olduuna ilikin eitli modeller ortaya konulmutur. Alternatif modeller olsa da, yaygn bir ekilde, bilgi ileme modeline dayal depolu model anlay hakim grnmektedir. Tm bellek sreleri iin geerli zihinsel ilem tr bulunmaktadr: kodlama, depolama ve geri getirme. Kodlama, d dnyadaki bilginin zihinsel temsillerinin olumasn gerektiren bir sretir. Depolama, kodlanm materyalin zaman iinde saklanmasdr. Geri getirme ise depolanm bilginin ileriki bir zamanda geri arlmasdr. Ksa sreli bellek, isminden de anlalabilecei gibi, snrl birim miktardaki bilgiyi ksa bir sreyle tutabilen bir bellek trdr. Ksa sreli bellein daha etkin kapasiteyle kullanlmasn salayan kmeleme zelliidir. Kmeleme, birimleri benzerlik veya baz baka dzenleme ilkelerine dayanarak daha byk birimler halinde birletirip yeniden ekillendirmektir. Bu bellek, ayn zamanda tekrardan etkilenmektedir. Tekrar yapldnda ksa sreli bellekte tutulan bilginin miktar artmaktadr. alma Bellei, biz bir yandan bilisel grevleri srdrmekteyken bilgileri geici olarak tutan ve dzenleyen bir bellek mekanizmasdr. Baddeleye gre, alma bellei, biri seslere ve dieri grsel mekansal bilgiye duyarl iki kle sistem ile, bir merkezi yrtc ve bir episodik destek bileeninden olumaktadr. Uzun sreli bellek, kayt edilmi olanlarn snrsz miktarda ve snrsz sreyle sakland kabul edilen bir alandr. Uzun sreli bellekte saklanan bilgilerin trlerine gre alt sistemlere ayrlabilecei kabul edilmektedir. lk ayrm, lemsel Bellek ve Bildirimsel (ifade edilebilir) bellek arasnda; ikinci ayrm ise semantik (anlamsal) ve episodik bellek arasnda yaplmaktadr. Geri getirme

ipucu, belirli bilginin bellekten getirilmesine yardmc olan i veya d kaynakl uyaranlara verilen isimdir. Kodlama ipular ile geri getirme ipular arasndaki uyum, hatrlama baarsn arttrr. Uzun sreli bellekte bilgi iitsel, grsel ve anlama dayal olarak kodlanmaktadr. Hatrlama, daha nceden sahip olunan bir bilgiyi ya da uyaran yeniden retmeyi gerektiren bir geri getirme yoludur. Tanma ise, daha nceden sahip olunan bir bilgiyi ya da uyaran belirlemeyi veya ayrt etmeyi gerektiren bir geri getirme yoludur. Ak bellek, bilginin bilinli olarak kodland ve hatrland durumlar tanmlayan bellek trdr. rtk bellek, nceden yaadmz baz deneyimlerle ilikili olan ve ancak performans deiiklii yoluyla mevcudiyeti grnr olan bir bellek trdr. Unutma ile ilgili klasik alma, Ebbinhausun ortaya koyduu unutma erisidir. Blmn banda sz edildii gibi, Ebbinghaus hatrlanlanlarn geen zaman boyunca nce hzl ve sonra yava bir ekilde azaldn ve belirli bir hatrlama seviyesinde sabitlendiini bulmutur. Unutmann nedenleri, kodlama hatalar, geri getirme ipular veya izlerin kaybedilmesi ya da ket vurma olabilir. Ket vurma, bir bilginin bir dierinin hatrlanmasn engellemesi veya bozmasdr. alma Sorular 1. Ebinghausun bellek almalarnn nemi nedir? 2. Bellek srelerinin temel ilevi nelerdir? Tanmlaynz. 3. KSBde tutulabilen bilgi miktar ne kadardr? 4. KSB ile alma bellei arasndaki fark nedir? 5. Semantik ve episodik bellek trlerini birer rnek vererek tanmlaynz. 6. Kodlama ile geri getirme ipular arasndaki iliki bellei nasl etkilemektedir? 7. Episodik ve semantik bellek kodlamalar arasnda fark var mdr? 8. rtk bellei ak bellekten nasl ayrt edersiniz? 9. Neden unuturuz? 10. leriye ve geriye doru ket vurmalara gndelik hayattan rnekler veriniz. HAFTA: BELLEK 14.1. Yeniden Yaplandrlm (na Edilmi) Bellek Hatrladnz bir eyin, XIV. gerekten olan eyin ayns olduundan ne kadar eminsiniz? Bu soruya pek oumuz yeterince emin olduumuzu syleyerek cevaplandrma eilimi tarz. Ancak belleimizin baz ilgin zellikleri bulunmaktadr. nsanlar, farknda olmadan gemite meydana gelmi olaylara ynelik anlarn, u an sahip olduklar veya tercih ettikleri imgelere uyacak ekilde yeniden yaplandrmaktadr. Bu zellik size rahatsz edici gelmi olabilir ancak ilevsel ynleri de vardr. Yaplan bir almada, daha nce olduka sorunlu bir ev yaantsndan gemi olduklar iin bir sre psikiyatri kliniinde kalm ocuklarla 30 yl sonra grlm, daha duraan ve geleneksel bir yaam kurmu olanlarn, ocukluklarn daha normal hatrladklar bulunmutur. Bir dier ifadeyle, bu insanlar gemite yaadklar deneyimlere ilikin hatralar, bugnk durumlar zerinden yeniden yaplandrmaktadrlar ve kuvvetle muhtemel bylece olumsuz olaylarn etkisini azaltmak mmkn olmaktadr. Gemii hatrlamamz istendiinde, o mevcut andaki durumdan geriye doru giderek, mevcudun izdii ereveye uygun ekilde anlarmz yeniden yaplandrmamz mmkn grnmektedir. Bu durumun yalnzca olumsuz hatralar ya da travmatik yaantlar iin geerli olduunu dnmeyiniz. Kimi durumlarda bir bilgiyi hatrlamamz istendiinde, dorudan hatrlamayz. Genel bilgileri ya da ilkeleri kullanarak bir karm yaparz. Bir dier ifadeyle, mevcut bilgilerimizin genel zelliklerini kullanarak yeniden kurgularz. rnein, bu notlarn 2. blmnde bir kelimesi geiyor muydu eklinde bir soruyu cevaplamak durumunda kaldnz dnn. Kuvvetle muhtemel bir kelimesi ile ilgili belirli/ zel bir annz yoktur ancak genel bilgilerinizi kullanarak var olduunu sylersiniz. Sonraki hatrlamalarda bellekte olanlarn yeniden yaplandrldyla ilgili ilk alma 1930larda Bartlett (1886-1969) tarafndan yaplmtr. Bartlett, bireylerin nceki bilgilerin belirli bir durumun hatrlanmasn nasl etkilediini gsteren bir dizi alma yrtmtr. Bu alma, halen, kullanlan hikayelerden birinin ismi olan Hayaletlerin Sava (The War of the Ghosts) almas ismiyle anlr. Aratrmada niversite rencilerinden, farkl kltrlere ait zgn konular ve tabirler ieren hikayeleri daha sonra hatrlamak zere okumalar istenmi ve nasl hatrladklar incelenmitir. almann sonucunda, okuyucularn hikayeyi hatrlarken bir hayli deitirmi olduklar ve mevcut bilgileri erevesinde yeniden yaplandrdklar bulunmutur. Bartlette gre, temelde eit yeniden yaplandrma ilemi kullanlmtr; karmaklk seviyesini dzenlenme (hikaye basitletirilmitir); bileme (baz detaylar vurgulama ya da zerlerinde orijinalinden daha fazla durma); zmleme (kendi birikimine uygun ekilde deitirme). rnein bir Kzlderili yks olan Hayaletlerin Savanda, katlmclar, hikayeden hatrladklarn yazarken kano yerine bot, balk avlamak yerine balk tutmak gibi kendi kltrlerinde daha sk kullanlan kelimeleri tercih etmiler; doa st glere veya mistik elere ilikin atflar eleyerek hikayenin olay rgsn deitirmilerdir. Bu konu, 1980li yllarda grg tankl zerine yaplan almalarla yeniden gndeme gelmitir. Grg tankl almalar, insanlarn hatrladklarnn orijinal olaydan farkl olabileceini ve karm yapmak yoluyla olay rgsndeki kk boluklarn doldurularak yeniden ina edildiini gstermektedir. rnein anyla ilgili sorulan sorudaki gml bilgiler, hatrlamaya yn vermektedir. Loftus tarafndan 1983 yaplan bir almada, iki kadn otobs terminalinde bavullarn bir bankn zerine braktktan sonra tarifeye bakmaya giderler. Bir adam bavullarn yanna gelir ve paltosunun altna bir ey sokarak uzaklar. Hemen sonra kadn valizinin yanna gelir ve teybim alnm diye barmaya balar. Gvenlik grevlileri civarda olup olay grm olanlarla grmler, tanklarn ou, teybi ayrntl bir ekilde tarif etmilerdir. Aslnda olayda grnen bir teyp hi yoktur (ayrca kadnlar ve hrsz aratrmann bir parasdr). Daha sonraki almalarda Loftus ve arkadalar, grg tanklarna olayla ilgili sorulan sorularn yapsnn ve gml bilgilerin hatrlamay etkilediini gstermitir. niversite rencilerine nce iki arabann arpmas gsterilen bir film izletilmi daha sonra,

katlmclarn bir grubuna arabalar arptklarnda ne hzda gidiyorlard sorusu; dier grubuna ise, arabalar birbirlerine dediinde ne hzda gidiyorlard sorusu sorulmutur. Sorunun yaps gerei arpt bilgisini alan katlmclar, dier gruba oranla daha yksek hz bildirmilerdir. Bir kadar sonra, katlmclara, filmde hi krlan cam grp grmedikleri hafta sorulmutur. Aslnda filmde hi krk cam grnmemesine ramen, krk camlarn varl her iki grup tarafndan da bildirilmitir. arpt denilen grup ile bildirmeyen grubun krk cam bildirme dzeyleri arasnda, ilk grubun lehine anlaml fark bulunmaktadr. Bu konuda yaplm ve hatrlamann nasl bozulduunu ve yanldn gsteren son derece ilgin pek ok alma vardr. rnein baz almalarda, grg tanklarnn daha sonra birbirleriyle olay hakknda konumalarnn kiisel hatralarn bozduu, insanlarn kendi hatralaryla dierinin hatrasn birbirinden ayrmakta glk ektii ve hatrlananlarn ortaklama eilimi gsterdii bulunmutur. Ancak biz artk bellein baka ynlerine gemek zere, konuyu toparlayalm. Sonu olarak, Solsonun ifadesiyle, belleimiz, dnyaya ait olgular yutan ve daha sonra bu yuttuklarn aynen geriye kartan bir sistem deildir. Bellek ve hatrlama her zaman ina edicidir. Bir dier ifadeyle, eski deneyimlerimiz, olay sonrasnda aldmz bilgi, algsal faktrler hatta insanlarn belirli olaylar dierlerinden daha fazla hatrlama arzusu gibi unsurlar neleri hatrlayacamz etkilemektedir. 14.2. Otobiyografik Bellek Otobiyografik bellek, belirli yaam dnemlerimiz ve o dnemlerde meydana gelmi nemli yer tutan olaylara ilikin belleimizdir. Otobiyografik anlar konusu ilgi ekici bulunmaktadr nk onlar kiinin kendi gemiiyle ilgili anlardr ve aslnda hatrlananlarn nemli bir ksm, yalnzca bir kez olan olaylardr. Hasar grd zaman otobiyografik bellekte bozulmalara neden olan eitli beyin blgeleri vardr. Bu durumda, otobiyografik bellein btn beyine yaylm, birbirini izleyen zincirleme bir sre olduunu dnmek mmkn grnmektedir. Otobiyografik anlarn mkemmel olmasa da olduka iyi hatrlanabildiklerine ilikin sonular vardr. Bir aratrmada, kiilerin bildirdii somut olaylar, ailelerinden dier kiilerin bildirimleri, resmi kaytlar vb. ekillerde kontrol edilmitir. Bu aratrmalarda, kiilerin ve ailelerinin bildirimleri arasnda .88lik yksek bir korelasyon bulunmutur. nsanlar genellikle yakn zamanl olaylar daha iyi hatrlamakta olduuna ilikin sonular vardr ancak bu durum iinde bulunulan ya dnemine gre de deiebilmektedir. Bir aratrmada, niversite rencilerinin 2 ya veya 3 yalarnda balarna gelen nemli ve arpc olaylar hatrlayabildikleri gsterilmitir. Ancak 0-2 ya arasnda bir an bildiren ok nadirdir. Bu duruma bebeklik amnezisi denilmektedir. Yaplan bir almada, hayatn baz dnemlerinin dierlerinden daha iyi hatrland ortaya konulmutur ve hemen btn insanlar gemilerini benzer ekilde hatrlamaktadr. rnein orta yalara ulam (50 ve zeri) insanlar, genlik ve ilk yetikinlik yllarn daha iyi hatrlamaktadrlar. Bu hatralarn ierii, hemen herkesin yaamnda verilmi bir dizi nemli karar (evlilik, ilk i, ilk ocuk vb.) ve deiimler erevesinde olumaktadr. Olaylarn birbirine benzerlii arttka, anlarn birbiriyle birlemeleri yznden hatrlanma olaslklarnn dt bu konuda olas bir aklama olabilir. 14.3. Fla Bellek Fla bellek, zerinden ok uzun bir zaman gemi olsa bile, belli bir olayn ve o olayla birlikte yer alan rastlantsal olaylarn canl bir ekilde hatrlanmas yaantsdr. nsanlar kiisel veya ortak toplumsal gemie ait baz nemli olaylara ilikin son derece net anlara sahip olabilmektedir. Bu tr almalar genellikle ortak toplumsal gemie ait anlar zerinden, bu olay ilk duyduunuzda tam olarak ne yapyordunuz gibi sorular sorarak allmaktadr. ABDde Kennedynin lm, Lincolnun lm gibi. nsanlar, mekan, saat, yaptklar i, o anda ne dndkleri, bulunduklar ortamda bulunanlar gibi bilgileri canl bir ekilde hatrlamakta, net ve ayrntl olarak aktarmaktadrlar. lkemizde ortak toplumsal gemie ait nemli an bulmak olduka kolay olsa da, zerinde yaplm alma says yok denecek kadar azdr. Ancak hepimiz kendi deneyimlerimizi hatrlayabiliriz, rnein bu metnin yazar, zaln lmn veya Sivas katliamn ilk duyduunda nerede ne yapmakta olduunu ve o anda bulunduu yere ilikin grntleri net olarak hatrlamaktadr. Bu durumda bellein yeniden inas fla bellekler iin geerli deil midir diye dnebilir. Bilisel yaklamn oluumundaki nc isimlerden U.Neisser, kendi fla belleinden (Pearl Harbour baskn) bir yaant zerinde almtr. Bu yaantya gre, radyoda beysbol ma dinlemektedir ve yayn bu anons dolaysyla kesilmitir. Ancak bu yaantnn doruluu incelendiinde, olduunu iddia ettii man olayn olduu aralk aynda oynanmadn bulmutur. Amerikada 11 Eyll olayndan sonra yaplm ilgin almalardan da sz etmek gerekir. Aratrmaclar, 2001 ylnda balam, rencilerden hem 11 Eyll duyduklarnda tam olarak nerede ve ne yapmakta olduklarna ilikin sorular cevaplam hem de birka gn nce olan kiisel olarak nemli bir dier olay (parti, snav, ma vb.) zerinden benzeri sorular cevaplamlardr. Daha sonra renciler, bu ilk grmeden 1, 6 ve 32 hafta sonra hatrlamalar zerinden tekrar test edilmilerdir. Her iki olaydan hatrlananlar arasnda anlaml fark bulunamamtr. Katlmclar, her iki olayda da neredeyse ayn oranda tutarl detaylar hatrlamlar ve tutarsz detaylar eklemilerdir. Ayn katlmclarla 1 yl sonra yeniden grldnde, benzeri eilimin srd grlmtr, her ikisinde de hatrlama giderek bozulmutur. Aradaki fark, katlmclarn fla bellek anlarnn doruluuna, kiisel anlarnn doruluundan daha fazla inanmalardr. Ancak burada aratrmann yntemi asndan unu hatrlatmakta fayda gryoruz. almada, bir baka kiisel an ilk seferde sorularak renilmekte ve daha sonra her seferinde sorulduundan aslnda iaretlenmi olmakta ve hatrlanma olasl artmaktadr. Bu bakmdan sonu karrken dikkatli olmak gerekir. Bu aratrmaya gre, insanlar daha

fazla gvenmelerine ramen fla belleklerin de bozulabildii sylenebilir ancak, gndelik anlarn hatrlanmas ile benzer ekilde olduunu sylemek doru olmaz. nk almann yntemi gerei artk o an, sradan bir kiisel an olmaktan km durumdadr. 14.4. Bellek Glendirme Teknikleri Bellek, eski zamanlardan beri ilgilenilen bir konu olmutur. nsanlarn baz eyleri iyi hatrlayp syleyebiliyor olmas; iir, ark, dua gibi ezbere dayal metinlerin akc bir ekilde akldan sylenmesi, metne bakmadan bilgilendirici uzun bir konuma yapabilmek gibi beceriler btn alarda nemsenmi, bellein kuvvetli olmasnn akll ve bilgili olmann bir gstergesi olduu dnlmtr. Aslnda biraz dnlrse, kuaklar aras bilgi aktarmnn arlkl olarak szel olduu zamanlar iin bellek, son derece hayati bir ilevdir. Dolaysyla bir bilginin daha iyi hatrlanmas iin neler yaplabilecei hemen her ada dikkate deer bir konu olmu ve bu konuda ok eitli stratejiler kullanlmtr. Antik Yunan akademilerine ilikin grsellerde, insanlarn balarna ember ekilde yaprakl bir dal taktklar belki dikkatinizi ekmitir. Bu daln taze biberiye bitkisinin dal olduu ve bu bitkinin kokusunun hafzay glendirdii dnld iin takld bilinmektir. lkemizin zellikle bat blgelerinde, biberiye bitkisi hemen her yerde kendiliinden de yetien allk eklinde bir bitkidir, isterseniz siz de bu yolu kullanmay deneyebilirsiniz. Ancak, hafzay glendirmek iin daha gvenilir yollar da vardr, bu blmde bunlardan sz edeceiz. Bellekle ilgili temel srelerin kodlama, depolama ve geri getirme olduundan sz etmitik. Bu erevede, bellei glendirici her hangi bir etkinlik, sz geen bu sreler zerinden ilev grmelidir. Bir dier ifadeyle, yeni gelen bilginin daha etkili kodlanmas zerinde allabilir; saklanmas iin daha etkin ve karmak stratejiler kullanlabilir veya geri getirilmesinin kolaylatrlmas salanabilir. lk aamadan balarsak, yeni renilmekte olan bir bilginin aklda kalmasn salamann en bilinen ve sk kullanlan yolu, tekrar yapmaktr. Tekrar yapmak deyince, ilk akla gelen, malzemenin srekli ve aynen tekrarlanmasdr. Buna ezbere tekrar denilmektedir ve ancak ksa bir sre iin hatrlanmas gereken, uzun olmayan ierik iin elverilidir. Alverie giderken listeniz 3-4 kalemse ezbere tekrar ie yarar (ekmek, st, yumurta, yourt) ama 10-12 kalemse bir ie yaramaz. stelik metin renme gibi grevlerde (ders alma mesela) ezbere tekrarn en verimsiz strateji olduu ok eitli almalarla gsterilmitir. Bu durumda bir yol, KSBdeki kmeleme zelliinden yararlanmak ve alacaklarnz anlaml gruplar halinde ( 3 tane st mamul, 2 tane tahll rn, 5 temizlik rn gibi) dzenlemektir. Eer renilecek malzemede, anlaml iliki kurulabilecek bir unsur yoksa (mesela say sayma, gezegenlerin isimleri) o zaman yapay bir iliki a oluturmak gerekir. Bunlardan en yaygn kullanlan yapay bir iliki a olarak ritim/mzik kullanmaktadr. Biraz dnrseniz aklnza bu amal oluturulmu ocuk ark ve tekerlemeleri hemen gelecektir. Bu tr malzeme elenceli bir ekilde tekrar yapmay da salar. Benzer ekilde, okul ncesi kurumlarda say sembol ile nesne saysnn birlikte gsterildii kartlarda olduu gibi malzemenin grselini oluturmak ta ie yarar. Yapay iliki a atamann daha karmak yollar akronim ve akrostilerdir. Akronim, ezberlenecek bir cmle ya bir grup da szcn ilk harflerinin birletirilerek tercihen anlaml yeni bir szck oluturulmasdr. rnein HOMES kelimesinin Amerikadaki 5 gln isimlerinin ba harfleri olmas, CAM kelimesinin drt melein isimlerinin ba harflerinden olmas, FISTIKI AHAP kelimelerinin Trkedeki sert nszlerden olumas gibi. Akrosti ise, hatrlanacak olan szcklerin ilk harfleriyle balantl bir szck bei oluturmaktr. rnein: Srasyla, Dnyann en uzun nehirleri: Mississippi A Nil S arrmak A Srasyla, Trkiyenin en uzun nehirleri: Kzlrmak rat E AF S akarya Eer, renilecek malzeme anlaml balar kurmaya msaitse o zaman bir baka tekrar trn kullanmak gerekir. Bu tekrar yolu eski bilgilerle yeni bilgilerin ilikilendirilerek ya da benzetilerek tekrar yaplmasn ieren zmleyerek tekrardr. Ezberlenecek materyal ile nceden bilinenler arasnda sessel yada grsel balantlar kurmak, grsel benzetmeler ve modeller oluturmak gibi. Anahtar Szck yntemi diye bilinen bir bellek glendirici teknik bu prensibe gre alr. Anahtar szck yntemi zellikle ikinci dil reniminde baarl olarak uygulanmaktadr. Burada yaplacak olan, yabanc dilde renilecek szckle ayn telaffuz edilen ve ana dilde o szcn anlamn ieren bir cmle kurmaktr. rnein rmek anlamna gelen DECAY fiilini dnn, bir Trke cmle DKEY dikilen bitkiler her zaman rrler olabilir. Bir dier teknik, Loci (yerletirme) yntemi olarak bilinir. Yerletirme yntemi, tamam veya sras (iaretileri) ezberlenecek malzemenin hayalen belirli bir mekana yerletirilerek kodlanmasdr. Daha sonra zihinden o mekan gezilerek uygun sra ile hatrlamak mmkndr. rnein, alveri listemizi dnelim; ekmek, biskvi, yufka, st, peynir, yourt, ayran, yumurta, tavuk, meyve suyu, ikolata, muz. On iki kalemlik bu liste iin, yle bir harita oluturmak mmkndr: Buday tarlasnn yanndan ge, mandraya ura, kmese bir bak, ocuklar kolla. Daha ehirli bir rnek isterseniz, alverie kmadan evinizin her odasnda o odayla ilgili alnacaklar tasarlayp, alveri yaparken zihinden odalar gezerek hatrlamak rnek olarak verilebilir. Bu tr bellek glendirici teknikler kiisel armlar zerinden, kiisel ihtiyalara dnk hazrlandnda, tuhaf benzetmeler ierdiklerinde daha iyi hatrlanmaktadrlar. Bu yzden bireylerin, bu tekniklerdeki fikirleri kullanarak kendi ihtiyalarna uygun, kendi armlarn ieren ierikler oluturmas daha elverilidir. Son olarak daha pek ok bellek gelitirici teknik olduunu ancak tmne burada yer verilmediini belirtmemiz gerekir. Daha nce sz edildii gibi, kodlama, saklama ve geri getirme sreleri ou zaman birlikte alrlar. Dolaysyla anlaml bir malzeme zerinde

altmzda ve uzun sreli saklamak istediimizde, ilk aamadan balamamz gerekecektir. Bu bizi renme stratejileri olarak bilinen stratejilere gtrr. Yeni renilen anlaml materyallerde etkili renme stratejileri kullanlarak etkili bir saklama ve etkili geri getirme yapmak mmkndr. Uzun ve ayrntl bir konu olmakla birlikte, elverili stratejiler ksaca yle zetlenebilir. Bir metni aldnzda nce tmne bir gz gezdirin, balklar alt balklar, ekilleri, resim altlarn okuyun. Yani metnin ne amala, hangi konuyu nasl bir organizasyonla anlatama amac tadn anlamaya aln. Daha sonra metin iindeki alt balklar gzden karmadan, kendi cmleleriniz ve organizasyonunuza gre zetler karn. alrken eski bilgilerinizle bu yeni bilgilerin birbiriyle ilikilendirin, benzer ve farkl ynlerini, tutarl -tutarsz ynlerini fark edin. Bylece metni anlamlandrm ve mevcut bilgilerinizle ilikilendirmi olursunuz. Metni anlamlandrmann bir yolu, metin iindeki kavramlar ya da bilgileri, bir ema eklinde kutucuklar iinde zetleyip birbirleriyle ilikilerini gstererek izmektir. rnein Karadeniz blgesini tek bir sayfalk bilgi haritas ile, topografik yaps, iklimi, yetien bitkiler, maden vb. doal kaynak, ekonomik yaps... tantmak ve bu haritay hazrlarken saylan olaylar uygun bir dzenle yerletirerek birbirleriyle balantlarn da kolayca hatrlamak mmkndr. Bir dier anlamlandrma yolu, metindeki bilgileri btnletirip birletiren veya grselletiren zihinsel senaryolar oluturmaktr. Bir deney okuyorsanz, o deneyin yapld laboratuvar, olaylar, deneyin yapl, srecin nasl gelitii gibi aamalar zihinde grsel olarak canlandrmak mmkndr. sterseniz Pavlovu ya da Skinneri bir yandan hayal ederek koullanmalar konusu anlamlandrp iselletirmek mmkn grnmektedir. zet nsanlar, farknda olmadan gemite meydana gelmi olaylara ynelik anlarn, u an sahip olduklar veya tercih ettikleri imgelere uyacak ekilde yeniden yaplandrmaktadr. Kimi durumlarda bir bilgiyi hatrlamamz istendiinde, dorudan hatrlamayz. Genel bilgileri ya da ilkeleri kullanarak bir karm yaparz. Barlett, temelde eit yeniden yaplandrma ilemi kullanldn belirlemitir; karmaklk seviyesini dzenlenme (hikaye basitletirilmitir); bileme (baz detaylar vurgulama ya da zerlerinde orijinalinden daha fazla durma); zmleme (kendi birikimine uygun ekilde deitirme). Grg tankl almalar, insanlarn hatrladklarnn orijinal olaydan farkl olabileceini ve karm yapmak yoluyla olay rgsndeki kk boluklarn doldurularak yeniden ina edildiini gstermektedir. Otobiyografik bellek, belirli yaam dnemlerimiz ve o dnemlerde meydana gelmi nemli yer tutan olaylara ilikin belleimizdir. Fla bellek, zerinden ok uzun bir zaman gemi olsa bile, belli bir olayn ve o olayla birlikte yer alan rastlantsal olaylarn canl bir ekilde hatrlanmas yaantsdr. Bellei glendirici her hangi bir etkinlik, kodlama, depolama ve geri getirme sreleri zerinden ilev grmelidir. alma Sorular 1. Gemi yaantlarmz neden olduu gibi hatrlamayz? 2. Loftusa gre grg tanklarna gvenmeli miyiz? Neden? 3. Otobiyografik bellek nedir? Hayatnzdan rneklerle aklaynz. 4. Bebeklik amnezisi nedir? 5. Fla bellek nedir? Hayatnzdan rneklerle aklaynz. 6. Temel bellek sreleri ile bellek kuvvetlendirme teknikleri arasndaki ilikileri tartnz. 7. Snavlarnza hazrlanrken kullandnz bir bellek glendirme teknii var m? Varsa temel bellek sreleri zerinden aklayp etkililiini tartnz. 1: Metafizik Kavram I z: Ders Metafizik kavramnn ne anlama geldii tartlacaktr. Kavramn Aristoteles felsefesinde ne anlama geldii incelenecek ve Hume felsefesinde bunun nasl deitii sorgulanacaktr. Abstract: In this course, the meaning of metaphysics will be discussed. The concepts significance in Aristotles philosophy will be examined and its transformation in Humes philosophy will be questioned. Felsefe tarihi boyunca, zerinde en youn olarak dnlen, tartlan konulardan birisi metafizik olmutur. Zaman zaman felsefenin z ve omurgas olarak nitelenen, zaman zaman da dmanca saldrlara maruz kalarak btn ile yok edilme giriimleri ile kar karya kalan metafizik; nasl ele alnrsa alnsn gncelliini hi yitirmemitir. Metafiziin her zaman gndemde olan bir konu olmasnn nedenleri arasnda, bir yandan zerine eildii problemlerin nemini hi yitirmemi olmas; dier yandan da hem kapsamnn hem de tanmnn felsefe tarihinin her dneminde bir kez daha tartlm olmas gsterilebilir. Metafizik, en genel anlam ile, evrene ilikin bilgi edinme abasnn bir sonucudur. Burada, zellemi doa bilimlerinin de evrene ilikin bilgi edinme gayretinde olduklar; bu yzden de metafiziin alan ve urasna ilikin bu tanmn, metafiziin doa bilimlerinden net bir biimde ayrt edilmesini salamad sylenebilir. Doa bilimleri de dnyadaki olgulara ilikin bilgi edinme gayretindedirler. Ne var ki tek tek doa bilimleri, olgular hakknda bilgi edinme ve bunu da bilimsel bak as ile gerekletirme gayretinde olmalar bakmndan benzer olsalar da inceledikleri konular bakmndan birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Her biri dnyadaki olgularn kendilerine konu ettikleri ksmn incelerken, bunu, inceledii konunun gerektirdii zel bir bak as ile yaparlar. Szgelimi, doa bilimleri arasnda sayabileceimiz fizik, kimya, zooloji ve botaniin hem inceledikleri olgu hem de bu olgulara yaklam biimleri birbirlerinden farkldr. Bu yzden her biri belli bir olgular beini, belli bir adan ve belli ynleri ile ele alrken; pek ok ynn de darda brakrlar. Metafiziin doa bilimlerinden ayrld temel noktalardan biri genele ilikin, kuatc bilgi edinme abas ile ilgili tavrdr. O, belli bir olgu veya olgu beinin u veya bu ynne deil; bir btn olarak evrene ynelir. Hibir yann eksik brakmakszn evreni btn olarak ele alma amacn gder. Bu durumda metafizik, genellii ile doa bilimlerinden ayrlmaktadr. Metafizik, u veya bu olguya deil, bir btn olarak evrene ilikin en genel, en kuatc ilkeleri soruturma etkinlii olarak anlalabilir. Eer bunlar en genel ilkeler olacaksa, hem evrendeki her ey, hem de bir

btn olarak evrenin kendisi bu ilkelere tabi olmaldr. En kuatc ve genel ilkelerin ortaya karlmaya allmas da evrenin btnlkl bilgisine sahip olma, onu btn olarak kavrama abas ile ilikilidir. Bylelikle metafizii, evreni btn ile bilme abas olarak da tanmlayabiliriz. Bu en genel, en kuatc ilkeler ayn zamanda ze ilikin olduklarndan, soruturulmalar zaman zaman varln zn ortaya koyma abas olarak da anlalmtr. Varln zn aratran metafizik, bunu varln ilk ilkelerini veya varla ilikin nihai, rtlemez hakikatleri ortaya karma yolu ile gerekletirme gayretinde olmutur. Varln zn bilme uras olarak alndnda metafizik, fizik tesini tanma abas olarak da anlalabilir. nk grnr olan varln znden bahsettiimizde, fizik dnyann tesinde olan bir eye ynelmi oluruz. Ama grnr varln tesindeki, nihai gereklie ulamaktr; yntem ise grnrde olann eletirel bir incelemeye tabi tutulmas yolu ile onun tesinin bilgisine ulamaktr. Fizik dnyann tesinde, grnr gerekliin ardnda olan zn, tanrsal bir ey olduu metafizikilerce kabul edile gelmitir. Bundan dolay da varln zne ilikin olan ey ou zaman tanrsal bir ey olarak anlalmtr. Varln znn kavranmas ile, eylerin ilk ilkeleri kavranacak bylelikle de var olanlar hakknda nihai, tanrsal bilgiye ulalacaktr. eylerin kendilerine zg kkenlerine inmek, o eyin kendi bana deil, btn iindeki konumuyla soruturulmasn gerektirir. Bir eyin tam olarak kkten bilinebilmesi, tmyle evrenin ya da varln znn btnlkl olarak kavranmasna baldr. Bylelikle, metafiziin uras kimi zaman evrenin tmn kuatacak, onu btnlkl olarak kavrayacak ilkelerin bilinmesi, kimi zaman varln zne ilikin olan eyin kavranmas; kimi zamansa fizik tesindeki tanrsal gereklie ulalmas abas olarak anlalmtr. Metafiziin sorduu sorular, farkl metafizik sistemlerinin gerek terminolojileri, gerekse yaplar bakmndan farkllklar gstermektedir. Burada bu sorularda ortak bulunan benzer karakteristik zellikleri anmaya alacaz. Metafiziin, evreni kuatan ilkelere ynelen tavr, sorularnda da kendini gsterir. Bunlar, hibir eyi darda brakmayacak, kktenci bir soruturmaya ynelik sorulardr. Metafiziin klasik sorular, Evren tmyle nasl kurulmutur?, Varln ne gibi bir z vardr?, Fizik tesinin yaps nasldr?, Bir ey (her ey) derinlemesine nasldr? gibi sorulardr. Bu tip sorulara verilmi olan yantlar ve ortaya kan yeni sorular, felsefe tarihi boyunca metafizii eitlendirmi ve zenginletirmitir. Ne var ki bu eitlilik iindeki metafizik sistemlerden bazlarnn yaklam, birbirlerini destekleyecek ve tamamlayacak biimde yan yana dururken; bazlar da btn ile birbirini deilleyecek, hie sayacak biimde kar karya gelmilerdir. Kart olan rtrken, kendi savn glendiren uzun kantlama zincirleri birbirini izlemi ve konu, iinden klamaz bir hal almtr. eitlilik bir yerden sonra, Kantn da belirttii zere, felsefeyi bir yazboz tahtas haline getirmitir. Bir metafizik sisteminde doru olarak kabul edilen bir eyin, tam tersi bir baka metafizik sisteminde doru olarak kabul edilmitir. Metafiziin soruturmas, grnrdeki fizik gerekliin tesine uzandndan dolay bu soruturmann sonular ou zaman o metafizik sisteminin iinde deerlendirilmitir. Ne var ki bu metafizik sistemlerinin kendi n kabulleri bir kez onaylandktan sonra, biri ortaya koyduu sav, dieri de bu savn zddn, ayn titizlik ve dakiklik ile kantlayabildiinden, gerekte bu sonulardan hangisinin doru olduunu syleme olana da olmamtr. Bir yandan felsefe tarihi bylesi bir metafizik eitliliini barndrrken, dier yandan da hemen her metafiziki, evreni btn ile bilme amacn gerekletirenin kendi metafizik sistemi olduunu iddia etmitir. Gerekten de, evreni ister birbirleri ile atan, ister uzlaan bir grle kavrasnlar, hemen hemen tm metafizik sistemlerde ortak bir zellik vardr: hibiri, verdikleri yantlarn evrenin tm hakkndaki kkten, doru bilgiyi verdiinden kukuya dmemitir. Genellikle metafizik sistemlerin merkezinde evrenin btnne ilikin bir sav bulunur. Sistemin tamam bu sav ile uyumlu olacak biimde kurulur. Bundan dolay da bu sav dile getiren ifadelerin znesi, varlk, evren, her ey vb. gibi genele iaret eden bir kavram olmaldr. Eer metafizik bir sistem byle bir sav sunmaktan geri kalyorsa, evrenin btnlkl kavranna ilikin bir yant olmadn da kabul etmi oluyor demektir. Nasl? sorusu bir olgu hakknda sorulduunda onun grnr zelliklerinin tasvirine yneliktir. Doa bilimleri ou zaman bu trden sorular cevaplama gayretindedirler. Nedir? sorusu hakknda sorulduu eyin olgusal niteliklerine deil de, dorudan varlna ynelik kkten bir soru olduundan dolay Nasl? sorusundan nce gelmektedir. Metafizik, nedirli sorularn cevaplanmasna ynelik ifadeler ortaya koymaktadr. Bu ifadeler kabaca, hakknda olduklar eyin, ne olduunu ortaya koyma amacndadr. Bir eyin ne olduu, onun varlnn z ile, tabi olduu en temel ilkeler ile ilikilidir. Nasl sorusu grnrdeki gerekliin tasvirine ynelik iken, nedir sorusu bu grnr gerekliin tesine uzanmaktadr. Bu soruya verilen yantlar ou zaman hakknda olduklar eyin baka trl olabileceini kabul etmeyen, kktenci yantlardr. Metafizik ile doa bilimi arasndaki kkl ayrln temelinde bulunan eylerden birisi de, doa bilimi nermelerinin olgusal olarak denetlenebilmeleri ile ilikilidir. Doa bilimlerinin ne srmekte olduu nermenin doruluunu net olarak ortaya koyma imkn vardr; onlar doru ya da yanl olabilirler. Metafiziin bir bilgi olup olmad, metafizik hakknda en youn tartmalarn yapld konulardan birisidir. Bir ifadenin, ya da bir savn diyelim, bilgi olmak bakmndan bir deerinin olmas iin dorulanmak ya da yanllanmak anlamnda denetlenebiliyor olmas gereklidir. Bu koul, metafiziin sunduu savlar iin de geerlidir. Eer metafiziin bir bilgi tr olduunu sylenecekse, nce onun doruluk deeri bakmndan denetlenebilir olduunun sylenebilmesi gerekir. Ne var ki, metafizik sistemlerin sunduu ana savlarn doru ya da yanl

olduunu syleme ansmz yoktur. Bundan dolay, felsefe tarihi boyunca, metafizik ifadelerin denetlenme yolu ile ilgili bir uzlama varlamam; kimi zaman sistemin ifadeleri arasndaki tutarllk, kimi zaman belli bir anlaya uygunluk, kimi zaman da belli bir zmre tarafndan benimsenmi olmak, denetlemek iin seilen kstaslar olmutur. Felsefe tarihi boyunca bir yanda metafizik savlarn kendileri, dier yanda da bu savlarn nasl denetlenecei tartla gelmitir. Pek ok metafizik, kurduu sistem ile birlikte bir denetleyici mekanizma da sunmutur. Her bir sistem, kendi savlarn salama alacak mekanizmay da beraberinde getirdiinden, birbirinden ok farkl savlar ne srseler de hangisinin gerekten en dorusu olduu sorusu, gncelliini hi yitirmemitir. Metafizik terimi ilk olarak Aristotelesin eserlerini derleyen Rodoslu Andronikus tarafndan M.. 1. yy.da anlmtr. Andronikus, Aristotelesin eserlerini sraya koyarken, Fizik adl eserinin sonrasna koyduu yazlara iaret etmek iin ta meta ta physika terimini kullanmtr. Gerekte Aristoteles, bugn bizim Metafizik ismiyle bildiimiz eserin ieriindeki konular ilk felsefe diye adlandrmtr. Aristoteles, insann edindii bilgileri edinili biimlerine gre deerlendirerek snflamaktadr. Buna gre insan iin ilk olarak ve dorudan edindii bilgi duyularndan gelen bilgidir.1 Aristoteles bu trden bilmeyi, alt trden bilme olarak grmektedir. Bununla birlikte insan, duyulardan edindiklerinin tesinde, daha ileri aamalarda bilme yetisine sahiptir. Bunlardan ilki hafzann kullanmn gerektiren deney aamasdr. Deney ile edinilen bilgi, bireysellerin bilgisidir ve bu bir konuya ilikin nedenleri bilmeksizin, o konu ile ilgili pratik kuraln edinilmesini salamaktadr. Deney bilgisinin stnde sanat bilgisi bulunur. Sanat, tek tek eylerin kavrannn deil, genele ilikin olan bilgiyi salamaktadr. Sanat bilgisi genel ilkelere dayanmaktadr ve o pratik kurallarn bilgisidir. Bylelikle sanat bilgisi, deney bilgisine stndr. Fakat bunlarn her ikisi de gerekli olan bilgilerdir. Btn bu bilgilerin zerinde, nedenlerin saf bilgisi olan bilim bulunmaktadr. Bilim, sanat gibi pratik amalara deil de, yalnzca bilmek iin bilmeye ynelir; bylelikle o, en yksek trden bilmedir ve salad bilgi de en yksek bilgidir. Biz bir eyi nedenleri ile, ilk ilkeleri ile bildiimizde tam anlam ile bilebiliriz; bize bu trden bilgiyi salayan da bilgeliktir.2 Greklerin episteme3 dedii bilim; ispata dayal bilgi trdr. Fakat ilk ilkelere ilikin nihai bilgi fizik dnyadaki olaylar ile temellendirilebilir trden bir bilgi deildir.4 Onlar, temellendirilemiyor olduklarndan dolay ilke olarak anlrlar. Bunlar, dnyadaki her trden olup bitmenin tesinde bulunan bilgiler olduklarndan, onlara erimek bir tr sezgi gc ile mmkn olabilir.5 lk ilkelerin bilgisi bu yzden epistemeye ile deil nousa6 dayandrlmaktadr. Bunlar, episteme ile birlikte en kapsayc, bilinmesi en g eylerin bilgisi olan, bilgelii olutururlar. Bilgelik, yalnzca eylerin nedenlerinin bilgisi ya da bilimi deil, ayn zamanda ilk ve en evrensel ilkelerin de bilgisidir.7 Bu bilginin nesneleri duyulardan en uzak olanlardr; nk bu nesneler en genel eylerdir. Nesneleri en soyut ve en az karmak eyler olduklarndan bu, en kesin bilgidir.8 olarak) teorik bilgi 9 Poiesis: yapma, biimlendirme, oluturma, iir sanat (Bkz.: Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s. 307.) Grekedeki poiesis szc retim, imal gibi anlamlara gelmektedir. Bu aktivitenin karakteristik zellii, sonunda ulalacak olan gayenin, kendisinden farkl bir ey olmasdr. (Bkz.: Julian Marias, History of Philosophy, New York, Dover Publications, 1967, s. 65.) 10 Praksis: eylem, eylemlilik, yapma, yapp etme, uygulama (Bkz.: Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s. 312.) Greklerin praksis dedii pratik eylemin gayesi, eylemin dnda olan bir ey deildir, kendi iinde bulunur. (Bkz.: Marias, History of Philosophy, s. 65.) 11 Theoria: bak(n)ma, seyretme, temaa, temaa hayat, gzleyi, gzeti (Bkz.: Peters, Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, s.374.) Theoria hem praksisin bir tr, hem de pratik bilimdir. Pratik bilimlerde, szgelimi devlet adam, kendinden baka eye, szgelimi kente de ihtiya duyuyorken; teorik bilimlerle uraan bilim adam, kendi zihninden baka bir eye ihtiya duymayacaktr. Theoria, hem amacn hem de nesnesini kendinde tamaktadr. (Bkz.: Marias, History of Philosophy, s. 65.) toteles, poetik bilimleri poetika ve retorik; pratik bilimleri ise etik, politika ve ekonomi olarak belirlemektedir. Teorik bilimler ise matematik, fizik ve nihayetinde ilk ilkelerin bilgisi olan metafiziktir. lk felsefe olarak metafizik, evrenin en yksek, ilk ve en genel ilkelerini aratrmaktadr. Evrene ilikin bilgi verme gayretinde olan btn dier bilimler, en yksek prensipleri aratran bu ilk felsefenin altnda yer almaktadrlar.12 Metafizik, tek tek bilimlerin yapt gibi varln belli bir alann konu edinmek yerine; varln kendisine ilikin prensipleri aratrmakta, varl ne ise o olarak ele almaktadr. Aristoteles asndan metafizik, fizik olan hakknda ortaya konulacak teorinin ncesinde yer alp, onun temellerini oluturacak bilginin elde edilmesine ynelik bir soruturmadr. Bu durumda olgulara ynelik fizik aratrmas bir yerden sonra metafizik soruturmaya doru ynelmektedir. nk metafizik kefedilmeksizin ortaya konan bir fizik havada kalm, eksik bir ura olacaktr.13 Aristotelesin soruturmas fizik olandan balamaktadr. Fakat fizik olan hakknda kkl bir bilgi edinme, bizi onun doasna ilikin metafizik bir soruturmaya ynlendirmektedir. Metafiziin deneyimlediimiz gerekliin tesinde olan eye ilikin savlar o metafizik sistemin iinde deerlendirilir. nk daha nce de belirttiimiz gibi, her metafizik sistemi kendi iinde tutarldr. Bu durumda kimi zaman birbiri ile elien metafiziklerin savlarndan gerekte hangisinin doru olduunu sylemek mmkn olmamaktadr. Kanttaki biimi ile eletirel anlay metafiziklere kendi sistemleri iinden deil, metafizik d bir yapdan, insann bilmesinin meru alann belirleme almasndan yaklamaktadr. nsann meru bilme alan bir kez belirlendiinde, metafiziin olanakl olup olmad, eer

olanakl ise kapsamnn ne olduu aka ortaya konabilecektir. Hume, meru bilgimizin snrlarn ortaya koyma abas sonucunda iki bilgi alan belirlemitir. Bunlardan ilki, bilimlerin soruturma yetkisine giren olgu sorunlar ve matematiin alan olan ide bantlardr. de bantlarn dile getiren nermeler, olgular hakknda hibir ey sylemezler. Onlar sadece, konu edindikleri kavramda rtk olarak bulunan eyi ifade ederler. Dier yandan hibir olumsalla yer vermeyecek biimde kesindirler. nk onlar elimezlik ilkesinin bir tezahrdrler ve kartlarnn dnlmesi elimeye yol aar. Kantn, daha sonra analitik nermeler olarak nitelendirecei bu tr ifadelerin, bilgi verici ifadeler olduklar sylenemez. nk onlar kavramda zaten ayrt edilmi bulunan bir eyin nermede tekrar edilmesi anlamnda totolojiktirler. Olgu sorunlarn dile getiren ifadeler ise duyu deneyimlerine dayanan, gereklie ilikin, olumsal nermelerdir. Bunlar konu edinilmi kavramda nceden ayrt edilmi olmayan bir eyi ifade eden nermelerdir. Bu tr ifadelerin bilgi bakmndan deeri, onlarn deneyimden elde edilmi olmalar ile ilikilidir. Onlar olgulara ilikin ifadeler olduklarndan, dorulanma olanaklar da olgular ile karlatrlarak salanr. eliii olan ifadeler de kendileri kadar doru olabildiinden dolay bunlar, zorunlu bir doruluu dile getirmezler. Olgu sorunlarn dile getiren nermeler, kesin deil fakat olas bir doruluk tarlar. Hume matematiin, ide bantlarn; empirik bilimlerin, olgu sorunlarn dile getiren nermelerinin bilgi bakmndan meru ya da anlaml olduunu, bunlarn dnda kalan nermelerin ise anlamsz olduunu ne srmektedir. Metafiziin ifadeleri ise ne ide bantlar ne de olgu sorunlar dile getirmemektedir. Bu durumda metafizik ifadelerin ne bilgi bakmndan meruluu sz konusudur ne de bir anlam iermektedirler. Szgelimi, metafizikilerin kendilerine sklkla bavurduklar tz, madde, gereklik gibi kavramlar Humeun ortaya koymu olduu bu empirik lt asndan anlamszdrlar. nk bunlar ne duyu deneyimlerine ilikin ifadelerdir; ne de matematiksel kavramlardr. Metafiziin temel konularndan birisi olan, fizik dnyann tesinde olduu varsaylan nihai gereklik, bizim meru bilmemizin snrn amaktadr. Dolaysyla bu alana ilikin olarak ne srlen savlarn ne doru, ne de yanl olduunu syleme olanamz bulunmaktadr. Metafiziin kavramlarnn deneyimimize konu olmak bakmndan hibir anlam yoktur. nsan bilgisinin tek meru kayna izlenimlerdir. Bu durumda bir terimin anlaml olup olmadnn soruturulmas, o terimin hangi izlenimden tretildii sorusu dhilinde yrtlmelidir. Eer kullanlan terime karlk gelecek bir izlenim verilemiyorsa, terim anlam tamyor demektir. Metafizik problemlere yaplacak bu trden kkl bir analiz, bunlarn anlamdan yoksun ve dolaysyla zmsz olduklarn gsterecektir. SORULAR 1. Metafizik ile doa bilimleri arasndaki ayrm aklaynz? 2. Aristotelesin metafizie ilikin grlerini anlatnz? 3. Aristoteleste bilginin snflandrlmas ne ekilde ortaya kar? Aklaynz. Hafta e- Ders Kitap Blm 2: Metafizik Kavram II z: Metafizik kavramnn Kant felsefesi 2. Ders asndan yeri anlatlacaktr. Mantk pozitivist felsefenin metafizik kavramna ynelttii eletiriler deerlendirilecektir. Abstract: In this curse the concept of metaphysics in Kants philosophy will be explained. the critics of metaphysics in Logical Positivist Philosophy will be reviewed Geleneksel felsefede ou zaman metafiziklerin temel n dayanaklar, o metafizik sistem iinde temellendirilmitir. Buna karlk Kant, metafiziin temellerini metafiziin dnda bir yerde, saf akln genel yasalarnda aryor olmas yolu ile dier dnrlerden ayrlmaktadr. Kantn saf akla ynelttii eletiri ile olgusal bilginin snrlar belirlenecek ve olgusal deneyimin a priori koullar ortaya karlacaktr. Metafiziin olanann ve kaynann ortaya konmas, kapsamnn belirlenmesi ve snrlarnn izilmesi grevinde dayanak, olgular deil, saf akln kendisi olmutur.1 Kant asndan metafizik, iki anlamdadr. Bunlardan ilki doa bilimlerini de mmkn klan, olgusal deneyimin zorunlu nkoullarna iaret eden sentetik a priori ilkeler btnldr. Bu anlam ile metafizik bizim meru bilgimizin snrn izmeye ynelik n dayanaklar ortaya koyar. Bu anlam ile eletireldir. kinci trden metafizik ise meru bilgi alanmz belirlendiinde, bunun dnda kalan alan hakknda, akln adeta kanlmazcasna ortaya koyduu kanlar btnl olarak mutlak metafiziktir. Kantn soruturmas sonucunda olanakl olup olmadn belirlemek istedii de bu mutlak metafiziktir. Bu trden metafizik savlar felsefeyi adeta bir sava alanna evirmitir ve imdi ona kar bir reform nerilmektedir. Felsefe btn olas deneyimin tesine gemeye ve deneyimin dndaki alana ilikin savlar ortaya koymaya almaktadr. Fakat bu amac gerekletirebilmek iin gidilebilecek mmkn bilmemizin dnda bir yer yoktur; bu yzden felsefenin ilk grevi insan dncesine ilikin sistematik bir eletiridir. Mmkn meru bilginin biimine ve snrlarna ynelik eletirel soruturma, olas bir metafizik sistem iin de meru temelin ne olabileceini gsterecektir. Bu eletiri, pek ok metafizik speklasyonun meru olmayan temellere dayandn ortaya koyacaktr. Soruturma sonucunda ortaya kan manzara ise pek ok byk metafizik sisteminin hibir ey ile temellendirilmemi olduudur. Kantn eletirisi metafizik bilgi yetimize, yani saf akla, bizzat akln kendisi tarafndan uygulanacak bir snamadr. Bu, ayn zamanda metafizik bilginin olanakllnn ve neyin metafizik bilginin olana dhilinde olduunun snanmasdr.2 Byle bir metafizik, eer olanakl ise, inceleme nesnelerini olanakl deneyimin snrlar iinde tutmak zorunda kalacaktr.3 Metafiziin a priori bir bilgi olarak, neyi baarp neyi baaramayacann ortaya konmas iin, btn a priori bilginin olabilirlii, ilkeleri ve snrlar belirlenmelidir. Bylelikle, metafiziin hem kaynaklar, hem snrlar hem de kapsam ortaya konabilecektir. Kant insann bilme yetisini, duyarlk, anlama yetisi ve akl olarak belirlemi; duyarln formlar olarak uzay ve zaman; saf anlama yetisinin kavramlar

olarak kategorileri; saf akln kavramlar olarak da ideleri ortaya koymutur. Mutlak metafiziin konusu, hibir deneyim ile ilikili olmayan saf akln kavramlar, idelerdir. Grler ve kategoriler, deneyim ile olan balantlar nedeni ile btn meru bilgiyi retirken, ideler bu koulu salayamadklar iin, bilgi olarak deer tamayan metafizik anlatmlara yol amaktadrlar. Kanta gre, insan akl doal bir yanlsama iindedir. Mutlak metafiziksel sorular da bu doal yanlsama nn zorunlu sonucu olarak ortaya kmaktadr. Bunlar insann bilme etkinliinin bir trnden zorunlulukla tremektedirler. Bu yanlsamann rn olan akln idelerine karlk gelen hibir deneyim nesnesi yoktur. Deneyimin koullarn aan, deneyimde kendisine kar gelecek hibir ey bulunmayan kavramlar ile bilgi retilemez. Dolays ile bu alandaki bilgi uras akln olgusal adan bilgi deeri olmayan metafizikler retmesi ile sonulanr. Bu bakmdan ideler, mutlak metafiziin kurucu eleri olarak konumlanrlar. Duyusal alglama alannda bulunan ve bu bakmdan bilgiye konu olan nesne fenomen alannda ve bu fenomene kaynaklk ettii varsaylan kendinde ey ise noumen alannda bulunurlar. Bir kullanmnda noumenon ierii bo fakat snrlandrc bir kavram olarak karmza kmaktadr. Fakat bir dier kullanmnda, bu kavramn metafizik bir ierii vardr. Bu metafizik ierik, anlama yetisinin duyarl snrlandrmak iin koyduu snr amasndan, yani dncelerin genel formlar olan kategorilerin kendinde eylere uygulanmas olanandan doar. Kant, kendinde eylerin kuramsal bilgisinin olanakszln temel tez olarak ortaya koymakla birlikte, ayn zamanda bu tr sorularn insan aklndaki zorunlu temelini de gstermitir. Noumenann bilinemez, fakat elimeye dmeksizin dnlebilir olduunu gstermekle Kant, metafiziin bir bilim olarak deil, fakat genel olarak olabilirliinin insann bilme yetisinde ierildiini belirtmitir. Kant, kategorilerin, kendinde eylere uygulanacak biimde geniletilmeleri durumunda, onlarn bilgi vermeleri bakmndan bo olduklarn ileri srerken; te yandan da onlarn bu biimde geniletilmesine pratik akl balamnda bir temel bulmaya almtr. Ona gre tanr, zgrlk ve lmszlkle ilgili dncelere sahip olmak olanakl, hatta gereklidir. Fakat bu dnceler her ne kadar iyi temellendirilmi olurlarsa olsunlar, hibir anlamda bilgi meydana getirmez, asla bilgiye edeer olamazlar. Fakat tam da bu bakmdan metafizik nermeler anlamdan yoksun deil, tersine belli bir biimde sylendiklerinde btn ile anlamldrlar. Metafizik sistemler bir i tutarlla sahiptirler. Onlarn nermelerini doru ya da yanl sayacak biimde ele alma yollar da vardr. Her metafizik sistem nce kavramlarna ilikin belli tanmlar ortaya koymak ve sonra da bu tanmlamalardan mantksal sonular karmakla oluur. Bu bakmdan balangta kimi zaman aksiyom olarak verilen tanmlar kabul edildiinde, bunlardan kan sonularn da kabul edilmesi zorunludur. Mantk Pozitivizm olarak bilinen akm yzylmzda sadece felsefede deil, dier alanlarda da etkili olmu olan dnce biimidir. Yzylmzn balarnda Viyanada Moritz Schlick nderliinde bir araya gelmi bilim adam ve dnrler temelde felsefeyi metafizik olan her eyden arndrma gayesinde olmulardr. Felsefe ve bilimin yarglarnn metafizikten arndrlmasnn, anlam problemine ynelik bir alma aracl ile birlikte yrtleceini dnmlerdir. Onlara gre felsefe bir btn olarak evrenin ne olduunu ortaya koymaya alan ya da varln znn nasl olduuna ilikin teoriler reten bir ura deildir. Mantk Pozitivist anlay felsefeyi metafiziklerin sorduu trden sorulara cevap verme abasnda olan deil, bu sorularn bir anlam tamadn gsteren bir ura olarak almlardr. Onlara gre felsefenin dier bir grevi de, doa bilimlerinin kavramlarn anlamca aydnlatmak ve onlarn ifadelerinde de ortaya kmas olas olabilecek karklk ve kaypaklklara eletirel bir yaklam ile aklk kazandrmaktr. Mantk Pozitivizm ile birlikte, felsefe artk dnyann yapsn, dnceleri, ideleri dorudan incelemek yerine, bunlar dildeki yansmalar bakmndan deerlendirmekte ve dile mantksal bir zmleme aracl ile yaklamaktadr. Amalanan sonu metafiziksiz felsefedir. Onlara gre metafizik olan bir ey, bir anlam tamamaktadr.4 nk onun dorulanma ya da yanllanma ans yoktur. Metafiziklerin ortaya koymu olduu bir yargy kantlanmak iin sunulan argmanlar, bu yargnn aksi bir gr kantlamak iin sunulanlardan daha doru olmamaktadr. Bu durum metafiziin ifadelerinin doru ya da yanl olmamas sonucunu dourmaktadr. Metafizik yarglar, doru ya da yanl olmadklarndan dolay anlaml olduklar da sylenemez. Viyana evresi dnrlerine gre metafizik, bir cevab olmayan sorulardan ve doruluu bu sorulara ynelik sunulmu, ama doruluu kantlanamayan ya- ntlardan kurulmu bir yapdr. Metafiziin hem sorduu sorularn hem de bu sorulara verdii yantlarn anlaml olmadklar dnl mektedir. Bu gr uyarnca metafiin ifadeleri dorulanabilir, anlaml bir sav ne srmediklerinden dolay bir bilgi deeri tamamakta ve bu yzden de doru ya da yanl olarak deerlendirilememektedir. 5 Mantk Pozitivizmin, felsefeyi metafizik yarglardan arndrma amacnda olduunu sylemitik. evre dnrleri, bunun yolunun dorulama kavramna ynelik bir alma ile mmkn olacan iddia etmektedirler. nk onlara gre, felsefenin ifadeleri doa bilimlerinde olduu gibi gereklik ile karlatrlarak doru ya da yanl olabilecek ifadeler deillerdir. Bu noktada da dorulama kavram devreye girmektedir. Eer felsefenin ifadelerinin dorulanma koullar net bir biimde ortaya konursa, bu yolla bu ifadelerden hangilerinin anlaml olduu ve hangilerinin bir anlam tamad da belirlenecektir. Ayn zamanda dorulama kavram, anlaml olann belirlenmesini salayacandan dolay bilimselliin lt olarak da grlmtr. Felsefenin ifadeleri deney ve gzlem ile dorulanamadndan, bu amacn dil analizi zerinden gerekletirme eilimindedir. Felsefe bir tr dil analizi olarak

grlmektedir. Dile yneltilen soruturmann neyin anlaml olduu ve neyin anlam tamad konusuna bir aklk getirecei dnlmektedir. Mantk Pozitivist felsefe asndan metafizik, Kantta olduu gibi, insann bilmesine ynelik bir sorun olarak deil, dilin mantna ilikin bir sorun olarak grlmektedir. Dilin mantksal zmlenmesi ile ifadelerdeki karklklarn, yanl kullanmlarn aydnlatlmas ve bylelikle de bilimsel ifadelerin dzgn kurulmas amac gdlmektedir. Dil analizi, mantksal bir analiz olmak durumundadr. nk mantk, her trden anlaml ifademizin zerinde ykseldii bir yap olarak grlmektedir. Dile yneltilen mantksal analiz ile metafizik yarglardan, yani bir anlam tamayan ifadelerden arndrlm bir yapnn olanakl hale gelecei dnlmektedir. Sorular 1. Kantn eletirel felsefesi ncelikle neyin eletirisine ynelmitir? 2. Kant n metafizie yaklam neden bir tr reform olarak grlmektedir? 3. Mantk pozitivist dnrler neden metafizie kar kmlardr? 4. Mantk pozitivistlere gre felsefenin ura alan ne olmaldr? Ders 3: de Kavram I z: dea kavram Platon felsefesi asndan ele alncaktr. Abstract: The concept of idea in Platos philosophy will be discussed. Farkl bir tarih dnemlerinde, farkl paradigmalarn sonucu olarak farkl anlamlar kazanm olsa da, ide kavramnn analizini Platon ve Aristotelesten balatmak yaygn bir alkanlktr. zellikle Platon sz konusu olduunda dea kavram, sz gelimi Locketa kazand her trden zihin ierii olma anlamndan ok, bilgiye kaynaklk eden bir yap olarak karmza kmaktadr. Dier yandan antik a filozoflarnn btn bir bat felsefesinin atas konumunda olduu gz nnde bulundurulursa, yenia dnrlerinin tad dnsel mirasn Platon ve Aristotelese geri gtrlebileceini sylemenin ok da yanl olmayaca kanaatindeyiz. Nitekim ide kavram sz konusu olduunda antika ve yeniada kazand anlamlar arasndaki farkllk birbirinden btnyle farkl iki eyin ayn isimle adlandrlm olmas durumundan ok, bu kavramn tarih ierisinde geirdii dnm olarak yorumlamak uygun olacaktr. Platon felsefesinin temel direklerinden biri deneyimimize konu olan dnya ile akl araclyla kavradmz dnya arasndaki ayrmdr. Bu ayrm uyarnca deneyimimize konu olan dnya yanlsamalarn dnyasdr. nk duyularmz ile algladmz her ey, srekli olarak deien, dnen bir yapdadr. Dolaysyla duyulanabilir olanlarn srekliliinden ya da sabitliinden bahsedemeyiz. Duyulamakta olduumuz dnya, grnlerin yanltc dnyasdr. Bu dnyadan edinebileceimiz, gerek olann ne olduuna ilikin bir takm ipularndan teye geemez. Platona gre gerek srekli, kalc ve deimez olmaldr. Byle bir kalclk ve deimezliin olduu dnya, fizik dnyann tesinde yer alan, ancak bu fizik dnya ile arasnda metheksis yznden bir ba bulunan ancak mekn ve zaman ile bir ilikisi bulunmayan bir baka dnyadr. Platon, bu dnyay ideai (dealar) dnyas olarak isimlendirir.1 Platona gre gerek, tek bir ey deil, pek ok eyden meydana gelir, bunlar da dealarn kendileridir. Deimez ve kalc olan da madde deil, formdur. Duyulara konu olan fizik dnyada, her eyin her an bir deime iindedir; eer bir ey srekli bir deime iinde ise o eyin herhangi bir anda tam da olduu ey olduunu nasl syleyebiliyoruz? Duyulanan eyler sreksizdirler, deiim iindedirler. Fakat bu duyulanan eylerin akl edilir dealar srekli ve duraandrlar. Onlar hibir deiime tabi deildirler. Deneyimimize konu olan dnyaya srekli bir deiim hkimken, akl edilir dealar dnyasnda bunun tam tersi bir durum sz konusudur: dealar dnyasnda her ey, her an, her ne ise odur. bizim formlar dnyasn bilmemizi mmkn klan ey, tam da o dnyann Parmenidesi bir dnya olmas yani ncesiz- sonrasz ve deimez bir ekilde kendisi olmas olgusudur.2 Szgelimi deneyimimizin konusu olan bireysel atlar srekli bir deiim halindeyken, atn kendisi ve at deas deimezdir. Bireysel atlarn her biri birbirinden farklyken; at teriminin anlam srekli olarak ayn kalr. Bu durumda esas gereklie sahip olann dealar olduu aktr. Eer duyu deneyi araclyla eylerin gerekliine ait bir fikir elde edilebiliyorsa, bunun temelinde ite bu gerek nesnelerin varl yatmaktadr. Duyulanabilir eylerin dnyasna ait olmayan dealar zaman ve mekn balamnda bilinmezler; bunlar, dncenin nesneleridirler. Dnmekte olduumuz her zaman, hakknda dnmekte olduumuz eyler formlardr.3 Platon, (serap grmekten, hayal etmekten ya da alglamaktan farkl olarak) dnmekte olduumuz her zaman, hakknda dnmekte olduumuz eyin betimlenen anlamda bir form olduuna inanyordu.4 Platon, doruluk, adalet, gzellik gibi eylerin, u an iinde bulunduumuz empirik dnyadan nce de var olmalar gerektiini dnr. Bu kavramlar, rnein adil eylemlerden ya da gzel olan kiilerden daha nce ve onlarn varlndan bamsz olarak vardrlar. Kendinde gzel olann, gzel kavramnn ne olduunun soruturulmas tek tek gzel olan insanlarn ya da eylerin dnlmesi deildir. Ayn eyi rnein iyi kavram iin de sylemek mmkndr. yi kavram bir bilgi objesi olarak dnldnde, tek tek bireylerin iyi olmas hakknda deil de deimez olan, kendinde iyi olan dnlmektedir. Bu, sadece iyi ve gzel kavramlar iin deil, bilgimizin konusu olan her kavram iin geerlidir. Bu, iyi iin olduu kadar, bir bilgi objesi olmas gereken her ey iin dorudur.5 Bilginin kendisi olmakszn dnlemeyecei, kalc, srekli, deimez, duyu algsnn dnyasndan ayr bir baka dnyann; dnlr dnyann varl Platona gre, zorunludur.6 Duyularn aksine, dnce tek tek eyler zerinde deil, bu tek tek eylerin her birinde ortak olan, genel olan zerine younlar. Esas ve sreklilii olan eyler bireysel olanlar deil, ayn trden eylerin ortak olarak sahip olduklardr. Aristotelesten bu yana kavram olarak adlandrdmz bu mterek nitelie Platon idea adn verir.7 Mmkn olan her eyin ideas vardr. Sadece eylerin deil, fakat niteliklerin ilikilerin ve etkinliklerin de; sadece doal eylerin deil, fakat

sanat eserlerinin de; sadece deerli eylerin deil, kt ve deersiz eylerin de.8 Duyulanabilir eylerin dnyas bu dealar herhangi bir ekilde etkileyemez, onlar deitiremez. Bu durumda onlar kendilerine ait ayr bir dnyada var olmaldrlar. dealar, bizim duyu deneyi yoluyla deil, fakat dnce ve kavray yoluyla bildiimiz kendi dnyalarnda var olurlar. Gerekten anladmz zaman yapmakta olduumuz ey bir form ya da ideay kavramaktr. dealar ezeli, ebedi, deimez bir dnyada yer alrlar. Bu dnya ancak dnce ile kavranabilecek bir dnyadr. Ruh bu dealar bir bedende dnyaya gelmeden nce grm ve bilgilerine sahip olmutur. Dolaysyla her trden bilgi ruhun nceden grm olduu dealar hatrlamasndan kaynaklanmaktadr. Duyulanabilir dnyada yer alan her ey, dealar dnyasnn ok belirgin olmayan, glgeli suretlerinden ibarettir.9 Kavramla doru kan birbirinden farkl iki ey ise, o halde formlarn mutlak bir varl vardr, onlar duyularmzla alglayamadmz, ancak zihnimizle dnebileceimiz ekillerdir(...) imdi kkence ayr ve doaca benzemez olduklarndan bunlarn iki farkl ey olduunu olumlamak zorundayz: nk birincisi, yani kavram bize retimle, teki, yani kan ise ikna ile meydana gelir; birincisi kendisinin hakiki bir aklamasn daima verebilir, teki hibir aklama veremez; birincisi ikna ile sarslmaz, oysaki teki iknaya yenik der; kabul etmek zorundayz ki, doru kan tm insanlarca paylalr, ama kavram yalnzca tanrlara ve pek az insan nasip olan bir eydir.10 dealar, ezeli- ebedi ve koulsuzca bir varoluu olan, duraan ve anlalabilir varlklardr. Aralarndaki bu ortak zellikleri aklamak, her birinin kayna olduu dnlen yi deas ile mmkndr. Tabana ne kadar yaknsak, bilgimiz de o kadar koulludur. Yukarya doru ne kadar ykselirsek, kendimizi koullardan o kadar kurtarrz, ta ki sonunda baka her eyin kendisine baml olduu ve kendisi baka hibir eye baml olmayan tek bir noktaya varncaya dek Platonun gr bu olmu gibi grnr(...) Btnyle kendinde bilinebilir olan bu en yksek ey, baka bireyin bilgisine ulamamz sayesinde daha anlaml klnamazd. Koulsuz olduu iin, onun hakknda bilinecek olan her eyi bilirdik; onun hakkndaki bilgimi, nihayi, deimez, eksiksiz, tam olurdu. Bilgi piramidinin bu en yksek noktasn Platon yi Formu diye adlandrd.11 Platon, kendisi bilindiinde baka herhangi bir eyi kavranlr klan eyin daha yksek olduunu dnr; kavranlan ey ise bu durumda daha aadadr. Bu durumda tikel, aydnlatlmas gereken olduundan, fizik nesneler daha aada olmak durumundadr. Bylelikle dealar, soyut ve genel olmalar nedeniyle, tikel nesneleri aydnlatmakla daha yksektirler.12 Bilim ve gerek ne kadar gzel olurlarsa olsunlar, una inan ki, iyi ideas onlardan ayr, onlarn ok stndedir. Grnen dnyada n ve gzn gnele yaknl olduunu dnmek doru, ama onlar gne saymak yanl olduu gibi, kavranan dnyada da bilim ve gerei yakn saymak doru, ama onlar iyinin ta kendisi saymak yanltr. yinin yeri elbette ikisinin de stnde, ok ykseklerdedir.13 Platon bu zor anlalr kavram aklarken, onu bir benzetme yoluyla anlatmaya almtr. Platon yi deasn, her eyi aydnlatan bir gnee benzetir. Burada Platon iin nokta nemlidir: ncelikle gnein fizik nesneleri grnr klmas gibi, yi deas da insan bilgisi iin bir aydnlatc durumundadr. yi deas, ayn gne gibi btn dier dealar anlaml klar. kinci olarak, nasl ki gne canllar besliyorsa, yi deas da bilgi sz konusu olduunda, benzer bir gce sahiptir. Son olarak da gzlerimiz ile gne arasnda bir yaknlk vardr. Ayn ekilde yi deas ile akl arasnda da bir yaknlk vardr. Bylelikle yi deas bizim iin anlam kazanr.14 (...) iyinin dourduunu sylediim varlk gnetir. yi, onu kendine e olarak yaratmtr. Grnen dnyada, gz ve grnen nesneler iin gne neyse, kavranan dnyada da iyi, dnce ve dnlen eyler iin odur. (...) ruh iin de yle dn: Ruh, baklarn gerein ve varln aydnlatt bir nesneye evirdii zaman onu kavrar, bilir ve tam bir anlaya varr. Ama, karanlkla kark doan ve len geici eylere evrildi mi, yarm yamalak, bulank grr onlar. (...) ite nesnelere gerekliini, kafaya da bilen gcn veren iyi ideasdr. Bilinen eyler iin de yledir. Bilinme zelliini iyiden alrlar.15 Platon Devlette, gerekliin iki ynn dile getirir. Bunlar duyularn, eylerin dnyas ve aklsal olann, dealarn dnyas olarak isimlendirilir. Platon bu iki dnyay bir izgi ile birbirlerinden ayrlm olarak tasvir eder. izginin iki yannda kalan bu dnyalar da kendi aralarnda iki blme ayrlmlardr. Her bir dnya iin iki bilgi seviyesinden bahsedilir. Bunlar doxa ve epistemedir. imdi iki ayr uzunlukta, ortasndan kesilmi bir izgi dn. Bu iki paradan biri grlen dnya, teki de kavranan dnya olsun. Paralardan her irini ayn orantyla yeniden ikiye bl. Nesnelerin aydnlk ve karanlk derecelerine gre grlen dnyada bir para elde edeceksin: Yanslar paras. Yans dediim ey, nce glgeler, sonra suda, ya da parlak yzeylerde grlen ekiller ve onlara benzer btn daha baka grntlerdir, anlyor musun? Evet, anlyorum. imdi bir tarafna yans dediim izginin br yarsn al. Orada canl varlklar, bitkiler ve insann yapt btn nesneler bulunsun. Peki. una da bir diyecein var m? Grnen dnya sahte ve gerek diye ikiye ayrlr. Bir eyin yanss, kopyas ondan ne kadar ayrysa, sanyla bilgi de birbirinden o kadar ayrdr, deil mi? Evet. imdi kavranan dnyann izgisini nasl keseceiz, onu dn. Nasl? yle: Bldmz izginin ilk parasnda ruh, deminki paraya asllarn koyduumuz nesneleri birer yans olarak ele ald iin, aratrmalarna varsaymlardan gitmek zorunda kalr; ilkeye deil, sonuca gtren bir yola girer. kinci parada ruh, yanslara ba vurmadan varsaymdan ilkeye gider; aratrmalarn yalnz kavramlarla yapar.16 Daha sonra izginin ikinci blmnde yeralan kavramlar ele alnr. imdi kavramlar izgisinin ikinci blmne gidelim. Burada akln kendiliinden dialektika gcyle kavrad eyler vardr. Burada akl, varsaymlar birer

ilke diye deil, sadece varsaym olarak, birer basamak, dayanak olarak alr. Btn varsaymlarn stndeki btnn ilkesine ykselir. Bir ilkeye ykselince, onsan kan btn sonulara dayanarak varaca son yere varr. Bu arada grlen, duyulan hibir eye ba vurmaz. Kavramdan kavrama geerek, sonunda gene bir kavrama varr.17 Buradan hareketle her bir blme daha nce dile getirilen dn biimlerinden hangilerinin uygun decei belirlenir. imdi bizim izgi zerinde yaptmz drt blme, drt trl dn yolunu uygula. En yksek blme kavray diyelim, ikincisine kar, ncsne inan, drdncsne de san. Sonra bunlar aydnlk derecesine gre sralayalm. Bunu yaparken de, bir eyin geree ne kadar yakn olursa o kadar aydnlk olacan unutmayalm. Anlyorum, dedi, koyduun sray da uygun buluyorum.18 eyler dealardan pay alrlar (metheksein) ya da onlara katlrlar. Dnyann gerek ve kalc olarak kabul edilen ynleri de dealardan pay alma durumuna balanr. Ancak, dealar ile eyler arasndaki bu pay almaya dayanan iliki ne trden bir ilikidir? Pay alma denildiinde eylerin dealardan kendilerine ait olan dilimi almalar gibi bir durum akla gelmemelidir. nk byle bir paylama sz konusu olsayd, tek tek her bir var olan ayr bir deadan pay almak durumunda kalrd, bu da sonsuz sayda deann varln gerektirmi olurdu. Oysa buradaki durum, gne ile gnein sayesinde grnr olan nesneler arasndaki iliki gibidir. eyler sahip olduklar gereklik derecesini idealardan alrlar. eyler idealardan pay alp onlara katlrken; dealar bundan hi bir ekilde etkilenmez ve eylerden ayr var olmaya devam ederler. Her bir dea tektir, ondan pay alan eylerin says ise belirsizdir. Bir deann balangc ve sonu yoktur; bundan dolay sabit ve deimezdir. Duyulanan eyler ise geicidir, nk srekli olarak bir deiim iindedirler. Duyulanabilir nesneler ile dealarn varolua birbirlerinden bu denli farkl olup, yine de birbiriyle bir iliki iinde olmas Platon yorumcular iin olduka nemli bir zorluktur.19 Platona gre, insan her iki dnyann yesidir. nsan, iinde yerald bedeniyle fizik dnyaya aittir; cisimsel olmayan aklyla da dealar dnyasnn bilgisine ulaabilmeye yatkndr. Duyular araclyla yalnzca fizik nesnelere ulalabilirken; akl nesnesi dea olan bilgiye elde edebilir. Bu da epistemedir. Platon iin bilim o halde, hakikate ilikin bilgiyi iermelidir. Her bilimin nesnesi dea olmak durumundadr. ncesiz sonrasz ve deimez dealar dnda herhangi bir nesne mutlak bilime konu olamaz; dealar dnda herhangi bir ey bilimsel bilginin nesnesi olma niteliine sahip olamaz.20 Duyular araclyla edinilen empirik bir bilim yararl olabilir. Ancak bu bir bilgi deildir; sadece gerek nesnelerin glgelerine ait olmak durumundadr. Baka deyile, byle bir bilimin nesneleri hakikatten iki kere uzaktr, tpk maaradaki glgeleri douran atein, yeri geldiinde gerek dnyann gerek nesnelerini aydnlatan daha byk gnein yalnzca taklidi olmas gibi.21 Ancak Platon fizik nesneleri btnyle darda brakmaz. Bu nesneler, rnein bir at deasn dnrken kullanlan yardmclardr. Bu durum bir matematikinin gen hakknda dnrken izili bir geni kullanmasna benzetilebilir. Bu yolla Platon bilim ile ilgilenen bir kiinin algy kullanabilmesinin nn aar. Ancak bu ekilde bilgisine ulalan nesneler, alglad nesneler deildir. Baka bir deyile, fizik nesneleri btnyle gz ard etmek sz konusu deildir, ancak gerek olann bilgisine bu yolla ulalamaz. Platon, bilgisine akl araclyla ulatmz bir dnyann ancak gerek olabileceini, duyu tecrbemize konu olan dnyann ise yanlsamalarn dnyas olduunu ne srmt. Aristoteles, fizik dnyadan ayr byle bir dnyay kabul etmez. Ona gre gerek dnya, duyu tecrbemize konu olan dnyadr. Sorular 1. Platona gre deann anlam nedir? dealar Dnyas ile anlatlmak istenen nedir? 2. dea ile bilgi arasndaki iliki ne ekilde ortaya koyulabilir? 3. Platonnun yi deas ne anlama gelmektedir? Hafta e- Ders Kitap Blm 4: de Kavram II z: dea kavram Aristoteles felsefesi asndan ele 4. Ders alnacaktr. Abstract: The concept of idea in Aristotles philosophy will be examined. Platon iin idealar, fizik dnyada yer alan eylerin kendilerinden pay aldklar varlklardr. Aristotelese gre ise bunlar, ayr bir dnyada deillerdir; fizik dnyann iinde yer alrlar.1 Aristoteles iin form, nesnenin iindedir. rnein at kavramn dndmzde, o duyulamamza konu olan tikel attan ayr bir yerde deildir. Benzer biimde, her tr duyulanabilir eyden bamsz bir beyaz ideasn da dnmek mmkn deildir. Aristoteles imdi bu ekilde konumann yalnzca hibir aklama gc olmayan, yararsz deil fakat ayn zamanda bo ve anlamsz bir konuma olduunu syler. Beyaz deneyimimizde beyaz bir cismin rengi olduu iin, hibir eye balanmam saf beyazla atfta bulunamayz. Aristotelesin bu noktada Platonla yollar ayrlr. Onlarn bizim konumamzla hibir ilgisi yoktur, der.2 Aristotelesin gerek olarak belirledii, duyulamamza konu olan dnya, ancak oluturucu unsurlarnn ve bu unsurlar arasndaki ilikilerin; bu unsurlarn nasl i grdklerinin aklanmas yoluyla anlalabilir. Btn fizik nesneler, deimektedirler. Ne var ki felsefi bilgi sz konusu olduunda bu nesneleri, deiiyor olmalar gerekesiyle, btnyle darda brakmak mmkn deildir. Ancak Aristotelese gre, tikellerin bilgisi ya da tikeller arasndaki ilikinin bilgisi yoktur. Ona gre, duyulara konu olan nesnelerin deiiminden hareketle, neyin deimeden kaldn ortaya karmann mmkndr ve bu nedenle de esas olarak bu deiim nesnesine bakmak gerekir. Bu deiime bakldnda, her trden nesnenin deiimi sz konusu olduunda geerli saylabilecek drt nedenin varl ortaya kar. Bu drt neden deien ey ile ilgili olarak sorulabilecek sorulara verilen cevaplara karlk gelir. Bu sorular u ekilde biimlenir: Deien nedir? (maddi neden) Deien nesne neye doru deiir? (formal neden) Ondaki bu deiime yol aan nedir? (fail neden) O hangi nedenden dolay, neye doru deiir? (ereksel neden)

Balangta her nesneye ait, ondaki deiimi mmkn klacak bir potansiyel vardr. Deime de bu durumda, nesnede varolan potansiyelin aktel hale gemesi anlamna gelecektir. Balangta her nesne deiime urama potansiyeline sahiptir. Madde belli bir forma sahipken, deiim ile bir baka forma sahip olur. rnein bir mee palamudu, mee aac haline geldiinde bir deime sz konusu olurken, form kalc ve srekli olacaktr. Ne madde ne de form varla gelmemilerdir. Bunlarla yakn maddeyi ve yakn formu kastediyorum. nk deien her ey, bir ey tarafndan bir ey olmaya doru deien bir eydir. Deimenin kendisi tarafndan meydana getirildii ey, yakn hareket ettiricidir. Deien ey, maddedir. Maddenin, kendisi olmaya doru deitii ey, formdur.3 Her yerde rastlanabilecek bu tr deimede herhangi bir dsal mdahale zorunlu deildir. Nesne kendiliinden doal olarak deiir ve yeni bir forma sahip olur. Deimekte olan ey, iaret edilebildii lde gzlemlenebilirdir. Oluun hedefine madde formunu kazandnda ulalm olunduundan, bir eyin formu onun gerekliidir ve genelde form gereklik ya da gerek olandr. te yandan bu niteliiyle madde daha sonra olaca fakat bunu olma gcne sahip olmas gereken henz olmayan olmas hasebiyle kuvve halindelik ya da kuvve halinde olandr. ayet maddeyi formsuz dnrsek, belirsiz olduundan snrlanmam her trl cevherin mterek dayana denilen ilk maddeyi elde ederiz ki, salt kuvve halinde kaldka kendi bana asla varolmaz ve hibir zaman varolmamtr.4 Nitelikler ancak kendilerine yklendikleri eyler ile birlikte varolabilirler. Dier bir deyi ile genel olan tzsel bir nitelie sahip deildir. Bylece cevher (ousia) olarak kabul edilebilecek eyler, tikellerdir.5 Doal nesneler kendilerine ait potansiyel dahilinde, kendi trne zg olan formu kazanma eilimindedir. Doadaki deiimler, her bir nesnenin kendi trne ait olana, potansiyel olandan aktel olana geileri olarak dnlebilir. Deime potansiyel olan varolduu ve baka bir forma dnme olasl olduu srece devam eder. Baka bir forma dnmenin mmkn olmad anda deime de sona erer. u halde, nesnelerin amacnn bir deimezlik ve hareketsizlik haline ulamak olduu dnlebilir. Her trl deiim bir deimez olan, her olu olu halinde olmayan bir eyi n gerektirir. Daha kesin sylemek gerekirse, doas iki yanldr: bir ey olan ve zerinde deiim meydana geldii dayanak ve dayanaa iletimi bu deiimin temelini tekil eden nitelikler.6 Aristoteles Metafizik VII. Kitapta ide ile tz arasndaki iliki zerinde durur. Eer idealar varsa ve eer kendinde Hayvan, kendinde nsan ve kendinde At da mevcutsa, ya hayvan saysal olarak tek ve ayn eydir veya o her trden farkl bir eydir. (...) Ayrca [ Platoncularla birlikte] insan trn meydana getiren btn elerin dealar olduu kabul edilirse, dealar bir eye, tz baka bir eye ait olmayacaktr; nk [sistemin iinde] bu ayrlma imkanszdr. Dolaysyla trlerin her birinde bulunan hayvan, kendinde Hayvan olacaktr.7 Herhangi bir renk soyutlanm olarak, yani baka niteliklerden ayr olarak dnlebilir. Bu durum o rengin kendi bana mutlak bir varla sahip olduu yanlgsnn ortaya kmasna yol aar.8 deler, fizik dnyadan sadece dncede ayrlabilirler; olguda ayrlamazlar. Aristoteles iin, tmel kavramlarn anlam onlarn cevherlerin tikel niteliklerine karlk gelmelerinde yatmaktadr. Bylelikle ideler, tikel eylere ait ortak nitelikler anlamna gelirler. Onlar nesnelerden bamsz bir biimde varlklarn srdren kavramlar deildirler.9 Aristotelese gre, bireyin ve dolaysyla da idenin tanmlanmas mmkn deildir. Tanmn imkannn incelenmesinde Aristoteles bundan u ekilde bahseder: Bireysel duyusal tzlerin ne tanm, ne de kantlamas vardr. nk bu tzlerin, maddesi vardr; maddenin doas ise olmak veya olmamak imkandr ve bundan dolay duyusal tzler iinde bireysel olanlarn tm, yokolua tabidir. O halde eer kantlamann konusu zorunlu olan ise ve eer tanm sadece bilime aitse; te yandan nasl ki bazen bilgi, bazen bilgisizlik olan bir bilim olmad gibi (nk bu eretilik, oturmamlk durumu, sadece sannn zelliidir), ayn ekilde olduundan baka trl olabilen eyin kantlamas ve tanm olmas da mmkn deilse (nk olumsal olan ele alan, sadece sandr), bireysel duyusal tzlerin ne tanmlar, ne de kantlamalar olamayaca aktr. (...) herhangi bir ideay tanmlamak da imkanszdr; nk idea varln savunanlarn syledikleri gibi, bireyler snfna girer ve bamsz bir varla sahiptir.10 Aristotelesin, Platon iin yalnzca glgelerden ibaret olan grnlerin dnyasn soruturmasnn esas konusu olarak almtr. Bu soruturma dnyann insan nasl etkiledii sorusuna doru geniler. Bu yalnzca duyulamamzn konusu olan nesnelere ait fikirlerimizi deil, fakat ayn zamanda inan ve deerlerimizi de kapsayan bir soruturmadr. Aristoteles bylelikle, bir yandan duyu deneyimine, bir yandan da insana ilikin inan ve deerlere belli bir felsefi gvenilirlik yklemektedir. Sorular 1. Platon ile Aristotelesin idea tanmlar arasndaki temel farklar nelerdir? 2. Aristotelesin drt nedeni nelerdir, bu nedenleri birbirleri ile ilikileri zerinden aklaynz. 3. Aristotelese gre idea ile tz arasnda nasl bir iliki vardr? 4. Aristoteleste potansiyel ve aktel kavramlar ne anlama gelmektedir? rneklerle aklaynz. Hafta e- Ders Kitap Blm 5: de Kavram III z: 5. Ders de kavram Descartes felsefesi asndan ele alnacaktr. Abstract: The concept of idea in Descartes philosophy will be discussed. Descartes, yalnzca fiziki dnyann zelliklerini deil, ayn zamanda bu dnyann, gerekliin dier eleriyle arasndaki ilikiyi de aklamay hedeflemitir. Hedefi dorultusunda Descartes, btn gerekliin iki ayr tzden meydana geldiini ortaya koyar. Birbirine indirgenemeyen bu iki tz, zihin ve maddedir. Var olan her ey bu iki tzn farkl biimlerde bir araya gelmeleri sonucunda oluur. Buradaki anlam ile tz, var olmak iin kendisinden baka hibir eye ihtiya duymayan eydir. Maddi tz evrende belli yasalara tabidir. Bu yasalar vastas ile btn fiziki srelerin aklanmas

mmkn olur. Evrenin her yerine yaylm olan maddenin kendisine tabi olduu yasalar, temelde basit mekanik yasalardr. Bu modelde dnya, belli bir yer igal eden byk bir makine olarak dnlr. Bu makinenin her bir parasn aklayabilecek sistem geometridir. Bu makine belli unsurlardan bir araya geldiine gre, bu unsurlarn hareketleri de kendilerinden ayr, etkin bir g ile balantldr. Makinenin btn, Tanrnn koymu olduu yasalara gre hareket eder. Fiziki dnyadaki her bir hareketin nedeni, Tanrdr. Yer kaplayan her ey bir dzen halinde ve mekanik bir yapdadr. Dolaysyla yalnzca cansz nesnelerin deil, canl varlklarn da hareketleri bu yolla aklanabilir. Ancak bu mekanik dnyann dnda kalan bir baka tz daha vardr. Mekanik yasalara tabi olmayan bu tz, dnen, irade gsteren zihindir. Yaratlm her tz, onu her ne ise o yapan zsel nitelie sahiptir. Maddenin zellii yer igal etme iken, zihnin zellii bilinli olma ya da dnmedir. Descartesa gre zihinsel tz ile, maddi tz arasnda mutlak bir ayrm bulunmaktadr. Maddi tzn farkl biimleri grnr olsa, btn olarak dnldnde birdir. Zihinsel tzn ise en yksek rnei Tanrdr ve bireysel zihinler olarak da kendini gstermektedir. nsann iki temel yetisi vardr. Bunlar anlama yetisi ve iradedir. Anlama yetisi, insann bir eyleri idrak etmesini salarken; irade eylerin varolduklarn ve onlara ait olduu dnlen nitelikleri tasdik ya da inkar eder. Her iki yeti de insana Tanr tarafndan verilmitir. Anlama yetisi, insan mmkn olan her eyin idesine sahip olamayaca iin sonludur. Ancak irade iin byle bir snrn varl sz konusu olamaz. Descartesa gre bilginin gvenilirlii onun ak ve seik olma zelliklerine sahip olup olmad ile ilikilidir. Aklk zihine dolaymsz olarak sunulan ve zihnin kolaylkla bilincine varabildii bir nitelie iaret eder. Descartesa gre insana yeterince gl bir biimde etki eden eyler aktr. Aklk ile ilgili olarak, di ars gibi canl duyu deneyiminden veya dnme gibi zihinsel faaliyetlerden hareketle rnekler verilir. nsan btn bu rneklerde, ister duyu deneyimlerinde ya da ister zihinde olsun, bir eyin ortaya ktn, orada olduunu fark eder, daha dorusu farketmeden yapamaz.1 Seiklik ise tam ve dakik olan; baka her eyden farkl ve yalnzca kendisinde aka varolan bir eye iaret eder. Bir ey seik olmakszn yalnzca ak olabilirken; ak olmakszn seik olamaz. 2 Bir duyu deneyimi ya da bir dnce kendisinin tam olarak bilincinde olduumuz zaman aktr. Doasnn ne olduuna emin olunmad durumlarda ise seik deildir. Descartesn verdii di ars rneinde insan, diinin ardndan emindir. Bu onun iin aktr. Ancak di arsnn kaynann rnein, beyin mi yoksa diin kendisi mi olduunu; yoksa bu arnn her ikisinden de mi kaynaklandn bilemez. Bu durumda di arsnn varl kesin olduundan aktr; fakat baka bir eyle kartrlma olasl olduundan ve baka her eyden ayrlacak biimde tanmlanamadndan seik deildir.3 nsan herhangi bir ey hakknda ak ve seik bir bilgiye sahip olduunda, bu ey hakknda yanlgya dmediinden emin olabilir. Ak ve seik olduuna emin olmad durumlarda ise yargsn askya alabilir. Ak ve seik olmayan konularda verilen yarglarn yanl olmas muhtemeldir. Bu durumda yanlln sorumluluu, insanlar yanltmayan ve ak ve seik olan doru olarak kabul etmeye zorlayan Tanrda deil, fakat insann kendisindedir. Ak ve seik olann snrlar dhilinde kalndnda yanlla dlmez, ancak ak ve seik olmayan doru kabul edildiinde yanlla dlebilir. 4 Descartesa gre fizik nesneler sz konusu olduunda, onlarn ak ve seik bilinebilecek ynleri, matematiksel zelliklerinden hareketle ulalabilecek olan dncelerdir. Herhangi bir cisme ilikin, ak ve seik olan dnce, o cismin belli bir ekle ve hacme sahip olmasndan kaynaklanr. D dnyaya ait eylerin yalnzca matematiksel zellikleri ile ilgili dncelere sahip olabiliriz; ancak bu bilgi eylerin gerekten varolup olmadklarna ilikin bir fikri bize salamaz. Descartesta gre Uslamlamalarla ortaya kabilecek kimi baka apak dorularn, algdan kaynaklanmadklar halde anlmzda bulunmalarn doutan dnceler (bilgiler)olarak niteliyor. Her anlk ortak olan bu doutan dnceleri tar. Bilgi, bunlardan, tpk matematikte yapld gibi, tmdengelimsel karmlarla retilir: Doutan dnceler ilk bata (ocuklukta) anlkta belirgin deildir. ocuk evresini algladka bunlar belirginleir; bilinli duruma dnrler.5 O halde Descartesa gre insan, bir takm doutan idelerle dnyaya gelir. Alg bu idelerin ortaya knda tek bana yeterli olamaz. Akl bu ideleri kullanmada zaman iinde geliir, deneyim kazanr. Ancak usun, doutan bilgiler yoluyla yourduu alg bilgiye gtrebilir. Bu da ancak tikel nesnelerin bilgisidir. Kalc, genel bilgi, anlkta doutan bilgilerden karsanr.6 D dnya ile ilgili olarak insann sahip olduu ideleri, onlar var olmasalar bile Tanrnn yaratm olmas ihtimali de mantkl grnmemektedir. nk Descartesa gre Tanrnn, insanlar aldatma ihtimali yoktur. u halde geriye yalnzca cisimlerin, duyulara konu olduklar biimde var olduklar ihtimali kalmaktadr. nsan zihnindeki d dnyann ve cisimler ile ilgili olan idelerin nedeni, bizzat bu dnyann kendisidir.7 Descartesn, eylerin neliine ilikin dncelerinin nemli bir ayan, eylere nitelikleri zerinde yapm olduu, birincil ve ikincil nitelikler ayrm oluturmaktadr. Ona gre, eylerde bulunduu dnlen baz nitelikler, aslnda o eylerin kendisinde bulunmamaktadr. Ses, tat, koku, renk vs. gibi zellikler nesnelerin ikincil nitelikleridir. kincil nitelikler, duyularn durumuna bal olarak deimekte olan, znel niteliklerdir. Bu nitelikler yalnzca zihne ait duyumlardr ve onlarn, eylerin kendilerine ait olduklarn sylemek mmkn deildir. Bu nitelikler duyularmzla ilikilidir ve duyularla birlikte onlarn da deitikleri kolaylkla gzlenebilir. znel olan bu niteliklerden hareketle ak seik bir bilgiye ulalamayaca aktr. Dolaysyla bu duyusal niteliklerin bilimsel aratrmalara konu olmalar mmkn deildir. Duyularn

deimeden kald bir durumu dnecek olursak, nesnede yine de deime meydana geliyorsa, bu nesnenin kendisine ait bir durumdur. Ancak Descartesa gre, nesnede nasl bir deiimin meydana geldiini bilmek mmkn deildir. Bu deiim nesnenin gerek nitelikleri olarak adlandrabileceimiz bir baka nitelik trne ait olmak durumundadr. Birincil nitelikler olarak adlandrlan bu nitelikler, duyulara bal olmayp, onlardaki herhangi bir deiimden etkilenmemektedirler. Birincil nitelikler bir nesneye ait olup, ondan ayr dnlemeyen niteliklerken; ikincil nitelikler bu nesnenin duyular zerinde yaratt etkiden ibarettir. Maddi nesnelere ait bu duyumlar, birincil niteliklerin, duyular zerinde yarattklar etki sonucunda oluurlar. Descartesn ortaya koyduu birincil nitelikler tanm Locke gibi dnrlerin birincil ve ikincil nitelikler tanmlaryla neredeyse ayndr. Birincil nitelikler bir maddi nesneyi, maddi olarak tanmlamak iin gereken niteliklerdir. Yalnzca duyulara ait olan zellikler olarak kabul edilen renk, ses, koku gibi ikincil nitelikler, rnein yer kaplamann bir biimi ya da tarz deildirler. Bu nedenle birincil nitelikler ile ikincil nitelikler arasnda temel bir ayrm vardr.8 Descartes, fizik dnyann insan bilgisine konu olan ynnn yalnzca cisimlerin matematiksel zellikleri veya ekil, hareket vs. gibi birincil nitelikleri olduunu dile getirir. Bu durumda duyulara konu olan ses, renk, tat vs. gibi zelliklerin doruluundan emin olmak mmkn deildir. nk bu nitelikler insan iin ak ve seik olan bir bilgi salamaz. D dnyaya ilikin bilimsel bilgi, hareket, yer kaplama, hareket vb. nitelikleri ele alan matematiksel fizik zerinden edinilebilir.9 1. Descartesa gre gvenilir bilginin zellikleri nelerdir? 2. Descartesa gre tz nedir? Ka eit tz vardr? Aklaynz. 3. Descartes birincil ve ikincil nitelikler arasnda ne tr bir ayrm ortaya koyar, bu ayrmn bilgi zerindeki etkisi ne ekilde gerekleir? 6. Hafta e- Ders Kitap Blm 6: de Kavram IV z: de kavram Locke felsefesi asndan ele Ders alnacaktr. Abstract: The concept of idea in Lockes philosophy will be examined. Locke felsefesinin merkezinde olan kayg, Descartesta olduu gibi yalnzca btn bilgimizi kendisi zerine ina edebileceimiz bir temel bulmak deil, fakat bundan baka bilginin snrlarn ve edinili biimini ve dolaysyla da insan aklnn neliini ortaya koyma uradr. Locke, tm insanlarn zerinde uzlama vardklar sylenen ve dolaysyla doutan sahip olduu dnlen bir ide kavramna kar kar. Descartes, felsefesini temellendirirken iki nokta zerinde durur. ncelikle apak olan dorularn tecrbeden deil, deneyden geldiini savunur. Doal olarak Locke, usuluu ve zellikle doutan bilgiler retisini yadsr, ancak Descartesn alg ve anlk kuramn hemen hemen olduu gibi benimser. Alg konusunda karlat en byk sorun Descartes bir alg kuramnn usuluk dnda, kukuculua kar nasl savunulabileceidir. Locke bunu kukucu uslamlamay snrlayarak yapar. (...) ortaya koymaya alt, Descartestan 18. yya sarkan d dnya zdekciliinin deneycilikle elitiidir.1 Lockeun, Descartesn ide anlayna ilikin getirmi olduu eletiriler, kendisinin ide kavramna ilikin yaklamn ekillendirir ve doutan ideler retisinin reddi felsefesinde geni yer tutar. Empirisist felsefenin en nemli temsilcilerinden biri olan John Locke, her tr bilginin kaynann deneysel tecrbe olduu grndedir. Felsefesinin merkezinde bulunan ide kavramn da empirisist anlay ile uyumlu olacak ekilde, dnlen ya da alglanan her trden zihin ierii anlamnda kullanr. Zihnin kendisinde alglad ya da algnn, dncenin ya da anln dolaysz nesnesi olan her eye ide diyorum; zihnimizde herhangi bir ide retme gcn de, gcn bulunduu nesnenin nitelii diyorum.2 de, dnme faaliyeti srasnda, zihnin konusu veya nesnesi olan her eydir. Bu balamda yalnzca duyulara konu olan eyler deil, her trden duygu durumu vs. de ide olarak anlr. Dier bir deyi ile Locke, zihinde mevcut olan her eyi, ide kavram altnda toplamtr.3 Lockea gre ideler, doutan gelmezler. bellekte doutan ideler yoktur.4 Ruh doduunda zerinde hibir ey yazl olmayan, btnyle bo bir levha gibidir (tamquam tabula rasa). Doutan getirmi olduu hi bir ey yoktur. Bilginin tm malzemesi tecrbe ile birlikte gelir. Bilginin temelinde bulunan idelerin kayna tecrbedir. Tecrbe aracl ile edinilen idelerin, iki anlam vardr: bunlardan ilki, duyular araclyla edinilen dsal alg ya da duyu; dieri ise fizik durumlarn isel algsna iaret eden refleksiyondur.5 Locke, fizik alan aan, grnn ardndakine ilikin metafizik bir bilginin mmkn olmadn dnr. Ona gre byle bir bilgi gerekli de deildir. Lockeun programnn sadece felsefeye, felsefi dnceye ampirik bilgiye zg yntem ve ltleri uygulamakla kalmayp, deneyime dayal bilginin insan varlklar iin mmkn olan yegane bilgi tr olduunu gstermekten olutuu sylenebilir.6 nsan bilgisi fenomenlerle snrldr. nsann fenomenleri bilmesinde, sahip olduu snrl yeti akldr. Locke iin akl, doutan pratik ya da teorik ilkelere sahip deildir. Bu akl, evrenin aklsallna katlan, deerleri kefeden, deer yaratan, amalar tartan, en azndan birtakm pratik ilkelerle tehiz olunmu bir akl olamaz. 7 O, yalnzca insana Tanr tarafndan verilen bilme yetisidir. nsan iin doutan idelerin olmamasnn birtakm sonular ortaya kar. Szgelimi doutan olduklar iin ilahi bir kkene sahip olduklar dnlen ideler, bu durumda, felsefi sorgulama iin zorunlu grlen bir incelemeye tabi tutulmakszn kabul gremezler. Benzer ekilde Locke, doutan idelerin, kutsal ynlerinden tr metafizik iin aksiyomatik bir zellik tadn savunan Skolastiklerin grlerinin de eletirilmeleri gerektiini dnr. Lockeun, deneyimin bir kenara braklp yalnzca doutan idelerle aklanabilecei dnlen metafizik sistemlerin karsnda olduu sylenebilir.8 Lockea gre, doutan olduu dnlen ideler ya da ilkeler, speklatif ve pratik olmak zere ikiye ayrlr. nsan ruhlarnn ilk varlklarnda edindikleri ve kendi doalarna bal bir yeti iin olduu gibi zorunlu ve

gerek olarak kendileriyle birlikte dnyaya getirdikleri deimez izlenimlerin bulunmas gerektii dnlr. 9 Speklatif ilkeler, mantn temel aksiyomlar olarak kabul edilen, bir ey ne ise odur, bir eyin ayn anda hem varolmas hem de olmamas mmkn olamaz, trnden nermelerdir. Pratik ilkeler ise, insanlarn adil davranmalar gibi, ahlaki trden ilkelerdir. Locke bu ilkelerin hi birinin doutan olamayacan savunur. Locke, bu ilkelerin doutan geldiini savunanlarn argmanlarn eletirerek, onlarn hakszlklarn ortaya koymaya alr. Ahlak kurallar bir kant gerektirir, demek ki doutan deiller. Beni doutan klgsal ilkelerden pheye dren sebeplerden bir bakas da, bir kimsenin hakl olarak sebebini sormayaca bir ahlak kuralnn nerilemeyeceini dnmemdir; oysa bu ilkeler, her doutan ilkenin olmas gerektii gibi, doruluunu belirtecek bir kant ya da kabul edilmek iin bir sebep gerektirmeyecek biimde apak olsalard, byle bir sebep sorma gln ve sama olurdu.10 rnein, speklatif ilkelerin doutan olduunu gsterdii dnlen ilk argman olan, evrensel ittifak kant zerinde durur. Bu kanta gre bir ilke zerinde herkes tarafndan varlan bir uzlama sz konusu ise, bu ilke doutan olmak durumundadr. Lockea gre bu kant iin iki ynl bir itiraz dile getirilebilir. ncelikle, bir eyin herkes tarafndan doru kabul edilmesi, onun gerekten de doru olduunu mantksal olarak kantlayamaz. lkece herkesin yanlyor olmas mmkndr. Herkesin bir eye inanyor oluu, o eyin bilindiini gstermek iin yeterli deildir. Ve eer doru olarak bilindii kabul edilemiyorsa, bu bilginin doutan geldiini sylemek imknszdr. Locke, Bir eyin herkes tarafndan tasdik edilmesi veya bilinmesi durumunda bile, buradan sz konusu evrensel bilginin doutan olduu sonucunun mantksal olarak hibir ekilde kmayacan syler. Ve en sonunda da, doutanclarn argmannn kendisine dayand ncln, herkes tarafndan tasdik edilen ilkeler bulunduu nclnn yanl olduunu ne srer.11 Locke, bir kimsenin sahip olduu inan ya da dncenin bilinli olmak durumunda olduunu savunur. Bilinsiz inan, ayn zamanda eliik olacaktr. Bu durumda bilin sz konusu olmadan sahip olunan ide ya da ilkelerden, baka bir deyile doutan sahip olunan idelerden bahsetmek mmkn deildir. Lockeun kar kt bir baka gr ise, bir takm idelere doutan sahip olunduunu savunan anlaya benzemekte, fakat bir ynyle bu anlaytan ayrlmaktadr. Bu anlaya gre doutan gelen idelerin bilgisi ya da ilkelerin kendileri deil; fakat bu idelere, ilkelere sahip olmay salayan ya da bunu kolaylatran bir yetenek ya da kapasitenin varolduu anlaydr. Buna gre, bu idelere ulatran ey doutan gelen bir yetenek, eilim ya da kapasitedir. Locke bu gre de renme ile doutan olma arasndaki farktan hareketle itiraz eder. Ona gre bu anlay renme ile doutan olma arasndaki ayrm ortadan kaldrmaktadr. Bu durumda insana ait tm bilgiler doutan olmak durumundadr ki, byle bir eyi kabul etmek mmkn olamaz.12 Locke, sonrasnda ok daha youn bir biimde ahlaki ilkelerin doutan geldiini savunan gr eletirir. nsan zihninde doutan ahlaki ilkelerin bulunduunu savunanlar, bu grlerini yine evrensel ittifak argmanyla kantlama eilimindedirler. Ancak Lockea gre, ahlaki ilkeler zerinde byle bir ittifakn varolmas ihtimali, teorik ilkelerden bile daha azdr. Lockea gre, ahlaki ilkelerin herkes tarafndan onaylanmadnn, bu ilkelere btn insanlarn balanmadnn ve tek bir ahlak kuralnn bile herkes tarafndan kabul edilmi olmadnn son derece ak olduu ortadadr. Locke, insanlarn zellikle ahlaka ilikin ilkeler zerinde, fikir birlii iinde olmak bir yana, srekli bir tartma yaadklarn dnr. Hi bir ahlak kural yoktur ki, bir insana emredildiinde, o kii hakl olarak bir neden soramasn. Eer ahlak kurallar doutan olsayd ve doutan olan her prensip gibi kendiliinden apak olup, gerekliin anlalmas iin bir kanta ihtiya duymasayd, bu sorunun sorulmas gln ve anlamsz olurdu.13 Ahlaki ilkelerin doutan olmalar durumunda, insanlarn her bir ilkeyi kabul etmeleri ve onlara btnyle bal kalmalar gerekirdi. Locke idelerin doutan gelmediini kantladktan sonra, idelerin kayna ve nelii zerinde durur. Lockea gre ide, zihnin dnme faaliyeti srasnda kulland malzeme, varlklarn iaretleri ya da temsilleridir. Bu durumda, zihin bir ey hakknda dndnde ya da bir eyi algladnda; alglanan ya da dnlen ey fizik nesne deil, fakat onun zihindeki temsili olan idedir. delerin varlklar bir ispata ihtiya duymayacak kadar aktr. deler her trden bilginin temel malzemesini ve kaynan olutururlar. Ancak duyular bize bilgi verse de, onlarn verdii bilgi snrldr. Ve dnya hakkndaki tm dncelerimiz duyu yoluyla kazanm olduumuz kavramlarla snrlanm olduu iin, dnya zerine olan speklasyonlarmz da snrlanmtr.14 Hi bir ekilde insan yaratmasnn konusu olmayan ideler, farkl ekillerde bir araya gelerek, zihnin entellektel malzemesini olutururlar. D dnya ile ilgili her trden bilgiye ideler araclyla ulald tezi, Lockeun bilgi teorisi iin temeldir. deler dncenin nesneleridir. Herkes dndnn ve dnd srada zihninin urat eyin ideler olduunun bilincinde olduuna gre, insanlarn zihinlerinde aklk, dnme, devim, adam, fil, ordu, karanlk szckleriyle baka szcklerin anlatt trden idelerin bulunduu kukusuzdur.15 Dnme ise, idenin zihinsel bir deneyim anlamn tadn gsterir.16 Bu durumda Locke felsefesi balamnda idenin, ne trden olursa olsun, zihinsel ierik anlamna geldii sylenebilir. Bilgiye konu olan idelerin kayna deneyimdir. deler, d dnyaya ait fizik nesnelerin duyular yoluyla bir ekilde alglanmasndan sonra, zihnin gerekletirdii faaliyetlerin idraki sonucunda edinilir. Duyularmz nce duyulur tikel nesnelere ynelirler ve bu nesnelerin, kendilerini etkilemesinin deiik yollarna gre, zihne onlarn birok seik alglarn iletirler. Bylece bizdeki sar, ak, scak, souk, sert, ac, tatl ideleriyle, duyulur nitelikler

dediimiz btn teki niteliklerin idelerini ediniriz... 17 Locke, deneyimi duyum, d duyum ve dnm; refleksiyon veya i duyum olarak ikiye ayrr. Duyu, be duyudan herhangi biri ya da birden fazlasnn kullanm yoluyla gerekleen algdr. D dnyaya ait her trden nesne, idelere duyular araclyla neden olurlar. Duyular, duyulanabilir niteliklere sahip nesnelerden eitli biimlerde aldklar etkileri zihne aktarr. Bu ekilde, duyusal nesnelerin idelerine sahip olmak mmkn olur. Bu idelere zihin bir kez sahip olduktan sonra, onlar zerinden i grmeye, bu ideleri bilinli olarak ele almaya balar. Zihnin bu etkinlii, dnm ya da i duyum olarak adlandrlr. btn idelerimiz bu iki kaynaktan birinden gelir.18 Dnme, duyum olmakszn gerekleemez. Duyulanabilir eylerden hareketle, zihnin bir etkinlii sonucu ulalan dnm ideleri, duyum ile ulalmas mmkn olmayacak yeni bir ide tr salarlar. Fizik nesnelerin, duyum idelerine neden olamamalar gibi, bu idelerin de dnme idelerine neden olmalar mmkn deildir. Locke iki tr idenin varlndan bahseder, bunlar basit ve bileik idelerdir. Basit ideler btnyle dorudan tek bir duyu ya da birden ok duyu ile edinilen ya da yalnzca refleksiyon sonucunda sahip olunan veya hem duyu hem de refleksiyonla elde edilen idelerdir. Bileik ideler ise, zihnin bir etkinlii sonucu edinilen, basit idelerin ayrlmas ya da birletirilmesiyle oluan idelerdir.19 Basit ideler, tm dier ideler gibi duyum ya da dnme yoluyla kazanlrlar. Ancak onlarn en temel zellii baka idelerden meydana gelmemeleridir; bu ideler baka idelere ayrtrlamazlar.20 Bu ideler yalnzca zihin tarafndan meydana getirilemez ya da yokedilemezler. Bu nedenle insan rnein, daha nce tatmam olduu bir tadn idesine sahip olamaz. Lockea gre, bu idelerle daha nce tanlmamas durumunda, onlarla ilgili bir bilgiye sahip olmak da mmkn deildir. Bu nedenle basit ideler epistemolojik anlamda primitiftirler.21 Basit ideler bilginin temel malzemesini olutururlar ve drt balk altnda incelenebilirler. Bunlardan kimileri zihnimize ancak tek duyumla gelir. 22 (renkle, sesle, aydnlk, karanlkla vs. ilgili ideler); Zihne birden ok duyum yoluyla girenler de vardr.23 (yer kaplama, ekil, hareket vs. ideleri); bunlarn dnda tek bir dnme ya da i duyumla kazanlan ideler de bulunur. Alg idesini ve istek idesini dnmden ediniriz. Zihnin, en sk incelenen ve isteyen herkesin kendinde bulabilecei kadar sk ortaya kan iki byk ve nemli eylemi unlardr: Alglama ya da Dnme ve sten ya da steme.24 (alg, dnme, yani anlama yetisi ve isteme, yani irade yoluyla kazanlan ideler) Ve son olarak da hem duyum hem de dnme yoluyla edinilen ideler vardr. Duyum ve dnmn btn yollaryla zihne ulaan haz ya da holanma, ya da ac ve sknt, g, varolu, birlik gibi baka yaln ideler de vardr.25 Bileik idelere sahip olma, ancak basit idelerin edinilmi olmas ile mmkndr. Bileik idelere, zihnin ileyii sonucunda ve basit idelerin salad malzeme araclyla ulalr. Bu durumda basit idelerin elde edilmesi sz konusu olduunda btnyle edilgin olan zihin, bileik ideler sz konusu olduunda etkin rol oynamaktadr. Bileik ideler edinilirken ortaya kan bu etkin olma durumu, zihnin ayr faaliyetiyle kendini gsterir. Bu faaliyetlerden biri, zihnin ayn trden ideleri birletirmesi sonucunda bileik idelere ulamasdr.26 Karlatrmada zihin, iki ideyi yanyana dnr ve onlar zaman, mekn, derece gibi farkl zellikleri gz nnde bulundurarak kyaslar. Zihnin nc ilevi ise soyutlamadr. Soyutlama, zihnin bir ideyi birlikte varolduu ve gerekte ayrlmalarnn mmkn olmad dier idelerden ayrarak ve baka varlklara ait benzer ideleri de gz nnde bulundurarak genel bir ideye ulamasdr. Lockeun soyutlama ve soyut ideler hakkndaki grleri, Berkeleynin yine bu kavramlar hakkndaki eletirilerini anlamak asndan nem tamaktadr. Locke soyutlamay neredeyse Berkeleyyi nceleyen bir biimde aklar. Szcklerin kullanm bizim isel idelerimizin da dnk imlerinin yerini tuttuuna ve bu ideler de tikel eylerden alndna gre, eer edindiimiz her tikel idenin ayr bir ad olsayd, adlarn sonsuz sayda olmas gerekirdi. Bunu nlemek iin zihin tikel nesnelerden ald tikel ideleri genel yapmaya giriir; bu ilem, tikel idelerin, btn teki varolulardan ve zaman, yer ya da birlikte ortaya kan baka ideler biimindeki gerek varolu durumlarndan ayrlm olan, zihindeki grntler olarak ele alnmasyla yaplr. Buna SOYUTLAMA denir.27 Soyut ideleri ise Locke, cinslerin ve trlerin zleri olarak tanmlar. Herhangi bir eyin bir ada sahip oluu da yine soyut idelerle ilikilidir. Soyut ideler cinslerin ve trlerin zleridir. Demek genel szckler eylerin bir trn imlerler ve her biri bu imlemi zihindeki bir soyut idenin imi olarak kazanr; varolan eylerin bu ideye uygun olduklar grldke, bunlarn hepsi birden o ad, ya da ayn ey olan o tr, altnda toplanr. Bundan, trlerin zlerinin soyut idelerden baka bir ey olmad grlr. Bir trn zn tamak, bir eyi o trden yaptna gre ve adn baland ideye uygun olarak da bu ada bu ideyi belirleme hakk verdiine gre, z tamakla bu uygunluu tamak ayn eydir; nk bir trden olmakla bu trn adn tamaya hakk olmak ayn eydir.28 Zihinde belirlenen zler de yine bu soyut idelere iaret eder. z olarak kabul edilen eyler bu soyut idelerdir. Gerekten, genel adlarn tikel varlklarla bir balants olduu zaman, bu soyut ideler onlar birletiren araclar gibidir; yle ki, bizim ayrt edip belirlediimiz biimiyle trlerin zleri, zihinlerimizdeki bu kesin snrl soyut idelerden baka bir ey deildir ve olamaz.29 Trlere ait olduu dnlen ve adna z denilen eyler, birer soyut ide olma zelliini tarlar. Bunlar ayn zamanda eylere verilen adlar ve dolaysyla da eylerin snrlarn belirleyen zellikleridir. Her trn z soyut idedir. Bir tikel trn, kendisinden yapld ve bylece bakasndan ayrt edildii her cinsin ya da trn ls ve snr, onun z dediimiz eydir; ve z de, adn, bu idenin ierdii her ey bu tr iin zsel olacak biimde baland soyut ideden baka bir ey deildir.30 Locke, insan

bilgisinin sahip olunan idelerle snrl olduunu dile getirir. Bilgimiz delerimizi aamaz.31 Sahip olunan ter tr bilginin ierii de ancak idelerle olan ilikisi dhilinde deerlendirilebilir. Bilgi iki ide arasndaki uyumann ya da uyumamann alglanmasdr. Bylece, benim grme gre; bilgi, iki idemiz arasndaki balant ve uyumann ya da uyumama ve kartln alglanmasdr.32 Dolaysyla maddeye ya da maddi tze ilikin getirilecek aklamalar da yine bu ideler ve idelerin snrlar ile birlikte dnldnde mmkn olacaktr. Demek bilgimiz, idelerimizden daha dardr. (...) Bizde zdek ve dnme ideleri vardr, fakat yalnzca zdeksel olan bir varln dnebilip dnemeyeceini belki de hi bilemeyeceiz; nk anmn yardm olmadan, yalnzca kendi idelerimizin gzlemiyle, Tanrnn, uygun yapdaki kimi zdek dizgelerine alglama ve dnme gc verip vermediini ya da yine uygun yapdaki bir maddeye dnen bir zdekd tz katp katmadn bilmek, bizim iin olanakszdr.33 Sorular: 1. Lockea gre ide ne anlama gelmektedir? 2. Lockea gre ka tr ide vardr? Bunlarn zellikleri nelerdir? 3. Soyutlama ne demektir? Soyut ide ne demektir? 4. Locketa ide ile bilgi arasnda ne tr bir iliki vardr, aklaynz. Ders 7: de Kavram V z: de kavram Lockeun birincil ve ikincil nitelikler ayrm balamnda ele alnacaktr. Abstract: The concept of idea will be discussed by the context of Lockes distinction of primary and secondary qualities. Locke tz, zihindeki idelere neden ve fizik dnyada, duyular araclyla alglanan niteliklerin dayana olduunu dnr ve tz ne olduunu bilmediimiz bir ey olarak tanmlar. Lockea gre tzn neliine ilikin sylenebilecek eyler snrldr. En azndan tzn kesin olarak tanmlanmas mmkn deildir. Ancak onun ne olduuna ilikin sahip olunan fikirler, dier eyler zerinden yaplan akl yrtmelerle mmkn olabilir. Orada, bizi duyular araclyla eitli ekillerde etkileyen bir ey diye farkna vardmz birlikli bir ey vardr. O etrafndaki dier nesneleri de alglanabilir tarzlarda etkiler- yani, onun mevcudiyeti, kendileri de daha sonra gzlemcilere etki yapar, etrafndaki nesnelerde srekli olarak deiimlere yol aar. O nihayet, evresindeki baka nesnelerin etkilerinin yol at deimelere maruz kalr. Biz, ite bunun bir sonucu olarak, baka eyler zerindeki etkileri veya baka eylerin kendisi zerindeki etkileri sayesinde, bizi duyular araclyla dolayml veya dolaymsz bir tarzda etkileme glerine sahip bulunan bir ey kavramna veya bir ey tr fikrine ularz. te bu, Lockeun geleneksel tz kavramyla ilgili yorumudur. Bir tz sadece ok eitli etkileri yoluyla bilinen bir eydir. Biz belirli bir tz yalnzca onun duyusal niteliklerinin ve glerinin listesi araclyla dnebiliriz, ama o kendisinde, bu nitelik ve glerden, onlarn birlikte varoluunu aklayan, baka bir eydir.1 u halde, madde ve cisim kavramlarnn Locke iin ne anlama geldii sorusu zerinde durulmaldr. Lockea gre, madde ve cisim arasndaki iliki ve bu ilikinin neden olduu eliki, felsefe tarihi boyunca ortaya kan temel sorunlardan biridir. Madde ve cisim szcklerinin birbirinden seik idelerin yerini tuttuklar apak olduu iin, doada cisimden seik olarak bir de madde varm gibi, madde zerine ne kadar iinden klmaz tartmalara girilmitir. Bu iki terimin yerini tuttuu ideler kesinlikle ayn olsalard, bunlar her yerde, eit biimde, birbirinin yerine konabilirlerdi. Oysa btn cisimlerin bir maddesi vardr demenin uygun olmasna karn, btn maddelerin bir cismi vardr demek uygun olmuyor; bir cismin tekinden byk olduunu her zaman syleriz; buna kar bir maddenin tekinden byk olduunu sylemek aykr der (bunun hi sylenmediini sanyorum). (...) maddeden sz ettiimizde, o bir tek eymi gibi sz ederiz; nk gerekte o, her yerde ayn ve her yerde ebiimli olan bir kat tz idesinden baka bir ey iermez. Bizim madde idemiz byle olduuna gre, artk dnyadaki deiik katlklardan sz etmediimiz gibi deiik maddelerden de sz etmeyiz; oysa deiik cisimleri hem kavrar hem de onlarn szn ederiz, nk yer kaplama ve katlk deiebilir eylerdir.2 u halde Locke iin madde, ne olduu tam olarak dile getirilemeyen, ancak kendisine gene de ihtiya duyulan bir varla iaret etmektedir. Locke bir nesneye ait znel ve nesnel niteliklerin birbirlerinden ayrlmas gerektiini dnr. Nesnel nitelikler, birincil nitelikler olup bunlar say, ekil, uzam, hareket, vb. olarak saylabilirler.3 znel nitelikler ise ikincil niteliklerdir. Bu ikincil nitelikler alglayana bal olarak deiebilen nitelikler olup, nesnenin kendisine deil, fakat alglayana aittirler. kincil nitelikler bu durumda, renk, tat, scaklk, vb. gibi zellikler olmaldrlar.4 Birincil nitelikler dnldnde, rnein nesnenin, alglanyor olsun ya da olmasn, belli bir ekle sahip olmak ya da hareket halinde veya duraan olmak durumunda olduu aktr. Ayn ekilde fiziki nesnelerden bahsedebilmek iin onlarn belli bir sayda olduklarn dile getirmek gerekmektedir. Bu durumda birincil niteliklerin bir nesne iin nesnel nitelikler olduklar aktr. Lockea gre birincil nitelikler nesneden ayrlamaz olan temel niteliklerdir. Bu yalnzca bir nesnenin birincil niteliklerinin o nesneye ait olan idelere benzedii anlamna gelmez. Birincil nitelikler ayn zamanda fiziki bir nesne olmann, cisimsel bir ey olmann gerek ve yeter kouluna iaret eder. Bu durumda birincil nitelikler, nesneye ait zsel niteliklerdir. Cismin ya da nesnenin, maddi tzn, zn olutururlar. Birincil nitelikler herhangi bir surette isimlerden tamamen ayrt edilebilen eyler deildir. Birincil niteliklerin yle bir tabiat vardr ki, duyularmz onlar, alglanan maddenin her ksmnda yakalar. Birincil nitelikler, cisimlerin kalc, ortadan kaldrlamaz, ilk ve kurucu nitelikleridir.5 Nesnenin kendisi ya da ona ait birincil nitelikler deiebilirler, ancak bir nesnenin, bu niteliklerden yoksun olmas dnlemez. Locke, buradan hareketle idelerin fizik nesneleri temsil ettiklerini, fizik nesnelerin de idelere neden olduklarn dile getirir. delerle, eyler arasnda iki ynl bir ilikiden sz edilebilir. Bu iliki bir ynyle temsili bir ilikiyken; dier ynyle de nedenseldir.6 Lockea gre, fizik

nesneler, birincil niteliklerin zihinde ideleri yaratmalar yoluyla idelere neden olurlar. Birincil niteliklerle ilgili olan ideler, fizik nesnelerden kan ve alglanabilir olmayan fiziki paracklarn eylemleri sonucunda oluurlar. Bu fiziki paracklar, duyu organlarna temas ederek ve hareket yoluyla etkide bulunurlar. Birincil nitelikler dnldnde, bir nesnenin rnein sesi, o nesne ile ilgili olarak bizde olumu olan bir ideye iaret eder. Bu idenin olumas nesnenin birincil nitelikleri ile kurulan bir iliki sonucunda gerekleir. Ancak ikincil nitelikler, birincil niteliklerin tersine nesnel zellikler olmayp, alglayan kiiye gre deien yani znel olan zelliklerdir. Bu niteliklerin nesneye ait olan ynleri yalnzca, nesnenin birincil niteliklerinin alglayan kiide eitli duyumlara yol ama gleri olarak dnldnde ortaya kar. Buradaki ana dnce, yeryznde duyular ve beyinleriyle varolan hibir yaratn olmamas durumunda, ieklerin koku vermeyecekleri, ama ayn byklk, ekil ve konuma yine sahip olmaya devam edecekleri dncesidir. Bir birincil nitelii birincil klann ne olduu biraz daha aratrlrsa, onu birincil klann matematiksel yaps olduu ortaya kar. Birincil nitelikler, zel bir anlam iinde nesnel olan, matematiksel olarak lmlenebilir niteliklerdir.7 kincil nitelikler, nesnenin kendisinden ayrlamaz olan birincil nitelikleri araclyla duyular etkileme gleri ve biimleridir. Dolaysyla ikincil nitelikler, hem birincil niteliklere hem de alglayana baldrlar. kincil nitelikler alglayanda ideleri meydana getirme kapasitesi olarak anlalabilirler. Ancak bu kapasitenin varl yine nesnenin birincil niteliklerine baldr. Bu nedenle ikincil niteliklerle ilgili idelerin varlndan birincil nitelikler olmakszn bahsedilemez.8 kincil nitelikler ise cari olarak, cisimlerde bulunan birincil nitelikler, yani byklk, ekil, doku ve duyulur olmayan ksmlarnn hareketi araclyla bizde renkler, sesler, tatlar, vb. deiik duyumlar yaratma kudretinden/gcnden ibarettir. kincil nitelikler, cisimlerde reel olarak bulunmaz; cisimlerde sadece, bizde ikincil niteliklerin algsna yol ama kudreti vardr(...) kincil nitelikler alglanmadklarnda herhangi bir yerde varolan eyler deildir. (...) ayn su, iki kiinin elinde farkl duyumlar retebilir. Ayn ekil ise, asla iki farkl duyum retmez.9 Birincil nitelikler bir nesnede, nesne deise dahi, srekli olarak bulunurlar, dolaysyla nesneldirler; ancak ayn durum ikincil nitelikler iin sz konusu deildir Cisimlerin imdiki ikincil nitelikleri, eer onlarn paracklarnn birincil niteliklerini aa karabilseydik, yok olurlard. Duyularm, cisimlerin kk paracklarn ve duyulur niteliklerini douran gerek yapy seecek kadar keskin olsalard, kukusuz bizde tmyle baka ideler retirlerdi(...)10 kincil nitelikler, kendilerini duyumlayan duyu organlar iin vardrlar. Dolaysyla duyumun ortadan kalkt anda onlarn da varolularnn son bulduu sylenebilir. Sorular 1. Lockea gre tz ne anlama gelmektedir? Aklaynz. 2. Lockea gre madde ve cisim kavramlar ne anlama gelmektedir? 3. Locketa birincil ikincil nitelikler ayrmn aklaynz. Ders 8: Bilgi z: Bilgi, bilginin doas, doru bilginin koullar konular Ksenophanes felsefeleri asndan ele alnacaktr. Abstract: Knowledge, nature of knowledge and the condition of knowledge will be studied according to Ksenophanes. Nerede bilginin kesin doruluundan ve kesinliin ltlerinden (kriterion) sz edilecek olsa, orada kesin bilgilerden ve ltlerden phe etmek; gvenilirliklerini soruturmak allm bir tutum olmutur. Bilgilerimizin kesinlii ve gvenilirliinden phe eden ve geerliliklerini aratranlar; ya ltlerin btnyle geersiz olduunu ve kesin dorulukta bilgiler bulunmadn ya da ortaya konan ltlerin yetersiz olduklarn, bilgi olma koulunu yerine getirmek iin baka ltlerin bulunmas ve aranmas gerektiini ileri srmlerdir. Birinci anlay her trl bilgi olanan inkar eden ar pheciliktir. kinci tutum ise bilginin olanan btnyle yadsmaz, sadece belirli alanlarda kesin bilgilere ulaamayacamz ileri srer. kinci trden pheciliin en belirgin yam her trl dogmatizmi, her trl snrsz bilgi edinme tutumunu soruturucu, aratrc ye bilgi-olma imkanlarn tesbit edici oluudur. Zaten, pheciliin Bat dillerindeki teknik karl skeptizm kken olarak eski Yunancada aratryorum, aryorum anlamlarn tayan skeptomai teriminden tretilmitir. phe eden kii bildiklerinin doruluunu soruturan, bilginin gvenilirliini aratran (skeptos) kiidir. Felsefenin Ionia topraklarndaki gn skmne, alaca karanlkta hakikati ve varl kefe kan ilk filozoflar snrsz bir bilgi istei ve tutkusuyla yorulmulard. Onlarn gznde dncenin kavrayamayaca, anlayamayaca hakikatler yoktu. zellikle Miletos kenti filozoflar insan bilgisinin olanaklar ve snrlarn aratrmakszn doay ve evreni kesin olarak kavradklarn dnmlerdi. Onlarn ve kendi sylediklerinin kesin dorulukta olup olmadn aratran; phe eden ve bilginin eletirisini yapan ilk filozof Kolophonlu Ksenophanes olmutur. Onun bilgi anlayn, zellikle 34. fragmanda ortaya koyduu grlerinin M.. drdnc yzyl skeptikleri bilginin elde edilemeyecei tarznda an bir phecilik olarak yorumlamlard (1). Biz bu noktada Ksenophanesin pheci olduunu batan kabul etmekle birlikte, onun her trl bilgi olanan inkr eden Pyrronik bir pheci mi, yoksa belirli alanlarda bilginin imknsz olduunu gsteren Lockecu bir pheci mi olduunu anlamak istiyoruz (2). Ancak, bu amac gerekletirirken esas hareket noktamz, onun bilgi anlay ile bilgi eletirisini kavramak belirleyecektir. Ksaca syleyecek olursak yazmzn temel amac: (a) Onun farkl trden bilgileri ayrt edip etmediini, (b) insan bilgisinin zellikleri ile snrlarn belirleyip belirlemediini; (c) son olarak pheci tutumunun niteliini anlamak olacaktr. nsan nasl bilir? sorusunu k noktas aldmzda hem gelenek asndan hem de Ksenophanes asndan muhtemel cevapla karlayoruz: (a) Dorudan tecrbe ederek; (b) Tanrnn bildirdiklerinden; (c) Bakalarnn naklettiklerinden. Bakalarnn naklettikleri bilgileri de sonuta dorudan tanma ile

Tanrnn bildirdiklerine indirgeyebileceimize gre, insan bilgisinin kaynan iki noktada toplayabiliriz: (1) Douradan tanma ve (2) Vahiy yahut Tanrnn bildirdikleri. Ksenophanes her iki kayna da bilgimizin temeline derken, gelenekten nemli bir kopuu da gerekletirir. Artk insan sadece Tanrnn bildirmi olduklar ile yetinen ve dnyas hakknda melankolik bir bilgisizlik iinde yaayan insan deildir. Kendi abas ve dorudan tanmas araclyla bilgisini ilerletebilir ve dnya hakknda belirli bir bilgiye sahip olabilir (21B18). Bilginin ilerlemesi konusu ile vahiy bilgisine daha sonra deineceimizden, imdi insan bilgisinde tecrbe ile dorudan tanmann nemini aa karmaya alalm. Eski Yunanllarn gznde daha ok ey gren, daha ok ey bilir. Bu noktada Solon ile Hekataeosun daha ok grmek ve tecrbe etmek, dolaysyla Theoriaya, daha kuatc bilgiye ulamak amacyla seyahatlere ktm hatrlamakta yarar gryoruz. Eski Yunan dncesi bilgi olayn aklarken, bilgi nesnesinin dorudan tannm ve grnm olmasn temel bir kabul olarak benimsemitir. Tanr bilgisinde dorudan tanmann ve btn grmenin deneyi nasl kanlmaz ise, ayn ekilde insan bilgisinde de dorudan tanmann ve bilgi objesini dorudan grmenin nemi kanlmazdr. Ksenophanesin nazarnda deney (peria), nesnelerin dorudan duyulara konu edilmesi bilginin temelidir. nsan, nesneleri, d dnyay duyu deneyi araclyla tanr. Bilginin konusunu duyu deneyine, zellikle grme duyusuna konu olan nesneler belirler. nsan bilgisini grnenlerle dorudan tecrbe edilen nesnelerle snrlandrlmtr. Ksenophanes iin bir nesneyi dorudan tanmak, duyu algsna sahip olmak ile bilgisine sahip olmak ayn eydir. nsan da nesneleri Tanr gibi dorudan tanyarak bilir. nsan bilgisinde deneyin, duyu deneyinin rol kanlmaz olduuna gre, bu durumda Tanrnn dorudan tanmas ile insann dorudan tanmas arasndaki farklar ak klmak durumundayz. Daha nce belirtmi olduumuz gibi (III.kesim), Tanr baka bir kavray gcne ve farkl bir yapya sahip bulunduundan, hem nesneleri farkl ekilde gryor hem de gerein kendisini bilgisine ak ve seik olarak konu klabiliyordu (21B23,24,25). Ancak insann dorudan tanmas ya da grmesi bedeniyle, algsnn fizik kapasitesi ile snrlanm olduundan gerein kendisini ak ve seik olarak kavrayamaz: Yukardaki fragmanda geen iden (grmek) ile eidos (dorudan tanma) terimlerini uygun ekilde evirebildiimiz ve metni dier fragmanlarn yardm ile anlayabildiimiz kadaryla, Tanrnn dorudan doruya grd btn (oulos horai) yahut kesin hakikat (to saphes), insann dorudan tanmas ve grmesine kapaldr. nsan, duyu deneyinin araclyla hakikatin kendisini bilemez. Tanrnn dorudan tanmas, btn yahut hakikati kavrayabilecek durumdayken, insannki bu donanmdan yoksundur. u halde, madem insann bilgisi byk lde dorudan tanmann ya da tecrbe etmenin bilgisi zerinde temelleniyor, bu durumda dorudan tanma ya da tecrbe etmenin neyin tannmas olduunu sormann kanlmaz olduunu sanyoruz. nsan neyi biliyor? Dorudan tanmann, duyu deneyinin konularn oluturan nesneler, gerein kendisi deilse nedir? Ortada insana ait olduu sylenebilecek bir bilgi olduuna gre, bu bilginin karlk geldii bir tr gereklik de vardr. Bu noktada eski Yunan felsefesinde hangi dzeyde olursa olsun d dnyann varlnn tartma konusu yaplmadn belirtelim. Onlarn gznde bilgilerimizin doruluundan; bilgi olup olmadklarndan phe edilebilir, ancak dnyann varlndan asla phe edilemez. nsann duyu deneyine konu olan nesneler ne trden bir varolua sahiptir? Felsefi dncenin, mmkn deneyin uurlarm aarak gerei, btn Tanr gibi ak ve seik olarak kavramaya alt bu aamada felsefi grlerini ortaya koyan Ksenophanes, insan bilgisinin grnle, duyu deneyinin bildirdikleri ile snrl olduunu sylerken, belki de eski Yunan dncesini (Miletos okulunu) dogmatik uykusundan uyandryordu. Onun gznde insan grnnn tesinde yer alan eyler hakknda kesin dorulukta bilgi sahibi olamaz; ancak duyu deneyinde ortaya kan grnle yetinmek zorundadr: Bizim kanaatimizce Ksenophanes, grn ile gerek arasndaki ayrm felsefe gndemine dolayl olarak sokmasna, duyumlarmzla kavrayamadmz hakikatin ve gerein bilgisini Tanrya atfetmesine ramen, grnlere bal olan duyu bilgisini kkten ve topyekn gvensiz ve sallantl olarak deerlendirmitir. Kendisinden sonra gelen Parmenides, gerein dorudan tannmasnn bilgisini, yani Tanr bilgisini kendisine bildiren vahiy bilgisiyle zde klarken, Ksenophanes vahiy bilgisini kabul etmekle birlikte, daha mtevaz bir yol tutarak bilginin uzun aratrmalar ve abalar sonucu elde edilebileceini dnmtr. Ksenophanese gre, hakknda ak olarak konuulamayacak ve kesin dorulukta bilgilere ulalamayacak konular, Tanrlar ve kendisinin syledii eylerle snrlandrlmtr (amphi theon kai peri pantonassa lego), Tanr hakknda dile getirilen bilgileri theolojinin kapsam iinde dnebiliriz. Onun syledii eyleri de kozmolojisini gz nnde tutarsak, speklatif doa felsefesi ya da speklatif metafiziin konular iinde deerlendirebiliriz. Ksenophanesin kavraynda, theoloji ve speklatif metafiziin konular arasnda yer alan; Tanrnn z ve biimi nedir? Evrenin temel maddesi nedir? Gerein srlar (tetelasmana) nedir? Varln z nedir? sorularna cevap veremeyiz ve bu alanda kesin bilgiye ulaamayz. Bu sebeple o, mmkn deneyin {insann dorudan tanmasnn) alan dnda yer alan bu konular hakknda dile getirilen grlerin kesinlikten ok uzak olduunu dnmtr. Bu alanlarda ileri srlen her fikir, ham tahmin ve denetlenemeyen kurgulara dayal, doruluu gsterilemeyen kanaatlerden (dokos) baka bir ey deildir. Dokoslar dorudan tanmadmz eyler hakknda ileri srdmz fikirlerdir; oide ise, dorudan grerek elde ettiimiz bilgilerdir. Dokoslar duyu deneyinin snrlar dnda, grlerin tesinde kavrayamadmz eyler hakknda ileri srdmz grlerdir.

Ksenophanesin temellendirmesinde dokoslann bilgi deerini u ekilde gsterebiliriz: IV- A) Kesin bilginin lt gerein dorudan tannmasdr. Dokoslar, gerein dorudan tannmasnn bilgisi deildir. C) O halde dokoslar B) gerein kesin bilgisi deildir. Yukardaki akl yrtmede Ksenophanes, dokoslann bilgi olmadn deil, gerein kesin bilgisi olmadn ileri srer. Eer insan bilgisi dokoslardan meydana geliyorsa bu bilginin gerein, hakikatin kesin bilgisi olmadn belirtmek durumundayz. Bilginin birinci koulu olarak dorudan tanmay kabul ettiimizde, dile getirdiimiz her grn dorulanmasnn ileri srdmz eylerin gsterilmesine bal olduu sonucunu kartmak zorundayz. Ksenophanesin bilgi anlaynda oide ile dokos dnda baka baka bir bilme derecesi yoksa ve oide (kesin bilgi) de Tanmn gerei dorudan tanmasnn bilgisi ise, insanlann grnleri dorudan tanmasyla ortaya kan bilgiyi oide saymayacak ve dokos olarak kabul edeceiz. Bu durumda grnlerin dorudan tannmasyla ortaya kan dokoslar ile grnleri aan dokoslar arasndaki fark belirtmek zorunda kalacaz. Ama eer dorudan tanmay oidenin temel lt sayacak olursak, Tanrnn oidesi ile insann oidesi arasndaki ayrm belirlemeliyiz. nsan bilgisi, ister kesinlii, doruluu ispat edilemeyen kanaatlerden, isterse grnleri dorudan tanmann bilgisi ile akn kanaatlerden olusun, bu noktada yaplmas gereken ilk i dokoslarn nitelikleri ile aralarndaki derece farklarm aklamak olacaktr. Ksenophanes, insann, grnler tesinde yer alan eyler hakknda dile getirdii dnceleri kesinlikten ve doruluk deerinden yoksun kanaatler olarak deerlendirirken, uzun aratrmalar ve abalar sonucunda elde edilen grn dnyasnn bilgisi de kesin ve mutlak bilgi olarak deerlendirilmez. Duyular araclyla elde edilen bilgilerin belirli lde pheli ve sallantl olduunu teslim eder. Ancak buradaki pheci tutum grnlerin bilgisini tmyle imknsz klacak dzeyde deildir. Aksine bu phecilik deney bilgisinin bulank ve sallantl ynlerinin giderilmesinde ve akla ulamada yardmc olur. Deney bilgisine tam bir gven duymu olsaydk ve mkemmel kabul etseydik, asla daha dzgn ve kapsaml grlere ulaamazdk. Deney bilgisi kesinlie, mutlak hakikate ulaamayp tahmin dzeyinde kalsa da, zamanla daha yetkin bir dereceye ulaarak grnlerin yaps ve ileyileri hakknda btnsel bir model oluturabilir. Bu model sayesinde hem hakikatin kendisi hakknda iyi bir tahmin yaplabilir hem de Tp Gelenein deyiiyle hastalklarn (grnlerin) bilinmeyen nedenlerine ilikin tehislerde (diagnosis) bulunabiliriz. Grnmeyen ve bilinmeyen eyler hakkndaki tahminlerimizin yanlma pay yksek olsa da, zamanla hatalarmz dzelterek daha isabetli tahminlerde ve nerilerde bulunabiliriz. Ksenophanese gre en byk erdem, en byk ama hakikati aramak ve ak bir kavraya ulamaya almaktr. Gerein, Tanr bilgisinin peinde koan insan, bu bilgiye ulaamayacan bilmesine ramen, srekli bir aba iindedir. Filozof bilgiyi ve bilgece yaamann verdii onuru baka eylerin salad her trl onurun stnde tutar (21B2). Bu bakmdan, filozofun bilgisi, grnleri kavrayndaki aklk ve genilikten dolay sradan lmllerin bilgisinin stnde yer alr. Tanrlar gibi bir kavraya ve theoriaya ulamak isteyen filozof, srekli bir aratrma ve kendini derinletirme abas iindedir. Elde ettii bilgilerin kesin bilgiler olmadn bilmesine ramen, araym srdrr. Ksenophanesin kavraynda filozof, hakikat yolunda uzun ve zahmetli yolculuklara katlanan bir Odysseustur, ama varaca bir thakas yoktur. Ksenophanes ile birlikte insan dncesi ilk kez snrlarnn farkna varm, bilgi olan ile bilgi olmayan arasndaki fark izmeye almtr. Onun yaklam sonucunda felsefi dnce kendisini sradan bilgi tulumlarndan aratrc ve eletirici olmakla ayrt etmitir. Sorular 1. Ksenophanese gre bilginin kayna nedir? nsan neyi ne ekilde bilebilir? 2. Ksenophanesin bilgi anlay ne trden bir phecilii beraberinde getirmektedir? Aklaynz. 3. Kesnophanese gre insan iin en byk erdem nedir? Neden? Hafta e- Ders Kitap Blm 9: Nesne ve 9. Ders Gereklik z: Gereklik ve nesne kavramlar, nesne trleri ve bunlarn ayrmlar modern felsefenin yaklam biimleri nda deerlendirilecektir. Abstract: The concepts of reality and object, the category of objects and the distinction between them will be examined by the guidance of contemporary philosophy. Renaissance dncesi, bir yandan Eski Yunan kaynaklarna ynelerek Ortaan yitirdii kozmik doa anlayna dnmek, te yandan doaya egemen olmak ve onu denetimi altna sokmak istiyordu. Renaissance, Ortaan geri plana ittii yahut hemen hemen unuttuu noetik kavray yeniden canlandrmak ve Nous ile Kosmos arasnda dorudan bir balant kurmak amacndayd. Bir yandan doa eski saygn yerine konulmaya allyor, dier yandan byclk ve teknik araclyla doaya hkmetmek isteniyordu. Eski Yunan kosmik dncesinde Kosmos-Nous ilikisinde doa merkezde yer alrken, Renaissance dncesinde insana merkezde yer verilmiti. stelik kozmik dncede doaya uygun davranmak nemliyken, Renaissanceda doay, teknik yakut byclk yoluyla insana uygun hale getirmek nemlidir. Renaissance, doayla kurulan bir diyalog olan ve doay insann istekleri dorultusunda etkilemeye alan byclk tutmaynca teknie ynelir. Bu aamada Renaissance, Bat dncesinin kaynaklarnda batan beri mevcut olan insana uygun olmayan doa, lanetlenmi doa anlayndan hareketle, doay insana uygun hale getirecek, yetkinletirecek; teknik dnceyi uygulamaya geirecektir. Gerek Eski Yunan dncesinde gerek Yahudi- Hristiyan geleneinde bu grler bulunmasna ramen uygulamaya konulmamtr. Eski Yunanda, Phusis kltr, Bat Ortaanda ise bu dnyaya srtn eviren ve ahireti dnen zihniyet, tekniin, Renaissance anlamnda kullanlmasna engel olmutu. Oysa imdi kendisini evrenin

merkezine koyan yeni insan, yzn bu dnyaya evirerek btn doaya ve evrene hkim olmak, yeryz kralln kurmak istiyordu. Artk tekniin yeni kullanmn engelleyebilecek ne Phusis kavray vard ne de insan gemleyebilecek dinsel dogmalar eskisi kadar glyd. te bu noktada insanlk tarihinde ilk kez dnyay kkten dntrmeye, insann nefsani ihtiyalarna gre dzenlemeye yol aacak bir teknik dncesi ortaya kyordu. Renaissance, Bat asndan sadece dnyann kefedildii bir dnemin balangc deil, ayn zamanda doann fethedildii bir dnemin de balangcyd. Doann fethinin tam anlamyla gerekletirilebilmesi iin birka mevzuat dzenlenmesi yapmak, modern Bat dncesinin kurucular olan Francis Bacon, Rene Descartes ve Aydnlanma ann kimi felsefecilerine nasp olacaktr. Francis Bacon, ilk i olarak, insan akln doa hakkndaki batl inanlarndan, Phusis kkenli anlaylardan temizler. nsann grevinin, natura naturataya egemen olmak ve onu kendi amalar dorultusunda dntrmek olduunu belirtir. Francis Bacon, Phusisden natura naturataya geii gerekletirmi, ama natura naturatann ileyiini tam olarak belirleyememitir. Natura naturatadan her trl kutsall, amac, mistik derinlii ve ruhu (psukhe) skp atma grevi Descartesa dmtr. Doa artk somunlardan, pistonlardan, arklardan meydana gelmi bir makine ha- line dntrlmtr. Doa cansz, amasz, sradan, yer kaplayan bir varlk, bir ktledir: nsann dnda doadaki hibir varln ister hayvan ister bitki olsun ruhu ve can yoktur. Hayvanlar candan yoksun birer makinedir; ac ve haz duyusundan yoksundur. Hayvanlarn ac ektiini sanmak duyusal bir yanlsamadr. Descartese gre, can ekien bir hayvan, olsa olsa ritmi bozulmu bir makinenin dzensiz titreimlerinden baka bir ey deildir. Res Ekstensa dncesi, insann doay istedii ekilde kullanabilmesine ve biimlendirmesine olanak salamtr. Bundan byle yaplmas gereken i Res Ekstensay, hantal makineyi, insana gre ayarlamak, hatta yeni bir makine yaratmak olacaktr. Descartes, her trl zsel deerden yoksun Res Ekstensann karsna, etkin ve biimlendirici g olarak Res Cogitans, dnen beni koyar. Artk her eyin ls dnen bendir ve her ey benin kullanm iin yaratlmtr. Descartese gre, insann grevi, doann hkimi ve efendisi olmaktr. Modern teknoloji dncesinin en nemli yn ortaya kmtr: Res Ekstensa y insana gre dzenleyen ve yeniden yaratan bir teknolojik etkinlik. Bylesi bir teknoloji anlay, hem Phusis hem de natura naturans hesaba katan natura naturata kavraylarnn tekniklerinden farkl olacaktr. Bundan byle doay hesaba katan teknik gzden dm, yerine doay yeni batan insana gre tepeden trnaa dzenleyen bir teknik anlay gemitir. Simgesel bir anlatla, rzgar hesaba katan yel deirmeninden, dnen ben in iradesine gre doay dzenleyen buharl makineye geilmitir. Descartesdan bir adm sonra Natura Naturansn hem benden hem de doadan sklp atlmasyla birlikte meydan, btnyle, belirli bir yaam tarzna uygun olarak dzenlemek isteyen insana kalmtr. Bu dzenlemede her eyin lt modern yaama tarz olmutur. Bylece teknik, kapitalist yaama tarznn yaratt ve, krkledii pseudo ihtiyalar karlayan bir etkinlik haline gelmitir. Bu yeni yaama tarz ierisinde, doa, hatta insann kendisi btn zsel ahlak deerlerden soyulmu, ilevsel, kullanmsal bir tketim metas (kheremdas) dzeyine indirgenmitir. imdi tketim, eya ile ayn dzlemde yorumlanan insann ls olmutur. Modem dnya grnn her trl fronik dnceyi (ferset), sophiay ve noetik kavray bir kenara atarak, modem bilimsel bilgiyi ve ilevsel akl tek deer olarak grmesi evre sorunlarnn derinlemesinde nemli bir etken olmutur. Sophiasz bilginin ve fronik tavrdan yoksun tekniin, kendi bana deer ve lt olarak grlmesi, modern praksisde onulmaz yaralar amtr. levsel akim ve ilevsel bilimsel bilginin tek deer olarak kutsand bir dnyada, braknz doann zsel deer tamasn, insann bile zsel deere sahip olduu kukuludur. Bu noktada Aydnlanma felsefesinin doay, dolaysyla cansz varlklar, bitkileri ve hayvanlar zsel deere sahip zneler olarak deerlendirmemesini eletirmek yeterli deildir. Artk insanln bu aamasnda sorun, ahlak praksisin ve ahlak sorumluluk ilikilerinin, sadece, akll varlklar arasnda karlkl sorumluluk ve dev erevesi ierisinde gerekleiyor olmas deildir. Elbette akldan yoksun cansz varlklarn, bitkilerin ve hayvanlarn bir ahlak zne olarak grlmesi ve onlara kar ahlak ykmllk ve devlerimizin belirlenmesi iin yaplan giriimler, nemli abalardr. Ahlak praksisin btn varlklarn hak ve sorumluluklarn kapsayacak ekilde, yemden tanmlanmaya allmas takdire ayandr. Ancak transendent deerlerin yok sayld, kosmosun tinsel znn boaltld, manev bir yn olan noetik kavrayn saf d edildii modern dnya grnde, btn varlklar kapsayacak bir evre etii nasl kurulabilecektir? Derinlikten ve gizemden yoksun, kutsallndan soyulmu bir doa anlay ile Herakleitos anlamnda manev ve doast bir gnl kavrayndan mahrum ilevsel ve s bir aklla nereye kadar doann sanatsal temaas gerekletirilebilir? evre sorunlar, modern dnya grnn tanr, doa, insan, din, ahlak, bilgi ve bilim anlaynn sonucunda ortaya kmtr. Bu balamda modern Bat dncesinin ortaya koyduu dnya gr, sadece evre sorunlarna deil insanla ve toplumsal yaamla da ilgili kkl sorunlara yol amtr. Bu noktada sorunlarn zmnn modern dnya grnn paradigmas ierisinde bulunabileceini dnmyorum. Ayrca sorunlarmzn ilksel yaama ve dnme tarzlarna ve Tek Tanrc dinlerin yitirilmi cennetin^dnlerek de zlebileceine inanmyorum. nsan bir kez bilgelik aacnn meyvesini yemi, iyi ile ktnn bilgesine sahip olarak cennetten, sorunlarn bulunduu Yeryzne gnderilmitir. Artk alamann ve ktmser duygular ierisinde gnah kartmann bir yarar yoktur. nancma

gre, insan, bilgece bir praksisle, hem Akln btn gereklerini yerine getirebilen, hem de manev ynn tatmin edebilen yeni bir paradigma ve kozmologia var edebilir. Elbette bu yeni paradigma ve kozmologia, Bat dnce gelenei ierisindeki ve darsndaki bilge liklerden ve kazanmlardan beslenerek ina edilecektir. Bylece, Tanr-Doa-nsan arasnda kurulacak dil iliki zerinde bina edilen hak- dev denklemiyle, fronik bir teknik meydana getirilebilecektir. Sorular 1. Renaissance dncesinin temelinde yeralan dnce yapsn ksaca aklaynz? 2. Descartesa gre doa ne tr bir yapya sahiptir? Doann bu yaps dahilinde insann yeri ne olacaktr? 3. Descartesn res cogitans res ekstensa ayrm hangi sonular beraberinde getirmi? Modern dnya grnn hangi paradigmalar zerine ve ne ekilde olumasnda etkili olmutur? Aklaynz. Hafta e- Ders Kitap Blm 10: Anlam z: Anlam kavram ele 10. Ders alnacaktr. Abstract: the concept of meaning will be studied. Anlam nedir? Chomskynin1 ve Quinein2 belirtmi olduklar gibi, dilbilimcilerin ve dil filozoflarnn ska kullanarak her eye uyguladklar bir terim olmasna karn, anlam hakknda ok az ey biliriz. Anlam, dil felsefesinin en bulank ve zerinde belirli bir uzlama varlamayan terimlerinden bir tanesidir3. rnein, C.K. Ogden ve I.A. Richards, anlamn 23 ayr tanmn tespit etmilerdir4. stelik Ogdenle Richardsdan bu yana ileri srlen onlarca anlam tanm, terimi daha da bulank hale getirmitir. Anlam nedir? sorusuna verilen cevaplan genel olarak balk altnda toplayabiliriz5: Anlam, szcn iaret ettii nesnedir (Platon, Russel, I.Dnem Wittgenstein). Anlam, zihindeki tasavvurlara (dealara) karlk gelir (Sofistlerin bir ksm, Aristoteles, Locke). Anlam kullanmdr, dilsel davranta ortaya kar (ILDnem Wittgensten ve Dilbilimci filozoflar). Birinci bekte yer alan filozoflarn grlerini, Dorudan Anlam retisi olarak adlandrabiliriz. Bu retiye gre, bir szcn anlam ile szcn iaret ettii nesne zdetir. Bu bakmdan, Platonda adlar ile nesneler arasndaki ilikiyi adlar ile anlamlar arasndaki iliki olarak deerlendireceiz. te yandan, Platonda anlamn iaret edilen nesne olarak yorumlandn gstermeye alrken anlamn ayn zamanda iaret edilen nesnenin kavran ve bilgisi de olduunu gzden karmamaya da dikkat edeceiz. Dier ynden, Platonun dil retisinde anlam, dnce, ve kavram terimleri, arasnda ayrm gzetilmeksizin ayn anlama gelebilecek biimde kullanldndan biz de sz konusu terimi aralarnda bir ayrm yapmakszn kullanacaz. Platon anlam terimine karlk olarak semainon teriminin yan sra bir dizi baka terimi de kullanmtr. Ona gre her adn bir grevi ve gc (dynamis) vardr. Her genel ad, sahip olduu g (dynamis) sayesinde belirli nesnelere uygulanabilir (Kratylos 394B) ve bir adn gc (dynamis) tad anlamdr. Her ad, tad anlam, yani belirlenmi bir bilgi sayesinde bir nesneye veya nesne beine uygulanr. rnein aslan ad, tad anlam nedeniyle, kaplan zelliini tayan nesnelere uygulanamaz. Adlar ayn zamanda, dileklerimizi ve niyetlerimizi bildirmek amacyla da kullandmz aralardr. Her ad belirli bir niyeti (boulesis), yani anlam dile getirir (Kratylos 421B). Platon, kastetmek, niyet etmek demek olan boulesis terimini anlam kavramna karlk olarak kullanr.(nsan, belirli bir dili kullanarak bakalarna dncelerini, zihninde olup biteni aktarmak ister (Kratylos 434E- 435A). Dil, Platona gre nesneler hakkndaki dncelerimizi (dianoiai) kendisiyle birbirimize aktardmz bir alettir ve szcklerin tad dnceler ile anlamlar ayn eylerdir. Platonda anlam nedir? sorusuna cevap olarak, anlam, szcn iaret ettii nesnedir aklamasn getirmek yeterli olmayacaktr. nk Platon, belirgin bir biimde zel adlar, yani kii ve yer adlar ile genel adlar (ortak adlar) arasnda bir ayrm yapmam olmasna ramen Kratylos (397A-B) da kiilere ve kahramanlara verilen adlar ile cinslere ve niteliklere verilen adlar arasnda bir farkllk olduuna deinmitir. Bu bakmdan, Platonda adlar iki deiik nesne beine aret eder.Theaitetos ad, belirli bir kiiye iaret eder ve Theaitetos adnn anlam, sz konusu ad tayan (bearer) nesnedir. Peki, belirli cinslere ve niteliklere iaret eden, adalet, aslan, beyazlk gibi genel terimlerin taycs olan belirli nesneler veya nesne bekleri var mdr? Platonun cevab aktr; adlarn anlam, temsil ettikleri dealardr. Genel adlar dealara iaret eder. Cornforda gre6 Platonun anlam gr basittir:Daire adnn anlam, Daire deasdr. D-a-irr-e sesi, Daire deasn temsil etmek iin uzlama bal olarak seilmi bir ses beidir. Ayn ad (tauton onoma) verdiimiz belirli nesneler beine tek bir dea vermeye altk. (Devlet 596A). Baz hallerde, deann adn tamay hak eden yalnzca ideann kendisi deildir. Ayn zamanda, kendisi dea olmayan fakat varolduu srece deann formuna sahip olan baka bir nesne de deann adn tamaya hak kazanr(Phaidon 103E). Yukarda deinildii zere, genel adlar hesaba katarsak, anlam deadr. Belirli bir deann temsili olan genel ad, sz konusu deann zelliklerini tayan btn nesnelere uygulanabilir. Platonda anlam, ister zel bir adn, isterse genel bir adn anlam olsun, dil d bir nesnedir. Adn taycs olan bir nesne yoksa, adn anlam da yoktur. Platon, Gorgiasn ne srd gibi dnerek, sadece dncede varolan tasavvurlar ve hayalleri anlam olarak kabul etmez. Platonda dncede yer alan her nesnenin zihin dnda bir varoluu da sz konusudur. Bu bakmdan Platonda dil araclyla bakalarna bildirilen dncelerin ve anlamn dayana dardan verilmitir. Genel adlarn anlamnn Platonda iaret edilen dealar olduu sylenirken, zihnin dealar hakkndaki bilgisini ve kavrayn gzden uzak tutmamak gerekir. Platonda dili anlaml olarak kullanan ve nesneleri doalarna uygun olarak snflayan, zihindir. Zihin, nesneleri sahip olduu dea bilgisiyle snflar. Zihnin sahip olduu bu dea bilgisi olmadan dnya nesnelerine anlam vermek ve dnya nesneleri hakknda anlaml konumak

imknszdr. u halde Platonda anlam, iaret edilen nesne olduu kadar, iaret edilen nesnenin zihnimizdeki kavranl ve bilgisidir de. Platon, adn hem bir nesneyi iaret ettiini ve onun temsili olduunu hem de bir kavram ve dnceyi ifade ettiini kavramtr. Peki, Platona gre bir ad, iaret ettii nesnenin dncesini nasl dile getirir? Adn taycs olan nesne ile nesnenin dncesi veya kavram arasnda nasl bir iliki vardr? Herhangi bir ses kmesi bir dnceyi, bir anlam nasl dile getirir? Platonun anlam grnde hibir ses bei kendiliinden bir anlama sahip deildir. Szckler, dili kullanan bireyler tarafndan kendilerine belirli grevler yklenmi ve nesnelere iaret etmek zere, uzlama bal olarak seilmi iaretlerdir. Her ad, belirli bir bilgi parasn, iaret ettii nesnenin doasna ait kavray dile getirir. Ayn zamanda her ad, sahip olduu bu kavray, yani tad anlam yoluyla belirli nesnelere uygulanr: bu sayede ad syleyen ve iiten ayn nesneye ynelir. Sz konusu kavraylar veya anlamlar adlara nasl verilir? Bu nesne kavraylar veya anlam nedir? Platonun felsefesinde benzer zelliklere sahip nesnelerin ayn deadan pay aldklarna ve bu nesneleri temsil eden adn anlamnn sz konusu idea olduuna daha nce deinmitik. rnein, aslan adn verdiimiz nesneler Aslan deasnn zelliini veya formunu tar. Ayn zamanda Aslan adn verdiimiz her bir nesneye doal olarak ait olan zel bir idea (to prosekhon eidos) vardr. Arslan adnn anlam da, ite bu sz konusu deadr. Fakat sz konusu ideann bilgisi ve kavrayc zihinde ve dilde nasl temsil edilir? Bu soru ok nemlidir nk Platona gre deann kendisi ne zihinde, ne dilde, ne de fizik nesneler dnyasnda bulunur. Platonda her zel deann kendisine doal olarak ait bir kavray ve bilgisi vardr. Platon, dealarn zihindeki temsillerini veya bilgilerini her nesne iin doal olarak uygun ad (to ekasto physei kephukos onoma) terimiyle karlar. Her nesne iin doal olarak uygun ad (doal uygun ad),fizik bir ses veya bir szck deil, szcn tad anlam ya da dncedir. Platonda fizik seslerin, sesli iaretlerin (semion tes, phones), yani szcklerin her nesne iin doal olarak uygun ad ile ilikisi nasl kurulur? Platonda fizik sesler ile fizik seslerin ifade ettii anlamlar arasnda doal, zorunlu bir iliki yoktur. Aslan deasnn bilgisi veya dncesi olan Aslan iin- uygun- adn (to ekosto physei kephukos onoma) kendisine doal olarak ait olan bir ses bei yoktur. Sz gelii, Aslan deasnn doal kavram olan Aslan-iin-uygun- ad,lion sesiyle ifade edilebilecei gibi l.e.o.n sesiyle de ifade edilebilir (Kratylos 389D-391A). Platona gre adlar ile tadklar anlamlar veya kavramlar arasndaki iliki, uzlama bal olarak kurulur. Ad ile adn tad anlam veya kavram arasndaki ilikinin uzlama bal olarak kurulmasna ramen, anlam veya kavram ile idea arasndaki iliki, doal ve zorunlu olan bir ilikidir. Zihin, sahip olduu bu kavramlar veya anlamlar sayesinde gereklik dnyasn anlaml olarak kurar ve gereklik dnyas hakknda anlaml olarak konuabilir. Demek ki, Platonun anlam retisinde adlar, sadece iaret edilen nesnelerin yerine kullanlan iaretler olmakla kalmayp, ayn zamanda iaret edilen nesnenin kavramn veya anlamn da temsil ederler. Adn, temsil ettii ve herkes tarafndan ayn biimde kavranan bir anlam olmad srece, nesnel bir bildiriim imkn da bulunmaz. Platona gre anlam, ses veya heceler yoluyla szckler tarafndan taklit edilerek ifade edilmez. Fizik seslerin, szcklerin, anlamn resim olduunu ileri sren Kratylosun aksine, Platonda adlar anlam temsil eden aralardr. Ancak O, adlar ile tadklar anlamlar arasnda uzlama ve istee bal bir iliki olduunu ileri srerken, Sofstlerin yapt gibi adlar ile nesneler arasndaki ilikinin tamamyla bireysel istek ve keyfi tutumlar zerine ina edildiini de dnmez. Adlar ile anlamlar arasndaki iliki, dili kullananlarn alkanlklarna ve dil geleneine baldr (Kratylos 388D). Eer ayn dili konuan kiiler szckleri farkl anlamlarda kullanrlarsa bildiriimin ve anlamann nesnel temeli yklm olur (Kratylos 385A-387E). Bu bakmdan Platon, adlarn belirli bir anlamda kullanlmas ve bildiriimin nesnel bir temele oturtulmas iin, devreye dili dzenleyen ad koyucu (onomathetes) ile diyalektikiyi sokmutur. Ad koyucu ile diyalektiki, szcklerin dzgn ve belirgin bir biimde kullanlmasn salamak amacyla belli kurallar ile yntemler ortaya koyarlar. Platona gre, dili kullanan bireyler, yasaya (nomos) ve kurallara uygun olarak, kullandklar szcklere belirli anlamlar ve grevler yklerler. Birbirimizi anlayabilmemizin temeli, szcklere ayn anlam ile grevi vermemize baldr. Anlamn kendisi (idea veya deann Uygun Ad) uzlama ve deiime konu olmamakla birlikte, szcklerin kullanm uzlam ile deiime baldr (Kratylos 414C, 418E, 421D). Grmze gre Platonda dilin deimesine yol aan etken, szcklerin kullanmndan kaynaklanr. Bu bakmdan, Ona gre yrrlkteki dilde szckler farkl anlamlarda kullanlabilecei gibi, gnlk dilde kullanlan kimi terimlerin anlam da salt kullanma bal olabilir. Fakat Platonun anlam retisinde, felsefe ile bilimin ifadelerinde yer alan genel terimlerin, belirgin bir anlam ve temsil ettii bir ideas vardr. Platona gre, sadece felsefe ile bilim nermeleri, gereklii dzgn ve anlaml bir biimde yani dealara uygun olarak dile getirebilir. Sorular 1. Anlamn ne olduuna ilikin ortaya koyulan yorumlar ne ekilde snflandrlabilir? rneklerle aklaynz. 2. Platonun anlama ilikin grlerini, dealar teorisi balamn deerlendiriniz. 3. Platon szckler ile anlamlar arasnda ne trden bir iliki kurmaktadr? Aklaynz. 11. Hafta e- Ders Kitap Blm 11: Anlam II z: Anlam kavram, anlaml, anlamsz ve anlam d ifadeler balamnda Ders ele alnacaktr. Abstract: the concept of meaning will be discussed by the guidance of the concepts like significant, sensless, nonsense. Dnya nasl olgularn toplam ise, anlaml dil de nermelerin toplamdr. nermeler yaln nermelerin doruluk fonksiyonlar; terimler de dilin temel oluturucu unsurlardr. Bu yapya karlk gelecek biimde, dnya olgularn

toplamndan olumaktadr. Olgular, olgu durumlarnn var olmalardr. Olgu durumlar da nesnelerden oluur. Dil zmlendiinde her bir basama, dnyay oluturan her bir basamana karlk gelir.1 Dilin temel bileenleri olan terimler, dnyann temel bileenleri olan nesneleri; nesnelerin ilikilerinden oluan olgu durumlar, isimlerin dizilii ile oluan yaln nermeleri; olgular, nermeleri ve nihayetinde de dnya, anlaml dili karlar.2 Dil ve dnya arasndaki karlkl olma ilikisi, dnyann yapsnn dilin yapsnda yansyor olmas imknn dourur.3 Her ikisinde de mantk, yaplarn belirleyici bir konumdadr. Her olgunun belli bir yaps vardr. Olgunun analizi, kendisine karlk gelen nermenin analizi ile ayn eydir. nermenin zmlenmesi, oluturucu eleri olan terimlerin karlkl konumlanma biimlerini verir. Buna paralel olarak da zmlenen nermenin yaps, resmettii olgunun oluturucu eleri olan nesnelerin karlkl konumlanmalarn, yani olgunun yapsn bize verecektir. nermede ifade edilen olgu durumunun eleri, nerme iaretinin oluturucu elerine karlk gelir.4 nerme iaretini oluturan yaln elere Wittgenstein, yaln iaretler5 ya da terimler6 demektedir. Bir adn ynletimi, nesnedir. Ad, nermenin iinde nesneyi temsil eder.7 Terimler nesnelere iaret ederler.8 Onlar, cmle iinde, olgu durumlarnn oluturucu eleri olan nesnelere karlk gelecek, nesneleri temsil edecek biimde konumlanmlardr.9 Nesneler gibi terimler de, basit ve zmlenemezdirler; bundan dolay terimler temel iaretlerdir. Terim, hibir tanmla daha fazla zmlenemez: o, bir ilk-iarettir.10 Bir olgu durumunun resmi olarak nermenin olanan salayan temel unsurlardan biri, terimlerin olgu durumunu oluturan nesneleri temsil etmeleridir.11 Ad ile adlandrd ey arasndaki balant istee baldr. nermeyi oluturan eler, insan tarafndan gerekliin eleri ile ilikilendirilirler; bir nesne iin onu temsil edecek herhangi bir iaret seilebilir.12 aretlerin seimi istee bal olduundan, onlarn sralannn bir anlam ifade etmedii durumlarda bunun nedeni iaretlerin seimindeki bir yanllk deil; onunla gereklik arasndaki ilikinin dzgn kurulmam olmasdr. Dier bir deyi ile iaret, dzgn bir ekilde, sembol haline getirilememitir. Wittgensteina gre mmkn her nerme kuralna gre kurulmutur. Frege der ki: Kuralna gre kurulmu her nermenin bir anlam olmaldr; ben de diyorum ki: Ola her nerme, kuralna gre kurulmutur; bir nakl anlam da yoksa, bu, bizim onun oluturucu elerinden bazlarna ynletim vermemi olmamzdan dolaydr. (Bunu yapm olduumuzu sansak da.)13 Bylelikle daha nce de deindiimiz gibi Sokrates zdetir nermesinin anlam-d olmasnn nedeni zde olmak diye bir zelliin olmamasdr. Bu nerme, bizim isteme bal bir belirlemeyi yapmam olmamzdan dolay anlam - ddr: yoksa, semboln kendi iinde ve kendi bana geersiz olmasndan dolay deil.14 Bu yzden bir nermenin anlamnn olmamas, o nermenin kuralna gre kurulmam olmasndan deil, onun oluturucu elerinden bazlarnn ynletiminin olmamasndan dolaydr. Terimler zincirleme biiminde birleerek, yaln nermeyi olutururlar.15 Btn nermeler ierdikleri yaln nermelerine zmlenebilirler. Fakat yaln nermelerin kendileri, daha basit oluturucu nermelere ayrlmazlar.16 Yaln nermeler olgu durumlarn, dier bir deyi ile nesnelerin belli bir biimde dzenleniini resmederler. Onlar bir olgu durumunun varoluunu ne srer.17 Yaln nermede terimler, nesnelerin mmkn bir diziliine karlk gelecek biimde dizilirler. Terimlerin balanmas olan yaln nermeler, olgu durumlarnn var olmalarn belirlerler. Yaln nermelerin doru olmalar, resmettikleri olgu durumunun var olduu anlamna gelir. Olgu durumu yok ise yaln nerme de yanl olacaktr.18 Her bir yaln nerme, kendi doruluk deerine bir bakasndan bamsz olarak sahip olur.19 Onlar, man- tksal olarak birbirlerinden bamszdrlar. Birbirlerini ne zorunlu olarak gerektirirler, ne de dta brakrlar. nk eer p, qyu gerektiriyor ise anlam qnunkini ieriyordur. Oysaki Bir yaln nermeden bir bakas kartlamaz.20 Benzer biimde eer p, q ile eliiyorsa yine -qyu zorunlu olarak gerektiriyor, dolays ile onu ieriyordur. Oysaki Yaln nermenin bir gstergesi hibir yaln nermenin onunla bir elime iinde bulunmamasdr.21 Yani her iki durumda da p, yaln deil karmak bir nerme olacaktr. Birbirlerinden bamsz olmalarndan dolay, gerekliin tam hesabn verebilmemiz iin, yaln nermelerin hangisinin doru ve hangisinin yanl olduunu syleyebilmemiz gerekir. Gereklik, var olan ve var olmayan; mantksal olarak mmkn btn olgu durumlarn ierir. Gereklikte eylerin aktel olarak nasl olduklar, neyin olgu olup ve neyin olmad ile ilgilidir. Bu yzden hangi yaln nermenin doru, hangisinin yanl olduunu bilmemiz gerekir. Ancak bundan sonra eylerin gereklikte nasl olduklarn tespit edebiliriz. Wittgenstein felsefesi asndan nermenin, gerekliin bir resmi olduu sylenebilir. nerme bir olgu durumunu tasvir eder. Fakat nermenin tasvir ettii olgu durumu, aktel olarak bulunan bir olgu durumu olmak zorunda deildir; nerme mmkn bir olgu durumunun tasviridir. Bylelikle o, ya nermenin kendisinin ya da deillemesinin iaret ettii aktel bir olgu durumudur. Olgulara ilikin bir dnce anlaml bir nermeye iaret eder.22 Dnceler, nermede duyular ile alglanabilir olarak ifade edilirler.23 Wittgenstein phesiz ilk bakta nermenin bir resim gibi grnmediini kabul eder. lk bakta nerme -sz gelimi kat zerinde basl ekliyle-, sz konusu ettii gerekliin resmi deilmi gibi durur. Ama, nota yazm da ilk bakta mziin tasarm deilmi gibi durur, ses yazmmz (harf yazmmz) da sesli dilimizin tasarm deilmi gibi. nermenin eleri temsil ettii durumun elerine benzemez ve szckler ve gerekliin eleri arasnda birebir bir balant yoktur.24 Ama daha nce anm olduumuz mantksal formun ortakl, onu bir olgu durumunun resmi klar. Gramofon pla, mziksel dnce, nota yazm, ses dalgalar, hepsi, dil ile dnya arasnda

bulunan tasarm kurucu i iliki iinde dururlar. Hepsine, mantksal yap ortaktr.25 Her resim belli bir olgu durumunu temsil ettiine gre, bir resim sz konusu olduunda gz nnde bulundurulmas gereken iki husus vardr. Bunlardan ilki resmin neyi temsil ettiidir. Bu soru, o nermenin ne anlama geldii ile ilgilidir.26 Dier husus ise, resmin temsil ettii eyi doru ya da yanl temsil ettii, yani olguya uygun olup olmaddr. Bu da nermenin doruluk deeri ile ilgilidir.27 nermenin ses ile ya da yazl olarak ifade edilmesi durumuna nerme iareti denir. nerme iareti dnceyi dile getirmemize yarar.28 Bunlar mmkn bir ey durumunu yanstan aralardr. Yanstma dnmenin, yani nermenin anlam olan, mmkn ey durumunun mantksal temsilinin ortaya konmasdr.29 nerme iaretini nermeye eviren, yani iareti, sembole eviren ey dncedir.30 Terimlerin birleik olmas durumu, onlarn sembol olmalar asndan zsel deildir.31 nk Pnin kendisi de pekl en az Platon kadar ad olabilir. Dier yandan nerme, karmak bir yapdadr. Adlardan farkl olarak, nermenin blmleri olmaldr. Bununla birlikte sadece terimlerden olumu bir btn, bir anlam ifade edemez. Nasl ki geliigzel notalarn art arda dizilmesinden bir mzik temas ortaya kmyorsa; szcklerin de bu ekilde dizilmesi bir nerme oluturmayacaktr.32 nerme sadece bir szck ynndan ibaret deildir. O, eklemli bir yapdr.33 Wittgensteina gre nerme iaretini oluturan ey, onun elerinin belli bir biimde bir araya getirilmeleridir. nermeiaretini oluturan elerinin, szcklerin, onun iinde birbirleriyle belirli bir tarzda balantl olmalardr. nerme-iareti bir olgudur.34 Bir nerme sadece terimlerin bir kmesi deildir. Terimleri nesneler ile bantl klabilmek iin, nermedeki terimlerin birbirleri ile olan ilikileri ile olgu durumundaki nesnelerin birbirleri ile olan ilikisi arasnda bir karlkllk olmaldr. Bir ad bir ey yerine geer, bir bakas da bir baka ey yerine, aralarnda da balantldrlar, bylece -canl bir resim gibi- ey durumunu kurup ortaya koyarlar.35 Mantksal bant, phesiz, terimlerin kendilerinin temsili olduu eyler arasnda mmkndr ve bu her zaman, eer terimler gerekten eylerin temsilcisi iseler byledir.36 nermeler, yaln nermelerle ve doruluk ilevsel bantlarla biimlendirilmilerdir. Yaln nerme, kendi kendisinin doruluk ileviyken; nerme, ierdii yaln nermelerin doruluk ilevidir.37 nk nermelerin doruluk deeri, kendisini oluturan yaln nermelerin doruluk deeri ile ilikilidir. Bir nerme, gereklik uyuup uyuamamasna gre doru ya da yanl ile olur. Bu yzden onun iinde kalarak onun nermenin doru ya da yanl olduunu sylememiz mmkn deildir.38 nerme ancak gereklik ile karlatrlarak doruluk deeri alabilir.39 nerme, doruluk deeri ile belirleyicidir. Wittgensteinn belirledii biimi ile her nermenin doru ya da yanl olmak zere iki kutbu vardr. Temsil ettii olgunun gerekte varolup verolmamas yolu ile doru ya da yanl olur. Bu iki kutup, nermenin gereklik ile ilikisini oluturur. Bu ilikide bulank olan herhangi bir ey yoktur. Evet ya da hayr ile yani, olgu vardr ya da yoktur ile nermenin doruluu belirlenir. Her nerme mmkn bir olgu durumunu tasvir eder. Fakat bu, her nermenin aktel bir olgu durumunu tasvir ettii anlamna gelmez. Herhangi bir olgu durumu verildiinde biz ya onun ya da deillemesinin aktel bir olgu durumunu tasvir ettiini biliriz. nermenin bir anlamnn olmas, onun doru ya da yanl olmasdr.40 nermenin anlam, o doru ya da yanl olduunda neyin olgu olduudur.41 nermenin dorulanmas iin gereklik ile karlatrlmas gerektiini sylerken42 Wittgensteinn gz nnde bulundurduu, resim teorisinin dilidir.43 Eer nerme bir resim olmasayd, onu dorulamak iin dnyada nereye bakmamz gerektiini bilemezdik.44 nermenin doru ya da yanl olmasn salayan ey, onun gerekliin bir tasarm olmasdr.45 Wittgenstein asndan, bir ad anlamak onun ynletimini anlamaktr. Bir adn ynletiminin anlalmas iin iaretlerin nceden aklanm olmas, hangi szcn hangi nesneye iaret ettiinin belirlenmi olmas gereklidir. nermenin anlamnn anlalmas iin, byle bir durum sz konusu deildir. nermeyi anladmzda, anladmz ey, onun ynletimi deil fakat anlamdr.46 Her yeni ad iin zel bir aklama gerekirken, daha nce duyulmam olan bir nermenin kendiliinden anlalmas terimler ve nermeler arasndaki temel bir farkllk ile ilikilidir. Wittgensteina gre terimler noktalara; nermeler de oklara benzemektedir. Terimler nesnelerin zerine sabitlenmilerdir, nokta gibidirler. nermelerin ise anlam vardr: ok olarak nerme bir olgu durumuna iaret etmektedir. nermelerin iaret ettii olgu durumlar adlandrlamamakta, sadece nerme tarafndan tasvir edilebilmektedir. Olgu durumlar betimlenebilir, adlandrlamaz. (Terimler noktalara benzer, nermeler ise oklara, onlarn anlam vardr.)47 nerme kendiliinden anlalr.48 Terimler nesnelere ynletimde bulunmaktadrlar. Fakat onlarn nesne ile ilikisi zorunlu deil, olumsal bir balant ile belirlenmitir. Ayn durum terimler arasndaki ilikinin, nesneler arasndaki ilikiyi temsil ediyor olmas iin de geerlidir. Fakat bu kurallar bir kez konduktan sonra, bu ilikideki bu terimlerin, o ilikideki o nesnelerin anlamna geldiini sylemek iin daha baka bir kurala ihtiya yoktur. Bu durum, her yeni ad iin zel bir aklama gerekirken, daha nce duyulmam olan bir nermenin kendiliinden anlalmasnn nasl mmkn olduunu aklar. Bir terim ya bir eyi adlandryordur, ya da anlaml bir sembol deildir. nermelerin, terimlerden farkl bir yn vardr. nermelerin anlalmas onlarn oluturucu elerinin, szcklerin anlalmas ile ilikilidir. 49 Doru ya da yanl olmak, nermenin gereklik ile ilikisini oluturur. Onun anlaml olmas, doru ya da yanl olabilmesidir.50 Bu durumda nermenin anlalmas iin, doru olup olmadnn bilinmesine gerek yoktur. nerme, terimlerden farkl olarak, doru olmadnda da anlaml olmay srdrr.51 Wittgenstein asndan anlaml olan ifadeler bu sahici nermelerdir. Bir

olgunun resmi olan sahici nermeler, doru ya da yanl olarak olgunun yle ya da baka trl olduunu sylerler. Dolays ile btn sahici nermeler empirik ve olumsaldrlar. Bir nermenin a priori doru olmas demek, onun doruluk deerinin, gereklik ile karlatrlmakszn sadece kendisinden karlmas demektir.52 Ne var ki bir nermenin anlaml, dolays ile de doru olabilmesi iin ayn zamanda yanl da olabilme olanan tamas gereklidir.53 Dier bir deyi ile btn anlaml nermeler doruluk deerlerini gereklik vastas ile almal, yani olumsal olmaldr. Bu durumda, hi bir nerme a priori olarak doru deildir. Sorular 1. Olgu durumlar ile nesneler arasnda ne trden bir iliki vardr? 2. Wittgensteina gre nerme, ynletim, olgu durumu kavramlarn aklaynz? 3. Wittgensteinda anlaml, anlamsz ve anlam-d kavramlarn birer rnek ile aklaynz? 12: Eletiri ve Felsefe I z: Eletiri kavram ve bunun felsefe asndan nemi tarihsellii Ders iinde ele alnacaktr. Abstarct: The concept of Criticism and the its meaning in history of philosophy will be studied. Felsefe nedir? sorusu dnce tarihinin en etin sorularndan bir tanesidir. Felsefenin ilevini ve bilim, din, sanat gibi etkinliklerle ilikisini belirlemeye almak felsefeyle uraan kiilerin en nemli sorunlarndan birisi olmutur. zellikle 18. yydan itibaren dnya olaylar hakknda bilgi verdiini ve aklamalarda bulunduunu ileri sren geleneksel felsefe veya metafizik bu grevini belirli bir gelime iinde bulunan doa bilimlerine devretmek zorunda kalmtr. Dier yandan doa bilimlerinin aratrma konusu dnda kalan dnyann aslna ilikin nihai hakikatin deney bilgisinin tesinde yer ald dnlen transendent bir dnya hakknda bilgi verme ayrcal da Locke ve Hume tarafndan yrtlen bilgi ve anlama eletirisi erevesince felsefenin elinden kayp gitmeye balamtr. Felsefe; hem kzlar tarafndan (doa bilimleri) aalanm Kral Lear olarak atosundan srlm, hem de yllardan beri en byk gc ve temeli olarak grnen metafizik yapma imknlar elinden alnarak sokaa braklmtr. Bu noktada felsefenin yardmna, felsefe yapmann temeline bilgi retisini yerletiren Kantn eletirel felsefesi yetimitir. Eletirel felsefe, insann anlama gcnn imknlar ile snrlarn kendisine aratrma konusu olarak belirlemitir. Bu dzlemde felsefe artk ne dorudan doa olaylarn kendisine konu edinecektir ne de anlama gcnn ve bilginin snrlarn aan konular hakknda aklc ve kurgusal grler ileri srebilecektir. Sadece bilginin oluumunu ve imknlarn, deneyi ekillendiren kavram ile yarglarn nasl meydana getirildiklerini aratracak, bylece de bilgi ile inanma arasndaki snrlar belirleyecektir. Bu yeni felsefe tarz bilgi retisi temelinde yerini ve konusunu hem doa bilimleri hem de dier dnce alanlar zerinde eletirici, deerlendirici ve lt koyucu bir etkinlik olarak snrlandracaktr. Ancak Kant paradigma deneyin tesine taan her trl aklc ve bilgi verme iddiasndaki kurgusal metafizikleri kap dar ederken, ahlak, deerler ve hayat ynlendirmenin temel kurallar gibi praksis ile inanma konularnda felsefenin kapsn ardna kadar aacaktr. 19. yy sonlarnda doa bilimlerinde ve mantkta ortaya kan bunalmlar, akla kar duyulan gvenin sarslmas, bilgi retisinde ba gsteren psikoloji kkenli yapsal sorunlar eletirel felsefeyi ilevsiz klmtr. Ksaca Bat dnyasnda dnce ve yaama tarznda kendini gsteren bunalm her trl aklsal, kurgusal dnceye tepki duyulmasna neden olmutur. Vita theorikadan yorgun dn akl Vita aktivaya ynelmitir. Bu noktada yeniden canlanan metafizik kurgular ideolojiler, yaama felsefeleri ve akld retiler biimine dnerek Kantn yaama felsefeleri ve akld retiler biime dnerek Kantn ak brakt kapdan ieri girmiler ve felsefeyi bir panayr yerine evirmilerdir. 20.yy balarnda felsefe hem her ey hem de hibir ey anlamna geliyordu. Yzyl bandaki toz duman ierisinde felsefe evrelerinin en temel sorunu felsefeyi yeni batan tanmlamaya almak olmutur. Felsefi dnce, felsefenin kendisini sorun olarak grmeye balamtr. Bu yneli ierisindeki Bertrand Russelln Felsefenin z Olarak Mantk (1914) ve Edmund Husserlin Salam Bir Bilim Olarak Felsefe (1910) adlarn tayan almalar felsefeyi yeni batan tanmlamaya ve konumunu belirlemeye almlardr. zellikle mantk bilimindeki yeni almalarnn etkisiyle felsefe yaama tabann mantk zerine ina ediyor ve konusunu da nermeler ile kavramlarn doasn aratrmak biiminde belirliyordu. Bylece yeni felsefe anlay hem Hume ile Kant izgisinde olduu gibi kurgusal metafizikleri dlyor hem de bilgi retisini felsefe yapmann merkezinden kararak onun yerine mant yerletiriyordu. Ayrca bu yeni felsefe anlay ahlaki deerler, hayatn anlam gibi her zaman felsefenin nemli alanlar olarak kabul edilmi praksis ve yaama bilgeliine ilikin konular felsefi dncenin dna itiyordu. Yukarda ksa hatlaryla izmeye altmz tarihsel balam erevesinden hareketle Wittgensteinin Tractatus dnemi felsefe anlayn felsefe nedir? Felsefenin amac ve ilevi nedir? sorular asnda incelemek istiyoruz. Bu almada Wittgenstein in ilk dnem felsefe kavrayn Mantksal aratrma b) Dil eletirisi c) Susma alarndan ele almay ve deerlendirmeyi a) amalyoruz. Wittgensteinn mantkla olan ilikisi iki adan deerlendirme konusu yaplabilir. Bunlardan birincisi, Frege ile Russelln aratrmalar etkisinde mantk bilimine yapt teknik katklar asndan, ikinci olarak da, mant felsefe yapmann olmazsa olmaz koulu ve organonu grmesi asndan deerlendirilebilir Bu almada Wittgensteinn ne mantkla ilgili teknik almalarna ne de mantk felsefesi asndan ortaya koyduu baarlara dorudan deinilecektir. Burada daha ok mantk, felsefe yapmann bir yntemi ve temeli olarak deerlendirme konusu yaplacaktr. Bu balamda Wittgenstein mant, iki temel noktada felsefe yapmann zsel koulu olarak deerlendirir: (1) Ontoloji yapmann temel koulu olarak ve (2) Dil eletrisini gerekletirmenin esas arac olarak mantk. Wittgenstein, mant biryandan dnyann,

te yandan dilin yapsnn nasl olduklarn belirlemek amacyla bir n aratrma ve hazrlk olarak grr. Mantk her mmkn durumla [dnlebilir olan her eyle] ilgilidir, mmkn olan her ey mantn olgulardr (TLP. 2. 0121). Wittgensteina gre biimsel ve teknik adan bakldnda mantk, deneysel ierii olmayan, dnya olgular hakknda hibir eyi dile getirmeyen nermeler ve kurallardan olumutur. Mantn nermeleri [olgulara ilikin] hibir ey sylemezler (TLP. 5.43). Bu bakmdan mantn nermelerini ierikli olarak gsteren retiler her zaman yanltr. Ancak mantk, ontoloji yapmann temel koulu olarak dnyann nasl olduunu kendi yapsnda gsterir. Mantk aratrmas btn eylerin doasn aa karr ( PI. 89). Wittgenstein asndan mantk, her trl1 mmkn dnya tasavvurunun imknlarn aratrr. Benim almam mantn temellerinden dnyann doasna doru uzanr (NB. 5. 79). Bu adan bakldnda mantk, ontoloji yapmann temel kouludur ve her trl mmkn ontolojinin temelinde yer alr. Wittgenstein asndan mantn temellerinden hareketle ina edilen mantksal ontoloji ne dnyann aktel durumunun bir aklamasn ne de dnyadaki olgularn bir tasvirini sunar. Dnyann aktel durumunu aklayan modelleri meydana getirmek bilim kuramlarnn, olgularn tasvirini vermek de deneysel ierikli nermelerin grevidir. Wittgenstein asndan mantn temellerinden hareketle ina edilen ontoloji dnyann ne olduunu deil, yapsnn nasl olduunu ortaya koyar. Mantk her deneyden ncedir -bir eyin yle olmasndan. O [mantk] Nasl? sorundan ncedir, Ne? sorusundan nce deil (TLP. 5. 552). Mantk fizik dnyann ne olduun ve dnyadaki olgularn zelliklerinin tasvirini ortaya koymaz. Bu sebeple mantkta unu syleyemeyiz:1 Dnyada unlar var, unlar yok. ( TLP. 5. 61). Mantk nesnelerin ve olgularn varolularna ve niteliklerine ilikin bir tasviri dile getirmez. Mantk, dnyann mantn (Die Logik der Welt) ve yapsn ortaya koyar (TLP. 6. 124, 6. 13). Bu noktada Wittgensteinn temel kabuln u ekilde zetleyebiliriz: Dnyann yaps ile mantn yaps ortaktr. Mantn yapsndan hareketle dnyann yapsnn nasl olduunu ortaya koyabiliriz. Mantk bir reti deil, dnyann bir aynadaki zahiridir (TLP. 6. 13). Mantk bir dzeni ortaya koyar, gerekte dnyann dzenini, yani mmkn olan eylerin dzenini ki bu dzen hem dnyayla hem de dnceyle ortaktr (PI. 97). Bu sebeple Wittgensteina gre, mantn yapsnn ve temellerinin aratrlmas dnyann yaps ile temellerinin de aratrlmas anlamna gelir. Dnyann yapsn ve imknlarn anlamaya ynelik her trl ontoloji, mantn yaps ile temellerinden hareketle ortaya konulabilecektir. Mant ontolojinin, daha dorusu dnyann yapsn anlamaya ynelik abann temeline yerletiren Wittgenstein, bu balamda felsefenin temelinin mantk olduunu dnr. Felsefe mantk ile metafizikten olumutur, birincisi [mantk] onun [felsefenin] temelidir (NB. S. 93). Wittgenstein felsefenin temeli olarak mant, bir ontoloji veya mantksal bir ontoloji olarak yorumlar. Bu mantksal ontoloji ne klasik metafiziklerin yapt gibi dnyann znn, aslnn ne olduunu dile getirmeye alr ne de bilimlerin yerine getirdii aktel durumlarn bir aklamasn ve tasvirini sunabilir. Felsefenin temeli olan bu mantksal ontoloji, dnyann yaln nesnelerden ve nesnelerin meydana getirdii karmak (komplex) durumlardan olutuunu; her bir nesne dzenleniinin (die Konfguration) bamsz olduunu, yani herhangi birinin varoluundan bir bakasnn varoluunun karlamayacan ve olgular arasnda nedensel bir ilikinin bulunmadn ileri srer. Bu ontolojiye gre, olgular dnyasnda hibir deer bulunmaz ve olgularn hibiri bir dierinden yce deildir (TLP. 6. 41). Deer alan olgular dnyasnn dndadr. Olgular dnyasnda her ey naslsa yledir. Hibir iyi, gzel, nemli olgu yoktur. Ksaca belirtilecek olursa Mantn nermeleri dnyann yap-iskelesini tasvir ederler, ya da daha dorusu onu serimlerler. Adlarn ynletim [bir nesneye karlk gelme] sahibi olduklarn varsayarlar. Bu da onlarn dnya ile balantsdr (TLP. 6. 124). Sorular 1. Wittgensteinn ilk dnem felsefesinde ne kan kavramlar nelerdir? 2. Wittgenstein iin mantn felsefedeki yeri nedir? Bu yer manta ne trden bir nem kazandrmaktadr? 3. Mantk neden felsefe yapmann zsel koulu olarak deerlendirilir? Aklaynz. Hafta e- Ders 13. Kitap Blm 13: Eletiri ve Felsefe II z: Yirminci yzyl eletirel dil felsefesinin temel kavramlar ve felsefeye Ders yaklam biimi deerlendirilecektir. Abstract: The basic fundamental of the 20. Century Critical Philosophy of Language ve its approaches to philosophy will be examined. Burada ncelikli olarak felsefenin hem amalar ve yntemleri, hem de yaps bakmndan bilimlerden ayrt edilmesi abas grlmektedir. lk elden felsefenin yapsna ilikin olarak ne srlen sav, onu geometri gibi aksiyomatik disiplinlerden ayrmaktadr: Felsefede tmdengelimler yoktur; o, salt tanmlaycdr.1 Felsefede ne temelde duran bir nermeden tmdengelim ile karlm olan nermeler zincirine; ne de bunlarn kendisinden tretildii temel nermeye izin verilmektedir. Felsefede hi bir ifade dierinden daha yukarda ya da aada deildir; onun tm ifadeleri ayn dzlemdedir. O ne bir aksiyom, ne bir dogma, ne de bir hipotez ierir. Wittgensteina gre felsefede, dierlerine gre mantksal ya da epistemolojik ncelii olan hibir ifade yoktur.2 Bilimin aksiyomlar doru ve yanl olan, ahlakn nclleri iyi ve kty, estetiin kabulleri gzel ve irkini ortaya koyar. Felsefe ise sadece tanmlayc bir etkinlik olarak bunlarn hibirini yapmaz. Felsefenin grevi ne d dnyann, ne tanrnn ve ne de lmsz ruhun varln kantlamaktr. Wittgensteinda felsefe sadece ortada olann ak klnmas anlamnda tanmlayc bir etkinliktir. Felsefe doa bilimleri iin ya da doa bilimleri felsefe iin bir yardmc unsur olabilir; felsefe bilimlerin kraliesi ya da hizmetkr olabilir.3 Fakat bunlar asla ayn dzlemde olan etkinlikler deildir. Felsefe, doa bilimlerinden hibiri deildir. Felsefe szc,

doa bilimlerinin yannda olmayp, ama stnde veya altnda yer alan bir ey demek olmaldr.4 Wittgensteinn ilk genlik yllarnn entelektel atmosferinde, arlkl olarak tartlan konulardan biri fiziin, zellikle mekanik fiziin doas olmutur. Wittgensteinn fikri geliiminde kendisi zerinde Boltzmann ile birlikte etkili olan fizikidnr Hertzin gsterdii biimi ile5 doa bilimleri gereklii modellemekte ya da resmetmektedirler. Ne var ki felsefenin grevi gerekliin modelini sunmak ya da tasarlamak deildir. Felsefe gerekliin resimlerini vermez ve bilimsel incelemeleri ne onaylayabilir, ne de rtebilir. Felsefenin ne bir bilimsellik iddiasnda olmas, ne de gereklie ilikin, bilimin nermelerine alternatif nermeler sunmas sz konusudur. Felsefe, doa bilimleri gibi modelleyici olmadndan dolay, gerekliin hibir resmini sunmaz. Felsefe, tmdengelim iermediinden dolay, doa bilimlerine zerlerinde ykselecekleri aksiyomatik temelleri de salamaz. Alan doa bilimlerinin alanndan net bir biimde ayrlm olan Wittgenstein, Notebooks 1914 1916, s. 93. felsefe, doa bilimlerinin sunduu resimleri ya da modelleri ierikleri bakmndan doru ya da yanl klacak bir merci deildir. Doa bilimlerinin amac gereklie ilikin bilgi salamaktr. Doa bilimlerinin kendisi ile megul olduu, zerine eildii alan, olgulardr. Felsefe ise olgular hakknda bilgi veren bir disiplin olarak grlmemektedir. Fakat o, bilgi veren nermeler zerine eilmektedir: Notes on Logic asndan felsefenin grevi, doa bilimi nermelerinin mantksal formlarn salamaktr. zerine eildii alan olgulara ilikin bilgimizi ifade eden nermelerdir. Felsefe, doa bilimlerinin olgulara ilikin, bilgi verici nermelerinin mantksal formlarna ilikindir. Felsefe, bilimsel nermelerin (yalnzca ilksel nermelerin deil) mantksal formlarnn doktrinidir.7 Bilimsel ya da ampirik nermelerin formlar, felsefeye inceleme nesnesini salamaktadrlar. Wittgenstein felsefeyi, bilimin ifadelerini mantksal yaplar bakmndan deerlendiren bir ura olarak karmza karmaktadr. Felsefe doa bilimlerinin ifadelerindeki bulanklklar ve zaman zaman ortaya kan tutarszlklar, onlarn mantksal formlarna ynelik bir deerlendirme ile giderme abasndadr. Burada arlk manta verilmektedir; nk mantk, bilim nermelerinin zerinde ykselebilecei salam zemin olarak grlmektedir. Eer onlarn salam zemini mantk ise felsefenin yapaca da, mantksal doktrine ynelik bir alma olmak durumundadr. Hacker, Tractatusta mantksal formun sylenemeyen bir ey olarak grlmesinden dolay, Wittgesteinn, felsefenin bilimsel nermelerin mantksal formunun doktrini olduu dncesini terk etmi olduunu sylemektedir.8 Bizim kanaatimiz ise Wittgensteinn bu fikri Tractatusta yeniden ele alm olmasna karn, asla btn ile terk etmedii ynndedir. nk birincisi mantksal form, anlaml olarak aka sylenemiyor olsa da anlaml nermelerin yaplarnda bulunur. kincisi ise Tractatusta mantksal formun anlaml olarak sylenemez olduunu belirtmi olmak ile birlikte Wittgenstein, Notes on Logicte felsefenin yapsna ilikin olarak u ifadeyi de eklemektedir: O, (Felsefe) mantk ve metafizikten oluur, mantk onun temelidir.9 Dolays ile Wittgenstein felsefede zaten metafizik bir yn olduunu vurgulamtr. Bu durumda man- tksal formun sylenemez olmas artk felsefenin grevinin, bilimin ifadelerinin mantksal formlar ile ilgili olamayaca anlamna gelmemektedir. Mantk ve metafizikten mteekkil olan felsefede, mantk temel olarak grlmektedir.10 Hackera gre daha nce dierlerine gre ncelii olan hibir nermenin bulunmad, herbirinin ayn dzlemde bulunduu sylenmi olan felsefede, imdi de mantn temel olduunun sylenmesi, ilk bakta uyumaz gibi grnen bir durum yaratmaktadr.11 Ne var ki Wittgensteinn felsefenin dz olmas ile kastettii ey, daha nce de ele aldmz gibi felsefede hem temel bir nermeden tmdengelim ile tretilmi nermelerin, hem de bunlarn kendisinden tretildii aksiyomatik nermenin olmad ynndedir. Olgular hakknda bilgi de vermeyen felsefe, sadece amlayc bir ura olarak anlalmaktadr. Bu nedenle, sz konusu etkinlikte mantn bir ncelii yoktur; mantk olgular hakknda bilgi vermeyecektir. Bu yzden ondan, dnyadaki olgulara ilikin bir bilgi tretilemeyecektir. Dier yandan mantk, gerek olgulara ilikin betimlemeler sunan doa bilimi nermeleri iin, gerekse metafiziin ifadeleri iin bir temel durumundadr. Bu yzden mantn aratrlmas, dnya olgular hakknda bilgi veren nermelerin deerlendirilmesini ncelemektedir. Mantn aratrlmas, dnyaya ilikin olarak sylenebilecek mmkn eylerin aratrlmasdr: Benim almam mantn temellerinden dnyann doasna doru uzanr.12 Wittgensteina gre dnyann yaps ile mantn yaps ortaktr. Bu yzden de dnyann yapsn ortaya koyma gayretinde olan her trden aba, bu urasn mantn zerine oturtmak durumundadr.13 Mantk bir reti deil, fakat dnyann bir yanssdr.14 Hackera gre, Wittgensteinn mantn metafizii de ieren felsefe iin temel olduunu sylerken15 dnd ey, metafizik gereklerin mantksal soruturma vastas ile aa karlabileceidir.16 Yaplarndaki ortaklktan dolay olgulara ilikin her tr soruturma, mantksal formun aratrlmas ile mmkn olacaktr. Nitekim Wittgensteinda Philosophical Investigationsda bunu olumlar bir ifadeye yer vermektedir: Mantk aratrmas btn eylerin doasn aa karr.17 Bundan dolay olgular hakknda bilgi verme iddiasnda olan nermelerin yaps da, ncelikle mantksal yapya uygun olmaldr. Mantk, bilgi veren tm nermelerin yapsnda ortak olarak bulunmaktadr. Mantk nermelerinin doru bir aklamas, onlara, tm dier nermelere kar biricik bir konum vermelidir.18 Mantn nermeleri, dzgn kurulmu ifadelerin kendisi zerine ina edildikleri yapy gsterirler. Felsefenin de zerine kurulmas gereken, onun iin temel durumunda olan ey, mantk olmaldr. Bu yzden de felsefe, doa bilimi nermeleri zerine eilirken, aksiyomatik ve bilgi verici bir disiplin olmamas nedeniyle, onlara kout nermeler sunmaz; onlar ierikleri

bakmndan deerlendirmez. Felsefenin doa bilimi nermeleri zerine eilmesi, mantksal formlar zerinden olacaktr. Ancak bylelikle doa bilimlerinin dnya hakkndaki nermelerinin doru bir deerlendirmesi mmkn olacaktr. nk nermelerin mantksal formlar, dnyann temel mantksal yapsna ilikin bir eyleri de iermektedir. Szgelimi nc blmde detayl olarak incelemeye alacamz anlay uyarnca, nermelerin olgulara ait resimlerin; olgulara ait resimlerin de olgularn temsili olmasn salayan ey bunlar arasnda ortak olarak bulunan mantksal yapdr. Bu yzden doa bilimlerinin olgulara ilikin nermelerinin incelenmesi, bunlarn olgular ile ortaklaa sahip olduklar mantksal form bakmndan olacaktr. Her iki bakmdan da mantk, felsefe iin nceliklidir. Wittgenstein asndan, bilgi verici ifadelerin doa bilimi nermeleri olduunu ifade etmitik. Bunlar bir olgunun tasvirini veren, dzgn kurulduklarnda doru ya da yanl olabilen ifadelerdir.19 Ne var ki felsefenin ifadeleri, doa bilimi nermelerinin tad bu zellikleri barndrmamaktadrlar. Hackera gre, Wittgensteinn felsefe ve doa bilimleri arasnda yapmaya alt bu ayrm, dorudan Russelln felsefe anlay ile ilikilidir. Russelln gr uyarnca felsefe, doa bilimlerinin bir tr tamamlaycs durumundadr.20 nceledii konularn genellii ile doa bilimleri iin bir tr meta disiplindir ve gerek yntemleri, gerekse ifade biimleri ile felsefe, doa bilimlerine yknmelidir.21 Bylelikle felsefenin rn olarak, doa bilimi nermelerini tamamlayan felsefe ifadeleri ortaya konacaktr. Biz, eer dorudan ilikisi var ise bile konumuzun btnl asndan Wittgensteinn felsefeye ilikin grlerini, Russelln felsefesi ile karlatrmann deil; kendi iinde deerlendirmenin uygun olduunu dnyoruz. Felsefenin doa bilimlerinden ayrt edilmesi hususunun zerinde bu kadar durulmasnn, onun kognitif bir disiplin olarak deil de eletirel bir etkinlik olarak ortaya konma abas ile ilikili olduu kanaatindeyiz. Dnyaya ilikin bilgi verme grevi fizie; insan zihninin almasna ilikin soruturma grevi ise psikolojiye ayrlmtr. Wittgensteinn felsefe iin belirledii grev, evrenin doasna ilikin metafizik hakikatleri ortaya koymak veya sentetik a priori nermeler sunmak deildir.22 Felsefe olgular hakknda konumaz. Felsefe ifadeleri, olgular hakknda hibir tasviri dile getirmeyen, bu konuda susan ifadelerdir. Bu yzden felsefede nerme olamaz. Felsefe bilgi verme iddiasndaki bir disiplin deil, ifadelerimizi ak klma gayretinde olan eletirel bir etkinliktir. Felsefenin biriciklii sunduu nermelerde deil, etkinlik olarak icra edilmesindedir. Felsefenin sonucu felsefi nermeler deil, fakat nermelerin ak klnmasdr.23 Felsefe ne bir tasvir, ne bir teori, ne de bir bilgi verme gayretindedir. O, empirik nermelerin ifade edililerinden kaynaklanan felsefi problemleri zen, bulanklklar netletiren, yanl anlalmalar gideren; ak klc, bir etkinliktir. Felsefe bir reti deil, ama bir etkenliktir. Felsefi bir yapt, esasnda, aydnlatmalardan meydana gelir.24 Bu etkinlik, dil zerinden gerekletirilen, eletirel bir faaliyettir. Tm felsefe dil eletirisidir.25 Bu trden bir dil eletirisinden beklenen, dilin bozulmas sonucunda dmlenen dnceyi ak klmasdr. Felsefenin amac dncelerin mantksal aklamasdr. Felsefe, aksi halde donuk ve bulank olan dnceleri aydnlk klp keskince snrlamaldr.26 Aklk mantksal bakmdan salanacaktr; nk dncenin dmlenmesi ou zaman kartrma ya da kastl olarak mantksal sentaksn ihlal edilmesi sonucunda ortaya kmaktadr. Wittgenstein asndan felsefe, kkl karklklar ile doludur.27 Tractatusun nsznde Wittgenstein, kitabnn felsefe problemlerinin tamamen zmyle ilgili olduunu belirtmektedir.28 Wittgenstein iin meru felsefe, dile ynelik eletirel bir etkinliktir. imdi Tractatus bu karklklara bir aklk getirme ve felsefenin alann net bir biimde belirleme gayretindedir. Kitabn amacnn belirtildii yer, felsefedeki problemlerin zm iin nerilen yntemin de habercisidir: Kitap bylece, dnmeye bir snr izmek istiyor, ya da daha ok dnmeye deil, dncelerin dile getiriliine.29 Bylece Tractatusun gayesini iki ana balk altnda toplayabiliriz. Bunlardan ilki felsefede ortaya kan problemleri ak klarak zmek; ikincisi ise buna paralel olarak sylenebilenler ile sylenemeyenleri birbirinden net bir ekilde ayrarak dile snr ekmektir. 30 Sorular 1. Wittgensteina gre felsefenin stlenmesi gereken grev nedir? Aklaynz. 2. Felsefe hangi ynleri ile bilimlerden ya da din ve ahlakn nermelerinden ayrlmaktadr? Aklaynz. z: Dersin btnne ilikin genel deerlendirme yaplacaktr. Abstract: A comprehensive consideration of whole course. Wittgenstein, felsefedeki problemlerin dier bir nedeni olarak, dilin mantksal sentaksnn bozulma pahasna, aka sylenemeyen, fakat sadece gsterilebilir olan eylerin sylenmeye allmasn grmektedir. Bu yzden Tractatusun bir gayesi de aka sylenebilen eyler ile sylenemeyip sadece gsterilebilir olan eyleri birbirlerinden ayracak bir snr izgisi ekmektir. Wittgensteina gre felsefenin ncelikli uras bu olmaldr.1 Nitekim Wittgenstein, Russella yazd bir mektupta, eserinin temel probleminin neyin aka (nermeler ile) sylenebileceini ve neyin nermeler ile sylenemeyip sadece gsterilebileceini ortaya koymak olduunu bildirmektedir.2 Wittgenstein asndan sylenebilenler, olgularn tasvirini veren doa bilimi nermeleridir. Doa bilimlerinin dili, olgularn tasvirini doru ya da yanl; ama dzgn olarak vermektedir. Bu dilin ifadeleri dzgn bir gramatik yap ile kurulmu, terimlerinin ynletimleri ve ilevleri belirlenmi ve bununla beraber mantksal sentaks ile hibir uyumazlk iermeyen nermelerdir. Snrlar belirleme giriimi olmas bakmndan Wittgensteinn teebbs Kant felsefesine yaklamaktadr. Nitekim Kant asndan felsefe, insan dncesine, akln meru kullanmlarn belirleyecek olan bir snr izgisi ekmelidir. Bu yzden felsefe, gereklii deneyimlememizin nkoullarna eilmelidir. Bu yn ile o, eylerin

kendilerinden ok, bizim onlara ilikin bilgimizin ortaya kma koullar hakknda olmaldr. nsan dncesinin snrn belirleyecek daha st bir yap olmadndan, bu bir tr zeletiridir.3 Byle bir soruturmaya girimi olan felsefeden beklenen, deneyimin zorunlu nkoullarn ifade eden doru sentetik a priori nermeler sunmasdr. Pearsa gre Wittgenstein felsefesi, genel karakteri asndan Kant anlamda eletireldir.4 nk Kantn soruturmas dncenin snr izgilerini belirlemeye ynelikken; buna paralel olarak Wittgenstein, dncenin ifade edilme biimine ynelik bir soruturma nermitir.5 Kantn eletirel felsefesinde olduu gibi Tractatus da, anlamn snrlarn belirleme teebbsndedir. Kantn eletirisi, akln kendi bana, geleneksel anlamnda metafizik bilgiye sahip olamayacan gstermitir. Benzer ekilde Tractatus da, bu snrlar almaya alldnda ortaya kan metafizik kartrmalarn kkenlerini belirlemeye almaktadr. Kant olgusal bilginin, Wittgenstein ise olgusal sylemin iinde bulunduu snrlar belirlemitir.6 Kant, demi olduu snrlarn iinde, dncenin zorunlu olarak durduunu dnrken; Wittgenstein da izdii snrlarda dilin zorunlu olarak durduunu dnmtr.7 Fakat Kanttan farkl olarak Wittgenstein, eletirisini dil zerinden gerekletirmektedir. Wittgensteinn snr izgilerini belirlemek istedii yer dnme deil fakat dncelerin dile getirilii8dir. nk ona gre dnmeye ekilebilecek bir snr iin dnlemeyeni de dnmemiz, yani snrn her iki tarafn da grebilmemiz gerekirdi.9 Bu yzden bu snr sadece ieriden ekilebilecektir.10 Sorular: 1. Wittgensteina gre felsefenin ncelikli ura ne olmaldr? Neden? 2. Wittgenstein nermeler ile aka nelerin sylenebileceini dnmtr? Aklaynz.

You might also like