You are on page 1of 77

Edgar Allan Poe Bir Mumya ile Kk Bir Hasbhal DENIZ FENERI (Poe'nun zerinde alt son yk.

lmnden tam 92 yl sonra Thomas Ollive Mabbott tarafndan bulunarak Notes & Queries'de 1942'de yaymlanmtr) 1 Ocak 1796. Bugn, deniz fenerindeki ilk gnm. Bunu, DeGrt ile anlatmz gibi, gnlme yazyorum. Elimden geldiince dzenli bir ekilde gnlk tutmay srdreceim -ama benim gibi yalnz birine ne olacan kim syleyebilir ki? Hastalanabilirim, hatta daha kts de bama gelebilir... Peki, o zaman ne olacak? Kotra biraz nce gitti -ama artk burada olduuma gre bunun zerinde neden durmal ki, peki ama tamamen gvende miyim? Hayatmda ilk defa tamamen yalnz olduumu -nk, Neptune ne kadar kocaman olursa olsun elbette "arkada"tan saylmazd- sadece dnmek bile beni heyecanlandryor. Ama Tann akna, hangi "arkada"ta bu zavall kpekteki balln yansn buldum? Byle bir durumda ben ve "arkada"m -bir yl bile- birbirimizden aynlmazdk... Beni en fazla artan, DeGrt'n beni ie koymakta karlat glk oldu -blgenin soylularndan olan beni! idare Heyeti, yeteneimden kuku duymu olamazd. Bu grevi bundan nce de bir kii yrtm -ve genellikle kii tarafndan yaplan bu iin stesinden pekala gelmiti. Yaplacak i son derece basit, yazl ynergeler olabildiince akt. Orndoffun bana elik etmesinin hi gerei yoktu. ekilmez dedikodularyla -hadi o hi azndan drmedii lleta piposunu bir yana brakalm- onun yanmda yremde olmas durumunda hibir ekilde kitap okuyamazdm. Aynca, yalnz olmak istiyorum... Bu szcn kulaa ne kadar souk geldiine imdiyece hi dikkat etmemi olmam ne tuhaf! Bu silindirik duvarlar arasndaki yanknn bu kadar acayip olduunu dnyada hayal edemezdim -ama hayr!- bunlar samalktan baka bir ey deil. Tecrit oluumun sinirlerimi bozacana inanyorum. Bu asla yetmez. DeGrat'n kehanetini unutmu deilim. imdi "ne grebileceimi" .grmek iin bir kou fenere trmanp etraf bir gzel tarassut etmeliyim... Grebileceim eyi grmek, elbette ok fazla bir ey deil. Sanrm, dalgalar biraz klm gibi, ama yine de kotrann nnde limana kadar etin bir yolculuk var. Norland'dan1 (Norland, genel olarak skoya'nn kuzeyi iin kullanlyor olmakla birlikte burada daha genel anlamda kuzey Avrupa lkelerinden herhangi birinin kuzeyi anlamnda kullanlmtr) grlebilecek bir mesafeye g bela yann yle zeri ulalabilir -ta atlasn 190-200 millik bir yol. 2 Ocak. Bu gn, imkan yok tarif edemeyeceim bir tr vecd iinde geirdim. Tek bama olma tutkum bundan daha iyi dllendirilemezdi. Doyurulamazd demiyorum, nk, bugn yaadm trden hazlara hibir zaman doyacam sanmyorum. afan skmesinden sonra rzgar dindi ve leden sonra dalga diye bir ey kalmad... Teleskopla bile okyanusla gkyznden ve arasra ortaya kan martlardan baka bir ey grnmyor. 3 Ocak. ok sakin bir gn. Akama doru deniz cam gibi saydam bir grnm ald. Birka deniz yosunu grnd; bunun dnda btn gn hi ama hibir ey -hatta ufack bir bulut bile grnmedi... Deniz fenerini kefetme iine giritim... ok yksek bir fener bu -suyun karada ykseldii alt seviyeden tepesine kadar 160 ayaa yakn ykseklii olan fenerin bitmez tkenmez basamaklann trmandmda, fazladan basamak trmanmak zorunda olduumu gryorum. Kulenin iinde zeminden zirveye kadar ykseklik en az 180 ayak. Demek ki, denizin ekildii zaman bile, zemin deniz seviyesinin 20 ayak altnda... Bana yle geliyor ki, tabandaki bu boluk salam talarla tamamen doldurulmalyd. Bylece kule daha gvenli olurdu. Ama neler de dnyorum. Byle bir yap her koulda yeterince gvenlidir. Bugne kadar grlm en sert kasrgada bile kendimi emniyette hissetmeliyim -ama denizcilerin, gneybatdan esen rzgarlarda Macellan Boaz 'nn bat k dnda hibir yerde grlmedik ykseklikte dalgalara burada rastlandn sylediklerini duymutum. Byle olmakla birlikte, -suyun karada ykseldii st seviyeden itibaren 50 ayak ykseklie kadar kalnl drt ayaktan, hadi olsun bir parmak eksik olan- bu

salam demir perinli duvarlara dalgalarn ne zarar olabilir ki!.. Yapnn zerinde durduu temel bana kireta gibi gzkyor... 4 Ocak. [Poe'nun elyazmas burada bitiyor.! BR MUMYA LE KK BR HASBHAL* (lk olarak Nisan 1845'te American (Whig) Review'da, sonra 1 Kasn 1845'te The Broadway Journal'de yaymlanmtr. yknn konusu, hiyeroglifin ifresinin zlmesine olanak salayan Reit Ta'nn (Rosette Stone) 1799'daki kefinden sonra doruuna kan eski Msr'la ilgili konular karsnda gsterilen lgnca ilgidir. yknn kaynaklar arasnda George Robins Gliddon'un Nisan 1843'te New World'da yaymlanan "Ancient Egypt", 21 Aralk 184l'de New York Tri-bune'de yaymlanan ve John Gardner Wilkonson'un "Manners and Customs at the Ancient Egyptians"n eletiren bir makale, Ippolito Rosellini'nin benzer bir kitab (1840), imzasz olarak yaymlanan "Egyptian history deduced from monuments still in existence" (1841) ile Encyclopedia Americana'daki mumyalar ve mumyalama ile ilgili makaleleri sayabiliriz.) nceki akamki iki alemi sinirlerimi bir para germiti. Bam fena halde aryor, gzlerimden uyku akyordu. Bu yzden, nceden niyetlendiim gibi gece dar kmaktansa, birka lokma birey attrp erkenden yatmann daha iyi olacan dndm. Tabii ki hafif bir yemek. Gal tavanna1 baylnm. Bir defada bir libreden2 fazla yenmesi her zaman pek tavsiye edilmeyebilir. Ama yine de, iki libreye de ok ciddi bir ekilde kar klamaz. Ve gerekten iki ile arasnda sadece bir birimlik fark vardr. Belki drd bile yemeye kalktmmdr. Karm, bunun be olduunu iddia edecektir; -ama iki farkl eyi birbirine ka-ntrd ok ak. Soyut be rakamn kabul etmeye hazrm, ama somut olarak bu rakam Brown Stout3 sieleriyle ilikilidir ki, sos niyetine bu iki olmadan, Gal tavanndan kanmak gerekir. Byle hafif ekilde attrdktan sonra, gece balm giyindim, ertesi gn leye kadar uyumak niyetiyle bam yasta koydum ve vicdanmn rahat olmas sayesinde derhal derin bir uykuya daldm. Ama, insann umutlan ne zaman gereklemitir ki? Sokak kapsnn zilinin ac ac alnmas ve kap tokmann sabrszlkla vurulmasyla srayp uyandmda henz nc horlamam tamamlamamtm. Bundan bir dakika sonra, ben hl gzlerimi ovutururken eski bir dostum, Doktor Ponnonner'dan4 gelen bir notu karm burnuma doru uzatyordu. Notta unlar yazlyd: Sevgili dostum, bu notu alr almaz, ne pahasna olursa olsun derhal bana geliniz. Gelip sevincimi paylanz. Byk bir kararllkla yrttm diplomata abalar sayesinde en sonunda mumyay -hangi mumyay kas-dettiimi bilirsiniz- incelemek iin Kent Mzesi yneticilerinin iznini elde edebildim, istersem mumyann sarglarn zmeye ve amama izin verdiler. Sadece birka dostumu -ve bu arada, elbette siziardm. Mumya u anda benim evimde; bu gece saat on birde sarglarn amaya balayacaz. Her zaman dostunuz PONNONEK Daha yaznn altndaki imzaya gelmeden, bir insann olabilecei kadar uyank olduumun ayrdna vardm. Deli gibi yatamdan frladm, yoluma kan her eyi saa sola savurarak inanlmaz bir abuklukla giyindim ve doktorun evine gitmek zere byk bir hzla yola koyuldum. Orada toplanm hararetli bir grup insan buldum. Byk bir sabrszlkla beni beklemekteydiler; mumya yemek masasnn zerine yatrlmt; ben ieri girer girmez mumyann incelenmesine baland. Bu mumya, Nil nehri zerindeki Teb kentinden olduka uzaklardaki Libya dalarnda bulunan Eleithias5 yaknlarndaki bir mezardan Ponnonner'un amca ocuklanndan

Kaptan Arthur Sabretash6 tarafndan birka yl nce getirilmi iki mumyadan birisiydi. Buradaki maaralar, Teb mezarlklarndan daha grkemli olmamakla birlikte, eski Msr'n zel yaamna ilikin ok daha fazla resim bulunmas nedeniyle daha ok ilgi ekmekteydi. Bizim mumyann alnd odann bu tr resimler bakmndan olduka zengin olduu sylenmekteydi -duvarlar boydan boya fresklerle, yarm kabartmalarla kaplyd; heykeller, vazolar, zengin desenli mozaik ileri lnn servetinin bykln gstermekteydi. Bu deerli hazine mzede, tam olarak Kaptan Sabretash'n onu bulduu haliyle braklmt -yani, tabutun kapa almamt. Sekiz yl sreyle halkn yalnzca dndan grmesine izin verilmiti. imdi mumya btnyle emrimize amadeydi; yamalanmam bir eski eserin bizlere ulamasnn ne kadar az rastlanr bir olay olduunu bilenler; bu byk anstan dolay kendimizi kuamakta ne denli hakl olduumuzu derhal anlard. Masaya yaklatmda, zerinde yaklak yedi ayak uzunluunda, ayak geniliinde ve iki buuk ayak derinliinde byk bir kutu ya da sandk grdm. Tabut eklinde deil, dikdrtgen bir sandkt. Sandn malzemesini nce frenk inciri (plata-nus) tahtas zannettik, ama kestiimiz zaman karton olduunu ya da daha doru bir deyile papirsten oluan papier mache7 olduunu anladk. Cenaze merasimlerini ve daha baka kasvetli konular betimleyen ok sayda resimle bezenmiti -resimlerin arasna, deiik konumlarda, lnn ad iin olduundan kuku duyulmayacak bir dizi hiyeroglif karakteri serpitirilmiti. Allah-tan aramzda bulunan Bay Gliddon, tamamen fonetik olan bu harfleri tercme etmekte hi zorluk ekmedi. Ortaya kan szck uydu: Allamistakeo.8 Zarar vermeden sandn kapan amakta biraz zorlandk; ama bu ii baardmzda dtaki kutudan ok daha kk ama her bakmdan tamamen ona benzeyen tabut biimi ikinci bir sandkla karlatk, ikisi arasndaki boluk, ierideki sandn rengini bir dereceye kadar bozan reineyle doldurulmutu. Bu ikinci sand atmzda (bunu ok kolaylkla yaptk), yine tabut biiminde nc bir sandkla karlatk; sedir aacndan yaplm ve bu aaca has gzel kokuyu hl yaymakta olan bu sandk, malzemesi dnda hibir bakmdan ikinci sandktan farkl deildi.9 ikinci sandkla nc sandk arasnda hi boluk yoktu -biri dierine tam olarak uyuyordu. nc sand kararak iinde bulduumuz gvdeyi d-an kardk. Her zamanki gibi ketenden sk skya sarlm bant ve eritlerle karlamay umuyorduk; ama, bunlann yerine papirsten yaplm bir tr klf bulduk; bu klfn zeri yaldzlanm ve resimlerle bezenmi bir al tabakasyla kaplanmt. Resimler, ruhtan beklenen eitli grevlerle ilgili konulann yan sra ruhu tannlara tantmay amalayan ve byk bir olaslkla mumyalanm kiinin portreleri olan ok sayda birbirinin pap ayn insan figrlerinden oluuyordu. Mumyann bandan ayana kadar stun halinde ya da yukardan aaya yazlm fonetik hiyeroglif bir yaz10 yine lnn adn, nvanlann, akrabalarnn adlarn ve nvanlann veriyordu. Knndan syrdmz boynun etrafnda kanatl krelerle,11 eitli tanrlar, bokbcei gibi12 imgeleri oluturacak ekilde dizilmi renk renk cam boncuklardan bir kolye vard. Belin en ince yerinin etrafnda da benzer bir kuak ya da kemer vard. Papirs soyup kardmzda etin son derece iyi korunmu olduunu grdk; hissedilir bir koku yoktu. Rengi krmzya alyordu. Cildi sert, przsz ve parlakt. Dileri ve sa iyi durumdayd. Gzleri (yle gzkyor ki) kanlmt ve yerine ok fazla sabit nazarlarla bakmas dnda tpk canl gibi gzken son derece gzel cam gzler yerletirilmiti. Parmaklar ve trnaklar parlak bir yaldzla boyanmt. st derinin renginden dolay, Bay Gliddon mumyalamann tamamen maden ziftiyle13 yapldn dnyordu; ama yzeyi elik bir aletle kazyp elde edilen tozu aleve attnda, kfur ve daha baka ho kokulu sakzlarn kokusu kendini belli etti. Barsaklann karld kesik yerini bulmak iin bedeni dikkatle aratrdk, ama byk bir aknlkla byle bir yer bulamadk, iimizden hi kimse, o zaman, byle tam ya da

kesilerek almam mumyalara sk sk rastlandn bilmiyordu. Beyin, allageldii zere burundan, barsaklar brde alan bir yarktan boaltlyor; sonra gvde tra ediliyor, ykanyor, tuzlanyor; birka hafta bekletiliyor ve gerek anlamda mumyalama ilemi bundan sonra balyordu. Hibir kesik izi bulamadmzdan, Doktor Ponnonner aletlerini terih iin hazrlamaya balamt; o srada saatin ikiyi getiini fark ettim. Bunun zerine gvdenin iinin incelenmesini ertesi akama ertelemeye karar verdik ve tam oradan aynlyor-duk ki, birisi Volta pili ile bir iki deney yapmamz nerdi. drt bin yllk bir mumyaya elektrik uygulanmasnn ok bilgece olmasa da olduka orijinal bir dnce olduunu hepimiz derhal anladk. Onda bir orannda ciddiye alarak, onda dokuz akayla doktorun alma odasnda bir pil hazrladk ve Msrly oraya tadk. Epeyce uratktan sonra, vcudun dier paralanna gre daha az sertlemi gzken akak kasnn bir blmnn stn amay baarabildik, ancak tahmin etmi olduumuz gibi, teli bu kasa dedirdiimizde pile kar bir tepki vermediini grdk. Bu ilk denememizin sonucu bize kesin gzktnden, samalmza kahkahalarla glerek birbirimize iyi geceler diliyorduk ki, tesadfen mumyann yzne evrilen baklarm a-knlkla gzlerine akl kald. Balangta yabanl baklaryla dikkatimizi eken ve hepimizin cam sand gz krelerini imdi gz kapaklar sk skya rtmt, yle ki tunica albuginea'-nn14 sadece kk bir blm grlebiliyordu. Bir lk atarak dikkatleri olaya ektim ve herkes annda durumu grd. Bu olayn beni telalandrdn sylemeyeceim, nk "telaa kaplmak" benim durumumu tam olarak anlatacak szckler deil. Akam itiim sert bira nedeniyle belki biraz sinirli olabilirdim. Grubumuzun geri kalan yelerine gelince, penesine dtkleri byk korkuyu gizlemek iin hi gayret sarfetmedi-ler. Doktor Ponnonner acnacak bir haldeydi. Bay Gliddon kendine has birtakm usullerle grnmez olmutu. Bay Silk Buckingham,15 sanrm, drt ayak zerinde masann altna kam olduunu yadsma cesaretini gsteremeyecektir. Bununla birlikte aknln ilk sarsntsn adattktan sonra, doal olarak, derhal deneylere devam etmeye karar verdik. Bu defa deneyimizi sa ayan baparmana ynelttik. Os sesamo-ideum pollicis pedis'in d tarafn yararak abductor kasn kkne ulatk. Pili yeniden ayarlayarak aa km sinire akm verdik. O zaman, mumya sanki canlym gibi sa dizini bkp iyice karnna doru ekti, sonra ayan yeniden ileri uzatarak Doktor Ponnonner'a yle bir tekme att ki, bu tekmenin etkisiyle zavall adam mancnktan frlatlan bir ok gibi pencereden sokaa utu. Kurbann paralarn toplamak iin en masse16 dar kotuk, ama inanlmaz bir aceleyle merdivenleri trmanrken rastladk ona; deneylerimize daha byk bir coku ve gayretle devam etme istek ve kararllyla doluydu. Onun nerilerine uyarak mumyann burnunun ucunu hemen derince yardk ve doktor hzla hareket eden ellerini mumyann zerine koyarak telin ucunu hzla kesilmi yere dedirdi. Bu hareket, kelimenin gerek ve mecazi anlamyla tam bir elektrik etkisi yaratt. l ilk olarak, gzlerini at ve birka dakika sreyle Bay Barnes'n17 pandomim yapmas gibi gzlerini hzl hzl krptrd; ikinci olarak, haprd; nc olarak dike-lip oturdu; drdnc olarak yumruunu Doktor Ponnonner'n yzne doru sallad ve beinci olarak Bay Gliddon ve Bay Buckingham'a dnerek kusursuz bir Msr diliyle onlara yle dedi: "unu sylemeliyim ki baylar, davrannz beni incittii kadar artt da. Doktor Ponnonner'dan zaten daha iyi birey beklenemezdi. O, fazla birey bilmeyen kk, zavall, iman bir budaladr. Ona acyor ve onu balyorum. Ama siz Bay Gliddon -siz Bay Silk, Msr'da domu sanlacak kadar Msr'da ok seyahat etmi ve oturmu olan, Msr dilini sanrm, ana diliniz lsnde iyi okuyup yazmanza yetecek kadar aramzda yaam olan ve her zaman mumyalann yakn dostu olduuna inandm

sizler- gerekten de daha kibar davranlar beklerdim sizden. Bana byle kaba davranlrken sizlerin kenarda durup seyretmenize ne diyeyim? Bu berbat souk iklimde unun bunun beni tabutlarmdan karmasna, giysilerimi soymasna izin vermenizi neye yoraym? Szn ksas, bu sefil, kk, alak Doktor Ponnonner' burnumdan ekmek iin yreklendirmenize ve ona yardm etmenize ne diyeyim?" Bu koullar altnda bu szleri duyunca hepimizin kapya doru atlm veya iddetli bir isteri nbetine yakalanm ya da baylp yere ylm olduumuza kesin gzyle baklacana hi kuku yoktur. Dediim gibi, bu eyden biri beklenmeliydi. Elbette bu davran biiminin hepsinin veya bunlardan herhangi birinin izlenmesi akla uygun olurdu. Nasl olup da bu davran biiminden birini ya da dierini izlemedik, vallahi bilmiyorum. Ama, belki de bunun gerek nedeni, bugn genellikle paradoks ve olanakszlk trnden her eyin zm olarak kabul edilen ztlklar yasasna gre hareket eden bu an ruhunda aranmaldr. Ya da belki de, mumyann son derece doal tavrlar szlerindeki deheti ortadan kaldryordu. Nedeni her ne olursa olsun iimizden hi kimsenin korkmam olduu ya da bireylerin son derece yanl gitmekte olduunu dnmedii gn gibi ortadayd. Ben, ahsen her eyin yolunda olduu kansndaydm, sadece Msrlnn yumruunun eriemeyecei bir uzakla ekildim. Doktor Ponnonner ellerini pantolonunun cebine soktu, mumyaya sert sert bakt ve kpkrmz kesildi. Bay Gliddon favorilerini okad ve gmleinin yakasn dzeltti. Bay Buckingham ban nne edi ve sa elinin baparman aznn sol tarafna soktu. Msrl, yznde sert bir ifadeyle birka dakika Bay Buck-ingham'a bakt ve sonra kmseyerek: "Niin konumuyorsunuz, Bay Buckingham?" dedi. "Size sorduum eyi duymadnz m yoksa? Baparmanz aznzdan eksenize!" Bunun zerine, Bay Buckingham hafif irkildi, sa elinin baparman aznn sol tarafndan ekti ve bunu telafi etmek ister gibi sol elinin baparman aznn sa tarafna soktu. Bay B.'den yant alamaynca mumya hrn bir ifadeyle Bay Gliddon'a dnd ve buyurgan bir tavrla, kendisinden ne istediimizi sordu. Bay Gliddon fonetik olarak uzun uzun yantlad; Amerikan basmclnda hiyeroglif karakterler olsayd bu mkemmel konumann tamamn orijinal diliyle buraya aktarmaktan byk bir zevk duyardm. Bu arada una da iaret etmem sanrm yerine olacak: Mumyann katld bundan sonraki tm konumalar (grupta, benim gibi seyahat etmemi yeler olmas nedeniyle) tercman olarak Bay Gliddon ve Bay Buckingham'n araclyla eski Msr dilinde yapld. Bu baylar mumyann anadilini esiz bir akclk ve ze-rafetle konuuyorlard; ama (hi kuku yok ki, tamamen modern imgelerin dile girmi olmas ve doal olarak bunlarn mumya iin tamamen yeni olmas yznden) belirli bir anlam aktarabilmek iin bu iki seyyahn zaman zaman bir baka adaki bir baka anlam ifade edecek biimleri kullanmak zorunda kaldn gzlemlemekten geri durmadm. Bay Gliddon, rnein, konumasnn bir yerinde, hatip krssnde sol bacan geriye atm, skl yumruuyla sa kolunu ileri uzatm, gzlerini gkyzne dikmi ve az doksan derece ak, sivilceli burunlu, klksz ufak tefek bir adam resmini, bir kmr parasyla duvara izinceye kadar, Msrlya "politika" terimini anlatamad. Ayn ekilde, Bay Buckingham da, (Doktor Ponnonner'n nerisiyle) beti benzi atarak kendi bandaki perukay karmaya raz oluncaya kadar kesinlikle ada bir kavram olan "peru-ka"y anlatamad.18Bay Gliddon'un sylevinin esas olarak mumyalarn sarglarnn almasndan ve barsaklarnn dar karlmasndan bilimin salayaca yararlan etrafnda dnp dolat kolayca anlalacaktr; bu arada zellikle ona, yani Allamistakeo adl mumyaya herhangi bir zarar verilmise, bundan dolay zr diledi ve artk, btn bu kk meseleler aklk kazandna gre, niyetlenilen aratrmaya devam edilebilecei ima (evet yalnzca ima) etti. Konumann burasnda Doktor Ponnonner

aletlerini hazrlad. Hatibin son nerisi zerine, niteliini tam olarak anlayamadm ama, Allamistakeo kendi kendisiyle hesaplar gibi bir an tereddt geirdi, sonra dilenen zrlerden tatmin olduunu ifade ederek, masadan aa indi ve orada bulunan herkesin elini skt. Bu tren sona erdiine, cerrah bann deneimiz zerinde yapt tahribat onarmaya giritik. akan diktik, ayan bantladk ve burnunun ucuna bir parmak eninde ve bir parmak boyunda siyah yak19 vurduk. Tam o srada Kontun (Allmistakeo'nun unvan kontmu) hafife titremeye baladn grdk - kuku yok ki souktan titriyordu. Doktor hemen gardrobuna kotu ve ok gemeden Jennings'in makasndan km gayet k siyah bir ceket, gk mavisi damal ve yan eritli bir pantolon, izgili pamuklu kumatan bir gmlek, ilemeli bir yelek, beyaz bir palto, kvrk sapl bir baston, kenarsz bir apka, bir ift rugan izme, olak derisinden saman rengi bir ift eldiven, bir gzlk, bir ift favori ve bir kravatla dnd. Kont'la doktorun boylan eit olmad iin (biri dierinin iki katyd) bu giysileri Msrlnn zerine uydurmakta biraz glk ektik; ama sonunda bu ii tamamladmzda, Msrl giyinmi saylabilirdi. Bay Gliddon, bundan sonra Msrlnn koluna girerek onu atein yanbandaki koltua gtrrken, doktor hemen zili alarak sigara ve arap getirilmesini emretti. Sohbet ksa srede koyulat. Allamistakeo'nun hl canl kalm olmas gibi olduka olaanst bir olgu karsnda duyulan hayret dile getirildi, elbette. Bay Buckingham, "sizin oktan lm olmanz gerekirdi diye dnyordum" dedi. "Neden?", diye yantlad, ok aran Kont, "Yedi yz yam daha yeni getim! Babam bin yl yaad ve ldnde hi de bunamam. "20 Bunu bir dizi hararetli soru ve hesaplamalar izledi ve sonu olarak anlald ki mumyann ya konusunda byk lde yanhyorduk. Mumya Eleithias katakombuna indirileli be bin elli yl ve u kadar ay olmutu.21 "Ama benim iaret etmek istediim nokta" diye konumasn kald yerden srdrd Bay Buckingham, "Sizin mezara konulduunuz zamanki yanzla ilgili deildi (gerekte hl gen bir adam olduunuzu kabul etmeye hazrm); sizin de akladnz gibi, maden ziftine sanl olarak ok uzun bir zaman geirmi olduunuzu sylemek istiyordum." "Neye sanl olarak?", dedi Kont. "Maden zifti", diyerek yantn tekrarlad Bay B. "Al! Evet, ne demek istediinizi sanrm anladm; kukusuz bu da ie yarayabilir, -ama biz kendi zamanmzda civa bik-lorrden baka bireyi pek kullanmazdk." "Ama, bizim anlamakta zellikle zorlandmz ey u ki", dedi Doktor Ponnonner, "be bin yl nce Msr'da lm ve gmlm olmanza ramen, nasl oluyor da bugn burada canl bulunuyor ve stelik ok da salkl grnyorsunuz?" "Dediiniz gibi, o tarihte lm olsaydm", diye yant verdi Kont, "u anda da hl l olmam neredeyse kesindi; nk, grdm kadanyla galvanizmde22 hl ok acemisiniz ve bizim zamanmzda ok sradan kabul edilen eyleri bile onunla becerecek durumda deilsiniz. Gerek u ki, katalepsiye23 dtm ve en yakn dostlarm da ldm ya da l saylmam gerektiini dnerek derhal beni mumyaladlar -sanrm, mumyalama ileminin temel ilkelerini biliyorsunuzdur?" , "Tam olarak deil." "Anlyorum, -acnacak bir cehalet! Pekl, u anda ayrntlara giremeyeceim, ancak u kadarn aklamalym ki, Msr'da mumyalama (kelimenin tam anlamyla) ileme tabi tutulan btn vcut fonksiyonlarnn sonsuza kadar durdurulmas anlamna geliyordu. 'Vcut fonksiyonlan'n manevi ve ruhi varlk dnda kalan fiziksel varl kapsayacak ekilde en geni anlamyla kullanyorum. Tekrar ediyorum, bizde mumyalamann temel ilkesi btn vcut fonksiyonlarnn derhal durdurulmas ve srekli olarak askda tutulmasyd. Ksacas kii mumyalandnda ne durumdaysa, hep o durumda kalrd, mdi, ben bokbcei kanndan olmak mutluluu bahedilmi biri olarak u anda beni grdnz durumda, canl olarak mumyalandm."

Doktor Ponnonner, "Bokbcei kanndan m?" diye haykrd. "Evet. Bokbcei, ok az sayda yesi bulunan, sekin ve soylu bir ailenin amblemi ya da 'armas' idi. 'Bokbcei kanndan olmak' amblemi bokbcei olan aileden biri olmaktan baka bir anlama gelmez. Elbette, mecazi olarak sylyorum."24 "Ama, canl kalmanzla bunun ne ilgisi var?" "Neden olmasn? Msr'da bir bedeni mumyalamadan nce onun beynini ve barsaklarn karmak adettendir; yalnzca bokbcei kanndan olanlara bu det uygulanmazd. Dolaysyla, ben bir Bokbcei olmasaydm, imdi ne beynim ne de barsaklarm olurdu ki, bunlarsz da hayatta olamazdm." "Anlyorum", dedi Bay Buckingham, "ve sanrm, organlar karlmam durumda tam olarak bize ulaan mumyalann hepsi Bokbcei soyundan olmal." "Buna ne phe!" "Ben dnyorum ki", dedi ekingen bir tavrla Bay Glid-don, "bokbcei Msr tanrlarndan biridir." Ayaa srayan mumya, "Msr nelerinden biri?" diye haykrd. "Tanrlarndan!" diye tekrarlad, seyyah. "Bay Gliddon, sizin byle konutuunuzu duymak beni gerekten am", dedi yeniden sandalyesine oturan Kont. "Yeryznde hibir ulus birden fazla Tanry kabul etmemitir.25 Bokbcei, ibi26 ve daha baka birok yaratk bizde, (bakalar iin baka yaratklarn olduu gibi) dorudan yaklalamaya-cak kadar yce Yaratcya tapnmann sembolleri ya da araclardr. " Bir sre hi kimse konumad. Sonunda Doktor Ponnon-ner sohbeti yeniden balatt: "Sizin aklamalarnza baklrsa", dedi, "Nil nehri yaknla-nndaki katakomblarda, bokbcei kabilesinden canl durumda daha baka mumyalarn da bulunmas hi de olanaksz deil." "Bu da sorulur mu?" diye yantlad Kont, "canlyken kazayla mumyalanm btn bokbcekleri canldrlar. Hatta kasten byle mumyalanm, sonra da vasiyetleri onlar yerine getirecek grevliler tarafndan savsaklanm bazdan hl mezarda kalm olabilir." "'Kasten byle mumyalanm' derken ne demek istediinizi biraz aklamak ltfunda bulunur muydunuz?" dedim. Gzlnn arkasndan beni uzun uzun szdkten sonra, -nk ilk defa ona dorudan bir soru yneltmek cesaretini gstermitim- "Memnuniyetle" diye yantlad mumya. "Benimi zamanmda insan mr genellikle ortalama sekiz yz yl kadard. Olaand bir kazaya uramadka ok az insan alt yz yan altnda lrd; az sayda insan da bin yldan daha uzun yaard, ama sekiz yz yl normal bir sre kabul edilirdi. Size daha nce anlattm gibi, mumlamaya tekniinin bulunmasndan sonra, bu doal srenin taksitler halinde yaan-masyla ok fazla merak edilen hususlarda bu merakn giderilebilecei ve ayn zamanda da ok ilerlemi bilimden yararlanlabilecei geldi filozoflarmzn aklna. Tarih bilimi asndan, bu trden bir deneyin yaanmas bir zorunluluktu. rnein be yz yana gelmi bir tarihi, byk emeklerle bir kitap yazar ve sonra da vasiyetini yerine getirecek olanlara, belirli bir sre sonunda -sz gelimi be alt yz yl sonrauyandrlmasn isteyen pro tem27 bir talimat brakarak kendini zenle mumyalatr-d. Bu srenin sonunda yeniden hayata dndrldnde, amaz bir ekilde her seferinde, byk emeklerle yazd eserini rastgele toplanm bir not defterine -bir baka deyile, fkeli bir yorumcu gruhunun birbiriyle elien tahminlerinin, anlalmaz yorum ve kiisel ekimelerinin yaznsal oyun alanna-dntrlm olarak bulundu. Aklayc notlar veya dzeltmeler ad altnda yaplan bu tahminler, bu yorumlar, vb. metni ylesine sarm, arptm ve bomu olurdu ki, yazar kendi kitabn bulabilmek iin elinde bir fenerle dolamak zorunda kalrd.28 Bulunduunda ise, bulunan kitabn arama zahmetine dediini grrd. Kitab batan aa yeniden yazdktan sonra, kendi kiisel bilgi ve tecrbesine dayanarak, daha nce yaad dnemin gelenekleri ile ilgili bilgileri dzeltme iine derhal girimesi zorunlu bir grev

olarak istenirdi tarihiden. Ve bylece eitli bilgelerce zaman zaman uygulanan bu yeniden yazma ve kiisel dzeltme sreci, sonuta trihimizin yozlaa-rak bir masala dnmesini nledi." Bu noktada, Doktor Ponnonner elin: yavaa Msrlnn kolu zerine koyarak "Afedersiniz efendim", dedi, "bir an iin sznz kesebilir miyim?" "Elbette" diye yant verdi Kont, ciddileerek. Doktor; "Ben, sadece bir soru sormak istiyordum" dedi. "Tarihilerin kendi dnemlerine ilikin gelenekler konusundaki kiisel dzeltmelerinden sz ettiniz. Ltfen syler misiniz, efendim, bu Kabbala'nn29 ne kadar doru kabul edilebilir?" "ok yerinde bir terimle ifade ettiiniz gibi Kabbala'nn genellikle yeniden yazlmam tarihlerdeki kaytlarn tam edeeri olduu grlmtr; -yani, her ikisinde de tek bir harf yoktur ki, her durumda tamamen ve kkten yanl olmasn." "Ama", diye szlerine devam etti doktor, "mezara konulmanzdan bu yana en azndan be bin yl getii belli olduuna gre, mezara konulmanzdan sadece bin yl kadar nce meydana gelen ve sizin de bildiinizi sandm, evrensel bir ilgi uyandran Yaratl30 hakknda o dnemdeki yllklarnzda ya da tarihlerinizde kesin bilgiler bulunduuna muhakkak gzyle bakyorum." "Efendim?" dedi Kont Allamistakeo. Doktor szlerini tekrarlad, ama ancak birok ek aklama yapldktan sonradr ki, yabanc bunlan anlayabildi. Msrl sonunda tereddtle yle konutu: "ileri srdnz dnceler, itiraf ederim ki, benim iin tamamen yenidir. Benim zamanmda hi kimsenin evrenin (ya da isterseniz, dnyann diyebilirsiniz) balangc gibi tuhaf bir dnce tadn bilmiyorum. Bir defasnda, evet sadece bir defasnda, bir dnrn insan rknn yaratlyla ilgili olarak bireyler sylediini hayal meyal anmsyorum; bu kii sizin de kullandnz Adem31 (ya da balk) szcn kullanyordu. Geri o, szc genel anlamda, dnyann be ayn ve hemen hemen eit blgesinde, ayn anda amurdan kendi kendine -tpk gzle grlemeyen binlerce kk canlnn remesi gibi- be byk insan srsnn olumas anlamnda kullanyordu."32 Buna hepimiz omuz silktik ve bir kamz anlaml bir ekilde alnmza dokunduk. Bay Silk Buckingham, Kont Allamista-keb'nun nce bann arka, sonra st ksmna bir gz attktan sonra yeniden sze balad. "Akladmz gibi zaman zaman taksitler halinde yaama uygulamasyla birlikte, sizin zamannzdaki insan hayatnn uzunluu, genel olarak bilimin ilerlemesine ve bilgi birikimine herhalde byk katklar salamtr. Bu durumda, eski Msr biliminin her bakmdan gnmz biliminden, zellikle de Yankee biliminden geri olmasn Msrllarn kafatasnn olaanst kalnlna vermek zorundayz." Kont ok ho bir tavrla: "Yine itiraf ederim ki", diye yantlad, "sizi anlamakta olduka glk ekiyorum. Ltfen, syler misiniz hangi bakmlardan?" Bunun zerine, frenolojinin varsaymlarndan ve manyetizmann mucizelerinden ayrntlaryla ve uzun uzadya hep bir azdan sz ettik. Bizi sonuna kadar dinledikten sonra Kont, Gali ve Spurz-heim kuramlarnn prototiplerinin neredeyse anmsanmayacak kadar uzun bir zaman nce Msr'da geliip yok olduklarn ve Messmer'in evirdii dolaplann, bit ve buna benzer birok ey yaratan Tebli bilginlerin gerek mucizeleriyle karlatnldn-da ne kadar acnacak hileler olduunu ortaya koyan baz anekdotlar anlatmaya koyuldu.33 Burada Kont'a, halknn gne ve ay tutulmalann hesaplayp hesaplayamadklarn sordum. Olduka tepeden bakan bir tavrla glmseyerek hesaplayabildiklerini syledi. Bu beni biraz rahatsz etti, ama yine de astronomi konusundaki bilgisiyle ilgili daha baka sorular sormaya devam ettim; o srada, o ana kadar hi azn amam biri, eer bu konuda bilgi edinmek istiyorsam Batlamyus'a (her kim ise bu Bat-lamyus)34 ve Plurtarkos'un de facia lunce35 adl yaptna bakmamn daha iyi olacan kulama fsldad.

Sonra mumyaya byte ve mercek camlanyla ve genel olarak cam retimiyle ilgili somlar sordum. Sorularm daha bitirmemitim ki, azn hi amayan yemiz yeniden sessizce dirseime dokunarak benden Allah akna Diodorus Siculus'a36 bir gz atmam rica etti. Kont'a gelince yant yerine, bana sadece biz adalann akik tan Msrllarn kestii tarzda kesmemize olanak verecek bir mikroskobumuzun olup olmadn sordu. Bu soruya nasl yant vereceimi dnrken, ufak tefek Dok-tor Ponnonner, fevkalade tuhaf bir ses tonuyla: "Mimarimize baknz!" diye haykrd ve iki seyyahn son derece sinirlenerek kendisini hibir sonu elde edemeden morar-tana kadar imdiklemelerine aldr etmeden, heyecanla devam etti: "New York'taki Bowling Green Fountain'a bakn! Yok eer bu seyir sizi ezecekse, o zaman bir an iin Washington'daki Ca-pitol' grmeye gidin!" -ve bu ufak tefek tp adam en ince ayrntlarna kadar sz konusu binalar anlatmaya giriti. Sadece binann revaknda birbirinden onar ayak uzaklkta beer ayak apnda yirmi drt adet stun olduunu aklad. Kont, temelleri zamann karanlk bir dneminde atlm olmakla birlikte, kalntlar kendisinin mezara konulduu dnemde Teb kentinin batsna doru uzanan geni kum ovasnda hl durmakta olan Aznac37 kentinin belli bal binalarnn boyutlarn o an iin tam olarak anmsayamad iin zgn olduunu syledi. Yine de, revaklardan bahsedilince, Karnak39 denilen bir tr varota ikinci dereceden bir sarayn, birbirinden yirmi beer ayak aralklarla yerletirilmi, evresi otuz yedier ayak gelen yz krk drt stundan olumu bir revak olduunu anm-sam. Nil'den bu revaka her iki yan sfenksler, heykeller ve yirmi, altm, yz ayak yksekliinde dikilitalarla bezenmi iki mil uzunluunda bir cadde ile ulalyordu. Sarayn kendisinin bir yndeki uzunluu, anmsayabildii kadaryla, iki mil; evresi ise toplam yedi mil kadard. Duvarlann ii ve d batan aa boyanm, hiyerogliflerle sslenmiti. Bu duvarlarn ierisine doktorun Capitol'nden elli ya da altm tanesinin ina edilebileceini ileri srecek deildi, ama iki yz- yz tanesinin biraz zahmetle sktrlamayacandan hibir ekilde emin deildi. Karnak'taki bu saray, ne de olsa nemsiz kk bir binayd. Bununla birlikte, doktorun anlatt Bowling Green'deki emenin grkemini, stnln ve yaplndaki ustal yadsmaya Kont'un vicdan elvermiyordu. Ne Msr'da, ne de baka bir yerde bir benzerini daha grmemi olduunu kabul etmek zorundayd. Bu noktada, Kont'a demiryollarmza ne diyeceini sordum. "Syleyeceim zel birey yok" diye yantlad. Demiryollar olduka zayft, kt tasarmlanm ve beceriksizce denmilerdi. Msrllarn zerinde koca koca tapnaklan, yz elli ayak yksekliindeki dikilitalar tadklar demir oluklu, geni, dz, dosdoru uzanan yollaryla karlatrlamazlard. Dev mekanik kuvvetlerimizden sz ettim. Bu bakmdan bireyler bildiimizi kabul ediyordu, ama Kap-nak'taki kk bir sarayn bile st svesi zerindeki zengi tan nasl yerine koyabilirdim diye bana sordu. Bu soruyu duymazlktan gelmenin yerinde olacana hkmederek artezyen kuyular hakknda bir fikri olup olmadn sordum; Bay Giddon ak bir ekilde bana gz krparak, Byk Sahra'da kuyu ama iinde alan mhendislerin yakn zamanlarda bir artezyen kuyusu kefetmi olduklann alak bir ses tonuyla sylerken Kont sadece kalann yukar kaldrd. Bunun zerine ona eliimizden sz ettim; ama yabanc burun kvrd ve dikilitalar ssleyen ve tamamen bakr aletlerle yaplm oymalar eliimizle yapp yapamayacamz sordu bana. Bu bizi o kadar rahatsz etti ki, sz metafizie getirmenin uygun olacana hkmettik. Dial39 adl kitaptan bir tane getirmeye birini gnderdik ve anlam pek ak olmayan ama Bos-tonlulann Byk ilerleme Hareketi dedikleri bir ey hakknda bir iki blm okuduk. Kont, Byk Hareketlerin kendi zamannda ok sradan eyler olduunu, ilerlemeye gelince bir ara sknt olduunu ama ilerleme dncesinin asla ilerleme getirmediini sylemekle yekindi. Sonra Demokrasinin gzelliinden ve neminden sz ettik, ama oy kullanma hakknn

ad libitum40 olduu, kraln bulunmad bir lkede yaamann ne kadar gzel olduu konusunda Kont'u ikna etmede ok zorlandk. Belirgin bir ilgiyle dinledi ama pek fazla holanm grnmedi. Szmz bitirdiimizde, buna ok benzer bir olayn olduk-a uzun bir zaman nce Msr'da da yaanm olduunu anlatt. On Msr eyaleti birden bamsz olmaya ve insanln geri kalan iin muhteem bir rnek oluturmaya karar vermi. Btn bilginlerini bir araya toplayarak dnlebilecek en usta ii anayasay yapmlar. Bir sre iler olduka iyi gitmi; yalnz yksekten atma huylan mthimi. Ama bu on devletin on be yirmi kadar baka devletle birlemesinden sonra, yer yznde grlen en iren ve dayanlmaz birdespotizme varm iin sonu. iktidar zorla ele geiren despotun adn sordum. Kont'un anmsayabildii kadanyla bu despotun ad Ayak-takmyd. Buna ne diyeceimi bilemediimden sesimi ykselterek Msrllarn buhar konusundaki bilgisizliklerine zldm belirttim. Kont byk bir aknlkla bana bakt ama bir yant vermedi. te yandan bizim sessiz arkada dirseiyle kaburgalanm iddetle drtt ve -bu sefer kendimi fena halde ele verdiimi syleyerek- gerekten de modern buharl makinalarn Solomon ve Caus41 vastasyla Hero'nun42 icadndan hareketle icat edildiini bilmeyecek kadar aptal olup olmadm sordu. Artk neredeyse bozguna uramak zereydik ki, Allahtan, kendini toparlam olan Doktor Ponnonner imdadmza kotu ve Msr halknn klk kyafetle ilgili btn nemli hususlarda gerekten amz insanna rakip olmak iddiasnda bulunup bulunmadn sordu. Bu soru zerine Kont, pantolonunun eritlerine bir bak att, sonra ceketinin kuyruklanndan birinin ucunu tutup gzlerine yaklatrarak birka dakika dikkatle inceledi. En sonunda ceketin eteini elinden braktnda, yava yava yzne yaylan bir glmsemeyle az kulaklarna vard; ama yant olarak birey syleyip sylemediini anmsamyorum. Bunun zerine keyfimiz yerine geldi ve Doktor Ponnonner byk bir arballkla mumyaya yaklaarak Msrllarn herhangi bir dnemde Ponnonner pastilleriyle Brandreth haplannn43 nasl imal edildiini anlayp anlamadklarn bir centilmen olarak erefi zerine itenlikle sylemesini rica etti. Byk bir tedirginlikle verilecek yant bekledik, -ama bouna. Bu sorunun yant verilmedi. Msrl mahcubiyetle kzard ve ban nne edi. Zafer hibir zaman bu kadar tam, yenilgi hibir zaman bu denli zor yutulur olmamtr. Mumyann kk dmesine bakmaya daha fazla dayanamadm. apkam aldm, hafif bir ba eiiyle mumyay selamlayarak oradan ayrldm. Eve vardmda saatin drd gemi olduunu grdm ve hemen yattm. u anda saat sabahn onu ve ben yediden beri ayaktaym; ailemin ve insanln yararlanmas iin bu anlan kaleme almaktaym. Ailemi bir daha grmeyeceim. Karm cadnn teki. Gerek u ki, bu hayattan ve genel olarak on dokuzuncu yzyldan bktm, usandm. Her eyin yanl gittiini dnyorum. Bundan baka, 2045 ylnda kimin Amerikan Devlet Bakan olacan ok merak ediyorum. Bu yzden tra olup bir fincan kahve ier imez Ponnoner'in evine gideceim ve kendimi birka yzyllna mumyalatacam. NOTLAR 1 Gal tavan (Welsh-rabbit): Kzarm ekmee srlen eritilmi peynir. Birok zengin ngilizin sofrasn ssleyen tavan etini bulamayan, Galler'in nispeten yoksul insanlarnn et yerine yedii hazm g olan bu yiyecein geceleri kbus grmeye neden olduu ileri srlr. Szck, zamanla "Welsh-rarebit" eklini alm ve ierisinde tavan bulunmayan eklinde yorumlanr olmutur (Rare: Nadir, az bulunur). 2 Libre: Yaklak yarm kilo (454 gram). 3 Stout, normal siyah biradan daln fazla malt ieren daha koyu renkli yzde alt-

yedi alkoll sert ve keskin kokulu bir bira. 4 Ponnonner, pon honor, upon honor: erefim zerine. Durmadan erefi zerine yemin eden birinin kastedildii dnlmekte. Burton Pollin, Dr. Ponnonnerin tpk 'Dr. Swaim' ve 'Dr. Brandreth' gibi adlar insann aklna ikiyzllk ve alakl getiren bir kahraman olduunu ileri srmektedir. 5 Eleithias ya da Eileithyia. Msrllarn Nuben diye adlandrdklar eski bir Msr kenti. Libya dalar Teb kenti yaknlarndadr. 6 Sabretash (sabretache) svari subaynn kl kayna aslan deri el antas. Bu adn Fraser Magazine tie "Oliver York'a (William Maginn in lakna ad) mektuplar yazan "Kaptan Orlando Sabertash"tan (uyduruk bir ad) alnd sanlyor. 7 Papier mache (Fr.): Sktrlm kt. 8 Allamistakeo (All a mistake): Her ey bir hata. 9 Gvde genel olarak sedir ya, kimyon, parafin, doal sodyum karbonat (su gidermede kullanlan bir bileik) sakz ve muhtemelen st ve arap karmyla ovulur, sonra zerine baharat serpilirdi. 10 Eski Msrllar pictogramlardan (resimyaz) hibir zaman vazgememi olmakla birlikte, fonetik sembollerde kullanrlard. 11 Kanatl Kre: Poe, Kanatl Disk'i kastediyor. Kanatl Disk, gnei temsil eden bir Msr motifidir. 12 Bokbcei (scarabaeus): Eski Msrllar tarafndan dirilmenin sembol olarak kabul edilen ve kutsal saylan hayvan. Ayrca bir bcek eklinde tatan oyulmu ve arkasnda yazlar bulunan muska. 13 Maden zif (asphaltum), doada petroln buharlat yerlerde bulunan kahverengi-siyah bir madde. Katrans z koruyucu nitelikte olabilir, ama Msrllar genel olarak kara sakz ve reine kullanrlard. 14 Gz ak. 15 James Silk Buckingham (1786-1855): Gezi kitaplar yazan. zellikle Douya yaplan gezilerle ilgili kitaplaryla nl. Birleik Devletlerle ilgili bir dizi kitab kleliin ve Gney'in eletirisi niteliindeydi ve Poe ona kar kmaktayd. 16 En masse (Fr.): Hep birden, birlikte. 17 nl bir tiyatro oyuncusu. 18 Peruka: Wig. Poe'nun yaynlad metinde "wig" olan bu szck, Gris-wold'un yaynlad basmda da ondan sonraki basmlarda da "whig" olarak gemektedir. Whig, ngiltere'de on sekizinci yzylda kurulan ve imdi Liberal Parti olan siyasi parti yesi. Bir nceki cmlede geen "politika" szc Griswold'a Poe'nun szck oyunu yaptn dndrtm olabilir. 21 Aralk 1841 tarihli New York Tribune'de yaymlanan (ve bir Londra gazetesinde yeniden yaymlanan) bir makale, bir ingiliz mzesinde bulunan Teb ehrinden getirilmi "Charles 11 zamannda modaya dkn salon adamlarnn ya da gnmzn allane yarglarnn kocaman perukalar" kadar byk bir perukadan sz etmektedir. 19 Plaster: Al ve yak anlamlarna gelmektedir. Burada sz edilen katran ve parafinden bir yak olabilir. 20 Poe, Eski Ahit'teki uzun yaayan kiiliklere gnderme yapyor. 21 Bu dununda, yk 1845'te yazldna gre mumyann mezara indirilme tarihi M.. 3203 yl oluyor. 22 Galvanism: Kimyasal etkiyle oluturulan elektrik, galvanik elektrikle tedavi. Elektrikleme, harekete geirme, canlandrma. 23 Kaslarn donnasyla irade ve hissin birdenbire kaybolmas hastal. 24 Bokbceinin kre biimindeki kk gbre paralarn yuvarlayarak yuvasna gtrme huyu, Msrllarca Gne Tanrs Khepri'nin gnei gkyznde ekip gtrmesine benzetilmitir. O zamanki adlandrl kheper bcei olan bu hayvan Gne Tanrs'nn ad iin hiyeroglifik esin kayna olmu ve tatan yaplm suretleri muska olarak kullanlmtr. 25 Balangta Msrllar yerel tanrlara taparlard: Busiris'te Osiris, Emphis'te Ptab,

Teb'de Amon-Re (veya Ra) ve On'da Atum-Re (veya Ra). Atum-Re bir gne tanrsyd ve Orta Krallk'n balangcnda (.. 2445) birok yerel tanryla zdeleti. Bylece lke tektanrc bir sisteme doru gitti. Bununla birlikte tek tanrya tapnmann devlet dini olarak kabul, ancak Amenophis IV'n .. 1375'te tahta kmasyla oldu: Bu tanr, Gne Kursu Re-herakthe idi. Amenophis IV'n iktidarnn beinci ylnda tanrnn ad Akheate ("Gne kursuna yararl") olarak deitirildi ve Karnak'taki Amon-Ra Tapna'nn kapatlarak bu tanrnn adnn ortadan kaldrlmas emredildi. Msr'n tektannc dnemi sadece otuz yl kadar srd. Tutanka-mon'un ("Amon'un yaayan imgesi", .. 1357-1347) lmnden sonra, Horebheb'in (.. 1344-1315) iktidar srasnda lke yeniden Amon-Ra'ya ve onun yerel benzerlerine tapnmaya geri dnd. Akhenaten'in gne tanrs tapnaklar sistemli bir ekilde bir kenara itilerek yeryznden silindi. Poe'nun dneminde bu bilgilerin ou bilinmiyordu. Bu bilgilerin byk bir blm ancak 1970'Ierde renildi. 26 bis: Balkl familyasndan bir ku, eltik kargas. 27 Pro tem veya pro tempom (Lat.): Geici olarak. 28 Lamba, elinde fenerle drst bir adam, daha dorusu "adam" diyebilecei birini arayan Diyojen'e gnderme yapyor olabilir. 29 Kabbala ya da Kabala, ibrahim'den geldii savlanan, ama gerekte hahamlarn biimciliine bir tepki olarak Orta alarda retilen esoterik bir Ki-tab- Mukaddes yorum sistemi. On ikinci yzylda poplaritesinin zirvesine ulaan bu sistem, her harfin, her saynn, hatta her fonetik iaretin sadece srr bilen kiilerce yorumlanabilecek gizler ierdii inancna dayanmaktayd. 30 Piskopos Ussher'in (1581-1656) t.. 4004 yln yaratl tarihi olarak gstermesine atf yaplyor. Yzlerce yl revata kalan bu inan ancak Msr'da yaplan keiflerle sarslmaya balamtr. 31 Asur dilinde tanr tarafndan yaratlm ocuk anlamna gelen "adm "szcnden gelen "Adem'', tbranice ilk insan ve krmz toprak (ya da balk) anlamna gelir. 32 Kendiliinden reme veya abiogenesis (canszdan canl oluumu) fikrinin tarihi, mikroskopsuz olarak baz hayat biimleri iin baka bir aklama bulamayan Eski Yunan'a kadar gider. Bundan ok sonralar bile, insanlar farelerin zahireden veya karanlk bir kutuda braklm kirli bir gmlekten: kurtuklarn rmekte olan etten; hamambceklerinin bozuk yiyeceklerden anasz-babasz rediklerine inanyorlard. Pasteur, mikroplarn bile daha nceden mevcut mikroplar olmadan reyemedigini gstererek soruna son noktay koydu. Bugn, dnyann balangcndaki atmosferin de yldrm etkisiyle organik bileiklerden oluan ilkel hayat kuram tek olanakl "kendiliinden reme" olarak grlmektedir. 33 Gali ve Spurzheim frenolog, Messmer ipnotizma ile hastaln tedavi edilebileceini ileri sren ve adndan mesmerism szc tretilen ahs. "Bit yaratan Tebli bilginlerle dolayl olarak 'bit yaratmaya alp baaramayan' Msrl byclere gnderme yaplmaktadr (Exodus 8:18): "Aaron asasn hzla topraa vurdu ve insanda ve hayvanda bit olutu; btn Msr topra bite kesti." 34 Batlamyus (Ptolemaios): ikinci yzylda Msr'da yaam ve iskenderiye'de gzlemler yapm Yunanl matematiki, corafyac ve astronom. Ko-pernik'in retisi kabul edilene kadar Batlamyus'un eserleri standart ders kitaplaryd. Batlamyus sisteminde gne ve dier gk cisimleri dnyann etrafnda dnerler. Batlamyus bir astrolab (usturlap, gk cisimlerinin yksekliini belirlemede kullanlan bir cihaz) yapm, ay ve gne tutulmalarn hesaplamtr. 35 Plutarkos (Plutarch, M.S. 46-120): Romal tarihi. De facia lunce, ayn fazlan zerine. Eserin Plutarkos'a ait olduu kukuludur. 36 Diodorus Sicilus, (lm tarihi: M.. 21) bugn gvenilmez kabul edilen krk ciltlik bir dnya tarihi yazm olan Sicilyal tarihi. 37 Uydurma bir isim. 38 Karnak, Luxor'un bir mil dousunda bulunmaktadr ve Teb kentinin bir blm

zerine kurulmutur. Firavunlarla ilgili birok kalnt bulunmaktadr; kalntlarn en nls Byk Amon Tapna'dr. 39 Poe'nun edebi bir sava at New Englandl transandantalistlerin yayn organ. 40 Ad libitum (Lat.): istenildii kadar. 41 Solomon de Caus (1576-1626), buhar kuvveti zerine nc almalar yapm Normandiyal mhendis. 42 Hero (ya da Heron), iskenderiyeli. Yaad tarih tam olarak bilinmiyor. Byk bir olaslkla l.. 2 ve 3. yzyllar arasnda. Buharl bir makina yapm olduu varsaylyor. 43 ok bilinen ve kullanlan yumuatc bir ila (mshil). VON KEMPELEN VE BULUU* (lk olarak 14 Nisan 1849'da ne Flag of Our Union'da yaymlanmtr. Poe, 1848-1849 yllarnn altna hcumu ile elenmekteydi; bu yknn insanlarn deerli metallere kar duyduu dknlk zerine satirik bir eletiri olduu ak. Poe, yknn New York Literary World'da yaymlanmasn ve ykye on dolar denmesini istiyor ya da "ne kadar deyebilirseniz" diyordu. Ama yk geri evrildi ve onun kadar prestijli olmayan ne Flag of Our Union'da on be dolar karl yaymland, ama Poe'nun umduu etkiyi yaratmad.) Silliman's Journal'daki1 ikinci Kaptan Maury'nin4 geenlerde yaymlanan ayrntl demeciyle Arago'nun3 kl krk yaran bir zenle hazrlanm incelemesinden sonra, Von Kempelen'-in4 buluuyla ilgili olarak birka kk noktaya iaret edeceim diye, konuyu bilimsel bak asndan ele almak gibi bir niyetim olduu varsaylmayacaktr elbette. Amacm, ilkin, onunla ilgili herey bu gnlerde kesinlikle ilgi ektii iin (yllar nce ahsen az buuk tanmak onuruna eritiim) Von Kempelen'in kendisi hakknda birka sz sylemek, ikinci olarak da, buluunun sonulan zerinde genel hatlaryla durmak ve birtakm tahminler yrtmekten ibarettir sadece. Bununla birlikte, sunacam geliigzel gzlemlerime, bu buluun phesiz artc olmakla birlikte tamamen tesadfe dayandn ne sren ve bylesi durumlarda hep olduu gibi gazetelerden edinilmi genel bir kan olduu anlalan gr kesinlikle reddederek balamak sanrm yerinde olacaktr. "Sir Humphrey Davy'nin5 Gnl"ne (Cotte and Munroe, Londra, s. 150) gz atldnda, sayfa 53 ve 82'den grlecektir ki, bu nl kimyager sadece imdi sz konusu olan fikri dnm olmakla kalmam, en ufack bir antrmada bulunmasa da giriiminin en azndan ilk ipucunu bi kukusuz "Gnlk"e borlu olan (bunu hi duraksamadan sylyorum, gerekirse kantlayabilirim de) Von Kempelen'in imdi byk bir baaryla ortaya koyduu benzer analizde, deneysel olarak yabana anlamaz bir ilerleme de salamt. Biraz teknik bir konu olmakla birlikte, Sir Humphrey'nin denklemlerinden biriyle birlikte "Gnlkken iki pasaj aktarmaktan kendimi alkoyamyorum. [Gereken cebir iaretleri elimizde bulunmadndan ve "Gnlk" Halk Ktphanesi'nde bulunabileceinden, burada Bay Poe'nun el yazmasndan kk bir blm atlyoruz - Yaymc]. Basn yayn evrelerinde imdilerde dolamakta olan ve icad, Brunswick, Maine'den Bay Kssam diye birine mal eden Courier and Enquirer'daki paragraf, her ne kadar olanaksz olan veya olas gzkmeyen bir ey iermiyorsa da, birok nedenden bana biraz uyduruk geldi. Ayrntlara girmeme gerek yok. Paragraf hakkndaki dncelerim tamamyla slubuyla ilgilidir. Doru gibi gzkmyor. Gereklen anlatan kiiler gn, tarih ve olayn getii yer konularnda nadiren Bay Kissam kadar titizlik gsterirler. Ayrca, eer Bay Kissam yaptn syledii buluu gerekten sylenilen tarihte -yaklak sekiz yl nce- yapmsa, nasl oluyor da, bu buluun tm dnyaya olmasa da kendisine salayaca (en ahmak insann bile anlayaca) muazzam krlar devirmek iin hemen giriimde bulunmaya kalmmam? Bay Kissam'n yaptn syledii buluu yapan sradan zeka sahibi herhangi birinin bile bundan sonra, Bay Kissam'n da kabul ettii zere, byle bebek gibi davranm

olmas bana olduka inanlmaz gzkyor. Bu arada, kimdir bu Bay Kissam? Ve Courier and Enquirer'daki paragrafn tamam "laf olsun diye uydurulmu deil midir? itiraf etmek gerekir ki, alacak kadar ay-oyununa6 benzer bir havas var. Benim mtevaz grme gre bu yazya pek gvenilmemelidir, tecrbelerime dayanarak bilim adamlarnn kendi alanlan dndaki konularda nasl kolaylkla faka bastklarn bu kadar iyi bilmeseydim, Profesr Draper7 gibi sekin bir kimyagerin Bay Kissam'n (yoksa Bay Quizzem'in mi?)8 szde buluunu bu kadar ciddi bir tonla tartmasndan byk bir aknlk duyardm. Ama, biz Sir Humphrey Davy'nin "Gnlk"ne dnelim. Bu bror halkn okumas amacyla kaleme alnmamtr; yazarn lmnden sonra bile, biraz mrekkep yalam herkes sluba yle bir gz atar atmaz bunu anlayabilir. rnein 13. sayfann ortalarna yakn bir yerde azot protoksit konusundaki aratrmalaryla ilgili olarak unu okuyoruz: "Yarm dakikadan ksa bir srede, solunum devam ederken, yava yava azald ve yerlerini btn kaslar zerinde hafif bir basky andran bir eye braktlar. "Solunum"un "azalmam" olduu, sadece cmlenin son ksmnn balamndan deil, oul ekinin kullanlmasndan da aka anlalmaktadr. Cmle, kukusuz, yle demek istiyordu: "Yarm dakikadan ksa bir srede, solunum devam ederken, [bu duygular] yava yava azald ve yerlerini btn kaslar zerinde hafif bir basky andran [bir duyguya] braktlar. Yzlerce benzer rnekten bylesine dncesizce yaymlanm olan el yazmalarnn, yazannn sadece kendisi iin tuttuu ham notlar olduu anlalabilir; ama brorn yle bir incelenmesi, dnmesini bilen hemen hemen herkesi, sylediklerimin doruluuna ikna edecektir. Gerek u ki, Sir Humphrey Davy, bilimsel konularda bir karara varp bunu ilan edecek dnyada en son insand. Sadece arlatanlktan ok fazla nefret etmekle kal-mayp, deneyci gzkmekten de hastalk derecesinde korkard; bu yzden, sz konusu meselede doru yolda olduuna yzde yz inanyor olsa bile, en uygulanabilir gsteri iin her eyi hazr etmedike, asla bunu aklamazd. una gerekten inanyorum ki, (ham kurgulamalarla dolu) bu "Gnlk"n yaklmas konusundaki isteinin yerine getirilmediinden kukulansayd -ki yerine getirilmedii grlmektedir-, son anlan ok ackl olurdu, "istekleri" diyorum, nk bu not defterini, "yaklmas" talimatn verdii eitli katlara katmak istemiti; sanrm, bundan hibir ekilde kuku duyulamaz. Not defterinin alevlerden kurtulmasnn ans m, ansszlk m olduunu zaman gsterecektir. Atf yaplan dier benzeri pasajlarla birlikte yukarda alntlanan pasajlar Von Kempelen'e ilk ipucunu vermiti; bundan u kadarck olsun kuku duymuyorum, ama tekrarlyorum bu nemli (her koulda nemli) kefin kendisinin genel olarak insanla yararl m yoksa zararl m olduu ileride anlalacaktr. Von Kempelen ve yakn arkadalarnn zengin bir hasat kald-racaklanndan bir an olsun kukulanmak lgnlk olurdu. Kendisi bir deer olan daha baka mallarn yan sra, ok sayda ev, arsa, vs. satn almay zamanndan gerekletiremeyecek kadar aklsz olmasalar gerek. Von Kempelen'in Home Journal'de yaymlanan ve o zamandan beri yaygn bir ekilde kopya edilen ksa aklamasnn evirisinde, Almanca asln Presburg Schnellpost'un son say-lanndan aldn syleyen evirmen tarafndan baz yanllklar yaplm gibi gzkmektedir. "Viele" besbelli ki (ok sk yapld gibi) yanl kavranm ve "lieden"szcnn doru evirisinin "sdrap" olmas gerekirken evirmenin "hzn" olarak evirmesi, btn aklamaya tamamen farkl bir grn vermitir; tabii bunlar daha ok benim kendi tahminim. Gerekte ne olduunu bilemem ama, Von Kempelen hibir ekilde, hi deilse grnte, bir "mizantrop"9 deildir. Onunla tanklm tamamen tesadfidir ve onu iyi tandm sylemeye pek hakkm yok; ama, bu kadar byk bir ne kavumu ya da birka gne kadar kavuacak birini grm ve onunla konumu olmak az birey olmasa gerek. The Literary World hi tereddtsz (belki de The Home Journal'daki aklamann yanltmasyla) onun Presburg'un yerlilerinden olduundan sz ediyor, ama anne ve babasnn, sanrm, Presburg kkenli olmasna karn, kendi azndan iittiim iin,

onun New York Eyaleti'inde, Utica'da domu olduunu kesinlikle syleyebilecek durumda olmaktan honutum. Aile, bir ekilde, Maelzel'in otomatik satran-oyuncusu ile balantlyd [Yanlmyorsak satran-oyuncusunun mucidinin ad ya Kempelen ya Von Kempelen ya da buna benzer bireydi-Yaymc]. Von Kempelen ksa boylu, salam yapl, kocaman mavi gzl, sa ve akaklanna krlar dm bir adamd; kocaman ama ho bir az, inci gibi dileri ve sannm bir Romal burnu vard. Ayaklarndan biri biraz kusurluydu. Konumas ok itenlikliydi, tm hal ve davranlarna bonhommie10 hakimdi. Velhasl baklar, konumas, davranlar bugne kadar herhangi bir "mizantrop"unkilere pek fazla benzemiyordu. Alt yl kadar nce bir hafta sreyle birlikte, Providence'de, Rhode Island'da, Earl's Hotel'in konuu olduk ve onunla birok defalar sannm toplam olarak drt saat kadar konutum. Balca konuma konulan o gnn moda konulanyd ve bunlarda bilimsel baarlan konusunda beni kukuya sevkedecek hibir ey yoktu. New York'a, oradan da Bremen'e gitmek niyetiyle benden nce otelden ayrld ve byk kefini yapt ilk olarak Bremen'de ilan edildi, daha dorusu bu kefi yaptndan ilk olarak burada kukulanld. Bugn artk lmszle ulam bulunan Von Kempelen hakknda btn bildiklerim bu kadar; ama bu birka kk ayrntnn bile kamuoyunun ilgisini ekeceini dndm. Bu konuda etrafta dolaan olaanst sylentilerin ou hi kuku yok ki hepten uydurmadr; Alaaddin'in Lambas yksne ne kadar itibar ediliyorsa bunlara da ancak o kadar itibar edilebilir. Bununla birlikte, Kalifornia'da yaplan keiflerde olduu gibi, bu trden vakalarda, aktr ki, hakikat kurmaca-dan daha tuhaf olabilir.11 En azndan aadaki anekdotun doruluu o kadar iyi kantlanmtr ki, kesin kabul edebiliriz. Von Kempelen'in, Bremen'de oturduu sre boyunca, hibir zaman hali vakti yerinde olmamtr ve amas bir miktar bir araya getirebilmek iin akla karay setii iyi bilinmektedir. Gutshmuth & Co. Messesesi ile ilgili sahtekarlk byk bir galeyana yol atnda, Gasperitch Lane'de12 geni mlkler satn alm olmas ve bunun iin gerekli paray nereden bulduu sorulduunda aklamay reddetmesi nedeniyle kukular Von Kempelen'e ynelmiti. En sonunda Kempelen tutuklanm, ancak aleyhinde hibir kesin kant bulunmamas nedeniyle daha sonra serbest braklmt. Bununla birlikte btn hareketleri polise yakn takibe alnm ve sk sk evden aynlp, hep ayn yolu tuttuu ve hemen her seferinde, hrsz argosundaki adyla "Dondergat"13 olarak bilinen dar ve dolambal geitlerin labirentinde peindekileri adatt grlmt. Nihayet byk bir sebat gstererek, Kempelen'i Flatzplatz denilen bir vadideki yedi katl bir evin tavan arasna kadar izlemi ve tahmin ettikleri gibi onu kalpazanlk ilemlerinin tam ortasnda bastrmlar. Kempelen o kadar byk bir telaa kaplm ki, grevliler, sululuundan en ufack bir phe duymamlar. Ellerine kelepeyi vurduktan sonra, odasn, daha dorusu odalann -nk at katnn tamamn igal etmi olduu grlyormu- aratrmlar. Onu yakaladklar at katnn giriinde, amac bugne dek anlalamam birtakm kimyasal cihazlarla dolu on ayaa sekiz ayak boyutlarnda bir dolap varm. Dolabn bir kesinde, iinde panldayan ateiyle kk bir fnn, atein zerinde de bir eit ifte pota -bir boruyla birbirine balanm iki pota- bulunuyormu. Bu potalardan birisi ergimi durumdaki kurunla ne-redeyse doluymu; ancak potann azndan balayan borunun deliine kadar erimiyormu kurunun seviyesi. Dier potaday-sa, grevliler girdiinde iddetle buharlaarak yok olan bir sv varm. Sylediklerine gre, yakalandn gren Von Kempelen (sonradan asbestli olduu onaya kan eldivenli) elleriyle ifte potay tutarak iindekileri fayans kapl zemine dkm, ite bundan sonra ellerine kelepe vurmular ve geri kalan odalarn altn stne getirmeden nce Kempelen'in zerini aramlar; ceket cebinde tam olmasa da neredeyse eit oranlarda kartrlm antimuan14 ile bilinmeyen bir madde kanm dolu olduu sonradan anlalan kat bir torbadan baka anormal birey kmam. Bilinmeyen maddeyi analiz etme ynndeki btn abalar u ana kadar baarszlkla sonuland, ama sonunda analizinin yaplacandan kuku

duyulmamaldr. Grevliler, tutukluyla birlikte dolaptan geerek ierisinde nemli hibir ey bulunmayan bir tr ara odaya, oradan da kimyagerin uyku-odasna gemiler. Bu odada baz ekmece ve kutular alt st ederek aram ama sadece birka nemsiz katla bir miktar altn ve gm sikkeden baka birey bulamamlar. En sonunda yatan altna baktklarnda kapa dikkatsizce yanbana braklm menteesi, asma kilit kprs, kilidi olmayan, kocaman, deri kaplanm kaba bir sandk grmler. Bu sand yatan altndan ekip karmaya kalktklarnda, hepsinin birden (hepsi de gl kuvvetli kiiymiler) aslmasnn bile onu "bir parmak olsun kprdamaya" yetmediini grmler. Buna ok armlar; ilerinden biri srnerek yatan altna girmi ve sanda bir gz attktan sonra yle seslenmi: "Onu ekememi olmamzda alacak bir yan yok -nk, azna kadar eski pirin paralaryla dolu!" Bu grevli g almak iin ayaklann duvara dayayp sanda abanrken arkadalarnn da btn gleriyle ekmeleri sonucunda, sandk zor bela kayp yatan altndan km da iindekileri inceleyebilmiler. Sand dolduran ve pirin olduu varsaylan malzeme, bykl bir bezelyeden bir dolara kadar deien kk, przsz paralarm; ekilleri, az ok yass olmalarna karn dzensizmi -"daha ok, ergimi kurunun soumas iin zemine dkldnde ald ekillere" benziyor-mu. Bu grevlilerden hibiri o zaman bu metalin pirinten baka birey olabileceinden bir an olsun kukulanmam. Onun altn olabilecei fikri asla akllarndan gememi; bylesine lgnca birey nasl hayal edilebilir ki? Ertesi gn btn Bremen, onlarn en kk bir parasn bile ceplerine atma zahmetine katlanmakszn o kadar hor grerek polis karakoluna tadklar pirincin sadece altn deil -gerek altn- para basmada kullanlan altndan ok daha saf altn -ierisinde hi mi hi alam elementi bulunmayan mutlak anlamda saf, el dememi gerek altn olduunu rendiinde, bu grevlilerin duyduklar byk aknlk kolaylca anlalabilir! Von Kempelen'in itiraflarnn ve serbest braklnn ayrn-tlarna girmeme gerek yok, nk bunlar herkese bilinmektedir. Kempelen'in sonunda kadim filozof ta15 hayalini harfi harfine deilse de ruhen ve sahiden gerekletirmi olduundan hibir akl banda kii kuku duyamaz. Arago'nun fikirlerine elbette byk bir itibar gsterilmektedir; ancak hi kimse yanl-maz deildir; bu yzden Akademi'ye verdii raporda bizmut konusunda syledikleri cum grano salis16 karlanmaldr. Yaln gerek u ki, u ana kadar yaplan btn analizler baarszlkla sonulanmtr ve Von Kempelen kendi muammasnn zm yolunu renmemize izin verinceye kadar da, byk bir olaslkla bu mesele yllarca olduu gibi zmlenmeden kalacaktr. imdilik u kadar rahata sylenebilir: "Saf altn, kurunla birlikte tr ve ne oranlarda kullanlaca bilinmeyen daha baka baz maddelerden istenildii kadar ve kolaylkla yaplabilir." Bu buluun yakn ve uzun vadede douraca sonular konusunda speklasyonlarn bini bir para -Kaliforniya'daki son gelimeler nedeniyle, az ok dnebilen hemen hi kimse genel olarak altna olan ilginin artmasyla bu buluu ilikilendir-mede duraksamyor ve bu dnce kanlmaz olarak aklmza bir bakasn getiriyor Von Kempelen'in analizinin mnasebetsizliini. Bollamasyla altnn deerinin nemli lde deceinin anlalmas ve onu aramak iin o kadar uzaklara gitmeye deip demeyeceinin kukulu bir hale gelmesi yznden birok insan serven aramak iin Kaliforniya'ya gitmekten vazgeerse -Von Kempelen'in bu artc buluunun; imalat amalan bakmndan tad asli deer (bu deer her neyse) dnda, altnn u anda ya da ok gemeden (nk Von Kempelen'in daha uzun sre srrn kendisine saklayabilecei sanlmasn) kurundan daha deerli olmayacan, deerinin gmn deerinin ok altnda olacan bildiren bu buluun bir yn laf kalabalyla aklanmasnn, imdi maden blgesine g etmeye hazrlanan, zellikle de u anda orada bulunan insanlarn zihinleri zerinde nasl bir etkisi olur acaba? Buluun gelecekte douraca sonulan hususunda bir kestirimde bulunmak elbette ki son

derece g birey; ama bir ey kesinlikle ileri srlebilir: Bulu alt ay nce ilan edilmi olsayd, Kaliforniya'ya yerleme hususunda ok nemli etkileri olurdu. Avrupa'da daha imdiden bu buluun dikkate deer sonulan grlmeye balad: Kurunun fiyat yzde iki yz, gnsn fiyat yzde yirmi be artt. NOTLAR 1 Benjamin Silliman (1779-1864): Yale niversitesi'nde kimya ve doal tarih profesr, zamannda dnyann en nemli bilimsel delgilerinden biri olan The American Journal of Science and Arts'n kurucusu ve editr. 2 Matthew Fontaine Maury (1806-1873): Southern Literary Messenger'n yazarlarndan ve 1842'den itibaren Washington'daki Depot of Charts and Instruments'n bakan. Kuzey Atlantik'te esen rzgarlara ilikin haritalar sayesinde New York'tan San Fransisco'ya yolculuk 150 gnden 133 gne inmitir. 3 Francois Arago (1786-1853): Paris Gzlemevi'nin mdr ve Fransz Bilimler Akademisi'nin srekli sekreteri, zamannda ok tannan bir fiziki ve gkbilimci. 4 Gerek Baron Von Kempelen otomatik satran-oyuncusunu 1769'da icat etmi, daha sonra bu icat Bavyeral bir mekaniki olan Johan Nepomuk Maelzel tarafndan Amerika'da sergilenmitir. Satran-oyuncusu mekanik bir aletin insanlarla satran oynayp onlar yenebileceini gstermek iin yaplmt. Gerekte ise bu mekanik alet, ierisine gizlenmi biri tarafndan iletiliyordu. Poe, hileyi aa vuran bir makale yazm ve bylece Von Kempelen ad bu oyunla zdelemitir. 5 Sir Humphry Davy (1778-1829): Potasyum, sodyum, kalsiyum, baryum, bor, magnezyum ve stronsiyumu ayrntlan ingiliz kimyager. Klorun elemente! niteliini tantlam ve madenci lambasn icat etmitir. Simya zerine bir makalesinin sonunda Isaac D'Israeli yle der: "Sir Humphrey Davy bana bu kefedilmemi sanat olanaksz birey olarak grmediini, ancak kefedilmesinin yararsz olduunu anlatt" (Curiosities of Literature, 1823). 6 Poe'nun "Hans Pfaali" ve "Balon akas" adl yklerinde tartt. Richard Adams Locke'un "Moon Hoax-Ay akas"na gnderme yaplyor. 7 New York niversitesi profesrlerinden ve zamannn nde gelen bilim adamlarndan John William Draper, fotoraf levhasnda grntnn gelime hzn arttrmak iin yapt almalarla nldr. 8 Kssam, Brunswick'te Maine Medical School'da renci olan George W. Eveleth'in adndan retilmi bir kelime oyunu. Eveleth uzun sre Poe ile yazm ve Prof. Draper ile de grmtr. Daha sonra Eveleth kozmolojik kuramlarn yaymlamaya baladnda, Poe, bunlarn kendi "Eureka"-sndan alnma olduunu grmtr. "Quiz", oyun, hile ya da eek akas anlamna gelmektedir. Bylece bu kurmaca isim "Hoaxum" anlamna gelebilecei gibi (Hoax oyun, hile, dolap), "Kssam" da "kissing up" bir yarar elde etmek iin yaltaklanma) anlamna gelebilir. Muhtemelen, Eveleth'in Prof. Draper'la olan ilikilerine gnderme yaplyor. 9 Misanthrope: nsanlardan kaan, insanlardan nefret eden veya insanlara gvenmeyen kii. 10 Bonbommie (Fr.): iyi huyluluk. 11 "Tis strange -but true; for truth is always strange; / Stranger than fiction* (Tuhaf ama gerek; nk gerek her zaman tuhaftr. / Kurmacadan da tuhaf"); Byron, Don Juan, Kanto XIV, 101. 12 Johann Christoph F. Gustmuths ve Adam Christian Gaspari: Zamann tannm corafya kitab yazarlar. 13 Hrsz argosundaki ad: Flash Name. Flash, ayrca ani k, parlt, imek anlamna gelir. Dondergat: "Thunder god" Norvelilerin imek Tanrs: Thor. 14 Antimuan elementi eskiden de bilinmekle birlikte, simyann szde bilim statsne indirgenmesinden ok sonraya, on sekizinci yzyln sonlarna kadar yeterince tanmlanamamtr. Bu element hem metal hem de ametal zellikleri gsterir, hidrojenle birleerek stibin adnda zehirli bir gaz oluturur. Alam yapmada, lastiin vulkanize edilmesinde ve tpta kullanlr. 15 Filozof tann mutlaka bir ta olmas gerekmez, en ufack zerresi bile byk

miktarlarda baka metalleri altna dntrebilen bir maddedir, ilk olarak in metinlerinde filozof tandan sz edilmitir. Hristiyanln balang dnemine ait bir belgede unlar okuyoruz: "Han'daki [imparatorluk saray) Sar Kap'dan bir bay, Cheng Wei Sar ve Beyaz sanatn (simya] seviyordu. Wei, (Kral Juainan'n) yastghdaki 'byk hazineye uygun olarak altn yapmaya alyor ama baaramyordu. Kars gelip Wei'yi seyretti. Wei, o srada ieyi stmak iin atei yelpazeliyordu. iede civa vard. Kars o zaman 'birey denemek ve sana gstermek istiyorum' dedi. Bunun zerine bir torbadan bir ila ald ve az bir miktarn [imbie] att. Derhal gm oldu. Wei ok armt, yle dedi: "Gryorum ki sen [simya] ilmine vakfsn. Peki neden daha nce bana sylemedin?' Kars yantlad: 'Ona vakf olmak iin kiinin l uygun] bir kaderi olmas gerekir." CWu and Davis, The Ts-an Tung Ch'i of Wei Po-yang", Isis, Cilt XVIII, 2. no. 43, s. 258). Filozof ta kavramna (Araplar yoluyla) katkda bulunan inliler oldu. Yunanl simyaclar dier metalleri kymetli metallere dntrmekten ok, altn yapmakla ilgilendiler. Bununla birlikte "ta olmayan bir ta"n Phar-makon'u konusunda baz tartmalar olduysa da yaplan atflar, sonradan "ta" denilenden farkl bireye yaplyora benzemektedir. 16 Cum grano salis (Lat.): htiyatla, kukuyla. SZCKLERN GC* (ilk olarak Haziran 1845'te United States Magazine and Democratic Revieu'-da, sonra da 25 Ekini 1845'te The Broadway Journal'de yaymlanmtr. Thomas Carlyle'n (1795-1881) "Boswell's Life of Johnson"adl denemesi 1832'de yaymlanmt ve Poe'nun yks iin bir 'motto' oluturuyordu, "Hibir ey lmez, hibir ey lenez. Azndan kan en de-ersiz sz bile Zamana atlm bir tohumdur ve Sonsuzluk boyunca byr." Poe, Carlyle'n denemesini ok iyi biliyordu ve zellikle bu fikir, Poe'nun benimsedii felsefi tavra ok uygun dyordu. Carlyle'n metninin "Kitab Mukaddes"in dilini andran tonu da Poe'da yank bulmu olmalyd.) Oinos1- Agathos2, lmszl yeni kuanm bir ruhun zayfln bala. Agathos- Balama dileinde bulunduun ey konusunda, azizim Oinos, hibir ey demedin. Burada bile, bilgi ie doan birey deildir. Bilgelie gelince, onun sana verilmesini hi ekinmeden meleklerden iste! Oinos- Ama bu imdiki varoluumda, her eyi hemen bileceim ve bylece hereyi bilmenin mutluluuna hemen ulaacam dlerdim. Agathos- Al, mutluluk bilgide deil, bilgiyi edinmededir! Sonsuza dek bilmek ncesiz ve sonrasz mutluluktur; ama her eyi bilmek eytann lanetidir. Oinos- Ama, Ulu Tanr her eyi bilmiyor mu? Agathos- Onun bile (madem ki o En-Mutludur) bilmedii bir ey olmaldr. Oinos- Ama her dakika bilgimiz arttna gre, sonunda her eyi bilmemiz kanlmaz deil midir? Agathos- u dipsiz uuruma bak! -Biz yavaa aralarndan -yle, -yle -ve yle szlp geerken, baklarnla bu saysz yldz manzarasnn derinliklerine nfuz etmeye al! Ruhsal bak bile, her noktada evrenin srekli altn duvarlanyla engellenmi deil midir? -Bu duvarlar snrsz byklkte bir birlik gibi gzken saysz parlak cisimden olumam mdr? Oinos- Maddenin sonsuzluunun bir d olmadn aka gryorum. Agathos- Cennette hi d yoktur -ama burada maddenin sonsuzluunun tek amacnn ruhun iindeki sonsuza dek dinmeyecek olan -nk dinecek olursa ruhun kendisi de yok olur- bilme susuzluunu dindirmesi iin ruha sonsuz pnarlar salamak olduu fsldanmaktadr. Sorular sor bana, azizim Oinos, serbeste ve hibir eyden ekinmeden. Hadi! Sreyya burcunun yce uyumunu3 solumuzda brakarak tahttan ileri doru atlp Oriyon'un tesindeki hercai meneke, meneke ve kalp huzuru iin l gnelerin ve renkli gnelerin yatak olduu yldzl ayrlara doru gideceiz. Oinos- imdi, Agathos, yolumuza devam ederken bana bilgi ver! Benimle Dnyada bilinen bir tonla konu! lml iken Yaratl dediimiz tarz ve usuller konusunda

biraz nce bana tlattn eyleri anlayamadm. Yaratcnn, Tann olmadn m sylemek istiyorsun? Agathos- Demek istiyorum ki, Ulu Tanr yaratmaz. Oinos- Aklayn! Agathos- Tanr, yalnzca balangta yaratmtr. Bugn evrenin her tarafnda hi durmacasna varlk buluyor gibi gzken yaratklar, Kutsal yaratc gcn dolaysz ve dorudan deil, dolayl ve dorudan olmayan sonulan olarak grlebilir. Oinos- insanlar arasnda, azizim Agathos, bu dnceye son derece byk bir kfr gzyle baklrd. Agathos- Melekler arasnda, azizim Oinos, yaln gerek olarak kabul edilmektedir. Oinos- Buraya kadar seni anlayabiliyorum -bizim Doa ya da doal yasalar dediimiz baz ilemlerin, baz koullarda, btnyle yaratl grntsne sahip olan eyi ortaya karacan sylemek istiyorsun. Kyametten nce, ok iyi anmsyorum da, baz filozoflarn ocuka bir tavrla, gzle grlemeyecek kadar kk canllarn yaratl olarak adlandrdklar baz ok baanl deneyler yaplmt. Agathos- Szn ettiin vakalar, gerekte, sadece ikincil yaratl rnekleridir -ilk szn ilk yasay var ettii andan bu yana meydana gelmi tek yaratl trdr. Oinos- Yldzl dnyalar, hilik uurumunun derinliklerinden, gzyzne her an frlayp kmazlar m? Bu yldzlar, Agathos, Yce Efendimizin eseri deil midir? Agathos- Brak da, azizim Oinos, grlerimi sana adm adm anlataym. Senin de ok iyi bildiin gibi, nasl ki hibir fikir yok olmazsa, sonsuza dek etkili olmayan hibir eylem de olamaz. rnein dnyada yaarken ellerimizi hareket ettirir ve bunu yapmakla dnyay evreleyen atmosferi titretirirdik. Bu titreim, dnya atmosferinin (elimizin bir tek hareketiyle bu andan itibaren sonsuza kadar hareket halinde olacak olan) her moleklne kadar yaylrd. Bu gerek gezegenimizin matematiki-lerince ok iyi biliniyordu. Belirli itici glerle bir akkan ierisinde yaratlan zel etkiler zerinde kesin hesaplar yaptlar - bylece belli byklkte bir itici gcn, dnyay dolamas ve onu evreleyen atmosferin her atomunu (sonsuza kadar) etkilemesi iin tam olarak ne kadar sre gerektiini kolaylkla belirleyebil-diler. Belirli koullarda belirli bir etkiden hareketle, geriye do-ru hesap ederek, ilk itici gcn bykln belirlemede glk ekmediler. O zaman, itici bir gcn etkilerinin mutlak olarak sonsuz olduunu, bu etkilerden bir ksmnn cebirsel analiz yoluyla tam olarak izlenebildiini gren ve geriye doru hesaplamann kolayln anlayan matematikiler ayn zamanda, bu tr bir analizin de kendi ierisinde muazzam bir ilerleme gcne sahip olduunu -onu gelitiren ya da uygulayan kiinin zekasndan baka bir analizin gelitirilmesine ve uygulanabilirliine kavranabilir bir engel olmadn- da anladlar. Ama, bu noktada matematikilerimiz durdular. Oinos- Peki, azizim Agathos, niin daha ileri gitmeliydiler? Agathos- nk bunun tesinde baz son derece ilgin dnceler yatyordu. Bilinenlerden hareketle, sonsuz zekaya sahip birinin -cebirsel analizi en son noktasna gtrm birinin-havaya braklm (ve hava yoluyla esire ) aktanlm) her etkiyi sonsuz uzak bir dnemdeki en ileri sonulanna kadar izlemekte hibir glk ekmeyecei sonucunu kardlar. Hataya braklan bylesi her etkinin, sonunda, evrende mevcut olan her varl ayr ayr etkilemek zorunda olduu; sonsuz zekaya sahip varln -hayal ettiimiz varln- hareketin en uzak dalgalanmalarn -maddenin btn paracklar zerindeki yukarya ve ileriye doru etkilerini- eski biimlerin yukarya ve ileriye doru sonsuz deiimini -ya da bir baka deyile, yerinin yaratln- Ulu Tanrnn tahtndan -sonunda etkisiz kalarak- gerisin geri yansdn grnceye dek izleyebilecei kukusuz gsterilebilir. Ve byle bir varlk yalnzca bunu yapmakla kalmaz, herhangi bir adaki herhangi bir sonu ona verilecek olsa, rnein u saysz kuyruklu yldzdan birisi onun incelemesine sunulduunda, geriye dnk analizle bu kuyruklu yldzn, varln hangi ilk etkiye borlu olduunu belirlemekte hi glk ekmezdi. Mkemmellie ulam ve eksiksiz haliyle bu geriye dnk analiz gc -bu, btn alarda, btn sonularn btn nedenlerine

ulama yetenei -elbetteki yalnzca Ulu Tannya has bir ayrcalktr- ama bu g, mutlak mkemmelliin altnda ok eitli dzeylerde, Melek ordusunun tamam tarafndan kullanlr. Oinos- Ama yalnzca havaya braklm etkilerden sz ediyorsun. Agathos- Havadan sz ederken sadece dnyay kastediyorum; ama genel nerme, btn uzay dolduran ve bylece yaratln byk ortamn oluturan esir ierisindeki etkilerle ilgilidir. Oinos- yleyse, her hareket, nitelii ne olursa olsun, yaratr m? Agathos- Yaratmal: Ama doru bir felsefe uzun zamandan beri btn hareketlerin kaynann dnce olduunu retmektedir -ve btn dncenin kayna daOinos- Tanrdr. Agathos- Oinos, sana Dnya atmosferinde yaratlan hareketlerden -yakn zamanlarda yok olan bu gzelim Dnyann bir ocuuyla konuurmuum gibi- sz ettim. Oinos- Evet, sevgili Agathos. Agathos- Peki ben byle konuurken, szcklerin fiziksel gc ile ilgili hibir dnce aklndan gemedi mi? Her szck havaya braklm bir itici g deil midir? Oinos- Ama, Agathos, niin alyorsun? -ama niin bu gzelim yldzn- uuumuz srasnda karlatmz yldzlann en yeili, ama yine de en korkuncu olan bu yldzn zerinde ykselirken, niin kanatlarn aa sarkyor? Bu yldzn parlak iekleri inanlmaz gzellikte bir de, korkun grnl volkanlar ise frtnal bir yrein tutkularna benzemiyor mu? Agathos- Benzemiyorlar, yleler! Onlar batan aa d ve tutku! Bu yabanl yldza - yz yl nce, sevdiceimin ayaklan dibinde, ellerim ellerine kenetlenmi, gzlerimden sel gibi gzyalan boanrken -birka tutkulu tmceyle- ben konuarak hayat verdim. Onun parlak iekleri, gereklememi dlerin en deerlisi, fkeyle kpren volkanlar ise en frtnal, en gnahlar ruhlarn tutkulandr. NOTLAR 1 "Oinos" Yunanca "arap" ve ayn zamanda da "bir" anlamna geliyor. 2 Agathos, "iyi" demektir: 3 Poe, orta alarn 'kresel mzii dncesiyle (evrenin mkemmel matematii bir tr "mzik"tir) ve lmden sonra ya da bilincin belli bir ykseklik derecesine ulamasndan sonra duyularn birleecei ya da karaca dncesiyle oynuyor. Poe, bu fikri birok yksnde kullanr, szgelimi "Bir Uyur-Uyankla Sohbet'te. 4 Esir: Atomlar arasndaki boluu ve btn evreni doldurduu varsaylan, s ve ileten arlksz tz (cevher). MONOS LE UNA ARASINDA GRME1* (lk olarak Austos 1841'de Graham's Magazine'de, sonra 1845'te Tales'da yaymland) Bu eyler yakn gelecekte cereyan etmektedir. -Sophokles, Antigone2 Una- "Dirildin mi?" Monos- Evet, benim gzel ve sevgili Una'm, "dirildim". lmn ke/disi benim iin esrar znceye kadar, papazlarn aklamalarn reddederek, mistik anlam zerinde derin derin dncelere daldm szckt bu. Una- lm m? Monos- Tatl Una, szlerimi nasl tuhaf bir tarzda tekrarlyorsun? Admlannda bir kararszlk, gzlerinde de keyifli bir tedirginlik gryorum. Ebedi Yaamn muhteem yenilii kafan kartrp seni bunaltm. Evet, lmden bahsediyordum. Eskiden btn yrekleri kaygyla dolduran -btn zevkleri berbat eden- bu szck, burada kulaa ne kadar tuhaf geliyor! Una- Ah! lm, btn ziyafetlerde ba keye kurulan hayalet! Ka defa nitelii zerinde derin dncelere dalarak kendimizden getik. Bu gizemli deneti nasl da insan mutluluunun karsna dikilip ona "buraya kadar, daha teye yol yok!" diyordu. Banmzda tutuan birbirimize kar duyduumuz hararetli ak, Monos'um, ilk defa

ortaya ktnda kendimizi bo yere ne kadar mutlu hissetmi, akmzn gcyle mutluluumuzun da gleneceini sanmtk! Ama ne yazk ki, akmz byd ve onunla birlikte yreklerimiz de, bizi sonsuza kadar birbirimizden ayrmak iin acele eden lm saatinin deheti de byd. Bylece zamanla, sevmek ac verir oldu. Nefret, o zaman, merhamet olabilirdi. Monos- Bu aclardan burada sz etme, sevgili Una -bundan byle ve sonsuza dek benim Una'm! Una- Ama gemite kalm zntlerin ans, iinde bulunulan ann sevinci deil midir? Artk gemite kalm eyler zerinde, daha uzun sre konumak isterim. zellikle, senin Karanlklar ve Glgeler Vadisi'nden geerken karlatn olaylar bilmeye can atyorum. Monos- Benim sevin ve mutluluk saan Una'm ne zaman Monos'undan bir ey istemi de Monos'u onu yerine getirmemitir? Hibir eyi adamadan her eyi anlatacam -ama bu tuhaf yky anlatmaya neresinden balayaym? Una- Neresinden mi? Monos- Evet, neresinden? Una- Seni anlyorum, Monos. lm, her ikimize de insann tanmlanamaz olan tanmlama ynndeki eilimini retti. O zaman, hayatn sona erdii andan bala demeyeceim -bedenin soumaya baladnda soluksuz ve hareketsiz bir uyuukluk ierisine dtn ve akn tutkulu parmaklaryla solgun gz kapaklarn kapattm o hznl andan bala. Monos- ncelikle, Una'm, insann bu dnemdeki genel durumuna ilikin birey sylemek istiyorum. Atalarmzdan birka bilgenin -dnya sayg gstermese de gerekten bilgeuygarlmzn gelimesine "ilerleme"denilmesinin yerinde olup olmadn sorgulama cretinde bulunduklarn anmsayacaksn. Bizim lmmzden hemen nceki be alt yzyln her birinde, bizim balanndan kurtulmu usumuza imdi doruluu son derece ak gzken ilkeler -insan rkna doal yasalan denetim altna almaya almaktansa, onlarn yol gstericilie boyun emeyi reten ilkeler- iin cesarete mcadele eden baz gl zekalann kt dnemler olmutur. Uzun zaman aralklaryla, uygulamal bilimlerdeki her ilerlemeyi gerek fayda sralamasnda gerileme olarak gren baz stn zekalar ortaya kmtr. Zaman zaman airane zeka -imdi yeteneklerin en stn olduunu bildiimiz bu yetenek-, bizim iin en fazla nem tayan gereklere (sadece hayal gcne hitap eden, bir bana kalm akla hibir ey demeyen) kyaslama yoluyla ulatmz iin -dediim gibi airane zeka, bulank felsefi dnceyi gelitirmede bir adm ne km ve bilgi aacndan ve onun lm getiren yasak meyvesinden sz eden mistik meselde,3 ruhunun ocukluk dneminde, insann bilgiyle karlamamas gerektii yolunda ak bir uyan grmtr. Ve "faydaclarn, sadece hor grlen kiilere uygun bir lakab gaspetmi bu bilgilerin horla-yc davranlar altnda yaayp len bu adamlar, airler, ihtiyalarmzn zevk alma yeteneimizin gcnden daha basit olmad eski gnleri -enlik szcnn anlamnn bilinmedii, mutluluun arbal, derin anlamlara sahip olduu- kutsal, yce, mutlu gnleri, mavi nehirlerin barajlarla engellenmeden balta grmemi tepeler arasndan, ilkel, kokulu ve kefedilmemi uzak ormanlarn yalnzlna doru rahata akt gnleri, aklszca olmasa da hasretle dnmlerdir. Bununla birlikte, genel karkln bu pylu istisnalan, ona muhalefet etmekle sadece bu karkl glendirmeye hizmet ettiler. Heyhat! Kt gnlerimizin en berbatlarm yayorduk. Byk "hareket" -zamann argosunda ad byleydi- devam ediyordu: Hem maddi, hem manevi adan hastalkl bir kank-lk. Sanat -fen ve beeri ilimler demek istiyorum- en yksek mertebeye ykseldi ve bir kez tahta kurulduktan sonra, kendisini iktidara ykselten zekay zincire vurdu. Doann hametini kabul etmekten baka elinden birey gelmeyen insan, ayn Doann unsurlar zerinde elde ettii, giderek artan egemenlii nedeniyle ocuka bir sevince kapld. Hayalinde, kaslarak Tanr rol oynarken bile zerine ocuka bir aptallk kyordu. Hastalnn ta bandan beri ngrlebilecei gibi, ok gemeden ona sistem ve soyutlama bulat.

Genellemelere saplanp kald. Dier tuhaf fikirler arasnda, evrensel eitlik fikri byk bir yaygnlk kazand ve Kyaslamann ve Tanrnn karsnda -Dnyada ve Gklerdeki hereyi derinden istila etmi olan derecelenme yasasnn gl uyarc sesine ramen- evrensel bir demokrasi kurmak iin lgnca abalara giriildi.4 Bu ktlk, elbette ki, ba ktlkten kaynaklanyordu: Bilgiden, insan hem bilip hem de boyun eemezdi. Bu arada, dumanlar ierisinde ok sayda koca koca ehirler ortaya kt. Yeil yapraklar, frnlarn scak soluu karsnda kurulup bztler. Doann gzelim yz iren bir hastala yakalanm gibi bozuldu. Ve bana yle geliyor ki, tatl Una'm, zorla uyutulmu duyularmz bile bizi bu noktada durdurmalyd. Ama yle gzkyor ki, beeni duygumuzu yozlatrarak, daha dorusu, okullarda retilmesini bilinsizce ihmal ederek kendi sonumuzu hazrladk. nk, gerekte, bu bunalmda yalnzca beeni duygusu -salt zeka ile etik duygu arasnda bir konumda bulunan bu yetenek, zarar grmeksizin bir yana atlamaz- yalnzca bu duygu, bizi yava yava ve tatllkla Gzellii, Doaya ve Hayata gtrebilirdi. Ama, Eflatun'un kendi i dnyasna dalmay seven ruhu ve grkemli sezgisi iin eyvah! Ruh iin hakl olarak yeterli bir eitim olduu kabul edilen mousich5 iin eyvah! Eflatun iin ve mzik iin eyvah! nk, her ikisi de kendilerine en ok ihtiya duyulduu anda herkes tarafndan unutuldu ya da hor grld.6 Her ikimizin de sevdii bir filozof olan Pascal7 "que tout notre raisonnement se reduit ceder au sentiment'6 demiti -Ne kadar doru!- Ve doal duygunun, zaman izin verseydi, okullarn kat matematiksel akl yrtmesi zerinde eski stnln yeniden kazanmas olanaksz deildi. Ama bu olacak ey deildi. Bilimdeki arlklar vaktinden evvel dnyann sonunun yaklamasna neden oldu. Bunu, insanln byk ounluu grmedi ya da mutsuz ama sefih bir hayat srdnden grmemi gibi davrand. Ama bana gelince, Dnya'nn arivlerinden, en byk ykmn en ileri uygarln bedeli olduunu renmitim. Basit ama devaml in'in, mimar Asur'la, mneccim Msr'la ve her ikisinden de daha hnerli, btn Sanatlann amatac anas Nubia9 ile karlatrlmasndan, yazgmzla ilgili baz nseziler dodu iime. Bu blgelerin tarihinde, gelecekten bir kla karlatm. Bu son nn snai zellikleri Dnyann blgesel hastalklaryd; her birinin ykl ise blgesel arenin uygulan oldu; ama byk lde hastalk kapm Dnya iin lm dnda lbir yenilenme umudu gremiyordum. te yandan, bir rk olarak ortadan kalkmamas gereken insann "yeniden domas" gerektiini grdm. ite o zaman, benim gzeller gzeli sevgilim, her gn btn ruhumuzla dlere gmldk. O zaman, sabahn alaca karanlnda gelecek gnler zerine sylevler verdik; sanayinin yeryz kabuunda at yara izleri, bu dikdrtgen irkinlikleri silebilecek tek arnma10 ilemiyle kapandktan sonra dnya, yemden yeilliklerini, Cennet yamalarn ve gler yzl sular-n kuanacak ve nihayet insana yarar bir yer haline gelecekti -lmle arnm insana, -soylu zekas artk bilimde bir zehir bulmayan insana, -kurtulmu, yeniden yaratlm, kutsanm, mutlu ve lmsz, ama yine de maddesel olan insana yarar bir yer haline. Una- Bu sohbetleri ok iyi anmsyorum, sevgili Monos; ama ateli ykm dnemi bizim inandmz ve szn ettiiniz rmenin dndrd kadar yakn deildi, insanlar bireysel olarak yayor ve bireysel olarak lyorlard. Sen kendin hastalandn ve mezara girdin; senin sadk Una'n hi vakit geirme- den peinden geldi. Ve o zamandan beri geen (ve sonuta bir kez daha bizi bylece kavuturan) yzyl, uyumu duyularmz sabrszlktan kvrandrmadysa da, yine de tam bir yzyl geti aradan. Monos- Daha dorusu, usuz bucaksz sonsuzlukta bir nokta de sen una. Dnyann k srasnda lm olduum tartma gtrmez. Genel kanklk ve rmelerden duyduum kayglarla canmdan bezdiimden iddetli atee yenik dtm. Ac iinde geen birka gnden ve belirtilerini yanllkla ac ekmek eklinde yorumladn, ok istememe ramen seni aydnlatacak gc kendimde bulamadm, kendinden gemi halde sayklamalarla dolu dler iinde geen birok gnden sonra -gnler sonra,

zerime senin de dediin gibi soluksuz ve hareketsiz bir uyuukluk durumu kt; bu durum etrafmda bulunanlarca lm olarak adlandrld. Szckler mphem eylerdir. Durumum, beni etrafmda olup bitenleri hissetmekten alkoymuyordu; bir yaz gnnn yakc len gneinden bunalm, bitkin bir vaziyette uzun sre derin ve kprtsz uyku uyumu ve dardan uyandnlmad halde, yeterince uyumu olmas nedeniyle yava yava kendine gelen birinin son derece sakin durumundan pek farkl gzkmyordu gzme. Artk soluk almyorum. Nabzm atmyor, kalbim arpmyordu, iradem bsbtn yok olmam ama ok zayflamt. Du-yularm tuhaf olmakla beraber allmadk lde kuvvetlenmiti -rastgele bir ekilde birbirlerinin grevlerini yapyorlard. Tat ve koku alma duyulan aynlmaz derecede birbirine karm, anormal ve ok youn tek bir duygu olmutu. Son anmda ev-katle dudaklarm slattn gl suyu aklma tatl iek hayalleri getirdi -fantastik iekler, eski Dnyadakilerden ok daha gzel, ilk rnekleri burada etrafmzda aan iekler. Saydam ve kansz gz kapaklann grmemi tam olarak engellemiyordu, iradem askda kaldndan, gz krelerim gz ukuru ierisinde dnmyordu -ama, gr alanm iinde kalan btn nesneleri az ok aka grebiliyordum; d retina zerine veya gz kenarlarna den nlar kardan ya da nden gelen nlara gre ok daha canl etkiler yaratyordu. Bununla birlikte, birinci durumda bu etki yle anormaldi ki, ben onu yalnzca bir ses olarak deerlendiriyordum -karmda duran nesnenin benden tarafa bakan yannn aydnlk m, karanlk m, yuvarlak hatl m, yoksa keli mi olduuna bal olarak tatl ya da ahenksiz bir ses. iitme duyusunun da bir dereceye kadar uyarlm olmakla birlikte, hi de dzensiz ilev grd sylenemezdi -gerek sesleri, hassasiyetinden geri kalmayan an bir kesinlikle deerlendiriyordu. Dokunma duyum kendine has bir deiime uramt, izlenimleri ge alglyor, ama alglann inatla koruyordu; bu da her zaman en ileri derecede fiziksel zevk almamla sonulanyordu. Bylece senin tad parmaklarnn gz kapaklanma yapt basky, nce sadece grme yoluyla tandm, sonunda, ellerini gz kapaklanmdan ektikten ok sonra, btn benliim tarifsiz bir bedensel hazla doldu. Bedensel bir hazla diyorum. Tm alglanm salt bedenseldi. Pasif, beyni duyularla dolduran malzemelere gelince, anlama yetim btnyle ldnden, hibir ekilde onlara bir ekil veremiyordu. ok az fiziksel ac, daha ok haz duygusu vard; manevi ac ya da has ise sz konusu bile deildi. Bylece i paralayan hknklarn kulaklar-ma perde perde azalp oalan szlanmalar halinde ula ve hznnn tonundaki btn deiimlerin ayrdna vardm; ama bunlar benim iin tatl mziksel seslerden baka birey deildi; hayatiyeti kalmam aklma, onlan douran znty iletemi-yorlard; te yandan yzme srekli dklen, etrafmdakiler iin krk bir kalbin iareti olan, iri gz yalan bedenimin her zerresini zevkle titretiyordu yalnzca. Bu seyircilerin sayglca, fsltyla -ve sen, benim tatl Una'm soluun kesilerek lk la- konutuunuz ey hakikatte lmd. Telaa saa sola kouturan drt karanlk suret, beni tabut iin giydirdiler. Bunlar dorudan gr hattmdan geerlerken onlar ekil olarak alglyordum, ama yan tarafma getiklerinde imgeleri beynime lklar, inlemeler eklinde, dehet, korku ve felaket ifade eden dier korkun sesler eklinde yansyordu. Beyaz elbisenle yalnzca sen, ahenkle etrafmda dolap duruyordun. Gn akam oluyordu, klar yava yava snerken iime belli belirsiz bir rahatszlk -uykudaki birinin kulana srekli hzn dolu gerek sesler (eit ve uzun aralklarla, uzaktan belli belirsiz duyulan ve huu telkin eden, mahzun dlerle kark an sesleri) geldiinde duyduu endieye benzer bir endie-kt. Byk bir huzursuzluk yaratan glgeleriyle gece oldu. Gece, mthi bir arlkla organlanm zerinde bask yapyordu, elle tutulacak kadar somuttu. Ayrca, kyya arpp paralanan kpkl dalgalarn uzaktan uzaa yanklanan sesine benzeyen, ama ondan daha srekli bir inleme sesi vard; alacakaranlkla balayan bu ses ken karanlkla artmt. Aniden odaya klar getirildi ve uzaktan yanklanan bu ses derhal kesildi, ayn sesin sk aralklarla yinelenen patlamalanna dnt, ama daha-az korkun ve daha belirsizdi bu ses. zerimdeki ezici bask byk lde azald; yeknesak ve ahenkli bir arknn

lambalarn (birok lamba vard) alevinden karak srekli bir ekilde kulama aktn hissettim. Ve o zaman, sevgili Una, uzanm yatmakta olduum yataa yaklaarak yavaa yanma oturdun, ho kokulu soluunla tatl dudaklarn alnma dedirdin, iimden bireyler koptu, durumun yaratt salt fiziksel duygularla kark bireyler titreti, duygulanma gibi birey -samimi aknn ve kederinin kadrini bilen, ayn zamanda da ona karlk veren bir duygu; ama bu duygu, arpmayan kalpte kk salamad, gerek olmaktan ok bir glge gibi gzkt ve abucak snerek yerini nce byk bir skunete, sonra da daha nce olduu gibi salt tensel bir zevke brakt. Ve o zaman, doal duyularn enkaz ve kaosundan iimde son derece mkemmel bir altnc duyunun doduunu grdm. Onun varlndan korkun bir zevk alyordun -bununla birlikte, aklla ilgisi olmayan tamamen fiziksel bir zevkti bu. Btn beden hareketleri tam olarak durmutu. Hibir kas seirmiyor, hibir sinir titremiyor, hibir atardamar zonklamyordu. Ama bana yle geliyordu ki, beynimde, kavray en gl kiilere bile hibir szcn anlatamayaca bireyler domutu, izninle, bunu salnml zihinsel nabz at terimiyle tanmlayacam. Bu, insandaki soyut Zaman fikrinin manevi biimiydi. Bu salnm hareketinin -ya da buna benzer bir hareketin- mutlak eitlenmesiyle gklerdeki krelerin bir yrnge zerinde dnleri dzenlenir. Onun yardmyla mine rafndaki duvar saatinin ve orada bulunanlann kol saatlerinin yanl gittiini hesapladm. Dzenli tik-tak sesleri kulama ok ahenkli geliyordu. Doru oranlardan en kk bir sapma -bu sapmalar pek sk grlyordubeni tpk, soyut gerekliin ihlal edilmesinin yaayan insanlann etik duygulann etkiledii gibi etkiliyordu. Odada, saniyeleri tam olarak ayn anda vuran iki saat olmasa da, saatlerin birbirlerine gre tonlann ve her birinin zaman lmedeki hatalarn aklmda tutmakta hi zorluk ekmiyordum. Ve bu -bu keskin, mkemmel ve kendi kendine var olan sre duygusu- olaylann birbirini izlemesinden bamsz olarak var olan (muhtemelen insanlann var olduunu kavrayamadklar) bu duygu -bu fikirteki duygularmn kllerinden doan bu altnc duygu, zamana bal Sonsuzluun eiindeki zamana bal olmayan ruhun ilk aikar ve kesin admyd. Gece yans olmutu, sen hl yanmda oturuyordun. Herkes lm odasndan ayrlmt. Beni tabuta yatrmlard. Lambalar titrek klarla yanyordu; bunu yeknesak namelerin titremesinden anlyordum. Ama birdenbire bu nameler daha zor duyulur ve daha zor ayrt edilir oldu. Sonunda tamamen sustular. Burun deliklerimdeki koku kayboldu. Biimler, grm zerindeki etkilerini yitirdi. Karanln gsmn zerindeki basks kalkt. Elektrik oku gibi ar bir ok btn bedenimi kaplad, ardndan dokunma duyusunu tamamen yitirmi, insann duyu dedii eylerden geri kalanlar tek varlk bilincinde ve tek deimez sre duygusunda eridi. lml beden sonunda lmcl rmenin sillesini yedi. Bununla birlikte duyarllm tamamen yok olmamt; nk, geriye kalan bilin ve duygu duyarln ilevlerini atalet halinde bir sezgi yoluyla yerine getiriyordu. Korkun deiimin et zerindeki feci etkisini gryor ve d gren birinin bazen zerine eilen bedenin ayrdna varmas gibi, sevgili Una, senin hl yanmda oturmakta olduunu belli belirsiz hissediyordum. Ayn ekilde ikinci gnn len vakti geldiinde, olan bitenin belli belirsiz farkndaydm hl: Sen yanmdan kalkp gittin; beni tabuta koydular; tabutumu cenaze arabasna yerletirdiler; beni mezara tadlar; mezann iine indirdiler; zerime topraktan ar bir tepecik ydlar; beni karanla ve rmeye, kurtlarla birlikte hznl ve arbal bir uykuya terkettiler. Kefedilecek ok az esrar bulunan bir hapishane-evde gnler haftalar, haftalar aylan kovalad ve ruhum uup giden her saniyeyi titizlikle izleyip zahmetsizce -zahmetsizce ve amaszca- kaydn tuttu. Aradan bir yl geti. Her geen saat rar olu bilinci bula-nklat, mekan bilinci byk lde onun yerini gaspetti. Varolu fikri yer fikrinin iinde eridi. Eskiden beden olan eyi skca sarp sarmalayan dar boluk, imdi bedenin kendisi olmaktayd. En nihayet, uyuyan kiinin bana sk sk geldii gibi (sadece uyku ve uykunun dnyas ile lm betimlenebilir) -bazen Dnyada, bir n derin bir uykuya dalm kiiyi yand-ler ierisinde brakarak irkiltmesi gibi en nihayet- sk skya Glgelerin

kucaklam olduu bana da, irkiltme kuvvetine sahip olabilecek tek k -ebedi akn - geldi, insanlar, karanlnda yatmakta olduum mezara gelip almaya baladlar. stmdeki nemli topra attlar. ryp toz olmu kemiklerimin zerine Una'nn tabutunu indirdiler. Ve sonra bir kez daha herey hilie gmld. Bu bulutumsu bulank k snd. O belli belirsiz heyecan yerini tam bir skunete terketti. Onlarca yl11 gelip geti. Toz, toza dnd. Kurtlara yiyecek birey kalmad artk. Varolu duygusu en sonunda tamamen yok oldu; onun yerinde -her eyin yerindeyce ve ebedi despotlar -Yer ve Zaman- hkm srmeye balad. Olmayan iin -biimi olmayan iin, -dncesi olmayan iin, -duygusu olmayan iin, -ruhu ve hibir maddesel yan olmayan iin, -btn bu hilik ve btn bu lmszlk iin mezar yine de bir ev; rtc saatler ise yoldat. NOTLAR 1 "Monos" ve "Una", her iki szck de "Bir" anlamna gelmektedir. Poe, "Bir" szcnden bir erkek adyla bir kadn ad yapmtr. 2 Poe'nun kullanmay sevdii bu alnt bir baka yknn addr da: "Mel-lonta Tauta". Antigone adl oyunun 1334. satrnda koro krala gelecek iin kayglanmamasn syler - "Bunlar gelecekte olacaktr (yani Tanrnn elindedir). imdi elde olanla ilgilenin. Bakalar gelecekle ilgilenecektir". Balam, Poe'nun ironik olduunu gstermektedir. 3 Poe, incil'in cennet yksn mistik bir mesel olarak tanmlyor; nk, bir okltist ya da mistik, hakikatin anlatlamayacana ya da "aklana-mayacana" inanr. 4 Poe. demokrasiye srekli kukuyla yaklamaktadr. 5 Mzik. 6 "alar boyu edinilen deneylerle kefedilen eitim metodundan daha iyi bir metot kefetmek zordur: Beden iin jimnastik, ruh iin mzik". Eflatun, Devlet, 2. Kitap, s. 376. 7 Blaise Pascal (1623-1662) Fransz bilim adam, matematiki, filozof ve yazar, "insan hakikati aramak iin akln kullanmaldr. Tanr ona hakikati sezdirecektir" eklindeki gr Poe'nun dnce yapsna olduka yakndr. Hakikati anlamak iin sadece akln yetecei grnden Poe gibi Pascal da nefret ediyordu. 8 (Fr.) Btn akl yrtmemiz duygularmza boyun emekten ibarettir. Pas-cal'n "Pansees 'inden, Bolm IV. 9 Nubia: Sudan'da bir blge. Ayn zamanda bu uygarlk Eski Msr zamannda Msr'a rakip olacak gtedir. 10 Arnma (Purification) burada Yunancadaki kk olan (ate) szcne atfla kullanlm olmal. 11 Many lustra. Lustra (lustrum'un oulu) be yllk dnem demektir. Bylece tmce "birok be yl" anlamna geliyor. EIROS LE CHARMION'UN SOHBET* (lk olarak Aralk 1839'da Gentelman's Magazine'de, sonra 1840'da Tales of Grotesque and Arabesque'de, daha sonra 1 Nisan 1843 'te "Dnyann Yok Oluu" adyla Saturday Museum da ve 1845'te Tales 'da yaymland. Poe'nun byle bir konuda yk yazmasnda, Halley Kuyrukluyldz'nn 1835'te grnmesiyle o gnlerde ok rabet gren kuyruklu yldz tartmalarnn rol olduu elbette grmezden gelinemez. yk, incil'in kehanetinin kelimesi kelimesine doru olduunu ileri srmemektedir. Ancak Poe, kehanetin sadece gerek airlere vergi bir yetenek olduu inancndadr, ikinci olarak da kehanetin gereklemesi ve evrenin anlalmas sadece ve sadece "maddeci" temellerde mmkndr. Ksacas, olacak hereyin fiziksel bir aklamas vardr. Ayrca dikkat edilmelidir ki, ne Eiros ne de Channion, isa'ya olan inanlar sayesinde kurtulmu olduklarn ileri srerler. yk kahramanlarnn isimleri de Roma dneminin gizemci dinlerini akla getirir)

Sana atei getireceim. -Euripides. Andromache* Eiros- Neden bana Eiros diyorsun? Channion- Bundan byle adn bu. Sen de benim Dnyadaki adm unutacak ve bana Charmion diyeceksin. Eiros- Bu bir d olmal! Charmion- Bizim iin artk d diye birey yok; ama bu esrar biraz sonraya brakalm. Seni canl gibi ve akl banda grmekten byk bir sevin duyuyorum. Gzndeki perde kalkm. Yrekli ol ve hibir eyden korkma. Derin bir uyuukluk iinde geirmene izin verilen gnlerin doldu; yarn, yeni varoluunun zevk ve mucizelerini bizzat ben sana tantacam. Eiros- Doru, hi mi hi uyuukluk hissetmiyorum. Tuhaf ba dnmesi ve korkun karanlk beni terketti, byk bir ykseklikten den sularn sesine benzeyen o lgn, aceleci ve korkun sesi artk duymuyorum. Bununla birlikte, Charmion, yeniyi kavraylardaki abukluk yznden duygulanm karmakark. Charmion- Birka gn, bunlarn dzelmesine yetecektir; -ama seni ok iyi anlyor ve sana acyorum. Senin u anda bana gelenlerin benim bama gelmesini zerinden on dnya yl geti, -yine de ans taptaze. Ama, sen Cennette katlanacan tm aclara henz katlanmadn. Eiros- Cennette mi? Charmion- Evet, Cennette. Eiros- Aman Allahm! Ac bana, Charmion! Btn bu eylerin -bilinmezken artk bilinir olan bu eylerin- yce ve kesin imdide erimi belirsiz Gelecein grkemi altnda eziliyorum. Charmion- Byle dnceleri kafana takma. Bundan yarn sz ederiz. Sarslan ruhun sradan anlarn hatrlanmasyla huzur bulacaktr. evrene ya da ileriye bakma -yalnzca geriye bak. Seni aramza atan harikulade olayn ayrntlarm duymaya can atyorum. Bana onu anlat. Korkun bir ekilde yok olan dnyann, eski bildik diliyle, bildik eylerden konualm. Eiros- ok, ok korkun bir ekilde hem de! Bu, gerekten de bir d deil. Charmion- Artk d yok. Arkamdan ok yas tutuldu mu, Eiros'um? Eiros- Yas m Charmion? Hem de nasl! Dnyann o son saatine kadar, evinin zerine youn bir kasvet bulutu ve samimi bir hzn aslyd. Charmion- O son saatten bahset bana. Unutma ki, felaketin meydana gelmi olmas gerei dnda birey bilmiyorum, insanlarn arasndan gelerek Mezar yoluyla Geceye getim -bu dnemde, yanl hatrlamyorsam, sizi mahveden felaket hi de beklenilen birey deildi. Ama, elbette o gnn speklatif felsefesini pek bilmiyordum. Eiros- Bamza gelen felaket, senin de dediin gibi, tam anlamyla beklenmedik bireydi; ama buna benzer talihsizlikler uzun zamandan beri gkbilimciler arasnda bir tartma konusuydu. Daha senin bizden ayrlp gittiin dnemde bile, here-yin sonunda atele yok olacandan sz eden Kutsal metinlerin, yalnzca yeryz kresi ile ilgili olduu konusunda insanlarn hemfikir olduklarn sylememe, bilmem gerek var m? Ama, astronomi biliminin kuyruklu yldzlan alevin dehetinden mahrum brakt dnemden bu yana, insanolu ykmn dorudan nedeni bakmndan hep yanlg iinde olmutu. Bu cisimlerin son derece kk olan younluu olduka doru bir ekilde belirlenmiti. Kuyruklu yldzlarn Jpiter'in uydulan arasndan, bu ikincil gezegenlerin ktlelerinde olsun, yrngelerinde olsun nemli bir deiiklie yol amadan getii gzlemlenmiti. Bu gezginlere, uzun zamandan beri, bizim maddesel kremize temas etse bile ona herhangi bir zarar veremeyecek nitelikte ve inanlmayacak kadar seyrek buhardan yaratklar gzyle bakyorduk. te yandan, bylesi bir temastan hi korkumuz yoktu, nk btn kuyruklu yldzlarn tm elementleri tam olarak biliniyordu. Atele gelecek ykmn failini bunlarn arasnda aramak, teden beri kabul edilemez nitelikte bir fikir olarak grlyordu. Ama son zamanlarda, halk arasnda son derece tuhaf bir ekilde mucizelerden, garip hayallerden sz edilir oldu; her ne kadar bunlar birka cahil chela arasnda itibar

gren sylentiler olsa da, gkbilimcilerin yeni bir kuyruklu yldzn grndn bildirmesi, halk arasnda o gne dek grmediim bir heyecan dalgasna ve gvensizlie yol at. Yabanc kreyi oluturan elementler derhal tespit edildi ve tm gzlemciler bu krenin izlemekte olduu yrngenin hadid noktasnda,2 dnyann ok yaknndan geeceini hi duraksamadan kabul ettiler. En nl gkbilimciler arasnda saylmayan iki gkbilimci, srarla arpmann kanlmaz olduunu ileri srd. Bu haberin halk zerindeki etkisini sana anlatamam. Birka gn iinde, insanlar, dnyevi fikirlere uzun zamandr alkn zihinlerinin kavrayamayaca bir sava inanmay reddeder gibi oldular. Ama yaamsal neme sahip bir gerek er ya da ge, en kaln kafallarn bile zihnine giden bir yol bulur. En sonunda astronomi biliminin yalan sylemediini anladlar ve kuyruklu yldz beklemeye baladlar. Kuyruklu yldzn yaklamas nceleri ne gzle grlr derecede hzlyd ne de grnmnde allmadk bireyler vard. Donuk krmz bir rengi ve zor farkedilebilir kk bir kuyruu vard. Yedi sekiz gn sreyle, grnr apnda hissedilir bir deime grmedik; sadece rengi biraz deiti. Bu arada herkes iini gcn bir kenara brakp btn dikkatini, kuyruklu yldzn nitelii konusunda bilginler arasnda kan tartmalara vermiti. En cahil insanlar bile ar alan kafalarn bu ii anlamaya adamt. O zaman alimler btn zekalarn -btn ruhlarn- bir korkunun yattrl-masna ya da gzde bir kuramn desteklenmesine vermediler. Oh! Hayr, onlar gerei, yalnzca gerei aratrdlar -doru grlere ulamaya can attlar. Eksiksiz bilgi iin inlediler. Hakikat, gcnn btn saflyla ve olaanst grkemiyle ykseldi ve bilge kiiler nnde diz kp ona taptlar. Kremizin ya da zerinde yaayan canllarn korkulan arpmadan dolay maddi bir zarara urayaca dncesi, bilge kiiler arasnda her geen saat mevzi kaybediyordu ve bilge kiilerin artk kalabalklarn akln ve hayal gcn canlarnn istedii gibi ynetmesine izin veriliyordu. Kuyruklu yldzn ekirdeinin younluunun bizdeki en seyreltik gazn younluundan daha az olduu gsterildi; benzer bir ziyaretinin Jpiter'in uydular arasndan zararszca gemi olmasnn zerine srarla duruluyor ve bundan korkulan yattrmada yararlanlyordu. Teologlar, korkunun tututurduu bir gayretle incil'deki kehanetleri ortaya koyuyor ve onlan daha nce benzeri grlmemi bir doruluk ve basitlikle halka aklyorlard. Dnyann sonunun atele gelecei, herkesi ikna eden bir evk ve belagatla ileri srlyordu ve kuyruklu yldzlarn (artk herkesin bildii gibi) atele ilgilerinin olmamas gerei, kyamet endiesinden insanlar byk lde kurtaryordu. Salgn hastalklara ve savalara ilikin halkn nyarglarnn ve baya hatalarn -ortaya kan her yeni kuyruklu yldzla birlikte bir alkanlk haline gelen hatalarn- bu defa tekrarlanmam olmas dikkat ekici bir durumdu. Sanki akl birden silkinerek, batl inan tahtndan alaa etmiti. En zayf zekalar bile an ilgiden g kazanmt. Bu arpmadan ne gibi kk ktlkler gelebilecei, hararetli bir tartmann konusu oldu. Bilginler, jeolojik sonulardan, iklimdeki ve bunun sonucu olarak da bitki rtsndeki olas deiikliklerden, manyetik ve elektriksel etkilerden sz ettiler. ou insan, hibir ekilde herhangi bir grlr veya hissedilir deiiklik olmayacan ileri sryordu. Bu tartmalar bylece srp gidedursun, tartma konusu olan nesne giderek yaklamaktayd; kuyruklu yldzn grnr ap bym, parlakl artmt, yice yakna geldiinde insanolunun beti benzi att. Herkes ii gc bir kenara brakt. Kuyruklu yldzn bykl, en sonunda, daha nceki kuyruklu yldz ziyaretlerinde kaytlara gemi btn boyudan atnda, duygularn genel seyrinde son derece dikkat ekici bir dnem yaand. Gkbilimcilerin yanlm olabilecekleri gibi oyalayc umutlan bir yana brakan halk yaklaan felaketin kesinliini iliklerinde hissetti. Duyduklar dehet, hayali niteliini yitirmiti, insanolunun en yiitlerinin yrekleri gslerinde iddetle arpyordu. Bu duygularn en dayanlmaz trden duygulara dnmesine sadece birka gn yetti. Artk, yabanc meteora hibir allm

dnceyi uygulayamyorduk. Tarihsel nitelikleri yok olmutu. Yaratt heyecann korkun yenilii ile bizi eziyordu. Biz onu gklerdeki astronomik bir olay olarak deil, yreklerimizde bir karabasan, beyinlerimizde bir glge olarak gryorduk. Akl almaz bir hzla-, tm ufku kaplayan ateten bir rt grntsne bulunmutu. Bir gn daha geti ve insanolu rahat bir soluk ald. Kuyruklu yldzn etki alanna oktan girmi olduumuz halde, yine de yaamaya devam ettiimiz anlalmt. Hatta, hal ve hareketlerimize bir zindelik, zihnimize allmam bir canllk geldii bile sylenebilir. Korkularmzn nesnesi olan eyin ar lde seyreklii gn gibi ortadayd; tesindeki btn gk cisimleri rahata grlebiliyordu. te yandan, bitki rtmz gzle grlr ekilde deiti ve ortaya kaca nceden sylenen bu durum bilgelerin ileri grllne olan inancmz pekitirdi. Her trl bitkinin zerini o gne dek grlmemi grlkte yapraklar kaplad. Ve bir baka gn daha geti -bamza hibir felaket gelmedi. Artk, nce kuyruklu yldzn ekirdeinin bize ulaaca belli olmutu, insanlar tuhaf bir deiikliin penesine dtler ve duyulan ilk ac hissi, herkesin alayp szlamaya balamas ve dehete dmesi iin mthi bir iaret oldu. Duyulan ilk ac hissi, gs ve cierlerde iddetli bir skma ve ciltte dayanlmaz bir kuruluk eklindeydi. Atmosferimizin esasl bir ekilde deimi olduu yadsnamazd; bu atmosferin bileimi ve uram olduu deiiklikler imdi yeni balayan tartmalarn esas konusunu oluturuyordu. Aratrmalarn sonucu, en youn dehet duygusunun yaratabilecei heyecan ve rpermeyle insanolunun yreini hoplatt. Bizi saran havann yzde yirmi bir orannda oksijenle yzde yetmi dokuz orannda azot gazlarndan oluan bir karm olduu ok uzun zamandan beri bilinmekteydi. Yanma olayn salayan ve snn taycs olan oksijen yaam iin mutlak gerekli bir element ve doadaki en enerjik, en gl unsurdu. Oysa azotun ne yaam ne de ate asndan hibir nemi yoktu. Olaanst oksijen fazlal, bizim bu olayda da grld gibi, hayatiyetin son derece ykselmesi sonucunu verirdi. Bu dncenin en ileri noktalarna kadar vardrlmas, gelitirilme-siydi insanlann yreini korkuyla dolduran. Havann tamamen azotsuz kalmas nasl bir sonuca yol aard? ok gl, her eyi yalayp yutan, dolaysz, kar konulmaz bir yanma -Kutsal Ki-tap'n her taraf atee boan dehet verici kehanetlerinin en ie, en korkun ayrntlarna kadar gereklemesi. insanolunun o zamanki zincirlerinden boanm lgnln sana betimlememe gerek var m, Charmion? Kuyruklu yldzn seyreltik bir ktle oluu daha nceleri yreimizi umutla doldururken, imdi umutsuzluumuzun kayna olmutu. Onun elle tutulamayan gaz niteliinde, Yazgmzn tamamlann aka gryorduk. Bu arada, son umut krntlarn da beraberinde gtrerek bir gn daha geti. Hzla deimekte olan bir havay soluyorduk. Krmz kan, dar kanallarda grl grl alyordu. Herkes lgn bir sayklama nbetinin penesine dmt; insanlar korkutucu gkyzne doru kollarn gergince uzatyor, tir tir titreyerek feryat figan ediyordu. Ama tm yaam tahrip eden kuyruklu yldzn ekirdei imdi tam stmzdeydi; -burada Cennette bile, szn ederken korkudan titriyorum. Ksa keseceim -felaketin kendisi kadar ksa. Yalnzca bir an iin her eye deen ve hereyi yutan tuhaf parlak bir k olutu. Sonra, -yce Tanrnn olaanst bykl nnde diz ke-lim, Charmionsonra, bizzat ONUN azndan geliyormu gibi her taraf kaplayan bir haykr duyuldu; ierisinde yaadmz btn esir ktlesi, olaanst parlakln ve her eyi yakp ykan hararetini her trl bilgiye vakf meleklerin bile isimlendiremedi-i birdenbire parlayan bir alevle patlad. Her ey byle sona erdi." NOTLAR 1 Eiros ve Charmion adlar iin Poe'nun kayna muhtemelen Jacob Bryant'-dr. Bryant yle yazyordu: "Kleopatra'nn iki kadn hizmetisinin adlar... benim Gkkua ve Gvercin olarak yorumladn Eiras ve Charmion idi." Gkkua ve Gvercin'i Tufan"dan sonra Tanrnn mucizeleri olarak tanmlar, Bryant. Her ikisi de yeniden douun sembolleridir. Shakespeare'in "Antonius ve Kleopatra'snda da benzer adl kahraman

bulunmaktadr. Eros kendini Antonius'a adam eski bir kledir. Byk bir zntye den Antonius eski klesine kendisini ldrmesini emreder; Eros, onun yerine kendini ldrr Iras ve Charmian Kleopatra'nn iki hizmetisidirler. Oyunun banda Shakespeare, kadn karakterlerinin hibirisi iin yapmad kadar en ak sak ekilde tanmlar onlar, ama oyunun sonunda Iras, teselli bulamayan Kraliesinin kendisini pmesiyle kalbi durarak lr ve Charmian da Kleopatra'nn intiharndan sonra kendini engerek ylanna sokturur. 2 Bir gezegen veya kuyrukluyldz yrngesinin gnee en yakn olan noktas. HANS PFAAL DiYE BRNN BENZER GRLMEDK SERVENi* (lk olarak Haziran 1835'te Southern Literary Messeger'da "Hans Pfall - A Tale"adyla, sonra da 1840'da Tales of the Grotesque and Arabesque'te sadece "Hans Pfall" adyla yaymlanmtr. Ancak Griswold'un yaymnda bugn kullanlan "The Unparalleled Adventure of One Hans Pfall" adn almtr. "Hans Pfall'n balca kayna Sir John Herschel'in Treatise on Astronomy'sidir (1834). Herschel (1792-1871), nl gkbilimcisi William Herschel'in (1738-1822) oludur. Baba-oul, ada gkbilimin temellerini atmlardr.) Kumandan olduum lgn dlerle dolu bir yrekle, Ateten bir mzrak ve havadan bir atla Gezer dururum krlarda. -Tom O'Bedlam'n arks1 Rotterdam'dan alnan en son haberlere gre kent bilimsel bir heyecana kaplm gibi gzkyor. Gerekte burada ylesine yepyeni, ylesine umulmadk, daha nceki dncelerle ylesine elien bir olay meydana geldi ki, ok gemeden btn Avrupa'da byk bir amata kopacandan, btn fizik aleminin galeyana geleceinden btn dinamik ve astronomi aleminin birbirine gireceine hi kukum yok. Anlald kadaryla, ..... aynn ... gn (tarihi tam olarak anmsamyorum) byk bir kalabalk, belli bir nedeni olmakszn hali vakti yerinde Rotterdam'n pazar yerinde toplanmt. Gn, mevsime gre allmadk derecede scakt, hemen hemen i esmiyordu; mavi gk kubbenin her tarafna bol bol serpilmi byk beyaz bulut kmelerinden zaman zaman serpitiren ve ancak birka dakika sren elence kabilinden yamur kalabaln cann pek skmyordu. Bununla birlikte, leye doru toplulukta hafif, ama dikkate deer bir dalgalanma grld; bunu on bin azn hep birden konumas izledi ve hemen ardndan on bin yz gkyzne doru evrildi, on bin pipo ayn anda on bin azn kenanndan sarkt,2 Maara'nn grlemesinden baka hibir eyle karlatrlamayacak bir haykr btn kentte ve Rotterdam'n evresinde uzun uzun, byk bir gle ve iddetle yankland durdu. Bu grlt patrtnn nedeni ok gemeden ortaya kt. Yu-kanda sz edilen d hatlar belirgin bulut kmelerinin arasndaki mavi bir akla doru, aada az ak bakan bu kaba saba kentli srsnn hibir ekilde anlayamayaca ve yeterince takdir edemeyecei acayip, birbirine benzemeyen elerden olumu, tuhaf biimli, sama sapan ama kat grnml bir Bir baka olas kaynak, insann souk, havasz boluu aarak aya ulaabileceini ileri sren ilk ada kitaplardan biri olan A Voyage to the Moon (1827) adl kitab Joseph Atterly adyla yazan George Tucker'dr (1775-1861). Poe'nun kitabnn yaymlanmasndan hafta sonra Netr York Sun'da Richard Adam Lock'un "Discoveries in the Moon" adl yks yaymland. yk, Poe'nun yksndekilere benzer birok noktay ieriyordu. Poe'nun intihal (armaclk) konusunu kafasna takmasna karn, Lock'un yks, aya yolculuk hakknda deil, ayn yzeyinin teleskopla gzlemlenmesi hakkndadr. nesnenin, kocaman bir bulutun arkasndan yava yava kt grld. Bu, neydi ki? Rotterdam'n btn eytanlar adna, neyin alametiydi bu? Kimse bilmiyordu; kimse bir tahminde bulunamyordu; bu srr zmek iin kimsenin -hatta Belediye Bakan Mynheer Superbus Von Underduk'un3 bile- elinde en ufack bir ipucu yoktu; yapacak

daha makul bir ey olmadndan, son bireyine kadar btn Rotterdamllar pipolarn dikkatle azlarnn kelerine yerletirdiler, gzlerini bu olaanst olaydan ayrmadan pipolarndan bir nefes saldlar, ksa bir zaman iin durdular, bulunduklar yerden biraz teye badi badi yrdler, homur homur homurdandlar -badi badi yryerek yeniden eski yerlerine geldiler, homurdandlar, bir an durdular ve sonundapipolanndan yeniden bir nefes saldlar. Bu arada, bunca merakn konusu ve bu kadar ok dumann nedeni olan ey, gzelim kente doru doru alalyordu. Birka dakika iinde tam olarak seilebilecek kadar yakna geldi. Bu bir -evet, evet hi kuku yok, bu bir tr balondu; ama Rotterdam'da daha nce hi bylesi bir balon grlmedii muhakkakt. nk, kim -sorarm sizekim tamamen kirli gazetelerden yaplm bir balondan sz edildiini iitmitir?4 Hollanda'da hi kimsenin iitmemi olduu muhakkaktr; bununla birlikte burada insanlann burunlarnn dibinde, daha dorusu burunlarnn epeyce stnde bir yerde, bu amala kullanldn daha nce hi kimsenin duymad bylesi bir malzemeden -en yetkili azlar bunu doruladlar- yaplm, sz konusu nesnenin bir ei duruyordu. Bu Rotterdamllann saduyusuna fena halde hakaretti. Grngnn biimine gelince, daha da akla ziyand: Alt st edilmi kocaman bir soytar klahndan5 ok farkl deildi. Balonun daha yakndan incelenmesiyle, sivri noktasndan aa sarkan kocaman bir pskln, koninin epeevre st kenar ya da tabanndaki koyun ann andran ve srekli Betty Martin6 havasnda ngrdayan bir dizi kk enstrmann grlmesi, kalabaln benzerlik konusundaki grlerini unca-ck olsun deitirmedi. Daha da kts, kenarlan fevkalade geni ve yarm kre eklindeki tepesi geni siyah eritli, gm tokal koyu gri, kocaman bir kastor apka, mavi kurdelalarla sepet gibi bu fantastik makinenin ucuna asl duruyordu. Olduka dikkat ekici bir baka husus da, birok Rotterdamlnn ayn apkay daha nce defalarca grm olduklarna yemin etmeleriydi; gerekten de, herkese tandk geliyordu; apkay gren Bayan Grettel PfaaP aknlk dolu bir sevin lyla bunun kocasnn apkasnn ayns olduunu ilan etti. Pfaal'n arkadayla birlikte be yl kadar nce Rotterdam'da birdenbire ve anlalmaz bir ekilde ortadan kaybolmas ve onlardan haber alma ynndeki btn abalarn u ana kadar baarszla uram olmas nedeniyle, durum imdi daha da nem kazanmt. Kentin dou tarafnda imdi artk oturulmayan bir blgesinde tuhaf grnl bir dknt ynyla karm halde bir takm insan kemiklerinin daha geenlerde bulunmu olduu doruydu; baz insanlar, burada, kurbanlar muhtemelen Hans Pfaal ve arkadalar olan iren bir cinayet ilenmi olduunu dnecek kadar ileri gitmilerdi. Ama, biz konumuza dnelim. Balon (bunun bir balon olduuna hi kuku yoktu), imdi yere yz ayak mesafeye inmiti; iindeki kiiyi aadakiler rahata seebiliyorlard. Dorusu ok tuhaf biriydi bu. Boyu iki ayaktan fazla olamazd, ama ok ksa da olsa bu boy, balonun iplerine tutturulmu, gsne kadar kan geni bir kuak olmasa, dengesini bozarak kk sepetinin kysndan dmesine yeterdi. Kk adamn gvdesinin orantsz enlilii ona son derece acayip bir yuvarlaklk grnts kazandryordu. Ayaklar elbette gzkmyordu. Elleri kocaman kocamand. Salan krlam ve arkasndan bir queue8 eklinde toplanmt. Burnu mthi surette uzun, eri ve kpkrmzyd; kocaman alm gzleri parlak, baklar deliciydi; yallktan burumu enesiyle yanaklar enli ve i, gerdan katmerliydi; bann hibir yerinde de kulaa benzer herhangi bir ey gzkmyordu. Bu tuhaf kk adam, gk mavisi satenden geni bir palto, gm kopalarla dizlerinden sklm, paltosuna uyan dar bir pantolon giyinmiti. Yelei parlak sar bir kumatand, beyaz tafta bir balk afilli bir ekilde bann bir yanna konulmutu; giyim kuamn tamamlamak zere, kan krmz ipek bir fular boynuna dolanyor, inanlmaz byklkte bir dmden sonra zarif bir ekilde gsne dyordu. Dediim gibi balon yere yz ayak yaklatktan sonra, kk yal adam birden rkntye kapld; terra firmaya.9 daha fazla yaklamak niyetinde gzkmyordu. Bu yzden adr bezinden yaplm glkle kaldrd bir torbadan bir miktar kum boaltarak, annda olduu yerde hareketsiz kald. Sonra telala ve acele acele

paltosunun cebinden deri kapl byk bir defter kard. Defteri elinde yle bir kukuyla tartt, sonra hayretle gzlerini deftere dikti, arlndan byk bir aknla dm gibiydi.10 Sonunda defterin arasndan krmz mumla mhrlenmi ve krmz bir eritle dikkatle balanm kocaman bir mektup kararak, Belediye Bakan Superbus Von Underduk'un ayaklan dibine alverdi. Ekselanslar mektubu almak iin yere eildi. Ama hl endili gzken ve anlalan artk kendisini Rotterdam'da tutacak baka bir ii kalmam olan baloncu tam bu anda gitme hazrlklarna giriti ve yeniden ykselmesi iin safrasnn bir ksmn atmas gerektiinden, iini boaltmak zahmetine katlanmadan birbiri ard sra att yarm dzine torbann her biri, byk bir talihsizlik eseri ard ardna belediye bakannn srtna derek, tm Rotterdamllarn gz nnde adamcaz en az yanm dzine kere yerlerde yuvarlad. Ama, yce Underduk'un kk yal adamn bu mnasebetsizliini cezasz brakt sanlmamaldr. Tam tersine, bu yanm dzine kere te-petaklak oluun her birinde btn bu sre boyunca sk skya sarld ve (Allah izin verirse) lecei gne kadar da sk skya sarlaca, piposundan en az yanm dzine fkeli duman fledii sylenmektedir. Bu arada balon, bir tarla kuu gibi ykseldi, kentin zerinden szlerek, tpk ardndan o kadar tuhaf bir surette kt buluta benzer bir bulutun arkasna doru uzaklat ve Rotterdam'n iyi yurttalarnn hayret dolu baklar altnda gzden yitti. Bunun zerine, btn dikkatler, aa inii ve ardndan meydana gelen olaylar, Ekselanstan Von Underduk'un hem ahs hem de kiisel saygnl asndan lmcl derecede ykc sonular douran mektuba yneldi. Bununla birlikte, bakan yerlerde yuvarlanrken sz konusu mektubu emniyete almak gibi nemli bir konuyu dnmezlik etmedi ki, sonradan incelendiinde Rotterdam Astronomi Yksekokulu'nun bakan ve ikinci bakan sfatlaryla bizzat ekselanslarna ve Profesr Rubadub'a11 yazld grlen mektubun en uygun ellere dt anlald. Bunun zerine mektup bu nemli kiilerce hemen orackta ald ve aadaki olaanst ve ok nemli bilgileri ierdii grld: "Von Underduk ve Rubadub Hazretlerine, Rotterdam Kenti Devleti Astronomi Yksekokulu Bakan ve kinci Bakanlar, "Ekselanslar, Rotterdam'n be yl kadar nce anlalmaz bir ekilde kiiyle birlikte ortadan kaybolan krk tamircisi kendi halinde bir zanaatkar olan Hans Pfaal' hatrlarlar belki. Ekselanslar balasnlar, bu mektubun yazan olan ben, Hans Pfaal'n ta kendisiyim. Hemehrilerimden ou, ortadan kaybolduum srada oturmakta olduum Sauerkraut sokann bandaki tuladan kk evi krk yldr mesken tuttuumu ok iyi hatrlarlar. Atalarm da ok eski zamanlardan beri ayn yerde oturmakta ve benim gibi onlar da saygn ve bol kazanl krk tamircilii mesleini yrtmekteydiler; nk, gerei sylemek gerekirse, insanlann kafalarnn siyaset ateiyle yanp tututuu u son yllara gelinceye kadar drst bir Rotterdamlnn yapaca bundan daha iyi bir i yoktu. Gvenliydi, isiz kalmak diye birey asla sz konusu deildi, ne para ne itibar bakmndan bir eksii vard. Ama, daha nce de sylediim gibi, zgrln, uzun nutuklar, kktenciliin ve bu trden bir yn eyin etkilerini ok gemeden hissetmeye baladk. Eskiden dnyann en iyi mterileri olan insanlann imdi akllarna bile gelmiyorduk. Dediklerine gre, devrimleri anlamak ve an zihinsel ve ruhsal geliimini yakalayabilmek iin abalayp duruyorlard. Bir atein yelpazelenmesi gerekiyorsa, bu bir gazeteyle kolayca yaplabilirdi ve hkmetin zayflad oranda deri ile demirin dayankllnn artm olduundan hi kukum yok -nk, ok ksa bir sre ierisinde btn Rotterdam'da dikilmesi gereken ya da bir ekicin yardmna ihtiya duyan tek bir krk kalmamt. Durum dayanlabilecek gibi deildi. Ksa bir srede bir san kadar yoksul dtm; bakmam gereken bir karmla ocuklarm olduundan, ok gemeden borlarm bir da gibi artt ve artk her gn saatlerce hayatma son vermenin uygun bir yolunu dnr oldum. Bu arada, alacakllarm bana rahata dnecek zaman brakmyorlard. Evim, kelimenin tam anlamyla sabahtan akama kadar kuatma altndayd. zellikle alacaklm vard ki, beni

tahamml snrlarnn tesinde bunaltyor, srekli kapm gzetliyor ve yasalarla tehdit ediyorlard. Elime geirme mutluluuna ulaabilirsem bu nden en ac intikam almaya yemin ettim ve beynimi bir alaybozan tfeiyle datarak derhal intihar etmekten beni sannm yalnzca o gnn hayali alkoyuyordu. Bu yzden talih bana alma frsat verinceye kadar fkemi gizlemenin, onlan vaatler ve tatl szlerle oyalamann en iyisi olacan dndm. "Bir gn onlan atlatarak, her zamankinden daha byk bir znt iinde, kentin en bilinmedik sokaklarnda, ta ki tesadfen kk bir kitap dkkanna rastlayncaya kadar uzun sre amaszca dolap durdum. Dkkanda mteriler iin konulmu bir sandalye bularak bir kar suratla kendimi zerine bra-kverdim ve bilmem neden elime geen ilk kitabn sayfalarn evirmeye baladm. Bu, Berlinli Profesr Encke12 ya da ad buna benzer bir Fransz tarafndan yazlm Kuramsal Astronomi zerine kk bir brord. Bu konularda az da olsa biraz bilgim vard, ok gemeden kitapta yazl olanlara kendimi yle kaptrdm ki, ancak bror iki defa batan sona okuduktan sonra etrafmda ne olup bittiinin ayrdna varabildim. Bu arada hava kararmaya balamt, dkkandan kp eve doru yneldim. Ama bror (Nantz'daki13 bir kuzenim tarafndan bu yaknlarda bana nemli bir sr olarak bildirilen pnmatik bilimindeki14 bir keifle birlikte) bilincim zerinde silinmez bir etkide bulunmutu; karanlk sokaklarda avare avare yrrken yazarn tuhaf ve zaman zaman anlalmaz usavurmalarn dikkatle zihnimde evirip evirdim. Hayalgcm olaanst etkileyen baz blmler vard. zerinde dndke bunlar ilgimi daha da ok ekiyordu. Genel olarak renimimin snrl oluu, zellikle de fizik konusundaki bilgisizliim, okuduklarm anlama yeteneinden mahcubiyet duymama yol aacak veya okuduklarmn sonucunda kafamda beliren karmak dncelere kukuyla bakmama neden olacak yerde, yalnzca hayal gcm kamlamaya yarad. Ayrca, dank zihinlerde uyanan bu ham fikirlerin, grnte mkemmel olmalanna ramen aslnda ou zaman nsezi ve igdnn btn gcne, gerekliine ve doasnda varolan btn dier zelliklere sahip olmayabileceklerini dnemeyecek ve bir adm daha ileri gidecek olursam, tamamen speklasyona dayal konularda bizzat derinliin kendisinin yanlma ve hatann mantki kayna olduunun grlebileceinden kuku duymayacak kadar da kendini beenmi, ya da yeterince mantkl biriydim.15 "Eve vardmda ok ge olduundan, hemen yattm. Ama zihnim uyuyamayacak kadar meguld, geceyi derin dnceler ierisinde geirdim. Sabah erkenden kalkarak ve alacaklla-rm tekrar atlatarak kitap dkkanna kotum ve elimde kalan be kurula birka mekanik ve uygulamal astronomi kitab satn aldm. Bunlar bir hazineymi gibi eve getirdim ve her bo anm bunlar incelemeye adayarak, ok gemeden eytann ya da iyilik meleimin bana esinledii bir projeyi uygulamaya koyacak kadar bu konularda ilerleme gsterdim. Bu arada da, bana onca eziyet eden alacaklm yattrmak iin elimden gelen her abay gsterdim. Ksmen, ev eyalarm satarak istedikleri miktann yarsn karlamak suretiyle, ksmen de kafamda olan ve yardmlarn gereksindiim bir projenin gerekletirilmesinden sonra borcun geri kalann deyeceimi syleyerek sonunda bunu baardm. Bu-yolla dncelerimi onlara benimsetmekte (nk cahil insanlard) pek zorlanmadm. "ileri bu ekilde yoluna koyduktan sonra, malmdan mlkmden ne kalmsa, karmn yardmyla ve byk bir gizlilik iinde ve dikkatle elden karmann, (bunu sylemeye utanyorum ama) gelecekte nasl deyeceimi hi dnmeden, eitli bahanelerle kk kk miktarlarda borlar alarak, hatr saylr bir nakit paray denkletirmenin bir yolunu buldum. Elimdeki parann artmasyla, ara ara, herbiri ononikier metre uzunlukta ok ince patiska benzeri muslin kuma; sicim, epeyce miktarda kauuk vernii sipari zerine ubuklardan rlm geni ve derin bir sepet ve olaanst boyutlarda bir balonu yapmak ve donatmak iin gerekli daha birok malzeme san aldm. Nasl bir yol tutaca konusunda gerekli btn bilgileri vererek kanma mmkn olan en ksa zamanda balonu yapmas talimatn verdim. Ben de bu arada sicimden yeterli byklkte bir a rdm; etrafna bir kasnak geirip gerekli halatlarla donattm; atmosferin st katmanlarnda yapacam deneylerde

kullanacam saysz cihaz ve malzeme san aldm. Sonra, bei yaklak ellier galonluk, biri daha byk demir kasnakl fy; parmak apnda, on ayak uzunluunda uygun ekil verilmi alt adet teneke boruyu; adn vermek istemediim zel bir miktar metal ya da yarmetal malzemeyi ve on iki damacana ok kullanlan asidi gecenin karanlndan yararlanarak kentin dou yakasndaki artk oturulmayan bir yere tadm. Bu malzemelerden retilecek olan gaz bugne dek benden baka hi kimse tarafndan retilmemiti -ya da en azndan benzer bir amala kullanlmamt. Burada sadece u kadann syleyebilirim; bu gaz, bugne dek redklenmez kabul edilen bir azot bileiidir ve younluu hidrojen gaznn younluunun 37.4'te birinden daha azdr. Tatsz olmakla birlikte kokusuz deildir; saf haldeyken yeilimsi bir alevle yanar ve son derece zehirlidir. Bu gazn srrn aklamada nazlanmazdm; ama daha nce de sylediim gibi bu hak, Fransa'nn Nantz kentinden bu bilgileri bana artl olarak gnderen birine aittir. Ayn ahs, benim niyetlerimden habersiz, bir hayvann derisinden balon yapmann yolunu da bana aklad; bu malzemeden gazn kamas neredeyse olanakszd. Ama bunu ok fazla pahal buldum; aynca kauukla kaplanm muslinin de ayn ii grebileceini dnyordum. Bu aynntdan sadece, sz konusu ahsn gnn birinde yeni gazla ve szn ettiim malzemeyle bir balon yolculuu yapmaya kalkmas olasl nedeniyle ve onu bu esiz icadn sahibi olma onurundan yoksun brakmak istemediim iin sz ediyorum. Kk flarn balonun iirilmesi srasnda bulunmalarn istediim noktalara gizlice birer kk ukur kazdm; ukurlar bu ekilde yirmi be ayak apnda bir ember oluturuyordu. Byk fnn duraca yer olarak dndm emberin merkezine daha derin bir ukur kazdm. Be kk ukura teneke kutular ierisinde ellier libre, byk ukura bir fyla yz elli libre top barutu koydum. Bunlan -fy ve teneke kutular- yere barut dkerek uygun bir ekilde birbirine baladm ve yaklak drt ayak uzunluundaki gecikmeli fitilin bir ucunu teneke kutulardan birinin iine sokarak ukuru doldurdum ve fitilin dier ucunu ancak gzkecek ekilde bir parmak kadar danda brakarak, ukurun zerine bir f yerletirdim. Ayn ekilde, geri kalan ukurlan da doldurdum ve zerlerine flar yerletirdim. "Yukarda saydm malzemelerden baka, atmosferik havann younlatrlmas iin Bay Grimm'in16 gelitirdii bir cihaz da depoma gtrerek orada sakladm. Ancak amacma uygun olarak kullanlabilmesi iin bu makinada epeyce deiiklik yapmak gerektiini grdm. Ama, byk bir sebatla ve aralksz alarak sonunda btn hazrlklarm tamamladm. ok gemeden balonum tamamlanmt. Krk bin ayak kpten fazla17 gaz alabilecekti. Hesaplanma gre, btn alet edevatmla birlikte beni ve yanllk yapmadmsa, stne stlk yz yetmi be libre safray kolaylkla tayabilecekti. kat vernik ektiim muslinin ipek kadar amacma uygun olduunu grdm; onun kadar salam ama ondan ok daha ucuzdu. Artk her ey hazr olduundan, kitap dkkanna gittiim ilk gnden sonraki btn faaliyetlerimi gizli tutmas konusunda kanma yemin ettirdim; durum elverir elvermez geri dneceime sz vererek elimde kalan azck paray ona verdim ve veda edip ayrldm. Onun iin hi endie duymuyordum, gerekten. Becerikli kadnd, ben olmadan da pekala yapabilirdi. Gerei sylemek gerekirse, beni her zaman tembel, ie yaramaz, hayalci biri olarak grdne ve benden kurtulduu iin sevindiine inanyorum. Karanlk bir gece, kanma veda ettim ve canm o kadar ok skan alacaklm aides-de-camp18 olarak yanma alarak sepet ve tehizatla birlikte balonu dolambal yollardan dier malzemeleri depoladm yere tadk. Malzemeleri braktmz gibi el dememi durumda bulduk ve derhal ie giritim. "Nisann ilk gnyd.19 Daha nce de sylediim gibi zifiri karanlk bir geceydi; tek bir yldz gzkmyordu ve zaman zaman iseleyen inceden bir yamur epey sknt veriyordu. Ama benim asl endiem, vernikle korunmasna karn rutubetle arlamaya balayan balondan yanayd; barut da zarar grebilirdi. Bu yzden alacaklm byk bir gayretle ie kotum, ortadaki byk fnn etrafndaki buzu temizlettim, dier flardaki asitleri kartrttm. Btn bu cihazlarla ne yapmay amaladm sormaktan ve onlara yaptrttm ar ilerden duyduklar

honutsuzluu ifade etmekten bir an olsun geri durmadlar. Dediklerine gre, iliklerine kadar slanarak byle iren bir byye bulamann ne yaran olacan anlayamyorlarm. Endielenmeye baladm ve btn gcmle ie asldm; nk bu aptallarn, eytanla ibirlii yaptm ve u anda yapmakta olduum eylerin pek de i ac eyler olmadn dndklerine inanyordum. Bu yzden, beni yzst brakp gitmelerinden ok korkuyordum. Ama, bu ii bitirir bitirmez onlara olan tm borcumu deyeceime sz vererek onlar yattrmay baardm. Benim bu szlerimi elbette kendilerince yorumladlar, herhalde elime ok para gemi olduunu dnyorlard ve onlara olan borcumdan baka hizmetlerine karlk ste bir miktar daha deme yaptm srece de, ruhuma ya da bedenime ne olacan pek umursamadklann rahata syleyebilirim. "Yaklak drt buuk saat sonra balonun yeterince imi olduunu grdm. Bunun zerine sepeti baladm ve btn ara gerecimi iine ykledim: Bir teleskop, zerinde baz nemli deiiklikler yaplm bir barometre, bir termometre, bir elektro-metre,20 bir pergel, bir pusula, bir kronometre, bir an, bir megafon, daha bir sr ey; aynca havas boaltlp az skca kapatlm bir cam kre -kondansatr de unutmadan, biraz snmemi kire, bir kalp mhr mumu, bol miktarda su ve hacmine gre besleyicilii fazla pemmican21 tr erzak. Aynca balona bir ift gvercinle bir de kedi aldm. "Artk neredeyse afak skmek zereydi; hareket saatinin geldiine hkmettim. Yanan bir sigaray kazaym gibi yere drdm ve almak iin eildiimde, daha nce sylediim gibi kk flardan birinin alt emberinin yanndan ucunu darda braktm gecikmeli fitili gizlice tututurma frsatn buldum. Bu hareketimi alacakl da farketmedi; sepete atladm, beni yere balayan tek halat kestim ve inanlmaz bir hzla ykseldiimi byk bir memnuniyetle grdm; balon yz yetmi be lib-relik safrasn kolayca tayordu ve bir o kadann daha tayabilirdi. Havalandm srada barometre 30 parma22 gsteriyordu, termometre ise 19 santigrat.23 "Daha elli metre ykselmitim ki, arkamdan mhit bir gmbrt koptu; kopmu kol ve bacaklarla kank ate, akl ta, yanan tahta paralan, alev alev metaller gkyzne savruldu; korkudan baylacak gibi oldum, dehet iinde titreyerek sepetin dibine yldm. imdi, ok fazla barut kullanm olduumu anlyordum; okun asl sonularn birazdan yaayacaktm. Gerekten de, bir saniye bile gemeden btn kanmn akaklar-ma hcum ettiini sandm ve hemen ardndan, birdenbire, asla unutmayacam bir sarsnt karanlklar yard ve gkkubbeyi sanki ikiye bld. Daha sonra dnecek zamanm olunca, patlamann bu kadar iddetli olmasnn -kendime gre- gerek nedenini buldum: Ben, maynn tam zerinde, yani patlamann en kuvvetle hissedildii yerde bulunuyordum. Ama o srada hayatta kalmaktan baka bir ey dnmyordum. Balon nce snd, sonra iddetle geniledi, sonunda badndrc bir hzla fr fr dnmeye balad ve en sonunda bir sarho gibi salnp sendeleyerek beni sepetten dan frlatt; sepetin dibindeki bir yarktan kazayla aaya sarkan ve derken mucizevi bir ekilde sol ayamn doland ayak kadar uzunlukta ince bir halatn ucunda ba aa, yzm dan dnk olarak korkun bir ykseklikte sallanp duruyordum imdi.24 Ne kadar korkun bir durumda bulunduumu imkan yok anlayamazsnz. Kaslmalar iinde soluk almak iin azm ap kapyor -stma nbetine yakalanm gibi tir tir titriyordum -gzlerim sanki yuvalarndan frlamt, -midem mthi bulanyordu, -sonunda bayldm ve bilincimi yitirdim. "Ne kadar bu durumda kaldm, bilemem. Ancak olduka uzun bir sre olmal; nk az ok kendime geldiimde afak sokmutu, balon muazzam bir ykseklikte engin okyanusun zerinde uuyordu; ufukta karadan eser bile yoktu. Bununla birlikte, kendime geldiimde, beklenebilecei kadar ac veren duygular iinde deildim. Durumumu anlamak iin sarfettiim soukkanl aba, gerekten olduka deliceydi. Ellerimi birbiri ardsra gzlerime gtrdm, damarlarnn imesine ve trnakla-rnn

bylesine korkun derecede kararmasna nasl bir kazann yol am olabileceini merak ettim. Bundan sonra, defalarca sallayarak ve inceden inceye yoklayarak, balangta kukulan-dm gibi balonumdan daha byk olmadndan emin oluncaya kadar kafam inceledim.25 Sonra, ceplerinde neler olduunu bilen birinin tavryla pantolon ceplerimi yokladm, not defterimle krdan kutumu yitirmi olduumu fark ettim, yok olmalarnn nedenini bulmaya altm, bulamaynca da byk bir zntye kapldm. O srada sol ayak bileimin iddetle sancmakta olduunu hissettim ve ierisinde bulunduum durumun belli belirsiz bilincine varmaya baladm. Ama -tuhaf bir ey!- ne ardm, ne de dehete dtm. Btn hissettiim, bu son derece g durumdan26 kurtulmakta gstereceim maharetten duyduum kendimden honutluk duygusuydu; sonunda kurtulacamdan bir an olsun kukuya dmedim. Birka dakika, ok derin dncelere daldm. Sk sk dudaklarm sktm, iaret parmamla burnumun kenanna dokunduumu ve koltuklarna rahata oturarak karmak ve nemli sonardan dnen insanlann genellikle yaptklar dier hareketleri yapp, yz ifadelerini takndm ok net anmsyorum. Dncelerimi yeterince toparladktan sonra byk bir dikkat ve saknm-la ellerimi srtma gtrerek pantolon kemerimin byk demir tokasn zdm. Bu tokann, paslanm olmas nedeniyle ekseni etrafnda glkle dnen dii vard. Biraz uratktan sonra bu dileri tokayla dik a yapacak bir konuma getirmeyi baardm ve bu konumda salamca durduklann grmekten byk bir memnuniyet duydum. Bylece elde ettiim aygt dilerimin arasnda tutarak fularmn dmn zmeye giritim. Bu ii baanncaya kadar birok kereler dinlenmek zorunda kaldm; ama sonuda baardm. Fularn bir ucunu tokaya tutturdum, daha gvenli olsun diye dier ucunu bileime sk skya baladm. Bundan sonra byk bir kas kuvveti harcayarak gvdemi yukar doru ektim ve daha ilk denemede tokay sepetin iine atmay baardm; toka umduum gibi sepetin kenanna takld. "Gvdem imdi sepetin yan tarafyla krk be derecelik a yapyordu; ama bundan, deyle krk be derecelik bir a yaptm anlam karlmamal. imdi, ancak ufuk dzlemine paralel durumdaydm, nk elde ettiim bu yeni pozisyon, sepetin dibinin benden uzaklamasna ve sonu olarak ok tehlikeli bir duruma dmeme neden olmutu. Bir de u var ki, sepetten dar dtmde, imdi olduu gibi yzm dar doru gelecek yerde balona dnk olsayd ya da, ikinci bir ey, ayamdan asl kaldm halat tesadfen sepetin tabanna yakn bir yank-tan sakmak yerine sepetin kenanndan aa sarkyor olsayd, rahata diyebilirim ki her iki durumda da, u anda baarm olduum kadarn da baaramazdm ve yaplan u aklamalar hibir zaman ileriki kuaklara ulaamazd. Dolaysyla talihime kretmemem iin bir neden yoktu; ama sonuta ylesine aptallamtm ki, parmam kprdatamyordum ve bu olaand durumda belki bir on be dakika kadar, yeni bir giriimde bulu-namadan byk bir skunet ve ahmaka bir honutluk duygusuyla asl durdum. Ama bu duygu hzla kaybolmakta gecikmedi; onun yerini dehet, korku, byk bir aresizlik ve yok olma duygusu ald. Gerekte, uzun sre ba ve boyun damarla-rmda toplanarak beynimde lgn fikirlerin domasna yol aan kan, imdi normal kanallarna geri dnmeye balamt; tehlikeyi btn boyutlaryla grmem, onunla baa kmam iin gerekli cesaretten ve soukkanllktan beni yoksun brakt. Ama bu zaafm, bereket versin ok fazla srmedi. Umutsuzluun verdii enerjiyle, kendimden geercesine lklar atarak ve korkun bir abayla kendimi yukar frlattm ve yakalamak iin epeydir uratm sepetin kenann bir mengene gibi kavrayarak, gvdemi zerinden arp titremeler ierisinde tepe st sepetin dibine dtm. "Balonumla uraacak kadar kendime gelmem iin epeyce bir zaman gemesi gerekti. Ancak bundan sonra balonu byk bir dikkatle inceledim ve hi zarar grmemi olduunu grerek bundan byk bir memnuniyet duydum. Btn ara gerecim yerli yerinde duruyordu ve Allahtan ne safra ne de erzak kaybetmitim. Gerekten onlar yerlerine ylesine salam yerletir-mitim ki, balarna bir kaza gelmesi tamamen olanakszd. Saatime baktmda alty gsterdiini grdm. Hl

hzla yk-seliyordum ve barometre yksekliimi , eyrek mil27 kadar gsteriyordu. Tam altmda, okyanusta, domino ta byklnde ve her bakmdan bu kk oyuncaklara benzeyen, boyu eninden biraz uzun, siyah bir ey gzkyordu. Teleskopumu zerine evirince bunun, burnunu Bat-Gney-Batya evirmi, rotasnda seyreden ve ar denizde iddetle yalpa vuran doksan drt toplu bir ingiliz sava gemisi olduunu aka grdm. Bu geminin dnda, denizden, gkyznden ve oktan ykselmi olan gneten baka bir ey grmedim. "Ekselanslarna, yolculuumun amacn aklamann artk zaman geldi. Ekselanslar, Rotterdam'da iinde bulunduum ackl durumun sonunda beni intihar karan almaya srklediini anmsarlar. Ama bu karan almamn nedeni yaamaya kar duyduum tiksinti deil, iine dtm sefalete artk katlanamaz olmamd. Yaamaktan bkmtm ama, lmeye de gnlm raz deildi; bu ruh hali ierisinde Nantz'daki kuzenimin tam zamannda ortaya kan buluunun destekledii, kitap dkkannda bulduum inceleme, hayalgcmn nnde yeni uruklar at. Sonunda kesin karanm verdim. Gitmeye,28 ama yaamaya devam etmeye; bu dnyay ardmda brakmaya, ama varlm srdrmeye, ksacas -bulmaca gibi konumay bir yana brakalmnn ardn dnmeden, elimden gelirse ava git-meye karar verdim.29 imdi, gerekte olduumdan daha deli saylmamam iin, kukusuz ok g ve tehlikelerle dolu olmakla birlikte, cesur biri iin hi de olanaksz olmayan byle bir yolculuun baanlabileceine beni inandran dnceleri, elimden geldiince aynntlanyla anlatacam. "ilk dikkate alnmas gereken ey, ayn dnyadaki gerek uzakl idi. imdi, bu iki gezegenin merkezleri arasndaki ortalama uzaklk, dnyann ekvatordan geen yarapnn 59,9643 kat ya da yaklak 237.000 mildir.30 Ortalama uzaklktan sz ediyorum, ama ayn yrngesinin, merkezden kakl uzun ekseninin en az 0,05484 kat olan bir elips olduu ve dnyann da bu elipsin iki odandan birinde bulunduu unutulmamaldr. Eer baarabilir de, dnyaya en yakn konumunda iken aya ulaabilirsem, sz konusu mesafe byk lde ksalacakt. Neyse, imdilik bu ihtimalleri bir kenara brakalm, kesin olan u ki, 237.000 millik mesafeden dnyann yarapn, yani 4.000 mili ve ayn yarapn, yani 1.080 mili (toplam 5.080 mil) dtmde geriye katedilmesi gereken 231.920 mil kalyordu. Bence ok uzun bir mesafe deildi. Karada, defalarca baanyla saatte altm millik hza ulalmt ve elbette daha byk hzlara ulalmas da beklenebilirdi. Ama bu hzla bile ayn yzeyine ulamam 161 gnm alacakt. Bununla birlikte, saatteki ortalama hzmn altm milin ok zerinde olacana inanmama yol aan baz ayrntlar vard; bu dncelerin beni ok derinden etkilemi olmas nedeniyle, onlardan uzun uzadya sz edeceim. "Dikkatimi yneltmem gereken ikinci nokta ok daha nemliydi. Dnya yzeyindeki 1000 fit ykseklie ktmz barometreden okuduumuzda, toplam atmosferik havann otuzda birini ardmzda brakmz demektir; 10.600 fitte hemen hemen te birini ve neredeyse Cotopaxi'nin51 yksekliine eit bir ykseklik olan 18.000 fitte ise, atmosferik maddenin ya da dnyamz evreleyen havann yansn geride brakmzdr. Ayrca dnya apnn yzde birini -yani 80 mili- amayan bir ykseklikte atmosferin, hi bir yaama olanak vermeyecek lde seyrele-cei ve stne stlk, sahip olduumuz en hassas cihazlarn bile bu ykseklikte atmosferin varln saptamakta yetersiz kalaca hesaplanmaktadr. Ama, bu son hesaplamalarn, deyim yerindeyse dnyann hemen yanbandaki havann zellikleriyle ilgili deneysel bilgilerimize ve havann skmasn ve genlemesini dzenleyen mekanik yasalara dayandn farketme-de gecikmedim; ayn zamanda, dnya yzeyinden ulalamayacak bir ykseklikte canllarn deiiklie urayarak uyum salayamayaca da kesin kabul edilmiti. Bu durumda, bu verilerden hareketle yaplan btn akl yrtmeler elbette tamamen analojik olmak zorundadr, insanolu bugne dek en fazla 25.000 fit ykseklie kabilmitir; Bay Gay-Lussac ve Biot'nun32 balonla yaptklar geziden sz ediyorum. Sz konusu seksen mille karlatrldnda bile, bu olduka mtevazi bir ykseklik ve ben bu konunun

kukuya ve tahminlere ok ak olduunu dnmeden edemiyorum. "Ama gerekte, belirli bir ykseklikten sonra, daha yksee klmas srasnda iinden geilen hissedilebilir hava miktar (daha nce sylenilenlerden aka grlebilecei gibi) klan ilave ykseklikle orantl olmayp srekli azalan bir orandadr. Dolaysyla ne kadar yksee karsak kalm, tesine, kelimenin tam anlamyla hi atmosfer bulunmayan bir snra ulaamayacamz aktr. Sonsuz seyreltik de olsa, atmosferin var olmak zorunda olduu sonucuna vardm. "te yandan, atmosferin, tesinde solunabilir hi hava bulunmayan gerek ve belirli bir snn olduunu ileri sren grlerin eksik olmadn biliyordum. Ama, bylesi bir snrn varln ileri srenlerin gz ard ettikleri bir aynn, onlann inanlarn kesin olarak rtmese de, bence ciddi bir incelemeyi hak ediyordu. Gezegenlerin ekiminin yol at yrngeden saptrc etkileri de tam olarak dikkate alarak, Encke Kuyrukluyldznn hadide33 art arda iki defa ulamas iin gereken sreleri karlatrdmzda, bu srenin giderek azalmakta olduunu, yani kuyrukluyldzn eliptik yrngesinin ana ekseninin yava yava, ama dzenli bir ekilde ksaldn grrz. Kuyrukluyldzn yrngesi zerindeki blgeleri kaplayan seyreltik esir ortamnn34 yaratt direnci gz nne alacak olursak, olmas gereken de tam olarak budur. nk, byle bir ortamn kuyrukluyldzn hzn drerek, merkezka kuvveti azaltmak suretiyle merkeze doru eken kuvveti artraca aktr. Bir baka deyile, gnein ekim gc srekli artacak ve kuyrukluyldz her dnte gnee biraz daha yaklaacaktr. Gerekten de szkonusu deiiklii aklamann bir baka yolu yoktur. Ama ite bir baka olgu: Ayn kuyrukluyldzn bulutumsu blmnn gerek apnn gnee yaklat oranda hzla darald ve afele35 doru giderken de ayn hzla geniledii gzlemlenmitir. Bu hacimsel younlamann kaynann, daha nce szn ettiim, gnee yaknl orannda younluu artan ayn esir ortamnn skmas olduunu Bay Valz'la36 birlikte varsaymakta haksz mydm? Zodyak 37 da denilen, iki taraf dbkey mercek eklindeki grng de son derece dikkati ekiciydi. Tropiklerden aka grlen ve herhangi bir meteor yla kartrlmas mmkn olmayan bu ma, uruktan yukar doru meylederek ykselir ve genellikle gne ekvatorunun ynn izler. Gneten darya, en azndan Vens'n yrngesine kadar uzanan, hatta bana gre sonsuz uzaklara kadar giden ok seyreltik bir atmosferin varl ak gibi. Bu ortamn, kuyrukluyldzn izledii yrnge veya gnein hemen yakn evresiyle snrl olduunu varsayamazdm elbette. Tam tersine, bu ortamn btn gezegen sistemimizi kaplam olduunu, gezegenlerin evresinde atmosfer halinde younlatn ve baz gezegenlerde salt jeolojik nedenlerle deiiklikler gsterdiini, yani, szkonusu gezegenlerdeki uucu madde miktarlaryla orantl (ya da mutlak) bir deiime uram olduunu dnmek ok daha kolayd. "Meseleyi bu gzle grdkten sonra, artk tereddte yer yoktu. Yolcuum srasnda, esas itibariyle dnyay saran atmosferle ayn nitelikte bir atmosferle karlaacam varsaymyla, Bay Grimm'in dahiyane aygtnn yardmyla, kolaylkla bu atmosferi soluk almama yetecek kadar younlarabileceimi dndm. Bu, Aya yolculuun nndeki balca engeli ortadan kaldryordu. Bu aygt amacma uygun hale getirmek iin elbette biraz para ve ok emek sarfetmitim ve ie yarayacana gvenim tamd, yeter ki, yolculuumu yeterince ksa bir srede tamamlayabileydim. Bylece hangi hzla yolculuk yapabileceim sorununa geri dnm oluyordum. "Yeryznden ykselmelerinin ilk aamasnda balonlarn olduka yava ykseldiini herkes bilir. Balonu ykselten kuv-vet, atmosferik havann balonun iindeki havaya gre ok daha ar olmas gereinde yatar ve ilk bakta balonun ykselerek sonuta atmosferin younluunun hzla azald yukar katmanlarna ulatnda balangtaki hznn artmas hi de olas gzkmyor. te yandan, kaytlara gemi hibir uuta, ykselme hznda bir d gzlemlendiini de hatrlamyorum; oysa baka bir nedenle olmasa bile balonlarn kt yaplm olmas ve kalitesiz verniklerle verniklenmi olmalar yznden gaz ka engellenemedii iin ykselme hz azalmalyd. Bana yle geliyor ki, bu gaz kann etkisi, balonun ykselerek yer-

ekim merkezinden uzaklamasyla kazand ivmeyi dengelemeye yetecek kadard ancak. Bylece, yolculuum srasnda dndm esir ortamn bulmam ve bu ortamn, esas itiba-riyle bizim atmosferik hava dediimiz havayla ayn olmas durumunda, bu ortamn ne kadar seyrettik olacann ykselme kuvvetim bakmndan pek nemi olmayacana hkmettim; nk, balonun iindeki gaz ayn seyrelmeye maruz kalmayaca gibi Cbir patlamay nlemek iin gereken miktarda gaz kaana izin verebilirdim), bileimi gerei, her halkarda salt azot ve oksijen karm bir atmosferden ok daha hafif olmaya devam edecekti. Olaslkla, hem de byk bir olaslkla, kmn hibir aamasnda dev balonumun iindeki inanlmaz lde seyreltik gazn, sepetin ve sepet iindeki malzemelerin toplam arl, balonun toplam hacmine eit hacimdeki evre gaznn arlna eit olmayacakt. Kolayca anlalabilecei gibi, byle bir eitlik durumunda yukar km dururdu. Ama bu noktaya erisem bile, neredeyse yz libreyi bulan safra ve dier arlklardan vazgeebilirdim. Bu arada, yerekimi kat edilen mesafenin karesiyle orantl olarak azalacandan, muazzam bir ivme kazanarak sonunda, yerekiminin, yerini Ayn ekimine brakt uzak blgelere ulam olurdum. "Beni biraz endielendiren bir zorluk daha vard. Balonla byk yksekliklere kldnda, solunum glnden baka, ou kez burun kanamas ve daha baka korku verici belirtilerin elik ettii ve yksekliin artmas orannda dayanlmaz hale gelen ba ve beden rahatszlklar gzlemlenmiti.38 Bu olduka korkutucu bir dnceydi. Bu semptomlarn, lmle sonulanncaya kadar artmas olas deil miydi? iyice dnnce, bu soruya olumsuz yant verdim. Bu rahatszln nedeni, kann kalp kanncnda gerektii gibi yenilenmesi iin atmosfer younluunun kimyasal bakmdan yeterli olmamas durumunda ekilen solunum glnde olduu gibi vcut sisteminin esasl bir ekilde alt st olmasnda deil, vcut yzeyinin alkn olduu atmosfer basncnn giderek azalmasnda ve bunun sonucu olarak yzeye yakn kan damarlarnn genilemesinde aranmalyd. Kann yenilenememesi durumu dnda, yaamn bolukta bile srdrlememesi iin bir neden gremiyordum; nk, herkesin soluma dedii gsn genilemesi ve skmas salt kas hareketidir ve solumann sonucu deil, nedenidir. Tek kelimeyle, bedenim atmosfer basncnn yokluuna altka, ac duygusunun giderek azalacan dnyordum ve demir gibi salam bnyemin bu aclara dayanacana gvenim tamd. "Bylece, Ekselanstan, Aya yolculuk projesi gelitirmeme yol aan baz dnceleri -tamamn deil elbette- aynnlanyla aklam oldum. Simde de, dnce olarak bu kadar cretli ve her halkarda insanlk tarihinde benzeri grlmemi bir giriimin sonucunu aklayacam. "Daha nce szn ettiim ykseklie ulanca -yani, eyrek mile- sepetten dan bir miktar ty attm ve hl yeterince hzl ykselmeye devam ettiimi grdm; bu yzden, safra atmama gerek yoktu. Rahatladm, nk Ayn ekim gc ve atmosferinin younluu konulannda kesin ferilere sahip olmadmdan, tayabildiim kadar ok safray beraberimde gtrmek istiyordum. Hibir bedensel rahatszlk hissetmiyordum; rahata soluk alyordum ve en ufack bir ba ars ekmiyordum. Kedi, kanp bir kenara koyduum paltomun zerinde uslu uslu yatyor, umursamaz havalarda gvercinleri gzetliyordu. Kamalann engellemek iin ayaklanndan balanm gvercinlerse, yemeleri iin sepetin dibine serpitirilmi pirin tanelerini gagalamakla meguldler. "Saat alt yirmide, barometre 26.400 fiti, yani be ksur mil ykseklii gsteriyordu. Gzlerimin nnde usuz bucaksz bir manzara uzanyordu. Kre geometrisi yardmyla, dnya yzeyinin ne kadarn grdm rahata hesaplanabilirdi elbette. Bir kre parasnn dbkey yzey alannn krenin toplam yzey alanna oran, kre parasnn yksekliinin kre apna oranna eittir. u anda bulunduum noktadan grebildiim kre parasnn kalnl benim yksekliime, yani gzlem noktasnn denizden yksekliine eitti. Bu durumda "be milin sekiz bin mile oran" benim grdm dnya yzeyinin orann ifade edecekti. Bir baka deyile, yerkrenin

toplam yzeyinin bin alt yzde birini gryordum. Drbnle baktmda iddetle alkalanmakta olduu anlalan deniz, bir ayna yzeyi gibi kprtsz gzkyordu. Douya doru srklenmi olan sava gemisi artk gzden yitmiti. Bu arada, zaman zaman zellikle kulaklarm civannda iddetli bir baans hissetmeye balamtm; ama hl olduka rahat soluk alabiliyordum. Kendi ve gvercinlerde herhangi bir rahatszlk belirtisi grlmyordu. "Yediye yirmi kala, kondansatrme zarar vererek epeyce canm skan ve iliklerime kadar beni slatan youn bir bulut blgesine girdi balonum; kukusuz ok tuhaf bir rastlantyd bu, nk bu ykseklikte bylesi bir bulutun bulunmasna ihtimal vermiyordum. Yaplacak en iyi eyin her biri beer libre gelen iki kum torbasn aa atmak olduunu dndm, bu durumda geriye yz altm be libre safram kalyordu. Bu ilem sayesinde abucak engeli atm ve hzmda derhal byk bir art olduunu fark ettim. Buluttan kmamdan birka saniye sonra gz kamatnc bir imek, bulutu boydan boya katetti ve onu korlam bir kmr paras gibi tututurdu. Hem sonra, unutulmamal ki, bu dediim gpegndz oluyordu. Gecenin karanlnda meydana gelecek byle bir olay gznde canlandrmaya hibir hayalgc yetmezdi. Ancak cehennemin kendisi byle grlebilirdi. Ama imdiki haliyle bile, hayal gcm dibi grlmeyen korkun alevlerin tuhaf salonlarnda, kzl uurumlarnda, rktc, krmz dar boazlarnda dolamaya brakarak baklarm kuyu gibi alm dipsiz uurumlara diktiimde, salarm diken diken oldu. hi kukusuz kl pay kurtulmutum. Balon, bulutun iinde azck daha kalsayd -yani slanmaktan duyduum rahatszlk bana safra atma karar verdirmeseydi-byk bir olaslkla mahvolmutum. Bylesi tehlikeler, pek dikkate alnmasa da, belki de balon yolculuklarnda karlalabilecek en ciddi tehlikelerdir. Bu arada, artk bu konuda endie duymam gerektirmeyecek kadar yksee kmtm. "imdi hzla ykseliyordum; saat yedide barometre en azndan dokuz buuk mile km olduumu gsteriyordu. Soluk almada zorlanmaya balamtm. Bam atlayacakm gibi aryordu; bir sredir yanaklarmda bir slaklk hissediyordum, sonunda bunun kulaklarmdan sicim gibi szan kan olduunu anladm. Gzlerim de baya rahatszlk vermeye balamt. Ellerimle yokladmda, yuvalarndan epeyce dan uradklarn anladm; sepetin iindeki herey, hatta balonun kendisi bile gzme arpk grnyordu. Bu belirtiler beklediimden fazlayd, biraz telaa kapldm. Bu kritik anda, tedbirsizce ve pek dnmeden her biri beer librelik torba safra daha attm. Bu yzden artan hzm, beni atmosferin son derece seyreltik olduu bir katmana yava yava deil de abucak tad; az kalsn yolculuun da, benim de sonum olacakt bu. Sonra birden, be dakikadan fazla sren bir kaslma nbetine yakalandm; bu kaslmalar bir lde durduunda, uzun aralklarla ve ancak glkle soluyabiliyordum -btn bu sre boyunca, bol miktarda burnumdan, kulaklarmdan, hatta biraz da gzlerimden kan geldi. Son derece rahatsz olmua benzeyen gvercinler kamaya alyorlard. Kedi, zehirlenmi gibi, dili bir kan darda, ackl sesler kararak sepetin dibinde ileri geri sendeliyordu. O zaman, safra atmaktaki aceleciliimin ne byk bir hata olduunu ve nasl gereksiz bir telaa kaplm olduumu ge de olsa anladm. lme, hem de birka dakika iinde gelecek lme kesin gzyle bakyordum. Duyduum fiziksel aclar, hayatta kalmak iin herhangi bir aba gstermemi engelliyordu. Dnecek halim kalmamt ve basmdaki ar giderek artyordu. Bu durumda ok gemeden bilincimi yitireceimi anlam ve aa inmek amacyla supab kumanda eden halatlardan birini oktan yakalamtm, ama alacaklma oynadm oyunu ve dnecek olursam katlanmak zorunda kalacam olas sonularm dnmem, halat ekmemi engellemiti. Sepetin dibine uzanarak kuvvet toplamaya altm. Bunda da, kan alma ameliyesini uygulamaya karar verecek kadar baanl oldum. Bir neterim olmadndan, bu operasyonu iyi kt elimdeki olanaklarla yapmak zorundaydm; en sonunda cep akmn azyla sol kolumdaki bir daman amay baardm. Daha damanmdan kan akmaya balar balamaz belli bir rahatlama hissettim ve yle orta byklkte bir leenin yansn dolduracak kadar kan kaybettiimde ise, kt belirtilerin ou yok

oldu.39 Ama hemen ayaa kalkmay uygun bulmadmdan, elimden geldiince kolumu sararak eyrek saat kadar kprdamadan yattm. Bu srenin sonuda ayaa kalktm ve son bir saat on be dakikadr ektiim aclann hibirini hissetmediimi grdm. Ama soluk almakta pek fazla rahatlamamtm; ok gemeden kondansatr kesinlikle kullanmak zorunda kalacam anladm. Rahata yeniden paltomun zerine yerlemi olan kediye baktmda, rahatsz olduum sreden yararlanarak minik yavru dnyaya getirmi olduunu byk bir aknlkla grdm. Yolcu saysnda hi beklemediim ama beni ok sevindiren bir artt bu. Bu servene atlma karanm en fazla etkilemi bir tahminin doru olup olmadn snama ansn verecekti bu durum bana. Dnya yzeyindeki atmosfer basncna alm olmamzn, basncn az olduu yksekliklerde duyduumuz aclarn asl nedeni olduunu dnmtm. Eer bu yavrular anneleri kadar ac ekerlerse, kurammn yanl olduunu, aksi durumdaysa kesinlikle dorulanm olduunu dnecektim.40 "Saat sekizde on yedi mil ykseklie ulamtm. Ykselme hzm artmakta devam ediyordu, ama safra atmasaydm bile yine de hissedilir derecede artm olaca ok akt. Zaman zaman bam ve kulaklanm iddetle aryor, arada bir de burnum kanyordu, ama beklenebileceinden daha az ac ekiyordum genellikle. Bununla birlikte soluk alp vermede her geen dakika daha fazla zorlanyordum; gsmde kaslmaya benzer rahatszlk veren bir hareketle soluk alabiliyordum ancak. Bunun zerine kondansatr kardm ve kullanma hazr hale getirdim, "Ykseliimin bu aamasnda dnyann grn gerekten muhteemdi. Batya, kuzeye ve gneye doru araf gibi bir deniz gz alabildiine uzanyor ve her saniye daha da mavilei-yordu. Douda, ok uzakta Britanya adas, Fransa ve ispanya'nn tm Atlantik kylan ve Afrika ktasnn kuzeyindeki baz blgeler net bir ekilde grlyordu. Tek tek yaplardan iz bile yoktu-, insanln gurur duyduu kentler yeryznden silinmiti. "Aadaki manzarada beni en fazla artan ey, yerkrenin ibkey grnmesiydi. Gerek dbkeyliin, ykseldiim oranda aka grlmesini bekliyordum safa; ama birka saniye dnmek bu elikiyi aklamaya yetti. Bulunduum yerden aa doru izilecek dey bir izgi, taban, bu deyin denize dedii noktadan ufka izilen izgi, hipotens ise, ufuktan balonumun bulunduu noktaya izilen izginin oluturduu dik genin dik kenan olurdu. Ama yksekliim ufkuma oranla hemen hemen hiti. Bir baka deyile, bu durumda varsaylan genin taban ve hipotens dik kenanna oranla o kadar byk olacaktr ki, tabanyla hipotens neredeyse birbirine paralel kabul edilebilir. Bylece balondaki birinin ufku her zaman sepetle ayn seviyede gzkr. Oysa hemen altndaki derinlik, gerek boyutlaryla gzktnden taban ufkun ok altnda kalr ve manzara ukurmu gibi bir izlenim verir. Bu izlenim, ykseklik ufka oranla nemli bir deere ulancaya ve tabanla hipotensn grnteki paralellii ortadan kalkncaya kadar devam eder. "Bu srada gvercinlerin ok fazla ac ekmekte olduklarn grerek, onlar serbest brakmaya karar verdim. nce gzel, gri benekli birini zerek sepetin kenarna koydum. Son derece huzursuz grnyordu, endieyle evresine baknarak kanatlarn rpyor, yksek sesle kuurduyor ama sepetten ayrlmaya cesaret edemiyordu. Sonunda onu tutup balondan be alt metre kadar uzaa frlattm. Ama umduum gibi aa inmeye kalkmad, bunun yerine kulak paralayan ac lklar atarak btn gayretiyle balona geri dnmeye abalad. Sonunda sepetin kysndaki eski yerine dnmeyi baard, ama daha yeni konmutu ki, ba gsne dt ve l olarak sepetin iine yuvarland. Bir sonraki onun kadar talihsiz deildi. Arkadann rneini izleyerek balona geri dnmemesi iin, onu var gcmle aa doru attm ve kanatlann ok doal bir ekilde rahata kullanarak byk bir hzla aa inmeye devam ettiini grmekten byk bir memnuniyet duydum. Ksa bir srede gzden yitti; sa salim yuvasna dndnden hi kuku duymuyorum.41 Rahatszln byk lde atlatm gzken kendi, imdi l kula kendine mkellef bir ziyafet ekmekteydi; kuu afiyetle yedikten sonra halinden memnun uykuya dald. Yavru kedilerse olduka salklydlar ve hibir rahatszlk belirtisi gstermiyorlard.

"Sekizi eyrek gee, artk dayanlmaz aclara yol amadan soluk alamaz hale geldiimden, hemen kondansatrn ek dzeneini sepetin evresine kurmaya giritim. Bu dzenein biraz aklanmas gerekiyor; Ekselanslan da anmsayacaklardr ki, ncelikli amacm iinde bulunduum ok seyrelmi atmosfere kar sepetin etrafnda bir siper oluturmak ve kondansatrm yardmyla siparin iine, soluk almaya yetecek kadar youn-latnlm ayn atmosferden bir miktar almakt. Bu amala, ok esnek, ok salam, kesinlikle hava szdrmaz kocaman bir kauuk torba hazrlamtm.42 Yeteri byklkteki bu torba rahata btn sepeti iine alyordu; sepetin altndan geiyor, yanlarndan yukar doru kyor, halatlar boyunca ykselerek bal bulunduu kasnaa ulayordu. Torbay bu ekilde ekerek sepetin altn ve yanlarn tamamen kapadktan sonra, st tarafn ya da azn kasnan zerinden, bir baka deyile kasnakla a arasndan geirerek bzmek gerekiyordu. Ama, eer torbay geirmek iin a kasnaktan ayracak olursam bu arada sepe,ti ne tutacakt? A kasnaa sabit bir ekilde tutturulmayp bir dizi halka ve ilmikle balanmt. Bu yzden her seferinde dier ilmikler sepeti tarken sadece birka ilmii zdm. Torbann azn oluturan kuman bir ksmn kasnakla an arasna sokarak ilmikleri bu sefer, torbann azndan yaklak ayak kadar aada olan ve aralktan kasnaktaki halka aralklaryla ayn olan bir dizi byk dmeye baladm -nk kuman araya girmesi nedeniyle yeniden kasnaa balamann olana yoktu. Bunu yaptktan sonra, kasnaktan birka halkay daha zdm, torbann azndan birazn daha araya soktum, halkalar brakp karlk gelen dmelere ilmikleri baladm. Byle byle torbann azn tamamen kasnakla an arasndan geirdim. imdi artk serbest kalan kasnan sepetin iine decei, sepetle iindekilerin btn ykn dmelerin ekecei akt, ilk bakta, bunun yeterince gvenli olmad sanlabilir, ama hi de byle deildi, nk dmeler ok salam olmakla kalmayp o kadar sk aralklarla dikilmiti ki, her biri toplam ykn ancak ok kk bir blmn tayordu. Gerekten de, sepetle iindekilerin arl imdikinin kat bile olsayd yine de hi endieye kaplmazdm. Bundan sonra, kasna eskiden bulunduu ykseklie kadar kaldrarak bu amala hazrlanm hafif snkla destekledim. Byle yapmamn amac, elbette torbann yukar ksmlann gergin, an alt blmlerini de yerli yerinde tutmakt. imdi artk yapmam gereken tek ey torbann azn balamakt; kuman kvrmlarn bir araya toplayp skca burduktan sonra bir tourniquet ile bu ii kolayca hallettim. "Sepetin etrafna bu ekilde geirilmi rtnn yan taraflarna olduka kaln ama saydam camdan yuvarlak pencere koymutum; bu pencerelerden yatay ynlerde drt bir yanm rahatlkla grebiliyordum. Ayn ekilde, rtnn tabann oluturan blmnde de sepetin dibindeki bir delie denk gelen bir drdnc pencere vard. Bu pencere, dey ynde aa bakmama olanak salyordu; ama torbann azn kapatma tarzm nedeniyle bamn zerine bir pencere yerletirmeme olanak yoktu; bu yzden tam tepe noktamda yer alan bir nesneyi grebilmem imkanszd. Aslnda bunun pek fazla nemi de yoktu; nk yukarya bir pencere koyabilseydim bile, balonun kendisi ondan yararlanmam engelleyecekti. "Yan pencerelerden birinin bir ayak kadar aasnda parmak apnda yuvarlak bir delik bulunuyordu; delii evreleyen pirin halkann i kenar bir vidann sarmal kanadna uyarlanmt. Bu pirin halkaya kondansatrn byk borusu vida-lanmt; makinann gvdesi elbette torba-odann iindeydi. D-ardaki seyreltik atmosferden bir miktar yaratlan vakum yardmyla bu borudan makinamn iine ekiliyor ve younlatrlm halde makinadan karak odann seyreltik havasna karyordu. Birok defa tekrarlanan bu ilem, en sonunda, oday solumaya elverili atmosferle doldurdu; ama byle kapal bir mekanda hava cierlerle temas ede ede ksa srede ister istemez kirlenecek ve artk solumaya uygun olmaktan kacakt. O zaman, kirli hava sepetin dibindeki bir vanadan dan atlacakt -nk youn hava kolayca aadaki seyreltik atmosferin iine kecekti.44 Odann hibir zaman tam havasz kalmamas iin antma ilemi bir seferde deil -vanann birka saniye alp

kapatlmasndan sonra kondansatrn atlan havann yerine yenisini retmesine yetecek kadar altrlmas suretiyle- aralklarla yaplmalyd. Salt deney amacyla kediyle yavrularn kk bir sepete koyduktan sonra, dipteki bir dmeye balayarak vanann yaknndan dan sarktmtm. Gerektike bu vanadan onlar besleyebiliyordum. Bu manevray, torbann azn balamadan nce yapmtm ve hi de kolay olmamt, nk ucuna bir kanca balanm olan daha nce szn ettiim snklardan biriyle sepetin altna uzanmam gerekmiti. Odann iine youn hava dolar dolmaz kasnakla srklar gereksiz hale gelmiti: Havann genilemesi torbay iirmiti. "Btn bu dzenlemeleri yapp akladm ekilde oday havayla doldurduumda dokuza on vard. Bu ilerle uratm sre boyunca, solunum glnden dolay ok byk rahatszlklara katlanm, bylesine nemli bir ii son ana ertelemek gibi bir ihmal ya da lgnca cesaret gstermi olduum iin byk pimanlk duymutum. Ama bu ileri tamamladktan ksa bir sre sonra buluumun semeresini toplamaya baladm. Yeniden tam bir serbestlikle ve rahata soluk alyordum; zaten dorusunu sylemek gerekirse, neden olmasnd ki? O zamana kadar bana eziyet eden iddetli arlardan byk lde kurtulmu olduumu byk bir memnuniyet ve aknlkla grdm. imdi bamdaki hafif bir annn yansra bileklerim, topuklarm ve boazmdaki ikinlik duygusundan baka bir ikayetim kalmamt. Atmosfer basncnn kalkmasndan ileri gelen rahatszlklardan byk bir blmnn yava yava ortadan kalkt ve son iki saat boyunca ektiim aclarn tek nedeninin yetersiz solunum olduu akt. "Dokuza yirmi kala -yani torbann azn balamamdan az nce daha szn ettiim haznesi gelitirilmi barometrede cva snr noktasna ulat. Bu, 132.000 fit ya da 25 mil ykseklikte bulunduum anlamna geliyordu; sonu olarak baklarm bu srada btn dnya yzeyinin en az yz yirmide birine eit bir alan kucaklyordu. Saat dokuzda, balonun hzla Kuzey-Ku-zeybat ynnde srklenmekte olduunu anlamadan nce, douya doru yeniden karay gzden yitirdim, ileri geri yzen kocaman bulut ktlelerinin grm engellemesine ramen okyanusun yzeyi ibkey grntsn hl koruyordu. "Dokuz buukta, vanadan dar bir avu ty atarak bir deney yaptm. Tyler beklediim gibi havada uumayp en mas-se45 byk bir hzla kurun gibi diklemesine derek birka saniyede gzden kayboldular, ilkin bu olaanst olay neye yoracam bilemedim; ykselme hzmn birdenbire bu kadar mu-azzam bir ivme kazanm olduuna inanamyordum. Ama sonra atmosferin artk tyleri bile tayamayacak kadar seyrelmi olduunu dndm -tyler, bana gzkt gibi gerekten byk bir hzla dyorlard- beni artan onlarn dme hzyla benim ykselme hzmn toplam olan bileik hzmzn byklyd. "Saat onda, ivedilikle uramam gereken pek fazla bir eyin kalmadn fark ettim. Her ey yolunda gidiyordu; ivmem-deki art hesaplayamyor olsam da, balonun her an artan bir hzla ykselmekte devam ettiine inanyordum. Artk herhangi bir ac ya da rahatszlk duymuyordum, Rotterdam'dan ayrldmdan bu yana kendimi hi bu kadar iyi hissetmemitim; apa-ratlanm incelemekle ve odann havasn yenilemekle megul oluyordum. Mutlak bir gereklilik olmasndan ok salm korumak amacyla, odann havasn krkar dakikalk aralklarla dzenli bir ekilde deitirmeye karar vermitim. Bu arada dler grmekten ve tahminlerde bulunmaktan geri kalmyordum. Hayalimde, ayn bir d andran tuhaf blgelerinde gezinip duruyordum. Zincirlerinden kurtulduunu hisseden hayalgcm, karanlk ve kararsz bir gezegenin her an deien harikalar arasnda gnlnce geziniyordu. nceleri pamuk gibi aarm ok yal ormanlar, sarp kayalklar ve dipsiz derinliklere byk bir grltyle dklen avlanlarda dolayordum; sonra, birden, hibir rzgarn urak yeri olmayan, gelinciklerin, zambaa benzer narin ieklerin ebediyen sessiz ve kprtsz, gz alabildiine uzand engin ayrlarn dingin len yalnzlna ulatm. Sonra yeniden yolculuuma devam ederek, ufku bulutlarla kapl karanlk ve kasvetli bir glden baka hibir eyin grnmedii bir baka diyara geldim. Ama beynime

en hayaller sadece bylesi hayaller deildi. Sk sk en amansz, en dehet verici trden korkular zihnimi istila ediyor; bunlarn gerek olabilecekleri dncesi bile ruhumu derinden sarsyordu.46 Bununla birlikte, yolculuun gerek ve aikar tehlikelerinin btn dikkatimi zerine younlatrmam gerektirecek kadar byk olduuna hkmederek bu dnceler zerine pek fazla oyanalamazdm. "leden sonra saat bete, odann havasn yenilemeye giritiimde, bu frsattan yararlanarak vanann deliinden kediyle yavrularn gzlemledim. Kedi, yeniden ok ac ekmeye balam gibiydi; bunu solunum glne balamakla hi duraksamadm. Ama yavrularla ilgili gzlemim ok artcyd. Anneleri kadar olmasa bile, doal olarak onlarn da ac ekmekte ola-caklarn grmeyi bekliyordum ve bu benim atmosfer basncna dayanmn alkanlkla ilgili olduu ynndeki grm dorulamaya yeterli olacakt. Ama, yakndan inceleyerek salkl olduklarn, rahatlkla ve dzenli bir ekilde soluk alp verdiklerini ve en ufak bir rahatszlk belirtisi gstermediklerini grmeye hazrlkl deildim. Ancak kuramm genileterek ve son derece seyrelik bir atmosferin kimyasal bakmdan benim kesinlikle sandm gibi yaama elverisiz olmadn, byle bir ortamda domu birinin bu ortamda solumayla ilgili herhangi bir rahatszlk duymazken, dnyaya yakn daha youn atmosfer tabakalarnda benim u son saatlerde ektiim aclara benzer aclar ekeceini varsayarak aklayabilirdim btn bunlar. Bu srada kk kedi ailemi yitirmeme yol aan ve deneylerime devam etmemi ve sorunu aydnlatmam engelleyen tulal bir kazann meydana gelmi olmasna o zamandan beri yanarm. Vanann deliinden yal kedi iin bir fincan su uzarken gmleimin yeni kk sepeti tayan tokaya taklarak bir anda sepeti dmeden zd. Sepet bir anda buharlasayd herhalde bu kadar abuk gzden yitmezdi. Sepetin yerinden zlmesi ve iindekilerle birlikte gzden kaybolmas arasnda saniyenin onda biri kadar bile zaman gemedi. "Yolunuz ak olsun" dileim onlara yeryzne kadar elik etti, ama elbette ne kedinin ne de yavrularnn yaayacaklanndan ve balanna geien ansszln yksn anlatabileceklerinden hi umudum yoktu. "Saat altnda, dnyann dou tarafndaki blgelerin byk bir blmnn hzla ilerleyen koyu bir glgeyle kaplandn grdm; saal yediye be kala gzlerimin nnde uzanan btn blge gecenin karanlna gmlmt. Bundan sonra ok gemeden, batan gnein nlar artk balonum zerine dmez oldu; tamamen beklenen bir ey olmasna karn bu durumdan byk bir honutluk duydum. Sabahleyin doan gnein nlarn, benden daha douda olmalarna karn Rotterdaml hemehrilerimden birka saat nce greceim akt; bylece, ykseldiim oranda her geen gn gne n daha fazla grecektim.47 O zaman, karanlkta geen srelerin uzunluunu dikkate almadan yirmi drt saati bir gn kabul ederek yolculuumun gncesini tutmaya karar verdim. "Saat onda. uykum geldiinden, gecenin geri kalan blmn yatarak geirmeye karar verdim; ama o zaman, gze batacak kadar ak olmasna karn son ana kadar dikkatimden kam bir sorun ortaya kt. Niyetlendiim gibi uykuya dalacak olursam, bu arada odann havas nasl yenilenecekti? Odann havasn bir saat solumak olanakszd; bu srenin bir saat on be dakikaya kmas bile ok ac sonular dourabilirdi. Bu amaz huzurumu epeyce kard; inanmas g ama, atlattm onca tehlikeden sonra bu sorunu o kadar ciddiye aldm ki, tasarm gerekletirmekten umutsuzlua derek sonunda aa inmenin gerekliliine boyun edim. Ama bu kararszlk sadece bir an srd, insann, alkanlklarnn tam bir klesi olduunu, yaamndaki nemli kabui edilen birok eyin srf alkanlk gerei yle kabul edildiim dndm. Uykusuz yapamayacam kesindi; ama dinlenme srem boyunca birer saatlik aralklarla uyanmaktan pek rahatszlk duymayabilirdim.48 Odann havasnn tam olarak yemlenmesi en fazla be dakikam alrd; btn mesele bunu yapmak iin gereken zamanda uyanmam salayacak bir yol bulmakt. Ama bu sorunun zmn bulmam, itiraf etmeliyim ki, hi de kolay olmad. Kitabnn zerinde uyuyakalmasn nlemek iin, uykuya yenik dt anlarda bir elindeki

bakr bilyenin, sandalyesinin yanndaki yine bakrdan bir leene dmesiyle irkilip uyanan rencinin yksn duymutum elbette. Benim durumum, kukusuz, tamamen farklyd; benzer bir dnce iime yaramazd; nk ben uyank kalmak deil, dzenli aralklarla uykumdan uyanmak istiyordum. Sonunda, ne kadar basit gzkrse gzksn, o anda teleskop, lokomotif veya basm sanatnn bizzat kendisine edeer bir bulu olarak selamladm aadaki areyi buldum. "Artk ulam bulunduum ykseklikte, balonun ok muntazam bir ekilde kn srdrdn ve onu izleyen sepette en ufack bir sarsnt hissedilmediini peinen belirtmeliyim. Bu durum, tasarm gerekletirmemi kolaylatnyordu. Su stokum, her biri beer galonluk flar ierisinde sepetin yan duvanna smsk balanmt. Bu flardan birini zdm; iki halat alp bu halatlar birbirine paralel olarak sepet rgsnn karlkl iki kenan arasnda bir ayak geniliinde gergin bir ekilde balayarak bir tr raf oluturdum ve bu rafn zerine fy yatay konumda yerletirdim. Bu halatlarn yaklak sekiz parmak kadar aasnda ve sepetin tabanndan drt ayak ykseklikte, elimdeki tek aa malzeme olan ince bir tahtadan ikinci bir raf yaptm. Bu ikinci rafn zerine ve fnn bir kenarnn tam altna kk bir toprak testi koydum. Bundan sonra fnn testinin zerine gelen tabanna bir delik aarak, bu delii konik yontulmu yumuak aatan bir tkala kapattm. Sonra suyun bu tkatan szarak alttaki toprak testiyi altm dakikada azna kadar doldurmas iin gereken sklk derecesini tam olarak tesbit etmek iin tkac delik ierisinde ileri geri oynatarak birka deney yaptm.49 Her deneyde, belirli bir srede testinin ne oranda dolduunu gzlemleyerek ksa srede ve kolayca bunu tespit ettim elbette. Btn bu dzenlemelerden sonra planmn geri kalann kestirmek zor olmasa gerek. Yatam sepetin dibine yle sermitim ki, bam testinin aznn tam altna geliyordu. Bir saatlik srenin bitiminde suyun testiyi doldurarak, (testinin st kenarnn biraz altnda yer alan) azndan akaca akt. Drt ayaktan daha fazla bir ykseklikten, yzmden baka bir yere damlayamayacak suyun beni dnyadaki en derin uykudan uyandraca da bir o kadar akt. "Btn bu dzenlemeleri tamamladmda saat tam on birdi, buluumun grevini tam yapacandan emin yataa girdim hemen. D krklna da uramadm. Tam tamna her altm dakikada bir dakik kronometrem beni uyandrd; testinin suyunu fya boalttktan ve kondansatrle ilgili grevleri yerine getirdikten sonra yeniden yatama uzandm. Uykumun byle dzenli aralklarla blnmesi, beni beklediimden daha az rahatsz etti, sonunda ayaa kalktmda saat sabahn yedisiydi ve gne, ufukta olduka ykselmiti. "3 Nisan. Balonum muazzam bir ykseklie km ve dnyann dbkey grnts ok arpc bir ekilde gzler nne serilmiti. Altmda, okyanusta, ada olduu su gtrmez kara lekeler gz alabildiine uzanyordu. Bamn zerinde katran gibi kapkara gkyznde yldzlar panl pani parlyordu; gerekte, gkyzne doru ykselmeye baladm ilk gnden beri bu yldzlar hep yleydiler. Kuzeyde ok telerde ufukta ince, beyaz ve son derece parlak bir hat ya da kuak grdm ve bunun kutup denizi buzlarnn gney snn olduunu hemen anladm. Merakm son derece artmt, nk daha kuzeye doru gitmeyi ve belki de kutupla ayn hizaya gelmeyi umuyordum. O zaman, bulunduum yksekliin istediim gibi aratrma yapmam engelleyecek olmasna hayflandm. Ama yine de, pek ok eyi aratrabilirdim. Gn boyu olaand hibir ey olmad. Btn aparatlanm tkr tkr alyor, balon yoluna sarsntsz devam ediyordu. iddetli souk beni sk skya paltoma sannmak zorunda brakyordu. Dnya karanla gmldnde, gn nn daha saatlerce etrafmdan eksilmeyecek olmasna ramen, yataa girdim. Su saatim grevini mkemmel bir ekilde yerine getirdi ve dzenli aralklarla uyandrlmam dnda ertesi sabaha kadar derin bir uyku ektim. "4 Nisan. Kalktmda keyfim yerinde ve ok salklydm, ama denizin grnndeki tuhaf deiiklie ok atm. imdiye kadarki koyu mavi rengini yitirerek gri-beyaz bir renge ve gz kamatran bir parlakla brnmt. Okyanusun d-

bkey grnm o kadar belirgin bir hal almt ki, denizin btn suyu ufuktaki dipsiz uuruma dklecek gibi gzkyordu ve gl bir elaleden gelecek seslere kulak kabarttm fark ederek ardm. Adalar artk gzkmyordu; gney dou ufkunun tesinde mi kaldklarn, yoksa ulatm yksekliin onlar gr alanmdan m kardn sylemenin olana yok. Daha ok ikinci olasln doru olduunu sanyordum. Kuzeydeki buzun snr izgisi giderek daha belirgin bir hal alyordu. Souk olduka krlmt; nemli bir olay olmadan gn kitap okuyarak geirdim; yanma ok sayda kitap almay unutmamtm. "5 Nisan. Btn dnya yzeyi koyu karanlklar iinde yzerken, gnein domas gibi esiz bir olay seyrettim. Ama zamann ilerlemesiyle, gne nlan dnyann her tarafna yayld ve kuzeydeki buzun snr izgisini yeniden grdm. imdi artk ok belirgindi ve okyanus suyundan ok daha koyu gzkyordu. Ona doru yaklamakta olduum akt, hem de byk bir hzla. Bir ara douda sonra da batda karay grr gibi ol-dumsa da bundan emin olamadm. Hava lkt. nemli bir ey olmad. Erkenden yattm. "6 Nisan. Buzun snr izgisine ok yaklam olduumu grmek beni artt; muazzam byk bir buz sahas kuzey ynnde ufka doru uzanyordu. Balonun u andaki rotasndan aynlmamas durumunda, ok gemeden Donmu okyanusun zerinde olaca akt ve sonunda Kutbu greceimden artk kukum kalmamt. Gn boyu buza yaklamaya devam ettim. Yerkresinin kutuplarda bask olmas ve kuzey kutup dairesinin yaknlarndaki dz blgelerin zerine gelmi olmam nedeniyle, geceye doru ufkum birdenbire hissedilir derecede geniledi. Sonunda karanlk bastrdnda, onca merak ettiim eyin zerinden doru drst inceleme frsat bulamadan geip gideceim korkusuyla, endie ierisinde yataa girdim. "7 Nisan. Erkenden kalktm ve Kuzey Kutbu olduuna duraksamadan hkmettiim blgeyi byk bir sevinle seyret-meye baladm. Kutup orada, hemen ayaklarmn dibindeydi, ama ne yazk ki, artk hibir eyin net bir ekilde grlemeyecei kadar ykseklerdeydim. Gerekten de, barometrenin 2 Nisan sabah saat alt ile ayn gnn sabah saat dokuza yirmi kalncaya (cvann barometre haznesine dt ana) kadar gsterdii deerlerden imdi -7 Nisan sabah saat drtte- balonun deniz yzeyinden en az 7254 mil ykseklikte olduu karlabilirdi. Bu ykseklik ok fazla gibi gzkebilir; ama bu rakam byk bir olaslkla gerek deerin ok altndayd. Her halkarda, yerkrenin en byk apnn tamamn seyretmekte olduum tartma gtrmezdi; tm kuzey yarmkre ortografik pro-jeksiyonlu bir harita gibi gzlerimin nnde uzanyor ve byk ekvator dairesi ufuk izgimi oluturuyordu.50 Ekselanslar, bu yzden, Kuzey Kutup Dairesi ierisinde kalan ve bugne dein kefedilmemi blgelerin tam altmda yer almalarna ve grm engelleyecek hibir ey olmamasna karn, ok uzakta olmam nedeniyle ayrntl bir ekilde inceleyemeyeceim kadar kk grndklerini kolayca anlayacaklardr. Bununla birlikte, grebildiklerim son derece benzersiz ve heyecan uyandrc eylerdi. Daha nce szn ettiim ve rahatlkla insanolunun bu blgelerdeki keiflerinin gelip dayand snr diye nitelenebilecek bu muazzam byk snr izgisinden, kuzeye doru kesintisiz ya da neredeyse kesintisiz bir buz tabakas uzanyordu. Balangta bu buz denizinin yzeyi hissedilir derecede dz iken, kutup noktasna doru ilerledike kerek iyice dzlei-yor, sonunda ukurlamaya balyor ve tam kutup noktasnda, kenarlar ok net seilebilen, grnr ap balondan yaklak altm be saniye olarak llen yuvarlak bir ukurla sona eriyordu; ukurun grnr yarkredeki her noktadan daha koyu olan ve yer yer deiiklikler gsteren rengi baz noktalarda da kapkarayd.51 Daha fazlas seilemiyordu. Saat on iki olduunda, merkezdeki ukurun evresi nemli lde klmt; saat yedide ukuru tmden gzden yitirdim; buzun bat yakasna geen balon hzla ekvator ynnde uzaklayordu. "8 Nisan, Dnyann grnr apnn hissedilir derecede klm olmasnn yan sra, genel olarak rengi ve grnmnde de nemli deiikliklerin meydana gelmi olduunu fark ettim. Grlebilen btn yzey ak sannn eitli tonlarn almt; baz

yerleri o kadar parlakt ki, insann gzn actyordu nerdeyse. Bulutlanna doldurduu youn atmosfer dnyay net olarak grmemi engelliyordu; bulut ynlar arasndan dnyann kendisini ancak zaman zaman grebiliyordum. Son krk sekiz saattir bu bulutlar dnyay dorudan grmemi az ok engellemilerdi; ama imdi ulam bulunduum muazzam ykseklik bu yzer buhar ktlelerini birbirine yaklatrm ve ykseldiim oranda dnyay dorudan grmem zorlamt. Bununla birlikte, balonumun imdi Kuzey Amerika ktasndaki Byk Gller blgesinin zerinde ykselmekte olduunu kolayca farkettim; tam gneye doru olan rotas ok gemeden beni tropikal kuaa ulatracakt. Byk bir memnuniyetle karladm bu durumu, sonunda baaracamn bir iareti olarak grdm. Gerekten de u ana kadarki rotam beni olduka endielendirmekteydi, nk bu rotay srdrecek olursam yrngesi tutulum dairesine 58'48" eik olan Ay'a hibir zaman ulaamayacaktm. Tuhaf gelebilir ama, Dnyann, Ayn eliptik yrnge dzlemi ierisinde kalan bir noktasndan yolculuuma balamam olmakla yaptm byk hatay ancak imdi anlamaya balamtm.52 "9 Nisan. Bu gn Dnyann ap epeyce kld; her geen saat rengi daha da sarlat. Balon gneye doru rotasndan sapmadan ilerledi ve akam dokuzda Meksika Krfezi'nin kuzey kysna ulat. "10 Nisan. Bu sabah saat be sralarnda hibir ekilde aklayamadm byk bir grlt ve korkun bir atrt sesiyle uykumdan srayarak uyandm. ok ksa srmt ama daha nce duyduum hibir sese benzemiyordu, ilk anda bu sesi balonun yrtlm olmasna vererek son derece korkmu olduumu sylemeye gerek yok. Aygtlarm byk bir zenle incele-dimse de herhangi bir zarar saptayamadm. Gnn byk bir blmn bu kadar olaand bir olay dnerek geirdim, ama doyurucu bir aklama bulamadm. Tatmin olmam bir halde, byk bir heyecan ve endie ierisinde yataa girdim. "11 Nisan. Dnyann grnr apnda artc lde klme, dolunaya sadece birka gn kalm olan Ayn apnda ise ilk defa gzlemlenebilir bir byme grdm. Odann iinde hayat srdrmeye yetecek kadar hava younlatrmak iin artk daha uzun ve zorlu bir aba gerekiyordu. "12 Nisan. Balonun rotas ok tuhaf bir ekilde deiti; bu deiiklik tamamen beklenilen bir ey olmasna karn beni tarifsiz bir sevince bodu. Balon daha nceki rotasnda yirminci gney enlemine vardktan sonra birdenbire dar bir ayla douya ynelmi ve gn boyu, tam olarak deilse bile yaklak olarak Ay grngesinin eliptik dzlemi iinde yol amt. Bu rota deiikliinde en dikkat ekici ey sepetin salnmaya balam olmasyd -saatlerce sren, rahata hissedilebilen bir salnmayd bu.53 "13 Nisan. Ayn onunda beni dehete dren atrt sesinin tekrarlanmasyla yine ok korktum. Konu zerinde epeyce kafa yordumsa da doyurucu bir sonuca varamadm. Dnyann grnr apnda ok byk bir klme gzlemledim: Dnya apnn iki ucundan balona izilen izgilerin oluturduu a yirmi be derecenin azck zerindeydi. Neredeyse tam tepe noktamda olan Ay hi grnmyordu. Hl elips dzlemi ierisinde yol alyor olmakla birlikte douya doru ok az ilerledim. "14 Nisan. Yerkrenin apnda ok derece hzl bir klme. Bugn, balonun hadid noktasna doru apsisler hatt54 zerinde ilerlemekte -bir baka deyile, yrngesinin Dnyaya en yakn olduu noktada Aya ulaacak bir yol tutmu- olduunu dnerek olduka heyecanlandm. Ayn kendisi tam bamn zerinde olduundan gr alanmn dnda kalyordu. Atmosferin younlatrlmas iin uzun sre ok byk aba harcamak gerekiyordu. "15 Nisan. Artk Dnya zerindeki ana karalarla denizleri birbirinden ayran izgileri bile net bir ekilde gremiyordum. leye doru, daha nce beni artm olan o korkun sesi nc defa duydum. Ama bu defa daha uzunca bir sre devam etti ve bu arada iddeti giderek artt. Sonunda, korkudan aptallam bir ekilde nasl olacan bilmediim korkun bir lm beklerken, balon iddetle salland ve ne olduunu anlamaya frsat bulamadm ate topu biiminde dev bir ktle kulaklar

sar eden bir grltyle balonun yanndan geip gitti. Korkum ve aknlm biraz yattnda bunun byk bir hzla yaklamakta olduum o dnyadaki gl bir volkanik patlamadan frlayan ve Dnya'ya dtnde daha iyi bir ad bulunamadndan gkta demlen paralar olduunu anlamam pek zor olmad.55 "16 Nisan. Bugn, bir o yan pencereden, bir dier yan pencereden olabildiince yukarya doru bakarak, Ay yuvarlann balonun evresinden taan kk bir blmn byk bir sevinle grmeyi baardm. Heyecanma diyecek yoktu, nk tehlikeli yolculuumun yaknda sona ereceinden kukum kalmamt. Kondansatr ylesine ok almay gerektiriyordu ki, alp abalamaktan dinlenmeye pek zamanm kalmyordu. Uykuyu nerdeyse unutmutum. Gerekten hasta olmaya balamtm, bitkinlikten btn gvdem tir tir titriyordu, insan doasnn bu kadar youn aclara daha uzun sre dayanmas olanakszd. imdi artk ok ksalm olan karanlk zaman aralnda, yaknmdan yine bir gkta geti. Bu olayn meydana gelme skl epeyce kayglanmama yol at. "17 Nisan. Yolculuumun unutulmaz anlarndan birini yaadm bu sabah. Anmsanaca gibi ayn on nde Dnya'-nn grnr apnn balonla yapt a yirmi be derece kadard. Ayn on drdnde bu a epeyce darald; on beinde daha da kld ve on alts gecesi yataa girerken bu ann yedi derece on be dakikay gemediini farkettim. Ksa ve huzursuz bir uykudan sonra on yedisi sabah uyandmda, altmdaki yzeyin birdenbire ve bir mucizeyle bym olduunu ve grnr apnn en azndan otuz dokuz derecelik bir a yaptn grdmde iine dtm aknln bykln bir dnn! Yldnm arpma dndm! ine dtm, ruhuma egemen olan ve beni ezen mutlak deheti ve aknl ifade etmeye hibir sz yetmez. Dizlerimin ba zld -dilerim takr takr birbirine vurdusalarm diken diken oldu. "Demek ki, balon gerekten patlamt!" Aklma, karmakank en ilk dnceler unlar oldu: "Balon kesinlikle patlam! Dyorum -ok byk, grlmemi bir hzla dyorum! Bu kadar ksa srede alan mesafenin bykl dikkate alnacak olursa, dnya yzeyine ulamam en fazla on dakika alr -on dakika iinde yok olacam!" Ama sonuda dnmek yardmma kotu. Durup dnnce kuku duymaya baladm. Byle bir ey olamazd. Bu kadar hzl dm olamazdm. Bundan baka, akmdaki yzeye doru yaklamakta olduum kesin olmakla birlikte, gerek hzmn balangta dndm hzla hibir ilgisi yoktu. Bu dnce, kafamn karkln byk lde giderdi ve sonunda soruna doru bak asndan bakmay baarabil-dim. Gerekte, iine dtm aknlk, altmda yer alan bu yzeyle benim ana gezegenim arasndaki muazzam farklar gremeyeceim kadar duyulann kreltmi olmalyd. Ay -btn grkemiyle Ayn kendisi- aada, ayaklarmn altnda uzanrken, dnya bamn zerinde, tamamen balonun arkasnda kalmt. "Olaylarn gidiatndaki bu olaanst deiikliin zihnimde yaratt aknlk ve atalet, belki de servenimin en az aklama gerektiren blmyd. nk bu boulversement56 yalnzca doal ve kanlmaz olmayp, yolculuum srasnda tam olarak gezegenin ekim kuvvetinin yerini uydunun ekim kuvvetinin ald noktada -ya da daha ak bir ifadeyle, balonu yeryzne doru eken kuvvet aya doru eken kuvvetin altnda kaldnda -ortaya kmas uzun zamandr beklenen bir durumdu. Hi kukusuzu, btn duyularm karmakark bir halde derin bir uykudan uyandmda, beklesem bile o anda beklemediim ok artc bir olayla kar karyaydm.57 Bu dnm ok yava ve doal bir ekilde olmu olmalyd; o srada uyank olsaydm bile bu alt st oluun bilincine varabileceim, bu dnmn kendine has belirtilerini hissedebileceim - yani, bir rahatszlk duyacam ya da aygtlarmda bir dzensizlik grebileceim pek sylenemezdi. "Durumumu doru olarak kavradktan ve btn yeteneklerimi fel eden korkudan kurtulduktan sonra dikkatimin her eyden nce Ayn genel grnne yneldiini sylememe bile gerek yok. Ay altmda bir harita gibi sere serpe uzanyordu -hl olduka uzakta olduuna hkmediyor olmakla birlikte, yzeydeki girinti kntlar alacak bir netlikle seebiliyordum. Ay yzeyinde okyanustan, denizden, herhangi

bir gl veya nehirden ya da herhangi bir su ktlesinden eser olmamas ilk bakta beni en fazla etkileyen jeolojik zellii oldu. Yine de, sylemesi tuhaf ama, grlebilen yarkrenin byk blm doal olmaktan ok yapay ykseltiler gibi gzken konik biimli saysz volkanik dalarla kapl olmakla birlikte, alvyonlu olduundan hi kuku duyulamayacak geni dz ovalar gryordum. Bu volkanlardan en ykseklerinin boyu dey ynde eyrek mili gemiyordu; ama volkanik Campi Phlegraei blgesinin58 bir haritas Ekselanslarna Ay yzeyinin genel grnm hakknda benim yapmay deneyebileceim btn yetersiz tariflerden daha iyi bir fikir verecektir. Volkanlarn byk bir blm faaldi ve birbiri ard sra yinelenen korkun grltl patlamalarla fke ve glerini sergiliyor, yanllkla gkta diye adlandnlan ve gittike daha korkutucu bir sklkla balona doru frlayan talarla iime korku salyorlard. "18 Nisan. Bugn ayn an derecede bym olduunu grdm -ini hzmn artan ivmesi iimi korkuyla doldurdu. Anmsanaca gibi, aya gitmenin olanakl olup olmad konusunu enine boyuna incelemeye baladmda, benim kurammn tersine birok kuramn bulunmasna ve hadi itiraf edeyim, ayn bir atmosferi olmad hakkndaki kesin delillere ramen, ayn hacmiyle orantl bir atmosferi olduu dncesi hesaplarmda arlkl bir yer tutmaktayd. Encke Kuyrukluyldz ve Zodyak konusunda ileri srdklerime ilaveten, grlerimi Lilienthalli Bay Schroeter'in baz gzlemleriyle glendirmitim. Bay Schroeter, Ay iki buuk gnlk iken gnein batndan hemen sonra, ayn karanlk ksm henz grnmezken gzlemlemeye balam ve karanlk ksm grnnceye kadar izlemeye devam etmiti. Karanlk yankrenin herhangi bir blgesi grnmeye balamadan nce, hilalin bitim noktalan gne nlaryla hafife aydnlanyor ve hilal ulara doru birdenbire incelerek uzam gibi grnyordu. Bundan hemen sonra karanlk blgenin kenan olduu gibi aydnlanmt. Hilalin ularnn yardairenin dna doru uzam gibi grnmesinin gne nlarnn ay atmosferi tarafndan krlmasndan kaynaklandn dnmtm. Aynca, Kavuma Konumuna gre Ay 32 bir ykseklie ulatnda, karanlk yankresinde yerkreden yansyan nlarn yaratabileceinden daha parlak bir ya-rkaranlk yaratmaya yetecek kadar k yanstabilen atmosferin kalnln 1356 Paris fiti59 olarak hesaplamtm; buna gre gne nlarn krabilecek en fazla atmosfer kalnlnn da 5376 fit olduunu varsaymtm. Bu konudaki grlerimi Philosophical Transactions''n seksen ikinci cildindeki bir pasaj da dorulamaktayd;60 bu pasajda Jpiter uydulannn tutulmas gzlemlenirken bir seferinde nc uydunun bir veya iki saniye belli belirsiz gzktkten sonra gzden yittii, drdnc uydu-nunsa Jpiter diskinin kenanna yaklaarak seilemez olduu belirtilmekteydi.61 "Ay yzeyine sa salim inmem, varsaydm younluktaki bir atmosferin direncine, ya da daha doru bir deyile, kaldrma gcne balyd. Ama yanl bir tahminde bulunmusam, sonuta ayn engebeli yzeyine arparak, parampara olmaktan daha iyi bir son dnemezdim servenime. Korkmakta hi de haksz deildim. Aya imdi ok yaklam olduum halde, ne kondansatrn gerektirdii alma azalm, ne de atmosfer younluunun artmakta olduunu gsteren herhangi bir belirti ortaya kmt. "19 Nisan. Bu sabah saat dokuz sulannda, ay yzeyine korkun derecede yaklam ve kayglarm son haddine varmken, kondansatr pistonunun atmosferde bir deiiklik olduunun iaretlerini vermeye baladn byk bir sevinle grdm. Saat onda atmosfer younluunun artk nemli lde artm olduuna inanmam iin birok neden vard. Saat on bir olduunda, kondansatrn gerektirdii alma ok azalmt; saat on ikide biraz tereddt ettikten sonra, torbann azn balayan tourniquet'yi ama cesaretini gsterdim ve bunu yapmann hibir sknt yaratmadn grerek torbay tmden atm ve sepetten syrdm. Bylesine aceleye getirilmi ve tehlikeli bir deneyin hemen kendini gsteren sonular, beklenebilecei gibi kaslmalar ve iddetli bir ba ans oldu. Ay'n yaknndaki daha youn katmanlara yaklatka bu skntlan ardmda brakacam dncesiyle, hayatma mal olacak kadar byk olmayan bu skntlara ve solumayla ilgili daha baka

skntlara elimden geldiince katlanmaya karar verdim. Ama, Ay'a yaklama hzm hl son derece bykt ve uydunun ktlesiyle orantl younlukta atmosferi olaca ynndeki beklentimde byk bir olaslkla yanlmam olmakla birlikte, bu younluun Ay'n hemen yzeyinde bile sepetimin btn arln kaldrmaya yetebileceini dnmekle fena halde yanlm olduum ok gemeden korkutucu bir kesinlikle ortaya k. Gezegenlerin cisimler zerindeki gerek ekim glerinin atmosfer youn-luklanyla orantl olduu varsaylacak olursa, tpk dnya yzeyinde olduu gibi, burada da atmosfer balonumu kaldrabil-meliydi, ama durum hi de byle deildi, hzl bir ekilde dm bunu yeterince kantlyordu; bunun neden byle olmad, daha nce bir hipotez olarak ileri srdm olas jeolojik dzensizlikler hesaba katlarak aklanabilirdi ancak. Her halkarda, artk gezegenin yzeyine ok yakndm ve mthi bir hzla alalmaya devam ediyordum. Bu durumda, ilkin safram, sonra su flarm, sonra kondansatrm ve kauuk torbam, ardndan da sepetteki her eyi kaldrp atmakta saniye kaybetmedim. Ama bu hi bir ie yaramad. Hl korkun bir hzla dyordum ve yzeye uzaklm yarm milden fazla deildi. Bu yzden, artk paltom, apkam ve botlanmdan da kurtulmu olduumdan, son are olarak hi de azmsanmayacak bir arl olan sepetin kendisini balondan zerek iki elimle aa ttndm ve azlarndan tek kelime kmayan, yardmma komak iin kllarn kprdatmadan, elleri bellerinde komik bir ekilde srtarak, beni ve balonumu kukuyla szen irkin ve ksa boylu bir aptallar gruhunun ortasna ve fantastik grnl bir kentin gbeine paldr kldr dmeden nce btn lkenin mini minnack konutlarla gz alabildiine dolu olduunu grmeye ancak frsat bulabildim.62 Kmsemeyle onlara srtm dndm ve baklarm yukarya, daha yeni ama belki de sonsuza kadar terkettiim dnyaya evirdim ve iki derecelik apyla akl gibi gkte abit duran kocaman, donuk bakr bir kalkana benzeyen dnyay seyre koyuldum;63 altn gibi parl parl parlayan bir hilal kenarnn bir blmn sslyordu. Ne denizler ne ktalar seilebiliyordu, tropikleri ve ekvator blgesini bir kuak gibi saran bulutlarla btn yzey benek benekti. "Bylece, Ekselanslan, endie verici durumlar, duyulmadk tehlikeler ve ei benzeri grlmedik kurtulular yaadktan sonra en sonunda, bugne dek bir dnya yurttann baard, giritii, hatta dnebildii en olaanst, en nemli yolculuu Rotterdam'dan ayrlmn on dokuzuncu gnnde sa salim tamamladm. Ama servenlerimle ilgili daha anlatacak ok eyim var. Sadece kendine has zellikleri nedeniyle deil, insanla-nn yaad bir dnyann uydusu olarak onunla yakn ilikileri nedeniyle de son derece ilgin bir gezegende be yl yaadktan sonra, Ulusal Astronomi Yksekokulu'na, mutlu bir ekilde sona erdirdiim bu olaanst yolculuun ayrntlarnn tesinde nemli bilgiler verebileceimi Ekselanslan da pekala tahmin edebilirler. Durum bu merkezde. Size iletmekten mutluluk duyacam ok -ama gerekten ok- ey var. Bu gezegenin iklimi zerine; -scakla souun nasl artc bir tarzda yer deitirdii zerine; -on be gn boyunca yakp kavuran gne ve ardndan yine on be gn sren kutup soukluundaki gece zerine; -gne altndaki bir noktadan en uzak noktaya in vacuo distilasyonda64 olduu gibi buharlama yoluyla srekli nem aktarlmas zerine; -deiken akarsu blgesi zerine; -burada yaayan insanlann kendileri zerine; adetleri, gelenekleri, politik kurumlan zerine; -kendilerine has beden yaplan zerine; irkinlikleri zerine; bu kadar deiik bir atmosferde tamamen gereksiz kntlar olan kulaklardan yoksunluklan ve bunun sonucu olarak dili kullanmay bilmemeleri zerine; szn yerini tutan esiz i-iletiim yntemleri zerine; -Ay'daki tektek her bireyi dnyadaki belirli bir kiiye balayan (gezegenle uydu arasndaki ilikiye benzer ve ona bal olan ve sayesinde bu gk cisimlerinden birinde yaayanlarn yaam ve yazglarnn dier gk cisminde yaayanlarn yaam ve yazglanna kart) anlalmaz iliki zerine, -ve her eyden ok da, Ekselanslan, uydunun kendi ekseni etrafnda dnmesiyle dnya etrafndaki dnnn mucizevi bir ekilde uyumas sayesinde hibir zaman bizden yana dnmeyen ve Tanrya krler olsun ki hibir zaman da insanolunun teleskoplarn

zerine eviremeye-cei ayn grnmeyen yzyle ilgili karanlk ve korkun srlar zerine anlatacam ok ey var. te size btn bunlan ve daha birok eyi ayrntlaryla anlatmak istiyorum. Ama ksa keselim, karln almak artyla. Aileme ve evime dnmeye can atyorum; Rotterdam'dan aynlrken alacakllanm ldrerek ilediim suun cezasnn, vereceim deerli bilgiler ve fizik ve metafizik bilimlere tutabileceim k karlnda siz saygdeer efendim araclyla balanmasn talep ediyorum. Elinizde tutmakta olduunuz mektubun yazlma amac da budur. Bu mektubu getiren, ulam olarak dnyaya .gelmeye raz ettiim ve gerekli bilgileri verdiim ayl, Ekselanslarnn emirlerini bek-leyecek ve eer istediim af bir ekilde verilecek olursa bana getirecektir. "Ekselanslarnn hizmetinde olmaktan onur duyarm. HANS PFAAL" Bu olaanst belgenin okunmas bittiinde, Profesr Rub-badub'un aknlktan piposunu yere drd, Mynheer Su-perbus Von Underduk'un ise gzlklerini karp, silip, cebine soktuktan sonra aknlk ve hayranlktan kendisini ve vakarn unutarak defa topuklar zerinde dnd sylenmektedir. Tartlacak bir ey yoktu -istenilen af verilmeliydi. En azndan, Profesr Rubadub sunturlu bir kfr savurarak byle syledi ve meslekdanm koluna girerek tek kelime etmeden alnacak nlemleri dnmek zere evin yolunu tutan anl anl Von Underduk da sonunda byle dnd. Ama belediye bakannn konutunun kapsna gelindiinde, Profesr, ulan ortadan kaybolmay uygun bulmu olmas nedeniyle -kukusuz Rotter-damllarn yabanl grnlerinden lesiye korkmutu- verilecek affn pek ie yaramayacan syleme cretini gsterdi; nk bu kadar engin bir mesafeyi bir Ayldan baka hi kimse amaya cesaret edemezdi. Bu gzlemin doruluunu belediye bakannn da kabul etmesiyle konu resmen kapanm oldu. Ama sylenti ve tahminler ayn ekilde p diye kesilmedi. Mektubun yaymlanm olmas ok eitli dedikodulara ve trl trl fikirlerin ortaya atlmasna yol at. Hatta baz aklevveller btn' bunlann bir akadan baka bir ey olmadn ileri srerek kendilerini gln duruma drdler. Ama bu tr insanlar iin aka, sanrm, anlaylarn aan her eyi ifade etmek iin kullandklar genel bir terimdir. Ben kendi adma onlann byle bir sulamay neye dayandrdklann anlayabilmi deilim. Ne dediklerine bir bakalm. Imprimis65 Rotterdam'n aka yapmay seven kimi insanlarnn, belli baz belediye bakanlarna ve gkbilimcilerine zel bir antipatileri vardr. ikinci olarak. Baz yanl davrantan nedeniyle her iki kula da dibinden kesilmi hokkabaz bir cce bir sreden beri komu kent Bruges'de kaypt. nc olarak. Kk balonun etrafna yaptrlm gazetelerin hepsi Hollanda gazetesiydi, dolaysyla Ayda retilmi olamazlard. Bunlar kirli, pis katlard ve basmevi sahibi Gluck66 bunlarn Rotterdam'da baslm olduklarna ncil zerine yemin edebilirdi. Drdnc olarak. Cepleri para dolu olarak denizar bir yolculuktan yeni dnm olan serseri ve ayya Hans Pfaal ile alacakl olduklar sylenen aylak, daha iki gn nce varolarda sala bir meyhanede grlmlerdi. Son olarak. Bu genel olarak kabul edilen ya da kabul edilmesi gereken bir fikirdir: Rotterdam Kenti Gkbilimciler Yksekokulu da dnyann baka blgelerindeki yksekokullarda -genel olarak yksekokullardan ve gkbilimcilerden sz etmeye bile gerek yok- u kadarn syleyelim ki, olmas gerektiinden ne daha iyi, ne daha byk, ne de daha aklldr. POE'NUN 1840 YILINDA YKYE LAVE ETT NOT Doruyu sylemek gerekirse, yukardaki deersiz karalama ile Bay Locke'un* nl "Ay yks" arasnda (birinde akaclk dierinde ciddiyet ar basmakla birlikte) her ikisinin de aka niteliinde olmasna, her iki akann konusunun da ayn, yani Ay olmasna, -dahas, her ikisinin de bilimsel ayrntlarla anlatya inanrlk kazandrmaya almalarna- karn pek fazla bir benzerlik bulunmamaktadr; yine de "Hans Pfaal"n yazar kendi jeu-d"esprit'inin67 Bay Locke'un-kinin New York Sun'da. yaymlanmaya

balamasndan aa yukar hafta nce Southern Litterary Messenger'da. yaymlandn sylemeyi meru mdafaa olarak gerekli grmektedir. Belki de olmayan bir benzerlii dleyen New York gazeteleri, "Hans Pfaal"dan yaptklar alntlan "Ay akas" ile karlatrarak birinin yazarnda dierinin ya-zarn bulmaya almlardr. Gerekte aldatldn kabule yanaanlardan ok daha fazla sayda insan, "Ay akas" tarafndan aldatlm olduundan, yknn gerek niteliini ortaya koymaya yetecek baz zelliklerine iaret etmek yoluyla, neden kimsenin aklanmamas gerektiini burada gstermek epeyce elenceli olabilir. Gerekte bu usta ii kurmacada sergilenen hayalgc ok zengin olmakla birlikte, gereklere ve genel karlatrmalara biraz daha dikkat etmekle salanabilecek gten yoksundu. Bir an iin bile olsa halkn yanltlabilmi olmas, astronomi konularndaki genel bilgisizliin bykln kantlar.68 Ay'n Dnya'dan uzakl yuvarlak rakamla 240.000 mildir. Bir teleskopun bir uyduyu (ya da herhangi uzak bir gk cismini) ne kadar yaknlatracan bilmek istiyorsak, btn yapmamz gereken aradaki uzakl mercein "byltme" ya da daha iyi bir ifade ile uzaya nfuz gcne blmektir. Bay Locke merceinin byltme gcn 42.000 olarak gsteriyor. 240.000 rakamn (Ayn gerek uzakl) bu rakama blecek olursak grnr uzakl 5 5/7 mil olarak buluruz. Bu uzaklktan, brakn anlatda tek tek adlar saylan mini minnack eyleri, hi bir hayvan grlemez. Bay Locke Sir John HerschePin (haha, gelincik familyasndan) iekleri ve hatta kk kularn gzlerinin renk ve biimlerini bile fark ettiini sylemektedir. Oysa, bundan hemen nce, ap on sekiz parmaktan kk olan eyleri merceinin gsteremediini syleyen de yine kendisiydi; ki sylediim gibi, bu bile mercei fazlasyla gl gstermek anlamna gelir. Bu mthi mercein Bay Hartley ve Bay Grant'n69 Dumbarton:daki atlyelerinde dkldnn sylendiini de bu arada belirtelim; gel gelelim Bay H. ve Bay G'nin irketi bu akann yaymlanmasndan uzun yllar nce almalarn durdurmutu. Brorn, bir bizon trnn gzleri nndeki "klsal yapdaki bir pee"den sz edildii 13. sayfasnda, yazar yle demektedir: "Dr. Herschel, bunun, ayn bizim yaadmz yznde yaayanlarn dzenli aralklarla karlat ar karanlktan ar a geiin yaratt etkilerden hayvann gzn korumak iin tannnn bir ltf olduunu keskin zekasyla hemen anlad". Ama, bunun Doktor tarafndan yaplan "zekice" bir zlem olduu dnlemez. Ayn bize bakan yznde yaayanlar iin karanlk diye bir ey sz konusu deildir, dolaysyla da sz edilen an karanlktan an aydnla (ya da tersi) gei yaanmaz. Gnei grmedikleri zaman, Dnyadan yansyan ve on ndeki Ayn bulutsuz bir havadaki na eit bir kla aydnlanrlar. Blunt'n70 Ay Haritasyla tam uyum iddia edildiinde bile topografya, u ya da bu Ay haritasyla, hatta byk lde kendisiyle tutarszlklar iermektedir. Pusulann taksimat da iinden klamayacak derecede karmakark; yazar, yle grlyor ki, bir Ay haritasndaki yn iaretlerinin dnya haritasndakilerle ayn olmadn bilmiyor, Ay haritasnda sz gelimi dou soldadr. Belki de, eski gkbilimcilerin Ay yzeyindeki karanlk noktalara Mare Nubium, Mare Tranquillitatis, Mare Faecunditatis gibi anlam belirsiz adlar vermesine aklanarak Bay L. Ay yzeyindeki okyanuslar ve daha baka byk su ktleleriye ilgili ayrntlara girmitir, oysa ki astronomi bilimi Ayda byle su ktlelerinin bulunmayndan emin olduu kadar hibir konudan emin deildir. Ay hilal ya da yanmay durumunda iken karanlkla aydnl birbirinden ayran snr izgisinin incelenmesinde, bu izginin karanlk blgelerden geerken przl ve di di olduu grlmtr, oysa bu karanlk yerler sv olsayd, aktr ki izgi son derece dzenli olurdu. 21. sayfadaki insan-yarasann kanatlarnn tasviri, Peter Wilkins'-in71 uzan adallarnn kanatlarnn tasvirinden kelimesi kelimesine kopya edilmitir. Bu basit gerek bile kuku uyandrmalyd. 23. sayfada unlan okuyoruz: "Bizim on kat byk kremizin, bu uydu zamann dlyatanda kimyasal ekim gcnn edilgen znesi bir embriyonken, zerinde ne

mthi bir etkisi olmutur!" ok gzel; ama dikkat buyurulmaldr ki, hibir gkbilimci, zellikle de bir bilimsel dergiye byle bir aklama yapmazd; nk Dnya bu anlamda Aydan on deil tam krk dokuz defa byktr. Benzer bir itiraz, bilim yazarnn Satrn'deki baz keifleri takdim amacyla, sz konusu gezegeni bir okul ocuu dzeyinde en ince ayrntlaryla anlatmaya giritii (hem de Edinburgh Journal of Science'da!) son sayfalarn tm iin de geerlidir. Ama zellikle bir nokta var ki, uydurmacay ele vermi olmalyd. Ay yzeyindeki hayvanlar grebilecek gce sahip olduumuzu varsayalm; -Dnyadan Aya bakan birinin dikkatini ilk ne ekerdi? Kukusuz biimleri, byklkleri ya da buna benzer baka bir zellikleri deil, olaanst durumlar dikkati ekerdi. Tavanda yryen sinekler gibi ba aa yryor grnrlerdi. Gerek gzlemci, (daha nceki bilgileri nedeniyle buna ne kadar hazrlkl olsa da) gzlem yapt hayvanlarn benzersiz durumlarna bir hayret l atard; uyduruk gzlemci ise bu konudan hi sz etmemi, bu yaratklarn sadece balarnn apn grebilecei ortadayken o tutmu btn gvdelerini grdnden sz etmitir! Sonu olarak hayvan ve bitki varlna ilikin dier hayallerin yan sra insanyarasalarn boyutlarnn ve zellikle de glerinin (sz gelimi bu kadar seyreltik bir atmosferde -elbette Ayn bir atmosferi varsa- uabilme yeteneklerinin), karlatrmal usavurmayla bu konularda ulalabilecek sonulara ters dtne ve karlatrmann burada neredeyse kesin ispat anlamna geldiine iaret etmek yerinde olacaktr. Makalenin banda yer alan "grmenin odak noktas yoluyla yapay n aktarm" trnden Brewster72 ve Herschel'e atfedilen btn savlann yerinde bir adlandrmayla zrva denilebilecek ssl yazm trne girdiini eklemeye herhalde pek gerek yok. Yldzlar arasnda optik keifler yapmann gerek ve ok kesin bir snr vardr -aada anlatlacaklardan bu snrn nitelii kolayca anlalacaktr. Gereksindiimiz tek ey byk mercekler dkmek olsayd, insanolunun dehas bu grevin altndaki rahatlkla kalkar ve sonuta istediimiz her boyutta merceimiz olurdu. Ama ne yazk ki, mercek boyutundaki ve sonu olarak uzaya nfuz etme gcndeki arta orantl olarak nlarn dalmas yznden gzlemlenen nesneden gelen k azalr. Ve bu zc duruma kar insanolunun elinden bir ey gelmez, nk bir nesne, ancak kendisinden kan ve dorudan ya da yansyarak bize ulaan k yoluyla grlebilir. Bu yzden, Bay Locke*'un yararlanabilecei tek "yapay" k, "grmenin odak noktasna" deil gzlemlenen gerek nesneye, yani Ay yzeyine yneltecei bir yapay k olabilirdi. Bulutsuz ve aysz bir gecede herhangi bir yldzdan gelen k, dalma yznden btn yldzlardan gelen doal k kadar zayfladnda o yldzn artk grlemeyecei kolayca kestirilebilir. HerschePin teleskopunun aynasnn yanstma yzeyi sadece 1811 pus kare iken ingiltere'de yakn zamanlarda imal edilen Earl of Ross73 teleskopunun aynasnn yanstma yzeyi 4071 pus karedir. Earl of Ross teleskopunun metal ap 6 ayak; mercek kalnl kenarlarda 5,5 pus, merkezinde 5 pustur. Teleskop 3 ton ekmekte olup odak uzakl 50 ayaktr. Yakn zamanlarda, benzersiz ve olduka ustaca yazlm kk bir kitap okudum; kapak sayfasnda unlar yazlyd: -"L'homme dans la Iune, ou le Voyage Chirmerique fait au Monde de la lune, nouuel-lement docuuert par Dominique Gonzales, Aduanturier Espangol, autremet dit le Courier volant. Mis eh notre langvepar J.B.DA. Paris, chez Francois Piot, pres la Fontaine de Saint Benoist. Et chez J. Goignard, au premier pilier de la grand' salle du Palais, procbe les Consultations, MDCXLVH6." pp.176.74 Yazar, yaptn Bay D'Avisson (Davidson?) adnda birinin ngiliz-cesinden evirdiini sylyorsa da ifadesinde mthi bir belirsizlik bulunmaktadr. yle demektedir: Ten ai eu {'original de Mr.D'Avis-son, medecin de mieux versez qui soient aujord'huy dans la cnois-sance de Belles Lettres, et sur tout de la Philosophic Naturelle. Je lui ai cette obligation entre le autres, de m 'auoir non seulement mis en main ce Livre

en anglois, mais encore le Manuscrit du Sieur Thomas D'Anan, gentilhomme Eccossois, recommandable pour sa vertu, sur la version duquel j'advoue que J'ay tire le plan de la mienne."75 lk otuz sayfa boyunca Gil Bias76 tr konu d servenlerden sonra, yazar, bir deniz yolculuunda hastaland iin gemi mrettebatnn kendisini bir zenci hizmetiyle birlikte St. Helena Adas'na ter-kettiini anlatmaktadr. Yiyecek bulma anslarn artrmak iin ikisi ayrlarak, birbirlerinden olabildiince uzakta yaamaya balarlar. Bu * Richard Adams Locke: The New York Sun'n yaymcs. Gazetesinde ayrntl bir Aya yolculuk yks yaynlamasyla nl. 1846'da Poe Godey's Lady's Book'da Lucke zerine bir deneme yaymlad ve 1 pennylik gazeteleri baarya ulatrd iin onu vd. durum, aralarnda posta gvercini olarak kullanmak amacyla kularn eitilmesini gerektirir. Zamanla kular belirli arlklarda paketleri tamaya altrlr ve bu arlk yava yava artrlr. Sonunda, yazarn kendisini havalandrmak amacyla ok sayda kuun kuvvetlerini birletirmek fikri akla gelir. Bu amala bir makina tasarlanr, sonra, byk lde elik oymaclna dayanan bu makinann ok ayrntl bir tarifini okuruz. Bundan sonra, puanla farbalas ve kocaman peruka-syla sprge sopasna benzer bir eyin zerine ata biner gibi oturan Signor Gonzales'in, kuyruklarndan birer iple makinaya balanm ok sayda yabani kuu (ganza) tarafndan havalandrldn anlarz. Signor'un yksnde ayrntlaryla anlatlan asl olay, kitabn neredeyse sonuna kadar okuyucudan gizlenen ok nemli bir geree dayanmaktadr. Signor'un o kadar senli benli olduu ganzalar gerekte St. Helenal deil, Aylymlar. ok ok eski zamanlardan beri her yl Dnyada bir blgeye g etmeyi adet edinmilermi. Elbette mevsimi gelince geri dneceklermi ve gnlerden bir gn ksa bir yolculuk iin onlarn hizmetine gereksinme duyan yazarmz bir de bakm ki uyduya gtrlvermi. Burada ynla tuhaf ey ve bu arada da, halkn son derece mutlu olduunu; yasalar olmadn; lrken ac ekmediklerini; boylarnn on ayakla otuz ayak arasnda deitiini; be bin yl yaadklarn; Irdonozur adnda bir imparatorlar olduunu; altm ayak ykseklie sradklarn ve ayekiminin etkisinden kurtularak pervane gibi dndrdkleri kanatlaryla uuup durduklarn grm. Kitabn genel felsefesi zerine bir rnek vermekten kendimi alamyorum. "imdi", diyor Signor Gonzales, "kendimi iinde bulduum yerin nitelii hakknda size baz aklamalarda bulunmalym. Btn bulutlar ayaklarmn altnda, ya da daha doru bir deyile, benimle dnya arasnda yer alyordu. Yldzlara gelince, bulunduum yerde hi gece olmadndan, yldzlarn grnts her zaman aynyd; alld gibi parlak deil, sabah Ay gibi solgun. Ama yldzlardan ok az grlebiliyordu ve bunlar (kestirebildiini kadanyla) Dnyadan grldnn on kat byktler. Dolunay olmas iin iki gn daha olan Ay mthi bykt. "Burada, yldzlarn yalnzca Dnyann Aya dnk yznde ve ona ne kadar yaknsalar o kadar byk grndklerini belirtmeyi unutmamalym. Size ayrca unu da sylemeliyim ki, hava ister sakin ister frtnal olsun, kendimi her zaman, dorudan Dnyayla Ay arasnda buluyordum, iki nedenle bundan emindim -nk kularm hep dz bir hat zerinde uuyorlard ve nk her ne zaman dinlenmeye kal-ksak belli belirsiz yerkrenin etrafnda srkleniyorduk. Srkleniyorduk diyorum, nk, Dnyann, yaygn olarak yerkrenin kutuplan denilen Gksel Ekvatorun kutuplar zerinde deil, Zodyak kutuplar zerinde doudan batya doru dnmesine hi ara vermediini ileri sren Copernicus'un grne katlyorum; Salamanca'da genken renip sonra unuttuum astroloji bilgilerimi anmsayacak kadar bo zaman bulduumda bu sorun zerinde uzun uzadya durmak niyetindeyim." italikle dizilmi gaflara ramen, zamannn geerli astronomi kavramlarnn naif bir rneini vermesi asndan kitap dikkate deer olmaktan uzak deildir. Bu naifliklerden bir tanesi, "yerekiminin" dnyadan itibaren ksa bir mesafeden sonra etkisinin kalmadn ileri srmekteydi ve bu yzden de yolcumuzu "Dnyann

etrafnda belli belirsiz srklenir" durumda buluruz. Daha neler neler. Daha baka "Aya Yolculuk" ykleri de bulunmakla birlikte, hibiri imdi szn ettiimiz kadar deerli deildir. Bunlardan Berge-rac'n77 yks son derece anlamszdr. American Quarterly Review'-un nc cildinde sz konusu trden bir "yolculuk" zerine ayrntl bir eletiri bulunmaktadr,78 ancak yle bir eletiri ki, eletirmenin kitaptaki aptallklarm, yoksa astronomi konusundaki kendi bilgisizliini mi sergiliyor sylemesi zor. Eserin adn unutmuum, ama yolculuk arac olarak tasarlanan ey Signor Gonzales dostumuzun ganza'larn-dan bile daha acnas bir tasarm. Topra kazan servencimiz, Ayn zel olarak ektii tuhaf bir madde buluverir ve derhal ondan bir kutu yapar, bu kutuyu yere balayan balar kesilince kutu servencimizi de tayarak hemencecik uyduya ular. Pek fena bir jeu d'esprit olmayan "Thomas O'Rourke'un Uuu" Almancaya evrilmitir. yknn kahraman Thomas, aslnda tuhaflklaryla bu servenin yaanmasna yol aan rlandal bir soylunun avlak bekisidir. "Uu", Bantry Kr-fezi'nin79 sonundaki yce bir da olan Hungry Hill'den bir kartaln srtnda yaplr. Konular Ayllarn yaam tarzlarnn anlatlmas ve bizimkilerle karlatrlmas olan bu brocbure'lerin hepsi yergi amal. Hibirinde yolculuun kendisini ve ayrntlarn akla manta sar bir ekilde anlatma abas yok. Tek tek her birinin yazan astronomiden habersiz gibi. "Hans Pfaal"da ilenen fikir, bilimsel ilkelerin Ayla Dnya arasndaki gerek bir yolculua uygulanmasnda (konunun tuhaf niteliinin izin verdii lde) gereklik duygusu yaratma abas asndan tamamen yenidir. NOTLAR 1 "Tom O'Bedlam" delilik bahanesiyle sadaka toplayan bir dilencidir. "Bedlam", balangta drt hasta kabul etmek zere kurulmu, ama 1644'te krk drt hastasndan bir ksmn "yar iyiletirilmi" olarak taburcu eden Lond-ra'daki akl hastanesi Betlehem'in ksaltlm eklidir (St. Mary's of Betle-hem). "Tahliye-izinli" bu adamlar, insanlarda acma hissi uyandrmak iin tuhaf kyafetler ierisinde arklar syleyerek sada solda serserilik ederlerdi. Sokaklarda dolaan bu serserilerden bir grup ok gemeden, yoldan gelip geen uyank olmayan insanlardan para koparmak iin Tam O'Bed-lam kiiliine brndler. 2 Hollandallarn pipolarna olan dknl Poe zamannda Amerika'da ok tutulan bir aka konusuydu. Ayn konuya Poe'nun "The Devil in the Belfry'nda ve Washington Irving'in "Diedrich Knickerbocker's History of New York'unda da rastlanr. Hollandallar, Poe'nun kent atmosferi anlatrken kulland byk duman buludan tanmn hakl karacak kadar ok pipo ierlerdi. 3 Superbus Von Underduk adnn anlam, dalkavuklarn en iyisidir. 4 Gazetelerin uyduruk haberleri gerek olaylar gibi sunmalarna, halkn deyimiyle "balon uurmalar"da dolayl bir gnderme. 5 Soytar klah (fool's cap), zillerle sslenmi, genellikle kattan konik bir apkadr. Foolscap ayrca yaklak 33x40 cm boyutlarnda bir kattr. Kelimenin birinci anlamyla kullanlm olmas yalnzca bir aka olarak grlebilir ama ikinci anlamyla kullanlm olmas baz aratrmaclara ikinci snf yazarlarn uu fantazilerinin alaya alndn dndrmektedir. 6 Halk danslan yaplrken okunan "High, Betty Martin" adl geleneksel bir ark. 7 Washington Irving'in, karsnn drdrndan bkarak yirmi yl ortalarda gzkmeyen Rip Van Winkle'nn bir baka yansmas. Hans ve Grettel adlar, yknn bir peri masal (Hansel ve Grettel) olduuna iaret ediyor. Pfaal soyad, Pfaal, Phaal eklinde de geiyor ki, bu bazlarna (szgelimi, Marie Bonapart'a phallus szcne gnderme yapldn dndryor. Yine Almancadaki pfahl(kazk) szc de ayn Freudcu armlara sahip. Szcn fall(d, dmek) szcnden geldiini dnenler de var ki, bir baloncu iin olduka anssz bir ad olsa gerek. 8 Queue (Fr.): Kuyruk, at kuyruu. 9 Topraa.

10 Yerekiminin olmad uzaydan gelmi olduunun ilk iareti. 11 Alayan ocuklar susturmak iin sylenen "dandini dandini dastana..." trnden bir tekerlemeden: "Rub-a-dub-dub, Three Man in a Tub..." 12 John Franz Encke (1791-1865). Seeberg, sonra da Berlin gzlemevlerinin yneticisi olan Alman astronom. 1680'deki bir kuyrukluyldzn yrngesine ilikin hesaplaryla nldr. Fransz, Encke'den sonra kuyrukluyldz adlandran Marsilyal J. L. Pons olabilir. 13 Bat Fransa'da Loire'daki Nantes kenti. 14 Mekaniin, gazlarn mekanik zellikleriye uraan dal. 15 1835'te yaymlanan metin aadaki szlerle devam ediyordu: "Bir baka deyile, z gerei gerein genellikle yzeysel olduuna ve birok dununda bizim onu aradmz derinliin ok altnda bir derinlikte yattna inanyordum ve hl da inanyorum," 16 Joseph Priestly (1733-1804) tarafndan gelitirilen hava pompas o gnlerde birok fizik kitabnda yer alyordu. Bu pompa bir kap ierisindeki havay dar atarak vakum oluturmada ya da mekanizmay ters evirerek kap iindeki basncn artrlmasnda kullanlyordu. Burada sz edilen Grimm'in kim olduu bilinemiyor, ancak Hansel ve Grettel'den sz eden Poe'nun .akob (1785-1863) ve Wilhelm Grimm (1786-1859) kardelerden sz etmi olmas bsbtn olanaksz olmasa gerek. 17 Yaklak 1130 metre kp. Demek ki yaklak on metre apnda bir balon. 18 Aide-de-camp (fr.): Yaver, emir subay. 19 Tarih 1 Nisan. "Mellonta Tauta" yksndeki 3. nota baknz. 20 Elektrometre: Elektriklenmi bir cisimdeki elektriin niteliini ve niceliini lmede kullanlan bir aygt. Genellikle bir metala tutturulmu iki altn yapraktan oluur, elektriin miktarna gre bu yapraklar alr. 21 Penmican: Kuzey Amerika yerlilerinin kurutulmu ve dvlm ete eritilmi ya ve kurutulmu meyve katarak yaptklar bir eit pastrma. Bir Hollandalnn bu szc kullanmas biraz tuhaf. 22 30 in, yani 760 mm civa basnc, 1 atmosfer basn. 23 Balonla umann tarihi Montgolfier Kardelerin dntrlm kat torbalara scak hava doldurarak deneyler yapt 1773'e kadar gider. 1783'te yaklak 100 fit (33 m) apnda keten bir balonla havalanmay baardlar. Ayn yl Pilatre de Rozier insanl bir uula 84 fit ykseklie kmay baard. Hidrojen gaz balonda ilk olarak 1783'te J.A.C. Charles tarafndan kullanld ve 75 mil uzaa uuldu, ilk deniz yolculuunu Dr. John Jeffries 1785'te yapt ve Man Denizi'ni at. 24 W.W. Sadler, 1824'te balonun ykselmesi srasnda sepetten dar dm ve ksa bir sre ayandan asl olarak kalmtr. 25 "Kuyu ve Sarka"n ve "Maelstrme D"n anlatclar gibi Hans Pfaal da kendini iinde bulduu yeni durumu kavramaya alan soukkanl ve dnen biridir. Ama bu ykde ton biraz daha farkldr. Pfaal ok aklba-nda, ok soukkanl, ok mantkldr ve bu ton dehetten ok burleskin tonudur. 26 Poe, dilemma (ikilem) szcn kullanyor ki, bir ikilemden kurtulmak mmkn deildir, hangi yntem uygulanrsa uygulansn sonu ayndr. Zaten ikilemi ikilem yapan da budur. 27 eyrek mil, 19800 fit yapar ki, Poe'nun zamannda en fazla 8000 fite klabilmitir (Charles Person Durant, 1837). 1930'da Auguste ve Jean Piccard 55000 ve 58000 fite, 1960'ta Joseph W. Kittinger 102000 fite kmay baarmtr. 28 ngilizcede "to depart" fiili, hem gitmek hem de lmek anlamndadr. Hans Pfaal szck oyunu yapyor. 29 lk aya yolculuk yks Ocaromenippus, .S. 165'te Samasotal Lukianos tarafndan yazlmtr. Bu ykde dnyann yuvarlak olduunu kantlamak isteyen bir filozof, kartal telei ile bir akbaba telei kullanarak aya yolculuk yapar.

1948'te Marjorie Hope Nicholson "Voyages to the Moon-Aya Yolculuklar" adl kitabnda bu konudaki ykleri bir araya toplamtr. Nicholson, kitabnda bu konunun yeniden alnmas iin Lukianos'tan sonra on yzyl beklendiini yazmaktadr. Bu, Ariosto'nun epik Orlando Furioso'su (1532) oldu. yknn kahraman karsn aramak iin iki tekerlekli bir sava arabasyla aya gider ve gezegende kentler kasabalar kurulmu olduunu grr. Jules Verne'nin Dnyadan Aya Seyahat'i (1865) aya yolculuk yklerinin en nlsdr. 30 Yanllar da dahil, burada verilen btn hesaplamalar Poe, 1834'te Sir John Herschel'in (1790-1871) Philadelphia'da yaymlanan Treatise on Astronomy adl eserinden alnmtr. Bir elipsi, ana eksenini bir kesriyle tanmlarken Poe da, Herschel de yanlgya dyorlard. Poe, yksn yazna fikrini Herschel'den aldn sylyordu; ayrca Herschel'in kitabndan baz bilgileri, zaman zaman da baz pasajlar olduu gibi alnt. 31 Cotopaxi: Ekvador Antlarndaki dnyann en yksek aktif yanarda, "Balon akas" adl yknn 13. notuna baknz. 32 Joseph Louis Gay-Lussac (1778-1850) ve Jean Baptiste Biot (1774-1862). Gerekte 1804 ylnda Gay-Lussac ve Biot birlikte yalnzca 3000 fit ykseklie kmlard, ama ayn yl Gay-Lussac tek bana 23000 fitin zerine kmay baarmtr. Paris'ten Rouen'e kadar sren yolculuunda Gay-Lussac, dnyann manyetik alan ve eidi ykseldiklerde atmosferin bileimi zerine deneyler yapmtr, oksijensiz olarak en byk ykseklie James Glaisher ve Henry Coxwell 1862'de kmlardr. 30000 fit. Ancak bu ykseklikte bayldklar iin gerekte 30000 fitin ne kadar zerine ktklar bilinememektedir. Baylrken umutsuz bir abayla gaz vanasn aarak dakikada 2000 fit hzla alalmalar sonucu lmden kurtulmulardr.Daha sonra kendilerine gelerek gaz vanasn kapatmlardr. 33 Hadid (perihelion): Bir gezegen veya kuyrukluyldz yrngesinin gnee en yakn olan noktas. 34 Esir, btn evreni ve atomlar arasndaki boluu doldurduu ve arl olmad varsaylan tz. Rare etherial medium, seyreltik esir ortam, Poe'nun dzyaz iir olarak niteledii uzun makalesi Eureka'da yaratt kozmoloji iin derin uzayda "esir'in varl ok nemlidir. Poe, evrenin, insann her edimine yant veren birleik bir btn olduunu ileri srmekte ve "esir"in bu tr etkilerin fiziksel temeli olduunu dnmektedir. Onun bu abas, mistik inanlara bilimsel bir temel salamak isteyen genel Romantik abann bir parasdr. Bu dnce ekli "Szcklerin Bilinci"nde ve "Hans Pfaal"da cisimlemitir. te yandan, Poe iin bilimsel inanlrlk, esirin varlnn felsefi sonularndan ok daha nemlidir. 35 Afel (aphelion): Bir gezegen ya da kuyruklu yldz yrngesinin gnee en uzak olan noktas; evc; yerte. 36 Jean Exix Benjamin Valz (1787-1867). Poe muhtemelen onun "Essai sur la determination des densites de l'etber - Esir Younluklarn Belirleme zerine Deneme'sine (1831) gnderme yapyor. 37 "Zodyak , muhtemelen eskilerin Trabes dedikleri ey olmaldr. Emi-cantet Trabes quos docos vacant. Pliny lib. 2, p. 26 (Poe'nun notu). Emi-cantet bir yazl hatas olmaldr. Dorusu, emicant et olmaldr. Poe, ayrca orijinalindeki 'benzeri' anlamna gelen simili modo szlerini atmtr. Rees's Cyclopedia'ya (1819) gre, gnein gkyznde izledii grnr yol bir elips biimindedir; bu yol geleneksel olarak zodyakn on iki burcuyla tanmlanr. Zodyak yolu 10 geniliktedir ve merkez tutulum dairesi (dnyann etrafn dolaan ve tropiklere deen byk halka) zerindedir. Merkr'n yrngesi tutulum dairesiyle 7'lik a yapar, Ay'n yrngesi ise 5'lik. Bu yzden hareket halindeki (bu) gk cisimleri hep zodyak kua iinde kalrlar. Zodyak batda gne battktan sonra, douda ise gne domadan nce gen eklinde bir k halinde grlr. Trabes, Latincede "n" demektir. 38 Hans Pfaal'n ilk yaymlanndan sonra, Nassau adl balonun nl pilotu Bay

Green'in ve daha baka deneycilerin bu konuda Bay Humboldt'un savlarna kar ktklarn ve tam tersine, burada sunulan kuramla tam bir uyum halinde duyulan rahatszln giderek, azaldn sylediklerini renmi bulunmaktaym (Poe'nun notu). Charles Green bir seferinde 19335 fite, bir seferinde de 27146 fite kmtr. "Balon akas" adl ykye baknz. Alexander von Humboll (1769-1859), meteoroloji ve atmosfer bilimiyle de ilgilenmi nl bir doabilimci. 39 Kuramsal olarak kan almak, bedense hapsolunmu gazlarn genlemesi iin daha fazla yer salar, ama uygulamada kan basncn ve yaamsal nemi olan alyuvarlarn saysn drerek insan gsz brakr. Ayrca kan ierisindeki gaz kabarcklar dar bir damarda skp kalarak daha teye oksijen ulamasn engeller ve korkun aclar ekilmesine yol aar. 40 Ykseklii tolere etme yetenei byk lde kaltsaldr. Szgelimi, oksijeni daha etkin bir ekilde kullanabilmek iin bir And yerlisinin gs kafesi daha geni, gvdesi bodurdur. Bir kedi, yavrularna ancak kendi zelliklerini geirebilir, dolaysyla burada anlatld gibi yavru kedilerin doar domaz ykseklie uyum salamas olas deildir. 41 Bu ykseklikte atmosferin seyreklii dikkate alnacak olursa, ilk gvercin ta gibi dm olmalyd; kuun kanadn rparak balona geri dnmesine yetecek kadar bir hava direnci bu ykseklikte bulunamaz, ikinci gvercinin ini tarz akla daha uygun. 42 Kauuk bir torba elbette havay tutabilir, ama bugn bilinmektedir ki, ok kk meteoritler ve uzayda babo dolaan kk cisimler bu balonu ok gemeden paralard. 43 Tourniquet-, Turnike, kanat mandal, kska. 44 Bu ykseklikte, ierdeki basnl hava "kmeyip" byk bir hzla dar kaard. Poe, kondansatrn ierdeki hava basncn artracan ya da oksijeni-tkenmi havann kmeyip hzla kaacan bilmiyor gibi. Vanann almasyla "kapsl", tpk delinmi bir balon gibi byk bir hzla havasn tketerek snerdi. 45 En masse (Fr.): Hep birden, birlikte. 46 Ayn bu gzle grlmesinin tarihi ta italyan airi Ludovico Ariosto'ya (1474-1553) kadar geri gider (27. nota baknz). Richard Adam Locke'un 1835'te yaymlanan "Discoveries in the Moon" adl eserinde 40000 bytmeli bir teleskop yardmyla Ayn yzeyindeki 18 parmak apndaki nesnelerin grlebildii anlatlmaktadr. Ayda kefedilen canllar arasnda insana benzer kanatl yaratklar, Amerikan buffalosuna benzer hayvanlar vardr. Ayrca tapnaklar grlmektedir. 47 Bu ykseldikte "gne batmas" sz konusu olamaz. 48 Uyku zerine bugn bildiklerimiz bu gr rtmektedir. 49 Su saati ya da clepsydra suyun damla damla akmasn salayan kk bir delii olan yirmi drt eit taksimata ayrlm topraktan bir kaptr. Zaman olduka iyi ler, tarihi .. 2000'lere kadar gider; daha sonraki modellerinde tekerlekler, kasnaklar, dililer, vb. kullanlmtr. 50 insann, bir krenin yaryzeyinin tamamnn grebilecei "sonlu" bir uzaklk bulunmamaktadr. 51 Kutup blgelerinin gz kamatran bir beyazlkta olacan umsak bile unutmamalyz ki Poe dneminde hi kimse kutuplar gerekten grmemiti. O zamanki yaygn bir inana gre okyanuslar, kutuplarda bulunan muazzam byk elale ve girdaplardan birinden akarak dierinden kmaktadr. Poe ayn gr "iede Bulunan El Yazmas"nda "Maelstrme D"te ve Arthur Gordon Pym 'in yks'nde de dile getirir. 52 nsanl ya da insansz btn uzay yolculuklarnda yalnzca yrnge zerindeki hareketin kendisi deil, yrngenin ekli de hesaba katlr. Poe, problemi burada doru bir ekilde ele alyor. 53 Ayn ekim gcnn Yer'in ekim gcne eitlendii nokta. 54 Apsisler hatt: Bir yrnge zerinde ekim kuvvetinin en az ve en fazla olduu

noktalar (hadid ve afel) birletiren hat. 55 Gktalarnn Aydaki patlamalardan frlayan kayalar olduu fikri Poe'nun buluu olmal. Biz bugn Ayn milyonlarca yldr aktif olmadn biliyoruz. Aktif olduu dnemlerde de bylesi patlamalar sonucunda kayalarn yeryzne ulamas, Ayn ekim gc nedeniyle olanakszd. 56 Bouleversement(fr.): Alt st olu. 57 Poe, daha gl olan yerekiminin etkisinden balonun nasl kurtulup, ktlesi ve bunun sonucu olarak ekim gc daha kk olan Ayn ekimine girdiini ve Ayn ekiminden nasl kurtularak Dnyaya geri dndn aklamyor. 58 Phlegraean Tarlalar: talya'da alak kraterler, scak su kaynaklar ve volkanik duman pskrten kk deliklerle dolu volkanik bir belge 59 Paris fiti: 12.8 in; 1356 Paris fiti - 440 m. 60 John Jerome Schrter Philosophical Transactions of the Royal Society of London'un 82. cildinde bu gzlemlerin ouyla ilgileniyorsa da burada verilen bilgiler Rees's Cyclopedia'nn "Nature and Furniture of the Moon" makalesinden aklanarak aktarlmtr. 61 "Hevelius, altnc ve yedinci kadirden yldzlarn bile aka grlebildii ak ve berrak bir gkyznde, Ay'n ykseklik ve dnyaya uzakl ayn kalmak zere ayn mkemmel teleskopla bakldnda Ay'n kendisinin ve zerindeki lekelerin her zaman ayn netlikle grlemediini yazmaktadr. Bu gzleme gre, bu olgunun nedeni ne bizim atmosferimizde, ne teleskopta, ne Ay'da, ne de gzlem yapan gzde deil, Ay'n etrafnda buluna-bileek bir baka eyde (bir atmosferde?) aranmaldr. Cassini, Ay'n glgesinde kaldklarnda Satrn, Jpiter ve hareketsiz yldzlarn birer ember olan ekillerinin deierek ovalletiini sk sk gzlemlemitir: baz tutulmalarda ise bu ekil deiiklii grlmemitir. Buradan, Ay'n her zaman olmamakla birlikte bazen yldzlardan gelen nlar kran youn bir madde ile evrili olduu sonucu kar (E.A. Poe'nun notu). Poe bu bilgileri Rees's Cyclopedia'dan neredeyse kelimesi kelimesine aktarmtr. Johannes Hevelius (1611-1687), Danzig kkenli bir Alman gkbilimcisi. Ay zerinde deerli gzlemler yapm, drt kuyrukluyldz bulmu ve 1500'den fazla yldz zerine bir katalog hazrlamtr. Jean D. Cassini (1625-1712), Jpiter zerindeki, Mart 1978'de Mari-ner'in gnderdii fotorafta grlen lekeye benzer Byk Krmz Leke'yi ilk gzlemleyen Fransz gkbilimcisi. Paris Gzlemevi'ni kurmu, Satrn'n drt uydusunu ve halkasnn blmlerini bulmu, Mars'n Gne etrafndaki turunu tamamlamas iin gereken sreyi hesaplamtr. 62 Poe, Alnan gkbilimcisi Johannes Kepler'in (1571-1630) lmnden sonra baslan Somnium'unu (1634) rnek alm olmal. Somnium'da Ay'a ulaan iki yk kahraman, gndzleri ve geceleri on beer dnya gn sren, havas ve suyu bulunan bir gezegen bulurlar. 63 "Eer Ayda yaayanlar varsa, Dnyay 2 lik ayla, bizim Ay'mzn getii evrelerden geen ama akl gibi gkte sabit duran olaanst bir Ay gibi gryor olmaldrlar..." (John Herschel, Treatise on Astronomy, 1834, s. 220) 64 In vacuo distillation: Vakum altnda (dk basnta) damtma. Bir svnn zerindeki basn kaldrlacak ya da azaltlacak olursa, yani zerinde vakum yaratlacak olursa, sv buharlamaya balar. 65 Imprimis (Lat.): ilk olarak. 66 Uydurma bir ad olduu sanlyor. 67 Jett-d'esprit(Fr.): aka, oyun. 68 Poe, baka bir yerde yle yazmaktadr? "'Ay yks'nn tamamlanmasndan drt gn sonra, onun kurmaca niteliini gstermek iin ykdeki savlarn incelenmesi zerine bir yaz kaleme aldm, ama herkes aldatlmaya yle hevesliydi, bu kadar hantal bir icad ara olarak kullanan slup o kadar ekiciydi ki, pek fazla dinleyici

bulamadm aknlkla grdm." (Goodey's, 1846) Olasdr ki, halkn aldatlmaya yatknl nedeniyle Poe "Balon akas'nda da benzer bir hileden yararlanmtr. 69 Grant, gkbilimci James William Grant (1788-1871) olmal, ancak Hartley'-nin kim olduu bilinemiyor. 70 George W. Blunt (1802-1878), nemli bir haritac ve harita yaymcs. 71 Peter Wilkins ya da Uan Adallar adl iki perdelik melodramatik bir oyunun, oyuna adn veren ba karakteri. 72 Sir David Brewster (1781-1868), skoyal fiziki. 73 Earl of Ross teleskopu: Rosse Kontu William Parsons (1800-1867), 1839 ylnda nl 36 pusluk yanstmal teleskopu tamamlamay baaran ingiliz gkbilimci. 74 "Aydaki Adam ya da Ay Dnyasna Hayali Yolculuk, ispanyol Servenci Dominique Gonzales ya da bir baka deyile Uan Kurye tarafndan yeni kefedilmitir. J.B.D.A. tarafndan, Francois Piot'nun Paris'teki Saint Be-nois emesi yaknnda bulunan evinde Ve J. Goignard'n "Consultations" yaknlarndaki sarayn byk salonunun birinci stununda bulunan evinde dilimize evrilmitir." Dominique Gonzales: Domingo Gonzales, Francis Godwin'in (1562-1633) takma ad. Sz konusu kitabn Poe'nun ileri srd gibi 1648 basks yoktur. J. Budoin tarafndan tercme edilen kitap Godwin'in lmnden sonra l638'de baslmtr. 75 "Gzel Sanatlar, zellikle de Tabiat Bilgisi konularnda bugn en bilgili doktorlardan biri olan Bay D'Avisson'un orijinal metni elimdeydi. Ona daha baka eylerin yan sra, bu ingilizce kitab ellerime verdii iin ve ayrca isko centilmen Sir Thomas D'Anan'n, yksek deeri nedeniyle tavsiye edilebilir kitabnn el yazmalarn da (kendi kitabmn plann bu versiyona gdre yaptm kabul ediyorum) verdii iin gnl borcu duymaktaym." Thomas Davison, Byron'un Don Juan'nn (1819) ilk iki kantosunun basmcsyd. 76 Fransz romanc ve oyun yazar Alain-Rene Le Sage'n (1668-1747) yapt ve onun kahraman. 77 Savinien Cyrano de Bergerac (1620?-1655). "Ay'daki Uluslarn ve imparatorluklarn Komik Tarihi" adl, lmnden sonra baslan (1656) bir kitabn yazar. 78 American Quarterly Review'un Poe'nun atf yapt says Mart 1828 tarihli saysdr. Bu sayda Josef Atterley'nin (George Tucker'n takma ad olduu sanlyor) 1827'de New York'ta baslan A Voyage to the Moon: with some account of the Manners and Customs, Science and Philosophy, of the People of Aforosophia and other Lunarians' tartlmaktayd. Derginin bu saysnda ayrca Sir Morgan D'Doherty'nin (William Maginn'in takna ad) Dan O'Rourke adl bir iiri yer alyordu: Mounted an eagle, and so reached the moon /Bir kartaln srtna binerek ulat Ay'a. 79 Bantry Bay: irlanda'nn en gney bat ucundaki krfez. BALON AKASI* (lk olarak 13 Nisan 1844'te ne Extra Sun'da, 14 Nisan 1844'te de New York Sunday Times'da yaymlanmtr. Sansasyonel bir balkla hakiki bir gazete makalesi olarak yazlan bir yazdan yola kan b yk Monck Mason'un Account of the Late Aeoronauti-cal Expedition from London to Weilburg, accomplished by Robert Hollond, Esq., Monck Mason Esq., and Charles Green, Aeronot'undan (1836) byk lde yararlanmtr. 1840 ylnda Burton s Gentleman's Magazine, Green'in Atlantik'in balonla geilebilecei yolundaki inancn dile getirmitir, ancak bu yirminci yzyldan nce baarlamamtr. yknn bir baka olas kayna 21 Haziran 1843'te Dollar Newspaper'-da yaymlanan John Wise'n hidrojen doldurulmu bir balonla dou ynnde esen bir rzgardan yararlanarak Atlantik'i gnde geme planlarn anlatan bir makale olabilir.) [Norfolk Kanal'yla Ekspres'ten artc Haberler! - Atlantik gnde ald! Bay Monck Mason'un Uan Makinasnn Mthi Zaferi! -Bay Mason, Bay Robert Holland, Bay Henson, Bay Harrison Ainsworth ve daha baka drt bayn "Victoria" adndaki

kumanda edilebilen balonla ktadan ktaya yaptklar yetmi be saatlik bir yolculuktan sonra Charleston, S.C. yaknlarndaki Sullivan Adas'na var! Yolculuun btn ayrntlar! Aada duyacanz jeu d'esprit1, grkemli harflerle yazlm ve aralarna hayranlk ifadeleri serpitirilmi yukardaki balkla, aslnda ilk olarak New York Sun adl bir gnlk gazetede yaymland ve Char-leston'un iki posta gazetesi arasndaki birka saatlik zaman diliminde quidnunclar2 iin sindirilmez bir gda olmaktan baka bir ie yaramad. "Haberi yazan tek gazete"ye hcum tam anlamyla korkun oldu ve gerekte (birinin ileri srd gibi) "Victoria" sz konusu yolculuu kesinlikle yapmadysa bile, bu uuu baarmaktan onu alkoyacak bir neden bulmak ok zor olacaktr.) Byk problem en sonunda zld! Hava da, toprak ve okyanus gibi bilime boyun edi; artk, insanlk iin sradan, uygun bir yol olacak. Atlas Okyanusu Balonla Asld! Ve bu pek zor olmad -nemli bir tehlikeyle karlalmad -tamamen denetim altnda tutulabilen bir makinayla -ve yetmi be saat gibi inanlmaz ksa bir srede bir ktadan dierine ulald! Charles-ton'daki temsilcimizin stn gayretiyle, Sir Everard Bringhurst; Lord Bentinck'in yeenlerinden Bay Osborn; nl balon pilotlar Bay Monck Mason ve Bay Robert Holland; "Jack Sheppard" ve daha bir yn kitabn yazan Bay Harrison Ainsworth; bu yaknlarda denenen ve baansz olan bir uan makinann tasarm-cs Bay Henson3 ve Woolwichli iki denizci, toplam sekiz kii tarafndan ayn 6's cumartesi sabah saat 11 ile ayn 9'u sal gn leden sonra saat 2 arasnda yaplan bu son derece olaanst yolculuu, ayrntlaryla kamuya duyurmay ilk biz baardk. ok nemsiz istisnalar dnda szc szcne Bay Monck Mason'la Bay Harrison Aisonworth'un ortak gnlklerinden ahndklan iin aada verilen ayrntlarn her bakmdan doruluuna ve gerekliine gvenebilirsiniz; temsilcimiz balonun kendisi, yaps ve daha birok ilgi ekici konudaki szel bilgiyi bu baylarn kibarlna borludur. Bize iletilen el yazmalarnda yaptmz tek deiiklik, temsilcimiz Bay Forsyth'in aceleyle aktard anlaty akc ve anlalr bir ekle sokmak olmutur. BALON Son zamanlardaki iki kesin baanszlk -Bay Henson'un ve Sir George Cayley'nin4 baarszlklar- halkn hava ulamna olan ilgisini ok zayflatmt. Bay Henson'un (balangta bilim adamlannca da uygulanlabilir bulunan) plan, eik bir dzlem zerinde tepe noktaya karlm makinaya dardan bir kuvvet uygulanlarak harekete geirilmesinden sonra say ve ekil bakmndan bir yeldeirmeninkine benzeyen pervane kanatlarnn dndrlmesiyle hareketin devam ettirilmesi ilkesine dayanyordu. Ama Adelaide Gallery'de imal edilen modellerle yaplan btn deneylerde grld ki, bu pervanelerin almas maki-nay ileri doru harekete geirmemekle kalmyor, onun uuunu da engelliyordu. Hz kazandran tek kuvvet, grld kadaryla, eik dzlemden iniin makinaya kazandrd kuvvetti ve bu kuvvet makinay, pervaneler dnmezken, dndkleri zamankinden daha uzaa tayordu -pervanelerin yararszln yeterince kantlayan bir gerek. Harekete geiren ve dmesini engelleyen bir kuvvet olmaynca da makina ister istemez topraa aklyordu. Bu gzlemler, Sir George Cayley'ye, bamsz olarak havalandrma gcne sahip bir makinaya -yani bir balona- ileriye doru hareket ettirici bir sistem ilave etme dncesini verdi. Bu dnce Sir George'da yalnzca uygulama biimi bakmndan yeni ve orijinaldi. Buluuyla ilgili bir modeli Politeknik Enstits'ne sundu, ileri doru hareket ettirme ilkesi ya da kuvveti, burada da dndrlen kesikli yzeylere ya da pervane ka-natlanna uyguland. Bu kanatlarn says drtt ve balonu hareket ettirmede ya da kalk gcne yardmc olmada tamamen yararsz olduu ortaya kt. Bylece proje tam bir baarszla urad. te tam bu kritik anda ('Nassau' adl balonla Dover'dan Weilburg'a yapt yolculuk 1837'de byk heyecana yol aan) Bay Monck Mason'un aklna, havada ileri doru hareket etmek iin Arimet vidas ilkesinden yararlanmak geldi - Bay Monck, hakl olarak Bay Henson'un ve Sir George Cayley'nin planlarnn baarszln, bamsz

pervane kanatlarnda yzeylerin sreksizliine vermiti. Halka ak ilk deneyini Willis's Rooms'da yapt, ama daha sonra modelini Adeleida Gallery'ye tad. Sir George Cayley'nin balonu gibi onun balonu da elipsoidal idi.5 Uzunluu on ayak alt parmak, ykseklii alt ayak sekiz parmakt. yz yirmi fit kp kadar gaz alyordu; bu gaz saf hidrojense, ilk iirildiinde bozulmadan ya da kamadan nce yirmi bir libre kaldrabiliyordu. Makinann ve cihazn arl on yedi libreydi -bylece geriye drt libre kalyordu. Balonun tam altnda hafif bir aatan yaklak dokuz ayak uzunluunda bir ereve vard ve balona allageldii gibi ala tutturulmutu. Bu ereveye dallardan rlm bir sepet ya da araba aslmt. Vida, pirin borudan on sekiz parmak uzunluunda bir dingilden ibaretti; bu dingilin bandan sonuna kadar bir dizi elik tel, yarap iki ayak olan on be derece eimli bir helis halinde uzanyor, bylece her iki yanda birer ayaklk knt oluturuyordu. Bu teller, yassltlm telden iki bantla d yzeylerinden birletirilmiti -btn bunlar vidann erevesini oluturuyordu. Bu erevenin zerine, genler halinde kesilmi yal ipekten bir kuma, dzgn bir yzey elde edecek ekilde sk skya geirilmiti. Dingilin her iki ucundan bu vida, kasnaktan aa inen pirin borudan stunlarla desteklenmiti. Bu borula-rn alt ulannda, ierisinde dingil millerinin dnd delikler bulunuyordu. Dingilin sepete yakn olan ucundan uzanan elik bir aft, sepete tutturulmu yayl bir mekanizmann pinyon dilisine balyordu viday. Bu yayn almasyla vida byk bir hzla dnmeye balyor ve sistemi ileriye doru harekete geiriyordu. Makina, bir dmen yekesiyle kolayca istenilen yne ev-rilebiliyordu. Yayn boyutlarna kyasla ok byk bir gc vard; drt parmak apnda bir silindir etrafnda ilk sarlmadan sonra krk be libre kaldrabiliyordu ve altka kaldrabildii yk daha da artyordu. Mekanizmann tamam sekiz libre alt ons (toplam 3,8 kg.) ekiyordu. Dmen yekesi ipekle kaplanm bambudan bir ereveydi, az ok bir rakete benziyordu, uzunluu yaklak ayak, en geni yeri ise bir ayakt. Arl iki ons kadard. Her yne tam dndrlebiliyordu; yukarya ve aaya olduu gibi saa ve sola da evrilerek pilota, eik bir konumda yol alrken ortaya kacak hava direncini istedii noktaya yneltme ve bylece balonu bunun aksi ynne dndrme olana salyordu. Zamanmz olmadndan yeterince tarif edemediimiz bu sistem Adelaide Gallery'de denendi ve saatte be millik bir hza ulald. Sylemesi tuhaf ama, Bay Henson'un nceki karmak makinasna kyasla fazla ilgiyle karlanmad -basit gibi gzken eylere tepeden bakma konusunda dnya fazlasyla inatdr. Genellikle varsaylmaktadr ki, hava ulamnn byk desideratum'unu6 baarmak iin dinamik biliminin olaanst derin bir ilkesinden hareketle son derece karmak uygulamalara bavurulmaldr. Yine de Bay Mason, buluunun bu byk baarsndan o kadar honut kalmt ki, uzunca bir mesafeyi hava yoluyla amann -ilk tasars, daha nce Nassau adl balonu denedii gibi Man denizini gemekti- baarlp baarlamayacan grmek iin hemen, mmknse, yeterli byklkte bir balon ina etmeye karar verdi. Dncelerini gerekletirebilmek iin, bilim dnyasndaki yerleri ve zellikle de havacln gelimesine kar gsterdikleri byk ilgiyle tannan Sir Everard Bringhurst ve Bay Osbom'un yardmlarn istedi ve elde etti. Proje, Bay Osborn'un istei zerine halktan sk skya gizlendi - Bay Mason, Bay Holland, Sir Everard Bringhurst ve Bay Osborn'un gzetiminde Bay Osbom'un Galler'de Penstruthal7 yaknlarndaki malikanesinde yapmna fiilen katlan insanlar dnda hi kimseye bu sr almad. Maceraya katlmak iin son hazrlklarn tamamladklar son cumartesi gn yannda arkada Bay Ainsworth'la birlikte Bay Henson'n balonu incelemesine izin verildi, iki denizcinin hangi nedenle gruba alndklarn bilmiyoruz-ama bir iki gn ierisinde okuyucularmz bu olaanst yolculuun en ince ayrntlarndan haberdar edeceiz. Balonun gvdesi sv kauukla verniklenmi ipektendi. ok byk boyutlardayd; 40.000 fit kpten fazla gaz doldurulabili-yordu; ama daha pahal ve pek kullanl olmayan hidrojen gaz yerine hava gaz kullanldndan, makinann kaldrma kuvveti, tam olarak iirildiinde ve iirmeden hemen sonra 2.500 libreden fazla deildi.

Hava gaz sadece ok daha ucuz olmakla kalmyor, kolaylkla retilebiliyor ve kullanlabiliyordu da. Hava gaznn havaclk amacyla yaygn bir ekilde kullanlmasn Bay Charles Green'e borluyuz. Bay Green'in buluuna kadar iirme ilemi sadece pahal deil, basan ans da tesadfe kalm bir ilemdi. Bir balonu doldurmaya yetecek kadar hidrojen gaz retebilmek iin ou kez baarsz denemelerle birka gn yitirilirdi; hidrojen gaz molekllerinin an kkl ve evre atmosfere karma eilimi yznden kolaylkla balondan dar kaard, ierisindeki hava gazn kalite ya da miktar olarak alt ay sabit tutabilecek nitelikte bir balon ierisinde, ayn miktarda hidrojen gaz ancak alt hafta ayn saflkla kalabilir. Balonun kaldrma kuvveti 2.500 libre olarak hesaplanmaktayd; mrettebatla birlikte balonun kendi arl 1.200 libre olduundan, geriye kullanlabilir 1.300 libre kalyordu. Bu mikta-nn 1.200 libresi, arlklar zerlerine yazlarak gruplar halinde istiflenmi farkl byklklerde kum torbalan, halatlar, barometreler, teleskoplar, ierisinde iki hafta yetecek kadar yiyecek bulunan variller, su flan, paltolar, uyku tulumlar ve kullanlmasnda bir tehlike olmadna karar verilirse, ate kullanmaktan bsbtn kanlarak, snmemi kirele8 kahve piirecek bir kahve makinas da dahil eit eit zorunlu malzemeler iin kullanlmt. Kum torbalan ve birka nemsiz ey dnda btn bu malzemeler, balannn zerindeki bir kasnaa aslmt. Sepet, modele eklenen sepete oranla ok daha kk ve hafifti. Hafif ubuklardan rlmt ve bu kadar zayf grnl bir makina iin inanlmaz derecede salamd. Sepetin derinlii drt ayak kadard. Dmen yekesi, modeldekine oranla ok daha byk; vida olduka kkt. Balona ayrca bir borda kancas ve bir de ekme halat yklenmiti ki, bu sonuncusunun nemi ok fazlayd. Balonculuun ayrntlann pek bilmeyen okuyucularmz iin burada birka szckle aklama yapma gereini duymaktayz. Balon havalanr havalanmaz, arlnda deiiklie yol aarak ykselme gcn artran ya da azaltan birok durumla karlar. Szgelimi ipek zerinde bazen yzlerce libre i toplanabilir, bu durumda safra atmak gerekir, yoksa balon alalr. Safra atldktan sonra havann amas, iin buharlamasna ve balon iindeki gazn genlemesine yol atnda balon yeniden ykselir. Bu ykselmeyi kontrol alnda tutmann tek yolu vanay aarak bir miktar gazn dar salnmasdr (daha dorusu Bay Green'in ekme halatn bulmasna kadar, byle idi); ama gazn dan salnmas ykselme gcnde buna orantl bir g kayb demekti ki, en iyi yaplm balon bile olduka ksa bir zamanda btn kaynaklarn tketerek yere inmek zorunda kalyordu. Uzun yolculuklarn nnde ok byk bir engeldi bu durum. ekme halat bu gl, dnlebilecek en kolay yoldan halletti. Bu, sepetten aa sarktlan bir halattan baka birey deildir; greviyse, balonun yerden yksekliinin deimeden kalmasn salamakr. Szgelimi balon zerinde i birikerek balonun alalmasna yol ayorsa, arlktaki art dengelemek iin safra atmaya artk hi gerek yoktur, nk, halatn ucundan yeterince bir uzunluun yere braklmas bu fazladan yk dengeleyecektir. Yok, aksine baz durumlar balonun hafiflemesine ve bunun sonucu olarak hzl bir ykselie yol ayorsa, bu hafiflik yerden bir miktar halatn yukar ekilmesiyle derhal dengelenir. Bylece balon ok dar snrlar dnda ykselip alal-mamakta; kaynaklan da gaz olsun, safra olsun, olduka uzun sre deimeden kalabilmektedir. Engin bir su ktlesinin zerinden geilirken, ierisinde sudan daha hafif bir sv safra doldurulmu tahta ya da bakr flar kullanma gerei ortaya kmaktadr. Bu flar suda yzmekte ve halatn karada grd ilevi grmektedir, idare halatnn bir baka ok nemli hizmeti de balonun ynn gstermesidir. Balon havada serbestken, halat karada olsun, suda olsun srklenmektedir; sonu olarak herhangi bir ilerleme sz konusu olduunda balon her zaman halattan daha ileride bulunur, dolaysyla bu iki noktann a len bir aletle karlatrlmas her zaman rotay gsterir. Ayn ekilde, balonun dey ekseniyle halatn yapt a, hz gsterir. Herhangi bir a olumadnda -bir baka deyile halat dey konumda sarktnda- balon yerinde duruyor demektir; a ne

kadar bykse, yani balon halatn ucundan ne kadar uzaksa hz da o kadar fazla, a ne kadar kkse hz o kadar azdr. Balangtaki niyetleri Man Denizi'ni amak ve mmkn olduunca Paris'e yakn bir yere inmek olduundan, yolcular-mz Avrupa'nn btn lkelerinde geerli olacak, 'Nassau' yolculuunda olduu gibi gezinin niteliini belirterek kahraman servencilerimizi brokratik ilemlerden kurtaracak pasaportlar edinmek iin gerekli nlemleri aldlar; ama beklenmedik olaylar, bu pasaporttan gereksiz kld. iirme ilemine, Bay Osborn'un Kuzey Galler'de Penstru-thal'den bir mil kadar uzaklktaki Wheal-Vor-House9 adl malikanesinin avlusunda ayn 6'snda cumartesi sabah afak skerken byk bir sessizlik iinde baland ve on biri yedi gee hareket etmek iin her ey hazr olduundan, serbest braklan balon hemen hemen gney ynnde yava yava ama dzenli bir ekilde ykselmeye balad; ilk yarm saat ne dmen yekesi, ne de vida kullanld. Bundan sonrasn Bay Monck Mason'la Bay Ainsworth'un ortak gncesinden aktaracaz. Verdiimiz haliyle gnln asl metni Bay Mason tarafndan yazlm ve hergn Bay Ainsworth tarafndan bir dipnot ya da aklama eklenmitir. Bay Ainsworth, yknn daha ayrntl ve hi kukusuz son derece heyecan verici ve ilgin ayrntlarn ok yaknda kamuya aklamaya hazrlanmaktadr. GNLK Cumartesi, 6 Nisan- Sknt yaratan btn hazrlklar geceden tamamland; bu sabah afak skerken iirme ilemine baladk; ama ipein kvrmlar arasnda younlap arlk yaparak iimizi zorlatran youn sis nedeniyle neredeyse saat on bire kadar uratk. Sonra byk bir heyecanla halat zdk ve kuzeyden esen ve bizi Man Denizi'ne doru srkleyen hafif bir rzgarda yava yava ama dzenli bir ekilde ykseldik. Ykselme kuvveti umduumuzdan daha fazlayd; bu yzden btn falezlere yukardan bakacak kadar ykselmitik ve gn na ktmz lde ykselme hzmz da artt. Daha yolculuumuzun banda gaz kaybetmek istemediimden, imdilik ykselmeye devam etmenin uygun olacana karar verdik, idare halatn hemen balona doru ektik, ama halatn ucunu tamamen yerden kesmemize karn, hl hzla ykselmeye devam ediyorduk. Balon allmadk derecede sallamz yol alyordu ve ok gzel bir grnm vard. Kalktan on dakika sonra barometre 15.000 fit ykseklii gsteriyordu. Hava son derece gzeldi ve ayaklarmzn altnda uzanan krlarn -her noktada ok romantik- grnts harikuladeydi. Saysz derin boaz, ilerini dolduran youn sis nedeniyle birer gl grnmndeydi ve gneydeki karmakark bir ekilde st ste ylm da zirveleri ve kayalk uurumlar Dou masallarndaki dev kentleri andryordu. Hzla gneydeki dalara doru yaklayorduk, ama bu dalan sa salim amak iin gerekenden daha yksekteydik. Birka dakika sonra, zerlerinden zerafetle szlp getik; Bay Ainsworth'la denizciler, sepetten baklnca bu dalarn ne kadar alak grndne ok atlar; balonun ykseklii aadaki yzeyin ykselti farklarn eitleyerek btn yzeyleri neredeyse ayn hizaya indirgiyordu. Saat on bir buukta hl gneye doru srklenmeye devam ediyorduk, Man denizi ilk olarak o srada gzkmeye balad; bundan on be dakika sonra kyda knlan dalgalarn hatt tam altmzdayd, artk denize kmtk. O zaman, ucuna amandra balanm ekme halatmz denize deinceye kadar gaz brakmaya karar verdik. Bu kararmz derhal uyguladk ve yava yava alalmaya baladk; yaklak yirmi dakika sonra ilk amandramz, bundan ksa bir sre sonra da ikincisi denize dald ve denizden yksekliimiz bundan sonra deimeden kald. Dmenle vidann ne kadar ie yaradn grmeye hepimiz can atyorduk, rotamz daha douya Paris zerine evirmek amacyla her ikisini de hemen kullandk. Dmeni kullanmamzla, gerekli yn deiikliini annda saladk; rotamz artk rzgann estii ynle dik a oluturuyordu; vidann yayn harekete geirdiimizde hemen istediimiz gibi ileriye doru hareket edebildiimizi byk bir sevinle grdk. Bunun zerine dokuz defa var gcmzle "yaa" ektik ve bir kada buluun ilkesini ksaca yazp bir ieye koyarak denize attk. Daha sevincimiz kursamzdayken, beklenmedik bir kaza cesaretimizi olduka krd. Yay vida

sistemine balayan elik ubuun sepet tarafndaki ucu anszn (yanmza aldmz gemicilerden birinin bir hareketiyle sepetin bir yana eilmesi sonucu) yerinden kt ve bir an iinde vida dingilinin milinden uzakta, ulaamayacamz bir noktada sallanmaya balad. Btn dikkatimizi ona vermi, ele geirmeye alrken dorudan esen gl bir rzgara yakalandk; gc hzla artan bu rzgar bizi Atlantik okyanusuna doru srkledi. ok gemeden kendimizi rzgarn nne katlm saatte en az elli ya da altm mil hzla srkleniyor bulduk; yle ki yerinden kan mili yeniden yerine yerletirinceye ve ne yapacamza karar verene kadar krk mil kadar kuzeyimizdeki Cape Clear'n10 hizasna gelmitik. O zaman, Bay Ainsworth olaanst, ama bence hi de akl d ya da gerekilikten uzak olmayan ve derhal Bay Holland'-n destekledii bir neride bulundu -nerisine gre, Paris'e geri dnmeye almak yerine, bizi nne katm srklemekte olan frtnadan yararlanarak, Kuzey Amerika kylarna ulamaya almalydk. Ksa bir an dndkten sonra (sylemesi tuhaf ama) sadece iki denizcinin kar kt bu yrekli neriyi seve seve kabul ettim. Biz ounluk olduumuzdan onlarn korkularna aldrmadan, kararllkla rotamza devam ettik. Tam batya dmen krdk, ama amandralarn ekilerek srklenmesi hzmz kestiinden ve alalp ykselmesi hususunda balonun tam olarak hkmmz altnda olmas nedeniyle, ilkin elli libre-lik safra attk, sonra da halat, deniz yzeyinden ayrlncaya kadar (bir bocurgat yardmyla) sardk. Bu manevrann etkisini derhal grdk; hzmz ok fazla artmt; bu arada frtnann iddeti de arttndan inanlmaz bir hzla yol alyorduk; ekme halat bir gemi flamas gibi sepetin ard sra uuyordu. Karann gzden yitmesi iin ok ksa bir srenin yettiini sylemeye gerek bile yok. Her trden saysz geminin zerinden getik; birka frtnaya kar yol almaya alyordu, ama ounluu faa edip yatmt. Bu gemilerdeki insanlarn ok byk bir heyecana kaplmasna neden olduk -yuvarladklar birka yudum Geneva arabnn etkisiyle her tr korku ve tereddt esen yele vermi iki denizci bata olmak zere hepimiz bundan ok holandk. Gemilerin ou toplarn ateledi; (artc bir netlikle seebildiimiz) sevin lklaryla, apka ve mendillerini sallayarak bizi selamladlar. Hibir nemli olay olmadan btn gn bu ekilde yol aldk ve sular kararmaya balarken oturup katettii-miz mesafeyi kabaca hesapladk. Be yz milden daha az olamazd, muhtemelen ok daha fazlayd. Vida btn bu sre boyunca alm ve aldmz yolda kukusuz nemli katks olmutu. Gne batarken, esmekte olan bora gcn artrarak tam bir kasrgaya dnt; altmzdaki okyanus, fosforlu gibi ldamas11 nedeniyle ak seik gzkyordu. Rzgar btn gece doudan esti ve iimizdeki basan umutlann hep canl tuttu. Souktan, dorusu az rahatsz olmadk, havann nem oran ok fazlayd; ama sepetin geni olmas sayesinde yere uzanp, paltolarmzla ve birka battaniyeyle epeyce idare ettik. Bay Ainsworth'un notu: u son dokuz saatte, hayatmn tartmasz en byk heyecann yaadm. Byle bir macerann tuhaf tehlikelerinden ve yeniliinden daha heyecan verici hibir ey dnemiyorum. Allah vere de baarabilelim! Baary sadece kendi deersiz varlm iin deil, insanln bilgi sahibi olmas ve zaferin bykl adna istiyorum. Baar ylesine elle tutulacak kadar yakn ki, insanolunun niin daha nce denemekte tereddt ettiine ayorum. u anda bize yardmc olan bora gibi bir tek bora -brakn bir balonu nne katp drt be gn (bu frtnalar bazen daha da uzun srer) srkleyen bir frtnay- bu sre zarfnda yolculan kolaylkla bir ktadan dierine gtrebilir. Bylesine bir borada, koca Atlantik bir gle dnr. Tam u anda, altmzda alkalanp durmasna ramen denizin olaanst sessizlii beni hereyden fazla artyor. Sularn sesi gkyzne doru ykselmiyor. fkeden lgna dnm okyanus hi szlanmadan kvranyor, ekil deitiriyor. Da gibi kpkl dalgalar, bir sr devasa dilsiz ifridin lmne bir kavgaya tutumu olduunu dndryor insana. Sradan yaamn yzylna bedel byle bir geceyi dnyada hibir eye deimezdim. Pazar, 7 Nisan (Bay Mason tarafndan yazlmtr] Bu sabah, saat ona doru bora yatarak saatte sekiz dokuz deniz millik bir esintiye (denizdeki bir tekne iin)

dnt; bize saatte otuz mil yaptryordu, belki de daha fazla. Ama esinti byk lde kuzeye dnmt ve imdi gn batarken, hayran olunacak kadar grevlerini yerine getiren vida ve dmen sayesinde tam batya doru rotamzda ilerleyebiliyorduk. Giriimin tam bir basan olduunu ve havada istenilen ynde ilerlemenin (azgn bir frtna karsnda ayn eyi syleyemem ama) artk bir problem olmadn dnyorum. Dnk frtnaya kar gidemezdik ama gerekirse ykselmek suretiyle etkisinden kurtulabilirdik. u kanya vardm ki, orta iddette bir frtnada vidamz sayesinde yol alabilirdik. Bugn, le zeri safra atarak 25.000 fite (yani yaklak Cotopaxi'nin yksekliine) ktk. Bunu daha uygun bir hava akm aramak amacyla yaptk, ama iinde bulunduumuzdan daha uygununu bulamadk. Bu yolculuk hafta srse bile bu kk gl amamza bol bol yetecek kadar gazmz vard. Sonutan en ufack korkum yok. Byle bir yolculuun glkleri tuhaf bir ekilde abartlm ve yanl anlalmtr. Hava akmm seebilirim ve btn hava akmlar bana kar olsa bile vidamla pekala yol alabilirim. Kayda deer hibir olay meydana gelmedi. Gece iyi geecee benziyor. Bay Ainsworth'un notu: Cotopaxi'ninkine12 e bir ykseklie km olmamza karn (bence ok artc bir ey ama) ne an me, ne ba ars, ne de soluma gl hissetmi olmam dnda -sanyorum Bay Mason, Bay Holland, Sir Everard da benden fazla rahatszlk hissetmediler- pek fazla kaybedecek eyim yok. Bay Osborn gsndeki hafif bir skmadan yaknd -ama, abucak geti bu. Btn gn byk bir hzla utuk; Atlantik'in yansn gemi olmalyz. eitli trlerde yirmi otuz kadar geminin zerinden getik, hepsi de sevin dolu bir aknlk gsterdiler. Okyanusu balonla gemek, baanlmas hi de zor bir ey deil. Qmme ignotum pro magnifico.13i Not: 25.000 fit ykseklikte, gkyz neredeyse kapkara ve yldzlar son derece belirgin gzkyor, te yandan deniz (sanld gibi) tmsek deil, ukur grnyor.14 Pazartesi, 8 Nisan- [Bay Mason tarafndan yazlmtr} Bu sabah yine vida miliyle ilgili baz problemler ortaya kt; ciddi bir kaza olmamas iin yeniden tasarlanmas gerekiyor - pervane kanatlarndan deil, elik milden sz ediyorum. Pervane kanatlannda yapacak bir ey yok. Rzgar btn gn kuzey doudan aralksz ve sert esti durdu; talih kesinlikle bizden yana gzkyor. Gn sona ererken, balondan gelen baz tuhaf grltler ve sarsntlarn yan sra makinann almasndaki gzle grlr yavalama biraz endielenmemize yol at. Bu olaya, atmosferdeki snma sonucu gazn genlemesi yznden geceleyin an zerini kaplam olan buz tabakasnn atlamas neden olmutu. Grdmz gemilere birka ie attk. Bu ielerden birinin New York posta gemilerinden biri olduunu sandmz byk bir gemi tarafndan denizden karldn grdk. Adn okumaya altysak da okuduumuz addan pek emin olamadk. Bay Osborn, teleskopundan "Atalanta" gibi bir ey grmt. u anda saat gecenin on ikisi ve byk bir hzla hemen hemen bat ynnde ilerliyoruz. Deniz, allmn dnda fosforlu gibi ldyor. Bay Ainsworth 'un notu: u anda sabahn ikisi ve hava anlayabildiim kadaryla neredeyse sakin -havayla birlikte hareket ettiimizden bunu belirlemek ok zor. Wheal-Vor'dan ayrldmzdan bu yana hi uyumadm, ama daha fazla dayanamayacam, biraz kestirmeliyim. Amerika ktasnn kylarndan uzak olamayz. Sal, 9 Nisan- (Bay Ainsworth tarafndan yazlmtr] leden sonra, saat bir. Gney Carolina'nn alak kylan gz alabildiine nmzde uzanyor. Byk problem zld. Atlantik Okyanusu'nu -bir balon ierisinde kolayca ve sa salim-atk. Allaha krler olsun! Bundan sonra herhangi bir eyin olanakszln kim syleyebilir? Gnlk burada bitiyor. Ama, Bay Ainsworth inili ilgili baz aynntlan Bay Forsyth'e anlatmtr. Yolcular, iki denizcinin ve Bay Osbom'un hemen tandklar kyy ilk olarak grdklerinde yaprak kmldamyordu. Bay Osborn Moultrie Ka-lesi'nde tandklar olduundan hemen o yaknlarda bir yere inmeye karar verildi. Balon plajn zerine gtrld; deniz ekilmi, kumlar sert, dzgn ve inmeye fevkalade uygundu; atlan borda kancas daha ilk seferinde skca yere tutundu. Adallar ve kaledekiler balonu

grmek iin bana tler; ama onlar yaplan yolculua -Atlantik Okyanusu 'nun geilmi olmasna- inandrmakta ok glk ekildi. leden sonra saat ikide demir atlm, bylece yolculuun tamam yetmi be saatte, ya da ktadan ktaya hesaplanacak olursa daha ksa bir srede tamamlanmt. Ciddi hibir kaza olmam; hibir zaman gerek bir tehlikeyle karlalmamt. Balonun havas boaltld ve kolaylkla emniyete alnd; bu anlatnn derlendii yaz Charleston postasyla gnderildiinde yolcular hl Moultrie Ka-lesi'ndeydi. Bundan sonraki niyetlerini bilmiyoruz; ama okuyucularmza pazartesi gn ya da en ge nmzdeki gnlerde ilave bilgi verme szn veriyoruz. Bunun, insanolunun bugne dek baard veya kalkt en harikulade, en ilgin ve en nemli giriim olduuna kuku yok. Ne grkemli sonular douracan imdiden belirlemeye kalkmak gereksiz deil mi? NOTLAR 1 Jeu d'esprit (Fr.): Espri, aka. 2 Quidnunc (Lat.): Hereyi bilme meraknda olan kimse. 3 Robert Holland, Charles Green'in balon servenini destekleyen bir parlamenter. William Samuel Henson, 1842'de Aerial Steam Transportation Com-pany'yi kurdu, baarszl zerine 1849'da Amerika'ya gitti. William Harrison Ainsworth (18051882), balonculukla hibir ilgisi olmayan bir ingiliz yazar. Poe, adn kullanarak ykye yaznsal bir tat vermek istemi olabilir. Bringhurst ve Osbarn, hayali isimlerdir. Lord William George Bentick'in (1802-1848) yeenleri varsa da, adlan farkldr. Thomas Monck Mason (1803-1889), tarihi William Monck Mason'un (1775-1859) tek oludur, mzik eitimi grmtr. Charles Green ile nasl bir araya geldii bilinmemektedir. Charles Green iin "Mellonta Tauta" adl yknn 16. notuna baknz. 4 Sir George Cayley (1773-1857), on dokuzuncu yzyln banda yapt balon almalaryla ingiltere'de havacln babas olarak bilinir. 5 Tasars uygulamaya konulmam olmakla birlikte elipsoidal balonun babas Temen (daha sonra general) Jean Baptiste-Marie Meusnier idi. Elipsoidal balonun avantaj, daha az hava direnciyle karlamas ve altna daha uzun, dolaysyla daha byk bir sepet konulmasna olanak vermesiydi. 6 Desideratum (Lat.): Aranlan nitelik. 7 Hayali bir yer. 8 Kire, suyla temas ettiinde s aa kar. 9 Osborn'un kendisinin hayali olmas gibi evi de hayalidir. "Weal-Vor House", Fourwheel house (drt tekerlekli ev) demektir, yani bir vagon. 10 Cape Clear, rlanda'nn en gney ucu ile Bantry Koyu'nun dousu arasnda kalr. 11 Fosforlu gibi parlamak (Forforesans), deniz yzeyinde toplanan planktonlarn neden olduu doal grnmdr. Parlamaya neden olan, mikrosko-pik organizmalarn rettii, oksitlenince k enerjisi yayan lsiferin adl maddedir. 12 Cotopaxi, Ekvator Antlarnda bulunan ve o zamanlar bilinen en yksek zirvelerden biri, 19.550 fit (5.959 m). Aktif yanardalarn en yksei. Poe, Hans Pfaal'da dan yksekliini 18.000 fit olarak veriyor. 13 Omne ignotum pro magnificio (Lat.): Bilinmeyen hereyin muhteem olduu dnlr her zaman. Tacitus, Agricola, Blm 30. 14 Aklamas olduka kolay olan bu olay Bay Ainsworth aklamaya kalkmamtr. 25.000 fit ykseklikten yere (ya da denize) dik olarak indirilen bir izgi, taban bu dikmeden ufka, hipotens ufuktan balona uzanan bir dik genin dik kenarn oluturur. Ama 25.000 fit ykseklik, gr asnn erimine kyasla hemen hemen hi denilecek kadar kktr. Bir baka deyile, varsaylan genin taban ve hipotens, yksekliine kyasla o kadar uzun olacaktr ki, bu ikisi neredeyse birbirine paralel gibi olacaktr. Bylece, ufuk balondaki kiiye, sepetle ayn dzlem zerindeymi gibi gzkecektir. Ama balonun tam altnda bulunan noktann sepete olan uzakl gerek boyutuyla gzkeceinden, bu nokta doal olarak ufkun ok altndaym gibi gzkecektir. Deniz yzeyinin ukurmu izlenimi vermesi, klan

ykseldiin, genin taban ile hipotensnn artk birbirine paralel gibi gzkmeyecei bir orana ulamasna kadar srer, ancak bu noktadan sonra dnya gerekte olduu gibi dbkey gzkr. -E.A.P. (Baudelaire'in Histories Extraomdinaries'inden alnmtr (ev.)] MELLONTA TAUTA1' (1848 yl balarnda yazlm olmakla birlikte, derginin geciktirmesi yznden ilk olarak ubat 1849'da Godey's Lady's Bookla yaymlanmtr. Poe, yky "A Remarkable Letter" adyla yeniden yazarak "Eureka"nn sonuna eklemitir (1848).) LADY'S BOOK EDTR -'YA Benden daha iyi anlayacanz umduum bir makaleyi derginiz iin size gndermekten onur duyuyorum. Nubial Corafyacnn gayet iyi tanmlad, ama bugnlerde transandantalisder ve daima merakllar dnda pek kimsenin uramad bir deniz olan Mare Tanebra-rum'da bir yl kadar nce, az sk skya mantarla kapatlm olarak yzer halde bulduum bir testi iindeki tuhaf grnl bir el yazmasnn (bazen "Toughkeepsie Kahini" de denilen) arkadam Martin Van Buren Mavi tarafndan) yaplan bir evirisidir bu.2 Sayglarmla, EDGAR A. POE "TARLAKUU" ADLI BALONDA 1 NiSAN 28483 imdi, sevgili dostum -imdi, gnahlarnz yznden uzun ve dedikodu dolu bir mektupla cezalandracaksnz. Btn mnasebetsizliklerinizi olabildiince skc, olabildiince tutarsz, olabildiince abuk sabuk ve olabildiince sudan olmakla cezalandracam size aka bildiriyorum. Burada, hepsi de zevk olsun diye (baz insanlann ne tuhaf bir zevk anlay var) seya-hata km bir ka yz serseri ile pis bir balona hapsolunmu durumdaym ve en azndan bir aydan nce karaya ayak basma umudum yok. Konuacak kimse yok. Yapacak birey yok. insann yapacak bireyi olmadnda, dostlanndan biriyle mektuplamasnn zaman gelmitir. Bu durumda size bu mektubu yazma nedenimi anlarsnz - benim can skntm ve sizin gnahlannz yznden. Gzlklerinizi alp rahatsz edilmeye kendinizi hazrlaynz. Bu iren yolculuk boyunca bize her gn yazmak niyetindeyim. Acaba, ne zaman bir icat insan beynini ziyaret edecek? Sonsuza dek balonun binlerce eit rahatszlna mahkum muyuz? Kimse daha hzl bir ilerleme biimi icat edemeyecek mi? Trsa gitmenin, benim dnceme gre, ikenceden pek bir fark yok. Yeminle sylyorum, evden ayrldmzdan bu yana saatte yz milden fazla yol almadk.4 Kular bile -en azndan bazlan- bizi geer. Seni temin ederim ki, u kadarck olsun abartmyorum. Hareketimiz, kukusuz, gerekte olduundan daha yava gzkyor -bunun nedeni, evremizde hzmz hesaplamamza yarayacak hibir nesnenin bulunmamas ve rzgarla yol alyor olmamz. Kukusuz, bir balonla karlatmzda hzmz anlama ansna sahip oluyoruz ve o zaman, o kadar da yava olmadmz gryoruz. Bu tarzda yolculua alm olsam da, bamz zerindeki hava akm iinden bir balon bizi getiinde bamn dnmesini engelleyemiyorum. Birden zerimize atlp peneleriyle bizi kapp uzaklara gtrecek devasa bir yrtc ku gibi gryorum onu her zaman. Bu sabah gn doarken bir tanesi zerimizden yle yakn geti ki, ekme halat, iinde bulunduumuz arabann asl olduu aa basbaya deerek ciddi ekilde kayglanmamza yol at. Kaptanmzn sylediine gre, balonun yapld malzeme be yz yl, bin yl ncesinin deersiz, vernikli "ipei" olsaym mahvolmaktan kesinlikle kurtula-mazmz. Bana akladna gre, bu ipek bir tr toprak kurdunun barsaklarndan dokunurmu. Bu kurt, dikkatli bir ekilde kurt -karpuza benzer bir meyve- zerinde yetitiriliyor ve yeterince semirince bir deirmende eziliyormu. Bu ekilde elde edilen hamura bu ham haliyle papirs deniliyor ve en sonunda "ipek" oluncaya kadar ok eidi ilemlerden geiyormu. Sylemesi tuhaf ama, kadn elbisesi yapmnda kullanlan malzeme olarak bir

zamanlar ok takdir ediliyormu. Balonlar da genellikle bu malzemeden yaplyormu. Halk arasnda stleen tabir edilen, botanikteki ad stotu olan bir bitkinin tohum kapklarnda bulunan daha iyi bir malzeme sonradan onun yerini alm. ok dayankl olmas nedeniyle bu tr ipee silk-buckigham5 denilmekte ve kauuk zamk -bugn yaygn olarak kullanlan gtaperkaya6 baz bakmlardan benzeyen bir madde- ile verniklenerek kullanma hazrlanmaktaym. Kukusuz ok eitli mantar trlerinden biri olan bu kauua bazen Indian rubber ya da whist lastii7 denirmi. Bir daha bana asla, benim aslnda bir antika merakls olduumu sylemeyiniz. ekme haladan diyorduk da, bizim ekme halatmz tam bu srada, altmzdaki okyanusta kaynamakta olan kk manyetik pervaneli -alt bin tonluk ve her bakmdan utan verecek lde kalabalk- gemilerden birindeki bir adama arparak denize drd. Bu kk gemilerin belirli bir saydan fazla yolcu tamalan yasaklanmaldr. Adamn, elbette, yeniden gemiye kmasna izin verilmedi ve ok gemeden can yeleiyle birlikte gzden yitip gitti. Birey diye bireyin olabileceinin varsayla-mayaca aydnlk bir ada tayor olmaktan dostum, byk bir sevin duyuyorum. Gerek insanln umursad ey kitlelerdir, insanlk deyince aklma geldi de, bizim lmsz Wiggings'i-mizin Toplumsal Durum, vs. ile ilgili grlerinin adalarnn varsaymak eiliminde olduklar kadar da orijinal olmadklarn biliyor muydunuz? Ayn fikirlerin, deersiz teberiler ve krk8 satan bir parekendeci dkkan iletmesinden dolay, bin yl kadar nce Furrier9 adyla bilinen irlandal bir filozof tarafndan, hemen hemen ayn ekilde dile getirilmi olduu konusunda Pundit10 beni temin etmektedir. Hi kukusuz Pundit'in bildiini ok iyi bilirsiniz, Hindu Aries Tottle'n (Pundit'in aktard gibi) - "Ayn fikirlerin insanlar arasnda bir defa, iki defa ya da birka defa deil, hemen hemen sonsuzca yinelenmelerle dne dne ortaya kt" yolundaki derin gzleminin hergn dorulandn grmemiz ne muhteem birey!"11 2 Nisan- Bugn, yzer telgraf tellerinin12 orta blgesinden sorumlu manyetik kotrayla konutum. rendiime gre, bu tr telgraf Horse13 tarafndan ilk defa altrldnda, telgraf tellerini denizden gtrmenin olanaksz olduu dnlyormu; bugn bu zorluun nereden kaynaklandn anlamakta zorlanyoruz. Dnya dnyor. Tempora mutantur14 -Etrske szler ettiim iin beni balaynz. Atalantik telgraf olmasayd ne yapardk? (Pundit Atlantik'in eski sfat olduunu sylyor.) Kotraya birka soru sormak iin birka dakika durduk ve dier fevkalade haberlerin yansra Afrika'da i sava km olduunu ve bu arada vebann hem Yurope'da hem de Ayesher'da15 bir gzel ortal kasp kavurduunu rendik. Felsefenin muhteem yla insanl aydnlatmasndan nce dnyann Sava ve Salgnlara felaket gzyle bakm olmas gerekten tuhaf deil midir? Eski tapnaklarda insanln bana bu belalarn(!) gelmemesi iin dualar edildiini biliyor musunuz? Atalarmzn hangi ilkelere dayanarak byle hareket ettiklerini anlamak gerekten zor deil mi? Binlerce bireyin yok olmasnn sadece ve sadece kitlenin yararna olduunu anlayamayacak kadar kr mydler? 3 Nisan- Balonun en tepe noktasna gtren ip merdivenden yukar trmanarak oradan evreyi seyretmek gerekten ok ama ok elenceli. Aadaki arabadan grlebilen manzara, biliyorsunuz, ok geni deil -dey ynde ok az ey grlebiliyor. Ama buraya, balonun tepesindeki yastk ve minderlerle rahat bir tarzda denmi ak piazzaya16 (bunlar yazdm yere) oturunca, insan her ynde olup bitenleri grebiliyor. Tam u anda, gr alannda olduka byk bir balon kalabal var ve olduka canl bir grnt oluturuyorlar; havada milyonlarca insan sesinin mrlts yanklanyor. Balon kullanan ilk pilot olduu varsaylan Yellow ya da Violet17 (Pundit hangisi olduunu teyit edecektir), sadece uygun bir hava akmna rastlannca-ya kadar yukar kmak veya aa inmekle atmosferde her ynde yol almann olanakl olduunu ileri srdnde, dnemin filozoflarnm(!) byle bireyin olanakszln bildirmeleri yznden adalarnn ona pek kulak vermediklerinin, onu yalnzca hner sahibi bir lgn olarak grdklerinin sylendiini duymutum. Bu kadar makul bireyi eski bilginlerin nasl olup da

anlayamadklar, u anda bana olduka aklanamaz birey olarak gzkyor. Ama her ada Sanatn ilerlemesine kar byk engeller bilim adam denilen insanlarca dikilmitir. Elbette bizim bilim adamlarmz eski dnemlerin bilim adamlar kadar dar grl deillerdir: -ah, bu konuda size ok tuhaf birey anlatacam. Metafizikilerin, Geree ulamann yalnzca iki olas yolu olduu eklindeki tuhaf kuruntudan insanlan kurtarmaya raz olmalarndan bu yana ancak bin yl getiini biliyor musunuz? Gel de inan! yle grnyor ki, ok, ok uzun yllar nce, Zamann gecesinde Aries Tottle adnda bir Trk (belki de Hindu) filozof yayormu. Bu ahs, tmden gelimci ya da a priori aratrma yntemi denilen bir yntemi retiyor ya da her frsatta yayyormu. Aksiyomlar ya da "kant gerektirmeyen gerekler" dedii noktadan hareketle "mantk" yoluyla geree ula-yormu. En byk rencileri Neuclid diye biriyle Cant18 diye biriymi. Lakab "Ettrick oban" olan ve a posteriori ya da tmevarma dedii tamamen farkl bir sistem tleyen Hog19 diye biri ortaya kncaya kadar Aries Tottle'n borusu tm. Hog'un sistemi tamamen Duyulara dayanyormu. Gzlem yapmak, zmlemek ve gerekleri -fiyakal biimde instantice natures dedikleri- genel yasalar halinde snflandrmak eklinde bir yol tutturmumu. Aries Tottle'n sistemi tek kelimeyle noumena'ya, Hog'unki phenomena'ya20 dayanyormu. Bu son sistem ilk olarak ileri srldnde ylesine byk takdir toplam ki, Aries Tottle gzden dm; ama sonralan yeniden biraz saygnlk kazanm ve Gereklik alann daha ada rakibi ile paylamasna izin verilmi. Bilginler artk Aristocu ve Ba-conc usullerin bilgiye ulatrabilecek biricik ana yollar olduunu ileri srmekteymiler. "Baconc"nn Hogcuya edeer olarak icat edilmi, kulaa daha ho gelen ve daha arbal bir terim olduunu kukusuz biliyorsunuzdur. imdi sevgili dostum, sizi kesinlikle temin ederim ki bu meseleyi olmas gerektii gibi ve byk bir yetkeyle anlatyorum; daha bakar bakmaz ne kadar sama olduu anlalan bylesi bir sannn, geliimini hemen hemen her zaman igdsel atlmlarla gerekletirmi olan gerek bilgiyi nasl engellemi olduunu kolayca anlayabilirsiniz. Eski dnce, aratrmalar srnmeye mahkum etmi ve yzlerce yl zellikle Hog'a kar duyulan tutkulu sevgi ylesine byk olmutur ki, her trl dnceye fiilen son verilmitir. Hi kimse, yalnzca kendi Ruhuna bor-lu olduunu hissettii tek bir gerei bile dile getirmeye cesaret edememitir. Bu gerein kantlanabilir trde bir gerek olup olmad da pek farketmemitir, nk dnemin ta kafal bilginleri yalnzca bilgiye hangi yoldan ulaldna nem vermilerdir. Sonuca bakmamlardr bile. "Aralara bakalm", diye lklar atmlardr, "aralara!" Aralarn incelenmesinden sonra bu aralar ne Aries'in (yani, Ram'in)21 ne de Hog'un kategorilerinden birine girmemise, bilginler konu zerinde daha fazla durmayarak "kuramc'y aptal olarak nitelemi ve artk ne ona ne de gereine ilgi gstermilerdir. imdi, srnerek ilerleyen bir sistemle birbiri ardsra birok ada sonra geree byk lde ulalabilecei ileri srlemez bile, nk hayal gcnn bastrlmas, eski aratrma biimlerindeki hibir kesinliin telafi edemeyecei bir ktlkt. Bu Jurmainlerin, bu Vrinch, bu Inglitch ve bu Amriccanlarn22 (ki bu sonuncularn atalarmz olduunu yeri gelmiken belirtmeliyim) hatas, elinde tuttuu bir nesneyi gzne yaklatrd lde iyi greceini hayal eden ukalann hatasna ok benzer bir hatayd. Bu kiiler kendilerini ayrntlarla krletirmilerdi. Hogcu bir yol tutturduklarnda ulatklar "gerek" hibir ekilde her zaman gerek deildi -yle gzktkleri iin onlann gerek olduunu veya gerek olmalar gerektiini varsaymann bir alemi yoktu. Ram'in yolunu izlediklerinde, tuttuklar yol ko boynuzu kadar bile dz deildi, nk aksiyom olan hibir aksiyoma sahip deildiler. Kendi zamanlarnda bile bunu gremediklerine gre ok kr olmalydlar; nk, daha kendi zamanlarnda bile uzun zamandr "yerlemi" aksiyomlar reddedilmiti. rnein; "Ex nihilo nihil fit"23; "bir cisim, bulunmad yerde hareket edemez"; "antipodlar bulunamaz"; "karanlk ktan doamaz" -daha nce tereddtsz aksiyom kabul edilmi btn bu nermeler ve dier dzinelerce benzer nerme, szn ettiim dnemde bile savunulmaz grlyordu. O zaman bu

insanlarn "aksiyomlarn Gerein deimez temelleri olduuna inanmakta ayak diremeleri ne byk bir samalk! Ama, en salam akl yrtenlerinin bile azndan aksiyomlarnn genel olarak yararszln, kavranlmazln gstermek kolaydr. En salam akl yrten mantklar kimde Dur, bir bakaym! Gidip Pun-dit'e soraym. Bir dakikada dnerim. *** Hah, ite bulduk! ite yaklak olarak bin yl nce yazlm ve -yeri gelmiken syleyeyim- gelimesini tamamlamam Amriccancadan baka bir-ey olmayan Inglitcheye evrilmi bir kitap. Pundit bu kitabn bu konudaki, yani Mantk konusundaki eski yaptlarn kesinlikle en akllcas olduunu sylyor. Yazar (ki dneminde kim olduu ok merak edilmitir) Miller ya da Mili diye biriydi ve kaytlardan Bentham adnda bir deirmen at sahibi olduunu reniyoruz ki, bu belli bir neme iaret eder.24 Neyse, biz incelemeye bir gz atalm. Ah! -"kavranlabilirlik ya da kavranlmazlk" diyor, ok yerinde olarak Bay Mill, "hibir durumda kendiliinden belli gerein bir lt kabul edilemez."25 Mill'in akl yrtmesinde yeni olan ey, apak belli gerei tartmaya amay dnmesi deil midir? Bizim amamz gereken tek eyse, Bay Mill'in nasl olup da bu kadar apak ortada olan bireyden sz etme ihtiyac duymu olmasdr. Buraya kadar herey yolunda -fakat bir baka sayfaya geelim. Ne gryoruz "burada? -"Birbiriyle elien iki eyin ikisi de doru olamaz -yani, doada bir arada bulunamaz." Burada, Bay Mill demek istiyor ki, rnein bir aa ya bir aa olmal ya da bir aa olmayan ey. Pekala, ama soruyorum ona: Neden? Yant yle: -ve asla bundan baka bir-ey olmak iddiasnda da deil- "nk, birbiriyle elien iki eyin ikisinin de doru olmasn kavramak olanaksz." Ama, onun da gsterdii gibi bu hi de yant saylmaz; nk, daha biraz nce kendisi deil miydi "kavranlabilirlik ya da kavranlmazlk hibir durumda kendiliinden belli gerein bir lt-d kabul edilemez" diyen? Burada, bu eskilerin mantklarnn, kendilerinin de gsterdii gibi, son derece temelsiz, deersiz ve batan aa hayali olduundan yaknyor deilim, benim yaknmamn esas nedeni, Hakikate gtren tm dier yollan, szlerek gkyzne ykselmekten holand kadar hibir eyden holanmayan Ruhu sokmaya cret ettikleri akla aykr iki yol -biri srnme, dieri emekleme- dnda ona ulamann tm dier aralann byk bir tantana ile ve aptalca yasaklamalardr. Ha, bu arada aklma gelmiken sevgili dostum, bu eski dogmatikler sonunda hakikatlerin en nemlisine ve en ycesine, onlarn o iki yolundan hangisiyle ulaldna karar vermeye kalksalar, app kalmazlar myd sence? Yerekimi hakikatini kastediyorum. Newton bunu Kepler'e26 borluydu. Kepler ortaya koyduu ve daha ileri gitmek isteyerek Metafizik krallna girmek zorunda kalacamz yasaya, yani byk In-glitch matematikiyi btn Fiziksel ilkelerin temeline gtren, yasalarn yasas bu yasaya tahminle ulatn kabul etti. Kepler tahmin etti -yani hayal etti. Kepler aslnda bir "kuramcyd" -imdilerde epeyce kutsallk kazanm olan bu szck, eskiden bir kmseme sfatyd. Ya da, bir ifre zme uzmannn grlmedik zorlukta bir ifreyi o iki "yoldan" hangisiyle zdn veya Champollion'un27 hiyeroglifi zm bu sayede insanl ebedi ve neredeyse sonsuz sayda hakikate yneltirken o iki "yoldan" hangisini kullandn aklamaya kalksalar bu yal kstebekler anp kalmazlar myd? Bu konuda son bir sz syledikten sonra cannz skmaya son vereceim. Bu hogrsz insanlarn hakikatin yollar zerine bitip tkenmez gevezeliklere dalarak bugn bizim bylesine aka grdmz anayolu -Tutarllk yolunu gzden karm olmalar tuhaf kamyor mu? Tam tutarlln mutlak hakikat olmas gerektii yaamsal gereini Tannnn eserlerinden karamam olmalan garip gzkmyor mu? Bu nermenin son zamanlarda ortaya atlmasndan bu yana gelimemiz nasl sorunsuz bir seyir izledi! Aratrmalar kstebeklerin ellerinden alnp bir grev olarak gerek, sadece gerek dnrlerin, ateli bir hayal gcne sahip insanlann eline verildi. Bu sonuncular kuram retirler. Tasavvur edebiliyor musunuz, mmkn olsayd da u anda dediklerimi duyacak olsalard, atalar-mz bu szlerime nasl da kmseyici lklar alrlard? Dediim gibi bu insanlar kuram retirler ve bu

kuramlar da yalnzca dzeltilir, basitletirilir, sistemletirilir, tutarszlklarndan arndrlar. Ta ki, tutarl olduu iin, en vurdumduymazlarn bile mutlak ve sorgulanamaz bir hakikat olduunu kabul ettii mkemmel bir tutarllk apak grlnceye kadar. 4 Nisan- Yeni gaz, gteparkadaki son gelimelerle birlikte harikalar yaratyor. Modern balonlanmz nasl emniyetli, rahat, kolay ynetilebilir ve her bakmdan uygunlar! ite, muazzam byklkte bir tanesi saatte en azndan yz elli mil hzla bize doru yaklayor, inde byk bir kalabalk olduu grlyor -, belki de drt yz yolcu var- yine de nerdeyse bir mil yukar ykseliyor ve bir hkmdarn kk gren tavryla bize tepeden bakyor. Yine de saatte yz mil, hatta iki yz mil hzla seyahat etmek pek bytlecek bir ey deil. Kanadaw ktasn batan baa kateden demiryolu zerindeki uuumuzu anmsyor musunuz? -saatte tam yz milseyahat diye ben buna derim. Grlecek birey yoktu, ama -kur yapmaktan, bol bol yiyip imekten ve muhteem salonlarda dans etmekten baka yapacak birey yoktu. Arabalar tam hzla giderken tesadfen dardaki nesneler yle bir gzmze arptnda ne kadar tuhaf bir duygu hissedildiini anmsyor musunuz? Herey esiz grnyordu -ve yekpare bir ktle halinde. Ben kendi adma, saatte yz mil hzla yol alan yava bir trenden bakasyla seyahati tercih ettiimi syleyemem. Bu trende pencere camlan olmasna -hatta onlar amamza- izin verilirdi ve bir manzarasn neredeyse olduu gibi grebilirdik. *** Pundit, Kanadaw byk demiryolu gzergahnn dokuz yz yl kadar nce izilmi olmas gerektiini sylyor! Aslnda, bir yolun gerek izlerinin -sz edildii kadar uzak bir dneme atfedilebilecek izlerinhl farkedilebildiini iddia edecek kadar ileri gidiyor Pundit. Yolda yalnzca iki ray izi grlyordu; oysa bizimkinin, bildiiniz gibi, on iki ray var ve ya da drt yeni ray da hazrlanmakta. Eski raylar ok zayftlar ve bugnn anlayna gre son derece tehlikeli deilse bile olduka manaszca birbirlerine ok yakn yerletirilmilerdi. Yolun imdiki genilii -on be ayak- yle byle gvenli kabul edilmektedir. Ben kendi adma, Pundit'in ileri srd gibi, ok uzak dnemlerde yle veya byle bir demiryolu bulunmas gerektiine inanyorum; benim dnceme gre, bir dnemde -elbette, en azndan yedi yz yl nce- Kuzey ve Gney Kanadaw lkelerinin birletirilmi olmasndan daha ak bir ey olamaz; Kanadawlular, o zaman duyulan lzum zerine ktann bir tarafndan te tarafna giden byk bir demiryolu ina etmeye mecbur kalm olmalydlar. 5 Nisan- Can skntsndan neredeyse kendimi yiyip bitiriyorum. Pundit, balondaki konuulabilecek tek insan; o zavallck da sadece eski eylerden sz edebiliyor. Btn gn eski Amriccanlarn kendi kendilerini ynetmi olduklarna beni ikna etmeye abalyor! Bir masalda okuduumuz "ayr kpei"28 misali gya herkes kendi bana buyruk bir tr konfederasyon halinde yayormu -bu kadar sama birey duyan olmu mudur bugne dek acaba? Dediine gre, "herkes zgr ve eit doar" gibisine, akla gelebilecek en tuhaf fikirle ie balamlar -buna da, hem maddi hem manevi dnyada hereye damgasn vurmu olan snflara aynlma yasasna ramen yapmlar. Herkes, onlarn dedii gibi sylersek "oy vermitir" -yani kamu ilerine karmtr- ta ki, en sonunda herkesin olan iin hi kimsenin ii olmad ve "Cumhuriyet"in (o sama eye byle bir ad veriyorlard) tamamen hkmetsiz olduu anlalncaya kadar. Bununla birlikte, "Cumhuriyeti kuran filozoflarn kendi kendilerinden duyduklar honutluu ilk sarsan durumun, herkese oy hakknn, hile yapmaktan utanmayacak kadar alak her partinin, nleme hatta farkna varma olana bulunmadan, istenildi-i sayda oy toplayarak entrikalar evirmesine frsat verdiini aknlkla kefetmeleri olduu rivayet edilir. Bu kefin zerinde biraz dnlmesi, alaklarn stnlk salamalarnn kanlmaz olduu, tek szckle, bir cumhuriyet hkmetinin ancak bir alaklar hkmeti olabilecei sonucunu aka ortaya koymutu. Filozoflar, bu kanlmaz ktlkleri nceden dnemedikleri iin aptallklarndan utanarak yeni kuramlar icat etmeye niyetlenirlerken, her eyi eline alarak nl Zeroes'in29 ve Hello-fagabaluse'un30 despotluklannn yannda ok ho ve saygn kalacaklan bir despotluk kuran Mob31 adnda biri sorunu kesin bir sonuca balad. Bu Mob'un (yeri gelmiken bir yabanc olduunu da syleyelim) dnyann

bugne dek grd en berbat adam olduu sylenmektedir. Dev gibi bir cssesi vard -kstah, yrtc, pisti; bir boann hiddetine, bir srtlann yreine ve bir tavus kuunun beynine sahipti. En sonunda kendi kendisini yiyip bitiren enerjisi yznden ld. Bununla birlikte, ne kadar kt olursa olsun yine de bir ie yaram ve insanla unutulmas imkansz bir ders vermitir -asla doal benzetmelere kar klmamas gereini. Cumhuriyetilie gelince -"ayr kpekleri" dnda- dnya yznde ona benzetilebile-cek hibir ey bulunamaz. ayr kpekleri rnei, en azndan demokrasinin hayranlk duyulacak bir hkmet biimi -kpekler iin- olduunu gstermektedir. 6 Nisan- Dn gece, kaptann kk drbnnde yarm derecelik bir yer kaplayan ve puslu bir gnde gnein plak gze gzkt gibi gzken Alpha Lyrae32 yldznn ok nefis bir grnts vard. Alpha Lyrae, bizim gneimizden ok byk olmasna karn, zerindeki lekeleri, atmosferi ve daha baka bir ok bakmlardan gnee olduka benzemektedir. Pundit'in bana anlattna gre bu iki kre arasndaki ikili ilikiden kukulanlmaya ancak geen yz ylda balanm. Bizim sistemimizin gklerdeki aikar hareketinin (sylemesi tuhaf ama) galaksinin merkezinde bulunan muazzam byklkte bir yldz etrafndaki bir yrnge zerinde olduu dnlyormu. Bu yldzn etrafnda ya da Samanyolu'nun (lker takmyldzndan Alcyon yldz yaknlarnda olduu varsaylan) merkezindeki btn yldzlar iin ortak olan bu ekim merkezi etrafnda btn bu krelerin dnmekte olduu ifade edilmektedir; bizim sistemimiz dnn 117.000.000 ylda tamamlamaktaym! Bizim, u anki bilgilerimizle, teleskoplarmzn gelimilik derecesiyle vs. byle bir fikrin dayanan anlamamz elbette ok zordur. Bu dnceyi ilk ortaya atanlardan biri Mudler33 diye biridir. Onun bu lgn varsayma balangta sadece benzetme yoluyla ulam olduunu varsayabiliriz; ancak bir kez bu benzetmeyi yaptktan sonra dncesini gelitirirken, hi deilse bu benzetmeye sk skya sarlmalyd. Merkezde, gerekten, byk bir krenin olduu onaya atlmt; Mudler buraya kadar tutarlyd. Ancak merkezdeki kre, dinamik olarak evresindeki btn krelerin toplamndan byk olmalyd. O zaman zellikle kmenin tam orta blgesinde -hi deilse bu kavran-lamaz merkez gnein bulunmas gereken yerin ok yaknnda- bir yer igal eden bizim "yleyse neden onu gremiyoruz?" sorusunu sormamz gerekirdi. Gkbilimci, belki, tam bu noktada, parlakl olmayan cisimler nermesine snm ve burada benzetme dncesi birden terkedilmi olmalyd. Ama, parlamayan merkez bir krenin kabul edilmesi durumunda bile, onun etrafnda her ynde parltl klar saan saysz yldzn nasl olup da onu grnr hale getirememi olmasn nasl aklad? Sonuta hi kuku yok ki, tek ileri srd ey btn kreler iin ortak bir ekim merkeziydi -ama burada da benzetme dncesinden vazgeilmi olmalyd. Bizim sistemimizin ortak bir ekim merkezi etrafnda dnd doru olmakla birlikte, sistem bunu, ktlesi sistemin geri kalannn ktlesini dengeleyen maddi bir gnele iliki iinde ve bunun bir sonucu olarak yapar. Matematiksel ember sonsuz sayda dz izgiden oluan, bir eridir; ama bu ember dncesi -dnyasal geometri bakmndan fiili deil de matematiksel kabul ettiimiz bu dnce- yaln gerekte, sistemimizi benzer sistemlerle birlikte galaksinin merkezindeki bir nokta etrafnda dnyor varsaydmzda, hi deilse hayalimizde uramamz gereken Titanik54 emberler konusunda gz nnde bulundurmaya hakkmz olan tek fiili kavramdr, insanolunun en yaman hayal gc, bylesine tarifi mmknsz bir daireyi kavramak zere bir tek adm atmaya kalksn hele bir! Bu akl almaz emberin evresi zerinde sonsuza dek yol alan bir imein, sonsuza dek hep dz bir izgi zerinde yol alacan sylemek hi de paradoksal olmayacaktr. Gneimizin byle bir ember zerinde ald yolun -byle bir yrnge zerinde sistemimizin izledii ynn- bir milyon ylda bile dz izgiden insann alglayabilecei en ufack bir sapma gstermesi akla bile getirilmemesi gereken bir nermedir; yine de bu eski gkbilimciler -bir noktadan baka birey olmayan- kendi ksack astronomik dnemleri boyunca, nerdeyse hilik anlamna gelen iki bin yllk dnemde alnan yolun belli bir kavis oluturduuna kesinlikle inandklar anlalyor.

Bu dncelerin onlara gerek durumu -ortak bir ekim merkezi etrafnda bizim gneimizle Alpha Lyrae'nn iftli dn- gstermemi olmas ne anlalmaz birey! 7 Nisan- Dn gece astronomik elencemize devam ettik. Be Neptn asteroidi son derece gzel grnyordu35 ve aydaki yeni Daphnis36 Tapna'ndaki birka st sve zerine zen-gita konulmasn byk bir ilgiyle seyrettik. Ayllar gibi mini minnack ve insana ok az benzeyen yaratklarn, bizimkinden ok stn bir mekanik ustala sahip olduklarn dnmek elenceliydi. Bu yaratklarn byk bir rahatlkla indirip kaldrdklar muazzam byk ktlelerin, aklmzn bize syledii gibi gerekte ok hafif olduunu kavramak da insan iin ok zor. 8 Nisan- Evreka! Pundit ihtiamnn doruunda. Kana-dawlu bir balon bugn bizimle konutu ve yakn zamanlara ait bir sr gazete att bize; bu gazetelerde Kanadaw ya da daha ziyade Amriccan eski uygarlklaryla ilgili son derece ilgin birok bilgi vard, iilerin aylardan beri imparatorun ba zevk bahesi Paradise'da yeni bir eme iin zemini hazrlamakta ol-duklann sanrm biliyorsunuzdur. Paradise, yle gzkyor ki, anmsanamayacak kadar eski zamanlardan bu yana kelimenin tam anlamyla bir adayd -yani kuzey snn her zaman (en eski kaytlara gre de) bir derecik ya da daha dorusu denizin ok dar bir koluydu.37 Bu kol bugnk geniliine (bir mil) ulancaya kadar yava yava geniledi. Adann uzunluu dokuz mil olup, genilii olduka byk deiiklikler gstermektedir. Adann btn yzeyi (Pundit'in dediine gre) sekiz yz yl kadar nce, bazlar yirmi katl evlerle youn bir ekilde kaplym; toprak tam bu yrede (anlalmaz bir nedenle) ok deerli kabul ediliyormu. Ama 2050 ylnn feci depremi kenti (bir ky denilemeyecek kadar bykt nk) ylesine yerle bir etmi, ta ta stnde brakmamt ki, bu adada oturanlarn yaam tarzlar, gelenekleri vs., vs., vs. hakknda az buuk kurama benzer bireyler oluturmak iin en yorulma nedir bilmez eski eser uzmanmz bile bugne kadar yreden yeterince (sikke, madalyon ya da yazt eklinde) bilgi elde edemedi. Onlar hakknda bugne dek renebildiklerimizin hepsi bu insanlann, Altn Post valyelerinden Recorder Riker'in38 kefinden sonra Ktay istila eden vahi Knickerbocker39 kabilesinin bir kolu olduklarndan ibaret. Ancak, kesinlikle uygarlktan uzak deillerdi; kendi tarzlarnda eitli sanatlar ve hatta bilimler gelitirmilerdi. Bu kabile insanlarnn birok yakmdan zeki olduklar ama Servet ve Moda adlanyla tannan iki mabuta tapnmak iin eski Amriccan-cada "kilise" denilen bir tr pagoda ina etmeye kafay fena halde takm olduklan anlatlr. Denildiine gre, sonunda adann onda dokuzu kilise olmu. Kadnlarn biimi de, yle gzkyor ki, arka taraflarnda belin biraz altndaki blgenin doal kntsyla tuhaf bir ekilde bozulmaya uramt -ancak, son derece anlalmaz bir ekilde bu kusur, gzellik olarak deerlendiriliyordu. Bu ei benzeri bulunmayan kadnlara ait birka resim mucize kabilinden bugne kalm. ok tuhaf bir grntleri var: Hindi ve hecin devesi aras bireye benziyorlar. ite eski Knickerbockerlerle ilgili bize kalan birka ayrnt neredeyse bundan ibaret. Bununla birlikte, yle gzkyor ki, imparatorun mahesinin (bildiiniz gibi adann tamamn kapsyordu) orta blmlerinde kaz yaparken baz iiler kp eklinde ve keski ile ekillendirilmi yzlerce kiloluk granit bir blok karmlard. Granit blok ok iyi durumdayd, kendisini topraa gmen sarsntdan pek zarar grme benzemiyordu. Blokun bir yznde (dnsene bir) st yazl -okunabilen bir yazkaln bir mermer plaka vard. Pundit sevinle kendinden gemi durumdadr. Mermer plakann sklmesiyle, ierisinde -kurundan bir kutu bulunan bir oyuk ortaya kt; kutu, eitli sikkeler, uzun bir isim listesi, gazeteye benzeyen birok belge ve eski eser uzmanlannn youn ilgisini ekecek daha baka malzemelerle doluydu. Btn bunlann Knickerbocker denilen kabileye ait gerek Amriccan kalntlan olduundan hi kuku yoktu. Balonumuza atlan katlar, sikkelerin, el yazmalarnn, matbaa yazlarnn, vs. vs.'nin tpk basmlaryla dolu. Sizi elendirmesi amacyla, mermer plaka zerindeki yazt kopya ediyorum: GEORGE WASHINGTON Ansna dikilen Antn

Bu Temel Ta .S. 1781 Ylnda Lord Cornwallis'in Yorktown'da General Washington'a Teslim Oluunun yldnmnde New York Kenti Washington Ant Cemiyeti'nin Himayesinde 19 EKiM 1847'de uygun trenlerle yerine konmutur.40 Bu yazdm, Pundit'in bizzat yapt aslna sadk bir eviridir, bu yzden hatal olmas sz konusu olamaz. Bylece, bugne kalm birka szckten birok nemli bilgi elde etmekteyiz; bunlardan olduka ilgin saylabilecek bir gerek reniyoruz: Bin yl nce, kendinden honut kiiler, -ok yerinde olarak- bizim imdi yaptmz gibi, gelecekte bir ant dikme niyetiyle gerek antlar dikmekten vazgemiti; niyetlerinin yceliinin kesin bir gstergesi olarak bir temel ta "tek bana ve yapayalnz"41 (Byk Amricccan airi Benton'un szlerini aktardm iin beni balaynz) dikkatle yerine yerletiriliyordu. Bu hayranlk uyandran yazttan, aynca, sz konusu byk teslimin nerede, nasl cereyan ettiini ve teslim edilen eyin ne olduunu da aka anlyoruz. Nerede'nin yant, Yorktown (her nereyse oras); ne'nin yantysa, General Cornwallis (kukusuz zengin bir msr tccar).42 Cornwallis teslim olmu. Yazt, neyin teslim oluunu anyor? -"Lord Cornwallis'in" -niin? Vahiler onun niin teslim olmasn istemiler, tek sorun bu. Ama, bu vahilerin kukusuz yamyam olduklann anmsadmzda, onu sucuk yapmak niyetinde olduklan sonucuna varyoruz. Teslimin nasl olduuna gelince, hibir dil daha ak olamaz. Lord Cornwallis, "Washington Ant Cemiyeti'nin -kukusuz temel ta koymak iin bir hayr kurumuhimayesi altnda" (sucuk olmak iin) teslim olmutu. -Aman Allahm! N'oluyor? Ah! Balon patlam, cumburlop denize dyoruz. Bu yzden, sadece gazetelerin, vs. vs.'nin tpkbasmlarnn aceleyle gzden geirilmesi sonucunda, bu gnlerde Amriccanlar arasnda byk adam olarak John diye bir demirciyle, Zacchary diye bir terzinin43 bulunduunu rendiimi ilave edecek kadar zamanm var. Yeniden grnceye kadar hoa kalnz. Bu mektubun elinize gemesinin ya da gememesinin pek nemi yok; nk tamamen kendi elencem iin yazdm. Yine de bir ieye kovup, azn kapatarak denize atacam. Ebediyen sizin PUNDITA'nz. NOTLAR 1 Yunanca olan balk "Bu eyler gelecekte cereyan etmektedir" anlamna gelmektedir. Poe, Eureka adl makalesinde de Yunanca szckler kullanr. "Gelecein korkun eiinde bir an iin duruyorum." 2 Nubial Corafyac ve Mare Tanebranum iin Poe'nun Trkede ehra-zat'n Bin kinci Gece Masal bal altnda yaymlanan yklerinden "Maelstrme D"n 5. notuna baknz. Adlarla oynayan Poe, Van Buren Mavis'le Poughkeepsie yaknlarnda oturan ve 1848 seimlerinde Free Soil Party tarafndan bakan aday gsterilen Andrew Jackson Davis'i kastetmektedir. Baz editrler daha sonra Toughkeepsie'nin baharfini P olarak dzelt-mise de bence Poe bunu bilerek yapm olmaldr. 3 Tarih, "Hans Pfaal" adl ykdeki gibi 1 Nisandr. Balonun ad Percy Bys-she Shelley'in (1792-1822) "To a Skylark - Bir Tarlakuu'na" adl yaptna gnderme olabilir. Szck, gemiciler arasnda, "gkdelen" denilen en yksek serene kp elence olsun diye halattan aa kaynak anlamnda kullanlr. 4 lk motorlu balon Poe'nun bu yky yazmasndan drt yl sonra yapld: bu. Henri Giffard'n icad olan be beygir gcnde buharl bir motordu. Benzinli motor ancak 1860'da ve bu motoru kullanan ilk balon 1872'de Paul Haenlein tarafndan yapld. Saatte yz mil hzla bir ayda 72.000 mil yaplr (bir de o ana kadar alnan yol var). Topraa ayak basmak iin geilmesi gereken fazla(!) bir mesafe.

5 J. Silk Buckingham (1786-1855): ingiliz gezgin, gezi kitaplar yazar; zellikle Douya yaplan gezileri anlatt kitaplarnda klecilii ve Gneyi eletirmitir. Poe'nun karsna ald yazarlardan. 6 Gteparka: Uzak Dou'nun baz her mevsim yeil aalarndan elde edilen lateks iin kullanlan Malaya kkenli szck. Gteparka, yapkanlarn yan-sra toprak alt ve su alt kablolarnn yapmnda da kullanlr. 7 Indian rubber lastie genel olarak verilen addr. Rubber of whist, kazanan kesin olarak belirlemek amacyla kullanlan ya da be oyun kadndan oluan set. 8 Poe, Fourier'nn adn Furrier'e dntrrken meslek olarak da ona krk satcln yaktrmtr. (Fur, ngilizcede krk demektir.) 9 Francois Marie Charles Fourier (1772-1837): Mevcut toplumsal kurumlan eletirerek bir tr topik sosyalizm gelitirmi olan Fransz filozof. 10 Pundit: Burada zel ad olarak kullanlan pundit szc, Sanskrite, felsefe, hukuk ve din eitimi grm Hindu anlamna gelir. (ngilizcede de bir konuyu bilen kii, uzman anlam vardr.) 11 Aristoteles, Meteorologia I, iii. (Aristoteles ngilizce Aristotle diye yazlr. Poe buradan hareketle Aries Tottle demi olabilir.) 12 Telsiz telgraf ancak 1895'te bulunmutur. O gnlerde telgraf telleri okyanus yzeyinde yzmektedir. Deniz kabardnda bu kablolarn gerilmeye ve basnca nasl dayand aklanmamtr. Atlantik'in dibine emniyetli bir ekilde denmi su alt kablolar bile on dokuzuncu yzyl sonlarna doru birok kereler kopmutur. 13 Samuel Morse (1791-1872): ilk telgraf gsterisini 1844'te yapt. Ancak gerekli alt yap bakalarnca zaten oluturulmutu; bu yzden, Morse'un telgrafn tek mucidi olduu savn birok insan kukuyla karlamaktadr. 14 "Tempom mutantur, ns et mutamur in illis". Zaman deiiyor, biz de onunla birlikte deiiyoruz. Etrske deil de Latince olan bu deyiin asl "Omnia mutantur..." Herey deiir... eklindedir (Deliciae Poetarum Germanorum, Vol. I). 15 Avrupa ve Asya. 16 Piazza (italyanca): Meydan, piyasa yeri, veranda. Amerika'da evlerdeki balkon. 17 Charles Green (1785-1870): ilk defa 1821'de George IV'n tahta kmas mnasebetiyle Green Park'tan balonla havalanm, 1836'da Great Nassau adl balonu yaparak on sekiz saatte balonla be yz mil katederek Almanya'da Nassau'ya inmitir. Ancak ilk havaclar, 1783'te balon yolculuu yapan Joseph ve Jacques Etienne Montgolfier idiler. 18 Eucklides (l.. 300): Geometrinin babas kabul edilen Yunanl. Immanual Kant (1724-1804) Alman metafiziki. Kant, nesnel gerekliin yalnzca bilen zihnin bir yarats olduunu ve duyularn dnda hibir ey bulunmadn, var olsa bile uzayn ve zamann bilinemeyeceini ileri srmtr. Her ikisi de Aritoteles'in rencisi deildi. 19 Sir Francis Bacon (1561-1626): Ortaa skolastizminin bilimlerdeki a priori yntemine karlk tme varma yntemi nermitir. Her durumda, yeterince veriye dayanmayan kuramlardan kanarak enine boyuna aratrma yaplmasn savunmutur. Poe, Bacon'u ("Hog") Selkirshire'da Ettrick ormannda doan ve ocukluunda obanlk yapm olan air James Hogg (1772-1835) ile kartrmaktadr. Hog, ngilizce domuz demektir. Ancak Poe, Bacon (domuz ya) ad ile oynuyor da olabilir. 20 Noumenon (oulu noumena): Varlndan emin olmadan kabul edilen ey, yalnzca aklla kavranlan ey; esas, z. Phenomenon (oulu, phenomena): Grng, olgu, olay, fenomen, olaanst ey. Phenomenon szc, Yunanca phainnomenon (phainein: gstermek) szcnden gelir. Anlatc, burada Aristo'nun felsefesinin grlmeyen adlandrmalara dayanrken, Bacon'un felsefesinin somut, grlebilir eylere dayandn ima etmektedir. 21 Ram: Ko. 22 Alman, Fransz, ngiliz, Amerikal. 23 Hilikten hilik doar. ok sk alntlanan bu sz bilebildiimiz kadaryla ilk

olarak Yunanl air Alcaeus (l.. 580) sylemitir. 24 John Stuart Mill (1806-1873): Tme varma yntemin kurallarn formle eden ve bilginin kayna olarak amprizmin nemini vurgulayan ngiliz filozof ve ekonomist. Politik ve toplumsal reformlar savunmu, kadnn eit temsilini ve kurtuluunu, ii rgtlenmesini ve kooperatifilii desteklemitir. Szck olarak "mill" deirmen, "miller" deirmenci demektir. Jeremy Bentham (17481832): Yararcln kumcusu. iirden holanmaz. Her iki ynyle de Poe her frsatta alay eder. 25 Mill'in "System of Logic "inden Kitap II, blm 5-7: "Akl Yrtme zerine". 26 Johannes Kepler (1571-1630): Byk Alman astronom. Kepler u yasay formle etmitir: 1) Her gezegenin yrngesi, odaklarndan birinde gne bulunan bir elipstir; 2) Her gezegenin yarap vektr ayn zamanda aralnda elipsin eit yzeyini tarar; 3) Gezegenin yrngesini tamamlamas iin gereken srenin karesi, onun gnee olan ortalama uzaklnn kpyle orantldr. Sir Isaac Newton (1642-1727): Yerekimi yasasn formle etmitir. Ancak bu formlasyonu yapmas Keplerin almalar sayesinde mmkn olmutur. 27 Jean Francois Champollion (1790-1832): Rosetta tan kullanarak hiyeroglifin ifresini okuyan Fransz Egyptologyst (Msr uygarl uzman). 28 ayr kpekleri (prairie dogs) topran ierisine kazdklar karmak bir a oluturan tnellerde koloniler halinde yaarlar. 29 Neron (37-68): Roma imparatoru (54-68). 30 Elagabalus (205-222): Roma imparatoru (218-222). 31 Mob: Kalabalk, gruh, ayaktakm, avam, gsterici kalabal, ete. "Bu durumlarda her zaman kalabaln yaptn yapmak en iyisidir." "Ya iki ayr kalabalk varsa? diye sordu, Bay Snodgras. "Daha byk olan kalabalkla birlikte bar" diye yantlad Bay Pickwick." (Pickwick Papers, Blm 13). 32 Dier ad Vega. ilyak takmyldznda grnr parlakl 1,4 olan bir yldz. 33 Johann Heinrich Madler (1794-1874): Bir galaksi ierisindeki btn gne sistemlerinin ortak bir merkez tarafnda dndklerini ileri sren Alnan gkbilimci. 34 Titanlar, Yunan mitolojisinde Urans ve Gaea'nn ocuklar olan on iki tanrdr. Cronus, lapetus, Hyperion, Oceanus, Coeus, Creus, Theia, Rhea, Mnemosyne, Phoebe, Tethys ve Themis. Cronus'un liderliinde babalarn tahttan indirerek Zeus nderliindeki Olimpos tanrlarnca alt edilinceye kadar evreni ynettiler. Titanlarn ok byk boyutlu olduklar kabul edilir. 35 plak gzle grlemeyen Neptn 1846'da kefedildi. Gezegenin kefinden bir ay sonra Triton adl uydusu bulundu, ama ikinci uydusu Nereid 1949 ylna kadar bulunamad. 36 Daphnis, kayalyla kendisini avutan Chloe adl bir Naiad'a (su perisine) ak bir obandr. Adnn anlam, defneye-benzer'dir. 37 Manhattan Adas. 38 Richard Riker (1773-1842) yolsuzlukla sulanm, ayn zamanda da kendisine Fitz-Greene Halleck adl airin To the Recorder adl iiri ithaf edilmi olan New York'l bir politikac. Richard Riker'in kamuyu soymas (fleecing) nedeniyle Poe bir kelime oyunu yaparak Jason ve Argonautlar tarafndan aranan Altn Post'a (Golden Fleece) gnderme yapmaktadr. 39 zellikle, Washington Irving'in History of New York by Diedrich Knickerbocker (1809) adl eseri yznden on dokuzuncu yzyln banda hemen hemen "Hollandal" ile e anlamda kullanlan bir terim. 40 Washington D.C.'deki Washington ant deil, New York'ta yaplmas nerilen ve 1843-1847 yllarnda hakknda epeyce grlt yaplan, ancak dikilmeyen ant. 41 Laurence Sterne'nin Sentimental Journay, 1768 (Hissi Seyahat, Hilmi kita-bevi, 1945, ev.: Ali Kamil Akyz) adl kitabndan. Ayrca, Missourili senatr Thomas Hart

Benton (1782-1858) Bakan Jackson'a kar 1937'deki nl konumasnda kullanmtr. 42 Charles Cornwallis (1738-1805): Birlikleri Yorktown'da 1781 ylnda Amerikallarca kesin yenilgiye uratlan ingiliz general. Bu savala bamszlk sava kesin bir sona ulamtr. Corn, msr anlamna gelmektedir. 43 Demirci: Smith. "John Smith", yaygn olarak kullanlan isim. Sokaktaki adam, herhangi biri. Tersi: Taylor. Zachary Taylor (1784-1850), Amerika'nn on ikinci bakan. BTT

You might also like