You are on page 1of 11

THE NOBEL FOUNDATION 2006

General permission is granted for the publication in newspapers in any language after December 7, 2006, 5:30 p.m. (Swedish time). Publication in periodicals or books otherwise than in summary requires the consent of the Foundation. On all publications in full or in major parts the above underlined copyright notice must be applied.

Orhan Pamuk: Babamn bavulu


Nobel konumas, 7 Aralk 2006

lmnden iki yl nce babam kendi yazlar, el yazmalar ve defterleriyle dolu kk bir bavul verdi bana. Her zamanki akac, alayc havasn taknarak, kendisinden sonra, yani lmnden sonra onlar okumam istediini syleyiverdi. Bir bak bakalm, dedi hafife utanarak, ie yarar bir ey var m ilerinde. Belki benden sonra seer, yaymlarsn. Benim yazhanemde, kitaplar arasndaydk. Babam ac verici ok zel bir ykten kurtulmak isteyen biri gibi, bavulunu nereye koyacan bilemeden yazhanemde baknarak doland. Sonra elindeki eyi dikkat ekmeyen bir keye usulca brakt. kimizi de utandran bu unutulmaz an biter bitmez ikimiz de her zamanki rollerimize, hayat daha hafiften alan, akac, alayc kimliklerimize (personas) geri dnerek rahatladk. Her zamanki gibi havadan sudan, hayattan, Trkiyenin bitip tkenmez siyasi dertlerinden ve babamn ou baarszlkla sonulanan ilerinden, ok da fazla kederlenmeden, sz ettik. Babam gittikten sonra bavulun etrafnda birka gn ona hi dokunmadan aa yukar yrdm hatrlyorum. Kk, siyah, deri bavulu, kilidini, yuvarlak kenarlarn ta ocukluumdan biliyordum. Babam ksa sren yolculuklara karken ve bazen de evden i yerine bir yk tarken tard onu. ocukken bu kk bavulu ap yolculuktan dnen babamn eyalarn kartrdm, iinden kan kolonya ve yabanc lke kokusundan holandm hatrlyordum. Bu bavul benim iin gemiten ve ocukluk hatralarmdan ok ey tayan tandk ve ekici bir eyayd, ama imdi ona dokunamyordum bile. Niye? Elbette ki bavulun iindeki gizli ykn esrarengiz arl yznden. Bu arln anlamndan sz edeceim imdi. Bir odaya kapanp, bir masaya oturup, bir keye ekilip katla kalemle kendini ifade eden insann yapt eyin, yani edebiyatn anlam demek bu. Babamn bavuluna dokunup onu bir trl aamyordum, ama iindeki defterlerin bazlarn biliyordum. Bazlarna bir eyler yazarken babam grmtm. Bavulun iindeki yk ilk defa duyduum bir ey deildi. Babamn byk bir ktphanesi vard, genlik yllarnda, 1940larn sonunda, stanbulda air olmak istemi, Valeryyi Trkeye evirmi, ama okuru az, yoksul bir lkede iir yazp edebi bir hayatn zorluklarn yaamak istememiti. Babamn babas dedem- zengin bir i adamyd, babam rahat bir ocukluk ve genlik geirmiti, edebiyat iin, yaz iin zorluk ekmek istemiyordu. Hayat btn gzellikleriyle seviyordu, onu anlyordum. Beni babamn bavulunun iindekilerden uzak tutan birinci endie tabii ki okuduklarm beenmeme korkusuydu. Babam da bunu bildii iin tedbirini alm, bavulun iindekileri ciddiye almayan bir hava da taknmt. Yirmi be yllk bir yazarlk

hayatndan sonra bunu grmek beni zyordu. Ama edebiyat yeterince ciddiye almad iin babama kzmak bile istemiyordum Asl korkum, bilmek, renmek bile istemediim asl ey ise babamn iyi bir yazar olmas ihtimaliydi. Babamn bavulunu asl bundan korktuum iin aamyordum. stelik nedeni kendime aka syleyemiyordum bile. nk babamn bavulundan gerek, byk bir edebiyat karsa babamn iinde bir bambaka adam olduunu kabul etmem gerekecekti. Bu korkutucu bir eydi. nk ben o ilerlemi yamda bile babamn yalnzca babam olmasn istiyordum; yazar olmasn deil. Benim iin yazar olmak, insann iinde gizli ikinci kiiyi, o kiiyi yapan alemi sabrla yllarca uraarak kefetmesidir: Yaz deyince nce romanlar, iirler, edebiyat gelenei deil, bir odaya kapanp, masaya oturup, tek bana kendi iine dnen ve bu sayede kelimelerle bir yeni alem kuran insan gelir gzmn nne. Bu adam, ya da bu kadn, daktilo kullanabilir, bilgisayarn kolaylklarndan yararlanabilir, ya da benim gibi otuz yl boyunca dolmakalemle kat zerine, elle yazabilir. Yazdka kahve, ay, sigara iebilir. Bazen masasndan kalkp pencereden darya, sokakta oynayan ocuklara, talihliyse aalara ve bir manzaraya, ya da karanlk bir duvara bakabilir. iir, oyun ya da benim gibi roman yazabilir. Btn bu farkllklar asl faaliyetten, masaya oturup sabrla kendi iine dnmekten sonra gelir. Yaz yazmak, bu ie dnk bak kelimelere geirmek, insann kendisinin iinden geerek yeni bir alemi sabrla, inatla ve mutlulukla (joy) aratrmasdr. Ben bo sayfaya yava yava yeni kelimeler ekleyerek masamda oturduka gnler, aylar, yllar getike, kendime yeni bir alem kurduumu, kendi iimdeki bir baka insan, tpk bir kpry ya da bir kubbeyi ta ta kuran biri gibi ortaya kardm hissederdim. Biz yazarlarn talar kelimelerdir. Onlar elleyerek, birbirleriyle ilikilerini hissederek, bazen uzaktan bakp seyrederek, bazen parmaklarmzla ve kalemimizin ucuyla sanki onlar okayarak ve arlklarn tartarak kelimeleri yerletire yerletire, yllarca inatla, sabrla ve umutla yeni dnyalar kurarz. Benim iin yazarln srr, nereden gelecei hi belli olmayan ilhamda deil, inat ve sabrdadr. Trkedeki o gzel deyi, ineyle kuyu kazmak bana sanki yazarlar iin sylenmi gibi gelir. Eski masallardaki, ak iin dalar delen Ferhatn sabrn severim ve anlarm. Benim Adm Krmz adl romanmda, tutkuyla ayn at yllarca ize ize ezberleyen, hatta gzel bir at gz kapal izebilen ranl eski nakkalardan sz ederken yazarlk mesleinden, kendi hayatmdan sz ettiimi de biliyordum. Kendi hayatn bakalarnn hikyesi olarak yava yava anlatabilmesi, bu anlatma gcn iinde hissedebilmesi iin, bana yle gelir ki, yazarn masa banda yllarn bu sanata ve zanaata sabrla verip, bir iyimserlik elde etmesi gerekir. Kimine hi gelmeyen, kimine de pek sk urayan ilham melei bu gveni ve iyimserlii sever ve yazarn kendini en yalnz hissettii, abalarnn, hayallerinin ve yazdklarnn deerinden en ok pheye dt anda, yani hikyesinin yalnzca kendi hikyesi olduunu sand zamanda, ona

iinden kt dnya ile kurmak istedii alemi birletiren hikyeleri, resimleri, hayalleri sanki sunuverir. Btn hayatm verdiim yazarlk iinde benim iin en sarsc duygu, beni ar mutlu eden kimi cmleleri, hayalleri, sayfalar kendimin deil bir baka gcn bulup bana cmerte sunduunu zannetmem olmutur. Babamn antasn ap defterlerini okumaktan korkuyordum, nk benim girdiim skntlara onun asla girmeyeceini, yalnzl deil arkadalar, kalabalklar, salonlar, akalar, cemaate karmay sevdiini biliyordum. Ama sonra baka bir akl yrtyordum: Bu dnceler, ilekelik ve sabr hayalleri benim hayat ve yazarlk deneyimimden kardm kendi nyarglarm da olabilirdi. Kalabaln, aile hayatnn, cemaatin lts iinde ve mutlu cvltlar arasnda yazm pek ok parlak yazar da vard. stelik babam, ocukluumuzda, aile hayatnn sradanlndan sklarak bizi brakm, Parise gitmi, otel odalarnda baka pek ok yazar gibi- defterler doldurmutu. Bavulun iinde o defterlerin bir ksmnn olduunu da biliyordum, nk bavulu getirmeden nceki yllarda babam hayatnn o dneminden bana artk sz etmeye de balamt. ocukluumda da sz ederdi o yllardan, ama kendi krlganln, air-yazar olma isteini, otel odalarndaki kimlik skntlarn anlatmazd. Paris kaldrmlarnda nasl sk sk Sartre grdn anlatr, okuduu kitaplar ve grd filmlerden ok nemli haberler veren biri gibi heyecanla ve itenlikle sz ederdi. Yazar olmamda paalardan ve din byklerinden ok evde dnya yazarlarndan sz eden bir babamn olmasnn payn elbette hi aklmdan karmazdm. Belki de babamn defterlerini bunu dnerek, byk ktphanesine ne kadar ok ey borlu olduumu hatrlayarak okumalydm. Bizimle birlikte yaarken babamn tpk benim gibi- bir odada yalnz kalp kitaplarla, dncelerle har neir olmak istemesine, yazlarnn edebi niteliine ok nem vermeden, dikkat etmeliydim. Ama yapamayacam eyin de tam bu olduunu, babamn brakt antaya bu huzursuzlukla bakarken hissediyordum. Babam bazen ktphanesinin nndeki divana uzanr, elindeki kitab ya da dergiyi brakr ve uzun uzun dncelere, hayallere dalard. Yznde akalamalar, taklmalar ve kk ekimelerle srp giden aile hayat srasnda grdmden bambaka bir ifade, ie dnk bir bak belirirdi, bundan zellikle ocukluk ve ilk genlik yllarmda babamn huzursuz olduunu anlar, endielenirdim. imdi yllar sonra bu huzursuzluun insan yazar yapan temel drtlerden biri olduunu biliyorum. Yazar olmak iin, sabr ve ileden nce iimizde kalabalktan, cemaatten, gnlk sradan hayattan, herkesin yaad eylerden kap bir odaya kapanma drts olmaldr. Sabr ve umudu yazyla kendimize derin bir dnya kurmak iin isteriz. Ama bir odaya, kitaplarla dolu bir odaya kapanma istei bizi harekete geiren ilk eydir. Bu kitaplar keyfince okuyan, yalnzca kendi vicdannn sesini dinleyerek bakalarnn szleriyle tartan ve kitaplarla konua konua kendi dncelerini ve alemini oluturan zgr, bamsz yazarn ilk byk rnei, modern

edebiyatn balangc Montaignedir elbette. Babamn da dnp dnp okuduu, bana okumam tledii bir yazard Montaigne. Dnyann neresinde olursa olsun, ister Douda ister Batda, cemaatlerinden kopup kendilerini kitaplarla bir odaya kapatan yazarlar geleneinin bir paras olarak grmek isterim kendimi. Benim iin hakiki edebiyatn balad yer kitaplarla kendini bir odaya kapatan adamdr. Ama kendimizi kapattmz odada sanld kadar da yalnz deilizdir. Bize nce bakalarnn sz, bakalarnn hikyeleri, bakalarnn kitaplar, yani gelenek dediimiz ey elik eder. Edebiyatn insanolunun kendini anlamak iin yaratt en deerli birikim olduuna inanyorum. nsan topluluklar, kabileler, milletler edebiyatlarn nemsedikleri, yazarlarna kulak verdikleri lde zekileir, zenginleir ve ykselirler, ve hepimizin bildii gibi, kitap yakmalar, yazarlar aalamalar milletler iin karanlk ve aklsz zamanlarn habercisidir. Ama edebiyat hibir zaman yalnzca milli bir konu deildir. Kitaplaryla bir odaya kapanan ve nce kendi iinde bir yolculua kan yazar, orada yllar iinde iyi edebiyatn vazgeilmez kuraln da kefedecektir: Kendi hikyemizden bakalarnn hikyeleri gibi ve bakalarnn hikyelerinden kendi hikyemizmi gibi bahsedebilme hneridir edebiyat. Bunu yapabilmek iin yola bakalarnn hikyelerinden ve kitaplarndan karz. Babamn bir yazara fazlasyla yetecek bin be yz kitaplk iyi bir ktphanesi vard. Yirmi iki yamdayken, bu ktphanedeki kitaplarn hepsini okumamtm belki, ama btn kitaplar tek tek tanr, hangisinin nemli, hangisinin hafif ama kolay okunur, hangisinin klasik, hangisinin dnyann vazgeilmez bir paras, hangisinin yerel tarihin unutulacak ama elenceli bir tan, hangisinin de babamn ok nem verdii bir Fransz yazarn kitab olduunu bilirdim. Bazen bu ktphaneye uzaktan bakar, kendimin de bir gn ayr bir evde byle bir ktphanemin, hatta daha iyisinin olacan, kitaplardan kendime bir dnya kuracam dlerdim. Uzaktan baktmda bazen babamn ktphanesi bana btn alemin kk bir resmiymi gibi gelirdi. Ama bizim kemizden, stanbuldan baktmz bir dnyayd bu. Ktphane de bunu gsteriyordu. Babam bu ktphaneyi yurtd yolculuklarndan, zellikle Paristen ve Amerikadan ald kitaplarla, genliinde stanbulda 1940larda ve 50lerdeki yabanc dilde kitap satan dkkanlardan aldklaryla ve her birini benim de tandm stanbulun eski ve yeni kitaplarndan edindikleriyle yapmt. Yerel, milli bir dnya ile Bat dnyasnn karmdr benim dnyam. 1970lerden balayarak ben de iddial bir ekilde kendime bir ktphane kurmaya baladm. Daha yazar olmaya tam karar vermemitim, stanbul adl kitabmda anlattm gibi, artk ressam olmayacam sezmitim ama hayatmn ne yola gireceini tam bilemiyordum. imde bir yandan her eye kar durdurulmaz bir merak ve ar iyimser bir okuyup renme al vard; bir yandan da hayatmn bir ekilde eksik bir hayat olacan, bakalar gibi yaayamayacam hissediyordum. Bu duygumun bir ksm, tpk babamn ktphanesine bakarken hissettiim gibi, merkezden

uzak olma fikriyle, stanbulun o yllarda hepimize hissettirdii gibi, tarada yaadmz duygusuyla ilgiliydi. Bir baka eksik yaam endiesi de tabii ister resim yapmak olsun, ister edebiyat olsun, sanatsna fazla ilgi gstermeyen ve umut da vermeyen bir lkede yaadm fazlasyla bilmemdi. 1970lerde, sanki hayatmdaki bu eksiklikleri gidermek ister gibi ar bir hrsla stanbulun eski kitaplarndan babamn verdii parayla solmu, okunmu, tozlu kitaplar satn alrken bu sahaf dkkanlarnn, yol kenarlarnda, cami avlularnda, ykk duvarlarn eiklerinde yerlemi kitaplarn yoksul, dank ve ou zaman da insana umutsuzluk verecek kadar perian halleri beni okuyacam kitaplar kadar etkilerdi. Alemdeki yerim konusunda, hayatta olduu gibi edebiyatta da o zamanlar tadm temel duygu bu merkezde olmama duygusuydu. Dnyann merkezinde, bizim yaadmzdan daha zengin ve ekici bir hayat vard ve ben btn stanbullular ve btn Trkiye ile birlikte bunun dndaydm. Bu duyguyu dnyann byk ounluu ile paylatm bugn dnyorum. Ayn ekilde, bir dnya edebiyat vard ve onun benden ok uzak bir merkezi vard. Aslnda dndm Bat edebiyatyd, dnya edebiyat deil, ve biz Trkler bunun da dndaydk. Babamn ktphanesi de bunu doruluyordu. Bir yanda bizim, pek ok ayrntsn sevdiim, sevmekten vazgeemediim yerel dnyamz, stanbulun kitaplar ve edebiyat vard, bir de ona hi benzemeyen, benzememesi bize hem ac hem de umut veren Bat dnyasnn kitaplar. Yazmak, okumak sanki bir dnyadan kp tekinin bakal, tuhafl ve harika halleriyle teselli bulmakt. Babamn da bazen, tpk benim sonralar yaptm gibi, kendi yaad hayattan Batya kamak iin roman okuduunu hissederdim. Ya da bana o zamanlar kitaplar bu eit bir kltrel eksiklik duygusunu gidermek iin bavurduumuz eylermi gibi gelirdi. Yalnz okumak deil, yazmak da stanbuldaki hayatmzdan Batya gidip gelmek gibi bir eydi. Babam bavulundaki defterlerinden ounu doldurabilmek iin Parise gitmi, kendini otel odalarna kapatm, sonra yazdklarn Trkiyeye geri getirmiti. Bunun da beni huzursuz ettiini, babamn bavuluna bakarken hissederdim. Yirmi be yl Trkiyede yazar olarak ayakta kalabilmek iin kendimi bir odaya kapattktan sonra, yazarln iimizden geldii gibi yazmann, toplumdan, devletten, milletten gizlice yaplmas gereken bir i olmasna, babamn bavuluna bakarken artk isyan ediyordum. Belki de en ok bu yzden babama yazarl benim kadar ciddiye almad iin kzyordum. Aslnda babama benim gibi bir hayat yaamad, hibir ey iin kk bir atmay bile gze almadan toplumun iinde, arkadalar ve sevdikleriyle glerek mutlulukla yaad iin kzyordum. Ama kzyordum yerine kskanyordum diyebileceimi, belki de bunun daha doru bir kelime olacan da aklmn bir yanyla biliyor, huzursuz oluyordum. O zaman her zamanki takntl, fkeli sesimle kendi kendime mutluluk nedir? diye soruyordum. Tek bana bir odada derin bir hayat yaadn sanmak mdr

mutluluk? Yoksa cemaatle, herkesle ayn eylere inanarak, inanyormu gibi yaparak rahat bir hayat yaamak m? Herkesle uyum iinde yaar gibi gzkrken, bir yandan da kimsenin grmedii bir yerde, gizlice yaz yazmak mutluluk mudur aslnda, mutsuzluk mu? Ama bunlar fazla hrn, fkeli sorulard. stelik iyi bir hayatn lsnn mutluluk olduunu nereden karmtm ki? nsanlar, gazeteler, herkes hep en nemli hayat ls mutlulukmu gibi davranyordu. Yalnzca bu bile, tam tersinin doru olduunu aratrmaya deer bir konu haline getirmiyor muydu? Zaten bizlerden, aileden hep kam olan babam ne kadar tanyor, onun huzursuzluklarn ne kadar grebiliyordum ki? Babamn bavulunu ite bu drtlerle atm ilk. Babamn hayatnda bilmediim bir mutsuzluk, ancak yazya dkerek dayanabilecei bir sr olabilir miydi? Bavulu aar amaz seyahat antas kokusunu hatrladm, baz defterleri tandm, babamn stnde yle fazla durmadan onlar bana yllarca nce gstermi olduunu fark ettim. Tek tek elleyip kartrdm defterlerin ou babamn bizi brakp Parise gittii genlik yllarnda tutulmutu. Oysa ben, tpk biyografilerini okuduum, sevdiim yazarlar gibi, babamn benim yamdayken ne yazdn, ne dndn renmek istiyordum. Ksa zaman iinde byle bir eyle karlamayacam da anladm. stelik bu arada babamn defterlerinin orasnda burasnda karlatm yazar sesinden huzursuz olmutum. Bu ses babamn sesi deil diye dnyordum; hakiki (authentic) deildi, ya da benim hakiki babam diye bildiim kiiye ait deildi bu ses. Babamn yazarken babam olamamas gibi huzursuz edici bir eyden daha ar bir korku vard burada: imdeki hakiki olamama korkusu, babamn yazlarn iyi bulamama, hatta babamn baka yazarlardan fazla etkilendiini grme endiemi am, zellikle genliimde olduu gibi, btn varlm, hayatm, yazma isteimi ve kendi yazdklarm bana sorgulatan bir hakikilik buhranna dnyordu. Roman yazmaya baladm ilk on ylda bu korkuyu daha derinden hisseder, ona kar koymakta zorlanr, tpk resim yapmaktan vazgetiim gibi, bir gn yenilgiye urayp roman yazmay da bu endieyle brakmaktan bazen korkardm. Kapayp kaldrdm bavulun bende ksa srede uyandrd iki temel duygudan hemen sz ettim: Tarada olma duygusu ve hakiki olabilme (authenticity) endiesi. Benim bu huzursuz edici duygular derinlemesine ilk yaaym deildi elbette bu. Bu duygular, btn genilikleri, yan sonular, sinir balar (nerve endings), i dmleri ve eit eit renkleriyle ben yllar boyunca okuyup yazarak, kendim masa banda aratrm, kefetmi, derinletirmitim. Elbette onlar belli belirsiz aclar, keyif karc hassasiyetler ve ikide bir hayattan ve kitaplardan bana bulaan akl karklklar olarak zellikle genliimde pek ok kereler yaamtm. Ama tarada olma duygusunu ve hakikilik endiesini ancak onlar hakknda romanlar, kitaplar yazarak (mesela tarallk iin Kar, stanbul; hakikilik endiesi iin Benim Adm Krmz ya da Kara Kitap)

btnyle tanyabilmitim. Benim iin yazar olmak demek, iimizde tadmz, en fazla tadmz biraz bildiimiz gizli yaralarmzn zerinde durmak, onlar sabrla kefetmek, tanmak, iyice ortaya karmak ve bu yaralar ve aclar yazmzn ve kimliimizin bilinle sahiplendiimiz bir paras haline getirmektir. Herkesin bildii ama bildiini bilmedii eylerden sz etmektir yazarlk. Bu bilginin kefi ve onun gelitirilip paylalmas okura ok tand bir dnyada hayret ederek gezinmenin zevklerini verir. Bu zevkleri, bildiimiz eylerin btn gerekliiyle yazya dklmesindeki hnerden de alrz elbette. Bir odaya kapanp yllarca hnerini gelitiren, bir alem kurmaya alan yazar ie kendi gizli yaralarndan balarken bilerek ya da bilmeden insanoluna derin bir gven de gstermi olur. Bakalarnn da bu yaralarn bir benzerini tadna, bu yzden anlalacana, insanlarn birbirlerine benzediine duyulan bu gveni hep tadm. Btn gerek edebiyat, insanlarn birbirine benzediine ilikin ocuksu ve iyimser bir gvene dayanr. Kapanp yllarca yazan biri ite byle bir insanla ve merkezi olmayan bir dnyaya seslenmek ister. Ama babamn bavulundan ve tabii stanbulda yaadmz hayatn solgun renklerinden anlalabilecei gibi, dnyann bizden uzakta bir merkezi vard. Bu temel gerei yaamann verdii ehovcu tara duygusundan, bir dier yan sonu olan hakikilik endiesinden (anxiety of authenticity) kitaplarmda ok sz ettim. Dnya nfusunun byk ounluunun bu duygularla yaadn, hatta daha arlar olan eziklik, kendine gvensizlik ve aalanma korkularyla bouarak yaadn kendimden biliyorum. Evet, insanolunun birinci derdi hl, mlkszlk, yiyeceksizlik, evsizlik Ama artk televizyonlar, gazeteler bu temel dertleri edebiyattan ok daha abuk ve kolay bir ekilde anlatyor bize. Bugn edebiyatn asl anlatmas ve aratrmas gereken ey, insanolunun temel derdi ise, darda kalmak ve kendini nemsiz hissetme korkular, bunlara bal deersizlik duygular, bir cemaat olarak yaanan gurur krklklar, krlganlklar, kmsenme endieleri, eit eit fkeler, alnganlklar, bitip tkenmeyen aalanma hayalleri ve bunlarn kardei milli vnmeler, iinmeler ou zaman akld ve ar duygusal bir dille da vurulan (express) bu hayalleri kendi iimdeki karanla her bakmda anlayabiliyorum. Kendimi kolaylkla zdeletirebildiim (identify) Bat-d dnyada byk kalabalklarn, topluluklarn ve milletlerin aalanma endieleri ve alnganlklar yznden zaman zaman aptalla varan korkulara kapldklarna tank oluyoruz. Kendimi ayn kolaylkla zdeletirebildiim Bat dnyasnda da Rnesans, Aydnlanmay, Modernlii kefetmi olmann ve zenginliin ar gururuyla milletlerin, devletlerin zaman zaman benzer bir aptalla yaklaan bir kendini beenmilie kapldklarn da biliyorum. Demek ki, yalnzca babam deil, hepimiz dnyann bir merkezi olduu dncesini ok fazla nemsiyoruz. Oysa, yaz yazmak iin bizi yllarca bir odaya kapatan ey tam tersi

bir gvendir; bir gn yazdklarmzn okunup anlalacana, nk insanlarn dnyann her yerinde birbirlerine benzediklerine ilikin bir inantr bu. Ama bu, kendimden ve babamn yazdklarndan biliyorum, kenarda olmann, darda kalmann fkesiyle yaral, dertli (troubled) bir iyimserliktir. Dostoyevskinin btn hayat boyunca Batya kar hissettii ak ve nefret duygularn pek ok kereler kendi iimde de hissettim. Ama ondan asl rendiim ey, asl iyimserlik kayna, bu byk yazarn Bat ile ak ve nefret ilikisinden yola kp, onlarn tesinde kurduu bambaka bir alem oldu. Bu ie hayatn vermi btn yazarlar u gerei bilir: masaya oturup yazma nedenlerimizle, yllarca umutla yaza yaza kurduumuz dnya, sonunda apayr yerlere yerleir. Kederle ya da fkeyle oturduumuz masadan o kederin ve fkenin tesinde bambaka bir aleme ularz. Babam da byle bir aleme ulam olamaz myd? Uzun yolculuktan sonra o varlan alem, tpk uzun bir deniz yolculuundan sonra sis aralanrken btn renkleriyle karmzda yava yava beliren bir ada gibi bize bir mucize duygusu verir. Ya da Batl gezginlerin gneyden gemiyle yaklatklar stanbulu sabah sisi aralanrken grdklerinde hissettikleri eylere benzer bu. Umutla, merakla klan uzun yolculuun sonunda, orada camileri, minareleri, tek tek evleri, sokaklar, tepeleri, kprleri, yokular ile birlikte btn bir ehir, btn bir alem vardr. nsan, tpk iyi bir okurun bir kitabn sayfalar iinde kaybolmas gibi, karsna kveren bu yeni alemin iine hemen girip kaybolmak ister. Kenarda, tarada, darda, fkeli ya da dpedz hznl olduumuz iin masaya oturmu ve bu duygular unutturan yepyeni bir alem kefetmiizdir. ocukluumda, genliimde hissettiimin tam tersine benim iin artk dnyann merkezi stanbuldur. Neredeyse btn hayatm orada geirdiim iin deil yalnzca, otuz yldr tek tek sokaklarn, kprlerini, insanlarn, kpeklerini, evlerini, camilerini, emelerini, tuhaf kahramanlarn, dkkanlarn, tandk kiilerini, karanlk noktalarn, gecelerini ve gndzlerini kendimi onlarn hepsiyle zdeletirerek anlattm iin. Bir noktadan sonra, hayal ettiim bu dnya da benim elimden kar ve kafamn iinde yaadm ehirden daha da gerek olur. O zaman, btn o insanlar ve sokaklar, eyalar ve binalar sanki hep birlikte aralarnda konumaya, sanki kendi aralarnda benim nceden hissedemediim ilikiler kurmaya, sanki benim hayalimde ve kitaplarmda deil, kendi kendilerine yaamaya balarlar. neyle kuyu kazar gibi sabrla hayal ederek kurduum bu alem bana o zaman her eyden daha gerekmi gibi gelir. Babam da, belki, yllarn bu ie vermi yazarlarn bu cins mutluluklarn kefetmitir, ona nyargl olmayaym diyordum bavuluna bakarken. Ayrca, emreden, yasaklayan, ezen, cezalandran sradan bir baba olmad, beni her zaman zgr brakp, bana her zaman ar sayg gsterdii iin de ona mteekkirdim. Pek ok ocukluk ve genlik

arkadamn aksine, baba korkusu bilmediim iin hayal gcmn zaman zaman zgrce ya da ocuka alabildiine bazen inanm, bazen da babam genliinde yazar olmak istedii iin yazar olabildiimi itenlikle dnmtm. Onu hogryle okumal, otel odalarnda yazdklarn anlamalydm. Babamn brakt yerde gnlerdir hl duran bavulu bu iyimser dncelerle atm ve baz defterleri, baz sayfalar btn irademi kullanarak okudum. Babam ne mi yazmt? Paris otellerinden grntler hatrlyorum, baz iirler, baz paradokslar, akl yrtmeler Bir trafik kazasndan sonra bandan geenleri zar zor hatrlayan, zorlansa da fazlasn hatrlamak istemeyen biri gibi hissediyorum kendimi imdi. ocukluumda annem ile babam bir kavgann eiine geldiklerinde, yani o lmcl sessizliklerden biri baladnda babam havay deitirmek iin hemen radyoyu aar, mzik bize olup biteni daha abuk unuttururdu. Ben de benzeri bir mzik ilevi grecek ve sevilecek bir-iki sz ile konuyu deitireyim! Bildiiniz gibi, biz yazarlara en ok sorulan, en ok sevilen soru udur: neden yazyorsunuz? imden geldii iin yazyorum! Bakalar gibi normal bir i yapamadm iin yazyorum. Benim yazdm gibi kitaplar yazlsn da okuyaym diye yazyorum. Hepinize, herkese ok ok kzdm iin yazyorum. Bir odada btn gn oturup yazmak ok houma gittii iin yazyorum. Onu ancak deitirerek gereklie katlanabildiim iin yazyorum. Ben, tekiler, hepimiz, bizler stanbulda, Trkiyede nasl bir hayat yaadk, yayoruz, btn dnya bilsin diye yazyorum. Kadn, kalemin, mrekkebin kokusunu sevdiim iin yazyorum. Edebiyata, roman sanatna her eyden ok inandm iin yazyorum. Bir alkanlk ve tutku olduu iin yazyorum. Unutulmaktan korktuum iin yazyorum. Getirdii n ve ilgiden holandm iin yazyorum. Yalnz kalmak iin yazyorum. Hepinize, herkese neden o kadar ok ok kzdm belki anlarm diye yazyorum. Okunmaktan holandm iin yazyorum. Bir kere baladm u roman, bu yazy, u sayfay artk bitireyim diye yazyorum. Herkes benden bunu bekliyor diye yazyorum. Ktphanelerin lmszlne ve kitaplarmn raflarda duruuna ocuka inandm iin yazyorum. Hayat, dnya, her ey inanlmayacak kadar gzel ve artc olduu iin yazyorum. Hayatn btn bu gzelliini ve zenginliini kelimelere geirmek zevkli olduu iin yazyorum. Hikye anlatmak iin deil, hikye kurmak iin yazyorum. Hep gidilecek bir yer varm ve oraya tpk bir ryadaki gibi bir trl gidemiyormuum duygusundan kurtulmak iin yazyorum. Bir trl mutlu olamadm iin yazyorum. Mutlu olmak iin yazyorum. Yazhaneme gelip bavulu brakndan bir hafta sonra, babam, her zamanki gibi elinde bir paket ikolata (krk sekiz yanda olduumu unutuyordu) beni gene ziyaret etti. Her zamanki gibi gene hayattan, siyasetten ve aile dedikodularndan sz edip gltk. Bir

10

ara babamn gz bavulu brakt keye takld ve onu oradan alp kaldrdm anlad. Gz gze geldik. Skc, utandrc bir sessizlik oldu. Ona bavulu ap iindekileri okumaya altm sylemedim, gzlerimi kardm. Ama o anlad. Ben de onun anladn anladm. O da benim onun anladn anladm anlad. Bu anlaylar da birka saniye iinde ne kadar uzarsa ancak o kadar uzad. nk babam kendine gvenen, rahat ve mutlu bir insand: her zamanki gibi glverdi. Ve evden kp giderken bana her zaman syledii tatl ve yreklendirici szleri bir baba gibi yine tekrarlad. Her zamanki gibi babamn mutluluunu, dertsiz, tasasz halini kskanarak arkasndan baktm. Ama o gn iimde utan verici bir mutluluk kprts da dolamt, hatrlyorum. Belki onun kadar rahat deilim, onun gibi tasasz ve mutlu bir hayat srmedim, ama yaznn hakkn verdim duygusu, anladnz Bunu babama kar duyduum iin utanyordum. stelik babam, benim hayatmn ezici merkezi de olmam, beni zgr brakmt. Btn bunlar bize yazmann ve edebiyatn, hayatmzn merkezindeki bir eksiklik ile, mutluluk ve sululuk duygularyla derinden bal olduunu hatrlatmal. Ama hikyemin bana daha da derin bir sululuk duydurtan bir simetrisi, o gn hemen hatrladm bir dier yars var. Babamn bavulunu bana brakmasndan yirmi yl nce, yirmi iki yamdayken her eyi brakp romanc olmaya karar vermi, kendimi bir odaya kapatm, drt yl sonra ilk romanm Cevdet Bey ve Oullarn bitirmi ve henz yaymlanmam kitabn daktilo edilmi bir kopyasn okusun ve bana dncesini sylesin diye titreyen ellerle babama vermitim. Yalnz zevkine ve zekasna gvendiim iin deil, annemin aksine, babam yazar olmama kar kmad iin de onun onayn almak benim iin nemliydi. O srada babam bizimle deildi, uzaktayd. Dnn sabrszlkla bekledim. ki hafta sonra gelince kapy ona koarak atm. Babam hibir ey sylemedi, ama bana hemen yle bir sarld ki kitabm ok sevdiini anladm. Bir sre, ar duygusallk anlarnda ortaya kan bir eit beceriksizlik (clumsiness) ve sessizlik buhranna kapldk. Sonra biraz rahatlayp konumaya balaynca, babam, bana ya da ilk kitabma olan gvenini ar heyecanl ve abartl bir dille ifade etti ve bugn byk bir mutlulukla kabul ettiim bu dl bir gn alacam ylesine syleyiverdi. Bu sz ona inanmaktan ya da bu dl bir hedef olarak gstermekten ok, olunu desteklemek, yreklendirmek iin ona bir gn paa olacaksn! diyen bir Trk babas gibi sylemiti. Yllarca da beni her grnde cesaretlendirmek iin bu sz tekrarlad durdu. Babam 2002 yl Aralk aynda ld. sve Akademisinin bana bu byk dl, bu erefi veren deerli yeleri, deerli konuklar, bugn babam aramzda olsun ok isterdim.

You might also like