You are on page 1of 22

DNYA KLASKLER DZS: 5 TOP OYNAYAN KED MAAZASI Bir zamanlar, Saint-Denis caddesinin ortalarnda, hemen hemen Petit-Lion

sokayla birletii yerde, bir ev vard; hani u benzetme yoluyla tarihilere eski Paris'i gz nnde canlandrmak olanan veren deerli evlerden biri. Bu yknt evin insan korkutan duvarlar, hiyerogliflerle alaca bulaca bir duruma sokulmutu sanki. Birbirine kout atlaklarla, svann stnde bir yandan br yana, bir keden teki keye uzatlm tahta paralarnn evin yzne izdii bu X'lerle V'lere, yoldan geen bir kimse baka nasl bir ad verebilirdi. En hafif bir araba geerken bile bu kalaslarn yerlerinden oynamalar doald. Paris'te bir daha grlmeyecek gen biiminde bir ats vard. Paris ikliminin gerei olarak kvrm kvrm yaplm olan bu at, yolun stne doru ayak kadar uzanyor, bylelikle hem kapnn eiini, hem de at katnn duvarn ve hibir dayana olmayan penceresini yamur sularna kar koruyordu. at kat, herhalde bu elimsiz derme atma evin srtna fazla yk olmasn diye, birbiri stne ivilenmi, arduvaz andrr tahtalardan yaplmt. Yamurlu bir mart sabah, paltosuna sarnm gen bir adam bu eski evin karsndaki dkknn saa altnda durmu, bir arkeolog heyecanyla evi inceliyordu. Dorusu ya, on altnc yzyl kentsoylularndan arta kalan bu yknt, kendisine bakanlar uzun uzun dndryordu. Her katta bir acayiplik vard: Birinci katta birbirine yakn, uzun ve dar drt pencerenin alt ksmlarnn camlar karlarak yerlerine tahtalar konmu; kurnaz bir satcnn kumalara alclarn istedii rengi verebilmek iin yararland hafif bir k ieriye girsin diye byle yaplmt. Delikanl evin bu en esasl ksmna hi aldr etmiyor gibiydi, gzleri henz bu ksmda durmamt. kinci katn kalkk panjurlar altndan, Bohemya camndan yaplm byk pencerelerin arkasnda grnen krmz mslinden kk perdeler de onu ilgilendirmiyordu. Onun dikkatini eken, nc kattaki pencerelerdi; bunlarn kaba bir yntemle ilenmi tahta ksmlar, Fransz marangozluunun ilk almalarn gstermek iin kk sanatlar mzesine konsa, buna deer. Pencerelerdeki camlarn rengi yle yeildi ki, keskin gr olmasayd, delikanl, bu evin gizlerini yabanc gzlerden saklayan mavi hareli tl perdeleri fark edemeyecekti. Bir eyler aratran bu adam, ya sonu vermeyen baklarndan ya da btn mahalle gibi bu evin de gmlm olduu sessizlikten sklarak, arada bir evin alt ksmlarna doru bakyordu. Gerekten iinde glnecek birok eyin bulunduu dkkna yeniden baktnda, dudaklarnda elinde olmadan bir glmseme beliriyordu. Neredeyse kecek olan bu eski evin arlyla eilmi gibi duran drt direin stne, yatay olarak dayatlm kocaman bir tahta paras, binbir trl boyayla boyanmt; kart bir desin yananda da ancak bu kadar al vardr. Byk bir incelikle ilenmi bu geni direin ortasnda da top oynayan bir kediyi betimleyen eski bir tablo vard; bu resim delikanlnn ok houna gitmiti. unu da syleyelim ki, zamanmz ressamlarnn en alaycs bile bu kadar gln bir ey uyduramaz. Kedi patilerinden biriyle kendisi kadar byk bir raket tutuyor, ilemeli giysili k bir bayn att kocaman topa nian almak iin de art ayaklar stnde ykseliyordu. izgiler, renkler, ayrntlar, herey, sanatnn tccarla, gelip geenlerle elenmek istediine insan inandracak biimde kullanlmt. Zaman, her eyi anlamak isteyen halkn zihnini kurcalayacak olan bu ocuka resmin urasn burasn deitirmi, daha kaba bir duruma sokmutu. rnein, kedinin alaca kuyruu yer yer yle kesilmiti ki, insan kedinin kuyruunu seyirci sanabilirdi; atalarmzn kedilerinin kuyruklar o kadar gsterili, iri ve tylyd. Yoldan gelip geenler, tablonun sanda, tahtann rk ksmn yarm yamalak kapayan, lacivert renkli bir zemin stne yazlm GUILLAUME; solunda ise BAY CHEVREL'in ARDILI szcklerini okuyorlard. Bu yazda eski yazm kurallarna uyularak U'larn yerine V, V'lerin yerine de U kullanlmt; harflerin stne zaten az srlm altn tozunun nemli bir ksmn da gne ve yamur silip sprmt. Dnyann gitgide daha akll, yeni zaman arlatanlnn her eyden stn olduunu sananlarn gururunu bir para krmak iin u noktay belirtmek uygun decek; Parisli tccarlarn ouna kkeni biraz tuhaf grnen bu dkkn levhalar, akgz dedelerimizin vaktiyle kullanp da alclar maazalarna ekmeyi baardklar birtakm canl tablolarn l resimleridir. rnein, yn eiren domuz, kk ebek, vb. kafes iinde gsterilen ve becerileriyle gelip geenleri aknlklar iinde brakan hayvanlard. Bunlarn byle yetitirilmesi on beinci yzyldaki sanayicilerin ne kadar sabrl olduunu kantlard. Byle merakl eyler, talihli sahiplerini, SaintDenis caddesinde hl grlmekte olan Providence'lardan, Bonne-Foi'lardan, Grce-de-Dieu'lerden ve "Jean-Baptiste'in Boynunun Vurulmas"n (1) gsteren resimlerden daha abuk zengin ediyordu. Tanmadmz bu adam, orada, kedinin abucak bellee yerleecek olan resmini seyretmek iin durmuyordu herhalde. Bu delikanlnn kendisine zg tuhaf yanlar vard. Eski zaman giysileri gibi krmal paltosunun altndan grnen zarif ayakkablar, Paris'in bu amur deryas iinde giydii beyaz ipek oraplaryla dikkati bir kat daha kendisine ekiyordu; beyaz ipek oraplarnn stndeki amur serpintileri de kendisinin ne kadar sabrsz bir insan olduunu gsteriyordu. Bir dnden ya da balodan km olmal; nk, sabahn bu saatinde beyaz eldivenleri hl elindeydi. Kvrmlar alarak omuzlarna sarkan siyah salarn bukleleri, sann Caracalla (2) biiminde kesildiini gsteriyordu. David (3) okulu kadar, yzyln ilk yllarna damgasn vuran Yunan ve Roma figrlerine duyulan hayranlk da, bu grnmn moda olmasna

yol amtr. Ge kalm birka zerzevatnn byk hale abucak varmak iin drtnala giderken kardklar grltye karn, her zaman pek hareketli olan bu caddede o srada bir sessizlik vard; bunun gzelliini ancak, u saatlerde grlt patrts bir an iin susan ssz Paris'te dolaanlar bilir; bu grlt sonra yine balar ve uzaktan insana denizin cokun sesini hatrlatr. Top Oynayan Kedi bu acayip delikanlda ne kadar merak uyandryorsa, kendisi de Top Oynayan kedi Maazas'nn sahiplerinde o kadar merak uyandryordu. Gz kamatracak derecede beyaz bir kravat, ac ekmi insanlara zg yzn aslnda olduundan da solgun gsteriyordu. Kara gzlerinin kimi zaman glgelenen, kimi zaman da ate saan parlts, yznn acayip kenar izgilerine ve glmserken bzlen kvrml geni azna pek yakyordu. Yein bir skntnn buruturduu alnnda tehlikeli bireyler okunuyordu. Birinin nasl bir insan olduunu anlamamz konusunda en uygun yan, aln deil midir? Tanmadmz bu delikanlnn aln tutku belirttiinde oluan krklar ylesine gzle grlebilir bir durum alyordu ki, insana sanki rknt geliyordu; ama bir kez de, o kolayca bozuluveren dingin durumunu ald m, gze arpacak bir gzellik ortaya kyor; sevincin, acnn, sevginin, fkenin, gururun en souk insan bile etkileyecek kadar gl bir biimde kendisini gsterdii bu yze, alml bir grn veriyordu. Bu yabanc, pek kskn bir tavr taknmt; tam bu srada tavan aras penceresinin abucak alp yusyuvarlak, pembe beyaz, neeli, hani baz antlara konan ve ticareti simgeleyen yzler kadar her yerde grlen trden, tane yzn ortaya ktn gremedi. Kk pencerenin evreledii bu ba, sa'nn yanndan hi ayrlmayan, bulutlar arasna serpitirilmi tombalak meleklerin kafalarn anmsatyordu. raklar sokaktan ykselen scak ve buharl havay, yattklar tavan arasndaki havann ne kadar scak ve pis olduunu anlatmak istiyormu gibi bol bol soludular. Aralarnda en neeli grneni, bu tuhaf nbetiyi tekilere gsterdikten sonra kayboldu; elinde bir gerele yeniden grnd; bu gerecin eilip bklmeyen madeni ksm karlm, yerine yumuak bir mein konmutu. Biraz sonra yzlerinde eytanca bir anlatmla, aada evreyi seyre dalan adama bakarak bandan aaya beyazms bir su boalttlar. Suyun kokusu, nn de sakallarn biraz nce tra ettiklerini gsteriyordu. Tavan arasnn en kuytu yerine gizlenerek ikencelerine urayan zavallnn fkelenmesini seyredip keyiflenmek iin ayaklarnn ucunda dikilmeye urarlarken, delikanlnn fkelenmeye gnl indirmemekten gelen bir kaygszlkla paltosunu silkiini ve bo at penceresine gzlerini kaldrd zaman yznde okunan derin aalamay grnce glmeyi kestiler. Tam bu srada beyaz, ince bir el nc kattaki kaba pencerelerden birinin erevesini altndan tutarak, gevek mandal, ok kez ar camlar birdenbire koyuveren oluktan kaldrp yukar ekmiti. te o zaman yolcu, bu uzun sren bekleyiinin dln grd. Sularn gsnde aan beyaz iekler gibi taptaze bir gen kz, banda mslinden yaplm krmal bir balk; bu ona insan hayran eden saf bir grn veriyor. Koyu renkli bir kumala rtlm olmakla birlikte, uyurken yaplan hareketlerle alm kk aralklardan boynu ve omuzlar grnyor. Hibir sknt anlatm, ne bu yzn safln, ne de yllarca nce Raffaello'nun (4) yce kompozisyonlarnda lmszletirdii o gzlerin dingin bakn deitirmemiti. O gen kzlarn dillere destan olan gzellii, dinginlii, bunda da aynen vard. Yanaklarna uykunun sanki bir kabartma gibi gze grnr bir yaam taknl verdii bu yzn tazeliiyle, yanlar kabasaba, pervaz kararm kocaman pencerenin eskilii ho bir kartlk oluturuyordu. Biraz nce uykudan kalkan gen kz, gecelerin ayazndan tr sarnd gmleini henz amam gndz ieklerine benziyordu; mavi gzlerini nce komu binalarn atlarnda gezdirdi, sonra ge bakt; en sonra da bir tr alkanlkla sokan lo ksmlarna baknd srada, gzleri birdenbire kendisini hayran hayran seyreden delikanlnn gzleriyle karlat. Sslenme merak, herhalde onu gecelikle grndne piman ettirmi olacak ki hemen geriye ekildi, pek fazla anm olan mandal da dnnce, pencere, atalarmzn bu gnahsz buluuna zamanmzda kt bir ad verilmesine neden olan bir hzla indi (5) ve hayl silindi. Bir bulut, sabah yldzlarnn en parlan, bizim delikanlnn gzlerinden gizleyivermiti. Bu kk eyler olup biterken, Top Oynayan Kedi maazasnn ince camlarn koruyan kaln i kepenkler birdenbire kaldrlverdi. Grne gre, dkknn levhasyla yat bir uak, tokmakl eski kapy katlayp binann i duvarna dayam ve titrek bir elle, zerine sar ipekle "Chevrel'in Ardl Guillaume" ad ilenmi drt ke bir kuma paras takmt. Buradan gelip geenlerin birou iin Msy Guillaume'un ne ticareti yaptn kestirmek zordu. Dkknn dtan koruyan kaln demir ubuklarn arasndan, koyu renkli bezlere sarlm birtakm paketler hayal meyal grlebiliyordu; bunlarn says Okyanus'u gemek iin yola den ringa balklar kadar oktu. Bu gotik cephenin grn basitti, ama Paris'te maazalar her zaman en iyi mallarla dolu, alverileri en geni ve ticaret alannda namusluluu en ufak bir kuku bile gtrmeyen bir tccar varsa, o da Msy Guillaume'du. Meslektalarndan kimileri hkmetle bir ie girer ve pazarl uydururlar da ellerinde istenen kuma bulunmazsa, salamaya sz verdikleri para miktar ne kadar ok olursa olsun, bunu kendilerine teslime o her zaman hazrd. Kurnaz tccar, kazancn en fazla ksmn kendisine mal etmenin binbir yolunu bildirdi; hem de onlar gibi kendilerini koruyacak kimselere koup yaltaklklar yapmak, deerli armaanlar vermek zorunda kalmadan. Esnaf arkadalar borlarn gvenilir, ama vdesi biraz uzunca polielerle deyebileceklerse, o zaman da, "sz anlar adamdr," diyerek noterini gsterir ve Saint Denis Caddesi tccarlarnn dilinde, indirimin zorla yapldn anlatmak iin, "Allah sizi Guillaume'un noterinin eline drmesin" deyiini atasz haline getirten bu nlem sayesinde, bir uvaldan ikinci bir tme creti ekmenin yolunu bulurdu. Uak tam ekildii srada ihtiyar tccar da birdenbire,

dkknn kapsna dikiliverdi. Msy Guillaume, Saint-Denis caddesine, komu dkknlara, havaya, tpk uzun bir yolculuktan sonra Havre'a ayak basp Fransa'ya kavuan bir adam gibi bakt. Kendisi uyurken hibir eyin deimemi olduu kansna varmak zereyken, orada nbet bekler gibi duran yolcu gzne iliti; beri yandan, o da kuma tccarlarnn bu prini enine boyuna inceliyordu; tpk Humboldt'un (6) Gney Amerika'da elektrikli nehir baln grd zaman yapt gibi, Msy Guillaume'un ayanda dizden aas olmayan, siyah kadifeden, geni bir pantolon, izgili oraplar, gm tokal, burnu drt ke iskarpinler; hafife kamburlam srtnda da, kullanla kullanla krmzya dnm beyaz maden dmelerle ssl, etekleri, yakas hep drt ke, yeile alar uhadan yaplm bir giysi. Krlam salar kafasnn stne yle bir dzenle taranp yatrlmt ki, onu sanki zerinden yeni saban gemi bir tarlaya dndrmt. Burguyla delinmi gibi kk yeil gzleri, ka yokluundan, hafif bir krmzlkla belli olan iki kemerin altnda ate gibi parlard. Alnnda kayglarn izdii buruuklar, giysisinin krmalar kadar oktu. Bu rengi uuk yz, sahibinin sabrlln, ticaretteki akgzlln ve ilerin gerektirdii bir tr kurnazca agzll gsteriyordu. Mesleklerini belli eden grenekleri, giysileri, deerli bir takm gelenekler diye saklayan ve yeni uygarlk dnyas iinde, Cuvier 'nin (7) ta ocaklarnda bulduu, tufandan nceki zamanlardan kalma eyler gibi duran o eski aileler, o dnemde imdiki kadar tek tk deildi. Guillaume ailesinin reisi de, eski gelenekleri koruyanlarn en nde gelenlerinden biriydi. Onun eski esnaf khyalarn zlemle andn grenler vard. Ticaret mahkemelerinin kararlarndan sz ederken kesinlikle "konsllerin ilm" derdi. Bu eski alkanlklar sayesinde evde ilk kalkan o olur, her Tanrnn gn, hi bkp usanmadan, gecikecek olurlarsa azarlamak iin tezghtarn gelmelerini beklerdi. Bu usta tccarn gen mezleri, pazartesi sabahlar, patronun, pazar gnk elencelerinin belirtilerini, izlerini yzlerinde ve davranlarnda sessiz sedasz bir abuklukla aratrmasndan korktuklar kadar hibir eyden korkmazlard. Fakat o anda yal kuma raklarna dikkat etmedi. pek orapl, paltolu delikanlnn zaman zaman dkknn tabelasna, dkknn ta iine baknn nedenini anlamaya alyordu. Ortalk iyiden iyiye aydnland iin yeil, eski, ipek perdelerle evrili, parmaklkl, iinde bavurulunca yantlamaya hazr dilsiz biliciler, kocaman kocaman defterler bulunan zel alma odas grlebiliyordu. Her eyi anlamak isteyen yabanc, bu kk yere sanki gz dikmiti; sanki yandaki yemek odasnn plann karyordu; bu oda, tavandaki camdan giren kla aydnlanmt; aile toplanp yemee oturduunda, dkkn kapsnn nnde geecek en nemsiz bir olay bile kolayca grebiliyordu. Evine kar gsterilen bu yakn ilgi, ar vergiler dnemini grp geirmi olan tccara kukulu gelmiti. Doal olarak Msy Guillaume, bu kim olduu belirsiz adamn Top Oynayan Kedi maazasnn kasasna gz diktiini dnyordu. Tezghtarlarn en yals, delikanlnn gizli gizli nc katn pencerelerini seyrettiini grerek dar kan patronuyla yabanc arasndaki sessiz delloya iin iin keyiflendikten sonra, Guillaume'un bulunduu kaldrma gemek yrekliliini gsterdi. Yolda bir iki adm yrd, ban kaldrd, aceleyle ekilen Matmazel Augustine Guillaume'u fark eder gibi oldu. Birinci tezghtarn anlayndan memnun olmayan kuma ona ters ters bakt, fakat o anda, bu kim olduu bilinmeyen adamn orada bulunuunun, tccarn ve k tezghtarn ilerinde uyandrd korku kayboluverdi. Yabanc, yakndaki bir alana gitmekte olan bir arabay ard, yalancktan olduu besbelli bir kaytszlkla bindi gitti. Bu gidi, akalarnn kurbann karlarnda bulmaktan bir hayli kayglanan teki tezghtarlarn iine bir rahatlk verdi. M. Guillaume onlara: - Ne oluyor baylar, dedi: byle kollarnz kavuturmu, orada niye duruyorsunuz? Vallahi, ben eskiden Msy Chevrel'in yanndayken, iki top kuma oktan elden geirmitim bile. Bu ie bakan ikinci tezghtar lf yaptrd: - Demek ki, o zaman gn daha erken douyormu. Yal tccar glmsemekten kendisini alamad. Louviers ve Sedan'n zengin fabrika sahiplerinden olan babalarnca Guillaume'a emanet edilen bu genten ikisi, kendi istedikleri anda yz bin franka kavuabileceklerdi; buna karn Guillaume onlar, tezghtarlar, otuz yanda zengin olmak istiyen zamanmzn k ve ada maazalarnda bugn artk uygulanmayan o eski anlamda baskyla ynetmeyi grev bilirdi; onlar kle gibi altrrd. Bu tezghtar da, bugn vur patlasn, al oynasn yaaylar bte giderlerini iiren o iilerden on tanesini hayli yoracak bir iin stesinden pek iyi geliyorlard. nsana, kaplarnn rezeleri her zaman yalanm gibi gelen bu koca yapnn sessizliini hibir grlt bozamazd. En kk bir mobilyadaki titiz temizlik buradaki derli topluluu anlatrd. Tezghtarlardan en eytan, le yemeinde kendilerine verilen ama el srmedikleri gravyer peynirinin stne, sofraya ilk getirildii tarihi yazar, bundan da bir hayli zevk alrd. Bu ve buna benzer muziplikler, Guillaume'un iki kzndan kn, hani u, bylenmi gibi olan yolcuya biraz nce grnen kz gldrrd. raklar, hatt en eskisi bile, ok fazla bir cret verdikleri halde, hibiri, yemi sofraya konduu zaman patronun masasnda kalacak kadar cesaret gsteremezdi. Madam Guillaume salatay hazrlamaktan sz ettiinde, ly armayan elinin nasl bir elisklkla ya koyacan dnen bu zavall genleri bir titreme alrd. Birka gn nce, aklc bir neden gstermeden darda bir gece geirmek gibi dzenli yaam bozacak bir eye kalkamazlard. Tezghtarlardan ikisi, her pazar, sra kimdeyse, Guillaume ailesiyle Saint-Leu'deki yine ve ikindi duasna giderdi. Matmazel Virginie'yle Augustine, arkalarnda hint alacasndan gsterisiz giysiler, tezghtarlarn kollarna girerler, annelerinin sert baklar altnda yrrlerdi; ailenin oluturduu bu alayn sonunda da

maroken kapl kocaman iki yin kitabn tayan baba gelirdi; bu ie onu kars altrmt. kinci tezghtarn ayl yoktu. On iki yldr boboazlk etmeden, dorulukla alarak dkknn srlarn renen teki tezghtara gelince, grd ie karlk sekiz yz Frank alrd. Kimi aile yortularnda ona armaan olarak yalnzca Madam Guillaume'un kuru ve buruuk eli dedii iin bir deer kazanan eyler verirlerdi; ajurlu naklarn iyice ortaya karsn diye iini pamukla doldurduu, iplikten yaplm keseler, takr takr kurutulmu ipekten asklar, kaba ipekten oraplar. Arada bir, o da ok seyrek, ev halk kra gittii ya da Parislilerin artk oktan unuttuklar bir oyunu grmek iin, aylarca bekleyip sonunda bir loca kiralamaya hak kazandnda, ailenin elencelerine bu "bakanlar bakan" da katlrd. teki tezghtara gelince, eski zamanlarda bir kumabay raklarndan ayran sayg perdesi onlarn arasnda da tam anlamyla vard; bir top kuma armak bu grkemli protokol bozmaktan daha kolayd. Bugn bu kurallar bize gln grnebilir, ama bu eski kurumlar iyi gelenekleri ve doruluu reten yerlerdi. Maaza sahipleri raklarn ocuklar gibi tutarlard. Delikanlnn amarn dkkn sahibinin ei ykar, temizler, onarr, kimi zaman da yerine yenisini koyard. Bir tezghtar hastalannca gerekten bir anne sevecenlii grrd. Durum tehlikeliyse patron birok para harcyarak en nl doktorlar getirirdi. Patron bu genlerin ailelerine kar, onlarn yalnzca ahlklarndan, bilgilerinden sorumlu olmakla kalmaz, ilerinde felakete uram, ama ahlk bakmndan deerli biri olursa, bu eski tccarlar yetitirdikleri zekya deer vermesini bilirler ve uzun zaman mallarn mlklerini gvenle ellerine braktklar kimseye kzlarnn mutluluunu da emanet etmekten ekinmezlerdi. Guillaume bu imdi pek bulunmayan adamlardan biriydi; gln ynleri olmakla birlikte iyi ynleri de vard; ite bunun iin, birinci tezghtar olan anasz babasz, parasz pulsuz Joseph Lebas'yi byk kz Virginie ile bagz etmeyi aklndan geiriyordu. Ama Joseph, hi de patronu gibi dnmyordu; bir imparatorluk bile balasalar, k dururken byn almazd. Zavall tezghtar Matmazel Augustine'e, kne, gnln adamakll kaptrmt. Ellerden habersiz besleyip bytt bu akn nereden geldiini anlatabilmek iin, nce yal kuma tccarnn evinde egemen olan baskc ynetimin etkinlik alanna girmemiz gerekiyor. Guillaume'un iki kz vard. By, Matmazel Virginie, annesinin tam kopyasyd. Msy Chevrel'in kz olan Madam Guillaume, kasann arkasndaki sandalyesinde dimdik otururdu; dahas, bundan tr, kendisi oraya ivilidir, deildir diye alayc kimselerin bahse tututuklarn birok kez iitmitir. Kuru ve uzun yz ar dindarln aka gsterirdi. Yakksz ve hi hoa gitmeyecek bir biimde giyinen Madam Guillaume'un altmlk banda, her zaman dul bir kadnn hotozuna benzeyen, pskllerle ssl, biimi hi deimeyen bir balk vardr. Komular onun adn "kapc rahibe" koymulard. Az konuurdu, elini kolunu oynatrken telgraf makinesi gibi kesik ve titrek devinimler yapard. Kedi gz gibi parlak gzleri, kendisi irkin olduundan, herkese sanki kinle bakard. Kk kardei gibi annesinin sert eitimiyle byyen Matmazel Virginie'nin ya yirmi sekizi bulmutu. Annesine benzeyiin bazan yzne verdii irkin grn genlii hafifletiyordu; ama, annenin sertlii, onda bakasn aratmayacak iki byk zellik yaratmt: yumuak ballk ve sabr... Matmazel Augustine ise on sekizine yeni basmt, ne anasna benzerdi, ne de babasna. Kendisiyle ana ve babas arasnda yz ve vcut bakmndan hibir yaknlk olmad iin, baz saf kadnlarn, ocuu Allah verir yolundaki szne insan inandracak kzlardand. Augustine ufak tefek, onu daha iyi anlatabilmek iin yle diyelim, minnack bir kzd. Alml ve temiz yrekli; kibarlarn dnyasnda yaayan bir erkek, bu sevimli kzda yalnzca kaba hareketler, ince olmayan tavrlar, kimi zaman da sklganlk gibi eyleri kusur olarak grebilir. Sessiz ve hareketsiz yznde gelip geici bir karaduygululuk ( melankoli ) okunurdu; analarnn basksna kar koymay gze alamayacak denli zayf kzlarda grlen karaduygululuk. ki kzkardein giydikleri giysiler pek gsterisizdi; bundan dolay, u parl parl yanan tezghlar, yal uan zerlerinde bir toz zerresi grmeye dayanamad raflar, evrelerinde grlen btn bu eylerdeki gemi gnleri anmsatan yalnla pek gzel uyan ve kendilerine pek yakan bu ar derecedeki temizlikle, kadnda doutan olan kendilerini beendirme isteini doyuramyorlard. Yaay biimleri bakmndan, mutluluklarn salayacak frsatlar srekli almakta aramak zorunda kalan Augustine ile Virginie, kzlarndaki ahlk yetkinliinden tr iinden kendi kendini kutlayan annelerini imdiye kadar hep honut etmilerdi. Aldklar eitimin sonularn dnmek kolay. Ticaret iin yetitirilmilerdi; yalnzca elisk karlarna dokunan akl yrtmeleri ve hesaplar dinlemeye alkt onlar; dilbilgisi, defter tutma, biraz Yahudi tarihi ve Le Ragois'dan Fransz tarihinden baka bir ey renmedikleri, annelerinin okumalarna izin verdii yazlardan bakalarn okumadklar iin de kafalar pek gelimemiti; ev ynetiminde pek bilgiliydiler; her eyin ederinden pek iyi anlarlar, para biriktirmedeki zorluun ne demek olduunu bilirlerdi; tutumluydular, tccarn iyi huylarna kar byk bir sayg gsterirlerdi. Babalar varlkl olduu halde, fistoda olduu kadar kuma onarmnda da becerikliydiler; anneleri her zaman kzlarna yemek piirmeyi renmelerini sylerdi; bylelikle, rnein bir akam yemei hazrlamasn renecekler, gerekince de, iten anladklar iin a kadn paylayabileceklerdi. Dnya zevklerinden haberleri yoktu; kendilerine rnek edindikleri byklerinin mrlerinin nasl getiini grdklerinden, annelerinin gznde bir baka dnya olan bu eski baba ocann snrlar dnda bulunan eylere pek bakmazlard. Bu dnyada grdkleri tek elence, aile yortular nedeniyle dzenlenen toplantlard. kinci kattaki salonda, yeeninden on be ya kk, elmaslar takan, Chevrel ailesinden Madam Roguin, maliyede ef yardmcs gen Rabourdin; zengin koku satcs Csar

Birotteau ve ei Madam Csar; Bourdonnais caddesinin en zengin ipekli tccar Msy Camusot ve onun kaynbabas Msy Cardot; iki yal bankac ve eli etei temiz bayanlar toplanaca zaman; katlara sarl kristal eya, amdanlar, Saksonya ii porselen ve gm takmlar kullanmak iin gereken hazrlklar, piskoposlar tarafndan kabul edilecek rahibeler gibi bir dakika bile hareketsiz duramayan bu kadnn hep ayn olan yaamlarna bir deiiklik getirirdi. Gece, de kapkaca kurulamaktan, omaktan yorgun bir halde yortunun bu ss eyasn yerlerine koyarlar, sonra iki kz, annelerinin yatmasna yardm ederlerdi. Bu srada Madam Guillaume onlara yle derdi: "Bugn hibir i yapmadk yavrularm!" Bu tren toplantlarnda, kapc rahibe klkl anne, iskambil ya da tavla oynasnlar diye onlar kendi yatak odasna kapamaz, dans etmelerine izin verirdi; bu ayrcalk hi umulmadk mutluluklar arasnda saylr, karnaval zaman babalaryla baloya gidiyorlarm gibi bir sevin yaratrd. Bu gsterii sevmeyen yal kuma ylda bir kez len verirdi, ama hibir eyi esirgemezdi. arllar geri zengin ve zarif kimselerdi, ama arya gelmezlik de etmezlerdi; nk piyasann en byk maazalar Msy Guillaume'un mthi gvenilirliinden, varsllndan, eski deneyimlerinden yardm umard. Gelgelelim bu herkese saylan tccarn kzlar, evrenin gen ruhlara sunduu bilgilerden sandmz kadar yararlanamazlard. Bu tr toplantlarda, artk kullanm sresi dolmu eyalar defterine yazlan, sradanlklar insan utandracak mcevherler takarlard. Dans edilerinde dikkati ekecek hibir yn yoktu. Anneleri onlar bir dakika gznden ayrmad iin de kavalyeleriyle "evet" ve "hayr"dan baka bir ey konuamazlard. Dahas var, Top Oynayan Kedi maazasnn yasas, saat on birde, yani elence tam kzmaya balad srada eve dnmeyi gerektirirdi. Ailenin alkanlklarndan ve ilkelerinden doan bu gibi durumlarla, biim bakmndan babalarnn zenginliine olduka uyar gibi grnen elencelerinin tad kaard. Altklar yaama gelince, bir eyi sylemek onu betimlemeye yeter. Madam Guillaume, kzlarnn sabahleyin erkenden giyinip hazr olmalarn, hergn ayn saatte odalarndan aaya inmelerini isterdi. Onlarn almalarn da bir manastrdaki gibi dzene sokmutu. Bununla birlikte Augustine'de, nedendir bilinmez, bu yaamn anlamszln duyumsayacak denli incelmi bir ruh vard. Gn olurdu, u karanlk merdivenin, nemli maazalarn derinliklerinde bir eyler arar gibi mavi gzleri canlanrd. Bu manastr sessizliinden anlamlar karmaya alr; sonra da, duygulara maddeden daha fazla deer veren ak dolu bir yaamn uzaktan gelen seslerini dinler gibi bir hal alrd. Byle anlarda yz renklenir, elleri ilemez olur, beyaz mslin paras tezghn stne dverirdi; arkasndan da hemen annesinin, en tatl dille syledii eylerde bile acln hep srdren bir sesle, "Augustine, ne dnyorsun bakaym elmasm?" dedii duyulurdu. Augustine, Madam Guillaume'un geenlerde yol verdii a kadnn dolabnda geen k Hippolyte Conte de Douglas (8) ve Conte de Commiges (9) adl iki roman bulmu, bunlar uzun gecelerde okuyup belleine kazmt; belki de bu romanlar gen kzn dncelerinin gelimesine yardm etmitir. Augustine'nin belirsiz istekleri anlatan szleri, tatl sesi, yasemin gibi teni, mavi gzleri zavall Lebas'nn gnlnde saygyla kark yein bir ak atei tututurmutu. Keyif bu ya, Augustine bu anasz babasz delikanldan holanmazd. Kimbilir, belki onun kendisini sevdiini bilmiyordu da ondan. te yandan, uzun bacakl, kestane rengi sal, elleri kaba, hali tavr sert olan birinci tezghtar, elli bin eklk (10) eyizine karn hi kimsenin beenip almad Matmazel Virginie, gizliden gizliye beenirdi. Nasl menekeler ormann kuytu yerlerinde aarlarsa, birbirine ters yndeki bu iki akn, tezghlarn sessizlii iinde domas da yle doal bir eydir. Bu arasz almalar ve dindarca sessizlik iinde, yein bir elence gereksinmesiyle genlerin baklarn karlatran sessiz ve srekli dalp gitmeler, er ge ak uyandracakt. Bir yz grme alkanl, bize nce yava yava ruhun iyi yanlarn buldurur, sonra da kusurlarn gzden siliverir. Msy Guillaume, Napolone'un kur'a erlerini zamanndan nce aran ilk bildirisini okuduunda, kendi kendine: - Bu adam tuttuu yolda byle giderse, kzlarmz kendilerini ilk isteyenin nnde diz kmekte gecikmeyecekler, diye sylendi. O gnden sonra da, byk kznn sararp solduunu grerek umutsuzlua den yal tccar, Joseph Lebas ile Virginie hangi durumdaysalar, kendisinin de vaktiyle aa yukar ayn durumda Chevrel'in kzyla evlendiini anmsad. Kendisi o zamanlar, ncelinden iyilik grmt; o zamanki durumunda olan bir ksze o da imdi buna benzer bir iyilik yaparak kzn onunla evlendirmesi ve kutsal bir borcu demesi, ne gzel bir ey olurdu! Otuz yanda olan joseph Lebas ise, Augustine'le aralarndaki on be ya farkn karaca engelleri dnmekteydi. Lebas, Guillaume'un niyetlerini anlayacak denli zeki deildi ama, onun kk kzn bynden nce evlendiremeyecei konusunda amaz ilkeleri olduunu pek iyi bilirdi. Bacaklar ne kadar uzun, gs ne kadar iriyse, yrei de ylesine gzel olan o zavall tezghtar, ite bunun iin sessiz sedasz ac ekiyordu. Saint-Denis caddesindeki bu sk disiplinli Trappe manastrnn bir ubesine pek benzeyen kk cumhuriyette, durum ite byleydi. Ama, yrekle ilgili eyleri de, darda olup bitenleri de iyice anlatabilmek iin, bu yknn balad sahneden birka ay ncesine dnmek gerekiyor. Gece olurken, karanlk Top Oynayan Kedi maazasnn nnden geen bir delikanl, dnyann btn ressamlarn yolundan alkoyacak bir grnm seyretmek iin durmutu. Dkknda henz lamba yaklmad iin, buras karanlkayd; ama tede, tccarn yemek odas grnebiliyordu. I tmyle aa vuran bir lamba, Hollanda okulundan olan

ressamlarn tablolarna olaanst bir gzellik veren o sar aydnl odaya samaktayd. Beyaz rt, gm takmlar, kristal eya da, kla glge arasndaki canl kartl gzelletiren ekici ayrntlar oluturuyordu. Aile reisinin, karsnn, tezghtarlarn yzleri, Augustine'in temiz hatlar, ondan iki adm tede duran ablak suratl kaba saba kz, dikkati eken bir topluluk oluturuyordu: balar pek zgnd; her birinin yznde de pek iten bir anlatm vard. nsan bu ailedeki huzuru, dinginlii ve yaln yaay ylesine kolay anlyordu ki, doay yanstmaya alm sanat, bu birdenbire karsna kan sahneyi betimlemekte umutsuzlua bile dyordu. Bu yolcu, yedi yl nce byk resim dln kazanan gen bir ressamd. Roma'dan geliyordu. Bykln dnyann drt bucana yayan, sanatn bu grkemli lkesinde uzun zaman kalarak iirle beslenen ruhu, Raffaello'nun ve Michelangelo'nun (11) yaptlarna doyan gzleri, gerek doaya susamt. ster yanl, ister doru, onun kiisel duygusu ite byleydi. Uzun sre talya'daki aklarn ateiyle yanan kalbi, Roma'da, o da ancak resimde bulabildii o yaln ve dalgn bakl gzellerin zlemini ekiyordu. Seyrettii doal tablonun cokun ruhunda uyandrd heyecanla, zerinde en ok durulmas gereken yze dalp gitti: Augustine dnceli grnyordu, yemek yemiyordu; lamba yle bir yerdeydi ki, k tmyle yzne dyor; vcudunun st blm, bann izgilerini daha canl bir biimde gsteren ve sanki doast bir biimde aydnlatan ateten bir ember iinde kmldanyor gibiydi. Sanat onu yurdundan uzak, ama yurdunu, gkleri unutamayan bir melee benzetti; yle geldi iinden. Yrei, pek anlayamad bir duyguyla, temiz ve cokun bir sevgiyle dolup tat. Dncelerinin arl altnda ezilmi gibi bir an durakladktan sonra, zorla oradan ayrld, evine dnd, azna lokma koymad, uyumad da. Ertesi gn, atlyesine girdi ve oradan ancak, ans kendisini sanki bylyen o sahnenin olaanst gzelliini tuval zerine boyadktan sonra kt. Tapt kza aynen benzeyen resim tamamlanncaya dek, ii bir trl rahat etmedi. Birok kez Top Oynayan Kedi maazasnn nnden geti; dahas, Madam Guillaume'un kanadnn altnda saklad dilber kz daha yakndan grebilmek iin bir iki kez klk deitirerek, dkkna girmek gzpekliini gsterdi. Kendisini tam sekiz ay sevgisine, fralarna vererek, evresini; iiri, tiyatroyu, musikiyi, pek sevdii alkanlklarn unuttu; en iten dostlarn kabul etmez oldu. Bir sabah Girodet (12), sanatlarn bilip de bilmezlikten geldikleri btn bu yasaklara karn gidip onu buldu, ve: - Salon'da ne sergileyeceksin, diye sorarak onu uyarmak istedi. Ressam, arkadann elinden tuttu, atlyesine gtrd, sehpa stndeki bir kk tablonun ve bir portrenin rtlerini at. Girodet bu iki bayapta ar ar, dikkat ve hayranlkla baktktan sonra hibir sz syleyemeden arkadann boynuna atld, onu pt. Heyecann szcklerle anlatamayacakt, onlar ancak yrekten yree aktarlabilirdi.Girodet: - Ne o, birine gnl verdin galiba, dedi. kisi de pek iyi biliyordu ki Tiziano'nun (13), Raffaello'nun ve Leonardo da Vinci'nin (14) en gzel portreleri, farkl koullar altnda zaten btn bayaptlarn domasn salayan byle cokun duygulardan domutur. Gen sanat yant yerine ban edi. - talya'dan gelip burada k olabildiin iin, kim bilir ne mutlusun! Byle yaptlar Salon'da sergilemeni salk vermem, diye ekledi byk sanat; bana bak, bu iki tabloyu orada kimse anlamayacak. Bu gerek renkleri, bu alacak almay deerlendiremezler, halk byle derinlii kavrayamaz. Sevgili dostum, bizim yapacamz tablolar, paravanalar, ocak nne konan perdeler olmal. Nene gerek, gel iir yazalm, eskileri evirelim. n ve onur daha ok bunlardan gelir, bizim zavall tablolarmzdan deil. Bu iten gelen szlere karn iki resim sergilendi. Ev iini betimleyen tablo, resim sanatnda bir devrim yaratt. Bu tr resimler yaplmasna yol at; her dizide yle yaplm pek ok resim bulunduundan, sanrz ki bunlar kendiliinden, kolaycack oluverir. Portreye gelince; Girodet'nin eliyle stne koyduu tac, kitle olarak kimileyin doruyu gren halk da yerinde brakt; bu canl resmi anmsamayan pek az sanat vardr. Grlmemi bir kalabalk, bu iki tablonun evresini almt. Kadnlarn dedii gibi millet birbirini krd geirdi. Tablo tccarlar, soylular, bu iki resim iin avu dolusu para verdiler; ressam satmamakta israr etti, kopyalarn yapmay da kabul etmedi. Bu resimlerin ta basmalarn yapmalarna izin vermesi iin byk bir para nerdiler; resim merakllar gibi, bu tccarlar da isteklerine eremediler. Bu olay herkesi pek uratrmt ama Saint-Denis caddesindeki bu keiler diyarnda da kendisini duyurabilecek nitelikte bir ey deildi. Byle olmakla birlikte, Madam Guillaume'u ziyarete gelen noterin ei, pek sevdii Augustine'in yannda sergiden sz at ve bunlarn hangi amala yapldn anlatt. Madam Rogin'in gevezelii, doaldr ki Augustine'de tablolar grme istei ve ondan, yeeninin Louvre'a dek kendisine arkadalk etmesini annesine sylemesini gizlice istemek gzpeklii yaratt. Kk yeenini iki saatik, can skc almalardan kurtarma iznini almak iin Madam Guillaume'la giritii tartmadan Madam Rogin baaryla kt. Gen kz kalabal yarp dl kazanan tabloya ilerledi. Resimde kendisini tanr tanmaz yapraklar gibi titremeye balad, iini bir korkudur ald. Bir kalabalk dalgasyla ayrld Madam Rogin'in yanna gitmek iin evresine baknd. Bu srada korku dolu gzleri gen ressamn alev alev yanan yzyle karlat. Yeni bir komu sanarak birok kez dikkatli dikkatli bakt yolcunun yzn birdenbire anmsayverdi. Ressam, bu rkek kzcazn kulana: - Akn bana ne esinler verdiini gryorsunuz ya, diye fsldad.

Gen kz bu szlerden dehet iinde kalmt. Tablonun nne kadar gitmekten kendisini alkoyan halkn arasndan gemeye abalayan yeenine erimek iin, Augustine kendisinde kalabal yaracak kadar byk bir cesaret buldu. - Aman gidelim, diye seslendi, neredeyse boulacaktnz. Salon'da yle anlar oluyor ki iki kadn koridorlarda serbest dolaamyor. Matmazel Guillaume ile yeeni, kalabaln itip kakmasyla ikinci tabloya birka adm yaklatlar. anslar varm ki, modann bu kez sanatla el ele vererek nlendirdii resmin yanna geldiler. Noterin einin kard aknlk sesleri, kalabaln grlt patrds, uultusu iinde eridi; Augustine'e gelince, bu olaanst gzel sahne karsnda yalar gzlerinden boanverdi ve iki adm geride gen sanatlarn kendilerinden gemi yzlerini grnce, anlatlmas olanaksz bir duyguyla parman dudaklarna gtrd. Yabanc, bir ba iaretiyle yant verdi ve elencenin tadn karan Madam Roguin'i iaret ederek, ne demek istediini anladn belli etmek istedi. Bu szsz oyun, sanatyla arasnda bir anlama imzalanm olduunu dnerek kendisini sulu gren kzcazn iine bir ate atmt sanki. Boucu bir scak, birbiri ardnca gelip geen bu parl parl tuvaletler, trl trl renklerin, resimlerdeki ya da salondaki binlerce yzn yaratt aknlk, yaldzl erevelerin bolluu, korkularn bir kat daha artran bir tr sarholuk yaratt onda. Btn bu karmakark duygular iinde, imdiye dek tatmad, canna can katan bir sevin, yreinin ta derinliklerinden ykselmemi olsayd, belki de baylacakt. te yandan da, o mthi tuzaklarn vaaz verenlerin bara bara anlattklar eytann aldatmasna kendisini kaptrdn sand. Akln oynatacakt neredeyse. Baklarndan mutluluk ve ak taan delikanlnn, arabaya kadar arkalarndan geldiini grd. Augustine, yepyeni bir istee, kendisini sanki doann eline brakan bir sarholua kaplarak, yreinin tatl tatl konuan sesini dinledi ve tutulduu aknl saklamaya gerek grmeden, dnp dnp gen ressama bakt. Yanaklarnn gl pembe rengi, teninin aklyla hibir zaman bylesine gzel bir kartlk oluturmamt. Sanat, bu gzellii, btn tazelii; bu utan, btn grkemiyle grd. Augustine, stn sanatyla snk dlemlere lmszlk veren ve ad dillerde dolaan bir kimsenin mutluluunu kendisinin yarattn dnerek, iinde korkuyla kark bir sevin duydu. Ressam ona kt, bundan hi kukusu yoktu. Sanaty gzden yitirdiinde de u yaln szler yreinde yanklanyordu: "Akn bana ne esinler verdiini gryorsunuz ya." Ate kesilen kan benliinde bilmedii birok gleri eyleme geirmiti; yreinin gittike artan arpnts artk ona bir ac gibi gelmeye balyordu. Yeeninin tablolarla ilgili olarak soraca sorulara yant vermekten kurtulmak iin, yalancktan, bann ok ardn syledi; eve dnlerinde Madam Rogin, Top Oynayan Kedi adl tablonun kazand n Madam Guillaume'a anlatt. Evinin resmini grmek iin annesinin Salon'a gideceini iitince Augustine'in eli aya titredi. Gen kz bann ok ardn syleyerek gidip yatmak iin izin ald. Madam Guillaume: -te btn bu gibi yerlerde kazanlan ey, ba ars. Sokamzda her Tanr'nn gn grdmz eyi resimde grmenin elenceli yan da neresi sanki? Benim yanmda, alktan nefesi kokan u yazarlarnzn, ressamlarnzn szn etmeyin. Ne halt etmeye benim evimi tablolarnda rezil ederler, diye kt. Joseph Lebas: - Kt m? Birka metre daha ok mal satarz, diye konutu. Bu gr, sanat ve dnceyi ticaret mahkemesinde bir kez daha hkm giymekten kurtaramad. Bu szler Augustine'e, pek iyi kestireceiniz gibi, byk bir umut vermedi; geceyi ak dlemleri iinde geirdi. Gndzn olup bitenler bir d gibi geliyordu ona; btn bunlar aklnda yeniden canlandrmaktan zevk duyuyordu. Onunki gibi yaln ve rkek bir yrei oyalayacak olan korkuya, umuda, vicdan aclarna, btn bu duygu rpnlarna alt. Bu i karartc evde ne byk bir boluk, ruhunda ne tkenmez bir hazine vard.Tannm bir adamn kars olmak, onun nn paylamak... Bu dnce, byle bir ailede yetimi bir kzn yreinde ne byk ykmlar yapmaz, imdiye dek sradan bir yntemle yetimi olmakla birlikte kibar yaam zleyen bir gente ne umutlar yaratmazd ki? Bu hapisaneye bir gne vurmutu. k oluverdi Augustine. Duygular yle okand ki, hibir ey hesaplamadan, kendisini koyuverdi. On sekizinde ve seven bir kzn gzyle dnya ne kadar da pembe grlr! Seven bir kadnla, dlem gc geni bir erkein birlemesinden doacak sert arpmalar nceden sezmeyen Augustine, ressamn mutluluunu yaratmak iin arldn sand. Onun iin imdiki durum neyse gelecek de o oldu. Ertesi gn Salon'dan dndklerinde, annesiyle babasnn yzlerinin ask oluu canlarnn skldn anlatyordu. Ressam, her iki tabloyu da kaldrmt; sonra da Madam Guillaume kamir aln yitirmiti. Augustine, kendisi Salon'u gezdikten sonra tablolarn ortadan kaldrldn grmekle, kadnlarn, igdleriyle bile, her zaman deer verdikleri bu duygu inceliini anlam oldu. Kendisinin orada bulunduundan haberi olmayan saf sevgilisinin grnmesini bekleyen Thodore'un -nl Augustine'in gnln elen adamn ad byleydi- Top Oynayan Kedi Maazas tezghtarlarnn, stne su dktkleri sabah, iki k Salon sahnesinden beri drdnc seferdir ki birbirlerini gryorlard. Guillaume'un evindeki ynetimin, sanatnn cokun yaratlna kar koyduu engeller, Augustine'e kar besledii aka anlalmas kolay bir yeinlik veriyordu. Madam Guillaume'la, Matmazel Virginie gibi iki kadnn arasnda, tezghta oturan gen kza nasl yaklar, annesi kendisini hi brakmayan bir kzla nasl mektuplaabilirdi? Btn klar gibi, her eyden kendisine bir felaket pay karmakta becerikli olan Thodore'a gre, tezghtarlar iinde kendisine rakip olan biri vard, stelik de herkes onun karna alyordu. Kimi zaman

kendisini gzetleyen bu kiilerin gznden kurtuluyordu ama o zaman da ya madam Guillaume'un, ya yal tccarn sert baklar karsnda baarszla uradn gryordu. Her yerde engeller, her yerde umutsuzluk! Gen ressam ylesine seviyordu ki, mahpuslarda ve klarda grlen, vahi bir zgrlk gereksinmesiyle ya da ak ateiyle tutuan akln son abas denebilecek, o her sorunu zen areleri aratrp bulmasna, sevgisi engel oluyordu. O zaman Thodore, sanki hzla gitmek ona iin kolayn bulduracakm gibi, mahallede durmadan dolayordu. Dlemine iyice ikence ettikten sonra, sonunda i yanakl hizmeti kz byk bir para karlnda elde etmenin yolunu buldu. Msyo Guillaume'la Thodore'un birbirlerini enine boyuna inceledikleri o ters raslant sabahndan sonra geen on be gnde, uzaktan uzaa birka mektup alnp verildi. Bu arada, pazar gn belirli bir saatte, Saint-Leu'de yin yaplrken ikindi duasnda bulumay kararlatrdlar. Augustine sevgili Thodore'una, akrabalarnn ve aile dostlarnn listesini yollamt; delikanl bu akrabalardan akl fikri hep parada, ticarette olan ve gerek sevgiyi bile ok irkin bir ey, tuhaf bir alveri sayan birine yaknlap sevgisiyle ilgilenmesini salama yollarn aramaya alt. Ho, Top Oynayan Kedi'deki geleneklerde hibir ey de deimedi ya. Augustine'in dalgnlamasna, evin btn kurallarna boyun emekle birlikte, gidip bir saks iekle iaret koymak iin odasna kmasna, gs geirmesine ve dalp dalp gitmesine karn hi kimse, annesi bile, iin farknda olmad. iirle lekelenmi bir dncenin, iindeki insanlarla ve eyayla kartlk oluturduu bu evde, kim olursa olsun diledii bir harekette bulunsun ya da bir eye baksn da grlmesin, bin bir anlam verilmesin... bu olanakszd; ite byle bir evin ruhunu bilen kimseler, bu duruma aacaklardr. Ama bundan doal bir ey olamaz: Paris piyasalarnn frtnal denizinde Top Oynayan Kedi bayra altnda yol alan bu sessiz sedasz gemi, dzenli oluundan tr sayl diyebileceimiz bir frtnaya tutulmutu. On be gnden beri, geminin adamlarndan be kii, Madam Guillaume, Matmazel Virginie bilano hazrlamak iin byk bir aba gsteriyorlard. Btn denkler yerlerinden oynatlyor, geri kalan parann gerek deerini anlamak iin toplar llyordu. Kuman hangi tarihte satn alndn bilmek iin pakete taklm ktlar dikkatle inceleniyor, o gnk fiyat saptanyordu. Hi oturmayan Msy Guillaume, elinde metre, kulann arkasnda kalem, manevraya komuta eden bir gemi svarisine benziyordu. Aadaki maazann ambarlarnn derinliini gzelce grebilmek iin alm kk bir pencereden geerek gelen sert sesi, bilmecelerle anlatlan, ticarete zg u acayip terimleri kulaklara dek getiriyordu: "H-N-Z'den ne kadar? - Kalmad. - Q-X.'den ne kalm? - ki metre. -Fiyat? - Be, be, . - A'ya btn J'leri, btn M-P'leri, V-D--O'dan geri kalan gtrn." Ancak kendilerinden olan bir aire kar duyduklar hayranl srdrmek iin duygusal insanlarn birbirlerine okuyacaklar gnmz iirlerinin dizeleri kadar anlalan, bunlara benzer bin bir cmle fsldanr dururdu. Akam, Guillaume, kars ve tezghtarlaryla bir odaya ekilir, hesab kapar, yeniden yazar, borlarn henz demeyenlere mektup yazar ve fatura dzenlerdi. bu byk ii hazrlarlar, sonu drt ke bir byk yaz kdn kaplar; ne kadar para, ne kadar eya, ne kadar polie, ne kadar senet olduunu, kimseye bir metelik bor olmayp, yz ya da iki yz bin frank alacak olduunu, ana parann arttn; iftliklerin, evlerin, gelirin oalmakta, dzeltilmekte ya da iki katna km olduunu Guillaume kuruluuna gsterirdi. Bu sonutan sonra, eskisinden daha ateli olarak para istiflemeye koyulurlar, kendi kendilerine, "Neye yaryor?" diye sormak bu alkan karncalarn akllarna bile gelmezdi. Her yl yinelenen bu grlt patrt sayesinde, mutlu Augustine, kendisini gzetleyenlerin gzlerinden uzak kalyordu. Sonunda, bir sal akam bilano tamamland. Sfrlar aktif toplamn saylarn iyice kabartt iin, Guillaume btn yl yemek sonunda verdii ciddi ynergeden vazgeti. Kurnaz kazmirci ellerini uuturdu, tezghtarlara yemek masasnda kalma izni kt. Evde yaplm likr henz bitirmilerdi ki, bir araba sesi iitildi. Aile halk Varit Tiyatrosu'ndaki Cendrillon oyununu grmeye giderken, sondan iki tezghtara altar frank para ve gece yars dnm olmalar kouluyla istedikleri yere gitme izni verildi. Bu hovardala karn, pazar sabah, yal kuma tccar saat altda tra oldu, her giyiniinde iini honutlukla dolduran, prl prl kahverengi elbisesini srtna geirdi, ipek geni pantalonun sanki bir kulaa benzeyen ksmna altn tokalar takt; sonra, yediye doru, herkesin uyuduu bu saatlerde, birinci kattaki maazaya bitiik kk alma odasna gitti. Buraya k, kaln demir parmaklklar geirilmi bir pencereden giriyordu; pencere, kapkara duvarlarla evrili, daha ok bir kuyuya benzeyen drt ke bir avluya bakard. Pek iyi tand, sacla rtl pencere kapaklarn ve camlarn bir ksmn, oluklarndan kendi elleriyle kaldrp at. Avlunun buz gibi souk havas, yaz odalarna zg bir kokuyla dolu odann scak havasn serinletti. Oturmad, elini maroken geirilmi, ilk renginin ne olduu belli olmayan hasr koltuun pis koluna dayamt, otursam m oturmasam m diye duraksar gibiydi. Sevecen bir tavrla ifte ekmeceli byk masaya bakt, kendi oturduu yerin karsnda, karsnn oturduu yer vard; buras duvarn iinde alm kk bir kemerden oluturulmutu. Numaral kartonlara, sicimlere, ara gerelere, kumalara marka vurmak iin kullanlan demirlere, kasaya, nereden geldiini hatrlayamad birok eyaya uzun uzun bakt; kendisini Msy Chevrel'in canlanan hayli nnde grr gibi oldu. Tabureyi ileriye doru itti; bu, bir zamanlar merhum patronunun karsnda zerine oturduu, st siyah deriyle kapl, tesinden berisinden kllar frlam, ama henz dalmam bir tabureydi. Onu, ncelinin koyduu yere elleri titreyerek gtrp koydu. Sonra da anlatlmas g bir heyecanla, bir ucu Joseph Lebas'nn yatann ba ucunda bulunan ngran

ipini ekti. Duraksamasn gideren bu ngrak sesinden sonra, kukusuz anlarn yk altnda bunalan yal adam, kendisine gsterilen drt polieyi eline ald; bakyordu, ama gremiyordu; bu srada Joseph Lebas karsna dikiliverdi. Guillaume tabureyi gstererek: - uraya oturun dedi. Yal kumaba tezghtarn hibir zaman karsna oturtmad iin Joseph Lebas'nn yrei oynad. Guillaume: - Bu polieler iin ne dnyorsunuz? diye sordu. - Onlar demeyecekler. - demeyecekler mi? - Evet, nceki gn Etienne ve Kumpanyas'nn demeleri altn olarak yaptklarn rendim. Kazmirci: - Yok canm... diye bard, demek ki herifler sallantda. Neyse baka eylerden sz edelim, Joseph; bilano bitti, deil mi? - Evet efendim, kazan pay imdiye dek elde ettiklerimizin en ykllerinden. - u yeni szckleri kullanmayn. Temett deyin. Joseph biliyorsunuz bu sonucu biraz da size borluyuz, yle deil mi olum? te bunun iin imdiden sonra artk cretle almanz uygun bulmuyorum. Madam Guillaume bana, size de kazantan pay karma dncesini verdi. Ne dersin Joseph? Guillaume ve Lebas, bu szcklerle gzel bir ortaklk ad olur deil mi? mzay bytmek iin "Ve Kumpanyas"n da ekleyebiliriz. Joseph Lebas'nn gzleri yaard, belli etmemeye alt. - Ah Msy Guillaume, bu kadar iyilie nasl layk olabilirim? Ben yalnzca grevimi yapyorum. Zavall bir yetimle ilgilenmeniz bile benim iin ne byk bir nimet... Sa koluyla sol kolunun yen azn fralyor ve yal adama bakmay gze alamyordu; yal adamsa, eskiden kendisinin olduu gibi imdi de bu kendi halinde delikanlnn aklna gelenleri tam syleyebilmesi iin, ne olursa olsun yreklendirilmeye gereksinimi olduunu dnerek glyordu. - Bununla birlikte, diye sze balad Virginie'nin babas, bu ltfa da pek lyk deilsiniz Joseph. Benim size gvendiim kadar, siz bana gvenmiyorsunuz. (Tezghtar birden ban kaldrd.) Siz kasada ne var ne yok, biliyorsunuz. ki yldr hemen btn ileri size atm. Sizi fabrikada dolatrdm. Ksaca, sizden gizli hibir eyim yok. Ya siz? Birine gnl verdiniz, ama bir szck bile tlatmadnz. (Joseph Lebas kzard.) Bak hele, benim gibi yal bir tilkiyi kandrmak? Beni, Lecocq'un iflsn nceden sezen beni ha! Joseph, kendisine dikkatli dikkatli bakan patrona ayn dikkatle bakarak : - Efendim, nasl? Benim kimi sevdiimi biliyor musunuz? Saygn ve kurnaz tccar, Joseph'in kulan ekerek: - Seni apkn seni, ben her eyi biliyorum, ama seni sulu bulmuyorum, ben de senin gibi yapmtm. - Onu bana verecek misiniz? - Evet, elli bin ek de birlikte. Bir o kadar da sana vereceim, yeni bir adla ve yeni bir anaparayla birlikte alacaz. Yal tccar ayaa kalkp, elini kolunu sallayarak,- oul, daha ne iler yapacaz ne iler, dedi. Gryorsun ya damadm, dnyada varsa yoksa bir ticaret var. Ticarette zevk mi olurmu diyenler budalalardr. lerin iine dalmak, piyasaya egemen olmay bilmek, oyunda olduu gibi, Etienneler ve Kumpanyas iflas ediyor mu diye merakla beklemek, bizim kumamz giymi Krallk muhafz alaynn geiini grmek, doallkla iyi niyetle komunun ayana elme takmak, bakalarndan daha ucuza yapmak, giriilen bir ii izlemek, yle bir i ki balar, byr, sallanr ve sonunda baarl olur. Yanl yola sapmamak iin ticarethanelerin btn ilerini tpk bir gvenlik bakan gibi yakndan tanmak; frtnalar karsnda dimdik durmak, iletiim kurarak fabrika bulunan kentlerde dost edinmek srekli bir kumar deil mi, ha Joseph? te yaamak dediin de bu zaten! Ben de Yal Chevrel gibi bu hay huy iinde lp gideceim; ama keyfime bakarak leceim. Guillaume baba ateli ateli nutuk atarken, scak gz yalar dken tezghtarnn yzne hemen hi bakmamt. - Ne oluyorsun Joseph, neyin var evladm? - Ah, msy Guillaume, onu o kadar seviyorum ki, yreime bir eyler oluyor gibi geliyor bana. Ona acyan tccar: - Dur olum, dur, aklna ve dlemine getiremiyecein kadar mutlusun. Hay budala hay! O seni seviyor. Bunu biliyorum ben! Tezghtarna bakarak kk yeil gzlerini krpt. Joseph Lebas coarak: - Matmazel Augustine, Matmazel Augustine! diye bard. Odadan dar frlamak zereyken, demir gibi bir kolun kendisini durdurduunu duyumsad; afallayan patronu sert bir hareketle onu karsna ekti. - Bu iin Augustine'le ilgisi ne? diye soran Guillaume'un sesi zavall Joseph Lebas'y olduu yerde donduruverdi. - O deil mi?.. Benim sevdiim o... diye kekeledi tezghtar...

Yanl kap aldn anlayarak bozulan Guillaume, kendisini toparlad, dt garip duruma bir umar bulmak iin sivri kafasn elleri arasna ald. Joseph Lebas da, utanm ve umutsuz, dikildi kald. Tccar, souk bir ciddilikle: - Joseph, diye sze balad, size Virginie'den sz ediyordum. Bilirim, smarlama ak olmaz; sizi ser verir sr vermez bir kimse olarak tanyorum, sylediklerimizi unutalm. Augustine'i kesinlikle Virginie'den nce evlendirmeyeceim. Kazan paynz yzde on olacak. Akn byk bir gzpeklik ve konukanlk verdii tezghtar, ellerini kavuturup sze balad, bir eyrek saat kadar Guillaume'a yle ateli ve ili szler syledi ki, durum deiti. Bir ticaret ii sz konusu olsayd, yal tccar karar vermek iin nceden hazrlanm yntemlere bavuracakt. Ama, kendi kendisine ei benzeri bulunmaz dedii byle bir olay karsnda, ticaret alanndan binlerce mil uzakta olduu iin, duygular denizinde pusulasz, kararsz salland durdu. Kendisinde doutan olan iyilik duygusuna uyarak, biraz da aklna geldii gibi konutu. - Halt etme Joseph, iki kzmn arasnda on ya fark olduunu biliyorsun? Matmazel Chevrel gzel deildi, ho benden bir yaknmas da yoktur. Sen de benim gibi yap. Alama, aptalln gerei var m? Dilein ne? Hele bir bakalm, iler yoluna girer belki. Tanr byktr. Biz erkekler karlarmza kar her zaman bal, gvenilir bir adam rnei olamayz. Dediimi anlyor musun? Madam Guillaume dindar bir kadndr. Sonra... Neyse, aldrma; olum, bu sabah yine giderken kolunu Augustine'e ver. Guillaume bu cmleleri biraz da geliigzel syleyivermiti. Szn byle bitii, k tezghtar pek sevindirdi: ilerde kaynbabas olacak adamn elini skp, anlatklarn gsteren bir tavrla ona ilerin ok iyi bir yola konacan syledikten sonra, daha sigara dumanyla dolu odadan karken, Matmazel Virginie'yi arkadalarndan biriyle bagz etmeyi dnmeye balamt bile. - Bu ie Madam Guillaume acaba ne der? Yalnz kalnca, bu dnce iyi yrekli tccar eni konu rahatsz etti. Madam Guillaume'la Virginie, yemek srasnda nasl davranacan kestiremeyen Joseph Lebas'ya alayl bir biimde baktlar; kuma urad dlem krklndan onlara imdilik sz etmek istememiti; tezghtar, utangalyla kaynanasnn dostluunu kazand. Bayan patron keyiflendike keyiflendi ve Msy Guillaume'a glmseyerek bakt; byle sradan ailelerde krk ylda bir grlen akalar yapt. Virginie'nin boyunun Joseph'in boyuna denk olduu konusunu ortaya att, onlara "Haydi boyunuzu ln," dedi. Bir hazrl gsteren bu sama sapan szlere, aile reisinin yz asld; ve grne de yle byk bir nem verdi ki Augustine'e, Saint-Leu'ye giderken birinci tezghtarn koluna girmesini buyurdu. Madam Guillaume bu erkeklere zg incelie hayran, doru bulduunu anlatan bir ba iaretiyle kocasna duyduu beenci ve saygy anlatm oldu. Alay, komularnda hibir yanl dnce uyandrmayacak bir dzenle evden kt. Tezghtar titrek bir sesle: - Ne dersiniz Matmazel Augustine, dedi, rnein Msy Guillaume kadar saygn bir tccarn hanm, anneniz gibi yapmayp da daha iyi elenemez mi; elmaslar takp, arabalara binip gezemez mi? Oh, ben evlenecek olsaydm, her eyden nce, btn glklere katlanr, karm mutlu grmek isterdim. Tezgh bana oturtmazdm. Farknda msnz bilmem, kumalkta kadnlar artk eskisi kadar gerekli deil. Bununla birlikte Msy Guillaume byle davranmakta hakldr; ei yle istemitir. Ama bir kadn da bo durmamak iin muhasebe ilerine, yazmaya, perakende sata, siparilere, ev ilerine yardm etmeli; fazlas fazla. Ben olsam, saat yedide dkkn kapandktan sonra gnlm elendirmeye bakardm; tiyatroya gider, insan iine girerdim. Ama siz beni dinlemiyorsunuz. - Dinlemez olur muyum Msy Joseph, dinliyorum. Resim konusunda ne dnyorsunuz? Gzel bir sanat deil mi? - Evet, Msy Lourdois adnda bir usta bina boyacs tanyorum, bir hayli dnyal var. Ev halk byle konua konua Saint-Leu kilisesine vard. Buraya gelince egemenlik Madam Guillaume'a geti. O da, ilk kez olarak Augustine'i kendi yanna ald. Virginie de Lebas'nn yanndaki drdnc iskemleye oturdu. Vaaz srerken direin arkasnda, ayakta Meryem Ana'ya yank yank dualar eden Thdore'la Augustine'in ileri tkrndayd. Fakat tam papaz duay kesip de arap kadehini kaldrd srada, Madam Guillaume, biraz ge olmakla birlikte, kz Augustine'in dua kitabn ters tuttuunu fark etmez mi? Hemen rtsn kaldrp onu bir gzel paylamaya hazrlanrken okumasn keserek kznn gzlerinin dalp gittii yne bakmaya balad. k giyiniiyle mahalle tccarndan ok izinli bir svari yzbasn andran gen sanaty gzlnn yardmyla grd. Hem bilgisiz, hem de akll ve tedbirli geinen bir kimse olduu iin, tehlikesi gzne da gibi grnen, aa vurulmam bir sevginin Augustine'in kalbinde yer bulduunu anlaynca, kzlarn pek iyi yetitirmi olmakla nen madam Guillaume'un dt dehetli durumu dnebilmek zordur. Kz yreine dek kangren olmu gibi geldi ona. fkeden tir tir titreyerek, kzna alak sesle: - Kitab doru tutun bakaym matmazel, dedi. Suu ortaya karan dua kitabn serte elinden ekti ald, harfleri doru drst okunacak biimde evirdi. - Gzlerinizi dualardan baka bir yere kaldraym demeyin, sonra karmam ha. yin bitince babanzla benim size syleyecek szlerimiz var, sizinle konuacaz.

Augustinecik bu szlerle yldrm arpma dnd. Baylyorum sand ama bir yandan duyduu ac, bir yandan da kilisede bir rezalet karma korkusuyla bitkin olmasna karn, ektiklerini gizlemeyi baard. Bununla birlikte dua kitabnn titreyiini, evirdii her sayfann stne gzyalarnn dn grerek ruhunun ackl durumunu anlamak kolayd. Sanat, kendisine bakan Madam Guillaume'un ate pskren gzlerinde aklarnn dt tehlikeyi grd ve her eyi yapmaya karar vermi bir halde, fkeyle dar kt. Eve dndklerinde Madam Guillaume, kzna: - Odanza gidin matmazel dedi; sizi artrz; odadan dar kmaya da kalkmayn sakn. Kar kocann kurduu meclis, pek gizli oldu. nce dar hibir ey szmad. Ama, birok tatl dlemlerle kzkardeini yreklendiren Virginie, bir iki cmlecik kapmak iin, tartmann yapld annesinin yatak odasnn kapsna yanaacak kadar byk bir gzpeklik gsterdi. nc kattan ikinciye ilk gidiinde, babasnn: - Madam, kznz ldrmek mi istiyorsunuz? diye baran sesini iitti. Virginie dertli kardeine: - Yavrucuum, babam senin tarafn tutuyor! dedi. Saf kzcaz: - Peki ama Thodore'a ne yapmay dnyorlar? diye sordu. Merakl Virginie yeniden aaya indi; bu kez, daha uzun kald: Lebas'nn Augustine'i sevdiini rendi. Her zaman pek sessiz olan bir evin, byle unutulamayacak bir gnde, cehenneme dnmesi yazgda varm. Msy Guillaume, Augustine'in bir yabancy sevdiini syleyerek Lebas'nn umutlarn ykt. Arkadana Matmazel Virginie'yi babasndan istemesini syleyen Lebas, o emellerinin alt st oluunu grd; kendisini Joseph'in nerdeyse reddetmi olmasna pek zlen Virginie, ba arlarna tutuldu. Madam ve Msy Guillaume'un birbirlerine syledikleri ve yaamlarnda nc kezdir ki ayr ayr dncelerde olduklarn gsteren szlerin aralarna soktuu hrgr, yein bir biimde patlak verdi. Sonunda Augustine, leden sonra, bet beniz kalmam, tirtir titreyerek, gzleri kan ana gibi bir durumda, yarglanmak zere ana babasnn yanna gitti. Yavrucak, sevgilerinin pek ksa olan yksn saf saf anlatt. Kendisini hi ses karmadan dinleyeceine sz veren babasnn ksa sylevinden g alarak, anasnn babasnn karsnda sevgili Thodore de Sommervieux'nun adn sylerken yreklenip adn soyluluunu gsteren "de"sn bile bile vurgulayarak syledi. Duygularndan sz etmenin imdiye dek bilmedii ekiciliine kendisini kaptrarak, "Msy Sommervieux'y seviyorum; ona mektuplar yazdm," dedi ve gzlerinde yalarla unlar ekledi: - Beni baka birine verirseniz, kendi elinizle felaketimi hazrlam olacaksnz. Annesi: - Sen galiba bir ressamn ne demek olduunu bilmiyorsun Augustine, diye nefretle bard. Yal baba, susmasn buyuran bir sesle karsna, "Madam Guillaume!" diye kt; kzna da "Augustine," dedi, "Sanatlardan ounun alktan nefesi kokar. Ne mal olduklar savurganlklarndan belli. Rahmetli Msy Joseph Vernet'ye, Lekain'e, Noverre'e te beri satardm. u Msy Noverre'in, Saint-Georges valyesinin ve zellikle Msy Phlidor'un babacna oynadklar oyunlar ah bir bilseydin! Onlar acayip kimselerdir, ben bunu pek iyi biliyorum. Hepsi krta krta, tr ptr diller dkerler...ve kesinlikle senin msy Sumer... Somm... - Sommervieux, babacm! - Peki, peki, Sommervieux olsun! Ve kesinlikle senin Sommervieux'n sana kar mahkemeden aleyhinde karar aldm gn Saint-Georges valyesinin bana davrand kadar da ho davranmayacak. Kald ki, onlar eski zaman soylularydlar. - Ama babacm, Msy Thodore soylu; bana zengin olduunu da yazd. Devrimden nce, babasna, Sommervieux valyesi diyorlarm. Bu szler zerine Msy Guillaume, korkun yarsna yani karsna bakt. O ise szn geiremeyen her kadnn yapt gibi ayann ucuyla yere vurarak, ie sknt veren bir sessizlii srdrmekte, dahas, fkeli baklarn Augustine'e evirmekten bile kanmaktayd; kendi dncelerine kulak asmad iin de bylesine ciddi bir iin btn sorumluluunu Msy Guillaume'a ykler gibiydi. Bununla birlikte grnteki soukkanllna karn, kocasnn ticareti ilgilendirmeyen bir felakete direnmeden boyun ediini grnce, bard: - Siz, kzlarnza kar gerekten ok zayf davranyorsunuz msy, ama... Kapda duran bir arabann grlts, yal tccarn korktuu azar yarda braktrverdi. Bir saniye sonra Madam Rogin odadayd; ev iinde oynanan oyunun oyuncusuna bakarak, koruyucu bir tavrla: -Kuzenim, dedi; ben her eyi biliyorum. Madam Rogin'in bir kusuru da, Parisli bir noter kars olarak, her eyi bildiini sanmasyd. - Her eyi biliyorum, diye yineledi. Ben, Nuh'un gemisine zeytin dalyla dnen gvercin gibi geliyorum. Madam Guillaume'a dnerek, "Bu benzetmeyi Hristiyanln Dehs'nda (15) okudum; benzetme hounuza gidecek kuzenim," diye ekledikten sonra, Augustine'e glmsedi:

- u Sommervieux, bilseniz ne eker adam! Bu sabah, bana usta elinden km portremi verdi. En az alt bin frank eder. Bunlar syledikten sonra, msy Guillaume'un koluna hafif hafif vurdu. Yal tccar o kendine zg dudak bkyle yzn ekitmekten kendini alamad. Bayan Gvercin: - Msy Sommervieux'y tanyorum, diye sznn arkasn getirdi; o olunca daha ok eleniyoruz. ektii aclar anlatt; kendisini savunma grevini de bana verdi. Bu sabahtan beri de, Augustine'e delicesine k olduunu biliyorum, istedii de olacak. Ooo... kuzen, yle reddeder gibi banz sallamayn. unu bilmi olun ki baron nvann alacak; az nce de imparator, sergide, ona Lejyon donr niannn valye rtbesini verdi. Rogin de noterliini ald; ileri ne durumdadr biliyor. Dahas var! Msy Sommervieux'nn en az on iki bin frank getiren birok mal mlk var. Hem biliyor musunuz, byle bir adamn kaynbabas bir eyler olabilir, rnein bulunduu ilenin belediye bakan falan! Grmediniz mi, imparator Viyana'ya girdi diye msy Dupont belediye bakan olarak sayglarn sunduu iin imparatorluk kontu ve senatr olmutu ya hani! Ooo, bu evlenme olacak. Ben, bu delikanlya baylyorum. Augustine'e kar olan davran ancak romanlarda grlebilecek bir ey. Hadi ekerim, mutlu olacaksn ite; senin yerinde olmay her Allah'n kulu ister. Benim gece arlarma Sommervieux'ye tutulan Carigliano desi de geliyor. Baz kt dillilerin dediklerine baklrsa, evime onun hatr iin geliyormu; benim gibi Chevrelgillerden, yz yllk salam bir burjuva ailesinden olan bir kimseyi ziyarete gelirse, dnk des sanki anndan olacak da... Madam Rogin, biraz soluklandktan sonra: - Augustine, diye szn srdrd, portreyi grdm. Aman Allah'm ne gzel ey o yle! mparatorun portreyi grmek istediini biliyor musun? Ya genel komutana glerek, krallar geldii zaman saraymda byle gzel kadnlardan oka bulunsayd, Avrupa'y hep bar iinde yaatmay zerime alrdm, demesi... Nasl houna gitti, deil mi? Frtnalarla balayan gn, arkasndan durgun ve dingin bir hava getirerek doaya uyacakt. Madam Rogin szlerine yle bir ekicilik katt; Msy ve Madam Guillaume'un kat yreklerinin yle duyarl noktalarna dokundu ki, sonunda zayf damarlarn buldu ve bundan yararland. Bu acayip devirde, ticaretle maliye, byk senyrlerle akrabalk kurmak iin her zamankinden daha lgnca bir istee kaplmt; imparatorluk generalleri bu durumdan eni konu yararlandlar. Msy Guillaume, zellikle bu acnacak tutkuya ierliyordu. u gerekleri pek beenirdi; bir kadn mutlulua ermek iin kendi dzeyindeki bir erkekle evlenmeliydi, insan er ge gznn ykseklerde olmasnn cezasn grrd; mutlu olmak iin kadn, erkek birbirlerinde salam nitelikler bulmalyd; nk ak, evin grltsne patrdsna pek az dayanabilirdi; kar kocadan birinin tekinden daha ok bir ey bilmesine hi de gerek yoktu, asl olan anlamakt; Yunanca konuan bir kocayla Latince konuan bir kadn, alktan lmek dokuncasyla kar karyadrlar. Bu ataszne benzer sz kendisi uydurmutu. Byle evlilikleri, yn kark ipliklere benzetirdi; ipek eninde sonunda kesin olarak yn keserdi. Byle dnlr ama, insan olu ne heveslere kaplmaz ki... Top Oynayan Kedi'yi yneten kaptann tedbirlilii Madam Rogin'in az kalabal karsnda siliniverdi. Ciddilikten ayrlmayan Madam Guillaume, ilk kez olarak kznn sevgisinde kendi ilkelerinden vazgeecek nedenler buldu ve adamakll bir incelemeden geirmeye karar verdii Sommervieux'y eve almaya raz oldu. Yal tccar, Joseph Lebas'y gidip buldu, durumu ona anlatt. Saat alt buukta, ressamn da orada bulunuuyla onur kazanan yemek salonu, olup bitenleri apak gsteren cam ats altnda Msy ve Madam Guillaume'u, gen ressam ve sevimli Augustine'ini, mutluluunu sabrla bekleyen Lebas'y, ba artk armayan Matmazel Virginie'yi bir araya toplamt. Msy ve Madam Guillaume kzlarnn yerlerine yerletiklerini, Top Oynayan Kedi'nin geleceinin, becerikli ellere verildiini grr gibi oldular. Yemek sonunda Thodore, btn bu sevinleri kendisine borlu olduklar, eski dkknn iini betimleyen, imdiye dek bir trl gremedikleri o olaanst gzel tabloyu armaan edince neeleri son snrn buldu. Msy Guillaume: - Buna otuz bin frank verdiler dediniz ha, ok gzel! dedi. Madam Guillaume da: - inde benim dantellerim var da onun iin, diye srdrd sz. Lebas: - Ya u alp serilen kumalar, insan neredeyse elle tutacak, diye ekledi. Gen ressam: - Kumalar resimde gzel gidiyor, diye yant verdi; eski kumalarn stnlne erimek, biz ada ressamlar iin ne byk bir mutluluk. Guillaume Baba: - Demek siz kumal seviyorsunuz ha, dedi. Verin Allah akna u elinizi dostum. Siz de ticarete deer verdiinize gre, anlatk gitti. Ticareti sanki ne diye kk grrler bilmem ki! dem Baba cenneti bir elmaya sattna gre, dnya, ticeretle ie balad demektir. Ho, bu pek de hm hm bir alveri deil ya! Herkese bol bol datlan ampanyann verdii neeyle yal tccar balad kahkahalar koyvermeye. Gen sanatnn gzlerini balayan ba yle kalnd ki, ilerde akrabas olacak bu insanlar pek sevimli buldu.

Alakgnlllk gsterip birka zarif ykyle onlar elendirdi. Herkes ondan holand. Zengin eyalarla ssl salon gece ilerledike, Guillaume'un dedii gibi, le dnnce, Madam Guillaume masadan ocaa, kollu kocaman amdandan kk amdana gidip gelerek acele acele mumlar sndrmekteyken, bir i ya da para sz konusu olunca durumu byk bir aklkla grveren bizim tccar, kz Augustine'i yanna ard; dizlerinin stne oturtarak yle konumaya balad: - Sevgili kzm, stediine gre, Sommervieux'nle evleneceksin; Mutluluk hazineni istediin gibi kullanmak senin elinde. unu syleyeyim ki, ben gzel resimler rptrarak kazanlan otuz bin franka kaplm deilim. Bilirim, haydan gelen huya gider. Akam bu havai delikanlnn, "Parann yuvarlak olmas, abuk tekerlenip gitmesi iindir," dediini iitmedin mi sanki! Para savurgan kimseler iin yuvarlaksa, para para stne koyan tutumlu kiiler iin de dzdr. Yavrum, bu ho ocuk sana arabalar, elmaslar almaktan sz etti deil mi? Paras var, senin iin harcar; afiyet eker olsun! Ben buna karmam. Ama, sana vereceime gelince, bin bir zorlukla toplanm paracklar har vurup harman savurmanza kesinlikle raz olamam. ok harcayan, zengin olamaz. Sana vereceim yz bin eklk drahomayla btn Paris'i satn alamazsn. Bir gn eline geecek olan bir ka yz bin frank dnp durma boubouna; merak etme, daha ok bekletirim ben seni, ook! Senin ilerde nianln olacak delikanly bir keye ektim; benim gibi Lecocq'un iflasn ynetmi bir kimse iin bir sanaty, karsnn mal ayr, kendisininki ayr olarak evlenmeye raz etmek g olmad. Sana vermeyi dnd eyleri salam hkmlere balamak iin ben szlemeyi iyice bir gzden geiririm elbette. Eh, hadi kzm, sanrm ben de byk baba olacam! Yakn zamanda torunlarmla uramak isterim; ha, para konusunda ancak benim dncemi aldktan sonra imza atacana ant i bakaym; eer ben vaktinden nce baba Chevrel'e kavuacak olursam, eniten Lebas'ya akl danacana ant i. Haydi sz ver bana. - Peki babacm, sz veriyorum. Tatl bir sesle sylenen bu szlerden sonra, yal adam, kzn yanaklarndan pt. O akam, klarn hepsi, hemen hemen Msy ve Madam Guillaume kadar rahat uyudular. Bu unutulmas olanaksz pazardan birka ay sonra, Saint-Leu kilisesinin byk mihrab birbirinden farkl iki nikha tank oldu. Augustine'le Thdore, mutluluun parltlar iinde, gzleri akla dolu, arkalarnda ok k giysilerle oraya geldiler. Kendilerini sekin bir kalabalk beklemekteydi. Yannda annesi babas, gzel bir kira arabasyla gelen Virginie'nin giyimi pek yalnd; bu tablonun gzelliini arttrmak iin gereken bir glge gibi, babasnn koluna yaslanm, kz kardeinin ardndan gidiyordu. Msy Guillaume Virginie'nin nikhnn Augustine'den nce kylmas iin ok urat, ama kilisedeki papazlarn bynn de knn de iki gelinden en k giyinmi olanyla ilgilendiini grerek zld. Yal tccar komularndan kimilerinin, en salam olarak Virginie evleniyor, hem de mahalleye bal kalyor diye Virginie'nin saduyusunu beendiklerini; te yandan da bir sanatya, bir soylu kiiye varan Augustine'i kskandklar iin de, arkasndan ac szler sylediklerini duydu. Bir tr korku duyuyorlarm gibi unu da eklemeyi unutmadlar: Guillaumelar toplumsal konum ve n hrsna kaplm olsalard, kumalktan hayr kalmazd. Yal bir yelpaze tccarnn, "Bu savurgan herif kuma dkknnn altndan girip stnden kacak," dediini iiten Guillaume Baba, evlenme szlemesini yaptrrken gsterdii aklllktan tr kendi kendini iinden kutlad. Gece, parlak bir balo verildi. Msy ve Madam Guillaume, ans imdiki kuan belleinden ancak yeni yeni silinmeye balayan, yiyecei iecei pek bol bir akam yemeinden sonra da dnn olduu Colombier Sokandaki evlerinde kaldlar; Msy ve Madam Lebas, Top Oynayan Kedi gemisini ynetmek iin Saint-Denis Sokandaki eski eve, bir kira arabasyla dndler. Mutluluktan sarho olan sanat, arabada, sevgili Augustine'ini kollar arasna ald; Trois-Frres Soka'na vardklarnda, onu karrcasna, gzel sanatlarn bir kat daha gzelletirdii bir apartmana alp gtrd. Bu gen aile, Thodore'daki ak ateiyle, yle byle bir yl gz ap kapayncaya kadar, altnda yaadklar gn lacivertliini en ufak bir bulutun glgelemesine frsat vermeden geirmiti. Yaam, bu iki a hi de ar gelmiyordu. Thodore, her gn bin bir trl zevkle sslemesini biliyor, kendisini tutku cokunluklarna kaptrmaktan, sonra da dinlenmenin tatl gevekliine brakmaktan derin bir zevk duyuyordu. Bunlar yle dinlenmelerdir ki, ruhlarmz mutluluk duygusunun en yksek noktasna kar ve orada artk madde birlemesi dediimiz eyi unutur. Dnemeyen mutlu Augustine, mutluluun bu inili kl gidiini olduu gibi kabul etmiti: Evlenmedeki yasal ve kutsal sevgiye kendisini tmyle vermekte ileri gittiine akl yatmyordu henz. Basit ve saf ruhlu Augustin, ne nazl nazl reddetmeyi, ne de yksek sosyetede yetimi bir gen kz gibi yerinde isteklerle kocasina her dediini yaptrmasn biliyordu. Gelecei hesaplayamayacak kadar kt; bir gn bu tatl yaam biter mi diye dnmek aklnn ucundan bile gemiyordu. Kocasna bitip tkenmeyen bir zevk kayna olmaktan mutlu olan Augustine'e, ball ve uysall nasl sonsuz bir ekicilik veriyorsa, hi snmeyecek bir akn da, kendisi iin btn sslerin en gzeli olacan sanyordu. Ak mutluluuyla pek alml olmutu; gzellii ona gurur alad ve onda Sommervieux gibi heyecanlandrlmas ok kolay bir erkee her zaman ba edirebilecei dncesini yaratt. Kadnlnn kendisine rettikleri, ite byle yalnzca ak zerineydi. Saint-Denis Soka'nda, sonsuz bir mutlulukla, dnyadan habersiz yaayan bir gen kz olarak kald; iinde yaad dnyann geleneklerini, eitimini, gidiatn rensem diye dnmedi. Syledii szler yalnzca ak szleri olduu iin bunlarda bir zek incelii, bir ifade zariflii

gsterebiliyordu. Ama ak anlarnda - kadnn asl aktr denebileceine gre - o da btn kadnlar gibi ayn dili konuurdu. Olur ya, Augustine ne zaman Thodore'unkine uymayan bir dnce ortaya atsa, bir yabancnn yapt ve dzeltilmezse, sonunda insana bkknlk veren ilk yanllara nasl glersek, gen sanat da buna yle glerdi. Bu gzel ama abuk geen yl sona ererken, bylesine sevmesine karn Sommervieux bir sabah kendi kendine, "Artk almalarma, eski alkanlklarma geri dnmeliyim," dedi. Kars da zaten gebeydi. Arkadalaryla yeniden bulutu. Yln skntlarla geen gnlerinde, gen kadnn ilk kez bir ocuu emzirmesi de vard; hevesle alt; kimi zaman da, uzak kald sosyetede kendisine elenceler arad. En isteyerek gittii ev Des de Carigliano'nun eviydi; bu kadn ne yapp yapp nl sanaty evine ekmiti. Augustine iyileip de, bir anneyi dnya zevklerinden alkoyan srekli zeni oluna gstermesine artk gerek kalmaynca, Thodore, beenilen ve istek uyandran gzel bir kadnla grndmzde toplumun bize verdii gururumuzun okanmasndan doan sevinci tatmak istedi. Kocasnn nnden gelen an evreye gstere gstere Salonlarda dolamak, teki kadnlarn kendisini kskandklarn grmek, Augustine iin yepyeni ve tkenmez bir zevk oldu. Ama bu aile mutluluunun saaca son parltyd. Augustine, btn abalarna karn bilgisizliini, dilinin konumadaki yetersizliini ve dncelerinin darln belli etmekle, her eyden nce kocasnn gururunu yaralam oldu. Aa yukar iki buuk yl iinde ak cokularyla yola getirilmi olan Sommervieux'nn huylar, karsnn ona pek sz geiremeyiinden gelen bir sessizlikle, bir zaman iin doal akndan sapm olan isteklerine ve alkanlklarna yeniden kavutu. iirin, resmin ve dlemle ilgili tatl zevklerin yksek ruhlar zerinde, aradan zaman gese bile kaybolmayan haklar vardr. Yksek bir ruhun bu gereksinmeleri, iki yl boyunca, Thodore'da doyurulmam deildi, dahas, yeni yeni besinlerle beslenmiti. Sanat, ak dnyasn dolap, bir ocuk gibi byk bir hrsla artk ellerine smayacana dikkat bile etmeden ne kadar gl ve peygamber iei varsa hepsini topladktan sonra, durum deiiverdi. Ressam, karsna en gzel kompozisyonlarnn taslan gsterdiinde, Guillaume Baba da olsa yle syler ya, Augustine "Aman ne gzel!" derdi. Bu souk beence, bilgili bir duygudan ok sevginin verdii inantan geliyordu. Augustine iin bir bak, en gzel bir tablodan daha deerliydi. Onun tand en yksek duygular, yrekle ilgili duygulard. Sonunda aka grlen u ac gerei, Thodore, grmezden gelemedi: Kars iirden hi zevk almyordu, kendisinin iinde yaad dnya bakayd, onunki baka; heveslerinde, aklna eseni yapmak istemelerinde Thodore'a uymuyordu; glmyordu, o glse de; dertlenmiyordu, o dertlense de; o ba gklerde dolarken Augustine u maddesel dnyada geziniyordu. Dncesinin en tatl i dklerini srekli grmezden gelmek ve sihirli bir gcn kendisini yaratmaya zorlad dlemleri ldrmek zorunda kalan, en iten duygularla baka birine balanm olan bir insann her gn yeniden doan aclarna deer vermeyi, basit ruhlu kimseler bilemezler. Ona ok ac geliyordu bu ikence; stelik de eine kar besledii duygu birbirlerinden hibir ey saklamamay, neler dndklerini, neler duyduklarn birbirlerine amay buyurmaktayd. Doann isteklerini anlamazlktan gelen, cezasn grr: O da, kukusuz, bir tr toplumsal huy demek olan zorunluk gibi balamak nedir bilmez. Sommervieux atlyesinin sessizliine, dinginliine snd; "Belki de, sanatlarla bir arada yaamak karmn bilgisini arttrr," diyor ve karsndaki, baz yksek ruhlu kimselerin herkeste doutan var olduuna inandklar, uyuup kalm stn zek tohumlarnn alp gelieceini umuyordu. Ama, sanatlarn konumalarndan, dine gerekten bal olan Augustine'in iine bir rknt geliyordu. Daha Thodore'un arkadalarna verdii ilk akam yemeinde, gen bir ressamn yaplan akay dine kar herhangi bir saygszlk saydramayacak, ama kendisinin kavrayamad ocuka bir edayla: - Peki ama madam, sizin cennetiniz Raffaello'nun "sa'nn Grn" adl tablosundan daha m gzel sanki? Hadi canm siz de! Ben onu bile seyretmekten usandm, dediini duymutu. Augustine bu sanatlar toplantsnda kimsenin gznden kamayan bir gvensizlik havas yaratyordu; skmaya balamt. Can sklan sanat acmaszdr: ya kaar gider, ya da balar alaya. Madam Guillaume'un, sanki tekiler yetimiyormu da evli bir kadn iin kendisince erdem sayd ciddilii ar derecede ileri gtrmek gibi gln bir dncesi vard; Augustine bununla ok alay etmiti, ama annesinin bu huyuna hafife yknmekten de kendisini kurtaramamt. Erdemli kadnlarn ou zaman kanamadklar bu ar ekingenlik, birka yergi iziktirilmesi dncesini uyandrd; bu iirlerdeki masum alay, Sommervieux'nn kzmayaca denli inceydi. Daha ac olsalard bile, bu akalar eninde sonunda dostlarnn kendisine yaptklar akalara karlk olan akalard.Ama, dtan gelen etkileri kolayca kabul eden Thodore'un yrei gibi bir yrek iin, her eyin nemi vardr. te o da, farknda bile olmadan, iinde yava yava artan bir soukluk duymaya balad. Evlilikte mutlulua ulaabilmek iin, stndeki dar yaylann hemen yanbanda, inii ok kolay ama kaypak bir yama bulunan bir da amak gerekir. Ressamn ak da bu initeydi artk. Karsna kar olan davranlarnn acayipliini kendi gzlerine hakl gsteren ahlksal yorumlar onun anlayamayacan dnerek, anlamad dnceleri ve kentsoylu vicdannn yarglama yetkisi dnda kalan sularn saklamakla bir kusur ilemediini sand. Augustine kapal ve sessiz bir acya brnd. Bu aa vurulmayan duygular, kar koca arasna, gnden gne kalnlaan bir perde germiti. Augustine, kocas ona kar saygda kusur etmedii halde, eskiden onun ayaklar altna serdii sevgi ve zek hazinelerini bakalarna ayrdn grerek korkmaktan kendini alamyordu. Bir zaman sonra da, erkeklerin gelge hevesleri zerine urada burada sylenmi szler ister istemez gznde bir anlam

kazand. Kimseye dert yanamyordu, ama taknd tavr da bir tr baa kakmayd. Yaamn bin bir trl deiikliine doru drst deer vermeyi beceremeyen, hibir eye aldrmayan birok kimsenin istedii bir n ve varsllk iinde mr sren, bu kadar k giysiler giyinen bu gen ve gzel kadn, evlendikten yl sonra, bitip tkenmez dertlere dt; sarard, soldu; dnd tand, lt biti; sonra felaket, deneyimin ilk derslerini onun nne seriverdi. Ne olursa olsun, grevlerinden ayrlmamaya karar verdi; bylece bu temiz yrekli davranla, er ge kocasnn sevgisini yeniden kazanacan umuyordu; ancak iler byle olmad. Sommervieux almaktan yorgun olarak atlyesinden ktnda, Augustine acele edip elindeki ii saklayamyor, ressam, onun tam bir ev kadn titizliiyle kendisinin amarlarn onardn gryordu. Kocasnn istedii gibi harcamas iin gereken paray bol bol, hi ses karmadan veriyordu. te yandan sevgili Thodore'unun parasn korumak isteiyle, eve gereken eyler iin tutumlu davranyordu. Byle bir yaay, meslek yaamlarnn sonu gelince mahvolularnn nedenini hi aratrmayan, yaamn tadn adamakll karm sanatlarn baboluuyla badaamazd. Balaylarnn parl parl yanan renginin nasl yava yava kararp sndn, onlar nasl derin bir karanla attn anlatmak, bo konumak olur. oktandr kocasnn byk bir cokuyla Des de Carigliano'dan sz ettiini duyan dertli Augustine'e, bir akam arkadalarndan biri, Sommervieux'nn imparatorluk saraynn bu nl koketine kar besledii sevginin nasl olduuyla ilgili, szm ona dosta, ama gerekte kt niyetle birtakm haberler verdi. Augustine'in talihinde, yirmi bir yanda, genliinin ve gzelliinin btn grkemiyle, otuz altlk bir kadn yznden aldatldn grmek de varm. Kalabalkta, kendisine ssz gelen elencelerde de ne kadar talihsiz olduunu duya duya, yavrucak, evresinde uyandrd beenceden, bakalarna alad istekten, artk bir ey anlamaz hale gelmiti. Yznn anlatm deiti. Karaduygu, boyun eiin gzelliini, hor grlm bir akn solukluunu izgilerine ilemiti. Birok apkn erkek, onu batan karmaya kalktlar; o tek bana kald, ama namuslu kald. Kocasnn azndan kaan birka aalama sz, onda byk bir umutsuzluk yaratt. Zihininde akan felaket habercisi bir k, ona, ald eitimin sradanl yznden ruhunun Thodore'unkiyle her bakmdan birlemesine engel olan kusurlarn gsterdi: Kocasn balayp kendisini sulayacak denli kt. Kanl gz yalar dkt, konumu ve yaay uyumsuzluklar olduu gibi, dnce uyumsuzluklar olduuna da akl yatt; ama neden sonra... Evlendii zamann dipdiri mutluluklarn dnmeye dalnca, gemite kalan mutluluun nasl da byk olduunu anlad ve byle doyasya tadlan bir akn btn bir mr demek olduuna, bunun da ancak felaketle denebileceine kendi kendisini inandrd. Bununla birlikte, btn umudunu yitirmeyecek kadar iten seviyordu onu. Bunun iin de yaamnn yirmi birinci ylnda, kendisini yetitirmeye ve dn biimini hi olmazsa hayran olduu adamn dncelerine uydurmaya giriti. Kendi kendisine: - air olamam, ne kar, iirin ne olduunu anlarm ya, diyordu. Bunun zerine, madam Sommervieux btn seven kadnlarda bulunan o istem gcn, erkini ortaya koyarak huyunu, yaayn, alkanlklarn deitirmeyi denedi; ama birok kitap okuyup, ylmadan renmeye alt halde, ola ola ancak biraz daha az bilgisiz olabildi. Zekdaki abukluk ve konumadaki gzellik ya Tanr vergisidir, ya da beikte balayan bir eitimin sonucudur. Mziin deerini anlyor, bundan yararlanabiliyordu, ama syledii arklar gzel deildi. Edebiyatn ne demek olduunu, iirin gzelliklerini anlyordu, ancak bakaldran belleini bunlarla sslemek zaman oktan gemiti. Bulunduu yerlerde konuulanlar zevkle dinliyordu, ne var ki kendisi parlak bir dnce ileri sremiyordu. ocukken edindii nyarglar, dinle ilgili dnceler, onun zeksn diledii gibi kullanmasna engel oluyordu. Augustine'e kar, Thodore'un iinde, Augustine'in de yenemedii bir ekingenlik belirmiti. Sanat, karsn kendisine venlerle elenirdi; onlarla elenmekle pek de yanl bir i yapmyordu hani: Bu gen ve ili kadnda yle bir korku yaratmt ki, kendisinin yannda, ya da babaa kaldklarnda, Augustine titrerdi. ok ar hoa gitmek isteiyle ne yaptn aran Augustine, aklnn, bilgisinin bir tek duyguda eriyip yittiini anlyordu. Dahas, Augustine'in bu ball, erdemini duygusuzluuna vererek onu yanl yapmaya kkrtr gibi grnen kocasnn houna gitmemeye balad. Augustine boubouna akln bir yana brakp, kocasnn gelge heveslerini, anlaml anlamsz isteklerini yerine getirmeye, onun hep kendini dnen gururunun dilediini yapmaya abalad durdu; eli hamurlu, karn a dnd. Belki ruhlarnn anlaabilecei an gelip gemiti. Bir gn, gen kadnn ok duyarl olan yrei, duygu balarn kknden eip bken, sanki krd sanacamz bir darbe yedi. Her eyden elini eteini ekti. Ancak bir zaman sonra, gidip aile ocanda bir avuntu, derdine bir umar aramak gibi tehlikeli bir dnce aklna esti. Bir sabah, ocukluunun getii o d kaba grnl, basit ve sessiz eve doru yneldi. Pencereyi grnce iini ekti. Bugn yaamna hem onur, hem de felaket getiren kiiye, ilk pc bu pencereden gndermiti. Kumaln yeniden canlanmaya balad bu zindanda hibir ey deimemiti. Kzkardei eski tezghta annesinin yerini almt. Dertli gen kadn, kalemi kulann arkasnda olan enitesiyle karlat; adamn ok megul bir hali vard, kendisini batan savma dinledi; evredeki ba dndrc almadan genel bilano defterinin yaplmakta olduu anlalyordu; bunun iin zr dileyerek Augustine'den ayrld. Kendisini ekemeyen kzkardei de onu olduka souk karlamt. Hakk da vard ya, gzel bir arabadan inen k Augustine, ablasn yle bir ayakst grmeye gelirdi. Tedbirli Lebas'nn

kars, "Bu sabah sabah yaplan ziyaretin asl nedeni herhalde paradr," diye dnd ve aklna geldike Augustine'i bir hayli gldren ekingen bir tavr taknd. Ressamn kars, annesinin Virginie'de, balndaki saaklar dnda, Top Oynayan Kedi'nin eski onurunu koruyan bir ardl bulduunu grd. Yemee oturduklarnda, ev ynetiminde Joseph Lebas'nn akllln vmeye neden olacak kimi deiiklikler yapldn fark etti: Soukluk konduu zaman tezghtarlar sofradan kalkmyorlar, isterlerse konuabiliyorlard; yemeklerin okluu lkse kamayan iyi bir geimi aka anlatyordu. k Augustine'in gzne birka Komedi Fransez loca bileti iliti; orada uzaktan uzaa kzkardeini grdn de anmsyordu. Madam Lebas omuzlarna bir kamir al rtmt; pek gzel olan bu al, onun giyim kuamyla kocasnn ne kadar ilgilendiini gstermekteydi. Szn ksas, kar koca kendilerini zamana gre ayarlamlard. Augustine, birbirine pek uyan bu iftin, cokusuz, ama frtnalar da olmayan, deimez bir mutluluk iinde yaadklarn, gnn byk bir blmnde yakndan grerek, ii zntyle doldu. Onlar yaam bir ticaret iine giri gibi kabul etmilerdi; byle olunca, her eyden nce ii dnmek sz konusu olurdu. Kadn, kocasnda gl bir ak grmedii iin, ak kendisi yaratmaya almt. Virginie'yi beenmeye ve sevmeye, farkna varmakszn ynelmi olan Joseph Lebas iin olduu kadar, kars iin de mutluluun ar ar alp gelimesi, srekliliini salayan bir ey olmutu. Dertli Augustine ackl durumunu anlatnca Saint-Denis soka anlaynn ablasna rettii bir sr beylik sz dinlemek zorunda kald. Joseph Lebas: - Karcm, dedi, olanlar olmu bir kez, kardeinize iyi tler vermeye bakalm. Sonra, becerikli tccar, Augustine'i bu bunalmlardan kurtarmak iin greneklerin, yasalarn gsterdii yollar, ie sknt veren bir biimde aklad; ileri srlen dncelerin hepsine, sanki birer numara koydu, etkililik derecelerine gre sralad; tpk trl nitelikteki mallar sralar gibi... Sonra da hesap etti, kitap etti ve baldznn kesin bir karar vermek zorunda olduu sonucuna vard; bu kararsa, kocasn hl seven Augustine'i honut etmedi; Joseph Lebas'nn yasal yollardan sz ettiini iitince, o duygu, btn gcyle yeniden canland. Augustine bu iki dert ortana teekkr etti, onlara akl danmaya gittii zamankinden daha kararsz bir durumda eve dnd. Bunun zerine anasna babasna derdini dkmek niyetiyle kalkt, Colombier sokandaki eski eve gitmek yrekliliini gsterdi; artk o her bulduu ilc deneyen, dahas, kocakar ilcndan bile yardm uman umutsuz hastalara dnmt. ki yal insan, kzlarn byk bir sevinle karladlar, Augustine'in gzleri yaard. Bu ziyaret onlara dnyalar deer bir deiiklik getiriyordu. Drt yldr, hedefsiz, pusulasz yol alan gemiciler gibi yaam yolunda yryorlard. Ocak banda birbirlerine, vergilerin pek ar olduu dnemlerin ykmlarn, eski kuma alverilerini, iflaslar, zellikle Lecocq'un nl iflasndan nasl paalarn kurtardklarn, Guillaume Baba'nn Marengo savanda bulunuunu anlatrlard. Eski konular bitirince de, en dolgun bilano toplamlarn yeniden gzden geirir ve yeniden Saint-Denis mahallesinin eski yklerine geerlerdi. Saat ikide Guillaume Baba Top Oynayan Kedi maazasna gidip yle bir gz atar, dnte eskiden kendisinin rakibi olan her dkknn nnde biraz dururdu; bunlarn gen sahipleri yal tccar sonu tehlikeli herhangi bir indirim iin kandrmak hevesine kaplrlar, o da, her zamanki gibi, kesin olarak hi reddetmezdi. ki gzel Normandiya at konan ahrnda, ok yiyip imekten atlayacakt; Madam Guillaume bunlardan, ancak arabaya kurulup mahallesinde her pazar yaplan byk ayine giderken yararlanyordu. Haftann gnnde bu sayn iftin sofralar herkese akt. Damad Sommervieux'nn nfuzu sayesinde Guillaume Baba askerlerin giydirilmesi iin kurulan danma birliine ye seilmiti. Kocasnn ynetim erkinde byle yksek bir yere getii gnden beri Madam Guillaume evde ne var ne yoksa gstermeye karar vermiti. Odalar altn ve gm sslerle, zevksiz ama kesinlikle deerli mobilyalarla o kadar tklm tklm doldurulmutu ki, ss en az olan oda bile bir ato kilisesini andryordu. Bu evin her eyinde sanki tutumlulukla savurganlk yara girmiti. Denilebilirdi ki, Msy Guillaume amdana varncaya kadar her eyi alrken byk bir para yatrmak amacn gtmt. Zenginlii ve kar kocann isizliini aa vuran bu pazarn ortasnda Sommervieux'nn tablosu onur yerinde bulunuyor ve gzlerinde gzlkler, gnde belki yirmi kez, kendilerince pek canl ve elenceli geen eski gnlerinin bu hayaline bakan Msy ve Madam Guillaume iin bir avuntu kayna oluyordu. Bu evin ve her eyinde bir yallk, bir bayalk duyulan bu odalarn grn, insana altn kayalkl bir kyya vurmu duygusunu veren; dnyadan, yaatan dncelerden elini eteini ekmi bu iki yaratn durumu, Augustine'i aknlklar iinde brakt. Kastorlarn yaay gibi igdyle, hi dnmeden, devinimsiz olmakla birlikte canl bir biimde yaanan Lebas'larda grd yaam, seyrettii tablonun kendisini artan birinci blm olmutu; imdi de o grnmn ikinci blmn izliyordu. te o an, ektii aclarn on sekiz ay sren, ama karsnda grd, anlamszl kendisine dehet veren u yaam gibi bin tanesine bedel bir mutluluktan geldiini dnerek byk bir gurur duydu. Bununla birlikte, bu pek de insafl olmayan duygusunu gizledi; yal anasyla babasnn nne zeksnn yeni gzelliklerini, akn esinledii sevecenliin inceliklerini sat dkt ve onlar evlilik dertlerini dinlemeye pek gzel hazrlad. Yal kimselerin bu trden aklamalar dinlemeye kar zayflklar vardr. Madam Guillaume kendisine masallardaki gibi gelen bu artc yaamn en kk ayrntsna dek her eyini renmek istiyordu. Eline alp alp da bir trl bitiremeyerek yeniden balad "Baron de la Hanton'un

Gezileri"nde, Kanada yerlileri zerine yazlm merakl eyler, bu duyduklarnn yannda pek sradan kalmt. - Ne? Ne diyorsun kzm? Kocan plak kadnlarla bir odaya kapansn da, sen budala resimlerini yapyor san ha? akna dnen bykanne, gzln kk bir masann stne brakt, etekliini silkeledi ve ayaklarn koymaktan pek holand ayak tandrnn ykselttii dizleri stnde birbirine kenetlenmi ellerini brakverdi. - yle syleme anneciim, ressamlarn modellere gereksinmesi vardr. - Seni istedii zaman, bizden bunlar saklam demek. Ah bilseydim, ben byle bir meslei olan adama kzm verir miydim hi! Din byle densizlikleri yasaklamtr; bu ahlkszca bir ey. Saat kata eve geliyor dedindi? - Eh bir de, ikide... Kar koca derin bir aknlk iinde baktlar. Msy Guillaume: - Kumar m oynuyor acaba, dedi. Bizim zamanmzda ancak kumarbazlar eve bu kadar ge gelirlerdi. Augustine bu sulamay reddeder gibi yzn hafife buruturdu. Madam Guillaume: - Onu beklerken kim bilir ne zntl geceler geiriyorsundur, dedi, ama herhalde sen yatarsn. O canavar kumarda tlnce de seni uykudan uyandryor, deil mi? - Hayr anneciim. Tersine, kimi zaman ok neelidir. Dahas, ou kez, hava gzelse, 'hadi kalk ormana gezmeye gidelim,' der. - Ormana m? O saatte ha? Evdeki odalar, salonlar dar m geliyor da, byle komak zorunda kalyor ey iin... Eveet, niin olacak, bu haydut nezleye yakalanman iin sana bu gezintileri neriyor. Senden kurtulmak istiyor. Dnyann neresinde grlm, rahat yerinde, ev bark sahibi bir adamn, ecinniler gibi ormanlarda srtmesi? - Ama anneciim, anlamak istemiyorsunuz; yeteneini gelitirebilmek iin gl heyecanler gerekli ona. O baylyor, ey grnmlerine... Madam Guillaume hemen kznn szn keserek kt: - Ben ona yle bir grnm gsteririm ki, dnya ka bucakm anlar o zaman. Byle bir insandan ne diye ekinirsin bilmem ki? nce unu syleyeyim, sudan baka bir ey imemesi houma gitmiyor. Bu salk iin iyi deil. Kadnlar, yemek yerken grmekten niye ireniyormu? Ne acayip adam bu! Herif kak ayol. Sylediklerin akl alr eyler deil. Bir erkek bir sz sylemeden evinden kp gitsin, on gn sonra dnsn gelsin; bu olmayacak ey. Sonra da deniz resmi yapmak iin Dieppe'e gittimdi diyor, denizin resmi mi yaplrm? Maval okuyor. Augustine kocasn savunmak iin azn atysa da Madam Guillaume bir el hareketiyle onu susturdu, gen kadn eskiden kalma bir alkanlkla ona boyun emiti. Annesi kuru bir sesle balad barmaya: - Brak, szn etme u herifin! O kiliseye bir kez seni grmek iin, bir kez de seninle evlenmek iin adm att. Dinsiz kimselerin yemeyecei halt yoktur. Baban benden herhangi bir eyi saklamaya kalksn, gn azndan bir uf bile karmasn, sonra da crcr bcei gibi tsn dursun, olur mu bu? - Sevgili anneciim, yksek ruhlu kimseler hakknda pek ar yarglarda bulunuyorsunuz. Onlar da bizim gibi dnselerdi, byle deerli kimseler olmazlard, deil mi? - Gzel! Byleleri otursunlar evlerinde, evlenmesinler efendim. Anlamyorum, mesleinde baarl bir erkek, deerli bir kimse olduu iin karsn mutsuz etsin, ho bir ey mi bu? Deer, deer! Onun gibi biraz nce ak dediine kara diyen, bakalarnn szn kesen, evinde elaleme gsteri yapan, ne edeceinizi artan, bey keyiflenmeden hanmnn elenmesine engel olan, o zntl olunca zlmenizi isteyen bir kimsenin deer neresinde? - Ama anne, byle ileyen kafalarn zellii... Madam Guillaume yeniden kznn szn kesti: - Ne kafasym? Pek becerikli maallah! Bir adam birdenbire, doktora danmadan, yalnzca sebze yemek hevesine kaplrsa ne buyurulur? Din buyurduu iin yapm olsayd, perhizi bir ie yarard, ama o protestanda din ne gezer. Atlar yaknlarndan daha ok seven, dinsizler gibi salarn kvrttran, heykellerin stlerine tller rten, gndz pencereleri kapattrp lambayla alan bir kimse dnyann neresinde grlm? Dur bakaym, aklma bir ey geldi! Onu bir tmarhaneye koysak iyi ederiz gibi geliyor bana; ama, bu da kaba ve terbiyeye uymayan bir ey olacak. Saint-Sulpice'in papaz yardmcs Msy Loraux'ya git de bu olup bitenler iin ne dnyor, bir sor: Sana, kocann bir Hristiyan gibi hareket etmediini syleyecek. - Oh anne! nanr msnz ki... - nanrm, inanrm! Onu seviyorsun, btn bu eylere gzn krdr. Ama ben grrm; seninle evlendiinin ilk gnlerinde ona Champs-Elyss'de rastladm anmsyorum. Ata binmiti. Ah bir grseydin! Bir zaman atn karn yere deercesine drt nal gidiyor, sonra duruyor, yava yava yoluna devam ediyordu. O zaman kendi kendime, "te," dedim, "aklndan zoru olan bir adam!" Msy Guillaume ellerini birbirine srterek yksek sesle: - Oh! Ne iyi etmiim de bu antika herifle, maln mlkn ayr nikh kydrmm! dedi.

Augustine tedbirsizlik edip de kocas konusundaki asl yaknmalarn sayp dknce, fkeden azlarn bak amad. Madam Guillaume boanma szn ortaya att. Hi ses karmayan tccar, boanma szcn iitince sanki uykudan uyand. Kzna kar duyduu sevgi ve bir dvnn olaysz yaamna verecei heyecan, Guillaume Baba'y eyleme geirdi: Konumaya balad. Boanmay en ok o istiyordu; bu istei destekledi, savundu, btn masraflar zerine almaya, yarglar, davavekillerini, savunmanlar grp yaplabilecek her eyi yapmaya sz verdi. Tela den Madam Sommervieux, babasnn isteklerini kabul etmedi; imdikinden on kat daha mutsuz bile olsa, gene kocasndan ayrlmak istemediini syledi ve bir daha da aclarndan sz etmedi. Kzlarnn ektii gnl aclarnn zararn gidermeyi, annesinin babasnn bou bouna denedikleri bu sessiz ama avutucu zenleri, Augustine nasl yantlayacan ard; sonra da, byle sradan insanlar iin yksek ruhlu kimseler hakknda tam bir yargya varmann olanakszln anlayarak evine dnd. Bir kadnn herkesten, ailesinden bile, byle pek az anlay gsterilen dertlerini saklamak zorunda olduunu renmiti. Yksek tabakalarn frtnalarna, aclarna ancak oralarda oturan yksek ruhlu kimseler bir deer verebilir. Her eyde herkes dengi dengine. Zavall Augustine dncelerinin dehetine kaplm bir halde, dnp dolap, kendisini yine evinin soukluu iinde bulmutu. Gznde okumann da deeri kalmamt, kocasnn kalbini kazandrmadktan sonra. Byle ateli ruhlarn gizli ynlerini anlamaya balayan, ama yardmlarndan yoksun olan Augustine, onlarn elencelerine katlmamakla birlikte, aclarn ylmadan paylayordu. Byk tutkular karsnda kendisine kk ve baya gelen bu dnyadan irenmiti. Ksaca, yaam boubouna harcanmt. Bir akam aclarnn karanln tanrsal bir k gibi aydnlatan bir dnce onu uzun uzun dndrd. Bu dnce, ancak Augustine'inki kadar temiz ve erdemli bir yree gleryz gsterebilirdi. Des de Carigliano'nun evine gitmeye karar verdi; kocasnn kalbini ondan geriye istemek iin deil de, daha ok kocasn elinden alan oyunlarn ne gibi eyler olduunu yerinde grp renmek, bu gururlu yksek sosyete kadnn, dostunun ocuklarnn anasyla ilgilendirmek, imdiki ykmna yol aan onu acndrarak, gelecekteki mutluluuna yardm etmesini salamak iin gidecekti. Bunun zerine bir gn, hi de cesur olmayan Augustine, olaanst bir gzpeklikle, leden sonra saat ikide arabaya bindi; bu saatten nce kesinlikle kimseye kmayan bu nl koketin kk salonuna alnmann bir yolunu bulmay deneyecekti. Madam Sommervieux imdiye dek Saint-Germain mahallesinin eskiden kalma grkemli evlerini hi grmemiti. Mevsim k olduu halde ieklerle ssl ve bolluk iinde domu kadnlara zg bir zevkle, lks iinde yaaytan gelen kibar alkanlklarla dzenlenmi bu ssl psl koridorlar ve bu koca koca merdivenleri dolatnda, Augustine'in kalbi dehetli skld: kendisinin hi bilmedii bu inceliin srlarn renmeyi ok isterdi. Soluduu u byklk havas, kocasn bu eve eken eyin ne olduu konusunda tam bir fikir veriyordu. Desin dairesine girip de mobilyalarn, krmal rtlerin ehvetli duruunu hayran hayran seyreden Augustine, iinde bir kskanlk, bir tr umutsuzluk duydu. Orada dzensizlik bile bir gzellikti; orada, lksn zenginlii kk grr gibi bir hali vard. Bu ruh okayan havada dalan kokular rahatsz etmiyor, burunlar okuyordu. Evin her eyi, camlarn arkasnda grlen yeil aalarla dolu bahedeki imenlerin grnyle uyumluydu. Burada her ey almlyd, her ey insana pek doal geliyordu. Ev sahibinin ince zevki, Augustine'in bekledii salonda kendini aka gstermekteydi. uraya buraya konulmu eyann duruundan ortann karakterini anlamaya alt; ama bu derli toplulukta olduu gibi, dzensizlikte de anlalamayan bir ey vard: bu, yaln ruhlu Augustine iin bir bilmece olmutu. Burada grebildii uydu: des, kadn olmak bakmndan yksek bir kadnd. Bunu anlaynca iine bir tasa dt. Kendi kendisiyle konumaya balad: - Yazk! Demek ki seven sradan bir yrein bir sanatya yetmiyecei doruymu. Acaba byle gl ruhlarn, denge salamak iin kendi ruhlaryla ayn gteki kadn ruhlaryla m birlemeleri gerekiyor? Ah ne olurdu ben de bu ekici kadn gibi yetitirilmi olsaydm, hi olmazsa arprken ruhlarmz birbirine denk olsayd. - Evde yokum dedim ya! Augustine, yandaki kk salonda alak sesle sylenmi olmasna karn, bu kuru ve buyurganca szleri iitti ve yrei hzla arpt. Oda hizmetisi: - Bayan ieride, diye yantlad. - Daha ne duruyorsunuz, arsanza, diyen desin sesi, terbiyenin yapmackl ifadesine brnmt. Kukusuz, szlerinin duyulmasn istiyordu. Augustine ekinerek ilerledi. Bu serin salonun sonunda, yeil kadifeden bir sedirde, desi nazl nazl uzanm yatyor grd; sedir, sar renkli bir zemin stne taklm incecik bir tln yumuak kvrmlarnn izdii yarm dairenin ortasna konulmutu. Nefis bir zevkle yerletirilmi yaldzl bronzdan ssler, altnda desin eski alardan kalma bir heykel gibi kurulduu tkn parlakln artryor; kadifenin bu koyu rengi onun ekiciliini glgeleyemiyordu. Gzelliinin dostu bir yar aydnlk, insana ktan ok bir parlt izlenimini vermekteydi. Ve deerli Sevr vazolarnn stnden kokulu balarn kaldran deerli iekler... Gzlerinin nne bu grnm serildii anda arp kalan Augustine, yle sessiz sedasz yrmt ki, gzel kadn bir

yana dalm bakarken yakalad. Bu bak, ressamn karsnn nceden fark etmedii birisine yle diyor gibiydi: "Gitmeyin, gzel bir kadn greceksiniz, siz olursanz bu ziyaretin can skcl azalacak." Des Augustine'i grnce ayaa kalkt ve yanna oturttu. Tatl bir glmsemeyle: - Bu ziyaretin bana verdii mutluluu acaba neye borluyum madam? dedi. Yalnzca bir ba eiiyle karlk veren Augustine: "Bu kadar yapmack da ne oluyor?" diye dnd. Ismarlama bir sessizlik. Gen kadn karsnda bu sahneye hi de gerekli olmayan bir tank grmt. Bu adam ordunun btn albaylar iinde en genci, en kibar ve en yakklsyd. Yar kentsoylu giysisi gzelliklerini ortaya karyordu. Kehribar gibi kapkara, sivri, kk by, dudann altndaki fazla tyl kk sakal, dikkatle taranm favorileri ve biraz dank, sk kara salaryla, yaam ve genlik dolu, daha imdiden pek anlaml olan yz bir kat daha canllk kazanyordu. Hem giyiniinin zentiliine, hem de yznn honut grnne uyan bir rahatlk, bir serbestlikle krbacyla oynamaktayd; ilie geirilen eritler stnkr balanmt. Cesaretinden ok gzel giyiniiyle gururlanyor gibi bir hali vard. Augustine bir gz iaretiyle albay gstererek des de Carigliano'ya bakt, bu baktaki dilek yerine getirildi. - Hadi gle gle d'Aiglemont, Bulonya ormannda buluacaz. Batan karc kadn, bu szleri sanki Augustine gelmeden nce yaplm bir anlamann sonucuymu gibi sylemiti. Bu szlere korkutucu bir bak katmay da unutmad; belki de subay, kendisini beenmi desle byk bir kartlk oluturan bu alakgnll iei seyrederken gsterdii hayranlktan tr bunu hak etmiti. Gururlu gen adam ses karmadan ban edi, izmesinin topuklar stnde dnd ve zarif bir tavrla kk salondan darya doru ilerledi. Augustine, bu parlak subay gzleriyle izler gibi bakan ortan gzetlerken, abucak silinen anlatm btn kadnlarca bilinen bir duyguyu bu bakta grd. En derin acyla, ziyaretinin yarar salamaktan uzak olacan dnd: Oyuncu des bakalarn kendisine taptrmak hevesine o kadar dknd ki yreinde acmaya yer kalmamt. Augustine kesik bir sesle: - Madam, diye balad; u anda size byle bavurmam belki tuhafnza gidecek; ama yle olur ki umutsuzluk artk akl tanmaz ve her eyin bir zr olduunu gsterir. Theodore'un niin sizin evinizi bakalarna yelediini, niin zeknzn onun zerinde bylesine byk bir etki yaptn ok iyi anlyorum. Yazk ki bunun nedenini bulmak iin kendime bir bakmak yetiyor. Ama elimde deil, kocam seviyorum madam. Biliyorum, onun kalbi artk bende deil, fakat gzyalaryla geen iki yl onu yreimden silemedi. Aklm bamdan gidince sizinle uramak gibi bir eyi dnmeyi gze aldm; hangi yollarla sizi yenebileceimi size sormak iin geliyorum. Gen kadn, ortann elini heyecanla tuttu: - Ah madam, dedi, ne olurdu, Sommervieux'nn akn demeye dilim varmyor, bari dostluunu yeniden kazanmam iin bana yardm etseydiniz; Tanr'nn sizi mutlu etmesi iin o kadar, o kadar dua ederdim ki, vallahi kendi mutluluum iin bile bu kadar iten yalvarp yakarmam. Btn umudum sizde. Hadi, syleyin bana, houna gitmek iin, ilk gnlerimizi unutturmak iin nasl... Daha bu szleri sylerken, bir trl tutamad hkrklarla tkanan Augustine durmak zorunda kald. Zayflndan utanarak, gz yalaryla slanan mendiliyle yzn kapad. Des: - A, ocuk olmayn, cicim, dedi. Bu sahnenin deiikliinden pek holanmt; istemeyerek de olsa, Paris'te belki imdiye kadar raslanmam byle pek erdemli bir kadnn kendisine gsterdii saygdan duygulanarak gen kadnn mendilini ald, edal bir acmayla fsldanm szlerle okayarak, kendi eliyle Augustine'in gzlerini silmeye balad. Bir para sessizlikten sonra, koket kadn Augustineciin gzel ellerini, herkeste grlmeyen soylu bir gzellik ve g anlatm tayan ellerinin iine alarak tatl ve sevgi dolu bir sesle: - Size vereceim birinci t, dedi, byle hemen alamayn: gz yalar kadnlar irkinletirir. nsan kendisini hasta eden dertlere ses karmadan katlanmay bilmeli, nk ak uzun sre ac deinde kalamaz. Karaduygulu olmak nceleri hoa giden bir gzellik verir ama sonunda izgileri uzatr, dnyann en ekici yzn bile soldurur. Dahas var, bize ac ektirenler, tutsaklarnn hep neeli olmasn isterler; bu, onlar iin bir onur sorunudur. - Ah, madam, duyumsamamak elimde deil ki. Eskiden ak ve nee saan, imdiyse soluk, renksiz, ilgisiz bir yze, iinde derin bir ac duymadan insan nasl bakabilir? Gnl ferman m dinliyor! - Vah vah gzelim, ama sanrm yknz bandan sonuna dek biliyorum. nce una kesinlikle inann ki, eer kocanz stnze baka birini sevdiyse, onun suunda benim paym yok. Onu her zaman salonumda grmeyi istedimse, bu, aklamalym ki, bir onur sorunudur; nlyd ve hibir yere gitmiyordu. Size kanm ok kaynad, bundan tr benim iin yapt lgnlklar sayp dkmeyeceim. Yalnzca bir tanesini syleyeceim, nk bu onu size geri getirmek ve bana kar olan davranlarnda gsterdii creti cezalandrmak iin belki iinize yaryacak. Eninde sonunda beni de bu ie bulatracakt. ekerim, evremi yle iyi tanyorum ki, kendimi byle ok yksek bir adamn keyfine kul kle edemem. Brakn size kur yapsnlar, bu gereklidir; ama, onlarla evlenmek mi, ite bu yanl. Biz kadnlar deha sahibi erkeklere hayran olmal, tiyatrodan keyiflenir gibi bundan keyiflenmeliyiz. Ancak onlarla birlikte yaamak... kesinlikle! Of! Bu,

locaya kurulup oyunu seyredecek yerde operadaki dekorlar falan deitirmeye yarayan makinelere bakmaktan zevk almak gibi bir eydir sanki. Ne yapalm ki, ykmlar bir kez size gelip atm, yle deil mi yavrucuum? Aldrmayn, size ac verenlere kar gl olmay bir deneyin. - Ne dersiniz madam, daha bu odaya girmeden, sizi uzaktan grnce benim henz bilmediim yapmacklar olduunu sezmitim. - Oo, gzel! Arada srada beni grmeye gelin, aslnda olduka nemli olan bu nemsiz eylerin i yzn ok gemez renirsiniz. Budalalara gre d grn yaamn yarsdr. Bu yzden, stn zellikleri olan birok erkek, btn zeklarna karn, istemiyerek ayn zayfla kaplrlar. Ama ben sizinle bahse girerim ki Thodore'un isteklerini hibir zaman reddetmediniz. - Sevgimizin istedii esirgenebilir mi? - Vah saf yrekli yavrucak vah, bu deneyimsizliiniz pek houma gidiyor. Bir erkee, zellikle kocaya kar akmz ne kadar bykse o oranda az gstermemiz gerekir. Ac eken, daha da kts, eninde sonunda braklan, en ok sevendir. Szn geirmek isteyense... - Ne dediniz madam, demek ki saklamal, hesaplamal, yalanc olmal, baka huyda grnmeli; hem de her zaman iin, yle mi? Oh! Byle nasl yaanr! Siz dediiniz gibi yapabiliyor musunuz? Augustine kararsz bir durumdayd, des glmsedi. Sayn hanmefendi ciddi bir sesle konumaya balad: - Aile mutluluu teden beri bir alveri, zel bir dikkat isteyen bir i olmutur. Ben size evlenmenin szn ederken siz bana hl aktan sz etmeyi srdrrseniz, hemen imdi anlamaktan vazgememiz gerekir. Bir srda tavr taknarak: - Beni dinleyin, diye srdrd konumasn, durumum gerei, zamanmzn yksek konumdaki kimselerinden kimilerini grebiliyordum. Birka dnda, evlenenler, deerleri sfr olan kadnlar aldlar. Ne dersiniz, mparatorun bize boyun edirmesi gibi, bu kadnlar da kocalarna boyun ediriyor, pek sevilmeseler bile hi olmazsa sayg gryorlard. Gizli eylerin, zellikle bizi ilgilendirecek olursa, bulmacasn zmek pek houma gider, bu benim iin bir elence olur. yle byle, ama meleim, bu hanmcklarn, erkeklerinin karakterlerini zmleyebilmek gibi bir becerileri vard; kocalarnn stnlkleri karsnda sizin gibi arp kalmadan, kendilerinde bulunmayan zellikleri ustalkla grebilmilerdi. ster kendilerinde byle zellikler olsun, ister varm gibi gstersinler, ne yapp yapp bunlar kocalarnn nne yle bir seriyorlard ki, sonunda onlar da kabul etmek zorunda kalyorlard. Neyse, unu da renin ki ylesine yksek grnen bu ruhtaki kimselerin bir delilik ynleri de vardr; ite bizim bunlardan yararlanmamz gerekir. Erkeklere szmz dinletmek istemiyle, bu amatan hi uzaklamadan, btn davranlarmz, dncelerimizi, uhluklarmz hep bunun iin kullanarak, pek gelge hevesli olan, dncelerinin oynaklyla bile bize kendilerini etkilemenin yollarn gsteren bu zeklar yneteceiz. Dehet iinde kalan gen kadn: - Oh Tanrm, demek yaam byle! Bir savam... dedi. - Karmzdakini her zaman korkutmay gerektiren bir savam... Bizim gcmz, hep yapmack davranmaktr. te bunun iin, bir erkein bizi aa grmesine izin vermemeliyiz; byle bir alaltan ancak irkin manevralarla ykselebilinir. Des: - Gelin, diye ekledi, kocanz smsk balamann yolunu size reteyim. Kar koca oyunlarn renmek isteyen gen ve saf rana kk saraynn dolambal yollarnda nclk etmek iin des yerinden kalkt. Kabul salonlarna kan gizli bir merdivenin nne geldiler. Des kapnn gizli zembereini evirirken durdu, olaanst gzel ve ince bir tavrla Augustine'e bakarak: - te, dedi, Dk de Carigliano bana k, ama benim iznim olmadan bu kapdan ieriye adm atmay gze alamaz. Dnn ki o binlerce askere komuta etmek alkanlnda olan bir adamdr. Bataryalara kar koymasn bilir, benim karmdaysa... d patlar. Augustine iini ekti. Grkemli bir galeriye vardlar; burada des ressamn karsn, Thodore'un yapt Matmazel Guillaume'un portresinin nne gtrd. Augustine resmi grr grmez bir lk kopard: - Resmin evimde olmadn biliyordum, demek buradaym ha!... - Yavrucuum, ben bu resmi, deha sahibi bir erkek ne dereceye kadar budalalk edebilir, bunu greyim diye istedim. Erge size geri yollayacaktm; kopyasnn nnde asln grmek gibi bir zevki tadacam aklmdan bile gemezdi. Biz konuurken syleyeyim de resmi arabanza gtrsnler. Sizde bu tlsm varken, kocanza yz yl sznz geiremezseniz kadnlktan istifa edin, cezanzdr ekin. Augustine desin elini pt, des onu barna bast, ertesi gn unutulacak bir sevgiyle kucaklad. Joseph Lebas'nn dar aklnn ya da Madam Guillaume'un budalaca eitiminin kendisine yaramad gibi, yksek tabakalarn hileli politikas da kendisine hi yakmayan Augustine iin, Desin aka gsterdii srlar hem ykc, hem de kurtarc olabildiinden, onun kadar namuslu olmayan herhangi bir kadnn temizliini ve safln bu sahne belki de bir daha dzelmemek zere bozabilirdi. Yaamda, yanl anlam verdiimiz kck eylerin bizi iine drd hatal durumlarn ne tuhaf sonular vardr! Augustine, Alplerde la

kar karya gelen obanlara benziyordu: Duraklar ya da arkadalarnn barmalarn dinlemeye kalkarsa mahvolduu gndr. Byle byk bunalmlar iinde yrek ya paralanr ya da kaya kesilir. Madam Sommervieux eve dndnde betimlemesi g bir coku iindeydi. Des de Carigliano ile aralarnda geen konumalar, kafasnda birbirine kart binlerce dnce uyandryordu. Grnrlerde kurt yokken, hani masaldaki koyunlar gibi, pek cesur olan Augustine de, kendi kendisine sylevler veriyor, nasl davranmas gerektii konusunda mthi planlar iziyordu; birok hoa gitme oyunlar tasarlyor, kocasyla, ondan uzak olduu iin doal olarak, kadnlarda her zaman var olan o gerek gzel sz syleyiin btn kaynaklarndan yararlanarak konuuyor, arkasndan da Thodore'un sabit ve keskin bakn dnerek yrei oynuyordu. Beyefendinin evde olup olmadn sorduu zaman sesi sanki tkanmt. Akam yemeine gelmeyeceini renince, anlatlmaz bir sevin kprdan duydu iinde. Btn ksalna karn bu sre, idam yargtayca ertelenen bir sulu gibi, kendisine balanm bir mr kadar uzun geldi. Portreyi odasna ast ve yreinde umut arpntlar duyarak kocasn beklemeye koyuldu. Bu giriimin, geleceine bir yn verecei umudu iine ylesine bir gle douyordu ki, her grltyle, saatinin tik taklaryla bile, rpertiler geiriyor, korkusu artyordu. Vakit gesin diye ununla bununla oyaland. Kendisini noktas noktasna portreye benzetecek biimde giyindi, tarand. Sonra, kocasnn her eyi soruturma huyunu bildii iin, meraknn onu yanna getireceinden emin, dairesinin klarn her zamankinden daha fazla yaktrd. Arabacnn barmasyla evin kaps aldnda saat gece yarsn alyordu. Ressamn arabas, sessiz avlunun talar stnde grltyle ilerledi. Thodore karsnn odasna girerken neeli bir sesle: - Ne o enlik mi var? diye sordu. Augustine uygun n ok iyi yakalamt, kocasnn boynuna atld ve ona portreyi gsterdi. Sanat ta kesilmiti sanki, bir Augustine'e, bir her eyi aka anlatan giyimine bakyordu. Kocasnn deien alnn, o korkun alnn yar l bir durumda gzlemleyen korkak kadncaz, orada yava yava, bulutlar gibi anlaml buruukluklarn toplandn grd; sonra da ate saan bir bak ve bouk bir ses kendisini sorguya ektiinde damarlarndaki kannn donduunu sand. - Bu tabloyu nerede buldunuz? - Bana Des de Carigliano verdi. - Siz mi istediniz? - Resmin evinde olduunu bilmiyordum ki. Bu melein sesinin tatll, daha dorusu insan byleyen ezgisi yamyamlar bile yumuatabilirdi, ama yaralanm gururunun aclaryla kvranan bir sanaty, asla. Sanat grleyen bir sesle bard: - Tam ondan umulacak bir davran. Geni admlarla dolarken yle syleniyordu: "cm alacam, utancndan lecek; onun resmini yapacam, evet, hem de gece Claudius'un sarayndan kan Messalina kyafetinde betimleyeceim onu." Gen kadn, lgn bir sesle: - Ne dedin Thodore? diye sordu. - Onu ldreceim. - Sevgilim! - u kk svari albayn seviyor o, nk ata iyi biniyor... - Thodore! Ressam kkremeyi andran bir sesle karsna: - Of, brakn beni, dedi. fkeden kendini yitiren sanat yle szler syledi, yle bir iler etti ki, Augustine'den biraz daha yal bir kadn onun delirdiini dnrd kesinlikle; olup bitenleri anlatmayalm daha iyi. Ertesi gn, Madam Guillaume sabah saat sekiz sularnda geldiinde, kzn yerde, betbeniz umu, gzler kpkrmz, sa ba darmadan, elinde gzyalarnn slatt bir mendil, yrtlm bir resmin uraya buraya dalm ksmlarn ve yaldzl byk bir erevenin paralarn seyreder buldu. Acnn sanki btn duygularn uyuturduu Augustine, her eyin mahvolduunu anlatan bir hareketle yerdekileri gsterdi. Top Oynayan Kedi'nin eski yneticisi: - Oo, belki de ok byk bir kayp, diye bard. Dorusu, ok benziyordu; ama ben bir yerden rendim, bulvarda bir adam elli ekye gzel resimler yapyormu. - Of, anne! Kznn kendisine bakndaki anlam anlamazdan gelen Madam Guillaume: - Vah yavrucuum vah, hakkn var! dedi, ge kzm ge, dnyada hi kimse insan annesi kadar sevmez. Her eyi biliyorum yavrum. Ama bana btn dertlerini syle ki seni avutabileyim. Bu herifin kak olduunu ben sana nceden sylememi miydim? Oda hizmetin bana neler anlatt, neler... Ayol bu, gerekten bir canavar! Augustine, annesinden bir an olsun susmasn rica eder gibi parman solgun dudaklarna gtrd. Bu korkulu gecede urad ykmla, Augustine, hani o etkileri annelerin ve seven kadnlarn yreklerinde

grlen, insann dayanma gcn aan ve belki de kadnlarn yreinde Tanrnn erkekten esirgedii baz teller olduunu aa vuran sabrl katlan gcne ermiti. Montmartre Mezarl'ndaki kk bir stun zerine kazlm bir yaz, Madam Sommervieux'nn yirmi yedi yanda ldn gsterir. O rkek yaratn bir arkada, bu ackl olayn son sahnesini yaztn yaln satrlarnda grr; her yl, kutsal 2 Kasmda bu taze mezarn nnden geerken, kendi kendisine hep, "Dehann gl kucaklamalar iin acaba Augustine'den ok daha gl kadnlar m gerekiyordu?" diye sorar ve gene kendisi yantlar sorusunu: - Vadilerde aan, gsterisiz, alakgnll iekler, gklere ok yakn, frtnalarn koptuu, gnein yakt yerlere dikilince yaamyorlar belki de, kim bilir? Maffiers, Kasm 1829

C Aydnlanma Kitapl DNYA KLASKLER DZS kan kitaplar: c Sokrates'in Savunmas (Platon) c Devlet Adam (Platon) c Candide (Voltaire) c Atinallarn Devleti (Aristoteles) kacak kitaplar: c Devlet (Platon) c Yzbann Kz (Pukin) c Philebos (Platon) c talya Hikyeleri (Stendhal) c Yallk (Cicero) c Dostluk (Cicero) c nsann Estetik Eitimi zerine Mektuplar (Schiller) c Masallar (Aisopos)

You might also like